05.02.2020 Views

Konfeksiyon Teknik February 2020

Konfeksiyon Teknik February 2020

Konfeksiyon Teknik February 2020

SHOW MORE
SHOW LESS

PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!

SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.

ISSN 2148-9246

KYSD’nin

Katkılarıyla

CLOTHING TECHNOLOGY MAGAZINE

ŞUBAT FEBRUARY 2020

www.konfeksiyonteknik.com.tr




REKLAM İNDEKSİ

ADVERTISEMENT

AKBARKOD.........................................Ö.K

ATA İMALAT...........................................23

ÇAĞTEKS...............................................25

DELLA PAPER (MEYDAN)......................9

EMR......................................................A.K

GROZ-BECKERT......................................5

ITM 2020................................................ 41

İHLAS MATBAACILIK............................45

İZER FERMUAR.......................................27

KLEOPATRA........................................... 31

KODDATA..............................................13

KUZULUK KAPLICALARI........................55

ÖZBİLİM........................................Ö.K.İ , 1

POLSAN................................................. 17

SANKO...............................................A.K.İ

TREND ETİKET........................................29

TÜRK BARTER.........................................37

TÜRKİYE HASTANESİ..............................33

TÜYAP İPLİK FUARI................................49

VOLİ TURİZM.......................................... 61

www.konfeksiyonteknik.com.tr


İMTİYAZ SAHİBİ

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA

Publisher

H. Ferruh IŞIK

GENEL MÜDÜR (SORUMLU)

General Manager (Responsible)

Mehmet SÖZTUTAN

mehmet.soztutan@img.com.tr

YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ

News Editor

Ali ERDEM

ali.erdem@img.com.tr

YAYIN KURULU BAŞKANI

Editorial Board Chief

Prof. Dr. Cevza Candan

YAYIN KURULU

Editorial Board

Prof. Dr. Bülent Özipek

Prof. Dr. H. Rıfat Alpay

Prof. Dr. Yalçın Bozkurt

Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş

Prof. Dr. W. Oxenham

Prof. Dr. Emel Önder

Prof. Dr. Yusuf Ulcay

Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner

SÜREKLİ YAZARLAR

Permanent Columnists

Prof. Dr. İsmail KAYA

Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN

Ekrem Hayri PEKER

REKLAM DANIŞMANI

Advertisement Consultant

Ali ERDEM

ali.erdem@img.com.tr

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ

Foreign Relations Manager

Yusuf OKÇU

yusuf.okcu@img.com.tr

TEKNİK MÜDÜR

Technical Manager

Tayfun AYDIN

tayfun.aydin@img.com.tr

GRAFİK & TASARIM

Graphics & Design

Hakan SÖZTUTAN

hakan.soztutan@img.com.tr

ABONE VE DAĞITIM

S u b s cr i pt io n a n d C i rc ul at io n M an ag e r

İsmail ÖZÇELİK

ismail.ozcelik@img.com.tr

AD RES | He ad Of fi ce

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

İHLAS MEDIA CENTER

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11

Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93

www.konfeksiyonteknik.com.tr

e-ma il: ali.erdem@img.com.tr

BASKI | Printed By | İH LAS Ga ze te ci lik A.Ş.

İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi

29 Ekim Caddesi No: 11 A/41

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 454 30 00

B Ö LG E T E MS İ LC İL İ KL ER İ

BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN

Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81

KONYA | Me tin DE MİR

Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74

Advertising Representatives

KOREA | Jes Media Int. | Mr. Young Seoah Chinn

Tel: 8224813411 Fax: 8224813414

jesmedia@unitel.co.kr

BİLGİ / Information

Konfeksiyon Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki

fikirler yazarlarına aittir.

Yayınlanan ilanların sorumluluğu

ilan sahiplerine aittir.

Konfeksiyon Teknik is published monthly.

A dv e rt is em e n t s r e sp o ns ib il it ie s

pub lis hed in our ma ga zi ne per ta in to ad ver tisers.


EDİTÖR

4

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Sektörümüze sahip çıkalım

Tekstil sektörü, üretim ve tüketim açısından bakıldığında, dünyada en fazla hammadde

kullanımı yapan sektörlerden biri durumundadır. Tekstil ürünleri, hayatımızın

en temel ihtiyaçlarından başlayarak, pek çok alanında ihtiyaç duyulan

malzemelerdir ve üretimleri de artarak devam etmektedir. Sektörümüz, ürün

kalitesi, moda ve trendleri belirleme gücüne sahip tasarımları ve yüksek teknolojisiyle

gelecekte global ticarette adından daha fazla söz ettirecek potansiyele

sahip. Bugün gelinen noktada dünya tekstil ve hazır giyim sektörü oluşturulan

markalarla ve inovasyonu ile geleceğe yön veriyor. Dünya tekstil sektöründe

üretim teknolojisi ve ürün özelliklerinde, dolayısıyla rekabet alanlarında ciddi bir

değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Türkiye’de ve dünyada rekabet şartlarının değişmesiyle

moda, marka ve tasarım ağırlıklı bir yapıya kavuştu. Dünyada, tekstil

sektöründe pazar potansiyeli taşıyan ülkeler, nüfus büyüklüğü ve gelir seviyesinin

yanı sıra hazır giyim ve konfeksiyon üretimi altyapısının olduğu ve geliştiği ülkeler

olarak konumlanıyor. Küçük-büyük birçok yerli firma artık kendi tasarımlarına dayalı

koleksiyonlarla dünya pazarlarında yer alıyor, birçok bölgesel marka liderleri

ortaya çıkıyor. Türkiye bu anlamda büyük yol kat etti ve başarılı hatta milyonların

takip ettiği modacılar, markalar yetiştirdi, ismini modada tüm dünyaya

duyurmaya başladı. Türk tekstil sektörü de Türkiye’nin yükselen tasarım ve moda

gücünü markalaşma değeri olarak yansıtma çabasında.

Ali ERDEM

Yazı İşleri Müdürü

News Editor

Geçmişten geleceğe yolculuk…

2019 yılında gerek ülke, gerekse küresel gelişmeler, oldukça yoğun bir seyir izledi.

Özellikle ülkemizde yaşanan ekonomik ve dövizde yaşanan gelişmeler sonucu

zorlu bir süreçten geçtik. Ekonomideki daralma işsizliğin artmasına, piyasaların

daralmasına ve ticari dengelerin bozulmasına neden oldu. 2019 yılında yaşanan

tüm bu gelişmeleri sektör temsilcilerinin çok iyi analiz ederek geleceğe daha

sağlam adımlarla ilerlemeleri gerekiyor. Dolayısıyla 2020 yılına ümitle bakmak ve

geçmişten ders çıkarmak gerekir. Moraller, bekleyişler olumlu ise, insanlar geleceklerini

programlarken daha cesur ve daha gerçekçi olurlar.

EDİTÖR

KYSD işbirliği

Yıllardır konfeksiyon makine imalatçılarıyla kullanıcılarını başarılı bir şekilde

yürüten Konfeksiyon & Teknik Dergisi, yeni dönemde KYSD ile de işbirliğine giderek,

üreticilerle tüketicileri buluşturma konusunda bir adım atıyor. Hazır giyim

ve konfeksiyon sektörünün olmazsa olmazı yan sanayicilerimize hizmet veriyor

olmaktan son derece memnun olduğumuzu belirtmek isteriz. Bu işbirliği her

iti taraf için pozitif bir sinerji oluşturacak ve sektörümüzün daha geniş kitlelere

tanıtılmasına katkı sağlayacaktır. Hazır giyim sektörünün dinamosu diyebileceğimiz

konfeksiyon yan sanayi sektörümüz gerçekleştirdiği gerek dolaylı, gerekse

de direkt ihracat yoluyla ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunmaktadır. Konfeksiyon

Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) ve Konfeksiyon & Teknik olarak omuz

omuza çok daha başarılı organizasyonlar gerçekleştirmek dileğiyle…


Hem kökleri merkezinin bulunduğu bölgede çok sağlam hem de bütün dünyada

kendini evinde hissediyor. Groz-Beckert’i farklı yapan özellik bu. Endüstriyel makine

iğnelerinin, hassas makine parçalarının ve sistemlerin dünyada lider üreticisi olarak,

ürünlerimizin ve servislerimizin kalite ve hassasiyet standartlarını mümkün olan en

yüksek seviyede tutuyoruz. Yaklaşık 9.000 çalışanımız ve örme, dokuma, keçe, tafting,

tarak ve dikiş alanlarında kullanılan yaklaşık 70.000 adet ürün çeşidimiz ile tekstil

endüstrisine en ideal desteği sunuyoruz. Ve 1852’den beri bu şekilde sizi hedeflerinize

ulaştırıyoruz.

Ücretsiz myGrozBeckert Uygulaması

Groz Beckert Turkey Tekstil Makine Parç.Tic.Ltd.Şti.

Gen.Ali Rıza Gürcan Cad.

Alparslan İş Merkezi No: 29 / 1-2-3

34169, Merter, İstanbul, Türkiye

T: 0212-9246868 | F: 0212-9246869

info.turkey@groz-beckert.com www.groz-beckert.com


6

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Tekstil ihracatının nabzı

Rusya ve İngiltere’de atıyor

Rus Hükümeti, Ticaret Odaları ve Girişimci Birlikleri

tarafından desteklenen ve Rusya’nın en uzun

soluklu tekstil fuarı olan TEXTILLEGPROM Uluslararası

Genel Tekstil Fuarı, 25 yıldan bu yana Doğu Avrupa,

Asya ve Balkan tekstil sektörlerini kendi çatısı

altında toplamaya devam ediyor. Geçtiğimiz sene

17-20 Eylül tarihlerinde 53. kez başkent Moskova’da

düzenlenen fuara 19’u Türk Milli Katılımı ile olmak

üzere 13 ülkeden 990 firma katılırken, toplamda

30.000’den fazla kişi de fuarı ziyaret etti. İlginin


7

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Tekstilcinin ihracatta her zaman bir numaralı tercihi olan Expotim Uluslararası

Fuar Organizasyonları A.Ş., yeni yılda da Türk üreticisini uluslararası

ticaret arenasına Rusya ve İngiltere fuarlarıyla taşımaya hazırlanıyor.

yoğun olduğu fuarda Rus ve Orta Asyalı firmalar katılımda

başı çekerken, Türk firmaları da iç giyim, çorap,

kumaş, iplik gibi tekstil alanlarındaki ürünleriyle

dikkat çekti. 4 gün boyunca ürünlerini sergileme

fırsatı bulan yerli firmalarımız yoğun ilgi görürken, bir

yandan da Rusya ve Doğu Avrupa pazarına girme

konusunda kurdukları bağlantılar, ihracat konusunda

kazandıkları tecrübeler ve genişleyen müşteri

portföyleri ile büyük avantaj elde ettiler. Bu doğrultuda,

fuara katılan Türk firmaların yarısından fazlası


8

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

11-14 Şubat’ta düzenlenecek 54. Textillegprom’a

katılmak üzere sözleşmelerini yeniledi.

Tekstil sektörü için ihracat fırsatı sunan diğer

bir pazar ise, 2019 yılının ilk 6 ayında Türkiye’nin

ihracatında ikinci sırayı alan İngiltere. Başkent

Londra’da yıllardır modadan hazır giyime, tekstil

üreticilerinden tedarik zincirine kadar sektörün

farklı unsurlarını bir araya getiren ve 9-11 Şubat

tarihlerinde yeniden düzenlenecek olan Pure

London ve Pure Origin fuarları, üreticiler ve

tedarikçileri tek bir çatı altında buluşturacak.

Firmalara ürünlerini 50’ye yakın ülkeden gelen

ziyaretçilere ve dünyaca ünlü markaların temsilcilerine

tanıtma imkânı sunan Pure London ve

Pure Origin fuarlarına ek olarak Birmingham’da

düzenlenen Moda UK ve Spring Fair de adadaki

tekstil pazarına girmek için önemli fırsatlar

sunan fuarlar arasında. Her sezon 400’ün üzerinde

katılımcının yer aldığı ve 2002 yılından bu

yana markaların ve sektör profesyonellerinin kilit

alıcılarla buluştuğu Moda UK Fuarı İngiltere’nin

yanı sıra İskoçya ve K. İrlanda gibi diğer Birleşik

Krallık ülkelerinden de yoğun ziyaretçi almaktadır.

Ayrıca MODA UK Fuarı, Harvey Nichols, SimplyBe

ve Beales gibi Moda dünyasının dev markalarının

yetkilileriyle de yüz yüze görüşme imkanı sağlıyor.

Yaklaşık 1 milyar poundluk bir değere sahip ev

tekstili, hediyelik eşya ve perakende pazarına

doğrudan erişim sağlayan Spring Fair ise, bu sene

100 ülkeden 2500’e yakın katılımcı ve 50.000’den

fazla sektör profesyonelini 2-6 Şubat tarihlerinde

Birmingham’da ağırlayacak.

2007 yılından beri Textillegprom’un Türk Milli Katılım

organizasyonunu gerçekleştiren Expotim Uluslararası

Fuar Organizasyonları A.Ş’nin Satış Direktörü

Kılınç Yetkiner, son dönemde Türkiye ile Rusya arasındaki

iyi ilişkilerin iki ülke arasındaki ticareti de çok

daha iyi bir noktaya çekeceğini belirterek; “Rusya,

Türk üreticileri için geçmişe göre çok daha önemli

bir pazar haline geldi. Biz de Expotim & Ladin ailesi

olarak ülkemizin ihracatının artması için kaliteli

uluslararası tekstil fuarlarını portföyümüze katarak

ve ihracatçılarımıza yeni fırsatlar sunarak üzerimize

düşeni yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Diğer taraftan Expotim olarak, Birleşik Krallık tekstil

pazarına girmek için Moda UK, Pure ve Spring Fair

gibi potansiyeli yüksek fuarları bünyelerine kattıklarını

belirten Yetkiner; “Türkiye’nin en fazla ihracat

yaptığı ülkelerden biri olan İngiltere, 2019’un ilk

yarısında da yaklaşık 5 milyar dolarla ihracat sıralamamızda

ikinci sırada yer alıyor. Biz de, İngiltere’nin

tekstil üreticileri ve tedarikçilerini bir araya getirme

konusunda en başarılı fuarları ile ihracatçılarımıza

değerli bir ticaret imkânı sunmayı amaçlıyoruz”

dedi. Marks & Spencer, Fenwick ve Asos gibi hazır

giyim devlerinin de bu fuarlarda yer alacağını

ekleyen Yetkiner, Türk üreticilerini en yeni ürün ve

tasarımlarıyla en doğru alıcılarla bir araya getirmeyi

hedeflediklerini belirterek sözlerini noktaladı.



10

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020


11

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020


12

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020



14

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

FESPA Eurasia 2019,

kıtaları buluşturdu

FESPA Eurasia 2019

brings continents together

Avrasya Bölgesi’nin lider baskı fuarı FESPA Eurasia, 500’den fazla markanın

katılımı ve 10 binden fazla profesyonelin ziyaretiyle rekor kırdı. 74 ülkeden

2 binden fazla yabancı ziyaretçinin geldiği fuarda, yenilikleri keşfetti.

FESPA Eurasia, the leading printing fair of the Eurasia Region, broke a

record with the participation of more than 500 brands and the visit of

more than 10 thousand professionals. More than 2,000 foreign visitors

from 74 countries came to the fair and discovered innovations.

Endüstriyel reklam ve dijital baskı dünyasının

tüm yeniliklerinin bir arada sergilendiği Avrasya’nın

en büyük fuarı FESPA Eurasia 2019 bu yılı

da rekorla tamamladı. Sektörün bütün yıl heyecanla

beklediği fuar, 5-8 Aralık tarihleri arasın-

FESPA Eurasia 2019, the biggest fair of Eurasia,

where all the innovations of the industrial

advertising and digital printing world are

exhibited together, completed this year with

a record. The fair, which the sector is looking


15

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

forward to all year, hosted more than 10 thousand

visitors with the participation of more

than 500 brands between 5-8 December.

Turkey’s industry-leading global brands and

trademarks consisting of, exhibited at FESPA

Eurasia latest technologies and applications.

Domestic manufacturers will enter abroad

FESPA President Christian Duyckaerts said “FES-

PA will continue to support print and industrial

advertising experts in the Eurasian region to

improve the printing industry”. Outdoor Advertising

Association (ARED) President Ahmet

Özdemirel said: “We have completed this

year with a record participation of more than

10 thousand visitors. The participants had the

chance to make the best investment decision

by discovering the latest innovations in the

sector. Domestic exhibitors had a productive

da 500’den fazla markanın katılımıyla birlikte

10 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yaptı.

Türkiye’nin sektör liderleri ve küresel markalardan

oluşan markalar, en yeni teknolojilerini ve

uygulamalarını FESPA Eurasia’da sergiledi.

YERLİ ÜRETİCİLER YURTDIŞINA AÇILACAK

FESPA Başkanı Christian Duyckaerts, “Baskı

sektörünü geliştirmek için FESPA olarak Avrasya

bölgesindeki baskı ve endüstriyel reklam

uzmanlarını desteklemeye devam edeceğiz”

dedi. Açıkhava Reklamcıları Derneği (ARED)

Başkanı Ahmet Özdemirel ise şunları söyledi:

“Bu yılı 10 binden fazla ziyaretçiyle rekor katılımla

tamamladık. Katılımcılar sektördeki en son

yenilikleri keşfederek en iyi yatırım kararını alma

şansı yakaladı. Yerli katılımcılar bölge ülkelere

açılma ve uluslararası müşterilere ulaşma imkanıyla

verimli bir fuar geçirdi. Bundan sonra da


16

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

öncelikli hedefimiz iç piyasayı canlandırmak

ve sektörün ihracat hacmini artırmak olacak.

FESPA ve ARED ortaklığıyla 7. kez gerçekleşen

FESPA Eurasia Fuarı’nın hacmi ve kapsamı

her geçen yıl artarak devam edecek. FESPA

Eurasia’ya katkı sağlayan katılımcı ve ziyaretçilerimize

teşekkür ederiz.”

1.5 MİLYAR DOLARLIK HAREKET

FESPA Eurasia Fuar Müdürü Betül Binici, endüstriyel

reklam ve baskı dünyasının merakla beklediği

fuarın iç piyasayı hareketlendirirken ihracatı

artıracağını vurguladı. Avrasya Bölgesi’nin

en büyük buluşması olan fuarın sektöre 1.5

milyar dolarlık hacim katacağını belirten Binici

şöyle konuştu: “Bulunduğumuz coğrafyanın

en önemli fuarı olan FESPA Eurasia ile katılımcı

firmalarımızı Avrasya’daki baskı uzmanlarıyla

buluşturduk. 3-6 Aralık’ta yine İFM’de gerçekleşecek

FESPA Eurasia 2020’de görüşmek üzere.”

7.5 MİLYAR DOLARLIK EKONOMİ

FESPA Eurasia bu yıl kullandığı ‘Potansiyelini

Keşfet’ sloganı ile, baskı ve endüstriyel reklam

camiasının doğru zamanda doğru kararlar

alabilme, trendleri takip edebilme ve çağı

yakalama becerilerini geliştirerek gerçek iş

potansiyelini keşfetmesinin; yeni alanlarda

yeni işler yaratabilmesinin önünü açmayı

hedefledi. 2017 rakamlarına göre 7.5 milyar

dolara yakın bir büyüklüğe sahip olan baskı

sektöründe FESPA Eurasia’nın hedefi, baskılı

işlerin talebini artırarak baskı sektörünün iş

hacmini daha da genişletmek.

fair with the opportunity to open to regional

countries and reach international customers.

After that, our primary goal will be to revive the

domestic market and increase the export volume

of the sector. The volume and scope of the

FESPA Eurasia Fair, which was held for the 7th

time with the partnership of FESPA and ARED,

will continue to increase with each passing

year. We would like to thank the participants

and visitors who contributed to FESPA Eurasia”.

1.5 billion dollar movement

Betül Binici, FESPA Eurasia Fair Manager,

emphasized that the fair, which the industrial

advertising and printing world is eagerly waiting

for, will increase the exports while stimulating

the domestic market. Binici said “the fair,

which is the biggest meeting of Eurasia Region,

will add $ 1.5 billion to the sector. See you at

FESPA Eurasia 2020, which will be held at the

IFC on December 3-6”.

Economy of 7.5 billion dollars

FESPA Eurasia, with the slogan Keş Discover

Your Potential bu used this year, enables the

print and industrial advertising community to

discover real business potential by developing

the right decisions at the right time, following

trends and catching the age; in order to create

new jobs in new areas. FESPA Eurasia’s goal

in the printing sector, which is close to $ 7.5

billion, according to 2017 figures, is to increase

the demand for printed jobs and expand the

business volume of the printing sector.


KONFE-SUAR

DAR DOKUMA • FERMUAR • DÜĞME • ETİKET • BARKOD • TELA VATKA

KONFE-SUAR ÖZEL BÖLÜM

BU BÖLÜM KYSD SPONSORLUĞUNDA HAZIRLANMAKTADIR


2020 yılına girerken

Ülkemizde yaşanan ekonomik gelgitler dolayısıyla sektör olarak uzun ve zorlu

bir sınamadan geçtik, geçmekteyiz. Küresel anlamda özellikle hazır giyim

sektörünün dinamosu diyebileceğimiz konfeksiyon yan sanayi sektörümüz

gerçekleştirdiği gerek dolaylı gerekse de direkt ihracat yoluyla ülkemiz ekonomisine

önemli katkılar sunmaktadır. Yine tamamlayıcılık misyonu, istihdam

sağlayıcılığı, makina ve teknik altyapısı ve güçlü marka imajı ile dünyanın en

önde gelen sektörlerinden birisiyiz.

Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) olarak sektörümüzün birliği ve gelecek

vizyonu adına yönetim kurulu olarak var gücümüzle çalışmaktayız. Ortaya

koyduğumuz proje ve faaliyetlerin sektörümüzün geleceğine önemli katkılar

sunması konusunda azami gayret sarf ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğimiz

ve alanında dünyada tek olan IV.Tekstil Aksesuarları Trend ve İnovasyon

Etkinliği de bu anlamda sektörümüze önemli kazanımlar sağlamıştır. 72 katılımcı

firmanın, iki üniversitenin, odalar, birlikler ve paydaş derneklerin, çok değerli

Dr. Murat Özpehlivan

Konfeksiyon

Yan Sanayicileri Derneği

Yönetim Kurulu Başkanı

konuşmacıların, bini aşkın yerli ve yabancı ziyaretçinin yer aldığı bu organizasyon

ümit ediyoruz ki sektörümüze ve geleceğimize önemli faydalar sağlayacaktır.

Bilindiği üzere yapılan her iş ve proje ancak devamlılığı olduğunda istenen

sonuca ulaşmaktadır. Karşılaştığımız sayısız yerel ve küresel soruna rağmen

dört yıldır ara vermeden sürdürdüğümüz bu organizasyonun 2020 yılında beşincisini

gerçekleştirmek bizler ve sektörümüz adına büyük önem arz etmektedir.

Birlik ve beraberliğimizi yansıtmasının yanında ticari anlamda da gerek

katılımcılarımıza gerekse de ziyaretçilerimize dolu dolu bir program sunması

etkinliğimiz adına oldukça önemlidir. Birlikte başardığımız bu projede emeği

geçen başta fuar komitemiz ve yönetim kurulumuz olmak üzere katılım gösteren

tüm sektör mensuplarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sektör olarak omuz

omuza vererek çok daha başarılı organizasyonlar gerçekleştireceğimizden

KYSD

şüphem yoktur. Yeter ki bir ve beraber olalım.

2020 yılının sağlık, huzur, mutluluk ve sektörümüze adına başarılarla dolu geçmesi

dileğiyle sizlere saygılar sunuyorum.



18

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Hayatın her alanında karşılaştığımız birbirinden

farklı, birbirinden güzel, hemen hemen her gün

sayısını saymadığımız onlarca düğmeyi üzerimizde

taşıyoruz. Şıklığın vazgeçilmez aksesuarı olan

düğmeler farklı renk, boyut ve şekillerle kıyafetlerin

görselliğini canlı tutuyor. Mevsime göre kıyafetler,

kıyafete uygun düğmeler. Kıyafet üzerinde küçücük

bir ayrıntı gibi duran düğmeler, aslında insan

sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Çünkü

içeriğinde polyester, plastik, naylon bulunan ve

normalden çok fitalat kullanılan düğmeler kanser

riskini arttırıyor. Bunun için doğal ve organik

maddelerden elde edilmiş düğmelerin yer aldığı

giysilerin tercih edilmesine dikkat etmek gerekiyor.


