Imge Seren - Magma, Köpük, Magma
Imge Seren, Deneysel metinler
Imge Seren, Deneysel metinler
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İmge <strong>Seren</strong><br />
MAGMA, KÖPÜK,<br />
MAGMA
İMGE T. SEREN<br />
1990, Cenevre doğumlu. Çocukluğu ve gençliği Londra ve İstanbul’da<br />
geçti. Felsefe öğrenimini yarıda bıraktı. Dünyanın çeşitli bölgelerinde<br />
bulundu, kadın ve çevre örgütlerinde aktivist olarak görev aldı.<br />
Sahada olmayı ve “göçebeliği” seviyor, çalışma odasını “cebinde”<br />
taşıyor, sıkı bir doğa yürüyüşçüsü. Kentle özdeşleştirdiği yazma<br />
ediminde “ahir zaman edebiyatı” olarak gördüğü deneysel metinlere<br />
yakın duruyor, aynı zamanda kendini “deneysel bir okur” olarak<br />
nitelendiriyor. Yazarın ilk kitabı <strong>Magma</strong>, <strong>Köpük</strong>, <strong>Magma</strong> şiir ve düzyazı<br />
metinlerden oluşan bir toplam.
İmge <strong>Seren</strong><br />
MAGMA, KÖPÜK,<br />
MAGMA
<strong>Magma</strong>, <strong>Köpük</strong>, <strong>Magma</strong><br />
İmge T. <strong>Seren</strong><br />
Kapak Resmi:<br />
‘Zirvenin Aşağısında Fırtına’<br />
Katsushika Hokusai, c. 1831<br />
1. Baskı:<br />
© İşaret Ateşi, Mart 2020<br />
E-kitap olarak www.isaretatesi.com sitesinde yayımlanmıştır.<br />
Her hakkı saklıdır. Eserin tamamı veya bölümleri hiçbir yolla<br />
basılamaz, kopyalanamaz, eser sahibinin izni olmadan başka bir<br />
mecra veya internet sitesi üzerinden yayımlanamaz. Alıntılar için<br />
lütfen kaynak gösteriniz.<br />
www.isaretatesi.com<br />
isaretatesi@gmail.com
le bois se trouve violon;<br />
le cuivre s’éveille clairon
MAGMA<br />
MAGMA.<br />
MAGMA, KÖPÜK.<br />
KÖPÜK.<br />
KÖPÜK, MAGMA, KÖPÜK.<br />
KÖPÜK, MAGMA.<br />
MAGMA.<br />
MAGMA, KÖPÜK, MAGMA, KÖPÜK.<br />
KÖPÜK, MAGMA, KÖPÜK, MAGMA.<br />
MAGMA, KÖPÜK, MAGMA.<br />
MAGMA, KÖPÜK, MAGMA.
İÇİNDEKİLER<br />
Alfabe ………………………………………………………. 14<br />
Iskalama, Esrik! ……………………………………………. 48<br />
Kara Portreler ……………………………………………… 69<br />
Işık Çeşitlemeleri ………………………………………….. 87<br />
Metindışı Sorular ………………………………………….. 111<br />
Üç Şair ……………………………………………………… 116<br />
Resim ……………………………………………………….. 122
www.isaretatesi.com<br />
ALFABE<br />
14
www.isaretatesi.com<br />
15
www.isaretatesi.com<br />
PROLOG<br />
Kanıma girdi harfler. Çıldırttılar beni. Nereye<br />
baksam oradalar, her yerdeler! Kodlayıp duruyorlar<br />
dünyayı, şifrelerle örüyorlar mekânı; yüzeyler kadar<br />
bilinç de allak bullak. Zaman da! Sayfalar, yazıtlar,<br />
tabelalar, afişler, panolar, ekranlar, etiketler. Kaçış<br />
var mı, ya da çıkış? Çevrim kapalı; harfler artık<br />
nöronlara kazınmış. Lanet! Dizilin madem karşıma,<br />
bir kez olsun tekmil verin bakalım – ama ben nasıl<br />
dersem öyle!<br />
16
www.isaretatesi.com<br />
17
www.isaretatesi.com<br />
A<br />
Ayaklı üçgen. Sallantıda seçimini yaptı, yakaladı piramiti,<br />
yukarıda tuttuğu delta. Belki de böyle sayıklıyor kehaneti.<br />
Gidiyor açık ses. Duruşu çarpıcı. Dengede. Bekliyor yankısını.<br />
Gergin tutuyor yayı, ama oku fırlatmayacak. Konturlar her an<br />
daha belirgin. Her göründüğünde, kendisi.<br />
18
www.isaretatesi.com<br />
B<br />
Dip dibe güzelce kondurulmuş bombeler. Yusyuvarlak, vay!<br />
Seviyorum ikizlerimi. Yana yatıkken sarkmayan cinsten hem<br />
de. Tıpkı arkadaki ikizlerim! Seviyorum onları. Başkaları<br />
benden de çok seviyor. Dokunulunca! Ama herkese göre değil,<br />
çünkü bir yanı dümdüz de olsa 8’e benziyor: sonsuza. Sonsuza<br />
benzemeyecekse dokunulmaz. Oh, dokunulmazım. Ben!<br />
19
www.isaretatesi.com<br />
C<br />
Çemberin yarım kalışı en büyük tehlikeyi doğurdu. Ama geri<br />
alınamaz artık, yok da sayılamaz. Böyle kalacak. Gene de<br />
çemberin kusursuzluğuna bakan bir içbükey: Nasıl da iştahla<br />
açılmış ağız! Ne kapanabilir, ne de açılabilir daha. Kapan mı<br />
yoksa? Cimcime.<br />
20
www.isaretatesi.com<br />
Ç<br />
Çıtkırıldım. Yarım kalmış çemberin tesellisi olmayı seçti, alt<br />
tarafında çıt eden bir pırıltıyla. Bazen belalı bir kara nokta gibi<br />
dursa da, olmamışlığın olabildiğince telafisi, süsü o. Ağıtsı<br />
sessizlikte, çınıltısı.<br />
21
www.isaretatesi.com<br />
D<br />
Dairenin yarısı. Tam ortadan kesilmiş, diğer yarı nerede? Beri<br />
tarafta bir yerde olmalı, ama yok. Bu zaten öbür tarafa dönük,<br />
hep ötelere bakıyor. Eşi ardında fantom. Kilidi açamaz.<br />
Hipnotize eden bir karşılıksızlık.<br />
22
www.isaretatesi.com<br />
E<br />
Eee tarak. Eee pulluk. Eee görevi taramak, sürmek, düzeltmek.<br />
Eee çünkü eee düzeltilmeyi gereksinir ifade, eee beyan, eee<br />
jest, eee tümce. Eeee öyle daha elverişli olsunlar diye. Cepte<br />
taşıyoruz eee her daim eeee elverişli işte eeeee<br />
23
www.isaretatesi.com<br />
F<br />
Sapsız anahtar. Kilidi açan o belli ki, ama sapı olmadan neye<br />
yarar? Off. Belki de tüm kilitlerin maymuncuğu; ama sapsız<br />
neye yarar? Uff. Belki de açıktır kilit, ama mesele başka artık.<br />
Öff. Sapı nerede bunun? Kilit açıksa bile anahtarın ona girip<br />
dönmesi gerek artık. Üff ki ne üff!<br />
24
www.isaretatesi.com<br />
G<br />
Bilgilerin karmaşasından doğdu bu sarmal. Özüne erişiyor<br />
durmadan, eli böğründe. Varoluş kaosunda ötekilere karşı<br />
böyle koruyor tanrısallığını. Daima kendi sembolü. Bir mini<br />
girdap ikonu, yüksek enerjiler arasında kompakt sonsuz.<br />
Daima içyüz. İçte daima erişilmez uç.<br />
25
www.isaretatesi.com<br />
Ğ<br />
Şapkasını takınca daha iyi gizlendi kültür hercümercinde.<br />
Sıradanlığıyla şüphe uyandırmıyor, ustalıklı bir tebdil. Şifresi<br />
yutakta gizli, nefeste; herkesin arasına karışmış, daima geçiş,<br />
köprü, iletim, ama asla söylenemez adı. Asla! Şapkalı sarmal:<br />
Aslağ söylenemez adı.<br />
26
www.isaretatesi.com<br />
H<br />
Tek tutamaklı merdiven. Yükseltebilir yükseltmesine, ama<br />
daha yukarı seviyelere taşıyamaz belli ki. Tekliyor hırıl hırıl. –<br />
Belki de bir tahttır avare. Kralını bekliyordur hırıl hırıl.<br />
Bulunca harlayacak muhakkak. Belki de kral tırmanacak ona.<br />
27
www.isaretatesi.com<br />
I<br />
Iıı düz, sade, yalın. Iıı hem de ılık ışıltı, ııı ıtırlı ılgım. Iıı sahte<br />
elif demek bizi bir yere vardırmaz, ııı olduğu gibi alalım. Iıı<br />
törkiş elif, hem de öteki gibi trajik değil, ııı spontan. Ilgıt ılgıt<br />
ılgım. Iııııı<br />
28
www.isaretatesi.com<br />
İ<br />
Kolsuz bacaksız gövde ve baş. Desen ki böyle son kertede<br />
ampüte, gene de son kertede birey; sınırsız tasarıların gizil<br />
gücüne sahip. Kontrakte biçimiyle toptan erk. Oluşunun gereği<br />
yerine gelmiş, tutuşmuş: Yanan bir mum. İyi mi iyi, ipil ipil.<br />
29
www.isaretatesi.com<br />
J<br />
Masum kanca. Her haliyle muzip. Çılgın kaydırak, sesi de<br />
