You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
T.C
HARRAN ÜNİVERSİTESİ
ULUSLARARASI ÖĞRENCİ KULÜBÜ
SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ
PROJE KORDİNATÖRÜ
ÖĞR. GÖR. RAJHAN RAHMAN
KULÜP BAŞKANI
MERVE KAYA
DERLEYEN
MUSTAFA ERİŞKİN
MERVE KAYA
ŞÜKRAN AKYILDIZ
SERHAT KARTAL
YAŞAR KESKİN
KAPAK TASARIMI
BERFİN GENÇ
EDİTÖR
MUSTAFA ERİŞKİN
SERHAT KARTAL
KASIM 2020/ ŞANLIURFA
1
GİRİŞ
Tarihsel süreç içerisinde dünya birçok salgın olaylarıyla karşılaşmıştır. Bu olayların en büyüğü
pandemidir. Pandemi bir kıta veya tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alana yayılan ve etkisini
gösteren salgın hastalıklara (epidemi) verilen addır. Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) göre, bir
salgın hastalık üç koşul sağlandığında pandemi olarak adlandırılabilir. Bu koşullar şu
şekildedir;
1. Toplumun daha önce maruz kalmadığı bir hastalığın ortaya çıkışı,
2. Hastalığa sebep olan etmenin insanlara bulaşması ve tehlikeli bir hastalığa yol açması,
3. Hastalık etmeninin insanlar arasında kolayca ve devamlı olarak yayılması.
Dünya üzerinde geniş alanlara yayılarak küresel olguya dönüşen ve etkisini hızla gösteren bu
salgın hastalıklarla baş etmenin çözüm yolları aranılmıştır. Tarihin istenmeyen misafirleri
olarak adlandırabildiğimiz bu salgın krizleri birçok soruna yol açmış ve bunun yanı sıra birçok
canlıyı hayattan koparmıştır. Tarihe damgasını vuran bazı pandemik hastalıklar şu şekildedir;
Kara Ölüm(Veba),
Kolera Salgını,
Kuş Gribi(Avian Unflenza),
Ebola,
HIV/AIDS,
Sars,
İspanyol Gribi.
Bu hastalıkların nedenleri farklılık gösterse de çoğunun oluşum nedeni temizlik eksikliğinden
kaynaklanmaktadır. Hastalıklar sonucunda can kayıplarının yanı sıra ülkelerde hem maddi, hem
de manevi yönden krizler yaşanmıştır. Tarihin istenmeyen bu misafirleri, paniğe ve bunca acıya
yol açtıktan sonra alınan önlemlerle yok edilmeye çalışılmış, yapılan aşılarla daha fazla canlının
yok olmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Yine günümüzde bir pandemi haline gelen Covid-19’un da türlü önlemlerle yayılması
engellenmeye çalışılmaktadır.
2
DERLEYEN:
ŞÜKRAN AKYILDIZ
İTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
3
EBOLA:
İlk olarak 1976 yılında Sudan ve Zaire’de meydana gelmiş olan kanamalı ateş salgını sırasında
tanımlanan Ebola virüsü, insanlarda farklı dönemlerde yeniden ortaya çıkmakta ve ölümcül
kanamalı ateşe neden olmaktadır. Bu salgındaki en yüksek ölüm oranını ise ''kanamalı ateş''
%25-90 oluşturmaktadır.
Son dönemde, Batı Afrika’daki Ebola salgını %50-90 arasında değişen ölüm oranı ile
günümüzde küresel düzeyde en yüksek ölüm oranına sahip hastalıklardan biridir. Afrika’da
2012 yılına kadar bu ölümcül virüs nedeniyle 6.458 ölüm ve bunun dışında 12.299 vaka
bildirilmiştir. Ölüm oranı 40 yıl içinde %52,5 olarak açıklanmıştır.
İnsanlarda, kısa sürede ölüme neden olan, oldukça bulaşıcı ve virulans hastalık halen insanlık
için büyük bir tehlike olmaya devam etmektedir.
Ebola genellikle Afrika ülkeleri ile sınırlı olsa
da günümüzde, küreselleşen dünya, artan nüfus
ve uluslararasıllaşmaya bağlı olarak diğer
ülkelerdeki bulaşıcılığını artırmıştır. Aralık
2013’te başlayan salgında, CDC verilerine göre,
tüm dünyada toplam 28.652 kişi etkilenmiş,
bunlardan 11.325’i ölümle sonuçlanmıştır.
DSÖ, 2014 yılında Ebola’yı, uluslararası bir
“toplum sağlığı acili” olarak açıklamıştır.
Ebola virüsü 35 yıldan uzun süredir var olmasına rağmen, en büyük salgın Mart 2014'te Batı
Afrika'da başlamıştır. Bu salgın, önceki salgınlardan daha ölümcül, şiddetli ve yaygın olduğunu
kanıtlanmıştır. Salgının zirvesinden bu yana vakalar önemli ölçüde azalmış olsa da hastalığa
yakalanma riski hala devam etmektedir.
Virüs hakkındaki alınması gereken önlemlerin bilinmesi, bu ölümcül enfeksiyon hastalığının
yayılımını engelleyebilir.
Ebolanın Tarihsel Seyri;
1976'da ilk kez görüldüğü Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki bir köye yakın olarak
konumlanmış Ebola Nehri'nden ismini almaktadır. Bu hastalığa Filoviridae ailesine mensup bir
virüsten sebep olmaktadır. Ebola salgını başladığı günden bu yana temelde Batı Afrika'da
yerleşim gösteren dört ülkeyi Gine, Liberya, Sierra Leone ve Nijerya'yı ilgilendiriyordu. Fakat
hastalığın yayılması nedeniyle, 8 Ağustos 2014 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından
4
Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu olarak ilan edildi. 13 Ağustos 2014 tarihine kadar
bildirilen bu 4 ülkedeki 2.127 hastadan 1.145’inin yaşamlarının sonlandığı rapor edildi.
Kimlerden Nasıl Bulaşır?
● Ebola virüsünün Afrika meyve yarasalarından
kaynaklandığı öngörülmektedir. Virüs zoonotik bir
virüs olarak bilinir. Çünkü hayvanlardan insanlara
bulaşır.
● İnsanlar virüsü birbirlerine de aktarabilirler.
● Yarasaların uzun süren enfeksiyonları dışında
bilinen başka bir taşıyıcı veya faktör
bulunmamaktadır.
● Bununla birlikte şempanzeler, goriller, sinomolgus
maymunu ve orman antilopları gibi insan olmayan
primatların insana bulaşma olası vektör oldukları
bildirilmiştir.
● Virüs, enfekte canlıların doku/organ, kan ve diğer
vücut sıvıları, kontamine çevresel materyal ile temas,
ölünün temizlenmesidir.
Kuluçka Dönemi ve Belirtileri;
Salgınlar sırasında Ebola, aile içinde ve sağlık hizmeti
uygulamaları sırasında hızlıca yayılabilmektedir. Aşırı
yorgunluk genellikle ilk ve en belirgin
semptomdur. Ebola virüs hastalığı bulaştıktan 4-10
gün sonra ortaya çıkmaktadır. Ani başlayan ateş
(≥38˚C), baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal
belirtileri gözlenebilir. Hastalığın ciddi formlarında
kanama belirtileri, şok ve diğer nörolojik semptomdur
gelişir. Şok ve ölüme neden olan kanamalar görülebilir. Klinik bulgulardan 7-16 gün sonra,
septik şok, çoklu organ yetmezliği ve yaygın damar içi pıhtılaşma bozukluğu gibi nedenlerle
ölüm meydana gelmektedir. Etkenin laboratuar tanısı için Elisa yöntemi ile direkt olarak virüse
ait antijenler gösterilebilirken, günümüzde rekombinant antijenler ile IGM ve IGG
antikorlarının saptandığı testler geliştirilmiştir. Ebola teşhisi konan veya enfekte hayvanlarla
ilgilenen biriyle temasa geçtiyseniz veya bakım sağladıysanız ve herhangi bir semptomunuz
varsa derhal tıbbi yardım almalısınız.
Risk Faktörleri ve Bulaşma;
Diğer virüs türlerinden farklı olarak, Ebola havada veya tek dokunuşla bulaşmaz. Sahip olan
birinin vücut sıvılarıyla doğrudan temas halinde, dokunulması gerekir.
5
Virüs Aşağıdakiler Yoluyla Bulaşabilir;
1. Kan
2. İshal
3. Anne sütü
4. Dışkı
5. Tükürük
6. Meni
Bu vücut sıvılarının hepsi Ebola virüsünü taşıyabilir. Bulaşma gözler, burun, ağız, kırık cilt
veya cinsel temas yoluyla gerçekleşebilir. Sağlık çalışanları, genellikle kan ve vücut sıvılarıyla
uğraştıkları için Ebola hastalığına yakalanma riski altındadır.
Diğer Risk Faktörleri Şunları İçerir;
●
●
●
●
İğneler gibi enfekte nesnelere maruz kalma,
Enfekte hayvanlarla etkileşimler,
Ebola'dan ölen birinin mezar törenlerine katılmak,
Yeni bir salgının meydana geldiği bölgelere seyahat etmek,
Ebola Nasıl Tedavi Edilir?
