09.03.2020 Views

düşünce denizi

powered by https://www.foreverautohits.com

powered by https://www.foreverautohits.com

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.


İçindekiler

Önsöz

Gazali kimdir?

Felsefi akımlar ve ekoller

Farabi kimdir?

Müslüman filozofların sözleri

İbn-i Sina kimdir?

Bulmaca

Karikatür

ÖNSÖZ

Önce çevresine baktı insan, sonra gökyüzüne. Anlamaya çalıştı her şeyi. Var

olanların kaynağı neydi, neydi tüm evrenin var olma nedeni? En temelde bu

gayretle ortaya çıktı felsefe. Düşünmek bu yoldaki ilk adımdı. Uçsuz bucaksız

okyanus kıyısında atılan ilk adım gibi küçük, ama ona temas etmek adına bir o

kadar da mühim. İlk adımı kim attı bilinmez, ancak Antik Yunan’da verdi ilk olgun

meyvelerini felsefe. Aristolar, Platonlar, Sokratesler ve niceleri. Dünyanın

geleceğine nizam vermek adına ürettiler fikirlerini. Demokrasi, aristokrasi,

teokrasi…. Bir etki alanı içerisinde ilerledi felsefe. Antik Yunan’dan esen bu rüzgar

kendine zemin kuran ve dünyaya tesir etmeye başlayan İslam medeniyetiyle

tanıştı. Bu tanışma oldukça mühimdi. Çünkü bu bütünleşme tarihe yön verecek

Müslüman filozofların ortaya çıkmasına zemin hazırladı.

Müslüman filozofların değeri giderek arttı. Artan değerinin beraberinde islamın

felsefeyi etkilemesiyle yeni bir düşünce sistemi ortaya çıktı. Bu sistem tüm felsefi

düşüncelerden farklı olarak bir dinin yorumlanması ve kanıtlanması üzerineydi.

İslam dininin temel esasları dışında ferdi düşünceye serbestlik tanıması, imani

esasları alenen zedelememek şartıyla düşünceye verdiği özgürlük, diğer bir nedeni

de akli ilimlerin gerek siyasi otoriteler gerekse dini otoriteler tarafından sürekli

desteklenmiş olmasıdır. Bu sayede İslam coğrafyasında ve özellikle Arap

dünyasında felsefe gelişmiş, gelişen felsefe de formel, doğa ve insani bilimlere

katkılar sağlamıştır. İslam dünyasında felsefenin üstün konumu 14. yüzyılın

sonlarına kadar devam etmiştir.İslam felsefenin önemine önem katan bazı

filozoflar...


Gazali Kimdir ?

Büyük İslam bilgini Gazali hicri 450, Miladi 1056

yılında Horosan'ın Tus Kentinde dünyaya geldi.

Hüccetülislam ve Zeynüddin gibi lakaplarda

anılır.Künyesi Ebu Hamiddir. Ortaçağ Avrupasında

Ebuhamet ve Algazel diye tanınmaktadır. Doğduğu

şehirden dolayı Tusi olarak da anılır. Ama en bilindik

nisbesi Gazali'dir. Gazali'nin Ailesi hakkındaki bilgiler

son derece azdır. Sonraları özellikle Sufi kimliğiyle

büyük ün kazanacak olan kendinden küçük bir erkek

kardeşi, birkaç da kız kardeşi vardır.

Gazali Kuran-ı Kerim'in ezberlenmesi,dil bilgisi ve aritmetik gibi olanlarda ilk eğitimini aldı.

İleri düzeydeki ilk öğrenimine 1073'te Ahmet b.Muhammet er Razkani adlı alimle fıkıh

dersleri alarak başlayan Gazali daha sonra Cürcan'a giderek burada İsmaili denilen bir

zatın öğrencisi oldu. Daha sonra Nişabur'a giderek,zamanın büyük alimlerinden İmam-el

Harameyn Ebu'l-Mealı El-Cüveyni'nin talebesi oldu. Gazali'nin üstün zekası ve

çalışkanlığını gören hocası Gazali'ye hadis,fıkıh,kelam,mantık,İslam hukuku ve münazara

alanında ilimler öğretti.Nişabur'da tahsilini tamamladıktan sonra Selçuklu veziri

Nizamulmülk'ün daveti üzerine Bağdat'a gitti. Yüksek ilmi ve kabiliyetiyle daha 34

yaşındayken Nizamiye Medresesi'ne Nizam-ı mülk tarafından müderris olarak tayin edildi.

-Yetiştirdiği Alimler-

Gazali'nin yetiştirdiği 300 öğrenci arasında Ebu Mansur Muhammed, Muhammed bin

Es'ad et-Tusi, Ebu'l-Hasan el-Belensi, Ebu Abdullah Cümert el-Hüseyni gibi isimler vardı.

