Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İçindekiler
✔
✔
✔
✔
✔
✔
✔
✔
Önsöz
Gazali kimdir?
Felsefi akımlar ve ekoller
Farabi kimdir?
Müslüman filozofların sözleri
İbn-i Sina kimdir?
Bulmaca
Karikatür
ÖNSÖZ
Önce çevresine baktı insan, sonra gökyüzüne. Anlamaya çalıştı her şeyi. Var
olanların kaynağı neydi, neydi tüm evrenin var olma nedeni? En temelde bu
gayretle ortaya çıktı felsefe. Düşünmek bu yoldaki ilk adımdı. Uçsuz bucaksız
okyanus kıyısında atılan ilk adım gibi küçük, ama ona temas etmek adına bir o
kadar da mühim. İlk adımı kim attı bilinmez, ancak Antik Yunan’da verdi ilk olgun
meyvelerini felsefe. Aristolar, Platonlar, Sokratesler ve niceleri. Dünyanın
geleceğine nizam vermek adına ürettiler fikirlerini. Demokrasi, aristokrasi,
teokrasi…. Bir etki alanı içerisinde ilerledi felsefe. Antik Yunan’dan esen bu rüzgar
kendine zemin kuran ve dünyaya tesir etmeye başlayan İslam medeniyetiyle
tanıştı. Bu tanışma oldukça mühimdi. Çünkü bu bütünleşme tarihe yön verecek
Müslüman filozofların ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
Müslüman filozofların değeri giderek arttı. Artan değerinin beraberinde islamın
felsefeyi etkilemesiyle yeni bir düşünce sistemi ortaya çıktı. Bu sistem tüm felsefi
düşüncelerden farklı olarak bir dinin yorumlanması ve kanıtlanması üzerineydi.
İslam dininin temel esasları dışında ferdi düşünceye serbestlik tanıması, imani
esasları alenen zedelememek şartıyla düşünceye verdiği özgürlük, diğer bir nedeni
de akli ilimlerin gerek siyasi otoriteler gerekse dini otoriteler tarafından sürekli
desteklenmiş olmasıdır. Bu sayede İslam coğrafyasında ve özellikle Arap
dünyasında felsefe gelişmiş, gelişen felsefe de formel, doğa ve insani bilimlere
katkılar sağlamıştır. İslam dünyasında felsefenin üstün konumu 14. yüzyılın
sonlarına kadar devam etmiştir.İslam felsefenin önemine önem katan bazı
filozoflar...
Gazali Kimdir ?
Büyük İslam bilgini Gazali hicri 450, Miladi 1056
yılında Horosan'ın Tus Kentinde dünyaya geldi.
Hüccetülislam ve Zeynüddin gibi lakaplarda
anılır.Künyesi Ebu Hamiddir. Ortaçağ Avrupasında
Ebuhamet ve Algazel diye tanınmaktadır. Doğduğu
şehirden dolayı Tusi olarak da anılır. Ama en bilindik
nisbesi Gazali'dir. Gazali'nin Ailesi hakkındaki bilgiler
son derece azdır. Sonraları özellikle Sufi kimliğiyle
büyük ün kazanacak olan kendinden küçük bir erkek
kardeşi, birkaç da kız kardeşi vardır.
Gazali Kuran-ı Kerim'in ezberlenmesi,dil bilgisi ve aritmetik gibi olanlarda ilk eğitimini aldı.
İleri düzeydeki ilk öğrenimine 1073'te Ahmet b.Muhammet er Razkani adlı alimle fıkıh
dersleri alarak başlayan Gazali daha sonra Cürcan'a giderek burada İsmaili denilen bir
zatın öğrencisi oldu. Daha sonra Nişabur'a giderek,zamanın büyük alimlerinden İmam-el
Harameyn Ebu'l-Mealı El-Cüveyni'nin talebesi oldu. Gazali'nin üstün zekası ve
çalışkanlığını gören hocası Gazali'ye hadis,fıkıh,kelam,mantık,İslam hukuku ve münazara
alanında ilimler öğretti.Nişabur'da tahsilini tamamladıktan sonra Selçuklu veziri
Nizamulmülk'ün daveti üzerine Bağdat'a gitti. Yüksek ilmi ve kabiliyetiyle daha 34
yaşındayken Nizamiye Medresesi'ne Nizam-ı mülk tarafından müderris olarak tayin edildi.
-Yetiştirdiği Alimler-
Gazali'nin yetiştirdiği 300 öğrenci arasında Ebu Mansur Muhammed, Muhammed bin
Es'ad et-Tusi, Ebu'l-Hasan el-Belensi, Ebu Abdullah Cümert el-Hüseyni gibi isimler vardı.
