Hotel Restaurant Hitech

Hotel Restaurant Hitech Mayis19 Hotel Restaurant Hitech Mayis19

istmagmagazin
from istmagmagazin More from this publisher
13.05.2019 Views

TUYED güçlendi!<br />

Dinamikleri gereği turizm sektörü<br />

cephesinde oluşum ve dönüşümler birbiri<br />

ardına süregelirken, onu doğru habercilik<br />

ve güvenilir haber kaynaklarıyla besleyen<br />

gazeteciler ve yazarlar kadrosu da yoğun<br />

emeklerle bütünü tamamlamaya çalışıyor.<br />

Aralarında ben dahil Cem Polatoğlu, Musa<br />

Alioğlu, Emin Demir ve Murat Özbilgi gibi<br />

turizmci ve yazarların yer aldığı Turizm<br />

Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED),<br />

yakın bir zamanda gerçekleştirdiği 12.<br />

Olağan Genel Kurulu’ndan çok daha<br />

güçlü kararlar ve hedeflerle çıktı. Kerem<br />

Köfteoğlu’nun yeniden başkan seçildiği<br />

derneğin sektöre değer katacak yeni<br />

yapılanmasını ve gelecek döneme ilişkin yol<br />

haritasını gündem sayfalarımızdan daha<br />

detaylı okuyabilirsiniz.<br />

Daha 18’inde bile değildi, gönlünü boyunu<br />

aşan hayallere kaptırırken. Bir filmi, bir<br />

barı, bir romanı olsun istedi en çok. Önce<br />

güzel yazısıyla sinema, film piyasasının<br />

nabzını tuttu, ucundan köşesinden. 26’sında<br />

kendi barının sahibi oldu, üç ortak sonra.<br />

Arkasından o çok arzu ettiği sinema filmini<br />

çekti, 22 Anadolu kadınını hikaye ettiği<br />

belgeseliyle. Bir tek roman yazmadı, Koralı.<br />

Zaten sınır tanımayan cesareti, özgüveni ve<br />

donanımıyla çoktan yazmıştı bile hayatının<br />

romanını.<br />

Yeme içme ve eğlence sektörünün deneyimli<br />

ismi, Ebru Köktürk Koralı, yeni nesile ilham<br />

katacak hikayesi ile işte kadın konuğumuz...<br />

Bolu Geredeli. Baba da aşçı, amcalar da!<br />

1985 yılından bu yana mutfağa hem gönül<br />

hem ömür veren bir değerli şef o.Kontrollü,<br />

titiz, tezcanlı ve de paylaşmasını bilen!<br />

Yemek yapmak onun nazarında bir aile<br />

mesleği olmanın ötesinde; bir yaşam biçimi<br />

ve hazzı adeta! Öyle ki, 30 yıllık mutfak<br />

yolculuğunda hayıflandığı, pişmanlık<br />

duyduğu tek bir an bile yok! Düne<br />

değil, bugüne ve an’a odaklananlardan.<br />

Öğrendiklerini büyük bir heves ve iştahla<br />

paylaşacak kadar heyecanlı, bildikleriyle<br />

yetinmeyecek kadar öğrenmeye aç!<br />

Boğaz’ın en görkemli noktasında,<br />

Anadoluhisarı’nın ve de İstanbul’un<br />

gözbebeği Lacivert <strong>Restaurant</strong>’ın deneyimli<br />

Executive Şefi Hüseyin Ceylan bu ayki<br />

konuğumuz. Ramazana özel kareleriyle<br />

hem kapağımızda hem de şefin gözünden<br />

sayfalarımızda sizlerle...<br />

Ve beş yıldızlı iftarlar…<br />

Türkiye’nin beş yıldızlı mutfaklarında<br />

başlayan hummalı Ramazan telaşı sona<br />

erdi. Lezzetli iftar sofralarını misafirlerine<br />

açan profesyonel mutfaklar için şimdi<br />

aylar süren yorucu menü hazırlıklarının<br />

meyvelerini toplama zamanı! Geleneksel<br />

Türk mutfağının ana başlangıcı olan<br />

çorbalardan iştah açıcı ara sıcaklara,<br />

çeşit çeşit iftariyeliklerden zeytinyağlı<br />

seçeneklerine, vazgeçilmez nostaljik<br />

lezzetlerden damakları tatlandıracak<br />

enfes Türk tatlılarına kadar bu Ramazan<br />

da oteller ve restoranlarda bir bayram<br />

havası. Herkese hayırlı Ramazanlar diliyor,<br />

Türkiye’nin en özel sofralarından seçtiğimiz<br />

iftar menülerini ve Ramazan programlarını<br />

beğeninize sunuyoruz…<br />

Keyifli okumalar dilerim.<br />

EMİR ÖMER ÖCAL<br />

emir.ocal@img.com.tr<br />

FİNANS MÜDÜRÜ<br />

MUSTAFA AKTAŞ<br />

mustafa.aktas@img.com.tr<br />

GENEL MÜDÜR<br />

(Sorumlu)<br />

K<br />

FURKAN YALDIZ<br />

furkan.yaldiz@img.com.tr<br />

İMG WEB TEAM MAIL<br />

web@img.com.tr<br />

MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />

ABONE ve DAĞITIM<br />

ZEKAYİ TURASAN<br />

zturasan@img.com.tr<br />

NURTEN DEMİR<br />

nurten.demir@img.com.tr<br />

HAKKI GÜNERKAN<br />

hakki.gunerkan@img.com.tr<br />

LACİVERT RESTAURANT<br />

CTP - BASKI<br />

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL<br />

Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94<br />

www.ihlasmatbaacilik.com<br />

ümit başer alkaç<br />

İRTİBAT BÜROLARIMIZ<br />

BURSA +90.224 211 44 50-51<br />

KONYA +90.332 238 10 71<br />

website<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com<br />

e-mail<br />

info@img.com.tr<br />

ADRES<br />

Evren Mah. Bahar Cad.<br />

Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4<br />

Güneşli-Bağcılar/İstanbul<br />

Tel: +90 212 604 51 00<br />

Faks: +90 212 604 51 35<br />

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın<br />

hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.


içindekiler<br />

56 52<br />

antre<br />

8 Sektörden kısa haberler<br />

gündem<br />

16 Doluluklar düştü, fiyatlar arttı!<br />

18 ‘Kadın İnisiyatifi ve Gücü’ne örnek 6<br />

kadın, 6 hikaye<br />

20 TUYED’in yeni yönetimi belli oldu<br />

22 Türkiye turizmi, TTYD ile devler liginde<br />

24 TÜRSAB Şişli BTK acentaları ile buluştu<br />

26 Pervin Ersoy, turizmi tanıtmak<br />

için yollara düştü<br />

28 İstanbul instagram üstünden dünyaya<br />

tanıtılıyor<br />

30 Beş yılda 6.299 yeni otel geliyor<br />

32 Bakan Ersoy: Tematik tanıtımlar sonuç<br />

veriyor<br />

34 Galataport, kruvaziyer gemilerini<br />

ağırlamaya başlıyor<br />

36 Ersoy’un bakanlığı ‘rekabeti<br />

bozuyor’ iddiası<br />

38 Türkus: Yazık oldu Atatürk<br />

Havalimanı’na<br />

40 Turizme yabancı turist müjdesi<br />

42 Prontotour 25. yılında yurt içi<br />

turlarında da hedef büyüttü<br />

44 Öner: Odalarda ışıksızım,<br />

dernekler dipsiz kuyu!<br />

46 Seyahat için 5.1 milyar dolar<br />

harcadık<br />

yeni yatırımlar<br />

48 Hilton Garden Inn, Afrika’da<br />

genişliyor<br />

49 Hedef, 5 yılda 20 otel ile 100<br />

milyon Euro yatırım<br />

50 Torunlar GYO otelciliğe Hilton ile<br />

giriyor<br />

52 Divan Diyarbakır açıldı<br />

54 The LifeCo Bodrum Beach açıldı<br />

56 YOTEL ve YOTELAIR İstanbul Havalimanı<br />

açıldı<br />

58 Manesol <strong>Hotel</strong>s, yeni yatırımlarla<br />

büyüyecek<br />

60 Hem keşfettiler hem yerel ekonomiye<br />

dokundular!<br />

61 22 Haziran’da başkanlık bayrağını<br />

Hüseyin Kurt devralacak<br />

iş’te kadın<br />

62 Sınır tanımayan 3 hayal, 3 hayat:<br />

Ebru Köktürk Koralı<br />

marka<br />

62<br />

66 Öncelikli hedefinde müşteriyi teknoloji ve<br />

tasarımla buluşturmak var<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com


74<br />

dosya<br />

Ramazan<br />

Özel<br />

68 Türkiye’nin en iyi şefleri, bu yıl da<br />

Porland’ı seçti<br />

78<br />

70 Ramazanda konuklarınızı stressiz<br />

ağırlayın<br />

72 Ege Seramik’te bayrak değişimi<br />

şefın gözünden<br />

74 Kontrollü şef: Hüseyin Ceylan<br />

dosya<br />

78 Ramazan özel<br />

gastro etkinlik<br />

84 İzmir’in Boyoz’u dünyaya açılıyor<br />

86 Metro Türkiye sürdürülebilirlik<br />

stratejilerini anlattı<br />

87 Challenging Master Classes 2019’da göz<br />

kamaştırdı<br />

gastro güncel<br />

88 Nestlé Professional’dan filtre kahve<br />

çözümleri<br />

90 SEK’ten Türkiye’de bir ilk daha<br />

92 Hızla değişen beslenme alışkanlıkları<br />

üzerine bir komplo teorisi<br />

gustonun yorumu<br />

94 Reha Tartıcı ile yeni mekanlar<br />

yeni mekan<br />

96 Tam bir Amerikan rüyası: Rustyfork<br />

98 Ordu Fatsa’daki lezzet durağı:<br />

Bolaman Park <strong>Restaurant</strong><br />

100 İşin uzmanlarından Loco de Pera<br />

102 Happy Moon’s Grup’tan yeni marka:<br />

Bob’s Kitchen<br />

100<br />

hijyen<br />

104 Diversey, TASKI Intellibot’u beğeniye<br />

sundu<br />

106 Eczacıbaşı Profesyonel, Interclean<br />

İstanbul’a katıldı<br />

hotel-tech<br />

108 Mitsubishi Electric üniversitelilerle<br />

buluştu<br />

110 Bir kahve ile binlerce kişinin kart<br />

bilgilerini çaldılar<br />

111 Lokmanızı nasıl alırdınız?<br />

ürünler<br />

112 Yeni ürünler<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com


10<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Corendon Almanya’daki<br />

acenteleriyle buluştu<br />

Corendon Airlines, Almanya’da faaliyet gösteren etnik ve Alman seyahat<br />

acenteleriyle Münster’de gerçekleştirilen akşam yemeklerinde bir araya geldi.<br />

İki akşamda toplam 250 acentenin katıldığı yemekte konuşan Corendon Airlines<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, “Münster, bizim için büyük önem<br />

taşıyor. Hem Münster/Osnabrück Havalimanının 24 saat açık olması sebebiyle<br />

bize sağladığı operasyonel imkanlar hem de geçtiğimiz günlerde bir Alman<br />

Havayolu’nun iflasını açıklamasının üzerine partner tur operatörlerimizden<br />

gelen yeni hat talepleri ile birlikte Münster’de başarılı bir operasyon<br />

yürüteceğimize inancımız tam. 12 Nisan’da Münster’den gerçekleştireceğimiz<br />

Rodos uçuşuyla sezona başlayacağız. Münster’den sezon boyunca 10 tatil<br />

destinasyonuna haftada 17 uçuş gerçekleştireceğiz. Her zaman olduğu gibi<br />

birlikte el ele çalışarak güzel bir sezon geçireceğimize inanıyoruz.” dedi.<br />

Cruise Planet.com.tr yayında<br />

Dünyanın en büyük tur operatörlerinden olan Japonya merkezli H.I.S Turizm, 70<br />

ülkede, 554 ofisi ve 18 binin üzerinde çalışanı ile dünya turizmine değer katmaya<br />

devam ediyor. 2018 yılında, 70 ülkede yer alan toplam 554 ofis arasında dünyanın en<br />

iyi H.I.S ofisi seçilen H.I.S. Türkiye, Cruise Arama Motoru mottosu ile Cruise Planet<br />

markasını hayata geçirdiğini duyurdu. Türkiye’de ilk ve tek Cruise arama-kıyaslama<br />

motoru olan Cruise Planet.com.tr’de dünyanın güçlü 35 cruise firmasının 5 kıtada<br />

organize edilen tur programları yer alıyor. Böylece cruise seyahatlerine çıkmak<br />

isteyen seyahat severler, en uygun Cruise turlarından, en lüks gemi turlarına kadar<br />

birçok seçeneğe cruiseplanet.com.tr’den ulaşabilecekler.<br />

Erciyes 2020 kayak sezonunu erken açtı<br />

Yurt içinde ve yurt dışında kayak turizminin yükselen değeri olan Erciyes Kayak Merkezi<br />

2019 kayak sezonu resmen kapanmadan, 2020 sezonunu açtı. Özellikle Rusya ve Ukrayna<br />

pazarında hızlı bir yükseliş kaydeden Erciyes Kayak Merkezi 2019 yılında Ukrayna’da en<br />

popüler 3. Kayak destinasyonu olarak tahminlerin ötesinde bir başarı elde etti.<br />

2019 yılındaki ilerlemeyi değerlendiren Radisson Blu <strong>Hotel</strong>, Kayseri Genel Müdürü Burak<br />

Aydın, “Erciyes, gerek tesis kalitesi ve gerekse sunduğu olanaklarla çok daha fazlasını<br />

hak etmektedir. Otelimizin 2019 yılında ağırladığı yabancı kayakçıların sayısındaki artışa<br />

bakarak, birkaç yıla kadar Erciyes’in Akdeniz ve Ege sahillerimiz gibi bir yabancı turist<br />

destinasyonu olacağını söylemek hayal değil.” dedi. Burak Aydın, 2020 yılından çok daha<br />

umutlu olduklarını zira şimdiden yurt dışı taleplerinin gelmeye başladığını da ilave etti.<br />

Hilton Dalaman’a ödül<br />

Hilton <strong>Hotel</strong>s& Resorts markasının Türkiye’deki ilk Resort oteli olan Hilton<br />

Dalaman Sarıgerme Resort& SPA, hizmet ve altyapı kalitesini EMEA<br />

bölgesinde aldığı Award of Excellence / Mükemmellik Ödülü ile taçlandırdı.<br />

Hilton Dalaman Genel Müdürü Tunç Batum ödül ile ilgili görüşlerini bildirdi;<br />

“Bu yıl Award of Excellence ödülünü alan tek Türk Resort oteli olarak bu<br />

tatlı yarış içerisinde bulunmak çok gurur vericiydi. Bu gerçekten 10 yıldır<br />

süregelen çalışmalarımızın bir sonucu. Türkiye turizmi içinde çok önemli<br />

ve değerli bir ödül, ayrıca Hilton’un 100. yılı olması sebebiyle de ayrı bir<br />

önem taşıyor. Türkiye’de otelciliğin ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren<br />

mükemmel bir sonuç.” dedi.


12<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Ali Can Aksu güven tazeledi<br />

2. Olağan Genel Kurulunu Ankara Anemon <strong>Hotel</strong> ‘de gerçekleştiren Turizm<br />

Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Başkanlığı’na yeniden Ali Can Aksu seçildi.<br />

Türkiye’nin dört yanından geniş katılım ile gerçekleşen genel kurulda konuşan Ali<br />

Can Aksu sözlerine genel kurula katılan tüm üyelere teşekkür ederek başladı. Aksu:<br />

“Üç yıldan beri otel yöneticileri ve profesyonel otel temsilcileri olarak TUROYD<br />

çatısı altında büyük adımlar attık. Özellikle Türk turizminin tanımına yönelik yapmış<br />

olduğumuz bölgesel faaliyetlerde, bölgenin gelişimine ciddi katkı sağladık. Bu yeni<br />

dönemde Kültür ve Turizm Bakanımız Ersoy’un sektörün içerisinden gelmiş olması,<br />

aynı dili konuşuyor olmamız geleceğe ümitlerimizi arttırmıştır.” dedi. Seçilen yeni<br />

yönetim kurulu ve bölgesel yürütme kurul başkanlıklarının önümüzdeki dönemde<br />

etki oluşturan çalışmalara imza atacaklarını belirten Aksu, üye sayısı olarak yurt<br />

içi ve dışında artış kaydettiklerini ve bu sayede sektörde söz sahibi olarak turizm<br />

politikalarında etkin rol oynamaya başladıklarını söyledi.<br />

Katie Fallon,<br />

ITP Başkan Yardımcılığına atandı<br />

Hyatt Grubu’nun üç oteline yeni atama<br />

Direnç Koca, Grand Hyatt İstanbul, Park Hyatt İstanbul ve Hyatt House Gebze’nin<br />

yeni Satış ve Pazarlama Direktörü oldu. Üniversite eğitimini İzmir’de tamamladıktan<br />

sonra İngiltere’ye dil eğitimi için giden Direnç Koca, çalışma hayatına Thames nehri<br />

üzerinde bulunan Boulters Lock Otel’de başladı. Bodrum’un en lüks otellerinden<br />

Kempinski <strong>Hotel</strong> Barbaros Bay’de 4 sene satış departmanında görev alan Koca,<br />

W <strong>Hotel</strong> Istanbul’da 3,5 sene görev yaptı. 2014 yılında Hyatt grubuna geçen<br />

Koca, sırasıyla Grand Hyatt Istanbul, Park Hyatt Istanbul ve Hyatt Centric Levent<br />

Istanbul’daki görevlerini başarıyla sürdürdü. Direnç Koca Grand Hyatt Istanbul, Park<br />

Hyatt Istanbul, Hyatt House Gebze otellerinde Grup Satış ve Pazarlama Direktör’ü<br />

olarak görev yapacak.<br />

Hilton’un Genel Müdür Yardımcısı ve Kurumsal İlişkiler Global Başkanı Katie<br />

Fallon, International Tourism Partnership (ITP) Yönetim Kurulu’na Başkan<br />

Yardımcısı olarak atandı. Atamayla ilgili konuşan Fallon: “Çevrenin ya da insan<br />

haklarının korunması söz konusu olduğunda konaklama sektöründe kesinlikle<br />

bir rekabet yoktur. Sektör, ITP aracılığıyla, Seyahatin Altın Çağı’nda karşımıza<br />

çıkan fırsatların kapsamını ve önümüze koyulan görevleri ele almak için<br />

işbirliğinin gerekliliğini kabul ederek ortak ve cesur hareketlerde bulunmak için<br />

toplanmaktadır. Sürdürülebilir büyümeyi sağlamak noktasında sektörel liderliğin<br />

her zamankinden daha önemli olduğu bir zamanda, ITP Başkan Yardımcısı<br />

rolünü üstlenmekten heyecan duyuyorum.” dedi.<br />

AB’li turist en fazla Makedonya’da<br />

geceledi<br />

TUYED yönetimi, gecelik konaklama araştırmalarını ülkede yerleşik<br />

olmayanları dikkate alarak yapan Eurostat uzmanlarının verilerini derledi.<br />

Buna göre, AB üyesi turistler, Avrupa ve yakın çevresinde 2018 yılında<br />

önemli bir artış olarak kabul edilen toplam 1,4 milyar gecelik konaklama<br />

gerçekleştirdi. AB üyesi turistlerin birlik dışındaki Litvanya, Liechtenstein,<br />

Belçika, Sırbistan ve Makedonya’daki geceleme sayıları arttı. Söz konusu<br />

ülkelerdeki geceleme artışı yüzde 8 ila yüzde 22 arasında değişiyor. Avrupalı<br />

turistin gecelemelerinde yüzde 22’lik artışı yakalayan Makedonya, yılı açık<br />

ara farkla lider olarak kapattı.


14<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Tuncer, Oslo’da Türkiye’yi tanıttı<br />

Turizm Yazarları Derneği (TUYED) üyesi fotoğraf sanatçısı Halil Tuncer,<br />

“Fotoğraflarla Türkiye” adlı sergisini Norveç’in başkenti Oslo’daki Türk<br />

Büyükelçiliğinde açtı. Fotoğraflar, Türk Hava Yolları, Oslo Türk Kadınlar Grubu<br />

iş birliği ve Oslo’nun Türkiye Büyükelçiliği desteğiyle 4 Mayıs’a kadar sergilendi.<br />

TUYED üyesi fotoğraf sanatçısı Halil Tuncer’in 20’nci kişisel sergisinin Oslo’daki<br />

açılış töreninde konuşan Türkiye Cumhuriyeti Oslo Büyükelçisi Fazlı Çorman<br />

“Halil Tuncer, tarihi ve doğal güzelliklerini fotoğraflayarak, Türkiye’nin<br />

büyüleyici görüntüleriyle bizlere Türkiye’yi taşıdı. Türkiye’nin görsel güzellikleri<br />

izleyenlere bu bölgeleri seyahat etmelerini arzu ettiriyor. Bu Türkiye adına<br />

önemli bir tanıtım çalışmasıdır” dedi.<br />

Katar Ulusal Turizm Konseyi ve<br />

UNWTO’dan iş birliği<br />

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ve Katar Ulusal<br />

Turizm Konseyi (QNTC), bu hafta Katar’ın tüm dünyadaki turizm gelişimini<br />

desteklemek için planlanan bir dizi iş birliğini duyurdu.<br />

UNWTO Genel Sekreteri’nin Doha’ya yaptığı ilk ziyareti sırasında imzalanan<br />

anlaşmayla, QNTC, Futbol Kulübü Barcelona (FCB) iş birliği ile yapılacak<br />

olan ilk UNWTO Spor Turizmi Start-up Yarışması’nın sponsoru oldu. Yarışma<br />

girişimcilik ekosistemini geliştirirken, spor turizminde yeniliği artırmayı,<br />

turizm ve spor sektörlerini teşvik edip güçlendirmeyi hedefliyor. Yarışmanın<br />

galipleri Barcelona İnovasyon Merkezi’nde çalışabilecek ve buldukları<br />

konseptler FIFA Dünya Kupası 2022’ye ev sahipliği yapmak üzere hazırlanan<br />

Katar’da uygulanmak üzere dikkate alınacak.<br />

En Mükemmel Kayak Merkezi Erciyes<br />

Erciyes Kayak Merkezi, 5 yıl üst üste dünyanın en önemli turizm sitesi Tripadvisor<br />

tarafından global çaptaki tatil ve seyahat işletmelerine verilen “Mükemmellik<br />

Sertifikası” ödülüne tekrar layık görüldü. 28 farklı dilde 49 web sitesi, yaklaşık<br />

96 milyon üye, 600 milyonun üzerinde yorum ve aylık 455 milyonu aşan<br />

ziyaretçi sayısıyla dünyanın en büyük seyahat sitesi olan Tripadvisor, bu ödülü<br />

ziyaretçilerden sürekli olarak yüksek puanlı yorum alan ve mükemmel bir<br />

konukseverlik taahhüdü sergileyen dünyadaki belirli sayıda işletmeye veriliyor.<br />

Türkiye’nin dağ yönetimi konusundaki ilk Destination Management Organization<br />

(DMO)’su Kayseri Erciyes A.Ş. tarafından yönetilen Erciyes Kayak Merkezi, daha<br />

önce de ISO 9001 ve IQNET belgeleri ile ülkemizde Hizmet Kalite Standartları ve<br />

Uluslararası Tanınırlık Belgesi alan ilk ve tek kış sporları merkezi olmuştu.<br />

Turizmciler Türkiye Festivali’ne<br />

hazırlanıyor<br />

Moskova’da bu sene üçüncüsü gerçekleştirilecek olan Türkiye Festivali için<br />

hazırlıklar sürüyor. 14 - 16 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan<br />

festival, Türkiye’nin Rusya pazarından elde ettiği turist ve geliri artırmayı<br />

hedefliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle TÜROFED, TÜRSAB, TTYD<br />

koordinasyonunda organize edilen festivale Türkiye’den oteller, tur operatörleri,<br />

turizm destinasyonları ve önemli turizm markaları katılarak Türkiye’nin turistik<br />

değerlerini tanıtacak.


16<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Turizm geliri yüzde 4,6 arttı<br />

Turizm istatistiklerini konu alan araştırmayı inceleyen Ajans Press’in Türkiye<br />

İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere<br />

göre, 2019 yılının ilk çeyreğindeki turizm gelirinin yüzde 4,6 arttığı görüldü. Böylelikle<br />

ilk 3 aydaki turizm gelirinin 4 milyar 629 milyon 679 bin dolara ulaştığı kaydedildi.<br />

Aynı şekilde ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı da yüzde 8,5 artış gösterirken,<br />

6 milyon 644 bin 391 kişi olduğu belirlendi. Bunlarında yüzde 82,2 sini de yabancılar<br />

oluştururken, yüzde 17,8’ini de yurt dışında ikametgâh eden vatandaşların<br />

oluşturduğu saptandı. Bu çeyrekte yapılan yabancı harcamaları da ortalama 678<br />

dolara denk gelirken, yurt dışında ikamet eden vatandaşların ortalama harcaması<br />

765 dolar oldu.<br />

Emirates Havayolu’na beş ödül birden<br />

İnsanları ve şehirleri birbirine bağlayan Emirates Havayolu, Business<br />

Traveller Ortadoğu Ödülleri 2019’da En İyi First Class, En İyi Economy<br />

Class, En İyi Yolcu Sadakat Programı ve Ortadoğu’daki En İyi Lounge<br />

ödüllerine layık görüldü. Operasyonel mükemmelliği ve sıradışı ürün<br />

ve hizmetleri ile bilinen, dünyanın en büyük uluslararası havayolu<br />

şirketi Emirates, ayrıca Dünyanın En İyi Havayolu Şirketi ödülünü de<br />

kazandı. Business Traveller Ortadoğu Ödülleri, endüstriye öncülük<br />

eden profesyoneller ve önemli isimlerin katıldığı bir gala yemeğinde<br />

takdim edildi. Business Traveller Ortadoğu Ödülleri, derginin yazı<br />

işleri ekibinin yanı sıra, seyahat uzmanlarının oluşturduğu bir jüri<br />

tarafından değerlendiriliyor.<br />

Bu sezon Bodrum’da ne işgal ne de<br />

hanutçuluk olacak<br />

Bodrum’un turistik bölgelerinde ve çarşı merkezlerinde görüntü<br />

kirliliği, işgaliye ve hanutçuluk sorununun yaşanmaması için<br />

harekete geçen Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, esnafları<br />

bilgilendirmek amacıyla toplantılar düzenlemeye devam ediyor.<br />

Kumbahçe’de esnaflarla bir araya gelen Başkan Aras, turizme<br />

yakışmayan görüntüler konusunda duyarlılık beklediklerini<br />

belirterek “Kent estetiğini bozan, yürüyüş yollarını ya da kıyıları<br />

işgal eden, yaya trafiğini aksatan, hanutçuluk yapan bir düzen<br />

istemiyoruz. Bu konuda tüm esnaflardan destek bekliyoruz”<br />

dedi. Başkan Aras, özellikle hanutçuluk konusunda sıkı önlemler<br />

aldıklarını belirterek, turistleri taciz eden işyerlerini kamera<br />

görüntüsüyle tespit edeceklerini ve yasal işlem uygulayacaklarını<br />

söyledi.<br />

Turizm Karikatürleri Yarışması’nda<br />

ödüller sahiplerini buldu<br />

Anatolia Turizm Akademisi tarafından Er Yatırım’ın ana sponsorluğunda düzenlenen<br />

10’uncu Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışması’nda ödüller Four Points by<br />

Sheraton, İzmir oteli ev sahipliğinde İzmir’de sahiplerini buldu. Dünyada turizm<br />

alanında düzenlenen tek karikatür yarışmasına 61 ülkeden 673 sanatçı katıldı. 1331<br />

karikatürün gönderildiği yarışmada yetişkinler kategorisinde Türkiye’den Kürşat<br />

Zaman, gençlerde ise Elif Kayra Eşin birincilik kazandılar. Bu yılki teması “Tatil<br />

Anıları” olan yarışmada yetişkinlerde beş, gençler kategorisinde ise üç karikatür<br />

sanatçısı ödül kazandı.


hotel restaurant<br />

18 & hi-tech<br />

gündem<br />

Doluluklar düştü<br />

Fiyatlar arttı!<br />

TÜROB, Türkiye’nin Mart 2019 otel doluluklarının geçen yıla göre<br />

yüzde 5 azalarak yüzde 64.2 olduğunu açıkladı. Oda fiyatlarının<br />

yüzde 4.6 artışla 63.3 Euro olması memnuniyet oluşturdu.<br />

Konaklama sektörü ilkbahara<br />

doluluklarda düşüşle girerken, oda<br />

fiyatlarındaki artış trendi devam<br />

etti. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB),<br />

dünya çapında veri ve analiz şirketi STR<br />

tarafından hazırlanan ‘Mart 2019 Ülke<br />

Performans Raporu’nu açıkladı. Raporda<br />

yer alan verilere göre, Türkiye’nin Mart<br />

2019 otel dolulukları 2018 yılının aynı<br />

ayına göre yüzde 5 azalarak yüzde 64.2<br />

olarak kaydedildi. Mart 2018’de bu<br />

oran yüzde 67.5 olmuştu. Mart 2019’da<br />

Türkiye’nin ortalama günlük satılan oda<br />

bedeli ise yüzde 4.6 artışla 63.3 Euro<br />

olarak gerçekleşti. Mart 2019’da Avrupa<br />

destinasyonları doluluk ortalaması yüzde<br />

68.6 olurken, ortalama günlük satılan<br />

oda bedeli ise 104.3 Euro olarak tespit<br />

edildi.<br />

Fiyatlar İstanbul ile yükseldi<br />

TÜROB’un açıklamasına göre,<br />

İstanbul’un Mart 2018’de yüzde 73.6<br />

olan doluluk oranı, Mart 2019’da yüzde<br />

2.5 azalarak yüzde 71.8 olarak ölçüldü.<br />

İstanbul’da Mart 2019’da, Average<br />

Daily Rate (ADR) olarak adlandırılan<br />

ortalama günlük satılan oda bedeli 77.3<br />

Euro’ya çıkarak 2018’e göre yüzde 4.6<br />

artış gösterdi. Mart 2018’de bu rakam<br />

73.9 Euro olmuştu. Toplam oda sayısı<br />

üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde<br />

ise (RevPAR) geçen yıla oranla yüzde 2<br />

artış yaşandı ve 55.5 Euro olarak ölçüldü.<br />

Mart 2018’de bu rakam 54.4 Euro<br />

olmuştu. Yılın ilk çeyreğinde ise geçen<br />

yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında<br />

doluluk oranı yüzde 68.2’den yüzde 67.3’e<br />

gerilerken, ortalama günlük satılan oda<br />

bedeli 71.2 Euro’dan 76.0 Euro’ya, oda<br />

başı elde edilen gelir 48.5 Euro’dan 51.1<br />

Euro’ya yükseldi.<br />

Antalya’da aynı kaldı<br />

Antalya’da Mart 2019 otel dolulukları bir<br />

önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde<br />

3 azalarak, yüzde 58.4 oldu. Mart 2018’de<br />

bu oran yüzde 60.2 olmuştu. Ortalama<br />

günlük satılan oda bedeli 47.8 Euro<br />

olarak Mart 2018 ile aynı kaldı. Toplam<br />

oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen<br />

gelirler geçen yıla oranla yüzde 3.1<br />

düşüşle ve 27.9 Euro olarak gerçekleşti.<br />

Mart 2018’de bu rakam 28.8 Euro<br />

olmuştu. Yılın ilk çeyreğinde ise geçen<br />

yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında<br />

doluluk oranı 57.7’den yüzde 59.4’e<br />

yükseldi. Ortalama günlük satılan<br />

oda bedeli 45.5 Euro’dan 44.7 Euro’ya<br />

gerilerken, oda başı elde edilen gelir çok<br />

hafif artışla 26.2 Euro’dan 26.5 Euro’ya<br />

yükseldi.<br />

Anadolu şehirleri yavaşladı<br />

Doluluk verilerini değerlendiren TÜROB<br />

Başkanı Müberra Eresin, ilk üç aylık<br />

rakamlara göre, kitle turizminde<br />

ve yurtdışı pazarlardan beslenen<br />

merkezlerde artışlar göründüğünü<br />

belirterek, “Ancak geri kalan kısımlarda,<br />

özellikle de iç turizm ve normal yurtiçi<br />

kaynak pazarlardan beslenen şehirlerde<br />

maalesef durumlar o derece parlak<br />

gözükmüyor. Ancak her şeye rağmen,<br />

TÜROB olarak 2018’in iyi geçtiğini,<br />

2019’un iyi geçeceğini ve hatta 2020’nin<br />

de Türkiye için çok önemli bir turizm<br />

yılı olacağını düşünüyoruz” dedi.<br />

Önümüzdeki yıldan itibaren canlanacak<br />

olan cruise ve kongre turizmiyle biraz<br />

daha hareketlenme beklediklerini dile<br />

getiren Eresin, “2019 yılı sonu itibariyle<br />

hem oda fiyatlarında hem doluluk<br />

oranlarında minimum yüzde 10-15’lerde<br />

artış bekliyoruz” diye konuştu.<br />

TÜROB’un açıklamasına göre,<br />

İstanbul’un Mart 2018’de yüzde<br />

73.6 olan doluluk oranı, Mart<br />

2019’da yüzde 2.5 azalarak yüzde<br />

71.8 olarak ölçüldü. İstanbul’da<br />

Mart 2019’da, Average Daily Rate<br />

(ADR) olarak adlandırılan ortalama<br />

günlük satılan oda bedeli 77.3<br />

Euro’ya çıkarak 2018’e göre yüzde<br />

4.6 artış gösterdi.


Rüzgar Yok,<br />

Sadece Serinlik Var<br />

15.700 mikro delik sayesinde<br />

yaşam alanınızı rüzgarsız serinletin.<br />

Wind-Free<br />

4 Yön Kaset Klima<br />

Daha fazla bilgi için www.samsung.com/tr/business adresini ziyaret edin.<br />

Wind-Free soğutma<br />

15.700 adet mikro delik<br />

sayesinde soğuk hava akımı<br />

olmadan konfor sağlar.<br />

Daha uzun<br />

üfleme mesafesi<br />

84 mm geniş kanatlar, soğuk<br />

havanın daha uzağa ulaşması<br />

için geniş açı sağlar.<br />

Yapay zeka sensörü<br />

Hareket ve ısı algılayan<br />

sensörler yardımıyla oda<br />

sıcaklığının anlık olarak takip<br />

edilmesini sağlar.


20<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Fotoğraf: Göçhan Yıldırım<br />

‘Kadın İnisiyatifi<br />

ve Gücü’ne örnek<br />

6 kadın, 6 hikaye!..<br />

MPI VE SITE Türkiye, Dünya Toplantı Sektörü Günü’nü “Kadın İnisiyatifi ve Gücü” konulu bir panel ile kutladı.<br />

Panelde yönetici ve girişimci kimliğiyle öne çıkan 6 örnek kadın, sektörde daha fazla iş birliği, destek ve<br />

eğitimin gerekliliğine dikkat çekti, paylaştıkları hikaye ve projeleriyle kadın iş gücü ve inisiyatifini nasıl<br />

