PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
editör
Bahar gelince…
Mevsiminde tüketmenin yeri apayrı ama tazesi kadar marifetli besinlerimiz de yok değil.
Mayıs ayından başlayarak yaz sonuna kadar iştah kabartan kırmızılığıyla tezgahları
süsleyen domates mevsiminde de lezzetli ama kurutulmuş haliyle de damaklarınıza
layık! Bu sayımızda domatesin yarı veya tam kurutulmuş halleri ile çorbasından
böreğine, açmasından dolmasına çok pratik lezzetler hazırladık. Üstelik de sadece küçük
dokunuşlarla… Deneyin, bu tariflerin müdavimi olacaksınız!
Bir ürün düşünün ki, o malzemeden hem tatlı hem tuzlu tarifler yapılabilsin. Bildiğimiz
donut, profiterol ve crumble gibi tatlıları bir de tuzlu halleriyle hayal ettik, bakın ortaya
hangi nefis tatlar çıktı, kaçırmayın.
hatice.unalbilen@img.com.tr
yemekzevkicomtr
@yemekzevkicomtr
yemek_zevki_
Günlük hayatın koşuşturmasında çoğu zaman beslenmeye gereken özen gösterilmiyor,
öğünler geçiştirilmek suretiyle sağlıksız yiyecekler tüketilebiliyor. Oysa sağlıklı
beslenmek, sağlıklı bir vücudun olmazsa olmaz şartlarından biri. “Vücudumuz her daim
bir yenilenme döngüsü içerisindedir. Her adımın düzgün ilerleyebilmesi için vücudumuz
bir takım enerji kaynaklarına, vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Bu besin ögelerine
önem verdiğimiz sürece hastalık riskimizi minimuma düşürür, vücudumuzun yenilenme
sürecine destek oluruz” diyen Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı
Roksi Menase, vücudu yenileyen 10 besini anlatarak, önemli uyarılar ve önerilerde
bulundu. Bu yazıyı mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Bu ay, yine her zamanki gibi mutfakta çok fazla vakti olmayanlar için pratik yemeklere
yer vermeye çalıştık. Karnabaharı yağda kızartmak yerine bir de safranlı suda
haşladıktan sonra fırında bir kızartın istedik. Makarnanın rengini görünce bu renkte
makarna olur mu diyebilirsiniz, arada bir pekala olabilir!
Mutfağa girdiğinizde yemek yaparken, o değerli zamanınız hem size hem de
sevdiklerinize kalsın istersiniz değil mi? Yoğun bir günün ardından akşam yemeği
hazırlığı için mutfakta geçireceğiniz zaman azaldıysa endişelenmemenizi öneririm.
Çünkü kolayca hazırlanan pratik tariflerle pekala güzel sofralar kurabilir, böylece hem
kendinize hem de sevdiklerinize zaman ayırabilirsiniz. Denemeden bilemezsiniz!
Gıda güvenliğinde en çok hangi noktalarda hata yapıyorsunuz, bir düşünün. Misal;
çiğ kırmızı et, tavuk veya balık gibi protein içeriği yüksek besinleri ne şekilde kesiyor,
donmuş yiyecekleri hangi koşullarda çözüyorsunuz? Yumurtayı kullanmadan hemen
önce yıkıyor musunuz, mesela? Gelin, gıda güvenliğinin salt bir ürünü tüketmeden önce
son kullanma tarihini kontrol etmek anlamına gelmediğini, mutfakta, gıda güvenliği
konusunda bazı zamanlar önemli detayların gözden kaçırılabildiğinin altını çizen Sabri
Ülker Vakfı’nın gıda güvenliği konusundaki uyarılarına birlikte göz atalım.
Dünyanın en güzel yemeği, aşkla yapılan, zevkle yenilen yemektir. Yemek yapma
tutkunuz sonsuz, yemek zevkiniz daim olsun…
Hatice Ünal Bilen
4
İMTİYAZ SAHİBİ İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
GRUP BAŞKANI
H. FERRUH IŞIK
GENEL MÜDÜR VE SORUMLU MÜDÜR
Mehmet SÖZTUTAN / mehmet.soztutan@img.com.tr
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
Hatice ÜNAL BİLEN / hatice.unalbilen@img.com.tr
YAZI İşlerİ
Coşkun Aktaş / coskun.aktas@img.com.tr
FOTOĞRAF DANIŞMANI
Ümit Başer ALKAÇ
GÖRSEL YÖNETMEN
Tolga ÇAKMAKLI / tolga.cakmakli@img.com.tr
REKLAM SATIŞ PAZARLAMA
REKLAM KOORDİNATÖRÜ
Emir Ömer ÖCAL
emir.ocal@img.com.tr
0212 604 51 00
YAYIN DANIŞMANLARI
Prof Dr. Hüsnü GÜNDÜZ / Prof. Dr. İsmail KAYA / Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN
YEMEK DANIŞMANLARI
T.Yücel DEREYAYLA / Eyüp Kemal SEVİNÇ / Metin İŞÇİ
KATKIDA BULUNANLAR
Nurgün UÇKUNKAYA / Selin ÇITAK / Reha TARTICI / İlknur BALCI
TEKNİK MÜDÜR
Tayfun AYDIN / tayfun.aydin@img.com.tr
ABONE SORUMLUSU
Nurten DEMİR / nurten.demir@img.com.tr
RENK AYRIMI Türkiye Gazetesi Renk Ayrımı Servisi
İDARE MERKEZİ Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 22 22
BASIM YERİ İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00
Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com
Dağıtım: Doğan Dağıtım
Yemek Zevki Dergisi’nde yayınlanan yazılar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir. Gönderilen yazılar
yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez.
Yayınlanan reklamların sorumlulukları firmaya aittir.
e-mail: img@img.com.tr - info@yemekzevki.com.tr
web: www.yemekzevki.com.tr
Yayın Türü: Ulusal, Süreli
BANKA HESABI
İSTMAG MAG. GAZT. YAY. İÇ VE DIŞ.TİC. LTD. ŞTİ
GARANTİ BANKASI
GÜNEŞLİ ŞUBESİ : 295
HESAP NO : 6293152
İBAN NO : TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52
Company
: İSTMAG MAG.GAZT.YAY.İÇ VE DIŞ.TİC.LTD.ŞTİ
Bank
: TURKIYE GARANTİ BANKASI
Bank account
: 9073622 EURO
Swift code
: TG BATRIS XXX
Branch
: GÜNEŞLİ BRANCH
Branch code : 295
IBAN code : TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22
Yıllık Yurtiçi Abone Bedeli
: 80 TL • Yıllık Yurtdışı Abone Bedeli: 70 Euro
6
30-33
34-35
24-27
42-43
44-45
36-41
53
46-47
48-52
54-59 60-61 62-63 64
8
YENİLER
Arçelik, 100 milyonuncu
buzdolabını üretti
Türkiye’de tüketiciyi ilk yerli üretim buzdolabı ile buluşturan Arçelik,
Eskişehir’deki fabrikasında 100 milyonuncu buzdolabını
üretti. 1960 yılında Türkiye’nin ilk yerli buzdolabını tüketicilerle
buluşturan Arçelik, 1975 yılında Eskişehir Buzdolabı İşletmesinde
üretime başladı. 1986’da 2 milyon rakamına erişti. 1989’da
ilk panelli modeli ve 1995’te Türkiye’nin ilk No Frost buzdolabını
üretti. 1998’de ise 10 milyonuncu buzdolabı banttan indirildi.
2009’da Türkiye’nin ilk 4 kapılı buzdolabını üreten Arçelik,
2012’de 50 milyon rakamına ulaştı. 100 milyonuncu buzdolabını
satın alacak tüketiciyi çok özel hediyeler bekliyor. Arçelik Türkiye
Genel Müdürlüğü’nde özel olarak ağırlanacak olan tüketiciye
283720 EI model buzdolabının perakende fiyatı civarında 6600
TL’lik hediye çekinin yanı sıra, Bakü’de gerçekleşecek Milli Maç
için konaklama, ulaşım ve vize masrafları dahil olmak üzere iki
kişilik davetiye hediye edilecek. Ayrıca talihli tüketici Eskişehir
Buzdolabı İşletmesini de ziyaret edebilecek.
CarrefourSA, kara midye
satışına başladı
Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, yeni
yılla birlikte Türkiye’de bir ilke imza atarak balık reyonu olan
marketlerinde canlı kara midye satışına başladı. Günümüzde
kabuklu deniz mahsullerine olan ilginin artmasıyla CarrefourSA,
bir sokak lezzeti olan midye taleplerini karşılamak adına Tarım
ve Orman Bakanlığı’nın izlemesi sonucu onay vermiş olduğu Erdek
açıklarındaki midye yetiştiricilik tesislerinden midye almaya
başlayarak müşterilerinin bir talebini daha yerine getirmiş oldu.
Midyeler, çiftlikte hasat edildikten sonra arındırma tesisinde
arındırılarak soğuk zinciri bozulmadan paketlenip reyonlara
ulaştırılıyor. Böylelikle günümüzde sıkça tüketilen ancak mikrobiyolojik
ve kimyasal açıdan riskler barındırabilen midyeler,
sağlıklı bir şekilde müşterilere sunuluyor ve üretimden reyona
gelene kadarki her süreci kontrol altında tutulmuş oluyor. Balık
reyonu bulunan CarrefourSA marketlerinde satışına başlanılan
midyeler, 50’li File (1 kg) ve 100’lü File (2 kg.) olarak satılıyor.
Dr. Oetker’den muhteşem bir lezzet
Tahinli Sufle
Dr. Oetker, damaklarda iz bırakacak lezzeti; Tahinli Sufle’yi tatlı
severlerle buluşturdu. Tahin ve pekmezin muhteşem uyumunun
buluştuğu bu tatlıyı hazırlamak için dışarıdan sadece tereyağı ve 1
yumurta ekleniyor. Ayrıca Dr. Oetker Tahinli Sufle’ye; muz dilimleri
veya Dr. Oetker Çikolata Parçaları ekleyerek farklı lezzetlerde
tahinli sufleler hazırlayabilir veya farklı pişirme kapları kullanarak
özel sunumlar hazırlayabilirsiniz. Tüm öneri ve püf noktalarını
ürün ambalajı üzerinde bulabilirsiniz.Dr. Oetker Tahinli Sufle’nin
hazırlanış videosuna, mobil cihazınızla ambalaj üzerindeki QR
kodu okutarak ya da http://www.droetker.com.tr adresimizden
ulaşabilirsiniz.
Gri renk seçeneğiyle mutfaklara
modern dokunuş
Profilo, geliştirdiği ürünlerle
tüketicilerinin hayatını
kolaylaştırmaya
devam ediyor. Aynı anda
3 tepside balık, makarna
ve muffin gibi 3 farklı tür
yemeği pişirmeye imkan
vererek mutfak hazırlıklarını
keyfe dönüştüren
Profilo ankastre fırınlar;
siyah ve beyaz alternatiflerinden
sonra şimdi
yepyeni gri renk seçeneğiyle
mutfaklara şık bir
görünüm kazandırıyor.
3D sıcak hava dolaşımı, 8 ayrı pişirme ve ön ısıtma programıyla
yemek yapmayı zevkli hale getiren Profilo ankastre setlerinde
yer alan fırınlar, birbirinden leziz tatları zamandan tasarruf ederek
en kısa sürede hazırlamaya olanak sağlıyor.
10
YENİLER
Şık tasarım ve zeka bir arada
Yapay zeka teknolojisi ile farklı yaşam tarzlarına ve ihtiyaçlara
yönelik kişisel yıkama ve kurutma çözümleri sunan AXI bulaşık,
çamaşır ve kurutma makineleri, evinizde şıklığıyla da göz dolduruyor.
Minimalist bir tarza ve çekici bir tasarıma sahip AXI serisi
ürünler, yapay zeka teknolojisi sayesinde alışkanlıklarınızı öğreniyor
ve yıkama programlarını, yaşam tarzınıza göre özelleştirebiliyor.
Wi-Fi ve NFC bağlantıları sayesinde, AXI’nin tüm fonksiyonları
mobil cihazlarla uzaktan kontrol edilebiliyor. AXI bulaşık
makinesi, 16 kişilik üstün yıkama özelliğinin yanında, sunduğu
12 farklı programla rakiplerinden ayrışıyor. Total Care programı,
kristallerinize ve seramiklerinize dahi en iyi bakımı sunuyor.
Ürün, standart ebatta 11 KG yıkama kapasitesiyle çamaşır kurutma
deneyiminizi en üst seviyeye çıkarıyor.
Probiyotiğin en
lezzetli hali
Kombucha 2200
Kökeni milattan önceki zamanlara
dayanan ve asırlar boyu tüketilen Kombucha
Çayı, Kombucha 2200 ile özel
bir lezzet deneyimine dönüşüyor. Yeşil
çayın fermente edilmesiyle oluşan ve
kendiliğinden hafif gazlı bir içecek olan
Kombucha 2200, güçlü bir probiyotik
kaynağı olma özelliğiyle ön plana çıkıyor.Bu sayede Kombucha
2200’ün başta bağırsak sağlığı olmak üzere pek çok faydası
bulunuyor.Doğal içeriğindeki antioksidanlar, çeşitli enzimler ve
organik asitlerle vücudu detoks etme özelliğine sahip olan Kombucha
2200 hiçbir koruyucu, renklendirici ya da katkı maddesi
barındırmıyor.Farklı lezzet aromaları sunan Kombucha 2200,
bu tatlar için de gerçek mevsim meyveleri, kök sebzeler ya da
kurutulmuş çiçekler kullanıyor. Öyleki lavantalı Kombucha 2200
gerçek lavanta çiçekleriyle bekletilirken, zencefilli olana soğuk
sıkım taze zencefil suyu ekleniyor.
Banyolarda doğallık
zamanı
Ev yaşamına dair birbirinden farklı ve
kaliteli ürünler sunan Linens, banyo
grubu ürünleriyle de fark oluşturuyor.
Havludan bornoza, hamam setlerinden
paspas ve banyo aksesuarlarına
kadar kullanışlı ve doğal yapılı ürünlerin
yer aldığı koleksiyon, banyolara
ferah bir konsept sunuyor. Linens
Banyo Grubu Koleksiyonu yaşam
alanlarında olduğu gibi banyolarda da
stil sahibi alanlar yaratmak isteyenlere,
geniş ürün yelpazesi ile birçok
alternatif buluyor. Doğadan ilham alınarak tasarlanan koleksiyon,
yumuşacık dokusu ve şık detayları ile kullanımda konfor
sağlarken renk ve desenleriyle de banyolara tarz katıyor.
Ortalığı sallayan
lezzet
Türkiye’nin yerli sermayeli ilk meyve
suyu ve önde gelen içecek markası
Dimes, tüketicisini farklı lezzetlerle
buluşturmaya devam ediyor. Yeni
ürünü Milkshake ile bugüne dek kafe
ve restoranlarda bulunabilen bir lezzeti,
hayatlarının her anında keyfini
çıkarabilmeleri için tüketicilerine
sunan marka, Milkshake ürününü, İngilizce “Shake” kelimesinin
anlamından hareketle “Ortalığı Salla” sloganıyla sunuyor. İlk
aşamada 200 ml karton ambalajlarda sunulan Dimes Milkshake,
yılın ikinci yarısında 330 ml karton kutu ambalajlarda sunulacak.
Tasarım ve kalite Asil Baza’da buluşuyor
Huzurlu ve sağlıklı uykunun adresi İDAŞ, müşterilerini baza kullanımında
ekstra kolaylıkla tanıştırıyor. İDAŞ kalitesini yansıtan
Asil Baza, hem dik hem yan açılan latalı baza kapağı ile kullanıcıların
vazgeçilmezi oluyor. Farklı renklerde kumaş ve deri
seçenekleriyle sunulan, tüm İDAŞ başlıkları ile tamamlanabilen
Asil Baza, kumaş kaplı iç döşemesi ve modern görüntüsü ile fark
oluşturuyor. Yüksek ayakları sayesinde temizlik ve kullanım kolaylığı
sağlayan Asil Baza, depolama alanıyla da avantaj sunuyor.
Geniş depolama alanıyla yatak odanıza bütünlük katmanıza destek
oluyor. Tasarımı ve kullanım kolaylığı ile öne çıkan Asil Baza,
uyku yaşantımız içerisinde en önem verdiğimiz unsurlardan yatağı
kalitesiyle tamamlıyor.
Banvit A.Ş., TEİD üyeleri arasına katıldı
Etik ve İtibar Derneği (TEİD), üye sayısını arttırmaya devam ediyor.
İş etiği ilke ve değerlerinin şirketlerin tüm idari ve ticari fonksiyonları
tarafından benimsenmesi ve bir iş yapma biçimi haline
gelmesi hedefiyle 2010 yılında kurulan TEİD, bugün GSMH’nın
yüzde 15’ini oluşturan ve 250 binin üzerinde çalışanı istihdam
eden önde gelen kurum ve kuruluşlardan oluşuyor. İş dünyasının
yoğun desteğiyle üye sayısını düzenli olarak artıran TEİD’in
yeni üyesi Türk kanatlı hayvancılık sektörünün lideri Banvit A.Ş.
oldu. 1968 yılında yolculuğuna başlayan Banvit A.Ş., tam entegre
üretim sistemleri ile sosyal sorumluluklarını yerine getiren,
çevreye ve insan sağlığına duyarlı öncü bir gıda kuruluşu olarak
yoluna devam ediyor. Yedinci kez Türkiye’nin en beğenilen şirketi
seçilen, Avrupa’nın önde gelen gıda üreticileri arasında yer alan
Banvit, Türkiye’de olduğu gibi Romanya’da da yeni yatırım hamlelerini
aralıksız olarak devam ettiriyor. Banvit ayrıca Birleşik Arap
Emirlikleri’nde gerçekleştirdiği satış ve pazarlama yatırımlarıyla
Körfez Ülkeleri’nde de Banvit markasıyla tüketicilerine hizmet
veriyor.
