16.02.2021 Views

Enerji Panorama Şubat 2021

Pano Kariyer Yatırım Yeni binalar su ihtiyacını ‘yağmurdan’ karşılayacak Elektrik dağıtım sektörünün 2021 ajandasında “Dijital Türkiye” var Alamos Gold Türkiye’den çıkıyor mu? Küresel riskler artıyor, yönetim kurulları, CEO’lar ve iş gücü ne kadar hazır? Doğu Akdeniz’de buzlar kırılıyor. Mısır ve İsrail gazı için “sıcak” mesajlar Bankalar başta çatı GES’leri olmak üzere yeşil enerji için ‘kesenin ağzını’ açtı AB’nin zorunlu hale getirdiği “sıfır enerjili binalar” ZeroBuild’in de gündeminde Ürdün’de yenilenebilir enerji, kömür ve kaya petrolü ile rekabet ediyor Ekonomi soğuyacak, Türkiye ve Çin pozitif ayrışacak Sıfır karbon hedefine ulaşmanın yolu elektrikli otomobillerden geçiyor Boğaziçi Üniversitesi, 81 kenti inceleyip Türkiye’nin ‘yalıtım kalınlığı haritasını’ çıkaracak Arktik’te tarihi yolculuk Karaüstü rüzgar enerjisinin artan siyasi riskleri Bir editörün enerji sektörü izlenimleri Enerji sektörü için en yüksek fiber yoğunluğa sahip kablo üretildi Bosch’tan yazılım ve enerji yönetimi sistemlerinde yapay zeka atılımı Pipe, güneş enerjisiyle okyanuslardan içme suyu elde edecek Global şirketlerin yüzde 70’i, kadın çalışanların terfisiyle ilgilenmiyor! İstatistik Sosyal Medya

Pano
Kariyer
Yatırım
Yeni binalar su ihtiyacını ‘yağmurdan’ karşılayacak
Elektrik dağıtım sektörünün 2021 ajandasında “Dijital Türkiye” var
Alamos Gold Türkiye’den çıkıyor mu?
Küresel riskler artıyor, yönetim kurulları, CEO’lar ve iş gücü ne kadar hazır?
Doğu Akdeniz’de buzlar kırılıyor. Mısır ve İsrail gazı için “sıcak” mesajlar
Bankalar başta çatı GES’leri olmak üzere yeşil enerji için ‘kesenin ağzını’ açtı
AB’nin zorunlu hale getirdiği “sıfır enerjili binalar” ZeroBuild’in de gündeminde
Ürdün’de yenilenebilir enerji, kömür ve kaya petrolü ile rekabet ediyor
Ekonomi soğuyacak, Türkiye ve Çin pozitif ayrışacak
Sıfır karbon hedefine ulaşmanın yolu elektrikli otomobillerden geçiyor
Boğaziçi Üniversitesi, 81 kenti inceleyip Türkiye’nin ‘yalıtım kalınlığı haritasını’ çıkaracak
Arktik’te tarihi yolculuk
Karaüstü rüzgar enerjisinin artan siyasi riskleri
Bir editörün enerji sektörü izlenimleri
Enerji sektörü için en yüksek fiber yoğunluğa sahip kablo üretildi
Bosch’tan yazılım ve enerji yönetimi sistemlerinde yapay zeka atılımı
Pipe, güneş enerjisiyle okyanuslardan içme suyu elde edecek
Global şirketlerin yüzde 70’i, kadın çalışanların terfisiyle ilgilenmiyor!
İstatistik
Sosyal Medya

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yaşında

E N E R Jİ PANORAMA

Dergiyi PDF okumak için...

Türkiye Enerji Vakfı • Yıl: 8 • Sayı: 91 • ŞUBAT 2021

100 dolarla enerji sektöründe

yatırımcı olabilirsiniz

Elektrikli otomobilde ÖTV

artışı stratejik bir hamle mi?

2021 enerjide

“konsolidasyon yılı” olacak

TVF, satın alma ve

birleşme rekoru kırdı


SHELL ANT‹FR‹ZLER‹.

ZORLU KOULLARA

DO∕RU ÇÖZÜMLER.

SHELL COOLANT LONGLIFE VE

SHELL COOLANT ESSENTIAL

Uzun ömürlü antifriz korumas› sa¤lar.

K› aylar›nda motor so¤utma suyunun donma noktas›n›

düürerek motorun zarar görmesini engeller.

Yaz aylar›nda ise motorun fazla ›s›nmas›n› engelleyerek

motor ömrünü uzat›r.

SHELL

MADEN‹ YA∕

ÇÖZÜMLER‹


İçindekiler

24 36

Doğal gazdan elektrik dağıtımına, rüzgardan

HES’e konsolidasyon dalgası

Henüz 2021 yılının ilk aylarındayız ancak enerji sektöründe ciddi bir

hareketlilik var. Doğal gazdan elektrik dağıtımına yenilenebilir santrallerden

fosil yakıtlara uzanan geniş bir yelpazede el değiştirmeler yaşanıyor.

Uzmanlar, “Bu yıl enerjide ‘konsolidasyon’ yılı olabilir” yorumunu yaparken

yabancıların da ilerleyen aylarda devreye gireceğini söylüyor…

Enerji finansmanında

dijital dönüşüm kapıda: WOZX

Steve Wozniak tarafından kurulan ve üç gün içinde yatırımcısına yüzde 2 bin

700 getiri sağlayan WOZX, enerjide yeni bir finansman ve yatırım modelinin

de habercisi. WOZX’in sahibi olan EFFORCE adlı şirketle birlikte çok yakın

gelecekte benzer dijital yatırım platformları; enerji, teknoloji ve yazılım gibi

bilgi asimetrisinin yoğun olduğu endüstrilerde klasik finansman araçlarına

bir alternatif olarak karşımıza çıkacak…

100 DOLARINIZ VARSA

BLOKZINCIR TEKNOLOJISIYLE

ENERJI SEKTÖRÜ YATIRIMCISI

OLABILIRSINIZ

28


62

Elektrikli kamyon

sektöründeki hızlı büyüme

Dünya, yakın zamanda elektrikli kamyon pazarında ciddi bir rekabeti

yaşayacak. Çin’in liderliğini yaptığı bu pazarda Avrupalı ve ABD’li şirketler de

varlığını artırmaya çalışıyor. Uzmanlar akü fiyatlarının düşmesiyle elektrikli

kamyon fiyatlarının da rekabetçi bir seviyeye geleceğini belirtiyor. Türkiye ise

henüz bu konuda bir adım atmış değil!

72

CEO’lar öncelikleri arasına

çalışanlarının refahını aldı

IBM tarafından dünyanın farklı ülkelerindeki 3 bin CEO ile yapılan araştırma

salgının ‘insani’ yönlerimizi açığa çıkardığını gösteriyor. “Temellerinizi

bulun” adlı araştırmaya göre CEO’ların yüzde 77’si, kısa vadede karlılığı

etkileyecek olsa bile çalışanların refahına öncelik vermeyi planlıyor...

Pano.....................................................................8

Kariyer................................................................16

Yatırım................................................................18

Doğal gazdan elektrik dağıtımına,

rüzgardan HES’e konsolidasyon dalgası ............24

Elektrikli otomobilde ÖTV artışı

stratejik bir hamle mi?........................................26

100 Dolarınız varsa blokzincir teknolojisiyle

enerji sektörü yatırımcısı olabilirsiniz................28

Enerji finansmanında dijital dönüşüm

kapıda: WOZX .................................................. 36

İklim raporları kuraklığa odaklandı:

Suyumuz bitiyor!................................................38

“Su biterse herkes susar”....................................41

Küresel enerji dönüşümüne giden

tüm yollar Hindistan’dan geçiyor...................... 44

Bu kez maden yatırımcıları

Ankara’ya ‘çıkarma’ yaptı....................................47

Türkiye Varlık Fonu, satın alma ve

birleşme rekoruna imza attı.............................. 48

Enerji sektöründe birleşme ve işlem hacmi

1.1 milyar dolara ulaştı.......................................52

Yatağan Termik Santrali, ABB teknolojisiyle

daha çevreci ve verimli çalışacak....................... 54

Yapay zeka teknolojileri üretimde

kalite ve verimliliği artırıyor...............................56

Avrupa, iklim değişikliğine çözümde

öncü olabilir mi?.................................................58

Armin Laschet ve iklim değişikliği..................... 60

Elektrikli kamyon sektöründeki hızlı büyüme....62

Türkiye, “Yeşil ekonomiye geçiş”

çalışmasında ikinci fazı da tamamladı............... 66

Manisa, dört enerji santrali ve

doğal gaza kavuştu............................................ 68

Enerjisa’nın İvme Girişim

Hızlandırma Programı son aşamaya ulaştı.........70

CEO’lar öncelikleri arasına

çalışanlarının refahını aldı..................................72

İstatistik..............................................................74

Sosyal Medya.....................................................78


Blokzincir koşarak geliyor, hazır

mıyız?

editör

TENVA ekibi olarak blokzincir teknolojisini

bir süredir yakın takibe yeni yatırım fırsatları vermek gerekiyor.

gibi klasik ve verimsiz alanların dışında

aldık. Her ne kadar bugüne kadar

Gelecekte en çok yatırım yapılacak alan

bu teknoloji, sadece ‘kripto paralarla’ yenilenebilir enerji olacak. Dünyanın

biliniyor olsa da artık “gerçek yüzünü” herhangi bir yerinden, yine dünyanın

gösteriyor. Bizim ilgilendiğimiz bölümü, herhangi bir yerindeki projeye yatırımı

enerji sektörüne getireceği yenilikler elbette.

mümkün hale getireceğiz. Ama yasal

Birkaç yıl önce kapak haberimizde düzenlemelerini yapmış ülkelerde

blokzincirin gelmekte olduğunu, sektörde yapacağız bu işi, çünkü insanların

dengeleri nasıl değiştireceğini anlatmıştık. yatırımlarını garanti altına almamız

Bu birkaç yıl içinde çok önemli gelişmelere

lazım.”

imza atıldı, dünyanın farklı yerlerinde

Kısaca artık daha çok blokzincir haberi

kurulan şirketler, araştırma Ülkenin merkezlerinin

öncülük ettiği girişimlere

ilk nükleer yapacağız. tesisi için ilk adım atıldı

Dünyada

rastlıyoruz.

ilk nükleer santral 1955 yılında

Bunların konusu da blokzincir üzerinden Kuraklık kuraklık kuraklık…

önce ABD, daha sonra da Sovyetler

yatırım yapmak ve yatırım almak!

Birliği’nde kuruldu. Her ne Türkiye kadar şubat de 1960’lı ayının yağışlı

Blokzincirin bireyler arasında

yılların

enerji geçeceği haberleri gelse de yılı

başında nükleer enerjiyi konuşmaya

ticaretini geliştireceği ve özellikle üretim kurtaracak bir yağış alamayacağımız

başladı. Bugüne kadar onlarca proje

ve ticaretin artık merkezi yapıdan çıkıp ortada. Şu anda Türkiye’nin en büyük

dağıtık bir sisteme evrileceği hazırlandı, biliniyordu. görüşmeler sorunu yapıldı... susuzluk ve Ancak artan sıcaklıklar. 60

Ancak girişimciler, işi bir yıla adım yakın daha bir süredir Sadece devam enerji eden üretimini nükleer etkilemeyecek

ileri götürerek, sektörle herhangi santral bir konusunda bu ilk durum, gerçek tarım adım ve hayvancılık 3 Nisan

bağlantısı olmayan kişileri 2018 de yatırımcı tarihinde atıldı dünyasını ve Rus da kötü devlet günler şirketi bekliyor.

hale getirecek. Yani küçük Rosatom’un birikimlerle yapacağı Enflasyon Akkuyu üzerindeki Nükleer en büyük etkiyi

dünyanın farklı yerlerindeki

Santrali’nde

enerji gıda fiyatlarının yaptığını düşünürsek

temel atılıp ilk harç döküldü.

santrallerine, enerji projelerine yatırım

yaparak ek gelir elde etmek mümkün. Bu

sayede kitlesel fonlama denen yöntemle,

yatırımcılar da bankalarla pazarlık

yapmaktan kurtulacak!

Türkiye de bu alanda girişimlerin

olduğu bir ülke. Her ne kadar şimdilik

sadece Limak Holding başlamış olsa

da devamının geleceğini düşünüyoruz.

Limak’ta bu işin liderliğini yapan Birol

Ergüven, çok önemli bir konuya dikkat

çekiyor: “İnsanlara faiz, döviz, altın

tüm ülke ekonomisini zorlu bir sürece

sokabilir. Kuraklıkla ilgili hazırlanan

raporlar ve çözüm önerilerini dergimizde

bulabilirsiniz. Gelecek sayılarımızda

da ülkelerin kuraklık ve aşırı yağışlarla

nasıl mücadele ettiğine dair inovatif

çalışmaları örnek olması açısından

haberleştireceğiz.

Kısaca yine farklı konularla dolu bir

dergi hazırladık. Görüş ve önerilerinizi

bekliyoruz.