başarıyla kullandıklarını anlattı...<br />

Her yıl MPI Global başta olmak üzere,<br />

birçok ülkenin uluslararası sektör<br />

birlikleri ve derneklerinin önemli<br />

buluşma günlerinden biri olan Dünya<br />

Toplantı Sektörü Günü (GMID- Global<br />

Meeting Industry Day), Türkiye’de bu yıl<br />

ikinci kez 4 Nisan 2019 Perşembe günü<br />

İstanbul Lütfi Kırdar’ın ev sahipliğinde<br />

kutlandı. MPI ve SITE Türkiye iş birliğinin<br />

ortaya koyduğu sinerji ile sektörde ve<br />

iş hayatında kadınların önemi ve rolü<br />

konusunda görüş alışverişinde bulunulduğu<br />

etkinlikte turizm kurum ve kuruluşları,<br />

şirket ve dernek yetkilileri, toplantı sektörü<br />

profesyonelleri ve sektör medyası gibi tüm<br />

sektör paydaşları bir araya geldiler.<br />

Bu yılın konusu “Kadın İnisiyatifi ve Gücü”<br />

Uluslararası camiayla eş zamanlı olarak<br />

çeşitli sponsor kurum ve kuruluşların<br />

katkılarıyla gerçekleşen etkinliğin bu yılki<br />

konusu “Kadın İnisiyatifi ve Gücü” olarak<br />

belirlendi.<br />

Moderatörlüğünü Lüks Konaklama ve<br />

Etkinlik Sektörü Danışmanı Cantekin<br />

Temizer’in üstlendiği panelde; KAGİDER<br />

Başkanı Sanem Oktar, Kızlar Sahada<br />

Futbol Okulu Kurucusu Melis Abacıoğlu<br />

Sezener, MarkaSokak Reklam Ajansı<br />

Kurucu Başkanı Ebru Köktürk Koralı,<br />

Turkishwin Kurucusu Melek Pulatkonak,<br />

Çehreli Danışmanlık Kurucusu Şehnaz<br />

Çehreli Şefik, ODS TURKEY Kurucusu ve<br />

Genel Müdürü Hasan Dinç, MPI Türkiye<br />

Başkanı ve İstanbul Lütfi Kırdar Genel<br />

Müdürü Handan Boyce konuşmacı olarak<br />

yer aldılar.<br />

Sanem Oktar: Fırsat eşitliğinin olduğu bir<br />

dünya hayal ediyoruz<br />

Panelde ilk sözü alan KAGİDER Başkanı<br />

Sanem Oktar, “Ben bir kadın girişimciyim,<br />

bir şirketim var.<br />

Ama aynı zamanda da bir sivil toplum<br />

kuruluşunun başkanı olarak buradayım.<br />

Adı üstünde, kadın girişimcilerin kurduğu<br />

bir dernek bu. Amacı, kadın girişimcilerin<br />

güçlenmesini sağlamak olan derneğimizin<br />

bir tek hayali var, o da kadın ve erkeklerin<br />

fırsatlara eşit olarak ulaştığı bir dünya<br />

düzeni” dedi.<br />

Türkiye’de kadınların fırsatlara eşit<br />

ulaşamadığının altını çizen Oktar, şu an<br />

itibariyle kadın çalışan oranının yüzde 29,<br />

yönetici seviyesinde yüzde 12, girişimciler<br />

olarak 115 bin olduğunu söyledi. Oktar,<br />

ekonominin gelişebilmesi, daha iyi<br />

yönetilebilmesi için kadın istihdamının<br />

önemine işaret ederek, Türkiye’nin<br />

dünyada sondan 16. sırada olduğunu ifade<br />

ederek, ‘Büyük metropolleri artık kadınlar<br />

yönetiyor. Kadının liderlik becerileri daha<br />

fazla ön plana çıkmaya başladı. İstihdamın<br />

yanı sıra kadının hem yönetici hem de<br />

girişimci olması günümüzde çok önemli”<br />

dedi. Sanem Oktar, turizm sektöründe<br />

kadın istihdamının diğer sektörlere göre<br />

uzun ancak bariyerli olduğuna vurgu<br />

yaparak, bu algıya yönelik çalışmanın da<br />

önemine dikkat çekti.<br />

Dönüşümü tetiklemek için kızları sahaya<br />

çıkardı;<br />

Melis Abacıoğlu Sezener…<br />

Kızlar Sahada Futbol Okulu Kurucusu<br />

Melis Abacıoğlu Sezener, “Ben de farklı<br />

şapkalara sahip olan bir kadınım. Ben<br />

de bir girişimciyim, iki tane teknoloji<br />

girişimim var. Ama bugün karşınızda<br />

‘Kızlar Sahada’ şapkamla oturuyorum. Bu<br />

bir sosyal girişim. Kadın futbolcu oranı<br />

yüzde 8’lerde, antrenör oranı yüzde 6’larda,<br />

hakem oranı yüzde 4’lerde. Türkiye’de<br />

bu konuda örnek gösterilen insanlarımız<br />

var. Ama hala gidecek çok yolumuz var.<br />

Peki Kızlar Sahada ne yapıyor? 7’den 70’e<br />

kadın ve kız çocuklarına ‘yapamazsın’<br />

diye kodlanan farklı toplumsal cinsiyet<br />

yargılarını futbol sahasında kırıyor.<br />

Ayaklarına top değiyor ve oynamaya<br />

başlıyor, orada bir yolculuk başlıyor,<br />

oynayabildiklerini görüyor, özellikle de<br />

kız çocukları. O dönüşüm acayip bir yere<br />

çıkıyor. Bir sosyal etki ölçümü yaptık,<br />

sonunda da şu çıktı, bizim sahamızda<br />

oynayan kız çocuklar, sonrasında acayip<br />

bir kırılım yaşıyor. Diyorlar ki, ‘futbol<br />

oynayabiliyorsam acaba doktor da olabilir<br />

miyim, mühendis de olabilir miyim?’ Bir<br />

anda önlerindeki koskoca duvar yıkılıyor<br />

ve çok kuvvetli bir dönüşümü tetiklemiş<br />

oluyorsunuz. Benim de hayattaki en büyük<br />

vizyonum bu, dönüşümleri tetiklemek.<br />

Bunu da projemizle çok rahat bir şekilde<br />

yapabildiğimize inanıyoruz.” diye konuştu.<br />

“Genel müdür olamayacaksın” dediler,<br />

girişimci oldu!<br />

Şehnaz Çehreli Şefik…<br />

Yaklaşık 32 yıldır sektöre hizmet verdiğini<br />

belirten Çehreli Danışmanlık’ın Kurucusu<br />

Şehnaz Çehreli Şefik, “Ben de bir kadın<br />

girişimciyim. 10 yıllık profesyonel otelcilik<br />

hayatından sonra başladı yolculuğum.<br />

Grand Hyatt Otel’in başkanıyla konuşurken<br />

ona ne zaman genel müdür olacağımı<br />

sordum. Bana dünyada büyük beş yıldızlı<br />

otellerde kaç tane kadın genel müdür<br />

gördüğümü sordu ve sorumu şöyle<br />

yanıtladı: ‘hiçbir zaman genel müdür<br />

olamayacaksın çünkü sen bir kadınsın’<br />

dedi. Bu benim için gerçekten bir dönüm<br />

noktasıydı, ilk ve son istifam oldu” dedi.<br />

“TÜRSAB’a kadın başkan ne zaman<br />

gelecek, çok merak ediyorum”<br />

İstifasından sonra 1998 yılında Çehreli<br />

Danışmanlık’ı kurduğunu anlatan Şefik,<br />

“Şu an Kıbrıs ve Türkiye’de iki şirketin


sahibiyim. Turizm, insan faktörüne dayanan<br />

bir sektör. Kadınların ağırlıklı çalıştığı<br />

fakat üst düzey pozisyonlara gelemediği bir<br />

sektördü. Bugün aramızda TÜROB’a başkan<br />

olan ilk kadın başkanımız Müberra (Eresin)<br />

Hanım var. Tabii bu sektörde bir dönüm<br />

noktası. TÜRSAB hiçbir zaman olmadı, ne<br />

zaman olacak çok merak ediyorum. Asla<br />

bırakmazlar!” dedi.<br />

“Turizmde kadınları birleştiren bir<br />

platform bilmiyorum”<br />

Aynı zamanda Akdeniz’de kadın Liderler<br />

Kurulu’nun da başında olduğunu ifade eden<br />

Şefik, oluşumun ileriki yıllarda daha da<br />

büyüyeceğini ve bölgeye destek vereceğine<br />

inandığını dedi. Turizm sektöründe<br />

kadın çalışanları birleştiren bir platform<br />

bilmediğini söyleyen Şehnaz Çehreli<br />

Şefik, “Çünkü kadınların derdini bir tek<br />

kadınlar bilir. Kadınları bir noktaya kadar<br />

getiriyorlar. Yönetim bazında çok fazla<br />

önem vermiyorlar. Ama bu değişiyor artık.<br />

Yeni nesil, bizden çok daha şanslı ama.<br />

Ben o yüzden ümitliyim. Türkiye’de de hem<br />

Akdeniz Turizm Vakfı olarak hem de sadece<br />

özellikle bu platformda belki de KAGİDER<br />

ile birlikte kadınların bir platformda<br />

buluşmasını arzu ediyorum” şeklinde<br />

sözlerini tamamladı.<br />

Hasan Dinç: “Bütün sorunların tek bir<br />

çözümü var, eğitim!”<br />

SITE Türkiye Başkanı ve ODS TURKEY<br />

Kurucusu/Genel Müdürü Hasan Dinç,<br />

Atatürk’ün kadınlarla ilgili sözlerinden<br />

bir alıntı yaparak sözlerine başladı.<br />

“Birisi olmadan diğeri olmuyor. Bizim<br />

bütün problemimiz eğitimden başlıyor.<br />

Kadın erkek ilişkilerine yönelik sorunlar<br />

da eğitimle çözülecek, suistimaller de.<br />

Bizim asıl odaklamamız gelirken düzgün<br />

bir eğitim sistemi. Sektörde bir 30.<br />

yılımdır herhalde. Şu ana kadar etkinlik<br />

endüstrisinde negatif veya pozitif ayrımcılık<br />

pek görmedim. Ben geceli gündüzlü çalışan<br />

çok başarılı kadın müşterilerle de çalıştım.<br />

Operasyonun tam ortasında ‘ben kuaföre<br />

fön çektirmeye gideceğim’ diyen erkek<br />

müşterilerle de... Dolayısıyla bu duruma<br />

biraz daha farklı yaklaşıyorum” diyen Dinç,<br />

30 yıllık meslek hayatında bu ayrıma tanık<br />

olmadığını söyledi.<br />

Aynı şekilde gelir dengesizliği konusunda<br />

da bir ayrımın olmadığını anlatan Dinç,<br />

dünyadaki yeni bir trenden bahsederek,<br />

“Artık azınlıklara pozitif ayrımcılık<br />

anlamında bir yaklaşım var. Azınlıklara<br />

kadınlar da dahil. Uluslararası bir firmanın<br />

ihalesine girerken, eğer eşit şartlarda<br />

iseniz ve sizin şirketinizin ortağı veya sahibi<br />

kadınsa size artı 1 puan veriliyor. Bu güzel<br />

bir uygulama, dünyada da yeni başlayan bir<br />

trend” diyerek sözlerini tamamladı.<br />

Gastronomi hikayeleri toplamak için<br />

Anadolu kadınının peşine düştü...<br />

Ebru Köktürk Koralı<br />

MarkaSokak Reklam Ajansı Kurucu<br />

Başkanı ve Ebru Köktürk Koralı kadın gücü<br />

ve inisiyatifine konu olan hikayesini şöyle<br />

paylaştı: “Ben de bir girişimciyim ama bizler<br />

bilmeden giriştik. İletişimden geldiğim<br />

için pek çoğu beni Hayal Kahvesi’nin<br />

patronu olarak değil, iletişimci ve halkla<br />

ilişkilerci olarak bildi. Herkesin ‘Ben roman<br />

yazacağım, ben bir film çekeceğim, bir<br />

barım olsun’ dediği 1995 yılında Beyoğlu<br />

Hayal Kahvesi’ mi açtık. Tabii bizim ekip<br />

film yapamadı, daha yeni yeni gerçekleşir o<br />

hayalimiz. Bir kadın olarak zor ama harika<br />

yıllardı”.<br />

Anadolu hikayelerini eylülde paylaşmaya<br />

hazırlanıyor…<br />

2006 yılında TURYİD’in kurulmasıyla<br />

beraber 35 kadın bir masanın etrafında<br />

toplanmaya başladığını söyleyen Koralı, bu<br />

aralıkta evlenip iki çocuk sahibi bir anne<br />

olduğunu belirterek, “Benim oğlanlar<br />

arabanın arkasında büyüdüler” dedi. Şu<br />

anda iki üniversitenin iletişim ve gastronomi<br />

bölümlerinde ders vermeye devam ettiğini<br />

anlatan Koralı, “İletişimde eşit sayıda kızerkek<br />

öğrenci oluyor. Gastronomi ve mutfak<br />

sanatları okullarında ise kız çocukların<br />

ilgisi çok daha fazla. Ama bizim gastronomi<br />

sektöründe sorunlar devam ediyor.<br />

Turizm sektöründe işler biraz daha<br />

kolaylaşmış olabilir. Bunlar, hepimizin<br />

bildiği sorunlar. Erkekler daha iyi maaş<br />

alıyor, mutfakta kadın istemiyor. Teknoloji<br />

ne kadar ilerlemiş olsa da büyük kazanları,<br />

büyük tencereleri bahane ediliyorlar<br />

hala. Aslında böyle bir sorun yok. Kızlara<br />

bakıyorsun, ‘ben pastacılığa çok ilgi<br />

duyuyorum” diyorlar. 50 yaşıma geldim,<br />

birkaç küçük kamerayla Globalekonomi<br />

Zirvesi için Anadolu insanın peşine düştüm<br />

ve harika hikayeler topladım. TURYİD<br />

olarak da çok önemsediğimiz gastronomi<br />

turizmi ve ürün-restoran ihracı konularında<br />

hikayeler topluyorum. İnşallah eylül ayında<br />

tekrar sizlerle paylaşacağız.” sözleriyle<br />

konuşmasını tamamladı.<br />

Türkiye’nin ilk kadın ilham kütüphanesini<br />

kuran sosyal girişimci:<br />

Melek Pulatkonak<br />

Turkishwin Kurucusu Melek Pulatkonak,<br />

“Ben bir sosyal girişimciyim. Zoru<br />

başarmaya çalışıyoruz. Hem sosyal fayda<br />

ortaya koyup hem de girişimcilik yönümüzle<br />

dünyayı geliştirmeye çalışıyoruz” dedi.<br />

Yaklaşık 20 yıl yurt dışında yaşadığını<br />

ve bu vesile ile MPI Zirvesi’ne katılma<br />

fırsatı bulduğunu belirten Pulatkonak,<br />

“Sektörünüzü çok önemsiyorum. Doğru<br />

insanları bir araya getirmek işi de bir sanat.<br />

Siz bunu her zaman yapıyorsunuz. Bizler de<br />

sosyal fayda üretmek için yapıyoruz” dedi.<br />

“Gelecekte networku olanlar kazanacak”<br />

Turkishwin’in kuruluşuna da kısaca değinen<br />

Pulatkonak, Turkishwin’in ihtiyaçtan<br />

doğan bir network olduğunu dile getirerek<br />

şöyle konuştu: “Amerika’da yaşayan bir<br />

kadın olarak, benim gibi global kariyer<br />

sahibi, yurt dışında yaşayan ama Türkiye’yi<br />

seven, çalışmak isteyen kadınlarla bir<br />

araya gelerek hikayelerimizi paylaşmak<br />

amacıyla TED Talk gibi bir network kurdum.<br />

Türkiye’nin ilk kadın ilham kütüphanesi<br />

olarak tanımladığımız bu çalışma<br />

kapsamında 250 Türk kadını hikayesini<br />

özgün bir anlatımla ve İngilizce olarak<br />

anlattılar. Biz gelecekte networku olanların<br />

kazanacağına inanıyoruz çünkü dedi.<br />

Pulatkonak, bugüne kadar 500 tane<br />

eşleştirme yaptıkları mentorluk, üniversiteli<br />

kadınlar için kampüs programı ve<br />

toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştıran<br />

etkinlikler düzenlediklerini ifade etti.<br />

Son olarak, Kız Kardeşler networkunu<br />

kurduklarını belirten bunu sektörel bazda<br />

büyütmek istediklerini anlatan Pulatkonak,<br />

panel aracılığıyla turizmcilere de bir çağırı<br />

yaparak, “Turizm sektörünü de sizinle<br />

yapabiliriz. Bu konuda içerik üretip insanları<br />

bir araya getirecek fikir önderlerine<br />

ihtiyacımız var. Biz bütün bu yaptığımız<br />

işleri etkinliklerle taçlandırıyoruz. Sizler<br />

olmazsanız bu işler de olmuyor. Etkinlikler<br />

ve sizin dokunduğunuz her şey ve her kişi<br />

çok önemli” diye konuştu.<br />

Handan Boyce: Aktif ve lideriz ama<br />

uluslararası platformlarda yokuz!”<br />

MPI Türkiye Başkanı ve İstanbul Lütfi<br />

Kırdar Genel Müdürü Handan Boyce ise,<br />

eğitime vurgu yapan konuşmasında toplantı<br />

sektöründe çalışan kadınların son derece<br />

aktif, başarılı ve lider statüsünde olmalarına<br />

karşın uluslararası platformlarda yer<br />

almadıklarını eleştirerek, “Burada çuvaldızı<br />

kendime de batırmak suretiyle eleştirimi<br />

dile getirmek isterim ki, lider dediğimiz<br />

kadınlar bile sahnede çok yer almıyor.<br />

Uluslararası platformlarda gerekeni<br />

yeterince yapmadığımız kanaatindeyim.<br />

Artık sunum yapan, konuşan taraf biz<br />

olmalıyız. Oturup dinleyenler olmamalı,<br />

aktif rolleri sahiplenmeyi bilmeliyiz” diye<br />

konuştu.<br />

Dünya düzenin değiştiğini ve yeni iş yapma<br />

biçimlerinin ortaya çıktığını da sözlerine<br />

ekleyen Boyce şöyle devam etti: “Bu<br />

değişim içerisinde başarılı olmak için artık<br />

kapitalizmden yetkinliklere ve inovasyona<br />

yönelmemiz gerek. Çünkü ülkelerin<br />

ekonomik ve business başarısı burada.<br />

Bu da başka bir pencere demek, başka bir<br />

bakış açısı demek. Dolayısıyla kadın, bu yeni<br />

dünya düzeninde yaratıcılığı ve çok yönlü<br />

becerileri sayesinde liderlik ve yönetimde<br />

çok daha fazla söz sahibi olabilecek”.


hotel restaurant<br />

22 & hi-tech<br />

gündem<br />

TUYED’in yeni yönetimi belli oldu<br />

Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin (TUYED) 12. Olağan<br />

Genel Kurul Toplantısı Ramada İstanbul Taksim Otel’de yapıldı. Genel kurulda,<br />

Kerem Köfteoğlu derneğin başkanlığına yeniden seçildi.<br />

Turizm Yazarları ve Gazetecileri<br />

Derneği’nin (TUYED) 12. Olağan<br />

Genel Kurul Toplantısı, Ramada<br />

İstanbul Taksim Otel’de gerçekleştirildi.<br />

Divan Başkanlığını Prof. Dr. Nüzhet<br />

Kahraman’ın yaptığı genel kurul<br />

toplantısında seçime tek listeyle girildi.<br />

Seçimlerin ardından yapılan toplantıda,<br />

yönetim kurulu üyelerinin görev dağılımı<br />

belirlendi.<br />

Toplantıda, Kerem Köfteoğlu’nun yeniden<br />

dernek başkanı olmasına karar verildi.<br />

Hatice Ünal Bilen ve Cem Polatoğlu<br />

başkan yardımcılığına seçilirken, Musa<br />

Alioğlu ise genel sekreterliğe getirildi.<br />

Öte yandan derneğin Antalya temsilciliğini<br />

Emin Demir, yeni medya koordinatörlüğü<br />

de Murat Özbilgi yürütecek.<br />

TUYED’in yönetim kurulu asil ve yedek<br />

üyeleri şu isimlerden oluştu:<br />

Musa Alioğlu, Hatice Ünal Bilen, Emin<br />

Demir, Mehmet Ali Doğan, Kerem<br />

Köfteoğlu, Murat Özbilgi ve Cem<br />

Polatoğlu. Yönetim kurulu yedek üyeleri<br />

ise Aykut Bakay, Sayime Başçı, Özlem<br />

Kapar Bayburs, Burak Coşan, Mehmet<br />

Güneli, Halil Öncü ve Gönül Yıldırım.<br />

Denetleme kurulu asil ve yedek üyeleri<br />

ise şöyle belirlendi: Prof. Dr. Nüzhet<br />

Kahraman, Osman Nihat Aydoğan,<br />

İsmail Toksoy, Özlem Kasa, Gülay Yücel<br />

Sarıkaya, Cazibe Ulutaş.<br />

Köfteoğlu: “Ar-Ge bölümünü<br />

güçlendireceğiz”<br />

TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu, oylama<br />

sonrası derneğin önceki başkanları Prof.<br />

Dr. Nüzhet Kahraman ve Hasan Arslan’a<br />

yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür etti.<br />

Yeni dönemde turizm bölgelerinde<br />

örgütlenip Ar-Ge bölümünü<br />

güçlendireceklerini vurgulayan Köfteoğlu<br />

şöyle konuştu: “Prof. Dr. Nazmi<br />

Kozak başkanlığındaki Ar-Ge bölümü,<br />

sektörün ihtiyaç duyduğu araştırmaları<br />

yapacak. Düzenli hazırlanacak raporları<br />

haberlerimizle destekleyip kamuoyu ile<br />

paylaşacağız. Sektörün bilgi birikimini<br />

de çok önemsiyoruz. Bu yüzden birikime<br />

sahip, ‘turizmin belleği’ olarak kabul<br />

edilen kişilerden bir danışma kurulu<br />

oluşturacağız. Kurul üyelerini titri değil,<br />

fikri olan deneyimli kişiler arasından<br />

seçeceğiz.”


24<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Türkiye turizmi, TTYD ile devler liginde<br />

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği, küresel turizm ve seyahat devlerinin kulübü olan<br />

Dünya Seyahat Ve Turizm Konseyi (WTTC) üyeliğine kabul edildi.<br />

Türkiye Turizm Yatırımcıları<br />

Derneği TTYD, yurt dışı temsil<br />

kabiliyetinin geliştirilmesi<br />

yönünde en önemli hedeflerinden<br />

birini gerçekleştirerek dünyanın turizm<br />

ve seyahat sektöründeki en büyük<br />

özel sektör şirketlerinin üye olarak<br />

barındıran “World Travel and Tourism<br />

Council” (WTTC) adlı kuruluşun<br />

üyeliğine kabul edildi. TTYD Başkan<br />

Yardımcıları Ayhan Bektaş ve Ali Güreli<br />

ile Yönetim Kurulu Üyesi Naile Göçen<br />

Çukurova İspanya’nın Sevilla kentinde<br />

düzenlenen WTTC Küresel Zirvesi’nde<br />

katıldı ve temaslarda bulundu.<br />

Büyük ölçekli şirketler üye kabul<br />

ediliyor<br />

Küresel otel gruplarından hava yolları,<br />

finans kurumları ve havaalanlarına<br />

kadar farklı sektörlerden büyük ölçekli<br />

şirketlerin üye kabul edildiği WTTC’de<br />

TTYD ilk defa sektörel temsil kuruluşu<br />

kategorisinden üye olarak bir ilki<br />

gerçekleştirdi.<br />

TTYD’nin üyeliğe kabul edildiği ve 3-4<br />

Nisan 2019 tarihlerinde yapılan Sevilla<br />

Zirvesi’nde ABD eski Başkanı Barack<br />

Obama da onur konuşmacısı olarak<br />

bir konuşma yaptı. Barack Obama’nın<br />

yanı sıra İspanya Başbakanı Pedro<br />

Sanchez, BM Dünya Trizm Örgütü<br />

Genel Sekreteri Zurab Pololikasvili<br />

ve Mısır Turizm Bakanı da zirve<br />

konuşmacıları arasında yer aldı.<br />

Zirvede kesintisiz seyahat, turist<br />

deneyimleri, sürdürülebilirlik ve iklim<br />

değişikliği, destinasyonların korunması<br />

gibi konularda paneller gerçekleşti.<br />

WTTC’nin Türkiye’den THY, Özaltın<br />

Grup, OTI Holding, ZAFER Turizm<br />

Grubu ve Martı Grubu olmak üzere<br />

5 üyesi var ve bu şirketlerin THY<br />

hariç tamamı TTYD üyesi bulunuyor.<br />

WTTC’nin başkanlığını halihazırda<br />

Hilton CEO’su Christopher Nassetta,<br />

Genel Direktörlüğü’nü ise Meksika<br />

Turizm Eski Bakanı Gloria Guevera<br />

Manzo yürütüyor.


LEZZET PROFESYONELLERİNE<br />

KESİNTİSİZ ENERJİ<br />

Likit fazdayken de enerji üretebilen LPG PRO, kesintisiz enerji sağlar. Özel emniyet tertibatı ve<br />

periyodik bakım hizmetleri sayesinde son derece güvenlidir. Alev boyunu ve tüp basıncını sabit<br />

tutarak; otel, restoran ya da kafelerin hep tam güçle çalışmasını sağlar.<br />

TÜRKİYE’DE<br />

BiR iLK


hotel restaurant<br />

26 & hi-tech<br />

gündem<br />

Fotoğraflar: Göçhan Yıldırım<br />

TÜRSAB Şişli BTK acentaları ile buluştu<br />

TÜRSAB Şişli BTK (Bölge Temsil<br />

Kurulu) 26 Nisan Cuma günü<br />

Barcelo İstanbul <strong>Hotel</strong> ev<br />

sahipliğinde bir araya geldi. TÜRSAB<br />

Başkanı Firuz Bağlıkaya’nın yanı sıra<br />

Yönetim Kurulu Üyesi Ali Bilir, Finansal<br />

ve Kurumsal Fonksiyonlar Grup Başkanı<br />

Neslihan Örnek ve ŞİŞLİ BTK Başkanı<br />

Aylin Güneşli’nin katıldığı network<br />

buluşmasında bölge acentalarının<br />

birbiri ile tanışması, iş geliştirme ve fikir<br />

alışverişinde bulunması amaçlandı.<br />

Güneşli: “ŞİŞLİ BTK olarak çok keyifli<br />

işler çıkardık”<br />

Taksim’de tamamen yenilenen Barcelo<br />

İstanbul <strong>Hotel</strong> ev sahipliğinde yoğun bir<br />

katılım ile gerçekleşen organizasyonun<br />

açılış konuşmasını yapan ŞİŞLİ BTK<br />

Başkanı Aylin Güneşli, ŞİŞLİ BTK<br />

ekibini de tanıttığı sunumunda projeler<br />

ve hizmetlerle ilgili bilgiler aktardı.<br />

Güneşli, “Bugün burada amacımız hem<br />

hep birlikte biraz eğlenmek, keyifli<br />

vakit geçirmek hem de aramızda iş<br />

geliştirmek.<br />

Ekibimizle de birlikte çok keyifli işler<br />

çıkardığımızı düşünüyorum. Birlikte<br />

olmaktan da keyif duyuyorum” dedi.<br />

Bağlıkaya: “Haziran 2019’da yasayı<br />

çıkarmayı hedefliyoruz”<br />

Şişli bölge Acentalarının konuk edildiği<br />

organizasyonda kısa bir konuşma yapan<br />

TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya,<br />

ise devam etmekte olan projeler ve<br />

hedefleri ile ilgili bilgilendirme yaptı.<br />

Konuşmasında yasa çalışmalarına<br />

değinen Bağlıkaya, Kültür ve Turizm<br />

Bakanlığı titizlikle yürütülen yasayı<br />

2019 Haziran ayında çıkarmayı<br />

hedeflediklerini açıkladı.<br />

Bağlıkaya ayrıca UKOME ile bundan<br />

sonra yapılacak toplantılarda TÜRSAB’ın<br />

çok daha etkin rol oynaması için<br />

çalıştıklarını belirterek,“Nüfusumuzun<br />

yarısı kadar yabancı turist ağırlıyoruz.<br />

Turizmin en önemli ayaklarından biri<br />

olan şehir içi ulaşım konusunda alınacak<br />

kararlarda seyahat acentelerimiz<br />

muhakkak olmalı” dedi. Bağlıkaya,<br />

“Tüketici Hakem Heyetlerinde” seyahat<br />

acentelerinin temsil edilmediğini ve her<br />

durumda acenteler aleyhine kararlar<br />

çıktığını, bu kararların daha adil olması<br />

için yeni öneriler sunduklarını da ayrıca<br />

sözlerine ekledi.


28<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

Bakan eşi Pervin Ersoy,<br />

turizmi tanıtmak için yollara düştü<br />

Turizmde Türkiye’nin hedefler çok<br />

yüksek. Geçen yılı yaklaşık 29.5<br />

milyar dolarla kapatan sektörde<br />

bu yıl 35 milyar doların üzerinde<br />

gelir bekleniyor. Geçtiğimiz günlerde<br />

reform paketini açıklayan Hazine<br />

ve Maliye Bakanı Berat Albayrak,<br />

turizm gelirini 4 yılda 70 milyar dolara<br />

çıkarmak için ‘Turizm Master Planı’<br />

nın oluşturulacağını duyurmuştu. Bu<br />

plan çerçevesinde turizmde hem ülke<br />

ve destinasyon çeşitliliği hem turist<br />

sayısı hem de turist başına düşen geliri<br />

artırılacak.<br />

Tanıtıma katkı sağlıyor<br />

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri<br />

Ersoy’un eşi Pervin Ersoy Türkiye<br />

turizmine katkı sağlamak ve farklı<br />

yardımlaşma derneklerine destek olmak<br />

amacıyla “Her Şehri Ünlüsüyle Geziyoruz”<br />

projesi başlatmıştı. Proje kapsamında<br />

Ersoy, ünlülerle Şanlıurfa’nın tarihi<br />

ve turistik yerlerini ziyaret etti. Bizim<br />

Çocuklarımız Dayanışma Derneği Kurucu<br />

Üyesi ve Başkan Yardımcısı Ersoy ile<br />

seyahat yazarı Saffet Emre Tonguç,<br />

Remax Gayrimenkul Danışmanı Evrim<br />

Kırmızıtaş Başaran ve proje kapsamında<br />

ünlü isimlerle Balıklıgöl, Göbeklitepe,<br />

Harran ve Şanlıurfa Müze Kompleksi<br />

gibi birçok yeri ziyaret etti. Gruptakilere,<br />

Kültür ve Turizm İl Müdürü Aydın Aslan,<br />

Şanlıurfa Müze Müdürü Celal Uludağ ve<br />

Vali Abdullah Erin’in eşi Gülhan Erin de<br />

eşlik etti.<br />

Turlara katılacaklar<br />

Pervin Ersoy, yaptığı açıklamada, iç<br />

turizmi hareketlendirmek ve Türkiye’yi<br />

bilinmeyen yönleriyle tanıtmak amacıyla<br />

“Her Şehri Ünlüsüyle Geziyoruz”<br />

projesini başlattıklarını anımsattı. Proje<br />

kapsamında her şehrin birkaç ünlü<br />

isminin, kendi şehrinde düzenlenecek<br />

tura katılacağını dile getiren Ersoy,<br />

Şanlıurfalı Bülent İnal, Ferhat Göçer,<br />

Mahmut Tuncer ve Seyyal Taner ile<br />

Ayşegül Aldinç ve Asuman Dabak’ın da<br />

aralarında yer aldığı isimlerle kente<br />

geldiklerini ifade etti.<br />

81 ili gezecekler<br />

Ersoy, projeyi yeni başlatmalarına<br />

rağmen büyük ilgi gördüğüne dikkati<br />

çekerek, şunları söyledi: “Denizli ile<br />

başladık ve burayı sanatçılarımızla<br />

beraber çok güzel gezdik. İkinci<br />

durağımız ise Şanlıurfa, burada da çok<br />

güzel izlenimler elde ettik. Sanatçılarımız<br />

da aynı şekilde çok mutlu, gezimize<br />

renk kattılar. Bilmeyenler için burası<br />

gerçekten görülmesi gereken bir yer,<br />

beni müthiş etkileyen şehirlerden bir<br />

tanesidir. Hele de 2019’un Göbeklitepe<br />

Yılı olması dolayısıyla mutlaka insanların<br />

buraya gelmesi ve en az bir kez görmesi<br />

gerektiğini düşünüyorum. Hedefimiz,<br />

Türkiye’nin 81 ilini gezmek. Projeyi<br />

Ankara’da tamamlamayı düşünüyoruz.<br />

Bizim amacımız, iç turizme hareket<br />

getirmek. Gittiğimiz şehre dokunuyoruz,<br />

o dokunmayla beraber şehrin ivme<br />

kazanmasını sağlamaya çalışıyoruz.”<br />

Geziye katılan Evrim Kırmızıtaş Başaran,<br />

Harran ve Şanlıurfa Müze Kompleksi’ yle<br />

Şanlıurfa’nın çok güzel bir şehir olduğunu<br />

vurgulayarak, “Göbeklitepe Türkiye için<br />

çok büyük bir değer, ikinci kez gelişim,<br />

sahip çıkıp bu değeri bütün dünyanın<br />

bilmesini sağlamamız gerekiyor.” dedi.


30<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

İstanbul instagram üstünden<br />

dünyaya tanıtılıyor<br />

İstanbul’u dünyada daha fazla görünür kılmak amacıyla<br />

düzenlenen #oneistanbul Instagram yarışması ödül töreni<br />

Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleşti.<br />

Türk Hava Yolları iş<br />

birliğiyle “İstanbul’u<br />

Paylaş ve Uç”<br />

sloganıyla 2 farklı<br />

dönem olarak<br />

düzenlenen yarışmanın<br />

1. Dönem üçüncüsü<br />

Begüm Serra Üstün,<br />

2. Dönem üçüncüsü<br />

Cihan Çorak, 1. Dönem<br />

ikincisi Abdullah Bilgiç,<br />

2. Dönem ikincisi<br />

Soner Akan olurken, 1.<br />

Dönem birincisi Rıdvan<br />

Aras ve 2. Dönem<br />

birincisi Aydın Sertbaş<br />

oldu.<br />

Oneistanbul;<br />

İstanbul<br />

Büyükşehir<br />

Belediyesi, İstanbul<br />

Ticaret Odası, TUGEV<br />

ve İstanbul Kongre ve<br />

Ziyaretçi Bürosu (ICVB) iş<br />

birliğiyle, tarihi, kültürel,<br />

doğal güzelliklerle<br />

dünyanın gözbebeği<br />

olan İstanbul’u dünyada<br />

daha fazla görünür<br />

kılmak amacıyla 2015<br />

yılında sosyal medyada<br />

başlatıldı. Bu yıl Türk<br />

Hava Yolları işbirliğinde<br />

yürütülen Oneistanbul<br />

Instagram Yarışması’nın<br />

kazananları Çırağan<br />

Palace Kempinski’de<br />

düzenlenen törenle<br />

açıklandı.<br />

Instagramda @<br />

oneistanbul hesabı<br />

aracılığıyla yürütülen<br />

kampanyayla<br />

İstanbul’u, sosyal<br />

medyada fotoğrafları<br />

en çok paylaşılan<br />

şehirlerarasında üst<br />

sıralara çıkarmak<br />

hedefleniyor.<br />

#oneistanbul ve<br />

#istanbul hashtag’leriyle<br />

bugüne kadar 610<br />

binden fazla fotoğraf<br />

paylaşılırken, @<br />

oneistanbul hesabının<br />

takipçi sayısı ise 100 bine<br />

yaklaştı.<br />

“İstanbul’u Paylaş ve<br />

Uç” temalı Oneistanbul<br />

İnstagram Yarışması<br />

kapsamında; Turizmden<br />

sorumlu Vali Yardımcısı<br />

İsmail Gültekin,<br />

İstanbul Ticaret Odası<br />

Yönetim Kurulu Başkan<br />

Yardımcısı İsrafil<br />

Kuralay, İstanbul<br />

Büyükşehir Belediyesi<br />

Sanat Yönetmeni<br />

Hüseyin Karaca, Türk<br />

Hava Yolları Pazarlama<br />

ve Satış Başkanı Emre<br />

Menevşe, Türk Hava<br />

Yolları Kurumsal İletişim<br />

Başkanı Seda Kalyoncu,<br />

İstanbul Ticaret<br />

Üniversitesi İletişim<br />

Fakültesi Dekanı Prof.<br />

Dr. Celalettin Aktaş’tan<br />

oluşan bir jüri tarafından<br />

“İstanbul’u Paylaş ve Uç”<br />

temasının en beğenilen<br />

fotoğrafları seçildi.<br />

Fotoğrafları en çok<br />

beğenilen yarışmacılara<br />

ödülleri, iş ve sanat<br />

dünyasından isimlerin<br />

katılımıyla Çırağan<br />

Palace Kempinski’de<br />

düzenlenen törenle<br />

verildi.


32<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Beş yılda 6.299 yeni otel geliyor!<br />

Dünya önümüzdeki beş yıl içinde otele doyacak. 2019-2023 yıllarını kapsayan dönemde<br />

küresel ölçekte 6 bin 299 yeni otelin hizmete girmesi bekleniyor. Yeni otellerin bölgelere<br />

göre dağılımı incelendiğinde; bunların 2,163’nün Asya Pasifik, 1,815’nin Amerika,<br />

1,521’nin Avrupa, 506’sının Ortadoğu ve 294’ünün de Afrika’da hizmete gireceği<br />

görülüyor.<br />

Top<strong>Hotel</strong>’in konuyla ilgili verilerini<br />

inceleyen TUYED yönetiminin<br />

haberine göre; özellikle Avrupa<br />

bölgesinde hizmete girmesi beklenen<br />

yeni oteller hakkında ayrıntılı bilgiler<br />

bulunuyor. 2019-2023 yılları arasında<br />

Avrupa’da hizmete girecek 1,521 otelin<br />

yüzde 70’ine denk gelen 1.068 tesis<br />

birinci sınıf, yüzde 30’una denk gelen<br />

453 tesis de lüks kategorisinde olacak.<br />

Birincilik Almanya’da<br />

Önümüzdeki 5 yıllık süreçte hizmete<br />

girecek yeni oteller ülkelere göre<br />

incelendiğinde, ilk beş ülke ve yeni<br />

açılacak otel proje sayısı şöyle<br />

sıralanıyor:<br />

Almanya 377 proje, İngiltere 285 proje,<br />

Fransa 91 proje, İspanya 79 proje ve<br />

Avusturya 69 proje.<br />

En fazla yeni otel açılacak şehirlerde<br />

ise liste şöyle belirleniyor: Londra 78<br />

proje, Dublin 31, Paris 30, Hamburg ve<br />

Viyana ise 20’şer proje.<br />

2019-2023 yılları arasında Avrupa’da<br />

hizmete girecek otel markaları<br />

incelendiğinde ise bu konuda Holiday<br />

Inn Express markasının 45 yeni otelle<br />

ipi birincilikle göğüsleyeceği görülüyor.<br />

Onu 42 projeyle Hampton By Hilton,<br />

22’şer projeyle Hilton Garden Inn 22<br />

ile Courtyard Marriot ve 20 projeyle de<br />

Holiday Inn izliyor.<br />

HANGİ YIL AVRUPA’DA<br />

KAÇ YENİ OTEL<br />

AÇILACAK?<br />

YILLAR PROJE SAYISI<br />

2019 432<br />

2020 451<br />

2021 199<br />

2022 55<br />

2023 384<br />

TOPLAM 1.521


34<br />

gündem<br />

Bakan Ersoy: “Tematik tanıtımlar sonuç veriyor”<br />

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet<br />

Ersoy, Göbeklitepe’nin sadece<br />

Şanlıurfa’yı değil, tüm Türkiye’yi<br />

etkilediğini vurguladıktan sonra<br />

“Buranın tarihin sıfır noktası olduğunu<br />

anlattığımız zaman başka bir şey<br />

söylememize gerek kalmıyor. İnsanlar<br />

merak edip araştırmaya başlıyor. Bu<br />

yıl hedeflediğimiz 50 milyon turist, 35<br />

milyar dolar turizm gelirine ulaşmak<br />

için tarih, gastronomi, kültür, sanat<br />

ve Batılı yaşam tarzımızı daha fazla<br />

öne çıkaracağız. Gecelik 65 dolar olan<br />

gecelik kişi başı konaklama gelirini<br />

de artıracağız. Pazar çeşitlemesi<br />

yaparak, ortalama 9.7 olan geceleme<br />

sayısını 2023 yılında 10.2’ye çıkarmayı<br />

hedefliyoruz” diye ekledi.<br />

Ersoy: “Konuşulacak gerekçe ortaya<br />

koymalıyız”<br />

Türkiye’nin yurtdışında rakipsiz<br />

ürünleriyle gündeme gelerek<br />

konuşulmasını sağlamak amacıyla<br />

gezici sergilere ağırlık vereceklerini<br />

hatırlatan Bakan Ersoy, TUYED<br />

yönetimine şu bilgileri verdi:<br />

“Japonya’nın başkenti Tokyo’da<br />

prensesin katılımıyla ‘Hazineler ve<br />

Osmanlı İmparatorluğu’nda Lale<br />

Geleneği Sergisi’ni gerçekleştirdik.<br />

Sergi, Japon kamuoyu üstünde<br />

olumlu etkiler yaptı. Konuşulacak<br />

gerekçe yaratmalısınız. Bu gerekçeler<br />

reklamdan daha etkili oluyor. Bazı<br />

ülkelerle siyasi sorun yaşandığında<br />

kötü bir şekilde de gündeme<br />

gelebiliyoruz. Ancak bu konuşulma<br />

süresi çok fazla uzun olmuyor. İyi<br />

bir şeyler yapıldığında ise gündemde<br />

daha uzun kalıp, akıllarda yer yer<br />

edebiliyoruz. Aktiviteler sosyal<br />

medyaya taşınınca dikkat çekip, kalıcı<br />

etkiler yapıyor. Ayrıca bu kalıcı etkinin<br />

ölçülmesini de kolaylaştırıyor. Söz<br />

konusu gezen sergiyi, en fazla turist<br />

çektiğimiz Almanya, Rusya, İngiltere<br />

gibi ülkelerde de açacağız.”<br />

Tanıtım komitesi genişliyor<br />

Bakan Ersoy; Kerem Köfteoğlu,<br />

Musa Alioğlu, Cem Polatoğlu, Hatice<br />

Ünal Bilen, Özlem Kapar Bayburs,<br />

Mehmet Ali Doğan ve Burak Coşan’dan<br />

oluşan TUYED yönetimine, dernek<br />

bünyesinde oluşturdukları dış ilişkiler<br />

komitesinden dolayı teşekkür etti.<br />

“Komiteyi Türkiye’nin hedef<br />

pazarlarında sivil toplum kuruluşları<br />

(STK) nezdinde tanıtılması için<br />

oluşturduk” diyen TUYED Başkanı<br />

Kerem Köfteoğlu, “Komitemiz,<br />

Türkiye’nin hedef pazarlarında güçlü<br />

bağlantıları olan kişilerden oluşuyor.<br />

TUSİAD eski Pekin Temsilcisi Iraz<br />

Turhan Alvaran da ülkemizin Asya<br />

Pasifik Bölgesinde etkin tanıtılması için<br />

söz konusu komiteye gönüllü destek<br />

verecek. Komitemiz Türkiye’yi dünyanın<br />

dört bir yanındaki STK’lara gönüllü<br />

olarak anlatmak isteyen, dil bilen<br />

uzmanlara açıktır. Tanıtım konusunda<br />

Turizm Bakanlığımızla güç birliğine<br />

hazırız” dedi.<br />

Türkiye’nin yurt dışında tanıtılması<br />

noktasında turizm basını ve STK’lara<br />

büyük görev düştüğüne dikkat çeken<br />

Bakan Ersoy da sözlerini şöyle<br />

noktaladı: “Sizin yapacağınız tanıtımlar<br />

bazen resmi tanıtımlardan daha da<br />

etkili oluyor. Önemli bir iş yaptınız,<br />

geliştireceğiniz projelere destek<br />

vermeye hazırız.”<br />

Ziyaretin sonunda TUYED Başkanı<br />

Kerem Köfteoğlu, Bakan Ersoy’a<br />

derneğin Onursal Üyelik Kartını takdim<br />

etti.


36<br />

gündem<br />

Galataport, Mart 2020’de kruvaziyer<br />

gemilerini ağırlamaya başlıyor<br />

Galataport, 113 ülkeden 643 katılımcının yer aldığı Seatrade Cruise Global 2019 fuarında,<br />

dünya devlerine İstanbul’u ve Mart 2020’de açılacak Galataport İstanbul<br />

Kruvaziyer Limanı’nı tanıttı.<br />

Dünyanın en ünlü kruvaziyer fuarı<br />

Seatrade Cruise Global 2019,<br />

8-11 Nisan tarihleri arasında<br />

ABD’nin Miami kentinde gerçekleşti.<br />

113 ülkeden 643 katılımcı ve 11 bin<br />

tedarikçi ile satın almacının yer aldığı<br />

Seatrade fuarında, Mart 2020’de<br />

açılması planlanan Galataport İstanbul<br />

Kruvaziyer Limanı ilk kez bir stant<br />

ile yer aldı. Galataport, bir başlangıç<br />

noktası olması itibariyle önemli bir<br />

destinasyon olan İstanbul’u fuarda<br />

temsil ederek 2020-2021 sezonu<br />

için dünyanın en önemli kruvaziyer<br />

şirketlerinin rotalarını İstanbul’a<br />

çevirmeyi başardı.<br />

İstanbul’un tek ana limanı olarak<br />

büyük ilgi gördü<br />

Miami Beach Convention Center’da<br />

düzenlenen fuarda, Galataport<br />

İstanbul Kruvaziyer Limanı’nın teknik<br />

detaylarının yanı sıra İstanbul’un ve<br />

İstanbul içinde tarihi yarımadanın bir<br />

uzantısı olacak yeni bir destinasyon<br />

olması hedeflenen Galataport<br />

projesinin de tanıtımı yapıldı.<br />

İstanbul’a yoğun ilgi gösterilen fuarda<br />

Galataport ile ilgili bilgiler paylaşan<br />

Galataport İstanbul Liman İşletmeciliği<br />

ve Yatırımları A.Ş. Genel Müdürü<br />

Erdem Tavas, inşaat süreci hızla<br />

devam eden projenin tamamlanmasıyla<br />

birlikte, tarihi boyunca dünyanın en<br />

önemli liman kentlerinden biri olarak<br />

anılan İstanbul’un yeniden bu kimliğine<br />

kavuşacağının altını çizdi. Erdem Tavas<br />

proje ile ilgili şu bilgileri verdi:<br />

“Galataport, gerek İstanbul’un tarihi<br />

limanı olması gerekse konumu<br />

itibariyle bu sektördeki benzer<br />

yatırımlardan oldukça ayrışan<br />

bir liman. Mart 2020’de açmayı<br />

planladığımız yeni terminal, dünyada<br />

ilk kez uygulanacak bir proje ile zemin<br />

altında kurgulanıyor. Bu planlamaya<br />

göre, gümrüklü alan, dünyada bir ilk<br />

olma özelliği taşıyan bir sistem ile,<br />

3 metrelik özel bir kapak sistemi ile<br />

sahanın geri kalanından ayrışıyor.<br />

Her türlü kruvaziyer gemisinin<br />

ihtiyacı doğrultusunda yaptığımız<br />

bu planlama ile İstanbul’un gemi<br />

turizm potansiyeline ciddi bir katkıda<br />

bulunacağız. Yeni terminalimiz, üstün<br />

teknoloji ve yüksek standartlarla 20<br />

bin m2’de kurgulanıyor. Bu kurgu ile,<br />

yaklaşık 200 yıldır erişime kapalı olan<br />

bu eşsiz sahil şeridi de İstanbullular’ın<br />

ve kentin ziyaretçilerinin kullanımına<br />

açılmış olacak.”<br />

Gemi rezervasyonu 50’yi aştı<br />

Galataport’un devreye girmesi ile<br />

birlikte İstanbul’un kruvaziyer turizmde<br />

yeni bir dönemin başlayacağını<br />

söyleyen Galataport İstanbul Liman<br />

İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. Liman<br />

İşletme Genel Müdür Yardımcısı Figen<br />

Ayan, 2020 – 2021 yıllarına ilişkin<br />

rezervasyonları almaya başladıklarının<br />

altını çizerek şöyle konuştu:<br />

“2020 yılında şu an için elimize ulaşan<br />

konfirme gemi rezervasyonu 50’yi<br />

aşkın. Bu rezervasyonların büyük<br />

çoğunluğunun ana liman rezervasyonu<br />

olması; gemi firmalarının Galataport’u<br />

ana liman olarak seçtiğini gösteriyor.<br />

Bu gelişme, ülkemizin ve İstanbul’un<br />

turizmi için büyük önem taşıyor.<br />

Rezervasyon yapan gemi firmaları<br />

arasında başta dünyanın en büyük 2<br />

gemi firması olan Carnival Corporation<br />

ve Royal Caribbean Cruises olmak<br />

üzere, Holland America Cruise Line,<br />

Regent Seven Seas Cruises, Celestyal<br />

Cruises, Le Ponant, Silversea Cruises,<br />

Fred Olsen Cruises, Marella Cruises,<br />

Wind Star Cruises firmaları da<br />

bulunuyor.”<br />

3 büyük gemi aynı anda yanaşabilecek<br />

3 yıl öncesine kadar Akdeniz çanağında<br />

gezinen 55 geminin 43’ünün İstanbul’u<br />

tercih ettiğini de vurgulayan Figen<br />

Ayan, “Her bütçe ve müşteriye hitap<br />

edebilen İstanbul destinasyonu,<br />

2020’den itibaren kruvaziyer turizmi<br />

için yeniden gözde bir rota olacak” dedi.<br />

Galataport İstanbul Kruvaziyer Limanı<br />

tamamlandığında, 3 büyük geminin aynı<br />

anda limana yanaşabileceğini ve günde<br />

ortalama 15.000 kruvaziyer yolcusunun<br />

ağırlayabileceğini kaydeden Ayan,<br />

“Galataport İstanbul Kruvaziyer Limanı<br />

tamamlandığı zaman yıl içerisinde<br />

mürettebat dahil 1.5 milyon yolcuya<br />

hizmet vermeyi hedefliyoruz” dedi.