19

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Hayatımıza

renk katanlar:

Düğme ve

fermuar

Günümüz dünyasında görselliğin yanı sıra çevreci

olma özelliği de uluslararası markaların ürün tercihlerinde

önemli olduğunu belirtmek gerekir. Bir

kıyafete baktığınızda gözünüze çarpan ilk unsurlarda

birisi düğmedir. Kıyafetle uyumlu ve kişiliği

olan bir düğme, o giysiye değer kattığı gibi satışını

da artırmaktadır. Dolayısıyla son yıllarda üreticiler

her kıyafete ayrı düğme tasarlayarak ürünlerinin

satış miktarını artırmaya çalışmaktadır. Ayrıca

üzerinde marka yazılan düğmeler, o ürünün orijinalliğini

de ispatlamaktadır. Çıt çıt, fermuar, cırt

gibi çok daha yeni olan yardımcı unsurlara rağmen,

düğmelerin kullanımı hiç geçmeyecek gibi

görünüyor. Hatta açmak- kapatmak gibi bir işlevi


20

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

olmadan, hala ve sadece dekoratif amaçlarla

kullanıldıklarına bile tanık olmaktayız. Günümüzde,

giyim kuşam dünyasının özenle seçip kullandığı;

milyonlarca çeşitteki bu renkli unsurlar dünyamızı

da renklendirmeye devam ediyorlar.

Düğme Çeşitleri

Moda eğilimlerine ve kumaş türlerine göre düğmelerin

model, boyut ve renkleri de çeşitlenir.

Günümüzde düğmeler genellikle kozein (bir tür

plastik) ya da naylon asetat polyester, akrilik gibi

sentetik gereçlerden üretilir. Renkli düğmeler, yeni

tip düğmeler, çift renkli düğmeler, söz konusu sentetik

gereçlerden üretilmektedir. Fantezi giysilerde,

suni elmas ya da taklit mücevherler kullanılırken,

altın ve inci görünümlü düğmelere de günümüzde

oldukça fazla rastlanmaktadır. Düğmeler hammaddelerine

göre bitkisel, hayvansal, madenî ve

cam, plastik olmak üzere dört gruba ayrılır.

Bitkisel Düğmeler:

1. Kroza düğmeler: Bunlara bitkisel fildişi denir. Kroza

Amerika’da yetişen palmiye ağacına benzeyen

bir ağacın meyvesidir. İşlemeye ve boyamaya


21

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

genelde sayıları 10 ile 100 arasında değişen ve birbiri

içine geçebilen özel dişler içeren kumaş bantla

donatılır. Fermuar, iki yaka arasında gidip gelebilen

ve elle kontrol edilen özel bir sürgü sayesinde açılır

ya da kapanır. Sürgünün içinde yer alan Y-şeklindeki

kanal, dişleri sıkıştırarak birleştirir ya da ayırır.

elverişlidir. Cilalandıkları zaman cam gibi olurlar.

2. Ağaç düğmeler: Şimşir gibi ağaçların iyi cila tutan

kısımlarından yapılır. Tahta düğmelerin üzerleri

kumaş ve deri kaplanarak da kullanılır.

Hayvansal Düğmeler:

1. Boynuz düğmeler: Geyik, öküz, inek keçi manda

gibi hayvanların boynuzlarından yapılır. Mantolarda

spor ve ev elbiselerinde kullanılır.

2. Sedef düğmeler: Sedef sert parlak parıltılı bir

maddedir. Birçok su hayvanlarının kabuklarından

elde edilir. En iyi cins sedef düğmeler Missisipi nehrinden

toplanan midye kabuklarından yapılır.

3. Kemik düğmeler: Bu gruba giren fildişi düğmeler,

fillerin ağzının iki yanından çıkar eğri uzun

dişlerden elde edilir. Düğme yapılacak kemikler

uzun zaman sıcak sularda bırakılarak yağlarından

temizlenir. Plakalar hâlinde kesilip oksijen içine

atılarak ağartılır. Sedef düğmeler gibi kesilerek ve

ortadan çukurlaştırılarak delikler açılır.

Günümüzde fermuar, açma – kapama fonksiyonu

dışında özellikle spor ve dış giyimin değişmez

aksesuarı olmuştur. Fermuar dikiş tekniği seçimi

yapılırken kumaş cinsi ve model özellikleri dikkate

alınmalıdır. Günümüzde gelişen tekstil teknolojisi,

su geçirmeyen, yanmayan, donmayan veya

kırılmayan özelliklere sahip fermuarlar üretebilmektedir.

Moda açısından uzun kullanım yılları

içinde sürekli değişen fermuar, günümüzde halen

vazgeçilmezliğini korumaktadır.

FERMUAR ÇEŞİTLERİ

Fermuarlar, üretim şekli, kullanım alanları ve yapı

özellikleri açısından çeşitlilik gösterebiliyor.

Metal Dişli Fermuarlar: Sert kumaştan üretilen

giysilerin kapama işleminde örneğin; spor giyimde,

erkek pantolonlarında, kot pantolon, kot etek vb.

üretimlerde kullanılır.

Kemik Dişli Fermuarlar: Genellikle dış giyimde

mont, kaban, yağmurluk, eşofman gibi spor giysilerin

üretiminde kullanılır. Naylon dişli fermuarlar

Çocuk ve kadın giyiminde etek, elbise, pantolon

ve bluz gibi dış giyim üretiminde kullanılır.

Özel Fermuarlar: Bunlar şeffaf dokuma ve gizli

fermuarlardır. Bu fermuarların üretim teknolojisinin

farklılığı gibi dikimi de farklıdır. Özel bir

ayakla giysiye tersten dikilir.

Cam ve Madenî Düğmeler:

1. Cam Düğmeler: Camın eritilerek kalıplara dökülmesi

ile elde edilir. Cam

hamurundan arzuya göre çeşitli boyalarla veya

yüzeyi yontularak ışığı kıran parlak düğmeler

üretilmektedir. Fazla dayanıklı olmamakla beraber

ucuz ve yapılışı kolaydır. Daha çok kadın giysilerinde

kullanıldığı görülür.

2. Madenî düğmeler: Bu tip düğmeler asker

üniformalarında ve son zamanlarda moda olması

sebebiyle kadın ve erkek kıyafetlerinde kullanılmaktadır.

Çeşitli metallerden yapılan bu düğmeler

oksitlerle biraz karartılarak veya oksitsiz olarak ya

da küflenerek piyasaya sürülür.

FERMUAR DÜNYASI

Fermuar, dişlerin üzerine dizili bulunduğu iki şeritle

bu dişleri kavrayarak hareket edebilen bir parçadan

(elciklerden) oluşur. Elcikler çekildiğinde iki

şeridi birbirine birleştirir ve üzerindeki dişlerin kenetlenmesini

sağlar, ters yöne çekildiğinde onları ayırır.

Fermuar kullanılarak bitiştirilecek iki kumaş parçası,


22

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Müşteri

beklentilerine

kaliteli çözüm

Ata imalat 2000 yılından beri tekstil aksesuarları

alanında faaliyet gösteriyor. İlk başladığında Uzak

Doğu’dan ithal ettiği ürünlerle hizmet veren firma,

2010 yılından itibaren yerli üretime başlıyor. Ata

İmalat mevcut konumunda Türkiye ve dünyadaki

tekstil üretimine iki farklı ürün grubu ile çözümler

sunuyor. İstanbul’daki fabrikasında 4000 metrekare

kapalı alanda yaklaşık 300 makine ile metal

tekstil aksesuarı üreten firmanın ana ürün grubu

çıtçıtlardır. Ana grubunun yanında kot düğmesi,

kuşgözleri, kancalar ve metal tokalar üretmektedir.

Hali hazırda 800 aşkın ürün grubu her geçen gün

genişlemektedir. Birçok konuda lider firma konumunda

bulunduğu metal aksesuar üretiminin aylık

kapasitesi 100 tondur. Ata imalatın bir diğer üretimi

de kopanaki başka bir deyişle pamuk dantele

yöneliktir. Ordu’da bulunan fabrikasında 3500

metrekare kapalı alanda aylık 1.000.000 metre

üretim yapabilmektedir. Ata imalat ürettiği iki ürün

grubunda da dünya standartlarına sahiptir. Ürün

kalitesi ve hizmet anlayışı ile kendini hem yurt içinde,

hem yurt dışında kanıtlamayı başarmıştır. Ata

imalat 2016 yılında başladığı ihracatta şu anda

www.ataimalat.com

otuzu aşkın farklı ülkeye ürün tedariği sağlamaktadır.

Hedef pazarlar konusunda ilk olarak kitle

üretimlerinin yapıldığı aynı zamanda rekabetin

çokça olduğu Bangladeş, Vietnam, Hindistan

ve Pakistan’dır. Tekstil üretiminin yapıldığı Güney

Amerika ülkeler de hedefimizdedir. Son olarak

Rusya ve Türki Cumhuriyetlerdir.

KYSD üyesi olarak, dernek çalışmaları hakkında

bilgi veren Ata İmalat sahibi Okan Atabeyoğlu,

“Derneğimiz öncelikle sektörün değerini ön plana

çıkarma hedefli çalışmalara devam etmektedir.

Ayrıca sektörle alakalı sıkıntıların çözümü ve

eğitim amaçlı çalışmalar yürütmektedir. KYSD’nin

düzenlemiş olduğu Trend & İnovasyon etkinliği

yükselen bir grafiğe sahip. Özelikle bu sene ekim

ayında düzenlenen organizasyon geçen senekinde

çok ileri seviyedeydi. Birçok katılan firma gibi

bizde memnun kaldık. Ama bu andan itibaren

organizasyonun zayıf yanlarını tespit etmeli ve bu

konulara yoğunlaşmalıyız. Uluslararası tanıtım ve

buna bağlı olarak yabancı ziyaretçi organizasyon

için çok büyük önem arz etmektedir” dedi.


İmalat

www.ataimalat.com


24

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

ÇAĞ-TEK’ten

esnek çözüm ve

tasarımlar

ÇAĞ-TEK Ltd. 1986 yılında metal ve aksesuar, galvano

ve boya renklendirme faaliyetine başlayarak

alanında piyasaya yön veren firmalarından biri

olmayı başarmış. Firma, Türkiye’nin atılımcı yapısı

içerisinde ve uluslararası pazarlarda sektörün

ihtiyaçları doğrultusunda hizmet veriyor. ÇAĞ-TEK,

bugün itibari ile dünya teknolojisinin ulaştığı son

sistemleri bünyesinde bulundurarak, gelişimini sürdüren

entegre bir tesis haline gelmiş. Firma, pazarlama

ve planlama bölümleri ile huzurlu ve rahat

bir ortamı içerisinde, müşteriye saygılı ve gelen

siparişlerin üretiminden teslimine kadar sıfır hata

ile çalışmayı seven daha iyisi için asla durmayan

felsefesi ile günden güne büyüyen, kurumsallaşmış

ve her zaman en iyisini hedefi emiş bir firma olmaya

çalışmakta. Ar-Ge departmanı bünyesinde

bulunduran firma, her projede yüksek standartları

göz önünde bulundurup estetik ve dayanıklı ürünler

ortaya çıkarmaya özen gösteriyor. Firmanın yıllık

üretim kapasitesi 235.000 kg’dır. Avrupa ülkelerinin

yanı sıra Türki Cumhuriyet’lerine de ihracat yapan

firmanın hedef pazar olarak gördüğü Avrupa ülkelerine

ihracatını arttırmayı planlamakta.

KYSD üyesi olarak, dernek çalışmaları hakkında

da bilgi veren Çağ-Tek sahibi Muharrem Özçelik

şunları söyledi. “Yönetim kurulunda da bulunduğum

sektörümüzün yüzü olarak gördüğüm KY-

SD’nin her geçen yıl üzerine katma değeri daha

yüksek çalışmalar yaptığını içtenlikle söyleye

bilirim. Fuar tanıtımlarının yurtiçi ve yurtdışında

daha etkin olmasını öneri olarak sunabilirim.”


www.cag-tek.com.tr

Merkez: Sanayi Mh. Sancakl› Cd. Gürbüz Sk. No: 22 Güngören - İstanbul

Tel: (0212) 553 17 81 - 557 09 22 - 556 16 48 Faks: (0212) 556 04 12

Fabrika: Sanayi Mah. Kanarya Cad. Kale Sk. No: 14 Güngören - İstanbul

E-mail: info@cag-tek.com.tr


26

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

İzer Fermuar’ın hedefi

ihracatı artırmak

İzer Fermuar 2005 yılında Merter’de kurulan İzer

Fermuar, özel üretim ve ileri teknoloji ürünlerde

dikkat çekiyor. Kuruluşun ilk yıllarında fermuar

hammaddesi ithalatı yapan şirket daha sonra

elde ettiği deneyimleri güçlü bir yatırımla üretici

olarak sektöre hizmet vermeye başladı. Merter ve

Bağcılardaki tesislerinde her çeşit fermuar üretimi

yapan ve ülkemizin birçok şehrine hizmet veren

firma, başta Azerbaycan, Türki cumhuriyetlerine ve

Rusya’ya ihracat yapmaktadır.

Tesislerinde metal, kemik, naylon fermuarların

yanı sıra su geçirmezlik ya da antibakteriyel özelliklere

sahip spesifik fermuar imalatı ile sektörel

çeşitliliğe hizmet sunmayı hedeflemektedir. Müşteri

portföyünde ihracatçı, spor giyim ve ayakkabı

firmalarının yanı sıra, aksesuar toptancılarına

da hizmet vermeye devam ediyor.

Aylık yedi milyon adet üretim kapasitesine ulaşan

üretim tesisinde, en kaliteli fermuarları üretmeyi

mesleki ilke kabul ediyor. Müşteri memnuniyetini

ön planda tutan firma, piyasaya sunmuş olduğu

özel ürünlerle ekonomik çözümler sunuyor. Firma,

Bağcılar’daki satış mağazalarıyla sektördeki

etkinliğini arttırmak ve ürün yelpazesini genişletmek

için tekstil yan ürünleri satışı yapıyor. Hedeflerini

ihracatı artırmak ve iç piyasada daha aktif

olmak olarak belirleyen İzer Fermuar, her türlü

fermuarı üretip, uygun fiyat politikası ile hızlı bir

şekilde müşterilerine sunuyor. Sektörde lider markalar

arasında yer almak için sadece ürün satışı

değil, aynı zamanda satış sonrası hizmetlerde de

müşterilerine çözüm sunuyor.


İZER - FABRİKA

Fabrika : Çobançeşme Mah. Mithatpaşa Cad.

Söğütlü Sk. No: 3/5 Yenibosna

Bahçelievler / İSTANBUL

Telefon : 0212 447 35 47

Telefon : 0212 447 35 48

Fax : 0212 447 35 40

Gsm : 0554 582 60 55

Mail : fabrika@izerfermuar.com

İZER - ZEYTİNBURNU

Zeytinburnu Mağaza : Telsiz Mah. Balıklı Yolu

No: 62 Zeytinburnu / İSTANBUL

Telefon : 0212 664 06 66

Telefon : 0212 664 06 68

Gsm : 0555 803 04 86

Mail : zeytinburnu@izerfermuar.com

İZER - BAĞCILAR

Bağcılar Mağaza : Fatih Mah. Maslak Cad.

No: 90/A Bağcılar / İSTANBUL

Telefon : 0212 551 78 44

Telefon : 0212 551 78 62

Telefon : 0212 551 87 62

Fax : 0212 551 69 59

Mail : bagcilar@izerfermuar.com


28

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Trend Etiket,

dünya

markalarına

üretim yapıyor

2012 yılında üretime başlayan Trend Etiket, dünya

markaları tarafından tercih edilen en iyi tedarikçi

olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Üretimde

insan sağlığına ve çevreye duyarlı ürünler

kullanmayı ilke edinen firma, yenilikçi ve özgün

tasarımlar ile sürdürülebilir olmayı hedefliyor. Çalışmaları

hakkında bilgi veren Trend Etiket Genel

Müdürü Kenan Birkal, “Etiket imalatı alanında

faaliyetini sürdüren firmamızın üretiminin % 60

gerçek deri % 20 suni deri % 15 kağıt jakron % 5

diğerleri şeklindedir. Üretimin % 80’si jeans pantolan

sektörüne yönelik olup, % 20 üst grup yönelik

üretim yapmaktadır. Müşteri profili ilk yıllarda iç

piyasa olan Trend Etiket, daha sonra yoğunluğunu

ihracat yapan firmalara ve ihracata yöneltti.

Trend Etiket, ihracat yapan dünya markalarından,

butik üretim yapan küçük ölçekli markalara

kadar bütün firmalara üretim yapabiliyor. En büyük

hayallerimizden biri Çin’e ürün göndermekti,

bunu yapmış olmak çok ayrıcalıklı bir mutluluk.

Öncelikle Avrupa pazarı olmak üzere her yeri

pazar olarak görmekteyiz” dedi.

KYSD üyesi olarak, dernek çalışmaları hakkında da

bilgi veren Kenan Birkal, konu ile ilgili olarak şunları

söyledi. “KYSD teknik bir dernek ve tekstil yan sanayinde

söz sahibi yenilikçi lokomotif üyelere sahip

olduğu için sektörde etkin bir dernek. Yönetim

kurulunda yer alan çalışma arkadaşlarımızın hepsinin

en büyük hayali ülkemize üreterek ve sektörün

kazanmasına hizmet etmek. Bunun için sistemli

toplantılar yapıyor buna kafamızı ve gönlümüzü

koyuyoruz. Yaptığımız bazı çalışmaları paylaşacak

olursam; Birlikte öğrenmek için sektörle birlikte

ortak akıl toplantıları yapıyoruz. Hizmet ettiğimiz

kurum çalışanlarının sektörümüz ile ilgili daha çok

bilgi sahibi olması için aktiviteler planlıyoruz.

Bir tarafta fuar gibi etkinlikler yapıyoruz. Yurtdışı ve

yurtiçi pazarlama aktiviteleri için “ Ur-Ge” çalışma

programını uyguluyoruz. Çeşitli şehirlerde B2B çalışmaları

organize ediyoruz. KYSD için söylenebilecek

en güzel kelime herkes kendi işini merkeze koymadan

“BİRLİK, BİRLİKTE” olmak. Amatörce ve gönüllü olarak

ülkemize ve sektöre hizmet etmeye çalışıyoruz. İstiyoruz

ki çok çok olalım, birlikte daha çok öğrenelim.”



30

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Kleopatra

Düğme ile

beklentileriniz

gerçekleşiyor

1964’ten bu yana metalize, ahşap ve deri görünümlü

toka, düğme ve aksesuar imalatı yapan

Kleopatra Düğme, başarılı çalışmaları ile sektörde

haklı bir yer edinmiş durumda. Kleopatra

Düğme, istenilen her modelde düğme ve aksesuarı,

yarım asırlık tecrübenin getirdiği müşteri

memnuniyeti ve kalite anlayışı ile müşterilerine

sunuyor. Konusundaki başarısını her geçen gün

arttırarak sürdürmeyi hedefleyen firma, sektöründeki

yenilikleri takip edip bu yenilikleri uygulamada

öncülük ediyor. Deneyimli teknik ekibi

ve zamanında doğru hizmet vererek, müşteri

memnuniyetini esas edinmiş güler yüzlü kadrosuyla

tam 56 yıldır ilk günkü heyecan, coşku ve

bir o kadar da tecrübesiyle hizmet veriyor.

Kleopatra Düğme olarak KYSD derneği ve faaliyetleri

sayesinde misyonumuza uygun olarak

sektörümüzü ve faaliyetlerimizi tanıtma fırsatı yakalıyoruz.

Sektördeki öncü yerimizi pekiştirmek adına

KYSD’nin hazırladığı dergi yayınları, fuarlar ve toplantılarla

sektördeki hazır giyim firmaları ve onların

temsilcileri ile görüşme imkanı buluyoruz. KYSD,

sektörde köprü vazifesi kurarak fikir alışverişleriyle

en iyiyi üretme yolunda bize yardımcı olmaktadır.

Bu ve benzeri çalışmalarından çok memnun olduğumuz

KYSD’ye teşekkürlerimizi bir borç biliriz.



OT/VT

32

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

OT / VT ve Verimlilik

Bölüm 1

Günlük hayatımızın içinde yer alan, OT/VT (Otomatik Tanıma ve Veri Toplama )

nedir, işletmelerdeki rolü, bileşenleri ve verimliliğe katkısı, bu yazı dizimizin konusu

olacak. İlk bölüme “ tanımlar“ ile başlayalım:

OT/VT kavramı, insan müdahalesi olmadan, nesnelerin otomatik olarak tespit

edilmesi, onlar hakkında veri toplanması ve bu verilerin bilgisayar sistemlerine

doğrudan giriş yapılması anlamına gelir.

Günlük hayatımızda; OT/VT sistemlerini en yoğun olarak perakende alış veriş,

hastane ve kargo ile ilgili işlemlerde görüyoruz. Markete veya mağazaya

gittiğimizde, ürünler mutlaka barkod etiketi taşıyor. Fiyatlar, barkod okuyucu ile

bu etiketler üzerinden okutuluyor, sisteme aktarılıyor, fatura veya fiş basılıyor.

Hastaneye gittiğimizde süreç, ilk kayıtta basılan barkod etiketi ile başlıyor ve bu

etiketle takip ediliyor. Kapımıza gelen kargo paketleri üzerinde yine barkodlu

etiketler var. Paketin teslim alınmasından, teslim edildiği son noktaya kadar olan

tüm safhalar, barkodlu etiketlerin terminaller tarafından okutularak sisteme aktarılması

ile takip ediliyor. Böylece, kargomuz nerede görebiliyoruz.

Canan ESER

Akbarkod Genel Koordinatörü

canan@akbarkod.com

Gördüğümüz üzere, OT/VT sistemleri; son kullanıcı tarafında, tüketicilerin hayatının

çok içinde olan, işlemleri hızlandıran, sürecin takip edilmesini sağlayan bir

sistem olarak karşımıza çıkıyor.

OT/VT ( Otomatik Tanıma ve Veri Toplama )

Peki bu sistemin, işletmelere yansıyan rolü nedir, OT/VT işletmeler için neden gerekli,

verimliliğe etkisi nedir, sistem nasıl kurulur, donanım nasıl belirlenir gibi sorular

ve yanıtlarıyla, yazı dizimize devam ederken“ Konfeksiyon Teknolojileri“ alanındaki

uygulamalara ise özel yer ayıracağız.

OT/ VT teknolojisi; tedarik zincirinin yönetimi, üretim akışı yönetimi, mobil varlık

takibi, envanter yönetimi, depolama ve fiziksel öğelerin zaman içinde yer

değiştirdiği uygulamalarda, giderek daha önemli hale gelmektedir. Barkod

etiketleri ile başlayan tarihsel süreç, RFID (Radyo Frekans Tanımlama ve QR

(Karekod) ile gelişerek devam ediyor.

Barkod etiketlerinin temsil ettiği verinin kısıtlı olması, dinamik veriye sahip olmaması,

otomasyon ve verimlilikte ortaya çıkardığı zorluk ve eksiklikler, QR (karekod

) ile aşılmaya çalışılıyor. Karekod, klasik barkodlardan farklı olarak, iki yönde de

veri depolayabilir, daha fazla bilgi saklar; ürünlerin, süreçlerin ve parçaların bilgi

özellikleri kodlanır ve saklanır. Barkod teknolojisinin devamı niteliğinde olan, bu

teknoloji sayesinde, artık işletmeler envanter takibi, tedarik zincir yönetimi ve üretim

süreç takibi gibi kritik konuları etkin ve verimli şekilde yönetebiliyorlar.

Gelecek sayıda…. OT /VT işletmeler için neden gerekli?



34

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Groz Beckert Turkey dikiş

bayileri ile buluştu

Geleneksel Groz Beckert Turkey dikiş bayileri

toplantısı İstanbul’da gerçekleştirildi. Florya’da

düzenlenen etkinlikte Groz-Beckert Turkey, bayilerini

ödüllendirdi. Dünya tekstilinin önemli oyuncularından

biri olan Groz-Beckert, büyüyen global hacminin

başarısını Türkiye pazarındaki bayileriyle kutladı.

Çıtasını hep yükseltmek için bayileriyle bir araya

gelen Groz-Beckert Turkey, başarının paylaştıkça

artacağına inanıyor ve çalışmalarını bu doğrultuda

gerçekleştiriyor. Düzenlenen etkinliğe, Türkiye’den

sorumlu Groz-Beckert Bölge Satış Müdürü Ottmar

Hailfinger, Groz Beckert Turkey ekibi ve Groz-Beckert’ten

bir yıl içerisinde 300.000 adet ve üzeri iğne

alımı yapan 27 firmanın katılımı ile gerçekleştirildi.


