Hotel Restaurant Hitech
Hotel Restaurant Hitech Mayis19 Hotel Restaurant Hitech Mayis19
- Page 6: TUYED güçlendi! Dinamikleri gere
- Page 9 and 10: 74 dosya Ramazan Özel 68 Türkiye
- Page 12: 12 hotel restaurant & hi-tech antre
- Page 16: 16 hotel restaurant & hi-tech antre
- Page 19 and 20: Rüzgar Yok, Sadece Serinlik Var 15
- Page 21 and 22: sahibiyim. Turizm, insan faktörün
- Page 24 and 25: 24 hotel restaurant & hi-tech günd
- Page 26: hotel restaurant 26 & hi-tech günd
- Page 30: 30 hotel restaurant & hi-tech günd
- Page 34: 34 gündem Bakan Ersoy: “Tematik
- Page 38: 38 gündem Ersoy’un bakanlığı
- Page 42: 42 hotel restaurant & hi-tech günd
- Page 46: 46 hotel restaurant & hi-tech günd
- Page 49 and 50: ...PROFESSIONAL FURNITURE SOLUTIONS
- Page 51 and 52: Hedef, 5 yılda 20 otel ile 100 mil
TUYED güçlendi!<br />
Dinamikleri gereği turizm sektörü<br />
cephesinde oluşum ve dönüşümler birbiri<br />
ardına süregelirken, onu doğru habercilik<br />
ve güvenilir haber kaynaklarıyla besleyen<br />
gazeteciler ve yazarlar kadrosu da yoğun<br />
emeklerle bütünü tamamlamaya çalışıyor.<br />
Aralarında ben dahil Cem Polatoğlu, Musa<br />
Alioğlu, Emin Demir ve Murat Özbilgi gibi<br />
turizmci ve yazarların yer aldığı Turizm<br />
Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED),<br />
yakın bir zamanda gerçekleştirdiği 12.<br />
Olağan Genel Kurulu’ndan çok daha<br />
güçlü kararlar ve hedeflerle çıktı. Kerem<br />
Köfteoğlu’nun yeniden başkan seçildiği<br />
derneğin sektöre değer katacak yeni<br />
yapılanmasını ve gelecek döneme ilişkin yol<br />
haritasını gündem sayfalarımızdan daha<br />
detaylı okuyabilirsiniz.<br />
Daha 18’inde bile değildi, gönlünü boyunu<br />
aşan hayallere kaptırırken. Bir filmi, bir<br />
barı, bir romanı olsun istedi en çok. Önce<br />
güzel yazısıyla sinema, film piyasasının<br />
nabzını tuttu, ucundan köşesinden. 26’sında<br />
kendi barının sahibi oldu, üç ortak sonra.<br />
Arkasından o çok arzu ettiği sinema filmini<br />
çekti, 22 Anadolu kadınını hikaye ettiği<br />
belgeseliyle. Bir tek roman yazmadı, Koralı.<br />
Zaten sınır tanımayan cesareti, özgüveni ve<br />
donanımıyla çoktan yazmıştı bile hayatının<br />
romanını.<br />
Yeme içme ve eğlence sektörünün deneyimli<br />
ismi, Ebru Köktürk Koralı, yeni nesile ilham<br />
katacak hikayesi ile işte kadın konuğumuz...<br />
Bolu Geredeli. Baba da aşçı, amcalar da!<br />
1985 yılından bu yana mutfağa hem gönül<br />
hem ömür veren bir değerli şef o.Kontrollü,<br />
titiz, tezcanlı ve de paylaşmasını bilen!<br />
Yemek yapmak onun nazarında bir aile<br />
mesleği olmanın ötesinde; bir yaşam biçimi<br />
ve hazzı adeta! Öyle ki, 30 yıllık mutfak<br />
yolculuğunda hayıflandığı, pişmanlık<br />
duyduğu tek bir an bile yok! Düne<br />
değil, bugüne ve an’a odaklananlardan.<br />
Öğrendiklerini büyük bir heves ve iştahla<br />
paylaşacak kadar heyecanlı, bildikleriyle<br />
yetinmeyecek kadar öğrenmeye aç!<br />
Boğaz’ın en görkemli noktasında,<br />
Anadoluhisarı’nın ve de İstanbul’un<br />
gözbebeği Lacivert <strong>Restaurant</strong>’ın deneyimli<br />
Executive Şefi Hüseyin Ceylan bu ayki<br />
konuğumuz. Ramazana özel kareleriyle<br />
hem kapağımızda hem de şefin gözünden<br />
sayfalarımızda sizlerle...<br />
Ve beş yıldızlı iftarlar…<br />
Türkiye’nin beş yıldızlı mutfaklarında<br />
başlayan hummalı Ramazan telaşı sona<br />
erdi. Lezzetli iftar sofralarını misafirlerine<br />
açan profesyonel mutfaklar için şimdi<br />
aylar süren yorucu menü hazırlıklarının<br />
meyvelerini toplama zamanı! Geleneksel<br />
Türk mutfağının ana başlangıcı olan<br />
çorbalardan iştah açıcı ara sıcaklara,<br />
çeşit çeşit iftariyeliklerden zeytinyağlı<br />
seçeneklerine, vazgeçilmez nostaljik<br />
lezzetlerden damakları tatlandıracak<br />
enfes Türk tatlılarına kadar bu Ramazan<br />
da oteller ve restoranlarda bir bayram<br />
havası. Herkese hayırlı Ramazanlar diliyor,<br />
Türkiye’nin en özel sofralarından seçtiğimiz<br />
iftar menülerini ve Ramazan programlarını<br />
beğeninize sunuyoruz…<br />
Keyifli okumalar dilerim.<br />
EMİR ÖMER ÖCAL<br />
emir.ocal@img.com.tr<br />
FİNANS MÜDÜRÜ<br />
MUSTAFA AKTAŞ<br />
mustafa.aktas@img.com.tr<br />
GENEL MÜDÜR<br />
(Sorumlu)<br />
K<br />
FURKAN YALDIZ<br />
furkan.yaldiz@img.com.tr<br />
İMG WEB TEAM MAIL<br />
web@img.com.tr<br />
MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />
ABONE ve DAĞITIM<br />
ZEKAYİ TURASAN<br />
zturasan@img.com.tr<br />
NURTEN DEMİR<br />
nurten.demir@img.com.tr<br />
HAKKI GÜNERKAN<br />
hakki.gunerkan@img.com.tr<br />
LACİVERT RESTAURANT<br />
CTP - BASKI<br />
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL<br />
Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94<br />
www.ihlasmatbaacilik.com<br />
ümit başer alkaç<br />
İRTİBAT BÜROLARIMIZ<br />
BURSA +90.224 211 44 50-51<br />
KONYA +90.332 238 10 71<br />
website<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com<br />
e-mail<br />
info@img.com.tr<br />
ADRES<br />
Evren Mah. Bahar Cad.<br />
Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4<br />
Güneşli-Bağcılar/İstanbul<br />
Tel: +90 212 604 51 00<br />
Faks: +90 212 604 51 35<br />
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın<br />
hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.
içindekiler<br />
56 52<br />
antre<br />
8 Sektörden kısa haberler<br />
gündem<br />
16 Doluluklar düştü, fiyatlar arttı!<br />
18 ‘Kadın İnisiyatifi ve Gücü’ne örnek 6<br />
kadın, 6 hikaye<br />
20 TUYED’in yeni yönetimi belli oldu<br />
22 Türkiye turizmi, TTYD ile devler liginde<br />
24 TÜRSAB Şişli BTK acentaları ile buluştu<br />
26 Pervin Ersoy, turizmi tanıtmak<br />
için yollara düştü<br />
28 İstanbul instagram üstünden dünyaya<br />
tanıtılıyor<br />
30 Beş yılda 6.299 yeni otel geliyor<br />
32 Bakan Ersoy: Tematik tanıtımlar sonuç<br />
veriyor<br />
34 Galataport, kruvaziyer gemilerini<br />
ağırlamaya başlıyor<br />
36 Ersoy’un bakanlığı ‘rekabeti<br />
bozuyor’ iddiası<br />
38 Türkus: Yazık oldu Atatürk<br />
Havalimanı’na<br />
40 Turizme yabancı turist müjdesi<br />
42 Prontotour 25. yılında yurt içi<br />
turlarında da hedef büyüttü<br />
44 Öner: Odalarda ışıksızım,<br />
dernekler dipsiz kuyu!<br />
46 Seyahat için 5.1 milyar dolar<br />
harcadık<br />
yeni yatırımlar<br />
48 Hilton Garden Inn, Afrika’da<br />
genişliyor<br />
49 Hedef, 5 yılda 20 otel ile 100<br />
milyon Euro yatırım<br />
50 Torunlar GYO otelciliğe Hilton ile<br />
giriyor<br />
52 Divan Diyarbakır açıldı<br />
54 The LifeCo Bodrum Beach açıldı<br />
56 YOTEL ve YOTELAIR İstanbul Havalimanı<br />
açıldı<br />
58 Manesol <strong>Hotel</strong>s, yeni yatırımlarla<br />
büyüyecek<br />
60 Hem keşfettiler hem yerel ekonomiye<br />
dokundular!<br />
61 22 Haziran’da başkanlık bayrağını<br />
Hüseyin Kurt devralacak<br />
iş’te kadın<br />
62 Sınır tanımayan 3 hayal, 3 hayat:<br />
Ebru Köktürk Koralı<br />
marka<br />
62<br />
66 Öncelikli hedefinde müşteriyi teknoloji ve<br />
tasarımla buluşturmak var<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com
74<br />
dosya<br />
Ramazan<br />
Özel<br />
68 Türkiye’nin en iyi şefleri, bu yıl da<br />
Porland’ı seçti<br />
78<br />
70 Ramazanda konuklarınızı stressiz<br />
ağırlayın<br />
72 Ege Seramik’te bayrak değişimi<br />
şefın gözünden<br />
74 Kontrollü şef: Hüseyin Ceylan<br />
dosya<br />
78 Ramazan özel<br />
gastro etkinlik<br />
84 İzmir’in Boyoz’u dünyaya açılıyor<br />
86 Metro Türkiye sürdürülebilirlik<br />
stratejilerini anlattı<br />
87 Challenging Master Classes 2019’da göz<br />
kamaştırdı<br />
gastro güncel<br />
88 Nestlé Professional’dan filtre kahve<br />
çözümleri<br />
90 SEK’ten Türkiye’de bir ilk daha<br />
92 Hızla değişen beslenme alışkanlıkları<br />
üzerine bir komplo teorisi<br />
gustonun yorumu<br />
94 Reha Tartıcı ile yeni mekanlar<br />
yeni mekan<br />
96 Tam bir Amerikan rüyası: Rustyfork<br />
98 Ordu Fatsa’daki lezzet durağı:<br />
Bolaman Park <strong>Restaurant</strong><br />
100 İşin uzmanlarından Loco de Pera<br />
102 Happy Moon’s Grup’tan yeni marka:<br />
Bob’s Kitchen<br />
100<br />
hijyen<br />
104 Diversey, TASKI Intellibot’u beğeniye<br />
sundu<br />
106 Eczacıbaşı Profesyonel, Interclean<br />
İstanbul’a katıldı<br />
hotel-tech<br />
108 Mitsubishi Electric üniversitelilerle<br />
buluştu<br />
110 Bir kahve ile binlerce kişinin kart<br />
bilgilerini çaldılar<br />
111 Lokmanızı nasıl alırdınız?<br />
ürünler<br />
112 Yeni ürünler<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com
10<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Corendon Almanya’daki<br />
acenteleriyle buluştu<br />
Corendon Airlines, Almanya’da faaliyet gösteren etnik ve Alman seyahat<br />
acenteleriyle Münster’de gerçekleştirilen akşam yemeklerinde bir araya geldi.<br />
İki akşamda toplam 250 acentenin katıldığı yemekte konuşan Corendon Airlines<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, “Münster, bizim için büyük önem<br />
taşıyor. Hem Münster/Osnabrück Havalimanının 24 saat açık olması sebebiyle<br />
bize sağladığı operasyonel imkanlar hem de geçtiğimiz günlerde bir Alman<br />
Havayolu’nun iflasını açıklamasının üzerine partner tur operatörlerimizden<br />
gelen yeni hat talepleri ile birlikte Münster’de başarılı bir operasyon<br />
yürüteceğimize inancımız tam. 12 Nisan’da Münster’den gerçekleştireceğimiz<br />
Rodos uçuşuyla sezona başlayacağız. Münster’den sezon boyunca 10 tatil<br />
destinasyonuna haftada 17 uçuş gerçekleştireceğiz. Her zaman olduğu gibi<br />
birlikte el ele çalışarak güzel bir sezon geçireceğimize inanıyoruz.” dedi.<br />
Cruise Planet.com.tr yayında<br />
Dünyanın en büyük tur operatörlerinden olan Japonya merkezli H.I.S Turizm, 70<br />
ülkede, 554 ofisi ve 18 binin üzerinde çalışanı ile dünya turizmine değer katmaya<br />
devam ediyor. 2018 yılında, 70 ülkede yer alan toplam 554 ofis arasında dünyanın en<br />
iyi H.I.S ofisi seçilen H.I.S. Türkiye, Cruise Arama Motoru mottosu ile Cruise Planet<br />
markasını hayata geçirdiğini duyurdu. Türkiye’de ilk ve tek Cruise arama-kıyaslama<br />
motoru olan Cruise Planet.com.tr’de dünyanın güçlü 35 cruise firmasının 5 kıtada<br />
organize edilen tur programları yer alıyor. Böylece cruise seyahatlerine çıkmak<br />
isteyen seyahat severler, en uygun Cruise turlarından, en lüks gemi turlarına kadar<br />
birçok seçeneğe cruiseplanet.com.tr’den ulaşabilecekler.<br />
Erciyes 2020 kayak sezonunu erken açtı<br />
Yurt içinde ve yurt dışında kayak turizminin yükselen değeri olan Erciyes Kayak Merkezi<br />
2019 kayak sezonu resmen kapanmadan, 2020 sezonunu açtı. Özellikle Rusya ve Ukrayna<br />
pazarında hızlı bir yükseliş kaydeden Erciyes Kayak Merkezi 2019 yılında Ukrayna’da en<br />
popüler 3. Kayak destinasyonu olarak tahminlerin ötesinde bir başarı elde etti.<br />
2019 yılındaki ilerlemeyi değerlendiren Radisson Blu <strong>Hotel</strong>, Kayseri Genel Müdürü Burak<br />
Aydın, “Erciyes, gerek tesis kalitesi ve gerekse sunduğu olanaklarla çok daha fazlasını<br />
hak etmektedir. Otelimizin 2019 yılında ağırladığı yabancı kayakçıların sayısındaki artışa<br />
bakarak, birkaç yıla kadar Erciyes’in Akdeniz ve Ege sahillerimiz gibi bir yabancı turist<br />
destinasyonu olacağını söylemek hayal değil.” dedi. Burak Aydın, 2020 yılından çok daha<br />
umutlu olduklarını zira şimdiden yurt dışı taleplerinin gelmeye başladığını da ilave etti.<br />
Hilton Dalaman’a ödül<br />
Hilton <strong>Hotel</strong>s& Resorts markasının Türkiye’deki ilk Resort oteli olan Hilton<br />
Dalaman Sarıgerme Resort& SPA, hizmet ve altyapı kalitesini EMEA<br />
bölgesinde aldığı Award of Excellence / Mükemmellik Ödülü ile taçlandırdı.<br />
Hilton Dalaman Genel Müdürü Tunç Batum ödül ile ilgili görüşlerini bildirdi;<br />
“Bu yıl Award of Excellence ödülünü alan tek Türk Resort oteli olarak bu<br />
tatlı yarış içerisinde bulunmak çok gurur vericiydi. Bu gerçekten 10 yıldır<br />
süregelen çalışmalarımızın bir sonucu. Türkiye turizmi içinde çok önemli<br />
ve değerli bir ödül, ayrıca Hilton’un 100. yılı olması sebebiyle de ayrı bir<br />
önem taşıyor. Türkiye’de otelciliğin ne kadar kuvvetli olduğunu gösteren<br />
mükemmel bir sonuç.” dedi.
12<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Ali Can Aksu güven tazeledi<br />
2. Olağan Genel Kurulunu Ankara Anemon <strong>Hotel</strong> ‘de gerçekleştiren Turizm<br />
Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Başkanlığı’na yeniden Ali Can Aksu seçildi.<br />
Türkiye’nin dört yanından geniş katılım ile gerçekleşen genel kurulda konuşan Ali<br />
Can Aksu sözlerine genel kurula katılan tüm üyelere teşekkür ederek başladı. Aksu:<br />
“Üç yıldan beri otel yöneticileri ve profesyonel otel temsilcileri olarak TUROYD<br />
çatısı altında büyük adımlar attık. Özellikle Türk turizminin tanımına yönelik yapmış<br />
olduğumuz bölgesel faaliyetlerde, bölgenin gelişimine ciddi katkı sağladık. Bu yeni<br />
dönemde Kültür ve Turizm Bakanımız Ersoy’un sektörün içerisinden gelmiş olması,<br />
aynı dili konuşuyor olmamız geleceğe ümitlerimizi arttırmıştır.” dedi. Seçilen yeni<br />
yönetim kurulu ve bölgesel yürütme kurul başkanlıklarının önümüzdeki dönemde<br />
etki oluşturan çalışmalara imza atacaklarını belirten Aksu, üye sayısı olarak yurt<br />
içi ve dışında artış kaydettiklerini ve bu sayede sektörde söz sahibi olarak turizm<br />
politikalarında etkin rol oynamaya başladıklarını söyledi.<br />
Katie Fallon,<br />
ITP Başkan Yardımcılığına atandı<br />
Hyatt Grubu’nun üç oteline yeni atama<br />
Direnç Koca, Grand Hyatt İstanbul, Park Hyatt İstanbul ve Hyatt House Gebze’nin<br />
yeni Satış ve Pazarlama Direktörü oldu. Üniversite eğitimini İzmir’de tamamladıktan<br />
sonra İngiltere’ye dil eğitimi için giden Direnç Koca, çalışma hayatına Thames nehri<br />
üzerinde bulunan Boulters Lock Otel’de başladı. Bodrum’un en lüks otellerinden<br />
Kempinski <strong>Hotel</strong> Barbaros Bay’de 4 sene satış departmanında görev alan Koca,<br />
W <strong>Hotel</strong> Istanbul’da 3,5 sene görev yaptı. 2014 yılında Hyatt grubuna geçen<br />
Koca, sırasıyla Grand Hyatt Istanbul, Park Hyatt Istanbul ve Hyatt Centric Levent<br />
Istanbul’daki görevlerini başarıyla sürdürdü. Direnç Koca Grand Hyatt Istanbul, Park<br />
Hyatt Istanbul, Hyatt House Gebze otellerinde Grup Satış ve Pazarlama Direktör’ü<br />
olarak görev yapacak.<br />
Hilton’un Genel Müdür Yardımcısı ve Kurumsal İlişkiler Global Başkanı Katie<br />
Fallon, International Tourism Partnership (ITP) Yönetim Kurulu’na Başkan<br />
Yardımcısı olarak atandı. Atamayla ilgili konuşan Fallon: “Çevrenin ya da insan<br />
haklarının korunması söz konusu olduğunda konaklama sektöründe kesinlikle<br />
bir rekabet yoktur. Sektör, ITP aracılığıyla, Seyahatin Altın Çağı’nda karşımıza<br />
çıkan fırsatların kapsamını ve önümüze koyulan görevleri ele almak için<br />
işbirliğinin gerekliliğini kabul ederek ortak ve cesur hareketlerde bulunmak için<br />
toplanmaktadır. Sürdürülebilir büyümeyi sağlamak noktasında sektörel liderliğin<br />
her zamankinden daha önemli olduğu bir zamanda, ITP Başkan Yardımcısı<br />
rolünü üstlenmekten heyecan duyuyorum.” dedi.<br />
AB’li turist en fazla Makedonya’da<br />
geceledi<br />
TUYED yönetimi, gecelik konaklama araştırmalarını ülkede yerleşik<br />
olmayanları dikkate alarak yapan Eurostat uzmanlarının verilerini derledi.<br />
Buna göre, AB üyesi turistler, Avrupa ve yakın çevresinde 2018 yılında<br />
önemli bir artış olarak kabul edilen toplam 1,4 milyar gecelik konaklama<br />
gerçekleştirdi. AB üyesi turistlerin birlik dışındaki Litvanya, Liechtenstein,<br />
Belçika, Sırbistan ve Makedonya’daki geceleme sayıları arttı. Söz konusu<br />
ülkelerdeki geceleme artışı yüzde 8 ila yüzde 22 arasında değişiyor. Avrupalı<br />
turistin gecelemelerinde yüzde 22’lik artışı yakalayan Makedonya, yılı açık<br />
ara farkla lider olarak kapattı.
14<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Tuncer, Oslo’da Türkiye’yi tanıttı<br />
Turizm Yazarları Derneği (TUYED) üyesi fotoğraf sanatçısı Halil Tuncer,<br />
“Fotoğraflarla Türkiye” adlı sergisini Norveç’in başkenti Oslo’daki Türk<br />
Büyükelçiliğinde açtı. Fotoğraflar, Türk Hava Yolları, Oslo Türk Kadınlar Grubu<br />
iş birliği ve Oslo’nun Türkiye Büyükelçiliği desteğiyle 4 Mayıs’a kadar sergilendi.<br />
TUYED üyesi fotoğraf sanatçısı Halil Tuncer’in 20’nci kişisel sergisinin Oslo’daki<br />
açılış töreninde konuşan Türkiye Cumhuriyeti Oslo Büyükelçisi Fazlı Çorman<br />
“Halil Tuncer, tarihi ve doğal güzelliklerini fotoğraflayarak, Türkiye’nin<br />
büyüleyici görüntüleriyle bizlere Türkiye’yi taşıdı. Türkiye’nin görsel güzellikleri<br />
izleyenlere bu bölgeleri seyahat etmelerini arzu ettiriyor. Bu Türkiye adına<br />
önemli bir tanıtım çalışmasıdır” dedi.<br />
Katar Ulusal Turizm Konseyi ve<br />
UNWTO’dan iş birliği<br />
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ve Katar Ulusal<br />
Turizm Konseyi (QNTC), bu hafta Katar’ın tüm dünyadaki turizm gelişimini<br />
desteklemek için planlanan bir dizi iş birliğini duyurdu.<br />
UNWTO Genel Sekreteri’nin Doha’ya yaptığı ilk ziyareti sırasında imzalanan<br />
anlaşmayla, QNTC, Futbol Kulübü Barcelona (FCB) iş birliği ile yapılacak<br />
olan ilk UNWTO Spor Turizmi Start-up Yarışması’nın sponsoru oldu. Yarışma<br />
girişimcilik ekosistemini geliştirirken, spor turizminde yeniliği artırmayı,<br />
turizm ve spor sektörlerini teşvik edip güçlendirmeyi hedefliyor. Yarışmanın<br />
galipleri Barcelona İnovasyon Merkezi’nde çalışabilecek ve buldukları<br />
konseptler FIFA Dünya Kupası 2022’ye ev sahipliği yapmak üzere hazırlanan<br />
Katar’da uygulanmak üzere dikkate alınacak.<br />
En Mükemmel Kayak Merkezi Erciyes<br />
Erciyes Kayak Merkezi, 5 yıl üst üste dünyanın en önemli turizm sitesi Tripadvisor<br />
tarafından global çaptaki tatil ve seyahat işletmelerine verilen “Mükemmellik<br />
Sertifikası” ödülüne tekrar layık görüldü. 28 farklı dilde 49 web sitesi, yaklaşık<br />
96 milyon üye, 600 milyonun üzerinde yorum ve aylık 455 milyonu aşan<br />
ziyaretçi sayısıyla dünyanın en büyük seyahat sitesi olan Tripadvisor, bu ödülü<br />
ziyaretçilerden sürekli olarak yüksek puanlı yorum alan ve mükemmel bir<br />
konukseverlik taahhüdü sergileyen dünyadaki belirli sayıda işletmeye veriliyor.<br />
Türkiye’nin dağ yönetimi konusundaki ilk Destination Management Organization<br />
(DMO)’su Kayseri Erciyes A.Ş. tarafından yönetilen Erciyes Kayak Merkezi, daha<br />
önce de ISO 9001 ve IQNET belgeleri ile ülkemizde Hizmet Kalite Standartları ve<br />
Uluslararası Tanınırlık Belgesi alan ilk ve tek kış sporları merkezi olmuştu.<br />
Turizmciler Türkiye Festivali’ne<br />
hazırlanıyor<br />
Moskova’da bu sene üçüncüsü gerçekleştirilecek olan Türkiye Festivali için<br />
hazırlıklar sürüyor. 14 - 16 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan<br />
festival, Türkiye’nin Rusya pazarından elde ettiği turist ve geliri artırmayı<br />
hedefliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle TÜROFED, TÜRSAB, TTYD<br />
koordinasyonunda organize edilen festivale Türkiye’den oteller, tur operatörleri,<br />
turizm destinasyonları ve önemli turizm markaları katılarak Türkiye’nin turistik<br />
değerlerini tanıtacak.
16<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Turizm geliri yüzde 4,6 arttı<br />
Turizm istatistiklerini konu alan araştırmayı inceleyen Ajans Press’in Türkiye<br />
İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere<br />
göre, 2019 yılının ilk çeyreğindeki turizm gelirinin yüzde 4,6 arttığı görüldü. Böylelikle<br />
ilk 3 aydaki turizm gelirinin 4 milyar 629 milyon 679 bin dolara ulaştığı kaydedildi.<br />
Aynı şekilde ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı da yüzde 8,5 artış gösterirken,<br />
6 milyon 644 bin 391 kişi olduğu belirlendi. Bunlarında yüzde 82,2 sini de yabancılar<br />
oluştururken, yüzde 17,8’ini de yurt dışında ikametgâh eden vatandaşların<br />
oluşturduğu saptandı. Bu çeyrekte yapılan yabancı harcamaları da ortalama 678<br />
dolara denk gelirken, yurt dışında ikamet eden vatandaşların ortalama harcaması<br />
765 dolar oldu.<br />
Emirates Havayolu’na beş ödül birden<br />
İnsanları ve şehirleri birbirine bağlayan Emirates Havayolu, Business<br />
Traveller Ortadoğu Ödülleri 2019’da En İyi First Class, En İyi Economy<br />
Class, En İyi Yolcu Sadakat Programı ve Ortadoğu’daki En İyi Lounge<br />
ödüllerine layık görüldü. Operasyonel mükemmelliği ve sıradışı ürün<br />
ve hizmetleri ile bilinen, dünyanın en büyük uluslararası havayolu<br />
şirketi Emirates, ayrıca Dünyanın En İyi Havayolu Şirketi ödülünü de<br />
kazandı. Business Traveller Ortadoğu Ödülleri, endüstriye öncülük<br />
eden profesyoneller ve önemli isimlerin katıldığı bir gala yemeğinde<br />
takdim edildi. Business Traveller Ortadoğu Ödülleri, derginin yazı<br />
işleri ekibinin yanı sıra, seyahat uzmanlarının oluşturduğu bir jüri<br />
tarafından değerlendiriliyor.<br />
Bu sezon Bodrum’da ne işgal ne de<br />
hanutçuluk olacak<br />
Bodrum’un turistik bölgelerinde ve çarşı merkezlerinde görüntü<br />
kirliliği, işgaliye ve hanutçuluk sorununun yaşanmaması için<br />
harekete geçen Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, esnafları<br />
bilgilendirmek amacıyla toplantılar düzenlemeye devam ediyor.<br />
Kumbahçe’de esnaflarla bir araya gelen Başkan Aras, turizme<br />
yakışmayan görüntüler konusunda duyarlılık beklediklerini<br />
belirterek “Kent estetiğini bozan, yürüyüş yollarını ya da kıyıları<br />
işgal eden, yaya trafiğini aksatan, hanutçuluk yapan bir düzen<br />
istemiyoruz. Bu konuda tüm esnaflardan destek bekliyoruz”<br />
dedi. Başkan Aras, özellikle hanutçuluk konusunda sıkı önlemler<br />
aldıklarını belirterek, turistleri taciz eden işyerlerini kamera<br />
görüntüsüyle tespit edeceklerini ve yasal işlem uygulayacaklarını<br />
söyledi.<br />
Turizm Karikatürleri Yarışması’nda<br />
ödüller sahiplerini buldu<br />
Anatolia Turizm Akademisi tarafından Er Yatırım’ın ana sponsorluğunda düzenlenen<br />
10’uncu Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışması’nda ödüller Four Points by<br />
Sheraton, İzmir oteli ev sahipliğinde İzmir’de sahiplerini buldu. Dünyada turizm<br />
alanında düzenlenen tek karikatür yarışmasına 61 ülkeden 673 sanatçı katıldı. 1331<br />
karikatürün gönderildiği yarışmada yetişkinler kategorisinde Türkiye’den Kürşat<br />
Zaman, gençlerde ise Elif Kayra Eşin birincilik kazandılar. Bu yılki teması “Tatil<br />
Anıları” olan yarışmada yetişkinlerde beş, gençler kategorisinde ise üç karikatür<br />
sanatçısı ödül kazandı.
hotel restaurant<br />
18 & hi-tech<br />
gündem<br />
Doluluklar düştü<br />
Fiyatlar arttı!<br />
TÜROB, Türkiye’nin Mart 2019 otel doluluklarının geçen yıla göre<br />
yüzde 5 azalarak yüzde 64.2 olduğunu açıkladı. Oda fiyatlarının<br />
yüzde 4.6 artışla 63.3 Euro olması memnuniyet oluşturdu.<br />
Konaklama sektörü ilkbahara<br />
doluluklarda düşüşle girerken, oda<br />
fiyatlarındaki artış trendi devam<br />
etti. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB),<br />
dünya çapında veri ve analiz şirketi STR<br />
tarafından hazırlanan ‘Mart 2019 Ülke<br />
Performans Raporu’nu açıkladı. Raporda<br />
yer alan verilere göre, Türkiye’nin Mart<br />
2019 otel dolulukları 2018 yılının aynı<br />
ayına göre yüzde 5 azalarak yüzde 64.2<br />
olarak kaydedildi. Mart 2018’de bu<br />
oran yüzde 67.5 olmuştu. Mart 2019’da<br />
Türkiye’nin ortalama günlük satılan oda<br />
bedeli ise yüzde 4.6 artışla 63.3 Euro<br />
olarak gerçekleşti. Mart 2019’da Avrupa<br />
destinasyonları doluluk ortalaması yüzde<br />
68.6 olurken, ortalama günlük satılan<br />
oda bedeli ise 104.3 Euro olarak tespit<br />
edildi.<br />
Fiyatlar İstanbul ile yükseldi<br />
TÜROB’un açıklamasına göre,<br />
İstanbul’un Mart 2018’de yüzde 73.6<br />
olan doluluk oranı, Mart 2019’da yüzde<br />
2.5 azalarak yüzde 71.8 olarak ölçüldü.<br />
İstanbul’da Mart 2019’da, Average<br />
Daily Rate (ADR) olarak adlandırılan<br />
ortalama günlük satılan oda bedeli 77.3<br />
Euro’ya çıkarak 2018’e göre yüzde 4.6<br />
artış gösterdi. Mart 2018’de bu rakam<br />
73.9 Euro olmuştu. Toplam oda sayısı<br />
üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde<br />
ise (RevPAR) geçen yıla oranla yüzde 2<br />
artış yaşandı ve 55.5 Euro olarak ölçüldü.<br />
Mart 2018’de bu rakam 54.4 Euro<br />
olmuştu. Yılın ilk çeyreğinde ise geçen<br />
yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında<br />
doluluk oranı yüzde 68.2’den yüzde 67.3’e<br />
gerilerken, ortalama günlük satılan oda<br />
bedeli 71.2 Euro’dan 76.0 Euro’ya, oda<br />
başı elde edilen gelir 48.5 Euro’dan 51.1<br />
Euro’ya yükseldi.<br />
Antalya’da aynı kaldı<br />
Antalya’da Mart 2019 otel dolulukları bir<br />
önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde<br />
3 azalarak, yüzde 58.4 oldu. Mart 2018’de<br />
bu oran yüzde 60.2 olmuştu. Ortalama<br />
günlük satılan oda bedeli 47.8 Euro<br />
olarak Mart 2018 ile aynı kaldı. Toplam<br />
oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen<br />
gelirler geçen yıla oranla yüzde 3.1<br />
düşüşle ve 27.9 Euro olarak gerçekleşti.<br />
Mart 2018’de bu rakam 28.8 Euro<br />
olmuştu. Yılın ilk çeyreğinde ise geçen<br />
yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında<br />
doluluk oranı 57.7’den yüzde 59.4’e<br />
yükseldi. Ortalama günlük satılan<br />
oda bedeli 45.5 Euro’dan 44.7 Euro’ya<br />
gerilerken, oda başı elde edilen gelir çok<br />
hafif artışla 26.2 Euro’dan 26.5 Euro’ya<br />
yükseldi.<br />
Anadolu şehirleri yavaşladı<br />
Doluluk verilerini değerlendiren TÜROB<br />
Başkanı Müberra Eresin, ilk üç aylık<br />
rakamlara göre, kitle turizminde<br />
ve yurtdışı pazarlardan beslenen<br />
merkezlerde artışlar göründüğünü<br />
belirterek, “Ancak geri kalan kısımlarda,<br />
özellikle de iç turizm ve normal yurtiçi<br />
kaynak pazarlardan beslenen şehirlerde<br />
maalesef durumlar o derece parlak<br />
gözükmüyor. Ancak her şeye rağmen,<br />
TÜROB olarak 2018’in iyi geçtiğini,<br />
2019’un iyi geçeceğini ve hatta 2020’nin<br />
de Türkiye için çok önemli bir turizm<br />
yılı olacağını düşünüyoruz” dedi.<br />
Önümüzdeki yıldan itibaren canlanacak<br />
olan cruise ve kongre turizmiyle biraz<br />
daha hareketlenme beklediklerini dile<br />
getiren Eresin, “2019 yılı sonu itibariyle<br />
hem oda fiyatlarında hem doluluk<br />
oranlarında minimum yüzde 10-15’lerde<br />
artış bekliyoruz” diye konuştu.<br />
TÜROB’un açıklamasına göre,<br />
İstanbul’un Mart 2018’de yüzde<br />
73.6 olan doluluk oranı, Mart<br />
2019’da yüzde 2.5 azalarak yüzde<br />
71.8 olarak ölçüldü. İstanbul’da<br />
Mart 2019’da, Average Daily Rate<br />
(ADR) olarak adlandırılan ortalama<br />
günlük satılan oda bedeli 77.3<br />
Euro’ya çıkarak 2018’e göre yüzde<br />
4.6 artış gösterdi.
Rüzgar Yok,<br />
Sadece Serinlik Var<br />
15.700 mikro delik sayesinde<br />
yaşam alanınızı rüzgarsız serinletin.<br />
Wind-Free<br />
4 Yön Kaset Klima<br />
Daha fazla bilgi için www.samsung.com/tr/business adresini ziyaret edin.<br />
Wind-Free soğutma<br />
15.700 adet mikro delik<br />
sayesinde soğuk hava akımı<br />
olmadan konfor sağlar.<br />
Daha uzun<br />
üfleme mesafesi<br />
84 mm geniş kanatlar, soğuk<br />
havanın daha uzağa ulaşması<br />
için geniş açı sağlar.<br />
Yapay zeka sensörü<br />
Hareket ve ısı algılayan<br />
sensörler yardımıyla oda<br />
sıcaklığının anlık olarak takip<br />
edilmesini sağlar.