38<br />

gündem<br />

Ersoy’un<br />

bakanlığı<br />

‘rekabeti<br />

bozuyor’<br />

iddiası!<br />

Haber: Turizm Ajansı<br />

Son toplantısını yapan TURAD kendini<br />

kapattı Ekonomist Hakan Güldağ’ın<br />

genel ekonomik seyir üzerine soruları<br />

cevaplamasının sonrasında TURAD<br />

Başkanı Bahattin Yücel, derneğin<br />

10 yıllık çalışmalarını barkovizyon<br />

sunumu eşliğinde anlattı. Yaptıkları<br />

toplantının TURAD’ın son toplantısı<br />

olduğunu açıklayan Bahattin Yücel,<br />

derneğin kurumsal kimliğini feshettiğini<br />

duyurdu.<br />

Turizm Araştırmaları Derneği (TURAD)<br />

30 Nisan Salı günü Mercury City<br />

Bosphorus <strong>Hotel</strong>’de düzenlediği<br />

toplantı ile “2019 Sezonu Başlarken<br />

Ekonomideki Son Gelişmelerin İç Turizm<br />

Talebi Üzerindeki Etkileri ve Turizmde<br />

Rekabet Eşitliği” konularını gündeme<br />

taşıdı.<br />

Toplantıya TURAD Başkanı Bahattin<br />

Yücel’in yanı sıra Av. Murat Uysal,<br />

Ekonomist Hakan Güldağ, Turizm<br />

Yazarları Derneği Başkanı Kerem<br />

Köfteoğlu ve turizm gazetecileri katıldı.<br />

Yücel: “Tek yetkililik tekelleşmenin<br />

önünü açıyor”<br />

Sektörün genel seyrine ilişkin izlenimlerini<br />

paylaştıktan sonra “tek yetkiliğin”<br />

sektörde oluşturduğu sorunlara değinen<br />

Yücel, son yıllarda ortaya çıkan tek<br />

satıcılığın, tekelleşmenin önünü açtığını<br />

savundu. Turizmde tekelleşmenin başka<br />

bir boyutunun da uluslararası rezervasyon<br />

zincirlerinin mahkeme kararı ile erişiminin<br />

engellenmesi olduysağunu ileri süren<br />

Bahattin Yücel, bu kararın, aynı mantıkla<br />

çalışan yerli ve yabancı başka şirketlerin<br />

önünü açtığını ifade etti.<br />

Uysal: “Oteller kapı müşterisine bile<br />

satış yapamaz hale getiriliyor”<br />

Ardından söz alan rekabet hukuku uzmanı<br />

Av. Murat Uysal, turizmdeki “tek yetkili<br />

satıcılıktan” rekabet yasalarındaki yorum<br />

farklarına kadar geniş bir çerçevede<br />

konuştu. Tur operatörleriyle oteller<br />

arasında yapılan münhasırlık anlaşmasına<br />

değinen Uysal, münhasırlık anlaşması<br />

dışında bazı tur operatörlerinin, diğer<br />

satış kanallarına, kendisine verilen fiyatın<br />

üzerinde fiyat verilmesi şartını koştuğunu<br />

ve bu konuda Rekabet Kurumu’na<br />

yapılmış başvurular olduğunu söyledi.<br />

2018 yılında Rekabet Kurumu’nun yaptığı<br />

bir incelemeye değinen Uysal şöyle devam<br />

etti: “İnternetten de ulaşılabilir olduğu için<br />

isim vermekte bir sakınca görmüyorum,<br />

Rekabet Kurumu ETS Tur ve Jolly Tur gibi<br />

şirketler hakkında yapılan başvuruları<br />

inceledi. İncelemede, tek satıcılık<br />

sözleşmesinde, otellerin münhasır<br />

anlamında bağlanarak, “bizim sattığımız<br />

fiyatların yüzde 15’inden fazlasına bile<br />

başka birine satamazsın” noktasına<br />

getirilmiş. Örneğin bir tur operatörü,<br />

otelle 100 liraya anlaşmış ise, odaları boş<br />

olsa bile, kapı müşterisine 115 liradan<br />

aşağıya satamıyor. Bu tür uygulamalar,<br />

çoğu tur operatörünün de kabul ettiği bir<br />

durum zaten”.<br />

“Rekabet Kurumu yatay anlaşmaya<br />

bakıyor”<br />

Söz konusu işlemlerin Rekabet Kurumu<br />

tarafından incelendiğini anlatan Av. Murat<br />

Uysal, şöyle devam etti: “Rekabet Kurumu<br />

bunları inceledi, ama soruşturmamaya<br />

gerek görmedi. Çünkü hukukta dikey<br />

anlaşma diye bir anlaşma türü var. Aynı iş<br />

kolunda faaliyet göstermeyenler arasında<br />

yapılan anlaşmalara dikey anlaşma denir.<br />

Örneğin otelle seyahat acentası arasında<br />

yapılan anlaşma dikey, iki acenta arasında<br />

yapılan anlaşma ise yatay anlaşmadır.<br />

Rekabet Kurulm da rekabetin korunması<br />

açısından baktığında, iki tur şirketinin<br />

yatay anlaşmalarla piyasayı bozup<br />

bozmadığına bakıyor doğal olarak.”<br />

“Grup muafiyeti tebliği sayesinde tek<br />

satıcılık yapıyorlar”<br />

Türkiye’de yasaların alıcıya, eğer pazarın<br />

yüzde 40’ından fazlasına sahip değilse,<br />

“grup muafiyeti tebliği” çerçevesinde<br />

dikey anlaşma imkanı tanıdığını anlatan<br />

Uysal, Rekabet Kurumu’nun hiçbir<br />

şirketin pazarın tamamının yüzde 40’ından<br />

fazlasına sahip olmadığına, dolayısıyla da<br />

pazarı etkilemeyeceğine kanaat getirerek,<br />

bu şirketlerin tek satıcılık yapabilmelerine<br />

olanak tanıdığını söyledi.<br />

“Tek satıcılık, pazarın yüzde 40’ını<br />

geçiyor”<br />

Av. Murat Uysal, tur operatörlerinin<br />

hiçbirinin tek başına pazarın yüzde<br />

40’nı aşmadığını, fakat uygulanan tek<br />

satıcılığın, pazarın yüzde 60’ından fazlasını<br />

kapsadığını, bunun da Rekabet Kurul’unun<br />

raporlarında belirtildiğini söyledi.<br />

“Pazar tanımı yanlış yapılıyor”<br />

Türkiye’de pazar tanımlarının da hatalı<br />

yapıldığını ve bu durumun pazar hakimi<br />

şirketlere geniş bir alan açtığını belirten<br />

Av. Murat Uysal, “Örneğin Kapadokya’yı<br />

100 otelli bir pazar olarak tanımlarsak,<br />

burada yüzde 40 anlamlı olabilir. Fakat<br />

Türkiye’deki tüm konaklama sektörünü bir<br />

pazar olarak görüp, bir şirketin bu pazarın<br />

yüzde 40’na hakim olana kadar seyirci<br />

kalmak pek mantıklı olmayacaktır.<br />

“Asıl sorun hakim durumu kötüye<br />

kullanmak”<br />

Şirketlerin hakim durumda olmasının<br />

rekabet hukukunda bir engel olarak<br />

tanımlanmadığını hatırlatan Uysal,<br />

“Engel olan, hakim durumun kötüye<br />

kullanılmasıdır. Kanun kötüye kullanmayı<br />

da şöyle tanımlıyor: Pazar dinamiklerini<br />

bozuyor, fiyat belirleyerek, pazara başka<br />

oyuncuların girmesini engelliyorsa, hakim<br />

durumunu kötüye kullanıyor demektir.”<br />

“ETS Tur hem pazar hem de siyasi olarak<br />

hakim konumdadır”<br />

Türkiye’de ETS Tur’un hakim konumda<br />

olduğunu savunan Av. Murat Uysal,<br />

şirketin siyasi bağlantılarına dikkat<br />

çekerek şunları söyledi: “Örneğin hakim<br />

şirketin, pazara girişleri engellemesi<br />

rekabete aykırıyken, Türkiye’de turizm<br />

pazarının en büyük oyuncusunun sahibi,<br />

pazarı yöneten Turizm Bakanlığı’nın<br />

başında. Hakim durumu, sadece<br />

pazarın yüzde 50-60’na sahip olarak<br />

değerlendiremezsiniz. Hakim olmak, aynı<br />

zamanda pazarda belirleyici olmak da<br />

demektir. Bana göre ETS Tur’un konumu<br />

hakim bir durumdur. Sadece pazar payıyla<br />

değil, aynı zamanda siyasi gücüyle de<br />

hakim durumdadır.


40<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem makale<br />

Ihsan Türkus<br />

Yazık oldu<br />

Atatürk Havalimanı’na!<br />

İstanbul...<br />

Doğuyla batının kesiştiği nokta...<br />

Belki de doğunun, hem de her türlü dolabın çevrildiği Ortadoğu’nun çıkış noktası...<br />

Dünyanın belki de en güzel resim veren, ender şehirlerinden biri...<br />

Dünya Turizm Örgütü’nün, turizmde “ bal kutusu” olarak nitelendirdiği kentler vardır. Paris, Roma,<br />

Barcelona gibi...<br />

İstanbul da turizmciler için, ülkemiz için gerçekten bal kutusudur...<br />

Hiç uzatmadan söyleyeyim…<br />

3. Boğaz köprüsünü yapıp 1. köprüyü kapatmak neyse, rüştünü tüm dünyaya ispat etmiş Atatürk<br />

Havalimanı’nı kapatmak aynı anlamdadır...<br />

Hele hele, 3. havaalanı diyerek İstanbul havalimanından bahsederken, bugüne kadar büyük bir başarıyla<br />

hizmet etmiş 1. havalimanını kapatmak, hizmet dışı bırakmak stratejik hatanın bile ötesindedir...<br />

Oysa biz turizmciler, 3. havaalanı yatırımının sözü edildiğinde öylesine sevinmiştik ki...<br />

Vay be! demiştik... İstanbul’ a öyle turist akacak ki, sadece İstanbul’un değil, tüm ülkenin yüzü gülecek,<br />

diye düşünmüştük...<br />

Atatürk Havalimanı; çevresi, oteller, kongre merkezleri, fuar alanları ile donatıldı...<br />

Bütün bu yatırımlarda binlerce işgücü istihdam edildi...<br />

Şimdilerde gerek yatırımcısı, gerek çalışanları kafalarını iki ellerinin arasına almış bekliyor...<br />

Sadece TAV, 4.500 civarında eğitilmiş, deneyimli insanı kapı önüne koydu!<br />

Yakındır o bölgedeki otellerde de benzer uygulamalar olmasın...<br />

Zaten son 4-5 yıldır kongreler açısından gerilere düşmüş İstanbul, daha da büyük zorluklarla karşı<br />

karşıya...<br />

Atatürk Havalimanı kapatılmamalıydı..<br />

Bilhassa turizmciler bu konuda seslerini yükseltmeli, karar vericileri uyarmalıydı!<br />

Sabiha Gökçen çok canlı bir örnek...<br />

Yıllarca atıl kalmışken özel bir havayolu şirketi sahiplenince, şu an ki noktaya geldi...<br />

Atatürk Havalimanı da böyle sahiplenilmez miydi?<br />

İstanbul’un charter uçaklarına tahsis edilmiş bir alanı olarak göreve devam edemez miydi?<br />

İstanbul’a, dolayısıyla Türkiye’ye gelecek 1 fazla turist, hiç mi önemsenmedi...<br />

Yazık oldu...<br />

Bilmem, zararın neresinden dönebiliriz diye düşünebilecek bir akıl çıkabilecek mi?


42<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Turizme<br />

yabancı turist<br />

müjdesi!<br />

Bankalararası Kart Merkezi’nin açıkladığı verilere göre, yabancı kartlarla yılın<br />

ilk çeyreğinde yurt içinde 11 milyar TL ödeme yapıldı. 2018 yılının ilk çeyreğiyle<br />

kıyaslandığında yabancı kartlarla yapılan ödeme tutarında en fazla artış yüzde 135 ile<br />

seyahat acenteleri sektöründe gerçekleşti.<br />

Bankalararası Kart Merkezi (BKM)<br />

2019 yılı mart ayı verilerini<br />

açıkladı. BKM’nin verilerine<br />

göre, mart ayı sonunda Türkiye’de 66,7<br />

milyon adet kredi kartı ve 151,5 milyon<br />

adet banka kartı bulunuyor. Mart 2019<br />

ile kıyaslandığında kredi kartı sayısında<br />

yüzde 5’lik, banka kartı sayısında ise<br />

yüzde 13’lük artış görülüyor.<br />

2018’in aynı dönemine göre yüzde 22<br />

artış<br />

BKM verilerine göre, banka kartları<br />

ve kredi kartları ile mart ayında<br />

toplam 78,3 milyar TL’lik ödeme<br />

yapıldı. Bu tutarın 68,3 milyar<br />

TL’si kredi kartlarıyla ödenirken,<br />

10 milyar TL’sinde banka kartları<br />

kullanıldı. Büyüme oranları özelinde<br />

incelendiğinde banka kartıyla<br />

ödemelerde önceki yılın aynı dönemine<br />

göre büyüme oranı yüzde 38 olurken,<br />

kredi kartıyla ödemelerde ise bu oran<br />

yüzde 20 olarak gerçekleşti. Toplam<br />

kartlı ödemeler büyümesi ise yüzde 22<br />

oldu.<br />

Yabancı kartlarla yurt içinde 11 milyar<br />

TL ödeme<br />

BKM verilerine göre Ocak-Mart ayları<br />

arasını kapsayan yılın ilk çeyreğinde<br />

yabancı kartlarla yurt içinde toplam<br />

11 milyar TL tutarında ödeme yapıldı.<br />

Buna göre önceki yılın aynı döneminde<br />

6 milyar TL olan kartlı ödeme tutarıyla<br />

kıyaslandığında, yüzde 85 büyümeyle<br />

son yıllardaki en büyük artışın<br />

gerçekleştiği görüldü. İşlem başına<br />

yapılan kartlı ödeme tutarı ise 584<br />

TL’den 720 TL’ye çıktı.<br />

Yabancı kartlarla yapılan ödemelerde<br />

2,5 kat artış<br />

2018 yılının ilk çeyreğiyle<br />

kıyaslandığında yabancı kartlarla<br />

yapılan ödeme tutarında en fazla<br />

artışın yüzde 135 ile seyahat acenteleri<br />

sektöründe gerçekleştiği görülüyor.<br />

Elektronik eşya sektörü yüzde 120,<br />

sağlık ürünleri/kozmetik sektörü yüzde<br />

95, giyim ve aksesuar sektörü yüzde<br />

87 ve hava yolları sektörü yüzde 80<br />

artışla en fazla büyüme görülen diğer<br />

sektörler arasında yer aldı. Turizmde<br />

yaz dönemi tatil planlamalarının<br />

yapıldığı bu dönemde seyahat<br />

acenteleri ve hava yolları sektörlerinde<br />

görülen artışlar, yabancıların geçen<br />

yıla göre çok daha fazla rezervasyon<br />

yaptırdığına işaret ediyor.


44<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Prontotour 25. yılında<br />

yurt içi turlarında da hedef büyüttü!<br />

Vizyonuna yurt içinde büyümeyi de ekleyen Prontotour, yılın ilk çeyreğinde kültür turlarında yüzde 300 artış kaydetti. Butik şehir<br />

turlarından festival turlarına, trenli konsept turlardan klasik kültür rotalarına kadar farklı kategorilerde zengin içerikli turları<br />

ürünleri arasına katan Prontotour, yurt içi turlarda pazar liderliğini hedefliyor.<br />

Bu yıl 25’inci yaşını kutlayan yurt dışı<br />

turların lider markası Prontotour,<br />

yurt içi kültür turlarında da hedef<br />

büyüttü. Prontotour yönetimi, Ramada<br />

Resort Kazdağları, Thermal & Spa’da<br />

gerçekleştirdiği Basın Toplantısı’nda<br />

2019 yılındaki yeniliklerini paylaştı.<br />

Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Ali Onaran, Pazarlamadan Sorumlu<br />

Genel Müdür Yardımcısı (CMO) Gürkan<br />

Erol ve Yurt İçi Turlarından Sorumlu<br />

Genel Müdür Yardımcısı Hakan Öksel,<br />

düzenlenen Basın Toplantısı’nda 2018<br />

yılını değerlendirip, 2019’dan beklentiler<br />

konusunda bilgiler verdi.<br />

Onaran: “2018’i artışla kapattık”<br />

Döviz kurlarındaki hızlı hareketlerden<br />

dolayı 2018’in zor bir yıl olduğunu<br />

hatırlatan Prontotour Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Ali Onaran, “Ekim ayından<br />

itibaren satışlarımız yükseldi. Son 6<br />

ayda istikrarlı bir artış trendi yakaladık.<br />

2018 yılını ciro bazında yüzde 10’luk<br />

artışla kapadık. Kişi sayısı azalsa da<br />

döviz kurundaki yükselme ile TL olarak<br />

gelirlerimiz arttı. Bazı pazarlarda<br />

çift haneli büyüdük. Ürünlerimizi<br />

çeşitlendirmeye devam edip, yurt içi<br />

kültür turlarında hedeflerimizi de<br />

büyüttük. Kültür turizmi, ülkemizin kültür<br />

mirasını koruyup yaşattığı gibi, yerel<br />

ekonomilere de önemli katkılar sunuyor”<br />

dedi.<br />

“Yurt içi turlar %300 arttı”<br />

Geçen yılın Ağustos ve Eylül aylarının<br />

zor geçtiğine değinen Onaran, “Ana<br />

destinasyonlarda gerilemeler oldu.<br />

Bazılarında çift haneli düşüşler görüldü”<br />

dedikten sonra açıklamalarını şöyle<br />

sürdürdü: “Son çeyrekte ise satışlarımız<br />

yükseldi. Kişi sayısı anlamında Kıbrıs’ta<br />

yüzde 33, Kapadokya’da yüzde 20,<br />

Karadeniz’de yüzde 28’lik büyümeler<br />

kaydettik. Kars turlarındaki büyümemiz<br />

ise yüzde 121’e ulaştı. Yurt dışı pazarlarda<br />

da gemi turu ve Pronto Plus’da büyüme<br />

hızımızı koruyup, Maldivler’de yüzde 61,<br />

Ukrayna yüzde 40, Orta Doğu’da yüzde 24<br />

artış kaydettik.”<br />

Bu yılın ilk üç aylık döneminde yurt içi<br />

kültür turu misafir sayılarının 2018’e göre<br />

yüzde 300 arttığını vurgulayan Onaran<br />

beklentilerini şöyle özetledi: “Yeni yerler<br />

keşfederek mevcut bilgilerine yenisini<br />

katmak isteyen gezginler, ağırlıklı olarak<br />

kültür turlarını tercih ediyor. Eskiden bu<br />

turları orta yaş ve üstü tercih ediyordu.<br />

Günümüzde artık gençler de rağbet<br />

ediyor. Bu yüzden kültür turlarında<br />

beklenti ve hedeflerimizi yükselttik.”


46<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem makale<br />

AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO<br />

Tezer Öner<br />

Odalarda ışıksızım, dernekler dipsiz kuyu!<br />

Bir ara aklıma geldi. Turizm dernekleri kaç<br />

tane acaba, sayıca çok mu? Ne iş yaparlar?<br />

Katkıları oluyor mu falan diye düşündüm ve<br />

hiç kimseyle konuşmadan sadece arama<br />

motorları ile bir araştırdım ki... Ortalık<br />

dernekten geçilmiyor.<br />

Biz bölünmeyi ve rekabeti seven bir<br />

toplumuz. O yüzden kavgamız boldur. Hatta<br />

bu sebeple dış güçler bizi hırpalamak için<br />

hep bir yol bulurlar. Siyasi ideolojiden<br />

denerler, olmadı etnik köken, olmadı<br />

coğrafi bölge, olmadı tuttuğun takım,<br />

olmadı meslek grubun, olmadı sarışınlara<br />

esmerler, sonuçta sen bize kapışmak için<br />

hazır mısın diye sor, biz mutlaka iki veya<br />

daha fazla gruba ayrılmayı başarırız. Tek<br />

anlayamadıkları konu ve çözemedikleri<br />

mevzu “Söz konusu vatansa gerisi<br />

teferruattır” kısmı. Aynı hızla bütünleşmesini<br />

de o kadar iyi biliyoruz ki bunca çaba ve<br />

çelmeye rağmen hala maşallahımız var!<br />

Bizim sektörde de maşallah dernekten<br />

geçilmiyor. Mevzu turizm ama bunun<br />

yatırımcısı ayrı, acentası ayrı, çalışanları<br />

ayrı, çalışanlarının yönetici olanları ayrı,<br />

işçi olanları ayrı, her bölgeninki ayrı, hatta<br />

yeme içmesi ayrı, yatması ayrı, yazarları<br />

bile ayrı... Bu eminim diğer iş kollarında<br />

da bu şekildedir ama bence turizm sektörü<br />

bu konuda ayrı bir yerde duruyor. Hatta bu<br />

dernekler o kadar çoğalıyor ki, sonra bir de<br />

bunları birleştirip ortak akıl oluşturabilmek<br />

adına bu sefer de federasyon veya<br />

konfederasyon kurmak gerekiyor. Nitekim<br />

de kuruluyor. Hatta bunlar da ayrı ayrı<br />

toplanıyor.<br />

Genel olarak bakıldığında zaten çok klişe ve<br />

standart bir yapı görüyoruz. Web sitelerine<br />

girdiğimiz zaman hep aynı klasik menüler<br />

ve başlıklar altında zaten devlet tarafından<br />

verilmiş ya da azıcık nüansla kanun, tüzük,<br />

yönetmelik, yönerge, tebliğler ve kurumsal<br />

vs. amaçlar ve kuruluş gayeleri hep aynı...<br />

Neden bu kadar çok kuruluyor peki? Yani<br />

bölgesel sorunların çözümü için bölgelere<br />

ayrılmış veya şehir bazlı kurulmuş dernekleri<br />

anlarım da bunu ayrıca yatırımcı, çalışan,<br />

yönetici, içecekçi, yiyecekçi, sağlıkçı, deniz<br />

güneşçi, kayakçı veya yazarı falan diye bu<br />

kadar bölmenin anlamı var mı?<br />

Yanlış anlaşılmasın kesinlikle tam demokrat<br />

ve sosyal dağılım yanlısıyım ama bu kadar<br />

parçalanınca da aslında amacı kaybetmiyor<br />

muyuz? Yani şunu merak ediyorum: Zaten<br />

meslek odaları varken, çalışanlar için de<br />

sendika varken ayrıca turizm çalışanları<br />

derneği neden? Bu dernek mesela turizm<br />

yatırımcıları derneğiyle arada buluşup<br />

“arkadaş siz bizi çok çalıştırıyorsunuz bak<br />

biz onbeş bin kişiyiz haa” falan yapıyor mu?<br />

Ya da bu iki dernek hiçbir araya gelmiş mi?<br />

Bu ikisi kendi arasında konuştuğu sürece<br />

sorunu kim çözecek? Turizm Yazarları<br />

Derneği mi? Bu dernek de, bu iki derneğin<br />

konuştuğunu yazacak sonra bu toplantılara<br />

turizm yeme içme derneği ikramda mı<br />

bulunacak? Ama bir dakika zaten yeme<br />

içmedeki Hasan Abi servis yaparken aynı<br />

zamanda yatırımcılarla konuşan masada<br />

oturan turizm çalışanı da değil mi?<br />

Bakmayın dalga geçtiğime bence bu işin<br />

hakikaten ucu kaçmış.<br />

O kadar çok dernek var ki ben şöyle<br />

kabaca bakınca bir kişi en az üç derneğe<br />

üye olur diye kestiriyorum. Yani biz acaba<br />

çok mu makam mevki meraklısıyız da bu<br />

kadar çok yapı ve organizasyon kuruyoruz<br />

devamlı? Hayır, sorun çözmek için demeyin,<br />

dernekler ardı ardına açılıyor ama ben<br />

kendimi bildim bileli turizm sektörünün<br />

sorunları aynı. Ama o otelde veya şu<br />

mekanda sürekli toplananların sayısı hep<br />

artıyor. Turistik masa sandalye derneği<br />

başkanımız konuşuyorlar efendim. Basın<br />

sözcümüz de açıklama yapıyor bu arada<br />

yönetim kurulumuz ve sayın üyeleri haa<br />

bir de denetleme kurulumuz ve onun aynı<br />

derecede sayın üyeleri yıllık olağan, arada<br />

bir de olağanüstü anlık toplantılarını... Oof<br />

gerçekten çok sıkıldım...<br />

Bir sürü birbiriyle konuşması gereken insan<br />

sadece kendi arkadaş veya meslektaşlarıyla<br />

aralarında konuşup sonuçta hiçbir sonuç<br />

alamıyorlar. Baktığımızda da bir dernek ona<br />

aidat ödeyen bir sürü adam orada gereksiz<br />

bir başkanlık çekişmesi veya yönetimde olma<br />

gayreti. O küçük grubu manüple etme veya<br />

nemalanma hedefli çekişmeler derken... Aaa<br />

ama hocam senin otel batıyor. Ne olacak<br />

şimdi?<br />

Sen önce bir kendi işletmenle ilgilenseydin.<br />

Oturup kendi çalışanlarınla mükemmeli<br />

yakalasaydın. Klasik tartışmalara<br />

bayılıyorum. Turizm sektöründe düzelmesi<br />

gereken sorunlar konulu oturum kaç kere<br />

açıldı kaç kere kapandı da hala o sorunlar<br />

düzelmedi değil mi? Acaba bizim yapısal<br />

sorunlarımız mı var?<br />

Çok basit yapılanmayla güçlü olması gereken<br />

kurumlarımız var. Çalışanlar için sendika<br />

var. Yatırımcı, profesyoneller ve yazarlar<br />

gruplaşmak isterlerse gruplaşsınlar tabii...<br />

Bana diyeceksiniz ki “ama yöneticilerin<br />

bambaşka sorunları var.” Acentelerin kendi<br />

dertleri var.” İyi de acentelerin dertleri<br />

işletmelerle zaten. İşletmelerin olmadığı<br />

bir platformda kendi kendinize konuşarak<br />

konuyu nasıl çözeceksiniz?<br />

Birlik olmak zorundayız. Hep beraber<br />

konuşmak ve hep beraber çözüm aramak<br />

zorundayız. Ben bürokrasi seven biri<br />

değilim. İşler pratik olmalı. Sonuçta herkes<br />

kazancının peşinde. Derneklerin bağımsız<br />

yapılarını ve demokratik varlıklarını<br />

savunmakla birlikte bunun bir çözüm<br />

üreteceğine olan inancım maalesef yok!<br />

Başkan ve yöneticilerin padişah gibi yıllarca<br />

oturduğu koltukları artık sosyal statü haline<br />

gelmiş ve protokolde yer bulmak adına<br />

açılan dernekleri fayda yerine aksine zararlı<br />

buluyorum. Arada canları toplanıp yemek<br />

yemek isteyenler varsa bunu yapsınlar<br />

elbette. Aktivite, eğitim ve benzeri şeyleri<br />

düzenlesinler ama sektöre yapısal reform<br />

veya çözüm üretme konusunda bu kadar<br />

çok dernek ve yöneticinin bugüne kadar<br />

yaptıkları ortada demek gerekiyor.<br />

Merkezden başlayarak Kültür ve Turizm<br />

Bakanlığı’nın idare ve himayesinde bölge<br />

ve meslek gruplarına ait derin ve herkesi<br />

kapsayan bir sosyal yapılanmaya ihtiyacımız<br />

var. Bu yapılanma aidat toplama veya<br />

yemeğe katılma endişelerini hissettirmeden<br />

sadece sesini duyurma ve öneri getirme<br />

amaçlı çalışmalı... Yoksa herkes dostlarıyla<br />

istediği gibi takılsın ne var. Bana da<br />

yemeklerde bizim çocuklar hep başkan der<br />

zaten!


hotel restaurant<br />

48 & hi-tech<br />

gündem<br />

Seyahat için<br />

5.1 milyar dolar harcadık<br />

2018 yılında online kanallar üzerinden 11, 5 milyar dolar para harcayan Türkiye’de internetten en<br />

çok satın alınan şeylerin başında, 5,1 milyar dolarla seyahat harcamaları geldi.<br />

Her yıl yayınlanan We Are Social<br />

araştırması Türkiye’deki internet<br />

kullanımına ilişkin önemli detaylar<br />

ortaya koyuyor. 2018 yılında online kanallar<br />

üzerinden 11, 5 milyar dolar para harcayan<br />

Türkiye’de internetten en çok satın alınan<br />

şeylerin başında, 5,1 milyar dolarla seyahat<br />

harcamaları geldi. Yine aynı araştırmaya<br />

göre ülke nüfusunun yüzde 93’ü yani 76,3<br />

milyonu bir mobil cihaza sahip. Online<br />

seyahat pazarındaki büyümede en fazla<br />

etkisi olan faktörlerin başında mobil cihaz<br />

kullanımının geldiğini belirten biletall.<br />

com Ceo’su Yaşar Çelik, mobilden bilet<br />

alım oranının yüzde 80 oranına ulaştığını<br />

vurguladı.<br />

Pazarın büyüklüğü dünyada 2020’de 800<br />

milyar doları aşacağı<br />

öngörülüyor<br />

Türkiye İstatistik Kurumu<br />

verilerine göre, 2018<br />

itibariyle Türkiye’de<br />

internet kullanan<br />

bireylerin oranı<br />

yüzde 72,9 oldu.<br />

Araştırmaya göre her<br />

10 evden 8’i internete<br />

erişebiliyor.<br />

Türkiye’de internet<br />

kullanımı da<br />

internetten<br />

alışveriş<br />

alışkanlığı da<br />

artıyor.<br />

Bu artış davranışlarımızı da etkiliyor.<br />

Eskiden seyahat biletleri için terminallere<br />

giderken şimdi ise cebimize giriyor.<br />

Rakamlarda bunu gösteriyor. Türkiye’de<br />

e-ticaretin yüzde 30’unu oluşturan online<br />

seyahat pazarının büyüklüğü dünyada<br />

2020 yılında 800 milyar doları aşacağı<br />

öngörülüyor.<br />

E ticaret arttıkça, alışverişlerimizin<br />

mobilleştiğinin altını çizen Çelik,”<br />

Önümüzdeki 5 yıl içerisinde seyahat<br />

harcamalarının yüzde 40’ı online<br />

platformlardan yapılacak. Dijitalleşen<br />

dünyada alışverişten giyime, gıdadan<br />

mobilyaya kadar hemen hemen tüm<br />

sektörler için online kanallardan işlem<br />

yapıyoruz. Tüketicilerin internet üzerinden<br />

alışveriş yapma noktasında duydukları<br />

güvenin artması, bu sektörün büyümesinde<br />

en büyük etken” ifadelerini kullandı.


...PROFESSIONAL FURNITURE SOLUTIONS...<br />

<strong>Hotel</strong> <strong>Restaurant</strong> Cafeteria Mobilyaları<br />

Adres : Yeni Mah. Şehit Polis Ahmet<br />

toprakoğlu Cad. no 118 Sarıçam/ADANA<br />

0(533) 779 58 79<br />

0(533) 77907 69<br />

info@horecamobilya.com


50<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Hilton Garden Inn<br />

Afrika’da genişliyor<br />

Hilton yönetimi, Afrika bölgesi<br />

için özel olarak geliştirdikleri<br />

Hilton Garden Inn prototipleriyle<br />

başarıyı yakalayacaklarını söylüyor.<br />

Prototipin markanın tüm dünyada<br />

tanınan tutarlı, temel konuk teklifleri<br />

odaklı, Afrika’ya giden gezginlerin yanı<br />

sıra, otel sahiplerinin de beklentilerini<br />

karşılayacak özellikte olduğu iddia<br />

ediliyor.<br />

Yeni tesislere ev sahipliği yapacak olan<br />

Botswana ve Uganda’nın dünyanın hızlı<br />

büyüyen ekonomileri arasında olduğu<br />

belirtiliyor. Hilton Garden Inn markası<br />

da, orta sınıf gezginlerin Afrika içinde<br />

ve dışında yükselişine hitap ediyor.<br />

Afrika’da hizmet veren Hilton Garden<br />

Inn’ler, el yapımı kokteyll, hafif<br />

atıştırmalıkların yanı sıra, günün 24<br />

saati açık bir alışveriş alanı olan shop,<br />

içki, self-servis özel kahve barı lüks bir<br />

karışımı sunuyor.<br />

Afrika’daki mevcut 44 tesisini 100’e<br />

çıkarmayı hedefliyor<br />

2 bin 400 odalı Uganda’daki Hilton<br />

Garden Inn Kampala ve Namibya’daki<br />

Hilton Garden Inn Windhoek’in<br />

önümüzdeki haftalarda hizmete<br />

girmesi bekleniyor. Diğer tesisler ise<br />

Malavi, Uganda, Gana, Mısır, Kongo<br />

Demokratik Cumhuriyeti, Etiyopya,<br />

Gana, Nijerya ve Güney Afrika hizmete<br />

girecek. Bu yıl 100’ncü yılını kutlayan<br />

Hilton yönetimi, Afrika’daki mevcut 44<br />

tesisini 100’e çıkarmayı hedefliyor.<br />

Afrika’da orta kesime<br />

hitap eden Hilton Garden<br />

Inn markaları altında<br />

ilk otellerini 2016’da<br />

işletmeye başlayan<br />

şirket yönetimi, bu yıl 14<br />

yeni tesis daha açarak<br />

genişlemeyi planlıyor.<br />

Yeni Hilton Garden Inn’ler<br />

ağırlıklı olarak Botswana,<br />

Zambiya ve Uganda’da<br />

hizmete girecek.<br />

Haber: TUYED


Hedef, 5 yılda<br />

20 otel ile<br />

100 milyon Euro<br />

yatırım<br />

Barceló <strong>Hotel</strong> Group Türkiye Genel Müdürü Hasan<br />

Ekmen, Barceló <strong>Hotel</strong> Group’un önümüzdeki 5 yıl<br />

içerisinde Türkiye’ye 20 otel ile 100 milyon Euro’luk<br />

yatırım yapmayı planladığını ifade ederek, yeni<br />

açılan Barceló Istanbul <strong>Hotel</strong>’e ise şu ana kadar<br />

toplam 7 milyon Euro’luk bir yatırımın gerçekleştiğini<br />

belirtti.<br />

Dünyanın ve İspanya’nın önde gelen<br />

turizm gruplarından biri olan ve<br />

25 ülkede 251 oteliyle hizmet<br />

veren Barceló <strong>Hotel</strong> Group, Türkiye’deki<br />

yatırımlarına devam ediyor. İstanbul’un<br />

en merkezi noktası olan Taksim’de<br />

açılan 5 yıldızlı Barceló Istanbul <strong>Hotel</strong>’in<br />

resmi açılışı gerçekleştirildi. Açılışta<br />

konuşan Barceló <strong>Hotel</strong> Group Türkiye<br />

Genel Müdürü Hasan Ekmen, İstanbul’un<br />

en çok bilinen ve tercih edilen oteli<br />

konumuna gelmeyi hedeflediklerini<br />

belirterek, grubun Türkiye’deki yeni<br />

yatırımı ve gelecek dönemdeki yatırım<br />

planları hakkında bilgiler verdi.<br />

Ekmen: “Barceló Istanbul’un işletmesini<br />

25 yıllığına üstlendik”<br />

Barceló <strong>Hotel</strong> Group’un kurulduğu<br />

günden bu yana dünyanın farklı<br />

bölgelerinde yaptığı yatırımlar sayesinde<br />

İspanya’nın 2., dünyanın ise 29. büyük<br />

otel zinciri haline geldiğini aktaran<br />

Ekmen, “Türkiye pazarı 20 yıldır içinde<br />

olduğumuz ve yakından tanıdığımız<br />

bir pazar. Grup olarak aldığımız yeni<br />

yatırım kararı ile Barceló Istanbul’un<br />

işletmesini 25 yıllığına<br />

üstlendik ve Aralık 2018’de<br />

kapılarımızı misafirlerimize<br />

açtık. Böylelikle Occidental<br />

the Public ve Occidental<br />

Pera İstanbul’dan sonra<br />

Türkiye’deki 3. otel yatırımımızı<br />

yapmış olmaktan büyük gurur<br />

duyuyoruz.<br />

Önümüzdeki dönemde hem bunların<br />

sayısını artırmak hem de Royal Hideaway<br />

ve Allegro <strong>Hotel</strong>s markalarımızla yeni<br />

yatırımlar yapmayı hedefliyoruz” dedi.<br />

20 yılda 60 milyon Euro doğrudan<br />

yatırım<br />

Barceló <strong>Hotel</strong> Group’un yurtdışından<br />

Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan tek<br />

büyük otel zinciri olduğunun altını çizen<br />

Ekmen, Türkiye pazarındaki yatırımları<br />

hakkında şunları söyledi: “Turizm<br />

sektöründeki 87 yıllık deneyimimiz<br />

doğrultusunda dünyanın farklı<br />

bölgelerinde yatırım yapmış ve yapmaya<br />

devam eden uluslararası bir zincir oteller<br />

grubuyuz. Türkiye’deki 20 yıllık varlığımız<br />

süresince işletmesini sürdürdüğümüz<br />

otellere toplam 60 milyon Euro’luk bir<br />

yatırım gerçekleştirdik. Bu noktada<br />

Türkiye pazarını, gelişmeye açık ve yeni<br />

yatırımların yapılmasına uygun bir bölge<br />

olarak görüyoruz. Barceló Istanbul<br />

özelinde şu ana kadar yapılan toplam<br />

yatırım miktarı 7 Milyon Euro’ya ulaştı.<br />

Grup olarak Türkiye’ye çok inanıyor ve<br />

güveniyoruz. Bu doğrultuda önümüzdeki<br />

5 yıl içerisinde 20 otele ulaşmayı ve<br />

yaklaşık 100 milyon Euro’luk bir yatırım<br />

gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Yatırım<br />

yapmayı planladığımız şehirler ve<br />

bölgeler arasında başta İstanbul, Akdeniz<br />

bölgesinde Antalya, sonra Kapadokya,<br />

İzmir ve Ankara yer alıyor. Şu anda<br />

üzerinde çalıştığımız ciddi projelerimiz<br />

mevcut. Bunların dışında ise yeni proje<br />

arayışlarımız devam ediyor.”<br />

Yüzde 80 dolulukla 5 ayda 116 farklı<br />

ülke<br />

Barceló <strong>Hotel</strong> Group Türkiye Genel<br />

Müdürü Hasan Ekmen, uluslararası<br />

standartlardaki servis yaklaşımı ve iş<br />

dünyasına özel yenilikçi uygulamalarıyla<br />

gerek iş gerek tatil amaçlı seyahat<br />

eden misafirlerine keyifli ve konforlu<br />

bir konaklama deneyimi sunmayı<br />

hedeflediklerini ifade etti. Barceló<br />

Istanbul <strong>Hotel</strong>’in şehrin en gözde<br />

ve merkezi bölgelerinden biri olan<br />

Taksim’de yer aldığını belirten Ekmen,<br />

“Taksim bölgesi yenilenen yüzüyle<br />

her ülkeden turistin tercih ettiği bir<br />

bölge haline geldi. Hedefimiz Barceló<br />

Istanbul’u, İstanbul’un en çok bilinen<br />

ve tercih edilen oteli konumuna<br />

getirmek. Bu otel, grubun Türkiye’deki<br />

iş hedeflerinin de temelini oluşturuyor.<br />

Özellikle Avrupalı ve Batılı turistleri<br />

bu bölgeye çekmek istiyoruz ki başta<br />

İspanya olmak üzere Orta-Güney<br />

Amerika ve Avrupa’daki birçok ülkedeki<br />

yüksek bilinirliğimizin destinasyona<br />

artı bir güven sağlayacağı, dolayısıyla<br />

bölgedeki turist sayısı ve çeşitliliğini<br />

artıracağı kanısındayız. Beş ay gibi kısa<br />

bir sürede toplam 116 farklı ülkeden<br />

misafir ağırladık. Şu anda otelimizin<br />

doluluk oranı yüzde 80’e ulaştı. Bu<br />

açıdan Taksim’in cazibe merkezi<br />

haline gelmesinde de önemli görevler<br />

üstleniyoruz. Aldığımız bu sonuçların da<br />

hedeflediğimiz başarıyı ortaya koyduğuna<br />

inanıyoruz” şeklinde konuştu.


52<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Torunlar GYO otelciliğe<br />

Hilton ile giriyor!<br />

Torunlar GYO Türkiye’nin en büyük<br />

karma projesi Mall of İstanbul<br />

içinde yer alan ve yapımı devam<br />

eden otel etabı için Hilton ile franchise<br />

anlaşması imzalandı. Torunlar GYO<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun ve<br />

Hilton MENA&T Bölgesi (Orta Doğu,<br />

Kuzey Afrika ve Türkiye) İş Geliştirme<br />

Başkan Yardımcısı Carlos Khneisser’ın<br />

katılımı ile gerçekleşen anlaşma<br />

töreninde konuşan Aziz Torun; “Mall<br />

of İstanbul’da, dünyanın en önemli otel<br />

markası Hilton ile iş birliği yapmaktan<br />

mutluluk duyuyoruz. Rezidanslarında<br />

35 ayrı milletten yatırımcısı bulunan<br />

ve her yıl 2 milyonun üzerinde yabancı<br />

turist ağırlayan Mall of İstanbul,<br />

Hilton markası ile birlikte uluslararası<br />

cazibesini daha da artıracaktır” dedi.<br />

Torun; “Arsa hariç 71 milyon USD yatırım<br />

bedeli ile hayata geçirdiğimiz Hilton Mall<br />

of İstanbul, 2020 yılının ikinci yarısında<br />

konuklarını ağırlamaya başlayacak. 5<br />

kıtada 260’ın üzerinde şehre uçuş imkânı<br />

sunan İstanbul Yeni Havalimanı’na en<br />

yakın 5 yıldızlı otellerden biri olarak<br />

hizmet verecek” dedi.<br />

Önümüzdeki yıl hizmete girmesi<br />

planlanan Ataköy - İkitelli Metro hattı<br />

üzerinde yer alan Masko istasyonunun<br />

Mall of İstanbul projesi ile direkt<br />

bağlantısı olduğunu da hatırlatan<br />

Torun; “Metro sayesinde konuklarımız<br />

İstanbul’un her noktasına kolayca<br />

ulaşma imkânına da sahip olacaklar”<br />

dedi.<br />

Uluslararası ve ulusal iş toplantılarına<br />

ev sahipliği yapacak<br />

Hilton otelinin Mall of İstanbul ile büyük<br />

bir sinerji oluşturacağına inandığını<br />

ifade eden Torun, “Mall of İstanbul,<br />

İstanbul’un giderek artan kültür, sağlık,<br />

eğitim ve alışveriş turizmine de önemli<br />

katkılar sunacağını belirterek, “1410<br />

kişi kapasiteli konferans salonu ve<br />

farklı büyüklüklerdeki 10 adet toplantı<br />

salonu ile Hilton Mall of İstanbul,<br />

hem uluslararası hem de ulusal iş<br />

toplantılarına ev sahipliği yapacak<br />

özelliklere de sahip” dedi.<br />

Törende Hilton adına konuşan Hilton<br />

MENA&T Bölgesi (Orta Doğu, Kuzey<br />

Afrika ve Türkiye) İş Geliştirme Başkan<br />

Yardımcısı Carlos Khneisser ise “Böyle<br />

harika bir projenin parçası olmaktan<br />

büyük gurur duyuyoruz. Hilton <strong>Hotel</strong> ve<br />

Resorts markası olarak Hilton İstanbul<br />

Bosphorus’u açtığımızdan bugüne<br />

kadar 60 yılı aşkın süredir uluslararası<br />

seyahat pazarının öncülüğünü yapıyoruz.<br />

Hilton Mall of İstanbul ile şehrin<br />

gelişen ve yükselen bölgesinde de en<br />

üst standartları belirlemeye devam<br />

edeceğiz” dedi.<br />

Torunlar GYO Türkiye’nin<br />

en büyük karma projesi Mall<br />

of İstanbul içinde yer alan<br />

ve yapımı devam eden otel<br />

etabı için Hilton ile franchise<br />

anlaşması imzalandı. Hilton<br />

Mall of İstanbul, 2020 yaz<br />

aylarında misafirlerini<br />

ağırlamaya başlayacak.<br />

Hilton Mall of İstanbul’da,<br />

19’u süit, 161’i standart<br />

olmak üzere toplam<br />

180 oda bulunuyor. 366<br />

ziyaretçi kapasiteli otelde,<br />

kongre merkezi, restaurant,<br />

executive lounge, spa,<br />

fitness center ve havuz gibi<br />

sosyal donatıların yanı sıra<br />

mağaza alanları da yer<br />

alıyor. Açıldığında yaklaşık<br />

300 kişiye istihdam<br />

sağlaması beklenen Hilton<br />

Mall of İstanbul, Torunlar<br />

GYO yüzde 100 iştiraki<br />

olan TRN Otel İşletmeciliği<br />

tarafından franchise<br />

anlaşması modeli ile<br />

işletilecek.