35

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Bu kategoride yer alan 27 bayi arasında yapılan

çekilişle ödüller sahiplerini buldu.

Toplantıya katılan Türkiye’den sorumlu Groz-Beckert

Bölge Satış Müdürü Ottmar Hailfinger, global ekonomik

duruma rağmen Türkiye pazarının kendileri

için önemli olduğunu ve bu pazarda bayiler ile

hep birlikte daha güzel çalışmalar yapacaklarına

inandığını dile getirdi. Sektördeki sıkıntılara rağmen

geçtiğimiz yılı başarılı bir şekilde geride bıraktıklarını

belirten Hailfinger, 2020 yılında satışlarının

daha da yukarı doğru trend izleyeceğini vurguladı.

Firma olarak Ar-Ge ve yeniliklere çok büyük önem

verdiklerini söyleyen Ottmar Hailfinger, müşterilerin

sorunlarına her zaman çözüm ürettiklerini belirtti.

300.000 adet ve üzeri alım yapan 27 firmanın

katılımı ile gerçekleştirilen organizasyonda gecenin

talihlilerine Vatan Bilgisayar’dan hediye çekleri verildi.

Yapılan kura çekimi sonucunda ödül kazanan

firmalardan; Birinci Sarılar Tekstil San.ve Tic.Ldt.Şti’ye

8.250 TL’lik hediye çeki, İkinci Akertek Tekstil Ayak.

San.ve Tic.A.Ş.ye 7.000 TL hediye çeki, Üçüncü Muradil

Dikiş Mak.ve Yed.Parç.San.Tic.Ltd.Şti. 5.500 TL

hediye çeki, dördüncü Galeri Makina Yed.Parç.İth.

ve Paz.Ltd.Şti. 4.000 TL hediye çeki, beşinci Gündüz

Pazarlama/Süren Gündüz ve Ortakları 2.500 TL hediye

çeki, altıncı Eforteks Teks.San.Tic.Ltd.Şti. 1000 TL

hediye çeki ve yedinci Cihan Makina/Halil İbrahim

Arslan 1000 TL hediye çeki ödülleri takdim edildi.


TELA

36

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

2019’dan alınacak dersler,

2020’ye sorular

2019 sektörümüz açısından her paydaşının ders alması gereken ilginç bir yıl oldu.

Sektörümüzün en büyük alıcısı Avrupa ekonomisi yavaşladı; global iklim değişikliğinin

bir sonucu olarak kış bir türlü gelmedi, kışlık üretimler satılamadı. Dolayısıyla

Türk konfeksiyon üreticisini ayakta tutan Avrupalı çok mağazalı markaların siparişleri

hem azaldı, hem de düzensizleşti. İhracatçı firmalarımız ya personel azaltarak,

ya da ücretsiz izinlerle ayakta kalmaya çalıştı.

2010 yılından bu yana azalan alım gücü 2019 da had safhaya ulaştı, işsizlik tarihi

rekorlar kırdı, iç piyasa küçüldü. Türk markaları mağaza sayılarını azaltmak durumunda

kaldı, nakit akışları bozuldu, vadeler uzadı.

Böyle bir ekonomik ortamda biz hammadde üreticileri gerek azalan talebin,

gerekse haksız rekabetin etkisiyle zor bir yıl geçirsek de, yine de, tüm gücümüzle

paydaşlarımıza en iyi şekilde hizmet etmeye devam ettik.

Bana göre, böylesi zorlu bir dönemden sonra 2019 muhasebesi yapılırken

sorulması gereken sorular şunlar:

Suat Küçüker

Permes Türkiye Yöneticisi

s.kucuker@permess.com.tr

1-Önümüzdeki yıllarda 2019 da yaşanan olumsuzlukların tekrar yaşanmayacağının

bir garantisi var mı ?

2-Bu yılı öyle veya böyle geçirebilenler önümüzdeki yıllarda ne yapmayı planlıyorlar?

3-Türk konfeksiyoncusu daha ne kadar bir kaç çok mağazalı yabancı markanın

kaderine bağlı kalarak yaşayacak?

4-Her yönüyle dünyanın en gelişmiş konfeksiyon üreticisi olan Türkiye

daha ne kadar fason ağırlıklı üretmeye devam edecek?

5-ABD pazarı bize açılacak mı? Evetse ne zaman?

Rakamlarla 2019 Türkiye konfeksiyon sektörü

- 2019 konfeksiyon ihracatı 17,8 milyar USD * > Inditex Group 2018 cirosu

26,15 milyar Euro***

- BMD (Birleşmiş Markalar Derneği ) üyesi 387 markadan (tüm sektörler) 106’sının

yurtdışındaki mağaza sayısı 4.396 ** > Inditex Group mağaza sayısı 7.490.

- Türkiye hazır giyim üreteci firma sayısı (2018): 33.435 ****

- Türkiye hazır giyim sektörü çalışan sayısı (2018): 515.633 > Inditex Group 174.000

( 73 farklı dil konuşan 154 farklı milliyet )

Bu rakamların bana hatırlattığı atasözleri:

Bir elin nesi var, iki elin sesi var.

Sevdiğim atasözleri

-El elin eşeğini türkü söyleyerek arar.

-Bir elin nesi var iki elin sesi var.

-Akıl yiğide sermayedir

-Az kazanan çok kazanır, çok kazanan hiç kazanır.

TELA

Kaynaklar:

* https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2019/12/29/hem-ihracati-hem-istihdami-artirdilar

** http://www.birlesmismarkalar.org.tr/haber/turk-markalari-yurt-disinda-4400-magazaya-ulastimapic-te-en-buyuk-talep-avrupa-ve-rusya-dan-geldi

*** https://static.inditex.com/annual_report_2018/pdfs/en/Inditex%20Annual%20Report%202018.pdf

****https://www.ihkib.org.tr/fp-icerik/ia/d/2019/01/15/sgk-tablo-2018-ekim-201901151640040333-99326.pdf



38

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

VEOCEL markası,

ıslak mendillerdeki

gizli plastiklere dikkat çekiyor

VEOCEL brand draws

attention to hidden plastics

in wet wipes

Sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir alışveriş kararı almak isteyen

tüketicilere rehber olmak için VEOCEL markalı elyaflarını anlatan

Lenzing, tüketicileri doğada çözünür ürünleri satın almalarını teşvik

etmek amacıyla “Bizim Elimizde” inisiyatifini de başlattı.

Describing VEOCEL branded fibers to guide consumers who want to

make a sustainable and environmentally friendly shopping decision,

Lenzing has also launched the initiative “In Our Hands” to encourage

consumers to buy soluble products in nature.

Yenilenebilir ağaç ham maddesinden çevreye

duyarlı özel elyaflar üreten Lenzing Grup,

daha sürdürülebilir ham maddelerin kullanımını

teşvik etmek için çevre bilincini artırmaya

yönelik bir basın toplantısı düzenledi. Çevre

Producing environmentally-friendly special

fibers from renewable wood raw materials,

the Lenzing Group held a press conference to

raise environmental awareness to encourage

the use of more sustainable raw materials.


39

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Jurgen Eizinger, Vice President of Business

Management at Lenzing Global Nonwovens,

said that they produce special fibers with

environment friendly and innovative technologies

and also contribute to the awareness of

the sector and consumers about the environment.

For this purpose, Eizinger stated that

they have introduced VEOCEL brand as the

new nonwoven brand of Lenzing Group and

said “Few people know, however, that most of

these wet wipes contain significant amounts

of plastics and can be harmful to the environment

if disposed of in inappropriate conditions.

According to industry data, less than

10 percent of consumers have knowledge of

fossil-based plastics in wet wipes. However, 9

out of 10 people would prefer to use a sustainable

and nature-soluble alternative”.

Eizinger also recalled that the European Union

(EU) has recently issued a directive on disposable

plastic products, in line with the efforts

of legislators around the world to reduce

plastic waste. Eizinger said “Plastic materials,

appropriate product disposal methods and

labeling of adverse environmental effects.

The Lenzing Group’s wood-based botanical

fibers offer an alternative to fossil-based

plastics found in wet wipes. Produced from

renewable wood material through an environmentally

sensitive production process, these

botanical origin fibers completely dissolve in

the sea and soil and return to nature”.

THE PRODUCT CAN BE SOLVED 100% IN NATURE

WITH THE VEOCEL LOGO ON WET WIPES

Miray Demirer Acar, the director of Turkey &

Middle East and Africa Marketing Communications

and Branding Department of Lenzing,

spoken at the meeting, said that the consumers

could take step by choosing products

soluble nature to reduce plastic waste in the

sea and therefore they started initiative “Our

Hands”. Stating that they aim to initiate a dialogue

between environmentally conscious

wet wipe consumers, sustainability experts

and people with similar views in order to

encourage the use of more sustainable and

environmentally friendly raw materials with

the initiative “In Our Hands” Acar said “With

konusunda duyarlılığı artırmak amacıyla

günlük yaşamda her gün kullanılan ürünlerin

içerisine gizlenen plastikler hakkında çarpıcı

bilgilerin de paylaşıldığı toplantıda konuşan

Lenzing Global Nonwovens İş Yönetimi Başkan

Yardımcısı Jurgen Eizinger, çevre dostu ve

yenilikçi teknolojilerle özel elyaflar ürettiklerini

ayrıca sektörün ve tüketicilerin çevre konusunda

bilinçlenmesine katkı yaptıklarını söyledi.

Bu amaç doğrultusunda, VEOCEL markasını

Lenzing Grubu’nun yeni nonwoven markası

olarak piyasaya sürdüklerini belirten Eizinger,

“Günlük hayatta giderek daha fazla kişi ıslak

mendil kullanıyor çünkü pratik, hijyenik ve

kullanıma hazırlar. Ancak araştırmalara göre

çok az kişi, bu ıslak mendillerin çoğunun ciddi

oranda plastik maddeler içerdiğini ve uygun

olmayan şartlarda imha edildiğinde çevreye

zararlı olabileceğini biliyor. Sektör verilerine

göre, tüketicilerin yüzde 10’undan daha azı

ıslak mendillerde fosil bazlı plastikler hakkında

bilgi sahibi. Bununla birlikte, 10 kişiden 9’u

sürdürülebilir ve doğada çözünür bir alternatifi

kullanmayı tercih edeceğini belirtiyor.“ dedi.

Yasa koyucuların plastik atıkları azaltmak için

dünya genelinde gösterdikleri çabalara paralel

olarak, Avrupa Birliği’nin (AB) kısa bir süre

önce tek kullanımlık plastik ürünlerle ilgili bir

direktif çıkardığını da hatırlatan Eizinger açıklamasının

devamında şunları söyledi: “Bu yeni

AB inisiyatifine göre ıslak mendillerin içeriğinde

bulunan plastik maddeler, uygun ürün imha

yöntemleri ve ürünün çevreye verebileceği

olumsuz etkilere dair etiketlenme zorunluluğu

getirildi. Lenzing Grubu’un ağaç bazlı botanik

kökenli elyafları, ıslak mendillerde bulunan fosil

bazlı plastik maddelere bir alternatif sunuyor.

Çevreye duyarlı bir üretim süreciyle yenilenebilir

ağaç malzemeden elde edilen bu botanik

kökenli elyaflar denizde ve toprakta tamamen

çözünerek doğaya geri dönüyor.”

ISLAK MENDİL ÜZERİNDE VEOCEL LOGOSU

VARSA ÜRÜN %100 DOĞADA ÇÖZÜNEBİLİR

Toplantıda konuşan Lenzing Türkiye & Orta

Doğu ve Afrika Pazarlama İletişim ve Markalama

Departmanı Müdürü Miray Demirer

Acar ise tüketicilerin doğada çözünür ürünleri

tercih ederek denizlerdeki plastik atıkları

azaltmak için bir adım atabileceklerini ve bu

nedenle “Bizim Elimizde” inisiyatifini başlattıklarını

söyledi. “Bizim Elimizde” inisiyatifiyle

daha sürdürülebilir ve çevreye duyarlı ham

maddelerin kullanımını teşvik etmek için

çevre bilincine sahip ıslak mendil tüketicileri,

sürdürülebilirlik uzmanları ve benzer görüşte

olan kişiler arasında bir diyalog başlatmayı

hedeflediklerini belirten Acar, şunları söyledi:


40

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

“Bu inisiyatif ile günlük hayatımızın bir parçası

olan ıslak mendillerdeki gizli plastiklere dikkat

çekmek istedik. Gün geçtikçe denizlerdeki

plastik oranı artıyor, bu hem insan sağlığını

hem de doğayı tehdit eden bir durum. Kullandığımız

ürünlerin içeriğine dikkat edip çevreye

duyarlı ve sürdürülebilir olan ürünleri tercih

edersek gelecek nesillere daha iyi bir dünya

bırakabiliriz. Biz sektör olarak sürdürülebilir ve

çevreye duyarlı ham maddeler üreterek sorumluluğumuzu

yerine getirmeye çalışıyoruz.

Tüketiciler de kararlarının belirleyici olduğunun

farkında olarak doğaya duyarlı seçimlere

yönelirlerse daha iyi bir gelecek mümkün

olacak. Çünkü karar Bizim Elimizde.”

Sürdürülebilir bir alışveriş kararı almak isteyen

tüketicilerin, bu süreçte iyi bir rehberliğe ve

güvenceye ihtiyaç duyduğuna da dikkat çeken

Acar, “Bu nedenle Lenzing Grup olarak bu

yılın başlarında, VEOCEL markamız için yeni

sertifikalandırma kriterlerimizi açıkladık. Buna

göre VEOCEL markalı ıslak mendillerde sadece

doğada çözünür botanik kökenli elyaflar

kullanılabilecek. Tüketiciler, bir ‘Güven Markası’

olarak VEOCEL logosunu gördüklerinde satın

aldıkları ürünün sürdürülebilir ve çevreye duyarlı

olduğundan emin olacak” dedi.

this initiative, we wanted to draw attention to

the hidden plastics in wet wipes. The proportion

of plastic in the seas is increasing day by

day, which threatens both human health and

nature. If we pay attention to the content of

the products we use and prefer environmentally

sensitive and sustainable products, we

can leave a better world for future generations.

As the sector, we strive to fulfill our

responsibility by producing sustainable and

environmentally sensitive raw materials. A

better future will be possible if consumers are

aware that their decisions are decisive and

turn to nature-sensitive choices. It is because

the decision is in our hands”.

Acar pointed out that consumers who want to

make a sustainable shopping decision need

good guidance and assurance in this process.

Acar said”Accordingly, only nature-soluble

botanical fibers can be used in VEOCEL

brand wet wipes. When consumers see

the VEOCEL logo as a “Trust Brand”, they

will ensure that the product they purchase is

sustainable and environmentally friendly”.



42

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Deri sektöründe çifte ödül töreni

Deri sektörü; çifte ödül töreni coşkusu yaşadı. Ege

Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Leather&More

Fuarı kapsamında; Deri’n Fikirler Tasarım

Yarışması Final Defilesi ve İhracatın Yıldızları Ödül

Törenini arka arkaya gerçekleştirdi. Deri’n Fikirler

Deri Tasarım ve Üretim Yarışması’nda birinciliği

DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrencisi İpek Erdem

kazanırken, ikincilik ödülü İzmir Ekonomi Üniversitesi

Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Öğrencisi Arzu

Birdal’ın, üçüncülük ise; İzmir Ekonomi Üniversitesi


43

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Öğrencisi Nurdan

Ahsen Fıçıcı’nın oldu. İhracatın Yıldızları Ödül

Töreninde ise; deri ve deri mamulleri sektörünün

toplam ihracatının yüzde 92’sini gerçekleştiren 36

firma bronz, gümüş ve altın kategorilerinde ödüllendirildi.

Ödül töreninde konuşan Ege Deri ve Deri

Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar,

her yıl artan rekabet koşullarında ihracat yapabilmek

için çırpınan, günlerini yurtdışında, evden

uzakta mal satmak için harcayan, 2019 yılında tüm

olumsuz koşullara rağmen ihracatlarını sürdüren ihracatçılara

ve bu ihracatçılara 3.2 milyar TL destek

veren Ticaret Bakanlığı’na teşekkür etti.

2020 YILI HEDEFİMİZ İHRACATI YÜZDE 15 ARTTIRMAK

Türk deri sektörünün 2019 yılını 1.6 milyar dolar

ihracat rakamı ile geride bıraktığını, 2020 yılında

ihracatlarını yüzde 15 arttırmayı hedeflediklerini

anlatan Zandar, “Bu hedef doğrultusunda çalışmalarımıza

başladık. Umarım bir sene sonra daha

çok ihracatçımıza ödül vermek nasip olur” şeklinde

konuştu. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları

Birliği tarafından Ticaret Bakanlığı’nın desteği,

İZFAŞ ve SİNTAN Kimya’nın katkılarıyla düzenlenen

Eksi Otuz’da Kalp Donar temalı yarışmada 10 finalistin

tasarımları Serkan Duman Kareografisinde

düzenlenen defilede sergilendi. Birinci tasarımcı

10 bin TL’lik ödülün sahibi olurken, ikinci tasarımcı

6 bin TL, üçüncü tasarımcı 4 bin TL para ödülü

kazandı. Ödül kazanan tasarımcılar Hollanda’da

staj fırsatını da yakaladı. Finalistler, Ege Deri ve Deri

Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin projesinin Ticaret

Bakanlığı’nca kabul edilmesi halinde yurtdışında

eğitim fırsatına da sahip olabilecekler.


44

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Küresel ölçekte markalar

oluşturmamız gerekiyor

Deri sektörünün en önemli fuarı LeShow’da konuşan TİM Başkanı

İsmail Gülle, “Tasarımın ve markanın öne çıktığı, ürünlerimizin ve

markalarımızın her geçen gün daha çok kitleye ulaştığı LeShow

Fuarı, Moskova’da yakalamış olduğu başarıyı eminim ki İstanbul’da

daha da ileriye taşıyacaktır“ dedi.

Deri sektörünün en önemli fuarlarından LeShow Deri

ve Moda Fuarı, ikinci kez İstanbul Kongre Merkezi’nde

düzenleniyor. Deri, kürk ve tekstil moda endüstrilerinin

en üst düzey markaları için yeni hedef pazarlara açılan

giriş kapısı konumundaki 2. LeShow İstanbul-2020,

moda tasarımcıları, önemli pazarlardaki sektörel

temsilcileri ve satın almacıları bir araya getiriyor.

Fuarın açılış konuşmasını yapan Türkiye İhracatçılar

Meclisi Başkanı İsmail Gülle, ekonominin

en önemli sacayaklarından olan ihracatın 2018

ve 2019 yılında büyüme rakamları ve rekor cari

fazlaya olan katkısıyla Türkiye ekonomisindeki

vazgeçilmez pozisyonunu iyice perçinlediğini belirterek,

“Asıl hedefimiz olan Dış Ticaret Fazlası Veren

Türkiye için küresel ölçekte markalar oluşturmamız

gerekiyor. Markalaşmaya verdiğimiz önemin ve

ağırlığın daha da arttırılması Deri sektörümüz başta

olmak üzere her sektörde destan yazan pazarlama

hikayeleri oluşturulması, bugün LeShow’da

olduğu gibi her platformda tüketicilerle sürdürülebilir

bağlar kurulması gerekiyor. Fuarın, bu açıdan

önemli bir görevi üstlenmekte olduğunu ve

sorumluluğunu ikinci yılında da başarıyla sürdürdüğünü

hepimiz görüyoruz. Tasarımın ve markanın

öne çıktığı, ürünlerimizin ve markalarımızın her

geçen gün daha çok kitleye ulaştığı LeShow Fuarı,

Moskova’da yakalamış olduğu başarıyı eminim ki

İstanbul’da daha da ileriye taşıyacaktır“ dedi.

“DERİ SEKTÖRÜ TASARIMIN KİLİT UNSURLARINI

BAŞARILI BİR ŞEKİLDE SENTEZLEDİ”

Fuarın önemine dikkat çeken Gülle, şunları kaydetti:

“Le Show Fuarı’nın Türkiye’deki başarısının

iki ana sebebi var. Birincisi etrafınıza baktığında

net bir şekilde gördüğünüz fuarcılık ve organizasyon

tecrübesi. İkincisi ise, hem üretimde hem

de ihracatta; tasarımıyla, kalitesiyle ve marka

değeriyle öne çıkan Türk Deri sektörünün başarısı.

2019 yılında Mücevher, Savunma ve Havacılık ve

Hazır Giyim sektörlerimizden sonra, en fazla katma

değere sahip olan sektörümüz, kilogram başına

10,3 dolar katma değeri ile Deri ve Deri Mamulleri

sektörü oldu. 216 ülke ve bölgeye ihracat yapan

deri sektörümüz, Ukrayna’ya olan ihracatını yüzde

58, Sudan’a ihracatını yüzde 51, Suudi Arabistan’a

ihracatını yüzde 41, Fas’a yüzde 73 Polonya’da ve

İspanya’da ise yüzde 37 arttırarak önemli bir başarı

gösterdi. Sektörümüzün en büyük ortağı ve LeShow’a

22 yıldır ev sahipliği yapan Rusya’ya ise ihracatımız

183 milyon dolar olarak gerçekleşti. Net

anlaşılan bir şey var ki, Deri sektörümüz tasarımın

kilit unsurlarını gerçekten çok başarılı bir şekilde

sentezlemiş durumda. Organizasyonu gerçekleştirdiği

için Türkel Fuarcılık A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı

Korhan Yazgan’a teşekkürlerimi sunuyorum. Fuarın

tüm katılımcılarımıza, ziyaretçilerimize ve firmalarımıza

başarılar getirmesini temenni ediyorum.“


“İşi profesyonellerine bırakın”

WEB OFSET DÜZ OFSET CİLT AMBALAJ

‘nin matbaası

“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”

Termal Kalıp

Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş

gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli

baskı sağlayan özel bir kalıptır.

Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)

80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Detaylar İçin:

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza

No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE

Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com

Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)

UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler

için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip,

yüksek tirajlı baskılara uygun,

Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)

50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza

No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE

Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com

Detaylar İçin:


46

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Heimtextil 2020’ye

Türk Firmaları

Damga Vurdu

7-10 Ocak 2020 tarihleri arasında

50. yılını geride bırakan sektörün

önde gelen fuarı Heimtextil’e

Türk firmaları damga vurdu.

Messe Frankfurt İstanbul Yönetici Ortağı Tayfun

Yardım konu ile ilgili yaptığı açıklamada; “Dünyanın

lider fuar organizatör şirketi Messe Frankfurt’un

portföyündeki sektörün önde gelen fuarı Heimtextil

yarım yüzyılı geride bıraktı. Ev tekstili sektörünün mihenk

taşları olan Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları

Derneği (TETSİAD), Uludağ Tekstil İhracatçıları

Birliği (UTİB) ve Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB)’in

destekleriyle, Türkiye’den 304 firma yaklaşık 23.000

m2 üzerinde katılım gösterdi. Heimtextil 2020’ye

katılan 66 ülke arasında katılımcı sayımız ile Çin ve

Hindistan’ın ardından 3. sırada, metrekare bazında

ise ilk sırada yer aldık. Türkiye’nin bu sektörde dünya

çapında ne kadar önemli bir konumda olduğunu

tekrar göstermesinin ve ülkemizin ihracat hacmine

katkıda bulunmanın haklı gururunu yaşıyoruz” dedi.

Bursa ve Denizli başta olmak üzere çeşitli şehirlerden

Türk tekstil firmalarının dünyanın dört bir

yanından ziyaretçi ve satın almacılarla bir araya

geldiği Heimtextil’de dekoratif kumaşlardan, perdelere,

mobilya kumaşlarından halı ve döşemelere,

yastık kılıflarından yatak ve masa örtülerine,

havlulardan banyo paspası, halı ve perdelerine

kadar birçok ev tekstili ürünü tanıtıldı.


47

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Bursalı, Heimtextil’de

yeni koleksiyonu ile göz kamaştırdı

Türkiye’nin en büyük havlu ihracatçısı olan Bursalı,

sektörün dünya ölçeğindeki en büyük başarıyla

boy göstermeye devam ediyor. Firma Almanya’nın

Frankfurt kentinde düzenlenen Ev ve Ticari Mekân

Tekstilleri Uluslararası Fuarı’nda (Heimtextil 2020) yerini

aldı. 7 - 10 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen

ve dünyanın dört bir yanından binlerce firmanın

katıldığı fuarda Bursalı, doğal boyalarla renklendirdiği

Nuacotton Green koleksiyonu ile ilgi odağı oldu.