Birbirinden değerli kitapları islam dünyasına kazandıran Gazali, ilim ehli, devlet adamları
ve halk tarafından da büyük hürmet gördü.
-İlmi Çalışmaları-
Gazali Avrupalı filozofların dünyanın tepsi gibi düz olduğunu iddia ettikleri bir zamanda
ilim ve felsefenin yanlış olduğunu kanıtlayarak dünyanın yuvarlak olduğunu açıkladı.
Karaciğerde kanın zehir ve mikroptan temizlendiğini, safra ve lenfle zararlı madde
eriyiklerinin kandan ayrıldığını ve böylece dalağın,böbreklerin ve safra kesesinin
rollerini,kanın madde miktarındaki oranın değişmesi sonucunda vücut sıhhatinin
bozulacağı gibi tıp alanında pek çok konuyu da delilleriyle ortaya koydu. Ayrıca diğer fen
ilimlerinde de fikir ve bilgileri izah ederek kitaplarında yer verdi. Yoğun geçen ilmi
çalışmalarından sonra yerine kardeşi Ahmet Gazali'yi vekil bırakan Gazali Nizamiye
müderrisliği görevine ara vererek Bağdat'tan ayrıldı. Çeşitli ilmi çalışmalar ve seyahatler
yapan Gazali Şam'da kaldığı 2 yıl boyunca en kıymetli ve tanınmış eseri "İhyav Ulumi'ddin"
kitabını yazdı. Şam'dan ayrılıp bir müddette Kudüs'te kaldıktan sonra Haz vazifesini
yapmak için Mekke'ye gitti. Sonra Bağdat'a geri dönerek Nizamiye müderrisliğine devam
etti.İhyav Ulumi'd-din kitabını öğrencilerine ders kitabı olarak okuttu. Nizamiye
Medresesinde ders verdikten sonra doğduğu yer olan Tus'a dönen Gazali 53 yıllık
ömrünün son yıllarını Tus'ta geçirmeyi tercih etti. Gazali evinin yakınında bir medrese ve
tekkede yaptırdı. Büyük İslam düşünürü İmam-ı Gazali 19 Aralık 1911'de hayata veda etti.
Felsefi Akımlar ve Ekoller
İslam Felsefesi Akımları, İslam Felsefesindeki Ekoller İslam düşüncesinin Yunan
felsefe ekolleri arasından ilk tanıştığı ekol ve akımlar Yeni Platonculuk, Yeni
Pisagorculuk ve Hermetik din felsefesi olmuştur. Aristoteles felsefesinin tanınması
ise yaklaşık bir asır sonra gerçekleşecektir.
VIII. yüzyıldan itibaren üç asır boyunca ilim ve düşünce ürünlerinin Grekçe,
Süryanice, Farsça ve Sanskritçeden Arapçaya kazandırılmasını sağlayan tercüme
faaliyetinin kurumsallaştığı Beytülhikme kadrosunda yer alan ilk İslam filozofu
Kindî ile başlayan felsefe hareketi XIII. yüzyıla kadar devam etmiş, bu süre
zarfında İbnü’r-Râvendî’nin temsil ettiği Dehriyye; Cabir ibn Hayyân ile Ebû Bekir
Zekeriyyâ Râzî’nin sistemleştirdiği Tabîiyye; Kindî, Farâbî, İbn Sînâ ve İbn Rüşd
gibi ünlü filozoflarca temsil edilen Meşşâiyye; X. yüzyılda düşüncelerini
ansiklopedik mahiyetteki Resâil’de ortaya koyan İhvân-ı Safâ; Şihabüddin
Sühreverdî’nin kurduğu İşrâkıyye gibi ekoller ortaya çıkmış, ayrıca bu ekollerden
hiçbirine mensup olmayan bağımsız düşünür ve bilim adamları yetişmiştir.
Bu ekoller şunlardır:
- Tabiiyyun (Naturalistler): Aklı tecrübeden çıkaran ve bilgilerin duyumlar
aracılığıyla kazanıldığını savunan görüştür. Bu görüş, Tanrı ile insan arasında
aracı kabul etmeyen deist yaklaşımı sergiler. Razi, önemli temsilcilerindendir.
- Dehriyyûn (Maddeciler): Gerçek olan tek şeyin madde, onun da ezelî ve ebedî
olduğunu savunan görüştür. Dolayısıyla bu akım filozofları Tanrı’nın varlığını kabul
etmez. İbnü’r Râvendi, önemli temsilcilerindendir.
- Bâtınîlik: Kutsal kitapların görünenden ziyade harf ve sözcüklerinden gizli
manalar çıkaran görüştür. İbn Meymûn, önemli temsilcilerindendir.