Ebola virüsünün şu anda bir tedavisi veya aşısı yoktur. Bunun yerine, kişiyi olabildiğince rahat
tutmak için önlemler alınır.
Destekleyici Bakım Önlemleri Şunları İçerebilir;
●
●
●
●
●
●
●
Kan basıncını korumak için ilaç vermek,
Elektrolit dengelerini yönetmek,
Gerekirse ekstra oksijen sağlama,
Dehidirasyonu önlemek için intravenöz ve/veya
oral sıvıların sağlanması;
Bir arada var olan enfeksyonların tedavisi,
Diğer enfeksyonların oluşmasını önlemek,
Endike ise kan ürünlerinin uygulanması.
6
Alınan Önlemler;
Bireyler Ebola'ya karşı korunmak için çeşitli önlemler
alabilirler. Bu adımlar aşağıda sıralanmıştır:
● Kan ve vücut sıvı temasından kaçınmak.
●
●
●
●
Elleri sabun ve su ile yıkamak veya alkol bazlı
el dezenfektanı dâhil olmak üzere dikkatli el
hijyeni uygulamak.
Eboladan ölen bir kişinin bedenini taşıma ve
gömme gibi ritüellerine katılmaktan kaçınmak.
Yabani hayata dahil olunması durumunda
koruyucu giysiler giyiyor olmak.
Ebola'lı bir kişinin temas ettiği eşyalara dokunmaktan kaçınmak (buna giysi, yatak
takımı, iğneler veya tıbbi ekipman dâhildir).
Sağlık çalışanları ve laboratuar teknisyenleri, Ebola'lı
insanları izole ederken veya enfekte kişi/eşyalarla temas
ettiklerinde koruyucu önlük, eldiven, maske ve göz
kalkanları giymeleri gerekir. Protokol ve bu koruyucu
malzemelerin atılması da enfeksyonun önlenmesi için
hayati öneme sahiptir. Temizlik ekipleri, Ebola virüsü ile
temas etmiş olabilecek yer ve yüzeyleri temizlemek için
çamaşır suyu çözeltisi kullanmalıdır.
7
Ş
DERLEYEN:
MUSTAFA ERİŞKİN
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
8
KARA ÖLÜM (VEBA):
Kara Veba Nedir?
Kara veba hayvandan hayvana bulaşabilen bir
hastalık türüdür.
Tam nedeni belli olmasa da bazı kaynaklar
doğrultusunda hastalığın açlık ve düzensiz
beslenmeyle de ilişkili olduğu
düşünülmektedir. Bu hastalık türünün
farelerin üzerinde üreyen pireler aracılığıyla
ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Hastalığın Nedeni Nedir?
Bilinen nedenler;
● Xenopsylla cheopis fareleri
● 13. ve 14. Y.Y arasında oluşan ciddi nüfus artışı
● Yersinia pestis bakterileri
● Astronomi
13. ve 14. Yüzyılda Yaşanan Ciddi Nüfus Artışı;
Yaşanan nüfus artışı, yiyeceklerde tükenmeyi ve düzensiz beslenmeyi beraberinde getirmiştir.
İnsanlar düzenli beslenemeyince bağışıklık sistemleri zayıflar ve virüse yakalanma riski artar.
Yersinia Pestis Bakterisi;
Bu bakteri türü farelerde bulunan Xenopsylla Cheopis
Pireleri tarafından insana taşınır. İnsan vücuduna enfekte
olarak damarları deri üstünden patlatır ve kanın kurumasına
yol açar. Bunun sonucunda da deride siyah lekeler oluşur.
Bu sebeple hastalığın ismi halk dilinde Kara Veba olarak
bilinir.
Astronomi;
O dönemlerde Paris semalarında bir gök cismin görülmesi virüsün habercisi olarak
algılanmıştır.
Kara Ölüm Denilen Salgının Avrupa’ya Yayılması;
Bilindiği üzere verilen kaynaklara göre salgının ilk çıkış yeri olarak Hindistan belirtilmektedir.
Ve yine bilindiği üzere bu salgından en fazla etkilenen batı Avrupa’dır. Hindistan’dan Batı
Avrupa’ya bu salgın nasıl yayıldı?
9
Dalga Kuzey Hindistan'da başlamış, akabinde Moğol
orduları vasıtasıyla ipek yolu üzerinden batıya doğru
ilerlemiştir. 1346'da Altınordu devleti kırım yarımadasına
kadar ilerlemiştir. Ancak bu bölge Venediklilerin
hâkimiyetindedir. Canibeg Han ve ordusu
Venediklerin Ceffa'daki kalesini kuşatırlar. Kuşatmada
tarihin belki de ilk biyolojik silahını kullanırlar. Moğollar
vebadan ölen askerlerin cesetlerini mancınıkla kalenin içine
fırlatırlardı. Bu cesetlerden bulaşan, vebanın çok azı kuşatmadan sağ kurtulabilen Cenevizli
tüccarlar vasıtasıyla önce Sicilya'ya sonra tüm Avrupa'ya yayıldı.
Bu Hastalık Sonucu Yaşanan Can Kaybı ve Hastalığın Getirdiği Sonuçlar Nelerdir?
Bu hastalık sonucu yaklaşık 70 milyon insan hayatını kaybetmiştir. Bunun büyük çoğunluğunu
Batı Avrupa oluşturmuştur. Avrupa’nın 3/1 ü neredeyse yok olmuştur. Bunun yanında
ekonomik ve iktisadi birçok sorun oluşmuştur. Bu sorunlar:
1. Salgından dolayı Fransa ve İngiltere’nin çok sayıda can kaybı olmuştur. Bununla
beraber ani ölümlerin gerçekleşmesiyle emek ücretleri artmıştır.
2. Mal fiyatlarda çeşitli nedenlerle ortaya çıkan ani artışlar ekonomik dengesizlikleri
meydana getirmiştir.
İkinci madde ele alınırsa, fiyatlardaki ani değişikliğin hem İngiltere’de hem de Fransa’da
salgından dolayı ürünü topraktan taşıyan iş gücünün ölmesi sonucu mahsulün çürümesine
neden olmuştur. Mahsulün pazardaki miktarı azaldıkça fiyatlarda ani değişim olmuştur.
Bununla birlikte birçok kez kıtlık sorunuyla karşı karşıya kalınmış ve insanlar düzenli
beslenemeyip bağışıklıkları zayıflamış ve
hastalığa yakalanma oranını artırmıştır.
Bu Dönemde Oluşan Sosyal Sorunlar
Nelerdir?
Hastalık halkın arasında ciddi sosyo-psikolojik
travmalar meydana getirmiştir. Toplu ölümlere
çare bulamayan doktorların halkın nazarında
güvenirliği sarsılmıştır. Ayrıca hastalığa yakalanan kişiler, eşleri ve çocuklarının gözleri
önünde ağır işkencelere maruz bırakılmıştır.
10
DERLEYEN:
YAŞAR KESKİN
CEYLANPINAR TARIM MESLEK YÜKSEKOKULU
KOLERA SALGINI
11
XIX. yüzyıldaki salgın hastalıklarından olan Kolera, Hindistan’dan ticaret yolları ve Hicaz’a
giden hacılar vasıtasıyla yayılmıştır. Aşağı Bengal Deltası üzerinde bulunan Ganj ve
Brahmaputra nehirleri arasındaki arazi (Bangladeş) Kolera’ nın merkezidir. Ganj nehrinde
yıkanma ritüeli Hintlilerin hayatında önemli bir yer teşkil etmektedir. Ancak sıhhi olmayan bu
ortamda milyonlarca kişinin yıkanması ile hastalık büyük bir epidemik alana yayılmıştır.
Hastalığın yayılmasında önemli bir etken olarak
görülen İngiltere’nin Hindistan savaşları ile
yerinden ettiği nüfus ve Hindistan’daki İngiliz
askerlerinin bu mikroba maruz kalmaları
neticesinde kolera mikrobu Hint yarımadasının
dışına yayılmıştır. Dikkat çeken bir başka husus
ise Hindistan’dan her yıl 20-25 bin kişinin Hac
vazifesini yerine getirdiği düşünüldüğünde
hastalık mikrobunun bu vesileyle Hicaz’a
taşınmasıdır. Kolera, XIX. yüzyılda küresel bir tehdit haline gelerek tüm dünyayı etkisi altına
almıştır.
Kolera Salgını kısa süre içinde insan
üzerinde ciddi etki yaratarak binlerce
insanın ölümüne yol açan bir hastalıktır.
Kolera salgınına etki eden en önemli faktör
içme ve kullanma sularının sıhhi
durumudur. Kanalizasyonlar ve kirli atık
suların akarsulara karışması ve denize
dökülmesi neticesinde uluslararası
taşımacılık yapan gemiler bu mikrobun
farklı bölgelere taşınmasına neden olmuştur.