12
YENİLER
Kar taneleri
yatakları
süslüyor
Tasarımlarıyla mevsimlerin
ruhunu en şık haliyle
evlere yansıtan Cotton Box,
kış aylarına özel hazırladığı
Snowflake Kırmızı nevresim
takımıyla kar tanelerini
yataklara taşıyor. Beyazın
huzur veren sakinliğini
kırmızı kar taneleri ve puantiye
deseniyle süsleyen
nevresim takımı modern ve
zarif duruşuyla yatak odası
dekorasyonuna yeni bir
ruh katıyor. Beyazın ferahlığını ve kırmızının enerjisini yataklarda
buluşturan Snowflake Kırmızı nevresim takımı, romantik tarzıyla
soğuk kış gecelerinde sıcak rüzgârlar estiriyor. Doğal ham madde
kullanımı ile tüketicilerin güvenini kazanan Cotton Box, tüm
baskı ve boya aşamalarında Avrupa standartlarında üretim gerçekleştiriyor.
Hava geçirgenliği yüksek ve nefes alan pamuksu
yüzeyi sayesinde alerji riskini en aza indiren marka, yüzde yüz
pamuk içeriği ile sağlıklı bir uyku deneyimi yaşatıyor.
Sağlıklı yemeklerin sırrı
Kullanıcıları için her zaman en iyisini düşünen ve kullanıcılarının
ihtiyaçlarını dinleyerek çözümleriyle her gün yaşamları kolaylaştıran
Philips, Airfryer XXL ile çok yağlı ve sağlıksız pişirme yöntemlerini
rafa kaldırıyor. Fazla yağ içerdiği için yemekten çekindiğiniz
tüm yemekleri zevkle yiyebilmenize imkân sağlayan Airfryer
XXL, mutfaklara sağlık getiriyor. Philips Airfryer XXL, patentli
Rapid Air hızlı hava teknolojisi ile dışı çıtır çıtır, içi ise yumuşacık
yiyecekler hazırlamanıza yardımcı olurken, sadece hava kullanıldığı
için normal fritöze kıyasla daha sağlıklı besinler hazırlamanızı
sağlıyor. Böylelikle çok az ya da hiç yağ kullanımı olmadan
hazırlanan yiyecekler, sağlıklı bir beslenme düzenine geçmeyi de
kolaylaştırıyor.
Tat’tan yeni organik ketçap
Domates ürünleri, salça ve ketçap pazarının lider
markası, 50 yıldan uzun süredir bitmeyen domates
tutkusuyla fark oluşturan Tat, Tat Organik Serisi’ne
bir yenisini ekledi ve Tat Organik Ketçap’ı tüketicisine
sundu. Ege bölgesinde yetiştirilen ve mevsiminde
özenle toplanan organik domateslerden üretilen “Tat
Organik Domates Rendesi”, “Tat Organik Doğranmış
Domates”, “Tat Organik Domates Salça”, “Tat Organik
Biber Salça”ya son olarak “Tat Organik Ketçap”ı
ekledi. Koruyucusuz ve katkısız olmasının yanı sıra içeriğinde
bulunan elma konsantresi sayesinde tadını alan Tat Organik Ketçap’ın
içeriğinde şeker bulunmuyor.
Nude’un yeni
koleksiyonlarına
yoğun ilgi
Dünyada dekorasyon trendlerini belirleyen
en önemli fuarlardan biri olan
Maison & Object-Paris, bu yıl 17-21
Ocak tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Rock, pop ve punk kültürünün çarpıcı
doğasından esinlenen Nude, yetenekli
genç tasarımcıların imzalarını taşıyan kişiselleştirilmiş yeni “Rock
and Pop Artist” koleksiyonunu Maison & Object-Paris’te tanıttı.
Nude’un “Yalın güzeldir” felsefesinden yola çıkan estetik anlayışını,
rock kültürünün zamansız ve cesur tarzıyla harmanlayan
koleksiyon, illüstratörler ile grafiti ve dövme sanatçıları tarafından
tasarlandı. Canlı renklerde dekoratif objeler, viski ve kokteyl bardaklarından
oluşan koleksiyonun fuarda en dikkat çeken tasarımlarından
biri ise illüstratör ve sanatçılar tarafından yeniden yorumlanan
Memento Mori koleksiyonu oldu. Sınırlı sayıda üretilen
bu özel koleksiyonda etkileyici ve renkli tasarımlarla güncellenen
koleksiyonların hem büyük hem de mini boyları bulunuyor.
Teknoloji ve
tasarımın
mükemmel
uyumu
Teknolojiyi tasarımları ile
buluşturarak yenilikçi ürünler
geliştiren Silverline, özgün tasarımlara sahip modelleri ile öne çıkıyor.
Silverline’nın dekoratif davlumbaz grubuna yeni dahil ettiği
ürünü Soho, sade çizgileri, dokunmatik yüzey üzerine yerleştiren
kontrol paneli, güçlü performansı ve estetik duruşu ile zarif ve
iddialı... A sınıfı enerji seviyesi ve çevreye duyarlı motor teknolojisine
sahip davlumbaz, gün ışığı led aydınlatması ile pişirme
alanı için gerekli doğal aydınlatmayı sağlıyor. Cam alt yüzeyindeki
ince ve şeffaf dokunuş, ışığın tüm cam yüzey boyunca yayılmasını
sağlayarak ürün üzerinde gölge oyunları oluşturuyor ve mutfaktaki
atmosferi zarafete dönüştürüyor. Siyah, Beyaz, gri ve vizon renk
seçeneklerine sahip Soho, 60 ve 80 cm ölçüleriyle farklı ebatlardaki
mutfaklara uyum sağlıyor.
Vestel’in yenilikçi
tasarımlarına 6
ödül
ABD merkezli uluslararası tasarım
yarışması IDA (International Design
Awards) bu yıl 13’üncü kez düzenlendi.
Mimari, iç mimari, moda,
grafik ve ürün tasarımı alanlarında vizyoner tasarımların yarıştığı
organizasyonda Vestel, yenilikçi 4 tasarımıyla 2 Altın, 3 Gümüş ve
1 Bronz olmak üzere toplam 6 ödüle layık görüldü. Vestel yarışma
geçmişinde bu başarıya ulaşan ilk ve tek büyük ölçekli Türk markası
oldu. Vestel tasarımları, IDA’nın Profesyonel Ürün Tasarımı
kategorisinin altında yer alan farklı kategorilerde ödüller kazandı.
Vestel, pille çalışan televizyon tasarımı Philie TV ile Ev Elektroniği,
elektrikli araç şarj ünitesi EVC07 tasarımıyla ise Sürdürülebilir
Yaşam alt kategorilerinde Altın ödül aldı. EVC07 aynı zamanda
aktarım araçları kategorisinde Gümüş ödül de kazandı. Bir diğer
yenilikçi tasarım DC tipi elektrikli araç şarj ünitesi Roadrunner da
aynı kategoride Bronz ödüle layık görüldü. Roadrunner Sürdürülebilir
Yaşam kategorisinde de Gümüş ödüle layık görülürken, gençler
için taşınabilir televizyon tasarımı TV with ME, Ev Elektroniği
kategorisinde Gümüş ödül elde etti.
14
YENİLER
En yeni,
en inovatif
“Yaşamda Arzum Var” misyonuyla
tasarladığı ürünlerle
kalpleri kazanan Arzum,
en yeni üyelerini mutfaklara
taşıyor. Geniş ürün yelpazesi
ve şık tasarımlarıyla
yemek yapmayı sevenlerin
vazgeçilmezi olan marka,
Prostick Multispeed 2000 El Blender ve Prostick Myfit Smoothie
El Blender ile mutfaktaki her anınızı keyifli kılıyor. 2000 W
motor gücü ve çift taraflı paslanmaz çelik 6 bıçağa sahip olan
Arzum Prostick Multispeed 2000 El Blender Seti, en zor tarifleri
bile kolayca hazırlamanıza imkân sunuyor. Ayarlanabilir hız ve
turbo fonksiyon özellikleri sayesinde farklı türdeki her yemeği
tam kıvamında sunmanıza yardımcı oluyor. El blenderı ve kişisel
blender özelliklerini tek üründe toplayan Arzum Prostick Myfit
Smoothie El Blender’ı, içeceklerinizi en pratik ve en hızlı şekilde
hazırlıyor. Isıya dayanıklı, paslanmaz çelik ayağı ve bıçakları
sayesinde çorbadan püreye kadar çeşitli tarifleri kolayca hazırlamanıza
yardımcı oluyor.
25. yıla anlam katan ‘özel fincan serisi’
İstanbul’un sembol restoranlarından Sunset Grill&Bar, 25. Yıldönümünü,
Jumbo iş birliğinde, ses getiren bir etkinlikle taçlandırıyor.
Türkiye Çağdaş Sanatının en değerli imzalarından Burhan
Doğançay’ın 90. yaşı anısına ve Doğançay Sanat Kültür ve Eğitim
Vakfı yararına Jumbo tarafından özel olarak üretilen Burhan Doğançay
imzalı “Koniler Serisi” porselen fincan takımı, Sunset’in
25. yılına anlam katıyor. Geçmişte Burhan Doğançay imzalı tabakları
ile bir ilke imza atan ve o dönemde büyük yankı uyandıran
Sunset Grill&Bar, 25. yılında unutulmaz sanatçının 90. yaşı
anısına özel bir fincan serisi ile örnek bir “sosyal sorumluluk”
projesine imza atıyor. Temiz kağıt şeritler ve onların hat sanatı
gölgelerinden oluşan “Koniler Serisi” satışlarından elde edilecek
gelirin tamamı, Sunset tarafından Doğançay Sanat Kültür ve Eğitim
Vakfı’na bağışlanacak.
Yatak odalarında
stil sahibi
Dokusuyla fark oluşturan,
özenle işlenen zarif desenleriyle
öne çıkan ürünler sunan
Valeron, Larmie Nevresim
Takımı ile lüks bir yatak odası
stili için kusursuz bir alternatif
oluşturuyor. Modern tasarımı,
zarif desenleri ve özel rengiyle göz dolduran Valeron Larmie
Nevresim Takımı,yüksek kaliteli %100 pima pamuk kumaşıyla ile
de yatak odalarına kusursuz bir dokunuş katıyor. İnce zevklerden
ilham alan ve dokusuyla fark yaratan nevresim takımlarının yanı
sıra bornoz ve havlu çeşitlerine Zorlu Center Valeron mağazasından
ve seçili Linens mağazalarından ulaşmak mümkün.
Şehrin en büyük JoyPark’ı
İsfanbul AVM’de
Eğlenceyi doruklarda yaşamak
için birbirinden iddialı
oyun alanlarıyla misafirlerini
karşılayan İsfanbul
Alışveriş Merkezi, bünyesinde
bulunan JoyPark’ı 3
bin metre kare genişleterek
şehrin en büyük oyun
alanını bünyesine kattı.
Trambolin parkuru, çocuk
oyun alanı ve 15 arabalı
300 metrekarelik çarpışan araba alanıyla öne çıkan JoyPark ile
İsfanbul AVM, toplamda 5 bin metrekarelik alanda çocuklara benzersiz
bir deneyim yaşatmayı vaat ediyor. 400 metrekarelik çocuk
oyun alanı ve 100 metrekarelik kum havuzuyla da çocuklu aileler
için ideal bir seçenek olan JoyPark ile İsfanbul AVM, miniklerin
günlerini güzel geçirmelerini ve evlerine mutlu dönmelerini istiyor.
Benzerlerinden ayrışan JoyPark ile İsfanbul AVM, şehrin tam
ortasında oyun dolu bir gün geçirmek isteyen hem çocuk hem
yetişkin ziyaretçilerini bekliyor.
Kahve Dünyası’ndan
Fıstıklı Latte
“Hepimizin Ortak Noktası” Kahve
Dünyası, dünyanın en kaliteli kahve
çekirdeklerinden hazırlanan kahvelerini
ülkemizin en sevilen lezzetlerinden
biri olan Antep fıstığıyla buluşturarak
alışılmışın dışında bir tat ortaya
koyuyor. Gaziantep’in Barak bölgesinden
gelen dünyanın en kaliteli Antep
fıstıklarının kahve ve sütle buluştuğu
Fıstıklı Latte, alışkanlık yaratacak muhteşem lezzetiyle dikkat
çekiyor. Fıstıklı Latte, Kahve Dünyası mağazalarında masaya
servis veya bu keyfi yanında götürmek isteyenler için Al götür
olarak satışa sunuluyor.
Özsüt’ten yepyeni bir marka
2019’dan itibaren dünyaca ünlü pasta şefi Karim Bourgi iş birliğiyle
ürün gamını genişleten Özsüt, şimdi de yepyeni bir marka oluşturarak
Özsüt’ün yer almadığı kentlerde faaliyete geçiyor. Samimi
bir konsept olarak tasarlanan yeni marka, Özsüt deneyimiyle
hazırlanan unlu mamuller, sütlü tatlılar ve pastaları self-servis
konseptiyle misafirlere sunacak. 2019 yılından itibaren dünyaca
ünlü pasta şefi Karim Bourgi iş birliğiyle Bourgi’nin özgün tarifleri
ve Özsüt ustalığıyla daha önce ürün gamında yer almayan Brioche
ve Kruvasan gibi yepyeni tatlar sunan marka, yeni menüsünde
de sürpriz lezzetlerle misafirlerini şaşırtacak. Diğer yandan Özsüt,
2020 yılında sunacağı ürün yelpazesini de genişletti. Menülerinde
tuzlu ve tatlı atıştırmalıklardan sandviçlere, Danish ve Çıtkıtlardan
birbirinden farklı ekmek çeşitlerine, ev yapımı tadında reçel ve çorbaları
take away mantığı üzerine sunmaya hazırlanan Özsüt, 90 çeşide
yakın, geniş bir ürün yelpazesiyle müdavimlerini ağırlayacak.
16
YENİLER
Pişirme kâğıdında somon tarifi
Hem sağlığınız hem de diyetiniz için yemeğinizi hafif bir lezzetle
taçlandırmak isterseniz, somon tarifini deneyebilirsiniz. Hazırlaması
son derece kolay, yemesi ise bir o kadar nefis olan somonu
hazırlarken tepsiye yapışmaması için Koroplast Pişirme Kâğıdını
kullanabilirsiniz. Hazırlanma ve pişirme süresi yaklaşık 40 dakika
sürecek iki kişilik bu tarifimiz sayesinde, pembeye yakın rengiyle
dikkat çeken somon balığı ile sofralarınıza hem renk hem
de sağlık katabilirsiniz. Bu lezzet için gerekli malzemeler ise 1
adet Koroplast Pişirme Kâğıdı, 2 dilim somon, 1 adet doğranmış
mor kuru soğan, 1 kâse doğranmış mantar, 1 adet dilimlenmiş
misket limon, 1 tane defneyaprağı, 1 yemek kaşığı tuz ve 1 tane
karabiber. Öncelikle Koroplast Pişirme Kâğıdını tezgâha serin
ve dilim somonu yerleştirin. Soğanı, mantarı ve limonları dizdikten
sonra tuzunu ve karabiberini serpip defneyapraklarını dizin.
Pişirme Kâğıdını üzerine kapatıp kenarlarını içe doğru kıvırıp
yarım ay şeklinde kapatın. Kalan malzemeleri de aynı şekilde
paketleyin ve bir fırın kabına alıp önceden ısıtılmış 190 derecelik
fırında pişirin. Artık bu enfes lezzeti servis tabaklarına alıp servis
edebilirsiniz
En hızlı A101
9000 şubesi ile Türkiye’nin en yaygın perakende zinciri olan A101
marketleri, Deloitte Perakendenin Küresel Güçleri 2020 Raporunda,
Dünya’da en hızlı büyüyen ilk 50 perakende şirketi arasında
5. sırada yer aldı. Deloitte Raporu’nda geçtiğimiz yıl da 5. olan
A 101, ilk 10’da yer alan tek Türk markası oldu. A101, bu yıl da
dev markaların olduğu listede yer alarak büyük başarı gösterdi
ve dünyanın en hızlı büyüyen 5. perakende zinciri oldu. 4.1 Milyar
dolar gelir elde ederek en hızlı büyüyen 50 perakendeci arasında
geçen yılki konumunu korudu.
Hayatı kolaylaştırır
Dikiş dikmenin; kendi ihtiyaçlarını karşılayarak ev ekonomisine
katkıda bulunmak, bir hobi veya meslek edinmek gibi herkes
için farklı bir amacı var. Dikiş dikmek bir ihtiyaç olduğu kadar
psikolojik rahatlama da sağlayabiliyor.Yeni teknolojilerle donatılmış
Singer dikiş makineleri ile dikiş dikmek artık daha da kolay.
