Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kalıp Uzmanı.
Zorlu geometrilerde en hızlı
ve güvenli çözüm.
Türkiye’nin ve dünyanın en önemli köprü ve viyadük projelerinde yer
almanın gururunu yaşıyoruz. Doka kalıp ve iskele sistemlerini
seçtiğiniz için teşekkür ederiz.
/ @DokaKalipIskele / Doka Turkey
/ dokakalipiskele
/ dokakalip
/ doka kalıp ve iskele
İstanbul I T 0 262 751 50 66 I T 0 262 751 50 05 I turkiye@doka.com www.doka.com/tk
Kömürhan Köprüsü / Elazığ
Nissibi Köprüsü / Adıyaman
Osmangazi Köprüsü / İzmit
Eyiste Viyadüğü / Konya
editör
VOLİ FUAR HİZMETLERİ A.Ş.
adına
İMTİYAZ SAHİBİ
Hüseyin Ferruh Işık
Sorumlu Müdür
Mustafa Aktaş
mustafa.aktas@voli.com.tr
Reklam Müdürü
Hakan Girgin
hakan.girgin@img.com.tr
Yayın Editörü
Tarık Oral
tarik.oral@img.com.tr
Grafik Tasarım
Cüneyt Er
cuneyt.er@voli.com.tr
Sosyal Medya Koordinatörü
Tuğba Dilek
tugba.dilek@voli.com.tr
Finans Müdürü
Mustafa Aktaş
mustafa.aktas@img.com.tr
Abone
Zekeriya Aydoğan
zekeriya.aydogan@voli.com.tr
CTP - Baskı
Milsan Basın Sanayi
İnönü Mahallesi.
Muammer Aksoy Cad.
Dere Sk. No:70
Küçükçekmece - İSTANBUL
Dönüşmeden
değişmek
birinci vazifemiz
Koronavirüs salgınının ilk günlerinde yaz ayları normale dönüş ya da ‘Yeni Normal
Dönem’ için işaret edilen bir zaman dilimiydi. Mevsimin son ayı olan Ağustos ayının
ilk günleri itibariyle artık Yeni Normal Dönemi de deneyimlemiş olduk. Bazı noktalarda
işler tam olarak istenilen şekilde ilerlemese de, biraz burun kıvırmakta birlikte
mevcut durumdan genel itibariyle bir memnuniyet söz konusu diyebiliriz.
‘Yeni Normal’ sektöre kendi alışkanlıklarını dayatarak ve biraz da zor kullanarak hızlı
bir şekilde yerleşmiş durumda. Bu hızlı geçiş sürecinde, sistemi komple gözden
geçirip köklü bir değişime adım atanlar, ufak tefek değişikliklerle durumu atlatmak
isteyenler ve bekle ve gör diyerek pasif bir yaklaşımı tercih edenler de hep birlikte
değişimin bir tarafında bulunmak zorunda kaldılar.
Sağlık noktasında alınan belli başlı tedbirler bir yana, üretim, satış ve satış sonrası
hizmetlerde gerçekleşen dönüşümler, sektörde daha kalıcı bir hal alacak gibi gözüküyor.
Bir çok şirketin sırtında hep bir kambur gibi duran dijitalleşme süreci ve bu
konuda biraz yavaş ilerleyen gelişmeler, artık acil ihtiyaçlar halini aldı. Bu noktada
şirketler artık daha hızlı hareket etmek zorunda olduklarını biliyorlar. Her ne kadar
alternatif yorumlara açık olsada, artık her şirket bu değişimin bir parçası olmak durumunda.
Henüz kimsenin tam olarak bir çerçeveye alamadığı bu zorlu döneme
adapte olmak zorunda.
Her kırılma ve değişim döneminin kendine has kayıp ve kazançları olduğu aşikar.
Tüm dünyayı gerek toplumsal ve gerek mental olarak belli bir değişimin arefesine
taşıyan bu salgın süreci, kendi ‘yenileri’ ve ‘normları’yla sektörümüzde de kendini
kabullendirmiş durumda.
Bizler bu ay, salgın sürecinin yeni aşamasında sektörün geliştirdiği refleksleri görmek
istedik. Üretimden - satış sonrası hizmetlere kadar sektörde gerçekleşen tüm
yenilikleri ele almaya çalıştık. Kısaca gördüğümüz şu ki; Müşteri ve son kullanıcıların
değişime olan yaklaşımları, şirketlerin geliştirecekleri yeni stratejileri açısından belirleyici
bir nokta...
Değişim her ne kadar insanoğlunun çok fazla arzu ettiği birşey olmasa da, yaşam
devam ettiği sürece, bizler de değişimin bir parçası olmaya devam edeceğiz...
Her zaman tekamülümüzü artıracak ve hayatımıza renk katacak yeni normallerimiz
olması dileğiyle...
Tarık Oral
Adres:
15 Temmuz Mahallesi
Bahar Caddesi Polat İş Merkezi
B Blok No:3 Kat:1
Güneşli - Bağcılar
İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 604 50 50
Faks: +90 212 604 50 51
REKLAM
İNDEKSİ
28 - KraTos Micro ile Betondaki Kılcal
Çatlaklara Son
ALDAĞ............................................................................. 77
ÇİMSA...............................................................................11
DAİKİN............................................104 – ARKAKAPAKİÇİ
DOKA KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ.ÖN KAPAKİÇİ – 1
E.C.A................................................................................ 89
FORM GROUP................................................................. 71
İNTEK KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ..................... 2 – 3
İZOCAM........................................................................... 41
KORDSA / KRATOS........................................................ 13
LAYHER İSKELE SİSTEMLERİ.................................. 8 – 9
NİMEÇATI........................................................................ 33
ÖZLER KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ.................... 6 – 7
PERİ KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ.........ARKA KAPAK
SARAY ALÜMİNYUM...................................................... 49
SARAY ALÜMİNYUM...................................................... 51
SERAMİKSAN................................................................. 85
SEREL.............................................................................. 91
SODEX’2020 ANKARA.................................................... 98
TMS KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ......................... 4 – 5
32 - Sancaktepe’deki Dev Pandemi
Hastanesine Viko kalitesi
35 - İZODER 27. Kuruluş Yılında
Yalıtım Sektörüyle Buluştu
40 - Şişecam’dan sektörde bir ilk daha
50 - Saray Selective ile Optimum Isı ve
Ses Yalıtımı
56 - Eğitimlere online devam
62 - Wilo’dan atık su transferi için yerli
üretim sistem
66 - Masdaf, Renovasyon Projeleri ile
Dünya Kaynaklarını koruyor!
79 - Daikin’den %100 Taze Hava
Çözümü
İÇİNDEKİLER
VESTEL............................................................................ 81
WARMHAUS.................................................................... 61
82 - Sürdürülebilir turizme, Geberit
imzası
“En ideal sağlık tedbirlerini alarak
verdiğimiz hizmete devam ettik”
“Her ne kadar salgın birçok sektörde olduğu gibi inşaat sektörünü de etkileyip
pazarı daraltmış olsa da tedarik zincirimizi, sevkiyatlarımızı müşterilerimizin talepleri
doğrultusunda en ideal şekilde sürdürdük. Şantiyelerde süpervizör ihtiyacı olması
durumunda, seyahat yasağı süresince şehir dışı şantiyelere uzaktan iletişim sağladık ve
gerekli yönlendirmeleri yaptık...”
Türkiye’de geldiği nokta hakkında
bilgi verir misiniz?
PERI, 1969 yılında Almanya’da şuan
artık aramızda olmayan 2009 yılında
kaybettiğimiz Artur Schwörer ve değerli
eşleri Bayan Christl Schwörer tarafından
bir aile şirketi olarak kuruldu ve tam
yarım asırdır kalıp ve iskele sektörünün
inovasyon gücü ve 1,6 Milyar Euro ciro
büyüklüğü ile de pazar lideri. 1969’da
Weissenhorn’da 6.000 m² büyüklüğünde
ilk fabrikasını kurarak işe başlayan PERI,
şuanda dünyanın 110 ülkesinde temsil
edilmekte, 70 kardeş şirketi, 160 deposu
ve 2500 mühendis, teknik eleman olmak
üzere toplam 9.500 çalışanı ile müşterilerine
hizmet vermektedir. 1986 yılında şu
an aramızda olmayan 8 yıl önce kaybettiğimiz
sayın Orhan Terzioğlu tarafından
kurulan irtibat bürosundan sonra, Türkiye
kardeş firmamız PERI Kalıp ve İskeleleri
San. Tic. Ltd. Şti. 1990 yılında %100
yabancı sermaye ile PERI grubu içinde
kurulan 9’ncu şirket olarak 33 yıldır Türkiye’de
de faaliyet göstermektedir.
Türkiye’de faaliyete başladığımız günden
itibaren sürekli yatırım yapmaya ve büyümeye
devam ettik. Aslında her biri büyük
emek, gayret, zaman ve uğraşla ve elbette
değerli müşterilerimizin bizlere verdiği
destek ve gösterdiği teveccühle hayat bulan
bu başarıları şuan İstanbul, Ankara,
Gaziantep ve Samsun’daki depolarımıza
ve yurtiçinde 7 yurtdışında 5 olmak üzere
12 bölge müdürlüğüne, toplam 66.000 m²
alana, 90 Milyon Euro’ya değere ulaşan
kira parkımıza ve 150 kişilik işinde uzman
kadroya ulaştırarak büyüme ve gelişme
olarak taçlandırdık, pekiştirdik. PERI Türkiye
olarak yurt dışında da bize bağlı ülkelerde
hizmet vermekteyiz. Azerbaycan,
Arnavutluk,Gürcistan ve Irak’taki mevcut
ofislerimiz başta olmak üzere Kosava,
İran, Türkmenistan, Afganistan, Tacikistan
ülkelerine de hizmet vermekteyiz.
Halil Karaca / PERI Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürü
1990 yılında yabancı sermayeyle kurularak
Türkiye’de tam faaliyete geçen PERI
Türkiye, tüm müşterilerinin güvenini kazanmış,
konusunda deneyimli ve bilgili
yetişmiş kadroları ile şantiyeler için en
ekonomik çözümleri sunmakta. Sürekli
ve artan bir şekilde yatırımlarını gerçekleştiren
firma sistemlerinin %50’ye varan
bölümünü Türkiye’de üretmekte.
PERI Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürü
Halil Karaca ile gerçekleştirdikleri
çalışmalar, yatırım planları ve tabi başta
salgına karşı aldıkları tedbirler olmak
üzere olmak üzere gündemdeki konuları
ele almaya çalıştık.
50 yılı aşkın zamandır faaliyetlerini
sürdüren PERI’nin dünyada ve
ALPHAKIT Ağır Yük İskelesi
ürününüzün özellikleri nedir?
ALPHAKIT Ağır Yük İskelesi maksimum
30 metre yüksekliğindeki projeler ve
27.75 metre açıklığındaki köprüler için
kullanılan bir ağır yük iskele sistemidir.
İdeal pim bağlantıları sayesinde gerçekleştirilen
hızlı montajın yanı sıra hafif profilleri
sayesinde ALPHAKIT sistem; kafes
kirişleri, iskele kuleleri ve yaya köprüleri
kurarken büyük verimlilik sağlamaktadır.
Çok sayıda cıvata bağlantısı içeren geleneksel
çözümlerin aksine, bağlantı pimleri
ALPHAKIT için ana bağlantı aracıdır.
Çoğu bağlantı iş yükünü önemli ölçüde
azaltan 2 adet montaj pimi ile yapılmaktadır.
Hafif profiller sayesinde kule ve kirişleri
önceden monte etmek için vinç gerkemez
ve dolayısıyla ergonomik profiller sayesinde
montaj sadece elle gerçekleştirilebilir.
Verimli bir ön montaj üç işçiyle sağ-
16
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Çözüm Ortağı
lanabilmektedir. Vinç sadece ön montajı
yapılan kulelerin ve kafes kirişlerinin yukarı
kaldırılıp uygun pozisyona getirildiği
son montaj için gereklidir. Bunun için de
küçük bir vinç kapasitesi yeterli olmaktadır.
ALPHAKIT Ağır Yük İskelesinin şuan
Türkiye’de kullanıldığı proje Çanakkale
Köprüsü Projesi’dir. Bu yeni ürün elle kurulabilen
hafif profillere rağmen 30 tona
kadar ayak taşıma kapasitesine sahiptir.
Tek sistemle hem ağır yük kulesi hem de
geniş açıklık geçilebilen makas kiriş imalatı
yapmak mümkündür.
Son katıldığınız fuarda tanıttığınız
ALPHADECK Panel Döşeme
Sisteminizin kullanım alanları ve
özellikleri nelerdir?
ALPHADECK alüminyum bir panel döşeme
sistemidir. Mayıs ayından itibaren
Türkiye’de bir şantiyemizde başarı ile kullanılmaktadır.
120x180-240 panel sistem
boyutları ve düşer başlıkları ile toplamda
3 adet ana bileşenle kalıplama yapmak
mümkündür. Bunlar teleskobik dikme&iskele,
düşer başlık ve paneldir. Diğer
alüminyum sistemlerden en önemli farkı
mahya olmamasıdır. Yani paneller direk
düşer başlığa kendiliğinden oturmaktadır.
Montaj için 3.50 m yüksekliğe kadar bir
vinç veya başka bir ek kurulum ekipmanı
kullanılmasını gerektirmez. 120x240’lık
panelle bir seferde sadece iki işçi yardımıyla
2.88 m2 lik bir kalıp alanı iskelesi,
panelleri, plywood’u v.b. kapatılmaktadır.
ALPHADECK, basit ve kolay kullanımı,
hızlı montaj ve hızlı söküme elverişli özellikleri
sayesinde şantiyedeki maliyetleri
önemli ölçüde azaltmaktadır. Diğer taraftan,
kullanımı güvenlidir ve projelerinizi
planlanan sürede tamamlamanızı kolaylaştırır.
Büyük boyutlardaki tekrar kullanılabilir
ve yüksek kaliteli alüminyum paneller
özellikle yüksek geri dönüşüm özelliğine
sahiptir. Ayrıca, ahşap atıklarındaki
tasarruflar sayesinde daha fazla maliyet
verimliliği sağlanmaktadır. Elektrostatik
olarak uygulanan toz boya ile kaplama
özelliği de beton temizliği için oluşacak
ihtiyacı en düşük seviyede tutarak şantiyede
zaman tasarrufu sağlamaktadır.
PERI Türkiye olarak, Corona
virüsünün tüm sektörleri etkilediği
bu süreci nasıl yönettiniz? Bu
durum firmanızı nasıl etkiledi?
Salgın süresince aldığımız erken önlemler
sayesinde müşterilerimize verdiğimiz
Teknik ve Lojistik destek aksamadan hizmet
vermeye devam ettik. Önceliğimiz
çalışanlarımızın sağlığın en iyi şekilde
korumaktı, dolayısıyla onların motivasyonlarını
yüksek tutacak çalışma koşullarını
sağladık. Çalışanlarımızın evden
çalışması için birçok düzenleme yaptık.
Güçlü altyapımız sayesinde uzaktan gerçekleştirdiğimiz
toplantılar oldukça verimli
geçti ve iş gücümüzü en ideal şekilde
kullanabildik. Diğer taraftan faaliyet gösterdiğimiz
sektör tüm operasyonlarımızı
uzaktan gerçekleştirmenin her zaman
mümkün olmadığı bir sektör olduğu için
kısım kısım ofislerimizde de çalışmaya
devam ettik. Sosyal mesafe kurallarını
yerine getirmek için ofislerimizde saha
çalışmalarında bazı değişiklikler yaptık.
İstenilen hijyen koşullarını sağlamak için
ek güvenlik önlemleri koyduk ve çalışanlarımızın
sosyal mesafe koşullarına
uymaları için gerekli ortamı sağlayarak
onları teşvik ettik.
Her ne kadar salgın birçok sektörde olduğu
gibi inşaat sektörünü de etkileyip
pazarı daraltmış olsa da tedarik zincirimizi,
sevkiyatlarımızı müşterilerimizin
talepleri doğrultusunda en ideal şekilde
sürdürdük. Şantiyelerde süpervizör ihtiyacı
olması durumunda, seyahat yasağı
süresince şehir dışı şantiyelere uzaktan
iletişim sağladık ve gerekli yönlendirmeleri
yaptık, şehir içinde ise en ideal sağlık
tedbirlerini alarak verdiğimiz hizmete devam
ettik.
PERI, bu yıl hangi konulara
odaklanacak? Gündeminde ve
hedefinde neler var?
PERI olarak 2020 senesi içerisinde yeni
ürünümüz ALPHADECK Panel Döşeme
Sistemini piyasaya sürdük. Önümüzdeki
aylarda ise yeni bir hafif pano perde kalıp
sisteminin lansmanını yapıp piyasaya
süreceğiz. Bu iki ürünün temel özelliği
Sakarya’daki fabrikamızda üretilip dünyaya
servis edilecek olmasıdır. Bu yeni
ürün yatırımlarıyla inşaat piyasasına hem
kısa sürede temin hem de maliyet olarak
önemli bir katkı sağlayacağımız inancındayım.
Çünkü her iki ürün de mevcut işçiliklerin
düşürerek maliyetten tasarruf sağlayacağı
gibi ürünlerin yerli üretim olması
dolayısı ile imalat ve nakliye avantajı da
değerli müşterilerimize yansıyacaktır.
PERI gelişmekte olan Endüstriyel İskele
sektörüne daha iyi hizmet verebilmek tüm
dünyada ve Türkiye’de İskele Departmanını
kurmuştur. İskele bölümümüz kurulduğu
yıldan itibaren birçok başarılı işe
imza atmıştır. Gerçekleştirdiğimiz ve de-
Yapı Malzeme Ağustos 2020 17
vam eden en büyük projelerimiz İstanbul
Havalimanı Terminal Binası, Camii İskelesi,
Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi, Tüpraş
Rafinerisi, Petkim Rafinerisi, SASA
Polyester, Çimsa, Akçansa, Cargill v.b
iş ve bakım iskelesi gerektiren irili ufaklı
projelerdir.
Bu projelerimizde son 10 yılda büyük bir
çoğunluğu Euro Norma göre Türkiye’de
üretilen PERI UP iskele Sistemleri kullanılmıştır.
Aynı zamanda yazıda dijital
ürünler kullanılarak yapılan çözümlerle
tüm projelendirme de dahil olmak üzere
Türkiye genelinde yaygın Lojistik tesislerimizden
hizmet verilmektedir. PERI’nin
gelecek hedefleri içerisinde yer alan dijital
araçları da belirtmekte fayda var:
SAP, ERP, Statik Analiz programları,
Yapı Bilgi Modelleme(BIM) yazılımı, Tekla
Structures ve inşaat projelerinin 3 boyutlu
görselleştirmelerini sağlayan “PERI
Extended Experience” uygulaması. Bu
uygulama, 3 boyutlu modellerin mobil
cihazların ekranında Artırılmış Gerçeklik
(AR), Sanal Gerçeklik (VR) ve Karışık
Gerçeklik (MR) gibi üç farklı mod aracılığıyla
görüntülenmesini kolaylaştırmaktadır.
Bunlara ilave olarak müşterilerimizin
şantiyelerinde PERI faaliyetlerini takip
edebilecekleri, çeşitli dökümanlara ulaşabilecekleri
MyPERI gibi yazılımlar ile Beton
içerisine bırakılan dijital sensörlerle
ısı ölçümü, kalıba gelen basınç, su muhteviyatı
gibi saha uygulamalarında gerekli
verileri toplayan çözümler şuanda hayata
geçirilmiştir.
18
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Mimari
Elips Tasarım Mimarlık İmzalı “B_House”a,
European Property Awards’tan ödül
Elips Tasarım Mimarlık tarafından tasarlanan B_House; uluslararası arenada mimari ve
iç mimari birçok projenin yarıştığı International Property Awards kapsamında, European
Property Awards 2019 “Architecture Single Residence” kategorisinde ödüle layık görüldü.
Y. Mimar Feza Ökten Koca’nın liderliğinde ulusal
ve uluslararası ölçekte ödüllü mimari ve iç
mimari projelere ve mobilya tasarım çalışmalarına
imza atan Elips Tasarım Mimarlık, Konya’da
bulunan ve 2018 yılında tamamlanmış
olan B_House projesiyle European Property
Awards 2019’tan ödül kazandı.
B_House tasarımında Konya şehrini ve Mevlana’yı
özümseyerek, ev sahiplerinin yaşamlarına
anlam ve rahatlık katmak amacı ile modern
ve geleneksel öğeleri birleştirmek amaçlanmış.
Mevlana’nın, “Ne olursan ol yine gel.” çağrısından
ve “Her farklının içinde bir benzer bulunabilir.”
düşünce biçiminden ilham alınmış. Konya
şehrinin; yaşamı ve evreni devamlı bir gelişim,
değişim ve yenilik içinde görmesiyle oluşan
kimliği de bu düşünceyi destekler nitelikte.
Tarihi Konya şehrindeki günümüz modernizmi,
B_House’un mimari tasarımındaki yalınlık
ve sadelikle kendini göstermekte iken; mobilya
seçimlerinde daha geleneksel çizgiler yer alıyor.
Tasarımın yanı sıra teknoloji de B_House’da
kendini gösteriyor, projedeki tüm elektrik ve
mekanik sistemlerin işleyişi akıllı ev sistemleri
kontrolünde sağlanmış. Yapıda, cephe ve
camlarda ısı yalıtımı yüksek malzemeler tercih
edilirken, tüm aydınlatmalarda LED sistem kullanılmış;
böylelikle enerji tüketiminin az olması
hedeflenmiş. İnce işlerde ise mermer, lamine
parke, ahşap, duvar kâğıdı ve boya kullanımı
ön plana çıkıyor.
B_House tasarımının en önemli ilhamlarından
biri olan doğa, yapıda oluşturulan akslar ve
şeffaflıklarla evin içine davet edilirken; mekânda
kullanılan açık tonlar, kullanıcının iç huzurunu
yakalaması noktasında önemli bir başlangıç
noktası oluşturuyor.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 19
Doka, Azerbaycan’ın prestijli
projelerinden
Port Bakü Faz-2’de görev alıyor
Doka, Azerbaycan’ın başkentinde yapımı süren en prestijli projelerden “Port Bakü
Rezidans Projesi”ne, ürün tedariki ve mühendislik hizmetleriyle imza attı. Projenin yüklenici
firması North West Construction LLC, Bakü’nün şiddetli rüzgarları nedeniyle oluşan zorlu
çalışma ortamı ve değişik mimari yapısı ile özel çözümler gerektiren proje için, alanında
tecrübesine güvendiği Doka’yı tercih etti.
kat üstü alanlarında çeşitli restoranlar, kafeler
ile alışveriş merkezi yer alacak.
Şiddetli rüzgarların oluşturduğu
zorluklara Doka çözümü
Bakü’de karşılaşılan yüksek rüzgar hızları
nedeniyle inşaatlarda çalışmaların güvenle
ve hızla devam edebilmesi konusunda
büyük sıkıntılar yaşanabiliyor. Bu olumsuz
hava koşullarında vinç kullanımı sınırlanabiliyor
ve proje bitiriş tarihleri sekteye uğrayabiliyor.
Bu nedenle yatırımcı firma çözümü
Doka’nın vinç kullanımı gerektirmeyen
sistemlerinde buldu.
150 yıllık tecrübesiyle Doka’nın her türlü
projede iş ortaklarına çözüm ortağı olduğunu
belirten Doka Kalıp İskele Genel Müdürü
Ender Özatay, “Azerbaycan’daki bu önemli
projede, bölgeye özel iklim koşullarında inşaat
işlerinin aksamadan devam edebilmesi
önemliydi. Bunun için vinçten bağımsız
çalışan Doka tırmanır kalıp sistemleriyle
çözüm sunduk” dedi.
Doka, projede, herhangi bir rüzgar ve
Ender Özatay / Doka Kalıp İskele Genel Müdürü
150 yıllık tecrübesiyle Doka’nın her türlü
projede paydaşlarına çözüm ortağı olduğunu
belirten Doka Kalıp İskele Genel Müdürü
Ender Özatay, “Azerbaycan’daki bu önemli
projede, bölgenin özelliği olan yüksek rüzgar
hızında inşaat işlerinin aksamadan devam
edebilmesini sağladık. Bunun için vinçten
bağımsız çalışan Doka SKE 50 Plus
otomatik tırmanır kalıp sistemleriyle çözüm
sunduk” dedi.
Port Bakü Projesi, Azerbaycan’ın başkentinin
tarihi merkezi ve yeni gelişim bölgesi
arasında kalan liman bölgesinin konut ve
ofis olarak geliştirilmesini amaçlıyor. Projenin
Doka’nın dahil olduğu 2. fazı, toplam
135.000 metrekare inşaat alanında 5 Bloktan
oluşuyor ve zemin katına kadar olan
tüm blokları otopark olarak kullanılmak üzere
inşa ediliyor. Tamamlandığında göz alıcı
mimari yapısı ve konumuyla konuklarına
eşsiz bir görsel şölen ve manzara sunmayı
vadeden Port Bakü’nün kule kısmı ofis olarak
kullanılacak ve podyum kısmının zemin
20
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Çözüm Ortağı
olumsuz hava koşulu sırasında
dahi inşaatın durmaksızın
ilerlemesini sağlayan otomatik
tırmanır kalıp sistemi SKE 50
Plus ile güvenilirliği artırırken,
yüksek performans da sağlıyor.
Sistem vinçten bağımsız
çalıştığı ve hava koşullarından
korunmuş bir çalışma ortamı
sağladığı için, Bakü’nün hava
koşullarında vinçli bir sistemle
ayda 3 kat çıkılması öngörülen
projede, Doka sistemleri
ile kimi zaman ayda 5 katın
tamamlanabilmesi sağlayabilecek.
Projeye sunduğu mühendislik hizmetlerinin
yanı sıra 6 ay boyunca çalışanlara “Kalıp
eğitmeni hizmeti” de veren Doka, güvenli
çalışılması için tüm bilgileri paylaştı.
Doka SKE 50 Plus otomatik
tırmanır kalıp sistemleri
Vinçten bağımsız çalışan Doka otomatik
tırmanır kalıp sistemleri; inşaat çalışmalarının
olumsuz hava koşullarından ve
yüksek rüzgar hızlarından etkilenmeden
hızlı ve güvenli bir şekilde devam ettirilebilmesine
imkan veriyor. Bu sayede projeler
zamanında veya planlanandan erken bitirilerek,
firmaya ekstra maliyet avantajı da
sağlanmış oluyor. Çepeçevre dönen muhafaza,
büyük yüksekliklerde de güvenli
ve hava koşullarından korunmuş şekilde
çalışma imkanı sağlarken, tam hidrolik donanım
ile birden fazla tırmanma ünitesinin
yeri aynı anda değiştirilebiliyor. Bu sistemin
projede sağladığı bir diğer avantaj ise
hafif olması nedeni ile daha hızlı ve kolay
çalışabilmesi.
ÜRÜN BİLGİLERİ:
Her türlü şekil ve yükseklikteki yapılar
için, vinçten bağımsız otomatik
tırmanır kalıp: SKE 50 plus otomatik
tırmanır kalıp
Modüler tasarımı ile SKE 50 plus otomatik
tırmanır kalıp, her türlü yapı ve gereksinim
için etkili bir çözüm sunar. Tam hidrolik
ekipman, hızlı ve güvenli yeniden konumlandırma
işlemlerine izin vererek inşaat iş
akışını destekler.
Geniş bir kullanım alanı için Esnek
kullanım
• Yüksek performanslı modüler sistem sayesinde
her projeye ve yapı yüksekliğine
uyarlama
• Serbest planlanabilen tırmanır üniteler
sayesinde değişen duvar eğimleri ve duvar
çıkıntıları için de uygundur
• Kullanışlı standart çözümler sayesinde
şaft kalıplarında geniş çalışma alanı
Proje ismi: Port Baku, Faz 2
Yatırımcı firma:
Pasha Construction
Yüklenici firma:
NORTH WEST CONSTRUCTION LLC
Proje başlama ve bitiş tarihleri: 12/12/2018 – 05/09/2021 (sadece betonarme bölümü)
Toplam inşaat alanı: 135,000 m²
Toplam bina yüksekliği:
Betonarme yükseklik: 167,65 metre
Kat sayısı: 42
Projede kullanılan Doka sistemleri: SKE 50 Plus otomatik tırmanır kalıp sistemi, Top 50
geniş yüzeyli kalıp sitemi çözümü
Yüksek güvenlikte Hızlı çalışma
• Çepeçevre dönen büyük çalışma alanı
sayesinde hızlı ve hava koşullarından korunmuş
şekilde çalışma
• Birden fazla tırmanır ünitenin yeri tek düğmeye
basılarak uzaktan kumanda ile hızlı
şekilde ve aynı zamanda değiştirilebilir
• Entegre platform, merdiven kulesi ve
merdivenler sayesinde çalışırken, yukarı
çıkarken ve aşağı inerken tam emniyet
Her bina için Yüksek verimlilik
• Platformların üzerinde bulunan diğer malzemeler
de birlikte tırmanabildiği için vinç
kapasitesinden tasarruf edilir
• Tam hidrolik yer değiştirme fonksiyonu
sayesinde, birinci betonlama bölümünden
itibaren istendiği zaman vinçsiz tırmanma
mümkündür
• Yer değiştirecek ünitelerin döngüleri esnek
bir şekilde ayarlanabildiği için optimum
yapı süreçleri
Tüm formlar ve yükler için uygun
geniş yüzeyli kalıp Top 50
Geniş yüzeyli kalıp Top 50, birbirinden
farklı görevler için projeye özel olarak modüler
sistemden hazır monte edilen geniş
yüzeyli bir kalıptır. Elemanların şekli, ebadı,
ankraj düzeni ve kalıp yüzeyi her ihtiyaca
göre uyarlanabilir.
Projeye özel tasarım sayesinde
uygulama güvencesi
• Kalıp yüzeyinin ve ankraj düzeninin serbestçe
seçilebilmesi, tüm mimari taleplerin
yerine getirilmesini sağlar
• Boyutlandırma işlemi her taze beton
basıncına göre kolayca yapılabildiği için
betonlama hızı istenildiği şekilde düzenlenebilir
Yapı Malzeme Ağustos 2020 21
Optimum kalıp çözümü sayesinde Hızlı ve
verimli çalışma
• Malzeme maliyetinde tasarruf sağlayan yüksek
kullanım sıklığı
• Personel maliyetinde tasarruf sağlayan kısa kalıp
hazırlama süreleri
• Yeri değiştirilecek olan üniteler büyük ve optimum
boyutlarda olduğundan vinç ihtiyacı minimum düzeydedir
Doka Kullanıma Hazır servisinde
gerçekleştirilen hassas ön montaj
sayesinde Maliyet güvencesi
• Birbiri ile tam örtüşen ek yerleri sayesinde mükemmel
derz görünümü
• Şantiyede zaman ve yer tasarrufu
• Birbirine tam olarak uyan elemanlar sayesinde
herhangi bir düzeltme gerekmez
• Köprü, tünel ve endüstriyel yapılar için özel çözümler
Sisteme uyumlu merdivenler ve çalışma
platformları sayesinde Geniş kapsamlı iş
güvenliği
• Merdiven sistemi XS ile güvenli ulaşım
• Platform sistemleri Xsafe plus sayesinde her konuda
güvenli çalışma yeri
• Çift kollu payanda, kaldırma ve yeniden konumlandırma
elemanları gibi kullanışlı aksesuarlar sayesinde
kalıp güvenli ve kolay bir şekilde kullanılır.
22
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Mimari
XL Mimarlık+Mühendislik
Withco Paylaşımlı Ofis ve Ortak
Çalışma Alanı'nı Tasarladı
Mimar Arda Işık’ın liderliğinde
ulusal ve uluslararası
ölçekte ödüllü mimari ve iç
mimari projelere imza atan
XL Mimarlık + Mühendislik
tasarımı WITHCO Paylaşımlı
Ofis ve Ortak Çalışma
Alanı, kullanıcısına stratejik
planlama, tasarım odaklı
düşünme ve sanat yoluyla
bütünsel bir yaklaşım
sunuyor.
İzmir’deki WITHCO Paylaşımlı Ofis ve Ortak
Çalışma Alanı projesi, birbirinden farklı
ölçek ve fonksiyonlarda ödüllü mimari ve iç
mimari projelere imza atan XL Mimarlık +
Mühendislik tarafından tasarlandı.
Temel tasarım araçları “hayal etmek” ve
“ilham vermek” olan Mimar Arda Işık liderliğindeki
XL Mimarlık + Mühendislik, WIT-
HCO Paylaşımlı Ofis ve Ortak Çalışma
Alanı’nı tasarlarken sunduğu mekansal ve
kurgusal karakteriyle öncü olacak bir paylaşımlı
ofis ve ortak çalışma alanı yaratma
fikri ile yola çıkmış.
Projede ön tasarıma ait stratejik planlama,
iş planı, pazarlama, fizibilite ve maliyet hesapları
ile yer seçimi kararlarında işbirliğiyle
çalışılmış, yapılan çalışmaların neticesinde
Çınarlı’da çiçekçilik firması tarafından
depolama amacıyla kullanılan 3 katlı bina
kiralanarak paylaşımlı ofis ve ortak çalışma
alanı olarak projelendirilmiş.
2019 yılının sonunda faaliyete geçerek
WITHCO Paylaşımlı Ofis ve Ortak Çalışma
Alanı adını alan işletmede 75 müstakil
ofis, 45 masa ünitesi, 98 kişilik amfi, toplantı
odaları, girişim hızlandırıcı kampüs alanı,
YouTube stüdyosu, kafe, sağlıklı yaşam
restoranı ve ortak alanlar bulunuyor.
Gerek ortak alanların kiralanabilir müstakil
Künye:
ofislere oranı gerekse ana kurgu kullanıcıyı
ortak aktivitelere katılım için yönlendiriyor
ve teşvik ediyor.
XL Mimarlık + Mühendislik bu binanın tasarımında
beyan ettiği temel mimari prensip
ve tasarım araçlarını takip etmiş, bunlarla
birlikte, stratejik planlama, tasarım odaklı
düşünme ve sanat yoluyla bütünsel bir yaklaşım
önermiş.
Proje Adı:
WITHCO Paylaşımlı Ofis ve Ortak Çalışma Alanı
Project Yeri: İzmir/Türkiye
Project Ofisi: XL Mimarlık + Mühendislik
Tasarım Ekibi: Arda Işık, Tayfun Torunoglu, Canaan Niki, Seda Duygu Sabuncu
İşveren:
Övünç Emre
Ana Yüklenici: Varem Yapı
Proje Yılı: 2019
Toplam İnşaat Alanı: 3600 m²
Fotoğraflar: YASA Photography, Volkan Çalışır Photography
Yapı Malzeme Ağustos 2020 23
TMS GRUP
Katar’da Yeni Projeler
Kalıp ve iskele ürünleri ile buna bağlı tasarım hizmeti sunan
ve tüm dünyada bu konuda inşaat sektöründe faaliyet
gösteren TMS GRUP, KATAR’da yeni projelerde deneyimli
ekibi, kaliteli ürün yelpazesi ile müşterilerine yenilikçi,
güvenli ve uygun maliyetli kalıp iskele çözümleri sunmaya
devam ediyor.
KATAR’ın en yeni projelerinden Lusail
Towers’ın 70 katlı iki dev kulesi için
TMS GRUP kalıp tedarikçisi olarak seçilmiştir.
Her biri 70 kat yükselen ve yaklaşık
25.000 m 2 ’lik 5 bodrum kattan oluşan
Projenin ana müteahhitliğini Hyundai Mühendislik
ve İnşaat firması gerçekleştirmektedir.
TMS GRUP şirketlerinden TMS-Q bu projede
Hyundai Mühendislik ve İnşaat
Firmasının çözüm ortağı olarak çalışacak
ve ilk aşamada MKH iskele sistemleri ile
Cirex kolon kalıplarını sağlayacaktır.
MKH Sistemi; iskele ayakları, çapraz
bağlantı elemanları, ayarlı ayak ve ayarlı
başlıkları ile HT20 ahşap kirişlerden oluşan,
masa döşeme kalıbı, ağır yük iskelesi
veya merdiven kulesi olarak kullanılabilen
çok yönlü bir iskele sistemidir.
Masa kalıbı olarak kurulduğunda, hızlı
devir periyodları sağlayarak işçilikten ve
Vinç kullanımından tasarruf sağlar. Müstakil
taşıyıcı kule veya mütemadi döşeme
iskelesi olarak kullanıldığında ise, yüksek
taşıma kapasitesi ile (60KN/ayak) ,yüksek
ve ağır döşeme kalıbı ihtiyaçlarına
cevap verir.
TMS-Q ‘ın bu ülkedeki stoklarından Lusail
Towers projesi için kullanılacak MKH
sistemi yukarıda belirtilen özellikleri sayesinde
Hyundai Mühendislik ve İnşaat firmasının
bu projeyi zamanında ve güvenli
olarak bitirmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Bu projede kullanılacak TMS KALIP İS-
KELE A.Ş’nin diğer bir ürünü olan CİREX
dairesel kolon kalıbı panoları ise düşeyde
burulmaya mukavim VINC’I 70 veya
VINC’I 80 çelik profillerinden oluşmuş
olup, kalıp alt ve üst flanşları lazer kesimli
Saçlardan meydana gelmektedir. CIREX
çelik yüzeyli dairesel kolon kalıpları uzun
ömürleri ile bu projeye katkı sağlayacaklardır.
KATAR’da TMS KALIP İSKELE SİSTEM-
LERİ’nin tercih edildiği diğer bir proje ise
MERCEDES’in KATAR TICARI KOMP-
LEKS SQ1 projesidir.
Bu proje de TMS kalıp sistemleri ve TMS
ekibinin desteği ile yükselmektedir.
Musheireb bölgesinde yapımı devam
eden proje, Doha’nın en önemli metro
istasyonunda bağlantı noktasında bulunmaktadır.
8.000 m 2 alana ( 4B+G+M+10+Ç) inşaa
edilmekte olan proje muhteşem tasarımı
ile parıldayacak olup, yapımı tamamlandığında
TMS’nin gurur listesine
24
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Çözüm Ortağı
eklenecek bir başka fevkalade mimari
proje olacaktır.
Bu projede TMS kalıp iskele sistemleri
olarak MKH döşeme kalıbı,
Vinc’i perde ve kolon kalıpları kullanılmaktadır.
MKH iskele sistemi bu projede de yukarıda
belirtilen özellikleri ile inşaatın güvenli
ve zamanında bitirilmesine önemli katkıda
bulunacaktır.
VINC’I 80 perde ve kolon kalıpları, vinç
ile kullanılan, çelik çerçeveli, plywood
yüzeyli pano kalıp sistemleridir. Panolar
özel şekillendirilmiş, burulmaya mukavim,
yüksek dayanımlı çelik çerçevelidi.
