Dergi 108 sayı 3
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü'nün yayın organı olan 108 3.sayısı ile sizlerle
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü'nün yayın organı olan 108 3.sayısı ile sizlerle
- No tags were found...
PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
BİLGEHAN BERKİN
ERDOĞAN
VETERİNERLİK
BİRLEŞTİRİCİLİĞİN İLKESİ:
MİLLİYETÇİLİK
Milliyetçilik literatürde; içinde bulunduğumuz halkın
devamlılığını sürdürmesi ve gelişmesi için diğer insanlarla
beraber çalışma ve bu çalışmanın farkındalığını sonraki kuşaklara
aktarma ülküsüdür. Ya da başka bir tanımla; kendi ırkını
ve kültürünü yaşatmak hatta onu yüceltmek için yapılan
çabalar ve bu yolda benimsenen ilkelerdir.
ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ
Atatürk milliyetçilik anlayışı vatandaşlık bağına dayanır.
O'nun milliyetçiliği etnisite üzerinden değil aidiyetlik üzerinden
anlam kazanır. Vatana aidiyetlik beraberinde bağımsızlığa
aidiyetliği ve hürriyete bağlılığı doğurur.
Atatürk Türk milliyetçiliğinin tanımını ise
şöyle yapmaktadır: “Türk milliyetçiliği, ilerleme
ve gelişme yolunda ve uluslararası
görüşmelerde bütün çağdaş milletlere
paralel ve onlarla aynı uyum içinde yürümekle
beraber, Türk toplumunun sosyal
ve özel karakterlerini ve başlı başına
bağımsızlığa dayanan kimlik haklarını
saklı tutmaktır.
Atatürk’ün milliyet tanımına
göre: Milleti millet yapan düşünce gücünün
temelini milliyetçilik teşkil etmektedir.
Milliyetçilik, millî benlik, millî birlik, millî
ahlâk, millî ekonomi, uygarlık ahlâkı, millî
duygu ve insanî duygunun birleşmesinden meydana
gelmiştir. Türk Milletinin düşünce yapısı içinde
güçlü bir şekilde bilinçlendirilecek olan bu duygulardır. Bu
duygulara sahip olan milletler, millî çıkarlar doğrultusunda bir
çalışma düzeyi yaratabilirler.
Bize milliyetçi derler. Ama biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle
işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların
milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz
herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.
4
Atatürkçü görüşe göre Türk milleti 1924 Anayasası’nda
tanımlıdır. Bu tanımda ırk ve din reddedilir. Bu
tanımda "Türkiye ahalisine, din ve ırk farkı gözetilmeksizin
vatandaşlık itibariyle Türk denilir"
denmektedir.
Atatürk ise millet tanımını şöyle yapmıştır: “Türkiye
Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. Türk
milletini oluşturan insanların tarihleri birdir, dili Türkçedir. Birbirine
karşı saygı ve özveri duygularıyla dolu, yazgı ve çıkarları ortak
bir toplumdur.”
Dünya yüzünde ondan daha büyük, ondan daha eski bir
yurt, ondan daha temiz bir millet yoktur. Ve bütün insanlık
tarihinde görülmemiştir.” diyerek milletine tarih kökeninden
gelen bir isim takmıştır. Bu ismi milletine benimsetmeye çalışmış,
tarihte Türklerin yeteneklerini, özelliklerini ve kurdukları
uygarlıkları anlatmıştır.
Kendini Türk hisseden, tarihimizi ve kültürümüzü
paylaşan herkes Türk’tür. Türk devletine vatandaşlık
bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Değişik
kökenden bütün toplulukların ortak adı, ulusal
kimliği Türk’tür. Ulusal kimliğini yadsıyan kişi,
yurttaş olamaz. “Türk” sözcüğü, “Türk
ulusu” ifadesi Anadolu’da yaşayan bütün
etnik grupları birleştiren milletimizin adıdır.
Benim milliyetçiliğim, ayrılıkçı soydaşlığı
değil, birleştirici yurttaşlığı esas alır diyerek
ırkçılığı reddetmiştir.
GÜNÜMÜZ TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ
Günümüzde milliyetçilik kavramını
birleştirici olmaktan çıkarıp tam tersi ayrıştırıcı
kılmaya çalışan taraflar sürekli bu kavramı tetikleyerek
toplumları bölmeye ve böylece kolaylıkla
yönetmeye çalışmaktadırlar.
Milliyetçilik tartışmalarına bakıldığında, bazı noktaların yeterince
vurgulanmamasından kaynaklanan bir karmaşanın varlığı ortaya
çıkıyor. Hatta milliyetçilik yerine ulusalcılık terimine bile müracaat
edildi. Bu ülkede yıllar boyu çarpıtılmış bir milliyetçilik anlayışıyla
doldurulmuş nesiller yetişti. Bunun aslında kendimize ve
geçmişimize düşman bireyler yetiştirdiğinin farkına varamadık.
Geçmişe bakıldığında, Boşnak, Kürt, Arap, Arnavut vb. halklar,
batı dünyasında bile tek millet olarak algılanıyordu ve onlara
karşı tek bir isim ve bakış açısı mevcuttu; Türkler. Türk kelimesini
zamanla dinle özdeşleştirmekten yana olan bir takım gruplar
ortaya çıkmıştır.