marketing europe & anatolia Sayı: 084
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
marketing europe & anatolia
Tarih: Nisan 2019 Sayı: 84
retorik
Son seçimlerden
ne öğrendim...
kelebeğin fırtınası
Şokella tadında...
Hadi bize ilan
verin...
İçindekiler
Sayı: 84 Tarih: Nisan 2019
İmtiyaz Sahibi
Eksantrik Film Prodüksiyon
P.K.: 112 34725 Fenerbahçe - İstanbul - Tr.
Genel Yayın Yönetmeni ve
Sorumlu Yazı İşler Müdürü
Elvin Ekşioğlu
e-mail: elvineksioglu@gmail.com
Haber ve Fotoğraflar
Agency Europe & Anatolia
http://aea.eksantrik.com
aeanews@gmail.com
Katkıda Bulunanlar
Nurgül Eryıldır Günay
Ali Erdem Ekşioğlu
Seval Duban
Kübra Nebioğlu
Yusuf Yener Günay
Danışman
Abdullah Ekşioğlu
İlan Rezervasyon
Ayşe Yılmaz
Yayın Türü
Süreli Yayın
marketing
europe & anatolia
Kısa Kısa 04 - 07
Teknoloji 10 - 11
retorik 13
Medya Dünyası 14 - 15
Röportaj 16 - 19
kelebeğin fırtanası 21
Reklam dünyası 22 - 23
Yönetim Yeri
Agency Europe & Anatolia
e-mail: meadergi@gmail.com
marketing europe & anatolia
Agency Europe & Anatolia tarafından
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film
Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir
bölümü yayıncısının izni olmaksızın
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara,
makalelerdeki görüşler ve hukuki
sorumluluk yazarlara aittir.
Bu derginin yayınlanma sürecinde
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.
http://www.meadergi.com
mobil: http://m.meadergi.com
http://www.facebook.com/meadergi
instagram: meadergi
https://twitter.com/meadergi
Röportaj 24 - 26
Kampanyalar 29 - 37
Gezi 38 - 45
Game On 46 - 47
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
Kültür Sanat 48 - 49
marketing europe & anatolia / 1
Köşe
Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com
( editörden
)
Hadi bize ilan verin...
Merhaba
marketing europe & anatolia'nın yeni sayısını yine titiz bir çalışmayla
hazırladık. Yayın hayatına başladığımız ilk günden bu yana her fırsatta dile
getirdiğimiz, hiçbir cemaate hizmet etmeyen, aldığı ilan kadar basılmayan,
paylaştıkça çoğalan, tam bağımsız, tarafsız sadece ve sadece doğru
bildiğini yazan bir dergi olma sözümüzün sadece sözde olmadığını
çıkardığımız her sayımızda siz değerli okuyucularımıza ispat ettiğimizi
düşünüyorum.
Dergimizin aylık okuyucuları hızla artıyor. Her biri bizim için çok değerli.
Medya planlarınıza bizim dergimizi de dahil edip, temsilcisi olduğunuz
müşterilerinizin ilanlarıyla bizi bu yürüyüşümüzde desteklemenizi,
dergimizi bizim dergimiz olarak değil kendi derginiz olarak paylaşmanızı,
yaygınlaştırmanızı diliyorum.
Sevgiyle kalın.
marketing europe & anatolia / 3
Kısa Kısa
Digital Age Summit 2019...
Vakıfbank ana sponsorluğunda bu yıl 13. kez
gerçekleşecek olan Digital Age Summit bir kez
daha dijital dünyanın en yaratıcı isimlerinin fikirlerine
ev sahipliği yapacak. Etkinlik yapay zekâdan
nesnelerin internetine kullanıcı deneyiminden
algoritmalara kadar birçok önemli konu ve
yıldız ismi katılımcıları ile buluşturacak. 16 Nisan
2019 tarihinde UNIQ İstanbul’da, “Future For
All” temasıyla gerçekleşecek olan etkinlik bu yıl
“Design Thinking for Blockchains” isimli çok özel
bir workshop’a da ev sahipliği yapacak. 16 Nisan 2019
Tarihinde “Future For All” Temasıyla Gerçekleşecek Olan
Digital Age Summit Bu Yıl “Design Thinking For Blockchains”
İsimli Kapsamlı Bir Blockchain Workshop’una Ev
Sahipliği Yapacak.
Blockchain alanında güçlü bir temel, yaratıcı bir vizyon ve
pratik beceriler kazanmak ister misiniz?
Blockchainde yatırım platformu geliştirme konusunda faaliyet
gösteren Patara Labs Kurucu Üyeleri Engin Erdoğan
ve Burak Arıkan tarafından verilecek workshop, blockchain
teknolojisinin temellerini anlamak ve açtığı yeni
fırsat alanlarını keşfetmek isteyenler için düzenlenecek.
Bir günlük atölye çalışması şeklinde gerçekleşecek workshop,
katılımcılarına blockchain alanında güçlü bir temel,
yaratıcı bir vizyon ve pratik beceriler kazandıracak. Workshop
kapsamında “Bitcoin teknolojisi tam olarak nasıl
çalışıyor?”, “Akıllı sözleşmeler, dijital para alışverişinin
ötesinde yeni nesil uygulamalara nasıl imkan veriyor?”,
“Merkezi sistemlerin hakimiyetini kaybedeceği bir dünyada
yeni fırsatları keşfetmek için nasıl yaratıcı düşünebilir
ve yeni kripto-projeleri geliştirebiliriz?” sorularına cevaplar
verilecek.
Kimyada İhracatın Yıldızları...
sahibi olan kimya sektörü, 2018 yılında 17,4 milyar dolar
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları
Birliği (İKMİB)’in, her yıl kimya sektöründeki üye firmalarını
ihracattaki başarılarından dolayı onurlandırmak ve teşvik
etmek amacıyla düzenlediği geleneksel “İKMİB İhracatın
Yıldızları Ödül Töreni”nin dördüncüsü İstanbul’da
gerçekleştirildi. 2018 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül
Töreni’nde 28 kategoride ilk 3’e giren toplam 84 firma
ödüllendirildi.Geçtiğimiz yıl 168,1 milyar dolar ile Cumhuriyet
tarihinin ihracat rekorunun kırılmasında büyük pay
ihracat gerçekleştirdi. İKMİB, Türkiye’nin ihracata dayalı
büyüme stratejisinin önemli aktörlerinden biri olan kimya
sektöründe, 2018 yılında en fazla ihracat gerçekleştiren
sektör temsilcilerini ödüllendirdi. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen
2018 İKMİB İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde,
kimyanın alt sektör ve ürün gruplarında toplam 28 kategoride
84 ödül sahibini buldu.
İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in ev
sahipliğinde Raffles İstanbul Zorlu Center’da düzenlenen
ödül törenine; Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı
İsmail Gülle, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri
(İMMİB) Genel Sekreteri S. Armağan Vurdu, STK ve
Dernek Başkanları, İKMİB Yönetim Kurulu Üyeleri ve sektör
firmalarının temsilcileri katıldı.
Kimya sanayi, Türkiye’nin lokomotif sanayi alanlarına
önemli girdiler sağlayan 16 alt sektörü ile öne çıkıyor.
Plastikten kozmetiğe, ilaçtan kauçuğa, medikalden boyaya
kadar kimyanın farklı alt sektörlerindeki yaklaşık 7 bin
ihracatçı firmayı temsil eden İKMİB, başarılı firmaları ödüllendirdi.
4 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
Nielsen’den, Smartstore...
Nielsen, şimdi perakendecilerin ve üreticilerin daha taktıkları
hızlı, daha doğru ve alışverişçiyi merkeze alan kararlar özel immersive
almalarına yardımcı olmak üzere benzersiz bir içgörü
çözümü geliştirdi: Smartstore. Smartstore; perakendecilerin
3D sanal
ve üreticilerin, alışverişçilerin farklı mağaza ti-
plerinde yeni ürünlere, farklı raf ve reyon dizilimlerine,
poster, raf etiketi, ek teşhir gibi mağaza içi uygulamalara
gerçeklik
gözlüğü
sayesinde
alışveriş sırasında nasıl tepki göstereceğini test ederek
değerlendirmelerini sağlıyor. Aynı zamanda alışveriş
3
ve
boyutlu
360
atmosferini ve deneyimini bire bir yaşatan bir ortamda,
ürün ve uygulamalarını pazara sunmadan optimize etmelerine
de yardımcı oluyor.
Nielsen Türkiye Genel Müdürü Didem Şekerel Erdoğan
“Mağazaların 3 boyutlu ve içinde 360 derece gezilebilir bire
bir simülasyonunu yaratan bu yaratıcı çözüm, alışverişçi
araştırmalarını da kökünden değiştiriyor. Smartstore,
bugüne kadar bilgisayar monitörleri yardımıyla sunulan
ve görsel bir deneyimin ötesine geçmeyen virtual reality
(sanal gerçeklik) ortamının çok ötesinde bir ‘sarmalayan
sanal gerçeklik’ (immersive reality) ortamı sunuyor. Smartstore
uygulamasında, araştırmaya katılan alışverişçiler
derece
gezilebilir
bir market simülasyonu içinde serbestçe dolaşabiliyor,
ürünlerle ve market içi uygulamalarla etkileşime geçebiliyor
ve alışveriş yapabiliyor. Alışverişçiler, tamamen
3 boyutlu dijital bir dünya ile sarmalanıyor ve kendilerini
bu dünyanın bir parçasıymış gibi hissediyorlar. Firmalar,
bu gelişmiş sanal ortamda gerçekleştirecekleri deneme
ve testlerle, ürün ve market içi uygulama fikirlerini
mükemmelleştirebiliyor, olası hataları önceden görerek
riski minimuma indiriyor; maliyet ve zaman avantajı elde
ediyor.” dedi.
ICSG İstanbul 2019...
Enerjinin dev organizasyonu 7. Uluslararası İstanbul Akıllı
Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı’nın (ICSG İstanbul
2019) tanıtımı yapıldı.
25-26 Nisan tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde
gerçekleşecek olan ICSG İstanbul 2019 Kongre ve
Fuarının ikinci yürütme kurulu toplantısı fuarın stratejik
partnerliğini üstlenen Enerji Verimliliği Derneği’nde
(ENVER) yapıldı. 25 Mart Salı günü gerçekleşen ve
moderatörlüğünü ENVER Yönetim Kurulu Üyesi Bülent
Şen’in yaptığı toplantıya ICSG İstanbul 2019 Yürütme Kurulu
Başkanı Prof. Matthias Finger’ın yanı sıra TÜSİAV,
ELDER, ENERJİSA, LUNA, ABB, YTÜ, Gazi Üniversitesi,
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi gibi kurum ve
kuruluşların temsilcileri katıldı. Toplantıda yurt içinden ve
yurt dışından enerji sektörünün paydaşlarını ağırlayacak
olan ICSG İstanbul 2019’un kongre programı açıklanırken
aynı zamanda fuara dair önemli detaylar paylaşıldı.
ICSG İstanbul 2019 Sayisiz Firsatlar Sunacak
Geleceğin akıllı şebekeleri ve şehirlerine yön verecek
tüm konuların ele alınacağı, sektörün global buluşma
noktası ICSG İstanbul 2019 Yürütme Kurulu toplantısında
Yürütme Kurulu
Başkanı Prof. Matthias
Finger, ICSG
İstanbul 2019’da
altyapılarda
verimliliği artırmak
için sayısız ve
benzersiz fırsatlar
sunulacağına bir
kez daha değindi.
ICSG İstanbul
2019 ile gelişmekte
olan tüm ülkeler için fikirlerin faydaya dönüşmesine
öncülük etmek istediklerini bildiren Finger ICSG İstanbul
2019’da geleneksel altyapı sınırlarının aşılacağını yeni ve
farklı hizmetlerin bir araya geleceği bir Kongre ve Fuara
tanıklık edileceğini ifade etti. Hızla değişen teknolojileri,
ekonomik fırsatları ve toplum ihtiyaçlarının göz önünde
tutarak organize edilen ICSG İstanbul 2019’un bir parçası
olmaktan ve enerji devlerini bir araya getirmekten memnuniyet
duyduğunu Yürütme Kurulu üyeleri ile paylaştı.
marketing europe & anatolia / 5
Kısa Kısa
Henkel 2018 Mali Yılı...
Henkel güçlü bir kazanç,
karlılık ve nakit akışı ile iyi
bir organik satış büyümesi
gerçekleştirdi.
Hans Van Bylen sözlerini, “2020 ve sonrası için geçerli
olan stratejik önceliklerimizin uygulanmasında kayda
değer bir ilerleme kaydettik. Önemli stratejik girişimlerimizi
başarıyla hayata geçirdik ve rekabet gücümüzü daha da
Henkel CEO’su Hans geliştirdik. Özellikle tüketici iş birimlerimizdeki ek büyüme
Van Bylen “2018’de Henkel
için karlı bir büyüme
gerçekleştirmeye devam
olanaklarından faydalanabilmek ve şirketimizin dijital
dönüşümüne daha fazla ivme kazandırmak için Ocak
ayında, 2019 ve sonrası için yatırımları yıllık 300 milyon
ettik. Yeni seviyelere Euro civarında artıracağımızı açıkladık. Orta-uzun vadeli
çıkan kazanç ve karlılık
ile iyi bir organik büyüme gerçekleştirdik. Nakit akışını
kayda değer ölçüde artırdık. Aynı zamanda, ciddi negatif
kur etkileri ve direkt malzeme fiyatlarındaki artış ile karşı
karşıya kaldık. İş performansındaki genel ilerleme bir kez
daha cazip piyasa ve kategorilerde lider konumlarda bulunan
başarılı markalarımız ve yenilikçi teknolojilerimiz
öncülüğünde gerçekleşti. Karlı büyümemiz endüstriyel ve
tüketici iş birimlerimizde gerçekleşen satın almaların katkısı
ile desteklendi. Güçlü masraf disiplinimizi koruduk ve
verimliliğimizi sürekli olarak geliştirdik.” şeklinde konuştu.
mali hedefimiz, sürdürülebilir karlı bir büyüme ve kazanç
için olan kararlılığımıza vurgu yapmaktadır.” şeklinde
sürdürdü.
Henkel, 2019 ve sonrası için artan büyüme yatırımlarını
yansıtacak şekilde, bu mali yılda yüzde 2 ila 4 arasında
bir organik satış büyümesi öngörmektedir. Henkel, faiz ve
vergi öncesi kar (EBIT) marjı için yüzde 16 ila 17 arasında
bir oran öngörürken, hisse başına karlılıktaki (EPS) gelişim
için ise sabit kurlarda geçen yılın seviyesinden az olacak
şekilde tek haneli yüzde oranın orta seviyelerinde (yüzde
4-6) bir beklentiye sahip olduklarını belirttiler.
Atama...
Türkiye İş Bankası Yönetim
Kurulu; Yönetim Kurulu
Başkanlığına Füsun
Tümsavaş’ı, Yönetim Kurulu
Başkan Vekilliğine Ertuğrul
Bozgedik’i seçti. Tümsavaş,
Banka’nın ilk kadın Yönetim
Kurulu Başkanı oldu.
İlk kadın çalışanı 1924
yılında kuruluşunun hemen ardından göreve başlayan
bankanın, ilk kadın müdürü ise 1953 yılında Nişantaşı
Şubesi Müdürlüğü’ne atanan İclal Rıza Ersin’di. Bugün
12 binin üzerindeki kadın çalışanıyla Türkiye’de en fazla
kadın istihdam eden kurumların başında gelen İş
Bankası’nda, kadın çalışanlar toplam çalışanlar içinde
yüzde 56’lık bir orana sahip. Tüm yöneticiler içerisinde
kadınların oranı da yüzde 40’ın üzerinde. Tümsavaş’ın
yanı sıra Feray Demir’in de Yönetim Kurulu Üyeleri
arasında bulunduğu İş Bankası’nın İcra Kurulu’nda da
Genel Müdür Yardımcıları Senar Akkuş, Ebru Özşuca
ve Gamze Yalçın görev alıyor.
Atama...
Canon, Eurasia Bölgesi’ndeki
yapılanmasında görev değişikliklerine
devam ediyor. Bu
kapsamda, Bayi ve Distribütör
Kanalı Satış Müdürü Korhan
Özuslu, Canon Eurasia
Bölgesi B2B Uzman Satış &
Pazarlama Müdürü görevini
üstlenecek.
Korhan Özuslu, Işık Üniversitesi
Bilgisayar Mühendisliği
Bölümü’nü 2002 yılında tamamladı.
Profesyonel iş hayatına
2005 yılında başlayan
Özuslu, kariyeri boyunca Beko, Arçelik gibi sektöründe
lider firmalarda farklı satış ve pazarlama pozisyonlarında
çalıştı. Özuslu, 2011 yılından beri Canon Eurasia
Bölgesi’nde başarılı çalışmalara imza atıyor.
6 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
Parlak Bi’ Fikir...
Zorlu Holding, inovatif ve teknolojik yeniliklerden beslenen
daha iyi bir gelecek hayalini gerçeğe dönüştürmek
üzere hayata geçirdiği Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik
vizyonu çerçevesinde, çalışanlarına yönelik yeni bir projeye
daha hayat verdi.
Bu kapsamda; Zorlu Holding’in kurumsal girişimcilik
projesi Parlak Bi’Fikir, Levent 199’da düzenlenen lansman
toplantısıyla başlatıldı. Toplantıya Zorlu Holding
CEO’su Ömer Yüngül, Zorlu Holding CFO’su ve
Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Cem Köksal,
Vestel Ventures Genel Müdürü Metin
Salt, Zorlu Holding İnsan Kaynakları Direktörü
Zülal Öztürk Kaya ve Hukuk Direktörü
Aydın Temel’in yanı sıra Zorlu Holding’in
İstanbul’daki çok sayıda çalışanı katıldı. Zorlu
Grubu’nun Türkiye’nin farklı şehirlerindeki
çalışanları da webinar aracılığı ile toplantıya
katılarak sorularıyla bu heyecana ortak oldu.
Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül; “Bu
proje Zorlu Grubu’nun sürdürülebilirliğine
önemli katkılar sağlayacak.”
Akıllı Hayat 2030 ile kurumsal sürdürebilirliğe
odaklı bir dönüşümü hayata geçirdiklerini dile getiren
Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül; “Bu dönüşümü ancak
inovasyonu harekete geçirecek bir iş kültürü yaratarak
gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz. Bu kapsamda
kurum içi girişimcilik projemiz “Parlak Bi’ Fikir” bu alanda
bizim sürükleyici gücümüz olacak. Zorlu Grubu’nun
sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlayacak” dedi.
Atama...
Honor, HUAWEI Grubundan güçlü
bir ismi kadrosuna kattı. Son
görevinde Malezya pazarından
sorumlu olan Kevin Kong başarılı
kariyerinin ardından HONOR’un
Türkiye’deki büyüme stratejisine
öncülük edecek.
Teknolojiyi, modaya ve gençlerin
ihtiyaçlarına adapte eden vizyoner
ürünlerin yaratıcısı HONOR, Şubat 2019 itibariyle
Türkiye Başkanı olarak Kevin Kong’u atadı. Honor’un iş
yönetimi ve büyüme operasyonuna liderlik yapacak olan
Kong, daha önce Malezya pazarında yöneticilik pozisyonlarında
bulundu.
Honor Türkiye’deki görevinden önce HUAWEI Grubunda
uzun yıllar çeşitli pozisyonlarda çalışan Kevin Kong,
2014-2018 yılları arasında Malezya’da iş geliştirme ve
müşteri grubu operasyonlarından sorumlu oldu aynı zamanda
şirketin operasyon ve yönetim hedeflerini üstlenerek
ülkede başarılı çalışmalara imza attı. Kong, 2010-
2014 yılları arasında Avusturalya’da HUAWEI Kıdemli
Marka Yöneticisi olarak görev aldı.
İşbirliği...
Türkiye pazarına
güçlü bir giriş yapan,
global robot süpürge
pazarının öncüsü
iRobot, stratejik
iletişim danışmanlığı
konusunda Feveran İletişim ile anlaştı. Global robot
süpürge pazarında öncü firma olup, insanların ev ve
ev dışında kendilerine daha çok vakit ayırabilmeleri
için robot süpürgeler tasarlayan iRobot, stratejik iletişim
danışmanlığı konusunda yeni nesil yaratıcı iletişim
ajansı Feveran İletişim ile el sıkıştı.2002 yılında Roomba
Robot süpürgeyi yaratarak, akıllı temizlik robotları
kategorisinde öncü firma olan iRobot, dünyada 25 milyondan
fazla robot süpürge satışı gerçekleştirdi. Roomba
robot süpürge ve Braava paspas robotları ailesi de dahil
olmak üzere iRobot’un ürün yelpazesi, patentli teknolojiler
ile temizlik, haritalama ve navigasyonda ileri özellikleriyle
ön plana çıkıyor. iRobot’un mühendisleri her
evi bir akıllı eve dönüştürmek için robotlar ve teknolojilerden
oluşan bir ekosistem inşa etmeye devam ediyor.
marketing europe & anatolia / 7
Teknoloji
Ford yeni araçları...
Ford, Hollanda’nın Amsterdam kentinde “Go Further”
etkinliğinde tanıttığı yeni elektrikli araçlar, bağlantılı
hizmetler ve stratejik ortaklıklar ile Avrupa genelindeki ticari
araç müşterilerine daha fazla verimlilik sağlayacak.
Ford bu yılın sonlarından itibaren Avrupalı işletmeleri
desteklemeye başlayacak ticari araç çözümlerinin ana
hatlarını bugünden çizdi:
•2021’de pazara sürülmesi beklenen yeni tamamen elektrikli
Ford Transit tanıtıldı.*
•2019 sonlarından itibaren Avrupa’da satışa sunulacak olan
yeni sekiz kişilik Tourneo Custom Plug-In Hybrid açıklandı.**
•Ticari araç kullanıcıları için gerçek zamanlı veriyle desteklenen
kullanıma-dayalı bir bakım sistemi ile yüzde 100 çalışma
süresini hedefleyen yeni bir bakım girişimi duyuruldu.
•Küçük firmalara ve işletme sahiplerine verimliliklerini en üst
düzeye çıkarmada destek olmak için özel olarak tasarlanan
ve bu yılın sonlarında devreye alınacak olan yeni FordPass
Pro uygulamasının ön tanıtımı yapıldı..
•Avrupa’daki ticari araç dönüşümüne yönelik olarak
Avrupa’da 100 noktaya ulaşan genişletilmiş Nitelikli Araç
Dönüşüm (Qualified Vehicle Modifier-QVM) programı duyuruldu
ve sayının 2020’ye kadar iki katına çıkarılacağı
açıklandı.
Ford Avrupa Ticari Araçlar Genel Müdürü Hans Schep, “Ticari
müşteriler, bağlantılı bir iş ortamı üzerine inşa edilen
daha akıllı ve daha entegre çözümlere ihtiyaç duyuyor. Ford,
yüksek yakıt verimliliğine sahip ve elektrikli güç aktarma
organı seçenekleriyle dayanıklı ve kullanışlı araçlar sunuyor.
Ford’un filo yönetimine yardımcı olacak akıllı ticari araç
çözümleri sunan ve böylece müşterilerinin işlerini daha iyi
yapmalarını sağlayan entegre modemi oyunun kurallarını
yeniden yazan bir çözüm özelliği taşıyor” diye konuştu.
Acer P8800 Projektör...
koyu; açık tonlar ise parlak biçimde görülüyor. Piksel
yoğunluğunun analiz edilmesi ve güçlendirilmesiyle
4K olmayan film veya videoyu da 4K’ya yakın kaliteye
yükselten P8800, size vazgeçemeyeceğiniz
keyifli bir dünya sunuyor.
HDR ve Rec. 2020 uyumluluğu sayesinde
genişletilmiş kontrast oranı ve renk paleti ile daha
gerçekçi ve daha doğal görüntüler sunan Acer
P8800, AcuMotion teknolojisi sayesinde hızlı
hareket eden nesnelerin ekranda zıplarken dahi
ayrıntılı bir görünümünü size sunuyor. En son
HDR özelliklerinde tanımlanan Rec. 2020 teknolojisi,
Acer, yeni projektörü P8800’ü satışa sunduğunu duyurdu.
Acer’ın 4K çözünürlük ve 5000 lümen parlaklık sunan
P8800 projektörü çok yönlü kullanım özelliği, gün ışığında
ve geniş alanlarda keskin ve net görüntüler sağlamasıyla
dikkat çekiyor. Acer P8800 ile eşsiz bir 4K deneyimini sunarken
5000 lümen parlaklıkla gün ışığında veya kapalı
mekanlarda uzak mesafeden görüntüleri net bir şekilde görmenizi
sağlıyor. 1.200.000:1 kontrast oranı ile görüntüleri
olağanüstü canlılıkta yansıtan cihaz ile siyahlar son derece
yeşilin farklı yeni tonlarını yeniden üreterek ve
çeşitli mavi ve kırmızı renklerde iyileştirmeler sunuyor. Sinema
benzeri renk doğruluğu sunan üründe renkler, Rec. 7091
renk standardıyla gerçeğe en yakın düzeyde doğruluk elde
edecek şekilde kalibre edilmiştir. P8 Serisinde bulunan DI-
COM özelliği (Tıpta Dijital Görüntüleme ve İletişim), röntgen
veya bilgisayarlı tomografi gibi yaygın olarak tıp alanında
kullanılan görüntüleri simüle etmeye yarayan bir mod olarak
da dikkat çekiyor.
10 / marketing europe & anatolia
Teknoloji
HONOR 8C, Türk Telekom’da...
Teknolojiyi, modaya ve gençlerin ihtiyaçlarına adapte eden
vizyoner ürünlerin yaratıcısı HONOR, yeni cep telefonu
modeli Honor 8C ilk kez Türk Telekom fırsatlarıyla tüketiciyle
buluşturuyor. HONOR’un Türkiye’de bir operatör ile
gerçekleştirdiği ilk iş ortaklığının sonucunda tüketicilerle
buluşan HONOR 8C, 6,26 inç FullView ekranı, 4000 mAh
pili, yapay zekalı çift kamerası ve Göz Rahatlığı moduyla
Türk Telekom mağazalarında peşin fiyatına 12 ay taksit ile
1.799 TL’ye satışa sunuluyor.
Teknolojiyi, modaya ve gençlerin ihtiyaçlarına adapte eden
vizyoner ürünlerin yaratıcısı HONOR, Türk Telekom ile
yaptığı işbirliği çerçevesinde yeni cep telefonu modeli Honor
8C’yi Türk tüketicilerle buluşturuyor. Honor 8C, tarifeye ek
uygun taksitlerle satın alınabilecek. İsteyenler telefonu aylık
149 TL taksitle 12 ay vade farkı olmadan da satın alabilecek.
Honor 8C’nin Türk Telekom mağazalarında satışa sunulması
ile ilgili olarak açıklama yapan Honor Türkiye Başkanı Kevin
Kong, “Türk tüketicisine farklı kanallardan da ulaştığımız
için çok mutluyuz. Türk Telekom mağazalarında Honor 8C
satıyor olmak bizim için önemli bir adım. İşbirliğimiz önümüzdeki
günlerde artarak devam edeceğini söylemek isterim”
dedi.
Honor 8C, 6.26 inç
19:9 oranına sahip
FullView
ekranı,
kedi gözü tasarımı,
göz
yormayan
ve TÜV Rheinland
onaylı Göz
Rahatlığı teknolojisi,
13+2 MP dual
arka
kamerası
ve ikinci LED flaş
destekli 8 MP
özçekim kamerası
ile dikkat çeken bir
ürün. Yüz ile kilit
açma fonksiyonuna ek olarak parmak izi okuyucu da bulunan
Honor 8C, kullanıcıların güvenlik ihtiyaçlarını fazlasıyla
karşılıyor. Mavi ve Siyah renk seçeneklerine sahip Honor
8C, uygun fiyat seçeneği ile Türk Telekom mağazalarında
tüketicilerle buluşuyor.
Paşabahçe Göbeklitepe Ürünleri...
Paşabahçe Mağazaları, 12 bin yıllık geçmişe sahip olan ve
her yıl milyonlarca turiste kapılarını açan Göbeklitepe’deki
dünyanın en eski tapınağı olarak bilinen ve hayvan figürlü
‘T’ biçimli dikili taşlardan esinlenerek tasarlanan Göbeklitepe
objeyi tarih severlerle buluşturuyor.
2011 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici
Listesi’ne dahil edilen, 2018 yılında ise Dünya Mirası olarak
tescil edilen Göbeklitepe, arkeolojik alanı konumu, boyutları,
tarihlendirilmesi ve yapılarının anıtsallığı ile Neolitik dönem
için eşsiz bir kutsal alan olarak kabul edilmesinin ardından
2019 yılı Göbeklitepe yılı ilan edildi.
Neolitik Çağ’a ait, üzerinde işlenmiş hayvan rölyefleri ve
soyut sembollerin olduğu ‘T’ biçimli dikili taşlardan esinlenen
Paşabahçe Mağazaları Göbeklitepe objesini tarih ve sanatseverlerin
beğenisine sundu. Objede, T biçimindeki sütunlarda
görülen el ve kol tasvirleri, sütunların stilize edilmiş
insan formları olduğunu ortaya koyuyor.
Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda,
Örencik Köyü yakınlarında bulunan Göbeklitepe Arkeolojik
Alanı, 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversiteleri’nin
ortaklığıyla gerçekleştirilen bir yüzey araştırması sırasında
keşfedildi ve alanın gerçek değeri, 1994 yılından sonra
başlatılan kazı çalışmaları ile ortaya çıkmaya başladı. Bu
çalışmalar sonrasında, Göbeklitepe’nin 12 bin yıl öncesine
uzanan bir kült merkezi olduğu anlaşıldı.
marketing europe & anatolia / 11
Köşe
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com
(retorik
)
Son seçimlerden ne öğrendim...
Bundan önce de bu köşedeki yazılarımda seçim öncesi
kullanılan kutuplaştırıcı dile dikkat çekerek, seçimlerden
sonra da birlikte yaşama iradesini ortaya koyan halkın
bu kutuplaştırıcı dile itibar etmemesini söylemiştim.
Bazı partiler ve adaylar kendi seçmenlerini konsolide
etmek için bu kutuplaştırıcı dili tercih ettiler, bazı aday
ya da partilerse daha sorumlu bir tavır sergileyerek
daha ılımlı ve birleştirici bir dil kullandılar. Tabii ki hangi
dili kullanacağı aday ya da partinin kendi tercihidir.
Seçimlerde olumlu ya da olumsuz karşılığıyla tercihinin
bedelini ödemek de tercih hakkının getirdiği doğal
sorumluluktur.
Seçimleri geride bıraktığımız şu günlerde yine bazı
partiler ve siyasiler kutuplaştırıcı dili terk etmemiş
görünüyor. Oysa önümüzde uzun bir süre yeni bir seçim
görünmüyor. Ancak bu partiler göreceli başarısızlığın
partileri içerisinde bir çözülmeye neden olmasından
duydukları kaygı gereği, düşmanlık, nefret ve gerilim
siyasetine devam etmeyi tercih ediyorlar. Unutulmaması
gereken şey, Türkiye’nin sınıfsal farklılıkların, siyasi
tercihlerin, ekonomik imkanların kesin çizgilerle,
sabit sınırlarla birbirinden ayrılmış olduğu bir ülke
olmadığıdır. Türkiye’de gerek ekonomik gerek kültürel
gerekse siyasi sınıfların arasındaki geçişkenlik oldukça
yüksektir. Toplumda aynı ailelerin içerisinde farklı siyasi
görüşlere sahip birçok örnek vardır. Siyasilerin sorumsuz
davranışlarının, siyasi tercihlerini, aile bağlarının çok
gerisinde tutan halkın çok da umurunda olduğunu
düşünmüyorum.
Partilerinin dağılma, çözülme ya da adına ne derseniz
deyin süreçlerini engellemek için ötekileştirirci, kırıcı dili
seçim sonrası da devam ettirmekte direnen siyasiler,
üstlendikleri görev ne olursa olsun bu tercihlerinin siyasi
sonuçlarını yaşayacaklardır. İletişim konusunda mahir
siyasilerin, benim kişisel kanaatimle yanlış olduğuna
inandığım bu dili terk edip, bütünleştirici bir dile
dönmelerinin çok da zor olmayacağını düşünüyorum.
Eğer yıllardır gerilim ve düşmanlaştırmadan beslenenler
var ise ve bütünleştirici dili unuttularsa seçimden sonra
iyice görünür olan ve sevgi dilini kullanan örneklerden
kopya çekebilirler. Eğer kopya çekmenin mazur
görülebileceği bir durum varsa zannederim sevgi dilini
kopya çekmektir.
En küçük görece başarısızlıkla dağılma kaygısı doğuran
partileri, unutulmuş bu sevgi dili daha da bütünleştirebilir.
Bugüne kadar nefreti beslemek anlık başarılar
sağlamışsa da fani dünyada gerçek başarıyı sevgiyi
beslersek elde edebileceğimizi umarım birileri ilgili kişilere
hatırlatır.
Aslen tabanda bir sevgi zaafiyeti olduğunu
düşünmüyorum. Gönül verdikleri siyasi parti ne olursa
olsun, toplumumuzun hoşgörü ve sevgi toleransı oldukça
geniştir. Liderlerin nefret dili zaman zaman gerilimlere
neden olsa da bunların münferit ve geçici olaylar olduğu
su götürmez bir gerçekken, bu nefret dilini beslemek hiç
bir lidere kalıcı bir zafer sağlamayacaktır.
Aslında reçete sanat birirkimimizde mevcuttur. Şarkıda
a söylendiği gibi; dünyayı güzellik kurtaracak. Bir insanı
sevmekle başlayacak her şey.
marketing europe & anatolia / 13
Medya Dünyası
Görev değişiklikleri...
• Akit TV’de daha önce Gece Ajansı programının moderatörlüğünü
yapan Serkan Aksarı, bundan böyle ‘‘Serkan Aksarı ile
Gün Başlıyor’’ programını sunacak.
• Habertürk TV ile yollarını ayıran Saffet Yiğit yeni haber kanalı
Haber Global ile anlaştı. Deneyimli isim Haber Global’de Yurt
Haberler Müdürü olarak görev yapacak.
• Show TV Drama Müdürü Gül Arslan’ın yeni adresi belli oldu.
Arslan, Digiturk’ün beIN Media Group bünyesinde yeni kurulan
digital platformu için yerli dizi içeriği üretecek olan drama
kanalının Drama Direktörü oldu.
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri
• Posta Gazetesi’nde 15 yıldır aralıksız sağlık yazıları kaleme
alan, İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı öğretim
üyesi Teoman Cem Kadıoğlu ile yollar ayrıldı.
• Hürriyet Daily News yayın koordinatörü Emre Kızılkaya’nın
kurumla yolları ayrıldı.
• Dünya Gazetesi’nde Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapan
Özlem Ermiş Beyhan sosyal medya hesabından görevinden
ayrıldığını duyurdu.
• Hürriyet Gazetesi Washington Temsilcisi Cansu Çamlıbel kuruma
veda etti.
• 1992’den bu yana Hürriyet’in Ankara bürosunda çeşitli görevlerde
bulunan, son olarak gazetenin okur temsilciliği görevini
sürdüren Faruk Bildirici, gazetedeki görevinden ayrıldı.