kaygan, efekti de. JJJJ! Sureti jest. Tut tutabilirsen, tutun<br />
tutunabilirsen. Tutmasın ki tutunma. Jet flâneur.<br />
30
www.isaretatesi.com<br />
K<br />
Küt, kapalı, katı. Dokunaçlarını uzatmış ama hâlâ temassız.<br />
Ayrıntısıyla biliyor kendi tinsel biçimini, belki de o yüzden<br />
lanetli. Kut kokuyor, ama ötekiler için belki fazla keskin,<br />
kopuk. Konturları için yaşıyor kıt.<br />
31
www.isaretatesi.com<br />
L<br />
Düz giderken ani dönüş, doksan derecelik istikamet değişimi.<br />
Rasyonel sapma. Satrancın karakteristik hamlesi. Evine gelen<br />
küçücük yolu belki de böyle buldu. Yolunu bulunca ne<br />
yapacağını belirleyen belki de kayıpken yaptıkları.<br />
32
www.isaretatesi.com<br />
M<br />
Elektrik: mistik zikzak. Boşluğun EKG’si. Saliselik iniş çıkış,<br />
yanal şimşek. Çifte zirve, üçlü dip. Varışlı. Akım. Dalga boyu.<br />
Mırıldıyor. Mim. Mmmmm<br />
33
www.isaretatesi.com<br />
N<br />
Yarım şimşek. Birim sıçrama. Güdük zikzak. Yapamayacağı<br />
şeylerle ilgili bir lanet var üzerinde, eli kolu bağlı. Yapabildiği<br />
şey meziyet belki ama ona biçilen tek işlev o, dolayısıyla kısıtlı.<br />
Gene de uzlaşmış otizmiyle, o onun hazzı. Yoğun. Ne, nerede,<br />
nereye, nasıl, neden, neyle.<br />
34
www.isaretatesi.com<br />
O<br />
Çember. Katmerli döngü. Eş çemberler, üst üste, tek çember.<br />
Ama çizgi boyutsuz gene de. Çember hacimsiz. Tekrarlanıyor,<br />
döndüğü çember – Galileosuz: Romantize edilebilirliğini<br />
bulamadı, e pur si muove.<br />
35
www.isaretatesi.com<br />
Ö<br />
Özgür ölümsüz. Çipil göz, tenor ağız. İyice semirip şişmiş;<br />
doymak şöyle dursun, oburluktan avaz avaz öğürür halde.<br />
Göğün tavanını titretiyor mübarek. Nasıl da kodaman. Kimse<br />
kınamasın, en ağır bedeli ödemiş hadım. Gözlerinin içi<br />
gülüyor. Hakedilmiş bir ün.<br />
36
www.isaretatesi.com<br />
P<br />
Varolabildiği bir köşesi vardı kendine ait. Kıpırdayamazdı<br />
oradan. Baktı, kaldı, bakakaldı: beriye dönük bir yüz, kocaman<br />
bir göz, şişkin bir kafa. Gözcü, mütefekkir. Kafasının<br />
ağırlığından düşebilir her an. Pıt diye patlayabilir.<br />
37
www.isaretatesi.com<br />
R<br />
Şişkin bir kafaydı, devrilmeden önce son anda ayağını uzatıp<br />
dayandı. Şişkin kafadansa o dayanak açıklıyor şimdi bütün<br />
varlığını: Ürettiği çözüm nihai ölçütü oldu dehasının. Üşüyor<br />
yalnızca. Rrrrrrrrr<br />
38
www.isaretatesi.com<br />
S<br />
Tüm dolambaçların özü. Hakiki dolambaç. Prototip, kalıcı<br />
modeli dolambacın. Çift başlı çengel. Çıkışsız manevra,<br />
savrulma, başdönmesi. Ortadan ikiye bölünmüş sonsuz;<br />
sessizliğin yılan sesi. Burada. Geldi, kaldı.<br />
39
www.isaretatesi.com<br />
Ş<br />
Şişman kuğu. Boylu boslu, alımlı çalımlı, haşmetli. Kör edici<br />
öğle ışığında kara mı kara. Kararlılıkla gidiyor suları ipince<br />
yararak. Ses etmeyin, şşşş! Şaşırır yoksa, şaşar yolundan – şaşı<br />
şıllık olur şuh şuh, sıçıklı solucan, çengelli engerek!<br />
40
www.isaretatesi.com<br />
T<br />
Ucu düşmüş çarmıh; mühendisin koltukaltında. Ya da, belki<br />
de çileye mola. Kuş gibi hafifledi, gene de vakur. Resmiyeti<br />
prezentabl. Ermiş kadastrocu. Küçümsemeyin, kanıksamayın;<br />
ucu geri geldiği an tamamlanacak gizli çarmıh. Parlayacak<br />
yakında, altın arpı çalan kör derbeder.<br />
41
www.isaretatesi.com<br />
U<br />
Hedefte vardı kökenine. Bir kap; ağzı açık duruyor; belki<br />
deney tüpü, belki kadeh. İçeriği içinde duruyor, ama gizli.<br />
İçeriği uğultu. Boş fırtına, yoğun, kapalı. Kendine<br />
göçmüşlüğüyle yazıyorum onu hafızama. Göçüklüğüyle.<br />
Uyuşturuyor. Hâlâ göçüyor kendine. Uluyor uğursuz.<br />
42
www.isaretatesi.com<br />
Ü<br />
Narin, hanım evladı. Saf, uzlaşmacı. Ama tamamen rasyonel.<br />
Ödünlerle hayat buluyor. Ümitvar. Soprano düdük.<br />
Kazananların safında, önü açık. Soluk görünse de canlı.<br />
İstersek yerden yere vuralım. Su kayayı deler.<br />
43
www.isaretatesi.com<br />
V<br />
Ve vınn. Aşağıyı gösteriyor. Düşüş vektörü. Hüküm kesin.<br />
Ama iki yana öyle simetrik açılmış öyle sivri bir uç; dengede<br />
duruyor şaşılası biçimde. Düşüşten çıkardığı kusursuzlukla<br />
artık aranan sinyali yayan bir antendir. Vay! Kasıklarımdır da.<br />
Vav!<br />
44
www.isaretatesi.com<br />
Y<br />
Ayrımı, çatallanışı. Kopmayarak ikiye ayrılışı. Kökten uzanışı.<br />
Açılımı, ama dallanıp budaklanmayışı. Geri de alınamayışı.<br />
Kapanmayışı. Uzamayıp kısalmayışı. Kök salmışlığı. Öyle<br />
kalışı. Çift başlılığı. Karanlığı. Ama kontrastı. Ama konturvarlığı.<br />
Ama işte – ayrımı!<br />
45
www.isaretatesi.com<br />
Z<br />
Z değil bu, Z pozu. Z’nin Z pozu. Z’nin Z gibi olmayan Z<br />
pozu. Z gibi olmayan Z pozunun Z olduğu poz. Z poz.<br />
ZpoZZZZZZ<br />
46
www.isaretatesi.com<br />
47
www.isaretatesi.com<br />
ISKALAMA, ESRİK!<br />
48
www.isaretatesi.com<br />
49
www.isaretatesi.com<br />
PROLOG<br />
“Iskalama, Esrik!” bir öykünün manzum yazımıdır.<br />
Alışkanlık gereği dönüştürerek okurum, yazarım –<br />
bozarak, başkalaştırarak, yenileyerek, travmaya<br />
uğrayarak, bozuluma uğratarak, şaşırarak, kaybolarak.<br />
Okumak da, yazmak da deneyimdir; metin bir<br />
referanstır. “Iskalama, Esrik!” böyle bir deneyimin<br />
kaydıdır; tektonik bir yazıdır. Kopuk kopuk yazılmıştır:<br />
Kopuk kopuk yaşanmıştır. Bayağılaştırarak yazılmıştır:<br />
Bayağılaşarak yaşanmıştır. – Yaşanmıştır.<br />
50
www.isaretatesi.com<br />
51
www.isaretatesi.com<br />
“dizginlerine asılıyorum<br />
koşturmayacağım düşüncelerimi<br />
yeter ağzımdan saçılan köpükler<br />
dur artık<br />
bitti<br />
ani kesinti<br />
nefes alıyorum<br />
gökyüzünde açıklık<br />
derin mavi<br />
yalın aydınlık<br />
başlangıç.”<br />
aydınlanıyor durum<br />
kırılma ânı<br />
ferahlıyorum<br />
deneyim billur olabilir artık<br />
duyuluyor momentum<br />
duruluyor<br />
döngü geniş olmalı<br />
dingin yakalanmalı<br />
52
www.isaretatesi.com<br />
gir çembere<br />
aydınlan Siddharta<br />
sıradan gün kutlu<br />
minik kıvılcım<br />
uzuyor çizgi<br />
ışık zorunlu<br />
tutuşuyor köken<br />
bu sıfır yeni<br />
açılıyor bilinç<br />
akıyor sürekliliğe<br />
tıkır tıkır işliyor<br />
rayına giriyor hop<br />
kritikti ivme<br />
gidiyorum ittirmeden<br />
içeriden bilinir<br />
akar gider<br />
yokluğu dehşetli<br />
olağan varlığı eşsiz<br />
işler yolunda<br />
iklim elverişli<br />
hayvan habitatında<br />
53
www.isaretatesi.com<br />
varlığıyla tam isabet<br />
bireyliğim gizem<br />
sırf kendi değerim<br />
yapıyorum geçişi<br />
günüm mest<br />
saat huşu<br />
“öğleyi geçmiş<br />
kapat ışığı<br />
getir koy lambayı<br />
aç suyu<br />
duş perdesi şeffaf<br />
ışık turuncu<br />
kapı hafif aralık<br />
buhar baskını<br />
