Enerji Panorama Şubat 2021
Pano Kariyer Yatırım Yeni binalar su ihtiyacını ‘yağmurdan’ karşılayacak Elektrik dağıtım sektörünün 2021 ajandasında “Dijital Türkiye” var Alamos Gold Türkiye’den çıkıyor mu? Küresel riskler artıyor, yönetim kurulları, CEO’lar ve iş gücü ne kadar hazır? Doğu Akdeniz’de buzlar kırılıyor. Mısır ve İsrail gazı için “sıcak” mesajlar Bankalar başta çatı GES’leri olmak üzere yeşil enerji için ‘kesenin ağzını’ açtı AB’nin zorunlu hale getirdiği “sıfır enerjili binalar” ZeroBuild’in de gündeminde Ürdün’de yenilenebilir enerji, kömür ve kaya petrolü ile rekabet ediyor Ekonomi soğuyacak, Türkiye ve Çin pozitif ayrışacak Sıfır karbon hedefine ulaşmanın yolu elektrikli otomobillerden geçiyor Boğaziçi Üniversitesi, 81 kenti inceleyip Türkiye’nin ‘yalıtım kalınlığı haritasını’ çıkaracak Arktik’te tarihi yolculuk Karaüstü rüzgar enerjisinin artan siyasi riskleri Bir editörün enerji sektörü izlenimleri Enerji sektörü için en yüksek fiber yoğunluğa sahip kablo üretildi Bosch’tan yazılım ve enerji yönetimi sistemlerinde yapay zeka atılımı Pipe, güneş enerjisiyle okyanuslardan içme suyu elde edecek Global şirketlerin yüzde 70’i, kadın çalışanların terfisiyle ilgilenmiyor! İstatistik Sosyal Medya
Pano
Kariyer
Yatırım
Yeni binalar su ihtiyacını ‘yağmurdan’ karşılayacak
Elektrik dağıtım sektörünün 2021 ajandasında “Dijital Türkiye” var
Alamos Gold Türkiye’den çıkıyor mu?
Küresel riskler artıyor, yönetim kurulları, CEO’lar ve iş gücü ne kadar hazır?
Doğu Akdeniz’de buzlar kırılıyor. Mısır ve İsrail gazı için “sıcak” mesajlar
Bankalar başta çatı GES’leri olmak üzere yeşil enerji için ‘kesenin ağzını’ açtı
AB’nin zorunlu hale getirdiği “sıfır enerjili binalar” ZeroBuild’in de gündeminde
Ürdün’de yenilenebilir enerji, kömür ve kaya petrolü ile rekabet ediyor
Ekonomi soğuyacak, Türkiye ve Çin pozitif ayrışacak
Sıfır karbon hedefine ulaşmanın yolu elektrikli otomobillerden geçiyor
Boğaziçi Üniversitesi, 81 kenti inceleyip Türkiye’nin ‘yalıtım kalınlığı haritasını’ çıkaracak
Arktik’te tarihi yolculuk
Karaüstü rüzgar enerjisinin artan siyasi riskleri
Bir editörün enerji sektörü izlenimleri
Enerji sektörü için en yüksek fiber yoğunluğa sahip kablo üretildi
Bosch’tan yazılım ve enerji yönetimi sistemlerinde yapay zeka atılımı
Pipe, güneş enerjisiyle okyanuslardan içme suyu elde edecek
Global şirketlerin yüzde 70’i, kadın çalışanların terfisiyle ilgilenmiyor!
İstatistik
Sosyal Medya
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
yaşında
E N E R Jİ PANORAMA
Dergiyi PDF okumak için...
Türkiye Enerji Vakfı • Yıl: 8 • Sayı: 91 • ŞUBAT 2021
100 dolarla enerji sektöründe
yatırımcı olabilirsiniz
Elektrikli otomobilde ÖTV
artışı stratejik bir hamle mi?
2021 enerjide
“konsolidasyon yılı” olacak
TVF, satın alma ve
birleşme rekoru kırdı
SHELL ANT‹FR‹ZLER‹.
ZORLU KOULLARA
DO∕RU ÇÖZÜMLER.
SHELL COOLANT LONGLIFE VE
SHELL COOLANT ESSENTIAL
Uzun ömürlü antifriz korumas› sa¤lar.
K› aylar›nda motor so¤utma suyunun donma noktas›n›
düürerek motorun zarar görmesini engeller.
Yaz aylar›nda ise motorun fazla ›s›nmas›n› engelleyerek
motor ömrünü uzat›r.
SHELL
MADEN‹ YA∕
ÇÖZÜMLER‹
İçindekiler
24 36
Doğal gazdan elektrik dağıtımına, rüzgardan
HES’e konsolidasyon dalgası
Henüz 2021 yılının ilk aylarındayız ancak enerji sektöründe ciddi bir
hareketlilik var. Doğal gazdan elektrik dağıtımına yenilenebilir santrallerden
fosil yakıtlara uzanan geniş bir yelpazede el değiştirmeler yaşanıyor.
Uzmanlar, “Bu yıl enerjide ‘konsolidasyon’ yılı olabilir” yorumunu yaparken
yabancıların da ilerleyen aylarda devreye gireceğini söylüyor…
Enerji finansmanında
dijital dönüşüm kapıda: WOZX
Steve Wozniak tarafından kurulan ve üç gün içinde yatırımcısına yüzde 2 bin
700 getiri sağlayan WOZX, enerjide yeni bir finansman ve yatırım modelinin
de habercisi. WOZX’in sahibi olan EFFORCE adlı şirketle birlikte çok yakın
gelecekte benzer dijital yatırım platformları; enerji, teknoloji ve yazılım gibi
bilgi asimetrisinin yoğun olduğu endüstrilerde klasik finansman araçlarına
bir alternatif olarak karşımıza çıkacak…
100 DOLARINIZ VARSA
BLOKZINCIR TEKNOLOJISIYLE
ENERJI SEKTÖRÜ YATIRIMCISI
OLABILIRSINIZ
28
62
Elektrikli kamyon
sektöründeki hızlı büyüme
Dünya, yakın zamanda elektrikli kamyon pazarında ciddi bir rekabeti
yaşayacak. Çin’in liderliğini yaptığı bu pazarda Avrupalı ve ABD’li şirketler de
varlığını artırmaya çalışıyor. Uzmanlar akü fiyatlarının düşmesiyle elektrikli
kamyon fiyatlarının da rekabetçi bir seviyeye geleceğini belirtiyor. Türkiye ise
henüz bu konuda bir adım atmış değil!
72
CEO’lar öncelikleri arasına
çalışanlarının refahını aldı
IBM tarafından dünyanın farklı ülkelerindeki 3 bin CEO ile yapılan araştırma
salgının ‘insani’ yönlerimizi açığa çıkardığını gösteriyor. “Temellerinizi
bulun” adlı araştırmaya göre CEO’ların yüzde 77’si, kısa vadede karlılığı
etkileyecek olsa bile çalışanların refahına öncelik vermeyi planlıyor...
Pano.....................................................................8
Kariyer................................................................16
Yatırım................................................................18
Doğal gazdan elektrik dağıtımına,
rüzgardan HES’e konsolidasyon dalgası ............24
Elektrikli otomobilde ÖTV artışı
stratejik bir hamle mi?........................................26
100 Dolarınız varsa blokzincir teknolojisiyle
enerji sektörü yatırımcısı olabilirsiniz................28
Enerji finansmanında dijital dönüşüm
kapıda: WOZX .................................................. 36
İklim raporları kuraklığa odaklandı:
Suyumuz bitiyor!................................................38
“Su biterse herkes susar”....................................41
Küresel enerji dönüşümüne giden
tüm yollar Hindistan’dan geçiyor...................... 44
Bu kez maden yatırımcıları
Ankara’ya ‘çıkarma’ yaptı....................................47
Türkiye Varlık Fonu, satın alma ve
birleşme rekoruna imza attı.............................. 48
Enerji sektöründe birleşme ve işlem hacmi
1.1 milyar dolara ulaştı.......................................52
Yatağan Termik Santrali, ABB teknolojisiyle
daha çevreci ve verimli çalışacak....................... 54
Yapay zeka teknolojileri üretimde
kalite ve verimliliği artırıyor...............................56
Avrupa, iklim değişikliğine çözümde
öncü olabilir mi?.................................................58
Armin Laschet ve iklim değişikliği..................... 60
Elektrikli kamyon sektöründeki hızlı büyüme....62
Türkiye, “Yeşil ekonomiye geçiş”
çalışmasında ikinci fazı da tamamladı............... 66
Manisa, dört enerji santrali ve
doğal gaza kavuştu............................................ 68
Enerjisa’nın İvme Girişim
Hızlandırma Programı son aşamaya ulaştı.........70
CEO’lar öncelikleri arasına
çalışanlarının refahını aldı..................................72
İstatistik..............................................................74
Sosyal Medya.....................................................78
Blokzincir koşarak geliyor, hazır
mıyız?
editör
TENVA ekibi olarak blokzincir teknolojisini
bir süredir yakın takibe yeni yatırım fırsatları vermek gerekiyor.
gibi klasik ve verimsiz alanların dışında
aldık. Her ne kadar bugüne kadar
Gelecekte en çok yatırım yapılacak alan
bu teknoloji, sadece ‘kripto paralarla’ yenilenebilir enerji olacak. Dünyanın
biliniyor olsa da artık “gerçek yüzünü” herhangi bir yerinden, yine dünyanın
gösteriyor. Bizim ilgilendiğimiz bölümü, herhangi bir yerindeki projeye yatırımı
enerji sektörüne getireceği yenilikler elbette.
mümkün hale getireceğiz. Ama yasal
Birkaç yıl önce kapak haberimizde düzenlemelerini yapmış ülkelerde
blokzincirin gelmekte olduğunu, sektörde yapacağız bu işi, çünkü insanların
dengeleri nasıl değiştireceğini anlatmıştık. yatırımlarını garanti altına almamız
Bu birkaç yıl içinde çok önemli gelişmelere
lazım.”
imza atıldı, dünyanın farklı yerlerinde
Kısaca artık daha çok blokzincir haberi
kurulan şirketler, araştırma Ülkenin merkezlerinin
öncülük ettiği girişimlere
ilk nükleer yapacağız. tesisi için ilk adım atıldı
Dünyada
rastlıyoruz.
ilk nükleer santral 1955 yılında
Bunların konusu da blokzincir üzerinden Kuraklık kuraklık kuraklık…
önce ABD, daha sonra da Sovyetler
yatırım yapmak ve yatırım almak!
Birliği’nde kuruldu. Her ne Türkiye kadar şubat de 1960’lı ayının yağışlı
Blokzincirin bireyler arasında
yılların
enerji geçeceği haberleri gelse de yılı
başında nükleer enerjiyi konuşmaya
ticaretini geliştireceği ve özellikle üretim kurtaracak bir yağış alamayacağımız
başladı. Bugüne kadar onlarca proje
ve ticaretin artık merkezi yapıdan çıkıp ortada. Şu anda Türkiye’nin en büyük
dağıtık bir sisteme evrileceği hazırlandı, biliniyordu. görüşmeler sorunu yapıldı... susuzluk ve Ancak artan sıcaklıklar. 60
Ancak girişimciler, işi bir yıla adım yakın daha bir süredir Sadece devam enerji eden üretimini nükleer etkilemeyecek
ileri götürerek, sektörle herhangi santral bir konusunda bu ilk durum, gerçek tarım adım ve hayvancılık 3 Nisan
bağlantısı olmayan kişileri 2018 de yatırımcı tarihinde atıldı dünyasını ve Rus da kötü devlet günler şirketi bekliyor.
hale getirecek. Yani küçük Rosatom’un birikimlerle yapacağı Enflasyon Akkuyu üzerindeki Nükleer en büyük etkiyi
dünyanın farklı yerlerindeki
Santrali’nde
enerji gıda fiyatlarının yaptığını düşünürsek
temel atılıp ilk harç döküldü.
santrallerine, enerji projelerine yatırım
yaparak ek gelir elde etmek mümkün. Bu
sayede kitlesel fonlama denen yöntemle,
yatırımcılar da bankalarla pazarlık
yapmaktan kurtulacak!
Türkiye de bu alanda girişimlerin
olduğu bir ülke. Her ne kadar şimdilik
sadece Limak Holding başlamış olsa
da devamının geleceğini düşünüyoruz.
Limak’ta bu işin liderliğini yapan Birol
Ergüven, çok önemli bir konuya dikkat
çekiyor: “İnsanlara faiz, döviz, altın
tüm ülke ekonomisini zorlu bir sürece
sokabilir. Kuraklıkla ilgili hazırlanan
raporlar ve çözüm önerilerini dergimizde
bulabilirsiniz. Gelecek sayılarımızda
da ülkelerin kuraklık ve aşırı yağışlarla
nasıl mücadele ettiğine dair inovatif
çalışmaları örnek olması açısından
haberleştireceğiz.
Kısaca yine farklı konularla dolu bir
dergi hazırladık. Görüş ve önerilerinizi
bekliyoruz.
Keyifli okumalar…
İmtiyaz Sahibi
TÜRKİYE ENERJİ VAKFI
İKTİSADİ İŞLETMESİ
TENVA İktisadi İşletmesi
Yetkilisi Aycan Kızıldağ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Esengül Erkan
esenerkan@tenva.org
Haber Merkezi
Deniz Suphi • Mahir Arslan
Neşet Hikmet • Z. Işık Adler
Katkıda Bulunanlar
Dr. Fatih Cemil Özbuğday
Dr. Fehmi Tanrısever
Dr. Kürşad Derinkuyu
Serhan Ünal
Abone / Reklam
info@tenva.org
Kurumsal Ab. Bir. Fiyat: 15 TL
Yayın İdare Merkezi
Alternatif Plaza, Kızılırmak
Mah. 1446. Cad. No:12/37
Kat: 10 Çukurambar / Ankara
T: +90 312 220 00 59
Kuruluş Yılı: 2013
Tasarım
Kasım Halis
Yayın Türü
YAYGIN SÜRELİ YAYIN TÜM
TÜRKİYE’DE
Yayın Tarihi
16 Şubat 2021
ISSN
2757-5799
Enerji Panorama Dergisi, Türkiye Enerji
Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından
yayımlanmaktadır. Dergide yer alan yazı,
fotoğraf, illüstrasyon, grafik, harita gibi
malzemeler kaynak göstermek koşulu ile
kullanılabilir. Türkiye Enerji Vakfı İktisadi
İşletmesi, Türkiye Enerji Vakfı'nın iktisadi
işletmesidir
YAŞAMA SAYGI DUYARAK
DAHA GÜZEL BİR GELECEK İÇİN ENERJİ
PANO
Aycan Kızıldağ
SANKO ENERJI, TURMEPA
İLE DENİZLERİ TEMİZLEMEYE
DEVAM EDİYOR
DenizTemiz Derneği/ TURMEPA’nın aktif bir
üyesi olan Sanko Enerji, sponsor olduğu TUR-
MEPA I teknesiyle Göcek’te, 1.059 tekneden 611
bin litre atık topladı. 3 bin 400 kişinin günlük
ürettiği atık suya eşdeğer miktara denk gelen
bu atıkları toplanmasıyla yaklaşık 5 milyon litre
deniz suyu temiz kaldı.
Covid-19 salgını nedeniyle tekne tatiline olan
rağbetin artması, yaz boyunca TURMEPA teknelerine
olan ihtiyacı da arttırdı. Sanko Enerji
de TURMEPA I atık alım teknesiyle, yat ve turistik
tekne sahiplerinin uğrak yeri olan koylarda
binlerce ton sıvı atık toplayarak, deniz
turizminin çevresel ayak izinin azaltılmasına
katkı sağladı.
TURMEPA ve Sanko Enerji’nin sürdürdüğü denizi
kirlilikten koruma çalışmaları balık popülasyonun
yeniden inşasına katkı sağlıyor. Denizel
yaşam alanları ve ekosistemin korunması, sadece
balıkları koruyarak değil aynı zamanda bütüncül
koruma sistemi yaklaşımıyla mümkün.
TURMEPA I teknesiyle, yat ve turistik teknelerden
toplanan atık suyun deniz ortamına
karışması engellenerek deniz canlarına sağlıklı
bir yaşam alanı için katkı sağlanırken deniz
habitatının bozulması önleniyor. Bilimsel
araştırmalara göre ihtiyacımız olan oksijenin
yüzde 50 ila 70’i denizler tarafından üretiliyor.
Bu nedenle bu çalışma sadece denizdeki değil
karadaki yaşamın devamı için de hayati önem
taşıyor.
PETROL OFISI, MADENI YAĞ
LIDERLIĞINI 2020
YILINDA DA SÜRDÜRDÜ
Petrol Ofisi, Türkiye madeni yağlar sektöründeki pazar
liderliğini 2020 yılında sürdürdü. Pazar paylarını madeni
yağ pazarında yüzde 29.1’e, madeni yağ ve kimyasallar
pazarında ise yüzde 30.5’e çıkararak pazarın üzerinde
büyüyen Petrol Ofisi, her iki alanın da lideri oldu.
Petrol Ofisi’nin büyüklüğü, gücü, tecrübesi, gelişmiş alt
yapısı, teknolojisi gibi birçok üstün niteliğinin yanı sıra
alanlarında uzman insan kaynağıyla her koşulda başarılara
imza attığına vurgu yapan Petrol Ofisi CEO’su Selim
Şiper, “Dünyanın bugüne kadar karşılaşmadığı, öngörülemeyen
küresel salgının sosyal yaşamdan iş hayatına
kadar her alanda yarattığı zorlu koşullara karşın elde
edilen bu başarı bizler için önemli bir gurur ve motivasyon
kaynağı” şeklinde konuştu.
Türkiye madeni yağlar ve kimyasallar pazarı PETDER verilerine
göre; Petrol Ofisi, Türkiye madeni yağlar ve kimyasallar
pazarında 2010’dan bu yana üstlendiği liderliğini,
2020’de pazar payını yüzde 30.5’e ulaştırarak 11’inci
yılına taşıdı. Petrol Ofisi, madeni yağlar pazarında ise
2019’da eriştiği liderliğini 2020’de ulaştığı yüzde 29.1’lik
payla güçlendirdi. Şirket, 2020 yılında toplam 130 bin
tonu aşan satış rakamına ulaştı. Petrol Ofisi ayrıca 4 kıtada
33 ülkeye de 10 bin tondan fazla madeni yağ ihracatı
gerçekleştirdi. Petrol Ofisi Madeni Yağlar’ın Kocaeli
Derince’deki fabrikası, ileri teknolojisi, yüksek üretim ve
depolama kapasiteleri ile öne çıkıyor. Fabrikanın, yıllık
140 bin tonluk üretimle 15 bin tonu bitmiş ürün, 50 bin
tonu ise ham ve yarı madde olmak üzere toplam 65 bin
tonluk da depolama kapasitesine sahip.
8 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
PANO
BIS, YEŞIL ENERJI
DESTEK IÇIN EURO FONU
OLUŞTURDU
Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), merkez
bankaları ve resmi kurumlar tarafından yeşil
tahvil yatırımları için Euro temelli bir fon oluşturulduğunu
duyurdu. BIS’den yapılan açıklamada,
Eylül 2019’da dolar temelli ilk BIS yeşil tahvil
fonunun piyasaya sürüldüğü hatırlatılarak şimdi
de merkez bankaları ve resmi kurumlar tarafından
yeşil tahvil yatırımları için Euro temelli,
açık uçlu bir fonun piyasaya sürüldüğü belirtildi.
Açıklamada, BIS’ın dolar ve Euro temelli 2 yeşil
tahvil fonunda, merkez bankalarının yaklaşık
2 milyar dolarlık yeşil tahvillerinin yönetileceği
kaydedildi.
Söz konusu fonların önemli ölçüde büyümesinin
beklendiği aktarılan açıklamada, BIS’ın çevreye
duyarlı finans ve yatırım uygulamalarını desteklemeye
devam edeceği bildirildi. Avrupa Merkez
Bankası’ndan (ECB) yapılan açıklamada da iklim
değişikliğiyle mücadeleyi desteklemek için EC-
B’nin kendi fon portföyünün bir kısmını BIS’ın
söz konusu yeşil tahvil fonlarına yatırım yapmak
için kullanacağı belirtildi.
ECB Başkanı Christine Lagarde, “Yeşil Merkez
Bankacılığı” konulu konferansta yaptığı konuşmada,
iklim değişikliğine yönelik sorunları EC-
B’nin para politikası ve bankacılık denetimi kapsamına
katmanın en iyi yollarını araştırmak için
ECB’nin, iklim değişikliği merkezi kuracağını
bildirdi. İklim Tahvilleri Girişimi’ne göre, yeşil
tahvil ihracı 2020 sonunda 269,5 milyar dolarla
rekor seviyeye ulaştı.
SOCAR AR-GE VE ODTÜ,
PLASTIK ATIKLARIN
DÖNÜŞÜMÜNÜ SAĞLAYACAK
SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon A.Ş, plastik
atıkların kimyasal geri dönüşümü için Orta Doğu
Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile ortak bir proje başlattı.
ODTÜ Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) aracılığıyla
yürütülen proje kapsamında SOCAR Ar-Ge
ve ODTÜ’de görev yapan araştırmacılar, atık plastikleri
temel bileşenlerine dönüştürerek tekrar ve
sürdürülebilir bir şekilde plastik hammaddelerin
üretiminde kullanılması yönünde çalışma yürütecek.
Böylece bir yandan doğal kaynaklar korunurken
diğer yandan döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak
temel teknolojinin geliştirilmesi yönünde
önemli bir adım atılmış olacak.
3 yıl boyunca devam edecek olan projeyle SOCAR
Türkiye’nin kendi özgün yöntemini ve teknolojisini
geliştirme şansına da sahip olacağını ifade
eden SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon A.Ş. Genel
Müdürü Bilal Guliyev, “Amacımız öncelikle
yeni teknoloji geliştirmek. Endüstriyel boyutta
uygulanmasına karar verildikten sonra atık yönetimi
yapan şirketlerden ve bu atıkların alınabileceği
diğer kaynaklardan hammadde sağlanmasını
planlıyoruz. Bu proje ile SOCAR bünyesinde
açığa çıkan atıkların kullanılması da mümkün
olacak. Atık plastiklerin kimyasal geri dönüşümü
ile Petkim’in temel hammadde girdisi olan
nafta için alternatif bir kaynak geliştirerek bir
yandan çevreye ve sürdürülebilir ekonomiye, bir
yandan da SOCAR Türkiye’ye rekabet üstünlüğü
sağlayacak yeni iş modellerinin oluşmasına katkı
sağlamayı hedefliyoruz” dedi.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 9
PANO
TÜPRAŞ, 5 YILDA 102 MILYON METREKÜP
SUYU GERI KAZANDI
Türkiye’nin enerji ihtiyacının
önemli kısmını karşılayan, ulusal
sorumluluk anlayışıyla sürdürülebilir
ekonomiye katkıda
bulunmayı ilke edinen Tüpraş,
su verimliliği alanındaki çalışmalarını
da olarak sürdürüyor.
Su verimliliğine yönelik
görüşlerini paylaşan Tüpraş Genel
Müdürü İbrahim Yelmenoğlu
“Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir
Kalkınma Amaçları’na
katkı sağlama vizyonuyla hareket
ederek, yaşam için hayati
öneme sahip suyun kullanımına
azami önem gösteriyoruz. Rafinerilerimizde
su verimliliğine ve
atık su geri kazanım projelerine
odaklanarak suyun geri kazanımını
ve yeniden kullanımını
sağlıyoruz. Tüm rafinerilerimizde
son beş yılda 102 milyon
metreküp atık suyu geri kazanarak
yeniden kullandık. İşlediğimiz
ham petrol başına ham su
tüketimini yüzde 23 oranında
azalttık. Bir başka deyişle son
beş yılda 2,5 milyon nüfuslu bir
şehrin yıllık su tüketimine eşdeğer
bir tasarruf elde ettik. Suyun
her damlasına değer veren bir
şirket olarak olağanüstü bir koşul
oluşmadığı sürece, İzmit Rafinerimizde
Sapanca Gölü’nden
endüstriyel su kullanmıyor, atık
su ünitemizde maksimum oranda
geri kazanım sağlayarak suyu
yeniden kullanıyoruz” dedi.
İzmit Rafinerisi’nde ham su
ihtiyacının alternatif kaynaklardan
karşılanması amacıyla
“Belediye Kentsel Atık sularının
Sanayide Proses Suyu Olarak
Kullanılmak Üzere Geri Kazanımı”
projesini 2014 yılında devreye
alan Tüpraş, 2020 yılı sonu
itibarıyla İzmit Rafinerisi’nin
üretimdeki su ihtiyacını yüzde
97 oranında geri kazanılmış atık
sudan karşılamıştır. İzmir Rafinerisi’nde
ise 2016 yılında devreye
alınan Atık Su Geri Kazanım
ve Su Hazırlama Ünitesi ile rafineri
atık suyundan geri kazanım
oranı yüzde 73 seviyesine ulaştı.
SEPAŞ’TA ÇAĞRI MERKEZLERINI ARAMA ORANI YÜZDE 24 ARTTI
Koronavirüs salgınıyla mücadele
kapsamında evlerde geçirilen
2020’de uzaktan hizmet modellerinin
kullanımı arttı. Tüketicilerin
hızlı ve güvenli biçimde
ihtiyaç duydukları işlemleri
gerçekleştirebilmeleri için çağrı
merkezlerine başvuruldu.
Sepaş Enerji’nin açıkladığı
rakamlar, geçtiğimiz yıl çağrı
merkezi kullanım oranlarının
yükseldiğini gösteriyor.
Konutlardan, ticarethane
ve sanayi kuruluşlarına dek
uzanan geniş yelpazede Türkiye
genelinde 4 milyon kişiye
elektrik hizmeti sağlayan Sepaş
Enerji, 2020’ye ait çağrı merkezi
istatistiklerini duyurdu. Buna
göre yıl boyunca çağrı merkezine
yapılan arama sayısı 670
bin olarak kayıtlara geçti. Sesli
yanıt sistemi (IVR) aracılığıyla
elektrik faturası ödemeye olanak
sağlayan entegrasyon sayesinde
salgının etkisinde geçen
2020’nin ikinci yarısında, çağrı
merkezini arayarak yapılan fatura
ödemelerinde de artış sağlandı.
Abonelikle ilgili birçok
işlem, 444 5 186 telefon numaralı
Sepaş Enerji çağrı merkezi
aracılığıyla güvenli biçimde ve
kolayca gerçekleştirilebiliyor.
10 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
PANO
TÜRKIYE’NIN ENERJISINE
TÜRKIYE SIGORTA
GÜVENCESI
Türkiye Sigorta, enerji sigortaları alanındaki
öncü çalışmalarıyla Türkiye’nin enerjisine güvence
sağlıyor. Kurum, yenilenebilir enerji alanında
düzenlediği poliçeler ile 2020 yılı sonu
itibarıyla toplamda 10 bin MW üstünde kurulu
güce sahip tesisi sigortalayarak bu alanda yüzde
20 pazar payına ulaştı. Enerjide milli bağımsızlığın,
hem yenilenebilir enerji hem de geleneksel
enerji kaynaklarındaki yatırımlar ile mümkün
olacağına inanan Türkiye Sigorta bu yöndeki
yatırımlara teminat sağlayarak piyasa yapıcı rol
oynamaya, Türkiye’nin enerjisine güvence sunmaya
devam ediyor.
Enerji sigortaları alanında uzmanlaşmış kişilerden
oluşturduğu enerji sigortaları birimiyle nitelikli
hizmet sunan ve Türkiye tarihinin en büyük
doğal gaz keşfi Sakarya Gaz Sahası’ndaki Tuna-1
kuyusuna ilk poliçesini yapan Türkiye Sigorta
geçtiğimiz yıl sonu itibarıyla 10 bin MW üstünde
kurulu güce sahip tesisi sigortaladı ve yüzde 20
pazar payına ulaştı.
Yenilebilir enerji proje ve yatırımlarında sigorta
süreçlerinin başından sonuna kadar danışmanlık
hizmeti sunarak çözüm üreten Türkiye Sigorta;
son yıllarda hızla artan yenilenebilir enerji
yatırımlarının sadece inşaat/montaj aşamasında
değil, operasyon döneminde de HES-GES-JES-RES
santrallerine teminat sunarak ülke ekonomisine
katkı sunuyor. Türkiye Sigorta, enerji/inşaat
sigortaları ile inşaat/montaj aşamasında hazırlanan
poliçelerin devamını getirip, operasyon
dönemlerinde oluşabilecek risklere de teminat
sağlıyor.
AKDENIZ ELEKTRIK,
IŞARET DILIYLE DE HIZMET
VERMEYE BAŞLADI
Antalya, Burdur ve Isparta’da görevli tedarik şirketi
olarak faaliyet gösteren CK Enerji Akdeniz
Elektrik, toplumun her kesiminde fırsat eşitliğinin
sağlanmasına destek olmak için çalışanlarına
‘işaret dili eğitimi’ veriyor. CK Enerji Akdeniz
Elektrik’in bugüne kadar uzman isimler aracılığıyla
sunduğu eğitimlerinden yararlanan 40
personel özellikle müşteri hizmet merkezlerinde
işitme engelli vatandaşların taleplerine çözüm
üretiyor. Her türlü abonelik ve fatura işleminin
gerçekleştirdiği merkezlere gelen işitme engellileri,
işaret dili eğitimini alan personel karşılıyor
ve tüm işlemlerinde kendilerine yardımcı oluyor.