Keyifli okumalar…

İmtiyaz Sahibi

TÜRKİYE ENERJİ VAKFI

İKTİSADİ İŞLETMESİ

TENVA İktisadi İşletmesi

Yetkilisi Aycan Kızıldağ

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Esengül Erkan

esenerkan@tenva.org

Haber Merkezi

Deniz Suphi • Mahir Arslan

Neşet Hikmet • Z. Işık Adler

Katkıda Bulunanlar

Dr. Fatih Cemil Özbuğday

Dr. Fehmi Tanrısever

Dr. Kürşad Derinkuyu

Serhan Ünal

Abone / Reklam

info@tenva.org

Kurumsal Ab. Bir. Fiyat: 15 TL

Yayın İdare Merkezi

Alternatif Plaza, Kızılırmak

Mah. 1446. Cad. No:12/37

Kat: 10 Çukurambar / Ankara

T: +90 312 220 00 59

Kuruluş Yılı: 2013

Tasarım

Kasım Halis

Yayın Türü

YAYGIN SÜRELİ YAYIN TÜM

TÜRKİYE’DE

Yayın Tarihi

16 Şubat 2021

ISSN

2757-5799

Enerji Panorama Dergisi, Türkiye Enerji

Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından

yayımlanmaktadır. Dergide yer alan yazı,

fotoğraf, illüstrasyon, grafik, harita gibi

malzemeler kaynak göstermek koşulu ile

kullanılabilir. Türkiye Enerji Vakfı İktisadi

İşletmesi, Türkiye Enerji Vakfı'nın iktisadi

işletmesidir


YAŞAMA SAYGI DUYARAK

DAHA GÜZEL BİR GELECEK İÇİN ENERJİ


PANO

Aycan Kızıldağ



SANKO ENERJI, TURMEPA

İLE DENİZLERİ TEMİZLEMEYE

DEVAM EDİYOR

DenizTemiz Derneği/ TURMEPA’nın aktif bir

üyesi olan Sanko Enerji, sponsor olduğu TUR-

MEPA I teknesiyle Göcek’te, 1.059 tekneden 611

bin litre atık topladı. 3 bin 400 kişinin günlük

ürettiği atık suya eşdeğer miktara denk gelen

bu atıkları toplanmasıyla yaklaşık 5 milyon litre

deniz suyu temiz kaldı.

Covid-19 salgını nedeniyle tekne tatiline olan

rağbetin artması, yaz boyunca TURMEPA teknelerine

olan ihtiyacı da arttırdı. Sanko Enerji

de TURMEPA I atık alım teknesiyle, yat ve turistik

tekne sahiplerinin uğrak yeri olan koylarda

binlerce ton sıvı atık toplayarak, deniz

turizminin çevresel ayak izinin azaltılmasına

katkı sağladı.

TURMEPA ve Sanko Enerji’nin sürdürdüğü denizi

kirlilikten koruma çalışmaları balık popülasyonun

yeniden inşasına katkı sağlıyor. Denizel

yaşam alanları ve ekosistemin korunması, sadece

balıkları koruyarak değil aynı zamanda bütüncül

koruma sistemi yaklaşımıyla mümkün.

TURMEPA I teknesiyle, yat ve turistik teknelerden

toplanan atık suyun deniz ortamına

karışması engellenerek deniz canlarına sağlıklı

bir yaşam alanı için katkı sağlanırken deniz

habitatının bozulması önleniyor. Bilimsel

araştırmalara göre ihtiyacımız olan oksijenin

yüzde 50 ila 70’i denizler tarafından üretiliyor.

Bu nedenle bu çalışma sadece denizdeki değil

karadaki yaşamın devamı için de hayati önem

taşıyor.

PETROL OFISI, MADENI YAĞ

LIDERLIĞINI 2020

YILINDA DA SÜRDÜRDÜ

Petrol Ofisi, Türkiye madeni yağlar sektöründeki pazar

liderliğini 2020 yılında sürdürdü. Pazar paylarını madeni

yağ pazarında yüzde 29.1’e, madeni yağ ve kimyasallar

pazarında ise yüzde 30.5’e çıkararak pazarın üzerinde

büyüyen Petrol Ofisi, her iki alanın da lideri oldu.

Petrol Ofisi’nin büyüklüğü, gücü, tecrübesi, gelişmiş alt

yapısı, teknolojisi gibi birçok üstün niteliğinin yanı sıra

alanlarında uzman insan kaynağıyla her koşulda başarılara

imza attığına vurgu yapan Petrol Ofisi CEO’su Selim

Şiper, “Dünyanın bugüne kadar karşılaşmadığı, öngörülemeyen

küresel salgının sosyal yaşamdan iş hayatına

kadar her alanda yarattığı zorlu koşullara karşın elde

edilen bu başarı bizler için önemli bir gurur ve motivasyon

kaynağı” şeklinde konuştu.

Türkiye madeni yağlar ve kimyasallar pazarı PETDER verilerine

göre; Petrol Ofisi, Türkiye madeni yağlar ve kimyasallar

pazarında 2010’dan bu yana üstlendiği liderliğini,

2020’de pazar payını yüzde 30.5’e ulaştırarak 11’inci

yılına taşıdı. Petrol Ofisi, madeni yağlar pazarında ise

2019’da eriştiği liderliğini 2020’de ulaştığı yüzde 29.1’lik

payla güçlendirdi. Şirket, 2020 yılında toplam 130 bin

tonu aşan satış rakamına ulaştı. Petrol Ofisi ayrıca 4 kıtada

33 ülkeye de 10 bin tondan fazla madeni yağ ihracatı

gerçekleştirdi. Petrol Ofisi Madeni Yağlar’ın Kocaeli

Derince’deki fabrikası, ileri teknolojisi, yüksek üretim ve

depolama kapasiteleri ile öne çıkıyor. Fabrikanın, yıllık

140 bin tonluk üretimle 15 bin tonu bitmiş ürün, 50 bin

tonu ise ham ve yarı madde olmak üzere toplam 65 bin

tonluk da depolama kapasitesine sahip.

8 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


PANO

BIS, YEŞIL ENERJI

DESTEK IÇIN EURO FONU

OLUŞTURDU

Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), merkez

bankaları ve resmi kurumlar tarafından yeşil

tahvil yatırımları için Euro temelli bir fon oluşturulduğunu

duyurdu. BIS’den yapılan açıklamada,

Eylül 2019’da dolar temelli ilk BIS yeşil tahvil

fonunun piyasaya sürüldüğü hatırlatılarak şimdi

de merkez bankaları ve resmi kurumlar tarafından

yeşil tahvil yatırımları için Euro temelli,

açık uçlu bir fonun piyasaya sürüldüğü belirtildi.

Açıklamada, BIS’ın dolar ve Euro temelli 2 yeşil

tahvil fonunda, merkez bankalarının yaklaşık

2 milyar dolarlık yeşil tahvillerinin yönetileceği

kaydedildi.

Söz konusu fonların önemli ölçüde büyümesinin

beklendiği aktarılan açıklamada, BIS’ın çevreye

duyarlı finans ve yatırım uygulamalarını desteklemeye

devam edeceği bildirildi. Avrupa Merkez

Bankası’ndan (ECB) yapılan açıklamada da iklim

değişikliğiyle mücadeleyi desteklemek için EC-

B’nin kendi fon portföyünün bir kısmını BIS’ın

söz konusu yeşil tahvil fonlarına yatırım yapmak

için kullanacağı belirtildi.

ECB Başkanı Christine Lagarde, “Yeşil Merkez

Bankacılığı” konulu konferansta yaptığı konuşmada,

iklim değişikliğine yönelik sorunları EC-

B’nin para politikası ve bankacılık denetimi kapsamına

katmanın en iyi yollarını araştırmak için

ECB’nin, iklim değişikliği merkezi kuracağını

bildirdi. İklim Tahvilleri Girişimi’ne göre, yeşil

tahvil ihracı 2020 sonunda 269,5 milyar dolarla

rekor seviyeye ulaştı.

SOCAR AR-GE VE ODTÜ,

PLASTIK ATIKLARIN

DÖNÜŞÜMÜNÜ SAĞLAYACAK

SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon A.Ş, plastik

atıkların kimyasal geri dönüşümü için Orta Doğu

Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile ortak bir proje başlattı.

ODTÜ Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) aracılığıyla

yürütülen proje kapsamında SOCAR Ar-Ge

ve ODTÜ’de görev yapan araştırmacılar, atık plastikleri

temel bileşenlerine dönüştürerek tekrar ve

sürdürülebilir bir şekilde plastik hammaddelerin

üretiminde kullanılması yönünde çalışma yürütecek.

Böylece bir yandan doğal kaynaklar korunurken

diğer yandan döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak

temel teknolojinin geliştirilmesi yönünde

önemli bir adım atılmış olacak.

3 yıl boyunca devam edecek olan projeyle SOCAR

Türkiye’nin kendi özgün yöntemini ve teknolojisini

geliştirme şansına da sahip olacağını ifade

eden SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon A.Ş. Genel

Müdürü Bilal Guliyev, “Amacımız öncelikle

yeni teknoloji geliştirmek. Endüstriyel boyutta

uygulanmasına karar verildikten sonra atık yönetimi

yapan şirketlerden ve bu atıkların alınabileceği

diğer kaynaklardan hammadde sağlanmasını

planlıyoruz. Bu proje ile SOCAR bünyesinde

açığa çıkan atıkların kullanılması da mümkün

olacak. Atık plastiklerin kimyasal geri dönüşümü

ile Petkim’in temel hammadde girdisi olan

nafta için alternatif bir kaynak geliştirerek bir

yandan çevreye ve sürdürülebilir ekonomiye, bir

yandan da SOCAR Türkiye’ye rekabet üstünlüğü

sağlayacak yeni iş modellerinin oluşmasına katkı

sağlamayı hedefliyoruz” dedi.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 9


PANO 

TÜPRAŞ, 5 YILDA 102 MILYON METREKÜP

SUYU GERI KAZANDI

Türkiye’nin enerji ihtiyacının

önemli kısmını karşılayan, ulusal

sorumluluk anlayışıyla sürdürülebilir

ekonomiye katkıda

bulunmayı ilke edinen Tüpraş,

su verimliliği alanındaki çalışmalarını

da olarak sürdürüyor.

Su verimliliğine yönelik

görüşlerini paylaşan Tüpraş Genel

Müdürü İbrahim Yelmenoğlu

“Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir

Kalkınma Amaçları’na

katkı sağlama vizyonuyla hareket

ederek, yaşam için hayati

öneme sahip suyun kullanımına

azami önem gösteriyoruz. Rafinerilerimizde

su verimliliğine ve

atık su geri kazanım projelerine

odaklanarak suyun geri kazanımını

ve yeniden kullanımını

sağlıyoruz. Tüm rafinerilerimizde

son beş yılda 102 milyon

metreküp atık suyu geri kazanarak

yeniden kullandık. İşlediğimiz

ham petrol başına ham su

tüketimini yüzde 23 oranında

azalttık. Bir başka deyişle son

beş yılda 2,5 milyon nüfuslu bir

şehrin yıllık su tüketimine eşdeğer

bir tasarruf elde ettik. Suyun

her damlasına değer veren bir

şirket olarak olağanüstü bir koşul

oluşmadığı sürece, İzmit Rafinerimizde

Sapanca Gölü’nden

endüstriyel su kullanmıyor, atık

su ünitemizde maksimum oranda

geri kazanım sağlayarak suyu

yeniden kullanıyoruz” dedi.

İzmit Rafinerisi’nde ham su

ihtiyacının alternatif kaynaklardan

karşılanması amacıyla

“Belediye Kentsel Atık sularının

Sanayide Proses Suyu Olarak

Kullanılmak Üzere Geri Kazanımı”

projesini 2014 yılında devreye

alan Tüpraş, 2020 yılı sonu

itibarıyla İzmit Rafinerisi’nin

üretimdeki su ihtiyacını yüzde

97 oranında geri kazanılmış atık

sudan karşılamıştır. İzmir Rafinerisi’nde

ise 2016 yılında devreye

alınan Atık Su Geri Kazanım

ve Su Hazırlama Ünitesi ile rafineri

atık suyundan geri kazanım

oranı yüzde 73 seviyesine ulaştı.

SEPAŞ’TA ÇAĞRI MERKEZLERINI ARAMA ORANI YÜZDE 24 ARTTI

Koronavirüs salgınıyla mücadele

kapsamında evlerde geçirilen

2020’de uzaktan hizmet modellerinin

kullanımı arttı. Tüketicilerin

hızlı ve güvenli biçimde

ihtiyaç duydukları işlemleri

gerçekleştirebilmeleri için çağrı

merkezlerine başvuruldu.

Sepaş Enerji’nin açıkladığı

rakamlar, geçtiğimiz yıl çağrı

merkezi kullanım oranlarının

yükseldiğini gösteriyor.

Konutlardan, ticarethane

ve sanayi kuruluşlarına dek

uzanan geniş yelpazede Türkiye

genelinde 4 milyon kişiye

elektrik hizmeti sağlayan Sepaş

Enerji, 2020’ye ait çağrı merkezi

istatistiklerini duyurdu. Buna

göre yıl boyunca çağrı merkezine

yapılan arama sayısı 670

bin olarak kayıtlara geçti. Sesli

yanıt sistemi (IVR) aracılığıyla

elektrik faturası ödemeye olanak

sağlayan entegrasyon sayesinde

salgının etkisinde geçen

2020’nin ikinci yarısında, çağrı

merkezini arayarak yapılan fatura

ödemelerinde de artış sağlandı.