Enlemeler ise kutu profillerden
oluşturulmuştur. Yüzeyler plywood kaplıdır.
İsteğe bağlı olarak kullanım ömrü
daha yüksek olan plastik yüzeyli plywood
UPM Elephant ile de kaplanabilir.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 25
Çelik çerçeve profili elemanın istenen her
çerçeve noktasında bir diğeri ile bağlantısını
temin edecek şekilde tasarlanmıştır.
VINC’I 80 kolon kalıp panolarında ise 5
cm aralıklı yatay tie rod delikleri, kolon
kalıbının boyutunun yatayda her iki yönde
beş cm’de bir ayarlanabilir olmasını sağlar.
Pano genişlikleri: 75-90-105-120 cm;
yükseklikleri ise: 330-300-270-180
150-120 cm olarak seçilmiştir.
NEDEN TMS ?
• Müşteri odaklı bir şirket olarak müşterilerimiz
daima işimizin merkezindedir.
İhale aşamasından projenin sonuna kadar,
biz TMS olarak sizlerle el ele kalıp
departmanınız gibi çalışırız
• Tasarımda iyi dengelenmiş kaliteye sahip
yenilikçi TMS ürünleri, modern bir üretimle
birlikte müşterilerimize ilk yatırımda
ve daha sonraki uygulamalarında ekonomi
sağlar.
• Güvenlikli kullanım en yüksek önceliğe
sahip olmalıdır. TMS sistemleri, işçilik
maliyetlerinden tasarruf etmek, yanlış
kullanımdan kaçınmak için tasarlanmıştır.
Şantiyedeki iş programınızı kısaltarak her
koşulda güvenli kullanım sağlar.
• Sadece yenilikçi ürünlerimiz değil, mühendislik
alanındaki uzmanlığımız da fark
yaratıyor. Tüm müşterilerimiz, nitelikli mühendislik
desteğimizin, tasarım kapasitemizin
rekabet güçlerini arttıracak avantajlarını
hissediyorlar.
• Sadık ve memnun müşterilere sahip olmak
uzun vadeli başarımızın anahtarıdır.
Müşterilerimizle aynı yerde olamaya gayret
ediyoruz.
Onların motivasyonlarını anlamak ve sadık
müşterilere sahip olmak için, ürün ve
hizmetlerimizin algılanan değerini yüksek
tutuyoruz.
26
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Mimari
İf Design Award 2021
Yeni Dönemde Yenilikler
iF DESIGN AWARD 67 yıldır olağanüstü tasarımları ödüllendiriyor ve uluslararası tasarım
sektöründeki başarılı & iyi tasarımları iF ödül logosu ile onurlandırıyor.
iF CEO’su Ralph Wiegmann
Günümüzde yeni
dijital çözümlerin,
global krizlerde
her zamankinden
daha da önemli ve
güvenli olduğunu
deneyimliyoruz.
Günümüzün ihtiyaçlarına
ve yeni
alışkanlıklarına
göre iF DESIGN
(International
Forum Design
GmbH) dünyaca
ünlü dijital
şirketler ve kurumlarla
birlikte
yarışma başvuru sürecini dijital
aşamalar ile geliştirdi.
Girişimciler, tasarımcılar, ajanslar, mimarlar
ve iç mimarlar, her yıl yenilikçi tasarım
başarılarının uluslararası bir testi olarak
iF DESIGN AWARD’u temel alıyor.
iF DESIGN AWARD 2021
için başvuru yapacakların
değişen ihtiyaçlarına doğrudan
odaklanmak için aşağıdaki
yenilikler eklendi:
• TWO for ONE! Her ikinci başvuru ücretsiz!
Bu avantajlı teklif Covid-19’un yaratığı
pandemi döneminde yaratıcı endüstriyi
desteklemek adına geliştirilmiştir. 30
Ekim 2020 tarihine kadar geçerlidir. Uygulamaya
örnek olarak toplam 4 başvuru
yapıldığında,
2 başvuru kayıt
bedeli ücretsizdir.
Daha fazla
başvuru ile kazanma
şansınız
yükseltebilirsiniz.
• Dijital ön değerlendirme
süreci
gerçekleşecek ve
bu süre içinde yapılan
tüm başvuruların
sadece en iyi
yüzde 50’si final jüriye
kabul edilecektir.
Bu yenilik, rekabeti
çok daha çevre
dostu hale getiriyor
ve katılım- cılar için lojistik maliyetlerini
önemli ölçüde azaltıyor.
• Yeni değerlendirme sistemi ile jüri sonuçları
her başvuru özelinde ve daha
şeffaf hale getirmek için optimize edilmiş
kriterlere dayalı bir puanlama sistemi kullanacak
ve tüm puan sonuçları katılımcılar
ile paylaşılacak.
• Bütünsel tasarım çözümleri ve mevcut
gereksinimleri karşılamak üzere iki yeni
disiplin olarak Kullanıcı Deneyimi (UX) ve
Kullanıcı Arayüzü (UI) kategorileri eklendi.
Yeni jüri süreci ve yenilikçi değerlendirme
sistemi sayesinde her zamankinden daha
çevre dostu, düşük maliyetli ve şeffaf.
iF CEO’su Ralph Wiegmann 2021 başvuruları
için yapılan yenilikler hakkında:
“Bu yenilikçi gelişmelerin uygulanması
sayesinde, tasarım yarışmalarında güvenilir
bir lider olarak rolümüzü sürdürebilir
olduğunu kanıtlıyoruz” diye açıklıyor.
Ralph Wiegmann ayrıca “UX ve UI iki
yeni disiplin ile, dünya çapında giderek
artan kullanıcı ve müşteri odaklı tasarım
disiplinini karşılamak için piyasanın mevcut
taleplerine cevap veriyoruz.” dedi.
iF Türkiye Ofisinden Sinem Kocayaş Two
for One fırsatının Türkiye katılımcılarına
yansımasını şu şekilde değerlendirdi.
“İhracatçı Türk tasarım markalarımızın
tanıtım alanları kısıtlandı. Tasarım sektörü
2020 döneminde uluslararası fuarlara
ve tasarım haftalarına katılamadılar,
yeni ürünlerini lanse edemediler. iF ödülü
küresel rekabette olan firmalarımız için
prestij ve görünürlük kazandırıyor. Erken
kayıt dönemi fiyat avantajları ve iki başvurundan
birinden kayıt ücreti alınmaması
gibi kolaylıklar, Türk tasarımların daha
çok global arenada iyi olduğunu göstermesine
fırsat olacaktır.”
Yapı Malzeme Ağustos 2020 27
“Yüksek kolon ve perde imalatları
yapmak için iyi bir işçiliğin yanında
kaliteli malzemeye ihtiyaç duyulur. Bu
bağlamda Özler’in Rapido Hazır Kalıp
Sistemleri bize en uygun ürün gözüktü”
Irmak yapı tarafından Dilovası Mermerciler
Sitesinde yapımı devam eden ACE Lojistik
sanayii tip inşaatı 6.400 m²’lik taban
oturumuna sahip. Sanayi tipi yapıların en
önemli özelliği yüksek kolonlara, perdelere
ve ağır döşemelere sahip olması. Bu
tarz yapıların imalatı eğer doğru malzeme
ile yapılmazsa ciddi sıkıntılar yaşanabilir.
Projelerine gerekli önemi veren Irmak
Yapı, sorunsuz imalatlar için Özler’in Rapido
Kolon Kalıbı, Rapido Perde Kalıbı
ve Slabform Kalıp Altı İskele Sistemlerini
tercih etti.
İnş. Müh. Kubilay Kasımoğlu / Irmak Yapı;
“Irmak Yapı olarak
sanayi projeleri yapıyoruz.
İçinde bulunduğumuz
şantiye
ise Ace Lojistik firmasının
depolama
alanı olarak kullanılacak. Burada ortalama
9 metre yüksekliğinde kolonlar ve
perdeler inşa ettik. Bu yükseklikte imalatlar
yapmak için iyi bir işçiliğin yanında
kaliteli malzemeye ihtiyaç duyulur. Bu
bağlamda Özler’in Rapido Hazır Kalıp Sistemleri
bize en uygun ürün gözüktü. Daha
önce başka sistemlerini kullandığımız ve
bize kaliteli hizmet sunduğu için tercihimizi
yine Özler’den yana kullandık. Bu şantiyemizde
de bize aynı ciddiyet ve güvende
hizmet verdikleri için kendilerine teşekkür
ediyoruz“ dedi.
Rapido Panel Kalıp ve Slabform
Kalıp Altı İskele Sistemleri inşaat
süreci boyunca size zamandan ve
işçilikten kazanç sağlar.
RAPIDO
Kalıp işçiliği süresini azalttığı gibi kalıp sirkülasyon
süresini de düşürür. Bunun için
özel montaj gerektirmez. Zamandan ve iş-
28
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Çözüm Ortağı
çilikten kazanç sağlar.
Kalıp kurulumu hızlı
ve kolaydır. Esnek bir
sistemdir. Tüm ebatlardaki
perde, kolon
ve tek taraflı perde
imalatlarında aynı tip
paneller rahatlıkla
kullanılabilir.
Ace Lojistik şantiyesinde bulunan 70 adet
100x100cm ebatlarında, 9 metre yüksekliğinde
ki kolon ve yaklaşık 170 metre uzunluğundaki
perde imalatlarında montaj demontaj
süresini minimuma indirmek ve bu
işlemi yaparken de iş güvenliği esaslarına
bağlı kalındığını görmek ÖZLER ailesi olarak
bizleri mutlu etmiştir.
Rapido vinç ile taşınan, çelik çerçeveli,
plywood yüzeyli panel kalıp sistemidir.
Sistemin ana çerçevesinde Welser profil
tarafından dizayn edilmiş burulmaya karşı
mukavemet değeri yüksek özel şekillendirilmiş
S355 MC çelik profil kullanılmaktadır.
Panel yüzeylerinde 21 mm birch plywood
kullanılmaktadır. Panel genişlikleri,
30-45-60-75-90-105-120-240 ve yükseklikleri
ise, 60-90-120-150-180-210-240-
270-300-330 cm olarak üretilmektedir.
Rapido-uni panellerde kullanılan 5 cm de
bir delinmiş perfore profiller sayesinde her
ebat perde ve kolon kalıbı kolayca ayarlanıp
dökülebilir. Rapido kalıp sistemi 80 kN/
m² taze beton basıncına göre dizayn edilmiştir.
Üretimlerimizde robotik kesme, delme
ve kaynak prosesleri uygulanmaktadır.
Paneller fırın boya işlemine tabi tutulmadan
önce kumlama yapılarak yüzeyindeki
kimyasal yağlardan arındırılır. Ayrıca talep
halinde ürünlerimiz TS 914 EN ISO 1461
standartlarına göre daldırma galvaniz kaplanabilir.
SLABFORM
25 cm döşeme ve 100x80 cm kiriş altlarında
kullandığımız Slabform ürünümüz
ağır yük tipi iskele sınıfına girmektedir.
Bu sistem sayesinde dilediğiniz yükseklik
ve dilediğiniz kalınlıkta beton dökümü
yapabilmektesiniz. Ø60*4 mm kesitli borulardan
ana taşıyıcı sistemi, 34*2,5 mm
kesitli borulardan ara kayıtları ve çapraz
bağlantıları oluşturulan sistemimiz 150
cm genişliğinde, 110, 150, 180, 200 cm
yüksekliklerinde ve projeye göre 100, 125,
150, 200 cm aralıklarında bu tarz kalın beton
kütlelerinin imalatını yerinde güvenle
oluşturmak için tasarlanmıştır. Uygulama
kolaylığı ve yüksek dayanım gücü açısından
sektörde en çok tercih edilen ürünlerin
başında gelmektedir. Gelen proje üzerinde
yapılmış yerleşim planları, bu planlara
göre hazırlanan statik raporlar ve proje
üzerinde gözden kaçabilecek unsurları
minimuma indirmek için yapılmış 3D tasarımlar
sayesinde eksiksiz bir biçimde uygulama
imkanı sağlamaktadır.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 29
KraTos Micro ile
Betondaki Kılcal Çatlaklara Son
Burak Erdal / Kordsa Proje Lideri
Kordsa’nın inşaat
sektörünün kullanımına
sunduğu yüksek dayanım
ve performans özelliğine
sahip ürünü KraTos Micro,
betonda çatlak direncini
artırıp durabilite sağlarken,
çatlak genişliğini azaltıyor.
Betonda 3 boyutlu dağılım
sağlayarak plastik ve
kuruma rötresinden meydan
gelen çatlakları kısıtlandırıp
ilerlemesini durduruyor.
3 boyutlu çalışan KraTos
Micro sentetik donatılar,
sıcaklık ve büzülme
kaynaklı çatlakları minimize
eder. Kratos Micro sentetik
fiber donatılar betonda
yangın sırasında kanallar
oluşturarak su buharının
dışarıya çıkışına imkan
vermektedir. Bu sağladığı
üstün özellik ile betonda
patlama dayanımı
sağlayıp parça kopmasını
engellemektedir.
Mikro sentetik fiber donatılar, 1970’li yıllardan
itibaren saha (zemin) betonlarında,
yol betonlarında, püskürtme beton ve tamir
harçlarında çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
KraTos Micro sentetik fiber donatılar, geniş
yüzey alanlarına sahip beton uygulamalarında
örneğin saha (zemin) betonlarında,
topping (şap) betonlarında plastik
rötreden oluşan kılcal çatlamaları %95-99
varan oranlarda azaltmaktadır. KraTos
Micro yaklaşık 100 milyon parça sayısı/
kg üründen oluşmaktadır. Taze betonun
yüzey özelliklerini iyileştirip betonda kanama-kusma
olarak adlandırılan durumları
ortadan kaldırmaktadır. KraTos Micro
betonda yangın durumunda pasif yangın
dayanımı sağlayıp karayolu tünellerinde
insanların tahliyesi için zaman avantajı yaratmaktadır.
Micro sentetik fiber donatılar, EN 14889-2
(Lifler - Betonda kullanım için - sınıf 1: Polimer
lifler - Tarifler, özellikler ve uygunluk)
Standardı’na uygunluk gösterir. Eş değer
çapı < 0,3 mm küçük olan lif çeşitleri mikro
olarak adlandırılır.
BETON YAPISI GEREĞİ ÇATLAR
Beton yapısı itibariyle bünyesel olarak büzülmeye
uğrar. Bunun yanında çevresel
etkilerle birlikte betonda çekme gerilmeleri
oluşur. Bu gerilmeler betonun mikro
yada makro olarak çatlamasına neden
olur. Özellikle geniş yüzey alanına sahip
betonlarda çatlak kontrolü imkansız olabilmektedir.
ACI 360R-10 “Guide to Design of
Slabs-on-Ground” dizayn rehberinde aşağıda
ki ifade yer almaktdadır.
“En iyi zemin tasarımlarında ve uygun yapı
koşullarında bile, çatlaksız ve kıvrımsız
beton beklemek gerçekçi değildir. Tasarımcı
ve müteahhitler yapı sahiplerine bazı
çatlak ve kıvrılmaların meydana gelebileceğini
bunun normal bir durum olduğunu
tavsiye etmelidirler.” (ACI 360R-10)
Kordsa Teknik Tekstil A.Ş Ar-Ge beton laboratuvarında,
ASTM C1579 – 13 (Plastik
Rötre)EN 14651 (kiriş), ASTM C 1609 (kiriş),
EN 14488-5 (Püskürtme beton plak)
standartlarına uygun fiberle güçlendirilmiş
ASTM C 1579 (plastik rötre)
30
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Sektörel
EN 14651 (3 noktalı kiriş)
ASTM C 1609 (4 noktalı kiriş)
KRATOS MİCRO SENTETİK
DONATILAR
Micro sentetik fiber donatılar betonda genel
itibari ile plastik rötre, kuruma rötresi
KraTos ve yangın Micro dayanımı Sentetik sağlar. Lif Sertletmiş Teknik Özellikleri:
akredite laboratuvarlarında “ISO
sStollen Hagerbach/İsviçre firmasının
834-
EN 14488-5 (Püskürtme beton plak)
beton elamanlar üzerinde test yapılabiliyor.
Müşteri/proje talebine göre fiberli beton
dizaynı yapılabilmekte, test sonuçları
kullanılarak projelere en uygun lif dozajı
(kg/m3) hesaplanmaktadır. Kordsa üstün
teknik ekipman ve uzman mühendis personeli
ile projelere mühendislik çözümleri
sunmaktadır.
betonun mekanik özelliklerini etkilemez.
Micro sentetik fiber genel itibari ile 0.3 kg-
0.9 kg/m3 dozaj aralığında kullanılır. (ACI
544.4R-18)
TEST SONUÇLARI GÖRE ÜSTÜN
PERFORMANS
KraTos Micro sentetik fiber donatılar akredite
olan laboratuvarlarda test edilmiş
ve performansı kanıtlanmıştır.
Plastik rötre testi; Aachen/Almanya üniversitesinde
yapılmıştır. KraTos Micro
çatlak genişliğini yalın (şahit/lif içermeyen)
betona göre %95 toplam çatlak alanını
ise %99 oranında azalttığı raporlanmıştır.
Kuruma rötre testi; Boğaziçi üniversitesinde
“ASTM C157 / C157M - 17 Standard
Test Method for Length Change of
Hardened Hydraulic-Cement Mortar and
Concrete” standardına uygun gerçekleştirilmiştir.
KraTtos Micro yalın (şahit/
lif içermeyen) betona göre %16 daha iyi
performans göstermiştir.
Yangın Dayanımı testi; VSH Versuch-
2:2019 Fire-resistance tests — Elements
of building construction — Part 2: Requirements
and recommendations for measuring
furnace exposure on test samples”
standardına uygun gerçekleştirilmiş.
KraTos Micro içeren betonlardan patlama
ve parça kopması meydan gelmemiştir.
KraTos Micro betona yüksek yangın dayanımı
sağlamıştır.
KraTos Micro sentetik fiber donatılar
yukarıdaki bilgiler ve test sonuçları çerçevesinde
hem Türkiye hem yurtdışı
pazarlardaki projelerde saha (zemin) betonları,
yol betonları, püskürtme beton,
yapı kimyasalları ve tamir harcı üretim
segementlerinde çok yaygın bir şekilde
kullanılmaktadır.
KraTos Micro sentetik fiber donatılar,
plastik rötreden oluşan kılcal çatlamaları
%95-99 varan oranlarda azaltmaktadır ve
betonun kullanım sürelerine olumlu katkı
sağlamaktadır.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 31
Aldağ &Ciat Referans Projeler
Alsancak Stadyumu Yapımında Ciat Soğutma Grupları ile
Birlikte Aldağ Klima Santralleri ve Fancoilleri Tercih Edildi
Cumhuriyet tarihinden eskiye dayanan geçmişi ile Türk Futbolunun gözbebeği
Alsancak Stadı, 15.000 kişi kapasitesi olacak şekilde hızla inşa ediliyor. 78 milyon
TL bütçe ile 22.855 metrekare arsa alanı üzerinde, 29.900 metrekare inşaat
alanı olacak şekilde yapılan yeni stadyumda 10 adet loca ve 800 kişi kapasiteli
kale arkası deplasman tribünü olacak. İzmir ve Türk futbolu için büyük tarihsel
öneme sahip bu önemli tesiste ALDAĞ ’ın iklimlendirme çözümleri tercih
edildi. Yeni Alsancak Stadında ALDAĞ ’ın 6500 - 20000 m3/h debi aralığında,
sulu bataryalı, ısı geri kazanımlı, otomasyonlu yüksek enerji verimliliğine sahip
klima santralleri, 5000 - 12000 m3/h debi aralığında hücreli aspiratörleri, farklı
model ve 2-7 kW kapasite aralığında fan coil cihazları ile kanal tipi fanları hizmet
verecek. Tesisin soğutma grupları için, ALDAĞ çatısı altında hizmet veren,
uluslararası iklimlendirme uzmanı kuruluş CIAT’ın EcoDesign kriterlerine uygun
cihazları seçildi. CIAT’ın 120-450 kW kapasite aralığında AQUACIATPOWER
serisi, ultra sessiz, yüksek mevsimsel verimlilik SEER değerine sahip soğutma
grupları, Alsancak Stadı için hizmet verecek.
Kastamonu Merkez Spor Salonu Yapımında Ciat Soğutma
Grupları ve Aldağ Klima Santralleri Tercih Edildi
Kastamonu’nun “bir spor kenti” olması hedefi doğrultusunda,
modern, yüksek kapasiteye sahip spor tesisleri planlanıyor.
Bunların en büyüğü olan, 43.819.000 TL ihale bedeline
sahip, 2575 seyirci kapasiteli Kastamonu Merkez Spor
Tesisi’nin havalandırılması için hizmet verecek cihazlar,
Aldağ kalite güvencesinde olacak.Bu tesisin mükemmel
hava koşullarını sağlamak üzere; Aldağ ‘ın 1.800-32.500
m/h hava debileri aralığına sahip 13 adet klima santrali,
2.0-9.2 kW soğutma kapasitesi aralığında 116 adet fancoil,
1500 m/h kapasiteli, bypass damperli 3 adet ısı geri
kazanım cihazı, 900-100.000 m/h hava debileri aralığında
18 adet fan ve 824 kW soğutma kapasitesine sahip, ozon
dostu soğutucu akışkan kullanılan 2 adet Ciat soğutma grubu tercih edildi.
Yeni Çan Devlet Hastanesi Havalandırma Çözümlerinde Aldağ Klima
Santral ve Fancolleri ile Ciat Soğutma Grupları Tercih Edildi
Modern teknoloji ile donatılan, eskisinden üç kat büyük hacme sahip yeni Çan
Devlet Hastanesi’nin havalandırma çözümleri için ALDAĞ cihazları tercih edildi.
23 bin metre kare kapalı alana sahip, 40 milyon yatırım bedeli ile inşa edilen acil
hizmetler hariç toplam 221 yatak kapasiteli yeni Çan Devlet Hastanesi, bölge
coğrafyası için büyük önem taşıyan bir sağlık merkezi olarak hizmet verecek.
Bu modern sağlık tesisinde Aldağ ‘ın AE Serisi düşük basınçlı 169 adet fan
coil ünitesi, 5.000–27.000 m³/h hava debisi aralığında, ısı geri kazanımlı, buhar
nemlendiricili, frekans invertörlü hijyenik klima santralleri, 5.000–25.000 m³/h
hava debisi aralığında, ısı geri kazanımlı konfor klima santralleri, çatı tipi radyal
ve aksiyel fanlar, kanal tipi radyal fanlar, kanal tipi duman tahliye fanları, Aksiyel
jetfan ve otomasyon sistemi güvenilir, enerji verimli havalandırmayı sağlayacak.
Sistemin soğutma grubu (chiller) ihtiyacı için, yine Aldağ çözüm sunacak.
Türkiye ve bölge coğrafyasında, yüksek marka değerini en iyi biçimde güvence
altına alabilecek partner olarak Aldağ ile anlaşan CIAT’ın, bu projede kategorisinin en üst segmentinde yer alan invertör teknolojili,
yüksek mevsimsel enerji verimliliğini sunan ultra sessiz Powerciat HE serisi chiller grupları hizmet verecek. Sağlık yatırımlarında
giderek daha önemli rol oynayan ALDAĞ, sağlık koşulları ile enerji verimliliğini en üst düzeyde gözeten teknolojisi
ve yarım asrı geride bıraktığı iklimlendirme mühendisliği deneyimi ile tercih sebebi olmaya devam ediyor.
32
Yapı Malzeme Ağustos 2020
CIAT Soğutma Grupları
Aldağ Güvencesiyle Tüm
Uygulamalar için Enerji ve Çevre
Dostu Seçenekler Sunuyor
Soğutmaya dair tüm uygulamaları kapsayacak
şekilde tasarlanan CIAT Soğutma
Grupları ürün yelpazesi; yüksek teknoloji,
Endüstri 4.0’a mükemmel uyum, enerji
verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik, sınırsız
seçenek, kolay montaj ve sorunsuz
işletimin yanı sıra pek çok avantajı beraberinde
getiriyor. CIAT’ın hava soğutmalı
su soğutma grupları; 40 kW kapasiteden
başlayarak 1.490 kW kapasiteye kadar
soğutma ihtiyacını karşılayabilecek üç geniş
seriden oluşuyor: AQUACIAT, AQUA-
CIATPOWER ve POWERCIAT. CIAT’ın su
soğutmalı grupları da DYNACIAT, DYNA-
CIATPOWER ve HYDROCIAT serileri ile
20 kW kapasiteden 1.750 kW kapasiteye
kadar soğutma ihtiyaçlarını karşılıyor. Her
bir seride, uygulamanın gereksinimlerine
göre özelleştirilebilen bileşen seçenekleri
mevcut. CIAT Soğutma Gruplarında ses
seviyesi de, yine talebe göre belirlenebiliyor.
-4 dB (A)’den -12 dB (A) aralığında;
düşük, ekstra düşük ve süper düşük ses
seviyesi belirleme esnekliği ile çevresel
gürültü kirliliğinin önüne geçilebiliyor. Benzer
biçimde enerji verimliliği için de opsiyonlar
mevcut. Yüksek ESEER (European
Seasonal Energy Efficiency Ratio-Avrupa
Mevsimsel Enerji Verimliliği Oranı) ve
SCOP (Seasonal Coefficient of Performance-Mevsimsel
Performans Katsayısı)
değerlerine sahip CIAT soğutma grupları,
soğutma yükü ihtiyacına göre sağlayacağı
kapasiteyi otomatik olarak ayarlayabilir.
Tercih edildiğinde, elektronik genleşme
valfleri, değişken hızlı fan motorları sayesinde
enerji verimliliğinde seviye daha da
yükseltilebiliyor.
CIAT Soğutma Grupları, otomasyon konusunda
eşsiz olanaklar sunuyor. Connect
Touch yönetim, gerçek zamanlı izleme ve
denetime ilişkin sezgisel sistemleri sayesinde
enerji tasarrufu, işletme giderlerinin
düşmesi, daha az servis ve bakım ihtiyacının
yanı sıra bina otomasyon sistemlerine
de mükemmel uyum vadediyor. Standart
olarak Modbus protokolü üzerinden iletişim
sağlayan soğutma grupları için, opsiyonel
Sektörel
olarak LON veya BACNET protokolleri seçenekleri
de bulunuyor. Hata uyarıları, bakım
konusunda hatırlatma mesajları, enerji
tüketimi izleme bilgileri sayesinde uzun
ömürlü, ekonomik ve sorunsuz işletilebilen
bir sistem, müşteri memnuniyeti en üst seviyeye
taşıyor.
Tamamen alüminyum mikro kanallı serpantin
teknolojisi ve sert lehimli plakalı
ısı eşanjörü, yine daha uzun hizmet ömrünün
dayanakları arasında yer alıyor. Bu
teknoloji, standart bakır veya alüminyum
serpantinlere göre %50’ye kadar daha az
soğutucu akışkan kullanarak daha iyi bir
termal performans sağlıyor. Ayrıca yine bu
teknoloji sayesinde yüksek korozyon dayanımı,
geri dönüşümünde düşük çevresel
etki, daha az sert lehim noktası, daha kolay
temizlik ve bakım avantajlarını da beraberinde
sunuyor. Çok geniş bir çalışma
sıcaklığı aralığına sahip oluşu ve koruyucu
sistemlerle donatılması sayesinde her
türlü iklim koşulunda, aynı dayanıklılık ve
performans başarısını gösterebiliyor.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 33
Sancaktepe’deki
Dev Pandemi Hastanesine Viko kalitesi
Elektrik Anahtarı ve priz sektörünün lideri Panasonic Life Solutions Türkiye, evlere
olduğu gibi geniş kapsamlı dev projelere de kalite katmaya devam ediyor. Son olarak
Sancaktepe’de Rönesans İnşaat tarafından hayata geçirilen Prof. Dr. Feriha Öz Acil
Durum Pandemi Hastanesi’nin prefabrik modüler yapılar olarak adlandırılan kısımlarında,
kuruluşun VİKO imzalı Karre serisi ürünleri ve şalt çözümleri kullanıldı.
Panasonic Life Solutions Türkiye, “daha
iyi bir yaşam, daha iyi bir dünya” için yeni
nesil teknolojiler ve ürünler sunmayı sürdürüyor.
Kuruluşun ürünleri, büyük projelerde
de sıklıkla tercih ediliyor. İstanbul
Sancaktepe’de 70 bin metre karesi kapalı
alan olmak üzere toplamda 184 bin metre
kare alana kurulan ve geçtiğimiz günlerde
açılan Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum
Pandemi Hastanesi’nde Panasonic Life
Solutions Türkiye de VİKO imzalı
ürünleri ile yer aldı. Kuruluşun VİKO
marka Karre serisi elektrik anahtarı
ve prizleri ile yine VİKO kaçak akım
algılama rölesi ve otomatları, projenin
yüksek standartlarını tamamladı.
Ameliyathaneleri, MR odaları, triyaj
odaları, laboratuvarlar, anjiyo, ultrason,
çamaşırhane, yemekhane gibi
bir hastanede bulunması gereken son
teknoloji bütün imkanların bulunduğu
Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Pandemi
Hastanesi, tam teşekküllü bir hastane alt
yapısına sahip. Projede kullanılan VİKO
marka Karre serisi elektrik anahtarları ve
prizler, abartısız şıklık kavramını kendi
tarzında yorumlayan beyaz renkleriyle de
dikkat çekiyor. Bütün renkleri içerisinde
barındıran, saflığın ve temizliğin de simgesi
olan beyazın, huzur ve güven verdiği
ifade ediliyor. Karre serileri; güvenli kullanıma
sahip, tasarruf ve enerji verimliliği
için çalışan seçenekleriyle hemen her
noktada çözüm üretiyor. VİKO marka alçak
gerilim şalt ürünleri de projeye güven
katıyor.
34
Yapı Malzeme Ağustos 2020
DOSYA
DOSYA KONULARI:
Yalıtım & İzolasyon Malzemeleri ve Teknolojileri
Yapı Kimyasalları & Katkı Maddeleri ve Teknolojileri
36
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
İZODER 27. Kuruluş Yılında
Yalıtım Sektörüyle Buluştu
Türkiye yalıtım sektörünün çatı kuruluşu Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları
Derneği İZODER, 14 Temmuz Salı günü Zoom uygulaması üzerinden ‘27.
Kuruluş Yıldönümü Yalıtım Sektörü Buluşması’ etkinliği düzenledi. İZODER
Yönetim Kurulu Başkanı Levent Gökçe’nin açılışını, İZODER’in 10. ve 11.
Dönem Yönetim Kurulu Başkanı ve Başkanlar Kurulu Üyesi Ferdi Erdoğan’ın
moderatörlüğünü yaptığı buluşmanın konuk konuşmacısı, Sabancı Üniversitesi
Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, oldu.
Levent Gökçe / İZODER Başkanı
27 yıl önce çıktığımız
yolculuğumuzu güçlenerek
sürdürüyoruz
İZODER Başkanı Levent Gökçe,
“‘Isı’, ‘su’, ‘ses’ ve ‘yangın yalıtımı’
gibi dört hayati konuyu ele alan bir
çatı kuruluş olarak 27 yıl önce çıktığımız
yolculuğumuzu; sektörümüzde
standartları oluşturmak ve ülke genelinde
yalıtım bilincini yaygınlaştırmak
amacıyla güçlenerek sürdürüyoruz.
Bugüne kadar olduğu gibi tüm yalıtım
branşları ile ilgili mevzuatların
hazırlanması ve oluşturulmasına
doğrudan katkı sağlamaya devam
edeceğiz” dedi.
Yalıtımı çok daha iyi
anlatmalıyız
İnşaat sektöründe 2018’in sonundan
başlayan kötü gidişatın yerini
2020’nin ilk çeyreğinde normale
dönüşe bıraktığını anlatan Gökçe,
“Fakat mart ayı itibariyle korona çıktı.
Haziran ayına geldiğimizde hızlı
bir canlanma yaşadık. Bu ertelenen
talebin hayata geçmesinden kaynaklanıyor.
Temmuz ayının çok kötü
olmayacağını görüyoruz ama yılın
tamamının böyle gitmeyeceğini düşünüyoruz.
2018’den bu yana biz
sanayiciler için en iyi konu ihracat
odağımızın artmış olması” dedi.
Koronavirüs sürecinde insanların
evdeki konfor ile ilgili ses ve ısı yalıtımının
ne kadar önemli olduğunu
gördüklerini belirten Gökçe, “Şu an
minimum yapılan yalıtımın 2 katına
çıkması halinde maliyet yüzde 25
artıyor. Biz yalıtımı 5- 6 senede geri
dönüşü olan bir yatırım olarak ifade
ediyoruz. Yalıtımın iki katına çıkması
halinde geri dönüşü 3- 4 yıla iniyor.
Bize düşen görev bunu çok daha iyi
anlatmak. Hane halkının yalıtım konusunu
sadece uygulayıcılara bırakmayıp,
bilgi sahibi olmaları gerekiyor.
Sadece renovasyonda değil ev alırken
de bunun sorulması lazım” diye
konuştu.
Yalıtım konfor seviyesini
artırıyor
Koronavirüs salgını nedeniyle insanların
daha önce hiç olmadığı kadar
evde ve aileleriyle zaman geçirdiğini
kaydeden Gökçe, şöyle devam etti:
“Bu bize önceliklendirmediğimiz birçok
konuda hatırlatma yapmış oldu.
Özellikle yalıtımın sağladığı konforla
ilgili. Gerek ses yalıtımının, gerek ısı
yalıtımının hatta yazlıklarımız için su
yalıtımının ne kadar önemli olduğunu
eskisinden daha net şekilde anlamış
olduk. Bizim konfor ihtiyaçlarımız da
değişiyor. Hayat 50 yıl öncesine göre
o kadar zorlu hale geldi ki evdeki konfor
ihtiyacımız da buna paralel olarak
arttı. Yalıtımın önemi burada ön plana
çıkıyor. Sağlıkla da yakın ilişkisi
var. Isı yalıtımsız bir binada, hızlı soğuma
ve hızlı ısınma insan vücudunu
çok yoran bir unsur. Su yalıtımı özellikle
korozyonun sebebiyle bina donatılarının
hasar görmesinden dolayı
deprem güvenliği açısından ve ev
içinde yarattığı nemlilik nedeniyle çok
önemli. Yangın yalıtımı da önemli bir
nokta. Yangın yalıtımıyla binada tahliye
süresini uzatacak güvenli kaçış
koridorlarını oluşturmak hayati önem
taşıyor.Avrupa’da yangınlarda yaşlılar
hayatını kaybederken, Türkiye’de
çocuklar hayatını kaybediyor. Kamu
ve kamuoyuna yalıtımın önemini çok
iyi anlatmalıyız. Devlet vatandaşların
yaptıracağı yalıtım uygulamalarının
finansmanına katkı sağlayacak çözümler
geliştirip bir an evvel uygulamaya
koymalı” dedi.
Koronavirüs yalıtım sektörünü
olumlu etkiledi
‘Pandemi Sırası ve Sonrasında Ekonomik
Durum’ başlığı altında, değerlendirmelerini
katılımcılarla paylaşan
Prof. Dr. Özgür Demirtaş, şunları
söyledi: “Koronavirüs süreci telekomünikasyon,
sağlık ekipmanları,
online eğitim ve yalıtım sektörlerini
olumlu etkiledi. Koronavirüsün geride
kalması için ya aşı bulunacak ya
da sürü bağışıklığı kazanılacak. Sürü
bağışıklığı için toplam dünya nüfusunun
yüzde 60’ının virüsü kapması
gerekiyor. Bu da 5 milyar insan demek.
Şu an ilk tepe noktasını geride
bıraktık, ikinci tepeyi yaşıyoruz. Korona
döneminde ısı yalıtımının, ses
yalıtımının önemini test etti insanlar.
Ben insanlara bir iş var kendini 3 yılda
amorti ediyor desem, sıraya girerler.
Yalıtımının en üst düzeyde lobisinin
yapılması gerekir. İZODER olarak
insanlara da farklı kanalllardan ulaşarak,
yalıtımın anlatılması gerekir.”
Yapı Malzeme Ağustos 2020 37
“Refleksleri gelişmiş şirketler bu
süreci sorunsuz atlatacak”
“Austrotherm olarak dijital anlamda güçlü bir yapıya sahibiz. Gerek üretim ve sevkiyat,
gerekse de iletişim süreçlerimizde dijitalleşme alanındaki gelişmeleri çok yakından takip
ediyor ve mümkün olan her alanda uyguluyoruz.”
Tolga Celayer
Austrotherm Türkiye Genel Müdür Yardımcısı
Türkiye’de EPS üretimine 2008 yılında
Dilovası – Kocaeli fabrikası ile başlayan
Austrotherm, kısa sürede ısı yalıtım pazarında
sağladığı başarı ile yeni Fabrika ve
Üretim Tesisleri açarak, Türkiye’de hali hazırda
3 EPS Fabrikası ve 3 Üretim Tesisi
ile Isı Yalıtım Sektörüne hizmet vermekte.
Austrotherm Türkiye Genel Müdür Yardımcısı
Tolga Celayer ile salgının etkilerini, şirket
olarak aldıkları tedbirleri ve geliştirdikleri
yeni iş modellerini ele almaya çalıştık.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde ne tür
değişiklikler gerçekleştirdiniz?
Geliştirdiğiniz yeni modellerde ana
stratejiniz ne oldu?
Austrotherm olarak, pandemi süresince
önce çalışan güvenliği düşüncesi ile hareket
ettik, çalışanlarımızın sağlığını korumak
amacıyla gerekli tüm önlemleri aldık.
Sadece Türkiye organizasyonumuzda
değil, Avrupa’da 11 ülkede bulunan bütün
tesislerimizde aynı hassasiyetle önlemler
alındı.
Bize düşen sorumluluğu yerine getirmek
üzere, çalışanlarımızın büyük bir kısmını
evden çalışma modeline geçirdik. Gerekli
bölümler için ise çalışma ortamlarında
maske ve eldiven kullanımı, sosyal mesafe
kuralı ve girişlerde ateş ölçümü, servislerde
sayı düşürme gibi uygulamaları
hayata geçirdik ve aldığımız önlemlerin
sağlıklı bir şekilde uygulanmasına azami
özen göstermeye devam ediyoruz.
Pandemi sürecinde müşterilerimizin mağduriyet
yaşamaması adına sevkiyatlarımıza
hız kesmeden devam ettik. Türkiye’de
6 farklı lokasyonda üretim yapıyor, hızlı
ve güvenilir şekilde Türkiye’nin her yerine
sevkiyatımızı gerçekleştiriyoruz. Bu süreçte
de geniş üretim ve sevkiyat ağımız
sayesinde müşterilerimize yüksek kalitede
hizmet sunmaya devam ettik.
