11.08.2020 Views

Yapımalzeme Ağustos 2020

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.


Kalıp Uzmanı.

Zorlu geometrilerde en hızlı

ve güvenli çözüm.

Türkiye’nin ve dünyanın en önemli köprü ve viyadük projelerinde yer

almanın gururunu yaşıyoruz. Doka kalıp ve iskele sistemlerini

seçtiğiniz için teşekkür ederiz.

/ @DokaKalipIskele / Doka Turkey

/ dokakalipiskele

/ dokakalip

/ doka kalıp ve iskele

İstanbul I T 0 262 751 50 66 I T 0 262 751 50 05 I turkiye@doka.com www.doka.com/tk

Kömürhan Köprüsü / Elazığ

Nissibi Köprüsü / Adıyaman

Osmangazi Köprüsü / İzmit


Eyiste Viyadüğü / Konya










editör

VOLİ FUAR HİZMETLERİ A.Ş.

adına

İMTİYAZ SAHİBİ

Hüseyin Ferruh Işık

Sorumlu Müdür

Mustafa Aktaş

mustafa.aktas@voli.com.tr

Reklam Müdürü

Hakan Girgin

hakan.girgin@img.com.tr

Yayın Editörü

Tarık Oral

tarik.oral@img.com.tr

Grafik Tasarım

Cüneyt Er

cuneyt.er@voli.com.tr

Sosyal Medya Koordinatörü

Tuğba Dilek

tugba.dilek@voli.com.tr

Finans Müdürü

Mustafa Aktaş

mustafa.aktas@img.com.tr

Abone

Zekeriya Aydoğan

zekeriya.aydogan@voli.com.tr

CTP - Baskı

Milsan Basın Sanayi

İnönü Mahallesi.

Muammer Aksoy Cad.

Dere Sk. No:70

Küçükçekmece - İSTANBUL

Dönüşmeden

değişmek

birinci vazifemiz

Koronavirüs salgınının ilk günlerinde yaz ayları normale dönüş ya da ‘Yeni Normal

Dönem’ için işaret edilen bir zaman dilimiydi. Mevsimin son ayı olan Ağustos ayının

ilk günleri itibariyle artık Yeni Normal Dönemi de deneyimlemiş olduk. Bazı noktalarda

işler tam olarak istenilen şekilde ilerlemese de, biraz burun kıvırmakta birlikte

mevcut durumdan genel itibariyle bir memnuniyet söz konusu diyebiliriz.

‘Yeni Normal’ sektöre kendi alışkanlıklarını dayatarak ve biraz da zor kullanarak hızlı

bir şekilde yerleşmiş durumda. Bu hızlı geçiş sürecinde, sistemi komple gözden

geçirip köklü bir değişime adım atanlar, ufak tefek değişikliklerle durumu atlatmak

isteyenler ve bekle ve gör diyerek pasif bir yaklaşımı tercih edenler de hep birlikte

değişimin bir tarafında bulunmak zorunda kaldılar.

Sağlık noktasında alınan belli başlı tedbirler bir yana, üretim, satış ve satış sonrası

hizmetlerde gerçekleşen dönüşümler, sektörde daha kalıcı bir hal alacak gibi gözüküyor.

Bir çok şirketin sırtında hep bir kambur gibi duran dijitalleşme süreci ve bu

konuda biraz yavaş ilerleyen gelişmeler, artık acil ihtiyaçlar halini aldı. Bu noktada

şirketler artık daha hızlı hareket etmek zorunda olduklarını biliyorlar. Her ne kadar

alternatif yorumlara açık olsada, artık her şirket bu değişimin bir parçası olmak durumunda.

Henüz kimsenin tam olarak bir çerçeveye alamadığı bu zorlu döneme

adapte olmak zorunda.

Her kırılma ve değişim döneminin kendine has kayıp ve kazançları olduğu aşikar.

Tüm dünyayı gerek toplumsal ve gerek mental olarak belli bir değişimin arefesine

taşıyan bu salgın süreci, kendi ‘yenileri’ ve ‘normları’yla sektörümüzde de kendini

kabullendirmiş durumda.

Bizler bu ay, salgın sürecinin yeni aşamasında sektörün geliştirdiği refleksleri görmek

istedik. Üretimden - satış sonrası hizmetlere kadar sektörde gerçekleşen tüm

yenilikleri ele almaya çalıştık. Kısaca gördüğümüz şu ki; Müşteri ve son kullanıcıların

değişime olan yaklaşımları, şirketlerin geliştirecekleri yeni stratejileri açısından belirleyici

bir nokta...

Değişim her ne kadar insanoğlunun çok fazla arzu ettiği birşey olmasa da, yaşam

devam ettiği sürece, bizler de değişimin bir parçası olmaya devam edeceğiz...

Her zaman tekamülümüzü artıracak ve hayatımıza renk katacak yeni normallerimiz

olması dileğiyle...

Tarık Oral

Adres:

15 Temmuz Mahallesi

Bahar Caddesi Polat İş Merkezi

B Blok No:3 Kat:1

Güneşli - Bağcılar

İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 604 50 50

Faks: +90 212 604 50 51



REKLAM

İNDEKSİ

28 - KraTos Micro ile Betondaki Kılcal

Çatlaklara Son

ALDAĞ............................................................................. 77

ÇİMSA...............................................................................11

DAİKİN............................................104 – ARKAKAPAKİÇİ

DOKA KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ.ÖN KAPAKİÇİ – 1

E.C.A................................................................................ 89

FORM GROUP................................................................. 71

İNTEK KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ..................... 2 – 3

İZOCAM........................................................................... 41

KORDSA / KRATOS........................................................ 13

LAYHER İSKELE SİSTEMLERİ.................................. 8 – 9

NİMEÇATI........................................................................ 33

ÖZLER KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ.................... 6 – 7

PERİ KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ.........ARKA KAPAK

SARAY ALÜMİNYUM...................................................... 49

SARAY ALÜMİNYUM...................................................... 51

SERAMİKSAN................................................................. 85

SEREL.............................................................................. 91

SODEX’2020 ANKARA.................................................... 98

TMS KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ......................... 4 – 5

32 - Sancaktepe’deki Dev Pandemi

Hastanesine Viko kalitesi

35 - İZODER 27. Kuruluş Yılında

Yalıtım Sektörüyle Buluştu

40 - Şişecam’dan sektörde bir ilk daha

50 - Saray Selective ile Optimum Isı ve

Ses Yalıtımı

56 - Eğitimlere online devam

62 - Wilo’dan atık su transferi için yerli

üretim sistem

66 - Masdaf, Renovasyon Projeleri ile

Dünya Kaynaklarını koruyor!

79 - Daikin’den %100 Taze Hava

Çözümü

İÇİNDEKİLER

VESTEL............................................................................ 81

WARMHAUS.................................................................... 61

82 - Sürdürülebilir turizme, Geberit

imzası



“En ideal sağlık tedbirlerini alarak

verdiğimiz hizmete devam ettik”

“Her ne kadar salgın birçok sektörde olduğu gibi inşaat sektörünü de etkileyip

pazarı daraltmış olsa da tedarik zincirimizi, sevkiyatlarımızı müşterilerimizin talepleri

doğrultusunda en ideal şekilde sürdürdük. Şantiyelerde süpervizör ihtiyacı olması

durumunda, seyahat yasağı süresince şehir dışı şantiyelere uzaktan iletişim sağladık ve

gerekli yönlendirmeleri yaptık...”

Türkiye’de geldiği nokta hakkında

bilgi verir misiniz?

PERI, 1969 yılında Almanya’da şuan

artık aramızda olmayan 2009 yılında

kaybettiğimiz Artur Schwörer ve değerli

eşleri Bayan Christl Schwörer tarafından

bir aile şirketi olarak kuruldu ve tam

yarım asırdır kalıp ve iskele sektörünün

inovasyon gücü ve 1,6 Milyar Euro ciro

büyüklüğü ile de pazar lideri. 1969’da

Weissenhorn’da 6.000 m² büyüklüğünde

ilk fabrikasını kurarak işe başlayan PERI,

şuanda dünyanın 110 ülkesinde temsil

edilmekte, 70 kardeş şirketi, 160 deposu

ve 2500 mühendis, teknik eleman olmak

üzere toplam 9.500 çalışanı ile müşterilerine

hizmet vermektedir. 1986 yılında şu

an aramızda olmayan 8 yıl önce kaybettiğimiz

sayın Orhan Terzioğlu tarafından

kurulan irtibat bürosundan sonra, Türkiye

kardeş firmamız PERI Kalıp ve İskeleleri

San. Tic. Ltd. Şti. 1990 yılında %100

yabancı sermaye ile PERI grubu içinde

kurulan 9’ncu şirket olarak 33 yıldır Türkiye’de

de faaliyet göstermektedir.

Türkiye’de faaliyete başladığımız günden

itibaren sürekli yatırım yapmaya ve büyümeye

devam ettik. Aslında her biri büyük

emek, gayret, zaman ve uğraşla ve elbette

değerli müşterilerimizin bizlere verdiği

destek ve gösterdiği teveccühle hayat bulan

bu başarıları şuan İstanbul, Ankara,

Gaziantep ve Samsun’daki depolarımıza

ve yurtiçinde 7 yurtdışında 5 olmak üzere

12 bölge müdürlüğüne, toplam 66.000 m²

alana, 90 Milyon Euro’ya değere ulaşan

kira parkımıza ve 150 kişilik işinde uzman

kadroya ulaştırarak büyüme ve gelişme

olarak taçlandırdık, pekiştirdik. PERI Türkiye

olarak yurt dışında da bize bağlı ülkelerde

hizmet vermekteyiz. Azerbaycan,

Arnavutluk,Gürcistan ve Irak’taki mevcut

ofislerimiz başta olmak üzere Kosava,

İran, Türkmenistan, Afganistan, Tacikistan

ülkelerine de hizmet vermekteyiz.

Halil Karaca / PERI Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürü

1990 yılında yabancı sermayeyle kurularak

Türkiye’de tam faaliyete geçen PERI

Türkiye, tüm müşterilerinin güvenini kazanmış,

konusunda deneyimli ve bilgili

yetişmiş kadroları ile şantiyeler için en

ekonomik çözümleri sunmakta. Sürekli

ve artan bir şekilde yatırımlarını gerçekleştiren

firma sistemlerinin %50’ye varan

bölümünü Türkiye’de üretmekte.

PERI Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürü

Halil Karaca ile gerçekleştirdikleri

çalışmalar, yatırım planları ve tabi başta

salgına karşı aldıkları tedbirler olmak

üzere olmak üzere gündemdeki konuları

ele almaya çalıştık.

50 yılı aşkın zamandır faaliyetlerini

sürdüren PERI’nin dünyada ve

ALPHAKIT Ağır Yük İskelesi

ürününüzün özellikleri nedir?

ALPHAKIT Ağır Yük İskelesi maksimum

30 metre yüksekliğindeki projeler ve

27.75 metre açıklığındaki köprüler için

kullanılan bir ağır yük iskele sistemidir.

İdeal pim bağlantıları sayesinde gerçekleştirilen

hızlı montajın yanı sıra hafif profilleri

sayesinde ALPHAKIT sistem; kafes

kirişleri, iskele kuleleri ve yaya köprüleri

kurarken büyük verimlilik sağlamaktadır.

Çok sayıda cıvata bağlantısı içeren geleneksel

çözümlerin aksine, bağlantı pimleri

ALPHAKIT için ana bağlantı aracıdır.

Çoğu bağlantı iş yükünü önemli ölçüde

azaltan 2 adet montaj pimi ile yapılmaktadır.

Hafif profiller sayesinde kule ve kirişleri

önceden monte etmek için vinç gerkemez

ve dolayısıyla ergonomik profiller sayesinde

montaj sadece elle gerçekleştirilebilir.

Verimli bir ön montaj üç işçiyle sağ-

16

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Çözüm Ortağı

lanabilmektedir. Vinç sadece ön montajı

yapılan kulelerin ve kafes kirişlerinin yukarı

kaldırılıp uygun pozisyona getirildiği

son montaj için gereklidir. Bunun için de

küçük bir vinç kapasitesi yeterli olmaktadır.

ALPHAKIT Ağır Yük İskelesinin şuan

Türkiye’de kullanıldığı proje Çanakkale

Köprüsü Projesi’dir. Bu yeni ürün elle kurulabilen

hafif profillere rağmen 30 tona

kadar ayak taşıma kapasitesine sahiptir.

Tek sistemle hem ağır yük kulesi hem de

geniş açıklık geçilebilen makas kiriş imalatı

yapmak mümkündür.

Son katıldığınız fuarda tanıttığınız

ALPHADECK Panel Döşeme

Sisteminizin kullanım alanları ve

özellikleri nelerdir?

ALPHADECK alüminyum bir panel döşeme

sistemidir. Mayıs ayından itibaren

Türkiye’de bir şantiyemizde başarı ile kullanılmaktadır.

120x180-240 panel sistem

boyutları ve düşer başlıkları ile toplamda

3 adet ana bileşenle kalıplama yapmak

mümkündür. Bunlar teleskobik dikme&iskele,

düşer başlık ve paneldir. Diğer

alüminyum sistemlerden en önemli farkı

mahya olmamasıdır. Yani paneller direk

düşer başlığa kendiliğinden oturmaktadır.

Montaj için 3.50 m yüksekliğe kadar bir

vinç veya başka bir ek kurulum ekipmanı

kullanılmasını gerektirmez. 120x240’lık

panelle bir seferde sadece iki işçi yardımıyla

2.88 m2 lik bir kalıp alanı iskelesi,

panelleri, plywood’u v.b. kapatılmaktadır.

ALPHADECK, basit ve kolay kullanımı,

hızlı montaj ve hızlı söküme elverişli özellikleri

sayesinde şantiyedeki maliyetleri

önemli ölçüde azaltmaktadır. Diğer taraftan,

kullanımı güvenlidir ve projelerinizi

planlanan sürede tamamlamanızı kolaylaştırır.

Büyük boyutlardaki tekrar kullanılabilir

ve yüksek kaliteli alüminyum paneller

özellikle yüksek geri dönüşüm özelliğine

sahiptir. Ayrıca, ahşap atıklarındaki

tasarruflar sayesinde daha fazla maliyet

verimliliği sağlanmaktadır. Elektrostatik

olarak uygulanan toz boya ile kaplama

özelliği de beton temizliği için oluşacak

ihtiyacı en düşük seviyede tutarak şantiyede

zaman tasarrufu sağlamaktadır.

PERI Türkiye olarak, Corona

virüsünün tüm sektörleri etkilediği

bu süreci nasıl yönettiniz? Bu

durum firmanızı nasıl etkiledi?

Salgın süresince aldığımız erken önlemler

sayesinde müşterilerimize verdiğimiz

Teknik ve Lojistik destek aksamadan hizmet

vermeye devam ettik. Önceliğimiz

çalışanlarımızın sağlığın en iyi şekilde

korumaktı, dolayısıyla onların motivasyonlarını

yüksek tutacak çalışma koşullarını

sağladık. Çalışanlarımızın evden

çalışması için birçok düzenleme yaptık.

Güçlü altyapımız sayesinde uzaktan gerçekleştirdiğimiz

toplantılar oldukça verimli

geçti ve iş gücümüzü en ideal şekilde

kullanabildik. Diğer taraftan faaliyet gösterdiğimiz

sektör tüm operasyonlarımızı

uzaktan gerçekleştirmenin her zaman

mümkün olmadığı bir sektör olduğu için

kısım kısım ofislerimizde de çalışmaya

devam ettik. Sosyal mesafe kurallarını

yerine getirmek için ofislerimizde saha

çalışmalarında bazı değişiklikler yaptık.

İstenilen hijyen koşullarını sağlamak için

ek güvenlik önlemleri koyduk ve çalışanlarımızın

sosyal mesafe koşullarına

uymaları için gerekli ortamı sağlayarak

onları teşvik ettik.

Her ne kadar salgın birçok sektörde olduğu

gibi inşaat sektörünü de etkileyip

pazarı daraltmış olsa da tedarik zincirimizi,

sevkiyatlarımızı müşterilerimizin

talepleri doğrultusunda en ideal şekilde

sürdürdük. Şantiyelerde süpervizör ihtiyacı

olması durumunda, seyahat yasağı

süresince şehir dışı şantiyelere uzaktan

iletişim sağladık ve gerekli yönlendirmeleri

yaptık, şehir içinde ise en ideal sağlık

tedbirlerini alarak verdiğimiz hizmete devam

ettik.

PERI, bu yıl hangi konulara

odaklanacak? Gündeminde ve

hedefinde neler var?

PERI olarak 2020 senesi içerisinde yeni

ürünümüz ALPHADECK Panel Döşeme

Sistemini piyasaya sürdük. Önümüzdeki

aylarda ise yeni bir hafif pano perde kalıp

sisteminin lansmanını yapıp piyasaya

süreceğiz. Bu iki ürünün temel özelliği

Sakarya’daki fabrikamızda üretilip dünyaya

servis edilecek olmasıdır. Bu yeni

ürün yatırımlarıyla inşaat piyasasına hem

kısa sürede temin hem de maliyet olarak

önemli bir katkı sağlayacağımız inancındayım.

Çünkü her iki ürün de mevcut işçiliklerin

düşürerek maliyetten tasarruf sağlayacağı

gibi ürünlerin yerli üretim olması

dolayısı ile imalat ve nakliye avantajı da

değerli müşterilerimize yansıyacaktır.

PERI gelişmekte olan Endüstriyel İskele

sektörüne daha iyi hizmet verebilmek tüm

dünyada ve Türkiye’de İskele Departmanını

kurmuştur. İskele bölümümüz kurulduğu

yıldan itibaren birçok başarılı işe

imza atmıştır. Gerçekleştirdiğimiz ve de-

Yapı Malzeme Ağustos 2020 17


vam eden en büyük projelerimiz İstanbul

Havalimanı Terminal Binası, Camii İskelesi,

Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi, Tüpraş

Rafinerisi, Petkim Rafinerisi, SASA

Polyester, Çimsa, Akçansa, Cargill v.b

iş ve bakım iskelesi gerektiren irili ufaklı

projelerdir.

Bu projelerimizde son 10 yılda büyük bir

çoğunluğu Euro Norma göre Türkiye’de

üretilen PERI UP iskele Sistemleri kullanılmıştır.

Aynı zamanda yazıda dijital

ürünler kullanılarak yapılan çözümlerle

tüm projelendirme de dahil olmak üzere

Türkiye genelinde yaygın Lojistik tesislerimizden

hizmet verilmektedir. PERI’nin

gelecek hedefleri içerisinde yer alan dijital

araçları da belirtmekte fayda var:

SAP, ERP, Statik Analiz programları,

Yapı Bilgi Modelleme(BIM) yazılımı, Tekla

Structures ve inşaat projelerinin 3 boyutlu

görselleştirmelerini sağlayan “PERI

Extended Experience” uygulaması. Bu

uygulama, 3 boyutlu modellerin mobil

cihazların ekranında Artırılmış Gerçeklik

(AR), Sanal Gerçeklik (VR) ve Karışık

Gerçeklik (MR) gibi üç farklı mod aracılığıyla

görüntülenmesini kolaylaştırmaktadır.

Bunlara ilave olarak müşterilerimizin

şantiyelerinde PERI faaliyetlerini takip

edebilecekleri, çeşitli dökümanlara ulaşabilecekleri

MyPERI gibi yazılımlar ile Beton

içerisine bırakılan dijital sensörlerle

ısı ölçümü, kalıba gelen basınç, su muhteviyatı

gibi saha uygulamalarında gerekli

verileri toplayan çözümler şuanda hayata

geçirilmiştir.

18

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Mimari

Elips Tasarım Mimarlık İmzalı “B_House”a,

European Property Awards’tan ödül

Elips Tasarım Mimarlık tarafından tasarlanan B_House; uluslararası arenada mimari ve

iç mimari birçok projenin yarıştığı International Property Awards kapsamında, European

Property Awards 2019 “Architecture Single Residence” kategorisinde ödüle layık görüldü.

Y. Mimar Feza Ökten Koca’nın liderliğinde ulusal

ve uluslararası ölçekte ödüllü mimari ve iç

mimari projelere ve mobilya tasarım çalışmalarına

imza atan Elips Tasarım Mimarlık, Konya’da

bulunan ve 2018 yılında tamamlanmış

olan B_House projesiyle European Property

Awards 2019’tan ödül kazandı.

B_House tasarımında Konya şehrini ve Mevlana’yı

özümseyerek, ev sahiplerinin yaşamlarına

anlam ve rahatlık katmak amacı ile modern

ve geleneksel öğeleri birleştirmek amaçlanmış.

Mevlana’nın, “Ne olursan ol yine gel.” çağrısından

ve “Her farklının içinde bir benzer bulunabilir.”

düşünce biçiminden ilham alınmış. Konya

şehrinin; yaşamı ve evreni devamlı bir gelişim,

değişim ve yenilik içinde görmesiyle oluşan

kimliği de bu düşünceyi destekler nitelikte.

Tarihi Konya şehrindeki günümüz modernizmi,

B_House’un mimari tasarımındaki yalınlık

ve sadelikle kendini göstermekte iken; mobilya

seçimlerinde daha geleneksel çizgiler yer alıyor.

Tasarımın yanı sıra teknoloji de B_House’da

kendini gösteriyor, projedeki tüm elektrik ve

mekanik sistemlerin işleyişi akıllı ev sistemleri

kontrolünde sağlanmış. Yapıda, cephe ve

camlarda ısı yalıtımı yüksek malzemeler tercih

edilirken, tüm aydınlatmalarda LED sistem kullanılmış;

böylelikle enerji tüketiminin az olması

hedeflenmiş. İnce işlerde ise mermer, lamine

parke, ahşap, duvar kâğıdı ve boya kullanımı

ön plana çıkıyor.

B_House tasarımının en önemli ilhamlarından

biri olan doğa, yapıda oluşturulan akslar ve

şeffaflıklarla evin içine davet edilirken; mekânda

kullanılan açık tonlar, kullanıcının iç huzurunu

yakalaması noktasında önemli bir başlangıç

noktası oluşturuyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 19


Doka, Azerbaycan’ın prestijli

projelerinden

Port Bakü Faz-2’de görev alıyor

Doka, Azerbaycan’ın başkentinde yapımı süren en prestijli projelerden “Port Bakü

Rezidans Projesi”ne, ürün tedariki ve mühendislik hizmetleriyle imza attı. Projenin yüklenici

firması North West Construction LLC, Bakü’nün şiddetli rüzgarları nedeniyle oluşan zorlu

çalışma ortamı ve değişik mimari yapısı ile özel çözümler gerektiren proje için, alanında

tecrübesine güvendiği Doka’yı tercih etti.

kat üstü alanlarında çeşitli restoranlar, kafeler

ile alışveriş merkezi yer alacak.

Şiddetli rüzgarların oluşturduğu

zorluklara Doka çözümü

Bakü’de karşılaşılan yüksek rüzgar hızları

nedeniyle inşaatlarda çalışmaların güvenle

ve hızla devam edebilmesi konusunda

büyük sıkıntılar yaşanabiliyor. Bu olumsuz

hava koşullarında vinç kullanımı sınırlanabiliyor

ve proje bitiriş tarihleri sekteye uğrayabiliyor.

Bu nedenle yatırımcı firma çözümü

Doka’nın vinç kullanımı gerektirmeyen

sistemlerinde buldu.

150 yıllık tecrübesiyle Doka’nın her türlü

projede iş ortaklarına çözüm ortağı olduğunu

belirten Doka Kalıp İskele Genel Müdürü

Ender Özatay, “Azerbaycan’daki bu önemli

projede, bölgeye özel iklim koşullarında inşaat

işlerinin aksamadan devam edebilmesi

önemliydi. Bunun için vinçten bağımsız

çalışan Doka tırmanır kalıp sistemleriyle

çözüm sunduk” dedi.

Doka, projede, herhangi bir rüzgar ve

Ender Özatay / Doka Kalıp İskele Genel Müdürü

150 yıllık tecrübesiyle Doka’nın her türlü

projede paydaşlarına çözüm ortağı olduğunu

belirten Doka Kalıp İskele Genel Müdürü

Ender Özatay, “Azerbaycan’daki bu önemli

projede, bölgenin özelliği olan yüksek rüzgar

hızında inşaat işlerinin aksamadan devam

edebilmesini sağladık. Bunun için vinçten

bağımsız çalışan Doka SKE 50 Plus

otomatik tırmanır kalıp sistemleriyle çözüm

sunduk” dedi.

Port Bakü Projesi, Azerbaycan’ın başkentinin

tarihi merkezi ve yeni gelişim bölgesi

arasında kalan liman bölgesinin konut ve

ofis olarak geliştirilmesini amaçlıyor. Projenin

Doka’nın dahil olduğu 2. fazı, toplam

135.000 metrekare inşaat alanında 5 Bloktan

oluşuyor ve zemin katına kadar olan

tüm blokları otopark olarak kullanılmak üzere

inşa ediliyor. Tamamlandığında göz alıcı

mimari yapısı ve konumuyla konuklarına

eşsiz bir görsel şölen ve manzara sunmayı

vadeden Port Bakü’nün kule kısmı ofis olarak

kullanılacak ve podyum kısmının zemin

20

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Çözüm Ortağı

olumsuz hava koşulu sırasında

dahi inşaatın durmaksızın

ilerlemesini sağlayan otomatik

tırmanır kalıp sistemi SKE 50

Plus ile güvenilirliği artırırken,

yüksek performans da sağlıyor.

Sistem vinçten bağımsız

çalıştığı ve hava koşullarından

korunmuş bir çalışma ortamı

sağladığı için, Bakü’nün hava

koşullarında vinçli bir sistemle

ayda 3 kat çıkılması öngörülen

projede, Doka sistemleri

ile kimi zaman ayda 5 katın

tamamlanabilmesi sağlayabilecek.

Projeye sunduğu mühendislik hizmetlerinin

yanı sıra 6 ay boyunca çalışanlara “Kalıp

eğitmeni hizmeti” de veren Doka, güvenli

çalışılması için tüm bilgileri paylaştı.

Doka SKE 50 Plus otomatik

tırmanır kalıp sistemleri

Vinçten bağımsız çalışan Doka otomatik

tırmanır kalıp sistemleri; inşaat çalışmalarının

olumsuz hava koşullarından ve

yüksek rüzgar hızlarından etkilenmeden

hızlı ve güvenli bir şekilde devam ettirilebilmesine

imkan veriyor. Bu sayede projeler

zamanında veya planlanandan erken bitirilerek,

firmaya ekstra maliyet avantajı da

sağlanmış oluyor. Çepeçevre dönen muhafaza,

büyük yüksekliklerde de güvenli

ve hava koşullarından korunmuş şekilde

çalışma imkanı sağlarken, tam hidrolik donanım

ile birden fazla tırmanma ünitesinin

yeri aynı anda değiştirilebiliyor. Bu sistemin

projede sağladığı bir diğer avantaj ise

hafif olması nedeni ile daha hızlı ve kolay

çalışabilmesi.

ÜRÜN BİLGİLERİ:

Her türlü şekil ve yükseklikteki yapılar

için, vinçten bağımsız otomatik

tırmanır kalıp: SKE 50 plus otomatik

tırmanır kalıp

Modüler tasarımı ile SKE 50 plus otomatik

tırmanır kalıp, her türlü yapı ve gereksinim

için etkili bir çözüm sunar. Tam hidrolik

ekipman, hızlı ve güvenli yeniden konumlandırma

işlemlerine izin vererek inşaat iş

akışını destekler.

Geniş bir kullanım alanı için Esnek

kullanım

• Yüksek performanslı modüler sistem sayesinde

her projeye ve yapı yüksekliğine

uyarlama

• Serbest planlanabilen tırmanır üniteler

sayesinde değişen duvar eğimleri ve duvar

çıkıntıları için de uygundur

• Kullanışlı standart çözümler sayesinde

şaft kalıplarında geniş çalışma alanı

Proje ismi: Port Baku, Faz 2

Yatırımcı firma:

Pasha Construction

Yüklenici firma:

NORTH WEST CONSTRUCTION LLC

Proje başlama ve bitiş tarihleri: 12/12/2018 – 05/09/2021 (sadece betonarme bölümü)

Toplam inşaat alanı: 135,000 m²

Toplam bina yüksekliği:

Betonarme yükseklik: 167,65 metre

Kat sayısı: 42

Projede kullanılan Doka sistemleri: SKE 50 Plus otomatik tırmanır kalıp sistemi, Top 50

geniş yüzeyli kalıp sitemi çözümü

Yüksek güvenlikte Hızlı çalışma

• Çepeçevre dönen büyük çalışma alanı

sayesinde hızlı ve hava koşullarından korunmuş

şekilde çalışma

• Birden fazla tırmanır ünitenin yeri tek düğmeye

basılarak uzaktan kumanda ile hızlı

şekilde ve aynı zamanda değiştirilebilir

• Entegre platform, merdiven kulesi ve

merdivenler sayesinde çalışırken, yukarı

çıkarken ve aşağı inerken tam emniyet

Her bina için Yüksek verimlilik

• Platformların üzerinde bulunan diğer malzemeler

de birlikte tırmanabildiği için vinç

kapasitesinden tasarruf edilir

• Tam hidrolik yer değiştirme fonksiyonu

sayesinde, birinci betonlama bölümünden

itibaren istendiği zaman vinçsiz tırmanma

mümkündür

• Yer değiştirecek ünitelerin döngüleri esnek

bir şekilde ayarlanabildiği için optimum

yapı süreçleri

Tüm formlar ve yükler için uygun

geniş yüzeyli kalıp Top 50

Geniş yüzeyli kalıp Top 50, birbirinden

farklı görevler için projeye özel olarak modüler

sistemden hazır monte edilen geniş

yüzeyli bir kalıptır. Elemanların şekli, ebadı,

ankraj düzeni ve kalıp yüzeyi her ihtiyaca

göre uyarlanabilir.

Projeye özel tasarım sayesinde

uygulama güvencesi

• Kalıp yüzeyinin ve ankraj düzeninin serbestçe

seçilebilmesi, tüm mimari taleplerin

yerine getirilmesini sağlar

• Boyutlandırma işlemi her taze beton

basıncına göre kolayca yapılabildiği için

betonlama hızı istenildiği şekilde düzenlenebilir

Yapı Malzeme Ağustos 2020 21


Optimum kalıp çözümü sayesinde Hızlı ve

verimli çalışma

• Malzeme maliyetinde tasarruf sağlayan yüksek

kullanım sıklığı

• Personel maliyetinde tasarruf sağlayan kısa kalıp

hazırlama süreleri

• Yeri değiştirilecek olan üniteler büyük ve optimum

boyutlarda olduğundan vinç ihtiyacı minimum düzeydedir

Doka Kullanıma Hazır servisinde

gerçekleştirilen hassas ön montaj

sayesinde Maliyet güvencesi

• Birbiri ile tam örtüşen ek yerleri sayesinde mükemmel

derz görünümü

• Şantiyede zaman ve yer tasarrufu

• Birbirine tam olarak uyan elemanlar sayesinde

herhangi bir düzeltme gerekmez

• Köprü, tünel ve endüstriyel yapılar için özel çözümler

Sisteme uyumlu merdivenler ve çalışma

platformları sayesinde Geniş kapsamlı iş

güvenliği

• Merdiven sistemi XS ile güvenli ulaşım

• Platform sistemleri Xsafe plus sayesinde her konuda

güvenli çalışma yeri

• Çift kollu payanda, kaldırma ve yeniden konumlandırma

elemanları gibi kullanışlı aksesuarlar sayesinde

kalıp güvenli ve kolay bir şekilde kullanılır.

22

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Mimari

XL Mimarlık+Mühendislik

Withco Paylaşımlı Ofis ve Ortak

Çalışma Alanı'nı Tasarladı

Mimar Arda Işık’ın liderliğinde

ulusal ve uluslararası

ölçekte ödüllü mimari ve iç

mimari projelere imza atan

XL Mimarlık + Mühendislik

tasarımı WITHCO Paylaşımlı

Ofis ve Ortak Çalışma

Alanı, kullanıcısına stratejik

planlama, tasarım odaklı

düşünme ve sanat yoluyla

bütünsel bir yaklaşım

sunuyor.

İzmir’deki WITHCO Paylaşımlı Ofis ve Ortak

Çalışma Alanı projesi, birbirinden farklı

ölçek ve fonksiyonlarda ödüllü mimari ve iç

mimari projelere imza atan XL Mimarlık +

Mühendislik tarafından tasarlandı.

Temel tasarım araçları “hayal etmek” ve

“ilham vermek” olan Mimar Arda Işık liderliğindeki

XL Mimarlık + Mühendislik, WIT-

HCO Paylaşımlı Ofis ve Ortak Çalışma

Alanı’nı tasarlarken sunduğu mekansal ve

kurgusal karakteriyle öncü olacak bir paylaşımlı

ofis ve ortak çalışma alanı yaratma

fikri ile yola çıkmış.

Projede ön tasarıma ait stratejik planlama,

iş planı, pazarlama, fizibilite ve maliyet hesapları

ile yer seçimi kararlarında işbirliğiyle

çalışılmış, yapılan çalışmaların neticesinde

Çınarlı’da çiçekçilik firması tarafından

depolama amacıyla kullanılan 3 katlı bina

kiralanarak paylaşımlı ofis ve ortak çalışma

alanı olarak projelendirilmiş.

2019 yılının sonunda faaliyete geçerek

WITHCO Paylaşımlı Ofis ve Ortak Çalışma

Alanı adını alan işletmede 75 müstakil

ofis, 45 masa ünitesi, 98 kişilik amfi, toplantı

odaları, girişim hızlandırıcı kampüs alanı,

YouTube stüdyosu, kafe, sağlıklı yaşam

restoranı ve ortak alanlar bulunuyor.

Gerek ortak alanların kiralanabilir müstakil

Künye:

ofislere oranı gerekse ana kurgu kullanıcıyı

ortak aktivitelere katılım için yönlendiriyor

ve teşvik ediyor.

XL Mimarlık + Mühendislik bu binanın tasarımında

beyan ettiği temel mimari prensip

ve tasarım araçlarını takip etmiş, bunlarla

birlikte, stratejik planlama, tasarım odaklı

düşünme ve sanat yoluyla bütünsel bir yaklaşım

önermiş.

Proje Adı:

WITHCO Paylaşımlı Ofis ve Ortak Çalışma Alanı

Project Yeri: İzmir/Türkiye

Project Ofisi: XL Mimarlık + Mühendislik

Tasarım Ekibi: Arda Işık, Tayfun Torunoglu, Canaan Niki, Seda Duygu Sabuncu

İşveren:

Övünç Emre

Ana Yüklenici: Varem Yapı

Proje Yılı: 2019

Toplam İnşaat Alanı: 3600 m²

Fotoğraflar: YASA Photography, Volkan Çalışır Photography

Yapı Malzeme Ağustos 2020 23


TMS GRUP

Katar’da Yeni Projeler

Kalıp ve iskele ürünleri ile buna bağlı tasarım hizmeti sunan

ve tüm dünyada bu konuda inşaat sektöründe faaliyet

gösteren TMS GRUP, KATAR’da yeni projelerde deneyimli

ekibi, kaliteli ürün yelpazesi ile müşterilerine yenilikçi,

güvenli ve uygun maliyetli kalıp iskele çözümleri sunmaya

devam ediyor.

KATAR’ın en yeni projelerinden Lusail

Towers’ın 70 katlı iki dev kulesi için

TMS GRUP kalıp tedarikçisi olarak seçilmiştir.

Her biri 70 kat yükselen ve yaklaşık

25.000 m 2 ’lik 5 bodrum kattan oluşan

Projenin ana müteahhitliğini Hyundai Mühendislik

ve İnşaat firması gerçekleştirmektedir.

TMS GRUP şirketlerinden TMS-Q bu projede

Hyundai Mühendislik ve İnşaat

Firmasının çözüm ortağı olarak çalışacak

ve ilk aşamada MKH iskele sistemleri ile

Cirex kolon kalıplarını sağlayacaktır.

MKH Sistemi; iskele ayakları, çapraz

bağlantı elemanları, ayarlı ayak ve ayarlı

başlıkları ile HT20 ahşap kirişlerden oluşan,

masa döşeme kalıbı, ağır yük iskelesi

veya merdiven kulesi olarak kullanılabilen

çok yönlü bir iskele sistemidir.

Masa kalıbı olarak kurulduğunda, hızlı

devir periyodları sağlayarak işçilikten ve

Vinç kullanımından tasarruf sağlar. Müstakil

taşıyıcı kule veya mütemadi döşeme

iskelesi olarak kullanıldığında ise, yüksek

taşıma kapasitesi ile (60KN/ayak) ,yüksek

ve ağır döşeme kalıbı ihtiyaçlarına

cevap verir.

TMS-Q ‘ın bu ülkedeki stoklarından Lusail

Towers projesi için kullanılacak MKH

sistemi yukarıda belirtilen özellikleri sayesinde

Hyundai Mühendislik ve İnşaat firmasının

bu projeyi zamanında ve güvenli

olarak bitirmesine büyük katkı sağlayacaktır.

Bu projede kullanılacak TMS KALIP İS-

KELE A.Ş’nin diğer bir ürünü olan CİREX

dairesel kolon kalıbı panoları ise düşeyde

burulmaya mukavim VINC’I 70 veya

VINC’I 80 çelik profillerinden oluşmuş

olup, kalıp alt ve üst flanşları lazer kesimli

Saçlardan meydana gelmektedir. CIREX

çelik yüzeyli dairesel kolon kalıpları uzun

ömürleri ile bu projeye katkı sağlayacaklardır.

KATAR’da TMS KALIP İSKELE SİSTEM-

LERİ’nin tercih edildiği diğer bir proje ise

MERCEDES’in KATAR TICARI KOMP-

LEKS SQ1 projesidir.

Bu proje de TMS kalıp sistemleri ve TMS

ekibinin desteği ile yükselmektedir.

Musheireb bölgesinde yapımı devam

eden proje, Doha’nın en önemli metro

istasyonunda bağlantı noktasında bulunmaktadır.

8.000 m 2 alana ( 4B+G+M+10+Ç) inşaa

edilmekte olan proje muhteşem tasarımı

ile parıldayacak olup, yapımı tamamlandığında

TMS’nin gurur listesine

24

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Çözüm Ortağı

eklenecek bir başka fevkalade mimari

proje olacaktır.

Bu projede TMS kalıp iskele sistemleri

olarak MKH döşeme kalıbı,

Vinc’i perde ve kolon kalıpları kullanılmaktadır.

MKH iskele sistemi bu projede de yukarıda

belirtilen özellikleri ile inşaatın güvenli

ve zamanında bitirilmesine önemli katkıda

bulunacaktır.

VINC’I 80 perde ve kolon kalıpları, vinç

ile kullanılan, çelik çerçeveli, plywood

yüzeyli pano kalıp sistemleridir. Panolar

özel şekillendirilmiş, burulmaya mukavim,

yüksek dayanımlı çelik çerçevelidi.

