Dergi 108 sayı 2
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü'nün yayın organı olan 108 2.sayısı ile sizlerle
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü'nün yayın organı olan 108 2.sayısı ile sizlerle
PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
AYLIK TARİH, KÜLTÜR, SANAT VE GENÇLİK DERGİSİ
IŞIKLARI AÇMAK
Mustafa KARATAŞ
Sivas Lisesi
Cumhuriyet kavramını bilmeden cumhuriyet topraklarında
yaşamak ne kadar doğru? Bir insanın denizde yaşayıp da
yüzme bilmemesi gibi bir şey bu. Evet, çoğu insanın bu şekilde
yaşadığı su götürmez bir gerçek. En vahim durum ise Türk
gençliğinin bu şekilde yaşayıp sisli bir yolda sis lambalarını
açmadan gezmesidir. Ortaokul ve lisede öğretilen cumhuriyet,
demokrasi, laiklik ve en önemlisi Atatürk gibi kavramları kaba
saba şekilde bilip bunların arkasında iyi ya da kötü bir sürü kir
ve eleştiride bulunması Türkiye'nin kanayan yarasıdır. Bu kanayan
yaraya pansuman yapan, tedavi etmeye çalışan çok az
aydın ve gencimiz var. Sağ, sol, Atatürkçülük, sosyalizm gibi
nice kavramlar hakkında kulaktan dolma bilgilerle yetinen
ve bunlar hakkında bir şey sorunca küplere binen bir gençlikle
karşı karşıyayız. Etrafındaki insanlar kişiye ne kadar yakın ve isteklerini
tatmin edecek şeyler sunuyorsa, o insan araştırmadan,
okumadan onun gösterdiği yolda yürümeyi hatta yürümeyi
geçtim koşmayı dahi göze alıyor. Bukalemun gibi bulunduğu
ortamın rengine bürünen insanın hayvandan farkı nereye kayboldu?
Bizleri hayvanlardan ayıran en önemli yetimiz aklımız ve
onu faydalı kullanabilmemizdir. Aklı faydalı kullanmakta çok
okuyarak ve yine çok okuyarak gerçekleşecektir.
Hiçbir görüşe körü körüne bağlanmadan, sorgulayarak eksik aramalıyız. Bu
şekilde kendi görüşümüzü bile en üst seviyeye taşıyacak olan
bizleriz. Unutmayalım ki her görüşün bize katacağı birçok şey
vardır. En önemlisi karşı görüşteki birisinin bile görüşünü ondan
daha iyi bilmek ve ona göre tavır almak, tezlerine antitezler sun
mak yine okuyarak olacaktır. Bu görüşe karşıyım ve bilginize sa
vaşırım demek oldukça yanlıştır. Bilgisizlik bir bakıma aptallıktır ve
bir aptal kendinden daha aptal birine hayranlık duyar. Bizler bilinçli
ve kendimizi geliştirmeye devam eden bireyler olmak zorundayız.
Kafasını kullanan biri için hiçbir şey önemsiz değildir. O halde biz
kafasını kullanan insanlardan olmak zorundayız. Yarın, gelecek
hafta gibi kalıpların arkasına yaslanmaktan kurtulamayız. En doğru
zaman şimdidir ve şimdi pes etmeden çalışmaya koyulup bundan
asla vazgeçmemeliyiz. Her insan bir kere genç oluyor ve bir kere
yaşıyor şu dünyayı o halde bu beyhude geçen dur demeden yaşamaya
devam mı edeceğiz? Asla bu kabul edilemez. Bu yüzden
bir şeylerin mücadelesi veriliyor ve veriyoruz. Bu mücadeleyi verme
konusunda kararlı ve iddialıyız. Atatürk'ün dediği gibi "Muhtaç olduğun
kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur." mevcudiyetimizi
harekete geçirme zamanı... Ey Türk Gençliği titre ve kendine gel
avam ve sehlikle varılacak tek nokta bir yere varamamaktır.
‘'Aklı başında olan herkes, insan gözünün iki nedenden dolayı şaşkınlık
geçirdiğini ve iyi göremediğini bilir. Birinci neden, insanın aydınlıktan
karanlığa geçmesi, ikinci neden ise karanlıktan aydınlığa çıkmasıdır.
Bu, beden gözü için geçerli olduğu kadar akıl gözü için de geçerlidir.
Bu gerçeği idrak eden kişi, kafası karışmış ve görüşü zayıamış bir kişiyle
karşılaştığında onun durumuna gülmemeli ve şu soruyu sormalıdır:
Bu adamın akıl gözü daha aydınlık bir dünyadan geldiği için mi alışkın
olmadığı karanlığı yadırgamaktadır, yoksa karanlıktan aydınlığa geçtiğin
de karşılaştığı yoğun ışıktan dolayı mı körleşmiştir? Bunların ilki mutlu olunacak
ve beğenilecek, ikincisi ise acınacak bir durumdur, zira karanlığı
yadırgayan göz, aydınlık bir dünyadan gelmiş demektir. Dolayısıyla, ona
gülen kişinin asıl kendisi gülünç duruma düşer, ama karanlıktan aydınlığa
geçtiği için iyi göremeyen bir kişi başkalarının ona gülmesini hak etmiştir.''
17