Austrotherm olarak dijital anlamda güçlü
bir yapıya sahibiz. Gerek üretim ve sevkiyat,
gerekse de iletişim süreçlerimizde
dijitalleşme alanındaki gelişmeleri çok yakından
takip ediyor ve mümkün olan her
alanda uyguluyoruz. Pandemi sürecinde
de dijital dünyaya ayak uydurabilmemiz,
teknolojik altyapımız ve etkili ve doğru
iletişim sayesinde hızlı karar alıp uygulayabildik
ve şuana kadar sorunsuz ilerledik.
Yeni dönemde bu özelliklerin firmalar
açısından son derece önemli olduğunu
ve dijital dünyaya ayak uydurabilen, hızlı
kararlar alabilen ve refleksleri gelişmiş
şirketlerin bu süreci sorunsuz atlatacağını
düşünüyorum.
‘Yeni Normal’ dönem sizin
için nasıl ilerliyor? Sektördeki
gelişmeler ve şirketinize olan
etkilerine kısaca değinir misiniz?
Korona virüs salgını sadece Türkiye’yi
değil, tüm dünyayı derinden etkiledi. En
çok etkilenen sektörlerin başında; ülkemiz
ekonomisinin lokomotifi olan İnşaat
sektörü ve buna bağlı alt sektörler geliyor.
Benzer krizlerde etkilenen inşaat ve
inşaat malzemeleri sektörü kurtarıcı olarak
ihracat kapısına yöneliyor, bir miktar
da olsa olumsuz etkiyi azaltıyordu. Fakat
ihracat kapılarının da pandemi kaynaklı
kapalı olması sonucu inşaat malzemeleri
sektöründe 2020 Nisan-Mayıs aylarında
bir önceki yılın Nisan-Mayıs aylarına göre
%20’lerde düşüş gözlendi. Bu düşüş bir
kaç alt sektör hariç inşaat sektörünün tümünde
gözlenirken yalıtım sektörü için de
durum farklı olmadı. Daralan pazar karşısında
üreticiler kendi iç dinamiklerine göre
önlemlerini alarak bu krizden kurtulmaya
çalıştılar.
Haziran ayı itibariyle sosyal hayata ve
iktisadi faaliyetlere geri dönüşle birlikte
sektörün hareketliliği başladı. Sektörde
Haziran ayında Türkiye genelinde konut
satışları 2020 Haziran ayında bir önceki
yılın aynı ayına göre %209,7 artarak 190
bin 12 oldu. Bunun %30’u ilk defa satılan
konutlar olurken, satışlar en çok sırasıyla
İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere
dağılım gösterdi. Yabancılara yapılan satışlar
ise bir önceki yılın aynı ayına göre
%38 azaldı.
İnşaat sektöründeki bu toparlanma inşaat
malzemeleri sektörünü de pozitif etkilemekte.
Kamu tarafından açıklanan kredi
paketlerinin de yarattığı olumlu hava halihazırda
devam eden işleri hızlandırdı,
bu havanın yeni işlerin açılması için de
devamını umut ediyoruz. Konut kredi
kampanyalarının sürekliliği mevcut stoğun
erimesini ve yeni inşaatlara başlanmasını
hızlandıracaktır diye öngörüyoruz.
Salgının etkileri azalmaya
başladığında sizce sektörde ne
gibi fırsatlar meydana gelebilir? Bu
38
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
anlamda geliştirdiğiniz bir planınız
bulunuyor mu?
Bu süreçte daralan pazarda hareket alanı
tabi ki kısıtlanıyor. Austrotherm’in geçmiş
yıllarda hayata geçirdiği İş ve Pazar geliştirme
projeleri, bunların içinde özellikle
geoBLOCK® inşaat mühendisliği çözümü
sayesinde ihracat pazarına Mühendislik
Hizmeti satar duruma geldik. Pandemi
sürecinin hemen öncesinde uzun uğraşlar
sonucu hayata geçirdiğimiz hizmet ve
ürün projemizle 67 yıllık firma tarihimizde
ilk kez Afrika kıtası ile iş birliği yapan birim
Austrotherm Türkiye oldu. Austroherm
bayrağını farklı noktalara dikmek için çalışmalarımız
tam hız devam ediyor.
Ayrıca Ortadoğu bölgesi ve Turki Cumhuriyetler
atağımız ile bu bölgedeki firmalara
hafif yol dolgusu mühendislik çözümümüz
ile Projelendirme ve Enstrümantasyon hizmeti
sunmaya başladık. Salgının etkilerinin
azalmaya başlamasıyla birlikte de bu
anlamda işlerimizin daha da hızlanmasını
öngörüyoruz.
Afrika Kıtası’nda gerçekleşen ilk
projenin detaylarından bahseder
misiniz?
Austrotherm Türkiye olarak Kenya’nın
başkenti Nairobi’de şehrin en prestijli ve
kapsamlı devlet projesine ürün ve teknik
danışmanlık hizmeti sağladık. Proje
kapsamında Austrotherm geoBLOCK®
ürünümüz ile kapalı otopark üzeri peyzaj
ve yol dolgusu gerçekleştirildi. Proje için
gerekli ürünün tedariki Dilovası Fabrikamızdan
yapıldı. 2 yıllık titiz bir çalışmanın
ürünü olarak ortaya çıkan bu proje ile Afrika
Kıtası’na da Austrotherm kalitesini sunmuş
olmanın mutluluğunu duyuyoruz.
Projede kullanılan geoBLOCK®
ürününüzden ve sunduğunuz
hizmetlerden bahseder misiniz?
2016 yılında kurduğumuz İnşaat Mühendisliği
Uygulamaları Departmanı sayesinde
İnşaat Mühendisliği alanında EPS
Blok denilen geofoam hafif dolgu yöntemini
‘’Projelendirme, Üretim ve Uygulama
Desteği’’ olarak komple bir paket halinde
sunuyoruz. geoBLOCK® geleneksel toprak
dolgunun %1’i ağırlığında ve zemin iyileştirme
ihtiyacını ortadan kaldırarak hem
zamandan, hem de işçilik maliyetinden
tasarruf etmenize imkan sağlar. Uygulanması
sırasında ağır iş makinalarına ihtiyaç
duyulmadığından son yıllarda çokça tercih
edilen bir yöntem. Austrotherm Türkiye ise
bu işin Türkiye’deki öncüsü ve en deneyimlisi
konumunda.
Üstelik projelendirme ve uygulama süreçlerinde
mühendislik departmanımızla her
daim projenin içerisinde yer alabiliyoruz.
Yine proje alanına kurulan ölçüm istasyonları
ile kapsamlı enstrümantasyon programı
uygulayabiliyoruz.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 39
“Çok sağlam ve esnek olan tedarik
zincirimize güvenebildiğimiz için
mutluyuz”
“Bu süreçte insanların hem evde geçirdikleri zamanın çoğalması hem de konut kredilerinin
de etkisi ile ev alım-satımlarının artması renovasyon pazarını hareketlendirecek. Hızlı ve
pratik uygulanabilen hafif kuru yapıları da bu pazarda oldukça fazla tercih ediliyor. Bu da
bizim için fırsata dönüştürülebilecek bir avantaj olacak.”
Türkiye’de 300’den fazla çalışanı ile Knauf,
Türkiye çapındaki geniş seçkin bayi
ağı ve teknik donanımı üst seviyede olan
proje ekibi sayesinde tüm ürünlerini Türkiye’nin
her yerine ulaştırmakta. Salgın
döneminde de geliştirdiği yeni iş modelleri
ile sektördeki yeni koşullara hızlı bir
şekilde uyum sağlayan Knauf ‘Yeni Normal’
dönem için de tüm hazırlıkları gerçekleştirmiş
durumda. Knauf Türkiye Genel
Müdürü Ali Türker ile yapmış oldukları
çalışmaları ve yeni dönem için planlarını
konuştuk.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde ne tür
değişiklikler gerçekleştirdiniz?
Global olarak şirketimiz dijital altyapı yatırımlarına
oldukça önem veriyor. Dijital
altyapı sürecindeki gelişmeleri aslında
en çok salgın döneminde test etmiş olduk.
Salgının başladığı dönemde merkez
ofisimizin yüzde 95’i home office sistemine
geçti. Global olarak şirketimizin dijital
altyapı yatırımlarına verdiği önem ve beyaz
yakalı çalışanlarımızın yüksek dijital
okuryazarlığı sayesinde uzaktan çalışma
konusunda herhangi bir problem yaşamadık.
Tüm toplantılarımıza, eğitimlerimize
online olarak devam ettik ve hatta
2020 yılının en önemli projelerinden olan
CRM ve iç iletişim platformu projemizi bu
dönemde tamamlayarak canlıya aldık.
Fabrikalarımızda enerji gözetimini tamamen
dijital ortamda otomatik olarak takip
ediyoruz. Bu konudaki manuel sayaç sayımı
vb. gibi tüm süreçlerimizi ortadan
kaldırmıştık. Üretimde de dijitalleşme ve
otomasyona yaptığımız yatırımlar sayesinde
bu süreci kolaylıkla atlattık.
Geliştirdiğiniz yeni modellerde
ana stratejiniz ne oldu?
Pandemi sürecinin en başında satış ekibimiz
sahadaki çalışmalarına ara verdi.
Bu dönemde uzaktan da olsa bayilerimizle
birebir iletişim kurmaya ve onların
ihtiyaçlarına çözüm bulmaya devam ettik.
Kaygı ve belirsizliğin yoğun olduğu bu
dönemde müşterilerimize ihtiyaçları olan
güveni sağlamak ve her zaman yanlarında
olacağımızı hissetirmek bizim için öncelikliydi.
Bu düşünceden hareketle nisan
sonu itibariyle sahada tüm önlemlerimizi
alarak müşterilerimizle yeniden bir araya
gelmeye başladık. Sektörde bu dönemde
müşterilerini yalnız bırakmayan ve bu konuda
oldukça yoğun şekilde olumlu geribildirim
alan bir firma olduk.
Bu süreçte eğitimlerimiz ve toplantılarımız
iç ve dış müşterilerimizle online olarak
devam etti. Genel Müdürlüğümüzde
oluşturduğumuz komitemiz ile haftalık
kriz değerlendirme toplantıları yaptık.
Mayıs sonu haziran başı itibari ile de tüm
önlemleri alarak vardiyalı biçimde ofisimize
dönüş sağladık.
Bu süreçte müşterilerinize ve iş
ortaklarınıza sunmuş olduğunuz
yeni hizmet modellerinden biraz
bahseder misiniz?
Ali Türker / Knauf Türkiye Genel Müdürü
Knauf Türkiye olarak dijital projeler hayata
geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz.
Müşteri ilişkileri yönetimi altyapısını
güncelleyen CRM projesi ile global standartların
üzerine çıktığımızı söyleyebiliriz.
Dünyanın en gelişmiş CRM altyapılarından
birisini kullanıma alarak dijitalleşmenin
ve uzaktan çalışmanın önem kazandığı
bugünlerde, CRM atılımını ve bulut
altyapısını tamamlayarak hizmet kalitesi
ve veri güvenliğinde emin adımlar attık.
Birçok dijital sistemin tek bir çatı altında
entegre çalışması ile tüm müşteri aktivite
ve ticari faaliyetlerini tek bir platformda
birleştirerek yüksek hizmet kalitesi hedeflerine
ulaştık.
İK süreçlerinde de dijitalleşme çalışmalarına
devam ediyoruz. Bu kapsamda yeni
bir personel yönetimi platformunu kullanıma
aldık. Projenin temel hedefi bordro
hesaplama, masraf beyanları, izin yönetimi,
arşiv, özlük bilgileri gibi İK süreçlerinin
ilgili departmanlar için kolaylaştırılması,
aynı zamanda çalışanlar tarafından da
40
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
rahatça takip edilebilir hale getirilmesiydi.
Bu platform sayesinde İnsan Kaynakları
ve Personel Yönetimi Departmanlarının
en çok zaman alan işlemleri tamamen
otomatik hale gelirken, çalışanların da
pek çok işlemi şeffaf bir şekilde takip edebilmesi
ve işlemlerini kendilerinin gerçekleştirebilmelerini
sağlandı.
Son olarak teknolojinin sağladığı avantajlarla
şirket içi eğitimlerimizde ve hatta
müşterilerimize yönelik eğitimlerde büyük
ölçüde dijital altyapıları kullanmaya başladık.
Bu şekilde hem eğitim verimliliklerinin
daha yüksek olduğunu hem de ihtiyaçlar
doğrultusunda eğitim güncellemelerimizi
daha sık yapabildiğimizi gördük.
‘Yeni Normal’ dönem sizin
için nasıl ilerliyor? Sektördeki
gelişmeler ve şirketinize olan
etkilerine kısaca değinir misiniz?
Sektörümüzde geçtiğimiz yılın aynı dönemine
göre durağanlık söz konusu. Bununla
birlikte yılsonuna doğru hareketlenme
bekliyoruz ve ümitliyiz.
Salgının etkileri azalmaya
başladığında sizce sektörde ne
gibi fırsatlar meydana gelebilir?
Bu anlamda geliştirdiğiniz bir
planınız bulunuyor mu?
Pandemi sürecinde ertelenen siparişlerimiz
oldu ancak mevcut talepler ile birlikte
işlerin de biraz daha normale dönmesi ile
bu ertelenen siparişlerimizin de teslimatını
gerçekleştiriyoruz. Bu anlamda çok
sağlam ve esnek olan tedarik zincirimize
güvenebildiğimiz için mutluyuz. Şimdiye
kadar üretimde ve teslimat süreçlerimizde
herhangi bir aksama yaşamadık.
Knauf Türkiye olarak birkaç yıldır devam
eden iyi bir ihracat hacmine sahibiz. Pandemi
sonrasında da ihracatta güvendiğimiz
bir kanaldayız. Aynı zamanda bu
süreçte insanların hem evde geçirdikleri
zamanın çoğalması hem de konut kredilerinin
de etkisi ile ev alım-satımlarının
artması renovasyon pazarını hareketlendirecek.
Hızlı ve pratik uygulanabilen hafif
kuru yapıları da bu pazarda oldukça fazla
tercih ediliyor. Bu da bizim için fırsata dönüştürülebilecek
bir avantaj olacak.
Galataport
Yapı Malzeme Ağustos 2020 41
Şişecam’dan sektörde bir ilk daha
Şişecam Topluluğu küresel salgının başlangıcından bu yana tüm çalışanları, iş ortakları
ve müşterilerinin sağlığını korumak amacıyla hayata geçirdiği en üst düzeydeki önlem ve
uygulamalarla Türk Standardları Enstitüsü’nden (TSE) “Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi”
alan ilk cam üreticisi olarak, bir ilke daha imza attı.
Dosya
Türkiye’nin en köklü sanayi kuruluşları
arasında yer alan Şişecam Topluluğu,
sektöründe lider ve öncü olarak gerçekleştirdiği
ilklere bir yenisini daha ekledi.
Küresel salgının başlangıcından bu yana
tüm çalışanları, iş ortakları ve müşterilerinin
sağlığını korumak amacıyla en üst
düzeydeki önlem ve uygulamaları hayata
geçiren Şişecam, Türk Standardları Enstitüsü’nden
(TSE) “Covid-19 Güvenli Üretim
Belgesi” alan ilk cam üreticisi olma
başarısını gösterdi.
Şişecam Topluluğu bünyesinde Cam Ambalaj
Grubu’nda faaliyet gösteren Anadolu
Cam Sanayii A.Ş. Mersin Fabrikası
TSE tarafından yayınlanan Covid-19 Hijyen,
Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu’ndaki
koşulları sağladığı için kabul
edilen başvurusu sonrasında, TSE’nin
detaylı kontrolünden geçti. Kılavuz kapsamındaki
“Korunma ve Kontrol Önlemleri”,
“Uygulamaya yönelik önlemler, “Eğitim”,
“Atık Yönetimi”, “Sosyal ve Ortak Kullanım
Alanları”, “Temizlik”, “İş Sağlığı ve
Güvenliği Ekipmanları” gibi ana başlıklarda
gerçekleştirilen denetim sonucunda,
üst düzeyde önlem ve uygulamayı hayata
geçiren Şişecam’ın Mersin’deki cam ambalaj
üretim tesisi Covid-19 Güvenli Üretim
Belgesi’ni almaya hak kazandı.
Diğer Şişecam tesisleri de
Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi
alacak
Türkiye’deki Düzcam,
Cam Ev Eşyası,
Cam Ambalaj ve
Kimyasallar iş kollarındaki
üretim tesisleri
için Covid-19 Güvenli
Üretim Belgesi
almak üzere TSE’ye
başvuruda bulunan
Şişecam’ın Mersin’deki
cam ambalaj
üretim tesisinin ardından
diğer tesisleri
de denetim ve onay
süreçlerinin tamamlanmasıyla
Covid-19
Güvenli Üretim Belgesi
alacak. Salgının
başlangıcından bu
yana ilgili tüm resmi
kurumlar tarafından
yapılan yönlendirmeleri
yakından takip eden ve belirlenen tüm
önlemleri titizlikle uygulayan Şişecam,
Topluluk Genel Müdürü başkanlığındaki
İcra Kurulu üyelerinden oluşan “Acil Durum
Koordinasyon Komitesi” tarafından
alınan kararları hızla uygulamakta, hazırlanan
“Salgın Eylem Planı” çerçevesinde
aksiyonlar almaktadır.
Bugüne kadar gerek tüm üretim tesislerinde
gerekse Genel Merkezi’nde çalışanlarının
sağlığını korumak ve iş sürekliliğini
sağlamak amacıyla birçok önemli
aksiyonu hayata geçiren Şişecam, Türkiye’de
ilk Covid-19 vakasının resmi olarak
açıklanmasından önce önlemleri almaya
başlayarak, kişisel koruyucu malzemelerin
dağıtılması, dezenfektanların kullanımının
yaygınlaştırılması ve ateş ölçümü
gibi kararlarla Covid-19 virüsüne karşı
koruyucu aksiyonları hızla uygulamaya
koydu.
Tüm Şişecam çalışanlarının
sağlığını koruyacak bir çalışma
düzeni oluşturuldu
Çalışanların yoğun olarak kullandıkları
ortak alanların virüse karşı dezenfeksiyon
işlemlerini düzenli olarak ve sıklıkla
uygulayan Şişecam, tüm iş yerlerinde
çalışanları için sosyal mesafeyi gözeten
bir çalışma düzeni sağlamak amacıyla
yemekhane ve personel servisleri gibi
ortak kullanım alanlarında gerekli önlemleri
aldı. Çalışma ortamlarının yanı
sıra personel servislerinde her vardiya
değişiminde periyodik dezenfeksiyon yapılmasını
sağlayan Şişecam, iş yerlerindeki
çalışan sayılarını üretim faaliyetlerini
etkilemeyecek, ancak çalışan sağlığını
da koruyacak şekilde optimize etmeyi
başardı. Resmi makamların aldığı kararlara
paralel olarak, sürecin en başında
hamile ve kronik rahatsızlıkları olan çalışanlarını
idari izne çıkartan, ayrıca hem
çalışanların sağlığını koruyacak hem de
iş sürekliliğini sağlayacak şekilde evden
çalışma ve dönüşümlü ofisten çalışma
planlamaları yapan Şişecam, çalışan yoğunluğunun
azaltıldığı bir çalışma düzeni
oluşturdu.
İşe alım süreçlerini ve eğitimlerini dijital
platformlara taşıyan, çalışanlarının görüşme
ve toplantıları telefon, telekonferans,
video konferans gibi iletişim araçları
üzerinden gerçekleştirmesini sağlayan
Şişecam, çalışanlarını salgına ilişkin gelişmeler,
Covid-19 belirtileri ve kişisel
koruyucu önlemler konusunda bilgilendirmek
için e-eğitimler, dijital ekranlar,
duyurular gibi birçok farklı iletişim kanalını
kullanıyor, güncel bilgileri paylaşıyor.
Hayata geçirdiği önlem ve uygulamaları
tesislerine hizmet veren tüm iş ortaklarından
da aynı titizlikle talep eden Şişecam,
tedarikçilerinin sosyal mesafe, hijyen ve
dezenfeksiyona yönelik uygulamalarını
da yakından takip ediyor.
42
Yapı Malzeme Ağustos 2020
“Gücün koruması, sürekli değişen
koşullara hızla uyum
sağlayabilmek ile mümkün”
“Pandemi döneminde ana stratejimiz, ülkemizin geleceği için sorumluluklarımızın bilincinde
davranarak, üretimimize ve ticari faaliyetlerimize kesintisiz şekilde devam etmek oldu. Tabi
ki sektör öncüsü bir marka olarak, faaliyetlerimizi devam ettirirken çalışanlarımızın ve iş
ortaklarımızın sağlığı her zaman önceliğimiz.”
Murat Savcı / İzocam Genel Direktörü
Türkiye yalıtım sektörünün öncüsü İzocam,
camyünü tesisinde 55 bin ton/yıl,
taşyünü tesisinde ise 75 bin ton/yıl olmak
üzere toplam 130.000 ton/yıl kapasite
mineral yün üretimi yapmakta. İçerisinde
bulunduğumuz dönemde de aldığı tedbirlerle
üretimini aksatmadan devam eden
firma, enerji tüketiminde tasarruf sağlayan
ürünleriyle ülkemizde ve
yurtdışında gerçekleşen mega
projelerin pek çoğunda yer almakta.
İzocam Genel Direktörü Murat
Savcı ile gündemdeki gelişmelere
dair gerçekleştirdikleri yenilikleri
ele almaya çalıştık.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde
ne tür değişiklikler
gerçekleştirdiniz?
Geliştirdiğiniz yeni
modellerde ana stratejiniz
ne oldu? Bu süreçte
müşterilerinize ve iş
ortaklarınıza sunmuş
olduğunuz yeni hizmet
modellerinden biraz
bahseder misiniz?
Salgın henüz ülkemizde görülmeye
başlamadan biz konuyla
ilgili çalışmalara başlamıştık. İlk
uygulamamız Şubat ayında yurt
dışı seyahatlerimizi iptal etmek
ve bayilerimizi konuyla ilgili bilgilendirmek
oldu. 2020 Uluslararası
Bayi Toplantımızda hem
ortak alanlara hem de odalara
dezenfektanlar koyarak hem de
korunma yöntemlerini anlatan
broşürler dağıtarak önlemler almaya
başladık. Ardından merkez
ofisimizde ve tesislerimizde
çalışanlarımıza bilgilendirme
yaptık. Hemen genel müdürlüğümüzde,
bölge müdürlüklerimizde
ve tesislerimizde güvenli
mesafenin sağlanması ve hijyen
tedbirlerinin arttırılmasına yönelik
önemli koruyucu tedbirler alındı.
Bununla beraber COVID-19 konusunda
Sağlık Bakanlığımızın yönergelerini çok
yakından takip ettik ve tavsiye edilen tüm
önlemleri vakit kaybetmeden aldık, büyük
bir titizlikte uygulamaya koyduk. Ofis çalışanlarımız
16 Mart – 1 Haziran tarihleri
arasında evlerinden çalıştılar. 1 Haziran
itibariyle de %50 oranını geçmeyecek şekilde
kademeli olarak ofislerden çalışmaya
devam ediyoruz. Gerek tesislerimizde
gerekse ofislerimizde bariyer önlemlerini
üst seviyede tutarak çalışıyoruz. Bayilerimizle
ve çalışanlarımızla yapmayı planladığımız
toplu katılım gerektiren toplantıları
webinar sistemler üzerinden yapıyoruz.
MS Teams, Zoom ve Skype for Business
gibi uygulamalar bu dönemde yeni toplantı
odalarımız oldu.
Pandemi döneminde ana stratejimiz, ülkemizin
geleceği için sorumluluklarımızın
bilincinde davranarak, üretimimize ve
ticari faaliyetlerimize kesintisiz şekilde
devam etmek oldu. Tabi ki sektör öncüsü
bir marka olarak, faaliyetlerimizi devam
ettirirken çalışanlarımızın ve iş ortaklarımızın
sağlığı her zaman önceliğimiz.
Bu nedenle üst düzey güvenlik önlemleri
alarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Diğer taraftan, üretim programımızı ve
stoklarımızı sektördeki arz ve talep dengesine
göre düzenleyerek, piyasa koşullarına
hızla adapte olabildiğimiz bir üretim
planlama stratejisini takip ediyoruz.
Bu döneminde hepimizin yakından daha
çok hissettiği gibi, değişim artık sürekli bir
ihtiyaç ve bu değişim dünyasında gücün
koruması, sürekli değişen koşullara hızla
uyum sağlayabilmek ile mümkün. Değişime
hızla uyum sağlamanın en verimli ve
en kolay yolu ise dijital dünyaya yapılan
yatırımlardan geçiyor. Biz de bu nedenle,
bu süreçte bir yandan ürün ve servislerimizi
müşterilerimize zamanında ve en iyi
kalitede sunmayı sürdürürken bir yandan
da dijital yatırımlara odaklandık.
Bu kapsamda müşterilerimize verdiğimiz
hizmet süresini kısaltan ve verilerin
güvenliğini artıran SAP uygulamasını
devreye aldık ve bu uygulamayı iş süreçlerimizin
ihtiyaçları dâhilinde geliştirmeye
devam ediyoruz. SAP sayesinde talimat
sistemini kaldırdık ve en önemlisi de
müşterilere sunulacak hizmet taahhütnamelerini
yerine getirecek şekilde süreçlerimizi
kurguladık. Ayrıca, üretim planlama
sürecini iyileştiren MRP sistemini kullanmaya
başladık ve kalite, çevre, iş sağlığı
44
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
ve güvenliği (İSG) gibi fonksiyonları iş süreçlerimize
entegre ettik. Diğer taraftan,
kurumsal web sitemizi (izocam.com.tr)
yapılan her işin ve sunulan her ürünün
arkasında İzocam’ın olduğu mesajını taşıyan
“Arkasında İzocam var” mottosu ile
uyumlu söylem ve görsellerle destekleyerek,
kullanıcı odaklı olarak yeniledik. Eş
zamanlı olarak, yalıtımlı sandviç panel
markamız olan İzocam Tekiz’in web sitesini
yeni içeriklerle ve mobil uyumlu olarak
son kullanıcı ile buluşturduk.
Bir başka dijital platform çalışmamızı ise
çalışanlarımız için uygulamaya koyduk.
“Dijital İK” adını verdiğimiz yeni bir platform
ile çalışanlarımız kendilerindeki değişimleri
ve yıl boyunca yapmış oldukları
çalışmaları değerlendirebilecekleri yeni
bir uygulamaya kavuştu.
Dijital dönüşüm ile iş süreçlerinin verimliliğini,
kalitesini ve güvenilirliğini arttırmayı,
erişilebilirliği ve farklı sistemler arası veri
alışverişini geliştirmeyi, müşteri memnuniyetini
arttırmayı, operasyon maliyetlerini
azaltmayı ve iş sürekliliğinin sağlanmasını
hedefliyoruz. Biliyoruz ki dijital
dönüşüm her daim kendini güncelleyen
ve düzenli takip ile mevcut sistemlerin
belirli aralıklarla geliştirilmesini tetikleyen
bir konu. Bu nedenle de bu alandaki projelerimiz
bitmedi; müşterilerimizin ve çalışanlarımızın
beklentilerine uygun şekilde
geliştirilecek yeni projeler üzerinde çalışmaya
devam ediyoruz.
‘Yeni Normal’ dönem sizin
için nasıl ilerliyor? Sektördeki
gelişmeler ve şirketinize olan
etkilerine kısaca değinir misiniz?
Salgının tüm dünyada ve ülkemizde ekonomik
ve ticari etkilerinin olması kaçınılmaz.
Eğer yaz mevsiminin sonuna kadar
pandeminin etkileri azalır ve normalleşme
süreci daha çok hissedilirse, ticari faaliyetler
gelişme gösterecek, bu sayede
ekonomide de bir rahatlama olacaktır.
Ancak salgın çok daha uzun bir döneme
yayılırsa bu hem ülke ekonomisi hem de
global ekonomi için kalıcı hasar anlamına
gelebilir. Böyle bir durumda da ekonomide
normale dönmek zaman alacaktır.
İzocam özelinde baktığımızda, sektörümüzde
yer alan bazı şirketler üretim faaliyetlerine
ara vermek zorunda kaldılar.
Biz ise son aylarda iyi bir satış ivmesi
yakaladık. Şu anda gelen talepleri karşılayacak
ölçüde üretimimizi sürdürüyoruz.
Ayrıca bu dönemde, sadece iç pazara değil,
ihracat pazarına da odaklandık. İhracat
yaptığımız ülkelerdeki projelere ürün
temin etmeye kesintisiz şekilde devam
ediyoruz.
Pandemi sürecinde ülkemizde önemli
projelere istenen kalitede ürünleri zamanında
teslim edebilmek İzocam olarak
bize büyük bir avantaj sağladı. COVID-19
döneminde yapımına başlanan İstanbul
Atatürk Havalimanı Sahra Hastanesi’ne
İzocam Tekiz Taşyünü Çatı Panelleri tedarik
ettik. Ankara Keçiören Atatürk Göğüs
Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim
ve Araştırma Hastanesi 100 yataklı ek
bina projesinin iklimlendirme sistemi için
İzocam Optiflex boru ve levhaları tercih
edildi. Sancaktepe Sahra Hastanesi’nin
iklimlendirme sisteminde yine İzocam
Optiflex boru ve levhalar kullanıldı.
Salgının etkileri azalmaya
başladığında sizce sektörde ne
gibi fırsatlar meydana gelebilir?
Bu anlamda geliştirdiğiniz bir
planınız bulunuyor mu?
Pandemi bütün dünyada ve ülkemizde
müşteri ve tüketici eğilimlerinde bazı öncelikleri
öne çıkardı. İnsanların sağlık konusu
ile ilgili kaygıları ve zaten çok önemli
bir konu olan çevre duyarlılığı daha da
arttı. Ayrıca, ekonomik daralma tasarruf
ihtiyacını gündemimize daha çok getirdi.
Bu çerçeveden bakıldığında yalıtım
sektörü öne çıkan bu öncelikli konulara
katkı sağlayan bir sektör ve önümüzdeki
dönemde yalıtıma olan ihtiyaç daha da
artacak. Ülkemizdeki tabloya baktığımızda,
harcadığımız enerjinin yaklaşık dörtte
üçünü dışarıdan ithal ediyoruz. Bu düzeyde
bir enerji ithalatı, dış ticaret açığımızın
en önemli kısmını oluşturuyor. Cari açığı
daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide
dışa bağımlılığımızı azaltmak için
enerji verimliliği ve iyi yalıtım uygulamaları
şart. Bu da gelecekte sektörün çok
fazla büyüyeceği anlamına geliyor.
Doğru malzeme ve uygun kalınlık ile yalıtım
yapılan binalar enerji tasarrufu için
atılacak en büyük adımdır. En yüksek
enerji tasarrufunu sağlayan çözüm ise
multi konfor binalardır. Sıfıra yakın enerjili
ev kavramından türemiş ve biyo iklimsel
tasarımı hedefleyen, sürdürülebilir, ekolojik,
ekonomik ve sosyal etmenleri göz
önünde bulunduran “Multi Konfor Binalar”,
yüksek enerji tasarrufuyla birlikte
azami ısıl konforu sunuyor. Multi Konfor
Binalar en az % 90 enerji tasarrufu hedefliyor.
Pandemi döneminde, diğer bir gündem
maddesi ise ses yalıtımına olan ihtiyaç
oldu. Çünkü hepimiz her zamankinden
daha çok evlerimizde kaldık ve çoğu zaman
komşu gürültüsü ile daha çok mücadele
ettik. Evlerde komşu ve sokak
gürültüsünden korunmak için mineral
yünlü yalıtım ürünlerinin tercih edilmesi,
hatta yapılan yalıtım uygulamasının Multi
Konfor Bina şartlarına uygun olması gerekiyor.
Önümüzdeki dönem yüksek ses
yalıtımı sağlayan ürünler sadece yeni
projeler için değil renovasyon projeleri
için de tercih edilecek.
Pandeminin etkileri azaldıktan sonra, küresel
iklim değişikliği ile mücadele eden
ve insan sağlığına zarar vermeyen ürünler
daha çok gündemimizde olacak. Sürdürülebilirliği
destekleyen uygulamalar
sadece sektörel değil dünyanın korunması
için de bir fırsat.
İzocam olarak biz de, gerek son kullanıcının
gerekse sektör profesyonellerinin
çevreye duyarlı ve enerji tasarrufunu ön
planda tutan ürünleri tercih etmeleri için
farkındalık arttırıcı çalışmalarımıza hız
verdik. Bu kapsamda İzocam Camyünü
ürünlerimizin ambalajlarını yeniledik.
Öncelikle yarı şeffaf beyaz olan yeni ambalajlarda
daha az boya kullanımına yer
verdik ve ambalaj üretimindeki karbon
ayak izini azalttık. Yeni ambalajlarda ürünün
üretimden uygulamaya kadar geçen
süreçte çevreye olan katkılarını anlattık.
Camyünü ürünümüzün insan sağlığına
zarar vermemesi, enerji tasarrufu sağlaması,
sürdürülebilirliğe olan katkısı
nedeniyle, yeni ambalajında BM’in 17
küresel hedefi arasında yer alan ‘Sağlıklı
Bireyler’, ‘Erişebilir ve Temiz Enerji’,
‘İnsana Yakışır İş ve Büyüme’, ‘Sanayi,
Yenilikçilik ve Altyapı’, ‘Sürdürülebilir Şehir
ve Yaşam Alanları’, ‘Sorumlu Tüketim
ve Üretim’, ‘İklim Eylemi’ ve ‘Hedefler için
Ortaklıklar’ gibi 8 önemli hedefe ulaşılmasında
üzerimize düşeni yaptığımızı ifade
edecek görsel ve ikonlara yer verdik. Bu
sayede tüketicinin ürün seçimi yaparken
insan sağlına zarar vermeyecek nitelikte,
karbon salımının azaltımına katkı sağlayan
doğa dostu ürün seçimi konusunda
farkındalıklarını arttırmayı hedefledik.
Şu anda da bir yandan diğer ürünlerimiz
için sürdürülebilirliğe katkı sağlayan
ambalaj çalışmalarımız devam ederken
diğer taraftan tüm iletişim faaliyetlerimizde
enerji tasarrufu, insan sağlığı ve sürdürülebilirliğe
vurgu yaparak bu alandaki
farkındalık arttırıcı faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 45
“Yeni yatırım planlarımızı hayata
geçiriyoruz”
“Biz bu yıl ODE’nin 35’inci yılını kutluyoruz. İlk günden itibaren şirketimizin yolculuğunun
uzun soluklu bir yolculuk olduğunu düşünüp bu tip zorlu dönemlerin bizi hedeflerimizden
uzaklaştırmaması yönünde planlama yapıyoruz. Bu sayede 2020 hedeflerimizi de
güncelleme ihtiyacı duymadık.”
Erhan Özdemir
ODE Yalıtım Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı
Yapı ve HVAC olmak üzere 2 ana kategoride
üretim yapan ODE, 5 modern üretim
tesisinde, 4 binden fazla ürün çeşidi ve
uzman personeliyle yalıtım sektörünün
en büyük üreticileri arasında yer alıyor.
İçerisinde bulunduğumu bu hassas dönemde
de üretimlerine ara vermeden devam
eden firma, salgına karşı geliştirdiği
yeni stratejileri ve iş modelleri ile sektördeki
konumunu korumaya devam ediyor.
ODE Satış ve Pazarlama Genel Müdür
Yardımcısı Erhan Özdemir ile gündeme
dair konuları ele almaya çalıştık. Almış
oldukları tedbirler ve yeni çalışma düzenlerini
bizlere aktaran Özdemir, sektördeki
yeni oluşumlar hakkında da değerlendirmelerde
bulundu.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde ne tür
değişiklikler gerçekleştirdiniz?
Geliştirdiğiniz yeni modellerde
ana stratejiniz ne oldu?
Pandeminin başından bu yana dinamik
bir süreçle karşı karşıyayız ve bu durum
sürekli olarak yeni aksiyonlar alma ihtiyacını
beraberinde getiriyor. ODE olarak
kendi üzerimize düşen sorumlulukları yerine
getirmek üzere ilk günden bu yana
gerekli aksiyonları almış durumdayız. Yaşanan
bu süreçte önceliğimiz, çalışanlarımız
ve diğer tüm paydaşlarımızın sağlık
ve güvenliğini sağlamak oldu.
Faaliyet modeli olarak değerlendirdiğimizde
ise ilk olarak hepimizin iş yapma
şekilleri değişiyor. Artık insan odaklı iş
modellerinin ve üretim süreçlerinin değiştiği,
dijitalleşmenin arttığı bir döneme
girdik. Pandeminin etkileri azalsa dahi
uzaktan, part-time veya dönüşümlü çalışma
uzun süre gündemimizde olacak.
Yüz yüze iletişim hiç şüphesiz çok önemli
ancak bu dönemde online toplantılar ile
işlerin yürütülebildiğini hep birlikte gördük.
Dolayısıyla seyahatlerin azalacağını,
pandemiyle birlikte başlayan işleyişin
güçlenerek devam edeceğini öngörüyoruz.
Çalışanlarımız, müşterilerimiz, tedarikçilerimiz
ve diğer paydaşlarımız ile
ortak değer yaratmaya, geleceğimizi şekillendirmeye
odaklanıyoruz. Bu geleceği
kurgulamak, iş planlarını gözden geçirmek
ve Yeni Normale göre aksiyonlarımızı
almak için de ODE Yalıtım olarak sürekli
yeni senaryolar üzerinde çalışıyoruz.
Bu süreçte müşterilerinize ve iş
ortaklarınıza sunmuş olduğunuz
yeni hizmet modellerinden biraz
bahseder misiniz?
ODE Yalıtım olarak pandeminin etkileri ülkemizde
hissedilmeye başlamadan önce,
bu yılın başında KOD 2020’yi lanse etmiş
ve önümüzdeki süreç için odağımıza almıştık.
KOD 2020’nin K’si Kurum İçi Girişimcilik,
O’su Operasyonel Mükemmellik,
D’si ise Dijital Dönüşüm’ü temsil ediyor.
Dijital dönüşümün getirdiği değişimleri ve
sektörümüzün gerekliliklerini göz önünde
bulundurarak gerek üretim gerekse hizmet
süreçlerimizde teknoloji ve inovasyonu
önceliklendiriyoruz. Bu dönüşüm
pandemi ile birlikte daha da arttı. Biz de
bu dönemde, inşaat sektöründe faaliyet
gösteren paydaşlarımızın hayatını kolaylaştıracak
yenilikçi bir sistem geliştirerek
online sistem seçim aracı olan ODE Select’i
devreye aldık.