• Fanatik Gazetesi’nde gazetenin kuruluşundan bu yana yazı
işleri müdürlüğü ve yayın koordinatörlüğü görevlerinde bulunan
Yalçın Uygun, Fanatik Gazetesi genel yayın yönetmeni
olarak atandı.
• Türkiye Gazetesi’nde 7 yıl haber sorumlusu gövinde bulunan
ve gazetenin kurulduğu 1993 yılından bu yana aralıksız 26 yıl
Samsun İHA Bölge Müdürlüğü görevini yürüten Ali Yılmaz Ergen,
emekliye ayrıldı.
• Yeni Akit yazarı Sedat Yılmaz, gazetedeki görevinden ayrıldığını
duyurdu.
• Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevinden istifası
sonrasında Halk TV’de program yapmaya başlayan Fikret
Bila’nın Halk TV internet sitesinde ilk yazısı, “Türkiye nereye
gidiyor?” başlığıyla yayımlandı.
Görsel Basında Görev Değişiklikleri
• Gazeteci - yazar Özlem Özdemir KRT TV ile anlaştı.
•Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Yönetim Kurulu’na
yapılan atamalara ilişkin karar Resmi Gazete’de yayımlandı.
Karara göre, TRT Yönetim Kurulu üyeliklerine Osman Urgun
ve Erkan Durdu atandı.
• Magazin basınında uzun yıllar görev yapan kameraman Bülent
Kocabıyık, Show TV Magazin Servisi’nden ayrıldı.
• beIN Sports Haber’de program müdürlüğü görevine Murat
Caner atandı.
• Daha önce Kanal D’de yöneticilik görevlerinde bulunan ve
son olarak teve2’de Program Direktörü olarak görev yapan
Mert Toksal ile Demirören Medya Grubu’nun yolları ayrıldı.
• 3N Medya’nın kurduğu yeni haber kanalının genel yayın yönetmeni
televizyoncu Alican Değer oldu.
• Haberci Erhan Songür ve gazeteci Burak Ersemiz, yeni kurulacak
olan TV100 haber kanalı ile anlaştı.
• Hilal Ergenekon, 3N Medya’nın yeni haber kanalı TV100 ile
anlaştı.
• TV100, yurt haberler için gazeteci Safiye Işıklı ile anlaştı.
• TV100’de sabah haberleri için Murat Güloğlu, Ana Haber
Bülteni içinse Emre Bug ile anlaşıldı.
• Akit TV Ankara Haber Müdürü Mehmet Özmen kanal yönetimi
tarafından işten çıkartıldı.
Medya Dünyasından Diğer Haberler
• Flash TV, yayınlarına 2 ay süre ile ara verme kararı aldı.
• Kuaförüm Sensin yarışması, çok yakında Show TV’de izleyiciyle
buluşacak.
• Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Engelsiz Mikrofon’
ödüllerinde Yılın En İyi Tematik Radyosu ödülüne Radyo
Trafik layık görüldü.
• Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri Mustafa Hassona’nın Filistin
direnişinin sembollerinden biri haline gelen fotoğrafı, Malta
Uluslararası Fotoğraf Ödülleri’nde birinci seçildi.
• Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara Şubesi ile
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) arasında iş birliği
protokolü imzalandı.
• Osmaniye Gazeteciler Cemiyeti 2018 Yılı Basın Ödülleri töreninde,
Turkuvaz Medya Grubu iki ödüle layık görüldü.
• MEF Lisesi öğrencileri tarafından belirlenen ‘Fark Yaratan’
ödüllerinde Sözcü Gazetesi’nden Yılmaz Özdil ödüle layık görüldü.
• Yeditepe Üniversitesi öğrencilerinin, 2018 yılının en iyilerini
belirlediği Yeditepe Dilek Ödüllerinde En İyi İnternet Sitesi ödülüne
Sputnik Türkiye layık görüldü.
• Türkiye Foto Muhabirleri Derneği tarafından 34 yıldır aralıksız
olarak yapılan ve en saygın fotoğraf yarışması olarak gösterilen
“Spor Toto Yılın Basın Fotoğrafları 2019”da İhlas Haber
Ajansı (İHA) foto muhabirlerinin çektiği 3 fotoğraf ödül aldı.
• Mobil ödeme sektöründe ileri teknolojiler ve yenilikçi çözümler
geliştiren yeni nesil ödeme platformu Payguru, Türkiye’nin
sevilen dijital platformu BluTV ile var olan işbirliğini geliştirmek
üzere anlaştı.
Kaynak: MTM Medya Takip Merkezi
14 / marketing europe & anatolia
Medya Dünyası
marketing europe & anatolia / 15
Röportaj
Beyaz Et Sektörü.
Prof. Dr. Ahmet Ergün
Beyaz Et Sanayicileri ve
Damızlıkçıları Birliği
Derneği Genel Sekreteri
Beyaz et sektöründe direkt ve indirekt olmak üzere
600 bin kişi istihdam edilmektedir.
Aileleri ile birlikte hesaplandığında bu sektörden geçimini sağlayan
yaklaşık 3 milyon kişi bulunmaktadır.
Aynı zamanda kırsaldan şehre göçün azaltılması
bakımından da çok
önemli bir görevi başarıyla sürdürmektedir.
Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com
- Beyaz et üretiminde iç pazarda ya
da uluslararası pazarda Türk markaları
oluşturmak ve marka değeri
yaratmak için yapılan çalışmalar var
mı?
- Beyaz et üretimi yapan entegreler iç
pazarda 50 yıllık bir geçmişe sahiptirler
ve pazarda her birinin ayrı marka değeri
vardır. Bu firmalar üretimlerine önce
yem yaparak, yumurta üreterek başlamışlar
daha sonra beyaz et üretimini de
bu çalışma alanlarına ilave etmişlerdir.
Zamanla beyaz et bazı firmalarımız için
faaliyetlerinin ilk sırasına yerleşmiştir.
Uluslararası pazarda Türk markaları
da yine 2000 yılında 2 bin tondan başlayarak
2018 yılında 505.741 tona ve
Japonya’nında dahil olduğu 75 ülkeye
ihracat yapacak şekilde gelişmiş ve
yükselmiştir. Bu da son derece sağlıklı
ve güvenilir beyat et üretiminin marka
değeri olduğunun en açık göstergesidir.
- Beyaz et üretimi, kümesler dâhil olmak
üzere ülkemizde ne kadar istihdam
sağlıyor?
- Beyaz et sektöründe direkt ve indirekt
olmak üzere 600 bin kişi istihdam edilmektedir.
Aileleri ile birlikte hesaplandığında
bu sektörden geçimini sağlayan
yaklaşık 3 milyon kişi bulunmaktadır.
Aynı zamanda kırsaldan şehre göçün
azaltılması bakımından da çok önemli
bir görevi başarıyla sürdürmektedir.
- Ülkemizdeki beyaz et üretiminin
yüzde kaçı ihraç ediliyor. Yüzde kaçı
iç pazarda tüketiliyor?
- 2017 yılında kanatlı eti üretimi
2.323.700 ton olarak gerçekleşmiştir.
İhracatımız ise 443 bin tondur. Yani toplam
beyaz et üretiminin yaklaşık %20’si
ihraç edilmektedir.
- Beyaz et ihracatı konusunda uluslararası
rekabette karşılaşılan güçlükler
nelerdir?
- Sektör olarak, tüketimin yanında kanatlı
eti ihracatını da artırdık. İhracatta
2018 yılında 505.741 ton ile en yüksek
ihracat rakamına ulaştık. Ülkemize
16 / marketing europe & anatolia
..
Röportaj
2018 yılında 626 milyon USD döviz girdisi
sağladık. Japonya dahil 75 ülkeye
ihracat yapılmaktadır.
2015-2016 yıllarında kuş gribi nedeniyle
ihracatta yaşanan sıkıntılar aşılmış
oldu. İhracatta dünyanın önde gelen ülkelerinden
birisi olarak sektör 5.sırada
yer almaktadır.
Sektörün en büyük sıkıntısı yem maliyetlerinin
aşırı yükselmesidir, özellikle
dövizdeki gelişmelerde bunu daha belirgin
hale getirdi. Dolardaki farkın artması
bizim maliyetlerimizin de yükseldiği
anlamına gelmektedir. Zira üretim
girdilerimizin %60’ından fazlası dövize
endekslidir. Bu sebeple dış pazarda
bazı ülkelerde fiyat anlamında rekabetçi
olamıyoruz. Irak pazarında artık
ürünlerimizle kalitemizi kanıtladık, rekabetçi
olabiliyoruz. AB ülkelerine ihracatın
yapılması anlamında ne kalite ne de
fiyat açısından bir eksiklik söz konusu
18 / marketing europe & anatolia
2017 yılında kanatlı eti
üretimi 2.323.700 ton
olarak gerçekleşmiştir.
İhracatımız ise
443 bin tondur.
Yani topla beyaz et üretiminin
yaklaşık %20’si
ihraç edilmektedir.
değildir. Üretilen beyaz et uluslararası
standartlarda kalıntı ve mikrobiyolojik
incelemelerden başarıyla geçmektedir.
Damızlık, kuluçka, yetiştirme kümesleri,
yem üretimi ve kesimhane gibi birimler
Türkiye’ de bir entegre içerisinde yer
alır. Bu nedenle maliyet AB’ye oranla
düşüktür. AB’de bu birimlerin her biri
ayrı bir firma tarafından yapılır ve her
biri kendi karını ilave ettiği için Türkiye
de üretilen piliçten pahalıya mal
olur. Bu nedenle çok açık olarak AB
ülkelerinin Türkiye den beyaz et almamalarının
nedeni siyasidir diyebiliriz.
- Ülkemizde beyaz et tüketimi gelişmiş
ülkelere oranla ne seviyededir?
Eğer düşükse nedenleri
nelerdir?
- Ülkemizde kişi başı beyaz et tüketimi
24 kg’dır. Beyaz et tüketiminde
hem Dünya hem de AB ortalamasının
üzerindeyiz. Ancak bu tek başına
yeterli değil, kişi başına toplam
et tüketimimiz Dünya ortalamasının
altında. Bunun nedeni Türkiye de domuz
eti tüketilmemesidir. Ve bu söz
konusu da değildir. Hal böyle olunca
Dünya kişi başı et tüketimi büyük
baş, küçük baş, domuz eti, beyaz et
olarak 44 kg’ı bulurken ülkemizde bu
rakam büyük baş, küçük baş, beyaz
et olarak 38 kg düzeyinde kalmaktadır.
Et tüketiminde birinci hedefimiz
Dünya ortalamasını yakalamak, ikinci
hedefimiz gelişen ülkeler seviyesine
ulaşmaktır.
- Türkiye’de iç pazarın beyaz et talebini
artırmak için yapılan çalışmalar
nelerdir?
- Yazılı, görsel ve sosyal medyadan
yararlanılmaktadır. Bunun yanı sıra
doktorlar, basın, öğrenciler, akademsiyenler
gibi çeşitli meslek gruplarından
temsilcilere tesis gezileri düzenlenmek
suretiyle şeffaf bir üretim tüketiciye tanıtılmaktadır.
İki yılda bir Uluslararası
Beyaz et kongreleri düzenlenmektedir.
Bu kongrelere yerli ve yabancı Bakanlık,
üniversiteler ile yabancı misyon
temsilcileri gibi resmi kurumlardan, özel
sektörden, STK ve medyadan 1500
kişilik bir katılım olmaktadır. Ayrıca 2
yılda bir yapılan “Tavuk eti ile yaratıcı
tarifler” yarışması ile de ürünlerimizin
tanıtımına ve talebin artırılmasına çalışılmaktadır.
Röportaj
Ülkemize 2018 yılında
626 milyon USD döviz
girdisi sağladık.
Japonya dahil 75 ülkeye
ihracat yapılmaktadır.
- Son olarak Nisan ayında düzenleyeceğiniz
Beyaz Et Kongresiyle ilgili
bilgi verebilir misiniz?
- BESD-BİR tarafından 2 yılda bir düzenlenen
Uluslararası Beyaz Et Kongremizin
bu yıl 5.sini gerçekleştireceğiz.
Kongremiz bilim insanları ve sektör
paydaşları dahil olmak üzere çok sayıda
katılımcıyı bir araya getirmekte ve
aynı zamanda dünyanın birçok ülkesinden
önde gelen konuşmacılara yer vermektedir.
Kongremiz beyaz et sektörü
paydaşları ile bu alanda araştırmalar
yapan bilim insanlarının iletişim kurmaları
ve birlikte hedeflerine ulaşmaları
için mükemmel bir fırsat yaratmaktadır.
5. Uluslararası Beyaz Et Kongresi
(UBEK), 24-28 Nisan 2019 tarihleri
arasında Antalya’da Starlight Convention
Center & Sunrise Park Resort’da
düzenlenecek. Dünyada uygulanan
son teknolojik ve bilimsel gelişmelerin
dünyadan bilim insanları ve uzmanların
katılımı ile değerlendirileceği kongrenin
hazırlıkları, ilk 4 UBEK Kongre Başkanlığını
da yapan Prof. Dr. Necmettin
Ceylan ve ekibi tarafından yürütülüyor.
Ülkemizde beyaz et sektöründe uluslararası
katılımla gerçekleşen tek ve
en büyük etkinlik olan 5. Uluslararası
Beyaz Et Kongresi’ne dünya genelinden
ve ülkemizden yaklaşık 1.500 bilim
insanı, uzman ve sektör paydaşlarının
katılımı bekleniyor.
marketing europe & anatolia / 19
Köşe
Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com
(
kelebeğin
fırtınası)
Şokella tadında...
Hoşgeldin bahar...
İçimiz kıpır kıpır, yüzümüz gülüyor. Nedeni olanlar sağ
olsun ve var olsun!
Çocukken şokolleya* bayılırdım. Hele diş macunu gibi
tüpte olanlar tam bir efsaneydi. O zamanlar iPhone yoktu,
o yüzden arzu nesnesi sözcükleri henüz literatürümüze
girmemişti. Ama bugünün tanımıyla biz çocuklar için tüpte
şokella tam bir arzu nesnesiydi! Büyüdük, büyüyünce
Nutella’yı keşfettik. Mmmm yazarken bile acaip canım
çekti. geçen gün televizyonda Ülker Çokokrem reklamını
görünce bunlar aklıma geldi. Farklı aileler, farklı sofralar
ve ortada Ülker Çokokrem kutusu. Burada dikkatimi çeken
şey hepsinde Çokokrem kutusunun yeni açılmış ve hiç
yenmemiş olması. Bütün aileler çok seviyor ama kimse bi
kaşık bile almamış. Bu kadar çok seviliyorsa en azından
yarısının yenmiş olması gerekmez mi? Bizim evde olsa
daha sofraya gelmeden birileri kaşığı daldırıp tadına
bakmıştı.
Yani sonuç olarak reklamlar zaten genel olarak gerçekten
uzak kurgulanıyor ama burada biraz samimiyet eksikliği
hissediyorum.
***
"Yeni Huawei P smart 2019'la daha fazla hikaye, daha
fazla anı biriktir. #SeninleAynıModda" Bu reklama BA Y I L
D I M. Yıllardır Türkiye'nin yurtdışında tanıtımı için filmleri
yapılır. Ülkenin "muteber" ajansları bu filmleri çeker, ama
sonuçta "eh işte"den öteye gidemeyen işler çıkar. Bir gün
bir cep telefonu markası cihazının üstün fotoğraf çekme
özelliğini tanıtmak için bir film çekti ve o filmle hepimizi
büyüledi! Bugüne kadar güzel ülkem için bu kadar iyi
tanıtıma şahit olmadım.
Her karesinde "ay burası nerde, biz de gidelim" hissi
uyandıran, renkleriyle, kamera açısıyla, hikayesiyle dikkat
çeken çok güzel bir çalışma olmuş. Halfeti'yi sosyal
medyada pek çok paylaşımda görüyordum, ama Bitlis
Güroymak'ı ilk kez gördüm. Karların arasından yükselen
sıcak suyun buharı arasında mandalarla gençlerin oyunu
tam bir görsel şölen oluşturmuş.Yaratıcı ekibin ellerine
sağlık!
adıyla maskara sürmenin püf noktalarını anlatsın..
Reklamlarda modeller bir sürüşte dolgun ve kıvrık oluyor
kirpiklere sahip oluyor. Benim de kirpiklerim uzundur
Allah'a şükür, ama bugüne kadar hiç fırt diye dolgun
ve kıvrık olmadı. En az 4-5 kez üst üste sürüyorum.
Kıvrık olsun derken bir yandan da kaşıma, gözüme
bulaşmasın diye uğraşıyorum. Hadi bunları geçtim diyelim,
bir sürü para verip aldığım maskara 3 gün kurumaya
başlıyor. Siyah boya topcuk topcuk yapışıyor. Geçen
gün Beşiktaş'taki Gratis'e uğramıştım. Oradaki satış
sorumlusuna bu derdimi açtım, aldığım maskara çok kısa
zamanda kuruyor, neden acaba dedim? "Maskara fırçasını
tüpten çıkarınca hemen sürün, fırçayı birkaç kez tüpe
batırıp çıkarmayın" dedi. Böyle yapınca tüp hava aldığı için
kurumaya neden oluyormuş. Bir dahaki sefere söylediği
gibi yapıcam, bakalım olacak mı?
Bu konuya nerden geldim, Ezgi Mola'nın rol aldığı Avon
True Ultra Volume Maskara reklamından. Reklamı izleyin,
bir sürüşte dolgun, kirpik nasıl yapılıyor görün. Ben
defalarca izledim, yapamadım o ayrı :)))
Yalnız izlerken aklıma takıldı, Ezgi Mola bu filmde
takma kirpik kullandı mı acaba? Daha önce çok ünlü bir
markanın, reklam yüzü olan yabancı bir ünlü takma kirpik
kullandığını itiraf etmişti. Kimdi hatırlayamadım bir türlü.
Jennifer Lopez miydi acaba? Bilenler yazarsa sevinirim.