Abonelikle ilgili birçok

işlem, 444 5 186 telefon numaralı

Sepaş Enerji çağrı merkezi

aracılığıyla güvenli biçimde ve

kolayca gerçekleştirilebiliyor.

10 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


PANO

TÜRKIYE’NIN ENERJISINE

TÜRKIYE SIGORTA

GÜVENCESI

Türkiye Sigorta, enerji sigortaları alanındaki

öncü çalışmalarıyla Türkiye’nin enerjisine güvence

sağlıyor. Kurum, yenilenebilir enerji alanında

düzenlediği poliçeler ile 2020 yılı sonu

itibarıyla toplamda 10 bin MW üstünde kurulu

güce sahip tesisi sigortalayarak bu alanda yüzde

20 pazar payına ulaştı. Enerjide milli bağımsızlığın,

hem yenilenebilir enerji hem de geleneksel

enerji kaynaklarındaki yatırımlar ile mümkün

olacağına inanan Türkiye Sigorta bu yöndeki

yatırımlara teminat sağlayarak piyasa yapıcı rol

oynamaya, Türkiye’nin enerjisine güvence sunmaya

devam ediyor.

Enerji sigortaları alanında uzmanlaşmış kişilerden

oluşturduğu enerji sigortaları birimiyle nitelikli

hizmet sunan ve Türkiye tarihinin en büyük

doğal gaz keşfi Sakarya Gaz Sahası’ndaki Tuna-1

kuyusuna ilk poliçesini yapan Türkiye Sigorta

geçtiğimiz yıl sonu itibarıyla 10 bin MW üstünde

kurulu güce sahip tesisi sigortaladı ve yüzde 20

pazar payına ulaştı.

Yenilebilir enerji proje ve yatırımlarında sigorta

süreçlerinin başından sonuna kadar danışmanlık

hizmeti sunarak çözüm üreten Türkiye Sigorta;

son yıllarda hızla artan yenilenebilir enerji

yatırımlarının sadece inşaat/montaj aşamasında

değil, operasyon döneminde de HES-GES-JES-RES

santrallerine teminat sunarak ülke ekonomisine

katkı sunuyor. Türkiye Sigorta, enerji/inşaat

sigortaları ile inşaat/montaj aşamasında hazırlanan

poliçelerin devamını getirip, operasyon

dönemlerinde oluşabilecek risklere de teminat

sağlıyor.

AKDENIZ ELEKTRIK,

IŞARET DILIYLE DE HIZMET

VERMEYE BAŞLADI

Antalya, Burdur ve Isparta’da görevli tedarik şirketi

olarak faaliyet gösteren CK Enerji Akdeniz

Elektrik, toplumun her kesiminde fırsat eşitliğinin

sağlanmasına destek olmak için çalışanlarına

‘işaret dili eğitimi’ veriyor. CK Enerji Akdeniz

Elektrik’in bugüne kadar uzman isimler aracılığıyla

sunduğu eğitimlerinden yararlanan 40

personel özellikle müşteri hizmet merkezlerinde

işitme engelli vatandaşların taleplerine çözüm

üretiyor. Her türlü abonelik ve fatura işleminin

gerçekleştirdiği merkezlere gelen işitme engellileri,

işaret dili eğitimini alan personel karşılıyor

ve tüm işlemlerinde kendilerine yardımcı oluyor.

İşitme engelli müşterilere daha iyi bir hizmet verebilmek

amacıyla işaret dili eğitimlerine başladıklarını

söyleyen CK Enerji Akdeniz Elektrik Eğitim

Yöneticisi Murat Yıldırım, “Şu ana kadar yaklaşık

50 saatlik bir eğitim düzenledik. Bu eğitime 40

personel katıldı. Son olarak 8 kişiden oluşan yeni

grubumuz 16 saat eğitim aldı. Projemiz ilerleyen

dönemlerde devam edecek. Bizim için müşterilerimizin

memnuniyeti çok önemli. Her müşterimizin

eşit fırsatlardan faydalanması, hizmet merkezlerimizden

memnun şekilde ayrılması, mutlu olması

bizim için çok değerli” dedi.

İşaret dili eğitimi alan isimlerden biri olan CK

Enerji Akdeniz Elektrik Enerji Uzmanı Burcu Filiz

Tanış, “Şubelerimize oldukça fazla işitme engelli

müşterilerimiz geliyor. Onlarla anlaşmakta çoğu

zaman zorlanıyorduk. Bu eğitim sonrasında artık

çok güçlü bir şekilde iletişim kuruyoruz” değerlendirmesini

yaptı.

12 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


PANO

LIMAK ENERJI, 4 BIN AĞAÇ

PROJESINE AVŞA ILE

DEVAM EDIYOR

Limak Enerji, hizmet verdiği 4 şehirde 4 bin ağaç

dikimiyle hedeflediği Yeşil Dönüşüm Ormanları

Projesi’ne, Balıkesir etabı ile devam edildi. Yeşil

Dönüşüm Ormanları Projesi Balıkesir etabı

için Avşa Adası’nda yapılan dikim çalışmasıyla

fidanlar toprakla buluşturuldu. Marmara Adalar

Belediye Başkanı Süleyman Aksoy, Limak Enerji

Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac

ve Avşa Tanıtım Platformu Yöneticisi Kaan Ayyıldız’ın

katılım sağladığı etkinliğe Avşa Jandarma

Komutanlığı, Avşa Acil Yardım Ekibi, Limak

Enerji çalışanları ve Avşa halkı da destek verdi.

Marmara Adalar Belediye Başkanı Süleyman

Aksoy “Bugün, Limak Enerji ile Marmara Adalar

Belediyesi iş birliği kapsamında yapılan ağaçlandırma

çalışmamız için buradayız. Bu projeyle bin

ağaç Ada’mıza kazandırılacak ve bölgemiz daha

yeşil bir hale bürünecek. Ada’mızın yeşil alanlarını

artırmaya sağladıkları desteklerinden dolayı

Limak Enerji’ye teşekkür ediyoruz.” dedi.

Limak Enerji’nin Ödüllü Yeşil Dönüşüm Ormanları

Projesi ile 4 bin ağaç ve 200 ton kağıdın doğaya

geri dönmesi sağlanacak. Geri kazandırılan

200 ton kağıt sayesinde 19 bin kilogram atığın

doğaya karışması önlenecek, 5 milyon litre su

tasarrufu yapılacak ve 272 ton CO2 salınımının

önüne geçilecek. Daha önce yangın tehlikesi

geçirmiş veya kurak olan bölgeleri tercih eden

şirket, ağaçlandırma projesi ile yeşil alan miktarı

açısından fakir bölgelerin yeşil alan oranını

artırırken, sağlıklı bir kent yaşamına da destek

sağlayacak.

TOTAL'İN “DAHA YENI

BAŞLIYORUZ” TEMALI

KAMPANYASI EKRANLARDA

Total istasyonları, Mart 2020 itibarıyla OYAK çatısı

altında hizmet vermeye başlayarak yeni bir döneme

başlangıç yaptı. TOTAL İstasyonları OYAK’ın gücü,

tecrübesi ve sinerjisiyle girdiği bu yeni dönemi, tüm

Türkiye’ye seslenen coşku ve enerji dolu bir reklam

filmiyle ekranlara yansıtıyor. Ülkenin dört bir yanından

insan ve yol manzaralarına yer verilen reklam

filminde, “Türkiye’nin Enerjisi Şimdi Çok Daha

Güzel” mesajının altı çiziliyor. Ayrıca Total istasyonlarının

büyüme stratejisine vurgu yapan “#Daha-

YeniBaşlıyoruz” etiketi, markanın 2021’de ürün ve

hizmetlerinde yapacağı yenilikler, sektöre katacağı

değerin sinyalini veriyor. Amadeus Mozart’ın “Türk

Marşı” bestesi ise popüler rap sanatçısı Ceza’nın yorumuyla

filmin yüksek enerjisine eşlik ediyor.

Güzel Enerji Akaryakıt A.Ş. Pazarlama Direktörü

Beril Cabı Günermengi, reklam filmini hakkında

“Total istasyonları olarak ülkemize değer katmak,

ziyaretçilerimize en iyi ürün ve hizmetleri sunmak

için büyük bir özenle ve tüm gücümüzle çalışıyoruz.

Mart 2020 itibarıyla çatısı altında hizmet vermeye

başladığımız OYAK’ın gücü, tecrübesi ve sinerjisi ile,

yeni dönemde artarak büyüyen hedeflerimizi, “#DahaYeniBaşlıyoruz”

sloganı ile izleyen herkese enerji

verecek bir reklam filminde yansıtmak istedik” sözleriyle

değerlendirdi.

Bir aylık ön hazırlığın ardından İstanbul, Artvin, Erzurum,

Tunceli, Erzincan, Elazığ, Nevşehir, Konya,

Muğla illerindeki yaklaşık 25 farklı lokasyonda, Covid-19

salgınına karşı kapsamlı güvenlik ve sağlık

önlemleri alınarak toplam 7 günde çekilen reklam

filmi, zorlu salgın koşullarına karşın tamamlandı.

FCB ARTGROUP imzalı filmin yapım sürecini Kala

Film, yönetmenliğini ise Turgut Akaçık üstlendi.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 13


PANO

ZORLU ENERJI KAYITLI SERMAYE TAVANINI

IKI KATINA ÇIKARACAK

Zorlu Enerji sermaye yapısını

güçlendirmek amacıyla, kayıtlı

sermaye tavanını 3 milyar

TL’den 6 milyar TL’ye yükseltmek

için Yönetim Kurulu tavsiye

kararı aldı. Konu hakkında

değerlendirmede bulunan Zorlu

Enerji CEO’su Sinan Ak “Sermaye

piyasalarındaki değerimiz,

şirketimizin gelecek hedeflerini

gerçekleştirebilmesi için son

derece önemli. Önümüzdeki dönemler

için büyüme hedefimizin

temelinde şirket değerimizi artırmak

yer alıyor. Büyüme stratejimiz

paralelinde, kayıtlı sermaye

tavanımızı artırmak üzere

yönetim kurulu tavsiye kararı

kararı aldık. Bu sayede borç ve

öz kaynak oranımızı iyileştirerek,

güçlü yatırım planlarımızı

hayata geçirmek üzere çalışmalarımıza

devam edeceğiz. Zorlu

AKENERJI’DEN DOĞAYA 550 BIN AĞAÇLIK KATKI

Akenerji, son bir yılda perakende sektöründen hizmet

sektörüne, sanayi tesislerinden danışmanlık

şirketlerine, birçok farklı sektörden firmayla karbon

azaltım sertifikası alanında iş birliği yaptı.

Yenilenebilir santrallerinden elde ettiği emisyon

azaltım sertifikalarının ticaretiyle Akenerji, toplamda

570 bin ton karbon emisyonunun sıfırlanmasını

sağladı. Bu rakam yıllık yaklaşık 550 bin

ağacın sağladığı temiz havaya eşdeğer bir oran olarak

kabul ediliyor.

Akenerji, emisyon azaltım sertifikalandırma çalışmalarının

başarıyla yürütüldüğü tüm yenilenebilir

enerji santrallerinde, VCS (Verified Carbon

Standard) & Gold Standard & Social Carbon karbon

emisyon azaltım sertifikalarına sahip. Düşük karbonlu

ekonomiye geçiş sürecinde, büyük öneme

Enerji olarak, son 5 senede yaklaşık

5 milyar TL yatırım gerçekleştirdik.

Trakya ve Gaziantep

doğal gaz dağıtım ve Osmangazi

elektrik dağıtım bölgelerimizin

gelişim projeksiyonuna göre öngördüğümüz

projeler, yurt içi ve

yurt dışı santral yatırımlarımız

ve akıllı çözümler iş birimi planlarımız

için 2021 yılı da dahil

olmak üzere önümüzdeki 5 yılda

yaklaşık 5 Milyar TL daha yatırım

yapmayı hedefliyoruz” dedi.

Zorlu Enerji’nin Kamuyu Aydınlatma

Platformu’na (KAP)

yaptığı açıklamada, “Mevcut kayıtlı

sermaye tavanımıza henüz

ulaşılmamış olsa da şirketimiz

hedeflerine ulaşması için yeterli

olmadığına,

bu kapsamda Sermaye Piyasası

Kanunu’nun 18’nci maddesi

hükmü ve Sermaye Piyasası

Kurulu’nun II.18-1 sayılı Kayıtlı

Sermaye Sistemi Tebliği çerçevesinde;

Şirketimiz mevcut

3.000.000.000,00- TL (Üç milyar

Türk Lirası) kayıtlı sermaye

tavanının 6.000.000.000,00.-

TL (Altı milyar Türk Lirası)’ya

artırılmasına karar verildi” denildi.

sahip olan bu emisyon azaltım sertifikalarının

aynı zamanda global ölçekte de tanınırlığı bulunuyor.

Akenerji Genel Müdürü Serhan Gençer, çevre ve

sürdürülebilirlik konularının, Akenerji’nin ajandasında

her zaman öncelikli olduğunu belirterek;

“Düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinde,

yenilenebilir kaynaklı enerji üretimimize ve bu

alanda yeni yatırım çalışmalarımıza devam ederken,

aynı zamanda satışa sunduğumuz emisyon

azaltım sertifikalarımızla, karbon emisyonlarını

azaltmak ve nötrlemek isteyen firmalara da yardımcı

oluyoruz. Farklı sektörlerden birçok firma

ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği, çevre ile ilgili

farkındalık yaratılması kapsamında da önem verdiğimiz

bir çalışma” dedi.