Üreticiliklerini el emekleriyle hayata geçirmek isteyen kadınlar,
aradıkları her şeyi teknolojik ürünleriyle herkes için pratik çözümler
sunan Singer’de bulabiliyor. Giysilerinin basit tadilatlarını
yaparak aile bütçesine katkıda bulunmak ya da hayallerindeki
tasarımları gerçeğe dönüştürmek isteyenler için mekanik,
elektronik ve bilgisayarlı dikiş makineleri erişebilir fiyatlarla
Singer’de. Üstelik Singer youtube kanalındaki içerik videoları ile
de makine kullanıcılarına birbirinden pratik ve şık proje fikirleri
de sunuyor.
Teksüt’ten
meyveli süt
Türkiye’nin en büyük süt
ve süt ürünleri kuruluşlarından
Teksüt, süt ürünlerinde
en kalitelisini üretme
yolculuğunda bu kez meyve
aromalı süte yer veriyor.
Daha önce yer almadığı bu
kategoriyi ürün yelpazesine
ekleyen Teksüt; kakaolu ve
muzlu ile çilek aromalı olmak üzere üç meyveli süt çeşidi hazırladı.
Uzun Ar-Ge ve tadım çalışmalarından sonra çocukların
damak tadına uygun özgün lezzet ve kıvamda hazırlanan sütler,
200 mililitrelik renkli ambalajlar içinde sunuluyor. Meyve aromalı
sütler, Çanakkale-Balıkesir kırsalından elde edilen yüksek
kaliteli çiftlik sütleriyle hazırlanıyor. Sütü sevdirmeyi ve sütün
faydalarını çocuklarla buluşturmayı hedefleyen Teksüt’ün meyve
aromalı süt çeşitleri, kalsiyum ve protein içerikleriyle öne çıkıyor.
200 ml’lik bir paket meyveli süt; 5,6 gr protein barındırıyor
ve içerdiği kalsiyum ile de bir çocuğun günlük kalsiyum ihtiyacının
yüzde 25’ini karşılıyor.
18
Bonfilet ile Sağlıklı Et Döner
Yemenin İpuçları
Türk halkının vazgeçilmez lezzeti döner, doğru koşullarda üretip sunulduğunda zengin
içeriğiyle sağlığımıza katkı sunuyor. Peki, dönerin sağlıklı olup olmadığı nasıl anlaşılır?
Kırmızı et sektörünün öncü şirketi Bonfilet’in CEO’su ve Gıda Mühendisi Kemal Bozkuş,
doğru döner seçiminin önemi ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi.
Ayaküstü atıştırılmak istendiğinde
tombik ya da dürüm; uzun uzun keyfi
çıkarılacaksa porsiyon, İskender ve
hatta pizza! Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde
dahi kendine yer bulan, ünü
başta Avrupa olmak üzere dünyaya yayılan
döner, pek çok lezzet tutkununun
da ortak noktası. Ancak Türk mutfağının
bu vazgeçilmez lezzeti, son dönemde
sağlık tartışmalarıyla sık sık gündeme
geliyor. Özellikle dönerde kullanılan et
ve yağ, bu tartışmaların odak noktasını
oluşturuyor.
Kemal Bozkuş
Bonfilet’in CEO’su ve Gıda Mühendisi
“Kaliteli dönerde yalnızca
kuyruk yağı kullanılır!”
Bir asrı aşkın tecrübesiyle kırmızı et
sektörünün öncü şirketi Bonfilet’in
CEO’su ve Gıda Mühendisi Kemal
Bozkuş, et seçiminde olduğu gibi döner
seçiminde de dikkat edilmesi gereken
noktalar olduğunu ifade ediyor. Bonfilet
olarak hem pişmiş hem de baton döner
ürettiklerini belirten Bozkuş, dönerde
kullandıkları et ve yağ hakkında bilgi
verdi. Yönetmeliklere uygun olarak
hazırlanan dönerin insan sağlığına
son derece faydalı olduğunu söyleyen
Bozkuş, “‘İyi Döner’ için ‘İyi Et’ işin
olmazsa olmazı. Biz de Bonfilet olarak
dönerimizi, özenle seçilen yerli besi
danaların kol ve but kısımları ile kuyruk
yağından hazırlıyoruz. Baharat, yoğurt,
tuz ve soğan ekliyoruz. Katı yağ, sıvı
yağ veya farklı bir yağ kesinlikle kullanmıyoruz.
Ürettiğimiz döneri; rengiyle
içeriğiyle kalitesiyle ve lezzetiyle çok
önemsiyoruz. Tüketiciler de bu şekilde
hazırlanan döneri gönül rahatlığıyla
tüketebilir çünkü döner vücudun ihtiyacı
olan proteinin yanı sıra çeşitli vitamin ve
mineralleri de tek başına karşılar” dedi.
Dönerin rengine ve kokusuna dikkat!
Kemal Bozkuş, sağlıklı bir döner tüketmek
için tüketicilerin dikkat etmesi
gereken noktaları şu şekilde sıraladı:
*Dönerde kullanılan etin kesim, parçalama
ve paketleme işlemlerinin Gıda
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından
onaylı tesislerde yapılması bir
zorunluluktur. Tüketiciler döner satın
19
aldıkları yerin belgelerine mutlaka
dikkat etmelidir.
*Satılmayan dönerlerin bir sonraki gün
yeniden sunulması başta zehirlenme
olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına
yol açabilir. Bu nedenle tüketiciler
güvendikleri yerleri tercih etmelidir.
Bununla birlikte dönerin kokusu
ağırlaşmış, rengi kararmış ise o ürün
kesinlikle yenmemelidir.
*Dönerin ateşe çok yakın olması etin
fazla pişmesine, uzakta olması ise çiğ
kalmasına neden olur. Bu ikisi de dönerin
kalitesini düşürür ve sağlığa etki
eder. Etin doğru pişirildiğinden emin
olunmalıdır.
Günde bin ton döner
tüketiyoruz!
Türkiye’de günde yaklaşık bin ton döner
tüketiliyor. Sosyo-ekonomik durumdan
bağımsız olarak pek çok kişi tarafından
sevilerek tüketilen döner, farklı sunum
çeşitleriyle her öğünü ziyafete çevirebiliyor.
Dönerin fiyatı ise ürün, kalite,
lokasyon ve sunuma göre 3 TL’den 45
TL’ye kadar farklılık gösterebiliyor.
Yapım: İnci BAK Tarif: Huriye ERSOY Fotoğraflar: Murat ERDOĞAN
Ayva
Kompostosu
Ayva kompostosunu isterseniz az şekerli,
isterseniz sadece tarçınlı suda da
hazırlayabilirsiniz.
Malzemeler:
• 3 adet büyük boy ayva
• 1 su bardağı toz şeker
• 2-3 adet tarçın çubuğu
• 3-4 adet tane karanfil
• 2 litre su
Hazırlanışı:
Ayvaların kabuğunu soyun. Küçük parizyen bir
kaşık yardımı ile ayvalardan küçük toplar elde
edin. Yarım saat oda ısısında kararması için bekletin.
Ayvaların üzerine suyu ilave edin. Tarçını ve
karanfilleri de ekleyin. Kaynamaya bırakın. Ayvalar
kaynamaya başladıktan 10 dakika sonra şekeri
ekleyin. 10 dakika daha haşlayın. Ayva kompostosunu
ocaktan alın. Oda ısısında soğuduktan sonra
kavanoza aktarın. Buzdolabında muhafaza edin.
Huriş’in notları:
Kompostoyu şekersiz yapabilirsiniz.
Bunun için 2 adet tarçın çubuğunu ve
3 adet karanfil tanesini 1,5 litre suda en
az 6 saat boyunca oda ısısında bekletin.
Daha sonra tarçınlı ve karanfilli suyu
kaynatıp parizyen kaşıkla top halinde
çıkardığınız ayva parçalarını ekleyin.
20 dakika kadar haşladıktan sonra
soğutup servise hazır edin.
20
“İşi profesyonellerine bırakın”
WEB OFSET DÜZ OFSET CİLT AMBALAJ
‘nin matbaası
“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”
Termal Kalıp
Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş
gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli
baskı sağlayan özel bir kalıptır.
Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)
80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Detaylar İçin:
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com
Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)
UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler
için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip,
yüksek tirajlı baskılara uygun,
Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)
50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com
Detaylar İçin:
4
Kişilik
Ispanaklı ve Peynirli Kolay Börek
Malzemeler:
• 200 gram Bizim Yağ
(6 yemek kaşığı kadar)
• 1 yumurta
• 3,5-4 su bardağı un (350-400 gram)
• 3-4 yemek kaşığı su
• 1 yemek kaşığı sirke
Sosu İçin:
• 30-35 gram Bizim Yağ
(1 yemek kaşığı kadar)
• 1 yumurta
• 1 su bardağı süt (200 ml)
Hazırlanışı:
Sosu için Bizim Yağ’ı kısık ateşte eritin. Yağ ılınınca yumurtayı ve sütü ekleyip
iyice çırpın. Hamuru için oda ısısında yumuşamış Bizim Yağ’ı yumurtayı, sirkeyi
hamur yoğurma kabına alın. Çatalla çırpın. Un ile kabartma tozunu ayrı bir
kapta harmanlayın. Unlu karışımı azar azar hamur malzemesinin üzerine ekleyin.
Kontrollü bir şekilde yoğurmaya başlayın. Pürüzsüz ve yumuşak kıvamlı bir
hamur elde edince hamuru toparlayın. Hamuru iki eşit parçaya ayırın. Her bir
hamuru un serpilmiş tezgahın üzerine alın. Oklava ile 1 cm kalınlığında açın.
Yufkaları ortadan ikiye kesin. İç malzemesi için; irice doğranmış ıspanakları,
ufalanmış peynirleri, pul biberi ve kontrollü bir şekilde tuzunu ekleyin. İç malzeme
hazırdır. Her yarım yufkanın üzerine önce sostan 1 yemek kaşığı kadar
fırça yardımı ile sürün. Sonra üzerine iç malzemeyi paylaştırın. Rulo şeklinde
sarıp Bizim Yağ ile yağlanmış orta boy bir fırın tepsisine ortasından başlayıp
yuvarlayın. Kalan malzemeyi aynı şekilde hazırlayıp tepsinin içini tamamen
ıspanaklı börek hamuru ile tamamlayın. Kalan sosu hamurların üzerlerine
dökün. Önceden ısıtılmış 190 dereceye ayarlı fırında 30-35 dakika pişirin.
Aklınızda bulunsun:
Böreğin içi malzemesini damak tadınıza göre değiştirebilirsiniz. Haşlanmış 2-3
adet patates, Bizim Yağ ile karamelize olana dek kavrulmuş orta boy soğan,
tuz ve karabiberden güzel bir iç malzeme hazırlayabilirsiniz.
22
4
Kişilik
Etli Pratik Güveç
Malzemeler:
• 2 yemek kaşığı Bizim Yağ
(60-70 gram kadar)
• 500 gram dana eti, kuşbaşı doğranmış
• 1 yemek kaşığı biber salçası
• 2-3 adet havuç
• 5-6 adet taze patates
• 10-12 adet arpacık soğan
• 3-4 diş sarımsak
• Tuz, karabiber, kırmızı toz biber
• 1 adet orta boy kırmızı soğan
Hazırlanışı:
Tencereyi ocağın üzerine alın. Orta ateşte tencere iyice ısınınca
etleri ekleyin. Rengi değişene kadar kavurun. 1 yemek kaşığı Bizim
Yağ’ı ve salçayı ekleyip 5 dakika daha kavurun. Kırmızı soğan
dışındaki kalan tüm malzemeyi ilave edin. 1 su bardağı sıcak su
ekleyip, tencerenin kapağını kapatın. Kısık ateşte 20 dakika pişirin.
Tenceredeki yemeği indirmeden 5 dakika önce ayrı bir tavada Bizim
Yağ’ı kızdırıp, irice doğranmış kırmızı soğanları kavurun. Tencereyi
ocaktan almaya 5 dakika kala kavurduğunuz soğanları ekleyip
karıştırın. Yemeği ocaktan alın, sıcak sıcak servis yapın.
Aklınızda bulunsun:
Bu yemeği et yerine tavuk eti ile de hazırlayabilirsiniz. Bunun için
tavuk etinin kalça tarafını tercih edebilirsiniz.
23
4
Kişilik
İrmik Helvası
Malzemeler:
• 1 su bardağı toz şeker
(175 gram)
• 1 su bardağı ılık su
• 100 gram Bizim Yağ
(3 yemek kaşığı)
• 1 su bardağı irmik
(150-200 gram kadar)
• 1 tatlı kaşığı rendelenmiş
limon kabuğu
Hazırlanışı:
Şeker ile ılık suyu bir kasede şeker iyice eriyinceye kadar karıştırın ve bir
kenarda bekletin. Bizim Yağ’ı tencerede yakmadan eritip irmiği ilave edin.
Kısık-orta ateşte sürekli karıştırarak yaklaşık 15 dakika boyunca irmiğin
rengi değişene kadar kavurun. İrmiğin rengi değişince kenarda beklettiğiniz
ılık suyu ve rendelenmiş limon kabuğunu ilave edin. Kaynaması için biraz
bekleyin. Kaynamaya başlayınca 2-3 dakika daha kavurup suyunu çektirin.
İrmik helvanız hazırdır. İrmik helvasını dilerseniz ılık ılık servis edebilirsiniz.
Dilerseniz şekilli silikon kaplara paylaştırabilir, birkaç saat beklettikten sonra
kalıplardan çıkartıp servis yapabilirsiniz.
Aklınızda bulunsun:
İrmik helvasına rendelenmiş limon kabuğu yerine portakal kabuğu veya 1-2
çay kaşığı kadar tarçın ekleyebilirsiniz.
24
Yapım: İnci BAK
Fotoğraflar: Saber AZ
Krep mi
pankek mi?
Hafta sonu kalabalık kahvaltılarınızı ister krep ister pankekle lezzetlendirin, her ikisi de
sofralarınızı süsleyecektir.
4
Kişilik
Kakaolu
Pankek
Malzemeler:
Hamuru İçin:
• 1 su bardağı un
• Yarım su bardağı su
• Yarım su bardağı süt
• 1 adet yumurta
• 1 tutam tuz
• 1 tutam toz şeker
• 2 çay kaşığı kuru maya
• 1 çorba kaşığı kakao
Yağlamak İçin:
• 1 çorba kaşığı tereyağı
Süslemek İçin:
• Orman meyvesi, pudra şekeri
Hazırlanışı:
Pankek için; Tüm malzemeyi bir kapta
karıştırın. Küçük bir tavayı yarım çay kaşığı
kadar tereyağı ile yağlayın. Tava ısınınca
yarım kahve fincanı kadar krep hamurundan
dökün. Üzeri göz göz olunca diğer
tarafını çevirin ve aynı şekilde kızartın.
Pişen pankeki kağıt havlu üzerine alın. Kalan
malzemeyi de aynı şekilde hazırlayın.
Pankek hamurlarını istediğiniz ölçülerdeki
kalp kalıplar yardımıyla kesin. Servis
tabağına aktarın, isteğe göre taze orman
meyvesi ve pudra şeker ile süsleyerek
servis yapın.
26
4
Kişilik
Sade Krep
Malzemeler:
Hamuru İçin:
• 1 su bardağı un
• 1 su bardağı süt
• 1 tutam tuz
• 1 adet yumurta
• 1 paket vanilya
• 1 tutam toz şeker
Yağlamak İçin:
• 1 çorba kaşığı tereyağı
Hazırlanışı:
Krep için; Tüm malzemeyi bir kapta karıştırın. Orta boy bir tavayı yarım çay
kaşığı kadar tereyağı ile yağlayın. Tava ısınınca yarım kahve fincanı kadar
krem hamurundan çok ince tabaka olacak şekilde dökün. Üzeri göz göz
olunca diğer tarafını çevirin ve aynı şekilde kızartın. Pişen krepi kağıt iki
havlu üzerine alın. Kalan malzemeyi de aynı şekilde hazırlayın.
Arzunuza göre marmelat, reçel, labne, bal-kaymak ile birlikte servis yapın.
27
4
Kişilik
Mısır Unlu Krep
Malzemeler:
Hamuru İçin:
• 1 su bardağı mısır unu
(tercihen ince çekilmiş)
• 1 su bardağı tam buğday unu
• 1 su bardağı süt
• 1 su bardağı su
• 2 tutam tuz
• 2 adet yumurta
• 1 paket vanilya
• 2 tutam toz şeker
Arası İçin:
• Labne peyniri, bal, ceviz içi
Hazırlanışı:
Krep için; Tüm malzemeyi bir kapta karıştırın. Orta boy bir tavayı yarım çay
kaşığı kadar tereyağı ile yağlayın. Tava ısınınca yarım kahve fincanı kadar
krem hamurundan çok ince tabaka olacak şekilde dökün. Üzeri göz göz
olunca diğer tarafını çevirin ve aynı şekilde kızartın. Pişen krepi kağıt iki
havlu üzerine alın. Kalan malzemeyi de aynı şekilde hazırlayın.
Krepleri üst üste yerleştirin. İsteğe göre her katın arasına labne peyniri
sürün, balı gezdiren ve ceviz içini serpin. Her katı dönüşümlü olarak aynı
şekilde tamamlayın. Servis yapın.