5303 Sok. 75. Yıl Mah. No 96/A<br />

Yunusemre/Manisa<br />

www.faikminibar.com.tr<br />

0236 233 15 77<br />

faik.karik@faikminibar.com.tr


54<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Divan Diyarbakır açıldı<br />

Divan Diyarbakır, tarihin en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapan Mezopotamya ve<br />

Anadolu’nun kesişme noktasında yer alan Diyarbakır’da kapılarını misafirlerine açtı.<br />

Eksiksiz bir konaklama tecrübesi sunan Divan Diyarbakır,153 odası, eşsiz Divan lezzetlerini<br />

misafirleriyle buluşturan Divan Pub ve Divan Patisserie ile hizmet vermeye başladı.


Yöresel kültürü Divan hizmet kalitesiyle birleştirerek<br />

çağdaş ve zarif bir şekilde yorumlayan Divan Diyarbakır,<br />

hem iş hem de tatil için seyahat eden misafirlerine<br />

unutulmaz bir konaklama deneyimi sunuyor. 10 bin yıla yakın<br />

geçmişinde sayısız medeniyetleri ağırlamış bu toprakların<br />

misafirperverlik geleneğini yaşatan Divan Diyarbakır’ın 127<br />

superior oda, 16 deluxe oda, 9 süit, 1 engelli odası olmak üzere,<br />

toplam 153 odasında yörenin kültüründen izler taşıyan detayları<br />

modern ve lüks tasarımla bir araya getiriyor.<br />

Çıtır çıtır hamur işleri ve sıcak lezzetlerle güne enerjik bir<br />

başlangıç yapmak isteyenlere zengin kahvaltı büfesinin servis<br />

edildiği Divan Diyarbakır’da, öğle ve akşam yemeğinde yöre<br />

mutfağının yanı sıra Türk lezzetleri ve uluslararası tatlar ile<br />

geniş seçenekler de sunuluyor. Doğum günü ya da yıl dönümü<br />

gibi önemli günlerinde Divan Diyarbakır’da güzel anılar<br />

biriktirmek isteyen misafirler, Divan Patisserie’nin birbirinden<br />

enfes tatlarıyla eşsiz bir günün keyfini yaşayabilecek.<br />

Tarihi mekanlara yakın mesafede<br />

Diyarbakır’ın gözde tarihi mekanlarına yakın mesafede<br />

konumlanan Divan Diyarbakır, Tarihi Diyarbakır Surları ve<br />

Hevsel Bahçeleri, Dicle Nehri, Hasan Paşa Hanı, Malabadi<br />

Köprüsü, Ulu Cami, Sülüklü Han, 4 Ayaklı Minare, On Gözlü<br />

Köprü, Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi, Asur Kalesi, Çayönü Höyüğü,<br />

Zerzavan Kalesi, Gazi Köşkü, Meryem Ana Kilisesi ve Surp<br />

Giragos Ermeni Ortodoks Kilisesi gibi tarihe tanıklık etmiş<br />

mekanları keşfetmek isteyen misafirlerine benzersiz bir<br />

deneyim vadediyor.<br />

Divan mutfağı Diyarbakırlılarla buluşuyor<br />

Yemek kültürüyle öne çıkan Diyarbakır’da yöresel mutfağın<br />

olmazsa olmaz tatları Divan’ın 50 yıllık mutfak tecrübesiyle<br />

de birleşecek lezzet şöleni sunuyor. Günün her öğününde<br />

tercih edilebilecek Divan Pub’da, deneyimli şefler Türk ve<br />

dünya mutfaklarının favorileri hazırlarken Türkiye’ye butik<br />

pastanecilik anlayışını getiren Divan Patisserie’nin lezzetli<br />

tatlıları, damağa olduğu kadar göze de hitap edecek.<br />

Divan Pub’ın zarif ve seçkin atmosferinde Divan şeflerinin<br />

hazırladığı tarifler, haftanın her günü Diyarbakır<br />

konaklamalarına ayrı keyif katacak.<br />

Yemek kültürüyle öne<br />

çıkan Diyarbakır’da<br />

yöresel mutfağın olmazsa<br />

olmaz tatları Divan’ın 50<br />

yıllık mutfak tecrübesiyle<br />

de birleşecek lezzet<br />

şöleni sunuyor. Günün<br />

her öğününde tercih<br />

edilebilecek Divan Pub’da,<br />

deneyimli şefler Türk<br />

ve dünya mutfaklarının<br />

favorileri hazırlarken<br />

Türkiye’ye butik<br />

pastanecilik anlayışını<br />

getiren Divan Patisserie’nin<br />

lezzetli tatlıları, damağa<br />

olduğu kadar göze de hitap<br />

edecek.


56<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

The LIfeCo Bodrum<br />

Beach açıldı<br />

Bodrum, Antalya ve Phuket’teki, konaklamalı well-being ve detoks merkezleri ile<br />

adından sıkça söz ettiren; sağlıkla arınmanın, yenilenmenin ve gençleşmenin isim<br />

yapmış adresi The LifeCo; kendine ait özel plajı ile Türkbükü sahilindeki ikinci merkezi<br />

The LifeCo Bodrum Beach’i misafirlerinin hizmetine açtı.<br />

The LifeCo<br />

“well-being” kavramını<br />

kişinin yaşam süresi<br />

boyunca ulaşabileceği<br />

mümkün olan en yüksek<br />

yaşam kalitesi olarak<br />

açıklıyor. The LifeCo’da<br />

bu kapsamda oluşturulan<br />

programlar, kişinin doğru<br />

ve sağlıklı bir yaşam<br />

tarzına daha kolay adım<br />

atmasını sağlayacak<br />

ürünler, online kurslar ve<br />

daha bir çok uygulama ile<br />

destekleniyor.<br />

Türkbükü’ndeki ana<br />

merkezin yanı sıra<br />

14 odası ile denize<br />

sıfır konumda hizmet<br />

veren The LifeCo Bodrum<br />

Beach; detoks deneyimini<br />

şehrin stresinden<br />

uzakta masmavi denize<br />

karşı, portakal kokulu<br />

yemyeşil bir bahçe<br />

içinde ve sezlongta<br />

güneşin keyfini çıkararak<br />

yaşamak isteyenlere ev<br />

sahipliği yapıyor. The<br />

LifeCo Bodrum Beach;<br />

deniz manzaralı odaları<br />

ve yeşillikler içindeki<br />

raw-vegan mutfağın<br />

sağlıklı lezzetlerinin<br />

tadılabileceği “Saf<br />

<strong>Restaurant</strong>”ı ile sağlıklı<br />

yaşam tutkunlarına farklı<br />

tatlar ile çok özel bir<br />

deneyim yaşama imkanı<br />

sunuyor. Ana merkezdeki<br />

tüm programlar ve<br />

hizmetler The LifeCo<br />

Bodrum Beach’te de<br />

alınabiliyor. Misafirler<br />

The LifeCo Bodrum<br />

Beach’in bembeyaz<br />

kumlarında sere serpe<br />

yazın ilk günlerinin keyfini<br />

çıkartırken, kendine<br />

ödül niteliğindeki bu<br />

tatil deneyimini çok<br />

etkin fayda görebileceği<br />

detoks programları ile<br />

taçlandırıyor.<br />

Arınmak ve yenilenek<br />

için…<br />

The LifeCo Bodrum<br />

Beach’te sonuç odaklı<br />

ve kişinin kısa sürede<br />

fayda sağlayabileceği tüm<br />

programlar; detoks ve<br />

sağlıklı beslenme planları<br />

çerçevesinde, kişinin<br />

arınma ve yenilenme<br />

sürecini hızlandıran etkin<br />

terapiler, uygulamalar,<br />

fiziksel ve spiritüel<br />

egzersizler, eğitim<br />

seansları, workshoplar<br />

ve kişinin kendini<br />

şımartabileceği güzellik ve<br />

masaj uygulamalarından<br />

oluşuyor.<br />

Misafirin ihtiyacı<br />

doğrultusunda detoks<br />

uzmanı tarafından<br />

en uygun program<br />

hazırlanıyor; tüm<br />

programlar; yoğun<br />

arınma, kilo kontrol,<br />

karaciğer temizliği,<br />

diyabet ve benzeri kronik<br />

hastalıklarda iyileşme<br />

gibi bir çok amaca<br />

hizmet ediyor. The LifeCo<br />

Bodrum Beach konukları;<br />

detoks programlarıyla<br />

toksinlerinden arınırken,<br />

fazla kilolarından<br />

kurtuluyor, gençlik<br />

enerjisini yeniden<br />

kazanarak, Türkiye’de<br />

eşi benzeri olmayan<br />

well-aging hizmetleriyle<br />

yaşlanma saatini tersine<br />

çeviriyor.


58<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

YOTEL ve YOTELAIR<br />

İstanbul Havalimanı açıldı<br />

Havalimanı ve şehir otelciliğinin dünyadaki en çağdaş markalarından YOTEL’ in<br />

Türkiye’deki ilk işletmesi İstanbul Havalimanı’nda kapılarını açtı. Terminalin iki ayrı<br />

kısmında, toplamda 451 kabin (oda) ile hizmet verecek olan YOTELAIR ve YOTEL<br />

İstanbul Havalimanı, kapasite açısından dünyadaki havalimanı otelleri sıralamasında ilk<br />

üçe girecek.<br />

YOTEL İstanbul Havalimanı,<br />

uyarlanabilir modern tasarımı ve<br />

teknoloji ile misafir deneyimine<br />

odaklanmış yaklaşımıyla dikkat çekiyor.<br />

Londra, Amsterdam, Paris, New York,<br />

Boston, San Francisco, Washington ve<br />

Singapur’da faaliyet gösteren İngiltere<br />

merkezli hızla büyüyen YOTEL, dünyanın<br />

en yenilikçi konaklama deneyimi sunan<br />

markası olarak tanınıyor.<br />

2023’te dünyadaki YOTEL sayısı 60’a<br />

ulaşacak<br />

YOTEL’ in dünya çapındaki faaliyetleri<br />

hakkında da bilgi veren YOTEL Global<br />

CEO’SU Hubert Viriot, şu anda dünyada 9<br />

otelle hizmet verdiklerini belirterek “Hali<br />

hazırda devam eden projeler arasında kısa<br />

bir süre önce açılan San Francisco’nun<br />

yanı sıra bir hafta sonra açılacak Singapur<br />

Changi Havalimanı’ndaki YOTELAIR ve<br />

Londra Clerkenwell, Dubai, Edinburgh,<br />

Miami, Amsterdam, Glasgow, Porto, Long<br />

Island City, Cenevre, Park City (Utah)<br />

ve Güney Kalifornia’da Mammoth’da<br />

olmak üzere yeni şehir otelleri yatırımları<br />

bulunuyor. YOTEL, 2021 yılında dünya<br />

çapındaki otel sayısını 29 otele, 2023 yılında<br />

ise 60’a çıkarmış olacak. YOTEL İstanbul<br />

Havalimanı’nın başarısı, İstanbul’da ve<br />

Türkiye’nin diğer büyük illerinde gelecek<br />

yatırımlarımız açısından son derece büyük<br />

öneme sahip. Türkiye’de büyümeyle<br />

yakından ilgileniyoruz” dedi.


Bora Göymen<br />

Göymen: “Yüzde 80 doluluk hedefliyoruz”<br />

Açılışa ilişkin, YOTEL İstanbul Havalimanı<br />

Genel Müdürü Bora Göymen, YOTEL’ in<br />

Türkiye faaliyetleri ile ilgili olarak şunları<br />

söyledi: “Türkiye’deki ilk işletmemizi<br />

bölgenin hava trafiğini büyük ölçüde<br />

artıracak olan İstanbul Havalimanı’nda<br />

açmış olmaktan dolayı büyük gurur duyuyor,<br />

bu yolculuğun bir parçası olmaktan heyecan<br />

duyuyoruz. Çok kısa bir süre içerisinde<br />

%80 doluluk oranına erişeceğimizi<br />

umuyoruz. YOTEL Istanbul Havalimanı,<br />

Türkiye’de gördüğümüz en büyük havaalanı<br />

oteli yatırımıdır. Modern küresel ve yerel<br />

yolcunun değişen ihtiyaçlarını anlamak,<br />

bizim için son derece önemlidir. Günümüz<br />

dünyasında hayat çok hızlı akıyor ve<br />

insanlar kendi akışlarını oluşturmayı tercih<br />

ediyorlar. Zamanı doğru kullanmak ise<br />

oldukça önemli hale geldi. Konuklarımıza<br />

daha hızlı aksiyon alabilecekleri değerli<br />

zamanlarından tasarruf sağlayabilecekleri<br />

ve kendi akışlarını yönetebilecekleri<br />

yeni yöntem ve çözümler sunabilmekten<br />

ötürü büyük mutluluk duyuyoruz. YOTEL<br />

olarak, misafirlerimizin hem havayolunda<br />

hem de kara tarafındaki bölgelerde akıllı<br />

tasarımlarımız ve yüksek teknolojiyi<br />

sunuyor, misafirlerimize kesintisiz bir<br />

şekilde yaşamlarını sürdürme özgürlüğü<br />

veriyoruz.<br />

Günümüzde, yaşadığımız çağda tüm<br />

modern gezginlerin kesintiye uğramadan<br />

daimi şekilde bağlantıda olma, birlikte<br />

çalışma, ortak alanlarda rahatlama<br />

ve bu amaçlara yönelik özel olarak<br />

tasarlanmış alanlarda arzu ettikleri anda<br />

işten, eğlence ve dinlenceye geçiş imkanı<br />

tanıyan ortamlara yönelik evrensel bir<br />

talebi bulunuyor. YOTEL’de biz sadece bu<br />

ihtiyaçları karşılamakla sınırlı kalmıyor aynı<br />

zamanda tüm bu talepleri beklentilerin de<br />

üzerinde karşılayarak misafirlerimize ağır<br />

fiyat etiketi ile sunmadan deneyimletmenin<br />

gururunu yaşıyoruz.<br />

Son dönemde seyahat edenler için en<br />

öncelikli hale gelen unsurlar arasında ‘uyku<br />

kalitesi, duşlar, damak tadlarına hitap eden<br />

yemekler ve 7/24 kesintiye uğramadan<br />

bağlı kalma ve şarj imkanı bulma’ yer alıyor.<br />

Seyahat esnasında bile formda kalabilme<br />

arzusu ise lüksün yeni tanımı kapsamında<br />

görülüyor. YOTEL’de konaklayan<br />

misafirlerimiz arasında farkına vardığımız<br />

bir diğer özellik ise; YOTEL imzası taşıyan<br />

ortak alanlarda kendi yaşam biçimleri<br />

ve yaklaşımları ile benzerlik gösteren<br />

diğer gezginler ile bir arada bulunarak bir<br />

topluluk oluşturmaktan hoşnut olduklarına<br />

şahit olmamızdır. ”<br />

Terminal içerisinde iki ayrı kısımda<br />

toplam 451 oda<br />

YOTEL’de tasarımımız minimalist, biraz<br />

fütüristik, yerel dokular ve teknolojiden<br />

ilham alan bir tarz bütünlüğüne sahiptir.<br />

Ancak, her şeyden önce tasarımda<br />

ortaya koyduğumuz unsurların pratik<br />

ve konforlu olmasını ve konukların tüm<br />

ihtiyaçlarını karşılamasını hedefleriz.<br />

Bütün bu unsurlar kusursuz bir konaklama<br />

deneyimi sunabilmek için YOTEL İstanbul<br />

Havalimanı’nın uyarlanabilir toplantı ve çok<br />

işlevli kamusal alanlarına, şık kabinlerine<br />

ve teknolojinin entegre edildiği tüm<br />

uygulamaların tasarımlarına yansıtılır.<br />

İstanbul Havalimanı içerisinde kara<br />

tarafında 277 oda (kabin) ile YOTEL Istanbul<br />

Havalimanı, hava tarafında 174 oda (kabin)<br />

ile YOTELAIR; Premium ve First Cabin’den<br />

VIP Suites’lere kadar toplamda 451 oda<br />

(kabin) ile hizmet veriyor. Bora Goymen;<br />

“Konuklarımız için kapsayıcı, çok işlevli<br />

bir ortam oluşturuyoruz. YOTEL’in kapıları<br />

herkese açık olmakla birlikte, sabah erken<br />

uçuşu olanlar, uzun transit uçuşları olanlar<br />

ve hatta havaalanında toplantısı olan yerli,<br />

yabancı misafirler için ideal konaklama<br />

imkanı sunuyor.<br />

Misafirlerimiz hangi yaşta olursa olsunlar<br />

dijital odaklı, bağımsız hareket etmeyi ve<br />

keşfetmeyi seven, güvendikleri kişilerin<br />

bağımsız tavsiyelerine dayanarak bilinçli<br />

tercihler yapan, sürekli hareket halinde<br />

olan, dışa dönük, evrensel görünüme sahip,<br />

kolayca iş ortamından eğlence/dinlenceye<br />

geçiş yapmaya hazır kişilerden oluşuyor.<br />

Hem YOTEL hem YOTELAIR ana terminal<br />

binası içerisinde çok merkezi ve erişimi<br />

rahat konumda bulunduğundan, hem iş<br />

hem eğlence amaçlı seyahat edenlerin yanı<br />

sıra havayolu ekipleri ve havaalanındaki<br />

diğer işletmeler için de konaklama kolaylığı<br />

sağlıyor. Zamanını çok efektif kullanmayı<br />

tercih eden, kendi akışını oluşturmaktan<br />

hoşlanan, vakti kıymetli, yüksek fiyat<br />

etiketinden kaçınan konuklar için ideal<br />

adresiz.” diyerek YOTEL ve YOTELAIR<br />

İstanbul Havaalanı Genel Müdürü Bora<br />

Göymen sözlerine ekledi.


60<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Manesol <strong>Hotel</strong>s, YENİ<br />

yatırımlarla büyüyecek!<br />

2015 yılında Manesol Old City Bosphorus ile birlikte ikinci yatırımı Manesol Fuar<br />

Beylikdüzü’nü de hizmete açan Manesol <strong>Hotel</strong>s, bu yılla beraber yeni yatırımlarla<br />

büyümeyi hedefine koydu...<br />

Sirkeci’de butik konseptiyle Mart<br />

2015’ten bu yana misafirlerini<br />

ağırlamaya devam eden Manesol<br />

Old City Bosphorus, Tarihi Yarımada’daki<br />

birçok tarihi lokasyona yürüyüş<br />

mesafesiyle tatil ve tarihi eser meraklıları<br />

için ideal bir seçenek. 55 odalı otelin 28<br />

deniz manzaralı odası muhteşem Boğaz<br />

manzarasını, 27 şehir manzaralı odaları<br />

ise Topkapı Sarayı’nın ihtişamını gözler<br />

önüne seriyor.<br />

Fuar ve harici konaklamalar<br />

için ideal;<br />

Manesol Fuar Beylikdüzü<br />

Mayıs 2015 itibari ile kapılarını açan<br />

Manesol Fuar Beylikdüzü ise, Tüyap Fuar<br />

Merkezi’ne yakın mesafedeki konumu<br />

ile hem fuar hem iş amaçlı seyahat eden<br />

konukların tercihi.<br />

Manesol <strong>Hotel</strong>s Satış Müdürü Hande<br />

Katmer, 160 odalı otelle ilgili şu<br />

bilgileri paylaşıyor: “Otelimizde 80’i<br />

Büyükçekmece Gölü’nü gören ferah<br />

ve konforlu göl manzaralı odasıyla, üst<br />

düzey misafirlerimizin özellikle tercihleri<br />

arasında bulunuyor. Fuar dönemlerinde<br />

tüm misafirlerimize rahat, konforlu,<br />

ortalama 35 m 2 ’lik ferah odalarımızda<br />

en iyi hizmeti vermeyi amaçlıyoruz. Tüm<br />

fuar dönemlerinde fuar alanına transfer,<br />

akşam yemeklerinde açık büfe akşam<br />

yemeği ve arzu eden firmalarımıza 30’ar<br />

kişilik, 2 toplantı salonumuzda verimli<br />

toplantılar geçirmelerini sağlıyoruz.<br />

Ayrıca tüm gün fuar yorgunluklarını<br />

atmak isteyen misafirlerimiz otelimizin<br />

Spa alanında rahatlayıp ertesi güne daha<br />

zinde başlamalarına imkan veriyoruz”.<br />

Ramazana hazır!<br />

Açıldığı günden bu yana ayrıcalıklı<br />

lezzetleriyle de İstanbul’un popüler<br />

lezzet adresleri arasındaki yerini koruyan<br />

otel, İstanbul <strong>Restaurant</strong>’ı ile de bir<br />

konaklama tercihi! Ramazan ayı için 4<br />

adet özel iftar menüsü hazırladıklarını<br />

belirten Katmer, deneyimli şef Yaşar<br />

Demirel yönetiminde tüm fuar, grup ve<br />

münferit misafirlere en özel lezzetleri<br />

sunduklarını söylüyor. Toplantı ve etkinlik<br />

talep eden misafirlere de en kaliteli<br />

hizmeti vermeyi amaç edindiklerini ifade<br />

eden Katmer, “Düğün, kına, toplantı, gala<br />

yemeklerinde de maksimun 250 kişiye<br />

kadar hizmet verebilmekteyiz” diyor.


hotel restaurant<br />

62 & hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

Fotoğraflar: Mete Işık<br />

Hem keşfettiler hem yerel ekonomiye dokundular!<br />

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE), 3-5 Mayıs tarihleri arasında MICE ve etkinlik<br />

yönetimi segmentlerinde çalışan acentaları Ramada Resort Kazdağları Thermal & Spa<br />

sponsorluğunda ikinci kez buluşturdu.<br />

İlkini 2017 yılında gerçekleştiren, bu<br />

sene daha geniş kapsamlı bir programla<br />

acentaları doğa ve mitolojinin eşsiz<br />

dünyasıyla buluşturan I-MICE, programın<br />

ilk ayağında Ramada Resort Kazdağları<br />

Thermal & Spa’nın Executive Şefi Murat<br />

Evrim’in sunumuyla Ege otlarıyla bir<br />

workshop gerçekleştirdi. Program,<br />

Ma’adra Dağı’ndaki, Kuzey Ege’nin ilk ve<br />

tek şarap bağı özelliğine sahip olan Ma’dra<br />

Vineyard House’taki tadım ile devam etti.<br />

Cunda Adası’nın lezzet adreslerinden<br />

Cunda Deniz <strong>Restaurant</strong>’ ta alınan akşam<br />

yemeği ile son buldu.<br />

Programın ikinci günü jip safari ile yola<br />

çıkan acentalar Çamlıbel’de büyük<br />

usta Tuncel Kurtiz’in mezarını ziyaretin<br />

ardından Sütüven ve Hasan boğuldu<br />

şelalelerinde keyifli dakikalar geçirdiler.<br />

Güzergah boyunca turp otu, hardal otu,<br />

arapsaçı otu, civez otu, şevketi bostan,<br />

ısırgan otu, adaçayı ve kekik toplayan<br />

katılımcılar zeytinyağı fabrikası ziyaretinin<br />

arkasından Sarıkız Etnografya Müze ve<br />

Antandros kazı alanını gezdiler.<br />

I-MICE koordinasyonunda düzenlenen<br />

program 4 Mayıs Cumartesi akşamı<br />

Ramada Resort Kazdağları Oteli’nde<br />

düzenlenen gala yemeği ile devam etti.<br />

Yemek sonrasında gitar eşliğinde ateş<br />

kuyusu etrafında toplanan acentalar müzik<br />

ve sıcak şarap eşliğinde eğlendiler. MICE<br />

acentaları, programın üçüncü gününde<br />

Kavurmacı’larda Sarıkız destanını<br />

dinleyerek Kazdağları’na veda ettiler.<br />

Kurt: “Yerel ekonomiye dokunmayı<br />

önemsiyoruz”<br />

Kazdağları etkinliği ile ilgili konuşan<br />

I-MICE Derneği 2. Başkanı Hüseyin<br />

Kurt, “Bu organizasyon iki tarafıyla çok<br />

önemli. İlki yaratıcılığı ortaya çıkarmak.<br />

İkinci olarak ise yerel ekonomiye<br />

dokunmak. Safari turumuzla yol üstünde<br />

birçok durakta durduk, köylülerden<br />

minik alışverişler yaptık. Biz bunu çok<br />

önemsiyoruz. Bunu yapmıyorsanız zaten<br />

standart oluyorsunuz. Amacımız, tüm<br />

organizasyonlarımızda yaratıcılıkla birlikte<br />

farkındalık oluşturmak. İlkini 2017’de<br />

gerçekleştirdiğimiz organizasyondan<br />

sonra görüyoruz ki, iki sene içinde güzel<br />

gelişmeler olmuş. O dönem otel sancılı<br />

bir dönemden geçiyordu ki buna rağmen<br />

nitelikli bir organizasyon almıştık. Ama<br />

bu sene benim gördüğüm, yeni bir genel<br />

müdür kadrosuyla birlikte yapılanmaya<br />

dahil olmuş. Bu da nitelik bağlamında<br />

otele o farkındalığı açıkçası sağlamış”.


Nisan 2016’da resmi kuruluşunu<br />

duyuran Uluslararası MICE<br />

Endüstrisi Derneği (I-MICE), 22<br />

Haziran’da gerçekleşecek 2. Olağan<br />

Genel Kurul için gün sayıyor. Kurul için<br />

üyelerine çağrı yaptıklarını ve seçimle<br />

birlikte bir bayrak devri de olacağını<br />

açıklayan I-MICE Derneği 2. Başkanı<br />

Hüseyin Kurt, “22 Haziran seçimlerinden<br />

sonra ben başkanlığa geçeceğim. Tabii<br />

bu arkadaşlarımızın, delegelerimizin,<br />

üyelerimizin destekleri ve güvenleriyle<br />

olacak. Başkanımız Serdar Söyler 2.<br />

Başkan olurken, Kubilay Şahin Sayman<br />

olarak görevi Mali Kanji’den devralacak”<br />

dedi.<br />

“22 Haziran’dan sonra kadroyu<br />

güçlendiriyoruz”<br />

Hüseyin Kurt, dernek olarak sektörde<br />

3. yılına girdiklerini, iki senelik dönemde<br />

çok sayıda etkinlik gerçekleştirdiklerini<br />

ve sektörde hızlı bir yol kat ettiklerini<br />

söyledi. Geçtiğimiz dönem 9 Asil, 9 Yedek<br />

Yönetim Kurulu, 3 Asil, 3 Yedek Denetim<br />

Kurulu, 3 Asil, 3 Yedek Disiplin Kurulu<br />

olmak üzere toplamda 30 kişilik icra<br />

kurulunun 22 Haziran seçimlerinden<br />

sonra da aynı yönetim modeliyle<br />

çalışmalarına devam edeceğini kaydeden<br />

Kurt, “Fakat yeni dönemde kadroyu<br />

biraz daha güçlendiriyoruz. Şu anda<br />

isim zikretmek çok doğru olmayabilir<br />

ama totalde 20’ye yakın acenta sahibi<br />

arkadaşımız olacak. Bunun yanı sıra asil,<br />

yedek, denetim ve disiplin kurulumuzu da<br />

güçlendireceğiz” dedi.<br />

“Üyeliklerde gaza basacağız”<br />

Yeni dönemde derneğin yurt içi ve yurt<br />

dışı temsilcilikler de açacağını duyuran<br />

Kurt, “Bugün bizim içimizde 227 acente<br />

sahibi dostumuz ve 600 civarında<br />

üyemiz var. Bugüne kadar üyelik adına<br />

gaza basmış bir dernek olmadık.<br />

Ama seçimden sonra üyeliklerde<br />

22 Haziran’da başkanlık bayrağını<br />

Hüseyin Kurt devralacak!<br />

gaza basacağız, üye sayımızı çok hızlı<br />

artırmak için arkadaşlarımızı daha fazla<br />

teşvik edeceğiz. Yurt içi temsilciliklerle<br />

örgütlenmeye devam edeceğiz “ dedi.<br />

“Yurt dışı temsilcilikler de vereceğiz”<br />

Hüseyin Kurt, konuşmasının devamında<br />

bir eleştiriye de yanıt vererek, “Biz<br />

biliyorsunuz Uluslararası MICE Endüstrisi<br />

Derneği olarak geçiyoruz. Kurulduğumuz<br />

günden bu yana bize minik de olsa şöyle<br />

bir eleştiri geliyordu. Sizin uluslararası<br />

herhangi bir bağınız yok, nasıl<br />

uluslararası oluyorsunuz diyorlardı. Ben<br />

bunu bir yaşam sürecine benzetiyorum.<br />

İnsanoğlu doğar, büyür. Biz de dernek<br />

olarak doğduk, emeklemeye ve yürümeye<br />

başladık. Sonra minik minik koştuk. Artık<br />

zamanı geldi ve önümüzdeki dönemde<br />

yurt dışı temsilcilikler de vereceğiz” dedi.<br />

“Yurt dışı tanıtım gezilerini B2B ile<br />

birleştiriyoruz”<br />

Yeni dönemde yurt içi tanıtım gezileri gibi<br />

yurt dışı ayağına da ağırlık vereceklerini<br />

kaydeden Kurt, yurt dışını bir tık daha<br />

yukarı taşıyarak tanıtım gezilerini B2B<br />

ile birleştireceklerinin altını çizdi. Kurt<br />

sözlerine şöyle devam etti: “Önümüzde<br />

Romanya, Bulgaristan gezimiz var. Orada<br />

katılımcılar bir yandan destinasyonu<br />

keşfederken bir yandan da meslektaşları<br />

ile bir araya gelerek yeni işbirlikleri de<br />

yapabilecekler.” Kurt, derneğin sosyal<br />

sorumluluk projeleriyle birlikte network<br />

etkinliklerine devam edeceğini ve eylülün<br />

ilk haftası gibi 1000-1500 kişilik bir<br />

organizasyonla da hem keyifli bir davetle<br />

sezona merhaba demeyi hem de yeni<br />

iş birliği ve iletişim fırsatları sunmayı<br />

amaçladıklarını söyledi.<br />

“Delege başı teşvikle MICE’yi<br />

canlandırabiliriz”<br />

2016 yılında Belçika’nın başkenti<br />

Brüksel’deki patlamalardan sonra devlet<br />

kademesinde MICE sektörünün zarar<br />

görmemesi, yaşanan kaybın minimum<br />

seviyede kalması için sosyal yardımların,<br />

teşviklerin ve delege başı teşvik<br />

sisteminin hayata geçirildiğine dikkat<br />

çeken Hüseyin Kurt; bizimde bu ve buna<br />

benzer modelleri hayata geçirmemiz<br />

gerekir. “ dedi. Kurt, Belçika’da hayata<br />

geçirilen teşvikler ve delege başı teşvik<br />

sistemi hakkında kısa bilgiler verdikten<br />

sonra; “Ülke olarak MICE ile ilgili algıyı<br />

çok hızlı oluşturmalıyız. MICE sektörünün<br />

gerçek artı değerlerini yansıtamıyoruz;<br />

bunu yansıtmamız lazım” dedi.<br />

“Bir örneğini de Güney Kore yaptı”<br />

Bu modelin bir örneğini de Güney<br />

Kore’nin uyguladığını belirten Kurt,<br />

“Güney Kore terör saldırısı sonrasında<br />

dedi ki, ülkeme kongre amaçlı gelenleri<br />

havalimanında ben karşılarım. Kongre<br />

katılımcılarının atıyorum bir etkinliğine<br />

sponsor olurum. Aynı zamanda delege<br />

başına da şu kadar bir katkı sağlarım”.<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve ilgili<br />

bakanlıkların destek ve teşvikleriyle<br />

Türkiye’de de delege başı teşvikin hayata<br />

geçirilebileceğine önerisini paylaşan Kurt,<br />

önümüzdeki günlerde I-MICE Derneği<br />

olarak konuyu bir raporla Bakanlığa<br />

sunmayı planladıklarını da sözlerine<br />

ekledi.<br />

“Türkiye’de sigorta mevzuatı yok”<br />

Konuşmasında sigorta mevzuatının<br />

önemine de ayrıca dikkat çeken Kurt,<br />

“Ülkemizde bir sigorta mevzuatı yok. Biz<br />

delegeyi sigortalı aramıyoruz. Sigorta<br />

mevzuatın da çok hızlıca meclisten<br />

geçirebiliriz” dedi.<br />

“Kamusal ziyaretlere ağırlık vereceğiz”<br />

Derneğin üç yılda hedeflerine ulaştığını,<br />

bundan sonraki yedi yıllık süreçte<br />

ise yurt içi ve yurt dışı temsilcilikler<br />

ile beraber kamusal ziyaretlere de<br />

ağırlık vereceklerini söyleyen Kurt,<br />

“Bizim derdimiz hiçbir zaman bakanla<br />

görüşelim, birtakım başkanlarla<br />

görüşelim olmadı. Ama maalesef MICE<br />

segmenti Ankara ve bürokratlar tarafında<br />

çok fazla tanınmıyor. Bu dönemde ürün<br />

ve ambalaja da çalışacağız. Bugün<br />

baktığımızda sektörümüz birbirinden<br />

farklı 50- 55 civarında paydaşa<br />

dokunuyor. Bu çok büyük bir ekonomi”<br />

dedi.<br />

“Siyasiler söylemleri ve paylaşımlarıyla<br />

bize destek vermeli”<br />

Bu bağlamda uluslararası tanıtımın<br />

önemine dikkat çeken Kurt, siyasetin<br />

gerek söylemleri gerekse paylaşımlarıyla<br />

MICE’cileri desteklemesi gerektiğini<br />

savundu. Bakanlık programından<br />

çıkarılan bazı fuarlara ilişkin yorumunu<br />

da paylaşan Kurt, Bakanlığın takdirine<br />

saygı duymakla beraber IMEX Amerika<br />

gibi fuarlara katılımın önemine vurgu<br />

yaparak, “Bence belli bazı fuarlarda<br />

olmamız gerekiyor. Tabii sadece olmuş<br />

olmak için değil; içeriğimiz, konseptimiz,<br />

kurgumuzla etkin bir şekilde katılım<br />

göstermek önemli” dedi.


hotel restaurant<br />

64 & hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

Ebru<br />

Köktürk<br />

Koralı<br />

Sınır tanımayan<br />

3 hayal<br />

3 hayat<br />

Daha 18’inde bile değildi, gönlünü<br />

boyunu aşan hayallere kaptırırken.<br />

Bir filmi, bir barı, bir romanı olsun<br />

istedi en çok. Önce güzel yazısıyla sinema,<br />

film piyasasının nabzını tuttu, ucundan<br />

köşesinden. 26’sında kendi barının sahibi<br />

oldu, üç ortak sonra. Arkasından o çok<br />

arzu ettiği sinema filmini çekti, 22 Anadolu<br />

kadınını hikaye ettiği belgeseliyle.<br />

Bir tek roman yazmadı, Koralı. Zaten<br />

sınır tanımayan cesareti, özgüveni ve<br />

donanımıyla çoktan yazmıştı bile hayatının<br />

romanını…<br />

Yeme içme ve eğlence sektörünün<br />

deneyimli ismi, Ebru Köktürk Koralı, işte<br />

kadın konuğumuz...<br />

Ebru Hanım çocukluk ve ilk gençlik hayallerinizden<br />

başlayarak profesyonel çalışma hayatınıza uzanan<br />

hikayenizi anlatır mısınız?<br />

18 yaşımdayım, öyle tek bir hayalim yok, biraz<br />

karışık… Birçok şeyi bir arada yapmak istiyorum.<br />

Masa başında çalışmak istemiyorum asla! Bir barım<br />

olsun istiyorum mesela. Yönetmen veyahut yapımcı<br />

olup film çekmek istiyorum. Bir de unutmadan,<br />

roman yazmak istiyorum.


18 yaş için epey cesur hayaller… Nasıl bir<br />

çevrede büyüdünüz, ailenizden de kısaca<br />

bahseder misiniz?<br />

Ailemde sinemacı fazlaydı, abim oyuncuydu<br />

mesela. Film çekme hevesim en çok da<br />

bundandır. İletişim sektörüne alakalı,<br />

organizasyon kabiliyeti yüksek, sosyal bir<br />

aileden geliyorum ben. Eğitimci bir babanın<br />

kızıyım ve daha en başından benden<br />

mühendis çıkmayacağı apaçık ortadaydı.<br />

Oysa işletmenin, tıbbın, mühendisliğin çok<br />

popüler olduğu yıllardı onlar…<br />

Bense işletme veya iktisat üzerinden<br />

sinema okumayı hayal ediyordum.<br />

Yüksekokulu Anadolu Üniversitesi İktisat<br />

Fakültesi’nde okudum. Bir de Yıldız<br />

Üniversitesi Büro Yönetimi ve Sekreterlik<br />

Bölümü var. Gelin görün ki, devamlı<br />

akademi sınavlarının kapısındayım. Ama<br />

olmuyor, olamıyor! Tabii o dönemler<br />

kontenjanlar çok düşük, en az 10 kişi<br />

alınıyor. Çok başarılı bir öğrenci de değilim,<br />

okul hayatım başarısızlıklar üzerine kurulu.<br />

Dediğim gibi aklımda bir tek akademiye<br />

girmek var ama oyuncu olmayı da asla<br />

düşünmüyorum!<br />

O emelime ulaşamadım. En büyük<br />

talihsizliğim, İstanbul’da sadece iki okul<br />

olmasıydı; biri Marmara diğeri Mimar Sinan<br />

Üniversitesi… Öte taraftan ailem de İstanbul<br />

dışında okumamı kabul etmiyor. Neticede o<br />

hayalim gerçekleşemedi. Sonra düşündüm<br />

ve anladım ki, çok doğru bir meslek değildi,<br />

benim dünyam olamazdı…<br />

Film çekme hayalinize veda mı ettiniz<br />

yani?<br />

Neyseki hayır. Anadolu Üniversitesi’nde<br />

okurken Türkiye Sinema Eseri Sahipleri<br />

Meslek Birliği’ne (SESAM) girme fırsatı<br />

doğdu. O hikaye de şöyle, 20 yaşımdaydım.<br />

SESAM’da bir defter yazma işi var, benim<br />

yazı da çok iyi. Hem müthiş de para<br />

veriyorlar. Abimin de arkadaşları neticede.<br />

Sağına baksan Kadir İnanır, soluna baksan<br />

Tanju Gürsu… Hayır diyemedim tabii. 40 gün<br />

boyunca SESAM’ın bütün kayıt defterlerini<br />

yazdım; dijitalleşme, teknoloji sıfır. Bir<br />

taraftan da düşünüyorum, orada bir fark<br />

oluşturur muyum diye…<br />

Sağ olsunlar beni gerçekten bağırlarına<br />

bastılar. Bir yandan devam etmek<br />

istiyorum, inanılmaz etkilenmişim o büyülü<br />

dünyadan. Bir taraftan da akademi hayalimi<br />

cepte tutuyorum. Sinemanın tam bir geçiş<br />

dönemiydi, gelenekselden yeni sinema<br />

anlayışına geçiliyor. Ve Türkiye’de öyle<br />

iyi filmler çekiliyordu ki, yurt dışında da<br />

başarılar elde ediliyordu.<br />

Akabinde ben ufaktan setlere gitmeye<br />

başladım. Öyle ya, bu dünya nasıl dönüyor,<br />

öğrenmeliydim. Henüz akademiye de<br />

girememişim, ne yaptımsa beceremiyorum!<br />

Fakat şöyle bir gelişme oldu, 1988 senesiydi<br />

ve Antalya Film Festivali SESAM bünyesinde<br />

yapılıyordu. 11 jüri koordinasyonu görevini<br />

bana verdiler. O işi çok iyi yaptım. Ertesi<br />

sene tekrar yaptım, ertesi sene tekrar<br />

yaptım… O işteki başarı ve yetkinliğim<br />

bana 17 yıl aradan sonra Adana Altın<br />

Koza’yı getirdi. Henüz 24’ümdeyim,<br />

uçaklara indirimli biniyorum, yaşımı büyük<br />

göstermek için saçıma büyük topuzlar<br />

yapıyorum, yere kadar etekler giyiyorum.<br />

Ya sonrası?<br />

Bu süreç, 1995 yılına, Çubuklu Hayal<br />

Kahvesi açılana kadar böyle devam etti.<br />

Tabii o sıralar Beyoğlu’nda festival, film<br />

organizasyonları yapıyorum, arkadaşlarımla<br />

paylaşıyorum. Hakikaten parlak bir<br />

çocuğum, sinema sektöründe çok<br />

seviliyorum, güzel ilişkilerim var, işleri<br />

sonuna kadar kusursuz teslim ediyorum.<br />

Fehmi (Yaşar) ve Serdar (Temizkan), Hayal<br />

Kahvesi’nin kurucuları, aynı zamanda da<br />

çok yakın arkadaşlarım. Beraber bir iş<br />

tutalım istedik. Bir sinema salonu mu açsak<br />

yoksa bir bar mı? Ne yapalım ne edelim<br />

derken hoş bir tesadüfle Çubuklu’daki<br />

antrepolar geldi. 1 Nisan sabahı, yine böyle<br />

yağmurlu bir günde Çubuklu’ya gittik. Tabii<br />

önce çok korktuk. O zamanlar çok bakir bir<br />

bölge; sağı, solu bomboş, ıssız… Ama bir<br />

yandan da tutkuyla aşık olunacak kadar da<br />

olağanüstü! Hemen yanımızda da Çubuklu<br />

29 var, çok popüler. Ben o mekanın da<br />

müşterisiyim. Netice itibari ile 26 yaşımda<br />

basbayağı bir gece kulübü işletmecisi<br />

oluverdim.<br />

Sabah beşe kadar açık, turizm ruhsatlı bir<br />

işletmeyi 1995 senesinde üç ortak açtık.<br />

Barı açtığınızda ne hissettiniz?<br />

Çok mutluyum, şahane! Annem “eve geç<br />

kalma, akşama erken gel” diyor. Çok<br />

konservatif değil ama bir Türk ailesi tabii.<br />

Bar açmam bir yandan çok hoşlarına<br />

gidiyor ama diğer yandan da akılları<br />

almıyor. Çünkü daha 26’ımdayım, kendi<br />

yaptığım sermaye ile bir işletmeye ortak<br />

oluyorum, onlardan bir kuruş almıyorum ve<br />

ailemle oturuyorum…<br />

Hem yaş hem dönem olarak bar açmanın<br />

türlü zorlukları olmuştur elbette.<br />

Çok zorlu bir süreçti bizim için. Hem<br />

dediğiniz gibi üçümüz de çok genciz,<br />

devletle ilişkileri bilemiyoruz... En kolay<br />

müşteri ile kurduğumuz ilişki. O da<br />

zaten çok gerçek, arkadaşlık ilişkisi<br />

gibi... Bizden, yaşadığımız hayat gibi...<br />

Ama diğer parametreler son derece ağır<br />

ve zorlayıcı! Yaşımıza göre çok büyük<br />

paralar kazanıyoruz. Ama sadece dört<br />

ay açık kalabiliyoruz. Bu arada benim ve<br />

ortaklarımın film çekme hayalleri devam<br />

ediyor. O ara dokümanter ve reklamcılığa<br />

çok büyük ilgi duyuyorum, reklam<br />

çalışmalarım sürüyor.<br />

Birlikte öyle güzel işler yapıyoruz ki, her<br />

şeye rağmen keyfimiz yerinde. Pazar<br />

brunch’larımız çok meşhur, İstanbul’da<br />

sadece 1-2 otel yapmaya cesaret ederken<br />

üstelik de! Pazar akşamları düğünler<br />

yapıyoruz, her biri parti havasında geçiyor.<br />

Boğaz ile müthiş bir ilişkimiz var. Bölge<br />

için büyük bir istihdam oluşturuyoruz.<br />

Bir araştırın, Çubuklu’da çalışmamış<br />

üniversite öğrencisi neredeyse yoktur. Çok<br />

iyi dostlarım var, halen de semt pazarına<br />

çıktığımda herkes beni tanır. 22 küsür<br />

senedir Boğaz’da yaşıyorum, hiçbir zaman<br />

da ayrılmayı düşünmüyorum.<br />

Çubuklu ve paralelinde ortaklık<br />

serüveniniz ne zamana kadar sürdü?<br />

Bildiğim kadarıyla şu an işin başında<br />

değilsiniz.<br />

Çubuklu, 2010’a kadar sürdü. 2003’e kadar<br />

çok aktiftik. Ancak sonrasında ortaklık<br />

yapımızda bir değişiklik oldu. Ben bir miktar<br />

daha arka planda kalmayı tercih ederek,<br />

kurduğum Marka Sokak ajansımı Çubuklu<br />

Hayal’in içine dahil ettim.<br />

Öyle olunca yönetimsel olarak daha geride,<br />

operasyonel manada ise daha aktif yoluma<br />

devam ettim.<br />

Profesyonel iş hayatı ve<br />

STK faaliyetleri dışında<br />

akademisyen kimliğiyle de öne<br />

çıkan Ebru Köktürk Koralı, en<br />

çok da insanların ona “Ebru<br />

abla” ve “hocam” deyişlerini<br />

sevmiş. İletişim ve gastronomi<br />

bölümlerine iki farklı branşta<br />

ders vermeye devam ettiğini<br />

anlatan Koralı, hayatının en<br />

eğlenceli ve mutlu günlerini<br />

öğrencileriyle geçirdiğini dile<br />

getirerek, “sanki içimden bir<br />

öğretmen çıktı. Kalabalıklar<br />

içerisinde sıkılarak konuşan<br />

ben artık çok daha rahatım.<br />

Bir öğrencim arkamdan<br />

‘hocam’ diye seslendiğinde iki<br />

gözüm iki çeşme. Eğitimci bir<br />

babanın çocuğu olarak mesleğin<br />

kıymetini şimdi çok daha iyi<br />

anlıyorum” diyor.


