PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
ISSN 2148-9246
KYSD’nin
Katkılarıyla
CLOTHING TECHNOLOGY MAGAZINE
ŞUBAT FEBRUARY 2020
www.konfeksiyonteknik.com.tr
REKLAM İNDEKSİ
ADVERTISEMENT
AKBARKOD.........................................Ö.K
ATA İMALAT...........................................23
ÇAĞTEKS...............................................25
DELLA PAPER (MEYDAN)......................9
EMR......................................................A.K
GROZ-BECKERT......................................5
ITM 2020................................................ 41
İHLAS MATBAACILIK............................45
İZER FERMUAR.......................................27
KLEOPATRA........................................... 31
KODDATA..............................................13
KUZULUK KAPLICALARI........................55
ÖZBİLİM........................................Ö.K.İ , 1
POLSAN................................................. 17
SANKO...............................................A.K.İ
TREND ETİKET........................................29
TÜRK BARTER.........................................37
TÜRKİYE HASTANESİ..............................33
TÜYAP İPLİK FUARI................................49
VOLİ TURİZM.......................................... 61
www.konfeksiyonteknik.com.tr
İMTİYAZ SAHİBİ
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA
Publisher
H. Ferruh IŞIK
GENEL MÜDÜR (SORUMLU)
General Manager (Responsible)
Mehmet SÖZTUTAN
mehmet.soztutan@img.com.tr
YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ
News Editor
Ali ERDEM
ali.erdem@img.com.tr
YAYIN KURULU BAŞKANI
Editorial Board Chief
Prof. Dr. Cevza Candan
YAYIN KURULU
Editorial Board
Prof. Dr. Bülent Özipek
Prof. Dr. H. Rıfat Alpay
Prof. Dr. Yalçın Bozkurt
Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş
Prof. Dr. W. Oxenham
Prof. Dr. Emel Önder
Prof. Dr. Yusuf Ulcay
Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner
SÜREKLİ YAZARLAR
Permanent Columnists
Prof. Dr. İsmail KAYA
Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN
Ekrem Hayri PEKER
REKLAM DANIŞMANI
Advertisement Consultant
Ali ERDEM
ali.erdem@img.com.tr
DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ
Foreign Relations Manager
Yusuf OKÇU
yusuf.okcu@img.com.tr
TEKNİK MÜDÜR
Technical Manager
Tayfun AYDIN
tayfun.aydin@img.com.tr
GRAFİK & TASARIM
Graphics & Design
Hakan SÖZTUTAN
hakan.soztutan@img.com.tr
ABONE VE DAĞITIM
S u b s cr i pt io n a n d C i rc ul at io n M an ag e r
İsmail ÖZÇELİK
ismail.ozcelik@img.com.tr
AD RES | He ad Of fi ce
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
İHLAS MEDIA CENTER
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11
Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93
www.konfeksiyonteknik.com.tr
e-ma il: ali.erdem@img.com.tr
BASKI | Printed By | İH LAS Ga ze te ci lik A.Ş.
İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi
29 Ekim Caddesi No: 11 A/41
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 30 00
B Ö LG E T E MS İ LC İL İ KL ER İ
BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN
Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81
KONYA | Me tin DE MİR
Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74
Advertising Representatives
KOREA | Jes Media Int. | Mr. Young Seoah Chinn
Tel: 8224813411 Fax: 8224813414
jesmedia@unitel.co.kr
BİLGİ / Information
Konfeksiyon Teknik Dergisi’nde yer alan makalelerdeki
fikirler yazarlarına aittir.
Yayınlanan ilanların sorumluluğu
ilan sahiplerine aittir.
Konfeksiyon Teknik is published monthly.
A dv e rt is em e n t s r e sp o ns ib il it ie s
pub lis hed in our ma ga zi ne per ta in to ad ver tisers.
EDİTÖR
4
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Sektörümüze sahip çıkalım
Tekstil sektörü, üretim ve tüketim açısından bakıldığında, dünyada en fazla hammadde
kullanımı yapan sektörlerden biri durumundadır. Tekstil ürünleri, hayatımızın
en temel ihtiyaçlarından başlayarak, pek çok alanında ihtiyaç duyulan
malzemelerdir ve üretimleri de artarak devam etmektedir. Sektörümüz, ürün
kalitesi, moda ve trendleri belirleme gücüne sahip tasarımları ve yüksek teknolojisiyle
gelecekte global ticarette adından daha fazla söz ettirecek potansiyele
sahip. Bugün gelinen noktada dünya tekstil ve hazır giyim sektörü oluşturulan
markalarla ve inovasyonu ile geleceğe yön veriyor. Dünya tekstil sektöründe
üretim teknolojisi ve ürün özelliklerinde, dolayısıyla rekabet alanlarında ciddi bir
değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Türkiye’de ve dünyada rekabet şartlarının değişmesiyle
moda, marka ve tasarım ağırlıklı bir yapıya kavuştu. Dünyada, tekstil
sektöründe pazar potansiyeli taşıyan ülkeler, nüfus büyüklüğü ve gelir seviyesinin
yanı sıra hazır giyim ve konfeksiyon üretimi altyapısının olduğu ve geliştiği ülkeler
olarak konumlanıyor. Küçük-büyük birçok yerli firma artık kendi tasarımlarına dayalı
koleksiyonlarla dünya pazarlarında yer alıyor, birçok bölgesel marka liderleri
ortaya çıkıyor. Türkiye bu anlamda büyük yol kat etti ve başarılı hatta milyonların
takip ettiği modacılar, markalar yetiştirdi, ismini modada tüm dünyaya
duyurmaya başladı. Türk tekstil sektörü de Türkiye’nin yükselen tasarım ve moda
gücünü markalaşma değeri olarak yansıtma çabasında.
Ali ERDEM
Yazı İşleri Müdürü
News Editor
Geçmişten geleceğe yolculuk…
2019 yılında gerek ülke, gerekse küresel gelişmeler, oldukça yoğun bir seyir izledi.
Özellikle ülkemizde yaşanan ekonomik ve dövizde yaşanan gelişmeler sonucu
zorlu bir süreçten geçtik. Ekonomideki daralma işsizliğin artmasına, piyasaların
daralmasına ve ticari dengelerin bozulmasına neden oldu. 2019 yılında yaşanan
tüm bu gelişmeleri sektör temsilcilerinin çok iyi analiz ederek geleceğe daha
sağlam adımlarla ilerlemeleri gerekiyor. Dolayısıyla 2020 yılına ümitle bakmak ve
geçmişten ders çıkarmak gerekir. Moraller, bekleyişler olumlu ise, insanlar geleceklerini
programlarken daha cesur ve daha gerçekçi olurlar.
EDİTÖR
KYSD işbirliği
Yıllardır konfeksiyon makine imalatçılarıyla kullanıcılarını başarılı bir şekilde
yürüten Konfeksiyon & Teknik Dergisi, yeni dönemde KYSD ile de işbirliğine giderek,
üreticilerle tüketicileri buluşturma konusunda bir adım atıyor. Hazır giyim
ve konfeksiyon sektörünün olmazsa olmazı yan sanayicilerimize hizmet veriyor
olmaktan son derece memnun olduğumuzu belirtmek isteriz. Bu işbirliği her
iti taraf için pozitif bir sinerji oluşturacak ve sektörümüzün daha geniş kitlelere
tanıtılmasına katkı sağlayacaktır. Hazır giyim sektörünün dinamosu diyebileceğimiz
konfeksiyon yan sanayi sektörümüz gerçekleştirdiği gerek dolaylı, gerekse
de direkt ihracat yoluyla ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sunmaktadır. Konfeksiyon
Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) ve Konfeksiyon & Teknik olarak omuz
omuza çok daha başarılı organizasyonlar gerçekleştirmek dileğiyle…
Hem kökleri merkezinin bulunduğu bölgede çok sağlam hem de bütün dünyada
kendini evinde hissediyor. Groz-Beckert’i farklı yapan özellik bu. Endüstriyel makine
iğnelerinin, hassas makine parçalarının ve sistemlerin dünyada lider üreticisi olarak,
ürünlerimizin ve servislerimizin kalite ve hassasiyet standartlarını mümkün olan en
yüksek seviyede tutuyoruz. Yaklaşık 9.000 çalışanımız ve örme, dokuma, keçe, tafting,
tarak ve dikiş alanlarında kullanılan yaklaşık 70.000 adet ürün çeşidimiz ile tekstil
endüstrisine en ideal desteği sunuyoruz. Ve 1852’den beri bu şekilde sizi hedeflerinize
ulaştırıyoruz.
Ücretsiz myGrozBeckert Uygulaması
Groz Beckert Turkey Tekstil Makine Parç.Tic.Ltd.Şti.
Gen.Ali Rıza Gürcan Cad.
Alparslan İş Merkezi No: 29 / 1-2-3
34169, Merter, İstanbul, Türkiye
T: 0212-9246868 | F: 0212-9246869
info.turkey@groz-beckert.com www.groz-beckert.com
6
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Tekstil ihracatının nabzı
Rusya ve İngiltere’de atıyor
Rus Hükümeti, Ticaret Odaları ve Girişimci Birlikleri
tarafından desteklenen ve Rusya’nın en uzun
soluklu tekstil fuarı olan TEXTILLEGPROM Uluslararası
Genel Tekstil Fuarı, 25 yıldan bu yana Doğu Avrupa,
Asya ve Balkan tekstil sektörlerini kendi çatısı
altında toplamaya devam ediyor. Geçtiğimiz sene
17-20 Eylül tarihlerinde 53. kez başkent Moskova’da
düzenlenen fuara 19’u Türk Milli Katılımı ile olmak
üzere 13 ülkeden 990 firma katılırken, toplamda
30.000’den fazla kişi de fuarı ziyaret etti. İlginin
7
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Tekstilcinin ihracatta her zaman bir numaralı tercihi olan Expotim Uluslararası
Fuar Organizasyonları A.Ş., yeni yılda da Türk üreticisini uluslararası
ticaret arenasına Rusya ve İngiltere fuarlarıyla taşımaya hazırlanıyor.
yoğun olduğu fuarda Rus ve Orta Asyalı firmalar katılımda
başı çekerken, Türk firmaları da iç giyim, çorap,
kumaş, iplik gibi tekstil alanlarındaki ürünleriyle
dikkat çekti. 4 gün boyunca ürünlerini sergileme
fırsatı bulan yerli firmalarımız yoğun ilgi görürken, bir
yandan da Rusya ve Doğu Avrupa pazarına girme
konusunda kurdukları bağlantılar, ihracat konusunda
kazandıkları tecrübeler ve genişleyen müşteri
portföyleri ile büyük avantaj elde ettiler. Bu doğrultuda,
fuara katılan Türk firmaların yarısından fazlası
8
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
11-14 Şubat’ta düzenlenecek 54. Textillegprom’a
katılmak üzere sözleşmelerini yeniledi.
Tekstil sektörü için ihracat fırsatı sunan diğer
bir pazar ise, 2019 yılının ilk 6 ayında Türkiye’nin
ihracatında ikinci sırayı alan İngiltere. Başkent
Londra’da yıllardır modadan hazır giyime, tekstil
üreticilerinden tedarik zincirine kadar sektörün
farklı unsurlarını bir araya getiren ve 9-11 Şubat
tarihlerinde yeniden düzenlenecek olan Pure
London ve Pure Origin fuarları, üreticiler ve
tedarikçileri tek bir çatı altında buluşturacak.
Firmalara ürünlerini 50’ye yakın ülkeden gelen
ziyaretçilere ve dünyaca ünlü markaların temsilcilerine
tanıtma imkânı sunan Pure London ve
Pure Origin fuarlarına ek olarak Birmingham’da
düzenlenen Moda UK ve Spring Fair de adadaki
tekstil pazarına girmek için önemli fırsatlar
sunan fuarlar arasında. Her sezon 400’ün üzerinde
katılımcının yer aldığı ve 2002 yılından bu
yana markaların ve sektör profesyonellerinin kilit
alıcılarla buluştuğu Moda UK Fuarı İngiltere’nin
yanı sıra İskoçya ve K. İrlanda gibi diğer Birleşik
Krallık ülkelerinden de yoğun ziyaretçi almaktadır.
Ayrıca MODA UK Fuarı, Harvey Nichols, SimplyBe
ve Beales gibi Moda dünyasının dev markalarının
yetkilileriyle de yüz yüze görüşme imkanı sağlıyor.
Yaklaşık 1 milyar poundluk bir değere sahip ev
tekstili, hediyelik eşya ve perakende pazarına
doğrudan erişim sağlayan Spring Fair ise, bu sene
100 ülkeden 2500’e yakın katılımcı ve 50.000’den
fazla sektör profesyonelini 2-6 Şubat tarihlerinde
Birmingham’da ağırlayacak.
2007 yılından beri Textillegprom’un Türk Milli Katılım
organizasyonunu gerçekleştiren Expotim Uluslararası
Fuar Organizasyonları A.Ş’nin Satış Direktörü
Kılınç Yetkiner, son dönemde Türkiye ile Rusya arasındaki
iyi ilişkilerin iki ülke arasındaki ticareti de çok
daha iyi bir noktaya çekeceğini belirterek; “Rusya,
Türk üreticileri için geçmişe göre çok daha önemli
bir pazar haline geldi. Biz de Expotim & Ladin ailesi
olarak ülkemizin ihracatının artması için kaliteli
uluslararası tekstil fuarlarını portföyümüze katarak
ve ihracatçılarımıza yeni fırsatlar sunarak üzerimize
düşeni yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Diğer taraftan Expotim olarak, Birleşik Krallık tekstil
pazarına girmek için Moda UK, Pure ve Spring Fair
gibi potansiyeli yüksek fuarları bünyelerine kattıklarını
belirten Yetkiner; “Türkiye’nin en fazla ihracat
yaptığı ülkelerden biri olan İngiltere, 2019’un ilk
yarısında da yaklaşık 5 milyar dolarla ihracat sıralamamızda
ikinci sırada yer alıyor. Biz de, İngiltere’nin
tekstil üreticileri ve tedarikçilerini bir araya getirme
konusunda en başarılı fuarları ile ihracatçılarımıza
değerli bir ticaret imkânı sunmayı amaçlıyoruz”
dedi. Marks & Spencer, Fenwick ve Asos gibi hazır
giyim devlerinin de bu fuarlarda yer alacağını
ekleyen Yetkiner, Türk üreticilerini en yeni ürün ve
tasarımlarıyla en doğru alıcılarla bir araya getirmeyi
hedeflediklerini belirterek sözlerini noktaladı.
10
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
11
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
12
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
14
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
FESPA Eurasia 2019,
kıtaları buluşturdu
FESPA Eurasia 2019
brings continents together
Avrasya Bölgesi’nin lider baskı fuarı FESPA Eurasia, 500’den fazla markanın
katılımı ve 10 binden fazla profesyonelin ziyaretiyle rekor kırdı. 74 ülkeden
2 binden fazla yabancı ziyaretçinin geldiği fuarda, yenilikleri keşfetti.
FESPA Eurasia, the leading printing fair of the Eurasia Region, broke a
record with the participation of more than 500 brands and the visit of
more than 10 thousand professionals. More than 2,000 foreign visitors
from 74 countries came to the fair and discovered innovations.
Endüstriyel reklam ve dijital baskı dünyasının
tüm yeniliklerinin bir arada sergilendiği Avrasya’nın
en büyük fuarı FESPA Eurasia 2019 bu yılı
da rekorla tamamladı. Sektörün bütün yıl heyecanla
beklediği fuar, 5-8 Aralık tarihleri arasın-
FESPA Eurasia 2019, the biggest fair of Eurasia,
where all the innovations of the industrial
advertising and digital printing world are
exhibited together, completed this year with
a record. The fair, which the sector is looking
15
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
forward to all year, hosted more than 10 thousand
visitors with the participation of more
than 500 brands between 5-8 December.
Turkey’s industry-leading global brands and
trademarks consisting of, exhibited at FESPA
Eurasia latest technologies and applications.
Domestic manufacturers will enter abroad
FESPA President Christian Duyckaerts said “FES-
PA will continue to support print and industrial
advertising experts in the Eurasian region to
improve the printing industry”. Outdoor Advertising
Association (ARED) President Ahmet
Özdemirel said: “We have completed this
year with a record participation of more than
10 thousand visitors. The participants had the
chance to make the best investment decision
by discovering the latest innovations in the
sector. Domestic exhibitors had a productive
da 500’den fazla markanın katılımıyla birlikte
10 binden fazla ziyaretçiye ev sahipliği yaptı.
Türkiye’nin sektör liderleri ve küresel markalardan
oluşan markalar, en yeni teknolojilerini ve
uygulamalarını FESPA Eurasia’da sergiledi.
YERLİ ÜRETİCİLER YURTDIŞINA AÇILACAK
FESPA Başkanı Christian Duyckaerts, “Baskı
sektörünü geliştirmek için FESPA olarak Avrasya
bölgesindeki baskı ve endüstriyel reklam
uzmanlarını desteklemeye devam edeceğiz”
dedi. Açıkhava Reklamcıları Derneği (ARED)
Başkanı Ahmet Özdemirel ise şunları söyledi:
“Bu yılı 10 binden fazla ziyaretçiyle rekor katılımla
tamamladık. Katılımcılar sektördeki en son
yenilikleri keşfederek en iyi yatırım kararını alma
şansı yakaladı. Yerli katılımcılar bölge ülkelere
açılma ve uluslararası müşterilere ulaşma imkanıyla
verimli bir fuar geçirdi. Bundan sonra da
16
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
öncelikli hedefimiz iç piyasayı canlandırmak
ve sektörün ihracat hacmini artırmak olacak.
FESPA ve ARED ortaklığıyla 7. kez gerçekleşen
FESPA Eurasia Fuarı’nın hacmi ve kapsamı
her geçen yıl artarak devam edecek. FESPA
Eurasia’ya katkı sağlayan katılımcı ve ziyaretçilerimize
teşekkür ederiz.”
1.5 MİLYAR DOLARLIK HAREKET
FESPA Eurasia Fuar Müdürü Betül Binici, endüstriyel
reklam ve baskı dünyasının merakla beklediği
fuarın iç piyasayı hareketlendirirken ihracatı
artıracağını vurguladı. Avrasya Bölgesi’nin
en büyük buluşması olan fuarın sektöre 1.5
milyar dolarlık hacim katacağını belirten Binici
şöyle konuştu: “Bulunduğumuz coğrafyanın
en önemli fuarı olan FESPA Eurasia ile katılımcı
firmalarımızı Avrasya’daki baskı uzmanlarıyla
buluşturduk. 3-6 Aralık’ta yine İFM’de gerçekleşecek
FESPA Eurasia 2020’de görüşmek üzere.”
7.5 MİLYAR DOLARLIK EKONOMİ
FESPA Eurasia bu yıl kullandığı ‘Potansiyelini
Keşfet’ sloganı ile, baskı ve endüstriyel reklam
camiasının doğru zamanda doğru kararlar
alabilme, trendleri takip edebilme ve çağı
yakalama becerilerini geliştirerek gerçek iş
potansiyelini keşfetmesinin; yeni alanlarda
yeni işler yaratabilmesinin önünü açmayı
hedefledi. 2017 rakamlarına göre 7.5 milyar
dolara yakın bir büyüklüğe sahip olan baskı
sektöründe FESPA Eurasia’nın hedefi, baskılı
işlerin talebini artırarak baskı sektörünün iş
hacmini daha da genişletmek.
fair with the opportunity to open to regional
countries and reach international customers.
After that, our primary goal will be to revive the
domestic market and increase the export volume
of the sector. The volume and scope of the
FESPA Eurasia Fair, which was held for the 7th
time with the partnership of FESPA and ARED,
will continue to increase with each passing
year. We would like to thank the participants
and visitors who contributed to FESPA Eurasia”.
1.5 billion dollar movement
Betül Binici, FESPA Eurasia Fair Manager,
emphasized that the fair, which the industrial
advertising and printing world is eagerly waiting
for, will increase the exports while stimulating
the domestic market. Binici said “the fair,
which is the biggest meeting of Eurasia Region,
will add $ 1.5 billion to the sector. See you at
FESPA Eurasia 2020, which will be held at the
IFC on December 3-6”.
Economy of 7.5 billion dollars
FESPA Eurasia, with the slogan Keş Discover
Your Potential bu used this year, enables the
print and industrial advertising community to
discover real business potential by developing
the right decisions at the right time, following
trends and catching the age; in order to create
new jobs in new areas. FESPA Eurasia’s goal
in the printing sector, which is close to $ 7.5
billion, according to 2017 figures, is to increase
the demand for printed jobs and expand the
business volume of the printing sector.
KONFE-SUAR
DAR DOKUMA • FERMUAR • DÜĞME • ETİKET • BARKOD • TELA VATKA
KONFE-SUAR ÖZEL BÖLÜM
BU BÖLÜM KYSD SPONSORLUĞUNDA HAZIRLANMAKTADIR
2020 yılına girerken
Ülkemizde yaşanan ekonomik gelgitler dolayısıyla sektör olarak uzun ve zorlu
bir sınamadan geçtik, geçmekteyiz. Küresel anlamda özellikle hazır giyim
sektörünün dinamosu diyebileceğimiz konfeksiyon yan sanayi sektörümüz
gerçekleştirdiği gerek dolaylı gerekse de direkt ihracat yoluyla ülkemiz ekonomisine
önemli katkılar sunmaktadır. Yine tamamlayıcılık misyonu, istihdam
sağlayıcılığı, makina ve teknik altyapısı ve güçlü marka imajı ile dünyanın en
önde gelen sektörlerinden birisiyiz.
Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) olarak sektörümüzün birliği ve gelecek
vizyonu adına yönetim kurulu olarak var gücümüzle çalışmaktayız. Ortaya
koyduğumuz proje ve faaliyetlerin sektörümüzün geleceğine önemli katkılar
sunması konusunda azami gayret sarf ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğimiz
ve alanında dünyada tek olan IV.Tekstil Aksesuarları Trend ve İnovasyon
Etkinliği de bu anlamda sektörümüze önemli kazanımlar sağlamıştır. 72 katılımcı
firmanın, iki üniversitenin, odalar, birlikler ve paydaş derneklerin, çok değerli
Dr. Murat Özpehlivan
Konfeksiyon
Yan Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
konuşmacıların, bini aşkın yerli ve yabancı ziyaretçinin yer aldığı bu organizasyon
ümit ediyoruz ki sektörümüze ve geleceğimize önemli faydalar sağlayacaktır.
Bilindiği üzere yapılan her iş ve proje ancak devamlılığı olduğunda istenen
sonuca ulaşmaktadır. Karşılaştığımız sayısız yerel ve küresel soruna rağmen
dört yıldır ara vermeden sürdürdüğümüz bu organizasyonun 2020 yılında beşincisini
gerçekleştirmek bizler ve sektörümüz adına büyük önem arz etmektedir.
Birlik ve beraberliğimizi yansıtmasının yanında ticari anlamda da gerek
katılımcılarımıza gerekse de ziyaretçilerimize dolu dolu bir program sunması
etkinliğimiz adına oldukça önemlidir. Birlikte başardığımız bu projede emeği
geçen başta fuar komitemiz ve yönetim kurulumuz olmak üzere katılım gösteren
tüm sektör mensuplarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sektör olarak omuz
omuza vererek çok daha başarılı organizasyonlar gerçekleştireceğimizden
KYSD
şüphem yoktur. Yeter ki bir ve beraber olalım.
2020 yılının sağlık, huzur, mutluluk ve sektörümüze adına başarılarla dolu geçmesi
dileğiyle sizlere saygılar sunuyorum.
18
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Hayatın her alanında karşılaştığımız birbirinden
farklı, birbirinden güzel, hemen hemen her gün
sayısını saymadığımız onlarca düğmeyi üzerimizde
taşıyoruz. Şıklığın vazgeçilmez aksesuarı olan
düğmeler farklı renk, boyut ve şekillerle kıyafetlerin
görselliğini canlı tutuyor. Mevsime göre kıyafetler,
kıyafete uygun düğmeler. Kıyafet üzerinde küçücük
bir ayrıntı gibi duran düğmeler, aslında insan
sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Çünkü
içeriğinde polyester, plastik, naylon bulunan ve
normalden çok fitalat kullanılan düğmeler kanser
riskini arttırıyor. Bunun için doğal ve organik
maddelerden elde edilmiş düğmelerin yer aldığı
giysilerin tercih edilmesine dikkat etmek gerekiyor.