Hastalığın mikrobu bağırsaklara yerleşip uygun ortamda üreyerek hastada aşırı kusma, su ve
tuz kaybına neden olarak vücutta kuruma, kanda koyulaşma, ürenin yükselmesi, kan basıncının
düşmesi, idrarın azalması ve kesilmesi, kaslarda başlayan kramplara neden olur. Bunun yanında
kolera salgınından ölmekte olan bir hastanın son anlarında hastalık belirtisi; hastanın içini yakan
yakıcı bir ateş, bedenin dışının buz tutması, ölüm şeklinin adeta boğulmayı andırdığı, kollarda
ve bacaklarda meydana gelen spazm, vücudun morarıp gözbebeklerinin kaybolması ve vücudun
karararak mumyalaştığıdır.
Kolera salgını; Basra Körfezi’nden Bağdat yoluyla Anadolu ve Akdeniz sahillerine 1822
yılında ulaşmıştır. Bir köprü konumunda olan Osmanlı coğrafyasında belli aralıklarla görülen
hastalık, ciddi tahribatlara neden olarak XIX. yüzyılda nüfusun büyüme oranını önemli ölçüde
düşürmüştür.
Kolera, Ortadoğu topraklarında 1831 yılında Hac mevsiminde Hicaz’da görülmeye
başlanmıştır.
12
Önlem;
● Her şeyden önce su kaynaklarının ve içme suyunun temiz olması
çok önemlidir.
Eğer kullanılacak suyun temizliğinden şüphe varsa, suyun önce
kaynatılıp sonra kullanılması daha sağlıklı olacaktır.
● Dışkıların hijyenik bir biçimde yaşama ortamından
uzaklaştırılması gerekir.
Düzgün bir kanalizasyon sistemi çok önemli bir faktördür.
● Pişmemiş yiyeceklerin yenmemesi gerekir.
Çiğ gıdalardan uzak durmak ve özellikle çiğ balık ve kabuklu deniz ürünlerinin tüketilmemesi
koleraya karşı korunmak için önemlidir.
Aşı;
Her ne kadar bazı ülkelerde kolera aşıları mevcut olsa ve uygulansa da (Dukoral, Mutacol vs.),
bu aşıların hastalığa karşı güçlü bir bağışıklık
geliştirdikleri söylenemez. Geçmişteki kolera
aşılarından daha iyi bir bağışıklığa neden olsalar ve
daha az yan etki barındırsalar da bu aşılar hâlâ ideal
seviyeye ulaşamamıştır ve bu yüzden de birçok ülkede
kullanılmamaktadır.
İdeal bir kolera aşısı için yapılan araştırmalar hâlâ
devam etmektedir.
Tedavisi; Ölüm riski çok yüksek olan ve bugün hâlâ binlerce
insanın ölümüne yol açan koleranın tedavisi aslında fazlasıyla
basittir.
● "Oral rehidrasyon tedavisi" (ağızdan sıvı tedavisi)
olarak da adlandırılan tedavi ile kolera hastaları kısa
sürede sağlıklarına kavuşabilmektedirler.
● Bu tedavide, kaybedilen su ve elektrolit (sodyum,
potasyum, klor, bikarbonat) kaybını yerine koyabilmek
ve normal beslenemeyen hastaya enerji sağlayabilmek
amacıyla, hastaya vücudun normal sıvı-elektrolit
dengesine eşdeğer (İzotonik) bir tür tuz ve glikoz
karışımı içirilir.
● Herhangi bir şey içemeyecek durumda olan daha ağır hastalara (toplam
hastaların yaklaşık %10-20'si) ise karışım damardan verilir. Durumu çok ağır ve
acil olan hastalara ise tetrasiklin ve tetrasiklin benzeri antibiyotiklerle
antibakteriyel tedavi uygulanır.
13
DERLEYEN
MUSTAFA ERİŞKİN
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
14
KUŞ GRİBİ NEDİR?
Kuş gribi tavuk vebası olarak da bilinir. Modern çağın en
tehlikeli hastalığıdır. Son yüzyılda en fazla bu gripten dolayı
can kaybı yaşanmıştır. Genel olarak veba dediğimiz hastalık,
İspanyol gribi dediğimiz birçok salgının kaynağı bilimsel
verilere göre kuş gribine bağlıdır. Bağışıklığı zayıf
insanlarda görülme riski yüksektir.
Bu Hastalık Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
● Vahşi ve göçmen kuşların evcil kuşlara
enfeksiyon bulaştırması ile bu salgın ortaya
çıkmıştır.
● Genellikle kanatlı uçamayan hayvanlar yoluyla
salgın insanlara enfekte olur.
Peki, Bu Hastalık Nasıl ve Hangi Hayvanlar
Aracılığıyla Bulaşır?
Yukarıda bahsettiğimiz gibi vahşi ve göçmen kuşların evcil kuşlara unflenza virüsü enfekte
etmesi sonucu bu hastalık yayılır. Bunun yanında bu hastalık en fazla tavuklar ve evcil kuşlar
aracılığıyla yayılır. Çünkü yapılan bilimsel araştırmaların verilerine göre hayvanlar arasında
bağışıklığı en zayıf ama bir o kadar dinamik tavuklardır.
Hastalığın Bulaşması;
Öncelikle bilinmesi gerekir ki bu hastalık insanlar arası çok nadir bulaşan bir hastalıktır.
Genellikle hayvanlar arasında daha çabuk nükseder.
Hastalığın Bulaşma Nedenleri;
● Hasta hayvanların akıntıları ve dışkıları ile
direk temas sonucu insana bulaşır.
● Ölü kuşların cesedi ile temas halinde bulaşır.
● Canlı ve hastalıklı kuşların atıklarına maruz
kalan kişilere solunum ve temas yoluyla
bulaşır.
● Hayvanlarla temas ile bulaşır.
● Bir ülkeden diğerine ise uluslararası canlı
kümes hayvanları ticareti ve göçmen kuşlar aracılığı ile taşınabilmektedir.
● Hayvanların bulunduğu ortamda hijyenin yetersiz olması sonucu insanlara
bulaşır.
15
Hastalığın Belirtileri;
●
●
●
●
●
38°C üzerinde ateş ile birlikte öksürük,
Boğaz ağrısı,
Kırıklık,
Nefes darlığı,
İshal yakınmalarından bir ya da birkaçı bir arada
görülmektedir.
Hastalığın 2-5 gün kuluçka dönemi vardır. Tabi kesin bir
şeyde söylenemiyor. 17 günde de hastalık gelişebiliyor, bu süre kişinin bağışıklığına bağlı
olarak da değişebilmektedir. Çocuklarda daha sık görülmekte ve hastalığın seyri daha ağır
seyretmektedir.
Tedavisi Nasıldır?
Hastalığın tedavisinde antiviraller (Nöraminidaz inhibitörleri: Oseltamivir ve zanamivir)
kullanılmaktadır.
Bu ilaçların, belirtiler başladıktan sonra ilk 48 saat içinde
kullanılması gerekmektedir.
● Oksijen ve vantilatör desteği ile destekleyici bakım, tedavinin
temelini oluşturmaktadır.
● Korunmasız riskli teması olan kişiler önleyici tedavi ya da
önleyici tıp alacaktır. Korunmasız temaslılar var ise enfeksiyon
hastalıkları uzmanı ile birlikte koordineli olarak profilaksi (önleyici
tedavi ya da önleyici tıp) başlanır.
Profilaksi temaslının kayıtlı olduğu Toplum Sağlığı Merkezi tarafından başlanarak 10 gün takip
edilmelidir.
Bu Salgını Karşı Alınması Gereken Tedbirler;
●
●
●
Hastalık şüphesi olan ölü ya da canlı kanatlı
hayvanlarla temas edilmeden önce gerekli temas
önlemleri (eldiven ve maske) kullanılmalıdır.
Şüpheli materyale çıplak elle dokunulduğunda
eller mutlaka sabunla yıkanmalıdır.
Denetimden geçmiş ürünler tüketilmelidir.
● Kanatlı hayvanlar uygun koşullarda iyice (60-70
derece) pişirilmelidir, az pişmiş olarak tüketilmemelidir.
Bu Virüs Sonucu Oluşan İktisadi ve Ekonomik Durumlar;
16
● Kuş gribi sonucu ilaç üretimi pahalı olduğu için üretimde kullanılan malzemeler yüksek
miktarda olduğu için yalnızca 12 ülkede bulunmaktadır. Her yıl artan kuş çeşitliliği
sonucu ve artan vakalar sonucu elde edilen aşılar yetersiz kalmaktadır. Bunun için her
sene yeni aşılar üretilmektedir. Her sene yeni aşı üretimi demek daha çok finans ve bütçe
demektir. O yüzden ilaç ve aşı üretimi oldukça fazla bütçe gerektiren bir iştir. İlaç üretimi
sınırlı ülkelerde ve sınırlı sayıdadır.
● Bu nedenle diğer ülkeler ilaç alımı için çok yüksek miktarda paralar ödemektedir. Sonuç
olarak, ülkelerde ciddi ekonomik sıkıntılar ortaya çıkmaktadır.
