20.01.2021 Views

Tekstil Teknik Ocak 2021

Tekstil Teknik Ocak 2021

Tekstil Teknik Ocak 2021

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ISSN 2148-9254

OCAK JANUARY 2021

www.tekstilteknik.com.tr






İMTİYAZ SAHİBİ

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA

Publisher

H. Ferruh IŞIK

GENEL MÜDÜR (SORUMLU)

General Manager (Responsible)

Mehmet SÖZTUTAN

mehmet.soztutan@img.com.tr

YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ

News Editor

Ali ERDEM

ali.erdem@img.com.tr

YAYIN KURULU BAŞKANI

Editorial Board Chief

Prof. Dr. Cevza Candan

YAYIN KURULU

Editorial Board

Prof. Dr. Bülent Özipek

Prof. Dr. H. Rıfat Alpay

Prof. Dr. Yalçın Bozkurt

Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş

Prof. Dr. W. Oxenham

Prof. Dr. Emel Önder

Prof. Dr. Yusuf Ulcay

Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN

Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner

REKLAM DANIŞMANI

Advertisement Consultant

Mehmet TATLI

mehmet.tatli@img.com.tr

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ

Foreign Relations Manager

Yusuf OKÇU

yusuf.okcu@img.com.tr

TEKNİK MÜDÜR

Technical Manager

Tayfun AYDIN

tayfun.aydin@img.com.tr

GRAFİK & TASARIM

Graphics & Design

Hakan SÖZTUTAN

hakan.soztutan@img.com.tr

DİJİTAL VARLIKLAR MÜDÜRÜ

Digital Assets Manager

Emre YENER

emre.yener@img.com.tr

WEB DEVELOPER

Amine Nur YILMAZ

amine.yilmaz@img.com.tr

ABONE VE DAĞITIM

S u b s cr i pt io n a n d C i rc ul at io n

Ma na ger

İsmail ÖZÇELİK

ismail.ozcelik@img.com.tr

AD RES | He ad Of fi ce

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

İHLAS MEDIA CENTER

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11

Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93

BASKI | Printed By | İH LAS Ga ze te ci lik A.Ş.

İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi

29 Ekim Caddesi No: 11 A/41

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 454 30 00

B Ö LG E T E MS İ LC İL İ KL ER İ

BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN

Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81

KONYA | Me tin DE MİR

Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74

Advertising Representatives

KOREA | Jes Media Int.

Mr. Young Seoah Chinn

Tel: 8224813411 Fax: 8224813414

jesmedia@unitel.co.kr

BİLGİ / Information

Tekstil& Teknik Dergisi’nde yer alan

makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir.

Yayınlanan ilanların sorumluluğu

ilan sahiplerine aittir.

Tekstil & Teknik is published monthly.

A dv e rt is em e n t s r e sp o ns ib il it ie s p u bl i sh e d

in our ma ga zi ne per ta in to ad ver tisers.

REKLAM İNDEKSİ

ADVERTISEMENT

ASTEKS...................................................33

ATAÇ......................................................29

BRAZZOLI.....................................Ö.K.İ – 1

CANLAR MEKATRONİK...................10-11

DENGE.................................................Ö.K

EFFE .......................................................15

EGE TMF................................................23

EKOTEKS........................................... 25-57

EPSON.....................................................5

HİGHTEX 2021....................................... 67

INTERZUM..............................................49

ITM 2021.............................................A.K.İ

İHLAS ARMUTLU....................................47

İHLAS KUZULUK..................................... 71

İHLAS MATBAACILIK............................55

İHLAS YAPI.............................................39

KIRAY MAKİNE........................................7

LÖSEV....................................................79

MATSET –KORNİT................................A.K

ODESİ....................................................2-3

PETNİZ ISI...............................................35

PİMMS...............................................18-19

SANKO................................................... 51

SPGPrints............................................... 21

ŞANAL PLASTİK............................... 42-43

TÜRKİYE HASTANESİ.............................. 31

TÜYAP İPLİK FUARI................................59

www.tekstilteknik.com.tr

img@img.com.tr

tekstilteknikdergisi

tekstilveteknik

tekstilteknikdergisi

Tekstil Teknik


Excellence

in digital

textile printing

Created by Epson alongside F.lli Robustelli and For.Tex,

Total Solution is the integrated digital textile printing system.

Harnessing expertise across technology, inks and engineering,

the Monna Lisa Evo Tre series meets the demands of the

industrial market - through quality, productivity and flexibility.

www.monnalisadtp.eu


6

Yeni yılda değişen ticaret kuralları

Hem dünya, hem de ülkemizde iz bırakan bir yılı geride bıraktık. Covid 19’un etkileri

kısa bir zaman diliminde tüm dünya ekonomisinde ve küresel iş dünyasında etkili

oldu. İnsanoğlunun tüm alışkanlıkları ve yaşam biçimi yeniden tasarlanmaya başlandı.

2020 hem piyasa istikrarsızlığı, hem de kitlesel dijital dönüşüm açısından önemli

bir değişim yılı oldu. Salgınla birlikte dünya tedarik zinciri de değişti. Küresel markalar,

uzak ülkelerden tedarik ve uzun dönemli stok yapmanın büyük finansal kayıplara ve

yıkımlara neden olabileceğini salgın döneminde gördüler.

Yeni dönemde sürdürülebilirlik, şirketler için birçok risk ve fırsatı da beraberinde getirmektedir.

Ancak bu risk ve fırsatları iyi belirleyerek, ürün ve hizmetlerini buna göre

yeniden düzenleyen şirketler, gelecekte rakiplerine göre rekabet avantajı oluşturacaklardır.

Dijital pazarlama, özellikle yeni normalde işletmelerin ürün veya hizmet

tanıtımı, hedef kitleye kolaylıkla ulaşma ve satış potansiyellerini artırmada öncelikli

tercihi. Küresel ve yerel tüm veriler dijital pazarlama yapmayan şirketlerin rekabette

geride kaldıklarını, pazar paylarını kaybettiklerini gösteriyor. Ekonomik olarak oldukça

zor bir yılı geride bırakan Türk iş dünyası ise, 2021’den umutlu.

Ali ERDEM

Yazı İşleri Müdürü

News Editor

EDİTÖR

Pandemi ve sektörel yayınlar

Tekstil & Teknik dergisi olarak 2021 yılına “Başkanlar Konuşuyor” adı altında özel bir

dosya hazırlayarak girdik. Türkiye’nin önemli STK Başkanlarının 2020 değerlendirmelerini

ve 2021 öngörülerini sizler için sayfalarımıza taşıdık. Ayrıca Tekstil & Teknik

olarak pandemi sürecinde, dijital ve sosyal medya kanallarını ve sahip olduğumuz

değerli adres ve mail datalarımızı müşteriler lehine aktif olarak kullanarak, yayıncılık

faaliyetlerimizi üst seviyelere taşıdık. Moraller, bekleyişler olumlu ise, insanlar geleceklerini

programlarken daha cesur ve daha gerçekçi olurlar. Dolayısıyla 2021 yılına

ümitle bakmak ve geçmişten ders çıkarmak gerekir.

Changing trade rules with new year

We left behind a notorious year which marked its presence. COVID-19’s impact was

globally and dramatically felt by economies and naturally by industrial circles on

short notice. Old habits of human beings and ways of life have been transmogrified

into new forms. 2020 turned out to be a significant year of market unstability and

digital transformation. Global supply chain also changed upon impacts of pandemia.

Global brands noticed during pandemia that supplying from distant countries

and buying forward for the long run might financially cause huge losses.

‘New normal period’ brings up the significance of ‘sustainability’ both with its risks

and opportunities. Companies that can manage to read between the lines and

determine their products and services accordingly will definitely be way ahead of

their rivals with their true foresight that has helped them gain competitive advantage.

Digital marketing is primary preference of companies within the framework of

the new normal in terms of introducing products and services they offer, reaching

potential targets and boosting sales performance. All the data -local or globaldisplay

a certain amount of market share loss for companies which do not pay as

much attention to digital marketing as required. As for the overall Turkish business

circles, they are hopeful for the future at the onset of 2021.

Pandemia and sectoral publications

Tekstil & Teknik Magazine commenced the new year with an exclusive file, “Chairmans

Are Talking”. We put the comments and assessments of distinguished chairmans

of major NGOs for 2021 on our pages. As the publication administration of Tekstil

&Teknik Magazine, we did all we could to use our social media power, addresses and

mail data in favor of our readers and clients. We believe that if people are high in

mood and morale, they get braver and more realistic in planning their future; therefore,

hope for a better 2021 is much needed as well as lessons learnt from the past.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



8

PANORAMA

BAŞKANLAR

KONUŞUYOR

TİM Başkanı

İsmail Gülle:

2021 ihracatta

yıldız senemiz

olacak

İsmail Gülle,

the chairman

at TİM (Turkish

Exporters Council):

“We will be

sparkling in 2021”

Tekstil & Teknik Dergisi olarak 2021 yılına “Başkanlar

Konuşuyor” adı altında özel bir dosya

hazırlayarak girdik. Tekstil sektörünün değerli

başkanları, Türk tekstil sektörünün geçen yılını

ve 2021 yılına yönelik beklenti ve öngörülerini

bizlerle paylaştılar. Başkanların sektörle ilgili

yorum ve değerlendirmelerini sayfalarımızda

keyifle okumanızı dileriz…

Türkiye’nin ekonomisine ve ihracatına büyük

katkı sağlayan hazır giyim sektörü adına TİM

Başkanı İsmail Gülle, 2020 yılını değerlendirdi

ve gelecek dönem hedeflerini paylaştı.

As Tekstil & Teknik Magazine, we began the

new year with an exclusive file, “Chairmans

Are Talking.” Distinguished chairmans of textile

industry shared their assessments on the

past year and predictions for 2021. We wish

you all have a pleasant read of their precious

comments on our pages…

İsmail Gülle, chairman at TİM shared his comments

for 2020 on behalf of Turkish ready-made

textile sector, which contributes a great deal to

national export volume and economy. He also

added his projections for the period ahead.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 9

TİM Başkanı İsmail Gülle, “2021’de “Güçlü

ihracat için, güçlü finansman” diyerek,

İhracatçılarımızı olası dalgalanmalardan

koruyacak desteklerin uygulamaya

geçirilmesiyle mevcut başarılarımızı daha

da ileriye taşımak mümkün olacaktır” dedi.

İsmail Gülle said exporters would do much

better on condition that preventive measures

that needed to be taken and subsidies

provided against fluctuations should still

be put in effect, pinpointing the motto that

goes, ‘solid finance for solid export.’

A year of ‘the firsts’

“As the export family, we commenced the

year 2020 with great hopes. The first two

months went quite well in line with our targets.

We broke records till the middle of March. As

the impacts of pandemic started to sweep the

globe, our export got unavoidably affected.

Although our export performance of this period

displayed a certain decrease compared to

the same period of last yea, a speedy recovery

was materialized as of the new normal, beginning

with June. Shock resistant and equipped

with quick reflexes, our exporters managed to

İLKLERİN YAŞANDIĞI BİR YIL OLDU

“2020 yılına ihracat ailesi olarak büyük hedeflerle

başladık. Bu hedeflerimizle uyumlu bir şekilde

yılın ilk iki ayında ihracatta rekor kırdık. Mart

ayının ortasına kadar günlük ihracat rakamlarımız

bir hayli başarılı bir tablo ortaya koydu. Mart

ortasından itibaren salgının tüm dünyada etkisini

derinden hissettirmeye başlamasıyla birlikte

ihracatımız da ister istemez etkilendi. Bu dönemde

önceki yılın aynı dönemine göre ihracatımız

düşüş yaşasa da, Haziran ayıyla başlayan yeni

normal döneminde hızla eski temposuna kavuştu.

Şoklara dayanıklı ve seri reflekslere sahip

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK




12

PANORAMA

ihracatçılarımız, attıkları yerinde adımlarla yaşanan

her krizden güçlenerek çıkmayı başardılar.

Bu güçle birlikte, ticaret diplomasisinin saha

neferleri ihracatçılar olarak pandemi öncesindeki

ihracat rakamlarına ulaşmayı başardık.

Dünyanın belki de yüz yılda bir karşılaşabileceği

bu tür bir salgın süreci, oldukça dikkat gerektiren

ve kendi içerisinde dinamikleri olan bir dönemdi.

Sağ olsunlar Bakanlarımız, Başkanlarımız,

İhracatçılarımız top yekün bir mücadeleyle; her

koşulda ihracatın sürmesini sağladılar. Ülkemizdeki

100 bin ihracatçının çatı kuruluşu olarak

bizler bu dönemde elimizi taşın altına koymaktan

çekinmedik. İşlerimizi dijital platformlara

taşıdık, birçok ilki yine bu dönemde gerçekleştirdik.

İlk Sanal Fuar, ilk Sanal Ticaret Heyeti, ilk

Sanal Yarışma ve ilk Sanal Ödül Törenini hayata

geçirdik. Ticaret diplomasisinin saha neferleri

olarak gerçekleştirdiğimiz her bir dijital etkinliğin

ihracatımıza şimdiden büyük katkılar sağlamış

olduğunu görmek bizleri gururlandırıyor.”

“DIŞ TİCARET FAZLASI VEREN TÜRKİYE” HEDEFİNE

ODAKLANDIK

Bu süreçte, ihracatımız adına tanıtım ve dijitalleşme

hamleleriyle güçlü bir adım attık. TİM

olarak, yapmış olduğumuz tanıtım çalışmaları

ve sanal çalışmaların son derece önemli olduğunu

görmekteyiz. Yeni nesil ticaret diplomasisi

faaliyetlerimizle, sektör temsilcileri, ihracatçılar

ve Bakanlarımızla olan buluşmalarımızla, “Dış

Ticaret Fazlası Veren Türkiye” hedefine, her zasurvive

stronger out of all the crises that they

had to go through. Export warriors of trade

diplomacy on the field, so to speak, managed

to reach the export performance that we had

obtained before pandemic. Pandemic, a one

in a million situation, was a period of time that

had its own dynamics and that required much

attention. We are grateful to relevant ministers,

chairmen of councils and federations, and

exporters who put out all their effort with a

holistic approach to keep the export going.

TIM, as the administrative office of 100,000

exporters didn’t even think twice to shoulder

whatever burden it took. We activated digital

platforms; so many ‘firsts’ took place during

this time such as First Virtual Fair, First Virtual

Trade Visitors, First Virtual Competition and First

Virtual Reward Ceremony. We are proud to see

immediately the short and long term impacts

of all that we did to recover our trade performance

by activating digitalization processes.”

We focused on the objective, “Turkey, a

country of foreign currency surpluss”

“To be able to recover our export objectives,

we put a great deal of effort on introduction

and digitalization attempts during such a

harsh condition. We, as TIM team, are proud

to see the positive outcomes of what we did

in terms of introduction and digitalization. We

have strongly focused, more than ever, on

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 13

the objective, ‘Turkey, a Country of Foreign

Currency Surplus’ with collaborative contributions

of sectoral representatives, exporters and

ministers on the basis of new generation trade

diplomacy. Pandemic couldn’t hold us back

from applying new generation trade diplomacy.

We managed to organize new generation

trade diplomacy meetings with 35 virtual trade

committees in 43 countries on five continents.

We are determined to keep working so, with

our virtual groups aiming to reach more and

more target markets. We were able to show

what Turkish exporters could accomplish

under such harsh circumstances, thanks to the

alternative models developed with the priceless

contributions we received from relevant

ministry. All that data clearly exemplifies a

V-shaped recovery on export.”

We reached the highest export figure in the

history of our republic

“The export volume of November was quite

significant since second lockdowns and bans

were put in effect at some of our major markets.

Luckily, we only had 0.95% loss despite all

that negativity. We realized an export performance

of about $16.1 billion. Several sectors

even did more than what they had done before

pandemic. As of December, it was the record

month in the history of our republic -$17.88

billion - with 16% increase. Last year, exporters

exported their products to 226 countries. We

have been accustomed to records; however,

breaking records under such dramatic conditions

sure deserves appreciation. We are committed

to strengthen our brand, ‘Made in Türkiye’

in all corners of the world. Turkish exporters

have developed themselves so much that they

now compete with themselves.”

Records broken by 6 sectors on yearly basis

“We managed to realize the 2020 National Economic

Program Objective ($165,9 billion) with

$169,5 billion, slightly over the target despite

pandemic. Last year, six sectors broke records

on yearly basis. Automotive industry took the

lead again with an export volume of almost

25.6 billion $, followed by chemical industry with

a performance of over $18 billion. Ready-made

sector took the third place with over $17

billion. Exported products related to COVID-19

reached $1.2 billion with an outstanding 233%

increase. As export warriors on the field, if you

will, we did anything to be done to hold our

end. First time in our history did we reach 1%

share of global commodity export in 2020. Our

primary objective for 2021 is to keep that share.

We have high hopes for 2021, which we believe

will be a sparkling year for our export. Our obje-

mankinden daha büyük bir inançla odaklanmış

durumdayız. Pandemi süreci, bizleri yeni nesil

ticaret diplomasisi faaliyetlerimizden alıkoyamadı.

Yeni nesil ticaret heyetlerimizi, Ticaret Bakanlığımızın

koordinasyonunda, 5 kıtada, toplamda

43 ülkede 35 sanal ticaret heyetiyle başarıyla

gerçekleştirdik. Farklı coğrafyalardan birçok

ülkeyle sanal ticaret heyetlerimize yeni dönemde

de devam edeceğiz. ulaştık. Bu süreçte

Bakanlığımızın destekleriyle daha çok çalışarak,

geliştirdiğimiz alternatif modellerle Türk ihracatçısının

olağanüstü koşullarda ne kadar başarılı

olduğunu dünyaya bir kez daha kanıtladık. Bu

veriler V tipi toparlanmanın en net görüldüğü

alanın ihracat olduğunu ortaya koyuyor.”

CUMHURİYET TARİHİNİN EN YÜKSEK ÇEYREKTEKİ

RAKAMINA ULAŞTIK

“Kasım ayı ihracat rakamlarımız, önemli

pazarlarımızda pandemiden dolayı yeniden

kısıtlamaların başladığı bir dönemde oldukça

önemliydi. Takvimin olumsuz etkisine rağmen

%0,95’lik oldukça sınırlı bir düşüş yaşayarak

16 milyar 88 milyon dolar seviyesinde ihracat

gerçekleştirdik. Pek çok sektörümüz pandemi

öncesi dönemin dahi üzerinde ihracat gerçekleştirdi.

Aralık ayında ise ihracatımız, pandemi

koşullarına rağmen yüzde 16’lık artışla 17 milyar

844 milyon dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihinin

en yüksek aylık ihracat rakamı oldu. Geçtiğimiz

yıl ihracat ailesi, 226 ülke ve bölgeye

ihracat gerçekleştirdi. Rekorlara alışkınız fakat

böylesine zorlu bir atmosferde, rekorlara imza

atmak gerçekten takdiri hak ediyor. “Made in

Türkiye” markasını dünyanın dört bir köşesinde

güçlendirmeyi sürdüreceğiz. Artık Türk ihracatçısı

neredeyse kendisiyle yarışır hale geldi.”

6 SEKTÖR YILLIK BAZDA REKOR KIRDI

Pandeminin tüm zorlu koşullarına rağmen 2020

yılı ihracatımız 169 milyar 514 milyon dolarla,

Yeni Ekonomi Programı 2020 İhracat hedefi

olan 165,9 milyar doların üzerinde gerçekleştirdik.

Geçtiğimiz yıl 6 sektör yıllık bazda rekor

kırdı. 2020 yılı genelinde ise 25 milyar 549 milyon

dolarlık ihracat gerçekleştiren Otomotiv sektörü

liderliğini korurken; 18 milyar 263 milyon dolara

ulaşan Kimyevi Maddeler sektörü ikinci, 17 milyar

143 milyon dolara ulaşan hazır giyim sektörü

ise üçüncü oldu. 2020 yılında toplam Covid-19

ürünü ihracatı da yüzde 233 artışla 1,2 milyar

dolar olarak gerçekleşti. İhracatın saha neferleri

olarak bizler, birçok ilke imza atarak, her koşulda

görevlerimizi başarıyla ifa ettik. Dünya mal

ticaretinde 2020’de tarihimizde ilk defa yüzde 1

paya ulaştık. 2021’de de öncelikli hedefimiz bu

payı korumak olacak. 2021 yılından her anlamda

beklentimiz oldukça büyük. Bu yıl inşallah

ihracatta yıldız senemiz olacak. Hedefimiz dış

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK


14

PANORAMA

ctive is becoming a country of foreign

exchange surplus. 2021 seems to be a

year when finance is quite accessible

as long as global private sector, ours

too, is kept being subsidized.”

ticaret fazlası veren Türkiye. “Made in Türkiye” markasını,

dünyanın dört bir köşesinde güçlendirmeyi sürdüreceğiz.

Dünyada özel sektöre sağlanan desteklerin 2021’de

de devam etmesiyle ticarette finansmanının en kolay

sağlandığı yıllardan birini yaşayacağız.”

2021 İHRACAT HEDEFİ 184 MİLYAR DOLAR

“Yeni normalin ilk yılı olan 2021’de hedefimiz 184 milyar

dolar ihracat. İnanıyoruz ki, pandeminin hızını kesmesi

ve aşılamanın etkisiyle kısıtlamaların yıl içinde tamamen

kalkmasıyla bu hedefe ulaşacağız. Önce bu hedefi,

ardından da 200 milyar dolar eşiğini aşmak için pazar

çeşitliliğimizi ve küresel ticaretteki payımızı artırmamız

gerekiyor. Bu hususta, Merkez Bankası’nın büyükelçilik

açılışları ile ilgili ihracat karşılaştırma analiz sonuçları

oldukça önemli. Geçtiğimiz yıl, Büyükelçilik açılışları ilgili

ülkeye ihracatı yüzde 27, ihracatçı firma sayısını yüzde 7,7

ve ürün çeşitliliğini yüzde 10 artırdı. Diplomasi ve ticaret

diplomasisi faaliyetlerinin geliştirilerek sürdürülmesi, Türkiye

markasına 2021 yılında da büyük katkılar sunacaktır.

Tüm bunlara ilaveten, 2021 yılında, ABD’deki gelişmeleri

de dikkatle izlemeyi sürdüreceğiz. Yeni yönetimin, korumacılıkla

ilgili atacağı adımların hem dünyaya, hem de

bölgeye ihracatımıza etkilerini takip edeceğiz.”