İşitme engelli müşterilere daha iyi bir hizmet verebilmek
amacıyla işaret dili eğitimlerine başladıklarını
söyleyen CK Enerji Akdeniz Elektrik Eğitim
Yöneticisi Murat Yıldırım, “Şu ana kadar yaklaşık
50 saatlik bir eğitim düzenledik. Bu eğitime 40
personel katıldı. Son olarak 8 kişiden oluşan yeni
grubumuz 16 saat eğitim aldı. Projemiz ilerleyen
dönemlerde devam edecek. Bizim için müşterilerimizin
memnuniyeti çok önemli. Her müşterimizin
eşit fırsatlardan faydalanması, hizmet merkezlerimizden
memnun şekilde ayrılması, mutlu olması
bizim için çok değerli” dedi.
İşaret dili eğitimi alan isimlerden biri olan CK
Enerji Akdeniz Elektrik Enerji Uzmanı Burcu Filiz
Tanış, “Şubelerimize oldukça fazla işitme engelli
müşterilerimiz geliyor. Onlarla anlaşmakta çoğu
zaman zorlanıyorduk. Bu eğitim sonrasında artık
çok güçlü bir şekilde iletişim kuruyoruz” değerlendirmesini
yaptı.
12 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
PANO
LIMAK ENERJI, 4 BIN AĞAÇ
PROJESINE AVŞA ILE
DEVAM EDIYOR
Limak Enerji, hizmet verdiği 4 şehirde 4 bin ağaç
dikimiyle hedeflediği Yeşil Dönüşüm Ormanları
Projesi’ne, Balıkesir etabı ile devam edildi. Yeşil
Dönüşüm Ormanları Projesi Balıkesir etabı
için Avşa Adası’nda yapılan dikim çalışmasıyla
fidanlar toprakla buluşturuldu. Marmara Adalar
Belediye Başkanı Süleyman Aksoy, Limak Enerji
Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac
ve Avşa Tanıtım Platformu Yöneticisi Kaan Ayyıldız’ın
katılım sağladığı etkinliğe Avşa Jandarma
Komutanlığı, Avşa Acil Yardım Ekibi, Limak
Enerji çalışanları ve Avşa halkı da destek verdi.
Marmara Adalar Belediye Başkanı Süleyman
Aksoy “Bugün, Limak Enerji ile Marmara Adalar
Belediyesi iş birliği kapsamında yapılan ağaçlandırma
çalışmamız için buradayız. Bu projeyle bin
ağaç Ada’mıza kazandırılacak ve bölgemiz daha
yeşil bir hale bürünecek. Ada’mızın yeşil alanlarını
artırmaya sağladıkları desteklerinden dolayı
Limak Enerji’ye teşekkür ediyoruz.” dedi.
Limak Enerji’nin Ödüllü Yeşil Dönüşüm Ormanları
Projesi ile 4 bin ağaç ve 200 ton kağıdın doğaya
geri dönmesi sağlanacak. Geri kazandırılan
200 ton kağıt sayesinde 19 bin kilogram atığın
doğaya karışması önlenecek, 5 milyon litre su
tasarrufu yapılacak ve 272 ton CO2 salınımının
önüne geçilecek. Daha önce yangın tehlikesi
geçirmiş veya kurak olan bölgeleri tercih eden
şirket, ağaçlandırma projesi ile yeşil alan miktarı
açısından fakir bölgelerin yeşil alan oranını
artırırken, sağlıklı bir kent yaşamına da destek
sağlayacak.
TOTAL'İN “DAHA YENI
BAŞLIYORUZ” TEMALI
KAMPANYASI EKRANLARDA
Total istasyonları, Mart 2020 itibarıyla OYAK çatısı
altında hizmet vermeye başlayarak yeni bir döneme
başlangıç yaptı. TOTAL İstasyonları OYAK’ın gücü,
tecrübesi ve sinerjisiyle girdiği bu yeni dönemi, tüm
Türkiye’ye seslenen coşku ve enerji dolu bir reklam
filmiyle ekranlara yansıtıyor. Ülkenin dört bir yanından
insan ve yol manzaralarına yer verilen reklam
filminde, “Türkiye’nin Enerjisi Şimdi Çok Daha
Güzel” mesajının altı çiziliyor. Ayrıca Total istasyonlarının
büyüme stratejisine vurgu yapan “#Daha-
YeniBaşlıyoruz” etiketi, markanın 2021’de ürün ve
hizmetlerinde yapacağı yenilikler, sektöre katacağı
değerin sinyalini veriyor. Amadeus Mozart’ın “Türk
Marşı” bestesi ise popüler rap sanatçısı Ceza’nın yorumuyla
filmin yüksek enerjisine eşlik ediyor.
Güzel Enerji Akaryakıt A.Ş. Pazarlama Direktörü
Beril Cabı Günermengi, reklam filmini hakkında
“Total istasyonları olarak ülkemize değer katmak,
ziyaretçilerimize en iyi ürün ve hizmetleri sunmak
için büyük bir özenle ve tüm gücümüzle çalışıyoruz.
Mart 2020 itibarıyla çatısı altında hizmet vermeye
başladığımız OYAK’ın gücü, tecrübesi ve sinerjisi ile,
yeni dönemde artarak büyüyen hedeflerimizi, “#DahaYeniBaşlıyoruz”
sloganı ile izleyen herkese enerji
verecek bir reklam filminde yansıtmak istedik” sözleriyle
değerlendirdi.
Bir aylık ön hazırlığın ardından İstanbul, Artvin, Erzurum,
Tunceli, Erzincan, Elazığ, Nevşehir, Konya,
Muğla illerindeki yaklaşık 25 farklı lokasyonda, Covid-19
salgınına karşı kapsamlı güvenlik ve sağlık
önlemleri alınarak toplam 7 günde çekilen reklam
filmi, zorlu salgın koşullarına karşın tamamlandı.
FCB ARTGROUP imzalı filmin yapım sürecini Kala
Film, yönetmenliğini ise Turgut Akaçık üstlendi.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 13
PANO
ZORLU ENERJI KAYITLI SERMAYE TAVANINI
IKI KATINA ÇIKARACAK
Zorlu Enerji sermaye yapısını
güçlendirmek amacıyla, kayıtlı
sermaye tavanını 3 milyar
TL’den 6 milyar TL’ye yükseltmek
için Yönetim Kurulu tavsiye
kararı aldı. Konu hakkında
değerlendirmede bulunan Zorlu
Enerji CEO’su Sinan Ak “Sermaye
piyasalarındaki değerimiz,
şirketimizin gelecek hedeflerini
gerçekleştirebilmesi için son
derece önemli. Önümüzdeki dönemler
için büyüme hedefimizin
temelinde şirket değerimizi artırmak
yer alıyor. Büyüme stratejimiz
paralelinde, kayıtlı sermaye
tavanımızı artırmak üzere
yönetim kurulu tavsiye kararı
kararı aldık. Bu sayede borç ve
öz kaynak oranımızı iyileştirerek,
güçlü yatırım planlarımızı
hayata geçirmek üzere çalışmalarımıza
devam edeceğiz. Zorlu
AKENERJI’DEN DOĞAYA 550 BIN AĞAÇLIK KATKI
Akenerji, son bir yılda perakende sektöründen hizmet
sektörüne, sanayi tesislerinden danışmanlık
şirketlerine, birçok farklı sektörden firmayla karbon
azaltım sertifikası alanında iş birliği yaptı.
Yenilenebilir santrallerinden elde ettiği emisyon
azaltım sertifikalarının ticaretiyle Akenerji, toplamda
570 bin ton karbon emisyonunun sıfırlanmasını
sağladı. Bu rakam yıllık yaklaşık 550 bin
ağacın sağladığı temiz havaya eşdeğer bir oran olarak
kabul ediliyor.
Akenerji, emisyon azaltım sertifikalandırma çalışmalarının
başarıyla yürütüldüğü tüm yenilenebilir
enerji santrallerinde, VCS (Verified Carbon
Standard) & Gold Standard & Social Carbon karbon
emisyon azaltım sertifikalarına sahip. Düşük karbonlu
ekonomiye geçiş sürecinde, büyük öneme
Enerji olarak, son 5 senede yaklaşık
5 milyar TL yatırım gerçekleştirdik.
Trakya ve Gaziantep
doğal gaz dağıtım ve Osmangazi
elektrik dağıtım bölgelerimizin
gelişim projeksiyonuna göre öngördüğümüz
projeler, yurt içi ve
yurt dışı santral yatırımlarımız
ve akıllı çözümler iş birimi planlarımız
için 2021 yılı da dahil
olmak üzere önümüzdeki 5 yılda
yaklaşık 5 Milyar TL daha yatırım
yapmayı hedefliyoruz” dedi.
Zorlu Enerji’nin Kamuyu Aydınlatma
Platformu’na (KAP)
yaptığı açıklamada, “Mevcut kayıtlı
sermaye tavanımıza henüz
ulaşılmamış olsa da şirketimiz
hedeflerine ulaşması için yeterli
olmadığına,
bu kapsamda Sermaye Piyasası
Kanunu’nun 18’nci maddesi
hükmü ve Sermaye Piyasası
Kurulu’nun II.18-1 sayılı Kayıtlı
Sermaye Sistemi Tebliği çerçevesinde;
Şirketimiz mevcut
3.000.000.000,00- TL (Üç milyar
Türk Lirası) kayıtlı sermaye
tavanının 6.000.000.000,00.-
TL (Altı milyar Türk Lirası)’ya
artırılmasına karar verildi” denildi.
sahip olan bu emisyon azaltım sertifikalarının
aynı zamanda global ölçekte de tanınırlığı bulunuyor.
Akenerji Genel Müdürü Serhan Gençer, çevre ve
sürdürülebilirlik konularının, Akenerji’nin ajandasında
her zaman öncelikli olduğunu belirterek;
“Düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinde,
yenilenebilir kaynaklı enerji üretimimize ve bu
alanda yeni yatırım çalışmalarımıza devam ederken,
aynı zamanda satışa sunduğumuz emisyon
azaltım sertifikalarımızla, karbon emisyonlarını
azaltmak ve nötrlemek isteyen firmalara da yardımcı
oluyoruz. Farklı sektörlerden birçok firma
ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, çevre ile ilgili
farkındalık yaratılması kapsamında da önem verdiğimiz
bir çalışma” dedi.
14 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
KARİYER
Aksa Enerji yönetim ve icra kuruluna yeni
isimler atandı
Aksa Enerji tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda yayınlanan açıklamaya göre,
Korkut Öztürkmen, Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Komitesi Başkan Yardımcısı olarak atanırken,
Aksa Enerji’nin ana ortağı Kazancı Holding’de operasyonel mükemmelik ve dijital dönüşüme
odaklı projelere imza atan Barış Erdeniz ve finans piyasalarının yakından tanıdığı Erkin Şahinöz
de icra komitesine üye olarak atandı.
Aksa Enerji’nin yeni icra komitesi başkan yardımcısı olan Korkut Öztürkmen, Robert
Kolej’de lise öğreniminden sonra Boğaziçi Üniversitesi’nden makine mühendisliği
ve endüstri mühendisliği dallarında çift diploma aldı. 1996-2007 yılları arasında
Koç Holding’in Stratejik Planlama ve Enerji Grubu’nda iş geliştirme ve yatırımlardan
sorumlu yönetici olarak çalıştı. 2002 yılında Koç Üniversitesi’nde Executive
MBA programını tamamlayan Öztürkmen, 2007-2009 yılları arasında; OMV Türkiye
Ülke Müdürü olarak şirketin Türkiye yapılanmasına ve enerji pazarına girişine
liderlik etti. 2013’te Ashridge Business School’da ‘Power2Lead’ üst düzey liderlik
programını tamamlayan Öztürkmen, Mayıs 2019- Ocak 2021 yılları arasında
IC-İçtaş Enerji Grubu Başkanı olarak görev yaptı.
Geleceğin yeşil enerji uzmanları,
meslek kolejinden yetişecek
Smart Energy “Yeşil Geleceğin Peşindeyiz” mottosu ile faaliyete geçirdiği Smart Akademi ile çok önemli bir
adım attı. Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Özel Adem Ceylan Final Meslek Teknik
Koleji ve Smart Akademi arasında yapılan anlaşma, gençleri yeşil enerji sektörüne kazandıracak.
İmzalanan bu iş birliği protokolünün geleceğin Türkiye’si açısından büyük bir önem taşıdığını vurgulayan Smart
Energy Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kemal Yılmaz, “Türkiye’nin güneş enerjisindeki payı yüzde 6,9. Bugün böyle
ama yarın çok daha farklı bir yerde olacağız. Bu nedenle Özel Adem Ceylan Final Meslek Teknik Koleji bünyesinde
‘Yenilenebilir Enerji Bölümü’ oluşturulması çok doğru bir karar. Bu bölümde okuyan gençlerin yetiştirilmesi için
Smart Energy olarak katkı sağlayacak olmaktan çok mutluyuz” dedi.
Özel Adem Ceylan Final Teknik Koleji Okul Müdürü Murat Taşcı da “Okulumuzda ara eleman değil, aranan eleman
ve aranan yöneticileri birlikte geliştireceğiz” dedi. 2019-2020 yılında eğitime başlayan ancak pandemi nedeniyle
ara veren okulun halen 860 öğrencisi bulunuyor. Yenilenebilir Enerji Bölümü’nde ise şu anda 60 öğrenci
eğitimine devam ediyor.
16 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
KARİYER
IICEC’nin yeni direktörü Bora Şekip Güray oldu
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) Direktörlüğü görevine, iki
yıldır IICEC Araştırma Direktörlüğü’nü yürüten Bora Şekip Güray atandı. Bora Şekip Güray, direktörlük
görevinden önce enerji alanında kamu ve özel sektörden farklı kurumlarda, enerji planlaması ve piyasa
işleyişi, enerji politika ve stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması, enerji sektörü yatırımları,
varlık yönetimi gibi çeşitli alanlarda çalıştı ve enerjide bölgesel ve uluslararası işbirliklerine yönelik
projelerde de görev aldı. Güray, IICEC’te araştırma direktörü olarak görev yaptığı dönemde de enerji
alanında birçok araştırma raporunun üretilmesi, farklı araştırma projelerinin geliştirilmesi ve enerji
sektöründe kamu-sanayi-akademi paydaşlarıyla işbirliğinin güçlendirilmesi çalışmaları ile hem IICEC
araştırmalarının ve bilinirliğinin artırılması hem de enerji sektöründe yürütülen araştırmaların gelişimine
katkı sağladı.
Sabancı Üniversitesi IICEC, bölgedeki en seçkin üniversitelerden biri altında konumlandırılmış
bir merkez olarak, enerji politikaları üzerine bağımsız araştırmalar yoluyla kamu-sanayi-akademi
başarı üçgeni içerisinde daha verimli, güvenli, rekabetçi ve sürdürülebilir enerji geleceği
fırsatlarına katkı sağlıyor. IICEC, enerji ve iklim alanlarında önemli paydaşları bir araya getiren
seçkin bir platform sağlıyor ve sürdürülebilir enerji geleceğine yönelik fikir alışverişini, işbirliklerini
ve gelişimi teşvik ediyor.
Jeotermal Enerji Derneği’nin genel
koordinatörü Karakaş oldu
Jeotermal kayakların sürdürülebilir, çevreci ve elverişli koşullarda kullanımının sağlanmasını
amacıyla Temmuz 2020’de faaliyete başlayan Jeotermal Enerji Derneği’nin (JED) genel koordinatörlük
pozisyonuna enerji sektörünün yakından tanıdığı, deneyimli yönetici Elif Ferdal Karakaş
getirildi. Karakaş aynı zamanda derneğin yönetim kurulunda ‘onursal üye’ olarak da yer alacak.
2002 yılında, enerji piyasasında gerçekleştirilen reform çalışmaları sürecinde aktif rol oynayan
Karakaş, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun “Kurucu Personeli” arasında yer alarak, 2019
yılına dek bu kurumda görev aldı. 2019 yılından bu yana kariyerine hukuk danışmanlığı ve serbest
avukat olarak devam eden Karakaş, enerji hukuku alanında eğitmenlik yaparak ve birçok çalıştayla
kongreye katılarak sektörün gelişimine katkıda bulundu. Karakaş, Enerji Uzmanları Derneği ve
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi üyesidir.
Sepaş Enerji’de üst düzey atama
Konutlardan, ticarethane ve sanayi kuruluşlarına dek uzanan geniş yelpazede Türkiye
genelinde 4 milyon kişiye elektrik hizmeti sağlayan Sepaş Enerji’den yeni yılda atama haberi
geldi. 2018’in mayıs ayından bu yana kurumsal gelişim ve satın alma grup müdürü olarak
çalışan Ebru Şahan’ın, 1 Ocak 2021 itibarıyla Kurumsal Gelişim ve Satın Alma Direktörü olarak
atandığı açıklandı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunu olan Ebru Şahan,
profesyonel koçluk ve mentorluk eğitimleri de aldı. Vestel Elektronik’te yurtdışı satın alma
mühendisi olarak başlayan Şahan’ın kariyerinde sırasıyla Ford Otosan Kocaeli Fabrikası Satın
Alma Mühendisliği, Sabancı Holding Lastik Takviye ve Otomotiv Grubu Sistem Geliştirme
Uzmanlığı, Kordsa Global Kalite Güvence Müdürü ve Erdemir Grup’ta İnsan Kaynakları Müdürü
olarak görev yaptı. Şahan, Professional Women’s Network Derneği üyeliğinin yanı sıra
çeşitli sivil toplum kuruluşlarının projelerinde gönüllü koçluk ve mentorluk görevi üstleniyor.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 17
YATIRIM
Aycan Kızıldağ
AYDEM ENERJI, BU YIL 3,8
MILYAR TL YATIRIM YAPACAK
Aydem Enerji, yenilenebilir enerjiyi odağına aldığı
çalışmalarını bu yıl da yeni yatırımlarla sürdürecek.
Holding, 2021’de grup şirketleri genelinde
toplam 3,8 milyar TL yatırım yapacak. Önümüzdeki
5 yıl içerisinde sadece dağıtım şirketleri kapsamında
yapacağı yatırım, 9,6 milyar TL olacak. Şirket yatırımlarına
ve önümüzdeki dönem hedeflerine ilişkin
görüşlerini paylaşan Aydem Enerji CEO’su İdris Küpeli,
2020’nin enerji sektörü için zorlu bir yıl olduğuna
değinerek yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten
şirketlerin, birçok sektöre kıyasla bu zorlu dönemden
çok daha az etkilendiğini ifade etti.
Aydem Enerji’nin elektriğin üretimi, dağıtımı, satışı
olmak üzere tüm zincirde yer almasının ve verimli
santrallere sahip olmasının, holding ve grup şirketlerinin
geleceği açısından güzel bir tablo sunduğunu
belirten Küpeli, “Bu yıl yatırım bütçemizi tüm grubumuz
için 3,8 milyar TL olarak belirledik. Bu kapsamda
hibrit yatırımlarımız, santrallerimizdeki geliştirme
projelerimiz gündemimizde olacak. Beş yıl içerisinde
de sadece dağıtım şirketlerimizle, İzmir, Manisa,
Aydın, Denizli, Muğla illerinde planladığımız alt yapı
çalışmaları için 9,6 milyar TL yatırım yapacağız. Amacımız
yatırım projelerimize hız kesmeden devam ederek,
hizmetlerimizin sürdürülebilirliğini güvence altına
almak” şeklinde konuştu.
“Yenilenebilir enerji şirketimizle başlattığımız halka
arz sürecimizi, bu yıl tamamlamayı hedefliyoruz”
diyen Küpeli, enerji sektörünün önemli gündem maddelerinin
hibrit yatırımlar, mini YEKA ihaleleri ve yeni
YEKDEM tarifesi olacağını belirterek kendilerinin de
bu yıl hibrit yatırımlara başlayacaklarını söyledi.
ROSATOM, RUSYA’NIN
EN BÜYÜK RES’I
KOCHUBEEVSKAYA
DEVREYE ALDI
Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom,
Rusya’nın en büyük rüzgar santrali olan Kochubeevskaya’yı
devreye aldı. Kochubeevskaya, Rusya’nın
en büyük rüzgar santrali olmasının yanı sıra
Rosatom’un rüzgar enerjisi projeleri uygulamalarından
sorumlu bölümü NovaWind’ın tamamladığı ikinci
proje olma özelliğini de taşıyor. Stavropol bölgesinde
bulunan Kochubeevskaya santrali, toplam 210 MW
kurulu güce sahip 84 rüzgar türbininden oluşuyor.
Santralde kullanılan ekipmanların üretim sürecinde,
Rusya Federasyonu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı düzenlemeleri
uyarınca yüzde 65 oranında yerel kaynaklardan
yararlanıldı.
NovaWind A.Ş. Genel Müdürü Alexander Korchagin,
konuya ilişkin yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
Kochubeevskaya Rüzgar Santrali Projesi’ni iki yıl
içinde tamamlayabilmemiz, rüzgar santrali inşası ve
işletmesinde kapsamlı deneyimimiz, rüzgar türbini
bileşenlerinin üretimi ve seri olarak montajlarının
Rusya’da yapılması planının başarılı bir şekilde uygulanması
ve Rosatom’un bazı işletmelerini de içine alan
etkin tedarik zinciri sayesinde gerçekleşti. Rosatom,
Stavropol ve Rostov Bölgeleri’nde üç alanda daha inşa
edeceği rüzgar santral planını da uygulamaya geçirdi.
Rosatom’un 2024 yılına kadar toplam kapasitesi
yaklaşık 1,2 GW olacak bu rüzgar santrallerini devreye
alması bekleniyor.
18 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
YATIRIM
RIZE İKIZDERE’YE BIR HES
DAHA GELIYOR
Rize’nin İkizdere ilçesi sınırları içerisinde Kabahor
Deresi üzerinde Reis RS Enerji Elektrik
tarafından 79,33 MW’lık İkizdere-Dereköy HES kurulacak.
Yaklaşık 530 milyon lira değerindeki proje kapsamında,
Kabahor Deresi üzerinde 972 metre talveg,
976 metre kret ve 978,10 metre maksimum su kotunda
serbest dolu savaklı regülatör tesis edilecek.
Burada çevrilecek suların sol sahilden atnalı tipindeki
tünel ve devamında yer alacak cebri boru vasıtasıyla
655,38 metre kuyruksuyu kotunda ve 79,33 MWe
(2x39,665 MWe) kurulu gücünde tesis edilecek olan
Dereköy HES’te türbinlenmesiyle elektrik üretilecek.
Ekonomik işletim süresi ise 49 yıl olarak belirlenen
Dereköy HES’te ortalama 255,83 GWh/yıl enerji üretilmesi
hedefleniyor. Üretilen elektrik 154 kV gerilim
seviyesine ünite transformatörleri vasıtasıyla yükseltildikten
sonra santral yanında tesis edilecek 154 kV
açık tip şalt sahasına aktarıldıktan sonra burada toplanan
enerji 5,4 km lik 154 kV 1272 MCM ACSR enerji
iletim hattıyla İkizdere Trafo Merkezi vasıtasıyla ulusal
elektrik şebekesine iletilecek.
DANIMARKA, OFFSHORE’DAN
YEŞIL HIDROJEN ÜRETECEK
Danimarkalı enerji firması Orsted, yeşil hidrojen
üretmek için açık deniz rüzgar enerjisi kullanacağı
bir projeyi hayata geçirecek. Bu yılın sonuna
doğru ilk üretimine başlaması planlanan tesis Kopenhag’ın
güneyinde, Orsted’in Avedøre Elektrik Santrali’nde
kurulacak.
İki adet 3,6 MW’lık türbinden enerji sağlanacak
proje kapsamında üretilen hidrojen, karayolu taşımacılığında
kullanılacak. Orsted’in hidrojen faaliyetlerinin
başkanlığını yapan Anders Nordstrøm projeyi,
“büyük ölçekli yenilenebilir hidrojen üretimine doğru
küçük ama önemli bir adım” olarak tanımladı.
Orsted ve ortakları, 2019 yılında Danimarka Enerji
Ajansı’nın Enerji Teknolojisi Geliştirme Programı kapsamında
yaklaşık 5,63 milyon dolarlık finansman desteği
aldı. Orsted geçtiğimiz kasım ayında da BP’nin
kuzeybatı Almanya’daki bir rafinerisinde büyük ölçekli
bir yenilenebilir hidrojen projesi geliştirmek için işbirliği
yapacağını duyurmuştu. Repsol ve Siemens Energy
de son birkaç yılda yeşil hidrojen üretimiyle bağlantılı
projelerde yer alan diğer firmalar arasında yer
alıyor.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 19
YATIRIM
TOTAL, ADANI GREEN’E 2.5
MILYAR DOLARLIK
YATIRIM YAPTI
Fransız Total, Güneş enerjisi sektöründe dünyanın
en büyüğü olarak kabul edilen Adani Green
Energy Limited’e 2,5 milyar dolarlık yatırım yaptı. Şirket,
dünyanın en büyük güneş fotovoltaik çözümlerinin
üreticisi Hindistan merkezli Adani Green Energy
Limited’e yatırım yaptı. Fransız şirket, Adani’nin yüzde
20’lik hissesi karşılığında tam 2,5 milyar dolar ödeyecek.
Total, bu sayede Covid-19 pandemisinin de etkisiyle
ivme kazanan fosil yakıttan düşük karbon kaynaklarına
geçiş sürecinde planladığı hedeflerine daha
rahat ulaşmış olacak.
Total, geride bıraktığımız yıl yenilenebilir kaynaklara
2 milyar dolarlık yatırım hayata geçirdi. Şirket,
2030 yılına kadar ise yıllık yatırım bütçesinin yüzde
20’sini yani yılda 3 milyar doları yenilenebilir kaynaklara
yatıracak.
Total’in Adani’ye yaptığı yatırım, şirkete dünyanın
en büyük yenilenebilir enerji pazarlarından birinde söz
sahibi olmasını sağlayacak. Adani’nin ülke çapında 54
güneş ve rüzgar enerjisi projesi bulunuyor. Total, yapmış
olduğu bu hamleyle şirketin 2025 yılı planı olan
35 GigaWatt gücünde yenilenebilir enerji hedefine bir
adım daha yaklaşacak. Şirketin geride bıraktığımız yıl,
7 GigaWatt yenilenebilir enerji kapasitesi bulunuyordu.
TOROSLAR EDAŞ’TAN
ANAMUR, AYDINCIK VE MUT’A
47 MILYON LIRALIK YATIRIM
Toroslar EDAŞ Mersin’de kesintisiz ve sürdürülebilir
elektrik hizmeti kapsamında Anamur,
Aydıncık ve Mut ilçelerine, toplamda 47 milyon liraya
ulaşan yeni yatırımları hayata geçirdi. Toplam 60 kilometrelik
enerji nakil hattı ile 7 adet dağıtım merkezi
ve yeni müşterek şebekelerin tesis edildiği Anamur’da
yatırımların toplamı 38 milyon liraya ulaştı.
Toroslar EDAŞ, Mersin’in tarım ve seracılık sektöründe
büyük önem taşıyan Anamur, Mut ve Aydıncık
ilçelerindeki tüm mahallelerin enerji ihtiyacını kesintisiz
olarak karşılamak üzerek, 47 milyon liralık yeni
yatırım gerçekleştirdi.
Anamur’a gerçekleştirilen 38 milyon liralık dev altyapı
yatırımı kapsamında, Antalya sınırında bulunan
Anıtlı Mahallesi ile Merkez Kalınören Mahallesi arasında
iki farklı güzergâhtan alternatifli elektrik şebekesi
oluşacak şekilde 60 kilometre enerji nakil hattı, 7 adet
dağıtım merkezi ve yeni müşterek şebekeler tesis edilerek,
kesintisiz ve sürekli enerji ihtiyacı sağlandı.
Mut ilçesinde gerçekleştirilen 5 milyon liralık yatırımla
Toroslar EDAŞ, Evren dağıtım merkezi binası ile
Bozdoğan Kesici Ölçü Kabini (Kök) dağıtım binası arasındaki
16 kilometrelik yeni enerji nakil hattını yeniledi.
Proje kapsamında, Aydıncık ilçesinde ise 4 milyon
lira yatırım gerçekleştiren Toroslar EDAŞ, proje kapsamında
Yeniyörük, Duruhan ve Pembecik Mahalleleri
başta olmak üzere çok sayıda mahallenin yararlanabileceği
10 kilometre enerji nakil hattıyla 4 adet yeni
elektrik dağıtım binasını işletmeye aldı.