Fuarda Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirdiği yenilikçi

ve katma değerli ürünleriyle, dünyanın her yerinden

gelen ziyaretçilerin beğenisini toplayan Bursalı tam

not aldı. Fuar hakkında açıklamalarda bulunan Bursalı

İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı, fuar boyunca

stantlarının yoğun ilgi gördüğünü söyledi. Bursalı, her

yıl Heimtextil’e katıldıklarını ifade ederek, “Tamamen

doğal boyalarla renklendirdiğimiz Nuacotton Green

Line’ı tanıttığımız fuar, gerek mevcut müşterilerimizle

yaptığımız görüşmeler gerekse de potansiyel müşterilerimizle

kurduğumuz etkin diyaloglar sayesinde

oldukça verimli geçti. Standımız ziyaretçilerin büyük

beğenisini topladı. 65 ülkeden 2 bin 952 şirketin katıldığı

fuar bizim için oldukça keyifli geçti” dedi.

İNOVATİF VE ÇÖZÜM ODAKLI ÜRÜNLER

Küresel müşteri talepleri doğrultusunda inovatif ve

çözüm odaklı ürünler ürettiklerini belirten Bursalı,

dünya standartlarında ürünler geliştirdiklerine

dikkat çekti. Bursalı, kuruldukları günden bu yana

sürdürülebilir başarı odaklı çalışmalara ağırlık

verdiklerini ifade ederek, “Fuar boyunca ikili iş görüşmeleri

ve yeni iş bağlantıları yaratma fırsatı yakaladık.

Bundan sonra da geliştireceğimiz yenilikçi

ürünlerimiz ile hem ülkemize hem de sektörümüze

katma değer sağlamaya devam edeceğiz” diye

konuştu. Bursalı İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı,

bu tür organizasyonlara katılmaya devam edeceklerini

de sözlerine ekledi.

Türkiye’nin en büyük havlu ihracatçısı Bursalı, her yıl Almanya’nın

Frankfurt kentinde gerçekleştirilen ve sektörün dünya ölçeğindeki

en büyük fuarlarından biri olan Heimtextil 2020’de yerini aldı. Ar-Ge

çalışmaları sonucu geliştirdiği yenilikçi ürünleriyle fark oluşturan firma,

fuarda doğal boyalarla renklendirdiği Nuacotton Green Line’ı sergiledi.


48

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Hazır giyim sektöründeki

entegrasyon sürüyor

Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin

(UHKİB), Ticaret Bakanlığı’nın UR-GE desteği

ile başlattığı, ‘Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektöründe

Endüstri 4.0 Entegrasyonu’ projesi tüm hızıyla

sürüyor. UHKİB’in, dünyanın 5. büyük tedarikçisi

olan Türk hazır giyim sektörünün, 500 milyar dolarlık

küresel ticaretteki payını artırmak ve yüksek katma

değerli ihracatta öncü olması hedefiyle yola çıktığı

‘Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektöründe Endüstri

4.0 Entegrasyonu UR-GE Projesi’nde yer alan 10

firma için danışmanlık faaliyetleri devam ediyor.

ENDÜSTRİ 4.0 DANIŞMANLIK FAALİYETİ TÜM HIZIYLA

DEVAM EDİYOR

T.C. Ticaret Bakanlığı desteğiyle Uludağ Hazır

Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği koordinasyonunda

Eylül ayında başlatılan projede, Bosch

Endüstri 4.0 danışmanları firmalara 4 ay boyunca

danışmanlık hizmeti verecek. Bosch Endüstri 4.0

danışmanları ile gerçekleştirilen faaliyet; firmaların

fabrikalarına yönelik saha ziyaretlerinin yanı

sıra arka planda detaylı bir çalışmayı kapsıyor.

Programın en önemli bölümlerinden biri olan saha

çalışmasını gerçekleştiren danışman ekip, ziyaretlere

başlamadan önce, her bir firma ile ayrı ayrı

tanışma toplantısı yaparak ilgili departman personellerinin

Endüstri 4.0 uyumu hakkında görüşlerini

topladı. Ardından danışman ekip, UR-GE Projesi’nde

yer alan bu 10 firmada 3 gün boyunca tam

gün mesai yaparak analiz gerçekleştirdi. Endüstri

4.0 danışmanlık faaliyeti, firmaların final sunumlarını

gerçekleştirmesiyle sona erecek.



50

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

2 Milyar dolarlık

sektörün

uluslararası fuarı

sona erdi

Dünyada en fazla bebek ve çocuk ürünleri ihraç

eden ülkeleri arasında 10’ uncu sırada yer alan

Türkiye’ de, uluslararası platformda bebek ve

çocuk moda sektörüne yönelik yapılan en uzun

soluklu fuar organizasyonu olan CBME Türkiye 38.

Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri

Fuarı 8-11 Ocak tarihleri arasında İstanbul CNR

Fuar Merkezi’nde gerçekleşti. 122 farklı ülkeden

16 binin üzerinde ulusal ve uluslararası alıcı ile

600’den fazla markanın katılımı gösterdiği fuarda

katlanabilir banyo küvetinden hem seyahat

çantası hem de yatak olarak kullanılabilen

çocuk minderine, yer kaplamayan bebek banyo

setlerinden elektrikli beşiğe kadar sektörün en

yeni ve trend ürünleri görücüye çıktı. 2020 yılı

İlkbahar-Yaz Bebek Çocuk modası ile başta

bebek-çocuk hazır giyim ve aksesuarları olmak

üzere; araç gereç, bebek bakım ve beslenme

ürünleri, mobilya ve ev tekstili, oyuncak ve bisiklet

grubu ile anne ve hamile ürünlerine kadar,

bebek ve çocuk sektörüne ait tüm ürün grupların

yer aldığı İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri

Fuarı, Türkiye’nin en büyük anne, bebek, çocuk

ürünleri üreticileri, distribütörleri ve alıcılarını tek

bir çatı altında buluşturdu. Uluslararası ziyaretçi

sayısı ile yeni yılda katılımcılarının ve sektörün yüzünü

güldürdüklerini belirten Anne Bebek Çocuk

Ürünleri Fuarı Direktörü Hatice Dinçer, “122 ülkeden

16 binin üzerinde ziyaretçi sayısına ulaştık. En

çok ziyaretçi gelen ilk 5 ülke sırasıyla Cezayir, Irak,

Libya, Rusya ve Suudi Arabistan olarak gerçekleşti.

4 günün sonunda Uluslararası ziyaretçide

toplam ziyaretçiye oranla yüzde 32 gibi çok yüksek

bir orana ulaşırken, yabancı ziyaretçi sayısın-


51

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

da bir önceki seneye göre yüzde 28 artış oranını

yakaladık. Özellikle bu yıl yeni işbirliklerine katkı

sağlamak amacıyla Lübnan, BAE, Kuveyt, Filistin,

Fas, İsrail, Suudi Arabistan, Ürdün, Libya, Irak,

Belarus, Gürcistan, Kazakistan, Rusya ve Ukrayna

dahil 15 hedef ülkeden özel olarak ağırladığımız

200 kişilik alım heyeti fuarımızı ziyaret etti ‘’ dedi.

10-13 HAZIRANDA İSTANBUL KIDS FASHION’ DA

YENIDEN BULUŞALIM....

Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarının kış ve yaz olmak

üzere yılda iki kez düzenlendiğinin altını çizen

Dinçer, şöyle devam etti: “ 2020’ de İlkbahar-Yaz

koleksiyonlarını sergileyip başarılı bir fuar geçiren

katılımcı firmalarımızı, Sonbahar-Kış çocuk modası

koleksiyonlarını sergilemek üzere 10-13 Haziran

2020 tarihlerinde İstanbul CNR Fuar Merkezi’nde

yapılacak, 39. Uluslararası Anne Bebek Çocuk

Ürünleri İstanbul Kids Fashion Fuarı’na bekliyoruz‘’

ifadelerini kullandı. İş hacmi yaklaşık 2 milyar dolara

ulaşan Türkiye bebek ve çocuk ürünleri pazarında,

çocuk başına aylık harcama miktarı 40-60

dolar iken, yıllık harcama tutarı 480 ila 700 dolar

arasında. Tekstil grubu yüzde 30 ve bebek bezleri

yüzde 22 iş hacmi ile pazarda en büyük paya

sahip olan gruplar arasında yer alıyor. Pazar payı

büyüklüğüne göre bu ürünleri mama ve oyuncak

grubu takip ederken, bebek arabalarını da kapsayan

Bebek Araç Gereçleri ve Mobilya ürünleri

yüzde 8 civarında sektörden pay alıyor.


52

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

SANKO Holding

2019’a başarılarla

damga vurdu

Temelleri 1904 yılında atılan ve merhum Sani Konukoğlu’nun

“İşin Hilesi Dürüstlüktür” ilkesinden taviz

vermeden başarı çıtasını her geçen yıl daha da

yükselten SANKO Holding, ihracatta ve istihdamda

elde ettiği başarıların yanı sıra sosyal sorumluluk

alanında hayata geçirdiği projelerle de Gaziantep’in

ve Türkiye’nin gururu olmaya devam ediyor.

SANKO Holding bünyesinde

yer alan şirketler, üretimden

istihdama, eğitimden sağlığa

Gaziantep’in ve bölgenin

kalkınmasına sunduğu katkılarla

2019 yılına damga vurdu.

ANADOLU’NUN EN BÜYÜK GRUBU

Ekonomist dergisince, merkezleri İstanbul, Ankara

ve İzmir dışındaki illerde bulunan şirketlere yönelik

gerçekleştirilen “Anadolu’nun En Büyük 500 Şirketi”

araştırmasında, 2019 yılında SANKO Grubu’nun 12

şirketi listeye girdi. Tekstil, enerji, çimento, ambalaj,

iş ve tarım makinaları başta olmak üzere farklı sektörlerde

14 bin çalışanıyla faaliyet gösteren SANKO

Holding, Ekonomist dergisi Anadolu 500 Araştırmasında

4 yıldan beri en çok şirketi bulunan grup

olarak 2019 yılını da zirvede tamamladı.

İSO ARAŞTIRMASINDA SEKİZ SANKO ŞİRKETİ YER ALDI

İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen

Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasında

Sanko Tekstil İşletmeleri, Süper Film

Ambalaj, Çimko Çimento ve Beton, Sanko Enerji

ve Sayınlar Gıda Maddeleri, ikinci 500 arasına


53

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

ise MST İş ve Tarım Makinaları, Bartın Çimento ve

Sanko Rüzgar Enerjisi SANKO Holding’in üretimden

gelen gücünü listeye yansıttı.

SANKO DIŞ TİCARET, BÖLGE İHRACATININ LİDERİ

SANKO Holding’in 100’ü aşkın ülkeye ihracatını

gerçekleştiren Sanko Dış Ticaret A.Ş., GAP Bölgesi

illerinin yanı sıra, Kahramanmaraş, Mersin ve

Adana’nın da ihracatta lider firması oldu. Türkiye

İhracatçılar Meclisi tarafından yapılan değerlendirmeye

göre, en büyük 1000 ihracatçı arasında

SANKO Dış Ticaret A.Ş. 48’inci, Çimko Çimento ve

Beton Sanayi Ticaret A.Ş. 533’üncü sırayı aldı.

GELİR VERGİSİNDE SANKO FARKI

Türkiye Gelir Vergisi Rekortmenleri listesinde

Konukoğlu ailesinden üç isim bulunuyor. SANKO

Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu,

95’inci, Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Konukoğlu

99’uncu, Başkan Vekili Adil Sani Konukoğlu ise

100’ncü sırada yer aldı.

ABDULKADİR KONUKOĞLU 7’NCİ KEZ ZİRVEDE

Ekonomist dergisinin düzenlediği “Anadolu’nun en

etkin 50 iş insanı” araştırmasında SANKO Holding

Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, 2019 yılında

da zirvede yer aldı. Anadolu’da sanayileşmenin

öncü ismi olan Abdulkadir Konukoğlu, yedinci

kez listenin birinci sırasında yer alarak Anadolu’nun

en etkin iş insanı olarak seçildi.

Listede SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Zeki

Konukoğlu sekizinci, Yönetim Kurulu Başkan Vekili

Adil Sani Konukoğlu ise 16’ncı sırada bulunuyor.

2019’DA EN FAZLA KADIN İSTİHDAMINI SANKO

HOLDİNG ŞİRKETLERİ YAPTI

SANKO Holding, Gaziantep’te 2019 yılında

işletmelerinde en fazla kadın istihdamına katkı

sunan şirket oldu. Gaziantep 7’nci İnsan Kaynakları

ve İstihdam Fuarı kapsamında düzenlenen

İŞKUR İstihdamın EN’leri Ödül Töreninde SANKO

Holding, “En Fazla Kadın İstihdamı Yapan Firma”

alanında ödüle değer görülerek bu alanda da

zirvenin sahibi oldu.

YILIN VAKFI SANİ KONUKOĞLU VAKFI

Ülke ekonomisine ve istihdama sağladığı katkının

yanında, topluma yaptığı hizmetleri kurumsal bir

yapı altında toplamak amacıyla 1989 yılında kurulan

Sani Konukoğlu Vakfı, Ekovitrin 18’inci Yılın Starları

Ödülleri’nde ‘Yılın Vakfı’ ödülüne layık görüldü.

ABDULKADİR KONUKOĞLU

SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu,

SANKO Holding’in kendi topraklarından

kazandıklarını kendi topraklarına yatırdığını belirterek,

“Gayemiz şehrimizin, bölgemizin ve ülkemizin

kalkınmasına katkı sağlamak. Gerek sanayi

alanındaki yatırımlarımız, gerekse sosyal sorumluluk

projelerimizle memleketimize ve ülkemize katkı

sağlamaya devam edeceğiz” dedi.

Yatırımlarını planlarken temel yaklaşımlarını “Dünyada

Türkiye, Türkiye’de Gaziantep” olarak belirlediklerini

anımsatan Konukoğlu, bu düşüncenin

sonucu olarak şirketlerin merkezini Gaziantep’ten

başka kentlere taşımadıklarını kaydetti.


54

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

RFID,

dijital dönüşümün

olmazsa olmazı

Perakende sektöründe son dönemde en çok

konuşulan teknolojilerden biri olan RFID (Radio

Frequency Identification - Radyo Frekansı Tanımlama)

teknolojisi, perakende sektörü temsilcilerine

operasyonel verimlilik anlamında katma değer

sağlıyor. Bu çözüm sayesinde işletmeler ürünlerini

üretim aşamasından mağazada müşteriye satılana

kadar anlık olarak takip edebiliyor. Bu sayede

envanter doğruluğu, reyon yönetimi, omnichannel

stok yönetimi ve tedarikçi hataları gibi konular

çözüme kavuşuyor. Sensormatic RFID çözümü ile 10

kat hızlı ürün sayımı yapılabiliyor. Bu sayede mağaza

sayımları yılda bir ya da altı ayda bir yerine, her

hafta hatta her gün yapılabiliyor. Yine bu çözüm

sayesinde yüzde 99,5 stok doğruluğu ve satışlarda

da yüzde 21’e varan artışlar sağlanıyor. Ayrıca müşteri

memnuniyeti ve çalışan verimliliği optimizasyonu

da artıyor. Perakende sektörüne yönelik RFID

çözümünün etkinlikte büyük ilgi gördüğünü ifade

eden Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, “RFID teknolojisi

birçok faydayı beraberinde getiriyor. Örneğin,

üretimden çıkan ve kolilenen ürünler deponuza

ulaşıyor. Kolinin üzerinde 100 adet olduğu yazıyor.

Barkod teknolojisi ile sayımı çok uzun sürdüğü için

genelde bu adet doğru kabul edilerek sayılmadan

teslim alınıyor ve koli hiç açılmadan mağazalara

sevk ediliyor. Oysa ki bir sebeple kolinin içinde 95

adet ürün var. Ama siz perakendeci olarak üreticiye

100 ürünün ödemesini yaptınız. Daha ürünler

depoya girerken stok hatası ile envantere giriyor.

İşte RFID ile üreticiden gelen kolilerde kaç adet

hangi ürünlerin olduğunu takip edebiliyorsunuz.

Buna benzer birçok örnek vermek mümkün” diyor.

RFID MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİ EN ÜST DÜZEYE

ÇIKARIYOR

Müşteri deneyimi aslında RFID teknolojisinin getirdiği

en önemli unsurlardan biri. Müşteri herhangi bir

olumsuz deneyim yaşadığında satışa dönüş oranı

hemen düşüş gösteriyor. Barkod sisteminin kullanıldığı

bir mağazada müşterinin aradığı ürüne ulaşılması

dakikalar sürüyor. Kasadan ya da bilgisayardan

bakıldığında ürün depoda var gözüküyor ancak bu

ürün depoda bulunmuyor ve müşteri kötü bir deneyim

yaşamış oluyor. RFID teknolojisinde ise durum

daha farklı. Ürünün stoklarda olup olmadığına bakmak

birkaç saniye sürüyor ve ürün depodaysa çok

kısa sürede bulunabiliyor. Düzenli şekilde yapılan

kontroller sayesinde sürekli reyon tamamlama işlemi

gerçekleştirilebiliyor. Müşteriler bu sayede aradıkları

ürünleri yüzde 90 oranında satış danışmanına

gerek kalmadan reyonda bulabiliyor. E-ticarette de

sağladığı envanter doğruluğu ile hem internet satışı

için ayrı stok tutulmasına gerek kalmıyori hem de

tüm koleksiyon mağaza stokları ile internet satışına

açılıyor. Sipariş iptalleri büyük ölçüde azalıyor.



56

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Tişörtüm beni kanser eder mi?

Son derece şirin bir etek, baskılı bir tişört ya da kot

pantolon... Her gün giydiğimiz kıyafetlerde kullanılan

kimyasallar, uluslararası standartlarda değilse

birçok hastalığa hatta kansere bile neden olabilir.

Tekstil firmalarına uluslararası standartlara uygun

çözümler sunan BMS Kimya Genel Müdürü Metin

Özer, giysilerimizdeki tartışmalı kimyasallara neden

dikkat etmemiz gerektiği konusunda şu bilgileri

verdi: “Giysilerdeki toksinlerin doğrudan sağlık

sorunları ile ilişkisini gösteren kesin delil bulmak zor

olsa da çalışmalar rahatsız edici sonuçlar göstermektedir.

Giysilerdeki bazı kimyasalların farelerde

kansere neden olduğu, bu kimyasallarla bütün

gün çalışan işçilerde kansere neden olabildiği ve

yüksek konsantrasyonlarda zarar verici olabildiği

gösterilmiştir. Kısa vadede bu kimyasallar alerjik

reaksiyon ve tahrişe de yol açabilmektedir. Bu

bulgular, en sevdiğiniz tişörtünüzün sizi kanser

yapacağı anlamına gelmese de neden giysilerde

bu malzemelerin kullanılmasına gerek duyulduğunu

merak etmemiz için yeterlidir. Örneğin,

giysilerde buruşmazlık apresi olarak kullanılan formaldehit,

göz ve burunda tahrişe ve deride alerjik

reaksiyonlara yol açmaktadır.”

Peki tüm bu toksinler nelerdir ve hangi

kumaşlarda bulunur?

Akrilik kumaşlarda CDC denilen dimetilformamid

bulunur. Deriye doğrudan teması karaciğer

hasarına ve sağlık üzerinde başka yan etkilere yol

açmaktadır. Bu etkiler, akrilik kumaş üretiminde


57

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

çalışan işçilerin ürettikleri kumaşa dokunurken

koruyucu giysiler giymesini de açıklar.

Azo boyalar giysileri, deri ve kumaşları renklendirmek

için çok yaygın kullanılan boyalardır. Bu

boyalar, düzenli olarak buna maruz kalan boya

fabrika işçileri arasında mesane kanseri riskini

artıran amin - amonyaktan elde edilen bir bileşen

- salgılar. Bu boyanın değil, doğal boyaların kullanıldığı

ürünler tercih edilmelidir.

Ftalatlar pek çok hazır giyim ürününde kullanılmaktadır.

Özellikle DEHP ve DNO ve kimi zaman

da BBP (bunları giysi etiketinde büyük ihtimalle

görmeyeceksiniz, bu nedenle bu kısaltmaları hatırlamanıza

gerek yok). Bunlar, plastik yağmurluklar,

suni deri ve su geçirmeyen giysilerde kullanılmaktadır.

Ftalatlar, iç salgı bezlerini baskılarlar ve erkek

kemirgenlerde üreme faaliyetleri üstünde olumsuz

etkisi görülmüştür. Uluslararası Kanser Araştırma

Ajansı (IARC) ftalatların insanda kansere yol açıp

açmadığını ortaya koymamıştır.

Nanosilver, giysilerde bakterilerin neden olduğu

kokuları engellemek için kullanılan antibakteriyel

bir maddedir. Laboratuvar fareleri ile yapılan ilk

çalışmalar, gümüş nano partiküllerin beyne ulaşabildiğini

ve zamanla beyin hücrelerinin ölümüne

yol açabileceğini göstermektedir. Bebeklerin

nanosilver içeren giysileri kemirmesi durumunda

zararlı miktarda maruz kalma olasılığı için risk

değerlendirmesi yapılabilir. Fakat bunun tüm

vakalar için geçerli olup olmayacağı ve zarar

verecek düzeyde maruz kalmanın ne demek olduğu

konusunda toplanan bilgiler tam anlamıyla

test edilmemiştir. Statik dirençli, kir tutmaz, alev

geciktirici ya da buruşmaz diye tanıtılan her ürün

genellikle formaldehit, teflon gibi ferflorinat kimyasallar

(PFC), nonilfenol etoksilatlar (NPE) ve nonilfenoller

(NP) ya da triklosan içeriyor olmalıdır.

NPE ve NP deri tarafından absorbe edilebilir ve

her ne kadar insanlar üzerindeki çalışmalardan

henüz sonuç alınmadıysa da kemirgenlerin üreme

sağlığı ve gelişimi üzerindeki etkileri gözlemlenmiştir.

Triklosana maruz kalan fabrika işçileriyle

yapılan çalışmalar, bu maddeye düzenli olarak

maruz kalmanın, kanser riskini artırmaya etkisi

olabileceği ileri sürülmektedir. Bununla birlikte

Mayo Clinic, bu ürünü engellemek için kanıtların

yeterli olmadığını söylemektedir.

PEKİ NE GİYELİM?

Güvenerek giyebileceğiniz, içinde zararlı hiçbir şey

bulunmayan pek çok kumaş bulunmaktadır. Bunlar;

pamuklu, ipekli, organik yün, kenevir, alpaka,

angora, deve tüyü, kaşmir, moher, keten, rami ve

saluyottur. Kimyasallar bu doğal kumaşlarda da

kullanılıyor olsa da daha az rastlanmaktadır. Ayrıca

daha az tahrip eden kumaşları tercih etmek, fiyattan

ödün vermek gerektiği anlamına gelmemektedir.

Kaliteyi değil, maliyeti azaltma yolunda çok

başarılı işler yapan pek çok marka bulunmaktadır.

Size vereceğimiz en iyi tavsiye, giysilerin etiketlerini

daha dikkatli okuyarak başlamak olacaktır.”


58

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Türk Barter

alternatif finans

ve ticaret ile

piyasaları

destekliyor

Türk Barter ile ilgili bilgi verdi ve kuruluşundan bu yana geçen süreci anlattı.

Alternatif ticaret ve finansal modeli olan Barter

Sistemi bugün Türkiye iş dünyasına Türk Barter

tarafından kazandırılmış önemli bir sektördür. Türk

Barter Ağustos 2001 tarihinde Barter Sistemi’nin

Türkiye’de uygulanmasına öncülük etmiş ve Barter

deneyimlerini birleştiren bir grup girişimci profesyonel

iş adamı tarafından kurulmuştur. Girişimcileri

ve çalışanlarının aynı çatı altında bütünleştiği aile

yapısı, teknolojik altyapı desteği ve çağdaş yönetim

sistemi, Türk Barter’ın bugünkü güçlü yapısını

oluşturmaktadır. Türk Barter kurulduğu yıllardan bu

yana ciddi anlamda değişiklikler ve hep yükselen

grafikler çizmiştir. Barter Sistemi’nin ülke ekonomisine

kazandırılmasında ve ticari bir model olarak

algılanmasında çok önemli görevler almış ve

yerine getirmiştir. Barter sektöründe dünyada sayılı

firmaların arasına girmeyi başarmıştır. Türk Barter,

Türkiye’de ilk Barter şirketi olarak devletin Barter

modellemesindeki uğraşlarına tecrübelerini aktarmıştır.