19
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Hayatımıza
renk katanlar:
Düğme ve
fermuar
Günümüz dünyasında görselliğin yanı sıra çevreci
olma özelliği de uluslararası markaların ürün tercihlerinde
önemli olduğunu belirtmek gerekir. Bir
kıyafete baktığınızda gözünüze çarpan ilk unsurlarda
birisi düğmedir. Kıyafetle uyumlu ve kişiliği
olan bir düğme, o giysiye değer kattığı gibi satışını
da artırmaktadır. Dolayısıyla son yıllarda üreticiler
her kıyafete ayrı düğme tasarlayarak ürünlerinin
satış miktarını artırmaya çalışmaktadır. Ayrıca
üzerinde marka yazılan düğmeler, o ürünün orijinalliğini
de ispatlamaktadır. Çıt çıt, fermuar, cırt
gibi çok daha yeni olan yardımcı unsurlara rağmen,
düğmelerin kullanımı hiç geçmeyecek gibi
görünüyor. Hatta açmak- kapatmak gibi bir işlevi
20
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
olmadan, hala ve sadece dekoratif amaçlarla
kullanıldıklarına bile tanık olmaktayız. Günümüzde,
giyim kuşam dünyasının özenle seçip kullandığı;
milyonlarca çeşitteki bu renkli unsurlar dünyamızı
da renklendirmeye devam ediyorlar.
Düğme Çeşitleri
Moda eğilimlerine ve kumaş türlerine göre düğmelerin
model, boyut ve renkleri de çeşitlenir.
Günümüzde düğmeler genellikle kozein (bir tür
plastik) ya da naylon asetat polyester, akrilik gibi
sentetik gereçlerden üretilir. Renkli düğmeler, yeni
tip düğmeler, çift renkli düğmeler, söz konusu sentetik
gereçlerden üretilmektedir. Fantezi giysilerde,
suni elmas ya da taklit mücevherler kullanılırken,
altın ve inci görünümlü düğmelere de günümüzde
oldukça fazla rastlanmaktadır. Düğmeler hammaddelerine
göre bitkisel, hayvansal, madenî ve
cam, plastik olmak üzere dört gruba ayrılır.
Bitkisel Düğmeler:
1. Kroza düğmeler: Bunlara bitkisel fildişi denir. Kroza
Amerika’da yetişen palmiye ağacına benzeyen
bir ağacın meyvesidir. İşlemeye ve boyamaya
21
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
genelde sayıları 10 ile 100 arasında değişen ve birbiri
içine geçebilen özel dişler içeren kumaş bantla
donatılır. Fermuar, iki yaka arasında gidip gelebilen
ve elle kontrol edilen özel bir sürgü sayesinde açılır
ya da kapanır. Sürgünün içinde yer alan Y-şeklindeki
kanal, dişleri sıkıştırarak birleştirir ya da ayırır.
elverişlidir. Cilalandıkları zaman cam gibi olurlar.
2. Ağaç düğmeler: Şimşir gibi ağaçların iyi cila tutan
kısımlarından yapılır. Tahta düğmelerin üzerleri
kumaş ve deri kaplanarak da kullanılır.
Hayvansal Düğmeler:
1. Boynuz düğmeler: Geyik, öküz, inek keçi manda
gibi hayvanların boynuzlarından yapılır. Mantolarda
spor ve ev elbiselerinde kullanılır.
2. Sedef düğmeler: Sedef sert parlak parıltılı bir
maddedir. Birçok su hayvanlarının kabuklarından
elde edilir. En iyi cins sedef düğmeler Missisipi nehrinden
toplanan midye kabuklarından yapılır.
3. Kemik düğmeler: Bu gruba giren fildişi düğmeler,
fillerin ağzının iki yanından çıkar eğri uzun
dişlerden elde edilir. Düğme yapılacak kemikler
uzun zaman sıcak sularda bırakılarak yağlarından
temizlenir. Plakalar hâlinde kesilip oksijen içine
atılarak ağartılır. Sedef düğmeler gibi kesilerek ve
ortadan çukurlaştırılarak delikler açılır.
Günümüzde fermuar, açma – kapama fonksiyonu
dışında özellikle spor ve dış giyimin değişmez
aksesuarı olmuştur. Fermuar dikiş tekniği seçimi
yapılırken kumaş cinsi ve model özellikleri dikkate
alınmalıdır. Günümüzde gelişen tekstil teknolojisi,
su geçirmeyen, yanmayan, donmayan veya
kırılmayan özelliklere sahip fermuarlar üretebilmektedir.
Moda açısından uzun kullanım yılları
içinde sürekli değişen fermuar, günümüzde halen
vazgeçilmezliğini korumaktadır.
FERMUAR ÇEŞİTLERİ
Fermuarlar, üretim şekli, kullanım alanları ve yapı
özellikleri açısından çeşitlilik gösterebiliyor.
Metal Dişli Fermuarlar: Sert kumaştan üretilen
giysilerin kapama işleminde örneğin; spor giyimde,
erkek pantolonlarında, kot pantolon, kot etek vb.
üretimlerde kullanılır.
Kemik Dişli Fermuarlar: Genellikle dış giyimde
mont, kaban, yağmurluk, eşofman gibi spor giysilerin
üretiminde kullanılır. Naylon dişli fermuarlar
Çocuk ve kadın giyiminde etek, elbise, pantolon
ve bluz gibi dış giyim üretiminde kullanılır.
Özel Fermuarlar: Bunlar şeffaf dokuma ve gizli
fermuarlardır. Bu fermuarların üretim teknolojisinin
farklılığı gibi dikimi de farklıdır. Özel bir
ayakla giysiye tersten dikilir.
Cam ve Madenî Düğmeler:
1. Cam Düğmeler: Camın eritilerek kalıplara dökülmesi
ile elde edilir. Cam
hamurundan arzuya göre çeşitli boyalarla veya
yüzeyi yontularak ışığı kıran parlak düğmeler
üretilmektedir. Fazla dayanıklı olmamakla beraber
ucuz ve yapılışı kolaydır. Daha çok kadın giysilerinde
kullanıldığı görülür.
2. Madenî düğmeler: Bu tip düğmeler asker
üniformalarında ve son zamanlarda moda olması
sebebiyle kadın ve erkek kıyafetlerinde kullanılmaktadır.
Çeşitli metallerden yapılan bu düğmeler
oksitlerle biraz karartılarak veya oksitsiz olarak ya
da küflenerek piyasaya sürülür.
FERMUAR DÜNYASI
Fermuar, dişlerin üzerine dizili bulunduğu iki şeritle
bu dişleri kavrayarak hareket edebilen bir parçadan
(elciklerden) oluşur. Elcikler çekildiğinde iki
şeridi birbirine birleştirir ve üzerindeki dişlerin kenetlenmesini
sağlar, ters yöne çekildiğinde onları ayırır.
Fermuar kullanılarak bitiştirilecek iki kumaş parçası,
22
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Müşteri
beklentilerine
kaliteli çözüm
Ata imalat 2000 yılından beri tekstil aksesuarları
alanında faaliyet gösteriyor. İlk başladığında Uzak
Doğu’dan ithal ettiği ürünlerle hizmet veren firma,
2010 yılından itibaren yerli üretime başlıyor. Ata
İmalat mevcut konumunda Türkiye ve dünyadaki
tekstil üretimine iki farklı ürün grubu ile çözümler
sunuyor. İstanbul’daki fabrikasında 4000 metrekare
kapalı alanda yaklaşık 300 makine ile metal
tekstil aksesuarı üreten firmanın ana ürün grubu
çıtçıtlardır. Ana grubunun yanında kot düğmesi,
kuşgözleri, kancalar ve metal tokalar üretmektedir.
Hali hazırda 800 aşkın ürün grubu her geçen gün
genişlemektedir. Birçok konuda lider firma konumunda
bulunduğu metal aksesuar üretiminin aylık
kapasitesi 100 tondur. Ata imalatın bir diğer üretimi
de kopanaki başka bir deyişle pamuk dantele
yöneliktir. Ordu’da bulunan fabrikasında 3500
metrekare kapalı alanda aylık 1.000.000 metre
üretim yapabilmektedir. Ata imalat ürettiği iki ürün
grubunda da dünya standartlarına sahiptir. Ürün
kalitesi ve hizmet anlayışı ile kendini hem yurt içinde,
hem yurt dışında kanıtlamayı başarmıştır. Ata
imalat 2016 yılında başladığı ihracatta şu anda
www.ataimalat.com
otuzu aşkın farklı ülkeye ürün tedariği sağlamaktadır.
Hedef pazarlar konusunda ilk olarak kitle
üretimlerinin yapıldığı aynı zamanda rekabetin
çokça olduğu Bangladeş, Vietnam, Hindistan
ve Pakistan’dır. Tekstil üretiminin yapıldığı Güney
Amerika ülkeler de hedefimizdedir. Son olarak
Rusya ve Türki Cumhuriyetlerdir.
KYSD üyesi olarak, dernek çalışmaları hakkında
bilgi veren Ata İmalat sahibi Okan Atabeyoğlu,
“Derneğimiz öncelikle sektörün değerini ön plana
çıkarma hedefli çalışmalara devam etmektedir.
Ayrıca sektörle alakalı sıkıntıların çözümü ve
eğitim amaçlı çalışmalar yürütmektedir. KYSD’nin
düzenlemiş olduğu Trend & İnovasyon etkinliği
yükselen bir grafiğe sahip. Özelikle bu sene ekim
ayında düzenlenen organizasyon geçen senekinde
çok ileri seviyedeydi. Birçok katılan firma gibi
bizde memnun kaldık. Ama bu andan itibaren
organizasyonun zayıf yanlarını tespit etmeli ve bu
konulara yoğunlaşmalıyız. Uluslararası tanıtım ve
buna bağlı olarak yabancı ziyaretçi organizasyon
için çok büyük önem arz etmektedir” dedi.
İmalat
www.ataimalat.com
24
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
ÇAĞ-TEK’ten
esnek çözüm ve
tasarımlar
ÇAĞ-TEK Ltd. 1986 yılında metal ve aksesuar, galvano
ve boya renklendirme faaliyetine başlayarak
alanında piyasaya yön veren firmalarından biri
olmayı başarmış. Firma, Türkiye’nin atılımcı yapısı
içerisinde ve uluslararası pazarlarda sektörün
ihtiyaçları doğrultusunda hizmet veriyor. ÇAĞ-TEK,
bugün itibari ile dünya teknolojisinin ulaştığı son
sistemleri bünyesinde bulundurarak, gelişimini sürdüren
entegre bir tesis haline gelmiş. Firma, pazarlama
ve planlama bölümleri ile huzurlu ve rahat
bir ortamı içerisinde, müşteriye saygılı ve gelen
siparişlerin üretiminden teslimine kadar sıfır hata
ile çalışmayı seven daha iyisi için asla durmayan
felsefesi ile günden güne büyüyen, kurumsallaşmış
ve her zaman en iyisini hedefi emiş bir firma olmaya
çalışmakta. Ar-Ge departmanı bünyesinde
bulunduran firma, her projede yüksek standartları
göz önünde bulundurup estetik ve dayanıklı ürünler
ortaya çıkarmaya özen gösteriyor. Firmanın yıllık
üretim kapasitesi 235.000 kg’dır. Avrupa ülkelerinin
yanı sıra Türki Cumhuriyet’lerine de ihracat yapan
firmanın hedef pazar olarak gördüğü Avrupa ülkelerine
ihracatını arttırmayı planlamakta.
KYSD üyesi olarak, dernek çalışmaları hakkında
da bilgi veren Çağ-Tek sahibi Muharrem Özçelik
şunları söyledi. “Yönetim kurulunda da bulunduğum
sektörümüzün yüzü olarak gördüğüm KY-
SD’nin her geçen yıl üzerine katma değeri daha
yüksek çalışmalar yaptığını içtenlikle söyleye
bilirim. Fuar tanıtımlarının yurtiçi ve yurtdışında
daha etkin olmasını öneri olarak sunabilirim.”
www.cag-tek.com.tr
Merkez: Sanayi Mh. Sancakl› Cd. Gürbüz Sk. No: 22 Güngören - İstanbul
Tel: (0212) 553 17 81 - 557 09 22 - 556 16 48 Faks: (0212) 556 04 12
Fabrika: Sanayi Mah. Kanarya Cad. Kale Sk. No: 14 Güngören - İstanbul
E-mail: info@cag-tek.com.tr
26
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
İzer Fermuar’ın hedefi
ihracatı artırmak
İzer Fermuar 2005 yılında Merter’de kurulan İzer
Fermuar, özel üretim ve ileri teknoloji ürünlerde
dikkat çekiyor. Kuruluşun ilk yıllarında fermuar
hammaddesi ithalatı yapan şirket daha sonra
elde ettiği deneyimleri güçlü bir yatırımla üretici
olarak sektöre hizmet vermeye başladı. Merter ve
Bağcılardaki tesislerinde her çeşit fermuar üretimi
yapan ve ülkemizin birçok şehrine hizmet veren
firma, başta Azerbaycan, Türki cumhuriyetlerine ve
Rusya’ya ihracat yapmaktadır.
Tesislerinde metal, kemik, naylon fermuarların
yanı sıra su geçirmezlik ya da antibakteriyel özelliklere
sahip spesifik fermuar imalatı ile sektörel
çeşitliliğe hizmet sunmayı hedeflemektedir. Müşteri
portföyünde ihracatçı, spor giyim ve ayakkabı
firmalarının yanı sıra, aksesuar toptancılarına
da hizmet vermeye devam ediyor.
Aylık yedi milyon adet üretim kapasitesine ulaşan
üretim tesisinde, en kaliteli fermuarları üretmeyi
mesleki ilke kabul ediyor. Müşteri memnuniyetini
ön planda tutan firma, piyasaya sunmuş olduğu
özel ürünlerle ekonomik çözümler sunuyor. Firma,
Bağcılar’daki satış mağazalarıyla sektördeki
etkinliğini arttırmak ve ürün yelpazesini genişletmek
için tekstil yan ürünleri satışı yapıyor. Hedeflerini
ihracatı artırmak ve iç piyasada daha aktif
olmak olarak belirleyen İzer Fermuar, her türlü
fermuarı üretip, uygun fiyat politikası ile hızlı bir
şekilde müşterilerine sunuyor. Sektörde lider markalar
arasında yer almak için sadece ürün satışı
değil, aynı zamanda satış sonrası hizmetlerde de
müşterilerine çözüm sunuyor.
İZER - FABRİKA
Fabrika : Çobançeşme Mah. Mithatpaşa Cad.
Söğütlü Sk. No: 3/5 Yenibosna
Bahçelievler / İSTANBUL
Telefon : 0212 447 35 47
Telefon : 0212 447 35 48
Fax : 0212 447 35 40
Gsm : 0554 582 60 55
Mail : fabrika@izerfermuar.com
İZER - ZEYTİNBURNU
Zeytinburnu Mağaza : Telsiz Mah. Balıklı Yolu
No: 62 Zeytinburnu / İSTANBUL
Telefon : 0212 664 06 66
Telefon : 0212 664 06 68
Gsm : 0555 803 04 86
Mail : zeytinburnu@izerfermuar.com
İZER - BAĞCILAR
Bağcılar Mağaza : Fatih Mah. Maslak Cad.
No: 90/A Bağcılar / İSTANBUL
Telefon : 0212 551 78 44
Telefon : 0212 551 78 62
Telefon : 0212 551 87 62
Fax : 0212 551 69 59
Mail : bagcilar@izerfermuar.com
28
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Trend Etiket,
dünya
markalarına
üretim yapıyor
2012 yılında üretime başlayan Trend Etiket, dünya
markaları tarafından tercih edilen en iyi tedarikçi
olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Üretimde
insan sağlığına ve çevreye duyarlı ürünler
kullanmayı ilke edinen firma, yenilikçi ve özgün
tasarımlar ile sürdürülebilir olmayı hedefliyor. Çalışmaları
hakkında bilgi veren Trend Etiket Genel
Müdürü Kenan Birkal, “Etiket imalatı alanında
faaliyetini sürdüren firmamızın üretiminin % 60
gerçek deri % 20 suni deri % 15 kağıt jakron % 5
diğerleri şeklindedir. Üretimin % 80’si jeans pantolan
sektörüne yönelik olup, % 20 üst grup yönelik
üretim yapmaktadır. Müşteri profili ilk yıllarda iç
piyasa olan Trend Etiket, daha sonra yoğunluğunu
ihracat yapan firmalara ve ihracata yöneltti.
Trend Etiket, ihracat yapan dünya markalarından,
butik üretim yapan küçük ölçekli markalara
kadar bütün firmalara üretim yapabiliyor. En büyük
hayallerimizden biri Çin’e ürün göndermekti,
bunu yapmış olmak çok ayrıcalıklı bir mutluluk.
Öncelikle Avrupa pazarı olmak üzere her yeri
pazar olarak görmekteyiz” dedi.
KYSD üyesi olarak, dernek çalışmaları hakkında da
bilgi veren Kenan Birkal, konu ile ilgili olarak şunları
söyledi. “KYSD teknik bir dernek ve tekstil yan sanayinde
söz sahibi yenilikçi lokomotif üyelere sahip
olduğu için sektörde etkin bir dernek. Yönetim
kurulunda yer alan çalışma arkadaşlarımızın hepsinin
en büyük hayali ülkemize üreterek ve sektörün
kazanmasına hizmet etmek. Bunun için sistemli
toplantılar yapıyor buna kafamızı ve gönlümüzü
koyuyoruz. Yaptığımız bazı çalışmaları paylaşacak
olursam; Birlikte öğrenmek için sektörle birlikte
ortak akıl toplantıları yapıyoruz. Hizmet ettiğimiz
kurum çalışanlarının sektörümüz ile ilgili daha çok
bilgi sahibi olması için aktiviteler planlıyoruz.
Bir tarafta fuar gibi etkinlikler yapıyoruz. Yurtdışı ve
yurtiçi pazarlama aktiviteleri için “ Ur-Ge” çalışma
programını uyguluyoruz. Çeşitli şehirlerde B2B çalışmaları
organize ediyoruz. KYSD için söylenebilecek
en güzel kelime herkes kendi işini merkeze koymadan
“BİRLİK, BİRLİKTE” olmak. Amatörce ve gönüllü olarak
ülkemize ve sektöre hizmet etmeye çalışıyoruz. İstiyoruz
ki çok çok olalım, birlikte daha çok öğrenelim.”
30
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Kleopatra
Düğme ile
beklentileriniz
gerçekleşiyor
1964’ten bu yana metalize, ahşap ve deri görünümlü
toka, düğme ve aksesuar imalatı yapan
Kleopatra Düğme, başarılı çalışmaları ile sektörde
haklı bir yer edinmiş durumda. Kleopatra
Düğme, istenilen her modelde düğme ve aksesuarı,
yarım asırlık tecrübenin getirdiği müşteri
memnuniyeti ve kalite anlayışı ile müşterilerine
sunuyor. Konusundaki başarısını her geçen gün
arttırarak sürdürmeyi hedefleyen firma, sektöründeki
yenilikleri takip edip bu yenilikleri uygulamada
öncülük ediyor. Deneyimli teknik ekibi
ve zamanında doğru hizmet vererek, müşteri
memnuniyetini esas edinmiş güler yüzlü kadrosuyla
tam 56 yıldır ilk günkü heyecan, coşku ve
bir o kadar da tecrübesiyle hizmet veriyor.
Kleopatra Düğme olarak KYSD derneği ve faaliyetleri
sayesinde misyonumuza uygun olarak
sektörümüzü ve faaliyetlerimizi tanıtma fırsatı yakalıyoruz.
Sektördeki öncü yerimizi pekiştirmek adına
KYSD’nin hazırladığı dergi yayınları, fuarlar ve toplantılarla
sektördeki hazır giyim firmaları ve onların
temsilcileri ile görüşme imkanı buluyoruz. KYSD,
sektörde köprü vazifesi kurarak fikir alışverişleriyle
en iyiyi üretme yolunda bize yardımcı olmaktadır.
Bu ve benzeri çalışmalarından çok memnun olduğumuz
KYSD’ye teşekkürlerimizi bir borç biliriz.
OT/VT
32
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
OT / VT ve Verimlilik
Bölüm 1
Günlük hayatımızın içinde yer alan, OT/VT (Otomatik Tanıma ve Veri Toplama )
nedir, işletmelerdeki rolü, bileşenleri ve verimliliğe katkısı, bu yazı dizimizin konusu
olacak. İlk bölüme “ tanımlar“ ile başlayalım:
OT/VT kavramı, insan müdahalesi olmadan, nesnelerin otomatik olarak tespit
edilmesi, onlar hakkında veri toplanması ve bu verilerin bilgisayar sistemlerine
doğrudan giriş yapılması anlamına gelir.
Günlük hayatımızda; OT/VT sistemlerini en yoğun olarak perakende alış veriş,
hastane ve kargo ile ilgili işlemlerde görüyoruz. Markete veya mağazaya
gittiğimizde, ürünler mutlaka barkod etiketi taşıyor. Fiyatlar, barkod okuyucu ile
bu etiketler üzerinden okutuluyor, sisteme aktarılıyor, fatura veya fiş basılıyor.
Hastaneye gittiğimizde süreç, ilk kayıtta basılan barkod etiketi ile başlıyor ve bu
etiketle takip ediliyor. Kapımıza gelen kargo paketleri üzerinde yine barkodlu
etiketler var. Paketin teslim alınmasından, teslim edildiği son noktaya kadar olan
tüm safhalar, barkodlu etiketlerin terminaller tarafından okutularak sisteme aktarılması
ile takip ediliyor. Böylece, kargomuz nerede görebiliyoruz.
Canan ESER
Akbarkod Genel Koordinatörü
canan@akbarkod.com
Gördüğümüz üzere, OT/VT sistemleri; son kullanıcı tarafında, tüketicilerin hayatının
çok içinde olan, işlemleri hızlandıran, sürecin takip edilmesini sağlayan bir
sistem olarak karşımıza çıkıyor.
OT/VT ( Otomatik Tanıma ve Veri Toplama )
Peki bu sistemin, işletmelere yansıyan rolü nedir, OT/VT işletmeler için neden gerekli,
verimliliğe etkisi nedir, sistem nasıl kurulur, donanım nasıl belirlenir gibi sorular
ve yanıtlarıyla, yazı dizimize devam ederken“ Konfeksiyon Teknolojileri“ alanındaki
uygulamalara ise özel yer ayıracağız.
OT/ VT teknolojisi; tedarik zincirinin yönetimi, üretim akışı yönetimi, mobil varlık
takibi, envanter yönetimi, depolama ve fiziksel öğelerin zaman içinde yer
değiştirdiği uygulamalarda, giderek daha önemli hale gelmektedir. Barkod
etiketleri ile başlayan tarihsel süreç, RFID (Radyo Frekans Tanımlama ve QR
(Karekod) ile gelişerek devam ediyor.
Barkod etiketlerinin temsil ettiği verinin kısıtlı olması, dinamik veriye sahip olmaması,
otomasyon ve verimlilikte ortaya çıkardığı zorluk ve eksiklikler, QR (karekod
) ile aşılmaya çalışılıyor. Karekod, klasik barkodlardan farklı olarak, iki yönde de
veri depolayabilir, daha fazla bilgi saklar; ürünlerin, süreçlerin ve parçaların bilgi
özellikleri kodlanır ve saklanır. Barkod teknolojisinin devamı niteliğinde olan, bu
teknoloji sayesinde, artık işletmeler envanter takibi, tedarik zincir yönetimi ve üretim
süreç takibi gibi kritik konuları etkin ve verimli şekilde yönetebiliyorlar.
Gelecek sayıda…. OT /VT işletmeler için neden gerekli?
34
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Groz Beckert Turkey dikiş
bayileri ile buluştu
Geleneksel Groz Beckert Turkey dikiş bayileri
toplantısı İstanbul’da gerçekleştirildi. Florya’da
düzenlenen etkinlikte Groz-Beckert Turkey, bayilerini
ödüllendirdi. Dünya tekstilinin önemli oyuncularından
biri olan Groz-Beckert, büyüyen global hacminin
başarısını Türkiye pazarındaki bayileriyle kutladı.
Çıtasını hep yükseltmek için bayileriyle bir araya
gelen Groz-Beckert Turkey, başarının paylaştıkça
artacağına inanıyor ve çalışmalarını bu doğrultuda
gerçekleştiriyor. Düzenlenen etkinliğe, Türkiye’den
sorumlu Groz-Beckert Bölge Satış Müdürü Ottmar
Hailfinger, Groz Beckert Turkey ekibi ve Groz-Beckert’ten
bir yıl içerisinde 300.000 adet ve üzeri iğne
alımı yapan 27 firmanın katılımı ile gerçekleştirildi.