66<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

Ta ki 2018 yılına kadar... Tam 26<br />

yılım rıhtımda geçti. Önünde bir sahil<br />

düzenlemesi yapılınca dayanamadım,<br />

gitme vakti deyip veda ettim. Son bir yıldır<br />

Etiler’deki ofisimizde ajans faaliyetlerimizi<br />

sürdürüyoruz.<br />

Marka Sokak nasıl gidiyor,<br />

çalışmalarınızdan kısaca söz eder misiniz?<br />

Marka Sokak, 20 yıllık lokal bir ajans. Bir<br />

network ajansı değil, dolayısıyla sadece<br />

ulusal markalarla çalışıyor. Bana Kalan<br />

Anadolu müşterileri. Türkiye’den çıkan<br />

markaları çok kıymetli buluyorum.<br />

Dokunmadığım Türk markası kalmamıştır<br />

diye tahmin ediyorum. Bu topraklardan<br />

çıkmış markalarla mutlaka bir iletişimim<br />

olmuştur.<br />

Biraz da TURYİD’den bahsedelim mi?<br />

Dernekle yollarınız nasıl kesişti?<br />

TURYİD, aslında tamamen sektörün<br />

ihtiyacından doğan bir birliktir. Nasıl ki<br />

ben ve ortaklarım bu sektöre bir hayal,<br />

bir idealle girdiysem, Sunset’in sahibi<br />

Barış Tansever’in özlemleri ve hikayesi<br />

de bizimkinden farklı değildi. Daha<br />

bunun gibi onlarca benzer hikaye daha<br />

sayabilirim. Baktığınızda her birimiz emekçi<br />

işletmecileriz. Aramızda bulaşıkçılıktan<br />

şefliğe, ustalığa yükselmiş, işinin ehli o<br />

kadar yok yönetici vardır ki...<br />

Bizlerin hayalleri, hikayeleri birdi evet ama<br />

aynı şekilde sorunları da birdi. 90’lı yıllarla<br />

beraber Beyoğlu’nda müzik kulübü kültürü<br />

ile başlayan taze kan değişimi çok geçmedi,<br />

Boğaz’a da sirayet etti. Bir enerji geldi,<br />

müzik başka türlü konuşulur ve dinlenir<br />

oldu. Evet, tüm bunlar hem sektör hem de<br />

İstanbul için harika gelişmelerdi. Boğaz’da<br />

eğlenmek isteyenler için bangır bangır<br />

açılan müzikler, doğal olarak kimileri için de<br />

bir şikayet konusu olabildi.<br />

Ses dışında bir diğer sorunumuz,<br />

İstanbul’un eğlence kültürüne ait medyanın<br />

yansıttığı hatalı algı problemiydi ki, İstanbul<br />

öyle köpük şovlar ve animasyonlarla<br />

eğlenen bir şehir değil! Bizim bütün<br />

derdimiz, müşterilerimize iyi yemeği kaliteli<br />

müzik ve amiyans eşliğinde sunabilmek!<br />

Mali sorunlarımız da cabası! Ben bilmem<br />

ki, vergi memurlarına mesai harcamadan<br />

geçirebildiğim bir tek yılbaşı gecem olsun,<br />

havai fişekleri tam 24.00’te gökyüzüne<br />

attırabileyim...<br />

İşte sektörde bunun gibi birçok sorunla<br />

çarpışırken bulduk aslında birbirimizi<br />

ve 2003 yılında TURYİD’in ilk temellerini<br />

attık. Derneğin Yönetim Kurul Üyesi<br />

olarak sektöre fayda sağlamak adına<br />

çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />

Bu yıl aynı zamanda TURYİD’in 2. sini<br />

düzenlediği Gastro GlobalEkonomi<br />

Zirvesi’ne de başkanlık ettiniz. Nasıl bir<br />

deneyimdi, zirveye ilişkin detaylar vererek<br />

anlatır mısınız?<br />

Geçen yılki zirveyi açık konuşmak gerekirse<br />

biraz zor çıkardık. Bunda Türkiye’nin<br />

diplomatik, siyasi ve ekonomik faktörlerinin<br />

etkisi büyüktü. Bu yıl için Yönetim<br />

Kurulumuz biraz tedirgin olmadı değil. Biz<br />

bunu sürdürebilir miyiz diye düşündüler,<br />

hatta ertelenmesi bile gündeme geldi.<br />

Peki ne oldu sonra?<br />

“Ben bu organizasyonun bütün<br />

sorumluluğunu karı ve zararıyla üzerime<br />

alıyorum” dedim. Elbette bir toplantı<br />

organizatörü değiliz. Ama Çubuklu Hayal<br />

olsun, Antalya ve Adana Film Festivalleri<br />

olsun, onları bir even yönetimi değil miydi?<br />

Her ne kadar toplantı ve toplantı içerikleri<br />

oluşturma konusunda çok deneyimli<br />

olmasak da kendi bünyemizde kurduğumuz<br />

güçlü ekibimizle yürekliydik, hevesliydik, titiz<br />

ve çalışkandık...<br />

Ne mutlu ki, zirve beklenenden fazla ilgi<br />

gördü, sonraki yansımaları da beni çok<br />

mutlu ve onore etti. Bu organizasyonda en<br />

önemli hedeflerimizden biri, farkındalık<br />

oluşturmaktı ki, burada da amacımıza<br />

ulaştığımızı görüyoruz.<br />

Bir de şunu özellikle ilave etmek isterim,<br />

bu yılki zirvemizde “Bölgesel Kalkınma”<br />

konusuna dikkat çekmek istedik. Bunun<br />

bir sebebi, sektörümüzün istihdama katkısı<br />

paralelinde kadın işgücünün de önemine<br />

vurgu yapmaktı. İkinci olarak, turizm için bir<br />

değer olan coğrafi işaretli ürünlere dikkat<br />

çekmekti. Bir pirinç deyip geçemiyoruz,<br />

onun bir hikayesi var. Üstelik sonradan<br />

yazılmış bir hikaye de değil; doğru ve gerçek<br />

bir hikaye.<br />

Bir sonraki yıl için hazırlıklar başladı<br />

mı? 2020 programınızda sektöre yeni<br />

sürprizleriniz olacak mı mesela?<br />

Tarihimiz belli, 25 Mart’ta üçüncüsünü<br />

düzenleyeceğiz. Şimdi yeni konular<br />

peşindeyiz. Geçen yıl başlattığımız “sosyal<br />

gastronomi” kavramını çok önemsiyoruz.<br />

Hatta Ebru Baybara Demir ile birlikte<br />

yürüteceğimiz bazı projelerimiz olacak, bu<br />

konuyla ilgili yurt dışından birkaç konuşma<br />

teklifi aldık, gidip hikayemizi anlatacağız.<br />

Yine Suriye meselesini fazlasıyla<br />

önemsiyoruz. 3.5 milyon Suriyeli’nin<br />

yaşadığı bir ülke olarak gastronomi yoluyla<br />

Yalova’da küçük, şirin bir evinin<br />

olduğunu söyleyen Koralı,<br />

vakit buldukça bahçe işleriyle<br />

uğraşmaktan büyük keyif alıyor.<br />

O yemyeşil doğanın ortasında<br />

geleni gideni hiç bitmiyor, evinde<br />

misafir ağırlamak onun en<br />

büyük zevki! Şehir mutfağında<br />

değil ama Yalova’nın harika köy<br />

pazarından ve bahçeden topladığı<br />

taze ürünlerle mutfağa girmeye<br />

bayılıyor. Bir de kitap okumayı çok<br />

seviyor, Koralı. Son zamanlarda ise<br />

en çok gastronomi okumayı…


onlara ulaşmak, hayatın içinde tutabilmek,<br />

istihdam gücü sağlamak ve en önemlisi de<br />

üreten insanlar haline getirmek gayesiyle<br />

projelerimize yön veriyoruz.<br />

Onun dışında ülkemizde ilk kez geçen<br />

yıl zirvede gündeme taşıdığımız<br />

“gastrodiplomasi” kavramı bizim için çok<br />

kıymetli. Bu yılki zirvemize Türk Kahvesini<br />

ve Kahve Kültürünü Amerika’yı şehir şehir<br />

dolaşarak anlatan Gizem Şallıel kızımızın<br />

hikayesi damgasını vurdu.<br />

İlham veren bir hikayeydi. Bunun gibi<br />

daha çok projeye ihtiyacımız olduğunu<br />

düşünüyorum. Benim hayalim; Türkiye’den<br />

yurt dışına çıkan her öğrencinin kendi<br />

mutfağının bilinciyle hareket etmesi,<br />

gittikleri yerlerde annesini aramadan “ben<br />

size şahane bir dolma yapayım” diyebilmesi,<br />

bunları Türkiye’nin yerel ürünleriyle yaptığını<br />

söyleyebilmesi ve adres göstermesi...<br />

İşte Türk mutfağı da, yerel ürünlerimiz de<br />

ancak bu yolla dünyaya yayılacak ve Türk<br />

gastronomisi hak ettiği değeri görecek...<br />

Az önce Gastro Global Ekonomi Zirvesi’ni<br />

anlatırken, “Bölgesel Kalkınma” teması<br />

paralelinde üründe hikayenin önemine<br />

işaret ettiniz. Ya sizin hikayeleriniz, bir<br />

süredir Anadolu kadınlarının hikayelerini<br />

belgeselleştirdiğinizi biliyorum. Film nasıl<br />

gidiyor?<br />

Kadın mevzu öteden beri beni<br />

heyecanlandırmıştır. Bu bir tesadüf<br />

olamaz! Konferansa gidiyorsunuz<br />

kadınlar var, Torino’ya gidiyorsunuz<br />

kadınlar var. Erkek egemen bir<br />

sektörde olduğum için aradaki farkı da<br />

çok iyi analiz edebiliyorum.<br />

Kadınlar meraklılar, hevesliler,<br />

düşünüyor ve üretiyorlar.<br />

Dahi fikirler kadınlardan çıkıyor genelde.<br />

Hal böyle olunca, 18’imden beri bir film<br />

yapma hayalim de var ya hani, “ben bu<br />

kadın hikayelerini toplayacağım” dedim.<br />

Silifke’den bir balıkçı kadının hikayesini<br />

çektim. Evinin bahçesi bir dalyan. Bütün gün<br />

denize ağ atıyor, çekiyor. Hatta baze o kadar<br />

hırslanıyor ki, yemin ediyorum erkek kuvveti<br />

yetmez, gecede 600 kere atıp çekiyor.<br />

Sonra bir Aylin Yazıcıoğlu hikayesi var;<br />

çok iyi eğitim almış, İstanbul’un en iyi<br />

restoranlarından birinin kurucu şefi,<br />

izlenmeye değer...<br />

O direniş hikayelerini dinlerken o kadar<br />

heyecanlanıyorum ki, iki gözüm iki çeşme<br />

dinliyorum.<br />

Hedefim, 22 kadının hikayesini çekmek.<br />

Geçen hafta Londra’ya, üç kadının hikayesi<br />

için gittim. Kıbrıslı bir kız var ki, Allah’ım<br />

yarabbim, Londra’da Oklava ve .... adında<br />

iki restoran açmış; Bulgar şefine Katmerci<br />

Zekeriya gibi şırak şırak katmer yaptırıyor.<br />

Türk malzemeleri ve tekniklerini inovatif bir<br />

yaklaşımla yorumlamasını çok kıymetli ve<br />

gurur verici buldum.<br />

Peki belgesel için hedefiniz nedir?<br />

Televizyonda herkes izleyebilecek mi,<br />

yoksa farklı planlarınız var mı?<br />

İstanbul’da çekeceğim 23 hikayem kaldı.<br />

Arkasından Kayseri, Kapadokya ve Dalaman<br />

gelecek. Tüm bu çekimleri mayıs sonunda<br />

tamamlamayı planlıyorum. Çünkü kaba bir<br />

montajın ardından filmi festivaline yetişmek<br />

istiyorum. Şayet yetiştiremezsem önümde<br />

bir de Berlin Film Festivali var. Gastronomi<br />

Filmleri bölümünde kadın hikayelerim ve<br />

Anadolu gösterimimle yer alacak olmak<br />

beni çok heyecanlandırıyor.<br />

İki oğul sahibi deneyimli iş kadını<br />

Ebru Köktürk Koralı’nın en büyük<br />

emeli, çocuklarına bankada<br />

para değil, daha sürdürülebilir<br />

bir gelecek bırakmak! Kendi gibi<br />

gastronomi sevdalısı büyük oğluyla<br />

birlikte ileride tarladan sofraya<br />

konseptli bir restoran hayali<br />

kurduğunu anlatan Koralı için<br />

varsa yoksa çocukları, yemyeşil<br />

doğanın ortasındaki huzur veren<br />

evi ve belgeselleştirdiği film sevdası<br />

var!<br />

Belgeselde, kadında neye vurgu<br />

yapıyorsunuz, merak ettim doğrusu.<br />

Türk kadının kendi ekonomisini, kendi<br />

ekonomik özgürlüğünü sağlaması<br />

çok kıymetli ve bu beni çok fazla<br />

heyecanlandırıyor.<br />

Peki, ilk gençlik hayallerinizde bar açmak<br />

vardı, Çubuklu Hayal’i uzun yıllar işlettiniz.<br />

Film çekmek vardı, şu an bir belgesel<br />

yapıyorsunuz. Ya roman hayaliniz, onu ne<br />

zaman yazacaksınız?<br />

Roman yazmayacağım ama bir sürü film<br />

çekmek istiyorum. Zirve için bir domates<br />

görüntüsü, bir bar görüntüsü aradığımda<br />

ulaşmakta o kadar zorlandım ki, buna<br />

acil ihtiyacımız olduğunu fark ettim. Evet,<br />

stoklar var ama bizim daha çok fotoğrafa ve<br />

belgesele gereksinimimiz var.<br />

“Hayatımı Yazsam Roman Olurdu” dediniz<br />

mi hiç? Nasıl bir duruş, dünya görüşü<br />

sizinkisi?<br />

Herkesin hayatı roman ama belki benimki<br />

bir romana konu olacak kadar ilginç değil.<br />

İçinde drama yok her şeyden önce, geriye<br />

dönüp bakmak. Ben her sabah hafızamı<br />

kaybetmiş gibi sıfırlanarak başlarım yeni<br />

güne. Kin yok, kıskançlık yok, geçmişe<br />

dönük pişmanlıklarım yok. Şu an buradayım<br />

ve önümde ne var, hayatımı bu temel<br />

üzerine kurup şekillendirmiş biriyim.<br />

Hiçbir zaman para için kimseyi kırmadım.<br />

Varsa vardır, yoksa yoktur. Her zaman<br />

geleceğe bakmakta ve biraz da unutkan<br />

olmakta fayda var diye düşünüyorum.<br />

Boğaz’a bakarım ve hep derim ki “burayı<br />

kim yaşıyorsa Boğaz onundur”. Mülkiyet<br />

hırsım yok benim. Çocuklarıma da hep şunu<br />

tembihliyorum, “doğaya bakmayı öğrenin,<br />

ağaç yaşarken görmeyi öğrenin, toprak<br />

canlanırken bakmayı öğrenin, denizde<br />

yüzmeyi öğrenin, ihtiyacın olan balığı almayı<br />

öğrenin”. Hepsi bu işte!..


68<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka röportaj<br />

Öncelikli hedefinde müşteriyi<br />

teknoloji ve tasarımla<br />

buluşturmak var!<br />

Seramiksan…<br />

Süreyya Çağlar<br />

Son tüketici ve mimarların değişen ihtiyaçlarına yönelik<br />

hayata geçirdiği teknoloji ve tasarım odaklı ürünleri<br />

müşterileri ile buluşturmayı öncelikli hedefleri arasına<br />

koyan Seramiksan, hem seramik hem de vitrifiye grubunda<br />

farklı dekorasyon tarzlarına hitap eden ürünleri ve hayatı<br />

kolaylaştıran işlevsel çözümleriyle sektördeki marka değerini<br />

güçlendiriyor.<br />

UNICERA Fuarı’nda Türkiye’de ilk kez üretimini gerçekleştirdiği<br />

‘Fishbone Koleksiyonu’nu profesyonellerin beğenisine sunan<br />

markanın 2019 yılına yönelik üretim, AR-GE ve inovatif<br />

faaliyetlerini Seramiksan Türkiye Satış Müdürü M. Süreyya<br />

Çağlar ile konuştuk.<br />

Bu yılki koleksiyonda hangi ürünler ön plana çıkıyor?<br />

Ülkemizde ilk kez üretimini gerçekleştirdiğiniz ‘Fishbone<br />

Koleksiyonu’ndan bahseder misiniz?<br />

Her yıl güçlü AR-GE çalışmalarımız ile müşterilerimize yepyeni<br />

bir ürün portföyü sunuyoruz. Türkiye’de özellikle ahşap<br />

grubunda çok iddialıyız. 12X24.5 cm’den başlayarak 30X180<br />

cm’ye kadar ahşap grubunda pek çok farklı ebatta ürünlerimiz<br />

mevcut.<br />

Dekorasyon trendlerinde uzun bir süredir doğal malzemeler ön<br />

plana çıkıyor. Doğanın dingin ruhunu yaşam alanlarına taşımak<br />

isteyenlerin tercihi olan ahşap görünümlü bu karolar, banyo<br />

ve mutfak gibi ıslak zeminlerde rahatlıkla kullanılmasından<br />

dolayı, dayanıklı ve kullanışlı özellikleriyle dikkat çekiyor. Öne<br />

çıkan dekorasyon trendlerinden olan mermeri, şık tasarımlarla<br />

birleştirdiğimiz 30X90, 30X60 ve 25X50 cm ebatlı yepyeni duvar<br />

karosu serilerimiz banyo ve mutfaklarda en çok tercih edilen<br />

ürün gruplarımız arasında. 1950’li yılların popüler zemin<br />

kaplama ürünü olan Terrazzo’yu yeniden yorumladığımız<br />

Terrazzo serisi öne çıkan ürünlerimiz arasında bulunuyor.<br />

Türkiye’de ilk kez Seramiksan tarafımızdan üretilen ‘Fishbone’<br />

dediğimiz balık kılçığı görünümlü ürünümüzü bu yıl ilk kez<br />

UNICERA’da sergiledik. Çok özel bir kalıptan imal ettiğimiz bu<br />

ürünümüzün hiçbir rakibimizde olmaması, Türkiye’de bir ilk<br />

olması bizim için ayrı bir onur vesilesi. Bu ürünümüzle ilgili fuar<br />

süresince olumlu tepkiler aldık. Alışılmışın dışında benzersiz<br />

formuyla dikkat çeken Fishbone Koleksiyonumuz, ahşap,<br />

mermer, cement ve patchwork görünümlerinin bir araya geldiği<br />

9 farklı seriden oluşuyor.<br />

Seramiksan’ın ürün portföyü ve inovatif çalışmaları hakkında<br />

bilgi alabilir miyiz?<br />

Seramiksan olarak, dünya trendlerini daima yakından takip<br />

etmek suretiyle oluşturduğumuz yenilikçi ürün portföyümüzü,<br />

müşterilerimiz ile buluşturmaya devam ediyoruz. Yer karosu,<br />

duvar karosu, sırlı porselen, büyük ebatlı teknik granit, unglazed<br />

(sırsız) porselen, seramik sağlık gereçleri ve yapı kimyasalları<br />

üretiyoruz. 10X20 duvar karosundan 120X180 porselen karolara<br />

kadar, farklı ebat ve tasarımlarla oluşturduğumuz geniş ürün<br />

yelpazesine sahibiz.<br />

Türkiye’de ilk defa leke tutmayan, bakteri barındırmayan ve<br />

çok kolay temizlenen nano tech granitleri ürettik. 2016 yılında<br />

devreye aldığımız yeni granit tesisimizle de büyük ebatlarda<br />

porselen karolar üretmeye başladık.<br />

Sektörümüz için önemini her yıl artıran UNICERA Fuarı’nda, bu<br />

yıl Türkiye’de ilk kez Seramiksan tarafından üretilen Fishbone<br />

Koleksiyonumuzu sektör profesyonelleri ve ziyaretçilerimizin<br />

beğenisine sunduk. Son tüketici ve mimarların değişen<br />

ihtiyaçlarına yönelik tasarladığımız teknoloji ve tasarım odaklı<br />

ürünlerimizi müşterilerimiz ile buluşturmak öncelikli hedefimiz.


Marka olarak tasarımda öncelikli olarak nelere dikkat<br />

ediyorsunuz?<br />

Hem seramik grubunda hem de vitrifiye grubunda, farklı<br />

dekorasyon tarzlarına hitap eden ürünler ve hayatı kolaylaştıran<br />

işlevsel çözümler sunuyoruz. Büyük titizlikle yürüttüğümüz<br />

AR-GE çalışmalarımız sonucunda ileri teknolojiyi kullanarak<br />

rakiplerimiz ile aramızda fark oluşturacak tasarımlara imza<br />

atıyoruz Müşterilerimizin kendi yaşam alanlarını kurgulamalarını<br />

sağlayan yenilikçi ürünlerimizi; İtalya ve İspanya gibi tasarımda<br />

güçlü olan ülkeleri yakından takip ederek oluşturuyoruz.<br />

Tasarımları ağırlıklı olarak İtalya’daki tasarım şirketlerinden<br />

satın alıyoruz. Böylelikle dünya pazarlarıyla birebir aynı anda<br />

ilerlemiş, trendleri hızlıca yakalamış oluyoruz.<br />

Dünya seramik pazarında, yeni ürün geliştirme ve bu ürünlerin<br />

pazara sunumu açısından en önemli seramik fuarı kabul edilen<br />

CERSAIE Fuarı’na 11 yıldır düzenli olarak katılım sağlıyoruz.<br />

Büyüme politikanız içerisinde mağaza sayınızı artırmak var<br />

mı? Şu an Türkiye genelinde kaç mağazanız bulunuyor?<br />

Türkiye’nin hemen her yerine yayılmış yaklaşık 230 aktif bayimiz<br />

bulunuyor. Bu bayilerimizin de hizmet verdiği 1000’in üzerinde<br />

tali bayi ağı mevcut. Bu sayede ülkemizin her iline ulaşabiliyoruz.<br />

Her geçen gün rakiplerine göre daha hızlı gelişen ürün<br />

portföyümüzü sunacak bayilikler tesis etmeye gayret ediyoruz.<br />

Sadece Seramiksan ürünleri satan 150’nin üzerinde Seramiksan<br />

satış noktamız var. İstanbul ve Ankara gibi metropollerde de<br />

bayi sayılarımızı artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />

Bayilerimizle uzun süreli ve güçlü bağlar kurmak, karşılıklı<br />

güvene dayanan ilişkiler oluşturmak şirket-bayi ilişkisinde<br />

öncelikli hedefimiz.<br />

Dolayısıyla bayilik verirken gerçek anlamda ince eleyip sık<br />

dokuyoruz. Sürdürülebilir finansal başarısının yanı sıra, yüksek<br />

müşteri memnuniyeti ve bağlılığı ile markamızın kimliğini<br />

yansıtabilmeleri en önemli kriterimiz diyebilirim. Ardından da<br />

bulunduğu lokasyon, mağaza metrekaresi, perakende müşteriye<br />

odaklı çözümler sunabilme gibi detayları değerlendiriyoruz.<br />

Geçtiğimiz aylarda UNICERA Fuarı’na katıldınız. Fuardan<br />

beklediğiniz performansı alabildiniz mi? Ziyaretçilerin fuara<br />

ilgisi nasıl oldu?<br />

Seramik sektörünün global profesyonellerini bir araya getiren<br />

UNICERA Fuarı, seramik sektörü için önemli bir organizasyon ve<br />

her geçen yıl önemini artırmaya devam ediyor.<br />

Her yıl olduğu gibi bu yıl da, güçlü AR-GE çalışmalarımız sonucu<br />

oluşturduğumuz yenilikçi ürün portföyümüz ile fuara katıldık.<br />

Fuar çok yoğun bir ilgi ve katılımla gerçekleşti. Hem yurt içinden<br />

hem yurt dışından gelen ziyaretçi sayısı bizler açısından gayet<br />

tatmin ediciydi. İç pazarla ilgili birçok yeni satış noktasından<br />

bayilik talepleri aldık. Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük<br />

şehirlerden ve Anadolu’nun pek çok farklı bölgesinden talepler<br />

oldu.<br />

İhracat noktasında hangi ülkelere ulaşıyorsunuz? Yeni pazar<br />

arayışlarınız var mı?<br />

Biz her yıl artan kapasitemizle birlikte satış kanallarımızı da<br />

artırıyoruz. Başta Azerbaycan, Gürcistan, Kanada, İngiltere<br />

olmak üzere 57 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bugün büyük<br />

toptancılar, perakendeciler, yapı market zincirleri ve yurtdışında<br />

projeler yürüten inşaat şirketlerinden oluşan yurt dışı müşteri<br />

portföyümüz ile geniş bir pazara çalışıyoruz. Çevreci üretim<br />

felsefesi ile ürettiğimiz inovatif ürünlerimiz Amerika, Avrupa,<br />

Afrika, Asya kıtalarındaki ülkelerin, taleplerini karşılayabiliyor.<br />

Seramik ve vitrifiyede 2019 yılı trendleri neler olacak?<br />

Gelecek dönemde ahşap dokulu karoları görmeye devam<br />

edeceğiz. Ahşap görünümlü karolar, kolay temizlenme, leke<br />

tutmama, banyo ve mutfak gibi ıslak zeminlerde rahatlıkla<br />

kullanılmasından dolayı, dayanıklı ve kullanışlı özellikleriyle<br />

dikkat çekiyor. Mekanlara parlaklık ve ışıltı katan, gerçeğinden<br />

ayırt edilmeyen mermer görünümlü karolar ise banyolarda<br />

en çok tercih edilenler arasında olacak. 2019 yılında özellikle,<br />

mermerin siyah ve beyaz renklerini buluşturan tasarımlar<br />

sadeliğe vurgu yaparak banyo ve mutfak tasarımlarında yerini<br />

alacak. Son yıllarda oldukça ilgi gören, geçmişin izini günümüze<br />

taşıyan retro tarza sahip karolar, yüzeyinde bulunan birbirinden<br />

farklı desen ve renkleri, zengin motif seçenekleriyle yaşam<br />

alanlarının trendi olmaya devam ediyor.<br />

2019 vitrifiye ürünlerinde ise, doğa dostu özellikleri ile dikkat<br />

çeken ürünleri göreceğiz. Çevreci ve su tasarrufu sağlayan<br />

2.5 litre su ile sıvı atıkları temizleyen, 4 litre su ile katı atıkları<br />

temizleyen klozetler hem temiz suların daha az tüketilmesine<br />

olanak sağlıyor hem de aile bütçelerine çok ciddi katkı sağlıyor.<br />

Son yıllarda oldukça popüler olan renkli lavabo ve klozetlerin<br />

ortaya çıkmasıyla beraber banyolarda hijyenden sonra,<br />

dekorasyon da ön plana çıkmaya başladı. Keyifli yaşam alanları<br />

olarak tasarlanan günümüz banyolarında renkli vitrifiyeler<br />

oldukça popüler. Hem mat hem de parlak olarak üretilen bu<br />

ürünler, dikkat çekici renkler olan siyah, kırmızı, turuncu<br />

renkler klozet ve lavabolarda artık çok daha karşımıza çıkıyor.


70<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

Türkiye’nin en iyi şefleri<br />

bu yıl da Porland’ı seçti!<br />

Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul Culinary Cup 2019’un Yarışma Mutfakları<br />

Porselen Ana Sponsorluğunu Porland üstlendi. Organizasyonda göz alıcı stantlarıyla<br />

yer alan Porland, Gastronomi sektörü için en yeni koleksiyonlarından<br />

Reaktif Sırlı Özel ürünlerini sergiledi.<br />

Porland, Aşçılar<br />

Derneği’nin 8. kez<br />

düzenlediği Geleneksel<br />

Aşçılar ve Tedarikçiler<br />

Buluşması / İstanbul<br />

Culinary Cup 2019’un, bu yıl<br />

da Porselen ana sponsoru<br />

olmanın heyecanını yaşadı.<br />

Her yıl olduğu gibi bu yıl da,<br />

çok fazla sayıda executive<br />

chef ile ulusal ve uluslararası<br />

pek çok tedarikçi firmayı bir<br />

araya getiren etkinlik, 13-<br />

14 Nisan 2019 tarihlerinde<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın<br />

katkılarıyla Haliç Kongre<br />

Merkezi’nde düzenlendi.<br />

Porland, İstanbul Culinary Cup<br />

2019’un Porselen ana sponsoru<br />

olmasının yanı sıra, canlı<br />

yarışma kategorileri arasında<br />

yer alan Porland Grand Prix<br />

Üniversiteler yarışmasında büyük ödül<br />

sponsorluğuyla 1, 2 ve 3. olan katılımcılara<br />

hediyeler verdi. Tüm yarışmaların ve<br />

organizasyonun sunum ürünlerini<br />

sağlayan Porland, yarışmaya özel olarak<br />

tasarladığı porselen plaketleri ile de<br />

etkinliğe ayrıcalıklı bir değer kattı.<br />

Sadece tasarlayıp üretmekle kalmıyor,<br />

ilham da veriyor!<br />

Etkinliğin “Tema Mutfağı: Sokak<br />

Lezzetleri” kapsamında ise Porland’ın<br />

Executive Chef Cavit Ünal’ın<br />

danışmanlığında düzenlediği “Sokak<br />

Lezzetleri Yemek Sergisi” Porland<br />

koleksiyonunun en özel tasarım<br />

ürünleriyle sunuldu. Bu özel çalışma,<br />

katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü.<br />

Porland, sadece tasarlayıp üretmekle<br />

kalmıyor, dünyanın önde gelen şeflerine<br />

ilham vermeye de devam ediyor.


72<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

Ramazanda<br />

konuklarınızı<br />

stressiz<br />

ağırlayın<br />

Ramazan sadece oruç tutmaktan ibaret değildir.<br />

Aksine, bu oruç döneminin aynı zamanda sosyal<br />

bir işlevi vardır. İftarda aileler ve dostlar bir araya<br />

gelerek birlikte iftar açar, sohbet eder ve yemek<br />

yer. Günümüzde bu buluşmalar ev ortamında<br />

ve aile arasında kalmayıp giderek daha fazla<br />

oranda toplu iftar organizasyonları yapılmaktadır.<br />

Büfelerde tatlı tuzlu, etli etsiz ulusal lezzetlere<br />

de yer verilir.<br />

Çoğunlukla yüzlerce konuğa servis<br />

yapılan tipik bir büfeye baktığınızda<br />

büyük bir çeşit bolluğu<br />

görürsünüz: Piliç “Topkapı” kebabı,<br />

geleneksel tencere yemekleri, yerel<br />

kebaplar. Servis edilen tatlılar arasında<br />

muhallebi, künefe, güllaç, kadayıf<br />

ve baklava vardır. Hatta bunlardan<br />

bazıları konukların önünde taze taze<br />

hazırlanır. Türkiye Kurumsal Şefi Melih<br />

Kümbüloğlu, gündelik çalışmalarından<br />

edindiği izlenime göre, “İftarda orucu<br />

kalabalık gruplar halinde açmak gitgide<br />

daha popüler hale geldi,” diyor. “O<br />

yüzden artık işletmeler müşterilere<br />

gerek atmosfer gerekse çeşit bolluğu<br />

açısından çok farklı seçenekler<br />

sunuyorlar.” Üst üste her gece, aynı<br />

kalitede ve uzun saatler boyunca büyük<br />

miktarda üretim yapmak, geleneksel<br />

pişirme ekipmanlarıyla kısa sürede<br />

büyük bir güçlük haline gelebilir. Bu<br />

nedenle gitgide daha fazla şef, tencere<br />

gibi geleneksel ekipmanları bırakarak,<br />

pişirme moduna bağlı olarak ızgara,<br />

buğulama, tava ve haşlama yapmakta<br />

kullanılabilen buharlı kombi fırın gibi<br />

modern gereçlere geçmekte.<br />

Akıllı fonksiyonlar<br />

Buharlı kombi fırın esas olarak ısı,<br />

buhar veya her ikisinin kombinasyonuyla<br />

çalışır. RATIONAL’ın bir buharlı<br />

kombi fırını olan SelfCookingCenter,<br />

bir adım daha ileri giderek bu temel<br />

fonksiyonlara akıllı fonksiyonlar<br />

eklemiştir. Dolayısıyla, aynı anda veya<br />

gün boyunca farklı yemekler pişirilebilir<br />

ve büyük miktarda ızgara, hepsi aynı<br />

pişkinlikte olacak şekilde hazırlanabilir.<br />

Diğer bir avantajı, iyi sonuç verdiği<br />

görülen bir tarifin kaydedilip<br />

tek düğmeyle tekrar tekrar<br />

kullanılabilmesidir. Üstelik,<br />

RATIONAL’ın ağ bağlantı çözümü olan<br />

ConnectedCooking sayesinde tarifler,<br />

istenen sayıda başka SelfCookingCenter<br />

ünitesine aktarılabilir. Böylece,<br />

SelfCookingCenter ünitesini kim<br />

kullanırsa kullansın bütün ünitelerde<br />

aynı sonucun alınması garantilenir.<br />

Kümbüloğlu, şöyle diyor: “Elbette<br />

başlangıçta kafalarda, bir Alman<br />

üreticinin pişirme ekipmanının Türk<br />

mutfağına uygun olup olamayacağı<br />

konusunda şüpheler olabilir. Ama ilk<br />

kullanımdan sonra, şef sonuçta elde<br />

edilen zaman tasarrufunu görünce bu<br />

şüpheler hemen ortadan kalkıyor.”<br />

SelfCookingCenter ünitesinde Türkçe dil<br />

seçeneğinin olması da onları etkiliyor.<br />

Bu, hazır tariflerin, modların ve yardım<br />

fonksiyonlarının kendi dillerinde<br />

sunulması anlamına geliyor. Bu sayede<br />

buharlı kombi fırın tamamen hatasız<br />

şekilde kolayca kullanılabiliyor. Sonuçta<br />

mutfakta daha az stres oluyor ve hem<br />

konuklar hem de personel, lezzetli ve<br />

sakin bir iftar yaşıyor.


Aygaz 4’üncü kez ihracatın yıldızı oldu<br />

LPG sektörünün lider markası olan Aygaz, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri<br />

İhracatçıları Birliği’nin (İKMİB) bu yıl 4’üncüsünü düzenlediği İhracatın Yıldızları<br />

Ödüllerinde “Mineral Yakıtlar İhracatı” kategorisinde ödüle layık görüldü.<br />

Raffles İstanbul Zorlu Center’da düzenlenen ödül töreninde, Aygaz adına ödülü Aygaz<br />

LPG Temin ve Ticaret Yöneticisi Can Koka Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail<br />

Gülle ve İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in elinden aldı.<br />

Ecolab Türkiye operasyonları<br />

Halit Kayatürk’e emanet<br />

Dünyanın lider su, hijyen, enerji teknolojileri şirketi Ecolab’ın yeni Türkiye Genel Müdürü belli<br />

oldu. Son 6 yılını Ecolab’ın Almanya merkez ofisinde üst düzey yönetici olarak geçiren Halit<br />

Kayatürk, şirketin Türkiye operasyonlarından sorumlu olacak. Kayatürk, İstanbul St Joseph<br />

Lisesi mezunu olan Kayatürk, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.<br />

Kariyerine Türkiye´de finans alanında başlayan Kayatürk, 1991 yılında Ecolab Türkiye’nin Finans<br />

Müdürü oldu. 1997 yılında şirketin genel müdürlüğü görevini üstlenen Kayatürk 5 yıl süreyle bu<br />

görevi başarıyla yürüttü ve daha sonra sırasıyla Ecolab Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcılığı,<br />

Doğu Avrupa Başkan Yardımcılığı, Almanya ve İsviçre Başkan Yardımcılığı ve Ecolab Almanya<br />

Ülke Müdürlüğü yaptı.<br />

Philips TV, en yüksek<br />

resmi onayı aldı<br />

TP Vision’un seçkin kalite performansına ve Avrupa işçiliğine odaklanması bir kez<br />

daha dikkat çekti. Şirketin 2019 Philips TV serisi içerisinde yer alan yüksek teknolojili<br />

televizyonlarından üç tanesi, iF ve Red Dot tasarım yarışmalarında en üst sırada yer<br />

aldı. TP Vision Baş Tasarımcısı Rod White ödül getiren başarılarla dolu seneyle ilgili;<br />

“Bowers & Wilkins’la devam eden ortaklığımızla en iyi görüntü ve ses performansını<br />

sağlamaya devam ediyor; gerçek ustalıkla uygulamaya geçirilen gerçek materyaller<br />

kullanarak minimalist, işlevsel tasarımlar sunuyoruz” dedi.<br />

A.C.E. Awards 2019 ödüllerinde<br />

Türksat Kablo yine lider<br />

Türkiye’nin ilk ve tek müşteri memnuniyeti ölçen platformu sikayetvar.com’da,<br />

4’üncü kez gerçekleşen A.C.E Awards 2019 (Achievement in Customer Excellence)<br />

‘Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Başarı Ödülleri’ sahiplerini buldu. Kullanıcılarına<br />

sunduğu kaliteli, yenilikçi ve ekonomik hizmetin yanı sıra müşteri memnuniyetini de<br />

her zaman en önde tutmayı hedefleyen Türksat Kablo, bu yıl dördüncüsü düzenlenen<br />

ödül töreninde, “Dijital Platform” ve “İnternet Servis Sağlayıcıları” gibi iki farklı alanda<br />

KabloTV ve Kablonet markaları ile dördüncü kez birincilik ödülünü aldı.<br />

Ankara’da düzenlenen A.C.E Awards ödül töreninde, 21 sektörde müşteri deneyimini<br />

en iyi yöneten ulusal ve uluslararası 38 markanın ödülleri, markaların yöneticilerine<br />

verildi. KabloTV ve Kablonet markaları için birincilik ödülleri Türksat A.Ş. adına<br />

Kablo Hizmetleri Müşteri İlişkileri Direktörü İbrahim Duman tarafından alındı.<br />

İbrahim Duman konuşmasında; “Şikayetvar’ın bizlere sunduğu en önemli özellik<br />

müşteri deneyim ölçümlemesi yapmasıdır. Burada jüri bir nevi müşterilerden<br />

oluşuyor. Onlardan gelen puanlarla, 4 yıldır birincilik ödülü almaya hak kazanıyoruz.<br />

Başarımızda emeği geçen tüm ekibime teşekkür ederim.” dedi.