● Bütün bunların yanı sıra büyük çaplı bankalar kuş gribi nedeni ile çalışanlarının
%50’sinin virüse yakalanma olasılığını göz önünde bulundurarak acil durum planları
oluşturmuşlardır. Örneğin dünyanın sayılı ekonomi gazetelerinden olan Financial Times
büyük şirketlerin bu konuda aldığı önlemleri sayılarında yer vererek konunun önemine
ve ekonomideki yerine dikkat çekmeye çalışmıştır.
Ülkemizde ise Kuş Gribi vakalarının artış
göstermesiyle HSCB kriz yönetme kurulu
başkanlığınca HSCB çalışanlarına evde çalışma
programları oluşturmuştur.
Dünya geneli tavuk tüketimi azalmıştır. Tavuk
üretimi ve pazarlamasını yapan firmalar ekonomik
olarak ağır çöküşlerle karşı karşıya kalmışlardır. Birçok tavuk üretim merkezleri yaşadıkları
ekonomik sıkıntıdan dolayı firmayı kapatma kararları almışlardır.
Bu Vaka Sonucu Toplumda Oluşan Sosyolojik Tepki Nelerdir?
● Bu vaka sonucu tavuklara ve tavuk besiciliğine ilgi
azalmış ve kanatlı hayvanlara karşı korku
yaşanmıştır.
● Birçok kanatlı hayvan virüs taşıması riskiyle
katledilmiştir.
● Nesli tükenme riski taşıyan pek çok kuş türü
katledilmeleri sonucu ırklarını devam ettirmekte son
noktaya gelmiştir.
● Dünya genelinde birçok tavuk canlı bir şekilde
toprağa gömülerek veya yakılarak imha edilmiştir.
17
DERLEYEN:
SERHAT KARTAL
TIP FAKÜLTESİ
18
HIV-AİDS:
HIV Human Immunodeficiency Virüsü (İnsan
Bağışıklık Yetmezliği Virüsü), kan ve korunmasız
cinsel temas yoluyla bulaşan ve vücudun çeşitli
dokularına yerleşebilen, ancak esas etkilerini
bağışıklık sistemi üzerinde gösteren bir virüstür.
HIV, temel olarak CD4+ T Lenfocity (kısaca CD4
hücresi) adlı beyaz kan hücrelerini yok ederek
bağışıklık sistemini baskılar ve vücudu enfeksiyonlara karşı savunmasız bırakır. Bunun
sonucunda normal koşullarda tedavi edilebilen verem, ishal, menenjit, zatürre gibi hastalıklar
vücuda ciddi zararlar verir, bazı durumlarda ise kanserler görülebilmektedir.
Günümüzde HIV için geliştirilen ilaçlar virüsün vücutta çoğalmasını ve bağışıklığı baskılayıcı
etkisini önleyerek, HIV pozitif kişilerin uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlamaktadır.
Bunun için tedaviye erken başlanması ve doktor kontrolünde düzenli olarak devam edilmesi
önemlidir.
AIDS Nedir?
AIDS, Acquiredimmune Deficiency Syndrome'un
(Kazanılmış Bağışıklık Yetersizliği Sendromu)
kısaltmasıdır. HIV virüsünün neden olduğu AIDS,
bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara ve kanserlere karşı
savunmasız olduğu evredir ve yaşamı tehdit eder. Yanlış
bilinenlerin aksine, HIV pozitif olan her kişide AIDS
oluşmamaktadır.
HIV virüsüne karşı geliştirilen Antiretroviral ilaçlar sayesinde bağışıklık sistemi hasar ciddi
görmeden enfeksiyonlara karşı savaşabilir, yani vücut direnci düşmez. HIV bulaştıktan sonra
ilaç tedavisine ek olarak kişinin yaşam koşullarına ve vücut direncine göre AIDS
oluşmayabileceği gibi, 5-15 yıl ya da daha sonrasında oluşma ihtimali de vardır.
Dünyada ve Türkiye’de HIV Görülme Sıklığı;
HIV günümüzde tüm dünyada yaygın olan bulaşıcı bir
enfeksiyondur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada
37 milyon kişi HIV virüsü taşıyor. HIV pozitif kişilerin %
60’ı Antiretroviral tedavi almaktadır.
Ülkemizde ise HIV hakkında farkındalığın ve test
imkânlarının artmasıyla birlikte, tanı konulan kişi sayısında
artış gözlemlenmektedir.
Buna karşın Türkiye, AIDS’in sık görülmediği ülkeler arasında değerlendiriliyor. Sağlık
Bakanlığı'nın 1985-2018 yılları arasında yaptığı araştırmaya göre,
19
Türkiye'de HIV taşıyıcısı kişi sayısı 18.557 kişidir ve 1.736 AIDS vakası mevcuttur. Vakaların
en fazla görüldüğü yaş grubu 30-34 ve 25-29 yaş grubudur.
Bulaşma yoluna göre dağılımına bakıldığında, vakaların % 49.6’sının cinsel yolla bulaşmakta
olduğu, cinsel yolla bulaştığı bildirilen bu vakaların %71’inin bulaşma yolunun heteroseksüel
cinsel ilişki olduğu görülmektedir.
2018 yılında HIV pozitif tanısı alan kişi sayısı 2.199'dur ve bu kişilerin yüzde 83'ü erkektir.
Tanı alan kişilerden 25-29 yaş arası olanlar diğer yaş gruplarına göre fazladır. Yıllar bazında
HIV görülme trendinde artış gözlemlenmektedir.
Çocuklar ve HIV/AIDS;
HIV taşıyan ve tedavi görmeyen annelerin yaklaşık %30'u virüsü bebeklerine de verirler. Eğer
anne yeni enfekte olmuş ise ya da AIDS'in ileri safhalarındaysa virüsün bebeğe geçme ihtimali
daha yüksektir. Virüsün anneden bebeğe geçmesi üç şekilde gerçekleşir;
● Hamilelikte: Kan ve plasenta yolu ile bulaşır.
● Doğum Esnasında: Kan yolu ile bulaşır.
● Emzirme Esnasında: Anne virüsü taşıyorsa sütünde düşük yoğunlukta HIV bulunur ve
bebek süt yoluyla virüsü edinebilir.
Dünya genelinde yaklaşık 2,5 milyon çocuk HIV taşımaktadır. 2010 yılı itibarıyla yaklaşık 25
milyon çocuğun AIDS nedeniyle öksüz kalacağı öngörülmektedir.
AIDS Belirtileri Nelerdir?
HIV virüsü kişinin vücuduna girdikten sonra uzun
yıllar boyunca herhangi bir belirtiye neden
olmayabilir. Hastalığın ilerleme hızı ve ilk belirtilerin
ortaya çıkışı, virüsün vücuda giriş şekline göre
değişiklik gösterir.
HIV virüsü vücuda girdikten hemen sonra çoğalmaya
başlar ve aylar veya yıllar boyunca farklı hızlarla
çoğalmayı sürdürür. Vücuttaki virüs seviyesi belirli
bir sınırı geçtikten sonra AIDS hastalığına ait ilk belirtiler gözlenir. Bunlar kişinin günlük
yaşamını etkileyen belirtiler değildir dolayısıyla kolay fark edilmeyebilir. AIDS hastalığının
başlangıcı ile birlikte kişide yorgunluk, halsizlik, aralıklı ishal problemi, ağızda beyaz leke
görünümünde plak varlığı ve sık sık hasta olma gibi ön belirtiler görülür. Bu belirtilerin akla
AIDS hastalığını getirmesi son derece zor olduğundan hastalık ilerlemeye devam edecektir.
Hastalığın ilerlemesi ile birlikte kişide istem dışı hızlı kilo kaybı, uzun süreli ishal, gece
terlemesi, sık tekrarlayan ateş, ağız içinde derin beyaz yaralar, vücudun değişik bölgelerinde
pembe, kırmızı veya mor lekeler, çeşitli solunum yolu hastalıkları ve unutkanlık gibi şikâyetler
meydana gelir.
20
Bulaşma Yolları Nelerdir?
İnsan immün yetmezlik virüsü; HIV,
●
●
●
●
HIV pozitif kişi ile korunmasız (kondom kullanılmadan) yapılan her türlü (oral, vajinal,
anal) cinsel ilişkiyle,
Ortak kullanılan ve HIV enfekte enjektör veya Steril edilmemiş cerrahi malzemelerle,
Enfekte kan ve kan ürünleriyle (Ülkemizde 1987 yılından itibaren, her kan ve kan
ürününe gerekli testler yapıldıktan sonra hastaya verilmektedir.
HIV pozitif anneden bebeğe gebelik döneminde, doğum sırasında ya da doğum
sonrasında emzirme ile bulaşabilmektedir.
Riskli Gruplar Kimlerden Oluşur?
● HIV pozitif kişinin partneri olanlar,
●
●
●
●
Korumasız cinsel ilişkiye girenler,
Riskli temas öyküsü bulunan kişiler,
Damar içi madde bağımlılığı ve ortak enjektör kullanımı olanlar,
HIV pozitif gebelerin bebekleri risk altındaki grupları oluşturmaktadır.
HIV Pozitif Ne Demektir?
HIV + (pozitif)olmak, kişinin vücudunda İnsan
Bağışıklık Yetmezliği Virüsü’nün bulunması demektir.