Birbirinden değerli kitapları islam dünyasına kazandıran Gazali, ilim ehli, devlet adamları

ve halk tarafından da büyük hürmet gördü.

-İlmi Çalışmaları-

Gazali Avrupalı filozofların dünyanın tepsi gibi düz olduğunu iddia ettikleri bir zamanda

ilim ve felsefenin yanlış olduğunu kanıtlayarak dünyanın yuvarlak olduğunu açıkladı.

Karaciğerde kanın zehir ve mikroptan temizlendiğini, safra ve lenfle zararlı madde

eriyiklerinin kandan ayrıldığını ve böylece dalağın,böbreklerin ve safra kesesinin

rollerini,kanın madde miktarındaki oranın değişmesi sonucunda vücut sıhhatinin

bozulacağı gibi tıp alanında pek çok konuyu da delilleriyle ortaya koydu. Ayrıca diğer fen

ilimlerinde de fikir ve bilgileri izah ederek kitaplarında yer verdi. Yoğun geçen ilmi

çalışmalarından sonra yerine kardeşi Ahmet Gazali'yi vekil bırakan Gazali Nizamiye

müderrisliği görevine ara vererek Bağdat'tan ayrıldı. Çeşitli ilmi çalışmalar ve seyahatler

yapan Gazali Şam'da kaldığı 2 yıl boyunca en kıymetli ve tanınmış eseri "İhyav Ulumi'ddin"

kitabını yazdı. Şam'dan ayrılıp bir müddette Kudüs'te kaldıktan sonra Haz vazifesini

yapmak için Mekke'ye gitti. Sonra Bağdat'a geri dönerek Nizamiye müderrisliğine devam

etti.İhyav Ulumi'd-din kitabını öğrencilerine ders kitabı olarak okuttu. Nizamiye

Medresesinde ders verdikten sonra doğduğu yer olan Tus'a dönen Gazali 53 yıllık

ömrünün son yıllarını Tus'ta geçirmeyi tercih etti. Gazali evinin yakınında bir medrese ve

tekkede yaptırdı. Büyük İslam düşünürü İmam-ı Gazali 19 Aralık 1911'de hayata veda etti.


Felsefi Akımlar ve Ekoller

İslam Felsefesi Akımları, İslam Felsefesindeki Ekoller İslam düşüncesinin Yunan

felsefe ekolleri arasından ilk tanıştığı ekol ve akımlar Yeni Platonculuk, Yeni

Pisagorculuk ve Hermetik din felsefesi olmuştur. Aristoteles felsefesinin tanınması

ise yaklaşık bir asır sonra gerçekleşecektir.

VIII. yüzyıldan itibaren üç asır boyunca ilim ve düşünce ürünlerinin Grekçe,

Süryanice, Farsça ve Sanskritçeden Arapçaya kazandırılmasını sağlayan tercüme

faaliyetinin kurumsallaştığı Beytülhikme kadrosunda yer alan ilk İslam filozofu

Kindî ile başlayan felsefe hareketi XIII. yüzyıla kadar devam etmiş, bu süre

zarfında İbnü’r-Râvendî’nin temsil ettiği Dehriyye; Cabir ibn Hayyân ile Ebû Bekir

Zekeriyyâ Râzî’nin sistemleştirdiği Tabîiyye; Kindî, Farâbî, İbn Sînâ ve İbn Rüşd

gibi ünlü filozoflarca temsil edilen Meşşâiyye; X. yüzyılda düşüncelerini

ansiklopedik mahiyetteki Resâil’de ortaya koyan İhvân-ı Safâ; Şihabüddin

Sühreverdî’nin kurduğu İşrâkıyye gibi ekoller ortaya çıkmış, ayrıca bu ekollerden

hiçbirine mensup olmayan bağımsız düşünür ve bilim adamları yetişmiştir.

Bu ekoller şunlardır:

- Tabiiyyun (Naturalistler): Aklı tecrübeden çıkaran ve bilgilerin duyumlar

aracılığıyla kazanıldığını savunan görüştür. Bu görüş, Tanrı ile insan arasında

aracı kabul etmeyen deist yaklaşımı sergiler. Razi, önemli temsilcilerindendir.

- Dehriyyûn (Maddeciler): Gerçek olan tek şeyin madde, onun da ezelî ve ebedî

olduğunu savunan görüştür. Dolayısıyla bu akım filozofları Tanrı’nın varlığını kabul

etmez. İbnü’r Râvendi, önemli temsilcilerindendir.

- Bâtınîlik: Kutsal kitapların görünenden ziyade harf ve sözcüklerinden gizli

manalar çıkaran görüştür. İbn Meymûn, önemli temsilcilerindendir.