- Meşşâîlik: İslam esaslarına bağlı, başta Aristoteles etkisinde ve kısmen de
Platon felsefesini içeren mantık ve matematik temelli bir felsefi yaklaşımdır. Akla
dayalı inancı savunur. El Kindi, Fârâbî ve İbn Rüşd gibi filozoflar önemli
temsilcileridir.
- İşrakîlik: Mantığa dayalı bilginin değil mistik tecrübeye dayalı bilginin hakikati
vereceğini savunan görüştür. İşrakiye, güneşin doğarak ışığın yayılması anlamına
gelir. Güneşin eşyayı karanlıktan aydınlığa çıkardığı gibi manevi sezginin de insanı
aydınlattığını savunur. Şahabettin Sühreverdi, önemli temsilcilerindendir.
Farabi Kimdir ?
Farabi, Türkistan'ın Farab şehrinde doğmuştur. Ancak Farsça
yazmış ve milliyetini kendi eserlerinde belli etmemiştir. Eski
zamanlarda bugünkü gibi ulus algısı olmadığından,şehrinin
adıyla anıldı. Onun zamanında Türk olmak entellektüel
çevrede pek iyi karşılanmıyordu. Bu yüzden Türk olsa da bu
gizlenmek durumundadır. Şehirlerde türk korkusu vardır ve
Türkler sadece savaşçılıklarıyla bilinmektedir. Öte yandan
İslam ile birlikte Türk ve Fars kültürleri kaynaşmış ve herhangi
birinden olmak benzer kültürel köklere sahip olmak anlamına
gelmiştir. Kindi'den sonra İslam Felsefesinin en önemli
kişisidir.Kindi'ye göre daha sistematik,orijinal ve kapsamlıdır
Kendisi Antik-Helenistik felsefenin mirasçısı olarak görür ve İslam dünyasına bu mirası
tanıtmıştır.Yeni Eflatunculuk,Aristo ve Platon'un karışımını karşımıza çıkarır. Kindi'den
sonra Yeni-Platoncu çizgide kendine has örijinal sistem kuran ilk büyük filozof. Kindi tek akıl
üzerinde dururken Farabi on akıldan bahseder. Farabi, kendini Hristiyan hocalar üzerinden,
İskenderiye'de gelişen ve Antakyalı hocalar vasıtasıyla Bağdat'a Kimdiraktarılan Yeni
Aristotalesci geleneğe bağlanmaktadır. Farabi'nin yaşadığı asırda Bağdat felsefe ve mantık
çalışmalarının merkezi durumundadır.
-Felsefi Düşüncesi-
Muallim-i Sani : Dini sebeplerle sınırlandırılan mantığı bütün olarak ele almış ve onu
yeniden özgün formuna kavuşturmuştur. Mantık üzerine yaptığı bu değişim ve
düzenlemeden dolayı bu adı almıştır.
Teolojik düşünce ile felsefi düşünce belirgin biçimde birbirinden ayrılmıştır.
Bilgi felsefesi ve mantık en önemli katkısıdır.bilgiteolojisinde insanın bilgiye nasıl ulaştığını
işler. Dini ilimler ile akli ilimleri mille kavramı çerçevesinde açıklamıştır. Siyaseti mille
kavramı etrafında din ve felsefe bütünlüğü içinde inceler.(Kendine Özgü yeni bir ilim
tasavvuru geliştirmiştir.)
İnsanda mükemmelleşmenin olması için taakkulun önemine vurgu yapar.
-Farabi'nin Eserleri-
Organon'da bulunan sekiz kitaba şerh yazar,bunlar içinde cedel,burhan,yorum üzerine olan şerhleri
önemlidir.
-Cedel kelam ile özdeşir, iknâîdir.
-Burhan Filozoflar ile özdeşir, iknai özelliği taşımaz ispatıdır.
-Yorum üzerine günümüze ulaşan en kapsamlı eserdir. Klasik şerh geleneğinin en güzel örneklerinden
biridir.
-Kıyas, kelam ve fıkıh disiplinine değinir. Fıkıh hükümlerini mantığa uygulayan ilk filozoftur. Hem kelam hem
de Fıkıhta kesinliğe ulaşmayı amaçlar.
İhsau'l-Ulum : İlimlerin sayımı. Felsefe kapsamındaki disiplinleri tanımları problemleri ve literatürleri ele
alır. Kendi dönemindeki ilimleri ve muhtevalarını göstermek amacıyla yazılmıştır.
Kitabu'l-Huruf : Aristo'nun metafiziğini her bir bölümünü bir Yunan harfi ile isimlendirdiği, metafizik mantık,
din-felsefe ilişkisine dair yorumları yer alır.
Kitabu'l-Mille : Din ve felsefe ilişkisi üzerine yazılmış bir din kitabıdır.
Siyasetü'l-Medeniyye : Mükemmel toplumun oluşumu ve bu toplumun başkanına dair özellikleri anlattığı
eseridir.