HIV’in bağışıklık sisteminin zayıflaması ve fırsatçı
enfeksiyonlara açık hale gelmesiyle karakterize bir kronik
enfeksiyondur. Kişi hiçbir hastalık belirtisi olmaksızın
uzun yıllar yaşamına devam edebilir.
HIV/AIDS Aşağıdaki Yollar ile Bulaşmaz;
HIV/AIDS gündelik temaslarla, aynı odada bulunma, aynı okulda okuma, aynı havayısoluma
gibi yollarla bulaşmaz. HIV sağlıklı deriden geçmez.
Bunun dışında HIV/AIDS şu yollarla da bulaşmaz;
●
●
●
●
●
El sıkışma, deriye dokunma, okşama, kucaklama, sosyal öpüşme,
Tükürük, gözyaşı, ter, aksırık, öksürük, idrar, dışkı,
Yiyecekler, içecekler, çatal, kaşık, bardak, tabak, telefon vs.
Tuvalet, duş, musluk, yüzme havuzu, deniz, sauna, hamam vs.
Sivrisinek ve diğer böceklerin sokması,
21
●
HIV pozitif bir kimse ile aynı ortamda kedi, köpek ve diğer hayvanlarla birlikte
yaşamak.
AIDS’ in Tedavisi Nasıldır?
HIV Enfeksiyonunda virüsü ortadan kaldıran bir tedavi henüz
yoktur ancak virüsün çoğalmasını kontrol eden ilaçlar vardır.
Bu ilaçlar, hastalığın kesin tedavisini sağlamamakla birlikte
virüsün vücutta çoğalmasını kontrol altına alarak bağışıklık
sisteminin zayıflamasını önlemekte ve AIDS tablosunun
ortaya çıkışını engellemektedir.
HIV/AIDS Enfeksiyonundan Korunma yolları nelerdir?
HIV Enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır. Korunma
önlemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuzdur.
Cinsel Yolla Bulaşmasından Korunmak İçin;
●
●
●
Güvensiz ve korunmasız cinsel temastan kaçınılması,
Tek eşlilik,
Cinsel ilişki sırasında kondom kullanılması gerekmektedir.
Kan Yolu ile Bulaşmasından Korunma İçin;
1987 yılından beri ülkemizde kan ve kan
ürünleri HIV yönünden test edilmektedir.
Organ ve doku nakilleri öncesinde gerekli
testlerin yapılması HIV geçiş riskini en aza
indirmektedir.
22
DERLEYEN:
SERHAT KARTAL
TIP FAKÜLTESİ
23
SARS (SARS-COV):
Hastalığın etkeni sars-cov olarak isimlendirilir. Düşman
antijenik ve genomik yapısı farklı bir coronavirüstür.
Corona Virüs Tek Sarmallı RNA Virüsleridir;
Daha geniş kapsamlı bu isme bakarsak corona virüs ismini
etken olduğu sars hastalığında hayatını kaybeden Dr. Carlo
Urbani anısına Urbanisuşu olarak da adlandırılır.
SARS Hastalığı;
Asıl ismi Akut Solunum Yetmezliği Sendromu olarak bilinir. Şubat 2003’te ilk kez normal bir
grip vakası ve yanı sıra zatürre olarak kendini göstermiş daha sonra yapılan bulgular üzerine
değişikliğe gitmiştir. Zatürre ya da grip vakası olarak görünmesinin nedeni ise hastalık seyrinde
aynı belirtilerin görünmesidir. Sars virüsü ilk kez Hong Kong'da ortaya çıkmıştır.
Hastalığın Belirtileri;
Ateş, yorgunluk ve baş ağrısı gibi non-spesifik bulgular olması nedeniyle tanıda güçlük
yaşanmış o nedenle tam belirti bulunamamış. Ancak daha sonra yapılan araştırmalar üzerine
şöyle bulgular ortaya çıkmıştır;
● Öksürük
● Yüksek ateş
● Titreme
● Baş ağrısı
● Boğaz ağrısı
● Solunum yetmezliği
Bazı hastalarda vaka çok ağır seyretmektedir. Solunum yetmezliği gelişir. Bu sebepten dolayı
solunum cihazı gerekebilir.
Aynı zamanda hayvanlarda ve insanlarda üst solunum yetmezliği görülmektedir.
Yani bakacak olursak hastalığın sars olduğunu öne sürmenin bir diğer önemli bulgusu hastada
solunum yetmezliği görülmesidir.
Ayrıca hastalık non-spesifik bulgular içerdiği için yukarıda belirtilen bulgulara sahip hastalarda
öncelikle iki şeye bakılır;
1. Bulgulardan önce hastanın uzak doğu seyahati yapıp
yapmadığına bakmak.
2. Bulgulardan 3-7 gün sonra hastada balgamsız öksürük
ve baş ağrısı olup olmadığına bakmak.
24
Hastalığın Bulaşması;
● Sars’lı hasta ile aynı evi paylaşma,
● Hastalarla önlem almadan yakın temas halinde bulunma,
● Hastanın vücut sıvıları ile yakın temasta bulunma,
● Sars’lı hastaların öksürmesi veya hapşırması sonucu havaya damlacıklar yayılır. Bu
damlacıkları bir başkasının soluması sonucu hastalığın bulaşması görülebilir.
Hastalık 5-9 gün kuluçka süreci geçirmektedir.
Hastalığın Yayılması;
Kasım 2002 ve Temmuz 2003 tarihleri arasında Hong Kong'da başlayan SARS salgını
neredeyse pandemik hâle gelmiş ve dünya çapında 8.422
vaka ve 916 ölüm görülmüştür. Dünya Sağlık Örgütü
ölüm oranını %10.9 olarak açıklamıştır. Haftalar içinde
SARS erkeni 2003 yılının başlarında Hong Kong'dan 37
ülkede yayılmıştır.
Hastalıktan Korunma Yolları;
● Hastaların vücut sıvıları ile gerçekleşe
bilecek her türlü temasta tek kullanımlık
eldiven ve maske kullanımı ve yakın
temastan kaçınmak;
● Hasta yakınlarının sık sık ellerini yıkaması ve
alkol bazlı dezenfektan sıvıları ile ellerini
durulama,
● SARS bulgusu olmayan ancak SARS tanılı
hasta ile temas etmiş olan bireylerin evlerinde 10 gün süre ile izolasyonları gereklidir.
25
Hastalığın Tedavisi;
Sars şüphesi altındaki hastalar, şüphe dışlanana
kadar tipik veatipikpnömoni etkenlerini
kapsayan geniş spektrumlu antibiyotiklerle
tedavi edilmelidir. Tedavide antiviral ajanlar
ve kortikosteroidler önerilmektedir. Hastalıkta
temel tedavi ortaya çıkan solunumsal sorunlara
yönelik destek tedavisi, gerekirse oksijen ve
ARDS geliştiğinde invasiv mekanik ventilasyondur.
Hastalığın Toplumda ve Ekonomide Ortaya Çıkardığı Sorunlar;
● Öncelikle Çin ve diğer uzak doğu ülkelerine seyahatler durdurulmuştur. Bu da gerek
turizm firmaları açısından gerekse seyahate yasak ülkelerde ciddi ekonomik sorunlar
ortaya çıkarmıştır.
● Belirli bir tedavisi olmadığı için doktorların tedavi de internet üzeri bilgi toplandığı
görülmüştür.
● Hastalarla yakın temas kuran sağlık çalışanları dahil hastayla yakın iletişimde olan
herkes dezenfekte edilmiş, bunun üzerine en ufak belirti semptomu olan bir insan ile
dahi temastan kaçınılmıştır.
Bu hastalık 2003 yılında görülmeye başlamıştır. Henüz bilindik bir tedavisi yoktur. Ondan
dolayı en ufak baş ağrısın ve göğüs ağrısının hafife alınmaması ve hekime danışılması
olduğu ön görülmektedir.
26
DERLEYEN:
MERVE KAYA
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
İSPANYOL GRİBİ
27
Nerde, Nasıl Ortaya Çıktı?
Savaş, göç ve ticaret insanların fiziksel etkileşimini arttırmaktadır.
Bu durum mikropların kolayca yer değiştirmesine ve mutasyona
uğramasına yol açabilmektedir. Savaş döneminde grip ve kolera
gibi bulaşıcı hastalıklar oldukça yaygındı.
İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918- 1920 yılları arasında
H1N1 virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır.
İspanyol Gribi, 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arası insanın (o
dönemde yaşayan nüfusunun %15'i) ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük
salgın olmuştur. İspanyol Gribi ‘nin bir özelliği de zayıf, yaşlı ve çocuklardan çok sağlıklı genç
erişkinleri etkilemiş olmasıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın son aylarında tüm dünyayı etkisi altına
almış, hatta kimi tarihçilere göre dört yıl süren savaşın sona ermesinde önemli bir etken
olmuştur.
Türkçe' de 1918'den itibaren "İspanyol
Nezlesi" sözcük grubu kullanılmıştır.