14 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


KARİYER

Aksa Enerji yönetim ve icra kuruluna yeni

isimler atandı

Aksa Enerji tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda yayınlanan açıklamaya göre,

Korkut Öztürkmen, Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Komitesi Başkan Yardımcısı olarak atanırken,

Aksa Enerji’nin ana ortağı Kazancı Holding’de operasyonel mükemmelik ve dijital dönüşüme

odaklı projelere imza atan Barış Erdeniz ve finans piyasalarının yakından tanıdığı Erkin Şahinöz

de icra komitesine üye olarak atandı.

Aksa Enerji’nin yeni icra komitesi başkan yardımcısı olan Korkut Öztürkmen, Robert

Kolej’de lise öğreniminden sonra Boğaziçi Üniversitesi’nden makine mühendisliği

ve endüstri mühendisliği dallarında çift diploma aldı. 1996-2007 yılları arasında

Koç Holding’in Stratejik Planlama ve Enerji Grubu’nda iş geliştirme ve yatırımlardan

sorumlu yönetici olarak çalıştı. 2002 yılında Koç Üniversitesi’nde Executive

MBA programını tamamlayan Öztürkmen, 2007-2009 yılları arasında; OMV Türkiye

Ülke Müdürü olarak şirketin Türkiye yapılanmasına ve enerji pazarına girişine

liderlik etti. 2013’te Ashridge Business School’da ‘Power2Lead’ üst düzey liderlik

programını tamamlayan Öztürkmen, Mayıs 2019- Ocak 2021 yılları arasında

IC-İçtaş Enerji Grubu Başkanı olarak görev yaptı.

Geleceğin yeşil enerji uzmanları,

meslek kolejinden yetişecek

Smart Energy “Yeşil Geleceğin Peşindeyiz” mottosu ile faaliyete geçirdiği Smart Akademi ile çok önemli bir

adım attı. Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Özel Adem Ceylan Final Meslek Teknik

Koleji ve Smart Akademi arasında yapılan anlaşma, gençleri yeşil enerji sektörüne kazandıracak.

İmzalanan bu iş birliği protokolünün geleceğin Türkiye’si açısından büyük bir önem taşıdığını vurgulayan Smart

Energy Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kemal Yılmaz, “Türkiye’nin güneş enerjisindeki payı yüzde 6,9. Bugün böyle

ama yarın çok daha farklı bir yerde olacağız. Bu nedenle Özel Adem Ceylan Final Meslek Teknik Koleji bünyesinde

‘Yenilenebilir Enerji Bölümü’ oluşturulması çok doğru bir karar. Bu bölümde okuyan gençlerin yetiştirilmesi için

Smart Energy olarak katkı sağlayacak olmaktan çok mutluyuz” dedi.

Özel Adem Ceylan Final Teknik Koleji Okul Müdürü Murat Taşcı da “Okulumuzda ara eleman değil, aranan eleman

ve aranan yöneticileri birlikte geliştireceğiz” dedi. 2019-2020 yılında eğitime başlayan ancak pandemi nedeniyle

ara veren okulun halen 860 öğrencisi bulunuyor. Yenilenebilir Enerji Bölümü’nde ise şu anda 60 öğrenci

eğitimine devam ediyor.

16 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


KARİYER

IICEC’nin yeni direktörü Bora Şekip Güray oldu

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) Direktörlüğü görevine, iki

yıldır IICEC Araştırma Direktörlüğü’nü yürüten Bora Şekip Güray atandı. Bora Şekip Güray, direktörlük

görevinden önce enerji alanında kamu ve özel sektörden farklı kurumlarda, enerji planlaması ve piyasa

işleyişi, enerji politika ve stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması, enerji sektörü yatırımları,

varlık yönetimi gibi çeşitli alanlarda çalıştı ve enerjide bölgesel ve uluslararası işbirliklerine yönelik

projelerde de görev aldı. Güray, IICEC’te araştırma direktörü olarak görev yaptığı dönemde de enerji

alanında birçok araştırma raporunun üretilmesi, farklı araştırma projelerinin geliştirilmesi ve enerji

sektöründe kamu-sanayi-akademi paydaşlarıyla işbirliğinin güçlendirilmesi çalışmaları ile hem IICEC

araştırmalarının ve bilinirliğinin artırılması hem de enerji sektöründe yürütülen araştırmaların gelişimine

katkı sağladı.

Sabancı Üniversitesi IICEC, bölgedeki en seçkin üniversitelerden biri altında konumlandırılmış

bir merkez olarak, enerji politikaları üzerine bağımsız araştırmalar yoluyla kamu-sanayi-akademi

başarı üçgeni içerisinde daha verimli, güvenli, rekabetçi ve sürdürülebilir enerji geleceği

fırsatlarına katkı sağlıyor. IICEC, enerji ve iklim alanlarında önemli paydaşları bir araya getiren

seçkin bir platform sağlıyor ve sürdürülebilir enerji geleceğine yönelik fikir alışverişini, işbirliklerini

ve gelişimi teşvik ediyor.

Jeotermal Enerji Derneği’nin genel

koordinatörü Karakaş oldu

Jeotermal kayakların sürdürülebilir, çevreci ve elverişli koşullarda kullanımının sağlanmasını

amacıyla Temmuz 2020’de faaliyete başlayan Jeotermal Enerji Derneği’nin (JED) genel koordinatörlük

pozisyonuna enerji sektörünün yakından tanıdığı, deneyimli yönetici Elif Ferdal Karakaş

getirildi. Karakaş aynı zamanda derneğin yönetim kurulunda ‘onursal üye’ olarak da yer alacak.

2002 yılında, enerji piyasasında gerçekleştirilen reform çalışmaları sürecinde aktif rol oynayan

Karakaş, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun “Kurucu Personeli” arasında yer alarak, 2019

yılına dek bu kurumda görev aldı. 2019 yılından bu yana kariyerine hukuk danışmanlığı ve serbest

avukat olarak devam eden Karakaş, enerji hukuku alanında eğitmenlik yaparak ve birçok çalıştayla

kongreye katılarak sektörün gelişimine katkıda bulundu. Karakaş, Enerji Uzmanları Derneği ve

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi üyesidir.

Sepaş Enerji’de üst düzey atama

Konutlardan, ticarethane ve sanayi kuruluşlarına dek uzanan geniş yelpazede Türkiye

genelinde 4 milyon kişiye elektrik hizmeti sağlayan Sepaş Enerji’den yeni yılda atama haberi

geldi. 2018’in mayıs ayından bu yana kurumsal gelişim ve satın alma grup müdürü olarak

çalışan Ebru Şahan’ın, 1 Ocak 2021 itibarıyla Kurumsal Gelişim ve Satın Alma Direktörü olarak

atandığı açıklandı.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunu olan Ebru Şahan,

profesyonel koçluk ve mentorluk eğitimleri de aldı. Vestel Elektronik’te yurtdışı satın alma

mühendisi olarak başlayan Şahan’ın kariyerinde sırasıyla Ford Otosan Kocaeli Fabrikası Satın

Alma Mühendisliği, Sabancı Holding Lastik Takviye ve Otomotiv Grubu Sistem Geliştirme

Uzmanlığı, Kordsa Global Kalite Güvence Müdürü ve Erdemir Grup’ta İnsan Kaynakları Müdürü

olarak görev yaptı. Şahan, Professional Women’s Network Derneği üyeliğinin yanı sıra

çeşitli sivil toplum kuruluşlarının projelerinde gönüllü koçluk ve mentorluk görevi üstleniyor.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 17


YATIRIM

Aycan Kızıldağ

AYDEM ENERJI, BU YIL 3,8

MILYAR TL YATIRIM YAPACAK

Aydem Enerji, yenilenebilir enerjiyi odağına aldığı

çalışmalarını bu yıl da yeni yatırımlarla sürdürecek.

Holding, 2021’de grup şirketleri genelinde

toplam 3,8 milyar TL yatırım yapacak. Önümüzdeki

5 yıl içerisinde sadece dağıtım şirketleri kapsamında

yapacağı yatırım, 9,6 milyar TL olacak. Şirket yatırımlarına

ve önümüzdeki dönem hedeflerine ilişkin

görüşlerini paylaşan Aydem Enerji CEO’su İdris Küpeli,

2020’nin enerji sektörü için zorlu bir yıl olduğuna

değinerek yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten

şirketlerin, birçok sektöre kıyasla bu zorlu dönemden

çok daha az etkilendiğini ifade etti.

Aydem Enerji’nin elektriğin üretimi, dağıtımı, satışı

olmak üzere tüm zincirde yer almasının ve verimli

santrallere sahip olmasının, holding ve grup şirketlerinin

geleceği açısından güzel bir tablo sunduğunu

belirten Küpeli, “Bu yıl yatırım bütçemizi tüm grubumuz

için 3,8 milyar TL olarak belirledik. Bu kapsamda

hibrit yatırımlarımız, santrallerimizdeki geliştirme

projelerimiz gündemimizde olacak. Beş yıl içerisinde

de sadece dağıtım şirketlerimizle, İzmir, Manisa,

Aydın, Denizli, Muğla illerinde planladığımız alt yapı

çalışmaları için 9,6 milyar TL yatırım yapacağız. Amacımız

yatırım projelerimize hız kesmeden devam ederek,

hizmetlerimizin sürdürülebilirliğini güvence altına

almak” şeklinde konuştu.

“Yenilenebilir enerji şirketimizle başlattığımız halka

arz sürecimizi, bu yıl tamamlamayı hedefliyoruz”

diyen Küpeli, enerji sektörünün önemli gündem maddelerinin

hibrit yatırımlar, mini YEKA ihaleleri ve yeni

YEKDEM tarifesi olacağını belirterek kendilerinin de

bu yıl hibrit yatırımlara başlayacaklarını söyledi.

ROSATOM, RUSYA’NIN

EN BÜYÜK RES’I

KOCHUBEEVSKAYA

DEVREYE ALDI

Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom,

Rusya’nın en büyük rüzgar santrali olan Kochubeevskaya’yı

devreye aldı. Kochubeevskaya, Rusya’nın

en büyük rüzgar santrali olmasının yanı sıra

Rosatom’un rüzgar enerjisi projeleri uygulamalarından

sorumlu bölümü NovaWind’ın tamamladığı ikinci

proje olma özelliğini de taşıyor. Stavropol bölgesinde

bulunan Kochubeevskaya santrali, toplam 210 MW

kurulu güce sahip 84 rüzgar türbininden oluşuyor.

Santralde kullanılan ekipmanların üretim sürecinde,

Rusya Federasyonu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı düzenlemeleri

uyarınca yüzde 65 oranında yerel kaynaklardan

yararlanıldı.

NovaWind A.Ş. Genel Müdürü Alexander Korchagin,

konuya ilişkin yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

Kochubeevskaya Rüzgar Santrali Projesi’ni iki yıl

içinde tamamlayabilmemiz, rüzgar santrali inşası ve

işletmesinde kapsamlı deneyimimiz, rüzgar türbini

bileşenlerinin üretimi ve seri olarak montajlarının

Rusya’da yapılması planının başarılı bir şekilde uygulanması

ve Rosatom’un bazı işletmelerini de içine alan

etkin tedarik zinciri sayesinde gerçekleşti. Rosatom,

Stavropol ve Rostov Bölgeleri’nde üç alanda daha inşa

edeceği rüzgar santral planını da uygulamaya geçirdi.

Rosatom’un 2024 yılına kadar toplam kapasitesi

yaklaşık 1,2 GW olacak bu rüzgar santrallerini devreye

alması bekleniyor.

18 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM

RIZE İKIZDERE’YE BIR HES

DAHA GELIYOR

Rize’nin İkizdere ilçesi sınırları içerisinde Kabahor

Deresi üzerinde Reis RS Enerji Elektrik

tarafından 79,33 MW’lık İkizdere-Dereköy HES kurulacak.

Yaklaşık 530 milyon lira değerindeki proje kapsamında,

Kabahor Deresi üzerinde 972 metre talveg,

976 metre kret ve 978,10 metre maksimum su kotunda

serbest dolu savaklı regülatör tesis edilecek.

Burada çevrilecek suların sol sahilden atnalı tipindeki

tünel ve devamında yer alacak cebri boru vasıtasıyla

655,38 metre kuyruksuyu kotunda ve 79,33 MWe

(2x39,665 MWe) kurulu gücünde tesis edilecek olan

Dereköy HES’te türbinlenmesiyle elektrik üretilecek.

Ekonomik işletim süresi ise 49 yıl olarak belirlenen

Dereköy HES’te ortalama 255,83 GWh/yıl enerji üretilmesi

hedefleniyor. Üretilen elektrik 154 kV gerilim

seviyesine ünite transformatörleri vasıtasıyla yükseltildikten

sonra santral yanında tesis edilecek 154 kV

açık tip şalt sahasına aktarıldıktan sonra burada toplanan

enerji 5,4 km lik 154 kV 1272 MCM ACSR enerji

iletim hattıyla İkizdere Trafo Merkezi vasıtasıyla ulusal

elektrik şebekesine iletilecek.