Enlemeler ise kutu profillerden

oluşturulmuştur. Yüzeyler plywood kaplıdır.

İsteğe bağlı olarak kullanım ömrü

daha yüksek olan plastik yüzeyli plywood

UPM Elephant ile de kaplanabilir.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 25


Çelik çerçeve profili elemanın istenen her

çerçeve noktasında bir diğeri ile bağlantısını

temin edecek şekilde tasarlanmıştır.

VINC’I 80 kolon kalıp panolarında ise 5

cm aralıklı yatay tie rod delikleri, kolon

kalıbının boyutunun yatayda her iki yönde

beş cm’de bir ayarlanabilir olmasını sağlar.

Pano genişlikleri: 75-90-105-120 cm;

yükseklikleri ise: 330-300-270-180

150-120 cm olarak seçilmiştir.

NEDEN TMS ?

• Müşteri odaklı bir şirket olarak müşterilerimiz

daima işimizin merkezindedir.

İhale aşamasından projenin sonuna kadar,

biz TMS olarak sizlerle el ele kalıp

departmanınız gibi çalışırız

• Tasarımda iyi dengelenmiş kaliteye sahip

yenilikçi TMS ürünleri, modern bir üretimle

birlikte müşterilerimize ilk yatırımda

ve daha sonraki uygulamalarında ekonomi

sağlar.

• Güvenlikli kullanım en yüksek önceliğe

sahip olmalıdır. TMS sistemleri, işçilik

maliyetlerinden tasarruf etmek, yanlış

kullanımdan kaçınmak için tasarlanmıştır.

Şantiyedeki iş programınızı kısaltarak her

koşulda güvenli kullanım sağlar.

• Sadece yenilikçi ürünlerimiz değil, mühendislik

alanındaki uzmanlığımız da fark

yaratıyor. Tüm müşterilerimiz, nitelikli mühendislik

desteğimizin, tasarım kapasitemizin

rekabet güçlerini arttıracak avantajlarını

hissediyorlar.

• Sadık ve memnun müşterilere sahip olmak

uzun vadeli başarımızın anahtarıdır.

Müşterilerimizle aynı yerde olamaya gayret

ediyoruz.

Onların motivasyonlarını anlamak ve sadık

müşterilere sahip olmak için, ürün ve

hizmetlerimizin algılanan değerini yüksek

tutuyoruz.

26

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Mimari

İf Design Award 2021

Yeni Dönemde Yenilikler

iF DESIGN AWARD 67 yıldır olağanüstü tasarımları ödüllendiriyor ve uluslararası tasarım

sektöründeki başarılı & iyi tasarımları iF ödül logosu ile onurlandırıyor.

iF CEO’su Ralph Wiegmann

Günümüzde yeni

dijital çözümlerin,

global krizlerde

her zamankinden

daha da önemli ve

güvenli olduğunu

deneyimliyoruz.

Günümüzün ihtiyaçlarına

ve yeni

alışkanlıklarına

göre iF DESIGN

(International

Forum Design

GmbH) dünyaca

ünlü dijital

şirketler ve kurumlarla

birlikte

yarışma başvuru sürecini dijital

aşamalar ile geliştirdi.

Girişimciler, tasarımcılar, ajanslar, mimarlar

ve iç mimarlar, her yıl yenilikçi tasarım

başarılarının uluslararası bir testi olarak

iF DESIGN AWARD’u temel alıyor.

iF DESIGN AWARD 2021

için başvuru yapacakların

değişen ihtiyaçlarına doğrudan

odaklanmak için aşağıdaki

yenilikler eklendi:

• TWO for ONE! Her ikinci başvuru ücretsiz!

Bu avantajlı teklif Covid-19’un yaratığı

pandemi döneminde yaratıcı endüstriyi

desteklemek adına geliştirilmiştir. 30

Ekim 2020 tarihine kadar geçerlidir. Uygulamaya

örnek olarak toplam 4 başvuru

yapıldığında,

2 başvuru kayıt

bedeli ücretsizdir.

Daha fazla

başvuru ile kazanma

şansınız

yükseltebilirsiniz.

• Dijital ön değerlendirme

süreci

gerçekleşecek ve

bu süre içinde yapılan

tüm başvuruların

sadece en iyi

yüzde 50’si final jüriye

kabul edilecektir.

Bu yenilik, rekabeti

çok daha çevre

dostu hale getiriyor

ve katılım- cılar için lojistik maliyetlerini

önemli ölçüde azaltıyor.

• Yeni değerlendirme sistemi ile jüri sonuçları

her başvuru özelinde ve daha

şeffaf hale getirmek için optimize edilmiş

kriterlere dayalı bir puanlama sistemi kullanacak

ve tüm puan sonuçları katılımcılar

ile paylaşılacak.

• Bütünsel tasarım çözümleri ve mevcut

gereksinimleri karşılamak üzere iki yeni

disiplin olarak Kullanıcı Deneyimi (UX) ve

Kullanıcı Arayüzü (UI) kategorileri eklendi.

Yeni jüri süreci ve yenilikçi değerlendirme

sistemi sayesinde her zamankinden daha

çevre dostu, düşük maliyetli ve şeffaf.

iF CEO’su Ralph Wiegmann 2021 başvuruları

için yapılan yenilikler hakkında:

“Bu yenilikçi gelişmelerin uygulanması

sayesinde, tasarım yarışmalarında güvenilir

bir lider olarak rolümüzü sürdürebilir

olduğunu kanıtlıyoruz” diye açıklıyor.

Ralph Wiegmann ayrıca “UX ve UI iki

yeni disiplin ile, dünya çapında giderek

artan kullanıcı ve müşteri odaklı tasarım

disiplinini karşılamak için piyasanın mevcut

taleplerine cevap veriyoruz.” dedi.

iF Türkiye Ofisinden Sinem Kocayaş Two

for One fırsatının Türkiye katılımcılarına

yansımasını şu şekilde değerlendirdi.

“İhracatçı Türk tasarım markalarımızın

tanıtım alanları kısıtlandı. Tasarım sektörü

2020 döneminde uluslararası fuarlara

ve tasarım haftalarına katılamadılar,

yeni ürünlerini lanse edemediler. iF ödülü

küresel rekabette olan firmalarımız için

prestij ve görünürlük kazandırıyor. Erken

kayıt dönemi fiyat avantajları ve iki başvurundan

birinden kayıt ücreti alınmaması

gibi kolaylıklar, Türk tasarımların daha

çok global arenada iyi olduğunu göstermesine

fırsat olacaktır.”

Yapı Malzeme Ağustos 2020 27


“Yüksek kolon ve perde imalatları

yapmak için iyi bir işçiliğin yanında

kaliteli malzemeye ihtiyaç duyulur. Bu

bağlamda Özler’in Rapido Hazır Kalıp

Sistemleri bize en uygun ürün gözüktü”

Irmak yapı tarafından Dilovası Mermerciler

Sitesinde yapımı devam eden ACE Lojistik

sanayii tip inşaatı 6.400 m²’lik taban

oturumuna sahip. Sanayi tipi yapıların en

önemli özelliği yüksek kolonlara, perdelere

ve ağır döşemelere sahip olması. Bu

tarz yapıların imalatı eğer doğru malzeme

ile yapılmazsa ciddi sıkıntılar yaşanabilir.

Projelerine gerekli önemi veren Irmak

Yapı, sorunsuz imalatlar için Özler’in Rapido

Kolon Kalıbı, Rapido Perde Kalıbı

ve Slabform Kalıp Altı İskele Sistemlerini

tercih etti.

İnş. Müh. Kubilay Kasımoğlu / Irmak Yapı;

“Irmak Yapı olarak

sanayi projeleri yapıyoruz.

İçinde bulunduğumuz

şantiye

ise Ace Lojistik firmasının

depolama

alanı olarak kullanılacak. Burada ortalama

9 metre yüksekliğinde kolonlar ve

perdeler inşa ettik. Bu yükseklikte imalatlar

yapmak için iyi bir işçiliğin yanında

kaliteli malzemeye ihtiyaç duyulur. Bu

bağlamda Özler’in Rapido Hazır Kalıp Sistemleri

bize en uygun ürün gözüktü. Daha

önce başka sistemlerini kullandığımız ve

bize kaliteli hizmet sunduğu için tercihimizi

yine Özler’den yana kullandık. Bu şantiyemizde

de bize aynı ciddiyet ve güvende

hizmet verdikleri için kendilerine teşekkür

ediyoruz“ dedi.

Rapido Panel Kalıp ve Slabform

Kalıp Altı İskele Sistemleri inşaat

süreci boyunca size zamandan ve

işçilikten kazanç sağlar.

RAPIDO

Kalıp işçiliği süresini azalttığı gibi kalıp sirkülasyon

süresini de düşürür. Bunun için

özel montaj gerektirmez. Zamandan ve iş-

28

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Çözüm Ortağı

çilikten kazanç sağlar.

Kalıp kurulumu hızlı

ve kolaydır. Esnek bir

sistemdir. Tüm ebatlardaki

perde, kolon

ve tek taraflı perde

imalatlarında aynı tip

paneller rahatlıkla

kullanılabilir.

Ace Lojistik şantiyesinde bulunan 70 adet

100x100cm ebatlarında, 9 metre yüksekliğinde

ki kolon ve yaklaşık 170 metre uzunluğundaki

perde imalatlarında montaj demontaj

süresini minimuma indirmek ve bu

işlemi yaparken de iş güvenliği esaslarına

bağlı kalındığını görmek ÖZLER ailesi olarak

bizleri mutlu etmiştir.

Rapido vinç ile taşınan, çelik çerçeveli,

plywood yüzeyli panel kalıp sistemidir.

Sistemin ana çerçevesinde Welser profil

tarafından dizayn edilmiş burulmaya karşı

mukavemet değeri yüksek özel şekillendirilmiş

S355 MC çelik profil kullanılmaktadır.

Panel yüzeylerinde 21 mm birch plywood

kullanılmaktadır. Panel genişlikleri,

30-45-60-75-90-105-120-240 ve yükseklikleri

ise, 60-90-120-150-180-210-240-

270-300-330 cm olarak üretilmektedir.

Rapido-uni panellerde kullanılan 5 cm de

bir delinmiş perfore profiller sayesinde her

ebat perde ve kolon kalıbı kolayca ayarlanıp

dökülebilir. Rapido kalıp sistemi 80 kN/

m² taze beton basıncına göre dizayn edilmiştir.

Üretimlerimizde robotik kesme, delme

ve kaynak prosesleri uygulanmaktadır.

Paneller fırın boya işlemine tabi tutulmadan

önce kumlama yapılarak yüzeyindeki

kimyasal yağlardan arındırılır. Ayrıca talep

halinde ürünlerimiz TS 914 EN ISO 1461

standartlarına göre daldırma galvaniz kaplanabilir.

SLABFORM

25 cm döşeme ve 100x80 cm kiriş altlarında

kullandığımız Slabform ürünümüz

ağır yük tipi iskele sınıfına girmektedir.

Bu sistem sayesinde dilediğiniz yükseklik

ve dilediğiniz kalınlıkta beton dökümü

yapabilmektesiniz. Ø60*4 mm kesitli borulardan

ana taşıyıcı sistemi, 34*2,5 mm

kesitli borulardan ara kayıtları ve çapraz

bağlantıları oluşturulan sistemimiz 150

cm genişliğinde, 110, 150, 180, 200 cm

yüksekliklerinde ve projeye göre 100, 125,

150, 200 cm aralıklarında bu tarz kalın beton

kütlelerinin imalatını yerinde güvenle

oluşturmak için tasarlanmıştır. Uygulama

kolaylığı ve yüksek dayanım gücü açısından

sektörde en çok tercih edilen ürünlerin

başında gelmektedir. Gelen proje üzerinde

yapılmış yerleşim planları, bu planlara

göre hazırlanan statik raporlar ve proje

üzerinde gözden kaçabilecek unsurları

minimuma indirmek için yapılmış 3D tasarımlar

sayesinde eksiksiz bir biçimde uygulama

imkanı sağlamaktadır.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 29


KraTos Micro ile

Betondaki Kılcal Çatlaklara Son

Burak Erdal / Kordsa Proje Lideri

Kordsa’nın inşaat

sektörünün kullanımına

sunduğu yüksek dayanım

ve performans özelliğine

sahip ürünü KraTos Micro,

betonda çatlak direncini

artırıp durabilite sağlarken,

çatlak genişliğini azaltıyor.

Betonda 3 boyutlu dağılım

sağlayarak plastik ve

kuruma rötresinden meydan

gelen çatlakları kısıtlandırıp

ilerlemesini durduruyor.

3 boyutlu çalışan KraTos

Micro sentetik donatılar,

sıcaklık ve büzülme

kaynaklı çatlakları minimize

eder. Kratos Micro sentetik

fiber donatılar betonda

yangın sırasında kanallar

oluşturarak su buharının

dışarıya çıkışına imkan

vermektedir. Bu sağladığı

üstün özellik ile betonda

patlama dayanımı

sağlayıp parça kopmasını

engellemektedir.

Mikro sentetik fiber donatılar, 1970’li yıllardan

itibaren saha (zemin) betonlarında,

yol betonlarında, püskürtme beton ve tamir

harçlarında çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

KraTos Micro sentetik fiber donatılar, geniş

yüzey alanlarına sahip beton uygulamalarında

örneğin saha (zemin) betonlarında,

topping (şap) betonlarında plastik

rötreden oluşan kılcal çatlamaları %95-99

varan oranlarda azaltmaktadır. KraTos

Micro yaklaşık 100 milyon parça sayısı/

kg üründen oluşmaktadır. Taze betonun

yüzey özelliklerini iyileştirip betonda kanama-kusma

olarak adlandırılan durumları

ortadan kaldırmaktadır. KraTos Micro

betonda yangın durumunda pasif yangın

dayanımı sağlayıp karayolu tünellerinde

insanların tahliyesi için zaman avantajı yaratmaktadır.

Micro sentetik fiber donatılar, EN 14889-2

(Lifler - Betonda kullanım için - sınıf 1: Polimer

lifler - Tarifler, özellikler ve uygunluk)

Standardı’na uygunluk gösterir. Eş değer

çapı < 0,3 mm küçük olan lif çeşitleri mikro

olarak adlandırılır.

BETON YAPISI GEREĞİ ÇATLAR

Beton yapısı itibariyle bünyesel olarak büzülmeye

uğrar. Bunun yanında çevresel

etkilerle birlikte betonda çekme gerilmeleri

oluşur. Bu gerilmeler betonun mikro

yada makro olarak çatlamasına neden

olur. Özellikle geniş yüzey alanına sahip

betonlarda çatlak kontrolü imkansız olabilmektedir.

ACI 360R-10 “Guide to Design of

Slabs-on-Ground” dizayn rehberinde aşağıda

ki ifade yer almaktdadır.

“En iyi zemin tasarımlarında ve uygun yapı

koşullarında bile, çatlaksız ve kıvrımsız

beton beklemek gerçekçi değildir. Tasarımcı

ve müteahhitler yapı sahiplerine bazı

çatlak ve kıvrılmaların meydana gelebileceğini

bunun normal bir durum olduğunu

tavsiye etmelidirler.” (ACI 360R-10)

Kordsa Teknik Tekstil A.Ş Ar-Ge beton laboratuvarında,

ASTM C1579 – 13 (Plastik

Rötre)EN 14651 (kiriş), ASTM C 1609 (kiriş),

EN 14488-5 (Püskürtme beton plak)

standartlarına uygun fiberle güçlendirilmiş

ASTM C 1579 (plastik rötre)

30

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Sektörel

EN 14651 (3 noktalı kiriş)

ASTM C 1609 (4 noktalı kiriş)

KRATOS MİCRO SENTETİK

DONATILAR

Micro sentetik fiber donatılar betonda genel

itibari ile plastik rötre, kuruma rötresi

KraTos ve yangın Micro dayanımı Sentetik sağlar. Lif Sertletmiş Teknik Özellikleri:

akredite laboratuvarlarında “ISO

sStollen Hagerbach/İsviçre firmasının

834-

EN 14488-5 (Püskürtme beton plak)

beton elamanlar üzerinde test yapılabiliyor.

Müşteri/proje talebine göre fiberli beton

dizaynı yapılabilmekte, test sonuçları

kullanılarak projelere en uygun lif dozajı

(kg/m3) hesaplanmaktadır. Kordsa üstün

teknik ekipman ve uzman mühendis personeli

ile projelere mühendislik çözümleri

sunmaktadır.

betonun mekanik özelliklerini etkilemez.

Micro sentetik fiber genel itibari ile 0.3 kg-

0.9 kg/m3 dozaj aralığında kullanılır. (ACI

544.4R-18)

TEST SONUÇLARI GÖRE ÜSTÜN

PERFORMANS

KraTos Micro sentetik fiber donatılar akredite

olan laboratuvarlarda test edilmiş

ve performansı kanıtlanmıştır.

Plastik rötre testi; Aachen/Almanya üniversitesinde

yapılmıştır. KraTos Micro

çatlak genişliğini yalın (şahit/lif içermeyen)

betona göre %95 toplam çatlak alanını

ise %99 oranında azalttığı raporlanmıştır.

Kuruma rötre testi; Boğaziçi üniversitesinde

“ASTM C157 / C157M - 17 Standard

Test Method for Length Change of

Hardened Hydraulic-Cement Mortar and

Concrete” standardına uygun gerçekleştirilmiştir.

KraTtos Micro yalın (şahit/

lif içermeyen) betona göre %16 daha iyi

performans göstermiştir.

Yangın Dayanımı testi; VSH Versuch-

2:2019 Fire-resistance tests — Elements

of building construction — Part 2: Requirements

and recommendations for measuring

furnace exposure on test samples”

standardına uygun gerçekleştirilmiş.

KraTos Micro içeren betonlardan patlama

ve parça kopması meydan gelmemiştir.

KraTos Micro betona yüksek yangın dayanımı

sağlamıştır.

KraTos Micro sentetik fiber donatılar

yukarıdaki bilgiler ve test sonuçları çerçevesinde

hem Türkiye hem yurtdışı

pazarlardaki projelerde saha (zemin) betonları,

yol betonları, püskürtme beton,

yapı kimyasalları ve tamir harcı üretim

segementlerinde çok yaygın bir şekilde

kullanılmaktadır.

KraTos Micro sentetik fiber donatılar,

plastik rötreden oluşan kılcal çatlamaları

%95-99 varan oranlarda azaltmaktadır ve

betonun kullanım sürelerine olumlu katkı

sağlamaktadır.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 31


Aldağ &Ciat Referans Projeler

Alsancak Stadyumu Yapımında Ciat Soğutma Grupları ile

Birlikte Aldağ Klima Santralleri ve Fancoilleri Tercih Edildi

Cumhuriyet tarihinden eskiye dayanan geçmişi ile Türk Futbolunun gözbebeği

Alsancak Stadı, 15.000 kişi kapasitesi olacak şekilde hızla inşa ediliyor. 78 milyon

TL bütçe ile 22.855 metrekare arsa alanı üzerinde, 29.900 metrekare inşaat

alanı olacak şekilde yapılan yeni stadyumda 10 adet loca ve 800 kişi kapasiteli

kale arkası deplasman tribünü olacak. İzmir ve Türk futbolu için büyük tarihsel

öneme sahip bu önemli tesiste ALDAĞ ’ın iklimlendirme çözümleri tercih

edildi. Yeni Alsancak Stadında ALDAĞ ’ın 6500 - 20000 m3/h debi aralığında,

sulu bataryalı, ısı geri kazanımlı, otomasyonlu yüksek enerji verimliliğine sahip

klima santralleri, 5000 - 12000 m3/h debi aralığında hücreli aspiratörleri, farklı

model ve 2-7 kW kapasite aralığında fan coil cihazları ile kanal tipi fanları hizmet

verecek. Tesisin soğutma grupları için, ALDAĞ çatısı altında hizmet veren,

uluslararası iklimlendirme uzmanı kuruluş CIAT’ın EcoDesign kriterlerine uygun

cihazları seçildi. CIAT’ın 120-450 kW kapasite aralığında AQUACIATPOWER

serisi, ultra sessiz, yüksek mevsimsel verimlilik SEER değerine sahip soğutma

grupları, Alsancak Stadı için hizmet verecek.

Kastamonu Merkez Spor Salonu Yapımında Ciat Soğutma

Grupları ve Aldağ Klima Santralleri Tercih Edildi

Kastamonu’nun “bir spor kenti” olması hedefi doğrultusunda,

modern, yüksek kapasiteye sahip spor tesisleri planlanıyor.

Bunların en büyüğü olan, 43.819.000 TL ihale bedeline

sahip, 2575 seyirci kapasiteli Kastamonu Merkez Spor

Tesisi’nin havalandırılması için hizmet verecek cihazlar,

Aldağ kalite güvencesinde olacak.Bu tesisin mükemmel

hava koşullarını sağlamak üzere; Aldağ ‘ın 1.800-32.500

m/h hava debileri aralığına sahip 13 adet klima santrali,

2.0-9.2 kW soğutma kapasitesi aralığında 116 adet fancoil,

1500 m/h kapasiteli, bypass damperli 3 adet ısı geri

kazanım cihazı, 900-100.000 m/h hava debileri aralığında

18 adet fan ve 824 kW soğutma kapasitesine sahip, ozon

dostu soğutucu akışkan kullanılan 2 adet Ciat soğutma grubu tercih edildi.

Yeni Çan Devlet Hastanesi Havalandırma Çözümlerinde Aldağ Klima

Santral ve Fancolleri ile Ciat Soğutma Grupları Tercih Edildi

Modern teknoloji ile donatılan, eskisinden üç kat büyük hacme sahip yeni Çan

Devlet Hastanesi’nin havalandırma çözümleri için ALDAĞ cihazları tercih edildi.

23 bin metre kare kapalı alana sahip, 40 milyon yatırım bedeli ile inşa edilen acil

hizmetler hariç toplam 221 yatak kapasiteli yeni Çan Devlet Hastanesi, bölge

coğrafyası için büyük önem taşıyan bir sağlık merkezi olarak hizmet verecek.

Bu modern sağlık tesisinde Aldağ ‘ın AE Serisi düşük basınçlı 169 adet fan

coil ünitesi, 5.000–27.000 m³/h hava debisi aralığında, ısı geri kazanımlı, buhar

nemlendiricili, frekans invertörlü hijyenik klima santralleri, 5.000–25.000 m³/h

hava debisi aralığında, ısı geri kazanımlı konfor klima santralleri, çatı tipi radyal

ve aksiyel fanlar, kanal tipi radyal fanlar, kanal tipi duman tahliye fanları, Aksiyel

jetfan ve otomasyon sistemi güvenilir, enerji verimli havalandırmayı sağlayacak.

Sistemin soğutma grubu (chiller) ihtiyacı için, yine Aldağ çözüm sunacak.

Türkiye ve bölge coğrafyasında, yüksek marka değerini en iyi biçimde güvence

altına alabilecek partner olarak Aldağ ile anlaşan CIAT’ın, bu projede kategorisinin en üst segmentinde yer alan invertör teknolojili,

yüksek mevsimsel enerji verimliliğini sunan ultra sessiz Powerciat HE serisi chiller grupları hizmet verecek. Sağlık yatırımlarında

giderek daha önemli rol oynayan ALDAĞ, sağlık koşulları ile enerji verimliliğini en üst düzeyde gözeten teknolojisi

ve yarım asrı geride bıraktığı iklimlendirme mühendisliği deneyimi ile tercih sebebi olmaya devam ediyor.

32

Yapı Malzeme Ağustos 2020


CIAT Soğutma Grupları

Aldağ Güvencesiyle Tüm

Uygulamalar için Enerji ve Çevre

Dostu Seçenekler Sunuyor

Soğutmaya dair tüm uygulamaları kapsayacak

şekilde tasarlanan CIAT Soğutma

Grupları ürün yelpazesi; yüksek teknoloji,

Endüstri 4.0’a mükemmel uyum, enerji

verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik, sınırsız

seçenek, kolay montaj ve sorunsuz

işletimin yanı sıra pek çok avantajı beraberinde

getiriyor. CIAT’ın hava soğutmalı

su soğutma grupları; 40 kW kapasiteden

başlayarak 1.490 kW kapasiteye kadar

soğutma ihtiyacını karşılayabilecek üç geniş

seriden oluşuyor: AQUACIAT, AQUA-

CIATPOWER ve POWERCIAT. CIAT’ın su

soğutmalı grupları da DYNACIAT, DYNA-

CIATPOWER ve HYDROCIAT serileri ile

20 kW kapasiteden 1.750 kW kapasiteye

kadar soğutma ihtiyaçlarını karşılıyor. Her

bir seride, uygulamanın gereksinimlerine

göre özelleştirilebilen bileşen seçenekleri

mevcut. CIAT Soğutma Gruplarında ses

seviyesi de, yine talebe göre belirlenebiliyor.

-4 dB (A)’den -12 dB (A) aralığında;

düşük, ekstra düşük ve süper düşük ses

seviyesi belirleme esnekliği ile çevresel

gürültü kirliliğinin önüne geçilebiliyor. Benzer

biçimde enerji verimliliği için de opsiyonlar

mevcut. Yüksek ESEER (European

Seasonal Energy Efficiency Ratio-Avrupa

Mevsimsel Enerji Verimliliği Oranı) ve

SCOP (Seasonal Coefficient of Performance-Mevsimsel

Performans Katsayısı)

değerlerine sahip CIAT soğutma grupları,

soğutma yükü ihtiyacına göre sağlayacağı

kapasiteyi otomatik olarak ayarlayabilir.

Tercih edildiğinde, elektronik genleşme

valfleri, değişken hızlı fan motorları sayesinde

enerji verimliliğinde seviye daha da

yükseltilebiliyor.

CIAT Soğutma Grupları, otomasyon konusunda

eşsiz olanaklar sunuyor. Connect

Touch yönetim, gerçek zamanlı izleme ve

denetime ilişkin sezgisel sistemleri sayesinde

enerji tasarrufu, işletme giderlerinin

düşmesi, daha az servis ve bakım ihtiyacının

yanı sıra bina otomasyon sistemlerine

de mükemmel uyum vadediyor. Standart

olarak Modbus protokolü üzerinden iletişim

sağlayan soğutma grupları için, opsiyonel

Sektörel

olarak LON veya BACNET protokolleri seçenekleri

de bulunuyor. Hata uyarıları, bakım

konusunda hatırlatma mesajları, enerji

tüketimi izleme bilgileri sayesinde uzun

ömürlü, ekonomik ve sorunsuz işletilebilen

bir sistem, müşteri memnuniyeti en üst seviyeye

taşıyor.

Tamamen alüminyum mikro kanallı serpantin

teknolojisi ve sert lehimli plakalı

ısı eşanjörü, yine daha uzun hizmet ömrünün

dayanakları arasında yer alıyor. Bu

teknoloji, standart bakır veya alüminyum

serpantinlere göre %50’ye kadar daha az

soğutucu akışkan kullanarak daha iyi bir

termal performans sağlıyor. Ayrıca yine bu

teknoloji sayesinde yüksek korozyon dayanımı,

geri dönüşümünde düşük çevresel

etki, daha az sert lehim noktası, daha kolay

temizlik ve bakım avantajlarını da beraberinde

sunuyor. Çok geniş bir çalışma

sıcaklığı aralığına sahip oluşu ve koruyucu

sistemlerle donatılması sayesinde her

türlü iklim koşulunda, aynı dayanıklılık ve

performans başarısını gösterebiliyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 33


Sancaktepe’deki

Dev Pandemi Hastanesine Viko kalitesi

Elektrik Anahtarı ve priz sektörünün lideri Panasonic Life Solutions Türkiye, evlere

olduğu gibi geniş kapsamlı dev projelere de kalite katmaya devam ediyor. Son olarak

Sancaktepe’de Rönesans İnşaat tarafından hayata geçirilen Prof. Dr. Feriha Öz Acil

Durum Pandemi Hastanesi’nin prefabrik modüler yapılar olarak adlandırılan kısımlarında,

kuruluşun VİKO imzalı Karre serisi ürünleri ve şalt çözümleri kullanıldı.

Panasonic Life Solutions Türkiye, “daha

iyi bir yaşam, daha iyi bir dünya” için yeni

nesil teknolojiler ve ürünler sunmayı sürdürüyor.

Kuruluşun ürünleri, büyük projelerde

de sıklıkla tercih ediliyor. İstanbul

Sancaktepe’de 70 bin metre karesi kapalı

alan olmak üzere toplamda 184 bin metre

kare alana kurulan ve geçtiğimiz günlerde

açılan Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum

Pandemi Hastanesi’nde Panasonic Life

Solutions Türkiye de VİKO imzalı

ürünleri ile yer aldı. Kuruluşun VİKO

marka Karre serisi elektrik anahtarı

ve prizleri ile yine VİKO kaçak akım

algılama rölesi ve otomatları, projenin

yüksek standartlarını tamamladı.

Ameliyathaneleri, MR odaları, triyaj

odaları, laboratuvarlar, anjiyo, ultrason,

çamaşırhane, yemekhane gibi

bir hastanede bulunması gereken son

teknoloji bütün imkanların bulunduğu

Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Pandemi

Hastanesi, tam teşekküllü bir hastane alt

yapısına sahip. Projede kullanılan VİKO

marka Karre serisi elektrik anahtarları ve

prizler, abartısız şıklık kavramını kendi

tarzında yorumlayan beyaz renkleriyle de

dikkat çekiyor. Bütün renkleri içerisinde

barındıran, saflığın ve temizliğin de simgesi

olan beyazın, huzur ve güven verdiği

ifade ediliyor. Karre serileri; güvenli kullanıma

sahip, tasarruf ve enerji verimliliği

için çalışan seçenekleriyle hemen her

noktada çözüm üretiyor. VİKO marka alçak

gerilim şalt ürünleri de projeye güven

katıyor.

34

Yapı Malzeme Ağustos 2020



DOSYA

DOSYA KONULARI:

Yalıtım & İzolasyon Malzemeleri ve Teknolojileri

Yapı Kimyasalları & Katkı Maddeleri ve Teknolojileri

36

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

İZODER 27. Kuruluş Yılında

Yalıtım Sektörüyle Buluştu

Türkiye yalıtım sektörünün çatı kuruluşu Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları

Derneği İZODER, 14 Temmuz Salı günü Zoom uygulaması üzerinden ‘27.

Kuruluş Yıldönümü Yalıtım Sektörü Buluşması’ etkinliği düzenledi. İZODER

Yönetim Kurulu Başkanı Levent Gökçe’nin açılışını, İZODER’in 10. ve 11.

Dönem Yönetim Kurulu Başkanı ve Başkanlar Kurulu Üyesi Ferdi Erdoğan’ın

moderatörlüğünü yaptığı buluşmanın konuk konuşmacısı, Sabancı Üniversitesi

Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, oldu.

Levent Gökçe / İZODER Başkanı

27 yıl önce çıktığımız

yolculuğumuzu güçlenerek

sürdürüyoruz

İZODER Başkanı Levent Gökçe,

“‘Isı’, ‘su’, ‘ses’ ve ‘yangın yalıtımı’

gibi dört hayati konuyu ele alan bir

çatı kuruluş olarak 27 yıl önce çıktığımız

yolculuğumuzu; sektörümüzde

standartları oluşturmak ve ülke genelinde

yalıtım bilincini yaygınlaştırmak

amacıyla güçlenerek sürdürüyoruz.

Bugüne kadar olduğu gibi tüm yalıtım

branşları ile ilgili mevzuatların

hazırlanması ve oluşturulmasına

doğrudan katkı sağlamaya devam

edeceğiz” dedi.

Yalıtımı çok daha iyi

anlatmalıyız

İnşaat sektöründe 2018’in sonundan

başlayan kötü gidişatın yerini

2020’nin ilk çeyreğinde normale

dönüşe bıraktığını anlatan Gökçe,

“Fakat mart ayı itibariyle korona çıktı.

Haziran ayına geldiğimizde hızlı

bir canlanma yaşadık. Bu ertelenen

talebin hayata geçmesinden kaynaklanıyor.

Temmuz ayının çok kötü

olmayacağını görüyoruz ama yılın

tamamının böyle gitmeyeceğini düşünüyoruz.

2018’den bu yana biz

sanayiciler için en iyi konu ihracat

odağımızın artmış olması” dedi.

Koronavirüs sürecinde insanların

evdeki konfor ile ilgili ses ve ısı yalıtımının

ne kadar önemli olduğunu

gördüklerini belirten Gökçe, “Şu an

minimum yapılan yalıtımın 2 katına

çıkması halinde maliyet yüzde 25

artıyor. Biz yalıtımı 5- 6 senede geri

dönüşü olan bir yatırım olarak ifade

ediyoruz. Yalıtımın iki katına çıkması

halinde geri dönüşü 3- 4 yıla iniyor.

Bize düşen görev bunu çok daha iyi

anlatmak. Hane halkının yalıtım konusunu

sadece uygulayıcılara bırakmayıp,

bilgi sahibi olmaları gerekiyor.

Sadece renovasyonda değil ev alırken

de bunun sorulması lazım” diye

konuştu.

Yalıtım konfor seviyesini

artırıyor

Koronavirüs salgını nedeniyle insanların

daha önce hiç olmadığı kadar

evde ve aileleriyle zaman geçirdiğini

kaydeden Gökçe, şöyle devam etti:

“Bu bize önceliklendirmediğimiz birçok

konuda hatırlatma yapmış oldu.

Özellikle yalıtımın sağladığı konforla

ilgili. Gerek ses yalıtımının, gerek ısı

yalıtımının hatta yazlıklarımız için su

yalıtımının ne kadar önemli olduğunu

eskisinden daha net şekilde anlamış

olduk. Bizim konfor ihtiyaçlarımız da

değişiyor. Hayat 50 yıl öncesine göre

o kadar zorlu hale geldi ki evdeki konfor

ihtiyacımız da buna paralel olarak

arttı. Yalıtımın önemi burada ön plana

çıkıyor. Sağlıkla da yakın ilişkisi

var. Isı yalıtımsız bir binada, hızlı soğuma

ve hızlı ısınma insan vücudunu

çok yoran bir unsur. Su yalıtımı özellikle

korozyonun sebebiyle bina donatılarının

hasar görmesinden dolayı

deprem güvenliği açısından ve ev

içinde yarattığı nemlilik nedeniyle çok

önemli. Yangın yalıtımı da önemli bir

nokta. Yangın yalıtımıyla binada tahliye

süresini uzatacak güvenli kaçış

koridorlarını oluşturmak hayati önem

taşıyor.Avrupa’da yangınlarda yaşlılar

hayatını kaybederken, Türkiye’de

çocuklar hayatını kaybediyor. Kamu

ve kamuoyuna yalıtımın önemini çok

iyi anlatmalıyız. Devlet vatandaşların

yaptıracağı yalıtım uygulamalarının

finansmanına katkı sağlayacak çözümler

geliştirip bir an evvel uygulamaya

koymalı” dedi.

Koronavirüs yalıtım sektörünü

olumlu etkiledi

‘Pandemi Sırası ve Sonrasında Ekonomik

Durum’ başlığı altında, değerlendirmelerini

katılımcılarla paylaşan

Prof. Dr. Özgür Demirtaş, şunları

söyledi: “Koronavirüs süreci telekomünikasyon,

sağlık ekipmanları,

online eğitim ve yalıtım sektörlerini

olumlu etkiledi. Koronavirüsün geride

kalması için ya aşı bulunacak ya

da sürü bağışıklığı kazanılacak. Sürü

bağışıklığı için toplam dünya nüfusunun

yüzde 60’ının virüsü kapması

gerekiyor. Bu da 5 milyar insan demek.

Şu an ilk tepe noktasını geride

bıraktık, ikinci tepeyi yaşıyoruz. Korona

döneminde ısı yalıtımının, ses

yalıtımının önemini test etti insanlar.

Ben insanlara bir iş var kendini 3 yılda

amorti ediyor desem, sıraya girerler.

Yalıtımının en üst düzeyde lobisinin

yapılması gerekir. İZODER olarak

insanlara da farklı kanalllardan ulaşarak,

yalıtımın anlatılması gerekir.”

Yapı Malzeme Ağustos 2020 37


“Refleksleri gelişmiş şirketler bu

süreci sorunsuz atlatacak”

“Austrotherm olarak dijital anlamda güçlü bir yapıya sahibiz. Gerek üretim ve sevkiyat,

gerekse de iletişim süreçlerimizde dijitalleşme alanındaki gelişmeleri çok yakından takip

ediyor ve mümkün olan her alanda uyguluyoruz.”

Tolga Celayer

Austrotherm Türkiye Genel Müdür Yardımcısı

Türkiye’de EPS üretimine 2008 yılında

Dilovası – Kocaeli fabrikası ile başlayan

Austrotherm, kısa sürede ısı yalıtım pazarında

sağladığı başarı ile yeni Fabrika ve

Üretim Tesisleri açarak, Türkiye’de hali hazırda

3 EPS Fabrikası ve 3 Üretim Tesisi

ile Isı Yalıtım Sektörüne hizmet vermekte.

Austrotherm Türkiye Genel Müdür Yardımcısı

Tolga Celayer ile salgının etkilerini, şirket

olarak aldıkları tedbirleri ve geliştirdikleri

yeni iş modellerini ele almaya çalıştık.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde ne tür

değişiklikler gerçekleştirdiniz?

Geliştirdiğiniz yeni modellerde ana

stratejiniz ne oldu?

Austrotherm olarak, pandemi süresince

önce çalışan güvenliği düşüncesi ile hareket

ettik, çalışanlarımızın sağlığını korumak

amacıyla gerekli tüm önlemleri aldık.

Sadece Türkiye organizasyonumuzda

değil, Avrupa’da 11 ülkede bulunan bütün

tesislerimizde aynı hassasiyetle önlemler

alındı.

Bize düşen sorumluluğu yerine getirmek

üzere, çalışanlarımızın büyük bir kısmını

evden çalışma modeline geçirdik. Gerekli

bölümler için ise çalışma ortamlarında

maske ve eldiven kullanımı, sosyal mesafe

kuralı ve girişlerde ateş ölçümü, servislerde

sayı düşürme gibi uygulamaları

hayata geçirdik ve aldığımız önlemlerin

sağlıklı bir şekilde uygulanmasına azami

özen göstermeye devam ediyoruz.

Pandemi sürecinde müşterilerimizin mağduriyet

yaşamaması adına sevkiyatlarımıza

hız kesmeden devam ettik. Türkiye’de

6 farklı lokasyonda üretim yapıyor, hızlı

ve güvenilir şekilde Türkiye’nin her yerine

sevkiyatımızı gerçekleştiriyoruz. Bu süreçte

de geniş üretim ve sevkiyat ağımız

sayesinde müşterilerimize yüksek kalitede

hizmet sunmaya devam ettik.