Yıllar sonra açılan bazı toplu mezarlardan
alınan örnekler sonucunda domuz gribine
sebep olan H1N1 virüsünden (birkaç ufak
farklılık haricinde aynı) kaynaklandığı
anlaşılan hastalık, İngilizce tercümeden
dolayı "İspanyol Gribi" olarak anılmaya
başlanmıştır. Salgın İspanya'da
başlamamasına rağmen İspanyol nezlesi
olarak adlandırılmasının sebebi ise İspanya' nın Birinci Dünya Savaşı'nda yer almamış olması
ve askerî sansür nedeniyle diğer Avrupa devletlerinde salgından söz edilmezken İspanyol
basınının salgın konusunu ilk kez gündeme getirmiş olmasıdır.
İspanyol gribi I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru ortaya çıktı. Grip 1918’de başlamış ve bazı
yerlerde 1920’li yılların başına kadar sürdü, ancak esas etkisini 1918’in ilk yarısında ve 1919’un
başlarında gösterdi. Salgından her ülke zamansal ve mekânsal anlamda aynı ölçüde
etkilenmedi. Hemen her kıtada etkili olan bu grip salgını çok ciddi siyasi, askeri ve sosyal
sonuçlar doğurdu. I. Dünya Savaşı olmasaydı da bu salgın yine zuhur edebilirdi, ancak etkisi
bu kadar geniş çaplı olmazdı. İspanyol gribinden dolayı dünyada milyonlarca insan hayatını
kaybetmiş ve grip salgını I. Dünya Savaşı’nı da etkilemiştir. Salt sayısal verilerden yola çıkılsa
bile pandeminin kendisinin savaştan daha tehlikeli olduğunu ortaya çıkar.
28
Virüsün Yol Açtığı Başlıca Sorunlar;
H1N1 virüsünün bu denli öldürücü olmasının
arkasında virüsteki hemaglutunin proteini
vardır. Bu proteinin virüsün içine girmesiyle
vücudun bağışıklık sistemini uyaran sitokinler
hızlı bir biçimde çalışır ve vücuttaki bazı
dokularda meydana gelen aşınmalardan dolayı
bağışıklık sistemi devre dışı kalıyor. Virüsün
bulaştığı bünyelerde bağışıklık sistemi virüse
aşırı tepki gösterince sitokinler ciğerlerin hassas dokularını zedeler. Vücuttaki savunma
hücrelerinin aşırı tepki vermesi sonucunda akciğerler su toplayarak tıknır. Bu aşınma durumuna
sitokin fırtınası denmektedir. Buna rağmen, bir virüsün letalitesini (öldürücülüğünü) sadece
virüsün karakterine bakarak değerlendirmek mümkün görünmemektedir. Çünkü konağın virüse
adaptasyonu ve virüsün hücreye olan geçişkenliği gibi etkenler hastalığın ölümle
sonuçlanmasında rol oynayabilmektedir. Salgın hastalıkların yol açmış olduğu ölümleri
incelerken çoklu nedensellik yaklaşımını sürekli olarak göz önünde bulundurmak
gerekmektedir. Gribin türü ne olursa olsun kronik rahatsızlığı olanlar, yaşlılar ve küçük
çocuklar grip virüsüne karşı daha hassastır. Kötü beslenme, Hijyen koşulları da ölümlerin
miktarını etkileme gücüne sahiptir.
Nasıl Tespit Edildi?
H1N1 virüsü ile ilgili en önemli
çalışmalardan bir tanesi Alaska’da
İspanyol gribinden ölen bir
kurbandan alınan doku üzerinde
yapılan incelemeydi. Patolog Johan
Hultin grip pandemisi esnasında pek
çok insanın yaşamını kaybettiği
Brevig Mission isimli kentte donmuş
doku örneği almıştır. 1990’lı yıllarda
Alaska’nın donmuş topraklarından
çıkartılan bu doku, virüsün mikrobiyolojik yapısının çözümlenmesine katkıda bulunmuştur.
Kurbandan alınan doku üzerinde yapılan tetkikler oldukça zor ve tehlikeliydi, çünkü virüs
tekrar insanlara bulaşabilirdi. Uzmanlar virüsü tekrar canlandırıp maymunlara bulaştırmıştır.
Maymunların akciğerleri kısa bir süre içinde neredeyse tahrip oldu. Virüs maymunun
vücudunda kuluçka dönemini tamamladıktan sonra akciğer dokularına ciddi zararlar vermiştir.
Yapılan bu çalışmalar sayesinde pandemiye yol açan virüsün gizemi yavaş yavaş ortaya
çıkarılmaya başlanmıştır.
29
Dünya Genelinde Alınan Önlemler;
İspanyol gribi ile mücadele eden sağlık ekiplerinin üç önemli dezavantajı vardır. Bunlardan;
İlki; 1890’larda dünyanın önde gelen mikrobiyologlarından Richard F. J. Pfeiffer’in
hastalıklara yol açan nedensel mikroorganizmaları bulduğunu iddia etmesiydi. Ancak daha
sonra yapılan çalışmalarda Pfeiffer’in bulduğu “Haemophilusİnfluenzae” basilinin gribe yol
açan bakterilerin esas sebebi olmadığı anlamıştır. Bu yanılgı pek çok bilim Adamının grip
salgınına karşı çözüm ararken maddi ve
manevi kayıplara uğramasına yol açmıştır.
değildi.
İkinci olarak bu pandemiye yol açan sebebi
araştıran bilim adamları tarafından
laboratuar ortamında yeteri kadar
mikrobiyolojik çalışma yapılmamıştır.
Gribin insanlara has bulaşıcı bir hastalık
olduğu ve domuz ve kuşlar gibi canlılarda
da görülebildiği fikri onlara pek de gerçekçi
Son olarak; 20. yüzyılın başlarında grip virüsünü görebilmek için ileri düzeyde mikroskobik
alet olmaması bilim adamlarının virüsü mikrobiyolojik olarak incelemelerine büyük darbe
indirmiştir. 1930’lu yıllarda elektron mikroskobunun geliştirilmesi ile beraber virolojide çok
önemli adımlar atılmıştır. Grip pandemisi tıpta ve halk sağlığında derin bir bunalıma yol
açmıştır. Bilim adamları salgının mikrobiyolojisini çözebilmek için çalışmalar yürütmeye
devam etmişlerdir. Grip geçmişte hafife alınmış olabilir, ancak İspanyol gribi tıp dünyasındaki
bu önyargıyı yıkmıştır. Doktorlar bu salgını hasıraltı etmek veya unutmaya çalışmak yerine grip
salgının epidemiyolojisi ve etiyolojisi üzerine odaklanarak gelecekte çıkması muhtemel
salgınların önüne geçmeye çalışmaktalar. Bu hastalığın giderilmesinde en iyi önlemler yatak
istirahati, iyi beslenme ve
hijyenik kurallarına riayet
etmektir. Zaten 1918’de
İngiltere’de Royal College of
Physicians (Kraliyet Doktorlar
Akademisi) gribi tedavi eden
veya önleyebilen bir ilacın
bulunmadığını açıklanmıştır.
Salgının ciddiyeti anlaşılınca
Fransa ve Osmanlı Devleti gibi
pek çok ülkede okullar bir
süreliğine tatil edilmiştir.
Sadece okullar değil kilise ve
tiyatro gibi kamuya açık pek
çok mekân kapılarını kapatmak
zorunda kalmıştır. Fransa’da
halk sağlığı ile ilgilenen konsey bütün kamusal alanların ve toplu taşıma araçlarının
mikroorganizmaların çoğalmasını engelleyen antiseptik solüsyonlar ile her gün temizlenmesini
30
istemiştir. Ayrıca Fransa’da pek çok kentte dezenfekte birimleri kuruldu ve bu birimler havayı
ve evleri bu solüsyon ile temizlemeye çalışırken askeri sağlık görevlileri ise askeri bölgeleri
temizlemeye çalışmıştır. İspanyol gribinin en az etkili olduğu ülkelerin başında Çin
gelmekteydi. Bu Uzak Doğu ülkesi geçmişte pek çok grip salgını ile karşı karşıya kaldığı için
tecrübe kazanmıştır. Ayrıca Çin’in gelişmemiş ve dışa kapanık bir ülke olması da grip
salgınının Çin’e rahat bir biçimde nüfuz etmesini engellemiştir.
İspanyol Gribi ve Tarihte Yer Edinmiş Kişiler;
Hastalığa dönemin önemli isimlerinden de yakalananlar olmuştur. Max Weber, Ressam Gustav
Klimt, İspanya Kralı XIII. Alphanso ve Sophie Halberstadt Freud bu kişiler arasında sayılabilir.
Metin Özata’nın yazdığı kitabına göre Mustafa Kemal Atatürk de Samsun’a hareket etme
hazırlıkları içerisindeyken bu hastalığa yakalanmış ve hastalığı Beşiktaş’taki evinde atlatmıştır.
İspanyol gribi bütün dünyayı kasıp kavurduğu gibi İstanbul’u da etkilemiştir. Nazım Hikmet
dizelerinde İspanyol gribine şöyle yer verir:
“...