Türkiye’de ilk, dünyada da sayılı örneklerden
biri olan ODE Select ile çatılar, temel
ve perdeler için yalıtım çözümleri, proje
kriterlerine uygun sistemler, 2D detaylar,
şartnameler ve teknik dokümanlar tek
bir dosya halinde ve tamamen ücretsiz
olarak bilgisayara indirilebiliyor. Sistem
ayrıca, ihtiyaç duyulduğu takdirde satış
temsilcilerimizden teklif veya uzmanlarımızdan
teknik destek almaya da olanak
tanıyor. Başta mimarlar, tasarımcılar, danışmanlar
ve uygulamacılar olmak üzere,
inşaat projelerinde faaliyet gösteren tüm
paydaşlarımızın oturdukları yerden tüm
çözümlere ulaşabildikleri ODE Select’i
geliştirirken hızının yanı sıra kolay bir kullanıma
sahip olmasına da özen gösterdik.
Paydaşlarımız, www.odeselect.com.
tr internet sitesi üzerinden dakikalar içinde
ihtiyaç duydukları tüm bilgilere son derece
pratik bir şekilde ulaşabiliyor. KOD
2020 çerçevesinde üzerinde halihazırda
çalıştığımız, sektörümüze değer katan bu
gibi ürün ve hizmetleri lanse etmeye önümüzdeki
dönemde de devam edeceğiz.
‘Yeni Normal’ dönem sizin
için nasıl ilerliyor? Sektördeki
gelişmeler ve şirketinize olan
46
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
etkilerine kısaca değinir misiniz?
Geride bıraktığımız yıl, inşaat sektörü,
faiz oranları ve yüksek maliyetler, finansmana
erişimde yaşanan zorluklar, konut
satışının düşük seyretmesi ve yeni projelerin
azalması gibi nedenlerle ülkemizde
en fazla küçülen sektörlerden birisiydi.
Sektör bu yıla umutlu başlamıştı ancak
koronavirüs tüm sektörleri etkilediği gibi
inşaat sektörünü de etkiledi ve etkileri bir
süre daha devam edecek. Şu anda herkes
virüsün gündemden çıkmasını bekliyor
ve bu süreci en az hasarla atlatmak
için gayret ediyor. Bu durum uzun sürer,
özellikle ikinci bir dalga yaşanırsa yapılan
sözleşmelerin tekrar gündeme gelmesi
ve gözden geçirilmesi de söz konusu.
Tüm bu etkenlerin bir de işçilik alanındaki
aksamalarla birleştiği düşünülürse proje
ve inşaat süreçlerinin yeniden ele alınması
kaçınılmaz görünüyor.
Biz bu yıl ODE’nin 35’inci yılını kutluyoruz.
İlk günden itibaren şirketimizin yolculuğunun
uzun soluklu bir yolculuk olduğunu
düşünüp bu tip zorlu dönemlerin
bizi hedeflerimizden uzaklaştırmaması
yönünde planlama yapıyoruz. Bu sayede
2020 hedeflerimizi de güncelleme
ihtiyacı duymadık. Yılsonu hedeflerimize
ulaşmak için çalışmalarımıza devam
ederken aynı zamanda yeni yatırım planlarımızı
da hayata geçiriyoruz. Çorlu’daki
membran tesislerimizin modernizasyon
yatırımını Mayıs ayında gerçekleştirdik.
Kauçuk üretiminde kapasitemizi artırırken
aynı zamanda bir test laboratuvarı
kurduk ve Ar-Ge yatırımlarımızı hızlandırdık.
Yine Mayıs ayı başında şirketimizin
dijital dönüşümü açısından çok önemli bir
yatırım yapıp ERP sistemimizi yeniledik.
Önümüzdeki yıl içinde de Eskişehir’deki
üretim kapasitemizi geliştirmek için ilave
yatırım yapmayı planlıyoruz. Bu yatırımlarla
birlikte yaklaşık 150 kişiye ilave istihdam
sağlayacağız. Böylece Türkiye’nin
yalıtım sektöründeki en büyük üreticileri
arasındaki yerimizi daha da güçlendireceğiz
ve global marka olma vizyonumuz
adına çok önemli bir adım daha atmış
olacağız.
Salgının etkileri azalmaya
başladığında sizce sektörde ne
gibi fırsatlar meydana gelebilir?
Bu anlamda geliştirdiğiniz bir
planınız bulunuyor mu?
Her sektörün, her şirketin yeni normale
göre hazırlık ve planlama yapma, bununla
birlikte karar verip hızlı aksiyona
dönüştürme refleksini kazanmak durumunda
olduğu bir dönemdeyiz. Bu dönemde
aldığımız kararlar ve seçimlerimiz
geleceğimizi belirleyecek. Diğer taraftan
yalıtım konusunda Türkiye’nin önünde
uzun bir yol var. Yalıtım ürünlerinde firmaların
üretim kapasite kullanım oranları
yüzde 40 diyoruz ama Türkiye’de işler iyi
gittiğinde, yalıtım bilinci bu hızda artmaya
devam ettiğinde, bu kapasiteler de yetmeyecek.
Sektörümüzün global arenada rekabet
avantajı kazanabilmesinin olmazsa olmazı
ise Ar-Ge. Sektörde ihracat kaynaklı
büyüme stratejisinin güçlenerek gelişmesi
gerekiyor. Bununla birlikte uluslararası
pazarda ilk olarak sertifikaya çok önem
veriliyor. Biz de bu kapsamda ürünlerimizi
sertifikalandırmaya özen gösteriyoruz
çünkü her ülkenin kendine özgü bir sertifika
talebi oluyor ve bu talebi yerine getirmek
durumundasınız.
Bir diğer konu da yurt dışından giderek
daha fazla katma değerli ürün talebi geliyor.
Yurt dışında katma değerli ürün
talebi her zaman vardı ancak değişen
tüketici beklentileri, artan çevre duyarlılığı
ve standartların sıkılaştırılmasından
dolayı bu beklenti her geçen gün daha da
artıyor. Ürünün yanı sıra, tüketicilerin işini
kolaylaştırıcı sistem talebi söz konusu.
Sektör olarak uluslararası arenadaki rekabeti
ancak bu koşulları sağladığımız ve
bir adım öteye taşıdığımız zaman oluşturabiliriz.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Koronavirüs ve benzeri salgınlar ile iklim
değişikliği sonucu ortaya çıkan afetler, geleceğin
dünyasının değişmesi gerektiğini
güçlü bir şekilde bizlere yeniden hatırlattı.
Bu konuda hepimize düşen görevler var.
Yalıtım, doğası gereği gelecek nesillere
sürdürülebilir bir yaşam alanı bırakmakta
son derece büyük bir öneme sahip ve
iklim değişikliğiyle mücadelede atılması
gereken ilk adımlardan biri. Türkiye genelindeki
yaklaşık 22 milyon civarında konutun
yüzde 80’inde halen yalıtım yok veya
çok zayıf bir yalıtım uygulaması var. Bu
binaların yalıtımlarının yapılmasıyla hem
binamızı güçlendirebilir hem geleceğimizi
koruyabilir hem de dışa bağımlı enerji tüketimimizi
azaltabilir, toplam enerji faturasını
yüzde 50 oranında aşağıya çekebilir
ve ekonomimize yılda yaklaşık 10 milyar
dolar katkı ile cari açığın düşürülmesine
destek sağlayabiliriz. Biz de ODE Yalıtım
olarak tüm üretimimizi sürdürülebilirliği
odağımıza alarak gerçekleştiriyor, yalıtım
bilincinin gelişmesi için çeşitli çalışmalar
yürütüyoruz. Bu çalışmalarımıza önümüzdeki
süreçte de devam edeceğiz.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 47
“Tüm gelişmelerde kendi
modelimize uyumlu olacak şekilde
güncellemeleri yapıyoruz”
“Ana strateji olarak kesintisiz tedarik ilkesini ve temas ettiğimiz her alanda en üst seviyede
hijyen prensiplerini belirledik. Doğru bir planlama ile talep bir anda düşse bile akıllı stok
yönetimi ile her talebe vaktinde yanıt verebildik.”
2001 yılından bu yana, 150.000 m²’yi
aşan 3 üretim tesisinde; dış cephe kaplama
sistemleri, ısı, su, ses ve yangın
yalıtım malzemeleri ve polimer kapı ve
pencere sistemleri üretimi gerçekleştiren
Eryap Grup, Türkiye’nin tamamında ve
62’den fazla ülkede kurmuş olduğu güçlü
işbirlikleri ile yurt dışında da ürünlerini
müşterileri ile buluşturmakta.
Eryap Grup Türkiye Satış Müdürü Tolga
Ceylan kendisiyle gerçekleştirdiğimiz röportaj
çalışmamızda gündeme dair sorularımızı
yanıtladı.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde ne tür
değişiklikler gerçekleştirdiniz?
Geliştirdiğiniz yeni modellerde
ana stratejiniz ne oldu?
10.03.2020 tarihinde ilk vaka Sağlık Bakanlığı
tarafından tespit edilir edilmez tüm
ülke sathında çok hızlı ve etkin şekilde
gelecek planlarımızı yapmaya başladık.
Daha önce deneyimlenmemiş bir salgınla
karşı karşıyaydık. Haber akışlarını sürekli
takip edip, yurt dışından gelen haber ve
gelişmeleri değerlendirirken, bir yandan
iş ve süreçlerimizin eksiksiz şekilde devam
etmesini sağladık. Bizim en büyük
değerimiz olan insan kaynağımızı koruyabilmenin
öncelikli olarak hedefimizde
olduğu bu dönemde, hem iş ortaklarımız,
hem kullanıcılar açısından optimum çözüm
yollarını değerlendirerek aksiyonlarımızı
çok hızlı bir şekilde planlayarak
hızlıca devreye aldık. Sektörde en hızlı
aksiyon alan şirket olarak rakiplerimiz ve
iş ortaklarımızın teveccühleri de bu becerimizin
göstergesidir.
Ana strateji olarak kesintisiz tedarik ilkesini
ve temas ettiğimiz her alanda en üst
seviyede hijyen prensiplerini belirledik.
Doğru bir planlama ile talep bir anda düşse
bile akıllı stok yönetimi ile her talebe
vaktinde yanıt verebildik.
Artık uzaktan uzağa insanlara yakın durabilmenin
yollarını keşfediyoruz. Bu keşif
ile özellikle büyük metropollerin trafik
çilesi, yaşama stresi, bir yerden bir yere
yetişme çabası ve insan üzerinde yarattığı
olumsuz etki iyice fark edilir hale
gelmişken, bir yandan da tüm işlerimizi
sadece 2 tuşa basarak insanlara temas
etmeden de yapabilmenin özgürlüğünü
öğrenmiş olduk. Bu dönemde iş modelimize
de “Daha az temas, daha yoğun iletişim”
kurguları ekledik. Hali hazırda uzun
bir süredir kullanmakta olduğumuz online
bayi portalımız, şirketimiz ile iş ortakları
arasında var olan tüm bilgilerin paylaşıldığı
alan olarak faaliyet göstermeye başladı
ve 7/24 ödeme yapılabilen sanal ödeme
48
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
platformumuz ile birlikte tüm süreçlerimizin
ana kaynak yönetim sistemimize
adapte ilerlemesini sağlayarak bilgi akışını
doğru yönetmemizi sağlayarak yıllardır
yürüttüğümüz tüm bu yatırımların faydasını
ortaya koydu. Bu noktada Eryap
Grup olarak çok önceden hazırdık.
Bu süreçte müşterilerinize ve iş
ortaklarınıza sunmuş olduğunuz
yeni hizmet modellerinden biraz
bahseder misiniz?
Gözlemimiz şu ki; yapı malzemeleri sektörü
uzaktan çalışma modelleri için biraz
talihsiz bir alan. Üretici, satıcı, toptancı
kanallarında henüz dijitalleşme hamleleri
yeteri seviyede olmadığından, teması
azaltmak yerine kontrollü hareket etmek
durumunda kalındı. Tam bu noktada geleneksel
yönetim metotları yerine insanların
kendi kendine, kimseyle bir araya gelmeden,
basitleştirilmiş ve kolaylaştırılmış
erişim alanları ile ürüne, hizmete ulaşma
talepleri arttı. Biz 5 yıl önce bu adımları
atmış olduğumuz için hazırlıklıydık. Sipariş,
ödeme, faturalama, termin, irsaliye
gibi temel noktalar yanında görüntülü
görüşme planlamaları yaparak işlerimizi
aksatmadan evlerimizden sürdürebildik.
Deneyimlenen konfor alanı ise yeni yatırımların
yapılmasına da öncü oldu.
‘Yeni Normal’ dönem sizin
için nasıl ilerliyor? Sektördeki
gelişmeler ve şirketinize olan
etkilerine kısaca değinir misiniz?
Mayıs ayı ile birlikte Genel Müdürlük binamızda
ve bölge müdürlüklerimizde
yeni normale uyumlu şekilde çalışmaya
başladık. 3 üretim tesisimizin ana girişlerinde
temel sağlık kontrolleri ile ziyaretçi
ve çalışanlarımızın sağlığını korumak için
üst düzeyde önlemleri aldık
ve esnetmeden devam ediyoruz.
Özellikle şirket içi tüm
önemli görüme ve toplantılarımızı
3 yıldır online olarak
yürüttüğümüz için mevcut
çalışma modelimiz günün
gerçekleri ile başarıyla örtüştü.
Diğer taraftan pandemi
sürecini titizlikle takip etmeye
devam ediyoruz. Tüm gelişmelerde
modelimize uyumlu
olacak şekilde güncellemeleri
yapıyoruz. Sektörde dijitalleşme
yatırımlarının artmaya
başladığını gözlemliyoruz ve
bu gelişmeyi de önemsiyoruz.
Ancak topyekûn bir farkındalık
oluştuğunda büyük
değişimler gerçekleşebilir,
bu değişimlerde sektörün
verimliliğini olumlu etkileyecektir.
Salgının etkileri
azalmaya başladığında
sizce sektörde ne
gibi fırsatlar meydana
gelebilir? Bu anlamda
geliştirdiğiniz bir
planınız bulunuyor mu?
Evler artık sadece bir ev değil
yuva olarak nitelenmeye
başladı, evde geçirilen yaşama
zamanı artınca konfor
alanları da yeniden şekillenmeye
başladı. Dikey değil yatay mimari
alanları tercih edilirken, bahçe, yeşil alan,
korunaklı bölgelerin olduğu yapılar önem
kazandı.
Isı, ses gibi insan üzerinde stres faktörünü
artıran yalıtım konularının ne kadar
Tolga Ceylan / Eryap Grup Türkiye Satış Müdürü
önemli bir faktör olduğu ortaya çıktı. Bu
sebeple özellikle yalıtım konusunda katlar
ve komşu duvarlar arasında ses yalıtımının
daha iyi ve sağlıklı ürünler ile yapılmasının
gerekliliği ve önemi artmıştır.
Bu durumda yalıtım bugünden itibaren
yeni konut alacak kişiler için, satın alma
kararını etkileyecek çok önemli bir kriter
olarak yerini alacaktır. Biz de bu noktada
çatı, ara bölme, taban yüzer döşeme
ürünlerinde Ar-Ge faaliyetleri ile yeni ürün
geliştirme için çalışmalarımıza başladık
ve inanıyoruz ki kısa bir süre içerisinde
ses yalıtımında üstün nitelikli ürünler ile
sektörde ses getireceğiz.
Tüketim ekonomilerin kaynağını oluşturur.
Tüketim devam ettiği sürece üretim
de devam edecektir. Bu nedenle özellikle
tüketimi hareketlendirmek için devletimizin
gerçekleştirdiği konut kredisi
indirimleri sebebiyle bir süredir sektörde
hareketlilik görülmekte. Bu hareketliliğin
devam edebilmesi ve ekonomiye olan
katkısının artırılması için var gücümüzle
ve tüm titizliğimizle, yeni normal kurallarını
esnetmeden çalışmaya devam ediyoruz.
Ülkemiz bu konuda başarılı bir sınavdan
ilk adımda geçmiştir, umuyoruz denetimler,
kontroller ve özellikle kişisel hijyen ve
otokontrol devam eder ve başka salgın
dalgaları ile karşılaşmayız.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 49
Dosya
“Markamızı daha iyi seviyelere
getirmek için adımlar atıyoruz”
“Salgının bir süre daha devam edeceğini düşünüyoruz. Uzmanlarında belirttiği gibi 2021
sonbaharına kadar komple ve kalıcı bir çözüm beklemiyoruz. Bu dönemi içeride çok iyi
analiz ve Arge çalışmaları ile geçirirken bir miktar tekrar pazarlama faaliyetlerine ağırlık
vereceğiz...”
Alper Doğruer / Ravago Bina Çözümleri Türkiye Ticari Direktörü
Farklı markalarla 1998 yılından bu yana
ülkemizde faaliyet gösteren Ravago Grubunun
inşaat ve yalıtım sektörüne ürün ve
sistem çözümleri sunan iş kolu ‘Ravago
Bina Çözümleri’ sektörde yaşanan değişikliklere
en hızlı adapte olan ve bu değişimleri
müşterilerinin lehine çevirmeyi başaran
ender şirketlerden.
Ravago Bina Çözümleri Türkiye Ticari Direktörü
Alper Doğruer, kendisiyle gerçekleştirdiğimiz
kısa söyleşimizde içerisinde
bulunduğumuz hassas döneme dair geliştirdikleri
yeni iş modellerini, ve önümüzdeki
döneme dair beklentilerini bizlerle paylaştı.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde ne tür
değişiklikler gerçekleştirdiniz?
Geliştirdiğiniz yeni modellerde
ana stratejiniz ne oldu?
Salgının ilk başlarında evde çalışma modeline
geçtik. Daha sonra zaman içinde
hükümetimizin aldığı kararlarla tam uyum
içinde yarı zamanlı ev-ofis çalışma sistemine
geçtik. Şu anda da seyreltilmiş ofis
modelinde çalışmalara ofisten ve evden
devam ediyoruz. Üretim bölümlerimizde
ise hiç kesinti olmadan gerekli önlemleri
alarak üretimlerimiz sürekli devam etti.
Bu süreçte müşterilerinize ve iş
ortaklarınıza sunmuş olduğunuz
yeni hizmet modellerinden biraz
bahseder misiniz?
Müşteri görüşme ve buluşmalarını On-line
ortama taşıdık. Geniş katılımlı toplantılar
gerçekleştirdik. Bunun şöyle bir avantajı
oldu. Değişik illerde faaliyette bulunan
bayilerin bir araya gelebilmesi senede bir
veya en fazla iki defa ancak bayi toplantılarında
olabiliyordu. Buralarda program
çok yoğun olduğu için çok fazla konuşma
imkânı bulunamıyordu. On-line görüşmenin
bize sunduğu fırsatla birçok farklı
ilden bayi aynı ortamda konuşabilme ve
tecrübelerini paylaşabilme imkânı buldu.
Bunun harici olarak evde kalınan sürede
internet üzerinde ödemelerin artması ile
sanal POS uygulamamızı ve buraya verilen
destekleri arttık. Bu sayede Haziran
ayında geçen yıllara göre bu kanaldan
gelen satışlarda 10 kat gibi artışlar odu.
‘Yeni Normal’ dönem sizin
için nasıl ilerliyor? Sektördeki
gelişmeler ve şirketinize olan
etkilerine kısaca değinir misiniz?
Yeni normal denen döneme şu an alıştık.
İnsanın en büyük özelliği uyumdur. Zaten
yeryüzünde bu yeteneği sayesinde hayatta
kalabilmiştir. Başlangıçta evet her
yere maske ile gitmek biraz garip gelse
de bugün maske takmadığımızda garip
hissettiğimiz bir döneme doğru ilerliyoruz.
Bayilerimiz, müşterilerimiz oldukça bilinçli
ve bu önemleri alarak iş görüşmeleri,
bağlantılar, satışlar sorunsuz yürütülüyor.
İşlerimizde bu normalleşme ile artışlar
gözlemliyoruz. İnşaat sektörü düşen faizler
ve hükümetin desteleri ile bir miktar toparlandı.
Bizde bu yeni normal dönemde
hem markamızı hem ürünlerimizi hem de
servis ve hizmetlerimizi daha iyi seviyelere
getirmek için adımlar atıyoruz. Marka
yüzümüzü yeniliyoruz. Yakın zamanda
duyuruları başlayacak. Geliştirdiğimiz çok
teknolojik ve ülkemizde ilk kez yapılan
ürünler var. Onları piyasaya süreceğiz.
Salgının etkileri azalmaya
başladığında sizce sektörde ne
gibi fırsatlar meydana gelebilir?
Bu anlamda geliştirdiğiniz bir
planınız bulunuyor mu?
Salgının bir süre daha devam edeceğini
düşünüyoruz. Uzmanlarında belirttiği gibi
2021 sonbaharına kadar komple ve kalıcı
bir çözüm beklemiyoruz. Bu dönemi
içeride çok iyi analiz ve Arge çalışmaları
ile geçirirken bir miktar tekrar pazarlama
faaliyetlerine ağırlık vereceğiz. Müşteri
kriz zamanında yanında olan markaları
kriz geçtikten sonra unutmuyor. O yüzden
salgı sonra için bugünden pazarlama ve
tanıtım faaliyetleri yapmak istiyoruz.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Bu salgın firmalarda ve şahıslarda değişik
izler bıraktı. Her şeyden önce hiçbir
şeyin değişmez olmadığını, hayatın hep
sürprizlerle dolu olduğunu gördük. Ama
sonuçta hayattayız ve mücadele devam
edecek. Ben her zaman olduğu gibi gelecekten
umutluyum. Teşekkürler.
50
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
Saray Selective ile Optimum
Isı ve Ses Yalıtımı
Performans ve estetiği bir arada sunan ürünleriyle mimari projelerin vazgeçilmez çözüm
ortakları arasında yer alan Saray Grup, yeni nesil Selective pencere sistemini kullanıcıların
beğenisine sundu. Tüm iklim koşullarında üstün performans sağlayan Selective serisi, optimum
ısı ve ses yalıtımı sağlayan tasarımıyla özellikle ‘pasif ev’ler için ideal seçeneği oluşturuyor.
Saray Grup bünyesinde 2004’ten bu yana
faaliyet gösteren Saray PVC, Avrupa’dan
Orta Doğu’ya, Afrika’dan Orta Asya’ya
uzanan ihracat haritasıyla uluslararası projelerde
ilk tercihlerden birini oluşturuyor.
Enerji sorununa çözüm getiren, gürültü ve
hava kirliliğinin içeri girmesini önleyerek
kullanıcılara konforlu ve sağlıklı bir yaşam
ortamı sunan üstün yalıtım özelliğine sahip
ürünleriyle öne çıkan Saray PVC, inovasyon
ve tasarımı buluşturan yeni nesil Saray
Selective pencere sistemleri ile çıtayı
daha da yukarı taşıyor.
Adının işaret ettiği gibi seçkin bir ürün serisi
olan Saray Selective, uzun Ar-Ge çalışmaları
sonucu piyasaya sunuldu. Üç contalı
yapısı, 76 mm kasa derinliği, damlalıklı
kanadı ve 6 odacıklı profilleri sayesinde
hava geçirimi, su sızdırmazlığı, rüzgar direnci
ve ısı yalıtım katsayısı ile alanının en
üstün performans değerlerine sahip Saray
Selective, nitelikli yapılara değer katmak
üzere tasarlandı.
Tasarruf için en kolay yol
Optimum ısı ve ses yalıtımı sağlayan özgün
tasarımının yanı sıra, özel güvenlik
aksesuarlarına uyumlu yapısı, dayanıklılığı,
kolay temizlenmesi, sızdırmazlığı
ile de dikkat çeken Selective serisi, diğer
Saray PVC ürünlerinde olduğu gibi, doğru
oranlardaki hammadde formülasyonu ile
fark yaratan özelliklerini uzun yıllar koruyor.
AB standardında üretilen aksesuar kanalları
sayesinde dünyada satılan her
türlü aksesuar ve açılım mekanizması ile
uyumlu olan Saray Selective pencere sistemleri,
76 mm’lik optimize profil derinliği
ile gerek yeni binalarda gerekse renovasyonlarda
rahatça kullanılabiliyor. Çok seçenekli
folyo kaplama alternatifleri ile görüntü
çeşitliliği sağlayan seri, kurşunsuz
formülden üretilmiş yüksek kalite profillerden
oluşan pencereleri ile kullanıcıların
sağlığını da ön planda tutuyor.
Doğru pencere seçimi, binalarda enerji
maliyetini düşürmede önemli bir role sahip.
76 mm kasa derinliğine ve 3 conta
sistemine sahip Saray Selective pencere
sistemi, aşırı sıcağı ve soğuğu dışarıda
tutarak, konforlu bir ortam sağlarken,
enerji tasarrufuna, dolayısıyla doğaya ve
dünyaya önemli bir katkıda bulunuyor.
SELECTIVE ÜRÜN AİLESİ:
SLP Selective Plus
Metrekare başına yılda
15 kWh ve daha
düşük enerji tüketimi
olan evlere ‘pasif ev’
denilmektedir. Çok
sıkı bir enerji tasarrufu
gerektiren ve
değerleri tam olarak
belirlenmiş olan pasif
evlerde, yalıtılmış
duvar ve çatılara
ek olarak, yalıtımlı
pencere ve kapı
kullanımı da esastır.
Profilleri köpük ile doldurulmuş, 3 contalı ve geniş
cam boşluğu ile 3 cam kullanımına olanak
sağlayan SLP Selective Plus pencere sistemi,
pasif ev kullanımı için ideal bir üründür.
SLA Selective Alu Style
PVC profillerin alüminyum profiller ile kaplanması
sonucu elde edilen SLA pencere sistemi,
farklı özelliklerdeki iki nitelikli malzemenin birleşiminden
oluşur;
PVC’nin yüksek
yalıtım ve sızdırmazlık
özelliği ile
alüminyumun şık,
kaliteli ve sağlam
görüntüsü aynı
üründe biraraya
gelir. Alüminyumun
uzun dış
ortam dayanımı
ve RAL kartela
seçenekleri, mimarlara sınırsız tasarım özgürlüğü
sağlar. Toz boya ya da eloksal kaplama ile
renklendirilen alüminyum kapaklı PVC profiller
ile çok farklı görüntüler elde edilebilir.
SLB Selective Bonded
SLB Bonding yönteminde cam, kanat profili
üzerine çift taraflı üstün performanslı bant ile
yapıştırılır. Cam, profilden daha rijit bir malzeme
olduğundan, bu sayede camın rijitliği profile
transfer edilir ve profilin esnemesi engellenir.
Sistemin taşıyıcılığı
yüzde 30 oranında
artırılırken,
daha yüksek pencere
ve kapıların
yapımına imkan
sağlanır.
52
Yapı Malzeme Ağustos 2020
“Faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde
en iyiyi hedefliyor ve bunun için çok
sıkı çalışıyoruz”
“Olası ticari senaryoları ve şartları sürekli değerlendirmeye ve gereken önleyici, düzenleyici
tedbirleri almaya devam ediyoruz. Sektör lideri olarak olası problemlere karşı tedbir
senaryolarımızı sürekli güncelliyoruz.”
Özge Hekim
Hekim Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve Yapı
Malzemelerinden Sorumlu Teknik Başkan Yardımcısı
Sektörün öncü firmalarından olan Hekim
Yapı A.Ş., salgın döneminde kendine has
aldığı tedbirler ve geliştirdiği yeni çalışma
modelleriyle bu süreçte kontrollü bir şekilde
ilerleyebilen firmaların başında geliyor.
Hekim Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
ve Yapı Malzemelerinden Sorumlu Teknik
Başkan Yardımcısı Özge Hekim ile bu süreçte
izledikleri stratejiyi ve hızlı değişen
koşullara karşı geliştirdikleri yaklaşımları
ele almaya çalıştık.
Öncelikle firmanız ve ürün
gruplarınız hakkında bilgi verir
misiniz?
Hekim Yapı A.Ş. bugün 6 şirket, 8 işletme,
191.000 metrekare üretim alanı, 1.000’e
yakın çalışanı, 6 kıtada 150’ye yakın ülkeye
ihracatı, yurt içi ve yurt dışında 100’den
fazla bayisi, 50.000’in üzerinde referansı
ile hizmet ve faaliyetlerini sürdüren Hekim
Holding’in bir kuruluşu olup; yapı sektöründe
faaliyet gösteren, ülkemizin ve yakın
coğrafyanın ilk otoklavlı fibercement doğal
çimento levha üreticisidir.
Hendek - Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesinde
111.000 m² üretim alanında kurulu
bulunan üç üretim tesisinde yıllık toplam
125.000 m³ HekimBoard fibercement doğal
çimento levha üretim kapasitesine sahiptir.
Hekim Yapı’nın 2001 yılında yaptığı yatırım
sonucu 2004 yılında özellikle iç ve dış
cephe kaplama malzemesi olarak kullanılmak
üzere üretimini gerçekleştirdiği fibercement
doğal çimento levha ürün yelpazesinde;
HekimBoard markası ile üretilen A1
sınıfı yanmaz fibercement doğal çimento
levhalar, TurkSiding markası ile üretilen fibercement
doğal çimento levha yalı baskı
plakaları, FibercementLam markası ile lam
kaplı doğal çimento levhalar, Boardia markası
ile fibercement doğal çimento levhalar
ve HekimBoard Flexia markası ile esnek
doğal çimento levhalar bulunmaktadır.
Hekim Yapı’nın 2010 yılında gerçekleştirdiği
yatırımı, yıllık 500.000 m³ üretim kapasitesine
sahip EPS (Genleştirilmiş Polistiren
Köpük) tesisidir. Bu tesiste; HekimPor
markası ile yüksek kaliteye sahip beyaz ve
karbonlu EPS yalıtım ve enjeksiyon ürünleri
üretilmektedir. Beyaz ve Karbonlu EPS
ürün grubunda Pamukkale, Karaelmas ve
Maxipor markaları ile de sektöre ürün vermektedir.
Enjeksiyon ürün grubunda ayrıca
tavan levhaları ve diğer kalıp üretimleri
ile de talepleri karşılamaktadır.
Hekim Yapı’nın 2011 yılında iki yeni yatırımı
gerçekleşmiştir. Bunlardan ilki EPS ve
taş yünü izolasyonlu sandviç panel tesisidir.
Yıllık 2.000.000 m² üretim kapasitesine
sahip bu tesiste; HekimPanel markası ile
1.25 m en ve 16 m boya kadar farklı tip ve
ölçüde çatı ve duvar panelleri üretilmeye
başlanmıştır. 2016 yılında poliüretan panel
üretim tesisinin de kurulmasıyla yıllık
üretim kapasitesi 4.000.000 m²’ye ulaşmış
olup; ürün yelpazesini poliüretan, EPS ve
taş yünü dolgulu sandviç panel olarak tamamlamıştır.
Hekim Yapı’nın 2011’de ki
ikinci yatırımı ise İngilizce literatürde polyethyleneterephthalate
(PET) olarak adlandırılan
malzemenin üretim tesisidir. Bu
tesiste; HekimPlast markası ile PET rulo
hattında üretimini gerçekleştirdiği polietilen
tereftalat üretilmektedir.
Hekim Yapı’nın 2014 yılında gerçekleştirdiği
bir diğer yatırımı HekimPan markası
ile üretilen EPS yalıtımlı HekimBoard hazır
yapı duvar paneli üretim hattıdır. Bu üretim
ile iki tarafı HekimBoard olan ve EPS izolasyonlu
hazır duvar yapı ürününü özellikle
prefabrik yapı ürünlerinin hızlı montajına
olanak sağlayarak, sektörün kullanımına
sunmuştur.
Kendi bünyesinde faaliyet gösteren Ar-Ge
ve Ür-Ge ekibinin çalışmalarıyla, aktif üretici
kimliğiyle 2020’de de yoluna başarılı ve
istikrarlı bir şekilde devam etmektedir.
Bu ürün grupları içerisinde yeni ve
öne çıkan ürün veya ürünlerinizin
avantajlardan biraz bahseder
misiniz?
Hekim Yapı A.Ş. tarafından 2004 yılında
üretilmeye başlayan fibercement levhalar,
sektörde HekimBoard markası ile güçlü bir
yer edinmiş olup, tüm yapı cephe ve yüzeylerinde
yaygın bir şekilde güvenle kullanılmaktadır.
Üretime başladığı ilk günden
itibaren ürün çeşitlendirme çalışmalarına
büyük önem veren Hekim Yapı; tüm dünyada
her geçen gün daha yaygın bir kullanım
alanı bulan renkli fibercement üretimi
için sürdürdüğü Ar-Ge çalışmaları neticesinde,
2018 yılı başında HekimColorBoard
markasıyla kendinden renkli fibercement
doğal çimento levhaların üretimine başlamıştır.
Bu ürünler, 2018 yılında düzenlenen
41. İstanbul Yapı Fuarı’nda ilk kez
sektörün beğenisine sunulmuştur.
Yapılara estetik bir görünüm kazandıran
HekimColorBoard, hem mimari hem de
teknik açıdan da birçok üstünlük sağlamaktadır.
A1 sınıfı yanmazlık, hızlı montaj,
güvenlik ve enerji verimliliği konusunda
sağladığı avantajlarla da ayrıca tercih sebebidir.
Hekim Yapı; HekimColorBoard ile giydirme
cephe sistemleri kategorisinde ülke
ekonomisine katma değer sağlamış, ithal
malzemelere alternatif olarak yerli üretimi
54
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
ile dışa bağımlılığı ortadan kaldırmanın yanında
dünyanın her bölgesine kendinden
renkli fibercement ihracatını gerçekleştirerek
ülke ekonomisine olumlu katkıda bulunmaktadır.
Pandemi döneminde inşaat
sektöründeki son gelişmeler
üretim ve satış faaliyetlerinizi nasıl
etkilemekte?
Sektör olarak bu konuda herhangi bir tecrübemiz
olmadığı için bizimle birlikte tüm
sektörler pandemiye maalesef hazırlıksız
yakalandı. Her sektörde olduğu gibi pandemi
sürecinde bizim faaliyet alanımızda
da önce aşağı ivmelenme; akabinde duraklama
senaryoları üretsek de, aldığımız
tedbirlerle üretim ve satış periyotlarımızı
benzer şekilde devam ettirdik. Hekim Yapı
olarak satış ayağındaki sacayağı modelimizin
bize kazandırdığı, pandemi süresince
alabileceğimiz tüm tedbirleri alarak,
ürün ve hizmet verdiğimiz sektörü dengede
tutmaya çalıştık. Bu süreçten daha tecrübeli
ve daha güçlü çıktığımızı ve gerek
sistem gerekse yapısal anlamda zor bir
sınavı başarı ile geçtiğimizi söyleyebiliriz.
Olası ticari senaryoları ve şartları sürekli
değerlendirmeye ve gereken önleyici, düzenleyici
tedbirleri almaya devam ediyoruz.
Sektör lideri olarak olası problemlere
karşı tedbir senaryolarımızı sürekli güncelliyoruz.
Bu yıl içerisinde yeni çalışmalarınız
var mı?
Yatırım planlarında birinci önceliğimiz yalıtım
sektörünün ihtiyaçlarıdır.
Bu ihtiyaçları belirlerken; yurt içi ve dışında
sahip olduğumuz yaygın bayi ağımızla
yaptığımız değerlendirmeler, anketler, lokal
toplantılar, değerlendirmeler ve görüş
alışverişleri etkin olmaktadır.
Yatırım sürecinde, senaryolar oluşturulmakta
ve yatırım ekibi tarafından süreçler
etkin şekilde takip edilip uygulanmaktadır.
Ülkemizde yapı – yalıtım sektörüne ait ihtiyaç
olan ne ürün varsa, sırasıyla yatırım
planımıza almayı, en kaliteli şekilde nihai
teknoloji ürün ve ekipmanlarla en kaliteli
şekilde üretmeyi, fiyatı en makul seviyede
tespit etmeyi ve en kısa zamanda tüketicileriyle
buluşturmayı hedefliyoruz.
2021 için piyasa ile buluşturmayı
planladığınız yeni Ar-Ge ürününüz
var mı?
Pandemi süreci, tüm yatırım süreçlerimizi
kısmen de olsa tüm sektörlerde olduğu gibi
bekletmeyi gerektirdi diyebiliriz.
Ar-Ge çalışmalarımız birkaç yeni
ürün için devam etmekte olup, piyasada
yer edinmesi için piyasanın
olağan doğal haline dönmesini ve
piyasada makul ölçüde talebin bir
miktar daha toparlanmasını beklemek
gerektiğini düşünüyoruz. Bu
süreç 2021’in ilk aylarında gerçekleşecek
gibi görünüyor.
2019 yılı ihracatınız açısında
nasıl geçti? 2020 yılı nasıl
geçiyor? 2021 yılındaki
ihracat beklentileriniz
nelerdir?
2019 yılına baktığımızda; 3 ana ürün grubunda
da (HekimBoard, HekimPanel ve
HekimPor) sektörün yüksek kapasiteli üreticilerden
olmakla birlikte, özellikle fibercement
(HekimBoard) ürünlerde ülkemizin ve
yakın coğrafyamızın en yüksek kapasiteli
üreticisi konumundayız.
Üretim faaliyetimize başlamadan önce
ithalat yoluyla temin edilen fibercement
ürünler yerine, bu gün aynı ürünleri yurt
içinde yerli olarak üreterek ihraç etmeye
ve ülkemize olumlu katkısını her geçen
gün artırmaya devam etmekteyiz.
2020 yılında ise; her ne kadar gümrük
geçişlerinde kısmen de olsa problemler
yaşansa da bir önceki yıla göre ciddi bir
ihracat artışı gösterdiğimizi ve ayrıca hiç
müşteri kaybı yaşamadan bu dönemi geçtiğimizi
söyleyebiliriz. Hedeflerimizi 2020
yılsonu itibari ile tutturacağımızı ve hedef
ülke pazarlarımızda daha da güçleneceğimizi
şimdiden görebiliyoruz.
Özellikle HekimColorBoard kendinden
renkli ürünlerimizin uluslararası ticarette
ciddi bir talep görmesi ve her gün daha
fazla ülkeye yapılan satışlarımız, şirketimiz
ve ülkemiz adına gurur vericidir.
2021 yılında; başka bir pandemi süreci
daha yaşamaz ve gümrük geçişlerine sınırlama
gelmez ise, uluslararası ticaretin
daha da artacağı bir yıl olacağını ve pandemi
süresince baskılanan talebin artacağını
öngörüyoruz.
Son olarak yapı sektörü özelinde
iletmek istediğiniz bir mesajınız var
mı?
Önceliğimizin kalite olduğunu unutmamalıyız.
Piyasada zaman zaman rekabetin
ürünlerin önüne geçmesinin olumsuz sonuçlarına
ne yazık ki rastlıyoruz. Muhtelif
kaygılarla rekabeti kalite sınırlarının dışına
taşıyan ve ürünü sadece fiyattan ibaret
gören üreticilerden veya satıcılardan kaynaklı
olarak, tüketicilerin yaşadıkları olumsuzlukların
toplumsal bilinçle minimuma
indirilmesi gereklidir. Özellikle üretim standartlarının
sürekli güncellenmesi ve denetlenmesi
bu alandaki haksız rekabet koşullarını
da en aza indirecektir. Bu konuda
tüm üretici ve tüketiciler daha hassas ve
duyarlı olmalıdır. 2020 ve gelecek yılların
ülkemiz adına çok daha sağlıklı ve başarılı
geçmesini temenni ederim.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 55
Sloganımız;
“Tedbir Al, Tedavi Et, Hayata Devam Et”
İnşaat ve Yapı Kimyasalları sektörünün kaydedeğer bir olumsuzluk yaşandığını
düşünmüyorum. Özellikle Ramazan ayı ile rast gelen süreçte sipariş azalmaları normaldi.