Austrotherm olarak dijital anlamda güçlü

bir yapıya sahibiz. Gerek üretim ve sevkiyat,

gerekse de iletişim süreçlerimizde

dijitalleşme alanındaki gelişmeleri çok yakından

takip ediyor ve mümkün olan her

alanda uyguluyoruz. Pandemi sürecinde

de dijital dünyaya ayak uydurabilmemiz,

teknolojik altyapımız ve etkili ve doğru

iletişim sayesinde hızlı karar alıp uygulayabildik

ve şuana kadar sorunsuz ilerledik.

Yeni dönemde bu özelliklerin firmalar

açısından son derece önemli olduğunu

ve dijital dünyaya ayak uydurabilen, hızlı

kararlar alabilen ve refleksleri gelişmiş

şirketlerin bu süreci sorunsuz atlatacağını

düşünüyorum.

‘Yeni Normal’ dönem sizin

için nasıl ilerliyor? Sektördeki

gelişmeler ve şirketinize olan

etkilerine kısaca değinir misiniz?

Korona virüs salgını sadece Türkiye’yi

değil, tüm dünyayı derinden etkiledi. En

çok etkilenen sektörlerin başında; ülkemiz

ekonomisinin lokomotifi olan İnşaat

sektörü ve buna bağlı alt sektörler geliyor.

Benzer krizlerde etkilenen inşaat ve

inşaat malzemeleri sektörü kurtarıcı olarak

ihracat kapısına yöneliyor, bir miktar

da olsa olumsuz etkiyi azaltıyordu. Fakat

ihracat kapılarının da pandemi kaynaklı

kapalı olması sonucu inşaat malzemeleri

sektöründe 2020 Nisan-Mayıs aylarında

bir önceki yılın Nisan-Mayıs aylarına göre

%20’lerde düşüş gözlendi. Bu düşüş bir

kaç alt sektör hariç inşaat sektörünün tümünde

gözlenirken yalıtım sektörü için de

durum farklı olmadı. Daralan pazar karşısında

üreticiler kendi iç dinamiklerine göre

önlemlerini alarak bu krizden kurtulmaya

çalıştılar.

Haziran ayı itibariyle sosyal hayata ve

iktisadi faaliyetlere geri dönüşle birlikte

sektörün hareketliliği başladı. Sektörde

Haziran ayında Türkiye genelinde konut

satışları 2020 Haziran ayında bir önceki

yılın aynı ayına göre %209,7 artarak 190

bin 12 oldu. Bunun %30’u ilk defa satılan

konutlar olurken, satışlar en çok sırasıyla

İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere

dağılım gösterdi. Yabancılara yapılan satışlar

ise bir önceki yılın aynı ayına göre

%38 azaldı.

İnşaat sektöründeki bu toparlanma inşaat

malzemeleri sektörünü de pozitif etkilemekte.

Kamu tarafından açıklanan kredi

paketlerinin de yarattığı olumlu hava halihazırda

devam eden işleri hızlandırdı,

bu havanın yeni işlerin açılması için de

devamını umut ediyoruz. Konut kredi

kampanyalarının sürekliliği mevcut stoğun

erimesini ve yeni inşaatlara başlanmasını

hızlandıracaktır diye öngörüyoruz.

Salgının etkileri azalmaya

başladığında sizce sektörde ne

gibi fırsatlar meydana gelebilir? Bu

38

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

anlamda geliştirdiğiniz bir planınız

bulunuyor mu?

Bu süreçte daralan pazarda hareket alanı

tabi ki kısıtlanıyor. Austrotherm’in geçmiş

yıllarda hayata geçirdiği İş ve Pazar geliştirme

projeleri, bunların içinde özellikle

geoBLOCK® inşaat mühendisliği çözümü

sayesinde ihracat pazarına Mühendislik

Hizmeti satar duruma geldik. Pandemi

sürecinin hemen öncesinde uzun uğraşlar

sonucu hayata geçirdiğimiz hizmet ve

ürün projemizle 67 yıllık firma tarihimizde

ilk kez Afrika kıtası ile iş birliği yapan birim

Austrotherm Türkiye oldu. Austroherm

bayrağını farklı noktalara dikmek için çalışmalarımız

tam hız devam ediyor.

Ayrıca Ortadoğu bölgesi ve Turki Cumhuriyetler

atağımız ile bu bölgedeki firmalara

hafif yol dolgusu mühendislik çözümümüz

ile Projelendirme ve Enstrümantasyon hizmeti

sunmaya başladık. Salgının etkilerinin

azalmaya başlamasıyla birlikte de bu

anlamda işlerimizin daha da hızlanmasını

öngörüyoruz.

Afrika Kıtası’nda gerçekleşen ilk

projenin detaylarından bahseder

misiniz?

Austrotherm Türkiye olarak Kenya’nın

başkenti Nairobi’de şehrin en prestijli ve

kapsamlı devlet projesine ürün ve teknik

danışmanlık hizmeti sağladık. Proje

kapsamında Austrotherm geoBLOCK®

ürünümüz ile kapalı otopark üzeri peyzaj

ve yol dolgusu gerçekleştirildi. Proje için

gerekli ürünün tedariki Dilovası Fabrikamızdan

yapıldı. 2 yıllık titiz bir çalışmanın

ürünü olarak ortaya çıkan bu proje ile Afrika

Kıtası’na da Austrotherm kalitesini sunmuş

olmanın mutluluğunu duyuyoruz.

Projede kullanılan geoBLOCK®

ürününüzden ve sunduğunuz

hizmetlerden bahseder misiniz?

2016 yılında kurduğumuz İnşaat Mühendisliği

Uygulamaları Departmanı sayesinde

İnşaat Mühendisliği alanında EPS

Blok denilen geofoam hafif dolgu yöntemini

‘’Projelendirme, Üretim ve Uygulama

Desteği’’ olarak komple bir paket halinde

sunuyoruz. geoBLOCK® geleneksel toprak

dolgunun %1’i ağırlığında ve zemin iyileştirme

ihtiyacını ortadan kaldırarak hem

zamandan, hem de işçilik maliyetinden

tasarruf etmenize imkan sağlar. Uygulanması

sırasında ağır iş makinalarına ihtiyaç

duyulmadığından son yıllarda çokça tercih

edilen bir yöntem. Austrotherm Türkiye ise

bu işin Türkiye’deki öncüsü ve en deneyimlisi

konumunda.

Üstelik projelendirme ve uygulama süreçlerinde

mühendislik departmanımızla her

daim projenin içerisinde yer alabiliyoruz.

Yine proje alanına kurulan ölçüm istasyonları

ile kapsamlı enstrümantasyon programı

uygulayabiliyoruz.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 39


“Çok sağlam ve esnek olan tedarik

zincirimize güvenebildiğimiz için

mutluyuz”

“Bu süreçte insanların hem evde geçirdikleri zamanın çoğalması hem de konut kredilerinin

de etkisi ile ev alım-satımlarının artması renovasyon pazarını hareketlendirecek. Hızlı ve

pratik uygulanabilen hafif kuru yapıları da bu pazarda oldukça fazla tercih ediliyor. Bu da

bizim için fırsata dönüştürülebilecek bir avantaj olacak.”

Türkiye’de 300’den fazla çalışanı ile Knauf,

Türkiye çapındaki geniş seçkin bayi

ağı ve teknik donanımı üst seviyede olan

proje ekibi sayesinde tüm ürünlerini Türkiye’nin

her yerine ulaştırmakta. Salgın

döneminde de geliştirdiği yeni iş modelleri

ile sektördeki yeni koşullara hızlı bir

şekilde uyum sağlayan Knauf ‘Yeni Normal’

dönem için de tüm hazırlıkları gerçekleştirmiş

durumda. Knauf Türkiye Genel

Müdürü Ali Türker ile yapmış oldukları

çalışmaları ve yeni dönem için planlarını

konuştuk.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde ne tür

değişiklikler gerçekleştirdiniz?

Global olarak şirketimiz dijital altyapı yatırımlarına

oldukça önem veriyor. Dijital

altyapı sürecindeki gelişmeleri aslında

en çok salgın döneminde test etmiş olduk.

Salgının başladığı dönemde merkez

ofisimizin yüzde 95’i home office sistemine

geçti. Global olarak şirketimizin dijital

altyapı yatırımlarına verdiği önem ve beyaz

yakalı çalışanlarımızın yüksek dijital

okuryazarlığı sayesinde uzaktan çalışma

konusunda herhangi bir problem yaşamadık.

Tüm toplantılarımıza, eğitimlerimize

online olarak devam ettik ve hatta

2020 yılının en önemli projelerinden olan

CRM ve iç iletişim platformu projemizi bu

dönemde tamamlayarak canlıya aldık.

Fabrikalarımızda enerji gözetimini tamamen

dijital ortamda otomatik olarak takip

ediyoruz. Bu konudaki manuel sayaç sayımı

vb. gibi tüm süreçlerimizi ortadan

kaldırmıştık. Üretimde de dijitalleşme ve

otomasyona yaptığımız yatırımlar sayesinde

bu süreci kolaylıkla atlattık.

Geliştirdiğiniz yeni modellerde

ana stratejiniz ne oldu?

Pandemi sürecinin en başında satış ekibimiz

sahadaki çalışmalarına ara verdi.

Bu dönemde uzaktan da olsa bayilerimizle

birebir iletişim kurmaya ve onların

ihtiyaçlarına çözüm bulmaya devam ettik.

Kaygı ve belirsizliğin yoğun olduğu bu

dönemde müşterilerimize ihtiyaçları olan

güveni sağlamak ve her zaman yanlarında

olacağımızı hissetirmek bizim için öncelikliydi.

Bu düşünceden hareketle nisan

sonu itibariyle sahada tüm önlemlerimizi

alarak müşterilerimizle yeniden bir araya

gelmeye başladık. Sektörde bu dönemde

müşterilerini yalnız bırakmayan ve bu konuda

oldukça yoğun şekilde olumlu geribildirim

alan bir firma olduk.

Bu süreçte eğitimlerimiz ve toplantılarımız

iç ve dış müşterilerimizle online olarak

devam etti. Genel Müdürlüğümüzde

oluşturduğumuz komitemiz ile haftalık

kriz değerlendirme toplantıları yaptık.

Mayıs sonu haziran başı itibari ile de tüm

önlemleri alarak vardiyalı biçimde ofisimize

dönüş sağladık.

Bu süreçte müşterilerinize ve iş

ortaklarınıza sunmuş olduğunuz

yeni hizmet modellerinden biraz

bahseder misiniz?

Ali Türker / Knauf Türkiye Genel Müdürü

Knauf Türkiye olarak dijital projeler hayata

geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz.

Müşteri ilişkileri yönetimi altyapısını

güncelleyen CRM projesi ile global standartların

üzerine çıktığımızı söyleyebiliriz.

Dünyanın en gelişmiş CRM altyapılarından

birisini kullanıma alarak dijitalleşmenin

ve uzaktan çalışmanın önem kazandığı

bugünlerde, CRM atılımını ve bulut

altyapısını tamamlayarak hizmet kalitesi

ve veri güvenliğinde emin adımlar attık.

Birçok dijital sistemin tek bir çatı altında

entegre çalışması ile tüm müşteri aktivite

ve ticari faaliyetlerini tek bir platformda

birleştirerek yüksek hizmet kalitesi hedeflerine

ulaştık.

İK süreçlerinde de dijitalleşme çalışmalarına

devam ediyoruz. Bu kapsamda yeni

bir personel yönetimi platformunu kullanıma

aldık. Projenin temel hedefi bordro

hesaplama, masraf beyanları, izin yönetimi,

arşiv, özlük bilgileri gibi İK süreçlerinin

ilgili departmanlar için kolaylaştırılması,

aynı zamanda çalışanlar tarafından da

40

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

rahatça takip edilebilir hale getirilmesiydi.

Bu platform sayesinde İnsan Kaynakları

ve Personel Yönetimi Departmanlarının

en çok zaman alan işlemleri tamamen

otomatik hale gelirken, çalışanların da

pek çok işlemi şeffaf bir şekilde takip edebilmesi

ve işlemlerini kendilerinin gerçekleştirebilmelerini

sağlandı.

Son olarak teknolojinin sağladığı avantajlarla

şirket içi eğitimlerimizde ve hatta

müşterilerimize yönelik eğitimlerde büyük

ölçüde dijital altyapıları kullanmaya başladık.

Bu şekilde hem eğitim verimliliklerinin

daha yüksek olduğunu hem de ihtiyaçlar

doğrultusunda eğitim güncellemelerimizi

daha sık yapabildiğimizi gördük.

‘Yeni Normal’ dönem sizin

için nasıl ilerliyor? Sektördeki

gelişmeler ve şirketinize olan

etkilerine kısaca değinir misiniz?

Sektörümüzde geçtiğimiz yılın aynı dönemine

göre durağanlık söz konusu. Bununla

birlikte yılsonuna doğru hareketlenme

bekliyoruz ve ümitliyiz.

Salgının etkileri azalmaya

başladığında sizce sektörde ne

gibi fırsatlar meydana gelebilir?

Bu anlamda geliştirdiğiniz bir

planınız bulunuyor mu?

Pandemi sürecinde ertelenen siparişlerimiz

oldu ancak mevcut talepler ile birlikte

işlerin de biraz daha normale dönmesi ile

bu ertelenen siparişlerimizin de teslimatını

gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda çok

sağlam ve esnek olan tedarik zincirimize

güvenebildiğimiz için mutluyuz. Şimdiye

kadar üretimde ve teslimat süreçlerimizde

herhangi bir aksama yaşamadık.

Knauf Türkiye olarak birkaç yıldır devam

eden iyi bir ihracat hacmine sahibiz. Pandemi

sonrasında da ihracatta güvendiğimiz

bir kanaldayız. Aynı zamanda bu

süreçte insanların hem evde geçirdikleri

zamanın çoğalması hem de konut kredilerinin

de etkisi ile ev alım-satımlarının

artması renovasyon pazarını hareketlendirecek.

Hızlı ve pratik uygulanabilen hafif

kuru yapıları da bu pazarda oldukça fazla

tercih ediliyor. Bu da bizim için fırsata dönüştürülebilecek

bir avantaj olacak.

Galataport

Yapı Malzeme Ağustos 2020 41


Şişecam’dan sektörde bir ilk daha

Şişecam Topluluğu küresel salgının başlangıcından bu yana tüm çalışanları, iş ortakları

ve müşterilerinin sağlığını korumak amacıyla hayata geçirdiği en üst düzeydeki önlem ve

uygulamalarla Türk Standardları Enstitüsü’nden (TSE) “Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi”

alan ilk cam üreticisi olarak, bir ilke daha imza attı.

Dosya

Türkiye’nin en köklü sanayi kuruluşları

arasında yer alan Şişecam Topluluğu,

sektöründe lider ve öncü olarak gerçekleştirdiği

ilklere bir yenisini daha ekledi.

Küresel salgının başlangıcından bu yana

tüm çalışanları, iş ortakları ve müşterilerinin

sağlığını korumak amacıyla en üst

düzeydeki önlem ve uygulamaları hayata

geçiren Şişecam, Türk Standardları Enstitüsü’nden

(TSE) “Covid-19 Güvenli Üretim

Belgesi” alan ilk cam üreticisi olma

başarısını gösterdi.

Şişecam Topluluğu bünyesinde Cam Ambalaj

Grubu’nda faaliyet gösteren Anadolu

Cam Sanayii A.Ş. Mersin Fabrikası

TSE tarafından yayınlanan Covid-19 Hijyen,

Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu’ndaki

koşulları sağladığı için kabul

edilen başvurusu sonrasında, TSE’nin

detaylı kontrolünden geçti. Kılavuz kapsamındaki

“Korunma ve Kontrol Önlemleri”,

“Uygulamaya yönelik önlemler, “Eğitim”,

“Atık Yönetimi”, “Sosyal ve Ortak Kullanım

Alanları”, “Temizlik”, “İş Sağlığı ve

Güvenliği Ekipmanları” gibi ana başlıklarda

gerçekleştirilen denetim sonucunda,

üst düzeyde önlem ve uygulamayı hayata

geçiren Şişecam’ın Mersin’deki cam ambalaj

üretim tesisi Covid-19 Güvenli Üretim

Belgesi’ni almaya hak kazandı.

Diğer Şişecam tesisleri de

Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi

alacak

Türkiye’deki Düzcam,

Cam Ev Eşyası,

Cam Ambalaj ve

Kimyasallar iş kollarındaki

üretim tesisleri

için Covid-19 Güvenli

Üretim Belgesi

almak üzere TSE’ye

başvuruda bulunan

Şişecam’ın Mersin’deki

cam ambalaj

üretim tesisinin ardından

diğer tesisleri

de denetim ve onay

süreçlerinin tamamlanmasıyla

Covid-19

Güvenli Üretim Belgesi

alacak. Salgının

başlangıcından bu

yana ilgili tüm resmi

kurumlar tarafından

yapılan yönlendirmeleri

yakından takip eden ve belirlenen tüm

önlemleri titizlikle uygulayan Şişecam,

Topluluk Genel Müdürü başkanlığındaki

İcra Kurulu üyelerinden oluşan “Acil Durum

Koordinasyon Komitesi” tarafından

alınan kararları hızla uygulamakta, hazırlanan

“Salgın Eylem Planı” çerçevesinde

aksiyonlar almaktadır.

Bugüne kadar gerek tüm üretim tesislerinde

gerekse Genel Merkezi’nde çalışanlarının

sağlığını korumak ve iş sürekliliğini

sağlamak amacıyla birçok önemli

aksiyonu hayata geçiren Şişecam, Türkiye’de

ilk Covid-19 vakasının resmi olarak

açıklanmasından önce önlemleri almaya

başlayarak, kişisel koruyucu malzemelerin

dağıtılması, dezenfektanların kullanımının

yaygınlaştırılması ve ateş ölçümü

gibi kararlarla Covid-19 virüsüne karşı

koruyucu aksiyonları hızla uygulamaya

koydu.

Tüm Şişecam çalışanlarının

sağlığını koruyacak bir çalışma

düzeni oluşturuldu

Çalışanların yoğun olarak kullandıkları

ortak alanların virüse karşı dezenfeksiyon

işlemlerini düzenli olarak ve sıklıkla

uygulayan Şişecam, tüm iş yerlerinde

çalışanları için sosyal mesafeyi gözeten

bir çalışma düzeni sağlamak amacıyla

yemekhane ve personel servisleri gibi

ortak kullanım alanlarında gerekli önlemleri

aldı. Çalışma ortamlarının yanı

sıra personel servislerinde her vardiya

değişiminde periyodik dezenfeksiyon yapılmasını

sağlayan Şişecam, iş yerlerindeki

çalışan sayılarını üretim faaliyetlerini

etkilemeyecek, ancak çalışan sağlığını

da koruyacak şekilde optimize etmeyi

başardı. Resmi makamların aldığı kararlara

paralel olarak, sürecin en başında

hamile ve kronik rahatsızlıkları olan çalışanlarını

idari izne çıkartan, ayrıca hem

çalışanların sağlığını koruyacak hem de

iş sürekliliğini sağlayacak şekilde evden

çalışma ve dönüşümlü ofisten çalışma

planlamaları yapan Şişecam, çalışan yoğunluğunun

azaltıldığı bir çalışma düzeni

oluşturdu.

İşe alım süreçlerini ve eğitimlerini dijital

platformlara taşıyan, çalışanlarının görüşme

ve toplantıları telefon, telekonferans,

video konferans gibi iletişim araçları

üzerinden gerçekleştirmesini sağlayan

Şişecam, çalışanlarını salgına ilişkin gelişmeler,

Covid-19 belirtileri ve kişisel

koruyucu önlemler konusunda bilgilendirmek

için e-eğitimler, dijital ekranlar,

duyurular gibi birçok farklı iletişim kanalını

kullanıyor, güncel bilgileri paylaşıyor.

Hayata geçirdiği önlem ve uygulamaları

tesislerine hizmet veren tüm iş ortaklarından

da aynı titizlikle talep eden Şişecam,

tedarikçilerinin sosyal mesafe, hijyen ve

dezenfeksiyona yönelik uygulamalarını

da yakından takip ediyor.

42

Yapı Malzeme Ağustos 2020



“Gücün koruması, sürekli değişen

koşullara hızla uyum

sağlayabilmek ile mümkün”

“Pandemi döneminde ana stratejimiz, ülkemizin geleceği için sorumluluklarımızın bilincinde

davranarak, üretimimize ve ticari faaliyetlerimize kesintisiz şekilde devam etmek oldu. Tabi

ki sektör öncüsü bir marka olarak, faaliyetlerimizi devam ettirirken çalışanlarımızın ve iş

ortaklarımızın sağlığı her zaman önceliğimiz.”

Murat Savcı / İzocam Genel Direktörü

Türkiye yalıtım sektörünün öncüsü İzocam,

camyünü tesisinde 55 bin ton/yıl,

taşyünü tesisinde ise 75 bin ton/yıl olmak

üzere toplam 130.000 ton/yıl kapasite

mineral yün üretimi yapmakta. İçerisinde

bulunduğumuz dönemde de aldığı tedbirlerle

üretimini aksatmadan devam eden

firma, enerji tüketiminde tasarruf sağlayan

ürünleriyle ülkemizde ve

yurtdışında gerçekleşen mega

projelerin pek çoğunda yer almakta.

İzocam Genel Direktörü Murat

Savcı ile gündemdeki gelişmelere

dair gerçekleştirdikleri yenilikleri

ele almaya çalıştık.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde

ne tür değişiklikler

gerçekleştirdiniz?

Geliştirdiğiniz yeni

modellerde ana stratejiniz

ne oldu? Bu süreçte

müşterilerinize ve iş

ortaklarınıza sunmuş

olduğunuz yeni hizmet

modellerinden biraz

bahseder misiniz?

Salgın henüz ülkemizde görülmeye

başlamadan biz konuyla

ilgili çalışmalara başlamıştık. İlk

uygulamamız Şubat ayında yurt

dışı seyahatlerimizi iptal etmek

ve bayilerimizi konuyla ilgili bilgilendirmek

oldu. 2020 Uluslararası

Bayi Toplantımızda hem

ortak alanlara hem de odalara

dezenfektanlar koyarak hem de

korunma yöntemlerini anlatan

broşürler dağıtarak önlemler almaya

başladık. Ardından merkez

ofisimizde ve tesislerimizde

çalışanlarımıza bilgilendirme

yaptık. Hemen genel müdürlüğümüzde,

bölge müdürlüklerimizde

ve tesislerimizde güvenli

mesafenin sağlanması ve hijyen

tedbirlerinin arttırılmasına yönelik

önemli koruyucu tedbirler alındı.

Bununla beraber COVID-19 konusunda

Sağlık Bakanlığımızın yönergelerini çok

yakından takip ettik ve tavsiye edilen tüm

önlemleri vakit kaybetmeden aldık, büyük

bir titizlikte uygulamaya koyduk. Ofis çalışanlarımız

16 Mart – 1 Haziran tarihleri

arasında evlerinden çalıştılar. 1 Haziran

itibariyle de %50 oranını geçmeyecek şekilde

kademeli olarak ofislerden çalışmaya

devam ediyoruz. Gerek tesislerimizde

gerekse ofislerimizde bariyer önlemlerini

üst seviyede tutarak çalışıyoruz. Bayilerimizle

ve çalışanlarımızla yapmayı planladığımız

toplu katılım gerektiren toplantıları

webinar sistemler üzerinden yapıyoruz.

MS Teams, Zoom ve Skype for Business

gibi uygulamalar bu dönemde yeni toplantı

odalarımız oldu.

Pandemi döneminde ana stratejimiz, ülkemizin

geleceği için sorumluluklarımızın

bilincinde davranarak, üretimimize ve

ticari faaliyetlerimize kesintisiz şekilde

devam etmek oldu. Tabi ki sektör öncüsü

bir marka olarak, faaliyetlerimizi devam

ettirirken çalışanlarımızın ve iş ortaklarımızın

sağlığı her zaman önceliğimiz.

Bu nedenle üst düzey güvenlik önlemleri

alarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Diğer taraftan, üretim programımızı ve

stoklarımızı sektördeki arz ve talep dengesine

göre düzenleyerek, piyasa koşullarına

hızla adapte olabildiğimiz bir üretim

planlama stratejisini takip ediyoruz.

Bu döneminde hepimizin yakından daha

çok hissettiği gibi, değişim artık sürekli bir

ihtiyaç ve bu değişim dünyasında gücün

koruması, sürekli değişen koşullara hızla

uyum sağlayabilmek ile mümkün. Değişime

hızla uyum sağlamanın en verimli ve

en kolay yolu ise dijital dünyaya yapılan

yatırımlardan geçiyor. Biz de bu nedenle,

bu süreçte bir yandan ürün ve servislerimizi

müşterilerimize zamanında ve en iyi

kalitede sunmayı sürdürürken bir yandan

da dijital yatırımlara odaklandık.

Bu kapsamda müşterilerimize verdiğimiz

hizmet süresini kısaltan ve verilerin

güvenliğini artıran SAP uygulamasını

devreye aldık ve bu uygulamayı iş süreçlerimizin

ihtiyaçları dâhilinde geliştirmeye

devam ediyoruz. SAP sayesinde talimat

sistemini kaldırdık ve en önemlisi de

müşterilere sunulacak hizmet taahhütnamelerini

yerine getirecek şekilde süreçlerimizi

kurguladık. Ayrıca, üretim planlama

sürecini iyileştiren MRP sistemini kullanmaya

başladık ve kalite, çevre, iş sağlığı

44

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

ve güvenliği (İSG) gibi fonksiyonları iş süreçlerimize

entegre ettik. Diğer taraftan,

kurumsal web sitemizi (izocam.com.tr)

yapılan her işin ve sunulan her ürünün

arkasında İzocam’ın olduğu mesajını taşıyan

“Arkasında İzocam var” mottosu ile

uyumlu söylem ve görsellerle destekleyerek,

kullanıcı odaklı olarak yeniledik. Eş

zamanlı olarak, yalıtımlı sandviç panel

markamız olan İzocam Tekiz’in web sitesini

yeni içeriklerle ve mobil uyumlu olarak

son kullanıcı ile buluşturduk.

Bir başka dijital platform çalışmamızı ise

çalışanlarımız için uygulamaya koyduk.

“Dijital İK” adını verdiğimiz yeni bir platform

ile çalışanlarımız kendilerindeki değişimleri

ve yıl boyunca yapmış oldukları

çalışmaları değerlendirebilecekleri yeni

bir uygulamaya kavuştu.

Dijital dönüşüm ile iş süreçlerinin verimliliğini,

kalitesini ve güvenilirliğini arttırmayı,

erişilebilirliği ve farklı sistemler arası veri

alışverişini geliştirmeyi, müşteri memnuniyetini

arttırmayı, operasyon maliyetlerini

azaltmayı ve iş sürekliliğinin sağlanmasını

hedefliyoruz. Biliyoruz ki dijital

dönüşüm her daim kendini güncelleyen

ve düzenli takip ile mevcut sistemlerin

belirli aralıklarla geliştirilmesini tetikleyen

bir konu. Bu nedenle de bu alandaki projelerimiz

bitmedi; müşterilerimizin ve çalışanlarımızın

beklentilerine uygun şekilde

geliştirilecek yeni projeler üzerinde çalışmaya

devam ediyoruz.

‘Yeni Normal’ dönem sizin

için nasıl ilerliyor? Sektördeki

gelişmeler ve şirketinize olan

etkilerine kısaca değinir misiniz?

Salgının tüm dünyada ve ülkemizde ekonomik

ve ticari etkilerinin olması kaçınılmaz.

Eğer yaz mevsiminin sonuna kadar

pandeminin etkileri azalır ve normalleşme

süreci daha çok hissedilirse, ticari faaliyetler

gelişme gösterecek, bu sayede

ekonomide de bir rahatlama olacaktır.

Ancak salgın çok daha uzun bir döneme

yayılırsa bu hem ülke ekonomisi hem de

global ekonomi için kalıcı hasar anlamına

gelebilir. Böyle bir durumda da ekonomide

normale dönmek zaman alacaktır.

İzocam özelinde baktığımızda, sektörümüzde

yer alan bazı şirketler üretim faaliyetlerine

ara vermek zorunda kaldılar.

Biz ise son aylarda iyi bir satış ivmesi

yakaladık. Şu anda gelen talepleri karşılayacak

ölçüde üretimimizi sürdürüyoruz.

Ayrıca bu dönemde, sadece iç pazara değil,

ihracat pazarına da odaklandık. İhracat

yaptığımız ülkelerdeki projelere ürün

temin etmeye kesintisiz şekilde devam

ediyoruz.

Pandemi sürecinde ülkemizde önemli

projelere istenen kalitede ürünleri zamanında

teslim edebilmek İzocam olarak

bize büyük bir avantaj sağladı. COVID-19

döneminde yapımına başlanan İstanbul

Atatürk Havalimanı Sahra Hastanesi’ne

İzocam Tekiz Taşyünü Çatı Panelleri tedarik

ettik. Ankara Keçiören Atatürk Göğüs

Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim

ve Araştırma Hastanesi 100 yataklı ek

bina projesinin iklimlendirme sistemi için

İzocam Optiflex boru ve levhaları tercih

edildi. Sancaktepe Sahra Hastanesi’nin

iklimlendirme sisteminde yine İzocam

Optiflex boru ve levhalar kullanıldı.

Salgının etkileri azalmaya

başladığında sizce sektörde ne

gibi fırsatlar meydana gelebilir?

Bu anlamda geliştirdiğiniz bir

planınız bulunuyor mu?

Pandemi bütün dünyada ve ülkemizde

müşteri ve tüketici eğilimlerinde bazı öncelikleri

öne çıkardı. İnsanların sağlık konusu

ile ilgili kaygıları ve zaten çok önemli

bir konu olan çevre duyarlılığı daha da

arttı. Ayrıca, ekonomik daralma tasarruf

ihtiyacını gündemimize daha çok getirdi.

Bu çerçeveden bakıldığında yalıtım

sektörü öne çıkan bu öncelikli konulara

katkı sağlayan bir sektör ve önümüzdeki

dönemde yalıtıma olan ihtiyaç daha da

artacak. Ülkemizdeki tabloya baktığımızda,

harcadığımız enerjinin yaklaşık dörtte

üçünü dışarıdan ithal ediyoruz. Bu düzeyde

bir enerji ithalatı, dış ticaret açığımızın

en önemli kısmını oluşturuyor. Cari açığı

daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide

dışa bağımlılığımızı azaltmak için

enerji verimliliği ve iyi yalıtım uygulamaları

şart. Bu da gelecekte sektörün çok

fazla büyüyeceği anlamına geliyor.

Doğru malzeme ve uygun kalınlık ile yalıtım

yapılan binalar enerji tasarrufu için

atılacak en büyük adımdır. En yüksek

enerji tasarrufunu sağlayan çözüm ise

multi konfor binalardır. Sıfıra yakın enerjili

ev kavramından türemiş ve biyo iklimsel

tasarımı hedefleyen, sürdürülebilir, ekolojik,

ekonomik ve sosyal etmenleri göz

önünde bulunduran “Multi Konfor Binalar”,

yüksek enerji tasarrufuyla birlikte

azami ısıl konforu sunuyor. Multi Konfor

Binalar en az % 90 enerji tasarrufu hedefliyor.

Pandemi döneminde, diğer bir gündem

maddesi ise ses yalıtımına olan ihtiyaç

oldu. Çünkü hepimiz her zamankinden

daha çok evlerimizde kaldık ve çoğu zaman

komşu gürültüsü ile daha çok mücadele

ettik. Evlerde komşu ve sokak

gürültüsünden korunmak için mineral

yünlü yalıtım ürünlerinin tercih edilmesi,

hatta yapılan yalıtım uygulamasının Multi

Konfor Bina şartlarına uygun olması gerekiyor.

Önümüzdeki dönem yüksek ses

yalıtımı sağlayan ürünler sadece yeni

projeler için değil renovasyon projeleri

için de tercih edilecek.

Pandeminin etkileri azaldıktan sonra, küresel

iklim değişikliği ile mücadele eden

ve insan sağlığına zarar vermeyen ürünler

daha çok gündemimizde olacak. Sürdürülebilirliği

destekleyen uygulamalar

sadece sektörel değil dünyanın korunması

için de bir fırsat.

İzocam olarak biz de, gerek son kullanıcının

gerekse sektör profesyonellerinin

çevreye duyarlı ve enerji tasarrufunu ön

planda tutan ürünleri tercih etmeleri için

farkındalık arttırıcı çalışmalarımıza hız

verdik. Bu kapsamda İzocam Camyünü

ürünlerimizin ambalajlarını yeniledik.

Öncelikle yarı şeffaf beyaz olan yeni ambalajlarda

daha az boya kullanımına yer

verdik ve ambalaj üretimindeki karbon

ayak izini azalttık. Yeni ambalajlarda ürünün

üretimden uygulamaya kadar geçen

süreçte çevreye olan katkılarını anlattık.

Camyünü ürünümüzün insan sağlığına

zarar vermemesi, enerji tasarrufu sağlaması,

sürdürülebilirliğe olan katkısı

nedeniyle, yeni ambalajında BM’in 17

küresel hedefi arasında yer alan ‘Sağlıklı

Bireyler’, ‘Erişebilir ve Temiz Enerji’,

‘İnsana Yakışır İş ve Büyüme’, ‘Sanayi,

Yenilikçilik ve Altyapı’, ‘Sürdürülebilir Şehir

ve Yaşam Alanları’, ‘Sorumlu Tüketim

ve Üretim’, ‘İklim Eylemi’ ve ‘Hedefler için

Ortaklıklar’ gibi 8 önemli hedefe ulaşılmasında

üzerimize düşeni yaptığımızı ifade

edecek görsel ve ikonlara yer verdik. Bu

sayede tüketicinin ürün seçimi yaparken

insan sağlına zarar vermeyecek nitelikte,

karbon salımının azaltımına katkı sağlayan

doğa dostu ürün seçimi konusunda

farkındalıklarını arttırmayı hedefledik.

Şu anda da bir yandan diğer ürünlerimiz

için sürdürülebilirliğe katkı sağlayan

ambalaj çalışmalarımız devam ederken

diğer taraftan tüm iletişim faaliyetlerimizde

enerji tasarrufu, insan sağlığı ve sürdürülebilirliğe

vurgu yaparak bu alandaki

farkındalık arttırıcı faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 45


“Yeni yatırım planlarımızı hayata

geçiriyoruz”

“Biz bu yıl ODE’nin 35’inci yılını kutluyoruz. İlk günden itibaren şirketimizin yolculuğunun

uzun soluklu bir yolculuk olduğunu düşünüp bu tip zorlu dönemlerin bizi hedeflerimizden

uzaklaştırmaması yönünde planlama yapıyoruz. Bu sayede 2020 hedeflerimizi de

güncelleme ihtiyacı duymadık.”

Erhan Özdemir

ODE Yalıtım Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı

Yapı ve HVAC olmak üzere 2 ana kategoride

üretim yapan ODE, 5 modern üretim

tesisinde, 4 binden fazla ürün çeşidi ve

uzman personeliyle yalıtım sektörünün

en büyük üreticileri arasında yer alıyor.

İçerisinde bulunduğumu bu hassas dönemde

de üretimlerine ara vermeden devam

eden firma, salgına karşı geliştirdiği

yeni stratejileri ve iş modelleri ile sektördeki

konumunu korumaya devam ediyor.

ODE Satış ve Pazarlama Genel Müdür

Yardımcısı Erhan Özdemir ile gündeme

dair konuları ele almaya çalıştık. Almış

oldukları tedbirler ve yeni çalışma düzenlerini

bizlere aktaran Özdemir, sektördeki

yeni oluşumlar hakkında da değerlendirmelerde

bulundu.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde ne tür

değişiklikler gerçekleştirdiniz?

Geliştirdiğiniz yeni modellerde

ana stratejiniz ne oldu?

Pandeminin başından bu yana dinamik

bir süreçle karşı karşıyayız ve bu durum

sürekli olarak yeni aksiyonlar alma ihtiyacını

beraberinde getiriyor. ODE olarak

kendi üzerimize düşen sorumlulukları yerine

getirmek üzere ilk günden bu yana

gerekli aksiyonları almış durumdayız. Yaşanan

bu süreçte önceliğimiz, çalışanlarımız

ve diğer tüm paydaşlarımızın sağlık

ve güvenliğini sağlamak oldu.

Faaliyet modeli olarak değerlendirdiğimizde

ise ilk olarak hepimizin iş yapma

şekilleri değişiyor. Artık insan odaklı iş

modellerinin ve üretim süreçlerinin değiştiği,

dijitalleşmenin arttığı bir döneme

girdik. Pandeminin etkileri azalsa dahi

uzaktan, part-time veya dönüşümlü çalışma

uzun süre gündemimizde olacak.

Yüz yüze iletişim hiç şüphesiz çok önemli

ancak bu dönemde online toplantılar ile

işlerin yürütülebildiğini hep birlikte gördük.

Dolayısıyla seyahatlerin azalacağını,

pandemiyle birlikte başlayan işleyişin

güçlenerek devam edeceğini öngörüyoruz.

Çalışanlarımız, müşterilerimiz, tedarikçilerimiz

ve diğer paydaşlarımız ile

ortak değer yaratmaya, geleceğimizi şekillendirmeye

odaklanıyoruz. Bu geleceği

kurgulamak, iş planlarını gözden geçirmek

ve Yeni Normale göre aksiyonlarımızı

almak için de ODE Yalıtım olarak sürekli

yeni senaryolar üzerinde çalışıyoruz.

Bu süreçte müşterilerinize ve iş

ortaklarınıza sunmuş olduğunuz

yeni hizmet modellerinden biraz

bahseder misiniz?

ODE Yalıtım olarak pandeminin etkileri ülkemizde

hissedilmeye başlamadan önce,

bu yılın başında KOD 2020’yi lanse etmiş

ve önümüzdeki süreç için odağımıza almıştık.

KOD 2020’nin K’si Kurum İçi Girişimcilik,

O’su Operasyonel Mükemmellik,

D’si ise Dijital Dönüşüm’ü temsil ediyor.

Dijital dönüşümün getirdiği değişimleri ve

sektörümüzün gerekliliklerini göz önünde

bulundurarak gerek üretim gerekse hizmet

süreçlerimizde teknoloji ve inovasyonu

önceliklendiriyoruz. Bu dönüşüm

pandemi ile birlikte daha da arttı. Biz de

bu dönemde, inşaat sektöründe faaliyet

gösteren paydaşlarımızın hayatını kolaylaştıracak

yenilikçi bir sistem geliştirerek

online sistem seçim aracı olan ODE Select’i

devreye aldık.

Türkiye’de ilk, dünyada da sayılı örneklerden

biri olan ODE Select ile çatılar, temel

ve perdeler için yalıtım çözümleri, proje

kriterlerine uygun sistemler, 2D detaylar,

şartnameler ve teknik dokümanlar tek

bir dosya halinde ve tamamen ücretsiz

olarak bilgisayara indirilebiliyor. Sistem

ayrıca, ihtiyaç duyulduğu takdirde satış

temsilcilerimizden teklif veya uzmanlarımızdan

teknik destek almaya da olanak

tanıyor. Başta mimarlar, tasarımcılar, danışmanlar

ve uygulamacılar olmak üzere,

inşaat projelerinde faaliyet gösteren tüm

paydaşlarımızın oturdukları yerden tüm

çözümlere ulaşabildikleri ODE Select’i

geliştirirken hızının yanı sıra kolay bir kullanıma

sahip olmasına da özen gösterdik.