20<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
Fotoğraf: Göçhan Yıldırım<br />
‘Kadın İnisiyatifi<br />
ve Gücü’ne örnek<br />
6 kadın, 6 hikaye!..<br />
MPI VE SITE Türkiye, Dünya Toplantı Sektörü Günü’nü “Kadın İnisiyatifi ve Gücü” konulu bir panel ile kutladı.<br />
Panelde yönetici ve girişimci kimliğiyle öne çıkan 6 örnek kadın, sektörde daha fazla iş birliği, destek ve<br />
eğitimin gerekliliğine dikkat çekti, paylaştıkları hikaye ve projeleriyle kadın iş gücü ve inisiyatifini nasıl<br />
başarıyla kullandıklarını anlattı...<br />
Her yıl MPI Global başta olmak üzere,<br />
birçok ülkenin uluslararası sektör<br />
birlikleri ve derneklerinin önemli<br />
buluşma günlerinden biri olan Dünya<br />
Toplantı Sektörü Günü (GMID- Global<br />
Meeting Industry Day), Türkiye’de bu yıl<br />
ikinci kez 4 Nisan 2019 Perşembe günü<br />
İstanbul Lütfi Kırdar’ın ev sahipliğinde<br />
kutlandı. MPI ve SITE Türkiye iş birliğinin<br />
ortaya koyduğu sinerji ile sektörde ve<br />
iş hayatında kadınların önemi ve rolü<br />
konusunda görüş alışverişinde bulunulduğu<br />
etkinlikte turizm kurum ve kuruluşları,<br />
şirket ve dernek yetkilileri, toplantı sektörü<br />
profesyonelleri ve sektör medyası gibi tüm<br />
sektör paydaşları bir araya geldiler.<br />
Bu yılın konusu “Kadın İnisiyatifi ve Gücü”<br />
Uluslararası camiayla eş zamanlı olarak<br />
çeşitli sponsor kurum ve kuruluşların<br />
katkılarıyla gerçekleşen etkinliğin bu yılki<br />
konusu “Kadın İnisiyatifi ve Gücü” olarak<br />
belirlendi.<br />
Moderatörlüğünü Lüks Konaklama ve<br />
Etkinlik Sektörü Danışmanı Cantekin<br />
Temizer’in üstlendiği panelde; KAGİDER<br />
Başkanı Sanem Oktar, Kızlar Sahada<br />
Futbol Okulu Kurucusu Melis Abacıoğlu<br />
Sezener, MarkaSokak Reklam Ajansı<br />
Kurucu Başkanı Ebru Köktürk Koralı,<br />
Turkishwin Kurucusu Melek Pulatkonak,<br />
Çehreli Danışmanlık Kurucusu Şehnaz<br />
Çehreli Şefik, ODS TURKEY Kurucusu ve<br />
Genel Müdürü Hasan Dinç, MPI Türkiye<br />
Başkanı ve İstanbul Lütfi Kırdar Genel<br />
Müdürü Handan Boyce konuşmacı olarak<br />
yer aldılar.<br />
Sanem Oktar: Fırsat eşitliğinin olduğu bir<br />
dünya hayal ediyoruz<br />
Panelde ilk sözü alan KAGİDER Başkanı<br />
Sanem Oktar, “Ben bir kadın girişimciyim,<br />
bir şirketim var.<br />
Ama aynı zamanda da bir sivil toplum<br />
kuruluşunun başkanı olarak buradayım.<br />
Adı üstünde, kadın girişimcilerin kurduğu<br />
bir dernek bu. Amacı, kadın girişimcilerin<br />
güçlenmesini sağlamak olan derneğimizin<br />
bir tek hayali var, o da kadın ve erkeklerin<br />
fırsatlara eşit olarak ulaştığı bir dünya<br />
düzeni” dedi.<br />
Türkiye’de kadınların fırsatlara eşit<br />
ulaşamadığının altını çizen Oktar, şu an<br />
itibariyle kadın çalışan oranının yüzde 29,<br />
yönetici seviyesinde yüzde 12, girişimciler<br />
olarak 115 bin olduğunu söyledi. Oktar,<br />
ekonominin gelişebilmesi, daha iyi<br />
yönetilebilmesi için kadın istihdamının<br />
önemine işaret ederek, Türkiye’nin<br />
dünyada sondan 16. sırada olduğunu ifade<br />
ederek, ‘Büyük metropolleri artık kadınlar<br />
yönetiyor. Kadının liderlik becerileri daha<br />
fazla ön plana çıkmaya başladı. İstihdamın<br />
yanı sıra kadının hem yönetici hem de<br />
girişimci olması günümüzde çok önemli”<br />
dedi. Sanem Oktar, turizm sektöründe<br />
kadın istihdamının diğer sektörlere göre<br />
uzun ancak bariyerli olduğuna vurgu<br />
yaparak, bu algıya yönelik çalışmanın da<br />
önemine dikkat çekti.<br />
Dönüşümü tetiklemek için kızları sahaya<br />
çıkardı;<br />
Melis Abacıoğlu Sezener…<br />
Kızlar Sahada Futbol Okulu Kurucusu<br />
Melis Abacıoğlu Sezener, “Ben de farklı<br />
şapkalara sahip olan bir kadınım. Ben<br />
de bir girişimciyim, iki tane teknoloji<br />
girişimim var. Ama bugün karşınızda<br />
‘Kızlar Sahada’ şapkamla oturuyorum. Bu<br />
bir sosyal girişim. Kadın futbolcu oranı<br />
yüzde 8’lerde, antrenör oranı yüzde 6’larda,<br />
hakem oranı yüzde 4’lerde. Türkiye’de<br />
bu konuda örnek gösterilen insanlarımız<br />
var. Ama hala gidecek çok yolumuz var.<br />
Peki Kızlar Sahada ne yapıyor? 7’den 70’e<br />
kadın ve kız çocuklarına ‘yapamazsın’<br />
diye kodlanan farklı toplumsal cinsiyet<br />
yargılarını futbol sahasında kırıyor.<br />
Ayaklarına top değiyor ve oynamaya<br />
başlıyor, orada bir yolculuk başlıyor,<br />
oynayabildiklerini görüyor, özellikle de<br />
kız çocukları. O dönüşüm acayip bir yere<br />
çıkıyor. Bir sosyal etki ölçümü yaptık,<br />
sonunda da şu çıktı, bizim sahamızda<br />
oynayan kız çocuklar, sonrasında acayip<br />
bir kırılım yaşıyor. Diyorlar ki, ‘futbol<br />
oynayabiliyorsam acaba doktor da olabilir<br />
miyim, mühendis de olabilir miyim?’ Bir<br />
anda önlerindeki koskoca duvar yıkılıyor<br />
ve çok kuvvetli bir dönüşümü tetiklemiş<br />
oluyorsunuz. Benim de hayattaki en büyük<br />
vizyonum bu, dönüşümleri tetiklemek.<br />
Bunu da projemizle çok rahat bir şekilde<br />
yapabildiğimize inanıyoruz.” diye konuştu.<br />
“Genel müdür olamayacaksın” dediler,<br />
girişimci oldu!<br />
Şehnaz Çehreli Şefik…<br />
Yaklaşık 32 yıldır sektöre hizmet verdiğini<br />
belirten Çehreli Danışmanlık’ın Kurucusu<br />
Şehnaz Çehreli Şefik, “Ben de bir kadın<br />
girişimciyim. 10 yıllık profesyonel otelcilik<br />
hayatından sonra başladı yolculuğum.<br />
Grand Hyatt Otel’in başkanıyla konuşurken<br />
ona ne zaman genel müdür olacağımı<br />
sordum. Bana dünyada büyük beş yıldızlı<br />
otellerde kaç tane kadın genel müdür<br />
gördüğümü sordu ve sorumu şöyle<br />
yanıtladı: ‘hiçbir zaman genel müdür<br />
olamayacaksın çünkü sen bir kadınsın’<br />
dedi. Bu benim için gerçekten bir dönüm<br />
noktasıydı, ilk ve son istifam oldu” dedi.<br />
“TÜRSAB’a kadın başkan ne zaman<br />
gelecek, çok merak ediyorum”<br />
İstifasından sonra 1998 yılında Çehreli<br />
Danışmanlık’ı kurduğunu anlatan Şefik,<br />
“Şu an Kıbrıs ve Türkiye’de iki şirketin
sahibiyim. Turizm, insan faktörüne dayanan<br />
bir sektör. Kadınların ağırlıklı çalıştığı<br />
fakat üst düzey pozisyonlara gelemediği bir<br />
sektördü. Bugün aramızda TÜROB’a başkan<br />
olan ilk kadın başkanımız Müberra (Eresin)<br />
Hanım var. Tabii bu sektörde bir dönüm<br />
noktası. TÜRSAB hiçbir zaman olmadı, ne<br />
zaman olacak çok merak ediyorum. Asla<br />
bırakmazlar!” dedi.<br />
“Turizmde kadınları birleştiren bir<br />
platform bilmiyorum”<br />
Aynı zamanda Akdeniz’de kadın Liderler<br />
Kurulu’nun da başında olduğunu ifade eden<br />
Şefik, oluşumun ileriki yıllarda daha da<br />
büyüyeceğini ve bölgeye destek vereceğine<br />
inandığını dedi. Turizm sektöründe<br />
kadın çalışanları birleştiren bir platform<br />
bilmediğini söyleyen Şehnaz Çehreli<br />
Şefik, “Çünkü kadınların derdini bir tek<br />
kadınlar bilir. Kadınları bir noktaya kadar<br />
getiriyorlar. Yönetim bazında çok fazla<br />
önem vermiyorlar. Ama bu değişiyor artık.<br />
Yeni nesil, bizden çok daha şanslı ama.<br />
Ben o yüzden ümitliyim. Türkiye’de de hem<br />
Akdeniz Turizm Vakfı olarak hem de sadece<br />
özellikle bu platformda belki de KAGİDER<br />
ile birlikte kadınların bir platformda<br />
buluşmasını arzu ediyorum” şeklinde<br />
sözlerini tamamladı.<br />
Hasan Dinç: “Bütün sorunların tek bir<br />
çözümü var, eğitim!”<br />
SITE Türkiye Başkanı ve ODS TURKEY<br />
Kurucusu/Genel Müdürü Hasan Dinç,<br />
Atatürk’ün kadınlarla ilgili sözlerinden<br />
bir alıntı yaparak sözlerine başladı.<br />
“Birisi olmadan diğeri olmuyor. Bizim<br />
bütün problemimiz eğitimden başlıyor.<br />
Kadın erkek ilişkilerine yönelik sorunlar<br />
da eğitimle çözülecek, suistimaller de.<br />
Bizim asıl odaklamamız gelirken düzgün<br />
bir eğitim sistemi. Sektörde bir 30.<br />
yılımdır herhalde. Şu ana kadar etkinlik<br />
endüstrisinde negatif veya pozitif ayrımcılık<br />
pek görmedim. Ben geceli gündüzlü çalışan<br />
çok başarılı kadın müşterilerle de çalıştım.<br />
Operasyonun tam ortasında ‘ben kuaföre<br />
fön çektirmeye gideceğim’ diyen erkek<br />
müşterilerle de... Dolayısıyla bu duruma<br />
biraz daha farklı yaklaşıyorum” diyen Dinç,<br />
30 yıllık meslek hayatında bu ayrıma tanık<br />
olmadığını söyledi.<br />
Aynı şekilde gelir dengesizliği konusunda<br />
da bir ayrımın olmadığını anlatan Dinç,<br />
dünyadaki yeni bir trenden bahsederek,<br />
“Artık azınlıklara pozitif ayrımcılık<br />
anlamında bir yaklaşım var. Azınlıklara<br />
kadınlar da dahil. Uluslararası bir firmanın<br />
ihalesine girerken, eğer eşit şartlarda<br />
iseniz ve sizin şirketinizin ortağı veya sahibi<br />
kadınsa size artı 1 puan veriliyor. Bu güzel<br />
bir uygulama, dünyada da yeni başlayan bir<br />
trend” diyerek sözlerini tamamladı.<br />
Gastronomi hikayeleri toplamak için<br />
Anadolu kadınının peşine düştü...<br />
Ebru Köktürk Koralı<br />
MarkaSokak Reklam Ajansı Kurucu<br />
Başkanı ve Ebru Köktürk Koralı kadın gücü<br />
ve inisiyatifine konu olan hikayesini şöyle<br />
paylaştı: “Ben de bir girişimciyim ama bizler<br />
bilmeden giriştik. İletişimden geldiğim<br />
için pek çoğu beni Hayal Kahvesi’nin<br />
patronu olarak değil, iletişimci ve halkla<br />
ilişkilerci olarak bildi. Herkesin ‘Ben roman<br />
yazacağım, ben bir film çekeceğim, bir<br />
barım olsun’ dediği 1995 yılında Beyoğlu<br />
Hayal Kahvesi’ mi açtık. Tabii bizim ekip<br />
film yapamadı, daha yeni yeni gerçekleşir o<br />
hayalimiz. Bir kadın olarak zor ama harika<br />
yıllardı”.<br />
Anadolu hikayelerini eylülde paylaşmaya<br />
hazırlanıyor…<br />
2006 yılında TURYİD’in kurulmasıyla<br />
beraber 35 kadın bir masanın etrafında<br />
toplanmaya başladığını söyleyen Koralı, bu<br />
aralıkta evlenip iki çocuk sahibi bir anne<br />
olduğunu belirterek, “Benim oğlanlar<br />
arabanın arkasında büyüdüler” dedi. Şu<br />
anda iki üniversitenin iletişim ve gastronomi<br />
bölümlerinde ders vermeye devam ettiğini<br />
anlatan Koralı, “İletişimde eşit sayıda kızerkek<br />
öğrenci oluyor. Gastronomi ve mutfak<br />
sanatları okullarında ise kız çocukların<br />
ilgisi çok daha fazla. Ama bizim gastronomi<br />
sektöründe sorunlar devam ediyor.<br />
Turizm sektöründe işler biraz daha<br />
kolaylaşmış olabilir. Bunlar, hepimizin<br />
bildiği sorunlar. Erkekler daha iyi maaş<br />
alıyor, mutfakta kadın istemiyor. Teknoloji<br />
ne kadar ilerlemiş olsa da büyük kazanları,<br />
büyük tencereleri bahane ediliyorlar<br />
hala. Aslında böyle bir sorun yok. Kızlara<br />
bakıyorsun, ‘ben pastacılığa çok ilgi<br />
duyuyorum” diyorlar. 50 yaşıma geldim,<br />
birkaç küçük kamerayla Globalekonomi<br />
Zirvesi için Anadolu insanın peşine düştüm<br />
ve harika hikayeler topladım. TURYİD<br />
olarak da çok önemsediğimiz gastronomi<br />
turizmi ve ürün-restoran ihracı konularında<br />
hikayeler topluyorum. İnşallah eylül ayında<br />
tekrar sizlerle paylaşacağız.” sözleriyle<br />
konuşmasını tamamladı.<br />
Türkiye’nin ilk kadın ilham kütüphanesini<br />
kuran sosyal girişimci:<br />
Melek Pulatkonak<br />
Turkishwin Kurucusu Melek Pulatkonak,<br />
“Ben bir sosyal girişimciyim. Zoru<br />
başarmaya çalışıyoruz. Hem sosyal fayda<br />
ortaya koyup hem de girişimcilik yönümüzle<br />
dünyayı geliştirmeye çalışıyoruz” dedi.<br />
Yaklaşık 20 yıl yurt dışında yaşadığını<br />
ve bu vesile ile MPI Zirvesi’ne katılma<br />
fırsatı bulduğunu belirten Pulatkonak,<br />
“Sektörünüzü çok önemsiyorum. Doğru<br />
insanları bir araya getirmek işi de bir sanat.<br />
Siz bunu her zaman yapıyorsunuz. Bizler de<br />
sosyal fayda üretmek için yapıyoruz” dedi.<br />
“Gelecekte networku olanlar kazanacak”<br />
Turkishwin’in kuruluşuna da kısaca değinen<br />
Pulatkonak, Turkishwin’in ihtiyaçtan<br />
doğan bir network olduğunu dile getirerek<br />
şöyle konuştu: “Amerika’da yaşayan bir<br />
kadın olarak, benim gibi global kariyer<br />
sahibi, yurt dışında yaşayan ama Türkiye’yi<br />
seven, çalışmak isteyen kadınlarla bir<br />
araya gelerek hikayelerimizi paylaşmak<br />
amacıyla TED Talk gibi bir network kurdum.<br />
Türkiye’nin ilk kadın ilham kütüphanesi<br />
olarak tanımladığımız bu çalışma<br />
kapsamında 250 Türk kadını hikayesini<br />
özgün bir anlatımla ve İngilizce olarak<br />
anlattılar. Biz gelecekte networku olanların<br />
kazanacağına inanıyoruz çünkü dedi.<br />
Pulatkonak, bugüne kadar 500 tane<br />
eşleştirme yaptıkları mentorluk, üniversiteli<br />
kadınlar için kampüs programı ve<br />
toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştıran<br />
etkinlikler düzenlediklerini ifade etti.<br />
Son olarak, Kız Kardeşler networkunu<br />
kurduklarını belirten bunu sektörel bazda<br />
büyütmek istediklerini anlatan Pulatkonak,<br />
panel aracılığıyla turizmcilere de bir çağırı<br />
yaparak, “Turizm sektörünü de sizinle<br />
yapabiliriz. Bu konuda içerik üretip insanları<br />
bir araya getirecek fikir önderlerine<br />
ihtiyacımız var. Biz bütün bu yaptığımız<br />
işleri etkinliklerle taçlandırıyoruz. Sizler<br />
olmazsanız bu işler de olmuyor. Etkinlikler<br />
ve sizin dokunduğunuz her şey ve her kişi<br />
çok önemli” diye konuştu.<br />
Handan Boyce: Aktif ve lideriz ama<br />
uluslararası platformlarda yokuz!”<br />
MPI Türkiye Başkanı ve İstanbul Lütfi<br />
Kırdar Genel Müdürü Handan Boyce ise,<br />
eğitime vurgu yapan konuşmasında toplantı<br />
sektöründe çalışan kadınların son derece<br />
aktif, başarılı ve lider statüsünde olmalarına<br />
karşın uluslararası platformlarda yer<br />
almadıklarını eleştirerek, “Burada çuvaldızı<br />
kendime de batırmak suretiyle eleştirimi<br />
dile getirmek isterim ki, lider dediğimiz<br />
kadınlar bile sahnede çok yer almıyor.<br />
Uluslararası platformlarda gerekeni<br />
yeterince yapmadığımız kanaatindeyim.<br />
Artık sunum yapan, konuşan taraf biz<br />
olmalıyız. Oturup dinleyenler olmamalı,<br />
aktif rolleri sahiplenmeyi bilmeliyiz” diye<br />
konuştu.<br />
Dünya düzenin değiştiğini ve yeni iş yapma<br />
biçimlerinin ortaya çıktığını da sözlerine<br />
ekleyen Boyce şöyle devam etti: “Bu<br />
değişim içerisinde başarılı olmak için artık<br />
kapitalizmden yetkinliklere ve inovasyona<br />
yönelmemiz gerek. Çünkü ülkelerin<br />
ekonomik ve business başarısı burada.<br />
Bu da başka bir pencere demek, başka bir<br />
bakış açısı demek. Dolayısıyla kadın, bu yeni<br />
dünya düzeninde yaratıcılığı ve çok yönlü<br />
becerileri sayesinde liderlik ve yönetimde<br />
çok daha fazla söz sahibi olabilecek”.
hotel restaurant<br />
22 & hi-tech<br />
gündem<br />
TUYED’in yeni yönetimi belli oldu<br />
Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin (TUYED) 12. Olağan<br />
Genel Kurul Toplantısı Ramada İstanbul Taksim Otel’de yapıldı. Genel kurulda,<br />
Kerem Köfteoğlu derneğin başkanlığına yeniden seçildi.<br />
Turizm Yazarları ve Gazetecileri<br />
Derneği’nin (TUYED) 12. Olağan<br />
Genel Kurul Toplantısı, Ramada<br />
İstanbul Taksim Otel’de gerçekleştirildi.<br />
Divan Başkanlığını Prof. Dr. Nüzhet<br />
Kahraman’ın yaptığı genel kurul<br />
toplantısında seçime tek listeyle girildi.<br />
Seçimlerin ardından yapılan toplantıda,<br />
yönetim kurulu üyelerinin görev dağılımı<br />
belirlendi.<br />
Toplantıda, Kerem Köfteoğlu’nun yeniden<br />
dernek başkanı olmasına karar verildi.<br />
Hatice Ünal Bilen ve Cem Polatoğlu<br />
başkan yardımcılığına seçilirken, Musa<br />
Alioğlu ise genel sekreterliğe getirildi.<br />
Öte yandan derneğin Antalya temsilciliğini<br />
Emin Demir, yeni medya koordinatörlüğü<br />
de Murat Özbilgi yürütecek.<br />
TUYED’in yönetim kurulu asil ve yedek<br />
üyeleri şu isimlerden oluştu:<br />
Musa Alioğlu, Hatice Ünal Bilen, Emin<br />
Demir, Mehmet Ali Doğan, Kerem<br />
Köfteoğlu, Murat Özbilgi ve Cem<br />
Polatoğlu. Yönetim kurulu yedek üyeleri<br />
ise Aykut Bakay, Sayime Başçı, Özlem<br />
Kapar Bayburs, Burak Coşan, Mehmet<br />
Güneli, Halil Öncü ve Gönül Yıldırım.<br />
Denetleme kurulu asil ve yedek üyeleri<br />
ise şöyle belirlendi: Prof. Dr. Nüzhet<br />
Kahraman, Osman Nihat Aydoğan,<br />
İsmail Toksoy, Özlem Kasa, Gülay Yücel<br />
Sarıkaya, Cazibe Ulutaş.<br />
Köfteoğlu: “Ar-Ge bölümünü<br />
güçlendireceğiz”<br />
TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu, oylama<br />
sonrası derneğin önceki başkanları Prof.<br />
Dr. Nüzhet Kahraman ve Hasan Arslan’a<br />
yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür etti.<br />
Yeni dönemde turizm bölgelerinde<br />
örgütlenip Ar-Ge bölümünü<br />
güçlendireceklerini vurgulayan Köfteoğlu<br />
şöyle konuştu: “Prof. Dr. Nazmi<br />
Kozak başkanlığındaki Ar-Ge bölümü,<br />
sektörün ihtiyaç duyduğu araştırmaları<br />
yapacak. Düzenli hazırlanacak raporları<br />
haberlerimizle destekleyip kamuoyu ile<br />
paylaşacağız. Sektörün bilgi birikimini<br />
de çok önemsiyoruz. Bu yüzden birikime<br />
sahip, ‘turizmin belleği’ olarak kabul<br />
edilen kişilerden bir danışma kurulu<br />
oluşturacağız. Kurul üyelerini titri değil,<br />
fikri olan deneyimli kişiler arasından<br />
seçeceğiz.”
24<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
Türkiye turizmi, TTYD ile devler liginde<br />
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği, küresel turizm ve seyahat devlerinin kulübü olan<br />
Dünya Seyahat Ve Turizm Konseyi (WTTC) üyeliğine kabul edildi.<br />
Türkiye Turizm Yatırımcıları<br />
Derneği TTYD, yurt dışı temsil<br />
kabiliyetinin geliştirilmesi<br />
yönünde en önemli hedeflerinden<br />
birini gerçekleştirerek dünyanın turizm<br />
ve seyahat sektöründeki en büyük<br />
özel sektör şirketlerinin üye olarak<br />
barındıran “World Travel and Tourism<br />
Council” (WTTC) adlı kuruluşun<br />
üyeliğine kabul edildi. TTYD Başkan<br />
Yardımcıları Ayhan Bektaş ve Ali Güreli<br />
ile Yönetim Kurulu Üyesi Naile Göçen<br />
Çukurova İspanya’nın Sevilla kentinde<br />
düzenlenen WTTC Küresel Zirvesi’nde<br />
katıldı ve temaslarda bulundu.<br />
Büyük ölçekli şirketler üye kabul<br />
ediliyor<br />
Küresel otel gruplarından hava yolları,<br />
finans kurumları ve havaalanlarına<br />
kadar farklı sektörlerden büyük ölçekli<br />
şirketlerin üye kabul edildiği WTTC’de<br />
TTYD ilk defa sektörel temsil kuruluşu<br />
kategorisinden üye olarak bir ilki<br />
gerçekleştirdi.<br />
TTYD’nin üyeliğe kabul edildiği ve 3-4<br />
Nisan 2019 tarihlerinde yapılan Sevilla<br />
Zirvesi’nde ABD eski Başkanı Barack<br />
Obama da onur konuşmacısı olarak<br />
bir konuşma yaptı. Barack Obama’nın<br />
yanı sıra İspanya Başbakanı Pedro<br />
Sanchez, BM Dünya Trizm Örgütü<br />
Genel Sekreteri Zurab Pololikasvili<br />
ve Mısır Turizm Bakanı da zirve<br />
konuşmacıları arasında yer aldı.<br />
Zirvede kesintisiz seyahat, turist<br />
deneyimleri, sürdürülebilirlik ve iklim<br />
değişikliği, destinasyonların korunması<br />
gibi konularda paneller gerçekleşti.<br />
WTTC’nin Türkiye’den THY, Özaltın<br />
Grup, OTI Holding, ZAFER Turizm<br />
Grubu ve Martı Grubu olmak üzere<br />
5 üyesi var ve bu şirketlerin THY<br />
hariç tamamı TTYD üyesi bulunuyor.<br />
WTTC’nin başkanlığını halihazırda<br />
Hilton CEO’su Christopher Nassetta,<br />
Genel Direktörlüğü’nü ise Meksika<br />
Turizm Eski Bakanı Gloria Guevera<br />
Manzo yürütüyor.
LEZZET PROFESYONELLERİNE<br />
KESİNTİSİZ ENERJİ<br />
Likit fazdayken de enerji üretebilen LPG PRO, kesintisiz enerji sağlar. Özel emniyet tertibatı ve<br />
periyodik bakım hizmetleri sayesinde son derece güvenlidir. Alev boyunu ve tüp basıncını sabit<br />
tutarak; otel, restoran ya da kafelerin hep tam güçle çalışmasını sağlar.<br />
TÜRKİYE’DE<br />
BiR iLK
hotel restaurant<br />
26 & hi-tech<br />
gündem<br />
Fotoğraflar: Göçhan Yıldırım<br />
TÜRSAB Şişli BTK acentaları ile buluştu<br />
TÜRSAB Şişli BTK (Bölge Temsil<br />
Kurulu) 26 Nisan Cuma günü<br />
Barcelo İstanbul <strong>Hotel</strong> ev<br />
sahipliğinde bir araya geldi. TÜRSAB<br />
Başkanı Firuz Bağlıkaya’nın yanı sıra<br />
Yönetim Kurulu Üyesi Ali Bilir, Finansal<br />
ve Kurumsal Fonksiyonlar Grup Başkanı<br />
Neslihan Örnek ve ŞİŞLİ BTK Başkanı<br />
Aylin Güneşli’nin katıldığı network<br />
buluşmasında bölge acentalarının<br />
birbiri ile tanışması, iş geliştirme ve fikir<br />
alışverişinde bulunması amaçlandı.<br />
Güneşli: “ŞİŞLİ BTK olarak çok keyifli<br />
işler çıkardık”<br />
Taksim’de tamamen yenilenen Barcelo<br />
İstanbul <strong>Hotel</strong> ev sahipliğinde yoğun bir<br />
katılım ile gerçekleşen organizasyonun<br />
açılış konuşmasını yapan ŞİŞLİ BTK<br />
Başkanı Aylin Güneşli, ŞİŞLİ BTK<br />
ekibini de tanıttığı sunumunda projeler<br />
ve hizmetlerle ilgili bilgiler aktardı.<br />
Güneşli, “Bugün burada amacımız hem<br />
hep birlikte biraz eğlenmek, keyifli<br />
vakit geçirmek hem de aramızda iş<br />
geliştirmek.<br />
Ekibimizle de birlikte çok keyifli işler<br />
çıkardığımızı düşünüyorum. Birlikte<br />
olmaktan da keyif duyuyorum” dedi.<br />
Bağlıkaya: “Haziran 2019’da yasayı<br />
çıkarmayı hedefliyoruz”<br />
Şişli bölge Acentalarının konuk edildiği<br />
organizasyonda kısa bir konuşma yapan<br />
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya,<br />
ise devam etmekte olan projeler ve<br />
hedefleri ile ilgili bilgilendirme yaptı.<br />
Konuşmasında yasa çalışmalarına<br />
değinen Bağlıkaya, Kültür ve Turizm<br />
Bakanlığı titizlikle yürütülen yasayı<br />
2019 Haziran ayında çıkarmayı<br />
hedeflediklerini açıkladı.<br />
Bağlıkaya ayrıca UKOME ile bundan<br />
sonra yapılacak toplantılarda TÜRSAB’ın<br />
çok daha etkin rol oynaması için<br />
çalıştıklarını belirterek,“Nüfusumuzun<br />
yarısı kadar yabancı turist ağırlıyoruz.<br />
Turizmin en önemli ayaklarından biri<br />
olan şehir içi ulaşım konusunda alınacak<br />
kararlarda seyahat acentelerimiz<br />
muhakkak olmalı” dedi. Bağlıkaya,<br />
“Tüketici Hakem Heyetlerinde” seyahat<br />
acentelerinin temsil edilmediğini ve her<br />
durumda acenteler aleyhine kararlar<br />
çıktığını, bu kararların daha adil olması<br />
için yeni öneriler sunduklarını da ayrıca<br />
sözlerine ekledi.
28<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
Bakan eşi Pervin Ersoy,<br />
turizmi tanıtmak için yollara düştü<br />
Turizmde Türkiye’nin hedefler çok<br />
yüksek. Geçen yılı yaklaşık 29.5<br />
milyar dolarla kapatan sektörde<br />
bu yıl 35 milyar doların üzerinde<br />
gelir bekleniyor. Geçtiğimiz günlerde<br />
reform paketini açıklayan Hazine<br />
ve Maliye Bakanı Berat Albayrak,<br />
turizm gelirini 4 yılda 70 milyar dolara<br />
çıkarmak için ‘Turizm Master Planı’<br />
nın oluşturulacağını duyurmuştu. Bu<br />
plan çerçevesinde turizmde hem ülke<br />
ve destinasyon çeşitliliği hem turist<br />
sayısı hem de turist başına düşen geliri<br />
artırılacak.<br />
Tanıtıma katkı sağlıyor<br />
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri<br />
Ersoy’un eşi Pervin Ersoy Türkiye<br />
turizmine katkı sağlamak ve farklı<br />
yardımlaşma derneklerine destek olmak<br />
amacıyla “Her Şehri Ünlüsüyle Geziyoruz”<br />
projesi başlatmıştı. Proje kapsamında<br />
Ersoy, ünlülerle Şanlıurfa’nın tarihi<br />
ve turistik yerlerini ziyaret etti. Bizim<br />
Çocuklarımız Dayanışma Derneği Kurucu<br />
Üyesi ve Başkan Yardımcısı Ersoy ile<br />
seyahat yazarı Saffet Emre Tonguç,<br />
Remax Gayrimenkul Danışmanı Evrim<br />
Kırmızıtaş Başaran ve proje kapsamında<br />
ünlü isimlerle Balıklıgöl, Göbeklitepe,<br />
Harran ve Şanlıurfa Müze Kompleksi<br />
gibi birçok yeri ziyaret etti. Gruptakilere,<br />
Kültür ve Turizm İl Müdürü Aydın Aslan,<br />
Şanlıurfa Müze Müdürü Celal Uludağ ve<br />
Vali Abdullah Erin’in eşi Gülhan Erin de<br />
eşlik etti.<br />
Turlara katılacaklar<br />
Pervin Ersoy, yaptığı açıklamada, iç<br />
turizmi hareketlendirmek ve Türkiye’yi<br />
bilinmeyen yönleriyle tanıtmak amacıyla<br />
“Her Şehri Ünlüsüyle Geziyoruz”<br />
projesini başlattıklarını anımsattı. Proje<br />
kapsamında her şehrin birkaç ünlü<br />
isminin, kendi şehrinde düzenlenecek<br />
tura katılacağını dile getiren Ersoy,<br />
Şanlıurfalı Bülent İnal, Ferhat Göçer,<br />
Mahmut Tuncer ve Seyyal Taner ile<br />
Ayşegül Aldinç ve Asuman Dabak’ın da<br />
aralarında yer aldığı isimlerle kente<br />
geldiklerini ifade etti.<br />
81 ili gezecekler<br />
Ersoy, projeyi yeni başlatmalarına<br />
rağmen büyük ilgi gördüğüne dikkati<br />
çekerek, şunları söyledi: “Denizli ile<br />
başladık ve burayı sanatçılarımızla<br />
beraber çok güzel gezdik. İkinci<br />
durağımız ise Şanlıurfa, burada da çok<br />
güzel izlenimler elde ettik. Sanatçılarımız<br />
da aynı şekilde çok mutlu, gezimize<br />
renk kattılar. Bilmeyenler için burası<br />
gerçekten görülmesi gereken bir yer,<br />
beni müthiş etkileyen şehirlerden bir<br />
tanesidir. Hele de 2019’un Göbeklitepe<br />
Yılı olması dolayısıyla mutlaka insanların<br />
buraya gelmesi ve en az bir kez görmesi<br />
gerektiğini düşünüyorum. Hedefimiz,<br />
Türkiye’nin 81 ilini gezmek. Projeyi<br />
Ankara’da tamamlamayı düşünüyoruz.<br />
Bizim amacımız, iç turizme hareket<br />
getirmek. Gittiğimiz şehre dokunuyoruz,<br />
o dokunmayla beraber şehrin ivme<br />
kazanmasını sağlamaya çalışıyoruz.”<br />
Geziye katılan Evrim Kırmızıtaş Başaran,<br />
Harran ve Şanlıurfa Müze Kompleksi’ yle<br />
Şanlıurfa’nın çok güzel bir şehir olduğunu<br />
vurgulayarak, “Göbeklitepe Türkiye için<br />
çok büyük bir değer, ikinci kez gelişim,<br />
sahip çıkıp bu değeri bütün dünyanın<br />
bilmesini sağlamamız gerekiyor.” dedi.
30<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
İstanbul instagram üstünden<br />
dünyaya tanıtılıyor<br />
İstanbul’u dünyada daha fazla görünür kılmak amacıyla<br />
düzenlenen #oneistanbul Instagram yarışması ödül töreni<br />
Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleşti.<br />
Türk Hava Yolları iş<br />
birliğiyle “İstanbul’u<br />
Paylaş ve Uç”<br />
sloganıyla 2 farklı<br />
dönem olarak<br />
düzenlenen yarışmanın<br />
1. Dönem üçüncüsü<br />
Begüm Serra Üstün,<br />
2. Dönem üçüncüsü<br />
Cihan Çorak, 1. Dönem<br />
ikincisi Abdullah Bilgiç,<br />
2. Dönem ikincisi<br />
Soner Akan olurken, 1.<br />
Dönem birincisi Rıdvan<br />
Aras ve 2. Dönem<br />
birincisi Aydın Sertbaş<br />
oldu.<br />
Oneistanbul;<br />
İstanbul<br />
Büyükşehir<br />
Belediyesi, İstanbul<br />
Ticaret Odası, TUGEV<br />
ve İstanbul Kongre ve<br />
Ziyaretçi Bürosu (ICVB) iş<br />
birliğiyle, tarihi, kültürel,<br />
doğal güzelliklerle<br />
dünyanın gözbebeği<br />
olan İstanbul’u dünyada<br />
daha fazla görünür<br />
kılmak amacıyla 2015<br />
yılında sosyal medyada<br />
başlatıldı. Bu yıl Türk<br />
Hava Yolları işbirliğinde<br />
yürütülen Oneistanbul<br />
Instagram Yarışması’nın<br />
kazananları Çırağan<br />
Palace Kempinski’de<br />
düzenlenen törenle<br />
açıklandı.<br />
Instagramda @<br />
oneistanbul hesabı<br />
aracılığıyla yürütülen<br />
kampanyayla<br />
İstanbul’u, sosyal<br />
medyada fotoğrafları<br />
en çok paylaşılan<br />
şehirlerarasında üst<br />
sıralara çıkarmak<br />
hedefleniyor.<br />
#oneistanbul ve<br />
#istanbul hashtag’leriyle<br />
bugüne kadar 610<br />
binden fazla fotoğraf<br />
paylaşılırken, @<br />
oneistanbul hesabının<br />
takipçi sayısı ise 100 bine<br />
yaklaştı.<br />
“İstanbul’u Paylaş ve<br />
Uç” temalı Oneistanbul<br />
İnstagram Yarışması<br />
kapsamında; Turizmden<br />
sorumlu Vali Yardımcısı<br />
İsmail Gültekin,<br />
İstanbul Ticaret Odası<br />
Yönetim Kurulu Başkan<br />
Yardımcısı İsrafil<br />
Kuralay, İstanbul<br />
Büyükşehir Belediyesi<br />
Sanat Yönetmeni<br />
Hüseyin Karaca, Türk<br />
Hava Yolları Pazarlama<br />
ve Satış Başkanı Emre<br />
Menevşe, Türk Hava<br />
Yolları Kurumsal İletişim<br />
Başkanı Seda Kalyoncu,<br />
İstanbul Ticaret<br />
Üniversitesi İletişim<br />
Fakültesi Dekanı Prof.<br />
Dr. Celalettin Aktaş’tan<br />
oluşan bir jüri tarafından<br />
“İstanbul’u Paylaş ve Uç”<br />
temasının en beğenilen<br />
fotoğrafları seçildi.<br />
Fotoğrafları en çok<br />
beğenilen yarışmacılara<br />
ödülleri, iş ve sanat<br />
dünyasından isimlerin<br />
katılımıyla Çırağan<br />
Palace Kempinski’de<br />
düzenlenen törenle<br />
verildi.
32<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
Beş yılda 6.299 yeni otel geliyor!<br />
Dünya önümüzdeki beş yıl içinde otele doyacak. 2019-2023 yıllarını kapsayan dönemde<br />
küresel ölçekte 6 bin 299 yeni otelin hizmete girmesi bekleniyor. Yeni otellerin bölgelere<br />
göre dağılımı incelendiğinde; bunların 2,163’nün Asya Pasifik, 1,815’nin Amerika,<br />
1,521’nin Avrupa, 506’sının Ortadoğu ve 294’ünün de Afrika’da hizmete gireceği<br />
görülüyor.<br />
Top<strong>Hotel</strong>’in konuyla ilgili verilerini<br />
inceleyen TUYED yönetiminin<br />
haberine göre; özellikle Avrupa<br />
bölgesinde hizmete girmesi beklenen<br />
yeni oteller hakkında ayrıntılı bilgiler<br />
bulunuyor. 2019-2023 yılları arasında<br />
Avrupa’da hizmete girecek 1,521 otelin<br />
yüzde 70’ine denk gelen 1.068 tesis<br />
birinci sınıf, yüzde 30’una denk gelen<br />
453 tesis de lüks kategorisinde olacak.<br />
Birincilik Almanya’da<br />
Önümüzdeki 5 yıllık süreçte hizmete<br />
girecek yeni oteller ülkelere göre<br />
incelendiğinde, ilk beş ülke ve yeni<br />
açılacak otel proje sayısı şöyle<br />
sıralanıyor:<br />
Almanya 377 proje, İngiltere 285 proje,<br />
Fransa 91 proje, İspanya 79 proje ve<br />
Avusturya 69 proje.<br />
En fazla yeni otel açılacak şehirlerde<br />
ise liste şöyle belirleniyor: Londra 78<br />
proje, Dublin 31, Paris 30, Hamburg ve<br />
Viyana ise 20’şer proje.<br />
2019-2023 yılları arasında Avrupa’da<br />
hizmete girecek otel markaları<br />
incelendiğinde ise bu konuda Holiday<br />
Inn Express markasının 45 yeni otelle<br />
ipi birincilikle göğüsleyeceği görülüyor.<br />
Onu 42 projeyle Hampton By Hilton,<br />
22’şer projeyle Hilton Garden Inn 22<br />
ile Courtyard Marriot ve 20 projeyle de<br />
Holiday Inn izliyor.<br />
HANGİ YIL AVRUPA’DA<br />
KAÇ YENİ OTEL<br />
AÇILACAK?<br />
YILLAR PROJE SAYISI<br />
2019 432<br />
2020 451<br />
2021 199<br />
2022 55<br />
2023 384<br />
TOPLAM 1.521
34<br />
gündem<br />
Bakan Ersoy: “Tematik tanıtımlar sonuç veriyor”<br />
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet<br />
Ersoy, Göbeklitepe’nin sadece<br />
Şanlıurfa’yı değil, tüm Türkiye’yi<br />
etkilediğini vurguladıktan sonra<br />
“Buranın tarihin sıfır noktası olduğunu<br />
anlattığımız zaman başka bir şey<br />
söylememize gerek kalmıyor. İnsanlar<br />
merak edip araştırmaya başlıyor. Bu<br />
yıl hedeflediğimiz 50 milyon turist, 35<br />
milyar dolar turizm gelirine ulaşmak<br />
için tarih, gastronomi, kültür, sanat<br />
ve Batılı yaşam tarzımızı daha fazla<br />
öne çıkaracağız. Gecelik 65 dolar olan<br />
gecelik kişi başı konaklama gelirini<br />
de artıracağız. Pazar çeşitlemesi<br />
yaparak, ortalama 9.7 olan geceleme<br />
sayısını 2023 yılında 10.2’ye çıkarmayı<br />
hedefliyoruz” diye ekledi.<br />
Ersoy: “Konuşulacak gerekçe ortaya<br />
koymalıyız”<br />
Türkiye’nin yurtdışında rakipsiz<br />
ürünleriyle gündeme gelerek<br />
konuşulmasını sağlamak amacıyla<br />
gezici sergilere ağırlık vereceklerini<br />
hatırlatan Bakan Ersoy, TUYED<br />
yönetimine şu bilgileri verdi:<br />
“Japonya’nın başkenti Tokyo’da<br />
prensesin katılımıyla ‘Hazineler ve<br />
Osmanlı İmparatorluğu’nda Lale<br />
Geleneği Sergisi’ni gerçekleştirdik.<br />
Sergi, Japon kamuoyu üstünde<br />
olumlu etkiler yaptı. Konuşulacak<br />
gerekçe yaratmalısınız. Bu gerekçeler<br />
reklamdan daha etkili oluyor. Bazı<br />
ülkelerle siyasi sorun yaşandığında<br />
kötü bir şekilde de gündeme<br />
gelebiliyoruz. Ancak bu konuşulma<br />
süresi çok fazla uzun olmuyor. İyi<br />
bir şeyler yapıldığında ise gündemde<br />
daha uzun kalıp, akıllarda yer yer<br />
edebiliyoruz. Aktiviteler sosyal<br />
medyaya taşınınca dikkat çekip, kalıcı<br />
etkiler yapıyor. Ayrıca bu kalıcı etkinin<br />
ölçülmesini de kolaylaştırıyor. Söz<br />
konusu gezen sergiyi, en fazla turist<br />
çektiğimiz Almanya, Rusya, İngiltere<br />
gibi ülkelerde de açacağız.”<br />
Tanıtım komitesi genişliyor<br />
Bakan Ersoy; Kerem Köfteoğlu,<br />
Musa Alioğlu, Cem Polatoğlu, Hatice<br />
Ünal Bilen, Özlem Kapar Bayburs,<br />
Mehmet Ali Doğan ve Burak Coşan’dan<br />
oluşan TUYED yönetimine, dernek<br />
bünyesinde oluşturdukları dış ilişkiler<br />
komitesinden dolayı teşekkür etti.<br />
“Komiteyi Türkiye’nin hedef<br />
pazarlarında sivil toplum kuruluşları<br />
(STK) nezdinde tanıtılması için<br />
oluşturduk” diyen TUYED Başkanı<br />
Kerem Köfteoğlu, “Komitemiz,<br />
Türkiye’nin hedef pazarlarında güçlü<br />
bağlantıları olan kişilerden oluşuyor.<br />
TUSİAD eski Pekin Temsilcisi Iraz<br />
Turhan Alvaran da ülkemizin Asya<br />
Pasifik Bölgesinde etkin tanıtılması için<br />
söz konusu komiteye gönüllü destek<br />
verecek. Komitemiz Türkiye’yi dünyanın<br />
dört bir yanındaki STK’lara gönüllü<br />
olarak anlatmak isteyen, dil bilen<br />
uzmanlara açıktır. Tanıtım konusunda<br />
Turizm Bakanlığımızla güç birliğine<br />
hazırız” dedi.<br />
Türkiye’nin yurt dışında tanıtılması<br />
noktasında turizm basını ve STK’lara<br />
büyük görev düştüğüne dikkat çeken<br />
Bakan Ersoy da sözlerini şöyle<br />
noktaladı: “Sizin yapacağınız tanıtımlar<br />
bazen resmi tanıtımlardan daha da<br />
etkili oluyor. Önemli bir iş yaptınız,<br />
geliştireceğiniz projelere destek<br />
vermeye hazırız.”<br />
Ziyaretin sonunda TUYED Başkanı<br />
Kerem Köfteoğlu, Bakan Ersoy’a<br />
derneğin Onursal Üyelik Kartını takdim<br />
etti.
36<br />
gündem<br />
Galataport, Mart 2020’de kruvaziyer<br />
gemilerini ağırlamaya başlıyor<br />
Galataport, 113 ülkeden 643 katılımcının yer aldığı Seatrade Cruise Global 2019 fuarında,<br />
dünya devlerine İstanbul’u ve Mart 2020’de açılacak Galataport İstanbul<br />
Kruvaziyer Limanı’nı tanıttı.<br />
Dünyanın en ünlü kruvaziyer fuarı<br />
Seatrade Cruise Global 2019,<br />
8-11 Nisan tarihleri arasında<br />
ABD’nin Miami kentinde gerçekleşti.<br />
113 ülkeden 643 katılımcı ve 11 bin<br />
tedarikçi ile satın almacının yer aldığı<br />
Seatrade fuarında, Mart 2020’de<br />
açılması planlanan Galataport İstanbul<br />
Kruvaziyer Limanı ilk kez bir stant<br />
ile yer aldı. Galataport, bir başlangıç<br />
noktası olması itibariyle önemli bir<br />
destinasyon olan İstanbul’u fuarda<br />
temsil ederek 2020-2021 sezonu<br />
için dünyanın en önemli kruvaziyer<br />
şirketlerinin rotalarını İstanbul’a<br />
çevirmeyi başardı.<br />
İstanbul’un tek ana limanı olarak<br />
büyük ilgi gördü<br />
Miami Beach Convention Center’da<br />
düzenlenen fuarda, Galataport<br />
İstanbul Kruvaziyer Limanı’nın teknik<br />
detaylarının yanı sıra İstanbul’un ve<br />
İstanbul içinde tarihi yarımadanın bir<br />
uzantısı olacak yeni bir destinasyon<br />
olması hedeflenen Galataport<br />
projesinin de tanıtımı yapıldı.<br />
İstanbul’a yoğun ilgi gösterilen fuarda<br />
Galataport ile ilgili bilgiler paylaşan<br />
Galataport İstanbul Liman İşletmeciliği<br />
ve Yatırımları A.Ş. Genel Müdürü<br />
Erdem Tavas, inşaat süreci hızla<br />
devam eden projenin tamamlanmasıyla<br />
birlikte, tarihi boyunca dünyanın en<br />
önemli liman kentlerinden biri olarak<br />
anılan İstanbul’un yeniden bu kimliğine<br />
kavuşacağının altını çizdi. Erdem Tavas<br />
proje ile ilgili şu bilgileri verdi:<br />
“Galataport, gerek İstanbul’un tarihi<br />
limanı olması gerekse konumu<br />
itibariyle bu sektördeki benzer<br />
yatırımlardan oldukça ayrışan<br />
bir liman. Mart 2020’de açmayı<br />
planladığımız yeni terminal, dünyada<br />
ilk kez uygulanacak bir proje ile zemin<br />
altında kurgulanıyor. Bu planlamaya<br />
göre, gümrüklü alan, dünyada bir ilk<br />
olma özelliği taşıyan bir sistem ile,<br />
3 metrelik özel bir kapak sistemi ile<br />
sahanın geri kalanından ayrışıyor.<br />
Her türlü kruvaziyer gemisinin<br />
ihtiyacı doğrultusunda yaptığımız<br />
bu planlama ile İstanbul’un gemi<br />
turizm potansiyeline ciddi bir katkıda<br />
bulunacağız. Yeni terminalimiz, üstün<br />
teknoloji ve yüksek standartlarla 20<br />
bin m2’de kurgulanıyor. Bu kurgu ile,<br />
yaklaşık 200 yıldır erişime kapalı olan<br />
bu eşsiz sahil şeridi de İstanbullular’ın<br />
ve kentin ziyaretçilerinin kullanımına<br />
açılmış olacak.”<br />
Gemi rezervasyonu 50’yi aştı<br />
Galataport’un devreye girmesi ile<br />
birlikte İstanbul’un kruvaziyer turizmde<br />
yeni bir dönemin başlayacağını<br />
söyleyen Galataport İstanbul Liman<br />
İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. Liman<br />
İşletme Genel Müdür Yardımcısı Figen<br />
Ayan, 2020 – 2021 yıllarına ilişkin<br />
rezervasyonları almaya başladıklarının<br />
altını çizerek şöyle konuştu:<br />
“2020 yılında şu an için elimize ulaşan<br />
konfirme gemi rezervasyonu 50’yi<br />
aşkın. Bu rezervasyonların büyük<br />
çoğunluğunun ana liman rezervasyonu<br />
olması; gemi firmalarının Galataport’u<br />
ana liman olarak seçtiğini gösteriyor.<br />
Bu gelişme, ülkemizin ve İstanbul’un<br />
turizmi için büyük önem taşıyor.<br />
Rezervasyon yapan gemi firmaları<br />
arasında başta dünyanın en büyük 2<br />
gemi firması olan Carnival Corporation<br />
ve Royal Caribbean Cruises olmak<br />
üzere, Holland America Cruise Line,<br />
Regent Seven Seas Cruises, Celestyal<br />
Cruises, Le Ponant, Silversea Cruises,<br />
Fred Olsen Cruises, Marella Cruises,<br />
Wind Star Cruises firmaları da<br />
bulunuyor.”<br />
3 büyük gemi aynı anda yanaşabilecek<br />
3 yıl öncesine kadar Akdeniz çanağında<br />
gezinen 55 geminin 43’ünün İstanbul’u<br />
tercih ettiğini de vurgulayan Figen<br />
Ayan, “Her bütçe ve müşteriye hitap<br />
edebilen İstanbul destinasyonu,<br />
2020’den itibaren kruvaziyer turizmi<br />
için yeniden gözde bir rota olacak” dedi.<br />
Galataport İstanbul Kruvaziyer Limanı<br />
tamamlandığında, 3 büyük geminin aynı<br />
anda limana yanaşabileceğini ve günde<br />
ortalama 15.000 kruvaziyer yolcusunun<br />
ağırlayabileceğini kaydeden Ayan,<br />
“Galataport İstanbul Kruvaziyer Limanı<br />
tamamlandığı zaman yıl içerisinde<br />
mürettebat dahil 1.5 milyon yolcuya<br />
hizmet vermeyi hedefliyoruz” dedi.