YENİ REKORLAR ÖNGÖRÜYORUZ

“2021’de “Güçlü ihracat için, güçlü finansman” diyerek,

İhracatçılarımızı olası dalgalanmalardan koruyacak

desteklerin uygulamaya geçirilmesiyle mevcut

başarılarımızı daha da ileriye taşımak mümkün olacaktır.

İhracat ailesi, bu performansını sürdürdüğü takdirde

çok daha yüksek hedeflere de kısa sürede ulaşacaktır.

Karşımıza çıkan tüm belirsizlikleri ihracatla aşıyoruz.

Dünyada özel sektöre sağlanan desteklerin 2021’de

de devam etmesiyle ticarette finansmanının en kolay

sağlandığı yıllardan birini yaşayacağız. İhracatçılarımızın

da bu kaynaklara erişimini sağlamalı, süreçlerini

kolaylaştırmalıyız. 2020 yılının tümünde ihracat ailesine

katılan 18.123 firmamız 3,57 milyar dolar ihracat

gerçekleştirdi. 2021’de de ihracat ailesi hızla büyümeye

devam edecek. Bu yıl, firmalarımızın dijital dönüşümüne

ve sanayide otomasyon altyapısı çalışmalarına hız

vermeli ve lojistik imkanlarını çeşitlendirmeliyiz.”

2021 export objective: $184 billion

“Our objective for 2021, the first year of

the new normal is $184 billion export. I

have a firm belief that we will be there

as long as bans are suspended and

the negative impacts of the virus fades

away, thanks to the vaccination.

It’s a requirement for us to go over the

threshold of $200 billion; to be able

to do that, we need to increase our

global export share by diversifying our

markets. In this regard, Central Bank

announced the outcomes of export

comparative analysis about opening

new Consulates. The impact of new

Consulates on export is 27% increase,

7.7% increase in the number of exporting

companies and 10% increase in

product diversity. Maintenance of

diplomacy and trade diplomacy is a

must for ‘the brand,Turkey’. Additionally,

we will be closely monitoring the

US agenda. We will be watching the

impacts of new administration’s preventive

measures that they might take

which will be a determinative factor

for our regional export there.”

We anticipate new records

“It will be highly possible in 2021 for

exporters to put the bar much higher

as long as the motto, ‘solid finance

for solid export’ is applied through

putting out subsidies that will prevent

exporters against fluctuations and

uncertainties. As long as export family

maintains their performance, nothing

can stand in their way to prevent them

from doing better. Whatever uncertainty

we might confront, we get it over

with export. If the subsidies provided

for the private sector in 2020 continues

in 2021, we will go through a year when

finance is easiest to have access to.

We must find ways to help our exporters

have access to those subsidies

and ease the procedures for them.

Joining the export family in 2020, 18,123

companies performed more than $3

billion export. Export family will sure be

growing in 2021. All the stakeholders

must focus on digitalization, industrial

automation and logistics alternatives.”

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


DISCOVER ITS Differences

FARKLARINI KEŞFEDİN

PASHA

FOR THOSE WHO PREFER THE BEST

EN İYİYİ TERCİH EDENLER İÇİN

GOOD TO BEST

We have gathered all essential specifications that a stenter machine must have, on It. 20 years

of knowledge, experienced personnel, user friendly solutions and efficient working conditions

come together and new trend is set.

İYİDEN MÜKEMMELE

Bir ram makinesinde olması gerektiğini düşündüğümüz her şeyi O’nda topladık. 20 yıllık

tecrübe, deneyimli kadro, kullanıcı dostu çözümler, verimli çalışma koşulları bir araya geldi

ve yeni trend 3. nesil makinede toplandı.

www.stentermachine.com

www.stenterframe.com

www.rammakinesi.com

info@effeendustri.com

www.effeendustri.com

+90 212 886 5533

+90 212 671 8520


16

PANORAMA

Türk tekstil makine sektörü ihracat

gelişimi ve beklentiler

Export growth and expectations

at Turkish textile machinery

BAŞKANLAR

KONUŞUYOR

TEMSAD Başkanı Adil Nalbant, “Global tekstil makine sektöründe

sürdürülebilir üretim ve çevresel etkilerin daha ön planda olduğu

önümüzdeki dönemde, ihracat hedeflerinin 1 milyar $’ ın üzerine

çıkarmak olduğunu” söyledi.

Adil Nalbant, the chairman at TEMSAD said the sector was aiming to

reach the export target of over 1 billion $ for the period ahead when

the issues of globally sustainable machinery manufacturing and

environmental concerns would be of utmost importance.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 17

Tekstil & Teknik Dergisi olarak 2021 yılına “Başkanlar

Konuşuyor” adı altında özel bir dosya

hazırlayarak girdik. Tekstil sektörünün değerli

başkanları, Türk tekstil sektörünün geçen yılını

ve 2021 yılına yönelik beklenti ve öngörülerini

bizlerle paylaştılar. Başkanların sektörle ilgili

yorum ve değerlendirmelerini sayfalarımızda

keyifle okumanızı dileriz…

Türkiye’nin ekonomisine ve ihracatına büyük

katkı sağlayan hazır giyim sektörü adına TEM-

SAD Başkanı Adil Nalbant, 2020 yılını değerlendirdi

ve gelecek dönem hedeflerini paylaştı.

As Tekstil & Teknik Magazine, we began the

new year with an exclusive file, “Chairmans

Are Talking.” Distinguished chairmans of textile

industry shared their assessments on the past

year and predictions for 2021. We wish you all

have a pleasant read of their precious comments

on our pages…

Adil Nalbant, chairman at TEMSAD shared

his comments for 2020 on behalf of Turkish

ready-made textile sector, which contributes

a great deal to national export volume and

economy. He also added his projections for

the period ahead.

“TEMSAD (Textile Machinery and Accessories

Industry Association) has been holding its

end by serving our beloved country for 23

years with its 211 member companies, which

accounts for 85% of the entire sector. Gladly,

all the member companies below our dome

are companies that manufacture textile

machinery, spare parts and textile chemicals

domestically. Additionally, nearly all of them

are engaged in export. 20 of them have

their own R&D centers and 4 of them have

their own design centers. Having realized

800 million $ export volume in the year 2019,

our member companies have a wide variety

of textile machinery inventory. 33% of

our members manufacture textile dyes and

finishing machinery, which accounts for 80%

of 800 million $. 24% of them manufacture

spare parts for textile machinery. I’m proud

to tell you that we have a significant share at

dyeing and finishing machinery globally. Our

“Tekstil makine sektörünü temsilen 23 yıldır

ülkemizde hizmet veren Tekstil Makine ve

Aksesuar Sanayicileri Derneği (TEMSAD),

211 üyesi ile sektör firmalarının %85’ ini çatısı

altında bulundurmaktadır. Tekstil makine,

yedek parça ve tekstil kimyasalları üretimlerini

gerçekleştiren bu firmalarımızın tamamı yerli

üreticilerden oluşmaktadır. Ayrıca üyelerimizin

yine tamamına yakını ihracatçı firmalardır.

Bunun yanı sıra 20 üyemizin Ar-Ge merkezi, 4

üyemizin ise tasarım merkezi bulunmaktadır.

Geçtiğimiz 2019 yıl sonu itibariyle 800 milyon

$ ihracat gerçekleştiren firmalarımız, tekstil

makine alanında oldukça geniş bir üretim

alanına sahiptir. Üye profilimize baktığımızda,

üreticilerimizin %33’ ü tekstil boya ve apre makineleri

imal etmekte olup, %24’ü ise her türlü

tekstil makinelerinin yedek parçalarını imal

etmektedir. Özellikle boya, apre ve terbiye

makineleri alanında, dünya genelinde önemli

bir paya sahip olduğumuzu rahatlıkla ifade

edebiliriz. Geçtiğimiz yılki 800 milyon $’ lık

ihracatımızın yaklaşık %80’nini boya ve apre

makinelerinin oluşturduğunu görmekteyiz.

Bunun yanı sıra yedek parça üretim ve ihracatımızla

birlikte, sınırlı kapasitelerde de olsa

iplik, örme, baskı ve konfeksiyon alanlarında

da üretim ve ihracatlarımız mevcuttur.”

MAKİNE İHRACATIMIZ HER YIL ARTIYOR

“Dünya tekstil makine ihracat toplamı 2019

yılında 27 Milyar $ olarak gerçekleşmiştir. 2019

yılında küresel olarak tekstil makine talebi

azalmış olup, önde gelen ihracatçı ülkelerin

birçoğu ihracatlarında kayıplar yaşamışlardır.

Buna mukabil Çin ve Japonya gibi uzak doğu

ihracatçılarının tekstil makine ihracatlarını,

küresel daralmaya rağmen, arttırdığı görülmektedir.

Yine aynı şekilde Türk tekstil makine

sektörü de ihracatında artış sağlayan ülkeler

arasında yerini almıştır. Ayrıca global ihracat

payını Türk tekstil makine sektörü, her geçen yıl

arttırmayı başarmıştır. 2019 yılı dağılımına göre,

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK




20

PANORAMA

tekstil makine ihracatçısı ülkeler sıralamasında

10. Sırada yer alan ülkemiz, toplamdan %2,9’luk

pay almaktadır. Türk makine sanayisi içerisindeki

tüm alt ürün gruplarında, kendi alanında

en fazla ihracat payına sahip olan sektör, Türk

tekstil makine sektörüdür. (%2,9’luk pay ile) yıllık

bazda baktığımız zaman her dönemde ihracatımızı

arttırma başarısını yakaladığımızı ifade

edebiliriz. Her yıl ortalama %10 - 20 ihracat

artışı yaşayan sektörümüz, 2020 yılı içerisinde

tüm dünyada tüm sektörleri etkileyen Covid-19

salgının getirdiği etkiler neticesinde, ihracatında

%5,9 düşüş yaşamıştır. 2020 yıl sonu itibariyle

gerçekleşen ihracat kaybımız, 2019 yılına

göre ortalama %5,9 olup, 752 milyon $ olarak

gerçekleşmiştir. Avrupalı tekstil makine temsilcilerinin

(VDMA, ACIMIT gibi) açıkladıkları ihracat

rakamlarına bakıldığı zaman, 2020 yılında %25

ile %30 aralığında bir ihracat kaybı yaşadıkları

görülmüştür. Avrupa’ da yaşanan tekstil makine

ihracat kaybına göre Türk tekstil makine

ihracatçılarımız, pandemi şartlarına göre %5,9

ile oldukça makul bir düzeyde ihracat kaybı

yaşadığı görülmektedir. Pandeminin getirdiği

zorlu şartlara rağmen hedef pazarlarımızın bir

kısmında ihracat artışları da yaşandığı görülmüştür.

Tekstil makine ve aksamları üreticisi

firmalarımızın üretimlerinin de %74,1’ ini hedef

pazarlarımıza ihraç ettiğini görmekteyiz. 2020

yılında üreticilerimizin en çok ihracat gerçekleştirdiği

ilk 5 ülke sırasıyla şöyledir: Özbekistan,

Bangladeş, Pakistan, İran ve Mısır.

2001 yılından beridir her yıl ihracatını arttıran

sektörümüz, covid-19 etkisiyle ilk defa bu yıl

yaklaşık %5,9’luk bir ihracat kaybı yaşamıştır.”

spare part export is also relatively high with

a limited manufacturing and export of yarn,

woven, printing and ready-made. ”

Our machinery export on the rise each year

“Global textile machinery export in 2019 was

27 billion $ in total. A relative decrease at

textile machinery demand was a fact as well

as the decrease experienced by the globally

leading textile machinery exporters. On the

contrary, countries like China or Japan increased

their textile machinery export capacity

despite global recession. Similarly, such was

the case for Turkish textile machinery exporters.

Besides, export performance of Turkish

textile machinery and spare parts industry has

been on the rise. Statistics show that Turkey

takes up the 10th place in 2019 in the list of

textile machinery exporters with a share of

2,9%. Textile machinery sector is the one which

realizes the biggest export share (2,9%) among

all the Turkish machinery industry and one can

easily witness that our export performance

has been on a steady rise annually. Each year

in the near past, we had a 10 - 20% growth

at the export volume except for the Covid-19

year, because of which we had a 5,9% export

decrease compared to 2019, due to the reasons

known to all obviously. We had an export

volume of 752 million $ in 2020. The figures,

however, publicized by European textile machinery

manufacturers and exporters (VDMA,

ACIMIT) reveal losses of 25-30% for 2020.

Compared to such a huge loss, the decrease

experienced by the Turkish textile machinery

is fairly reasonable due to hard-hitting pande-

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



22

PANORAMA

TEKSTİL MAKİNE İTHALATINDAKİ SON GELİŞMELER

“2019 yılında 1,2 milyar $ olan tekstil makine

ithalatımız, ülkemizdeki tekstil yatırımları ile

doğru orantılı olarak 2020 yılında ortalama

%50’lik bir artış ile yıl sonunda 1,8 milyar $’ lık ithalat

gerçekleştirilmesi beklenmektedir. Ülkemize

2020 yılı içerisinde tekstil makine ithalatı

gerçekleşen ülkeler ilk 5 sıralaması şu şekilde

gerçekleşmiştir: Çin, Almanya, İtalya, Belçika

ve Japonya. İlk defa Çin, Avrupalı ülkelerin

önüne geçerek 1. İthalat gerçekleştirdiğimiz

ülke konumuna yükselmiştir. Ürün detaylarına

baktığımızda da hemen hemen her tekstil

makine ürün grubunda ülkemizdeki ithalat

payını arttırdığı görülmüştür. 2020 yılında geçtiğimiz

yıla göre en fazla ithalatı gerçekleşen

ürünler büyüklük sırasına göre; Elyaf Hazırlama

/ İplik Makineleri, Örgü Makineleri ve Dokuma

Makineleri olarak gerçekleştirilmiştir. Bu ürünlerde

pandemiye rağmen, %100’lerin üzerinde

ithalat artışı yaşandığı tespit edilmiştir. 2020

yılında her ne kadar yatırımlara bağlı olarak

ithalat artmış olsa da, yerli tekstil makine

kullanım oranı da geçtiğimiz yıllara göre bir

miktar artmıştır. Ancak maalesef yatırım teşvik

belgeleri ile ithal makinelerin vergi oranlarının

sıfırlanması, yerli makine tercihlerine finansman

konusunda yeterli düzeylerde destek

alınamaması gibi sebeplerle yerli üreticilerimiz

zorluklar da yaşamaktadır. Bunun yanı sıra

dünya ile rekabet edebilir düzeyde teknoloji

geliştiren ve dünya tekstil pazarlarında her

geçen yıl payını daha da arttıran yerli üreticilerimizin

ürünlerine karşı, yabancı marka ürün

takıntısı veya algısının da tekstil sanayicilerimizce

kırılması ve döviz sermayemizin yurtdışına

aktarılmasının önüne geçilmesi de ülkemiz

sanayisi için oldukça önemli bir husustur.”

İHRACATTAKİ YOL HARİTAMIZ

“Tekstil makine sektörümüzün ihracatını her yıl

düzenli olarak arttırmasındaki önemli unsurlarda

birisi, dünya tekstil sanayi eğilimlerini ve

bölgesel fırsatları yakından takip etmesidir.

TEMSAD, 18 farklı ülke tekstil kurumları ile işbirliği

anlaşmalarına sahip olmasının getirdiği

avantajlar ile, ülkemiz tekstil makine sektörünü

dünyanın önemli pazarlarında tanıtabilme

imkanlarına sahip olmuştur.

Bu bağlamda yeni işbirliklerinin geliştirilmesi,

tekstil yatırımlarının artması beklenen coğrafyalardaki

etkinliğimizin arttırılması ve bu bölgelerde

üyelerimiz ile yoğun tanıtıcı faaliyetler

gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Global

rakamlardan ve araştırma raporlarından takip

edildiği üzere, Afrika ve Güney Amerika ülkelemic

circumstances. In spite of Covid-19 challenges,

there appeared to be some growth at

some of our export markets.Textile machinery

and accessories manufacturers exported 74,1

% their products to their target markets, 5 of

which were Uzbekistan, Bangladesh, Pakistan,

Iran and Egypt. Growing and enhancing its

export performance every year since 2001, our

sector had a loss of 5,9%, first time in history.”

Current agenda at textile machinery import

“Being 1.2 billion $ in 2019, our textile machinery

import for 2020 was about 1,8 billion $, a

50% increase, due to the investments made.

Among the top five countries are China,

Germany, Italy, Belgium and Japan. China, for

the first time, took the lead, before European

countries. Considering the products imported,

machinery of all sorts used at textile had

a similar increase statistically. The products

that were more imported than 2019 are the

following; Fiber Preparation / Yarn Machinery,

Weaving and Knitting Machinery. Those

machines had an import increase of over %100

despite the virus. Even though the import volume

had a leap in the year 2020 because of

the investment, domestic textile machinery use

had a relative increase, as well; yet, domestic

machinery manufacturers are having a hard

time due to several reasons such as nullification

on tariffs of imported machinery and lack

of financial subsidies to potential domestic

buyers from local manufacturers. Meanwhile,

I cannot help bringing up the fact that there is

need to break the stereotypical understanding

that imported products outdo domestically

made ones, which will protect and promote local

manufacturers which manufacture high-tech

machinery that are globally competitive.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



24

PANORAMA

rinde tekstil üretimlerinin artış trendinde olduğu

ve bu coğrafyaları da içeren bir bütünsel vizyon

ile ihracat payımızı her geçen yıl arttırmak

hedeflerimiz arasındadır.”

PANDEMİ İLE BİRLİKTE MEDİKAL ÜRÜNLERİN ÖNEMİ

“Dünyada ve ülkemizde hızla yayılan Covid-19

salgını tüm sektörleri olumsuz etkilediği gibi

yeni üretim alanlarına da kapı aralamıştır.

Bu süreç içerisinde en çok ihtiyaç duyulan

medikal ürünlerin başında gelen maskelerin

üretimi konusunda da ülkemiz oldukça güçlü

bir adaptasyon sağlamıştır.

Tekstil sektöründe faaliyet gösteren önemli

firmalarımız, medikal ürünler için gerekli olan

nonwoven kumaşları önemli ölçüde üretebildikleri

görülmüştür. Ayrıca N-95 gibi yüksek filtreleme

özellikli maskelerde kullanılan spunbond

ve meltblown kumaşlar da ülkemizde önemli

ölçüde, İstanbul, Gaziantep, Kahramanmaraş

gibi bölgelerimizde üretilmektedir. Mevcut salgın

sürecinde maske üretimleri önem kazanmış

olup, bu alanda yıllardır üretim yapan firmaların

yanı sıra birçok yeni firma da maske üretimine

başlamıştır. Üretim kapasitelerinin arttırılması

için birçok ithal maske makinesi ülkemize gelmiş

olup, bunların birçoğu Çin’ den getirtilmiştir.

Özellikle normal piyasa değerlerinin çok üzerinde

ücretlerle (30-40 bin dolarlık makineler

100 bin dolarlara ithal edildi) ithal edilen maske

makinelerinin muadili yerli makineler de önem

kazanmıştır. Derneğimiz üyelerinin de içerisinde

bulunduğu maske makineleri üreticisi 40 firma

olduğu tespit edilmiştir. Otomatik ve yarı otomatik

olmak üzere bu maske imalatı yapabilen makineler

ülkemizde kısa sürede üretilmiş ve hem iç

piyasaya hem de dış piyasaya arz edilmiştir.”

2020 YILI DEĞERLENDİRMESİ

“Sektörümüz 2020 yıl sonu itibariyle yaklaşık

%5,9’luk bir ihracat kaybı yaşamıştır. 2019 yılında

800 milyon $ olan ihracatımızın, 2020 yılı itibariyle

752 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. Hedef

ülkelerde (Bangladeş, İran, Mısır, Hindistan,

Pakistan, Özbekistan gibi) ihracat pazarımızı

korumaya devam etmekteyiz. Pandeminin

etkisiyle özellikle Avrupalı tekstil makine ihracatçılarının

%25- %30 aralığında ihracat kayıpları

yaşadığını da görmekteyiz. Ancak Uzakdoğu

ülkelerinden Çin ve Japonya’ nın pandemiye

rağmen ihracatını arttırdığı ve özellikle Çin’in

Avrupa’nın önemli tekstil makine markalarını

satın aldıklarını da görmekteyiz. Bu süreçte hem

pazar payını hem de yeni marka alımlarını arttıran

Çin, ülkemiz tekstil sanayisinde de önemli

bir yer edinmiş olduğu görülmektedir.

It’s also essential for our national economy to

stop foreign currency leakage.”

Our export road map

“What makes Turkish textile machinery industry

steadily increase their export performance

each passing year is that the sector closely monitors

global textile industry trends and participates

in local and regional sector-based fairs.

TEMSAD proudly represents our country and

textile machinery industry in globally leading

markets by the help of cooperation protocols

signed with textile institutions and federations in

18 different countries. In this respect, we still aim

at more of those cooperations, investments to

promote our efficiency and to launch introductory

attempts in those regions to get our

sector known better. Statistics attained from

global sources and surveys unveil that textile

productions are on a rising trend in African and

South American countries.That’s why we are

committed to look into the issue from a holistic

perspective to boost our market share.”

Pandemic and significance of medical supplies

“Covid-19, which has struck anything on its way

nationally and globally worked in two ways: synchroniously,

it has had a destructive effect as

well as opened new doors to new horizons.Our

country proved so ready to be able to produce

masks that were most and urgently needed

medical supply. Leading textile companies in

our country managed to produce non-woven

fabric that was needed for medical supplies.

Additionally, spunbound and meltblown fabric

types, used at N-95, high filtration masks were

and still are produced in cities like, İstanbul,

Gaziantep and Kahramanmaraş. Mask production

during pandemic became critical.

In addition to companies producing masks

already for long did new ones start operation.

All that required more and more mask machines,

most of which came from China. Unfortunately,

30-40 thousand $ machines were

imported at a cost of 100 thousand $, much

higher than normal market rates. That made

domestically made, medical textile machines

more attractive. There are 40 mask machinery

manufacturers, some of which are under

TEMSAD umbrella. Automatic and semi-automatic

mask machines were manufactured on

short notice and offered to both domestic and

international markets.”