DANIMARKA, OFFSHORE’DAN

YEŞIL HIDROJEN ÜRETECEK

Danimarkalı enerji firması Orsted, yeşil hidrojen

üretmek için açık deniz rüzgar enerjisi kullanacağı

bir projeyi hayata geçirecek. Bu yılın sonuna

doğru ilk üretimine başlaması planlanan tesis Kopenhag’ın

güneyinde, Orsted’in Avedøre Elektrik Santrali’nde

kurulacak.

İki adet 3,6 MW’lık türbinden enerji sağlanacak

proje kapsamında üretilen hidrojen, karayolu taşımacılığında

kullanılacak. Orsted’in hidrojen faaliyetlerinin

başkanlığını yapan Anders Nordstrøm projeyi,

“büyük ölçekli yenilenebilir hidrojen üretimine doğru

küçük ama önemli bir adım” olarak tanımladı.

Orsted ve ortakları, 2019 yılında Danimarka Enerji

Ajansı’nın Enerji Teknolojisi Geliştirme Programı kapsamında

yaklaşık 5,63 milyon dolarlık finansman desteği

aldı. Orsted geçtiğimiz kasım ayında da BP’nin

kuzeybatı Almanya’daki bir rafinerisinde büyük ölçekli

bir yenilenebilir hidrojen projesi geliştirmek için işbirliği

yapacağını duyurmuştu. Repsol ve Siemens Energy

de son birkaç yılda yeşil hidrojen üretimiyle bağlantılı

projelerde yer alan diğer firmalar arasında yer

alıyor.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 19


YATIRIM

TOTAL, ADANI GREEN’E 2.5

MILYAR DOLARLIK

YATIRIM YAPTI

Fransız Total, Güneş enerjisi sektöründe dünyanın

en büyüğü olarak kabul edilen Adani Green

Energy Limited’e 2,5 milyar dolarlık yatırım yaptı. Şirket,

dünyanın en büyük güneş fotovoltaik çözümlerinin

üreticisi Hindistan merkezli Adani Green Energy

Limited’e yatırım yaptı. Fransız şirket, Adani’nin yüzde

20’lik hissesi karşılığında tam 2,5 milyar dolar ödeyecek.

Total, bu sayede Covid-19 pandemisinin de etkisiyle

ivme kazanan fosil yakıttan düşük karbon kaynaklarına

geçiş sürecinde planladığı hedeflerine daha

rahat ulaşmış olacak.

Total, geride bıraktığımız yıl yenilenebilir kaynaklara

2 milyar dolarlık yatırım hayata geçirdi. Şirket,

2030 yılına kadar ise yıllık yatırım bütçesinin yüzde

20’sini yani yılda 3 milyar doları yenilenebilir kaynaklara

yatıracak.

Total’in Adani’ye yaptığı yatırım, şirkete dünyanın

en büyük yenilenebilir enerji pazarlarından birinde söz

sahibi olmasını sağlayacak. Adani’nin ülke çapında 54

güneş ve rüzgar enerjisi projesi bulunuyor. Total, yapmış

olduğu bu hamleyle şirketin 2025 yılı planı olan

35 GigaWatt gücünde yenilenebilir enerji hedefine bir

adım daha yaklaşacak. Şirketin geride bıraktığımız yıl,

7 GigaWatt yenilenebilir enerji kapasitesi bulunuyordu.

TOROSLAR EDAŞ’TAN

ANAMUR, AYDINCIK VE MUT’A

47 MILYON LIRALIK YATIRIM

Toroslar EDAŞ Mersin’de kesintisiz ve sürdürülebilir

elektrik hizmeti kapsamında Anamur,

Aydıncık ve Mut ilçelerine, toplamda 47 milyon liraya

ulaşan yeni yatırımları hayata geçirdi. Toplam 60 kilometrelik

enerji nakil hattı ile 7 adet dağıtım merkezi

ve yeni müşterek şebekelerin tesis edildiği Anamur’da

yatırımların toplamı 38 milyon liraya ulaştı.

Toroslar EDAŞ, Mersin’in tarım ve seracılık sektöründe

büyük önem taşıyan Anamur, Mut ve Aydıncık

ilçelerindeki tüm mahallelerin enerji ihtiyacını kesintisiz

olarak karşılamak üzerek, 47 milyon liralık yeni

yatırım gerçekleştirdi.

Anamur’a gerçekleştirilen 38 milyon liralık dev altyapı

yatırımı kapsamında, Antalya sınırında bulunan

Anıtlı Mahallesi ile Merkez Kalınören Mahallesi arasında

iki farklı güzergâhtan alternatifli elektrik şebekesi

oluşacak şekilde 60 kilometre enerji nakil hattı, 7 adet

dağıtım merkezi ve yeni müşterek şebekeler tesis edilerek,

kesintisiz ve sürekli enerji ihtiyacı sağlandı.

Mut ilçesinde gerçekleştirilen 5 milyon liralık yatırımla

Toroslar EDAŞ, Evren dağıtım merkezi binası ile

Bozdoğan Kesici Ölçü Kabini (Kök) dağıtım binası arasındaki

16 kilometrelik yeni enerji nakil hattını yeniledi.

Proje kapsamında, Aydıncık ilçesinde ise 4 milyon

lira yatırım gerçekleştiren Toroslar EDAŞ, proje kapsamında

Yeniyörük, Duruhan ve Pembecik Mahalleleri

başta olmak üzere çok sayıda mahallenin yararlanabileceği

10 kilometre enerji nakil hattıyla 4 adet yeni

elektrik dağıtım binasını işletmeye aldı.

20 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM

AYGAZ VE UNITED

ENTERPRISES, BANGLADEŞ’IN

AYGAZ’I IÇIN SON IMZAYI ATTI

LPG şirketi Aygaz, uluslararası büyüme stratejisi

kapsamındaki atılımlarını sürdürüyor. Bangladeş’te

LPG temini, dolumu ve dağıtımı yapmak üzere

ülkenin en büyük şirketlerinden United Enterprises &

Co. Ltd. ile birlikte 2019 yılında başlayan süreci, 20

Ocak’ta başkent Dakka’da düzenlenen imza töreniyle

tamamlayan Aygaz, dünya evsel LPG tüketiminde en

yüksek paya ve büyüme trendine sahip Asya pazarı

için ilk adımı atmış oldu. Hisse devir işlemlerinin

tamamlanmasıyla, eşit yönetim esaslarına dayalı bir

ortaklık sağlandı.

Aygaz Genel Müdürü Gökhan Tezel, törende yaptığı

konuşmada, “Bu yıl Aygaz’ın 60’ıncı yılını kutluyoruz.

Sektöre hizmet verdiğimiz köklü tecrübemizle yılın

ilk ayında hayata geçirdiğimiz bu ortaklık bizler için

heyecan ve gurur verici. Bu adım Aygaz’ın en önemli

kilometre taşlarından biri olacak. Aygaz’ın LPG bilgi

birikimi ve United Enterprises’ın ülkedeki tecrübesiyle

projemizin hedeflerine hızla ulaşacağına inancım

tam. Bu adım şirketimizin 60’ıncı yılında en önemli

kilometre taşlarından biri olacak. Ortak girişimimizin

Bangladeş halkı ve ekonomisi için sürdürülebilir değer

yaratmasını umuyoruz” dedi. United Enterprises Grup

Başkanı ve CEO’su Moinuddin Hasan Rashid ise “ Bu

ortaklığın Bangladeş ve kardeş ülke Türkiye için yeni

bir yatırımlar döneminin başlangıcı olacağına inanıyoruz”

diye konuştu.

DICLE ELEKTRIK,

ARTUKLU’YA 7 MILYON TL’LIK

YATIRIM YAPIYOR

Dicle Elektrik tarafından Mardin’in Artuklu

ilçesine bağlı Gökçe Mahallesi’nde bir

süre önce başlatılan şebeke yenileme çalışmaları

devam ediyor. Yaklaşık 9 bin nüfuslu mahallede

bir ay içerisinde tamamlanması planlanan

yatırım çalışması kapsamında yüksek dayanıklılığa

sahip 29 bin 500 metre alpek kablo kullanılıyor.

Mahallede 332 DÜSOP montajı yapılırken,

mahalleye her biri 50, 100 ve 250 kilovolt amper

gücünde olan 3 adet ek trafo tesisi de kuruluyor.

Bu çalışmalar yapılırken mahallede daha modern

bir aydınlatma şebekesi kurulacak. Bunun

için de cadde ve sokaklara toplam 807 adet aydınlatma

direği dikilerek aydınlatma için armatür

takılacak.

Mahalle için yapılacak toplam yatırım tutarının

7 milyon lirayı bulacağını belirten Dicle Elektrik

Dağıtım A.Ş. Mardin İl Müdürü Halil Homan,

çalışmaların planlandığı gibi devam ettiğini söyledi.

Homan, “Tüketicilerimize kesintisiz ve kaliteli

elektrik vermek için çalışmalarımızı zorlu kış

şartlarına rağmen özveriyle sürdürüyoruz. Yatırım

çalışmalarımız bir ay içinde tamamlandığında

hizmet kalitemiz artmış olacak ve mahalledeki

bütün abonelerimiz bundan faydalanacak.

Çalışmalarımız sırasında görevli çalışanlarımıza

karşı anlayışlı davranan mahalle sakinlerine de

çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 21


YATIRIM

.

.

BINGÖL’ÜN ILK HIBRIT SANTRALI

ENERJI ÜRETMEYE HAZIRLANIYOR

Bingöl’ün Genç ilçesinde bulunan Aşağıkaleköy

Barajı ve Hidroelektrik Santraline bağlı olarak

kurulan güneş enerjisi santrali devreye girdi. 30

Aralık 2020 günü yapılan kabul işlemi ile projenin

500 kW’lık ilk fazı devreye girdi. Kalehan Enerji Grubu

şirketlerinden Kalehan Genç Enerji A.Ş. yatırımı olan

projenin mart ayında 80 MW kurulu güce ulaşarak

tam kapasitede elektrik üretimine geçmesi ve yıllık

130 GigaWatt-saat (GWh) düzeyinde elektrik üretimi

gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Yaklaşık 1.100 dönüm

alan üzerine kurulan tesis 200 bin adet güneş panelinden

oluşacak ve Karapınar YEKA GES-1’ten sonraki

Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi santrali olacak.

AKSA, ÖZBEKISTAN’DAKI YATIRIMINA

BIR SANTRAL DAHA EKLIYOR

35,6 milyon dolar yatırımla hayata geçecek projede

Talesun Bistar Marka 9BB TP6F72M model güneş

panelleri ile FIMER‘in 5MVA gücünde PVS serisi merkezi

inverterler kullanılacak. Projenin ana santrale

adaptasyonu için gereken ekipmanların temini, kurulumu,

test ve devreye alınması GES Genel Elektrik Sistemleri

Yapım ve Mühendislik A.Ş. tarafından yapıldı.

Santralin bağlı bulunduğu Aşağıkaleköy HES ise

510,20 MWm / 500,00 MWe gücüne sahip ve yıllık ortalama

elektrik üretimi öngörüsü 1.200 GWh. Santral

aynı zamanda Türkiye’nin en büyük beşinci HES projesi

olma özelliğine sahip.

Gecţigĭmiz yılın mayıs ayında Özbekistan’ın başkenti

Tasķent’te 240 MW’lık dogăl gaz kombine

cȩvrim santrali kuracagĭnı açıklayan ve kasım ayında

gerekli yer tahsislerinin de sağlanmasıyla çalışmalarına

hız veren Aksa Enerji, Tasķent’te 230 MW’lık ilave

dogăl gaz kombine cȩvrim santraliyle kapasite artışına

gidildigĭni açıkladı. Ayrıca Tasķent’in güneybatısında

bulunan Buhara’da da 270 MW’lık dogăl gaz cȩvrim

santrali kurulması için anlaşma imzalandıgĭnı duyuran

Aksa Enerji, bu yatırımlarla Özbekistan’da toplam

740 MW kurulu güce sahip olacak. Aksa Enerji; Türkiye,

KKTC, Gana, Mali ve Madagaskar’dan sonra Özbekistan’da

da enerji santralleri kurarak 2021 yılı sonunda

faaliyetlerini üç kıta ve 6 ülkeye taşımayı hedefliyor.

22 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM

150 TON BIYOKÜTLE KAPASITELI

BIOSTOR BES, DEVREYE ALINDI

Sakarya III. OSB’de kurulan Karadeniz Garanti

Biyokütle Enerji Tesisleri Enerji Bakanlığı’ndan

kabul alarak üretime geçti. Karadeniz Garanti Biyokütle

Enerji Tesisleri Sanayi ve Ticaret AŞ’ye ait Sakarya’nın

Söğütlü İlçesindeki Sakarya III. Organize Sanayi

Bölgesi’ndeki 8 MW kurulu güce sahip biyokütleye

dayalı elektrik üretim santrali BioStor’un kurulumu

tamamlandı. 2018 yılında inşasına başlanan BioStor

BES, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan kabul

alarak tam kapasite ile elektrik üretimine başladı.

