08.11.2020 Views

The Rotaract 2020-21 Dönemi 1. Sayı

  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

THE

ROTARACT

HALA

MADRİD

Madrid… İspanya’nın başkenti.

İlk başta diyebilirsiniz, klasik bakış açısı vardır ya “deniz

yok orada ne yapacağız??” diye; işte Madrid öyle bir

şehir değil. Ankara gibi değil, daha doğrusu İstanbul

‘frapanlığında’ İstanbul sosyal yaşantısında bir Ankara

gibi düşünün. Üst üste üç yıl; 2016, 2017 ve 2018’de

gittiğim bu harika şehri bu yazımda Ankara ve

İstanbul’un bazı yerlerine benzeterek anlatacağım ki,

aklınızda şekillensin.

Öncelikle İstanbul’dan 4 saatlik bir uçuşun ardından

Adolfo Suarez-Barajas Havalimanı’na varıyorsunuz.

(Pegasus uçuşları her ne kadar uygun fiyatlı olsa da t

avsiye etmiyorum; zira koltuklar yatmıyor, koltuk

aralıkları birbirine çok yakın, ıslak mendil dışında bir i

kram yok… Kısacası yol, boyun fıtığı geçirebileceğiniz

bir işkenceye dönüşüyor, paraya kıyın!)

4 terminalli bir havaalanı Barajas. İndikten sonra ya

merkeze giden otobüsleri bekliyorsunuz ya da 30€

verip (sabit fiyat; Atocha, Sol veya Gran Via hiçbir yere

göre değişmiyor) taksiyle şehir merkezine

gidebiliyorsunuz. Madrid’in metro ve tren hatları çok

gelişmiş olduğundan endişe etmeyin, istediğiniz yere

kısa sürede ulaşıyorsunuz. İstanbul’daki metro ağının

2 katı, 10 dan fazla metro ağı var. Yalnız, İstanbul’daki

gibi aktarma üzerine dönüyor yolculuklar.

Bilet makinelerinden gideceğiniz yeri seçiyorsunuz

o da size ona göre fiyat belirliyor. Minimum 1€ dan

gideceğiniz yere göre 2,15€ ya kadar değişiyor fiyatlar.

Tavsiyem, eğer öğrenciyseniz oraya gittiğinizde 20€

verip öğrenci kartı çıkartın. Sınırsız seyahat.

Akbil-abonman mantığı, tertemiz yani.

Merkeze yakın bir otel seçmenizi tavsiye ederim.

Tüm oteller kaliteli hizmet sunuyor ve uygun fiyatlı.

Her yol Sol’e çıkıyor, o yüzden Sol’ün çevresindeki

otellere bakabilirsiniz. Hepsi toplamda yarım saat

yürümelik bir merkez içinde. Otele yerleşip biraz

dinleniyorsunuz, daha sonra Türk mantığı

“haydi çıkıp biraz gezelim, bir şeyler yiyelim.” oluyor.

İşte o zaman İspanya’nın popüler ‘tapas’ geleneği

bekliyor sizi. İspanyollarda tapas mantığı var.

Atıştırmalık meze gibi düşünün. Boyutlar tapastan

tapasa değişiyor. Tapasın mantığı şu: bir masaya ya da

bar kısmına oturup bir bira söylüyorsunuz, yanında da

ücretsiz tapasınızı seçiyorsunuz. Kalamar, soslu patates,

ekmek üzerine sürülmüş püre, zeytin, tavuk fileto,

küçük hamburgerler yaygın tapaslar arasında.

Domuz etiyle aram iyidir derseniz de domuzla

yapılan çeşit çeşit tapastan birini seçebilirsiniz. Bir bira

hemen hemen her yerde 2-2,5€. İki bira söylerseniz,

5€’ya tapaslarla birlikte karnınızı doyurmuş oluyorsunuz.

Tapasçılar çoğunlukla küçük butik dükkanlar şeklinde.

Bunun yanında ünlü, büyük tapasçılar da var ama

aklınızda olsun hemen hemen hepsinin adı “El…” ile

başlıyor. Tapasın yanı sıra Madrid’de bütçenize göre

restoranlar da bulabilirsiniz. Irish Publar, rock barlarda da

yiyecek içecek hizmeti hiç fena değil. Porsiyonlar büyük

merak etmeyin!

Şimdi adım adım bazı yerlerden bahsedeceğim sizlere:

17

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!