Yağlamak İçin:
• 2 çorba kaşığı tereyağı
28
4
Kişilik
Elmalı ve Cevizli Krep
Malzemeler:
Hamuru İçin:
• 1 su bardağı un
• 1 su bardağı süt
• 1 tutam tuz
• 1 adet yumurta
Yağlamak İçin:
• 1 çorba kaşığı tereyağı
Elmalı Karışım İçin:
• 2 adet elma
• 1 tatlı kaşığı tarçın
• 1 çorba kaşığı toz şeker
• Yarım avuç ceviz içi
• 1 tatlı kaşığı tereyağı
Hazırlanışı:
Krep için; Tüm malzemeyi bir kapta karıştırın. Orta boy bir tavayı yarım çay kaşığı kadar
tereyağı ile yağlayın. Tava ısınınca yarım kahve fincanı kadar krem hamurundan çok ince tabaka
olacak şekilde dökün. Üzeri göz göz olunca diğer tarafını çevirin ve aynı şekilde kızartın.
Pişen krepi kağıt iki havlu üzerine alın. Kalan malzemeyi de aynı şekilde hazırlayın.
Elmalı karışım için; Elmaları yıkayın. Kabuğuyla birlikte küp küp doğrayın. Elmaları bir tavaya
alın. Tarçını, şekeri, ceviz içini ve tereyağını ekleyin. 5 dakika boyunca karıştırarak pişirin.
Ocaktan alın. Kreplerden bir tanesini tezgahın üzerine alın. Elmalı karışımı krepin ortasına
yayın. Rulo şeklinde sarıp hemen servis yapın.
29
Yapım: İnci BAK Fotoğraflar: Melis KAYACIK
2
Kişilik
Patatesli Biftek
Malzemeler:
• 2 parça biftek
• 4-5 adet taze patates
• Yarım çardağı sıvı yağ
• 6-7 adet mantar
• 5-6 dal dereotu
• 5-6 dal maydanoz
• 1 tatlı kaşığı rendelenmiş
limon kabuğu
• Tuz, kırmızı pul biber
Hazırlanışı:
Patatesleri kabuğuyla birlikte iyice yıkayıp kuruladıktan
sonra ince ince dilimleyin. Tuz serpip harmanlayın.
Sıvı yağı tavada ısıtıp patatesleri kızartın. Fazla yağının
süzülmesi için bir kenara alıp, süzülmesi için bekleyin.
Biftekleri ve mantarları aynı tavanın içinde damak
tadınıza göre kızartın. Patatesleri, ince kıyılmış
yeşillikleri ve pul biberi ekleyip tatlandırın.
Bekletmeden servis yapın.
30
4
Kişilik
Sebzeli Güveç Yemeği
Malzemeler:
• 2-3 adet havuç
• 2 adet orta boy patates
• 1 adet büyük boy soğan
• 10-12 adet Brüksel lahanası
• 1 adet orta boy kereviz
• 1 su bardağı haşlanmış nohut
• 1 çay bardağı zeytinyağı
• 1 çay bardağı portakal suyu
• İçme suyu
• Yarım tatlı kaşığı toz şeker
• Tuz
Hazırlanışı:
Tencereye sırasıyla doğranmış havucu, patatesi, iri
doğranmış soğanı, Brüksel lahanalarını, kerevizi
yerleştirin. Sebzelerin üzerine haşlanmış nohut serpin.
Portakal suyu, zeytinyağı ve tuzu karıştırıp malzemenin
üzerine dökün. En son içme suyunu sebzelerin üzerini
örtecek seviyede dökün.
Su kaynamaya başladıktan 5 dakika sonra tencerenin
kapağını kapatın, ateşi kısın. Sebzeler yumuşayıncaya
kadar yaklaşık 20 dakika pişirin.
31
Yapım: İnci BAK
Fotoğraflar: Hande GÖKSAN
Zamanı size ve
sevdiklerinize bırakan lezzetler
Yoğun bir günün ardından akşam yemeği hazırlığı için mutfakta geçireceğiniz zaman azaldıysa
sakın endişelenmeyin. Kolayca hazırlanan pratik tariflerle pekala güzel sofralar kurabilir,
böylece hem kendinize hem de sevdiklerinize zaman ayırabilirsiniz…
4
Kişilik
Buğdaylı Yayla
Çorbası
Malzemeler:
• 5 su bardağı su
• 1 kahve fincanı buğday
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• 1 adet soğan
• 1 büyük kase yoğurt
• 1 adet yumurtanın sarısı
• Kuru nane, top kırmızıbiber
• Tuz
Hazırlanışı:
Soğanı soyup rendeleyin. Tereyağını eritin,
soğanı karamelize olana dek sürekli
karıştırarak kavurun. Suyu ekleyin. Birkaç
taşım kaynayınca buğdayı ilave edin. Orta
ateşte, buğdaylar yumuşayıncaya kadar
pişirin. Ayrı bir kasede yoğurdu, yumurta
sarısını ve naneyi karıştırın. Kaynamakta
olan çorbanın suyundan birkaç kaşık kadar
alıp karışımın ılınmasını sağlayın. Daha
sonra kaynayan çorba suyuna azar azar
ilave ederek sürekli karıştırın. Birkaç taşım
daha kaynatıp ocaktan alın. Tuzunu ve
top kırmızıbiberi ekleyip tatlandırın. Sıcak
servis yapın.
32
4
Kişilik
Fesleğenli ve Rokforlu
Makarna
Malzemeler:
• 1 paket makarna
(Tercihen yumurtalı ve taze olan)
• 5-6 dal taze fesleğen
• 1 çay bardağı krema
• 2 diş sarımsak
• 2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
• 100 gram rokfor peyniri
(Van’ın otlu peyniri de olabilir)
Hazırlanışı:
Makarnayı haşlayıp süzün. Sarımsakların kabuğunu soyup zeytinyağında
birkaç kez çevirin ve içinden alın. Sarımsak aromalı zeytinyağını haşlamış
olduğunuz makarnaya karıştırın. Benmari usulü ısıtılmış kremayı ve iri
doğranmış fesleğen yapraklarını da ilave edin. Karıştırın. En son ufalanmış
rokfor peynirini ekleyip karıştırın. Hemen servis yapın.
33
4
Kişilik
Tavuklu ve Rokalı
Tartoletler
Malzemeler:
• 15-20 adet hazır tartolet
• 1 demet roka
• 1 parça haşlanmış tavuk eti
(250 gram kadar)
• Tuz, kimyon
• 4-5 adet mantar
• 2 çorba kaşığı zeytinyağı
Hazırlanışı:
Rokayı yıkayıp süzün. Mantarları nemli bir bezle silip zar şeklinde
doğrayın. Zeytinyağını tavada ısıtıp mantarları kavurun. Ocaktan alın.
Tavuk etini haşladıktan sonra küçük küçük doğrayın. Tavuk etini,
kimyonu, rokayı, mantarları, tuzu ve kimyonu ilave edip karıştırın.
Hazırladığınız bu karışımı küçük tartolet hamurlarına paylaştırın.
34
5-6
Kase İçin
Bademli Tatlı
Malzemeler:
• 1 litre süt
• 1,5 çay bardağı un
• 1 çorba kaşığı pirinç unu
• 1 çorba kaşığı nişasta
• 1 kahve fincanı ince çekilmiş badem içi
• 1 çorba kaşığı rendelenmiş
Hindistan cevizi
• 1,5 çay bardağı toz şeker
• 1 tatlı kaşığı margarin
Üzeri İçin:
• Frenk üzümü
• File badem
Hazırlanışı:
Sütü, unu, nişastayı ve şekeri tencereye aktarın. Kısık ateşte, muhallebi
kıvamına gelene dek pişirin. Ocaktan indirmeye 5 dakika kala, badem içini,
margarini ve Hindistan cevizini ilave edin. Kaynatıp ocaktan alın. Ilınınca
servis kaselerine paylaştırın. Buzdolabında birkaç saat beklettikten sonra
isteğe göre Frenk üzümü ve file badem ile süsleyin.
35
Kevser Başkara
Beslenme ve Diyet Uzmanı (Vegitisyen)
@vegandiyetisyen
“Vejetaryen
desen anlarım da
vegan çok uç”
Türkiye’de patlayan şarbon krizi, Oscar’da vegan menü, vegan sanatçı ve sporcuların ödüllere ve
şampiyonluklara doymaması vegan beslenme işini başka bir yere taşıdı.
Bundan beş yıl önce doymak bilmeyen
merak duygusu beni vegan beslenmeyi
araştırmaya itmişti. İyi ki de öyle oldu.
Biz yıllar süren Nutrition-Dietetics
eğitimimizde vegan beslenmeyi hiç
bilmeden yetiştirildik. Ama baktım ki
dünyanın Cleveland, Mayo Klinic gibi en
iyi kliniklerinde uygulanan ve binlerce
doktor ve diyetisyenin önerdiği bir beslenme
türüymüş.
Her şey tamam da... Biz daha
vejetaryene bile alışamamışken
nereden çıktı vegan beslenme?
Dünya gezegenimizin kaynaklarını
hızla ve doymazca tüketen bir endüstri:
Hayvancılık. Biz bunu nereden bileceğiz.
Medyada göremiyoruz ki? Ama artık
daha fazla çalışma yapılıyor, yurt dışından
daha fazla haber akışı oluyor.
Özellikle ülkemizde 3 kişiden ikisinin
derdi fazla yağlardan kurtulmada, kalp
damar hastalıkları, şeker hastalığı,
inflamatuvar hastalıkların önlenmesi
ve tedavisinde uygulanan bir yöntem.
Doğru vegan beslenme dünyanın en
iyi kliniklerinde uygulanan bir tedavi
şeklidir. Ülkemizde yeni yeni duyulmaya
başlansa da zamanla bu alanda daha
fazla çalışma yapılacaktır.
Son olarak... Geçtiğimiz hafta yayımlanan
bir derleme makaleden bahsetmek
isterim: Dünyanın saygın yayın
36
portallarından New England Journal of
Medicine’de yayımlanan “Süt ve Sağlık”
başlıklı derleme şunları söylüyor:
İşte çalışmanın çarpıcı yanları:
Süt, prostat ve rahim kanseri riskini artırıyor.
Bağırsak kanseri oluşum riskini
düşürüyor.
Sütün kilo kontrolü, diyabet, kalp hastalıklarında
olumlu ya da olumsuz bir
etkisi yok.
Beslenme yetersizliği yaşayan fakir
bölgelerde değilsek, çocuklara süt vermenin
ya da yetişkinlerin süt içmesinin
sağlığa faydalı değil, zarar verebileceği
gösterilmiş.
İşte size süt yerine badem sütü tarifi:
Badem Sütü
Badem sütü yapmak oldukça kolay. Öncelikle bir su
bardağı çiğ bademi akşamdan ılık suyla ıslayın. Sabah,
ısladığınız bademlerin kabuklarını soyup 2,5 su bardağı
su ile blenderden iyice geçirin. Anneannelerimizin
kullandığı tülbentlerle bu karışımı süzün. Bu işlemden
sonra altta kalan badem sütü, üstte kalan kısmıyla ise
badem peyniri yapabilirsiniz. Bu posalı kısmı kurutup
blenderden geçirip, badem unu da yapabilirsiniz.
Badem ununu salatalara ya da ekmeklerinize ilave
edebilirsiniz.
37
Yapım: İnci BAK Fotoğraflar: Özgür BAKIR
Tazesi kadar
marifetli…
Domatesin yarı veya tam kurutulmuş
halleri ile küçük dokunuşlarla çok pratik
lezzetler hazırladık.
38
1
Tepsi İçin
Kurutulmuş Domatesli Açma
Malzemeler:
• 4,5-5 su bardağı un
• 80 gram tereyağı veya margarin
• 1 çorba kaşığı toz şeker
• 1 çay kaşığı tuz
• 1 adet yumurta
• 1 su bardağı ılık su
• Yarım su bardağı ılık süt
• 1 paket kuru maya
• 1 kahve fincanı kurutulmuş
domates püresi
Üzeri İçin:
• 1 adet yumurtanın sarısı
• 1 tatlı kaşığı pekmez
Hazırlanışı:
Ilık suyu, sütü, mayayı, kuru domates püresini, yumurtayı, şekeri ve tuzu karıştırın.
Unu azar azar ilave ederek orta yumuşaklıkta bir hamur elde edene dek yoğurun.
Hamurun üzerini nemli bir bezle örtüp oda ısısında 1 saat kadar bekletin. Tereyağını
veya margarini eritip ılınmaya bırakın. Hamurdan mandalina büyüklüğünde parçalar
koparın. Her parçayı yağlanmış tezgahın üzerinde tatlı tabağı büyüklüğünde açın.
Üzerini fırça yardımı ile yağlayın. Her iki ucundan tutup rulo şeklinde sarın ve uç
kısımlarından tutup kıvırarak birleştirin. Açma hamurlarını yağlanmış fırın tepsisine
yan yana dizin. Oda ısısında, hamurlar iki kat kabarıncaya kadar bekletin.
Üzeri için; Yumurta sarısı ile pekmezi karıştırın ve hamurların üzerlerine sürün.
Önceden ısıtılmış 190 dereceye ayarlı fırında, hamurlar iyice kızarıncaya kadar pişirin.
İsteğe göre açmaları enine ikiye kesip taze kekik ve zeytinyağı ile püre haline gelmiş
kuru domatesli karışım ve peynir ile servis yapabilirsiniz.
Kuru domates püresi: Domatesleri zar şeklinde doğrayıp mutfak robotuna aktarın.
Azar azar sıvı yağ ilave ederek katı bir püre elde edin.
39
1
Tepsi İçin
Ispanaklı ve
Kuru Domatesli Börek
Malzemeler:
• 1 kilo ıspanak
• 1 adet soğan
• 1 kase doğranmış kültür mantarı
• 1,5 çay bardağı sıvı yağ
• 1 kase doğranmış kuru domates
• 5 adet hazır yufka
• 1 çay bardağı süt
• 1 su bardağı un
(yufkaların arasına serpmek için)
Hazırlanışı:
Ispanakları yıkayıp irice doğrayın. Soğanı piyazlık doğrayıp mantarlar ve doğranmış
kuru domateslerle birlikte 2 çorba kaşığı sıvı yağda kavurun. Ocaktan alıp doğranmış
ıspanakları ilave edin. Tuz ve taze çekilmiş karabiberi ekleyip tatlandırın.
Tencerenin kapağını kapatıp ıspanaklı iç malzemeyi ılınmaya bırakın. Börek için iç
malzemeniz hazırdır. Kalan yağı ve sütü derin bir kapta karıştırın.
Yufkalardan bir tanesini tezgahın üzerine yayın, elek yardımı ile unu üzerine serpip
ikiye katlayın. Tekrar unu serpin ve harcı yufkanın geniş kısmına yayın. Rulo şeklinde
sarıp parmak bir parmak genişliğinde kesin. Her hamuru sütlü yağa bulayıp fırın
tepsisine yerleştirin. Önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında iyice kızartın.
40
1
Tepsi İçin
Kurutulmuş Domatesli
Mantar Dolma
Malzemeler:
• 1 kutu kültür mantarı
• 50-80 gram tulum peyniri
(tercihen Erzincan)
• 3-4 dal dereotu
• 5-6 dal fesleğen
• 1 çay kaşığı kimyon
• 4-5 yaprak kurutulmuş domates
Hazırlanışı:
Kültür mantarlarının sap kısımlarını çıkartın. Nemli bir bezle mantarları
zedelemeden silin. Peyniri rendeleyin. Kıyılmış yeşillikleri, küçük küçük
doğranmış kurutulmuş domatesi ve kimyonu ilave ederek tatlandırın.
Bu karışımı mantarların içine paylaştırın. Önceden ısıtılmış 200 dereceye
ayarlı fırında, 10-12 dakika kadar kızartın. Ilık servis yapın.
41
1
Kavanoz
Kuru Domates
Marinesi
Malzemeler:
• 7-8 yaprak kurutulmuş domates
• 1 tatlı kaşığı nar ekşisi
• 1 çay bardağı sızma zeytinyağı
• 1 diş sarımsak
• 1 çay kaşığı kırmızı top biber
• 1-2 dal taze kekik
Hazırlanışı:
Domatesler tam kurutulmuş ise çukur bir kaba alın. Kaynar suyu
ekleyip yumuşaması için 15 dakika kadar bekletin. Daha sonra süzün.
Domatesler yarı kurutulmuş ise bu işlemi yapmaya gerek yoktur. Domatesleri,
sızma zeytinyağını, kabuğu soyulmuş sarımsağı, taze kekiği ve
top biberleri kavanozun içine aktarın. Kavanozun kapağını sıkıca kapatıp
karıştırın. Bu karışımı buzdolabında birkaç hafta muhafaza edebilirsiniz.
Marineyi kahvaltı sofralarınızda, tencere yemeklerinde ve salatalarınıza
sos olarak kullanabilirsiniz.