Biz ki İstanbul şehriyiz,
Seferberliği görmüşüz:
Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin,
Vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nezlesi
Bir de İttihatçılar,
Bir de uzun Konçlu Alman Çizmesi,
1914’ten 1918’e kadar
yedi bitirdi bizi.
... ”
● İspanyol gribinden Nazım Hikmet’in Kuvâ-yi Milliye Destanı ve Metin Eroğlu’nun,
Lokman Hekimin sev dediği şiirlerinde bahsedilir.
● Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “Hakka Sığındık” romanı İspanyol gribinin anlatılmasıyla
başlar.
● İlk başlarda hayvanlardan insanlara bulaştığı düşünülen hastalığın daha sonraları hava yolu
ile bulaştığı fark edilmiş ve korunmak için maske takmanın önemi anlaşılmıştır.
31
32
DÜNYA ve TÜRKİYE GENELİNDE COVİD19
GÖSTERGELERİ
Bu hastalıklardan sonuncusu ise halen dünya gündemini en
fazla meşgul eden ve 7,8 milyar civarındaki dünya nüfusunu
adeta evlere hapseden (esir alan) Covid-19 virüsünün sebep
olduğu korona hastalığıdır (Şen, 2020/ Aktaran: Yılmaz). İlk
olarak 7 Aralık 2019’da Çin’deki Wuhan şehrinde ortaya
çıkan virüs (gerçi Eylül ayının başlarında ortaya çıktığı ve
ilk çıktığı yerin Wuhan’dan farklı bir yer olduğu ile ilgili tartışmalar halen devam etmektedir),
1-2 ay gibi kısa bir sürede adeta tüm dünyaya yayılmış, 2,5 milyonun üzerinde insana bulaşmış
ve 170 binde fazla insanın ölümüne sebep olmuştur. Bu virüsün bulaştığı insan sayısı ve sebep
olduğu ölüm sayısı halen sona ermemiş olup devam etmektedir. Genel olarak virüsün
hayvandan insana geçmiş olduğu kabul edilirken laboratuvar ortamında üretildiği de iddia
edilmektedir(Yılmaz,2020).
04.12.2020/ Türkiye Saati: 03:15 İtibariyle Dünya Geneli C19 Verileri;
04.12.2020/ Türkiye Saati: 03:15 İtibariyle Dünya Geneli C19 Verileri;
33
Ocak Ayı Zaman Çizelgesi:
● 31 Ocak'ta İngiltere'deki ilk 2 yeni koronavirüs
vakası, Rusya'daki ilk 2 vaka, İsveç ve İspanya'daki ilk vaka
bildirilmiştir. Kanada'dan 4 vaka bildirilmiştir.
● 31 Ocak'ta Amerika Birleşik Devletleri
Coronavirus'u bir Halk Sağlığı Acil Durum ilan etmiştir.
Çin'den ABD'ye giren ABD vatandaşları için 14 günlük
karantina kuralları yayınlanmıştır (Hubei eyaletinden giriliyorsa
zorunlu).
Son iki hafta içinde Çin'e seyahat eden yabancılara girişi reddetme emri çıkarmıştır.
●
●
●
●
●
30 Ocak'ta, yeni koronavirüs toplam vaka sayısı, SARS (dünya çapında 8.096 kişiyi etkiledi)
vakasını aşmıştır.
30 Ocak'ta Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüs salgını Küresel Halk Sağlığı Acil Durumunu ilan
etmiştir.
30 Ocak'ta CDC, ABD'den insandan insana bulaşma ilk vakasını doğrulanmıştır.
Almanya, Japonya, Vietnam ve Amerika Birleşik Devletleri, kişisel olarak Çin'i ziyaret etmeyen,
ancak Wuhan, Çin'i ziyaret eden birinden virüsü kasılan hastalarda vaka bildirmiştir. WHO' ya
göre insandan insana bulaşan vakaları endişe vericidir.
Wuhan (virüsün ortaya çıktığı şehir), 11 milyondan fazla nüfusu ile Orta Çin'in en büyük
şehridir. 23 Ocak'ta şehir ulaşım bağlantılarını kapattı. Wuhan'ın kilitlenmesinin ardından
34
Huanggang şehri de karantinaya alındı ve Ezhou şehri tren istasyonlarını kapatıldı. Bu, 18
milyondan fazla insanın tecrit edildiği anlamına geliyordu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Wuhan
kadar büyük bir şehri kesmenin "halk sağlığı tarihinde eşi görülmemiş" olduğunu söyledi ve
Çin'i virüsü izole etme ve diğer ülkelere yayılmayı en aza indirme taahhüdünden ötürü övdü.
Salgın Oranı En Yüksek 30 Ülke Ve C19 İstatistikleri;
04.12.2020/ Türkiye Saati: 03:15 İtibariyle Türkiye Geneli C19 Verileri;
35
36
37
38
Virüs Ne Kadar Tehlikelidir?
Bu yeni koronavirüsün neden olduğu riskin
büyüklüğünü değerlendirmek için anlaşılması
gereken üç parametre vardır:
●
●
●
İletim Hızı ( Ro ) - tek bir vakadan yeni
enfekte olmuş kişilerin sayısı,
Vaka Fatality Rate (CFR) - ölümle sonuçlanan
vakaların yüzdesi,
Asemptomatik iletimin mümkün olup olmadığını belirleme.
Wuhan'da Ortaya Çıkan Corona Virüs Ne Kadar
Bulaşıcıdır? (Ro);
Nöbet oranı ya da geçirgenlik bir C19 virüsünün (hastalık
yayılma, ne kadar hızlı) kendi üreme numarası “Ro” (Ro,
sembolü ile gösterilir. R-sıfır veya r sıfır, bir tek enfekte
kişinin ilettiği kişi ortalama sayısını temsil eder), ile
gösterilir. DSÖ'nün (23 Ocak'ta) Ro'nun 1.4 ile 2.5 arasında
olduğu tahmin ediliyor.
Diğer çalışmalar 3.6 ila 4.0 arasında ve 2.24 ila 3.58 arasında bir Ro tahmin etmiştir.
Ön çalışmalar Ro'nun 1.5 ve 3.5 arasında olduğunu tahmin edilmiştir.
1'in altında üreme sayısı olan bir salgın yavaş yavaş kaybolacaktır. Karşılaştırma için, ortak
grip için Ro 1.3 ve SARS virüsü karşılaştırıldı, SARS için bu değer: 2.0 idi.
Wuhan'da Corona Virüs'ün Ölüm Oranı ( Vaka Ölüm Oranı veya CFR );
29 Ocak 2020'de düzenlenen DSÖ basın toplantısında yeni tip koronavirüs vaka ölüm oranı %2
civarında tahmin edilmiştir. Bununla birlikte, kaç tanesinin enfekte olduğunu bilmeden, ölüm
oranı rakamına bir yüzde koymak için çok erken olduğunu kaydetmiştir. Önceki bir tahmin bu
sayıyı %3' olarak ortaya koymuştu.
Epidemiyologlara göre, bir virüs mutasyon geçirebileceğinden ölüm oranı değişebilir.
Karşılaştırma SARS için vaka ölüm oranı %10 ve MERS için %34’tür.
Kuluçka Süresi (Semptomların Ortaya Çıkması Ne Kadar Sürer);
COVID-19 belirtileri, virüsün bulaşıcı olduğu 2 gün veya 14 (tahmini aralıklar 2-10 gün, 2-14
gün ve 10-14 gün arasında değişir, kısa sürede ortaya çıkabilir; hasta herhangi bir belirti
göstermez (asemptomatik bulaşma).
39
Coronavirus Vakalarının Yaşı ve Koşulları;
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu'nun (NHC) erken
tahminlerine göre, ölenlerin yaklaşık %80'i 60 yaşın
üzerindeydi ve %75'inin kardiyovasküler hastalıklar
ve diyabet gibi önceden mevcut sağlık koşulları vardı.
27 Ocak'ta Yayınlanan WHO Durum Raporu:
● Çin dışında saptanan olguların ortanca yaşı 45
ile 74 arasında değişmektedir.
● Olguların %71'i erkektir.
138 hastanede yatan NCIP hastası üzerinde yapılan bir çalışmada, medyan yaşın 56
(çeyrekler arası aralık, 42-68; aralık, 22-92 yıl) ve 75'inin (%54,3) erkek olduğu
bulunmuştur.
● Dünya Sağlık Örgütü, Myth avcılarının SSS'lerinde şu soruyu ele alıyor: "Yeni
koronavirüs yaşlı insanları etkiler mi, yoksa gençler de duyarlı mı?" cevaplayarak:
Her yaştan insana yeni koronavirüs COVID-19 bulaşabilir.
● Yaşlı insanlar ve önceden mevcut tıbbi durumları (astım, diyabet, kalp hastalığı gibi)
olan kişiler virüsle ciddi şekilde hastalanmaya karşı
daha savunmasız görünmektedir.