20 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
YATIRIM
AYGAZ VE UNITED
ENTERPRISES, BANGLADEŞ’IN
AYGAZ’I IÇIN SON IMZAYI ATTI
LPG şirketi Aygaz, uluslararası büyüme stratejisi
kapsamındaki atılımlarını sürdürüyor. Bangladeş’te
LPG temini, dolumu ve dağıtımı yapmak üzere
ülkenin en büyük şirketlerinden United Enterprises &
Co. Ltd. ile birlikte 2019 yılında başlayan süreci, 20
Ocak’ta başkent Dakka’da düzenlenen imza töreniyle
tamamlayan Aygaz, dünya evsel LPG tüketiminde en
yüksek paya ve büyüme trendine sahip Asya pazarı
için ilk adımı atmış oldu. Hisse devir işlemlerinin
tamamlanmasıyla, eşit yönetim esaslarına dayalı bir
ortaklık sağlandı.
Aygaz Genel Müdürü Gökhan Tezel, törende yaptığı
konuşmada, “Bu yıl Aygaz’ın 60’ıncı yılını kutluyoruz.
Sektöre hizmet verdiğimiz köklü tecrübemizle yılın
ilk ayında hayata geçirdiğimiz bu ortaklık bizler için
heyecan ve gurur verici. Bu adım Aygaz’ın en önemli
kilometre taşlarından biri olacak. Aygaz’ın LPG bilgi
birikimi ve United Enterprises’ın ülkedeki tecrübesiyle
projemizin hedeflerine hızla ulaşacağına inancım
tam. Bu adım şirketimizin 60’ıncı yılında en önemli
kilometre taşlarından biri olacak. Ortak girişimimizin
Bangladeş halkı ve ekonomisi için sürdürülebilir değer
yaratmasını umuyoruz” dedi. United Enterprises Grup
Başkanı ve CEO’su Moinuddin Hasan Rashid ise “ Bu
ortaklığın Bangladeş ve kardeş ülke Türkiye için yeni
bir yatırımlar döneminin başlangıcı olacağına inanıyoruz”
diye konuştu.
DICLE ELEKTRIK,
ARTUKLU’YA 7 MILYON TL’LIK
YATIRIM YAPIYOR
Dicle Elektrik tarafından Mardin’in Artuklu
ilçesine bağlı Gökçe Mahallesi’nde bir
süre önce başlatılan şebeke yenileme çalışmaları
devam ediyor. Yaklaşık 9 bin nüfuslu mahallede
bir ay içerisinde tamamlanması planlanan
yatırım çalışması kapsamında yüksek dayanıklılığa
sahip 29 bin 500 metre alpek kablo kullanılıyor.
Mahallede 332 DÜSOP montajı yapılırken,
mahalleye her biri 50, 100 ve 250 kilovolt amper
gücünde olan 3 adet ek trafo tesisi de kuruluyor.
Bu çalışmalar yapılırken mahallede daha modern
bir aydınlatma şebekesi kurulacak. Bunun
için de cadde ve sokaklara toplam 807 adet aydınlatma
direği dikilerek aydınlatma için armatür
takılacak.
Mahalle için yapılacak toplam yatırım tutarının
7 milyon lirayı bulacağını belirten Dicle Elektrik
Dağıtım A.Ş. Mardin İl Müdürü Halil Homan,
çalışmaların planlandığı gibi devam ettiğini söyledi.
Homan, “Tüketicilerimize kesintisiz ve kaliteli
elektrik vermek için çalışmalarımızı zorlu kış
şartlarına rağmen özveriyle sürdürüyoruz. Yatırım
çalışmalarımız bir ay içinde tamamlandığında
hizmet kalitemiz artmış olacak ve mahalledeki
bütün abonelerimiz bundan faydalanacak.
Çalışmalarımız sırasında görevli çalışanlarımıza
karşı anlayışlı davranan mahalle sakinlerine de
çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 21
YATIRIM
.
.
BINGÖL’ÜN ILK HIBRIT SANTRALI
ENERJI ÜRETMEYE HAZIRLANIYOR
Bingöl’ün Genç ilçesinde bulunan Aşağıkaleköy
Barajı ve Hidroelektrik Santraline bağlı olarak
kurulan güneş enerjisi santrali devreye girdi. 30
Aralık 2020 günü yapılan kabul işlemi ile projenin
500 kW’lık ilk fazı devreye girdi. Kalehan Enerji Grubu
şirketlerinden Kalehan Genç Enerji A.Ş. yatırımı olan
projenin mart ayında 80 MW kurulu güce ulaşarak
tam kapasitede elektrik üretimine geçmesi ve yıllık
130 GigaWatt-saat (GWh) düzeyinde elektrik üretimi
gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Yaklaşık 1.100 dönüm
alan üzerine kurulan tesis 200 bin adet güneş panelinden
oluşacak ve Karapınar YEKA GES-1’ten sonraki
Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi santrali olacak.
AKSA, ÖZBEKISTAN’DAKI YATIRIMINA
BIR SANTRAL DAHA EKLIYOR
35,6 milyon dolar yatırımla hayata geçecek projede
Talesun Bistar Marka 9BB TP6F72M model güneş
panelleri ile FIMER‘in 5MVA gücünde PVS serisi merkezi
inverterler kullanılacak. Projenin ana santrale
adaptasyonu için gereken ekipmanların temini, kurulumu,
test ve devreye alınması GES Genel Elektrik Sistemleri
Yapım ve Mühendislik A.Ş. tarafından yapıldı.
Santralin bağlı bulunduğu Aşağıkaleköy HES ise
510,20 MWm / 500,00 MWe gücüne sahip ve yıllık ortalama
elektrik üretimi öngörüsü 1.200 GWh. Santral
aynı zamanda Türkiye’nin en büyük beşinci HES projesi
olma özelliğine sahip.
Gecţigĭmiz yılın mayıs ayında Özbekistan’ın başkenti
Tasķent’te 240 MW’lık dogăl gaz kombine
cȩvrim santrali kuracagĭnı açıklayan ve kasım ayında
gerekli yer tahsislerinin de sağlanmasıyla çalışmalarına
hız veren Aksa Enerji, Tasķent’te 230 MW’lık ilave
dogăl gaz kombine cȩvrim santraliyle kapasite artışına
gidildigĭni açıkladı. Ayrıca Tasķent’in güneybatısında
bulunan Buhara’da da 270 MW’lık dogăl gaz cȩvrim
santrali kurulması için anlaşma imzalandıgĭnı duyuran
Aksa Enerji, bu yatırımlarla Özbekistan’da toplam
740 MW kurulu güce sahip olacak. Aksa Enerji; Türkiye,
KKTC, Gana, Mali ve Madagaskar’dan sonra Özbekistan’da
da enerji santralleri kurarak 2021 yılı sonunda
faaliyetlerini üç kıta ve 6 ülkeye taşımayı hedefliyor.
22 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
YATIRIM
150 TON BIYOKÜTLE KAPASITELI
BIOSTOR BES, DEVREYE ALINDI
Sakarya III. OSB’de kurulan Karadeniz Garanti
Biyokütle Enerji Tesisleri Enerji Bakanlığı’ndan
kabul alarak üretime geçti. Karadeniz Garanti Biyokütle
Enerji Tesisleri Sanayi ve Ticaret AŞ’ye ait Sakarya’nın
Söğütlü İlçesindeki Sakarya III. Organize Sanayi
Bölgesi’ndeki 8 MW kurulu güce sahip biyokütleye
dayalı elektrik üretim santrali BioStor’un kurulumu
tamamlandı. 2018 yılında inşasına başlanan BioStor
BES, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan kabul
alarak tam kapasite ile elektrik üretimine başladı.
Karadeniz Garanti Enerji’ye ait tesislerde günde
SINCAN CEZAEVI, ENERJISINI GÜNEŞTEN KARŞILAYACAK
Ankara Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu, elektrik
ihtiyacını karşılamak amacıyla 3 MW kapasiteli
Güneş Enerji Santrali (GES) kuracak. Sincan’ın Yenikent-
Adalet Mahallesi’nde bulunan Ankara Sincan
Açık Ceza İnfaz Kurumu tarafından kendisine ait 39
bin metrekarelik tapulu alanda 3 MW kurulu gücünde
güneş enerji santrali (GES) kurulması planlanıyor.
İşletme ömrü 30 yıl olarak planlan santralin montaj,
kurulum ve devreye alma işlerinin 5 ay sürmesi
planlanıyor. Santralde 395 Wp gücünde 7650 adet
panel ve 110 kWe gücünde 27 adet ile 33 kWe gücünde
1 adet evirici kullanılacak.
1 milyon lira yatırımla kurulacak olan santralde
monokristal fotovoltaik modüllerle üretilen doğru
akım elektrik enerjisi, eviriciler yardımıyla alternatif
ortalama 150 ton biyokütlenin yakılmasıyla elde edilen
ısı buhar türbinine aktarılarak elektrik enerjisi elde
edilecek. Tesislerin nominal proses buharı üretim kapasitesi
saatte on beş ton (15 t/h), en fazla buhar kapasitesi
ise saatte 30 ton (30 t/h) seviyesinde tasarlandı.
Talep doğrultusunda gerçekleşmesi beklenen,
satışa esas buhar miktarı yıllık ortalama 112 bin 500
ton (112.500 t/yıl) olarak hesaplanıyor.
BioStor elektrik santralinde üretilecek elektrik
enerjisi, YEKDEM kapsamında teşvikli fiyatla satılacak.
enerjiye çevrilecek. Planlanan güneş enerji santralinde
üretilecek elektrik enerjisinin tamamı, Ankara Sincan
Açık Ceza İnfaz Kurumunun ihtiyacını karşılamak
üzere kullanılacak.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 23
ANKARA KULİSİ
Deniz Suphi
Doğal gazdan elektrik
dağıtımına, rüzgardan HES’e
konsolidasyon dalgası
Henüz 2021 yılının ilk aylarındayız ancak enerji sektöründe ciddi bir hareketlilik var. Doğal gazdan elektrik
dağıtımına yenilenebilir santrallerden fosil yakıtlara uzanan geniş bir yelpazede el değiştirmeler yaşanıyor.
Uzmanlar, “Bu yıl enerjide ‘konsolidasyon’ yılı olabilir” yorumunu yaparken yabancıların da ilerleyen
aylarda devreye gireceğini söylüyor…
Salgının etkisiyle zor bir dönemde geçen enerji
sektörü, 2021 yılına hızlı bir giriş yaptı. Ancak bu
giriş, satın alma ve el değiştirmelerle ortaya çıktı.
Uzun süredir özellikle döviz kurlarında yaşanan dalgalanma
nedeniyle finansal açıdan zor bir döneme
giren enerji sektörü, salgının getirdiği olumsuzluğu
da yaşayınca bilançolar da etkilendi. Bazı şirketler
bu finansal krizi aşmak için ortaklık ya da satışı tercih
ederken yabancı şirketlerin de sahip oldukları
varlıkları elden çıkarmaya başladı.
Doğal gaz ve elektrik üretiminin yanı sıra şehiriçi
elektrik dağıtımında satış, el değiştirme ve devir
konusunda önemli adımlar ve girişimler gündeme
geldi. Geniş anlamda sektörün “konsolidasyon” sürecine
girmek üzere olduğu yönünde güçlü sinyaller
ortaya çıkmaya başladı. Bu kapsamda ilk haber İzmit’ten
geldi. Fransız Engie’nin İzmitgaz (İZGAZ) için
Palmet Enerji ile anlaştığı duyuruldu, haberimiz yayına
hazırlanırken satış süreci devam ediyordu.
Bu haberin mürekkebi kurumadan, ikinci bir
satış daha gündeme geldi. Antalya, Aydın ve Konya
dahil 10 ilde faaliyet gösteren ve hisselerinin yüzde
24 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
YABANCILAR EKONOMİNİN STABİL
HALE GELMESİNİ BEKLİYOR
Peki, uzmanlar bu gelişmeleri nasıl yorumluyor? Uzmanlar,
Türkiye’de gerek elektrik dağıtımında, gerekse de
üretiminde çok sayıda şirketin faaliyet gösterdiği, çoklu
bir yapının bulunduğuna işaret ederek, “2021 yılından
başlayarak enerji sektöründe konsolidasyon olacağı yönünde
güçlü işaretler ortaya çıkmaya başladı. Şu aşamada
yabancılar kendini çok göstermiyor. Ancak bir süre sonra
ekonomik dinamiklerin de yerli yerine oturmasıyla sektörde
yabancı sermaye yoğun olarak görülebilir. Gazdan
elektrik üretimine ve dağıtımına kadar satış ya da devir
süreçleri yaşanabilir. Bunu, yüksek olasılık olarak kayda
geçirebiliriz” görüşünü dile getirdi.
70’ini STFA Holding’in, yüzde 30’unu İsviçre merkezli
Partners Group’un kontrol ettiği Enerya Enerji’nin,
Ahlatcı Holding’e satışı öne çıktı. Bu satış oldukça
hızlı gerçekleşti ve devrin sonra erdiği belirtiliyor.
Koç Grubu, HES ve RES satın alıyor
Doğal gazdaki satış ya da devir süreci elektrikte
de yaşanıyor. İskenderun’daki Sugözü Termik Santrali’nin
yüzde 51 hissesini kontrol eden Alman Steag’ın,
Trakya’da bulunan 20 X 3.3 megavat gücünde,
yılda 222 milyon kilovatsaat elektrik üreten Süloğlu
rüzgar santralını, Koç Holding’e sattığı ifade ediliyor.
Almanlar ile Koç Grubu’nun bu konuda anlaşma
sağladığı, satış ve devir sürecinin kısa süre içinde
tamamlanabileceği belirtiliyor. Süloğlu’nu, grup
bünyesindeki Entek’in satın aldığı konuşuluyor.
Alman Steag’ın Türkiye’deki en önemli enerji
yatırımı, İskenderun’da bulunan bin 320 megavat
kurulu güçteki İsken Sugözü Termik Santrali. Steag’ın,
yüzde 51’inin kontrol ettiği İsken’in, yüzde 49
hissenin sahibi OYAK. Santral, ithal kömürle elektrik
üretiyor. Türkiye’nin elektrik gereksiniminin yüzde
4’ünü karşılıyor. Steag’ın, İsken’in satmayı ya da devretmeyi
düşünmediği belirtiliyor.
Enerji kulislerinde konuşulan önemli bir satış da
şehiriçi elektrik dağıtımıyla ilgili… İngiltere merkezli
Actis Capital’in, Marmara Bölgesi’nin bir bölümünün
elektrik dağıtımını yapan şirkete talip olduğu ve bu
konuda görüşmeler yapıldığı belirtiliyor. Bu satışın,
sadece dağıtım şirketiyle sınırlı kalmayabileceği,
grubun enerji şirketini kapsayacak biçimde geniş
tutulabileceği ifade ediliyor. Tarafların, görüşmeleri
sürdürdüğü kaydediliyor. Bu görüşmenin olumlu sonuçlanmasının,
enerji sektöründe yeni yabancı yatırımcıların
da önünü açabileceği değerlendirmeleri
yapılıyor.
Hemen anımsatmakta yarar var. Türkiye’de şehiriçi
elektrik dağıtım hizmetleri özel sektör eliyle
yürütülüyor. Devlet, 2000’li yılların başında, elektrik
dağıtım bölgelerini özelleştirdi ve bu alandan çıktı.
21 özel şirket, Türkiye’nin değişik bölgelerinde hizmet
veriyor.
Bir kulis bilgisini daha paylaşalım. Enerji kulislerinde,
bir başka şehiriçi elektrik dağıtım şirketinin
daha satış ya da devir için görüşmelere başladığı
konuşuluyor. Bu şirketin, görece küçük bir bölgenin
dağıtımını yaptığı kaydediliyor.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 25
SERBEST KÜRSÜ
Mehmet Öner
Maliye Bakanlığı Eski Baş Hesap Uzmanı / Yeminli Mali Müşavir / moner@monerymm.com
Elektrikli
otomobilde ÖTV
artışı stratejik bir
hamle mi?
150 kilowat gücünde motora sahip elektrikli araçlar üretecek olan TOGG, daha üretim ve satışa
başlamadan elektrikli araçlardaki ÖTV oranı, yüzde 60’a çıkarıldı. Artış şaşkınlık yarattı ancak bu oranlar,
TOGG’un ilk aracını piyasaya süreceği 2022 yılına kadar sürecekse stratejik bir hamle diyebiliriz. Hükümet,
o tarihe kadar piyasada satılacak ithal elektrikli araçlara ilgiyi azaltmak ve talebi, yerli otomobile saklamak
istiyor olabilir. Ancak durum böyle değilse elektrikli otomobiller, daha yaygınlaşmadan vergi gelirinden
başka odak noktası olamayan, ‘kara maliyeciliğin’ kurbanı olmuş demektir…
Otomobil endüstrisinin 120 yıllık tarihindeki
önemli kilometre taşlarından biri olan elektrikli otomobiller,
düşük kilometre başına ulaşım maliyeti,
daha az karbon salınımı-daha az çevre kirliliği, petrole
ve petrol fiyatlarına bağımlılığı azalma, gürültü
kirliliğinde azalma sonuçları yüzünden hepimizi heyecanlandırıyor.
Tüm dünya elektrikli otomobillerin yaygınlaşması
ve teşvik edilmesi beklentisi içerisinde. Bu
beklentiyi karşılamak üzere Almanya, İtalya, Fransa,
İngiltere başta olmak üzere birçok ülke elektrikli
otomobillerin yaygınlaşması için farklı teşvik mekanizmaları
uyguluyor.
Türk tüketicisi de aynı beklenti içerisinde ve Türkiye’nin
Otomobil Girişim Grubu (TOGG) tarafından
üretilecek yerli ve milli elektrikli otomobil heyecanı
içindeyken 2 Şubat 2021 tarihinde yayınlanan 3471
sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile:
• motor gücü 85 kilowatta kadar olan elektrikli
araçlarda ÖTV oranı yüzde 3’ten yüzde 10’a,
26 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
• motor gücü 85 kilowatt ile 120 kilowatt arasındaki
elektrikli araçlarda ÖTV oranı yüzde 7’ten 25’e,
• motor gücü 120 kilowatı geçen elektrikli araçlarda
ise ÖTV oranı yüzde 15’ten yüzde 60’a
beklenmedik şekilde yükseltildi.
15 yılda 22 milyar liralık yatırım yapılarak 150
kilowat gücünde motora sahip araçlar üretecek
TOGG’un üreteceği yerli elektrikli otomobildeki ÖTV,
daha üretim ve satış başlamadan yüzde 60 oranına
çıktı. Haklı olarak, yaygınlaşması hem bireysel hem
toplumsal fayda sağlayacak elektrikli otomobillerin
satışını azaltacak ÖTV artışı, hepimizin kafasını karıştırdı.
2022 yılında ilk üretimin piyasaya sunulacağı
TOGG üretime geçene kadar, Maliye Bakanlığı’nın klasik
vergi geliri kaygısıyla elektrikli otomobillerdeki
ÖTV’yi artırdığını düşünüyoruz ve düşünmek istiyoruz.
TOGG üretime geçene kadar piyasada satılacak
elektrikli araçların tamamının ithal olması sebebiyle
ÖTV artışı, yerinde ve stratejik bir hamle gibi görünüyor.
ÖTV artışı bu ara dönemde hem ithalat faturasının
artmasını engelleyecek hem de yeni yeni oluşmaya
başlayan elektrikli otomobil piyasasında TOGG
ürünleri çıkana kadar piyasanın yabancı markalarla
tamamen doldurulmasının önüne set çekecek.
Elektrikli otomobil satışı yüzde 280 arttı
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine
göre, Türkiye otomobil pazarında 2019’da 12 bin 6
adet hibrit ve 222 adet de elektrikli otomobil; 2020
sonunda ise 22 bin 272 hibrit ve 844 adet elektrikli
olmak üzere toplam 23 bin 116 adet satış gerçekleşti.
Elektrikli ve hibrit otomobillerin toplam otomobil
satışlarındaki payı da yüzde 3,2’den yüzde 3,8’e
yükseldi. Söz konusu dönemde elektrikli otomobil
satışları yüzde 280,2 ve hibrit otomobil satışları da
yüzde 85,5 artış gösterdi.
2019 yılı toplam vergi geliri olan 673 milyar
TL’nin yüzde 22 oranında 147 milyar tutarındaki
kısmı ÖTV tahsilatı kaynaklı. Esas olarak otomobil
satışı ve akaryakıt satışından alınan ÖTV, toplam
vergi gelirleri içinde önemli bir paya sahip. Devletin
bu gelirden vazgeçmesi veya yerine alternatif kaynak
bulması kısa vadede çok kolay görünmüyor.
“Bilerek yapılmış ise stratejik ve
yerinde bir karar”
Elektrikli otomobil satışları bir yandan satış sırasındaki
düşük ÖTV oranıyla diğer yandan akaryakıt
yerine elektrik kullanması sebebiyle, kullanım sırasında
daha az ÖTV ödenmesi sebebiyle ÖTV tahsilatını
düşürüyor ve düşürmeye devam edecek.
Enerji Panorama Dergisi Haziran 2020 sayısında
yayınlanan “Elektrikli Otomobil Akaryakıt Faturasını
Düşürmeyecek, Kilometre Vergisi Gelecek” başlıklı
yazımızda ayrıntılı olarak konuyu değerlendirmiş ve
yakın gelecekte “kilometre vergi” adı altında yeni bir
verginin hayatımıza gireceği haberini vermiştik.
Elektrikli otomobillerde 3471 sayılı Cumhurbaşkanı
Kararı ile yapılan ÖTV artışı, TOGG üretime geçene
kadar, piyasada satılacak elektrikli araçların
tamamının ithal olması sebebiyle, bilerek yapılmış
ise yerinde ve stratejik bir hamledir. Bu strateji TOGG
üretime başladığında elektrikli otomobillerin ÖTV
oranının düşürülmesini gerektiriyor.
Aksi takdirde elektrikli otomobiller daha yaygınlaşmadan,
vergi gelirinden başka odak noktası olamayan,
kara maliyeciliğin kurbanı olmuş demektir.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 27
KAPAK
Z. Işık Adler / Esen Erkan
100 DOLARINIZ VARSA BLOKZİNCİR
TEKNOLOJİSİYLE ENERJİ SEKTÖRÜ
YATIRIMCISI OLABİLİRSİNİZ
28 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Enerjide daha demokratik ve dağıtık
bir yapı sunmanın en önemli yolu
olan blokzincir teknolojisi, yeni bir
kapı daha açtı. “Kitlesel fonlama”
yöntemiyle enerjinin tüm alanlarında
özellikle de yenilenebilir ve verimlilik
projelerin finansmanını, “peer to
peer” yöntemiyle karşılamak mümkün
hale geldi. Bu yönteme aracılık etmek
isteyenlerin kurdukları yeni şirketler,
küçük birikimlere sahip kişileri enerji
sektörünün yatırımcısı haline getirecek…
Blockchain ya da Türkçe ifadesiyle blokzincir
kavramı, artık her yerde karşımıza çıkıyor. Çok değil
5-10 yıl önce; ‘uçuk’ bazı kişilerin kullandığı bu
kavram, hayatın tüm alanlarını değiştirecek bir potansiyele
sahip. Özellikle ekonomiyi yeniden şekillendirme
gücü olan bu nedenle de ilk başlarda devletlerin
otoritesini kaybetmemek için direndiği hatta
kötülediği blokzincir, enerji sektörünün de ajandasının
ilk sırasında yer alıyor.
Bir zamanlar sadece bilgisayar terminolojisinde
birbirine zincir halinde bağlı blokların tuttuğu ve
sürekli büyüyen bir işlem kayıt defterini ifade eden
blokzincir, birkaç yılda ham petrol ticaretinin otomatikleştirilmesinden
yenilenebilir enerji kaynaklarının
etkisini artırmaya, elektrikte dağıtık sistemin kurulmasına,
şebekelerin akıllanmasına, santrallerin verimliliğin
arttırılmasına, enerji verimliliğinin sağlanmasına,
kişiler arasında enerji ticareti yapılmasına
hatta oturduğun yerden enerji sektörü yatırımcısı
olmaya kadar birçok yeniliği çok kolaylıkla yapabilecek
bir teknoloji…
Mevcut enerji piyasasının içinde bulunduğu durumda
yüksek maliyet gerektiren merkezi konvansiyonel
enerji santralleri, uzun mesafeli enerji iletimi
gibi büyük alt yapı gereksinimleri ve artan enerji talebiyle
yenilenebilir enerji piyasası hızlı bir şekilde
gelişmeye devam edecek. İşte bu noktada devreye
giren blokzincir, yenilenebilir enerjide bireysel tüke-
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 29
tici ve üreticileri peer to peer işlem yaptırarak güçlenmelerini
sağlayacak. Kendi enerjilerini üretecek
olan insanlar, blokzincir sistemiyle ürettikleri bu
enerjiyi satabilecek ve bunun kaydı dijital ortamda
tutulabilecek. Bu sayede aracı kurumlar devre dışı
kalmış olacak. Sistemin genel bütünselliği sayesinde,
dışardan manipülasyona kapalı hale gelmiş
olacak. Bu uygulamalarla birlikte düşük maliyetli,
güvenli ve şeffaf bir piyasa yapısı olması oluşacak.
Aslında gelecek zamandan söz ediyoruz ancak yukarıda
başlıklar halinde saydığımız “yenilikler” birer
birer hayata geçiyor.
“Yapılan araştırmalar 2050 yılına kadar
enerji sektörüne yaklaşık 29 trilyon dolarlık
bir yatırım yapılacağını öngörüyor. Bunun
da önemli bir kısmının yenilenebilir enerjiye
olduğunu söylememe gerek yok. Dünyada
hanehalklarının tasarruf miktarı 2.6 trilyon
dolara ulaşmış vaziyette. Enerji sektörünün
yıllık yatırım ihtiyacı ise 1.5 trilyon dolar.
Dolayısıyla tasarrufları bu alana yaymak
gerekiyor.”
Kitlesel fonlama ile yatırımlar da
artacak gelir de
“Enerji sektörü ve blokzincir” denince konu
epeyce derin ve ayrıntılı. Kapak sayfalarımızı değil,
tüm dergiyi ayırsak bile yetmeyecek bir genişliğe sahip.
Bundan iki yıl önce yine blokzinciri kapağımıza
taşımış ancak genel hatlarıyla konuyu incelemiştik.
Bu kez blokzincirin yol açtığı yepyeni bir konuyu inceleyeceğiz:
Kitlesel fonlama…
Enerji sektöründe kitlesel fonlama, yeni bir trend.
Art arda kurulan şirketler, hem farklı projelere finansman
sağlıyor hem de birikimi olan ve gelir elde
etmek isteyen kişilere yeni bir yatırım penceresi
açıyor. ABD, Avustralya, İskandinav ülkelerinde ilk
örnekleri görülmeye başlayan bu yeni yatırım aracı,
kısa zamanda milyonların ilgisini çekeceğe benziyor.
Türkiye’den ilk adımı Limak Holding attı
Türkiye’de blokzincir tabanlı kitlesel fonlama ve
yatırım henüz yeni konuşulmaya başlandı. Ancak
enerji sektörünün önemli oyuncusu Limak Holding,
bundan 2 yıl önce çalışmalara başlamış. Limak Holding
Müşteri Hizmetleri Yönetim Kurulu Üyesi olan
Birol Ergüven’in girişimleriyle başlayan çalışmalar,
2020 yılında Vault adlı bir şirkete de dönüştü. Malta
merkezli olarak kurulan şirketin hedefi, dünyanın
her yerinden yatırımcıları güneş enerjisi santrallerine
ortak ederek birikimlerini değerlendirmelerini
sağlamak.
30 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Birol Ergüven, “Dünyada artık yepyeni yatırım
alanlarına ihtiyaç var. Sadece Türkiye’de değil tüm
dünyada tasarruf edecek paranız olursa ya altın ya
da döviz alıyorsunuz. Biraz daha fazla paranız varsa
gayrimenkule yatırıyorsunuz. Ancak bu yatırım araçlarının
neredeyse tamamı yastık altı ve verimli değil.
Dünyada bir süre sonra en önemli yatırım alanlarından
birinin yenilenebilir enerji olduğu görülecek.
Yani bir enerji santraline yatırım yaparak ek gelir
elde etmeniz, paranızı değerlendirmeniz mümkün
olacak” diyor.
Vault’un hedefi tüm dünyadan
yatırımcı çekmek
Ergüven, blokzincir üzerinden faaliyet gösterecek
olan Vault’un ilk etapta kurulu ve karlı güneş
santrallerini bünyesine alarak yatırıma açacağını
söylüyor. “Tek başına güneş enerjisi değil batarya
sistemleri de önemli bir yatırım aracı olacak. Aslında
konu sadece üretim değil, elektriğin dağıtılması
hatta bireyler arasında ticaretinin yapılması ve bunun
paraya döndürülmesinden söz ediyorum” şeklinde
konuşan Ergüven, sözlerini şöyle sürdürüyor:
Düşünün çatınıza ya da size ait bir alana güneş
enerjisi ya da batarya sistemi kurdunuz. Ürettiğiniz
elektriğin ihtiyacınız dışındaki bölümünü satmak istiyorsunuz.