- Meşşâîlik: İslam esaslarına bağlı, başta Aristoteles etkisinde ve kısmen de

Platon felsefesini içeren mantık ve matematik temelli bir felsefi yaklaşımdır. Akla

dayalı inancı savunur. El Kindi, Fârâbî ve İbn Rüşd gibi filozoflar önemli

temsilcileridir.

- İşrakîlik: Mantığa dayalı bilginin değil mistik tecrübeye dayalı bilginin hakikati

vereceğini savunan görüştür. İşrakiye, güneşin doğarak ışığın yayılması anlamına

gelir. Güneşin eşyayı karanlıktan aydınlığa çıkardığı gibi manevi sezginin de insanı

aydınlattığını savunur. Şahabettin Sühreverdi, önemli temsilcilerindendir.


Farabi Kimdir ?

Farabi, Türkistan'ın Farab şehrinde doğmuştur. Ancak Farsça

yazmış ve milliyetini kendi eserlerinde belli etmemiştir. Eski

zamanlarda bugünkü gibi ulus algısı olmadığından,şehrinin

adıyla anıldı. Onun zamanında Türk olmak entellektüel

çevrede pek iyi karşılanmıyordu. Bu yüzden Türk olsa da bu

gizlenmek durumundadır. Şehirlerde türk korkusu vardır ve

Türkler sadece savaşçılıklarıyla bilinmektedir. Öte yandan

İslam ile birlikte Türk ve Fars kültürleri kaynaşmış ve herhangi

birinden olmak benzer kültürel köklere sahip olmak anlamına

gelmiştir. Kindi'den sonra İslam Felsefesinin en önemli

kişisidir.Kindi'ye göre daha sistematik,orijinal ve kapsamlıdır

Kendisi Antik-Helenistik felsefenin mirasçısı olarak görür ve İslam dünyasına bu mirası

tanıtmıştır.Yeni Eflatunculuk,Aristo ve Platon'un karışımını karşımıza çıkarır. Kindi'den

sonra Yeni-Platoncu çizgide kendine has örijinal sistem kuran ilk büyük filozof. Kindi tek akıl

üzerinde dururken Farabi on akıldan bahseder. Farabi, kendini Hristiyan hocalar üzerinden,

İskenderiye'de gelişen ve Antakyalı hocalar vasıtasıyla Bağdat'a Kimdiraktarılan Yeni

Aristotalesci geleneğe bağlanmaktadır. Farabi'nin yaşadığı asırda Bağdat felsefe ve mantık

çalışmalarının merkezi durumundadır.

-Felsefi Düşüncesi-

Muallim-i Sani : Dini sebeplerle sınırlandırılan mantığı bütün olarak ele almış ve onu

yeniden özgün formuna kavuşturmuştur. Mantık üzerine yaptığı bu değişim ve

düzenlemeden dolayı bu adı almıştır.

Teolojik düşünce ile felsefi düşünce belirgin biçimde birbirinden ayrılmıştır.

Bilgi felsefesi ve mantık en önemli katkısıdır.bilgiteolojisinde insanın bilgiye nasıl ulaştığını

işler. Dini ilimler ile akli ilimleri mille kavramı çerçevesinde açıklamıştır. Siyaseti mille

kavramı etrafında din ve felsefe bütünlüğü içinde inceler.(Kendine Özgü yeni bir ilim

tasavvuru geliştirmiştir.)

İnsanda mükemmelleşmenin olması için taakkulun önemine vurgu yapar.

-Farabi'nin Eserleri-

Organon'da bulunan sekiz kitaba şerh yazar,bunlar içinde cedel,burhan,yorum üzerine olan şerhleri

önemlidir.

-Cedel kelam ile özdeşir, iknâîdir.

-Burhan Filozoflar ile özdeşir, iknai özelliği taşımaz ispatıdır.

-Yorum üzerine günümüze ulaşan en kapsamlı eserdir. Klasik şerh geleneğinin en güzel örneklerinden

biridir.

-Kıyas, kelam ve fıkıh disiplinine değinir. Fıkıh hükümlerini mantığa uygulayan ilk filozoftur. Hem kelam hem

de Fıkıhta kesinliğe ulaşmayı amaçlar.

İhsau'l-Ulum : İlimlerin sayımı. Felsefe kapsamındaki disiplinleri tanımları problemleri ve literatürleri ele

alır. Kendi dönemindeki ilimleri ve muhtevalarını göstermek amacıyla yazılmıştır.

Kitabu'l-Huruf : Aristo'nun metafiziğini her bir bölümünü bir Yunan harfi ile isimlendirdiği, metafizik mantık,

din-felsefe ilişkisine dair yorumları yer alır.

Kitabu'l-Mille : Din ve felsefe ilişkisi üzerine yazılmış bir din kitabıdır.