Bununla birlikte sokağa çıkma yasağı olan dönemler haliyle olumsuz etkilendi. Yeni normal
süreçte sektörü etkileyecek ana dinamik salgından ziyade kredi faizleri ve konut stoğu
olacakatır.
Bu süreçte
müşterilerinize
ve iş ortaklarınıza
sunmuş olduğunuz
yeni hizmet
modellerinden biraz
bahseder misiniz?
Müşterilerimizle mail ve
mesaj yoluyla sipariş
ve sevkiyat yapıyorduk.
Salgın döneminde bu
uygulamanın faydasını
gördük. E-fatura süreçleri
ile de matbu fatura
teslimi olmadığından
mümkün olduğunca az
temas sağladık.
Emrullah Cihad Işık / Pak Yapı Genel Müdürü
1989 yılından bu yana yapı sektöründe
faaliyet gösteren Pak Yapı, detay ürünlerde
de uzmanlaşarak 2005 yılında Pakboard
markalı ısı yalıtım ürünlerini bölgesinde
pazara sundu. Yalıtım sektörünün
ihtiyaçları doğrultusunda Paktherm paket
sistemin oluşturulmasına katkı sağlayarak
2012 yılında da Pak Yapı Kimyasalları
yatırımını gerçekleştirdi. Yoğun bir
tempoyla alanında faaliyet gösteren firma
‘Yeni Normal’ dönemde de çalışmalarına
ara vermeden devam etmekte.
Pak Yapı Genel Müdürü Emrullah Cihad
Işık ile gündeme dair kısa bir röportaj çalışması
gerçekleştirdik.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde ne tür
değişiklikler gerçekleştirdiniz?
Geliştirdiğiniz yeni modellerde
ana stratejiniz ne oldu?
Üretim bantlarında salgın dönemine
özel farklı bir uygulama yapmamıza
gerek olmadı. Yapı Kimyasalları üretimi
kendi özelliği gereği, proseslerinde
maskeli ve eldivenli çalışma yapılmakta.
Ofis çalışmalarımızda da hijyen ve
sosyal mesafe tedbirlerini aldık.
‘Yeni Normal’
dönem sizin
için nasıl ilerliyor? Sektördeki
gelişmeler ve şirketinize olan
etkilerine kısaca değinir misiniz?
İnşaat ve Yapı Kimyasalları sektörünün
kaydedeğer bir olumsuzluk yaşandığını
düşünmüyorum. Özellikle Ramazan ayı
ile rast gelen süreçte sipariş azalmaları
normaldi. Bununla birlikte sokağa çıkma
yasağı olan dönemler haliyle olumsuz
etkilendi. Yeni normal süreçte sektörü etkileyecek
ana dinamik salgından ziyade
kredi faizleri ve konut stoğu olacakatır.
Salgının etkileri azalmaya
başladığında sizce sektörde ne
gibi fırsatlar meydana gelebilir?
Bu anlamda geliştirdiğiniz bir
planınız bulunuyor mu?
Salgın azalmaya başladığında, özellikle
salgın döneminde müşterilerine kesintisiz,
zamanında ve kaliteli hizmet sunan
firmalar müşteri aidiyeti noktasında avantajlı
olacaklardır.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Salgın hastalıklar dünya gündeminde kalmaya
devam edecek görünüyor. Bu süreçte
geliştirdiğimiz sloganımız “TEDBİR
AL, TEDAVİ ET, HAYATA DEVAM ET”…
56
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
“Projelerimizi hız kesmeden
ilerletiyoruz”
“Yeni normale hızlı bir şekilde adapte olduk. Çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliğini
odak noktası olarak belirlemeye devam ediyor, bu kapsamda aldığımız sıkı
tedbirlerle birlikte üretimi sürdürüyoruz. Ulusal ve uluslararası birçok fuar, etkinlik ve
organizasyonun iptal olması nedeniyle sektör temsilcileriyle bir araya gelemesek de
alternatif kanallardan iletişimimizi devam ettiriyoruz.”
1990 yılında Kibar Holding A.Ş.’nin bir
kuruluşu olarak faaliyetlerine başlayan
Assan Panel, İnşaat ve yapı sektörü
firmalarının ihtiyaçları doğrultusunda
yassı mamül ürün gruplarında mamülleri,
müşteri taleplerine göre stoklarında
bulundurarak müşterilerine hizmet
vermekte.
Assan Panel Genel Müdürü İhsan Tolga
Akar ile salgın süresince aldıkları
tedbirler, geliştirdikleri yeni iş modelleri
ve önümüzdeki döneme dair beklentilerini
ele aldığımız bir röportaj çalışması
gerçekleştirdik.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde
ne tür değişiklikler
gerçekleştirdiniz?
Geliştirdiğiniz yeni modellerde
ana stratejiniz ne oldu?
Çin’den başlayarak neredeyse tüm
dünyayı etkisi altına alarak pandemi
haline gelen COVID-19 sürecini en
başından itibaren takip ederek gerek
çatısı altında faaliyet gösterdiğimiz Kibar
Holding yönetimi gerekse de Assan
Panel’in yöneticileri olarak bizler
hassasiyet ve titizlikle çalışmalarımıza
devam ettik. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü
11 Mart tarihini takıben yılın
başında hazırladığımız aksiyon planlarını
devreye alarak üretime devam ettik.
Bu süreçte odak noktamız çalışan
sağlığı oldu. Motivasyonumuzu kaybetmeden
hedeflerimize odaklanarak
ve Dünya sağlık Örgütü ile T.C. Sağlık
Bakanlığı’nın yönergelerini uygulayıp
ek tedbirleri alarak üretime devam ettik.
Vardiya ve yemekhane yoğunluklarını
azalttık. Servis güzergahlarında
eklemelerde bulunduk ve mümkün
olduğunca temasın önüne geçtik. Bu
süreci oldukça başarılı yönettik, hem
ülke yönetimimiz hem de üretim faaliyetlerinde
bulunan bizler başarıyla yönetmeye
devam ediyoruz. Ana
stratejimiz pandemi sona erdiğinde
ülke ekonomisinin güçlü
kalmasına destek olmak, üretim
ve istihdamda sürdürülebilirliği
sağlamak oldu.
Bu süreçte
müşterilerinize ve iş
ortaklarınıza sunmuş
olduğunuz yeni hizmet
modellerinden biraz
bahseder misiniz?
Lojistik kaynaklı yavaşlamalar
haricinde herhangi bir problem
yaşamadık. Toplantılarımızı
dijital platformlar üzerinden
gerçekleştirerek günlük iş akışımızı
devam ettirdik.
‘Yeni Normal’ dönem
sizin için nasıl ilerliyor?
Sektördeki gelişmeler ve
şirketinize olan etkilerine
kısaca değinir misiniz?
Yeni normale hızlı bir şekilde
adapte olduk. Çalışanlarımızın
sağlığı ve güvenliğini odak
noktası olarak belirlemeye devam
ediyor, bu kapsamda aldığımız sıkı
tedbirlerle birlikte üretimi sürdürüyoruz.
Ulusal ve uluslararası birçok fuar,
etkinlik ve organizasyonun iptal olması
nedeniyle sektör temsilcileriyle bir
araya gelemesek de alternatif kanallardan
iletişimimizi devam ettiriyoruz.
Bir yandan projelerimizi hız kesmeden
ilerletiyoruz.
Assan Panel olarak büyük ölçekli uluslararası
inşaat ve yapı projelerimize
devam ediyoruz. Ürün gamımızda bulunan
ısı yalıtım panelleri, Güneş Panellerine
uyumlu Solar Kepli Panel ve
polikarbonat ışıklıklarla sürdürülebilir
bina çözümleri üretiyoruz.Irak’taki en
büyük rafineri projelerinden Kerbela
Tolga Akar / Assan Panel Genel Müdürü İhsan
Projesi devam ediyor. Öte yandan Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki ilk
yerli otomobil üreticisi fabrika Günsel’e
de ürünlerimizi veriyoruz.
Ayrıca Assan Panel olarak sahip olduğumuz
deneyimi sektör platformlarına
taşıyor ve üretim, kalite, ihracat alanlarında
standartların oluşmasında kilit
rol oynuyoruz. Sektörümüzü buluşturan
yapı Panelder, ülkemizdeki panel
üretiminin tamamına yakınını temsil
ediyor, doğru üretim yapan üyeleri koruyor
ve sağlıklı rekabet koşullarının
oluşmasını sağlıyor. Assan Panel’in
tecrübe ve birikimiyle derneğin birleştirici
gücünü birbirine entegre ederek
sektörün gelişimine katkıda bulunmak
Panelder’in yönetim kurulu başkanı
olarak öncelikli hedefim.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 57
Eğitimlere online devam
Covid 19 sürecinde de eğitimlerine ara vermeyen GF Hakan Plastik,
satış ekibi, bayileri ve sektör profesyonelleri ile gerçekleştirdiği online
eğitimlerle bir yandan sektör ihtiyaçlarını değerlendirirken bir yandan da
bilgi tazelemesi yaptı.
Firma içerisinde gerçekleştirdiği
eğitimler, müşteri ve bayileri
buluşmaları ile yoğun bir eğitim
programına sahip olan GF Hakan
Plastik, Covid 19 sürecinde
de aktif bir şekilde eğitimlerini
online olarak sürdürdü.
GF Hakan Plastik, müşteri ihtiyaçlarını
doğru analiz etmek,
doğru ürün çözümleri sunabilmek
adına müşteri ile direkt iletişim
halinde olan Satış ve Satış
Destek Ekiplerinin ürün bilgilerini
güncel tutmaya önem veriyor.
Bu kapsamda düzenlediği periyodik
eğitimleri, pandemi sürecinde
online platforma taşıdı.
Satış ve Satış Destek birimlerine
bilgi tazelemesinin yanı sıra
özellikle yeni ürünler GF Silenta
Extreme, GF Aerator, GF Aquasystem
PP-RCT üzerinde yoğun
bilgi paylaşımları yapıldı.
Bayi eğitimlerini de online’a
taşıyan GF Hakan Plastik, 12
bayinin Satış, Satış Destek, Satın
Alma ve Sevkiyat bölümleri
ile biraraya gelerek hem yeni
ürünlerini tanıttı, hem de mevcut
ürünler üzerinden bilgi tazelemesi
yaparak sorulara yanıt
verdi.
GF Hakan Plastik ayrıca sektör
profesyonellerine yönelik düzenlediği
Webinar ile “Binaların
Yangından Korunması Hakkında
Yönetmeliğe Uygun Çözümler”i
konusunda bilgi paylaşımda
bulundu.
GF Hakan Plastik Ürün Müdürleri
Alpay Cesur ve Dr. Ozan
Kovancı‘nın konuşmacı olduğu
Webinar’da, yangın yönetmeliğinin
yanı sıra formülasyonu ile
Türkiye’de sektöründe tek olma
özelliğine sahip GF Silenta Extreme
ve GF Silenta FR sistemleri
üzerinde duruldu; gelen sorular
yanıtlandı.
Covid 19 sürecinin yoğun etkisi
altında geçirilen 2020 yılının ilk
yarısını, aldığı kararlarla güvenli
bir şekilde yöneten GF Hakan
Plastik, önümüzdeki süreçte de
aynı titizlikle eğitim ve çalışmalarını
sürdürmeyi planlıyor.
58
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
“Sektörümüzde hızlı bir aksiyon
alınacağını ön görüyoruz”
“İşimize yatırım yapmaya AR-GE çalışmalarımızı sürdürmeye ve ülkemiz için yeni
istihdamlar oluşturarak ve özellikle ihracat alanındaki atılımlarımıza devam edeceğiz.”
Serkan Kaya / Lotus Yalıtım Türkiye Satış Müdürü
10 bin 500 metrekarelik alana kurulu Eskişehir
fabrikasında, yüksek teknoloji kullanarak
tüm dünyaya membran ve shingle
üreten Lotus Yalıtım, tam donanımlı
yetkin personele, dünya standartlarında
Ar-Ge ve Kalite Kontrol merkezine sahip.
Lotus Yalıtım Türkiye Satış Müdürü Serkan
Kaya ile içeresinde bulunduğumuz
dönemde almış oldukları tedbirler ve değişen
koşullara karşı geliştirdikleri taktik
ve yeni iş modellerini konuştuk.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde ne tür
değişiklikler gerçekleştirdiniz?
Geliştirdiğiniz yeni modellerde
ana stratejiniz ne oldu?
Pandemi döneminde genel faaliyet modelimizde;
çalışanlarımızın sağlığını koruma
tedbirleri kapsamında vardiya düzenlemeleri
yapılmıştır. Geliştirdiğimiz yeni çalışma
modeliyle çalışanlarımızın sağlığı
riske edilmeden ve müşterilerimiz mağduriyet
yaşamadan üretimimize devam
edilmiştir.
Ana stratejimiz başta pandeminin yayılmasını
önlemek; çalışan ve müşterilerimizin
sağlığını koruyarak üretim kapasitemizi
devam ettirmek olmuştur
Bu süreçte müşterilerinize ve iş
ortaklarınıza sunmuş olduğunuz
yeni hizmet modellerinden biraz
bahseder misiniz?
Pandemi yayılım hızı düşmeye başlayana
kadar sıcak temaslar yerine, uzaktan
satış ve satış sonrası destek sunulmuştur
‘Yeni Normal’ dönem sizin
için nasıl ilerliyor? Sektördeki
gelişmeler ve şirketinize olan
etkilerine kısaca değinir misiniz?
‘Yeni Normal’ süreçte kaliteden ödün vermeden,
müşterilerimize maksimum hijyen
hassasiyeti ile ürün ve hizmetlerimizi kesintisiz
sunarak önceliği her daim olduğu
gibi müşteri memnuniyetine vermekteyiz.
Pandemi sürecinin tüm ülkemize oldugu
gibi sektörümüze ve firmamıza da olumsuz
ekonomik etkileri olmuştur tabiki ancak
bununla beraber sosyal manada tüm
ülkece hassaiyetlerimize başka bir bakış
acısı da kaznadırmış olması kacınılmaz
bır gercekliktir. İnsanlarımız sağlığın herşeyden
önemli olduğunun ve özellikle
kısıtlamaların uygulandığı zamanlarda
yeniden hatırlanan ve ailece birlikte vakit
geçirebilmenin anlamı yeniden hatırlamanın
hazzına vardıkları kaanetindeyim.
Salgının etkileri azalmaya başladığında
sizce sektörde ne gibi fırsatlar
meydana gelebilir? Bu anlamda
geliştirdiğiniz bir planınız bulunuyor
mu?
İdarecilerimizin aldıkları ekonomik tedbirleriın,
özellikle konut kredi faizlerındeki
düşük oran ve uzun vade fırsatı yaratmış
olmalarının vatandaşlar üzerindeki
etkisi ve hızlı reaksiyonu sonucu uzun
zamandır birikmiş olan ülkemızdeki yapı
stoğunu bitme durumuna getirmiş olması
kısa vadede ekonomide ciddi bir hareket
dalgası yaratmış olduğunu hep birlikte
müşahede edebiliyoruz. Tek başına inşaat
sektörünün yaklaşık 250 alt sektöre
hareket alanı açtığını düşündüğümüzde
yine yakın gelecekte sektörümüzde hızlı
bir aksiyon alınacağını ve yeni projelerin
devam edecegeni ön görüyoruz. Kaldı ki
zaten bugünlerde de bunun on adımlarını
duymakta ve etkilerini görmekteyiz.Şahsen
benim evimin olduğu sokakta geçen
hafta 8 yeni hafriyat alındığını geçtiğimiz
hafta sonu şahsen görmüş bulunmaktayım.
Buradan hareketle durmadan yolumuza
devam etmek için biz de LOTUS
YALITIM SİSTEMLERİ olarak işimize
yatırım yapmaya AR-GE çalışmalarımızı
sürdürmeye ve ülkemiz için yeni istihdamlar
oluşturarak ve özellikle ihracat alanındaki
atılımlarımıza devam edeceğiz.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 59
“2020 hedeflerimizi değiştirmeden
çalışmaya ve üretime devam
ediyoruz”
“Bu dönemde aldığımız kararlar ve aksiyonlarda ana stratejimiz; insan sağlığını riske
atmadan üretime devam etmenin sektör ve ülke ekonomisi için kritik olduğu görüşüyle,
çalışan sağlığının öncelik olması şartıyla müşterilerimize ve projelere verdiğimiz hizmeti
aksatmadan operasyonumuzu devam ettirmek.”
Selman Tarmur / MAPEI Türkiye Genel Müdürü
Mapei, inşaat sektörüne yönelik kimyasal
ürünler, dolgu malzemeleri ve yapıştırıcıların
üretiminde dünya lideri. Şirketin bu
liderliğinin temelinde müşterilerine sunduğu
80 yıldan fazla bir deneyim, üstün
bir bilgi birikimi ve uzmanlık bulunmakta.
Mapei Türkiye Genel Müdürü Selman
Tarmur, içerisinde bulunduğumuz dönem
için aldıkları tedbirleri ve gündemdeki konular
hakkındaki görüşlerini bizlerle paylaştı.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde ne tür
değişiklikler gerçekleştirdiniz?
Geliştirdiğiniz yeni modellerde
ana stratejiniz ne oldu?
Biz Türkiye’de salgının başlangıcından
beri üretime hiç ara vermedik, Mapei
Grup tüm dünyada yürürlükte olan yönetmelikler
çerçevesinde kendi güvenlik
protokolünü uygulayarak üretime devam
etti. Yasal yükümlülüklerimiz doğrultusunda
gerekli tüm önleyici/koruyucu önlemleri
maksimum düzeyde alarak Polatlı
fabrikamızda üretimi sürdürdük. Ofislerimizde
ise minimum gerekli sayıda personeli
tutarak, çoğunluğumuz evlerimizden
teknolojik imkanları kullanarak çalışmaya
başladık.
Bu dönemde aldığımız kararlar ve aksiyonlarda
ana stratejimiz; insan sağlığını
riske atmadan üretime devam etmenin
sektör ve ülke ekonomisi için kritik olduğu
görüşüyle, çalışan sağlığının öncelik olması
şartıyla müşterilerimize ve projelere
verdiğimiz hizmeti aksatmadan operasyonumuzu
devam ettirmek idi. Şu anda
da aynı şekilde fabrikamız ve ofislerimizde
Sağlık Bakanlığının alınmasını istediği
önlemlere harfiyen uyarak çalışmalarımıza
devam ediyoruz.
Bu süreçte müşterilerinize ve iş
ortaklarınıza sunmuş olduğunuz
yeni hizmet modellerinden biraz
bahseder misiniz?
Bu süreçte dijitalleşmeyi önceliğimiz haline
getirdik. Salgın nedeniyle planladığımız
aktiviteleri iptal etmek yerine dijital
platforma taşıyarak gerçekleştirdik ve çok
olumlu geri dönüşler aldık. Bu dönemde
edindiğimiz deneyimleri geliştirerek kullanmaya
devam edeceğiz. Örneğin Nisan
ve Mayıs aylarında tüm Türkiye’deki bayilerimizle
Zoom üzerinden pandemi gündemini
yorumladığımız, ihtiyaçlar, bölgedeki
projeler ve yeni ürünlerle ilgili fikir
alışverişi yaptığımız bölgesel bayi toplantıları
düzenledik. Bu toplantılara bölge satış
ekibimiz, ben ve tüm Mapei yöneticileri
birlikte katıldık, samimi bir sohbet eşliğinde
çok verimli geçen toplantılar yaptık ve
ilişkilerimizi geliştiren bu deneyimi devam
ettirme karar verdik. Bunun yanı sıra proje
grupları, bayi satış ekibi ve Mapei satış
ekibine dijital teknik eğitimler düzenledik.
İki yıldır Mapei Happy Hour konsepti altında
yaptığımız mimari ofis ziyaretlerimizi
de sokağa çıkma kısıtı olan dönemde
dijital platformda gerçekleştirdik.
İletişim stratejimizi gündeme paralel
olarak revize ettik, sosyal medyaya yoğunlaştık,
takipçilerimize moral verici
pozitif mesajlar vermeyi hedefledik, aynı
zamanda Mapei ürünlerinin evde kullanımını
anlatan kısa videolarla gündemle
ilintili ürün iletişimi de yaptık. Dijital mecra
müşteriye ulaşmak için her geçen gün
daha etkili olacak, artık ürün deneyimlerini
müşteriler bu mecradan takip ediyor.
Dolayısıyla dijital mecralar üzerinden
bilinirlik yükseltmek, kullanıcı deneyimi
paylaşmak gibi konuların daha da önemli
olacağını düşünüyoruz.
‘Yeni Normal’ dönem sizin
için nasıl ilerliyor? Sektördeki
gelişmeler ve şirketinize olan
etkilerine kısaca değinir misiniz?
Biz tüm ofislerimizde, üretim tesisimizde
ve sahadaki arkadaşlarımızın ziyaret
pratiğinde sağlık önlemlerine maksimum
uyum göstererek, dönemin koşullarına
adapte olup 2020 hedeflerimizi değiştirmeden
çalışmaya ve üretime devam ediyoruz.
Haziran ayında inşaat sektörü uzun süredir
görmediği bir hareketlilik yaşadı, bu
etkiyi satışlarımızda da net olarak gördük.
Haziran ayında başlayan normal-
60
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
leşme süreci ve konut kredi faizlerindeki
düşüşün etkisiyle canlanan sektörde,
hareketin önümüzdeki aylarda da devam
ederek yılın ikinci yarısında inşaat sektörüne
ivme kazandıracağını öngörüyoruz.
Malum, Türkiye’de satılmayı bekleyen bir
konut stoku var, diğer taraftan da ertelenen
bir talep var, nüfusu hızla artan bir
ülkeyiz, evlenenler, boşananlar, büyüyüp
ayrı eve çıkan çocuklar, büyük kentlere
göçenler, bunlar hep talep anlamına geliyor.
Faizlerin düşmesinin bu talebin satın
almaya dönmesi yönünde önemli bir
katkı sağladığını düşünüyorum. Diğer tarafta
altyapı ihtiyacı da devam ettiğinden
bu alanda da projeler olacaktır. 7 çeyrektir
küçülen inşaat sektörünün artık tekrar
büyüme dönemine girme zamanının geldiğini
düşünüyorum.
Salgının etkileri azalmaya
başladığında sizce sektörde ne
gibi fırsatlar meydana gelebilir?
Bu anlamda geliştirdiğiniz bir
planınız bulunuyor mu?
Biz pandemi öncesinde zaten 2020 yılı ile
birlikte dijital mecralarda daha fazla çalışmak
üzere bütçe çalışmalarımızı yapmıştık,
pandemi bize ne kadar doğru bir plan
yaptığımızı göstermiş oldu, bu mecralarda
aktivitelerimiz devam edecek, müşteri
ve ürün deneyiminin çok önemli olduğunu
düşünüyoruz, dijital alan bunların paylaşılması
için ideal alan, bu tarafta yatırımlarımız
artarak devam edecek. Salgının
etkileri azalsa da insanlar Covid19’u
unutmayacaklar ve belli önlemleri alarak
yaşamaya alışacaklar, temel önlemlerin
başında da hijyen ve belli oranda, olabildiğince
izolasyon geliyor, bunu insanların
eskisine göre evlerinde daha fazla zaman
geçirecekleri şeklinde de okuyabiliriz. Dolayısıyla
artık plan ve stratejileri evinde
daha fazla vakit geçiren insanlara dönük
yapmamız gerekiyor.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 61
Dosya
Bin nasihat, bir müsibetten yeğdir
“Acilen, yatay yapılaşma
uygulamalarına geçilmelidir’’
“Müşterilerimizle/bayilerimizle yaptığımız görüşmelerde bu talebin giderek arttığı bilgisini aldık.
Müstakil yapılaşma ile birlikte yapım yöntemi ve talepleri de değişkenlik göstermeye başladı.
Daha önce satışları düşük olan ürünlerimize bir anda daha fazla bir talep olmuştur.”
Cem Ercan / İnşaat Y.Mühendisi
Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü
Türkiye’de yalıtım sektörünün ilk firması
olan Emülzer, 1935 yılından beri su yalıtımı
için en kaliteli ve güvenilir likit yalıtım ürünlerini
sağlamakta. Sürekli geliştirdiği ürünleriyle
Türkiye’de likit yalıtım teknolojisinin
öncüsü olan Emülzer, salgın döneminde de
uyguladığı tedbirlerle başarılı bir şekilde faaliyetlerini
gerçekleştirmeye devam ediyor.
Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü İnşaat
Y.Mühendisi Cem Ercan ile gündeme
dair konuları ele almaya çalıştık.
Salgının etkileri azalmaya
başladığında sizce sektörde ne
gibi fırsatlar meydana gelebilir? Bu
anlamda geliştirdiğiniz bir planınız
bulunuyor mu?
Salgın bize, “Bin nasihat, bir müsibetten
yeğdir’’ atasözünü tekrar hatırlattı. Bireysel
sağlığın, toplum sağlığından bağımsız
olamacağını kanıtladı. Dünyada, bir swot
analizi yaptığımız da, iş yoğunluğundan
vb. sebeplerden ötürü farkına varılamayan
veya ötelenen zayıf yönlerinden biri “çevre
ve sağlığın’’ önemi, ansızın ortaya çıktı.
Acil Eylem ve strateji planlarının her an
başka vaka, doğal afet olabilecek gibi canlı
tutulması gerekliliği anlaşıldı.
“Antiseptik, maske, sosyal mesafe” kelimeleri,
bir anda hayatımıza girdi. Dolayısıyla,
özellikle sağlık, temizlik ürünleri sektörüne
yatırımların artacağını düşünmekteyiz. Bu
konuda kapasite yetersizliği ortaya çıktı.
Hastanelere, sağlık turizmine yönelik otel
vb. yatırımların da artış meydana gelebilir.
Devletin konut sektörünü canlandırmak
için uyguladığı, çok düşük oranlı faizler, piyasayı
olumlu yönde etkilemiştir. Bununla
birlikte, toplu halde yaşam yerine, bireysel
konutlar inşa edilmeye başlanmış, doğa
ile başbaşa yaşam tercih edilmeye başlanmıştır.
Gelir seviyesi yüksek kişilerin bu
yöndeki tercihinin yatay yapılaşmayı arttıracağını
düşünmekteyiz. Müşterilerimizle/
bayilerimizle yaptığımız görüşmelerde bu
talebin giderek arttığı bilgisini aldık. Müstakil
yapılaşma ile birlikte yapım yöntemi ve
talepleri de değişkenlik göstermeye başladı.
Daha önce satışları düşük olan ürünlerimize
bir anda daha fazla bir talep olmuştur.
Emülzer, %100 yerli bir firmadır. Yerli üretime
olan talebin daha da arttığını görmekteyiz.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, yerli
malı uygulamasının takibi ve etkinliğinin artırılmasına
yönelik devam eden çalışmaları
bulunmaktadır.
“Bilindiği üzere 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun
63’üncü maddesi gereği orta ve
yüksek teknolojili sanayi ürünleri ve yazılım
ürünleri arasından belirlenen ve Kamu İhale
Kurumu tarafından ilan edilen listede yer
alan malların ihalelerinde yerli malı teklif
eden istekliler lehine % 15 oranında fiyat
avantajı sağlanması zorunlu hale getirilmiştir.
Diğer taraftan yapım işlerinde kullanılacak
makine-malzeme ve ekipmanın
yerli malı olması konusu ilgili maddenin (d)
fıkrası ile düzenlemiştir. Kanunun 63’üncü
maddesinin (e) bendine istinaden, Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığınca SGM 2014/35
sayılı Yerli Malı Tebliği hazırlanmış ve 13
Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.’’
Bu noktada geliştirdiğimiz satış stratejilerinin
olumlu dönüşlerinin olacağını tahmin
etmekteyiz.
Salgın sonrası gelişmeler hakkında
neler düşünüyorsunuz?
Salgın öncesinde sosyalleşmenin olumlu
yönlerinden bahsedilirken, bir anda sosyalleşmenin
zararlarından bahsedilmeye
başlandı. Herkes ‘’Evde Kal’’ sloganı ile
karşılaştı. Evde kal, ama hangi evde? İnsanlar
yaşadığı mekanı gözden geçirmeye
başladı, önünde arsası olan, bahçesinde
ürün yetiştirebileceği konutlar daha fazla
tercih sebebi oldu.
Yüksek katlı, apartman veya site konutlarına
göre, müstakil (bağımsız) olarak
nitelendirilen konutlarda kullanılan yapı
malzemesi çeşitliliği daha fazladır. Taahhüt
işi yapan bazı müşterilerimiz, betonarme
kiremit bulamamaktan dolayı, yaşadıkları
malzeme sıkıntısından bahsetmiştir. Örneğin
betonarme çok katlı bir sitede ortak
kullanılan bir havuz ve su deposu var iken,
müstakil (bağımsız) konutta aynı kişi sayısı
için, ayrı ayrı havuz ve su deposu gereksinimi
olacaktır. Bazı mülk sahipleri de,
havuz için ayrılan alanı istemeyip, başka
bir fonksiyona dönüştürebilir. Bu mekanların
çözümlenmesinde kompozit yapıların
daha çok tercih edildiği alanlar olacaktır.
Yapı kimyasalları başta olmak üzere knowhow’ı
(nasıl olduğunu bildiğimiz) yüksek
ürünlere ihtiyaç olacaktır ki bunların çoğu
ürün gamımızda bulunmaktadır.
Zıtlıklardan doğan birlik felsefesi veya
denge sembolü olarak da bilinen “Yin ve
yang” gibi yaşamdaki birçok konuda da
benzer davranışlar sergilememiz gerekir.
Sürekli aynı yönde iyileştirme sağlamamız
diğer tarafın gelişmesini azalttığı gibi yok
eder. İstanbul gibi metropollerde yüksek
katlı yapılar yerine daha fazla doğayı içine
alan konutlar tercih edilmelidir. Kentsel
dönüşüm alanları genelde, şehrin merkezindedir.
Yeni yapılacak konutlarda da
çevre koşullarını teşvik edici koşullar öne
sürülmelidir.
1/100.000’likler başta olmak üzere
1/5000’lik lere kadar tüm planların zamanın
şartlarına göre revize edilmesinde fayda
olacaktır. Konut alanlarında yapılacak
yapılara ait imar değişikliğinin salgın ve
en önemlisi deprem koşullarına göre düzenlenmesi
gereklidir. Yatay yapılaşmanın
gelişmesini sağlayacak olanakların oluşturulması
faydalı olacaktır.
62
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Wilo’dan atık su transferi için
yerli üretim sistem
Suya ve geleceğe yön verme hedefiyle yol alan Wilo, ülkemizde pek çok atık
su toplama ve transfer merkezinde tercih edilen Wilo-EMUport ıslak montaj terfi
istasyonunu artık Türkiye’de üretiyor. 1200mm’den 3000mm’ye varan çaplarda,
12000mm yüksekliğinde DN200 çıkış çapına kadar pompaların içerisine
yerleştirilebilen HDPE şafta sahip terfi istasyonu, paslanmaz çelik veya Polietilen
borulama ve iç aksam gibi seçenekleri ile uygulama alanına göre malzeme seçim
olanağı sunuyor.
İleri teknolojisi ve uzman kimliğiyle
dünyada 148 ve Türkiye’de 28 yıldır
faaliyet gösteren pompa sistemleri
sektörünün öncü markası Wilo; insanlar,
ürünler, hizmetler, fabrikalar
ve makineler arasında ağ bağlantıları
oluşturarak akıllı çözümleri hayata
geçirmek için dijitalleşmeden etkin
şekilde yararlanıyor. Aynı zamanda
yerel üretime de büyük bir önem
veren Wilo, bu kapsamda Wilo-E-
MUport ıslak montaj terfi istasyonunu
Türkiye’de üretiyor.
Atık su toplama ve transfer
sistemlerinde esnek üretim
opsiyonu
Atık su transferinde işletim güvenilirliği
yüksek, müşteri taleplerine göre
esnek çözümler sunabilen ve kolay
kurulum sağlayan
sistemler
üretmeyi amaçlayan
Wilo, Wilo-EMUport
ıslak
montaj terfi istasyonu
ile birçok
avantaj sağlıyor.
1200mm’den
3000mm’ye varan
çaplarda,
12000mm yüksekliğinde
DN200
çıkış çapına kadar
pompaların içerisine yerleştirilebilen
terfi istasyonu, tabanındaki
konik yapı sayesinde tabanda çamur
çökelti oluşumunu engelliyor.
Havalandırma sistemi ve ex-proof
fan sayesinde gazların tehlikesiz ve
kokusuz bir şekilde transferini sağlayan
terfi istasyonu, betonerme taban
yapısı sayesinde yeraltı suyu sızıntılarına
karşı koruma ve titreşimsiz
çalışma olanağı sunarken müşteri taleplerine
göre özel vana odalı seçeneği
ile de bakım ve işletim kolaylığı
sağlıyor.
Zorlu koşullarda dahi yüksek dayanıklılığa
sahip HDPE malzeme kullanımı
sayesinde korozyona karşı
dayanıklılığı, teorik olarak 100 sene
hizmet ömrüne sahip olması ve çevre
dostu yapısıyla benzerlerinden ayrılan
Wilo-EMUport ıslak montaj terfi
istasyonu, yüksek işletim güvenilirliği
ile de kullanıcılarına avantaj sağlıyor.
64
Yapı Malzeme Ağustos 2020
“Adaptasyon, sahip olduğumuz
en önemli yeteneklerden biri”
Dosya
“Sika olarak stratejimiz kurulduğu günden beri aynı. En iyi çözümü, en iyi hizmet ile
müşterilerimize iletmek. Covid-19 salgını bu hedefimizi farklı metotlarla yapmamıza vesile oldu.”
Fazlı Bulut
Sika Türkiye Pazarlama ve
Kurumsal İletişim Müdürü
Sürekli gerçekleştirdiği yeniliklerle 30 yıldır
faaliyetlerini sürdüren Sika Türkiye,
tüm grup şirketleri arasında üretim, satış,
insan kaynağı ve Ar&Ge açısından
en önde gelen kuruluşlar arasında yer
almakta.
Sika Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim
Müdürü Fazlı Bulut ile ‘Yeni Normal’
dönemde uyguladıkları tedbirler ve yeni
çalışma modellerini ele almaya çalıştık.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde ne tür
değişiklikler gerçekleştirdiniz?
Geliştirdiğiniz yeni modellerde
ana stratejiniz ne oldu?
Sika 30 yılı aşkın süredir Türkiye’de küresel
üretim ve yönetim standartları ile çalışan
bir şirket. Her ne kadar profesyonel
olsak da bütün çalışanlarımızla beraber
bir aile gibi çalışan, zorluklara beraber
göğüs geren ve başarılara birlikte sevinen
çok güzel bir ekibiz. Dolayısı ile Covid-19
salgınından kaynaklanan riskleri
en aza indirirken aklımızda çalışanları
korumanın da ötesinde, bir aile ferdini
nasıl koruyabileceğiz yaklaşımındaydık.
Bu bağlamda çok titiz ve detaylı planlamalar
yaptık. İlk olarak ofiste çalışma imkanı
olan her çalışanımızı evden çalışma
modeline geçirdik. Vardiyalı çalışabilecek
çalışanlarımızı gerekli planlamaları yaparak
fabrika ve ofis alanlarında olabildiğince
az çalışanla operasyonlarımızı
sürdürdük. Fabrika giriş çıkış önlemlerinden,
servislerin oturma organizasyonuna,
çalışan dolaplarının mesafelerinin
ayarlanmasından yemekhane oturma düzenine,
ateş ölçümleri, maske ve günlük
dezenfektasyona kadar en ince detayları
düşünerek çalışmalarımıza devam ettik.
Eğitim ve toplantılarımızı dijital mecralara
taşıyarak çalışanlarımızın yanı sıra müşterilerimizin
de riske girmesinin önüne
geçtik. Doğru planlamalarımız sayesinde
hem riskleri en aza indirdik, hem de iş ortaklarımız
ve inşaat profesyonellerinin taleplerini
karşılayabildik. Sika olarak stratejimiz
kurulduğu günden beri aynı. En iyi
çözümü, en iyi hizmet ile müşterilerimize
iletmek. Covid-19 salgını bu hedefimizi
farklı metotlarla yapmamıza vesile oldu.
Bu süreçte
müşterilerinize ve iş
ortaklarınıza sunmuş
olduğunuz yeni hizmet
modellerinden biraz
bahseder misiniz?
Kanımca bir teknoloji şirketi
olmamızın en büyük avantajlarında
biri her türlü duruma
çok hızlı adapte olabilecek bir
şirket kültürüne ve yeteneğine
sahip olmak. Üretimden satışa
kadar bütün çalışmalarını
hali hazırda dijital platformlar
üzerinden yürüten bir şirketiz.
Doğru hammadde ve üretim
planlamaları sayesinde de müşterilerimizin
taleplerini çok iyi bir şekilde karşılayabildik.
Eğitim ve seminerlerimizi çok hızlı
bir şekilde dijital platformlara taşıdık. Salgın
sürecinde binlerce kişiye gerek sosyal
medya, gerek online seminerler, gerekse
internet sitemizden destek olabildik. Tabii
gerekli altyapımızın ve teknik yeterliliğimizin
bu tür bir adaptasyona uygun olması
en büyük şansımızdı diyebilirim.
‘Yeni Normal’ dönem sizin
için nasıl ilerliyor? Sektördeki
gelişmeler ve şirketinize olan
etkilerine kısaca değinir misiniz?
Öncesinde de belirttiğim gibi adaptasyon,
sahip olduğumuz en önemli yeteneklerden
biri. Bu yetenek özellikle Covid-19
salgın dönemi gibi zor zamanlarda
müşterilerimizin yanında olarak onlar ile
güven ilişkimizin daha da güçlenmesini
sağlıyor, adeta global mottomuz olan güven
inşa etmeyi hayata geçiriyor. Bu bağlamda
ilişkilerimiz ve iş yapış şeklimiz bir
anda hedeflerimiz etrafında sadece biraz
şekil değiştirdi diyebilirim.
Salgının etkileri azalmaya
başladığında sizce sektörde ne
gibi fırsatlar meydana gelebilir?
Bu anlamda geliştirdiğiniz bir
planınız bulunuyor mu?
İlk olarak bütün dünya şunu gördü ki sağlık
sektörü için daha fazla yatırım ve daha
teknolojik çözümler getirmek artık bir zorunluluk.