74<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

Ege Seramik’te bayrak değişimi<br />

Ege Seramik AŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Murat Polat getirildi.<br />

İbrahim Polat da Onursal Başkan oldu.<br />

Ege Seramik A.Ş., 2018 yılı hesap<br />

dönemine ilişkin Olağan Genel Kurul<br />

Toplantısı 26 Nisan Cuma günü<br />

İzmir Kemalpaşa’da gerçekleştirildi.<br />

2018 yılı faaliyet raporu detayları ve<br />

diğer gündem maddeleri ortaklar ve<br />

pay sahipleri ile paylaşıldı. Genel Kurul<br />

Toplantısında yapılan faaliyet raporu<br />

bilgilendirmesinde, 2018 yılında Ege<br />

Seramik AŞ’nin net satış gelirlerinin<br />

434.544.973 TL olarak gerçekleştirildiği,<br />

bunun 2017 yılına göre %13,29 arttığı,<br />

ayrıca satışın %52 sinin ihracattan<br />

oluştuğu, ihracat gelirlerindeki artışın da<br />

%38,34 olarak gerçekleştiği belirtildi. Ege<br />

Seramik’in vergi sonrası karı ise geçen<br />

yıla göre %25,89 artarak 60,3 milyon<br />

TL olarak gerçekleşti. Yapılan genel<br />

kurul toplantısında elde edilen karın 31<br />

milyon TL tutarındaki kısmının ortaklara<br />

dağıtılmasına karar verildi. Böylelikle<br />

Şirket düzenli kar dağıtımı politikasını bu<br />

yıl da sürdürdü.<br />

Genel Kurulda ayrıca yeni dönemde<br />

faaliyet gösterecek Ege Seramik A.Ş.<br />

Yönetim Kurulu üyeleri Murat Polat,<br />

Baran Demir, Bülent Zıhnalı, İbrahim<br />

Fikret Polat, Dilek Nam, Tuba Tarlan<br />

olarak seçildiler.<br />

Ege Seramik’e sağladığı katkılarından<br />

ve kendisine duyulan minnettarlığın<br />

bir göstergesi olarak İbrahim Polat’a<br />

‘Onursal Başkan’ unvanının verilmesine<br />

karar verildi. Genel kurul toplantısından<br />

sonra yapılan yönetim kurulu<br />

toplantısındaki görev dağılımına göre<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Murat Polat<br />

olurken, yardımcılıklarına Baran Demir<br />

ve Bülent Zıhnalı seçildiler.<br />

İbrahim Polat: “Görevimi huzurla<br />

devrediyorum”<br />

Ege Seramik AŞ Onursal Başkanı<br />

İbrahim Polat yaptığı açıklamada; “Ege<br />

Seramik’te neredeyse yarım yüzyıl<br />

boyunca vatanıma ve milletime hizmet<br />

etmek için çok çalıştım. Şimdi, çok güzel<br />

bir noktaya taşıdığımız Ege Seramik<br />

şirketindeki görevimi gururla ve huzurla<br />

Sayın Murat Polat’a devrediyorum. Benim<br />

desteğime, fikirlerime ihtiyaç duyacakları<br />

her zaman onlarla birlikte vatanıma<br />

milletime hizmet etmek üzere yanlarında<br />

olacağım. Kendisine yeni görevinde<br />

başarılar diliyorum” dedi.<br />

Murat Polat: “Bu kıymetli bayrağı teslim<br />

almaktan gurur duyuyorum”<br />

Ege Seramik AŞ Yönetim Kurulu<br />

Başkanı seçilen Murat Polat ise yaptığı<br />

açıklamada; “Ege Seramik AŞ, Sayın<br />

İbrahim Polat’ın önderliğinde çok önemli<br />

başarılara imza attı. Kendisi sonsuz bir<br />

özveri ile bugüne kadar Ege Seramik’e<br />

hizmet etmiş, sektöründe çok önemli bir<br />

konuma getirmiştir. Bugünden sonra da<br />

engin tecrübesi ile Onursal Başkanımız<br />

olarak bizlere yol gösterici olmaya devam<br />

edecektir. Kendisinin Yönetim Kurulu<br />

Başkanlığı boyunca, özellikle son 10 yılda<br />

Ege Seramik A.Ş. başarı grafiğini sürekli<br />

olarak yükselmiştir. Hiç şüphesiz ki bu<br />

sürdürülebilir destek ve başarının ardında<br />

kendisinin emek, özveri ve ticari zekası<br />

ile beraber Ege Seramik’i büyük bir aile<br />

haline getirmesi de yatıyor. Kendisine<br />

Ege Seramik ailesi adına teşekkürlerimizi<br />

arz ederim. Ben de bu kıymetli bayrağı<br />

teslim almaktan gurur duyuyorum.<br />

Başta İbrahim Polat Holding olmak<br />

üzere, iş ortaklarımız, iştirakçilerimiz ve<br />

çalışanlarımızın desteği ile şirketimizi<br />

hep birlikte geliştirip, sektördeki gücünü<br />

sürdürülebilir kılarak bayrağı daha da<br />

daha yukarılara taşıyacağız.” dedi.<br />

Murat Polat Kimdir?<br />

Murat Polat, 1958 yılında İstanbul’da doğdu. İlköğrenimini Işık Lisesi’nde, orta ve lise öğrenimini Yıldız Koleji’nde tamamladıktan<br />

sonra İsviçre’de iş idaresi öğrenimi aldı. Yurda dönüşünde grup şirketlerinden Polat İnşaat’ta görev aldı, daha sonra 1982-1985<br />

yılları arasında İzmir Ege Seramik’te görev yaptı. İstanbul’a dönüşünde İbrahim Polat Holding’e bağlı Polat Turizm Anonim<br />

Şirketi’nin otel yatırım projesini hayata geçirdi. Sonraki yıllarda başta Polat İnşaat olmak üzere grup şirketlerinde Genel Müdür,<br />

Yönetim Kurulu Üyeliği, Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği, Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundu. Aynı dönemde İbrahim<br />

Polat Holding’de Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini de yürüttü. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında kurucu üye olarak görev<br />

aldı. Gayrimenkul geliştirme, inşaat, seramik, sanayi ve turizm konularında pek çok projeyi hayata geçirdi. Evli ve üç çocuk babası<br />

olan Murat Polat, İngilizce bilmektedir.


Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası’na<br />

En iyi Fabrika Ödülü<br />

Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası, 2018 yılında 888.888 kombi üretimiyle tarihinin<br />

en büyük üretimini gerçekleştirdi. Termoteknik iş kolunda dünya çapında öne çıkan<br />

tesisler arasında yer alan ve 41 ülke için 744 farklı tip cihaz üreten Manisa Fabrikası,<br />

yeni üretim rekoruyla ‘üretim üssü’ unvanını pekiştirdi. 25 yılı aşkın süre-dir faaliyet<br />

gösteren fabrika, kurulduğu günden itibaren 8 milyondan fazla kombi üretti ve<br />

iklimlendirme sektöründe ‘ihracat lideri’ unvanını elinde bulunduruyor.<br />

Güral Porselen bayilerini<br />

Belek’te ağırladı<br />

Güral Porselen, Türkiye genelindeki 350 perakende, 150 toptan bayisini<br />

eşleriyle birlikte 5-8 Nisan ve 11-14 Nisan tarihleri arasında Güral Premier<br />

Belek’te ağırladı. Güral Porselen Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Güral’ın<br />

da katılımıyla gerçekleşen toplantıda, 45 kişilik Güral Porselen ekibi<br />

hazır bulundu. Açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Üyesi Harika<br />

Güral, sektörde Güral Porselen’in konumundan, ürün çeşitliliğinden,<br />

yeni ürünlerden ve sosyal medyanın satışlara etkilerinden bahsetti.<br />

Güral Porselen’in bayileri ile birlikte büyük bir aile olduğunu vurgulayan<br />

Harika Güral, 2019 yılında hedeflerine hep birlikte sağlam adımlarla<br />

yürüyeceklerine inandığının da altını çizdi. Güral’ın konuşmasının sonunda,<br />

Güral Porselen Yönetim Kurulu üyeleri tarafından her iki grupta da ilk üçe<br />

giren bayilere ödülleri verildi.<br />

Form, İzmir’de çözüm ortaklarıyla buluştu<br />

Form Şirketler Grubu iştiraklerinden Form Endüstri Tesisleri, farklı sektörlerden çözüm<br />

ortaklarının davetli olduğu eğitim ve bilgilendirme toplantısının ilkini hayata geçirdi. 15<br />

firmanın temsilcilerinin katıldığı ve Form Endüstri Tesisleri’nin İzmir’deki fabrikasının<br />

ev sahibi olduğu etkinlikte Form’un yenilikçi ürünlerinden Duman Tahliye Sistemleri<br />

standartları ve belgelendirilmesi hakkında detaylı bilgiler paylaşıldı.<br />

Form Endüstri Tesisleri’nde bir tam gün süren eğitim toplantısı, davetlilerin katıldığı<br />

akşam yemeğiyle sonlandırıldı. Sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde fark ortaya koyan,<br />

enerji tasarruflu çevre dostu ürünleri ile Form Endüstri Tesisleri, eğitim ve bilgilendirme<br />

toplantılarını düzenli olarak gerçekleştirerek sektöre bir dinamizm getirmeyi hedefliyor.<br />

Multinet Up’a yeni<br />

Satış Genel Müdür Yardımcısı<br />

Multinet Up, pazarda rekabet gücünü yükseltmek ve satış alanında büyümesini sürdürmek<br />

üzere gerçekleştirdiği organizasyonel çalışmalar kapsamında atama gerçekleştirdi. Yaklaşık<br />

20 yıldır satış ve finans alanında farklı şirketlerde ve Multinet Up bünyesinde pek çok önemli<br />

rol üstlenen Didem Kuş, Satış Genel Müdür Yardımcısı olarak tüm satış faaliyetlerine liderlik<br />

yapacak. Doğu Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olan Didem<br />

Kuş, 1998 yılında Commercial Union Sigorta’da Finansal Danışman unvanıyla satış kariyerine<br />

adım attı. Ardından 1999 yılında Accor Services şirketinde Satış Yöneticisi olarak görev aldı.<br />

2003 yılında Multinet Up’a transfer olan Kuş, Adana Bölge Müdürü görevini 2013 yılına kadar<br />

sürdürdü. 2013 yılında Multinet Up İstanbul Bölge Müdürü görevine atanan Kuş, 2014 yılında<br />

Multinet Up Satış Koordinatörü unvanını aldı.


76<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

şefin gözünden<br />

Kontrollü Şef<br />

Hüseyİn Ceylan<br />

Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />

Bolu Geredeli. Baba da aşçı, amcalar<br />

da! 1985 yılından bu yana mutfağa<br />

hem gönül hem ömür veren bir<br />

değerli şef o. Kontrollü, titiz, tezcanlı ve<br />

de paylaşmasını bilen! Yemek yapmak<br />

onun nazarında bir aile mesleği olmanın<br />

ötesinde; bir yaşam biçimi ve hazzı adeta!<br />

Öyle ki, 30 yıllık mutfak yolculuğunda<br />

hayıflandığı, pişmanlık duyduğu tek bir an<br />

bile yok!<br />

Düne değil, bugüne ve an’a<br />

odaklananlardan… Öğrendiklerini büyük<br />

bir heves ve iştahla paylaşacak kadar<br />

heyecanlı, bildikleriyle yetinmeyecek<br />

kadar öğrenmeye aç!<br />

Bir aş uğruna dünya mutfaklarını<br />

gezmeye, en sevdiği restoranlarda farklı<br />

lezzetler tatmaya, dünyaca ünlü meslek<br />

erbaplarıyla birlikte tava sallamaya<br />

bayılıyor. Anne mutfağında filizlenip, baba<br />

ve amca lokantalarında perçinlenen bir<br />

aşçılık hikayesinde piştikçe pişiyor. 8-9<br />

yaşlarındayken lezzetle pişirip afiyetle<br />

yedirdiği kuru fasulye, pilav, kabak tatlısı<br />

ve yapmaktan en fazla zevk aldığı hamur<br />

işleri günü geliyor bir akşamda 300-500<br />

tabaklık ziyafet sofralarına ustalıkla<br />

dönüşüveriyor.<br />

Boğaz’ın en görkemli noktasında,<br />

Anadoluhisarı’nın ve de İstanbul’un<br />

gözbebeği Lacivert <strong>Restaurant</strong>’ın<br />

deneyimli Executive Şefi Hüseyin Ceylan<br />

bu ayki konuğum. Tüm ihtişamıyla<br />

tepesinde yükselen Fatih Sultan Mehmet<br />

Köprüsü’nün hemen dibinde, 20 yıllık<br />

mutfak hikayesinin başladığı noktada,<br />

belki de hayal ettiği gibi son durağında,<br />

ilham veren yolculuğuna misafirim.<br />

Çocukluk ve ilk gençlik hayallerinden<br />

başlayarak… Bolu’nun küçük, orta ölçekli<br />

esnaf, aile lokantalarından İstanbul’un<br />

ve dünyanın popüler, gösterişli a la<br />

carte restoranlarına dek süregelen bir<br />

hikayenin başkahramanının “evim” dediği<br />

mekanında…


“İyi ki aşçı olmuşum”<br />

Lacivert <strong>Restaurant</strong>’ın deneyimli şefi<br />

Hüseyin Ceylan, ilkokulu bitirdikten sonra<br />

İstanbul’un en iyi lokantalarından Maçka<br />

Plaza’ya çırak olarak girdiği o ilk günlerle<br />

başlıyor hikayesine. Zaman içinde<br />

mutfakta pişip, yetiştiğini daha sonra.<br />

Hedefler belli, yol belli! Tıpkı bir saat gibi,<br />

her şey tıkırında işliyor. İyi bir lokantada<br />

en iyi şeflerle çalışmak rüyası mı dersiniz<br />

yoksa yurt dışında Michelin yıldızlı şeflerle<br />

aynı mutfakta yemek pişirmek mi?<br />

Ceylan, 25 sene önce kurduğu hayallere<br />

birer birer kavuştuğunu anlatıyor, büyük<br />

bir keyifle.<br />

Dedim ya, bu hikayede pişmanlık da<br />

yok keşkeler de! “İyi ki aşçı olmuşum”<br />

diyen Hüseyin Şef’in bugünlere<br />

gelişinde ustalarının yeri pek bir ayrı,<br />

onu anlıyorum. En çok da, rahmetle<br />

andığı Nevzat Akbaş ustası! İlk mutfağa<br />

girdiğinde düğmelerini ilikleyip, önlüğünü<br />

bağlayan ustası…<br />

Kendini titiz, tezcanlı ve<br />

kontrollü bir şef olarak<br />

tanımlayan Hüseyin<br />

Ceylan için işin başında<br />

olmak, kontrolü elden<br />

bırakmamak olmazsa<br />

olmazları arasında.<br />

Ürünse ürün, misafir<br />

memnuniyetiyse misafir<br />

memnuniyeti! “Alışverişler<br />

yapıldı, yemekler tabaklara<br />

yerleştirilip sofralara<br />

taşındı. Afiyetle yendi.<br />

İşimiz bununla da bitmiyor<br />

ki” diyen Ceylan’ın görev<br />

aşkı günün sonunda masa<br />

masa ziyaret ettiği misafir<br />

sohbetlerine yetecek kadar<br />

limitsiz ve cömert! O kadar<br />

ki, kapılarını sonuna kadar<br />

açık bıraktığı mutfağında<br />

misafirlerle yemek<br />

pişirmekten de çok büyük<br />

keyif aldığını söylüyor.<br />

Saatlerce karides ayıklatıp, emek ve<br />

hoş görüyle bugünlere hazırlayan<br />

ustası…<br />

30 yıllık meslek hayatında ustalarından<br />

pek çok şey öğrendiğini anlatan<br />

Hüseyin Şef, bir aile gibi gördüğü<br />

çalışma arkadaşlarına bildiklerini<br />

öğretmekten tek bir an bile<br />

yüksünmediğinin altını çizerek, “O<br />

günün çırakları bugün Türkiye’nin<br />

elit restoranlarının aşçıları ve şefleri.<br />

Bundan daha büyük mutluluk ne<br />

olabilir ki?” diyor ve ekliyor: “Fikirler<br />

paylaştıkça güzelleşir, anlam kazanır.<br />

Bildiklerimi, gördüklerimi paylaştıkça<br />

mutfağımızda çok daha güzel işler<br />

ortaya çıkardığımıza inanıyorum”.<br />

“Müzik gibi mutfağın da dili yok”<br />

Bu nefis manzaralı söyleşimizin<br />

devamında bu kez de mutfağın anlamını<br />

soruyorum şefe. Mutfakta kırmızı<br />

çizgilerinin ve egolarının olmadığını<br />

içtenlikle dile getiren Hüseyin Şef,<br />

“Mutfak, bir hayat hem de dopdolu<br />

bir hayat benim için. Tıpkı müzik gibi<br />

evrensel, dili olmayan bir dünya” diyor<br />

ve bu hissiyatını destekleyen şu anısını<br />

da paylaşmadan geçmek istemiyor:<br />

“Hiç unutmam, sene 2000’de Fransa’da<br />

Michelin yıldızlı bir restorana gitmiştim.<br />

Üstelik yabancı dilim de yoktu. Mutfağa<br />

ilk girdiğimde sanki 15 yıldır orada<br />

çalışıyormuşum, o Fransız şefle 10 yıldır<br />

arkadaşmışız gibi hissettim.


78<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

şefin gözünden<br />

Evet, tek ortak dilimiz yemekti ve<br />

bu sayede birlikte harika bir uyum<br />

yakalamıştık. Ne mutlu ki, böyle<br />

düşünen tek ben de değildim. Ahmet<br />

Örs’ün şu sözünü hiç unutmam:<br />

‘Bugüne kadar pek çok düet yemeği<br />

yedim ama hiç bu kadar lezzetlisine<br />

rast gelmedim”. Bu başarıyı birbirine<br />

üstünlük sağlamamak ve fikirlere saygı<br />

göstermeye bağlayan Ceylan, aynı kanıyı<br />

paylaştığı Fransız şefin şu sözlerini<br />

de aktarmadan geçmek istemiyor:<br />

“Ama belki ben bir Fransız şefle bunu<br />

başaramazdım. Belki Hüseyin Usta da<br />

bir Türk şefle başaramazdı. Fakat biz<br />

bunu başardık ve çok mutluyum”.<br />

“Lacivert’teki bütün hayallerimi<br />

gerçekleştirdim”<br />

Lacivert <strong>Restaurant</strong>’ta 20 yılı deviren<br />

tecrübeli mutfak şefine bundan<br />

sonraki hayallerini soruyorum. “Şu ana<br />

kadar Lacivert’teki bütün hayallerimi<br />

gerçekleştirdim” diyen Hüseyin Ceylan,<br />

“27 yaşımda başladığım bu restoran<br />

benim bir ailem oldu. Neredeyse üç<br />

neslin geçişini burada yaptım ve iyi de<br />

bir çizgi yakaladığımı düşünüyorum.<br />

Bundan sonraki amacım, işimi<br />

yepyeni ürünler, akımlar ve arayışlarla<br />

beslemek, geliştirmek olacak.<br />

Burada olmak beni mutlu ediyor, çok<br />

rahatım, kendi yerim gibi çalışıyorum.<br />

Ömrüm yettiği kadar da burada kalmak<br />

istiyorum” diyor.<br />

Aynı zamanda üç erkek evlat sahibi<br />

olduğunu da anlatan Hüseyin Şef için<br />

çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak<br />

en büyük idealleri arasında. Kendisi<br />

gibi aşçılık mesleğine gönül veren iki<br />

oğlunun şu an iyi yerlerde çalıştığını<br />

söyleyen Ceylan, lise düzeyindeki<br />

oğlunun mesleğe uzak durduğunu<br />

ancak hayallerinde de özgür olduğunu<br />

sözlerine ekliyor.<br />

Sunumunuz nasıl?<br />

İşletme hayatına Akdeniz mutfağı<br />

esintileriyle başlayıp, geçen zaman<br />

içinde yelpazesini genişleterek<br />

menüsüne ağırlıklı balık ve meze<br />

olmak üzere zeytinyağlılar, et,<br />

makarna çeşitleri ve kahvaltı<br />

seçeneklerini de dahil eden<br />

Lacivert <strong>Restaurant</strong>’ta ürünlerin<br />

dokusunu bozmadan çalışmaya özen<br />

gösterdiğini anlatan Hüseyin Şef,<br />

karışık sunumlardan olabildiğince<br />

uzak durduğunu söylüyor.<br />

Malzemede orijinallik ve doğallığın<br />

kendisi için vazgeçilmez bir kriter<br />

olduğuna dikkat çeken Ceylan,<br />

“tabaklarımı mümkün olduğu kadar<br />

sade hazırlarım. Ana yemek ve<br />

garnitür eşleştirmelerinde dengeyi<br />

gözetirim” diyor.<br />

Lezzetin püf noktaları neler?<br />

Hüseyin Şef, eve iş götürmeyi<br />

sevmeyenlerden. Çünkü evde en az<br />

kendisi kadar leziz yemekler yapan<br />

bir eşi var, bahsettiğince. “Evimizin<br />

şefi eşim, ben yardımcısıyım” diyen<br />

Ceylan, “Lezzetin sırrı emek vermek,<br />

işini isteyerek yapmak ve kendi<br />

yiyebileceklerinizi sunmak.<br />

Kötü mutfak yoktur, kötü aşçı vardır.<br />

Dünyanın en iyi mutfağında da<br />

çalışsanız, en kaliteli malzeme de<br />

kullansanız pişirme, eşleştirme ve<br />

sunum alt yapısı ve becerisine sahip<br />

değilseniz lezzeti yakalayamazsınız.<br />

Mutfakta aslolan bilgi, beceri, denklik<br />

ve tecrübedir. Ürünün dokusunu,<br />

mevsimini ve pişirme tekniğini<br />

bilmek aslolan” diyor.<br />

Türkiye ve dünyada hayran<br />

olduğunuz mutfaklar, lezzetler<br />

hangileri?<br />

Çıraklıktan bu yana Fransız<br />

mutfağına, şeflerine ve lezzetlerine<br />

ayrı bir hayranlık beslediğini<br />

anlatan Ceylan’ın İspanyol ve<br />

İtalyan mutfaklarına ilgisi de büyük.<br />

Kariyerinde en büyük şansının, bu<br />

deneyimi ekol mutfaklarda en iyi<br />

şeflerle tanışarak ve yemek pişirme<br />

fırsatı yakalayarak elde ettiğini<br />

anlatan Ceylan, Türk mutfağından<br />

ise en çok Gaziantep, Antakya ve<br />

Karadeniz lezzetlerine yeşil ışık<br />

yakıyor. Lacivert’in hafta sonu<br />

brunchlarına da Anadolu’nun<br />

yöresel tatlarını taşıdığını söyleyen<br />

Ceylan, “Anadolu’nun sır lezzetlerini<br />

kahvaltı büfesine taşımak keyif<br />

verici. Bu sayede memleketimizin<br />

unutulmaya yüz tutmuş ürünlerini<br />

ve yemeklerini gün yüzüne çıkararak<br />

Türk mutfağının gelişimine de hizmet<br />

etmiş oluyoruz“ diyor.<br />

Bu arada yerellik kadar ürünün<br />

hikayesi de Hüseyin Şef için önemli<br />

bir ayrıntı. Ürünü tabağa duygusu ve<br />

hikayesiyle yerleştirmeyi kendilerine<br />

misyon edindiklerini dile getiren<br />

Ceylan, bununla da sınırlı kalmayıp<br />

ürünün ve yemeğin hikayesini tek<br />

tek misafirlerini anlatmaktan geri<br />

kalmıyor.


PROFESSIONAL<br />

X8<br />

Der Güçlü, robuste, çok yönlü vielseitige özel kahve Kaffeespezialitäten-Profi<br />

uzmanı<br />

Özellikler<br />

Vorzüge<br />

• Modern 21 programmierbare tek dokunuş Spezialitäten<br />

fonksiyonu<br />

sayesinde Individueller sadece Kaffeegenuss<br />

bir tuşa basarak<br />

21 auf programlanabilir Knopfdruck dank spesiyaller moderner<br />

ile<br />

bireysel One-Touch-Funktion<br />

kahve keyfi<br />

• Kilitlenebilir Abschließbarer kahve Bohnen çekirdek behälter haznesi und<br />

ve<br />

su Wassertank<br />

haznesi<br />

Dış Als Schutz etkilere vor karşı Fremdeinwirkung<br />

koruma olarak<br />

• Ürün Sperrfunktion seçme ve für programlama die Bereiche<br />

alanları<br />

için Produkte kilitleme und fonksiyonu<br />

Programmierung<br />

Hatalı Verhindert işlemleri Fehlmanipulationen önlemek için, örneğin<br />

z. B.<br />

temizlik bei Reinigungsarbeiten<br />

esnasında<br />

• 6 große, büyük, frontal önden kumandalı angeordnete direkt Direkt-<br />

ürün<br />

seçme wahl- sowie ve 2 navigasyon 2 Navigationstasten<br />

düğmesi ile bir<br />

tuşa Kaffeegenuss dokunarak auf kahvenin Knopfdruck<br />

tadını çıkarın<br />

X8’in Die Vielseitigkeit çok yönlülüğü der etkileyici: X8 besticht: Süt Sie ve beherrscht süt köpüğü das ile hafifletilmiş gesamte Spektrum kahve spesiyalitelerinin<br />

der mit Milch<br />

yanı und Milchschaum sıra siyah kahve verfeinerten spesiyaliteleri Kaffeespezialitäten, ile klasik fincan kahvenin die volle Bandbreite en geniş çeşitlerini von Schwarzkaffeespezialitäten<br />

ustalıkla sunuyor. sowie den Ayrıca, klassischen çay severlerin Kännchenkaffee. özellikle takdir Zusätzlich ettiği sıcak verfügt su için sie über farklı<br />

tek<br />

cihazda sıcaklık unterschiedliche seviyelerine Temperaturstufen sahiptir. Sağlam, für yüksekliği Heißwasser, ayarlanabilen was Teeliebhaber kombine besonders kahve çıkış zu ağzı<br />

ile schätzen tek bir wissen. tuşa dokunarak Über ihren fincan soliden, veya höhenverstellbaren bardaklara bir veya Kombiauslauf iki kahve spesiyalitesi gelangen aynı<br />

auf<br />

anda Knopfdruck dolabilir. wahlweise Pratik fincan eine oder konumlandırma gleichzeitig yardımcısı, zwei Kaffeespezialitäten self servis alanı in için die fincanın<br />

Tassen<br />

yerini bzw. Gläser. önceden Die belirler.<br />

praktische Tassenpositionierungshilfe prädestiniert sie geradezu für den<br />

Aynı Selbstbedienungsbereich. şekilde, büyük ve kolay Ebenso anlaşılabilir die großen, ürün hazırlık klar zugeordneten düğmeleri. Zubereitungstasten.<br />

Tamamen kişisel<br />

ihtiyaçlara Ganz auf die göre spezifischen belirlenen Bedürfnisse kahve spesiyaliteleri, zugeschnitten, ekrandaki lassen yerlerinden sich Kaffeespezialitäten istenildiği<br />

beliebig<br />

in ihrer kolayca Position getirilebilinir. auf dem İster Display standart, verschieben. büyük su Ob deposuyla mit dem standardmäßigen,<br />

donatılmış olsun,<br />

konuma isterse großen şebeke Wassertank suyu ausgestattet bağlantı kiti ile oder donatılmış mit einem olsun, stabilen X8 hem Frischwasser-Kit değişken hem nachgerüstet, de sabit<br />

yerlerde die X8 brilliert parlar.<br />

sowohl an variablen als auch an festen Standorten.<br />

Empfohlenes Zubehör<br />

• <br />

Glass Cup Warmer<br />

• <br />

Cool Control 1 Liter Wireless<br />

• <br />

Cool Control 1 Liter Basis<br />

• <br />

Milk Cooler Piccolo<br />

• <br />

Smart Compact Payment Box<br />

• <br />

Bohnenbehälter-Erweiterung<br />

• <br />

Frischwasser-Kit<br />

• <br />

Kaffeesatzabwurf-/Restwasser ablauf-<br />

Set<br />

• <br />

Möbelreihe Coffee to Go


80<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

ramazan özel / röportaj<br />

Mutfağın yarım asırlık çınarı<br />

Necmettin Baştürk<br />

Bursa’da kaliteli ve lezzetli yemek<br />

denilince ilk akla gelen isim,<br />

Necmettin Baştürk. Almira<br />

<strong>Hotel</strong>’in Baş Aşçısı. Aynı zamanda<br />

Türkiye Aşçılar Federasyonu’nun da<br />

kurucularından. Yaklaşık 50 yıldır<br />

mutfağa gönül veren usta şef, 30 yılı<br />

aşkın süredir Almira <strong>Hotel</strong>’in mutfağını<br />

yönetiyor. Kariyer yolculuğunun 9 yılını<br />

Çeşme Altın Yunus’ta şeflik yaparak<br />

geçiren Bolulu aşçı, İstanbul ve İzmir<br />

gibi çeşitli şehirlerde de görev almış bir<br />

isim.<br />

“Güçlü bir Bursa markasıyız”<br />

Ramazan’ı karşıladığımız bu günlerde<br />

mutfağına konuk olduğumuz deneyimli<br />

şefe meslekteki başarısının sıralarını<br />

soruyorum. Kendini ekibi zorlayacak<br />

kadar çalışılması güç bir şef olarak<br />

tanımlayan Baştürk, işin sırrının iyi<br />

bir ekip ve misafir beklentilerini en iyi<br />

şekilde karşılamak olduğunu anlatıyor.<br />

Bu noktada takım çalışmasının<br />

önemine dikkat çeken Baştürk, “Takım<br />

ruhu ve dinamizmi olan iyi bir ekibiz.<br />

Takım çalışmasına odaklı bir yapınız<br />

var ise başarılısınızdır. Gıpta edilen bir<br />

yerde çalışmak ekibin motivasyonunu<br />

etkiliyor. Ekibinizde her kişi önemli<br />

olduğunu hissetmeli. Takdir ve<br />

tenkitleri birlikte üstlenmelisiniz.<br />

Yemekler hazırlanmadan ve servis<br />

edilmeden önceki toplantılar çok<br />

önemli. Servis öncesinde lezzet, renk<br />

uyumu ve tabak sunumuna dikkat<br />

edilmeli” sözleriyle Almira <strong>Hotel</strong>’in<br />

Bursa’da markalaşma sırlarını da<br />

samimiyetle dile getiriyor.<br />

Menüyü trendler, mevsimsellik ve<br />

misafir beklentileri belirliyor<br />

Mutfağına füzyon ve moleküler<br />

mutfak çalışmalarını ustalıkla adapte<br />

eden Baştürk’ün bahsettiğine göre<br />

Almira <strong>Hotel</strong>’de menü yılda iki defa<br />

yaz ve kış olmak üzere değişiyor. Bir<br />

menüyü planlarken mevsim sebze ve<br />

meyvelerinin kullanılmasına, değişen<br />

trendler ve misafir beklentilerine<br />

uygunluğuna özellikle dikkat ettiğini<br />

anlatan Baştürk, tüm bu lezzetleri<br />

otel bünyesinde farklı konseptleriyle<br />

hizmet sunan Kadife A la Carte,<br />

Alluna Havuzbaşı A la Carte, Hanzede<br />

<strong>Restaurant</strong> ve Rosso Brasserie’de<br />

sofralara taşıdıklarını dile getiriyor.


“Türk mutfağından birçok lezzet<br />

tanıtılamadığından, diğer ülkeler<br />

tarafından sahiplenebiliyor”<br />

Profesyonel şef Baştürk, Bursa’ya<br />

faydalı olmak ve yerel ürünlerini doğru<br />

tanıtmak misyonuyla da çalışmalarına<br />

yön veriyor. Sadece Bursa eşrafında<br />

da değil, Baştürk yarım asır adadığı<br />

mesleğinde Türk mutfağının<br />

gelişmesine de gönül vermiş bir isim.<br />

Türk mutfağı ile uzun zamanlı teşrik-i<br />

mesaisini otel mutfağındaki başarılı<br />

çalışmalarıyla da taçlandıran usta şef,<br />

“Türk mutfağı sıcak, soğuk, tatlı ve<br />

zeytinyağlı olarak oldukça zengin ve<br />

diğer ülke / dünya mutfaklarına göre<br />

çok önde. Ancak Türk mutfağından<br />

birçok lezzet tanıtılamadığından, diğer<br />

ülkeler tarafından sahiplenebiliyor”<br />

diyor.<br />

Türk mutfağı gönüllüsü<br />

Mevzu Türk mutfağından açılmışken<br />

profesyonel şefe Türkiye’de yeme içme,<br />

gastronomi sektörünün gelişimini de<br />

soruyorum. Ülkemizde sektörün çok<br />

hızlı olduğunu ve yetişmiş eleman<br />

bulmakta çok zorluk çektiklerini<br />

anlatan Baştürk, “Hem iş alanın fazla<br />

olması, hem turizmin büyümesi,<br />

sektörün çok genişlemesini sağladı. Bir<br />

iş yerine girmek için 3 sene beklediğimi<br />

biliyorum. Şimdi öyle değil. Her çalışan<br />

her otele girebiliyor ama ne kadar<br />

başarılı oluyor tartışılır” diye konuşuyor.<br />

“Tedarikçi firma varsa varız, yoksa<br />

yokuz”<br />

Turizm sektörünün gelişmesine paralel<br />

olarak ev dışı tüketim kanalı da büyüyor,<br />

bu alanda pek çok tedarikçi firma<br />

ortaya çıkıyor. Tecrübeli şefe sektörü<br />

daha da ileriye taşımak için firmalardan<br />

beklentilerini soruyorum.“Tedarikçi<br />

firmalar bizi ne kadar desteklerse,<br />

bizde onlara o kadar destek oluruz.<br />

Sadece federasyona değil,<br />

derneklere de yardımcı ve destek<br />

olmaları gerekiyor. Sivil Toplum<br />

Örgütleri, hem bütün birimlerle<br />

kurumlarla çalışıyor, hem de tedarikçi<br />

firmadan destek alıyorlar. Tedarikçi<br />

firmalar bize destek vermezse zor.<br />

Karşılıklı etkileşim çok önemli” diyen<br />

Baştürk, “Tedarikçi firma varsa varız,<br />

yoksa yokuz” diye de ekliyor.<br />

“Ne istediğini bilen gençler daha hızlı<br />

yol alıyor”<br />

Malum, günümüzde aşçılık çok<br />

saygın ve birçok yaş grubu tarafından<br />

da tercih edilen bir meslek haline<br />

dönüştü. Profesyonel şef Baştürk’e son<br />

olarak genç aşçılara, şef adaylarına<br />

tavsiyelerini soruyorum. Genç kuşağın<br />

öğrenme kapasitesinin önceki<br />

kuşaklara göre çok daha hızlı olduğunu<br />

dile getiren usta şef, “Ne istediğini bilen<br />

gençler daha hızlı yol alıyor. Meslek<br />

okullarından, aşçılık kurslarından,<br />

üniversitelerden, gençlerimizin eğitim<br />

alması önemli.<br />

Dil bilmeli, teknolojiye hakim olmalı<br />

yeni gelişmeleri takip etmeli ve tabii<br />

ki tatmayı bilmeli. Yemek ağzınızda<br />

karamel tadı bırakmalı işte o<br />

zaman olmuştur” şeklinde sözlerini<br />

tamamlıyor.<br />

“Bursa’da Gıda Güvenliği<br />

Sistemine sahip ilk oteliz. Yiyecek<br />

ve içeceklerle ilgili tüm süreçler<br />

otelimiz bünyesinde çalışan gıda<br />

mühendisimizin kontrolünden<br />

geçiyor. Sağlıklı ve kaliteli ürünler<br />

kullanıyoruz.”<br />

“Almira <strong>Hotel</strong> olarak<br />

Ramazan ayında sahur ve<br />

iftar menülerimizin öncelikle<br />

sağlıklı olmasına özen<br />

gösteriyoruz. Menü planlaması<br />

yaparken vücudun günlük<br />

enerji ve besin gereksinimlerini<br />

karşılamaya, misafir profili,<br />

misafirin beklentileri, beslenme<br />

alışkanlıkları, mevsimsel<br />

faktörler, günlük kalori<br />

gereksinimleri, yemek çeşitleri<br />

arasındaki uyumluluk gibi<br />

birçok noktayı göz önünde<br />

bulunduruyoruz.<br />

Sahur ve iftar için hazırlanan<br />

menülerimizde özellikle<br />

çorbalara, su ve şeker<br />

kaybını dengeleyecek mevsim<br />

meyvelerine, salatalara,<br />

kompostolara ağırlık veriyoruz.<br />

Vücudun günlük alması gereken<br />

enerji, vitamin, protein ve<br />

mineral tüketimini dengede<br />

tutacak menüler planlıyoruz.”


82<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

ramazan özel<br />

Tuğra’da iftar ziyafeti<br />

Eşsiz mimarisi ve büyüleyici atmosferiyle Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma<br />

Boğaz üzerindeki tek Saray ve Otel olan Çırağan Palace Kempinski’nin birinci<br />

katında yer alan Tuğra Restoran, Ramazan dönemine özel hazırladığı geleneksel<br />

iftar menüsü ile misafirlerini lezzet şölenine davet ediyor. Fırından taze çıkmış<br />

sıcacık ramazan pideleri, birbirinden leziz geleneksel iftariyelikler, çorba çeşitleri<br />

misafirlere sunulacak başlangıçlardan sadece bazıları. Açık büfede sunulan<br />

baklavalar, Osmanlı lokumları, kaymaklı tel kadayıfı, revani, fırınlanmış cevizli bal<br />

kabağı, zerde, keşkül, kazandibi ve güllaç gibi tadına doyum olmaz geleneksel tatlı<br />

çeşitleri de çay veya kahveyle birlikte gecenin sonunda sohbetleri tatlandıracak.<br />

Büyüleyen manzarasıyla<br />

iftar keyfi bir başka…<br />

Conrad İstanbul Bosphorus, Tarihi Yarımada ve Boğaz manzarasına sahip<br />

mekanı Manzara <strong>Restaurant</strong>’ta 11 ayın sultanı Ramazan ayı boyunca lezzeti<br />

ve çeşitliliği ile göze çarpan çok özel bir menü sunuyor. Conrad’ın usta şefleri<br />

tarafından hazırlanan tadına doyulmaz iftar set menüsü, ailenizle, dostlarınızla<br />

ve iş arkadaşlarınızla iftar yemeğinde buluşmak için en güzel seçenek...<br />

Muhteşem iftar sofraları…<br />

Hilton İstanbul Kozyatağı, Ramazan ayı boyunca Brasserie <strong>Restaurant</strong>’ta<br />

misafirlerine zengin menüsü, geleneksel tatları ve canlı fasıl müziği ile<br />

nostaljik bir ramazan yaşatacak. Açık büfe olarak hazırlanan Ramazan<br />

menüsünde, Türk mutfağının vazgeçilmez iftariyelikleri, zeytinyağlılar, kebap<br />

sunumları, taş fırından çıkacak çıtır pideler, börek çeşitleri, Anadolu’nun<br />

çeşitli illerine özgü yöresel yemekler ve çok geniş bir tatlı büfesi yer alacak.<br />

İftar ziyafetine, Ramazan sofralarının vazgeçilmezi komposto ve şerbetler eşlik<br />

edecek. Gül Kokulu Güllaç, Hurma Tatlısı, İzmir Lokması, Sakızlı Muhallebi,<br />

Cevizli Baklava, Ekmek Kadayıfı ise tatlı büfesindeki tatlılardan sadece bazıları.<br />

Geleneksel ve modern lezzetler bir arada<br />

Wish More <strong>Hotel</strong> İstanbul, Ramazan ayı süresince birbirinden zengin<br />

iftar menüleriyle misafirlerini ağırlıyor. Misafirlerini ister münferit ister<br />

grup olarak bereketli Ramazan sofralarına davet eden beş yıldızlı otel,<br />

maharetli şeflerinin hazırladığı dört farklı menüyle geleneksel tatlardan<br />

modern lezzetlere uzanan geniş bir yelpazede iftar seçenekleri sunuyor.<br />

İftariyelikler, kayısı, hurma, helva, bal, tereyağı, tahin-pekmez, yeşil ve<br />

siyah zeytin, reçel çeşitleri, salam, beyaz peynir, kaşar peyniri, otlu peynir,<br />

söğüş domates, salatalık ve imambayıldıdan oluşan zengin bir başlangıçla<br />

açılan ilk menü, nohutlu ve bulgurlu alaca çorbası, içli köfte, fıstıklı pilav<br />

eşliğindeki piliç pirzolayla birbirinden lezzetli ve özgün tatlar sunuyor.<br />

Vişne soslu baklava tabağı ile taçlanan menü, taze demlenmiş çay ve filtre<br />

kahve ile sonlanarak misafirlere unutulmaz bir iftar lezzeti yaşatıyor.


Eşsiz iftar sofralarının<br />

tadına varın!<br />

Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina <strong>Hotel</strong>, Ramazan ayı boyunca<br />

bahçe konseptine sahip Remina <strong>Restaurant</strong>’ta zengin menülere sahip<br />

iftar sofraları ile misafirlerini ağırlayacak. Fasıl ve sema gösterilerinin<br />

renklendirdiği Ramazan coşkusu Kalamış’ta yaşanacak. Wyndham<br />

Grand Kalamış Remina <strong>Restaurant</strong>, Executive Chef Rafet İnce ile<br />

birlikte yenilenen mutfağında Ramazan ayına özel hazırladığı Beykoz,<br />

Beylerbeyi, Salacak, Kadıköy ve Açık Büfe menü seçenekleri ile<br />

misafirlerine iftar şöleni yaşatacak. Menüdeki fresh tatlara fasıl ve<br />

sema gösterileri eşlik edecek.<br />

Ustalarından enfes tatlarla iftar vakti<br />

Hilton İstanbul Bosphorus, 11 ayın sultanı Ramazan ayını, eşsiz İstanbul<br />

manzarasının eşlik ettiği Bosphorus Terrace <strong>Restaurant</strong>’taki açık büfe iftar<br />

yemeği ve hem Boğaz hem bahçe manzaralı Veranda Terrace’da servis edeceği<br />

iftar set menüleriyle karşılıyor. Hilton İstanbul Bosphorus’un Türk ve Osmanlı<br />

mutfağından oluşan birbirinden leziz iftar yemekleri ile Ramazan sofraları lezzet<br />

şölenine dönüşüyor. Şehrin merkezindeki Hilton İstanbul Bosphorus’un eşsiz<br />

bahçeleri, iftar yemeğinde bir araya gelmek isteyen kalabalık gruplar için de<br />

ideal.<br />

En keyifli iftar sofraları<br />

IZAKA’da kuruluyor<br />

Eşsiz Boğaz manzarası ve zengin mutfağıyla İstanbul’un en seçkin<br />

mekanlarından olan IZAKA <strong>Restaurant</strong>, Ramazan boyunca Türk ve<br />

Osmanlı mutfağının en özel lezzetlerini misafirleriyle buluşturuyor.<br />

Restoranın zengin iftar menüsünde birbirinden lezzetli iftariyeliklerden<br />

enfes zeytinyağlılara, salatalardan ızgaralara, tatlılardan şerbetlere kadar<br />

birçok farklı seçenek bulunuyor. Executive Chef Eyüp Çevik’in yorumuyla<br />

hazırlanan iftar menüsünde her hafta farklı lezzetler konukları bekliyor.<br />

Zengin ve eşsiz iftar sofralarına bekliyor<br />

Radisson Otelleri, Ramazan ayı boyunca Türk mutfağının geleneksel<br />

lezzetlerinden oluşan özel iftar menülerini deneyimlemeleri için tüm<br />

misafirlerini bekliyor. Radisson Otelleri’nin sunduğu zengin ve eşsiz<br />

Ramazan menüleri sayesinde tüm misafirler geleneksel lezzetler ile<br />

oruçlarını açacak ve bahar akşamlarında unutulmaz bir iftar yaşayacak.<br />

Radisson Otellerinin sunduğu özel programlar ve menüler sayesinde<br />

iftar yemekleri bir ziyafete dönüşecek. İftariyelikler, çorba çeşitleri,<br />

pide, ekmek çeşitleri, Osmanlı şerbetleri, leziz ana yemekler ve Türk<br />

tatlıları ile zenginleştirilen sofralar sayesinde misafirler nostaljik<br />

Ramazanların ve unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerin da tadına varacak.