35
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Bu kategoride yer alan 27 bayi arasında yapılan
çekilişle ödüller sahiplerini buldu.
Toplantıya katılan Türkiye’den sorumlu Groz-Beckert
Bölge Satış Müdürü Ottmar Hailfinger, global ekonomik
duruma rağmen Türkiye pazarının kendileri
için önemli olduğunu ve bu pazarda bayiler ile
hep birlikte daha güzel çalışmalar yapacaklarına
inandığını dile getirdi. Sektördeki sıkıntılara rağmen
geçtiğimiz yılı başarılı bir şekilde geride bıraktıklarını
belirten Hailfinger, 2020 yılında satışlarının
daha da yukarı doğru trend izleyeceğini vurguladı.
Firma olarak Ar-Ge ve yeniliklere çok büyük önem
verdiklerini söyleyen Ottmar Hailfinger, müşterilerin
sorunlarına her zaman çözüm ürettiklerini belirtti.
300.000 adet ve üzeri alım yapan 27 firmanın
katılımı ile gerçekleştirilen organizasyonda gecenin
talihlilerine Vatan Bilgisayar’dan hediye çekleri verildi.
Yapılan kura çekimi sonucunda ödül kazanan
firmalardan; Birinci Sarılar Tekstil San.ve Tic.Ldt.Şti’ye
8.250 TL’lik hediye çeki, İkinci Akertek Tekstil Ayak.
San.ve Tic.A.Ş.ye 7.000 TL hediye çeki, Üçüncü Muradil
Dikiş Mak.ve Yed.Parç.San.Tic.Ltd.Şti. 5.500 TL
hediye çeki, dördüncü Galeri Makina Yed.Parç.İth.
ve Paz.Ltd.Şti. 4.000 TL hediye çeki, beşinci Gündüz
Pazarlama/Süren Gündüz ve Ortakları 2.500 TL hediye
çeki, altıncı Eforteks Teks.San.Tic.Ltd.Şti. 1000 TL
hediye çeki ve yedinci Cihan Makina/Halil İbrahim
Arslan 1000 TL hediye çeki ödülleri takdim edildi.
TELA
36
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
2019’dan alınacak dersler,
2020’ye sorular
2019 sektörümüz açısından her paydaşının ders alması gereken ilginç bir yıl oldu.
Sektörümüzün en büyük alıcısı Avrupa ekonomisi yavaşladı; global iklim değişikliğinin
bir sonucu olarak kış bir türlü gelmedi, kışlık üretimler satılamadı. Dolayısıyla
Türk konfeksiyon üreticisini ayakta tutan Avrupalı çok mağazalı markaların siparişleri
hem azaldı, hem de düzensizleşti. İhracatçı firmalarımız ya personel azaltarak,
ya da ücretsiz izinlerle ayakta kalmaya çalıştı.
2010 yılından bu yana azalan alım gücü 2019 da had safhaya ulaştı, işsizlik tarihi
rekorlar kırdı, iç piyasa küçüldü. Türk markaları mağaza sayılarını azaltmak durumunda
kaldı, nakit akışları bozuldu, vadeler uzadı.
Böyle bir ekonomik ortamda biz hammadde üreticileri gerek azalan talebin,
gerekse haksız rekabetin etkisiyle zor bir yıl geçirsek de, yine de, tüm gücümüzle
paydaşlarımıza en iyi şekilde hizmet etmeye devam ettik.
Bana göre, böylesi zorlu bir dönemden sonra 2019 muhasebesi yapılırken
sorulması gereken sorular şunlar:
Suat Küçüker
Permes Türkiye Yöneticisi
s.kucuker@permess.com.tr
1-Önümüzdeki yıllarda 2019 da yaşanan olumsuzlukların tekrar yaşanmayacağının
bir garantisi var mı ?
2-Bu yılı öyle veya böyle geçirebilenler önümüzdeki yıllarda ne yapmayı planlıyorlar?
3-Türk konfeksiyoncusu daha ne kadar bir kaç çok mağazalı yabancı markanın
kaderine bağlı kalarak yaşayacak?
4-Her yönüyle dünyanın en gelişmiş konfeksiyon üreticisi olan Türkiye
daha ne kadar fason ağırlıklı üretmeye devam edecek?
5-ABD pazarı bize açılacak mı? Evetse ne zaman?
Rakamlarla 2019 Türkiye konfeksiyon sektörü
- 2019 konfeksiyon ihracatı 17,8 milyar USD * > Inditex Group 2018 cirosu
26,15 milyar Euro***
- BMD (Birleşmiş Markalar Derneği ) üyesi 387 markadan (tüm sektörler) 106’sının
yurtdışındaki mağaza sayısı 4.396 ** > Inditex Group mağaza sayısı 7.490.
- Türkiye hazır giyim üreteci firma sayısı (2018): 33.435 ****
- Türkiye hazır giyim sektörü çalışan sayısı (2018): 515.633 > Inditex Group 174.000
( 73 farklı dil konuşan 154 farklı milliyet )
Bu rakamların bana hatırlattığı atasözleri:
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Sevdiğim atasözleri
-El elin eşeğini türkü söyleyerek arar.
-Bir elin nesi var iki elin sesi var.
-Akıl yiğide sermayedir
-Az kazanan çok kazanır, çok kazanan hiç kazanır.
TELA
Kaynaklar:
* https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2019/12/29/hem-ihracati-hem-istihdami-artirdilar
** http://www.birlesmismarkalar.org.tr/haber/turk-markalari-yurt-disinda-4400-magazaya-ulastimapic-te-en-buyuk-talep-avrupa-ve-rusya-dan-geldi
*** https://static.inditex.com/annual_report_2018/pdfs/en/Inditex%20Annual%20Report%202018.pdf
****https://www.ihkib.org.tr/fp-icerik/ia/d/2019/01/15/sgk-tablo-2018-ekim-201901151640040333-99326.pdf
38
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
VEOCEL markası,
ıslak mendillerdeki
gizli plastiklere dikkat çekiyor
VEOCEL brand draws
attention to hidden plastics
in wet wipes
Sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir alışveriş kararı almak isteyen
tüketicilere rehber olmak için VEOCEL markalı elyaflarını anlatan
Lenzing, tüketicileri doğada çözünür ürünleri satın almalarını teşvik
etmek amacıyla “Bizim Elimizde” inisiyatifini de başlattı.
Describing VEOCEL branded fibers to guide consumers who want to
make a sustainable and environmentally friendly shopping decision,
Lenzing has also launched the initiative “In Our Hands” to encourage
consumers to buy soluble products in nature.
Yenilenebilir ağaç ham maddesinden çevreye
duyarlı özel elyaflar üreten Lenzing Grup,
daha sürdürülebilir ham maddelerin kullanımını
teşvik etmek için çevre bilincini artırmaya
yönelik bir basın toplantısı düzenledi. Çevre
Producing environmentally-friendly special
fibers from renewable wood raw materials,
the Lenzing Group held a press conference to
raise environmental awareness to encourage
the use of more sustainable raw materials.
39
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Jurgen Eizinger, Vice President of Business
Management at Lenzing Global Nonwovens,
said that they produce special fibers with
environment friendly and innovative technologies
and also contribute to the awareness of
the sector and consumers about the environment.
For this purpose, Eizinger stated that
they have introduced VEOCEL brand as the
new nonwoven brand of Lenzing Group and
said “Few people know, however, that most of
these wet wipes contain significant amounts
of plastics and can be harmful to the environment
if disposed of in inappropriate conditions.
According to industry data, less than
10 percent of consumers have knowledge of
fossil-based plastics in wet wipes. However, 9
out of 10 people would prefer to use a sustainable
and nature-soluble alternative”.
Eizinger also recalled that the European Union
(EU) has recently issued a directive on disposable
plastic products, in line with the efforts
of legislators around the world to reduce
plastic waste. Eizinger said “Plastic materials,
appropriate product disposal methods and
labeling of adverse environmental effects.
The Lenzing Group’s wood-based botanical
fibers offer an alternative to fossil-based
plastics found in wet wipes. Produced from
renewable wood material through an environmentally
sensitive production process, these
botanical origin fibers completely dissolve in
the sea and soil and return to nature”.
THE PRODUCT CAN BE SOLVED 100% IN NATURE
WITH THE VEOCEL LOGO ON WET WIPES
Miray Demirer Acar, the director of Turkey &
Middle East and Africa Marketing Communications
and Branding Department of Lenzing,
spoken at the meeting, said that the consumers
could take step by choosing products
soluble nature to reduce plastic waste in the
sea and therefore they started initiative “Our
Hands”. Stating that they aim to initiate a dialogue
between environmentally conscious
wet wipe consumers, sustainability experts
and people with similar views in order to
encourage the use of more sustainable and
environmentally friendly raw materials with
the initiative “In Our Hands” Acar said “With
konusunda duyarlılığı artırmak amacıyla
günlük yaşamda her gün kullanılan ürünlerin
içerisine gizlenen plastikler hakkında çarpıcı
bilgilerin de paylaşıldığı toplantıda konuşan
Lenzing Global Nonwovens İş Yönetimi Başkan
Yardımcısı Jurgen Eizinger, çevre dostu ve
yenilikçi teknolojilerle özel elyaflar ürettiklerini
ayrıca sektörün ve tüketicilerin çevre konusunda
bilinçlenmesine katkı yaptıklarını söyledi.
Bu amaç doğrultusunda, VEOCEL markasını
Lenzing Grubu’nun yeni nonwoven markası
olarak piyasaya sürdüklerini belirten Eizinger,
“Günlük hayatta giderek daha fazla kişi ıslak
mendil kullanıyor çünkü pratik, hijyenik ve
kullanıma hazırlar. Ancak araştırmalara göre
çok az kişi, bu ıslak mendillerin çoğunun ciddi
oranda plastik maddeler içerdiğini ve uygun
olmayan şartlarda imha edildiğinde çevreye
zararlı olabileceğini biliyor. Sektör verilerine
göre, tüketicilerin yüzde 10’undan daha azı
ıslak mendillerde fosil bazlı plastikler hakkında
bilgi sahibi. Bununla birlikte, 10 kişiden 9’u
sürdürülebilir ve doğada çözünür bir alternatifi
kullanmayı tercih edeceğini belirtiyor.“ dedi.
Yasa koyucuların plastik atıkları azaltmak için
dünya genelinde gösterdikleri çabalara paralel
olarak, Avrupa Birliği’nin (AB) kısa bir süre
önce tek kullanımlık plastik ürünlerle ilgili bir
direktif çıkardığını da hatırlatan Eizinger açıklamasının
devamında şunları söyledi: “Bu yeni
AB inisiyatifine göre ıslak mendillerin içeriğinde
bulunan plastik maddeler, uygun ürün imha
yöntemleri ve ürünün çevreye verebileceği
olumsuz etkilere dair etiketlenme zorunluluğu
getirildi. Lenzing Grubu’un ağaç bazlı botanik
kökenli elyafları, ıslak mendillerde bulunan fosil
bazlı plastik maddelere bir alternatif sunuyor.
Çevreye duyarlı bir üretim süreciyle yenilenebilir
ağaç malzemeden elde edilen bu botanik
kökenli elyaflar denizde ve toprakta tamamen
çözünerek doğaya geri dönüyor.”
ISLAK MENDİL ÜZERİNDE VEOCEL LOGOSU
VARSA ÜRÜN %100 DOĞADA ÇÖZÜNEBİLİR
Toplantıda konuşan Lenzing Türkiye & Orta
Doğu ve Afrika Pazarlama İletişim ve Markalama
Departmanı Müdürü Miray Demirer
Acar ise tüketicilerin doğada çözünür ürünleri
tercih ederek denizlerdeki plastik atıkları
azaltmak için bir adım atabileceklerini ve bu
nedenle “Bizim Elimizde” inisiyatifini başlattıklarını
söyledi. “Bizim Elimizde” inisiyatifiyle
daha sürdürülebilir ve çevreye duyarlı ham
maddelerin kullanımını teşvik etmek için
çevre bilincine sahip ıslak mendil tüketicileri,
sürdürülebilirlik uzmanları ve benzer görüşte
olan kişiler arasında bir diyalog başlatmayı
hedeflediklerini belirten Acar, şunları söyledi:
40
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
“Bu inisiyatif ile günlük hayatımızın bir parçası
olan ıslak mendillerdeki gizli plastiklere dikkat
çekmek istedik. Gün geçtikçe denizlerdeki
plastik oranı artıyor, bu hem insan sağlığını
hem de doğayı tehdit eden bir durum. Kullandığımız
ürünlerin içeriğine dikkat edip çevreye
duyarlı ve sürdürülebilir olan ürünleri tercih
edersek gelecek nesillere daha iyi bir dünya
bırakabiliriz. Biz sektör olarak sürdürülebilir ve
çevreye duyarlı ham maddeler üreterek sorumluluğumuzu
yerine getirmeye çalışıyoruz.
Tüketiciler de kararlarının belirleyici olduğunun
farkında olarak doğaya duyarlı seçimlere
yönelirlerse daha iyi bir gelecek mümkün
olacak. Çünkü karar Bizim Elimizde.”
Sürdürülebilir bir alışveriş kararı almak isteyen
tüketicilerin, bu süreçte iyi bir rehberliğe ve
güvenceye ihtiyaç duyduğuna da dikkat çeken
Acar, “Bu nedenle Lenzing Grup olarak bu
yılın başlarında, VEOCEL markamız için yeni
sertifikalandırma kriterlerimizi açıkladık. Buna
göre VEOCEL markalı ıslak mendillerde sadece
doğada çözünür botanik kökenli elyaflar
kullanılabilecek. Tüketiciler, bir ‘Güven Markası’
olarak VEOCEL logosunu gördüklerinde satın
aldıkları ürünün sürdürülebilir ve çevreye duyarlı
olduğundan emin olacak” dedi.
this initiative, we wanted to draw attention to
the hidden plastics in wet wipes. The proportion
of plastic in the seas is increasing day by
day, which threatens both human health and
nature. If we pay attention to the content of
the products we use and prefer environmentally
sensitive and sustainable products, we
can leave a better world for future generations.
As the sector, we strive to fulfill our
responsibility by producing sustainable and
environmentally sensitive raw materials. A
better future will be possible if consumers are
aware that their decisions are decisive and
turn to nature-sensitive choices. It is because
the decision is in our hands”.
Acar pointed out that consumers who want to
make a sustainable shopping decision need
good guidance and assurance in this process.
Acar said”Accordingly, only nature-soluble
botanical fibers can be used in VEOCEL
brand wet wipes. When consumers see
the VEOCEL logo as a “Trust Brand”, they
will ensure that the product they purchase is
sustainable and environmentally friendly”.
42
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Deri sektöründe çifte ödül töreni
Deri sektörü; çifte ödül töreni coşkusu yaşadı. Ege
Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Leather&More
Fuarı kapsamında; Deri’n Fikirler Tasarım
Yarışması Final Defilesi ve İhracatın Yıldızları Ödül
Törenini arka arkaya gerçekleştirdi. Deri’n Fikirler
Deri Tasarım ve Üretim Yarışması’nda birinciliği
DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrencisi İpek Erdem
kazanırken, ikincilik ödülü İzmir Ekonomi Üniversitesi
Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Öğrencisi Arzu
Birdal’ın, üçüncülük ise; İzmir Ekonomi Üniversitesi
43
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Öğrencisi Nurdan
Ahsen Fıçıcı’nın oldu. İhracatın Yıldızları Ödül
Töreninde ise; deri ve deri mamulleri sektörünün
toplam ihracatının yüzde 92’sini gerçekleştiren 36
firma bronz, gümüş ve altın kategorilerinde ödüllendirildi.
Ödül töreninde konuşan Ege Deri ve Deri
Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar,
her yıl artan rekabet koşullarında ihracat yapabilmek
için çırpınan, günlerini yurtdışında, evden
uzakta mal satmak için harcayan, 2019 yılında tüm
olumsuz koşullara rağmen ihracatlarını sürdüren ihracatçılara
ve bu ihracatçılara 3.2 milyar TL destek
veren Ticaret Bakanlığı’na teşekkür etti.
2020 YILI HEDEFİMİZ İHRACATI YÜZDE 15 ARTTIRMAK
Türk deri sektörünün 2019 yılını 1.6 milyar dolar
ihracat rakamı ile geride bıraktığını, 2020 yılında
ihracatlarını yüzde 15 arttırmayı hedeflediklerini
anlatan Zandar, “Bu hedef doğrultusunda çalışmalarımıza
başladık. Umarım bir sene sonra daha
çok ihracatçımıza ödül vermek nasip olur” şeklinde
konuştu. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları
Birliği tarafından Ticaret Bakanlığı’nın desteği,
İZFAŞ ve SİNTAN Kimya’nın katkılarıyla düzenlenen
Eksi Otuz’da Kalp Donar temalı yarışmada 10 finalistin
tasarımları Serkan Duman Kareografisinde
düzenlenen defilede sergilendi. Birinci tasarımcı
10 bin TL’lik ödülün sahibi olurken, ikinci tasarımcı
6 bin TL, üçüncü tasarımcı 4 bin TL para ödülü
kazandı. Ödül kazanan tasarımcılar Hollanda’da
staj fırsatını da yakaladı. Finalistler, Ege Deri ve Deri
Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin projesinin Ticaret
Bakanlığı’nca kabul edilmesi halinde yurtdışında
eğitim fırsatına da sahip olabilecekler.
44
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Küresel ölçekte markalar
oluşturmamız gerekiyor
Deri sektörünün en önemli fuarı LeShow’da konuşan TİM Başkanı
İsmail Gülle, “Tasarımın ve markanın öne çıktığı, ürünlerimizin ve
markalarımızın her geçen gün daha çok kitleye ulaştığı LeShow
Fuarı, Moskova’da yakalamış olduğu başarıyı eminim ki İstanbul’da
daha da ileriye taşıyacaktır“ dedi.
Deri sektörünün en önemli fuarlarından LeShow Deri
ve Moda Fuarı, ikinci kez İstanbul Kongre Merkezi’nde
düzenleniyor. Deri, kürk ve tekstil moda endüstrilerinin
en üst düzey markaları için yeni hedef pazarlara açılan
giriş kapısı konumundaki 2. LeShow İstanbul-2020,
moda tasarımcıları, önemli pazarlardaki sektörel
temsilcileri ve satın almacıları bir araya getiriyor.
Fuarın açılış konuşmasını yapan Türkiye İhracatçılar
Meclisi Başkanı İsmail Gülle, ekonominin
en önemli sacayaklarından olan ihracatın 2018
ve 2019 yılında büyüme rakamları ve rekor cari
fazlaya olan katkısıyla Türkiye ekonomisindeki
vazgeçilmez pozisyonunu iyice perçinlediğini belirterek,
“Asıl hedefimiz olan Dış Ticaret Fazlası Veren
Türkiye için küresel ölçekte markalar oluşturmamız
gerekiyor. Markalaşmaya verdiğimiz önemin ve
ağırlığın daha da arttırılması Deri sektörümüz başta
olmak üzere her sektörde destan yazan pazarlama
hikayeleri oluşturulması, bugün LeShow’da
olduğu gibi her platformda tüketicilerle sürdürülebilir
bağlar kurulması gerekiyor. Fuarın, bu açıdan
önemli bir görevi üstlenmekte olduğunu ve
sorumluluğunu ikinci yılında da başarıyla sürdürdüğünü
hepimiz görüyoruz. Tasarımın ve markanın
öne çıktığı, ürünlerimizin ve markalarımızın her
geçen gün daha çok kitleye ulaştığı LeShow Fuarı,
Moskova’da yakalamış olduğu başarıyı eminim ki
İstanbul’da daha da ileriye taşıyacaktır“ dedi.
“DERİ SEKTÖRÜ TASARIMIN KİLİT UNSURLARINI
BAŞARILI BİR ŞEKİLDE SENTEZLEDİ”
Fuarın önemine dikkat çeken Gülle, şunları kaydetti:
“Le Show Fuarı’nın Türkiye’deki başarısının
iki ana sebebi var. Birincisi etrafınıza baktığında
net bir şekilde gördüğünüz fuarcılık ve organizasyon
tecrübesi. İkincisi ise, hem üretimde hem
de ihracatta; tasarımıyla, kalitesiyle ve marka
değeriyle öne çıkan Türk Deri sektörünün başarısı.
2019 yılında Mücevher, Savunma ve Havacılık ve
Hazır Giyim sektörlerimizden sonra, en fazla katma
değere sahip olan sektörümüz, kilogram başına
10,3 dolar katma değeri ile Deri ve Deri Mamulleri
sektörü oldu. 216 ülke ve bölgeye ihracat yapan
deri sektörümüz, Ukrayna’ya olan ihracatını yüzde
58, Sudan’a ihracatını yüzde 51, Suudi Arabistan’a
ihracatını yüzde 41, Fas’a yüzde 73 Polonya’da ve
İspanya’da ise yüzde 37 arttırarak önemli bir başarı
gösterdi. Sektörümüzün en büyük ortağı ve LeShow’a
22 yıldır ev sahipliği yapan Rusya’ya ise ihracatımız
183 milyon dolar olarak gerçekleşti. Net
anlaşılan bir şey var ki, Deri sektörümüz tasarımın
kilit unsurlarını gerçekten çok başarılı bir şekilde
sentezlemiş durumda. Organizasyonu gerçekleştirdiği
için Türkel Fuarcılık A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı
Korhan Yazgan’a teşekkürlerimi sunuyorum. Fuarın
tüm katılımcılarımıza, ziyaretçilerimize ve firmalarımıza
başarılar getirmesini temenni ediyorum.“
“İşi profesyonellerine bırakın”
WEB OFSET DÜZ OFSET CİLT AMBALAJ
‘nin matbaası
“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”
Termal Kalıp
Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş
gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli
baskı sağlayan özel bir kalıptır.
Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)
80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Detaylar İçin:
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com
Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)
UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler
için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip,
yüksek tirajlı baskılara uygun,
Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)
50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com
Detaylar İçin:
46
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Heimtextil 2020’ye
Türk Firmaları
Damga Vurdu
7-10 Ocak 2020 tarihleri arasında
50. yılını geride bırakan sektörün
önde gelen fuarı Heimtextil’e
Türk firmaları damga vurdu.
Messe Frankfurt İstanbul Yönetici Ortağı Tayfun
Yardım konu ile ilgili yaptığı açıklamada; “Dünyanın
lider fuar organizatör şirketi Messe Frankfurt’un
portföyündeki sektörün önde gelen fuarı Heimtextil
yarım yüzyılı geride bıraktı. Ev tekstili sektörünün mihenk
taşları olan Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları
Derneği (TETSİAD), Uludağ Tekstil İhracatçıları
Birliği (UTİB) ve Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB)’in
destekleriyle, Türkiye’den 304 firma yaklaşık 23.000
m2 üzerinde katılım gösterdi. Heimtextil 2020’ye
katılan 66 ülke arasında katılımcı sayımız ile Çin ve
Hindistan’ın ardından 3. sırada, metrekare bazında
ise ilk sırada yer aldık. Türkiye’nin bu sektörde dünya
çapında ne kadar önemli bir konumda olduğunu
tekrar göstermesinin ve ülkemizin ihracat hacmine
katkıda bulunmanın haklı gururunu yaşıyoruz” dedi.
Bursa ve Denizli başta olmak üzere çeşitli şehirlerden
Türk tekstil firmalarının dünyanın dört bir
yanından ziyaretçi ve satın almacılarla bir araya
geldiği Heimtextil’de dekoratif kumaşlardan, perdelere,
mobilya kumaşlarından halı ve döşemelere,
yastık kılıflarından yatak ve masa örtülerine,
havlulardan banyo paspası, halı ve perdelerine
kadar birçok ev tekstili ürünü tanıtıldı.
47
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Bursalı, Heimtextil’de
yeni koleksiyonu ile göz kamaştırdı
Türkiye’nin en büyük havlu ihracatçısı olan Bursalı,
sektörün dünya ölçeğindeki en büyük başarıyla
boy göstermeye devam ediyor. Firma Almanya’nın
Frankfurt kentinde düzenlenen Ev ve Ticari Mekân
Tekstilleri Uluslararası Fuarı’nda (Heimtextil 2020) yerini
aldı. 7 - 10 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen
ve dünyanın dört bir yanından binlerce firmanın
katıldığı fuarda Bursalı, doğal boyalarla renklendirdiği
Nuacotton Green koleksiyonu ile ilgi odağı oldu.