Dolayısı ile sağlık binalarında
çok önemli ve güzel gelişmeler olacağını
düşünmekteyim. Bunun yanı sıra herkesin
evde kaldığı ve olabildiğince kalması
gereken bir süreç yaşıyoruz. Genel
gözlemime göre insanlar evlerinde daha
çok vakit geçirdikleri için evlerindeki eksiklikler
de gözlerine çarpmaya başlıyor.
Dolayısı ile banyo ve mutfak yenilemeleri,
ufak tamiratlar, derz temizlikleri gibi son
kullanıcıya yönelik inşaat çalışmalarının
da artışta olduğunu söylebiliriz. Sika, geniş
ürün portföyüyle sunduğu çözümler
ile inşaat sektöründeki her türlü ihtiyaca
yönelik çözüm üretebilmektedir. Bu çözümler
sağlık binalarında üstün performanslı
antibakteriyel kaplama sistemleri
olarak karşımıza çıkarken, ufak ev renevasyonlarında
küf ve mantar oluşumuna
dayanıklı derz dolgularına kadar geniş bir
yelpazedir.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 65
Türkiye’deki Gücünü Pekiştiriyor
Kastamonu Entegre’den
450 Milyon TL’lik Yeni Yatırım
Sektörüne yönelik stratejik yatırımlarla 50 yıldır girişimci ruhunu koruyan, Türkiye’nin ve
dünyanın üretici gücü Kastamonu Entegre, Samsun’a yapacağı 450 milyon TL’lik yeni
yatırım ile büyümeye devam ediyor...
Haluk Yıldız / Kastamonu Entegre CEO’su
Ağaç bazlı panel sektörünün yarım asırlık
lider markası Kastamonu Entegre, sektörüne
yönelik stratejik yatırımlara devam
ediyor. Uluslararası alandaki girişimleriyle
sektörün global oyuncusu haline gelen
Kastamonu Entegre, yurt içinde yaptığı
yatırımlarla da yereldeki gücünü pekiştiriyor.
Şirket son olarak, bölge ekonomisine
ve lojistik faaliyetlere büyük katkı sağlayan
Samsun Yonga Levha Tesisi’ne yönelik 450
milyon TL’lik yeni bir yatırım kararı verdi. Bu
yatırımla birlikte mevcut katlı yonga levha
tesisinin tamamı kontinü tesise dönüşecek.
Bu sene başlayan yatırım çalışmalarının
2021 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması
hedefleniyor. Yeni yatırımla Samsun Yonga
Levha Tesisi’nin yıllık üretim kapasitesinin
2,5 kat artacağını ve şirketin toplam üretim
kapasitesinin 6 milyon metreküpe ulaşacağını
belirten Kastamonu Entegre CEO’su
Haluk Yıldız; “Sektöre yönelik gerçekleştirdiğimiz
stratejik yatırımlarla dün olduğu gibi
bugün de girişimci ruhumuzu korumaya,
Türkiye’nin ve dünyanın üretici gücü olmaya
devam ediyoruz. Global marka gücünü
devamlı artıran şirketimiz bugün; ana ürün
grupları olan MDF, yonga levha, laminat
parke ve kapı paneli ürünlerinin her birinde
dünyanın en büyük 4 üreticisi arasında
yer alıyor. Türkiye’de sektörün ihracat lideri
olarak, 6 ülkedeki üretim tesislerimizle
dünyanın 100 farklı ülkesine ihracat yapıyoruz.”
dedi. Türkiye ağaç bazlı panel ve
mobilya sektörlerinin cari fazla veren nadir
sektörlerden olduğuna işaret eden Yıldız,
sözlerini şöyle sürdürdü: “2018 yılının ikinci
yarısında yaşanan sektörel daralmaya rağmen,
panel ve mobilya ihracatı miktar olarak
%25, dolar bazında ise %14 oranında
arttı. 2019 yılında iki sektörde toplam 3,6
milyar dolarlık ihracat yapılırken, 2,6 milyar
dolar dış ticaret fazlası verildi. Covid-19 sürecinin
pazarda yarattığı etkileri göz önüne
aldığımızda, her iki sektördeki ihracat artış
trendinin 2020 yılında da devam etmesinin,
Türkiye ekonomisinin cari fazla vermeyi
sürdürmesi için gerekli olduğunu düşünüyoruz.”
dedi.
Katma değerli ürün ihracatına yönelik
üretim kapasitesi artacak
Ülke ekonomisi için katma değerli ürün ve
ihracat odaklı büyümeye ihtiyaç olduğuna
inanan Kastamonu Entegre, yeni yatırım
kararlarını bu bakış açısıyla şekillendiriyor.
Ülkenin büyüme ve ihracatı artırma hedefine
destek verecek teknolojik gelişmelerin
ışığında, kapasite artırımına yönelik yapılan
yeni yatırımla, Samsun’daki mevcut
tesisin tümü yenilenerek kontinü tesise
dönüştürülecek. İlave 100 kişiye daha iş
imkânı sağlanarak, tesis genelinde toplam
300 kişi istihdam edilmiş olacak. Yıllık 200
bin metreküp üretim yapan Samsun Yonga
Levha Tesisi, yatırımın tamamlanmasının
ardından kapasitesini 500 bin metreküp seviyesine
çıkartacak. Böylelikle Kastamonu
Entegre’nin yıllık toplam üretim kapasitesi
de 6 milyon metreküpe ulaşmış olacak.
66
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
“Biz, tüm insanların sağlıklı,
enerji verimli ve güzel yapılarda
yaşamalarını istiyoruz”
Baumit, 100 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Avusturya merkezli Schmid Industrie Holding
çatısı altında 1890 yılında kireç üretimi ile faaliyetlerine başlamıştır. 30 ülkede, 41 üretim
tesisi ile yıllık 6,5 milyon ton üretim kapasitesi ile hizmet vermektedir. Bugün ciro büyüklüğü
1 Milyar euroyu aşmış olan Baumit, Avrupa’nın Mantolama Devi olarak anılmaktadır.
Türkiye’de 2006 yılında faaliyet göstermeye başlayan Baumit’in Gebze’de bulunan Türkiye
üretim tesisi 2008’de faaliyete geçmiştir. Toplamda 14 milyon euroluk bir yatırımla açılan
tesis, yıllık 300 bin ton üretim kapasitesine ve likit üretim yeteneğine sahiptir.
Baumit kurucusu Robert Schmit’in de
söylediği gibi “Biz, tüm insanların sağlıklı,
enerji verimli ve güzel yapılarda yaşamalarını
istiyoruz”
İnsanoğlu tarihsel süreç içerisinde soğuktan,
sıcaktan ve çeşitli tehlikelerden
korunmak için değişik barınaklar yapmıştır.
Tarihten bugüne gelinen noktada
ise, modern dünyada toplu yaşam alanları
oluşturmak için çok katlı yapılar inşa
etmekteyiz. Geçmişte kullanılan kısa
ömürlü ve dayanıksız malzemeler artık
birçok yönüyle daha dayanıklı, uzun
ömürlü ve sağlıklı malzemelerle yer değiştirmiştir.
Günümüzde, performans ölçüm
ve belirleme için gelişmiş ürün ve
uygulama standartları kullanılmaktadır.
Baumit olarak Türkiye tesislerinde ürettiğimiz
ürün ve sistemlerle yapıda ıslak
hacimlerin şaptan derz dolgusuna kadar
tam sızdırmaz ve güvenli olması için çalışıyoruz.
Bunun için, Avrupa’nın Mantolama Devi
olarak, sağlıklı yaşam derken neden
bahsettiğimizi çok iyi biliyoruz. Ar-Ge
departmanımız Viva Araştırma Parkı
adında benzersiz bir proje üstlendi. Viva
Araştırma Parkı, Avrupa’nın karşılaştırmalı
yapı malzemeleri araştırmaları
için kurulmuş olan en büyük araştırma
tesisidir.
Sürdürülebilirlik ilkesi ile
üretilen nitelikli ürünlerimizi
yapı sektörü ile buluşturuyoruz
Baumit olarak yüksek kalitede ve standartlara
haiz; Dış Cephe Kompozit Isı
Yalıtım Sistemleri, Sıvalar, Zemin Sistemleri,
Karo Yapıştırıcıları ve Örgü
Harçları olmak üzere beş ana grupta
ürün üretmekteyiz. Ana uzmanlığımız
olan Dış Cephe Kompozit ısı yalıtım sistemleri
bileşenlerinden, yüksek nitelikli
yapıştırıcı, sıva ve son kat kaplamaları
üretmekte ve sürdürülebilirlik ilkesi ile
üretilen nitelikli ürünlerimizi yapı sektörü
ile buluşturmaktayız.
Yapı statiği için çözümler ve tasarım ne
kadar önemli ise yapılan uygulamaların
gerçek ömrü uzunluğunda kullanılabilmesi
koruma ve bakım ile mümkündür.
Örneğin korozyon etkisi özellikle denize
yakın bölgeler için aktif su ile temasın
ötesinde havada bulunan iyonların beton
tarafından emilimi ile bile mümkündür.
Bu nedenle yapı kabuğunu bir zırh
gibi saran dış cephe ısı yalıtım sistemleri
korozyona karşı da yapılarımız korumaktadır.
Çift komponentli su yalıtım
ürünleri ile ıslak hacimlerdeki sızdırmazlıklar
kontrol altına alınmaktadır. Nefes
alabilme kabiliyeti yüksek dış cephe ısı
yalıtım sistemleri ve makineli sıvalar ile
nem ve küften uzak sağlıklı ve konforlu
yaşam alanları oluşturulmaktadır. Baumit’in
doğa ile uyum içerisinde işlevselliğini
yitirmeyen, nitelikli ürünleri, doğanın
yıpratıcı ve yıkıcı etkisine karşı yapıların
korunmasına yardımcı olmaktadır.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 67
Masdaf, Renovasyon Projeleri ile
Dünya Kaynaklarını koruyor!
Pompa Sektörünün lider markası Masdaf, renovasyon projeleri kapsamında sunduğu
ücretsiz keşif hizmeti (pompalarda enerji verimliliği ölçümü) ve verimli pompa teknolojileri
ile işletmelerde ki yüksek enerji tüketiminin önüne geçmeyi ve dünya kaynaklarını daha
etkili kullanmayı hedefliyor.
Pompa sektörünün lider markası Masdaf,
renovasyon projelerinde sunduğu
ücretsiz keşif hizmeti ( pompalarda enerji
verimliliği ölçümü ) ve verimli pompa
teknolojileri ile binalar ve endüstriler için
değer yaratmaya devam ediyor. Pompa
teknolojilerinde enerji verimliliği için gerekli
olan yatırımı somut ve görülebilir bir
şekilde sunan Masdaf, renovasyon projeleri
kapsamında sunduğu ücretsiz keşif
hizmeti ile işletmelerde ki yüksek enerji
tüketiminin önüne geçmeyi hedefliyor.
Bir pompanın satın alma maliyetinin ömür
boyu yaşam maliyetinin %4’ nü, bakım
maliyetlerinin %6’sını, enerji maliyetlerinin
ise %90’nı oluşturduğunu belirten
Masdaf Satış Müdürü Cem Hanedanoğlu,
Masdaf olarak renovasyon projeleri kapsamında
sundukları hizmet ile amaçlarının
doğru pompa seçimi ve yüksek verimli
sistem dizaynıyla işletmelerdeki enerji
verimliliğini artırmak olduğunu söyledi.
“Pompanın “ömür boyu yaşam
maliyeti” analizlerini rapor olarak
sunuyoruz”
Pompaların zamanla aşınacağını, debileri
ile basma yüksekliklerinin azalacağını
ve bu nedenle pompa veriminin düşeceğini
ve enerji sarfiyatının artacağını belirten
Hanedanoğlu sözlerine şöyle devam
etti: ”Renovasyon projelerinde sunduğumuz
ücretsiz keşif hizmeti kapsamında
mevcuttaki pompaların enerji verimliliğini
ölçüyoruz. Aynı zamanda müşterilerimize
pompanın
“ömür boyu yaşam maliyeti” analizlerini
rapor olarak sunuyoruz. Projeye özel yüksek
verimli pompa seçimi ile endüstrilerin
işletme giderlerinden %30 - %40, bakım
giderlerinden ise %50- %70 tasarruf etmelerini
sağlıyoruz. Ayrıca yatırımın 5 yıl
kadar kısa sürede kendini amorti etmesini
ve işletmenin kâra geçmesini hedefliyoruz.”dedi.
Lüleburgaz Belediyesi Atık Su
Arıtma Tesisi
Renovasyon kapsamında sundukları hizmeti
“Lüleburgaz Belediyesi Atık Su Arıtma
Tesisi” örneği ile açıklayan Hanedanoğlu,
proje kapsamında sundukları ürün
ve hizmetler ile işletmenin kazanımları
hakkında detaylı bilgi verdi. Hanedanoğlu:
“Lüleburgaz Belediyesi’nın sınırları
dahilindeki atık suların deşarj edilmesi,
Ergene Nehri’ndeki kirlilik yükünün azaltılması
amacıyla inşa edilen ve 2013 yılında
işletmeye alınan “Lüleburgaz Belediyesi
Atık Su Arıtma Tesisi”nin işletmesi,
arıtma tesisinin “çamur susuzlaştırma
binası”ndaki dekantör besleme pompalarının
bakımı için Masdaf ile iletişime geçti.
Raporlama
Satış Sonrası Servis ekibimiz, tesiste bulunan
mono pompaların oldukça yıpranmış
olduğunu ve çıkan yedek parça (stator
ve rotor gibi ) fiyatının yeni bir pompa
fiyatının yaklaşık iki katı olacağını tesis
yönetimine bildirdi.
Sonuç
Renovasyon durumunda tesisin sağlayacağı
tasarrufları içeren raporumuz,
tesis yönetimi tarafından memnuniyetle
karşılandı ve renovasyon kararı alındı.
Atık Su Arıtma Tesisine, çalışma prensibi
mevcuttaki mono pompalardan farklı olan
kendinden emişli UKM serisi pompaları
önerdik. İlk etapta bir adet alım yapıldı. 1
aylık kullanım sonunda Masdaf’ın 5.5 kW
olan UKM serisi pompalarının, mevcutta
bulunan her biri 11 kW olan mono pompalardan
%50 daha verimli olduğu görüldü.
İşletme, 1 ay sonunda yarı kapasite
ile %50 daha tasarruflu olan UKM serisi
pompalardan 2 adet daha sipariş verdi.
Masdaf olarak arıtma tesislerinde yaygın
olarak kullanılan “mono pompa”lara alternatif
olarak sunduğumuz “UKM pompa”-
lar ile tesisin, işletme maliyetinden %50,
ilk yatırım maliyetinden ise %30 tasarruf
etmesini sağlayan bir çözüm sunduk. Ayrıca
arıtma tesisinin ihtiyacına uygun olarak
seçilecek yeni pompalar ile sistemin
bakım giderlerinden de %60’a yakın bir
avantaj sağladık.”dedi.
68
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dosya
“Yurtdışı pazarlarımızı büyütmek
önümüzdeki dönem stratejimizin parçası”
“Biz Fixa olarak pandemi döneminde Ar-Ge çalışmalarını asla durdurmadık. Ürün kalitemizi
sürekli artırmanın yanı sıra çevreye ve insan sağlığına uygun, sürdürülebilirlik ilkesini
merkezine alan çözümler üzerine çalışıyoruz.”
Ali Murat Ekin / Genel Müdür
2001 yılından bu yana, yaşamlarımızı
daha konforlu kılmaya yardımcı olan
yenilikçi yapı kimyasalları üreten Fixa
Yapı Kimyasalları, salgın döneminde de
faaliyetlerini aksatmadan sürdürdü. Bu
dönemde aldıkları tedbirleri ve yeni iş
modellerini Fixa Yapı Kimyasalları Genel
Müdürü Ali Murat Ekin ile konuştuk.
Genel faaliyet modelinizde
salgın hastalık döneminde ne tür
değişiklikler gerçekleştirdiniz?
Geliştirdiğiniz yeni modellerde
ana stratejiniz ne oldu?
Salgın döneminde temel önceliğimiz elbette
sağlık oldu; hem hastalanma hem
de taşıyıcı olma risklerini azaltmak için
biz de ülkemizde ve tüm dünyada olduğu
gibi mümkün olduğu kadar teması azaltacak
önlemler alarak çalıştık. İdari kadromuzda
ve satış ekiplerimizde yarı zamanlı,
ofiste dönüşümlü, mümkün olduğu
kadar evden çalışma düzeninde müşterilerimize
hizmet vermeye devam ettik.
Fabrikalarımızda üretim devam ederken
pandemiye karşı gereken tüm önlemleri
aldık. Bu dönemde satışlarımız elbette
olumsuz etkilendi ancak müşterilerimizle
sürekli iletişim halinde kalarak ihtiyaçlarını
karşılamaya yönelik aksiyonları aldık.
Mart ayından Mayıs ayına kadar olan satış
kaybımızı ise Haziran ayında fazlasıyla
telafi edebildik. Bu dönemde e-ticaret
siteleri üzerinden yaptığımız satışlarda
da artış oldu.
‘Yeni Normal’ dönem sizin
için nasıl ilerliyor? Sektördeki
gelişmeler ve şirketinize olan
etkilerine kısaca değinir misiniz?
“Yeni Normal” dönem elbette yine odağımızda
sağlık öncelikli olmak üzere ilerliyor.
Pandemi döneminde insanların evlerinde
daha fazla zaman geçirmek
zorunda kalmaları sonucu yaşam
alanlarımızın önemi anlaşıldı. Evlerde
yaşam kalitesini yükseltecek
her türlü yalıtım, onarım gibi işler
sonbaharda beklenen ikinci dalga
öncesinde hayata geçirilmeye çalışılıyor.
Bu yaz ayları sektörün hareketli
olduğu aylar oluyor.
Bu dönemde yurtdışında yeni pazarlar
üzerine de çalıştık. Ürünlerimiz
Avrupa ve Güney Amerika
ülkelerinde de satılmaya başlandı.
Bu pazarları büyütmek de önümüzdeki
dönem stratejimizin parçası.
Salgının etkileri azalmaya
başladığında sizce sektörde
ne gibi fırsatlar meydana
gelebilir? Bu anlamda
geliştirdiğiniz bir planınız
bulunuyor mu?
Salgın döneminde yaşam alanlarımız
ve kamusal alanlarda alınan
kısa süreli önlemlerin ardından
önümüzdeki yıllarda özellikle kamusal
alanlarda yeni düzenlemelerle
karşılaşacağız. Sektörümüz
bu düzenlemeler doğrultusunda
yeni ürünler ve çözümler üzerine çalışmak
zorunda. Biz Fixa olarak bu dönemde
Ar-Ge çalışmalarını asla durdurmadık.
Ürün kalitemizi sürekli artırmanın yanı
sıra çevreye ve insan sağlığına uygun,
sürdürülebilirlik ilkesini merkezine alan
çözümler üzerine de çalışıyoruz.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 69
ISO, Mitsubishi Electric’in
Manisa fabrikasının yüksek kalitesini onayladı
Mitsubishi Electric Turkey Klima Sistemleri Üretim A.Ş., Uluslararası Standartlar Teşkilatı
(ISO) 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi’ni aldı. Mitsubishi Electric, 2017 yılında faaliyete
geçen Manisa fabrikasında yüksek teknolojili ve çevreye dost ev tipi klimalar üretiyor.
Mitsubishi Electric’in Sanayi 4.0’a yanıtı olan e-F@ctory konseptiyle dizayn edilen
fabrikasında üretim gerçekleştiren Mitsubishi Electric Turkey Klima Sistemleri Üretim A.Ş.,
ihracattaki başarılarının yanı sıra iç piyasaya ve Manisa bölgesindeki istihdama da katkı
sağlıyor. ISO standardına göre verilen bu sertifika; yeni bir kalite yönetim sistemiyle planlı,
kontrollü, ölçülebilir ve analiz edilebilir bir işletme yaklaşımı benimsendiğini kanıtlıyor.
Ev tipi klimaların geliştirilmesi ve üretimi
için Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde
kurulan Mitsubishi Electric Turkey Klima
Sistemleri Üretim A.Ş., ISO 9001:2015
Kalite Yönetim Sistemi’ni aldı. Sertifika,
şirket adına şirketin başkanına takdim
edildi.
ISO 9001: 2015 Kalite Yönetim Sistemi;
işletmelerin hedeflerini, prosedürlerini ve
planlarını belirlemelerini ve risk analizi
yapmalarını sağlayarak müşteri odaklı ve
disiplinli bir organizasyon yaratmalarını
sağlıyor.
Ev tipi klima alanında üretim üssü
Mitsubishi Electric Turkey Klima Sistemleri
Üretim A.Ş., Mitsubishi Electric’in Avrupa’daki
ilk ev tipi klima fabrikası olma
özelliğini taşıyor. Bu yatırım, Mitsubishi
Electric Corporation için gelişme ve büyüme
potansiyeline inandığı Türkiye’yi ev
tipi klima alanında önemli bir üretim üssü
haline getiriyor.
Dijital fabrikada yüksek teknolojili
çevreye dost üretim
Mitsubishi Electric’in Sanayi 4.0’a yanıtı
olan e-F@ctory konseptiyle tasarlanan
dijital klima fabrikasında, yüksek teknolojili
çevreye dost ürünler üretiliyor. Yaklaşık
406,2 milyon TL sermayeyle kurulan
fabrika, 60 bin metrekarelik alan üzerinde
yer alıyor.
Asansör Güvenliği İçin Renk Etiketlerine Dikkat
Asansör yönetmeliği çerçevesinde
uzman denetimleri sonrası farklı renk
etiketleri alan asansörlerin bu etiketler
sayesinde güvenli ve kullanıma uygun
olup olmadığı kolayca anlaşılabiliyor.
“Evden uzaya” kadar çok sayıda sektörde
ileri teknoloji çözümleriyle dikkat
çeken Mitsubishi Electric, yapay zeka
teknolojisiyle donatılan ve deprem,
yangın gibi tehlikeli anlarda kullanıcıların
tahliyesini sağlayabilen güvenlikli
asansörleriyle asansör sektörüne
de öncülük ediyor. Mitsubishi Electric
Asansör ve Yürüyen Merdiven Sistemleri’nin
Türkiye’deki tek yetkili satıcısı
olan AG MELCO’nun Genel Müdür
Yardımcısı Hüseyin Avni Bezmez,
özellikle yüksek katlı binalarda kullanımı
artan asansörlerin güvenliğiyle ilgili
şu bilgileri aktardı; “Asansör etiketleri,
yönetmelik gereği mevcut asansörlerin
modernizasyonunun yaptırılmasını
sağlamak amacıyla uzman kontrol
mühendisleri tarafından yapılan senelik
periyodik kontrol denetimlerinde
kullanım uygunluğunun tespitiyle
asansörlere konuluyor. Asansör kabini
içerisinde görünür bir yere konulan bu
etiketlerde her rengin farklı anlamları
bulunuyor.”
“Kırmızı etiketli asansörlere
kesinlikle binmeyin!”
Etiket renklerinin anlamları ile ilgili
bilgiler veren Avni Bezmez; “Kontrolü
yapılan asansörün kullanım açısından
güvenli olduğunu belirten yeşil etiket,
asansörün can ve mal güvenliği açısından
herhangi bir risk taşımadığını ifade
ediyor. Hafif riskli olarak değerlendirilen
mavi etikette ise güvenlik açısından
değil ama konfor açısından eksiklikler
söz konusu oluyor. Bu nedenle mavi
etiketli asansörlerin kullanımı açısından
herhangi bir kısıtlama bulunmuyor.
İlgili asansörün kabul edilebilir risk seviyesinde
olduğunu belirten sarı etiket
içinse gerçekleştirilen denetim sonrası
belirlenen aksaklıkların iki ay içerisinde
giderilmesi zorunluluğu bulunuyor.
Asansörün kullanımı açısından yüksek
riskli olduğunu ifade eden kırmızı etiket
söz konusu olduğundaysa acilen aksiyon
alınması şart. Kontrol mühendisleri
tarafından yapılan denetimde asansör
kırmızı etiket aldıysa asansörün
can ve mal güvenliği açısından kesinlikle
kullanılmaması gerekiyor. Kontrol
esnasında tespit edilen aksaklıkların
bir ay içerisinde giderilmesini zorunlu
kılan bu etiket için aksiyon alınmaması
halinde ilgili asansör mühürlenerek
kullanım dışı bırakılıyor” dedi.
70
Yapı Malzeme Ağustos 2020
BETA Kimya, Ortadoğu ile Doğu
Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve
tutkal üretim tesisinin temelini attı
Dosya
315 milyon TL’lik yatırım bedeli ile Türk kimya sektöründe ilk kez yerli ve milli olarak
üretilecek yüksek teknolojili yeni nesil yapıştırıcıların üretim üssü olmaya hazırlanan BETA
Kimya GEBKİM Kampüsü, yıllık 150 bin ton üretim kapasitesi ile faaliyet göstererek 500
kişiye istihdam sağlayacak.
BETA Kimya A.Ş.’nin sanayide dijital dönüşüme
tamamen uyumlu altyapı ve LEED
sertifikasına sahip yeşil bina teknolojisi ile
projelendirilen yeni entegre üretim tesisi
BETA Kimya GEBKİM Kampüsü, otomotiv,
savunma ve havacılık gibi pek çok stratejik
sektörde kullanılmak üzere yüzde yüz yerli
ve milli inovatif ürünler sunacak.
Varank: “BETA Kimya’nın yeni
üretim tesisi kimya sektörüne yeni
bir soluk getirecek”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank,
Gebze Kimya İhtisas Organize Sanayi
Bölgesi’nde (GEBKİM) Beta Kimya GE-
BKİM Kampüsü’nün temel atma töreninde
yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs
(Kovid-19) salgını döneminde bile yoluna
durmaksızın devam eden reel sektör için
heyecanlı bir güne daha şahitlik ettiklerini
söyledi.
Orta Doğu ve Doğu Avrupa’nın en büyük
yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisinin temellerini
atmak için bir arada olduklarını
belirten Varank, “315 milyon liralık yatırımla
hayat bulacak Beta Kimya GEBKİM
Kampüsü, 500 vatandaşımıza daha yeni
istihdam imkanları oluşturacak. Sayın
Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle Bakanlığa
geldiğimiz ilk günden itibaren milli
teknoloji, güçlü sanayi vizyonunu ortaya
koyduk. Attığımız her adımda bu vizyonu
daha ileriye taşıyacak yeni politikalar geliştirmenin
derdindeyiz. Yerlileşmeyi teşvik
eden, firmalarımızı yeniliğe yönlendiren bir
yaklaşımı reel sektöre hakim kılmaya çalışıyoruz.
BETA Kimya A.Ş.’nin yeni entegre
tesis yatırımıyla birlikte bugüne kadar ithal
edilen poliüretan reaktif hotmelt yapıştırıcı
ürünler ve farklı türevleri ilk defa Türkiye’de
üretilmeye başlanacak. Böylece ambalaj,
otomotiv, mobilya, inşaat, savunma ve havacılık
sanayisinin önemli bir girdisi yurt
içinden temin edilmiş olacak. Orta vadede
120 milyon dolarlık bir ithalatın önüne
geçilecek. Yurt içi ihtiyaçlar karşılandıktan
sonra elbette ihracat potansiyeli de değerlendirilecek.
Bu fabrika, seri üretime
geçtiğinde ülkemizin en modern üretim tesislerinden
birisi olacak. Ülke sanayimize
ve kimya sektörüne yeni bir yeni bir soluk
getirecek BETA Kimya GEBKİM Kampüsü
yatırımının hayırlı olmasını diliyor, başta
BETA Kimya Yönetim Kurulu ve İKMİB
Başkanı Adil Pelister olmak üzere emeği
geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum.”
dedi.
Pekcan: “Kimya, Türkiye için
lokomotif sektör”
T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, video
konferans yöntemiyle katıldığı Beta Kimya
GEBKİM Kampüsü Temel Atma Töreni’nde
yaptığı konuşmada, ülke için stratejik önemi
bulunan bir yatırımın daha temel atma
töreninde olmaktan memnuniyet duyduğunu
söyledi. Bakan Pekcan, “BETA Kimya
A.Ş.’nin yeni entegre üretim tesisi yatırım,
Türkiye için gerçekten çok önemli. Çünkü,
ülkemizin yüksek teknoloji ve yüksek katma
değerli üretim ile ihracat stratejisiyle
örtüşüyor. Biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde, siyasi istikrar ve etkin
yönetim sistemiyle, daha fazla teknoloji,
daha fazla katma değerli üretim ve ihracatla
ülkemizi yüksek gelirli ülkeler seviyesine
hep beraber çıkarmak için gereken tüm
adımları atacağız. BETA Kimya GEBKİM
Kampüsü, hem Türkiye’de üretim açığı
bulunan, ithalat yapılan ürünlerde katma
değer yaratacak, hem de yeni pazarlara
ihracat yapılmasını sağlayacak. Ülkemizde
de otomotiv, inşaat ve savunma sanayi
gibi pek çok alandaki sektöre yerli girdi
sağlayacak, 500 kişiye de istihdam yaratacak.
Bu değerli yatırımlarından dolayı tüm
BETA Kimya Ailesini kutluyor, ülkemiz için
hayırlı olmasını diliyorum.” diye konuştu.
Pelister: “BETA Kimya Gebkim
Kampüsü, yüksek katma değer
yaratma vizyonumuzun bir ürünü”
BETA Kimya Gebkim Kampüsü ile kimya
sektörüne ve Türk sanayisine yeni bir değeri
daha kazandıracaklarını belirten BETA
Kimya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Adil
Pelister, “BETA Kimya olarak 34 yıldır büyümeye,
üretmeye ve daima yüksek katma
değer yaratmaya odaklandık. Apel ve Mitreapel
markalarımız ile 5 kıtada 75 ülkeye
ihracat gerçekleştiren, 9 farklı kategoride
yaklaşık 150 ürün ile mobilyadan otomotive,
tekstilden inşaata ve hatta COVID-19
pandemisiyle birlikte sağlığa kadar hayatın
pek çok alanına dokunan büyük bir sanayi
ailesi olmayı başardık. Bugün, temelini attığımız
BETA Kimya Gebkim Kampüsü de,
yüksek katma değer yaratma heyecanımızın
bir ürünü. Yüzde yüz yerli ve öz sermayeye
sahip, 315 milyon TL’lik bir yatırım
bedeliyle devreye alacağımız yeni entegre
tesisimiz, Ortadoğu ve Doğu Avrupa’nın en
büyük yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisi olacak.”
dedi.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 71
Form’dan Çamsan AVM’ye
yüksek verimlilikli
iklimlendirme çözümleri
Ticari ve Bireysel İklimlendirme Sistemleri sektörünün liderlerinden Form Şirketler
Grubu, 55 yıllık tecrübesi, başarılı yabancı iş ortaklıkları, AR-GE ve yerli üretime
verdiği değer ve önemle kapalı alanlara verimliliği yüksek ürünlerle iklimlendirme
çözümleri sunmaya devam ediyor.
Form Endüstri Ürünleri, İstanbul Sancaktepe’de açılacak
olan Çamsan Park AVM’ye yabancı iş ortaklıklarıyla ürün
gamında bulunan ürünler ve AR-GE’ye verdiği önemle
geliştirip, imalatını yaptığı yerli ürünleriyle iklimlendirme
hizmeti sunuyor.
Form Endüstri Ürünleri, Çamsan Park AVM yaptığı iklimlendirme
tedariğinde, 150 adet FORM marka ısı pompası,
3 adet Lennox marka Rooftop ve 2 adet soğutma kulesi
kullandı.
AVM’nin iklimlendirme ihtiyacına yönelik kullanılan tüm bu
verimliliği yüksek ürünlerle AVM’ye toplamda 5.000 kW
soğutma kapasitesi sağlandı.
72
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Aldağ A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Rebii Dağoğlu:
“İklimlendirme Sistemleri Daha
Fazla Önem Kazandı”
74
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Sektörel
Koronavirüsünün ilk ortaya çıkmasından itibaren, iklimlendirme alanında
da çok yönlü tartışmalar başladı. Ancak kesin olan gerçek var ki; o da
iç hava kalitesinin daha da önemli bir konu haline gelmiş olması. Bu
çerçevede ALDAĞ A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Rebii Dağoğlu, fikir ve
düşüncelerini bizlerle paylaştı.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 75
Virüsün Yayılma Şekli İyi
Analiz Edilmeli
Pandemiyle birlikte iç hava kalitesi
çok daha önemli hale geldi ve
iklimlendirme sistemlerinde yoğun
biçimde tartışılmaya başladı. Şimdi
baktığınız zaman biz üreticiler, bilim
insanlarının ve konuyla ilgili bilirkişilerin
temel konularda mutabık kalmalarını
bekleriz. Nitekim pandeminin
ilk günlerindeki o toz duman ortadan
kalktı ve ASHRAE, REHVA ve EURO-
VENT gibi uluslararası kuruluşlar bildiriler
yayındı. Bazı çatışan noktalar
olmakla birlikte hepsi benzer konulara
parmak basıyor. Ayrıca ülkemizde
de sektörel STK’ları ve meslek örgütlerini
kapsayan İklimlendirme Teknik
Kurulu kuruldu ki onlar çalışmalarını
bilim kurulu kararlarını temel alarak
yürüttüler ve bildiriler yayınlanıyor.
Bu bağlamda bizi ilgilendiren konu;
merkezi iklimlendirme sistemleri ile
ilgili olarak, pandemi sürecinde ne
yapılması gerektiğidir. Bu süreçte,
cihazların virüsle mücadelede hangi
opsiyonları barındırması gerektiği de
belirgin hale geldi.
Uluslararası ve ulusal kuruluşların
yaptıkları açıklamaların bize gösterdiği
bazı gerçekler var. Öncelikle virüsün
yayılma şeklinin iyi irdelenmesi
gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütünün
(DSÖ), bu konuda belirlediği bazı kıstaslar
var. Virüsün yayılmasındaki etkenlerden
bir tanesi bireylerin, daha
önce enfekte bir kişi tarafından temas
edilmiş olan fiziki bir yüzeye temas etmesi
olarak belirtiliyor. Salgının bir diğer
yayılma şekli ise enfekte olan bir
kişinin hapşırık ve öksürmesi yoluyla,
sosyal mesafeden (2-3 metre) daha
yakında olan başka bir kişiye enfeksiyonu
bulaştırması. Üçüncü yayılma
şekli ise virüsün, havada saatlerce
asılı kalarak ve daha sonra havayla
taşınarak uzak mesafeden bulaşabilme
olasılığı. DSÖ’nün açıklamalarına
baktığımızda Covid-19’la ilgili böyle
bir bulguya rastlandığı belirtilmiyor
ama reddedilmiyor da. Dolayısıyla bu
durum hastaneler, oteller, alışveriş
merkezleri, okullar, iş merkezleri ve
büyük ofisler gibi büyük hacimli olan
ve kalabalıkların girdiği alanların iklimlendirme
sistemlerinin dizaynında
ve uygulamasında yeni önceliklerimizin
olmasını zorunlu kılıyor.
%100 Taze Hava Girişi En
Önemli Konu
Burada en kritik konulardan birisi
%100 taze hava girişinin sağlanması
gibi duruyor. Bunun sağlanabilmesi
için de büyük klima santrallerinin
Rebii Dağoğlu / Aldağ A.Ş. İcra Kurulu Başkanı
%100 taze hava ile çalışması gerekiyor.
Yani doğrudan dışarıdan alınan
temiz havanın şartlandırıldıktan sonra
ortama gönderilmesi öngörülüyor.
Yüzde yüz taze havalı iklimlendirme
sayesinde havada asılı kalan virüs
76
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Sektörel
partiküllerin emilerek dışarı atılması
amaçlanıyor. Dışarıdan alınan ve filtreden
geçirilmiş havayla bulaş riskini
azaltmış oluyoruz. Bu arada yüzde yüz
taze havanın şartlandırılmasında enerji
tüketiminin artacağı gerçeğini göz ardı
edemeyiz.
Bir diğer önemli konu ise bu sistemlerde
kullanılan geri dönüş havasının
da devre dışı bırakılması lazım, aksi
takdirde virüslü partiküllerin içeriye taşınması
söz konusu olabilir. Ancak bu
durumun sistemin ısıtma ve soğutma
kapasitesini azaltacağı da bir gerçeklik
olarak önümüzde duruyor. Bu her
halükarda kabul edilmesi gereken bir
durum, çünkü insan hayatı, konfordan
çok daha önemlidir. Bir de şu noktaya
değinmek lazım %100 taze hava dediğiniz
zaman iç ortamdaki tüm havayı
dışarı atıyorsunuz. Yani içeride virüslü
olduğunu düşündüğünüz havayı dışarı
atmış oluyorsunuz. Bu durumun önüne
geçmek için dış havanın çıkış noktalarına
hepa filtreler ve UV lambalar kullanarak
bu etkiyi azaltabiliriz.
Uluslararası kuruluşlar yaptıkları açıklamalarda
asıl hedefin kişi başına
düşen taze havanın miktarının belli
seviyenin üzerinde tutmak olduğunu
belirtiyorlar. Pandemi süreci boyunca
binalarımızı kullanırken içerideki insan
yoğunluğunu düşük tutmak çok önemli.
Dolayısıyla büyük kapalı mahallerde
küçük bir alanda insan yoğunlaşmasından
kaçınmak gerekiyor. Sosyal mesafenin
önemi burada bir kez daha ortaya
çıkıyor.
İklimlendirme Sisteminin
Kendisi Kadar Operasyon
Süreci de Önemli
Merkezi sistem klimaların çalıştırılma
periyodları da oldukça hassas bir
konu. Klima Santrallerinin kullanıldıkları
mahal açılmadan en az 2 saat önce
çalıştırılmaya başlaması ve mahal kapandıktan
sonra da en az 2 saat daha
77
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Yapı Malzeme Ağustos 2020 77
C
M
Y
CM
MY
çalıştırılmasını öneriyoruz. Mümkünse
gece boyunca düşük devirde çalıştırmanın
ciddi fayda sağlayacağı yönünde
fikir birliği var. Gece boyunca veya
sabaha karşı dış havanın soğukluğu
burada olumlu etken olarak görülebilir.
Böylelikle AVM gibi kapalı alanlarda
klima sistemi devreye sokulmadan bir
süreliğine de olsa ortam sıcaklığı kontrol
altında tutulabilir. Bununla birlikte
yüksek hava hızları enfeksiyon yayılma
riskini artırdığı için klima sistemleri olabildiğince
düşük hava debilerinde çalıştırılmalı.
Bunlar Merkezi Sistemlerin
işletim safhasındaki önemli konular.
VRV, split veya multi sistemlerin içerdeki
havayı sirküle etmesi özelliğinden
dolayı -biraz tartışma konusu olsa daçok
ciddi risk taşıdığına ihtimal vermiyorum.
Bunun sebebi, birincisi az önce
belirttiğim üzere bu virüsün havada
saatlerce asılı kalarak uzun mesafede
etkili olduğuna dair, kabul edilmiş bilimsel
veri yok. İkincisi ise her sistemin
doğru yerde uygulanması çok önemli.