● Filipinler' de ölen hasta 44 yaşında bir erkekti,
2 Şubat'ta Filipinler'de, Çin dışında gerçekleşen ilk
ölümde ölen hasta, ateş, öksürük ve boğaz ağrısı
yaşadıktan sonra 25 Ocak'ta kabul edilen Wuhanlı 44
yaşındaki Çinli bir adamdı. Şiddetli zatürree
gelişmeden önce; Filipin Sağlık Bakanlığı'na göre,
son birkaç gün içinde “hasta stabildi ve iyileşme
belirtileri gösterdi, ancak hastanın durumu son 24
saat içinde kötüleşmiştir.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu (NHC) Tarafından Bildirilen İlk Ölümlerin Yaşı ve
Cinsiyeti;
NHC, 22 Ocak 2020'de saat 24'e kadar ilk 17 ölümün ayrıntılarını bildirmiştir. Ölümler arasında
13 erkek ve 4 kadın var ve ölümlerin ortalama yaşı 75 (dağılım 48-89) idi.
40
DSÖ Risk Değerlendirmesi: Küresel Acil Durum;
30 Ocak'ta Dünya Sağlık Örgütü, koronavirüs
salgını Küresel Halk Sağlığı Acil Durumunu
ilan etti.
Şuana Kadar Geliştirilen C19 Aşıları ve
Üretilen Aşılar Hakkında Genel Bilgiler;
Diğer Küresel Salgınlarla Kısa Bir Karşılaştırma:
•Mevsimsel grip (grip) virüslerinin komplikasyonları nedeniyle dünyada her yıl yaklaşık
290.000 ila 650.000 kişi ölmektedir. Bu rakam mevsimsel grip nedeniyle günde 795 ila 1.781
ölüme karşılık gelmektedir.
•SARS (Kasım 2002 - Temmuz 2003):
Pekin, Çin menşeli, 29 ülkeye yayılan bir koronavirüstür ve774 kişinin ölümüyle sonuçlanan
8.096 kişi ile sonuçlanmıştır (ölüm oranı %9.6). SARS'ın Çin anakarasında 5.237 kişiye
41
bulaştığını düşünen WuhanCoronavirus, Çinli yetkililerin yeni koronavirüs (2019-nCoV) 5.974
vakasını doğrulanmış olup 29 Ocak 2020'de SARS'ı geçmiştir. Bir gün sonra, 30 Ocak 2020'de
yeni koronavirüs vakaları, 2003'te nihai SARS sayısı olan dünya çapında 8.096 vakayı bile
aşmıştır.
•MERS (2012'de) enfekte olan 2.494 kişiden 858 kişiyi öldürdü (ölüm oranı %34.4).
KAYNAKÇALAR:
Kolera
Kaynakça:
1. https://tr.wikipedia.org/wiki/Kolera
2. https://tr.wikipedia.org/wiki/Kolera#/media/Dosya:Cholera.jpg
3. https://tr.wikipedia.org/wiki/Kolera#/media/Dosya:Cholera_bacteria_SEM.jpg
4. https://tr.wikipedia.org/wiki/Kolera#/media/Dosya:Cholera_hospital_in_Dhaka.jpg
5. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/392193
6. https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/saglik/kolera-nedir-kolera-salgini-ne-zamanortaya-cikmisti-41476784
Kuş Gribi
Kaynakça:
1. https://www.klimik.org.tr/bilgi-merkezi/kus-gribi-avian-influenza/
2. https://dergipark.org.tr/tr/search?q=asya+v%C3%BCr%C3%BCs%C3%BC§ion=
articles
3. https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/dunya-sirketleri-kus-gribi-plani-yapiyor-
3768023
4. https://sagligim.gov.tr/bulasici-hastaliklar/liste/686-avian-influenza-ku%C5%9Fgribi.html
5. https://eksisozluk.com/kus-gribi--817083
6. https://www.sozcu.com.tr/2018/saglik/kus-gribi-nedir-kus-gribinin-nedenleribelirtileri-ve-tedavisi-oub2-2727849/
7. https://search.cdc.gov/search/index.html?query=H2N2&sitelimit=&utf8=%E2%9C%9
3&affiliate=cdc-main
8. www.cds.com
9. https://www.milliyet.com.tr/tarihin-en-buyuk-salginlari-molatik-14529/?Sayfa=9
10. https://eksisozluk.com/kus-gribi--817083
42
Ebola
Kaynakça:
1. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/25491
2. https://www.nytimes.com/2019/10/14/health/ebola-gorillas.html
3. https://www.healthline.com/health/ebola-hemorrhagic-fever
4. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/371995
5. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/825106
6. https://www.healthline.com/health/ebola-hemorrhagic-fever#complications
7. https://www.healthline.com/health/ebola-hemorrhagic-fever
HIV\AIDS
Kaynakça:
1. https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/hiv-aids/#genel-tanitim
2. https://www.medicalpark.com.tr/aids-nedir-belirtileri-ve-tedavi-yontemlerinelerdir/hg-1856
3. https://tr.wikipedia.org/wiki/AIDS?wprov=sfla1
4. https://www.google.com/search?q=aids&client=ms-android-samsung-garev1&prmd=niv&sxsrf=ALeKk00tQz0VADVxiCvjsadK5qZM0vG_Ag:15852496557
97&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwj5tPSU67joAhW4SxUIHddfDaU
Q_AUoAnoECBAQAg&cshid=1585250674260&biw=412&bih=789&dpr=2.63#imgr
c=I9rCRZgqrwDXtM&imgdii=WBsAn9aLbT_iMM
5. https://www.google.com/search?q=aids&client=ms-android-samsung-garev1&prmd=niv&sxsrf=ALeKk00tQz0VADVxiCvjsadK5qZM0vG_Ag:15852496557
97&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwj5tPSU67joAhW4SxUIHddfDaU
Q_AUoAnoECBAQAg&cshid=1585250674260&biw=412&bih=789&dpr=2.63#imgr
c=I9rCRZgqrwDXtM
6. https://images.app.goo.gl/S3CMJsZZyXSTii116
7. https://www.google.com/imgres?imgurl=https%3A%2F%2Fwww.medikalakademi.co
m.tr%2Fwp-content%2Fuploads%2F2014%2F12%2Faidshiv.jpg&imgrefurl=https%3A%2F%2Fwww.medikalakademi.com.tr%2Faids-hivnedir-aids-nasil-bulasir-belirtileri-nelerdir-testi-vetedavisi%2F&tbnid=llXeUHv8_VnPoM&vet=1&docid=vCtfS84LW6d3zM&w=500
&h=279&q=aids&source=sh%2Fx%2Fim
8. https://www.google.com/imgres?imgurl=https%3A%2F%2Fwww.sanalsozluk.net%2F
wp-content%2Fuploads%2F2015%2F07%2Faidsnedir.jpg&imgrefurl=https%3A%2F%2Fwww.sanalsozluk.net%2Fetiket%2Faidsbelirtileri%2F&tbnid=v_jFL85o9GFB3M&vet=1&docid=GCs7kX1BYdg-
IM&w=349&h=423&itg=1&q=aids&source=sh%2Fx%2Fim
43
SARS
Kaynakça:
1. http://www.ttb.org.tr/eweb/sars/sars_4.htm
2. https://eksisozluk.com/sars--357350
3. https://www.toraks.org.tr/news.aspx?detail=902
4. http://bilheal.bilkent.edu.tr/aykonu/Ay2003/may03/sarsturk.htm
5.https://www.sabah.com.tr/saglik/2020/03/11/sars-virusu-ne-zaman-ortaya-cikti-nasiltedavi-edildi-sars-virusu-sebebiyle-kac-kisi-oldu
İspanyol Gribi
Kaynakça
1. https://tr.euronews.com/2019/01/04/100-yil-once-100-milyon-kisiyi-olduren-ispanyolgribi-nin-sir-perdesi-aralanamiyor
2. https://www.bbc.com/turkce/vert-fut-45892354
3. https://www.milliyet.com.trhttps//www.milliyet.com.tr/ispanyol-gribi-tarihin-en-buyuksalgini-molatik-14482/
4. https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0spanyol_gribi
Kara Ölüm (Veba)
Kaynakça
1. https://dergipark.org.tr/tr/pub/cusosbil/issue/4386/60254
2. https://eksisozluk.com/kara-veba--202403
3. https://tr.wikipedia.org/wiki/Yersinia_pestis
4. https://www.milliyet.com.tr/kara-olum-un-sebebi-fareler-degil-bit-ve-pireymismolatik-912/
5. https://www.klimik.org.tr/wp-content/uploads/2012/02/982011163855-
mi6efeF7cEfp.pdf
6. https://www.cnnturk.com/dunya/kara-olum-geri-geldi-3-ayda-124-kisi-hayatinikaybetti-90-yeni-vaka-var
7. https://www.kursunkalem.com/veteriner-terimi/fare-piresi/
8. https://kelimeler.gen.tr/fare-piresi-nedir-ne-demek-117337
Dünya ve Türkiye Genelinde COVİD-19
Kaynakça:
44
1. https://www.worldometers.info/coronavirus/ (C19 Güncel verilerinin tamamı 04.12.2020, 2.
Türkiye saat ile 03.15 ''WORLDOMETER'' sitesinden alınmıştır.)
YILMAZ,Murat ;(2020), Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 7 , Sayı 4 ,
Oca 2020 , 17 - 44
3. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-55041278
45
46