84<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

ramazan özel<br />

Geleneksel iftar ziyafeti<br />

Mövenpick <strong>Hotel</strong> Istanbul, Türk ve Osmanlı yemek kültürünü yansıtan lezzetlerle<br />

bezenmiş, canlı fasıl müziğinin eşlik ettiği iftar büfesiyle geleneksel Ramazan<br />

sofralarının keyfini yaşatıyor. Baş Aşçı Giovanni Terracciano ve ekibi tarafından<br />

hazırlanan, her gün farklı lezzetlere ev sahipliği yapan iftar büfesinde; Ramazan<br />

şerbeti, çeşit çeşit iftariyelikler, Ramazan pideleri, zeytinyağlılar, yöresel<br />

çorbalar, ızgara ve kebap çeşitleri, mantı, döner ve Ramazan’a layık lezzetlerin<br />

yanı sıra güllaç, ayva tatlısı, lokma, tulumba tatlısı, ekmek kadayıfı ve fırın sütlaç<br />

gibi tatlılar yer alıyor. AzzuR <strong>Restaurant</strong>’taki bu benzersiz ziyafetin ardından<br />

serinletici bir lezzetle ferahlamak için iftar büfesinde yer alan gurme Mövenpick<br />

dondurmalarını deneyebilirsiniz.<br />

“Hoş geldin Ramazan”<br />

Renaissance Polat İstanbul <strong>Hotel</strong>, 11 ayın sultanını iftariyelikler, eski İstanbul’un<br />

özgün lezzetleri, Renaissance Polat spesiyalleri, geleneksel tatlıları ve<br />

şerbetleriyle, huzur veren fasıl eşliğinde eşsiz Ramazan sofralarıyla karşılıyor.<br />

Sevdiklerinizle birlikte paylaşacağınız Daphne <strong>Restaurant</strong> & Grill’deki iftar<br />

yemeklerinde, Marmara Denizi’nin muhteşem manzarasının keyfini çıkarın.<br />

Toplu iftar davetleriniz içinde misafirleriniz için en uygun mönü ve fiyat<br />

alternatiflerini seçebilirsiniz. Ayrıca Ramazan ayı boyunca Polat Patisserie;<br />

spesyalitesi güllacı, geleneksel Türk tatlılarını, lokum, şekerleme ve çikolataları<br />

beğeninize sunmaya devam ediyor.<br />

İftar sofrasında nostaljinin<br />

ruhunu yaşatıyor<br />

Şehrin merkezindeki lokasyonuyla Raffles İstanbul Zorlu Center içerisinde<br />

yer alan Rocca, Ramazan Ayı’nda iftar için nezih ve konforlu bir adres<br />

arayanlara, zengin içerikli bir iftar menüsü sunuyor. Ramazan’ın ruhuna<br />

uygun sunumları ve enfes lezzetleriyle Rocca, dördüncü yılında da<br />

unutulmayan kalabalık sofraların kurulduğu ve nostaljinin ruhunu yansıtan<br />

iftarların adresi oluyor. Rocca <strong>Restaurant</strong>, her geçen yıl artan bir ilgiyle<br />

misafirlerine geleneksel lezzetleri modern bir yorumla sunuyor.<br />

11 Ayın Sultanına özel Anadolu lezzetleri<br />

Wyndham Grand İstanbul Levent, ramazan ayında Türk mutfağının<br />

tadına doyum olmayacak geleneksel lezzetlerini misafirleri ile<br />

buluşturuyor. Açık büfesinde iki yüze yakın çeşidin sunulacağı Carême<br />

<strong>Restaurant</strong>’ta Anadolu mutfağından farklı damak tatlarına hitap edecek<br />

seçkin lezzetler, konukları kendine hayran bırakacak. Beş yıldızlı<br />

otel ayrıca Ramazan ayı boyunca misafirlerine her akşam canlı fasıl<br />

dinletisi sunacak.


Haftanın 7 günü<br />

7 bölgeden 7 farklı menü<br />

İstanbul’un en büyük oteli Hilton İstanbul Bomonti’nin içinde yer alan lezzet<br />

tutkunlarının favori restoranı The Globe, Ramazan ayına özel hazırladığı<br />

zengin iftar menüleri ile konuklarına tam anlamıyla bir lezzet şöleni sunmaya<br />

hazırlanıyor. Haftanın 7 günü 7 farklı menü ile misafirlerini karşılayacak olan<br />

The Globe, iftar sofralarını Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden özel olarak getirdiği<br />

coğrafi tescilli ürünleri içeren iftariyelikler, Hilton yorumu ile sunulan Osmanlı<br />

-Türk mutfağından geleneksel yemekler ve misafirlerini adeta Anadolu’nun dört<br />

bir yanında lezzet yolculuğuna çıkaracak yöresel lezzetlerle donatıyor.<br />

Ramazan’ın tadı Kaşıbeyaz’da çıkar<br />

Huzur, bolluk, bereket, uzun süren sohbetler ve paylaşımlarla özdeşleşen iftar<br />

sofralarıyla artık Ramazan’ın klasik mekanları arasında yerini alan Kaşıbeyaz<br />

Lezzet Grubu, bu Ramazan’da da yine hem göze hem mideye hitap ediyor.<br />

Zengin iftar sofrasında hurma, süzme bal, taze kaymak, Malatya peyniri, vişne<br />

reçeli, portakal reçeli, siyah zeytin, yeşil zeytin ve sucuktan oluşan geleneksel<br />

iftariyeliklere dumanı üstünde tüten sıcacık çorba eşlik ederken, Kaşıbeyaz’ın<br />

lezzet ustalarının hazırladığı kebap çeşitleri de iftar menüsünün içerisinde yer<br />

alıyor.<br />

İftar sofralarını şenlendiren tatlılar<br />

Mutluluk tadında ürünlerin yaratıcısı Özsüt, geleneksel tatlardan modern<br />

lezzetlere uzanan zengin içerikli tatlılarıyla Ramazan ayını karşılıyor.<br />

Misafirlerine daima en leziz tatları ulaştırma misyonuyla hareket eden<br />

marka, adeta klasikleşen ve iftar sofralarının vazgeçilmezi haline gelen<br />

güllacının yanı sıra bu Ramazan’da müdavimlerine kaymaklı güllacı<br />

da sunarak sürpriz tatlarla yılın her dönemine lezzet katıyor. Özsüt’ün<br />

deneyimli ve maharetli şefleri tarafından iftar sofralarını tatlandırmak üzere<br />

özenle hazırlanan klasik güllaçta, bol sütle ıslatılmış yaprakların arasında<br />

badem, fındık ve ceviz kullanılırken, üzeri antepfıstığı ile süslenen güllaç<br />

damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor.<br />

Ramazan tatları Gaziantep’in<br />

efsane ustasına emanet<br />

Gaziantep’in efsaneleşmiş ismi Halil Usta, Ramazan ayı boyunca<br />

Gaziantep mutfağının yerel lezzetlerini Watergarden İstanbul Nostalji<br />

Sokağı’nda ziyaretçiler ile buluşturacak. Gaziantep’e gitme fırsatı<br />

bulamayan ya da bu lezzetleri tekrar tatmak isteyen ziyaretçiler<br />

Gaziantep Yöresel Çorbaları, İftariyelik Tabağı, Fındık Lahmacun, Halil<br />

Usta Kaşık Salatası, Halil Usta Karışık Kebap Tabağı, Havuç Dilim<br />

Baklava’dan oluşan zengin iftar menüsü ile Ramazan ayı boyunca Halil<br />

Usta’nın enfes lezzetlerini Watergarden İstanbul’da tadabilme imkanı<br />

bulacaklar.


86<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

İzmir’in Boyoz’u<br />

dünyaya açılıyor!<br />

Kültürel bir miras olan ve “Smyrna Boyoz” markası sayesinde İzmir’den dünyaya yayılan<br />

boyoz, 24 Nisan Çarşamba akşamı da Feriye Sarayı’nda düzenlenen davetle tanıtıldı.<br />

1492’de İspanya’dan göç ederek<br />

önce Selanik’e sonra da İzmir’e<br />

yerleşen Sefaradların kazandırmış<br />

olduğu kültürel bir miras olan Boyoz,<br />

Smyrna Boyoz sayesinde artık dünya<br />

lezzeti oluyor. Yeni nesil lezzetlere ev<br />

sahipliği yalan Smyrna Boyoz dün gecce<br />

muhteşem bir davetle tanıtıldı. Gül-<br />

Kenan Erçetingöz ev sahipliğinde Ortaköy<br />

Feriye’de düzenlenen davete iş dünyası,<br />

cemiyet hayatı ve basından birçok isim<br />

katıldı.<br />

Gecce Gurme Kurulu üyelerinden Güneri<br />

Civaoğlu, Uğur Talayhan ve Dilara<br />

Koçak’ın yanı sıra davete katılan isimler<br />

arasında; Egemen Bağış, Saba Tümer,<br />

Burcu-Sinan Akçıl, Berkay, İvana Sert,<br />

Hakan Akkaya, Ayşe Kucuroğlu, Sema<br />

Çelebi, Ceylan Çapa, Neslihan Yargıcı,<br />

Zeynep Mansur, Işıl Reçber, Bahar Öztan<br />

yer aldı.<br />

Davet alanının ortasına kurulan ve 14<br />

çeşit boyozun yer aldığı şölen masası,<br />

ihtişamlı görüntüsüyle davetlilerden<br />

tam puan aldı. Tüm boyoz çeşitlerinin<br />

tadımının gerçekleştiği geccede Smyrna<br />

Boyoz’un tanıtım filmi gösterimi sonrası<br />

usta şefleri tarafından boyoz hamuru<br />

açılarak davetlilere adeta görsel bir şölen<br />

yaşatıldı.<br />

“Boyoz yiyerek formda kalabilirsiniz”<br />

Boyozu çok sevdiğini söyleyen Diyetisyen<br />

Dilara Koçak “Herkes bana soruyor boyoz<br />

çok yağlı bu güzel lezzeti yiyerek nasıl<br />

zayıf kalabiliriz diye.<br />

Fransızlar nasıl her sabah kruvasan<br />

yiyerek incecik kalabiliyorlarsa, Türk<br />

kadınları da boyoz yiyerek formlarını<br />

koruyabilirler” dedi.<br />

Amerika’yla birlikte 6 ülkede!<br />

Bir kültür mirası haline gelen boyoz,<br />

Smyrna Boyoz ile birlikte Amerika’da ve<br />

tüm Avrupa’da 6 ülkeye ihraç edilirken,<br />

yıllık satış adeti de 3 milyonu aşıyor.<br />

İzmir’in eski adı, eşsiz tadı “Smyrna<br />

Boyoz”<br />

Avram ustanın yıllar önce lezzetli<br />

tarifiyle İzmir’de başlayan boyozun<br />

hikayesi, bugün İzmir halkı için sofraların<br />

vazgeçilmezi haline geliyor. Türkiye’de<br />

pek çok yerde boyoz üretilmesine rağmen<br />

boyozun orjinal tarifine göre üretimi<br />

sadece İzmir’de yapılıyor.<br />

Çıtır çıtır hamuruyla ve mis gibi<br />

kokusuyla gelenekten geleceğe...<br />

İzmir’in sembolü haline gelen boyoz,<br />

lezzetini Smyrna Boyoz’un hünerli<br />

ustalarının elinde özel yoğurulan<br />

hamurundan alıyor. Boyozun hamurunda<br />

kullanılan tahin, ürünün besleyici<br />

değerini artırdığı gibi mideyi de<br />

rahatlatıyor. Kokusu ise vazgeçilmez<br />

kılıyor. Taş fırında uzun süre pişirilmiş<br />

yumurtayla beraber eşsiz bir tat haline<br />

gelerek kahvaltı masalarını şölene<br />

dönüştüren bu lezzet, farklı kültürleri<br />

ortak paydada buluşturuyor.<br />

Güzel başlangıçlara çıkan bir lezzet<br />

durağı<br />

Smyrna Boyoz’daki eşsiz tatların<br />

sırları her ürünün lezzet kalitesine<br />

verilen önemde ve hünerli ustaların<br />

reçetelerinde saklı. Smyrna Boyoz, gerek<br />

ülkemizin gerek dünya lezzetlerinin farklı<br />

yorumuyla hazırladığı kahvaltı grubu,<br />

özel soslarla bezenmiş pasta ve eşsiz<br />

tariflerle hazırladığı çok özel lezzetleriyle,<br />

damaklarda unutulmayacak tatlara imza<br />

atıyor.


88<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

Metro Türkiye<br />

sürdürülebilirlik stratejilerini anlattı<br />

Metro Türkiye, markaların geleceği şekillendirmede oynadığı rolü anlamaya ve onlara<br />

güç kazandırmaya odaklanan Sustainable Brands platformunun İstanbul buluşmasının<br />

sponsorları arasında yer aldı.<br />

Paydaşlarımızla birlikte insan odaklı,<br />

çevreye saygılı, yerel değerleri koruyan<br />

işlere imza atmayı ve anlamlı izler<br />

bırakmayı amaçlıyoruz” dedi.<br />

Yerel değerlerin korunması,<br />

desteklenmesi ve Türk mutfağının<br />

geliştirilmesi adına hayata geçirdikleri<br />

Coğrafi İşaretli Ürünler Projesi’nin<br />

de yine aynı amaç için yürütüldüğünü<br />

belirten Minialai, sözlerini şöyle<br />

sürdürdü, “2011 yılında başladığımız<br />

bu hikayede bugün raflarımızda 130’u<br />

aşkın coğrafi işaretli ürün bulunuyor.<br />

Ürünlere marka değeri kazandırmanın<br />

yanı sıra yerel kalkınmaya da destek<br />

oluyoruz.”<br />

Metro Türkiye, aralarında Detroit,<br />

Paris, Madrid ve Tokyo’nun<br />

da yer aldığı 13 şehirde bir<br />

buçuk milyondan fazla profesyoneli<br />

buluşturan Sustainable Brands’in<br />

İstanbul etkinliğine (SB’19 İstanbul<br />

Konferansı) katıldı. Redesigning<br />

The Good Life (İyi Yaşamı Yeniden<br />

Tasarlamak) temasıyla 3-4 Nisan’da<br />

Fairmont Quasar İstanbul’da<br />

gerçekleştirilen konferansın<br />

sponsorları arasında yer alan Metro<br />

Türkiye, iki ayrı oturumda markalar,<br />

iş liderleri ve farklı sektörlerden çok<br />

sayıda davetliyle bir araya geldi.<br />

Minialai: “Sürdürülebilirlik, iyi bir<br />

fikirden çok daha fazlası”<br />

SB’19 İstanbul’un ilk gününde,<br />

“Türk mutfağına sahip çıkmak bir<br />

şirketin amacı olabilir mi?” başlıklı<br />

bir sunum gerçekleştiren Metro<br />

Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Boris Minialai, günümüz koşullarında<br />

sürdürülebilirliğin iyi bir fikirden<br />

çok daha fazlası olduğuna dikkat<br />

çekerek insanlar, toplum ve çevre<br />

için bir ihtiyaç haline geldiğini söyledi.<br />

Metro Türkiye’nin sürdürülebilirliği<br />

dikkat çekici bir kavram olmanın<br />

ötesinde iş yapış şekli haline<br />

getirdiğini dile getiren Minialai,<br />

“Metro Türkiye olarak üreticiden<br />

tedarikçilerimize, hizmet verdiğimiz<br />

HoReCa profesyonellerinden son<br />

tüketiciye kadar tüm paydaşlarımızla<br />

sürdürülebilir ve birlikte büyüyen<br />

çalışmalara odaklanıyoruz. Bugün<br />

şirketimiz ile özdeşleşen Türk mutfağı<br />

ve değerlerine sahip çıkma amacımız,<br />

yürüttüğümüz tüm projelerin kalbinde<br />

yer alıyor.<br />

Özerkan: “Elma alıp elma satan bir<br />

şirket değiliz”<br />

SB’19 İstanbul katılımcılarının yenilikçi<br />

dönüşüm araçlarını keşfetmesini<br />

sağlayan Deep-Dive Hubs bölümünde<br />

düzenlenen Good Retail (İyi Perakende)<br />

panelinin konuşmacıları arasında yer<br />

alan Metro Türkiye Gıda Kategori Grup<br />

Müdürü Esra Özerkan ise Türk mutfağı<br />

ve değerlerine sahip çıkma hedefleri<br />

ile atık ve israfı önleme alanında<br />

hayata geçirdikleri çalışmalara<br />

değindi. Metro Türkiye olarak ürün<br />

alıp satmanın ötesine odaklandıklarını<br />

dile getiren Özerkan, “Biz elma alıp<br />

elma satan bir şirket değiliz. Biz<br />

elmaya, elmanın üreticisine, yetiştiği<br />

toprağa, tohuma, ona dokunuşlarıyla<br />

değer katan şefe ve tüm ekosistemine<br />

katkı sağlayan bir şirketiz. Bununla<br />

birlikte Türk mutfağı ve değerlerini<br />

korumaya, kayıt altına almaya, gelecek<br />

nesillere miras bırakmaya, şeflerimize<br />

ulusal ve uluslararası platformlarda<br />

desteklemeye, onlara farklı ürün<br />

ve hizmetlerimizle ilham vermeye<br />

odaklanıyoruz” dedi.


Challenging Master Classes 2019’da<br />

göz kamaştırdı!..<br />

Şişecam’ın global tasarım markası Nude’un ana sponsorluğunda 13-14 Nisan tarihleri<br />

arasında The Marmara Taksim’de gerçekleştirilen Challenging Master Classes<br />

2019, dünyaca ünlü şarap uzmanları ile üreticilerini, Horeca mensuplarını ve fikir<br />

önderlerini ağırladı.<br />

Classes 2019’un ana sponsoru olan<br />

Nude, iki gün boyunca saat 10.00 ile 18.30<br />

arası devam eden “Walk Around Tasting”<br />

bölümünde ürünlerini sergilediği stant<br />

alanında ziyaretçilerini ağırladı.<br />

Global tasarım markası Nude,<br />

şarap ve şampanya kadehlerinden<br />

oluşan yalın, elegan ve sofistike<br />

koleksiyonu Stem Zero’da cam<br />

teknolojisi ile tasarım zekasını yüksek<br />

bir seviyede buluşturuyor. Şişecam<br />

tarafından geliştirilen özel “Ion Shielding”<br />

teknolojisi ile üstün bir dayanıklılık<br />

kazanan Stem Zero; darbe, eğme ve<br />

düşme gibi tüm testlerden başarıyla<br />

çıkıyor. Şarapseverler ve ikram sektörü<br />

profesyonelleri, Stem Zero’yu iki kat daha<br />

güçlü ve esnek bir yapıya kavuşturan<br />

bu teknoloji ile üretilen kadehleri,<br />

Challenging Master Classes 2019’da<br />

deneyimleme şansı elde ettiler. 13-<br />

14 Nisan’da The Marmara Taksim’de<br />

gerçekleştirilen Challenging Master<br />

Nude kadehlerinde tattılar…<br />

Şarapseverlerin ve ikram sektörü<br />

profesyonellerinin bir araya geldiği<br />

etkinlikte ziyaretçiler, üzüm<br />

çeşitlerine, kupajlarına ve yoğunluğuna<br />

göre kategorize edilen ürünleri Nude<br />

kadehlerinde tatma fırsatı yakaladılar.<br />

Tadım alanında üretici firmaların<br />

yetkilileri ile konuşarak üretim<br />

teknikleri konusunda bilgi edinebilen<br />

katılımcılar, 54 üretici ve 225 farklı<br />

etiketle tanıştılar.<br />

Nude ana<br />

sponsorluğunda<br />

gerçekleştirilen<br />

etkinlikte, Oz Clarke ve<br />

Madeleine Stenwreth<br />

MW’nin de aralarında<br />

olduğu 6 şarap<br />

uzmanının katılımıyla<br />

keyifli anlar yaşandı.<br />

Şarap dışı alanlarda da<br />

peynir, zeytinyağı ve bira<br />

gibi artizan markalar da<br />

ziyaretçilerin beğenisine<br />

sunuldu.


90<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel<br />

Nestlé Professional’dan<br />

filtre kahve çözümleri<br />

Nestlé Professional, ev dışı tüketim sektöründe<br />

faaliyet gösteren otel, ofis, kafe ve kantin işletmeleri<br />

için «toplam kahve çözümleri sağlayıcısı» olmak<br />

hedefiyle portföyünü güçlendirerek, filtre kahve<br />

kategorisine giriş yaptı.<br />

Dünya’nın lider gıda firması<br />

Nestlé’nin ev dışı tüketim<br />

sektöründe faaliyet gösteren uzman<br />

iş birimi Nestlé Professional, 25-28<br />

Nisan 2019 tarihleri arasında ICC Kongre<br />

ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />

ve Türkiye’nin ilk B2B kahve fuarı<br />

olan Coffex İstanbul Fuarı’nda sektör<br />

oyuncularıyla buluştu. Fuarda tüm içecek<br />

çözümleri ile birlikte yeni filtre kahve<br />

ürünleri Nestlé Bonka ve Brasilia’yı ilk<br />

kez Türkiye’deki otel, ofis, kafe ve kantin<br />

işletmeleri ve tüm kahveseverlerin<br />

beğenisine sundu.<br />

Güne başlarken Bonka, keyifli anlarda<br />

Brasilia<br />

Nestlé Professional’ın yeni filtre kahve<br />

ürünleri, Nestlé’nin kahve uzmanlığıyla<br />

özenle kavrulmuş ve öğütülmüş<br />

kahve çekirdekleri harmanları olarak,<br />

işletmecilerin son tüketiciye sabit fincan<br />

profili sunmasını garanti ediyor. Böylece<br />

kahveseverler her fincanda aynı standart<br />

lezzet, renk ve berraklığı bulabiliyor.<br />

Nestlé Bonka, yoğun kahve tadı ve<br />

kokusuyla güne başlamanın lezzetli yolu<br />

olarak öne çıkarken, yoğun ve aromatik<br />

bir tada sahip Brasilia gün boyunca keyifli<br />

anlarınıza eşlik ediyor ve her iki kahve<br />

de ilk yudumdan itibaren ağzı kaplayan<br />

yüksek gövdeli kahve lezzeti vadediyor.<br />

Filtre kahve makine çeşitleri, french<br />

press ve 3. nesil kahve demleme<br />

ekipmanları ile kolayca hazırlanabilen<br />

Nestlé Bonka ve Brasilia, vakumlu<br />

ambalajları ile eşsiz kahve aromasını ve<br />

tazeliğini uzun süre muhafaza ediyor.<br />

Alibaz: “Her kanalın ihtiyaçlarına<br />

yönelik farklı kahve çözümleri<br />

sunuyoruz”<br />

Nestlé Professional Türkiye Genel<br />

Müdürü Arzu Alibaz, yeni filtre kahve<br />

çözümleriyle ilgili değerlendirmesinde,<br />

“Nestlé Professional olarak işletmelere<br />

değer katan yaratıcı yiyecek ve<br />

içecek çözümleriyle müşterilerimizin<br />

operasyonlarını kârlı bir şekilde<br />

büyütmelerine yardımcı oluyoruz. Her<br />

kanalın ihtiyacının farklı olduğunu<br />

bilerek bu ihtiyaçlara yönelik farklı<br />

kahve çözümleri sunuyoruz. Nestlé’nin<br />

kahve uzmanlığıyla geliştirdiği Nestlé<br />

Bonka ve Brasilia ile müşterilerimizin<br />

filtre kahve ihtiyaçlarını da en iyi ve<br />

kaliteli şekilde karşılamayı ve toplam<br />

kahve çözüm ortağı olmayı hedefliyoruz.<br />

Nestlé Professional olarak ev dışı<br />

tüketim sektöründe faaliyet gösteren<br />

müşterilerimize ve onların misafirlerine<br />

günün her anı Nestlé kalitesiyle lezzetli<br />

ürünler sunmaya, tutkunu olacakları<br />

filtre kahveleri kahve severlerle<br />

buluşturmaya ve “Birlikte Daha Fazlasını<br />

Mümkün” kılan çözümler üretmeye<br />

devam edeceğiz” diye konuştu.<br />

Nestlé Professional’ın<br />

yeni filtre kahve ürünleri,<br />

Nestlé’nin kahve uzmanlığıyla<br />

özenle kavrulmuş ve<br />

öğütülmüş kahve çekirdekleri<br />

harmanları olarak,<br />

işletmecilerin son tüketiciye<br />

sabit fincan profili sunmasını<br />

garanti ediyor.


92<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel<br />

SEK’ten Türkiye’de bir ilk daha!<br />

SEK BARİSTA CLUB<br />

Süt ve süt ürünleri sektöründe birçok ilke imza atan SEK,<br />

kahve kültürünü zenginleştirmek ve baristaların kendilerini<br />

geliştirebilecekleri bir platform oluşturmak amacıyla<br />

SEK Barista Club’ı kurdu.<br />

Yenilikçi ürünleriyle sektörün<br />

ilklerine imza atmaya devam eden<br />

SEK, Türkiye’de kahve kültürünü<br />

zenginleştirmek ve baristaların<br />

kendilerini geliştirebilecekleri bir<br />

platform oluşturmak üzere SEK<br />

Barista Club’ı kurdu. Türkiye’de<br />

benzeri olmayan bu uygulama ile ilk<br />

kez hayata geçirilen SEK Barista Club<br />

aracılığıyla baristalar birbirleriyle bilgi<br />

alışverişinde bulunabilecekler, farklı<br />

ve yeni yöntemleri öğrenebilecekler,<br />

sosyalleşebilecekler ve eğitim<br />

görebilecekleri bir platformda bir<br />

araya gelecekler.<br />

Kesimer: “1 yılda yaklaşık 1.000<br />

baristaya erişmek istiyoruz”<br />

SEK Barista Club ile sütün kahve<br />

ile olan uyumu ve lezzeti sayesinde<br />

kahve tariflerinin geliştirildiği bir<br />

kahve topluluğu oluşturulmasının<br />

da amaçlandığını belirten Tat<br />

Gıda CEO’su Arzu Aslan Kesimer<br />

konuya ilişkin şunları söyledi: “SEK<br />

markalı süt satışımızın %30’unu<br />

kahve dükkanlarına yapıyoruz. Bu<br />

sebeple, gençlerin dünyasında ve<br />

kahve kültürünün içinde daha yoğun<br />

yer almak istedik. Kahve kültürünü<br />

zenginleştirmek ve baristaların<br />

kendilerini geliştirebilecekleri bir<br />

platform oluşturmak amacıyla SEK<br />

Barista Club’ı kurduk.<br />

Baristaları daha iyi anlamak<br />

ve onların ihtiyaçlarını ortaya<br />

çıkarmak adına baristalarla<br />

derinlemesine görüşmelerin<br />

yanı sıra İstanbul’da 2 aylık<br />

bir saha çalışması ile yaklaşık<br />

2.500 nokta ziyareti, 2.000’den<br />

fazla barista ile görüşmeler<br />

gerçekleştirdik. Projenin<br />

hayata geçirilmesinde<br />

bahsettiğim araştırma ve<br />

saha çalışmaları kadar<br />

kahve alanında uzmanlar<br />

ile birlikte çalışmak da<br />

çok önemli bir kısımdı. Bu<br />

süreçte SCA sertifikalı ve<br />

alanında uzmanlaşmış bir<br />

ekiple çalışıyoruz. Proje<br />

hedefimiz 1 yıl içinde yaklaşık<br />

1.000 baristaya erişerek<br />

onlara temel seviyede<br />

barista eğitimi vermek. SEK<br />

Barista Club bizi kahve dünyasına yani<br />

gençlere yakınlaştırarak markamızı<br />

gençleştiriyor, bu çok heyecan verici.”<br />

Doğru süt, iyi kahve!<br />

Doğru süt kullanımının iyi bir kahve<br />

servis etmek için önemli bir faktör<br />

olduğunu belirten Arzu Aslan Kesimer,<br />

“SEK Barista Club uzmanları ile farklı<br />

sütlerle dönem dönem yaptığımız<br />

deneme ve tadımlara dayanarak<br />

SEK Barista Club eğitim ayağında,<br />

temel ve ileri seviyede eğitimler<br />

yarım gün ve tam gün olarak<br />

deneyimli ve SCA sertifikalı<br />

eğitmenler tarafından veriliyor.<br />

Sektörden baristalarla bir<br />

araya gelme ve Türkiye ve yurt<br />

dışında ödül almış baristalarla<br />

tanışma fırsatı sunulan bu<br />

platform sayesinde baristalar<br />

yarışmalara katılabilecek, kulüp<br />

bünyesinde çeşitli faaliyetler ile<br />

hediye kazanma, keyifli ve eğitici<br />

workshoplara katılma şansı<br />

yakalayabilecek.<br />

SEK’in kahve ile çok iyi performans<br />

veren sütler sunduğunu söyleyebiliriz.<br />

SEK’in yıllara dayanan tecrübesi ve<br />

buna bağlı ürün kalitesi, kahvenin<br />

tadında inanılmaz bir fark oluşturuyor.<br />

Bu sebeple, müşterilerine kahve<br />

sunan işletmeler için SEK Barista<br />

Süt’ü sunduk. Hem ürünlerimiz hem<br />

de SEK Barista Club platformumuz ile<br />

kahve sektöründe güçlü yer almaya<br />

devam edeceğiz.” dedi.


Aila bahçesini açıyor<br />

Dünyanın sayılı lezzetleri arasında yer alan Türk mutfağını çarpıcı<br />

bir mekan tasarımıyla özdeşleştiren ve yemeği konsept müzikle<br />

harmanlayan Aila, mayıs ayının sonunda bahçesini de hizmete açıyor.<br />

Fairmont’un bahçe katında yer alan ve Şef Emre İnanır’ın imzasıyla<br />

Türk mutfağının geleneksel tatlarını lezzet tutkunları ile buluşturan<br />

Aila, ‘vip’ odasında özel grup kutlamaları için verdiği hizmetle de<br />

ilgi odağı oluyor. Kırk kişilik kapasitesiyle gurupları ağırlayan ‘vip’<br />

odasında doğum günü, kına gecesi, bekarlığa veda partisi ya da iş<br />

yemekleri gibi özel hizmet, müzik ve eğlencenin olduğu yemekli<br />

davetler gerçekleştiriliyor.<br />

Reis Gıda, YZB’de yerini aldı<br />

Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından bu yıl 17-18 Nisan 2019 tarihlerinde<br />

11’inci kez düzenlenen YZB, “Değer” ana temasıyla kapılarını araladı. Organizasyon, yeni ürün,<br />

hizmet ve konuşmacılarıyla gıda ve perakende sektörünün geleceğine iki gün boyunca ışık tuttu.<br />

Gazeteci ve ekonomi yorumcusu Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde yerel<br />

ekonomiyi güçlendirmek için atılması gereken adımlar, yerel işaretli ürünler, küresel talebe<br />

ayak uydururken yakalanacak fırsatlar, yerel ürünler ve markalaşmanın önemi konuşuldu.<br />

Günümüzde markalar rekabet edebilmeleri için müşterinin değişen ihtiyaç ve isteklerini göz<br />

önünde bulundurmalılar diyen Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, rekabet gücünü<br />

elde tutmak için talebe göre üretim yapmak gerektiğinin altını çizdi.<br />

Günün her saatinde…<br />

“Temiz Beslen, İyi Hisset” mottosuyla 25 yıldır en sağlıklı ve doğal ürünleri<br />

kullanarak hazırladığı yemeklerle öne çıkan Cafe Cadde; sürekli yenilenen<br />

menüsü ile de müdavimlerini mutlu etmeyi başarıyor. Cumartesi ve Pazar<br />

günleri açık büfe kahvaltısı ile şehrin en iyileri arasında yer alan mekanda<br />

hafta içi nefis kahvaltı seçenekleri, akşamüzeri çay saati lezzetleri ve tatlı<br />

alternatifleri de bulunuyor. Lahmacun ve yaz pidesinin yanı sıra unsuz<br />

şekersiz çikolatalı keki ve 12 saat fırında pişen kuzu tandırı ile Türk mutfağı ve<br />

dünya mutfağı seçeneklerini bir arada sunan mekan, etten balığa, risottodan<br />

hamburgere kadar her damak zevkine hitap ediyor.<br />

Mutfakçılar Afrika pazarına<br />

Fildişi’nden girecek<br />

Son dönemin yükselen pazarlarından Afrika ev ve mutfak sanayicilerinin de<br />

radarına girdi. Afrika’nın çok önemli bir pazar olduğunu ve burada Avrupalıların<br />

hakimiyetlerini kırmak istediklerini söyleyen Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri<br />

ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Burak Önder, Sahra Altı Afrika’ya<br />

Fildişi üzerinden gireceklerini söyledi. Ticaret Bakanlığı’nın desteği ile Fildişi’ne<br />

düzenledikleri sektörel heyetin önemli bağlantılar gerçekleştirdiğini belirten<br />

Önder, “Türk ürünlerine yaklaşım çok iyi. Biz burada fiyat ve kalite avantajımızla<br />

öne çıkacağız.” dedi.


94<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro makale<br />

Yiyecek İçecek Danışmanı<br />

Orhan Genceli<br />

Değişen Beslenme<br />

Alışkanlıkları üzerine bir<br />

komplo teorisi!<br />

Petrolden sonraki dünya kontrolü, su<br />

kaynaklarını kontrol etmek ve nitekim<br />

beslenme ihtiyaçlarının kontrolünü<br />

ele geçirerek yapılacak en kolay<br />

yoldur. Biz ithal et, yerli et kavgasıyla<br />

boğuşa duralım, dünyanın efendileri,<br />

gelecekteki paylaşım hesaplarını<br />

çoktan yaptılar bile!..İşe evvela gelişim<br />

evresindeki gelişmemiş ülkelerin<br />

beslenme alışkanlıklarını değiştirerek<br />

başladılar.<br />

Hadi başkalarını bırakalım, bir<br />

kendimize dönelim. Zengin Türk<br />

mutfağımızla beraber beslenme<br />

alışkanlıklarımız da hızla değişmiyor<br />

mu? Tıpkı yazıldığı gibi senaryo her<br />

geçen gün katlanarak değişiyor. Ne<br />

oldu peki o dillere destan kahvaltı<br />

kültürümüze? Bir poğaça, bir çay...<br />

Oldu mu sana kahvaltı! Öğle öğününü<br />

de bir hamburger, sandviçle geçiştir...<br />

Akşama hiç girmiyorum, yorgun argın<br />

gücümüz ancak sucuklu mantarlı pizza<br />

siparişine yetiyor. Gerisi teferruat<br />

zaten! Günlük atıştırmalarımız<br />

gösterişli mekanlarda kuki, pasta,<br />

kahve, çaydan ibaret! Bu senaryo size<br />

de tanıdık gelmiştir elbet.<br />

Bugüne kadar 80’in üzerinde ülke<br />

dolaştım. Sinema ve AVM kültürleriyle<br />

bu alışkanlıklar dünyaya hükmetmiş<br />

durumda zaten.<br />

O zaman sıkı durun, komplo<br />

senaryosunu açıklıyorum!<br />

Un, şeker ve yağ! Çağın üç vebası!<br />

Bir de bunları kahve ve kakao ile<br />

süsleyip, üretimi ve dağıtımını kontrol<br />

altına alabilirseniz ve dünyayı da bu<br />

ürünlerle beslenmeye alıştırırsanız,<br />

petrol bittikten sonra çok kolay dünyayı<br />

kontrol edebilirsiniz! Üstelik bu<br />

gerçeğe varabilmek için bilim insanı<br />

olmanıza da gerek yok!<br />

Şimdi biraz daha spektral düşünelim.<br />

Tüm bu saydıklarımın borsası,<br />

üretim ve dağıtımı dünyada kimlerin<br />

kontrolüne geçmiş, kimler üretip<br />

satıyor, kimler ithal ediyor? Bütün<br />

bunları yapmak için bir argümana daha<br />

ihtiyacınız var. Tabii ki su kaynaklarını<br />

kontrol etmek. Bu da zaten çoktan<br />

yapıldı.<br />

Tek merkezli dünya hakimiyetine<br />

giden yol<br />

Küresel olarak beslenme sisteminin,<br />

üç-beş temel tahıl cinsi üzerine<br />

yeniden yapılandırılarak, geniş insan<br />

kitlelerinin beslenmesi üzerinde<br />

belirleyici ve hâkim kılınması da<br />

toprak gaspı ve su gaspı girişimleri ile<br />

paralel yürütülmektedir. İlk bakışta<br />

birbiri ile ilintisiz gibi görülen ve/veya<br />

ilintisizmiş gibi gösterilmeye çalışılan<br />

bu küresel mücadele alanları aynı<br />

amaca yönlenmiştir. Bu üçlü stratejik<br />

saldırı, tüm insanlığı bir daha kurtuluşu<br />

asla mümkün olmayacak bir tutsaklığa<br />

mahkûm etmeye giden sürecin birbiri<br />

ile bağlantılı, birbirini tamamlayan<br />

ögeleridir.<br />

Büyük holdingler, önü alınmaz kârlarını<br />

temiz su alanları ve su havzalarını<br />

satın alarak kontrolü ele geçirmeye<br />

başladılar.<br />

Su kaynaklarının kullanıcılar arası<br />

dağılımı, %70 Tarım ve Hayvancılık,<br />

%20 Endüstri, %10 Bireysel Kullanım<br />

olarak (2*-2) tanımlanmaktadır.<br />

Burada en çok kullanımın tarım ve<br />

hayvancılık olduğu görülüyor. Sorunun<br />

en çok dikkatle irdelenmesi gereken<br />

noktası da burası. Sözü geçen “tarım ve<br />

hayvancılık”, kırsalda yaşayan çiftçinin<br />

sürdüregeldiği geleneksel tarımsal<br />

faaliyeti değildir. Hayvancılık da<br />

köylünün beslediği birkaç inek, koyun,<br />

keçi ve bahçesindeki 10-15 tavuk<br />

değildir.<br />

Sözünü ettiğim “tarım”, küresel “tarım<br />

gruplarının” ele geçirdikleri çok büyük<br />

tarım alanlarında gerçekleştirdikleri<br />

“kitlesel tarım”dır.<br />

Toprak Gaspı (land grabbing) diye<br />

adlandırılan; Afrika’da, Güney<br />

Amerika’da, Doğu Avrupa ve Asya<br />

ülkelerinde 49 ile 99 yıllığına kiralanan<br />

milyonlarca hektar arazide yapılan<br />

sözde “modern” tarım, yoğun sulama<br />

ile gerçekleştirilmektedir. Bu arazileri<br />

su hakkı ile birlikte kiralayan söz<br />

konusu tarım konzenleri, inanılmaz<br />

miktarlardaki suyu çevre nehirlerden<br />

veya akiferlerden çekmekteler.<br />

Kısacası, hızla yok olan geleneksel<br />

çok çeşitli beslenme alışkanlıklarımız<br />

modern dünyaya ayak uydurma<br />

uğruna hızla yok olurken, bizim de<br />

şapkamızı önümüze koyup beslenme<br />

alışkanlıklarımızdan başlayarak<br />

tarım ve üretim politikamızı gözden<br />

geçirmenin zamanı geldi de<br />

geçmektedir!


Hilton İstanbul Bomonti’nin yeni Şefi<br />

Alexis Atlamazoğlu<br />

Oda sayısıyla şehrin en büyük oteli olma unvanına sahip Hilton İstanbul<br />

Bomonti, sunduğu farklı lezzetlerle iddialı olan mutfağını deneyimli şef Alexis<br />

Atlamazoğlu’na emanet ediyor. Atina Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği<br />

bölümü mezunu olan Atlamazoğlu, sonrasında Le Monde Aşçılık Okulu’na<br />

kaydolarak kariyerindeki en önemli adımı attı. 2 yıllık eğitimi başarıyla<br />

tamamladıktan sonra kısa süre içerisinde iyi otellerin ve popüler restoranların<br />

aranan ismi haline geldi. Beş yıldızlı otelin yeni Executive Chef’i olan Atlamazoğlu,<br />

otel operasyonlarında yerel ürünleri kullanmayı tercih ediyor. Alışverişlerini<br />

Bomonti esnafından yapan Atlamazoğlu, yemeklerinde kullanacağı malzemeleri<br />

de kendisi seçiyor.<br />

BTA 10 restoranıyla İstanbul Havalimanı’nda<br />

TAV Havalimanları’nın iştiraki BTA, Atatürk Havalimanı’nda edindiği tecrübeyi<br />

geliştirerek İstanbul Havalimanı’na taşıdı. BTA, yeni İstanbul Havalimanı’nda<br />

4 200 metrekarelik alanda 10 ayrı noktada misafirlerini karşılıyor. BTA İcra<br />

Kurulu Başkanı Sadettin Cesur “İstanbul Havalimanı’nda 10 ayrı noktada hizmet<br />

veriyoruz. Anadolu mutfak kültürünü tanımak isteyen yolcularımıza farklı<br />

lezzetleri deneyimleme şansı sunan Tadında Anadolu, Türkiye’ye ilk kez gelen<br />

dünyaca ünlü markalar YoSushi ve Vivanda Burger; ünlü şeflerimizin yarattığı<br />

konseptler Enzo Pizzeria ve Gram ile BTA’nın sevilen markaları Turcuisine,<br />

Tickerdaze, Brewmark ve Seferi ile misafirlerimizi karşılıyoruz” dedi.<br />

Nestlé, “Düşük Karbon Kahramanı”<br />

seçildi<br />

Ortak Değer Yaratma anlayışını iş süreçlerinin bir parçası olarak<br />

benimseyen Nestlé, operasyonlarının çevreye etkisini sıfıra indirme hedefi<br />

kapsamında beş alt projeden oluşan “Taşımada Çevreye Dost Seçimler”<br />

projesini hayata geçirdi. Nestlé Tedarik Zinciri’nin yükleme şekillerinde,<br />

güzergahında, araç ve konteynır doluluk oranlarında sürdürülebilirliği<br />

hedefleyen proje, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) gerçekleştirilen<br />

VI. İstanbul Karbon Zirvesi kapsamında “2019 Düşük Karbon Kahramanı”<br />

ödülüne layık görüldü. Toplamda yaklaşık 300 bin kg daha az karbondioksit<br />

salınımı sağlayan 5 ayrı çevresel sürdürülebilirlik projesinden oluşan<br />

“Taşımada Çevreye Dost Seçimler” ile Nestlé’nin karbon ayak izinde 21.428<br />

adet ağacın bir senede absorbe edeceği karbondioksit miktarı kadar tasarruf<br />

sağlanmış oldu.<br />

Türkiye şarap ihracatına odaklanacak<br />

Dünyanın en büyük üzüm üreticilerinden olan Türkiye’nin şarap<br />

ihracatının çok düşük olduğunu belirten Ege Yaş Meyve Sebze<br />

İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, Türkiye’de<br />

şarap ihracatının gelişime açık bir sektör olduğunu kaydetti. Fransa’nın<br />

yıllık 15 milyar dolar şarap ihracatı yaptığını, Türkiye’den çok daha<br />

küçük olan Şili’nin şarap ihracatından yıllık 2 milyar Avro gelir elde<br />

ettiğini anlatan Uçak, “Türkiye’de şarap üretilen 120 farklı üzüm çeşidi<br />

var. Bu sektöre destek olduğumuz takdirde günümüzde 10 milyon<br />

dolar seviyesinde olan ihracatını milyar dolar mertebesine kısa sürede<br />

çıkarabiliriz. İzmir’de özellikle Urla ve çevresinde şarap sektörü ile ilgili<br />

bir ekosistem oluştu. Bu ekosistem ilerleyen dönemde ihracatımızın<br />

hızlı bir artış göstermesini sağlayacak” şeklinde konuştu.