benliğin dört bucağı<br />
çevir hoparlörü aç müziği<br />
Brahms kapriçyoları<br />
kırpışıyor kış başı”<br />
şırıl şırıl su<br />
sıcak piyano<br />
kapanık düşünüş<br />
54
www.isaretatesi.com<br />
düş keyifli düşüş<br />
ışık turuncu<br />
aralık dingin<br />
yumuşak geçiş<br />
hararet kırılmış<br />
yarış bitmiş<br />
motor rölantide<br />
zapping tükenmiş<br />
“planım tuttu<br />
duş bir milat<br />
ikiye ayırıyorum günü<br />
su işe yarar hep<br />
törenim tatlı tecrit<br />
tenime büründüm<br />
gözüm yumulu<br />
ışık turuncu<br />
dörtduvar arasında bir güneş”<br />
koşullara egemenim<br />
tamamen içgüdü<br />
kimya tutmuş<br />
koku tat temas<br />
55
www.isaretatesi.com<br />
işit devin solu<br />
yarı ayık yarı uykulu<br />
kısık gözlerle zerreler arasından<br />
ibre turuncu müziğe dönük<br />
ürperip çiçeklenen ayar<br />
“hatırladım kaç hafta olmuş<br />
akşamüstüydü<br />
masamın başında<br />
ıskaladığım esin ânı<br />
pencere kenarında yedinci kattan<br />
sokak lambaları ateş gibi yanınca<br />
semtin tutuşan caddelerini<br />
eskiz defterime damar damar<br />
karalıyordum da yarım kalmıştı ağ<br />
yadsınmış saatlik harita”<br />
nasıl getirebilirim geri<br />
uç vermiş kalmış<br />
nasıl da kesilmiş yoğun<br />
kangrenleşir enstantane<br />
kesilememiş olmalı pat diye<br />
geri dönülmeli<br />
56
www.isaretatesi.com<br />
girilebilmeli cebin içine<br />
tutuşup elektriklenmeli<br />
aşılmalı taslak<br />
bakılmalı aynı akşam güneşine<br />
gerisi gelmeli<br />
derinlerden içine içine<br />
tersten geriye giderek varmak nüvesine<br />
dürtülerle beliren<br />
gözden kaybedilen görüntüye<br />
çıkıp çıkıp girmek içine<br />
“taşınıyorum<br />
sürükleniyorum kıvamlı<br />
kaçırdığım zirveye<br />
kabarıp yükselenlerle dağılıp gidenlerle<br />
kazanıyorum sürekliliğini sağlayamayan koşulları<br />
bir fikir uyanıyor bir tepki<br />
hop seyreliyor erk<br />
an kritik<br />
kaçırılmamalı”<br />
saatim zamanı tutturmalı<br />
kurup ayarlıyorum<br />
57
www.isaretatesi.com<br />
işlev, refleks, manevra<br />
yöntemlerim kişisel<br />
yakalıyorum damarı<br />
sahipleniyorum sönümü<br />
ateşliyorum<br />
akış sürüyor<br />
açık tutmalıyım önünü<br />
karalama nerede<br />
karıştırıyorum defterleri<br />
geri gel sembolüm ol ey kroki<br />
üzerine gidiyorum<br />
kazıp kovukları eşeliyorum derinleri<br />
o günkü gibi tetikliyorum turuncuyu<br />
arıyorum hem de daha kesif esini<br />
arıyorum kestirme hazineyi<br />
titreşiyor küçüklü büyüklü<br />
irdeliyorum pürdikkat<br />
yüceliyor rutin<br />
çıkıyor eşiğin üzerine<br />
odaklaşıyor deneyim<br />
kabarıyor<br />
akan sular duruyor<br />
58
www.isaretatesi.com<br />
dört koldan çoğalıyor gün<br />
düzenliyorum öncelikleri<br />
gözüm görmüyor uğraşıdan başkasını<br />
duyumsa duyum tasavvursa tasavvur<br />
ilintiyse ilinti<br />
ânın değeri fizikötesi<br />
Brahms Rothko bakkhanalia<br />
çünkü yanmış uğraşının ışığı<br />
pırıltı uzun soluklu olmaya gebe<br />
askıya alıyorum karşıtlığı<br />
“yeni bir dönem bu<br />
kırdım ezberi<br />
çözüldü saatlerin formülü<br />
neye el atsam dinamik<br />
gömülüyorum çabaya<br />
yeni bir açılış<br />
ve bir açılış daha<br />
dışarıdan bilinmeyen içyüz<br />
elverişli zemin özgün olanak<br />
türettiklerim çarpıcı<br />
katmerleniyor<br />
stratejik davrandıkça atlatıyorum kısıtları<br />
59
www.isaretatesi.com<br />
ilgilerimle genişliyor ekonomi<br />
“önüm açık<br />
uzuyor süreç<br />
açılıyor çemberler<br />
su gibi akıyor tupturuncu<br />
içindeyim kutlu ânın<br />
süzülüyor üzerimden<br />
oradayım gene akşamüstü<br />
günün gecesi doğmakta<br />
semtin sokakları ateş gibi”<br />
ruhu var bu dönemin<br />
radarına neler giriyor saatler boyu<br />
ruha tekrar tekrar yöneliyor<br />
ekleniyor duyumlar edimlere<br />
bembeyaz okyanus ufku Mozart andante<br />
bahçede gül ağacı bonsai binyılı<br />
cilalı döşemede bakır yansı prehistorik güneş<br />
ses trafiğini durduruyor Tannhäuser<br />
sürükleniyor sonralara keskin izlenim<br />
gözünü kırpmadan izliyor Paris’te Nadja’yı<br />
çalılar arasında karşılaşıyor tavşanla çıldırıyor<br />
kıpırtılara kilitlendikçe eşitleniyor varlığa<br />
60
www.isaretatesi.com<br />
çıkıyor parkın dışına aşıyor vadiyi dere tepe yürüyor<br />
üst üste otuz gazel okuyor Fuzuli’den gece yarısı<br />
kıpırdamıyor yerinden son âna dek<br />
trende manzaraya bakıyor nergis göz dört saat<br />
geçip gidiyor istasyonlar kaçıyor menziller<br />
tek bir haiku yazılıverene dek<br />
saatler boyu ıskalamıyor<br />
“yöntemlerim var ki yapabiliyorum<br />
bekliyorum ayarlıyorum dinliyorum<br />
öteliyorum pekiştiriyorum<br />
canlı becerilerle sürdürüyorum<br />
onaylıyorum bütüncül döngüyü”<br />
sürer mi peki<br />
sürer mi<br />
kalabilir mi bütün<br />
doğru olanı yapmaya devam ettikçe<br />
vazgeçmedikçe<br />
doğruda ısrar ettikçe<br />
onayladıkça yaklaşmaz mı kırılma<br />
belirir akışta gizli sakınca<br />
anbean yaratılır enigma<br />
kaçınılmazdır<br />
61
www.isaretatesi.com<br />
sınanır sınırsız onay sonunda<br />
“belki de bir test noktası bu<br />
geliyor amansız dönüm<br />
gölgede kalan tarafa yaklaşıyorum<br />
ayın öteki yüzü<br />
gelip çatıyor<br />
apaçık seziyorum<br />
ters ışıkta belirecek belki de sinsi mantık<br />
ama ben alıştığım gibi davranmalıyım”<br />
parlata parlata ilerlemek zorunda<br />
hâlâ bakıyor saatlerin burçlarına<br />
oluşlar ışıl ışıl durum hin<br />
yolu var mı ara vermenin<br />
tempoyu nasıl olup düşürebilir<br />
karşısına geleni nasıl yükseltmeyebilir<br />
“Hemingway’inmiş öykü<br />
clean, well-lighted<br />
hakikaten temiz, aydınlık<br />
sayfa suratıma projektör mübarek<br />
zamanlamam harika<br />
keyifli bir seans”<br />
62
www.isaretatesi.com<br />
girmiş madem radarına<br />
ne zarar gelebilir<br />
halkaya nasıl olup da eklenmeyebilir<br />
yükselip kendiliğinden çoğalabilir<br />
temiz, aydınlık bir köşedir<br />
“kendine bir yer arıyor ihtiyar<br />
barın derin, duru bir köşesi<br />
sokulup kurulacak kovuğun içine<br />
belirecek kutlu stasis<br />
içinde olunacak pırıltıyla<br />
dışarıdan yorumlasın tanık garsonlar<br />
bilip bilmeden<br />
onca ışıkta sarfolunan nada’lar”<br />
hayrola onaylayarak gidiyordun da<br />
kilitlendin mi yoksa<br />
kilitlendin mi nada bombardımanında<br />
fazla mı parlattın yoksa<br />
temiz fazla mı temiz<br />
aydınlık fazla mı aydınlık<br />
bar fazla mı bar<br />
nada fazla mı nada<br />
63
www.isaretatesi.com<br />
ölçüyü kaçırdın<br />
şaştı öykü<br />
çığırından çıkardın<br />
ne kadarı gerçekten orada<br />
nada’yı ilk rastladığın yerde bulamazsın<br />
“değer dizgesine başvur<br />
yanılsamayı gider<br />
orada olamaz oncası<br />
gör öyküyü<br />
atlatılacak kriz<br />