38<br />
gündem<br />
Ersoy’un<br />
bakanlığı<br />
‘rekabeti<br />
bozuyor’<br />
iddiası!<br />
Haber: Turizm Ajansı<br />
Son toplantısını yapan TURAD kendini<br />
kapattı Ekonomist Hakan Güldağ’ın<br />
genel ekonomik seyir üzerine soruları<br />
cevaplamasının sonrasında TURAD<br />
Başkanı Bahattin Yücel, derneğin<br />
10 yıllık çalışmalarını barkovizyon<br />
sunumu eşliğinde anlattı. Yaptıkları<br />
toplantının TURAD’ın son toplantısı<br />
olduğunu açıklayan Bahattin Yücel,<br />
derneğin kurumsal kimliğini feshettiğini<br />
duyurdu.<br />
Turizm Araştırmaları Derneği (TURAD)<br />
30 Nisan Salı günü Mercury City<br />
Bosphorus <strong>Hotel</strong>’de düzenlediği<br />
toplantı ile “2019 Sezonu Başlarken<br />
Ekonomideki Son Gelişmelerin İç Turizm<br />
Talebi Üzerindeki Etkileri ve Turizmde<br />
Rekabet Eşitliği” konularını gündeme<br />
taşıdı.<br />
Toplantıya TURAD Başkanı Bahattin<br />
Yücel’in yanı sıra Av. Murat Uysal,<br />
Ekonomist Hakan Güldağ, Turizm<br />
Yazarları Derneği Başkanı Kerem<br />
Köfteoğlu ve turizm gazetecileri katıldı.<br />
Yücel: “Tek yetkililik tekelleşmenin<br />
önünü açıyor”<br />
Sektörün genel seyrine ilişkin izlenimlerini<br />
paylaştıktan sonra “tek yetkiliğin”<br />
sektörde oluşturduğu sorunlara değinen<br />
Yücel, son yıllarda ortaya çıkan tek<br />
satıcılığın, tekelleşmenin önünü açtığını<br />
savundu. Turizmde tekelleşmenin başka<br />
bir boyutunun da uluslararası rezervasyon<br />
zincirlerinin mahkeme kararı ile erişiminin<br />
engellenmesi olduysağunu ileri süren<br />
Bahattin Yücel, bu kararın, aynı mantıkla<br />
çalışan yerli ve yabancı başka şirketlerin<br />
önünü açtığını ifade etti.<br />
Uysal: “Oteller kapı müşterisine bile<br />
satış yapamaz hale getiriliyor”<br />
Ardından söz alan rekabet hukuku uzmanı<br />
Av. Murat Uysal, turizmdeki “tek yetkili<br />
satıcılıktan” rekabet yasalarındaki yorum<br />
farklarına kadar geniş bir çerçevede<br />
konuştu. Tur operatörleriyle oteller<br />
arasında yapılan münhasırlık anlaşmasına<br />
değinen Uysal, münhasırlık anlaşması<br />
dışında bazı tur operatörlerinin, diğer<br />
satış kanallarına, kendisine verilen fiyatın<br />
üzerinde fiyat verilmesi şartını koştuğunu<br />
ve bu konuda Rekabet Kurumu’na<br />
yapılmış başvurular olduğunu söyledi.<br />
2018 yılında Rekabet Kurumu’nun yaptığı<br />
bir incelemeye değinen Uysal şöyle devam<br />
etti: “İnternetten de ulaşılabilir olduğu için<br />
isim vermekte bir sakınca görmüyorum,<br />
Rekabet Kurumu ETS Tur ve Jolly Tur gibi<br />
şirketler hakkında yapılan başvuruları<br />
inceledi. İncelemede, tek satıcılık<br />
sözleşmesinde, otellerin münhasır<br />
anlamında bağlanarak, “bizim sattığımız<br />
fiyatların yüzde 15’inden fazlasına bile<br />
başka birine satamazsın” noktasına<br />
getirilmiş. Örneğin bir tur operatörü,<br />
otelle 100 liraya anlaşmış ise, odaları boş<br />
olsa bile, kapı müşterisine 115 liradan<br />
aşağıya satamıyor. Bu tür uygulamalar,<br />
çoğu tur operatörünün de kabul ettiği bir<br />
durum zaten”.<br />
“Rekabet Kurumu yatay anlaşmaya<br />
bakıyor”<br />
Söz konusu işlemlerin Rekabet Kurumu<br />
tarafından incelendiğini anlatan Av. Murat<br />
Uysal, şöyle devam etti: “Rekabet Kurumu<br />
bunları inceledi, ama soruşturmamaya<br />
gerek görmedi. Çünkü hukukta dikey<br />
anlaşma diye bir anlaşma türü var. Aynı iş<br />
kolunda faaliyet göstermeyenler arasında<br />
yapılan anlaşmalara dikey anlaşma denir.<br />
Örneğin otelle seyahat acentası arasında<br />
yapılan anlaşma dikey, iki acenta arasında<br />
yapılan anlaşma ise yatay anlaşmadır.<br />
Rekabet Kurulm da rekabetin korunması<br />
açısından baktığında, iki tur şirketinin<br />
yatay anlaşmalarla piyasayı bozup<br />
bozmadığına bakıyor doğal olarak.”<br />
“Grup muafiyeti tebliği sayesinde tek<br />
satıcılık yapıyorlar”<br />
Türkiye’de yasaların alıcıya, eğer pazarın<br />
yüzde 40’ından fazlasına sahip değilse,<br />
“grup muafiyeti tebliği” çerçevesinde<br />
dikey anlaşma imkanı tanıdığını anlatan<br />
Uysal, Rekabet Kurumu’nun hiçbir<br />
şirketin pazarın tamamının yüzde 40’ından<br />
fazlasına sahip olmadığına, dolayısıyla da<br />
pazarı etkilemeyeceğine kanaat getirerek,<br />
bu şirketlerin tek satıcılık yapabilmelerine<br />
olanak tanıdığını söyledi.<br />
“Tek satıcılık, pazarın yüzde 40’ını<br />
geçiyor”<br />
Av. Murat Uysal, tur operatörlerinin<br />
hiçbirinin tek başına pazarın yüzde<br />
40’nı aşmadığını, fakat uygulanan tek<br />
satıcılığın, pazarın yüzde 60’ından fazlasını<br />
kapsadığını, bunun da Rekabet Kurul’unun<br />
raporlarında belirtildiğini söyledi.<br />
“Pazar tanımı yanlış yapılıyor”<br />
Türkiye’de pazar tanımlarının da hatalı<br />
yapıldığını ve bu durumun pazar hakimi<br />
şirketlere geniş bir alan açtığını belirten<br />
Av. Murat Uysal, “Örneğin Kapadokya’yı<br />
100 otelli bir pazar olarak tanımlarsak,<br />
burada yüzde 40 anlamlı olabilir. Fakat<br />
Türkiye’deki tüm konaklama sektörünü bir<br />
pazar olarak görüp, bir şirketin bu pazarın<br />
yüzde 40’na hakim olana kadar seyirci<br />
kalmak pek mantıklı olmayacaktır.<br />
“Asıl sorun hakim durumu kötüye<br />
kullanmak”<br />
Şirketlerin hakim durumda olmasının<br />
rekabet hukukunda bir engel olarak<br />
tanımlanmadığını hatırlatan Uysal,<br />
“Engel olan, hakim durumun kötüye<br />
kullanılmasıdır. Kanun kötüye kullanmayı<br />
da şöyle tanımlıyor: Pazar dinamiklerini<br />
bozuyor, fiyat belirleyerek, pazara başka<br />
oyuncuların girmesini engelliyorsa, hakim<br />
durumunu kötüye kullanıyor demektir.”<br />
“ETS Tur hem pazar hem de siyasi olarak<br />
hakim konumdadır”<br />
Türkiye’de ETS Tur’un hakim konumda<br />
olduğunu savunan Av. Murat Uysal,<br />
şirketin siyasi bağlantılarına dikkat<br />
çekerek şunları söyledi: “Örneğin hakim<br />
şirketin, pazara girişleri engellemesi<br />
rekabete aykırıyken, Türkiye’de turizm<br />
pazarının en büyük oyuncusunun sahibi,<br />
pazarı yöneten Turizm Bakanlığı’nın<br />
başında. Hakim durumu, sadece<br />
pazarın yüzde 50-60’na sahip olarak<br />
değerlendiremezsiniz. Hakim olmak, aynı<br />
zamanda pazarda belirleyici olmak da<br />
demektir. Bana göre ETS Tur’un konumu<br />
hakim bir durumdur. Sadece pazar payıyla<br />
değil, aynı zamanda siyasi gücüyle de<br />
hakim durumdadır.
40<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem makale<br />
Ihsan Türkus<br />
Yazık oldu<br />
Atatürk Havalimanı’na!<br />
İstanbul...<br />
Doğuyla batının kesiştiği nokta...<br />
Belki de doğunun, hem de her türlü dolabın çevrildiği Ortadoğu’nun çıkış noktası...<br />
Dünyanın belki de en güzel resim veren, ender şehirlerinden biri...<br />
Dünya Turizm Örgütü’nün, turizmde “ bal kutusu” olarak nitelendirdiği kentler vardır. Paris, Roma,<br />
Barcelona gibi...<br />
İstanbul da turizmciler için, ülkemiz için gerçekten bal kutusudur...<br />
Hiç uzatmadan söyleyeyim…<br />
3. Boğaz köprüsünü yapıp 1. köprüyü kapatmak neyse, rüştünü tüm dünyaya ispat etmiş Atatürk<br />
Havalimanı’nı kapatmak aynı anlamdadır...<br />
Hele hele, 3. havaalanı diyerek İstanbul havalimanından bahsederken, bugüne kadar büyük bir başarıyla<br />
hizmet etmiş 1. havalimanını kapatmak, hizmet dışı bırakmak stratejik hatanın bile ötesindedir...<br />
Oysa biz turizmciler, 3. havaalanı yatırımının sözü edildiğinde öylesine sevinmiştik ki...<br />
Vay be! demiştik... İstanbul’ a öyle turist akacak ki, sadece İstanbul’un değil, tüm ülkenin yüzü gülecek,<br />
diye düşünmüştük...<br />
Atatürk Havalimanı; çevresi, oteller, kongre merkezleri, fuar alanları ile donatıldı...<br />
Bütün bu yatırımlarda binlerce işgücü istihdam edildi...<br />
Şimdilerde gerek yatırımcısı, gerek çalışanları kafalarını iki ellerinin arasına almış bekliyor...<br />
Sadece TAV, 4.500 civarında eğitilmiş, deneyimli insanı kapı önüne koydu!<br />
Yakındır o bölgedeki otellerde de benzer uygulamalar olmasın...<br />
Zaten son 4-5 yıldır kongreler açısından gerilere düşmüş İstanbul, daha da büyük zorluklarla karşı<br />
karşıya...<br />
Atatürk Havalimanı kapatılmamalıydı..<br />
Bilhassa turizmciler bu konuda seslerini yükseltmeli, karar vericileri uyarmalıydı!<br />
Sabiha Gökçen çok canlı bir örnek...<br />
Yıllarca atıl kalmışken özel bir havayolu şirketi sahiplenince, şu an ki noktaya geldi...<br />
Atatürk Havalimanı da böyle sahiplenilmez miydi?<br />
İstanbul’un charter uçaklarına tahsis edilmiş bir alanı olarak göreve devam edemez miydi?<br />
İstanbul’a, dolayısıyla Türkiye’ye gelecek 1 fazla turist, hiç mi önemsenmedi...<br />
Yazık oldu...<br />
Bilmem, zararın neresinden dönebiliriz diye düşünebilecek bir akıl çıkabilecek mi?
42<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
Turizme<br />
yabancı turist<br />
müjdesi!<br />
Bankalararası Kart Merkezi’nin açıkladığı verilere göre, yabancı kartlarla yılın<br />
ilk çeyreğinde yurt içinde 11 milyar TL ödeme yapıldı. 2018 yılının ilk çeyreğiyle<br />
kıyaslandığında yabancı kartlarla yapılan ödeme tutarında en fazla artış yüzde 135 ile<br />
seyahat acenteleri sektöründe gerçekleşti.<br />
Bankalararası Kart Merkezi (BKM)<br />
2019 yılı mart ayı verilerini<br />
açıkladı. BKM’nin verilerine<br />
göre, mart ayı sonunda Türkiye’de 66,7<br />
milyon adet kredi kartı ve 151,5 milyon<br />
adet banka kartı bulunuyor. Mart 2019<br />
ile kıyaslandığında kredi kartı sayısında<br />
yüzde 5’lik, banka kartı sayısında ise<br />
yüzde 13’lük artış görülüyor.<br />
2018’in aynı dönemine göre yüzde 22<br />
artış<br />
BKM verilerine göre, banka kartları<br />
ve kredi kartları ile mart ayında<br />
toplam 78,3 milyar TL’lik ödeme<br />
yapıldı. Bu tutarın 68,3 milyar<br />
TL’si kredi kartlarıyla ödenirken,<br />
10 milyar TL’sinde banka kartları<br />
kullanıldı. Büyüme oranları özelinde<br />
incelendiğinde banka kartıyla<br />
ödemelerde önceki yılın aynı dönemine<br />
göre büyüme oranı yüzde 38 olurken,<br />
kredi kartıyla ödemelerde ise bu oran<br />
yüzde 20 olarak gerçekleşti. Toplam<br />
kartlı ödemeler büyümesi ise yüzde 22<br />
oldu.<br />
Yabancı kartlarla yurt içinde 11 milyar<br />
TL ödeme<br />
BKM verilerine göre Ocak-Mart ayları<br />
arasını kapsayan yılın ilk çeyreğinde<br />
yabancı kartlarla yurt içinde toplam<br />
11 milyar TL tutarında ödeme yapıldı.<br />
Buna göre önceki yılın aynı döneminde<br />
6 milyar TL olan kartlı ödeme tutarıyla<br />
kıyaslandığında, yüzde 85 büyümeyle<br />
son yıllardaki en büyük artışın<br />
gerçekleştiği görüldü. İşlem başına<br />
yapılan kartlı ödeme tutarı ise 584<br />
TL’den 720 TL’ye çıktı.<br />
Yabancı kartlarla yapılan ödemelerde<br />
2,5 kat artış<br />
2018 yılının ilk çeyreğiyle<br />
kıyaslandığında yabancı kartlarla<br />
yapılan ödeme tutarında en fazla<br />
artışın yüzde 135 ile seyahat acenteleri<br />
sektöründe gerçekleştiği görülüyor.<br />
Elektronik eşya sektörü yüzde 120,<br />
sağlık ürünleri/kozmetik sektörü yüzde<br />
95, giyim ve aksesuar sektörü yüzde<br />
87 ve hava yolları sektörü yüzde 80<br />
artışla en fazla büyüme görülen diğer<br />
sektörler arasında yer aldı. Turizmde<br />
yaz dönemi tatil planlamalarının<br />
yapıldığı bu dönemde seyahat<br />
acenteleri ve hava yolları sektörlerinde<br />
görülen artışlar, yabancıların geçen<br />
yıla göre çok daha fazla rezervasyon<br />
yaptırdığına işaret ediyor.
44<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
Prontotour 25. yılında<br />
yurt içi turlarında da hedef büyüttü!<br />
Vizyonuna yurt içinde büyümeyi de ekleyen Prontotour, yılın ilk çeyreğinde kültür turlarında yüzde 300 artış kaydetti. Butik şehir<br />
turlarından festival turlarına, trenli konsept turlardan klasik kültür rotalarına kadar farklı kategorilerde zengin içerikli turları<br />
ürünleri arasına katan Prontotour, yurt içi turlarda pazar liderliğini hedefliyor.<br />
Bu yıl 25’inci yaşını kutlayan yurt dışı<br />
turların lider markası Prontotour,<br />
yurt içi kültür turlarında da hedef<br />
büyüttü. Prontotour yönetimi, Ramada<br />
Resort Kazdağları, Thermal & Spa’da<br />
gerçekleştirdiği Basın Toplantısı’nda<br />
2019 yılındaki yeniliklerini paylaştı.<br />
Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Ali Onaran, Pazarlamadan Sorumlu<br />
Genel Müdür Yardımcısı (CMO) Gürkan<br />
Erol ve Yurt İçi Turlarından Sorumlu<br />
Genel Müdür Yardımcısı Hakan Öksel,<br />
düzenlenen Basın Toplantısı’nda 2018<br />
yılını değerlendirip, 2019’dan beklentiler<br />
konusunda bilgiler verdi.<br />
Onaran: “2018’i artışla kapattık”<br />
Döviz kurlarındaki hızlı hareketlerden<br />
dolayı 2018’in zor bir yıl olduğunu<br />
hatırlatan Prontotour Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Ali Onaran, “Ekim ayından<br />
itibaren satışlarımız yükseldi. Son 6<br />
ayda istikrarlı bir artış trendi yakaladık.<br />
2018 yılını ciro bazında yüzde 10’luk<br />
artışla kapadık. Kişi sayısı azalsa da<br />
döviz kurundaki yükselme ile TL olarak<br />
gelirlerimiz arttı. Bazı pazarlarda<br />
çift haneli büyüdük. Ürünlerimizi<br />
çeşitlendirmeye devam edip, yurt içi<br />
kültür turlarında hedeflerimizi de<br />
büyüttük. Kültür turizmi, ülkemizin kültür<br />
mirasını koruyup yaşattığı gibi, yerel<br />
ekonomilere de önemli katkılar sunuyor”<br />
dedi.<br />
“Yurt içi turlar %300 arttı”<br />
Geçen yılın Ağustos ve Eylül aylarının<br />
zor geçtiğine değinen Onaran, “Ana<br />
destinasyonlarda gerilemeler oldu.<br />
Bazılarında çift haneli düşüşler görüldü”<br />
dedikten sonra açıklamalarını şöyle<br />
sürdürdü: “Son çeyrekte ise satışlarımız<br />
yükseldi. Kişi sayısı anlamında Kıbrıs’ta<br />
yüzde 33, Kapadokya’da yüzde 20,<br />
Karadeniz’de yüzde 28’lik büyümeler<br />
kaydettik. Kars turlarındaki büyümemiz<br />
ise yüzde 121’e ulaştı. Yurt dışı pazarlarda<br />
da gemi turu ve Pronto Plus’da büyüme<br />
hızımızı koruyup, Maldivler’de yüzde 61,<br />
Ukrayna yüzde 40, Orta Doğu’da yüzde 24<br />
artış kaydettik.”<br />
Bu yılın ilk üç aylık döneminde yurt içi<br />
kültür turu misafir sayılarının 2018’e göre<br />
yüzde 300 arttığını vurgulayan Onaran<br />
beklentilerini şöyle özetledi: “Yeni yerler<br />
keşfederek mevcut bilgilerine yenisini<br />
katmak isteyen gezginler, ağırlıklı olarak<br />
kültür turlarını tercih ediyor. Eskiden bu<br />
turları orta yaş ve üstü tercih ediyordu.<br />
Günümüzde artık gençler de rağbet<br />
ediyor. Bu yüzden kültür turlarında<br />
beklenti ve hedeflerimizi yükselttik.”
46<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem makale<br />
AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO<br />
Tezer Öner<br />
Odalarda ışıksızım, dernekler dipsiz kuyu!<br />
Bir ara aklıma geldi. Turizm dernekleri kaç<br />
tane acaba, sayıca çok mu? Ne iş yaparlar?<br />
Katkıları oluyor mu falan diye düşündüm ve<br />
hiç kimseyle konuşmadan sadece arama<br />
motorları ile bir araştırdım ki... Ortalık<br />
dernekten geçilmiyor.<br />
Biz bölünmeyi ve rekabeti seven bir<br />
toplumuz. O yüzden kavgamız boldur. Hatta<br />
bu sebeple dış güçler bizi hırpalamak için<br />
hep bir yol bulurlar. Siyasi ideolojiden<br />
denerler, olmadı etnik köken, olmadı<br />
coğrafi bölge, olmadı tuttuğun takım,<br />
olmadı meslek grubun, olmadı sarışınlara<br />
esmerler, sonuçta sen bize kapışmak için<br />
hazır mısın diye sor, biz mutlaka iki veya<br />
daha fazla gruba ayrılmayı başarırız. Tek<br />
anlayamadıkları konu ve çözemedikleri<br />
mevzu “Söz konusu vatansa gerisi<br />
teferruattır” kısmı. Aynı hızla bütünleşmesini<br />
de o kadar iyi biliyoruz ki bunca çaba ve<br />
çelmeye rağmen hala maşallahımız var!<br />
Bizim sektörde de maşallah dernekten<br />
geçilmiyor. Mevzu turizm ama bunun<br />
yatırımcısı ayrı, acentası ayrı, çalışanları<br />
ayrı, çalışanlarının yönetici olanları ayrı,<br />
işçi olanları ayrı, her bölgeninki ayrı, hatta<br />
yeme içmesi ayrı, yatması ayrı, yazarları<br />
bile ayrı... Bu eminim diğer iş kollarında<br />
da bu şekildedir ama bence turizm sektörü<br />
bu konuda ayrı bir yerde duruyor. Hatta bu<br />
dernekler o kadar çoğalıyor ki, sonra bir de<br />
bunları birleştirip ortak akıl oluşturabilmek<br />
adına bu sefer de federasyon veya<br />
konfederasyon kurmak gerekiyor. Nitekim<br />
de kuruluyor. Hatta bunlar da ayrı ayrı<br />
toplanıyor.<br />
Genel olarak bakıldığında zaten çok klişe ve<br />
standart bir yapı görüyoruz. Web sitelerine<br />
girdiğimiz zaman hep aynı klasik menüler<br />
ve başlıklar altında zaten devlet tarafından<br />
verilmiş ya da azıcık nüansla kanun, tüzük,<br />
yönetmelik, yönerge, tebliğler ve kurumsal<br />
vs. amaçlar ve kuruluş gayeleri hep aynı...<br />
Neden bu kadar çok kuruluyor peki? Yani<br />
bölgesel sorunların çözümü için bölgelere<br />
ayrılmış veya şehir bazlı kurulmuş dernekleri<br />
anlarım da bunu ayrıca yatırımcı, çalışan,<br />
yönetici, içecekçi, yiyecekçi, sağlıkçı, deniz<br />
güneşçi, kayakçı veya yazarı falan diye bu<br />
kadar bölmenin anlamı var mı?<br />
Yanlış anlaşılmasın kesinlikle tam demokrat<br />
ve sosyal dağılım yanlısıyım ama bu kadar<br />
parçalanınca da aslında amacı kaybetmiyor<br />
muyuz? Yani şunu merak ediyorum: Zaten<br />
meslek odaları varken, çalışanlar için de<br />
sendika varken ayrıca turizm çalışanları<br />
derneği neden? Bu dernek mesela turizm<br />
yatırımcıları derneğiyle arada buluşup<br />
“arkadaş siz bizi çok çalıştırıyorsunuz bak<br />
biz onbeş bin kişiyiz haa” falan yapıyor mu?<br />
Ya da bu iki dernek hiçbir araya gelmiş mi?<br />
Bu ikisi kendi arasında konuştuğu sürece<br />
sorunu kim çözecek? Turizm Yazarları<br />
Derneği mi? Bu dernek de, bu iki derneğin<br />
konuştuğunu yazacak sonra bu toplantılara<br />
turizm yeme içme derneği ikramda mı<br />
bulunacak? Ama bir dakika zaten yeme<br />
içmedeki Hasan Abi servis yaparken aynı<br />
zamanda yatırımcılarla konuşan masada<br />
oturan turizm çalışanı da değil mi?<br />
Bakmayın dalga geçtiğime bence bu işin<br />
hakikaten ucu kaçmış.<br />
O kadar çok dernek var ki ben şöyle<br />
kabaca bakınca bir kişi en az üç derneğe<br />
üye olur diye kestiriyorum. Yani biz acaba<br />
çok mu makam mevki meraklısıyız da bu<br />
kadar çok yapı ve organizasyon kuruyoruz<br />
devamlı? Hayır, sorun çözmek için demeyin,<br />
dernekler ardı ardına açılıyor ama ben<br />
kendimi bildim bileli turizm sektörünün<br />
sorunları aynı. Ama o otelde veya şu<br />
mekanda sürekli toplananların sayısı hep<br />
artıyor. Turistik masa sandalye derneği<br />
başkanımız konuşuyorlar efendim. Basın<br />
sözcümüz de açıklama yapıyor bu arada<br />
yönetim kurulumuz ve sayın üyeleri haa<br />
bir de denetleme kurulumuz ve onun aynı<br />
derecede sayın üyeleri yıllık olağan, arada<br />
bir de olağanüstü anlık toplantılarını... Oof<br />
gerçekten çok sıkıldım...<br />
Bir sürü birbiriyle konuşması gereken insan<br />
sadece kendi arkadaş veya meslektaşlarıyla<br />
aralarında konuşup sonuçta hiçbir sonuç<br />
alamıyorlar. Baktığımızda da bir dernek ona<br />
aidat ödeyen bir sürü adam orada gereksiz<br />
bir başkanlık çekişmesi veya yönetimde olma<br />
gayreti. O küçük grubu manüple etme veya<br />
nemalanma hedefli çekişmeler derken... Aaa<br />
ama hocam senin otel batıyor. Ne olacak<br />
şimdi?<br />
Sen önce bir kendi işletmenle ilgilenseydin.<br />
Oturup kendi çalışanlarınla mükemmeli<br />
yakalasaydın. Klasik tartışmalara<br />
bayılıyorum. Turizm sektöründe düzelmesi<br />
gereken sorunlar konulu oturum kaç kere<br />
açıldı kaç kere kapandı da hala o sorunlar<br />
düzelmedi değil mi? Acaba bizim yapısal<br />
sorunlarımız mı var?<br />
Çok basit yapılanmayla güçlü olması gereken<br />
kurumlarımız var. Çalışanlar için sendika<br />
var. Yatırımcı, profesyoneller ve yazarlar<br />
gruplaşmak isterlerse gruplaşsınlar tabii...<br />
Bana diyeceksiniz ki “ama yöneticilerin<br />
bambaşka sorunları var.” Acentelerin kendi<br />
dertleri var.” İyi de acentelerin dertleri<br />
işletmelerle zaten. İşletmelerin olmadığı<br />
bir platformda kendi kendinize konuşarak<br />
konuyu nasıl çözeceksiniz?<br />
Birlik olmak zorundayız. Hep beraber<br />
konuşmak ve hep beraber çözüm aramak<br />
zorundayız. Ben bürokrasi seven biri<br />
değilim. İşler pratik olmalı. Sonuçta herkes<br />
kazancının peşinde. Derneklerin bağımsız<br />
yapılarını ve demokratik varlıklarını<br />
savunmakla birlikte bunun bir çözüm<br />
üreteceğine olan inancım maalesef yok!<br />
Başkan ve yöneticilerin padişah gibi yıllarca<br />
oturduğu koltukları artık sosyal statü haline<br />
gelmiş ve protokolde yer bulmak adına<br />
açılan dernekleri fayda yerine aksine zararlı<br />
buluyorum. Arada canları toplanıp yemek<br />
yemek isteyenler varsa bunu yapsınlar<br />
elbette. Aktivite, eğitim ve benzeri şeyleri<br />
düzenlesinler ama sektöre yapısal reform<br />
veya çözüm üretme konusunda bu kadar<br />
çok dernek ve yöneticinin bugüne kadar<br />
yaptıkları ortada demek gerekiyor.<br />
Merkezden başlayarak Kültür ve Turizm<br />
Bakanlığı’nın idare ve himayesinde bölge<br />
ve meslek gruplarına ait derin ve herkesi<br />
kapsayan bir sosyal yapılanmaya ihtiyacımız<br />
var. Bu yapılanma aidat toplama veya<br />
yemeğe katılma endişelerini hissettirmeden<br />
sadece sesini duyurma ve öneri getirme<br />
amaçlı çalışmalı... Yoksa herkes dostlarıyla<br />
istediği gibi takılsın ne var. Bana da<br />
yemeklerde bizim çocuklar hep başkan der<br />
zaten!
hotel restaurant<br />
48 & hi-tech<br />
gündem<br />
Seyahat için<br />
5.1 milyar dolar harcadık<br />
2018 yılında online kanallar üzerinden 11, 5 milyar dolar para harcayan Türkiye’de internetten en<br />
çok satın alınan şeylerin başında, 5,1 milyar dolarla seyahat harcamaları geldi.<br />
Her yıl yayınlanan We Are Social<br />
araştırması Türkiye’deki internet<br />
kullanımına ilişkin önemli detaylar<br />
ortaya koyuyor. 2018 yılında online kanallar<br />
üzerinden 11, 5 milyar dolar para harcayan<br />
Türkiye’de internetten en çok satın alınan<br />
şeylerin başında, 5,1 milyar dolarla seyahat<br />
harcamaları geldi. Yine aynı araştırmaya<br />
göre ülke nüfusunun yüzde 93’ü yani 76,3<br />
milyonu bir mobil cihaza sahip. Online<br />
seyahat pazarındaki büyümede en fazla<br />
etkisi olan faktörlerin başında mobil cihaz<br />
kullanımının geldiğini belirten biletall.<br />
com Ceo’su Yaşar Çelik, mobilden bilet<br />
alım oranının yüzde 80 oranına ulaştığını<br />
vurguladı.<br />
Pazarın büyüklüğü dünyada 2020’de 800<br />
milyar doları aşacağı<br />
öngörülüyor<br />
Türkiye İstatistik Kurumu<br />
verilerine göre, 2018<br />
itibariyle Türkiye’de<br />
internet kullanan<br />
bireylerin oranı<br />
yüzde 72,9 oldu.<br />
Araştırmaya göre her<br />
10 evden 8’i internete<br />
erişebiliyor.<br />
Türkiye’de internet<br />
kullanımı da<br />
internetten<br />
alışveriş<br />
alışkanlığı da<br />
artıyor.<br />
Bu artış davranışlarımızı da etkiliyor.<br />
Eskiden seyahat biletleri için terminallere<br />
giderken şimdi ise cebimize giriyor.<br />
Rakamlarda bunu gösteriyor. Türkiye’de<br />
e-ticaretin yüzde 30’unu oluşturan online<br />
seyahat pazarının büyüklüğü dünyada<br />
2020 yılında 800 milyar doları aşacağı<br />
öngörülüyor.<br />
E ticaret arttıkça, alışverişlerimizin<br />
mobilleştiğinin altını çizen Çelik,”<br />
Önümüzdeki 5 yıl içerisinde seyahat<br />
harcamalarının yüzde 40’ı online<br />
platformlardan yapılacak. Dijitalleşen<br />
dünyada alışverişten giyime, gıdadan<br />
mobilyaya kadar hemen hemen tüm<br />
sektörler için online kanallardan işlem<br />
yapıyoruz. Tüketicilerin internet üzerinden<br />
alışveriş yapma noktasında duydukları<br />
güvenin artması, bu sektörün büyümesinde<br />
en büyük etken” ifadelerini kullandı.
...PROFESSIONAL FURNITURE SOLUTIONS...<br />
<strong>Hotel</strong> <strong>Restaurant</strong> Cafeteria Mobilyaları<br />
Adres : Yeni Mah. Şehit Polis Ahmet<br />
toprakoğlu Cad. no 118 Sarıçam/ADANA<br />
0(533) 779 58 79<br />
0(533) 77907 69<br />
info@horecamobilya.com
50<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Hilton Garden Inn<br />
Afrika’da genişliyor<br />
Hilton yönetimi, Afrika bölgesi<br />
için özel olarak geliştirdikleri<br />
Hilton Garden Inn prototipleriyle<br />
başarıyı yakalayacaklarını söylüyor.<br />
Prototipin markanın tüm dünyada<br />
tanınan tutarlı, temel konuk teklifleri<br />
odaklı, Afrika’ya giden gezginlerin yanı<br />
sıra, otel sahiplerinin de beklentilerini<br />
karşılayacak özellikte olduğu iddia<br />
ediliyor.<br />
Yeni tesislere ev sahipliği yapacak olan<br />
Botswana ve Uganda’nın dünyanın hızlı<br />
büyüyen ekonomileri arasında olduğu<br />
belirtiliyor. Hilton Garden Inn markası<br />
da, orta sınıf gezginlerin Afrika içinde<br />
ve dışında yükselişine hitap ediyor.<br />
Afrika’da hizmet veren Hilton Garden<br />
Inn’ler, el yapımı kokteyll, hafif<br />
atıştırmalıkların yanı sıra, günün 24<br />
saati açık bir alışveriş alanı olan shop,<br />
içki, self-servis özel kahve barı lüks bir<br />
karışımı sunuyor.<br />
Afrika’daki mevcut 44 tesisini 100’e<br />
çıkarmayı hedefliyor<br />
2 bin 400 odalı Uganda’daki Hilton<br />
Garden Inn Kampala ve Namibya’daki<br />
Hilton Garden Inn Windhoek’in<br />
önümüzdeki haftalarda hizmete<br />
girmesi bekleniyor. Diğer tesisler ise<br />
Malavi, Uganda, Gana, Mısır, Kongo<br />
Demokratik Cumhuriyeti, Etiyopya,<br />
Gana, Nijerya ve Güney Afrika hizmete<br />
girecek. Bu yıl 100’ncü yılını kutlayan<br />
Hilton yönetimi, Afrika’daki mevcut 44<br />
tesisini 100’e çıkarmayı hedefliyor.<br />
Afrika’da orta kesime<br />
hitap eden Hilton Garden<br />
Inn markaları altında<br />
ilk otellerini 2016’da<br />
işletmeye başlayan<br />
şirket yönetimi, bu yıl 14<br />
yeni tesis daha açarak<br />
genişlemeyi planlıyor.<br />
Yeni Hilton Garden Inn’ler<br />
ağırlıklı olarak Botswana,<br />
Zambiya ve Uganda’da<br />
hizmete girecek.<br />
Haber: TUYED
Hedef, 5 yılda<br />
20 otel ile<br />
100 milyon Euro<br />
yatırım<br />
Barceló <strong>Hotel</strong> Group Türkiye Genel Müdürü Hasan<br />
Ekmen, Barceló <strong>Hotel</strong> Group’un önümüzdeki 5 yıl<br />
içerisinde Türkiye’ye 20 otel ile 100 milyon Euro’luk<br />
yatırım yapmayı planladığını ifade ederek, yeni<br />
açılan Barceló Istanbul <strong>Hotel</strong>’e ise şu ana kadar<br />
toplam 7 milyon Euro’luk bir yatırımın gerçekleştiğini<br />
belirtti.<br />
Dünyanın ve İspanya’nın önde gelen<br />
turizm gruplarından biri olan ve<br />
25 ülkede 251 oteliyle hizmet<br />
veren Barceló <strong>Hotel</strong> Group, Türkiye’deki<br />
yatırımlarına devam ediyor. İstanbul’un<br />
en merkezi noktası olan Taksim’de<br />
açılan 5 yıldızlı Barceló Istanbul <strong>Hotel</strong>’in<br />
resmi açılışı gerçekleştirildi. Açılışta<br />
konuşan Barceló <strong>Hotel</strong> Group Türkiye<br />
Genel Müdürü Hasan Ekmen, İstanbul’un<br />
en çok bilinen ve tercih edilen oteli<br />
konumuna gelmeyi hedeflediklerini<br />
belirterek, grubun Türkiye’deki yeni<br />
yatırımı ve gelecek dönemdeki yatırım<br />
planları hakkında bilgiler verdi.<br />
Ekmen: “Barceló Istanbul’un işletmesini<br />
25 yıllığına üstlendik”<br />
Barceló <strong>Hotel</strong> Group’un kurulduğu<br />
günden bu yana dünyanın farklı<br />
bölgelerinde yaptığı yatırımlar sayesinde<br />
İspanya’nın 2., dünyanın ise 29. büyük<br />
otel zinciri haline geldiğini aktaran<br />
Ekmen, “Türkiye pazarı 20 yıldır içinde<br />
olduğumuz ve yakından tanıdığımız<br />
bir pazar. Grup olarak aldığımız yeni<br />
yatırım kararı ile Barceló Istanbul’un<br />
işletmesini 25 yıllığına<br />
üstlendik ve Aralık 2018’de<br />
kapılarımızı misafirlerimize<br />
açtık. Böylelikle Occidental<br />
the Public ve Occidental<br />
Pera İstanbul’dan sonra<br />
Türkiye’deki 3. otel yatırımımızı<br />
yapmış olmaktan büyük gurur<br />
duyuyoruz.<br />
Önümüzdeki dönemde hem bunların<br />
sayısını artırmak hem de Royal Hideaway<br />
ve Allegro <strong>Hotel</strong>s markalarımızla yeni<br />
yatırımlar yapmayı hedefliyoruz” dedi.<br />
20 yılda 60 milyon Euro doğrudan<br />
yatırım<br />
Barceló <strong>Hotel</strong> Group’un yurtdışından<br />
Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan tek<br />
büyük otel zinciri olduğunun altını çizen<br />
Ekmen, Türkiye pazarındaki yatırımları<br />
hakkında şunları söyledi: “Turizm<br />
sektöründeki 87 yıllık deneyimimiz<br />
doğrultusunda dünyanın farklı<br />
bölgelerinde yatırım yapmış ve yapmaya<br />
devam eden uluslararası bir zincir oteller<br />
grubuyuz. Türkiye’deki 20 yıllık varlığımız<br />
süresince işletmesini sürdürdüğümüz<br />
otellere toplam 60 milyon Euro’luk bir<br />
yatırım gerçekleştirdik. Bu noktada<br />
Türkiye pazarını, gelişmeye açık ve yeni<br />
yatırımların yapılmasına uygun bir bölge<br />
olarak görüyoruz. Barceló Istanbul<br />
özelinde şu ana kadar yapılan toplam<br />
yatırım miktarı 7 Milyon Euro’ya ulaştı.<br />
Grup olarak Türkiye’ye çok inanıyor ve<br />
güveniyoruz. Bu doğrultuda önümüzdeki<br />
5 yıl içerisinde 20 otele ulaşmayı ve<br />
yaklaşık 100 milyon Euro’luk bir yatırım<br />
gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Yatırım<br />
yapmayı planladığımız şehirler ve<br />
bölgeler arasında başta İstanbul, Akdeniz<br />
bölgesinde Antalya, sonra Kapadokya,<br />
İzmir ve Ankara yer alıyor. Şu anda<br />
üzerinde çalıştığımız ciddi projelerimiz<br />
mevcut. Bunların dışında ise yeni proje<br />
arayışlarımız devam ediyor.”<br />
Yüzde 80 dolulukla 5 ayda 116 farklı<br />
ülke<br />
Barceló <strong>Hotel</strong> Group Türkiye Genel<br />
Müdürü Hasan Ekmen, uluslararası<br />
standartlardaki servis yaklaşımı ve iş<br />
dünyasına özel yenilikçi uygulamalarıyla<br />
gerek iş gerek tatil amaçlı seyahat<br />
eden misafirlerine keyifli ve konforlu<br />
bir konaklama deneyimi sunmayı<br />
hedeflediklerini ifade etti. Barceló<br />
Istanbul <strong>Hotel</strong>’in şehrin en gözde<br />
ve merkezi bölgelerinden biri olan<br />
Taksim’de yer aldığını belirten Ekmen,<br />
“Taksim bölgesi yenilenen yüzüyle<br />
her ülkeden turistin tercih ettiği bir<br />
bölge haline geldi. Hedefimiz Barceló<br />
Istanbul’u, İstanbul’un en çok bilinen<br />
ve tercih edilen oteli konumuna<br />
getirmek. Bu otel, grubun Türkiye’deki<br />
iş hedeflerinin de temelini oluşturuyor.<br />
Özellikle Avrupalı ve Batılı turistleri<br />
bu bölgeye çekmek istiyoruz ki başta<br />
İspanya olmak üzere Orta-Güney<br />
Amerika ve Avrupa’daki birçok ülkedeki<br />
yüksek bilinirliğimizin destinasyona<br />
artı bir güven sağlayacağı, dolayısıyla<br />
bölgedeki turist sayısı ve çeşitliliğini<br />
artıracağı kanısındayız. Beş ay gibi kısa<br />
bir sürede toplam 116 farklı ülkeden<br />
misafir ağırladık. Şu anda otelimizin<br />
doluluk oranı yüzde 80’e ulaştı. Bu<br />
açıdan Taksim’in cazibe merkezi<br />
haline gelmesinde de önemli görevler<br />
üstleniyoruz. Aldığımız bu sonuçların da<br />
hedeflediğimiz başarıyı ortaya koyduğuna<br />
inanıyoruz” şeklinde konuştu.
52<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Torunlar GYO otelciliğe<br />
Hilton ile giriyor!<br />
Torunlar GYO Türkiye’nin en büyük<br />
karma projesi Mall of İstanbul<br />
içinde yer alan ve yapımı devam<br />
eden otel etabı için Hilton ile franchise<br />
anlaşması imzalandı. Torunlar GYO<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun ve<br />
Hilton MENA&T Bölgesi (Orta Doğu,<br />
Kuzey Afrika ve Türkiye) İş Geliştirme<br />
Başkan Yardımcısı Carlos Khneisser’ın<br />
katılımı ile gerçekleşen anlaşma<br />
töreninde konuşan Aziz Torun; “Mall<br />
of İstanbul’da, dünyanın en önemli otel<br />
markası Hilton ile iş birliği yapmaktan<br />
mutluluk duyuyoruz. Rezidanslarında<br />
35 ayrı milletten yatırımcısı bulunan<br />
ve her yıl 2 milyonun üzerinde yabancı<br />
turist ağırlayan Mall of İstanbul,<br />
Hilton markası ile birlikte uluslararası<br />
cazibesini daha da artıracaktır” dedi.<br />
Torun; “Arsa hariç 71 milyon USD yatırım<br />
bedeli ile hayata geçirdiğimiz Hilton Mall<br />
of İstanbul, 2020 yılının ikinci yarısında<br />
konuklarını ağırlamaya başlayacak. 5<br />
kıtada 260’ın üzerinde şehre uçuş imkânı<br />
sunan İstanbul Yeni Havalimanı’na en<br />
yakın 5 yıldızlı otellerden biri olarak<br />
hizmet verecek” dedi.<br />
Önümüzdeki yıl hizmete girmesi<br />
planlanan Ataköy - İkitelli Metro hattı<br />
üzerinde yer alan Masko istasyonunun<br />
Mall of İstanbul projesi ile direkt<br />
bağlantısı olduğunu da hatırlatan<br />
Torun; “Metro sayesinde konuklarımız<br />
İstanbul’un her noktasına kolayca<br />
ulaşma imkânına da sahip olacaklar”<br />
dedi.<br />
Uluslararası ve ulusal iş toplantılarına<br />
ev sahipliği yapacak<br />
Hilton otelinin Mall of İstanbul ile büyük<br />
bir sinerji oluşturacağına inandığını<br />
ifade eden Torun, “Mall of İstanbul,<br />
İstanbul’un giderek artan kültür, sağlık,<br />
eğitim ve alışveriş turizmine de önemli<br />
katkılar sunacağını belirterek, “1410<br />
kişi kapasiteli konferans salonu ve<br />
farklı büyüklüklerdeki 10 adet toplantı<br />
salonu ile Hilton Mall of İstanbul,<br />
hem uluslararası hem de ulusal iş<br />
toplantılarına ev sahipliği yapacak<br />
özelliklere de sahip” dedi.<br />
Törende Hilton adına konuşan Hilton<br />
MENA&T Bölgesi (Orta Doğu, Kuzey<br />
Afrika ve Türkiye) İş Geliştirme Başkan<br />
Yardımcısı Carlos Khneisser ise “Böyle<br />
harika bir projenin parçası olmaktan<br />
büyük gurur duyuyoruz. Hilton <strong>Hotel</strong> ve<br />
Resorts markası olarak Hilton İstanbul<br />
Bosphorus’u açtığımızdan bugüne<br />
kadar 60 yılı aşkın süredir uluslararası<br />
seyahat pazarının öncülüğünü yapıyoruz.<br />
Hilton Mall of İstanbul ile şehrin<br />
gelişen ve yükselen bölgesinde de en<br />
üst standartları belirlemeye devam<br />
edeceğiz” dedi.<br />
Torunlar GYO Türkiye’nin<br />
en büyük karma projesi Mall<br />
of İstanbul içinde yer alan<br />
ve yapımı devam eden otel<br />
etabı için Hilton ile franchise<br />
anlaşması imzalandı. Hilton<br />
Mall of İstanbul, 2020 yaz<br />
aylarında misafirlerini<br />
ağırlamaya başlayacak.<br />
Hilton Mall of İstanbul’da,<br />
19’u süit, 161’i standart<br />
olmak üzere toplam<br />
180 oda bulunuyor. 366<br />
ziyaretçi kapasiteli otelde,<br />
kongre merkezi, restaurant,<br />
executive lounge, spa,<br />
fitness center ve havuz gibi<br />
sosyal donatıların yanı sıra<br />
mağaza alanları da yer<br />
alıyor. Açıldığında yaklaşık<br />
300 kişiye istihdam<br />
sağlaması beklenen Hilton<br />
Mall of İstanbul, Torunlar<br />
GYO yüzde 100 iştiraki<br />
olan TRN Otel İşletmeciliği<br />
tarafından franchise<br />
anlaşması modeli ile<br />
işletilecek.