Paydaşlarımız, www.odeselect.com.

tr internet sitesi üzerinden dakikalar içinde

ihtiyaç duydukları tüm bilgilere son derece

pratik bir şekilde ulaşabiliyor. KOD

2020 çerçevesinde üzerinde halihazırda

çalıştığımız, sektörümüze değer katan bu

gibi ürün ve hizmetleri lanse etmeye önümüzdeki

dönemde de devam edeceğiz.

‘Yeni Normal’ dönem sizin

için nasıl ilerliyor? Sektördeki

gelişmeler ve şirketinize olan

46

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

etkilerine kısaca değinir misiniz?

Geride bıraktığımız yıl, inşaat sektörü,

faiz oranları ve yüksek maliyetler, finansmana

erişimde yaşanan zorluklar, konut

satışının düşük seyretmesi ve yeni projelerin

azalması gibi nedenlerle ülkemizde

en fazla küçülen sektörlerden birisiydi.

Sektör bu yıla umutlu başlamıştı ancak

koronavirüs tüm sektörleri etkilediği gibi

inşaat sektörünü de etkiledi ve etkileri bir

süre daha devam edecek. Şu anda herkes

virüsün gündemden çıkmasını bekliyor

ve bu süreci en az hasarla atlatmak

için gayret ediyor. Bu durum uzun sürer,

özellikle ikinci bir dalga yaşanırsa yapılan

sözleşmelerin tekrar gündeme gelmesi

ve gözden geçirilmesi de söz konusu.

Tüm bu etkenlerin bir de işçilik alanındaki

aksamalarla birleştiği düşünülürse proje

ve inşaat süreçlerinin yeniden ele alınması

kaçınılmaz görünüyor.

Biz bu yıl ODE’nin 35’inci yılını kutluyoruz.

İlk günden itibaren şirketimizin yolculuğunun

uzun soluklu bir yolculuk olduğunu

düşünüp bu tip zorlu dönemlerin

bizi hedeflerimizden uzaklaştırmaması

yönünde planlama yapıyoruz. Bu sayede

2020 hedeflerimizi de güncelleme

ihtiyacı duymadık. Yılsonu hedeflerimize

ulaşmak için çalışmalarımıza devam

ederken aynı zamanda yeni yatırım planlarımızı

da hayata geçiriyoruz. Çorlu’daki

membran tesislerimizin modernizasyon

yatırımını Mayıs ayında gerçekleştirdik.

Kauçuk üretiminde kapasitemizi artırırken

aynı zamanda bir test laboratuvarı

kurduk ve Ar-Ge yatırımlarımızı hızlandırdık.

Yine Mayıs ayı başında şirketimizin

dijital dönüşümü açısından çok önemli bir

yatırım yapıp ERP sistemimizi yeniledik.

Önümüzdeki yıl içinde de Eskişehir’deki

üretim kapasitemizi geliştirmek için ilave

yatırım yapmayı planlıyoruz. Bu yatırımlarla

birlikte yaklaşık 150 kişiye ilave istihdam

sağlayacağız. Böylece Türkiye’nin

yalıtım sektöründeki en büyük üreticileri

arasındaki yerimizi daha da güçlendireceğiz

ve global marka olma vizyonumuz

adına çok önemli bir adım daha atmış

olacağız.

Salgının etkileri azalmaya

başladığında sizce sektörde ne

gibi fırsatlar meydana gelebilir?

Bu anlamda geliştirdiğiniz bir

planınız bulunuyor mu?

Her sektörün, her şirketin yeni normale

göre hazırlık ve planlama yapma, bununla

birlikte karar verip hızlı aksiyona

dönüştürme refleksini kazanmak durumunda

olduğu bir dönemdeyiz. Bu dönemde

aldığımız kararlar ve seçimlerimiz

geleceğimizi belirleyecek. Diğer taraftan

yalıtım konusunda Türkiye’nin önünde

uzun bir yol var. Yalıtım ürünlerinde firmaların

üretim kapasite kullanım oranları

yüzde 40 diyoruz ama Türkiye’de işler iyi

gittiğinde, yalıtım bilinci bu hızda artmaya

devam ettiğinde, bu kapasiteler de yetmeyecek.

Sektörümüzün global arenada rekabet

avantajı kazanabilmesinin olmazsa olmazı

ise Ar-Ge. Sektörde ihracat kaynaklı

büyüme stratejisinin güçlenerek gelişmesi

gerekiyor. Bununla birlikte uluslararası

pazarda ilk olarak sertifikaya çok önem

veriliyor. Biz de bu kapsamda ürünlerimizi

sertifikalandırmaya özen gösteriyoruz

çünkü her ülkenin kendine özgü bir sertifika

talebi oluyor ve bu talebi yerine getirmek

durumundasınız.

Bir diğer konu da yurt dışından giderek

daha fazla katma değerli ürün talebi geliyor.

Yurt dışında katma değerli ürün

talebi her zaman vardı ancak değişen

tüketici beklentileri, artan çevre duyarlılığı

ve standartların sıkılaştırılmasından

dolayı bu beklenti her geçen gün daha da

artıyor. Ürünün yanı sıra, tüketicilerin işini

kolaylaştırıcı sistem talebi söz konusu.

Sektör olarak uluslararası arenadaki rekabeti

ancak bu koşulları sağladığımız ve

bir adım öteye taşıdığımız zaman oluşturabiliriz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Koronavirüs ve benzeri salgınlar ile iklim

değişikliği sonucu ortaya çıkan afetler, geleceğin

dünyasının değişmesi gerektiğini

güçlü bir şekilde bizlere yeniden hatırlattı.

Bu konuda hepimize düşen görevler var.

Yalıtım, doğası gereği gelecek nesillere

sürdürülebilir bir yaşam alanı bırakmakta

son derece büyük bir öneme sahip ve

iklim değişikliğiyle mücadelede atılması

gereken ilk adımlardan biri. Türkiye genelindeki

yaklaşık 22 milyon civarında konutun

yüzde 80’inde halen yalıtım yok veya

çok zayıf bir yalıtım uygulaması var. Bu

binaların yalıtımlarının yapılmasıyla hem

binamızı güçlendirebilir hem geleceğimizi

koruyabilir hem de dışa bağımlı enerji tüketimimizi

azaltabilir, toplam enerji faturasını

yüzde 50 oranında aşağıya çekebilir

ve ekonomimize yılda yaklaşık 10 milyar

dolar katkı ile cari açığın düşürülmesine

destek sağlayabiliriz. Biz de ODE Yalıtım

olarak tüm üretimimizi sürdürülebilirliği

odağımıza alarak gerçekleştiriyor, yalıtım

bilincinin gelişmesi için çeşitli çalışmalar

yürütüyoruz. Bu çalışmalarımıza önümüzdeki

süreçte de devam edeceğiz.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 47


“Tüm gelişmelerde kendi

modelimize uyumlu olacak şekilde

güncellemeleri yapıyoruz”

“Ana strateji olarak kesintisiz tedarik ilkesini ve temas ettiğimiz her alanda en üst seviyede

hijyen prensiplerini belirledik. Doğru bir planlama ile talep bir anda düşse bile akıllı stok

yönetimi ile her talebe vaktinde yanıt verebildik.”

2001 yılından bu yana, 150.000 m²’yi

aşan 3 üretim tesisinde; dış cephe kaplama

sistemleri, ısı, su, ses ve yangın

yalıtım malzemeleri ve polimer kapı ve

pencere sistemleri üretimi gerçekleştiren

Eryap Grup, Türkiye’nin tamamında ve

62’den fazla ülkede kurmuş olduğu güçlü

işbirlikleri ile yurt dışında da ürünlerini

müşterileri ile buluşturmakta.

Eryap Grup Türkiye Satış Müdürü Tolga

Ceylan kendisiyle gerçekleştirdiğimiz röportaj

çalışmamızda gündeme dair sorularımızı

yanıtladı.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde ne tür

değişiklikler gerçekleştirdiniz?

Geliştirdiğiniz yeni modellerde

ana stratejiniz ne oldu?

10.03.2020 tarihinde ilk vaka Sağlık Bakanlığı

tarafından tespit edilir edilmez tüm

ülke sathında çok hızlı ve etkin şekilde

gelecek planlarımızı yapmaya başladık.

Daha önce deneyimlenmemiş bir salgınla

karşı karşıyaydık. Haber akışlarını sürekli

takip edip, yurt dışından gelen haber ve

gelişmeleri değerlendirirken, bir yandan

iş ve süreçlerimizin eksiksiz şekilde devam

etmesini sağladık. Bizim en büyük

değerimiz olan insan kaynağımızı koruyabilmenin

öncelikli olarak hedefimizde

olduğu bu dönemde, hem iş ortaklarımız,

hem kullanıcılar açısından optimum çözüm

yollarını değerlendirerek aksiyonlarımızı

çok hızlı bir şekilde planlayarak

hızlıca devreye aldık. Sektörde en hızlı

aksiyon alan şirket olarak rakiplerimiz ve

iş ortaklarımızın teveccühleri de bu becerimizin

göstergesidir.

Ana strateji olarak kesintisiz tedarik ilkesini

ve temas ettiğimiz her alanda en üst

seviyede hijyen prensiplerini belirledik.

Doğru bir planlama ile talep bir anda düşse

bile akıllı stok yönetimi ile her talebe

vaktinde yanıt verebildik.

Artık uzaktan uzağa insanlara yakın durabilmenin

yollarını keşfediyoruz. Bu keşif

ile özellikle büyük metropollerin trafik

çilesi, yaşama stresi, bir yerden bir yere

yetişme çabası ve insan üzerinde yarattığı

olumsuz etki iyice fark edilir hale

gelmişken, bir yandan da tüm işlerimizi

sadece 2 tuşa basarak insanlara temas

etmeden de yapabilmenin özgürlüğünü

öğrenmiş olduk. Bu dönemde iş modelimize

de “Daha az temas, daha yoğun iletişim”

kurguları ekledik. Hali hazırda uzun

bir süredir kullanmakta olduğumuz online

bayi portalımız, şirketimiz ile iş ortakları

arasında var olan tüm bilgilerin paylaşıldığı

alan olarak faaliyet göstermeye başladı

ve 7/24 ödeme yapılabilen sanal ödeme

48

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

platformumuz ile birlikte tüm süreçlerimizin

ana kaynak yönetim sistemimize

adapte ilerlemesini sağlayarak bilgi akışını

doğru yönetmemizi sağlayarak yıllardır

yürüttüğümüz tüm bu yatırımların faydasını

ortaya koydu. Bu noktada Eryap

Grup olarak çok önceden hazırdık.

Bu süreçte müşterilerinize ve iş

ortaklarınıza sunmuş olduğunuz

yeni hizmet modellerinden biraz

bahseder misiniz?

Gözlemimiz şu ki; yapı malzemeleri sektörü

uzaktan çalışma modelleri için biraz

talihsiz bir alan. Üretici, satıcı, toptancı

kanallarında henüz dijitalleşme hamleleri

yeteri seviyede olmadığından, teması

azaltmak yerine kontrollü hareket etmek

durumunda kalındı. Tam bu noktada geleneksel

yönetim metotları yerine insanların

kendi kendine, kimseyle bir araya gelmeden,

basitleştirilmiş ve kolaylaştırılmış

erişim alanları ile ürüne, hizmete ulaşma

talepleri arttı. Biz 5 yıl önce bu adımları

atmış olduğumuz için hazırlıklıydık. Sipariş,

ödeme, faturalama, termin, irsaliye

gibi temel noktalar yanında görüntülü

görüşme planlamaları yaparak işlerimizi

aksatmadan evlerimizden sürdürebildik.

Deneyimlenen konfor alanı ise yeni yatırımların

yapılmasına da öncü oldu.

‘Yeni Normal’ dönem sizin

için nasıl ilerliyor? Sektördeki

gelişmeler ve şirketinize olan

etkilerine kısaca değinir misiniz?

Mayıs ayı ile birlikte Genel Müdürlük binamızda

ve bölge müdürlüklerimizde

yeni normale uyumlu şekilde çalışmaya

başladık. 3 üretim tesisimizin ana girişlerinde

temel sağlık kontrolleri ile ziyaretçi

ve çalışanlarımızın sağlığını korumak için

üst düzeyde önlemleri aldık

ve esnetmeden devam ediyoruz.

Özellikle şirket içi tüm

önemli görüme ve toplantılarımızı

3 yıldır online olarak

yürüttüğümüz için mevcut

çalışma modelimiz günün

gerçekleri ile başarıyla örtüştü.

Diğer taraftan pandemi

sürecini titizlikle takip etmeye

devam ediyoruz. Tüm gelişmelerde

modelimize uyumlu

olacak şekilde güncellemeleri

yapıyoruz. Sektörde dijitalleşme

yatırımlarının artmaya

başladığını gözlemliyoruz ve

bu gelişmeyi de önemsiyoruz.

Ancak topyekûn bir farkındalık

oluştuğunda büyük

değişimler gerçekleşebilir,

bu değişimlerde sektörün

verimliliğini olumlu etkileyecektir.

Salgının etkileri

azalmaya başladığında

sizce sektörde ne

gibi fırsatlar meydana

gelebilir? Bu anlamda

geliştirdiğiniz bir

planınız bulunuyor mu?

Evler artık sadece bir ev değil

yuva olarak nitelenmeye

başladı, evde geçirilen yaşama

zamanı artınca konfor

alanları da yeniden şekillenmeye

başladı. Dikey değil yatay mimari

alanları tercih edilirken, bahçe, yeşil alan,

korunaklı bölgelerin olduğu yapılar önem

kazandı.

Isı, ses gibi insan üzerinde stres faktörünü

artıran yalıtım konularının ne kadar

Tolga Ceylan / Eryap Grup Türkiye Satış Müdürü

önemli bir faktör olduğu ortaya çıktı. Bu

sebeple özellikle yalıtım konusunda katlar

ve komşu duvarlar arasında ses yalıtımının

daha iyi ve sağlıklı ürünler ile yapılmasının

gerekliliği ve önemi artmıştır.

Bu durumda yalıtım bugünden itibaren

yeni konut alacak kişiler için, satın alma

kararını etkileyecek çok önemli bir kriter

olarak yerini alacaktır. Biz de bu noktada

çatı, ara bölme, taban yüzer döşeme

ürünlerinde Ar-Ge faaliyetleri ile yeni ürün

geliştirme için çalışmalarımıza başladık

ve inanıyoruz ki kısa bir süre içerisinde

ses yalıtımında üstün nitelikli ürünler ile

sektörde ses getireceğiz.

Tüketim ekonomilerin kaynağını oluşturur.

Tüketim devam ettiği sürece üretim

de devam edecektir. Bu nedenle özellikle

tüketimi hareketlendirmek için devletimizin

gerçekleştirdiği konut kredisi

indirimleri sebebiyle bir süredir sektörde

hareketlilik görülmekte. Bu hareketliliğin

devam edebilmesi ve ekonomiye olan

katkısının artırılması için var gücümüzle

ve tüm titizliğimizle, yeni normal kurallarını

esnetmeden çalışmaya devam ediyoruz.

Ülkemiz bu konuda başarılı bir sınavdan

ilk adımda geçmiştir, umuyoruz denetimler,

kontroller ve özellikle kişisel hijyen ve

otokontrol devam eder ve başka salgın

dalgaları ile karşılaşmayız.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 49


Dosya

“Markamızı daha iyi seviyelere

getirmek için adımlar atıyoruz”

“Salgının bir süre daha devam edeceğini düşünüyoruz. Uzmanlarında belirttiği gibi 2021

sonbaharına kadar komple ve kalıcı bir çözüm beklemiyoruz. Bu dönemi içeride çok iyi

analiz ve Arge çalışmaları ile geçirirken bir miktar tekrar pazarlama faaliyetlerine ağırlık

vereceğiz...”

Alper Doğruer / Ravago Bina Çözümleri Türkiye Ticari Direktörü

Farklı markalarla 1998 yılından bu yana

ülkemizde faaliyet gösteren Ravago Grubunun

inşaat ve yalıtım sektörüne ürün ve

sistem çözümleri sunan iş kolu ‘Ravago

Bina Çözümleri’ sektörde yaşanan değişikliklere

en hızlı adapte olan ve bu değişimleri

müşterilerinin lehine çevirmeyi başaran

ender şirketlerden.

Ravago Bina Çözümleri Türkiye Ticari Direktörü

Alper Doğruer, kendisiyle gerçekleştirdiğimiz

kısa söyleşimizde içerisinde

bulunduğumuz hassas döneme dair geliştirdikleri

yeni iş modellerini, ve önümüzdeki

döneme dair beklentilerini bizlerle paylaştı.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde ne tür

değişiklikler gerçekleştirdiniz?

Geliştirdiğiniz yeni modellerde

ana stratejiniz ne oldu?

Salgının ilk başlarında evde çalışma modeline

geçtik. Daha sonra zaman içinde

hükümetimizin aldığı kararlarla tam uyum

içinde yarı zamanlı ev-ofis çalışma sistemine

geçtik. Şu anda da seyreltilmiş ofis

modelinde çalışmalara ofisten ve evden

devam ediyoruz. Üretim bölümlerimizde

ise hiç kesinti olmadan gerekli önlemleri

alarak üretimlerimiz sürekli devam etti.

Bu süreçte müşterilerinize ve iş

ortaklarınıza sunmuş olduğunuz

yeni hizmet modellerinden biraz

bahseder misiniz?

Müşteri görüşme ve buluşmalarını On-line

ortama taşıdık. Geniş katılımlı toplantılar

gerçekleştirdik. Bunun şöyle bir avantajı

oldu. Değişik illerde faaliyette bulunan

bayilerin bir araya gelebilmesi senede bir

veya en fazla iki defa ancak bayi toplantılarında

olabiliyordu. Buralarda program

çok yoğun olduğu için çok fazla konuşma

imkânı bulunamıyordu. On-line görüşmenin

bize sunduğu fırsatla birçok farklı

ilden bayi aynı ortamda konuşabilme ve

tecrübelerini paylaşabilme imkânı buldu.

Bunun harici olarak evde kalınan sürede

internet üzerinde ödemelerin artması ile

sanal POS uygulamamızı ve buraya verilen

destekleri arttık. Bu sayede Haziran

ayında geçen yıllara göre bu kanaldan

gelen satışlarda 10 kat gibi artışlar odu.

‘Yeni Normal’ dönem sizin

için nasıl ilerliyor? Sektördeki

gelişmeler ve şirketinize olan

etkilerine kısaca değinir misiniz?

Yeni normal denen döneme şu an alıştık.

İnsanın en büyük özelliği uyumdur. Zaten

yeryüzünde bu yeteneği sayesinde hayatta

kalabilmiştir. Başlangıçta evet her

yere maske ile gitmek biraz garip gelse

de bugün maske takmadığımızda garip

hissettiğimiz bir döneme doğru ilerliyoruz.

Bayilerimiz, müşterilerimiz oldukça bilinçli

ve bu önemleri alarak iş görüşmeleri,

bağlantılar, satışlar sorunsuz yürütülüyor.

İşlerimizde bu normalleşme ile artışlar

gözlemliyoruz. İnşaat sektörü düşen faizler

ve hükümetin desteleri ile bir miktar toparlandı.

Bizde bu yeni normal dönemde

hem markamızı hem ürünlerimizi hem de

servis ve hizmetlerimizi daha iyi seviyelere

getirmek için adımlar atıyoruz. Marka

yüzümüzü yeniliyoruz. Yakın zamanda

duyuruları başlayacak. Geliştirdiğimiz çok

teknolojik ve ülkemizde ilk kez yapılan

ürünler var. Onları piyasaya süreceğiz.

Salgının etkileri azalmaya

başladığında sizce sektörde ne

gibi fırsatlar meydana gelebilir?

Bu anlamda geliştirdiğiniz bir

planınız bulunuyor mu?

Salgının bir süre daha devam edeceğini

düşünüyoruz. Uzmanlarında belirttiği gibi

2021 sonbaharına kadar komple ve kalıcı

bir çözüm beklemiyoruz. Bu dönemi

içeride çok iyi analiz ve Arge çalışmaları

ile geçirirken bir miktar tekrar pazarlama

faaliyetlerine ağırlık vereceğiz. Müşteri

kriz zamanında yanında olan markaları

kriz geçtikten sonra unutmuyor. O yüzden

salgı sonra için bugünden pazarlama ve

tanıtım faaliyetleri yapmak istiyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Bu salgın firmalarda ve şahıslarda değişik

izler bıraktı. Her şeyden önce hiçbir

şeyin değişmez olmadığını, hayatın hep

sürprizlerle dolu olduğunu gördük. Ama

sonuçta hayattayız ve mücadele devam

edecek. Ben her zaman olduğu gibi gelecekten

umutluyum. Teşekkürler.

50

Yapı Malzeme Ağustos 2020



Dosya

Saray Selective ile Optimum

Isı ve Ses Yalıtımı

Performans ve estetiği bir arada sunan ürünleriyle mimari projelerin vazgeçilmez çözüm

ortakları arasında yer alan Saray Grup, yeni nesil Selective pencere sistemini kullanıcıların

beğenisine sundu. Tüm iklim koşullarında üstün performans sağlayan Selective serisi, optimum

ısı ve ses yalıtımı sağlayan tasarımıyla özellikle ‘pasif ev’ler için ideal seçeneği oluşturuyor.

Saray Grup bünyesinde 2004’ten bu yana

faaliyet gösteren Saray PVC, Avrupa’dan

Orta Doğu’ya, Afrika’dan Orta Asya’ya

uzanan ihracat haritasıyla uluslararası projelerde

ilk tercihlerden birini oluşturuyor.

Enerji sorununa çözüm getiren, gürültü ve

hava kirliliğinin içeri girmesini önleyerek

kullanıcılara konforlu ve sağlıklı bir yaşam

ortamı sunan üstün yalıtım özelliğine sahip

ürünleriyle öne çıkan Saray PVC, inovasyon

ve tasarımı buluşturan yeni nesil Saray

Selective pencere sistemleri ile çıtayı

daha da yukarı taşıyor.

Adının işaret ettiği gibi seçkin bir ürün serisi

olan Saray Selective, uzun Ar-Ge çalışmaları

sonucu piyasaya sunuldu. Üç contalı

yapısı, 76 mm kasa derinliği, damlalıklı

kanadı ve 6 odacıklı profilleri sayesinde

hava geçirimi, su sızdırmazlığı, rüzgar direnci

ve ısı yalıtım katsayısı ile alanının en

üstün performans değerlerine sahip Saray

Selective, nitelikli yapılara değer katmak

üzere tasarlandı.

Tasarruf için en kolay yol

Optimum ısı ve ses yalıtımı sağlayan özgün

tasarımının yanı sıra, özel güvenlik

aksesuarlarına uyumlu yapısı, dayanıklılığı,

kolay temizlenmesi, sızdırmazlığı

ile de dikkat çeken Selective serisi, diğer

Saray PVC ürünlerinde olduğu gibi, doğru

oranlardaki hammadde formülasyonu ile

fark yaratan özelliklerini uzun yıllar koruyor.

AB standardında üretilen aksesuar kanalları

sayesinde dünyada satılan her

türlü aksesuar ve açılım mekanizması ile

uyumlu olan Saray Selective pencere sistemleri,

76 mm’lik optimize profil derinliği

ile gerek yeni binalarda gerekse renovasyonlarda

rahatça kullanılabiliyor. Çok seçenekli

folyo kaplama alternatifleri ile görüntü

çeşitliliği sağlayan seri, kurşunsuz

formülden üretilmiş yüksek kalite profillerden

oluşan pencereleri ile kullanıcıların

sağlığını da ön planda tutuyor.

Doğru pencere seçimi, binalarda enerji

maliyetini düşürmede önemli bir role sahip.

76 mm kasa derinliğine ve 3 conta

sistemine sahip Saray Selective pencere

sistemi, aşırı sıcağı ve soğuğu dışarıda

tutarak, konforlu bir ortam sağlarken,

enerji tasarrufuna, dolayısıyla doğaya ve

dünyaya önemli bir katkıda bulunuyor.

SELECTIVE ÜRÜN AİLESİ:

SLP Selective Plus

Metrekare başına yılda

15 kWh ve daha

düşük enerji tüketimi

olan evlere ‘pasif ev’

denilmektedir. Çok

sıkı bir enerji tasarrufu

gerektiren ve

değerleri tam olarak

belirlenmiş olan pasif

evlerde, yalıtılmış

duvar ve çatılara

ek olarak, yalıtımlı

pencere ve kapı

kullanımı da esastır.

Profilleri köpük ile doldurulmuş, 3 contalı ve geniş

cam boşluğu ile 3 cam kullanımına olanak

sağlayan SLP Selective Plus pencere sistemi,

pasif ev kullanımı için ideal bir üründür.

SLA Selective Alu Style

PVC profillerin alüminyum profiller ile kaplanması

sonucu elde edilen SLA pencere sistemi,

farklı özelliklerdeki iki nitelikli malzemenin birleşiminden

oluşur;

PVC’nin yüksek

yalıtım ve sızdırmazlık

özelliği ile

alüminyumun şık,

kaliteli ve sağlam

görüntüsü aynı

üründe biraraya

gelir. Alüminyumun

uzun dış

ortam dayanımı

ve RAL kartela

seçenekleri, mimarlara sınırsız tasarım özgürlüğü

sağlar. Toz boya ya da eloksal kaplama ile

renklendirilen alüminyum kapaklı PVC profiller

ile çok farklı görüntüler elde edilebilir.

SLB Selective Bonded

SLB Bonding yönteminde cam, kanat profili

üzerine çift taraflı üstün performanslı bant ile

yapıştırılır. Cam, profilden daha rijit bir malzeme

olduğundan, bu sayede camın rijitliği profile

transfer edilir ve profilin esnemesi engellenir.

Sistemin taşıyıcılığı

yüzde 30 oranında

artırılırken,

daha yüksek pencere

ve kapıların

yapımına imkan

sağlanır.

52

Yapı Malzeme Ağustos 2020



“Faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde

en iyiyi hedefliyor ve bunun için çok

sıkı çalışıyoruz”

“Olası ticari senaryoları ve şartları sürekli değerlendirmeye ve gereken önleyici, düzenleyici

tedbirleri almaya devam ediyoruz. Sektör lideri olarak olası problemlere karşı tedbir

senaryolarımızı sürekli güncelliyoruz.”

Özge Hekim

Hekim Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve Yapı

Malzemelerinden Sorumlu Teknik Başkan Yardımcısı

Sektörün öncü firmalarından olan Hekim

Yapı A.Ş., salgın döneminde kendine has

aldığı tedbirler ve geliştirdiği yeni çalışma

modelleriyle bu süreçte kontrollü bir şekilde

ilerleyebilen firmaların başında geliyor.

Hekim Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

ve Yapı Malzemelerinden Sorumlu Teknik

Başkan Yardımcısı Özge Hekim ile bu süreçte

izledikleri stratejiyi ve hızlı değişen

koşullara karşı geliştirdikleri yaklaşımları

ele almaya çalıştık.

Öncelikle firmanız ve ürün

gruplarınız hakkında bilgi verir

misiniz?

Hekim Yapı A.Ş. bugün 6 şirket, 8 işletme,

191.000 metrekare üretim alanı, 1.000’e

yakın çalışanı, 6 kıtada 150’ye yakın ülkeye

ihracatı, yurt içi ve yurt dışında 100’den

fazla bayisi, 50.000’in üzerinde referansı

ile hizmet ve faaliyetlerini sürdüren Hekim

Holding’in bir kuruluşu olup; yapı sektöründe

faaliyet gösteren, ülkemizin ve yakın

coğrafyanın ilk otoklavlı fibercement doğal

çimento levha üreticisidir.

Hendek - Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesinde

111.000 m² üretim alanında kurulu

bulunan üç üretim tesisinde yıllık toplam

125.000 m³ HekimBoard fibercement doğal

çimento levha üretim kapasitesine sahiptir.

Hekim Yapı’nın 2001 yılında yaptığı yatırım

sonucu 2004 yılında özellikle iç ve dış

cephe kaplama malzemesi olarak kullanılmak

üzere üretimini gerçekleştirdiği fibercement

doğal çimento levha ürün yelpazesinde;

HekimBoard markası ile üretilen A1

sınıfı yanmaz fibercement doğal çimento

levhalar, TurkSiding markası ile üretilen fibercement

doğal çimento levha yalı baskı

plakaları, FibercementLam markası ile lam

kaplı doğal çimento levhalar, Boardia markası

ile fibercement doğal çimento levhalar

ve HekimBoard Flexia markası ile esnek

doğal çimento levhalar bulunmaktadır.

Hekim Yapı’nın 2010 yılında gerçekleştirdiği

yatırımı, yıllık 500.000 m³ üretim kapasitesine

sahip EPS (Genleştirilmiş Polistiren

Köpük) tesisidir. Bu tesiste; HekimPor

markası ile yüksek kaliteye sahip beyaz ve

karbonlu EPS yalıtım ve enjeksiyon ürünleri

üretilmektedir. Beyaz ve Karbonlu EPS

ürün grubunda Pamukkale, Karaelmas ve

Maxipor markaları ile de sektöre ürün vermektedir.

Enjeksiyon ürün grubunda ayrıca

tavan levhaları ve diğer kalıp üretimleri

ile de talepleri karşılamaktadır.

Hekim Yapı’nın 2011 yılında iki yeni yatırımı

gerçekleşmiştir. Bunlardan ilki EPS ve

taş yünü izolasyonlu sandviç panel tesisidir.

Yıllık 2.000.000 m² üretim kapasitesine

sahip bu tesiste; HekimPanel markası ile

1.25 m en ve 16 m boya kadar farklı tip ve

ölçüde çatı ve duvar panelleri üretilmeye

başlanmıştır. 2016 yılında poliüretan panel

üretim tesisinin de kurulmasıyla yıllık

üretim kapasitesi 4.000.000 m²’ye ulaşmış

olup; ürün yelpazesini poliüretan, EPS ve

taş yünü dolgulu sandviç panel olarak tamamlamıştır.

Hekim Yapı’nın 2011’de ki

ikinci yatırımı ise İngilizce literatürde polyethyleneterephthalate

(PET) olarak adlandırılan

malzemenin üretim tesisidir. Bu

tesiste; HekimPlast markası ile PET rulo

hattında üretimini gerçekleştirdiği polietilen

tereftalat üretilmektedir.

Hekim Yapı’nın 2014 yılında gerçekleştirdiği

bir diğer yatırımı HekimPan markası

ile üretilen EPS yalıtımlı HekimBoard hazır

yapı duvar paneli üretim hattıdır. Bu üretim

ile iki tarafı HekimBoard olan ve EPS izolasyonlu

hazır duvar yapı ürününü özellikle

prefabrik yapı ürünlerinin hızlı montajına

olanak sağlayarak, sektörün kullanımına

sunmuştur.

Kendi bünyesinde faaliyet gösteren Ar-Ge

ve Ür-Ge ekibinin çalışmalarıyla, aktif üretici

kimliğiyle 2020’de de yoluna başarılı ve

istikrarlı bir şekilde devam etmektedir.

Bu ürün grupları içerisinde yeni ve

öne çıkan ürün veya ürünlerinizin

avantajlardan biraz bahseder

misiniz?

Hekim Yapı A.Ş. tarafından 2004 yılında

üretilmeye başlayan fibercement levhalar,

sektörde HekimBoard markası ile güçlü bir

yer edinmiş olup, tüm yapı cephe ve yüzeylerinde

yaygın bir şekilde güvenle kullanılmaktadır.

Üretime başladığı ilk günden

itibaren ürün çeşitlendirme çalışmalarına

büyük önem veren Hekim Yapı; tüm dünyada

her geçen gün daha yaygın bir kullanım

alanı bulan renkli fibercement üretimi

için sürdürdüğü Ar-Ge çalışmaları neticesinde,

2018 yılı başında HekimColorBoard

markasıyla kendinden renkli fibercement

doğal çimento levhaların üretimine başlamıştır.

Bu ürünler, 2018 yılında düzenlenen

41. İstanbul Yapı Fuarı’nda ilk kez

sektörün beğenisine sunulmuştur.

Yapılara estetik bir görünüm kazandıran

HekimColorBoard, hem mimari hem de

teknik açıdan da birçok üstünlük sağlamaktadır.

A1 sınıfı yanmazlık, hızlı montaj,

güvenlik ve enerji verimliliği konusunda

sağladığı avantajlarla da ayrıca tercih sebebidir.

Hekim Yapı; HekimColorBoard ile giydirme

cephe sistemleri kategorisinde ülke

ekonomisine katma değer sağlamış, ithal

malzemelere alternatif olarak yerli üretimi

54

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

ile dışa bağımlılığı ortadan kaldırmanın yanında

dünyanın her bölgesine kendinden

renkli fibercement ihracatını gerçekleştirerek

ülke ekonomisine olumlu katkıda bulunmaktadır.

Pandemi döneminde inşaat

sektöründeki son gelişmeler

üretim ve satış faaliyetlerinizi nasıl

etkilemekte?

Sektör olarak bu konuda herhangi bir tecrübemiz

olmadığı için bizimle birlikte tüm

sektörler pandemiye maalesef hazırlıksız

yakalandı. Her sektörde olduğu gibi pandemi

sürecinde bizim faaliyet alanımızda

da önce aşağı ivmelenme; akabinde duraklama

senaryoları üretsek de, aldığımız

tedbirlerle üretim ve satış periyotlarımızı

benzer şekilde devam ettirdik. Hekim Yapı

olarak satış ayağındaki sacayağı modelimizin

bize kazandırdığı, pandemi süresince

alabileceğimiz tüm tedbirleri alarak,

ürün ve hizmet verdiğimiz sektörü dengede

tutmaya çalıştık. Bu süreçten daha tecrübeli

ve daha güçlü çıktığımızı ve gerek

sistem gerekse yapısal anlamda zor bir

sınavı başarı ile geçtiğimizi söyleyebiliriz.

Olası ticari senaryoları ve şartları sürekli

değerlendirmeye ve gereken önleyici, düzenleyici

tedbirleri almaya devam ediyoruz.

Sektör lideri olarak olası problemlere

karşı tedbir senaryolarımızı sürekli güncelliyoruz.

Bu yıl içerisinde yeni çalışmalarınız

var mı?

Yatırım planlarında birinci önceliğimiz yalıtım

sektörünün ihtiyaçlarıdır.

Bu ihtiyaçları belirlerken; yurt içi ve dışında

sahip olduğumuz yaygın bayi ağımızla

yaptığımız değerlendirmeler, anketler, lokal

toplantılar, değerlendirmeler ve görüş

alışverişleri etkin olmaktadır.

Yatırım sürecinde, senaryolar oluşturulmakta

ve yatırım ekibi tarafından süreçler

etkin şekilde takip edilip uygulanmaktadır.

Ülkemizde yapı – yalıtım sektörüne ait ihtiyaç

olan ne ürün varsa, sırasıyla yatırım

planımıza almayı, en kaliteli şekilde nihai

teknoloji ürün ve ekipmanlarla en kaliteli

şekilde üretmeyi, fiyatı en makul seviyede

tespit etmeyi ve en kısa zamanda tüketicileriyle

buluşturmayı hedefliyoruz.

2021 için piyasa ile buluşturmayı

planladığınız yeni Ar-Ge ürününüz

var mı?

Pandemi süreci, tüm yatırım süreçlerimizi

kısmen de olsa tüm sektörlerde olduğu gibi

bekletmeyi gerektirdi diyebiliriz.

Ar-Ge çalışmalarımız birkaç yeni

ürün için devam etmekte olup, piyasada

yer edinmesi için piyasanın

olağan doğal haline dönmesini ve

piyasada makul ölçüde talebin bir

miktar daha toparlanmasını beklemek

gerektiğini düşünüyoruz. Bu

süreç 2021’in ilk aylarında gerçekleşecek

gibi görünüyor.

2019 yılı ihracatınız açısında

nasıl geçti? 2020 yılı nasıl

geçiyor? 2021 yılındaki

ihracat beklentileriniz

nelerdir?

2019 yılına baktığımızda; 3 ana ürün grubunda

da (HekimBoard, HekimPanel ve

HekimPor) sektörün yüksek kapasiteli üreticilerden

olmakla birlikte, özellikle fibercement

(HekimBoard) ürünlerde ülkemizin ve

yakın coğrafyamızın en yüksek kapasiteli

üreticisi konumundayız.

Üretim faaliyetimize başlamadan önce

ithalat yoluyla temin edilen fibercement

ürünler yerine, bu gün aynı ürünleri yurt

içinde yerli olarak üreterek ihraç etmeye

ve ülkemize olumlu katkısını her geçen

gün artırmaya devam etmekteyiz.

2020 yılında ise; her ne kadar gümrük

geçişlerinde kısmen de olsa problemler

yaşansa da bir önceki yıla göre ciddi bir

ihracat artışı gösterdiğimizi ve ayrıca hiç

müşteri kaybı yaşamadan bu dönemi geçtiğimizi

söyleyebiliriz. Hedeflerimizi 2020

yılsonu itibari ile tutturacağımızı ve hedef

ülke pazarlarımızda daha da güçleneceğimizi

şimdiden görebiliyoruz.

Özellikle HekimColorBoard kendinden

renkli ürünlerimizin uluslararası ticarette

ciddi bir talep görmesi ve her gün daha

fazla ülkeye yapılan satışlarımız, şirketimiz

ve ülkemiz adına gurur vericidir.

2021 yılında; başka bir pandemi süreci

daha yaşamaz ve gümrük geçişlerine sınırlama

gelmez ise, uluslararası ticaretin

daha da artacağı bir yıl olacağını ve pandemi

süresince baskılanan talebin artacağını

öngörüyoruz.

Son olarak yapı sektörü özelinde

iletmek istediğiniz bir mesajınız var

mı?

Önceliğimizin kalite olduğunu unutmamalıyız.

Piyasada zaman zaman rekabetin

ürünlerin önüne geçmesinin olumsuz sonuçlarına

ne yazık ki rastlıyoruz. Muhtelif

kaygılarla rekabeti kalite sınırlarının dışına

taşıyan ve ürünü sadece fiyattan ibaret

gören üreticilerden veya satıcılardan kaynaklı

olarak, tüketicilerin yaşadıkları olumsuzlukların

toplumsal bilinçle minimuma

indirilmesi gereklidir. Özellikle üretim standartlarının

sürekli güncellenmesi ve denetlenmesi

bu alandaki haksız rekabet koşullarını

da en aza indirecektir. Bu konuda

tüm üretici ve tüketiciler daha hassas ve

duyarlı olmalıdır. 2020 ve gelecek yılların

ülkemiz adına çok daha sağlıklı ve başarılı

geçmesini temenni ederim.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 55


Sloganımız;

“Tedbir Al, Tedavi Et, Hayata Devam Et”

İnşaat ve Yapı Kimyasalları sektörünün kaydedeğer bir olumsuzluk yaşandığını

düşünmüyorum. Özellikle Ramazan ayı ile rast gelen süreçte sipariş azalmaları normaldi.