Bu kapsamda hemen hemen her yıl, üst düzey

ilişkiler ile gerek başbakan gerek devlet bakanı

ve gerekse müsteşarlıklar seviyesinde Barter’la ilgili

kanun taslakları, yönetmelik ve tebliğler hazırlanarak

sunulmuştur. Her geçen gün büyüyen Barter

Ortak Pazarı’yla şuanda üyelerine hizmet vermeye

devam etmektedir. Türk Barter Genel Müdürü Mehmet

Sırrı Şimşek, Türk Barter’ın yapısı ve kuruluşundan

bu yana geçen süreci bizlerle paylaştı.

Barter Nedir? Sistem nasıl işliyor?

“İhtiyaç duyulan mal veya hizmetin, satılan mal

veya hizmet karşılığında satın alınmasına Barter

denir. Barter birebir mal değiş tokuş işlemi değil,

birkaç istasyonlu bir takas işlemidir. Bir şirket Barter

Sistemi’yle çalışmaya karar verdiği zaman bu ilgili

brokerler tarafından yapılacak toplantılarla belirleniyor.

Bu toplantılarda şirketin öncelikle bir projesi

hazırlanıyor. Ve bu projede şirketin stok yapısı,

atıl kapasitesi, nakit durumu, kredi durumu analiz

edilerek şirketin sisteme dâhil edilmesi sağlanıyor.

Barter şirketi sistemden talep edilen mal veya hizmetleri

veren şirketleri, talebi olan firmayla bir araya

getiriyor. Üye olması için de birtakım formaliteleri

tamamlaması gerekiyor. Şirketin faaliyette olması,

şirketin arzlarının reel olması, fiyatlarının reel olması

ve Türk Barter’in yapmış olduğu inceleme sonucunda

şirketin Barter sektöründe faaliyeti bulunacak bir

firma olması gerekiyor. Üyeliği uygun bulunduğunda

Barter üyelik bedelini ödeyip istenilen evrakları

da tamamlayarak üye firmalarımız arasına katılabiliyor.

Üye olan firma, sisteme mal/hizmet arz ederek;

ihtiyaçlarını Barter Ortak Pazarı’nda bulunan üye

firmaların satışa sundukları mal veya hizmetlerden

karşılayabilmektedir. Barter Sistemi’nin en önemli

araçları arz ve talep bilgileridir. Üye, Barter Sistemi’nde

çalışabilmesinin yegâne göstergesi olan

arz bilgisini sisteme kaydetmek ile ya da bildirmek

ile yükümlüdür. Her üyenin arz ve talep formu

bulunmaktadır. Arz Bildirim Formu sistem üyelerinin

pazara sunmak istedikleri mal veya hizmetlerin

nitelik ve özelliklerini belirttikleri matbu formdur.

Üyenin sisteme arz etmek istediği ürünün miktar,

fiyat vs. özelliklerini gösterir belgedir. Arz edilen mal

veya hizmet, web sitesi, e-mail, call center ve dergi

gibi yayın araçları ile diğer üyelere duyurulur. Ürünü

talep eden üyeler, brokere bilgi verir. Broker her iki

üyeyi bir araya getirerek görüşmelerini sağlar. Arz

bilgileri kadar sistemin sağlıklı büyümesine katkısı

olan talep bilgilerinin duyurusu da önemlidir. Talep

duyurusu Barter şirketlerinde üyeler arası değil

daha çok brokerler arası işletilmektedir. Bu kapsamda

broker bir talebi karşılamaya yönelik gayretleri

oluştuğunda üyenin memnuniyeti ve başka bir

üyenin de satışa dönük faaliyetini gerçekleştirmiş

olmaktadır. Teknik olarak talep duyuruları da mail

ile etkili ve hızlı olarak yapılabilmektedir.”

Barter Sistemi’nin Avantajları nelerdir?

“Barter’la çalışmanın firmalar için birçok avantajı

bulunmaktadır. Firmalar ihtiyaçlarını Barter Ortak

Pazarı’ndan karşılayacakları için nakitleri kasalarında

kalır ve Barter, bu anlamda nakit tasarrufu


59

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

sağlar. Barter Sistemi’nin önemli avantajlarından

biri de firmaların halen sürdürdükleri pazarlama

faaliyetlerindeki hedef piyasanın üzerine bir ek

olarak gelmesidir. Özellikle girişimcilerin başlangıç

yıllarında Barter Ortak Pazarı oldukça ciddi bir satış

potansiyeli sunmaktadır. Öz sermayenin ve nakit

akış dengelerinin çok iyi kontrol edilmesi gereken

dönemde Barter Sistemi, çok iyi bir geçiş süreci

sağlar. Türk Barter Ortak Pazarı ağırlıklı KOBİ’lerden

oluşmaktadır. Bu yönü ile dinamik bir Pazar içinde

her sektörden faaliyet gösteren firmalar ile işbirliği

imkânı bulunmaktadır. Barter Sistemi kullanılırken

alım yapabileceğiniz geniş bir pazarın olması

nedeniyle, dar bir alanda satın alma mecburiyeti

kalkar. Firmalar satın alma faaliyetlerinde daima

teklif süreci yaşar. Bu süreçte firma yetkilileri nakit

teklifler yanında Barter Ortak Pazarındaki üyelerden

de teklif alırlar. Satış yaparak alacak bakiyesine

sahip olan üye alım yapmak istediği mal

veya hizmeti Barter ile alım yapabilir. Barter Ortak

Pazarı’nda firmalar bir birleri ile çalışarak yeni

vizyonlara doğru adım atabilmektedir. Normal

faaliyetlerini sürdüren bir firma Barter Sistemi’nin

getirdiği geniş açılımı sayesinde farklı ve kârlı yeni

girişimlere zemin oluşturabilmektedir. Üye böyle bir

çalışma ortamında hem işlerini genişletip büyütebilmekte

hem de karını artırabilmektedir. Türk Barter,

üye firmalara alternatif ticaret ve finans modeli

olan Barter’ı kullanmalarını önerirken başlangıçta

atıl olan iş gücünü ve kapasitenin zorlanarak %5

ila 10 arasında bir fazla üretim yapılmasını talep

eder. Bu ürünler Barter Sistemi’ne arz edilir. Talep

karşılığında satışları gerçekleştiğinde kâr oranında

artış gerçekleşir. Elde edilen alacak ile nakit harcayarak

alınması düşünülen bir ürün Barter Ortak

Pazarı’ndan temin edildiğinde de atıl olan kapasitenin

tam olarak değerlendirilmesi yapılmış olur.

Bahsedilen atıl kapasitenin işletilmesi neticesinde

satışlar havuzuna bir de Barter modelini ekleyen

firmanın satışlarının arttığından bahsetmek mümkündür.

Üye firmaların Barter Sistemi’ni ek satışlar

olarak kullanması dışındaki uygulamaları nakit akış

dengesine müdahaleyi gerektirebilir. Bu duruma

düşmeden planlı ve koordineli hareket ederek

üyenin Barter modeline yaklaşımını alternatif olarak

algılaması sağlanır.”

Sektöre sunduğunuz hizmetler hakkında bilgi

verir misiniz?

“Türk Barter üyelerine verdiği hizmet çeşitliliği

açısından her zaman en kapsamlı teknolojik

imkânları sunan şirket olmuştur. Bizler, toplum ve

müşteri odaklılık, kaynaklara saygı ve verimlilik,

toplam kalite, değişim ve paylaşım değerlerini

Turk Barter’ın temel değerleri olarak kabul ediyor

ve bu değerler aracılığı ile Barter’ın Türk ekonomisine

güç katmasını amaçlıyoruz. Hizmetlerimizi bu

amaçlar doğrultusunda gerçekleştirmekteyiz. Öncelikle

üye firmalar para ödemeden tüm ihtiyaçlarını

bu sistemden karşılayabiliyorlar. Firmalara,

sisteme üye diğer firmalarla tanışıp yeni pazarlara

açılma, satış artırma, stok eritme, nakit tasarrufu

vb. destekleri sağlıyoruz. Bu hizmetlerimizle birlikte

borç yapılandırma, alacak tahsili hizmeti de veriyoruz.

Firmaların satamadığı malları güvenilir bir

şekilde yeniden pazarlıyoruz. Alım gücü olmayan

firmalara da Barter Destek Kredisi hizmeti vermekteyiz.

Barter Sistemi’nin Türkiye’de benimsenmesini

ve yaygın şekilde kullanılmasını misyon edindik.

Bu amaçla “Barter Eğitimleri” vererek gençlere

de yol gösteriyoruz. Barter Sistemi’nin kamu

finansmanında kullanımı üzerine çeşitli projeler

geliştirerek, ilgili makamlara sunduk. Güçlü bir Türkiye’nin,

ekonomik anlamda bağımsız Türkiye’den

geçtiğine inanmaktayız. Bugün gelinen noktada

üyeler web ortamından tüm sistemi takip edebilmektedir.

Bankacılığın internet şubesi mantığında

işletilen BarterBank uygulaması da yine Türk Barter

tarafından yürütülmektedir.”

Barter kredisi hakkında bilgi verir misiniz?

“Barter Kredisi; sisteme kayıt olmuş ancak alacak

bakiyesi olmayan üyelere verilen mal ve/

veya ürün kredisi olarak tanımlanabilir. Firmalar

sisteme bir teminat sunarak Destek Kredisinden

yaralandıkları takdirde, kredi tutarı kadar sistem

içerinde mal/hizmet alımı yapabilmektedir.

Buradaki amacımız sisteme dâhil olan üyenin

ihtiyacını nakit ödemeden faizsiz destek kredisi

kapsamında karşılayabilmesidir.”

Yurt dışındaki Barter sistemi ile Türkiye deki Barter

sistemini değerlendirir misiniz?

“Dünyada Barter Sistemi’ne bakacak olursak; ABD,

1950-60’lı yıllarda sistemli bir yapıya dönüştürdüğü

Barter Sistemi modellemesinde en kapsamlı

uygulama alanı ve en çok Barter Şirketine sahip

ülkedir. Ancak buna rağmen en yaygın kullanıldığı

sektörler hizmet ağırlıklıdır. Turizm, sağlık, medya,

eğitim, danışmanlık gibi sektörlerde Barter Sistemi

uygulamaları Amerika ve Avrupa Barter şirketlerinde

oldukça yaygın işleme sahiptir. Ülkemiz ise

ekonomik koşulları bakımından Barter Sistemi’nin

uygulanması açısından sürekli rağbet gören bir

durumdadır. Barter şirketlerinin kurulmasından

önce ya da Barter şirketleri olduğu halde inşaat

ve medya sektöründe birebir Barter yani takas

yöntemi oldukça yaygın kullanılmaktadır. İnşaat taahhüt

firmaları ülkemizde inişli çıkışlı bir sinüs eğrisi

çizdiği sektöründe inşaatların tamamlanmasına

yönelik faaliyetlerinde örneğin daire karşılığı mutfak

dolaplarını, asansörlerini, parke döşemelerini

yaptırabiliyorlar. Burada verilebilecek örnek çoktur.

İnşaat malzemelerinin tamamı bu yöntem ile daire

karşılığı temin edilebilmektedir. Medya şirketlerine

firmalar ürünlerine karşılık reklam hizmeti satın

alması teklif etmektedirler. Bu yöntem ile özellikle

bilişim sektörü reklamlarını satın almaktadır. Ülkemiz

koşullarında yürütülen Barter Sistemi’ne bakıldığında

İnşaat sektörü sistemin lokomotifi konumundadır.

Medya ikinci sırada yer alırken üçüncü ve diğer

sıralamalar dönemsel olarak değişmekle birlikte

turizm, tekstil, sağlık ve sigorta sektörü ülkemizde

yüksek işlem hacmine sahip olmaktadır.”


60

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Securitas’tan

sektörde bir ilk:

Güvenlik

yönetim sistemi

Güvenlikte bilgi lideri Securitas, sektörde bir ilke

daha imza atarak hizmetleri arasına Güvenlik

Yönetim Sistemi’ni de ekledi. Güvenlik organizasyonunda

ihtiyaç duyulabilecek tüm yasal düzenlemeleri

ve talimatları içeren Güvenlik Yönetim

Sistemi ile şirketlere operasyon sırasında gerekli

tüm yönlendirmeleri kapsayan özel bir kılavuz ve

yol haritası oluşturuluyor. Securitas Güvenlik Yönetimi

Sistemi, güvenlik planlamalarında özellikle farklı

segment ve iş kollarında birden fazla lokasyonda

faaliyet gösteren firmalar için hizmet standardizasyonu,

maliyet ve güvenli çalışma ortamı yaratılmasında

büyük avantajlar sağlıyor.

GÜVENLİK YÖNETİM SİSTEMİ NELERİ KAPSIYOR

Güvenlik Yönetim Sistemi’nin ilk dayanağını ilgili

kanun ve yönetmelikler oluşturuyor. Bunun yanı sıra

ulusal ve uluslararası standartlarda göz önünde

bulunduruluyor. Bu kapsamda Güvenlik Yönetim

Sistemi’nin içeriğinde 5188 Sayılı Özel Güvenlik Kanunu

uygulamaları, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği

Kanunu uygulamaları, standartlar, güvenlik uygulamaları,

Acil Durum Yönetim Planı, KVKK kapsamında

alınacak önlemler yer alıyor. Ayrıca raporlama,

denetimler ve ihtiyaca özel eğitimler de gerçekleştiriliyor.

Güvenlik Yönetim Sistemi’nin maliyet ve

riskleri minimize etmek için etkili bir araç olduğunu

dikkat çeken Securitas Güvenlik Süreçleri ve Kalite

Koordinatörü Hüseyin Erim ‘Şirket yönetim politikası

ile uyumlu, yasal, finansal, şirket etiği ve operasyonel

gereklilikleri karşılayan bir Güvenlik Yönetimi Sistemi

organizasyonun güvenlik risklerini en aza indirirken,

operasyonel verimlilik için bir araç olacaktır” dedi.

Securitas’ın global bilgi yerel uzmanlığı ile sektörlere

özel planlamaya Securitas Güvenlik Metodoloji

ile başlanıldığının altını çizen Erim, ‘Bu planlamayı

bir adım daha öteye taşıyarak oluşturduğumuz

Güvenlik Yönetim Sistemi ile şirketlere tüm güvenlik

süreçlerini, kanunlar ve prosedürlerle destekleyen

detaylı bir plan haline getiriyoruz. Bu planı belli

aralıklarla günceliyor, eğitimlerle destekliyoruz.

Acil Durum Eylem Planı oluşturarak, olası kriz durumlarında

yapılması gerekenleri detaylandırıyoruz.

Amacımız iş ortaklarımıza her zaman kaliteli ve

sürdürülebilir hizmet sunmaktır” dedi.



62

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Erkek couture’de yeni nefes

“Qu&Co New York”

Modaya dair kısa kısa…

Imaj hiçbirseydir, önemli olan sahiciliktir, bu zamanın ruhundaki

en zengin yoksunluk bende varım diyebilmenin kapitalist etkisi olan; hazırcılıktı…”

Ece Cagdas , Moda Editoru & Erkek Couture Tasarımcısı.

Ece Cagdas

Moda Editoru & Erkek Couture Tasarımcısı

Özel dikim denilince akla hemen o Paris St.Germain

caddesinin butik, en genci 70 lerinde olan işinin ehli zanaatkar

terziler geliyordu aklıma… Champs Elysees de

gördüğümüz o gösterişli dükkanların gizli kahramanlarıydılar…

Italya’yı; Paris kadar sık sektörel fuarlarında

bulunmadığım için alışveriş ve tutku dışında iş etiklerini

çok bilmesemde Valentino’nun ürün müdürüyle

olan diyaloğumu mutlaka sizlere anlatacağım .. New

York’ta okurken fazlasıyla italyanların olduğu bir sınıfım

vardı tek olma arzuları ve işlerine verdikleri titizlik başka

bir ülke vatandaşında gerçekten görmedim diyebilirim.

2010 yılında henüz öğrenciyken başladım çalışmaya.

Mesleğimi kısmen besleyen ama işleyişi öğrenciliğim,

D.Kaprol stajım bana çok şey katmıştı. New York’a üniversite

okumaya gittiğimde 2012 yılıydı ve iş teklifi alıp

kalacağımıysa hiç ummuyordum :).

New York’ta başlayan genç kurumsal hayatından Istanbul’a

uzanan butik bir erkek özel dikim markası “Qu&Co

New York“un kurucusu ve tasarımcı Ece Çağdaş, Konfeksiyon

& Teknik dergimize samimi açıklamalarda bulundu.


63

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Akılda kalan bir öğrenci, iş hayatında erken

gelen kurumsallık ve akademik kariyer için yeni

bir yola doğru sıfırdan yol almak… Her zaman bir

arayış ve günün sonunda yarın için tutulan bir not

defteri.. Gercekten mesleğinize aşıksınız…

Ece Cagdas : “Gercek aşkı bulana kadar kumaşlarla

müşterilerle ve hocalarımla mutlu bir fildişi

kulem var diyebilirim. Sevgi ve aşk çok boyutludur

bir kumaşla bir insanı aynı duygu yüküyle sevebilirim,

yolun sonunda kumaştan giysi çıkarırsınız

ama aşk öyle midir… Çoğu zaman tıpkı divandaki

gibi, sevmek adına sevmektir tam olarak yapılan…

Evet, başarılı ve konuşulan bir öğrenciydim ama

merakım ve enerjim tekdüzelige ve kurumsal hayata

pek uygun değildi. Beni asla sabah 8 aksam

7 bir masaya oturtamazlardı. Eğer ki önüme bir

kitap koymadılarsa :) New York bu konuda fazlasıyla

plaza kurumsallarıyla dolu hayallerini bekleten

sonsuz tasarımcıyla doluydu… Ekonomik olarak

biraz daha güçlenip New York’ta kendi işimi kurma

hayaliyle Qu&Co New York Ozel Erkek Dikim markama

gelen istek ve siparişler üzerine başladım…”

Markanın İstanbul’da konumlanma süreci ve sonrası…

Ece Çagdas : “Ne zaman ki üniversite hayatımı tamamlamak

icin New York’a gittim aslında dünyanın


64

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Fashion institute of Technology’de

öğrencilik yıllarımın son senesinde

başıma gelen ve içsel yolculuğumda

kendimi keşfettiğim ufak bir Ny anısı…

Ece Cagdas : FIT’de Valentino’nun üretim

müdürlüğünü 30 yıl yapmış bir hocadan ders

alırken ilk defa başaramama hissi gelmişti

üstüme. Ne yapsam söktüren bir hocam vardı

asla unutmuyorum. Ne zamanki odasına gidip

nedenini sordum, Ece çok yeteneklisin basarılısın

ancak sabırsızsın meslekte sabır nefistir dedi

…Italyan aksanıyla bunu anlamam fazlaca

zamanımı almisti :) Herkesle aynı yaptığım işlerin

sökülmesi meğer sabır üzerine kurulu ufak

bir oyunmuş :) Italyanların tasarım ve sanattaki

başarısı tesadüf değildi… Thomasso hocamın

bu hayat dersiyle bir kez daha anlamıştım … Bu

zaafımın üstüne New York’taki kurumsal iş teklifini

henüz son senemde kabul ettim ve sabrı o 3

yıl boyunca kurumsal hayatta iyice öğrendim :)

Ekibimin en genci 62 yaşındaydı:)…

yaşamın ne denli hızlı aktığını ve Türkiye’nin neden

markalaşamadığını anlamam çok uzun sürmedi. İğnenin

ipliğe geçirilmesini dahi bekleyemeyecek hızda

yaşayan bir şehir düşünün… Dakikalık randevu

veren bir iş hayatında buldum sonrasında kendimi…

Downtown’da bir plazada koleksiyonumu sunmak

üzere randevu aldım, ürün müdürünün verdigi randevu

saati tam olarak 12.13 tu . Inanabiliyor musunuz,

asistanı 12:20 de baska bir toplantısı oldugunu

söylemişti… Herhalde dakikaların fonemini New

York’ta anlatan en kısa hali bu sayılardı… Bu kadar

kapitalist bir düzende yaratıcılık ve üretme arzum

yerini satış ve tüketime bırakmıştı biranda. Calvin

Klein’in Sponsor olduğu sergide bitirme projemin

seçilmesi New York’ta kalmam icin bir fırsat olmuştu.

2 yılı aşkın kurumsal bir şirkette örme sektöründe çalıştıktan

sonra üretimin devamında işi öğrenmek ve

New York’a geri dönmek üzere Istanbul’a gelmistim.

Şimdi 1 yıla yaklaşan süreyle buradayım ve işimi büyütmek

adına yeni projelere başladım. 2010 yılından

itibaren yaşadığım New York-Istanbul hayatımda iş

hayatım dahil çok fazla tecrübem oldu. Son 3 yılın

aynı şirkette kalmanın körelteceğini hissediyordum.

Bazen risk almak gerekir ve ben o riski aldım. Iste

Qu&Co New York Erkek Ozel Dikim Markası’nın hikayesi

tam da böyle başlamıştı…”


65

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Qu&Co New York’u hangi sosyal platformlardan

takip edebiliriz?

Ece Cagdas :” Instagramda varız. “ quandcony

“ Ancak kişiye özel çalıştığımız için ürünlerimizi

internet sitemizden inceleyebilirsiniz. http://

www.qucony.us Randevu talebinde bulunmak

isterlerse ;qucony@gmail.com Benim

bu noktada başlattığım butik bir couture evi

anlayışım var, tasarımcı ve ölçü alan kişi olarak

müşterilerimle birebir ilgileniyorum. Çoğunlukla

bir mağazaya ya da trafiğe girecek zamanı

olmayan iş insanlarına hizmet veriyoruz. Bu

nedenle birebir müşterime gidiyoruz ve yerinde

hizmet alıyorlar bizden. Sunum, ölçü prova dahil

çagırıp zamanlarını almıyoruz:)”

Ne tarz kumaşlar ağırlıkta, müşterilerin

çoğunlukla talepleri ve beklentileri erkek

dikiminde ne doğrultuda seyrediyor?

Ece Cagdas : ”Müşteriler çoğunlukla kurumsal özel

dikim cebi dahi olmayan basic ürünlere yaklaşıyor,

sektörde hazır giyim gömlekleri erkek müşterileri

fazla tatmin etmiyor. Markalar içinde toplamış

mağazaları gezdiğinizde özel dikimin ne kadar

farklı bir alanda hizmet verdiğini daha iyi anlarsınız,

bu noktada sempati duyup sipariş vermek

gerekiyor:) Bir süredir saf kaşmir ve alpaca yünü

paltoları üzerine güzel dönüşler alıyoruz. Bir tık fiyat

olarak başta soğuk gelebiliyor mağazada duran

bir global markayı almak “etiket“ tabiki çekici

geliyor ancak özel dikimi bilen müşteriler kumaşı

kıyaslayan bir gurup var ki giydikçe teşekkür maili

ve çiçekler gönderiyorlar ofise…”

Çalışma prensibiniz nasıl, birebir hizmet vermeyi

biraz acabilir misiniz?

Ece Cagdas: “Daha önce fazla karşılaştıgım bir

politika değil ancak zamanı çok hızlı yaşayan

insanlara gidip tasarımcı olarak ölçü ve sunumu

kendim yapıyorum. Osmanbey’de ufak bir atölye

ile işbirliği halindeyiz. Kumaşlarım tamamen saf

icerikli kaliteler, alpaca yünü, kaşmir, organik ipeği,

keteni, yün, ipekli keten kaliteleri doğaya geri dönüşen

tüm kaliteler bizde mevcut diyebilirim…

Bu işe yeni başlayacak olanlar için eklemek

istediğiniz birsey var mı?

Ece Cagdas:” Ben bu işe her gün yeniden başlama

heyecanı taşıyorum… Yeni başlamak isteyenler

eğitim ya da okullar bir bitiş değil serüvenin kendisidir.

Etiklerinizden ödün vermeyin, kendinizin farkında

olun ama bu egoya dönmemeli diye düşünüyorum.

Herkes gibi benim de bir hikayem var. Umarım

birilerine ilham olacak güzel işler yapmaya devam

ederim ve hayalim olan akademisyenliğe adım atarım:)

Sizi büyüten ve geliştiren vardığınız yerler değil,

başınıza o süreçte gelenler oluyor. Bu noktada başınıza

gelen her neyse sizi beslemek adına geliyor.

Inanmaktan ve mücadeleden asla vazgeçmeyin.