Sözler
- Yaratılmış olan her şey sonunda aslına döner.
Şehabeddin Şühreverdi, Cebrail'in kanat sesi
-Açıktır ki,önce var olmayıp sonra var olan her şey,kendinden başka
bir şeyle belirlenir.
İbn-i Sina
-Bildim ve anladım ki hiçbir şey bilinmemiş ve hiçbir şey
anlaşılmamıştır.
İbn-i Sina
-Önce doğruyu bilmek gerekir,boğru bilinirse yanlış da bilinir.
Farabi
-Düşünmek ruhun kendi kendisiyle konuşmasıdır.
Farabi
-Şüphe duymayan hakikati bulamaz.
İmam Gazali
-Çok işte çırak olacağına,bir işte usta ol.
İmam Gazali
-Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.
İbn-i Sina
İbn-i Sina kimdir ?
Batı'da "Avicenna" adıyla tanınan ünlü Türk İslam filozofu
ve hekimi İbn-i Sina 980 yılında Buhara'nın Afşana
kasabasında doğdu. Babası Abdullah Bin Sina,özel
dersler alarak yetiştirilmiştir. Matematik, Hukuk, Mantık,
Felsefe ve Tıbbı çok küçük yaşta öğrenmiş, 10 yaşında
Kur'an-ı Kerim'i ezberlemiştir. 16 yaşında ünlü bir hekim
olmuştur. İbn-i Sina kısa bir süre devrin filozofu Natili"den
dersler almıştır. İbn-i Sina,18 yaşındayken Samani
hükümdarı Nuh Bin Mansur'un hastalığını tedavi etmiştir.
Bu olayın ardından kendisine saray kitaplığında
okumasına izin verilmiştir. İbn-i Sina bu kitaplıktan
yararlanarak bilgisini çok genişletmiştir.
Bir süre sonra babası ve Samani hükümdarı ölünce Harezm'e gitti. Burada hekimler ve
filozoflarla tanıştı.
İbn-i Sina Gazneli Mahmud'un çağrılarına önem vermeyerek önce Cürcan'a daha sonra
da Rey'e gitti. İbn-i Sina,1037 yılında İran'ın Hamedan kentinde vefat etti.
-Eserleri-
İbn-i Sina'nın yaklaşık 276 kitabı vardır. Eserlerinden ikisi çok ünlüdür. Bunlardan "Tıp
kanunu" 600 yıl Doğu ve Batı'da ders kitabı olarak okutulmuştur. Felsefeye ait eseri
"Kitab-ül Şifa" Avicennism diye bir akımın doğmasına neden olmuştur.
-Felsefe Anlayışı-
İbn-i Sina felsefeyi ikiye ayırır;
1-Nazari Hikmet : Metafizik,doğa felsefesi ve matematik bu alana girer. Nazari
Hikmetin gözlem ve deneyle bir ilişkisi yoktur,yalnızca düşünce ve bilgi üstünde çalışma
alanıdır.
2-Ameli Hikmet : İbn-i Sina Amli hikmeti üç dala ayırır;
Siyaset ya da Medeni hikmet,
İktisat ya da Ev hikmeti,
Ahlak Hikmeti.
Bu üç dalın her biri bilgiye,gözleme ve deneye dayalıdır. Kaynağını bu iki kavramda
bulur. Ama bu kaynaklardan elde edilen bilginin kesin geçerlilik kazanabilmesi için akıl
ilkelerine ve mantık kurallarına uyması gerekir.
Bulmaca
Soldan sağa doğru
2- Bir sanatçı tarafından yaratılan
ve estetik bir değerlendirmenin
konusu.
5-İnsanın meydana getirdiği
eserleri ele alan, sanatın ne
olduğunu sorgulayan felsefe dalı.
8-Ona göre madde kendi başına
düzensiz ve çirkindir.
9-Büyüklük, sonsuzluk, sınırsızlık,
ifade eder ve insan ölçülerinin
üstündedir.
Yukarıdan Aşağı Doğru
1-Pluton'un sanat anlayışı
3-Güzelin ne olduğunu sorgulayan
ve onun bilgisine ulaşmaya
çalışan felsefe dalı
4-Estetik bağımsız bir araştırma
alanı olarak ilk defa kullanan kişi
6-Sanat eseri yaratan kişi
8-Hoş bir eğilimi tatmin eden her
şeydir.
Karikatürler
Şehit Servet Asmaz Anadolu İmam Hatip Lisesi
10B Sınıfı Öğrencileri;
Ali Enes DAĞ,
Fatih DOLAYMAN,
Ahmet Enes AY,
Ahmet Faruk KARA
Yakup Eren ALTINDAĞLI
tarafından hazırlanmıştır.