96<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gustonun yorumu<br />

Reha Tartıcı<br />

Gastronomi Yazarı<br />

Ataşehir’de ezber bozan Bob Barbecue<br />

Moda’da küçücük bir dükkandı. İddiası en iyi hamburgeri yapmaktı.<br />

Ünü ve lezzeti kısa zamanda tüm İstanbul’a yayıldı. Kimin canı iyi<br />

hamburger istese ilk akla gelen isimlerden biri oldu. Haliyle bu<br />

küçücük dükkan yetmez oldu. BOB Burger büyümek için hemen<br />

yanı başındaki komşusunun binasını kiralamak istedi. Kendisi de<br />

uzun zamandır yeme içme sektöründe olan bina sahibi bu kiralama<br />

sürecinde BOB Burger’e ortak oldu. İki işletmeci bir araya gelince<br />

ortaya çıkan sinerji yeni yatırımlara ilham olup Ataşehir BOB hayata<br />

geçirilmiş.<br />

Burada konsept biraz değişmiş. Burgerden biraz uzaklaşılmış ama<br />

hala menüde burger çeşitleri mevcut. Aslında menü biraz daha<br />

et ağırlıklı hala gelmiş. Ama mevcut steakhouse ve etçilerden de<br />

farklılaşan bir dokunuşla bonfileyi lezzet severlerle buluşturmuş.<br />

Bu sihirli dokunuş size masanızda mangal keyfi yaşatıyor desem<br />

çok da abartmış olmam. Ama tek bir farkla bu mangalın kömürü<br />

ve dumanı yok. Etinizi sipariş verdikten sonra masaya 400 dereceye<br />

kadar ısıtılmış bir taş geliyor. Tabii ki bu taşla birlikte bonfileniz,<br />

taze sebzeler ve hellim peyniri de masanızdaki yerini alıyor. 400<br />

derecedeki taşın üzerinde, suyunu ve özelliğini kaybetmeden hızla<br />

pişen bonfileyi damak zevkinize göre kendiniz pişiriyorsunuz.<br />

Özellikle mangal severler için keyifli ve lezzetli bir deneyim olduğunu<br />

söyleyebilirim.<br />

BOB Ataşehir’e gelirseniz sadece taşta bonfile değil mutlaka<br />

hamburger ve sosis çeşitlerini de deneyin. Bu nedenle siparişinizi<br />

ortaya paylaşımlık olarak vermenizi öneririm. Böylece menüdeki<br />

farklı seçenekleri deneme şansı yakalayabilirsiniz.


İtalyan ve Fransız lezzetleri Nişantaşı’nın yeni yüzü<br />

Mandolini’de…<br />

Mandolini 2019’un hemen başında kapılarını açan çiçeği burnunda bir işletme. Nişantaşı’nın en işlek caddelerinden Teşvikiye Caddesi’nde<br />

City’s Alışveriş Merkezi’nin tam karşısında. Konum olarak oldukça hareketli bir noktada olmasına rağmen kapısından içeri girip arkadaki<br />

bahçeye çıktığınızda adeta boyut değiştiriyorsunuz. Tarihi bina ve ağaçların gölgesindeki bahçe bahar ve yaz ayları için ideal. İçerisi oldukça<br />

sade ama bir o kadarda şık. İşletme sahipleri Mehmet Selim Baki ve eşi Yeliz Baki Mandolini’yi birlikte hayata geçirirken iç mekan tasarımı ve<br />

dekorasyonu, aynı zamanda mimar olan Mehmet Bey ve Musa Samastı’ya bırakmışlar. Mekanda misafirlere huzur veren sadelik ve şıklığın<br />

uyumunda bu ikilinin imzası var. Mutfağın başında ödüllü şef Hakan Özfırıncı bulunuyor.<br />

Klasik İtalyan ve Fransız lezzetlerinin yorumlanarak uyum içinde bir araya getirilmesi ile oluşturulan menüde oldukça lezzetli alternatifler<br />

bulabiliyorsunuz. Paylaşımlıklar kategorisinden “Üç Mantarlı Arancini” ve “Steak Tartar Crostini”yi denemenizi öneririm. Tabii ki makarna ve<br />

risotto alternatiflerini de göz ardı etmemelisiniz. Ama pizzalara gelince özel bir notum var. “Beyaz Rüya” isimli pizzanın mutlaka ama mutlaka<br />

tadına bakmalısınız. Eğer canınız et yemek isterse “Ağır Ateşte Dana Kaburga” pişman olmayacağınız bir seçim olabilir. Önümüz yaz hem<br />

şehrin kalbinde olup, hem de şehrin gürültü ve keşmekeşinden kaçmak isteyenler için Mandolini’nin bahçesi adeta biçilmiş kaftan.


hotel restaurant<br />

98 & hi-tech<br />

yeni mekan<br />

Tam bir Amerikan rüyası<br />

Rustyfork<br />

Etiler’de açılan, yemekleri, dekoru, sunumları kendine özgü ruhu ve karakteriyle dikkat çeken<br />

Rustyfork, ünlü şef Murat Bozok’un danışmanlığında hazırlanan, biraz Texas, biraz Louisiana<br />

etkisindeki Amerikan konseptli dünyasını keşfe davet ediyor…<br />

İstanbul Etiler’de açılan “Rustyfork”, gastronomi<br />

dünyasının önde gelen isimlerinden ünlü şef<br />

Murat Bozok’un danışmanlığında hazırlanan,<br />

Louisiana ve Texas’ın en çarpıcı lezzetleri başta<br />

olmak üzere Amerikan mutfağı odaklı menüsü, fark<br />

ortaya koyan dekoru ve özgün konsepti ile Rustyfork<br />

dikkat çekiyor.<br />

Amerikan konseptinin en iştah kabartan adresi<br />

Amerikan mutfağının çarpıcı tatlarını, özgün<br />

yorumlarla sunan Rustyfork menüsünde, her<br />

damak tadına uygun, başlangıçlar, çorbalar,<br />

salatalar, eşlikçiler, soslar ve dipler, ana yemekler,<br />

tatlılar ile zengin alternatifler yer alıyor.


Çorbalardan New England kum<br />

midyesi çorbası Clam Chowder,<br />

başlangıçlardan patates<br />

kızartması, aioli ve bourbon bbq<br />

sos eşliğinde cajun baharatlarla<br />

panelenmiş karides Southern<br />

Fried Shrimp, ana yemeklerden<br />

kızarmış bebek patates ve salata<br />

yanında aromatik tereyağıyla<br />

lezzetlendirilmiş dry - aged<br />

dana pirzola Cowboy Steak,<br />

ballı, hardallı patates püresi<br />

eşliğinde tütsülenmiş dana<br />

sosis Smoked Texas Sausage,<br />

milföy kaplı, kremalı sotelenmiş<br />

tavuk ve sebzeler Chicken<br />

Pot Pie, patates kızartması ve<br />

coleslawla beraber servis edilen<br />

barbekü soslu Baby Back Ribs,<br />

coleslaw, mısır ekmeği, baked<br />

bean, mac & cheese ile beraber<br />

tütsülenmiş dana brisket<br />

Smoked Beef Brisket gibi, her<br />

biri özel reçetelerle hazırlanan,<br />

oldukça karakteristik tatlar yer<br />

alıyor. Colelaw, mısır ekmeği,<br />

baked bean, mac & cheese<br />

eşliğinde tütsülenmiş dana<br />

brisket, kaburga ve sosis bir<br />

arada servis edilen Smokehouse<br />

Combo ise her lezzetin tadını<br />

doyasıya çıkarmak isteyenlerin<br />

favorisi…<br />

Çarpıcı mimari, özgün<br />

dekorasyon<br />

Rustik mimarinin en temel<br />

öğeleri olan ahşap, taş, tuğla<br />

gibi detayların yoğun kullanımı<br />

Mekanın dekorasyonunda öne<br />

çıkarken, mekana dinamizm<br />

ve güçlü bir hava katan metal<br />

dokunuşlar da, kafes detayları,<br />

aydınlatmalar, dolaplar gibi<br />

materyallerde kendini gösteriyor.<br />

Mekana özel çizimler ise sanatçı<br />

Birim Erol tarafından tasarlandı.<br />

Ahşap üzerine çizilmiş, baskı<br />

efektli boğa resmi, adeta<br />

yerinden çıkıp gitarıyla şarkılar<br />

söyleyecek gibi duran, tuğla<br />

duvar üstü, yağlı boya efektli B.B.<br />

King’in resmi kadar mekanın<br />

panellerini süsleyen cigarbox<br />

gitarlar da mekanın çarpıcı<br />

detayları olarak öne çıkıyor. İki<br />

katlı mekanın üst bölümünde<br />

özel günler için ayrı bir bölüm,<br />

arka bölümünde ise büyük bir<br />

bahçe bulunuyor.


100<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan<br />

Ordu Fatsa’daki<br />

lezzet durağınız<br />

Bolaman Park <strong>Restaurant</strong>...<br />

Bir mekan düşünün; Karadeniz’in tüm güzelliğini denize<br />

sıfır eşsiz şehir manzarasıyla seyre sunan... Üstelik de bu<br />

ayrıcalığı yöreselden moderne başarılı füzyon mutfağıyla<br />

yaşatan... Ordu Fatsa’nın gözde lezzet adresi Bolaman<br />

Park <strong>Restaurant</strong>, ayrıcalıklı konumu ve menüsüyle damak<br />

severleri ağırlamaya devam ediyor...<br />

Karadeniz’in tüm güzelliğini<br />

panoromik, denize sıfır eşsiz şehir<br />

manzarasıyla seyre sunan Bolaman<br />

Park <strong>Restaurant</strong>, Yeşim Torluoğlu’nun<br />

konsept danışmanlığında lezzet severleri<br />

ağırlamaya devam ediyor. Ordu’nun<br />

Fatsa ilçesinde Eylül 2018’den bu<br />

yana hizmet veren restoran, ayrıcalıklı<br />

menüsüyle her damak tadına hitap eden<br />

özel bir mekan.<br />

Mutfağı ödüllü şeflere emanet!<br />

Çok kısa bir zamanda şehrin yerlisi<br />

gibi bölgeyi turistik amaçlı ziyaret eden<br />

yabancı turistlerin de uğrak noktası<br />

haline gelen mekanın bu başarısında<br />

ödüllü şeflerin payı büyük. Türk ve<br />

dünya mutfağı kadar enfes steak<br />

sunumlarıyla da iddiasını koruyan<br />

mekan, ödüllü şefler Kenan Dipköy ve<br />

Eren Doğan yönetiminde vazgeçilmez bir<br />

lezzet noktası olurken, restoran kendi<br />

üretimleri olan ürünlerin yer aldığı yerel<br />

marketiyle de iyi bir alışveriş alternatifi.<br />

Bolaman Park’ın<br />

deneyimli şefleri Kenan<br />

Dipköy ve Eren Doğan,<br />

Antalya’da düzenlenen<br />

Gelenekten Geleceğe<br />

Yemek Yarışmasında<br />

Mürdüm Eriği Soslu Kuzu<br />

Küşleme ve Balkabağı<br />

Dondurmalı Fındık<br />

Suflesiyle dördüncülük<br />

elde eden şefler, geçtiğimiz<br />

yıl düzenlenen ulusal<br />

yarışmalarda da birincilik<br />

ödülü almaya hak<br />

kazanmışlardı.


Alaçatı’nın Limon’u yeni sezona hazır<br />

Her yıl olduğu gibi bu yıl da yaz sezonunu dolu dolu karşılamaya hazırlanan<br />

Alaçatı’nın gözde mekanı Limon Köyiçi yeni sezona hızlı bir giriş yaptı. Yazın<br />

sıcak günlerinde gün boyu Çeşme plajlarının keyfini çıkardıktan sonra hareketli<br />

akşamlara geçiş yapmak için en çok tercih edilen mekanlar arasındaki yerini<br />

koruyan Limon Köyiçi, misafirlerine yaşattığı lezzet şölenleriyle de adından söz<br />

ettiriyor. Turgay Işık, Hasan Başkaya ve Yasin Becek işbirliğiyle 2019 yazı için<br />

hazırladığı menüde her bir yemeğin hikayesi bulunan Limon Köyiçi’nin mutfağı ise<br />

Şef Eyüp Gül’e emanet olacak.<br />

Chobani CEO’su Ulukaya’yı<br />

onurlandıran ödül<br />

ABD’nin en hızlı büyüyen gıda şirketlerinden Chobani’nin kurucusu ve CEO’su<br />

Türk iş adamı Hamdi Ulukaya, iş dünyasının Nobel’i Oslo Business for Peace<br />

Ödülü’ne layık görülen 3 liderden biri oldu. Ödül, şirket başarılarının vazgeçilmez<br />

bir unsuru olarak sosyal ve çevresel etki oluşturmayı kendilerine amaç edinmiş,<br />

etik ve sorumlu iş yapmanın öneminin savunucusu ve bu anlamda olağanüstü<br />

örneklere imza atarak çevrelerine ilham veren iş dünyası liderlerine veriliyor.<br />

Türkiye “En Çok Şekerli İçecek<br />

Tüketen Ülkeler Arasında”<br />

Dünyadaki şekerli içecek tüketimine yönelik yapılan araştırmayı inceleyen<br />

Ajans Press’in Euromonitor International verilerinden ve medya<br />

yansımalarından derlediği bilgilere göre, küresel yıllık meşrubat tüketimi<br />

kişi başına ortalama 91,1 litre olarak görüldü. Bu rakamın yıllar içinde arttığı<br />

saptanırken, 2013 yılındaki meşrubat tüketiminin kişi başına ortalama 84,1<br />

litre olduğu saptandı. Dünyadaki en fazla şekerli içecek tüketen ülkeler<br />

de açıklanırken, Türkiye’nin yıllık kişi başına 160,6 litre ile en fazla şekerli<br />

içecek tüketen ülkeler arasında yer aldığı gözlendi. Bununla birlikte en fazla<br />

şekerli içecek tüketiminin Çin’de olduğu kaydedilirken, yıllık kişi başına<br />

tüketim miktarının 410,7 litre olduğu tespit edildi. Böylelikle Çin’deki kişi<br />

başına meşrubat tüketiminin günde bir litreden fazla olması dikkatlerden<br />

kaçmadı. Çin’i takip eden ülkeler ise sırasıyla, ABD, İspanya, Suudi<br />

Arabistan, Arjantin, Nijerya, Japonya, İngiltere, Türkiye ve Brezilya oldu.<br />

Kitchenette menüsü sürpriz<br />

tatlarla yenilendi<br />

Mevsimsel ve taze lezzetleriyle yemek tutkunlarına yeni tatlar<br />

deneyimleten Kitchenette, zenginleşen yepyeni menüsünü “Birlikte<br />

Daha Güzel” sloganıyla misafirleriyle paylaşıyor.<br />

Dünya mutfaklarından farklı lezzetleri yorumlayarak misafirleri ile<br />

buluşturan Kitchenette’in yenilenen menüsünün başlangıçlarında yer<br />

alan tereyağlı çörek Patty, kıymalı ve sebzeli olarak iki farklı seçenekte<br />

sunuluyor. Menüde öne çıkan bir diğer yenilik ise otlu ve kaburga etli<br />

alternatifleri ile sunulan Fransız mutfağının sevilen lezzeti Galette. Tatlı<br />

menüsü ile de her zaman iddialı olan Kitchenette, Limon Mereng Tart<br />

ve Çikolatalı Sufle ile tatlı severlerin gönlünü fethediyor.


102<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan<br />

İşin uzmanlarından<br />

Loco de Pera…<br />

Geçmişten günümüze, İstanbul’un en özel semtlerinden Pera,<br />

“Passage de Petit Champs” binasında kapılarını açan Loco de Pera ile<br />

yepyeni bir tada, benzersiz bir keyfe kavuşuyor!


Miksoloji alanında sahip olduğu<br />

uzmanlıkla, uzun zamandır<br />

hayalini kurduğu mekan<br />

işletmeciliğini de bünyesine katan<br />

Loco Entertainment Group, 200 yıllık<br />

tarihi Fransız Pasajı “Passage de<br />

Petit Champs” binasında açtığı Loco<br />

de Pera’da kaliteli eğlence anlayışını<br />

yaşatırken, bu eğlenceye keyif katan<br />

lezzetleri de özenle sunuyor. Şehrin<br />

ritmine, yeni bir renk, heyecan ve<br />

dinamizm katan Loco de Pera,<br />

Tabanlıoğlu Mimarlık’ın sunduğu<br />

mimari tasarım çerçevesinde, toprak<br />

tonları ve gold yansımaların ağırlıkta<br />

olduğu, modern, şık, ilham veren<br />

dekorasyonuyla oldukça sıcak ve de<br />

seçkin bir atmosfer sergiliyor.<br />

Yapısı ve mimarisi itibariyle herkesin<br />

birbiriyle keyifle sohbet ettiği,<br />

sosyalleştiği bu oval bar, en lezzetli<br />

kokteylleri yudumlamak, eğlenceli bar<br />

şovlarını izlemek ve tadı damaklarda<br />

iz bırakan yemekleri tatmak için de<br />

oldukça konforlu bir alan sağlıyor.<br />

Şef İsmet Saz danışmanlığında<br />

Miksoloji kokteylleri ve bar tasarımıyla<br />

öne çıkan mekanın konsepti gastrobar<br />

anlayışı üzerine kurulu... Benzersiz<br />

kokteyller ve seçkin içkilerin tadıyla<br />

uyum sağlayan tapas tarzı yemekler<br />

sunan Loco de Pera lezzetinin ardında<br />

da, alanında önde gelen ve oldukça<br />

tecrübeli bir isim öne çıkıyor;<br />

ünlü şef İsmet Saz…<br />

İsmet Saz danışmanlığında hazırlanan<br />

Loco de Pera menüsü, Taze Taze Salata,<br />

Alt Tarafı Ekmek, Bir Lokma, İnceden<br />

Doyalım, Biraz Ordan Biraz Burdan,<br />

Yudumlarken etaplarından oluşuyor.<br />

Çıtır kinoa, avokado, edamame, vinegret<br />

sos ile lezzetlenen Chia ve Izgara Kabak<br />

Salatası, rezene, kereviz, havuç, lahana,<br />

yer fıstığı, susam, ballı vinegret sos<br />

ile harmanlanan Kök Sebze Salatası,<br />

Somon Tataki, süzme yoğurtlu tahin<br />

sos eşliğinde Falafel, kapari ve aioli<br />

soslu Enginar Kalbi, Urfa biberiyle<br />

yepyeni bir yoruma kavuşan Karides,<br />

Cheddar, biberiye, aioli ile hazırlanan<br />

Mini Burgers, tatlı – acı sos ve blue<br />

cheese’le servis edilen Tavuk Kanatları<br />

gibi lezzetler Loco de Pera menüsünde<br />

her damak tarzına dokunan seçenekler<br />

arasında yer alıyor.<br />

Bireysel ve kurumsal etkinlikler için;<br />

Loco Atelier<br />

Mekanın sundukları bununla da<br />

bitmiyor; kendi organizasyonunu,<br />

davetini, partisini veya workshopını,<br />

uzmanların önderliğinde<br />

gerçekleştirmek isteyenleri de Loco<br />

Atelier’de ağırlıyor. Mekanın kapısından<br />

girer girmez hemen sağ tarafta yer<br />

alan Loco Atelier, mimari tasarımı ile<br />

özel, VIP bir alan konumlandırmasına<br />

sahip; bu da bireysel ya da kurumsal<br />

etkinliklerin kolaylıkla yönetilmesine<br />

olanak sağlıyor.


104<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan<br />

Happy Moon’s Grup’tan yeni marka<br />

Bob’s Kitchen<br />

Türkiye’de büyük porsiyonları, uygun fiyata, konforlu ortamlarda sunmayı ve lüksü erişilebilir<br />

hale dönüştürmeyi ilke edinen Happy Moon’s, lezzet severleri dünya mutfağından seçenekler<br />

ile buluşturacak ve food courtlarda servis verecek yeni markası<br />

Bob’s Kitchen’i açtı.<br />

20 yıldır bilgi ve deneyimle sektöründe<br />

ilkleri gerçekleştiren Happy Moon’s<br />

Grup, ailesine yeni bir marka kattı.<br />

İlk şubesi Zorlu AVM food court katında<br />

açılan Bob’s Kitchen, yemek yerken<br />

hem doyuruculuk hem de uygun fiyata<br />

lezzet arayanlara Dünya mutfağından<br />

seçeneklerle hazırlanan menüsü ile<br />

cevap verecek. Food Courtlarda porselen<br />

tabaklar ile zengin menüsünü servis<br />

verecek olan mekan her gün farklı yemek<br />

arayanların uğrak yeri olmaya aday.<br />

Türkiye genelinde büyümesi planlanıyor<br />

Happy Moon’s Grup olarak halen İstanbul,<br />

Ankara, İzmir, Mersin, Bursa ve Antalya’da<br />

25 mağazasıyla hizmet verdiklerini ve<br />

Happy Moon’s markasının konsepti<br />

gereği büyümesini daha organize, daha<br />

yavaş yaptıklarını ancak yeni konseptleri<br />

mekan ile çok daha hızlı şekilde büyümeyi<br />

hedeflediklerini dile getiren Happy Moon’s<br />

Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin<br />

Aymutlu; “Türkiye’de food courtları<br />

uzun süredir gözlemlemekteydim. Bu<br />

alanlarda restoran şeklinde servis vererek,<br />

birçok farklı mutfaktan lezzeti bir arada<br />

sunabilen marka konusunda bir eksiklik<br />

olduğunu, müşterilerin ise her gün aynı<br />

yemekleri tercih etmek yerine farklı<br />

alternatif arayışında olduğunu gördüm.<br />

Bu açığı kapatmak üzere neler yapabiliriz<br />

düşüncesiyle, uzun değerlendirme<br />

ve araştırma süreçleri sonunda yeni<br />

markamızı oluşturmaya karar verdik.<br />

Şimdilerde ise bu çalışmalarımızın meyvesi<br />

olarak ilk şubemizi Türkiye’nin sayılı<br />

avm’lerinden biri olan Zorlu AVM ‘de açmış<br />

olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.<br />

Happy Moon’s ile edindiğimiz tecrübemizi,<br />

müşteri ihtiyaç ve beklentilerini iyi analiz<br />

ederek yeni markamıza yansıtmayı<br />

planlıyoruz. Bunun müşteri tarafına da bu<br />

şekilde yansımasını bekliyor ve istiyoruz.”<br />

diyerek markanın kuruluş amacını ifade<br />

etti.


Günaydın<br />

Yepyeni konseptiyle Suadiye’de<br />

Türkiye’nin et konusundaki en iddialı restoranı Günaydın,<br />

yeni şubesi Suadiye ile markanın gelişime açık, yenilikçi ve<br />

dinamik yapısını ortaya koyuyor.<br />

Türkiye’de 45 restoranıyla etin en<br />

güvenilir adresi olan Günaydın, Steak<br />

& Smokehouse konseptinde açılan<br />

Suadiye şubesinde misafirlerini ağırlamaya<br />

başladı. Günaydın Suadiye, modern<br />

unsurlarla tasarlanan dekorasyonunun<br />

yanı geniş barı ve girişte bulunan kasap<br />

reyonu ile de misafirlerine zengin bir<br />

konsept sunuyor.<br />

Smoke pişirme tekniği uygulanıyor<br />

Yeni konsepte ismini veren ve ilk kez<br />

bu şubede uygulanan smoke pişirme<br />

tekniği Günaydın’ın et konusundaki<br />

uzmanlığının altını da bir kez daha çiziyor.<br />

Smoke yönteminde; etlerin aroması<br />

yüksek saf meşe ve kiraz odunu ile 5 saat<br />

tütsülendikten sonra 5 saat daha pişiriliyor<br />

ve bu şekilde aroması artırılıyor. Bunun<br />

yanı sıra yine ilk defa Suadiye şubesinde<br />

uygulanan ızgara sistemi sayesinde<br />

ateşin seviyesi kontrol edilebiliyor ve etin<br />

pişirilme derecesi damak zevkine göre<br />

ayarlanabiliyor. Mekan; Brisket, Assado,<br />

Dallas Steak, Beef Fillet Tagliata, New York<br />

Steak, T-Bone Steak, Porterhouse Steak ve<br />

Kuzu Kafes gibi imza yemekleriyle bir kez<br />

daha farkını ortaya koyuyor.<br />

200 kişi kapasiteli<br />

Steak & Smokehouse konseptiyle hizmet<br />

veren Suadiye şubesi; yaklaşık 200 kişilik<br />

kapasitesiyle aile yemeklerinden özel gün<br />

organizasyonlarına, maç heyecanından<br />

iş yemeklerine kadar farklı buluşmalara<br />

ev sahipliği yapıyor. Haftanın belirli<br />

günlerinde DJ performansı da Günaydın<br />

buluşmalarına eşlik ediyor. Kasap<br />

reyonundan çiğ et satışının da gerçekleştiği<br />

şube, paket servis hizmeti ile de zengin<br />

menüsünü evlere taşıyor.<br />

“Etin Profesörü” olarak<br />

anılan Cüneyt Asan, “Yurt<br />

dışı yatırımlarımızın<br />

yanı sıra Türkiye’de<br />

de yatırımlarımıza<br />

devam ediyoruz. Yeni<br />

şubemiz Suadiye’de<br />

yepyeni bir konsept olan<br />

Steak & Smokehouse’u<br />

misafirlerimizle<br />

buluşuyoruz. Yeni<br />

adresimizde markanın<br />

gelişime açık, yenilikçi<br />

ve dinamik yapısını<br />

yansıtmaya çalıştık.<br />

Modernleşen marka<br />

kimliğimizle daha fazla<br />

noktada Günaydın kalitesi<br />

ile misafirlerimize kusursuz<br />

hizmet sunabilmek için<br />

çalışmaya ve kendimizi<br />

yenilemeye devam<br />

edeceğiz.” diyor.


hotel restaurant<br />

106 & hi-tech<br />

hijyen<br />

Diversey,<br />

TASKI Intellibot’u beğeniye sundu<br />

Dünyaca ünlü hijyen devi<br />

Diversey, küresel alanda<br />

yürüttüğü en büyük<br />

AR-GE projesi olan yeni<br />

nesil akıllı temizlik robotu<br />

TASKI Intellibot’u<br />

FM Expo Fuarı’nda<br />

tanıttı.<br />

Bina bakımından, profesyonel<br />

çamaşırhane ve endüstriyel mutfak<br />

hijyenine kadar pek çok alanda,<br />

geleceğe yönelik temizlik ve hijyen<br />

teknolojileri ve danışmanlık hizmetleriyle<br />

sektöre profesyonel çözümler sunan<br />

dünya hijyen devi Diversey, yeni nesil<br />

temizlik robotunu Türkiye’de ilk kez FM<br />

Expo Fuarı’nda tanıttı. Diversey’in ortaya<br />

koyduğu “temizliğin interneti” (IoC)<br />

kavramının en gelişmiş ürünlerinden<br />

biri olan TASKI Intellibot, ziyaretçiler<br />

tarafından büyük ilgiyle karşılanarak<br />

fuarın gözdesi oldu.<br />

Gece dahil günün her saati kendi<br />

kendine temizlik<br />

Nesnelerin interneti aracılığıyla, gece<br />

dahil günün her saati kendi kendine<br />

temizlik yapabilen robot, ses dalgalarını<br />

kullanarak alanı haritalandırabiliyor ve<br />

geniş alanların zemin temizliğini, zaman,<br />

enerji ve iş gücü verimliliği sağlayarak<br />

yapıyor. Diversey’in küresel alanda<br />

yürüttüğü en büyük AR-GE projesi olan<br />

TASKI Intellibot, havaalanı, AVM, hastane,<br />

spor salonu, fabrika ve otellerin zemin<br />

temizliği için kullanılıyor.<br />

Mevcut iş gücünün başka amaçlar için<br />

kullanılabilmesine olanak sağlayarak<br />

verimliliği artırmaya yardımcı olan<br />

yeni nesil temizlik robotu, sahip<br />

olduğu patentli IntelliFlow akıllı dozaj<br />

solüsyon sistemi ile su ve kimyasal ürün<br />

kullanımında da %76 oranında tasarruf<br />

sağlayabiliyor. IntelliTrak sistemi ile<br />

uzaktan makineye bağlanıp problemi<br />

görme ve çözme yanısıra yazılım<br />

güncelleme yapılabilen ve data bazlı<br />

çalışma raporu hazırlayarak yönetici ve<br />

kullanıcıya anında bilgi aktarabilen robot,<br />

firmaların verimlilik kontrolünü her an<br />

elinde tutmasını sağlıyor.


hotel restaurant<br />

108 & hi-tech<br />

hijyen<br />

Eczacıbaşı Profesyonel inovatif ürünleriyle<br />

Interclean İstanbul’a katıldı<br />

Interclean İstanbul Fuarı’nda inovatif<br />

ürünlerini katılımcılarla buluşturan<br />

Eczacıbaşı Profesyonel,<br />

Türkiye’nin sınırlarını aşarak,<br />

uluslararası bir oyuncu olma<br />

yolunda ilerliyor.<br />

Eczacıbaşı Topluluğu’nun dört<br />

ana grubundan biri olan Tüketim<br />

Ürünleri Grubu çatısı altında<br />

faaliyet gösteren Eczacıbaşı Profesyonel,<br />

ürün ve hizmetleri ile 5 bini turizm<br />

sektöründe olmak üzere 11 bin işletmeye<br />

çözüm sağlıyor. Yeni pazarlar hedefiyle<br />

çalışmalarını sürdüren Eczacıbaşı<br />

Profesyonel, yenilikçi ürünlerini 10-<br />

12 Nisan tarihlerinde İstanbul Kongre<br />

Merkezi’nde gerçekleşen Interclean<br />

İstanbul Fuarı’nda Türkiye, Ortadoğu<br />

ve Kuzey Afrika bölgelerinden katılım<br />

sağlayan sektör temsilcilerine tanıttı.<br />

Hedef pazarlar bir araya geliyor<br />

Türkiye’de gerçekleşen önemli<br />

fuarlarda ürünlerini müşterileriyle<br />

buluşturduklarını belirten EP Eczacıbaşı<br />

Profesyonel İş Birim Direktörü Ömer<br />

Koç, “Fuarlar hem inovatif ürünlerimizin<br />

tanıtımını yapmak hem de sektör<br />

temsilcileriyle bir araya gelmemiz<br />

açısından önem taşıyor. Bu fuarda<br />

Selpak Professional, Maratem ve Dispo<br />

markalarımız altında bulunan Antimic,<br />

Duo, Bio, Taşınabilir Dispenser, Touch<br />

ve Wave Dispenser ailesi, Selpak<br />

Professional Premium ve Extra serileri,<br />

Geri Dönüşümlü ürün ailesi ile fark<br />

yarattığımıza inanıyoruz. Eczacıbaşı<br />

Profesyonel olarak gündemimizdeki en<br />

önemli konuların başında uluslararası<br />

pazarlardaki varlığımızı güçlendirmek<br />

var” dedi. Ev dışı tüketim pazarında<br />

büyümeyi sürdürdüklerini aktaran Ömer<br />

Koç, profesyonel temizlik kimyasalları<br />

alanında 2019 yılı sonunda ihracat ağını<br />

geliştirmeyi hedeflediklerini vurguladı.<br />

Geri dönüşüm sektörün odak noktası<br />

olmalı<br />

Geri dönüşümlü kağıt ürünlerin<br />

kullanımını yaygınlaştırmayı<br />

hedeflediklerini aktaran Ömer Koç,<br />

“Ev dışı tüketim sektöründe dünya geri<br />

dönüşümlü malzemeye geçiş yapıyor.<br />

Biz de doğaya olan sorumluluğumuz<br />

gereği daha az enerji ve daha az su<br />

harcanarak üretilen ürünlerimizi çevreye<br />

duyarlı işletmeler sunuyoruz. Ev dışı<br />

tüketim sektörünün odak noktasının<br />

sürdürülebilirlik olması gerektiğine<br />

inanıyoruz. Selpak Professional Geri<br />

Dönüşümlü seri ile işletmelere çevreci<br />

çözüm sunuyoruz” dedi.<br />

EP Akademi eğitimi sektör<br />

profesyonellerini bilinçlendirdi<br />

Fuarın ikinci gününde ise Eczacıbaşı<br />

Profesyonel Akademi tarafından<br />

sektör profesyonellerine yönelik<br />

“Hijyende Mükemmellik” semineri<br />

gerçekleşti. Eczacıbaşı Profesyonel<br />

Akademi Yöneticisi Pınar Günenç’in<br />

hijyende mükemmelliğe ulaşmak için<br />

sektörde uygulanan yöntemleri anlattığı<br />

seminerde, Türkiye ve dünyadan da<br />

örneklere yer verildi. Pınar Günenç,<br />

doğru temizlik ürünlerinin kullanımı ile<br />

kimyasal ve sudan tasarruf sağlanırken<br />

zamanı verimli yönetmenin mümkün<br />

olabildiğinin altı çizdi. Eczacıbaşı<br />

Profesyonel tarafından gerçekleştirilen<br />

araştırma sonuçlarına da değinen<br />

Pınar Günenç “Tüketicilerin yüzde 68’i<br />

dışarıda yemek yiyeceği mekanı temizlik<br />

kriterine göre seçiyor. Ev dışında yemek<br />

yemeyi tercih edenlerin yüzde 58’i ise<br />

temiz bulmadığı restorana bir daha<br />

gitmiyor. Tüketicilerin yüzde 95’i mekan<br />

kalitesini tuvalet temizliği ile tanımlıyor.<br />

Söz konusu rakamlardan anlaşılıyor ki,<br />

işletme hijyeni tüketici davranışlarını<br />

doğrudan etkiliyor” dedi. Doğru<br />

temizlik uygulamalarının işletmelerde<br />

benimsenmesi için nitelikli iş gücünün<br />

artırılması gerektiği vurgulayan Pınar<br />

Günenç, Uzaktan Eğitim uygulaması<br />

ile eğitim seviyesinin artırılabileceğini<br />

aktardı. Günenç, doğa dostu ürünlerin<br />

kullanılması gerekliliğine de dikkat çekti.


hotel restaurant<br />

110 & hi-tech<br />

hotel-tech<br />

Mitsubishi Electric<br />

üniversitelilerle buluştu<br />

Mitsubishi Electric, Yalova Üniversitesi İşletme ve<br />

Ekonomi Kulübü tarafından düzenlenen<br />

“APEX’19”da öğrencilerle buluştu.<br />

Üstün teknolojisi, çevreci yaklaşımı<br />

ve pek çok farklı sektöre yönelik<br />

yüksek kaliteye sahip inovatif<br />

ürünleri ile tanınan Mitsubishi Electric,<br />

Yalova Üniversitesi öğrencileriyle bir<br />

araya geldi. Yalova Üniversitesi İşletme<br />

ve Ekonomi Kulübü Başkanı Selin Kılıç ve<br />

kulüp üyelerinin öncülüğünde düzenlenen<br />

“APEX’19” etkinliğine farklı sektörlerden<br />

alanında uzman konuklar katıldı.<br />

Etkinlikte “Marka İletişiminin Püf<br />

Noktaları ve Geleceğin Pazarlama ve<br />

Marka Yöneticilerine Öneriler” başlıklı bir<br />

sunum gerçekleştiren Mitsubishi Electric<br />

Türkiye Reklam ve Halkla İlişkiler Takım<br />

Lideri Savaş Ceneviz; satış, pazarlama<br />

ve marka yönetimi departmanlarının<br />

hizmet kapsamı hakkında bilgi verirken<br />

örnek olaylar üzerinden deneyimlerini<br />

aktardı. İletişimin çok hızlı değişen bir<br />

süreç yönetimi gerektirdiğini belirten<br />

Savaş Ceneviz, dijital dünyada pazarlama<br />

ve marka iletişiminin farklılaşan<br />

dinamiklerine de dikkat çekti.<br />

Ceneviz: “Pazarlama ve marka yönetimi<br />

birbirini tamamlayan birimler”<br />

Pazarlama ve satış kavramlarının<br />

birbirine karışıyor olması nedeniyle<br />

toplumda satış eylemini gerçekleştiren<br />

bireylerin “pazarlamacı” olarak<br />

adlandırıldıklarını ifade eden Ceneviz,<br />

konuyla ilgili olarak şu açıklamalarda<br />

bulundu; “Pazarlama ve satış birimlerinin<br />

çalışma felsefesi anlamında önemli<br />

farklılıkları bulunuyor. Pazarlama uzun<br />

dönemli stratejiler üzerine faaliyetlerini<br />

kurgularken, satış daha kısa süreli<br />

stratejiler üzerinden çalışmalarını<br />

gerçekleştiriyor. Pazarlama ve marka<br />

yönetimi ise birbirini tamamlayan<br />

kavramlar olarak öne çıkıyor. Yoğun<br />

rekabet ortamı içerisinde ayakta<br />

kalabilmeyi başarabilen markalar,<br />

tüketicilerin zihninde olumlu izler<br />

bırakabilenler oluyor. Bunun için<br />

de markaların doğru ve uzun vadeli<br />

stratejilerle yönetilmesi ve itibara yatırım<br />

yapılması gerekiyor.”<br />

“Küresel markalar lokal dinamikleri<br />

yakından takip etmeli”<br />

İpek Yolu ticareti ile başlayan<br />

küreselleşmenin beraberinde küresel<br />

markalaşmayı da getirdiğini hatırlatan<br />

Ceneviz, “Küresel markaların lokal<br />

dinamikleri yakından takip etmesi<br />

ve faaliyet gösterdikleri pazarları iyi<br />

analiz edebilmesi oldukça önemli<br />

bir husus. Bulunduğu coğrafyanın<br />

dinamiklerini görmezden gelen<br />

markaların ilgili pazarlarda faaliyetlerini<br />

uzun süreli olarak yürütebilmeleri<br />

neredeyse imkansız hale geliyor. Bu<br />

noktada dünyanın önde gelen küresel<br />

markalarından biri olan Mitsubishi<br />

Electric, 40’dan fazla ülkedeki direkt<br />

operasyonları ile hem genel hem de<br />

faaliyet gösterdiği bölge ve ülkelere<br />

özel iletişim çalışmalarını hassasiyetle<br />

uyguluyor. Biz de markamızın global<br />

stratejilerini ve marka vaatlerini<br />

Türkiye’nin yerel dinamikleri ile<br />

harmanlayarak pazarlama ve marka<br />

iletişimi süreçlerimizi yönetiyoruz”<br />

şeklinde konuştu.<br />

“Konvansiyonel ve dijital pazarlamanın<br />

senkronizasyonu şart”<br />

“Artık dijital platformlarda kısa süreli<br />

çevrim içi olmuyor, çevrim içi yaşıyoruz”<br />

diyen Ceneviz, internetin hızlı bir<br />

şekilde hayatımıza girmesiyle birlikte<br />

iletişim modellerinin de bu düzene göre<br />

şekillenmeye başladığına dikkat çekti.<br />

Konvansiyonel pazarlama stratejileri<br />

geçerliliğini korumaya devam etse de<br />

dijital pazarlama taktikleri ile senkron<br />

içinde olabilmenin önemli bir gereklilik<br />

olduğunu vurgulayan Ceneviz, “Markalar<br />

gerek konvansiyonel gerekse dijital<br />

iletişimi birbirlerini tamamlayan ve<br />

birbirleriyle kolay uyumlu hale gelen<br />

bir yapıya getirmeliler. Bu noktada<br />

yeni neslin de dünyayı yakından takip<br />

etmesi ve gerek bölgesel gerekse<br />

lokal yenilikleri izleyerek bilgilerini<br />

güncellemeleri oldukça önemli.<br />

Dijitalleşmeyle birlikte giderek<br />

entegrasyonu artan bir iletişim sürecinde<br />

Vietnam’daki bir birey ile Norveç’deki<br />

bir bireyin gelişmelere neredeyse aynı<br />

anda erişebilmesi mümkün. Geldiğimiz<br />

noktada iletişim süreçlerine paralel<br />

olarak markaların üretim süreçlerinin<br />

de giderek dijitalleştiğini söyleyebiliriz.<br />

Markamız Mitsubishi Electric’in robot<br />

teknolojileri, Sanayi 4.0’a yanıtı olan<br />

e-F@ctory uygulamaları ve yapay zeka<br />

altyapısına sahip klimaları giderek<br />

dijitalleşen üretim süreçlerine örnek<br />

gösterebileceğimiz teknolojiler arasında<br />

yer alıyor. Dijital dünyada artık pazarlama<br />

birimlerinin bilgi işlem departmanları ile<br />

yakın temasta çalışmaları gerekeceğini<br />

ve çalışanların belki yazılım mühendisi<br />

kadar yoğun bir bilgiye gerek duymasa da<br />

ileri ki süreçte pazarlama otomasyonları<br />

ve yazılımlarına ilişkin fikir sahibi<br />

olmalarının fayda sağlayabileceğini<br />

söylemek mümkün” diyerek sözlerini<br />

tamamladı.


hotel restaurant<br />

112 & hi-tech<br />

hotel-tech<br />

Bir kahve ile binlerce kişinin<br />

kart bilgilerini çaldılar!<br />

Amerika Birleşik Devletleri’nde<br />

ödeme sistemleri sağlayıcısı<br />

NCBP şirketinin 139 müşterisine,<br />

tüketicilerinin kredi kartı bilgilerini çalan<br />

kötü amaçlı bir yazılım bulaşması büyük<br />

bir krize neden oldu. Müşterilerin önemli<br />

bir çoğunluğunun kafe ve restoranlar gibi<br />

günlük hayatta tüketimin fazla olduğu<br />

mekanlar olmasının birçok tüketiciyi zor<br />

durumda bıraktığını belirten Bitdefender<br />

Antivirüs, kötü amaçlı yazılımlara karşı<br />

korunmasız olan finans şirketlerinin<br />

gerekli önlemleri alması gerektiğini<br />

vurguluyor.<br />

21 gün boyunca tüketicilerin bilgilerini<br />

çaldılar<br />

ABD genelindeki perakendecilerin<br />

ödeme sistemleri için hizmet aldıkları<br />

NCBP şirketine yönelik siber saldırının<br />

tam olarak 21 gün sürdüğünü belirten<br />

Bitdefender Antivirüs, siber suçluların,<br />

tüketicilerin adları ve soyadları, kredi<br />

kartı numarası, son kullanma tarihi ve<br />

CVV güvenlik kodu bilgilerini çaldıklarını<br />

açıkladı. Tüketicilerin korunmak<br />

adına hiçbir önlem alamadıkları bu<br />

gibi durumlarda POS cihazı sağlayan<br />

şirketlerin güvenli hizmet verip<br />

veremediğinin bilinememesi de,<br />

öngörülemeyen problemlere yol açıyor.<br />

Bir kahve ile kart bilgileri<br />

siber suçluların elinde<br />

NCBP şirketi, durumun farkına<br />

vardıktan sonra müşterilerini hemen<br />

bilgilendirse de, 21 gün boyunca kahve<br />

içmek ya da yemek yemek için alışveriş<br />

yapan tüketicilerden hangilerinin zarar<br />

gördüğünü belirlemek pek mümkün<br />

gözükmüyor.<br />

ABD’de ödeme<br />

hizmeti sağlayan<br />

NCBP şirketinin<br />

müşterilerinden 139<br />

kafe ve restoranın<br />

sistemine bulaşan<br />

kötü amaçlı yazılım,<br />

21 gün boyunca fark<br />

edilmedi. Dünyada<br />

500 milyondan fazla<br />

kullanıcıyı koruyan<br />

Bitdefender Antivirüs,<br />

ABD’de yaşanan bu<br />

durumun ödeme<br />

sistemini kullanan<br />

müşterileri etkilediğini<br />

ve tüketicilerin kart<br />

bilgilerinin risk altında<br />

olduğunu belirtiyor.<br />

Tüketicilerin durumdan habersiz kaldığını<br />

belirten Bitdefender Antivirüs, POS cihazı<br />

sağlayan şirketin listesinden zarar gören<br />

mekanların incelemesini, hesapların<br />

dikkatlice kontrol edilmesini ve<br />

bankalara durum hakkında bilgi verilmesi<br />

gerektiğini, bilgilerinin çalındığından<br />

şüphelenen tüketicilerin acil olarak<br />

kartlarını iptal etmesi gerektiğini<br />

öneriyor. Banka hesabı için kullanılan<br />

e-posta ve şifre kombinasyonunun<br />

kullanıldığı internet hesaplarının<br />

güncellenmesi de olası bilgi sızıntılarına<br />

karşı ek bir önlem olarak alınabilir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!