Bir Şaman öğretisi der ki; bütün bunlar neden benim

başıma geliyor, cevabı basit… Ders siz öğrenene kadar

devam eder… Hangi meslek dalından olduğunuzun

çok da bir önemi yok. Dersi verirken yürüdüğünüz

yollara minnet duyun ve teşekkür edin…

Kumaşlarınızın belirli bir politikası var mı asla

kullanmam dediğiniz, etiğiniz denebilecek

kırmızı noktalar…

Ece Cagdas : “Kurmuş olduğum erkek özel

dikim markamla şimdi Istanbul merkezli, kumaşlarım

Londra, Milano ne New York’un kurumsal

firmalarından birebir siparişle getirtiyorum. “Albini“,

“Loro Piana“, “Eleganza Maschio“, “Lanificio

Del Casentino”. Siparişe göre çalışıyorum.

Türkiye’de çalıştığım önemli organik üreticiler

de var. Gömlek kalitelerimde “Söktaş” gibi… Tabiki

asla ve asla canlıların hayatına mal olacak

hiçbir kumaş içeriğini kullanmıyorum. Tek teknik

kırpmadır. Ve Alpaca yünlerinde hayvanlar

kesinlikle bundan zarar görmez.

Erkek özel dikim markası, birebir ölçü ve sunum

hizmeti üstüne ömür boyu garanti bu gercek mi?

Ece Cagdas: “Kesinlikle. Çünkü ürün değil hizmet

satıyoruz ve ben yaptığım işi ürün değil hizmet olarak

görenlerdenim. Bazen dolabınızda 50 tane ceketiniz

olur ama hep aynı ceketi giymek isterseniz,

biz ise hep aynı giydiğiniz ceketi yapan olmak…

Dolayısıyla bunun bedeli “ömür boyu garanti“ ile

sabitlememek müşterimize haksızlık olur…


66

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Küreselde hedef

büyüten Zühre

e-ticarete açılıyor

Muhafazakar moda sektörünün

önemli markalarından Zühre,

2020 yılında 5 ülkeye daha

açılma kararı aldı. Marka,

2020 yılında e-ticaret satış

organizasyona start vererek

küresele online olarak da

açılmayı hedefliyor.

Muhafazakar moda sektörünün önemli markalarından

Zühre Yönetim Kurulu Başkanı Erhan

Yazıcıoğlu, şirketin 2020 yılına ilişkin açıklamalarda

bulundu. 2019 yılında 30 ülkeye ulaştıklarını belirten

Yazıcıoğlu, “2020 yılında Zühre olarak 35 ülkeye

ihracat gerçekleştireceğiz. Küresel pazarda yeni

ülkeleri Türk tekstilinin kalitesi ile buluşturuyoruz”

dedi. Zühre markasıyla Türkiye dışında 4 kıtada

30 ülkede 150’den fazla satış noktasıyla hizmet

verdiklerini belirten Yazıcıoğlu, “Kuzey Makedonya

Tetova’da açtığımız mağaza markamız için bir üs

niteliğinde. Son bir yılda Kahire, Irak, Ankara, İzmir

ve Diyarbakır’da yeni mağazalar açarak, hazır giyim

sektörünün ihracat rakamlarına katkı sağladık.

Tekstil sektörü yıldan yıla büyüyen bir sektör. Pazar

artık İstanbul’un belli başlı lokasyonlarını aşarak

küresel arenalara taşındı. Önümüzdeki dönem için

hedefimiz önce Cezayir, Endonezya, Almanya ve

Lübnan pazarında büyümek ve diğer ülkelere de

açılarak markayı yıldan yıla daha güçlü kılarak

küresel pazarda etkin bir Türk markası konumuna

gelmek. Yapacağımız yatırımlar ve açacağımız

mağazalarla 2020 yılında sektörümüzün büyüme

hedefine önemli katkılar sağlayacağız” dedi.

Zühre Yönetim Kurulu Başkanı Yazıcıoğlu, “Tüm

Türkiye’de ve İstanbul’da hedef kitlemize yakın

alışveriş merkezlerinde bayilik ya da Zühre olarak

2 ya da 3 mağaza daha açmak üzere çalışmalarımız

sürüyor. Özellikle tarzı olan, kombinleriyle

hem geceyi hem de gündüzü yakalamak isteyen

şık ve tarz kadın giyiminde, Zühre kalitesi ile tüm

kadınlarımızı buluşturmak en yoğun noktalarda

Zühre markamızla yer almayı hedefliyoruz. Rusya

da ilgi alanımızda olan ülkeler arasında yer alıyor.

Bu mağazalaşma süreci ile birlikte markamızı tüm

kadınlara, tarzı olan, modayı kadın giyimine kadar

çeşitlendireceğiz” şeklinde belirtti. Zühre’nin

Türkiye’de 300, yurt dışında 150 satış noktası olduğunun

altını çizen Yazıcıoğlu, satış ağlarını genişletmenin

yanı sıra karlılık, verimlilik ve kaliteli hizmet

anlayışına odaklandıklarını, gerçekleştirdikleri ve

planladıkları yatırımlarında bu hedeflerini doğrular

nitelikte olduğunu belirtti.

“TEKNOLOJİK İHRACATTA ATILIM YILI OLACAK”

2020 yılının ilk 6 ayından sonra, online satış organizasyonumuzu

tamamlayarak küresele online

olarak da açılacakları bilgisini veren Yazıcıoğlu,

“E-ihracat tekstil sektörünün can suyu oldu. Zühre

olarak ihracatımıza ivme katacak tüm teknolojik

yatırımlarımıza hız verdik. Türk tekstilinin kalitesini

her noktaya taşımak arzusu ile 2020, Zühre için teknolojik

ihracat’ta atılım yılı olacak.” diye konuştu.

30 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR

“Kurulduğumuz günden bu yana; yurt içinde bayilikle

ürünlerimizi Türkiye’nin her noktasındaki kadınlara

ulaştırma gayemizle büyüme ve markalaşma

sürecimize devam ederken, ülkemizden aldığımız

bu güç ile daha geniş coğrafyalarda kendimizi tanıtmak

ve ülke ihracat hedeflerine katkıda bulunmak

hedefiyle ilerledik” diyen Zühre Yönetim Kurulu

Başkanı Erhan Yazıcıoğlu, “Şu anda ulaştığımız ülke

sayısı 30. Irak, Ürdün, Filistin, Cezayir, Lübnan, Mısır,

Tunus, Çin (Doğu Türkistan), İran, Suudi Arabistan,

Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan, Fas, Libya, Endonezya,

Suriye, Makedonya, Rusya, Ukrayna, Kenya, Özbekistan,

Almanya, Gana, Avusturya, Yunanistan,

Hollanda, Amerika, Almanya, İspanya ihracatımızı

artırarak sürdürüyoruz” diye ekledi.


67

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Bisse

yeni koleksiyonunu tanıttı

Bisse, 44. yılına özel 2020 İlkbahar&Yaz ve 2020-

2021 Sonbahar &Kış olmak üzere 2 koleksiyonunu

birden tanıttı. Geçtiğimiz akşam Doubletree

byHilton Topkapı’da gerçekleşen lansmana iş,

siyaset, cemiyet ve magazin dünyasından çok

sayıda isim katılarak yeni koleksiyonu yakından

incelediler. Sektörde ilklerin öncüsü olan Bisse,

2 sezon koleksiyonunu birden tanıtarak yeni

sezonlarda da iddiasını sürdürüyor. Sunuculuğunu

Burcu Esmersoy’un yaptığı özel gecede Bisse

yöneticileri ve ekibi 44. yıl pastasını sahnede kestiler.

Defilenin sonunda sahneye çıkan Mustafa

Kefeli büyük alkış aldı. Gecenin sonunda misafirler

Avantgarde Müzik Organizasyon ve Sahne

Sanatları yönetiminde DJ Mert Levent’in müzik

direktörlüğündeki after party’de eğlendiler.

HEDEF SAYGI DUYULAN BİR DÜNYA MARKASI OLMAK

Geceye ev sahipliği yapan Bisse Yönetim Kurulu

Başkanı Mustafa Kefeli sahneye çıkarak 44 yıl

önce başlayan hayalinin gerçeğe dönüştüğünü

ve bugün markalarını dünyaya tanıtmayı başardıklarını

belirterek şimdi ise hayalinin dünyada

tanınmanın ötesine geçerek saygı duyulan bir

dünya markası haline gelmek olduğunu belirtti.

Şuanda Bisse olarak yurtiçinde 30 mağaza

yurtdışında da 7 mağazalarının olduğunu söyleyen

Kefeli; “Dubai, Kazakistan, Azerbaycan

ve İngiltere olmak üzere ilgili ilk etapta 4 yeni

ülke ile 2020 yılı içinde büyümeyi hedefliyoruz.

Devamında ise 2025 yılına kadar 18 yeni ülkede

var olmayı planladık. Başka bir deyişle mağazamızdaki

meşhur Türk kahvemizi dünyaya ikram

etmek için yola çıktık ve hayalim hedeflerimizi

tam yakalamak. ” dedi. Kefeli başarısında ilk

günden beri arkasında olan eşi, çocukları ve

ekibine teşekkür etti.

DOĞA, SANAT VE TARİH İZLERİ TAŞIYAN KOLEKSİYON

Sektörde 44. yılına giren ve erkek modasına yön

veren markanın 2020 İlkbahar&Yaz ESSENCE

koleksiyonu sanat ve doğa arasındaki geçişi en

öz haliyle yansıtıp, tabiatın özündenve sanatın estetiğinden

ilham alarak hazırlandı. 2020-2021 Sonbahar&Kış

HERITAGE ve REAR UP koleksiyonunda

ise geçmişten bugüne taşınan mirasını, tarz ve

kalitesini koleksiyonun tamamında değinmeyi ön

planda tutup, modern hissettiren, aynı zamanda

tarih duygusundan izler taşıyan özel tasarımları

sunacak.Birlikte İlkemiz Sanatla Sanayiye Erişmek”

kelimelerinin baş harflerinin marka ismini

oluşturduğu Bisse, ekip çalışmasına verdiği önem

ve yarattığı sanatıyla ilk günden bugüne sektöründe

lider konumunda olmaya devam ediyor.


68

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Hanzade Giyim

ihracatta

hedef büyüttü

Türkiye’nin mütedeyyin

giyimin üretim üssü olduğunu

muhafazakar giyim modasına

Türk tekstilinin yön verdiğini

belirten Hanzade Giyim

Yönetim Kurulu Başkanı Serkan

Işık, 2020’de üretiminin

yüzde 35’ini ihracat etmeyi

hedeflediklerini belirtti.

Her yıl yüzde 15 civarında büyüme gösteren Hanzade

Giyim, ihracatta hedef büyüttü. Ortadoğu

ve Türk tesettür tarzını bir araya getirerek tasarladığı

mütedeyyin kadın giyim üreticisi Hanzade Giyim

Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Işık, üretimlerinin

yüzde 20’sini dış pazarlara ihraç ettiklerini 2020’de

bu rakamı yüzde 35’e çıkarmayı hedeflediklerini

belirtti. İç ve dış pazarda geniş bayi ağına sahip

olan ürün kalitesi ve çeşitliliğiyle büyük talep gören

marka, Lübnan, Kuveyt, Körfez ülkeleri başta olmak

üzere Irak, Kerkük ve Libya’ya ihracat yapıyor.

MUHAFAZAKAR MODAYA TÜRKİYE YÖN VERİYOR

Türkiye’nin mütedeyyin giyimin üretim üssü olduğunu

vurgulayarak muhafazakar giyim modasına Türk

tekstilinin yön verdiğine dikkat çeken Işık “Kaliteli

ve inançlara uygun trendy kıyafetler üreten ülkemiz

muhafazakar modanın belirleyicisi konumuna

geldi. Son yıllarda mütedeyyin kesim modayı

yakından takip ediyor, kullanışlı ve rahat olmasına,

inançlarına uygu, gösterişten uzak minik aksesuarlar

ve kesim tarzlarıyla sade şıklığı tercih ediyorlar.

Muhafazakar giyim gün geçtikçe renkleniyor. Biz

de Hanzade Giyim olarak yeni trendler doğrultusunda

koleksiyonlarımızda yeşilin farklı tonları, papaya

rengi, kayısı tonları, mercan gibi daha cıvıl cıvıl

renklere ağırlık veriyoruz. Özellikle keten, pamuk

gibi saf ve yumuşak kumaşlardan hazırlanmış soft

ve canlı renkler çok talep görüyor. Tasarım, model

ve renkler konusunda ihtiyaç ve eğilimleri göz

önünde bulundurarak 15 günlük kapsül koleksiyonlar

hazırlıyoruz. Model, tasarım ve renklerdeki yeni

trendleri kısa sürede mütedeyyin kesimin beğeni ve

tercihlerine uyarlayarak Türkiye ve Ortadoğu’daki

kadınların şıklığı ve rahatlığını sağlıyoruz.”


69

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

2020’de düğünlere

‘Doğa Dostu Gelinlikler’

damga vuracak

Düğünlerdeki ‘Doğaya Dönüş’ trendi ile beraber

gelinliklerde de doğal kumaşlar tercih edilmeye

başlandı. 2020’nin düğünlerinde; kenevir, ipek,

organik pamuk, bambu, ipek harmanları ya

da vintage kumaşlar kullanılarak üretilebilen

organik gelinlikleri bolca göreceğiz. Evlilik hazırlığı

içinde olan çiftler, yeni sezonun modasını

belirleyen Evlilik Dünyası Fuarı’nda bu yıl da 17-19

Ocak’ta Lütfi Kırdar’da bir araya gelecek. Bu

yılki temasını ‘doğaya dönüş’ olarak belirleyen

fuar, evleneceklere tüm ihtiyaçlarını bir arada

sunmakla kalmıyor, trendler konusunda da yol

gösteriyor. Modern insanın toprağa, ağaca

yani doğal bir hayata olan özleminden doğan

‘doğaya dönüş’ trendi; artık düğünlerin de konseptini

belirliyor ve organik düğünlerin sayısı, her

geçen gün artıyor. Doğallık arayışı ise sadece

düğünlerde değil aksesuarlarda ve gelinliklerde

de etkisini gösteriyor. Farklı model ve tarzları

cesurca denemekten kaçınmayan yeni nesil

gelinler, artık doğa bilinciyle ‘organik gelinlikler’i

tercih ediyor.Gelinlikte trend, doğa dostu

gelinlikler! Kenevir, ipek, organik pamuk, bambu,

ipek harmanları ya da vintage kumaşlar kullanılarak

üretilebilen organik gelinlikler 2020’de tüm

gelinlerin tercihi olacak. Düğünlerde ve gelinliklerde

doğallık ve sadelik tabii ki ayakkabılara da

yansıyor. Gelinler artık daha özgür olacak. Yeni

trend gelin ayakkabıları, hem rengârenk hem de

kişiye özel olarak tasarlanıyor.

KİP, yeni yılın

ilk mağazasını

Samsun’da açtı

Türkiye’nin önde gelen erkek moda markalarından

KİP, Samsun’da 3’üncü, Türkiye

genelinde ise 64’üncü mağazasını Samsun’un

en gözde yerleşim alanlarından Atakum’da

hizmete giren City Mall’da açtı. Yaklaşık 162

m2 büyüklüğünde olan ve mükemmel müşteri

deneyimine odaklı yeni nesil mağazacılık

anlayışı ile tasarlanan mağazada, KİP kış

koleksiyonu Samsunluların beğenisine sunuluyor.

Takım elbiseden gömleğe, paltodan triko

ve aksesuara KİP erkeğinin güncel ve casual

görünümünü destekleyen şık tasarımlar KİP

City Mall mağazasında yerini aldı.

2020’de erkeklerin

rengi mavi

ABD’li Renk Enstitüsü Pantone 2020 yılının

rengini güven, yakınlık ve bağ kurmanın

özlemini yansıtan klasik mavi olarak belirledi.

Modayı ve trendleri yakından takip eden

erkekler 2020’ye yılının rengi klasik mavi ile

merhaba diyecek. Yeni koleksiyonunda yer

alan yılın rengi mavi ve mavinin tonlarında

ürünlerle Tudors Gömlek, erkeklerin hem iş

hem günlük giyimi için zengin seçenekler

sunuyor. Her Aralık ayında önümüzdeki yılın

rengini açıklayan ABD’li Renk Enstitüsü Pantone

2020 yılının rengini güven, yakınlık ve

bağ kurmanın özlemini yansıtan klasik mavi

olarak belirledi. Her zaman sakinliğin ve güvenilirliğin

sembolü olan aynı zamanda huzur

ve barışın rengi olan mavi ve tonları şimdiden

gardıroplarda yerini almaya da başladı.

Mavinin sakin dokunuşu özellikle gömleklerde

erkeklere sade ama şık bir görünüm

kazandırmanın yanı sıra kışın vazgeçilmezi

kazak, hırka, süveter gibi trikolarla da kullanılarak

2020 erkek modasına yön verecek.


70

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Koton kadın koleksiyonu

yeni sezona hazır

Ipekyol pre-spring 2020

koleksiyonu ile

sıcak iklimlere dönüş

Koton 2020 İlkbahar-Yaz Kadın Koleksiyonu, iş

hayatının elegan stillerini sezonun zengin trendleriyle

tasarımlarına taşıyor. “Safari”, “Glamor

Girl” ve “Denim” temalı; yaz ruhuna uygun şifon,

organze, denim gibi doğal kumaşların kullanıldığı

koleksiyonun öne çıkan renkleri pastel yeşil,

açık lavanta, pembe, kırık beyaz, bej, gri ve sarı

oluyor. Yeni sezon tasarımları, şehirli genç kadınların

stillerini renk ve desenlerle ön plana çıkarıyor.

Özel dikim safari ceket ve şortlarla oluşturulan

kombinlere, pastel yeşil rengi hakim oluyor.

Kullanışlı safari kesim ceplerin dikkat çektiği

tasarımlarla modern ve şık bir tarz elde ediliyor.

Koton 2019 İlkbahar-Yaz Kadın Koleksiyonu’nun

dikkat çeken temalarından biri de Glamor Girl

oluyor. Şifon ve organze gibi akışkan kumaşlardan

hazırlanan hareketli elbiselerin ön plana

çıktığı tasarımlarda bohem dokunuşlar feminen

detaylarla bir araya geliyor. Denim tasarımlar,

Koton 2020 İlkbahar-Yaz Kadın Koleksiyonu’nun

stilleri tamamlayan parçaları olarak öne çıkıyor.

Bohem bluzlar, tafta gibi sert kumaştan parlak

elbiselerle kombinlenerek sezonun olmazsa

olmaz stil kodlarından oluyor.

Modern çağ kadınına romantik ve sade çizgiler

sunan Ipekyol Pre-Spring 2020 Koleksiyonu,

doğal temanın hakimiyet gücüyle saf ve estetik

bir görünüm yaratıyor. Sıcak renklere teslim olan

koleksiyonun akıcı silüetleri ise şehrin tarih kokan

etkileyici sokaklarına doğru açılıyor. Tabiattan

ilham alan yağ yeşili ve hakiler, güneşin ışık dansına

eşlik eden safran tonları ve ekrular koleksiyonun

ana renk kartelasını oluştururken, toprak

tonlarında hakimiyet kuran kahverengi ve bejler

ise yeni sezonun stil oyununu destekler nitelikte.

Ofiste, sokakta veya yeni mevsimin enerjisine eşlik

edecek davetlerde ön plana çıkan kombinler

Ipekyol Pre-Spring 2020 Koleksiyonu’nu oluşturan

tasarımlar arasında yerini alıyor. Ipekyol kadınının

stiline dokunan ikonik boyfriend ceket ve

pantolon takımı maskülen olduğu kadar rahat

bir görünüm sunuyor. One-piece akımını vurgulayan,

baştan aşağıya kahverengiye bürünen

tulum ise kuşkusuz koleksiyonun en dikkat çeken

parçası olarak yerini alıyor. Payetlerin ve simlerin

dengeli birlikteliğinden oluşan puantiyeli elbise

ve etekler sakin tonlarla uyum yakalayarak

etkili bir parıltı dozu sunuyor. Geçiş mevsimiyle

beraber ortaya çıkan trençkotlar, parlak ve

mat kumaşların birleşimiyle gündüzden geceye

sürecek ışıltılı anlara eşlik ediyor.


71

PANORAMA

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Greyder

bu yıl da kendi

sektörünün

en itibarlısı

Machka’dan sofistike ve

güçlü tasarımlar

Sezonun büyüsünü gün yüzüne taşıyan naif tasarımlar,

Machka İlkbahar-Yaz 2020 Koleksiyonu’yla buluşuyor. İnce

işçiliği feminen tavrıyla buluşturan Machka, yeni sezonun

kapılarını ışıltı dolu tasarımlarıyla aralıyor. Tabiattan gelen

tarçın, toprak ve bej tonlarının yanı sıra romantik etkili kırmızı

ve pembeler, Machka İlkbahar-Yaz 2020 Koleksiyonu’nun

öne çıkan renk kartelası arasında yerini alıyor. Güneşin

samimi tonlarından sarı ve turuncular mevsime sıcak bir

karşılama yaparken, derin siyah ve beyazlar zamansızlığa

atıfta bulunuyor. Silüetleriyle modern, renk paletiyle romantik,

hacimli volanları ve aksesuar oyunlarıyla modern

görünüme atıfta bulunan koleksiyon, mevsimin yeni başlangıçlarına

eşlik ediyor. Koleksiyonda yer alan volan detaylı

ekose poplin gömlek, turuncu tonlarıyla ön plana çıkıyor. Bu

parçaya eşlik eden ton sür ton etkili krep pantolon feminen

bir silüet oluşturuyor. Taş ve rafya işleme detaylarıyla ışıltılı

ve bir o kadar doğal bir denge yakalayan tüvit pardösü ise

serin meltemlere eşlik edecek ihtişamlı bir görünüm sunuyor.

Doğal dokuların egemenliğindeki keten ceket ve pantolon,

dingin duruşuyla gün içerisindeki okazyon değişimlerine

eşlik ediyor. Yaz davetlerinde, sahilden seyredilen romantik

gün batımlarına eşlik edecek çizgili koton maksi elbise, yaka

bölümündeki taş ve rafya işlemeleriyle zarafet gün ışığına

taşıyor. Dantel ve pililerin beyaz ile buluştuğu etekler, çiçek

işlemeli blazer ceket ile rafine şıklığınızı yansıtıyor.

Her yıl, sonuçları kamuoyu araştırması

ile belirlenen The One

Awards’ta bu yıl da Greyder kendi

kategorisinde yılın itibarlısı seçildi.

Raffles Otel’de düzenlenen gecede

her sektörün o yıl boyunca

itibarını en çok artıran markaları

ödüllerini aldılar. The One Awards’ın

en önemli özelliği, seçici

bir kurul ya da jüri olmaksızın,

sonuçların objektif kamuoyu araştırmalarına

dayanması. Yapılan

araştırmalar sonucunda Greyder

2019 yılında ayakkabı ve çanta

kategorisinde en beğenilen ve itibarını

en çok artıran marka oldu.

Greyder geçen yıl da bu kategoride

ödülün sahibi olmuştu. Marka

yetkilileri bu ödülü bir kez almak

bile kendileri için çok önemliyken,

iki kez üst üste almanın mutluluğunu

paylaştılar. Kadın, erkek ve

çocuk kategorilerindeki başarılı

koleksiyonları, Organize İşler Sazan

Sarmalı ve Kral Şakir filmlerine

yaptıkları sponsorluklar, Kadınlar

Günü ve Anneler Günü gibi özel

günlerde gerçekleştirdikleri duygu

dolu iletişim kampanyaları ve yıl

boyunca tüketicileri ile kurdukları

başarılı iletişim sayesinde Greyder,

2019 yılının ayakkabı ve çanta kategorisinde

en beğenilen markası

olmayı başardı.


MAKALE

72

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

Türkiye’de

iş kazalarını

ve meslek

hastalıklarını

önlemede

iş güvenliği

kültürünün

önemi ve

bu kültürü

oluşturma

yöntemlerinin

araştırılması

Hakan Değer

İş Güvenliği Uzmanı ve Eğitmen

ÖZET

Türkiye’deki işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili

kanunlar olmasına rağmen, iş kazalarında ve

meslek hastalıklarında azalma olmamaktadır. İlgili

kanunlar, ILO sözleşmeleri ve AB kanunlarından

birebir alınmaktadır. Bu kanunların iş hayatında

uygulanması çeşitli nedenlerden gerçekleşmediği

için İş kazalarındaki Dünyada üçüncülüğümüz,

Avrupa’daki birinciliğimiz kaçınılmaz olmaktadır.