5303 Sok. 75. Yıl Mah. No 96/A<br />
Yunusemre/Manisa<br />
www.faikminibar.com.tr<br />
0236 233 15 77<br />
faik.karik@faikminibar.com.tr
54<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Divan Diyarbakır açıldı<br />
Divan Diyarbakır, tarihin en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapan Mezopotamya ve<br />
Anadolu’nun kesişme noktasında yer alan Diyarbakır’da kapılarını misafirlerine açtı.<br />
Eksiksiz bir konaklama tecrübesi sunan Divan Diyarbakır,153 odası, eşsiz Divan lezzetlerini<br />
misafirleriyle buluşturan Divan Pub ve Divan Patisserie ile hizmet vermeye başladı.
Yöresel kültürü Divan hizmet kalitesiyle birleştirerek<br />
çağdaş ve zarif bir şekilde yorumlayan Divan Diyarbakır,<br />
hem iş hem de tatil için seyahat eden misafirlerine<br />
unutulmaz bir konaklama deneyimi sunuyor. 10 bin yıla yakın<br />
geçmişinde sayısız medeniyetleri ağırlamış bu toprakların<br />
misafirperverlik geleneğini yaşatan Divan Diyarbakır’ın 127<br />
superior oda, 16 deluxe oda, 9 süit, 1 engelli odası olmak üzere,<br />
toplam 153 odasında yörenin kültüründen izler taşıyan detayları<br />
modern ve lüks tasarımla bir araya getiriyor.<br />
Çıtır çıtır hamur işleri ve sıcak lezzetlerle güne enerjik bir<br />
başlangıç yapmak isteyenlere zengin kahvaltı büfesinin servis<br />
edildiği Divan Diyarbakır’da, öğle ve akşam yemeğinde yöre<br />
mutfağının yanı sıra Türk lezzetleri ve uluslararası tatlar ile<br />
geniş seçenekler de sunuluyor. Doğum günü ya da yıl dönümü<br />
gibi önemli günlerinde Divan Diyarbakır’da güzel anılar<br />
biriktirmek isteyen misafirler, Divan Patisserie’nin birbirinden<br />
enfes tatlarıyla eşsiz bir günün keyfini yaşayabilecek.<br />
Tarihi mekanlara yakın mesafede<br />
Diyarbakır’ın gözde tarihi mekanlarına yakın mesafede<br />
konumlanan Divan Diyarbakır, Tarihi Diyarbakır Surları ve<br />
Hevsel Bahçeleri, Dicle Nehri, Hasan Paşa Hanı, Malabadi<br />
Köprüsü, Ulu Cami, Sülüklü Han, 4 Ayaklı Minare, On Gözlü<br />
Köprü, Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi, Asur Kalesi, Çayönü Höyüğü,<br />
Zerzavan Kalesi, Gazi Köşkü, Meryem Ana Kilisesi ve Surp<br />
Giragos Ermeni Ortodoks Kilisesi gibi tarihe tanıklık etmiş<br />
mekanları keşfetmek isteyen misafirlerine benzersiz bir<br />
deneyim vadediyor.<br />
Divan mutfağı Diyarbakırlılarla buluşuyor<br />
Yemek kültürüyle öne çıkan Diyarbakır’da yöresel mutfağın<br />
olmazsa olmaz tatları Divan’ın 50 yıllık mutfak tecrübesiyle<br />
de birleşecek lezzet şöleni sunuyor. Günün her öğününde<br />
tercih edilebilecek Divan Pub’da, deneyimli şefler Türk ve<br />
dünya mutfaklarının favorileri hazırlarken Türkiye’ye butik<br />
pastanecilik anlayışını getiren Divan Patisserie’nin lezzetli<br />
tatlıları, damağa olduğu kadar göze de hitap edecek.<br />
Divan Pub’ın zarif ve seçkin atmosferinde Divan şeflerinin<br />
hazırladığı tarifler, haftanın her günü Diyarbakır<br />
konaklamalarına ayrı keyif katacak.<br />
Yemek kültürüyle öne<br />
çıkan Diyarbakır’da<br />
yöresel mutfağın olmazsa<br />
olmaz tatları Divan’ın 50<br />
yıllık mutfak tecrübesiyle<br />
de birleşecek lezzet<br />
şöleni sunuyor. Günün<br />
her öğününde tercih<br />
edilebilecek Divan Pub’da,<br />
deneyimli şefler Türk<br />
ve dünya mutfaklarının<br />
favorileri hazırlarken<br />
Türkiye’ye butik<br />
pastanecilik anlayışını<br />
getiren Divan Patisserie’nin<br />
lezzetli tatlıları, damağa<br />
olduğu kadar göze de hitap<br />
edecek.
56<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
The LIfeCo Bodrum<br />
Beach açıldı<br />
Bodrum, Antalya ve Phuket’teki, konaklamalı well-being ve detoks merkezleri ile<br />
adından sıkça söz ettiren; sağlıkla arınmanın, yenilenmenin ve gençleşmenin isim<br />
yapmış adresi The LifeCo; kendine ait özel plajı ile Türkbükü sahilindeki ikinci merkezi<br />
The LifeCo Bodrum Beach’i misafirlerinin hizmetine açtı.<br />
The LifeCo<br />
“well-being” kavramını<br />
kişinin yaşam süresi<br />
boyunca ulaşabileceği<br />
mümkün olan en yüksek<br />
yaşam kalitesi olarak<br />
açıklıyor. The LifeCo’da<br />
bu kapsamda oluşturulan<br />
programlar, kişinin doğru<br />
ve sağlıklı bir yaşam<br />
tarzına daha kolay adım<br />
atmasını sağlayacak<br />
ürünler, online kurslar ve<br />
daha bir çok uygulama ile<br />
destekleniyor.<br />
Türkbükü’ndeki ana<br />
merkezin yanı sıra<br />
14 odası ile denize<br />
sıfır konumda hizmet<br />
veren The LifeCo Bodrum<br />
Beach; detoks deneyimini<br />
şehrin stresinden<br />
uzakta masmavi denize<br />
karşı, portakal kokulu<br />
yemyeşil bir bahçe<br />
içinde ve sezlongta<br />
güneşin keyfini çıkararak<br />
yaşamak isteyenlere ev<br />
sahipliği yapıyor. The<br />
LifeCo Bodrum Beach;<br />
deniz manzaralı odaları<br />
ve yeşillikler içindeki<br />
raw-vegan mutfağın<br />
sağlıklı lezzetlerinin<br />
tadılabileceği “Saf<br />
<strong>Restaurant</strong>”ı ile sağlıklı<br />
yaşam tutkunlarına farklı<br />
tatlar ile çok özel bir<br />
deneyim yaşama imkanı<br />
sunuyor. Ana merkezdeki<br />
tüm programlar ve<br />
hizmetler The LifeCo<br />
Bodrum Beach’te de<br />
alınabiliyor. Misafirler<br />
The LifeCo Bodrum<br />
Beach’in bembeyaz<br />
kumlarında sere serpe<br />
yazın ilk günlerinin keyfini<br />
çıkartırken, kendine<br />
ödül niteliğindeki bu<br />
tatil deneyimini çok<br />
etkin fayda görebileceği<br />
detoks programları ile<br />
taçlandırıyor.<br />
Arınmak ve yenilenek<br />
için…<br />
The LifeCo Bodrum<br />
Beach’te sonuç odaklı<br />
ve kişinin kısa sürede<br />
fayda sağlayabileceği tüm<br />
programlar; detoks ve<br />
sağlıklı beslenme planları<br />
çerçevesinde, kişinin<br />
arınma ve yenilenme<br />
sürecini hızlandıran etkin<br />
terapiler, uygulamalar,<br />
fiziksel ve spiritüel<br />
egzersizler, eğitim<br />
seansları, workshoplar<br />
ve kişinin kendini<br />
şımartabileceği güzellik ve<br />
masaj uygulamalarından<br />
oluşuyor.<br />
Misafirin ihtiyacı<br />
doğrultusunda detoks<br />
uzmanı tarafından<br />
en uygun program<br />
hazırlanıyor; tüm<br />
programlar; yoğun<br />
arınma, kilo kontrol,<br />
karaciğer temizliği,<br />
diyabet ve benzeri kronik<br />
hastalıklarda iyileşme<br />
gibi bir çok amaca<br />
hizmet ediyor. The LifeCo<br />
Bodrum Beach konukları;<br />
detoks programlarıyla<br />
toksinlerinden arınırken,<br />
fazla kilolarından<br />
kurtuluyor, gençlik<br />
enerjisini yeniden<br />
kazanarak, Türkiye’de<br />
eşi benzeri olmayan<br />
well-aging hizmetleriyle<br />
yaşlanma saatini tersine<br />
çeviriyor.
58<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
YOTEL ve YOTELAIR<br />
İstanbul Havalimanı açıldı<br />
Havalimanı ve şehir otelciliğinin dünyadaki en çağdaş markalarından YOTEL’ in<br />
Türkiye’deki ilk işletmesi İstanbul Havalimanı’nda kapılarını açtı. Terminalin iki ayrı<br />
kısmında, toplamda 451 kabin (oda) ile hizmet verecek olan YOTELAIR ve YOTEL<br />
İstanbul Havalimanı, kapasite açısından dünyadaki havalimanı otelleri sıralamasında ilk<br />
üçe girecek.<br />
YOTEL İstanbul Havalimanı,<br />
uyarlanabilir modern tasarımı ve<br />
teknoloji ile misafir deneyimine<br />
odaklanmış yaklaşımıyla dikkat çekiyor.<br />
Londra, Amsterdam, Paris, New York,<br />
Boston, San Francisco, Washington ve<br />
Singapur’da faaliyet gösteren İngiltere<br />
merkezli hızla büyüyen YOTEL, dünyanın<br />
en yenilikçi konaklama deneyimi sunan<br />
markası olarak tanınıyor.<br />
2023’te dünyadaki YOTEL sayısı 60’a<br />
ulaşacak<br />
YOTEL’ in dünya çapındaki faaliyetleri<br />
hakkında da bilgi veren YOTEL Global<br />
CEO’SU Hubert Viriot, şu anda dünyada 9<br />
otelle hizmet verdiklerini belirterek “Hali<br />
hazırda devam eden projeler arasında kısa<br />
bir süre önce açılan San Francisco’nun<br />
yanı sıra bir hafta sonra açılacak Singapur<br />
Changi Havalimanı’ndaki YOTELAIR ve<br />
Londra Clerkenwell, Dubai, Edinburgh,<br />
Miami, Amsterdam, Glasgow, Porto, Long<br />
Island City, Cenevre, Park City (Utah)<br />
ve Güney Kalifornia’da Mammoth’da<br />
olmak üzere yeni şehir otelleri yatırımları<br />
bulunuyor. YOTEL, 2021 yılında dünya<br />
çapındaki otel sayısını 29 otele, 2023 yılında<br />
ise 60’a çıkarmış olacak. YOTEL İstanbul<br />
Havalimanı’nın başarısı, İstanbul’da ve<br />
Türkiye’nin diğer büyük illerinde gelecek<br />
yatırımlarımız açısından son derece büyük<br />
öneme sahip. Türkiye’de büyümeyle<br />
yakından ilgileniyoruz” dedi.
Bora Göymen<br />
Göymen: “Yüzde 80 doluluk hedefliyoruz”<br />
Açılışa ilişkin, YOTEL İstanbul Havalimanı<br />
Genel Müdürü Bora Göymen, YOTEL’ in<br />
Türkiye faaliyetleri ile ilgili olarak şunları<br />
söyledi: “Türkiye’deki ilk işletmemizi<br />
bölgenin hava trafiğini büyük ölçüde<br />
artıracak olan İstanbul Havalimanı’nda<br />
açmış olmaktan dolayı büyük gurur duyuyor,<br />
bu yolculuğun bir parçası olmaktan heyecan<br />
duyuyoruz. Çok kısa bir süre içerisinde<br />
%80 doluluk oranına erişeceğimizi<br />
umuyoruz. YOTEL Istanbul Havalimanı,<br />
Türkiye’de gördüğümüz en büyük havaalanı<br />
oteli yatırımıdır. Modern küresel ve yerel<br />
yolcunun değişen ihtiyaçlarını anlamak,<br />
bizim için son derece önemlidir. Günümüz<br />
dünyasında hayat çok hızlı akıyor ve<br />
insanlar kendi akışlarını oluşturmayı tercih<br />
ediyorlar. Zamanı doğru kullanmak ise<br />
oldukça önemli hale geldi. Konuklarımıza<br />
daha hızlı aksiyon alabilecekleri değerli<br />
zamanlarından tasarruf sağlayabilecekleri<br />
ve kendi akışlarını yönetebilecekleri<br />
yeni yöntem ve çözümler sunabilmekten<br />
ötürü büyük mutluluk duyuyoruz. YOTEL<br />
olarak, misafirlerimizin hem havayolunda<br />
hem de kara tarafındaki bölgelerde akıllı<br />
tasarımlarımız ve yüksek teknolojiyi<br />
sunuyor, misafirlerimize kesintisiz bir<br />
şekilde yaşamlarını sürdürme özgürlüğü<br />
veriyoruz.<br />
Günümüzde, yaşadığımız çağda tüm<br />
modern gezginlerin kesintiye uğramadan<br />
daimi şekilde bağlantıda olma, birlikte<br />
çalışma, ortak alanlarda rahatlama<br />
ve bu amaçlara yönelik özel olarak<br />
tasarlanmış alanlarda arzu ettikleri anda<br />
işten, eğlence ve dinlenceye geçiş imkanı<br />
tanıyan ortamlara yönelik evrensel bir<br />
talebi bulunuyor. YOTEL’de biz sadece bu<br />
ihtiyaçları karşılamakla sınırlı kalmıyor aynı<br />
zamanda tüm bu talepleri beklentilerin de<br />
üzerinde karşılayarak misafirlerimize ağır<br />
fiyat etiketi ile sunmadan deneyimletmenin<br />
gururunu yaşıyoruz.<br />
Son dönemde seyahat edenler için en<br />
öncelikli hale gelen unsurlar arasında ‘uyku<br />
kalitesi, duşlar, damak tadlarına hitap eden<br />
yemekler ve 7/24 kesintiye uğramadan<br />
bağlı kalma ve şarj imkanı bulma’ yer alıyor.<br />
Seyahat esnasında bile formda kalabilme<br />
arzusu ise lüksün yeni tanımı kapsamında<br />
görülüyor. YOTEL’de konaklayan<br />
misafirlerimiz arasında farkına vardığımız<br />
bir diğer özellik ise; YOTEL imzası taşıyan<br />
ortak alanlarda kendi yaşam biçimleri<br />
ve yaklaşımları ile benzerlik gösteren<br />
diğer gezginler ile bir arada bulunarak bir<br />
topluluk oluşturmaktan hoşnut olduklarına<br />
şahit olmamızdır. ”<br />
Terminal içerisinde iki ayrı kısımda<br />
toplam 451 oda<br />
YOTEL’de tasarımımız minimalist, biraz<br />
fütüristik, yerel dokular ve teknolojiden<br />
ilham alan bir tarz bütünlüğüne sahiptir.<br />
Ancak, her şeyden önce tasarımda<br />
ortaya koyduğumuz unsurların pratik<br />
ve konforlu olmasını ve konukların tüm<br />
ihtiyaçlarını karşılamasını hedefleriz.<br />
Bütün bu unsurlar kusursuz bir konaklama<br />
deneyimi sunabilmek için YOTEL İstanbul<br />
Havalimanı’nın uyarlanabilir toplantı ve çok<br />
işlevli kamusal alanlarına, şık kabinlerine<br />
ve teknolojinin entegre edildiği tüm<br />
uygulamaların tasarımlarına yansıtılır.<br />
İstanbul Havalimanı içerisinde kara<br />
tarafında 277 oda (kabin) ile YOTEL Istanbul<br />
Havalimanı, hava tarafında 174 oda (kabin)<br />
ile YOTELAIR; Premium ve First Cabin’den<br />
VIP Suites’lere kadar toplamda 451 oda<br />
(kabin) ile hizmet veriyor. Bora Goymen;<br />
“Konuklarımız için kapsayıcı, çok işlevli<br />
bir ortam oluşturuyoruz. YOTEL’in kapıları<br />
herkese açık olmakla birlikte, sabah erken<br />
uçuşu olanlar, uzun transit uçuşları olanlar<br />
ve hatta havaalanında toplantısı olan yerli,<br />
yabancı misafirler için ideal konaklama<br />
imkanı sunuyor.<br />
Misafirlerimiz hangi yaşta olursa olsunlar<br />
dijital odaklı, bağımsız hareket etmeyi ve<br />
keşfetmeyi seven, güvendikleri kişilerin<br />
bağımsız tavsiyelerine dayanarak bilinçli<br />
tercihler yapan, sürekli hareket halinde<br />
olan, dışa dönük, evrensel görünüme sahip,<br />
kolayca iş ortamından eğlence/dinlenceye<br />
geçiş yapmaya hazır kişilerden oluşuyor.<br />
Hem YOTEL hem YOTELAIR ana terminal<br />
binası içerisinde çok merkezi ve erişimi<br />
rahat konumda bulunduğundan, hem iş<br />
hem eğlence amaçlı seyahat edenlerin yanı<br />
sıra havayolu ekipleri ve havaalanındaki<br />
diğer işletmeler için de konaklama kolaylığı<br />
sağlıyor. Zamanını çok efektif kullanmayı<br />
tercih eden, kendi akışını oluşturmaktan<br />
hoşlanan, vakti kıymetli, yüksek fiyat<br />
etiketinden kaçınan konuklar için ideal<br />
adresiz.” diyerek YOTEL ve YOTELAIR<br />
İstanbul Havaalanı Genel Müdürü Bora<br />
Göymen sözlerine ekledi.
60<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
Manesol <strong>Hotel</strong>s, YENİ<br />
yatırımlarla büyüyecek!<br />
2015 yılında Manesol Old City Bosphorus ile birlikte ikinci yatırımı Manesol Fuar<br />
Beylikdüzü’nü de hizmete açan Manesol <strong>Hotel</strong>s, bu yılla beraber yeni yatırımlarla<br />
büyümeyi hedefine koydu...<br />
Sirkeci’de butik konseptiyle Mart<br />
2015’ten bu yana misafirlerini<br />
ağırlamaya devam eden Manesol<br />
Old City Bosphorus, Tarihi Yarımada’daki<br />
birçok tarihi lokasyona yürüyüş<br />
mesafesiyle tatil ve tarihi eser meraklıları<br />
için ideal bir seçenek. 55 odalı otelin 28<br />
deniz manzaralı odası muhteşem Boğaz<br />
manzarasını, 27 şehir manzaralı odaları<br />
ise Topkapı Sarayı’nın ihtişamını gözler<br />
önüne seriyor.<br />
Fuar ve harici konaklamalar<br />
için ideal;<br />
Manesol Fuar Beylikdüzü<br />
Mayıs 2015 itibari ile kapılarını açan<br />
Manesol Fuar Beylikdüzü ise, Tüyap Fuar<br />
Merkezi’ne yakın mesafedeki konumu<br />
ile hem fuar hem iş amaçlı seyahat eden<br />
konukların tercihi.<br />
Manesol <strong>Hotel</strong>s Satış Müdürü Hande<br />
Katmer, 160 odalı otelle ilgili şu<br />
bilgileri paylaşıyor: “Otelimizde 80’i<br />
Büyükçekmece Gölü’nü gören ferah<br />
ve konforlu göl manzaralı odasıyla, üst<br />
düzey misafirlerimizin özellikle tercihleri<br />
arasında bulunuyor. Fuar dönemlerinde<br />
tüm misafirlerimize rahat, konforlu,<br />
ortalama 35 m 2 ’lik ferah odalarımızda<br />
en iyi hizmeti vermeyi amaçlıyoruz. Tüm<br />
fuar dönemlerinde fuar alanına transfer,<br />
akşam yemeklerinde açık büfe akşam<br />
yemeği ve arzu eden firmalarımıza 30’ar<br />
kişilik, 2 toplantı salonumuzda verimli<br />
toplantılar geçirmelerini sağlıyoruz.<br />
Ayrıca tüm gün fuar yorgunluklarını<br />
atmak isteyen misafirlerimiz otelimizin<br />
Spa alanında rahatlayıp ertesi güne daha<br />
zinde başlamalarına imkan veriyoruz”.<br />
Ramazana hazır!<br />
Açıldığı günden bu yana ayrıcalıklı<br />
lezzetleriyle de İstanbul’un popüler<br />
lezzet adresleri arasındaki yerini koruyan<br />
otel, İstanbul <strong>Restaurant</strong>’ı ile de bir<br />
konaklama tercihi! Ramazan ayı için 4<br />
adet özel iftar menüsü hazırladıklarını<br />
belirten Katmer, deneyimli şef Yaşar<br />
Demirel yönetiminde tüm fuar, grup ve<br />
münferit misafirlere en özel lezzetleri<br />
sunduklarını söylüyor. Toplantı ve etkinlik<br />
talep eden misafirlere de en kaliteli<br />
hizmeti vermeyi amaç edindiklerini ifade<br />
eden Katmer, “Düğün, kına, toplantı, gala<br />
yemeklerinde de maksimun 250 kişiye<br />
kadar hizmet verebilmekteyiz” diyor.
hotel restaurant<br />
62 & hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Fotoğraflar: Mete Işık<br />
Hem keşfettiler hem yerel ekonomiye dokundular!<br />
Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE), 3-5 Mayıs tarihleri arasında MICE ve etkinlik<br />
yönetimi segmentlerinde çalışan acentaları Ramada Resort Kazdağları Thermal & Spa<br />
sponsorluğunda ikinci kez buluşturdu.<br />
İlkini 2017 yılında gerçekleştiren, bu<br />
sene daha geniş kapsamlı bir programla<br />
acentaları doğa ve mitolojinin eşsiz<br />
dünyasıyla buluşturan I-MICE, programın<br />
ilk ayağında Ramada Resort Kazdağları<br />
Thermal & Spa’nın Executive Şefi Murat<br />
Evrim’in sunumuyla Ege otlarıyla bir<br />
workshop gerçekleştirdi. Program,<br />
Ma’adra Dağı’ndaki, Kuzey Ege’nin ilk ve<br />
tek şarap bağı özelliğine sahip olan Ma’dra<br />
Vineyard House’taki tadım ile devam etti.<br />
Cunda Adası’nın lezzet adreslerinden<br />
Cunda Deniz <strong>Restaurant</strong>’ ta alınan akşam<br />
yemeği ile son buldu.<br />
Programın ikinci günü jip safari ile yola<br />
çıkan acentalar Çamlıbel’de büyük<br />
usta Tuncel Kurtiz’in mezarını ziyaretin<br />
ardından Sütüven ve Hasan boğuldu<br />
şelalelerinde keyifli dakikalar geçirdiler.<br />
Güzergah boyunca turp otu, hardal otu,<br />
arapsaçı otu, civez otu, şevketi bostan,<br />
ısırgan otu, adaçayı ve kekik toplayan<br />
katılımcılar zeytinyağı fabrikası ziyaretinin<br />
arkasından Sarıkız Etnografya Müze ve<br />
Antandros kazı alanını gezdiler.<br />
I-MICE koordinasyonunda düzenlenen<br />
program 4 Mayıs Cumartesi akşamı<br />
Ramada Resort Kazdağları Oteli’nde<br />
düzenlenen gala yemeği ile devam etti.<br />
Yemek sonrasında gitar eşliğinde ateş<br />
kuyusu etrafında toplanan acentalar müzik<br />
ve sıcak şarap eşliğinde eğlendiler. MICE<br />
acentaları, programın üçüncü gününde<br />
Kavurmacı’larda Sarıkız destanını<br />
dinleyerek Kazdağları’na veda ettiler.<br />
Kurt: “Yerel ekonomiye dokunmayı<br />
önemsiyoruz”<br />
Kazdağları etkinliği ile ilgili konuşan<br />
I-MICE Derneği 2. Başkanı Hüseyin<br />
Kurt, “Bu organizasyon iki tarafıyla çok<br />
önemli. İlki yaratıcılığı ortaya çıkarmak.<br />
İkinci olarak ise yerel ekonomiye<br />
dokunmak. Safari turumuzla yol üstünde<br />
birçok durakta durduk, köylülerden<br />
minik alışverişler yaptık. Biz bunu çok<br />
önemsiyoruz. Bunu yapmıyorsanız zaten<br />
standart oluyorsunuz. Amacımız, tüm<br />
organizasyonlarımızda yaratıcılıkla birlikte<br />
farkındalık oluşturmak. İlkini 2017’de<br />
gerçekleştirdiğimiz organizasyondan<br />
sonra görüyoruz ki, iki sene içinde güzel<br />
gelişmeler olmuş. O dönem otel sancılı<br />
bir dönemden geçiyordu ki buna rağmen<br />
nitelikli bir organizasyon almıştık. Ama<br />
bu sene benim gördüğüm, yeni bir genel<br />
müdür kadrosuyla birlikte yapılanmaya<br />
dahil olmuş. Bu da nitelik bağlamında<br />
otele o farkındalığı açıkçası sağlamış”.
Nisan 2016’da resmi kuruluşunu<br />
duyuran Uluslararası MICE<br />
Endüstrisi Derneği (I-MICE), 22<br />
Haziran’da gerçekleşecek 2. Olağan<br />
Genel Kurul için gün sayıyor. Kurul için<br />
üyelerine çağrı yaptıklarını ve seçimle<br />
birlikte bir bayrak devri de olacağını<br />
açıklayan I-MICE Derneği 2. Başkanı<br />
Hüseyin Kurt, “22 Haziran seçimlerinden<br />
sonra ben başkanlığa geçeceğim. Tabii<br />
bu arkadaşlarımızın, delegelerimizin,<br />
üyelerimizin destekleri ve güvenleriyle<br />
olacak. Başkanımız Serdar Söyler 2.<br />
Başkan olurken, Kubilay Şahin Sayman<br />
olarak görevi Mali Kanji’den devralacak”<br />
dedi.<br />
“22 Haziran’dan sonra kadroyu<br />
güçlendiriyoruz”<br />
Hüseyin Kurt, dernek olarak sektörde<br />
3. yılına girdiklerini, iki senelik dönemde<br />
çok sayıda etkinlik gerçekleştirdiklerini<br />
ve sektörde hızlı bir yol kat ettiklerini<br />
söyledi. Geçtiğimiz dönem 9 Asil, 9 Yedek<br />
Yönetim Kurulu, 3 Asil, 3 Yedek Denetim<br />
Kurulu, 3 Asil, 3 Yedek Disiplin Kurulu<br />
olmak üzere toplamda 30 kişilik icra<br />
kurulunun 22 Haziran seçimlerinden<br />
sonra da aynı yönetim modeliyle<br />
çalışmalarına devam edeceğini kaydeden<br />
Kurt, “Fakat yeni dönemde kadroyu<br />
biraz daha güçlendiriyoruz. Şu anda<br />
isim zikretmek çok doğru olmayabilir<br />
ama totalde 20’ye yakın acenta sahibi<br />
arkadaşımız olacak. Bunun yanı sıra asil,<br />
yedek, denetim ve disiplin kurulumuzu da<br />
güçlendireceğiz” dedi.<br />
“Üyeliklerde gaza basacağız”<br />
Yeni dönemde derneğin yurt içi ve yurt<br />
dışı temsilcilikler de açacağını duyuran<br />
Kurt, “Bugün bizim içimizde 227 acente<br />
sahibi dostumuz ve 600 civarında<br />
üyemiz var. Bugüne kadar üyelik adına<br />
gaza basmış bir dernek olmadık.<br />
Ama seçimden sonra üyeliklerde<br />
22 Haziran’da başkanlık bayrağını<br />
Hüseyin Kurt devralacak!<br />
gaza basacağız, üye sayımızı çok hızlı<br />
artırmak için arkadaşlarımızı daha fazla<br />
teşvik edeceğiz. Yurt içi temsilciliklerle<br />
örgütlenmeye devam edeceğiz “ dedi.<br />
“Yurt dışı temsilcilikler de vereceğiz”<br />
Hüseyin Kurt, konuşmasının devamında<br />
bir eleştiriye de yanıt vererek, “Biz<br />
biliyorsunuz Uluslararası MICE Endüstrisi<br />
Derneği olarak geçiyoruz. Kurulduğumuz<br />
günden bu yana bize minik de olsa şöyle<br />
bir eleştiri geliyordu. Sizin uluslararası<br />
herhangi bir bağınız yok, nasıl<br />
uluslararası oluyorsunuz diyorlardı. Ben<br />
bunu bir yaşam sürecine benzetiyorum.<br />
İnsanoğlu doğar, büyür. Biz de dernek<br />
olarak doğduk, emeklemeye ve yürümeye<br />
başladık. Sonra minik minik koştuk. Artık<br />
zamanı geldi ve önümüzdeki dönemde<br />
yurt dışı temsilcilikler de vereceğiz” dedi.<br />
“Yurt dışı tanıtım gezilerini B2B ile<br />
birleştiriyoruz”<br />
Yeni dönemde yurt içi tanıtım gezileri gibi<br />
yurt dışı ayağına da ağırlık vereceklerini<br />
kaydeden Kurt, yurt dışını bir tık daha<br />
yukarı taşıyarak tanıtım gezilerini B2B<br />
ile birleştireceklerinin altını çizdi. Kurt<br />
sözlerine şöyle devam etti: “Önümüzde<br />
Romanya, Bulgaristan gezimiz var. Orada<br />
katılımcılar bir yandan destinasyonu<br />
keşfederken bir yandan da meslektaşları<br />
ile bir araya gelerek yeni işbirlikleri de<br />
yapabilecekler.” Kurt, derneğin sosyal<br />
sorumluluk projeleriyle birlikte network<br />
etkinliklerine devam edeceğini ve eylülün<br />
ilk haftası gibi 1000-1500 kişilik bir<br />
organizasyonla da hem keyifli bir davetle<br />
sezona merhaba demeyi hem de yeni<br />
iş birliği ve iletişim fırsatları sunmayı<br />
amaçladıklarını söyledi.<br />
“Delege başı teşvikle MICE’yi<br />
canlandırabiliriz”<br />
2016 yılında Belçika’nın başkenti<br />
Brüksel’deki patlamalardan sonra devlet<br />
kademesinde MICE sektörünün zarar<br />
görmemesi, yaşanan kaybın minimum<br />
seviyede kalması için sosyal yardımların,<br />
teşviklerin ve delege başı teşvik<br />
sisteminin hayata geçirildiğine dikkat<br />
çeken Hüseyin Kurt; bizimde bu ve buna<br />
benzer modelleri hayata geçirmemiz<br />
gerekir. “ dedi. Kurt, Belçika’da hayata<br />
geçirilen teşvikler ve delege başı teşvik<br />
sistemi hakkında kısa bilgiler verdikten<br />
sonra; “Ülke olarak MICE ile ilgili algıyı<br />
çok hızlı oluşturmalıyız. MICE sektörünün<br />
gerçek artı değerlerini yansıtamıyoruz;<br />
bunu yansıtmamız lazım” dedi.<br />
“Bir örneğini de Güney Kore yaptı”<br />
Bu modelin bir örneğini de Güney<br />
Kore’nin uyguladığını belirten Kurt,<br />
“Güney Kore terör saldırısı sonrasında<br />
dedi ki, ülkeme kongre amaçlı gelenleri<br />
havalimanında ben karşılarım. Kongre<br />
katılımcılarının atıyorum bir etkinliğine<br />
sponsor olurum. Aynı zamanda delege<br />
başına da şu kadar bir katkı sağlarım”.<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve ilgili<br />
bakanlıkların destek ve teşvikleriyle<br />
Türkiye’de de delege başı teşvikin hayata<br />
geçirilebileceğine önerisini paylaşan Kurt,<br />
önümüzdeki günlerde I-MICE Derneği<br />
olarak konuyu bir raporla Bakanlığa<br />
sunmayı planladıklarını da sözlerine<br />
ekledi.<br />
“Türkiye’de sigorta mevzuatı yok”<br />
Konuşmasında sigorta mevzuatının<br />
önemine de ayrıca dikkat çeken Kurt,<br />
“Ülkemizde bir sigorta mevzuatı yok. Biz<br />
delegeyi sigortalı aramıyoruz. Sigorta<br />
mevzuatın da çok hızlıca meclisten<br />
geçirebiliriz” dedi.<br />
“Kamusal ziyaretlere ağırlık vereceğiz”<br />
Derneğin üç yılda hedeflerine ulaştığını,<br />
bundan sonraki yedi yıllık süreçte<br />
ise yurt içi ve yurt dışı temsilcilikler<br />
ile beraber kamusal ziyaretlere de<br />
ağırlık vereceklerini söyleyen Kurt,<br />
“Bizim derdimiz hiçbir zaman bakanla<br />
görüşelim, birtakım başkanlarla<br />
görüşelim olmadı. Ama maalesef MICE<br />
segmenti Ankara ve bürokratlar tarafında<br />
çok fazla tanınmıyor. Bu dönemde ürün<br />
ve ambalaja da çalışacağız. Bugün<br />
baktığımızda sektörümüz birbirinden<br />
farklı 50- 55 civarında paydaşa<br />
dokunuyor. Bu çok büyük bir ekonomi”<br />
dedi.<br />
“Siyasiler söylemleri ve paylaşımlarıyla<br />
bize destek vermeli”<br />
Bu bağlamda uluslararası tanıtımın<br />
önemine dikkat çeken Kurt, siyasetin<br />
gerek söylemleri gerekse paylaşımlarıyla<br />
MICE’cileri desteklemesi gerektiğini<br />
savundu. Bakanlık programından<br />
çıkarılan bazı fuarlara ilişkin yorumunu<br />
da paylaşan Kurt, Bakanlığın takdirine<br />
saygı duymakla beraber IMEX Amerika<br />
gibi fuarlara katılımın önemine vurgu<br />
yaparak, “Bence belli bazı fuarlarda<br />
olmamız gerekiyor. Tabii sadece olmuş<br />
olmak için değil; içeriğimiz, konseptimiz,<br />
kurgumuzla etkin bir şekilde katılım<br />
göstermek önemli” dedi.
hotel restaurant<br />
64 & hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
Ebru<br />
Köktürk<br />
Koralı<br />
Sınır tanımayan<br />
3 hayal<br />
3 hayat<br />
Daha 18’inde bile değildi, gönlünü<br />
boyunu aşan hayallere kaptırırken.<br />
Bir filmi, bir barı, bir romanı olsun<br />
istedi en çok. Önce güzel yazısıyla sinema,<br />
film piyasasının nabzını tuttu, ucundan<br />
köşesinden. 26’sında kendi barının sahibi<br />
oldu, üç ortak sonra. Arkasından o çok<br />
arzu ettiği sinema filmini çekti, 22 Anadolu<br />
kadınını hikaye ettiği belgeseliyle.<br />
Bir tek roman yazmadı, Koralı. Zaten<br />
sınır tanımayan cesareti, özgüveni ve<br />
donanımıyla çoktan yazmıştı bile hayatının<br />
romanını…<br />
Yeme içme ve eğlence sektörünün<br />
deneyimli ismi, Ebru Köktürk Koralı, işte<br />
kadın konuğumuz...<br />
Ebru Hanım çocukluk ve ilk gençlik hayallerinizden<br />
başlayarak profesyonel çalışma hayatınıza uzanan<br />
hikayenizi anlatır mısınız?<br />
18 yaşımdayım, öyle tek bir hayalim yok, biraz<br />
karışık… Birçok şeyi bir arada yapmak istiyorum.<br />
Masa başında çalışmak istemiyorum asla! Bir barım<br />
olsun istiyorum mesela. Yönetmen veyahut yapımcı<br />
olup film çekmek istiyorum. Bir de unutmadan,<br />
roman yazmak istiyorum.
18 yaş için epey cesur hayaller… Nasıl bir<br />
çevrede büyüdünüz, ailenizden de kısaca<br />
bahseder misiniz?<br />
Ailemde sinemacı fazlaydı, abim oyuncuydu<br />
mesela. Film çekme hevesim en çok da<br />
bundandır. İletişim sektörüne alakalı,<br />
organizasyon kabiliyeti yüksek, sosyal bir<br />
aileden geliyorum ben. Eğitimci bir babanın<br />
kızıyım ve daha en başından benden<br />
mühendis çıkmayacağı apaçık ortadaydı.<br />
Oysa işletmenin, tıbbın, mühendisliğin çok<br />
popüler olduğu yıllardı onlar…<br />
Bense işletme veya iktisat üzerinden<br />
sinema okumayı hayal ediyordum.<br />
Yüksekokulu Anadolu Üniversitesi İktisat<br />
Fakültesi’nde okudum. Bir de Yıldız<br />
Üniversitesi Büro Yönetimi ve Sekreterlik<br />
Bölümü var. Gelin görün ki, devamlı<br />
akademi sınavlarının kapısındayım. Ama<br />
olmuyor, olamıyor! Tabii o dönemler<br />
kontenjanlar çok düşük, en az 10 kişi<br />
alınıyor. Çok başarılı bir öğrenci de değilim,<br />
okul hayatım başarısızlıklar üzerine kurulu.<br />
Dediğim gibi aklımda bir tek akademiye<br />
girmek var ama oyuncu olmayı da asla<br />
düşünmüyorum!<br />
O emelime ulaşamadım. En büyük<br />
talihsizliğim, İstanbul’da sadece iki okul<br />
olmasıydı; biri Marmara diğeri Mimar Sinan<br />
Üniversitesi… Öte taraftan ailem de İstanbul<br />
dışında okumamı kabul etmiyor. Neticede o<br />
hayalim gerçekleşemedi. Sonra düşündüm<br />
ve anladım ki, çok doğru bir meslek değildi,<br />
benim dünyam olamazdı…<br />
Film çekme hayalinize veda mı ettiniz<br />
yani?<br />
Neyseki hayır. Anadolu Üniversitesi’nde<br />
okurken Türkiye Sinema Eseri Sahipleri<br />
Meslek Birliği’ne (SESAM) girme fırsatı<br />
doğdu. O hikaye de şöyle, 20 yaşımdaydım.<br />
SESAM’da bir defter yazma işi var, benim<br />
yazı da çok iyi. Hem müthiş de para<br />
veriyorlar. Abimin de arkadaşları neticede.<br />
Sağına baksan Kadir İnanır, soluna baksan<br />
Tanju Gürsu… Hayır diyemedim tabii. 40 gün<br />
boyunca SESAM’ın bütün kayıt defterlerini<br />
yazdım; dijitalleşme, teknoloji sıfır. Bir<br />
taraftan da düşünüyorum, orada bir fark<br />
oluşturur muyum diye…<br />
Sağ olsunlar beni gerçekten bağırlarına<br />
bastılar. Bir yandan devam etmek<br />
istiyorum, inanılmaz etkilenmişim o büyülü<br />
dünyadan. Bir taraftan da akademi hayalimi<br />
cepte tutuyorum. Sinemanın tam bir geçiş<br />
dönemiydi, gelenekselden yeni sinema<br />
anlayışına geçiliyor. Ve Türkiye’de öyle<br />
iyi filmler çekiliyordu ki, yurt dışında da<br />
başarılar elde ediliyordu.<br />
Akabinde ben ufaktan setlere gitmeye<br />
başladım. Öyle ya, bu dünya nasıl dönüyor,<br />
öğrenmeliydim. Henüz akademiye de<br />
girememişim, ne yaptımsa beceremiyorum!<br />
Fakat şöyle bir gelişme oldu, 1988 senesiydi<br />
ve Antalya Film Festivali SESAM bünyesinde<br />
yapılıyordu. 11 jüri koordinasyonu görevini<br />
bana verdiler. O işi çok iyi yaptım. Ertesi<br />
sene tekrar yaptım, ertesi sene tekrar<br />
yaptım… O işteki başarı ve yetkinliğim<br />
bana 17 yıl aradan sonra Adana Altın<br />
Koza’yı getirdi. Henüz 24’ümdeyim,<br />
uçaklara indirimli biniyorum, yaşımı büyük<br />
göstermek için saçıma büyük topuzlar<br />
yapıyorum, yere kadar etekler giyiyorum.<br />
Ya sonrası?<br />
Bu süreç, 1995 yılına, Çubuklu Hayal<br />
Kahvesi açılana kadar böyle devam etti.<br />
Tabii o sıralar Beyoğlu’nda festival, film<br />
organizasyonları yapıyorum, arkadaşlarımla<br />
paylaşıyorum. Hakikaten parlak bir<br />
çocuğum, sinema sektöründe çok<br />
seviliyorum, güzel ilişkilerim var, işleri<br />
sonuna kadar kusursuz teslim ediyorum.<br />
Fehmi (Yaşar) ve Serdar (Temizkan), Hayal<br />
Kahvesi’nin kurucuları, aynı zamanda da<br />
çok yakın arkadaşlarım. Beraber bir iş<br />
tutalım istedik. Bir sinema salonu mu açsak<br />
yoksa bir bar mı? Ne yapalım ne edelim<br />
derken hoş bir tesadüfle Çubuklu’daki<br />
antrepolar geldi. 1 Nisan sabahı, yine böyle<br />
yağmurlu bir günde Çubuklu’ya gittik. Tabii<br />
önce çok korktuk. O zamanlar çok bakir bir<br />
bölge; sağı, solu bomboş, ıssız… Ama bir<br />
yandan da tutkuyla aşık olunacak kadar da<br />
olağanüstü! Hemen yanımızda da Çubuklu<br />
29 var, çok popüler. Ben o mekanın da<br />
müşterisiyim. Netice itibari ile 26 yaşımda<br />
basbayağı bir gece kulübü işletmecisi<br />
oluverdim.<br />
Sabah beşe kadar açık, turizm ruhsatlı bir<br />
işletmeyi 1995 senesinde üç ortak açtık.<br />
Barı açtığınızda ne hissettiniz?<br />
Çok mutluyum, şahane! Annem “eve geç<br />
kalma, akşama erken gel” diyor. Çok<br />
konservatif değil ama bir Türk ailesi tabii.<br />
Bar açmam bir yandan çok hoşlarına<br />
gidiyor ama diğer yandan da akılları<br />
almıyor. Çünkü daha 26’ımdayım, kendi<br />
yaptığım sermaye ile bir işletmeye ortak<br />
oluyorum, onlardan bir kuruş almıyorum ve<br />
ailemle oturuyorum…<br />
Hem yaş hem dönem olarak bar açmanın<br />
türlü zorlukları olmuştur elbette.<br />
Çok zorlu bir süreçti bizim için. Hem<br />
dediğiniz gibi üçümüz de çok genciz,<br />
devletle ilişkileri bilemiyoruz... En kolay<br />
müşteri ile kurduğumuz ilişki. O da<br />
zaten çok gerçek, arkadaşlık ilişkisi<br />
gibi... Bizden, yaşadığımız hayat gibi...<br />
Ama diğer parametreler son derece ağır<br />
ve zorlayıcı! Yaşımıza göre çok büyük<br />
paralar kazanıyoruz. Ama sadece dört<br />
ay açık kalabiliyoruz. Bu arada benim ve<br />
ortaklarımın film çekme hayalleri devam<br />
ediyor. O ara dokümanter ve reklamcılığa<br />
çok büyük ilgi duyuyorum, reklam<br />
çalışmalarım sürüyor.<br />
Birlikte öyle güzel işler yapıyoruz ki, her<br />
şeye rağmen keyfimiz yerinde. Pazar<br />
brunch’larımız çok meşhur, İstanbul’da<br />
sadece 1-2 otel yapmaya cesaret ederken<br />
üstelik de! Pazar akşamları düğünler<br />
yapıyoruz, her biri parti havasında geçiyor.<br />
Boğaz ile müthiş bir ilişkimiz var. Bölge<br />
için büyük bir istihdam oluşturuyoruz.<br />
Bir araştırın, Çubuklu’da çalışmamış<br />
üniversite öğrencisi neredeyse yoktur. Çok<br />
iyi dostlarım var, halen de semt pazarına<br />
çıktığımda herkes beni tanır. 22 küsür<br />
senedir Boğaz’da yaşıyorum, hiçbir zaman<br />
da ayrılmayı düşünmüyorum.<br />
Çubuklu ve paralelinde ortaklık<br />
serüveniniz ne zamana kadar sürdü?<br />
Bildiğim kadarıyla şu an işin başında<br />
değilsiniz.<br />
Çubuklu, 2010’a kadar sürdü. 2003’e kadar<br />
çok aktiftik. Ancak sonrasında ortaklık<br />
yapımızda bir değişiklik oldu. Ben bir miktar<br />
daha arka planda kalmayı tercih ederek,<br />
kurduğum Marka Sokak ajansımı Çubuklu<br />
Hayal’in içine dahil ettim.<br />
Öyle olunca yönetimsel olarak daha geride,<br />
operasyonel manada ise daha aktif yoluma<br />
devam ettim.<br />
Profesyonel iş hayatı ve<br />
STK faaliyetleri dışında<br />
akademisyen kimliğiyle de öne<br />
çıkan Ebru Köktürk Koralı, en<br />
çok da insanların ona “Ebru<br />
abla” ve “hocam” deyişlerini<br />
sevmiş. İletişim ve gastronomi<br />
bölümlerine iki farklı branşta<br />
ders vermeye devam ettiğini<br />
anlatan Koralı, hayatının en<br />
eğlenceli ve mutlu günlerini<br />
öğrencileriyle geçirdiğini dile<br />
getirerek, “sanki içimden bir<br />
öğretmen çıktı. Kalabalıklar<br />
içerisinde sıkılarak konuşan<br />
ben artık çok daha rahatım.<br />
Bir öğrencim arkamdan<br />
‘hocam’ diye seslendiğinde iki<br />
gözüm iki çeşme. Eğitimci bir<br />
babanın çocuğu olarak mesleğin<br />
kıymetini şimdi çok daha iyi<br />
anlıyorum” diyor.