Batarya sistemiyle de elektriği depolayıp
pahalı olduğu saatlerde satıyorsunuz. Zaten sistem,
elektriğin pahalı olduğu saatlerde “tüketme ya da
sat” diyor. Böylece hem sistemi dengede tutuyor
hem de para kazanıyorsunuz. İşte güneş enerjisinin
üretimi, depolanması ve ticaretinin merkezi otoriteden
bağımsız olarak yapılması gerekiyor. Bu da ancak
blokzincirle olur. İşte biz de 50 dolarınızla, 100
dolarınızla işletmede ya da kurulma aşamasında
olan güvenilir, getiri fırsatı yüksek santrallere yatırım
yapılmasını sağlayacağız. Dünyanın herhangi
bir yerindeki bir santrale yatırım yaparak paranızı
değerlendirmiş olacaksınız. Hem de çok küçük miktarlardaki
tasarrufunuzla. Şu anda var olan sistemle
100 dolarınızla para kazanmanız mümkün değil. İşte
bizim projemizin çıkış noktası bu. Salgın patlayınca
projemizin hatlarını biraz değiştirdik. Çünkü biz sadece
Türkiye değil, dünyanın birçok yerindeki güneş
santralleriyle anlaşmalar yaparak insanların yatırım
yapmalarını sağlayacaktık ancak salgınla ara verdik.
Ancak bu yıl ilk anlaşmamızı yapacağız.
Türkiye’de bu işin ilk adımını Limak Holding
attı. Malta’da Voult adlı bir şirket kuran
Limak Holding, dünyanın farklı yerlerindeki
güneş santrallerine yatırım yapılmasını
sağlayacak. Projenin ‘fikir babası’ Birol
Ergüven, “Artık yeni yatırım araçlarına ihtiyaç
var, elinizdeki 100 dolarla Voult aracılığıyla
karlı ve güvenli santrallere yatırım yaparak
gelir elde etmek mümkün” diyor. Ergüven
önemli bir uyarıda da bulunuyor: Bu alanda
girişimleri gördük ancak önemli olan ülkelerin
yasal düzenlemelerinin olması ve yatırımınıza
aracılık edecek şirketin güvenilirliği!
“İnsanların güven duyması için mevzuatın
olması lazım”
Aslında Ergüven’in yukarıda kısaca özetlediği
yöntem bazı yerlerde denendi ancak başarısız örnekler
de ortaya çıktı. Ergüven, insanların güven duyacağı
bir sistem kurmanın önemine dikkat çekiyor.
“Bazı genç girişimciler bu işi kolay sanıyor oysa burada
önemli olan ülkelerin bu konudaki mevzuatları.
Yani siz yatırım yapıyorsunuz ya da bir santrali bu
sisteme dahil ediyorsunuz ancak o ülkelerin bu konuda
regülasyonları yoksa ciddi sorunlar çıkabilir”
değerlendirmesini yapan Ergüven, “Biz 2 yıl boyunca
tüm ülkelerin yasalarını, yönetmeliklerini inceledik.
Ve gördük ki Malta bu konuda çok ileri bir seviyede.
Hatta Malta’ya bu konuyu araştırmaya gittiğimde
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 31
izzat başbakan ile görüştüm” diyor.
Limak, Voult ile ilk etapta halihazırda çalışmakta
olan santrallere yatırım yapılmasını sağlayacak.
İlerleyen aşamalarda “B Grubu” olarak adlandırılan
henüz faaliyete geçmemiş ancak herhangi bir risk
taşımayan santraller de yatırım yapılacaklar listesine
alınacak. Doğal olarak bu kategorinin getirisinin
biraz daha fazla olabileceğini belirten Ergüven,
sisteme giren her santralin kurulacak bir merkezi
yapıyla yönetileceğini de söylüyor. “Böylece yatırımcı
‘santrali kurduktan sonra nasıl daha verimli
çalıştırırım’ diye düşünmeyecek, işletme maliyetlerini
üstlenmeyecek. Bizim kuracağımız bir şirket,
sistemdeki tüm santralleri merkezi olarak işletecek
ve daha karlı hale getirecek” diyor.
30 yılda 29 trilyon dolarlık yatırım yapılacak
Ergüven, yatırım yapma aracılık eden bir token
da çıkaracaklarını ve yatırımcıların bunları istedikleri
zaman satarak nakde çevirebileceklerini söylüyor.
Sistemin önünün çok açık olduğunu da belirten
Ergüven, bu saptamasını da şu cümlelerle gerekçelendiriyor:
Yapılan araştırmalar 2050 yılına kadar
enerji sektörüne yaklaşık 29 trilyon dolarlık bir yatırım
yapılacağını öngörüyor. Bunun da önemli bir
kısmının yenilenebilir enerjiye olduğunu söylememe
VOULT VE EFFORCE GIBI PEK ÇOK
STARTUP MALTA’DA KAYITLI
Akdeniz’deki 500 bin nüfuslu Malta Adası, son derece
dostane finansal düzenlemelere sahip olduğu
için pek çok startup’a ev sahipliği yaptığı biliniyor.
Özellikle kripto projelerinden blokzincir, yapay
zeka ve seyahat teknolojisi odaklı girişimler için küçük
ama gelişmiş bir faaliyet merkezi sunuyor.
2019’da Malta’daki Delta Zirvesi’nde Efforce planlarından
bahseden Wozniak, Malta’nın “onlarca yıldır
aklında olduğunu” ve “dünyanın başka hiçbir yerine
benzemediğini” belirterek Malta hükümetinin
“modern dünyada ilerlemekte çok elverişli” olduğunu
söylemişti.
32 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
gerek yok. Dünyada hanehalklarının tasarruf miktarı
2.6 trilyon dolara ulaşmış vaziyette. Enerji sektörünün
yıllık yatırım ihtiyacı ise 1.5 trilyon dolar. Dolayısıyla
tasarrufları bu alana yaymak gerekiyor.
Afrika’da da başladı Amerika’da da
Güney Afrikalı Sun Exchange de benzer bir girişime
başladı. Şirket, Cape Town’daki okullar veya işletmeler
gibi büyük binalarda güneş PV projeleri için
kitle fonlamasına aracılık ediyor. Yatırımcılar, satın
aldıkları PV hücrelerinin sayısının ürettiği enerjiden,
genellikle 20 yıllık bir proje ömrü boyunca bir getiri
elde edecekler. Sun Exchange’in bu girişimi o kadar
ilgi görmüş ki ülkedeki proje sayısı 40’a ulaşan şirket,
şu anda Afrika dışında da proje üretmeye başlamış.
Bir başka örnek de ABD’nin Los Angeles kentinde
kurulu Orbit. Ethereum blokzincirini kullanan Orbit,
insanların güneş enerjisi alım ve satımına dahil olmasına
zemin hazırlıyor. Victor Knight tarafından
2020’de kurulan Orbit, alım satıma aracılık edecek
bir ORBT token’ı da çıkardı. Yenilenebilir enerjinin
ticarileştirilmesine odaklanan Orbit, ticari ve konut
kullanımı için jeneratörler ve güneş pillerine sisteme
dahil etti. Şuanda Orbit token’larına 1 milyon
doların üzerinde yatırım yapılmış durumda.
Silikon Vadisi’nin ‘simgesi’ de bu işe yatırım
yaptı
Apple’ın kurucu ortağı Steve Wozniak’ın kurucu
ortak olarak yer aldığı, enerji verimliliğini artırmayı
amaçlayan Blockchain tabanlı Efforce, Aralık
2020’den bu yana borsalarda işlem görüyor. Efforce’un
temel amacı, bugüne kadar finansman ve
küresel erişimle ilgili sorunlar ile mücadele eden
enerji verimliliği endüstrisini demokratikleştirmek.
“WOZX” olarak adlandırılan tokenlar, Şubat 2021
verileriyle 8 TL civarında işlem görüyor. Yatırım yapanların
tüm dünyada enerji verimliliği projelerinin
ürettiği enerji tasarruflarından yararlanmalarına
izin vererek enerji verimliliği endüstrisini merkeze
olan bağımlılıktan uzaklaştırmayı hedefleyen şirket,
kendisini “enerji verimliliğini artırmayı amaçlayan
devrim niteliğinde bir platform” olarak tanımlıyor.
ABD’de de yasal düzenlemeler yapılıyor
ABD’de neredeyse tüm token satışlarının kayıtsız
menkul kıymet teklifleri olduğunu düşünülürken pek
çok startup Malta’da kendine özgür bir alan yarat-
DERNEK VE VAKIFLAR DA
SİSTEMDEKİ
YERLERİNİ ALDI
Enerji sektörünün her alanında enerji arzını,
talebini ve dağıtımını önemli ölçüde değiştirmek
için blokzincir teknolojisi geliştiriliyor.
Avrupalı bir şirket olan VAKT Global Ltd.,
kripto para birimi içermeyen, blokzincir tabanlı
bir enerji emtia ticaret platformu geliştiriyor.
8 Nisan 2020 itibarıyla platform,
“Kuzey Denizi BFOET ham petrol piyasasında”
kullanılıyor. Platform, terminaller, haritacılar,
acenteler, gemi sahipleri, komisyoncular,
bankalar gibi ticari taraflar için teyit
kaynağı olma özelliği taşıyor.
Energy Web Foundation (EWF), daha az enerji
tüketimi için “yetki kanıtı” mekanizması
kullanan “Energy Web Chain” (EW Chain)
adı verilen enerjiye özgü bir blokzinciri geliştiriyor.
EWF, yenilenebilir enerji varlıklarını
enerji şebekelerine bağlamak için sistemler
geliştirmek amacıyla blokzinciri teknolojisini
nesnelerin interneti ile birleştirerek Wirepas
ve Vodafone Business ile iş birliği yaptı.
EWF; kamu hizmetlerini, dağıtılmış enerji
kaynaklarını ve tüketicileri birbirine bağlayan
“temel dijital alt yapıyı” sağlayarak, kendisini
geleceğin düşük karbonlu elektrik sistemlerinin
‘dijital omurgası’ olarak görüyor.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 33
mış görünüyor. Ancak SEC’in menkul kıymet jetonları
ile ilgili 3 Nisan 2019’da yayınladığı ve menkul
kıymet jetonlarının kapsamı ve dağıtımında dikkat
edilecek şartları içeren düzenlemesiyle ABD’de
menkul kıymetlerini dijital olarak üretip, dağıtabilmesi
için önemli bir adım atıldı. 10 Temmuz 2019’da
Blockstack firması, Borsa ve Menkul Kıymetler Komisyonu’ndan
28 milyon dolar değerinde jeton satışı
için onay alarak, ilk yasal Menkul Kıymet Jetonu Arzı
(STO - Security Token Offering) ile Stack (STX) jeton
arzını 11 Temmuz 2019 tarihinde gerçekleştirdi.1 Bu
geç gelen kabul süreci nedeniyle pek çok teknoloji
şirketi tıpkı Efforce gibi Malta’da kurulmuş durumda.
AB’deki yenilenebilir enerji platformlarından
“GreenToken” hareketi
Avrupa yenilenebilir enerji varlık yönetimi platformu
WPO, yenilenebilir üretimin alımını hızlandırmaya
yardımcı olacağını düşündüğü green tokenler’in
arzını Eylül 2020’de duyurdu. Yenilenebilir
enerji sektöründe özellikle rüzgar ve güneş teknolojileri
için teknik, ticari ve finansal destek sağlayan
WPO’nun GreenToken arzı, Fransız Finansal Piyasa
Otoritesi’nden onay alan ilk şirket olma özelliği taşıyor.
Platform, Paris nüfusunun tüm elektrik tüketi-
1 https://blog.blockstack.org/blockstack-token-sale-sec-qualified/
mine eşdeğer enerji üretimini denetliyor.
Yatırımcılar, blokzincir tescilli sertifikalara karşılık
gelen tokenleri, yenilenebilir enerji işlemleri
için bir ödeme kaydı olarak kullanabiliyor. İşlemlerde
şeffaflık ve izlenebilirlik sağlamanın yanı sıra
sigorta, garanti, bakım ve otomasyonunu sağlamak
için enerji dönüşümünü mümkün kılan elektrik ticaretine
de kolaylık sağlanıyor.
WPO, işlemlerinin şeffaflığı ve izlenebilirliği nedeniyle
blokzincir teknolojisinin enerji geçişinin
hızlanmasında kilit bir itici güç olacak şekilde “iyi
konumlandırıldığını” ve “karmaşık tedarik zincirlerini
kesebilen” merkezi olmayan bir ağ sağladığını
belirtiyor. WPO son birkaç yıldır müşterilerinin yenilenebilir
enerji üretimini sertifikalandırmak için de
bu teknolojiyi teknolojisini kullanıyor.
WPO Genel Müdürü Duncan Levie, “Halka arzımızın
amacı, GreenToken’ı enerji sektöründeki tüm
profesyonel oyunculara ve bireylere dağıtarak sektörü
ölçeklendirmek. Bu, Avrupa genelinde blokzincir
ve yapay zekaya dayalı enerji verilerinin yönetimi
için akıllı ve sorunsuz çoklu hizmet platformu oluşturmamızı
sağlayacak. Yenilenebilir enerjinin aralıklı
ve adem-i merkeziyetçi doğasına çok uygun olan bu
sistemler, küresel enerji üretiminin optimizasyonunu
da kolaylaştıracak” açıklamasında bulundu.
34 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
VİZYON
Fehmi Tanrısever
TENVA Direktörü
Enerji finansmanında dijital
dönüşüm kapıda: WOZX
Steve Wozniak tarafından kurulan ve üç gün içinde yatırımcısına yüzde 2 bin 700
getiri sağlayan WOZX, enerjide yeni bir finansman ve yatırım modelinin de habercisi.
WOZX’in sahibi olan EFFORCE adlı şirketle birlikte çok yakın gelecekte benzer dijital
yatırım platformları; enerji, teknoloji ve yazılım gibi bilgi asimetrisinin yoğun olduğu
endüstrilerde klasik finansman araçlarına bir alternatif olarak karşımıza çıkacak…
Geçen aralık ayının başında, Steve Wozniak’ın da
aralarında bulunduğu bir grup girişimcinin kurduğu
EFFORCE isimli şirket, WOZX adında yeni bir kripto
parayı piyasaya sürdü. 3 Aralık’ta 0.1 dolar nominal
değer üzerinde işleme başlayan WOZX, 3 gün içersinde
2.80 dolara çıkarak yatırımcısına yüzde 2 bin
700 kazandırdı. Şirketin değerlemesi ise bir kaç gün
içinde 80 milyon dolardan 2 milyar doların üzerine
çıktı. Aynı şirket, 2019 yılında 53 milyon dolarlık ilk
fonlama girişimde başarısız olurken, WOZX ile beraber
2020’de nasıl böyle bir başarı yakaladı?
WOZX, son yıllardaki kripto para furyasının devamı
niteliğindeymiş gibi görünse de EFFORCE’nun
“white paper”ı dikkatlice okunduğunda, aslında
WOZX’in bir finansman aracı olduğu ve EFFOR-
CE’unda bir crowdfunding platformu olduğu ortaya
çıkıyor. Bu noktada, şirketin blockchain argümanı bir
pazarlama stratejisi olmaktan öteye geçmiyor. Esasen
EFFORCE bir crowdfunding platformu ve WOZX
de bir “utility token” olarak yatırımcısına dijital bir
yatırım platforma dahil olup çeşitli enerji verimliliği
projelerine yatırım yapma imkanı/opsiyonu tanıyor.
Şirket WOZX’i piyasaya sürerken değer önermesini,
“Klasik finansman araçları tarafından fonlanması
ekonomik olmayan enerji verimliliği projelerine
kripto para aracılığı ile finansman sağlamak” olarak
tanımlıyor. Şirket iş modelini üç temel esas üzerinden
geliştiriyor:
36 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
platform ve dijital para:
Platform aracılığıyla oluşturulan dijital para
1.Blockchain/dijital
WOZX piyasaya sürülüyor.
Piyasaya sürülen kripto para
bir “utility token” olarak yatırımcıdan sermaye
2.Crowdfunding:
toplanmasını sağlıyor. Ayrıca kripto para sahibi
yatırımcılar EFFORCE tarafında onaylanan
enerji verimliliği projelerine, ellerinde bulunan
kripto para nispetinde, yatırım yapma hakkı
Steve Wozniak
kazanıyor. Yani, WOZX bir finansal opsiyon olarak
işlev görüyor. Toplanan sermaye, enerji ve-
iyimser olduğuna işaret ediyor.
rimliliği projelerinin finansmanına yönlendiriliyor.
Bu platform sayede ve finansman dijital para: sağlayan Platform aracılığıyla şirketler, oluşturulan dijital para
EFFORCE’un iş modeli, klasik finansman araçları
1- Blockchain/dijital
tarafında finanse edilmesi mümkün olmayan bilgi
WOZX piyasaya enerji sürülüyor. verimliliği projelerini hayata geçirirken asimetrisinin yoğun olduğu ve çerve duyarlılığının
2- Crowdfunding: elde Piyasaya edilen kazancı sürülen kripto da EFFORCE para bir “utility ve yatırımcılarla
paylaşıyor.
token” olarak öne yatırımcıdan çıktığı projeler için kendisine bir fırsat penceresi
açmış tarafında gibi görünüyor. Bu doğrultuda şirket di-
sermaye toplanmasını sağlıyor.
Enerji
Ayrıca
verimliliği
kripto para
projelerinden
sahibi yatırımcılar EFFORCE
elde edilen kazancın belli bir kısmı, kripto para
onaylanan enerji verimliliği projelerine, ellerinde bulunan kripto para jitalleşmeyi nispetinde, yatırım de son derece etkin bir kaldıraç olarak
sahiplerine ayrıca temettü olarak dağıtılıyor. iş modelinin bir parçası haline getirmeyi başarıyor.
yapma hakkı Bu kazanıyor. sayede kripto Yani, WOZX para bir hisse finansal senedi opsiyon gibi olarak reel bir işlev görüyor. Toplanan
Bununla beraber EFFORCE’un iş modeli, önemli bir
sermaye, enerji değer verimliliği kazanıyor. projelerinin finansmanına yönlendiriliyor. Bu sayede
handikap da içeriyor: Finansman ve teminatın ayrıştırılması
elde edilen riski...
finansman sağlayan şirketler, enerji verimliliği projelerini hayata geçirirken
verimliliği alanında uzman ekip:
kazancı da EFFORCE ve yatırımcılarla paylaşıyor. Enerji verimliliği projelerinden elde
İş modelinin belki de en önemli kısmını bu Yatırım bankalarına rakip geliyor
edilen kazancın belli bir kısmı, kripto para sahiplerine ayrıca temettü olarak
3.Enerji
uzman ekip oluşturuyor. EFFORCE tarafından
kripto platforma para hisse senedi dahil edilecek gibi reel bir enerji değer verimliliği
kazanıyor. proje finansmanındaki en önemli risk yönetimi un-
Klasik dağıtılıyor. proje finansmanı modellerinde teminat,
Bu sayede
3- Enerji verimliliği projeleri alanında bir uzman ekip: İş tarafından modelinin belki değerlen-
en önemli surunu kısmını teşkil bu ederken WOZX’de proje riski tamamen
dirilip onaylanıyor. Bu aşamada risk ve getiri
açısından doğru projelerin sisteme dahil rumda da şirketin, getirisiyle orantısız düzeyde riskli
proje getirisiyle dengelenmeye çalışılıyor. Bu du-
uzman ekip oluşturuyor. EFFORCE tarafından platforma dahil edilecek enerji verimliliği
projeleri bir uzman ekip tarafından değerlendirilip onaylanıyor. Bu aşamada risk ve getiri
edilmesi yatırımcıların getirisini ve WOZX’in projeleri platforma çekmesi ve “adverse selection”
açısından doğru projelerin sisteme dahil edilmesi yatırımcıların getirisini ve WOZX’in
değerini doğrudan etkileyecek en önemli faktörü
oluşturuyor. etkileyecek en Halihazırda önemli faktörü WOZX’e oluşturuyor. olan Halihazırda karşımıza WOZX’e çıkıyor. olan
durumunun ortaya çıkması en büyük iş risk olarak
değerini doğrudan
yatırımcı ilgisi, yatırımcı piyasaların ilgisi, bu piyasaların konuda oldukça bu iyimser konuda olduğuna oldukça işaret ediyor. WOZX ve EFFORCE çok yakın gelecekte, enerji,
Enerji verimliliği
alanında uzman ekip
Şekil1: EFFORCE ve WOZX iş modeli
Blockchain/Dijital
platform ve dijital para
para
Dijital
Finansman Modeli
Crowdfunding
teknoloji ve yazılım gibi bilgi asimetrisini
yoğun olduğu endüstrilerde benzer
dijital yatırım platformlarının, klasik finansman
araçlarına bir alternatif olarak,
karşımıza çıkacağının en belirgin işareti
olarak görülebilir. Bu noktada teminat
konusunu etkin bir şekilde dijital platformların
bir parçası haline getirebilen
iş modellerinin çok başarılı olacağını ve
bazı niş alanlarda yatırım bankalarından
önemli pazar kapacağını öngörmek yanlış
olmaz. Bu doğrultuda riskin farkında
olan yatırım bankaları da hızla dijital
platform geliştirme çabası içinde.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 37
YAKIN PLAN
Z. Işık Adler
İklim raporları kuraklığa odaklandı:
Suyumuz bitiyor!
Son aylarda farklı alanlarda faaliyet gösteren birçok kuruluşun yaptığı iklim ve enerji araştırmalarının
ana konusunu ‘su’ oluşturuyor. Özellikle son yılların en kurak sezonunu yaşayan Türkiye, etkisini giderek
artıran iklim değişikliğinin bir sonucu olan susuzluğu en yoğun hissedecek bir coğrafyada bulunuyor.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın düzenli olarak hazırladığı “İklime Dair” adlı raporunun ikincisinde ‘su’
temasına odaklanılıyor
TSKB Ekonomik Araştırmalar’ın, Yeşil Kuğu Platformu
bünyesinde üç ayda bir iklim gündeminin
nabzını tutmak üzere hazırladığı “İklime Dair” başlıklı
çalışmasının ikinci sayısı yayımlandı. 2019’un
Şubat ayında “Su: Yeni Elmas” başlıklı raporuyla su
ve elmas paradoksuna dikkat çekmeyi hedefleyen
TSKB, İklime Dair’in ikinci sayısında su konusuna
odaklanan özel bir temayla analizlerini paylaşıyor.
Hayati bir kaynak olan suyun fiyatının, hayati fonksiyonu
olmayan elmasın fiyatının altında kalması paradoksu
sebebiyle “su” temasını ele alan TSKB Ekonomik
Araştırmalar, 2020 yılında artan kuraklıkla
birlikte su konusunun daha da önem kazandığına
vurgu yapıyor.
İklime Dair’in ikinci sayısında; Finish markasının
su farkındalığına yönelik kampanyasının stratejik
danışmanlığı kapsamında hesapladığı Finish Su
Endeksi’ni (FSE) paylaşan çalışmaya göre, FSE’nin
2020 Aralık ayı ortalaması 84,92 değeri ile bir önceki
yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5 geriledi. İklime
38 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Dair’de ayrıca, kişi başına kullanılabilir yenilenebilir
suyun hesaplanmasına ilişkin geliştirilen Falkenmark
Göstergesi değerlerine de dikkat çekiliyor. Türkiye’nin
Falkenmark Göstergesi değeri 1.358 m3/
kişi-yıl ile su yönetiminin daha planlı ve dikkatli bir
şekilde yapılması gereken bir ülke olarak karşımıza
çıktığına işaret ediyor.
2020 yılında yeşil tahvil piyasası 269 milyar
dolar büyüklüğe ulaştı
Raporda, iklim değişikliğiyle dikkat çeken anomalilere
de vurgu yapılıyor. Örnek vermek gerekirse;
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’ye
aralık ayında düşen yağış miktarı mevsim normallerine
göre yüzde 48,3 daha az görünüyor. İklime
Dair’in “İklim Finansmanı” kısmında ise yeşil tahvil
piyasasına dair rakamlar irdeleniyor. 2020 yılında
toplam 269 milyar dolar büyüklüğe erişen piyasanın
yapısına ilişkin detaylar ve beklentiler de yer alıyor.
2020 yılında Avrupa Komisyonu’nun politika
gündeminde geniş yer alan Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın
(AYM) 2021 yılına ilişkin çalışma programını da
derleyen TSKB Ekonomik Araştırmalar çalışmasına
göre; bu yıl taksonomi çalışmalarının hız kazanması,
atık yasalarının yenilenmesi, seçili sektörlere ilişkin
sınırda karbon vergisi düzenlemesinin taslak metninin
yayınlanması, Avrupa Birliği Orman Stratejisi
ve daha pek çok politika adımının gerçekleşmesi söz
konusu olacak.
Yeşil tahvil piyasasının büyüklüğü
1 trilyon doları aştı
Covid-19 salgını dünya ekonomisini mart-nisan
döneminde duraksatırken, pek çok piyasada olduğu
gibi yeşil tahvil arzında da kesintiye yol açmıştı. Normalleşme
sürecinde ekonomiler toparlanırken, yeşil
tahvil ihraçları da yeniden canlandı ve 2020 yılı sonu
itibarıyla son 10 yılda yapılan ihraçların toplamı 1
trilyon doları aştı.
2021’de piyasanın hızlı büyümesini tekrar yakalaması
beklenirken, uzun vadede potansiyelin yüksek
olduğu görülüyor. Climate Bond Initiative’deki
(CBI) veriler, yeşil tahvil ihraçlarının 2019’da 266,1
milyar dolarlık rakamın aşıldığını ve 2020’de toplamda
269 milyar dolar büyüklüğünde yeni yeşil tahvil
ihracı gerçekleştirildiğini gösteriyor. Aylık bazda
en yüksek ihraç 36,8 milyar dolarla eylül ayında gerçekleşirken,
en düşük rakam 5,4 milyar dolarla mart
ayında kaydedilmişti.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 39
Piyasada en yüksek pay gelişmiş ekonomilerde olsa
da gelişmekte olan ekonomilerin de her geçen önemli birer
katılımcıya dönüştükleri görülüyor. Ayrıca 2020 sonu
itibarıyla yeşil tahvil piyasanın yapısına ilişkin şunları da
söylemek mümkün:
Piyasa hacminin yüzde 72’si gelişmiş ekonomilerin
elindeyken, gelişmekte olan ekonomilerin payı yüzde
19 seviyesinde bulunuyor. Kalan kısım ise uluslararası
kuruluşlara ait.
Bölgesel olarak bakıldığında Avrupa, piyasanın yüzde
43’ünü oluştururken, Kuzey Amerika’nın yüzde 24 ile,
Asya-Pasifik’in yüzde 22’lik payla bunu takip ettiği görülüyor.
Avrupa piyasasının büyüklüğü, para birimleri bazında
dağılıma da yansıyor. Toplam ihraçların yüzde 40’ı euro
iken, doların payı yüzde 35, Çin yuanının payı yüzde 8.
Borçlanmaların kullanım alanlarında yüzde 35 payla
enerji ilk sırada yer alıyor. Düşük karbonlu binalar ve
taşımacılık sırasıyla yüzde 26 ve yüzde 19 oranında
paya sahipken, su altyapısına yönelik yatırımların payı
yüzde 10 seviyesinde bulunuyor.
İhraç eden kuruluşların türlerine baktığımızda ilk sırada
finansal kuruluşları (yüzde 21), ikinci sırada finans
dışı şirketleri (yüzde 20) ve üçüncü sırada kalkınma
bankalarını (yüzde 16) görüyoruz.
Önümüzdeki dönemde söz konusu piyasada 350
milyar dolarlık yeni yeşil tahvil ihracı beklenirken, Avrupa’dan
gelecek yüklü borçlanmalarla bu rakamın 500
milyar doları bulabileceği tahmin ediliyor. Bununla birlikte,
ülkelerin iklim konusundaki hedeflerini hayata geçirmeleri
için daha fazla yatırıma ihtiyaç duyulurken, bu
yatırımların finansmanı için yeşil tahvil ihraçlarının daha
da hızlı büyümesi gerektiği söylenebilir. Bu kapsamda
Enerji Dönüşüm Komitesi Başkanı Adair Turner, 2050’de
sıfır karbonlu bir dünyaya ulaşmak için gelecek 30 yılda
her yıl yaklaşık 1,5-2 trilyon dolar tutarında yatırımın ve
dolayısıyla yeşil tahvil ihracının yapılması gerektiğini öne
sürüyor.
40 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
“TARLADAN ÇATALA”
STRATEJISI TARIMSAL
ÜRETIMI DÜŞÜREBILIR
ABD’de Tarım Bakanlığı AYM’nin olası
ekonomik etkilerini hesaplayan yeni bir çalışma
yayınladı. AYM kapsamında hayata
geçirilecek “Tarladan Çatala” Stratejisi’nin
etkilerini 3 farklı senaryo altında inceleyen
araştırmaya göre, stratejinin bütün AB ülkelerinde
hayata geçirilmesi durumunda AB
ülkelerinin tarımsal üretiminin yüzde 12 ve
küresel tarımsal üretimin de yüzde 1 oranında
düşmesi bekleniyor.