Neden derseniz, sadece merak :)
***
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hepimize
kutlu, mutlu olsun! Ulusal egemenliğimiz de, çocuklarımız
da vazgeçilmezimizdir...
Nisan ayının hepimiz için şokella tadında, dolgun kirpik
kıvamında ve güzel görüntüler eşliğinde geçmesini
diliyorum.
*Chokella olarak yazılırdı, ama o bizim hafızalarımıza
"şokella" olarak kazındı.
***
Lütfen ama lütfen biri bana rimel ya da halk arasındaki
marketing europe & anatolia / 21
Reklam Dünyası
Profesyonel Vitrin Ekranları...
Günümüzün hızla değişen perakende ortamında, perakendecilerin,
gözleri kullandıkları telefonlardan başka bir şey
görmeyen müşterilere ulaşması zor olabiliyor. Bu yüzden,
pazarlamacılar müşterilere doğrudan hitap eden profesyonel
ekranları kullanarak sundukları nokta atışlı reklamlarla her
geçen gün daha efektif bir şekilde kullanıcılara ulaşıyor.
Aynı paralelde, kullanıcıların dikkatini çeken diğer dış mekan
reklam panolarından ve ekranlarından bahsetmeye gerek
yok bile. Perakendeciler de hedef kitlelerindeki müşterileri
mağazalarının içine çekmek için benzer bir yaklaşımı takip
ederek profesyonel görüntüleme sistemleri, özellikle de vitrin
tipi profesyonel ekranlar kullanarak bu rekabette üstün
başarı elde edebiliyor.
Neden Vitrin Tipi Profesyonel Ekran?
Profesyonel ekran deyince pek çok kişinin aklına bazı reklam
görüntülerini yayınlamak için kullanılan sıradan LCD
ekranlar geliyor. Oysa profesyonel ekranlar birbirinden farklı
pek çok seçenek içeriyor.
Samsung Electronics Görsel Ekranlardan Sorumlu Başkan
Yardımcısı S.G.Kim yaptığı açıklamada “Geleneksel statik
posterlerin ötesine geçen sayısız seçenek mevcut. Profesyonel
ekranlar doğrudan gün ışığı altında bile müşterinin
dikkatini çok kolay çekebiliyor ve basit, etkili içerik yönetimi
sayesinde perakendeciler bu özel ekranların her an güncel
ve göz alıcı olmasını sağlayabiliyor” şeklinde konuştu.
Kim ayrıca özellikle vitrin tipi profesyonel ekranlar sayesinde
perakendecilerin müşteriye “daha ayağını dükkândan içeriye
atmadan” ulaşabileceğini vurguladı.
İnteraktif TV Teknolojileri...
Yerel Seçim Kampanyalarında İlk Kez, Yeni Nesil İnteraktif
TV Teknolojileri Kullanıldı.
31 Mart 2019 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu’nca yapılacak
olan mahalli idareler seçimi tanıtım kampanyaları için DSP
İstanbul Şişli Belediye Başkan Adayı Sayın Mustafa Sarıgül,
Türkiye’de ilk kez siyasette Addressable TV kullanımını
gerçekleştirdi.
Seyirci ile interaktif iletişim kurabilme özelliği olan bu yeni
nesil teknoloji ile Şişli Belediye başkan adayı olarak Sarıgül,
lokasyon hedeflemesi gerçekleştirerek kampanyasını Şişli ilçesindeki
televizyonlarda göstermiş oldu. TVekstra mecrası
ile ortaklaşa yürütülen bu kampanyada, kampanya yalnızca
günün ilgili saatlerinde yayınlayarak hedef kitlenin doğru zamanda
yakalanması sağlandı. Televizyon üzerinde, yayın
esnasında L banner olarak tasarlanan ana reklam içeriği, 15
farklı internet sayfasına yönlendirildi ve böylelikle daha önce
yapılmış olan farklı hizmetlerle ilgili bilgilendirmeler de, aynı
yayın üzerinden seyirci ile anlık paylaşılabildi. Böylelikle
sayfayı tıklamış olan kullanıcıların mevcut duygu durumları
ve adaya karşı olan tutumları net bir sayısal veri olarak
ölçümlenebildi.
Seyirci ile televizyon üzerinden anlık iletişim kurulabilen
ve dijital dünyanın metrikleriyle ölçümlenebilen TVekstra
mecrası, ilk kez bir siyasi kampanya için kullanılmış oldu.
Mecra, bölgesel ve data hedeflemesiyle daha bir çok benzer
kampanyaya katma değer sağlamayı hedefliyor.
Detaylı bilgiye www.tvekstra.comüzerinden ulaşabilirsiniz.
22 / marketing europe & anatolia
Reklam
RVD Kurulu’na “Başkan Ödülü”...
Reklam sektörünün global çaptaki en büyük kuruluşu olan
Dünya Reklamverenler Federasyonu’nun (WFA) Lizbon’da
gerçekleştirilen Genel Kurul toplantısında, Reklamda
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu’na ‘Başkan Ödülü’ verildi.
Reklamları kalıp yargılardan arındırarak, dengeli ve ilerici
cinsiyet temsillerini teşvik etmek amacıyla Reklamverenler
Derneği tarafından Kasım 2017’de kurulan Reklamda
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu, yaptığı çalışmalar nedeniyle
WFA’nın Lizbon’da gerçekleştirilen kurul toplantısında,
“Başkan Ödülü”ne layık görüldü.
Dünya çağında 60 ülkenin reklamveren derneklerinin üye
olduğu WFA, her yıl pazarlama endüstrisine büyük katkı
sağlayan girişimlere “Başkan Ödülü” veriyor. 29 Mart’ta
Lizbon’da gerçekleştirilen törende, çalışmaları ödüle layık
görülen sekiz reklamveren derneğine ödülleri, WFA CEO’su
Stephan Loerke ve 2018 Yönetim Kurulu Başkanı David
Wheldon tarafından takdim edildi.
Reklamverenler Derneği’nin ödülünü RVD Genel Sekreteri
Yeşim Koçyiğit’in aldığı törende bir konuşma yapan WFA
2018 Yönetim Kurulu Başkanı David Wheldon “Ulusal
reklamveren dernekleri pazarlama sektörünü geliştirmek, iyi
uygulamaları tanıtmak ve yaygınlaştırmak için yorulmadan
çalışıyor. Ödül alan derneklerin her biri, üyeleri için gerçek
değer yaratırken, iş dünyasına ve topluma fayda sağladı.
Hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum” dedi.
TOMMY JEANS Coca-Cola işbirliği...
Tommy Hilfiger ile The Coca-Cola Company, tasarımcı
Tommy Hilfiger’ın 1986 yılında ilk Coca-Cola Clothes koleksiyonu
için yarattığı stillerin özel yeni edisyonlarını içeren
TOMMY JEANS Coca-Cola® kapsül koleksiyonunun lanse
edildiğini duyurdu. Kapsül koleksiyon, Tommy Hilfiger’ın
1986 yılında tasarladığı orijinal Coca-Cola® Clothes koleksiyonundan
ilham alıyor.
Kökleri pop kültüre uzanan bir mirası paylaşan iki ikonik
Amerikan markası, bireyselliği, kararlı iyimserliği ve ortak
hikayelerini kutlamak amacıyla bir kapsül koleksi-
yon ve arşivlerden esinlenen bir kampanya için yeniden
buluştu. TOMMY JEANS Coca-Cola erkek ve kadın kapsül
koleksiyonu, dünya çapındaki seçili TOMMY JEANS
mağazalarında, seçili toptan iş ortakları aracılığıyla ve online
olarak tommy.com’da satışa sunuldu. “TOMMY JEANS Coca-Cola
kapsül koleksiyonuyla Tommy Hilfiger’ın tarihindeki
ikonik bir kilometre taşını kutluyoruz” diyen Tommy Hilfiger
Global marka üst yöneticisi Avery Baker şöyle devam etti:
“80’li yıllarda lanse ettiğimiz Coca-Cola koleksiyonu, cesur
ve canlıydı, anında tanınıyordu. Bu güncellemeyle orijinalleri
ileriye taşıyıp her iki markanın özündeki iyimser ve genç
ruhu kutlarken gelecek nesil için modern sokak stili yorumları
katıyoruz. Orijinal Coca-Cola koleksiyonu lanse edildiğinden
bu yana TOMMY HILFIGER, modaya pop kültür etkileri katmada
öncü olmayı sürdürüyor.”
Orijinal reklamlardan ilham alan entegre dijital kampanya,
minimal bir fonda TOMMY HILFIGER markasının kalbindeki
kapsayıcı ruhu kutluyor. Tommy Hilfiger’ın orijinal Coca-
Cola Clothes koleksiyonun yaratılması hakkında anılarını
anlattığı özel bir röportaj da içeren kampanya, sosyal kanallardan
paylaşılacak.
marketing europe & anatolia / 23
GoDaddy’d
Röportaj
den, Dört İpucu...
GoDaddy Türkiye ve MENA Bölge Direktörü
Selina Bieber
GoDaddy, sağlıklı yaşam alanında faaliyet gösteren
kişi ve işletmeler ile dört dijital pazarlama ipucu paylaştı.
Müşterilerine onların aktif olduğu platformlarda ulaşmanın
ve onlara aradıkları ürün ve hizmetleri sunabiliyor olmanın
önemini vurgulayan GoDaddy’nin
paylaştığı dijital pazarlama ipuçları işletmelerin büyümesine
yardımcı olmayı hedefliyor.
GoDaddy, sağlıklı yaşam sektöründeki
işletmeler için dört dijital pazarlama ipucu
paylaştı
GoDaddy, sağlıklı yaşam sektöründeki
işletmelerin hedef kitleleriyle etkileşim
kurmasına yardımcı olacak dijital pazarlama
ipuçları paylaştı.
Dünyanın dört bir yanındaki girişimcilerin
online dünyada başarılı olması
için gerekli araç ve yardımı sunan Go-
Daddy, sağlıklı yaşam alanında faaliyet
gösteren kişi ve işletmeler ile dört dijital
pazarlama ipucu paylaştı. Müşterilerine
onların aktif olduğu platformlarda
ulaşmanın ve onlara aradıkları ürün ve
hizmetleri sunabiliyor olmanın önemini
vurgulayan GoDaddy’nin paylaştığı dijital
pazarlama ipuçları işletmelerin büyümesine
yardımcı olmayı hedefliyor.
GoDaddy Türkiye ve MENA Bölge Direktörü
Selina Bieber, konuyla ilgili
olarak, “Sağlıklı yaşama ilgi gösteren
insanların sayısının giderek arttığını
gözlemliyoruz ve konuyla ilgili bilgileri
internette arıyorlar. Bu, sağlıklı yaşam
alanında faaliyet gösteren kişi ve işletmelerin
doğru bilgileri paylaşarak
işlerini desteklemeleri için bir fırsat. Bu
fırsatı değerlendirebilmeleri için mevcut
online araçlardan yararlanarak, hedef
kitleleriyle etkileşime geçmelerini sağlayacak,
güçlü bir online varlık oluşturmaları
gerekiyor. GoDaddy’nin sunduğu
entegre online araçlar ilk adımı
kolayca ve uygun maliyetle atmalarını
sağlayacak ve işlerini büyütmelerine
yardımcı olacak şekilde tasarlandı.”
GoDaddy’nin sağlıklı yaşam sektöründe
faaliyet gösteren kişi ve işletmeler
için derlediği dijital pazarlama ipuçları
şöyle:
Kaliteli bir web sitesi kurun:
Dijital pazarlama faaliyetlerinizin merkezinde
web siteniz olmalı. İş modeliniz
her ne olursa olsun, web siteniz hem
siz, hem de hedef kitleniz için internet
dünyasındaki temel etkileşim noktasıdır.
Web sitenizin hızlı, güvenli ve mobil
uyumlu olmanın yanı sıra stratejik bir
şekilde yerleştirilmiş eylem çağrılarına,
markanıza uygun, cesur görsellere, net
mesajlara sahip ve kolay gezinilebilir
olması gerekiyor. Görsellerin markanız
ve iş alanınız ile uyumlu olduğundan
marketing europe & anatolia /25
Röportaj
emin olun. Örneğin, spor markasıysanız
egzersiz fotoğrafları, beslenme
alanındaysanız lezzetli görünen sağlıklı
yemek fotoğrafları paylaşabilirsiniz. İş
modelinizi ve hedeflerinizi destekleyecek
şekilde GoDaddy Web Sitesi Mimarı
ile bir saatten kısa bir sürede profesyonel
bir web sitesi kurabilir veya daha
gelişmiş bir araç olan ve online satışa
yönelik WooCommerce gibi kişiselleştirilmiş
eklentiler sunan WordPress’i tercih
edebilirsiniz.
E-posta pazarlama ile mevcut ve
potansiyel müşterilerinizle ilişkinizi
güçlendirin:
E-posta pazarlama, hedef kitlenizle
iletişime geçmek için en etkili yöntemlerden
biridir. Ziyaretçilerinizi müşteriye
çevirmenize, mevcut müşterilerinize
daha fazla satış yapmanıza ve genel
olarak müşterilerinizin aklında kalmanıza
yardımcı olabilir. GoDaddy E-posta
Pazarlama gibi araçlar, web sitenizle
entegre mobil uyumlu e-postalar oluşturmanızı
ve e-postalarınızın başarısını
analiz etmenizi sağlar. Örneğin, gıda
26/ marketing europe & anatolia
Düzenli olarak güncellenen
blog içeriği, kendinizi uzman
olarak konumlandırmanıza ve
hedef kitlenize değerli ve
eğitici içerik sunmanıza
yardımcı olabilir.
takviyesi satıyorsanız, müşterilerinize
ürününüzü öğünlerine nasıl ekleyebilecekleri
konusunda fikir verebilir veya
henüz alışveriş yapmamış ziyaretçilerinize
ürünlerinizle ilgili daha ayrıntılı bilgi
verebilirsiniz.
Düzenli olarak blog içeriği paylaşın:
Düzenli olarak güncellenen blog içeriği,
kendinizi uzman olarak konumlandırmanıza
ve hedef kitlenize değerli
ve eğitici içerik sunmanıza yardımcı
olabilir. Blog içeriği marka kimliğinizi
geliştirmenize yardımcı olurken, aynı
zamanda arama motorları üzerinden
web sitenize organik ziyaretçi trafiği
çekmek için de iyi bir yoldur. İş alanınıza
bağlı olarak vaka analizleri, raporlar,
sağlıklı tarifler, egzersiz önerileri,
sağlıklı yaşam uzmanları ile röportajlar
veya infografikler paylaşabilirsiniz.
Ayrıca e-posta listenizi genişletmek
adına üyelere özel içerikler sunabilirsiniz.
Arama sonuçlarında görünmenizi
sağlayacak, ürün ve hizmetlerinizle
ilgili anahtar kelimeleri de blogunuzda
kullanarak Arama Motoru Optimizasyonu
(SEO) çalışmalarınızı destekleyebilirsiniz.
Yeni yazılarınızda blogunuzda
önceden yayınladığınız, ilgili yazılara
bağlantı vererek daha fazla okunmalarını
sağlayabilir, bu çalışmalarla web
sitenizin trafiğini artırabilirsiniz. Hem
Web Sitesi Mimarı, hem de WordPress
web sitenize blog özelliği ekleme seçeneği
sunuyor. İlgi çekici bir blog insanların
yeni şeyler öğrenmek için web
sitenizi tekrar tekrar ziyaret etmesini
sağlayabilir.
Hedef kitlenizle aktif bir şekilde iletişim
kurun:
Sağlıklı yaşam, birçok insanın kendileri
ve aileleri için yeni fikirler bulmak adına
internette araştırma yaptığı bir konu.
Sosyal medya, hedef kitlenizle anlık iletişim
kurmak ve etkileşimde bulunmak
için müthiş bir yöntem. Yorumları ve
mesajları düzenli olarak takip edin ve
geç kalmadan yanıtlayın. Konu sağlıklı
yaşam olduğunda insanları kişisel ihtiyaçları
ve beklentilerine uygun bir şekilde
yönlendirmek çok önemli, o yüzden
uzmanlık alanınızın dışına çıkmayın.
Bu aynı zamanda itibar ve güven oluşturmanıza
da yardımcı olabilir.
GoDaddy, Türkiye’deki küçük işletmeler
için online varlıklarını oluşturmalarını
sağlayacak, kolay kullanılabilir ve
uygun maliyetli dijital araçlar sunuyor.
Ürün ve hizmetleri arasında alan adı
kaydı ve Web Sitesi Mimarı’nın yanı
sıra hosting, Yönetilebilir WordPress,
online güvenlik, online pazarlama ile
e-posta ve Office üretkenlik
Kampanyalar
Kiss Me More...
Flormar, yepyeni ürünü “Kiss Me More” likit mat ruj reklam
kampanyasın için bir kez daha oyuncu Hazar Ergüçlü ile
çalıştı. Hazar Ergüçlü’nün rol aldığı “Kiss Me More” reklam
filmi, mat görünümlü dudaklar için bulaşma yapmayan uzun
süre kalıcı formülü ile “Tüm Öpücüklere Yetecek Kadar Kalıcı”
ruju arayan kadınların sesi olacak.
Kampanya Künyesi
Reklam Veren: Flormar
Reklam Ajansı: Rafineri
Yönetmen: Nicolas Caicoya
Sanat Yönetmeni: Antonio Piciulo
Yaratıcı Ekip: Ayşe Bali, Doğu Göçük, Burçak Beslioğlu,
Gözde Dilek, Özge Ateş, Büşra Aksu, Asya Aydın
Müşteri İlişkileri: Tarçın Köprülü, Emel Cansu Özdemir,
Burak Karakurt
Stratejik Planlama: Zühre Erdoğan, Ege Ayakduran
Ajans Prodüksiyon Ekibi: Şafak Serter, İpek Savaş
Grafik Ekibi: Faruk Er, Cansu Ortanç
Yapım Şirketi: Spark Film
Prodüktörler: Onur Mis - Tamer Üner
Post Prodüksiyon: Mojo FX
marketing europe & anatolia / 29
Kampanyalar
UN Women Kadınlar Günü filmi...