Hemingway sadece bir yazar<br />
“ama öyküde neyi okudum öyleyse<br />
onaylayarak okuyamadım madem onaysız nasıl okuyayım<br />
nada ne kadarla kalmalı<br />
ölçütü yok<br />
öykü bâtıni sahiden<br />
varlık Hemingway’i zikrediyor<br />
düğüm çözülemez”<br />
çelişki kökleşiyor son sürat<br />
yarılma keskin<br />
içyüz radyoaktif<br />
64
www.isaretatesi.com<br />
belirsizlik aşılamaz<br />
“zorbalık bu<br />
hileyle esir aldı ruhumu<br />
sağlam yapılıydı, ekonomikti öykü<br />
yalındı, netti<br />
öylece gidiyordu<br />
neresinden dönecektim<br />
oyuna geldim<br />
kutsiyeti yanlışlasam bir türlü yanlışmasam başka<br />
Hemingway nasıl katmerlenmez<br />
şizofren ikilem<br />
üzerime çizik yedim çoktan”<br />
üstesinden mi gelecektin<br />
clean, well-lighted kutsal metnin<br />
abruptly well-placed<br />
nasıl da katmerli<br />
elini attığın ilk kitap<br />
aradığın panzehir mi<br />
yaptın hamleni<br />
Rocking-Horse Winner<br />
çivi çiviyi söker mi<br />
65
www.isaretatesi.com<br />
silinebilir mi nada<br />
üzeri örtülebilir mi<br />
geri alınabilir mi<br />
çıkılabilir mi içinden<br />
tehlike kol geziyor pasajlarda<br />
metin mayın tarlası<br />
Malabar!<br />
biliyorsun<br />
gelip çattı<br />
nada’dan da beteri<br />
ipin çekildi<br />
“hatırlıyorum turuncu ışığı<br />
başka bir şeydi<br />
akşam güneşi ateş gibi sokaklar<br />
şırıl şırıl su<br />
sonsuz esin<br />
bu kuru ses değil<br />
usul usul batıyor işte<br />
balmumu denizine İkaros<br />
ama öylesi gerçekti kanatları<br />
yanıp kavruldu olağanüstü uçuştan<br />
yenik düştü başarısından<br />
66
www.isaretatesi.com<br />
“Malabar!<br />
gidip geliyorum dürtülerime, kurnazlığıma<br />
yitiyorum doğamın bulmacasında<br />
oynuyorum yanılsamalarla<br />
her şeyin kilitlendiği noktada<br />
diziyorum taşları bozuyorum<br />
hamlemi yapıyorum nada<br />
ilerleyemiyorum biliyorum<br />
geri duramıyorum bitiremiyorum<br />
dönüp duruyorum<br />
sona dayandığı yerde Malabar!<br />
tanrıça olsam esini uzatamıyorum<br />
muammanın gevişini getiriyorum<br />
nada zırvayı nada yeniden kuruyorum<br />
her seferinde daha feci, daha nada oynuyorum”<br />
67
www.isaretatesi.com<br />
68
www.isaretatesi.com<br />
KARA PORTRELER<br />
69
www.isaretatesi.com<br />
70
www.isaretatesi.com<br />
DÜŞEN<br />
Çukura düştü; ama anlık, bir kerede olup biten bir düşüş değil,<br />
zamana yayılan, uzadıkça uzayan, hatta neredeyse<br />
tekrarlanan, kopyalanan bir düşüştü bu, sonu gelmeyen bir<br />
düşüş – çerçeve içindeki peyzaja sonsuz bir ağır çekim<br />
yavaşlığıyla zoom-in yapmaya benzeyen bir düşüş. Hâlâ sürüp<br />
gidiyor onun düşüşü. – Aynada konuşamıyor kendi<br />
aşkınlığıyla; görüntüsü engel.<br />
And with every passing moment it gets more and more<br />
mystical – the abyss.<br />
71
www.isaretatesi.com<br />
ÇÜRÜYEN<br />
Blokaj sevdalısı. Engellenmişliği çoğalttı onu, büyüttü daracık<br />
sınırlarda. Oradan bildi çıkışsızlığı, ötesizliği, aşamamayı, öz<br />
kaynaklara bel bağlayarak başkalaşımı zorlamayı. Tanıdı,<br />
irdeledi, ezberledi. Öğrendi çürümenin diş etlerinden, saç<br />
diplerinden, tırnak köklerinden başlayıp yayıldığını. Öğrendi<br />
herkesin çürüdüğünü, uykuda canice varoluşların<br />
hazırlandığını. Yaşamadıklarını, çoktan çözülüp gittiklerini –<br />
hepsinin: analog gövdeler ve çehrelerle başka bir kozmosun<br />
demonlarının gölgesi olduklarını.<br />
Perhaps essentially a toxic wasteland and a corrupt incubation<br />
was Nirvana.<br />
72
www.isaretatesi.com<br />
BAKAN<br />
Her pencereden bakan ve her pencereden bakılan adamın<br />
hikâyesi ilginç değil. Bir vatandaş o, köşeye sıkışmış, kaderine<br />
razı – varoluşu röntgenleyen. Çok baksa da etkisi yok.<br />
It’s as if the king died and no one remembers it – or the prophet<br />
faded out and no one even recognized.<br />
73
www.isaretatesi.com<br />
YUTAN<br />
Marazi varlığı, ağzını kocaman açıp gole vahşice sevinmekten<br />
ibaret bir spor sayfası yaratığı. Zehirli delillerle aklını kaçırmış;<br />
zamana her yandan şuruplu salyalarla sızıyor. Yüzeye mührü<br />
vurulmuş – göreni karadelik gibi yutuyor: özyıkım Samson’u,<br />
obur Moloch, ouroboros Kronos.<br />
And it carries its seed around.<br />
74
www.isaretatesi.com<br />
KAÇAN<br />
Cinnetti onun güneşi, kaçtım, zincirleme gidiyordu karanlıkta<br />
karanlık odalar, keşmekeşleri boz sesli, bas sezgi<br />
aşamayanlarda son. Kim bilir kimdi o, kaçtım erkenden.<br />
Güneşi illetti, kaçamadım, gölge karanlık ışık. Yüz okumayı<br />
onunla bıraktım, yitti sıradışı yeteneğim. Isır gölgeyi, ısır<br />
kapkaranlık.<br />
Lost in a face, lost all my face.<br />
75
www.isaretatesi.com<br />
ETKİLENEN<br />
Oda planlarından, duvar diplerinden, hava akımından, mini<br />
ekranlardan, kablolardan, elektrik devrelerinden emip içine<br />
çekiyor zifti, küfü, siyanürü: dinlediği tüm müzikler, baktığı<br />
resimler, posterler, izlediği video klipler, gürültüye karşı<br />
sustuğu tüm sessizlik aynı zehir. Hepsinin baskın paraziti.<br />
Ziftin peki. Geri alamıyor, geriye döndüremiyor.<br />
Became a self forced to continue a self-residue.<br />
76
www.isaretatesi.com<br />
YALNIZLAŞAN<br />
Vazgeçilmiş, terk edilmiş, ıskartaya çıkarılmış, geride<br />
bırakılmış bir modernitede yaşıyor. Geçersiz bir uygarlık<br />
onunki. Uzanılamaz, erişilemez, temas edilemez, ama somut,<br />
mevcut bir uygarlık. Akıl çeldirici mimarisiyle onun ait olduğu<br />
dünyaya ondan başka ait tek bir Allahın kulu var mıdır,<br />
bilmiyor; dönüp duruyor dünyasının yığınında; durmadan<br />
uğramak zorunda onun dört bucağına; karman çorman bir ağ<br />
ören sonsuz bir tavaf.<br />
Meanwhile, screens, banknotes or nonplaces have to be<br />
confronted libidinally. No doubt.<br />
77
www.isaretatesi.com<br />
GİZLENEN<br />
Posing for a selfie with others which she did not choose in the first<br />
place, she cannot help but transfigure to become a crucified Mary.<br />
Her günkü her hali kitlesel kaba kuvvet çekip çevirdiğine<br />
göre geriye son bir savunma hattı kalıyor ona: varlığının kişisel<br />
ironisi, ya da giderek çetrefilleşen sayrılığı, o da olmazsa<br />
noksanlığı, yitimi, yokluğu – gizliliği: gölgelenmişliği;<br />
fotoğrafta çıkmayışı.<br />
78
www.isaretatesi.com<br />
PARLAYAMAYAN<br />
Aydınlatıyor beni, bildiklerini sayıp döküyor, ama tüm yorum,<br />
tespit ve öngörüleri bana ulaştığında genel bir hezeyan, bir<br />
sendrom. Sahiden de ulaşıyor o ibareler bana, hem de hepsi,<br />
en büyük sorun da bu: Kişiliğim ortadan kalkıyor,<br />
sıfırlanıyorum, bir bakıyorum ki herkes olmuşum.<br />
Cehennemin beylik katındayım. Aydınlık zaten değil ama<br />
karanlık bile değil burası.<br />
Where are u now, darkly, my sweet autism?<br />