Assesment of 2020

“Our sector had a loss of 5.9% export decrease

as of the end of 2020. It was 800 million $

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


the previous year. We closed the year

of pandemic with a total of 752 million

$. We managed to maintain our export

performance and market share with

target countries such as Bangladesh,

Iran, Egypt, Pakistan and Uzbekistan.

European manufacturers had a market

share loss about 25-30 % because of

the pandemic. In contrast, China and

Japan increased their export volume

despite that. In that regard, China

bought leading European textile machinery

brands. It appears that China

has taken a remarkable place at our

textile industry as well. It is, therefore,

critical of textile machinery manufacturers

and exporters to work together

to enrich market diversity, product

range and global cooperations . Our

country is a heaven for textile, with an

increasing investment on textile. The

investments went ahead full steam

even during the pandemic. What is

needed to be sorted out is the heavy

use of imported textile machinery,

instead of which domestically made

machinery is desired to be in operation.

Export must certainly outdo import

and that’s for sure.”

Bu anlamda ülkemiz tekstil makine

imalatçıları ve ihracatçıları için pazar

çeşitliliğinin korunması, ürün yeniliklerinin

arttırılması ve global ilişkilerin

iyi yönde sürdürülerek, marka satın

alımları vs. gibi konularda gelebilecek

fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek

suretiyle sektörümüzü dünyada daha

iyi konumlara getirebilmek için hep

birlikte daha çok çalışmamız gerekmektedir.

Ülkemiz bir tekstil ülkesidir

ve her geçen yıl artan kapasitelerde

tekstil yatırımları yapılmaktadır. Pandemi

sürecinde dahi ülkemizde önemli

ölçüde tekstil yatırımlarının yapıldığı

görülmüştür. Bu yatırımlarda ithal tekstil

makinelerinin yoğun olarak kullanılması,

ülkemizin döviz kaynakları itibariyle

önemli bir problemdir. Yerli muadili

olan ürünlerimizin eskiye nazaran yurtiçinde,

istediğimiz seviyelerde olmasa

da, kullanımının arttığını görüyoruz.

Ancak birçok alanda ithalatın önüne

önemli ölçüde geçmemiz gerektiğini

de görmekteyiz.”


26

PANORAMA

BAŞKANLAR

KONUŞUYOR

İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, “2021 yılında salgının

kontrol altına alınmasıyla birlikte gerek biriken taleplerin karşılanması,

gerekse Çin’deki tedarik zincirini Türkiye’ye yönlendiren küresel

markaların etkisiyle pozitif ayrışmayı öngörüyoruz” dedi.

Ahmet Öksüz, chairman at ITHIB (İstanbul Textile and Raw Materials

Exporters Association) said he predicted a positive transformation

in terms of contribution to the betterment of Turkish textile industry

as both the virus got gradually worn off, which gave way to the

orders and demands already on hold and global brands turned their

supply chains in China to Turkey.

Tekstil sektörünün 2020 yılı

değerlendirmeleri ve 2021 yılı stratejileri

Assessment of Turkish textile

sector through 2020 and

strategic projections for 2021

Tekstil & Teknik Dergisi olarak 2021 yılına “Başkanlar

Konuşuyor” adı altında özel bir dosya

hazırlayarak girdik. Tekstil sektörünün değerli

başkanları, Türk tekstil sektörünün geçen yılını

ve 2021 yılına yönelik beklenti ve öngörülerini

As Tekstil & Teknik Magazine, we began the

new year with an exclusive file, “Chairmans

Are Talking.” Distinguished chairmans of textile

industry shared their assessments on the

past year and predictions for 2021. We wish

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 27

Tedarik zincirinde değişim:

“2021 yılında salgın sürecinin kontrol altına alınmasından

itibaren özellikle küresel tedarik zincirinde

büyük bir değişim sürecini yaşayacağımızı

öngörüyoruz. Dünya tekstil ve hammaddeleri

ithalatının üçte birini tek başına gerçekleştiren

ABD ve AB ülkelerinin tek bir pazar odaklı tedarik

anlayışından uzaklaşacağını öngörüyoruz. Teyou

all have a pleasant read of their precious

comments on our pages…

Ahmet Öksüz, chairman at ITHIB shared his comments

for 2020 on behalf of Turkish ready-made

textile sector, which contributes a great deal to

national export volume and economy. He also

added his projections for the period ahead.

What is your take on 2020 for the sector,

which was apparently quite harsh globally

due to the pandemia?

“As is common to all, our sector got negatively

affected, to a certain degree, like all other

industries by the virus since a lot of countries

shut down their borders, had domestic lockdowns,

put in effect flight bans and quarantine

precautions, which caused an unprecedented

global trade recession”. However, we were quick

enough to recover since we had sustainable

export products to alternative markets with

our diverse product range. The sectors that

contributed most to our export performance

in 2020 were technical textile products, home

textile and woven fabric. We predict a positive

transformation in terms of contribution to the

betterment of Turkish textile industry as both

the virus seemingly got gradually worn off,

which gave way to the orders and demands

already on hold and global brands in China

switched their supply chains to Turkey.”

What do you assume was the greatest sectoral

development in 2020, adding briefly potential

strategies you thought of to enhance the

export performance? How do you think global

recession will appear on your target markets?

Technical Textiles:

“This past year, we witnessed a remarkable

development at technical textile. Fortunately,

our country didn’t feel much of a need to

protective medical material during pandemia,

thanks to our profound technical textile

substructure, which clearly proved once again

the strategic significance of domestic production.

Our country met international demands

to medical supplies and set a good example

to all the world by sending out medical aids to

distant corners of the world to fulfill the role of

what a great country must be like, thanks to

the solid structure of our sector.”

Change at supply chain:

“We foresee a huge deviation at global supply

chain towards different routes once the virus

has been brought under control in 2021. We

predict that the US and European countries

that take up single-handedly one third of global

textile and raw material import will back

bizlerle paylaştılar. Başkanların sektörle ilgili

yorum ve değerlendirmelerini sayfalarımızda

keyifle okumanızı dileriz…

Türkiye’nin ekonomisine ve ihracatına büyük

katkı sağlayan hazır giyim sektörü adına İTHİB

Başkanı Ahmet Öksüz, 2020 yılını değerlendirdi

ve gelecek dönem hedeflerini paylaştı.

Pandemi nedeniyle küresel anlamda da

zorlu geçen 2020 yılını sektör açısından nasıl

değerlendiriyorsunuz?

“Koronavirüs salgınıyla birlikte birçok ülkenin sınırlarını

kapatması, uçuş yasakları ve karantina önlemleri

neticesinde küresel ticaretin kapanması

sebebiyle her sektörde olduğu gibi sektörümüzü

de olumsuz yönde etkiledi. Zengin ürün çeşitliliğimiz

ve sürdürülebilir ihracat gerçekleştirebildiğimiz

alternatif pazarlarımız sayesinde kendini

en hızlı toparlayan sektörlerden biri olduk. 2020

yılında ihracat artışımıza en fazla katkı sağlayan

sektörler teknik tekstil, ev tekstili ve örme kumaş

sektörlerimiz oldu. 2020 yılında küresel salgından

en fazla etkilenen alt ürün grubumuz ise

dokuma kumaş oldu. Ancak 2021 yılında salgının

kontrol altına alınmasıyla birlikte gerek biriken

taleplerin karşılanması, gerekse Çin’deki tedarik

zincirini Türkiye’ye yönlendiren küresel markaların

etkisiyle pozitif ayrışmayı öngörüyoruz.”

Sizce bu yılın sektörel açıdan en önemli

gelişmesi ne oldu? 2021 yılında sektörün

ihracat hacmini artırmak adına hangi

stratejileri izlemeyi planladığından kısaca

bahseder misiniz? Küresel ekonomik daralma,

sizce hedef pazarlara nasıl yansıyacak?

Teknik Tekstiller:

“Bu yılın sektörümüz açısından en önemli

gelişmelerden biri teknik tekstil sektörümüzde

yaşandı. Teknik tekstil sektörümüzde sahip

olduğumuz alt yapımız sayesinde salgın döneminde

ülkemiz, kişisel koruyucu onanım ürünleri

üretiminde büyük ölçüde problem çekmedi.

Pandemi süreci yerli üretimin stratejik önemini

tüm dünya ülkelerine bir kez daha göstermiş

oldu. Ülkemiz, uluslararası talepleri karşılamanın

yanında dünyanın dört bir yanına koruyucu

giysi ve maske yardımı gerçekleştirilerek önemli

bir sosyal sorumluluk örneğini sektörümüzün

gücü sayesinde sergilenmiş oldu.”

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK


28

PANORAMA

darik zincirinin Türkiye’ye kaymaya başladığını

mevcut verilerden gözlemleyebiliyoruz.

2021 yılından itibaren AB ve ABD’deki pazar

payımızın daha da artacağını ve ihracatımızda

büyük bir sıçrama yaşayacağımızı

öngörüyoruz. Dünyada rakiplerimizden ürün

çeşitliliği, esnek ve hızlı üretim kabiliyeti açısından

pozitif yönde farklılaştığımız bu dönem,

gelecek yıllarda katma değerli ihracat

artışımızda daha da belirginleştirecektir.”

Sürdürülebilirlik:

“2021 yılında da sektörümüzün en önemli

gündem maddesi yine sürdürülebilirlik

olacak. İklim değişikliği ile mücadelenin

Avrupa Birliği’nin en önemli politikası haline

geldiği bugünlerde tüm küresel markalar,

sürdürülebilirlik projelerini hayata geçiriyor.

Daha az su kullanımı, temiz çevre, tekstil

ürünlerinin geri dönüştürülerek tekrar

üretimde kullanılması gibi sürdürülebilirlik

konularına ilişkin farkındalığı her geçen gün

artırmayı planlıyoruz.”

Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık

(RCEP) ve Kuşak Yol Projesi

2020 yılı içerisinde küresel ekonomide en

önemli gelişmelerden biri, 15 ülkenin katılımlarıyla

imzalanan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik

Ortaklık Anlaşması (RCEP) olmuştur.

Dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması

niteliğine sahip RCEP; 2,1 milyar insanı ve

küresel GSYİH’nın %30’unu kapsamakta. Bununla

birlikte Çin’in ‘Bir Kuşak, Bir Yol Projesi’

kapsamında Çin’in en doğusundan kalkan

trenin 20 gün içerisinde Avrupa’ya ulaşması

planlanıyor. Dolayısıyla ‘Bir Kuşak, Bir Yol Projesi’

kapsamında biz de Asya ve Uzakdoğu

Asya ülkelerine daha fazla ihracat için bir

fırsat yakalayabiliriz ancak en büyük pazarımız

Avrupa Birliği’ndeki rekabetçi gücümüzü

korumaya devam etmemiz gerekmektedir.”

Dijitalleşme:

“Tekstil ve hammaddeleri sektörü olarak

pandemiden önce dijitalleşmeyi ve inovasyonu

odağımıza almıştık. İTHİB olarak sektörümüzün

ihracat hedeflerine ulaşabilmesi

için e – ticaret, alternatif lojistik kanallar, sanal

fuarlar, dijitalleşmeye dair birçok alanda

çalışmalar gerçekleştirerek yeni projeler

geliştiriyoruz. Pandeminin bir diğer etkisi ise

dünyada ticaretin kolaylaşması, dijital süreçlerin

hızlanması ve bürokrasinin azalması

yönünde. Salgın dönemi bittikten sonra

elbette fiziki fuarlar, uluslararası ziyaretler

devam edecektir, ancak dijital toplantılar

ve sunumların artık hayatımızın vazgeçilmez

bir parçası olduğunu söyleyebiliriz.”

down from the approach of supplying from a

single market. Current data indicates such a trend

in favor of Turkey in terms of supply chain divertion

and that we sure will increase our market share

in the US and EU as of 2021 to a great extend. We

are proud to announce that we stand out in the

crowd with our product diversity, flexibility and fast

production capability and that we will be able to

materialize exporting of products of higher added

value in the years to come.”

Sustainability:

“It certainly will be ‘sustainability’ which will be the

major matter of discussion at our sector in 2021. All

the global brands put their sustainability projects

on stage since fighting against climate change

has, so far, been the main environmental concern

of the European Union. Speaking of which, we,

as Turkish textile industrialists are planning to raise

awareness in terms of sustainability issues such as

less water consumption, clean environment and

recycling of textile products for reuse.”

Regional Comprehensive Economic Partnership

(RCEP) and The Belt and The Road Initiative (BRI)

One of the biggest economic developments

during 2020 is the free trade agreement titled as

Regional Comprehensive Economic Partnership

signed by 15 Asia Pacific nations that accounts

for 2.1 million people and for 30% global GDP,

making it the biggest trade bloc in history. In the

meantime, within the framework of ‘The Belt and

The Road’, a train that leaves the easternmost

point in China is supposed to arrive in Europe

within 20 days. Clearly, we can have easy access

to carry out much more export to Asia and

the Far East, thanks to that railway network. Yet,

it’s always mandatory for us that we stand our

ground at European market, which is currently

our biggest export destination.”

Digitalization:

“Long before the notorious pandemia have we,

textile and raw material industry, focused on digitalization

and innovation attempts already. As

ITHIB, we have been developing several projects

regarding e-trade, logistics channels, virtual

exhibitions and digitalization to be able reach

the export targets set. Meanwhile, some particular

side effects of the virus also popped up

in a way that digital processes made anything

related to trade much faster, bureaucratic procedures

got lesser and lesser, thus global trade,

in general, became easier. Once the virus is history,

hopefully sometime soon, exhibitions and

international business visits on-site will sure start

to be actualized. Last but not least, we have

learnt that online meetings and presentations

seem to have come here for good.”

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



30

PANORAMA

“Salgına rağmen başarılı bir

performans ortaya koyduk”

BAŞKANLAR

KONUŞUYOR

İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, “Küresel ticarette tüm dengeleri alt üst

eden salgın süreci sektörün ülkemiz açısından önemini bir kez daha

ortaya koydu. Küresel tedarik zincirindeki değişim ile 2021’de sektör olarak

tüm zamanların ihracat rekorunu kırabileceğimize inanıyorum” dedi.

Tekstil & Teknik Dergisi olarak 2021 yılına “Başkanlar

Konuşuyor” adı altında özel bir dosya hazırlayarak

girdik. Tekstil sektörünün değerli başkanları,

Türk tekstil sektörünün geçen yılını ve 2021 yılına

yönelik beklenti ve öngörülerini bizlerle paylaştılar.

Başkanların sektörle ilgili yorum ve değerlendirmelerini

sayfalarımızda keyifle okumanızı dileriz…

Türkiye’nin ekonomisine ve ihracatına büyük katkı

sağlayan hazır giyim sektörü adına İHKİB Başkanı

Mustafa Gültepe, 2020 yılını değerlendirdi ve gelecek

dönem hedeflerini paylaştı.

SEKTÖRÜN GÜCÜ

“İHKİB olarak yıllardır Türk moda endüstrisinin katma

değerli üretimi, istihdama katkısı, net ihracat

getirisinde açık ara liderliği ile ülkemiz için stratejik

bir sektör olduğunun altını çiziyoruz. Küresel

ticarette tüm dengeleri alt üst eden salgın süreci

sektörün ülkemiz açısından önemini bir kez daha

ortaya koydu. Biz her yıla en az yüzde 10 ihracat

artışı hedefi ile başlıyoruz. AB ekonomileri başta

olmak üzere küresel pazarlardaki daralma öngörüsüyle

2020 için yüzde 5 – 6 gibi daha mütevazı

bir hedef belirlemiştik. İlk iki ayda hedefimizin

üzerinde bir performans sergiledik. Ancak salgınla

birlikte bütün hesaplarımızı ve planlamalarımızı

yeniden yapmak durumunda kaldık. Bu dönemde

ülkemize net 15.5 milyar dolar döviz kazandırdık.

100 yılda bir görülen ve küresel ticarette tüm

dengeleri alt üst eden bir dönemi neredeyse ka-

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



32

PANORAMA

yıpsız atlatmayı sektörün gücünü ortaya koyması

açısından çok önemsiyorum.”

10 AYDA 5.6 MİLYAR TL’LİK YATIRIM YAPTIK, 602 BİN

İSTİHDAMLA REKOR TAZELEDİK

“Salgına rağmen firmalarımız yatırıma ve istihdam

oluşturmaya devam etti. Ocak – Ekim döneminde

hazır giyim firmalarımız 3 milyar TL’si maske ve koruyucu

giysi olmak üzere toplamda 5.6 milyar TL’lik

yatırıma imza attılar. Şubat ayında 592 bin olan

istihdamımızı Eylül’de 602 bine çıkardık. Önümüzdeki

dönemde Avrupa ve ABD merkezli markalardan

gelecek talebi de göz önünde bulundurarak

Anadolu’da hızla büyük ölçekli yatırımlarla yeni

kapasite meydana getirmeliyiz.”

ÇİN’E ALTERNATİF ARAYAN AVRUPALI MARKALAR

İÇİN EN İYİ SEÇENEK

“2020 özelinde sektörümüz açısından iki konunun

altını çizmek istiyorum. Salgın ile birlikte küresel

tedarik zinciri değişti. Küresel markalar tedariklerini

Çin gibi uzak ülkeler yerine en yakın coğrafyadan

karşılamak istiyorlar. Diğer taraftan Çin ile yaşanan

ticaret savaşının da etkisi işe ABD’li markalardan

Türkiye’ye karşı bir yönelim var. Tedarik zincirindeki

değişim ve ABD pazarındaki sıçramanın önümüzdeki

yıllarda çok daha yüksek oranlı pozitif yansımalarının

olacağına inanıyorum.”

MASKEDE HİBE ŞARTI VE BÜROKRASİ İHRACATTA

HIZIMIZI YAVAŞLATTI

“İkinci olarak maske ve koruyucu giysi konusunda

sektörün gösterdiği hızlı aksiyonun ve dar

zamanda hem yurt içinde hem de yurt dışından

gelen talebin karşılanmasında gösterdiği performansa

dikkat çekmek istiyorum. Salgından

önce ülkemizde maske ve koruyucu giysi üretimi

sınırlıydı. Az sayıda firma bu alanda üretim yapıyordu.

Ülkemizde ve dünyada talep patlayınca

birçok firma maske üretimine başladı. Türk moda

endüstrisinin hızını, dönüşebilme yeteneğini

maske ve koruyucu giysi üretiminde de gördük.

İlk zamanlar elle yapılan üretim yerini kısa sürede

tam otomasyonlu makinelere bıraktı. Hızla yeni

üretim bantları hatta fabrikalar kuruldu. Yukarıda

da belirttiğim gibi maske ve koruyucu giysi üretimi

için birkaç ayda 3.6 milyar TL’lik yatırım yapan

sektörün hızına bürokrasi ne yazık ki yetişemedi.

Bez maske ihracatına geç başladık. Öte yandan

ihracatta hibe şartı nedeniyle birim maliyetlerimiz

arttı, dolayısı ile bu rekabet gücümüzü

zayıflattı. Eğer süreç daha hızlı işleyebilseydi ve

hibe şartı ile rekabet gücümüz zayıflamasaydı biz

de bugün 1 milyar 240 milyon doları 2,5 – 3 milyar

dolarları konuşuyor olurduk.”

2021’DE İHRACAT REKORU KIRABİLİRİZ

“2021 için tahminden öteye dilek ve temennilerimizi

ancak dile getirebiliriz. Salgının kontrol altına

alınması durumunda küresel tedarik zincirindeki

değişimin ve Çin’e alternatif arayan ABD’li firmaların

katkısı ile 2021’de sektör olarak tüm zamanların

ihracat rekorunu kırabileceğimize inanıyorum.

Son olarak yaklaşık 2 milyar dolar ihracatımız

bulunan İngiltere ile serbest ticaret anlaşmasının

(STA) 2021’e girmeden imzalanması, bizim için

tam bir yeni yıl hediyesi oldu. Bu yıl İngiltere’ye

ihracatımızı yüzde 10 arttırabiliriz.”

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


Yeni Nesil Cer Manşonları Zorlu Çalışmaların

Üstesinden Geliyor

Geç kirlenme özelliğine sahip bu manşonlar, elyafların daha iyi kontrol ve sevkini

sağlayarak, sonraki proseslerde kalite ve verimliliği güvence altına almaktadırlar.

Son yıllarda artan makine hızları

ve artan elyaf çeşitliliği yenilikçi

ve fonksiyonel ürünlere ihtiyaç

göstermektedir. “Eğirme prosesinde

elyaf kontrolünün sağlanması ve

bunun arttırılması hem iplik kalitesi

hem de maliyet yönetimi açısından

yüksek önem taşımaktadır. “Yeni

Nesil Cer Manşonları” iplikçilere

bu konuda aradıkları çözümleri

sunmaktadır.

Yeni Nesil Cer Manşonları Tablosu

Pamuklu çalışma 2.pasaj cer manşonu

HG-650 cer manşonu rektefiye

periyodu karşılaştırması;

Cer şerit Uster değerleri karşılaştırması;

60

45

30

15

0

ASTEKS

Yöre pamukarı ile çalışama da

cer manşonu temizleme sıklılığı

karşılaştırması;

Penye şerit Uster değerleri karşılaştırması;

ASTEKS HG-650

www.asteks.com


34

PANORAMA

Kimya sektörünün

Aralık ihracatı

1,8 milyar dolar

İstanbul Kimyevi Maddeler ve

Mamulleri İhracatçıları Birliği

(İKMİB) verilerine göre, kimya

sektörü ihracatı 2020 yılı Aralık

ayında yüzde 1,25 azalışla 1

milyar 804 milyon dolar olarak

gerçekleşti. Sektör, 2020 yılını

18 milyar 313 milyon dolarlık

ihracatla en fazla ihracat

yapan ikinci sektör olarak

tamamladı.

yer alan diğer ülkeler ise Irak, Almanya, ABD,

Hollanda, İngiltere, Mısır, Belçika, İtalya, İsrail ve

Lübnan oldu. Aralık ayında en çok ihracat yapılan

10 ülkeden 7’sine ihracat artışı olurken, Mısır,

İtalya ve Lübnan’a yapılan ihracatta daralma

yaşandı. Bu ülkeler arasında en çok artış Hollanda,

Belçika ve ABD’ye oldu.