42
1 Büyük
Boy Simit
İçin:
Simit Üstü
Malzemeler:
• 1 adet büyük boy simit
• 50 gram taze kaşar peyniri
• 50 gram beyaz peynir (tercihen sert)
• 1-2 adet sivribiber
• 5-6 dal dereotu
• 3-4 yaprak kurutulmuş domates
(tercihen yarı kurutulmuş)
• Kimyon
Hazırlanışı:
Simidi enine ikiye kesin. Üzeri için beyaz peyniri rendeleyin. Küçük
küçük doğranmış biberleri, zar şeklinde doğranmış kuru domatesi ve
kıyılmış dereotunu ekleyerek harmanlayın. Karışımı simidin üzerine
paylaştırın. En son küçük dilimler halinde kesilmiş taze kaşar peynirini
dizin. Peynirlerin üzerlerine kimyonu serpin. Önceden ısıtılmış 200
dereceye ayarlı fırında peynirler eriyinceye kadar kızartın. Hemen servis
yapın.
43
Kalp ve Damar Sağlığı İçin
Haftada En Az Bir Kez Balık Tüketin!
Protein zengini, omega-3 yağ asitleri, D vitamini ve selenyum içeren balık sağlık için olmazsa
olmaz besinler arasında yer alıyor. Ancak balığın cıva gibi zararlı bileşenler içerdiği konusunda
yayılan bilgiler balık tüketiminde endişe duyulmasına sebep oluyor. Sabri Ülker Vakfı, hem
balığın faydaları hem de cıva endişesine bilimsel bilgiler ışığında açıklık getiriyor.
Balık, yeterli ve dengeli beslenmenin
bir parçası olarak mutlaka tüketilmesi
gereken besinler arasında yer alıyor.
Omega-3 yağ asitleri, D vitamini ve selenyum
içermesi, protein açısından zengin
ve doymuş yağ içeriğinin düşük olması
balık ve deniz ürünlerini çok daha
değerli hale getiriyor. Kurulduğu 2009
yılından bugüne gıda, beslenme ve sağlıklı
yaşam bilincinin gelişmesine katkı
sağlamak, topluma bu konulardaki en
doğru, güncel ve bilimsel bilgiyi aktarmak
hedefiyle çalışmalarını sürdüren
Sabri Ülker Vakfı, yapılan çalışmaların
balık veya balık yağı tüketmenin kalbi ve
damarları koruduğunu ortaya koyduğunu
hatırlatıyor. Vakıf, haftada bir veya iki
kez 85 gramlık porsiyonlarda tüketilen
balığın (özellikle somon, uskumru,
hamsi ve sardalye) kalp hastalıklarında
ölüm riskini yüzde 36 oranında azalttığına
dikkat çekerek bu değerli besine dair
önemli bilgiler paylaşıyor.
Balıkta zararlı bileşenler var
mı?
Günümüzde cıva ve poliklorlu bifeniller
(PCB) gibi çoğu çevreye zararlı bileşikler,
besinleri de etkiliyor. Bu bileşikler
sebze, meyve, yumurta ve kırmızı et
yanında balıkta da bulunabiliyor. Çok
yüksek dozlardaki cıva yetişkinlerde
merkezi sinir sistemini etkileyerek bazı
hasarlara yol açabiliyor. Balık tüketiminden
kaçınmak belki bu zararlı bileşiklerin
tüketilmesini azaltabilir ama bu
durumda balığın sayısız faydalarından
nasıl yararlanacağız? Son yıllarda yapılan
çalışmalar balıkların içeriğindeki
PCB ve cıva miktarının çok az olduğunu
ve bu miktarın kırmızı et, süt ürünleri
ve yumurtayla neredeyse aynı oranda
olduğunu gösteriyor. Vücudumuz
günlük hayatta karşımıza çıkan birçok
zararlı bileşeni belli bir oranda tolere
edebiliyor. Bu noktada bu bileşiklere
ne kadar ve ne sıklıkta maruz kaldığınız
büyük önem taşıyor. Tüm besinlerde
olduğu gibi balığı da yeterli ve dengeli
bir şekilde tükettiğiniz takdirde sağlık
için bir risk ortaya çıkmıyor.
Hamileler haftada en az iki kez
balık tüketmeli
Hamilelerin de balık tüketimine dikkat
etmesi gerekiyor. Yüksek miktarda cıva
alımı bebekteki beyin gelişimini olumsuz
etkileyebiliyor ama omega-3’ün
de yetersiz tüketimi bebek için oldukça
tehlikeli olabiliyor. 12 bin hamile
kadında yapılan bir çalışmada haftada
iki defadan az balık tüketen annelerin
çocuklarındaki zeka, davranış ve
gelişim test skorlarının haftada en az
iki gün balık tüketen annelerin çocuklarına
oranla daha düşük düzeyde olduğu
bulundu. Harvard araştırmacıları
tarafından yapılan bir başka çalışmada,
hamileliği süresince haftada en az iki
kez balık tüketen ve aynı zamanda daha
az cıva alım düzeyine sahip olan annelerin
bebeklerinin 6 aylıkken görsel
44
tanıma skorlarının daha yüksek olduğunu
belirtiyor.
Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA),
omega-3 yağ asitlerinin kaynağı olan
yağlı balık tüketiminin, kan basıncı ve
trigliserit seviyeleri üzerine beklenen
faydalı etkilerini gerçekleştirebilmesi
için günlük 2-4 gram arasında EPA ve
DHA alınması gerektiğini ifade ediyor.
Kalp sağlığının sürdürülmesi için ise
hem EPA hem DHA’nın günde 250
miligram alınmasının yeterli olacağının
altı çiziliyor. Ayrıca EFSA, günlük 5
gram omega-3 takviyesinin ise yetişkinler
için herhangi bir güvenlik kaygısı
yaratmayacağını belirtiyor.
Balığın farklı şekillerde tüketilmesi
mümkün… Sabri Ülker Vakfı da bu çerçevede,
Yemekte Denge Mutfağı projesi
kapsamında hayata geçirilen ve İstanbul
Okan Üniversitesi Gastronomi Bölümü’nde
eğitimlerine devam eden yetenekli
şef adayları tarafından hazırlanan
“Genç Şeflerden Sağlıklı Tarifler”den
balık çorbası tarifini paylaşıyor.
Balık Çorbası
Malzemeler:
• 1 orta boy (yaklaşık 1200 gam) levrek
• Yarım demet maydanoz
• 1 adet defneyaprağı
• 5-6 adet tane karabiber
• 1 sap kereviz yaprağı
• 1.5 orta boy havuç (75 gram)
• Bir büyük boy patatesin yarısı
(100 gram)
• 1 küçük boy kereviz (75 gram)
• 1 adet yumurta
• 1 adet limon
• 1 tatlı kaşığı buğday unu
• Karabiber, tuz
Hazırlanışı:
Bir tencereye soğanı, yarım demet maydanozun saplarını, defne yaprağı,
kereviz yaprağı, tane karabiberi koyun. Üzerine 8 su bardağı su ekleyip kaynamaya
bırakın. Ardından temizlenmiş balığı ekleyin ve balığın dağılmasına izin
vermeden kısık ateşte pişirin (balığın büyüklüğüne göre 10-15 dakika). Balık
pişince sudan çıkartın ve balık suyunu süzün. Balığı kılçıklarından ayırıp iri
parçalar halinde hazırlayın. Havuç, kereviz ve patatesi minik küpler halinde
doğrayın. Temiz bir tencereye süzdüğünüz balık suyunu koyun, içine sebzeleri
ekleyerek sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirin. Terbiyesi için yumurtayı ve
limonun suyunu bir tatlı kaşığı un ile çırpın. Pişmekte olan çorbanın suyu ile
sıcaklığını ayarlayın ve yavaş yavaş karıştırılarak çorbaya ekleyin. Ayıkladığınız
balıkları çorbaya ekleyin ve çorbayı ateşten alın. Üzerine ince kıyılmış maydanozu
da ekleyip, tencerenin kapağını kapatarak 10 dakika dinlendirin. Ardından
servis edin.
45
Besin Alerjisinden
Nasıl Korunmalıyız?
Son dönemlerde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de besin alerjilerinin görülme sıklığı
giderek artıyor. Yapılan çalışmalar, alerji vakalarının gelişmiş ülkelerde daha çok yaşandığını
gösteriyor. Besin alerjenleri, çocukların yüzde 5 ila 8’inin, yetişkinlerin ise yüzde 1 ila 2’sinin
sağlığını yaşamsal önemde tehdit ediyor. Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel
Terzioğlu Arslan; alerji sıklığının hızla artmasında; hava kirliliği, beslenme alışkanlıklarının
değişmesi, genetik faktörler ve aşırı hijyenik olma gibi durumların etkili olduğunu söylüyor.
Besin alerjisi, bebeklik ya da çocukluk
döneminden ve hatta anne karnından
başlayarak insan hayatını etkiliyor. Bu
alerji, bağışıklık sistemimizin alerjen
besinlere karşı verdiği anormal yanıt
sonucu meydana geliyor. Besin alerjisi
olan kişilerde bağışıklık sistemi, bir
ya da birkaç besini yanlışlıkla “zararlı”
olarak algılıyor. Klinik olarak belirtiler
hafif olabildiği gibi yaşamı tehdit eden
ağır reaksiyonlara da yol açabiliyor. Yine
bağışıklık sisteminin verdiği reaksiyona
göre belirtiler birçok organda görülebiliyor.
Beklenmedik durumların önüne
geçilmesi için besin alerjisinin farkında
olmak gerekiyor. Giderek artan besin
alerjisine karşı özellikle küçük yaşta
önlem almak da büyük önem taşıyor.
Alerjide klinik bulgular
Ciltte kaşıntı, kızarıklık, ödem plakları,
dudaklarda ve göz çevresinde şişlik,
karın ağrısı, kusma, nefes darlığı,
öksürük, boğazda tıkanıklık hissi, dilde
şişme, göğüs ağrısı, çarpıntı ve tansiyon
düşüklüğü besin alerjisine bağlı bulgulardır.
Ağır bulgular yani anaflaksi ise
yaşamı tehdit eden en ağır besin alerjisi
reaksiyonunda yaşanır.
Besin alerjisinin tedavisi
Besin alerjilerinde kanıtlanmış bir
46
radikal tedavi yöntemi yoktur. Hastanın
alerjik olduğu besin ve ürünlerinden
kaçınması reaksiyonları önlemenin tek
yoludur. Çok az miktardaki besinlerin
tüketilmesiyle bile şiddetli reaksiyon
olabileceği için mutlak kaçınma şarttır.
Yani besin alerjisi olan biri için o besin
adına “güvenli” bir miktar söz konusu
değildir. Bu nedenle alerjisi olan
bireylerin, beslenmelerine küçük yaştan
itibaren dikkat etmeleri şart. Ancak
alerji diyeti yaparken, listeden çıkarılan
besinlerin yetersiz ve dengesiz beslenme
durumuna yol açmasına da izin
vermemek gerekiyor.
Alerjen besinler:
Yer fıstığı, fındık, kabuklular,
yumuşakçalar, balık, yumurta, süt,
glüten içeren tahıllar, soya, susam tohumu,
kereviz, hardal, acı bakla, sülfir dioksit/sülfitler
Alınabilecek önlemler
Besin alerjileri çocuklarda daha sık görülür. Bazı
besinlere karşı gelişen alerjiler zaman içerisinde
düzelme eğilimindedir. İnek sütü, yumurta gibi besinlere
bağlı alerjiler yaşa bağlı olarak geçebilir, yer
fıstığı, balık, kabuklu deniz ürünleri ve kuruyemiş
alerjileri çok uzun yıllar hatta yaşam boyu devam
edebilir.
Besin alerjisi olduğu saptanan vakalarda öncelikle
sorumlu besinler diyetten çıkarılmalıdır. Besin alerjisi
tanısı ile izlenen ve diyet önerilen bütün çocuklarda
dikkatli bir büyüme gelişme izlemi yapılmalı,
beslenme durumları izlenmeli ve gerekli ek destekler
sağlanmalıdır. Marketlerde satılan tüm besin
maddelerinin üzerindeki etiket içerikleri dikkatli bir
şekilde okunmalıdır.
Alerjik olan besin maddeleri her zaman sorgulanmalıdır,
restoran ve benzeri yerler gibi ev dışındaki
ortamlarda hazırlanan besinlerin tüketilmesi
sırasında görevlilerden besin içerikleri ile ilgili bilgi
istenmeli ve gizli bulaşa dikkat edilmelidir.
Herhangi bir arkadaşımız ya da bir birey tarafından
ikram edilen yiyecek ve içecekler (özellikle evde yapılmış
kek, börek, çörek, pasta vb.) içeriğini bilmediğimiz
için tüketilmemelidir. Çünkü alerjen besinleri
içeriyor olabilir ya da bulaşma riski vardır.
Ailelerin çocuğun yanında bulunmadığı bir sırada
gerçekleşebilecek olan anafilaksi reaksiyonlarının
fark edilebilmesi ve tedavisinin başlatılabilmesi
amacıyla, anafilaksi riski bulunan çocukların bu
konuya dikkat çekecek kola takılabilecek bilezik ya
da boyuna takılabilecek kolye şeklinde bir belirteç
taşımalarının sağlanabilmesi önemlidir.
47
Coffeenomen
Atıf YORAL
@chefstanbul
Müzik ve sinema
kahveyle buluşunca…
Kafeler günümüzde çok büyük öneme sahip. Bu mekanlarda hem sosyalleşiyoruz hem eğleniyoruz
hem de ofis olarak kullanıyoruz. Peki günün sonunda içtiğimiz kahveden mutlu olduk mu, beğendik
mi diye kendimize soruyor muyuz?
Benim için kahve öyle vazgeçilmez ki,
evimde stok 1 kiloya düştüğü zaman
hemen sipariş verir, önlemimi alırım.
Fazlaca kahve meraklısı olmamda en
büyük etken, uzun yıllar bu işi yapmış
olmam. Uzun yıllar sonra hala her
espresso yapışımda içerken heyecan
duyuyorum. Öylesine bünyeme işlemiş
ki, bu heves hiç bitmedi. Almak, öğütmek,
içmek, yazmak daimi bir tutku,
kahve üzerine…
Bu yazımda konuyu sinema ve müzik
penceresinden ele almak istedim. Kahve
üzerine, kahve ile ilgili, içinden kahve
geçen neler vardı, hatırlamak ve sizlerle
paylaşmak istedim. Birer kahve koymak
ve karşılıklı anılardan sohbet etmek hoş
olur diye düşündüm.
İlk olarak Netflix’te bu aralar yayınlanan
“Caffe Sospeso” adlı belgeseli izlemenizi
öneririm. İtalya’nın güneyi Napoli
espressonun en çok ve en sert olarak
içildiği yerlerden biri malum. Belgeselde
kahvenin insan hayatında ne denli
olumlu etkileri olduğu, sektöre gönül
verenlerin ne zor şartlar altında çalıştığı
ama tüm bu zorluklara rağmen de günün
sonunda mutlu ve huzurlu oldukları
anlatılıyor.
Kahve sadece bir içecek değil, bir hayat
tarzı onlar için.
Parası olmayanların askıda kahve denen
yöntemle bedelsiz olarak içebilme
imkanı burada doğmuş, örneğin. Parası
olanlar espresso içerken bir adet de
askıda olsun der, bir fazla para öder,
burada birikenler de parası olmayanların
içmesine imkan sağlar. Aslında hepimizin
çoğu zaman yapması gereken,
ne kadar güzel ve manevi bir yöntemdir,
bunu da araya not etmek lazım. Sade
kahve için olması da şart değil!
Belgeseli izlerken aklımda en çok kalan
söz “sabah uyandığınızda aklınıza ilk
kahve geliyorsa siz gerçekten bir kahve
tutkunusunuz” oldu. Ben de uyanır
uyanmaz koşar gider makinamı açarım.
Sabırsızca ısınmasını beklerim. Çekirdekleri
değirmene döker öğütürken çıkan
nefis kokuyu içime çekerim. Günün
ilk espressosunu yapar, açık camdan
dumanı tüterek içer, sokağa öyle çıkar,
işime öyle giderim.
Yine son dönemde çekilen “Barista”
belgeseli var bir de. İşine gönülden
bağlanmış, kahvenin ekildiği bölgeleri,
kaç metre yükseklikte yetiştiğini, hangi
bölgelerin çekirdeklerinin hangi aromaları
taşıdığını, kısaca masanıza gelene
kadar ne yollar kaydettiğini bilen ve bu
işi yaparken kendilerini iyi şekilde ifade
etmek isteyenleri anlatan bir belgesel.
Çoğu barista arkadaşların filmde kendisini
bulacağını sanıyorum.
Aklıma gelenlerden bir diğer örnek,
Paris’teki kafeleri ve yaşam tarzını
anlatan “Paris Coffee Project” adlı
belgesel. Yine böyle gezerek gidersek
48
“A Film About Coffee”, “Caffeinated” ve
“The Coffee Man” önerebileceğim diğer
kahve belgeselleri.
Aslında sizlerle paylaşmak istediğim
kahveye farklı bakış açıları. Bu arada
merak ediyorum okuyanlarımı. Hangi
tip kahveyi seviyorsunuz, gerçek bir
kahve tutkunu musunuz?
Görüş, her türlü soru veya yorum göndermek
isteyenler için instagram hesaplarımı
not düşmek isterim @chefstanbul
ve özellikle kahve sohbetleri için
yeni açtığım @coffeenomen üzerinden
daima beklerim.