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi, iş hayatında, yönetimde,
bilimde toplumsal cinsiyet eşitliğine odaklandığı film 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününde gösterime girdi.
Dijital mecralarda ve UN Women Turkey Facebook hesabında
gösterilmeye başlanacak olan film, “Okuma, Çalışma,
Konuşma, Yönetme, Yükselme Varsa, Eşitlik Var, Gelecek
Var” mesajı veriyor.
Kampanya Künyesi
Yönetici Kreatif Direktör: Sami Basut
Yönetici Ortak: Leslie Krespin
Müşteri Direktörü: Ece Özyurt
Kreatif Direktör: Ümit Taşlı
Metin Yazarı: Onur Kutluer
Art Direktör: Burak Tozkoparan
Strateji Direktörü: Berkant Avcı
Planlamacı: Batuhan Ins
Prodüksiyon Grup Direktörü: Ahmet Bayık
Prodüktör: Elif Mermer
Prodüksiyon Şirketi: 85/90
Medya Ajansı: MediaCom
Uykusuz Kahramanlar...
Yataş, Dünya Uyku Günü için hazırlanan ve sosyal medya
kanallarında yayınlanan yeni reklam filmini Türkiye’nin “Uykusuz
Kahramanlar”ına adıyor. Yataş, reklam filminde “Gece
uykusu en faydalı ve tatlı olanı… Bunu da en çok gece uykusunu
feda edenler bilir” sözleriyle bizim için uykusuz kalanları
hatırlıyor. Reklam filminde Yataş “Uykusuz Kahramanlar”
olarak tanımladığı sabahın ilk ışıklarında güne başlayan
fırıncılar, bizi sevdiklerimize kavuşturan şoförler, sağlığımız
için çalışan doktor, hemşire, eczacılar, itfaiye erlerin, bekçiler,
polisler ve askerlere hepimiz adına teşekkür ederek
Dünya Uyku Günü’nü kutluyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Yataş Grup – Yataş Bedding
Reklamveren yetkilisi: Nevzat Yıldız, Selmin Gündoğdu,
Elif Okuklu, Yüce Şahinel
Ajans: Excel İletişim ve Algı Yönetimi
Kreatif Direktör: Emre Yurdakul
Reklam Yazarı: Murat Harput
Müşteri İlişkileri: Mert Aybar, Kahraman Cenk Gürses,
İrem Durhan
30 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Enza Home, 2019...
filmleri, A Graphic Design reklam ajansının imzasını taşıyor.
Enza Home’un 2019 koleksiyonunu tanıttığı yeni reklam
filmleri yayına girdi. “Yeni bir mobilya sadece evinizi mi değiştirir?”
sorusuyla yaşamın Enza Home ile nasıl değişip güzelleştiği
anlatan yeni reklam filmleri, hepimizin yaşamında
ortak bir yeri olan değerli anları, yeni başlangıçları, heyecanları
ve mutlulukları samimi ve yine Enza’ya özgü bir dille
ifade ediyor. Yönetmenliğini Metin Arolat’ın üstlendiği reklam
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Yataş Grup - Enza Home
Reklamveren yetkilisi: Nevzat Yıldız, Selmin Gündoğdu,
Dilek Toyga, Ceyda Ulubaş
Reklam Ajansı: A Graphic Design
Kreatif Direktör: Yılmaz Kurt
Yaratıcı Ekip: Fatih Yaman, Bora Çelikoğlu, Osman Altun
Müşteri İlişkileri: Özden Albayrak Durmuş
Prodüksiyon şirketi: Hacıyatmaz Film
Yapımcı: Tayfur Sonkaya, Elif Özdemir
Yönetmen: Metin Arolat
Görüntü Yönetmeni: Mehmet Aksın
Sanat Grubu: Ülker Paro, Serpil Göler
Post prodüksiyon: HacıyatmaAAz Film
Medya Ajansı: Mindshare world
Müzik: Atakan Ilgazdağ
Kullanılan Mecra: TV, internet
Ford SUV “Açık Ateş”projesi...
Ford, şehrin karmaşasına inat sıra dışı bir sadeliğin
hakim olduğu bu dünyada, “Açık Ateş” dizisiyle
buram buram doğallık kokan lezzetler hazırlıyor.
Direksiyona geçen Yılmaz Şef, “Açık Ateş”i yakmak
için kimi zaman masmavi deniz kenarını, kimi
zamansa yemyeşil manzaraları mesken tutuyor.
Sadece doğanın sunduklarıyla olabildiğince sade
sofralar hazırlamak için hünerli ellerini, doğanın
sessizliğine teslim ediyor ve bize de sadece dinlemek
kalıyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Ford Otosan
Reklamveren Yetkilileri: Gonca Sofuoğlu Temiz,
Önder Olcay, Ece Barak
Reklam Ajansı: Tick Tock Boom
Kreatif Direktör: Gürkan Gürel
Marka Direktörü: Halil İbrahim Özay
Prodüktör: Bensu Şengül
Sosyal Medya Ekibi: Ali Eren Bilgin, Salim Çobanoğlu
Şef: Yılmaz Öztürk
Yönetmen: Ahmet Üzgün
Editör: Merve Arkunlar
Yapım Evi: Pre Prodüksiyon
marketing europe & anatolia / 31
Kampanyalar
Lezzet İçiririm, Koruyucu İçirmem...
Uludağ İçecek, ülkemizde üretilen ilk ve tek koruyucu içermeyen
meyve aromalı maden suyu Uludağ Frutti için hazırladığı
kampanya ile dikkatleri büyük Ar-Ge yatırımları
sonucunda ortaya çıkan ve koruyucu içermeyen formülüne
çekiyor. Farklı lezzet arayışında olan hedef kitleler için çekilen
üç farklı reklam filmi, “Lezzet İçiririm, Koruyucu İçirmem”
mesajını veriyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Uludağ İçecek
Reklamveren Ekibi: Ali Can Yıldız, Aslı Bahadır Uzun,
Cansu Değerli, Oğuz Güleryüz
Reklam Ajansı: Güzel Sanatlar
Yaratıcı Ekip:Tolga Suna, Metehan Örnek, Kemal Hayıt,
Mertcan Karpınar, Kıvanç Şenay
Ajans Yapımcısı: Melis Bircan Bölüktaş, Uğur Egemen İres
Müşteri İlişkileri: Gözde Şengüler, Selen Öngör, Tutku top
Stratejik Planlama: Deeper
Yapımevi/Yönetmen: Spark/Oğulcan Eren Akay
PR Ajansı: Sobraz
Medya Planlama ve Satın Alma Ajansı: Time
Hep Yanımda Olsan...
Siyah beyaz Negro dünyasının Lara Di Lara’nın
muhteşem sesiyle bir araya geldiği reklam filminde
hep yanında olmasını isteyeceği lezzete ulaşmaya
çalışan sanatçının, konserdeki hikâyesine
yer veriliyor. Bu hikâyeye de içinde Negro’dan
kodlar taşıyan ve ona ithafen söylenilen Lara Di
Lara’nın eşsiz sesiyle dinlediğimiz, dillerden düşmeyecek
yepyeni bir şarkı eşlik ediyor: Hep Yanımda
Olsan
Kampanya Künyesi
Reklam Ajansı: Güzel Sanatlar
Reklamveren: ETİ
Reklamveren Yetkilileri: Zeynep Akyüz Öztürk,
Burçin Kızıltepe, Berfin Özsoy
Ürün: Eti Negro
Kreatif Direktör: Emrah Kural
Yaratıcı Ekip: Damlasu Yasa, Fatmanur Zeynel
Müşteri İlişkileri: Gözde Şengüler, Ceysun Giritli,
Sıla Gözüm, Sena Özata
Stratejik Planlama: Ozan Karaman
Medya Planlama/Satın Alma: MG Media
Ajans Yapımcısı: Melis Bircan, Uğur Egemen İres
Yapım Evi: PTOT
Yönetmen: Canbert Yerguz
Özgün Müzik: Jingle Jungle
32 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Strese iyi gelen yatak...
Bambi Yatak, Hülya Avşar ile yeni bir reklam kampanyasına
daha imza attı. Bambi Yatak’ın yeni nesil ürünü Magnasand
Therapy Yatak için kamera karşısına geçen Avşar, yatağın
strese nasıl iyi geldiğini günlük yaşamamıza göndermeler
yaparak anlatıyor.
Kampanya Künyesi
Reklam veren: Bambi Yatak / Bambi.com.tr
Marka: Bambi Magnasand Therapy Yatak
Reklamveren Yetkilisi: Adem Çetmen
Reklam Ajansı: Genna Istanbul
Yaratıcı Yönetmen: Nilüfer Gülata
Yaratıcı Grup: Gökhan Üstünel, Özhan Sancak, Erol Çelik
Müşteri İlişkileri: İdil Ozman, Zeynep Gül
Yapım Şirketi: Shortcut
Yapımcı: Esra Seyrekbasan Onar
Yürütücü Yapımcı: Cem Toparlaklı
Yönetmen: Burak Yıldırım
Görüntü Yönetmeni: Veli Kuzlu
Müzik: Jingledak
Medya Ajansı: Mediastore
Mavi Yaz Başlıyor...
Mavi ve Kıvanç Tatlıtuğ birlikteliklerinin 10. sezonuna ‘‘Çok
ses getirecek’ yeni reklam kampanyasıyla devam ediyor.
Mavi’nin, jean ruhunu yansıtan ve yaz koleksiyonundan ilham
alınarak hazırlanan reklam filminde Kıvanç, Mavi jean’i
ve gitarıyla başrolde. Hem ürünleri hem de gençlik enerjisiyle
çok ses getirecek ‘Mavi Yaz’ filminin müziği ise Cem
Karaca’nın unutulmaz parçalarından ‘Resimdeki Gözyaşları’.
Mavi CEO’su Cüneyt Yavuz, “Kalbi jean’le atan bir marka
olarak bugün Türkiye’de jean denince insanların aklına
ilk Mavi geliyorsa bu başarıda Kıvanç’ın rolü büyük. Hem
markası, hem de ürünleriyle ses getiren, kaliteyi ve iyi işler
yapmayı odağına koymuş global bir şirket olarak, her sezon
yenilenmenin ve heyecan yaratmanın peşindeyiz. Bu kampanyayla,
aynı zamanda gençlere ‘İyi bir jean her zaman
sana güç verir, cesaretlendirir ve özgür hissettirir’ diyoruz.”
Kampanya Künyesi
Reklam Yıldızı: Kıvanç Tatlıtuğ
Senaryo: Ali Taran
Yönetmen: Cemal Alpan
Görüntü Yönetmeni: Burak Turan
marketing europe & anatolia / 33
Kampanyalar
Sadelik Koleksiyonu...
Özdilek Ev Tekstili, “Sadelik Koleksiyonu”ndaki en yeni ürünlerini
Jessica May’in rol aldığı TV reklam filmi ile tanıtıyor.
Özdilek Ev Tekstili’nin reklam yüzü olan Brezilyalı Oyuncu
Jessica May ile sadeliğin ön planda olduğu en yeni ürünler
ilk kez ekrana taşınıyor.
Reklam filminin sonunda bir Özdilek markası olan Sadem’in
Ciauro Mint ve Sail oda kokuları da tanıtılıyor. Farklı ruh ve
karaktere sahip esanslardan oluşan yeni kokular ile Sadem
evinizi büyülüyor.
Kampanya Künyesi
Reklam Veren: Özdilek Ev Tekstili
Reklam Ajansı: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar
Kreatif Direktör: Ramiz Bayraktar
Yönetmen: Tamer Aydoğdu
Oyuncu: Jessica May Kara
Görüntü Yönetmeni: Varol Şahin
Müzik: Tony Lee Stafford Jr & Michael Dennis Smith & Nineoneone
- What’s Gone Will Never Leave
Prodüksiyon Şirketi: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar
İnternet Sitesi: ozdilek.com.tr / ozdilekteyim.com
Oleg Cassini, 2019...
Oleg Cassini, 2019 yılının ilk reklam kampanyasında
başrol koltuğunu bu kez mağazalarının
yıldızlarına ; stil danışmanlarına
veriyor. Oleg Cassini Stil Danışmanları,
heyecanlarını paylaşıp hayallerini gerçeğe
dönüştürmek üzere gelin adaylarını “masalı
birlikte yaratmaya” davet ediyor.
Kampanya Künyesi
Marka: Oleg Cassini
Marka Sözcüsü:Merve Giray
Kreatif Ajans:Kingdom İstanbul
Kreatif Strateji:Lara Büyüktetik
Metin Yazarı:Nazlı Şirinyurt
Prodüksiyon:Efe Çelik
Yönetmen:Melike Önay
Fotoğrafçı:Tuğberk Acar
34 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Şimdi mi geldi aklınıza?...
Ajinomoto’nun güçlü AR-GE ekibi, Türkiye’de ilk defa kemik
suyu lezzetini bulyon formatına getirdi.
Bizim Mutfak, kemik suyu lezzetini bulyon pratikliğiyle ilk kez
tüketiciyle buluştururken, reklam filminde kemik suyu yapımının
zorluğunu iki tecrübeli ev hanımının gözünden esprili
ve gülümseten bir dille anlattı.
Mutfakta herkesin aradığı “doğallık, besleyicilik ve pratiklik”
üzerine yoğunlaşan Bizim Mutfak’ın bünyesinde bulunduğu
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Ajinomoto İstanbul
Reklamveren Yetkilisi: Hülya Gündoğan Uçarlar,
Doğukan Saydan, Beril Tekelioğlu
Reklam Ajansı: TBWA\Istanbul
CCO: İlkay Gürpınar
ECD: Volkan Karakaşoğlu
Yaratıcı Ekip Liderleri: Orkun Önal, Erçin Sadıkoğlu
Yaratıcı Ekip: Ali Yiğit Gümüş, Fırat Eren, Ezgi Tanyeri
Marka Ekibi: Ömer Üstündağ, Burtay Baştufan,
Zeynep Boyan
CSO: Toygun Yılmazer
Stratejik Planlama: Özgün Özkalay, Yunuscan Hismicil
Produksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, Zeynep Türkmen
Produksiyon Şirketi: Depo Film
Yönetmen: Tolga Evgüzel
Müzik: 3K1A
Fotoğraf: Cihan Ünalan
Nestlé DAMAK İnci...
Nestlé DAMAK’ın fıstıklarını karşı konulmaz beyaz
çikolata ile buluşturan yeni DAMAK İnci çikolataseverlerin
beğenisine sunuldu. 86 yıldır çikolata ve
fıstığın efsanevi aşkıyla özdeşleşen Nestlé DAMAK
ailesinin yeni üyesi DAMAK İnci, markanın #BiDamakGüzellik
kampanyasının devamı niteliğinde bir
reklam filmiyle tanıtıldı.
Hayattaki keşfedilecek güzelliklere vurgu yapan
filmde beyaz çikolata ve Antep fıstığının buluşması
yakın plan görüntülerle etkili bir şekilde paylaşılıyor.
Çikolataya ismini veren inci tanelerinin eşsizliği ve
değeri vurgulanıyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Nestlé Türkiye
Genel Müdür: Özgür Karakaş
Pazarlama Müdürü: Başak Çayhan
Marka Müdürleri: Ömer Kağan Ural, Başak Tuncay
Reklam Ajansı: Manajans J. Walter Thompson
Yönetici Ortak: Leslie Krespin
Yaratıcı Yönetmen: Kaan Ertüz
Yaratıcı Grup Başkanı: Baran Güneş
Müşteri Grubu: Setenay Ergin, Nuran Rona, Alanur Akyıldız
Stratejik Planlama: Berkant Avcı, Mervenaz Mete
Ajans Prodüktörleri: Ahmet Bayık, Eralp Çankır
Yapım Şirketi: Mental
Medya Ajansı: Mindshare
marketing europe & anatolia / 35
Kampanyalar
AXE What...
AXE’ın, yeni kokusu What?! için yaratılan global reklam
kampanyası Türkiye’de yayına girdi. Deri ve kurabiye notalarının
bir arada kullanıldığı yeni AXE reklam filmi, kokunun
uyumsuz olacabileceği önyargısına son noktayı koyuyor.
Film, What?! ile ilgili herkesin aklına ilk gelen “güzel kokar
mı?” sorusuna eğlenceli bir dille yanıt veriyor.
Genç adam, deri ile kurabiye kombinasyonunun güzel kokmayacağını
düşünerek “Gerçekten güzel kokuyorsa otobanda
çıplak koşarım” diyecek kadar kendinden emindir.
What?!’ın “Yok Artık!” dedirten kokusunu ve etkisini tahmin
edemeyen karakterimizi, bir anda otobanda çıplak kalmış
olarak görürüz. Otobandaki şokunu sempatikliğiyle geçiştirmeye
çalışan genç adam filmin sonunda What?!’ın olağanüstü
kokusunu kabul ediyor.
Kampanya Künyesi
Yaratıcı Ajans: Dokyo
Metin Yazarı: Frank Berning
Prodüksiyon Şirketi: Tony Petersen Film
Yönetmen: Claas Ortmann
Divan Otel reklam filmi...
Koç Grubu bünyesinde hizmet veren Divan Grubu,
ilk televizyon reklamıyla izleyicilerin karşısına
çıkarak, köklü geçmişini gözler önüne seriyor.