Kanun çıkarmak tek başına yeterli olmamaktadır.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarının sadece

çalışanlarda değil, iş hayatına başlayacaklarda

da başarılı olması için bir kültürün oluşturulması

gereklidir. Bu kültür; iş kazaları ve meslek hastalıklarının

önlenmesinde son nokta olan kişisel koruyucu

donanımların (KKD) etkili kullanılmasında çok

önemlidir. Bu araştırma da, iş kazalarını ve meslek

hastalıklarını önlemede iş güvenlik kültürünün

oluşturulması ile ilgili yapılan çalışmalar ve öneriler

yer almaktadır. Araştırmanın temel hipotezi

İş Güvenliği Kültürünün oluşturulmasında çalışan

memnuniyetinin önemi ve iş güvenliği uygulamalarının

işveren tarafından hassasiyetle istenmesi ve

takibinin önemini ortaya çıkarmaktır.

Anahtar Kelimeler: İş Kazası, İş Güvenliği Kültürü,

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, Risk

SUMMARY

Turkey in occupational health and safety laws,

despite the reduction in work accidents and

occupational diseases do not. The ILO’S relevant

laws, contracts and EU law are taken verbatim

from. This law does not apply to business life, the

third world in our country is the first European

work-related accidents. It is not sufficient alone to

the law. Occupational health and safety not only

in the running of the application, will start to work

in creating a culture that is required to be successful.

This culture; Prevention of work accidents

and occupational diseases is the endpoint of the

personal protective equipment (PPE) is crucial

in the effective use of This research also, work

accidents and occupational diseases in order

to prevent the creation of a culture of business

security-related studies and suggests. Based on

the research hypothesis importance of employee

satisfaction in the creation of an occupational safety

Culture and safety practices of the employer

by the power and importance of solicitation and

follow-up with precision revealing.

Keywords: Occupational accidents, Safety Culture,

employee health and safety, Risk

GİRİŞ

İş Sağlığı ve Güvenliği ( İSG ) son zamanlarda

ülkemizde sıklıkla gündeme gelen ve aynı zaman-


73

MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

da da tartışılan bir konu olmuştur. İSG çalışanların

sağlığı ve güvenliği konuları ile ilgili bir alandır.

Sanayinin ve teknolojinin hızla gelişmesi, yeni iş

sahalarının açılmasıyla birlikte yeterli önlemlerin

alınmaması durumunda, çalışanların sağlığını ve

güvenliğini tehdit eden sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

İSG çalışmalarında öncelikli amaç, çalışanların

sağlığını korumaktır. İşyeri ortamında bulunan

hammadde, yarı mamul, kimyasallar, teknik

ekipmanlar ile çalışma koşullarından kaynaklanan

çeşitli riskler nedeni ile çalışanlar iş kazasına uğrayabilir

veya sağlığı bozulabilir. Sağlığı bozulan,

hastalananların teşhis ve tedavisi de bu uğraşıların

içine girer. Ama bu çalışmaların asıl amacı, işyeri

ortamında bulunan bu riskleri kontrol altına almak

suretiyle işyerini sağlıklı ve güvenli bir yer haline

getirmek ve sonuç olarak da bu ortamda bulunan

çalışan kişilerin iş kazasına uğramalarına ve sağlığının

olumsuz etkilenmesinin önüne geçmektir.

(Özkan, T. ve Lajunen, T. ;2003) İSG’nin amacı, kaza

ve hastalıklar şeklinde ortaya çıkabilecek risklerden

çalışanları korumak, zarar verici etkileri asgariye

indirmek, mümkünse ortadan kaldırmak, fiziksel,

ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik halini hedefleyip

yaşam kalitesini yüksek tutarak çalışanların mutlu

olmasını sağlamaktır. (Güven R.;2006)

Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de meydana

gelen iş kazaları ve meslek hastalıklarının bir bölümü

ölümle, bir bölümü ise sakatlanma ve yaralanmalarla

sonuçlanmaktadır. Bu olayların manevi

üzüntüsü ve meydana gelen maddi zararın ve milli

servet kaybının büyüklüğü, insanların İSG üzerinde

önemle durmalarının önemli nedenlerindendir.

(Özkan, T. ve Lajunen, T. 2003)

Ülkemizde iş kazalarının önlenmesi, çalışanların

ve işverenlerin yasal haklarının devlet tarafından

denetlenmesi için 2003 tarihinde resmi gazetede

4857 sayılı iş kanunu ve 2012 tarihinde 6331

sayılı işçi sağlığı ve güvenliği kanunları yayınlandı.

Özellikle 6331 sayılı iş kanununda yasa maddeleri

uygulanmazsa verilecek para cezaları ağır olmakla

beraber, çeşitli nedenlerle yasal zorunluluklar

yerine getirilmemekte ve iş kazalarında bir azalmada

söz konusu olmamaktadır (Engin O.; 2005).

BÖLÜM 1 : İŞ SAĞLIGI VE İŞ GÜVENLİĞİ GENEL BAKIŞ

1.1 İş Kazası ve Meslek Hastalığı Tanım

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) İş Kazasını ; “

önceden planlanmamış, bilinmeyen ve kontrol

altına alınmamış olan, etrafa zarar verecek nitelikteki

olaylar” olarak tanımlamaktadır. Dünya Sağlık

Örgütü (WHO) İş Kazasını ; “önceden planlanmamış,

çoğu kişisel yaralanmalara, makinelerin ve

araç gereçlerin zarara uğramasına, üretimin bir

süre durmasına yol açan bir olay “ olarak tanımlamaktadır.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

‘’: MADDE 3 – G) İş kazası: İşyerinde veya işin

yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet

veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya

da bedenen özre uğratan olay’’ Meslek hastalığı;

Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden

dolayı tekrarlanan bir sebepten veya işin yürütüm

şartları yüzünden uğradığı geçici yada sürekli

hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir

(5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası

Kanununun 14. Maddesine göre) .

1.2. İstatistiklerde İş Kazaları ve

Sosyal-Ekonomik Boyutu

ILO verilerine göre ise, iş kazaları ve meslek

hastalıkları nedeniyle Türkiye’de her gün 3 işçi,

dünyada ise her gün ortalama 5 bin işçi, yılda ise

2 milyon kişi yaşamını yitiriyor. SSK istatistiklerine

göre, 1999 yılında ülkemizde meydana gelen 78

bin iş kazasında 1165 işçi hayatını kaybederken, 2

bin 697 kişi iş göremez derecede sakat kaldı ve 1

milyon 681 bin 334 işgünü kaybı oldu. 2000 yılında

ise 75 bin iş kazası olurken, bu kazalar sonucunda

731 kişi öldü, 1493 kişi sakat kaldı ve toplam 1

milyon 681 bin 44 işgünü kaybı oldu. 2001 yılında

ise meydana gelen 72 bin iş kazası sonucunda

1065 kişi yaşamını yitirirken, 1866 işçi ise iş 51

göremez derecede sakat kaldı. 2001 yılında ise

meydana gelen iş kazaları nedeniyle yaklaşık 1,9

milyon işgünü kaybı olmuştur.( Uluslar arası çalışma

örgütünün web sayfası,http://www.ilo.org/

global/statistics-and-databases/lang--en/index.

htm,erişim tarihi 19-05-2014 ) Türkiye’ de çalışma

alanlarının dağılımına bakıldığında 1927 yılında

çalışanların %85 i tarım sektöründe iken bu oran

diğer ülkelerde olduğu gibi hizmet sektörünün

giderek artması ile giderek azalmıştır. Bu gün için

çalışanların yarısından azı tarımda çalışmaktadır.

Dünya işgücü yaklaşık olarak 2.7milyar kişidir,

bunların 1 milyarı okuryazar olmayan kişilerdir.

Küresel istihdamın %80 den fazlası riskli alanlarda

çalışmaktadır. Dünya işgücünün 175 milyonunu

göçmen işçiler oluşturmaktadır. Çocuk çalışan

sayısı 246 milyondan fazladır. (Engin O.; 2005).

Ülkemizde SGK’nun Temmuz 2010 verilerine göre

işyeri sayısı 1.367.318 işçi sayısı 9.743.072 kişidir. İşyerlerinin

%85,9 u 1-9 işçi, %98,2 i 1-49 işçi çalıştırmaktadır.

Ülkemizde iş sağlığı hizmetlerinin halen 50 ve

daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için öngörülmüş

olduğu dikkate alındığında işyerlerinin sadece

%1.9 bu kapsamda bulunmaktadır. Ülkemizde 2009

yılı sonu itibarı ile 429 dan fazla küçük sanayi sitesi

(91.143 işyerini içeriyor) ve 256 dan fazla organize

sanayi bölgesi bulunmaktadır. İşçi statüsünde

çalışanların yanı sıra devlet memuru olarak çalışan

2.9 milyon BAĞ-KUR’ lu 2.2 milyon kişi çalışmaktadır.

Tarım çalışanları ve kayıt dışı çalışanlara ilişkin


MAKALE

74

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

değerlerde dikkate alınmalıdır. (http://www.csgb.

gov.tr/csgbPortal/sgb.portal?page=sy&id=2)

Dünya genelinde çalışanların sadece %10–15 i iş

sağlığı hizmetlerini almaktadır. Bu sıklık sanayileşmiş

ülkelerde %15 - 90 arasında iken gelişmekte

olan ülkelerde %1-20 düzeyindedir. Hizmetlerden

yararlanma eşit ve dengeli değildir. Avrupa’da

çalışanların yarısı kapsam dışında dağılım, %5 ile

%90 arasında değişiyor. Japonya, Kanada, Batı

Avrupa ülkelerinde kapsam %70-90 a ulaşmaktadır.

En çok küçük işletmeler kapsam dışındadır.

Kapsamın yüksek olduğu ülkelerde bile küçük

işletmelerde, inşaat ve tarım sektöründe, kendi

işinde çalışanlarda, kapsam düşük (Gadd S;2002).

Ülkemizde, SGK’nun Temmuz 2010 verilerine göre

işçilerin %30,1’i 1-9, %60,7 10-49 işçi istihdam eden

işyerlerinde çalışmaktadır. İş sağlığı hizmetlerinin

halen 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için

öngörülmüş olduğu dikkate alındığında bu işyerlerinin

tamamında hizmet sunumu olduğu kabul

edilse bile işçilerin sadece %40.0’ı hizmet kapsamındadır.

Bütün çalışanlar (kayıt dışı çalışanlar

da dahil olmak üzere) çalışanların sadece %12-15

i iş sağlığı hizmetleri kapsamındadır. (http://www.

csgb.gov.tr/csgbPortal/sgb.portal?page=sy&id=2)

1.3. İş Sağlığı Hizmet Modelleri

İş sağlığı hizmetlerinin amacı çalışanların fiziksel,

ruhsal ve sosyal sağlık durumlarını en üst düzeye

getirmek ve bu düzeyde sürdürmektir (ILO, Occupational

Health Services Conv. No. 161, 1985).

Bu kapsamda çağdaş iş sağlığı ilkeleri şu şekilde

sıralanabilir: bütün işyerlerini kapsamalıdır, bütün

çalışanları kapsamalı, yerel ihtiyaçlara ve koşullara

uygun olmalı, kolay ulaşılabilir olmalı, koruyucu

yaklaşımlar öncelikli olmalı, işveren tarafından

sağlanmalı, multidisipliner yaklaşımla yürütülmeli,

yasal alt yapı oluşturulmalıdır. (Özkan, T. ve

Lajunen, T. ,2003) Yukarıda belirlenen yaklaşıma

ulaşmak için farklı ülkelerde farklı hizmet modeli

uygulamalarının örneklerini görmek mümkündür.

Hizmet modellerinin başlı çaları şunlardır: Ülke sağlık

sistemi içindeki birinci basamak sağlık kuruluşları

(toplum sağlık merkezleri gibi), şirket içi hizmetlerle

birlikte büyük hizmet modeli, birkaç küçük orta

ölçekli işyeri tarafından ortaklaşa organize edilen

grup hizmetleri (ortak sağlık birimleri, hizmet sağlayıcı

olarak sosyal güvenlik kurumu hizmetleri, iş

sağlığı konusunda uzmanlığı olan serbest çalışan

hekimlerin sunduğu hizmetler, sadece iş sağlığı

hizmetlerini ya da hizmetlerinin bir parçası olarak

iş sağlığı sunan özel sağlık merkezleri, yerel veya

bölgesel hastanelerinin ayakta tedavi klinikleri.

(Özkan, T. ve Lajunen, T. ,2003)

Son yılarda gündeme gelen Temel İş Sağlığı

Hizmetleri yaklaşımı esasen hizmetlerin bütün çalışanları

kapsaması amacını gerçekleştirebilmek

için yöntem önerilerini içermektedir. Kapsayıcılık

sorununun çözülmediğinin, aksine kapsamın

giderek daraldığının saptanması ile 2003 yılında

Uluslararası Çalışma Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü’nün

oluşturduğu ortak bir komisyon tarafından

konu değerlendirilmiştir. Ortak komisyon,

Uluslararası İş Sağlığı Komisyonu’nun da katkısını

alarak, özellikle hizmetin kapsamının genişletilmesi

için TİSH kavramını öne çıkartmıştır. İzleyen yıllarda

Mısır (2005), Makedonya (2006), Türkiye (2007),

Hindistan (2008) ve Şili’de (2009) konu ile ilgili

teknik komite toplantıları yapılmıştır. Çalışanların

sağlığı için küresel eylem planı ile tüm çalışanları

kapsayan ve çalışanların erişebileceği bir iş sağlığı

hizmetinin nasıl verilebileceği değerlendirmiş,

program ve hedefler belirlenmiştir. TİSH yaklaşımı

bir taraftan iş sağlığı hizmetlerini belirlerken bir taraftan

da bu etkinliklerin çalışanlarının tamamına

ulaşmasını ve bu amaçla ülkenin sağlık sistemine

entegrasyonunu vurgulamaktadır. Brezilya, Şili,

Çin, Tayland, Vietnam, Kenya, Tanzanya, Uganda,

Finlandiya, İtalya, Küba ve Güney Afrika gibi

ülkelerde TİSH yaklaşımı ile hizmet modelleri geliştirilmektedir.

(Gadd S;2002),

İş hizmetlerinin tüm çalışanları kapsamasını, tüm

çalışanların bu hizmetlere ulaşmasında gereksinimlere

göre hakkaniyetin gözetilmesini, hizmet

sunumunun etkili olmasını, çalışanlar tarafından

kabul edilmesini ve katılım sağlanmasını, kamu

tarafından garanti altına alınmasını, çalışma yaşamı

ile ilgili sosyal politikaların entegre bir parçası

olmasını vurgular. İş hizmetinin oluşturulması ve

sürdürülebilmesi için gereken altyapının aşamalı

olarak geliştirilmesini (4 aşamalı bir modelle) önermektedir

(Koçel T.;2001). Ülkemizde de son yıllarda

Sağlık Bakanlığı bünyesinde hizmet veren Toplum

Sağlığı Merkezlerinde işyeri hekimliği hizmeti verilmesine

ilişkin çalışmalar sürdürülmekte, ilgili yasa

işyeri hekimliği hizmetleriyle sınırlı tutulmuştur.

BÖLÜM 2: İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİK KÜLTÜRÜ

İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının öncelikli

amacı, çalışanların sağlığını korumaktır. Çalışanların

sağlığını belirleyen iki temel öğe, bireysel özellikler

ve işyeri ortam faktörleridir. Sağlık ve güvenlik

koşulları yetersiz işyerlerinde istenen düzeyde

nitelikli hizmet ve ürün almak beklenemez ( Güven

R. : 2006). İş sağlığı ve güvenliğinin ne ölçüde sağlanmış

olduğu, kuruluşların ekonomik başarısı açısından

önemli bir performans ölçüsü konumuna

gelmiştir. İşyerlerinde yapılması gereken; çağdaş

sağlık anlayışının ilkelerinde olduğu gibi, önlemenin

tedaviden daha etkili, kolay, ucuz olduğu

yaklaşımından hareket etmektir. Risklerin belirlenmesi

ve uygun yöntemlerle ortadan kaldırılması


75

MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

gerekir.( Engin O.: 2005) Geleneksel yaklaşımda

(reaktif yaklaşım), kazaların ve sistem bozukluklarının

incelenmesi esastır. Çağdaş güvenlik yaklaşımı

(proaktif yaklaşım) ise, sistem bozukluğundan çok,

güvenlik yönetim sisteminin incelenmesine, risk

değerlendirme ve güvenlik kültürüne odaklanır. Bu

iki yaklaşımın birleştirilmesi gerekir. Zararla sonuçlanabilecek

olası tehlikelerin önceden saptanmasını

ve gerekli önlemlerin alınmasını hedeflenmelidir.

(Güven R. : 2006) ISO 9000 Kalite Yönetimi Sistemi

anlayışının ardından, ISO 14000 Çevre Yönetim

Sistemi anlayışına ve sonra İş Sağlığı ve Güvenliği

Yönetim Sistemi OHSAS 18001 anlayışına gelinmiştir.

Konu Yönetim Sistemleri ile ilişkilendirilmektedir.

OHSAS 18001 Yönetim Sistemi elemanlarından biri

de, risk değerlendirmesidir, amaç riskleri denetlenebilir

duruma getirmek, kabul edilebilir olanları

ve ivedi müdahale gerektirenleri saptamaktır

(Engin O.: 2005). Risk yönetimi stratejisi, güvenlik

yönetimi stratejisini içerir. Güvenlik yönetimi

stratejisi ise performans yönetimini, güvenlik

kültürünü, risk değerlendirmesi ve denetimini,

insan kaynakları yönetimini içerir. Bütün ülkelerde,

bütün işyerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili

konular, sorunlar yasal düzenlemeler dışında da

farklı araçlardan yararlanmayı gerekli kılmaktadır.

Olay gerçekleştikten sonra yapılan uygulamaları

(reaktif, tepkisel) içeren geleneksel yaklaşım olay

sonrası inceleme ve işin yeniden düzenlenmesine

odaklanır. Çağdaş yaklaşım olay gerçekleşmeden

öncesine, çalışanlara ve güvenli olmayan uygulamalara

odaklanır (proaktif). Proaktif yaklaşımın

sağlanmasında önemli etkenlerden biri de güvenlik

kültürüdür. Korunma ihtiyacının karşılamanın en

önemli yollarından biridir. İnsan davranışları ve bu

davranışların altında yatan insana özgü nedenler

güvenlik kültürünü oluşturmaktadır. Güvenlik kültürü

alt bileşenleri ise tutumlar, davranışlar, değerler,

eğitim ve gelişme konuları, kişisel sorumluluklar,

insan faktörüne özgü konulardır. (Kılkış ve İlknur,

2011) İnsan gereksinimleri bakımından öncelikli

sıralarda olan güvenlik içinde bulunulan toplumun

güvenlik kültürü ile yakından ilişkilidir. Çalışanlar

için çalışma ortam koşulları ve riskler düşünüldüğünde

konu özel önem taşımaktadır. Sosyal ve

ekonomik gelişmenin göstergelerinden biri olan

iş sağlığı ve güvenliği düzeyinin iyileştirilmesinde

toplumda güvenlik kültürünün oluşturulması büyük

önem taşımaktadır.( Kılkış ve İlknur ;2011)

2.1. Güvenlik Kültürü

İnsanlar yaşamak için temel gereksinimlerini

yerine getirdikten sonra, geleceğini güvence

altına almak ister. Maslow’un insan gereksinimlerini

belirleyen piramidinde öncelik sıralaması

ile temel fizyolojik gereksinimler, güvenlik gereksinimi,

sosyal gereksinimler / kimlik gereksinimleri,

ego gereksinimleri / saygınlık gereksinimi, kendini

gerçekleştirme gereksinimi bulunmaktadır.

Fizyolojik gereksinimler (beslenme, barınma vb.)

başlangıç noktasını oluşturur ve hepsinden güçlüdür.

Güvenlik gereksinimi, yaşama gereksinimini

karşılayacak temel fizyolojik gereksinimlerden

hemen sonra gelir. Sosyal gereksinimler arkadaşlık,

kabullenilme isteği, kariyer ve duygusal ilişkiler

gibi gereksinimlerdir. Ego gereksinimleri kendine

güven, başarı, bilgi gibi kişinin kendi ile ilgili olan

gereksinimler ve fark edilme, takdir edilme gibi

statü ve saygınlığı ile ilgili gereksinimleri kapsar. En

üst düzey olan kendini gerçekleştirme gereksiniminden

kendi potansiyelini anlama ve gelişimini

sürdürme isteği anlaşılır. Günlük yaşam faaliyetleri

(yolda yürümek, yolculuk yapmak, araba kullanmak,

spor yapmak, yüzmek, yemek yemek vb.)

belli düzeyde riskler taşır. Riskler fark edilebilir, öğrenilebilir,

korunulabilir, ölçülebilir, analiz edilebilir,

değerlendirilebilir, azaltılabilir, yönetilebilir ve kontrol

edilebilir.( Özkan ve Lajunen ,2003) Güvenlik,

yapılan işin ve/veya çalışma şartlarının zarar ve/

veya tehlike içermeme durumudur. Güvenlik, ISO/

IEC Rehber 22’de Güvenlik ‘kabul edilemez zarar

riskinden uzak olma durumu’ olarak tanımlanır.

Emniyet içinde olma duygusu’ olarak tanımlanabilir.

Ortamda kabul edilebilir düzey ve bu düzeyi

korumak için zamansız ölüm, yaralanma veya

endişe verici koşulların var olma olasılığını azaltma

anlamındadır. Güvenliği sağlamanın üç ana

uygulaması vardır; 1- Güvenliği ve sağlığı tehdit

eden durumların ortadan kaldırılması, 2- Güvenliği

ve sağlığı tehdit eden gelişmelerin zamanında

saptanması, 3-Önlenemeyen durumların kötü

sonuçlarının asgariye indirilmesi (riskin asgariye

indirilmesi) (Demirbilek ve Çakır, 2008),

Kazalara ilişkin değişkenlerin etkisini araştırmak,

insan davranışlarını açıklamak, davranışları durumun

ve kişinin doğası yönünden tartışmak güvenlik

kavramını yerleştirmek için önemlidir. Risk

algısı bir ölçüde kişilerin eğitimi ile ilişkili olmakla

birlikte, işyerinde kararlı uygulamalar sonucunda

güvenlik kültürü oluşturulması da risk algısı bakımından

etkilidir. Risk değerlendirme çalışmaları

kişilerin güvenlik algılamasını olumlu etkilemekte,

hem ölümlü, ağır yaralanmalı hem de nispeten

hafif yaralanmalı kaza sayısını azaltmaktadır. 4

Güvenlik kültürü (safety culture) bir örgütteki (iş

yeri de vb.) bütün üyelerin risk, kaza ve hastalıklar

hakkında paylaştığı fikir ve inançlar bütünü

olarak tanımlanabilir. Bu kavram ilk olarak 1986

yılında meydana gelen Çernobil nükleer santral

kazası/afeti sonrasında, 1987 OECD (Organisation

for Economic Cooperationand Development)

Nükleer Ajans Raporunda dikkati çek-


MAKALE

76

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

mektedir. Son yıllarda bu kavram üzerinde sıkça

çalışılmaktadır (Güven R.: 2007).

Konuya ilişkin bazı tanımlar;

Kültür: Sınıf, toplum ve nüfusların, belli bir dönemin

yansıması olarak göz önüne alınan inançları,

gelenekleri, sanatları, fikirleri, insan işi tüm ürünleri

ve davranış örüntüleridir. İnsanın bilgi, inanç, fikir

ve değerlerinin oluşturduğu dünyadır.

Örgüt Kültürü: Örgüt üyeleri tarafından paylaşılan

varsayımlar, inançlar ve değerlerdir. Bir grubu

diğerlerinden ayırmaya yarayan, zengince geliştirilmiş

ve derine yerleştirilmiş değerler ve inançlar

sistemidir. (Demirbilek ve Çakır, 2008)

Örgüt İklimi: İş çevresi hakkında geniş bir açıda

kişisel değerlendirmeleri kapsar. Kişisel ve örgütsel

etkileşimleri yansıtan değişkenlerdir sınıfıdır. Örgüt

ikliminin, kişilerin motivasyonu ve başarısı üzerine

güçlü bir etkisi vardır. Örgüt iklimi, çoğunlukla güvenlik

iklimi algılamasını etkiler.

Güvenlik İklimi: Çalışanların çalıştıkları ortam hakkında

paylaşılan algılamasıdır. Başka bir ifade ile

çalışanların iş çevreleri, yönetimin güvenlik görüşü

ve aktiviteleri, iş risklerindeki denetimler hakkında

algılama kalıpları geliştirmesi ve buna uygun davranmasıdır.