EN ÇOK “PLASTİKLER VE MAMULLERİ” İHRACATI

GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Aralık ayında kimyevi maddeler ve mamulleri

ürün gruplarında plastikler ve mamulleri ihracatı,

642 milyon 881 bin dolarla kimya ihracatında ilk

sırada yer aldı. İkinci sırada 291 milyon 529 bin

dolarlık ihracatla mineral yakıtlar, mineral yağlar

ve ürünler yer alırken, anorganik kimyasallar ihracatı

152 milyon 478 bin dolarla üçüncü sırada yer

aldı. Aralık ayında alt sektörlerde en çok ihracat

artışı yüzde 81,99 ile organik kimyasallar sektöründe

olurken en fazla daralma ise yüzde 50,90

ile mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünleri

sektöründe meydana geldi.

Kimya sektörünün Aralık ayı ihracat rakamlarını

değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve

Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu

Başkanı Adil Pelister, “Kimya sektörümüzün Aralık

ayı ihracatı 1,8 milyar dolar olarak gerçekleşirken,

yıllık bazda ihracatı ise 18,3 milyar dolar oldu.

Geçen sene Aralık ayına göre yüzde 1,25 daraldı.

Buradaki daralmanın sebebini pandemi dolayısıyla

yaşanılan kapanmalar ile birlikte küresel pazarın

daralmasından kaynaklı enerji talebinin düşmesi

olarak açıklayabiliriz. Ancak pandemiye rağmen

sektörümüz büyük bir çaba ile ihracatına devam

etti. Sektörümüzde yer alan dezenfektan, kolonya,

sabun, tanı kitleri ve ilaç gibi Covid-19 ürünleri,

pandemide öne çıkarak ihracatta rekorlar kırdı.

Bununla birlikte tek kullanımlık plastik ürünler ve

ambalaj ürünleri de üretimini ve ihracatını artırdı.

Sektörümüz Aralık ayında 208 ülke ve bölgeye

ihracat gerçekleştirdi. Aralık ayında en çok kimya

ihracatı yaptığımız ilk üç ülke Irak, Almanya ve ABD

oldu. ABD’ye ihracatımız Aralık ayında yüzde 67,46

artarken, İngiltere’ye yapılan ihracatımız ise yüzde

60,37 arttı. Tüm olumsuzluklara rağmen, 2019 yılında

olduğu gibi 2020 yılında da Türkiye’nin en çok

ihracat gerçekleştiren ikinci sektörü olmayı başardık.

Bu başarıda emeği geçen tüm ihracatçılarımızı

katkılarından dolayı tebrik ediyorum” dedi.

EN FAZLA İHRACAT YAPILAN ÜLKE IRAK OLDU

Irak, Aralık ayında en çok ihracat yapılan ülke

oldu. Aralık ayında Irak’ı takip eden ilk onda

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



36

PANORAMA

Hazır giyim

ihracatında rekor

Pandemi döneminde Mart-Nisan-Mayıs aylarında

ihracatında yüzde 50’lere varan düşüşler

yaşayan Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları

Birliği (EHKİB) 2020 yılının ikinci yarısındaki

performansıyla pandeminin etkilerini sildi. Ege

Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, 12

Birlik arasında 2020 yılında Türkiye’ye 1,3 milyar

doları kazandırarak zirveye ortak oldu.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 37

MEDİKAL ÜRÜNLER 1,3 MİLYAR DOLAR

KATKI SAĞLADI

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları

Birliği Başkanı Burak Sertbaş, Türkiye geneli hazır

giyim ihracatının Aralık ayında yüzde 25,3 artarak

1 milyar 662 milyon dolar, EHKİB Aralık ayı

ihracatının ise yüzde 14 artışla 112 milyon dolar

seviyesinde gerçekleştiğini söyledi.

“2020 yılında medikal ürünler, hazır giyim ihracatına

Türkiye genelinde 1 milyar 368 milyon dolar, EHKİB ihracatına

ise 92 milyon dolar katkı sağladı. Türkiye genelinde

166, EHKİB olarak ise 76 ülkeye medikal ürün

ihracatı yaptık. 2020 yılında Türkiye geneli hazır giyim

ihracatı önceki yıla göre yüzde 3 azalarak 17,1 milyar

dolar oldu. EHKİB olarak ise 2020 yılında pandemiye

rağmen geçen yılki ihracat seviyemiz olan 1,3 milyar

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK


38

PANORAMA

doları koruduk. Ege İhracatçı Birlikleri özelinde hazır

giyim sektörü demir-demir dışı metaller sektörünün ardından

ikinci, Türkiye genelinde ise otomotiv ve kimya

sektörünün ardından en çok ihracat yapan üçüncü

sektör oldu. Pandemi sebebiyle küresel ihracatın darbe

aldığı, hazır giyim sektöründe ana ihraç pazarımız

Avrupa’da azalan talebi göz önüne aldığımızda iyi bir

performans gösterdik. 2020 yılının ilk iki ayında Türkiye

ve bölgemiz ihracat performansı gayet iyiydi.”

“FİRMALARIMIZIN HIZLI ADAPTASYONU BAŞARIMIZA

KATKI SAĞLADI”

Mart-Nisan-Mayıs aylarında Covid-19’un etkilerinin

ihracat rakamlarında yoğun bir şekilde hissedildiğini

anlatan Sertbaş, pandemi başladıktan sonraki 3 aylık

dönemde ihracat kaybının yüzde 44 olduğundan

da bahsetti. “Haziran ayıyla dünyada ve ana ihraç

pazarımız Avrupa’da önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte

ihracatımızdan olumlu sinyaller gelmeye başladı.

Haziran-Ekim döneminde beş aylık periyotta Ege İhracatçı

Birlikleri bünyesinde ay bazında ihracat lideri

olduk. Yılın ikinci yarısında sektör olarak gösterdiğimiz

başarılı performans sayesinde 2020 yılını iyi bir seviyede

kapattık. Hazır giyim endüstrisindeki firmalarımızın

yeni döneme hızlı adaptasyonu bu başarımıza ciddi

oranda katkı sağladı. Emeği geçen tüm ihracatçı

firmalarımız bu başarıda büyük bir tebriği hak ediyor.

Zor koşullarda göstermiş olduğumuz başarılı ihracat

performansımız gelecek yıllar için de bize umut veriyor.

Daha büyük hedefler için bizi cesaretlendiriyor.”

HEDEF 2021 YILINDA 1,5 MİLYAR DOLAR İHRACAT

Pandeminin küresel tedarik zincirinde önemli

değişimleri beraberinde getirdiğini anlatan Burak

Sertbaş şöyle devam etti: “Müşterilerin gelecek

yıllarda alternatif ve daha yakın pazarlardan

tedarik eğilimleri olduğunu görüyoruz. Özellikle

Avrupa pazarı açısından coğrafi yakınlık avantajımızdan

daha çok faydalanacağımızı düşünüyorum.

2021 yılı için EHKİB olarak 1,5 milyar

dolar ihracat hedefliyoruz. Medikal ürünlere olan

küresel ihtiyacın devam edeceğini, ihracatının da

bu seviyelerde gerçekleşeceğini beklediğimiz için

hedefimize ulaşacağımızı inanıyorum.”

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


Hayallerinizi ertelemeyin!

875 22 75 444 18 27 405 10 00

/

marmaraevleri4.combizimevler.com.tr

/

/ MarmaraEvleri 4 / BizimEvler


40

PANORAMA

Kimyanın dijital lideri:

Aksa Akrilik

Platin ve İpsos araştırma şirketi iş

birliğiyle düzenlenen “Global 100”

endeksi açıklandı. Araştırmaya göre

dijitalleşmeye en çok yatırım yapan

şirketler arasına giren Aksa Akrilik,

Kimya ve Plastik Sektörü Dijitalleşme

Ödülü’nün sahibi oldu.

İş dünyasının en çok okunan dergilerinden Platin

ve bağımsız pazar araştırma şirketi İpsos ortaklığında

yürütülen “Global 100” endeksi sonuçlandı.

Aksa Akrilik, bu yıl 3. kez gerçekleştirilen araştırmada,

dijitalleşme yatırımlarıyla dikkat çeken ilk

10 marka arasına girmeyi başardı. Şirket, “dijitalleşme”

temasıyla düzenlenen Platin Global 100

Ödülleri’nde Kimya ve Plastik Sektörü Dijitalleşme

Ödülü’nün sahibi oldu. Aksa Akrilik adına ödülü

İnsan Kaynakları ve Kurumsal Gelişim Direktörü

Aydın Fethi Baytan aldı. Baytan, önceki akşam 24

TV’den canlı yayınlanan ödül törenine bağlanarak

şunları söyledi; “Aksa Akrilik olarak, her alanda

en yüksek operasyonel mükemmellik vizyonumuz

doğrultusunda ‘yeni normal’deki koşullara tam

entegrasyonu hedefliyoruz. Kurumsal olarak dijital

becerilerimizin artırılması ve yeni nesil teknolojilerin

üretim modellerimize adapte edilmesi stratejilerimiz

arasında. Böylesi değerli bir ödüle layık bulunmaktan

mutluluk duyuyor ve tüm Aksalıları tebrik ediyorum.”

1971 yılından beri Yalova’da faaliyet gösteren

Aksa Akrilik, 1200’den fazla çalışanı, yıllık 330 bin

ton üretim kapasitesi ile 502 bin metrekarelik alana

yayılan üretim alanında faaliyet gösteriyor. Şirket,

yüzde 20 küresel pazar payıyla dünyanın lider, Türkiye’nin

ise tek akrilik elyaf üreticisi konumunda.

GLOBAL 100 ENDEKSİ NASIL BELİRLENİYOR?

2017’den bu yana her yıl düzenli olarak açıklanan

“Global 100”, uluslararası ticarette Türkiye’ye en

çok katkı sağlayan şirketlere ait örnek uygulamaları

desteklemeyi amaçlıyor. Borsa İstanbul’da

işlem gören firmaların katıldığı araştırma; bilanço

verileri, yaygınlık ve bilinirlik, katma değerli üretim

verileri ve ortaklık yapısı olmak üzere 4 ana başlık

altındaki 13 kritere göre gerçekleştiriliyor.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 41

2021’e ertelenen yatırımların adresi

SIGN İstanbul olacak!

Endüstriyel Reklam ve Dijital

Baskı sektörünün dünyadaki

sayılı ticaret fuarlarından

birisi olan SIGN İstanbul,

2020’de gerçekleştirilemeyen

satın almaların, yeni makine

yatırımlarının ve iş birliklerinin

hayata geçirileceği adres olacak.

En son 2019’daki fuarın ziyaretçi rekoru kırdığını ve

yurt dışı satın almacı sayısını %17 artırmayı başardığını

hatırlatan Tarsus Turkey Fuarlar Direktörü Seda

Bozkurt, 9 – 12 Eylül 2021 tarihlerindeki 22.’nci buluşma

için de çalışmalarına hız kesmeden devam

ettiklerini söyledi. “Küresel gelişmelerden ötürü,

yurt içi ve yurt dışındaki satın alma kararları 2021’e

ötelendi. Eylül ayında düzenleyeceğimiz SIGN

İstanbul, sergilenen zengin ürün çeşitliliğiyle, tüm

tedarik ihtiyaçlarına tek çatı altında çözüm sunabilecek”

dedi. Tarsus Turkey’in düzenlediği SIGN

İstanbul Fuarı, yine sektörel hareketliliğin merkez

üssü olmaya hazırlanıyor. “Durgun ve fuarsız geçen

2020 sonrasında, tüm sektör paydaşları şimdi

2021’e odaklandı” diyen Seda Bozkurt, endüstriyel

reklam ve dijital baskı dünyasının, Eylül ayında gerçekleştirecekleri

organizasyonu sabırsızlıkla beklediğini

vurguladı. Bozkurt açıklamasında; Dünya

ticaretinin yeniden şekillendiği, tedarik zincirlerinin

baştan kurgulandığı yeni dönemde, SIGN İstanbul

Fuarı’nın, katılımcı ve ziyaretçileri için eşsiz ticaret

fırsatları sunacağını söyledi. Avrasya Bölgesi’ndeki

yeni pazarlara ulaşmak, mevcut tedarikçileriyle

ilişkilerini güçlendirmek ve yeni iş bağlantıları

oluşturmak, marka bilinirliğini artırmak, kurumsal

itibarını yükseltmek ve rakiplerinin önüne geçmek

isteyen firmaları SIGN İstanbul 2021’de yerlerini

almaya davet eden Bozkurt, Tüyap Beylikdüzü’nde

gerçekleştirilecek buluşmayı, tekstil üreticilerinden

reklam ajanslarına, kobilerden endüstriyel reklam

üreticilerine, dijital baskı merkezlerinden makine

ve malzeme üretici ve ithalatçılarına, matbaacılardan

mimar ve mühendislere kadar geniş bir

ziyaretçi kitlesinin takip edeceğini söyledi.

Sunduğu ürün çeşitliliği ile bölgesinin lider fuarı

olan SIGN İstanbul’da, dijital baskı makineleri, tekstil

baskı makineleri, transfer baskı ve serigrafi, lazer

makineleri, cnc router ve frezeler, reklam ve baskı

malzemeleri, boya, LED sistemleri, endüstriyel reklam

ürünleri, görsel iletişim ve sergileme ürünleri,

3D baskı sistemleri, promosyon ürünleri gibi sektöre

dair tüm konularda en yeni ürün, teknoloji, makine,

malzeme ve ekipman bir arada sergilenecek.

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK


42

PANORAMA

SLN Tekstil’e

“Yenilenebilir

Sertifikalı Enerji”

Paris İklim Değişikliği

Anlaşması ile uyumlu olarak

sıfır emisyon hedefi ile faaliyet

gösteren Moda Endüstri

Şartı’na imza atan SLN Tekstil,

CK Enerji’ye başvurarak

“Yenilenebilir Sertifikalı Enerji”

kullanımını başlattı. CK

Enerji Ticaret Müdürü Kıvanç

Akyıldız, “CK Enerji olarak

uluslararası kabul gören I-REC

sertifikalarını tüketicilere temin

ederek kurumların çevresel

sürdürülebilirlik politikalarına

destek oluyoruz” dedi.

Dünya genelinde yenilenebilir enerjinin payı her

geçen gün artarken duyarlı tüketicilerin elektriğin

kaynağını da sorgular hale gelmesi şirketleri

‘Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikası Standardı

(I-REC) almaya yöneltiyor. Paris Anlaşması

ile uyumlu olarak sıfır emisyon hedefi ile faaliyet

gösteren BM Moda Endüstri Şartı’na imza atan

şirketler arasında yer alan SLN Tekstil de CK

Enerji’ye başvurarak Yenilenebilir Enerji kullanı-


PANORAMA 43

mını sertifikalandırdı. Türkiye’de karbon ayak izi

azaltma taahhüdünde bulunan ilk firmalardan

biri olan SLN Tekstil, söz konusu sertifikalı enerji

alarak taahhüdünü yerine getirme anlamında

önemli bir adıma imza attı.

Üretilen her birim elektriğin, kaynağından başlayarak

takip edilmesi ve nihai tüketiciye kadar

izlenmesini sağlayan Uluslararası Yenilenebilir

Enerji Sertifikası Standardı (I-REC, International

Renewable Energy Certificate) sahibi olmak için

belirli gereklilikleri yerine getiren üretim tesisleri,

I-REC tarafından oluşturulan veri tabanına

kaydolarak üretimlerine karşılık gelen yenilenebilir

enerji sertifikalarını elde ediyorlar. Tesislerde

üretilen 1 MWh elektrik için sertifika alınabilirken

elektrik üretim veya satış şirketleri bu sertifikaları

elektrikten ayrı olarak satma hakkına sahip. Bu

şirketlerden biri olan CK Enerji, müşterileri adına

I-REC sertifikalama işini de üstlenerek sürdürülebilirlik

politikalarına da destek oluyor.

‘ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKALARINA

DESTEK OLUYORUZ’

2020’nin, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19

salgınının etkisiyle toplumun ve sanayinin, çevre

üzerindeki etkilerinin sorgulandığı bir yıl olduğuna

dikkat çeken CK Enerji Ticaret Müdürü Kıvanç

Akyıldız; “Çevresel sürdürülebilirliğin en önemli

unsurlardan biri olan elektriğin hangi kaynaktan

üretildiği, tüketiciler tarafından her geçen yıl

daha fazla önemseniyor. Çoğu tüketici gerek

yatırımcı ve müşteri teşviği gerekse de sosyal

sorumluluk politikaları çerçevesinde tükettikleri

elektriğin yenilenebilir kaynaklardan üretilmiş

olmasını tercih ediyor. CK Enerji olarak uluslararası

kabul gören I-REC sertifikalarını tüketicilere

temin ederek kurumların çevresel sürdürülebilirlik

politikalarına destek oluyoruz. Elektrik tedarik

eden firmaların bu konuda köprü olması önem

arz ediyor. Tüketilen elektriğin kaynağı sorgulanmaya

devam ettikçe yenilenebilir üretim sertifikalarına

talebin artacağını ve bu durumun finansal

etkilerinin kayda değer bir miktara ulaşacağını

öngörüyoruz. Üretim santrallerinin yatırım kararı

verilirken de önemli bir seçim kriteri olacak.

Yatırımcı tercihlerini şekillendirecek bu uzun yolda

üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız ve bu

konuda elimizden gelen çabayı göstererek sektörde

katma değer yaratmayı hedefliyoruz” dedi.


44 İNCELEME

Giriş sıkması

ve titrasyonun

gerekliliği

üzerine

düşünceler

(Bölüm 4)

(ml/kg Kullanılan Emprenye Sistemleri)

Reflections

on the water

squeezer and

the necessity

of a titration

(Part 4)

Main Impregnating Systems Using ml/kg

Leonardus Janssen

Pulcra Kimya A.Ş. Danışmanı

Consultant of Pulcra Kimya A.Ş.

Erdem Genç

Pulcra Kimya A.Ş. Ön Terbiye Sorumlusu

Pretreatment Technical Manager of Pulcra Kimya A.Ş.

Erkan Döner

Pulcra Kimya A.Ş. Ege Bölge Sorumlusu

Regional Manager of Ege-Pulcra Kimya A.Ş.

Çoğu teknisyen, yaştan yaşa emdirmede giriş

su sıkma oranınının (Q1) ve onun ağartma işlemi

üzerindeki etkisinin farkında değildir veya

hafife almıştır. Efektif pick-up (E pu

) formülüne

bakacak olursak, giriş su sıkması oranının

efektif pick-up üzerindeki etkisini doğrudan

görebiliriz. Q1 değeri ne kadar düşük olursa,

değişim faktörünün efektif pick-up üzerindeki

etkisi o kadar düşük ve pQ değeri de o kadar

yüksek olur. İşin aslı Q1 parametresi yüksek

bir E pu

elde edebilmenin tek yoludur. Diğer

faktörler arasında, örneğin değişim faktörü,

büyük ölçüde kumaşa ve daldırma süresine

bağlı olduğundan değiştirmek zordur, kimyasal

sıkma silindiri Q2 ise, kimyasal flotteyi tutma

kapasitesi açısından fiziksel olarak sınırlıdır ve

çoğunlukla zaten maksimum oranda sıkma

yapmaktadır. Yüksek bir E pu

birçok noktada

avantaj sağlayabilir. Şimdiye kadar tartışılan

formül matematiksel olarak doğrudur, ancak

gerçekte etkisi ne olacaktır, emprenye

bölümünde ve sonraki buharlama ünitesinde

neler yaşanabilir? Aşağıdaki noktalar dikkate

alınmalıdır, bunlardan bazılarının etkileri kanıtlanmış,

bazılarının ise kasar işleminin karmaşıklığında

nasıl bir rol oynadığı net değildir.

4.1 Su Sıkma (Q1) ve Efektif Pick-Up

Yüksek sıkma etkisi ile kumaş iyice sıkıştırılmış bir

sünger gibi davranır ve sunulan floteden daha

fazlasını almaya isteklidir. Efektif pick-up’taki su

kısmının minimumda bırakılması, yer değişim

etkisinin en aza indirgenmesi ve besleme çözeltisinin

(add-on) maksimum seviyeye ulaştırılması

yüksek bir E pu

elde etmenin avantajınadir.

4.2 Giriş Su Sıkması (Q1), E pu

ve Emprenye

Banyosundaki Konsantrasyon

Efektif pick-up ve emprenye teknesindeki

konsantrasyon arasındaki ilişki konusunda

şüpheye yer yoktur.

Kimyasal Denge, C∞=R/E pu

formülü ile tanımlanır.

Bu formül, efektif pick-up’ın düşmesi

durumunda kimyasal dengenin daha yüksek

konsantrasyona ulaşacağı anlamına gelir. Emprenye

teknesindeki kimyasalların yüksek konsantrasyonu,

yüksek konsantrasyondaki ana

bileşenler peroksit ve kostik birbiriyle reaksiyona

girip köpürmeye neden olabileceğinden,

daha fazla sorun yaratacaktır. Bu köpüklenme

sadece görsel bir sorun olmakla kalmaz, seviye

kontrol sisteminin düzgün çalışmasına engel

oluyorsa köpüklenme son derece tehlikeli

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


İNCELEME

45

Most technicians are not aware or underestimate the

role of the water squeezer in the wet-in-wet impregnating

and the further impact on the bleaching process.

Looking to the formula of the effective pick-up (E pu

)

we can deduct directly the dependency of the water

squeezer on the effective pick-up. The lower the value

of Q1 the lower the impact of the exchange factor on

the effective pick-up and the higher the value of pQ. As

a matter of fact, the parameter Q1 is the only parameter

able to get a high E pu

. The exchange factor is hardly

to modify as it is mostly depending upon the fabric and

the immersion time, whereas the chemical squeezer Q2

is limited in the physical holding capacity of the liquid

and mostly already at his maximum. A high E pu

can be

of advantage in many points. The formula discussed

until now are mathematically correct but what about

the impact in the real life, what can happen in the impregnating

compartment and in the subsequent steamer

passage? The following points deserve a consideration,

some are proved others are suspected to play a role in

the complexity of the bleaching process.

4.1. The water squeezer and the effective pick-up

With a high squeezing impact the fabric will act as a

well pressed sponge and is willing to take more of the

offered liquid. The part of water in the effective pick-up

will be at a minimum, the impact of the exchange will

be minimized and the add-on is reaching a maximum,

these all are in favour of a high E pu

.

4.2. The water squeezer, E pu

and the concentration

in the impregnating bath

There is no discussion about the interaction of the effective

pick-up and the concentration in the impregnation trough.