Bununla birlikte sokağa çıkma yasağı olan dönemler haliyle olumsuz etkilendi. Yeni normal

süreçte sektörü etkileyecek ana dinamik salgından ziyade kredi faizleri ve konut stoğu

olacakatır.

Bu süreçte

müşterilerinize

ve iş ortaklarınıza

sunmuş olduğunuz

yeni hizmet

modellerinden biraz

bahseder misiniz?

Müşterilerimizle mail ve

mesaj yoluyla sipariş

ve sevkiyat yapıyorduk.

Salgın döneminde bu

uygulamanın faydasını

gördük. E-fatura süreçleri

ile de matbu fatura

teslimi olmadığından

mümkün olduğunca az

temas sağladık.

Emrullah Cihad Işık / Pak Yapı Genel Müdürü

1989 yılından bu yana yapı sektöründe

faaliyet gösteren Pak Yapı, detay ürünlerde

de uzmanlaşarak 2005 yılında Pakboard

markalı ısı yalıtım ürünlerini bölgesinde

pazara sundu. Yalıtım sektörünün

ihtiyaçları doğrultusunda Paktherm paket

sistemin oluşturulmasına katkı sağlayarak

2012 yılında da Pak Yapı Kimyasalları

yatırımını gerçekleştirdi. Yoğun bir

tempoyla alanında faaliyet gösteren firma

‘Yeni Normal’ dönemde de çalışmalarına

ara vermeden devam etmekte.

Pak Yapı Genel Müdürü Emrullah Cihad

Işık ile gündeme dair kısa bir röportaj çalışması

gerçekleştirdik.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde ne tür

değişiklikler gerçekleştirdiniz?

Geliştirdiğiniz yeni modellerde

ana stratejiniz ne oldu?

Üretim bantlarında salgın dönemine

özel farklı bir uygulama yapmamıza

gerek olmadı. Yapı Kimyasalları üretimi

kendi özelliği gereği, proseslerinde

maskeli ve eldivenli çalışma yapılmakta.

Ofis çalışmalarımızda da hijyen ve

sosyal mesafe tedbirlerini aldık.

‘Yeni Normal’

dönem sizin

için nasıl ilerliyor? Sektördeki

gelişmeler ve şirketinize olan

etkilerine kısaca değinir misiniz?

İnşaat ve Yapı Kimyasalları sektörünün

kaydedeğer bir olumsuzluk yaşandığını

düşünmüyorum. Özellikle Ramazan ayı

ile rast gelen süreçte sipariş azalmaları

normaldi. Bununla birlikte sokağa çıkma

yasağı olan dönemler haliyle olumsuz

etkilendi. Yeni normal süreçte sektörü etkileyecek

ana dinamik salgından ziyade

kredi faizleri ve konut stoğu olacakatır.

Salgının etkileri azalmaya

başladığında sizce sektörde ne

gibi fırsatlar meydana gelebilir?

Bu anlamda geliştirdiğiniz bir

planınız bulunuyor mu?

Salgın azalmaya başladığında, özellikle

salgın döneminde müşterilerine kesintisiz,

zamanında ve kaliteli hizmet sunan

firmalar müşteri aidiyeti noktasında avantajlı

olacaklardır.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Salgın hastalıklar dünya gündeminde kalmaya

devam edecek görünüyor. Bu süreçte

geliştirdiğimiz sloganımız “TEDBİR

AL, TEDAVİ ET, HAYATA DEVAM ET”…

56

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

“Projelerimizi hız kesmeden

ilerletiyoruz”

“Yeni normale hızlı bir şekilde adapte olduk. Çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliğini

odak noktası olarak belirlemeye devam ediyor, bu kapsamda aldığımız sıkı

tedbirlerle birlikte üretimi sürdürüyoruz. Ulusal ve uluslararası birçok fuar, etkinlik ve

organizasyonun iptal olması nedeniyle sektör temsilcileriyle bir araya gelemesek de

alternatif kanallardan iletişimimizi devam ettiriyoruz.”

1990 yılında Kibar Holding A.Ş.’nin bir

kuruluşu olarak faaliyetlerine başlayan

Assan Panel, İnşaat ve yapı sektörü

firmalarının ihtiyaçları doğrultusunda

yassı mamül ürün gruplarında mamülleri,

müşteri taleplerine göre stoklarında

bulundurarak müşterilerine hizmet

vermekte.

Assan Panel Genel Müdürü İhsan Tolga

Akar ile salgın süresince aldıkları

tedbirler, geliştirdikleri yeni iş modelleri

ve önümüzdeki döneme dair beklentilerini

ele aldığımız bir röportaj çalışması

gerçekleştirdik.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde

ne tür değişiklikler

gerçekleştirdiniz?

Geliştirdiğiniz yeni modellerde

ana stratejiniz ne oldu?

Çin’den başlayarak neredeyse tüm

dünyayı etkisi altına alarak pandemi

haline gelen COVID-19 sürecini en

başından itibaren takip ederek gerek

çatısı altında faaliyet gösterdiğimiz Kibar

Holding yönetimi gerekse de Assan

Panel’in yöneticileri olarak bizler

hassasiyet ve titizlikle çalışmalarımıza

devam ettik. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü

11 Mart tarihini takıben yılın

başında hazırladığımız aksiyon planlarını

devreye alarak üretime devam ettik.

Bu süreçte odak noktamız çalışan

sağlığı oldu. Motivasyonumuzu kaybetmeden

hedeflerimize odaklanarak

ve Dünya sağlık Örgütü ile T.C. Sağlık

Bakanlığı’nın yönergelerini uygulayıp

ek tedbirleri alarak üretime devam ettik.

Vardiya ve yemekhane yoğunluklarını

azalttık. Servis güzergahlarında

eklemelerde bulunduk ve mümkün

olduğunca temasın önüne geçtik. Bu

süreci oldukça başarılı yönettik, hem

ülke yönetimimiz hem de üretim faaliyetlerinde

bulunan bizler başarıyla yönetmeye

devam ediyoruz. Ana

stratejimiz pandemi sona erdiğinde

ülke ekonomisinin güçlü

kalmasına destek olmak, üretim

ve istihdamda sürdürülebilirliği

sağlamak oldu.

Bu süreçte

müşterilerinize ve iş

ortaklarınıza sunmuş

olduğunuz yeni hizmet

modellerinden biraz

bahseder misiniz?

Lojistik kaynaklı yavaşlamalar

haricinde herhangi bir problem

yaşamadık. Toplantılarımızı

dijital platformlar üzerinden

gerçekleştirerek günlük iş akışımızı

devam ettirdik.

‘Yeni Normal’ dönem

sizin için nasıl ilerliyor?

Sektördeki gelişmeler ve

şirketinize olan etkilerine

kısaca değinir misiniz?

Yeni normale hızlı bir şekilde

adapte olduk. Çalışanlarımızın

sağlığı ve güvenliğini odak

noktası olarak belirlemeye devam

ediyor, bu kapsamda aldığımız sıkı

tedbirlerle birlikte üretimi sürdürüyoruz.

Ulusal ve uluslararası birçok fuar,

etkinlik ve organizasyonun iptal olması

nedeniyle sektör temsilcileriyle bir

araya gelemesek de alternatif kanallardan

iletişimimizi devam ettiriyoruz.

Bir yandan projelerimizi hız kesmeden

ilerletiyoruz.

Assan Panel olarak büyük ölçekli uluslararası

inşaat ve yapı projelerimize

devam ediyoruz. Ürün gamımızda bulunan

ısı yalıtım panelleri, Güneş Panellerine

uyumlu Solar Kepli Panel ve

polikarbonat ışıklıklarla sürdürülebilir

bina çözümleri üretiyoruz.Irak’taki en

büyük rafineri projelerinden Kerbela

Tolga Akar / Assan Panel Genel Müdürü İhsan

Projesi devam ediyor. Öte yandan Kuzey

Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki ilk

yerli otomobil üreticisi fabrika Günsel’e

de ürünlerimizi veriyoruz.

Ayrıca Assan Panel olarak sahip olduğumuz

deneyimi sektör platformlarına

taşıyor ve üretim, kalite, ihracat alanlarında

standartların oluşmasında kilit

rol oynuyoruz. Sektörümüzü buluşturan

yapı Panelder, ülkemizdeki panel

üretiminin tamamına yakınını temsil

ediyor, doğru üretim yapan üyeleri koruyor

ve sağlıklı rekabet koşullarının

oluşmasını sağlıyor. Assan Panel’in

tecrübe ve birikimiyle derneğin birleştirici

gücünü birbirine entegre ederek

sektörün gelişimine katkıda bulunmak

Panelder’in yönetim kurulu başkanı

olarak öncelikli hedefim.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 57


Eğitimlere online devam

Covid 19 sürecinde de eğitimlerine ara vermeyen GF Hakan Plastik,

satış ekibi, bayileri ve sektör profesyonelleri ile gerçekleştirdiği online

eğitimlerle bir yandan sektör ihtiyaçlarını değerlendirirken bir yandan da

bilgi tazelemesi yaptı.

Firma içerisinde gerçekleştirdiği

eğitimler, müşteri ve bayileri

buluşmaları ile yoğun bir eğitim

programına sahip olan GF Hakan

Plastik, Covid 19 sürecinde

de aktif bir şekilde eğitimlerini

online olarak sürdürdü.

GF Hakan Plastik, müşteri ihtiyaçlarını

doğru analiz etmek,

doğru ürün çözümleri sunabilmek

adına müşteri ile direkt iletişim

halinde olan Satış ve Satış

Destek Ekiplerinin ürün bilgilerini

güncel tutmaya önem veriyor.

Bu kapsamda düzenlediği periyodik

eğitimleri, pandemi sürecinde

online platforma taşıdı.

Satış ve Satış Destek birimlerine

bilgi tazelemesinin yanı sıra

özellikle yeni ürünler GF Silenta

Extreme, GF Aerator, GF Aquasystem

PP-RCT üzerinde yoğun

bilgi paylaşımları yapıldı.

Bayi eğitimlerini de online’a

taşıyan GF Hakan Plastik, 12

bayinin Satış, Satış Destek, Satın

Alma ve Sevkiyat bölümleri

ile biraraya gelerek hem yeni

ürünlerini tanıttı, hem de mevcut

ürünler üzerinden bilgi tazelemesi

yaparak sorulara yanıt

verdi.

GF Hakan Plastik ayrıca sektör

profesyonellerine yönelik düzenlediği

Webinar ile “Binaların

Yangından Korunması Hakkında

Yönetmeliğe Uygun Çözümler”i

konusunda bilgi paylaşımda

bulundu.

GF Hakan Plastik Ürün Müdürleri

Alpay Cesur ve Dr. Ozan

Kovancı‘nın konuşmacı olduğu

Webinar’da, yangın yönetmeliğinin

yanı sıra formülasyonu ile

Türkiye’de sektöründe tek olma

özelliğine sahip GF Silenta Extreme

ve GF Silenta FR sistemleri

üzerinde duruldu; gelen sorular

yanıtlandı.

Covid 19 sürecinin yoğun etkisi

altında geçirilen 2020 yılının ilk

yarısını, aldığı kararlarla güvenli

bir şekilde yöneten GF Hakan

Plastik, önümüzdeki süreçte de

aynı titizlikle eğitim ve çalışmalarını

sürdürmeyi planlıyor.

58

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

“Sektörümüzde hızlı bir aksiyon

alınacağını ön görüyoruz”

“İşimize yatırım yapmaya AR-GE çalışmalarımızı sürdürmeye ve ülkemiz için yeni

istihdamlar oluşturarak ve özellikle ihracat alanındaki atılımlarımıza devam edeceğiz.”

Serkan Kaya / Lotus Yalıtım Türkiye Satış Müdürü

10 bin 500 metrekarelik alana kurulu Eskişehir

fabrikasında, yüksek teknoloji kullanarak

tüm dünyaya membran ve shingle

üreten Lotus Yalıtım, tam donanımlı

yetkin personele, dünya standartlarında

Ar-Ge ve Kalite Kontrol merkezine sahip.

Lotus Yalıtım Türkiye Satış Müdürü Serkan

Kaya ile içeresinde bulunduğumuz

dönemde almış oldukları tedbirler ve değişen

koşullara karşı geliştirdikleri taktik

ve yeni iş modellerini konuştuk.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde ne tür

değişiklikler gerçekleştirdiniz?

Geliştirdiğiniz yeni modellerde

ana stratejiniz ne oldu?

Pandemi döneminde genel faaliyet modelimizde;

çalışanlarımızın sağlığını koruma

tedbirleri kapsamında vardiya düzenlemeleri

yapılmıştır. Geliştirdiğimiz yeni çalışma

modeliyle çalışanlarımızın sağlığı

riske edilmeden ve müşterilerimiz mağduriyet

yaşamadan üretimimize devam

edilmiştir.

Ana stratejimiz başta pandeminin yayılmasını

önlemek; çalışan ve müşterilerimizin

sağlığını koruyarak üretim kapasitemizi

devam ettirmek olmuştur

Bu süreçte müşterilerinize ve iş

ortaklarınıza sunmuş olduğunuz

yeni hizmet modellerinden biraz

bahseder misiniz?

Pandemi yayılım hızı düşmeye başlayana

kadar sıcak temaslar yerine, uzaktan

satış ve satış sonrası destek sunulmuştur

‘Yeni Normal’ dönem sizin

için nasıl ilerliyor? Sektördeki

gelişmeler ve şirketinize olan

etkilerine kısaca değinir misiniz?

‘Yeni Normal’ süreçte kaliteden ödün vermeden,

müşterilerimize maksimum hijyen

hassasiyeti ile ürün ve hizmetlerimizi kesintisiz

sunarak önceliği her daim olduğu

gibi müşteri memnuniyetine vermekteyiz.

Pandemi sürecinin tüm ülkemize oldugu

gibi sektörümüze ve firmamıza da olumsuz

ekonomik etkileri olmuştur tabiki ancak

bununla beraber sosyal manada tüm

ülkece hassaiyetlerimize başka bir bakış

acısı da kaznadırmış olması kacınılmaz

bır gercekliktir. İnsanlarımız sağlığın herşeyden

önemli olduğunun ve özellikle

kısıtlamaların uygulandığı zamanlarda

yeniden hatırlanan ve ailece birlikte vakit

geçirebilmenin anlamı yeniden hatırlamanın

hazzına vardıkları kaanetindeyim.

Salgının etkileri azalmaya başladığında

sizce sektörde ne gibi fırsatlar

meydana gelebilir? Bu anlamda

geliştirdiğiniz bir planınız bulunuyor

mu?

İdarecilerimizin aldıkları ekonomik tedbirleriın,

özellikle konut kredi faizlerındeki

düşük oran ve uzun vade fırsatı yaratmış

olmalarının vatandaşlar üzerindeki

etkisi ve hızlı reaksiyonu sonucu uzun

zamandır birikmiş olan ülkemızdeki yapı

stoğunu bitme durumuna getirmiş olması

kısa vadede ekonomide ciddi bir hareket

dalgası yaratmış olduğunu hep birlikte

müşahede edebiliyoruz. Tek başına inşaat

sektörünün yaklaşık 250 alt sektöre

hareket alanı açtığını düşündüğümüzde

yine yakın gelecekte sektörümüzde hızlı

bir aksiyon alınacağını ve yeni projelerin

devam edecegeni ön görüyoruz. Kaldı ki

zaten bugünlerde de bunun on adımlarını

duymakta ve etkilerini görmekteyiz.Şahsen

benim evimin olduğu sokakta geçen

hafta 8 yeni hafriyat alındığını geçtiğimiz

hafta sonu şahsen görmüş bulunmaktayım.

Buradan hareketle durmadan yolumuza

devam etmek için biz de LOTUS

YALITIM SİSTEMLERİ olarak işimize

yatırım yapmaya AR-GE çalışmalarımızı

sürdürmeye ve ülkemiz için yeni istihdamlar

oluşturarak ve özellikle ihracat alanındaki

atılımlarımıza devam edeceğiz.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 59


“2020 hedeflerimizi değiştirmeden

çalışmaya ve üretime devam

ediyoruz”

“Bu dönemde aldığımız kararlar ve aksiyonlarda ana stratejimiz; insan sağlığını riske

atmadan üretime devam etmenin sektör ve ülke ekonomisi için kritik olduğu görüşüyle,

çalışan sağlığının öncelik olması şartıyla müşterilerimize ve projelere verdiğimiz hizmeti

aksatmadan operasyonumuzu devam ettirmek.”

Selman Tarmur / MAPEI Türkiye Genel Müdürü

Mapei, inşaat sektörüne yönelik kimyasal

ürünler, dolgu malzemeleri ve yapıştırıcıların

üretiminde dünya lideri. Şirketin bu

liderliğinin temelinde müşterilerine sunduğu

80 yıldan fazla bir deneyim, üstün

bir bilgi birikimi ve uzmanlık bulunmakta.

Mapei Türkiye Genel Müdürü Selman

Tarmur, içerisinde bulunduğumuz dönem

için aldıkları tedbirleri ve gündemdeki konular

hakkındaki görüşlerini bizlerle paylaştı.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde ne tür

değişiklikler gerçekleştirdiniz?

Geliştirdiğiniz yeni modellerde

ana stratejiniz ne oldu?

Biz Türkiye’de salgının başlangıcından

beri üretime hiç ara vermedik, Mapei

Grup tüm dünyada yürürlükte olan yönetmelikler

çerçevesinde kendi güvenlik

protokolünü uygulayarak üretime devam

etti. Yasal yükümlülüklerimiz doğrultusunda

gerekli tüm önleyici/koruyucu önlemleri

maksimum düzeyde alarak Polatlı

fabrikamızda üretimi sürdürdük. Ofislerimizde

ise minimum gerekli sayıda personeli

tutarak, çoğunluğumuz evlerimizden

teknolojik imkanları kullanarak çalışmaya

başladık.

Bu dönemde aldığımız kararlar ve aksiyonlarda

ana stratejimiz; insan sağlığını

riske atmadan üretime devam etmenin

sektör ve ülke ekonomisi için kritik olduğu

görüşüyle, çalışan sağlığının öncelik olması

şartıyla müşterilerimize ve projelere

verdiğimiz hizmeti aksatmadan operasyonumuzu

devam ettirmek idi. Şu anda

da aynı şekilde fabrikamız ve ofislerimizde

Sağlık Bakanlığının alınmasını istediği

önlemlere harfiyen uyarak çalışmalarımıza

devam ediyoruz.

Bu süreçte müşterilerinize ve iş

ortaklarınıza sunmuş olduğunuz

yeni hizmet modellerinden biraz

bahseder misiniz?

Bu süreçte dijitalleşmeyi önceliğimiz haline

getirdik. Salgın nedeniyle planladığımız

aktiviteleri iptal etmek yerine dijital

platforma taşıyarak gerçekleştirdik ve çok

olumlu geri dönüşler aldık. Bu dönemde

edindiğimiz deneyimleri geliştirerek kullanmaya

devam edeceğiz. Örneğin Nisan

ve Mayıs aylarında tüm Türkiye’deki bayilerimizle

Zoom üzerinden pandemi gündemini

yorumladığımız, ihtiyaçlar, bölgedeki

projeler ve yeni ürünlerle ilgili fikir

alışverişi yaptığımız bölgesel bayi toplantıları

düzenledik. Bu toplantılara bölge satış

ekibimiz, ben ve tüm Mapei yöneticileri

birlikte katıldık, samimi bir sohbet eşliğinde

çok verimli geçen toplantılar yaptık ve

ilişkilerimizi geliştiren bu deneyimi devam

ettirme karar verdik. Bunun yanı sıra proje

grupları, bayi satış ekibi ve Mapei satış

ekibine dijital teknik eğitimler düzenledik.

İki yıldır Mapei Happy Hour konsepti altında

yaptığımız mimari ofis ziyaretlerimizi

de sokağa çıkma kısıtı olan dönemde

dijital platformda gerçekleştirdik.

İletişim stratejimizi gündeme paralel

olarak revize ettik, sosyal medyaya yoğunlaştık,

takipçilerimize moral verici

pozitif mesajlar vermeyi hedefledik, aynı

zamanda Mapei ürünlerinin evde kullanımını

anlatan kısa videolarla gündemle

ilintili ürün iletişimi de yaptık. Dijital mecra

müşteriye ulaşmak için her geçen gün

daha etkili olacak, artık ürün deneyimlerini

müşteriler bu mecradan takip ediyor.

Dolayısıyla dijital mecralar üzerinden

bilinirlik yükseltmek, kullanıcı deneyimi

paylaşmak gibi konuların daha da önemli

olacağını düşünüyoruz.

‘Yeni Normal’ dönem sizin

için nasıl ilerliyor? Sektördeki

gelişmeler ve şirketinize olan

etkilerine kısaca değinir misiniz?

Biz tüm ofislerimizde, üretim tesisimizde

ve sahadaki arkadaşlarımızın ziyaret

pratiğinde sağlık önlemlerine maksimum

uyum göstererek, dönemin koşullarına

adapte olup 2020 hedeflerimizi değiştirmeden

çalışmaya ve üretime devam ediyoruz.

Haziran ayında inşaat sektörü uzun süredir

görmediği bir hareketlilik yaşadı, bu

etkiyi satışlarımızda da net olarak gördük.

Haziran ayında başlayan normal-

60

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

leşme süreci ve konut kredi faizlerindeki

düşüşün etkisiyle canlanan sektörde,

hareketin önümüzdeki aylarda da devam

ederek yılın ikinci yarısında inşaat sektörüne

ivme kazandıracağını öngörüyoruz.

Malum, Türkiye’de satılmayı bekleyen bir

konut stoku var, diğer taraftan da ertelenen

bir talep var, nüfusu hızla artan bir

ülkeyiz, evlenenler, boşananlar, büyüyüp

ayrı eve çıkan çocuklar, büyük kentlere

göçenler, bunlar hep talep anlamına geliyor.

Faizlerin düşmesinin bu talebin satın

almaya dönmesi yönünde önemli bir

katkı sağladığını düşünüyorum. Diğer tarafta

altyapı ihtiyacı da devam ettiğinden

bu alanda da projeler olacaktır. 7 çeyrektir

küçülen inşaat sektörünün artık tekrar

büyüme dönemine girme zamanının geldiğini

düşünüyorum.

Salgının etkileri azalmaya

başladığında sizce sektörde ne

gibi fırsatlar meydana gelebilir?

Bu anlamda geliştirdiğiniz bir

planınız bulunuyor mu?

Biz pandemi öncesinde zaten 2020 yılı ile

birlikte dijital mecralarda daha fazla çalışmak

üzere bütçe çalışmalarımızı yapmıştık,

pandemi bize ne kadar doğru bir plan

yaptığımızı göstermiş oldu, bu mecralarda

aktivitelerimiz devam edecek, müşteri

ve ürün deneyiminin çok önemli olduğunu

düşünüyoruz, dijital alan bunların paylaşılması

için ideal alan, bu tarafta yatırımlarımız

artarak devam edecek. Salgının

etkileri azalsa da insanlar Covid19’u

unutmayacaklar ve belli önlemleri alarak

yaşamaya alışacaklar, temel önlemlerin

başında da hijyen ve belli oranda, olabildiğince

izolasyon geliyor, bunu insanların

eskisine göre evlerinde daha fazla zaman

geçirecekleri şeklinde de okuyabiliriz. Dolayısıyla

artık plan ve stratejileri evinde

daha fazla vakit geçiren insanlara dönük

yapmamız gerekiyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 61


Dosya

Bin nasihat, bir müsibetten yeğdir

“Acilen, yatay yapılaşma

uygulamalarına geçilmelidir’’

“Müşterilerimizle/bayilerimizle yaptığımız görüşmelerde bu talebin giderek arttığı bilgisini aldık.

Müstakil yapılaşma ile birlikte yapım yöntemi ve talepleri de değişkenlik göstermeye başladı.

Daha önce satışları düşük olan ürünlerimize bir anda daha fazla bir talep olmuştur.”

Cem Ercan / İnşaat Y.Mühendisi

Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü

Türkiye’de yalıtım sektörünün ilk firması

olan Emülzer, 1935 yılından beri su yalıtımı

için en kaliteli ve güvenilir likit yalıtım ürünlerini

sağlamakta. Sürekli geliştirdiği ürünleriyle

Türkiye’de likit yalıtım teknolojisinin

öncüsü olan Emülzer, salgın döneminde de

uyguladığı tedbirlerle başarılı bir şekilde faaliyetlerini

gerçekleştirmeye devam ediyor.

Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü İnşaat

Y.Mühendisi Cem Ercan ile gündeme

dair konuları ele almaya çalıştık.

Salgının etkileri azalmaya

başladığında sizce sektörde ne

gibi fırsatlar meydana gelebilir? Bu

anlamda geliştirdiğiniz bir planınız

bulunuyor mu?

Salgın bize, “Bin nasihat, bir müsibetten

yeğdir’’ atasözünü tekrar hatırlattı. Bireysel

sağlığın, toplum sağlığından bağımsız

olamacağını kanıtladı. Dünyada, bir swot

analizi yaptığımız da, iş yoğunluğundan

vb. sebeplerden ötürü farkına varılamayan

veya ötelenen zayıf yönlerinden biri “çevre

ve sağlığın’’ önemi, ansızın ortaya çıktı.

Acil Eylem ve strateji planlarının her an

başka vaka, doğal afet olabilecek gibi canlı

tutulması gerekliliği anlaşıldı.

“Antiseptik, maske, sosyal mesafe” kelimeleri,

bir anda hayatımıza girdi. Dolayısıyla,

özellikle sağlık, temizlik ürünleri sektörüne

yatırımların artacağını düşünmekteyiz. Bu

konuda kapasite yetersizliği ortaya çıktı.

Hastanelere, sağlık turizmine yönelik otel

vb. yatırımların da artış meydana gelebilir.

Devletin konut sektörünü canlandırmak

için uyguladığı, çok düşük oranlı faizler, piyasayı

olumlu yönde etkilemiştir. Bununla

birlikte, toplu halde yaşam yerine, bireysel

konutlar inşa edilmeye başlanmış, doğa

ile başbaşa yaşam tercih edilmeye başlanmıştır.

Gelir seviyesi yüksek kişilerin bu

yöndeki tercihinin yatay yapılaşmayı arttıracağını

düşünmekteyiz. Müşterilerimizle/

bayilerimizle yaptığımız görüşmelerde bu

talebin giderek arttığı bilgisini aldık. Müstakil

yapılaşma ile birlikte yapım yöntemi ve

talepleri de değişkenlik göstermeye başladı.

Daha önce satışları düşük olan ürünlerimize

bir anda daha fazla bir talep olmuştur.

Emülzer, %100 yerli bir firmadır. Yerli üretime

olan talebin daha da arttığını görmekteyiz.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, yerli

malı uygulamasının takibi ve etkinliğinin artırılmasına

yönelik devam eden çalışmaları

bulunmaktadır.

“Bilindiği üzere 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun

63’üncü maddesi gereği orta ve

yüksek teknolojili sanayi ürünleri ve yazılım

ürünleri arasından belirlenen ve Kamu İhale

Kurumu tarafından ilan edilen listede yer

alan malların ihalelerinde yerli malı teklif

eden istekliler lehine % 15 oranında fiyat

avantajı sağlanması zorunlu hale getirilmiştir.

Diğer taraftan yapım işlerinde kullanılacak

makine-malzeme ve ekipmanın

yerli malı olması konusu ilgili maddenin (d)

fıkrası ile düzenlemiştir. Kanunun 63’üncü

maddesinin (e) bendine istinaden, Sanayi

ve Teknoloji Bakanlığınca SGM 2014/35

sayılı Yerli Malı Tebliği hazırlanmış ve 13

Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.’’

Bu noktada geliştirdiğimiz satış stratejilerinin

olumlu dönüşlerinin olacağını tahmin

etmekteyiz.

Salgın sonrası gelişmeler hakkında

neler düşünüyorsunuz?

Salgın öncesinde sosyalleşmenin olumlu

yönlerinden bahsedilirken, bir anda sosyalleşmenin

zararlarından bahsedilmeye

başlandı. Herkes ‘’Evde Kal’’ sloganı ile

karşılaştı. Evde kal, ama hangi evde? İnsanlar

yaşadığı mekanı gözden geçirmeye

başladı, önünde arsası olan, bahçesinde

ürün yetiştirebileceği konutlar daha fazla

tercih sebebi oldu.

Yüksek katlı, apartman veya site konutlarına

göre, müstakil (bağımsız) olarak

nitelendirilen konutlarda kullanılan yapı

malzemesi çeşitliliği daha fazladır. Taahhüt

işi yapan bazı müşterilerimiz, betonarme

kiremit bulamamaktan dolayı, yaşadıkları

malzeme sıkıntısından bahsetmiştir. Örneğin

betonarme çok katlı bir sitede ortak

kullanılan bir havuz ve su deposu var iken,

müstakil (bağımsız) konutta aynı kişi sayısı

için, ayrı ayrı havuz ve su deposu gereksinimi

olacaktır. Bazı mülk sahipleri de,

havuz için ayrılan alanı istemeyip, başka

bir fonksiyona dönüştürebilir. Bu mekanların

çözümlenmesinde kompozit yapıların

daha çok tercih edildiği alanlar olacaktır.

Yapı kimyasalları başta olmak üzere knowhow’ı

(nasıl olduğunu bildiğimiz) yüksek

ürünlere ihtiyaç olacaktır ki bunların çoğu

ürün gamımızda bulunmaktadır.

Zıtlıklardan doğan birlik felsefesi veya

denge sembolü olarak da bilinen “Yin ve

yang” gibi yaşamdaki birçok konuda da

benzer davranışlar sergilememiz gerekir.

Sürekli aynı yönde iyileştirme sağlamamız

diğer tarafın gelişmesini azalttığı gibi yok

eder. İstanbul gibi metropollerde yüksek

katlı yapılar yerine daha fazla doğayı içine

alan konutlar tercih edilmelidir. Kentsel

dönüşüm alanları genelde, şehrin merkezindedir.

Yeni yapılacak konutlarda da

çevre koşullarını teşvik edici koşullar öne

sürülmelidir.

1/100.000’likler başta olmak üzere

1/5000’lik lere kadar tüm planların zamanın

şartlarına göre revize edilmesinde fayda

olacaktır. Konut alanlarında yapılacak

yapılara ait imar değişikliğinin salgın ve

en önemlisi deprem koşullarına göre düzenlenmesi

gereklidir. Yatay yapılaşmanın

gelişmesini sağlayacak olanakların oluşturulması

faydalı olacaktır.

62

Yapı Malzeme Ağustos 2020



Wilo’dan atık su transferi için

yerli üretim sistem

Suya ve geleceğe yön verme hedefiyle yol alan Wilo, ülkemizde pek çok atık

su toplama ve transfer merkezinde tercih edilen Wilo-EMUport ıslak montaj terfi

istasyonunu artık Türkiye’de üretiyor. 1200mm’den 3000mm’ye varan çaplarda,

12000mm yüksekliğinde DN200 çıkış çapına kadar pompaların içerisine

yerleştirilebilen HDPE şafta sahip terfi istasyonu, paslanmaz çelik veya Polietilen

borulama ve iç aksam gibi seçenekleri ile uygulama alanına göre malzeme seçim

olanağı sunuyor.

İleri teknolojisi ve uzman kimliğiyle

dünyada 148 ve Türkiye’de 28 yıldır

faaliyet gösteren pompa sistemleri

sektörünün öncü markası Wilo; insanlar,

ürünler, hizmetler, fabrikalar

ve makineler arasında ağ bağlantıları

oluşturarak akıllı çözümleri hayata

geçirmek için dijitalleşmeden etkin

şekilde yararlanıyor. Aynı zamanda

yerel üretime de büyük bir önem

veren Wilo, bu kapsamda Wilo-E-

MUport ıslak montaj terfi istasyonunu

Türkiye’de üretiyor.

Atık su toplama ve transfer

sistemlerinde esnek üretim

opsiyonu

Atık su transferinde işletim güvenilirliği

yüksek, müşteri taleplerine göre

esnek çözümler sunabilen ve kolay

kurulum sağlayan

sistemler

üretmeyi amaçlayan

Wilo, Wilo-EMUport

ıslak

montaj terfi istasyonu

ile birçok

avantaj sağlıyor.

1200mm’den

3000mm’ye varan

çaplarda,

12000mm yüksekliğinde

DN200

çıkış çapına kadar

pompaların içerisine yerleştirilebilen

terfi istasyonu, tabanındaki

konik yapı sayesinde tabanda çamur

çökelti oluşumunu engelliyor.

Havalandırma sistemi ve ex-proof

fan sayesinde gazların tehlikesiz ve

kokusuz bir şekilde transferini sağlayan

terfi istasyonu, betonerme taban

yapısı sayesinde yeraltı suyu sızıntılarına

karşı koruma ve titreşimsiz

çalışma olanağı sunarken müşteri taleplerine

göre özel vana odalı seçeneği

ile de bakım ve işletim kolaylığı

sağlıyor.

Zorlu koşullarda dahi yüksek dayanıklılığa

sahip HDPE malzeme kullanımı

sayesinde korozyona karşı

dayanıklılığı, teorik olarak 100 sene

hizmet ömrüne sahip olması ve çevre

dostu yapısıyla benzerlerinden ayrılan

Wilo-EMUport ıslak montaj terfi

istasyonu, yüksek işletim güvenilirliği

ile de kullanıcılarına avantaj sağlıyor.

64

Yapı Malzeme Ağustos 2020


“Adaptasyon, sahip olduğumuz

en önemli yeteneklerden biri”

Dosya

“Sika olarak stratejimiz kurulduğu günden beri aynı. En iyi çözümü, en iyi hizmet ile

müşterilerimize iletmek. Covid-19 salgını bu hedefimizi farklı metotlarla yapmamıza vesile oldu.”

Fazlı Bulut

Sika Türkiye Pazarlama ve

Kurumsal İletişim Müdürü

Sürekli gerçekleştirdiği yeniliklerle 30 yıldır

faaliyetlerini sürdüren Sika Türkiye,

tüm grup şirketleri arasında üretim, satış,

insan kaynağı ve Ar&Ge açısından

en önde gelen kuruluşlar arasında yer

almakta.

Sika Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim

Müdürü Fazlı Bulut ile ‘Yeni Normal’

dönemde uyguladıkları tedbirler ve yeni

çalışma modellerini ele almaya çalıştık.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde ne tür

değişiklikler gerçekleştirdiniz?

Geliştirdiğiniz yeni modellerde

ana stratejiniz ne oldu?

Sika 30 yılı aşkın süredir Türkiye’de küresel

üretim ve yönetim standartları ile çalışan

bir şirket. Her ne kadar profesyonel

olsak da bütün çalışanlarımızla beraber

bir aile gibi çalışan, zorluklara beraber

göğüs geren ve başarılara birlikte sevinen

çok güzel bir ekibiz. Dolayısı ile Covid-19

salgınından kaynaklanan riskleri

en aza indirirken aklımızda çalışanları

korumanın da ötesinde, bir aile ferdini

nasıl koruyabileceğiz yaklaşımındaydık.

Bu bağlamda çok titiz ve detaylı planlamalar

yaptık. İlk olarak ofiste çalışma imkanı

olan her çalışanımızı evden çalışma

modeline geçirdik. Vardiyalı çalışabilecek

çalışanlarımızı gerekli planlamaları yaparak

fabrika ve ofis alanlarında olabildiğince

az çalışanla operasyonlarımızı

sürdürdük. Fabrika giriş çıkış önlemlerinden,

servislerin oturma organizasyonuna,

çalışan dolaplarının mesafelerinin

ayarlanmasından yemekhane oturma düzenine,

ateş ölçümleri, maske ve günlük

dezenfektasyona kadar en ince detayları

düşünerek çalışmalarımıza devam ettik.

Eğitim ve toplantılarımızı dijital mecralara

taşıyarak çalışanlarımızın yanı sıra müşterilerimizin

de riske girmesinin önüne

geçtik. Doğru planlamalarımız sayesinde

hem riskleri en aza indirdik, hem de iş ortaklarımız

ve inşaat profesyonellerinin taleplerini

karşılayabildik. Sika olarak stratejimiz

kurulduğu günden beri aynı. En iyi

çözümü, en iyi hizmet ile müşterilerimize

iletmek. Covid-19 salgını bu hedefimizi

farklı metotlarla yapmamıza vesile oldu.

Bu süreçte

müşterilerinize ve iş

ortaklarınıza sunmuş

olduğunuz yeni hizmet

modellerinden biraz

bahseder misiniz?

Kanımca bir teknoloji şirketi

olmamızın en büyük avantajlarında

biri her türlü duruma

çok hızlı adapte olabilecek bir

şirket kültürüne ve yeteneğine

sahip olmak. Üretimden satışa

kadar bütün çalışmalarını

hali hazırda dijital platformlar

üzerinden yürüten bir şirketiz.

Doğru hammadde ve üretim

planlamaları sayesinde de müşterilerimizin

taleplerini çok iyi bir şekilde karşılayabildik.

Eğitim ve seminerlerimizi çok hızlı

bir şekilde dijital platformlara taşıdık. Salgın

sürecinde binlerce kişiye gerek sosyal

medya, gerek online seminerler, gerekse

internet sitemizden destek olabildik. Tabii

gerekli altyapımızın ve teknik yeterliliğimizin

bu tür bir adaptasyona uygun olması

en büyük şansımızdı diyebilirim.

‘Yeni Normal’ dönem sizin

için nasıl ilerliyor? Sektördeki

gelişmeler ve şirketinize olan

etkilerine kısaca değinir misiniz?

Öncesinde de belirttiğim gibi adaptasyon,

sahip olduğumuz en önemli yeteneklerden

biri. Bu yetenek özellikle Covid-19

salgın dönemi gibi zor zamanlarda

müşterilerimizin yanında olarak onlar ile

güven ilişkimizin daha da güçlenmesini

sağlıyor, adeta global mottomuz olan güven

inşa etmeyi hayata geçiriyor. Bu bağlamda

ilişkilerimiz ve iş yapış şeklimiz bir

anda hedeflerimiz etrafında sadece biraz

şekil değiştirdi diyebilirim.

Salgının etkileri azalmaya

başladığında sizce sektörde ne

gibi fırsatlar meydana gelebilir?

Bu anlamda geliştirdiğiniz bir

planınız bulunuyor mu?

İlk olarak bütün dünya şunu gördü ki sağlık

sektörü için daha fazla yatırım ve daha

teknolojik çözümler getirmek artık bir zorunluluk.