Geleneksel çizgiler ve modern yaşamın renkli
anlarının yer aldığı filmde, çini sanatçısı Adilcan
Güven’in fırça hareketleri Divan çatısı altında bulunan
her birimden izler taşıyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Divan Grubu
Reklamveren Temsilcileri: Akşın Güngör,
Mine Yaman Kocabaş, Naz Kayıran Yanık, Ece
Başer
Reklam Ajansı: BEING\ÇÖZÜM
Yaratıcı Ekip: Ozan Can Bozkurt, Erce Ulusoy,
Hande Gürsoy
Marka Ekibi: Yusuf Ziya Erdönmez, Elif Onat Bozkurt,
Yasemin Asaad
Stratejik Planlama Ekibi: Ahmet Yener, Deniz Atalay,
Beliz Atalay
Prodüksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, İrem Akalın
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film
Yönetmen: Onur Erdem
Post Prodüksiyon Şirketi: ABT İstanbul
Müzik: FFW
Kullanılan Mecralar: TV, Dijital
36 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
#BaşarınınCinsiyetiOlmaz...
Türk Ekonomi Bankası (TEB), 8 Mart Dünya Kadınlar
Günü’ne özel hazırladığı #BaşarınınCinsiyetiOlmaz videosuyla
kadınların iş yaşamındaki önyargı ve engellere karşı
verdikleri mücadeleye dikkat çekiyor.
Kadınların iş dünyasındaki varlığını güçlendirme ve ekonomiye
daha fazla dahil olmasına katkıda bulunma amacıyla
çalışan TEB, iş yaşamında karşılaşılan her türlü engele karşı
iş kadınlarını cesaretlendirmeye devam ediyor
Kampanya Künyesi
Reklamveren: TEB (Türk Ekonomi Bankası)
Reklamveren Ekibi: Zeynep Demirkol, İlke Erdener, Mustafa
Baysal, Mert Maviş, Fatih Tozan, Murat Olgaç, Özal
Ünal
Reklam ajansı: Tick Tock Boom
Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Gürel
Yönetmen: Mahir Birav
Müşteri ilişkileri grubu : Bahriye Sarıkaya,
Duygu Daşdöğen
Kreatif Ekip: Derya Canca
Ajans Prodüksiyon: Bensu Şengül
Ekici Süzme Peynir’in reklam filmi...
Ekici Peynir’in Süzme Peynir reklamı yayınlandı.
Engin Günaydın’ın seslendirdiği ve özel üretim
tekniğiyle hazırlanan Ekici Süzme Peynir’in reklam
filminde üstün lezzet ödülüne ve yüksek kalsiyumlu
olmasına vurgu yapılıyor.
Peynir ustası Ekici’nin Süzme Peynir reklam filmi
esprili bir dille başlıyor. Ardından da süzme peynirin
ilk başlarda peynir ailesinden sayılmamasına atıfta
bulunuluyor. Reklam filmi “Sen süzmesin dediler, bu
sofrada yerin yok dediler. Ama bir yediler, bir daha
da hakkımı yemediler” cümleleri ile devam ediyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Ekici Peynir
Reklamveren Temsilcisi: Elçin Ekici Öztürk
Marka İletişim Danışmanlığı: Communication
Partner
Reklam Ajansı: Karpat Independent Advertising
Agency
Yönetici Yaratıcı Yönetmen: Nick Sawyer
Müzik: Jingle House
marketing europe & anatolia / 37
Sırbistan’ın ba
Gezi
şkenti Belgrad...
Uzun zamandır görmek isteyip de bir sürü f
ırsatını bulamadığım bir yerdi Belgrad.
Sonunda kısmet oldu ve 3 arkadaş Belgrad yolunu tuttuk.
Pegasus Hava Yollarının direk uçağı ile saat 11:35 gibi vardık
Belgrad’ a. Belgrad vize istemiyor.
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com
Uzun zamandır görmek isteyip de bir
sürü fırsatını bulamadığım bir yerdi
Belgrad. Sonunda kısmet oldu ve 3
arkadaş Belgrad yolunu tuttuk. Pegasus
Hava Yollarının direk uçağı ile saat
11:35 gibi vardık Belgrad’a. Belgrad
vize istemiyor, dolayısıyla giriş işlemlerinden
sonra şehir merkezine gitmek
için A1 numaralı otobüze bindik. A1’ in
fiyatı standar 300 Dinar. Ancak para
üstü geri alırken mutlaka sayarak alın.
Zira eksik verebiliyorlar. Havaalanında
döviz kurları düşük o yüzden döviz bozduracaksanız
şehir merkezinde bozdurmanızı
tavsiye ederim. Şehir merkezinde
oldukça fazla döviz bürosu var.
Yaklaşık yarım saat sonra Slavija meydanına
varıyoruz. A1 otobüslerinin kalkış
ve varış yeri burası. Meydana vardığımızda
çok acıkmış olduğumuz için
hemen yemek yiyecek yer arıyoruz, tabii
ki Foursquare’dan Bize en yakın yer
Hotel Slavija Garni’nin restaurantı. Bavullarımızla
birlikte Slavija Restaurant’a
gidiyoruz. Restaurant otele ait ve oldukça
büyük. Hemen oturup Cevapi ve
yerel bira söylüyoruz. Cevapi iste kurutulmuş
etten yapılan bir çeşit köfte. Tadı
füe et gibi; en sevdiğim lezzetlerden biri
Posiyonlar, Türkiye’ye göre çok büyük,
o yüzden ben tamamını bitiremedim
Yemeklerimizi bitirdikten sonra, booking.com
üzerinden ayarladığımız eve
doğru yola çıkıyoruz. Otelimiz Terazije
caddesi üzerinde. Otel dediğime bakmayın
aslında orası bir daire Eşyalarımızı,
eve bırakıp Belgrad’ı keşfe çıkıyoruz.
Sırbistan’ın başkenti olan Belgrad;
Sava ve Tuna nehirlerinin buluştuğu ve
uluslararası kara, demir ve havayollarının
birleştiği merkezi bir konumda bulunuyor.
Güneyinde Avala ve Kosmaj
dağlarının uzandığı, pek çok noktasından
eşsiz Kalemegdan’ın göründüğü
ve kalbinin Knez Mihailova caddesinde
attığı şehir, yıl içerisinde çok sayıda ziyaretçiye
ev sahipliği yapıyor.
İstanbul ve Atina’dan sonra Avrupa’nın
en eski şehri olan Belgrad’ a ait arkeolojik
bulgular, M.Ö 5. yüzyıla kadar
uzanmakta. Kelt kabileleri tarafından
keşfedilen ve hakkındaki ilk kayıtların,
878 yılına ait olduğu belirtilen şehrin tarihi,
birçok mücadele ve savaşla dolu.
Sadece ülkenin değil aynı zamanda
Avrupa’nın da eğlence merkezlerinden
biri olan Belgrad’ın gece hayatı, komşu
ülkelerden birçok ziyaretçi çekmekte
ancak biz o gecelere akamadık .
Gelelim gezimize; niyetimiz Knez Mihailova
Caddesi üzerinden Kalemegdan’a
gitmek. Sırbistan’ın en eski yerleşim
bölgelerinden biri olan Knez Mihaliova
Caddesi; birçok tarihi binasıyla kültüre,
ünlü mağazalarıyla ekonomiye, galerileriyle
sanata ve modern kafeleriyle de
eğlenceye hizmet veren kocaman, güzel
bir cadde.
marketing europe & anatolia / 39
Tuna ve Sava nehirlerinin
birbirine kavuştuğu
bölgede yer alan
Kalemagdan Parkı
Gezi
Roma ve Osmanlı kültürünün izlerini taşıyan
bahçelere, çeşmelere ve binalara
sahip olan cadde; 1867 yılından sonra
gerçekleştirilen şehir planlamasıyla bugün
ki halini almış ancak yol çalışmaları
hala bitmemiş. Beyoğlu’nun başına
gelen, Knez Mihailova Caddesi’nin de
başına gelmiş .
Caddenin en önemli sembollerinden
biri olan Prens Mihailo Heykeli, heykelin
solundaki Ulusal Tiyatro binası
ve arkasındaki Ulusal Müze; Knez Mihailova
caddesi’nin kültürel ve sanatsal
dokusunu temsil ediyor. Caddeyi
keyifle dolaştıktan sonra gözümüze
çarpan dondurmacıda alıyoruz soluğu.
Dondurmalarımızı aldıktan sonra ki çok
güzelmiş dondurması ; Kalemegdan’a
varıyoruz.
Knez Mihailova Caddesi’nin bittiği yerde
başlayan Kalemagdan Kalesi ve doğal
güzelliğiyle büyüleyen Kalemegdan
Parkı, Belgrad’da hem gezme hem de
dinlenme amaçlı ziyaret edilen yerlerden
biri. Beldrad’da çok fazla yeşil alan
olduğunu da belirteyim bu arada
İlk yerleşimin, Kelt Scordisci kabilesi
tarafından M.Ö. 3. yüzyılda gerçekleştiği
bu tarihi yer; Türk ve Slav kabileleri
başta olmak üzere birçok kabile tarafın-
40 / marketing europe & anatolia
dan zapt edilmiş, aynı zamanda Roma
ve Osmanlı gibi güçlü imparatorlukların
sınırlarına girmiş.
Osmanlı Devleti’nin mimarisini yansıtan
İstanbul Kapısı, Kalemegdan Kalesi’nin
ana girişini oluşturuyor hemen sonrasında
açık hava silah müzesi bulunuyor.
Kale’ye girdikten sonra karşımıza
çıkan Zindan Kapısı ise asıl yapısının
bozulmadan inşa edildiği terasıyla ziyaretçilere
muhteşem bir Tuna Nehri
manzarası sunuyor.
Kale’nin etrafını çevreleyen geniş Kalemagdan
Parkı’nın girişinde ise bir elinde
şahin, diğer elinde savaş kılıcı olan
ve Sırbistan’ın bağımsızlığını simgeleyen
Victor Anıtı bulunuyor.
Tuna ve Sava nehirlerinin birbirine kavuştuğu
bölgede yer alan Kalemagdan
Parkı; basketbol ve tenis kortları, müzeleri
ve kafeleriyle başkentin en popüler
yerleri arasında. En güzeli ise gün
batımında kale surlarında oturup muhteşem
manzarayı izlemek. Biz de en
güzelini yapıp, güneşi Kalemgdan’ da
bitirdik. Sonra da Belgrad sokaklarını
keşfe çıktık.
Nehir kenarından doğru yürüyerek
Aziz Mihail Katedrali’ne (Holy Archangel
Michael Cathedral) vardık. 1837 ve
1840 yılları arasında A. F. Kverfeld tarafından
tasarlanıp, ünlü heykeltıraş Dimitrije
Pančevo tarafından inşa edilen
katedral, Kutsal Başmelek Michael’a
ithaf edilmiş. Geç barok döneminin mimari
izlerini taşıyan katedral, 19. yüzyıl
Sırp sanatının Avrupa stiline yakınlaşan
önemli örneklerinden biri. Antik ikonalarla
ve altın işlemeli sanat eserleriyle
dekore edilen katedral, aynı zamanda
Sırp liderler Miloš Obrenović ve Mihailo
Obrenović dışında, Dositej Obradović
ve Vuk Stefanović Karadžić gibi birçok
ünlü kişinin mezarlarını barındırıyor.
St. Michael Cathedral’ den sonra tekrar
Knez Mihailova Caddesi’ne çıkıp yürüyüş
yaptık. Ardından da bir şeyler içmek
için Skadarlija denen bölgeye gittik.
Şehrin en bohem ve ilginç mahallelerinden
biri olan Skadarlija, geleneksel
Sırp eğlencesini yansıtan bir bölge. 19.
ve 20. yüzyılın başlarında birçok şair ve
sanatçının toplandığı Skadar Caddesi,
mahallenin merkezi konumunda. Belgrad’
ın en eski geleneksel restoran ve
barlarına sahip olan bölgede, Kafana
adı verilen mekanlarda şehrin en eski
biraları tadıp, geleneksel Sırp müziği
Starogradska dinlenebilirsiniz. Bizim
şansımıza Osman Aga şarkısının Sırp
versiyonu denk geldi :)
Skadarlija, arnavut kaldırılarıyla döşenmiş,
araç trafiğine kapalı bir cadde.
Cadde çok şık otantik restaurant ve kafeler
var. Biz öğlen yediğimiz cevapileri
hala sindiremediğimiz için bir şeyler içmek
için Red Bar’ a oturduk. Şansımıza
terasta yer bulduk ve otantik Skadarlija
manzarasına karşı oturduk. Mehmet,
şarap ile ilgili bir kursa gittiği için içecek
seçimini Mehmet’e bıraktık. O da
Gezi
bizim için bir şişe, yerel bir şarap olan
Temet Three Morave Red şarap söyledi.
Ben şaraptan çok anlamam ama bu
şarabı hiç sevmedim. Benim için sirkeden
farksızdı. Onun yerine Pina Colada
söyledim de keyfim yerine geldi :) Epey
bir sohbet, muhabbetten sonra uyumak
üzere dairemize geri döndük.
Ertesi gün kahvaltımızı ettikten sonra
Novi Sad’a doğru yola koyulduk. Novi
Sad’a, otobüs garından her saat başı
otobüs var. Biz de biletlerimiz aldıktan
sonra otobüse binip yola çıktık.
Otobüs ile Novi Sad yaklaşık 1,5 saat
sürüyor. Garda otobüsten indikten sonra
taksiye binip, nehir manzaralı dairemize
doğru yola çıktık.
Novi Sad, oldukça küçük bir yer. Günü
birlik gezi için gayet uygun ancak biz
akşam da ortamı görmek için bir gece
kalmaya karar verdik.
Eşyaları odaya bıraktıktan sonra da
Novi Sad’ı keşfe çıktık. Yol yorgunluğunu
atmak için Tuna nehri kenarında bir
kafeye oturup kahvelerimiz içtik. Azıcık
keyif yaptık, huzurlu, mutlu sohbet ettik.
Sonra da Katolik Meydanı’na doğru
yola çıktık.
Bu meydana Katolik Meydanı denmesinin
sebebi, Köşesinde bulunan Neo-
Gotik tarzda inşaa edilmiş olan katedral.
Yerel halkın basitçe “Katedral” olarak
Novi Sad, günü birlik gezi için
gayet uygun ancak biz akşam
da ortamı görmek için bir gece
kalmaya karar verdik.
adlandırdığı bu muhteşem katedral,
1895 yılında, Church of the Name of
Mary (Katolik Meryem Kilisesi) ismiyle
yapılmış. 72 metre yüksekliğinde kuleye
sahip olan katedral, Novi Sad’ ın en
büyük Roman Katolik kilisesi.
Meydan’ın hemen karşısında yine harika
bir mimariye sahip olan yerel yönetim
binası var. onun solunda ise meşhur
Vojvodina Otel var. Okuduğum gezi
yazılarında herkes Vojvodina Otel’den
bahsetmiş ama ben bir numara görmedim.
Katolik Kilisenin yanından devam
edince, araç trafiğine kapalı, çok şık bir
caddeye giriyorsunuz (Zmaj Jovina).
Bu caddede çok şirin kafeler ve sokak
sanatçıları var. Oturup vakit geçirmek
için keyifli bir yer. Caddenin sonunda
Saint George’s Cathedral’i ve Vladislav
yard yer alıyor.
Novi Sad’da bir birine çok yakın bir sürü
kilise var; bir tanesi de Church of Holy
Mother’s Ascension. Sanırım bu kadar
çok kilise olduğu için buranın adı Katolik
Meydanı.
Kiliselerden sonra bir de Sinagog ziyaret
edelim diyoruz ve Synagogue Novi
Sad’a geliyoruz. Tabiisi de Sinagog
kapalı. Ancak, bahçedeki bekçiyi görünce
içeriyi ziyaret edebilir miyiz diye
soruyoruz. Bekçi de bizden kişi başı 10
euro istiyor. Tabiisi de gülüp geçiyoruz
ve aklımıza paragöz yahudi fıkraları
geliyor :)
Bakıyoruz ki Novi Sad’ da yapılacak bir
şey yok, rotayı Petrovaradin Kalesi’ne
çeviriyoruz. Petrovaradin Kalesi, Tuna’
nın diğer tarafında. Köprüden, Tuna’yı
izleyerek aheste aheste karşıya geçiyoruz.
Kaleye tırmanmadan önce karşımıza,
18. yüzyılda inşaa edilmiş olan
St. George Kilisesi çıkıyor ancak restorasyon
yapılıyor. o yüzden giriş yok.
Kilisenin yanındaki merdivenleri kullanarak
Ludwig von Baden Kapısı’ ndan
Petrovaradin Kalesi’ne (Petrovaradin
Fortress) tırmanıyoruz. Sonrasında
tünelden geçip saat kulesinin olduğu
alana varıyoruz. Saat Kulesi’nin olduğu
yerden Tuna Nehri manzarası muhteşem.
Bir süre Tuna Nehri’ni seyrettikten
sonra kaleyi geziyoruz.
Petrovaradin Kalesi’ne, Ludwig von
Baden Kapısı haricinde yukarıda bulunan
kapılardan da girmek mümkün.
Kalede, tarihi izleri barındıran, Molinari
Kapısı, VI. Karl Kapısı, Belgrad Kapısı
marketing europe & anatolia /41
Gezi
ve Leopold Kapısı bulunuyor. Kale içerisinde
bir de müze var; City Museum of
Novi Sad. Ancak biz müzeyi gezmedik.
Biz kaleye çıkarken yağmur başlamıştı,
en tepeye vardığımızda ise sağnak
yağışa döndü. Biz de fırsat bu fırsat deyip,
yemek molası verdik. Kalenin üst
tarafında kocaman bir otel ve 3 farklı
restaurant var. Biz özellikle Restaurant
Terasa’ya gittik çünkü yemeklerinin nefis
olduğuna dair duyum almıştık.