66<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
Ta ki 2018 yılına kadar... Tam 26<br />
yılım rıhtımda geçti. Önünde bir sahil<br />
düzenlemesi yapılınca dayanamadım,<br />
gitme vakti deyip veda ettim. Son bir yıldır<br />
Etiler’deki ofisimizde ajans faaliyetlerimizi<br />
sürdürüyoruz.<br />
Marka Sokak nasıl gidiyor,<br />
çalışmalarınızdan kısaca söz eder misiniz?<br />
Marka Sokak, 20 yıllık lokal bir ajans. Bir<br />
network ajansı değil, dolayısıyla sadece<br />
ulusal markalarla çalışıyor. Bana Kalan<br />
Anadolu müşterileri. Türkiye’den çıkan<br />
markaları çok kıymetli buluyorum.<br />
Dokunmadığım Türk markası kalmamıştır<br />
diye tahmin ediyorum. Bu topraklardan<br />
çıkmış markalarla mutlaka bir iletişimim<br />
olmuştur.<br />
Biraz da TURYİD’den bahsedelim mi?<br />
Dernekle yollarınız nasıl kesişti?<br />
TURYİD, aslında tamamen sektörün<br />
ihtiyacından doğan bir birliktir. Nasıl ki<br />
ben ve ortaklarım bu sektöre bir hayal,<br />
bir idealle girdiysem, Sunset’in sahibi<br />
Barış Tansever’in özlemleri ve hikayesi<br />
de bizimkinden farklı değildi. Daha<br />
bunun gibi onlarca benzer hikaye daha<br />
sayabilirim. Baktığınızda her birimiz emekçi<br />
işletmecileriz. Aramızda bulaşıkçılıktan<br />
şefliğe, ustalığa yükselmiş, işinin ehli o<br />
kadar yok yönetici vardır ki...<br />
Bizlerin hayalleri, hikayeleri birdi evet ama<br />
aynı şekilde sorunları da birdi. 90’lı yıllarla<br />
beraber Beyoğlu’nda müzik kulübü kültürü<br />
ile başlayan taze kan değişimi çok geçmedi,<br />
Boğaz’a da sirayet etti. Bir enerji geldi,<br />
müzik başka türlü konuşulur ve dinlenir<br />
oldu. Evet, tüm bunlar hem sektör hem de<br />
İstanbul için harika gelişmelerdi. Boğaz’da<br />
eğlenmek isteyenler için bangır bangır<br />
açılan müzikler, doğal olarak kimileri için de<br />
bir şikayet konusu olabildi.<br />
Ses dışında bir diğer sorunumuz,<br />
İstanbul’un eğlence kültürüne ait medyanın<br />
yansıttığı hatalı algı problemiydi ki, İstanbul<br />
öyle köpük şovlar ve animasyonlarla<br />
eğlenen bir şehir değil! Bizim bütün<br />
derdimiz, müşterilerimize iyi yemeği kaliteli<br />
müzik ve amiyans eşliğinde sunabilmek!<br />
Mali sorunlarımız da cabası! Ben bilmem<br />
ki, vergi memurlarına mesai harcamadan<br />
geçirebildiğim bir tek yılbaşı gecem olsun,<br />
havai fişekleri tam 24.00’te gökyüzüne<br />
attırabileyim...<br />
İşte sektörde bunun gibi birçok sorunla<br />
çarpışırken bulduk aslında birbirimizi<br />
ve 2003 yılında TURYİD’in ilk temellerini<br />
attık. Derneğin Yönetim Kurul Üyesi<br />
olarak sektöre fayda sağlamak adına<br />
çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />
Bu yıl aynı zamanda TURYİD’in 2. sini<br />
düzenlediği Gastro GlobalEkonomi<br />
Zirvesi’ne de başkanlık ettiniz. Nasıl bir<br />
deneyimdi, zirveye ilişkin detaylar vererek<br />
anlatır mısınız?<br />
Geçen yılki zirveyi açık konuşmak gerekirse<br />
biraz zor çıkardık. Bunda Türkiye’nin<br />
diplomatik, siyasi ve ekonomik faktörlerinin<br />
etkisi büyüktü. Bu yıl için Yönetim<br />
Kurulumuz biraz tedirgin olmadı değil. Biz<br />
bunu sürdürebilir miyiz diye düşündüler,<br />
hatta ertelenmesi bile gündeme geldi.<br />
Peki ne oldu sonra?<br />
“Ben bu organizasyonun bütün<br />
sorumluluğunu karı ve zararıyla üzerime<br />
alıyorum” dedim. Elbette bir toplantı<br />
organizatörü değiliz. Ama Çubuklu Hayal<br />
olsun, Antalya ve Adana Film Festivalleri<br />
olsun, onları bir even yönetimi değil miydi?<br />
Her ne kadar toplantı ve toplantı içerikleri<br />
oluşturma konusunda çok deneyimli<br />
olmasak da kendi bünyemizde kurduğumuz<br />
güçlü ekibimizle yürekliydik, hevesliydik, titiz<br />
ve çalışkandık...<br />
Ne mutlu ki, zirve beklenenden fazla ilgi<br />
gördü, sonraki yansımaları da beni çok<br />
mutlu ve onore etti. Bu organizasyonda en<br />
önemli hedeflerimizden biri, farkındalık<br />
oluşturmaktı ki, burada da amacımıza<br />
ulaştığımızı görüyoruz.<br />
Bir de şunu özellikle ilave etmek isterim,<br />
bu yılki zirvemizde “Bölgesel Kalkınma”<br />
konusuna dikkat çekmek istedik. Bunun<br />
bir sebebi, sektörümüzün istihdama katkısı<br />
paralelinde kadın işgücünün de önemine<br />
vurgu yapmaktı. İkinci olarak, turizm için bir<br />
değer olan coğrafi işaretli ürünlere dikkat<br />
çekmekti. Bir pirinç deyip geçemiyoruz,<br />
onun bir hikayesi var. Üstelik sonradan<br />
yazılmış bir hikaye de değil; doğru ve gerçek<br />
bir hikaye.<br />
Bir sonraki yıl için hazırlıklar başladı<br />
mı? 2020 programınızda sektöre yeni<br />
sürprizleriniz olacak mı mesela?<br />
Tarihimiz belli, 25 Mart’ta üçüncüsünü<br />
düzenleyeceğiz. Şimdi yeni konular<br />
peşindeyiz. Geçen yıl başlattığımız “sosyal<br />
gastronomi” kavramını çok önemsiyoruz.<br />
Hatta Ebru Baybara Demir ile birlikte<br />
yürüteceğimiz bazı projelerimiz olacak, bu<br />
konuyla ilgili yurt dışından birkaç konuşma<br />
teklifi aldık, gidip hikayemizi anlatacağız.<br />
Yine Suriye meselesini fazlasıyla<br />
önemsiyoruz. 3.5 milyon Suriyeli’nin<br />
yaşadığı bir ülke olarak gastronomi yoluyla<br />
Yalova’da küçük, şirin bir evinin<br />
olduğunu söyleyen Koralı,<br />
vakit buldukça bahçe işleriyle<br />
uğraşmaktan büyük keyif alıyor.<br />
O yemyeşil doğanın ortasında<br />
geleni gideni hiç bitmiyor, evinde<br />
misafir ağırlamak onun en<br />
büyük zevki! Şehir mutfağında<br />
değil ama Yalova’nın harika köy<br />
pazarından ve bahçeden topladığı<br />
taze ürünlerle mutfağa girmeye<br />
bayılıyor. Bir de kitap okumayı çok<br />
seviyor, Koralı. Son zamanlarda ise<br />
en çok gastronomi okumayı…
onlara ulaşmak, hayatın içinde tutabilmek,<br />
istihdam gücü sağlamak ve en önemlisi de<br />
üreten insanlar haline getirmek gayesiyle<br />
projelerimize yön veriyoruz.<br />
Onun dışında ülkemizde ilk kez geçen<br />
yıl zirvede gündeme taşıdığımız<br />
“gastrodiplomasi” kavramı bizim için çok<br />
kıymetli. Bu yılki zirvemize Türk Kahvesini<br />
ve Kahve Kültürünü Amerika’yı şehir şehir<br />
dolaşarak anlatan Gizem Şallıel kızımızın<br />
hikayesi damgasını vurdu.<br />
İlham veren bir hikayeydi. Bunun gibi<br />
daha çok projeye ihtiyacımız olduğunu<br />
düşünüyorum. Benim hayalim; Türkiye’den<br />
yurt dışına çıkan her öğrencinin kendi<br />
mutfağının bilinciyle hareket etmesi,<br />
gittikleri yerlerde annesini aramadan “ben<br />
size şahane bir dolma yapayım” diyebilmesi,<br />
bunları Türkiye’nin yerel ürünleriyle yaptığını<br />
söyleyebilmesi ve adres göstermesi...<br />
İşte Türk mutfağı da, yerel ürünlerimiz de<br />
ancak bu yolla dünyaya yayılacak ve Türk<br />
gastronomisi hak ettiği değeri görecek...<br />
Az önce Gastro Global Ekonomi Zirvesi’ni<br />
anlatırken, “Bölgesel Kalkınma” teması<br />
paralelinde üründe hikayenin önemine<br />
işaret ettiniz. Ya sizin hikayeleriniz, bir<br />
süredir Anadolu kadınlarının hikayelerini<br />
belgeselleştirdiğinizi biliyorum. Film nasıl<br />
gidiyor?<br />
Kadın mevzu öteden beri beni<br />
heyecanlandırmıştır. Bu bir tesadüf<br />
olamaz! Konferansa gidiyorsunuz<br />
kadınlar var, Torino’ya gidiyorsunuz<br />
kadınlar var. Erkek egemen bir<br />
sektörde olduğum için aradaki farkı da<br />
çok iyi analiz edebiliyorum.<br />
Kadınlar meraklılar, hevesliler,<br />
düşünüyor ve üretiyorlar.<br />
Dahi fikirler kadınlardan çıkıyor genelde.<br />
Hal böyle olunca, 18’imden beri bir film<br />
yapma hayalim de var ya hani, “ben bu<br />
kadın hikayelerini toplayacağım” dedim.<br />
Silifke’den bir balıkçı kadının hikayesini<br />
çektim. Evinin bahçesi bir dalyan. Bütün gün<br />
denize ağ atıyor, çekiyor. Hatta baze o kadar<br />
hırslanıyor ki, yemin ediyorum erkek kuvveti<br />
yetmez, gecede 600 kere atıp çekiyor.<br />
Sonra bir Aylin Yazıcıoğlu hikayesi var;<br />
çok iyi eğitim almış, İstanbul’un en iyi<br />
restoranlarından birinin kurucu şefi,<br />
izlenmeye değer...<br />
O direniş hikayelerini dinlerken o kadar<br />
heyecanlanıyorum ki, iki gözüm iki çeşme<br />
dinliyorum.<br />
Hedefim, 22 kadının hikayesini çekmek.<br />
Geçen hafta Londra’ya, üç kadının hikayesi<br />
için gittim. Kıbrıslı bir kız var ki, Allah’ım<br />
yarabbim, Londra’da Oklava ve .... adında<br />
iki restoran açmış; Bulgar şefine Katmerci<br />
Zekeriya gibi şırak şırak katmer yaptırıyor.<br />
Türk malzemeleri ve tekniklerini inovatif bir<br />
yaklaşımla yorumlamasını çok kıymetli ve<br />
gurur verici buldum.<br />
Peki belgesel için hedefiniz nedir?<br />
Televizyonda herkes izleyebilecek mi,<br />
yoksa farklı planlarınız var mı?<br />
İstanbul’da çekeceğim 23 hikayem kaldı.<br />
Arkasından Kayseri, Kapadokya ve Dalaman<br />
gelecek. Tüm bu çekimleri mayıs sonunda<br />
tamamlamayı planlıyorum. Çünkü kaba bir<br />
montajın ardından filmi festivaline yetişmek<br />
istiyorum. Şayet yetiştiremezsem önümde<br />
bir de Berlin Film Festivali var. Gastronomi<br />
Filmleri bölümünde kadın hikayelerim ve<br />
Anadolu gösterimimle yer alacak olmak<br />
beni çok heyecanlandırıyor.<br />
İki oğul sahibi deneyimli iş kadını<br />
Ebru Köktürk Koralı’nın en büyük<br />
emeli, çocuklarına bankada<br />
para değil, daha sürdürülebilir<br />
bir gelecek bırakmak! Kendi gibi<br />
gastronomi sevdalısı büyük oğluyla<br />
birlikte ileride tarladan sofraya<br />
konseptli bir restoran hayali<br />
kurduğunu anlatan Koralı için<br />
varsa yoksa çocukları, yemyeşil<br />
doğanın ortasındaki huzur veren<br />
evi ve belgeselleştirdiği film sevdası<br />
var!<br />
Belgeselde, kadında neye vurgu<br />
yapıyorsunuz, merak ettim doğrusu.<br />
Türk kadının kendi ekonomisini, kendi<br />
ekonomik özgürlüğünü sağlaması<br />
çok kıymetli ve bu beni çok fazla<br />
heyecanlandırıyor.<br />
Peki, ilk gençlik hayallerinizde bar açmak<br />
vardı, Çubuklu Hayal’i uzun yıllar işlettiniz.<br />
Film çekmek vardı, şu an bir belgesel<br />
yapıyorsunuz. Ya roman hayaliniz, onu ne<br />
zaman yazacaksınız?<br />
Roman yazmayacağım ama bir sürü film<br />
çekmek istiyorum. Zirve için bir domates<br />
görüntüsü, bir bar görüntüsü aradığımda<br />
ulaşmakta o kadar zorlandım ki, buna<br />
acil ihtiyacımız olduğunu fark ettim. Evet,<br />
stoklar var ama bizim daha çok fotoğrafa ve<br />
belgesele gereksinimimiz var.<br />
“Hayatımı Yazsam Roman Olurdu” dediniz<br />
mi hiç? Nasıl bir duruş, dünya görüşü<br />
sizinkisi?<br />
Herkesin hayatı roman ama belki benimki<br />
bir romana konu olacak kadar ilginç değil.<br />
İçinde drama yok her şeyden önce, geriye<br />
dönüp bakmak. Ben her sabah hafızamı<br />
kaybetmiş gibi sıfırlanarak başlarım yeni<br />
güne. Kin yok, kıskançlık yok, geçmişe<br />
dönük pişmanlıklarım yok. Şu an buradayım<br />
ve önümde ne var, hayatımı bu temel<br />
üzerine kurup şekillendirmiş biriyim.<br />
Hiçbir zaman para için kimseyi kırmadım.<br />
Varsa vardır, yoksa yoktur. Her zaman<br />
geleceğe bakmakta ve biraz da unutkan<br />
olmakta fayda var diye düşünüyorum.<br />
Boğaz’a bakarım ve hep derim ki “burayı<br />
kim yaşıyorsa Boğaz onundur”. Mülkiyet<br />
hırsım yok benim. Çocuklarıma da hep şunu<br />
tembihliyorum, “doğaya bakmayı öğrenin,<br />
ağaç yaşarken görmeyi öğrenin, toprak<br />
canlanırken bakmayı öğrenin, denizde<br />
yüzmeyi öğrenin, ihtiyacın olan balığı almayı<br />
öğrenin”. Hepsi bu işte!..
68<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka röportaj<br />
Öncelikli hedefinde müşteriyi<br />
teknoloji ve tasarımla<br />
buluşturmak var!<br />
Seramiksan…<br />
Süreyya Çağlar<br />
Son tüketici ve mimarların değişen ihtiyaçlarına yönelik<br />
hayata geçirdiği teknoloji ve tasarım odaklı ürünleri<br />
müşterileri ile buluşturmayı öncelikli hedefleri arasına<br />
koyan Seramiksan, hem seramik hem de vitrifiye grubunda<br />
farklı dekorasyon tarzlarına hitap eden ürünleri ve hayatı<br />
kolaylaştıran işlevsel çözümleriyle sektördeki marka değerini<br />
güçlendiriyor.<br />
UNICERA Fuarı’nda Türkiye’de ilk kez üretimini gerçekleştirdiği<br />
‘Fishbone Koleksiyonu’nu profesyonellerin beğenisine sunan<br />
markanın 2019 yılına yönelik üretim, AR-GE ve inovatif<br />
faaliyetlerini Seramiksan Türkiye Satış Müdürü M. Süreyya<br />
Çağlar ile konuştuk.<br />
Bu yılki koleksiyonda hangi ürünler ön plana çıkıyor?<br />
Ülkemizde ilk kez üretimini gerçekleştirdiğiniz ‘Fishbone<br />
Koleksiyonu’ndan bahseder misiniz?<br />
Her yıl güçlü AR-GE çalışmalarımız ile müşterilerimize yepyeni<br />
bir ürün portföyü sunuyoruz. Türkiye’de özellikle ahşap<br />
grubunda çok iddialıyız. 12X24.5 cm’den başlayarak 30X180<br />
cm’ye kadar ahşap grubunda pek çok farklı ebatta ürünlerimiz<br />
mevcut.<br />
Dekorasyon trendlerinde uzun bir süredir doğal malzemeler ön<br />
plana çıkıyor. Doğanın dingin ruhunu yaşam alanlarına taşımak<br />
isteyenlerin tercihi olan ahşap görünümlü bu karolar, banyo<br />
ve mutfak gibi ıslak zeminlerde rahatlıkla kullanılmasından<br />
dolayı, dayanıklı ve kullanışlı özellikleriyle dikkat çekiyor. Öne<br />
çıkan dekorasyon trendlerinden olan mermeri, şık tasarımlarla<br />
birleştirdiğimiz 30X90, 30X60 ve 25X50 cm ebatlı yepyeni duvar<br />
karosu serilerimiz banyo ve mutfaklarda en çok tercih edilen<br />
ürün gruplarımız arasında. 1950’li yılların popüler zemin<br />
kaplama ürünü olan Terrazzo’yu yeniden yorumladığımız<br />
Terrazzo serisi öne çıkan ürünlerimiz arasında bulunuyor.<br />
Türkiye’de ilk kez Seramiksan tarafımızdan üretilen ‘Fishbone’<br />
dediğimiz balık kılçığı görünümlü ürünümüzü bu yıl ilk kez<br />
UNICERA’da sergiledik. Çok özel bir kalıptan imal ettiğimiz bu<br />
ürünümüzün hiçbir rakibimizde olmaması, Türkiye’de bir ilk<br />
olması bizim için ayrı bir onur vesilesi. Bu ürünümüzle ilgili fuar<br />
süresince olumlu tepkiler aldık. Alışılmışın dışında benzersiz<br />
formuyla dikkat çeken Fishbone Koleksiyonumuz, ahşap,<br />
mermer, cement ve patchwork görünümlerinin bir araya geldiği<br />
9 farklı seriden oluşuyor.<br />
Seramiksan’ın ürün portföyü ve inovatif çalışmaları hakkında<br />
bilgi alabilir miyiz?<br />
Seramiksan olarak, dünya trendlerini daima yakından takip<br />
etmek suretiyle oluşturduğumuz yenilikçi ürün portföyümüzü,<br />
müşterilerimiz ile buluşturmaya devam ediyoruz. Yer karosu,<br />
duvar karosu, sırlı porselen, büyük ebatlı teknik granit, unglazed<br />
(sırsız) porselen, seramik sağlık gereçleri ve yapı kimyasalları<br />
üretiyoruz. 10X20 duvar karosundan 120X180 porselen karolara<br />
kadar, farklı ebat ve tasarımlarla oluşturduğumuz geniş ürün<br />
yelpazesine sahibiz.<br />
Türkiye’de ilk defa leke tutmayan, bakteri barındırmayan ve<br />
çok kolay temizlenen nano tech granitleri ürettik. 2016 yılında<br />
devreye aldığımız yeni granit tesisimizle de büyük ebatlarda<br />
porselen karolar üretmeye başladık.<br />
Sektörümüz için önemini her yıl artıran UNICERA Fuarı’nda, bu<br />
yıl Türkiye’de ilk kez Seramiksan tarafından üretilen Fishbone<br />
Koleksiyonumuzu sektör profesyonelleri ve ziyaretçilerimizin<br />
beğenisine sunduk. Son tüketici ve mimarların değişen<br />
ihtiyaçlarına yönelik tasarladığımız teknoloji ve tasarım odaklı<br />
ürünlerimizi müşterilerimiz ile buluşturmak öncelikli hedefimiz.
Marka olarak tasarımda öncelikli olarak nelere dikkat<br />
ediyorsunuz?<br />
Hem seramik grubunda hem de vitrifiye grubunda, farklı<br />
dekorasyon tarzlarına hitap eden ürünler ve hayatı kolaylaştıran<br />
işlevsel çözümler sunuyoruz. Büyük titizlikle yürüttüğümüz<br />
AR-GE çalışmalarımız sonucunda ileri teknolojiyi kullanarak<br />
rakiplerimiz ile aramızda fark oluşturacak tasarımlara imza<br />
atıyoruz Müşterilerimizin kendi yaşam alanlarını kurgulamalarını<br />
sağlayan yenilikçi ürünlerimizi; İtalya ve İspanya gibi tasarımda<br />
güçlü olan ülkeleri yakından takip ederek oluşturuyoruz.<br />
Tasarımları ağırlıklı olarak İtalya’daki tasarım şirketlerinden<br />
satın alıyoruz. Böylelikle dünya pazarlarıyla birebir aynı anda<br />
ilerlemiş, trendleri hızlıca yakalamış oluyoruz.<br />
Dünya seramik pazarında, yeni ürün geliştirme ve bu ürünlerin<br />
pazara sunumu açısından en önemli seramik fuarı kabul edilen<br />
CERSAIE Fuarı’na 11 yıldır düzenli olarak katılım sağlıyoruz.<br />
Büyüme politikanız içerisinde mağaza sayınızı artırmak var<br />
mı? Şu an Türkiye genelinde kaç mağazanız bulunuyor?<br />
Türkiye’nin hemen her yerine yayılmış yaklaşık 230 aktif bayimiz<br />
bulunuyor. Bu bayilerimizin de hizmet verdiği 1000’in üzerinde<br />
tali bayi ağı mevcut. Bu sayede ülkemizin her iline ulaşabiliyoruz.<br />
Her geçen gün rakiplerine göre daha hızlı gelişen ürün<br />
portföyümüzü sunacak bayilikler tesis etmeye gayret ediyoruz.<br />
Sadece Seramiksan ürünleri satan 150’nin üzerinde Seramiksan<br />
satış noktamız var. İstanbul ve Ankara gibi metropollerde de<br />
bayi sayılarımızı artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />
Bayilerimizle uzun süreli ve güçlü bağlar kurmak, karşılıklı<br />
güvene dayanan ilişkiler oluşturmak şirket-bayi ilişkisinde<br />
öncelikli hedefimiz.<br />
Dolayısıyla bayilik verirken gerçek anlamda ince eleyip sık<br />
dokuyoruz. Sürdürülebilir finansal başarısının yanı sıra, yüksek<br />
müşteri memnuniyeti ve bağlılığı ile markamızın kimliğini<br />
yansıtabilmeleri en önemli kriterimiz diyebilirim. Ardından da<br />
bulunduğu lokasyon, mağaza metrekaresi, perakende müşteriye<br />
odaklı çözümler sunabilme gibi detayları değerlendiriyoruz.<br />
Geçtiğimiz aylarda UNICERA Fuarı’na katıldınız. Fuardan<br />
beklediğiniz performansı alabildiniz mi? Ziyaretçilerin fuara<br />
ilgisi nasıl oldu?<br />
Seramik sektörünün global profesyonellerini bir araya getiren<br />
UNICERA Fuarı, seramik sektörü için önemli bir organizasyon ve<br />
her geçen yıl önemini artırmaya devam ediyor.<br />
Her yıl olduğu gibi bu yıl da, güçlü AR-GE çalışmalarımız sonucu<br />
oluşturduğumuz yenilikçi ürün portföyümüz ile fuara katıldık.<br />
Fuar çok yoğun bir ilgi ve katılımla gerçekleşti. Hem yurt içinden<br />
hem yurt dışından gelen ziyaretçi sayısı bizler açısından gayet<br />
tatmin ediciydi. İç pazarla ilgili birçok yeni satış noktasından<br />
bayilik talepleri aldık. Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük<br />
şehirlerden ve Anadolu’nun pek çok farklı bölgesinden talepler<br />
oldu.<br />
İhracat noktasında hangi ülkelere ulaşıyorsunuz? Yeni pazar<br />
arayışlarınız var mı?<br />
Biz her yıl artan kapasitemizle birlikte satış kanallarımızı da<br />
artırıyoruz. Başta Azerbaycan, Gürcistan, Kanada, İngiltere<br />
olmak üzere 57 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bugün büyük<br />
toptancılar, perakendeciler, yapı market zincirleri ve yurtdışında<br />
projeler yürüten inşaat şirketlerinden oluşan yurt dışı müşteri<br />
portföyümüz ile geniş bir pazara çalışıyoruz. Çevreci üretim<br />
felsefesi ile ürettiğimiz inovatif ürünlerimiz Amerika, Avrupa,<br />
Afrika, Asya kıtalarındaki ülkelerin, taleplerini karşılayabiliyor.<br />
Seramik ve vitrifiyede 2019 yılı trendleri neler olacak?<br />
Gelecek dönemde ahşap dokulu karoları görmeye devam<br />
edeceğiz. Ahşap görünümlü karolar, kolay temizlenme, leke<br />
tutmama, banyo ve mutfak gibi ıslak zeminlerde rahatlıkla<br />
kullanılmasından dolayı, dayanıklı ve kullanışlı özellikleriyle<br />
dikkat çekiyor. Mekanlara parlaklık ve ışıltı katan, gerçeğinden<br />
ayırt edilmeyen mermer görünümlü karolar ise banyolarda<br />
en çok tercih edilenler arasında olacak. 2019 yılında özellikle,<br />
mermerin siyah ve beyaz renklerini buluşturan tasarımlar<br />
sadeliğe vurgu yaparak banyo ve mutfak tasarımlarında yerini<br />
alacak. Son yıllarda oldukça ilgi gören, geçmişin izini günümüze<br />
taşıyan retro tarza sahip karolar, yüzeyinde bulunan birbirinden<br />
farklı desen ve renkleri, zengin motif seçenekleriyle yaşam<br />
alanlarının trendi olmaya devam ediyor.<br />
2019 vitrifiye ürünlerinde ise, doğa dostu özellikleri ile dikkat<br />
çeken ürünleri göreceğiz. Çevreci ve su tasarrufu sağlayan<br />
2.5 litre su ile sıvı atıkları temizleyen, 4 litre su ile katı atıkları<br />
temizleyen klozetler hem temiz suların daha az tüketilmesine<br />
olanak sağlıyor hem de aile bütçelerine çok ciddi katkı sağlıyor.<br />
Son yıllarda oldukça popüler olan renkli lavabo ve klozetlerin<br />
ortaya çıkmasıyla beraber banyolarda hijyenden sonra,<br />
dekorasyon da ön plana çıkmaya başladı. Keyifli yaşam alanları<br />
olarak tasarlanan günümüz banyolarında renkli vitrifiyeler<br />
oldukça popüler. Hem mat hem de parlak olarak üretilen bu<br />
ürünler, dikkat çekici renkler olan siyah, kırmızı, turuncu<br />
renkler klozet ve lavabolarda artık çok daha karşımıza çıkıyor.
70<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka<br />
Türkiye’nin en iyi şefleri<br />
bu yıl da Porland’ı seçti!<br />
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul Culinary Cup 2019’un Yarışma Mutfakları<br />
Porselen Ana Sponsorluğunu Porland üstlendi. Organizasyonda göz alıcı stantlarıyla<br />
yer alan Porland, Gastronomi sektörü için en yeni koleksiyonlarından<br />
Reaktif Sırlı Özel ürünlerini sergiledi.<br />
Porland, Aşçılar<br />
Derneği’nin 8. kez<br />
düzenlediği Geleneksel<br />
Aşçılar ve Tedarikçiler<br />
Buluşması / İstanbul<br />
Culinary Cup 2019’un, bu yıl<br />
da Porselen ana sponsoru<br />
olmanın heyecanını yaşadı.<br />
Her yıl olduğu gibi bu yıl da,<br />
çok fazla sayıda executive<br />
chef ile ulusal ve uluslararası<br />
pek çok tedarikçi firmayı bir<br />
araya getiren etkinlik, 13-<br />
14 Nisan 2019 tarihlerinde<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın<br />
katkılarıyla Haliç Kongre<br />
Merkezi’nde düzenlendi.<br />
Porland, İstanbul Culinary Cup<br />
2019’un Porselen ana sponsoru<br />
olmasının yanı sıra, canlı<br />
yarışma kategorileri arasında<br />
yer alan Porland Grand Prix<br />
Üniversiteler yarışmasında büyük ödül<br />
sponsorluğuyla 1, 2 ve 3. olan katılımcılara<br />
hediyeler verdi. Tüm yarışmaların ve<br />
organizasyonun sunum ürünlerini<br />
sağlayan Porland, yarışmaya özel olarak<br />
tasarladığı porselen plaketleri ile de<br />
etkinliğe ayrıcalıklı bir değer kattı.<br />
Sadece tasarlayıp üretmekle kalmıyor,<br />
ilham da veriyor!<br />
Etkinliğin “Tema Mutfağı: Sokak<br />
Lezzetleri” kapsamında ise Porland’ın<br />
Executive Chef Cavit Ünal’ın<br />
danışmanlığında düzenlediği “Sokak<br />
Lezzetleri Yemek Sergisi” Porland<br />
koleksiyonunun en özel tasarım<br />
ürünleriyle sunuldu. Bu özel çalışma,<br />
katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü.<br />
Porland, sadece tasarlayıp üretmekle<br />
kalmıyor, dünyanın önde gelen şeflerine<br />
ilham vermeye de devam ediyor.
72<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka<br />
Ramazanda<br />
konuklarınızı<br />
stressiz<br />
ağırlayın<br />
Ramazan sadece oruç tutmaktan ibaret değildir.<br />
Aksine, bu oruç döneminin aynı zamanda sosyal<br />
bir işlevi vardır. İftarda aileler ve dostlar bir araya<br />
gelerek birlikte iftar açar, sohbet eder ve yemek<br />
yer. Günümüzde bu buluşmalar ev ortamında<br />
ve aile arasında kalmayıp giderek daha fazla<br />
oranda toplu iftar organizasyonları yapılmaktadır.<br />
Büfelerde tatlı tuzlu, etli etsiz ulusal lezzetlere<br />
de yer verilir.<br />
Çoğunlukla yüzlerce konuğa servis<br />
yapılan tipik bir büfeye baktığınızda<br />
büyük bir çeşit bolluğu<br />
görürsünüz: Piliç “Topkapı” kebabı,<br />
geleneksel tencere yemekleri, yerel<br />
kebaplar. Servis edilen tatlılar arasında<br />
muhallebi, künefe, güllaç, kadayıf<br />
ve baklava vardır. Hatta bunlardan<br />
bazıları konukların önünde taze taze<br />
hazırlanır. Türkiye Kurumsal Şefi Melih<br />
Kümbüloğlu, gündelik çalışmalarından<br />
edindiği izlenime göre, “İftarda orucu<br />
kalabalık gruplar halinde açmak gitgide<br />
daha popüler hale geldi,” diyor. “O<br />
yüzden artık işletmeler müşterilere<br />
gerek atmosfer gerekse çeşit bolluğu<br />
açısından çok farklı seçenekler<br />
sunuyorlar.” Üst üste her gece, aynı<br />
kalitede ve uzun saatler boyunca büyük<br />
miktarda üretim yapmak, geleneksel<br />
pişirme ekipmanlarıyla kısa sürede<br />
büyük bir güçlük haline gelebilir. Bu<br />
nedenle gitgide daha fazla şef, tencere<br />
gibi geleneksel ekipmanları bırakarak,<br />
pişirme moduna bağlı olarak ızgara,<br />
buğulama, tava ve haşlama yapmakta<br />
kullanılabilen buharlı kombi fırın gibi<br />
modern gereçlere geçmekte.<br />
Akıllı fonksiyonlar<br />
Buharlı kombi fırın esas olarak ısı,<br />
buhar veya her ikisinin kombinasyonuyla<br />
çalışır. RATIONAL’ın bir buharlı<br />
kombi fırını olan SelfCookingCenter,<br />
bir adım daha ileri giderek bu temel<br />
fonksiyonlara akıllı fonksiyonlar<br />
eklemiştir. Dolayısıyla, aynı anda veya<br />
gün boyunca farklı yemekler pişirilebilir<br />
ve büyük miktarda ızgara, hepsi aynı<br />
pişkinlikte olacak şekilde hazırlanabilir.<br />
Diğer bir avantajı, iyi sonuç verdiği<br />
görülen bir tarifin kaydedilip<br />
tek düğmeyle tekrar tekrar<br />
kullanılabilmesidir. Üstelik,<br />
RATIONAL’ın ağ bağlantı çözümü olan<br />
ConnectedCooking sayesinde tarifler,<br />
istenen sayıda başka SelfCookingCenter<br />
ünitesine aktarılabilir. Böylece,<br />
SelfCookingCenter ünitesini kim<br />
kullanırsa kullansın bütün ünitelerde<br />
aynı sonucun alınması garantilenir.<br />
Kümbüloğlu, şöyle diyor: “Elbette<br />
başlangıçta kafalarda, bir Alman<br />
üreticinin pişirme ekipmanının Türk<br />
mutfağına uygun olup olamayacağı<br />
konusunda şüpheler olabilir. Ama ilk<br />
kullanımdan sonra, şef sonuçta elde<br />
edilen zaman tasarrufunu görünce bu<br />
şüpheler hemen ortadan kalkıyor.”<br />
SelfCookingCenter ünitesinde Türkçe dil<br />
seçeneğinin olması da onları etkiliyor.<br />
Bu, hazır tariflerin, modların ve yardım<br />
fonksiyonlarının kendi dillerinde<br />
sunulması anlamına geliyor. Bu sayede<br />
buharlı kombi fırın tamamen hatasız<br />
şekilde kolayca kullanılabiliyor. Sonuçta<br />
mutfakta daha az stres oluyor ve hem<br />
konuklar hem de personel, lezzetli ve<br />
sakin bir iftar yaşıyor.
Aygaz 4’üncü kez ihracatın yıldızı oldu<br />
LPG sektörünün lider markası olan Aygaz, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri<br />
İhracatçıları Birliği’nin (İKMİB) bu yıl 4’üncüsünü düzenlediği İhracatın Yıldızları<br />
Ödüllerinde “Mineral Yakıtlar İhracatı” kategorisinde ödüle layık görüldü.<br />
Raffles İstanbul Zorlu Center’da düzenlenen ödül töreninde, Aygaz adına ödülü Aygaz<br />
LPG Temin ve Ticaret Yöneticisi Can Koka Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail<br />
Gülle ve İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in elinden aldı.<br />
Ecolab Türkiye operasyonları<br />
Halit Kayatürk’e emanet<br />
Dünyanın lider su, hijyen, enerji teknolojileri şirketi Ecolab’ın yeni Türkiye Genel Müdürü belli<br />
oldu. Son 6 yılını Ecolab’ın Almanya merkez ofisinde üst düzey yönetici olarak geçiren Halit<br />
Kayatürk, şirketin Türkiye operasyonlarından sorumlu olacak. Kayatürk, İstanbul St Joseph<br />
Lisesi mezunu olan Kayatürk, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu.<br />
Kariyerine Türkiye´de finans alanında başlayan Kayatürk, 1991 yılında Ecolab Türkiye’nin Finans<br />
Müdürü oldu. 1997 yılında şirketin genel müdürlüğü görevini üstlenen Kayatürk 5 yıl süreyle bu<br />
görevi başarıyla yürüttü ve daha sonra sırasıyla Ecolab Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcılığı,<br />
Doğu Avrupa Başkan Yardımcılığı, Almanya ve İsviçre Başkan Yardımcılığı ve Ecolab Almanya<br />
Ülke Müdürlüğü yaptı.<br />
Philips TV, en yüksek<br />
resmi onayı aldı<br />
TP Vision’un seçkin kalite performansına ve Avrupa işçiliğine odaklanması bir kez<br />
daha dikkat çekti. Şirketin 2019 Philips TV serisi içerisinde yer alan yüksek teknolojili<br />
televizyonlarından üç tanesi, iF ve Red Dot tasarım yarışmalarında en üst sırada yer<br />
aldı. TP Vision Baş Tasarımcısı Rod White ödül getiren başarılarla dolu seneyle ilgili;<br />
“Bowers & Wilkins’la devam eden ortaklığımızla en iyi görüntü ve ses performansını<br />
sağlamaya devam ediyor; gerçek ustalıkla uygulamaya geçirilen gerçek materyaller<br />
kullanarak minimalist, işlevsel tasarımlar sunuyoruz” dedi.<br />
A.C.E. Awards 2019 ödüllerinde<br />
Türksat Kablo yine lider<br />
Türkiye’nin ilk ve tek müşteri memnuniyeti ölçen platformu sikayetvar.com’da,<br />
4’üncü kez gerçekleşen A.C.E Awards 2019 (Achievement in Customer Excellence)<br />
‘Mükemmel Müşteri Memnuniyeti Başarı Ödülleri’ sahiplerini buldu. Kullanıcılarına<br />
sunduğu kaliteli, yenilikçi ve ekonomik hizmetin yanı sıra müşteri memnuniyetini de<br />
her zaman en önde tutmayı hedefleyen Türksat Kablo, bu yıl dördüncüsü düzenlenen<br />
ödül töreninde, “Dijital Platform” ve “İnternet Servis Sağlayıcıları” gibi iki farklı alanda<br />
KabloTV ve Kablonet markaları ile dördüncü kez birincilik ödülünü aldı.<br />
Ankara’da düzenlenen A.C.E Awards ödül töreninde, 21 sektörde müşteri deneyimini<br />
en iyi yöneten ulusal ve uluslararası 38 markanın ödülleri, markaların yöneticilerine<br />
verildi. KabloTV ve Kablonet markaları için birincilik ödülleri Türksat A.Ş. adına<br />
Kablo Hizmetleri Müşteri İlişkileri Direktörü İbrahim Duman tarafından alındı.<br />
İbrahim Duman konuşmasında; “Şikayetvar’ın bizlere sunduğu en önemli özellik<br />
müşteri deneyim ölçümlemesi yapmasıdır. Burada jüri bir nevi müşterilerden<br />
oluşuyor. Onlardan gelen puanlarla, 4 yıldır birincilik ödülü almaya hak kazanıyoruz.<br />
Başarımızda emeği geçen tüm ekibime teşekkür ederim.” dedi.