79
www.isaretatesi.com<br />
YABANCILAŞAN<br />
Sezdikleri ötekilere ilişkin kesin kanılara vardırdı onu<br />
erkenden; şüphesi yoktu; ama kanılarını doğrudan<br />
muhataplarının üzerine boca etmesi onlardan öyle<br />
reaksiyonlar almasına neden oldu ki, bir çırpıda<br />
hepsininkinden beter, tanımsız, illet bir kanıya hapsetti<br />
kendini – ve bunun reaksiyonu ne ötekilerde var ne kendinde:<br />
Kaderi ex machina deus’un elinde artık, üstelik bildiği zamanın<br />
ne plus ultra’sına varana dek o da yok – yabancılığın ultra steril<br />
laboratuvarında.<br />
80
www.isaretatesi.com<br />
KÜLTÜRLENEN<br />
%@# brute forcexxx → 4 ve 3: Ama 4’ün 3 olmayışı bu 4 ve 3. – 3<br />
bazen 4 olsa da. Ω¿§ #xx÷x. brute forcexxx → Hık dese,<br />
dünyanın bütün quel âge avez-vous’ları, tüm kitaplar, tüm<br />
filmler, herkes, hergün. Ezici bir yüktür. →→ Yıkımına çoktan<br />
düştü (~ 0 ~ ∞). Zamandışı kalmak zorunda. Minik delikten<br />
bakıyor, içinde onun. “Geri gel kanopi, yekpareydin sen.” Işık<br />
yarım kubbe. Look you less, lookless. Washed ashore the state a<br />
block of time. Nonplace yitikleri, nonpeople. Oradalar. Bakışsızlar<br />
konuşuyor; bakan suspus. A nowhere nook. Olmadı, yeni<br />
başlıyor. Olmadı. Orada. Suspusssss<br />
81
www.isaretatesi.com<br />
DURAN<br />
Hareket özgür değil. Hepsi önceden düşünülmüş, hatlar kesin.<br />
Yönler kilitli, ses paralize, koku çakılı. Protokol irin, safra,<br />
ödem. Bir enerji topuydu; artık bulunduğu yere yayılıp kalmış<br />
organik bir balon. Ve orada da dışarı sızdırabildikleri kadar<br />
var. Kaskatı, koşullanmış bir çehreyle. Safran sarısı.<br />
Utterly cute is she – for blurseers.<br />
82
www.isaretatesi.com<br />
KOPAN<br />
Her insan gibi o da bağ kurmuştu eşyalarıyla; ama doğrudan<br />
doğruya somut, organik bir bağdı bu, ondan eşyalarının her<br />
birine birer kordon uzanıyor, her iki yönde besleyici salgılar,<br />
serumlar, materyaller gidip geliyordu. Sonra kim, ya da ne,<br />
nasıl bir güç gelip bir çırpıda tüm kordonları kesti ya da<br />
kopardı bilmiyor, arada hiçbir bağ kalmamış. Eşyalar hâlâ<br />
onun, hem de her yanındalar, ama cansızlar, onlarla ne<br />
yapacağını bilmiyor, bu halleriyle üzerinde büyük bir yük<br />
tümü. Ya da ilişkiyi tersten okuyordur belki de: Belki de bizzat<br />
kendidir cansız olan, eşyalara dayanılmaz bir yük olan. Yalın,<br />
çıplak, fosilleşmiş eşyanın aynasında yansıyamıyor kesinlikle;<br />
ama yok da değil: Öyle silik, boz, yitik bir ışıksızlık.<br />
And I have this vapid metallic gleam, an absolute sample of<br />
whatever not.<br />
83
www.isaretatesi.com<br />
VAROLMAYAN<br />
Ağaca bakıyorum: Ağaç bana bakmıyor. Şu an burada ağaca<br />
bakıyor oluşum geçersiz; bakmıyorum demek ki ağaca.<br />
Zamanın berisinde kendimin kadavrasıyım – soyuntular,<br />
döküntüler, çözünme, bozunum, kokuşma henüz<br />
başlamamışsa da, hızla başlayabilir varlık cüzzamı, kirli paslı,<br />
is karası.<br />
No privilege of identity here – doomed to suffer: no existential<br />
privilege whatsoever.<br />
84
www.isaretatesi.com<br />
SABİTLENEN<br />
Sezgisi çarpılma; düşünüşü yıkım; farkedişi aforoz. Yönü<br />
yangın; teni radyasyon; duraksaması kopuş; suskunluğu lanet.<br />
Başlıyor yeniden, tekrar geçiyor, hepsi aynı sırayla aynı şekilde<br />
birbirinin aynısı. Zamanın sekansını sabitleyeli çok oldu.<br />
Tükenene dek içinde kalacak varlığı yanlışlayan mikro cebin –<br />
orada, o çehresiz manken, iblis ironisi. Başla, tekrarla – tüken<br />
ama tüketeme yeniden.<br />
85
www.isaretatesi.com<br />
86
www.isaretatesi.com<br />
IŞIK ÇEŞİTLEMELERİ<br />
87
www.isaretatesi.com<br />
88
www.isaretatesi.com<br />
PROLOG<br />
Usta çevirmen ve yazar Işık Ergüden’in yakın zamanlarda<br />
iki kitabı elime geçti. Önce Zifir Olsun!’u bir kafeden<br />
çıkarken ayaküstü, son sürat, tek seferde okudum.<br />
Ardından Kurgusuz ve Yaşanmamış’ı edindim ve eve<br />
kapanıp, ritüel havasında, mutlak konsantrasyonla<br />
kesintisiz, hızlı okumayı denedim: Her şey iyi gidiyordu<br />
aslında, ama yetmişinci sayfadan itibaren yavaşlamalar,<br />
takılmalar, tekrarlar, kopuş eğilimleri baş gösterdi ve nasıl<br />
olduysa, doksanıncı sayfadaki o billur paragrafa gelince<br />
kapalı bir çevrime girdim. Yazının labirentine dalmıştım.<br />
Bazen metinden çıkış yok. Sonuç, aynı paragrafın çeşitli<br />
kriterlerle yeniden yazımından türeyen çeşitlemeler oldu.<br />
R. Queneau, G. Stein, A. Belıy, J. Joyce, E. Ayhan’ı referans<br />
alan bir düzeneğin ürünüdür; arka planında Wittgenstein,<br />
Fazlullah, yarım yamalak bazı Türki şair okumaları ve<br />
Anadolu ağızları vardır. Kaçık, hınzır, histerik, eğlenceli,<br />
şizofren, şen şakrak bir edayla yazıldı “Çeşitlemeler”.<br />
Hatalardan mürekkeptir. Oyundur. Zırvadır. Okunaklıdır.<br />
89
www.isaretatesi.com<br />
90
www.isaretatesi.com<br />
SAHNE: İç. Gece.<br />
Büyük, loş bir salonda çevrinme. Zamanın gece yarısını geçtiği<br />
pencerelerin karanlığından –ve belki sessizlikten– anlaşılır.<br />
Küçük gruplar halinde masalarda oturan erkekler. Çoğu<br />
tıraşsızdır, ellerinde sigaralar. Kimi uykulu, tedirgin, geceyi<br />
dinlemektedir, kimileri ise sessizce fısıldaşmaktadır. Çerçeveye<br />
giren bir adamın sırttan boy çekimi. Masaların arasında<br />
dolaşır. Yüzünü hiç görmeyiz. Gri takım elbiselidir. Kamera<br />
adamı –sırttan– takip eder. Adam her masada kısa süre durur,<br />
sessizce bir şeyler söyler, karşısındakiler olur anlamında kafa<br />
sallarlar. Adam bir masadan diğerine gider. 1<br />
1<br />
Işık Ergüden, Kurgusuz ve Yaşanmamış, Sel Yayıncılık, İstanbul, 2019, s. 90.<br />
91
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 1: Her cümlede sözcüklerin sırasını değiştirerek.)<br />
İÇ: Sahne. Gece.<br />
Loş bir çevrinme, salonda büyük. Karanlığından belki gece<br />
anlaşılır zamanın – – ve yarısını sessizlikten pencerelerin<br />
geçtiği. Gruplar masalarda küçük erkekler oturan halinde.<br />
Sigaralar tıraşsızdır, çoğu ellerinde. Sessizce tedirgin,<br />
dinlemektedir geceyi kimi, ise uykulu fısıldaşmaktadır<br />
kimileri. Sırttan bir boy giren adamın çerçeveye çekimi.<br />
Arasında dolaşır masaların. Hiç yüzünü görmeyiz. Elbiselidir<br />
gri takım. Takip adamı kamera eder – – sırttan. Kafa her süre<br />
kısa anlamında şeyler söyler, masada sessizce bir durur,<br />
sallarlar karşısındakiler adam olur. Bir diğerine masadan gider<br />
adam.<br />
92
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 2: Her cümlede harflerin yerini değiştirerek.)<br />
SENA: Hiç. Ecge.<br />
Dal olsan kir, çevirmen boş büyü. Kanar ecegillerin bay karısı –<br />
ışıllanan sınır– ve genlikten pessiz çetiğin cendere azmanlığı.<br />