Nefis yemekler eşliğinde şarabımızı içtik
ve gerçekten çok çok keyif aldık. Ancak
olur da gitmek isterseniz mutlaka
rezervasyon yaptırın, aksi takdirde yer
bulmanız imkansız. Patron geç geleceği
için bizi, patronun masasında ağırladılar:)
Restaurant Terasa’da muhteşem
bir şey daha vardı; pasta. Sade milföy
pasta. Amaaaa, bir tadı vardı, var yaaa,
muhteşem. Ömrümde bu kadar güzel
pasta yemedim. Sırf onun için bir daha
Novi Sad’a gidilir :)
Karnımızı doyurduktan sonra da Novi
Sad gecelerine akalım dedik ve Katolik
Meydanı’ na geri döndük. Kilisenin yanından
(diğer yanı :) ) içeri girince bissürü
bar göreceksiniz. Minik minik bir
sürü mekan. Çoğundan taverna müziği
gibi ses geliyor. Siz de sanıyorsunuz ki,
canlı müzik var. Bir giriyorsunuz, bir iki
masada insanlar var, mekan boş, müzik
teypten geliyor :( Çok sinir bozucu.
Epey bir yer dolaştıktan sonra bir yer
bulup oturduk. Ancak yaş ortalaması
çok küçük olduğu için mekanlar bizi
kesmedi. Biz büyümüşüz artık :) 3 - 5
bira içtikten sonra gidip uyuduk :)
Ertesi gün kahvaltımızı ettikten sonra
Belgrad’ a geri döndük, tekrar keşfe devam.
Benim için Nikola Tesla
bir ilah. Kendisini mucize
olarak görmekteyim.
Bu sefer ki ilk rota, Nikola Tesla Müzesi.
Benim için Nikola Tesla bir ilah. Kendisini
mucize olarak görmekteyim. Ona
dair yazılan tüm kitapları okudum. Yani
öyle böyle değil, fena fanatiğiyim. Hani
deseler ya, bir mucize olacak, ne istersin.
Derim ki; Nikola Tesla ile 1 yıl yaşamak
(daha çok da olur :) ).
Bu fanatikliğim sebebiyle müzeye giderken
çok heyecanlıydım. Müzeye,
rehber eşliğinde, saat başı ziyaretçi alıyorlar.
sıra bize geldiğinde kalbim güm
güm atıyordu :)
İlk salonda Nikola Tesla’ya ait bir kaç
eşya sergileniyor. Sonra ki kısımda ise
Nikola Tesla’nın küllerinin bulunduğu
küre sergileniyor. Ardından da minik bir
salona geçiliyor. Bu salonda Tesla’nın
indüksiyon motorunun parçaları ve barkovizyon
bulunuyor. Barkovizyonda 15
dakika boyunca Nikola Tesla’nın hayatını
izliyorsunuz ve bir kez daha hayran
kalıyorsunuz :)
Ardından da küçük bir salona geçiliyor.
Orada elktro manyetik osilatör deneylerinin
simülasyonları var. Deneyler çok
güzel ancak içerisi çok kalabalık olduğu
için hiç eğlenceli değil. Aklıma, küçükken
manyetolu çakmaklarla, milleti
çarptığım amanlar geldi :) İçeride sadece
2 tane gösteri yapıyorlar ve olay
bitiyor. Nikola Tesla Museum, benim
için tam bir hayal kırıklığı oldu. Beni hiç
kesmedi. Çok üzgün ayrıldım, oradan.
İnşallah Kanada’dakine gitmek nasip
olur :)
Tesla Müzesinden sonra Tašmajdanski
Parkı’na doğru yürüyoruz. Parkın içerisinden
geçip, Aziz Mark Kilisesi’ne varıyoruz.
Aziz Mark Kilisesi (St. Mark Church,
Crkva Svetog Marka), Sırbistan’ın başkenti
Belgrad’ın Tašmajdan Parkı’nda
bulunan bir Sırp-Ortodoks kilisesi. Sırbistan
Ulusal Meclisi’ne yakın bir konumda
bulunan kilise, Petar ve Branka
Krstić kardeşler tarafından Bizans mimarisi
örnek alınarak yapılmış. 1940’ta
tamamlanan kilisenin içerisinde, 18. ve
19. yüzyılların izlerini taşıyan en zengin
ikona koleksiyonu ve kilisenin önceki
dönemlerini yansıtan bir kaç tane de
maket var. Kilisenin içinde ayrıca Sırp
imparatoru Stefan Dušan’ın kemiklerinin
saklandığı, lahit şeklinde mezarlığı
bulunuyor. Stefan Dušan haricinde
Aleksandar Obrenović, Draga Mašin,
Natalie of Serbia gibi isimler de bu kili-
42 / marketing europe & anatolia
Gezi
seye defnedilmiş.
Kilise ziyaretinden sonra oradan ayrılıp,
yemek için Zavicaj Restaurant’a
(Завичај) gidiyoruz.
Zavicaj Restaurant, otantik ve çok
şirin bir restaurant. Personel çok şeker
ki, Sırplar genelde sert mizaçlıdır.
Ben artık et yemekten sıkıldığım
için ızgara somon söyledim, yanına
da yöresel kadeh, beyaz şarap. İyi ki
de öyle yapmışım; somon önce füme
yapılmış sonra hafif kızartılmış. Tadı
inanılmaz güzeldi. Şimdiye kadar yediğim
en iyi somondu :)
Yemekten sonra tekrar Skadarlija’ya
gidiyoruz. Önce bir kafede kahve içip
sonra yine Red Bar’a gidiyoruz. Müdavimi
olduk neredeyse :) Ancak bu
sefer mekan dolu olduğu için yer bulamıyoruz.
Biz de bara oturuyoruz :)
İyi ki de oraya oturmuşuz çünkü çok
tatlış bir barmene denk geldik. Ne istersiniz
diye sordu, kokteyl dedim, menüyü
istedim. Menüyü boşver, nasıl bir
tat istiyorsun dedi. Ben de kahveye doyamadığım
için kahveli bir şeyler olsun
dedim :) Ardından tüm becerilerini ortaya
koyup bana muhteşem bir kokteyl
hazırladı :) Kuzen önce mojito ardından
daiquiri içti. Mehmet’e çok süper
portakal tadında bir koktely hazırladı.
Sonrasında ben de portakal kokusuna
aş erip, cointreau, martini ve viskiden
oluşan bir kokteyl daha içtim. Yalnız bir
süre sonra sigara dumanından gözlerimiz
yandığı için bardan çıkmak zorunda
kaldık.
Ertesi gün Tuna Nehri’nde tekne turu
yapmak istedik. Ben bir kaç firmayı aradım
ancak telefona cevap veren olmadı.
Biz de tekrar dışarı çıkıp gezinmeye
başladık. Bir taksiye binip Aziz Sava
Katedrali’ne gittik.
Osmanlı Donanması’nın kaptan-ı deryası
olan Sinan Paşa’nın, 1550-1553
yılları arasında kaleme aldığı notlarına
göre; başpiskopos Aziz Sava, 1594’te,
Mileševa Manastırı’ndan ayrılıp buraya
Bu kültür mekanları
haricinde bir bölgeler var
Belgrad’da gezilecek.
yerleşmiş. Öldükten sonra da burası
onun mezarı olmuş.
Yapımına, Bogdan Nestorović ve Aleksandar
Derok tarafından 1935 yılında
başlanan katedralin inşası, 2. Dünya
Savaşı ve Tito dönemlerinde yaşadığı
duraksamalarla ancak 1985’ten sonra
tamamlanabilmiş. Ancak biz gittiğimizde
yine restorasyon çalışması vardı ve
kilisenin tamamı kapalıydı. Sadece giriş
kısmındaki minik mağazalar ve satış reyonu
açıktı. Katedrale para lazım tabii :)
Boşu boşuna St. Sava Cathedral’ine
kadar gelmiş olduk :( Oradan rotamızı,
Pionirski Park’a çeviriyoruz.
Pionirski Park’ın hemen köşesinden
çok ilginç bir anıt var. St. Elijah’ ın tepesinden
getirilen kayalardan yapılmış
minik bir kale ve üzerinde, Birinci Dünya
Savaşı’ na katılan tüm Sırp generallerin,
anıt plaketleri bulunuyor. Bu anıt,
Sırp ordusunun, Birinci Dünya Savaşı’
nda, Bulgaristan’a karşı, Kajmakčalan
Dağı’nda kazandıkları büyük zaferini
temsil ediyor.
Bir çok bitki türünü barındıran Pionirski
Park, bir nevi botanik bahçe aynı zamanda.
Parkın içinde Sırp Sırp heykeltıraş
ve ressam Nadežde Petrović’in bir
heykelinin yanı sıra Nobel Ödüllü Ivo
Andrić’in anıtı, havuz ve yürüyüş parkurları
var. Parkın hemen arkasında ise
Eski Saray (Stari Dvor) ve Yeni Saray
(Novi Dvor) bulunuyor.
1882 ve 1884 yılları arasında Kral Milan
Obrenović tarafından inşa edilen Eski
Saray, bahçeye açılan büyük balkonları,
birinci kata kadar yükselen karyalid
heykelleri, ihtişamlı Doric sütunlarıyla
büyülü bir güzelliğe sahip. Ana holün
açıldığı Kırmızı Salon, sol tarafındaki
Sarı Salon ve Tören Odası; sarayın
en ihtişamlı yerleri. Ünlü ressam Đura
Jakšić’ in portresi, Belgrad’ın Slav dilinde,
ilk olarak isminin geçtiği doküman
olan, Papa VII. John‘un mektubunun
bulunduğu Eski Saray’da ayrıca Sava
Šumanović ve Jovan Bijelić gibi birçok
ünlü sanatçının eserleri de barınıyor.
19. yüzyıl mimarisini yansıtan bina,
İkinci Dünya Savaşı sonrası geçirdiği
marketing europe & anatolia /43
Gezi
restorasyon sürecinden sonra birçok
resmi daire tarafından kullanılan saray,
1961’ den itibaren Belgrad Kent Meclisi’
ne ev sahipliği yapıyor.
Karageorgevich hanedanlığı için özel
olarak inşa edilen Yeni Saray’ ın (Novi
Dvor), yapımına 1911’ de başlanmış ve
tamamlanması 11 yıl sürmüş. 1933’ e
kadar Karageorgevich hanedanlığının
yaşadığı sarayda, İngiliz ve Japon tarzı
salonlar, yatak odaları ve kütüphanelerin
yanı sıra, XIV., XV. ve XVI. Louis
etkisindeki tasarıma sahip olan saray,
1934 yılından sonra sırayla Prens
Paul müzesine ve Sırbistan Meclisi’ne
devredilmiş. Şimidilerde de Sırbistan
Cumhurbaşkanı’nın ofisi olarak kullanılmakta.
Kültür gezimizi tamamladıktan
sonra kahve içmek üzere Aviator
Coffee’ye gidiyoruz. Mola için tavsiye
ederim, oldukça şık bir mekan :) Biz
kahvelerimizi içerken, aramış olduğum
tekne turu firmalarından bir geri aradı.
Yarım saat sonrasına sözleşip, tekne
turu yapmaya karar verdik.
Bir taksiye binip, Tuna Nehti tarafında
bulunan UG Dorćol diye bir binanın yanına
vardık. Burası bizim balıkçı barınaklarının
aynısı ve burada da çekek
yerleri var. Biz gezi teknesi hayal ederken,
şansımıza bir balıkçı teknesi denk
geldi, hem de pancar motorlu. ancak
sadece 3 kişi olduğumuz için bize özel
bir tekne turu oldu.
44 / marketing europe & anatolia
Biz gezi teknesi
hayal ederken,
şansımıza bir
balıkçı teknesi denk geldi.
Tıngır mıngır Great War Island’ ın etrafında
dolanmaya başladık. Giderken,
adayı, iskelemize aldığımızda, Borča
sancak tarafımızda kaldı. Borča’ nın
kıyısında minik minik bir sürü ahşap
kulübeler vardı ve insanlar piknik yapıyorlardı.
Mekanla çok tatlıydı, hayran
kaldık, izlerken. Sonra tekna geri dönüşe
başladı ve bu sefer Nikola Tesla
Bulvarı’ nın kıyısında ilerlemeye başladık.
Bu kıyı şimdiye kadar gödüğüm en
güzel kıyı diyebilirim çünkü muhteşem
mekanlar var :)
Nehir üzerinde dubaların üzerinde inşa
edilmiş, restaurant, bar ve gece kulübü
olarak hizmet veren mekanlara splavovi
deniyormuş. Novi Beograd’ da, Sava
ve Tuna nehirlerinin birleştiği bölgede
sıra sıra görülebilen bu barlar akşam
restauranti kafe ve bar, gecenin ilerleyen
saatlerinde ise müşerilerini coşturan
birer gece kulübü oluyor. Yerel halk
müziği, pop, dans, hip-hop, R&B gibi
müziklerin yanı sıra, canlı müzik çalan
splavovi’ ler de mevcut.
Mekanları seyrede seyrede, biraz da
üşüyerek 2,5 saatlik tekne turumuzu
bitiriyoruz. Ardından da yemek yemek
üzere Walter Sarajevski Ćevap’ iye
(Валтер Сарајевски ћевап) gidiyoruz.
bu arada bu mekan bizim kaldığımız
caddede :) Mekanın yemekleri muhteşem,
tabiisi de et ve cevapi köfteleri.
Ben ev yapımı şarap denedim ama tadı
şirke gibiydi. O yüzden tavsiye etmiyorum
:)
Uzun süren yemeğin ardından, Maxi
Market’ ten alışveriş yapıp sonra da
dairemize döndük. Geniş salonumuzda
bira içip dairemizde partiledik.
Bizim gitmediğimiz ancak belki sizin
gitmek isteyebileceğiniz bir kaç mekan
daha paylaşacağım.
1863 yılında, Prens Mihailo Obrenović
tarafından, halkın bağışlarıyla finanse
edilen Yükseliş Kilisesi (Crkva-Svetog-
Vaznesenja), eski Sırp manastır örnekleri
referans alınarak yapılmış. Romantizm
akımına ait bir çok öge barındıran
kilise, ikonalar, eski kitaplar, altın kalıntıları
ve 19. yüzyıldan kalma daha bir
çok esere ev sahipliği yapıyor. Belgrad
Prensliği özerkliğini ilan ettikten sonra
ilk çan bu kilisede çalınmış. Bu tarihi
kilisenin dış cephesi de oldukça şirin
hatta romantik :) Yığma taş üzerinde
beton cephe ve çevresinde muhteşem
bir park.
Belgrad’ ın en eski müzesi olan Ulusal
Müze (Narodni Muzej), 1844 yılında
Sırp yazar Jovan Sterija Popović’ in tarafından
kurulmuş. 34 adet koleksiyona
sahip olan müze, yaklaşık 40.000 esere
ev sahipliği yapıyor. Ulusal Müze,
arkeolojiden sanat tarihine, tarihten
sosyolojiye bir çok bilim dalına ait eser
barındırmakla birlikte, yerli ve yabancı
bir çok sanatçının orta çağdan günümüze
uzanan eserlerini de bünyesinde
barındırıyor. Lepenski Vir’ in heykelleri,
Kral Radoslav’ ın demir paraları, Paja
Jovanović’ in resimleri ve Sırp kültürünün
en önemli miraslarında biri, 12.
yüzyıldan kalma Miroslav İncil’ i (Miroslavljevo
Jevanđelje) bunların en güzel
Gezi
Yeme, içme ve eğlence için
Belgrad ve Novi Sad,
10 numara
5 yıldız yerler.
örnekleri. Dedinjie’de yer alan Kraliyet
Sarayı ve Beyaz Saray, Kral I. Alexander
ve ailesinin talimatlarıyla yaptırılmış.
Košutnjak Ormanı, Topčider ve
Avala Dağları ile çevrilmiş, muhteşem
bir coğrafyada yer alan bu saraylar, eklektik
bir mimarinin en güzel örnekleri.
Kameriyeler, havuzlar, konser terasları
ve köşklerle donatılan Kraliyet Sarayı,
1924 ve 1929 yılları arasında inşa edilmiş.
Sarayın Tören Salonu’nda yer alan
Dečani ve Sopoćane manastırlarından
alınan fresklar, barok tarzında inşa edilen
Mavi Salon, Rönesans stilinide inşa
edilen Altın Salon, Kraliyet Sarayı’nın
en g mimari güzellik deörülesi yerleri.
Mimar Aleksandar Đorđević tarafından
1934 ve 1937 yılları arasında yapılan
Beyaz Saray ise klasik mimariyle yapılmış.
XV. ve XVI. Louis tarzında dekore
edilen sarayın kütüphanesi 35.000 adet
kitap barındırıyor.
Prens Miloš Obrenović’in evi olarak da
kullanılan, Sırbistan Tarihi Müzesi (Istorijski
Muzej Srbije), İlk Sırp ayaklanmasının
150.yıl dönümünde, 1954 yılında
faaliyete geçmiş. Müzede bulunan
kolleksiyonlarda, orta çağ, 1804–1918
arası dönemi, 1941-1945 halk ayaklanmaları
dönemi ve en son da İkinci Dünya
Savaşı sonrası dönemine ait eserler
bulunuyor.
Bu kültür mekanları haricinde bir bölgeler
var Belgrad’da gezilecek. Belgrad’
yakın mesafelerde bulunan farklı bölge
veya şehirler. Onları da kısaca sıralayayım.
Yeni Belgrad’ın kalbi olarak
nitelendirilen Zemus Bölgesi. Olur da
Novi Sad’a giderseniz, otobüs, Zemun
Bölgesi’nden geçiyor :)
Zemun Bölgesi’nin gezilesi yerleri; Büyük
Lyceum Binası, Katolik ve Ortodoks
Kiliseleri, Zemun Parkı, Belgrad Üniversitesi’
nin Tarım ve Orman Fakültesi,
yazar Alphonse de Lamartine’nin anıtı,
Gardos Mahallesi ve Milenyum Kulesi
anlamına gelen Sibinjanin Janko.
Dedinje bölgesinde yer alan Tito Anıtmezarı
ve Yugoslavya Tarihi Müzesi.