KENTLERI DÖNÜŞTÜRMENIN
TAM ZAMANI
Dünya Kaynaklar Enstitüsü’nün (WRI)
sürdürülebilir şehirler için kurduğu Ross
isimli merkezi, şehirlerin dönüştürücü kentsel
değişimlerini ödüllendirmek adına küresel
yarışma düzenliyor. Bu yılki ödül için
finale kalan 5 şehir, Arjantin’den Rosario,
Hindistan’dan Ahmedabad, Kenya’dan Nairobi,
Meksika’dan Monterrey ve İngiltere’den
Londra oldu.
FED IKLIM MÜCADELESINDE
DIĞER MERKEZ BANKALARINA
KATILIYOR
ABD Merkez Bankası (Fed), Paris İklim
Hedeflerini destekleyen merkez bankaları
konsorsiyumuna katıldı. Fed 15 Aralık’ta
75’i merkez bankası olmak üzere toplam 83
üyeye sahip Finansal Sistemi Yeşillendirme
Ağı’na katıldığını duyurdu.
AVRUPA YATIRIM BANKASI,
“İKLIM BANKACILIĞI YOL
HARITASI”NI ONAYLADI
“Arzuyu gerçeğe dönüştürmek” mottosuyla
duyurulan yol haritasında, bankanın
iklim eylemi ve çevresel sürdürülebilirlik
yatırımlarına vereceği destek ortaya koyuluyor.
EIB, kamu ve özel kurumlar ile iş birliği
yaparak 2030 yılına kadar Paris İklim Antlaşması’nın
amaçlarına ve prensiplerine hizmet
eden projelere 1 trilyon euro finansman
sağlamayı taahhüt ediyor.
“Su biterse herkes susar”
WWF- Türkiye, artan nüfusu ve büyüyen kentleri ile su sıkıntısıyla karşı karşıya olan ülkemizin, iklim
değişikliğinin de etkisiyle su fakiri olma yolunda ilerlediğine dikkat çekti. Bir nehrin kaynağından denize
döküldüğü noktaya kadar başından geçenleri anlatan “Suyun Yolculuğu” belgeselinin de tanıtıldığı
toplantıda “Su Biterse Herkes Susar” kampanyasıyla karar vericiler, iş dünyası ve bireyler su kaynaklarımızı
koruma seferberliğine davet edildi
WWF- Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), ülkemizin
ve dünyanın içinde bulunduğu su risklerini
paylaşmak amacıyla çevrimiçi bir toplantı düzenledi.
Toplantıda karar vericiler, iş dünyası ve bireyler
su kaynaklarımıza sahip çıkmaya davet edildi.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Yönetim
Kurulu Başkanı Uğur Bayar, Dünya Ekonomik Forumu’nun
2021 yılı Küresel Risk Raporuna göre, önümüzdeki
10 yıl boyunca dünya ekonomisini etkileyecek
ilk beş riskin bulaşıcı hastalıklar, kitle imha
silahlarıyla iklim krizi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve
su krizini de kapsayan doğal kaynak krizi olduğunu
belirtti. Bayar, ülkemizin su kaynaklarının da risk
altında olduğuna dikkat çekerek “Son 50 yılda Türkiye’deki
sulak alanların yarısı, su miktarı ve kalitesi
bakımından, sağlıklı yapısını kaybetti. Bir başka deyişle
üç Van Gölü büyüklüğünde sulak alan ekolojik
işlevini yitirdi. Risk sadece yüzey sularımızla da sı-
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 41
nırlı değil, yeraltı sularımızın da seviyesi alarm veriyor.
Orman alanlarımızı kaybetmemiz de kuraklığa
zemin hazırlayan bir başka etken” dedi.
İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep, Diyarbakır,
Bursa, Mersin, Konya, Adana ve Antalya’nın küreselde
su riski yüksek kentler listesinde bulunduğuna
dikkat çeken Bayar, “Su kaynaklarının yönetiminde
ve kentleşme, tarım, gıda, üretim, enerji gibi alanlarda
doğayı göz ardı eden yaklaşımlar, hidrolojik
müdahaleler ve sürdürülebilir olmayan uygulamalar
karşısında susuzluk riskini daha ciddi ve sistemli
ele almak zorundayız” diye konuştu.
Ege’nin can suyu Büyük Menderes
Türkiye’nin su risklerine ayna tutuyor
WWF-Türkiye, Ege Bölgesi’ne hayat veren Büyük
Menderes Nehri’nde kritik seviyeye ulaşan kirliliğin
önüne geçmek için su sorununu doğa koruma
açısından ele alan bir dönüşüm hareketi yürütüyor.
Bugün incirimizin yüzde 61’i, zeytinimizin yüzde
28’i ve pamuğumuzun yüzde 14’ü, Büyük Menderes
Nehri’nin suladığı Aydın’dan geliyor. Ancak yıllık 1,7
milyar metreküplük su potansiyeli ile Büyük Menderes,
“su riski taşıyan havza” kategorisinde. Yüzyılın
sonuna doğru havza sularının yüzde 50 oranında
azalması öngörülüyor. Bunun yanı sıra hızla kirlenen
suyun kalitesi de düşüyor. Büyük Menderes örneğinden
hareketle Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu
su risklerine dikkat çekilen toplantıda, nehrin zorlu
yolculuğu üzerinden su kaynaklarımızın durumuna
ayna tutuldu.
BÜYÜK MENDERES İLHAM OLACAK
Büyük Menderes Havzası’nda su kaynaklarının korunması
ve sürdürülebilir yönetimi için yürütülen
çalışmalara değinen WWF-Türkiye Tatlı Su ve Sulak
Alan Programı Kıdemli Uzmanı Eren Atak ise hedeflerinin
havzada doğayı korurken suyun daha verimli
kullanıldığı yöntemlere geçişi sağlamak olduğunu
söyledi. Atak, “Yağmur suyu hasadından tarımda
verimli sulama yöntemlerine, sanayide temiz üretim
uygulamalarından, doğa koruma çalışmalarına kadar
işbirliği ortaklarımızla birlikte attığımız adımlarla
Türkiye’nin diğer akarsu havzalarına ilham verecek
bir çabanın içindeyiz” dedi.
42 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
SUYUMUZU KORUMAK İÇİN
NELER YAPILMALI?
Uğur Bayar
WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı
WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Küresel
Tatlısu Programı Başkanı Stuart Orr, akarsular
ve göllerin sadece barındırdıkları canlılar için
değil insan için de yaşam kaynağı olduğunu
hatırlattı. Orr, WWF’in gerçekleştirdiği Su Riski
Filtresi (WWF Water Risk Filter) çalışmasına
göre küresel ölçekte su riski yüksek şehirlerin
arasında Türkiye’den 10 şehrin yer aldığını vurguladı.
“Suyumuz için seferberlik zamanı”
WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli,
Türkiye’de susuzluğun bireyler, iş dünyası ve
karar vericiler için ortak bir risk olduğunun
altını çizdi. Pasinli, “Şimdi suyumuz için seferberlik
zamanı: doğada suyun doğduğu ve geçtiği
doğal alanları koruyarak; tarımda sulama
yöntemlerimizi iyileştirerek, acilen damla sulamaya
geçerek; sanayide suyu kirletmeden,
verimli kullanarak; temiz üretim yatırımlarını
teşvik ederek; jeotermal enerji üretiminde
açığa çıkan yüksek kimyasal ve ağır metal içeren
atık suların geri basılması yerine yüzeysel
su kaynaklarına bırakılmasının önüne geçerek;
denetimlerde sıfır tolerans yaklaşımını benimseyerek;
kentlerimizde dağıtım kayıplarını ve
kaçakları önleyerek; evlerimizde her damlayı
tasarruf ederek; tüketim alışkanlıklarımızı değiştirerek
suyumuzu korumayı birlikte başarabiliriz”
dedi. Pasinli, Büyük Menderes’in zorlu
yolculuğu ile tüm ülkeye seslendiklerini belirtti:
“Doğayı Koru, Suyuna Sahip Çık Türkiye.”
î Türkiye’de tatlı suyun yüzde 73’ü tarımda kullanılıyor.
Damla sulama yöntemi ile ortalama
yüzde 50 su tasarrufu sağlanabileceği varsayımıyla
tarımsal sulamada tamamen bu sisteme
geçebildiğimiz takdirde ülkemizde her yıl toplam
16 milyar metreküp su tasarrufu yapmak
mümkün. Bu da, 80 milyona yakın nüfusa sahip
Türkiye’de, yaklaşık 3 yıllık evsel su ihtiyacına
denk düşüyor.
î Evlerde kullanılan suyun, toplam su tüketimi
içindeki payının yüzde 16 olduğu ülkemizde
kişi başına günlük su tüketimi 216 litre. Sanal
su, yani gıdamız ve kullandığımız eşyaların
üretiminde kullanılan su miktarı dikkate alındığında
ise Türkiye’de kişi başına su tüketimi
günde 5 bin 400 litreye çıkıyor. Bu verilerle ülkemizde
bireylerin yıllık su ayak izi, dünya ortalamasının
yüzde 43 üzerinde. Bu miktar 1 yıl
kullanmaya yetecek tek bir su deposu olsaydı,
bu deponun ikinci haftanın sonunda tükeneceği
anlamına geliyor. Bu yüzden evlerimizde
su tüketimini azaltmak için alacağımız önlemlerin
yanı sıra tüketim alışkanlıklarımızı da
değiştirmemiz gerekiyor. Suyumuzu korumak
için bireysel olarak alabileceğimiz önlemlerden
biri de ihtiyacın üstünde her türlü tüketimden
kaçınmak.
î Su kıtlığı durumunu tanımlamak için Falkenmark
indeksi kullanılıyor. Kişi başına düşen
yıllık su miktarı 1. m3’ten fazla ise o ülke “su
sorunu olmayan”; 1.700-1.000 m3/yıl arasında
“su sıkıntısı olan”; 1.000-500 m3/yıl arasında
“su kıtlığı olan”; 500 m3 ’ten az olması durumunda
ise mutlak su kıtlığı olan ülke olarak
adlandırılıyor. Türkiye’de şu an kişi başına düşen
su miktarı 1.400 m3/yıl. Türkiye halen Falkenmark
indeksine göre “su sıkıntısı olan” bir
ülke. Nüfusumuzun 2030 yılında 100 milyona
ulaşacağından hareketle kişi başına düşecek
su miktarının 1.120 m³/yıl olması öngörülüyor.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 43
DÜNYA GÜNDEMİ
Esen Erkan
Küresel enerji dönüşümüne giden
tüm yollar Hindistan’dan geçiyor
Uluslararası Enerji Ajansı, Covid-19 krizinden kurtulmaya çalışan gezegenin en
fazla enerji tüketen üçüncü ülkesinin karşılaştığı fırsatları ve zorlukları inceleyen
Hindistan Enerji Görünümü 2021 raporunu yayınladı. Rapora göre, Hindistan’ın
artan nüfusu için uygun fiyatlı, temiz ve güvenilir enerji sağlama yeteneği, ülke
ekonomisinin gelişimi için hayati önem taşıyor…
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan
“Hindistan Enerji Görünümü 2021” raporuna
göre, Hindistan’ın karbon yoğun bir gelecekten kaçınmak
için güçlü politika desteğine, teknolojik gelişmeye
ve temiz enerji yatırımlarına ihtiyacı her geçen
artıyor. Hindistan, ekonomisini geliştirmeye ve
vatandaşlarına daha fazla refah getirmeye devam
ederken, önümüzdeki 20 yıl içinde dünya çapında
enerji talebindeki en büyük artışı yaşayacak ülke olmaya
hazırlanıyor.
Büyüyen ve sanayileşen bir ekonomiyle genişleyen
ve giderek artan kentsel nüfusun birleşimi,
enerji kullanımını önemli ölçüde artıracak. Bu durum,
yüksek maliyetli enerji ithalatı, hava kirliliği ve
sera gazı emisyonları gibi sorunları şiddetlendirmeden
artan talebin en iyi nasıl karşılanacağı sorusunu
gündeme getiriyor.
IEA Başkanı Dr. Fatih Birol raporla ilgili olarak
“Hindistan, son yıllarda yüz milyonlarca insana
elektrik sağlayarak ve özellikle güneş enerjisi olmak
üzere yenilenebilir enerji kullanımını etkileyici bir
şekilde artırarak dikkate değer bir ilerleme kaydetti.
44 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Yeni raporumuz, Hindistan’ın geçmişte diğer ekonomilerin
izlediği yüksek karbonlu yolu takip etmeden
vatandaşlarının isteklerini başarıyla karşılaması
için eşsiz bir fırsata sahip olduğunu gösteriyor” yorumunu
yaptı. Birol, Hindistan hükümetinin bugüne
kadar hayata geçirdiği enerji politikaları, enerji güvenliği
ve sürdürülebilirlik açısından başarılı uygulamalar
ve ülkenin zorlukların üstesinden gelme yeteneğinin
kendisini iyimserliğe ittiğini de sözlerine
ekledi.
Hindistan’da güneş enerjisinin yaygınlaşması
elektrik sektörünü dönüştürürken, ulaşım ve endüstriyel
sektörler sürdürülebilirlik çabalarını azaltıyor.
Rapor, güneş enerjisinin hızla yayılmasının
Hindistan’ın elektrik sektörünü dönüştürdüğünü ve
artan sayıda hane ve işletmeye temiz, uygun fiyatlı
ve güvenilir enerji sağlamasına olanak tanıdığını
ortaya koyuyor. Ancak dünyanın dört bir yanındaki
ekonomilerde olduğu gibi, ulaşım ve sanayi sektörlerinin
- karayolu taşımacılığı, çelik ve çimento gibi
alanlar - sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi, çok
daha fazla çaba gerektiriyor.
IEA’ya göre, ülkede yenilenebilir enerji kullanımı
artmasına karşın 2040 yılına kadar, kömürün Hindistan’ın
en büyük elektrik kaynağı olarak zirvedeki
yerini koruyacağı tahmin ediliyor. Hindistan, 2000 yılından
bu yana enerji tüketimini iki katına çıkardı ve
ülkedeki enerjinin yüzde 80’i ise hala kömür, petrol
ve biyokütle tarafından karşılanıyor. Kömür, şu anda
Hindistan’ın elektrik üretiminin yüzde 70’ine güç
sağlıyor ve güneş enerjisi ise yüzde 4’ten daha azını
oluşturuyor.
Tek başına güneş enerjisi ihtiyacı karşılayamayacak
Hindistan hükümetinin yenilenebilir enerji kaynaklarını,
özellikle de güneş enerjisini 2017’de 52
gigawatt’tan 2021-2022’ye kadar 175 gigawatt’a ve
2026-2027’ye kadar 275 gigawatt’a çıkarma planlarına
karşın tek başına güneş enerjisi ile ülkenin
enerji ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz
kalacak. Büyüyen ekonomisi, artan nüfus, kentleşme
ve sanayileşme nedeniyle 2040 yılına kadar dünyadaki
enerji talebinde en yüksek artışa sahip ülke
Hindistan olacak.
Hindistan, 2020’de salgın kaynaklı çöküşten
kurtulurken, enerji kullanımında çok dinamik bir
döneme girecek. Önümüzdeki yıllarda milyonlarca Hintli
hanenin iyileşen ekonomileri ile birlikte yeni cihazlar,
klima üniteleri ve elektronik araçlar satın alması
bekleniyor. Hindistan, her yıl kentsel nüfusuna Los
Angeles büyüklüğünde bir şehrin eşdeğerini ekleyerek
dünyanın en kalabalık ülkesi olma yolunda ilerliyor
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 45
IEA, Hindistan’ı artan nüfusunun ihtiyaçlarını karşılayacak güvenilir
ve uygun fiyatlı bir enerji oluşturması konusunda desteklerken
Dünya Kömür Birliği (WCA), de bu çağrıya destek sunduğunu
açıkladı. WCA, “Uluslararası hükümetlerle sanayi ve yatırımcıların
iş birliğine dayalı bir odaklanma, temiz teknolojilerin yayılmasını
desteklemek ve politikaların yürürlükte olmasını sağlamak için
gereklidir” ifadelerini kullandı.
Enerji güvenliğini ithal petrole olan bağımlılık sarsıyor
Hindistan’ın enerji geleceği, henüz inşa edilmemiş binalara,
fabrikalara ve henüz satın alınacak araçlara ve cihazlara bağlı
görünüyor. Ekonomik gelişimi hızlanan Hindistan’ın mevcut politikalarla
2030’ların sonundaki karbondioksit emisyonlarının yaklaşık
yüzde 60’ının bugün mevcut olmayan altyapı ve makinelerden
geleceği tahmin ediliyor. Bu durum, Hindistan’ı daha güvenli
ve sürdürülebilir bir rotaya yönlendirecek politikalar için büyük bir
açıklığı temsil ediyor. IEA’ya göre, aslında Hindistan’ın enerji planları,
dünya genelinde neler olabileceğine dair tüm ülkelere bir takım
öngörüler sunuyor. Birol: “Hindistan’ın temiz enerjiye geçişini
hızlandırmaya yönelik hükümet politikaları, kalıcı refah ve daha
fazla enerji güvenliği için temel oluşturabilir. Başarılı küresel temiz
enerji geçişlerine giden tüm yollar Hindistan’dan geçiyor ” açıklamasında
bulundu.
Hindistan, bir dizi gelişen enerji güvenliği sorunuyla karşı karşıya
bulunuyor. Bugünün politikalarına göre, Hindistan’ın fosil yakıtlara
yönelik birleşik ithalat faturasının önümüzdeki yirmi yılda
üç katına çıkacağı ve petrolün açık ara en büyük bileşen olacağı
tahmin ediliyor. Yerli petrol ve gaz üretimi, tüketim eğilimlerinin
gerisinde kalmaya devam ediyor ve ithal petrole olan net bağımlılık,
bugün yüzde 75’ten 2040’a kadar yüzde 90’ın üzerine çıkıyor. İthal
yakıtlara olan bu sürekli bağımlılık, fiyat döngülerine ve oynaklığa
karşı bir kırılganlığın yanı sıra arzda olası kesintiler yaratabilir.
TEMİZ ENERJİ
TEKNOLOJİLERİNE 1.4
TRİLYON DOLAR EK
FİNANSMAN GEREKLİ
Yaygın elektrifikasyon, daha fazla enerji
verimliliği, karbon yakalama gibi teknolojilerin
kullanımı ve giderek daha düşük
karbonlu yakıtlara geçiş gibi çabalarla
sektörün kritik zorlukları ele alınması gerekiyor.
Bu durum, tarihte hiçbir ülkenin
başaramadığı bir ölçekte, inovasyonda
büyük ilerlemeler, güçlü ortaklıklar ve
muazzam miktarda sermaye gerektiriyor.
Gelecek 20 yıl içinde Hindistan’ı
sürdürülebilir bir yola sokmak için temiz
enerji teknolojilerine gereken ek finansman,
mevcut politikalara dayalı senaryoya
göre, 1.4 trilyon dolar veya diğer bir deyişle,
yüzde 70 daha yüksek. Ancak petrol
ithalat faturalarındaki büyüklüğe bakılırsa,
temiz enerji teknolojilerinin faydaları,
maliyetinden çok daha fazla olacak.
46 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Bu kez maden yatırımcıları
Ankara’ya ‘çıkarma’ yaptı
MERCEK
Deniz Suphi
Bir süredir madencilikle ilgili yasal
mevzuatın değiştirilip kolaylaştırılması
ve Türkiye’nin maden potansiyelinin
ekonomiye kavuşturulmasını isteyen
madenciler, dertlerini anlatmak için
Ankara çıkarması yaptı. Meclis’te iktidar
ve muhalefet partilerinin yöneticileriyle
görüşen madenciler, destek istedi…
Türkiye’de faaliyet gösteren madencilik şirketlerini
ve sektörü temsil eden dernek ve sivil toplum
kuruluşları, madencilik sektörünün önemini ve faaliyetlerini
daha geniş kesimlere anlatabilmek için deyim
yerindeyse “saha”ya indi. İlgili dernek ve STK’lar,
Meclis’te iktidar ve muhalefet partilerinin temsilcileriyle
görüşüyor. Sektör, başta muhalefet partileri
olmak üzere ilgili kişi ve kuruluşlara madenciliğin
önemine ilişkin sunum yapıyor. Bu sunumlardan
birinde Türkiye’nin maden ithalatının yılda 25 milyar
doları bulduğu, üretimin de yılda 15-20 milyar
dolar olduğu vurgulandı. Sektörde, iş yeri sayısının
6 bin 600 dolayında seyrettiği, bu sektörde 130 bin
kişinin istihdam edildiği kaydedildi. Altın ithalatının
2020-2025 döneminde yılda 10 milyar dolar olacağı
öngörüsüne yer verildi.
“Kötü örnekler sektörü olumsuz etkiliyor”
Madenciler, sık sık “kötü örnekler”in öne çıkartılmasının
sektörü ve faaliyetlerini olumsuz etkilediğine
işaret ediyor. Madenciliğin, istihdam yaratan,
sanayileşmenin ana girdisini sağlayan ve katma
değer oluşturan bir sektör olduğu vurgulanıyor. Türkiye’de,
22.6 milyon hektarlık orman alanın sadece
65.883 hektarında (binde 0.3) madencilik faaliyeti
yapıldığı ve bunların da madencilik faaliyeti sonrasında
ağaçlandırıldığı ifade ediliyor.
Madenciler, yerli kaynaklara dayalı özgün bir kalkınma
modelini oluşturacak biçimde bir finansman
modelinin hayata geçirilmesini istiyor. Ülke kaynaklarından
sürekli ve güvenilir biçimde, sanayinin
ihtiyaç duyduğu hammaddelerin temin edilmesinin
önemine dikkat çekiyor.
Madenciler, tüm süreçlerde yeni teknolojilerin
kullanımının, ara ve uç ürün üretimine dönüşümün
sağlanması ya da teşvik edilmesi üzerinde duruyor.
Paydaşların süreçlere katılımının önemine işaret
ediliyor, şeffaf bir proje yönetimi özellikle vurgulanıyor.
Peki, sektör temelde ne istiyor?
Sektör, “stratejik” olduğu mantığıyla madenlerin
yeraltında bırakılmasını istemiyor. Stratejik pozisyon
alarak madenlerin bir an önce ekonomiye kazandırılmasını
önemsiyor. Madenciler, bu konuda
hızla davranılmasını, küresel ısınma, ikame ürünlerin
ortaya çıkması gibi nedenlerle madenlerin yerin
altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceği
uyarısında bulunuyor.
Türkiye’nin, önemli madenlerinin ekonomiye kazandırılmasında
uygulanacak stratejilerin her bir
maden için tek tek belirlenmesi gerekliliğine dikkat
çekiyor. Yatırım ortamının iyileştirilerek yasal alt
yapının buna uygun biçimde kurgulanmasının, madenlerin
üretime açılmasını hızlandıracağı kayda
geçiriliyor.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 47
RAPOR
Türkiye Varlık Fonu, satın alma ve birleşme
rekoruna imza attı
EY Türkiye’nin hazırladığı “Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2020 Raporu”na göre, dünyada
birleşme ve satın alma aktivitesi bir önceki yıla göre keskin bir şekilde düştü. Türkiye’de işlem
adedi 2019’la aynı seviyede oldu ancak işlem hacminde ciddi bir artış meydana geldi. Rapora
göre, işlem değeri açıklanan 89 birleşme ve satın almanın toplam değeri, 2019’a göre yüzde
153 artarak 6,9 milyar dolara ulaştı. Değeri açıklanmamış 120 işlem de dahil edildiğinde
toplam hacmin yaklaşık 9 milyar dolara çıktığı tahmin ediliyor. Toplam işlem hacmindeki
artışı, Türkiye Varlık Fonu’nun işlemleri ile başta Peak Games işlemi olmak üzere, bilişim
sektöründeki aktviteler oluşturdu…
Küresel denetim ve danışmanlık firması EY’nin
(Ernst & Young) Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman
Bölümü, her yıl yayınladığı Birleşme ve Satın
Alma İşlemleri Raporu’nun 19’uncusunu açıkladı.
Rapora göre; Türkiye’de işlem sayısı 209 ile 2019
yılına paralel seyrederken, işlem hacminde ise 6,9
milyar dolarla yüzde 153 artış gerçekleşti. Raporda
• Türkiye Varlık Fonu (TVF) kaynaklı işlemleri,
• Bilişim sektörünün payının gittikçe artmasını ve
• Başlangıç aşamasındaki girişimler açısından bir
ekosistem oluşmaya başlaması
öne çıkan gelişmeler olarak dikkat çekti.
2021 yılı için ise salgının yavaşlamasıyla beraber
yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin artacağı,
ekonomi politikalarındaki değişimin yatırımcı güvenine
yansıyacağı ve beklenen kamu kaynaklı işlemlerle
salgın nedeniyle ertelenmiş bazı özel sektör
işlemlerinin gerçekleşmesine bağlı olarak 10 milyar
doların üzerinde bir işlem hacmine ulaşılabileceği
öngörülüyor.
48 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
"TVF'NIN TURKCELL HISSELERINI SATIN ALMASI 2020'NIN
EN BÜYÜK IŞLEMLERINDEN BIRI OLDU"
209 işlemden 89’unun fiyatı açıklandı
Rapora göre, Covid-19 salgınının yarattığı olumsuz
ortamın hakim olduğu 2020 yılında, tüm dünyada
birleşme ve satın alma işlem adedi 2019 seviyelerine
benzer gerçekleşirken, işlem hacminde
önemli miktarda düşüş yaşandı. Türkiye’de ise 2020
yılında işlem adedi 209 ile 2019 yılı seviyesinde
gerçekleşirken, bunlardan 89 adedinin büyüklüğü
açıklandı. Büyüklükleri açıklanan işlemler dikkate
alındığında, toplam işlem hacminde 6,9 milyar dolarla
2019 yılına göre yüzde 153 artış yaşandı. Bu
artışın arkasındaki ana etken olarak kamu tarafında
TVF’nin gerçekleştirdiği işlemlerle özel sektörde bilişim
sektörü kaynaklı işlemler yer aldı. En büyük
iki işlem olan TVF’nin Turkcell satın alımı ile Peak
Games’in Zynga’ya satışı işlemleri, toplam işlem büyüklüğünün
yüzde 52’sini oluşturdu.
En büyük 10 işlemde TVF’nin doğrudan ya da dolaylı
olarak taraf olduğu işlemler ağırlıklı olarak yer
alırken, çok sayıda küçük tutarlı işlemin gerçekleşmesi
özellikle yeni girişimler açısından bir ekosistemin
oluştuğunun göstergesi olarak değerlendirildi.
İlhami Koç -EY Türkiye Strateji ve Kurumsal
Finansman Bölümü Ortağı
Yerli yatırımcılar işlem hacminde yabancıları
geride bıraktı
Rapora göre, 2020 yılındaki işlemlerden değeri
açıklanan 25 işlemle 3,1 milyar dolarlık kısmını, alıcı
tarafın yabancı sermaye kökenli olduğu işlemler
oluşturdu. Böylece, yabancı sermayeli işlemlerin işlem
adedi içindeki payı yüzde 31 ile genel eğilime uygun
olmasına rağmen işlem büyüklüğü içindeki payı
2020 yılında yüzde 45’e indi. Bu oran son 5 yıldaki en
düşük seviyeyi temsil ediyor. Yabancı yatırımcıların
coğrafi dağılımına bakıldığında, ilk sırada toplam iş-
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 49
lem hacmi içinde yüzde 31 pay alan ABD yer alırken,
bu ülkeyi Katar ve Lüksemburg takip ediyor.
Yabancı yatırımcıların işlem hacminin Covid-19
salgınına karşın artış gösterdiğine vurgu yapan EY
Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölümü
Ortağı İlhami Koç, “Yabancı yatırımcıların Türkiye
odaklı gerçekleştirdikleri işlem hacminin 2020 yılında
3 milyar doların biraz üstünde olduğunu görüyoruz.
Bu rakam, geçen yıla oranla artış gösterirken
toplam büyüklük içerisinde yüzde 45 ile son 5 yılın
en düşük seviyesini temsil ediyor. Oranın düşmesindeki
ana etkenin, yabancı yatırımların azalmasından
çok, TVF bünyesinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle
yerli yatırımların artması olduğunu düşünüyoruz”
açıklamasında bulundu.
2020 yılında özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği
işlemlerin hem adedinde hem de hacminde
2019’a göre artış görüldü. Özel sermaye fonları,
2020 yılında 90 işleme imza atarak, değeri açıklanan
işlemlerle toplam 3,4 milyar dolar seviyesinde
hacim gerçekleştirmiş oldu. Bu yıl, toplam işlem
adedinin yüzde 48’ini oluşturan özel sermaye fonlarının
gerçekleştirdiği işlemler arasında değeri açıklanan
en yüksek hacimli işlem ise TVF’nin Turkcell’in
yüzde 26,20 hissesini 1,8 milyar dolar bedelle satın
alması oldu.
Raporda, geçen yıl salgın nedeniyle ertelenen işlemlerin gerçekleşmesine
bağlı olarak 2021 yılında şirket satın almaları ve birleşmelerinin işlem
hacmi olarak 10 milyar dolar seviyesinin üzerine çıkacağı tahmin ediliyor.