Çükü delik samut hana gereken allar polar kurda rr. Aşsız<br />
doğu elle çıtlar, gerisi naradırr. İmik sindir kuyulu adım git<br />
geceye, aşk dilen, iliksiz teri emmektedir ece, sis faslıdır. İmik<br />
gir çevreye baban yont çeçeni medar sırıt. Damarları dolaş<br />
ırasına san. Hiç girme özü yün yüz. Bilimdir aktı sele gir. Tırıs<br />
katip –meraktan– e maada der. Has er madama kasık sürer,<br />
essiz eşeyler cebir diler, soluk köy falında sarışın masal<br />
anlasalar dar dururlar. Madam insana dair değer gibi der.<br />
93
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 3: Her sözcükte bir sessiz harf değiştirerek.)<br />
SAHTE: İm. Gebe.<br />
Büzük, koş gir balonda devrinme. Zazanın hece yatısını<br />
gerdiği tencerelerin kazanlığından –de berki sensizlikten–<br />
anlatılır. Kütük gruplan hazinde tasalarda osuran erkenler.<br />
Soğu tıraşsızdın, etlerinde sigaralan. Komi utkulu, bedirgin,<br />
heceyi dizlemektedir, komileri ite sensizce kısıldaşmaktadır.<br />
Çerçevede giden pir atamın hırttan soy çekişi. Tasaların<br />
ağasında dalaşır. Cüzünü piç görmeyin. Tri kakım elbisemidir.<br />
Kamara atamı –hırttan– rakip ezer. Atam hep tasada kıta küre<br />
dumur, sensizce biz neyler sözler, çarşısındakiler olum<br />
anlarında kaka ballarlar. Atam biz yasadan ciğerine gidek.<br />
94
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 4: Her sözcükte tüm sessiz harfleri değiştirerek.)<br />
KATRE: İz. Dere.<br />
Pürüz, bol tik vatozla tenkitle. Karakız kene kazılımı sezdimi<br />
kepçeleyelim tamahkılıçtar –de terli dervişbilmez– atyarışım.<br />
Pütür bluzsal madikle karakanca olucak engerçek. Zoru<br />
çıkantırmık, ekmeğimle piyasadan. Tiki umduğu, betikçil,<br />
çeneli gizdeneylerim, bilimeli ile çentikte kıtırçantamlayım.<br />
Zencereğe yiter giz atayım hınçlar çok serili. Kapatayım<br />
alazımla koparıp. Pürüzü bit közlesin. Pli yapıp ettirenimiz.<br />
Favela azabı –hınçlar– latif emek. Alay geç parala yıka büke<br />
yumul, kertikle git terket gözden, çaktırıptagiden oyuk<br />
aktarıpta bana matkaptan. Azap giz kafalar çizebile bilek.<br />
95
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 5: Her sözcükten birer harf eksilterek.)<br />
AHNE: Ç. Ece.<br />
Büyü, lo salona evrinme. Amanın ece arısını geçiği pencereleri<br />
karanlığında –e beli essizlikten– anaşılır. Küçü grupla halide<br />
asalarda turan erekler. Çoğ tıraşızdır, ellerine sigarala. İmi<br />
uykul, tedirgi, eceyi dilemektedir, kimleri is sessize<br />
fısıldamaktadır. Çereveye gire bi adamı sırtta oy ekimi.<br />
Asaların arasına dolaşı. Üzünü iç örmeyiz. Gr akım eliselidir.<br />
Kamer damı –sırtta– taip der. Ada he maada kıs üre urur,<br />
sessize bi şeyle söyle, karısındakiler olu anamında kaf salarlar.<br />
Dam bi asadan diğerin gide.<br />
96
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 6: Her sözcükten ikişer harf eksilterek.)<br />
SAN: . Ce.<br />
Yük, ş r salda evrime. Zaman ce yarını geçti pencerelen<br />
aralığından –eli essizliken– anaşılı. Çük gupla hande masalda<br />
oran erekle. Oğ taşsızdır, ellerin sigalar. Ki uyku, dirgin, geyi<br />
dilmektedir, kileri s sessiz fıldaşmaktadır. Çerveye gir r adam<br />
sırta y çeki. Masalın asında dolar. Yünü ç görmez. R tam<br />
eliseldir. Kara amı –sırta– tak er. Am r sada ka re dur, sessiz r<br />
eyle öyle, arısındakiler ol anlamda fa salarla. Am r asada<br />
derine ger.<br />
97
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 7: Her sözcüğe birer harf ekleyerek.)<br />
SAHNEM: Piç. Gecem.<br />
Büzyük, floş bira saltonda çevrinmez. Zapmanın geyce<br />
yargısını geçtiğim pencerelerine katranlığından –eve belkim<br />
asessizlikten– hanlaşılır. Küpçük guruplar ahalinde masatlarda<br />
oturtan merkekler. Çoğul tıpraşsızdır, kellerinde sigaraylar.<br />
Ekimi uykuluk, tepdirgin, geyceyi dinleşmektedir, kilmileri<br />
ipse asessizce fıhsıldaşmaktadır. Çerçeveyle girsen bira<br />
gadamın sırattan boya çekimiş. Masakların parasında<br />
dolmaşır. Yüzünüz hiçe göremeyiz. Geri taktım elbiselimdir.<br />
Kambera adamcı –sırattan– takzip keder. Madam hero<br />
maksada kıysa sürek durdur, sessizece bire eşeyler söyüler,<br />
karşısındakilere solur anlamından kafka salalarlar. Madam<br />
bira masaldan diğerince gidero.<br />
98
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 8: Her sözcüğü ikiye bölüp, parçalara birer harf ekleyerek.)<br />
SAHİ NEY: İp iç. Gel ece.<br />
Büz yükü, lop aş bin er saloz unda çevre binme. Eza amanın<br />
gez ece yarık asını genç etiği pencü terelerin katran alığından –<br />
ev de belik mi sesse tizlikten– anlak aşılır. Küt çüke gür kuplar<br />
halk tinde maç savlarda kot buran erken ökler. Öç doğu tıraşı<br />
sızdırt, teller zinde sigan oralar. Ok timi huy okulu, tevdi<br />
ergin, gence iyi dinler mektepdir, kip mitleri mis ve sel issizce<br />
fısıldaşk maktapdır. Çerçi deveye git renk bu pir adı hamın<br />
sırat atan bu soy çekiş imi. Ama sapların arkası onda da<br />
oklaşır. Yüzük önü ah piç gök ermeyiz. Gör ki tam akım elbe<br />
çiselidir. Kaç merak adı hamı –sırat tank– tam ekip red yer.<br />
Adı tam ah erk maksad ah kıt saz sürt eh odur vur, ser issizce<br />
be pir şeyh eler söz eyler, karşıt sınadakiler ola kur canla<br />
mındar ki afak asal ularlar. An damı be pir maksad can da<br />
ciğerine giz eder.<br />
99
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 9: Metni hiç müdahalesiz, ters sırayla yazarak; âdeta geri<br />
çekim.)<br />
Gider diğerine masadan bir adam. Sallarlar kafa anlamında<br />
olur karşısındakiler, söyler şeyler bir sessizce, durur süre kısa<br />
masada her adam. Eder takip –sırttan– adamı kamera.<br />
Elbiselidir takım gri. Görmeyiz hiç yüzünü. Dolaşır arasında<br />
masaların. Çekimi boy sırttan adamın bir giren çerçeveye.<br />
Fısıldaşmaktadır sessizce ise kimileri, dinlemektedir geceyi,<br />
tedirgin, uykulu kimi. Sigaralar ellerinde, tıraşsızdır çoğu.<br />
Erkekler oturan masalarda halinde gruplar küçük. Anlaşılır –<br />
sessizlikten belki ve– karanlığından pencerelerin geçtiği<br />
yarısını gece zamanın. Çevrinme salonda bir loş, büyük.<br />
Gece. İç: SAHNE.<br />
100
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 10: Her cümleden birer sözcük eksilterek; anlamı<br />
değiştirmeden.)<br />
İç.<br />
Büyük bir salonda çevrinme. Zamanın gece yarısını geçtiği<br />
pencerelerin karanlığından –ve sessizlikten– anlaşılır. Küçük<br />
gruplar halinde oturan erkekler. Çoğu, ellerinde sigaralar.<br />
Kimi uykulu, tedirgin, geceyi dinlemektedir, kimileri ise<br />
fısıldaşmaktadır. Çerçeveye giren bir adamın boy çekimi.<br />
Masaların arasında. Yüzünü görmeyiz. Takım elbiselidir.<br />
Kamera –sırttan– takip eder. Adam her masada kısa süre<br />