REpu. This means a low value of the effective pick-up

results in high concentration of the equilibrium. A high

concentration of the chemicals in the impregnating

trough will give more problems as the main components

peroxide and caustic at a high concentration

can react with each other and cause foaming. Not

only that foaming is a visual problem but foaming can

be extremely dangerous if the level control system in

not working correctly. In case of foam, the level system

can indicate a low volume, water will be added and

consequently the concentration of the impregnating

bath will drop and eventually we will see an overflow.

The system is in disequilibrium and the bleaching results

will definitely fluctuate.

4.3. The water squeezer, E pu

and the concentration

in the feeding liquor

This chapter is only relevant for the “dosing related to

the feeding”. In case of a single water pipe feeding

olabilir. Köpük seviyesinin yükselmesi

durumunda, seviye sistemi düşük

bir hacmi gösterebilir, su eklenir ve

sonuç olarak emprenye banyosunun

konsantrasyonu düşer ve sonunda

bir taşma görülür. Sistem dengeden

uzaklaşmıştır ve kasar beyazlık sonuçları

kesinlikle dalgalanacaktır.

4.3 Su Sıkma, Efektif Pick-Up ve

Besleme Çözeltisindeki Konsantrasyon

Bu bölüm sadece “beslemeye göre

dozajlama” için geçerlidir. Tek bir su

borusu beslemesi ve tüm kimyasalların

doğrudan bu boruya beslenmesi

durumunda, besleme borusu o kadar

ısınır ki zar zor dokunulabilir hale

gelir. Efektif pick-up ne kadar düşük

olursa, kostik ve peroksit konsantrasyonu

o kadar yüksek olur! Burada

besleme sıvısının konsantrasyonunun

formülüne atıfta bulunuyoruz:

R∆Q

Böyle bir dengeden uzaklaşma ve

aşırı ısınma durumunda, maliyeti bir

yana, sisteme peroksit stabilizatörü

eklemek sorunu çözmeyecektir.

Asıl yardımcı olacak şey Giriş Su

Sıkması Q1 değerinin düşürülmesi,

bu sayede daha yüksek E pu

değerine

ulaşılması ve sözkonusu tehlikeli

durumun bertaraf edilmesidir.

4.4 Buharlama Kabininde Sislenme,

Giriş Su Sıkması (Q1) ve E pu

Maksimum add-on ünitelerin ortaya

çıkmasından beri, buharlama kabinindek,

sislenme çok karşılaşılan

bir sorundur. Bu sorun, emprenye

sırasındaki düşük yer değiştirme ve

emprenye edildikten sonra yüksek

çözelti ilavesi (add-on) ile doğrudan

bağlantılıdır. Yukarıdaki Şekil 12

bunu daha net göstermektedir. Su,

kumaşın merkezinde kalır ve yüksek

konsantrasyona sahip kimyasallar ise

kumaşın üstünde kalır. Bu konsantrasyon

çok yüksektir bir değerdir ve

böyle bir kumaş buharlayıcıya girdiği

anda peroksit ve kostik reaksiyona

girer ve çok ince bir sis şeklinde oksijen

kumaştan ayrılıp ortama yayılır.

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK


46 İNCELEME

Böylece buharlama kabini bulutlanır.

Eğer bu fikre eğer katılmayan olursa, lütfen

küçük bir deneme yapmasını isteyin.

Aynı kumaşı kuru koşullarda, aynı reçete

ve buharlayıcı koşullarında emprenye

edin ve sonuçları karşılaştırın!

4.5 Giriş Su Sıkma , E pu

ve “Beyaz Bantlar”

Yukarıda belirtilen tüm problemlerle bağlantılı

olarak “beyaz bant” problem de

söz konusudur. Aslında, beyaz bant olayı

çok nadiren ortaya çıkar, ancak meydana

geldiğinde çözülmesi pahalı ve zor

bir sorundur. Beyaz bantlar bir konveyör

bandı kullanılarak yapılan kasar işleminden

sonra görülebilir. Bu bantlar ağartılmış

kumaş üzerinde atkı ipliği yönünde,

yaklaşık 5 ila 10 cm genişliğinde, eşit

aralıklarla ve 10 ila 20 metre arasında değişen

mesafelerde tekrarlayacak şekilde

görülebilirler. Beyaz bantlar, kumaşın bu

kısımlarının diğer kısımlardan daha fazla

ağartılmış olduğunu gösterir. Henüz teyit

edilmemiş olmasına rağmen, bu sorunun

konveyör bant rolikleri üzerindeki pilelenmiş

kumaşın üst ve alt kısmı arasındaki

sıcaklık farkları, kumaş üzerindeki yüksek

pick-up ve düşük yer değişim faktörünün

biraraya gelmesiyle oluştuğuna dair güçlü

göstergeler vardır. Özellikle buharlama

ünitesinin alt kısmında bulunan sıcaklık

farklılıkları dikkatle gözlenmelidir, bu

bölgede kumaş üzerinde buhar yoğunlaşması

tehlikesi bulunmaktadır. Yukarıda

bahsi geçen varsayımın doğru olup

olmaması tartışma konusu değil, önemli

olan bu varsayımın daha çok gözlemlenen

bir gerçeklere dayanmasıdır. Bu

da, beyaz bant olayı gözlemlendiğinde,

takip edilmesi gereken iki ana nokta

olduğu anlamına gelir:

1) Buharlama kabinindeki buhar koşullarına

dikkat edin

2) Flote yer değişiminin etkisini en aza

indirmek için yüksek basınçlı giriş su

sıkması (Q1) değerine bakınız.

Örneğin, Çıkış Kimyasal Sıkma (Q2)

değerinin düşürülmesi durumunda,

artırılan basınç çözelti ilavesi (add-on)

mikatrını düşürecektir ancak daha

tehlikeli bir başka şeye neden olarak

and a direct injection of all chemical components it

can happen that the feeding pipe is getting so hot

that it is barely touchable. The lower the effective

pick-up the higher the concentration of caustic

and peroxide! Here we refer to the formula of the

concentration of the feeding liquid:

R∆Q

Apart from the cost, increasing a stabiliser is no go,

this will not work. What will help is lowering the values

of Q1, with a lower Q1 we automatically will get a

higher E pu

and can eliminate a dangerous situation.

4.4. The water squeezer, E pu

and Fog in the steamer

Since the appearance of the maximum add-on

units, Fog in the steamer is a well-known problem.

This problem is directly linked to the low exchange

during the impregnation and the high add-on after

the impregnating. Fig.12 makes this more comprehensive,

a low exchange invalves a high concentration

of the feeding liquid. The water remains in the

centre of the fabric and the chemicals, with their

high concentration, stay on top of the fabric. This

concentration is very high and the moment such a

cloth enters the steamer peroxide and caustic start

to react and oxygen in form of a very fine mist is

leaving the fabric. The steamer is getting “cloudy”. If

someone disagrees with this, please let them make

a small trial and enter the same fabric in dry conditions,

impregnate with the same recipe and steamer

conditions and compare the results!

4.5. The water squeezer, the E pu

and the “white bands”

Linked with all the above mentioned problems are

the so-called white bands. As a matter of fact, the

phenomena of the white bands will occur very

seldom, but if it does it is a costly and difficult to

fight problem. The white bands are visible after the

bleaching using a conveyer belt. They appear on

the bleached fabric in weft direction, about 5 to

10 cm in width, evenly formed and are repeatedly

visible in distances varying from roundabout 10 to 20

metres. The white bands implicates that the fabric

in this area is more bleached than the other part

of the fabric. Although it is not yet confirmed there

are strong indications that we are dealing with a

combination of the high pick-up and a low exchange

on the fabric together with temperature differences

between the upper and lower part of the piled

fabric on the conveyer belt resp. rollerbed. Especially

the temperature differences existing in the lower

part of a steamer needs to be observed with care,

here is an eminent danger of condensation of steam

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



48 İNCELEME

yer değişim faktörünü etkileyecektir. Bu

örnek te, Giriş Su Sıkması’nın önemini

tekrar teyit etmekte ve neden tercihin

Giriş Su Sıkması değeri ile oynanması

gerektiğini göstermektedir.

4.6 Titrasyon – İhtiyaç Duyulan

Şeytani Değer !

Geçmişte, yaştan yaşa emprenye tekniği,

bir veya daha fazla katsayı ile kuvvetlendirilmiş

besleme çözeltisi ile belirli bir

konsantrasyonda tutulan oldukça büyük

hacimlerde emdirme flotesine dayanıyordu.

Belli bir katsayı ile kuvvetlendirilmiş

besleme çözeltilerinin miktarı çoğunlukla

elle ayarlanırdı ve titrasyon/karşılaştırma/

ayarlama döngüsü içinde titrasyon yapmak

kesinlikle gerekliydi. Geçen kumaş

miktarına bağlı olarak kimyasalların

dozajlandığı son teknoloji dozaj sistemleri

ile titrasyon işlemi, kimyasalların miktarını

düzenleme konusundaki önemli rolünü

kaybetmiştir. Titrasyon sadece normal

üretimi gözlem altında tutmak için bir

kontrol mekanizması olarak kullanılır.

Ayrıca titrasyon, değişim faktörü ve

pick-up gibi önemli parametrelerin bir

kısmını tanımlamaya da yardımcı olur.

Son derece küçük bir hacimli emdirme

tekneleri haricinde (örneğin, emprenye

flotesinin besleme flotesi ile neredeyse

aynı olduğu Flex-Nip gibi), emprenye

flotesinin titrasyon edilmesi için bir sirkülasyon

sistemi mutlaka gereklidir. Şekil

4 ve Şekil 5’e yakından baktığımızda,

sirkülasyon sistemi olmadan emprenye

sisteminde homojen bir konsantrasyon

elde edemeyeceğimiz açıkça ortaya

konmaktadır. Örneğin; İngiltere’de bazen

kullanıldığı gibi 2 ayrı ve ardışık tekneli

eski emprenye sistemleri de her teknedeki

değerler birbirinden farklı olduğundan

titrasyon için uygun değildir. Bir ön işlem

sistemindeki tüm bileşenlerden sadece

kostik ve peroksit güvenilir bir şekilde

hesaplanarak saptanabilir. Ancak kostik

selüloza karşı çok yüksek bir ilgiye sahip

olduğu için, sadece peroksit titrasyonu,

emprenye çözeltisindeki konsantrasyon

hakkında kesin bir bilgi verebilir. Bu

nedenle değişim faktörünün ve efektif pick-up’ın

belirlenmesi için sadece peroksit

titrasyonunun değerleri kullanılabilir.

on the fabric. It is not so much a question whether

the above mentioned assumption is correct but

more the fact of what is observed. This means that

when a phenomenon of white bands is observed,

there are two main points to follow:

1) Take care of the steam conditions in the steamer

2) Check the high pressure water squeezer value in

order to minimize the impact of the exchange

A reducing of the chemical pick-up value (Q2),

as e.g. increasing the pressure will indeed lower

the add-on on the fabric but it will, which is more

dangerous increase the influence of the exchange.

And this again is confirming the important role of

the water squeezer.

4.6. Titration, a necessary evil?

In former times the wet-in-wet impregnating technique

was based upon quite large volumes of

impregnating liquid kept at a defined concentration

by one or more reinforced solutions. The amount

of the reinforced solution(s) was mostly regulated

manually and a titration was absolutely necessary

in a loop control system of titration/comparing/

adjusting. With the actual state of the art dosing

systems where chemicals are dosed related to the

passing amount of fabric, a titration has lost his important

role of regulating the amount of chemicals.

A titration is only used as a control mechanism to

check the normal production. In addition a titration

is also helping to define some of the important parameter

as exchange factor and effective pick-up.

With the exception of an extremely small volume (as

e.g. Flex-Nip, where the impregnating liquid is nearly

identical to the feeding liquid) a circulating system

for titrating the impregnating liquid is a must. A close

look to fig.4 and fig.5 makes it plain that without

a circulating system we cannot get a homogeneous

concentration in the impregnating system. Other

systems as e.g. the old fashion impregnating systems

with 2 separated and consecutive troughs, as

sometimes used in the UK, are also not suitable for

a titration as the values in each of the troughs are

different to each other. Of all the ingredients in a

pretreatment system, only caustic and peroxide can

be determined in a reliable way. But due to the fact

that caustic has a very high substantivity against

cellulose, only the titration of peroxide will give an

exact information about the concentration in the

impregnating liquid. For this reason only the values

of the peroxide titration can be used for determining

exchange factor and effective pick-up.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



50

PANORAMA

Epson yüzde 100

yenilenebilir

enerjiye geçti

Global teknoloji lideri Epson, 2020

Avrupa Sürdürülebilirlik Yeşil Tercih

Raporu’nu yayımladı. Buna göre Epson

2020 yılında çalışan başına sera gazı

emisyonlarını yüzde 8,5 azalttı.

azaltırken pil, kağıt, ahşap ve plastik gibi atıklar

dahil 23.700 ton malzemeyi geri dönüştürdü. Epson,

2020 itibariyle artık sahip olduğu tüm binalarda

yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanmaya başladı.

‘HERKES YEŞİL TERCİH YAPABİLİR’

Epson Avrupa Başkanı Kazuyoshi Yamamoto rapor

hakkında şöyle konuştu: “Epson’un Yeşil Tercih

Raporu, müşterilerimize tüm Avrupa operasyonlarımızda

sürdürülebilirliği sağlamak için mevcut

tüm önlemleri aldığımıza dair güvence sağlıyor.

Sürdürülebilirlik DNA’mızda var, yaptığımız her şeyin

içinden geçiyor. Üretim ve dağıtımımızdan çalışanlarımızın

kaynak ve davranışlarının kullanımına kadar,

küresel ayak izimizin her yönünü sürekli olarak

ele alıyor ve iyileştiriyoruz. Her birimiz yeşil bir tercih

yapabiliriz. Birlikte, bu ‘yeni normal’deki zorluklarla

yüzleşirken, doğru seçimleri yapmak ve insanlarımız

ve gezegenimiz için daha sürdürülebilir bir gelecek

yaratmak üzere hepimiz daha fazla çalışmalıyız.”

ÇEVRECİ ÜRÜNE TALEP ARTTI

Epson Europe CSR ve Sürdürülebilirlik Direktörü

Henning Ohlsson ise şunları ekledi: “Yeşil Tercih

raporumuz geleceğimiz için doğru seçimi yapmakla

ilgili. Daha çevreci ürün ve hizmetlere olan

talep hiç bu kadar güçlü olmamıştı ve bu özellikle

ileriye gerçek bir endişe ile bakan genç nesiller için

geçerli. Sürdürülebilirlik tutkusu, şirketleri değişiklik

yapmaya zorluyor ve bu iyi bir şey. Değerlerini paylaşmayan

veya aynı aciliyet duygusunu gösteremeyen

markaların uzun vadeli bir geleceği yoktur.”

Global teknoloji lideri Epson, 2020 Avrupa Sürdürülebilirlik

Yeşil Tercih Raporu’nu açıkladı. Rapora göre

Epson 2020 yılının tamamında çevre ve sürdürülebilirlik

konularında önemli adımlar attı. Epson 2020’de

çalışan başına sera gazı emisyonlarını yüzde 8,5

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



52

PANORAMA

Taren delintasyon çözümleri

pamukta verimliliği arttırıyor

Türkiye’nin ilk ve tek patentli pamuk delintasyon teknolojisini geliştiren

Taren Mühendislik, dünyaya pamuk tohumu delintasyon tesisleri kuruyor.

Firma ayrıca, Urfa’da kurduğu Taren Tohum A.Ş. pamuk tohumu delintasyon tesisi

ile bölgedeki pamuk tohumu üreticilerine tohum işleyicisi olarak hizmet veriyor.

Pamuk verimliğini ve kalitesini arttıran delintasyon

teknolojileri geliştiren ve kapsamlı hizmetler

sunan Taren Mühendislik, 2017 yılındaki kuruluşundan

itibaren hızlı bir büyüme elde etti. ‘Let it be

Cotton! – Bırakın Pamuk Olsun!” sloganıyla tekstil

tedarik zincirinin en başında, pamuk tohumu üretiminde

çözümler geliştiren Taren, sektöre katkı

sağlayacak geliştirmelere imza attı. Tohumculuk

sektöründe 20 yıllık güçlü bir deneyime sahip

Sercenk Kılıç tarafından Adana’da kurulan Taren

Mühendislik, özellikle pamuk üretiminin olduğu

tekstil pazarlarında önemli projeler yürütüyor. Delintasyon

işlemini temel olarak pamuk tohumunu

üzerindeki liflerden, şiften ve yabancı maddelerden

ayrıştırma olarak tanımlayan Sercenk Kılıç,

bu konuda %100 yerli ve patentli delintasyon

makineleri (delintır) geliştirdiklerini söyledi. Kılıç;

“Küresel pamuk ve pamuk tohumculuğu sektöründeki

firmalara delintasyon tesisi kurmayı ve

Türk pamuk endüstrisinin pazar payını arttırmasına

yardımcı olmayı hedefliyoruz. Bu konuda

AR-GE desteği de sunuyoruz. Geliştirdiğimiz teknolojiler

ve sunduğumuz hizmetler başta pamuk

üreticilerinin olmak üzere tüm tekstil endüstrisinin

verimlilik artışına katkı sağlıyor” dedi.

ASİTLE DELİNTASYON MEKANİK

DELİNTASYONDAN ÜSTÜN

Geliştirdikleri ve patentini aldıkları delintasyon

makinesinin asitle delinte işlemini gerçekleştirdiğini

belirten Sercenk Kılıç, mekanik sistemlere kıyasla bu

sistem sayesinde tohum üzerindeki liflerin ve artıkları

tamamen temizlediğini ifade etti. Kılıç; “Mekanik

delintasyonda, tohum üzerinde lif ve tarladan ya

da çırçırdan gelen istenmeyen mikro organizmalar

hala kalmaya devam eder. Asit ile delintasyon,

pamuk hasat miktarı ve kalitesi açısından zararlı bu

etkileri ortadan kaldırıyor. Delintasyondan geçen

tohumlar, hassas eleme grubu makinelerinde

eleniyor ve içi boş hafif tohumlar ayrılıyor. Ayrıca,

tohum verimliği için uygulanan tohum kaplama

prosesinde, asitle delinte edilen tohumlar daha

homojen kaplanarak yüklenen ilaçları tohum

bünyesinde daha iyi muhafaza ediyor. Mekanik

delintasyonda ise tohum üzerinde kalan lifler homojen

kaplamayı engeller, ayrıca bu sistemlerdeki

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 53

şeklinde konuştu. Kılıç, ham madde tasarrufu ve

pamuk üretiminde rekolte artışı sağlayan delintasyon

konusunda firmaların kendi tesislerine sahip olmasının

avantaj sağladığını belirtti. Kılıç; “Firmalar

kendi delinte tesislerine sahip olarak fason işleme

maliyetlerinden kurtulmuş oluyor. Hatta, başka

tohum firmalarının bu işlemini de gerçekleştirerek

firmaya ciddi bir gelir alanı oluşturuyor. Örneğin;

yılda 5000 ton çiğit işleyen bir tesis yatırım maliyetini

1 yılda amorti edebilmektedir” dedi.

PAMUK ÜRETİLEN HER YER POTANSİYEL

PAZARIMIZDIR

Pamuk alanında patentli bir teknoloji sunduklarını

hatırlatan Sercenk Kılıç, küresel pazardaki önemli

pamuk ve tekstil ülkelerine dönük stratejiler geliştirdiklerini

açıkladı. Kılıç sözlerine şöyle devam etti.

Kendi tarlasını ekip kendi pamuğunu üreten tekstilciler,

tohumcular, iplikçiler odak noktamızda bulunuyor.

Dünya pamuk üretiminde Hindistan, Pakistan,

Çin, ABD, Brezilya, Türkiye, Özbekistan ve Afrika ülkeleri

öne çıkıyor. Bütün pazarlar bizim için potansiyel

taşıyor. Uluslararası Satış ve Pazarlama Direktörümüz

Fırat Hınis yönetiminde bazı pazarlarda gerçekleştirdiğimiz

ciddi çalışmalarda başarılı sonuçlar aldık.

Detayları yakında kamuoyu ile paylaşacağız.”

Pazarda bilinen rakiplerine kıyasla müşterilerine

%50 fiyat avantajı sunduklarını açıklayan Kılıç, makine

satış sonrası kesintisiz hizmet ve yedek parça

tedariki sağladıklarını belirtti. Kılıç tesis kurulum

sonrasında anlaşmaya bağlı olarak 500 ton çiğit

işleme için ilk delinte işlemini kendilerinin yaptığını,

temizleme fırçaları tohumu çizerek tohum içindeki

embriyoya zarar verebiliyor” şeklinde konuştu.

DELİNTASYON VERİMLİLİK İÇİN OLMAZSA OLMAZDIR

Araştırmalar ve saha çalışmaları asit ile delinte

edilmiş tohumların, çiğit ekme veya mekanik

delintasyondan geçmiş tohumlara göre çok daha

yüksek verimlilik elde ettiğini gösteriyor. Tohumlar

delinte edilmeden ve edildikten sonra testlere

tabi tutularak çimlenme kabiliyeti en yüksek olan

tohumlar seçilebiliyor. Bu, çiğit ekmeye oranla

daha az miktarda tohum kullanmak anlamına

geliyor. Dekar başına 2,5 kg pamuk tohumu

ekilerek damızlık maliyetinde ciddi bir kazanç

elde edilebiliyor. Tohum kalitesine bağlı kalmak

koşuluyla, dönüm başına daha yüksek rekolte,

yani verim elde etmek mümkündür. Sercenk Kılıç,

delinte tohumun pamuk tarımında hastalık ve

zararlılarla mücadelede üreticilerin elini güçlendirdiğini

söyledi. Kılıç; “Delintasyon işlemi sırasında

kullanılan asit ve sıcak hava tohumun yüzeyindeki

istenmeyen mikro organizmaların yok olmasını

sağlıyor. Böylece daha saf bir tohum elde ediliyor”

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK


54

PANORAMA

partnerlerine iş ve eğitim desteği sağladıklarının

bilgisini verdi. İhracat pazarları hakkında bilgi veren

Taren Mühendislik Uluslararası Satış ve Pazarlama

Direktörü Fırat Hınis, küresel pazarlama çalışmalarına

hızla başladıklarının altını çizdi. Hınis, Özbekistan’ın

başkenti Taşkent’te oluşturdukları temsilcilikten

sonra Pakistan’ın Okora-Punjab bölgesinde de

temsilcilik kurduklarını açıkladı. Pamuğun yoğun

gündem olduğu dünyanın çeşitli diğer bölgelerinde

de temsilcilik ve satış ağı oluşturmak için çalışmalarına

hız kesmeden devam ettiklerini belirten

Hınis, şunları dile getirdi; “Nitekim Afrika’da yoğun

görüşmeler içindeyiz, umuyorum ki yakın zamanda

Afrika’yı da bu teknoloji ile tanıştıracağız. Dünyada

pamuk ve pamuk tohumu işleyiciliği ile ilgili tüm

gelişmeleri yakından takip ediyoruz. İçinde bulunduğumuz

küresel pandemik kriz sonrası önemli fuar

ve organizasyonlarda yer alacağız.”