Fuarda Ar-Ge çalışmaları sonucu geliştirdiği yenilikçi
ve katma değerli ürünleriyle, dünyanın her yerinden
gelen ziyaretçilerin beğenisini toplayan Bursalı tam
not aldı. Fuar hakkında açıklamalarda bulunan Bursalı
İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı, fuar boyunca
stantlarının yoğun ilgi gördüğünü söyledi. Bursalı, her
yıl Heimtextil’e katıldıklarını ifade ederek, “Tamamen
doğal boyalarla renklendirdiğimiz Nuacotton Green
Line’ı tanıttığımız fuar, gerek mevcut müşterilerimizle
yaptığımız görüşmeler gerekse de potansiyel müşterilerimizle
kurduğumuz etkin diyaloglar sayesinde
oldukça verimli geçti. Standımız ziyaretçilerin büyük
beğenisini topladı. 65 ülkeden 2 bin 952 şirketin katıldığı
fuar bizim için oldukça keyifli geçti” dedi.
İNOVATİF VE ÇÖZÜM ODAKLI ÜRÜNLER
Küresel müşteri talepleri doğrultusunda inovatif ve
çözüm odaklı ürünler ürettiklerini belirten Bursalı,
dünya standartlarında ürünler geliştirdiklerine
dikkat çekti. Bursalı, kuruldukları günden bu yana
sürdürülebilir başarı odaklı çalışmalara ağırlık
verdiklerini ifade ederek, “Fuar boyunca ikili iş görüşmeleri
ve yeni iş bağlantıları yaratma fırsatı yakaladık.
Bundan sonra da geliştireceğimiz yenilikçi
ürünlerimiz ile hem ülkemize hem de sektörümüze
katma değer sağlamaya devam edeceğiz” diye
konuştu. Bursalı İcra Kurulu Başkanı Alper Bursalı,
bu tür organizasyonlara katılmaya devam edeceklerini
de sözlerine ekledi.
Türkiye’nin en büyük havlu ihracatçısı Bursalı, her yıl Almanya’nın
Frankfurt kentinde gerçekleştirilen ve sektörün dünya ölçeğindeki
en büyük fuarlarından biri olan Heimtextil 2020’de yerini aldı. Ar-Ge
çalışmaları sonucu geliştirdiği yenilikçi ürünleriyle fark oluşturan firma,
fuarda doğal boyalarla renklendirdiği Nuacotton Green Line’ı sergiledi.
48
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Hazır giyim sektöründeki
entegrasyon sürüyor
Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin
(UHKİB), Ticaret Bakanlığı’nın UR-GE desteği
ile başlattığı, ‘Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektöründe
Endüstri 4.0 Entegrasyonu’ projesi tüm hızıyla
sürüyor. UHKİB’in, dünyanın 5. büyük tedarikçisi
olan Türk hazır giyim sektörünün, 500 milyar dolarlık
küresel ticaretteki payını artırmak ve yüksek katma
değerli ihracatta öncü olması hedefiyle yola çıktığı
‘Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektöründe Endüstri
4.0 Entegrasyonu UR-GE Projesi’nde yer alan 10
firma için danışmanlık faaliyetleri devam ediyor.
ENDÜSTRİ 4.0 DANIŞMANLIK FAALİYETİ TÜM HIZIYLA
DEVAM EDİYOR
T.C. Ticaret Bakanlığı desteğiyle Uludağ Hazır
Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği koordinasyonunda
Eylül ayında başlatılan projede, Bosch
Endüstri 4.0 danışmanları firmalara 4 ay boyunca
danışmanlık hizmeti verecek. Bosch Endüstri 4.0
danışmanları ile gerçekleştirilen faaliyet; firmaların
fabrikalarına yönelik saha ziyaretlerinin yanı
sıra arka planda detaylı bir çalışmayı kapsıyor.
Programın en önemli bölümlerinden biri olan saha
çalışmasını gerçekleştiren danışman ekip, ziyaretlere
başlamadan önce, her bir firma ile ayrı ayrı
tanışma toplantısı yaparak ilgili departman personellerinin
Endüstri 4.0 uyumu hakkında görüşlerini
topladı. Ardından danışman ekip, UR-GE Projesi’nde
yer alan bu 10 firmada 3 gün boyunca tam
gün mesai yaparak analiz gerçekleştirdi. Endüstri
4.0 danışmanlık faaliyeti, firmaların final sunumlarını
gerçekleştirmesiyle sona erecek.
50
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
2 Milyar dolarlık
sektörün
uluslararası fuarı
sona erdi
Dünyada en fazla bebek ve çocuk ürünleri ihraç
eden ülkeleri arasında 10’ uncu sırada yer alan
Türkiye’ de, uluslararası platformda bebek ve
çocuk moda sektörüne yönelik yapılan en uzun
soluklu fuar organizasyonu olan CBME Türkiye 38.
Uluslararası İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri
Fuarı 8-11 Ocak tarihleri arasında İstanbul CNR
Fuar Merkezi’nde gerçekleşti. 122 farklı ülkeden
16 binin üzerinde ulusal ve uluslararası alıcı ile
600’den fazla markanın katılımı gösterdiği fuarda
katlanabilir banyo küvetinden hem seyahat
çantası hem de yatak olarak kullanılabilen
çocuk minderine, yer kaplamayan bebek banyo
setlerinden elektrikli beşiğe kadar sektörün en
yeni ve trend ürünleri görücüye çıktı. 2020 yılı
İlkbahar-Yaz Bebek Çocuk modası ile başta
bebek-çocuk hazır giyim ve aksesuarları olmak
üzere; araç gereç, bebek bakım ve beslenme
ürünleri, mobilya ve ev tekstili, oyuncak ve bisiklet
grubu ile anne ve hamile ürünlerine kadar,
bebek ve çocuk sektörüne ait tüm ürün grupların
yer aldığı İstanbul Anne Bebek Çocuk Ürünleri
Fuarı, Türkiye’nin en büyük anne, bebek, çocuk
ürünleri üreticileri, distribütörleri ve alıcılarını tek
bir çatı altında buluşturdu. Uluslararası ziyaretçi
sayısı ile yeni yılda katılımcılarının ve sektörün yüzünü
güldürdüklerini belirten Anne Bebek Çocuk
Ürünleri Fuarı Direktörü Hatice Dinçer, “122 ülkeden
16 binin üzerinde ziyaretçi sayısına ulaştık. En
çok ziyaretçi gelen ilk 5 ülke sırasıyla Cezayir, Irak,
Libya, Rusya ve Suudi Arabistan olarak gerçekleşti.
4 günün sonunda Uluslararası ziyaretçide
toplam ziyaretçiye oranla yüzde 32 gibi çok yüksek
bir orana ulaşırken, yabancı ziyaretçi sayısın-
51
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
da bir önceki seneye göre yüzde 28 artış oranını
yakaladık. Özellikle bu yıl yeni işbirliklerine katkı
sağlamak amacıyla Lübnan, BAE, Kuveyt, Filistin,
Fas, İsrail, Suudi Arabistan, Ürdün, Libya, Irak,
Belarus, Gürcistan, Kazakistan, Rusya ve Ukrayna
dahil 15 hedef ülkeden özel olarak ağırladığımız
200 kişilik alım heyeti fuarımızı ziyaret etti ‘’ dedi.
10-13 HAZIRANDA İSTANBUL KIDS FASHION’ DA
YENIDEN BULUŞALIM....
Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarının kış ve yaz olmak
üzere yılda iki kez düzenlendiğinin altını çizen
Dinçer, şöyle devam etti: “ 2020’ de İlkbahar-Yaz
koleksiyonlarını sergileyip başarılı bir fuar geçiren
katılımcı firmalarımızı, Sonbahar-Kış çocuk modası
koleksiyonlarını sergilemek üzere 10-13 Haziran
2020 tarihlerinde İstanbul CNR Fuar Merkezi’nde
yapılacak, 39. Uluslararası Anne Bebek Çocuk
Ürünleri İstanbul Kids Fashion Fuarı’na bekliyoruz‘’
ifadelerini kullandı. İş hacmi yaklaşık 2 milyar dolara
ulaşan Türkiye bebek ve çocuk ürünleri pazarında,
çocuk başına aylık harcama miktarı 40-60
dolar iken, yıllık harcama tutarı 480 ila 700 dolar
arasında. Tekstil grubu yüzde 30 ve bebek bezleri
yüzde 22 iş hacmi ile pazarda en büyük paya
sahip olan gruplar arasında yer alıyor. Pazar payı
büyüklüğüne göre bu ürünleri mama ve oyuncak
grubu takip ederken, bebek arabalarını da kapsayan
Bebek Araç Gereçleri ve Mobilya ürünleri
yüzde 8 civarında sektörden pay alıyor.
52
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
SANKO Holding
2019’a başarılarla
damga vurdu
Temelleri 1904 yılında atılan ve merhum Sani Konukoğlu’nun
“İşin Hilesi Dürüstlüktür” ilkesinden taviz
vermeden başarı çıtasını her geçen yıl daha da
yükselten SANKO Holding, ihracatta ve istihdamda
elde ettiği başarıların yanı sıra sosyal sorumluluk
alanında hayata geçirdiği projelerle de Gaziantep’in
ve Türkiye’nin gururu olmaya devam ediyor.
SANKO Holding bünyesinde
yer alan şirketler, üretimden
istihdama, eğitimden sağlığa
Gaziantep’in ve bölgenin
kalkınmasına sunduğu katkılarla
2019 yılına damga vurdu.
ANADOLU’NUN EN BÜYÜK GRUBU
Ekonomist dergisince, merkezleri İstanbul, Ankara
ve İzmir dışındaki illerde bulunan şirketlere yönelik
gerçekleştirilen “Anadolu’nun En Büyük 500 Şirketi”
araştırmasında, 2019 yılında SANKO Grubu’nun 12
şirketi listeye girdi. Tekstil, enerji, çimento, ambalaj,
iş ve tarım makinaları başta olmak üzere farklı sektörlerde
14 bin çalışanıyla faaliyet gösteren SANKO
Holding, Ekonomist dergisi Anadolu 500 Araştırmasında
4 yıldan beri en çok şirketi bulunan grup
olarak 2019 yılını da zirvede tamamladı.
İSO ARAŞTIRMASINDA SEKİZ SANKO ŞİRKETİ YER ALDI
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından düzenlenen
Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasında
Sanko Tekstil İşletmeleri, Süper Film
Ambalaj, Çimko Çimento ve Beton, Sanko Enerji
ve Sayınlar Gıda Maddeleri, ikinci 500 arasına
53
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
ise MST İş ve Tarım Makinaları, Bartın Çimento ve
Sanko Rüzgar Enerjisi SANKO Holding’in üretimden
gelen gücünü listeye yansıttı.
SANKO DIŞ TİCARET, BÖLGE İHRACATININ LİDERİ
SANKO Holding’in 100’ü aşkın ülkeye ihracatını
gerçekleştiren Sanko Dış Ticaret A.Ş., GAP Bölgesi
illerinin yanı sıra, Kahramanmaraş, Mersin ve
Adana’nın da ihracatta lider firması oldu. Türkiye
İhracatçılar Meclisi tarafından yapılan değerlendirmeye
göre, en büyük 1000 ihracatçı arasında
SANKO Dış Ticaret A.Ş. 48’inci, Çimko Çimento ve
Beton Sanayi Ticaret A.Ş. 533’üncü sırayı aldı.
GELİR VERGİSİNDE SANKO FARKI
Türkiye Gelir Vergisi Rekortmenleri listesinde
Konukoğlu ailesinden üç isim bulunuyor. SANKO
Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu,
95’inci, Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Konukoğlu
99’uncu, Başkan Vekili Adil Sani Konukoğlu ise
100’ncü sırada yer aldı.
ABDULKADİR KONUKOĞLU 7’NCİ KEZ ZİRVEDE
Ekonomist dergisinin düzenlediği “Anadolu’nun en
etkin 50 iş insanı” araştırmasında SANKO Holding
Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, 2019 yılında
da zirvede yer aldı. Anadolu’da sanayileşmenin
öncü ismi olan Abdulkadir Konukoğlu, yedinci
kez listenin birinci sırasında yer alarak Anadolu’nun
en etkin iş insanı olarak seçildi.
Listede SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Zeki
Konukoğlu sekizinci, Yönetim Kurulu Başkan Vekili
Adil Sani Konukoğlu ise 16’ncı sırada bulunuyor.
2019’DA EN FAZLA KADIN İSTİHDAMINI SANKO
HOLDİNG ŞİRKETLERİ YAPTI
SANKO Holding, Gaziantep’te 2019 yılında
işletmelerinde en fazla kadın istihdamına katkı
sunan şirket oldu. Gaziantep 7’nci İnsan Kaynakları
ve İstihdam Fuarı kapsamında düzenlenen
İŞKUR İstihdamın EN’leri Ödül Töreninde SANKO
Holding, “En Fazla Kadın İstihdamı Yapan Firma”
alanında ödüle değer görülerek bu alanda da
zirvenin sahibi oldu.
YILIN VAKFI SANİ KONUKOĞLU VAKFI
Ülke ekonomisine ve istihdama sağladığı katkının
yanında, topluma yaptığı hizmetleri kurumsal bir
yapı altında toplamak amacıyla 1989 yılında kurulan
Sani Konukoğlu Vakfı, Ekovitrin 18’inci Yılın Starları
Ödülleri’nde ‘Yılın Vakfı’ ödülüne layık görüldü.
ABDULKADİR KONUKOĞLU
SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu,
SANKO Holding’in kendi topraklarından
kazandıklarını kendi topraklarına yatırdığını belirterek,
“Gayemiz şehrimizin, bölgemizin ve ülkemizin
kalkınmasına katkı sağlamak. Gerek sanayi
alanındaki yatırımlarımız, gerekse sosyal sorumluluk
projelerimizle memleketimize ve ülkemize katkı
sağlamaya devam edeceğiz” dedi.
Yatırımlarını planlarken temel yaklaşımlarını “Dünyada
Türkiye, Türkiye’de Gaziantep” olarak belirlediklerini
anımsatan Konukoğlu, bu düşüncenin
sonucu olarak şirketlerin merkezini Gaziantep’ten
başka kentlere taşımadıklarını kaydetti.
54
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
RFID,
dijital dönüşümün
olmazsa olmazı
Perakende sektöründe son dönemde en çok
konuşulan teknolojilerden biri olan RFID (Radio
Frequency Identification - Radyo Frekansı Tanımlama)
teknolojisi, perakende sektörü temsilcilerine
operasyonel verimlilik anlamında katma değer
sağlıyor. Bu çözüm sayesinde işletmeler ürünlerini
üretim aşamasından mağazada müşteriye satılana
kadar anlık olarak takip edebiliyor. Bu sayede
envanter doğruluğu, reyon yönetimi, omnichannel
stok yönetimi ve tedarikçi hataları gibi konular
çözüme kavuşuyor. Sensormatic RFID çözümü ile 10
kat hızlı ürün sayımı yapılabiliyor. Bu sayede mağaza
sayımları yılda bir ya da altı ayda bir yerine, her
hafta hatta her gün yapılabiliyor. Yine bu çözüm
sayesinde yüzde 99,5 stok doğruluğu ve satışlarda
da yüzde 21’e varan artışlar sağlanıyor. Ayrıca müşteri
memnuniyeti ve çalışan verimliliği optimizasyonu
da artıyor. Perakende sektörüne yönelik RFID
çözümünün etkinlikte büyük ilgi gördüğünü ifade
eden Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, “RFID teknolojisi
birçok faydayı beraberinde getiriyor. Örneğin,
üretimden çıkan ve kolilenen ürünler deponuza
ulaşıyor. Kolinin üzerinde 100 adet olduğu yazıyor.
Barkod teknolojisi ile sayımı çok uzun sürdüğü için
genelde bu adet doğru kabul edilerek sayılmadan
teslim alınıyor ve koli hiç açılmadan mağazalara
sevk ediliyor. Oysa ki bir sebeple kolinin içinde 95
adet ürün var. Ama siz perakendeci olarak üreticiye
100 ürünün ödemesini yaptınız. Daha ürünler
depoya girerken stok hatası ile envantere giriyor.
İşte RFID ile üreticiden gelen kolilerde kaç adet
hangi ürünlerin olduğunu takip edebiliyorsunuz.
Buna benzer birçok örnek vermek mümkün” diyor.
RFID MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİ EN ÜST DÜZEYE
ÇIKARIYOR
Müşteri deneyimi aslında RFID teknolojisinin getirdiği
en önemli unsurlardan biri. Müşteri herhangi bir
olumsuz deneyim yaşadığında satışa dönüş oranı
hemen düşüş gösteriyor. Barkod sisteminin kullanıldığı
bir mağazada müşterinin aradığı ürüne ulaşılması
dakikalar sürüyor. Kasadan ya da bilgisayardan
bakıldığında ürün depoda var gözüküyor ancak bu
ürün depoda bulunmuyor ve müşteri kötü bir deneyim
yaşamış oluyor. RFID teknolojisinde ise durum
daha farklı. Ürünün stoklarda olup olmadığına bakmak
birkaç saniye sürüyor ve ürün depodaysa çok
kısa sürede bulunabiliyor. Düzenli şekilde yapılan
kontroller sayesinde sürekli reyon tamamlama işlemi
gerçekleştirilebiliyor. Müşteriler bu sayede aradıkları
ürünleri yüzde 90 oranında satış danışmanına
gerek kalmadan reyonda bulabiliyor. E-ticarette de
sağladığı envanter doğruluğu ile hem internet satışı
için ayrı stok tutulmasına gerek kalmıyori hem de
tüm koleksiyon mağaza stokları ile internet satışına
açılıyor. Sipariş iptalleri büyük ölçüde azalıyor.
56
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Tişörtüm beni kanser eder mi?
Son derece şirin bir etek, baskılı bir tişört ya da kot
pantolon... Her gün giydiğimiz kıyafetlerde kullanılan
kimyasallar, uluslararası standartlarda değilse
birçok hastalığa hatta kansere bile neden olabilir.
Tekstil firmalarına uluslararası standartlara uygun
çözümler sunan BMS Kimya Genel Müdürü Metin
Özer, giysilerimizdeki tartışmalı kimyasallara neden
dikkat etmemiz gerektiği konusunda şu bilgileri
verdi: “Giysilerdeki toksinlerin doğrudan sağlık
sorunları ile ilişkisini gösteren kesin delil bulmak zor
olsa da çalışmalar rahatsız edici sonuçlar göstermektedir.
Giysilerdeki bazı kimyasalların farelerde
kansere neden olduğu, bu kimyasallarla bütün
gün çalışan işçilerde kansere neden olabildiği ve
yüksek konsantrasyonlarda zarar verici olabildiği
gösterilmiştir. Kısa vadede bu kimyasallar alerjik
reaksiyon ve tahrişe de yol açabilmektedir. Bu
bulgular, en sevdiğiniz tişörtünüzün sizi kanser
yapacağı anlamına gelmese de neden giysilerde
bu malzemelerin kullanılmasına gerek duyulduğunu
merak etmemiz için yeterlidir. Örneğin,
giysilerde buruşmazlık apresi olarak kullanılan formaldehit,
göz ve burunda tahrişe ve deride alerjik
reaksiyonlara yol açmaktadır.”
Peki tüm bu toksinler nelerdir ve hangi
kumaşlarda bulunur?
Akrilik kumaşlarda CDC denilen dimetilformamid
bulunur. Deriye doğrudan teması karaciğer
hasarına ve sağlık üzerinde başka yan etkilere yol
açmaktadır. Bu etkiler, akrilik kumaş üretiminde
57
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
çalışan işçilerin ürettikleri kumaşa dokunurken
koruyucu giysiler giymesini de açıklar.
Azo boyalar giysileri, deri ve kumaşları renklendirmek
için çok yaygın kullanılan boyalardır. Bu
boyalar, düzenli olarak buna maruz kalan boya
fabrika işçileri arasında mesane kanseri riskini
artıran amin - amonyaktan elde edilen bir bileşen
- salgılar. Bu boyanın değil, doğal boyaların kullanıldığı
ürünler tercih edilmelidir.
Ftalatlar pek çok hazır giyim ürününde kullanılmaktadır.
Özellikle DEHP ve DNO ve kimi zaman
da BBP (bunları giysi etiketinde büyük ihtimalle
görmeyeceksiniz, bu nedenle bu kısaltmaları hatırlamanıza
gerek yok). Bunlar, plastik yağmurluklar,
suni deri ve su geçirmeyen giysilerde kullanılmaktadır.
Ftalatlar, iç salgı bezlerini baskılarlar ve erkek
kemirgenlerde üreme faaliyetleri üstünde olumsuz
etkisi görülmüştür. Uluslararası Kanser Araştırma
Ajansı (IARC) ftalatların insanda kansere yol açıp
açmadığını ortaya koymamıştır.
Nanosilver, giysilerde bakterilerin neden olduğu
kokuları engellemek için kullanılan antibakteriyel
bir maddedir. Laboratuvar fareleri ile yapılan ilk
çalışmalar, gümüş nano partiküllerin beyne ulaşabildiğini
ve zamanla beyin hücrelerinin ölümüne
yol açabileceğini göstermektedir. Bebeklerin
nanosilver içeren giysileri kemirmesi durumunda
zararlı miktarda maruz kalma olasılığı için risk
değerlendirmesi yapılabilir. Fakat bunun tüm
vakalar için geçerli olup olmayacağı ve zarar
verecek düzeyde maruz kalmanın ne demek olduğu
konusunda toplanan bilgiler tam anlamıyla
test edilmemiştir. Statik dirençli, kir tutmaz, alev
geciktirici ya da buruşmaz diye tanıtılan her ürün
genellikle formaldehit, teflon gibi ferflorinat kimyasallar
(PFC), nonilfenol etoksilatlar (NPE) ve nonilfenoller
(NP) ya da triklosan içeriyor olmalıdır.
NPE ve NP deri tarafından absorbe edilebilir ve
her ne kadar insanlar üzerindeki çalışmalardan
henüz sonuç alınmadıysa da kemirgenlerin üreme
sağlığı ve gelişimi üzerindeki etkileri gözlemlenmiştir.
Triklosana maruz kalan fabrika işçileriyle
yapılan çalışmalar, bu maddeye düzenli olarak
maruz kalmanın, kanser riskini artırmaya etkisi
olabileceği ileri sürülmektedir. Bununla birlikte
Mayo Clinic, bu ürünü engellemek için kanıtların
yeterli olmadığını söylemektedir.
PEKİ NE GİYELİM?
Güvenerek giyebileceğiniz, içinde zararlı hiçbir şey
bulunmayan pek çok kumaş bulunmaktadır. Bunlar;
pamuklu, ipekli, organik yün, kenevir, alpaka,
angora, deve tüyü, kaşmir, moher, keten, rami ve
saluyottur. Kimyasallar bu doğal kumaşlarda da
kullanılıyor olsa da daha az rastlanmaktadır. Ayrıca
daha az tahrip eden kumaşları tercih etmek, fiyattan
ödün vermek gerektiği anlamına gelmemektedir.
Kaliteyi değil, maliyeti azaltma yolunda çok
başarılı işler yapan pek çok marka bulunmaktadır.
Size vereceğimiz en iyi tavsiye, giysilerin etiketlerini
daha dikkatli okuyarak başlamak olacaktır.”
58
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Türk Barter
alternatif finans
ve ticaret ile
piyasaları
destekliyor
Türk Barter ile ilgili bilgi verdi ve kuruluşundan bu yana geçen süreci anlattı.
Alternatif ticaret ve finansal modeli olan Barter
Sistemi bugün Türkiye iş dünyasına Türk Barter
tarafından kazandırılmış önemli bir sektördür. Türk
Barter Ağustos 2001 tarihinde Barter Sistemi’nin
Türkiye’de uygulanmasına öncülük etmiş ve Barter
deneyimlerini birleştiren bir grup girişimci profesyonel
iş adamı tarafından kurulmuştur. Girişimcileri
ve çalışanlarının aynı çatı altında bütünleştiği aile
yapısı, teknolojik altyapı desteği ve çağdaş yönetim
sistemi, Türk Barter’ın bugünkü güçlü yapısını
oluşturmaktadır. Türk Barter kurulduğu yıllardan bu
yana ciddi anlamda değişiklikler ve hep yükselen
grafikler çizmiştir. Barter Sistemi’nin ülke ekonomisine
kazandırılmasında ve ticari bir model olarak
algılanmasında çok önemli görevler almış ve
yerine getirmiştir. Barter sektöründe dünyada sayılı
firmaların arasına girmeyi başarmıştır. Türk Barter,
Türkiye’de ilk Barter şirketi olarak devletin Barter
modellemesindeki uğraşlarına tecrübelerini aktarmıştır.