Dolayısı ile sağlık binalarında

çok önemli ve güzel gelişmeler olacağını

düşünmekteyim. Bunun yanı sıra herkesin

evde kaldığı ve olabildiğince kalması

gereken bir süreç yaşıyoruz. Genel

gözlemime göre insanlar evlerinde daha

çok vakit geçirdikleri için evlerindeki eksiklikler

de gözlerine çarpmaya başlıyor.

Dolayısı ile banyo ve mutfak yenilemeleri,

ufak tamiratlar, derz temizlikleri gibi son

kullanıcıya yönelik inşaat çalışmalarının

da artışta olduğunu söylebiliriz. Sika, geniş

ürün portföyüyle sunduğu çözümler

ile inşaat sektöründeki her türlü ihtiyaca

yönelik çözüm üretebilmektedir. Bu çözümler

sağlık binalarında üstün performanslı

antibakteriyel kaplama sistemleri

olarak karşımıza çıkarken, ufak ev renevasyonlarında

küf ve mantar oluşumuna

dayanıklı derz dolgularına kadar geniş bir

yelpazedir.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 65


Türkiye’deki Gücünü Pekiştiriyor

Kastamonu Entegre’den

450 Milyon TL’lik Yeni Yatırım

Sektörüne yönelik stratejik yatırımlarla 50 yıldır girişimci ruhunu koruyan, Türkiye’nin ve

dünyanın üretici gücü Kastamonu Entegre, Samsun’a yapacağı 450 milyon TL’lik yeni

yatırım ile büyümeye devam ediyor...

Haluk Yıldız / Kastamonu Entegre CEO’su

Ağaç bazlı panel sektörünün yarım asırlık

lider markası Kastamonu Entegre, sektörüne

yönelik stratejik yatırımlara devam

ediyor. Uluslararası alandaki girişimleriyle

sektörün global oyuncusu haline gelen

Kastamonu Entegre, yurt içinde yaptığı

yatırımlarla da yereldeki gücünü pekiştiriyor.

Şirket son olarak, bölge ekonomisine

ve lojistik faaliyetlere büyük katkı sağlayan

Samsun Yonga Levha Tesisi’ne yönelik 450

milyon TL’lik yeni bir yatırım kararı verdi. Bu

yatırımla birlikte mevcut katlı yonga levha

tesisinin tamamı kontinü tesise dönüşecek.

Bu sene başlayan yatırım çalışmalarının

2021 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması

hedefleniyor. Yeni yatırımla Samsun Yonga

Levha Tesisi’nin yıllık üretim kapasitesinin

2,5 kat artacağını ve şirketin toplam üretim

kapasitesinin 6 milyon metreküpe ulaşacağını

belirten Kastamonu Entegre CEO’su

Haluk Yıldız; “Sektöre yönelik gerçekleştirdiğimiz

stratejik yatırımlarla dün olduğu gibi

bugün de girişimci ruhumuzu korumaya,

Türkiye’nin ve dünyanın üretici gücü olmaya

devam ediyoruz. Global marka gücünü

devamlı artıran şirketimiz bugün; ana ürün

grupları olan MDF, yonga levha, laminat

parke ve kapı paneli ürünlerinin her birinde

dünyanın en büyük 4 üreticisi arasında

yer alıyor. Türkiye’de sektörün ihracat lideri

olarak, 6 ülkedeki üretim tesislerimizle

dünyanın 100 farklı ülkesine ihracat yapıyoruz.”

dedi. Türkiye ağaç bazlı panel ve

mobilya sektörlerinin cari fazla veren nadir

sektörlerden olduğuna işaret eden Yıldız,

sözlerini şöyle sürdürdü: “2018 yılının ikinci

yarısında yaşanan sektörel daralmaya rağmen,

panel ve mobilya ihracatı miktar olarak

%25, dolar bazında ise %14 oranında

arttı. 2019 yılında iki sektörde toplam 3,6

milyar dolarlık ihracat yapılırken, 2,6 milyar

dolar dış ticaret fazlası verildi. Covid-19 sürecinin

pazarda yarattığı etkileri göz önüne

aldığımızda, her iki sektördeki ihracat artış

trendinin 2020 yılında da devam etmesinin,

Türkiye ekonomisinin cari fazla vermeyi

sürdürmesi için gerekli olduğunu düşünüyoruz.”

dedi.

Katma değerli ürün ihracatına yönelik

üretim kapasitesi artacak

Ülke ekonomisi için katma değerli ürün ve

ihracat odaklı büyümeye ihtiyaç olduğuna

inanan Kastamonu Entegre, yeni yatırım

kararlarını bu bakış açısıyla şekillendiriyor.

Ülkenin büyüme ve ihracatı artırma hedefine

destek verecek teknolojik gelişmelerin

ışığında, kapasite artırımına yönelik yapılan

yeni yatırımla, Samsun’daki mevcut

tesisin tümü yenilenerek kontinü tesise

dönüştürülecek. İlave 100 kişiye daha iş

imkânı sağlanarak, tesis genelinde toplam

300 kişi istihdam edilmiş olacak. Yıllık 200

bin metreküp üretim yapan Samsun Yonga

Levha Tesisi, yatırımın tamamlanmasının

ardından kapasitesini 500 bin metreküp seviyesine

çıkartacak. Böylelikle Kastamonu

Entegre’nin yıllık toplam üretim kapasitesi

de 6 milyon metreküpe ulaşmış olacak.

66

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

“Biz, tüm insanların sağlıklı,

enerji verimli ve güzel yapılarda

yaşamalarını istiyoruz”

Baumit, 100 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Avusturya merkezli Schmid Industrie Holding

çatısı altında 1890 yılında kireç üretimi ile faaliyetlerine başlamıştır. 30 ülkede, 41 üretim

tesisi ile yıllık 6,5 milyon ton üretim kapasitesi ile hizmet vermektedir. Bugün ciro büyüklüğü

1 Milyar euroyu aşmış olan Baumit, Avrupa’nın Mantolama Devi olarak anılmaktadır.

Türkiye’de 2006 yılında faaliyet göstermeye başlayan Baumit’in Gebze’de bulunan Türkiye

üretim tesisi 2008’de faaliyete geçmiştir. Toplamda 14 milyon euroluk bir yatırımla açılan

tesis, yıllık 300 bin ton üretim kapasitesine ve likit üretim yeteneğine sahiptir.

Baumit kurucusu Robert Schmit’in de

söylediği gibi “Biz, tüm insanların sağlıklı,

enerji verimli ve güzel yapılarda yaşamalarını

istiyoruz”

İnsanoğlu tarihsel süreç içerisinde soğuktan,

sıcaktan ve çeşitli tehlikelerden

korunmak için değişik barınaklar yapmıştır.

Tarihten bugüne gelinen noktada

ise, modern dünyada toplu yaşam alanları

oluşturmak için çok katlı yapılar inşa

etmekteyiz. Geçmişte kullanılan kısa

ömürlü ve dayanıksız malzemeler artık

birçok yönüyle daha dayanıklı, uzun

ömürlü ve sağlıklı malzemelerle yer değiştirmiştir.

Günümüzde, performans ölçüm

ve belirleme için gelişmiş ürün ve

uygulama standartları kullanılmaktadır.

Baumit olarak Türkiye tesislerinde ürettiğimiz

ürün ve sistemlerle yapıda ıslak

hacimlerin şaptan derz dolgusuna kadar

tam sızdırmaz ve güvenli olması için çalışıyoruz.

Bunun için, Avrupa’nın Mantolama Devi

olarak, sağlıklı yaşam derken neden

bahsettiğimizi çok iyi biliyoruz. Ar-Ge

departmanımız Viva Araştırma Parkı

adında benzersiz bir proje üstlendi. Viva

Araştırma Parkı, Avrupa’nın karşılaştırmalı

yapı malzemeleri araştırmaları

için kurulmuş olan en büyük araştırma

tesisidir.

Sürdürülebilirlik ilkesi ile

üretilen nitelikli ürünlerimizi

yapı sektörü ile buluşturuyoruz

Baumit olarak yüksek kalitede ve standartlara

haiz; Dış Cephe Kompozit Isı

Yalıtım Sistemleri, Sıvalar, Zemin Sistemleri,

Karo Yapıştırıcıları ve Örgü

Harçları olmak üzere beş ana grupta

ürün üretmekteyiz. Ana uzmanlığımız

olan Dış Cephe Kompozit ısı yalıtım sistemleri

bileşenlerinden, yüksek nitelikli

yapıştırıcı, sıva ve son kat kaplamaları

üretmekte ve sürdürülebilirlik ilkesi ile

üretilen nitelikli ürünlerimizi yapı sektörü

ile buluşturmaktayız.

Yapı statiği için çözümler ve tasarım ne

kadar önemli ise yapılan uygulamaların

gerçek ömrü uzunluğunda kullanılabilmesi

koruma ve bakım ile mümkündür.

Örneğin korozyon etkisi özellikle denize

yakın bölgeler için aktif su ile temasın

ötesinde havada bulunan iyonların beton

tarafından emilimi ile bile mümkündür.

Bu nedenle yapı kabuğunu bir zırh

gibi saran dış cephe ısı yalıtım sistemleri

korozyona karşı da yapılarımız korumaktadır.

Çift komponentli su yalıtım

ürünleri ile ıslak hacimlerdeki sızdırmazlıklar

kontrol altına alınmaktadır. Nefes

alabilme kabiliyeti yüksek dış cephe ısı

yalıtım sistemleri ve makineli sıvalar ile

nem ve küften uzak sağlıklı ve konforlu

yaşam alanları oluşturulmaktadır. Baumit’in

doğa ile uyum içerisinde işlevselliğini

yitirmeyen, nitelikli ürünleri, doğanın

yıpratıcı ve yıkıcı etkisine karşı yapıların

korunmasına yardımcı olmaktadır.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 67


Masdaf, Renovasyon Projeleri ile

Dünya Kaynaklarını koruyor!

Pompa Sektörünün lider markası Masdaf, renovasyon projeleri kapsamında sunduğu

ücretsiz keşif hizmeti (pompalarda enerji verimliliği ölçümü) ve verimli pompa teknolojileri

ile işletmelerde ki yüksek enerji tüketiminin önüne geçmeyi ve dünya kaynaklarını daha

etkili kullanmayı hedefliyor.

Pompa sektörünün lider markası Masdaf,

renovasyon projelerinde sunduğu

ücretsiz keşif hizmeti ( pompalarda enerji

verimliliği ölçümü ) ve verimli pompa

teknolojileri ile binalar ve endüstriler için

değer yaratmaya devam ediyor. Pompa

teknolojilerinde enerji verimliliği için gerekli

olan yatırımı somut ve görülebilir bir

şekilde sunan Masdaf, renovasyon projeleri

kapsamında sunduğu ücretsiz keşif

hizmeti ile işletmelerde ki yüksek enerji

tüketiminin önüne geçmeyi hedefliyor.

Bir pompanın satın alma maliyetinin ömür

boyu yaşam maliyetinin %4’ nü, bakım

maliyetlerinin %6’sını, enerji maliyetlerinin

ise %90’nı oluşturduğunu belirten

Masdaf Satış Müdürü Cem Hanedanoğlu,

Masdaf olarak renovasyon projeleri kapsamında

sundukları hizmet ile amaçlarının

doğru pompa seçimi ve yüksek verimli

sistem dizaynıyla işletmelerdeki enerji

verimliliğini artırmak olduğunu söyledi.

“Pompanın “ömür boyu yaşam

maliyeti” analizlerini rapor olarak

sunuyoruz”

Pompaların zamanla aşınacağını, debileri

ile basma yüksekliklerinin azalacağını

ve bu nedenle pompa veriminin düşeceğini

ve enerji sarfiyatının artacağını belirten

Hanedanoğlu sözlerine şöyle devam

etti: ”Renovasyon projelerinde sunduğumuz

ücretsiz keşif hizmeti kapsamında

mevcuttaki pompaların enerji verimliliğini

ölçüyoruz. Aynı zamanda müşterilerimize

pompanın

“ömür boyu yaşam maliyeti” analizlerini

rapor olarak sunuyoruz. Projeye özel yüksek

verimli pompa seçimi ile endüstrilerin

işletme giderlerinden %30 - %40, bakım

giderlerinden ise %50- %70 tasarruf etmelerini

sağlıyoruz. Ayrıca yatırımın 5 yıl

kadar kısa sürede kendini amorti etmesini

ve işletmenin kâra geçmesini hedefliyoruz.”dedi.

Lüleburgaz Belediyesi Atık Su

Arıtma Tesisi

Renovasyon kapsamında sundukları hizmeti

“Lüleburgaz Belediyesi Atık Su Arıtma

Tesisi” örneği ile açıklayan Hanedanoğlu,

proje kapsamında sundukları ürün

ve hizmetler ile işletmenin kazanımları

hakkında detaylı bilgi verdi. Hanedanoğlu:

“Lüleburgaz Belediyesi’nın sınırları

dahilindeki atık suların deşarj edilmesi,

Ergene Nehri’ndeki kirlilik yükünün azaltılması

amacıyla inşa edilen ve 2013 yılında

işletmeye alınan “Lüleburgaz Belediyesi

Atık Su Arıtma Tesisi”nin işletmesi,

arıtma tesisinin “çamur susuzlaştırma

binası”ndaki dekantör besleme pompalarının

bakımı için Masdaf ile iletişime geçti.

Raporlama

Satış Sonrası Servis ekibimiz, tesiste bulunan

mono pompaların oldukça yıpranmış

olduğunu ve çıkan yedek parça (stator

ve rotor gibi ) fiyatının yeni bir pompa

fiyatının yaklaşık iki katı olacağını tesis

yönetimine bildirdi.

Sonuç

Renovasyon durumunda tesisin sağlayacağı

tasarrufları içeren raporumuz,

tesis yönetimi tarafından memnuniyetle

karşılandı ve renovasyon kararı alındı.

Atık Su Arıtma Tesisine, çalışma prensibi

mevcuttaki mono pompalardan farklı olan

kendinden emişli UKM serisi pompaları

önerdik. İlk etapta bir adet alım yapıldı. 1

aylık kullanım sonunda Masdaf’ın 5.5 kW

olan UKM serisi pompalarının, mevcutta

bulunan her biri 11 kW olan mono pompalardan

%50 daha verimli olduğu görüldü.

İşletme, 1 ay sonunda yarı kapasite

ile %50 daha tasarruflu olan UKM serisi

pompalardan 2 adet daha sipariş verdi.

Masdaf olarak arıtma tesislerinde yaygın

olarak kullanılan “mono pompa”lara alternatif

olarak sunduğumuz “UKM pompa”-

lar ile tesisin, işletme maliyetinden %50,

ilk yatırım maliyetinden ise %30 tasarruf

etmesini sağlayan bir çözüm sunduk. Ayrıca

arıtma tesisinin ihtiyacına uygun olarak

seçilecek yeni pompalar ile sistemin

bakım giderlerinden de %60’a yakın bir

avantaj sağladık.”dedi.

68

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Dosya

“Yurtdışı pazarlarımızı büyütmek

önümüzdeki dönem stratejimizin parçası”

“Biz Fixa olarak pandemi döneminde Ar-Ge çalışmalarını asla durdurmadık. Ürün kalitemizi

sürekli artırmanın yanı sıra çevreye ve insan sağlığına uygun, sürdürülebilirlik ilkesini

merkezine alan çözümler üzerine çalışıyoruz.”

Ali Murat Ekin / Genel Müdür

2001 yılından bu yana, yaşamlarımızı

daha konforlu kılmaya yardımcı olan

yenilikçi yapı kimyasalları üreten Fixa

Yapı Kimyasalları, salgın döneminde de

faaliyetlerini aksatmadan sürdürdü. Bu

dönemde aldıkları tedbirleri ve yeni iş

modellerini Fixa Yapı Kimyasalları Genel

Müdürü Ali Murat Ekin ile konuştuk.

Genel faaliyet modelinizde

salgın hastalık döneminde ne tür

değişiklikler gerçekleştirdiniz?

Geliştirdiğiniz yeni modellerde

ana stratejiniz ne oldu?

Salgın döneminde temel önceliğimiz elbette

sağlık oldu; hem hastalanma hem

de taşıyıcı olma risklerini azaltmak için

biz de ülkemizde ve tüm dünyada olduğu

gibi mümkün olduğu kadar teması azaltacak

önlemler alarak çalıştık. İdari kadromuzda

ve satış ekiplerimizde yarı zamanlı,

ofiste dönüşümlü, mümkün olduğu

kadar evden çalışma düzeninde müşterilerimize

hizmet vermeye devam ettik.

Fabrikalarımızda üretim devam ederken

pandemiye karşı gereken tüm önlemleri

aldık. Bu dönemde satışlarımız elbette

olumsuz etkilendi ancak müşterilerimizle

sürekli iletişim halinde kalarak ihtiyaçlarını

karşılamaya yönelik aksiyonları aldık.

Mart ayından Mayıs ayına kadar olan satış

kaybımızı ise Haziran ayında fazlasıyla

telafi edebildik. Bu dönemde e-ticaret

siteleri üzerinden yaptığımız satışlarda

da artış oldu.

‘Yeni Normal’ dönem sizin

için nasıl ilerliyor? Sektördeki

gelişmeler ve şirketinize olan

etkilerine kısaca değinir misiniz?

“Yeni Normal” dönem elbette yine odağımızda

sağlık öncelikli olmak üzere ilerliyor.

Pandemi döneminde insanların evlerinde

daha fazla zaman geçirmek

zorunda kalmaları sonucu yaşam

alanlarımızın önemi anlaşıldı. Evlerde

yaşam kalitesini yükseltecek

her türlü yalıtım, onarım gibi işler

sonbaharda beklenen ikinci dalga

öncesinde hayata geçirilmeye çalışılıyor.

Bu yaz ayları sektörün hareketli

olduğu aylar oluyor.

Bu dönemde yurtdışında yeni pazarlar

üzerine de çalıştık. Ürünlerimiz

Avrupa ve Güney Amerika

ülkelerinde de satılmaya başlandı.

Bu pazarları büyütmek de önümüzdeki

dönem stratejimizin parçası.

Salgının etkileri azalmaya

başladığında sizce sektörde

ne gibi fırsatlar meydana

gelebilir? Bu anlamda

geliştirdiğiniz bir planınız

bulunuyor mu?

Salgın döneminde yaşam alanlarımız

ve kamusal alanlarda alınan

kısa süreli önlemlerin ardından

önümüzdeki yıllarda özellikle kamusal

alanlarda yeni düzenlemelerle

karşılaşacağız. Sektörümüz

bu düzenlemeler doğrultusunda

yeni ürünler ve çözümler üzerine çalışmak

zorunda. Biz Fixa olarak bu dönemde

Ar-Ge çalışmalarını asla durdurmadık.

Ürün kalitemizi sürekli artırmanın yanı

sıra çevreye ve insan sağlığına uygun,

sürdürülebilirlik ilkesini merkezine alan

çözümler üzerine de çalışıyoruz.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 69


ISO, Mitsubishi Electric’in

Manisa fabrikasının yüksek kalitesini onayladı

Mitsubishi Electric Turkey Klima Sistemleri Üretim A.Ş., Uluslararası Standartlar Teşkilatı

(ISO) 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi’ni aldı. Mitsubishi Electric, 2017 yılında faaliyete

geçen Manisa fabrikasında yüksek teknolojili ve çevreye dost ev tipi klimalar üretiyor.

Mitsubishi Electric’in Sanayi 4.0’a yanıtı olan e-F@ctory konseptiyle dizayn edilen

fabrikasında üretim gerçekleştiren Mitsubishi Electric Turkey Klima Sistemleri Üretim A.Ş.,

ihracattaki başarılarının yanı sıra iç piyasaya ve Manisa bölgesindeki istihdama da katkı

sağlıyor. ISO standardına göre verilen bu sertifika; yeni bir kalite yönetim sistemiyle planlı,

kontrollü, ölçülebilir ve analiz edilebilir bir işletme yaklaşımı benimsendiğini kanıtlıyor.

Ev tipi klimaların geliştirilmesi ve üretimi

için Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde

kurulan Mitsubishi Electric Turkey Klima

Sistemleri Üretim A.Ş., ISO 9001:2015

Kalite Yönetim Sistemi’ni aldı. Sertifika,

şirket adına şirketin başkanına takdim

edildi.

ISO 9001: 2015 Kalite Yönetim Sistemi;

işletmelerin hedeflerini, prosedürlerini ve

planlarını belirlemelerini ve risk analizi

yapmalarını sağlayarak müşteri odaklı ve

disiplinli bir organizasyon yaratmalarını

sağlıyor.

Ev tipi klima alanında üretim üssü

Mitsubishi Electric Turkey Klima Sistemleri

Üretim A.Ş., Mitsubishi Electric’in Avrupa’daki

ilk ev tipi klima fabrikası olma

özelliğini taşıyor. Bu yatırım, Mitsubishi

Electric Corporation için gelişme ve büyüme

potansiyeline inandığı Türkiye’yi ev

tipi klima alanında önemli bir üretim üssü

haline getiriyor.

Dijital fabrikada yüksek teknolojili

çevreye dost üretim

Mitsubishi Electric’in Sanayi 4.0’a yanıtı

olan e-F@ctory konseptiyle tasarlanan

dijital klima fabrikasında, yüksek teknolojili

çevreye dost ürünler üretiliyor. Yaklaşık

406,2 milyon TL sermayeyle kurulan

fabrika, 60 bin metrekarelik alan üzerinde

yer alıyor.

Asansör Güvenliği İçin Renk Etiketlerine Dikkat

Asansör yönetmeliği çerçevesinde

uzman denetimleri sonrası farklı renk

etiketleri alan asansörlerin bu etiketler

sayesinde güvenli ve kullanıma uygun

olup olmadığı kolayca anlaşılabiliyor.

“Evden uzaya” kadar çok sayıda sektörde

ileri teknoloji çözümleriyle dikkat

çeken Mitsubishi Electric, yapay zeka

teknolojisiyle donatılan ve deprem,

yangın gibi tehlikeli anlarda kullanıcıların

tahliyesini sağlayabilen güvenlikli

asansörleriyle asansör sektörüne

de öncülük ediyor. Mitsubishi Electric

Asansör ve Yürüyen Merdiven Sistemleri’nin

Türkiye’deki tek yetkili satıcısı

olan AG MELCO’nun Genel Müdür

Yardımcısı Hüseyin Avni Bezmez,

özellikle yüksek katlı binalarda kullanımı

artan asansörlerin güvenliğiyle ilgili

şu bilgileri aktardı; “Asansör etiketleri,

yönetmelik gereği mevcut asansörlerin

modernizasyonunun yaptırılmasını

sağlamak amacıyla uzman kontrol

mühendisleri tarafından yapılan senelik

periyodik kontrol denetimlerinde

kullanım uygunluğunun tespitiyle

asansörlere konuluyor. Asansör kabini

içerisinde görünür bir yere konulan bu

etiketlerde her rengin farklı anlamları

bulunuyor.”

“Kırmızı etiketli asansörlere

kesinlikle binmeyin!”

Etiket renklerinin anlamları ile ilgili

bilgiler veren Avni Bezmez; “Kontrolü

yapılan asansörün kullanım açısından

güvenli olduğunu belirten yeşil etiket,

asansörün can ve mal güvenliği açısından

herhangi bir risk taşımadığını ifade

ediyor. Hafif riskli olarak değerlendirilen

mavi etikette ise güvenlik açısından

değil ama konfor açısından eksiklikler

söz konusu oluyor. Bu nedenle mavi

etiketli asansörlerin kullanımı açısından

herhangi bir kısıtlama bulunmuyor.

İlgili asansörün kabul edilebilir risk seviyesinde

olduğunu belirten sarı etiket

içinse gerçekleştirilen denetim sonrası

belirlenen aksaklıkların iki ay içerisinde

giderilmesi zorunluluğu bulunuyor.

Asansörün kullanımı açısından yüksek

riskli olduğunu ifade eden kırmızı etiket

söz konusu olduğundaysa acilen aksiyon

alınması şart. Kontrol mühendisleri

tarafından yapılan denetimde asansör

kırmızı etiket aldıysa asansörün

can ve mal güvenliği açısından kesinlikle

kullanılmaması gerekiyor. Kontrol

esnasında tespit edilen aksaklıkların

bir ay içerisinde giderilmesini zorunlu

kılan bu etiket için aksiyon alınmaması

halinde ilgili asansör mühürlenerek

kullanım dışı bırakılıyor” dedi.

70

Yapı Malzeme Ağustos 2020


BETA Kimya, Ortadoğu ile Doğu

Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve

tutkal üretim tesisinin temelini attı

Dosya

315 milyon TL’lik yatırım bedeli ile Türk kimya sektöründe ilk kez yerli ve milli olarak

üretilecek yüksek teknolojili yeni nesil yapıştırıcıların üretim üssü olmaya hazırlanan BETA

Kimya GEBKİM Kampüsü, yıllık 150 bin ton üretim kapasitesi ile faaliyet göstererek 500

kişiye istihdam sağlayacak.

BETA Kimya A.Ş.’nin sanayide dijital dönüşüme

tamamen uyumlu altyapı ve LEED

sertifikasına sahip yeşil bina teknolojisi ile

projelendirilen yeni entegre üretim tesisi

BETA Kimya GEBKİM Kampüsü, otomotiv,

savunma ve havacılık gibi pek çok stratejik

sektörde kullanılmak üzere yüzde yüz yerli

ve milli inovatif ürünler sunacak.

Varank: “BETA Kimya’nın yeni

üretim tesisi kimya sektörüne yeni

bir soluk getirecek”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank,

Gebze Kimya İhtisas Organize Sanayi

Bölgesi’nde (GEBKİM) Beta Kimya GE-

BKİM Kampüsü’nün temel atma töreninde

yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs

(Kovid-19) salgını döneminde bile yoluna

durmaksızın devam eden reel sektör için

heyecanlı bir güne daha şahitlik ettiklerini

söyledi.

Orta Doğu ve Doğu Avrupa’nın en büyük

yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisinin temellerini

atmak için bir arada olduklarını

belirten Varank, “315 milyon liralık yatırımla

hayat bulacak Beta Kimya GEBKİM

Kampüsü, 500 vatandaşımıza daha yeni

istihdam imkanları oluşturacak. Sayın

Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle Bakanlığa

geldiğimiz ilk günden itibaren milli

teknoloji, güçlü sanayi vizyonunu ortaya

koyduk. Attığımız her adımda bu vizyonu

daha ileriye taşıyacak yeni politikalar geliştirmenin

derdindeyiz. Yerlileşmeyi teşvik

eden, firmalarımızı yeniliğe yönlendiren bir

yaklaşımı reel sektöre hakim kılmaya çalışıyoruz.

BETA Kimya A.Ş.’nin yeni entegre

tesis yatırımıyla birlikte bugüne kadar ithal

edilen poliüretan reaktif hotmelt yapıştırıcı

ürünler ve farklı türevleri ilk defa Türkiye’de

üretilmeye başlanacak. Böylece ambalaj,

otomotiv, mobilya, inşaat, savunma ve havacılık

sanayisinin önemli bir girdisi yurt

içinden temin edilmiş olacak. Orta vadede

120 milyon dolarlık bir ithalatın önüne

geçilecek. Yurt içi ihtiyaçlar karşılandıktan

sonra elbette ihracat potansiyeli de değerlendirilecek.

Bu fabrika, seri üretime

geçtiğinde ülkemizin en modern üretim tesislerinden

birisi olacak. Ülke sanayimize

ve kimya sektörüne yeni bir yeni bir soluk

getirecek BETA Kimya GEBKİM Kampüsü

yatırımının hayırlı olmasını diliyor, başta

BETA Kimya Yönetim Kurulu ve İKMİB

Başkanı Adil Pelister olmak üzere emeği

geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum.”

dedi.

Pekcan: “Kimya, Türkiye için

lokomotif sektör”

T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, video

konferans yöntemiyle katıldığı Beta Kimya

GEBKİM Kampüsü Temel Atma Töreni’nde

yaptığı konuşmada, ülke için stratejik önemi

bulunan bir yatırımın daha temel atma

töreninde olmaktan memnuniyet duyduğunu

söyledi. Bakan Pekcan, “BETA Kimya

A.Ş.’nin yeni entegre üretim tesisi yatırım,

Türkiye için gerçekten çok önemli. Çünkü,

ülkemizin yüksek teknoloji ve yüksek katma

değerli üretim ile ihracat stratejisiyle

örtüşüyor. Biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın

liderliğinde, siyasi istikrar ve etkin

yönetim sistemiyle, daha fazla teknoloji,

daha fazla katma değerli üretim ve ihracatla

ülkemizi yüksek gelirli ülkeler seviyesine

hep beraber çıkarmak için gereken tüm

adımları atacağız. BETA Kimya GEBKİM

Kampüsü, hem Türkiye’de üretim açığı

bulunan, ithalat yapılan ürünlerde katma

değer yaratacak, hem de yeni pazarlara

ihracat yapılmasını sağlayacak. Ülkemizde

de otomotiv, inşaat ve savunma sanayi

gibi pek çok alandaki sektöre yerli girdi

sağlayacak, 500 kişiye de istihdam yaratacak.

Bu değerli yatırımlarından dolayı tüm

BETA Kimya Ailesini kutluyor, ülkemiz için

hayırlı olmasını diliyorum.” diye konuştu.

Pelister: “BETA Kimya Gebkim

Kampüsü, yüksek katma değer

yaratma vizyonumuzun bir ürünü”

BETA Kimya Gebkim Kampüsü ile kimya

sektörüne ve Türk sanayisine yeni bir değeri

daha kazandıracaklarını belirten BETA

Kimya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Adil

Pelister, “BETA Kimya olarak 34 yıldır büyümeye,

üretmeye ve daima yüksek katma

değer yaratmaya odaklandık. Apel ve Mitreapel

markalarımız ile 5 kıtada 75 ülkeye

ihracat gerçekleştiren, 9 farklı kategoride

yaklaşık 150 ürün ile mobilyadan otomotive,

tekstilden inşaata ve hatta COVID-19

pandemisiyle birlikte sağlığa kadar hayatın

pek çok alanına dokunan büyük bir sanayi

ailesi olmayı başardık. Bugün, temelini attığımız

BETA Kimya Gebkim Kampüsü de,

yüksek katma değer yaratma heyecanımızın

bir ürünü. Yüzde yüz yerli ve öz sermayeye

sahip, 315 milyon TL’lik bir yatırım

bedeliyle devreye alacağımız yeni entegre

tesisimiz, Ortadoğu ve Doğu Avrupa’nın en

büyük yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisi olacak.”

dedi.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 71


Form’dan Çamsan AVM’ye

yüksek verimlilikli

iklimlendirme çözümleri

Ticari ve Bireysel İklimlendirme Sistemleri sektörünün liderlerinden Form Şirketler

Grubu, 55 yıllık tecrübesi, başarılı yabancı iş ortaklıkları, AR-GE ve yerli üretime

verdiği değer ve önemle kapalı alanlara verimliliği yüksek ürünlerle iklimlendirme

çözümleri sunmaya devam ediyor.

Form Endüstri Ürünleri, İstanbul Sancaktepe’de açılacak

olan Çamsan Park AVM’ye yabancı iş ortaklıklarıyla ürün

gamında bulunan ürünler ve AR-GE’ye verdiği önemle

geliştirip, imalatını yaptığı yerli ürünleriyle iklimlendirme

hizmeti sunuyor.

Form Endüstri Ürünleri, Çamsan Park AVM yaptığı iklimlendirme

tedariğinde, 150 adet FORM marka ısı pompası,

3 adet Lennox marka Rooftop ve 2 adet soğutma kulesi

kullandı.

AVM’nin iklimlendirme ihtiyacına yönelik kullanılan tüm bu

verimliliği yüksek ürünlerle AVM’ye toplamda 5.000 kW

soğutma kapasitesi sağlandı.

72

Yapı Malzeme Ağustos 2020



Aldağ A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Rebii Dağoğlu:

“İklimlendirme Sistemleri Daha

Fazla Önem Kazandı”

74

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Sektörel

Koronavirüsünün ilk ortaya çıkmasından itibaren, iklimlendirme alanında

da çok yönlü tartışmalar başladı. Ancak kesin olan gerçek var ki; o da

iç hava kalitesinin daha da önemli bir konu haline gelmiş olması. Bu

çerçevede ALDAĞ A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Rebii Dağoğlu, fikir ve

düşüncelerini bizlerle paylaştı.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 75


Virüsün Yayılma Şekli İyi

Analiz Edilmeli

Pandemiyle birlikte iç hava kalitesi

çok daha önemli hale geldi ve

iklimlendirme sistemlerinde yoğun

biçimde tartışılmaya başladı. Şimdi

baktığınız zaman biz üreticiler, bilim

insanlarının ve konuyla ilgili bilirkişilerin

temel konularda mutabık kalmalarını

bekleriz. Nitekim pandeminin

ilk günlerindeki o toz duman ortadan

kalktı ve ASHRAE, REHVA ve EURO-

VENT gibi uluslararası kuruluşlar bildiriler

yayındı. Bazı çatışan noktalar

olmakla birlikte hepsi benzer konulara

parmak basıyor. Ayrıca ülkemizde

de sektörel STK’ları ve meslek örgütlerini

kapsayan İklimlendirme Teknik

Kurulu kuruldu ki onlar çalışmalarını

bilim kurulu kararlarını temel alarak

yürüttüler ve bildiriler yayınlanıyor.

Bu bağlamda bizi ilgilendiren konu;

merkezi iklimlendirme sistemleri ile

ilgili olarak, pandemi sürecinde ne

yapılması gerektiğidir. Bu süreçte,

cihazların virüsle mücadelede hangi

opsiyonları barındırması gerektiği de

belirgin hale geldi.

Uluslararası ve ulusal kuruluşların

yaptıkları açıklamaların bize gösterdiği

bazı gerçekler var. Öncelikle virüsün

yayılma şeklinin iyi irdelenmesi

gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütünün

(DSÖ), bu konuda belirlediği bazı kıstaslar

var. Virüsün yayılmasındaki etkenlerden

bir tanesi bireylerin, daha

önce enfekte bir kişi tarafından temas

edilmiş olan fiziki bir yüzeye temas etmesi

olarak belirtiliyor. Salgının bir diğer

yayılma şekli ise enfekte olan bir

kişinin hapşırık ve öksürmesi yoluyla,

sosyal mesafeden (2-3 metre) daha

yakında olan başka bir kişiye enfeksiyonu

bulaştırması. Üçüncü yayılma

şekli ise virüsün, havada saatlerce

asılı kalarak ve daha sonra havayla

taşınarak uzak mesafeden bulaşabilme

olasılığı. DSÖ’nün açıklamalarına

baktığımızda Covid-19’la ilgili böyle

bir bulguya rastlandığı belirtilmiyor

ama reddedilmiyor da. Dolayısıyla bu

durum hastaneler, oteller, alışveriş

merkezleri, okullar, iş merkezleri ve

büyük ofisler gibi büyük hacimli olan

ve kalabalıkların girdiği alanların iklimlendirme

sistemlerinin dizaynında

ve uygulamasında yeni önceliklerimizin

olmasını zorunlu kılıyor.

%100 Taze Hava Girişi En

Önemli Konu

Burada en kritik konulardan birisi

%100 taze hava girişinin sağlanması

gibi duruyor. Bunun sağlanabilmesi

için de büyük klima santrallerinin

Rebii Dağoğlu / Aldağ A.Ş. İcra Kurulu Başkanı

%100 taze hava ile çalışması gerekiyor.

Yani doğrudan dışarıdan alınan

temiz havanın şartlandırıldıktan sonra

ortama gönderilmesi öngörülüyor.

Yüzde yüz taze havalı iklimlendirme

sayesinde havada asılı kalan virüs

76

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Sektörel

partiküllerin emilerek dışarı atılması

amaçlanıyor. Dışarıdan alınan ve filtreden

geçirilmiş havayla bulaş riskini

azaltmış oluyoruz. Bu arada yüzde yüz

taze havanın şartlandırılmasında enerji

tüketiminin artacağı gerçeğini göz ardı

edemeyiz.

Bir diğer önemli konu ise bu sistemlerde

kullanılan geri dönüş havasının

da devre dışı bırakılması lazım, aksi

takdirde virüslü partiküllerin içeriye taşınması

söz konusu olabilir. Ancak bu

durumun sistemin ısıtma ve soğutma

kapasitesini azaltacağı da bir gerçeklik

olarak önümüzde duruyor. Bu her

halükarda kabul edilmesi gereken bir

durum, çünkü insan hayatı, konfordan

çok daha önemlidir. Bir de şu noktaya

değinmek lazım %100 taze hava dediğiniz

zaman iç ortamdaki tüm havayı

dışarı atıyorsunuz. Yani içeride virüslü

olduğunu düşündüğünüz havayı dışarı

atmış oluyorsunuz. Bu durumun önüne

geçmek için dış havanın çıkış noktalarına

hepa filtreler ve UV lambalar kullanarak

bu etkiyi azaltabiliriz.

Uluslararası kuruluşlar yaptıkları açıklamalarda

asıl hedefin kişi başına

düşen taze havanın miktarının belli

seviyenin üzerinde tutmak olduğunu

belirtiyorlar. Pandemi süreci boyunca

binalarımızı kullanırken içerideki insan

yoğunluğunu düşük tutmak çok önemli.

Dolayısıyla büyük kapalı mahallerde

küçük bir alanda insan yoğunlaşmasından

kaçınmak gerekiyor. Sosyal mesafenin

önemi burada bir kez daha ortaya

çıkıyor.

İklimlendirme Sisteminin

Kendisi Kadar Operasyon

Süreci de Önemli

Merkezi sistem klimaların çalıştırılma

periyodları da oldukça hassas bir

konu. Klima Santrallerinin kullanıldıkları

mahal açılmadan en az 2 saat önce

çalıştırılmaya başlaması ve mahal kapandıktan

sonra da en az 2 saat daha

77

Yapı Malzeme Ağustos 2020

Yapı Malzeme Ağustos 2020 77


C

M

Y

CM

MY

çalıştırılmasını öneriyoruz. Mümkünse

gece boyunca düşük devirde çalıştırmanın

ciddi fayda sağlayacağı yönünde

fikir birliği var. Gece boyunca veya

sabaha karşı dış havanın soğukluğu

burada olumlu etken olarak görülebilir.

Böylelikle AVM gibi kapalı alanlarda

klima sistemi devreye sokulmadan bir

süreliğine de olsa ortam sıcaklığı kontrol

altında tutulabilir. Bununla birlikte

yüksek hava hızları enfeksiyon yayılma

riskini artırdığı için klima sistemleri olabildiğince

düşük hava debilerinde çalıştırılmalı.

Bunlar Merkezi Sistemlerin

işletim safhasındaki önemli konular.

VRV, split veya multi sistemlerin içerdeki

havayı sirküle etmesi özelliğinden

dolayı -biraz tartışma konusu olsa daçok

ciddi risk taşıdığına ihtimal vermiyorum.

Bunun sebebi, birincisi az önce

belirttiğim üzere bu virüsün havada

saatlerce asılı kalarak uzun mesafede

etkili olduğuna dair, kabul edilmiş bilimsel

veri yok. İkincisi ise her sistemin

doğru yerde uygulanması çok önemli.