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK DELİNTASYON TESİSİ

URFA’DAKİ TAREN TOHUM A.Ş.

Urfa’da hayata geçirdikleri Taren Tohum delintasyon

tesisine de değinen Sercenk Kılıç, şu bilgileri verdi;

“Urfa ve bu bölge Türkiye’deki toplam pamuğun

%40’ını üretiyor. Buna karşın bölgenin ihtiyacını yanıtlayacak

bir delintasyon tesisi bulunmuyordu. Bölgenin

dışına tohum göndermek ciddi zaman kaybı,

navlun bedeli, takip zorluğu gibi sorunlar yaratıyordu.

Faaliyetlerine başlayan Taren Tohum 15 bin ton

sezonluk pamuk tohumu işleme kapasitesine sahip.

Tesisimizde kendi ürettiğimiz 7 delintır bulunuyor.

Kurulu gücü ile Türkiye’nin en büyük pamuk tohumu

delintasyon tesisidir. Bu konuda tecrübeli personelimiz

ile partnerlerimize güven ve kolaylık sağlıyoruz.”

20 yıllık bir tecrübeyle faaliyetlerini sürdüren Taren

Mühendislik, tekstil tedarik zincirinde talep edilen

sürdürülebilirlik, şeffaf üretim ve kaynakların korunmasına

ilişkin taleplerin karşılanmasına pamuk üretim

aşamasında net ve kazançlı yanıt oluşturuyor.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


“İşi profesyonellerine bırakın”

WEB OFSET DÜZ OFSET CİLT AMBALAJ

‘nin matbaası

“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”

Termal Kalıp

Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş

gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli

baskı sağlayan özel bir kalıptır.

Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)

80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Detaylar İçin:

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza

No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE

Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com

Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)

UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler

için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip,

yüksek tirajlı baskılara uygun,

Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep)

50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)

Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza

No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE

Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com

Detaylar İçin:


56

PANORAMA

Pinterest ile E-İhracat’ı

arttırmak mümkün

yok. Küçük miktarlarda e-ihracat gönderileri için

gümrük işlemleri kolaylıkla gerçekleşebiliyor ki,

dileyen satıcılar sadece e-ihracat yapabilmek için

bu yönde gümrük müşavirliği firmalarından destek

alarak, daha kapsamlı satışları da yapabiliyorlar.

Globalleşen dünya koşullarında, artık tüm dünya

vatandaşları kendi ülkelerinden alıveriş yapar

gibi başka ülkelerinden ürü satın alabiliyor. Lojistik

imkanlarının da gelişmesi ile kolayca gerçekleşen

E-ihracat uygulamalarında önemli pazarlama

kanallarından birisi olan ve özellikle batıda yaygın

biçimde kullanılan Pinterest hakkında ne biliyorsunuz?

Veri analisti ve iletişim tasarımı uzmanı

Ömer Yoluk, Pinterest ile E-ihracat kapasiteni nasıl

arttırabileceğimiz hakkında bilgiler veriyor. Dünyadaki

fiziksel sınırlar değişmiyor olsa da, dijitalleşen

dünya şartları altında artık bu sınırlar neredeyse

hiçbir anlam ifade etmiyor. Bir Amerikalı, Türkiye’den

bir ürün sipariş edip, birkaç gün içerisinde

ürüne sahip olabilirken, bu diğer tüm dünya

ülkeleri için geçerli oluyor. Türkiye’den yurtdışına

E-ihracat ile son derece ciddi bir trafik söz konusu

iken herhangi bir üretici veya perakendecinin bu

trafikten faydalanması için de herhangi bir engel

YURTDIŞINA SATIŞ NEDEN ÖNEMLİ?

İhracat yapmak isteyenler için yurtdışına satışın

neden önemli olduğundan bahsetmeye elbette

gerek yok. Ancak hali hazırda ülke içerisinde ihraç

potansiyeli bulunan ve aslında kolaylıkla satılabilecek

ürünleri bekleten satıcılar için ihracatın önemine

vurgu yapmakta fayda vardır. Hangi ürünü

üretiyor veya satıyor olursanız olun, özellikle batı

ülkelerine yapacağınız satışlarda, ürü fiyatlarını

Türkiye alım gücüne göre belirlemeniz halinde çok

yüksek bir sürümle karşılaşırsınız. Örneğin; bir havlunun

Türkiye’deki satış fiyatı 2-4 dolar arasındayken,

Amerika’daki satış fiyatı 50 dolarak kadar çıkabilir.

Bu durumda lojistik maliyetleri eklendiğinde dahi,

ortaya Amerikalı bakımından son derece uygun

fiyatlar çıkar. Kaldı ki, Türkiye’de üretilen, özellikle

otantik ürünlere Amerika veya Avrupa’da erişmek

neredeyse imkansızdır. Bu nedenle ürünlerinizin

satış hacmi son derece yüksek olabilir.

YURTDIŞINA PİNTEREST İLE PAZARLAMA

YAPABİLİRSİNİZ

Yurtdışında herhangi bir noktaya Pinterest gibi

global kullanıcı ağı bulunan bir platformu kullanarak

kolayca pazarlama yapabilirsiniz. Etiketleri ve

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


metin alt kodlarını doğru yapılandırıp, buradaki

içeriklerinize özgün içerikler yüklemeniz halinde

Pinterest aramalarında ön sıralarda yer alır

ve kullanıcıların dikkatini çekersiniz. Pinterest

kendi e-ihracat platformunuza veya katalog

sitenize link vermenizi de yasaklamaz. Bilakis size

doğrudan bağlantı imkanı sunar. Dolayısıyla, bu

platform üzerinden edineceğiniz müşteriyi kendi

sitenize aktarabilir, kuracağınız e-ihracat platformu

üzerinden de satışlarınızı gerçekleştirebilirsiniz.

Yurtdışında e-ihracat için müşteri bulmanın

en etkili yollarından birisi olan bugünlerde Pinterest

isminden en çok bahedilen platformdur.

E-İHRACAT İÇİN ÖZEL BİR ENTEGRASYON

GEREKİYOR MU?

Esasında ihracat belli bir hacme kadar herhangi

bir izin veya özel prosedür gerektirmediği

gibi, satış yapabilmek için bir özel protokol de

yok. E-ticaret sitenizin yurtdışına satış yapabiliyor

olması; sizi doğrudan e-ihracat yapabilir

hale getiriyor. Ancak tabii tıpkı Pinterest’in

kendi arayüzünde olduğu gibi, kendi sitenizde

de ilgili ülkelerin dilinde yayın yapıyor olmanız

gerekiyor. Örneğin; Almanya’yı hedef ülkeler

arasına koyduysanız ve bu ülkedeki tüketicilere

ürün satacaksanız, Pinterest’ten sizin sitenize

geldikten sonra dil problemi söz konusu olmaksızın

alışveriş yapabilir olmalarını sağlamanız

gerekiyor. Pinterest’in her geçen gün genişleyen

sistematiği, yakın zamanda ülkemizde de

doğrudan mağaza açabilir ve satış yapabilir

hale gelmenizi sağlayacak. Bu sürecin sonrasında

daha kapsamlı satış araçlarını, daha çok

dilde kullanabilmeniz mümkün olacak.

PİNTEREST İLE EN ÇOK HANGİ ÜLKELERE SATIŞ

YAPILABİLİYOR?

Pinterest’in en yaygın kullanıldığı ülke Amerika

Birleşik Devletleri’dir. Onu İngiltere ve Avrupa

ülkeleri izler. Türkiye’nin e-ihracatta lojistik olarak

en yüksek kabiliyete sahip olduğu ülkeler de

Avrupa ülkeleridir. Dijital alışverişin özellikle

Covid döneminden sonra ciddi şekilde arttığı

Avrupa ülkelerinde, yurtdışından online alışveriş

yapmak da oldukça yaygın. Yukarıda da

belirttiğimiz gibi özellikle üretimde neredeyse

tekel olduğumuz bir çok ürünü bu kanaldan

tüm dünyaya pazarlayabilir, yegane üreticisi

olmasak dahi, Pinterest’i dijital pazarlama araçları

içerisinde önemli bir yere konumlandırarak,

ihracat pazarlaması uygulamalarında avantaj

elde edebiliriz. Kapsamlı, stratejik ve taktiksel

uygulamaları bakımında iyi yönetilmesi gereken

ihracat pazarlaması, mutlaka uzmanlar tarafından

yapılmalıdır. Pinterest gibi zeminler ve

diğer tüm ihracat pazarlaması yapılan alanlarda,

uluslar arası pazarlama deneyimi bulunan

ekiplerle çalışmanız büyük önem arz ediyor.


58

PANORAMA

Uzun ömürlü

işletmelerin 7 sırrı

ŞİRKET ANAYASALARI

İşletmelerin dağılmalarının veya iflaslarının önemli

nedenlerinden biri de ortaklar arası uyumsuzluk

veya iletişimsizliktir. Ortaklar arası ilişkileri ve ortakların

şirketle ilişkilerini düzenleyen şirket anayasaları,

işletmelerin uzun süre yaşamasını sağlayan

önemli noktalardan biridir. Bu anayasalar ya da

yazılı kurallar, işletme faaliyetlerini sınırlandıran katı

kurallar değil, ilişkileri düzenleyen ve şirketin uzun

ömürlü olmasını sağlayan esaslardır.

YENİLİKÇİ VE GELENEKSELE SAHİP ÇIKAN

YÖNETİCİ YAPISI

İşletmelerin ilk günden günümüze kadar getirdiği birikimlere,

yazılı kurallara, ilkelere sahip çıkarken aynı

zamanda da değişen sektör, finans, teknoloji, müşteri

gibi değişkenlere uyum sağlayabilen yönetici

yapısı altın değerindedir. Bu tip yöneticiler, işletmeyi

o güne kadar taşıyan değerlere sahip çıkarken,

yenilikçi yönleriyle de şirketlerin mevcut koşullara

uyumunu ve ayakta kalmalarını sağlamaktadırlar.

PAZARLAMANIN MERKEZE KONMASI

İşletmelerin yaptığı belki de en kritik yönetim

hataların başında pazarlamayı önemsememek

gelmektedir. İşletmenin ürettiği ürün ya da sunduğu

hizmet ne kadar iyi olursa olsun, sektördeki

rakip markalar arasında öne çıkmak, doğru hedef

kitlelere, doğru yöntemlerle ulaşmak için pazarlama

kritik önem taşımaktadır. Pazarlamayı bir gider

kalemi olarak değil, gelir kalemi olarak gören

işletmelerin ömrü daha uzundur.

Verilere göre, Türk şirketlerinin ortalama yaşı 34.

Açılan şirketlerin büyük bir bölümü ise 10 yılını doldurmadan

faaliyetlerini sonlandırıyor. Ancak bu

rakamların aksine yarım asırdan fazladır faaliyetlerini

sürdüren işletmeler de söz konusu. 150 yılı aşkın

köklü geçmişiyle Generali Sigorta, uzun ömürlü

işletmelerin ortak yanlarını ve günümüze kadar

taşıdıkları değerleri paylaştı.

ORTAK AKIL

İşletmelerin büyük bölümünde alınan kararlar,

işletme sahibinin ya da işletme yöneticisinin tek

başına aldığı kararlardır. Bu durumun olumlu

getirileri kadar olumsuz getirileri de söz konusudur.

İşletmeyle ilgili kararlar alırken çalışanlarından

veya alanında uzman isimlerden fikir alan, diğer

bir deyişle ortak aklı yönetim süreçlerine dahil

eden şirketler ve yönetim anlayışı, işletmelerin uzun

süre ayakta tutan faktörlerin başında geliyor.

ÇALIŞAN İŞGÜCÜNÜN ÖNEMSENMESİ

Bir işletmenin en önemli ve güçlü yanlarından biri,

çalışan işgücüdür. Unutulmamalıdır ki, mutsuz personel,

verimsiz personeldir. Yalnızca ürün ve hizmetlerin

üretimine ve satışına değil, çalışan iş gücünün

verimliliğine ve motivasyonuna da odaklanan

işletmeler daha uzun süre ayakta kalmaktadır.

EGOLAR VE ÇIKARLARDAN FERAGAT

EDEBİLME GÜCÜ

Ekip halinde çalışmada zorlanma, birçok bireyin

ve işletmenin en önemli sorunları arasında yer

alıyor. Ekibin çıkarlarını bireysel çıkarların önünde

tutabilmek önemli bir değerdir. Diğer bir deyişle işletmenin

ve sistemin bekası için bireysel egolar ve

çıkarlardan feragat edebilmek, şirketlerin ömrünü

uzatan bir diğer faktördür.

MEMNUN MÜŞTERİ ANLAYIŞI

İşletmeler için müşteri ilişkilerinin yönetimi her

dönemde zor olmuştur. Her memnun müşteri,

işletmeye yeni müşteriler kazandırdığı gibi, memnun

olmayan her müşteri de potansiyel müşteri

kaybına neden olabilmektedir. İlk gününden

itibaren memnun müşteri anlayışını merkeze koyan

işletmelerin ömrü daha uzundur.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


M - C

TSE - ISO

10002

TS EN ISO 9001:2015

‹STANBUL

TÜYAP FUAR VE KONGRE MERKEZ‹

TÜYAP FAIR CONVENTION AND CONGRESS CENTER

Büyükçekmece, ‹stanbul / Turkey


60

PANORAMA

A positive outlook

on next year’s trade-fair trio

New dates, new perspectives, new opportunities: from 4 to 7 May

2021, Heimtextil joins forces with Techtextil and Texprocess to bring

together leading representatives of industry, trade, design, science

and research at the same time and place. Olaf Schmidt, Vice President

Textiles & Textile Technologies of Messe Frankfurt, offers insights into the

current planning status and the outlook for the trade-fair trio.

What makes you confident that the trade-fair trio

of Heimtextil, Techtextil and Texprocess can be

held successfully in May 2021?

“This year, we all experienced a previously unknown

set of circumstances with unpredictable

developments. None of us foresaw the consequences

and the duration of the pandemic. And we

are still at the point where we do not know when

we will be able to draw up reliable plans again.

Nevertheless, there is good reason to be optimistic.

Towards the end of the summer, Germany’s fair

and exhibition industry was given the go-ahead

to hold fairs again – not long before the second

wave hit us. In view of this, we are relieved that we

decided at an early stage to postpone the next

Heimtextil from January until May 2021. For, although

we are still far removed from having complete

planning certainty, we are tackling the projects

for Heimtextil, Techtextil and Texprocess 2021 with

confidence – in the hope that the current, second

lockdown and the no-less challenging winter

months ahead of us will be followed next spring by

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 61

an improvement in the corona situation. Looking

towards Asia also gives us ground for optimism.

There, in mid-October, Messe Frankfurt began holding

fairs with up to 150,000 participants. Despite

the fact that the way China has handled the virus

is not comparable with the European approach,

we nevertheless see the situation there as encouraging.

All the more so because we firmly believe

that social distancing and an efficient supply of

fresh air is much easier to regulate in exhibition

halls than, for example, in a shopping centre. Moreover,

we have prepared our hygiene and safety

concept very thoroughly over the past months.

Naturally, we remain in close contact with the appropriate

authorities and our exhibitors, the vast

majority of whom want to see the sector getting

together in the near future. Accordingly, we are

working flat out on holding our fairs safely in 2021.”

How do you see the mood on the industry and

trade sides, and what has been the exhibitor

response to date?

“From Germany’s home-textile manufacturers,

furnishing specialists and retailers, we know that

the order books are well filled at the moment. People

were unable to travel much in 2020 and thus

invested more in their homes. According to the

Heimtex trade association, there was no summer

downturn this year and some sectors were able

to make up for the losses from the first lockdown.

Nonwoven manufacturers achieved a five percent

increase in sales with the production of face masks

and hygiene articles. Overall, however, sales of

technical textiles fell for the first time after many

years of developing in a positive direction. According

to the IVGT textile association, revenues were

down by approx. 13 percent between January

and September, this year, compared to the same

period in 2019. Following a collapse in sales in the

second quarter of this year, exports of textile machines

from Germany are now increasingly stable.

According to VDMA Textile Care, Fabric and

Leather Technologies, Germany’s machine and

plant manufacturers noted a drop of approx. 16

percent in exports to the EU 27 between January

and September compared to the previous year.

However, this is set to improve over the course of

the year. We have heard that many companies

are hoping for a trade fair and personal encounters

with customers and partners in the near

future, to give their businesses an additional boost.

Leading representatives of the home-textile sector

recently rated the coming Heimtextil as a decisive

source of impulses for their business in times of

crises. Many of them have also reacted positively

to the postponement of the fair until May, and

the echo from our exhibitors has been correspondingly

good. At present, around 1,600 companies

have said they are interested in exhibiting at the

next Heimtextil. Techtextil and Texprocess can

also boast very good registration figures with over

85 and 65 percent respectively of the exhibition

space at previous events already having been

reserved. We consider ourselves fortunate that our

exhibitors and partners have shown such confidence

in us and that, even in times of crisis, they

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK


62

PANORAMA

technology specialists means that the participants

of all three events will receive impulses from

sectors that are rarely to be found all together at

the same venue. Thus, the trade-fair trio will be a

‘textile powerhouse’ offering inspiration, expertise

and business opportunities in completely new

constellations. In particular, Techtextil and Texprocess

will offer more digital services for the first

time. We will stream lectures and discussions, as

well as install a new online matchmaking service.

Thus, international participants will have the chance

to obtain in-depth information during or after

the event, as well as to make valuable contacts.”

continue to rely on our leading trade fairs. With a

comprehensive hygiene and safety concept, we

at Messe Frankfurt are doing everything possible

to ensure that visitors and exhibitors feel safe and

can attend our events with a good feeling.”

What are the benefits for exhibitors and visitors

of holding the three trade fairs – Heimtextil,

Techtextil and Texprocess – concurrently on this

one occasion?

“In September, we decided to postpone Heimtextil

from January to May, next year, and to hold

it concurrently with Techtextil and Texprocess. In

addition to the significantly improved prospects of

success given by the later dates, holding the three

trade fairs in parallel offers valuable synergistic effects

for many participants, as well as the unique

chance to discover large parts of the textile value

chain at the same time and place – from fibres

and yarns, via functional textiles and production

and finishing processes, to finished products for a

variety of applications, especially textile interior

furnishings. Thanks to the close proximity to

manufacturers of innovative technical textiles and

nonwovens at Techtextil, Heimtextil exhibitors and

visitors have the opportunity to meet potential

partners from a new area of business. From the

point of view of many Heimtextil participants, the

machines and new technologies for processing

textile and flexible materials to be seen at Texprocess

are a field of considerable interest. Specifically,

this means that product designers, buyers

or textile engineers from exhibiting companies

at Heimtextil can also make business contacts at

Techtextil and Texprocess, and discover the latest

products on the market. Moreover, the presence

of retailers, furnishing specialists, interior architects,

architects, designers, materials experts from

research and development and machine and

What are the next steps towards holding the fairs?

What factors will be decisive for the trade-fair trio

to be held successfully in May?

“In February, we will have received binding registrations

from our Heimtextil exhibitors. In the case

of Techtextil and Texprocess, the deadline is the

end of January. Only then – after these deadlines

have passed – will we have a clearer view forward

and our teams be able to plan the fairs in detail.

As soon as possible afterwards, we will hold a press

conference and provide details about the number

of registrations received and the planning status of

the individual events. We hope very much that the

situation will improve over the winter months and,

in particular, that the travel restrictions can be

relaxed. Under these circumstances, we are confident

that, with our carefully prepared hygiene and

safety concept, we will be able to hold a safe and

highly successful trio of fairs.”

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



64

PANORAMA

“Tekstilde Güç Birliği”

Türk iş kadını Hande Gürsoy, dünyaca ünlü

tenisçi Boris Becker’in ismini taşıyan yeni

markası ile Avrupa perakende pazarında

rüzgar gibi esiyor. MGS Group Kurucu Ortağı

ve Boris Becker Tasarım Koordinatörü Hande

Gürsoy pandemi döneminde kurduğu tasarım

ekibi ve arkasına aldığı 12 tekstil üreticisi

ile Avrupa’da yeni bir moda dalgası oluşturdu.

Kısa bir sürede başta Almanya olmak

üzere Avrupa’nın farklı noktalarına 150 bin

parça tekstil ihracatı yaptıklarının altını çizen

Gürsoy: “Boris Becker markası, güç birliğine

dayalı üretim modeli, tasarım kalitesi ve

ihracat gücüyle Türk tekstilinin geleceğine

yapılan yatırımdır” dedi. Kariyeri boyunca

kazandığı madalyalarla gündem olan ve 17

yaşında Wimbledon’ı kazanan en genç tenisçi

ünvanını taşıyan Boris Becker, bundan

sonra etiketinde Made in Turkey yazan tekstil

markasının başarılarıyla konuşulacak.

TÜRKİYE TASARIM GÜCÜ VE MARKA

DEĞERİYLE HAK ETTİĞİ KONUMA GELMELİ

Türkiye’nin sadece iplik, pamuk, kumaş ve hazır

giyim mamul sağlayıcısı olarak değil dünya

tekstil sektöründe tasarım gücü ve marka

değeriyle hak ettiği yere gelmesi gerektiğine

inanan MGS Group, Boris Becker markasını

güç birliğine dayalı üretim modeli, koleksiyon

kalitesi ve ihracat gücüyle Türk tekstilinin geleceğine

yapılan yatırım olarak görüyor.

MGS Group Kurucu

Ortağı ve Boris Becker

Tasarım Koordinatörü

Hande Gürsoy, “Boris

Becker markası, güç

birliğine dayalı üretim

modeli, tasarım kalitesi

ve ihracat gücüyle Türk

tekstilinin geleceğine

yapılan yatırımdır” dedi.