Siyasetü'l-Medeniyye : Mükemmel toplumun oluşumu ve bu toplumun başkanına dair özellikleri anlattığı

eseridir.


Sözler

- Yaratılmış olan her şey sonunda aslına döner.

Şehabeddin Şühreverdi, Cebrail'in kanat sesi

-Açıktır ki,önce var olmayıp sonra var olan her şey,kendinden başka

bir şeyle belirlenir.

İbn-i Sina

-Bildim ve anladım ki hiçbir şey bilinmemiş ve hiçbir şey

anlaşılmamıştır.

İbn-i Sina

-Önce doğruyu bilmek gerekir,boğru bilinirse yanlış da bilinir.

Farabi

-Düşünmek ruhun kendi kendisiyle konuşmasıdır.

Farabi

-Şüphe duymayan hakikati bulamaz.

İmam Gazali

-Çok işte çırak olacağına,bir işte usta ol.

İmam Gazali

-Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.

İbn-i Sina


İbn-i Sina kimdir ?

Batı'da "Avicenna" adıyla tanınan ünlü Türk İslam filozofu

ve hekimi İbn-i Sina 980 yılında Buhara'nın Afşana

kasabasında doğdu. Babası Abdullah Bin Sina,özel

dersler alarak yetiştirilmiştir. Matematik, Hukuk, Mantık,

Felsefe ve Tıbbı çok küçük yaşta öğrenmiş, 10 yaşında

Kur'an-ı Kerim'i ezberlemiştir. 16 yaşında ünlü bir hekim

olmuştur. İbn-i Sina kısa bir süre devrin filozofu Natili"den

dersler almıştır. İbn-i Sina,18 yaşındayken Samani

hükümdarı Nuh Bin Mansur'un hastalığını tedavi etmiştir.

Bu olayın ardından kendisine saray kitaplığında

okumasına izin verilmiştir. İbn-i Sina bu kitaplıktan

yararlanarak bilgisini çok genişletmiştir.

Bir süre sonra babası ve Samani hükümdarı ölünce Harezm'e gitti. Burada hekimler ve

filozoflarla tanıştı.

İbn-i Sina Gazneli Mahmud'un çağrılarına önem vermeyerek önce Cürcan'a daha sonra

da Rey'e gitti. İbn-i Sina,1037 yılında İran'ın Hamedan kentinde vefat etti.

-Eserleri-

İbn-i Sina'nın yaklaşık 276 kitabı vardır. Eserlerinden ikisi çok ünlüdür. Bunlardan "Tıp

kanunu" 600 yıl Doğu ve Batı'da ders kitabı olarak okutulmuştur. Felsefeye ait eseri

"Kitab-ül Şifa" Avicennism diye bir akımın doğmasına neden olmuştur.

-Felsefe Anlayışı-

İbn-i Sina felsefeyi ikiye ayırır;

1-Nazari Hikmet : Metafizik,doğa felsefesi ve matematik bu alana girer. Nazari

Hikmetin gözlem ve deneyle bir ilişkisi yoktur,yalnızca düşünce ve bilgi üstünde çalışma

alanıdır.

2-Ameli Hikmet : İbn-i Sina Amli hikmeti üç dala ayırır;

Siyaset ya da Medeni hikmet,

İktisat ya da Ev hikmeti,

Ahlak Hikmeti.

Bu üç dalın her biri bilgiye,gözleme ve deneye dayalıdır. Kaynağını bu iki kavramda

bulur. Ama bu kaynaklardan elde edilen bilginin kesin geçerlilik kazanabilmesi için akıl

ilkelerine ve mantık kurallarına uyması gerekir.


Bulmaca

Soldan sağa doğru

2- Bir sanatçı tarafından yaratılan

ve estetik bir değerlendirmenin

konusu.

5-İnsanın meydana getirdiği

eserleri ele alan, sanatın ne

olduğunu sorgulayan felsefe dalı.

8-Ona göre madde kendi başına

düzensiz ve çirkindir.

9-Büyüklük, sonsuzluk, sınırsızlık,

ifade eder ve insan ölçülerinin

üstündedir.

Yukarıdan Aşağı Doğru

1-Pluton'un sanat anlayışı

3-Güzelin ne olduğunu sorgulayan

ve onun bilgisine ulaşmaya

çalışan felsefe dalı

4-Estetik bağımsız bir araştırma

alanı olarak ilk defa kullanan kişi

6-Sanat eseri yaratan kişi

8-Hoş bir eğilimi tatmin eden her

şeydir.


Karikatürler


Şehit Servet Asmaz Anadolu İmam Hatip Lisesi

10B Sınıfı Öğrencileri;

Ali Enes DAĞ,

Fatih DOLAYMAN,

Ahmet Enes AY,

Ahmet Faruk KARA

Yakup Eren ALTINDAĞLI

tarafından hazırlanmıştır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!