74<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka<br />
Ege Seramik’te bayrak değişimi<br />
Ege Seramik AŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Murat Polat getirildi.<br />
İbrahim Polat da Onursal Başkan oldu.<br />
Ege Seramik A.Ş., 2018 yılı hesap<br />
dönemine ilişkin Olağan Genel Kurul<br />
Toplantısı 26 Nisan Cuma günü<br />
İzmir Kemalpaşa’da gerçekleştirildi.<br />
2018 yılı faaliyet raporu detayları ve<br />
diğer gündem maddeleri ortaklar ve<br />
pay sahipleri ile paylaşıldı. Genel Kurul<br />
Toplantısında yapılan faaliyet raporu<br />
bilgilendirmesinde, 2018 yılında Ege<br />
Seramik AŞ’nin net satış gelirlerinin<br />
434.544.973 TL olarak gerçekleştirildiği,<br />
bunun 2017 yılına göre %13,29 arttığı,<br />
ayrıca satışın %52 sinin ihracattan<br />
oluştuğu, ihracat gelirlerindeki artışın da<br />
%38,34 olarak gerçekleştiği belirtildi. Ege<br />
Seramik’in vergi sonrası karı ise geçen<br />
yıla göre %25,89 artarak 60,3 milyon<br />
TL olarak gerçekleşti. Yapılan genel<br />
kurul toplantısında elde edilen karın 31<br />
milyon TL tutarındaki kısmının ortaklara<br />
dağıtılmasına karar verildi. Böylelikle<br />
Şirket düzenli kar dağıtımı politikasını bu<br />
yıl da sürdürdü.<br />
Genel Kurulda ayrıca yeni dönemde<br />
faaliyet gösterecek Ege Seramik A.Ş.<br />
Yönetim Kurulu üyeleri Murat Polat,<br />
Baran Demir, Bülent Zıhnalı, İbrahim<br />
Fikret Polat, Dilek Nam, Tuba Tarlan<br />
olarak seçildiler.<br />
Ege Seramik’e sağladığı katkılarından<br />
ve kendisine duyulan minnettarlığın<br />
bir göstergesi olarak İbrahim Polat’a<br />
‘Onursal Başkan’ unvanının verilmesine<br />
karar verildi. Genel kurul toplantısından<br />
sonra yapılan yönetim kurulu<br />
toplantısındaki görev dağılımına göre<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Murat Polat<br />
olurken, yardımcılıklarına Baran Demir<br />
ve Bülent Zıhnalı seçildiler.<br />
İbrahim Polat: “Görevimi huzurla<br />
devrediyorum”<br />
Ege Seramik AŞ Onursal Başkanı<br />
İbrahim Polat yaptığı açıklamada; “Ege<br />
Seramik’te neredeyse yarım yüzyıl<br />
boyunca vatanıma ve milletime hizmet<br />
etmek için çok çalıştım. Şimdi, çok güzel<br />
bir noktaya taşıdığımız Ege Seramik<br />
şirketindeki görevimi gururla ve huzurla<br />
Sayın Murat Polat’a devrediyorum. Benim<br />
desteğime, fikirlerime ihtiyaç duyacakları<br />
her zaman onlarla birlikte vatanıma<br />
milletime hizmet etmek üzere yanlarında<br />
olacağım. Kendisine yeni görevinde<br />
başarılar diliyorum” dedi.<br />
Murat Polat: “Bu kıymetli bayrağı teslim<br />
almaktan gurur duyuyorum”<br />
Ege Seramik AŞ Yönetim Kurulu<br />
Başkanı seçilen Murat Polat ise yaptığı<br />
açıklamada; “Ege Seramik AŞ, Sayın<br />
İbrahim Polat’ın önderliğinde çok önemli<br />
başarılara imza attı. Kendisi sonsuz bir<br />
özveri ile bugüne kadar Ege Seramik’e<br />
hizmet etmiş, sektöründe çok önemli bir<br />
konuma getirmiştir. Bugünden sonra da<br />
engin tecrübesi ile Onursal Başkanımız<br />
olarak bizlere yol gösterici olmaya devam<br />
edecektir. Kendisinin Yönetim Kurulu<br />
Başkanlığı boyunca, özellikle son 10 yılda<br />
Ege Seramik A.Ş. başarı grafiğini sürekli<br />
olarak yükselmiştir. Hiç şüphesiz ki bu<br />
sürdürülebilir destek ve başarının ardında<br />
kendisinin emek, özveri ve ticari zekası<br />
ile beraber Ege Seramik’i büyük bir aile<br />
haline getirmesi de yatıyor. Kendisine<br />
Ege Seramik ailesi adına teşekkürlerimizi<br />
arz ederim. Ben de bu kıymetli bayrağı<br />
teslim almaktan gurur duyuyorum.<br />
Başta İbrahim Polat Holding olmak<br />
üzere, iş ortaklarımız, iştirakçilerimiz ve<br />
çalışanlarımızın desteği ile şirketimizi<br />
hep birlikte geliştirip, sektördeki gücünü<br />
sürdürülebilir kılarak bayrağı daha da<br />
daha yukarılara taşıyacağız.” dedi.<br />
Murat Polat Kimdir?<br />
Murat Polat, 1958 yılında İstanbul’da doğdu. İlköğrenimini Işık Lisesi’nde, orta ve lise öğrenimini Yıldız Koleji’nde tamamladıktan<br />
sonra İsviçre’de iş idaresi öğrenimi aldı. Yurda dönüşünde grup şirketlerinden Polat İnşaat’ta görev aldı, daha sonra 1982-1985<br />
yılları arasında İzmir Ege Seramik’te görev yaptı. İstanbul’a dönüşünde İbrahim Polat Holding’e bağlı Polat Turizm Anonim<br />
Şirketi’nin otel yatırım projesini hayata geçirdi. Sonraki yıllarda başta Polat İnşaat olmak üzere grup şirketlerinde Genel Müdür,<br />
Yönetim Kurulu Üyeliği, Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği, Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulundu. Aynı dönemde İbrahim<br />
Polat Holding’de Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini de yürüttü. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında kurucu üye olarak görev<br />
aldı. Gayrimenkul geliştirme, inşaat, seramik, sanayi ve turizm konularında pek çok projeyi hayata geçirdi. Evli ve üç çocuk babası<br />
olan Murat Polat, İngilizce bilmektedir.
Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası’na<br />
En iyi Fabrika Ödülü<br />
Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası, 2018 yılında 888.888 kombi üretimiyle tarihinin<br />
en büyük üretimini gerçekleştirdi. Termoteknik iş kolunda dünya çapında öne çıkan<br />
tesisler arasında yer alan ve 41 ülke için 744 farklı tip cihaz üreten Manisa Fabrikası,<br />
yeni üretim rekoruyla ‘üretim üssü’ unvanını pekiştirdi. 25 yılı aşkın süre-dir faaliyet<br />
gösteren fabrika, kurulduğu günden itibaren 8 milyondan fazla kombi üretti ve<br />
iklimlendirme sektöründe ‘ihracat lideri’ unvanını elinde bulunduruyor.<br />
Güral Porselen bayilerini<br />
Belek’te ağırladı<br />
Güral Porselen, Türkiye genelindeki 350 perakende, 150 toptan bayisini<br />
eşleriyle birlikte 5-8 Nisan ve 11-14 Nisan tarihleri arasında Güral Premier<br />
Belek’te ağırladı. Güral Porselen Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Güral’ın<br />
da katılımıyla gerçekleşen toplantıda, 45 kişilik Güral Porselen ekibi<br />
hazır bulundu. Açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu Üyesi Harika<br />
Güral, sektörde Güral Porselen’in konumundan, ürün çeşitliliğinden,<br />
yeni ürünlerden ve sosyal medyanın satışlara etkilerinden bahsetti.<br />
Güral Porselen’in bayileri ile birlikte büyük bir aile olduğunu vurgulayan<br />
Harika Güral, 2019 yılında hedeflerine hep birlikte sağlam adımlarla<br />
yürüyeceklerine inandığının da altını çizdi. Güral’ın konuşmasının sonunda,<br />
Güral Porselen Yönetim Kurulu üyeleri tarafından her iki grupta da ilk üçe<br />
giren bayilere ödülleri verildi.<br />
Form, İzmir’de çözüm ortaklarıyla buluştu<br />
Form Şirketler Grubu iştiraklerinden Form Endüstri Tesisleri, farklı sektörlerden çözüm<br />
ortaklarının davetli olduğu eğitim ve bilgilendirme toplantısının ilkini hayata geçirdi. 15<br />
firmanın temsilcilerinin katıldığı ve Form Endüstri Tesisleri’nin İzmir’deki fabrikasının<br />
ev sahibi olduğu etkinlikte Form’un yenilikçi ürünlerinden Duman Tahliye Sistemleri<br />
standartları ve belgelendirilmesi hakkında detaylı bilgiler paylaşıldı.<br />
Form Endüstri Tesisleri’nde bir tam gün süren eğitim toplantısı, davetlilerin katıldığı<br />
akşam yemeğiyle sonlandırıldı. Sunduğu yenilikçi çözümlerle sektörde fark ortaya koyan,<br />
enerji tasarruflu çevre dostu ürünleri ile Form Endüstri Tesisleri, eğitim ve bilgilendirme<br />
toplantılarını düzenli olarak gerçekleştirerek sektöre bir dinamizm getirmeyi hedefliyor.<br />
Multinet Up’a yeni<br />
Satış Genel Müdür Yardımcısı<br />
Multinet Up, pazarda rekabet gücünü yükseltmek ve satış alanında büyümesini sürdürmek<br />
üzere gerçekleştirdiği organizasyonel çalışmalar kapsamında atama gerçekleştirdi. Yaklaşık<br />
20 yıldır satış ve finans alanında farklı şirketlerde ve Multinet Up bünyesinde pek çok önemli<br />
rol üstlenen Didem Kuş, Satış Genel Müdür Yardımcısı olarak tüm satış faaliyetlerine liderlik<br />
yapacak. Doğu Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olan Didem<br />
Kuş, 1998 yılında Commercial Union Sigorta’da Finansal Danışman unvanıyla satış kariyerine<br />
adım attı. Ardından 1999 yılında Accor Services şirketinde Satış Yöneticisi olarak görev aldı.<br />
2003 yılında Multinet Up’a transfer olan Kuş, Adana Bölge Müdürü görevini 2013 yılına kadar<br />
sürdürdü. 2013 yılında Multinet Up İstanbul Bölge Müdürü görevine atanan Kuş, 2014 yılında<br />
Multinet Up Satış Koordinatörü unvanını aldı.
76<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
şefin gözünden<br />
Kontrollü Şef<br />
Hüseyİn Ceylan<br />
Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />
Bolu Geredeli. Baba da aşçı, amcalar<br />
da! 1985 yılından bu yana mutfağa<br />
hem gönül hem ömür veren bir<br />
değerli şef o. Kontrollü, titiz, tezcanlı ve<br />
de paylaşmasını bilen! Yemek yapmak<br />
onun nazarında bir aile mesleği olmanın<br />
ötesinde; bir yaşam biçimi ve hazzı adeta!<br />
Öyle ki, 30 yıllık mutfak yolculuğunda<br />
hayıflandığı, pişmanlık duyduğu tek bir an<br />
bile yok!<br />
Düne değil, bugüne ve an’a<br />
odaklananlardan… Öğrendiklerini büyük<br />
bir heves ve iştahla paylaşacak kadar<br />
heyecanlı, bildikleriyle yetinmeyecek<br />
kadar öğrenmeye aç!<br />
Bir aş uğruna dünya mutfaklarını<br />
gezmeye, en sevdiği restoranlarda farklı<br />
lezzetler tatmaya, dünyaca ünlü meslek<br />
erbaplarıyla birlikte tava sallamaya<br />
bayılıyor. Anne mutfağında filizlenip, baba<br />
ve amca lokantalarında perçinlenen bir<br />
aşçılık hikayesinde piştikçe pişiyor. 8-9<br />
yaşlarındayken lezzetle pişirip afiyetle<br />
yedirdiği kuru fasulye, pilav, kabak tatlısı<br />
ve yapmaktan en fazla zevk aldığı hamur<br />
işleri günü geliyor bir akşamda 300-500<br />
tabaklık ziyafet sofralarına ustalıkla<br />
dönüşüveriyor.<br />
Boğaz’ın en görkemli noktasında,<br />
Anadoluhisarı’nın ve de İstanbul’un<br />
gözbebeği Lacivert <strong>Restaurant</strong>’ın<br />
deneyimli Executive Şefi Hüseyin Ceylan<br />
bu ayki konuğum. Tüm ihtişamıyla<br />
tepesinde yükselen Fatih Sultan Mehmet<br />
Köprüsü’nün hemen dibinde, 20 yıllık<br />
mutfak hikayesinin başladığı noktada,<br />
belki de hayal ettiği gibi son durağında,<br />
ilham veren yolculuğuna misafirim.<br />
Çocukluk ve ilk gençlik hayallerinden<br />
başlayarak… Bolu’nun küçük, orta ölçekli<br />
esnaf, aile lokantalarından İstanbul’un<br />
ve dünyanın popüler, gösterişli a la<br />
carte restoranlarına dek süregelen bir<br />
hikayenin başkahramanının “evim” dediği<br />
mekanında…
“İyi ki aşçı olmuşum”<br />
Lacivert <strong>Restaurant</strong>’ın deneyimli şefi<br />
Hüseyin Ceylan, ilkokulu bitirdikten sonra<br />
İstanbul’un en iyi lokantalarından Maçka<br />
Plaza’ya çırak olarak girdiği o ilk günlerle<br />
başlıyor hikayesine. Zaman içinde<br />
mutfakta pişip, yetiştiğini daha sonra.<br />
Hedefler belli, yol belli! Tıpkı bir saat gibi,<br />
her şey tıkırında işliyor. İyi bir lokantada<br />
en iyi şeflerle çalışmak rüyası mı dersiniz<br />
yoksa yurt dışında Michelin yıldızlı şeflerle<br />
aynı mutfakta yemek pişirmek mi?<br />
Ceylan, 25 sene önce kurduğu hayallere<br />
birer birer kavuştuğunu anlatıyor, büyük<br />
bir keyifle.<br />
Dedim ya, bu hikayede pişmanlık da<br />
yok keşkeler de! “İyi ki aşçı olmuşum”<br />
diyen Hüseyin Şef’in bugünlere<br />
gelişinde ustalarının yeri pek bir ayrı,<br />
onu anlıyorum. En çok da, rahmetle<br />
andığı Nevzat Akbaş ustası! İlk mutfağa<br />
girdiğinde düğmelerini ilikleyip, önlüğünü<br />
bağlayan ustası…<br />
Kendini titiz, tezcanlı ve<br />
kontrollü bir şef olarak<br />
tanımlayan Hüseyin<br />
Ceylan için işin başında<br />
olmak, kontrolü elden<br />
bırakmamak olmazsa<br />
olmazları arasında.<br />
Ürünse ürün, misafir<br />
memnuniyetiyse misafir<br />
memnuniyeti! “Alışverişler<br />
yapıldı, yemekler tabaklara<br />
yerleştirilip sofralara<br />
taşındı. Afiyetle yendi.<br />
İşimiz bununla da bitmiyor<br />
ki” diyen Ceylan’ın görev<br />
aşkı günün sonunda masa<br />
masa ziyaret ettiği misafir<br />
sohbetlerine yetecek kadar<br />
limitsiz ve cömert! O kadar<br />
ki, kapılarını sonuna kadar<br />
açık bıraktığı mutfağında<br />
misafirlerle yemek<br />
pişirmekten de çok büyük<br />
keyif aldığını söylüyor.<br />
Saatlerce karides ayıklatıp, emek ve<br />
hoş görüyle bugünlere hazırlayan<br />
ustası…<br />
30 yıllık meslek hayatında ustalarından<br />
pek çok şey öğrendiğini anlatan<br />
Hüseyin Şef, bir aile gibi gördüğü<br />
çalışma arkadaşlarına bildiklerini<br />
öğretmekten tek bir an bile<br />
yüksünmediğinin altını çizerek, “O<br />
günün çırakları bugün Türkiye’nin<br />
elit restoranlarının aşçıları ve şefleri.<br />
Bundan daha büyük mutluluk ne<br />
olabilir ki?” diyor ve ekliyor: “Fikirler<br />
paylaştıkça güzelleşir, anlam kazanır.<br />
Bildiklerimi, gördüklerimi paylaştıkça<br />
mutfağımızda çok daha güzel işler<br />
ortaya çıkardığımıza inanıyorum”.<br />
“Müzik gibi mutfağın da dili yok”<br />
Bu nefis manzaralı söyleşimizin<br />
devamında bu kez de mutfağın anlamını<br />
soruyorum şefe. Mutfakta kırmızı<br />
çizgilerinin ve egolarının olmadığını<br />
içtenlikle dile getiren Hüseyin Şef,<br />
“Mutfak, bir hayat hem de dopdolu<br />
bir hayat benim için. Tıpkı müzik gibi<br />
evrensel, dili olmayan bir dünya” diyor<br />
ve bu hissiyatını destekleyen şu anısını<br />
da paylaşmadan geçmek istemiyor:<br />
“Hiç unutmam, sene 2000’de Fransa’da<br />
Michelin yıldızlı bir restorana gitmiştim.<br />
Üstelik yabancı dilim de yoktu. Mutfağa<br />
ilk girdiğimde sanki 15 yıldır orada<br />
çalışıyormuşum, o Fransız şefle 10 yıldır<br />
arkadaşmışız gibi hissettim.
78<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
şefin gözünden<br />
Evet, tek ortak dilimiz yemekti ve<br />
bu sayede birlikte harika bir uyum<br />
yakalamıştık. Ne mutlu ki, böyle<br />
düşünen tek ben de değildim. Ahmet<br />
Örs’ün şu sözünü hiç unutmam:<br />
‘Bugüne kadar pek çok düet yemeği<br />
yedim ama hiç bu kadar lezzetlisine<br />
rast gelmedim”. Bu başarıyı birbirine<br />
üstünlük sağlamamak ve fikirlere saygı<br />
göstermeye bağlayan Ceylan, aynı kanıyı<br />
paylaştığı Fransız şefin şu sözlerini<br />
de aktarmadan geçmek istemiyor:<br />
“Ama belki ben bir Fransız şefle bunu<br />
başaramazdım. Belki Hüseyin Usta da<br />
bir Türk şefle başaramazdı. Fakat biz<br />
bunu başardık ve çok mutluyum”.<br />
“Lacivert’teki bütün hayallerimi<br />
gerçekleştirdim”<br />
Lacivert <strong>Restaurant</strong>’ta 20 yılı deviren<br />
tecrübeli mutfak şefine bundan<br />
sonraki hayallerini soruyorum. “Şu ana<br />
kadar Lacivert’teki bütün hayallerimi<br />
gerçekleştirdim” diyen Hüseyin Ceylan,<br />
“27 yaşımda başladığım bu restoran<br />
benim bir ailem oldu. Neredeyse üç<br />
neslin geçişini burada yaptım ve iyi de<br />
bir çizgi yakaladığımı düşünüyorum.<br />
Bundan sonraki amacım, işimi<br />
yepyeni ürünler, akımlar ve arayışlarla<br />
beslemek, geliştirmek olacak.<br />
Burada olmak beni mutlu ediyor, çok<br />
rahatım, kendi yerim gibi çalışıyorum.<br />
Ömrüm yettiği kadar da burada kalmak<br />
istiyorum” diyor.<br />
Aynı zamanda üç erkek evlat sahibi<br />
olduğunu da anlatan Hüseyin Şef için<br />
çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak<br />
en büyük idealleri arasında. Kendisi<br />
gibi aşçılık mesleğine gönül veren iki<br />
oğlunun şu an iyi yerlerde çalıştığını<br />
söyleyen Ceylan, lise düzeyindeki<br />
oğlunun mesleğe uzak durduğunu<br />
ancak hayallerinde de özgür olduğunu<br />
sözlerine ekliyor.<br />
Sunumunuz nasıl?<br />
İşletme hayatına Akdeniz mutfağı<br />
esintileriyle başlayıp, geçen zaman<br />
içinde yelpazesini genişleterek<br />
menüsüne ağırlıklı balık ve meze<br />
olmak üzere zeytinyağlılar, et,<br />
makarna çeşitleri ve kahvaltı<br />
seçeneklerini de dahil eden<br />
Lacivert <strong>Restaurant</strong>’ta ürünlerin<br />
dokusunu bozmadan çalışmaya özen<br />
gösterdiğini anlatan Hüseyin Şef,<br />
karışık sunumlardan olabildiğince<br />
uzak durduğunu söylüyor.<br />
Malzemede orijinallik ve doğallığın<br />
kendisi için vazgeçilmez bir kriter<br />
olduğuna dikkat çeken Ceylan,<br />
“tabaklarımı mümkün olduğu kadar<br />
sade hazırlarım. Ana yemek ve<br />
garnitür eşleştirmelerinde dengeyi<br />
gözetirim” diyor.<br />
Lezzetin püf noktaları neler?<br />
Hüseyin Şef, eve iş götürmeyi<br />
sevmeyenlerden. Çünkü evde en az<br />
kendisi kadar leziz yemekler yapan<br />
bir eşi var, bahsettiğince. “Evimizin<br />
şefi eşim, ben yardımcısıyım” diyen<br />
Ceylan, “Lezzetin sırrı emek vermek,<br />
işini isteyerek yapmak ve kendi<br />
yiyebileceklerinizi sunmak.<br />
Kötü mutfak yoktur, kötü aşçı vardır.<br />
Dünyanın en iyi mutfağında da<br />
çalışsanız, en kaliteli malzeme de<br />
kullansanız pişirme, eşleştirme ve<br />
sunum alt yapısı ve becerisine sahip<br />
değilseniz lezzeti yakalayamazsınız.<br />
Mutfakta aslolan bilgi, beceri, denklik<br />
ve tecrübedir. Ürünün dokusunu,<br />
mevsimini ve pişirme tekniğini<br />
bilmek aslolan” diyor.<br />
Türkiye ve dünyada hayran<br />
olduğunuz mutfaklar, lezzetler<br />
hangileri?<br />
Çıraklıktan bu yana Fransız<br />
mutfağına, şeflerine ve lezzetlerine<br />
ayrı bir hayranlık beslediğini<br />
anlatan Ceylan’ın İspanyol ve<br />
İtalyan mutfaklarına ilgisi de büyük.<br />
Kariyerinde en büyük şansının, bu<br />
deneyimi ekol mutfaklarda en iyi<br />
şeflerle tanışarak ve yemek pişirme<br />
fırsatı yakalayarak elde ettiğini<br />
anlatan Ceylan, Türk mutfağından<br />
ise en çok Gaziantep, Antakya ve<br />
Karadeniz lezzetlerine yeşil ışık<br />
yakıyor. Lacivert’in hafta sonu<br />
brunchlarına da Anadolu’nun<br />
yöresel tatlarını taşıdığını söyleyen<br />
Ceylan, “Anadolu’nun sır lezzetlerini<br />
kahvaltı büfesine taşımak keyif<br />
verici. Bu sayede memleketimizin<br />
unutulmaya yüz tutmuş ürünlerini<br />
ve yemeklerini gün yüzüne çıkararak<br />
Türk mutfağının gelişimine de hizmet<br />
etmiş oluyoruz“ diyor.<br />
Bu arada yerellik kadar ürünün<br />
hikayesi de Hüseyin Şef için önemli<br />
bir ayrıntı. Ürünü tabağa duygusu ve<br />
hikayesiyle yerleştirmeyi kendilerine<br />
misyon edindiklerini dile getiren<br />
Ceylan, bununla da sınırlı kalmayıp<br />
ürünün ve yemeğin hikayesini tek<br />
tek misafirlerini anlatmaktan geri<br />
kalmıyor.
PROFESSIONAL<br />
X8<br />
Der Güçlü, robuste, çok yönlü vielseitige özel kahve Kaffeespezialitäten-Profi<br />
uzmanı<br />
Özellikler<br />
Vorzüge<br />
• Modern 21 programmierbare tek dokunuş Spezialitäten<br />
fonksiyonu<br />
sayesinde Individueller sadece Kaffeegenuss<br />
bir tuşa basarak<br />
21 auf programlanabilir Knopfdruck dank spesiyaller moderner<br />
ile<br />
bireysel One-Touch-Funktion<br />
kahve keyfi<br />
• Kilitlenebilir Abschließbarer kahve Bohnen çekirdek behälter haznesi und<br />
ve<br />
su Wassertank<br />
haznesi<br />
Dış Als Schutz etkilere vor karşı Fremdeinwirkung<br />
koruma olarak<br />
• Ürün Sperrfunktion seçme ve für programlama die Bereiche<br />
alanları<br />
için Produkte kilitleme und fonksiyonu<br />
Programmierung<br />
Hatalı Verhindert işlemleri Fehlmanipulationen önlemek için, örneğin<br />
z. B.<br />
temizlik bei Reinigungsarbeiten<br />
esnasında<br />
• 6 große, büyük, frontal önden kumandalı angeordnete direkt Direkt-<br />
ürün<br />
seçme wahl- sowie ve 2 navigasyon 2 Navigationstasten<br />
düğmesi ile bir<br />
tuşa Kaffeegenuss dokunarak auf kahvenin Knopfdruck<br />
tadını çıkarın<br />
X8’in Die Vielseitigkeit çok yönlülüğü der etkileyici: X8 besticht: Süt Sie ve beherrscht süt köpüğü das ile hafifletilmiş gesamte Spektrum kahve spesiyalitelerinin<br />
der mit Milch<br />
yanı und Milchschaum sıra siyah kahve verfeinerten spesiyaliteleri Kaffeespezialitäten, ile klasik fincan kahvenin die volle Bandbreite en geniş çeşitlerini von Schwarzkaffeespezialitäten<br />
ustalıkla sunuyor. sowie den Ayrıca, klassischen çay severlerin Kännchenkaffee. özellikle takdir Zusätzlich ettiği sıcak verfügt su için sie über farklı<br />
tek<br />
cihazda sıcaklık unterschiedliche seviyelerine Temperaturstufen sahiptir. Sağlam, für yüksekliği Heißwasser, ayarlanabilen was Teeliebhaber kombine besonders kahve çıkış zu ağzı<br />
ile schätzen tek bir wissen. tuşa dokunarak Über ihren fincan soliden, veya höhenverstellbaren bardaklara bir veya Kombiauslauf iki kahve spesiyalitesi gelangen aynı<br />
auf<br />
anda Knopfdruck dolabilir. wahlweise Pratik fincan eine oder konumlandırma gleichzeitig yardımcısı, zwei Kaffeespezialitäten self servis alanı in için die fincanın<br />
Tassen<br />
yerini bzw. Gläser. önceden Die belirler.<br />
praktische Tassenpositionierungshilfe prädestiniert sie geradezu für den<br />
Aynı Selbstbedienungsbereich. şekilde, büyük ve kolay Ebenso anlaşılabilir die großen, ürün hazırlık klar zugeordneten düğmeleri. Zubereitungstasten.<br />
Tamamen kişisel<br />
ihtiyaçlara Ganz auf die göre spezifischen belirlenen Bedürfnisse kahve spesiyaliteleri, zugeschnitten, ekrandaki lassen yerlerinden sich Kaffeespezialitäten istenildiği<br />
beliebig<br />
in ihrer kolayca Position getirilebilinir. auf dem İster Display standart, verschieben. büyük su Ob deposuyla mit dem standardmäßigen,<br />
donatılmış olsun,<br />
konuma isterse großen şebeke Wassertank suyu ausgestattet bağlantı kiti ile oder donatılmış mit einem olsun, stabilen X8 hem Frischwasser-Kit değişken hem nachgerüstet, de sabit<br />
yerlerde die X8 brilliert parlar.<br />
sowohl an variablen als auch an festen Standorten.<br />
Empfohlenes Zubehör<br />
• <br />
Glass Cup Warmer<br />
• <br />
Cool Control 1 Liter Wireless<br />
• <br />
Cool Control 1 Liter Basis<br />
• <br />
Milk Cooler Piccolo<br />
• <br />
Smart Compact Payment Box<br />
• <br />
Bohnenbehälter-Erweiterung<br />
• <br />
Frischwasser-Kit<br />
• <br />
Kaffeesatzabwurf-/Restwasser ablauf-<br />
Set<br />
• <br />
Möbelreihe Coffee to Go
80<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
ramazan özel / röportaj<br />
Mutfağın yarım asırlık çınarı<br />
Necmettin Baştürk<br />
Bursa’da kaliteli ve lezzetli yemek<br />
denilince ilk akla gelen isim,<br />
Necmettin Baştürk. Almira<br />
<strong>Hotel</strong>’in Baş Aşçısı. Aynı zamanda<br />
Türkiye Aşçılar Federasyonu’nun da<br />
kurucularından. Yaklaşık 50 yıldır<br />
mutfağa gönül veren usta şef, 30 yılı<br />
aşkın süredir Almira <strong>Hotel</strong>’in mutfağını<br />
yönetiyor. Kariyer yolculuğunun 9 yılını<br />
Çeşme Altın Yunus’ta şeflik yaparak<br />
geçiren Bolulu aşçı, İstanbul ve İzmir<br />
gibi çeşitli şehirlerde de görev almış bir<br />
isim.<br />
“Güçlü bir Bursa markasıyız”<br />
Ramazan’ı karşıladığımız bu günlerde<br />
mutfağına konuk olduğumuz deneyimli<br />
şefe meslekteki başarısının sıralarını<br />
soruyorum. Kendini ekibi zorlayacak<br />
kadar çalışılması güç bir şef olarak<br />
tanımlayan Baştürk, işin sırrının iyi<br />
bir ekip ve misafir beklentilerini en iyi<br />
şekilde karşılamak olduğunu anlatıyor.<br />
Bu noktada takım çalışmasının<br />
önemine dikkat çeken Baştürk, “Takım<br />
ruhu ve dinamizmi olan iyi bir ekibiz.<br />
Takım çalışmasına odaklı bir yapınız<br />
var ise başarılısınızdır. Gıpta edilen bir<br />
yerde çalışmak ekibin motivasyonunu<br />
etkiliyor. Ekibinizde her kişi önemli<br />
olduğunu hissetmeli. Takdir ve<br />
tenkitleri birlikte üstlenmelisiniz.<br />
Yemekler hazırlanmadan ve servis<br />
edilmeden önceki toplantılar çok<br />
önemli. Servis öncesinde lezzet, renk<br />
uyumu ve tabak sunumuna dikkat<br />
edilmeli” sözleriyle Almira <strong>Hotel</strong>’in<br />
Bursa’da markalaşma sırlarını da<br />
samimiyetle dile getiriyor.<br />
Menüyü trendler, mevsimsellik ve<br />
misafir beklentileri belirliyor<br />
Mutfağına füzyon ve moleküler<br />
mutfak çalışmalarını ustalıkla adapte<br />
eden Baştürk’ün bahsettiğine göre<br />
Almira <strong>Hotel</strong>’de menü yılda iki defa<br />
yaz ve kış olmak üzere değişiyor. Bir<br />
menüyü planlarken mevsim sebze ve<br />
meyvelerinin kullanılmasına, değişen<br />
trendler ve misafir beklentilerine<br />
uygunluğuna özellikle dikkat ettiğini<br />
anlatan Baştürk, tüm bu lezzetleri<br />
otel bünyesinde farklı konseptleriyle<br />
hizmet sunan Kadife A la Carte,<br />
Alluna Havuzbaşı A la Carte, Hanzede<br />
<strong>Restaurant</strong> ve Rosso Brasserie’de<br />
sofralara taşıdıklarını dile getiriyor.
“Türk mutfağından birçok lezzet<br />
tanıtılamadığından, diğer ülkeler<br />
tarafından sahiplenebiliyor”<br />
Profesyonel şef Baştürk, Bursa’ya<br />
faydalı olmak ve yerel ürünlerini doğru<br />
tanıtmak misyonuyla da çalışmalarına<br />
yön veriyor. Sadece Bursa eşrafında<br />
da değil, Baştürk yarım asır adadığı<br />
mesleğinde Türk mutfağının<br />
gelişmesine de gönül vermiş bir isim.<br />
Türk mutfağı ile uzun zamanlı teşrik-i<br />
mesaisini otel mutfağındaki başarılı<br />
çalışmalarıyla da taçlandıran usta şef,<br />
“Türk mutfağı sıcak, soğuk, tatlı ve<br />
zeytinyağlı olarak oldukça zengin ve<br />
diğer ülke / dünya mutfaklarına göre<br />
çok önde. Ancak Türk mutfağından<br />
birçok lezzet tanıtılamadığından, diğer<br />
ülkeler tarafından sahiplenebiliyor”<br />
diyor.<br />
Türk mutfağı gönüllüsü<br />
Mevzu Türk mutfağından açılmışken<br />
profesyonel şefe Türkiye’de yeme içme,<br />
gastronomi sektörünün gelişimini de<br />
soruyorum. Ülkemizde sektörün çok<br />
hızlı olduğunu ve yetişmiş eleman<br />
bulmakta çok zorluk çektiklerini<br />
anlatan Baştürk, “Hem iş alanın fazla<br />
olması, hem turizmin büyümesi,<br />
sektörün çok genişlemesini sağladı. Bir<br />
iş yerine girmek için 3 sene beklediğimi<br />
biliyorum. Şimdi öyle değil. Her çalışan<br />
her otele girebiliyor ama ne kadar<br />
başarılı oluyor tartışılır” diye konuşuyor.<br />
“Tedarikçi firma varsa varız, yoksa<br />
yokuz”<br />
Turizm sektörünün gelişmesine paralel<br />
olarak ev dışı tüketim kanalı da büyüyor,<br />
bu alanda pek çok tedarikçi firma<br />
ortaya çıkıyor. Tecrübeli şefe sektörü<br />
daha da ileriye taşımak için firmalardan<br />
beklentilerini soruyorum.“Tedarikçi<br />
firmalar bizi ne kadar desteklerse,<br />
bizde onlara o kadar destek oluruz.<br />
Sadece federasyona değil,<br />
derneklere de yardımcı ve destek<br />
olmaları gerekiyor. Sivil Toplum<br />
Örgütleri, hem bütün birimlerle<br />
kurumlarla çalışıyor, hem de tedarikçi<br />
firmadan destek alıyorlar. Tedarikçi<br />
firmalar bize destek vermezse zor.<br />
Karşılıklı etkileşim çok önemli” diyen<br />
Baştürk, “Tedarikçi firma varsa varız,<br />
yoksa yokuz” diye de ekliyor.<br />
“Ne istediğini bilen gençler daha hızlı<br />
yol alıyor”<br />
Malum, günümüzde aşçılık çok<br />
saygın ve birçok yaş grubu tarafından<br />
da tercih edilen bir meslek haline<br />
dönüştü. Profesyonel şef Baştürk’e son<br />
olarak genç aşçılara, şef adaylarına<br />
tavsiyelerini soruyorum. Genç kuşağın<br />
öğrenme kapasitesinin önceki<br />
kuşaklara göre çok daha hızlı olduğunu<br />
dile getiren usta şef, “Ne istediğini bilen<br />
gençler daha hızlı yol alıyor. Meslek<br />
okullarından, aşçılık kurslarından,<br />
üniversitelerden, gençlerimizin eğitim<br />
alması önemli.<br />
Dil bilmeli, teknolojiye hakim olmalı<br />
yeni gelişmeleri takip etmeli ve tabii<br />
ki tatmayı bilmeli. Yemek ağzınızda<br />
karamel tadı bırakmalı işte o<br />
zaman olmuştur” şeklinde sözlerini<br />
tamamlıyor.<br />
“Bursa’da Gıda Güvenliği<br />
Sistemine sahip ilk oteliz. Yiyecek<br />
ve içeceklerle ilgili tüm süreçler<br />
otelimiz bünyesinde çalışan gıda<br />
mühendisimizin kontrolünden<br />
geçiyor. Sağlıklı ve kaliteli ürünler<br />
kullanıyoruz.”<br />
“Almira <strong>Hotel</strong> olarak<br />
Ramazan ayında sahur ve<br />
iftar menülerimizin öncelikle<br />
sağlıklı olmasına özen<br />
gösteriyoruz. Menü planlaması<br />
yaparken vücudun günlük<br />
enerji ve besin gereksinimlerini<br />
karşılamaya, misafir profili,<br />
misafirin beklentileri, beslenme<br />
alışkanlıkları, mevsimsel<br />
faktörler, günlük kalori<br />
gereksinimleri, yemek çeşitleri<br />
arasındaki uyumluluk gibi<br />
birçok noktayı göz önünde<br />
bulunduruyoruz.<br />
Sahur ve iftar için hazırlanan<br />
menülerimizde özellikle<br />
çorbalara, su ve şeker<br />
kaybını dengeleyecek mevsim<br />
meyvelerine, salatalara,<br />
kompostolara ağırlık veriyoruz.<br />
Vücudun günlük alması gereken<br />
enerji, vitamin, protein ve<br />
mineral tüketimini dengede<br />
tutacak menüler planlıyoruz.”
82<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
ramazan özel<br />
Tuğra’da iftar ziyafeti<br />
Eşsiz mimarisi ve büyüleyici atmosferiyle Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma<br />
Boğaz üzerindeki tek Saray ve Otel olan Çırağan Palace Kempinski’nin birinci<br />
katında yer alan Tuğra Restoran, Ramazan dönemine özel hazırladığı geleneksel<br />
iftar menüsü ile misafirlerini lezzet şölenine davet ediyor. Fırından taze çıkmış<br />
sıcacık ramazan pideleri, birbirinden leziz geleneksel iftariyelikler, çorba çeşitleri<br />
misafirlere sunulacak başlangıçlardan sadece bazıları. Açık büfede sunulan<br />
baklavalar, Osmanlı lokumları, kaymaklı tel kadayıfı, revani, fırınlanmış cevizli bal<br />
kabağı, zerde, keşkül, kazandibi ve güllaç gibi tadına doyum olmaz geleneksel tatlı<br />
çeşitleri de çay veya kahveyle birlikte gecenin sonunda sohbetleri tatlandıracak.<br />
Büyüleyen manzarasıyla<br />
iftar keyfi bir başka…<br />
Conrad İstanbul Bosphorus, Tarihi Yarımada ve Boğaz manzarasına sahip<br />
mekanı Manzara <strong>Restaurant</strong>’ta 11 ayın sultanı Ramazan ayı boyunca lezzeti<br />
ve çeşitliliği ile göze çarpan çok özel bir menü sunuyor. Conrad’ın usta şefleri<br />
tarafından hazırlanan tadına doyulmaz iftar set menüsü, ailenizle, dostlarınızla<br />
ve iş arkadaşlarınızla iftar yemeğinde buluşmak için en güzel seçenek...<br />
Muhteşem iftar sofraları…<br />
Hilton İstanbul Kozyatağı, Ramazan ayı boyunca Brasserie <strong>Restaurant</strong>’ta<br />
misafirlerine zengin menüsü, geleneksel tatları ve canlı fasıl müziği ile<br />
nostaljik bir ramazan yaşatacak. Açık büfe olarak hazırlanan Ramazan<br />
menüsünde, Türk mutfağının vazgeçilmez iftariyelikleri, zeytinyağlılar, kebap<br />
sunumları, taş fırından çıkacak çıtır pideler, börek çeşitleri, Anadolu’nun<br />
çeşitli illerine özgü yöresel yemekler ve çok geniş bir tatlı büfesi yer alacak.<br />
İftar ziyafetine, Ramazan sofralarının vazgeçilmezi komposto ve şerbetler eşlik<br />
edecek. Gül Kokulu Güllaç, Hurma Tatlısı, İzmir Lokması, Sakızlı Muhallebi,<br />
Cevizli Baklava, Ekmek Kadayıfı ise tatlı büfesindeki tatlılardan sadece bazıları.<br />
Geleneksel ve modern lezzetler bir arada<br />
Wish More <strong>Hotel</strong> İstanbul, Ramazan ayı süresince birbirinden zengin<br />
iftar menüleriyle misafirlerini ağırlıyor. Misafirlerini ister münferit ister<br />
grup olarak bereketli Ramazan sofralarına davet eden beş yıldızlı otel,<br />
maharetli şeflerinin hazırladığı dört farklı menüyle geleneksel tatlardan<br />
modern lezzetlere uzanan geniş bir yelpazede iftar seçenekleri sunuyor.<br />
İftariyelikler, kayısı, hurma, helva, bal, tereyağı, tahin-pekmez, yeşil ve<br />
siyah zeytin, reçel çeşitleri, salam, beyaz peynir, kaşar peyniri, otlu peynir,<br />
söğüş domates, salatalık ve imambayıldıdan oluşan zengin bir başlangıçla<br />
açılan ilk menü, nohutlu ve bulgurlu alaca çorbası, içli köfte, fıstıklı pilav<br />
eşliğindeki piliç pirzolayla birbirinden lezzetli ve özgün tatlar sunuyor.<br />
Vişne soslu baklava tabağı ile taçlanan menü, taze demlenmiş çay ve filtre<br />
kahve ile sonlanarak misafirlere unutulmaz bir iftar lezzeti yaşatıyor.
Eşsiz iftar sofralarının<br />
tadına varın!<br />
Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina <strong>Hotel</strong>, Ramazan ayı boyunca<br />
bahçe konseptine sahip Remina <strong>Restaurant</strong>’ta zengin menülere sahip<br />
iftar sofraları ile misafirlerini ağırlayacak. Fasıl ve sema gösterilerinin<br />
renklendirdiği Ramazan coşkusu Kalamış’ta yaşanacak. Wyndham<br />
Grand Kalamış Remina <strong>Restaurant</strong>, Executive Chef Rafet İnce ile<br />
birlikte yenilenen mutfağında Ramazan ayına özel hazırladığı Beykoz,<br />
Beylerbeyi, Salacak, Kadıköy ve Açık Büfe menü seçenekleri ile<br />
misafirlerine iftar şöleni yaşatacak. Menüdeki fresh tatlara fasıl ve<br />
sema gösterileri eşlik edecek.<br />
Ustalarından enfes tatlarla iftar vakti<br />
Hilton İstanbul Bosphorus, 11 ayın sultanı Ramazan ayını, eşsiz İstanbul<br />
manzarasının eşlik ettiği Bosphorus Terrace <strong>Restaurant</strong>’taki açık büfe iftar<br />
yemeği ve hem Boğaz hem bahçe manzaralı Veranda Terrace’da servis edeceği<br />
iftar set menüleriyle karşılıyor. Hilton İstanbul Bosphorus’un Türk ve Osmanlı<br />
mutfağından oluşan birbirinden leziz iftar yemekleri ile Ramazan sofraları lezzet<br />
şölenine dönüşüyor. Şehrin merkezindeki Hilton İstanbul Bosphorus’un eşsiz<br />
bahçeleri, iftar yemeğinde bir araya gelmek isteyen kalabalık gruplar için de<br />
ideal.<br />
En keyifli iftar sofraları<br />
IZAKA’da kuruluyor<br />
Eşsiz Boğaz manzarası ve zengin mutfağıyla İstanbul’un en seçkin<br />
mekanlarından olan IZAKA <strong>Restaurant</strong>, Ramazan boyunca Türk ve<br />
Osmanlı mutfağının en özel lezzetlerini misafirleriyle buluşturuyor.<br />
Restoranın zengin iftar menüsünde birbirinden lezzetli iftariyeliklerden<br />
enfes zeytinyağlılara, salatalardan ızgaralara, tatlılardan şerbetlere kadar<br />
birçok farklı seçenek bulunuyor. Executive Chef Eyüp Çevik’in yorumuyla<br />
hazırlanan iftar menüsünde her hafta farklı lezzetler konukları bekliyor.<br />
Zengin ve eşsiz iftar sofralarına bekliyor<br />
Radisson Otelleri, Ramazan ayı boyunca Türk mutfağının geleneksel<br />
lezzetlerinden oluşan özel iftar menülerini deneyimlemeleri için tüm<br />
misafirlerini bekliyor. Radisson Otelleri’nin sunduğu zengin ve eşsiz<br />
Ramazan menüleri sayesinde tüm misafirler geleneksel lezzetler ile<br />
oruçlarını açacak ve bahar akşamlarında unutulmaz bir iftar yaşayacak.<br />
Radisson Otellerinin sunduğu özel programlar ve menüler sayesinde<br />
iftar yemekleri bir ziyafete dönüşecek. İftariyelikler, çorba çeşitleri,<br />
pide, ekmek çeşitleri, Osmanlı şerbetleri, leziz ana yemekler ve Türk<br />
tatlıları ile zenginleştirilen sofralar sayesinde misafirler nostaljik<br />
Ramazanların ve unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerin da tadına varacak.