50 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
İşlem hacminin yüzde 54’ü bilişim
sektöründe
2019 yılında bilişim sektörünün işlem adedindeki
payı, 71 adetle yüzde 33 civarındaydı. İşlem
değeri açısından ise 232 milyon dolar işlem büyüklüğü
ve yüzde 8,5 payla ulaştırma, imalat, perakende,
finansal hizmetler ve kimya sektörlerinden
sonra altıncı sırada geliyordu. Bu yıl ise bilişim
sektörü birleşme ve satın alma işlemlerine hem
işlem adedi hem işlem hacmi açısından damgasını
vurdu. 2020 yılında gerçekleşen 209 işlemin yüzde
54’ünün bilişim sektöründen çıktığını ve işlem değeri
olarak da 2,1 milyar dolar ve yüzde 31 payla
telekom sektörü ile beraber zirvede yer aldığını
görüldü.
Raporda, bilişim sektörü alt sektörleri itibariyle
de değerlendiriliyor ve alt sektörler arasında oyun
sektörü ön plana çıkarılıyor. Bu alanda 9 adet işlemle
yaklaşık olarak 2 milyar dolarlık işlemin
gerçekleştiği belirtilirken, bu işlemler içerisinde
1,8 milyar dolar büyüklüğündeki Peak Games işleminin
bu hacmin büyük bir kısmını tek başına
oluşturduğu ifade ediliyor.
KAMUDA ENERJİ
TARAFINDA HAREKETLİLİK
OLACAK
Rapora göre, 2021 yılında da kamu kaynaklı işlemlerin
tüm birleşme ve satın alma işlemleri
içerisinde önemli bir paya sahip olacağı tahmin
ediliyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından
bazı enerji santralleri ve TDİ’ye ait bazı
limanların satışı da 2021 yılında gündemde
olacak. Bunun dışında TMSF’ye ait şirketlerin
satışlarının ve yap-işlet-devret yöntemiyle yatırıma
alınacak projelerinin ihalelerinin devam
edeceği de öngörülüyor. Ayrıca yaptığı büyük
işlemlerle 2020 yılında birleşme ve satın alma
piyasasına damgasını vuran Türkiye Varlık
Fonu kaynaklı işlemler de 2021 yılı için beklentiler
dahilinde.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 51
RAPOR
Enerji sektöründe birleşme ve işlem hacmi
1.1 milyar dolara ulaştı
PwC’nin “Türkiye Enerji Sektöründeki Birleşme ve Satın Almalar 2020” raporuna göre,
2020 yılında Türkiye enerji piyasasındaki 22 birleşme ve satın alma işleminin toplam
tahmini değeri 2019 yılına göre yüzde 83’lük artışla 1,1 milyar dolara ulaştı…
PwC Türkiye’nin, her yıl Türkiye enerji piyasasındaki
birleşme ve satın alma işlemlerini analiz ettiği
“Türkiye Enerji Sektöründeki Birleşme ve Satın Almalar
2020” raporu yayımlandı. Bu yıl 13’üncüsü
hazırlanan raporda, 2020 yılındaki birleşme ve satın
alma işlemleri ve 2021 yılında sektörü bekleyen gelişmelere
yer verildi. Rapora göre, 2020 yılında Türkiye
enerji piyasasındaki 22 birleşme ve satın alma
işleminin toplam tahmini değeri 2019 yılına göre
yüzde 83’lük artışla 1,1 milyar dolara ulaştı.
2019 yılındaki yoğun yabancı yatırımcı ilgisi, gelişmekte
olan ülke piyasalarında salgının getirdiği
artan seçiciliğin de etkisiyle 2020 yılında, toplam
tahmini işlem değerinin yüzde 3’üne kadar düştü.
Geçmiş yıllarda çok fazla rastlanmayan bir şekilde,
2020 yılında petrol ve doğal gaz piyasasındaki işlemlerinin
toplam tahmini değeri; elektrik üretim,
dağıtım, perakende ve doğal gaz dağıtım alt segmentlerinden
oluşan alt yapı sektöründeki işlemlerin
toplam tahmini değerini geride bıraktı. Petrol ve
doğal gaz tarafında, çoğu akaryakıt ve LPG dağıtım
alanında gerçekleşen işlemlerin tahmini toplam
değeri 600 milyon doları oldu. OYAK tarafından gerçekleştirilen
üç satın alma, salgın nedeniyle içinde
bulunulan finansal ve operasyonel zorlukların daha
da arttığı akaryakıt ve LPG dağıtım piyasalarında
yeni bir konsolidasyon dalgasının habercisi olarak
yorumlandı.
52 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Engin Alioğlu
PwC Türkiye Şirket Satın Alma ve
Birleşme Hizmetleri Ortağı
Yenilenebilir enerjiye olan ilgi artacak
PwC Türkiye Şirket Satın Alma ve Birleşme Hizmetleri
Ortağı Engin Alioğlu, “2020 yılında alt yapı
sektöründe halka duyurulan 16 birleşme ve satın
alma işleminin tahmini toplam değeri 2019 yılına
göre yüzde 17 düşüşle 500 milyon dolarda kaldı. Bu
sektördeki birleşme ve satın alma işlemlerinin çoğu
yenilenebilir enerji alanında, diğerleri de termal
enerji üretimi ve gaz dağıtımı segmentlerinde gerçekleşti.
Özellikle yenilenebilir enerji tarafında, 2030
yılı sonuna kadar YEKDEM’den ABD doları cinsinden
yararlanmaya devam edecek olan varlıklara olan ilgi
beklenenin altında kaldı. Bu durumun, salgından önce
de mevcut olan olumsuz makroekonomik koşullar ve
salgın sebebiyle zayıflayan genel yatırım ikliminden
kaynaklandığını düşünüyoruz” yorumunu yaptı.
Alioğlu, bu süreçte, pandemi sonrasında ortaya
çıkacak yeni piyasa koşullarına uyum sağlayabilmek
ve global uygulamalarda ortaya çıkan yenilik
ve fırsatlardan gerektiği gibi faydalanabilmek için
paydaşların halihazırda birbirleriyle çok yoğun iş
birliğine ihtiyaçları olduğunu belirtrek “Kamu otoritelerinin
bu toparlanma ve geçiş döneminin başarısına
katkısı, düzenledikleri piyasaları yakın gelecekte
ortaya çıkabilecek yeni krizlere karşı korumak
için geliştirecekleri daha çok etki analizine dayalı,
daha proaktif, daha bütüncül ve daha etkin yaklaşımlarla
olacak” değerlendirmesini yaptı.
Raporda, 2021 yılında birleşme ve satın alma işlemlerini
tetikleyebilecek unsurlar; enerji şirketlerinin
döviz cinsi borçlarının yeniden yapılandırılması,
YEKDEM ile ilgili 2030 sonrası uygulamalarının netlik
kazanması, Türk bankalarının Yenilenebilir Enerji
Tedarik Anlaşmalarını proje finansmanı kapsamında
değerlendirmeye sıcak bakması, akaryakıt ve LPG
dağıtım piyasasında başlayan konsolidasyonun hız
kazanması ve spot doğal gaz piyasasının gelişimi
olarak sıralandı.
"Çoğu akaryakıt ve
LPG dağıtım alanında
gerçekleşen işlemlerin
tahmini değeri 600 milyon
doları buldu"
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 53
İNOVASYON
Esen Erkan
Yatağan Termik Santrali, ABB
teknolojisiyle daha çevreci ve
verimli çalışacak
Yatağan Termik Santrali; verimliliği artırmak, talebe göre daha esnek enerji üretimi
sağlamak ve talep düştüğünde üretimi azaltmak için ABB’nin otomasyon teknolojisini
kullanacak. ABB’nin teknolojisi, Avrupa çevre düzenlemelerine ve primer frekans kontrolü
yönetmeliğine uygunluğun sağlanmasının yanı sıra gelecekte santrali ileri analiz veya
endüstriyel yapay zeka gibi diğer dijitalleştirme çözümlerine de entegre edecek…
54 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Türkiye’nin güneybatı kesimindeki evlerin ve işyerlerinin
enerji talebine 630 MW enerji üretim kapasitesiyle
önemli katkı sağlayan Muğla’da bulunan
Yatağan Termik Santrali’nin entegre kontrol, siber
güvenlik ve otomasyon teknolojisi hizmetlerinin ABB
tarafından sağlanacağı bildirildi.
Santral, verimde ciddi gelişmeler elde etmek, talebe
göre daha esnek enerji üretimi sağlamak ve de
talep düştüğünde üretimi azaltmak adına ABB’nin
otomasyon teknolojisinden faydalanacak. Başlamış
olan modernizasyon projesinde santral ve türbin
kontrolü için yeni dağıtılmış kontrol sistemi (DCS)
ABB Ability System 800xA kullanılacak. ABB aynı
zamanda IEC61850 protokolü kapsamında elektriksel
entegrasyon çözümleri ve yüksek hızlı bara aktarma
sistemi de sağlayacak.
ABB’nin teknolojisi, Avrupa çevre düzenlemelerine
ve primer frekans kontrolü (PFC) yönetmeliğine
uygunluğun sağlanmasında da yardımcı olacak. Dahili
veri bağlantısı sayesinde santralin sistemleri, gelecekte
ileri analiz veya endüstriyel yapay zeka gibi
diğer dijitalleştirme çözümlerini değişikliklerden etkilenmeyerek,
sorunsuz bir şekilde entegre edebilecek.
Bununla birlikte ABB Cyber Security Workplace
de Türkiye’nin enerji altyapısı için kritik santraller
açısından özellikle önemli olan mevcut siber güvenlik
imkanlarını güçlendirecek. ABB aynı zamanda, üç
yıllık bakım sözleşmesiyle santral performansı ve
bakımı konusunda da destek sağlayacak.
“Santrali daha verimli hale getirecek”
Yatağan Termik Santrali Genel Müdürü Korhan
Tiryaki, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Enerji sanayisinin
öncü DCS tedarikçilerinden biri olan ABB,
bu santrali daha verimli hale getirme, çevreye etkisini
azaltma ve mevzuata uygunluğunu sağlama
açısından bizi destekleyebilecek bir kuruluş. Elde
edeceğimiz faydaların sürekli, etkili ve uzun ömürlü
olmasını sağlamak adına santral performansında,
bakımında ve tamamlayıcı bakımında da destek almak
adına ABB’nin uzmanlığına güveniyoruz” dedi.
ABB Türkiye Enerji Endüstrileri Bölüm Yöneticisi
Barış Ünver ise şunları söyledi: Otomasyon ve kontrol
teknolojilerimiz, enerji üreticilerinin düşük karbonlu
enerji üretim yolculuklarında onlara yardımcı oluyor.
Daha az yakıtla daha fazla enerji elde ederek ciddi verim
sağlarken bir yandan da mevcut ve eski kömür
santrallerinin çevre üzerindeki etkilerini azaltmak,
müşterilerimizin operasyonlarının etkisini azaltmada
sunduğumuz katkının önemli bir kısmını oluşturuyor.
Siber güvenlik riskinin böylesine arttığı bir dönemde
her santral için kritik öneme sahip olduğundan, Türkiye’deki
bu santralin siber güvenlik imkanlarının güçlendirilmesine
de yardımcı oluyoruz.”
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 55
Yapay zeka teknolojileri
üretimde kalite ve
verimliliği artırıyor
Türkiye’deki sanayiciler ve alt yapı projeleri için
iddialı bir çözüm ortağı olduğu dijital dönüşüm alanında
önemli yatırımlar ve çalışmalar hayata geçiren
Mitsubishi Electric, TMMOB Elektrik Mühendisleri
Odası (EMO) iş birliğiyle online olarak düzenlediği etkinlikle
sanayide dijitalleşme ve yapay zeka alanındaki
güncel teknolojiler hakkında bilgiler paylaştı.
Mitsubishi Electric’in sanayinin yeni bir boyut
kazanmasına olanak sağlayan ve Sanayi 4.0’a yanıt
veren dijital fabrika konsepti e-F@ctory ile ilgili
bilgiler veren Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon
Sistemleri Ürün Yönetimi ve Pazarlama Birim Müdürü
Tolga Bizel, şu bilgileri aktardı: Mitsubishi Electric
olarak fabrikaların üretim, bakım, IT ve yönetim
kısımlarını birbirleriyle anlaşabilir hale getirerek
takım olmalarını sağlıyor ve sonuçta her birinin ihtiyaçlarına
uygun raporlar üretiyoruz. Üretim hattındaki
tüm makine ve sistemlerin internet üzerinden
haberleşmesini sağlayan e-F@ctory altyapımız, fabrikadaki
yöneticilerin sisteme ve raporlara uzaktan
erişmesine imkân tanıyarak 7/24 kontrol fırsatı sunuyor.
Üretimde çok yüksek hız, maliyet tasarrufu,
kalite ve verimlilik artışı sağlayan e-F@ctory, sanayicilere
küresel rekabette bir adım önde olmanın
yolunu açıyor.”
56 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
MAISART TEKNOLOJISI
FABRIKALARDA VERIMLILIĞI
ARTIRIYOR
Mitsubishi Electiric’in yapay zeka teknolojisini
kullanarak üretim hattı yerleşim planları ve malzeme
akışlarının daha verimli bir şekilde tasarlanmasına
ve üretkenliğin doğru bir şekilde tahmin
edilmesine yönelik geliştirdiği teknolojiyle ilgili
detaylı bilgiler veren Bizel, “İnsan ve robotların iş
birliğiyle çalıştığı bir yaklaşım benimsiyoruz. Bu
nedenle hem robotların hem de çalışma ortamının
yapay zekayla desteklendiği bütüncül bir sistem sunuyoruz.
100 yıllık tecrübemizle, şirketlerin yapay
zekadan maksimum fayda elde etmelerini sağlamak
amacıyla tescilli AI markamız MAISART teknolojisini
kullanıyoruz. ‘Mitsubishi Electric’s AI creates the
State-of-the-ART in technology’ (Mitsubishi Electric’in
AI’sı ile en yeni teknoloji) ifadesinin kısaltması
olan MAISART ile yapay zeka tabanlı fabrikalarda ve
tesislerde ekipman duruş süresi azalırken verimliliğin
artırılması sağlanıyor. Makine öğrenmesi algoritmasını
kullanan bu teknoloji, sensör verilerini
analiz ettikten sonra farklı operasyonel durumlar
arasında üretim makinesi geçişine ilişkin bir model
oluşturuyor. Bu sayede fabrika ve tesislerde verimliliği
artırmak üzere makinelerdeki beklenmedik durumları
işaret eden makine anormalliklerinin hızlı
ve doğru bir şekilde tespit edilmesi sağlanıyor” dedi.
DERIN ÖĞRENMEYI ÇOK
ÇEŞITLI CIHAZLARDA
UYGULAYARAK AI
POTANSIYELINI GENIŞLETIYOR
Mitsubishi Electric’in tescilli yapay zeka algoritması
MAISART’ın güçlü yönlerini anlatan Tolga Bizel,
makine öğrenimi için kullandıkları derin öğrenme,
pekiştirmeli öğrenme ve büyük veri metotlarına değinerek
algoritmanın çalışma prensipleri hakkında
şu bilgileri paylaştı: “Fabrika otomasyonunu, otomobilleri
ve diğer ekipmanları derin öğrenme yöntemiyle
donatmak zor olabilir. Küçük cihazlara yüksek
performanslı bilgi işlem cihazları ve yüksek kapasiteli
bellek eklemek de kolay olmuyor. Bu noktada
Mitsubishi Electric olarak, yüksek düzeyde çıkarım
doğruluğunu korurken hesaplama miktarını büyük
ölçüde azaltan MAISART teknolojisini kullanıyoruz.
Bir sinir ağının girdi ve çıktı katmanları, birbirine
tıpkı ağaç dallarının yayılması gibi karmaşık şekillerle
bağlanıyor. Verileri bu şekilde işlemek çok büyük
miktarda hesaplama gerektiriyor. Uzun yıllara
dayanan makine bilgimizden yararlanarak daha az
gerekli olan ‘dalları keserek’ hesaplama miktarını
sadece 1/30 ile 1/100’ü olacak kadar başarılı bir
şekilde sıkıştırdık. Bu gelişim, derin öğrenmeyi çok
çeşitli cihazlarda uygulamayı mümkün kılarak AI potansiyelini
daha da genişletiyor.”
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 57
Barış Sanlı
Bilkent Enerji Politikaları Araştırma
Merkezi tarafından hazırlanmıştır.
Avrupa, iklim değişikliğine
çözümde öncü olabilir mi?
Daha fazla kural, daha fazla strateji planı, daha fazla taahhüt, Avrupa Birliği politikalarının bir parçası. O
kadar çok kural, strateji, rapor yayınlıyor ki bazen bir yönetim biriminden çok, bir yayınevi izlenimi veriyor.
Belki de yenilik ve özellikle yıkıcı yenilik, teknokratik bir devletle olmayacak. İnovasyon, girişimci bir
varlığın sonucudur ve bu devlet de olabilir…
Avrupa, dünyayı daha iyi veya daha kötü hale dönüştürebilir.
İklim değişikliği ve tüketici hakları ise
bu dönüşüm alanlarından biri olabilir. Öte yandan
mevcut koşullarda Avrupa’nın iklim çalışmalarına
liderlik edip edemeyeceğini bilemiyoruz. Konuyla
ilgili çok fazla tanıtım ve yayın olmasına rağmen somut
eylemlerini göremiyoruz. Bazı pozitif adımlar ve
çözümler var, ancak dünyanın enerji dönüşümünde
ihtiyaç duyduğu temel adımlar, hala çok yavaş ilerliyor.
Avrupa ithalat ve ihracatta etkisini gün geçtikçe
arttıran büyük bir pazara sahip. Ama aynı zamanda
teknokratik bir kale. Daha fazla kural, daha fazla
strateji planı, daha fazla taahhüt AB politikalarının
bir parçası. O kadar çok kural, strateji, rapor yayınlıyor
ki bazen bir yönetim biriminden çok, bir yayı-
58 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
nevi izlenimi veriyor. Dünyaya bir bütün olarak baktığınızda,
Avrupa’nın temiz enerji teknolojilerindeki
çabaları ve sıralamasının eşzamanlı olmadığını görüyoruz.
Büyük temiz enerji şirketleri, söylememde
bir sakınca yoksa, tüm büyüklüğünü AB sübvansiyonlarına
borçlu. Bir tanesi bile dünyanın bildiği yenilikçi
bir teknolojiye sahip değil. Bilançolar ve yenilik
kapasiteleri eşleşmiyor.
Son zamanlarda, hidrojen stratejisi de Avrupa
düzenlemeleriyle hız kazandı. İlk olarak, sadece
yeşil hidrojen sözü verdiler ve ardından mavi hidrojenle
iddialı bir hidrojen stratejisi yayınladılar. İlginç
olan, 2000’li yıllarda AB’nin hidrojenle ilgili stratejilerine
hiçbir referans yoktu. Yani eski stratejiler
neydi, neden olmadı, yeni yayınlarda yok. Bosch gibi,
Alman otomobil parçaları ve üreticileri de hidrojene
pek sıcak değil. Alman devlet bakanı, hidrojenin konut
ısıtmasının bir parçası olacağını düşünmüyor.
Öyleyse iddialı bir hidrojen stratejisine sahip olmanın
anlamı nedir? Basit bir hidrojen stratejisi bu işi
yapabilir.
Tesla’nın basit “gizli stratejisi” tüm
teknokratik tasarımların en iyisi
AB ile ABD’yi karşılaştırmak sadece basitlik olacaktır
ki zaten en yaygın karşılaştırma şekillerinden
biridir. Enerji dönüşümlerinde önemli olan coğrafyalar
değildir. Yayınlanan belgelerin hacmi de başarıyı
garanti etmez. Rasyonellik önemlidir, tıpkı Tesla gibi.
Tesla’nın yayınladığı “gizli strateji” basittir. “Üst pazardaki
primi hedefle, araba üret, kar elde ettikçe bir
alt segmente sonra pazarın daha yaygın kesimlerine
doğru ilerledikçe.” Bu, diğer tüm teknokratik tasarımlardan
çok daha iyi bir strateji olduğunu sanırım
ispatladı.
Lityum iyon piller ve hibrit arabalar, ABD petrol
şirketleri tarafından yapılan Ar-Ge çalışmalarının sonucu.
Petrol krizinin yarattığı şok, petrol şirketlerini
buluşlara itti. Ancak Carter yönetimi, sentetik yakıtların
çok daha iyi bir seçenek olduğunu düşünüyordu.
Yıllarca bu, “bariz çözüm” oldu. Daha yüksek
bütçe tahsisine rağmen, bu politika işe yaramadı.
Uzun vadede, devletin planları başarısız oldu, ancak
petrol şirketlerinin icatları yolu açtı.
“TEKNOKRATİK DEVLETTEN
İNOVASYONA GEÇMELİYİZ”
Dünya şimdiye kadar daha fazla hırs, kural ve stratejilerle
herhangi bir krizden çıkmadı. Yaratıcılık
anahtar çözüm olmuştur. İnovasyon hayatımızın
bir parçası olmalı, bu devletler için de geçerlidir.
Böylece hepimiz çözüm arayabiliriz. Enerji geçişine
yönelik üst düzey tasarım sanıldığı kadar işe yaramıyor
ve sadece lobicilik şirketlerini beğenilerine
göre finansman oluşturmaya hizmet ediyor. Emisyonlar
azalmıyor. Yıkıcı teknolojiler geç kaldı. Teknokratik
bir devletten tüm organları ile inovasyona
açık bir yapıya geçmeliyiz.
AB, giderek bir lobi ağına dönüşüyor
Belki de yenilik ve özellikle yıkıcı yenilik, teknokratik
bir devletin sonucu değildir. İnovasyon, girişimci
bir varlığın sonucudur ve bu devlet de olabilir.
Tıpkı dünyanın iklim krizleriyle başa çıkmak için
daha fazla inovasyona ihtiyacı olduğu gibi… Fakat
AB de girişimci bir yapı değil. Daha da kötüsü, başka
bir lobi ağına dönüşüyor. El yapımı Avrupa elektrolizörlerinin
hidrojen üretme maliyetini düşürebileceğini
düşünüyor musunuz? Asla! Bu bakış açısı, Çinli
üreticilerin Avrupa’daki konumunu daha da güçlendirecek
ancak Avrupa teknoloji tabanını güçlendirmeyecek.
Avrupa, enerji dönüşümü projeleri için ölçek
oluşturabilir. Halihazırdaki yüksek fiyatlar bunu destekleyebilir.
Ancak Avrupa’daki teknoloji tabanı iyi
olsa da enerji dönüşümü için bir bonus değil. Asıl
problem ve en önemlisi, Avrupalı şirketlerin enerji
dönüşümüne gerçekten inanmaması. Liderler, bu
şirketleri yeterince zorlamıyor. Sonuç olarak yıkıcı
teknoloji ekosistemleri yerine çok sayıda iddialı hedef
konuşuyoruz. Ve Paris’le uyumlu sadece 2 ülke
var: Gambiya ve Fas.
Bu hikayeden çıkardığım ders, bu tip sorunları
basitleştirerek yola çıkmaktır. Basit, progresif yalın
bir stratejiyle başlamak, daha fazla özel sektör
Ar-Ge’sini desteklemek, yıkıcı teknoloji adayları için
özel bir fon, daha az kural, daha az teknokrasi, daha
fazla pilot proje kum havuzu (sand boxing- yani inovatif
projelere deneme alanları bırakmak), daha az
hırs ama daha sık eylem oluşturmak enerji dönüşümü
için kilit rol oynayacaktır.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 59
Selin Kumbaracı
Armin Laschet ve
iklim değişikliği
Alman Hıristiyan Demokrat Birliği Başkanlığına Armin Laschet’in seçilmesi,
Almanya’daki iklim politikalarının geleceğine dair kaygıları artırdı. Her ne kadar
Laschet’in Merkel’in ‘sıkı bir takipçisi’ olduğu söylense de ülkenin özellikle
kömürden elektrik üretiminde çıkış kararında sapmalar olacağına dair işaretler var...
Yaklaşık üç hafta önce, Alman Hıristiyan Demokrat
Birliği (CDU), Angela Merkel’in 2018’de CDU liderliğinden
ayrılmaya karar vermesinin ardından Merkel’in
yerine gelen Annegret Kramp-Karrenbaur’un
koltuğuna Armin Laschet’i seçti. Kramp-Karrenbaur,
parti içinde yetkisini tesis etmekte karşılaştığı güçlükler
sonrasında Şubat 2020’de istifa etmiş olsa da
pandemiden dolayı yerine geçecek kişiyi belirlemek
için olan seçim ertelenmek zorunda kalmıştı.
Uzun zamandır Merkel’in sadık destekçisi olan
Armin Laschet’in seçilmesinin, Almanya’nın iklim
ve enerji politikası açısından ilerleyebileceği yöne
dair bazı etkileri var. Laschet, esasen Merkel’in ve
politikalarının devamı niteliğinde hareket edeceğini,
“Angela Merkel ile bir kopuşu değil, sürekliliği seçmemiz
benim için önemli” diyerek vurguladı ve Merkel’in
16 yıllık şansölyeliğinin Almanya için olumlu
gelişmeler getirdiğini ve bu tür politikaların sürdürülmesi
gerektiğinin altını çizdi.
Laschet, şansölye olarak değil; sadece CDU’nun
lideri olarak seçilmiş olsa da şansölye rolü için güçlü
bir konumda. Laschet’in baş rakibi, CDU’nun Bavyera’daki
kardeş partisi Hiristiyan Sosyal Birliği’nden
(CSU) Bavyera Başbakanı olan Markus Söder olarak
görülebilir. Söder’in kendisini ekolojik yönelimli
bir muhafazakar olarak tasvir ettiği ve bu noktada
Almanya’nın en büyük ikinci partisi olan Yeşiller ile
koalisyon oluşturmaya çalıştığı belirtilmelidir. Böyle
60 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Laschet’in sert iklim politikalarının, daha yüksek elektrik fiyatları ve daha katı düzenlemelerle,
endüstriyi uzaklaştırdığına dair görüşünün, Merkel’in iklim konusunda kararlı bir şekilde harekete
geçmenin uzun vadede ekonomik istikrar sağladığı yönündeki tutumundan ayrıştığı iddia ediliyor…
bir koalisyon CDU/CSU ve Yeşiller’e, neredeyse
yüzde 60’lık bir çoğunluk sağlar.
Bir kömür madencisinin oğlu olarak…
Laschet, şansölye pozisyonu için bu yarıştan galip
çıktığı bir senaryoda, büyük ihtimalle Söder’in
ilerletmeye çalıştığı aynı yeşil politikalar için zorlamayacaktır.
Laschet (yine Merkel tarafından kurulan
pozisyondan sapmayan bir şekilde) Almanya’nın
hidrojene dayalı bir ekonomiye geçiş planının güçlü
bir destekçisi olmasına rağmen yine de kendisinin
oldukça endüstri yanlısı olduğuna dair bir ünü var.
Bu, özellikle Laschet’in Almanya’nın kömürden çıkışındaki
rolüyle ilgili bir durumdur.
Laschet, iklim değişikliğine karşı harekete geçmenin
ihtiyacını yönünde beyanda bulunsa da iklim
vergileri ve kuralları gibi iklim politikalarının ekonomiye
zarar vermemesi için bir denge sağlamanın
önemini de vurguluyor. Kişisel geçmişi de bu konuda
önem arz ediyor: Kömüre bağımlı bir eyaletten gelen
bir kömür madencisinin oğlu olarak, Almanya’nın
kömürü elektrik üretiminden tamamen çıkarmış olmayı
planladığı tarihi 2038’e ertelemesinde kayda
değer bir rol oynadı.
Bu aşamalı kömürden çıkış planı, bu çıkıştan etkilenen
madenlerin ve kamu hizmetlerinin kaybedilen
üretimleri için tazmin edilmelerini öngörüyor. Genel
olarak, tazminat ödemeleri için yaklaşık 40 milyar
Euro tahsis edilmiş olup, özellikle linyit madenleri
ve kömürle çalışan elektrik santrallerine ev sahipliği
yapan dört eyalet hedef alındı: Brandenburg, Saksonya,
Saksonya-Anhalt ve Kuzey Ren-Vestfalya.
Laschet ile Merkel karşı karşıya gelebilir
Almanya’nın en büyük kömür madeni eyaleti
olan Kuzey Ren-Vestfalya’nın eski eyalet başbakanı
olarak Laschet’in bu tür müzakerelerde önemli bir
rol oynamış olması şaşırtıcı değil. Aslında, bu politikanın
yükünün çoğunun Kuzey Ren-Vestfalya üzerinde
olmasına karşın Laschet kömürden çıkış planını
desteklediğini bile ifade etti. Bununla birlikte,
dile getirdiği destekten ayrı olarak, bu tür kömür
santrallerinin sahiplerinin alacağı tazminat söz konusu
olduğunda da oldukça endüstri dostu bir pozisyon
aldı.