durur, bir şeyler söyler, karşısındakiler olur anlamında kafa<br />
sallarlar. Bir masadan diğerine gider.<br />
101
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 11: Her cümleye birer sözcük ekleyerek; anlamı<br />
değiştirmeden.)<br />
SAHNE: İç mekân. Gece vakti.<br />
Büyük boyutlu, loş bir salonda çevrinme. Zamanın gece<br />
yarısını geçtiği pencerelerin koyu karanlığından –ve belki<br />
sessizlikten– anlaşılır. Küçük gruplar halinde masalarda<br />
oturan erkekler vardır. Çoğu tıraşsızdır, ellerinde yanan<br />
sigaralar. Kimi uykulu, tedirgin, âdeta geceyi dinlemektedir,<br />
kimileri ise sessizce fısıldaşmaktadır. Çerçeveye giren gizemli<br />
bir adamın sırttan boy çekimi. Masaların arasında ısrarla<br />
dolaşır. Yüzünü karşıdan hiç görmeyiz. Sade gri takım<br />
elbiselidir. Kamera adamı –sırttan sırttan– takip eder. Adam<br />
her masada kısa süre durur, sessizce bir şeyler söyler,<br />
karşısındakiler olur anlamında uysalca kafa sallarlar. Adam bir<br />
masadan diğerine süzülüp gider.<br />
102
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 12: Her cümleye birer sözcük ekleyerek; polisiye bir hava<br />
katarak.)<br />
SAHNE: İç gerilim. Gece treni.<br />
Büyük vagon, loş bir salonda çevrinme. Zamanın gece yarısını<br />
geçtiği pencerelerin dehşetli karanlığından –ve belki<br />
sessizlikten– anlaşılır. Küçük gruplar halinde masalarda<br />
oturan kanlı erkekler. Ölülerin çoğu tıraşsızdır, ellerinde<br />
sigaralar. Kimi uykulu, tedirgin, geceyi dinlemektedir, kimileri<br />
ise cesetlere sessizce fısıldaşmaktadır. Çerçeveye tabancayla<br />
giren bir adamın sırttan boy çekimi. Masaların arasında sinsice<br />
dolaşır. Maskeli yüzünü hiç görmeyiz. Mat gri takım<br />
elbiselidir. Kamera adamı –sırttan dikizleyerek– takip eder.<br />
Adam her masada kısa süre durur, sessizce bir şeyler söyler,<br />
karşısındakiler olur anlamında kesik kafa sallarlar. Adam bir<br />
masadan diğerine şeytanca gider.<br />
103
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 13: Her cümleye bir sözcük ekleyerek; edebiyat<br />
parçalayarak.)<br />
YAKICI SAHNE: İç. Gece hâletiruhiyesi.<br />
Büyük, loş bir salonda alengirli çevrinme. Zamanın gece<br />
yarısını geçtiği pencerelerin karanlığından –ve belki kurşunî<br />
sessizlikten– anlaşılır. Küçük gruplar halinde masalarda<br />
oturan tumturaklı erkekler. Meğerki çoğu tıraşsızdır, ellerinde<br />
sigaralar. Kimi uykulu, tedirgin, vakur geceyi dinlemektedir,<br />
kimileri ise sessizce fısıldaşmaktadır. Çerçeveye giren tekinsiz<br />
bir adamın sırttan boy çekimi. Masaların arasında haşmetle<br />
dolaşır. Tevekkeli yüzünü hiç görmeyiz. Uçarı gri takım<br />
elbiselidir. Kamera adamı –sırttan– verevine takip eder. Adam<br />
her masada kısa süre durur, sessizce bir şeyler söyler,<br />
karşısındakiler dehşetengiz olur anlamında kafa sallarlar.<br />
Adam bir masadan diğerine gider sürgit.<br />
104
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 14: Her cümleyi tamamen değiştirerek; karşıt, bambaşka bir<br />
anlam elde ederek.)<br />
SAHNE: Dış. Gündüz.<br />
Küçük, aydınlık bir avluda atalet. Zamanın gün ortasını geçtiği<br />
çatıların aydınlığından –ve elbette gürültüden– anlaşılır.<br />
Büyük gruplar halinde minderlerde oturan kadınlar. Bazısı<br />
cillop gibidir, ayaklarında nikotin bantları. Çoğu ayık, rahat,<br />
gündüzü anlatmaktadır, birçoğu ise avaz avaz bağrışmaktadır.<br />
Çerçeveden çıkan bir kadının karşıdan yakın çekimi. Minder<br />
üzerinde durur. Sırtını hiç görmeyiz. Rengârenk bikinilidir.<br />
Kamera kadını –karşıdan– takip eder. Kadın minderde uzun<br />
süre durur, avaz avaz bir sürü şey haykırır, arkasındakiler<br />
olmaz anlamında ayak sallarlar. Kadın minderden gelir.<br />
105
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 15: Cümlelerin sırasını değiştirerek.)<br />
Çerçeveye giren bir adamın sırttan boy çekimi. Gri takım<br />
elbiselidir. Büyük, loş bir salonda çevrinme. Küçük gruplar<br />
halinde masalarda oturan erkekler. Kimi uykulu, tedirgin,<br />
geceyi dinlemektedir, kimileri ise sessizce fısıldaşmaktadır.<br />
SAHNE: İç. Adam her masada kısa süre durur, sessizce bir<br />
şeyler söyler, karşısındakiler olur anlamında kafa sallarlar.<br />
Çoğu tıraşsızdır, ellerinde sigaralar. Adam bir masadan<br />
diğerine gider. Yüzünü hiç görmeyiz. Kamera adamı –sırttan–<br />
takip eder. Masaların arasında dolaşır. Zamanın gece yarısını<br />
geçtiği pencerelerin karanlığından –ve belki sessizlikten–<br />
anlaşılır. Gece.<br />
106
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 16: Art arda gelen cümlelerin birer sözcüğünü değiş tokuş<br />
ederek.)<br />
GECE: İç. Sahne.<br />
Büyük, loş bir sessizlikten çevrinme. Zamanın gece yarısını<br />
geçtiği pencerelerin karanlığından –ve belki salonda– anlaşılır.<br />
Küçük gruplar halinde ellerinde oturan erkekler. Çoğu<br />
tıraşsızdır, masalarda sigaralar. Kimi uykulu, tedirgin, geceyi<br />
dinlemektedir, kimileri ise sırttan fısıldaşmaktadır. Çerçeveye<br />
giren bir adamın sessizce boy çekimi. Masaların arasında<br />
görmeyiz. Yüzünü hiç dolaşır. Sırttan takım elbiselidir.<br />
Kamera adamı –gri– takip eder. Adam her masada kısa süre<br />
durur, sessizce bir şeyler söyler, karşısındakiler gider<br />
anlamında kafa sallarlar. Adam bir masadan diğerine olur.<br />
107
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 17: Sözcüklerin sessiz harflerini kök olarak alıp seslilerle<br />
yeni sözcükler türeterek.)<br />
SÜHAN: Öç. Gacı.<br />
Bayık, leş ebru solunda uçverinme. Azmanın gacı yöresini<br />
göçtüğü pancarların kurnalığından –ov bilek sossuzluktan–<br />
ünleşilir. Kaçık garplar ohlandı mislerdi turna rekaikler. Çağı<br />
oturuşsuzdur, lalürind asgarîler. Kem yokla, etdirgen, gacıyı<br />
donlamaktadır, kumlar us sossuzca fasıldaşmuktedir.<br />
Uçarçuvay görün ebru demin serttin bey çıkma. Mislerin<br />
örsünde dölüşür. Yazın heç giremeyiz. Gir itkim libaslıdır.<br />
Kumar dem –serttin– takıp dur. Dom ahır mesud akis sır<br />
derer, sossuzca beri eşyalar saylar, kırışsandukalar lor<br />
ünleminde kûfî uslularlar. Dem ebru mesudan dağarına güder.<br />
108
www.isaretatesi.com<br />
(Yeniden yazım 18: Anlamı koruyacak şekilde metni daraltarak.)<br />
Gece.<br />
Salonda çevrinme. Zamanın geçtiği pencerelerin karanlığından<br />
anlaşılır. Masalarda erkekler. Ellerinde sigaralar. Kimi geceyi<br />
dinlemektedir, fısıldaşmaktadır. Bir adamın sırttan boy çekimi.<br />
Dolaşır. Yüzünü görmeyiz. Takım elbiselidir. Kamera takip<br />
eder. Adam her masada durur, bir şeyler söyler,<br />
karşısındakiler kafa sallarlar. Adam gider.<br />
109
www.isaretatesi.com<br />
110
www.isaretatesi.com<br />
METİNDIŞI SORULAR<br />
111