Örneğin VRV sistemleri daha çok konutlarda
kullanılan sistemler, burada
insan sirkülasyonu kamuya açık mahallede
oranla çok az. Herkesin birbirini
tanıdığı ve enfekte olup olmadığını
az çok bildiği ortamlarda ciddi risk teşkil
etmeyeceğini düşünüyorum. Ancak
yine de bekleyip görmek gerektiğine
inanıyorum.
VRV sistemlerinin kullanıldığı yerlerde
de eğer mümkünse pencerelerin sıkça
açılması ve dış havanın içeriye sirküle
edilmesi gerekebilir. Ancak biz Merkezi
Sistemlerin kullanıldığı yerlerde de
aynı uygulamanın çok faydalı olacağını
düşünüyoruz.
En hayati konulardan bir tanesi de cihazlarının
bakımlarının ve filtre değişimlerinin
zamanında ve düzenli bir
biçimde yapılması gerekliliğidir. Bakım
işleminde görev alan teknisyenin ileri
derecede koruma sağlayan maske takıyor
olmasına dikkat edilmeli. Teknisyenlere
gerekli önlemlerin aldırılmadığı
durumlarda, enfekte olmaları ve virüsü
yaymaları çok yüksek ihtimal. Bu tür
bir durumda bakım sürecinin faydadan
çok zararı olacağı da aşikar.
Önlemler Sürdürebilir Olmalı
Burada pandemi sürecinde merkezi
sistemlerin sahip olması gereken üretim
ve kullanım özelliklerinden bahsediyoruz.
Bu özellikler bizim için yeni
şeyler değil. Talep edildiğinde rahatlıkla
ürettirilen ürünlerde uygulanabilen
opsiyonlar. Buradaki mesele bu teknik
özelliklerin Kamu ve özel sektör şartnamelerinde
zorunlu hale getirilmesi.
Ancak şu da var; pandemi sürecinde iklimlendirme
sistemlerinde alınacak önlemlerin
sürdürülebilir olması gerekiyor.
Sonuçta tüm bu önlemler maliyetleri
artırıcı unsurlar içeriyor. Bunların her
birini şartnamelerle ve yönetmeliklerle
uygulamasını zorunlu hale getirdiğimizi
varsaysak ve yeni yapılarda uygulanacağını
öngörsek, bu sefer pandeminin
ne kadar bir süre daha hayatımızda
kalacağı sorusuyla karşılaşıyoruz. Yani
bu süre, iklimlendirme sistemlerindeki
artan maliyetlere değecek uzunlukta
bir süre mi, bunun iyi analiz edilmesi
lazım. Ancak iç hava kalitesi, pandemi
hayatımızda olsun veya olmasın giderek
daha da önem kazanıyor.
Covid-19 haricinde başka virütik formasyonlara
ve enfeksiyon riskine karşı
her zaman hazırlıklı olunması gerekiyor.
CY
CMY
K
78
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Isı Köprüsüzlükte Son Nokta
Isı Köprüsüzlükte Son Nokta
TB1
Isı Köprüsüzlük Sınıfı
TB1
Isı Köprüsüzlük Sınıfı
T2
Isıl Geçirgenlik Sınıfı
T2
Isıl Geçirgenlik Sınıfı
“Alıştığınız Üzere
Daikin, e-ticarette
müthiş bir ilke imza atıyor
İklimlendirme sektöründe ‘ilk’lerin markası olarak bilinen Daikin, internet
mağazası üzerinden satışını gerçekleştirdiği klimaların 24 saat içinde nakliye ve
montajını da yaparak e-ticarete yepyeni bir soluk getiriyor. Türkiye’de bugüne
kadar denenmemiş olan bu eşsiz uygulamayla www.daikin.com.tr adresine girip
ürün alan tüketici, 24 saat içinde gerçekleştirilecek montaj ile 1 günde ferahlığa
kavuşmuş oluyor. www.daikin.com.tr adresi, bu üstün teknolojiye 6 yıl garantili
ve 12 ay taksitle sahip olma avantajını da beraberinde getiriyor. 1 Temmuz 2020
tarihinden itibaren yeni nesil e-ticaret deneyimini tüketicisiyle buluşturacak olan
Daikin; keşif, nakliye ve montajı bir arada sunan hizmet anlayışıyla sektörde fark
yaratmaya hazırlanıyor.
Yenilikçi ve çevreye duyarlı
ürünleriyle iklimlendirme sektörünün
liderliğini yapan Daikin,
internet mağazasından
alışverişlerde bugüne kadar
denenmemiş bir uygulamaya
imza atarak yeni nesil e-ticaretin
yolunu açıyor. Bu uygulama
ile Daikin, internet mağazası
üzerinden satışını gerçekleştirdiği
klimalara 24 saat içinde
nakliye ve montaj garantisi
veriyor. Üstün teknolojisini internet
mağazasıyla herkese
ulaştırmayı hedefleyen Daikin;
keşif, hizmet ve montajı
bir arada sunuyor. 1 Temmuz
2020 tarihinden geçerli olacak
kampanya ile tüketicilerin
www.daikin.com.tr adresine
girerek geniş ürün gamından
diledikleri klimayı seçmeleri
yeterli olacak. Klimanızı 24
saat içinde adresinize getiren
Daikin Yetkili Servis elemanları
hijyen kurallarına uygun
olarak çalışarak montajı tamamlayacak
ve sizi 1 günde
ferahlığa kavuşturacak.
Ürünü hizmetiyle birlikte tüketiciyle
buluşturmayı hedefleyen
Daikin, e-ticarette fark
yaratacak. Sektörün en geniş
ürün gamına sahip olan Daikin
klimalar 12 ay taksit avantajının
yanı sıra 6 yıl garanti
imkanıyla doğru ve temiz havayı
evinize getirecek.
SİSTEM NASIL
İŞLEYECEK?
13 Temmuz 2020 tarihinden
itibaren www.daikin.com.tr
adresindeki
mağazadan vereceğiniz
sipariş, bölge deposunda
mevcut ise doğrudan
yetkili servis tarafından
teslim alınacak ve ürünün
montajı yapılacak.
Böylece keşif, nakliye
ve montaj tek bir elden
yapılarak en kısa sürede
hizmeti almanız sağlanacak.
Pandemi sürecinde
titizlikle uygulanan hijyen
kuralları içinde hizmet veren
Daikin Yetkili Servis
elemanları cihazı adresinize
getirip, aynı özen
içinde montajını gerçekleştirecek.
Mekanınıza uygun kapasitedeki
klimayı ‘online
keşif aracı’ sayesinde en
kolay şekilde belirleyebileceğiniz
www.daikin.
com.tr adresinde, kurumsal
whatsapp numarası
üzerinden de online
hizmet almak mümkün.
Merak edilen konuların
yanıtlarının anında alınabileceği
bu uygulama
ile klimalar hakkında bilgi
alabilir ve devamında alışverişinizi
yapabilirsiniz.
80
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Sektörel
Daikin’den
%100 Taze Hava Çözümü
Yenilikçi ürünleriyle sektörün nabzını tutan Daikin, kullanıcılarına sadece cihaz çözümü değil,
sistem çözümü (toplam çözüm) sağlama vizyonu ile her yıl daha fazla ürün geliştiriyor. İç
hava kalitesinin önem kazandığı günümüzde mekanlarda bu konforu sağlayacak çözümlerle
dikkat çeken Daikin, C901ACVM-T isimli ürünü ile fark yaratıyor. Daikin VRV klima sistemine
bağlanabilen ‘yüzde 100 taze hava ile çalışabilen tavan tipi iç ünite’ kompakt yapısı, kolay
kullanımı ile iç ortam hava kalitesini en iyi düzeye taşıyor. Cihaz, iç piyasanın ihtiyaçları
doğrultusunda Daikin Türkiye’nin Sakarya fabrikasında üretiliyor.
Mekanlardaki ısıtma ve soğutma ihtiyacının
yanında iç hava kalitesi her geçen gün
daha da önem kazanıyor. Taze havanın
yaşam kalitesi açısından ne denli önemli
olduğu tüketiciler tarafından artık dikkate
alınan bir konu olarak ortaya çıkıyor. Gerçekten
de iç mekanlardaki doğru ve sağlıklı
hava yaşam kalitesini belirleyen bir unsur.
Binalarımız her geçen gün hava sızdırmaz
hale geldiğinden, taze hava sirkülasyonu
gittikçe azalıyor. Eğer binada havalandırma
sistemleri kullanılıyor ise taze hava
miktarının artması, mümkünse yüzde 100
taze hava ile çalıştırılması önem kazanıyor.
Daikin; villa, ofis, okul, AVM, mağaza, poliklinik,
otel ve diğer ticari uygulamalarda
taze, sağlıklı ve konforlu bir iç ortam havasının
sağlanmasına yardımcı olacak
geniş ürün seçenekleriyle tüketicilerin bu
konudaki ihtiyacına yanıt veriyor. Kullanıcılarına
sadece cihaz çözümü değil, sistem
çözümü (toplam çözüm) sağlama vizyonu
ile her yıl daha fazla ürün geliştiren dünya
devi Daikin, C901ACVM-T isimli ‘yüzde
100 taze hava ile çalışabilen tavan tipi iç
üniteleri’ ile bu konudaki endişelere kesin
çözüm getiriyor. İç üniteler, DX batarya uygulaması
ile VRV dış ünitelere bağlanarak
ortamın ihtiyacı olan yüzde 100 taze hava
ve üstün performansı bir arada sunuyor.
Daikin Türkiye’nin Hendek’te bulunan fabrikasında
üretilen C901ACVM-T isimli ürün
iç piyasanın taleplerini karşılıyor.
ESNEK MONTAJ AVANTAJI
Daikin VRV klima sistemine bağlanabilen
C901ACVM-T model yüzde 100 taze hava
ile çalışabilen iç ünite sayesinde hem soğutma
ve ısıtma ihtiyacını karşılıyor hem
de taze hava ile iç ortamın hava kalitesini
artırıyor. 1000, 1500 ve 2000 m3/sa hava
debisi aralığında seçenek sunan iç ünite
30 kW’a kadar soğutma kapasitesi ve 20
kW’a kadar ısıtma kapasitesi sağlıyor. Bu
sayede dış üniteden ihtiyaç duyulan soğutma
ve ısıtma kapasitesini düşürüyor.
47,5 cm yüksekliği ile asma tavana monte
edilebilen ürün dekorasyon ve tesisat için
maksimum zemin ve duvar alanı bırakıyor.
250 Pa harici statik basınç değeri sayesinde
esnek kanal bağlantısına uygun olan
cihaz, geniş kullanım alanı sağlıyor.
KOLAY KULLANIM
Daikin Türkiye Hendek fabrikasında genleşme
vanası ve kontrol kutusu cihaz üzerinde
yer alacak şekilde üretilerek sevk
edilen ‘yüzde 100 taze hava ile çalışabilen
tavan tipi iç üniteler’ kolay kullanımı ile öne
çıkıyor. Sıcaklık kontrolü, emiş hava sıcaklığına
veya oda sıcaklığına odaklı olarak Z
kontrolü ile yapıldığından kullanıcıya tüm
sistemi kolayca kontrol etme imkanı sağlıyor.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 81
Sektörel
Vestel Proje Ortağım, V6 serisinin
yeni VRF ürünlerini sektöre sunuyor
Vestel Proje Ortağım V6 serisinin yeni VRF ürünlerini 21 Temmuz’da gerçekleştirdiği online
lansman aracılığıyla sektörün beğenisine sundu. V6 ailesinin yeni VRF üyeleri kapasite ve
verimlilik beklentilerini üst düzeyde karşılamasıyla dikkat çekiyor.
ünitelere ilave olarak 2020 itibarıyla
ürün gamına dahil ettiği V6 ve V6-I
serileri ile kapasite ve verimlilik değerleriyle
sektördeki öncü konumunu
sürdüren Vestel, yeni VRF ürünlerini
tanıttı. Sektörde dijital dönüşüme ve
yeniliklere öncülük eden konumuyla
Vestel, pandemi nedeniyle ürünlerin
lansmanını online toplantıyla gerçekleştirdi.
Lansmanda Vestel’in yeni nesil VRF
serisi V6’nın geniş kapasite aralığı,
enerji yönetim sistemi, buhar enjeksiyonlu
kompresör, güç koruması ve iki
kademeli ara soğutma gibi son teknoloji
özellikleri anlatıldı.
Uzun yıllardır split klimalar ile yer aldığı
iklimlendirme sektöründe, 2015 yılında
satışına başladığı VRF klima sistemlerinin
de eklenmesiyle split klima, multi klima
ve VRF klima sistemi ürün gruplarıyla
Vestel, her ihtiyacı karşılayabilecek çözümler
sunmaya devam ediyor. VRF ürün
gamında yer alan V4+K ve V5X serisi dış
İşletme maliyetlerini düşüren
çevreci çözümler
Vestel, Akıllı Hayat 2030 vizyonu çerçevesinde
sürdürülebilir ve çevreci
yaklaşımla daima kendini geliştirerek
daha az enerji ve su tüketen, gıda
israfını önleyen ürünler sunmaya devam
ediyor. İklimlendirme alanında
da enerji verimliliği yüksek cihazlarla
hem müşterilerin işletme maliyetlerini
düşürüyor hem de çevreci çözümler
sunuyor.
Bireysel A+, A++, A+++ klimaların
yanı sıra VRF klima sistemlerinde de
verimlilik değerlerini sürekli artırmaya
yönelik hedeflerini yeni V6 serisi
ile hayata geçiren, COP değeri 5,5
seviyesine çıkan ürünler ile enerji verimliliği
konusunda avantaj sağlayan
Vestel, yüksek kapasite değerleriyle de
müşterilerine büyük avantajlar sunmayı
sürdürüyor.
Vestel Proje Ortağım’dan anahtar teslim Liv Marmara projesi
İstanbul Beylikdüzü’nde 60 bin metrekare alan üzerine kurulan Liv Marmara projesinde kullanılacak beyaz eşyalar için Vestel
tercih edildi. Vestel Proje Ortağım, 1+1 ve 2+1 dairelerden oluşan Liv Marmara projesi mutfaklarına 4 gözü elektrikli ve 4
gözü gazlı cam yüzeye sahip ankastre ocak modelleri, 3 ve 4 programlı ankastre bulaşık makineleri ve 5 pişirme fonksiyonlu
ankastre fırın ürünlerinin her birinden 495 adet anahtar teslim çözüm olarak sundu.
Liv Marmara’da farklı ihtiyaçlara yönelik daire seçenekleri, sosyal aktivite alanları, mini golf sahası, çok amaçlı stüdyo, çocuklar
için tasarlanmış oyun alanları, sinema odası, mağaza ve kafeler bulunacak.
82
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Dünyanın en önemli doğa olaylarından biri olan Büyük Göç’ü en önden izlemek için
Sürdürülebilir turizme,
Geberit imzası
Günümüzde hızla artan turist sayısı, birçok çevre problemini de beraberinde getiriyor.
Konaklama ve altyapı gibi ihtiyaçlar için doğal güzelliklerin tahribatının engellenmesi adına
‘sürdürülebilir otelcilik’ yatırımı yapan otel işletmeleri, otelin ilişkili olduğu tüm alanları
sürdürülebilir çevre politikası üzerine kuruyor. Bu bilinç ışığında çalışan Geberit, Four
Seasons Serengeti Lodge projesinde kullandığı Kombifix Geberit gömme rezervuar,
pisuvar deşarj sistemleri ve Pluvia çatı drenaj sistemi sayesinde tüm otelin, su ve enerji
tasarrufu sağlamasına yardımcı olarak sürdürülebilir bir geleceğe destek veriyor.
Çevre sorunlarının artmasıyla 21. yüzyıla
damgasını vuran ‘sürdürülebilirlik’,
otelcilik sektörünü de yakından ilgilendiriyor.
Çevreye/ekolojiye verilen zararların
tamamı, tüm iş dünyasını sürdürülebilirlik
çatısı altında birleştirdiği gibi otellerde de
yeni bir devri başlatıyor. Öte yandan doğal
yaşamın devam ettirilip doğal miras ve
biyolojik çeşitliğin tahribat görmemesi için
çevresel kaynakların optimal kullanımının
sağlanması gerekiyor. Bu bilinç ışığında
projelendirilen ‘Four Seasons Serengeti
Lodge Projesi’ kapsamında Geberit, son
teknolojiyi kullanarak geliştirdiği ürünleriyle
işletmelerin işlerini kolaylaştırıyor.
Fikret Gençgel / Geberit Türkiye Ürün Müdürü
“Büyük miktarlarda suyun
güvenli bir şekilde tahliyesini
sağlıyoruz”
Geberit’in tüm iş süreçlerini sürdürülebilir
bakış açısıyla gerçekleştirdiğini belirten
Geberit Türkiye Ürün Müdürü Fikret
Gençgel, ulusal parkın tam ortasında
77 suitten oluşan Four Seasons Serengeti
Lodge Projesi’nde yer almaktan çok
mutlu olduklarını söyledi. Bugüne kadar
yaptıkları projelerde olduğu gibi Four Seasons
Serengeti Lodge Projesi’nde de
sürdürülebilir bakış açısına uygun ürünleri
kullandıklarını belirten Gençgel, “Geberit
olarak projenin çatı drenaj sistemleri
kapsamında Geberit Pluvia ürünümüzü
kullandık; çünkü büyük çatı alanlarının
drenajı modern, endüstriyel, ticari ve yüksek
yapılarda daha da önemli bir iş haline
geldiğini ve birçok ülkede ulusal mevzuata
ve standartlara tabi tutulduğunu biliyoruz.
Öte yandan bölgede sık sık görülen
yoğun yağışlar nedeniyle de oluşabilecek
su baskınları tatilcileri rahatsız edebiliyor.
Bu nedenle Geberit Pluvia drenaj sistemi,
negatif basınçlı çatı süzgeci, güçlü ve
çok yönlü HDPE deşarj borularıyla, büyük
miktarlarda suyun güvenli bir şekilde
tahliyesini sağlayarak otelin su ve enerji
tasarrufu sağlamasına yardımcı oluyoruz”
dedi.
Proje kapsamında kullanılan her ürünün,
ileride oluşabilecek sorunlara da çözüm
önerisi getirmesi gerektiğinin altını çizen
Gençgel, Geberit tecrübesi ve kalitesiyle
ortaya çıkan Four Seasons Serengeti Lodge
Projesi’nde tuğla duvar konstrüksiyonu
için çözüm odaklı bir ürün olan Geberit
Kombifix gömme rezervuar ürününü de
kullandıklarını ve çift kademeli kumanda
kapakları sayesinde su tasarrufu sağladıklarını
belirtti.
84
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Sektörel
Vaillant Yenilenen Modülasyonlu
Oda Termostatları ile Evlere Tasarruf
ve Konfor Getiriyor
Verimliliği en üst seviyeye çıkaran ürünlere yatırım yapan Vaillant, enerji tüketiminde
önemli ölçüde tasarruf sağlayan oda termostatlarını yeniledi. Vaillant, Modülasyonlu Oda
Termostatları ürün ailesinin daha fonksiyonel ve şık tasarımlı yeni üyeleri VRT 380/380f
sensoHOME ve VRC 720/720f sensoCOMFORT serisi ile müşterilerine tasarrufu ve
konforu aynı anda sunmaya devam ediyor.
Doğayı koruma anlayışı ile enerji verimliliğini
en üst seviyeye çıkaran ürünler sunan
Vaillant, tasarruf, konfor ve teknolojiyi birlikte
sunduğu ürünlerinden Modülasyonlu
Oda Termostatları ürün ailesini yeniledi.
Yenileme çalışmaları kapsamında ürün
ailesinde yer alan VRT 350/350f, VRT
370/370f, VRT 450/450f yenilenerek VRT
380/380f sensoHOME; VRC 700/700f
serisi ise yenilenerek VRC 720/720f sensoCOMFORT
adını aldı. Yeni ürün ailesi
daha fonksiyonel ve yenilenen şık tasarımıyla
evlerde tasarrufu ve konfor sunmaya
devam ediyor. Vaillant ayrıca müşterilerine
internet bağlantısı ile kombi, kaskad sistemleri,
ısı pompası sistemlerini uzaktan
kontrol etmek için tasarlanan VR 920 internet
erişim modülünün yeni serisi VR 921
sensoNET’i de müşterilerinin kullanımına
sunuyor.
Tüketicinin ihtiyacını doğru belirleyip buna
göre adımlar atmanın önemine dikkat çeken
Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama
Direktörü Erol Kayaoğlu, “Dünyadaki dijitalleşmeye
paralel olarak ısıtma sektöründe
de dijital ürünlerin payı artış gösteriyor ve
sektör trendlerinde belirleyici rol üstleniyor.
Vaillant olarak dijitalleşen dünyayla aynı
doğrultuda ilerleyerek enerji verimliliğini en
üst seviyeye çıkaran ürünlere yatırım yapıyoruz.
Müşteri beklentilerine uygun olarak
yenilediğimiz akıllı oda termostatları evlere
ekstra konfor getiriyoruz” dedi.
Günü 12 farklı zaman
programında farklı
sıcaklıklarda planlıyor
Vaillant’ın yeni modülasyonlu
oda termostatları
sensoHOME VRT 380/380f
ile sensoCOMFORT VRC
720/720f ürünleri; günü 12
farklı zaman programında
hem ısıtmada hem de sıcak
suda farklı sıcaklıklarda planlayabiliyor.
Resürkilasyon
hattı kontrolünde ise günü
3 zaman dilimine bölüyor.
SensoHOME ve senso-
COMFORT, yenilenen ara
yüzleri dokunmatik ekranları
sayesinde ayrıca evlere çok
daha şık bir görüntü sunuyor.
Ürünler, dış hava duyargası
ile birlikte kullanıldığında sistem
verimliliği artırıyor. Yeni
modülasyonlu oda termostatları uzaktan
kontrol sistemi VR 921 internet modülü ile
de uyumlu olarak çalışıyor. Bu sayede hem
cep telefonundan hem de tabletten kontrol
edilebiliyor. Enerji tüketimi takip izleme sistemine
sahip olan sensoCOMFORT VRC
720/720f, yedi cihaza kadar kaskad kontrol
imkanı sunuyor. Ürün, 9 farklı zon kumanda
edebiliyor, kaskad sistemlerde hem
ısıtma hem de soğutma kontrolü sağlıyor.
Erol Kayaoğlu / Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü
Oda sıcaklığını 1 derece düşürmek
yıllık ortalama %5 tasarruf sağlıyor
HVAC ünitesinin çalışma şartlarını belirleyerek,
oda sıcaklığını belirli toleranslarda
sabit tutmaya yarayan oda termostatları;
oda sıcaklığını konfor şartlarına göre belirlediğinden
dolayı enerji tüketiminde önemli
ölçüde tasarruf sağlıyor. Belirlenen konfor
şartlarına göre çalışan oda termostatları
mekanı istenen sıcaklıkta sabit tutuyor.
Oda sıcaklığını 1 derece düşürmek yıllık
ortalama %5 enerji tasarrufu
sağlıyor. Dış hava duyargası
bulunan sistemlerde,
kombi dış hava sıcaklığına
göre istenen ev sıcaklığı
için alev boyutunu ayarlıyor
ve özellikle havanın
daha ılık olduğu dönemlerde
sisteme ekstra tasarruf
sağlıyor. Dış hava duyargalı
modülasyonlu oda termostatları
%94 ve üstü olan
kombiler için sisteme %4
daha ekstra tasarruf sağlayarak
ısıtmada sistemi A+
enerji seviyesine taşıyor.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 85
Sektörel
Seramiksan
yenilikçi Bold
Koleksiyonu
ile banyolara
imzasını atıyor
Günümüzde tıpkı salonlar, oturma odaları gibi banyolarda
da stilimizi yansıtan en şık tasarımları, en
konforlu modelleri arıyoruz. Banyoda geçirilen zaman
artık yalnızca zorunluluk ile kısıtlı değil. Banyolarımız
günün yorgunluğunu attığımız, rahatlamak
için bazen uzun zamanlar geçirdiğimiz adeta
birer spa gibi dinlenme alanı haline geliyor.
Mükemmel bir tasarım çizgisine sahip Bold Koleksiyonu
Seramiksan vitrifiye ailesinin en yenilerinden.
Lavabo altrenatifleri ve monoblok modülü,
bide ve klozet çeşitliliği ile tüm ihtiyaçlara çözüm
sağlayarak banyonuzu kişiselleştirmenize yardımcı
oluyor. Kendi stilinizi Seramiksan imzasıyla banyolarınıza
da yansıtın.
86
Yapı Malzeme Ağustos 2020
10 milyon plastik ambalajdan
tasarruf edildi:
GROHE’den plastik kullanımını
azaltacak inisiyatif
Pasifik Çöp Tarama (PGS) ile yürütülen işbirliği, plastik atıkların çevre üzerindeki
etkisini azaltmaya yönelik ortak vizyonu da destekliyor.
Eksiksiz banyo çözümleri ve mutfak
bataryalarında dünyanın önde
gelen markası GROHE, 2018 yılında
ürün ambalajlarındaki plastiği
daha sürdürülebilir alternatifler
ile değiştirmeye yönelik inisiyatifi
hayata geçirdi. Bugüne kadar,
plastikten üretilen yaklaşık 10
milyon ürün ambalajının kullanımı
önlendi; 2021 yılına kadar, bu
rakam önemli ölçüde artırılarak 35
milyona yükseltilecek.
Plastik içermeyen ambalaja geçiş
sürecinde, tüm üretim tesisleri
eşit derecede rol alıyor. En yaygın
kullanılan plastik ambalajların belirlenmesine
ek olarak, yeni, daha
sürdürülebilir alternatif malzemelerin
de araştırılması, test edilmesi
ve hayata geçirilmesi gerekiyor:
“Plastik içermeyen ambalajlar
sunmak, çalışan, tedarikçi, müşteri,
süreç, ürün ve topluma katkımızı
içine alan kapsamlı 360-derece
sürdürülebilirlik yaklaşımımızın bir
parçasını oluşturuyor. Marka olarak,
bizim için, mevcut süreçleri
devamlı sürdürülebilirlik perspektifinden
gözden geçirmek önemli,”
diyen LIXIL International Bataryalardan
sorumlu COO ve Grohe
AG CEO’su Thomas Fuhr, “2021
yılına kadar tamamen plastik içermeyen
ambalaj hedefine ulaşma
misyonu, global plastik atık sorunu
ile mücadeleye verdiğimiz katkıda
önemli bir adımı oluşturuyor,” diye
ekliyor.
GROHE Blue da işte tam bu noktada
devreye giriyor: Su sisteminin,
doğrudan mutfak bataryasından
sunduğu içme suyu, orta
sodalı veya sodalı su, filtrelenerek
mükemmel tat için optimum içme
sıcaklığına soğutuluyor. Bu şekilde,
dört kişilik bir aile yılda ortalama
olarak 800’e kadar plastik şişe
tasarrufu edebiliyor.
Pasifik Çöp Tarama &
GROHE plastik atığına karşı
birleşti
Plastik atığını azaltma hedefi,
Pacific Garbage Screening e.V
kurucusu Marcella Hansch ile
gerçekleştirilen işbirliği ile de destekleniyor.
İki ortak, okyanus ve
nehirlerdeki plastik atığı azaltarak
temiz su hedefine ulaşma vizyonunu
paylaşıyor. Mimarlık eğitimi
alan Hansch, nehirlerdeki plastik
atıklarını okyanusa karışmadan
önce toparlayan bir su platformu
geliştiriyor. GROHE, sadece bu
projeyi finansal olarak desteklemekle
kalmıyor; iki ortak aynı
zamanda plastik sorununa dair
kamusal bir bilinç oluşturmak ve
insanların daha sürdürülebilir bir
yaşam tarzının farkına varmasını
sağlamak istiyor.
Plastik atığına karşı inisiyatife ek
olarak, global marka, net şekilde
tanımlanmış bir karbon stratejisi
de takip ediyor. Sıhhi tesisat sektörünün
önde gelen imalatçılarından
biri olarak, GROHE’nin üretimi, 1
Nisan’dan bu yana karbon nötr. Bu
amaçla, marka tüm LIXIL EMENA
üretim tesislerini Temmuz 2019’da
yeşil elektriğe geçirdi. Şu ana kadar
kaçınılmaz olan CO2 salımlarını
telafi projeleri ile dengeleyen
sıhhi tesisat üreticisi, WWF liderliğinde
geliştirilen Altın Standardı
gibi çok yüksek standartlara dayanan
faaliyetlerini destekliyor.
Devam eden sürdürülebilirlik taahhüdünden
ötürü, Alman Sürdürülebilirlik
Ödülleri’nde sürekli en
üst sıralarda yer alan sıhhi tesisat
markası, 2017 yılında Alman Federal
Hükümeti’nin CSR Ödülü’nü
kazandı. GROHE CEO’su Thomas
Fuhr, sürdürülebilirlik konusundaki
adanmışlığından ötürü,
B.A.U.M. kurumsal ağı tarafından,
B.A.U.M. Çevre ve Sürdürülebilirlik
Ödülü’ne layık görüldü.
GROHE ve sürdürülebilirlik konusundaki
çalışmaları hakkında
daha fazla bilgi için, green.grohe.
com adresini ziyaret edebilirsiniz.
88
Yapı Malzeme Ağustos 2020
TSE’den Kaleseramik’e
‘Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi’
Sektörel
Kaleseramik Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Salgın sürecinde temel önceliğimiz sağlık oldu.
Bu kapsamda ilk günden itibaren tüm üretim alanlarımızda hijyen konusunda tedbirlerimizi
en üst seviyeye çıkardık. Bizim gibi tüm dünyaya ihracat yapan bir firma için bu belge çok
önemli. Önümüzdeki dönemde uluslararası ticarette bu tip belgelendirmeler daha fazla ön
plana çıkacak” dedi.
Türkiye’nin seramik sektöründeki lider firması
Kaleseramik, Türk Standartları Enstitüsü
(TSE) tarafından verilen ‘Covid-19
Güvenli Üretim Belgesi’ için tüm denetimlerini
başarı ile tamamladı. Pandeminin
ülkemizde görülmeye başladığı ilk günden
itibaren sağlık, güvenlik noktasında
tedbirlerini en üst seviyeye çıkartmakla
kalmayan aynı zaman da hayata geçirdiği
önlemler ile de hem çalışanlarının hem
toplumun hem de tüm paydaşlarının sağlığını
gözeten Kaleseramik, tüm üretim
alanlarında TSE’den ‘Covid-19 Güvenli
Üretim Belgesi’ni almaya hak kazandı.
“Belge, işimizi ne kadar doğru
yaptığımızın göstergesi”
‘Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi’nin
uluslararası önemine dikkat çeken Kaleseramik
Genel Müdürü Altuğ Akbaş,
“Salgın döneminin ilk gününden itibaren
DSÖ’nün yanı sıra Sağlık Bakanlığı, Koronavirüs
Bilim Kurulu ve yerel birimlerin
bu konudaki tüm uyarı ve açıklamalarını
dikkate aldık. Hem çalışan hem de toplum
sağlığı için iş sağlığı ve güvenliği,
kalite ve hijyen standartlarından hiçbir
zaman ödün vermedik.
Aldığımız bu belgede
de işimizi ne kadar doğru
yaptığımızı gösterdi”
diye konuştu.
“Uluslararası
ticarette önemli
hale gelecektir”
“Bu belgelendirmelerin
önümüzdeki dönemde
özellikle de uluslararası
ticarette daha da önemli
hale geleceğinin altını
çizen Altuğ Akbaş, şöyle
devam etti; “Kaleseramik
olarak, yüzde 50’si
Avrupa Birliği ülkeleri,
yüzde 20’si Ortadoğu
olmak üzere 100’ü aşkın ülkede 100
milyon dolarlık civarında bir ihracat yapıyoruz.
Bu alanda Türkiye’nin lider, Avrupa’nın
4’üncü, dünyanın ise 16’ncı büyük
seramik karo üreticisiyiz. Stratejik öneme
sahip ülkelere yönelik faaliyetlerimiz ile
de ihracatımızı daha da artırmayı hedefliyoruz.
Altuğ Akbaş / Kaleseramik Genel Müdürü
Önümüzdeki dönemde uluslararası ticarette
bu tip belgelendirmeler daha fazla
ön plana çıkacaktır. Yabancı müşteriler,
muhatap olduğu firmaların hijyen şartlarını
sağlayıp sağlamadığına daha çok
dikkat edecek. Bu kapsamda üretimlerini
güvenli koşullarda gerçekleştirenler, piyasada
daha etkin olmaya başlayacaklar.”
Kaleseramik’in sonsuzluk tasarımına
Red Dot Award: Brands & Communication Design 2020 ödülü
Yaşam alanlarına ilham veren bütünsel tasarımlarını, stant tasarımına
da taşıyan Kaleseramik, sektörün dünyadaki en önemli buluşma noktası
olarak kabul edilen Cersaie Fuarı’nda, Paola Cesaretti tarafından
hazırlanan stant tasarımıyla, “Red Dot Award: Brands & Communication
Design 2020” ödülünü aldı.
Standın tasarım yolculuğunu anlatan Kaleseramik Pazarlama Direktörü
Zeliha Özay Yurdatap: “Stant tasarımı için Paola ve ekibiyle bir araya
geldiğimizde, insanları seramiğe dokunduklarında
zamansız bir yolculuğa çıkarmak istediğimizi söyledik.
Tasarımda bizim temel özelliklerimiz olan
‘benzersizlik’, ‘ustalık’ ve ‘mükemmel deneyim’ i
görmek istiyorduk. Daha sonra tasarımda bu üç
kelime minimal geometrik şekiller, mükemmellik
çağrışımı ve dayanıklılık olarak evrildi. İç içe geçmiş
iki daire ise Kale’nin Türk ve İtalyan kültürel
ilişkilerini temsil ederken, bu birleşimden ortaya
çıkan sonsuzluk işareti standın tasarımına ilham
oldu. Kaleseramik’in farklı markalarına adanmış
beş alanda yapılan iç mekan düzenlemesi
ile yenilikçi ürünlerimizi,
ürünlerimizin potansiyellerini
ve özelliklerini birbirleriyle etkileşim
içinde olan mekanlarla ziyaretçilere
sunduk” diye konuştu.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 89
Sektörel
Yapı sektörü dijital dönüşüme hazır
Elmor A.Ş. Genel Müdürü Enver Öz: “Sektör profesyonellerinin zamandan ve iş gücünden
tasarruf sağlayabilmesi, diledikleri proje donanımına kolaylıkla erişebilmesi için E.C.A.
olarak dünyanın önde gelen BIM içerik platformlarından biri olan BIMobject’teyiz”
Enver Öz / Elmor A.Ş. Genel Müdürü
Yapı sektöründeki projelerin tasarımında
ve inşasında görev yapan proje yürütücülerinin
ortak biçimde yer alarak karşılıklı
fayda sağladığı 3 boyutlu bilgi paylaşım
süreci “Building Information Modeling
(BIM)” Türkiye’de yaygınlaşıyor. Yurt içi
pazarda kendi sektöründe bir ilk olarak
BIMobject dijital platformunda ürünlerini
tanıtan E.C.A.’nın armatürlerinin BIM
sistemine uygun içerik ve 3D modellerine
bimobject.com ve eca.com.tr web adreslerinden
ulaşılabiliyor. Bir bilgi paylaşım
modeli ve süreci içeren sistem; maddi
kayıplardan, zamandan ve iş gücünden
tasarrufu sağlarken motivasyonu ve üretkenliği
de artıyor.
Yapı sektöründeki projelerin tasarımında
ve inşasında görev yapan proje yürütücülerinin
ortak biçimde yer alarak karşılıklı
fayda sağladığı 3 boyutlu bilgi paylaşım
süreci olan BIM, verimliliği artırmaya yönelik
geliştirilmiş bir bilgi yönetim sistemi
olarak biliniyor.
Özellikle büyük projelerde detayların ve
alanın fazla olması sebebiyle kontrolü
ve verimliliği artırmak için BIM sistemi
kullanılması ülkemizde de yaygınlaşıyor.
Azımsanmayacak ölçüde avantaj sağlayan
BIM sistemi; hataların baştan ön
görülebilmesi, yapılan işlerin tekrar edilmemesi,
teknik detayların ortak çalışanlar
tarafından tek bir proje üzerinden
yürütülmesi, projenin hem kısa sürede
tamamlanması hem de pek çok açıdan
tasarruf sağlanması gibi nitelikleriyle öne
çıkıyor.
Yerli ve milli bir marka olarak bünyesindeki
Türk mühendislerle geliştirdiği teknolojileri
yıllarca sürecek bir güven yaratarak
tüketicilerine ulaştıran E.C.A.,
armatürlerinin “Building Information
Modeling (BIM)” sitemine entegrasyonuyla
sektör profesyonellerinin de
işini kolaylaştırıyor. Yurt içi pazarda
kendi sektöründe bir ilk olarak BIM
dijital platformunda yayınlanan E.
C.A. armatürlerinin BIM sistemine
uygun içerik ve 3D modellerine bimobject.com
ve eca.com.tr web adreslerinden
ulaşılabiliyor.
“Dünyanın önde gelen BIM
içerik platformlarından biri
olan BIMobject’teyiz”
E.C.A. olarak BIM’e ilişkin çalışmalarını
2017 yılında başlattıklarını
ve 2018 yılında ilk modellerinin
yayınını yaptıklarını ifade eden Elmor
A.Ş. Genel Müdürü Enver Öz,
sisteme geçiş hikayelerini şöyle
anlattı: “2017 yılında inşaat sektörü
ulusal ve uluslararası alanda
BIM sistemine geçmeye başlamıştı.
Zamanla teknik detaylar
ve render çalışmaları için yapıda
kullanılacak tüm ürünleri tek bir
program içinde toplama ihtiyacı
doğdu ve bize de BIM uyumlu 3D model
talepleri gelmeye başladı. İlk olarak
kendi modellerimizi BIM’e uyumlu hale
getirmek üzere çalıştık. Akabinde modellerimizi
yayınlayabileceğimiz en etkili
mecrayı araştırdık ve alandaki en büyük
uluslararası BIM içerik platformlarından
biri olan BIMobject ile karşılaştık. Böylece
modellerimizi BIMobject web sitesinde
yayına aldık. Kullanıcı profilinin genişliği,
platformda yer alan firmaların çeşitliliği,
sektörel iş ortaklarımızın bu platformda
olması BIMobject’i seçmemizin en önemli
nedenleri.”