Ve müzik…
Belgesellerden sonra gönlümüzün
efendisi şarkıların da yüzlercesi, belki
binlercesi kahveden nasibini alır. Bunlardan
şöyle bir potbori yapsam, belki
listelerinize eklersiniz diye düşündüm.
Eski ve hiç vazgeçemediğim ünlü İtalyan
Şarkıcı Fred Bongusto ile başlayım.
Öyle güzel bir şarkısı vardır ki, “O Cafe”
diye. Yıllar önce çalıştığım özel televizyonun
kutlamasına gelmişti, vesileyle
sürekli radyolarda çalardık. Radio Blue
ve Metro Fm’i zamanında dinleyenler
hatırlar, çok iyi bilirler. Bu şarkı çalarken
hep kendimi Güney İtalya’da
bir kafede hisseder, duygusallaşırdım.
İstanbul’da da sonraları bu isimde bir
kafe açıldı.
İkinci sıraya yerleşmesi gereken ise,
Serge Gainsbourg’un “Couleur Cafe” si.
Hani dinlerken içinize mutluluk veren
melodilerden. Şarkının pozitif enerjisi
mi, neşesi mi yoksa Serge Baba’nın
karizmatik ses tonu ve tarzı mı, bilemiyorum.
Ama seveceğinize eminim,
listenize almalısınız mutlaka.
Üçüncü ne olsun diye düşünüyorum,
Mike and The Mechanics ve “Another
Cup of Coffee” olsun mesela. Hafızalardan
uzun yıllardır gitmeyen bir şarkıdır,
müthiştir. Bir fincan daha koyar baştan
dinlerim. Bob Dylan bile ‘bir fincan daha
kahve’ diyerek seslendirmiş, hatta Sertap
Erener bile yorumlamıştır.
Sonrası gelsin ortaya karışık... Yine
efsane İtalyan Şarkıcı Mina Kraliçem
“Moliendo Cafe’’ diye şakır adeta. Chris
Rea “Blue Coffee” diye sözleri muazzam
resmen ilham bir şarkı söyler ki,
on bin adım atarsınız bir çırpıda onunla.
Tam sabahları kahve üstüne sporluk.
Listem daha çok uzar, artık gerisi istek
üzerine, mesajlarınızı instagram dm’ye
beklerim. Arzu edilirse seve seve eklemeler
yaparım.
Filmlere geçeyim yerim dolmadan.
Kahve ve espresso birçok filme konu
olmuştur tarihte, doğal olarak. Talented
Mr Ripley’i seyredeniz vardır mutlaka,
Güney İtalya sahnelerinde Jude Law’ın
o meşhur kollu retro epresso makinasını
kullanması olay olmuştu. Aynı filmde
yine bir sahnede jazz kafeye giderler ve
grupça eğlenirler, şarkıları “Tu Vua Fa
L’Americano” performansı inanılmaz
iyiydi.
Mulholand Drive filmini hatılayan var
mıdır peki? Bir zamanın en uçuk filmiydi.
Bir sahnesinde prodüksiyon yapacak
çok önemli kötü adam vardır, toplantı
sırasında gelen espressoyu sevmez, garip
davranışlar sergiler, çekeceği filmi
iptal ederek masadan kalkar. Güzeldi…
Swordfish diye bir macera vardı mesela.
Ünlü bir hacker ile mafya bağlantısı.
Karizmatik mafya kötü adamı John
Travolta bir sahnede triple espresso
içer, tarzı ise yıkılır. Kimbilir kaç kez
izlemişimdir.
Ünlü Fransız aktör Alain Delon’a gelmek
istiyorum. Tüm zamanların en tarz
ve dünyanın en yakışıklı adamı neredeyse
her filminde sabah yataktan kalkar
kalkmaz kahve içer. Yani öyle bir sahne
çekilir. Gerçek hayatta Paris’teki evinin
mutfağında iki gruplu profesyonel bir
kahve makinası vardır. Nereden biliyorum,
çünkü bayılıyorum onun şık kahve
tutkusuna ve bu konuda çıkan tüm
haberleri izliyorum.
Usual Suspects izlediniz mi? Kahve
içerek davayı çözen polis vardır, unutulmaz
tipleme. Ronin’de de unutmadığım
bir kahve sahnesi vardı. Robert De Niro
filtre kahve hazırlar ve elindeki fincanı
özellikle düşürerek arkadaşının ne kadar
seri olduğunu denemeye tabi tutar.
Tarantino’nun Pulp Fiction filminde de
kötü adamlarla kahve bağlantısı vardır.
Tetikçi Travolta ve Samuel L. Jackson
işledikleri bir cinayet sonrası içtikleri
kahvenin ne kadar iyi olup olmadığını
konuşurlar.
Birkaç film daha önereyim, 2003 yapımı
Coffee And Cigarettes. Yönetmen Jim
Jarmusch müziğin ve kahvenin ortak
payda olduğu hem komik hem dramatik
bir sanat filmi. Eski ve romantik bir film
arıyorsanız Breakfast in Tiffany’s diyebilirim.
Müthiş Audrey Hepburn’ün kahve
içtiği sahne ile başlayan en unutulmaz
klasiklerin başında gelir. Amelie geldi
aklıma son olarak. Audrey Tautou’nun
başrolde olduğu çok tatlı bir komedi.
Bir kafede geçer.
Yazım süresince sizlerle sohbetini
etmek istediğim esas konu kahveyi
nasıl sevdiğiniz, kahvenizi içerken neler
hissettiğiniz idi. Hangi pişirme metodu
49
tercih ederseniz edin, ister filtre kahve,
ister espresso, ister Türk Kahvesi
sevin, fark etmez. Asıl önemli olan
tek ve hep aynı, önemli olan sohbeti,
kahve bahanesi. Bir masanın etrafında
sevdiklerinizle, muhabbetle tüketmek.
Karşılıklı iletişimin en önemli vasıtası.
Yüz yüze iletişimin, karşılıklı ilişkilerin
günümüzde giderek doğal kaynaklardan
daha nadir bulunacak bir olgu olduğunu
da göz önüne alırsak, kahveye tekrar
ekstra anlam ve önem yüklemeliyiz. Ve
hatta dünya kaynaklarının tükenmesi,
kahvenin ve kakaonun yok olma tehlikesi,
küresel ısınmanın kahve tarlalarını
tehdit etmesi yüzünden belki beş kuşak
sonraki nesillerin kahveyi tanımayacağını
da düşünürsek ki, eyvah bu oldukça
moral bozucu oldu. Susuyorum.
Ne demişti Cemal Süreya, tekrar ekleyivereyim
şuraya dursun o unutulmaz
dizeler.
“ ”
Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme
Kırk yılın hatırına ‘sen’ kalayım.
Yapım ve Styling: İnci BAK
Fotoğraflar: Hande GÖKSAN
Gönlümden geçen
yemekler
Bu ay, yine her zamanki gibi mutfakta çok fazla vakti olmayanlar için pratik yemeklere yer
vermeye çalıştım. Karnabaharı yağda kızartmak yerine bir de safranlı suda haşladıktan
sonra fırında bir kızartın istedim. Makarnanın rengini görünce bu renkte makarna olur mu
diyebilirsiniz, arada bir pekala olabilir!
4
Kişilik
Mısır Unlu
Ekmek
Malzemeler:
• 1,5 su bardağı ılık su
• 5 gram kuru maya
• 1 adet yumurta
• 1 tatlı kaşığı toz şeker
• Bir çay kaşığı tuz
• 1 kahve fincanı süt
• 1 kahve fincanı zeytinyağı
• 125 gram mısır unu
• 100 gram buğday unu
• 10 yaprak kurutulmuş domates
• 1 yemek kaşığı susam
Hazırlanışı:
1,5 su bardağı ılık su ile kuru mayayı karıştırın.
10 dakika bekleyin.
Hamur yoğurma kabına yumurtayı, şekeri,
tuzu, sütü ve zeytinyağını aktarın. Karıştırın.
Unları ve mayalı suyu ekleyin. Cıvık bir
hamur elde edinceye kadar karıştırın. En
son zar şeklinde doğranmış kurutulmuş
domatesi ekleyin.
Elde ettiğiniz cıvık hamuru yağlanmış
dikdörtgen bir kek kalıbına aktarın.
Üzerine susam serpin. Oda ısısında biraz
daha mayalanması için yarım saat bekleyin.
Beklettiğiniz cıvık hamuru 200 dereceye
ayarlı fırında, 30 dakika pişirin. Fırından
alın, dilimleyip servis yapın.
Lezzet tamamlayıcısı:
Süzme yoğurdu kıyılmış otlarla birlikte
karıştırın. Ekmeğinizi yoğurda batırarak
yiyebilirsiniz.
50
6
Kişilik
Kurutulmuş Domatesli ve
Peynirli Çörek
Malzemeler:
• 250 gram buğday unu
• 100 gram mısır unu
• 1 çay kaşığı tuz
• 1 çay kaşığı karbonat
• 1 tatlı kaşığı limon suyu
• 50 gram tereyağı
• 1 adet yumurta
• 150 ml. süt
İç Malzemesi İçin:
• 1 yemek kaşığı kıyılmış dereotu
• 100 gram lor peyniri
• 100 gram orta yağlı beyaz peynir
• 5-6 yaprak yarı kurutulmuş
domates
Üzeri İçin:
• 1 adet yumurtanın sarısı
• 1 yemek kaşığı mavi haşhaş
Hazırlanışı:
İç malzeme için; Kıyılmış dereotunu, lor peynirini, rendelenmiş beyaz peyniri ve
zar şeklinde doğranmış kurutulmuş domatesi karıştırın. Unları eleyin, tuz ekleyip
harmanlayın. Hamur yoğurma kabına, oda ısısında yumuşamış tereyağını,
yumurtayı ve sütü koyun. 1 tatlı kaşığı limon suyunda köpürttüğünüz karbonatı
da ekleyin. Yavaş yavaş unlu karışımı ilave edin, pürüzsüz ve ele yapışmayacak
kıvamda bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. Yoğurduğunuz hamuru un
serpilmiş tezgahın üzerine alın. Merdane ile 1 cm. kalınlığında açın. Hamurun
ortasına boylu boyunca iç malzemeden yerleştirin. Rulo şeklinde sarın. Üzerine
yumurta sarısı sürün, mavi haşhaş serpin. Önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı
fırında 45 dakika pişirin. Dilimleyip servis yapın.
51
4
Kişilik
Zerdeçallı Karnabahar
Malzemeler:
• 1 adet küçük veya orta boy
karnabahar (300-400 gramlık)
• 1 tatlı kaşığı zerdeçal
• Tavuk suyu
• 1 yemek kaşığı tereyağı
• 1 diş sarımsak
• Tuz, taze çekilmiş karabiber
• Kıyılmış yeşillik
(dereotu, maydanoz karışımı)
• 1 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
Hazırlanışı:
Karnabaharın tabanındaki sert bölümlerini temizleyin ve bütün olarak sığacak
şekilde bir tencereye yerleştirin. Tavuk suyu ile zerdeçalı ilave edin.
Zerdeçallı tavuk suyunda karnabaharı 20 dakika haşlayın.
Ayrı bir yerde oda ısısında yumuşamış tereyağı ile havanda ezilmiş sarımsağı,
tuzu, taze çekilmiş karabiberi karıştırın. Karnabahar haşlanınca
suyun içinden süzerek çıkartıp fırın tepsisine yerleştirin. Karnabaharın her
tarafına baharatlı tereyağından elinizle ovarak sürün. 200 dereceye ayarlı
fırında 15 dakika pişirin. Fırından alır almaz üzerine kıyılmış yeşillik serpin.
İsteğe göre dilimledikten sonra sızma zeytinyağı dökerek servis yapın.
52
4
Kişilik
Siyah Makarna
Malzemeler:
• 1 paket siyah makarna
(mürekkep balıklı)
• 1 tatlı kaşığı tuz
• 1 yemek kaşığı zeytinyağı
Sosu İçin:
• 2 diş sarımsak
• 3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
• 1 adet közlenmiş kapya biber
• Yarım avuç ceviz içi
• 1 yemek kaşığı kıyılmış dereotu
Hazırlanışı:
Makarna için; Makarna tenceresine içme suyunu aktarın. Su kaynayınca
zeytinyağını ve tuzu ekleyin. Makarnaları içine atın. 12 dakika sonra
ocaktan alarak süzün. Sosu için; Sarımsakları zeytinyağında 1 dakika
çevirin. İnce kıyılmış közlenmiş kapya biberleri, ceviz içlerini ekleyin.
Birkaç dakika kavurup ocaktan alın. En son tuzunu, karabiberini ve
kıyılmış dereotunu da ekleyin. Karışımı makarna ile birlikte harmanlayın.
Hemen servis yapın.
53
4
Kişilik
Tarçınlı ve Acı Çikolata Soslu Kurabiye
Malzemeler:
• 2 adet yumurtanın sarısı
• 150 gram tereyağı
• 2,5 su bardağı un
• Yarım su bardağı pudra şekeri
• 1 tatlı kaşığı tarçın
• 1 çay kaşığı kabartma tozu
• 1 çay kaşığı karbonat
• 1 paket vanilya
Üzeri İçin:
• 200 gram bitter çikolata
• 1 çay kaşığı tarçın
• Yarım çay kaşığı renkli top biber
(isteğe bağlı)
Hazırlanışı:
Yumurta sarılarını, şekeri ve tereyağını krem haline gelene dek karıştırın. Tarçını,
kabartma tozunu, karbonatı ve vanilyayı ekleyin. Azar azar unu ilave ederek yoğurmaya
başlayın. Pürüzsüz bir hamur elde edince, hamurdan ceviz büyüklüğünde
parçalar koparın. Avucunuzun içinde yuvarlayın. Yağlı kağıt serili fırın tepsisine
yerleştirin. Önceden ısıtılmış 190 dereceye ayarlı fırında 15 dakika pişirin. Fırından
alın. Üzeri için bitter çikolatayı, isteğe göre renkli top biberleri ve tarçını benmari
usulü eritin. Kurabiyelerin üzerine dökün. Servis yapın.
54
Vücudu yenileyen 10 besin
Günlük hayatın koşuşturmasında çoğu zaman
beslenmemize gereken özeni göstermiyor,
öğünleri geçiştirip sağlıksız yiyecekler
tüketebiliyoruz. Ancak sağlıklı beslenmek
sağlıklı bir vücudun olmazsa olmazını oluşturuyor.
Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme
ve Diyet Uzmanı Roksi Menase “Vücudumuz
her daim bir yenilenme döngüsü içerisindedir.
Bu döngüyü ‘hücre bölünmesi’ denen
kimyasal tepkimeler zinciri oluşturur. Hücre
bölünmesi hayati bir tepkime olup; kısacası
hücrelerimizin çoğalmasını, büyümesini ve
yenilenmesini sağlar. Saç, cilt, kan hücrelerimiz
ve iç organlarımız bu süreçte yenilenir.
Bazı durumlarda ise bu döngü anormal bir
seyirde ilerleyip hücrelerin fazla bölünmesi
sonucu tümör oluşumu gibi ciddi hastalıklara
sebep olabilir. Her adımın düzgün ilerleyebilmesi
için vücudumuz bir takım enerji kaynaklarına,
vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar.
Bu besin ögelerine önem verdiğimiz sürece
hastalık riskimizi minimuma düşürür, vücudumuzun
yenilenme sürecine destek oluruz”
diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Roksi
Menase, vücudu yenileyen 10 besini anlattı,
önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Havuç:
A vitamini veya diğer adıyla retinol özellikle
yaşlanmış dokuların yenilenmesinde rol
oynuyor. Retinolü, besinlere turuncu-kırmızı
pigmentini veren beta karotenin bulunduğu
kaynaklar sağlıyor. Havuç zengin beta
karoten içeriğiyle özellikle göz, cilt ve saç
sağlığını güçlendiren besinlerden biri. Günlük
beslenmenizde havucu salatalarınıza çiğ olarak
doğrayabilir ya da sebze yemeklerinizin
içerisine ekleyebilirsiniz.
Yumurta:
Yumurta kaliteli protein, demir, B12, D, ve A
vitamini kaynağı. Kasların gelişmesini, saç,
tırnak ve cildin onarılmasını sağlıyor. Vücutta
meydana gelen hayati tepkimelerde ihtiyaç
duyulan birçok besin ögesinin önemli bir kaynağı
olan yumurtanın önemli bileşenlerinden
B12 vitamininin, toplumda çok fazla eksikliği
görülüyor. Eksikliğinde; unutkanlık, halsizlik,
saç dökülmesi, cilt kuruluğu ve kalp çarpıntısı
gibi belirtiler veriyor. Her sabah yediğiniz 1
adet yumurta ve 1 dilim beyaz peynir günlük
B12 vitamini ihtiyacının yarısını karşılıyor.
Turp:
Kış mevsiminin vazgeçilmezlerinden olan
lahanagil ailesi; brokoli, karnabahar, lahana,
brüksel lahanası ve turp gibi birçok faydalı
besinden oluşuyor. Farklı renk ve şekle sahip
olmaları her birinin içeriğinde farklı vitamin,
mineral olduğunun göstergesi. Bu ailenin bir
Roksi Menase
Beslenme ve Diyet Uzmanı
üyesi olan turp, folik asit, K vitamini ve antioksidan
yönünden oldukça zengin. İçerdiği
güçlü vitaminler ve antioksidanlar sayesinde
vücuttaki inflamasyonu azaltıyor ve kanser
oluşum riskini düşürüyor. Hücre yenilenmesinde
rol oynuyor ve vücutta oluşan serbest
radikallerle savaşarak bağışıklık sistemini
güçlendiriyor.