84<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
ramazan özel<br />
Geleneksel iftar ziyafeti<br />
Mövenpick <strong>Hotel</strong> Istanbul, Türk ve Osmanlı yemek kültürünü yansıtan lezzetlerle<br />
bezenmiş, canlı fasıl müziğinin eşlik ettiği iftar büfesiyle geleneksel Ramazan<br />
sofralarının keyfini yaşatıyor. Baş Aşçı Giovanni Terracciano ve ekibi tarafından<br />
hazırlanan, her gün farklı lezzetlere ev sahipliği yapan iftar büfesinde; Ramazan<br />
şerbeti, çeşit çeşit iftariyelikler, Ramazan pideleri, zeytinyağlılar, yöresel<br />
çorbalar, ızgara ve kebap çeşitleri, mantı, döner ve Ramazan’a layık lezzetlerin<br />
yanı sıra güllaç, ayva tatlısı, lokma, tulumba tatlısı, ekmek kadayıfı ve fırın sütlaç<br />
gibi tatlılar yer alıyor. AzzuR <strong>Restaurant</strong>’taki bu benzersiz ziyafetin ardından<br />
serinletici bir lezzetle ferahlamak için iftar büfesinde yer alan gurme Mövenpick<br />
dondurmalarını deneyebilirsiniz.<br />
“Hoş geldin Ramazan”<br />
Renaissance Polat İstanbul <strong>Hotel</strong>, 11 ayın sultanını iftariyelikler, eski İstanbul’un<br />
özgün lezzetleri, Renaissance Polat spesiyalleri, geleneksel tatlıları ve<br />
şerbetleriyle, huzur veren fasıl eşliğinde eşsiz Ramazan sofralarıyla karşılıyor.<br />
Sevdiklerinizle birlikte paylaşacağınız Daphne <strong>Restaurant</strong> & Grill’deki iftar<br />
yemeklerinde, Marmara Denizi’nin muhteşem manzarasının keyfini çıkarın.<br />
Toplu iftar davetleriniz içinde misafirleriniz için en uygun mönü ve fiyat<br />
alternatiflerini seçebilirsiniz. Ayrıca Ramazan ayı boyunca Polat Patisserie;<br />
spesyalitesi güllacı, geleneksel Türk tatlılarını, lokum, şekerleme ve çikolataları<br />
beğeninize sunmaya devam ediyor.<br />
İftar sofrasında nostaljinin<br />
ruhunu yaşatıyor<br />
Şehrin merkezindeki lokasyonuyla Raffles İstanbul Zorlu Center içerisinde<br />
yer alan Rocca, Ramazan Ayı’nda iftar için nezih ve konforlu bir adres<br />
arayanlara, zengin içerikli bir iftar menüsü sunuyor. Ramazan’ın ruhuna<br />
uygun sunumları ve enfes lezzetleriyle Rocca, dördüncü yılında da<br />
unutulmayan kalabalık sofraların kurulduğu ve nostaljinin ruhunu yansıtan<br />
iftarların adresi oluyor. Rocca <strong>Restaurant</strong>, her geçen yıl artan bir ilgiyle<br />
misafirlerine geleneksel lezzetleri modern bir yorumla sunuyor.<br />
11 Ayın Sultanına özel Anadolu lezzetleri<br />
Wyndham Grand İstanbul Levent, ramazan ayında Türk mutfağının<br />
tadına doyum olmayacak geleneksel lezzetlerini misafirleri ile<br />
buluşturuyor. Açık büfesinde iki yüze yakın çeşidin sunulacağı Carême<br />
<strong>Restaurant</strong>’ta Anadolu mutfağından farklı damak tatlarına hitap edecek<br />
seçkin lezzetler, konukları kendine hayran bırakacak. Beş yıldızlı<br />
otel ayrıca Ramazan ayı boyunca misafirlerine her akşam canlı fasıl<br />
dinletisi sunacak.
Haftanın 7 günü<br />
7 bölgeden 7 farklı menü<br />
İstanbul’un en büyük oteli Hilton İstanbul Bomonti’nin içinde yer alan lezzet<br />
tutkunlarının favori restoranı The Globe, Ramazan ayına özel hazırladığı<br />
zengin iftar menüleri ile konuklarına tam anlamıyla bir lezzet şöleni sunmaya<br />
hazırlanıyor. Haftanın 7 günü 7 farklı menü ile misafirlerini karşılayacak olan<br />
The Globe, iftar sofralarını Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden özel olarak getirdiği<br />
coğrafi tescilli ürünleri içeren iftariyelikler, Hilton yorumu ile sunulan Osmanlı<br />
-Türk mutfağından geleneksel yemekler ve misafirlerini adeta Anadolu’nun dört<br />
bir yanında lezzet yolculuğuna çıkaracak yöresel lezzetlerle donatıyor.<br />
Ramazan’ın tadı Kaşıbeyaz’da çıkar<br />
Huzur, bolluk, bereket, uzun süren sohbetler ve paylaşımlarla özdeşleşen iftar<br />
sofralarıyla artık Ramazan’ın klasik mekanları arasında yerini alan Kaşıbeyaz<br />
Lezzet Grubu, bu Ramazan’da da yine hem göze hem mideye hitap ediyor.<br />
Zengin iftar sofrasında hurma, süzme bal, taze kaymak, Malatya peyniri, vişne<br />
reçeli, portakal reçeli, siyah zeytin, yeşil zeytin ve sucuktan oluşan geleneksel<br />
iftariyeliklere dumanı üstünde tüten sıcacık çorba eşlik ederken, Kaşıbeyaz’ın<br />
lezzet ustalarının hazırladığı kebap çeşitleri de iftar menüsünün içerisinde yer<br />
alıyor.<br />
İftar sofralarını şenlendiren tatlılar<br />
Mutluluk tadında ürünlerin yaratıcısı Özsüt, geleneksel tatlardan modern<br />
lezzetlere uzanan zengin içerikli tatlılarıyla Ramazan ayını karşılıyor.<br />
Misafirlerine daima en leziz tatları ulaştırma misyonuyla hareket eden<br />
marka, adeta klasikleşen ve iftar sofralarının vazgeçilmezi haline gelen<br />
güllacının yanı sıra bu Ramazan’da müdavimlerine kaymaklı güllacı<br />
da sunarak sürpriz tatlarla yılın her dönemine lezzet katıyor. Özsüt’ün<br />
deneyimli ve maharetli şefleri tarafından iftar sofralarını tatlandırmak üzere<br />
özenle hazırlanan klasik güllaçta, bol sütle ıslatılmış yaprakların arasında<br />
badem, fındık ve ceviz kullanılırken, üzeri antepfıstığı ile süslenen güllaç<br />
damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor.<br />
Ramazan tatları Gaziantep’in<br />
efsane ustasına emanet<br />
Gaziantep’in efsaneleşmiş ismi Halil Usta, Ramazan ayı boyunca<br />
Gaziantep mutfağının yerel lezzetlerini Watergarden İstanbul Nostalji<br />
Sokağı’nda ziyaretçiler ile buluşturacak. Gaziantep’e gitme fırsatı<br />
bulamayan ya da bu lezzetleri tekrar tatmak isteyen ziyaretçiler<br />
Gaziantep Yöresel Çorbaları, İftariyelik Tabağı, Fındık Lahmacun, Halil<br />
Usta Kaşık Salatası, Halil Usta Karışık Kebap Tabağı, Havuç Dilim<br />
Baklava’dan oluşan zengin iftar menüsü ile Ramazan ayı boyunca Halil<br />
Usta’nın enfes lezzetlerini Watergarden İstanbul’da tadabilme imkanı<br />
bulacaklar.
86<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
İzmir’in Boyoz’u<br />
dünyaya açılıyor!<br />
Kültürel bir miras olan ve “Smyrna Boyoz” markası sayesinde İzmir’den dünyaya yayılan<br />
boyoz, 24 Nisan Çarşamba akşamı da Feriye Sarayı’nda düzenlenen davetle tanıtıldı.<br />
1492’de İspanya’dan göç ederek<br />
önce Selanik’e sonra da İzmir’e<br />
yerleşen Sefaradların kazandırmış<br />
olduğu kültürel bir miras olan Boyoz,<br />
Smyrna Boyoz sayesinde artık dünya<br />
lezzeti oluyor. Yeni nesil lezzetlere ev<br />
sahipliği yalan Smyrna Boyoz dün gecce<br />
muhteşem bir davetle tanıtıldı. Gül-<br />
Kenan Erçetingöz ev sahipliğinde Ortaköy<br />
Feriye’de düzenlenen davete iş dünyası,<br />
cemiyet hayatı ve basından birçok isim<br />
katıldı.<br />
Gecce Gurme Kurulu üyelerinden Güneri<br />
Civaoğlu, Uğur Talayhan ve Dilara<br />
Koçak’ın yanı sıra davete katılan isimler<br />
arasında; Egemen Bağış, Saba Tümer,<br />
Burcu-Sinan Akçıl, Berkay, İvana Sert,<br />
Hakan Akkaya, Ayşe Kucuroğlu, Sema<br />
Çelebi, Ceylan Çapa, Neslihan Yargıcı,<br />
Zeynep Mansur, Işıl Reçber, Bahar Öztan<br />
yer aldı.<br />
Davet alanının ortasına kurulan ve 14<br />
çeşit boyozun yer aldığı şölen masası,<br />
ihtişamlı görüntüsüyle davetlilerden<br />
tam puan aldı. Tüm boyoz çeşitlerinin<br />
tadımının gerçekleştiği geccede Smyrna<br />
Boyoz’un tanıtım filmi gösterimi sonrası<br />
usta şefleri tarafından boyoz hamuru<br />
açılarak davetlilere adeta görsel bir şölen<br />
yaşatıldı.<br />
“Boyoz yiyerek formda kalabilirsiniz”<br />
Boyozu çok sevdiğini söyleyen Diyetisyen<br />
Dilara Koçak “Herkes bana soruyor boyoz<br />
çok yağlı bu güzel lezzeti yiyerek nasıl<br />
zayıf kalabiliriz diye.<br />
Fransızlar nasıl her sabah kruvasan<br />
yiyerek incecik kalabiliyorlarsa, Türk<br />
kadınları da boyoz yiyerek formlarını<br />
koruyabilirler” dedi.<br />
Amerika’yla birlikte 6 ülkede!<br />
Bir kültür mirası haline gelen boyoz,<br />
Smyrna Boyoz ile birlikte Amerika’da ve<br />
tüm Avrupa’da 6 ülkeye ihraç edilirken,<br />
yıllık satış adeti de 3 milyonu aşıyor.<br />
İzmir’in eski adı, eşsiz tadı “Smyrna<br />
Boyoz”<br />
Avram ustanın yıllar önce lezzetli<br />
tarifiyle İzmir’de başlayan boyozun<br />
hikayesi, bugün İzmir halkı için sofraların<br />
vazgeçilmezi haline geliyor. Türkiye’de<br />
pek çok yerde boyoz üretilmesine rağmen<br />
boyozun orjinal tarifine göre üretimi<br />
sadece İzmir’de yapılıyor.<br />
Çıtır çıtır hamuruyla ve mis gibi<br />
kokusuyla gelenekten geleceğe...<br />
İzmir’in sembolü haline gelen boyoz,<br />
lezzetini Smyrna Boyoz’un hünerli<br />
ustalarının elinde özel yoğurulan<br />
hamurundan alıyor. Boyozun hamurunda<br />
kullanılan tahin, ürünün besleyici<br />
değerini artırdığı gibi mideyi de<br />
rahatlatıyor. Kokusu ise vazgeçilmez<br />
kılıyor. Taş fırında uzun süre pişirilmiş<br />
yumurtayla beraber eşsiz bir tat haline<br />
gelerek kahvaltı masalarını şölene<br />
dönüştüren bu lezzet, farklı kültürleri<br />
ortak paydada buluşturuyor.<br />
Güzel başlangıçlara çıkan bir lezzet<br />
durağı<br />
Smyrna Boyoz’daki eşsiz tatların<br />
sırları her ürünün lezzet kalitesine<br />
verilen önemde ve hünerli ustaların<br />
reçetelerinde saklı. Smyrna Boyoz, gerek<br />
ülkemizin gerek dünya lezzetlerinin farklı<br />
yorumuyla hazırladığı kahvaltı grubu,<br />
özel soslarla bezenmiş pasta ve eşsiz<br />
tariflerle hazırladığı çok özel lezzetleriyle,<br />
damaklarda unutulmayacak tatlara imza<br />
atıyor.
88<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
Metro Türkiye<br />
sürdürülebilirlik stratejilerini anlattı<br />
Metro Türkiye, markaların geleceği şekillendirmede oynadığı rolü anlamaya ve onlara<br />
güç kazandırmaya odaklanan Sustainable Brands platformunun İstanbul buluşmasının<br />
sponsorları arasında yer aldı.<br />
Paydaşlarımızla birlikte insan odaklı,<br />
çevreye saygılı, yerel değerleri koruyan<br />
işlere imza atmayı ve anlamlı izler<br />
bırakmayı amaçlıyoruz” dedi.<br />
Yerel değerlerin korunması,<br />
desteklenmesi ve Türk mutfağının<br />
geliştirilmesi adına hayata geçirdikleri<br />
Coğrafi İşaretli Ürünler Projesi’nin<br />
de yine aynı amaç için yürütüldüğünü<br />
belirten Minialai, sözlerini şöyle<br />
sürdürdü, “2011 yılında başladığımız<br />
bu hikayede bugün raflarımızda 130’u<br />
aşkın coğrafi işaretli ürün bulunuyor.<br />
Ürünlere marka değeri kazandırmanın<br />
yanı sıra yerel kalkınmaya da destek<br />
oluyoruz.”<br />
Metro Türkiye, aralarında Detroit,<br />
Paris, Madrid ve Tokyo’nun<br />
da yer aldığı 13 şehirde bir<br />
buçuk milyondan fazla profesyoneli<br />
buluşturan Sustainable Brands’in<br />
İstanbul etkinliğine (SB’19 İstanbul<br />
Konferansı) katıldı. Redesigning<br />
The Good Life (İyi Yaşamı Yeniden<br />
Tasarlamak) temasıyla 3-4 Nisan’da<br />
Fairmont Quasar İstanbul’da<br />
gerçekleştirilen konferansın<br />
sponsorları arasında yer alan Metro<br />
Türkiye, iki ayrı oturumda markalar,<br />
iş liderleri ve farklı sektörlerden çok<br />
sayıda davetliyle bir araya geldi.<br />
Minialai: “Sürdürülebilirlik, iyi bir<br />
fikirden çok daha fazlası”<br />
SB’19 İstanbul’un ilk gününde,<br />
“Türk mutfağına sahip çıkmak bir<br />
şirketin amacı olabilir mi?” başlıklı<br />
bir sunum gerçekleştiren Metro<br />
Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Boris Minialai, günümüz koşullarında<br />
sürdürülebilirliğin iyi bir fikirden<br />
çok daha fazlası olduğuna dikkat<br />
çekerek insanlar, toplum ve çevre<br />
için bir ihtiyaç haline geldiğini söyledi.<br />
Metro Türkiye’nin sürdürülebilirliği<br />
dikkat çekici bir kavram olmanın<br />
ötesinde iş yapış şekli haline<br />
getirdiğini dile getiren Minialai,<br />
“Metro Türkiye olarak üreticiden<br />
tedarikçilerimize, hizmet verdiğimiz<br />
HoReCa profesyonellerinden son<br />
tüketiciye kadar tüm paydaşlarımızla<br />
sürdürülebilir ve birlikte büyüyen<br />
çalışmalara odaklanıyoruz. Bugün<br />
şirketimiz ile özdeşleşen Türk mutfağı<br />
ve değerlerine sahip çıkma amacımız,<br />
yürüttüğümüz tüm projelerin kalbinde<br />
yer alıyor.<br />
Özerkan: “Elma alıp elma satan bir<br />
şirket değiliz”<br />
SB’19 İstanbul katılımcılarının yenilikçi<br />
dönüşüm araçlarını keşfetmesini<br />
sağlayan Deep-Dive Hubs bölümünde<br />
düzenlenen Good Retail (İyi Perakende)<br />
panelinin konuşmacıları arasında yer<br />
alan Metro Türkiye Gıda Kategori Grup<br />
Müdürü Esra Özerkan ise Türk mutfağı<br />
ve değerlerine sahip çıkma hedefleri<br />
ile atık ve israfı önleme alanında<br />
hayata geçirdikleri çalışmalara<br />
değindi. Metro Türkiye olarak ürün<br />
alıp satmanın ötesine odaklandıklarını<br />
dile getiren Özerkan, “Biz elma alıp<br />
elma satan bir şirket değiliz. Biz<br />
elmaya, elmanın üreticisine, yetiştiği<br />
toprağa, tohuma, ona dokunuşlarıyla<br />
değer katan şefe ve tüm ekosistemine<br />
katkı sağlayan bir şirketiz. Bununla<br />
birlikte Türk mutfağı ve değerlerini<br />
korumaya, kayıt altına almaya, gelecek<br />
nesillere miras bırakmaya, şeflerimize<br />
ulusal ve uluslararası platformlarda<br />
desteklemeye, onlara farklı ürün<br />
ve hizmetlerimizle ilham vermeye<br />
odaklanıyoruz” dedi.
Challenging Master Classes 2019’da<br />
göz kamaştırdı!..<br />
Şişecam’ın global tasarım markası Nude’un ana sponsorluğunda 13-14 Nisan tarihleri<br />
arasında The Marmara Taksim’de gerçekleştirilen Challenging Master Classes<br />
2019, dünyaca ünlü şarap uzmanları ile üreticilerini, Horeca mensuplarını ve fikir<br />
önderlerini ağırladı.<br />
Classes 2019’un ana sponsoru olan<br />
Nude, iki gün boyunca saat 10.00 ile 18.30<br />
arası devam eden “Walk Around Tasting”<br />
bölümünde ürünlerini sergilediği stant<br />
alanında ziyaretçilerini ağırladı.<br />
Global tasarım markası Nude,<br />
şarap ve şampanya kadehlerinden<br />
oluşan yalın, elegan ve sofistike<br />
koleksiyonu Stem Zero’da cam<br />
teknolojisi ile tasarım zekasını yüksek<br />
bir seviyede buluşturuyor. Şişecam<br />
tarafından geliştirilen özel “Ion Shielding”<br />
teknolojisi ile üstün bir dayanıklılık<br />
kazanan Stem Zero; darbe, eğme ve<br />
düşme gibi tüm testlerden başarıyla<br />
çıkıyor. Şarapseverler ve ikram sektörü<br />
profesyonelleri, Stem Zero’yu iki kat daha<br />
güçlü ve esnek bir yapıya kavuşturan<br />
bu teknoloji ile üretilen kadehleri,<br />
Challenging Master Classes 2019’da<br />
deneyimleme şansı elde ettiler. 13-<br />
14 Nisan’da The Marmara Taksim’de<br />
gerçekleştirilen Challenging Master<br />
Nude kadehlerinde tattılar…<br />
Şarapseverlerin ve ikram sektörü<br />
profesyonellerinin bir araya geldiği<br />
etkinlikte ziyaretçiler, üzüm<br />
çeşitlerine, kupajlarına ve yoğunluğuna<br />
göre kategorize edilen ürünleri Nude<br />
kadehlerinde tatma fırsatı yakaladılar.<br />
Tadım alanında üretici firmaların<br />
yetkilileri ile konuşarak üretim<br />
teknikleri konusunda bilgi edinebilen<br />
katılımcılar, 54 üretici ve 225 farklı<br />
etiketle tanıştılar.<br />
Nude ana<br />
sponsorluğunda<br />
gerçekleştirilen<br />
etkinlikte, Oz Clarke ve<br />
Madeleine Stenwreth<br />
MW’nin de aralarında<br />
olduğu 6 şarap<br />
uzmanının katılımıyla<br />
keyifli anlar yaşandı.<br />
Şarap dışı alanlarda da<br />
peynir, zeytinyağı ve bira<br />
gibi artizan markalar da<br />
ziyaretçilerin beğenisine<br />
sunuldu.
90<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel<br />
Nestlé Professional’dan<br />
filtre kahve çözümleri<br />
Nestlé Professional, ev dışı tüketim sektöründe<br />
faaliyet gösteren otel, ofis, kafe ve kantin işletmeleri<br />
için «toplam kahve çözümleri sağlayıcısı» olmak<br />
hedefiyle portföyünü güçlendirerek, filtre kahve<br />
kategorisine giriş yaptı.<br />
Dünya’nın lider gıda firması<br />
Nestlé’nin ev dışı tüketim<br />
sektöründe faaliyet gösteren uzman<br />
iş birimi Nestlé Professional, 25-28<br />
Nisan 2019 tarihleri arasında ICC Kongre<br />
ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />
ve Türkiye’nin ilk B2B kahve fuarı<br />
olan Coffex İstanbul Fuarı’nda sektör<br />
oyuncularıyla buluştu. Fuarda tüm içecek<br />
çözümleri ile birlikte yeni filtre kahve<br />
ürünleri Nestlé Bonka ve Brasilia’yı ilk<br />
kez Türkiye’deki otel, ofis, kafe ve kantin<br />
işletmeleri ve tüm kahveseverlerin<br />
beğenisine sundu.<br />
Güne başlarken Bonka, keyifli anlarda<br />
Brasilia<br />
Nestlé Professional’ın yeni filtre kahve<br />
ürünleri, Nestlé’nin kahve uzmanlığıyla<br />
özenle kavrulmuş ve öğütülmüş<br />
kahve çekirdekleri harmanları olarak,<br />
işletmecilerin son tüketiciye sabit fincan<br />
profili sunmasını garanti ediyor. Böylece<br />
kahveseverler her fincanda aynı standart<br />
lezzet, renk ve berraklığı bulabiliyor.<br />
Nestlé Bonka, yoğun kahve tadı ve<br />
kokusuyla güne başlamanın lezzetli yolu<br />
olarak öne çıkarken, yoğun ve aromatik<br />
bir tada sahip Brasilia gün boyunca keyifli<br />
anlarınıza eşlik ediyor ve her iki kahve<br />
de ilk yudumdan itibaren ağzı kaplayan<br />
yüksek gövdeli kahve lezzeti vadediyor.<br />
Filtre kahve makine çeşitleri, french<br />
press ve 3. nesil kahve demleme<br />
ekipmanları ile kolayca hazırlanabilen<br />
Nestlé Bonka ve Brasilia, vakumlu<br />
ambalajları ile eşsiz kahve aromasını ve<br />
tazeliğini uzun süre muhafaza ediyor.<br />
Alibaz: “Her kanalın ihtiyaçlarına<br />
yönelik farklı kahve çözümleri<br />
sunuyoruz”<br />
Nestlé Professional Türkiye Genel<br />
Müdürü Arzu Alibaz, yeni filtre kahve<br />
çözümleriyle ilgili değerlendirmesinde,<br />
“Nestlé Professional olarak işletmelere<br />
değer katan yaratıcı yiyecek ve<br />
içecek çözümleriyle müşterilerimizin<br />
operasyonlarını kârlı bir şekilde<br />
büyütmelerine yardımcı oluyoruz. Her<br />
kanalın ihtiyacının farklı olduğunu<br />
bilerek bu ihtiyaçlara yönelik farklı<br />
kahve çözümleri sunuyoruz. Nestlé’nin<br />
kahve uzmanlığıyla geliştirdiği Nestlé<br />
Bonka ve Brasilia ile müşterilerimizin<br />
filtre kahve ihtiyaçlarını da en iyi ve<br />
kaliteli şekilde karşılamayı ve toplam<br />
kahve çözüm ortağı olmayı hedefliyoruz.<br />
Nestlé Professional olarak ev dışı<br />
tüketim sektöründe faaliyet gösteren<br />
müşterilerimize ve onların misafirlerine<br />
günün her anı Nestlé kalitesiyle lezzetli<br />
ürünler sunmaya, tutkunu olacakları<br />
filtre kahveleri kahve severlerle<br />
buluşturmaya ve “Birlikte Daha Fazlasını<br />
Mümkün” kılan çözümler üretmeye<br />
devam edeceğiz” diye konuştu.<br />
Nestlé Professional’ın<br />
yeni filtre kahve ürünleri,<br />
Nestlé’nin kahve uzmanlığıyla<br />
özenle kavrulmuş ve<br />
öğütülmüş kahve çekirdekleri<br />
harmanları olarak,<br />
işletmecilerin son tüketiciye<br />
sabit fincan profili sunmasını<br />
garanti ediyor.
92<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel<br />
SEK’ten Türkiye’de bir ilk daha!<br />
SEK BARİSTA CLUB<br />
Süt ve süt ürünleri sektöründe birçok ilke imza atan SEK,<br />
kahve kültürünü zenginleştirmek ve baristaların kendilerini<br />
geliştirebilecekleri bir platform oluşturmak amacıyla<br />
SEK Barista Club’ı kurdu.<br />
Yenilikçi ürünleriyle sektörün<br />
ilklerine imza atmaya devam eden<br />
SEK, Türkiye’de kahve kültürünü<br />
zenginleştirmek ve baristaların<br />
kendilerini geliştirebilecekleri bir<br />
platform oluşturmak üzere SEK<br />
Barista Club’ı kurdu. Türkiye’de<br />
benzeri olmayan bu uygulama ile ilk<br />
kez hayata geçirilen SEK Barista Club<br />
aracılığıyla baristalar birbirleriyle bilgi<br />
alışverişinde bulunabilecekler, farklı<br />
ve yeni yöntemleri öğrenebilecekler,<br />
sosyalleşebilecekler ve eğitim<br />
görebilecekleri bir platformda bir<br />
araya gelecekler.<br />
Kesimer: “1 yılda yaklaşık 1.000<br />
baristaya erişmek istiyoruz”<br />
SEK Barista Club ile sütün kahve<br />
ile olan uyumu ve lezzeti sayesinde<br />
kahve tariflerinin geliştirildiği bir<br />
kahve topluluğu oluşturulmasının<br />
da amaçlandığını belirten Tat<br />
Gıda CEO’su Arzu Aslan Kesimer<br />
konuya ilişkin şunları söyledi: “SEK<br />
markalı süt satışımızın %30’unu<br />
kahve dükkanlarına yapıyoruz. Bu<br />
sebeple, gençlerin dünyasında ve<br />
kahve kültürünün içinde daha yoğun<br />
yer almak istedik. Kahve kültürünü<br />
zenginleştirmek ve baristaların<br />
kendilerini geliştirebilecekleri bir<br />
platform oluşturmak amacıyla SEK<br />
Barista Club’ı kurduk.<br />
Baristaları daha iyi anlamak<br />
ve onların ihtiyaçlarını ortaya<br />
çıkarmak adına baristalarla<br />
derinlemesine görüşmelerin<br />
yanı sıra İstanbul’da 2 aylık<br />
bir saha çalışması ile yaklaşık<br />
2.500 nokta ziyareti, 2.000’den<br />
fazla barista ile görüşmeler<br />
gerçekleştirdik. Projenin<br />
hayata geçirilmesinde<br />
bahsettiğim araştırma ve<br />
saha çalışmaları kadar<br />
kahve alanında uzmanlar<br />
ile birlikte çalışmak da<br />
çok önemli bir kısımdı. Bu<br />
süreçte SCA sertifikalı ve<br />
alanında uzmanlaşmış bir<br />
ekiple çalışıyoruz. Proje<br />
hedefimiz 1 yıl içinde yaklaşık<br />
1.000 baristaya erişerek<br />
onlara temel seviyede<br />
barista eğitimi vermek. SEK<br />
Barista Club bizi kahve dünyasına yani<br />
gençlere yakınlaştırarak markamızı<br />
gençleştiriyor, bu çok heyecan verici.”<br />
Doğru süt, iyi kahve!<br />
Doğru süt kullanımının iyi bir kahve<br />
servis etmek için önemli bir faktör<br />
olduğunu belirten Arzu Aslan Kesimer,<br />
“SEK Barista Club uzmanları ile farklı<br />
sütlerle dönem dönem yaptığımız<br />
deneme ve tadımlara dayanarak<br />
SEK Barista Club eğitim ayağında,<br />
temel ve ileri seviyede eğitimler<br />
yarım gün ve tam gün olarak<br />
deneyimli ve SCA sertifikalı<br />
eğitmenler tarafından veriliyor.<br />
Sektörden baristalarla bir<br />
araya gelme ve Türkiye ve yurt<br />
dışında ödül almış baristalarla<br />
tanışma fırsatı sunulan bu<br />
platform sayesinde baristalar<br />
yarışmalara katılabilecek, kulüp<br />
bünyesinde çeşitli faaliyetler ile<br />
hediye kazanma, keyifli ve eğitici<br />
workshoplara katılma şansı<br />
yakalayabilecek.<br />
SEK’in kahve ile çok iyi performans<br />
veren sütler sunduğunu söyleyebiliriz.<br />
SEK’in yıllara dayanan tecrübesi ve<br />
buna bağlı ürün kalitesi, kahvenin<br />
tadında inanılmaz bir fark oluşturuyor.<br />
Bu sebeple, müşterilerine kahve<br />
sunan işletmeler için SEK Barista<br />
Süt’ü sunduk. Hem ürünlerimiz hem<br />
de SEK Barista Club platformumuz ile<br />
kahve sektöründe güçlü yer almaya<br />
devam edeceğiz.” dedi.
Aila bahçesini açıyor<br />
Dünyanın sayılı lezzetleri arasında yer alan Türk mutfağını çarpıcı<br />
bir mekan tasarımıyla özdeşleştiren ve yemeği konsept müzikle<br />
harmanlayan Aila, mayıs ayının sonunda bahçesini de hizmete açıyor.<br />
Fairmont’un bahçe katında yer alan ve Şef Emre İnanır’ın imzasıyla<br />
Türk mutfağının geleneksel tatlarını lezzet tutkunları ile buluşturan<br />
Aila, ‘vip’ odasında özel grup kutlamaları için verdiği hizmetle de<br />
ilgi odağı oluyor. Kırk kişilik kapasitesiyle gurupları ağırlayan ‘vip’<br />
odasında doğum günü, kına gecesi, bekarlığa veda partisi ya da iş<br />
yemekleri gibi özel hizmet, müzik ve eğlencenin olduğu yemekli<br />
davetler gerçekleştiriliyor.<br />
Reis Gıda, YZB’de yerini aldı<br />
Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından bu yıl 17-18 Nisan 2019 tarihlerinde<br />
11’inci kez düzenlenen YZB, “Değer” ana temasıyla kapılarını araladı. Organizasyon, yeni ürün,<br />
hizmet ve konuşmacılarıyla gıda ve perakende sektörünün geleceğine iki gün boyunca ışık tuttu.<br />
Gazeteci ve ekonomi yorumcusu Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde yerel<br />
ekonomiyi güçlendirmek için atılması gereken adımlar, yerel işaretli ürünler, küresel talebe<br />
ayak uydururken yakalanacak fırsatlar, yerel ürünler ve markalaşmanın önemi konuşuldu.<br />
Günümüzde markalar rekabet edebilmeleri için müşterinin değişen ihtiyaç ve isteklerini göz<br />
önünde bulundurmalılar diyen Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, rekabet gücünü<br />
elde tutmak için talebe göre üretim yapmak gerektiğinin altını çizdi.<br />
Günün her saatinde…<br />
“Temiz Beslen, İyi Hisset” mottosuyla 25 yıldır en sağlıklı ve doğal ürünleri<br />
kullanarak hazırladığı yemeklerle öne çıkan Cafe Cadde; sürekli yenilenen<br />
menüsü ile de müdavimlerini mutlu etmeyi başarıyor. Cumartesi ve Pazar<br />
günleri açık büfe kahvaltısı ile şehrin en iyileri arasında yer alan mekanda<br />
hafta içi nefis kahvaltı seçenekleri, akşamüzeri çay saati lezzetleri ve tatlı<br />
alternatifleri de bulunuyor. Lahmacun ve yaz pidesinin yanı sıra unsuz<br />
şekersiz çikolatalı keki ve 12 saat fırında pişen kuzu tandırı ile Türk mutfağı ve<br />
dünya mutfağı seçeneklerini bir arada sunan mekan, etten balığa, risottodan<br />
hamburgere kadar her damak zevkine hitap ediyor.<br />
Mutfakçılar Afrika pazarına<br />
Fildişi’nden girecek<br />
Son dönemin yükselen pazarlarından Afrika ev ve mutfak sanayicilerinin de<br />
radarına girdi. Afrika’nın çok önemli bir pazar olduğunu ve burada Avrupalıların<br />
hakimiyetlerini kırmak istediklerini söyleyen Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri<br />
ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Burak Önder, Sahra Altı Afrika’ya<br />
Fildişi üzerinden gireceklerini söyledi. Ticaret Bakanlığı’nın desteği ile Fildişi’ne<br />
düzenledikleri sektörel heyetin önemli bağlantılar gerçekleştirdiğini belirten<br />
Önder, “Türk ürünlerine yaklaşım çok iyi. Biz burada fiyat ve kalite avantajımızla<br />
öne çıkacağız.” dedi.
94<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro makale<br />
Yiyecek İçecek Danışmanı<br />
Orhan Genceli<br />
Değişen Beslenme<br />
Alışkanlıkları üzerine bir<br />
komplo teorisi!<br />
Petrolden sonraki dünya kontrolü, su<br />
kaynaklarını kontrol etmek ve nitekim<br />
beslenme ihtiyaçlarının kontrolünü<br />
ele geçirerek yapılacak en kolay<br />
yoldur. Biz ithal et, yerli et kavgasıyla<br />
boğuşa duralım, dünyanın efendileri,<br />
gelecekteki paylaşım hesaplarını<br />
çoktan yaptılar bile!..İşe evvela gelişim<br />
evresindeki gelişmemiş ülkelerin<br />
beslenme alışkanlıklarını değiştirerek<br />
başladılar.<br />
Hadi başkalarını bırakalım, bir<br />
kendimize dönelim. Zengin Türk<br />
mutfağımızla beraber beslenme<br />
alışkanlıklarımız da hızla değişmiyor<br />
mu? Tıpkı yazıldığı gibi senaryo her<br />
geçen gün katlanarak değişiyor. Ne<br />
oldu peki o dillere destan kahvaltı<br />
kültürümüze? Bir poğaça, bir çay...<br />
Oldu mu sana kahvaltı! Öğle öğününü<br />
de bir hamburger, sandviçle geçiştir...<br />
Akşama hiç girmiyorum, yorgun argın<br />
gücümüz ancak sucuklu mantarlı pizza<br />
siparişine yetiyor. Gerisi teferruat<br />
zaten! Günlük atıştırmalarımız<br />
gösterişli mekanlarda kuki, pasta,<br />
kahve, çaydan ibaret! Bu senaryo size<br />
de tanıdık gelmiştir elbet.<br />
Bugüne kadar 80’in üzerinde ülke<br />
dolaştım. Sinema ve AVM kültürleriyle<br />
bu alışkanlıklar dünyaya hükmetmiş<br />
durumda zaten.<br />
O zaman sıkı durun, komplo<br />
senaryosunu açıklıyorum!<br />
Un, şeker ve yağ! Çağın üç vebası!<br />
Bir de bunları kahve ve kakao ile<br />
süsleyip, üretimi ve dağıtımını kontrol<br />
altına alabilirseniz ve dünyayı da bu<br />
ürünlerle beslenmeye alıştırırsanız,<br />
petrol bittikten sonra çok kolay dünyayı<br />
kontrol edebilirsiniz! Üstelik bu<br />
gerçeğe varabilmek için bilim insanı<br />
olmanıza da gerek yok!<br />
Şimdi biraz daha spektral düşünelim.<br />
Tüm bu saydıklarımın borsası,<br />
üretim ve dağıtımı dünyada kimlerin<br />
kontrolüne geçmiş, kimler üretip<br />
satıyor, kimler ithal ediyor? Bütün<br />
bunları yapmak için bir argümana daha<br />
ihtiyacınız var. Tabii ki su kaynaklarını<br />
kontrol etmek. Bu da zaten çoktan<br />
yapıldı.<br />
Tek merkezli dünya hakimiyetine<br />
giden yol<br />
Küresel olarak beslenme sisteminin,<br />
üç-beş temel tahıl cinsi üzerine<br />
yeniden yapılandırılarak, geniş insan<br />
kitlelerinin beslenmesi üzerinde<br />
belirleyici ve hâkim kılınması da<br />
toprak gaspı ve su gaspı girişimleri ile<br />
paralel yürütülmektedir. İlk bakışta<br />
birbiri ile ilintisiz gibi görülen ve/veya<br />
ilintisizmiş gibi gösterilmeye çalışılan<br />
bu küresel mücadele alanları aynı<br />
amaca yönlenmiştir. Bu üçlü stratejik<br />
saldırı, tüm insanlığı bir daha kurtuluşu<br />
asla mümkün olmayacak bir tutsaklığa<br />
mahkûm etmeye giden sürecin birbiri<br />
ile bağlantılı, birbirini tamamlayan<br />
ögeleridir.<br />
Büyük holdingler, önü alınmaz kârlarını<br />
temiz su alanları ve su havzalarını<br />
satın alarak kontrolü ele geçirmeye<br />
başladılar.<br />
Su kaynaklarının kullanıcılar arası<br />
dağılımı, %70 Tarım ve Hayvancılık,<br />
%20 Endüstri, %10 Bireysel Kullanım<br />
olarak (2*-2) tanımlanmaktadır.<br />
Burada en çok kullanımın tarım ve<br />
hayvancılık olduğu görülüyor. Sorunun<br />
en çok dikkatle irdelenmesi gereken<br />
noktası da burası. Sözü geçen “tarım ve<br />
hayvancılık”, kırsalda yaşayan çiftçinin<br />
sürdüregeldiği geleneksel tarımsal<br />
faaliyeti değildir. Hayvancılık da<br />
köylünün beslediği birkaç inek, koyun,<br />
keçi ve bahçesindeki 10-15 tavuk<br />
değildir.<br />
Sözünü ettiğim “tarım”, küresel “tarım<br />
gruplarının” ele geçirdikleri çok büyük<br />
tarım alanlarında gerçekleştirdikleri<br />
“kitlesel tarım”dır.<br />
Toprak Gaspı (land grabbing) diye<br />
adlandırılan; Afrika’da, Güney<br />
Amerika’da, Doğu Avrupa ve Asya<br />
ülkelerinde 49 ile 99 yıllığına kiralanan<br />
milyonlarca hektar arazide yapılan<br />
sözde “modern” tarım, yoğun sulama<br />
ile gerçekleştirilmektedir. Bu arazileri<br />
su hakkı ile birlikte kiralayan söz<br />
konusu tarım konzenleri, inanılmaz<br />
miktarlardaki suyu çevre nehirlerden<br />
veya akiferlerden çekmekteler.<br />
Kısacası, hızla yok olan geleneksel<br />
çok çeşitli beslenme alışkanlıklarımız<br />
modern dünyaya ayak uydurma<br />
uğruna hızla yok olurken, bizim de<br />
şapkamızı önümüze koyup beslenme<br />
alışkanlıklarımızdan başlayarak<br />
tarım ve üretim politikamızı gözden<br />
geçirmenin zamanı geldi de<br />
geçmektedir!
Hilton İstanbul Bomonti’nin yeni Şefi<br />
Alexis Atlamazoğlu<br />
Oda sayısıyla şehrin en büyük oteli olma unvanına sahip Hilton İstanbul<br />
Bomonti, sunduğu farklı lezzetlerle iddialı olan mutfağını deneyimli şef Alexis<br />
Atlamazoğlu’na emanet ediyor. Atina Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği<br />
bölümü mezunu olan Atlamazoğlu, sonrasında Le Monde Aşçılık Okulu’na<br />
kaydolarak kariyerindeki en önemli adımı attı. 2 yıllık eğitimi başarıyla<br />
tamamladıktan sonra kısa süre içerisinde iyi otellerin ve popüler restoranların<br />
aranan ismi haline geldi. Beş yıldızlı otelin yeni Executive Chef’i olan Atlamazoğlu,<br />
otel operasyonlarında yerel ürünleri kullanmayı tercih ediyor. Alışverişlerini<br />
Bomonti esnafından yapan Atlamazoğlu, yemeklerinde kullanacağı malzemeleri<br />
de kendisi seçiyor.<br />
BTA 10 restoranıyla İstanbul Havalimanı’nda<br />
TAV Havalimanları’nın iştiraki BTA, Atatürk Havalimanı’nda edindiği tecrübeyi<br />
geliştirerek İstanbul Havalimanı’na taşıdı. BTA, yeni İstanbul Havalimanı’nda<br />
4 200 metrekarelik alanda 10 ayrı noktada misafirlerini karşılıyor. BTA İcra<br />
Kurulu Başkanı Sadettin Cesur “İstanbul Havalimanı’nda 10 ayrı noktada hizmet<br />
veriyoruz. Anadolu mutfak kültürünü tanımak isteyen yolcularımıza farklı<br />
lezzetleri deneyimleme şansı sunan Tadında Anadolu, Türkiye’ye ilk kez gelen<br />
dünyaca ünlü markalar YoSushi ve Vivanda Burger; ünlü şeflerimizin yarattığı<br />
konseptler Enzo Pizzeria ve Gram ile BTA’nın sevilen markaları Turcuisine,<br />
Tickerdaze, Brewmark ve Seferi ile misafirlerimizi karşılıyoruz” dedi.<br />
Nestlé, “Düşük Karbon Kahramanı”<br />
seçildi<br />
Ortak Değer Yaratma anlayışını iş süreçlerinin bir parçası olarak<br />
benimseyen Nestlé, operasyonlarının çevreye etkisini sıfıra indirme hedefi<br />
kapsamında beş alt projeden oluşan “Taşımada Çevreye Dost Seçimler”<br />
projesini hayata geçirdi. Nestlé Tedarik Zinciri’nin yükleme şekillerinde,<br />
güzergahında, araç ve konteynır doluluk oranlarında sürdürülebilirliği<br />
hedefleyen proje, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) gerçekleştirilen<br />
VI. İstanbul Karbon Zirvesi kapsamında “2019 Düşük Karbon Kahramanı”<br />
ödülüne layık görüldü. Toplamda yaklaşık 300 bin kg daha az karbondioksit<br />
salınımı sağlayan 5 ayrı çevresel sürdürülebilirlik projesinden oluşan<br />
“Taşımada Çevreye Dost Seçimler” ile Nestlé’nin karbon ayak izinde 21.428<br />
adet ağacın bir senede absorbe edeceği karbondioksit miktarı kadar tasarruf<br />
sağlanmış oldu.<br />
Türkiye şarap ihracatına odaklanacak<br />
Dünyanın en büyük üzüm üreticilerinden olan Türkiye’nin şarap<br />
ihracatının çok düşük olduğunu belirten Ege Yaş Meyve Sebze<br />
İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, Türkiye’de<br />
şarap ihracatının gelişime açık bir sektör olduğunu kaydetti. Fransa’nın<br />
yıllık 15 milyar dolar şarap ihracatı yaptığını, Türkiye’den çok daha<br />
küçük olan Şili’nin şarap ihracatından yıllık 2 milyar Avro gelir elde<br />
ettiğini anlatan Uçak, “Türkiye’de şarap üretilen 120 farklı üzüm çeşidi<br />
var. Bu sektöre destek olduğumuz takdirde günümüzde 10 milyon<br />
dolar seviyesinde olan ihracatını milyar dolar mertebesine kısa sürede<br />
çıkarabiliriz. İzmir’de özellikle Urla ve çevresinde şarap sektörü ile ilgili<br />
bir ekosistem oluştu. Bu ekosistem ilerleyen dönemde ihracatımızın<br />
hızlı bir artış göstermesini sağlayacak” şeklinde konuştu.