www.isaretatesi.com<br />
112
www.isaretatesi.com<br />
bir oturuşta baştan sona okunan<br />
‘gürültülü’ bir kitabın ardından<br />
Ev nerededir? Ev neresindedir? Evin sinesi nedir? Ev<br />
neresinde dinlenir? Evin neresi dinlenilir? Evin sesi<br />
neresindedir? Neresi evin sesindedir?<br />
Saat kaç—masa olmaz mı? Saat açmasa olmaz mı? Saat saçmaz<br />
mı? Saat saçılmaz mı? Saat saçmalamaz mı?<br />
Günlerden nedir? Günler nedendir? Gün nerelerdedir? Gün<br />
nerede nedenlerdedir? Gün nerelerden perdelenir?<br />
Başında mıyız, ortasında mı, sonunda mı? Sonu başında mı,<br />
başı ortasında mı, başında ortası sonunda mı, sonun başı<br />
ortasında mı?<br />
Zamanın sesi gürültü müdür? Ses zamanın gürültüsü müdür?<br />
Gürültü sesin zamanı mıdır? Zaman gürültünün esi midir?<br />
Zamanın gürültüsü essiz midir? Gürültünün zamanı sessiz<br />
midir?<br />
113
www.isaretatesi.com<br />
Dışarısı içerinin dışında mıdır? İçerisi nerede dışarıdadır?<br />
Dışarıya içeriden neler kazınır? Boşluğa neler dallanıp<br />
budaklanır?<br />
Metne nasıl çıkılır? Metin nasıl çakılır? Metin nasıl açılır?<br />
Metnin çıkışı girişine nereden açılır? Metinden metne neden<br />
kaçılır? Çıkış metni inişe nerede saçılır?<br />
Varsayım neyi başlatır? Varlık sayım mıdır? Sayılı varlık var<br />
mıdır? Sayım sayısı varlık mıdır? Sayımlı varlık sayı mıdır?<br />
Sayrılık varsıl mıdır? Varlık sanrısı sayısal mıdır?<br />
Yokluk şiir midir? Şiir yoluk değil midir? Yok şiir oluk değil<br />
midir? Oluk şiir midir? Oluk şiir yok değil midir?<br />
Her şey nefes midir? Her temas heves midir? Her ses pes<br />
midir? Şey hep es midir?<br />
Görüş sönüm müdür? Dönüş ölüm müdür? Dönüm süs<br />
müdür? İz sis midir? Yer mis midir? Mevsim yersiz midir? Ten<br />
bensiz midir? Ev dev midir?<br />
114
www.isaretatesi.com<br />
115
www.isaretatesi.com<br />
ÜÇ ŞAİR<br />
116
www.isaretatesi.com<br />
117
www.isaretatesi.com<br />
MATKAP<br />
Döngüye koşullanmış, ama olduğu yerde, bir eksenin<br />
etrafında. Somut, kompakt, birimleşmiş, kristalize bir döngü,<br />
her koşulda sabit, aynı, kesin. Kendi de sert, kaskatı. Donup<br />
kalmış, değişmeyen, zorunlu girdabının kanıtı yivleri. Artık<br />
sadece aşındırabilir, zedeleyebilir – öğütüp, yarıp, delip,<br />
parçalayabilir. Tabii bir de kopardığı akıllara zarar gürültü var<br />
ki, kulakları sağır etmek şöyle dursun, ruhları sağır ediyor!<br />
118
www.isaretatesi.com<br />
SOPA<br />
Yılların emeği var, geceli gündüzlü çalışıp çabaladı ve ulu<br />
ağacın tomruğundan yonttu bu değneği: bir sopa, uzun, sert,<br />
pürüzsüz; vardığı somut sonuç bu, elindeki biricik gereç, her<br />
işe koşuyor onu; ama bir sopayla ne yapılabilir vurup<br />
dövmekten başka; sımsıkı kavramış, vuruyor da vuruyor sağa<br />
sola, şuna buna, olur olmadık her şeye (ve bize de); nadiren<br />
halıya kilime falan denk getiriyor, alakasız ve anlamsız<br />
olmayan da o bir tek, en azından kuru kuruya şiddet yerine bir<br />
amaca hizmet ediyor – ama o zaman da deli gibi toz kaldırıyor,<br />
göz gözü görmüyor, boğuluyoruz, olan gene bize oluyor.<br />
Zannettiği üzere günün birinde sopadan tomruğa,<br />
tomruktan ağaca varabilecek mi bakalım.<br />
119
www.isaretatesi.com<br />
MAKAS<br />
Kırpıyor, kesip biçiyor, lime lime ediyor; ama hepsini öylece<br />
bırakıyor. Kırpıntılar her yanda öbek öbek, dağ gibi. Kesinlikle<br />
bir örgü ya da dikiş işlemi söz konusu değil, olsa da ancak<br />
yama olacak, ama yok. Gene de yığınların her birini birer<br />
konfeksiyon ürünü olarak görmemiz bekleniyor – ve kesim<br />
çılgınlığı içinde olanı da zanaatkâr saymamız. Bizzat o istiyor<br />
bizden bunu. Oysa yalnızca bir alet o, bir makas – ve onu tutan<br />
da anonim bir el: sıradan, genel bir el; ötekilerin, herkesin eli,<br />
benzerlerinin eli (hatta kırpıntıların eli). Aynı elin tuttuğu daha<br />
bir sürü makas var ve hepsi de hemen hemen birbirinin aynısı.<br />
120
www.isaretatesi.com<br />
121
www.isaretatesi.com<br />
RESİM<br />
-on varyasyon-<br />
122
www.isaretatesi.com<br />
123
www.isaretatesi.com<br />
“Bugün senin resmini yapacaktım, ama<br />
gözlerin keskin bakıyor, kaşlarını<br />
kaldırıp duruyorsun. Omuzların düşük;<br />
dik dur. Mızmızlanma. Derdin ne? İyisi<br />
mi biz bu işi başka güne bırakalım.”<br />
124
www.isaretatesi.com<br />
“Bugün senin resmini yapacaktım, ama<br />
bu boğazlı kazağı giymişsin, baston<br />
yutmuş gibi duruyorsun. Neden kasılıp<br />
duruyorsun? Bugün resmini yapacağımı<br />
söylememiş miydim?”<br />
125
www.isaretatesi.com<br />
“Bugün senin resmini yapacaktım.<br />
Dudağın seğiriyor, görüyorum, gözüm<br />
takılıp duruyor. Şişkin burun deliklerin<br />
sinirime dokunuyor. Öfkeli misin?<br />
Tiksinir gibi gülümseme! Benim de<br />
kaşım gözüm atmaya başladı. Biz bu işi<br />
sonraya bırakalım.”<br />
126
www.isaretatesi.com<br />
“Bugün senin resmini yapacaktım. Ama<br />
saçların fazla kara, dişlerin fazla beyaz.<br />
Göz akın dikkatimi dağıtıyor, benlerin<br />
asabımı bozuyor. Kulak kepçen<br />
karmakarışık! Ne oldu sana?<br />
Ürpertiyorsun beni; resmi bugün<br />
yapmayalım.”<br />
127
www.isaretatesi.com<br />
“Bugün senin resmini yapacaktım.<br />
Niyetlendim bir kere. Otur bakalım<br />
şöyle, hah, düzgün dur, güzelce bak,<br />
rahatla. Olacak gibi. Neye diktin gözünü,<br />
dikkatin mi dağıldı, sakin ol yahu, şehla<br />
şehla bakma, ben de bilemedim karşında<br />
nasıl oturacağımı, kafam allak bullak.<br />
Yok, bu iş bugün de olmayacak.”<br />
128
www.isaretatesi.com<br />
“Bugün senin resmini yapacaktım, ama<br />
gerginim, aklım başımda değil. Hoş, sen<br />
randevuya zaten gelmedin ya!”<br />
129
www.isaretatesi.com<br />
“Bugün senin resmini yapacaktım; her<br />
şey müsait, ışık güzel, hava berrak.<br />
Tavırların içimi açtı, her halin hoşuma<br />
gidiyor. Ama kalem, fırça, boya,<br />
malzemeler nereye gitti, çalındı mı ne, ne<br />
oluyor yahu, hırsız kim?”<br />
130
www.isaretatesi.com<br />
“Bugün senin resmini yapamam. Niye<br />
geldin bilmiyorum. Sinirim bozuk, elim<br />
ayağım titriyor, hiç hevesim yok. Ama<br />
tuhaftır, duruşunla müthiş bir elektrik<br />
yayıyorsun sen.”<br />
131
www.isaretatesi.com<br />
“Bugün senin resmini yaptım. Sen<br />
yokken. Karaladım bir şeyler, oluverdi.<br />
Ama sen geldin, boşa çıktı. Olmamış.<br />
Bugünü hiç yaşanmamış sayalım.”<br />
132
www.isaretatesi.com<br />
“Bugün senin resmini yapacaktım. Bir<br />
hal gelmiş sana. Alnında kırık bir ışık.<br />
Şaşkın, muzip bir ifade var yüzünde.<br />
Saçının her teli hin. Bu nasıl eğri büğrü<br />
oturmak? Parmağındaki ne acayip bir<br />
yüzük? Gözlerin velfecri okuyor, bu ne<br />
biçim suskunluk? Keşke bugün benim<br />
resmimi yapsan!”<br />
133