Bu kapsamda hemen hemen her yıl, üst düzey
ilişkiler ile gerek başbakan gerek devlet bakanı
ve gerekse müsteşarlıklar seviyesinde Barter’la ilgili
kanun taslakları, yönetmelik ve tebliğler hazırlanarak
sunulmuştur. Her geçen gün büyüyen Barter
Ortak Pazarı’yla şuanda üyelerine hizmet vermeye
devam etmektedir. Türk Barter Genel Müdürü Mehmet
Sırrı Şimşek, Türk Barter’ın yapısı ve kuruluşundan
bu yana geçen süreci bizlerle paylaştı.
Barter Nedir? Sistem nasıl işliyor?
“İhtiyaç duyulan mal veya hizmetin, satılan mal
veya hizmet karşılığında satın alınmasına Barter
denir. Barter birebir mal değiş tokuş işlemi değil,
birkaç istasyonlu bir takas işlemidir. Bir şirket Barter
Sistemi’yle çalışmaya karar verdiği zaman bu ilgili
brokerler tarafından yapılacak toplantılarla belirleniyor.
Bu toplantılarda şirketin öncelikle bir projesi
hazırlanıyor. Ve bu projede şirketin stok yapısı,
atıl kapasitesi, nakit durumu, kredi durumu analiz
edilerek şirketin sisteme dâhil edilmesi sağlanıyor.
Barter şirketi sistemden talep edilen mal veya hizmetleri
veren şirketleri, talebi olan firmayla bir araya
getiriyor. Üye olması için de birtakım formaliteleri
tamamlaması gerekiyor. Şirketin faaliyette olması,
şirketin arzlarının reel olması, fiyatlarının reel olması
ve Türk Barter’in yapmış olduğu inceleme sonucunda
şirketin Barter sektöründe faaliyeti bulunacak bir
firma olması gerekiyor. Üyeliği uygun bulunduğunda
Barter üyelik bedelini ödeyip istenilen evrakları
da tamamlayarak üye firmalarımız arasına katılabiliyor.
Üye olan firma, sisteme mal/hizmet arz ederek;
ihtiyaçlarını Barter Ortak Pazarı’nda bulunan üye
firmaların satışa sundukları mal veya hizmetlerden
karşılayabilmektedir. Barter Sistemi’nin en önemli
araçları arz ve talep bilgileridir. Üye, Barter Sistemi’nde
çalışabilmesinin yegâne göstergesi olan
arz bilgisini sisteme kaydetmek ile ya da bildirmek
ile yükümlüdür. Her üyenin arz ve talep formu
bulunmaktadır. Arz Bildirim Formu sistem üyelerinin
pazara sunmak istedikleri mal veya hizmetlerin
nitelik ve özelliklerini belirttikleri matbu formdur.
Üyenin sisteme arz etmek istediği ürünün miktar,
fiyat vs. özelliklerini gösterir belgedir. Arz edilen mal
veya hizmet, web sitesi, e-mail, call center ve dergi
gibi yayın araçları ile diğer üyelere duyurulur. Ürünü
talep eden üyeler, brokere bilgi verir. Broker her iki
üyeyi bir araya getirerek görüşmelerini sağlar. Arz
bilgileri kadar sistemin sağlıklı büyümesine katkısı
olan talep bilgilerinin duyurusu da önemlidir. Talep
duyurusu Barter şirketlerinde üyeler arası değil
daha çok brokerler arası işletilmektedir. Bu kapsamda
broker bir talebi karşılamaya yönelik gayretleri
oluştuğunda üyenin memnuniyeti ve başka bir
üyenin de satışa dönük faaliyetini gerçekleştirmiş
olmaktadır. Teknik olarak talep duyuruları da mail
ile etkili ve hızlı olarak yapılabilmektedir.”
Barter Sistemi’nin Avantajları nelerdir?
“Barter’la çalışmanın firmalar için birçok avantajı
bulunmaktadır. Firmalar ihtiyaçlarını Barter Ortak
Pazarı’ndan karşılayacakları için nakitleri kasalarında
kalır ve Barter, bu anlamda nakit tasarrufu
59
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
sağlar. Barter Sistemi’nin önemli avantajlarından
biri de firmaların halen sürdürdükleri pazarlama
faaliyetlerindeki hedef piyasanın üzerine bir ek
olarak gelmesidir. Özellikle girişimcilerin başlangıç
yıllarında Barter Ortak Pazarı oldukça ciddi bir satış
potansiyeli sunmaktadır. Öz sermayenin ve nakit
akış dengelerinin çok iyi kontrol edilmesi gereken
dönemde Barter Sistemi, çok iyi bir geçiş süreci
sağlar. Türk Barter Ortak Pazarı ağırlıklı KOBİ’lerden
oluşmaktadır. Bu yönü ile dinamik bir Pazar içinde
her sektörden faaliyet gösteren firmalar ile işbirliği
imkânı bulunmaktadır. Barter Sistemi kullanılırken
alım yapabileceğiniz geniş bir pazarın olması
nedeniyle, dar bir alanda satın alma mecburiyeti
kalkar. Firmalar satın alma faaliyetlerinde daima
teklif süreci yaşar. Bu süreçte firma yetkilileri nakit
teklifler yanında Barter Ortak Pazarındaki üyelerden
de teklif alırlar. Satış yaparak alacak bakiyesine
sahip olan üye alım yapmak istediği mal
veya hizmeti Barter ile alım yapabilir. Barter Ortak
Pazarı’nda firmalar bir birleri ile çalışarak yeni
vizyonlara doğru adım atabilmektedir. Normal
faaliyetlerini sürdüren bir firma Barter Sistemi’nin
getirdiği geniş açılımı sayesinde farklı ve kârlı yeni
girişimlere zemin oluşturabilmektedir. Üye böyle bir
çalışma ortamında hem işlerini genişletip büyütebilmekte
hem de karını artırabilmektedir. Türk Barter,
üye firmalara alternatif ticaret ve finans modeli
olan Barter’ı kullanmalarını önerirken başlangıçta
atıl olan iş gücünü ve kapasitenin zorlanarak %5
ila 10 arasında bir fazla üretim yapılmasını talep
eder. Bu ürünler Barter Sistemi’ne arz edilir. Talep
karşılığında satışları gerçekleştiğinde kâr oranında
artış gerçekleşir. Elde edilen alacak ile nakit harcayarak
alınması düşünülen bir ürün Barter Ortak
Pazarı’ndan temin edildiğinde de atıl olan kapasitenin
tam olarak değerlendirilmesi yapılmış olur.
Bahsedilen atıl kapasitenin işletilmesi neticesinde
satışlar havuzuna bir de Barter modelini ekleyen
firmanın satışlarının arttığından bahsetmek mümkündür.
Üye firmaların Barter Sistemi’ni ek satışlar
olarak kullanması dışındaki uygulamaları nakit akış
dengesine müdahaleyi gerektirebilir. Bu duruma
düşmeden planlı ve koordineli hareket ederek
üyenin Barter modeline yaklaşımını alternatif olarak
algılaması sağlanır.”
Sektöre sunduğunuz hizmetler hakkında bilgi
verir misiniz?
“Türk Barter üyelerine verdiği hizmet çeşitliliği
açısından her zaman en kapsamlı teknolojik
imkânları sunan şirket olmuştur. Bizler, toplum ve
müşteri odaklılık, kaynaklara saygı ve verimlilik,
toplam kalite, değişim ve paylaşım değerlerini
Turk Barter’ın temel değerleri olarak kabul ediyor
ve bu değerler aracılığı ile Barter’ın Türk ekonomisine
güç katmasını amaçlıyoruz. Hizmetlerimizi bu
amaçlar doğrultusunda gerçekleştirmekteyiz. Öncelikle
üye firmalar para ödemeden tüm ihtiyaçlarını
bu sistemden karşılayabiliyorlar. Firmalara,
sisteme üye diğer firmalarla tanışıp yeni pazarlara
açılma, satış artırma, stok eritme, nakit tasarrufu
vb. destekleri sağlıyoruz. Bu hizmetlerimizle birlikte
borç yapılandırma, alacak tahsili hizmeti de veriyoruz.
Firmaların satamadığı malları güvenilir bir
şekilde yeniden pazarlıyoruz. Alım gücü olmayan
firmalara da Barter Destek Kredisi hizmeti vermekteyiz.
Barter Sistemi’nin Türkiye’de benimsenmesini
ve yaygın şekilde kullanılmasını misyon edindik.
Bu amaçla “Barter Eğitimleri” vererek gençlere
de yol gösteriyoruz. Barter Sistemi’nin kamu
finansmanında kullanımı üzerine çeşitli projeler
geliştirerek, ilgili makamlara sunduk. Güçlü bir Türkiye’nin,
ekonomik anlamda bağımsız Türkiye’den
geçtiğine inanmaktayız. Bugün gelinen noktada
üyeler web ortamından tüm sistemi takip edebilmektedir.
Bankacılığın internet şubesi mantığında
işletilen BarterBank uygulaması da yine Türk Barter
tarafından yürütülmektedir.”
Barter kredisi hakkında bilgi verir misiniz?
“Barter Kredisi; sisteme kayıt olmuş ancak alacak
bakiyesi olmayan üyelere verilen mal ve/
veya ürün kredisi olarak tanımlanabilir. Firmalar
sisteme bir teminat sunarak Destek Kredisinden
yaralandıkları takdirde, kredi tutarı kadar sistem
içerinde mal/hizmet alımı yapabilmektedir.
Buradaki amacımız sisteme dâhil olan üyenin
ihtiyacını nakit ödemeden faizsiz destek kredisi
kapsamında karşılayabilmesidir.”
Yurt dışındaki Barter sistemi ile Türkiye deki Barter
sistemini değerlendirir misiniz?
“Dünyada Barter Sistemi’ne bakacak olursak; ABD,
1950-60’lı yıllarda sistemli bir yapıya dönüştürdüğü
Barter Sistemi modellemesinde en kapsamlı
uygulama alanı ve en çok Barter Şirketine sahip
ülkedir. Ancak buna rağmen en yaygın kullanıldığı
sektörler hizmet ağırlıklıdır. Turizm, sağlık, medya,
eğitim, danışmanlık gibi sektörlerde Barter Sistemi
uygulamaları Amerika ve Avrupa Barter şirketlerinde
oldukça yaygın işleme sahiptir. Ülkemiz ise
ekonomik koşulları bakımından Barter Sistemi’nin
uygulanması açısından sürekli rağbet gören bir
durumdadır. Barter şirketlerinin kurulmasından
önce ya da Barter şirketleri olduğu halde inşaat
ve medya sektöründe birebir Barter yani takas
yöntemi oldukça yaygın kullanılmaktadır. İnşaat taahhüt
firmaları ülkemizde inişli çıkışlı bir sinüs eğrisi
çizdiği sektöründe inşaatların tamamlanmasına
yönelik faaliyetlerinde örneğin daire karşılığı mutfak
dolaplarını, asansörlerini, parke döşemelerini
yaptırabiliyorlar. Burada verilebilecek örnek çoktur.
İnşaat malzemelerinin tamamı bu yöntem ile daire
karşılığı temin edilebilmektedir. Medya şirketlerine
firmalar ürünlerine karşılık reklam hizmeti satın
alması teklif etmektedirler. Bu yöntem ile özellikle
bilişim sektörü reklamlarını satın almaktadır. Ülkemiz
koşullarında yürütülen Barter Sistemi’ne bakıldığında
İnşaat sektörü sistemin lokomotifi konumundadır.
Medya ikinci sırada yer alırken üçüncü ve diğer
sıralamalar dönemsel olarak değişmekle birlikte
turizm, tekstil, sağlık ve sigorta sektörü ülkemizde
yüksek işlem hacmine sahip olmaktadır.”
60
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Securitas’tan
sektörde bir ilk:
Güvenlik
yönetim sistemi
Güvenlikte bilgi lideri Securitas, sektörde bir ilke
daha imza atarak hizmetleri arasına Güvenlik
Yönetim Sistemi’ni de ekledi. Güvenlik organizasyonunda
ihtiyaç duyulabilecek tüm yasal düzenlemeleri
ve talimatları içeren Güvenlik Yönetim
Sistemi ile şirketlere operasyon sırasında gerekli
tüm yönlendirmeleri kapsayan özel bir kılavuz ve
yol haritası oluşturuluyor. Securitas Güvenlik Yönetimi
Sistemi, güvenlik planlamalarında özellikle farklı
segment ve iş kollarında birden fazla lokasyonda
faaliyet gösteren firmalar için hizmet standardizasyonu,
maliyet ve güvenli çalışma ortamı yaratılmasında
büyük avantajlar sağlıyor.
GÜVENLİK YÖNETİM SİSTEMİ NELERİ KAPSIYOR
Güvenlik Yönetim Sistemi’nin ilk dayanağını ilgili
kanun ve yönetmelikler oluşturuyor. Bunun yanı sıra
ulusal ve uluslararası standartlarda göz önünde
bulunduruluyor. Bu kapsamda Güvenlik Yönetim
Sistemi’nin içeriğinde 5188 Sayılı Özel Güvenlik Kanunu
uygulamaları, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu uygulamaları, standartlar, güvenlik uygulamaları,
Acil Durum Yönetim Planı, KVKK kapsamında
alınacak önlemler yer alıyor. Ayrıca raporlama,
denetimler ve ihtiyaca özel eğitimler de gerçekleştiriliyor.
Güvenlik Yönetim Sistemi’nin maliyet ve
riskleri minimize etmek için etkili bir araç olduğunu
dikkat çeken Securitas Güvenlik Süreçleri ve Kalite
Koordinatörü Hüseyin Erim ‘Şirket yönetim politikası
ile uyumlu, yasal, finansal, şirket etiği ve operasyonel
gereklilikleri karşılayan bir Güvenlik Yönetimi Sistemi
organizasyonun güvenlik risklerini en aza indirirken,
operasyonel verimlilik için bir araç olacaktır” dedi.
Securitas’ın global bilgi yerel uzmanlığı ile sektörlere
özel planlamaya Securitas Güvenlik Metodoloji
ile başlanıldığının altını çizen Erim, ‘Bu planlamayı
bir adım daha öteye taşıyarak oluşturduğumuz
Güvenlik Yönetim Sistemi ile şirketlere tüm güvenlik
süreçlerini, kanunlar ve prosedürlerle destekleyen
detaylı bir plan haline getiriyoruz. Bu planı belli
aralıklarla günceliyor, eğitimlerle destekliyoruz.
Acil Durum Eylem Planı oluşturarak, olası kriz durumlarında
yapılması gerekenleri detaylandırıyoruz.
Amacımız iş ortaklarımıza her zaman kaliteli ve
sürdürülebilir hizmet sunmaktır” dedi.
62
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Erkek couture’de yeni nefes
“Qu&Co New York”
Modaya dair kısa kısa…
Imaj hiçbirseydir, önemli olan sahiciliktir, bu zamanın ruhundaki
en zengin yoksunluk bende varım diyebilmenin kapitalist etkisi olan; hazırcılıktı…”
Ece Cagdas , Moda Editoru & Erkek Couture Tasarımcısı.
Ece Cagdas
Moda Editoru & Erkek Couture Tasarımcısı
Özel dikim denilince akla hemen o Paris St.Germain
caddesinin butik, en genci 70 lerinde olan işinin ehli zanaatkar
terziler geliyordu aklıma… Champs Elysees de
gördüğümüz o gösterişli dükkanların gizli kahramanlarıydılar…
Italya’yı; Paris kadar sık sektörel fuarlarında
bulunmadığım için alışveriş ve tutku dışında iş etiklerini
çok bilmesemde Valentino’nun ürün müdürüyle
olan diyaloğumu mutlaka sizlere anlatacağım .. New
York’ta okurken fazlasıyla italyanların olduğu bir sınıfım
vardı tek olma arzuları ve işlerine verdikleri titizlik başka
bir ülke vatandaşında gerçekten görmedim diyebilirim.
2010 yılında henüz öğrenciyken başladım çalışmaya.
Mesleğimi kısmen besleyen ama işleyişi öğrenciliğim,
D.Kaprol stajım bana çok şey katmıştı. New York’a üniversite
okumaya gittiğimde 2012 yılıydı ve iş teklifi alıp
kalacağımıysa hiç ummuyordum :).
New York’ta başlayan genç kurumsal hayatından Istanbul’a
uzanan butik bir erkek özel dikim markası “Qu&Co
New York“un kurucusu ve tasarımcı Ece Çağdaş, Konfeksiyon
& Teknik dergimize samimi açıklamalarda bulundu.
63
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Akılda kalan bir öğrenci, iş hayatında erken
gelen kurumsallık ve akademik kariyer için yeni
bir yola doğru sıfırdan yol almak… Her zaman bir
arayış ve günün sonunda yarın için tutulan bir not
defteri.. Gercekten mesleğinize aşıksınız…
Ece Cagdas : “Gercek aşkı bulana kadar kumaşlarla
müşterilerle ve hocalarımla mutlu bir fildişi
kulem var diyebilirim. Sevgi ve aşk çok boyutludur
bir kumaşla bir insanı aynı duygu yüküyle sevebilirim,
yolun sonunda kumaştan giysi çıkarırsınız
ama aşk öyle midir… Çoğu zaman tıpkı divandaki
gibi, sevmek adına sevmektir tam olarak yapılan…
Evet, başarılı ve konuşulan bir öğrenciydim ama
merakım ve enerjim tekdüzelige ve kurumsal hayata
pek uygun değildi. Beni asla sabah 8 aksam
7 bir masaya oturtamazlardı. Eğer ki önüme bir
kitap koymadılarsa :) New York bu konuda fazlasıyla
plaza kurumsallarıyla dolu hayallerini bekleten
sonsuz tasarımcıyla doluydu… Ekonomik olarak
biraz daha güçlenip New York’ta kendi işimi kurma
hayaliyle Qu&Co New York Ozel Erkek Dikim markama
gelen istek ve siparişler üzerine başladım…”
Markanın İstanbul’da konumlanma süreci ve sonrası…
Ece Çagdas : “Ne zaman ki üniversite hayatımı tamamlamak
icin New York’a gittim aslında dünyanın
64
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Fashion institute of Technology’de
öğrencilik yıllarımın son senesinde
başıma gelen ve içsel yolculuğumda
kendimi keşfettiğim ufak bir Ny anısı…
Ece Cagdas : FIT’de Valentino’nun üretim
müdürlüğünü 30 yıl yapmış bir hocadan ders
alırken ilk defa başaramama hissi gelmişti
üstüme. Ne yapsam söktüren bir hocam vardı
asla unutmuyorum. Ne zamanki odasına gidip
nedenini sordum, Ece çok yeteneklisin basarılısın
ancak sabırsızsın meslekte sabır nefistir dedi
…Italyan aksanıyla bunu anlamam fazlaca
zamanımı almisti :) Herkesle aynı yaptığım işlerin
sökülmesi meğer sabır üzerine kurulu ufak
bir oyunmuş :) Italyanların tasarım ve sanattaki
başarısı tesadüf değildi… Thomasso hocamın
bu hayat dersiyle bir kez daha anlamıştım … Bu
zaafımın üstüne New York’taki kurumsal iş teklifini
henüz son senemde kabul ettim ve sabrı o 3
yıl boyunca kurumsal hayatta iyice öğrendim :)
Ekibimin en genci 62 yaşındaydı:)…
yaşamın ne denli hızlı aktığını ve Türkiye’nin neden
markalaşamadığını anlamam çok uzun sürmedi. İğnenin
ipliğe geçirilmesini dahi bekleyemeyecek hızda
yaşayan bir şehir düşünün… Dakikalık randevu
veren bir iş hayatında buldum sonrasında kendimi…
Downtown’da bir plazada koleksiyonumu sunmak
üzere randevu aldım, ürün müdürünün verdigi randevu
saati tam olarak 12.13 tu . Inanabiliyor musunuz,
asistanı 12:20 de baska bir toplantısı oldugunu
söylemişti… Herhalde dakikaların fonemini New
York’ta anlatan en kısa hali bu sayılardı… Bu kadar
kapitalist bir düzende yaratıcılık ve üretme arzum
yerini satış ve tüketime bırakmıştı biranda. Calvin
Klein’in Sponsor olduğu sergide bitirme projemin
seçilmesi New York’ta kalmam icin bir fırsat olmuştu.
2 yılı aşkın kurumsal bir şirkette örme sektöründe çalıştıktan
sonra üretimin devamında işi öğrenmek ve
New York’a geri dönmek üzere Istanbul’a gelmistim.
Şimdi 1 yıla yaklaşan süreyle buradayım ve işimi büyütmek
adına yeni projelere başladım. 2010 yılından
itibaren yaşadığım New York-Istanbul hayatımda iş
hayatım dahil çok fazla tecrübem oldu. Son 3 yılın
aynı şirkette kalmanın körelteceğini hissediyordum.
Bazen risk almak gerekir ve ben o riski aldım. Iste
Qu&Co New York Erkek Ozel Dikim Markası’nın hikayesi
tam da böyle başlamıştı…”
65
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Qu&Co New York’u hangi sosyal platformlardan
takip edebiliriz?
Ece Cagdas :” Instagramda varız. “ quandcony
“ Ancak kişiye özel çalıştığımız için ürünlerimizi
internet sitemizden inceleyebilirsiniz. http://
www.qucony.us Randevu talebinde bulunmak
isterlerse ;qucony@gmail.com Benim
bu noktada başlattığım butik bir couture evi
anlayışım var, tasarımcı ve ölçü alan kişi olarak
müşterilerimle birebir ilgileniyorum. Çoğunlukla
bir mağazaya ya da trafiğe girecek zamanı
olmayan iş insanlarına hizmet veriyoruz. Bu
nedenle birebir müşterime gidiyoruz ve yerinde
hizmet alıyorlar bizden. Sunum, ölçü prova dahil
çagırıp zamanlarını almıyoruz:)”
Ne tarz kumaşlar ağırlıkta, müşterilerin
çoğunlukla talepleri ve beklentileri erkek
dikiminde ne doğrultuda seyrediyor?
Ece Cagdas : ”Müşteriler çoğunlukla kurumsal özel
dikim cebi dahi olmayan basic ürünlere yaklaşıyor,
sektörde hazır giyim gömlekleri erkek müşterileri
fazla tatmin etmiyor. Markalar içinde toplamış
mağazaları gezdiğinizde özel dikimin ne kadar
farklı bir alanda hizmet verdiğini daha iyi anlarsınız,
bu noktada sempati duyup sipariş vermek
gerekiyor:) Bir süredir saf kaşmir ve alpaca yünü
paltoları üzerine güzel dönüşler alıyoruz. Bir tık fiyat
olarak başta soğuk gelebiliyor mağazada duran
bir global markayı almak “etiket“ tabiki çekici
geliyor ancak özel dikimi bilen müşteriler kumaşı
kıyaslayan bir gurup var ki giydikçe teşekkür maili
ve çiçekler gönderiyorlar ofise…”
Çalışma prensibiniz nasıl, birebir hizmet vermeyi
biraz acabilir misiniz?
Ece Cagdas: “Daha önce fazla karşılaştıgım bir
politika değil ancak zamanı çok hızlı yaşayan
insanlara gidip tasarımcı olarak ölçü ve sunumu
kendim yapıyorum. Osmanbey’de ufak bir atölye
ile işbirliği halindeyiz. Kumaşlarım tamamen saf
icerikli kaliteler, alpaca yünü, kaşmir, organik ipeği,
keteni, yün, ipekli keten kaliteleri doğaya geri dönüşen
tüm kaliteler bizde mevcut diyebilirim…
Bu işe yeni başlayacak olanlar için eklemek
istediğiniz birsey var mı?
Ece Cagdas:” Ben bu işe her gün yeniden başlama
heyecanı taşıyorum… Yeni başlamak isteyenler
eğitim ya da okullar bir bitiş değil serüvenin kendisidir.
Etiklerinizden ödün vermeyin, kendinizin farkında
olun ama bu egoya dönmemeli diye düşünüyorum.
Herkes gibi benim de bir hikayem var. Umarım
birilerine ilham olacak güzel işler yapmaya devam
ederim ve hayalim olan akademisyenliğe adım atarım:)
Sizi büyüten ve geliştiren vardığınız yerler değil,
başınıza o süreçte gelenler oluyor. Bu noktada başınıza
gelen her neyse sizi beslemek adına geliyor.
Inanmaktan ve mücadeleden asla vazgeçmeyin.