Laschet, esas olarak Merkel’in politikalarının bir
devamı olarak görülebilirken, bazıları iklim değişikliğine
karşı harekete geçmek söz konusu olduğunda
farklılaştıklarını iddia ediyor. Laschet’in sert iklim
politikalarının, daha yüksek elektrik fiyatları ve daha
katı düzenlemelerle, endüstriyi uzaklaştırdığına dair
görüşünün, Merkel’in iklim konusunda kararlı bir
şekilde harekete geçmenin uzun vadede ekonomik
istikrar sağladığı yönündeki tutumundan ayrıştığı
iddia ediliyor.
Alman Yeşiller Milletvekili Franziska Brantner’ın
ifade ettiği gibi, “Laschet, Kuzey Ren Vestfalya’daki
iklim ve kömür politikası konusundaki rotasını federal
hükümete taşırsa, Almanya’da iklimin korunması
açısından işler kötü gidecektir.” Yeşiller, CDU/
CSU’nun en olası koalisyon ortağı gibi göründüğü
için Brantner’ın ifade ettiği bu kaygı özellikle önemli;
eğer Laschet mevcut konumunu sürdürürse, bu koalisyonu
kurmak pek kolay olmayabilir.
MERKEL’İN GÖREVİ BIRAKMASI
AB’DE LİDERLİK BOŞLUĞU
YARATABİLİR
Laschet’in ulusal sahnede ne kadar iyi performans
göstereceğini siyasi başarısının erken göstergeleri
olarak Baden-Württemberg ve Rhineland-Palatine’de
yapılacak seçimlerle birlikte göreceğiz. Aynı
şekilde, Markus Söder gibi daha ‘yeşil’ bir muhafazakarın,
şansölye için ortak CDU/CSU adayı olarak
Laschet’nin yerini alıp almayacağı da zamanla daha
açık hale gelecek gibi görünüyor.
Yine de bir şey daha kesin: Şansölye olarak kim seçilecek
olursa olsun, Merkel’in bu görevden ayrılması
AB düzeyinde en azından şu anda doldurulması zor
bir liderlik boşluğu yaratıyor. Bu sebeple, Merkel’in
AB’ye uzun zamandır sağladığı siyasi liderliğin ve
‘yön göstericiliğin’ kaybı, tasarısında önemli rol oynadığı
zor uzlaşmaların (AB emisyon azaltma hedeflerinin
yükseltilmesi gibi), başarılı devam etmelerini
oldukça olumsuz etkileyebilir.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 61
Can Arıhan
Elektrikli kamyon
sektöründeki hızlı büyüme
Dünya, yakın zamanda elektrikli kamyon pazarında ciddi bir rekabeti yaşayacak. Çin’in liderliğini
yaptığı bu pazarda Avrupalı ve ABD’li şirketler de varlığını artırmaya çalışıyor. Uzmanlar akü
fiyatlarının düşmesiyle elektrikli kamyon fiyatlarının da rekabetçi bir seviyeye geleceğini belirtiyor.
Türkiye ise henüz bu konuda bir adım atmış değil!
Tüm dünyada oldukça fazla sayıda elektrikli
ve hibrit otomobil çoktan yollara çıkmışken, elektrikli
kamyonlar1 ve kamyonların yaptığı salınımları
önemli ölçüde azaltabilen temiz teknolojiler, bu gelişmeleri
arkadan takip ediyordu. Ancak bu durum
yakında değişecek gibi gözüküyor.
Çok sayıda devlet, en yaygın teknolojisi içten yanmalı
motorla olan kamyon sektörünü daha çevreci
bir görünüme kazandırmak için çeşitli düzenlemeler
yapıyor ve teşvikler sağlıyor. Clean Energy Wire
1 Bu makalede “elektrikli kamyon” terimi, içten yanmalı
motoru kullanmayan her tür çevre dostu kamyon anlamında
kullanılmıştır.
sitesinde yer alan bir makaleye2 göre, Avrupa Birliği
trafiğe yeni çıkacak kamyonlarda 2025’ten itibaren
yüzde 15 ve 2030’dan itibaren yüzde 30 daha düşük
emisyona sahip teknolojilerin kullanılmasını şart koşacak.
Elektrikli kamyon pazarının yüzde 95’ine sahip
olan Çin, (Forbes verileri3) bu alanda uzun süre-
2 Jan, Sören Amelang, 25 Nov 2020, and 17 Dec 2020.
“Climate Targets Force Trucks into Race to Clean up
Transport.” Clean Energy Wire, January 15, 2021. https://
www.cleanenergywire.org/news/climate-targets-force-trucks-race-clean-transport.
3 Environmental Defense Fund. “Clean Trucks Can Deliver
62 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
TÜRKİYE’DEN HENÜZ BİR ÜRETİM
HABERİ GELMEDİ
Bogota, Çin'den aldığı elektrikli
otobüsleri kullanıma sundu
Türkiye, elektrikli kamyon üretiminde henüz önemli
adımlar atmadı. Görünüşe göre, Türk şirketleri, en
azından bir süreliğine bu araçları yabancı firmalardan
satın alma yolunu seçecek. Örneğin Utikad sitesinde
yer alan bir habere1 göre, Türkiye’nin önde gelen
firmalarından Borusan Lojistik çoktan Tesla’nın
Semi kamyonunu sipariş etmiş bulunuyor.
Özetle, elektrikli kamyon endüstrisinin önemli bir
pazar olarak ortaya çıktığı ve birçok firmanın bu pazara
girmeye istekli olduğu görülüyor. İçten yanmalı
motorlu kamyonların düşük (hatta sıfır) emisyonlu
araçlara dönüştürülmesi, zararlı gazların salınımının
önüne geçmek açısından oldukça faydalı olacak, ancak
yine de firmalar ve hükümetler bu konuda hızlı
ve kararlı adımlar atmazsa bu sürecin tamamlanması
daha uzun yıllar sürecek gibi görünüyor.
1 Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri
Derneği, March 26, 2018. https://www.utikad.org.tr/Detay/Sektor-Haberleri/21018/borusan-lojistik-ten-tesla-ya-elektrikli-tir-siparisi.
dir ciddi yatırımlar yapmış durumda. Clean Energy
Wire rakamları, Çin’in ağır araç endüstrisini dönüştürmede
ne kadar kararlı olduğunu kanıtlıyor:
Çin’in yaklaşık 400 bin elektrikli otobüsüne karşılık
tüm Avrupa’da sadece 4 bine yakın elektrikli otobüs
mevcut. Diğer ülkeler de çabalarını yavaş yavaş
hızlandırıyor. Örneğin, Çinli bir firma olan BYD, Kolombiya’nın
başkenti Bogota’ya binden fazla elektrikli
otobüs tedarik etmek için yakın zamanda bir
anlaşma imzaladı.
Akü fiyatlarındaki düşüş elektrikli kamyona
ilgiyi artıracak
Aslında elektrikli kamyon endüstrisinin geleceği
devlet teşvikleri hiç sunulmasa da parlak gözüküyor.
Zira çevre dostu kamyonların satın alma fiyatı içten
yanmalı motorlu kamyonlardan daha yüksek olsa
da, elektrikli kamyonlar uzun vadede daha az maliyetli.
Yakıt tasarrufu ve çok daha düşük bakım mali-
Biden’s Goals For Climate, Jobs, and Equity.” Forbes. Forbes
Magazine, January 15, 2021. https://www.forbes.com/sites/
edfenergyexchange/2021/01/15/clean-trucks-can-deli-
ver-bidens-goals-for-climate-jobs-and-equity/?sh=7b1c-
4d6f7b0c.
yetleri, elektrikli kamyonları giderek daha rekabetçi
hale getiriyor. Clean Technica sitesinde yayımlanmış
bir makaleye4 göre, temiz kamyonların alım fiyatlarının
yüksek olmasının ana nedeni olan yüksek akü
maliyetleri hızla düşüyor. Akü maliyetlerinde son 10
yılda yaşanan yüzde 89’luk olağanüstü düşüş, elektrikli
kamyonların gelecekte daha da uygun fiyatlı
hale geleceğine işaret ediyor.
Hızla büyüyen elektrikli kamyon piyasasında yer
almak için hem geleneksel oyuncular hem de yeni
kurulan start-up’lar rekabet halinde. Örneğin, Clean
Energy Wire sitesine konuşan, Volkswagen’in İsveçli
alt firması Scania’nın CEO’su şunları söylüyor: Birkaç
yıl içinde, sürücüler için zorunlu 45 dakikalık
dinlenme sürelerinde gerçekleştirilecek hızlı şarj
için tasarlanmış elektrikli kamyonları da piyasaya
süreceğiz.
Elektrikli araç sektörünün başat oyuncularından
olan Tesla’nın, Semi isimli yeni elektrikli kamyonu,
bu sektörün yaygın kullanılan modellerinden olmaya
4 “Advanced Clean Trucks (ACT) Rule Archives.”
CleanTechnica, December 30, 1969. https://cleantechnica.
com/tag/advanced-clean-trucks-act-rule/.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 63
Clean Energy Wire
sitesine konuşan,
Volkswagen’in İsveçli
alt firması Scania’nın
CEO’su şunları
söylüyor: Birkaç yıl
içinde, sürücüler için
zorunlu 45 dakikalık
dinlenme sürelerinde
gerçekleştirilecek hızlı
şarj için tasarlanmış
elektrikli kamyonları
da piyasaya süreceğiz.
aday. Pepsi, Walmart ve UPS bu yeni Tesla modelinin
ön siparişini çoktan verdi. General Motors da elektrikli
kamyon pazarına girmeye hazırlanıyor ve ilk
müşterisi olan FedEx ile anlaşmayı imzaladı. Benzer
şekilde Amazon, filosunu, 2009 yılında kurulan bir
start-up olan Rivian’dan alacağı 100 bin elektrikli
kamyonetle genişletmeye hazırlanıyor. Amerikan
e-ticaret devi, Avrupa filosunu güçlendirmek için ise
Mercedes Benz ile 1.800 adet elektrikli kamyonetin
alımı için anlaşmaya vardı.
Sera gazı salımındaki payları sadece yüzde 6
Elektrikli kamyonların piyasada yer almaya başlaması
elbette memnuniyet verici. Bununla birlikte,
geleneksel olarak çok yüksek CO2 salınımına sahip
bir endüstriyi yapısal olarak dönüştürmek için hala
önümüzde oldukça uzun bir yol var. Elektrikli kamyonlarda
kaydedilen gelişmelere rağmen kamyonlar
ve otobüsler hala Avrupa Birliği’nin toplam sera
gazı salınımının yüzde altısına sebep oluyor. Clean
Energy Wire, Avrupa Birliği’ndeki kamyon filolarının
dönüşümünün çok süratli gerçekleşemeyeceğini ve
yaklaşık 13 yıl sürebileceğini tahmin ediyor (Almanya’da
10 yıl ve AB’nin en büyük kamyon filosuna sahip
olan Polonya’da 22 yıl).
Amerika Birleşik Devletleri’nde 13 milyon kamyon
ve otobüsü çevre dostu araçlara dönüştürmek
için birçok firma halen rekabet halinde ancak tüm
Amerikan kamyonlarının çevre dostu olabilmesi
için atılması gereken çokça adım var. Forbes’a göre
Amerika Birleşik Devletleri’nde önümüzdeki yıllarda
hayata geçirilebilecek, sıfır emisyonlu kamyonların
üretilmesini sağlayacak 120’den fazla
proje var. Yine de ABD, en azından şimdilik, pazardaki
baskın ülke olan Çin ile rekabet edebilmekten
çok uzak. BYD (GreenBiz verilerine5 göre dünyanın
en büyük elektrikli araç üreticisi) başta olmak
üzere birçok Çinli şirket, dünya elektrikli kamyon
üretimine öncülük ediyor. Fakat elektrikli kamyon
piyasası hızlı değişimlere açık bir piyasa olduğundan
birkaç sene sonra durumun nasıl olacağını
kestirmek oldukça zor.
5 Downing, Shane. “8 Electric Truck and Van Companies
to Watch in 2020.” Greenbiz. Accessed February 7,
2021. https://www.greenbiz.com/article/8-electric-truck-and-van-companies-watch-2020.
64 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Yerel, Ulusal ve Küresel
Yeşil Düzen için...
IRENEC 2021
11. ULUSLARARASI
%100 YEN‹LENEB‹L‹R
ENERJ‹ KONFERANSI
20-22 MAYIS 2021
Yenilenebilir Enerji topluluğu, yeşil ve
sürdürülebilir bir gelecek vizyonuyla hızla
büyüyor ve gelişiyor. EUROSOLAR Türkiye’nin
rolü, bu hareketi desteklemek, en iyi
uygulamaları paylaşmak için ve bölgesel,
ulusal, küresel düzeylerde etkinleştirici
politikaları teşvik etmek için bir platform
sağlamaktır.
11. Uluslararası %100 Yenilenebilir Enerji
Konferansı, yarın hayatımızı etkileyebilecek
yeni teknolojileri ve yenilikleri teşvik etmek
için küresel yenilenebilir enerji trendleri
etrafında konferans konularını yeniden
düzenledi. Yenilenebilir Enerji Entegrasyonu,
Avrupa Yeşil Düzeni, Enerji Dönüşümü
2050 ve Yenilenebilir Enerji Teknolojileri ve
Uygulamaları bu yılın ana konuları olacak.
Bilgi birikiminizi derinleştirmek ve tecrübelerinizi
paylaşmak için IRENEC 2021 Online’a katılın!
www.irenec.org • www.eurosolar.org.tr • www.poweringcommunities.org
YEŞİL EKONOMİ
Türkiye, “Yeşil ekonomiye geçiş”
çalışmasında ikinci fazı da tamamladı
Türkiye, Dünya Bankası tarafından sağlanan hibe desteğiyle sürdürülen Karbon Piyasalarına Hazırlık
Ortaklık Projesi’nde ikinci fazı tamamladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen proje
kapsamında, Türkiye için en uygun karbon fiyatlandırma mekanizması olarak belirlenen emisyon ticaret
sisteminin (ETS) alt yapısı tamamlandı..
İklim değişikliğiyle küresel mücadelede büyük
önem taşıyan gelişmekte olan ülkelerde sera gazı
emisyonlarının azaltımı çabalarına katkı sağlamak
ve piyasa temelli emisyon azaltım mekanizmalarının
etkin olarak kullanılması amaçlayan “Karbon Piyasalarına
Hazırlık Ortaklığı Projesi - PMR (Partnership of
Market Readiness)” ikinci fazı 27 Ocak 2021 tarihinde
gerçekleştirilen dijital konferansla. İki fazdan oluşan
projenin ilk fazı Aralık 2018’de tamamlanmıştı.
Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Projesi, 2014
yılından bu yana Dünya Bankası tarafından sağlanan
hibe desteği ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından
yürütülüyor. Proje kapsamında gerçekleştirilen faaliyetlerle
Türkiye için en uygun karbon fiyatlandırma
mekanizması olarak belirlenen emisyon ticaret sistemi
(ETS) hakkında kamu ile özel sektör nezdinde kapasite
gelişimi sağlandı.
Projenin ikinci fazında pilot ETS uygulanmasına yönelik
yasal ve teknik alt yapının oluşturulması için kapsamlı
çalışmalar gerçekleştirildi. Bu çalışmalarla Türkiye’de
emisyon ticaret sisteminin uygulanması için
yasal ve kurumsal altyapı oluşturuldu. Aynı zamanda
ETS için emisyon üst sınırı ve tahsisat planları oluşturularak
ETS simülasyonu uygulaması ve kayıt sistemi
yazılımı altyapısı geliştirildi. Paris Anlaşması Madde
6’nın Türkiye açısından değerlendirilmesinin yapıldığı
çalışmalarda proje kapsamında iletişim stratejisi hazırlandı.
Ayrıca ETS ve İklim Kanunu ile ilgili olarak özel
sektör, sivil toplum örgütleri ve akademideki paydaşlarla
sürekli istişareler yürütüldü.
Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Projesi’nin
ikinci fazının tamamlanması vesilesiyle Çevre ve
Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar
yaptığı açıklamada, “İklim değişikliğinin çevresel
etkilerinin yanı sıra toplumsal ve ekonomik etkileri çok
derin. İklim değişikliğiyle mücadele için hepimiz üzerimize
düşen sorumluluğu almalıyız. Şunu unutmamalıyız
ki iklim değişikliği risklerine yanıt olarak geliştirilen
çözümler fırsatları da içeriyor. Küresel finansman kaynakları
artık, çevre ve iklim-dostu teknolojilere öncelik
66 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Mehmet Emin Birpınar
veriyor. Küresel olarak rekabetçiliğimizi korumak,
artırmak ve yeni finansman kaynaklarından
faydalanmak istiyorsak, bu trendi yakalamak için
azami gayreti göstermeliyiz” dedi.
ETS yeni iş sahaları da açacak
“Yeşil Ekonomi” ya da “düşük karbonlu büyüme”
olarak adlandırılan modern ekonomik
büyüme modeline hızla adapte olabilmek için
düşük karbonlu üretim modellerine yönelmek
gerektiğini belirten Birpınar, sözlerine şöyle devam
etti: Avrupa Birliği tarafından yayımlanan
yeşil mutabakatla ihracatının neredeyse yarısını
Avrupa Birliği’ne yapan sanayimizi ciddi şekilde
etkileyeceğini, özellikle enerji yoğun sektörlere
büyük maliyetler getirebilir, buradan hareketle
Sayın Bakanımız Murat Kurum’un koordinasyonunda
bütüncül ve katılımcı bir yaklaşımla tüm
sektörleri kucaklayan taslak mevzuat hazırlama
çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
Bunun yanı sıra sera gazı azaltımında en maliyet
etkin yöntem olan emisyon ticaret sistemine
yönelik teknik ve kurumsal altyapı çalışmalarının
da yapıldığını ifade eden Birpınar, emisyon ticaret
sistemi, enerji dönüşümünü, teknolojik dönüşümü,
Ar-Ge ve inovasyonu tetikleyecek, bunun
da yeni iş fırsatları çıkaracağını kaydetti. Birpınar,
“Ancak herşeyden önemlisi, sürdürülebilir
bir doğa ve daha temiz bir havayla toplum sağlığına
katkı sağlayacak. Hızla değişen dünyada
değişmemenin maliyeti çok daha büyük. Gelecek
nesiller için iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarına
devam edeceğiz” dedi.
DÜNYA BANKASI 23 ÜLKEYE
FİNANSMAN VE
TEKNİK DESTEK SAĞLIYOR
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste
Kouame, Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı
Projesi 2. Faz Kapanış Toplantısı vesilesiyle yaptığı
açıklamada, “Dünya Bankası olarak gelişmiş, gelişmekte
olan ve geçiş dönemindeki ülkelerde karbon
piyasalarının desteklenmesine yardımcı olmak üzere
hayata geçirilmiş olan Karbon Piyasalarına Hazırlık
Ortaklığı (PMR) Projesi’nin uygulanmasında
Türkiye hükümetine destek vermekten çok mutluyuz.
2011’den bu yana PMR kapsamında, gelişmiş,
yükselen ve geçiş dönemindeki ekonomilere sahip
ülkelerde sera gazı emisyonlarının azaltımını kolaylaştırmak
için karbon fiyatlandırması ve ilgili piyasa
araçlarının tasarlanıp kullanılması desteklendi. Ayrıca,
küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 46’sını
oluşturan 23 ülkeye finansman ve teknik yardım
sağlandı ki bunların tümü artık bir karbon fiyatlandırma
mekanizmasını rahatlıkla uygulayabilecek
yeterliliktedir. Türkiye’nin de bu ülkelere katılması
bizi mutlu ediyor. Türkiye’yi geniş paydaş istişarelerine
dayalı olarak geliştirmiş olduğu Emisyon Ticareti
Sistemi (ETS) yasal, teknik ve kurumsal altyapısından
dolayı Türkiye’yi tebrik ediyoruz” dedi.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 67
YATIRIM
Manisa, dört enerji santrali
ve doğal gaza kavuştu
Enerji Bakanı Fatih Dönmez tarafından yapılan toplu açılışla Manisa dört yeni enerji santraline kavuştu.
Biri yerli kömür, üçü de jeotermal santralinin devreye girmesiyle Türkiye, 180 milyon dolarlık doğal gaz
ithalatının önüne geçmiş olacak. Toplu açılışta Soma ve Kırkağaç’a da doğal gaz arzı sağlanmış oldu.
Türkiye’nin enerji portföyüne eklenen dört yeni
santralin açılışı 16 Ocak tarihinde Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferansla, Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in de bizzat
katılımıyla gerçekleştirildi. Açılışta yaptığı konuşmada
yatırımlar hakkında bilgi veren Enerji Bakanı
Fatih Dönmez, “Bugün toplam 1,37 milyar dolarlık
yatırımla biri yerli kömür, üçü jeotermal santral olmak
üzere dört enerji tesisimizin açılışını, Soma ve
Kırkağaç ilçelerimize doğal gaz arzını gerçekleştireceğiz.
Soma, Salihli ve Alaşehir’de hayata geçireceğimiz
toplam 594,5 MW’lık dört enerji tesisimizle
180 milyon dolarlık gaz ithalatının önüne geçmiş
olacağız. Üretilecek 4 bin 428 GWh elektrikle yaklaşık
2,5 milyon hanemizin elektrik enerjisi ihtiyacını
karşılayacağız” dedi.
“İçinde bulunduğumuz Soma Termik Santrali,
Manisa’mızın elektrik ihtiyacının dörtte üçünden
fazlasını yani yüzde 77’sini karşılayacak. Türkiye
genelinde yerli kaynaklardan ürettiğimiz elektriğin
yüzde 2,1’ini bu santralimizden sağlayacağız.
Projeyle yıllık 4,7 milyon ton linyiti ekonomimize
kazandıracağız” bilgisini veren Bakan Dönmez, konuşmasını
şöyle sürdürdü: Çevreci, temiz ve ileri
yakma teknolojisiyle, baca gazı arıtma sistemi sayesinde
emisyon değerleri hem Türkiye hem de Avrupa’da
belirlenen normları karşılıyor. Bu tesis emisyonların
yüzde 99’unu tutma kabiliyetine sahip. Son
derece çevreci, temiz bir tesis.
68 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Yenilenebilirin payı yüzde 63.5’e ulaştı
Enerji sektörünün 2020 yılında Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın da desteğiyle önemli yatırımlara
ve başarılara imza attığını ifade eden Dönmez,
“2002’de 32 bin MW olan kurulu gücümüzü
19 yılda üç kat artırarak 96 bin MW seviyesine
ulaştırdık. Toplam kurulu gücümüz içerisinde yerli
ve yenilenebilir kaynaklı kurulu gücümüz yüzde
63,5 seviyesine ulaştı” dedi.
Salgınla mücadele döneminde yatırımlara devam
ettiklerine işaret eden Dönmez, sözlerini şöyle
sürdürdü: Geçtiğimiz yıl 4 bin 900 MW’lık kurulu
gücü sisteme ilave ettik. Bu kurulu gücün yüzde
98’ini yani neredeyse tamamını yenilenebilir enerji
kaynakları oluşturdu. Yerin altındaki ve üstündeki
kaynaklarımızı milletimizin hizmetine sunmakta
kararlıyız. Önceki yıllarda olduğu gibi 2021 yılında
da aynı ivmeyle, hız kaybetmeden yolumuza devam
edeceğiz.
Jeotermal santraller Sanko Enerji ve Maspo
Enerji imzası taşıyor
Sanko Enerji tarafından yapılan Salihli JES-2 ve
JES-3 santrallerinin açılışı da aynı törenle yapıldı.
Enerji Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan’ın yanı
sıra Gaziantep Valisi Davut Gül, Salihli Kaymakamı
Mehmet Kamil Sağlam ve Gaziantep Büyükşehir Belediye
Başkanı Fatma Şahin’in de hazır bulunduğu
açılış töreni, Sanko Holding Onursal Başkanları Abdulkadir
Konukoğlu ve Sanko Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Adil Sani Konukoğlu’nun katılımıyla
gerçekleştirildi.
Toplam 54,5 MW kurulu güç ile yıllık 500 milyon
kWh elektrik enerjisi üretecek kapasiteye sahip olan
JES-2 ve JES-3 santralleri sayesinde yaklaşık 200
bin hanenin enerji ihtiyacı karşılanacak. Yenilenebilir
bir enerji kaynağı olarak JES-2 ve JES-3 jeotermal
santralleri sayesinde toplam 280 bin ton CO2 salınımının
önüne geçilecek.
Açılışı yapılan bir diğer jeotermal santral de Gürmen
Group şirketlerinden Maspo Enerji’ye ait. Manisa
Alaşehir’de kurulu jeotermal enerji santral 30
MW kurulu güce sahip. Açılış töreni sonrası konuşan
Gürmen Group Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Gür,
“Türkiye jeotermal enerjide Avrupa’da birinci, dünyada
dördüncü sırada ve önemli bir gelişim potansiyeline
sahip. Resmi açılışı yapılan ALA-2 JES, yenilebilir
enerji alanındaki yatırımlarımız için önemli bir
aşamaydı ve bu yatırımı ülkemize kazandırmaktan,
jeotermal enerjide Türkiye’nin yerli kaynaklarının
gelişimine katkıda bulunmaktan mutluluk duyuyoruz”
dedi.
AKSA ENERJİ SOMA VE KIRKAĞAÇ’A
DOĞAL GAZ GÖTÜRDÜ
Manisa’nın Soma ve Kırkağaç ilçelerinde doğal gaz
ateşi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı
Mustafa Yılmaz, yerel yöneticiler, bölge milletvekilleri
ve Aksa Doğalgaz Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar
Arslan’ın katılımıyla yapıldı. Törene video konferans
ile katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Soma ve Kırkağaç’taki vatandaşların da artık
doğal gazın konforundan ve temizliğinden yararlanabileceğini
belirtti. Bakan Dönmez ve beraberindeki
heyet, açılışın ardından Turgutalp Mahallesi’nde
yaşayan Fatma-Nazım Şentürk çiftinin evini ziyaret
ederek doğal gaz ateşinde demlenen ilk çayı içti.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 69
ŞİRKETLERDEN
Enerjisa’nın İvme Girişim Hızlandırma
Programı son aşamaya ulaştı
Enerjisa dağıtım şirketleri Başkent EDAŞ, Toroslar EDAŞ ve AYEDAŞ tarafından düzenlenen ve Viveka iş
birliğiyle yürütülen “İVME Hızlandırma Programı”nda son düzlüğe girildi. POC sürecinde girişimcilere
finansal destek sağlayan hızlandırma programı İvme ile enerji endüstrisinin gelişiminde fark yaratacak
projeler ortaya çıkmaya başladı…
Enerjisa dağıtım şirketlerinin takip ettiği dekarbonizasyon,
dijitalleşme, merkezsizleşme gibi
global ana trendlerin ışığında enerji endüstrisinde
etki yaratacak girişimlerle buluşmak için yola çıktığı
“İVME Hızlandırma Programı”nda son aşamaya
geçildi. Enerji endüstrisinin geleceğine yön vereceğine
inanılan ve yoğun ilgi gören programda uzun
değerlendirmeler sonucu finale kalan 10 girişim ile
POC (ürün test edilme) sürecine başladı. Şirketin ilk
hızlandırma programı olan ve devamının gelmesi
planlan İvme, proje takvimi sonunda ise demoday ile
sona erecek.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Enerjisa
Enerji CEO’su Murat Pınar, “Kurumsal yapıların
yanında girişimcilik ekosistemin çevik ve girişimci
yapılarından da mutlaka faydalanmak gerektiğine
inanıyoruz. Girişimcilik ruhu, bir yandan önemli sorunlara
çözüm üretirken bir yandan da kurumların
daha dinamik bir yapıya kavuşmasına imkan yaratacaktır.
Biz de Enerjisa olarak sektörde İvme programımızla
bu ekosisteme destek veriyoruz. Programa
başvuran tüm projelere teşekkür ediyor, ürün testi
aşamasına kalan tüm girişimleri de ayrıca tebrik
ediyorum” dedi.
70 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
Program ile ticarileşme ve ölçeklenme arasındaki
eşiği atlamaları da desteklenecek ve POC sürecine
kabul edilen girişimler şöyle:
AREYLight
Şehirlerde ve büyük kompleks alanlarda, (sokak,
park, sanayi ve üniversite bölgeleri) dış mekanları
aydınlatma için harcanan yüksek enerji ve bakım
maliyetlerini, yapay zeka teknolojisiyle azaltarak
yüzde 60’a kadar tasarruf ve verimlilik sağlayan,
kurulduğu bölgeleri ‘akıllı şehir’ konseptine taşıyan,
çevre dostu ileri teknoloji çözümler sunuyor.
CY Enerji
Çatı üstü güneş enerjisi sistemlerine özgü tek
eksenli güneş takip sisteminin Ar-Ge çalışmalarını
yapan girişim, mikro solar çözümleri ve güneş takip
sistemleri sayesinde güneş enerjisinden maksimum
verim elde etmeyi hedefliyor.