96<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gustonun yorumu<br />
Reha Tartıcı<br />
Gastronomi Yazarı<br />
Ataşehir’de ezber bozan Bob Barbecue<br />
Moda’da küçücük bir dükkandı. İddiası en iyi hamburgeri yapmaktı.<br />
Ünü ve lezzeti kısa zamanda tüm İstanbul’a yayıldı. Kimin canı iyi<br />
hamburger istese ilk akla gelen isimlerden biri oldu. Haliyle bu<br />
küçücük dükkan yetmez oldu. BOB Burger büyümek için hemen<br />
yanı başındaki komşusunun binasını kiralamak istedi. Kendisi de<br />
uzun zamandır yeme içme sektöründe olan bina sahibi bu kiralama<br />
sürecinde BOB Burger’e ortak oldu. İki işletmeci bir araya gelince<br />
ortaya çıkan sinerji yeni yatırımlara ilham olup Ataşehir BOB hayata<br />
geçirilmiş.<br />
Burada konsept biraz değişmiş. Burgerden biraz uzaklaşılmış ama<br />
hala menüde burger çeşitleri mevcut. Aslında menü biraz daha<br />
et ağırlıklı hala gelmiş. Ama mevcut steakhouse ve etçilerden de<br />
farklılaşan bir dokunuşla bonfileyi lezzet severlerle buluşturmuş.<br />
Bu sihirli dokunuş size masanızda mangal keyfi yaşatıyor desem<br />
çok da abartmış olmam. Ama tek bir farkla bu mangalın kömürü<br />
ve dumanı yok. Etinizi sipariş verdikten sonra masaya 400 dereceye<br />
kadar ısıtılmış bir taş geliyor. Tabii ki bu taşla birlikte bonfileniz,<br />
taze sebzeler ve hellim peyniri de masanızdaki yerini alıyor. 400<br />
derecedeki taşın üzerinde, suyunu ve özelliğini kaybetmeden hızla<br />
pişen bonfileyi damak zevkinize göre kendiniz pişiriyorsunuz.<br />
Özellikle mangal severler için keyifli ve lezzetli bir deneyim olduğunu<br />
söyleyebilirim.<br />
BOB Ataşehir’e gelirseniz sadece taşta bonfile değil mutlaka<br />
hamburger ve sosis çeşitlerini de deneyin. Bu nedenle siparişinizi<br />
ortaya paylaşımlık olarak vermenizi öneririm. Böylece menüdeki<br />
farklı seçenekleri deneme şansı yakalayabilirsiniz.
İtalyan ve Fransız lezzetleri Nişantaşı’nın yeni yüzü<br />
Mandolini’de…<br />
Mandolini 2019’un hemen başında kapılarını açan çiçeği burnunda bir işletme. Nişantaşı’nın en işlek caddelerinden Teşvikiye Caddesi’nde<br />
City’s Alışveriş Merkezi’nin tam karşısında. Konum olarak oldukça hareketli bir noktada olmasına rağmen kapısından içeri girip arkadaki<br />
bahçeye çıktığınızda adeta boyut değiştiriyorsunuz. Tarihi bina ve ağaçların gölgesindeki bahçe bahar ve yaz ayları için ideal. İçerisi oldukça<br />
sade ama bir o kadarda şık. İşletme sahipleri Mehmet Selim Baki ve eşi Yeliz Baki Mandolini’yi birlikte hayata geçirirken iç mekan tasarımı ve<br />
dekorasyonu, aynı zamanda mimar olan Mehmet Bey ve Musa Samastı’ya bırakmışlar. Mekanda misafirlere huzur veren sadelik ve şıklığın<br />
uyumunda bu ikilinin imzası var. Mutfağın başında ödüllü şef Hakan Özfırıncı bulunuyor.<br />
Klasik İtalyan ve Fransız lezzetlerinin yorumlanarak uyum içinde bir araya getirilmesi ile oluşturulan menüde oldukça lezzetli alternatifler<br />
bulabiliyorsunuz. Paylaşımlıklar kategorisinden “Üç Mantarlı Arancini” ve “Steak Tartar Crostini”yi denemenizi öneririm. Tabii ki makarna ve<br />
risotto alternatiflerini de göz ardı etmemelisiniz. Ama pizzalara gelince özel bir notum var. “Beyaz Rüya” isimli pizzanın mutlaka ama mutlaka<br />
tadına bakmalısınız. Eğer canınız et yemek isterse “Ağır Ateşte Dana Kaburga” pişman olmayacağınız bir seçim olabilir. Önümüz yaz hem<br />
şehrin kalbinde olup, hem de şehrin gürültü ve keşmekeşinden kaçmak isteyenler için Mandolini’nin bahçesi adeta biçilmiş kaftan.
hotel restaurant<br />
98 & hi-tech<br />
yeni mekan<br />
Tam bir Amerikan rüyası<br />
Rustyfork<br />
Etiler’de açılan, yemekleri, dekoru, sunumları kendine özgü ruhu ve karakteriyle dikkat çeken<br />
Rustyfork, ünlü şef Murat Bozok’un danışmanlığında hazırlanan, biraz Texas, biraz Louisiana<br />
etkisindeki Amerikan konseptli dünyasını keşfe davet ediyor…<br />
İstanbul Etiler’de açılan “Rustyfork”, gastronomi<br />
dünyasının önde gelen isimlerinden ünlü şef<br />
Murat Bozok’un danışmanlığında hazırlanan,<br />
Louisiana ve Texas’ın en çarpıcı lezzetleri başta<br />
olmak üzere Amerikan mutfağı odaklı menüsü, fark<br />
ortaya koyan dekoru ve özgün konsepti ile Rustyfork<br />
dikkat çekiyor.<br />
Amerikan konseptinin en iştah kabartan adresi<br />
Amerikan mutfağının çarpıcı tatlarını, özgün<br />
yorumlarla sunan Rustyfork menüsünde, her<br />
damak tadına uygun, başlangıçlar, çorbalar,<br />
salatalar, eşlikçiler, soslar ve dipler, ana yemekler,<br />
tatlılar ile zengin alternatifler yer alıyor.
Çorbalardan New England kum<br />
midyesi çorbası Clam Chowder,<br />
başlangıçlardan patates<br />
kızartması, aioli ve bourbon bbq<br />
sos eşliğinde cajun baharatlarla<br />
panelenmiş karides Southern<br />
Fried Shrimp, ana yemeklerden<br />
kızarmış bebek patates ve salata<br />
yanında aromatik tereyağıyla<br />
lezzetlendirilmiş dry - aged<br />
dana pirzola Cowboy Steak,<br />
ballı, hardallı patates püresi<br />
eşliğinde tütsülenmiş dana<br />
sosis Smoked Texas Sausage,<br />
milföy kaplı, kremalı sotelenmiş<br />
tavuk ve sebzeler Chicken<br />
Pot Pie, patates kızartması ve<br />
coleslawla beraber servis edilen<br />
barbekü soslu Baby Back Ribs,<br />
coleslaw, mısır ekmeği, baked<br />
bean, mac & cheese ile beraber<br />
tütsülenmiş dana brisket<br />
Smoked Beef Brisket gibi, her<br />
biri özel reçetelerle hazırlanan,<br />
oldukça karakteristik tatlar yer<br />
alıyor. Colelaw, mısır ekmeği,<br />
baked bean, mac & cheese<br />
eşliğinde tütsülenmiş dana<br />
brisket, kaburga ve sosis bir<br />
arada servis edilen Smokehouse<br />
Combo ise her lezzetin tadını<br />
doyasıya çıkarmak isteyenlerin<br />
favorisi…<br />
Çarpıcı mimari, özgün<br />
dekorasyon<br />
Rustik mimarinin en temel<br />
öğeleri olan ahşap, taş, tuğla<br />
gibi detayların yoğun kullanımı<br />
Mekanın dekorasyonunda öne<br />
çıkarken, mekana dinamizm<br />
ve güçlü bir hava katan metal<br />
dokunuşlar da, kafes detayları,<br />
aydınlatmalar, dolaplar gibi<br />
materyallerde kendini gösteriyor.<br />
Mekana özel çizimler ise sanatçı<br />
Birim Erol tarafından tasarlandı.<br />
Ahşap üzerine çizilmiş, baskı<br />
efektli boğa resmi, adeta<br />
yerinden çıkıp gitarıyla şarkılar<br />
söyleyecek gibi duran, tuğla<br />
duvar üstü, yağlı boya efektli B.B.<br />
King’in resmi kadar mekanın<br />
panellerini süsleyen cigarbox<br />
gitarlar da mekanın çarpıcı<br />
detayları olarak öne çıkıyor. İki<br />
katlı mekanın üst bölümünde<br />
özel günler için ayrı bir bölüm,<br />
arka bölümünde ise büyük bir<br />
bahçe bulunuyor.
100<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
Ordu Fatsa’daki<br />
lezzet durağınız<br />
Bolaman Park <strong>Restaurant</strong>...<br />
Bir mekan düşünün; Karadeniz’in tüm güzelliğini denize<br />
sıfır eşsiz şehir manzarasıyla seyre sunan... Üstelik de bu<br />
ayrıcalığı yöreselden moderne başarılı füzyon mutfağıyla<br />
yaşatan... Ordu Fatsa’nın gözde lezzet adresi Bolaman<br />
Park <strong>Restaurant</strong>, ayrıcalıklı konumu ve menüsüyle damak<br />
severleri ağırlamaya devam ediyor...<br />
Karadeniz’in tüm güzelliğini<br />
panoromik, denize sıfır eşsiz şehir<br />
manzarasıyla seyre sunan Bolaman<br />
Park <strong>Restaurant</strong>, Yeşim Torluoğlu’nun<br />
konsept danışmanlığında lezzet severleri<br />
ağırlamaya devam ediyor. Ordu’nun<br />
Fatsa ilçesinde Eylül 2018’den bu<br />
yana hizmet veren restoran, ayrıcalıklı<br />
menüsüyle her damak tadına hitap eden<br />
özel bir mekan.<br />
Mutfağı ödüllü şeflere emanet!<br />
Çok kısa bir zamanda şehrin yerlisi<br />
gibi bölgeyi turistik amaçlı ziyaret eden<br />
yabancı turistlerin de uğrak noktası<br />
haline gelen mekanın bu başarısında<br />
ödüllü şeflerin payı büyük. Türk ve<br />
dünya mutfağı kadar enfes steak<br />
sunumlarıyla da iddiasını koruyan<br />
mekan, ödüllü şefler Kenan Dipköy ve<br />
Eren Doğan yönetiminde vazgeçilmez bir<br />
lezzet noktası olurken, restoran kendi<br />
üretimleri olan ürünlerin yer aldığı yerel<br />
marketiyle de iyi bir alışveriş alternatifi.<br />
Bolaman Park’ın<br />
deneyimli şefleri Kenan<br />
Dipköy ve Eren Doğan,<br />
Antalya’da düzenlenen<br />
Gelenekten Geleceğe<br />
Yemek Yarışmasında<br />
Mürdüm Eriği Soslu Kuzu<br />
Küşleme ve Balkabağı<br />
Dondurmalı Fındık<br />
Suflesiyle dördüncülük<br />
elde eden şefler, geçtiğimiz<br />
yıl düzenlenen ulusal<br />
yarışmalarda da birincilik<br />
ödülü almaya hak<br />
kazanmışlardı.
Alaçatı’nın Limon’u yeni sezona hazır<br />
Her yıl olduğu gibi bu yıl da yaz sezonunu dolu dolu karşılamaya hazırlanan<br />
Alaçatı’nın gözde mekanı Limon Köyiçi yeni sezona hızlı bir giriş yaptı. Yazın<br />
sıcak günlerinde gün boyu Çeşme plajlarının keyfini çıkardıktan sonra hareketli<br />
akşamlara geçiş yapmak için en çok tercih edilen mekanlar arasındaki yerini<br />
koruyan Limon Köyiçi, misafirlerine yaşattığı lezzet şölenleriyle de adından söz<br />
ettiriyor. Turgay Işık, Hasan Başkaya ve Yasin Becek işbirliğiyle 2019 yazı için<br />
hazırladığı menüde her bir yemeğin hikayesi bulunan Limon Köyiçi’nin mutfağı ise<br />
Şef Eyüp Gül’e emanet olacak.<br />
Chobani CEO’su Ulukaya’yı<br />
onurlandıran ödül<br />
ABD’nin en hızlı büyüyen gıda şirketlerinden Chobani’nin kurucusu ve CEO’su<br />
Türk iş adamı Hamdi Ulukaya, iş dünyasının Nobel’i Oslo Business for Peace<br />
Ödülü’ne layık görülen 3 liderden biri oldu. Ödül, şirket başarılarının vazgeçilmez<br />
bir unsuru olarak sosyal ve çevresel etki oluşturmayı kendilerine amaç edinmiş,<br />
etik ve sorumlu iş yapmanın öneminin savunucusu ve bu anlamda olağanüstü<br />
örneklere imza atarak çevrelerine ilham veren iş dünyası liderlerine veriliyor.<br />
Türkiye “En Çok Şekerli İçecek<br />
Tüketen Ülkeler Arasında”<br />
Dünyadaki şekerli içecek tüketimine yönelik yapılan araştırmayı inceleyen<br />
Ajans Press’in Euromonitor International verilerinden ve medya<br />
yansımalarından derlediği bilgilere göre, küresel yıllık meşrubat tüketimi<br />
kişi başına ortalama 91,1 litre olarak görüldü. Bu rakamın yıllar içinde arttığı<br />
saptanırken, 2013 yılındaki meşrubat tüketiminin kişi başına ortalama 84,1<br />
litre olduğu saptandı. Dünyadaki en fazla şekerli içecek tüketen ülkeler<br />
de açıklanırken, Türkiye’nin yıllık kişi başına 160,6 litre ile en fazla şekerli<br />
içecek tüketen ülkeler arasında yer aldığı gözlendi. Bununla birlikte en fazla<br />
şekerli içecek tüketiminin Çin’de olduğu kaydedilirken, yıllık kişi başına<br />
tüketim miktarının 410,7 litre olduğu tespit edildi. Böylelikle Çin’deki kişi<br />
başına meşrubat tüketiminin günde bir litreden fazla olması dikkatlerden<br />
kaçmadı. Çin’i takip eden ülkeler ise sırasıyla, ABD, İspanya, Suudi<br />
Arabistan, Arjantin, Nijerya, Japonya, İngiltere, Türkiye ve Brezilya oldu.<br />
Kitchenette menüsü sürpriz<br />
tatlarla yenilendi<br />
Mevsimsel ve taze lezzetleriyle yemek tutkunlarına yeni tatlar<br />
deneyimleten Kitchenette, zenginleşen yepyeni menüsünü “Birlikte<br />
Daha Güzel” sloganıyla misafirleriyle paylaşıyor.<br />
Dünya mutfaklarından farklı lezzetleri yorumlayarak misafirleri ile<br />
buluşturan Kitchenette’in yenilenen menüsünün başlangıçlarında yer<br />
alan tereyağlı çörek Patty, kıymalı ve sebzeli olarak iki farklı seçenekte<br />
sunuluyor. Menüde öne çıkan bir diğer yenilik ise otlu ve kaburga etli<br />
alternatifleri ile sunulan Fransız mutfağının sevilen lezzeti Galette. Tatlı<br />
menüsü ile de her zaman iddialı olan Kitchenette, Limon Mereng Tart<br />
ve Çikolatalı Sufle ile tatlı severlerin gönlünü fethediyor.
102<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
İşin uzmanlarından<br />
Loco de Pera…<br />
Geçmişten günümüze, İstanbul’un en özel semtlerinden Pera,<br />
“Passage de Petit Champs” binasında kapılarını açan Loco de Pera ile<br />
yepyeni bir tada, benzersiz bir keyfe kavuşuyor!
Miksoloji alanında sahip olduğu<br />
uzmanlıkla, uzun zamandır<br />
hayalini kurduğu mekan<br />
işletmeciliğini de bünyesine katan<br />
Loco Entertainment Group, 200 yıllık<br />
tarihi Fransız Pasajı “Passage de<br />
Petit Champs” binasında açtığı Loco<br />
de Pera’da kaliteli eğlence anlayışını<br />
yaşatırken, bu eğlenceye keyif katan<br />
lezzetleri de özenle sunuyor. Şehrin<br />
ritmine, yeni bir renk, heyecan ve<br />
dinamizm katan Loco de Pera,<br />
Tabanlıoğlu Mimarlık’ın sunduğu<br />
mimari tasarım çerçevesinde, toprak<br />
tonları ve gold yansımaların ağırlıkta<br />
olduğu, modern, şık, ilham veren<br />
dekorasyonuyla oldukça sıcak ve de<br />
seçkin bir atmosfer sergiliyor.<br />
Yapısı ve mimarisi itibariyle herkesin<br />
birbiriyle keyifle sohbet ettiği,<br />
sosyalleştiği bu oval bar, en lezzetli<br />
kokteylleri yudumlamak, eğlenceli bar<br />
şovlarını izlemek ve tadı damaklarda<br />
iz bırakan yemekleri tatmak için de<br />
oldukça konforlu bir alan sağlıyor.<br />
Şef İsmet Saz danışmanlığında<br />
Miksoloji kokteylleri ve bar tasarımıyla<br />
öne çıkan mekanın konsepti gastrobar<br />
anlayışı üzerine kurulu... Benzersiz<br />
kokteyller ve seçkin içkilerin tadıyla<br />
uyum sağlayan tapas tarzı yemekler<br />
sunan Loco de Pera lezzetinin ardında<br />
da, alanında önde gelen ve oldukça<br />
tecrübeli bir isim öne çıkıyor;<br />
ünlü şef İsmet Saz…<br />
İsmet Saz danışmanlığında hazırlanan<br />
Loco de Pera menüsü, Taze Taze Salata,<br />
Alt Tarafı Ekmek, Bir Lokma, İnceden<br />
Doyalım, Biraz Ordan Biraz Burdan,<br />
Yudumlarken etaplarından oluşuyor.<br />
Çıtır kinoa, avokado, edamame, vinegret<br />
sos ile lezzetlenen Chia ve Izgara Kabak<br />
Salatası, rezene, kereviz, havuç, lahana,<br />
yer fıstığı, susam, ballı vinegret sos<br />
ile harmanlanan Kök Sebze Salatası,<br />
Somon Tataki, süzme yoğurtlu tahin<br />
sos eşliğinde Falafel, kapari ve aioli<br />
soslu Enginar Kalbi, Urfa biberiyle<br />
yepyeni bir yoruma kavuşan Karides,<br />
Cheddar, biberiye, aioli ile hazırlanan<br />
Mini Burgers, tatlı – acı sos ve blue<br />
cheese’le servis edilen Tavuk Kanatları<br />
gibi lezzetler Loco de Pera menüsünde<br />
her damak tarzına dokunan seçenekler<br />
arasında yer alıyor.<br />
Bireysel ve kurumsal etkinlikler için;<br />
Loco Atelier<br />
Mekanın sundukları bununla da<br />
bitmiyor; kendi organizasyonunu,<br />
davetini, partisini veya workshopını,<br />
uzmanların önderliğinde<br />
gerçekleştirmek isteyenleri de Loco<br />
Atelier’de ağırlıyor. Mekanın kapısından<br />
girer girmez hemen sağ tarafta yer<br />
alan Loco Atelier, mimari tasarımı ile<br />
özel, VIP bir alan konumlandırmasına<br />
sahip; bu da bireysel ya da kurumsal<br />
etkinliklerin kolaylıkla yönetilmesine<br />
olanak sağlıyor.
104<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
Happy Moon’s Grup’tan yeni marka<br />
Bob’s Kitchen<br />
Türkiye’de büyük porsiyonları, uygun fiyata, konforlu ortamlarda sunmayı ve lüksü erişilebilir<br />
hale dönüştürmeyi ilke edinen Happy Moon’s, lezzet severleri dünya mutfağından seçenekler<br />
ile buluşturacak ve food courtlarda servis verecek yeni markası<br />
Bob’s Kitchen’i açtı.<br />
20 yıldır bilgi ve deneyimle sektöründe<br />
ilkleri gerçekleştiren Happy Moon’s<br />
Grup, ailesine yeni bir marka kattı.<br />
İlk şubesi Zorlu AVM food court katında<br />
açılan Bob’s Kitchen, yemek yerken<br />
hem doyuruculuk hem de uygun fiyata<br />
lezzet arayanlara Dünya mutfağından<br />
seçeneklerle hazırlanan menüsü ile<br />
cevap verecek. Food Courtlarda porselen<br />
tabaklar ile zengin menüsünü servis<br />
verecek olan mekan her gün farklı yemek<br />
arayanların uğrak yeri olmaya aday.<br />
Türkiye genelinde büyümesi planlanıyor<br />
Happy Moon’s Grup olarak halen İstanbul,<br />
Ankara, İzmir, Mersin, Bursa ve Antalya’da<br />
25 mağazasıyla hizmet verdiklerini ve<br />
Happy Moon’s markasının konsepti<br />
gereği büyümesini daha organize, daha<br />
yavaş yaptıklarını ancak yeni konseptleri<br />
mekan ile çok daha hızlı şekilde büyümeyi<br />
hedeflediklerini dile getiren Happy Moon’s<br />
Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin<br />
Aymutlu; “Türkiye’de food courtları<br />
uzun süredir gözlemlemekteydim. Bu<br />
alanlarda restoran şeklinde servis vererek,<br />
birçok farklı mutfaktan lezzeti bir arada<br />
sunabilen marka konusunda bir eksiklik<br />
olduğunu, müşterilerin ise her gün aynı<br />
yemekleri tercih etmek yerine farklı<br />
alternatif arayışında olduğunu gördüm.<br />
Bu açığı kapatmak üzere neler yapabiliriz<br />
düşüncesiyle, uzun değerlendirme<br />
ve araştırma süreçleri sonunda yeni<br />
markamızı oluşturmaya karar verdik.<br />
Şimdilerde ise bu çalışmalarımızın meyvesi<br />
olarak ilk şubemizi Türkiye’nin sayılı<br />
avm’lerinden biri olan Zorlu AVM ‘de açmış<br />
olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.<br />
Happy Moon’s ile edindiğimiz tecrübemizi,<br />
müşteri ihtiyaç ve beklentilerini iyi analiz<br />
ederek yeni markamıza yansıtmayı<br />
planlıyoruz. Bunun müşteri tarafına da bu<br />
şekilde yansımasını bekliyor ve istiyoruz.”<br />
diyerek markanın kuruluş amacını ifade<br />
etti.
Günaydın<br />
Yepyeni konseptiyle Suadiye’de<br />
Türkiye’nin et konusundaki en iddialı restoranı Günaydın,<br />
yeni şubesi Suadiye ile markanın gelişime açık, yenilikçi ve<br />
dinamik yapısını ortaya koyuyor.<br />
Türkiye’de 45 restoranıyla etin en<br />
güvenilir adresi olan Günaydın, Steak<br />
& Smokehouse konseptinde açılan<br />
Suadiye şubesinde misafirlerini ağırlamaya<br />
başladı. Günaydın Suadiye, modern<br />
unsurlarla tasarlanan dekorasyonunun<br />
yanı geniş barı ve girişte bulunan kasap<br />
reyonu ile de misafirlerine zengin bir<br />
konsept sunuyor.<br />
Smoke pişirme tekniği uygulanıyor<br />
Yeni konsepte ismini veren ve ilk kez<br />
bu şubede uygulanan smoke pişirme<br />
tekniği Günaydın’ın et konusundaki<br />
uzmanlığının altını da bir kez daha çiziyor.<br />
Smoke yönteminde; etlerin aroması<br />
yüksek saf meşe ve kiraz odunu ile 5 saat<br />
tütsülendikten sonra 5 saat daha pişiriliyor<br />
ve bu şekilde aroması artırılıyor. Bunun<br />
yanı sıra yine ilk defa Suadiye şubesinde<br />
uygulanan ızgara sistemi sayesinde<br />
ateşin seviyesi kontrol edilebiliyor ve etin<br />
pişirilme derecesi damak zevkine göre<br />
ayarlanabiliyor. Mekan; Brisket, Assado,<br />
Dallas Steak, Beef Fillet Tagliata, New York<br />
Steak, T-Bone Steak, Porterhouse Steak ve<br />
Kuzu Kafes gibi imza yemekleriyle bir kez<br />
daha farkını ortaya koyuyor.<br />
200 kişi kapasiteli<br />
Steak & Smokehouse konseptiyle hizmet<br />
veren Suadiye şubesi; yaklaşık 200 kişilik<br />
kapasitesiyle aile yemeklerinden özel gün<br />
organizasyonlarına, maç heyecanından<br />
iş yemeklerine kadar farklı buluşmalara<br />
ev sahipliği yapıyor. Haftanın belirli<br />
günlerinde DJ performansı da Günaydın<br />
buluşmalarına eşlik ediyor. Kasap<br />
reyonundan çiğ et satışının da gerçekleştiği<br />
şube, paket servis hizmeti ile de zengin<br />
menüsünü evlere taşıyor.<br />
“Etin Profesörü” olarak<br />
anılan Cüneyt Asan, “Yurt<br />
dışı yatırımlarımızın<br />
yanı sıra Türkiye’de<br />
de yatırımlarımıza<br />
devam ediyoruz. Yeni<br />
şubemiz Suadiye’de<br />
yepyeni bir konsept olan<br />
Steak & Smokehouse’u<br />
misafirlerimizle<br />
buluşuyoruz. Yeni<br />
adresimizde markanın<br />
gelişime açık, yenilikçi<br />
ve dinamik yapısını<br />
yansıtmaya çalıştık.<br />
Modernleşen marka<br />
kimliğimizle daha fazla<br />
noktada Günaydın kalitesi<br />
ile misafirlerimize kusursuz<br />
hizmet sunabilmek için<br />
çalışmaya ve kendimizi<br />
yenilemeye devam<br />
edeceğiz.” diyor.
hotel restaurant<br />
106 & hi-tech<br />
hijyen<br />
Diversey,<br />
TASKI Intellibot’u beğeniye sundu<br />
Dünyaca ünlü hijyen devi<br />
Diversey, küresel alanda<br />
yürüttüğü en büyük<br />
AR-GE projesi olan yeni<br />
nesil akıllı temizlik robotu<br />
TASKI Intellibot’u<br />
FM Expo Fuarı’nda<br />
tanıttı.<br />
Bina bakımından, profesyonel<br />
çamaşırhane ve endüstriyel mutfak<br />
hijyenine kadar pek çok alanda,<br />
geleceğe yönelik temizlik ve hijyen<br />
teknolojileri ve danışmanlık hizmetleriyle<br />
sektöre profesyonel çözümler sunan<br />
dünya hijyen devi Diversey, yeni nesil<br />
temizlik robotunu Türkiye’de ilk kez FM<br />
Expo Fuarı’nda tanıttı. Diversey’in ortaya<br />
koyduğu “temizliğin interneti” (IoC)<br />
kavramının en gelişmiş ürünlerinden<br />
biri olan TASKI Intellibot, ziyaretçiler<br />
tarafından büyük ilgiyle karşılanarak<br />
fuarın gözdesi oldu.<br />
Gece dahil günün her saati kendi<br />
kendine temizlik<br />
Nesnelerin interneti aracılığıyla, gece<br />
dahil günün her saati kendi kendine<br />
temizlik yapabilen robot, ses dalgalarını<br />
kullanarak alanı haritalandırabiliyor ve<br />
geniş alanların zemin temizliğini, zaman,<br />
enerji ve iş gücü verimliliği sağlayarak<br />
yapıyor. Diversey’in küresel alanda<br />
yürüttüğü en büyük AR-GE projesi olan<br />
TASKI Intellibot, havaalanı, AVM, hastane,<br />
spor salonu, fabrika ve otellerin zemin<br />
temizliği için kullanılıyor.<br />
Mevcut iş gücünün başka amaçlar için<br />
kullanılabilmesine olanak sağlayarak<br />
verimliliği artırmaya yardımcı olan<br />
yeni nesil temizlik robotu, sahip<br />
olduğu patentli IntelliFlow akıllı dozaj<br />
solüsyon sistemi ile su ve kimyasal ürün<br />
kullanımında da %76 oranında tasarruf<br />
sağlayabiliyor. IntelliTrak sistemi ile<br />
uzaktan makineye bağlanıp problemi<br />
görme ve çözme yanısıra yazılım<br />
güncelleme yapılabilen ve data bazlı<br />
çalışma raporu hazırlayarak yönetici ve<br />
kullanıcıya anında bilgi aktarabilen robot,<br />
firmaların verimlilik kontrolünü her an<br />
elinde tutmasını sağlıyor.
hotel restaurant<br />
108 & hi-tech<br />
hijyen<br />
Eczacıbaşı Profesyonel inovatif ürünleriyle<br />
Interclean İstanbul’a katıldı<br />
Interclean İstanbul Fuarı’nda inovatif<br />
ürünlerini katılımcılarla buluşturan<br />
Eczacıbaşı Profesyonel,<br />
Türkiye’nin sınırlarını aşarak,<br />
uluslararası bir oyuncu olma<br />
yolunda ilerliyor.<br />
Eczacıbaşı Topluluğu’nun dört<br />
ana grubundan biri olan Tüketim<br />
Ürünleri Grubu çatısı altında<br />
faaliyet gösteren Eczacıbaşı Profesyonel,<br />
ürün ve hizmetleri ile 5 bini turizm<br />
sektöründe olmak üzere 11 bin işletmeye<br />
çözüm sağlıyor. Yeni pazarlar hedefiyle<br />
çalışmalarını sürdüren Eczacıbaşı<br />
Profesyonel, yenilikçi ürünlerini 10-<br />
12 Nisan tarihlerinde İstanbul Kongre<br />
Merkezi’nde gerçekleşen Interclean<br />
İstanbul Fuarı’nda Türkiye, Ortadoğu<br />
ve Kuzey Afrika bölgelerinden katılım<br />
sağlayan sektör temsilcilerine tanıttı.<br />
Hedef pazarlar bir araya geliyor<br />
Türkiye’de gerçekleşen önemli<br />
fuarlarda ürünlerini müşterileriyle<br />
buluşturduklarını belirten EP Eczacıbaşı<br />
Profesyonel İş Birim Direktörü Ömer<br />
Koç, “Fuarlar hem inovatif ürünlerimizin<br />
tanıtımını yapmak hem de sektör<br />
temsilcileriyle bir araya gelmemiz<br />
açısından önem taşıyor. Bu fuarda<br />
Selpak Professional, Maratem ve Dispo<br />
markalarımız altında bulunan Antimic,<br />
Duo, Bio, Taşınabilir Dispenser, Touch<br />
ve Wave Dispenser ailesi, Selpak<br />
Professional Premium ve Extra serileri,<br />
Geri Dönüşümlü ürün ailesi ile fark<br />
yarattığımıza inanıyoruz. Eczacıbaşı<br />
Profesyonel olarak gündemimizdeki en<br />
önemli konuların başında uluslararası<br />
pazarlardaki varlığımızı güçlendirmek<br />
var” dedi. Ev dışı tüketim pazarında<br />
büyümeyi sürdürdüklerini aktaran Ömer<br />
Koç, profesyonel temizlik kimyasalları<br />
alanında 2019 yılı sonunda ihracat ağını<br />
geliştirmeyi hedeflediklerini vurguladı.<br />
Geri dönüşüm sektörün odak noktası<br />
olmalı<br />
Geri dönüşümlü kağıt ürünlerin<br />
kullanımını yaygınlaştırmayı<br />
hedeflediklerini aktaran Ömer Koç,<br />
“Ev dışı tüketim sektöründe dünya geri<br />
dönüşümlü malzemeye geçiş yapıyor.<br />
Biz de doğaya olan sorumluluğumuz<br />
gereği daha az enerji ve daha az su<br />
harcanarak üretilen ürünlerimizi çevreye<br />
duyarlı işletmeler sunuyoruz. Ev dışı<br />
tüketim sektörünün odak noktasının<br />
sürdürülebilirlik olması gerektiğine<br />
inanıyoruz. Selpak Professional Geri<br />
Dönüşümlü seri ile işletmelere çevreci<br />
çözüm sunuyoruz” dedi.<br />
EP Akademi eğitimi sektör<br />
profesyonellerini bilinçlendirdi<br />
Fuarın ikinci gününde ise Eczacıbaşı<br />
Profesyonel Akademi tarafından<br />
sektör profesyonellerine yönelik<br />
“Hijyende Mükemmellik” semineri<br />
gerçekleşti. Eczacıbaşı Profesyonel<br />
Akademi Yöneticisi Pınar Günenç’in<br />
hijyende mükemmelliğe ulaşmak için<br />
sektörde uygulanan yöntemleri anlattığı<br />
seminerde, Türkiye ve dünyadan da<br />
örneklere yer verildi. Pınar Günenç,<br />
doğru temizlik ürünlerinin kullanımı ile<br />
kimyasal ve sudan tasarruf sağlanırken<br />
zamanı verimli yönetmenin mümkün<br />
olabildiğinin altı çizdi. Eczacıbaşı<br />
Profesyonel tarafından gerçekleştirilen<br />
araştırma sonuçlarına da değinen<br />
Pınar Günenç “Tüketicilerin yüzde 68’i<br />
dışarıda yemek yiyeceği mekanı temizlik<br />
kriterine göre seçiyor. Ev dışında yemek<br />
yemeyi tercih edenlerin yüzde 58’i ise<br />
temiz bulmadığı restorana bir daha<br />
gitmiyor. Tüketicilerin yüzde 95’i mekan<br />
kalitesini tuvalet temizliği ile tanımlıyor.<br />
Söz konusu rakamlardan anlaşılıyor ki,<br />
işletme hijyeni tüketici davranışlarını<br />
doğrudan etkiliyor” dedi. Doğru<br />
temizlik uygulamalarının işletmelerde<br />
benimsenmesi için nitelikli iş gücünün<br />
artırılması gerektiği vurgulayan Pınar<br />
Günenç, Uzaktan Eğitim uygulaması<br />
ile eğitim seviyesinin artırılabileceğini<br />
aktardı. Günenç, doğa dostu ürünlerin<br />
kullanılması gerekliliğine de dikkat çekti.
hotel restaurant<br />
110 & hi-tech<br />
hotel-tech<br />
Mitsubishi Electric<br />
üniversitelilerle buluştu<br />
Mitsubishi Electric, Yalova Üniversitesi İşletme ve<br />
Ekonomi Kulübü tarafından düzenlenen<br />
“APEX’19”da öğrencilerle buluştu.<br />
Üstün teknolojisi, çevreci yaklaşımı<br />
ve pek çok farklı sektöre yönelik<br />
yüksek kaliteye sahip inovatif<br />
ürünleri ile tanınan Mitsubishi Electric,<br />
Yalova Üniversitesi öğrencileriyle bir<br />
araya geldi. Yalova Üniversitesi İşletme<br />
ve Ekonomi Kulübü Başkanı Selin Kılıç ve<br />
kulüp üyelerinin öncülüğünde düzenlenen<br />
“APEX’19” etkinliğine farklı sektörlerden<br />
alanında uzman konuklar katıldı.<br />
Etkinlikte “Marka İletişiminin Püf<br />
Noktaları ve Geleceğin Pazarlama ve<br />
Marka Yöneticilerine Öneriler” başlıklı bir<br />
sunum gerçekleştiren Mitsubishi Electric<br />
Türkiye Reklam ve Halkla İlişkiler Takım<br />
Lideri Savaş Ceneviz; satış, pazarlama<br />
ve marka yönetimi departmanlarının<br />
hizmet kapsamı hakkında bilgi verirken<br />
örnek olaylar üzerinden deneyimlerini<br />
aktardı. İletişimin çok hızlı değişen bir<br />
süreç yönetimi gerektirdiğini belirten<br />
Savaş Ceneviz, dijital dünyada pazarlama<br />
ve marka iletişiminin farklılaşan<br />
dinamiklerine de dikkat çekti.<br />
Ceneviz: “Pazarlama ve marka yönetimi<br />
birbirini tamamlayan birimler”<br />
Pazarlama ve satış kavramlarının<br />
birbirine karışıyor olması nedeniyle<br />
toplumda satış eylemini gerçekleştiren<br />
bireylerin “pazarlamacı” olarak<br />
adlandırıldıklarını ifade eden Ceneviz,<br />
konuyla ilgili olarak şu açıklamalarda<br />
bulundu; “Pazarlama ve satış birimlerinin<br />
çalışma felsefesi anlamında önemli<br />
farklılıkları bulunuyor. Pazarlama uzun<br />
dönemli stratejiler üzerine faaliyetlerini<br />
kurgularken, satış daha kısa süreli<br />
stratejiler üzerinden çalışmalarını<br />
gerçekleştiriyor. Pazarlama ve marka<br />
yönetimi ise birbirini tamamlayan<br />
kavramlar olarak öne çıkıyor. Yoğun<br />
rekabet ortamı içerisinde ayakta<br />
kalabilmeyi başarabilen markalar,<br />
tüketicilerin zihninde olumlu izler<br />
bırakabilenler oluyor. Bunun için<br />
de markaların doğru ve uzun vadeli<br />
stratejilerle yönetilmesi ve itibara yatırım<br />
yapılması gerekiyor.”<br />
“Küresel markalar lokal dinamikleri<br />
yakından takip etmeli”<br />
İpek Yolu ticareti ile başlayan<br />
küreselleşmenin beraberinde küresel<br />
markalaşmayı da getirdiğini hatırlatan<br />
Ceneviz, “Küresel markaların lokal<br />
dinamikleri yakından takip etmesi<br />
ve faaliyet gösterdikleri pazarları iyi<br />
analiz edebilmesi oldukça önemli<br />
bir husus. Bulunduğu coğrafyanın<br />
dinamiklerini görmezden gelen<br />
markaların ilgili pazarlarda faaliyetlerini<br />
uzun süreli olarak yürütebilmeleri<br />
neredeyse imkansız hale geliyor. Bu<br />
noktada dünyanın önde gelen küresel<br />
markalarından biri olan Mitsubishi<br />
Electric, 40’dan fazla ülkedeki direkt<br />
operasyonları ile hem genel hem de<br />
faaliyet gösterdiği bölge ve ülkelere<br />
özel iletişim çalışmalarını hassasiyetle<br />
uyguluyor. Biz de markamızın global<br />
stratejilerini ve marka vaatlerini<br />
Türkiye’nin yerel dinamikleri ile<br />
harmanlayarak pazarlama ve marka<br />
iletişimi süreçlerimizi yönetiyoruz”<br />
şeklinde konuştu.<br />
“Konvansiyonel ve dijital pazarlamanın<br />
senkronizasyonu şart”<br />
“Artık dijital platformlarda kısa süreli<br />
çevrim içi olmuyor, çevrim içi yaşıyoruz”<br />
diyen Ceneviz, internetin hızlı bir<br />
şekilde hayatımıza girmesiyle birlikte<br />
iletişim modellerinin de bu düzene göre<br />
şekillenmeye başladığına dikkat çekti.<br />
Konvansiyonel pazarlama stratejileri<br />
geçerliliğini korumaya devam etse de<br />
dijital pazarlama taktikleri ile senkron<br />
içinde olabilmenin önemli bir gereklilik<br />
olduğunu vurgulayan Ceneviz, “Markalar<br />
gerek konvansiyonel gerekse dijital<br />
iletişimi birbirlerini tamamlayan ve<br />
birbirleriyle kolay uyumlu hale gelen<br />
bir yapıya getirmeliler. Bu noktada<br />
yeni neslin de dünyayı yakından takip<br />
etmesi ve gerek bölgesel gerekse<br />
lokal yenilikleri izleyerek bilgilerini<br />
güncellemeleri oldukça önemli.<br />
Dijitalleşmeyle birlikte giderek<br />
entegrasyonu artan bir iletişim sürecinde<br />
Vietnam’daki bir birey ile Norveç’deki<br />
bir bireyin gelişmelere neredeyse aynı<br />
anda erişebilmesi mümkün. Geldiğimiz<br />
noktada iletişim süreçlerine paralel<br />
olarak markaların üretim süreçlerinin<br />
de giderek dijitalleştiğini söyleyebiliriz.<br />
Markamız Mitsubishi Electric’in robot<br />
teknolojileri, Sanayi 4.0’a yanıtı olan<br />
e-F@ctory uygulamaları ve yapay zeka<br />
altyapısına sahip klimaları giderek<br />
dijitalleşen üretim süreçlerine örnek<br />
gösterebileceğimiz teknolojiler arasında<br />
yer alıyor. Dijital dünyada artık pazarlama<br />
birimlerinin bilgi işlem departmanları ile<br />
yakın temasta çalışmaları gerekeceğini<br />
ve çalışanların belki yazılım mühendisi<br />
kadar yoğun bir bilgiye gerek duymasa da<br />
ileri ki süreçte pazarlama otomasyonları<br />
ve yazılımlarına ilişkin fikir sahibi<br />
olmalarının fayda sağlayabileceğini<br />
söylemek mümkün” diyerek sözlerini<br />
tamamladı.
hotel restaurant<br />
112 & hi-tech<br />
hotel-tech<br />
Bir kahve ile binlerce kişinin<br />
kart bilgilerini çaldılar!<br />
Amerika Birleşik Devletleri’nde<br />
ödeme sistemleri sağlayıcısı<br />
NCBP şirketinin 139 müşterisine,<br />
tüketicilerinin kredi kartı bilgilerini çalan<br />
kötü amaçlı bir yazılım bulaşması büyük<br />
bir krize neden oldu. Müşterilerin önemli<br />
bir çoğunluğunun kafe ve restoranlar gibi<br />
günlük hayatta tüketimin fazla olduğu<br />
mekanlar olmasının birçok tüketiciyi zor<br />
durumda bıraktığını belirten Bitdefender<br />
Antivirüs, kötü amaçlı yazılımlara karşı<br />
korunmasız olan finans şirketlerinin<br />
gerekli önlemleri alması gerektiğini<br />
vurguluyor.<br />
21 gün boyunca tüketicilerin bilgilerini<br />
çaldılar<br />
ABD genelindeki perakendecilerin<br />
ödeme sistemleri için hizmet aldıkları<br />
NCBP şirketine yönelik siber saldırının<br />
tam olarak 21 gün sürdüğünü belirten<br />
Bitdefender Antivirüs, siber suçluların,<br />
tüketicilerin adları ve soyadları, kredi<br />
kartı numarası, son kullanma tarihi ve<br />
CVV güvenlik kodu bilgilerini çaldıklarını<br />
açıkladı. Tüketicilerin korunmak<br />
adına hiçbir önlem alamadıkları bu<br />
gibi durumlarda POS cihazı sağlayan<br />
şirketlerin güvenli hizmet verip<br />
veremediğinin bilinememesi de,<br />
öngörülemeyen problemlere yol açıyor.<br />
Bir kahve ile kart bilgileri<br />
siber suçluların elinde<br />
NCBP şirketi, durumun farkına<br />
vardıktan sonra müşterilerini hemen<br />
bilgilendirse de, 21 gün boyunca kahve<br />
içmek ya da yemek yemek için alışveriş<br />
yapan tüketicilerden hangilerinin zarar<br />
gördüğünü belirlemek pek mümkün<br />
gözükmüyor.<br />
ABD’de ödeme<br />
hizmeti sağlayan<br />
NCBP şirketinin<br />
müşterilerinden 139<br />
kafe ve restoranın<br />
sistemine bulaşan<br />
kötü amaçlı yazılım,<br />
21 gün boyunca fark<br />
edilmedi. Dünyada<br />
500 milyondan fazla<br />
kullanıcıyı koruyan<br />
Bitdefender Antivirüs,<br />
ABD’de yaşanan bu<br />
durumun ödeme<br />
sistemini kullanan<br />
müşterileri etkilediğini<br />
ve tüketicilerin kart<br />
bilgilerinin risk altında<br />
olduğunu belirtiyor.<br />
Tüketicilerin durumdan habersiz kaldığını<br />
belirten Bitdefender Antivirüs, POS cihazı<br />
sağlayan şirketin listesinden zarar gören<br />
mekanların incelemesini, hesapların<br />
dikkatlice kontrol edilmesini ve<br />
bankalara durum hakkında bilgi verilmesi<br />
gerektiğini, bilgilerinin çalındığından<br />
şüphelenen tüketicilerin acil olarak<br />
kartlarını iptal etmesi gerektiğini<br />
öneriyor. Banka hesabı için kullanılan<br />
e-posta ve şifre kombinasyonunun<br />
kullanıldığı internet hesaplarının<br />
güncellenmesi de olası bilgi sızıntılarına<br />
karşı ek bir önlem olarak alınabilir.