Bir Şaman öğretisi der ki; bütün bunlar neden benim
başıma geliyor, cevabı basit… Ders siz öğrenene kadar
devam eder… Hangi meslek dalından olduğunuzun
çok da bir önemi yok. Dersi verirken yürüdüğünüz
yollara minnet duyun ve teşekkür edin…
Kumaşlarınızın belirli bir politikası var mı asla
kullanmam dediğiniz, etiğiniz denebilecek
kırmızı noktalar…
Ece Cagdas : “Kurmuş olduğum erkek özel
dikim markamla şimdi Istanbul merkezli, kumaşlarım
Londra, Milano ne New York’un kurumsal
firmalarından birebir siparişle getirtiyorum. “Albini“,
“Loro Piana“, “Eleganza Maschio“, “Lanificio
Del Casentino”. Siparişe göre çalışıyorum.
Türkiye’de çalıştığım önemli organik üreticiler
de var. Gömlek kalitelerimde “Söktaş” gibi… Tabiki
asla ve asla canlıların hayatına mal olacak
hiçbir kumaş içeriğini kullanmıyorum. Tek teknik
kırpmadır. Ve Alpaca yünlerinde hayvanlar
kesinlikle bundan zarar görmez.
Erkek özel dikim markası, birebir ölçü ve sunum
hizmeti üstüne ömür boyu garanti bu gercek mi?
Ece Cagdas: “Kesinlikle. Çünkü ürün değil hizmet
satıyoruz ve ben yaptığım işi ürün değil hizmet olarak
görenlerdenim. Bazen dolabınızda 50 tane ceketiniz
olur ama hep aynı ceketi giymek isterseniz,
biz ise hep aynı giydiğiniz ceketi yapan olmak…
Dolayısıyla bunun bedeli “ömür boyu garanti“ ile
sabitlememek müşterimize haksızlık olur…
66
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Küreselde hedef
büyüten Zühre
e-ticarete açılıyor
Muhafazakar moda sektörünün
önemli markalarından Zühre,
2020 yılında 5 ülkeye daha
açılma kararı aldı. Marka,
2020 yılında e-ticaret satış
organizasyona start vererek
küresele online olarak da
açılmayı hedefliyor.
Muhafazakar moda sektörünün önemli markalarından
Zühre Yönetim Kurulu Başkanı Erhan
Yazıcıoğlu, şirketin 2020 yılına ilişkin açıklamalarda
bulundu. 2019 yılında 30 ülkeye ulaştıklarını belirten
Yazıcıoğlu, “2020 yılında Zühre olarak 35 ülkeye
ihracat gerçekleştireceğiz. Küresel pazarda yeni
ülkeleri Türk tekstilinin kalitesi ile buluşturuyoruz”
dedi. Zühre markasıyla Türkiye dışında 4 kıtada
30 ülkede 150’den fazla satış noktasıyla hizmet
verdiklerini belirten Yazıcıoğlu, “Kuzey Makedonya
Tetova’da açtığımız mağaza markamız için bir üs
niteliğinde. Son bir yılda Kahire, Irak, Ankara, İzmir
ve Diyarbakır’da yeni mağazalar açarak, hazır giyim
sektörünün ihracat rakamlarına katkı sağladık.
Tekstil sektörü yıldan yıla büyüyen bir sektör. Pazar
artık İstanbul’un belli başlı lokasyonlarını aşarak
küresel arenalara taşındı. Önümüzdeki dönem için
hedefimiz önce Cezayir, Endonezya, Almanya ve
Lübnan pazarında büyümek ve diğer ülkelere de
açılarak markayı yıldan yıla daha güçlü kılarak
küresel pazarda etkin bir Türk markası konumuna
gelmek. Yapacağımız yatırımlar ve açacağımız
mağazalarla 2020 yılında sektörümüzün büyüme
hedefine önemli katkılar sağlayacağız” dedi.
Zühre Yönetim Kurulu Başkanı Yazıcıoğlu, “Tüm
Türkiye’de ve İstanbul’da hedef kitlemize yakın
alışveriş merkezlerinde bayilik ya da Zühre olarak
2 ya da 3 mağaza daha açmak üzere çalışmalarımız
sürüyor. Özellikle tarzı olan, kombinleriyle
hem geceyi hem de gündüzü yakalamak isteyen
şık ve tarz kadın giyiminde, Zühre kalitesi ile tüm
kadınlarımızı buluşturmak en yoğun noktalarda
Zühre markamızla yer almayı hedefliyoruz. Rusya
da ilgi alanımızda olan ülkeler arasında yer alıyor.
Bu mağazalaşma süreci ile birlikte markamızı tüm
kadınlara, tarzı olan, modayı kadın giyimine kadar
çeşitlendireceğiz” şeklinde belirtti. Zühre’nin
Türkiye’de 300, yurt dışında 150 satış noktası olduğunun
altını çizen Yazıcıoğlu, satış ağlarını genişletmenin
yanı sıra karlılık, verimlilik ve kaliteli hizmet
anlayışına odaklandıklarını, gerçekleştirdikleri ve
planladıkları yatırımlarında bu hedeflerini doğrular
nitelikte olduğunu belirtti.
“TEKNOLOJİK İHRACATTA ATILIM YILI OLACAK”
2020 yılının ilk 6 ayından sonra, online satış organizasyonumuzu
tamamlayarak küresele online
olarak da açılacakları bilgisini veren Yazıcıoğlu,
“E-ihracat tekstil sektörünün can suyu oldu. Zühre
olarak ihracatımıza ivme katacak tüm teknolojik
yatırımlarımıza hız verdik. Türk tekstilinin kalitesini
her noktaya taşımak arzusu ile 2020, Zühre için teknolojik
ihracat’ta atılım yılı olacak.” diye konuştu.
30 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR
“Kurulduğumuz günden bu yana; yurt içinde bayilikle
ürünlerimizi Türkiye’nin her noktasındaki kadınlara
ulaştırma gayemizle büyüme ve markalaşma
sürecimize devam ederken, ülkemizden aldığımız
bu güç ile daha geniş coğrafyalarda kendimizi tanıtmak
ve ülke ihracat hedeflerine katkıda bulunmak
hedefiyle ilerledik” diyen Zühre Yönetim Kurulu
Başkanı Erhan Yazıcıoğlu, “Şu anda ulaştığımız ülke
sayısı 30. Irak, Ürdün, Filistin, Cezayir, Lübnan, Mısır,
Tunus, Çin (Doğu Türkistan), İran, Suudi Arabistan,
Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan, Fas, Libya, Endonezya,
Suriye, Makedonya, Rusya, Ukrayna, Kenya, Özbekistan,
Almanya, Gana, Avusturya, Yunanistan,
Hollanda, Amerika, Almanya, İspanya ihracatımızı
artırarak sürdürüyoruz” diye ekledi.
67
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Bisse
yeni koleksiyonunu tanıttı
Bisse, 44. yılına özel 2020 İlkbahar&Yaz ve 2020-
2021 Sonbahar &Kış olmak üzere 2 koleksiyonunu
birden tanıttı. Geçtiğimiz akşam Doubletree
byHilton Topkapı’da gerçekleşen lansmana iş,
siyaset, cemiyet ve magazin dünyasından çok
sayıda isim katılarak yeni koleksiyonu yakından
incelediler. Sektörde ilklerin öncüsü olan Bisse,
2 sezon koleksiyonunu birden tanıtarak yeni
sezonlarda da iddiasını sürdürüyor. Sunuculuğunu
Burcu Esmersoy’un yaptığı özel gecede Bisse
yöneticileri ve ekibi 44. yıl pastasını sahnede kestiler.
Defilenin sonunda sahneye çıkan Mustafa
Kefeli büyük alkış aldı. Gecenin sonunda misafirler
Avantgarde Müzik Organizasyon ve Sahne
Sanatları yönetiminde DJ Mert Levent’in müzik
direktörlüğündeki after party’de eğlendiler.
HEDEF SAYGI DUYULAN BİR DÜNYA MARKASI OLMAK
Geceye ev sahipliği yapan Bisse Yönetim Kurulu
Başkanı Mustafa Kefeli sahneye çıkarak 44 yıl
önce başlayan hayalinin gerçeğe dönüştüğünü
ve bugün markalarını dünyaya tanıtmayı başardıklarını
belirterek şimdi ise hayalinin dünyada
tanınmanın ötesine geçerek saygı duyulan bir
dünya markası haline gelmek olduğunu belirtti.
Şuanda Bisse olarak yurtiçinde 30 mağaza
yurtdışında da 7 mağazalarının olduğunu söyleyen
Kefeli; “Dubai, Kazakistan, Azerbaycan
ve İngiltere olmak üzere ilgili ilk etapta 4 yeni
ülke ile 2020 yılı içinde büyümeyi hedefliyoruz.
Devamında ise 2025 yılına kadar 18 yeni ülkede
var olmayı planladık. Başka bir deyişle mağazamızdaki
meşhur Türk kahvemizi dünyaya ikram
etmek için yola çıktık ve hayalim hedeflerimizi
tam yakalamak. ” dedi. Kefeli başarısında ilk
günden beri arkasında olan eşi, çocukları ve
ekibine teşekkür etti.
DOĞA, SANAT VE TARİH İZLERİ TAŞIYAN KOLEKSİYON
Sektörde 44. yılına giren ve erkek modasına yön
veren markanın 2020 İlkbahar&Yaz ESSENCE
koleksiyonu sanat ve doğa arasındaki geçişi en
öz haliyle yansıtıp, tabiatın özündenve sanatın estetiğinden
ilham alarak hazırlandı. 2020-2021 Sonbahar&Kış
HERITAGE ve REAR UP koleksiyonunda
ise geçmişten bugüne taşınan mirasını, tarz ve
kalitesini koleksiyonun tamamında değinmeyi ön
planda tutup, modern hissettiren, aynı zamanda
tarih duygusundan izler taşıyan özel tasarımları
sunacak.Birlikte İlkemiz Sanatla Sanayiye Erişmek”
kelimelerinin baş harflerinin marka ismini
oluşturduğu Bisse, ekip çalışmasına verdiği önem
ve yarattığı sanatıyla ilk günden bugüne sektöründe
lider konumunda olmaya devam ediyor.
68
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Hanzade Giyim
ihracatta
hedef büyüttü
Türkiye’nin mütedeyyin
giyimin üretim üssü olduğunu
muhafazakar giyim modasına
Türk tekstilinin yön verdiğini
belirten Hanzade Giyim
Yönetim Kurulu Başkanı Serkan
Işık, 2020’de üretiminin
yüzde 35’ini ihracat etmeyi
hedeflediklerini belirtti.
Her yıl yüzde 15 civarında büyüme gösteren Hanzade
Giyim, ihracatta hedef büyüttü. Ortadoğu
ve Türk tesettür tarzını bir araya getirerek tasarladığı
mütedeyyin kadın giyim üreticisi Hanzade Giyim
Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Işık, üretimlerinin
yüzde 20’sini dış pazarlara ihraç ettiklerini 2020’de
bu rakamı yüzde 35’e çıkarmayı hedeflediklerini
belirtti. İç ve dış pazarda geniş bayi ağına sahip
olan ürün kalitesi ve çeşitliliğiyle büyük talep gören
marka, Lübnan, Kuveyt, Körfez ülkeleri başta olmak
üzere Irak, Kerkük ve Libya’ya ihracat yapıyor.
MUHAFAZAKAR MODAYA TÜRKİYE YÖN VERİYOR
Türkiye’nin mütedeyyin giyimin üretim üssü olduğunu
vurgulayarak muhafazakar giyim modasına Türk
tekstilinin yön verdiğine dikkat çeken Işık “Kaliteli
ve inançlara uygun trendy kıyafetler üreten ülkemiz
muhafazakar modanın belirleyicisi konumuna
geldi. Son yıllarda mütedeyyin kesim modayı
yakından takip ediyor, kullanışlı ve rahat olmasına,
inançlarına uygu, gösterişten uzak minik aksesuarlar
ve kesim tarzlarıyla sade şıklığı tercih ediyorlar.
Muhafazakar giyim gün geçtikçe renkleniyor. Biz
de Hanzade Giyim olarak yeni trendler doğrultusunda
koleksiyonlarımızda yeşilin farklı tonları, papaya
rengi, kayısı tonları, mercan gibi daha cıvıl cıvıl
renklere ağırlık veriyoruz. Özellikle keten, pamuk
gibi saf ve yumuşak kumaşlardan hazırlanmış soft
ve canlı renkler çok talep görüyor. Tasarım, model
ve renkler konusunda ihtiyaç ve eğilimleri göz
önünde bulundurarak 15 günlük kapsül koleksiyonlar
hazırlıyoruz. Model, tasarım ve renklerdeki yeni
trendleri kısa sürede mütedeyyin kesimin beğeni ve
tercihlerine uyarlayarak Türkiye ve Ortadoğu’daki
kadınların şıklığı ve rahatlığını sağlıyoruz.”
69
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
2020’de düğünlere
‘Doğa Dostu Gelinlikler’
damga vuracak
Düğünlerdeki ‘Doğaya Dönüş’ trendi ile beraber
gelinliklerde de doğal kumaşlar tercih edilmeye
başlandı. 2020’nin düğünlerinde; kenevir, ipek,
organik pamuk, bambu, ipek harmanları ya
da vintage kumaşlar kullanılarak üretilebilen
organik gelinlikleri bolca göreceğiz. Evlilik hazırlığı
içinde olan çiftler, yeni sezonun modasını
belirleyen Evlilik Dünyası Fuarı’nda bu yıl da 17-19
Ocak’ta Lütfi Kırdar’da bir araya gelecek. Bu
yılki temasını ‘doğaya dönüş’ olarak belirleyen
fuar, evleneceklere tüm ihtiyaçlarını bir arada
sunmakla kalmıyor, trendler konusunda da yol
gösteriyor. Modern insanın toprağa, ağaca
yani doğal bir hayata olan özleminden doğan
‘doğaya dönüş’ trendi; artık düğünlerin de konseptini
belirliyor ve organik düğünlerin sayısı, her
geçen gün artıyor. Doğallık arayışı ise sadece
düğünlerde değil aksesuarlarda ve gelinliklerde
de etkisini gösteriyor. Farklı model ve tarzları
cesurca denemekten kaçınmayan yeni nesil
gelinler, artık doğa bilinciyle ‘organik gelinlikler’i
tercih ediyor.Gelinlikte trend, doğa dostu
gelinlikler! Kenevir, ipek, organik pamuk, bambu,
ipek harmanları ya da vintage kumaşlar kullanılarak
üretilebilen organik gelinlikler 2020’de tüm
gelinlerin tercihi olacak. Düğünlerde ve gelinliklerde
doğallık ve sadelik tabii ki ayakkabılara da
yansıyor. Gelinler artık daha özgür olacak. Yeni
trend gelin ayakkabıları, hem rengârenk hem de
kişiye özel olarak tasarlanıyor.
KİP, yeni yılın
ilk mağazasını
Samsun’da açtı
Türkiye’nin önde gelen erkek moda markalarından
KİP, Samsun’da 3’üncü, Türkiye
genelinde ise 64’üncü mağazasını Samsun’un
en gözde yerleşim alanlarından Atakum’da
hizmete giren City Mall’da açtı. Yaklaşık 162
m2 büyüklüğünde olan ve mükemmel müşteri
deneyimine odaklı yeni nesil mağazacılık
anlayışı ile tasarlanan mağazada, KİP kış
koleksiyonu Samsunluların beğenisine sunuluyor.
Takım elbiseden gömleğe, paltodan triko
ve aksesuara KİP erkeğinin güncel ve casual
görünümünü destekleyen şık tasarımlar KİP
City Mall mağazasında yerini aldı.
2020’de erkeklerin
rengi mavi
ABD’li Renk Enstitüsü Pantone 2020 yılının
rengini güven, yakınlık ve bağ kurmanın
özlemini yansıtan klasik mavi olarak belirledi.
Modayı ve trendleri yakından takip eden
erkekler 2020’ye yılının rengi klasik mavi ile
merhaba diyecek. Yeni koleksiyonunda yer
alan yılın rengi mavi ve mavinin tonlarında
ürünlerle Tudors Gömlek, erkeklerin hem iş
hem günlük giyimi için zengin seçenekler
sunuyor. Her Aralık ayında önümüzdeki yılın
rengini açıklayan ABD’li Renk Enstitüsü Pantone
2020 yılının rengini güven, yakınlık ve
bağ kurmanın özlemini yansıtan klasik mavi
olarak belirledi. Her zaman sakinliğin ve güvenilirliğin
sembolü olan aynı zamanda huzur
ve barışın rengi olan mavi ve tonları şimdiden
gardıroplarda yerini almaya da başladı.
Mavinin sakin dokunuşu özellikle gömleklerde
erkeklere sade ama şık bir görünüm
kazandırmanın yanı sıra kışın vazgeçilmezi
kazak, hırka, süveter gibi trikolarla da kullanılarak
2020 erkek modasına yön verecek.
70
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Koton kadın koleksiyonu
yeni sezona hazır
Ipekyol pre-spring 2020
koleksiyonu ile
sıcak iklimlere dönüş
Koton 2020 İlkbahar-Yaz Kadın Koleksiyonu, iş
hayatının elegan stillerini sezonun zengin trendleriyle
tasarımlarına taşıyor. “Safari”, “Glamor
Girl” ve “Denim” temalı; yaz ruhuna uygun şifon,
organze, denim gibi doğal kumaşların kullanıldığı
koleksiyonun öne çıkan renkleri pastel yeşil,
açık lavanta, pembe, kırık beyaz, bej, gri ve sarı
oluyor. Yeni sezon tasarımları, şehirli genç kadınların
stillerini renk ve desenlerle ön plana çıkarıyor.
Özel dikim safari ceket ve şortlarla oluşturulan
kombinlere, pastel yeşil rengi hakim oluyor.
Kullanışlı safari kesim ceplerin dikkat çektiği
tasarımlarla modern ve şık bir tarz elde ediliyor.
Koton 2019 İlkbahar-Yaz Kadın Koleksiyonu’nun
dikkat çeken temalarından biri de Glamor Girl
oluyor. Şifon ve organze gibi akışkan kumaşlardan
hazırlanan hareketli elbiselerin ön plana
çıktığı tasarımlarda bohem dokunuşlar feminen
detaylarla bir araya geliyor. Denim tasarımlar,
Koton 2020 İlkbahar-Yaz Kadın Koleksiyonu’nun
stilleri tamamlayan parçaları olarak öne çıkıyor.
Bohem bluzlar, tafta gibi sert kumaştan parlak
elbiselerle kombinlenerek sezonun olmazsa
olmaz stil kodlarından oluyor.
Modern çağ kadınına romantik ve sade çizgiler
sunan Ipekyol Pre-Spring 2020 Koleksiyonu,
doğal temanın hakimiyet gücüyle saf ve estetik
bir görünüm yaratıyor. Sıcak renklere teslim olan
koleksiyonun akıcı silüetleri ise şehrin tarih kokan
etkileyici sokaklarına doğru açılıyor. Tabiattan
ilham alan yağ yeşili ve hakiler, güneşin ışık dansına
eşlik eden safran tonları ve ekrular koleksiyonun
ana renk kartelasını oluştururken, toprak
tonlarında hakimiyet kuran kahverengi ve bejler
ise yeni sezonun stil oyununu destekler nitelikte.
Ofiste, sokakta veya yeni mevsimin enerjisine eşlik
edecek davetlerde ön plana çıkan kombinler
Ipekyol Pre-Spring 2020 Koleksiyonu’nu oluşturan
tasarımlar arasında yerini alıyor. Ipekyol kadınının
stiline dokunan ikonik boyfriend ceket ve
pantolon takımı maskülen olduğu kadar rahat
bir görünüm sunuyor. One-piece akımını vurgulayan,
baştan aşağıya kahverengiye bürünen
tulum ise kuşkusuz koleksiyonun en dikkat çeken
parçası olarak yerini alıyor. Payetlerin ve simlerin
dengeli birlikteliğinden oluşan puantiyeli elbise
ve etekler sakin tonlarla uyum yakalayarak
etkili bir parıltı dozu sunuyor. Geçiş mevsimiyle
beraber ortaya çıkan trençkotlar, parlak ve
mat kumaşların birleşimiyle gündüzden geceye
sürecek ışıltılı anlara eşlik ediyor.
71
PANORAMA
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Greyder
bu yıl da kendi
sektörünün
en itibarlısı
Machka’dan sofistike ve
güçlü tasarımlar
Sezonun büyüsünü gün yüzüne taşıyan naif tasarımlar,
Machka İlkbahar-Yaz 2020 Koleksiyonu’yla buluşuyor. İnce
işçiliği feminen tavrıyla buluşturan Machka, yeni sezonun
kapılarını ışıltı dolu tasarımlarıyla aralıyor. Tabiattan gelen
tarçın, toprak ve bej tonlarının yanı sıra romantik etkili kırmızı
ve pembeler, Machka İlkbahar-Yaz 2020 Koleksiyonu’nun
öne çıkan renk kartelası arasında yerini alıyor. Güneşin
samimi tonlarından sarı ve turuncular mevsime sıcak bir
karşılama yaparken, derin siyah ve beyazlar zamansızlığa
atıfta bulunuyor. Silüetleriyle modern, renk paletiyle romantik,
hacimli volanları ve aksesuar oyunlarıyla modern
görünüme atıfta bulunan koleksiyon, mevsimin yeni başlangıçlarına
eşlik ediyor. Koleksiyonda yer alan volan detaylı
ekose poplin gömlek, turuncu tonlarıyla ön plana çıkıyor. Bu
parçaya eşlik eden ton sür ton etkili krep pantolon feminen
bir silüet oluşturuyor. Taş ve rafya işleme detaylarıyla ışıltılı
ve bir o kadar doğal bir denge yakalayan tüvit pardösü ise
serin meltemlere eşlik edecek ihtişamlı bir görünüm sunuyor.
Doğal dokuların egemenliğindeki keten ceket ve pantolon,
dingin duruşuyla gün içerisindeki okazyon değişimlerine
eşlik ediyor. Yaz davetlerinde, sahilden seyredilen romantik
gün batımlarına eşlik edecek çizgili koton maksi elbise, yaka
bölümündeki taş ve rafya işlemeleriyle zarafet gün ışığına
taşıyor. Dantel ve pililerin beyaz ile buluştuğu etekler, çiçek
işlemeli blazer ceket ile rafine şıklığınızı yansıtıyor.
Her yıl, sonuçları kamuoyu araştırması
ile belirlenen The One
Awards’ta bu yıl da Greyder kendi
kategorisinde yılın itibarlısı seçildi.
Raffles Otel’de düzenlenen gecede
her sektörün o yıl boyunca
itibarını en çok artıran markaları
ödüllerini aldılar. The One Awards’ın
en önemli özelliği, seçici
bir kurul ya da jüri olmaksızın,
sonuçların objektif kamuoyu araştırmalarına
dayanması. Yapılan
araştırmalar sonucunda Greyder
2019 yılında ayakkabı ve çanta
kategorisinde en beğenilen ve itibarını
en çok artıran marka oldu.
Greyder geçen yıl da bu kategoride
ödülün sahibi olmuştu. Marka
yetkilileri bu ödülü bir kez almak
bile kendileri için çok önemliyken,
iki kez üst üste almanın mutluluğunu
paylaştılar. Kadın, erkek ve
çocuk kategorilerindeki başarılı
koleksiyonları, Organize İşler Sazan
Sarmalı ve Kral Şakir filmlerine
yaptıkları sponsorluklar, Kadınlar
Günü ve Anneler Günü gibi özel
günlerde gerçekleştirdikleri duygu
dolu iletişim kampanyaları ve yıl
boyunca tüketicileri ile kurdukları
başarılı iletişim sayesinde Greyder,
2019 yılının ayakkabı ve çanta kategorisinde
en beğenilen markası
olmayı başardı.
MAKALE
72
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
Türkiye’de
iş kazalarını
ve meslek
hastalıklarını
önlemede
iş güvenliği
kültürünün
önemi ve
bu kültürü
oluşturma
yöntemlerinin
araştırılması
Hakan Değer
İş Güvenliği Uzmanı ve Eğitmen
ÖZET
Türkiye’deki işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili
kanunlar olmasına rağmen, iş kazalarında ve
meslek hastalıklarında azalma olmamaktadır. İlgili
kanunlar, ILO sözleşmeleri ve AB kanunlarından
birebir alınmaktadır. Bu kanunların iş hayatında
uygulanması çeşitli nedenlerden gerçekleşmediği
için İş kazalarındaki Dünyada üçüncülüğümüz,
Avrupa’daki birinciliğimiz kaçınılmaz olmaktadır.