EventGates
Güvenlik ve İSG alanlarında yapay görme ve
makine öğrenmesine dayalı çözümler üreten girişim;
uygulama yazılımları, görüntü işleme, derin
öğrenme ve makine öğrenmesi konularında çalışan
çözümler sunuyor.
Humming Drone
Drone ile havadan görüntüleme ve analiz hizmetleri
üzerine çalışan girişim, toplanan görüntüleri
kullanarak haritalama ve analiz yapılabilmesini sağlayan
INSPECT adında bir yazılım geliştirdi. Bu yazılım
sayesinde elde edilen görüntüler interaktif bir
harita üzerinden incelenip notlar alınabiliyor, bitki
sağlığı raporları çıkartabiliyor ve dijital yükseklik
haritası görüntülenebiliyor.
Humming Drone ayrıca donanım, yazılım ve yapay
zeka destekli otonom sistemlerinin tamamını
kendi ekipleri ile geliştirdikleri insansız hava aracına
da sahip.
Massive Energy
Ev enerji tüketimini herhangi bir donanım kurulumu
olmadan kendi yaptıkları toplumsal araştırma
ve büyük veriden faydalanarak analiz ediyor, elektrik
dağıtım ve perakende şirketlerine kullanıcıları ile interaktif
ilişki kurabilecekleri ürünler sağlıyor.
Murat Pınar
Enerjisa Enerji CEO’su
Eye of the Power / Rtm elektronik
IoT ve bulut destekli çalışan sistem üzerinden,
elektronik donanım alanında çalışma yapan girişim,
özel olarak aydınlatma kontrol, uzaktan kontrol ve
enerji izleme ve kontrol ürünleri üretiyor.
Stroma Vision
Geliştirdiği görüntü işleme teknolojisi sayesinde
inşaat, lojistik ve üretim alanlarında insan hayatına
tehlike oluşturan durumları algılayan ve aktif bir
şekilde önlemlerinin alınmasını sağlayan sistemler
tasarlıyor. Ürünlerinde, kişisel koruyucu ekipman
takibi, yorgunluk & dikkatsizlik kakibi, ergonomik
risk analizi, sosyal mesafe takibi, yüz tanıma ile
doğrulama, nesne-alan tanıma ve hareket algılama
özelliklerine yer veren girişim, daha güvenli bir iş
kültürü yaratmayı amaçlıyor.
Visiosoft
Yapay zeka ile görüntü işleme üzerine, haritacılıkta
araçtan santimetre düzeyine küresel konum
saptamaktan, fabrika kalite kontrolünde hatalı ürünleri
tespit etmeye kadar farklı ürünleri bulunan girişim,
obje tanıma ve konumu bulma alanlarında
hizmet veriyor.
Xena Vision
Computer Vision alanında uzmanlaşan girişim,
kameralardan insan tespiti, insan aktivite tespiti, acil
durum tespiti üzerine çalışıyor.
Geodo Technology
Arazi keşfi ve ölçümleri yapan girişim, hassas
arazi ölçümü gerektiren endüstriyel ihtiyaçlar doğrultusunda
işaretleme, haritalandırma ve raporlandırma
hizmetlerini bir el terminali (gereken yerlerde
kendi üretimleri olan bir baz istasyonu yardımıyla)
çözüm üretiyor.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 71
YÖNETİM & İK
CEO’lar öncelikleri arasına
çalışanlarının refahını aldı
IBM tarafından dünyanın farklı ülkelerindeki 3 bin CEO ile yapılan araştırma salgının ‘insani’ yönlerimizi
açığa çıkardığını gösteriyor. “Temellerinizi bulun” adlı araştırmaya göre CEO’ların yüzde 77’si, kısa vadede
karlılığı etkileyecek olsa bile çalışanların refahına öncelik vermeyi planlıyor...
IBM İş Değerleri Enstitüsü (IBV) tarafından yapılan
“Find your essential” (Temellerinizi bulun)
adlı araştırmaya göre birçok CEO için “herhangi bir
yerden” çalışanları yönetmek, gelecek dönemin en
önemli konu başlıklarından biri olacak. Araştırmaya
katılan salgın döneminde iyi performans gösteren
kuruluşlardan, gelir artışı bakımından ilk yüzde 20
içinde olanlar; Covid-19 salgını sonrasında şirketlerini
başarı için konumlandırırken yeteneğe, teknolojiye
ve ortaklıklara öncelik vereceğini belirtiyor.
Türkiye’nin de dahil olduğu 50 ülkedeki 26 sektörden
3 bin CEO’ya uygulanan anket, Oxford Economics
ile iş birliği içinde gerçekleştirildi. Çalışma,
IBM’in yaklaşık 20 yıldır her yıl gerçekleştirilen CEO
anketlerinin sonuçlarıyla karşılaştırıldı. Ankete katılan
iyi performans gösteren şirketlerin CEO’larının
yüzde 77’si, kısa vadede kârlılığı etkileyecek olsa
bile çalışanların refahına öncelik vermeyi planladığını
bildirdi. Düşük performans gösteren şirketlerde
ise bu oran yüzde 39. Bu sonuç ankete katılan en
başarılı kuruluşların liderlerinin çalışanlarına güçlü
bir biçimde odaklandığını ortaya koyuyor.
Alt kuruluşu IBV tarafından hazırlanan çalışma
sonucunda IBM; liderler ve çalışanlar arası işbirliği
için dijital, bulut destekli araçlar sağlanması, tükenmişlik
sendromunun önüne geçilmesi, çeşitliliğe ve
kapsayıcılığa odaklanılarak şirket kültürünün sürdürülmesi
gibi unsurlara dikkat edilmesini öneriyor. Bu
unsurların dahil olduğu bir hibrit çalışma ortamının
sunduğu uzun vade zorluklarının dikkatle değerlen-
72 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
dirilmesi gerektiğinin de altı çiziliyor.
IBM Services Kıdemli Başkan Yardımcısı Mark
Foster konuyla ilgili şu yorumda bulundu: Covid-19
çoğu liderin, çalışanlar gibi temel hususlara odaklanmak
zorunda kalmasına neden oldu. Birçok çalışanın
işverenlerinden beklentileri önemli ölçüde
değişti. ‘Herhangi bir yerden’ çalışmak beraberinde
çevik teknoloji sağlayan, çalışan refahına öncelik
veren, esnek ve katılımcı kültürleri teşvik eden ve
empati yeteneği yüksek liderlik modellerinin benimsenmesini
gerektirebilir.”
Uzaktan çalışmaya salgın sonrasında da devam
edecek firmaların sayısında artış olacağını söyleyen
IBM Türkiye Genel Müdürü Volkan Sözmen, sözlerine
şöyle devam etti: Bu durum, çalışanları ve iş süreçlerini
uzaktan yönetebilme becerisini yöneticiler için
daha önemli hale getirdi. Çalışanların önceliği ise
uzaktan çalışma sürecini kolaylaştıracak imkanlara
sahip olmak ve iş/özel hayat dengesini korumak.
Uzaktan çalışmanın normalleşmesi, şirketlerin teknoloji
altyapısını bu döneme adapte etmesini zorunlu
kılıyor. Bu hem çalışan motivasyonu, hem de iş
verimliliği için kritik öneme sahip. Biz de IBM olarak;
hibrit bulut üzerinden sunduğumuz çözümlerimizle,
uzaktan çalışmayı teknik açıdan mümkün kılan seçenekler
geliştirmeye devam ediyoruz.”
• Gönüllü Ayrılma: Dünya çapında 14 bin tüketicinin
katıldığı benzer bir IBV anketinde, her dört çalışandan
biri, 2021 yılında işini değiştirmeyi planladığını
belirtti. Bunun en önemli nedeni olarak
daha esnek çalışma saatlerine veya lokasyonuna
duyulan ihtiyaç öne çıkıyor.
• Çeşitlilik: Ankete katılan CEO’ların yalnızca
yüzde 17’si, çalışanlarla etkileşim için çeşitliliği
ve kapsayıcılığı en önemli kurumsal nitelikler
arasında gösterdi.
Ölçeklenebilir ve esnek teknoloji temelleri
IBV araştırmasına göre CEO’ların çoğu teknolojik
faktörleri, 2020 yılında yaşanan büyük çaptaki olumsuzlukların
ardından gelecek birkaç yıl için işlerini
etkileyecek en önemli dış etkenler arasında görüyor.
Ankete katılan CEO’ların tamamı, şirketlerine avantaj
sağlayabilecek en önemli teknolojilerin bulut, yapay
zeka ve nesnelerin interneti) olduğuna inanıyor.
Bu sonuca rağmen teknoloji bazlı çalışmaların en
önemli zorluk olduğunu düşünen CEO’lar arasında;
iyi performans gösterenlerin oranı, düşük performans
gösterenlerin iki katı.
Ortaklıkların önemi artıyor
IBV araştırmasına göre, iyi performans gösteren
şirket CEO’ları, ortaklıklara daha fazla odaklanıyor.
Bu CEO’’ların yüzde 63’ü, ortaklıkların iş performansını
olumlu etkilediğini düşünüyor. Öte yandan aynı
fikirde olan düşük performanslıların oranı ise, yaklaşık
olarak yüksek perfomanslıların yarısı.
Araştırmanın sonuçlarına göre IBM’in tezi, iyi
performans gösteren şirket CEO’larının en iyi yaptıkları
işe daha fazla odaklandıkları ve daha geniş
kapsamlı fikirlere erişmek için iş ortaklarına ve ekosistemlere
güvendikleri yönünde. Buna ek olarak
birçok liderin, iklim değişimi gibi küresel sorunların
aşılmasına yönelik ilgisinin arttığı ve kalıcı değişimin
desteklenmesinde ekosistemin önemli bir rol
oynayabileceği gözlemlendi.
IBV araştırmasının tamamı için: https://ibm.co/
c-suite-study-ceo
LİDERLER ÜÇ ANA
KONUYA ODAKLANACAK
IBV çalışması, liderlerin sıfırlanmaya ve başarıda
asli önem taşıyabilecek hususlara odaklanmaya
ilişkin şu önerileri içeriyor:
Mark Foster
IBM Services Kıdemli Başkan Yardımcısı
Açık hibrit bulut gibi esnek ve ölçeklenebilir
teknoloji platformlarının seçilmesi,
Çalışanların hem fiziksel hem de zihinsel refahına
yatırım yapılması,
Açık inovasyon yaklaşımıyla kazanmak için
ortaklıklar kurulması.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 73
İSTATİSTİK
APLUS ENERJİ
Katkılarıyla
APLUS ENERJİ OCAK 2021 ANALİZİ
2021 yılı Ocak ayında gerçekleşen toplam 26.993 GWh elektrik üretiminin yüzde 79’u serbest
üretim şirketleri tarafından gerçekleştirildi. Serbest üretim şirketlerinin üretimdeki payı, bir
önceki aya göre 2,38 puan, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ise 2,55 puan arttı.
Serbest üretim şirketlerini yüzde 16,7 oranla EÜAŞ santralleri ve yüzde 2,7’yle lisanssız
santraller izledi. Toplam üretimin yüzde 1,7’si İşletme Hakkı Devredilen Santraller, yüzde 0,1’i
ise Yap-İşlet-Devret santralleri tarafından üretildi 1 .
APLUS ENERJİ OCAK 2021 ANALİZİ
TEİAŞ tarafından yayımlanan üretim verilerine göre, 2021 Ocak ayında termik santrallerin
gerçekleşen toplam üretimdeki payı yüzde 67,28 olarak kaydedildi. Yenilenebilir enerji
kaynaklarından elde edilen elektrik üretiminin payı ise yüzde 32,72 olarak gerçekleşti 4 .
Gerçekleşen elektrik üretimi kaynak bakımından incelendiğinde ise 2021 Ocak ayında toplam
üretimin yüzde 30,5’inin doğal gaz ve LNG santralleri tarafından gerçekleştirildiği görülüyor.
Barajlı hidroelektrik santraller ilgili ayda toplam üretimin yüzde 12,6’sını karşılarken, akarsu
tipi hidroelektrik santraller ise yüzde 3,3 oranıyla üretime katkıda bulundu. İthal kömür
santralleri ocak ayında toplam üretimin yüzde 20,3’ini karşılarken, yerli kömür santralleri ise
yüzde 14,6 oranında katkı sağladı. Yenilenebilir enerji santrallerinden rüzgar enerjisi
santralleri toplam üretime yüzde 10,6 jeotermal ve güneş enerjisi santralleri 2 ise yüzde 6,2
oranında katkıda bulundu. Diğer termik santrallerin 3 üretimdeki payı ise yüzde 1,9 olarak
gerçekleşti.
1
Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.
2
Jeotermal ve Güneş enerjisi santralleri “Diğer Yenilenebilir” olarak sınıflandırılmıştır.
3
Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız termik ve biyokütle santralleri diğer termik santraller olarak
sınıflandırılmaktadır.
2021 yılı Ocak 2020 ayında yılı Ocak gerçekleşen
toplam 26.993 GWh elekt-
santraller izledi. Toplam üretimin timin yüzde 30,5’inin doğal gaz
ayında 314,61 ralleri TL/MWh ve yüzde olarak gerçekleşen 2,7’yle lisanssız ortalama piyasa ise 2021 takas Ocak fiyatı (PTF), ayında toplam üre-
2021 yılı Ocak ayında, bir önceki yıla göre yüzde 5,4 oranında azalarak 297,72 TL/MWh
olarak kaydedildi. Bu dönemde gerçekleşen ortalama PTF, bir önceki aya göre (293,34
rik üretiminin yüzde 79’u serbest
üretim şirketleri tarafından redilen Santraller, yüzde 0,1’i ise çekleştirildiği görülüyor. Barajlı
yüzde 1,7’si İşletme Hakkı Dev-
ve LNG santralleri tarafından ger-
TL/MWh) yüzde 1,5 oranında artış gösterdi.
gerçekleştirildi. Ocak Serbest 2021’de en üretim yüksek günlük Yap-İşlet-Devret ortalama piyasa santralleri takas fiyatı tarafından
en üretildi düşük günlük 1 . ortalama PTF ise 1 Ocak toplam Cuma üretimin günü 255,94 yüzde 12,6’sını
14 Ocak hidroelektrik Perşembe günü santraller 327,38 ilgili ayda
şirketlerinin üretimdeki TL/MWh olarak payı, gerçekleşirken; bir
TL/MWh olarak kaydedildi. Piyasa takas fiyatları saatlik bazda incelendiğinde ise yüksek
önceki aya göre 2,38 puan, geçtiğimiz
yılın aynı dönemine göre ise kaynak bakımından incelendiğinde lektrik santraller ise yüzde 3,3
Gerçekleşen elektrik üretimi karşılarken, akarsu tipi hidroe-
PTF değerinin 14 Ocak Perşembe günü saat 17:00’da 356,23 TL/MWh, en düşük PTF
değerinin ise 24 Ocak Pazar günü saat 09:00'da 170,01 TL/MWh olarak gerçekleştiği
2,55 puan arttı. görülüyor.
oranıyla üretime katkıda bulundu.
1 Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı
Kamusal Raporlardan alın-
Serbest üretim şirketlerini
İthal kömür santralleri ocak ayında
yüzde 16,7 oranla EÜAŞ santmıştır.
toplam üretimin yüzde 20,3’ini kar-
74 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
TL/MWh) yüzde 1,5 oranında artış gösterdi.
Ocak 2021’de en yüksek günlük ortalama piyasa takas fiyatı 14 Ocak Perşembe günü 327,38
TL/MWh olarak gerçekleşirken; en düşük günlük ortalama PTF ise 1 Ocak Cuma günü 255,94
TL/MWh olarak kaydedildi. Piyasa takas fiyatları saatlik bazda incelendiğinde ise en yüksek
PTF değerinin 14 Ocak Perşembe günü saat 17:00’da 356,23 TL/MWh, en düşük PTF
değerinin ise 24 Ocak Pazar günü saat 09:00'da 170,01 TL/MWh olarak gerçekleştiği
görülüyor.
2021 yılı Ocak ayında pik saatlerde 5 309,10 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama PTF, bir
önceki ayın pik saatler ortalaması olan 312 TL/MWh’lik değere göre yüzde 0,9 oranında
azaldı 6 .
2020 yılı Ocak ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 300,61 TL/MWh iken,
bu değer 2021 yılı Ocak ayında yüzde 4,7 oranında bir azalma kaydetti ve 286,33 TL/MWh
olarak gerçekleşti.
4
2021 Ocak verileri Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı 31 Ocak 2021 tarihli Kamusal Rapordan
alınmıştır.
şılarken, 2020 yerli yılı Ocak kömür ayı santralleri içerisinde toplam üretim 26.203 verilerine GWh göre, olan 2021 elektrik Ocak talebi, ortalama 2021 yılı PTF, Ocak bir önceki ayında aya bir göre
ise yüzde önceki 14,6 yıla oranında göre yüzde katkı 2.55 sağladı.
oranında ayında artış termik göstererek, santrallerin 26.872 ger-GWçekleşen (293,34 değerine TL/MWh) ulaştı 7 yüzde . 20201,5 yılı oranında
Ocak
Yenilenebilir
ayında
enerji
35.219
santrallerinden
rüzgar enerjisi santralleri yüzde 67,28 olarak kaydedildi. Ocak 2021’de en yüksek gün-
MWh olarak ölçülen
toplam
saatlik
üretimdeki
ortalama talep,
payı
2021 yılı
artış
Ocak
gösterdi.
ayında 36.119
MWh olarak gerçekleşti.
toplam üretime yüzde 10,6 jeotermal
Yenilenebilir enerji kaynaklarından
lük ortalama piyasa takas fiyatı
ve güneş enerjisi santralleri 2
ise yüzde 6,2 oranında katkıda
bulundu. Diğer termik santrallerin
üretimdeki payı ise yüzde 1,9
olarak gerçekleşti.
TEİAŞ tarafından yayımlanan
elde edilen elektrik üretiminin
payı ise yüzde 32,72 olarak gerçekleşti
.
2020 yılı Ocak ayında 314,61
TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama
piyasa takas fiyatı (PTF),
2021 yılı Ocak ayında, bir önceki
14 Ocak Perşembe günü 327,38
TL/MWh olarak gerçekleşirken;
en düşük günlük ortalama PTF
ise 1 Ocak Cuma günü 255,94 TL/
MWh olarak kaydedildi. Piyasa
takas fiyatları saatlik bazda incelendiğinde
ise en yüksek PTF değerinin
14 Ocak Perşembe günü
2 Jeotermal ve Güneş enerjisi santralleri
“Diğer Yenilenebilir” olarak sınıflan-
yıla göre yüzde 5,4 oranında azalarak
297,72 TL/MWh olarak kaydedildi.
Bu dönemde gerçekleşen düşük PTF değerinin ise 24 Ocak
saat 17:00’da 356,23 TL/MWh, en
dırılmıştır.
3 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız
termik ve biyokütle santralleri diğer 4 2021 Ocak verileri Yük Tevzi Bilgi Sis-
Pazar günü saat 09:00’da 170,01
TL/MWh olarak gerçekleştiği görülüyor.
termik santraller olarak sınıflandırılmaktadırrihli
Kamusal Rapordan
temi’nin yayımladığı 31 Ocak 2021 ta-
alınmıştır.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 75
2020 yılı Ocak ayı içerisinde toplam 26.203 GWh olan elektrik talebi, 2021 yılı Ocak ayında bir
önceki yıla göre yüzde 2.55 oranında artış göstererek, 26.872 GWh değerine ulaştı 7 . 2020 yılı
Ocak ayında 35.219 MWh olarak ölçülen saatlik ortalama talep, 2021 yılı Ocak ayında 36.119
MWh olarak gerçekleşti.
2020 yılı Aralık ayı sonunda 94.860 MW olan toplam kurulu güç değeri 954,7 MW’lık artışla
2021 yılı Ocak ayı sonunda 95.815 MW olarak kaydedildi.
Toplam kurulu gücün yüzde 67,3’lük (64.500 MW) kısmını serbest üretim şirketleri
oluştururken, EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı yüzde 22,4 (21.421 MW)
seviyesinde 8 . Yap işlet devret santralleri yüzde 0,1’lik (140 MW), işletme hakkı devredilen
santraller yüzde 3’lük 2.827 MW) bir orana sahip. Lisanssız santrallerin toplam kurulu güç
içindeki payı da yüzde 7,2 (6.927 MW) olarak kaydedildi.
5
Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki saatleri, pik dışı saatler ise 20:00-08:00 arasındaki saatleri ifade
eder.
6
Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik fiyatları hesaplamalarında kaynak olarak Enerji Piyasaları İşletme
A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları kullanılmaktadır.
7
2020 ve 2021 yılları için saatlik veriler YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi Raporları’ndan alınmıştır.
2021 yılı Ocak ayında pik saatlerde
5 2021 309,10 yılı TL/MWh Ocak ayı sonunda olarak oluşan ortalama toplam 300,61 kurulu TL/MWh gücün iken, yüzde bu 26,8’lik ölçülen kısmı (25.685 saatlik MW) ortalama talep,
(off-peak) saatlerin PTF değeri Ocak ayında 35.219 MWh olarak
gerçekleşen doğal ortalama gaz ve LNG PTF, yakıt bir tipi santrallerle değer 2021 karşılanırken, yılı Ocak ayında yüzde yüzde 23,9’luk 2021 kısmı (22.902 yılı Ocak MW) ayında 36.119
önceki ayın barajlı pik saatler hidrolik ortalaması santraller tarafından 4,7 oranında karşılandı. bir Bu azalma yakıt tiplerini kaydetti yüzde MWh 11,8’lik olarak (11.336 gerçekleşti. MW)
oran ile yerli kömür 9 santralleri ve yüzde 9,4’lük oran (8.987 MW) ile ithal kömür santralleri
olan 312 TL/MWh’lik değere göre ve 286,33 TL/MWh olarak gerçekleşti.
2020 yılı Aralık ayı sonunda
izliyor. Akarsu tipi hidrolik santraller yüzde 8,5’lik bir orana (8.077 MW) sahipken, rüzgâr
yüzde 0,9 oranında azaldı 6 .
94.860 MW
santralleri toplam kurulu gücün yüzde 9,1’lik bir kısmını (8.704 MW) oluşturuyor 10 olan toplam kurulu
2020 yılı Ocak ayı içerisinde
. Toplam
2020
kurulu
yılı Ocak
gücün
ayında
yüzde
pik
7’lik
dışı
kısmı (6.733 MW) güneş enerjisi santralleri, güç yüzde değeri 1,7’lik 954,7 kısmı MW’lık artışla
toplam 26.203 GWh olan elektrik
5 Pik saatler (1.613 08:00-20:00 MW) jeotermal arasındaki
saatleri, diğer pik dışı termik saatler santraller ise 20:00-
11 tarafından oluşturuldu.
enerji santrallerinden oluşurken, yüzde 1,9’luk 2021 kısmı yılı (1.778 Ocak ayı MW) sonunda ise 95.815
talebi, 2021 yılı Ocak ayında bir
önceki yıla göre yüzde 2.55 oranında
artış göstererek, 26.872 Toplam kurulu gücün yüzde
MW olarak kaydedildi.
08:00 arasındaki saatleri ifade eder.
6 Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik
fiyatları hesaplamalarında kaynak
GWh değerine ulaştı 7 . 2020 yılı 67,3’lük (64.500 MW) kısmını serbest
üretim şirketleri oluştururken,
EÜAŞ santrallerinin toplam
olarak Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. Piyasa
Gelişim Raporları PTF ortalamaler
YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi
7 2020 ve 2021 yılları için saatlik veriları
kullanılmaktadır.
Raporları’ndan alınmıştır.
kurulu güçteki payı yüzde 22,4
76 • Şubat 82021 Kaynak • ENERJİ olarak TEİAŞ PANORAMA tarafından yayımlanan 31 Ocak 2021 tarihli Genel Günlük İşletme Neticesi raporu
kullanılmaktadır.
9
Taş kömürü, linyit ve asfaltit santralleri yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.
10
2020 yılı Ocak ayında 6.788 milyar m 3 olarak kaydedilen toplam doğal gaz tüketimi, 2021 yılı
Ocak ayında yüzde 1,6 oranında bir azalmayla 6.676 milyar m 3 olarak gerçekleşti. Elektrik
santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarı 2020 yılı Ocak ayında 1,180 milyar m 3 iken bu
miktar, 2021 yılının aynı döneminde yüzde 12,8 oranında artarak 1,331 milyar m 3 olarak
kaydedildi 12 . Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarının toplam doğal gaz
tüketimine oranı 2020 yılı Ocak ayında yüzde 17,4 iken, bu oran 2021 Ocak ayında yüzde
19.9 olarak gerçekleşti.
2020 yılı Ocak ayında 6.788 milyar m 3 olarak kaydedilen toplam doğal gaz tüketimi, 2021 yılı
Ocak ayında yüzde 1,6 oranında bir azalmayla 6.676 milyar m 3 olarak gerçekleşti. Elektrik
santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarı 2020 yılı Ocak ayında 1,180 milyar m 3 iken bu
miktar, 2021 yılının aynı döneminde yüzde 12,8 oranında artarak 1,331 milyar m 3 olarak
kaydedildi 12 . Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarının toplam doğal gaz
tüketimine oranı 2020 yılı Ocak ayında yüzde 17,4 iken, bu oran 2021 Ocak ayında yüzde
19.9 olarak gerçekleşti.
(21.421 MW) seviyesinde 8 . Yap işlet
devret santralleri yüzde 0,1’lik
(140 MW), işletme hakkı devredilen
santraller yüzde 3’lük 2.827
MW) bir orana sahip. Lisanssız
santrallerin toplam kurulu güç
içindeki payı da yüzde 7,2 (6.927
MW) olarak kaydedildi.
2021 yılı Ocak ayı sonunda oluşan
toplam kurulu gücün yüzde
26,8’lik kısmı (25.685 MW) doğal
gaz ve LNG yakıt tipi santrallerle
karşılanırken, yüzde 23,9’luk
kısmı (22.902 MW) barajlı hidrolik
santraller tarafından karşılandı.
Bu yakıt tiplerini yüzde 11,8’lik
(11.336 MW) oran ile yerli kömür 9
santralleri ve yüzde 9,4’lük oran
(8.987 MW) ile ithal kömür santralleri
izliyor. Akarsu tipi hidrolik
12
2021 yılı Ocak ayı Elektrik üretimi için tüketilen toplam doğalgaz miktarı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan dolayı hesaplanan
oranlarda farklılık bulunabilir.
santraller yüzde 8,5’lik bir orana
12
2021 yılı Ocak ayı Elektrik üretimi için tüketilen toplam doğalgaz miktarı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Enerji 8 Kaynak İşleri olarak Genel Müdürlüğü TEİAŞ tarafından raporlarından yayımlanan
farklılık bulunabilir. 31 Ocak 2021 tarihli Genel 9 Taş kömürü, linyit ve asfaltit santral-
alınmaktadır. Yuvarlamalardan dolayı hesaplanan
oranlarda
Günlük İşletme Neticesi raporu kullanılmaktadırleri
yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.
(8.077 MW) sahipken, rüzgâr
santralleri toplam kurulu gücün
yüzde 9,1’lik bir kısmını (8.704
MW) oluşturuyor 10 . Toplam kurulu
gücün yüzde 7’lik kısmı (6.733
MW) güneş enerjisi santralleri,
yüzde 1,7’lik kısmı (1.613 MW)
jeotermal enerji santrallerinden
oluşurken, yüzde 1,9’luk kısmı
(1.778 MW) ise diğer termik santraller
11 tarafından oluşturuldu.
2020 yılı Ocak ayında 6.788
milyar m 3 olarak kaydedilen toplam
doğal gaz tüketimi, 2021 yılı
Ocak ayında yüzde 1,6 oranında
bir azalmayla 6.676 milyar m 3
olarak gerçekleşti. Elektrik santrallerinde
tüketilen doğal gaz
miktarı 2020 yılı Ocak ayında
1,180 milyar m 3 iken bu miktar,
2021 yılının aynı döneminde
yüzde 12,8 oranında artarak
1,331 milyar m 3 olarak kaydedildi
12 . Elektrik santrallerinde tüketilen
doğal gaz miktarının toplam
doğal gaz tüketimine oranı
2020 yılı Ocak ayında yüzde 17,4
iken, bu oran 2021 Ocak ayında
yüzde 19.9 olarak gerçekleşti.
10 Akarsu tipi hidrolik santrallere lisanssız
hidrolik santraller de dahildir.
11 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız
termik, kojenerasyon ve biyokütle
santralleri diğer termik santraller
olarak sınıflandırılmaktadır.
12 2021 yılı Ocak ayı Elektrik üretimi
için tüketilen toplam doğalgaz miktarı,
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
Enerji İşleri Genel Müdürlüğü raporlarından
alınmaktadır. Yuvarlamalardan
dolayı hesaplanan oranlarda farklılık
bulunabilir.
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 77
SOSYAL MEDYA
Geçtiğimiz ayın sosyal medyada yer
alan başlıklarından seçmeler sizlerle...
78 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA
ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 79
3-5 Haziran
ICSG ISTANBUL 2021
4-5 June 2021
Istanbul Lui ırdar Congress Center
www.icsgistanbul.com
Internaonal Partners
Strategic Partners