Güvenlik ikliminin önemli bileşenleri;

yönetim değerleri, yönetim ve örgüt uygulamaları,

iletişim, işyeri sağlık ve güvenliğine çalışanların

katılımıdır. Bu faktörlerin kaza ve olayları azalttığı

pek çok çalışmada gösterilmiştir. Güvenlik iklimi işyerinde

güvenlik kültürü hakkında bir bilgi kaynağı

olarak görülebilir (Güven R. :2007).

Güvenlik Kültürü: Çalışan ve yöneticilerin risk

ve güvenlik konusunda tutum ve davranışları’

tanımı geçerli bir tanımdır. Örgütteki tüm üyelerin

risk, kaza ve hastalık hakkında paylaştığı fikir

ve inançlar’ olarak tanımlamıştır. İngiltere’de,

Sağlık ve Güvenlik Komisyonu (UK Healthand

Safety Commission; HSC,1993) Güvenlik Kültürü’nü

‘örgütün sağlık ve güvenlik programının yeterliliğine,

biçimine, bağlılığına karar vermek için kişi

ve grup değerleri, tutumlar, yetenekler ve davranış

örüntüleri’ olarak tanımlar. Güvenlik kültürü,

değerleri, esasları ve inançları içeren bir kavramdır

ve güvenlik yönetim sisteminin önemli bir

parçasıdır. Güdüleyici ve eşgüdümlü aktivitenin

kaynağıdır. Çalışanların motivasyon ve davranışları,

üst yönetimin güvenliğe verdiği değer ile ilgili

algılamalarından etkilenir. Yöneticilerin olumlu geri

bildirimi de, güvenlik kurallarına uyumu güçlendirir.

Güvenlik kültürü farklı boyutları olan bir kavramdır.

Farklı yaklaşımlarla, birbirinden farklı değişkenlerle

değerlendirilmektedir. Çoğunlukla sosyal/bilişsel

aracı olarak, güvenlik ikliminin değerlendirilmesi

şeklinde değerlendirilmektedir. Örgütsel güvenlik

ikliminin, güvenliğe özel liderlik uygulamasının,

yönetimin güvenliğe bağlılığının ve güvenlik etkinliklerinin;

çalışanın da güvenliğe bağlılığına, artmış

güvenlik algılamasına ve güvenlik performansına

neden olduğu gösterilmiştir. Güvenlik ikliminin ve

güvenlik kültürünün güvenlik performansı üzerine

olumlu etkisini gösterilmiştir. Güçlü bir örgüt güvenlik

ikliminin, iş güvensizliğinin olumsuz sonuçlarını

(bilgi, uyum, kaza ve yaralanmalar ve raporlamalar

yönünden) azalttığı, güvenlik performansının

bir öncüsü olduğu saptanmıştır. (Özkan ve

Lajunen, 2003) Çok sayıda ölüm, yaralanma ve

büyük ekonomik kayıplara neden olan Bophaltoksik

gaz salınımı, Challenger uzay aracı patlaması,

2005’te Teksas’da rafineri patlaması gibi kazalarda

raporlar örgüt güvenlik kültürünü olaylara neden

olan faktör olarak ortaya koymuştur. Güvenlik

iklimi ve güvenlik kültürü kavramları arasında kafa

karışıklığına neden olacak yaklaşım söz konusu

olabilir. İklim daha hızlı ve kolay değişir, yüzeysel

ve geçicidir, bir olay sonrası değişime giderken,

altta yatan kültür onu desteklemedikçe yinelenen

olaylar kaçınılmazdır. (Özkan ve Lajunen, 2003)

2.1.1. Güvenlik Kültürünün Amaçları

• Davranış normları oluşturmak, • Kaza ve yaralanmaları

azaltmak, • Dikkat çeken konularda güvenliği

sağlamak, •Örgüt üyelerinin riskler, kazalar

ve hastalıklar hakkında aynı inanç ve fikirleri paylaşmasını

sağlamak, • Kişilerin güvenliğe bağlılığını

artırmak, • Örgüt sağlık ve güvenlik programının

biçim ve yeterliğine karar vermektir.

2.1.2. Güvenlik Kültürünün Araçları

• İşle ilgili eğitim, • Tüm basamaklı düzeylerde

bağlılık, • Kalite ve üretkenlik, • İletişim akışı, •

Kaynak eksikliklerinin giderilmesi, • İş tasarımının

değerlendirilmesi. (Ergonomi)

Davranış değişimini sağlamak; güvenlik kayıtlarının

analizi ile başlar, geçirilen aşamalar, kritik

davranışların belirlenmesi, gözlem, kayıt, değerlendirme,

kaza önleme programını tanıtma ve geri

bildirim sağlama ile devam eder. Yeni bir kültürde

paylaşılan pozitif deneyimler en önemli öğedir.

İnsanların kas gücü, zamanı, fiziksel olarak varlığı

saat başı ücretle elde edilebilir, ancak sadakati,

bağlılığı ve fikirleri elde edilemez. Yürütülecek

programların bunları başarmasını sağlamak daha

önemlidir. Davranış müdahalesinde, davranışa

dayalı geri bildirimler güvenli davranışları artırır.

Davranış değişikliği güvenlik performansını

geliştirmek anlamına gelir. (Özkan ve Lajunen,

2003) Güvenlik kültürü, çalışanlar güvenliğin örgüt

için anahtar değer olduğuna inandığı zaman ve

güvenlik örgütün öncelikleri listesinde üst sıralara

geldiği zaman pozitiftir. Bu algılamaya ulaşmanın

yolları şunlardır; • Çalışanların yönetimi inanılır


77

MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

ve güvenilir görmeleri, • Güvenlik politikalarının

günlük temelde yaşatılması, • Yönetim kararlarının,

paranın insan için harcandığını göstermesi,

• Yönetim tarafından memnuniyet için ödüller,

ölçümler ve önlemler planlanması, • Çalışanların

sorun çözme ve karar verme süreçlerine katılması,

• Yönetim ve çalışanlar arasında, yüksek derecede

dürüstlük ve iletişime açıklık olması, • Güvenlik

bilgi sistemi olması, • Çalışanların, performansları

için olumlu onay alması (Ocaktan ME : 2009)

Pozitif güvenlik kültürünün amacı; çalışanın risklerin

farkında olduğu bir atmosfer yaratmak, güvensiz

hareketlerden sakınmalarını sağlamak ve

onları sürekli korumaktır. Pozitif (olumlu, beklenen)

güvenlik kültüründe yönetimin güvenliğe inancı /

bağlılığı gözle görülür olmalı, karşılıklı güven sağlanmalı,

etkinliklerin sürekliliği olmalı, düzenli eğitimler

yapılmalı, çalışanların tüm süreçlere katılımı

sağlanmalı, güvenlik çabalarına dönük olumlu

geri bildirimler verilmeli, iki yönlü açık iletişim

sağlanmalıdır. Güvenlik kültürünü oluşturmanın

ardından, tüm örgüt üyelerinin sağlık ve güvenlik

konusunda benzer inanç, fikir ve algıları paylaşmalarını

sağlamak ve sonunda kaza, yaralanma

ve hastalıkları azaltmak olanaklı olabilecektir.

(Özkan ve Lajunen, 2003)

2.2. Pozitif Güvenlik Kültürü Kriterleri

Firmalarda oluşturulacak Pozitif güvenlik kültürü

aşağıdaki 6 başlığı içermelidir. • Sistem günlük, düzenli

proaktif takım etkinlikleri sağlamalı, • Merkez

yönetim; takım performansı sağlamak, performans

niteliğini artırmak, güvenliğin üst yönetim için

önemli olduğunu göstermek amacıyla uğraş vermeli,

• Güvenliğin örgüt için yüksek önceliğe sahip

olduğunu, en üst yönetim görülebilir şekilde desteklemeli,

• Herhangi bir çalışan, yeni ve anlamlı

bir güvenlik ile ilişkili etkinliği yerleştirme tercihi

yapabilmeli, • Güvenlik sistemi esnek olmalı, tüm

düzeylerde seçeneklere izin verilmeli, • Güvenlik

çabaları, çalışanlar tarafından olumlu karşılanmalıdır.

(Ocaktan ME; 2009)

Burada geçen altı ölçüt, örgüt yönetiminin otoriter

ya da katılımcı olmasına ya da güvenliğe farklı

yaklaşımlar sergilemesine bakılmaksızın her örgütte

karşılanabilir. Kültür kolayca değişmez, zamanla

ve çeşitli durumlara adaptasyon olarak gelişir.

İnsan bir kez yeniliğin daha iyi olduğunu anlarsa,

değerler daha kolay kabul edilebilir ve bunları

destekleyecek yeni fikirler ortaya çıkabilir. Kültür

değişikliği için mevcut kültüre karşı çıkmak yerine,

mevcut kültürel güçler üzerine derece derece

değişim yapılandırmak daha etkilidir. İnsanlara

gerçek sorunlarına yönlenerek yeni davranışlar,

varsayımlar, değerler deneyip yaratacağı fırsatlar

gerekir. Liderler, rol model olmalıdır. Kuşkular

ve hatalar dürüstçe paylaşılmalıdır. Değişim

zaman alacağı için, sabırlı olunmalıdır. (Engin O.;

2005) Güvenlik politikasının başarısı için, güvenlik

uygulamalarının izleneceği bir sistem kurmak

esastır. Görevler her düzeyde iyi tanımlanmalı,

geçerli performans ölçüleri olmalı, iyi performans

ödüllendirilmelidir. Sorumluluk, kültür oluşturmada

anahtardır. Kültür oluşturma; çalışanlar, denetçilerin

ve yönetimin güvenlik görevini tamamladığını

gördüğü zaman, yönetimi günlük olarak inanılır

ve güvenilir gördüğü zaman ve en üst yönetim

güvenlik politikası belgelerini imzaladığı ve buna

gerçekten inandığı zaman tamamlanır. (Engin

O.: 2005) Yönetimin güvenliğe bağlılığı, ilgisi ve

yönetim kalitesi anahtar öğeler olarak tanımlanır.

Ancak, yönetimin bağlılığı yeterli değildir. İyi bir

liderlikle, personel daha öz sorumluluk sahibi, yaratıcı,

yeni sorunlara uyumu iyi, işbirliğine açık olur.

Hem işveren, hem çalışanlar sorun çözme ve görüş

birliği sağlama konusunda becerilerini geliştirmeli,

katılımını artırmalıdır. Sonuçta, liderlik, aktiviteler,

sistem, önlemler ve ödüller güvenliğin başarılıp

başarılamayacağını gösterir. (Kılkış, 2011)

Aşağıdaki konularda iyileşmeler başarı sağlanmasına

yardımcı olacaktır; • Yönetimin güvenliğe

bağlılığı, çalışanın güveninin artması, • Gereksinim

olan yerde eğitim ve yardım verilmesi,

• Sorun çözmenin öğretilmesi, • Dürüst ve yeterli

bilgi akışı, • Çalışan görüş ve fikirlerinin alınması,

• Üst yönetim olumlu yaklaşımının sağlanması.

(Özkan. ve Lajunen, 2003)


MAKALE

78

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

kültürü düzeylerini geliştirmelerine ve sürdürmelerine

özel bir önem vermektedir (Kılkış, 2011).

Olumlu güvenlik kültürü oluşturma konusunda

başlıca üç alanda dirençle karşılaşılaşılabilir; •

Değişime direnç (komuta ve kontrol yaklaşımı yerine

danışmanlıkla aşılmalıdır), • Var olan yönetim

sisteminin uyumu, • İnformal politik ve kültürel

dinamikler (Özkan ve Lajunen, 2003:32)

Çalışana görüşlerini sormak ve onları çözüm

süreçlerine katmak altyapıyı sağlar, direnci kırar,

problemlerin derinlemesine anlaşılmasını sağlar

ve belli dönemlerde yinelenmelidir. (Engin O.:

2005) Güvenlik kültürü ile ilgili ortak kabul gören

bir tanım ve ölçme yaklaşımı olmamakla birlikte;

konunun önemi nedeniyle günümüzde işletmelerin

güvenlik kültürünü oluşturması, geliştirmesi

ve değerlendirmesi konusunda fikirler ortaktır.

Güvenlik kültürü üç alanda kararlılık gerektirmektedir;

işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği

yönetim sistemlerini yaşama geçirme kararlılığı,

işçilerin bu sistemlere katılma ve destekleme

kararlılığı ve uluslararası çerçeve oluşturulmasına

yönelik kararlılık. (Özkan ve Lajunen, 2003)

BÖLÜM 3 :İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ OLUŞTURULMASI

ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

3.1. Amaç

Araştırmada, İş kazaları ve Meslek hastalıklarının

önlenmesinde işyerinde iş sağlığı ve güvenliği

uygulamaları konusunda, çalışanların yaklaşımı,

güvenli davranışı, yöneticilerin konuyla ilgili tutumu

ve uygulamalarının çalışanlarca algılanışının belirlenmesi

amaçlanmaktadır. Dolayısıyla; İş Güvenlik

kültürünün oluşmasındaki bireysel ve örgütsel

değişkenlerin önceliğini belirlemektir.

Bütün çalışanların iş güvenliği yönetim sistemine

katılımı da (finansal ve profesyonel kaynak

kullanımı, iş ve program oluşturulması gibi tüm

işlevlerde) oldukça etkilidir. İnsancıl değerleri

geliştirmek ve insan odaklı yaklaşımı etkinliklerde

kullanmak (çalışanlarla buluşma, işyeri güvenlik

gözlemleri vb.) gerekir (Kılkış, 2011). Teknolojik gelişmeler

yeni düzenlemelere ihtiyaç duyurmaktadır.

Öte yandan işçi hareketliliği, göçmen işçiler

ulusal faktörlerin etkisi ile risk alma davranışı ve

risk algılama farklılıkları güvenlik iklimi ve kültürü

kurmayı zorlaştırmaktadır. Benzer sorun geçici

çalışan işçiler içinde söz konusudur. Teknik yapı,

sosyal yapı ve iş baskısı güvensiz davranışları tetikleyebilir.

Uluslararası Çalışma Örgütü de bütün

dünyada işyerlerinin koruyucu sağlık ve güvenlik

3.2. Yöntem

Araştırma, anket tekniği ile gerçekleştirilmiştir. 3 Bölüm

olarak 30 soru sorulmuştur. Anket soruları ektedir (EK-1).

Araştırma, 54 çalışanı ile tek vardiya halinde

çalışan, iç ve dış piyasa için üretim yapan ve ISO

9001,ISO 14001 ve OHSAS 18001 belgesi olan bir

Tekstil işletmesinde gerçekleştirilmiştir. Demografik

özelliklerle ilgili bilgiler Tablo – 1’ de görülmektedir.

Bu firmada çalışan memnuniyetinin ölçülmesi ile

ilgili sorular Tablo - 2’de görülmektedir.

Sorular uzun olduğundan anket numaraları ile

tanımlandı. Ekler kısmına Anket eklenmiştir.

Firmada çalışanların İş güvenliği ve İşçi Sağlığı

uygulamalarını ne ölçüde benimsediği ve dikkate

aldığını anlamak için hazırlanan sorularla ilgili

istatistiki değerler Tablo - 3 ‘de gösterilmiştir.

Ankette “İlk Amirim ve Üst Yönetimim İş Sağlığı

ve Güvenliği Kurallarına Uyarlar (S15)” İfadesine

örneklem grubunun yaklaşık %83’ü kesinlikle

katıldıklarını belirtmiştir.


79

MAKALE

KONFEKSİYON TEKNİK

ŞUBAT | FEBRUARY | 2020

3.3. Bulgular

Anketin B başlığındaki Çalışan Memnuniyeti ile ilgili

soruların Tablo-2 deki istatistiksel değerlendirmesini

incelediğimizde; bu işletmedeki çalışanların

üstlerinin yaklaşımlarından, üstleri ile rahat

iletişim kurmalarından yüksek oranda memnun

oldukları görülüyor. Aldıkları ücret, servis, yemek

gibi önemli başlıklardaki memnuniyetleri de çok

yüksek gözükmekte. Anketin C başlığındaki İş

Güvenliği ve İşçi Sağlığı Uygulamaları ile ilgili

soruların Tablo-2 deki istatistiksel değerlendirmesini

incelediğimizde; çalışanların Kişisel Koruyucu

Donanım Kullanma ve MSDS ile ilgili bilinçlerinin

yüksek olduğu görülmektedir. Çalışanlar ayrıca

ilk amir ve üst yönetimin bu konudaki hassasiyetini,

denetlemesini ve örnek olmasını da olumlu

buluyorlar. Eğitimlerin verilmesini İSG uygulamalarının

algılanmasında faydalı olduğunu düşünüyorlar.

Genel olarak baktığımızda çalışanların iş

yerinden memnuniyetleri artıkça, o işyerine daha

fazla güven duyarak, ait olma duyguları güçleniyor.

Özellikle maaş ve diğer sosyal haklar çalışanlar

için diğer işletmelere göre daha cazipse, işini

kaybetmemek için konulan kurallara uyuyor.

SONUÇ VE ÖNERİLER

2012 yılında resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe

giren 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği

kanunu; çalışan ve işverenlerde bir farkındalık

getirmesine rağmen, uygulamada ki ve denetim

mekanizmasındaki aksaklıklar nedeniyle iş kazaları

ve meslek hastalıklarında Çalışma ve Sosyal

güvenlik Bakanlığının en son yayınlanan 2012

verilerine göre bir azalma söz konusu olmamıştır.

2.Bölümde; İSG kültürünün neden oluşturulması

ve yaygınlaştırılması gerekliliğinden bahsettik.

Ayrıca bu kültürün oluşturulması için aşağıdaki

önerilerin uygulanması da fayda sağlayacaktır.

İSG alanındaki ulusal ve uluslararası kuruluşların

temsilcileri ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden

konunun uzmanı yetkili ve sorumlu kişileri

bir araya getirmek suretiyle güçlü bilgi ve deneyim

alış verişi olanağı sağlamak, gelecek için

işbirliği imkânlarının oluşturulmasında kolaylaştırıcı

rol oynayacaktır. İş sağlığı ve güvenliğinin

ulusal ve uluslararası düzeyde öncelikli olarak

yer alması ve bu alana yeterli insan gücü ile

ekonomik kaynağın ayrılması çalışma ortamının

iyileştirilmesi ve çalışanların sağlık ve güvenliklerinin

geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. İş sağlığı

ve güvenliği konularının yönetim sistemi yaklaşımı

ile ele alınması sorunlara çözüm getirilmesinde

etkili bir yöntemdir. 89/391/EEC sayılı Çerçeve

Direktif ve ILO 155 ve ILO 161 sayılı Sözleşmelere

uyumlu olarak hazırlanmış olan 6331 sayılı İş Sağlığı

ve Güvenliği Kanunu da İSG Yönetim Sistemi

yaklaşımını(OHSAS 18001) desteklemektedir. İş

sağlığı ve güvenliği politikalarının uygulanmasında;

kanun koyucu ve tüm sosyal paydaşların

politika oluşturma haricinde, sahada aktif olarak

yer alması, iyi uygulamalara rehberlik yapması

ve rol model oluşturmasının önemi büyüktür.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık

Bakanlığının işbirliği ve ortak akılla yürüteceği

saha uygulamalarının gerçekleştirilmesi beklenmektedir.

İş sağlığı ve güvenliği eğiticileri ve

eğitimlerinin niteliğinin iyileştirilmesi amacıyla bu

alanda uluslararası standartlar oluşturulmalıdır.

Günümüzde çalışma yaşamında yeri ve önemi

artan ve bu nedenle diğer sektörlere göre

daha çok çalışanı ilgilendiren kamu ve hizmet

sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konusu göz

ardı edilmemelidir. İşletmelerde İş Güvenliği

Kültürünün oluşmasında ; çalışanın işyerinden

memnuniyeti artırmanın ve üstlerinin iş güvenliği

uygulamalarında ki etkinliği, örnek olması ve

denetleme mekanizmasını iyi çalıştırması önemli

rol oynamaktadır. Araştırmada görüldüğü üzere

İSG eğitimi alanların bu konuda bilinçleri de

artmaktadır. Çalışan için işyeri vazgeçilmez ise

(ücret, çalışma ortamındaki adalet ve huzur,

sosyal imkânlar vb.) İş Güvenliği ile ilgili kurullara

uymada ve bunu sürdürmede daha dikkatli

olmaktadır. İş Güvenliği Kültürü oluşturmada

bireysel değişkenlerden çok örgütsel değişkenler

daha etkilidir. Son olarak, Türkiye de iş sağlığı ve

iş güvenliği kültürü oluştururken tüm paydaşlara

görev düşmektedir. Toplumsal bir iş güvenlik

kültürü oluşturulmalı, eğitimleri ailede, daha sonrada

ilköğretimden başlayarak sürdürülmelidir.

Ergenlikten sonra alışkanlık kazandırmak zordur.

Yaşamın her safhasında iş güvenliği kültürünün

oluşturulması iş kazaları ve meslek hastalıklarının

azalmasında fayda sağlayacaktır.

KAYNAKLAR: (1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı;(2014),2013 yılı faaliyet raporu, Strateji Geliştirme Başkanlığı,80-93 (2) Demirbilek, Tunç ve

Çakır, Özlem (2008), “Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımını Etkileyen Bireysel Ve Örgütsel Değişkenler”, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi Ve İdari

Bilimler Fakültesi Dergisi, 23(2), 173–191. (3) Engin O.; (2005),İşletmelerde Güvenlik Kültürü Oluşturma Süreci. İş Sağlığı Güvenliği Dergisi, Sayı:26,

Temmuz-Ağustos :10-13. (4) Gadd S;(2002), Safety Culture: A review of the literature, HSL/2002/25, Health Safety Laboratory, (5) Güven R.;(2007),-

Güvenlik Kültürü. IV. İş Sağlığı ve güvenliği Kongresi Bildiriler Kitabı, Adana; 143-149. (6) Güven R.;(2006), Güvenlik Kültürünün Oluşumunda Eğitimin

Yeri ve Önemi. İş Sağlığı Güvenliği Dergisi , Sayı:30, Nisan-Mayıs-Haziran:3-9. 9 (7) Uluslar arası çalışma örgütünün web sayfası, http://www.ilo.org/

global/statistics-and-databases/lang--en/index.htm, (erişim tarihi ; 20-29-05-2014) (8) Kılkış, İlknur (2011), “İş Sağlığı ve İş Güvenliği”, Sosyal Politika,

(Ed: Aysel Tokol ve Yusuf Alper), 1. b., Dora Yayınları, Bursa, 194-218. (9) Koçel T.;(2001), İşletme Yöneticiliği, 8. Bası, beta Basım yayın dağıtım, İstanbul,44-64

(10) Ocaktan ME;(2009),Bir Otomotiv Fabrikasında Güvenlik Kültürünün Değerlendirilmesi, TC Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,

Halk Sağlığı Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara. (11) Özkan, T. ve Lajunen, T. (2003), Güvenlik Kültürü ve İklimi, Pivolka, 2(10), 3-4.


SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU

Name / İsim : ........................................................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : .........................................................................................................................................................................

Company / Firma : ....................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Mailing adress / Posta Adresi : ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Tel : ......................................................................................................................................................................................................................... Fax : ........................................................................................................................................................................................................................

Vergi dairesi : ....................................................................................................................................................................................... Vergi no : .......................................................................................................................................................................................................

Business Type / Faaliyet Alanınız : ..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 ..................

One year EURO 80

Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 150 TL.

PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ

Check is enclosed / Çek ektedir.

Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed.

Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir.

Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız.

Credit card no / Kredi kartı no :

Security number / Güvenlik numarası :

Name of the card holder

Kart sahibinin adı-soyadı

: .............................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Expiry date / Geçerlilik süresi : .................... / .................... / ....................

Type of the card / Kartın cinsi : Visa Master / Eurocard

Date / Tarih : .................... / .................... / .................... Stamp & Signature / İmza : .................................................................................................................................................................................................................

YURTİÇİ BANKA

HESAP NUMARALARIMIZ ( TL )

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

GARANTİ BANKASI

GÜNEŞLİ ŞUBESİ

ŞUBE KODU: 295

HESAP NO: 6293152

IBAN NO:

TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52

BANK ACCOUNT NO ( EURO )

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

TURKIYE GARANTI BANKASI

GÜNEŞLİ BRANCH

Bank account: 9073622

Swift code: TG BATRIS XXX

Branch code: 295

IBAN NO:

TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22

BANK ACCOUNT NO ( USD )

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

TURKIYE GARANTI BANKASI

GÜNEŞLİ BRANCH

Bank account: 9073623

Swift code: TG BATRIS XXX

Branch code: 295

IBAN NO:

TR47 0006 2000 2950 0009 0736 23

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 web: www.konfeksiyonteknik.com.tr e-mail: img@img.com.tr



Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!