Karadeniz Garanti Enerji’ye ait tesislerde günde

SINCAN CEZAEVI, ENERJISINI GÜNEŞTEN KARŞILAYACAK

Ankara Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu, elektrik

ihtiyacını karşılamak amacıyla 3 MW kapasiteli

Güneş Enerji Santrali (GES) kuracak. Sincan’ın Yenikent-

Adalet Mahallesi’nde bulunan Ankara Sincan

Açık Ceza İnfaz Kurumu tarafından kendisine ait 39

bin metrekarelik tapulu alanda 3 MW kurulu gücünde

güneş enerji santrali (GES) kurulması planlanıyor.

İşletme ömrü 30 yıl olarak planlan santralin montaj,

kurulum ve devreye alma işlerinin 5 ay sürmesi

planlanıyor. Santralde 395 Wp gücünde 7650 adet

panel ve 110 kWe gücünde 27 adet ile 33 kWe gücünde

1 adet evirici kullanılacak.

1 milyon lira yatırımla kurulacak olan santralde

monokristal fotovoltaik modüllerle üretilen doğru

akım elektrik enerjisi, eviriciler yardımıyla alternatif

ortalama 150 ton biyokütlenin yakılmasıyla elde edilen

ısı buhar türbinine aktarılarak elektrik enerjisi elde

edilecek. Tesislerin nominal proses buharı üretim kapasitesi

saatte on beş ton (15 t/h), en fazla buhar kapasitesi

ise saatte 30 ton (30 t/h) seviyesinde tasarlandı.

Talep doğrultusunda gerçekleşmesi beklenen,

satışa esas buhar miktarı yıllık ortalama 112 bin 500

ton (112.500 t/yıl) olarak hesaplanıyor.

BioStor elektrik santralinde üretilecek elektrik

enerjisi, YEKDEM kapsamında teşvikli fiyatla satılacak.

enerjiye çevrilecek. Planlanan güneş enerji santralinde

üretilecek elektrik enerjisinin tamamı, Ankara Sincan

Açık Ceza İnfaz Kurumunun ihtiyacını karşılamak

üzere kullanılacak.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 23


ANKARA KULİSİ

Deniz Suphi

Doğal gazdan elektrik

dağıtımına, rüzgardan HES’e

konsolidasyon dalgası

Henüz 2021 yılının ilk aylarındayız ancak enerji sektöründe ciddi bir hareketlilik var. Doğal gazdan elektrik

dağıtımına yenilenebilir santrallerden fosil yakıtlara uzanan geniş bir yelpazede el değiştirmeler yaşanıyor.

Uzmanlar, “Bu yıl enerjide ‘konsolidasyon’ yılı olabilir” yorumunu yaparken yabancıların da ilerleyen

aylarda devreye gireceğini söylüyor…

Salgının etkisiyle zor bir dönemde geçen enerji

sektörü, 2021 yılına hızlı bir giriş yaptı. Ancak bu

giriş, satın alma ve el değiştirmelerle ortaya çıktı.

Uzun süredir özellikle döviz kurlarında yaşanan dalgalanma

nedeniyle finansal açıdan zor bir döneme

giren enerji sektörü, salgının getirdiği olumsuzluğu

da yaşayınca bilançolar da etkilendi. Bazı şirketler

bu finansal krizi aşmak için ortaklık ya da satışı tercih

ederken yabancı şirketlerin de sahip oldukları

varlıkları elden çıkarmaya başladı.

Doğal gaz ve elektrik üretiminin yanı sıra şehiriçi

elektrik dağıtımında satış, el değiştirme ve devir

konusunda önemli adımlar ve girişimler gündeme

geldi. Geniş anlamda sektörün “konsolidasyon” sürecine

girmek üzere olduğu yönünde güçlü sinyaller

ortaya çıkmaya başladı. Bu kapsamda ilk haber İzmit’ten

geldi. Fransız Engie’nin İzmitgaz (İZGAZ) için

Palmet Enerji ile anlaştığı duyuruldu, haberimiz yayına

hazırlanırken satış süreci devam ediyordu.

Bu haberin mürekkebi kurumadan, ikinci bir

satış daha gündeme geldi. Antalya, Aydın ve Konya

dahil 10 ilde faaliyet gösteren ve hisselerinin yüzde

24 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


YABANCILAR EKONOMİNİN STABİL

HALE GELMESİNİ BEKLİYOR

Peki, uzmanlar bu gelişmeleri nasıl yorumluyor? Uzmanlar,

Türkiye’de gerek elektrik dağıtımında, gerekse de

üretiminde çok sayıda şirketin faaliyet gösterdiği, çoklu

bir yapının bulunduğuna işaret ederek, “2021 yılından

başlayarak enerji sektöründe konsolidasyon olacağı yönünde

güçlü işaretler ortaya çıkmaya başladı. Şu aşamada

yabancılar kendini çok göstermiyor. Ancak bir süre sonra

ekonomik dinamiklerin de yerli yerine oturmasıyla sektörde

yabancı sermaye yoğun olarak görülebilir. Gazdan

elektrik üretimine ve dağıtımına kadar satış ya da devir

süreçleri yaşanabilir. Bunu, yüksek olasılık olarak kayda

geçirebiliriz” görüşünü dile getirdi.

70’ini STFA Holding’in, yüzde 30’unu İsviçre merkezli

Partners Group’un kontrol ettiği Enerya Enerji’nin,

Ahlatcı Holding’e satışı öne çıktı. Bu satış oldukça

hızlı gerçekleşti ve devrin sonra erdiği belirtiliyor.

Koç Grubu, HES ve RES satın alıyor

Doğal gazdaki satış ya da devir süreci elektrikte

de yaşanıyor. İskenderun’daki Sugözü Termik Santrali’nin

yüzde 51 hissesini kontrol eden Alman Steag’ın,

Trakya’da bulunan 20 X 3.3 megavat gücünde,

yılda 222 milyon kilovatsaat elektrik üreten Süloğlu

rüzgar santralını, Koç Holding’e sattığı ifade ediliyor.

Almanlar ile Koç Grubu’nun bu konuda anlaşma

sağladığı, satış ve devir sürecinin kısa süre içinde

tamamlanabileceği belirtiliyor. Süloğlu’nu, grup

bünyesindeki Entek’in satın aldığı konuşuluyor.

Alman Steag’ın Türkiye’deki en önemli enerji

yatırımı, İskenderun’da bulunan bin 320 megavat

kurulu güçteki İsken Sugözü Termik Santrali. Steag’ın,

yüzde 51’inin kontrol ettiği İsken’in, yüzde 49

hissenin sahibi OYAK. Santral, ithal kömürle elektrik

üretiyor. Türkiye’nin elektrik gereksiniminin yüzde

4’ünü karşılıyor. Steag’ın, İsken’in satmayı ya da devretmeyi

düşünmediği belirtiliyor.

Enerji kulislerinde konuşulan önemli bir satış da

şehiriçi elektrik dağıtımıyla ilgili… İngiltere merkezli

Actis Capital’in, Marmara Bölgesi’nin bir bölümünün

elektrik dağıtımını yapan şirkete talip olduğu ve bu

konuda görüşmeler yapıldığı belirtiliyor. Bu satışın,

sadece dağıtım şirketiyle sınırlı kalmayabileceği,

grubun enerji şirketini kapsayacak biçimde geniş

tutulabileceği ifade ediliyor. Tarafların, görüşmeleri

sürdürdüğü kaydediliyor. Bu görüşmenin olumlu sonuçlanmasının,

enerji sektöründe yeni yabancı yatırımcıların

da önünü açabileceği değerlendirmeleri

yapılıyor.

Hemen anımsatmakta yarar var. Türkiye’de şehiriçi

elektrik dağıtım hizmetleri özel sektör eliyle

yürütülüyor. Devlet, 2000’li yılların başında, elektrik

dağıtım bölgelerini özelleştirdi ve bu alandan çıktı.

21 özel şirket, Türkiye’nin değişik bölgelerinde hizmet

veriyor.

Bir kulis bilgisini daha paylaşalım. Enerji kulislerinde,

bir başka şehiriçi elektrik dağıtım şirketinin

daha satış ya da devir için görüşmelere başladığı

konuşuluyor. Bu şirketin, görece küçük bir bölgenin

dağıtımını yaptığı kaydediliyor.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 25


SERBEST KÜRSÜ

Mehmet Öner

Maliye Bakanlığı Eski Baş Hesap Uzmanı / Yeminli Mali Müşavir / moner@monerymm.com

Elektrikli

otomobilde ÖTV

artışı stratejik bir

hamle mi?

150 kilowat gücünde motora sahip elektrikli araçlar üretecek olan TOGG, daha üretim ve satışa

başlamadan elektrikli araçlardaki ÖTV oranı, yüzde 60’a çıkarıldı. Artış şaşkınlık yarattı ancak bu oranlar,

TOGG’un ilk aracını piyasaya süreceği 2022 yılına kadar sürecekse stratejik bir hamle diyebiliriz. Hükümet,

o tarihe kadar piyasada satılacak ithal elektrikli araçlara ilgiyi azaltmak ve talebi, yerli otomobile saklamak

istiyor olabilir. Ancak durum böyle değilse elektrikli otomobiller, daha yaygınlaşmadan vergi gelirinden

başka odak noktası olamayan, ‘kara maliyeciliğin’ kurbanı olmuş demektir…

Otomobil endüstrisinin 120 yıllık tarihindeki

önemli kilometre taşlarından biri olan elektrikli otomobiller,

düşük kilometre başına ulaşım maliyeti,

daha az karbon salınımı-daha az çevre kirliliği, petrole

ve petrol fiyatlarına bağımlılığı azalma, gürültü

kirliliğinde azalma sonuçları yüzünden hepimizi heyecanlandırıyor.

Tüm dünya elektrikli otomobillerin yaygınlaşması

ve teşvik edilmesi beklentisi içerisinde. Bu

beklentiyi karşılamak üzere Almanya, İtalya, Fransa,

İngiltere başta olmak üzere birçok ülke elektrikli

otomobillerin yaygınlaşması için farklı teşvik mekanizmaları

uyguluyor.

Türk tüketicisi de aynı beklenti içerisinde ve Türkiye’nin

Otomobil Girişim Grubu (TOGG) tarafından

üretilecek yerli ve milli elektrikli otomobil heyecanı

içindeyken 2 Şubat 2021 tarihinde yayınlanan 3471

sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile:

• motor gücü 85 kilowatta kadar olan elektrikli

araçlarda ÖTV oranı yüzde 3’ten yüzde 10’a,

26 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


• motor gücü 85 kilowatt ile 120 kilowatt arasındaki

elektrikli araçlarda ÖTV oranı yüzde 7’ten 25’e,

• motor gücü 120 kilowatı geçen elektrikli araçlarda

ise ÖTV oranı yüzde 15’ten yüzde 60’a

beklenmedik şekilde yükseltildi.

15 yılda 22 milyar liralık yatırım yapılarak 150

kilowat gücünde motora sahip araçlar üretecek

TOGG’un üreteceği yerli elektrikli otomobildeki ÖTV,

daha üretim ve satış başlamadan yüzde 60 oranına

çıktı. Haklı olarak, yaygınlaşması hem bireysel hem

toplumsal fayda sağlayacak elektrikli otomobillerin

satışını azaltacak ÖTV artışı, hepimizin kafasını karıştırdı.

2022 yılında ilk üretimin piyasaya sunulacağı

TOGG üretime geçene kadar, Maliye Bakanlığı’nın klasik

vergi geliri kaygısıyla elektrikli otomobillerdeki

ÖTV’yi artırdığını düşünüyoruz ve düşünmek istiyoruz.

TOGG üretime geçene kadar piyasada satılacak

elektrikli araçların tamamının ithal olması sebebiyle

ÖTV artışı, yerinde ve stratejik bir hamle gibi görünüyor.

ÖTV artışı bu ara dönemde hem ithalat faturasının

artmasını engelleyecek hem de yeni yeni oluşmaya

başlayan elektrikli otomobil piyasasında TOGG

ürünleri çıkana kadar piyasanın yabancı markalarla

tamamen doldurulmasının önüne set çekecek.

Elektrikli otomobil satışı yüzde 280 arttı

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine

göre, Türkiye otomobil pazarında 2019’da 12 bin 6

adet hibrit ve 222 adet de elektrikli otomobil; 2020

sonunda ise 22 bin 272 hibrit ve 844 adet elektrikli

olmak üzere toplam 23 bin 116 adet satış gerçekleşti.

Elektrikli ve hibrit otomobillerin toplam otomobil

satışlarındaki payı da yüzde 3,2’den yüzde 3,8’e

yükseldi. Söz konusu dönemde elektrikli otomobil

satışları yüzde 280,2 ve hibrit otomobil satışları da

yüzde 85,5 artış gösterdi.

2019 yılı toplam vergi geliri olan 673 milyar

TL’nin yüzde 22 oranında 147 milyar tutarındaki

kısmı ÖTV tahsilatı kaynaklı. Esas olarak otomobil

satışı ve akaryakıt satışından alınan ÖTV, toplam

vergi gelirleri içinde önemli bir paya sahip. Devletin

bu gelirden vazgeçmesi veya yerine alternatif kaynak

bulması kısa vadede çok kolay görünmüyor.

“Bilerek yapılmış ise stratejik ve

yerinde bir karar”

Elektrikli otomobil satışları bir yandan satış sırasındaki

düşük ÖTV oranıyla diğer yandan akaryakıt

yerine elektrik kullanması sebebiyle, kullanım sırasında

daha az ÖTV ödenmesi sebebiyle ÖTV tahsilatını

düşürüyor ve düşürmeye devam edecek.