“En büyük avantaj, üst düzey
verim”
BIM sistemine uygun oluşturulmuş bir
projenin tüm datalarının da BIM uyumlu
olması gerektiğini belirten Enver Öz, bu
sebeple ürünlerinin BIM uyumlu modellerinin
bulunmasının proje yürütücülerinin
verimli çalışabilmesi için çok büyük önem
arz ettiğini söyledi. Öz, BIM sistemi ile
3D modeller üzerinden ürünün tasarım
ve boyutsal olarak mekana uyumunun
ölçülebilmesinin sağlandığını kaydederek,
alınan render görüntülerinde gerçek
projedeki görüntünün elde edilebilmesinin
de bu sayede olanaklı hale geldiğini
dile getirdi. Yanı sıra Öz, ürünlerin montaj
ölçülerinin, materyal bilgilerinin ve teknik
detaylarının 3 boyutlu model üzerinde yer
alması sebebiyle, projeye teknik olarak
da uygunluğun ölçülebilmesinin bu sistemle
mümkün olduğunu sözlerine ekledi.
90
Yapı Malzeme Ağustos 2020
SEREL Seramik Fabrikası
Sektörel
“TSE Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi” sahibi oldu
SEREL, Manisa’da bulunan Seramik Fabrikası ile “TSE Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi”
almaya hak kazandı. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından verilen, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı iştiraklerince yapılan denetlemeler sonucu belgeyi almaya layık görülen
SEREL, Ege Bölgesi ve kendi sektörü içerisinde bu belgeye sahip ilk kuruluş oldu. Belge,
Sanayi, Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ve TSE Yönetim Kurulu Başkanı
Prof. Dr. Adem Şahin tarafından Elginkan Topluluğu’nun İcra Meclisi Başkanı Gaye Akçen’e
takdim edildi. Takdim töreninde Sanayi, Teknoloji Bakanlığı İl Müdürlüğü Temsilcileri, TSE
Ege Bölgesi Yöneticileri ile Elginkan Topluluğu Yönetim Kurulu Üyeleri de hazır bulundu.
2015 yılında gümüş iyon kullanarak tüm
vitrifiye ürünlerini kir tutmayan teknolojilerle
buluşturan SEREL, Manisa’da bulunan
SEREL Seramik Fabrikası ile kendi
sektöründe ve Ege Bölgesinde bir ilk olarak
“TSE Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi”
almaya hak kazandı. Belge, Elginkan
Topluluğu’nun İcra Meclisi Başkanı Gaye
Akçen’e Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı
Hasan Büyükdede ve TSE Yönetim
Kurulu Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin
tarafından takdim edildi. Takdim törenine
Sanayi, Teknoloji Bakanlığı İl Müdürlüğü
Temsilcileri, TSE Ege Bölgesi Yöneticileri
ile Elginkan Topluluğu Yönetim Kurulu
Üyeleri de katılım gösterdi.
Bakan Büyükdede: Çalışanların
sağlığı kırmızı çizgimiz
Takdim töreninde konuşan Sanayi ve Teknoloji
Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede,
30 yılı aşkın süredir seramik gereçleri
üretimi yapan SEREL’in, aynı zamanda
çevreye saygılı üretim yaptığını ifade ederek
“Serel, sektörünün değerli bir markası.
Bu değeri de insan ve çevre dostu ürünler
üreterek, değerli ve sınırlı kaynakları boşa
harcamadan su ve enerji tasarrufu sağlayarak
gerçekleştiriyor. Salgın ortamında
güvenilir ve hijyenik üretim standartlarına
uygunluğun belgelendirilmesi için enstitümüze
başvuran Serel Seramik Fabrikası’nı
kılavuzumuza göre denetledik. Bu
kapsamda; Matel Hammadde Sanayi ve
Ticaret ve Anonim Şirketi Serel Seramik
Fabrikası “COVID-19 Güvenli Üretim Belgesi”
almaya hak kazandı. Sektöründe
ilk TSE ÇİFT YILDIZ belgesini alan kuruluşumuza
güvenli üretim belgemiz hayırlı
uğurlu olsun.” dedi.
Hasan Büyükdede, hükümetimizin küresel
pandemi ilan edilen yeni tip koronavirüse
karşı ilk günden itibaren etkin politikalarla
başarıyla mücadele ettiğini söyledi. Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı olarak salgın
döneminde önceliğin her zaman emekçiler
olduğunu belirten Hasan Büyükdede
şu sözleri sarf etti: “Reel sektördeki paydaşlarımızla
yakın iş birlikleri kurarak olası
mağduriyetlerin önüne geçtik. Üretimde
devamlılığı sağlayacak uygulamaları hayata
geçirirken çalışanların sağlığı kırmızı
çizgimiz oldu.”
Türkiye’nin 180 milyar dolarlık ihracatının,
yüzde 90’ından fazlasını sanayi ürünlerinin
oluşturduğunu vurgulayan Büyükdede,
bu sağlam altyapıyı salgın sürecinde
de en iyi şekilde muhafaza etmenin
gayreti içerisinde olduklarını beyan etti.
Büyükdede, “Bu kapsamda Covid-19 ile
mücadele etmek, sanayi kuruluşlarımızda
çalışanların, ilgili paydaşların sağlığını
korumak, üretimde devamlılığı sağlamak
için Türk Standartları Enstitümüzün liderliğinde,
“TSE COVID-19 Hijyen, Enfeksiyon
Önleme ve Kontrol Kılavuzu” hazırladık.
Kılavuzla; kuruluşların enfeksiyon önleme
ve kontrol prosedürleri hakkında bilgi
sahibi olmasını amaçladık. Çalışanların,
ziyaretçilerin, tedarikçilerin, daha doğrusu
tüm paydaşların sağlığını gözettik. Firmalara
yüksek maliyetler yüklemeden, basit,
ama etkili tedbirler alınmasını önerdik.
Kılavuzumuz, firmalara salgınla mücadele
ederken yol göstermekle kalmadı; aynı
zamanda salgın sonrası dönemin ihtiyacı
olan, firmaların güvenilir ve hijyenik üretim
standartlarına uygunluğunun belgelendirilmesini
de sağladı. Kılavuzumuz ve güvenli
üretim belgemiz ile “güven” kavramını
her türlü ekonomik faaliyetin merkezine
yerleştirmenin peşindeyiz. Belgelendirme
faaliyetlerimiz kuruluşlarımıza uluslararası
arenada büyük katkılar sağlıyor, firmalarımızın
iç ve dış pazarlara ulaşmasına yardımcı
oluyor. Sanayi tesisleriyle başladığımız,
hizmet sektörü ile devam ettirdiğimiz
güvenli üretim ve güvenli hizmet belgesi
ve kılavuzunu başka sektörlere de yaymayı
planlıyoruz.” İfadelerinde bulundu.
TSE standartlarında sağlık ve
ekonomik denge esası
TSE Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr.
Adem Şahin de konuşmacı olarak katıldığı
törende TSE “COVID-19 Hijyen, Enfeksiyon
Önleme ve Kontrol Kılavuzu” ile
standartizasyon modelinin nasıl geliştirildiği
ile ilgili bilgi verdi. Covid-19 öncesinde
bu tip salgın dönemlerine ilişkin hijyen ve
yönetim sistemleri standartında 30 civarı
belgenin halihazırda mevcut olduğunu
söyledi.
92
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Ev almak isteyenlere kritik uyarı
“Elinizi çabuk tutun, hem sıfır hem de
ikinci el konut fiyatları yükselecek”
94
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Proje
Selahattin Uslu / Integra Yapı Yönetim Kurulu Başkanı
2019 yılında dibe vuran
konut satış rakamları
sonrasında çok sayıda
firma ve müteahhit
konut üretimine ara
vermiş, satılamayacağı
endişesi ile çok sayıda
yeni konut projesi rafa
kaldırılmıştı. Konut
kredisi faiz oranları
düşünce, bir anda
artan konut talebi ile
stoklar hızla erirken
konuta talebin artması
ile ev fiyatları yükselişe
geçti.
Integra Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Selahattin
Uslu yapmış olduğu değerlendirmesinde
konut almak isteyenlere acele
etmeleri yönünde tavsiyede bulunarak,
zammın gerekçesi olarak imalat maliyetlerinin
henüz fiyatlara yansımadığını
açıkladı. Birinci el konut fiyatları için yapılacak
olan tüm zamların dolaylı olarak
ikinci el konut fiyatlarını da etkileyeceğini
belirten Uslu, gayrimenkul sahibi olmak
isteyen kişilere biran önce ev almaları yönünde
tavsiyede bulundu.
ARTAN MALİYETLER SATIŞ Fİ-
YATLARINA YANSIMADAN KONU-
TUNUZU ALIN!
Yakın gelecekte gayrimenkul fiyatlarının
yükselişe geçeceğini öngördüklerini belirten
Uslu, olası yükselişin nedenlerini
sıraladı: ‘Düşen konut kredisi faiz oranları
sonrasında konuta olan talebin büyük bir
hızla artması, yeni konut üretiminin düşmesi
ve buna bağlı olarak konut arzının
artan talebe rağmen düşük kalması, inşaat
maliyet endeksi rakamlarının yükselmesi,
konut stokunun tükenmesi ile yeni
maliyet ile üretilen konutların satışa sunulması,
düşen konut satışı sonrasında
evini satamayan kişi ve kurumların fiyatları
zarar edecek kadar düşürmesi, konuta
talebin artmasından sonra bu fiyatların
yine normal seviyelere çekilmesi.’
KONUT FİYATLARI ARTMADAN
GÜNCEL FAİZLERLE KONUT KRE-
DİSİ KULLANMAK MANTIKLI
Ekonomik veriler incelendiğinde konut
kredisi faizlerinde büyük oranlarda indirimlerin
gerçekleşmesi beklenmez iken
konut fiyatları her ay daha da yükselişini
arttırıyor. Konut fiyatları artmadan güncel
faizlerle konut kredisi kullanmak mantıklı
olabilir.
NORTHLAND ANKARA’DA ZAM
YAPMADIK
Yoğun talebi geri çevirmemek adına bu
kampanyayı devreye aldıkları müjdesini
veren Integra Yapı Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın Selahattin Uslu ,“Konut sahibi
olmak isteyenler için sürpriz yapmaya devam
ediyoruz. Alıcı ve yatırımcılarımızın
isteklerini geri çevirmemek tüketicinin yükünü
hafifletmek için faizsiz şirket bünyesinde
taksitlendirme olanağı sunan kampanyalar
başlattık konut almanın artan
maliyetlere rağmen fedakar kampanyalar
sayesinde en cazip dönemini yaşadığını
vurgulayarak, Konut almak hiç bu kadar
kolay olmamıştı. Ben hep şu dönemde
konut almanın tam vakti olduğunu söylüyordum.
Bu kampanya ile ev almanın
cazibesi daha da artmış durumda. İnsanlara
sadece oturumluk değil, aynı zamanda
yatırımlık önemli bir fırsat sunuluyor.”
dedi.
Ülkemizin içinde bulunduğu konjonktüre
ve artan inşaat maliyetlerine Northland
Ankara projemizde, taşın altına elimizi
koyuyor kendi gelirimizden fedakârlık
ederek finans maliyetinin önemli bir kısmını
üstleniyoruz. İntegra Yapı bünyemizde
geliştirdiğimiz finansman yöntemleri
aracılığıyla Türk gayrimenkul sektörüne
destek vermeyi sürdürüyoruz.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 95
“Yeni projelere imza atmak için
değerlendirmelerimizi yapmayı
sürdüreceğiz”
“Daha iyi bir gelecek için ne yapabiliriz?” düşüncesiyle yol almayı misyon edindik. Bu
misyonla, çağın şartları doğrultusunda toplumun değişen beklenti ve ihtiyaçlarına yanıt
verebilmek adına sürekli yenilenen ve ileri teknolojiyle modern mimarinin buluştuğu
yapılara imza atan, kalite odaklı bir şirket olmak için var gücümüzle çalıştık ve çalışmaya
da devam edeceğiz.”
Kent mimarisine estetik ve yaşama değer
katan projelerle 1992 yılından bu yana inşaat
sektöründe faaliyet gösteren Şua İnşaat,
içerisinde bulunduğumuz salgın döneminde
de faaliyetlerine ara vermeden
devam ediyor. İstanbul Anadolu yakasında
gerçekleştirdiği Elite Concept Projesi
ile sektörde büyük yankı uyandıran firma,
önümüzdeki dönem için yeni projelerini de
hayata geçirmeye hazırlanıyor.
Şua İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Nimetullah
Kaya ile Elite Concept Projesi
hakkında merak ettiklerimizi ve önümüzdeki
döneme dair planlarını konuştuk.
‘Elite Concept Projesi’nin planlama,
uygulama ve nihayet satış süreçleri
hakkında kısaca neler söylemek
istersiniz?
“Yaşamın merkezinde, İstanbul’un ortasında”
yepyeni ve elit bir konsept söylemiyle
hayata geçirdiğimiz Elite Concept,
24 katlı 3 blokta 1+1’den 4+1’e kadar çeşitli
büyüklük ve özellikte 785 konut, 26
ticari ünite ve sosyal yaşam alanlarından
oluşuyor. Çizgisi, ayrıntısı ve dokusuyla
zamanın ötesine geçen bir mimariye sahip
olan Elite Concept, özel cephe yapısıyla
Kadıköy’ün siluetine değer katacak bir tasarım
olarak ön plana çıkıyor. Bir yanda
adalar, deniz ve tarihi yarımadanın göz
alıcı siluetini diğer yanda Çamlıca’yı gören
İstanbul’un dört bir yanına hâkim manzarasıyla
dikkat çeken Elite Concept, yüzde
90 cam panoramik cephe mimarisiyle bu
manzarayı kesintisiz olarak izleyebilmeyi
mümkün kılıyor. İstanbul’daki yüksek katlı
projelerde eşine az rastlanır şekilde dairelerin
etrafını çepeçevre saran balkonlarıyla
da farklılaşan Elite Concept, bu sayede
sakinlerine hava alma ve gelen güneş ışığını
kırarak manzarayı kusursuz bir şekilde
izleme fırsatı sağlıyor. Tüm blokların
teslim edildiği ve yaşamın başladığı Elite
Concept’in yüzde 80’i satılmış durumda.
Özellikle 1+1 dairelerimiz yatırımcılar
başta olmak üzere yalnız yaşayanlar, iş
insanları, üniversite öğrencileri ve yeni evli
çiftlerden yoğun ilgi görürken, 2+1 dairelerimiz
hem yatırımlık hem
de oturumluk ev sahibi olmak
isteyenler tarafından
tercih ediliyor. 3+1 dairelerimiz
ise kalabalık ve
çocuklu ailelerin yanı sıra
geniş daire sevenlerin beğenisini
topluyor.
Nimetullah Kaya / Şua İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı
Enerji verimliliği
noktasında projenizde
ne gibi uygulamalar
mevcut?
Konut üretimini teknik bir
mühendislik çalışmasından
öte, çevreye ve yaşama
değer katan sosyal bir olgu
olarak görüyoruz. Odak
noktasına insanı koyarak
her adımında hassas kararlarla
yol alan bir şirket
olarak, enerji ve su tasarrufundan
özenle tasarlanmış
geniş peyzaj alanlarına
kadar her alanda doğaya
dost uygulamalara imza
atıyoruz. Şua İnşaat olarak,
doğayı korumaya ve iyileştirmeye
yönelik tedbirleri
projeleri planlama aşamasında
belirliyor ve attığımız
her adımda bu sosyal sorumluluk anlayışla
hareket ederek gelecek nesillere sürdürülebilir
yapılar bırakmayı hedefliyoruz. Son
olarak Kadıköy Fikirtepe’de hayata geçirdiğimiz
Elite Concept projemizde de bu
bilinçle hareket ettik. Akıllı telefon ya da
tabletlerle internet bağlantısı üzerinden
kontrolü sağlanabilen akıllı ev konseptiyle
hayatı kolaylaştıran projemizi çevreci
bir anlayışla planladık. Elite Concept’teki
tüm peyzaj alanlarının sulaması ve klozet
rezervuarlarında kullanılacak su ihtiyacı;
banyo, mutfak ve lavabolarda kullanılan
sular ve yağmur sularının arıtılmasıyla elde
edilen gri su arıtma sistemiyle gerçekleştiriliyor.
Ayrıca ortak alanların aydınlatma ve
sıcak su ihtiyacı için de güneş panelleri sayesinde
güneş enerjisinden yararlanılıyor.
Bu uygulamalar sayesinde elde edilecek
tasarrufla, işletme maliyetlerini minimuma
düşürmeyi ve aidatları azaltmayı hedefledik.
Ayrıca projemizde, modern zamanların
Babil Kulesi olarak adlandırılan Dubai’deki
Burj Al Khalifa ve dünyanın en yüksek kulesi
olmaya hazırlanan Cidde’deki Jeddah
Tower gibi prestijli projelerde kullanılan
Amerikan menşeli Guardian markasının
reflekte camlarını tercih ettik. Güneşe karşı
yüksek performanslı koruma sağlayan
bu özel camlar, daire içlerinde ısı ve morötesi
ışık artışına neden olabilecek güneş
enerjisini en aza indirirken, her türlü uygulama
için görünür ışık iletimini ise maksimum
noktaya çıkarıyor.
96
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Proje
Ortak alanlarda konut sahipleri
için ne tür imkân ve kolaylıklar
bulunuyor?
Yüzde 75’ini sosyal donatı ve peyzaj
alanlarına ayırdığımız Elite Concept’in
sosyal tesisleri içinde; kapalı havuz, sauna,
buhar odası, fitness center, cafe, süs
havuzları, koşu ve yürüyüş parkurları,
çarşı otoparkı ve kapalı otopark yer alıyor.
Projemiz ayrıca bölgenin kendi içerisinde
açık teras bahçeleri bulunan ilk projesi
olma özelliğini taşıyor. Blok zeminlerinde
yer alan çarşı caddedeki mağazaları ise
giyimden gıdaya, eczaneden markete,
banka şubelerinden ATM’lere kadar tüm
önemli ihtiyaçlara yanıt verecek şekilde
tasarladık.
Elite Concept’ten konut sahibi
olmak isteyenlere nasıl bir
kampanya sunuyorsunuz?
Şua İnşaat olarak konut alımını kolaylaştırmak
adına cazip kampanyalar geliştirerek
sektörün, genel ekonominin,
istihdamın ve tüketicilerin yararına olacak
her türlü adımı atıyoruz. Son olarak ise
pandemi sonrası normalleşme sürecinin
başlamasıyla birlikte ülke ekonomisine
ve gayrimenkul sektörüne destek vermek
amacıyla kamu bankaları öncülüğünde
başlatılan yeni konut kredisi kampanyasına
biz de destek veriyoruz. Kampanya
kapsamında; 0,64’lük cazip faiz oranı,
yüzde 10 peşinat, 12 aya kadar ödemesiz
dönemi olan 15 yıla varan uzun vade
fırsatı sunuyoruz.
Önümüzdeki döneme dair, Türkiye
ya da yurtdışında yeni yatırımlarınız/
projeleriniz olacak mı?
Projelerimizi ağırlıklı olarak İstanbul’da
hayata geçiriyoruz. Ancak ilerleyen dönemlerde
geleceği olan lokasyonlarda
yeni projelere imza atmak için değerlendirmelerimizi
yapmayı sürdüreceğiz. Şu
an proje aşamasında olan çalışmalarımızı
ilerleyen dönemde kamuoyuyla paylaşmayı
planlıyoruz.
Şua İnşaat’ın yakın, orta ve uzun
vade hedefleri arasında neler var?
Şua İnşaat olarak yola çıktığımız ilk günde
hedefimizi belirledik ve her zaman
“Daha iyi bir gelecek için ne yapabiliriz?”
düşüncesiyle yol almayı misyon edindik.
Bu misyonla, çağın şartları doğrultusunda
toplumun değişen beklenti ve ihtiyaçlarına
yanıt verebilmek adına sürekli
yenilenen ve ileri teknolojiyle modern
mimarinin buluştuğu yapılara imza atan,
kalite odaklı bir şirket olmak için var gücümüzle
çalıştık ve çalışmaya da devam
edeceğiz.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 97
Fuzul Yapı Başakşehir’de
10’uncu projeye başlıyor
Emlak Konut GYO tarafından düzenlenen 800 milyon liralık ihaleyi alan Fuzul Yapı ve
Fuzul Gayrimenkul, 48 bin 674 metrekarelik alanda bölgedeki 10’uncu projesine başlıyor.
98
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Proje
Fuzul Holding, İstanbul’un gözde
yaşam merkezi Başakşehir’in çehresini
değiştirecek projelere imza
atmaya devam ediyor. Fuzul Holding
iştiraklerinden Fuzul Yapı ve
Fuzul Gayrimenkul, Emlak Konut
GYO tarafından yapılan İstanbul
Başakşehir Kayabaşı 7. Etap ihalesini
kazandı. Emlak Konut GYO
ile sözleşme imzalayan Fuzul Yapı
& Fuzul Gayrimenkul’ün üstleneceği
projenin arazi büyüklüğü 48 bin
674 metrekare.
Başakşehir Şehir Hastanesi’nin
yanı başında inşa edilecek projenin
toplam inşaat alanı ise yaklaşık
121.000 metrekare olacak. Projede
yaklaşık 10 bin metrekarelik
park alanının yer alacağı öğrenildi.
Fuzul Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Mahmut Akbal, konuyla ilgili
bölgedeki yeni projeleriyle yine
ilklere imza atacaklarını ve yine
yatırımcılara kazandıracaklarını
vurguladı. Bugüne kadar 7 binin
üzerinde konut ve ticari ünite geliştirdiklerinin
bilgisini veren Akbal,
bu projemizle hem İstanbul’umuza
hem de Başakşehir’imize değer
katmaya devam edeceğiz.” dedi.
Bugüne kadar Başakşehir’de Bizimevler,
Kent Neriva, Kent Ariva, Kent Evila, Olimpa
AVM, Olimpa Park Plus, Vadiyaka, 3.
Mahmut Akbal / Fuzul Holding Yönetim Kurulu Başkanı
İstanbul Başakşehir ve Başakcity projelerini
hayata geçiren Fuzul Yapı, 10. projesi
ile de bölgede lider geliştirici rolünü devam
ettirmeyi hedefliyor.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 99
YENİ ÜRÜNLER
BANYO & SERAMİK
Roca
Geberit
Serel
AHŞAP PARKE
Design Floor
İKLİMLENDİRME
Mitsubishi
Buderus
YALITIM
Hekim Board
KAPI & PENCERE
Asaşpen
Roca Inspira serisi banyoları tasarım alanına dönüştürüyor
Banyo alanları için armatür, lavabo, klozet ve duş sistemleri gibi
yenilikçi çözüm önerileri sunan Roca, Inspira serisi vitrifiye ve mobilya
koleksiyonu ile her stilde banyoya uyum sağlayan tasarımlar
sunuyor. Banyo alanlarının tüm unsurlarını uyumlu bir şekilde
birleştirmeyi hedefleyen tasarımcılara ilham verecek seri; zarafet,
hafiflik, dayanıklılık ve konforu bir araya getiriyor. Seride yer alan
ürünlerin çeşitliliği farklı nitelikteki banyo
tasarımlarına kolaylıkla entegre edilebildiğinden,
dekorasyonda yaratıcı çözümler
arayanların hayatını kolaylaştırıyor.
duvarlı tasarımıyla dikkat çeken lavabolar, bir heykele dönüşerek
banyo alanlarına estetik katıyor. Inspira serisinde yer alan lavaboların
ince duvarları çok daha az hammadde kullanıldığı için oldukça
hafif. Hafifliği ve mukavemeti birleştiren Fineceramic®, seramiğin
ağırlığını da %40 oranında azaltıyor.
Fineceramic® ile farklı şekillerde
tasarım imkanı
Banyo alanları için güçlü performans
gösterecek olağanüstü hafiflikte kompakt
malzemeler geliştirerek, Inspira
serisini hayata geçiren Roca, seri ile
standartları da farklı bir boyuta taşıyor.
Standart seramiklerde daha önce düşünülmeyen
sofistike tasarım detaylarına
ve şekillerine izin veren Fineceramic®
materyalinin kullanıldığı Inspira serisi,
dayanıklılıktan ödün vermeden banyo
tasarımının olanaklarını dönüştürmesiyle
öne çıkıyor.
Heykele dönüşen lavabolar
Fineceramic®’in güçlü mukavemeti ile
yumuşak ve tekdüze iç yüzeylere sahip
hassas, yalnızca 5 mm kalınlığında ince
Banyolarda kişisel tasarıma hazır mısınız?
Geçtiğimiz yılsonunda üç farklı banyo serisi ile Türkiye’de
de vitrifiye pazarına giriş yapan İsviçreli sıhhi tesisat
devi Geberit, fonksiyonel bir yapıyı ince hatlarla
birleştiren Smyle ile yalınlığa ve esnek tasarıma vurgu
yapıyor. Geberit Smyle banyo serisi; modüler üniteleri,
neme dayanıklı mobilyası, geniş depolama alanları,
antrasit kum, gri, beyaz ve Amerikan cevizinden oluşan
zarif renk alternatifleriyle zamansızlık algısı yaratan minimal
stilin en iyi örneklerinden birini sunuyor.
Modüler mobilyalarla tasarımı siz
detaylandırın
Geberit, Smyle banyo serisi ile lavabolara uyumlu şekilde
tasarlanmış, kıvrımları titizlikle devam eden bir
banyo mobilyası yelpazesi tanımlıyor. Oval ve kare
tasarımlı ince ve dar kenarlı lavabolarıyla kullanıcıya
farklı alternatifler sunan Geberit Smyle banyo serisindeki
modüler mobilyalar pek çok farklı şekilde dizayn
edilebiliyor ve bu niteliğiyle kullanıcısına büyük bir özgürlük
alanı tanıyor. Mobilyalar, büyük ya da küçük her
ebattaki banyoda arzu edilen ölçüde kombinlenebiliyor.
Serinin yüksek kalite antrasit çekmece içleri geniş saklama
alanları oluştururken standart olarak yavaş kapanma özelliğiyle
de banyoları sessizliğe davet ediyor. Opsiyonel düzenleme
kutuları sayesinde çekmecelerdeki alanı ideal şekilde düzenleme
olanağı tanıyan Smyle’ın havlu askısı ve duvar rafı sistemleri
de banyoları aksesuarlarla güçlendiriyor. Serinin materyali cam
olan açık dolapları ile cam raflı kapalı boy dolapları ise Geberit’in
yaratıcı tasarımının yüzü oluyor. Geberit Option aydınlatmalı aynalar
ile uyumlu mobilyalar; antrasit, kum, gri, beyaz, Amerikan
cevizinden oluşan zarif renklerle minimal dekorasyon anlayışını
benimseyenlerin yüzünü güldürüyor.
4,5 litre ile yıkama imkanı veren Senya asma klozetle tamamlanan
Geberit Smyle, çevresel duyarlılığa sahip kullanıcılara da
büyük bir özgüvenle sesleniyor.
102
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Ürün
Yeniden keşfedilen klasik
DesignFloor’dan Balıksırtı parke
Günümüzde doğal kaynakların korunması
her zamankinden daha önemli hale
gelmişken, yapı sektöründe kullanılan
ağaç bazlı ürünlerin çevresel duyarlılığı
talepleri etkiliyor. Giderek azalan ağaç
çeşitlerini korumak adına çevreci zemin
çözümleri sunan DesignFloor; Hi-Tech
Laminat Parke, Lamine Parke, LVT
zemin kaplama ürün gamını şekillendirirken
bu farkındalıkla doğayı önceliğine
alarak benimsediği sürdürülebilirlik
politikalarıyla da yapı sektörüne yeni bir
dinamizm kazandırıyor.
DesignFloor’un sayısız renk ve çeşitteki
zemin çözümlerinin arasında en dikkat
çekeni kuşkusuz eski klasiğe yeni yaklaşımlar
getiren balıksırtı parkeler. Parke
plakalarının kenarlarının çapraz biçimde
bir araya getirilmesi ile oluşarak özel bir
zemin kaplama tarzı yaratan balıksırtı
serisi, tür olarak laminat parke sınıfına
giriyor. DesignFloor balıksırtı parkeler
ölçü olarak standart parkelerden daha
küçük, eski evlerde görmeye alıştığımız
balıksırtı desenli döşemelere göre ise
daha büyük bir ölçüde tasarlanarak özgün
bir tarzı yaşam alanlarına entegre
ediyor.
Mitsubishi Heavy Industries’den dizayn ödüllü Split Klimalar
Koronavirüs pandemisi sebebiyle kendimiz ve toplumun sağlığını
korumak adına günlerimizin büyük bir kısmını evde geçiriyoruz.
#Evdekal’dığımız şu günlerde çevremizdeki sahip olduğumuz
eşyaları incelemek ve çevremizi güzelleştirmek için normalden
daha fazla zaman bulduğumuz bir gerçek. Evlerimizde bulunan
her eşya gibi klimalarımızın da güzellik algımıza ve genel dekorasyonumuza
uyması önemli. Enerji verimliliği yüksek Mitsubishi
Heavy duvar tipi split klimalar ile evinizi serinletirken, odanızın
dekorasyonuna katkıda bulunabilirsiniz.
Klima gibi yüksek teknolojili cihazlar alırken doğal olarak önceliğimiz
klimanın teknolojik özellikleri, enerji verimliliği ve çevreciliği
gibi konular oluyor. Öncelikli olan bu kriterleri karşılamak
adına Mitsubishi Heavy Industries konsept mağazalarımızda
bulunan tüm klimalarımızda yeni nesil çevre dostu R32 Soğutucu
Akışkan kullanılarak daha çevreci ve enerji verimliliği yüksek
cihazları kullanıcı ile buluşturuyoruz. Tüm bu kriterlerin yanı sıra
evimizin dekorasyonunun bir parçası haline gelen klimalarımızın
estetik kaygılarımıza da cevap vermesi gerektiğini düşünüyoruz.
Tasarım ödüllü çizgileriyle dikkat çeken Mitsubishi Heavy split
klimalar, üstün Japon teknolojisi ve İtalyan estetiğini harmanlayarak
bir klimadan beklenebilecek tüm unsurları karşılıyor. Tasarımları
Milano’daki Tensa Slr endüstriyel tasarım stüdyosunda
gerçekleştirilen Mitsubishi Heavy split klimalar, Diamond serisinde
bulunan titanyum renk seçeneğiyle, renkli klima kategorisinde
de öne çıkıyor.
Zarif ve Eskimeyen
Tasarım
Zamana meydan okuyan
tasarımı, yumuşak geçişli
ve stil sahibi çizgileriyle
dikkat çeken Diamond
serisi klimalar her türlü
iç mekâna uyum sağlıyor.
2017 yılında ADE-
SIGN’da Gümüş Tasarım Ödülü kazanan bu klimalar, Japon teknoloji
devi Mitsubishi Heavy Industries’e özgü alerjen temizleme
sistemi sayesinde soluduğunuz havayı temizliyor. Hava filtrelerinin
kendi kendini temizleme özelliği ile de filtre değiştirme ya
da temizleme gibi ek işlemlerle uğraştırmadan cihaz iç aksamının
her zaman temiz kalmasını sağlıyor. Trend (ZSP), Premium
(ZS), Diamond (ZSX), yüksek kapasite ihtiyaçlarına cevap veren
ZR ve ZM olmak üzere beş farklı modelin bulunduğu split klima
serisinde kullanıcı dostu özellikler ön plana çıkıyor.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 103
Buderus uzmanlığından yeni nesil yoğuşmalı kombi:
Buderus Logamax GB122i W!
Isıtma sistemleri uzmanı Buderus’un yeni nesil duvar tipi yoğuşmalı
kombisi Logamax plus GB122i W daha verimli, güvenli, estetik
ve kompakt boyutları sayesinde en küçük yaşam alanlarına
bile uyum sağlıyor.
Yüksek verimli, güvenilir ve kompakt
Logamax plus GB122i W sınıfının en yüksek standartlarına sahip
1:10 geniş modülasyon aralığı ile ısıtma ihtiyacına uyacak
şekilde kendini uyarlıyor ve bu sayede daha verimli çalışıyor.
Logamax plus GB122i W, 30 kW’a kadar sıcak kullanım suyu
çıkışıyla evlerde her zaman yeterli sıcak suyun bulunmasını sağlıyor.
Pratik ve yeni nesil tasarım
Gelişmiş, kompakt ve sağlam tasarımı, Logamax plus GB122i’
nin bulunduğu ortama şık bir şekilde uyum sağlamasını sağlarken,
kompakt boyutlarıyla en dar alanlara bile monte edilebiliyor.
36 kilogramdan daha hafif olan GB122i W pratik montaj imkanı
da sağlıyor.
Verimli işletim sayesinde enerji tasarrufu
Logamax plus GB122i, net ve arkadan aydınlatmalı LCD ekrana
sahiptir. Logamatic TC100 ile birlikte kullanıldığında, sistem mahal
ısıtma verimlilik sınıfı A+’ya yükselir. Bu sayede enerji tasarrufu
artar, doğalgaz faturalarında tasarruf sağlanır.
TC100 Oda Kumandası ile kombilere akıllı dokunuş
Buderus’un akıllı teknoloji ürünü Buderus Logamatic TC100 oda
kumandası, sadece kombiyi uzaktan çalıştırmakla kalmıyor; kendiliğinden
öğrenme ve otomatik yer belirleme özellikleri sayesinde,
ısıtma sisteminin en
iyi şekilde kullanılmasına
ve enerji tasarrufuna yardımcı
oluyor. Buderus’un
akıllı oda kumandası;
mobil telefona ya da tablet
bilgisayara yüklenen
bir uygulamayla kombiyi,
istenilen yerden ve istenilen
anda açıp kapatabiliyor.
Bu mobil uygulama sayesinde
ev ya da iş yerlerindeki
Buderus kombiler,
kilometrelerce uzaktan
bile istenilen ortam sıcaklığına
ayarlanabiliyor.
Böylece ihtiyaç kadar ısı
üretilirken, hem yakıt tasarrufu
hem de ısınma
konforu bir arada sağlanıyor.
HekimBoard Ceviz Ağacı Desenli Levhalar
sahiptir. 1250x2500 mm ve 1250x3000 mm ebatlarında üretilen
levhalar; 8, 10 ve 12 mm kalınlık seçeneklerine sahiptir. 12 mm
kalınlıktaki levhalar fugalı ve lamba zıvanalı olarak işlenebilmekte
ve projelerde tasarıma katkı sağlarken başarılı teknik detay
çözümleri oluşturmaktadır. Mekanik montaj uygulaması, termin
süresinin kısalığı ve montaj kolaylığı ile yapıların vazgeçilmez
ürünü olmaya devam etmektedir.
Hekim Yapı A. Ş. tarafından üretimi gerçekleştirilen HekimBoard
markalı Ceviz Ağacı Desenli Levhalar; A1 sınıfı yanmazlık özelliği,
farklı kalınlık ve ebatlarda üretilmesi, işlenebilme özelliği ile
yapılarda tercih sebebi olmaktadır. Levhalar; ahşabın sıcaklığını
tasarımlarda özgün bir şekilde yansıtırken, bakım gerektirmemesi,
sudan etkilenmemesi, değişen iklim koşullarında güvenle kullanılmasını
sağlamaktadır. Her türlü yapıda dış cephe, iç cephe
zemin kaplaması gibi alanlarda kullanılmasının yanı sıra; dekorasyon,
tavan kaplaması, saçaklar, çiçeklikler, panolar, payandalar,
yangın merdiveni etrafı gibi farklı kullanım alanlarına da
104
Yapı Malzeme Ağustos 2020
Ürün
Fonksiyonel detaylar akıllı verimlilikle buluştu
SEREL Sapphire vitrifiye serisi
lavabolar ve asma klozetlerden oluşan Sapphire
serisi; yuvarlak ve kıvrımlı hatları ve fonksiyonel
nitelikleriyle banyoları yeni nesil yaşam alanlarına
dönüştürüyor.
Fonksiyonel, estetik, çevre dostu ve hijyeni önceleyen inovatif
teknolojiler tasarım üstünlüğüyle birleştiğinde ortaya SEREL
ürünleri çıkıyor. Tezgâh üzeri, etajerli, çift hazneli veya monoblok
Akıllı banyolarda hijyen etkisi
Sapphire serisindeki asma klozetler, geleneksel
klozetlere oranla yüzde 35 su tasarrufu sağlayarak
banyolardaki akıllı verimliliğin temsilcisi
oluyor. SEREL’in PureWash teknolojisini entegre
ettiği klozetler, suyu yönlendirebilme özelliği
ile tüm iç yüzeyleri son derece hassas bir dağılımla
temizleyebiliyor. Kullanıcı dostu Sapphire
serisinde kullanılan klozetler, hijyeni ve çevresel
sürdürülebilirliği ön planda tutan kullanıcıların ilgi
odağı haline geliyor. Sadece 4,5 litre su ile tam
fonksiyon sağlayan Sapphire serisi asma klozetler,
SEREL’in sektöre kazandırdığı kir tutmayan
gümüş iyon yüzey teknolojisine sahip Hygiene
Plus uygulamasıyla uyum sağlayabiliyor.
Yavaş kapanma özelliği sunan SEREL SilentClose
ve son derece pratik, kolayca çıkarılıp takılabilen
SEREL Easy Release klozet kapakları,
Sapphire asma klozetlerle mükemmel uyum sağlıyor. Bu adaptasyon,
klozet temizliğini kolaylaştırdığı için kullanıcı gereksinimlerini
tatmin edici bir biçimde karşılıyor.
ASAŞPEN’den yüksek performans ve yalıtım sağlayan
Inova sürme kapı ve pencere sistemi
Yeni nesil yalıtımlı Inova PVC Sürme Kapı ve Pencere Sistemi,
benzer sistemler arasında en yüksek performans ve yalıtımı
sağlıyor. Sızdırma ve rüzgâra karşı koruma özellikleri sayesinde
yüksek ve büyük yapılarda güvenle kullanılabilirken şık tasarımı
ile de öne çıkıyor. Inova Sürme Kapı ve Pencere Sistemi ile
veranda ile bahçe, salon ile teras gibi alanlar birleştirilerek modern
ve konforlu yaşam alanları oluşturulabiliyor. Yaşam alanlarına
değer katan Inova, 147 mm kasa, 76 mm kanat genişliği ve
montaj kolaylığı sayesinde her yapıya rahatça uygulanabiliyor.
Inova ürününe özel tasarlanan aksesuarlar sayesinde ağır kanatlarda
bile pencere kolunun rahat kullanımıyla kanadın yukarı
kaldırılmasına gerek olmadan kolay ve dengeli açma olanağı sunuyor.
Pencerenin ispanyoleti
üzerindeki pimler,
özel anahtar ile hava ve
iklim şartlarına göre ayarlanabiliyor.
Ayrıca farklı
kalınlıklardaki cam seçenekleri
ile istenilen yalıtım
sağlanabiliyor. Bu yıl
Avrasya Kapı ve Pencere
Fuarı’nda beğeniye sunulan
ve katılımcılardan tam
not alan Inova ürünü, iç
ve dış tarafında bulunan
özel tasarımlı contalar ile
yüksek ısı ve ses yalıtımı
sağlıyor.
Yapı Malzeme Ağustos 2020 105