Örneğin VRV sistemleri daha çok konutlarda

kullanılan sistemler, burada

insan sirkülasyonu kamuya açık mahallede

oranla çok az. Herkesin birbirini

tanıdığı ve enfekte olup olmadığını

az çok bildiği ortamlarda ciddi risk teşkil

etmeyeceğini düşünüyorum. Ancak

yine de bekleyip görmek gerektiğine

inanıyorum.

VRV sistemlerinin kullanıldığı yerlerde

de eğer mümkünse pencerelerin sıkça

açılması ve dış havanın içeriye sirküle

edilmesi gerekebilir. Ancak biz Merkezi

Sistemlerin kullanıldığı yerlerde de

aynı uygulamanın çok faydalı olacağını

düşünüyoruz.

En hayati konulardan bir tanesi de cihazlarının

bakımlarının ve filtre değişimlerinin

zamanında ve düzenli bir

biçimde yapılması gerekliliğidir. Bakım

işleminde görev alan teknisyenin ileri

derecede koruma sağlayan maske takıyor

olmasına dikkat edilmeli. Teknisyenlere

gerekli önlemlerin aldırılmadığı

durumlarda, enfekte olmaları ve virüsü

yaymaları çok yüksek ihtimal. Bu tür

bir durumda bakım sürecinin faydadan

çok zararı olacağı da aşikar.

Önlemler Sürdürebilir Olmalı

Burada pandemi sürecinde merkezi

sistemlerin sahip olması gereken üretim

ve kullanım özelliklerinden bahsediyoruz.

Bu özellikler bizim için yeni

şeyler değil. Talep edildiğinde rahatlıkla

ürettirilen ürünlerde uygulanabilen

opsiyonlar. Buradaki mesele bu teknik

özelliklerin Kamu ve özel sektör şartnamelerinde

zorunlu hale getirilmesi.

Ancak şu da var; pandemi sürecinde iklimlendirme

sistemlerinde alınacak önlemlerin

sürdürülebilir olması gerekiyor.

Sonuçta tüm bu önlemler maliyetleri

artırıcı unsurlar içeriyor. Bunların her

birini şartnamelerle ve yönetmeliklerle

uygulamasını zorunlu hale getirdiğimizi

varsaysak ve yeni yapılarda uygulanacağını

öngörsek, bu sefer pandeminin

ne kadar bir süre daha hayatımızda

kalacağı sorusuyla karşılaşıyoruz. Yani

bu süre, iklimlendirme sistemlerindeki

artan maliyetlere değecek uzunlukta

bir süre mi, bunun iyi analiz edilmesi

lazım. Ancak iç hava kalitesi, pandemi

hayatımızda olsun veya olmasın giderek

daha da önem kazanıyor.

Covid-19 haricinde başka virütik formasyonlara

ve enfeksiyon riskine karşı

her zaman hazırlıklı olunması gerekiyor.

CY

CMY

K

78

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Isı Köprüsüzlükte Son Nokta

Isı Köprüsüzlükte Son Nokta

TB1

Isı Köprüsüzlük Sınıfı

TB1

Isı Köprüsüzlük Sınıfı

T2

Isıl Geçirgenlik Sınıfı

T2

Isıl Geçirgenlik Sınıfı

“Alıştığınız Üzere


Daikin, e-ticarette

müthiş bir ilke imza atıyor

İklimlendirme sektöründe ‘ilk’lerin markası olarak bilinen Daikin, internet

mağazası üzerinden satışını gerçekleştirdiği klimaların 24 saat içinde nakliye ve

montajını da yaparak e-ticarete yepyeni bir soluk getiriyor. Türkiye’de bugüne

kadar denenmemiş olan bu eşsiz uygulamayla www.daikin.com.tr adresine girip

ürün alan tüketici, 24 saat içinde gerçekleştirilecek montaj ile 1 günde ferahlığa

kavuşmuş oluyor. www.daikin.com.tr adresi, bu üstün teknolojiye 6 yıl garantili

ve 12 ay taksitle sahip olma avantajını da beraberinde getiriyor. 1 Temmuz 2020

tarihinden itibaren yeni nesil e-ticaret deneyimini tüketicisiyle buluşturacak olan

Daikin; keşif, nakliye ve montajı bir arada sunan hizmet anlayışıyla sektörde fark

yaratmaya hazırlanıyor.

Yenilikçi ve çevreye duyarlı

ürünleriyle iklimlendirme sektörünün

liderliğini yapan Daikin,

internet mağazasından

alışverişlerde bugüne kadar

denenmemiş bir uygulamaya

imza atarak yeni nesil e-ticaretin

yolunu açıyor. Bu uygulama

ile Daikin, internet mağazası

üzerinden satışını gerçekleştirdiği

klimalara 24 saat içinde

nakliye ve montaj garantisi

veriyor. Üstün teknolojisini internet

mağazasıyla herkese

ulaştırmayı hedefleyen Daikin;

keşif, hizmet ve montajı

bir arada sunuyor. 1 Temmuz

2020 tarihinden geçerli olacak

kampanya ile tüketicilerin

www.daikin.com.tr adresine

girerek geniş ürün gamından

diledikleri klimayı seçmeleri

yeterli olacak. Klimanızı 24

saat içinde adresinize getiren

Daikin Yetkili Servis elemanları

hijyen kurallarına uygun

olarak çalışarak montajı tamamlayacak

ve sizi 1 günde

ferahlığa kavuşturacak.

Ürünü hizmetiyle birlikte tüketiciyle

buluşturmayı hedefleyen

Daikin, e-ticarette fark

yaratacak. Sektörün en geniş

ürün gamına sahip olan Daikin

klimalar 12 ay taksit avantajının

yanı sıra 6 yıl garanti

imkanıyla doğru ve temiz havayı

evinize getirecek.

SİSTEM NASIL

İŞLEYECEK?

13 Temmuz 2020 tarihinden

itibaren www.daikin.com.tr

adresindeki

mağazadan vereceğiniz

sipariş, bölge deposunda

mevcut ise doğrudan

yetkili servis tarafından

teslim alınacak ve ürünün

montajı yapılacak.

Böylece keşif, nakliye

ve montaj tek bir elden

yapılarak en kısa sürede

hizmeti almanız sağlanacak.

Pandemi sürecinde

titizlikle uygulanan hijyen

kuralları içinde hizmet veren

Daikin Yetkili Servis

elemanları cihazı adresinize

getirip, aynı özen

içinde montajını gerçekleştirecek.

Mekanınıza uygun kapasitedeki

klimayı ‘online

keşif aracı’ sayesinde en

kolay şekilde belirleyebileceğiniz

www.daikin.

com.tr adresinde, kurumsal

whatsapp numarası

üzerinden de online

hizmet almak mümkün.

Merak edilen konuların

yanıtlarının anında alınabileceği

bu uygulama

ile klimalar hakkında bilgi

alabilir ve devamında alışverişinizi

yapabilirsiniz.

80

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Sektörel

Daikin’den

%100 Taze Hava Çözümü

Yenilikçi ürünleriyle sektörün nabzını tutan Daikin, kullanıcılarına sadece cihaz çözümü değil,

sistem çözümü (toplam çözüm) sağlama vizyonu ile her yıl daha fazla ürün geliştiriyor. İç

hava kalitesinin önem kazandığı günümüzde mekanlarda bu konforu sağlayacak çözümlerle

dikkat çeken Daikin, C901ACVM-T isimli ürünü ile fark yaratıyor. Daikin VRV klima sistemine

bağlanabilen ‘yüzde 100 taze hava ile çalışabilen tavan tipi iç ünite’ kompakt yapısı, kolay

kullanımı ile iç ortam hava kalitesini en iyi düzeye taşıyor. Cihaz, iç piyasanın ihtiyaçları

doğrultusunda Daikin Türkiye’nin Sakarya fabrikasında üretiliyor.

Mekanlardaki ısıtma ve soğutma ihtiyacının

yanında iç hava kalitesi her geçen gün

daha da önem kazanıyor. Taze havanın

yaşam kalitesi açısından ne denli önemli

olduğu tüketiciler tarafından artık dikkate

alınan bir konu olarak ortaya çıkıyor. Gerçekten

de iç mekanlardaki doğru ve sağlıklı

hava yaşam kalitesini belirleyen bir unsur.

Binalarımız her geçen gün hava sızdırmaz

hale geldiğinden, taze hava sirkülasyonu

gittikçe azalıyor. Eğer binada havalandırma

sistemleri kullanılıyor ise taze hava

miktarının artması, mümkünse yüzde 100

taze hava ile çalıştırılması önem kazanıyor.

Daikin; villa, ofis, okul, AVM, mağaza, poliklinik,

otel ve diğer ticari uygulamalarda

taze, sağlıklı ve konforlu bir iç ortam havasının

sağlanmasına yardımcı olacak

geniş ürün seçenekleriyle tüketicilerin bu

konudaki ihtiyacına yanıt veriyor. Kullanıcılarına

sadece cihaz çözümü değil, sistem

çözümü (toplam çözüm) sağlama vizyonu

ile her yıl daha fazla ürün geliştiren dünya

devi Daikin, C901ACVM-T isimli ‘yüzde

100 taze hava ile çalışabilen tavan tipi iç

üniteleri’ ile bu konudaki endişelere kesin

çözüm getiriyor. İç üniteler, DX batarya uygulaması

ile VRV dış ünitelere bağlanarak

ortamın ihtiyacı olan yüzde 100 taze hava

ve üstün performansı bir arada sunuyor.

Daikin Türkiye’nin Hendek’te bulunan fabrikasında

üretilen C901ACVM-T isimli ürün

iç piyasanın taleplerini karşılıyor.

ESNEK MONTAJ AVANTAJI

Daikin VRV klima sistemine bağlanabilen

C901ACVM-T model yüzde 100 taze hava

ile çalışabilen iç ünite sayesinde hem soğutma

ve ısıtma ihtiyacını karşılıyor hem

de taze hava ile iç ortamın hava kalitesini

artırıyor. 1000, 1500 ve 2000 m3/sa hava

debisi aralığında seçenek sunan iç ünite

30 kW’a kadar soğutma kapasitesi ve 20

kW’a kadar ısıtma kapasitesi sağlıyor. Bu

sayede dış üniteden ihtiyaç duyulan soğutma

ve ısıtma kapasitesini düşürüyor.

47,5 cm yüksekliği ile asma tavana monte

edilebilen ürün dekorasyon ve tesisat için

maksimum zemin ve duvar alanı bırakıyor.

250 Pa harici statik basınç değeri sayesinde

esnek kanal bağlantısına uygun olan

cihaz, geniş kullanım alanı sağlıyor.

KOLAY KULLANIM

Daikin Türkiye Hendek fabrikasında genleşme

vanası ve kontrol kutusu cihaz üzerinde

yer alacak şekilde üretilerek sevk

edilen ‘yüzde 100 taze hava ile çalışabilen

tavan tipi iç üniteler’ kolay kullanımı ile öne

çıkıyor. Sıcaklık kontrolü, emiş hava sıcaklığına

veya oda sıcaklığına odaklı olarak Z

kontrolü ile yapıldığından kullanıcıya tüm

sistemi kolayca kontrol etme imkanı sağlıyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 81


Sektörel

Vestel Proje Ortağım, V6 serisinin

yeni VRF ürünlerini sektöre sunuyor

Vestel Proje Ortağım V6 serisinin yeni VRF ürünlerini 21 Temmuz’da gerçekleştirdiği online

lansman aracılığıyla sektörün beğenisine sundu. V6 ailesinin yeni VRF üyeleri kapasite ve

verimlilik beklentilerini üst düzeyde karşılamasıyla dikkat çekiyor.

ünitelere ilave olarak 2020 itibarıyla

ürün gamına dahil ettiği V6 ve V6-I

serileri ile kapasite ve verimlilik değerleriyle

sektördeki öncü konumunu

sürdüren Vestel, yeni VRF ürünlerini

tanıttı. Sektörde dijital dönüşüme ve

yeniliklere öncülük eden konumuyla

Vestel, pandemi nedeniyle ürünlerin

lansmanını online toplantıyla gerçekleştirdi.

Lansmanda Vestel’in yeni nesil VRF

serisi V6’nın geniş kapasite aralığı,

enerji yönetim sistemi, buhar enjeksiyonlu

kompresör, güç koruması ve iki

kademeli ara soğutma gibi son teknoloji

özellikleri anlatıldı.

Uzun yıllardır split klimalar ile yer aldığı

iklimlendirme sektöründe, 2015 yılında

satışına başladığı VRF klima sistemlerinin

de eklenmesiyle split klima, multi klima

ve VRF klima sistemi ürün gruplarıyla

Vestel, her ihtiyacı karşılayabilecek çözümler

sunmaya devam ediyor. VRF ürün

gamında yer alan V4+K ve V5X serisi dış

İşletme maliyetlerini düşüren

çevreci çözümler

Vestel, Akıllı Hayat 2030 vizyonu çerçevesinde

sürdürülebilir ve çevreci

yaklaşımla daima kendini geliştirerek

daha az enerji ve su tüketen, gıda

israfını önleyen ürünler sunmaya devam

ediyor. İklimlendirme alanında

da enerji verimliliği yüksek cihazlarla

hem müşterilerin işletme maliyetlerini

düşürüyor hem de çevreci çözümler

sunuyor.

Bireysel A+, A++, A+++ klimaların

yanı sıra VRF klima sistemlerinde de

verimlilik değerlerini sürekli artırmaya

yönelik hedeflerini yeni V6 serisi

ile hayata geçiren, COP değeri 5,5

seviyesine çıkan ürünler ile enerji verimliliği

konusunda avantaj sağlayan

Vestel, yüksek kapasite değerleriyle de

müşterilerine büyük avantajlar sunmayı

sürdürüyor.

Vestel Proje Ortağım’dan anahtar teslim Liv Marmara projesi

İstanbul Beylikdüzü’nde 60 bin metrekare alan üzerine kurulan Liv Marmara projesinde kullanılacak beyaz eşyalar için Vestel

tercih edildi. Vestel Proje Ortağım, 1+1 ve 2+1 dairelerden oluşan Liv Marmara projesi mutfaklarına 4 gözü elektrikli ve 4

gözü gazlı cam yüzeye sahip ankastre ocak modelleri, 3 ve 4 programlı ankastre bulaşık makineleri ve 5 pişirme fonksiyonlu

ankastre fırın ürünlerinin her birinden 495 adet anahtar teslim çözüm olarak sundu.

Liv Marmara’da farklı ihtiyaçlara yönelik daire seçenekleri, sosyal aktivite alanları, mini golf sahası, çok amaçlı stüdyo, çocuklar

için tasarlanmış oyun alanları, sinema odası, mağaza ve kafeler bulunacak.

82

Yapı Malzeme Ağustos 2020



Dünyanın en önemli doğa olaylarından biri olan Büyük Göç’ü en önden izlemek için

Sürdürülebilir turizme,

Geberit imzası

Günümüzde hızla artan turist sayısı, birçok çevre problemini de beraberinde getiriyor.

Konaklama ve altyapı gibi ihtiyaçlar için doğal güzelliklerin tahribatının engellenmesi adına

‘sürdürülebilir otelcilik’ yatırımı yapan otel işletmeleri, otelin ilişkili olduğu tüm alanları

sürdürülebilir çevre politikası üzerine kuruyor. Bu bilinç ışığında çalışan Geberit, Four

Seasons Serengeti Lodge projesinde kullandığı Kombifix Geberit gömme rezervuar,

pisuvar deşarj sistemleri ve Pluvia çatı drenaj sistemi sayesinde tüm otelin, su ve enerji

tasarrufu sağlamasına yardımcı olarak sürdürülebilir bir geleceğe destek veriyor.

Çevre sorunlarının artmasıyla 21. yüzyıla

damgasını vuran ‘sürdürülebilirlik’,

otelcilik sektörünü de yakından ilgilendiriyor.

Çevreye/ekolojiye verilen zararların

tamamı, tüm iş dünyasını sürdürülebilirlik

çatısı altında birleştirdiği gibi otellerde de

yeni bir devri başlatıyor. Öte yandan doğal

yaşamın devam ettirilip doğal miras ve

biyolojik çeşitliğin tahribat görmemesi için

çevresel kaynakların optimal kullanımının

sağlanması gerekiyor. Bu bilinç ışığında

projelendirilen ‘Four Seasons Serengeti

Lodge Projesi’ kapsamında Geberit, son

teknolojiyi kullanarak geliştirdiği ürünleriyle

işletmelerin işlerini kolaylaştırıyor.

Fikret Gençgel / Geberit Türkiye Ürün Müdürü

“Büyük miktarlarda suyun

güvenli bir şekilde tahliyesini

sağlıyoruz”

Geberit’in tüm iş süreçlerini sürdürülebilir

bakış açısıyla gerçekleştirdiğini belirten

Geberit Türkiye Ürün Müdürü Fikret

Gençgel, ulusal parkın tam ortasında

77 suitten oluşan Four Seasons Serengeti

Lodge Projesi’nde yer almaktan çok

mutlu olduklarını söyledi. Bugüne kadar

yaptıkları projelerde olduğu gibi Four Seasons

Serengeti Lodge Projesi’nde de

sürdürülebilir bakış açısına uygun ürünleri

kullandıklarını belirten Gençgel, “Geberit

olarak projenin çatı drenaj sistemleri

kapsamında Geberit Pluvia ürünümüzü

kullandık; çünkü büyük çatı alanlarının

drenajı modern, endüstriyel, ticari ve yüksek

yapılarda daha da önemli bir iş haline

geldiğini ve birçok ülkede ulusal mevzuata

ve standartlara tabi tutulduğunu biliyoruz.

Öte yandan bölgede sık sık görülen

yoğun yağışlar nedeniyle de oluşabilecek

su baskınları tatilcileri rahatsız edebiliyor.

Bu nedenle Geberit Pluvia drenaj sistemi,

negatif basınçlı çatı süzgeci, güçlü ve

çok yönlü HDPE deşarj borularıyla, büyük

miktarlarda suyun güvenli bir şekilde

tahliyesini sağlayarak otelin su ve enerji

tasarrufu sağlamasına yardımcı oluyoruz”

dedi.

Proje kapsamında kullanılan her ürünün,

ileride oluşabilecek sorunlara da çözüm

önerisi getirmesi gerektiğinin altını çizen

Gençgel, Geberit tecrübesi ve kalitesiyle

ortaya çıkan Four Seasons Serengeti Lodge

Projesi’nde tuğla duvar konstrüksiyonu

için çözüm odaklı bir ürün olan Geberit

Kombifix gömme rezervuar ürününü de

kullandıklarını ve çift kademeli kumanda

kapakları sayesinde su tasarrufu sağladıklarını

belirtti.

84

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Sektörel

Vaillant Yenilenen Modülasyonlu

Oda Termostatları ile Evlere Tasarruf

ve Konfor Getiriyor

Verimliliği en üst seviyeye çıkaran ürünlere yatırım yapan Vaillant, enerji tüketiminde

önemli ölçüde tasarruf sağlayan oda termostatlarını yeniledi. Vaillant, Modülasyonlu Oda

Termostatları ürün ailesinin daha fonksiyonel ve şık tasarımlı yeni üyeleri VRT 380/380f

sensoHOME ve VRC 720/720f sensoCOMFORT serisi ile müşterilerine tasarrufu ve

konforu aynı anda sunmaya devam ediyor.

Doğayı koruma anlayışı ile enerji verimliliğini

en üst seviyeye çıkaran ürünler sunan

Vaillant, tasarruf, konfor ve teknolojiyi birlikte

sunduğu ürünlerinden Modülasyonlu

Oda Termostatları ürün ailesini yeniledi.

Yenileme çalışmaları kapsamında ürün

ailesinde yer alan VRT 350/350f, VRT

370/370f, VRT 450/450f yenilenerek VRT

380/380f sensoHOME; VRC 700/700f

serisi ise yenilenerek VRC 720/720f sensoCOMFORT

adını aldı. Yeni ürün ailesi

daha fonksiyonel ve yenilenen şık tasarımıyla

evlerde tasarrufu ve konfor sunmaya

devam ediyor. Vaillant ayrıca müşterilerine

internet bağlantısı ile kombi, kaskad sistemleri,

ısı pompası sistemlerini uzaktan

kontrol etmek için tasarlanan VR 920 internet

erişim modülünün yeni serisi VR 921

sensoNET’i de müşterilerinin kullanımına

sunuyor.

Tüketicinin ihtiyacını doğru belirleyip buna

göre adımlar atmanın önemine dikkat çeken

Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama

Direktörü Erol Kayaoğlu, “Dünyadaki dijitalleşmeye

paralel olarak ısıtma sektöründe

de dijital ürünlerin payı artış gösteriyor ve

sektör trendlerinde belirleyici rol üstleniyor.

Vaillant olarak dijitalleşen dünyayla aynı

doğrultuda ilerleyerek enerji verimliliğini en

üst seviyeye çıkaran ürünlere yatırım yapıyoruz.

Müşteri beklentilerine uygun olarak

yenilediğimiz akıllı oda termostatları evlere

ekstra konfor getiriyoruz” dedi.

Günü 12 farklı zaman

programında farklı

sıcaklıklarda planlıyor

Vaillant’ın yeni modülasyonlu

oda termostatları

sensoHOME VRT 380/380f

ile sensoCOMFORT VRC

720/720f ürünleri; günü 12

farklı zaman programında

hem ısıtmada hem de sıcak

suda farklı sıcaklıklarda planlayabiliyor.

Resürkilasyon

hattı kontrolünde ise günü

3 zaman dilimine bölüyor.

SensoHOME ve senso-

COMFORT, yenilenen ara

yüzleri dokunmatik ekranları

sayesinde ayrıca evlere çok

daha şık bir görüntü sunuyor.

Ürünler, dış hava duyargası

ile birlikte kullanıldığında sistem

verimliliği artırıyor. Yeni

modülasyonlu oda termostatları uzaktan

kontrol sistemi VR 921 internet modülü ile

de uyumlu olarak çalışıyor. Bu sayede hem

cep telefonundan hem de tabletten kontrol

edilebiliyor. Enerji tüketimi takip izleme sistemine

sahip olan sensoCOMFORT VRC

720/720f, yedi cihaza kadar kaskad kontrol

imkanı sunuyor. Ürün, 9 farklı zon kumanda

edebiliyor, kaskad sistemlerde hem

ısıtma hem de soğutma kontrolü sağlıyor.

Erol Kayaoğlu / Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü

Oda sıcaklığını 1 derece düşürmek

yıllık ortalama %5 tasarruf sağlıyor

HVAC ünitesinin çalışma şartlarını belirleyerek,

oda sıcaklığını belirli toleranslarda

sabit tutmaya yarayan oda termostatları;

oda sıcaklığını konfor şartlarına göre belirlediğinden

dolayı enerji tüketiminde önemli

ölçüde tasarruf sağlıyor. Belirlenen konfor

şartlarına göre çalışan oda termostatları

mekanı istenen sıcaklıkta sabit tutuyor.

Oda sıcaklığını 1 derece düşürmek yıllık

ortalama %5 enerji tasarrufu

sağlıyor. Dış hava duyargası

bulunan sistemlerde,

kombi dış hava sıcaklığına

göre istenen ev sıcaklığı

için alev boyutunu ayarlıyor

ve özellikle havanın

daha ılık olduğu dönemlerde

sisteme ekstra tasarruf

sağlıyor. Dış hava duyargalı

modülasyonlu oda termostatları

%94 ve üstü olan

kombiler için sisteme %4

daha ekstra tasarruf sağlayarak

ısıtmada sistemi A+

enerji seviyesine taşıyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 85


Sektörel

Seramiksan

yenilikçi Bold

Koleksiyonu

ile banyolara

imzasını atıyor

Günümüzde tıpkı salonlar, oturma odaları gibi banyolarda

da stilimizi yansıtan en şık tasarımları, en

konforlu modelleri arıyoruz. Banyoda geçirilen zaman

artık yalnızca zorunluluk ile kısıtlı değil. Banyolarımız

günün yorgunluğunu attığımız, rahatlamak

için bazen uzun zamanlar geçirdiğimiz adeta

birer spa gibi dinlenme alanı haline geliyor.

Mükemmel bir tasarım çizgisine sahip Bold Koleksiyonu

Seramiksan vitrifiye ailesinin en yenilerinden.

Lavabo altrenatifleri ve monoblok modülü,

bide ve klozet çeşitliliği ile tüm ihtiyaçlara çözüm

sağlayarak banyonuzu kişiselleştirmenize yardımcı

oluyor. Kendi stilinizi Seramiksan imzasıyla banyolarınıza

da yansıtın.

86

Yapı Malzeme Ağustos 2020



10 milyon plastik ambalajdan

tasarruf edildi:

GROHE’den plastik kullanımını

azaltacak inisiyatif

Pasifik Çöp Tarama (PGS) ile yürütülen işbirliği, plastik atıkların çevre üzerindeki

etkisini azaltmaya yönelik ortak vizyonu da destekliyor.

Eksiksiz banyo çözümleri ve mutfak

bataryalarında dünyanın önde

gelen markası GROHE, 2018 yılında

ürün ambalajlarındaki plastiği

daha sürdürülebilir alternatifler

ile değiştirmeye yönelik inisiyatifi

hayata geçirdi. Bugüne kadar,

plastikten üretilen yaklaşık 10

milyon ürün ambalajının kullanımı

önlendi; 2021 yılına kadar, bu

rakam önemli ölçüde artırılarak 35

milyona yükseltilecek.

Plastik içermeyen ambalaja geçiş

sürecinde, tüm üretim tesisleri

eşit derecede rol alıyor. En yaygın

kullanılan plastik ambalajların belirlenmesine

ek olarak, yeni, daha

sürdürülebilir alternatif malzemelerin

de araştırılması, test edilmesi

ve hayata geçirilmesi gerekiyor:

“Plastik içermeyen ambalajlar

sunmak, çalışan, tedarikçi, müşteri,

süreç, ürün ve topluma katkımızı

içine alan kapsamlı 360-derece

sürdürülebilirlik yaklaşımımızın bir

parçasını oluşturuyor. Marka olarak,

bizim için, mevcut süreçleri

devamlı sürdürülebilirlik perspektifinden

gözden geçirmek önemli,”

diyen LIXIL International Bataryalardan

sorumlu COO ve Grohe

AG CEO’su Thomas Fuhr, “2021

yılına kadar tamamen plastik içermeyen

ambalaj hedefine ulaşma

misyonu, global plastik atık sorunu

ile mücadeleye verdiğimiz katkıda

önemli bir adımı oluşturuyor,” diye

ekliyor.

GROHE Blue da işte tam bu noktada

devreye giriyor: Su sisteminin,

doğrudan mutfak bataryasından

sunduğu içme suyu, orta

sodalı veya sodalı su, filtrelenerek

mükemmel tat için optimum içme

sıcaklığına soğutuluyor. Bu şekilde,

dört kişilik bir aile yılda ortalama

olarak 800’e kadar plastik şişe

tasarrufu edebiliyor.

Pasifik Çöp Tarama &

GROHE plastik atığına karşı

birleşti

Plastik atığını azaltma hedefi,

Pacific Garbage Screening e.V

kurucusu Marcella Hansch ile

gerçekleştirilen işbirliği ile de destekleniyor.

İki ortak, okyanus ve

nehirlerdeki plastik atığı azaltarak

temiz su hedefine ulaşma vizyonunu

paylaşıyor. Mimarlık eğitimi

alan Hansch, nehirlerdeki plastik

atıklarını okyanusa karışmadan

önce toparlayan bir su platformu

geliştiriyor. GROHE, sadece bu

projeyi finansal olarak desteklemekle

kalmıyor; iki ortak aynı

zamanda plastik sorununa dair

kamusal bir bilinç oluşturmak ve

insanların daha sürdürülebilir bir

yaşam tarzının farkına varmasını

sağlamak istiyor.

Plastik atığına karşı inisiyatife ek

olarak, global marka, net şekilde

tanımlanmış bir karbon stratejisi

de takip ediyor. Sıhhi tesisat sektörünün

önde gelen imalatçılarından

biri olarak, GROHE’nin üretimi, 1

Nisan’dan bu yana karbon nötr. Bu

amaçla, marka tüm LIXIL EMENA

üretim tesislerini Temmuz 2019’da

yeşil elektriğe geçirdi. Şu ana kadar

kaçınılmaz olan CO2 salımlarını

telafi projeleri ile dengeleyen

sıhhi tesisat üreticisi, WWF liderliğinde

geliştirilen Altın Standardı

gibi çok yüksek standartlara dayanan

faaliyetlerini destekliyor.

Devam eden sürdürülebilirlik taahhüdünden

ötürü, Alman Sürdürülebilirlik

Ödülleri’nde sürekli en

üst sıralarda yer alan sıhhi tesisat

markası, 2017 yılında Alman Federal

Hükümeti’nin CSR Ödülü’nü

kazandı. GROHE CEO’su Thomas

Fuhr, sürdürülebilirlik konusundaki

adanmışlığından ötürü,

B.A.U.M. kurumsal ağı tarafından,

B.A.U.M. Çevre ve Sürdürülebilirlik

Ödülü’ne layık görüldü.

GROHE ve sürdürülebilirlik konusundaki

çalışmaları hakkında

daha fazla bilgi için, green.grohe.

com adresini ziyaret edebilirsiniz.

88

Yapı Malzeme Ağustos 2020


TSE’den Kaleseramik’e

‘Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi’

Sektörel

Kaleseramik Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Salgın sürecinde temel önceliğimiz sağlık oldu.

Bu kapsamda ilk günden itibaren tüm üretim alanlarımızda hijyen konusunda tedbirlerimizi

en üst seviyeye çıkardık. Bizim gibi tüm dünyaya ihracat yapan bir firma için bu belge çok

önemli. Önümüzdeki dönemde uluslararası ticarette bu tip belgelendirmeler daha fazla ön

plana çıkacak” dedi.

Türkiye’nin seramik sektöründeki lider firması

Kaleseramik, Türk Standartları Enstitüsü

(TSE) tarafından verilen ‘Covid-19

Güvenli Üretim Belgesi’ için tüm denetimlerini

başarı ile tamamladı. Pandeminin

ülkemizde görülmeye başladığı ilk günden

itibaren sağlık, güvenlik noktasında

tedbirlerini en üst seviyeye çıkartmakla

kalmayan aynı zaman da hayata geçirdiği

önlemler ile de hem çalışanlarının hem

toplumun hem de tüm paydaşlarının sağlığını

gözeten Kaleseramik, tüm üretim

alanlarında TSE’den ‘Covid-19 Güvenli

Üretim Belgesi’ni almaya hak kazandı.

“Belge, işimizi ne kadar doğru

yaptığımızın göstergesi”

‘Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi’nin

uluslararası önemine dikkat çeken Kaleseramik

Genel Müdürü Altuğ Akbaş,

“Salgın döneminin ilk gününden itibaren

DSÖ’nün yanı sıra Sağlık Bakanlığı, Koronavirüs

Bilim Kurulu ve yerel birimlerin

bu konudaki tüm uyarı ve açıklamalarını

dikkate aldık. Hem çalışan hem de toplum

sağlığı için iş sağlığı ve güvenliği,

kalite ve hijyen standartlarından hiçbir

zaman ödün vermedik.

Aldığımız bu belgede

de işimizi ne kadar doğru

yaptığımızı gösterdi”

diye konuştu.

“Uluslararası

ticarette önemli

hale gelecektir”

“Bu belgelendirmelerin

önümüzdeki dönemde

özellikle de uluslararası

ticarette daha da önemli

hale geleceğinin altını

çizen Altuğ Akbaş, şöyle

devam etti; “Kaleseramik

olarak, yüzde 50’si

Avrupa Birliği ülkeleri,

yüzde 20’si Ortadoğu

olmak üzere 100’ü aşkın ülkede 100

milyon dolarlık civarında bir ihracat yapıyoruz.

Bu alanda Türkiye’nin lider, Avrupa’nın

4’üncü, dünyanın ise 16’ncı büyük

seramik karo üreticisiyiz. Stratejik öneme

sahip ülkelere yönelik faaliyetlerimiz ile

de ihracatımızı daha da artırmayı hedefliyoruz.

Altuğ Akbaş / Kaleseramik Genel Müdürü

Önümüzdeki dönemde uluslararası ticarette

bu tip belgelendirmeler daha fazla

ön plana çıkacaktır. Yabancı müşteriler,

muhatap olduğu firmaların hijyen şartlarını

sağlayıp sağlamadığına daha çok

dikkat edecek. Bu kapsamda üretimlerini

güvenli koşullarda gerçekleştirenler, piyasada

daha etkin olmaya başlayacaklar.”

Kaleseramik’in sonsuzluk tasarımına

Red Dot Award: Brands & Communication Design 2020 ödülü

Yaşam alanlarına ilham veren bütünsel tasarımlarını, stant tasarımına

da taşıyan Kaleseramik, sektörün dünyadaki en önemli buluşma noktası

olarak kabul edilen Cersaie Fuarı’nda, Paola Cesaretti tarafından

hazırlanan stant tasarımıyla, “Red Dot Award: Brands & Communication

Design 2020” ödülünü aldı.

Standın tasarım yolculuğunu anlatan Kaleseramik Pazarlama Direktörü

Zeliha Özay Yurdatap: “Stant tasarımı için Paola ve ekibiyle bir araya

geldiğimizde, insanları seramiğe dokunduklarında

zamansız bir yolculuğa çıkarmak istediğimizi söyledik.

Tasarımda bizim temel özelliklerimiz olan

‘benzersizlik’, ‘ustalık’ ve ‘mükemmel deneyim’ i

görmek istiyorduk. Daha sonra tasarımda bu üç

kelime minimal geometrik şekiller, mükemmellik

çağrışımı ve dayanıklılık olarak evrildi. İç içe geçmiş

iki daire ise Kale’nin Türk ve İtalyan kültürel

ilişkilerini temsil ederken, bu birleşimden ortaya

çıkan sonsuzluk işareti standın tasarımına ilham

oldu. Kaleseramik’in farklı markalarına adanmış

beş alanda yapılan iç mekan düzenlemesi

ile yenilikçi ürünlerimizi,

ürünlerimizin potansiyellerini

ve özelliklerini birbirleriyle etkileşim

içinde olan mekanlarla ziyaretçilere

sunduk” diye konuştu.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 89


Sektörel

Yapı sektörü dijital dönüşüme hazır

Elmor A.Ş. Genel Müdürü Enver Öz: “Sektör profesyonellerinin zamandan ve iş gücünden

tasarruf sağlayabilmesi, diledikleri proje donanımına kolaylıkla erişebilmesi için E.C.A.

olarak dünyanın önde gelen BIM içerik platformlarından biri olan BIMobject’teyiz”

Enver Öz / Elmor A.Ş. Genel Müdürü

Yapı sektöründeki projelerin tasarımında

ve inşasında görev yapan proje yürütücülerinin

ortak biçimde yer alarak karşılıklı

fayda sağladığı 3 boyutlu bilgi paylaşım

süreci “Building Information Modeling

(BIM)” Türkiye’de yaygınlaşıyor. Yurt içi

pazarda kendi sektöründe bir ilk olarak

BIMobject dijital platformunda ürünlerini

tanıtan E.C.A.’nın armatürlerinin BIM

sistemine uygun içerik ve 3D modellerine

bimobject.com ve eca.com.tr web adreslerinden

ulaşılabiliyor. Bir bilgi paylaşım

modeli ve süreci içeren sistem; maddi

kayıplardan, zamandan ve iş gücünden

tasarrufu sağlarken motivasyonu ve üretkenliği

de artıyor.

Yapı sektöründeki projelerin tasarımında

ve inşasında görev yapan proje yürütücülerinin

ortak biçimde yer alarak karşılıklı

fayda sağladığı 3 boyutlu bilgi paylaşım

süreci olan BIM, verimliliği artırmaya yönelik

geliştirilmiş bir bilgi yönetim sistemi

olarak biliniyor.

Özellikle büyük projelerde detayların ve

alanın fazla olması sebebiyle kontrolü

ve verimliliği artırmak için BIM sistemi

kullanılması ülkemizde de yaygınlaşıyor.

Azımsanmayacak ölçüde avantaj sağlayan

BIM sistemi; hataların baştan ön

görülebilmesi, yapılan işlerin tekrar edilmemesi,

teknik detayların ortak çalışanlar

tarafından tek bir proje üzerinden

yürütülmesi, projenin hem kısa sürede

tamamlanması hem de pek çok açıdan

tasarruf sağlanması gibi nitelikleriyle öne

çıkıyor.

Yerli ve milli bir marka olarak bünyesindeki

Türk mühendislerle geliştirdiği teknolojileri

yıllarca sürecek bir güven yaratarak

tüketicilerine ulaştıran E.C.A.,

armatürlerinin “Building Information

Modeling (BIM)” sitemine entegrasyonuyla

sektör profesyonellerinin de

işini kolaylaştırıyor. Yurt içi pazarda

kendi sektöründe bir ilk olarak BIM

dijital platformunda yayınlanan E.

C.A. armatürlerinin BIM sistemine

uygun içerik ve 3D modellerine bimobject.com

ve eca.com.tr web adreslerinden

ulaşılabiliyor.

“Dünyanın önde gelen BIM

içerik platformlarından biri

olan BIMobject’teyiz”

E.C.A. olarak BIM’e ilişkin çalışmalarını

2017 yılında başlattıklarını

ve 2018 yılında ilk modellerinin

yayınını yaptıklarını ifade eden Elmor

A.Ş. Genel Müdürü Enver Öz,

sisteme geçiş hikayelerini şöyle

anlattı: “2017 yılında inşaat sektörü

ulusal ve uluslararası alanda

BIM sistemine geçmeye başlamıştı.

Zamanla teknik detaylar

ve render çalışmaları için yapıda

kullanılacak tüm ürünleri tek bir

program içinde toplama ihtiyacı

doğdu ve bize de BIM uyumlu 3D model

talepleri gelmeye başladı. İlk olarak

kendi modellerimizi BIM’e uyumlu hale

getirmek üzere çalıştık. Akabinde modellerimizi

yayınlayabileceğimiz en etkili

mecrayı araştırdık ve alandaki en büyük

uluslararası BIM içerik platformlarından

biri olan BIMobject ile karşılaştık. Böylece

modellerimizi BIMobject web sitesinde

yayına aldık. Kullanıcı profilinin genişliği,

platformda yer alan firmaların çeşitliliği,

sektörel iş ortaklarımızın bu platformda

olması BIMobject’i seçmemizin en önemli

nedenleri.”