1996 yılında yapılan ve Tito Anıtmezarı,
Yugoslavya Tarihi Müzesi, Eski Müze,
Çiçek Evi (Kuća cveća) ve 25 Mayıs
Müzesi’nden oluşan Yugoslavya Tarihi
Müzesi de görülebilir. 200.000’den
fazla eserin sergilendiği bu müze, aynı
Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Broz
Tito’ya ait kişisel eşyalar da barındırıyor.
Belgrad’ın 16 km güneyinde yer
alan ve 551 metre yüksekliğine sahip
olan Avala Dağı, İsimsiz Kahraman
Anıtı (Spomenik Neznanom Junaku)
ve Rusya Savaşı Gazileri Anıtı’na ev
sahipliği yapıyor.
Sanırsam yazacaklarımın hepsi bitti,
genel yorumlarım haricinde :)
Belgrad, yazın veya baharda gidilmesi
gereken bir coğrafyaymış :) Kışın hayat
yok. Çok az insan var. Hafta içinde mekanlar
boş.
Muhtemelen yazın her yer cıvıl cıvıl
oluyordur. Hele de nehir kenarındaki
mekanları düşünemiyorum. Kışın insan
üşüyor :( O yüzden yazın tekrar gitmek
lazım :)
Belgrad yemek, içmek için çok keyifli
bir yer. Yemekler gerçekten çok güzel.
Et ve balık çeşitleri muhteşem.
Onun haricinde kültürel gezi için pek
uygun değil. Yani özetle, yeme, içme
ve eğlence için Belgrad ve Novi Sad,
10 numara 5 yıldız yerler.
marketing europe & anatolia /45
Gameon
250 bin TL ödüllü “Büyük Oyun”...
Netmarble ve StartersHub işbirliği ile hazırlanan ve Kanal
D’de yayınlanan, 250 bin TL ödüllü mobil oyun geliştirme yarışması
“Abbas Güçlü ile Büyük Oyun” başvuruları devam
ediyor.
Her hafta yayınlanan programa katılan oyunlar, jüri üyeleri
tarafından değerlendiriliyor ve seyircilerin de verdiği oylarla
her haftanın birincisi seçiliyor. Yarışma sonunda dereceye
giren ilk 3 oyun Netmarble tarafından tüm dünyada yayınlanma
şansı, birinci ise 250 bin TL değerinde yatırım hakkı
kazanacak.
Dünyanın en büyük 5 mobil oyun firması arasında olan Netmarble
ve erken aşama teknoloji girişimlerini hızla büyüyen
başarılı şirketlere dönüştürmek için gerekli yatırım, strateji
ve iş geliştirme desteği sunan StartersHub işbirliğiyle hazırlanan
ve Kanal D’de yayınlanan “Abbas Güçlü ile Büyük
Oyun” yarışmasına başvurular devam ediyor. Tüm mobil
oyun geliştiricilere açık olan 250 bin TL ödüllü yarışma programı,
dereceye girecek oyun geliştiricilere hem finansman
desteği hem de global yayıncı desteği verecek.
3 Finalist Belli Oldu
Gençlerin büyük ilgi ile takip ettiği eğitimci Abbas Güçlü
tarafından hazırlanan ve sunulan “Abbas Güçlü ile Büyük
Oyun”da ilk haftanın finalisti “Drunkard Bird” adlı oyunuyla
Ahmet Keleş oldu. İkinci hafta Harun Uysal ve Hakan
Uygun’un geliştirdiği “Sword Wars” adlı oyun finalist oldu.
Geçtiğimiz hafta yayınlanan programda ise Doğan Tosun’un
geliştirdiği “Watch and Walk” adlı oyun finalist olmayı başardı.Her
hafta programda yarışan mobil oyun projelerine jüri
üyeleri ve izleyici tarafından oy veriliyor. Her hafta birinci
olan oyunlara sezon sonunda tekrar oy verilecek ve dereceye
giren 3 mobil oyun belirlenecek.
Knights Chronicle’a kahramanlar...
Netmarble Corp., popüler anime temalı mobil RPG oyunu
Knights Chronicle’ın ikinci sezonu için yayınlanan heyecan
verici güncellemeyle birlikte 2 yeni kahramanın oyuna
katıldığını duyurdu.
Oyuncular bugünden itibaren Knights Chronicle’ın bir Kadim
Irk olan Dryan’lar hakkındaki yeni hikaye ile gelen iki kahraman
Tyrione ve Pierina’yı inceyebilir. Oyunda büyük hayran
kitlesine sahip Damian (Beyaz Şövalyeler’in lideri) ve Ashley
(Kara Şövalyeler’in lideri) de Kudretlendirme ile istatistiklerini
yükseltebilir ve Kudretlendirme maksimum seviyeye
ulaşınca ek bir pasif yetenek kazanabilirler. Kudretlendirme
ile ayrıca Damian ve Ashley’nin görünümleri de değişiyor.
Oyuna Pierina’nın Zor Zindan’ı için Kıyamet Seviyesi
ekleniyor. Oyuncular SRR kahraman Pierina’nın özel Zor
Zindan’ında yeni Kıyamet zorluk seviyesini, iki hafta boyunca
gerekenin yarısı kadar enerji miktarıyla deneyecek. Ayrıca
Epik Görev ‘Meril’ Güncellemesi tamamlandığında oyunculara
Meril için SRR Kostüm verebilecek şekilde güncellendi.
Yel Değirmeni Güncellemesi sayesinde ise oyuncuların
kullanmadığı SSR kahramanları sonucu rastgele olacak
şekilde başka SSR kahramana dönüştürebilecek.
46 / marketing europe & anatolia
Gameon
Monster Oyun Müzikleri Orkestrası...
Monster Notebook’un sponsorluğuyla bir araya gelen orkestra,
oyunculara yakından tanıdıkları pek çok oyunun müziklerini
canlı olarak dinleme fırsatı sunuyor. Türkiye’nin oyun
bilgisayarı markası Monster Notebook, ülkemizdeki oyun
kültürünü desteklemeye yönelik adımlarına bir yenisini daha
ekliyor. Şirketin kurulmasına destek verdiği oyun müzikleri
orkestrası, sevilen oyunların müziklerini sahnede canlı olarak
oyunseverlere sunacak.
Monster Oyun Müzikleri Orkestrası, ilk konserini Kadir
Has Üniversitesi’nde verdi. Legend of Zelda, Elder Scrolls:
Skyrim, Metal Gear Solid gibi efsaneleşmiş pek çok oyunun
müziklerini çalan orkestra dinleyicilerden tam not almayı
başardı.2018 Ekim ayından beri hazırlık çalışmalarını yürüten
ekibin, ilerleyen dönemlerde çeşitli etkinliklerle oyunseverlerin
karşısında olması bekleniyor. Oyunların oyuncuları
içine çeken atmosferini oluşturan en güçlü ögelerden biri
olan müziklere sahnede hayat veren orkestra, dinleyicilerini
hayranı oldukları oyunların dünyasında adeta sihirli bir yolculuğa
çıkarıyor. Monster Oyun Müzikleri Orkestrası fikrinin
ardındaki isim olan Monster Notebook Genel Müdürü İlhan
Yılmaz konuyla ilgili düşüncelerini şu sözlerle ifade etti,
“Yerli bir marka olarak gücümüzü ülkemizdeki oyunseverlerden
alıyoruz. Bu nedenle her fırsatta, bize olan desteklerine
karşılık vermek ve ülkemizdeki oyunculuk kültürünü ileriye
taşımak için bir şeyler yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.
Biz oyunların bir eğlence aracı olmanın ötesinde birer
sanat eseri olduğuna inanıyoruz. Bence onların bu yönünü
sergilemek için oyun müziklerini böylesine özel bir orkestra
aracılığıyla canlı olarak oyunseverlere sunmaktan daha
iyi bir yol da olamazdı. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi
sunuyorum.”dedi.
Pubg Mobıle 1 Yaşında...
PUBG MOBILE, Alan Walker’ın Yeni Single’ı “On My Way”
ile 1. Yaşını Kutladı ve Dünyanın En Büyük Mobil Oyun
Turnuvalarından Birine Ev Sahipliği Yapacağını Açıkladı
Tencent Games ve PUBG Corporation, PUBG MOBILE’ın
birinci yaş gününde dünyaca ünlü sanatçı Alan Walker ile
işbirliğini ve 2019 PUBG MOBILE Club Open (PMCO) turnuva
serisini duyurdular. İki şirket, Alan Walker’ın 21 Mart’ta
New York’ta düzenlenen PUBG MOBILE yılbaşı partisinde
ilk kez söylediği On My Way adlı yeni single için Sony Music
Entertainment ve Liquid State ile işbirliği yaptı. Şarkı, PUBG
MOBILE içinde çaldığı gibi, çeşitli internet müzik ve video
hizmetlerinde de yer alacak.
PUBG MOBILE 1. Yaş Günü Partisi videosunu https://www.
youtube.com/watch?v=Atpb_cawfD0 adresinden izleyebilirsiniz.Oyunun
yıl dönümünü ve şarkının çıkışını kutlamak için
PUBG MOBILE oyuncuları Alan Walker’ın ikonik maskesini
ve kapüşonunu içeren kıyafetleri oyunda kullanabilecekler.
Ayrıca, oyuncular PUBG MOBILE içerisindeki lobide ya da
oyunda otomobil sürerken On My Way dinleyebilecekler.
Düzenlenen etkinlikte, Alan Walker oyun influencer’ları Liza
Peachy, Faze Adapt ve Scotty Sire ile PUBG MOBILE da
oynadı.
marketing europe & anatolia / 47
Kültür - Sanat
Çocuk Şenliği...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın bu yıl
35.’sini düzenlediği “Çocuk Şenliği,” 20 Nisan 2019 Cumartesi
günü saat 13.00’te açılış etkinlikleriyle başlıyor.
İBB Şehir Tiyatroları çocuklarımızı tiyatroyla tanıştırmak,
onlarla tiyatronun dünyasına kapı aralamak için geleneksel
çocuk şenliğinin 35.’sini düzenliyor. Etkinlikler, 20-23
Nisan 2019 tarihleri arasında İBB Şehir Tiyatroları’nın
Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Kadıköy Haldun Taner
Sahnesi, Fatih Reşat Nuri Sahnesi, Kağıthane Sadabad
Sahnesi, Ümraniye Sahnesi, Gaziosmanpaşa Sahnesi,
Sultangazi Hoca Ahmet Yesevi Sahnesi, Kağıthane Küçük
Kemal Çocuk Tiyatrosu Sahnesi ve Gaziosmanpaşa Ferih
Egemen Çocuk Tiyatrosu Sahnesi’nde gerçekleştirilecek.
Çocuk Şenliği’nde tiyatronun yanı sıra konser, atölye
çalışmaları, baloncuk gösterisi, jonglör gösterisi, masal
dinletisi gibi farklı alanlarda etkinliklerin yer aldığı dopdolu
bir program çocuklarla buluşacak.
Açılış etkinliklerimizde küçük misafirlerimiz için birbirinden
eğlenceli etkinlikler yer alacak. Şenliğin açılış günü
Sultangazi Hoca Ahmet Yesevi Sahnesi’nde Tarla Zanat’ın
“Çerçeve 2” adlı oyununun sahnelenmesiyle başlayacak.
Orçun Tekelioğlu Çocuk Şarkıları Mini Konseriyle sürecek
açılış etkinlikleri; AKabile Sahne ve Gösteri Sanatları’nın
hazırladığı sirk performans gösterisinin sahnelenmesiyle
devam edecek. Açılış etkinlikleri İBB Şehir Tiyatroları’nın
“Palyaço Prens” adlı oyunuyla sona erecek.
35. Çocuk Şenliği’nde Devlet Tiyatroları ve konuk tiyatro
ekiplerinin 15 oyunu, İBB Şehir Tiyatroları’nın 5 oyunu
sahnelenecek.
Melville’in Veranda
Öyküleri...
Bu yıl ABD’li yazar Herman
Melville’in doğumunun
200. senesi kutlanıyor.
VakıfBank Kültür Yayınları’nın
okura sunduğu “Veranda
Öyküleri”nde ise yazarın
yaşamından büyük izler
taşıyan hikâyeler yer alıyor.
Okur tıpkı Melville gibi yeri
geldiğinde tehlikeli vadileri
aşıyor, yeri geldiğinde de gizemli adalarda yolculuğa
çıkıyor. ABD’li yazar Herman Melville dünya edebiyatının
geç keşfedilen ama önemli isimlerinden. 1819’da New
York’ta doğan Melville, gençlik yıllarında denizlere
açılıyor, birçok ülkeyi bu sayede görüyor, kişileri ve
doğayı gözlemliyor. Balina avcılığı yaptığı deniz seferlerinin
birinde yamyam kabilesine esir düşen Melville, ülkesine
döndüğünde önce öğretmenlik yapıyor, ardından
gümrük müşaviri olarak çalışıyor.
Kısa Klasikler...
Kısa klasikler, bir oturuşta
okunabilecek en çarpıcı
dünya klasiklerini bir araya
getiren, çağdaş illüstratörler
tarafından her kitap
için özel olarak çalışılmış
illüstrasyonların ka-pağa
taşındığı yeni bir dizi.
Dizinin ilk iki kitabı Gustave
Flaubert’den Saf Bir Yürek
ve Tolstoy’dan Polikuşka,
Can Yayınla-rı etiketiyle okuyucularla buluşuyor.Fransız
edebiyatında gerçekçiliğin öncüsü sayılan Gustave Flaubert,
birçoklarınca başyapıt kabul edilen öyküsü Saf Bir
Yürek’te, biricik aşkı Théodore askere alınmamak için
hali vakti yerinde bir kadınla evlenince, çalıştığı çiftlikten
ayrılıp başka bir kentte yaşayan dul bir kadının hizmetçisi
olan Félicité’nin öyküsünü anlatır. Karşılıksız veren,
karşılıksız seven bu talihsiz kızın hikâyesi eşliğinde ruhsal
bir yolculuğa çıkarıyor okuru.
4 / marketing europe & anatolia
Kültür - Sanat
Cirque de Soleil’in İki Yıldızı...
Cirque du Soleil’in baş solisti, sevenlerinin “Alegria” adlı
şovundan tanıdığı Francesca Gagnon, yıllarca Cirque
Du Soleil gösterilerinin müziklerini bestelemiş Rene Dupéré
ile 11 Nisan Perşembe akşamı İş Sanat Konser
Salonu’nda bir araya geliyor.
Müzik ve dansla küçük yaşlarında tanışan Gagnon,
yıllarca ikinci evi olacak sahnede Philippe Parent ve
Christian St-Roch gibi ustalarla vokal ve müzik tekniklerini
mükemmelleştirdi. Gagnon’un sesi adeta kişiliğinin de bir
yansıması olarak, hassas, hareketli ve derinlere kök salan
bir birikim olarak karşımıza çıkıyor. Kanada doğumlu
sanatçı Cirque de Soleil ile birlikte üç kıtada seyahat edip
her akşam binlerce kişi tarafından alkışlandı ve bugüne
kadar yaklaşık 90 milyon kişi tarafından izlendi.
Alegria ve Bella parçalarındaki muhteşem yorumuyla
hafızalarda yer edinen Francesca Gagnon, Akdeniz’le
olan görünmez bağını eserlerine ustalıkla yansıtıyor. Hybride,
Meridiano, Au delà des Couleurs gibi önemli albümlere
sahip değerli ses Gagnon, Cirque de Soleil’de oldukça
şık bir iz bırakıyor.
Francesca Gagnon ve Rene Dupéré, Türkiye’nin başarılı
topluluklarından olan Semplice Yaylı Quartet ve akordeon
sanatçısı Natalie Bergeron ile birlikte İş Sanat’ta olacak.
Hem yıllar süren bir dostluğun hem de Cirque du Soleil’in
en sevilen eserlerinin sergileneceği gece izleyicilerine unutulmaz
bir gece vadediyor.
Akbank Sanat’tan Yeni Sergi...
Akbank Sanat, 13 Nisan- 25 Mayıs 2019 tarihleri arasında
yeni medya ve dijital sanata odaklanan ‘İnsanın Yeni
Gündemi/The New Human Agenda’ başlıklı sergiye ev
sahipliği yapıyor.
Işın Önol ve Livia Alexander küratörlüğünde gerçekleşecek
sergide; Alex Verhaest, Gäetan Robillard, Larissa
Sansour, Lawrence Lek, Marshmallow Laser Feast, Refik
Anadol ve teamLab’in eserleri yer alıyor.
Akbank Sanat’ta yer alan ‘İnsanın Yeni Gündemi/The New
Human Agenda sergisiyle aynı dönemde Akbank Sanat,
BASE ve Digilogue iş birliğiyle ODTÜ, Sakarya Üniversitesi
ve Akdeniz Üniversitesi’nde ‘Kampüste Dijital Sanat’
günleri düzenlenecek.
İnsanın Yeni Gündemi, insan zihni, onun becerileri, güdüleri,
sosyal ve doğal besin zincirleri içindeki konumlanışı
ve bununla nasıl baş ettiği gibi insana dair sorular üzerine
spekülatif sanatsal ve bilimsel araştırmalar içeriyor. Yuval
Noah Harari’nin ilham verici (ve çok satan) kitabı “Homo
Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi” içinde bir bölümden adını
alan sergi, insanın olası geleceğinin tasarımı ve bundan
sonra çabasının ne için olacağı gibi temel bir konuyla ilgileniyor.
Sergi bu bağlamda insanın küresel politik arena
içindeki güç savaşı ile ilgilenmekle kalmıyor, dijital sanat
teknolojilerinin ve insan davranışını temel alan sosyal
medya ve bilgisayar oyunları gibi bilgisayar tabanlı platformların,
mevcut güç mekanizmalarını anlamak ve dönüştürebilmek
için nasıl kullanılabileceğine dair sorular
soruyor.
marketing europe & anatolia /49