Kanun çıkarmak tek başına yeterli olmamaktadır.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarının sadece
çalışanlarda değil, iş hayatına başlayacaklarda
da başarılı olması için bir kültürün oluşturulması
gereklidir. Bu kültür; iş kazaları ve meslek hastalıklarının
önlenmesinde son nokta olan kişisel koruyucu
donanımların (KKD) etkili kullanılmasında çok
önemlidir. Bu araştırma da, iş kazalarını ve meslek
hastalıklarını önlemede iş güvenlik kültürünün
oluşturulması ile ilgili yapılan çalışmalar ve öneriler
yer almaktadır. Araştırmanın temel hipotezi
İş Güvenliği Kültürünün oluşturulmasında çalışan
memnuniyetinin önemi ve iş güvenliği uygulamalarının
işveren tarafından hassasiyetle istenmesi ve
takibinin önemini ortaya çıkarmaktır.
Anahtar Kelimeler: İş Kazası, İş Güvenliği Kültürü,
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, Risk
SUMMARY
Turkey in occupational health and safety laws,
despite the reduction in work accidents and
occupational diseases do not. The ILO’S relevant
laws, contracts and EU law are taken verbatim
from. This law does not apply to business life, the
third world in our country is the first European
work-related accidents. It is not sufficient alone to
the law. Occupational health and safety not only
in the running of the application, will start to work
in creating a culture that is required to be successful.
This culture; Prevention of work accidents
and occupational diseases is the endpoint of the
personal protective equipment (PPE) is crucial
in the effective use of This research also, work
accidents and occupational diseases in order
to prevent the creation of a culture of business
security-related studies and suggests. Based on
the research hypothesis importance of employee
satisfaction in the creation of an occupational safety
Culture and safety practices of the employer
by the power and importance of solicitation and
follow-up with precision revealing.
Keywords: Occupational accidents, Safety Culture,
employee health and safety, Risk
GİRİŞ
İş Sağlığı ve Güvenliği ( İSG ) son zamanlarda
ülkemizde sıklıkla gündeme gelen ve aynı zaman-
73
MAKALE
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
da da tartışılan bir konu olmuştur. İSG çalışanların
sağlığı ve güvenliği konuları ile ilgili bir alandır.
Sanayinin ve teknolojinin hızla gelişmesi, yeni iş
sahalarının açılmasıyla birlikte yeterli önlemlerin
alınmaması durumunda, çalışanların sağlığını ve
güvenliğini tehdit eden sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
İSG çalışmalarında öncelikli amaç, çalışanların
sağlığını korumaktır. İşyeri ortamında bulunan
hammadde, yarı mamul, kimyasallar, teknik
ekipmanlar ile çalışma koşullarından kaynaklanan
çeşitli riskler nedeni ile çalışanlar iş kazasına uğrayabilir
veya sağlığı bozulabilir. Sağlığı bozulan,
hastalananların teşhis ve tedavisi de bu uğraşıların
içine girer. Ama bu çalışmaların asıl amacı, işyeri
ortamında bulunan bu riskleri kontrol altına almak
suretiyle işyerini sağlıklı ve güvenli bir yer haline
getirmek ve sonuç olarak da bu ortamda bulunan
çalışan kişilerin iş kazasına uğramalarına ve sağlığının
olumsuz etkilenmesinin önüne geçmektir.
(Özkan, T. ve Lajunen, T. ;2003) İSG’nin amacı, kaza
ve hastalıklar şeklinde ortaya çıkabilecek risklerden
çalışanları korumak, zarar verici etkileri asgariye
indirmek, mümkünse ortadan kaldırmak, fiziksel,
ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik halini hedefleyip
yaşam kalitesini yüksek tutarak çalışanların mutlu
olmasını sağlamaktır. (Güven R.;2006)
Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de meydana
gelen iş kazaları ve meslek hastalıklarının bir bölümü
ölümle, bir bölümü ise sakatlanma ve yaralanmalarla
sonuçlanmaktadır. Bu olayların manevi
üzüntüsü ve meydana gelen maddi zararın ve milli
servet kaybının büyüklüğü, insanların İSG üzerinde
önemle durmalarının önemli nedenlerindendir.
(Özkan, T. ve Lajunen, T. 2003)
Ülkemizde iş kazalarının önlenmesi, çalışanların
ve işverenlerin yasal haklarının devlet tarafından
denetlenmesi için 2003 tarihinde resmi gazetede
4857 sayılı iş kanunu ve 2012 tarihinde 6331
sayılı işçi sağlığı ve güvenliği kanunları yayınlandı.
Özellikle 6331 sayılı iş kanununda yasa maddeleri
uygulanmazsa verilecek para cezaları ağır olmakla
beraber, çeşitli nedenlerle yasal zorunluluklar
yerine getirilmemekte ve iş kazalarında bir azalmada
söz konusu olmamaktadır (Engin O.; 2005).
BÖLÜM 1 : İŞ SAĞLIGI VE İŞ GÜVENLİĞİ GENEL BAKIŞ
1.1 İş Kazası ve Meslek Hastalığı Tanım
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) İş Kazasını ; “
önceden planlanmamış, bilinmeyen ve kontrol
altına alınmamış olan, etrafa zarar verecek nitelikteki
olaylar” olarak tanımlamaktadır. Dünya Sağlık
Örgütü (WHO) İş Kazasını ; “önceden planlanmamış,
çoğu kişisel yaralanmalara, makinelerin ve
araç gereçlerin zarara uğramasına, üretimin bir
süre durmasına yol açan bir olay “ olarak tanımlamaktadır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu
‘’: MADDE 3 – G) İş kazası: İşyerinde veya işin
yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet
veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya
da bedenen özre uğratan olay’’ Meslek hastalığı;
Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden
dolayı tekrarlanan bir sebepten veya işin yürütüm
şartları yüzünden uğradığı geçici yada sürekli
hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir
(5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 14. Maddesine göre) .
1.2. İstatistiklerde İş Kazaları ve
Sosyal-Ekonomik Boyutu
ILO verilerine göre ise, iş kazaları ve meslek
hastalıkları nedeniyle Türkiye’de her gün 3 işçi,
dünyada ise her gün ortalama 5 bin işçi, yılda ise
2 milyon kişi yaşamını yitiriyor. SSK istatistiklerine
göre, 1999 yılında ülkemizde meydana gelen 78
bin iş kazasında 1165 işçi hayatını kaybederken, 2
bin 697 kişi iş göremez derecede sakat kaldı ve 1
milyon 681 bin 334 işgünü kaybı oldu. 2000 yılında
ise 75 bin iş kazası olurken, bu kazalar sonucunda
731 kişi öldü, 1493 kişi sakat kaldı ve toplam 1
milyon 681 bin 44 işgünü kaybı oldu. 2001 yılında
ise meydana gelen 72 bin iş kazası sonucunda
1065 kişi yaşamını yitirirken, 1866 işçi ise iş 51
göremez derecede sakat kaldı. 2001 yılında ise
meydana gelen iş kazaları nedeniyle yaklaşık 1,9
milyon işgünü kaybı olmuştur.( Uluslar arası çalışma
örgütünün web sayfası,http://www.ilo.org/
global/statistics-and-databases/lang--en/index.
htm,erişim tarihi 19-05-2014 ) Türkiye’ de çalışma
alanlarının dağılımına bakıldığında 1927 yılında
çalışanların %85 i tarım sektöründe iken bu oran
diğer ülkelerde olduğu gibi hizmet sektörünün
giderek artması ile giderek azalmıştır. Bu gün için
çalışanların yarısından azı tarımda çalışmaktadır.
Dünya işgücü yaklaşık olarak 2.7milyar kişidir,
bunların 1 milyarı okuryazar olmayan kişilerdir.
Küresel istihdamın %80 den fazlası riskli alanlarda
çalışmaktadır. Dünya işgücünün 175 milyonunu
göçmen işçiler oluşturmaktadır. Çocuk çalışan
sayısı 246 milyondan fazladır. (Engin O.; 2005).
Ülkemizde SGK’nun Temmuz 2010 verilerine göre
işyeri sayısı 1.367.318 işçi sayısı 9.743.072 kişidir. İşyerlerinin
%85,9 u 1-9 işçi, %98,2 i 1-49 işçi çalıştırmaktadır.
Ülkemizde iş sağlığı hizmetlerinin halen 50 ve
daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için öngörülmüş
olduğu dikkate alındığında işyerlerinin sadece
%1.9 bu kapsamda bulunmaktadır. Ülkemizde 2009
yılı sonu itibarı ile 429 dan fazla küçük sanayi sitesi
(91.143 işyerini içeriyor) ve 256 dan fazla organize
sanayi bölgesi bulunmaktadır. İşçi statüsünde
çalışanların yanı sıra devlet memuru olarak çalışan
2.9 milyon BAĞ-KUR’ lu 2.2 milyon kişi çalışmaktadır.
Tarım çalışanları ve kayıt dışı çalışanlara ilişkin
MAKALE
74
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
değerlerde dikkate alınmalıdır. (http://www.csgb.
gov.tr/csgbPortal/sgb.portal?page=sy&id=2)
Dünya genelinde çalışanların sadece %10–15 i iş
sağlığı hizmetlerini almaktadır. Bu sıklık sanayileşmiş
ülkelerde %15 - 90 arasında iken gelişmekte
olan ülkelerde %1-20 düzeyindedir. Hizmetlerden
yararlanma eşit ve dengeli değildir. Avrupa’da
çalışanların yarısı kapsam dışında dağılım, %5 ile
%90 arasında değişiyor. Japonya, Kanada, Batı
Avrupa ülkelerinde kapsam %70-90 a ulaşmaktadır.
En çok küçük işletmeler kapsam dışındadır.
Kapsamın yüksek olduğu ülkelerde bile küçük
işletmelerde, inşaat ve tarım sektöründe, kendi
işinde çalışanlarda, kapsam düşük (Gadd S;2002).
Ülkemizde, SGK’nun Temmuz 2010 verilerine göre
işçilerin %30,1’i 1-9, %60,7 10-49 işçi istihdam eden
işyerlerinde çalışmaktadır. İş sağlığı hizmetlerinin
halen 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için
öngörülmüş olduğu dikkate alındığında bu işyerlerinin
tamamında hizmet sunumu olduğu kabul
edilse bile işçilerin sadece %40.0’ı hizmet kapsamındadır.
Bütün çalışanlar (kayıt dışı çalışanlar
da dahil olmak üzere) çalışanların sadece %12-15
i iş sağlığı hizmetleri kapsamındadır. (http://www.
csgb.gov.tr/csgbPortal/sgb.portal?page=sy&id=2)
1.3. İş Sağlığı Hizmet Modelleri
İş sağlığı hizmetlerinin amacı çalışanların fiziksel,
ruhsal ve sosyal sağlık durumlarını en üst düzeye
getirmek ve bu düzeyde sürdürmektir (ILO, Occupational
Health Services Conv. No. 161, 1985).
Bu kapsamda çağdaş iş sağlığı ilkeleri şu şekilde
sıralanabilir: bütün işyerlerini kapsamalıdır, bütün
çalışanları kapsamalı, yerel ihtiyaçlara ve koşullara
uygun olmalı, kolay ulaşılabilir olmalı, koruyucu
yaklaşımlar öncelikli olmalı, işveren tarafından
sağlanmalı, multidisipliner yaklaşımla yürütülmeli,
yasal alt yapı oluşturulmalıdır. (Özkan, T. ve
Lajunen, T. ,2003) Yukarıda belirlenen yaklaşıma
ulaşmak için farklı ülkelerde farklı hizmet modeli
uygulamalarının örneklerini görmek mümkündür.
Hizmet modellerinin başlı çaları şunlardır: Ülke sağlık
sistemi içindeki birinci basamak sağlık kuruluşları
(toplum sağlık merkezleri gibi), şirket içi hizmetlerle
birlikte büyük hizmet modeli, birkaç küçük orta
ölçekli işyeri tarafından ortaklaşa organize edilen
grup hizmetleri (ortak sağlık birimleri, hizmet sağlayıcı
olarak sosyal güvenlik kurumu hizmetleri, iş
sağlığı konusunda uzmanlığı olan serbest çalışan
hekimlerin sunduğu hizmetler, sadece iş sağlığı
hizmetlerini ya da hizmetlerinin bir parçası olarak
iş sağlığı sunan özel sağlık merkezleri, yerel veya
bölgesel hastanelerinin ayakta tedavi klinikleri.
(Özkan, T. ve Lajunen, T. ,2003)
Son yılarda gündeme gelen Temel İş Sağlığı
Hizmetleri yaklaşımı esasen hizmetlerin bütün çalışanları
kapsaması amacını gerçekleştirebilmek
için yöntem önerilerini içermektedir. Kapsayıcılık
sorununun çözülmediğinin, aksine kapsamın
giderek daraldığının saptanması ile 2003 yılında
Uluslararası Çalışma Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü’nün
oluşturduğu ortak bir komisyon tarafından
konu değerlendirilmiştir. Ortak komisyon,
Uluslararası İş Sağlığı Komisyonu’nun da katkısını
alarak, özellikle hizmetin kapsamının genişletilmesi
için TİSH kavramını öne çıkartmıştır. İzleyen yıllarda
Mısır (2005), Makedonya (2006), Türkiye (2007),
Hindistan (2008) ve Şili’de (2009) konu ile ilgili
teknik komite toplantıları yapılmıştır. Çalışanların
sağlığı için küresel eylem planı ile tüm çalışanları
kapsayan ve çalışanların erişebileceği bir iş sağlığı
hizmetinin nasıl verilebileceği değerlendirmiş,
program ve hedefler belirlenmiştir. TİSH yaklaşımı
bir taraftan iş sağlığı hizmetlerini belirlerken bir taraftan
da bu etkinliklerin çalışanlarının tamamına
ulaşmasını ve bu amaçla ülkenin sağlık sistemine
entegrasyonunu vurgulamaktadır. Brezilya, Şili,
Çin, Tayland, Vietnam, Kenya, Tanzanya, Uganda,
Finlandiya, İtalya, Küba ve Güney Afrika gibi
ülkelerde TİSH yaklaşımı ile hizmet modelleri geliştirilmektedir.
(Gadd S;2002),
İş hizmetlerinin tüm çalışanları kapsamasını, tüm
çalışanların bu hizmetlere ulaşmasında gereksinimlere
göre hakkaniyetin gözetilmesini, hizmet
sunumunun etkili olmasını, çalışanlar tarafından
kabul edilmesini ve katılım sağlanmasını, kamu
tarafından garanti altına alınmasını, çalışma yaşamı
ile ilgili sosyal politikaların entegre bir parçası
olmasını vurgular. İş hizmetinin oluşturulması ve
sürdürülebilmesi için gereken altyapının aşamalı
olarak geliştirilmesini (4 aşamalı bir modelle) önermektedir
(Koçel T.;2001). Ülkemizde de son yıllarda
Sağlık Bakanlığı bünyesinde hizmet veren Toplum
Sağlığı Merkezlerinde işyeri hekimliği hizmeti verilmesine
ilişkin çalışmalar sürdürülmekte, ilgili yasa
işyeri hekimliği hizmetleriyle sınırlı tutulmuştur.
BÖLÜM 2: İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİK KÜLTÜRÜ
İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının öncelikli
amacı, çalışanların sağlığını korumaktır. Çalışanların
sağlığını belirleyen iki temel öğe, bireysel özellikler
ve işyeri ortam faktörleridir. Sağlık ve güvenlik
koşulları yetersiz işyerlerinde istenen düzeyde
nitelikli hizmet ve ürün almak beklenemez ( Güven
R. : 2006). İş sağlığı ve güvenliğinin ne ölçüde sağlanmış
olduğu, kuruluşların ekonomik başarısı açısından
önemli bir performans ölçüsü konumuna
gelmiştir. İşyerlerinde yapılması gereken; çağdaş
sağlık anlayışının ilkelerinde olduğu gibi, önlemenin
tedaviden daha etkili, kolay, ucuz olduğu
yaklaşımından hareket etmektir. Risklerin belirlenmesi
ve uygun yöntemlerle ortadan kaldırılması
75
MAKALE
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
gerekir.( Engin O.: 2005) Geleneksel yaklaşımda
(reaktif yaklaşım), kazaların ve sistem bozukluklarının
incelenmesi esastır. Çağdaş güvenlik yaklaşımı
(proaktif yaklaşım) ise, sistem bozukluğundan çok,
güvenlik yönetim sisteminin incelenmesine, risk
değerlendirme ve güvenlik kültürüne odaklanır. Bu
iki yaklaşımın birleştirilmesi gerekir. Zararla sonuçlanabilecek
olası tehlikelerin önceden saptanmasını
ve gerekli önlemlerin alınmasını hedeflenmelidir.
(Güven R. : 2006) ISO 9000 Kalite Yönetimi Sistemi
anlayışının ardından, ISO 14000 Çevre Yönetim
Sistemi anlayışına ve sonra İş Sağlığı ve Güvenliği
Yönetim Sistemi OHSAS 18001 anlayışına gelinmiştir.
Konu Yönetim Sistemleri ile ilişkilendirilmektedir.
OHSAS 18001 Yönetim Sistemi elemanlarından biri
de, risk değerlendirmesidir, amaç riskleri denetlenebilir
duruma getirmek, kabul edilebilir olanları
ve ivedi müdahale gerektirenleri saptamaktır
(Engin O.: 2005). Risk yönetimi stratejisi, güvenlik
yönetimi stratejisini içerir. Güvenlik yönetimi
stratejisi ise performans yönetimini, güvenlik
kültürünü, risk değerlendirmesi ve denetimini,
insan kaynakları yönetimini içerir. Bütün ülkelerde,
bütün işyerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili
konular, sorunlar yasal düzenlemeler dışında da
farklı araçlardan yararlanmayı gerekli kılmaktadır.
Olay gerçekleştikten sonra yapılan uygulamaları
(reaktif, tepkisel) içeren geleneksel yaklaşım olay
sonrası inceleme ve işin yeniden düzenlenmesine
odaklanır. Çağdaş yaklaşım olay gerçekleşmeden
öncesine, çalışanlara ve güvenli olmayan uygulamalara
odaklanır (proaktif). Proaktif yaklaşımın
sağlanmasında önemli etkenlerden biri de güvenlik
kültürüdür. Korunma ihtiyacının karşılamanın en
önemli yollarından biridir. İnsan davranışları ve bu
davranışların altında yatan insana özgü nedenler
güvenlik kültürünü oluşturmaktadır. Güvenlik kültürü
alt bileşenleri ise tutumlar, davranışlar, değerler,
eğitim ve gelişme konuları, kişisel sorumluluklar,
insan faktörüne özgü konulardır. (Kılkış ve İlknur,
2011) İnsan gereksinimleri bakımından öncelikli
sıralarda olan güvenlik içinde bulunulan toplumun
güvenlik kültürü ile yakından ilişkilidir. Çalışanlar
için çalışma ortam koşulları ve riskler düşünüldüğünde
konu özel önem taşımaktadır. Sosyal ve
ekonomik gelişmenin göstergelerinden biri olan
iş sağlığı ve güvenliği düzeyinin iyileştirilmesinde
toplumda güvenlik kültürünün oluşturulması büyük
önem taşımaktadır.( Kılkış ve İlknur ;2011)
2.1. Güvenlik Kültürü
İnsanlar yaşamak için temel gereksinimlerini
yerine getirdikten sonra, geleceğini güvence
altına almak ister. Maslow’un insan gereksinimlerini
belirleyen piramidinde öncelik sıralaması
ile temel fizyolojik gereksinimler, güvenlik gereksinimi,
sosyal gereksinimler / kimlik gereksinimleri,
ego gereksinimleri / saygınlık gereksinimi, kendini
gerçekleştirme gereksinimi bulunmaktadır.
Fizyolojik gereksinimler (beslenme, barınma vb.)
başlangıç noktasını oluşturur ve hepsinden güçlüdür.
Güvenlik gereksinimi, yaşama gereksinimini
karşılayacak temel fizyolojik gereksinimlerden
hemen sonra gelir. Sosyal gereksinimler arkadaşlık,
kabullenilme isteği, kariyer ve duygusal ilişkiler
gibi gereksinimlerdir. Ego gereksinimleri kendine
güven, başarı, bilgi gibi kişinin kendi ile ilgili olan
gereksinimler ve fark edilme, takdir edilme gibi
statü ve saygınlığı ile ilgili gereksinimleri kapsar. En
üst düzey olan kendini gerçekleştirme gereksiniminden
kendi potansiyelini anlama ve gelişimini
sürdürme isteği anlaşılır. Günlük yaşam faaliyetleri
(yolda yürümek, yolculuk yapmak, araba kullanmak,
spor yapmak, yüzmek, yemek yemek vb.)
belli düzeyde riskler taşır. Riskler fark edilebilir, öğrenilebilir,
korunulabilir, ölçülebilir, analiz edilebilir,
değerlendirilebilir, azaltılabilir, yönetilebilir ve kontrol
edilebilir.( Özkan ve Lajunen ,2003) Güvenlik,
yapılan işin ve/veya çalışma şartlarının zarar ve/
veya tehlike içermeme durumudur. Güvenlik, ISO/
IEC Rehber 22’de Güvenlik ‘kabul edilemez zarar
riskinden uzak olma durumu’ olarak tanımlanır.
Emniyet içinde olma duygusu’ olarak tanımlanabilir.
Ortamda kabul edilebilir düzey ve bu düzeyi
korumak için zamansız ölüm, yaralanma veya
endişe verici koşulların var olma olasılığını azaltma
anlamındadır. Güvenliği sağlamanın üç ana
uygulaması vardır; 1- Güvenliği ve sağlığı tehdit
eden durumların ortadan kaldırılması, 2- Güvenliği
ve sağlığı tehdit eden gelişmelerin zamanında
saptanması, 3-Önlenemeyen durumların kötü
sonuçlarının asgariye indirilmesi (riskin asgariye
indirilmesi) (Demirbilek ve Çakır, 2008),
Kazalara ilişkin değişkenlerin etkisini araştırmak,
insan davranışlarını açıklamak, davranışları durumun
ve kişinin doğası yönünden tartışmak güvenlik
kavramını yerleştirmek için önemlidir. Risk
algısı bir ölçüde kişilerin eğitimi ile ilişkili olmakla
birlikte, işyerinde kararlı uygulamalar sonucunda
güvenlik kültürü oluşturulması da risk algısı bakımından
etkilidir. Risk değerlendirme çalışmaları
kişilerin güvenlik algılamasını olumlu etkilemekte,
hem ölümlü, ağır yaralanmalı hem de nispeten
hafif yaralanmalı kaza sayısını azaltmaktadır. 4
Güvenlik kültürü (safety culture) bir örgütteki (iş
yeri de vb.) bütün üyelerin risk, kaza ve hastalıklar
hakkında paylaştığı fikir ve inançlar bütünü
olarak tanımlanabilir. Bu kavram ilk olarak 1986
yılında meydana gelen Çernobil nükleer santral
kazası/afeti sonrasında, 1987 OECD (Organisation
for Economic Cooperationand Development)
Nükleer Ajans Raporunda dikkati çek-
MAKALE
76
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
mektedir. Son yıllarda bu kavram üzerinde sıkça
çalışılmaktadır (Güven R.: 2007).
Konuya ilişkin bazı tanımlar;
Kültür: Sınıf, toplum ve nüfusların, belli bir dönemin
yansıması olarak göz önüne alınan inançları,
gelenekleri, sanatları, fikirleri, insan işi tüm ürünleri
ve davranış örüntüleridir. İnsanın bilgi, inanç, fikir
ve değerlerinin oluşturduğu dünyadır.
Örgüt Kültürü: Örgüt üyeleri tarafından paylaşılan
varsayımlar, inançlar ve değerlerdir. Bir grubu
diğerlerinden ayırmaya yarayan, zengince geliştirilmiş
ve derine yerleştirilmiş değerler ve inançlar
sistemidir. (Demirbilek ve Çakır, 2008)
Örgüt İklimi: İş çevresi hakkında geniş bir açıda
kişisel değerlendirmeleri kapsar. Kişisel ve örgütsel
etkileşimleri yansıtan değişkenlerdir sınıfıdır. Örgüt
ikliminin, kişilerin motivasyonu ve başarısı üzerine
güçlü bir etkisi vardır. Örgüt iklimi, çoğunlukla güvenlik
iklimi algılamasını etkiler.
Güvenlik İklimi: Çalışanların çalıştıkları ortam hakkında
paylaşılan algılamasıdır. Başka bir ifade ile
çalışanların iş çevreleri, yönetimin güvenlik görüşü
ve aktiviteleri, iş risklerindeki denetimler hakkında
algılama kalıpları geliştirmesi ve buna uygun davranmasıdır.