Enerji Panorama Dergisi Haziran 2020 sayısında

yayınlanan “Elektrikli Otomobil Akaryakıt Faturasını

Düşürmeyecek, Kilometre Vergisi Gelecek” başlıklı

yazımızda ayrıntılı olarak konuyu değerlendirmiş ve

yakın gelecekte “kilometre vergi” adı altında yeni bir

verginin hayatımıza gireceği haberini vermiştik.

Elektrikli otomobillerde 3471 sayılı Cumhurbaşkanı

Kararı ile yapılan ÖTV artışı, TOGG üretime geçene

kadar, piyasada satılacak elektrikli araçların

tamamının ithal olması sebebiyle, bilerek yapılmış

ise yerinde ve stratejik bir hamledir. Bu strateji TOGG

üretime başladığında elektrikli otomobillerin ÖTV

oranının düşürülmesini gerektiriyor.

Aksi takdirde elektrikli otomobiller daha yaygınlaşmadan,

vergi gelirinden başka odak noktası olamayan,

kara maliyeciliğin kurbanı olmuş demektir.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 27


KAPAK

Z. Işık Adler / Esen Erkan

100 DOLARINIZ VARSA BLOKZİNCİR

TEKNOLOJİSİYLE ENERJİ SEKTÖRÜ

YATIRIMCISI OLABİLİRSİNİZ

28 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Enerjide daha demokratik ve dağıtık

bir yapı sunmanın en önemli yolu

olan blokzincir teknolojisi, yeni bir

kapı daha açtı. “Kitlesel fonlama”

yöntemiyle enerjinin tüm alanlarında

özellikle de yenilenebilir ve verimlilik

projelerin finansmanını, “peer to

peer” yöntemiyle karşılamak mümkün

hale geldi. Bu yönteme aracılık etmek

isteyenlerin kurdukları yeni şirketler,

küçük birikimlere sahip kişileri enerji

sektörünün yatırımcısı haline getirecek…

Blockchain ya da Türkçe ifadesiyle blokzincir

kavramı, artık her yerde karşımıza çıkıyor. Çok değil

5-10 yıl önce; ‘uçuk’ bazı kişilerin kullandığı bu

kavram, hayatın tüm alanlarını değiştirecek bir potansiyele

sahip. Özellikle ekonomiyi yeniden şekillendirme

gücü olan bu nedenle de ilk başlarda devletlerin

otoritesini kaybetmemek için direndiği hatta

kötülediği blokzincir, enerji sektörünün de ajandasının

ilk sırasında yer alıyor.

Bir zamanlar sadece bilgisayar terminolojisinde

birbirine zincir halinde bağlı blokların tuttuğu ve

sürekli büyüyen bir işlem kayıt defterini ifade eden

blokzincir, birkaç yılda ham petrol ticaretinin otomatikleştirilmesinden

yenilenebilir enerji kaynaklarının

etkisini artırmaya, elektrikte dağıtık sistemin kurulmasına,

şebekelerin akıllanmasına, santrallerin verimliliğin

arttırılmasına, enerji verimliliğinin sağlanmasına,

kişiler arasında enerji ticareti yapılmasına

hatta oturduğun yerden enerji sektörü yatırımcısı

olmaya kadar birçok yeniliği çok kolaylıkla yapabilecek

bir teknoloji…

Mevcut enerji piyasasının içinde bulunduğu durumda

yüksek maliyet gerektiren merkezi konvansiyonel

enerji santralleri, uzun mesafeli enerji iletimi

gibi büyük alt yapı gereksinimleri ve artan enerji talebiyle

yenilenebilir enerji piyasası hızlı bir şekilde

gelişmeye devam edecek. İşte bu noktada devreye

giren blokzincir, yenilenebilir enerjide bireysel tüke-

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 29


tici ve üreticileri peer to peer işlem yaptırarak güçlenmelerini

sağlayacak. Kendi enerjilerini üretecek

olan insanlar, blokzincir sistemiyle ürettikleri bu

enerjiyi satabilecek ve bunun kaydı dijital ortamda

tutulabilecek. Bu sayede aracı kurumlar devre dışı

kalmış olacak. Sistemin genel bütünselliği sayesinde,

dışardan manipülasyona kapalı hale gelmiş

olacak. Bu uygulamalarla birlikte düşük maliyetli,

güvenli ve şeffaf bir piyasa yapısı olması oluşacak.

Aslında gelecek zamandan söz ediyoruz ancak yukarıda

başlıklar halinde saydığımız “yenilikler” birer

birer hayata geçiyor.

“Yapılan araştırmalar 2050 yılına kadar

enerji sektörüne yaklaşık 29 trilyon dolarlık

bir yatırım yapılacağını öngörüyor. Bunun

da önemli bir kısmının yenilenebilir enerjiye

olduğunu söylememe gerek yok. Dünyada

hanehalklarının tasarruf miktarı 2.6 trilyon

dolara ulaşmış vaziyette. Enerji sektörünün

yıllık yatırım ihtiyacı ise 1.5 trilyon dolar.

Dolayısıyla tasarrufları bu alana yaymak

gerekiyor.”

Kitlesel fonlama ile yatırımlar da

artacak gelir de

Enerji sektörü ve blokzincir” denince konu

epeyce derin ve ayrıntılı. Kapak sayfalarımızı değil,

tüm dergiyi ayırsak bile yetmeyecek bir genişliğe sahip.

Bundan iki yıl önce yine blokzinciri kapağımıza

taşımış ancak genel hatlarıyla konuyu incelemiştik.

Bu kez blokzincirin yol açtığı yepyeni bir konuyu inceleyeceğiz:

Kitlesel fonlama…

Enerji sektöründe kitlesel fonlama, yeni bir trend.

Art arda kurulan şirketler, hem farklı projelere finansman

sağlıyor hem de birikimi olan ve gelir elde

etmek isteyen kişilere yeni bir yatırım penceresi

açıyor. ABD, Avustralya, İskandinav ülkelerinde ilk

örnekleri görülmeye başlayan bu yeni yatırım aracı,

kısa zamanda milyonların ilgisini çekeceğe benziyor.

Türkiye’den ilk adımı Limak Holding attı

Türkiye’de blokzincir tabanlı kitlesel fonlama ve

yatırım henüz yeni konuşulmaya başlandı. Ancak

enerji sektörünün önemli oyuncusu Limak Holding,

bundan 2 yıl önce çalışmalara başlamış. Limak Holding

Müşteri Hizmetleri Yönetim Kurulu Üyesi olan

Birol Ergüven’in girişimleriyle başlayan çalışmalar,

2020 yılında Vault adlı bir şirkete de dönüştü. Malta

merkezli olarak kurulan şirketin hedefi, dünyanın

her yerinden yatırımcıları güneş enerjisi santrallerine

ortak ederek birikimlerini değerlendirmelerini

sağlamak.

30 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Birol Ergüven, “Dünyada artık yepyeni yatırım

alanlarına ihtiyaç var. Sadece Türkiye’de değil tüm

dünyada tasarruf edecek paranız olursa ya altın ya

da döviz alıyorsunuz. Biraz daha fazla paranız varsa

gayrimenkule yatırıyorsunuz. Ancak bu yatırım araçlarının

neredeyse tamamı yastık altı ve verimli değil.

Dünyada bir süre sonra en önemli yatırım alanlarından

birinin yenilenebilir enerji olduğu görülecek.

Yani bir enerji santraline yatırım yaparak ek gelir

elde etmeniz, paranızı değerlendirmeniz mümkün

olacak” diyor.

Vault’un hedefi tüm dünyadan

yatırımcı çekmek

Ergüven, blokzincir üzerinden faaliyet gösterecek

olan Vault’un ilk etapta kurulu ve karlı güneş

santrallerini bünyesine alarak yatırıma açacağını

söylüyor. “Tek başına güneş enerjisi değil batarya

sistemleri de önemli bir yatırım aracı olacak. Aslında

konu sadece üretim değil, elektriğin dağıtılması

hatta bireyler arasında ticaretinin yapılması ve bunun

paraya döndürülmesinden söz ediyorum” şeklinde

konuşan Ergüven, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Düşünün çatınıza ya da size ait bir alana güneş

enerjisi ya da batarya sistemi kurdunuz. Ürettiğiniz

elektriğin ihtiyacınız dışındaki bölümünü satmak istiyorsunuz.

Batarya sistemiyle de elektriği depolayıp

pahalı olduğu saatlerde satıyorsunuz. Zaten sistem,

elektriğin pahalı olduğu saatlerde “tüketme ya da

sat” diyor. Böylece hem sistemi dengede tutuyor

hem de para kazanıyorsunuz. İşte güneş enerjisinin

üretimi, depolanması ve ticaretinin merkezi otoriteden

bağımsız olarak yapılması gerekiyor. Bu da ancak

blokzincirle olur. İşte biz de 50 dolarınızla, 100

dolarınızla işletmede ya da kurulma aşamasında

olan güvenilir, getiri fırsatı yüksek santrallere yatırım

yapılmasını sağlayacağız. Dünyanın herhangi

bir yerindeki bir santrale yatırım yaparak paranızı

değerlendirmiş olacaksınız. Hem de çok küçük miktarlardaki

tasarrufunuzla. Şu anda var olan sistemle

100 dolarınızla para kazanmanız mümkün değil. İşte

bizim projemizin çıkış noktası bu. Salgın patlayınca

projemizin hatlarını biraz değiştirdik. Çünkü biz sadece

Türkiye değil, dünyanın birçok yerindeki güneş

santralleriyle anlaşmalar yaparak insanların yatırım

yapmalarını sağlayacaktık ancak salgınla ara verdik.

Ancak bu yıl ilk anlaşmamızı yapacağız.

Türkiye’de bu işin ilk adımını Limak Holding

attı. Malta’da Voult adlı bir şirket kuran

Limak Holding, dünyanın farklı yerlerindeki

güneş santrallerine yatırım yapılmasını

sağlayacak. Projenin ‘fikir babası’ Birol

Ergüven, “Artık yeni yatırım araçlarına ihtiyaç

var, elinizdeki 100 dolarla Voult aracılığıyla

karlı ve güvenli santrallere yatırım yaparak

gelir elde etmek mümkün” diyor. Ergüven

önemli bir uyarıda da bulunuyor: Bu alanda

girişimleri gördük ancak önemli olan ülkelerin

yasal düzenlemelerinin olması ve yatırımınıza

aracılık edecek şirketin güvenilirliği!

“İnsanların güven duyması için mevzuatın

olması lazım”

Aslında Ergüven’in yukarıda kısaca özetlediği

yöntem bazı yerlerde denendi ancak başarısız örnekler

de ortaya çıktı. Ergüven, insanların güven duyacağı

bir sistem kurmanın önemine dikkat çekiyor.

“Bazı genç girişimciler bu işi kolay sanıyor oysa burada

önemli olan ülkelerin bu konudaki mevzuatları.

Yani siz yatırım yapıyorsunuz ya da bir santrali bu

sisteme dahil ediyorsunuz ancak o ülkelerin bu konuda

regülasyonları yoksa ciddi sorunlar çıkabilir”

değerlendirmesini yapan Ergüven, “Biz 2 yıl boyunca

tüm ülkelerin yasalarını, yönetmeliklerini inceledik.

Ve gördük ki Malta bu konuda çok ileri bir seviyede.

Hatta Malta’ya bu konuyu araştırmaya gittiğimde

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 31


izzat başbakan ile görüştüm” diyor.

Limak, Voult ile ilk etapta halihazırda çalışmakta

olan santrallere yatırım yapılmasını sağlayacak.

İlerleyen aşamalarda “B Grubu” olarak adlandırılan

henüz faaliyete geçmemiş ancak herhangi bir risk

taşımayan santraller de yatırım yapılacaklar listesine

alınacak. Doğal olarak bu kategorinin getirisinin

biraz daha fazla olabileceğini belirten Ergüven,

sisteme giren her santralin kurulacak bir merkezi

yapıyla yönetileceğini de söylüyor. “Böylece yatırımcı

‘santrali kurduktan sonra nasıl daha verimli

çalıştırırım’ diye düşünmeyecek, işletme maliyetlerini

üstlenmeyecek. Bizim kuracağımız bir şirket,

sistemdeki tüm santralleri merkezi olarak işletecek

ve daha karlı hale getirecek” diyor.

30 yılda 29 trilyon dolarlık yatırım yapılacak

Ergüven, yatırım yapma aracılık eden bir token

da çıkaracaklarını ve yatırımcıların bunları istedikleri

zaman satarak nakde çevirebileceklerini söylüyor.

Sistemin önünün çok açık olduğunu da belirten

Ergüven, bu saptamasını da şu cümlelerle gerekçelendiriyor:

Yapılan araştırmalar 2050 yılına kadar

enerji sektörüne yaklaşık 29 trilyon dolarlık bir yatırım

yapılacağını öngörüyor. Bunun da önemli bir

kısmının yenilenebilir enerjiye olduğunu söylememe

VOULT VE EFFORCE GIBI PEK ÇOK

STARTUP MALTA’DA KAYITLI

Akdeniz’deki 500 bin nüfuslu Malta Adası, son derece

dostane finansal düzenlemelere sahip olduğu

için pek çok startup’a ev sahipliği yaptığı biliniyor.