MADE İN TURKEY İMZASI BİZE GÜÇ VERİYOR

Marka adı seçme konusunda son derece

titiz davrandıklarının belirten MGS Group

Kurucu Ortağı ve Boris Becker Tasarım

Koordinatörü Hande Gürsoy: “Tekstil sektörüne

yatırım fikrinin doğması ile birlikte MGS

Group olarak bağlantıda olduğumuz yurtdışı

kaynaklarımızı marka arayışında olduğumuz

yönünde bilgilendirdik. Bu kapsamda önerilen

isimler arasında; kariyeri boyunca altı

kez Grand Slam şampiyonluğu, bir Olimpiyat

Oyunları altın madalyasına sahip ve henüz

17 yaşındayken Wimbledon’ı kazanan en

genç tenisçi ünvanını taşıyan Boris Becker

ön plana çıktı. Sporcu kimliği ve başarılarıyla

dünyaya ün salmış Boris Becker ismini

hedeflediğimiz kategoride çok doğru bir

marka olarak gördük ve yatırım yapmaya

karar verdik. Boris Becker markası sezon

koleksiyonları başarı odaklı olduğu kadar rahatına

düşkün casual diye tabir edilen spor

şık giyinmeyi seven erkek hedef kitle profili ile

birebir örtüşüyor. Bundan sonra Avrupalı şık

erkeğin markası olarak Boris Becker’i çok sık

duyacaksınız. Birlikte çalıştığımız 12 üreticimiz

ile ürünlerimizin tamamını Türkiye’de üretiyoruz.

Boris Becker her yeni sezon koleksiyonu

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 65

ile kendini geliştiren ve kendi alanında fark yaratma

olgusuyla yenilik peşinde olan bir marka. Bu yaklaşımla

her koleksiyonda ürün çeşitliliğimiz artıyor ve

beraberinde yeni iş ortaklıkları getiriyor. Bizim için

büyümek, eğer iş ortaklarımız ile birlikte büyüyorsak

anlamlı. Boris Becker markasının arkasında Türk tasarımcı

ve üreticilerinin yer alması, etiketinde Made

in Turkey yazması çok gurur verici” dedi.

TÜRKİYE’DE HARVEY NİCHOLS VE BRANDROOM İLE

SATIŞ ANLAŞMASI YAPTI

Avrupa’da kısa sürede elde ettiği yüksek satış

rakamları sonrası Harvey Nichols ve Brandroom

mağazaları ile Brandroom-online üzerinden satış anlaşması

yaparak Türkiye pazarına giren Boris Becker

markasının pandemi dönemindeki elde ettiği bu başarıyı

Tasarım Koordinatörü Hande Gürsoy “Üreticilerimizin

Türkiye’de olması, Harvey Nichols, Brandroom

ve Emaar Square Mall içerisinde bulunan Galeries

Lafayette gibi değerli markalarla yaptığımız işbirliği

anlaşmaları bu kriz dönemini avantaja çevirmemizi

sağlayan önemli unsurlar oldu” şeklinde açıkladı.

2021 YILI “AVRUPA PERAKENDE PAZARINDA YAYILMA”

Gürsoy: “Yurt dışında hali hazırda Almanya, İspanya,

İsviçre, İtalya, Fransa, Portekiz’deki distribütörlerimiz

üzerinden gerçekleştirdiğimiz ihracatımızın tüm

Avrupa’ya yayılması için çalışıyoruz. Avrupa büyüme

planlarına Balkan ülkeleri, Orta Doğu, Rusya ve

Bağımsız Devletler Topluluğu (CIS) ihracatlarının da

eklenmesi 2021 ana büyüme hedefimizin mihenk

taşını oluşturuyor.” dedi. Sektörün önde gelen

isimlerinden oluşan ve dinamik bir tasarım ekibine

sahip olan Boris Becker markası gerek Sonbahar-Kış20-21

gerekse 2021 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu

ile Avrupa’da büyük beğeni topladı. Bu beğeninin

sipariş adetlerine de yansıdığına dikkat çeken

Gürsoy: “Kendini yenileyen ve sürekli geliştiren bir

koleksiyon anlayışımız ve benzersiz bir tasarım gücümüz

var. Pazardan elde ettiğimiz geri dönüşler, her

yıl grubumuz içinde tekstil gelirimizin daha yüksek

paya sahip olacağını gösteriyor. 2021 yılı sonunda

toplam hacmimizin %80’inin tekstil faaliyetlerimize

ait gelirlerden oluşmasını hedefliyoruz” dedi.

3 YIL İÇİNDE KENDİ MAĞAZALARIMIZI AÇACAK VE

FRANCHİSE VERECEĞİZ

“Önemli satış kanallarından birinin kendi online satış

sitemiz olması için de yatırımlarımızı aralıksız sürdürüyoruz”

diyen Gürsoy mağazacılık alanında da yatırımlarına

hız verdiklerini vurguladı. Gürsoy: “Önümüzdeki

üç yıllık plan kapsamında; kendi mağazamızı

hizmete açacak ve beraberinde oluşturacağımız

franchising sistemi ile Boris Becker mağazacılığını

yurt içinde ve yurt dışında yaygınlaştıracağız” dedi.

Boris Becker markasının 2021 yılı hedefleri arasında

dünyaca ünlü e-ticaret kanallarındaki satış hacmini

artırmak ve kanal sayısını genişletmek yer alıyor.

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK


66

PANORAMA

Uzaktan çalışma durumlarında

siber güvenlik ve enerji talebi

Yeni çalışma modelleri ve uzlaşma politikalarının artması, tele-çalışma

seçeneklerinin uygulanmasının geçici veya anlık bir şey olmaktan çıkıp

iş dünyasında çok daha fazla var olmaya doğru gittiğini ortaya çıkardı.

Eaton Elektrik Türkiye Ülke Müdürü Yılmaz Özcan, konuyla

ilgili olarak; “Uzaktan çalışmadaki yüksek artış

nedeniyle, profesyoneller ve şirketler, ekipmanlarını

yanlarına alıp evlerindeki internet ve elektrik şebekesine

bağlayarak, görevlerini normal şekilde yerine

getirebilmek için evlerini hazırlamak zorunda kaldılar.

Bu da ekonomik veya itibar kayıplarına neden olabilecek

iki temel soruna yol açıyor; hassas bilgilere

erişmeye çalışan siber saldırganlar ve güç kaynağını

devre dışı bırakan şebeke ilgili olası sorunlar” dedi.

Bu durumlarda, ekipler ve kuruluşlar, bir elektrik

kesintisinin (özellikle orta veya uzun süreli) işlerine

devam etmelerini imkansız hale getirebileceğinin

ve bu nedenle, diğer sonuçların yanı sıra hizmetlerinin

sunumunda gecikmeler yaşanabileceğinin farkında

olmalılar. Bu anlamda, gerilim yükselmelerine

karşı koruma sağlamak için sertifikalı güç şeritleri ya

da internet erişim noktasını (yönlendiriciyi) korumak

amacıyla küçük kesintisiz güç kaynakları (UPS)

ile teçhizatlandırılmış olmalılar, böylece, elektrik

şebekesinde herhangi bir aksilik yaşanırsa, teçhizat

normal operasyonuna devam edebilir. Bu tür yedekleme

ve ağ koruma sistemleri, işletmenin istikrarını

riske atan bu veya diğer beklenmedik durumları

önlemek için gerekli bir yanıttır. Bunlar, değişim,

kesinti veya çeşitli kriz zamanlarında profesyoneller

için - hem serbest çalışanlar hem de tele çalışma

durumunda çalışanlar - ve şirketler için büyük bir

fark yaratabilecek, kurulumu kolay çözümlerdir.

Özcan; “Eaton’da, tele-çalışma ile ilgili tüm bu

sorunları tam olarak karşılayan Akım Korumalı Priz

Ailesi gibi ürünlerimiz ile Eaton 3S ve Eaton Ellipse

ECO gibi Kesintisiz Güç Kaynaklarımız (UPS) var.

Diğer taraftan, şirketin bu uzaktan çalışmayı destekleyen

altyapısının son derece hassas veriler konusunda,

çalışma süresini optimize etmek ve siber

saldırılara karşı korumayı artırmak için tasarlanmış

ikili siber güvenlik sertifikasına sahip ağ kartını da

içeren 5P, 5PX, 9SX ve 9PX serilerindeki UPS’lerle

düzgün şekilde korunması gereklidir” dedi.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


22-26 JUNE / HAZİRAN

TÜYAP FAIR CONVENTION AND CONGRESS CENTER

BEYLİKDÜZÜ / İSTANBUL

Jeo Tekstiller

www.hightex2021.com

Official Airline / Resmi Havayolu


68

PANORAMA

Tasarımlar talebe şekil veriyor

TİM Başkanı İsmail Gülle: “Tasarımlar talebe şekil veriyor.

Müşterinin isteği tasarımla şekilleniyor.

Genç tasarımcıların sektörde bir adım öne geçmeleri için

tasarım yarışmalarının öneminin büyük olduğunu vurguladı.”

Türk moda endüstrisinin tasarımcı ihtiyacına cevap

vermek, genç, yenilikçi tasarımcıların önünü açma

amacıyla Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları

Birliği tarafından Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle

bu yıl 15. kez düzenlenen EİB Moda Tasarım

Yarışmasının kazananı Zülal Açar oldu. İkinciliği

Selen Tavtın kazanırken, üçüncülüğü Ayşe Kaya

elde etti. EİB 15.Moda Tasarım Yarışması’nın ödül

töreni pandemi nedeniyle online ortamda gerçekleştirildi.

EHKİB Sosyal Organizasyonlar ve Yarışma

Komitesi Başkanı Tuğba Hazar’ın moderatörlük

yaptığı online ödül töreninde 10 finalistin tasarımları

arttırılmış gerçeklik teknolojisiyle tanıtıldı.

GÜLLE: “ÜLKEMİZ DÜNYANIN MODA

MERKEZLERİYLE YARIŞIYOR”

Ödül töreninde konuşan Türkiye İhracatçılar

Meclisi Başkanı İsmail Gülle, “Konfeksiyon ve

hazır giyimde güçlü bir geleneğe ve üretim altyapısına

sahip olan ülkemizin de, dünya moda

akımlarının oluşumunda artık daha aktif rol aldığını

görüyoruz. Ülkemiz dünyanın “Moda Tasarım

Havzası” olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

“İstanbul Moda Haftası” ile Türkiye, Dünyanın

önemli moda başkentleri ile yarışıyor. Biz bu

nokta da, hem insan kaynakları hem de altyapı

ve doğal kaynakları ile öne çıkan İzmir’de, Ege

İhracatçı Birliklerimiz tarafından düzenlenen bu

yarışmaya özel bir önem veriyoruz” diye konuştu.

“Sanayi” ile “Özgün ve Yenilikçi” olmak isteyen

“Tasarımcıyı” buluşturuyoruz. Tüm bu çabalarımız

sektörümüzün ihracat rakamlarına da yansıyor”

diyen TİM Başkanı Gülle, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bugün, “Hazır giyim ve konfeksiyon” sektörümüz

18 milyar dolara yaklaşan ihracatıyla Türkiye’nin

en fazla ihracat yapan üçüncü sektörü.

Sektörümüz 2020 yılında pandemiye rağmen sergilediği

olumlu performansla, yalnızca ülkemizde

değil dünyada da dikkatleri üzerine çekiyor.

Temmuz ayında aylık bazda ihracat rekoru kıran

Hazırgiyim sektörümüz, Ekim ayında bu rekorunu

1 milyar 858 milyon dolara çıkardı. Sektörümüzün

bu yılın tamamı için 17,7 milyar, Önümüzdeki dönemde

ise 33 milyar dolarlık ihracat hedefi var.

Biz bu hedeflere ulaşılacağından eminiz. Başta

hazır giyim ve konfeksiyon sektörümüz olmak

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 69

üzere, tüm sektörlerimizin 2023 yılında ulaşmayı

hedeflediği yüksek katma değerli ihracat için

inovasyona ve tasarıma daha fazla odaklanması

gerektiğini görüyoruz.”

ESKİNAZİ: “TASARIM YARIŞMALARIMIZ 2021

YILINDA 4’E ÇIKIYOR”

Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki her sektörün

tasarımın gücünü kendi sektörleri ile harmanlayarak

birçok projeye imza attıklarını dillendiren Ege

İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi,

EİB olarak öncü sektörleriyle tasarım yarışmaları

düzenleyerek, ülkemizin ekonomik kalkınmasında

ve uluslararası rekabet gücünün arttırılmasında

önemli bir rol oynadıklarının altını çizdi.

EİB bünyesinde EİB Moda Tasarım Yarışma dışında,

Deri’n Fikirler Deri Üretim ve Tasarım Yarışması

ve AMORF Doğal Taş Tasarım ve Proje Yarışmasının

Ege Bölgesi’nin ihracattaki rekabetçiliğini

ve katma değerli ürün ihracatına güçlü kaktı

sağladığını dile getiren Eskinazi, şöyle konuştu:

“Tasarıma yapılan yatırım gelecek için umutlarımızı

yeşertiyor. EİB’nin tasarım yarışmalarının

dördüncüsü olacak mobilya, tekstil ve doğal

taşın bir arada kullanılacağı Ezberbozan Tasarım

Yarışmamızı düzenlemek için de çalışmalarımız

hızla devam ediyor ve 2021 yılında dördüncü tasarım

yarışmamızı da hayata geçirmiş olacağız.”

SERTBAŞ: “GENÇ TASARIMCILARA KARİYER

İMKÂNI SUNUYORUZ”

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği

Başkanı Burak Sertbaş ise; Ege Bölgesi’nin tasarım

kültürünü geliştirmek, genç tasarımcılara kariyer

imkanları sunabilmek, “Designed in Turkey” algısının

geliştirilmesine katlı sağlamak amacıyla 2004

yılından beri düzenledikleri EİB Moda Tasarım Yarışmasıyla

Türk moda endüstrisine yüzlerce tasarımcı

kazandırdıkları bilgisini paylaştı. Dünya’nın geldiği

noktada 2020 yılında sürdürülebilirlik eksenli TE-

CH-TILITY temalı tasarımların yarıştığı bilgisini veren

Sertbaş, “Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları

Birliği olarak 2019 yılında 1,3 milyar dolarlık ihracat

yaptık. Bu yılın ilk 11 aylık döneminde de EHKİB

olarak geçtiğimiz yıl performansımızı yakaladık.

Pandemiye rağmen sektörümüzün oldukça iyi bir

performans gösterdiğini düşünüyorum. Türkiye’nin

en büyük ihracatçı sektörlerinden biri olmamızda

ve yine katma değeri yüksek ihracat gerçekleştirmemizde

yıllardır tasarıma yaptığımız yatırımın

büyük payı olduğunu düşünüyorum. Pandemiyle

birlikte fuar/ticaret heyeti/seminer etkinliklerimizi

dijital platfomlara taşıdık. Yeni yılda da dijital faaliyetlerimize

devam edeceğiz” diye konuştu.

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK


70

PANORAMA

EGİAD’dan 2021

değerlendirmesi

Pandemi sebebiyle tüm Dünya’nın zor bir yıl geçirdiği

2020’yi geride bıraktık. EGİAD Ege Genç İş İnsanları

Derneği Başkanı Mustafa Aslan, gelecek yıla ilişkin

önemli değerlendirmelerde bulundu. 2020 yılının

Covid-19 sebebiyle kâbus gibi geçtiğini belirten

Aslan, milyonlarca insanın hastalığa yakalanarak,

milyonları aşan kayıplar ile dünyanın ve tüm insanlığın

sarsıldığını ifade etti. Pandemi felaketi karşısında,

insan sağlığının yanında, dünya ekonomisinin de

ciddi darbeler aldığını ifade eden Aslan, “2021 yılı

dünyanın Covid -19 salgınına karşı aşılama ile toplu

bağışıklığın önem kazandığı bir yıl olacak. Küresel

piyasalar yılın son döneminde Covid -19 ile mücadelede

önemli bir faktör olan aşılamaya odaklanmış

durumdalar. Aynı zamanda merkez bankaları ve

maliye politikaları da küresel ekonomileri desteklemeyi

sürdürüyor. 2021 yılının ilk çeyreğinde ABD

nüfusunun yaklaşık yüzde 25’nin aşılanması planlanıyor.

Gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelere göre

bir adım önde gidiyor. Küresel ekonomide 2021’in

sonuna doğru toplu bağışıklığın çokça konuşulduğu

bir dönem olmasını bekliyoruz” dedi.

2021’DE YUKARI YÖNLÜ BİR TREND BEKLİYORUZ

Ekonomik değerlendirmede de bulunan Aslan,

şunları kaydetti: “2020 yılındaki tüm olumsuzluklarının

ardından, son çeyrekte Hazine ve Maliye

Bakanı değişikliğinin ardından Merkez Bankası’nın

politika faizini 475 baz puan faiz artırmasını olumlu

algılayan piyasa, bahar havasını yakaladı. Yapılan

iyileştirmelerin, yapısal reformlarla desteklenmesi

halinde kalıcı iyileşmeler sağlanacaktır. Enflasyon

üzerindeki yukarı yönlü baskı 2021 yılında da devam

edebilir. Merkez Bankası beklenti anketlerinde, her

ay bunu görmeye başladık. Yüksek faiz ve kuru

düşürme çabaları ile Covid -19 etkisi, maalesef bu

etkinin başlıca aktörleridir. Uygulanacak tedbirler ve

politikalar ile önce bu baskıyı durdurma, sonrasında

yaşanacak olumlu gelişmeler ile enflasyon üzerinde

aşağı yönlü hareketleri görüyor olacağız. 2020 yılını

yüzde 4’e yakın bir daralma ile kapatması beklenen

küresel ekonominin 2021 yılında yüzde 4 civarında

büyümesi öngörülüyor. Türkiye’de de 2021’in ikinci

yarısından itibaren daha rahat bir ekonomik ortama

gireceğimizi öngörüyoruz. 2020’de yaşanan tüm

zorluklara rağmen, bu yılı yüzde 1’e yakın bir büyüme

ile tamamlıyoruz. 2021 yılında ise son bir aylık

vadede atılan olumlu adımların devam edeceği

varsayımı ile yüzde 4’lük büyümeyi yakalayacağımızı

düşünüyoruz yeniden yapılanma ya da reform

dönemi olarak adlandırılan bu dönemde sadece

şirketlerimizin küresel salgından sağ çıkması değil,

bu çıkışın yüksek rekabet gücü ile birlikte olmasının

sağlanması gereklidir. Çünkü küresel salgın, rekabet

içinde olduğumuz, aynı kategorilerde mücadele

ettiğimiz ülkelerin önüne geçme şansı vermiştir.”

Sağlık sistemine ilişkin değerlendirmede de bulunan

EGİAD Başkanı Aslan, sağlık sisteminin birçok ülkeye

göre daha güçlü olduğunu belirterek, “Şurası bir

gerçek ki, sahip olduğu sağlık altyapısıyla Türkiye,

birçok ülke gibi altyapı sorunu yaşamadı. Bu süreçte

büyük bir özveriyle görevlerini yapan tüm sağlık

çalışanlarına, minnettarlığımızı sunuyoruz” dedi.

DİJİTALLEŞME HAYATIMIZIN PARÇASI OLDU

Yeni normale ilişkin de birçok kurumun bu dönemde

dijital dönüşüme geçtiğini hatırlatarak, “Çalışma ortamı,

çalışma mevzuatı, şirket içi iletişim ve paydaş

ilişkilerinin bu kadar etkilediği bir dönem yaşamamıştık.

Salgın sonrası yeni normalde dijitalleşmenin

getirdiği kolaylıklar ve çalışma biçimlerinden tamamen

vazgeçip eski usuller ve kalıplar içine sığmanın

mümkün olmayacağını görebiliyoruz. İnsanların

beyin gücünü fiziksel sınırlar olmadan işe katabildiği

yenilikçi çalışma modelleri, çalışma kültürümüzü

dönüştürmemiz gereken bir alan olacak. Yaratıcı,

özgün, karmaşık yeni işler ve yüksek nitelikli çalışan

ihtiyacı, düşük nitelikli ve monoton işlerin robotik

olma eğilimi de her geçen gün artıyor. Bununla

birlikte, dijitalleşme sürecinin oluşturacağı dönüşümün

yeni yatırım ve yeni iş alanlarını doğurması

fırsatı ile de karşı karşıyayız. Bu fırsatı yakalayabilmek

için ihtiyaçlar belli: analitik düşünme, disiplinler arası

yaklaşım, çevik örgüt yapıları ile yeni nesillerin eğitimi

ve mevcut çalışanların dönüşümü konularında

adımlarımızı hızlandırmamız gerekiyor” dedi.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



72

PANORAMA

RWTH Aachen University relies

on cleaning technology

from SCHWING Technologies

In the VACUCLEAN COMPACT vacuum pyrolysis system, Dr. Pavan Kumar Manvi (right) and his colleague Peter

Rüdiger (left) have small machine parts cleaned on average three times a week

The Institute of Textile Technology (ITA) at RWTH Aachen University

uses the compact thermal cleaning system VACUCLEAN COMPACT for

its research in the field of thermoplastic high-performance fibers. The

system safely removes thermoplastic polymers from machine parts

such as spinnerets, nozzle housings, spinning pumps and screws

Development of innovative high-performance

fibers and fiber-based products is the research

focus of the Institute of Textile Technology (ITA)

at the Department of Textile Mechanical Engineering

at RWTH Aachen University. The team is

led by Dr.-Ing. Pavan Kumar Manvi and Dr.-Ing.

Franz Pursche, conducting research in the field

of spinning technologies for multi- and monofilaments

to develop innovative fibers. Their focus

is on high-performance and sustainable fibers

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 73

with new property profiles and broad application

options. These include lightweight construction,

mobility, health, construction and housing,

energy and information as well as communication.

Tests are carried out with all types of

thermoplastic polymers. They range from commodity

plastics to bio-based and recycled polymers.

In the Institute’s pilot plant, researchers use

melt spinning equipment ranging from laboratory

to pilot plant scale, employing screws,

spinnerets complete with spinning housings and

spinning pumps. In order to ensure fast and reliable

removal of thermoplastic polymers, a compact

vacuum pyrolysis system from SCHWING

Technologies has been available for tests of the

spinning technology for several months. Within a

few hours, the VACUCLEAN COMPACT removes

all adhered polymer in only one operation. The

fully automatic process cleans safely and gently

at a maximum of 450 degrees Celsius with vacuum

pyrolysis and oxidation. Loading capacity

is a maximum of 50 kilograms of part weight.

