kuyu fanzin
deneme sayısı
deneme sayısı
- No tags were found...
PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
Fotoğraflar
Yaren Yaşar @hildainwonderland (sf. 7- 10-15-17)
Öyküm Hüma Keskin @keskinoykum (sf. 1-2-3-5-8-9-11)
Sinan Uçarsu @sinanucarsu (sf. 4-12-13-14-18-19-20)
Yazılar
Yaren Yaşar @ hildainwonderland (sf. 6-16)
1
2
3
4
5
Kayboluş ya da Kaybolmuş
Bu hikayenin Perec’in Kayboluş adlı romanı ile bir ilgisi yoktur.
Burada bir çok E göreceksiniz. Büyük bir aşk hikayesi yazılmaya çalışıldı
burada.Bir adamın ve bir kadının aşk hikayesi, ha bir de kedilerinin.
Fakat kadına aşk fazla geldi, kayboldu. Kedi mi? O hala adamla birlikte,
gerçi adam aksatıyor yemeğini ama idare ediyorlar birlikte. Sonra telefonlarına
ve bilgisayarlarına gömülen bir nesil yazılmayı denendi bu satırlara,
yazar da telefonunda kaybolunca o hikaye de başka zamana kaldı.
Sonra yazar annesinin evindeki çocukluk odasında eski fotoğraflarının
olduğu bir film rulosu buldu. Filmleri yıkattı, insanları ve anıları yazmayı
denedi ama baktı ki o insanlar da kaybolmuş hayatından. Sonra usul
usul sokaklarda yürüdü, müzikler dinledi, arkadaşlarına danıştı. Ne yapsa
da olmadı, bu yazı bir türlü yazılamadı, hep kayboldu. Aynı yazarın
bugün önünden geçtiği kiralığa çıkarılmış “Kızılırmak Sineması” gibi, bir
sene önce insanların bahçesinde film gösterimi için beklediği o yer gibi
kayboldu. “Oblivion is inevitable” demişti bir arkadaşı, unutulmak kaçınılmazdır.
İşte yazar bütün bunları düşünerek yürüdü elinde Kızılırmak
Sineması’nın fotoğrafı, kulağında henüz kaybolmamış bir şarkı.
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
Neriman
Neriman’ın bir göz odası vardı. Önce bir kumaş parçası buldu, onunla
yattığı alanı çevreledi. Daha sonra bir masa alarak onunla da mutfağını
bir küçük tüp ve bir buzdolabı ayırdı. Kocaman da bir penceresi vardı,
manzarasında başka başka gecekondular olan. Banyosu yoktu, odasından
çıkıp yokuş aşağı yürüdüğünde ortak bir tuvalet vardı. İhtiyaçlarını orada
giderir, omzuna gelen siyah saçlarını da kiracısı olduğu alt komşusunda
yıkardı. Haftada bir, eğer o hafta işe gitmiş ise iki kere yıkanırdı. Annesinden
hediye şimşir tarağıyla saçlarını tararken suretini izlerdi sağ alt kenarı
hafif kırık aynada. Babasından hatıra ela gözlerine, kaç yaşına gelmiş ama
hala çocuk kalan göğüslerine, omuriliğindeki sorundan dolayı simetrisini
kaybetmiş kalçalarına, çalıştığı yerde öğle yemeği parasını bir hediye için
biriktirdiğinden saymaya başladığı kaburgalarına bakar eskiden nasıl göründüğünü
hatırlamaya çalışır dururdu. Eskiyi ona hatırlatacak pek bir
şey kalmamıştı elinde, bir şimşir tarak, siyah bir gece elbisesi, bir mektup,
bir de silah sesi… İki kere yıkanmasını gerektirmeyen haftalarda üzerine
siyah elbisesini geçirirdi Neriman, eline de mektubunu alırdı. Mektubun
bitmesine yakın biraz ağlardı, o yüzden mektubun “Hoş kal Neriman!” kısmı
pek okunaklı değildi artık. Göz yaşlarını sağ elinin tersiyle savuşturduktan
sonra, karşısındaki evlerin hikayelerini düşünerek uyuyakalırdı.
16
17
18
19
20