“En büyük avantaj, üst düzey

verim”

BIM sistemine uygun oluşturulmuş bir

projenin tüm datalarının da BIM uyumlu

olması gerektiğini belirten Enver Öz, bu

sebeple ürünlerinin BIM uyumlu modellerinin

bulunmasının proje yürütücülerinin

verimli çalışabilmesi için çok büyük önem

arz ettiğini söyledi. Öz, BIM sistemi ile

3D modeller üzerinden ürünün tasarım

ve boyutsal olarak mekana uyumunun

ölçülebilmesinin sağlandığını kaydederek,

alınan render görüntülerinde gerçek

projedeki görüntünün elde edilebilmesinin

de bu sayede olanaklı hale geldiğini

dile getirdi. Yanı sıra Öz, ürünlerin montaj

ölçülerinin, materyal bilgilerinin ve teknik

detaylarının 3 boyutlu model üzerinde yer

alması sebebiyle, projeye teknik olarak

da uygunluğun ölçülebilmesinin bu sistemle

mümkün olduğunu sözlerine ekledi.

90

Yapı Malzeme Ağustos 2020



SEREL Seramik Fabrikası

Sektörel

“TSE Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi” sahibi oldu

SEREL, Manisa’da bulunan Seramik Fabrikası ile “TSE Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi”

almaya hak kazandı. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından verilen, Sanayi ve

Teknoloji Bakanlığı iştiraklerince yapılan denetlemeler sonucu belgeyi almaya layık görülen

SEREL, Ege Bölgesi ve kendi sektörü içerisinde bu belgeye sahip ilk kuruluş oldu. Belge,

Sanayi, Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ve TSE Yönetim Kurulu Başkanı

Prof. Dr. Adem Şahin tarafından Elginkan Topluluğu’nun İcra Meclisi Başkanı Gaye Akçen’e

takdim edildi. Takdim töreninde Sanayi, Teknoloji Bakanlığı İl Müdürlüğü Temsilcileri, TSE

Ege Bölgesi Yöneticileri ile Elginkan Topluluğu Yönetim Kurulu Üyeleri de hazır bulundu.

2015 yılında gümüş iyon kullanarak tüm

vitrifiye ürünlerini kir tutmayan teknolojilerle

buluşturan SEREL, Manisa’da bulunan

SEREL Seramik Fabrikası ile kendi

sektöründe ve Ege Bölgesinde bir ilk olarak

“TSE Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi”

almaya hak kazandı. Belge, Elginkan

Topluluğu’nun İcra Meclisi Başkanı Gaye

Akçen’e Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı

Hasan Büyükdede ve TSE Yönetim

Kurulu Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin

tarafından takdim edildi. Takdim törenine

Sanayi, Teknoloji Bakanlığı İl Müdürlüğü

Temsilcileri, TSE Ege Bölgesi Yöneticileri

ile Elginkan Topluluğu Yönetim Kurulu

Üyeleri de katılım gösterdi.

Bakan Büyükdede: Çalışanların

sağlığı kırmızı çizgimiz

Takdim töreninde konuşan Sanayi ve Teknoloji

Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede,

30 yılı aşkın süredir seramik gereçleri

üretimi yapan SEREL’in, aynı zamanda

çevreye saygılı üretim yaptığını ifade ederek

“Serel, sektörünün değerli bir markası.

Bu değeri de insan ve çevre dostu ürünler

üreterek, değerli ve sınırlı kaynakları boşa

harcamadan su ve enerji tasarrufu sağlayarak

gerçekleştiriyor. Salgın ortamında

güvenilir ve hijyenik üretim standartlarına

uygunluğun belgelendirilmesi için enstitümüze

başvuran Serel Seramik Fabrikası’nı

kılavuzumuza göre denetledik. Bu

kapsamda; Matel Hammadde Sanayi ve

Ticaret ve Anonim Şirketi Serel Seramik

Fabrikası “COVID-19 Güvenli Üretim Belgesi”

almaya hak kazandı. Sektöründe

ilk TSE ÇİFT YILDIZ belgesini alan kuruluşumuza

güvenli üretim belgemiz hayırlı

uğurlu olsun.” dedi.

Hasan Büyükdede, hükümetimizin küresel

pandemi ilan edilen yeni tip koronavirüse

karşı ilk günden itibaren etkin politikalarla

başarıyla mücadele ettiğini söyledi. Sanayi

ve Teknoloji Bakanlığı olarak salgın

döneminde önceliğin her zaman emekçiler

olduğunu belirten Hasan Büyükdede

şu sözleri sarf etti: “Reel sektördeki paydaşlarımızla

yakın iş birlikleri kurarak olası

mağduriyetlerin önüne geçtik. Üretimde

devamlılığı sağlayacak uygulamaları hayata

geçirirken çalışanların sağlığı kırmızı

çizgimiz oldu.”

Türkiye’nin 180 milyar dolarlık ihracatının,

yüzde 90’ından fazlasını sanayi ürünlerinin

oluşturduğunu vurgulayan Büyükdede,

bu sağlam altyapıyı salgın sürecinde

de en iyi şekilde muhafaza etmenin

gayreti içerisinde olduklarını beyan etti.

Büyükdede, “Bu kapsamda Covid-19 ile

mücadele etmek, sanayi kuruluşlarımızda

çalışanların, ilgili paydaşların sağlığını

korumak, üretimde devamlılığı sağlamak

için Türk Standartları Enstitümüzün liderliğinde,

“TSE COVID-19 Hijyen, Enfeksiyon

Önleme ve Kontrol Kılavuzu” hazırladık.

Kılavuzla; kuruluşların enfeksiyon önleme

ve kontrol prosedürleri hakkında bilgi

sahibi olmasını amaçladık. Çalışanların,

ziyaretçilerin, tedarikçilerin, daha doğrusu

tüm paydaşların sağlığını gözettik. Firmalara

yüksek maliyetler yüklemeden, basit,

ama etkili tedbirler alınmasını önerdik.

Kılavuzumuz, firmalara salgınla mücadele

ederken yol göstermekle kalmadı; aynı

zamanda salgın sonrası dönemin ihtiyacı

olan, firmaların güvenilir ve hijyenik üretim

standartlarına uygunluğunun belgelendirilmesini

de sağladı. Kılavuzumuz ve güvenli

üretim belgemiz ile “güven” kavramını

her türlü ekonomik faaliyetin merkezine

yerleştirmenin peşindeyiz. Belgelendirme

faaliyetlerimiz kuruluşlarımıza uluslararası

arenada büyük katkılar sağlıyor, firmalarımızın

iç ve dış pazarlara ulaşmasına yardımcı

oluyor. Sanayi tesisleriyle başladığımız,

hizmet sektörü ile devam ettirdiğimiz

güvenli üretim ve güvenli hizmet belgesi

ve kılavuzunu başka sektörlere de yaymayı

planlıyoruz.” İfadelerinde bulundu.

TSE standartlarında sağlık ve

ekonomik denge esası

TSE Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr.

Adem Şahin de konuşmacı olarak katıldığı

törende TSE “COVID-19 Hijyen, Enfeksiyon

Önleme ve Kontrol Kılavuzu” ile

standartizasyon modelinin nasıl geliştirildiği

ile ilgili bilgi verdi. Covid-19 öncesinde

bu tip salgın dönemlerine ilişkin hijyen ve

yönetim sistemleri standartında 30 civarı

belgenin halihazırda mevcut olduğunu

söyledi.

92

Yapı Malzeme Ağustos 2020



Ev almak isteyenlere kritik uyarı

“Elinizi çabuk tutun, hem sıfır hem de

ikinci el konut fiyatları yükselecek”

94

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Proje

Selahattin Uslu / Integra Yapı Yönetim Kurulu Başkanı

2019 yılında dibe vuran

konut satış rakamları

sonrasında çok sayıda

firma ve müteahhit

konut üretimine ara

vermiş, satılamayacağı

endişesi ile çok sayıda

yeni konut projesi rafa

kaldırılmıştı. Konut

kredisi faiz oranları

düşünce, bir anda

artan konut talebi ile

stoklar hızla erirken

konuta talebin artması

ile ev fiyatları yükselişe

geçti.

Integra Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin

Uslu yapmış olduğu değerlendirmesinde

konut almak isteyenlere acele

etmeleri yönünde tavsiyede bulunarak,

zammın gerekçesi olarak imalat maliyetlerinin

henüz fiyatlara yansımadığını

açıkladı. Birinci el konut fiyatları için yapılacak

olan tüm zamların dolaylı olarak

ikinci el konut fiyatlarını da etkileyeceğini

belirten Uslu, gayrimenkul sahibi olmak

isteyen kişilere biran önce ev almaları yönünde

tavsiyede bulundu.

ARTAN MALİYETLER SATIŞ Fİ-

YATLARINA YANSIMADAN KONU-

TUNUZU ALIN!

Yakın gelecekte gayrimenkul fiyatlarının

yükselişe geçeceğini öngördüklerini belirten

Uslu, olası yükselişin nedenlerini

sıraladı: ‘Düşen konut kredisi faiz oranları

sonrasında konuta olan talebin büyük bir

hızla artması, yeni konut üretiminin düşmesi

ve buna bağlı olarak konut arzının

artan talebe rağmen düşük kalması, inşaat

maliyet endeksi rakamlarının yükselmesi,

konut stokunun tükenmesi ile yeni

maliyet ile üretilen konutların satışa sunulması,

düşen konut satışı sonrasında

evini satamayan kişi ve kurumların fiyatları

zarar edecek kadar düşürmesi, konuta

talebin artmasından sonra bu fiyatların

yine normal seviyelere çekilmesi.’

KONUT FİYATLARI ARTMADAN

GÜNCEL FAİZLERLE KONUT KRE-

DİSİ KULLANMAK MANTIKLI

Ekonomik veriler incelendiğinde konut

kredisi faizlerinde büyük oranlarda indirimlerin

gerçekleşmesi beklenmez iken

konut fiyatları her ay daha da yükselişini

arttırıyor. Konut fiyatları artmadan güncel

faizlerle konut kredisi kullanmak mantıklı

olabilir.

NORTHLAND ANKARA’DA ZAM

YAPMADIK

Yoğun talebi geri çevirmemek adına bu

kampanyayı devreye aldıkları müjdesini

veren Integra Yapı Yönetim Kurulu Başkanı

Sayın Selahattin Uslu ,“Konut sahibi

olmak isteyenler için sürpriz yapmaya devam

ediyoruz. Alıcı ve yatırımcılarımızın

isteklerini geri çevirmemek tüketicinin yükünü

hafifletmek için faizsiz şirket bünyesinde

taksitlendirme olanağı sunan kampanyalar

başlattık konut almanın artan

maliyetlere rağmen fedakar kampanyalar

sayesinde en cazip dönemini yaşadığını

vurgulayarak, Konut almak hiç bu kadar

kolay olmamıştı. Ben hep şu dönemde

konut almanın tam vakti olduğunu söylüyordum.

Bu kampanya ile ev almanın

cazibesi daha da artmış durumda. İnsanlara

sadece oturumluk değil, aynı zamanda

yatırımlık önemli bir fırsat sunuluyor.”

dedi.

Ülkemizin içinde bulunduğu konjonktüre

ve artan inşaat maliyetlerine Northland

Ankara projemizde, taşın altına elimizi

koyuyor kendi gelirimizden fedakârlık

ederek finans maliyetinin önemli bir kısmını

üstleniyoruz. İntegra Yapı bünyemizde

geliştirdiğimiz finansman yöntemleri

aracılığıyla Türk gayrimenkul sektörüne

destek vermeyi sürdürüyoruz.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 95


“Yeni projelere imza atmak için

değerlendirmelerimizi yapmayı

sürdüreceğiz”

“Daha iyi bir gelecek için ne yapabiliriz?” düşüncesiyle yol almayı misyon edindik. Bu

misyonla, çağın şartları doğrultusunda toplumun değişen beklenti ve ihtiyaçlarına yanıt

verebilmek adına sürekli yenilenen ve ileri teknolojiyle modern mimarinin buluştuğu

yapılara imza atan, kalite odaklı bir şirket olmak için var gücümüzle çalıştık ve çalışmaya

da devam edeceğiz.”

Kent mimarisine estetik ve yaşama değer

katan projelerle 1992 yılından bu yana inşaat

sektöründe faaliyet gösteren Şua İnşaat,

içerisinde bulunduğumuz salgın döneminde

de faaliyetlerine ara vermeden

devam ediyor. İstanbul Anadolu yakasında

gerçekleştirdiği Elite Concept Projesi

ile sektörde büyük yankı uyandıran firma,

önümüzdeki dönem için yeni projelerini de

hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Şua İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Nimetullah

Kaya ile Elite Concept Projesi

hakkında merak ettiklerimizi ve önümüzdeki

döneme dair planlarını konuştuk.

‘Elite Concept Projesi’nin planlama,

uygulama ve nihayet satış süreçleri

hakkında kısaca neler söylemek

istersiniz?

“Yaşamın merkezinde, İstanbul’un ortasında”

yepyeni ve elit bir konsept söylemiyle

hayata geçirdiğimiz Elite Concept,

24 katlı 3 blokta 1+1’den 4+1’e kadar çeşitli

büyüklük ve özellikte 785 konut, 26

ticari ünite ve sosyal yaşam alanlarından

oluşuyor. Çizgisi, ayrıntısı ve dokusuyla

zamanın ötesine geçen bir mimariye sahip

olan Elite Concept, özel cephe yapısıyla

Kadıköy’ün siluetine değer katacak bir tasarım

olarak ön plana çıkıyor. Bir yanda

adalar, deniz ve tarihi yarımadanın göz

alıcı siluetini diğer yanda Çamlıca’yı gören

İstanbul’un dört bir yanına hâkim manzarasıyla

dikkat çeken Elite Concept, yüzde

90 cam panoramik cephe mimarisiyle bu

manzarayı kesintisiz olarak izleyebilmeyi

mümkün kılıyor. İstanbul’daki yüksek katlı

projelerde eşine az rastlanır şekilde dairelerin

etrafını çepeçevre saran balkonlarıyla

da farklılaşan Elite Concept, bu sayede

sakinlerine hava alma ve gelen güneş ışığını

kırarak manzarayı kusursuz bir şekilde

izleme fırsatı sağlıyor. Tüm blokların

teslim edildiği ve yaşamın başladığı Elite

Concept’in yüzde 80’i satılmış durumda.

Özellikle 1+1 dairelerimiz yatırımcılar

başta olmak üzere yalnız yaşayanlar, iş

insanları, üniversite öğrencileri ve yeni evli

çiftlerden yoğun ilgi görürken, 2+1 dairelerimiz

hem yatırımlık hem

de oturumluk ev sahibi olmak

isteyenler tarafından

tercih ediliyor. 3+1 dairelerimiz

ise kalabalık ve

çocuklu ailelerin yanı sıra

geniş daire sevenlerin beğenisini

topluyor.

Nimetullah Kaya / Şua İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı

Enerji verimliliği

noktasında projenizde

ne gibi uygulamalar

mevcut?

Konut üretimini teknik bir

mühendislik çalışmasından

öte, çevreye ve yaşama

değer katan sosyal bir olgu

olarak görüyoruz. Odak

noktasına insanı koyarak

her adımında hassas kararlarla

yol alan bir şirket

olarak, enerji ve su tasarrufundan

özenle tasarlanmış

geniş peyzaj alanlarına

kadar her alanda doğaya

dost uygulamalara imza

atıyoruz. Şua İnşaat olarak,

doğayı korumaya ve iyileştirmeye

yönelik tedbirleri

projeleri planlama aşamasında

belirliyor ve attığımız

her adımda bu sosyal sorumluluk anlayışla

hareket ederek gelecek nesillere sürdürülebilir

yapılar bırakmayı hedefliyoruz. Son

olarak Kadıköy Fikirtepe’de hayata geçirdiğimiz

Elite Concept projemizde de bu

bilinçle hareket ettik. Akıllı telefon ya da

tabletlerle internet bağlantısı üzerinden

kontrolü sağlanabilen akıllı ev konseptiyle

hayatı kolaylaştıran projemizi çevreci

bir anlayışla planladık. Elite Concept’teki

tüm peyzaj alanlarının sulaması ve klozet

rezervuarlarında kullanılacak su ihtiyacı;

banyo, mutfak ve lavabolarda kullanılan

sular ve yağmur sularının arıtılmasıyla elde

edilen gri su arıtma sistemiyle gerçekleştiriliyor.

Ayrıca ortak alanların aydınlatma ve

sıcak su ihtiyacı için de güneş panelleri sayesinde

güneş enerjisinden yararlanılıyor.

Bu uygulamalar sayesinde elde edilecek

tasarrufla, işletme maliyetlerini minimuma

düşürmeyi ve aidatları azaltmayı hedefledik.

Ayrıca projemizde, modern zamanların

Babil Kulesi olarak adlandırılan Dubai’deki

Burj Al Khalifa ve dünyanın en yüksek kulesi

olmaya hazırlanan Cidde’deki Jeddah

Tower gibi prestijli projelerde kullanılan

Amerikan menşeli Guardian markasının

reflekte camlarını tercih ettik. Güneşe karşı

yüksek performanslı koruma sağlayan

bu özel camlar, daire içlerinde ısı ve morötesi

ışık artışına neden olabilecek güneş

enerjisini en aza indirirken, her türlü uygulama

için görünür ışık iletimini ise maksimum

noktaya çıkarıyor.

96

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Proje

Ortak alanlarda konut sahipleri

için ne tür imkân ve kolaylıklar

bulunuyor?

Yüzde 75’ini sosyal donatı ve peyzaj

alanlarına ayırdığımız Elite Concept’in

sosyal tesisleri içinde; kapalı havuz, sauna,

buhar odası, fitness center, cafe, süs

havuzları, koşu ve yürüyüş parkurları,

çarşı otoparkı ve kapalı otopark yer alıyor.

Projemiz ayrıca bölgenin kendi içerisinde

açık teras bahçeleri bulunan ilk projesi

olma özelliğini taşıyor. Blok zeminlerinde

yer alan çarşı caddedeki mağazaları ise

giyimden gıdaya, eczaneden markete,

banka şubelerinden ATM’lere kadar tüm

önemli ihtiyaçlara yanıt verecek şekilde

tasarladık.

Elite Concept’ten konut sahibi

olmak isteyenlere nasıl bir

kampanya sunuyorsunuz?

Şua İnşaat olarak konut alımını kolaylaştırmak

adına cazip kampanyalar geliştirerek

sektörün, genel ekonominin,

istihdamın ve tüketicilerin yararına olacak

her türlü adımı atıyoruz. Son olarak ise

pandemi sonrası normalleşme sürecinin

başlamasıyla birlikte ülke ekonomisine

ve gayrimenkul sektörüne destek vermek

amacıyla kamu bankaları öncülüğünde

başlatılan yeni konut kredisi kampanyasına

biz de destek veriyoruz. Kampanya

kapsamında; 0,64’lük cazip faiz oranı,

yüzde 10 peşinat, 12 aya kadar ödemesiz

dönemi olan 15 yıla varan uzun vade

fırsatı sunuyoruz.

Önümüzdeki döneme dair, Türkiye

ya da yurtdışında yeni yatırımlarınız/

projeleriniz olacak mı?

Projelerimizi ağırlıklı olarak İstanbul’da

hayata geçiriyoruz. Ancak ilerleyen dönemlerde

geleceği olan lokasyonlarda

yeni projelere imza atmak için değerlendirmelerimizi

yapmayı sürdüreceğiz. Şu

an proje aşamasında olan çalışmalarımızı

ilerleyen dönemde kamuoyuyla paylaşmayı

planlıyoruz.

Şua İnşaat’ın yakın, orta ve uzun

vade hedefleri arasında neler var?

Şua İnşaat olarak yola çıktığımız ilk günde

hedefimizi belirledik ve her zaman

“Daha iyi bir gelecek için ne yapabiliriz?”

düşüncesiyle yol almayı misyon edindik.

Bu misyonla, çağın şartları doğrultusunda

toplumun değişen beklenti ve ihtiyaçlarına

yanıt verebilmek adına sürekli

yenilenen ve ileri teknolojiyle modern

mimarinin buluştuğu yapılara imza atan,

kalite odaklı bir şirket olmak için var gücümüzle

çalıştık ve çalışmaya da devam

edeceğiz.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 97


Fuzul Yapı Başakşehir’de

10’uncu projeye başlıyor

Emlak Konut GYO tarafından düzenlenen 800 milyon liralık ihaleyi alan Fuzul Yapı ve

Fuzul Gayrimenkul, 48 bin 674 metrekarelik alanda bölgedeki 10’uncu projesine başlıyor.

98

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Proje

Fuzul Holding, İstanbul’un gözde

yaşam merkezi Başakşehir’in çehresini

değiştirecek projelere imza

atmaya devam ediyor. Fuzul Holding

iştiraklerinden Fuzul Yapı ve

Fuzul Gayrimenkul, Emlak Konut

GYO tarafından yapılan İstanbul

Başakşehir Kayabaşı 7. Etap ihalesini

kazandı. Emlak Konut GYO

ile sözleşme imzalayan Fuzul Yapı

& Fuzul Gayrimenkul’ün üstleneceği

projenin arazi büyüklüğü 48 bin

674 metrekare.

Başakşehir Şehir Hastanesi’nin

yanı başında inşa edilecek projenin

toplam inşaat alanı ise yaklaşık

121.000 metrekare olacak. Projede

yaklaşık 10 bin metrekarelik

park alanının yer alacağı öğrenildi.

Fuzul Holding Yönetim Kurulu Başkanı

Mahmut Akbal, konuyla ilgili

bölgedeki yeni projeleriyle yine

ilklere imza atacaklarını ve yine

yatırımcılara kazandıracaklarını

vurguladı. Bugüne kadar 7 binin

üzerinde konut ve ticari ünite geliştirdiklerinin

bilgisini veren Akbal,

bu projemizle hem İstanbul’umuza

hem de Başakşehir’imize değer

katmaya devam edeceğiz.” dedi.

Bugüne kadar Başakşehir’de Bizimevler,

Kent Neriva, Kent Ariva, Kent Evila, Olimpa

AVM, Olimpa Park Plus, Vadiyaka, 3.

Mahmut Akbal / Fuzul Holding Yönetim Kurulu Başkanı

İstanbul Başakşehir ve Başakcity projelerini

hayata geçiren Fuzul Yapı, 10. projesi

ile de bölgede lider geliştirici rolünü devam

ettirmeyi hedefliyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 99



YENİ ÜRÜNLER

BANYO & SERAMİK

Roca

Geberit

Serel

AHŞAP PARKE

Design Floor

İKLİMLENDİRME

Mitsubishi

Buderus

YALITIM

Hekim Board

KAPI & PENCERE

Asaşpen


Roca Inspira serisi banyoları tasarım alanına dönüştürüyor

Banyo alanları için armatür, lavabo, klozet ve duş sistemleri gibi

yenilikçi çözüm önerileri sunan Roca, Inspira serisi vitrifiye ve mobilya

koleksiyonu ile her stilde banyoya uyum sağlayan tasarımlar

sunuyor. Banyo alanlarının tüm unsurlarını uyumlu bir şekilde

birleştirmeyi hedefleyen tasarımcılara ilham verecek seri; zarafet,

hafiflik, dayanıklılık ve konforu bir araya getiriyor. Seride yer alan

ürünlerin çeşitliliği farklı nitelikteki banyo

tasarımlarına kolaylıkla entegre edilebildiğinden,

dekorasyonda yaratıcı çözümler

arayanların hayatını kolaylaştırıyor.

duvarlı tasarımıyla dikkat çeken lavabolar, bir heykele dönüşerek

banyo alanlarına estetik katıyor. Inspira serisinde yer alan lavaboların

ince duvarları çok daha az hammadde kullanıldığı için oldukça

hafif. Hafifliği ve mukavemeti birleştiren Fineceramic®, seramiğin

ağırlığını da %40 oranında azaltıyor.

Fineceramic® ile farklı şekillerde

tasarım imkanı

Banyo alanları için güçlü performans

gösterecek olağanüstü hafiflikte kompakt

malzemeler geliştirerek, Inspira

serisini hayata geçiren Roca, seri ile

standartları da farklı bir boyuta taşıyor.

Standart seramiklerde daha önce düşünülmeyen

sofistike tasarım detaylarına

ve şekillerine izin veren Fineceramic®

materyalinin kullanıldığı Inspira serisi,

dayanıklılıktan ödün vermeden banyo

tasarımının olanaklarını dönüştürmesiyle

öne çıkıyor.

Heykele dönüşen lavabolar

Fineceramic®’in güçlü mukavemeti ile

yumuşak ve tekdüze iç yüzeylere sahip

hassas, yalnızca 5 mm kalınlığında ince

Banyolarda kişisel tasarıma hazır mısınız?

Geçtiğimiz yılsonunda üç farklı banyo serisi ile Türkiye’de

de vitrifiye pazarına giriş yapan İsviçreli sıhhi tesisat

devi Geberit, fonksiyonel bir yapıyı ince hatlarla

birleştiren Smyle ile yalınlığa ve esnek tasarıma vurgu

yapıyor. Geberit Smyle banyo serisi; modüler üniteleri,

neme dayanıklı mobilyası, geniş depolama alanları,

antrasit kum, gri, beyaz ve Amerikan cevizinden oluşan

zarif renk alternatifleriyle zamansızlık algısı yaratan minimal

stilin en iyi örneklerinden birini sunuyor.

Modüler mobilyalarla tasarımı siz

detaylandırın

Geberit, Smyle banyo serisi ile lavabolara uyumlu şekilde

tasarlanmış, kıvrımları titizlikle devam eden bir

banyo mobilyası yelpazesi tanımlıyor. Oval ve kare

tasarımlı ince ve dar kenarlı lavabolarıyla kullanıcıya

farklı alternatifler sunan Geberit Smyle banyo serisindeki

modüler mobilyalar pek çok farklı şekilde dizayn

edilebiliyor ve bu niteliğiyle kullanıcısına büyük bir özgürlük

alanı tanıyor. Mobilyalar, büyük ya da küçük her

ebattaki banyoda arzu edilen ölçüde kombinlenebiliyor.

Serinin yüksek kalite antrasit çekmece içleri geniş saklama

alanları oluştururken standart olarak yavaş kapanma özelliğiyle

de banyoları sessizliğe davet ediyor. Opsiyonel düzenleme

kutuları sayesinde çekmecelerdeki alanı ideal şekilde düzenleme

olanağı tanıyan Smyle’ın havlu askısı ve duvar rafı sistemleri

de banyoları aksesuarlarla güçlendiriyor. Serinin materyali cam

olan açık dolapları ile cam raflı kapalı boy dolapları ise Geberit’in

yaratıcı tasarımının yüzü oluyor. Geberit Option aydınlatmalı aynalar

ile uyumlu mobilyalar; antrasit, kum, gri, beyaz, Amerikan

cevizinden oluşan zarif renklerle minimal dekorasyon anlayışını

benimseyenlerin yüzünü güldürüyor.

4,5 litre ile yıkama imkanı veren Senya asma klozetle tamamlanan

Geberit Smyle, çevresel duyarlılığa sahip kullanıcılara da

büyük bir özgüvenle sesleniyor.

102

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Ürün

Yeniden keşfedilen klasik

DesignFloor’dan Balıksırtı parke

Günümüzde doğal kaynakların korunması

her zamankinden daha önemli hale

gelmişken, yapı sektöründe kullanılan

ağaç bazlı ürünlerin çevresel duyarlılığı

talepleri etkiliyor. Giderek azalan ağaç

çeşitlerini korumak adına çevreci zemin

çözümleri sunan DesignFloor; Hi-Tech

Laminat Parke, Lamine Parke, LVT

zemin kaplama ürün gamını şekillendirirken

bu farkındalıkla doğayı önceliğine

alarak benimsediği sürdürülebilirlik

politikalarıyla da yapı sektörüne yeni bir

dinamizm kazandırıyor.

DesignFloor’un sayısız renk ve çeşitteki

zemin çözümlerinin arasında en dikkat

çekeni kuşkusuz eski klasiğe yeni yaklaşımlar

getiren balıksırtı parkeler. Parke

plakalarının kenarlarının çapraz biçimde

bir araya getirilmesi ile oluşarak özel bir

zemin kaplama tarzı yaratan balıksırtı

serisi, tür olarak laminat parke sınıfına

giriyor. DesignFloor balıksırtı parkeler

ölçü olarak standart parkelerden daha

küçük, eski evlerde görmeye alıştığımız

balıksırtı desenli döşemelere göre ise

daha büyük bir ölçüde tasarlanarak özgün

bir tarzı yaşam alanlarına entegre

ediyor.

Mitsubishi Heavy Industries’den dizayn ödüllü Split Klimalar

Koronavirüs pandemisi sebebiyle kendimiz ve toplumun sağlığını

korumak adına günlerimizin büyük bir kısmını evde geçiriyoruz.

#Evdekal’dığımız şu günlerde çevremizdeki sahip olduğumuz

eşyaları incelemek ve çevremizi güzelleştirmek için normalden

daha fazla zaman bulduğumuz bir gerçek. Evlerimizde bulunan

her eşya gibi klimalarımızın da güzellik algımıza ve genel dekorasyonumuza

uyması önemli. Enerji verimliliği yüksek Mitsubishi

Heavy duvar tipi split klimalar ile evinizi serinletirken, odanızın

dekorasyonuna katkıda bulunabilirsiniz.

Klima gibi yüksek teknolojili cihazlar alırken doğal olarak önceliğimiz

klimanın teknolojik özellikleri, enerji verimliliği ve çevreciliği

gibi konular oluyor. Öncelikli olan bu kriterleri karşılamak

adına Mitsubishi Heavy Industries konsept mağazalarımızda

bulunan tüm klimalarımızda yeni nesil çevre dostu R32 Soğutucu

Akışkan kullanılarak daha çevreci ve enerji verimliliği yüksek

cihazları kullanıcı ile buluşturuyoruz. Tüm bu kriterlerin yanı sıra

evimizin dekorasyonunun bir parçası haline gelen klimalarımızın

estetik kaygılarımıza da cevap vermesi gerektiğini düşünüyoruz.

Tasarım ödüllü çizgileriyle dikkat çeken Mitsubishi Heavy split

klimalar, üstün Japon teknolojisi ve İtalyan estetiğini harmanlayarak

bir klimadan beklenebilecek tüm unsurları karşılıyor. Tasarımları

Milano’daki Tensa Slr endüstriyel tasarım stüdyosunda

gerçekleştirilen Mitsubishi Heavy split klimalar, Diamond serisinde

bulunan titanyum renk seçeneğiyle, renkli klima kategorisinde

de öne çıkıyor.

Zarif ve Eskimeyen

Tasarım

Zamana meydan okuyan

tasarımı, yumuşak geçişli

ve stil sahibi çizgileriyle

dikkat çeken Diamond

serisi klimalar her türlü

iç mekâna uyum sağlıyor.

2017 yılında ADE-

SIGN’da Gümüş Tasarım Ödülü kazanan bu klimalar, Japon teknoloji

devi Mitsubishi Heavy Industries’e özgü alerjen temizleme

sistemi sayesinde soluduğunuz havayı temizliyor. Hava filtrelerinin

kendi kendini temizleme özelliği ile de filtre değiştirme ya

da temizleme gibi ek işlemlerle uğraştırmadan cihaz iç aksamının

her zaman temiz kalmasını sağlıyor. Trend (ZSP), Premium

(ZS), Diamond (ZSX), yüksek kapasite ihtiyaçlarına cevap veren

ZR ve ZM olmak üzere beş farklı modelin bulunduğu split klima

serisinde kullanıcı dostu özellikler ön plana çıkıyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 103


Buderus uzmanlığından yeni nesil yoğuşmalı kombi:

Buderus Logamax GB122i W!

Isıtma sistemleri uzmanı Buderus’un yeni nesil duvar tipi yoğuşmalı

kombisi Logamax plus GB122i W daha verimli, güvenli, estetik

ve kompakt boyutları sayesinde en küçük yaşam alanlarına

bile uyum sağlıyor.

Yüksek verimli, güvenilir ve kompakt

Logamax plus GB122i W sınıfının en yüksek standartlarına sahip

1:10 geniş modülasyon aralığı ile ısıtma ihtiyacına uyacak

şekilde kendini uyarlıyor ve bu sayede daha verimli çalışıyor.

Logamax plus GB122i W, 30 kW’a kadar sıcak kullanım suyu

çıkışıyla evlerde her zaman yeterli sıcak suyun bulunmasını sağlıyor.

Pratik ve yeni nesil tasarım

Gelişmiş, kompakt ve sağlam tasarımı, Logamax plus GB122i’

nin bulunduğu ortama şık bir şekilde uyum sağlamasını sağlarken,

kompakt boyutlarıyla en dar alanlara bile monte edilebiliyor.

36 kilogramdan daha hafif olan GB122i W pratik montaj imkanı

da sağlıyor.

Verimli işletim sayesinde enerji tasarrufu

Logamax plus GB122i, net ve arkadan aydınlatmalı LCD ekrana

sahiptir. Logamatic TC100 ile birlikte kullanıldığında, sistem mahal

ısıtma verimlilik sınıfı A+’ya yükselir. Bu sayede enerji tasarrufu

artar, doğalgaz faturalarında tasarruf sağlanır.

TC100 Oda Kumandası ile kombilere akıllı dokunuş

Buderus’un akıllı teknoloji ürünü Buderus Logamatic TC100 oda

kumandası, sadece kombiyi uzaktan çalıştırmakla kalmıyor; kendiliğinden

öğrenme ve otomatik yer belirleme özellikleri sayesinde,

ısıtma sisteminin en

iyi şekilde kullanılmasına

ve enerji tasarrufuna yardımcı

oluyor. Buderus’un

akıllı oda kumandası;

mobil telefona ya da tablet

bilgisayara yüklenen

bir uygulamayla kombiyi,

istenilen yerden ve istenilen

anda açıp kapatabiliyor.

Bu mobil uygulama sayesinde

ev ya da iş yerlerindeki

Buderus kombiler,

kilometrelerce uzaktan

bile istenilen ortam sıcaklığına

ayarlanabiliyor.

Böylece ihtiyaç kadar ısı

üretilirken, hem yakıt tasarrufu

hem de ısınma

konforu bir arada sağlanıyor.

HekimBoard Ceviz Ağacı Desenli Levhalar

sahiptir. 1250x2500 mm ve 1250x3000 mm ebatlarında üretilen

levhalar; 8, 10 ve 12 mm kalınlık seçeneklerine sahiptir. 12 mm

kalınlıktaki levhalar fugalı ve lamba zıvanalı olarak işlenebilmekte

ve projelerde tasarıma katkı sağlarken başarılı teknik detay

çözümleri oluşturmaktadır. Mekanik montaj uygulaması, termin

süresinin kısalığı ve montaj kolaylığı ile yapıların vazgeçilmez

ürünü olmaya devam etmektedir.

Hekim Yapı A. Ş. tarafından üretimi gerçekleştirilen HekimBoard

markalı Ceviz Ağacı Desenli Levhalar; A1 sınıfı yanmazlık özelliği,

farklı kalınlık ve ebatlarda üretilmesi, işlenebilme özelliği ile

yapılarda tercih sebebi olmaktadır. Levhalar; ahşabın sıcaklığını

tasarımlarda özgün bir şekilde yansıtırken, bakım gerektirmemesi,

sudan etkilenmemesi, değişen iklim koşullarında güvenle kullanılmasını

sağlamaktadır. Her türlü yapıda dış cephe, iç cephe

zemin kaplaması gibi alanlarda kullanılmasının yanı sıra; dekorasyon,

tavan kaplaması, saçaklar, çiçeklikler, panolar, payandalar,

yangın merdiveni etrafı gibi farklı kullanım alanlarına da

104

Yapı Malzeme Ağustos 2020


Ürün

Fonksiyonel detaylar akıllı verimlilikle buluştu

SEREL Sapphire vitrifiye serisi

lavabolar ve asma klozetlerden oluşan Sapphire

serisi; yuvarlak ve kıvrımlı hatları ve fonksiyonel

nitelikleriyle banyoları yeni nesil yaşam alanlarına

dönüştürüyor.

Fonksiyonel, estetik, çevre dostu ve hijyeni önceleyen inovatif

teknolojiler tasarım üstünlüğüyle birleştiğinde ortaya SEREL

ürünleri çıkıyor. Tezgâh üzeri, etajerli, çift hazneli veya monoblok

Akıllı banyolarda hijyen etkisi

Sapphire serisindeki asma klozetler, geleneksel

klozetlere oranla yüzde 35 su tasarrufu sağlayarak

banyolardaki akıllı verimliliğin temsilcisi

oluyor. SEREL’in PureWash teknolojisini entegre

ettiği klozetler, suyu yönlendirebilme özelliği

ile tüm iç yüzeyleri son derece hassas bir dağılımla

temizleyebiliyor. Kullanıcı dostu Sapphire

serisinde kullanılan klozetler, hijyeni ve çevresel

sürdürülebilirliği ön planda tutan kullanıcıların ilgi

odağı haline geliyor. Sadece 4,5 litre su ile tam

fonksiyon sağlayan Sapphire serisi asma klozetler,

SEREL’in sektöre kazandırdığı kir tutmayan

gümüş iyon yüzey teknolojisine sahip Hygiene

Plus uygulamasıyla uyum sağlayabiliyor.

Yavaş kapanma özelliği sunan SEREL SilentClose

ve son derece pratik, kolayca çıkarılıp takılabilen

SEREL Easy Release klozet kapakları,

Sapphire asma klozetlerle mükemmel uyum sağlıyor. Bu adaptasyon,

klozet temizliğini kolaylaştırdığı için kullanıcı gereksinimlerini

tatmin edici bir biçimde karşılıyor.

ASAŞPEN’den yüksek performans ve yalıtım sağlayan

Inova sürme kapı ve pencere sistemi

Yeni nesil yalıtımlı Inova PVC Sürme Kapı ve Pencere Sistemi,

benzer sistemler arasında en yüksek performans ve yalıtımı

sağlıyor. Sızdırma ve rüzgâra karşı koruma özellikleri sayesinde

yüksek ve büyük yapılarda güvenle kullanılabilirken şık tasarımı

ile de öne çıkıyor. Inova Sürme Kapı ve Pencere Sistemi ile

veranda ile bahçe, salon ile teras gibi alanlar birleştirilerek modern

ve konforlu yaşam alanları oluşturulabiliyor. Yaşam alanlarına

değer katan Inova, 147 mm kasa, 76 mm kanat genişliği ve

montaj kolaylığı sayesinde her yapıya rahatça uygulanabiliyor.

Inova ürününe özel tasarlanan aksesuarlar sayesinde ağır kanatlarda

bile pencere kolunun rahat kullanımıyla kanadın yukarı

kaldırılmasına gerek olmadan kolay ve dengeli açma olanağı sunuyor.

Pencerenin ispanyoleti

üzerindeki pimler,

özel anahtar ile hava ve

iklim şartlarına göre ayarlanabiliyor.

Ayrıca farklı

kalınlıklardaki cam seçenekleri

ile istenilen yalıtım

sağlanabiliyor. Bu yıl

Avrasya Kapı ve Pencere

Fuarı’nda beğeniye sunulan

ve katılımcılardan tam

not alan Inova ürünü, iç

ve dış tarafında bulunan

özel tasarımlı contalar ile

yüksek ısı ve ses yalıtımı

sağlıyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2020 105




Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!