Cleaned machine parts can be returned to the

test process after post-treating in an ultrasonic

bath or by sandblasting.

ITA develops new fiber-based material systems

In order to produce new fiber-based material

systems, the facilities in the pilot plant and test

laboratory run on an industrial and laboratory

To save time, the automatic cleaning process at

the Institute of Textile Technology ITA usually runs

overnight. Peter Rüdiger, member of the research

team, shows the machine parts finally cleaned in the

ultrasonic bath

Machine parts of the Institute of Textile Technology

ITA before thermal cleaning

Machine parts of the Institute of Textile Technology

ITA after thermal cleaning

scale. The institute conducts research to develop

new fiber-based material systems using current

and digitized machine technology. Focus areas

range from functionalization, new materials, sustainability

and recycling to process optimization

and process upscaling. Tests are carried out from

laboratory to industrial scale - including a current

project from the healthcare sector on the subject

of “highly cleanable bristles for toothbrushes”.

The team led by Dr. Franz Pursche, Head of

Monofilament Technologies, is investigating how

cleaning performance can be optimized using

a special filament geometry. “Special nozzles

are required to produce the filaments,” explains

Dr. Pursche. “They consist of complex channel

geometries. In terms of cleaning, they require a

modern and reliable pyrolysis unit.”

Thermal vacuum pyrolysis unit cleans small

machine parts

Machine parts used are changed or cleaned

three times a week on average. When doing

this, the first step is to allow the nozzle parts of

the spinning systems to cool down, disassemble

them and transport them to the pyrolysis unit.

Around 10 to 25 kilograms of metal parts are serviced

per cleaning cycle in the research project.

Once the nozzle parts are properly positioned

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK


74

PANORAMA

trial days but entire weeks at risk,” describes Peter

Rüdiger, a member of the research team. Dr. Manvi,

head of the Spinning Technology Center, adds

that in other cases both filament formation and

the associated filament properties are negatively

affected. Therefore, the process-related influencing

variables could only be investigated suboptimally.

“In addition, the short cleaning period also

supports us in starting new trials. This is particularly

important with regard to the development of new

nozzle geometries. For cleaning, we rely on the

environmentally friendly and low-emission technology

with clean exhaust gases without contamination

for this purpose,” concludes Dr. Manvi.

The compact and fully automatic vacuum

pyrolysis system is particularly suitable for the

thermal plastic removal of smaller molds up

to a maximum loading capacity of 50 kilograms

part weight. This includes small screws,

spinnerets including spinning housings and

spinning pumps

in the cleaning system, the door is closed, the

program is selected and the fully automatic vacuum

pyrolysis is started. Cleaning takes place in

an electrically heated vacuum cleaning chamber,

whose temperature is measured directly

on the machine parts. First, the system heats up

slowly and gently under vacuum. The actual pyrolysis

process only starts at around 440 degrees

Celsius. Any remaining carbon is removed by a

subsequent oxidation phase at around 450 degrees

Celsius. This all happens fully automatically,

takes around five to six hours and leaves virtually

no residue. To save time, the cleaning process at

ITA usually runs overnight. Afterwards, the nozzle

parts have to be allowed to cool, sandblasted,

cleaned in an ultrasonic bath and finally inspected

under a microscope.

Reliable cleaning secures project goals

Due to the high ITA plant utilization of almost 100

percent per year, the support work for spinning

preparation must be carried out with a very high

degree of reliability. This also includes nozzle

cleaning. “In the worst case, a nozzle that is not

cleaned leads to spinning breaks, putting not only

Compact system ideal for laboratory situation

The vacuum pyrolysis system weighs only around

750 kilograms and, at 100 x 125 x 245 cm (W x D x

H), is only slightly larger than a spacious refrigerator.

All essential components are integrated into

the interior of the system to save space: these

include a catalyst section, a vacuum pump, a

control cabinet and fittings, as well as the 50 x

50 x 35 cm (W x D x H) cleaning chamber including

loading platform. The system is conveniently

controlled via a touchscreen HMI panel. Thanks to

an external traffic light system, users can always

keep an eye on the cleaning status, even from

a distance. With the new, electrically operated

and easy-to-install system, SCHWING engineering

team responds to the internationally increased

demand especially for more compact systems. In

addition to the small-format system, SCHWING’s

vacuum pyrolysis technology is already used at

several textile technology institutes.

Operating principle of the compact and fully automatic

vacuum pyrolysis system. The cleaning process

takes about five to six hours and also removes thermal

polymers safely and gently at a maximum of 450

degrees Celsius with vacuum pyrolysis and oxidation

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


Her an

ONLINE olun!

Bütün dünya sizi görsün!

www.tekstilteknik.com.tr


76

PANORAMA

Pamuk Pazarı Esasları ve

Fiyatlara Genel Bakış

Cotton Market Fundamentals &

Price Outlook

SON FİYAT HAREKETLERİ

Geçtiğimiz ayda global pamuk fiyatları artmaya

devam etti.

• Mart vadeli NY kontratı 74’ten 82 cent/lb’ye

tırmandı. 2021/2022 hasadı sonrası fiyat beklentilerini

yansıtan Aralık vadeli kontrat 72’den 77

cent/lb’ye çıktı.

• Cotlook A Endeksi 80’den 86 cent/lb’ye yükseldi.

• Uluslararası birimlerde Çin Pamuk Endeksi (CC

Endeks 3128B) 102’den 108 cent/lb’ye çıktı. Yerel

birimlerde değerler 14.700’den 15.300 RMB/

ton’a arttı. RMB ABD doları karşısında değer kazanırken

kur 6,55’ten 6,47 RMB/USD’ye geriledi.

• Hindistan pamuk fiyatları (Shankar-6 kalitesi)

71’den 75 cent/lb’ye yükseldi. Yerel birimlerde

değerler 40.700’den 43.200 INR/candy’ye tırmandı.

Hint rupisi ABD doları karşısında 73 INR/

USD yakınlarında dengede kaldı.

• Uluslararası birimlerde Pakistan fiyatları

72’den 80 cent/lb’ye çıktı. Yerel birimlerde fiyatlar

9.500’den 10.500 PKR/maund’a yükseldi.

Pakistan rupisi ABD doları karşısında 160 PKR/

USD seviyesinde yatay seyir izledi.

ARZ, TALEP VE TİCARET

Son ABD Tarım Bakanlığı raporu küresel üretimde

düşüşe (-1,0 milyon balya ile 112,9 milyona)

ve dünya işletme kullanımında küçük bir artışa

yer verdi (+100.000 balya ile 115,7 milyona).

2019/20 tahminlerine yapılan küçük çaplı bir

dizi revizyon 2020/21 başlangıç stoklarında

küçük bir düşüşe yol açtı (-143.000 balya ile 99,3

milyona). Bunların net etkisi ise 2020/21 kapanış

stokları beklentisine 1,2 milyon balyalık düşüş

şeklinde yansıdı (96,3 milyona). Ülke bazında

üretim rakamlarına geniş bir aralıkta değişiklikler

yapıldı. En büyük güncelleme ABD için yapılırken

burada hasat tahmini 1,0 milyon balya

düşürüldü. Bu ABD üretim öngörüsüne art arda

yapılan ikinci büyük azaltma oldu (geçen ay 1,2

milyon balyalık düşüş yapılmıştı). Güncel 15,0

milyon balyalık tahmin bir önceki yıla göre ABD

mahsulünde 5,0 milyon balyalık düşüş anlamına

geliyor. Üretim açısından diğer önemli değişiklikler

Yunanistan (+150.000 balya ile 1,4 milyona),

Avustralya (+100.000 balya ile 2,5 milyona), Türkiye

(+100.000 balya ile 2,9 milyona), Mali (-115.000

balya ile 0,3 milyona) ve Pakistan (-200.000 balya

ile 4,3 milyona) için yapıldı. Pakistan için yapılan

güncel tahmin, son birkaç yılın hasat orta-

Recent price movement

Global cotton prices continued to rise over the

past month.

• The NY March futures contract climbed from

74 cents/lb to 82 cents/lb. The December futures

contract, reflective of price expectations after

the 2021/22 harvest, rose from 72 to 77 cents/lb.

• Cotlook’s A Index rose from 80 to 86 cents/lb.

• In international terms, the China Cotton Index

(CC Index 3128B) increased from 102 to 108

cents/lb. In domestic terms, values climbed from

14,700 to 15,300 RMB/ton. The RMB strengthened

against the USD, from 6.55 to 6.47 RMB/USD.

• Indian cotton prices (Shankar-6 quality)

increased from 71 to 75 cents/lb. In domestic

terms, values increased from 40,700 to 43,200

INR/candy. The Indian rupee was steady against

the USD near 73 INR/USD.

• In international terms, Pakistani prices rose

from 72 to 80 cents/lb. In domestic terms,

prices increased from 9,500 to 10,500 PKR/maund.

The Pakistani rupee was steady against

the USD near 160 PKR/USD.

Supply, Demand & Trade

The latest USDA report featured a decrease

to global production (-1.0 million bales to 112.9

million) and a slight increase to global mill-use

(+100,000 bales to 115.7 million). A series of

minor revisions to 2019/20 estimates resulted in

a small decrease to 2020/21 beginning stocks

(-143,000 bales to 99.3 million). A net effect

was a 1.2 million bale reduction to the forecast

for 2020/21 ending stocks (to 96.3 million). At

the country-level, there was a broad range of

changes to production numbers. The largest

update was for the U.S., where the harvest

estimate was lowered 1.0 million bales. This was

the second consecutive substantial decrease

to the projection for U.S. output (there

was a 1.2 million reduction last month). The

current forecast of 15.0 million bales suggests

a 5.0 million bale year-over-year decrease

for the U.S. crop. Other notable revisions for

production were made to Greece (+150,000

bales to 1.4 million), Australia (+100,000 bales

to 2.5 million), Turkey (+100,000 bales to 2.9

million), Mali (-115,000 bales to 0.3 million),

and Pakistan (-200,000 bales to 4.3 million).

The current forecast for Pakistan is about half

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021


PANORAMA 77

the volume harvested on average in recent

years (production was lower last crop year

too, average from 2014/15 to 2018/19 was 8.2

million bales). For mill-use, the largest changes

were for China (+500,000 bales to 38.5

million), Turkey (+200,000 bales to 7.2 million),

the U.S. (-100,000 bales to 2.4 million), Vietnam

(-100,000 bales to 6.7 million), ant Indonesia

(-200,000 bales to 2.7 million). The global trade

forecast was increased 380,000 bales to 43.6

million. In terms of imports, the largest changes

were for China (+500,000 bales to 10.5 million),

Pakistan (+200,000 bales to 4.9 million), Mexico

(+100,000 bales to 0.8 million), Turkey (+100,000

bales to 4.5 million), Vietnam (-100,000 bales

to 6.7 million), and Indonesia (-200,000 bales

to 2.6 million). In terms of exports, the largest

changes were for the U.S. (+250,000 bales to

15.3 million), Australia (+100,000 bales to 1.5

million), Mexico (+100,000 bales to 0.3 million),

and Mali (-150,000 bales to 0.6 million).

Price outlook

Recent USDA revisions may have reduced the

divergence between prices and ending stock

estimates somewhat, but a wedge remains. Sin-

laması hacminin yaklaşık yarı seviyesinde kaldı

(üretim geçen hasat yılında da düşüktü, 2014/15

– 2018/19 arası ortalama yıllık 8,2 milyon balya

oldu). İşletme kullanımında en büyük değişiklikler

Çin (+500.000 balya ile 38,5 milyona), Türkiye

(+200.000 balya ile 7,2 milyona), ABD (-100.000

balya ile 2,4 milyona), Vietnam (-100.000 balya

ile 6,7 milyona) ve Endonezya (-200.000 balya ile

2,7 milyona) için yapıldı. Global ticaret tahmini

380.000 balya artarak 43,6 milyona ulaştı. İthalat

bazında en büyük değişiklikler Çin (+500.000

balya ile 10,5 milyona), Pakistan (+200.000 balya

ile 4,9 milyona), Meksika (+100.000 balya ile 0,8

milyona), Türkiye (+100.000 balya ile 4,5 milyona),

Vietnam (- 100.000 balya ile 6,7 milyona) ve

Endonezya (-200.000 balya ile 2,6 milyona) için

yapıldı. İhracat bazında en büyük değişiklikler

ABD (+250.000 balya ile 15,3 milyona), Avustralya

(+100.000 balya ile 1,5 milyona), Meksika

(+100.000 balya ile 0,3 milyona) ve Mali (-150.000

balya ile 0,6 milyona) için yapıldı.

FIYATLARA BAKIŞ

Son ABD Tarım Bakanlığı revizyonları fiyatlar ve

kapanış stokları arasındaki sapmayı bir miktar

azaltmış görünse de açık hala ortada duruyor.

OCAK | JANUARY | 2021 | TEKSTİL & TEKNİK


78

PANORAMA

Ağustos ayından beri, 2020/21 global kapanış

stok tahminleri 104,9 milyon balyadan 96,3 milyona

düştü. Buna rağmen, son ABD Tarım Bakanlığı

raporu tarihteki en yüksek dördüncü kapanış stok

hacmini öngörmekte. Güncel tüketim beklentisi

pandemi öncesine göre beş milyon balya

daha düşük seviyede kullanıma işaret ediyor

(2018/19’da 120,2 milyon balya, 2020/21’de 115,7

milyon balya). Yüksek stoklar ve düşük kullanım,

stok/kullanım oranı için yükselen değerler

anlamına gelir ve mevcut rakam (%83,2) son

zamanlardaki en yüksek dördün arasına girdi.

2000’li yılların ortalarında %50 civarındaki global

stok/kullanım oranları yüksek sayılıyordu. Dünya

stok/kullanım oranı ortalamasının %53,2 olduğu

2004/05 ve 2006/07 arasında NY Vadeli işlemler

ortalaması 51,2 cent/lb idi (68,9 cent/lb güncel

ABD dolarına yıllık %2 enflasyon dikkate alarak

düzeltilmiştir). NY Vadeli işlemlerin güncel

değeri 82 cent/lb ve yine güncel stok/kullanım

oranı %83,2’dir. Bu süre içinde piyasada da pek

çok önemli kaymalar oldu – örneğin Brezilya

üretimindeki artış gibi. Kapanış stokları Temmuz

sonunda müsait olarak kalan hacim şeklinde

tanımlanmakta. Brezilya’daki zamanlamadan

dolayı (güney yarım küre) Brezilya üretiminin

neredeyse tamamı kapanış stoklarına yansımakta.

2010/11’deki fiyat sıçramasından sonra ABD

Tarım Bakanlığı Hindistan stok tahminleri için bir

dizi yukarı yönlü düzeltme yaptı. Bu düzenlemelerin

korunması, birkaç yıldır Hindistan stokları

ile ilgili olması gerekenden yüksek tahminlerin

yapıldığına dair soruları gündeme getirmekte.

Son 15 yılda altı milyon balyaya ulaşan Brezilya

üretimi dengelenirse ve Hindistan stoklarını

benzer ölçekte düşmesine izin verilirse global

kapanış stokları %72,8’lik stok/kullanım oranına

düşebilir (güncel kapanış stokları 96,3 – 12 = 84,3

milyon balya, 84,3 / 115,7 milyon balyalık işletme

tüketimi = %72,8). 2016/17 ve 2018/19 arasında

global stok/kullanım oranı %70,0’in altındaydı

(bu üç hasat yılında %66,0 ve %69,1 arasında). Bu

zaman aralığında NY Vadeli işlemler için hasat

yılı ortalamaları 72,9 ile 74,4 cent/lb arasındaydı.

Son yıllardaki daha düşük stok/kullanım ve daha

düşük fiyatlar, fiyatların mevcut arz ve talep öngörülerinin

açıklayabileceği seviyelerin daha da

üstüne nasıl çıkabildiğini vurguluyor. Arz ve talep

tahminlerinde daha fazla düzeltmelerin gerekli

görülmesi muhtemeldir. Aynı zamanda fiyatların

da düşüş yönündeki düzeltmelere duyarlı olması

beklenebilir. Her şeye rağmen, pamuk fiyatlarındaki

son artışların 2021/22 hasat yılı için verilecek

ekim kararlarını etkilemesi ihtimal dahilindedir.

Yakın tarihte ticari bir yayın organı tarafından

ABD’ndeki çiftçilere yapılan bir anket ekim

alanlarının önümüzdeki hasat yılında %5 kadar

düşebileceğini önermekte. Vadeli fiyatların

oranları ekimlerin yatay seyredeceğini öngörüyor.

Yıllık toplantılarında (12-14 Şubat), Ulusal Pamuk

Konseyi ABD’li çiftçilere yaptıkları kendi ekim

eğilimleri anketinin sonuçlarını açıklayacak. ABD

Tarım Bakanlığı da Outlook Forum toplantısında

(18- 19 Şubat) 2021/22 için ilk global arz ve talep

tahminlerini açıklayacak.

ce August, USDA forecasts for 2020/21 global

ending stocks have fallen from 104.9 million

bales to 96.3 million. Nonetheless, the latest

USDA report predicts the fourth-highest volume

of ending stocks on record. The current

consumption forecast calls for a level of use

about five million bales lower than before the

pandemic (120.2 million bales in 2018/19, 115.7

million bales in 2020/21). High stocks and lower

use imply elevated values for the stocks-to-use

ratio, and the current figure (83.2%) ranks

among the fourth highest in recent decades.

In the mid-2000s, global stocks-to-use

ratios near 50% were considered elevated.

Between 2004/05 and 2006/07, when World

stocks-to-use averaged 53.2%, the NY Nearby

averaged 51.2 cents/lb (68.9 cents/lb adjusted

to current USD assuming 2% inflation per

year). The current value for the NY Nearby is

82 cents/lb, and the current stock-touse ratio is

83.2%. There have been important shifts in the

market over that time, such as the increase in

production in Brazil. Ending stocks are defined

as the volume available at the end of July.

Due to the timing of the Brazilian harvest (southern

hemisphere), nearly all Brazilian production

is counted as ending stocks. Following the

2010/11 price spike, the USDA made a series of

upward revisions to estimates for Indian stocks.

The preservation of those adjustments has

led to questions of over-estimation of Indian

stocks for several years. After compensating

for the six million bale increase in Brazilian

production over the past 15 years and allowing

that Indian stocks could be lowered by

a similar magnitude, global stock estimates

would result in a stocks-to-use ratio of 72.8%

(current ending stock estimate of 96.3 – 12.0

= 84.3 million bales, 84.3 / 115.7 million bales

of mill-use = 72.8%). Between 2016/17 and

2018/19, global stocks-to-use was below 70.0%

(between 66.0% and 69.1% in those three crop

years). During this time, crop year averages

for NY Nearby ranged from 72.9 to 74.4 cents/

lb. Lower stocks-to-use and lower prices in

these recent years underline how prices may

have increased beyond levels explainable

by current supply and demand estimates.

It is possible that further revisions to supply

and demand estimates are necessary. It is

also possible that prices may be susceptible

to downward correction. Regardless, recent

increases in cotton prices can be expected to

influence planting decisions for the upcoming

2021/22 crop year. A recent survey of U.S.

growers conducted by a trade publication

suggested that U.S. acreage could decrease

about 5% next crop year. Ratios of futures

prices suggest plantings will be nearly flat. At

their annual meeting (Feb 12-14), the National

Cotton Council will release results from their

survey of U.S. growers’ planting intentions. At

their outlook forum (Feb 18-19), the USDA will

release preliminary estimates for global supply

and demand in 2021/22.

TEKSTİL & TEKNİK | OCAK | JANUARY | 2021



SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU

Name / İsim : ........................................................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : .........................................................................................................................................................................

Company / Firma : ....................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Mailing adress / Posta Adresi : ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Tel : ......................................................................................................................................................................................................................... Fax : ........................................................................................................................................................................................................................

Vergi dairesi : ....................................................................................................................................................................................... Vergi no : .......................................................................................................................................................................................................

Business Type / Faaliyet Alanınız : ..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 ..................

One year EURO 100

Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 240 TL.

PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ

Check is enclosed / Çek ektedir.

Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed.

Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir.

Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız.

Credit card no / Kredi kartı no :

Security number / Güvenlik numarası :

Name of the card holder

Kart sahibinin adı-soyadı

: .............................................................................................................................................................................................................................................................................................................

Expiry date / Geçerlilik süresi : .................... / .................... / ....................

Type of the card / Kartın cinsi : Visa Master / Eurocard

Date / Tarih : .................... / .................... / .................... Stamp & Signature / İmza : .................................................................................................................................................................................................................

YURTİÇİ BANKA

HESAP NUMARALARIMIZ ( TL )

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

GARANTİ BANKASI

GÜNEŞLİ ŞUBESİ

ŞUBE KODU: 295

HESAP NO: 6293152

IBAN NO:

TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52

BANK ACCOUNT NO ( EURO )

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

TURKIYE GARANTI BANKASI

GÜNEŞLİ BRANCH

Bank account: 9073622

Swift code: TG BATRIS XXX

Branch code: 295

IBAN NO:

TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22

BANK ACCOUNT NO ( USD )

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

TURKIYE GARANTI BANKASI

GÜNEŞLİ BRANCH

Bank account: 9073623

Swift code: TG BATRIS XXX

Branch code: 295

IBAN NO:

TR47 0006 2000 2950 0009 0736 23

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 454 22 22 Fax: +90 212 454 22 93 web: www.tekstilteknik.com.tr e-mail: img@img.com.tr



Küresel moda endüstrisi

yılda 79 milyon metreküp

su tüketmektedir.

Yüksek hacimli üretim için

endüstriyel DTG baskı çözümü

Daha düşük toplam sahip olma maliyeti

* Eşsiz üretkenlik

* Gelecek için hazır

* Her ihtiyacınızı karşılar

* Mükemmel baskı kalitesi

* En yüksek çözünürlük

MatSet Matbaa Makine ve Malzemeleri Tic. ve San. A.Ş.

• İstanbul, Tel: 0212 270 05 95 • İzmir, Tel: 0232 449 32 22 • Ankara, Tel: 0312 395 67 40

www.kornit.com.tr | www.matset.com.tr | info@matset.com.tr

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!