Pırasa:
Pırasa değerli bir antioksidan olan karotenoid
ailesinden ‘lutein’ içeriyor. Lutein, göz,
cilt ve kardiyovasküler rahatsızlıklarda belirli
organlardaki serbest radikallerin sayısını
azaltarak hastalık süresinin azalmasına ve
bu dokuların hızla onarılmasına yardımcı
oluyor. Bu antioksidan en yoğun pazı, pırasa
ve ıspanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzelerde
bulunuyor. Az kalori ve bol vitamin içeren
pırasa, kilo vermeye yardımcı olduğu gibi kabızlığa
iyi geliyor, vücudun direncini artırıyor.
Nar:
Roksi Menase “Nar, bazı inançlarda sonsuz
yaşamın sembolü olarak yer alır. İçeriğinde
yüksek lif, C vitamini, K vitamini ve antioksidanlar
barındırır. Bir porsiyon nar, günlük
alınması gereken K vitamininin neredeyse
yarısını içerir. K vitamini; kanın pıhtılaşmasını
sağlayarak yaraların onarılmasında yardımcıdır.
Ayrıca, K vitamininden zengin olan nar,
kalsiyum vitamininin kemikler tarafından
daha iyi emilmesini sağlayarak kemikleri de
güçlendirir” diyor.
Kefir:
Besinlerden aldığımız vitamin ve mineralleri
bağırsaklarımızın sağlıklı bir şekilde emebilmesi
ve vücut dolaşımımıza aktarabilmesi
55
için bağırsak floramızın sağlığı çok önemli.
Çeşitli çevresel ve diyet faktörleri bağırsak
geçirgenliğini etkiliyor. Probiyotik özelliğiyle
kefir, bağırsak floramızın bütünlüğünün
korunması ve onarımında büyük rol oynuyor.
Bunun yanı sıra, en güçlü kaynağı güneş olan
D vitaminini kefirde bol miktarda bulabilirsiniz.
Her gün uykudan önce 1 bardak kefir
tüketmeyi alışkanlık haline getirebilirsiniz.
Yağlı tohumlar:
Ceviz, fındık, badem üçlüsü ve keten tohumu
gibi yağlı tohumlar, içerdikleri çoklu doymamış
yağ asidi olan Omega 3 sayesinde
hem vücudu hem beyni yenilemeye yardımcı
oluyor. Kötü huylu kolesterolün azalmasına
fayda sağlayan bu besinler aynı zamanda
bağırsak hareketliliğini sağlayarak kabızlık
sorununa da iyi gelebiliyor. Ancak yüksek
kaloriye sahip olduklarından dolayı günde
toplam bir avuç içini geçmemek gerekiyor.
Zerdeçal:
Zerdeçal uzun yıllar Hindistan’da tıbbi
amaçlarda kullanılmış bir baharat. İçerisinde
‘curcuminoid’ adı verilen güçlü antioksidan
bileşenler bulunuyor. Anti inflamatuar
etkisiyle vücudun onarımına katkı sağlarken,
vücutta detoks etkisi de yaratarak cilt sağlığını
koruyor. Ayrıca zerdeçalın antikanserojen
olduğu yönünde bilimsel çalışmalar var.
Yemeklerinize günde bir çay kaşığı zerdeçal
ekleyebilirsiniz. Buna karşın safra kesesi
hastalığı olanların ve kan sulandırıcı ilaç
kullananların tüketmemesi gerekiyor.
Hamsi:
Roksi Menase, “Hamsi omega 3 çoklu yağ
asitleri yönünden en zengin balık çeşitlerinden
biri. Mevsime uygun tercih edilebilecek
bir balık çeşidi olup pişirme yöntemi olarak
kızartma yerine ızgara ya da buğulama tercih
edilmelidir. İçerdiği değerli yağ asitleri beyin
sağlığını olumlu etkileyerek konsantrasyonu
ve hafızayı güçlendirirken, damarlardaki
endotel hücrelerin yapısını koruyarak kalp
rahatsızlıklarını önlemeye yardımcı oluyor”
diyor.
Ispanak:
İçerdiği yüksek C vitamini sayesinde kolajen
üretimini artırarak cildi sağlıklı bir görünüme
kavuşturan ıspanak, yüksek lif, potasyum
ve K vitamini içermesiyle hem hücre yenilenmesine
katılıyor, hem de kalp, damar ve
bağırsak sağlığını koruyor. Kasları güçlendiren,
zihinsel ve bedensel yorgunluğu önleyen
ıspanağı çiğ haliyle salata olarak tüketebilir
veya pişirerek sebze yemeği yapabilirsiniz.
Yapım: İnci BAK
Fotoğraflar: Hande GÖKSAN
Hem tatlısı
hem tuzlusu…
Donut, protiterol ve crumble gibi tatlıları küçük dokunuşlarla bir de tuzlu
halleriyle keşfedin…
4
Kişilik
Frenk Üzümlü
ve Elmalı
Crumble
Malzemeler:
• 3 adet büyük boy kırmızı erik
• 1 tatlı kaşığı tarçın
• 1 avuç ceviz içi
• 1 salkım Frenk üzümü
(veya dondurulmuş vişne de olur)
Hamuru İçin:
• 125 gram un
• 70 gram tereyağı
(buzdolabından yeni çıkmış olmalı)
• 50 gram pudra şekeri
• 1 tutam tuz
Hazırlanışı:
Hamuru için; Unu, şekeri ve tuzu bir kapta
harmanlayın. Küp şeklinde doğranmış
tereyağını ekleyin. Parmak uçlarınızla hafif
hafif ovarak deniz kumu gibi un haline
getirin. Meyveli karışım için; Çekirdeklerini
çıkarttığınız elmaları kabuğuyla birlikte küp
şeklinde doğrayın. Tarçını, yağsız olarak
tavada hafifçe kavurduğunuz ceviz içini de
ekleyip harmanlayın. Meyveli karışımı ısıya
dayanıklı küçük kaplara veya malzemenin
sığacağı şekilde istediğiniz boyutta bir kaba
paylaştırın. Üzerine, kum gibi un haline
getirdiğiniz hamuru serpin. En son tek tek
ayıkladığınız frenk üzümlerini veya dondurulmuş
vişne tanelerini yerleştirin.
Önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında
30-35 dakika, üzeri kızarıncaya kadar
pişirin. Fırından alın, sıcak veya ılık servis
yapın. İsteğe göre vanilyalı dondurma eşliğinde
de servis edebilirsiniz.
56
4
Kişilik
Kabaklı ve Pırasalı Crumble
Malzemeler:
• 2 adet orta boy kabak
• 1 dal pırasa
• 1 adet orta boy havuç
• 1-2 yemek kaşığı zeytinyağı
• 1 çay kaşığı kimyon
• Tuz, karabiber
• Bir tutam safran
Hamuru İçin:
• 125 gram un
• 70 gram tereyağı
(buzdolabından yeni çıkmış olmalı)
• 25 gram rendelenmiş parmesan peyniri
(veya eski kaşar peyniri)
• 1 tutam tuz
• 4-4 dal kıyılmış dereotu
Hazırlanışı:
Hamuru için; Unu, rendelenmiş peyniri, baharatını, kıyılmış dereotunu ve tuzu bir kapta harmanlayın. Küp
şeklinde doğranmış tereyağını ekleyin. Parmak uçlarınızla hafif hafif ovarak deniz kumu gibi un haline
getirin. Sebzeli karışım için; Kabakları kabuğuyla birlikte küp şeklinde doğrayın. Temizlenmiş pırasayı ince
ince, havucu da zar şeklinde doğrayın. Pırasayı zeytinyağında birkaç dakika kadar kavurun.
Sebzeli karışımı ısıya dayanıklı bir kaba aktarın. Üzerine kum haline getirdiğiniz hamuru serpin. Önceden
ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında, üzeri kızarana dek pişirin.
57
6
Kişilik
Bitter Çikolatalı Profiterol
Malzemeler:
• 1 su bardağı su
• 1 su bardağı un
• 75 gram tereyağı
• Bir tutam tuz
• 1 paket vanilya
• 1 yemek kaşığı toz şeker
• 4 adet yumurta
Pastacı Kreması:
• 2,5 su bardağı süt
• 1 çay bardağı toz şeker
• 1 çorba kaşığı nişasta (tepeleme)
• 1 çorba kaşığı un (tepeleme)
• 2 adet yumurtanın sarısı
• 1 çorba kaşığı tuzsuz tereyağı
veya margarin
• 100 ml. krema
• 1 paket vanilya
Ganaj İçin:
• 200 gram bitter çikolata
• 100 ml. krema
Hazırlanışı:
Tencereye suyu aktarın. Bir tutam tuzu, şekeri ve tereyağı ekleyin. Orta ateşte tereyağını yakmadan kaynatın. Vanilyayla birlikte
elenmiş unu ilave edin ve hızlı bir şekilde karıştırmaya devam edin. Hamur iyice top haline gelene dek dibini tutturmadan
hızlıca karıştırın. Ocaktan alın ve hafifçe ılınması için 7 dakika bekleyin. Hamuru yoğurma makinesine alın. Makinenin
düşük devrinde karıştırmaya başlayın ve teker teker yumurtayı ilave edin. Cıvık bir hamur olunca makineyi durdurun. Sıkma
torbasının ucuna sıkma aparatı takın ve hamuru sıkma torbasına aktarın. Hamurdan yağlı kağıdın üzerine küçük yuvarlak
öbekler sıkın. Öbeklerin üzerinde hamur kıvrımları oluştuysa su ile ıslattığınız parmağınızla üzerlerini düzeltebilirsiniz. Hamuru
önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında, 20-25 dakika pişirin. Fırından alın, soğumaya bırakın.
Pastacı kreması için; Tereyağı ve krema dışındaki tüm malzemeyi sos tenceresine alın. Çok kısık ateşte, muhallebi kıvamına
gelene dek pişirin. İndirmeye birkaç dakika kala tereyağını ve kremayı ekleyin. İyice karıştırıp pütürsüz bir kıvam elde edince
ocaktan alın. Arada bir çırparak pütürleşmesini önleyerek soğutun. Pişen hamurların tek tek enine ikiye hafifçe kesin ve
hazırladığınız hamuru sıkma torbasına aktarın. Sıkma torbası yardımı ile hamurların arasını doldurun. Çikolatayı benmari
usulü eritin. kremayı ekleyip pütürsüz bir kıvam elde edin. Profiterol hamurların üzerine dökün. Hemen servis yapın.
58
8
Kişilik
Sütlü Çikolatalı Donut Tarifi
Malzemeler:
• 1 adet yumurta
• 1 su bardağı süt
• 2 yemek kaşığı tereyağı
• 1 paket kuru toz maya
• Yarım su bardağı toz şeker
• Yarım paket vanilya
• 3.3,5 su bardağı un
Sütlü Çikolatalı
Karışım İçin:
• 300 gram sütlü ganaj çikolata
• 150 ml. krema
• Renkli pepito şekerlemesi
Hazırlanışı:
Yumurtayı, ılık sütü ve eritilmiş tereyağını hamur yoğurma kabına alın. Toz şekeri, mayayı
ve unun yarısını ekleyin. Yoğurmaya başlayın. Unu azar azar ekleyerek hafif ele yapışacak
kıvamda bir hamur elde edene kadar yoğurun. Unu kontrollü olarak yavaş yavaş ekleyin.
Hamur top haline gelince kaseye alın. Hamurun üzerini streçle kapatın. Ilık bir ortamda iki
katı kabarana kadar yaklaşık 1,1,5 saat mayalanmaya bırakın. Hamur mayalanınca havasını
almak için hafifçe tekrar yoğurun. 2-3 yemek kaşığı un serpilmiş tezgahın üzerine alın,
yarım cm’lik bütün bir hamur elde edin. Orijinal boyutuna sadık kalarak yuvarlak halkalar
elde edin. Bu halkaları küçük kareler kestiğiniz yağlı kağıdın üzerlerine tek tek yerleştirin
ki kızartırken elle müdahale edilmesin. Hamurları oda ısısında mayalanması için 20 dakika
daha bekletin. Küçük ve derin bir kızartma tenceresine sıvı yağı iyice ısıtın. Teker teker
hamurları kızartmaya başlayın. Yani büyük bir kızartma tenceresinde kızartmak yerine
küçük bir tencerede tek tek kızartmayı tercih edin çünkü büyük bir kızartma tenceresinde
hamurları eşit derecede kızartmak zor olur. Hamurları kızartırken her yüzeyini en fazla
20 saniye kadar tutun ki yanmasın. Hamurları kızarttıktan sonra kağıt havlu üzerine alıp
soğumaya bırakın. Kızaran hamurlar soğuyunca çikolatayı benmari usulü eritin, kremayı
ekleyip pütürsüz bir kıvam alana dek karıştırın. Kızarttığınız donut hamurunu elinize alın,
bir yüzeyini çikolatalı karışıma bulayın, ızgara telin üzerine alarak üzerinin donmasını
bekleyin. İsteğe göre çikolatalı karışıma buladıktan sonra üzerlerine pepito şekerlemesi
serpebilirsiniz.
59
8
Kişilik
Pembe Çikolatalı Donut Tarifi
Malzemeler:
• 1 adet yumurta
• 1 su bardağı süt
• 2 yemek kaşığı tereyağı
• 1 paket kuru toz maya
• Yarım su bardağı toz şeker
• Yarım paket vanilya
• 3.3,5 su bardağı un
Pembe Çikolatalı Karışım İçin:
• 200 gram pembe ganaj çikolata
(pasta malzemesi satan yerlerden temin
edebilirsiniz)
• Renkli pepito şekerlemesi
Hazırlanışı:
Yumurtayı, ılık sütü ve eritilmiş tereyağını hamur yoğurma kabına alın. Toz şekeri, mayayı ve unun yarısını ekleyin. Yoğurmaya
başlayın. Unu azar azar ekleyerek hafif ele yapışacak kıvamda bir hamur elde edene kadar yoğurun. Unu kontrollü
olarak yavaş yavaş ekleyin. Hamur top haline gelince kaseye alın. Hamurun üzerini streçle kapatın. Ilık bir ortamda iki katı
kabarana kadar yaklaşık 1,1,5 saat mayalanmaya bırakın. Hamur mayalanınca havasını almak için hafifçe tekrar yoğurun.
2-3 yemek kaşığı un serpilmiş tezgahın üzerine alın, yarım cm’lik bütün bir hamur elde edin. Orijinal boyutuna sadık kalarak
yuvarlak halkalar elde edin. Bu halkaları küçük kareler kestiğiniz yağlı kağıdın üzerlerine tek tek yerleştirin ki kızartırken
elle müdahele edilmesin. Hamurları oda ısısında mayalanması için 20 dakika daha bekletin.
Küçük ve derin bir kızartma tenceresine sıvı yağı iyice ısıtın. Teker teker hamurları kızartmaya başlayın. Yani büyük bir
kızartma tenceresinde kızartmak yerine küçük bir tencerede tek tek kızartmayı tercih edin çünkü büyük bir kızartma tenceresinde
hamurları eşit derecede kızartmak zor olur. Hamurları kızartırken her yüzeyini en fazla 20 saniye kadar tutun ki
yanmasın. Hamurları kızarttıktan sonra kağıt havlu üzerine alıp soğumaya bırakın.
Kızaran hamurlar soğuyunca pembe benmari usulü eritin, pütürsüz bir kıvam alınca ocaktan alın. Kızarttığınız donut hamurunu
elinize alın, bir yüzeyini pembe çikolatalı karışıma bulayın, ızgara telin üzerine alarak üzerinin donmasını bekleyin.
İsteğe göre çikolatalı karışıma buladıktan sonra üzerlerine pepito şekerlemesi serpebilirsiniz.
60
8
Kişilik
Krem Peynirli Donut Tarifi
Malzemeler:
• 1 adet yumurta
• 1 su bardağı süt
• 2 yemek kaşığı tereyağı
• 1 paket kuru toz maya
• Yarım su bardağı toz şeker
• Yarım paket vanilya
• 3.3,5 su bardağı un
Krem Peynirli Karışım İçin:
• 200 gram krem peynir
• 1 çay kaşığı zerdeçal
• Bir tutam karabiber
Üzerleri için:
• 1-2 yemek kaşığı susam
(tavada yağsız olarak kavrulmuş)
Hazırlanışı:
Donut hamuru için; Yumurtayı, ılık sütü ve eritilmiş tereyağını hamur yoğurma kabına
alın. Toz şekeri, mayayı ve unun yarısını ekleyin. Yoğurmaya başlayın. Unu azar azar
ekleyerek hafif ele yapışacak kıvamda bir hamur elde edene kadar yoğurun. Unu
kontrollü olarak yavaş yavaş ekleyin. Hamur top haline gelince kaseye alın. Hamurun
üzerini streçle kapatın. Ilık bir ortamda iki katı kabarana kadar yaklaşık 1,1,5 saat
mayalanmaya bırakın. Hamur mayalanınca havasını almak için hafifçe tekrar yoğurun.