Güvenlik ikliminin önemli bileşenleri;
yönetim değerleri, yönetim ve örgüt uygulamaları,
iletişim, işyeri sağlık ve güvenliğine çalışanların
katılımıdır. Bu faktörlerin kaza ve olayları azalttığı
pek çok çalışmada gösterilmiştir. Güvenlik iklimi işyerinde
güvenlik kültürü hakkında bir bilgi kaynağı
olarak görülebilir (Güven R. :2007).
Güvenlik Kültürü: Çalışan ve yöneticilerin risk
ve güvenlik konusunda tutum ve davranışları’
tanımı geçerli bir tanımdır. Örgütteki tüm üyelerin
risk, kaza ve hastalık hakkında paylaştığı fikir
ve inançlar’ olarak tanımlamıştır. İngiltere’de,
Sağlık ve Güvenlik Komisyonu (UK Healthand
Safety Commission; HSC,1993) Güvenlik Kültürü’nü
‘örgütün sağlık ve güvenlik programının yeterliliğine,
biçimine, bağlılığına karar vermek için kişi
ve grup değerleri, tutumlar, yetenekler ve davranış
örüntüleri’ olarak tanımlar. Güvenlik kültürü,
değerleri, esasları ve inançları içeren bir kavramdır
ve güvenlik yönetim sisteminin önemli bir
parçasıdır. Güdüleyici ve eşgüdümlü aktivitenin
kaynağıdır. Çalışanların motivasyon ve davranışları,
üst yönetimin güvenliğe verdiği değer ile ilgili
algılamalarından etkilenir. Yöneticilerin olumlu geri
bildirimi de, güvenlik kurallarına uyumu güçlendirir.
Güvenlik kültürü farklı boyutları olan bir kavramdır.
Farklı yaklaşımlarla, birbirinden farklı değişkenlerle
değerlendirilmektedir. Çoğunlukla sosyal/bilişsel
aracı olarak, güvenlik ikliminin değerlendirilmesi
şeklinde değerlendirilmektedir. Örgütsel güvenlik
ikliminin, güvenliğe özel liderlik uygulamasının,
yönetimin güvenliğe bağlılığının ve güvenlik etkinliklerinin;
çalışanın da güvenliğe bağlılığına, artmış
güvenlik algılamasına ve güvenlik performansına
neden olduğu gösterilmiştir. Güvenlik ikliminin ve
güvenlik kültürünün güvenlik performansı üzerine
olumlu etkisini gösterilmiştir. Güçlü bir örgüt güvenlik
ikliminin, iş güvensizliğinin olumsuz sonuçlarını
(bilgi, uyum, kaza ve yaralanmalar ve raporlamalar
yönünden) azalttığı, güvenlik performansının
bir öncüsü olduğu saptanmıştır. (Özkan ve
Lajunen, 2003) Çok sayıda ölüm, yaralanma ve
büyük ekonomik kayıplara neden olan Bophaltoksik
gaz salınımı, Challenger uzay aracı patlaması,
2005’te Teksas’da rafineri patlaması gibi kazalarda
raporlar örgüt güvenlik kültürünü olaylara neden
olan faktör olarak ortaya koymuştur. Güvenlik
iklimi ve güvenlik kültürü kavramları arasında kafa
karışıklığına neden olacak yaklaşım söz konusu
olabilir. İklim daha hızlı ve kolay değişir, yüzeysel
ve geçicidir, bir olay sonrası değişime giderken,
altta yatan kültür onu desteklemedikçe yinelenen
olaylar kaçınılmazdır. (Özkan ve Lajunen, 2003)
2.1.1. Güvenlik Kültürünün Amaçları
• Davranış normları oluşturmak, • Kaza ve yaralanmaları
azaltmak, • Dikkat çeken konularda güvenliği
sağlamak, •Örgüt üyelerinin riskler, kazalar
ve hastalıklar hakkında aynı inanç ve fikirleri paylaşmasını
sağlamak, • Kişilerin güvenliğe bağlılığını
artırmak, • Örgüt sağlık ve güvenlik programının
biçim ve yeterliğine karar vermektir.
2.1.2. Güvenlik Kültürünün Araçları
• İşle ilgili eğitim, • Tüm basamaklı düzeylerde
bağlılık, • Kalite ve üretkenlik, • İletişim akışı, •
Kaynak eksikliklerinin giderilmesi, • İş tasarımının
değerlendirilmesi. (Ergonomi)
Davranış değişimini sağlamak; güvenlik kayıtlarının
analizi ile başlar, geçirilen aşamalar, kritik
davranışların belirlenmesi, gözlem, kayıt, değerlendirme,
kaza önleme programını tanıtma ve geri
bildirim sağlama ile devam eder. Yeni bir kültürde
paylaşılan pozitif deneyimler en önemli öğedir.
İnsanların kas gücü, zamanı, fiziksel olarak varlığı
saat başı ücretle elde edilebilir, ancak sadakati,
bağlılığı ve fikirleri elde edilemez. Yürütülecek
programların bunları başarmasını sağlamak daha
önemlidir. Davranış müdahalesinde, davranışa
dayalı geri bildirimler güvenli davranışları artırır.
Davranış değişikliği güvenlik performansını
geliştirmek anlamına gelir. (Özkan ve Lajunen,
2003) Güvenlik kültürü, çalışanlar güvenliğin örgüt
için anahtar değer olduğuna inandığı zaman ve
güvenlik örgütün öncelikleri listesinde üst sıralara
geldiği zaman pozitiftir. Bu algılamaya ulaşmanın
yolları şunlardır; • Çalışanların yönetimi inanılır
77
MAKALE
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
ve güvenilir görmeleri, • Güvenlik politikalarının
günlük temelde yaşatılması, • Yönetim kararlarının,
paranın insan için harcandığını göstermesi,
• Yönetim tarafından memnuniyet için ödüller,
ölçümler ve önlemler planlanması, • Çalışanların
sorun çözme ve karar verme süreçlerine katılması,
• Yönetim ve çalışanlar arasında, yüksek derecede
dürüstlük ve iletişime açıklık olması, • Güvenlik
bilgi sistemi olması, • Çalışanların, performansları
için olumlu onay alması (Ocaktan ME : 2009)
Pozitif güvenlik kültürünün amacı; çalışanın risklerin
farkında olduğu bir atmosfer yaratmak, güvensiz
hareketlerden sakınmalarını sağlamak ve
onları sürekli korumaktır. Pozitif (olumlu, beklenen)
güvenlik kültüründe yönetimin güvenliğe inancı /
bağlılığı gözle görülür olmalı, karşılıklı güven sağlanmalı,
etkinliklerin sürekliliği olmalı, düzenli eğitimler
yapılmalı, çalışanların tüm süreçlere katılımı
sağlanmalı, güvenlik çabalarına dönük olumlu
geri bildirimler verilmeli, iki yönlü açık iletişim
sağlanmalıdır. Güvenlik kültürünü oluşturmanın
ardından, tüm örgüt üyelerinin sağlık ve güvenlik
konusunda benzer inanç, fikir ve algıları paylaşmalarını
sağlamak ve sonunda kaza, yaralanma
ve hastalıkları azaltmak olanaklı olabilecektir.
(Özkan ve Lajunen, 2003)
2.2. Pozitif Güvenlik Kültürü Kriterleri
Firmalarda oluşturulacak Pozitif güvenlik kültürü
aşağıdaki 6 başlığı içermelidir. • Sistem günlük, düzenli
proaktif takım etkinlikleri sağlamalı, • Merkez
yönetim; takım performansı sağlamak, performans
niteliğini artırmak, güvenliğin üst yönetim için
önemli olduğunu göstermek amacıyla uğraş vermeli,
• Güvenliğin örgüt için yüksek önceliğe sahip
olduğunu, en üst yönetim görülebilir şekilde desteklemeli,
• Herhangi bir çalışan, yeni ve anlamlı
bir güvenlik ile ilişkili etkinliği yerleştirme tercihi
yapabilmeli, • Güvenlik sistemi esnek olmalı, tüm
düzeylerde seçeneklere izin verilmeli, • Güvenlik
çabaları, çalışanlar tarafından olumlu karşılanmalıdır.
(Ocaktan ME; 2009)
Burada geçen altı ölçüt, örgüt yönetiminin otoriter
ya da katılımcı olmasına ya da güvenliğe farklı
yaklaşımlar sergilemesine bakılmaksızın her örgütte
karşılanabilir. Kültür kolayca değişmez, zamanla
ve çeşitli durumlara adaptasyon olarak gelişir.
İnsan bir kez yeniliğin daha iyi olduğunu anlarsa,
değerler daha kolay kabul edilebilir ve bunları
destekleyecek yeni fikirler ortaya çıkabilir. Kültür
değişikliği için mevcut kültüre karşı çıkmak yerine,
mevcut kültürel güçler üzerine derece derece
değişim yapılandırmak daha etkilidir. İnsanlara
gerçek sorunlarına yönlenerek yeni davranışlar,
varsayımlar, değerler deneyip yaratacağı fırsatlar
gerekir. Liderler, rol model olmalıdır. Kuşkular
ve hatalar dürüstçe paylaşılmalıdır. Değişim
zaman alacağı için, sabırlı olunmalıdır. (Engin O.;
2005) Güvenlik politikasının başarısı için, güvenlik
uygulamalarının izleneceği bir sistem kurmak
esastır. Görevler her düzeyde iyi tanımlanmalı,
geçerli performans ölçüleri olmalı, iyi performans
ödüllendirilmelidir. Sorumluluk, kültür oluşturmada
anahtardır. Kültür oluşturma; çalışanlar, denetçilerin
ve yönetimin güvenlik görevini tamamladığını
gördüğü zaman, yönetimi günlük olarak inanılır
ve güvenilir gördüğü zaman ve en üst yönetim
güvenlik politikası belgelerini imzaladığı ve buna
gerçekten inandığı zaman tamamlanır. (Engin
O.: 2005) Yönetimin güvenliğe bağlılığı, ilgisi ve
yönetim kalitesi anahtar öğeler olarak tanımlanır.
Ancak, yönetimin bağlılığı yeterli değildir. İyi bir
liderlikle, personel daha öz sorumluluk sahibi, yaratıcı,
yeni sorunlara uyumu iyi, işbirliğine açık olur.
Hem işveren, hem çalışanlar sorun çözme ve görüş
birliği sağlama konusunda becerilerini geliştirmeli,
katılımını artırmalıdır. Sonuçta, liderlik, aktiviteler,
sistem, önlemler ve ödüller güvenliğin başarılıp
başarılamayacağını gösterir. (Kılkış, 2011)
Aşağıdaki konularda iyileşmeler başarı sağlanmasına
yardımcı olacaktır; • Yönetimin güvenliğe
bağlılığı, çalışanın güveninin artması, • Gereksinim
olan yerde eğitim ve yardım verilmesi,
• Sorun çözmenin öğretilmesi, • Dürüst ve yeterli
bilgi akışı, • Çalışan görüş ve fikirlerinin alınması,
• Üst yönetim olumlu yaklaşımının sağlanması.
(Özkan. ve Lajunen, 2003)
MAKALE
78
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
kültürü düzeylerini geliştirmelerine ve sürdürmelerine
özel bir önem vermektedir (Kılkış, 2011).
Olumlu güvenlik kültürü oluşturma konusunda
başlıca üç alanda dirençle karşılaşılaşılabilir; •
Değişime direnç (komuta ve kontrol yaklaşımı yerine
danışmanlıkla aşılmalıdır), • Var olan yönetim
sisteminin uyumu, • İnformal politik ve kültürel
dinamikler (Özkan ve Lajunen, 2003:32)
Çalışana görüşlerini sormak ve onları çözüm
süreçlerine katmak altyapıyı sağlar, direnci kırar,
problemlerin derinlemesine anlaşılmasını sağlar
ve belli dönemlerde yinelenmelidir. (Engin O.:
2005) Güvenlik kültürü ile ilgili ortak kabul gören
bir tanım ve ölçme yaklaşımı olmamakla birlikte;
konunun önemi nedeniyle günümüzde işletmelerin
güvenlik kültürünü oluşturması, geliştirmesi
ve değerlendirmesi konusunda fikirler ortaktır.
Güvenlik kültürü üç alanda kararlılık gerektirmektedir;
işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği
yönetim sistemlerini yaşama geçirme kararlılığı,
işçilerin bu sistemlere katılma ve destekleme
kararlılığı ve uluslararası çerçeve oluşturulmasına
yönelik kararlılık. (Özkan ve Lajunen, 2003)
BÖLÜM 3 :İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ OLUŞTURULMASI
ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
3.1. Amaç
Araştırmada, İş kazaları ve Meslek hastalıklarının
önlenmesinde işyerinde iş sağlığı ve güvenliği
uygulamaları konusunda, çalışanların yaklaşımı,
güvenli davranışı, yöneticilerin konuyla ilgili tutumu
ve uygulamalarının çalışanlarca algılanışının belirlenmesi
amaçlanmaktadır. Dolayısıyla; İş Güvenlik
kültürünün oluşmasındaki bireysel ve örgütsel
değişkenlerin önceliğini belirlemektir.
Bütün çalışanların iş güvenliği yönetim sistemine
katılımı da (finansal ve profesyonel kaynak
kullanımı, iş ve program oluşturulması gibi tüm
işlevlerde) oldukça etkilidir. İnsancıl değerleri
geliştirmek ve insan odaklı yaklaşımı etkinliklerde
kullanmak (çalışanlarla buluşma, işyeri güvenlik
gözlemleri vb.) gerekir (Kılkış, 2011). Teknolojik gelişmeler
yeni düzenlemelere ihtiyaç duyurmaktadır.
Öte yandan işçi hareketliliği, göçmen işçiler
ulusal faktörlerin etkisi ile risk alma davranışı ve
risk algılama farklılıkları güvenlik iklimi ve kültürü
kurmayı zorlaştırmaktadır. Benzer sorun geçici
çalışan işçiler içinde söz konusudur. Teknik yapı,
sosyal yapı ve iş baskısı güvensiz davranışları tetikleyebilir.
Uluslararası Çalışma Örgütü de bütün
dünyada işyerlerinin koruyucu sağlık ve güvenlik
3.2. Yöntem
Araştırma, anket tekniği ile gerçekleştirilmiştir. 3 Bölüm
olarak 30 soru sorulmuştur. Anket soruları ektedir (EK-1).
Araştırma, 54 çalışanı ile tek vardiya halinde
çalışan, iç ve dış piyasa için üretim yapan ve ISO
9001,ISO 14001 ve OHSAS 18001 belgesi olan bir
Tekstil işletmesinde gerçekleştirilmiştir. Demografik
özelliklerle ilgili bilgiler Tablo – 1’ de görülmektedir.
Bu firmada çalışan memnuniyetinin ölçülmesi ile
ilgili sorular Tablo - 2’de görülmektedir.
Sorular uzun olduğundan anket numaraları ile
tanımlandı. Ekler kısmına Anket eklenmiştir.
Firmada çalışanların İş güvenliği ve İşçi Sağlığı
uygulamalarını ne ölçüde benimsediği ve dikkate
aldığını anlamak için hazırlanan sorularla ilgili
istatistiki değerler Tablo - 3 ‘de gösterilmiştir.
Ankette “İlk Amirim ve Üst Yönetimim İş Sağlığı
ve Güvenliği Kurallarına Uyarlar (S15)” İfadesine
örneklem grubunun yaklaşık %83’ü kesinlikle
katıldıklarını belirtmiştir.
79
MAKALE
KONFEKSİYON TEKNİK
ŞUBAT | FEBRUARY | 2020
3.3. Bulgular
Anketin B başlığındaki Çalışan Memnuniyeti ile ilgili
soruların Tablo-2 deki istatistiksel değerlendirmesini
incelediğimizde; bu işletmedeki çalışanların
üstlerinin yaklaşımlarından, üstleri ile rahat
iletişim kurmalarından yüksek oranda memnun
oldukları görülüyor. Aldıkları ücret, servis, yemek
gibi önemli başlıklardaki memnuniyetleri de çok
yüksek gözükmekte. Anketin C başlığındaki İş
Güvenliği ve İşçi Sağlığı Uygulamaları ile ilgili
soruların Tablo-2 deki istatistiksel değerlendirmesini
incelediğimizde; çalışanların Kişisel Koruyucu
Donanım Kullanma ve MSDS ile ilgili bilinçlerinin
yüksek olduğu görülmektedir. Çalışanlar ayrıca
ilk amir ve üst yönetimin bu konudaki hassasiyetini,
denetlemesini ve örnek olmasını da olumlu
buluyorlar. Eğitimlerin verilmesini İSG uygulamalarının
algılanmasında faydalı olduğunu düşünüyorlar.
Genel olarak baktığımızda çalışanların iş
yerinden memnuniyetleri artıkça, o işyerine daha
fazla güven duyarak, ait olma duyguları güçleniyor.
Özellikle maaş ve diğer sosyal haklar çalışanlar
için diğer işletmelere göre daha cazipse, işini
kaybetmemek için konulan kurallara uyuyor.
SONUÇ VE ÖNERİLER
2012 yılında resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe
giren 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği
kanunu; çalışan ve işverenlerde bir farkındalık
getirmesine rağmen, uygulamada ki ve denetim
mekanizmasındaki aksaklıklar nedeniyle iş kazaları
ve meslek hastalıklarında Çalışma ve Sosyal
güvenlik Bakanlığının en son yayınlanan 2012
verilerine göre bir azalma söz konusu olmamıştır.
2.Bölümde; İSG kültürünün neden oluşturulması
ve yaygınlaştırılması gerekliliğinden bahsettik.
Ayrıca bu kültürün oluşturulması için aşağıdaki
önerilerin uygulanması da fayda sağlayacaktır.
İSG alanındaki ulusal ve uluslararası kuruluşların
temsilcileri ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden
konunun uzmanı yetkili ve sorumlu kişileri
bir araya getirmek suretiyle güçlü bilgi ve deneyim
alış verişi olanağı sağlamak, gelecek için
işbirliği imkânlarının oluşturulmasında kolaylaştırıcı
rol oynayacaktır. İş sağlığı ve güvenliğinin
ulusal ve uluslararası düzeyde öncelikli olarak
yer alması ve bu alana yeterli insan gücü ile
ekonomik kaynağın ayrılması çalışma ortamının
iyileştirilmesi ve çalışanların sağlık ve güvenliklerinin
geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. İş sağlığı
ve güvenliği konularının yönetim sistemi yaklaşımı
ile ele alınması sorunlara çözüm getirilmesinde
etkili bir yöntemdir. 89/391/EEC sayılı Çerçeve
Direktif ve ILO 155 ve ILO 161 sayılı Sözleşmelere
uyumlu olarak hazırlanmış olan 6331 sayılı İş Sağlığı
ve Güvenliği Kanunu da İSG Yönetim Sistemi
yaklaşımını(OHSAS 18001) desteklemektedir. İş
sağlığı ve güvenliği politikalarının uygulanmasında;
kanun koyucu ve tüm sosyal paydaşların
politika oluşturma haricinde, sahada aktif olarak
yer alması, iyi uygulamalara rehberlik yapması
ve rol model oluşturmasının önemi büyüktür.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık
Bakanlığının işbirliği ve ortak akılla yürüteceği
saha uygulamalarının gerçekleştirilmesi beklenmektedir.
İş sağlığı ve güvenliği eğiticileri ve
eğitimlerinin niteliğinin iyileştirilmesi amacıyla bu
alanda uluslararası standartlar oluşturulmalıdır.
Günümüzde çalışma yaşamında yeri ve önemi
artan ve bu nedenle diğer sektörlere göre
daha çok çalışanı ilgilendiren kamu ve hizmet
sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konusu göz
ardı edilmemelidir. İşletmelerde İş Güvenliği
Kültürünün oluşmasında ; çalışanın işyerinden
memnuniyeti artırmanın ve üstlerinin iş güvenliği
uygulamalarında ki etkinliği, örnek olması ve
denetleme mekanizmasını iyi çalıştırması önemli
rol oynamaktadır. Araştırmada görüldüğü üzere
İSG eğitimi alanların bu konuda bilinçleri de
artmaktadır. Çalışan için işyeri vazgeçilmez ise
(ücret, çalışma ortamındaki adalet ve huzur,
sosyal imkânlar vb.) İş Güvenliği ile ilgili kurullara
uymada ve bunu sürdürmede daha dikkatli
olmaktadır. İş Güvenliği Kültürü oluşturmada
bireysel değişkenlerden çok örgütsel değişkenler
daha etkilidir. Son olarak, Türkiye de iş sağlığı ve
iş güvenliği kültürü oluştururken tüm paydaşlara
görev düşmektedir. Toplumsal bir iş güvenlik
kültürü oluşturulmalı, eğitimleri ailede, daha sonrada
ilköğretimden başlayarak sürdürülmelidir.
Ergenlikten sonra alışkanlık kazandırmak zordur.
Yaşamın her safhasında iş güvenliği kültürünün
oluşturulması iş kazaları ve meslek hastalıklarının
azalmasında fayda sağlayacaktır.
KAYNAKLAR: (1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı;(2014),2013 yılı faaliyet raporu, Strateji Geliştirme Başkanlığı,80-93 (2) Demirbilek, Tunç ve
Çakır, Özlem (2008), “Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımını Etkileyen Bireysel Ve Örgütsel Değişkenler”, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi Ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi, 23(2), 173–191. (3) Engin O.; (2005),İşletmelerde Güvenlik Kültürü Oluşturma Süreci. İş Sağlığı Güvenliği Dergisi, Sayı:26,
Temmuz-Ağustos :10-13. (4) Gadd S;(2002), Safety Culture: A review of the literature, HSL/2002/25, Health Safety Laboratory, (5) Güven R.;(2007),-
Güvenlik Kültürü. IV. İş Sağlığı ve güvenliği Kongresi Bildiriler Kitabı, Adana; 143-149. (6) Güven R.;(2006), Güvenlik Kültürünün Oluşumunda Eğitimin
Yeri ve Önemi. İş Sağlığı Güvenliği Dergisi , Sayı:30, Nisan-Mayıs-Haziran:3-9. 9 (7) Uluslar arası çalışma örgütünün web sayfası, http://www.ilo.org/
global/statistics-and-databases/lang--en/index.htm, (erişim tarihi ; 20-29-05-2014) (8) Kılkış, İlknur (2011), “İş Sağlığı ve İş Güvenliği”, Sosyal Politika,
(Ed: Aysel Tokol ve Yusuf Alper), 1. b., Dora Yayınları, Bursa, 194-218. (9) Koçel T.;(2001), İşletme Yöneticiliği, 8. Bası, beta Basım yayın dağıtım, İstanbul,44-64
(10) Ocaktan ME;(2009),Bir Otomotiv Fabrikasında Güvenlik Kültürünün Değerlendirilmesi, TC Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,
Halk Sağlığı Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara. (11) Özkan, T. ve Lajunen, T. (2003), Güvenlik Kültürü ve İklimi, Pivolka, 2(10), 3-4.
SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU
Name / İsim : ........................................................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : .........................................................................................................................................................................
Company / Firma : ....................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Mailing adress / Posta Adresi : ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Tel : ......................................................................................................................................................................................................................... Fax : ........................................................................................................................................................................................................................
Vergi dairesi : ....................................................................................................................................................................................... Vergi no : .......................................................................................................................................................................................................
Business Type / Faaliyet Alanınız : ..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 ..................
One year EURO 80
Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 150 TL.
PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ
Check is enclosed / Çek ektedir.
Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed.
Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir.
Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız.
Credit card no / Kredi kartı no :
Security number / Güvenlik numarası :
Name of the card holder
Kart sahibinin adı-soyadı
: .............................................................................................................................................................................................................................................................................................................
Expiry date / Geçerlilik süresi : .................... / .................... / ....................
Type of the card / Kartın cinsi : Visa Master / Eurocard
Date / Tarih : .................... / .................... / .................... Stamp & Signature / İmza : .................................................................................................................................................................................................................
YURTİÇİ BANKA
HESAP NUMARALARIMIZ ( TL )
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
GARANTİ BANKASI
GÜNEŞLİ ŞUBESİ
ŞUBE KODU: 295
HESAP NO: 6293152
IBAN NO:
TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52
BANK ACCOUNT NO ( EURO )
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
TURKIYE GARANTI BANKASI
GÜNEŞLİ BRANCH
Bank account: 9073622
Swift code: TG BATRIS XXX
Branch code: 295
IBAN NO:
TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22
BANK ACCOUNT NO ( USD )
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
TURKIYE GARANTI BANKASI
GÜNEŞLİ BRANCH
Bank account: 9073623
Swift code: TG BATRIS XXX
Branch code: 295
IBAN NO:
TR47 0006 2000 2950 0009 0736 23
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 web: www.konfeksiyonteknik.com.tr e-mail: img@img.com.tr