2-3 yemek kaşığı un serpilmiş tezgahın üzerine alın, yarım cm’lik bütün bir hamur elde
edin. Orijinal boyutuna sadık kalarak yuvarlak halkalar elde edin. Bu halkaları küçük
kareler kestiğiniz yağlı kağıdın üzerlerine tek tek yerleştirin ki kızartırken elle müdahele
edilmesin. Hamurları oda ısısında mayalanması için 20 dakika daha bekletin.
Küçük ve derin bir kızartma tenceresine sıvı yağı iyice ısıtın. Teker teker hamurları
kızartmaya başlayın. Yani büyük bir kızartma tenceresinde kızartmak yerine küçük bir
tencerede tek tek kızartmayı tercih ediyorum çünkü büyük bir kızartma tenceresinde
hamurları eşit derecede kızartmak zor oluyor. Hamurları kızartırken her yüzeyini en
fazla 20 saniye kadar tutun ki yanmasın. Hamurları kızarttıktan sonra kağıt havlu üzerine
alıp soğumaya bırakın. Krem peyniri, zerdeçalı ve karabiberi ısıya dayanıklı cam
bir kaba alın. Benmari usulü pütürsüz bir kıvam elde edince kadar çırpma teliyle iyice
karıştırın. Kızarttığınız donut hamurunu elinize alın, bir yüzeyini krem peynirli karışıma
bulayın, ızgara telin üzerine alarak üzerinin donmasını bekleyin. İsteğe göre üzerlerine
yağsız olarak tavada kavurduğunuz susamları serpebilirsiniz.
61
Gıda güvenliğinde
bu hatalara dikkat!
Gıda güvenliği sadece bir ürünü tüketmeden önce son kullanma tarihini kontrol etmek
anlamına gelmiyor. Mutfakta, gıda güvenliği konusunda bazı zamanlar önemli detaylar
gözden kaçabiliyor. Bu konuya dikkat çeken Sabri Ülker Vakfı, gıda güvenliğine ilişkin
değerli bilgiler paylaşıyor.
Kurulduğu 2009 yılından bugüne, gıda,
beslenme ve sağlıklı yaşam bilincinin
gelişmesine katkı sağlamak, topluma
bu konulardaki en doğru, güncel ve
bilimsel bilgiyi aktarmak hedefiyle çalışmalarını
sürdüren Sabri Ülker Vakfı,
gıda güvenliği konusunda sıkça yapılan
hatalara dikkat çekiyor. Gıda güvenliği
sanılanın aksine son kullanma tarihini
kontrol etmek veya meyve ve sebzeleri
yıkayarak tüketmekten daha fazlası
anlamına geliyor. Öyle ki gıda güvenliği
konusunda yapılan hatalar önemli
sağlık sorunlarını da beraberinde
getirebiliyor. Gelin, Sabri Ülker Vakfı’nın
gıda güvenliği konusundaki uyarılarına
birlikte göz atalım.
Elinizi yıkamadan besinlere
dokunmayın
Hastalıklara yol açan bakteriler birçok
ortamda hayatta kalabilir, eller ise
bakterilerin hayatta kaldığı ortamlar listesinde
ilk sıralarda yer alır. Bu nedenle
62
besinlerle, mutfak araç ve gereçleriyle
temas etmeden önce ellerinizi mutlaka
sabunla en az 20 saniye süreyle yıkamalısınız.
Aksi takdirde eldeki bakteriler
besinlere geçerek vücudumuza
ulaşır.
Besin zehirlenmesine davetiye
çıkarmayın
Evde buzdolabında duran bir içecek
ya da yiyeceğin bozulup bozulmadığını
kontrol etmek için tadına bakmamalısınız.
Çünkü besin zehirlenmesine neden
olan tüm bakterileri tadamaz, göremez
ve hatta koklayamazsınız. Bakteriler
görünmezlerdir. Bu yüzden bozulmuş
bir besini sadece tadına bakacak kadar
tükettiğinizde bile besin zehirlenmesi
yaşayabileceğinizi unutmamalısınız.
Çiğ etler ve sebzeler için farklı
kesme tahtası kullanın
Çiğ kırmızı et, tavuk veya balık gibi protein
içeriği yüksek besinler, bakterilerin
çoğalması ve dolayısıyla gıda zehirlenmesine
yol açabilme oranı en yüksek
gıdalardandır. Bu nedenle bu besinler
için kullandığınız bıçak, kesme tahtası,
tabak gibi gereçleri iyice yıkayıp temizliğinden
emin olmadan başka yiyecekler
için kullanmamalısınız. Çiğ etlerde
bulunabilen besin kaynaklı patojenler,
diğer yiyeceklere kolayca bulaşarak
besin zehirlenmesine neden olabilir.
Donmuş yiyecekleri oda
sıcaklığında çözdürmeyin
Buzdolabının sıcaklığı 4 derecedir.
5 ila 60 derece arası ise mikrobiyolojik
açıdan tehlikeli sıcaklık aralığı olarak
kabul edilir. Besin kaynaklı zararlı
mikroorganizmalar da bu tehlikeli sıcaklık
aralığında hızla çoğalır. Donmuş
yiyecekleri oda sıcaklığında çözdürmek
de bu nedenle yiyeceklerin bozulmasına
zemin hazırlar. Odada bekletmek
yerine, yiyecekleri buzdolabında 4 derecede,
soğuk-akan suyun altında veya
mikrodalga fırında çözdürmelisiniz.
Et, tavuk veya balığı yıkamayın
Birçok kişi pişirmeden önce et, tavuk ya
da balığı yıkar ama bu doğru bir davranış
değildir. Çünkü su, sanılanın aksine
patojen mikroorganizmaları uzaklaştırmaz.
Aksine, bakterilerin lavaboya,
tezgâhlara ve diğer mutfak yüzeylerine
kolayca yayılmasına ve başka gıdalara
bulaşmasına neden olabilir.
Yemekleri hızlıca soğutup
buzdolabına kaldırın
Pişirdiğiniz yemekleri hemen tüketmeyecekseniz,
oda sıcaklığında soğuması
için bekletmeyin. Bunun yerine soğuk/
buzlu su ile doldurduğunuz kaplarda
hızlıca soğutup ardından buzdolabında
muhafaza etmelisiniz.
63
Yumurtayı kullanmadan hemen
önce yıkayın
Yumurtaları yıkayarak buzdolabında
saklamak salmonella riski nedeniyle
yanlıştır. Yumurtaları doğrudan buzdolabında
saklamalı ve kullanmadan
hemen önce yıkamalısınız. Yumurta
kullanarak hazırladığınız hamurları
ve sosları çiğ olarak tüketmenin de
salmonella riskine yol açabileceğini
unutmayın.
Bulaşık süngerini ve bezlerinizi
sık sık yenileyin
Mutfağınızda kullandığınız süngerler ve
bezler besin kaynaklı zararlı mikroorganizmaları
barındırabilir ve diğer araç
gereçlere bulaşmasına yol açabilir.
Bulaşık sünger ve bezlerini nemli bırakmamak,
kullanıma göre uygun aralıklarla
değiştirmek bu riski azaltmaya
yardımcı olur.
Öneri
Yorum
Reha TARTICI
rtartici@gmail.com
Suadiye’nin yeni gözdesi
Montenegro
Bağdat Caddesi’nin gastronomik adresler açısından yıldızı parlayan semti Suadiye son dönemde açılan mekanlarıyla sıkça gündeme geliyor.
Oldukça eski bir Suadiyeli olarak ben de elimden geldiğince yeni mekanları ziyaret etmeye gayret ediyorum. Geçtiğimiz yıl haziran ayında
açılan Montenegro Balık da uzun zamandır gitmek istediğim adreslerden biriydi. Son dönemdeki yoğunluğum nedeniyle bir türlü uğramak
kısmet olmamıştı. Geçtiğimiz günlerde şeytanın bacağını kırarak rotamı yeni mekana çevirdim. Montenegro, konumu itibariyle hem merkezi
hem de saklı kalmış bir balıkçı. Dışarıdan bakınca bir Ege balıkçısı havasında. İçeriye girdiğinizde oldukça sıcak ve samimi bir ortam ile
karşılaşıyorsunuz. Mavi ve beyaz renklerin hakim olduğu dekorasyon abartıdan uzak ve oldukça sade. Kendinizi evinizde hissedebileceğiniz
kadar rahat bir ortamı var. Montenegro adının nereden geldiğini mekanın sahibi Ali Bey’e sorduğumda aldığım cevap, “Soyadımız Karadağ”
oldu. Oldukça farklı bulduğumu özellikle belirtmek istiyorum. Meze konusunda çok iddialı olduklarını duymuştum. Seçim yapmak üzere açık
mutfağın hemen önündeki meze dolabına yöneldiğimde neden bu kadar methiye duyduğumu daha iyi anladım. Çünkü mekanın mutfağını
emanet ettiği deneyimli şef Zeynel Abidin Kalemoğlu beni karşıladı. Tercih yapmadım. Seçimi usta şef ve ekibine bıraktım. Gerçekten de
bugüne kadar duyduğum yorumları gölgede bırakacak mezelerle karşılaştım.
Damağımda iz bırakan lezzetlere gelince... Tekmilli fava, patlıcan salata, balık kokoreç ve tereyağında kavrulmuş istiridye mantarı ilk aklıma
gelenler. Neredeyse her balıkçının menüsünde olan bu mezelerin aslına bu kadar uygun şeklini maalesef artık pek bulamıyoruz. Mutfak
ekibini cani gönülden kutluyorum. Montenegro Balık’ın sahibi Ali Bey yola kendim yemeyeceğim hiçbir ürünü burada servis ettirmeyeceğim
iddiasıyla çıkmış ve görünen o ki bunda da başarılı olmuş. Yolunuz Suadiye’ye düşerse uğramanızı ama öncesinde mutlaka rezervasyon yaptırmanızı
öneriyorum. Zira yer bulmak pek kolay olmuyor.
Şehrin gözdeleri
Palivor Çiftliği Restoran & Şarküteri
Kırklareli’de Bulgaristan sınırına yakın Istranca Ormanları’nda
bulunan Palivor Çiftliği’nin Trakya’da butik üreticilere kendi reçetelerine
göre imal ettirdiği özgün gıda ürünleri ve bu ürünlerde
imal edilen kahvaltı, öğlen ve akşam yemekleri sunan yeni konsepti
Palivor Çiftliği Restoran & Şarküteri İstinye Park’ta hizmet vermeye
başladı. Palivor Çiftliği kuruluş felsefesi olan lezzetli ve keyifli bir
yaşamı bu yeni konsepte taşımış. Mezeler, süt ve şarküteri ürünlerinin
yanı sıra, Palivor’un geliştirdiği, muhteşem pizzalar, burgerler
ve Trakya’nın efsane kuzu kıvırcık tandırı ile fırında sebzeli dana
küreği İstinye Park’ta açılan yeni restoranda deneyebilirsiniz.
64
Şehrin en yenisi
Octo
Karaköy’de tarihi Veli Alemdar Han renövesi ile açılan JW
Marriott İstanbul Bosphorus’un dokuzuncu katında bulunan,
şehrin tüm ikonik yapılarını aynı pencerede görme fırsatı veren
manzarasıyla şimdiden şehrin en romantik ambiyansına
sahip mekanda yemekler kabuklu deniz mahsulleri ağırlıkta.
Octo’nun mutfağı ve menüsü Portekizli Şef Jorge Lavos Costa’ya
teslim edilmiş.
Burger X artık Kadıköy’de
Tereyağlı brioche ekmeği, nefis köftesi, özel soslar ve diğer
malzemeler ile bütünsel bir lezzet oluşturan Burger X
burgerleri her damak zevkine hitap ediyor. Köy peyniri, çıtır
pastırma, köz patlıcan ve köz biberli Anadolu Burger ile
geleneksel lezzetleri bir araya getiren mekan; 3 kat burger
köftesi ve cheddar peynirinden oluşan Monster ile de doya
doya et yemek isteyenleri mutlu ediyor. Özelikle kendine
has soslarından mayoneX ve domateX ile hazırlanan burgerleri
denemenizi tavsiye ederim.
77 SMOKED BBQ bağımlılık yapıyor
Gözde mekanlarıyla son dönemin popüler bölgesi haline
gelen Atatürk Oto Sanayi Sitesi’nde yeni açılan “77 SMOKED
BBQ” kaburga sevenlere eşsiz bir tat sunuyor. Bu eşsiz tadı
deneyimlemek için kaburga servis edilmeden önce 7 gün
marine edilip 12 saat meşe odunu ile tütsüleniyor. Ama her
şey bununla da bitmiyor. Farklı ve mükemmel bir tada ulaşmak
için kaburga 1-2 saat daha bekletilip, farklı bir pişirme
tekniğinin ardından damaklara ulaşıyor ve benzersiz bir
lezzete dönüşüyor.
65
ALIŞVERİŞ SEPETİ
Çizmede moda
Dünya markalarının buluşma noktası Ayakkabı Dünyası,
özgün tasarımlar ve seçkin malzemelerle ürettiği
çizmeler ile hem kadınların hem de çocukların kış
şıklığını tamamlıyor. Kış modasını yansıtan tasarımlara
sahip modeller oldukça farklı, son derece şık ve renk
konusunda zengin. Bacakları tamamen sararak rahatlık
sunan ve dize kadar uzanan modeller, her tarz
kıyafette şıklık katıyor. Her kış sezonu sokak stili ve
modanın vazgeçilmez parçası olan çizmeler, uzun
elbiseler, etekler ve şık kıyafetlerle mükemmel
kombinler yaratıyor. Elbise çizme kombini,
kadınsı ve güçlü bir stil ortaya koyuyor.
Bahara taze bir dokunuş
Boyner, yeni sezonda da şıklığı yakalamak
isteyen kadınları göz kamaştıran
ve zengin seçenekli bir moda dünyasına
davet ediyor. Sezonun giyim trendlerini
yansıtan birbirinden şık parçaları
kadınlarla buluşturan Boyner, hem
iş hayatında hem de günlük hayatta
kendi tarzını oluşturmak isteyenlere
muhteşem seçenekler sunuyor. Kolay
kombinlenen parçalar, kadınlara
hayallerindeki ilkbahar-yaz tarzını
yaratma imkânı veriyor. Feminen
duruşuyla dikkat çeken başrol oyuncusu
parçaları elinde bulunduran Boyner’in
İlkbahar-Yaz koleksiyonunda;
modernize edilmiş floral desenlerden
oluşan elbiselerin yanı sıra güçlü renk
paletini yansıtan çizgili gömlek elbiseler
günün her anına eşlik ediyor.
Yalınlığın ihtişamı
Guess’in yeni modeli parlak taşların ışığıyla
taçlanan tasarımında yalınlığın zarafetini
ortaya koyuyor. Dünyaca ünlü saat markalarının
Türkiye’deki tek yetkili distribütörü
Saat&Saat farkıyla sunulan Guess’in
yeni modeli, yalın ama bir o kadar da iddialı
tasarımıyla büyülüyor. Pembe altın
saatin; bileziğinde, kadranında ve bezelinde
kullanılan ışıltılı taşlarla çarpıcı bir etki yapıyor.
Saatin pürüzsüz yüzeyleri ise göz alıcı
tasarımla bütünleşerek sadeliğin ihtişamına
vurgu yapıyor.
4 problemli bölgeye 1 sıkılaştırıcı
çözüm
28-54 yaşları arasında cildin sıkılığı %27 oranında azalırken bu
durum öncelikle kolları, göğüsleri, karnı ve kalçayı etkiliyor. Sarkma
karşıtı ve sıkılaştırıcı yeni vücut kremi Caudalie Vinosculpt,
vücudun tüm bölgelerine yoğun olarak etki ederken; içeriğinde
sıkışlatırıcı özelliği ile iris özü ve gerçek bir antioksidan olan
üzüm çekirdeği polifenolleri cildin yaşlanmasından %80 sorumlu
olan serbest radikallere karşı koruma sağlıyor. Canlandırıcı etkiye
sahip bu içerik, cildin sıkılığını kaybetmemesi için kolajenin korunmasına
yardımcı oluyor. Daha etkili bir inceltici bakım rutini
için cildinizi hazırlamak üzere öncesinde İnceltici ve Selülit Karşıtı
Etkili Vücut Peeling’i ürününü kullanabilir, bakımı tamamlamak
için de İnceltici ve Selülit Karşıtı Etkili Vücut Yağı’nı cildinize uygulayabilirsiniz.
Ellerinize özel bakım
Ellerimiz baş tacımızdır ama bakımlarını genelde ihmal ederiz.
Son derece hassas bir yapıya sahip olan ellerimiz soğuğun ve rüzgârın
etkisiyle kurur, içinde çeşitli kimyasallar bulunan sabun, sıvı
sabun ve deterjanlar nedeniyle yıpranır. Thalia Natural Beauty Duo
Care El Bakım Setleri, kuruyan ve yıpranan ellerimize ihtiyaç duydukları
nemi, canlılığı, özeni sunmak için üretildi. Ahududu, İncir
Sütü ve Papaya olmak üzere üç çeşidi olan Thalia Natural Beauty
Duo Care El Bakım Setleri doğal bitki özleriyle, doğal ham maddelerle
ve yağlarla hazırlanıyor. Setler ellerimize bakım yaparken
baştan çıkarıcı kokularıyla ruhumuzu da dinlendiriyor.
66