Özellikle kripto projelerinden blokzincir, yapay

zeka ve seyahat teknolojisi odaklı girişimler için küçük

ama gelişmiş bir faaliyet merkezi sunuyor.

2019’da Malta’daki Delta Zirvesi’nde Efforce planlarından

bahseden Wozniak, Malta’nın “onlarca yıldır

aklında olduğunu” ve “dünyanın başka hiçbir yerine

benzemediğini” belirterek Malta hükümetinin

“modern dünyada ilerlemekte çok elverişli” olduğunu

söylemişti.

32 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


gerek yok. Dünyada hanehalklarının tasarruf miktarı

2.6 trilyon dolara ulaşmış vaziyette. Enerji sektörünün

yıllık yatırım ihtiyacı ise 1.5 trilyon dolar. Dolayısıyla

tasarrufları bu alana yaymak gerekiyor.

Afrika’da da başladı Amerika’da da

Güney Afrikalı Sun Exchange de benzer bir girişime

başladı. Şirket, Cape Town’daki okullar veya işletmeler

gibi büyük binalarda güneş PV projeleri için

kitle fonlamasına aracılık ediyor. Yatırımcılar, satın

aldıkları PV hücrelerinin sayısının ürettiği enerjiden,

genellikle 20 yıllık bir proje ömrü boyunca bir getiri

elde edecekler. Sun Exchange’in bu girişimi o kadar

ilgi görmüş ki ülkedeki proje sayısı 40’a ulaşan şirket,

şu anda Afrika dışında da proje üretmeye başlamış.

Bir başka örnek de ABD’nin Los Angeles kentinde

kurulu Orbit. Ethereum blokzincirini kullanan Orbit,

insanların güneş enerjisi alım ve satımına dahil olmasına

zemin hazırlıyor. Victor Knight tarafından

2020’de kurulan Orbit, alım satıma aracılık edecek

bir ORBT token’ı da çıkardı. Yenilenebilir enerjinin

ticarileştirilmesine odaklanan Orbit, ticari ve konut

kullanımı için jeneratörler ve güneş pillerine sisteme

dahil etti. Şuanda Orbit token’larına 1 milyon

doların üzerinde yatırım yapılmış durumda.

Silikon Vadisi’nin ‘simgesi’ de bu işe yatırım

yaptı

Apple’ın kurucu ortağı Steve Wozniak’ın kurucu

ortak olarak yer aldığı, enerji verimliliğini artırmayı

amaçlayan Blockchain tabanlı Efforce, Aralık

2020’den bu yana borsalarda işlem görüyor. Efforce’un

temel amacı, bugüne kadar finansman ve

küresel erişimle ilgili sorunlar ile mücadele eden

enerji verimliliği endüstrisini demokratikleştirmek.

“WOZX” olarak adlandırılan tokenlar, Şubat 2021

verileriyle 8 TL civarında işlem görüyor. Yatırım yapanların

tüm dünyada enerji verimliliği projelerinin

ürettiği enerji tasarruflarından yararlanmalarına

izin vererek enerji verimliliği endüstrisini merkeze

olan bağımlılıktan uzaklaştırmayı hedefleyen şirket,

kendisini “enerji verimliliğini artırmayı amaçlayan

devrim niteliğinde bir platform” olarak tanımlıyor.

ABD’de de yasal düzenlemeler yapılıyor

ABD’de neredeyse tüm token satışlarının kayıtsız

menkul kıymet teklifleri olduğunu düşünülürken pek

çok startup Malta’da kendine özgür bir alan yarat-

DERNEK VE VAKIFLAR DA

SİSTEMDEKİ

YERLERİNİ ALDI

Enerji sektörünün her alanında enerji arzını,

talebini ve dağıtımını önemli ölçüde değiştirmek

için blokzincir teknolojisi geliştiriliyor.

Avrupalı ​bir şirket olan VAKT Global Ltd.,

kripto para birimi içermeyen, blokzincir tabanlı

bir enerji emtia ticaret platformu geliştiriyor.

8 Nisan 2020 itibarıyla platform,

“Kuzey Denizi BFOET ham petrol piyasasında”

kullanılıyor. Platform, terminaller, haritacılar,

acenteler, gemi sahipleri, komisyoncular,

bankalar gibi ticari taraflar için teyit

kaynağı olma özelliği taşıyor.

Energy Web Foundation (EWF), daha az enerji

tüketimi için “yetki kanıtı” mekanizması

kullanan “Energy Web Chain” (EW Chain)

adı verilen enerjiye özgü bir blokzinciri geliştiriyor.

EWF, yenilenebilir enerji varlıklarını

enerji şebekelerine bağlamak için sistemler

geliştirmek amacıyla blokzinciri teknolojisini

nesnelerin interneti ile birleştirerek Wirepas

ve Vodafone Business ile iş birliği yaptı.

EWF; kamu hizmetlerini, dağıtılmış enerji

kaynaklarını ve tüketicileri birbirine bağlayan

“temel dijital alt yapıyı” sağlayarak, kendisini

geleceğin düşük karbonlu elektrik sistemlerinin

‘dijital omurgası’ olarak görüyor.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 33


mış görünüyor. Ancak SEC’in menkul kıymet jetonları

ile ilgili 3 Nisan 2019’da yayınladığı ve menkul

kıymet jetonlarının kapsamı ve dağıtımında dikkat

edilecek şartları içeren düzenlemesiyle ABD’de

menkul kıymetlerini dijital olarak üretip, dağıtabilmesi

için önemli bir adım atıldı. 10 Temmuz 2019’da

Blockstack firması, Borsa ve Menkul Kıymetler Komisyonu’ndan

28 milyon dolar değerinde jeton satışı

için onay alarak, ilk yasal Menkul Kıymet Jetonu Arzı

(STO - Security Token Offering) ile Stack (STX) jeton

arzını 11 Temmuz 2019 tarihinde gerçekleştirdi.1 Bu

geç gelen kabul süreci nedeniyle pek çok teknoloji

şirketi tıpkı Efforce gibi Malta’da kurulmuş durumda.

AB’deki yenilenebilir enerji platformlarından

“GreenToken” hareketi

Avrupa yenilenebilir enerji varlık yönetimi platformu

WPO, yenilenebilir üretimin alımını hızlandırmaya

yardımcı olacağını düşündüğü green tokenler’in

arzını Eylül 2020’de duyurdu. Yenilenebilir

enerji sektöründe özellikle rüzgar ve güneş teknolojileri

için teknik, ticari ve finansal destek sağlayan

WPO’nun GreenToken arzı, Fransız Finansal Piyasa

Otoritesi’nden onay alan ilk şirket olma özelliği taşıyor.

Platform, Paris nüfusunun tüm elektrik tüketi-

1 https://blog.blockstack.org/blockstack-token-sale-sec-qualified/

mine eşdeğer enerji üretimini denetliyor.

Yatırımcılar, blokzincir tescilli sertifikalara karşılık

gelen tokenleri, yenilenebilir enerji işlemleri

için bir ödeme kaydı olarak kullanabiliyor. İşlemlerde

şeffaflık ve izlenebilirlik sağlamanın yanı sıra

sigorta, garanti, bakım ve otomasyonunu sağlamak

için enerji dönüşümünü mümkün kılan elektrik ticaretine

de kolaylık sağlanıyor.

WPO, işlemlerinin şeffaflığı ve izlenebilirliği nedeniyle

blokzincir teknolojisinin enerji geçişinin

hızlanmasında kilit bir itici güç olacak şekilde “iyi

konumlandırıldığını” ve “karmaşık tedarik zincirlerini

kesebilen” merkezi olmayan bir ağ sağladığını

belirtiyor. WPO son birkaç yıldır müşterilerinin yenilenebilir

enerji üretimini sertifikalandırmak için de

bu teknolojiyi teknolojisini kullanıyor.

WPO Genel Müdürü Duncan Levie, “Halka arzımızın

amacı, GreenToken’ı enerji sektöründeki tüm

profesyonel oyunculara ve bireylere dağıtarak sektörü

ölçeklendirmek. Bu, Avrupa genelinde blokzincir

ve yapay zekaya dayalı enerji verilerinin yönetimi

için akıllı ve sorunsuz çoklu hizmet platformu oluşturmamızı

sağlayacak. Yenilenebilir enerjinin aralıklı

ve adem-i merkeziyetçi doğasına çok uygun olan bu

sistemler, küresel enerji üretiminin optimizasyonunu

da kolaylaştıracak” açıklamasında bulundu.

34 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


VİZYON

Fehmi Tanrısever

TENVA Direktörü

Enerji finansmanında dijital

dönüşüm kapıda: WOZX

Steve Wozniak tarafından kurulan ve üç gün içinde yatırımcısına yüzde 2 bin 700

getiri sağlayan WOZX, enerjide yeni bir finansman ve yatırım modelinin de habercisi.

WOZX’in sahibi olan EFFORCE adlı şirketle birlikte çok yakın gelecekte benzer dijital

yatırım platformları; enerji, teknoloji ve yazılım gibi bilgi asimetrisinin yoğun olduğu

endüstrilerde klasik finansman araçlarına bir alternatif olarak karşımıza çıkacak…

Geçen aralık ayının başında, Steve Wozniak’ın da

aralarında bulunduğu bir grup girişimcinin kurduğu

EFFORCE isimli şirket, WOZX adında yeni bir kripto

parayı piyasaya sürdü. 3 Aralık’ta 0.1 dolar nominal

değer üzerinde işleme başlayan WOZX, 3 gün içersinde

2.80 dolara çıkarak yatırımcısına yüzde 2 bin

700 kazandırdı. Şirketin değerlemesi ise bir kaç gün

içinde 80 milyon dolardan 2 milyar doların üzerine

çıktı. Aynı şirket, 2019 yılında 53 milyon dolarlık ilk

fonlama girişimde başarısız olurken, WOZX ile beraber

2020’de nasıl böyle bir başarı yakaladı?

WOZX, son yıllardaki kripto para furyasının devamı

niteliğindeymiş gibi görünse de EFFORCE’nun

“white paper”ı dikkatlice okunduğunda, aslında

WOZX’in bir finansman aracı olduğu ve EFFOR-

CE’unda bir crowdfunding platformu olduğu ortaya

çıkıyor. Bu noktada, şirketin blockchain argümanı bir

pazarlama stratejisi olmaktan öteye geçmiyor. Esasen

EFFORCE bir crowdfunding platformu ve WOZX

de bir “utility token” olarak yatırımcısına dijital bir

yatırım platforma dahil olup çeşitli enerji verimliliği

projelerine yatırım yapma imkanı/opsiyonu tanıyor.

Şirket WOZX’i piyasaya sürerken değer önermesini,

“Klasik finansman araçları tarafından fonlanması

ekonomik olmayan enerji verimliliği projelerine

kripto para aracılığı ile finansman sağlamak” olarak

tanımlıyor. Şirket iş modelini üç temel esas üzerinden

geliştiriyor:

36 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


platform ve dijital para:

Platform aracılığıyla oluşturulan dijital para

1.Blockchain/dijital

WOZX piyasaya sürülüyor.

Piyasaya sürülen kripto para

bir “utility token” olarak yatırımcıdan sermaye

2.Crowdfunding:

toplanmasını sağlıyor. Ayrıca kripto para sahibi

yatırımcılar EFFORCE tarafında onaylanan

enerji verimliliği projelerine, ellerinde bulunan

kripto para nispetinde, yatırım yapma hakkı

Steve Wozniak

kazanıyor. Yani, WOZX bir finansal opsiyon olarak

işlev görüyor. Toplanan sermaye, enerji ve-

iyimser olduğuna işaret ediyor.

rimliliği projelerinin finansmanına yönlendiriliyor.

Bu platform sayede ve finansman dijital para: sağlayan Platform aracılığıyla şirketler, oluşturulan dijital para

EFFORCE’un iş modeli, klasik finansman araçları

1- Blockchain/dijital

tarafında finanse edilmesi mümkün olmayan bilgi

WOZX piyasaya enerji sürülüyor. verimliliği projelerini hayata geçirirken asimetrisinin yoğun olduğu ve çerve duyarlılığının

2- Crowdfunding: elde Piyasaya edilen kazancı sürülen kripto da EFFORCE para bir “utility ve yatırımcılarla

paylaşıyor.

token” olarak öne yatırımcıdan çıktığı projeler için kendisine bir fırsat penceresi

açmış tarafında gibi görünüyor. Bu doğrultuda şirket di-

sermaye toplanmasını sağlıyor.

Enerji

Ayrıca

verimliliği

kripto para

projelerinden

sahibi yatırımcılar EFFORCE

elde edilen kazancın belli bir kısmı, kripto para

onaylanan enerji verimliliği projelerine, ellerinde bulunan kripto para jitalleşmeyi nispetinde, yatırım de son derece etkin bir kaldıraç olarak

sahiplerine ayrıca temettü olarak dağıtılıyor. iş modelinin bir parçası haline getirmeyi başarıyor.

yapma hakkı Bu kazanıyor. sayede kripto Yani, WOZX para bir hisse finansal senedi opsiyon gibi olarak reel bir işlev görüyor. Toplanan

Bununla beraber EFFORCE’un iş modeli, önemli bir

sermaye, enerji değer verimliliği kazanıyor. projelerinin finansmanına yönlendiriliyor. Bu sayede

handikap da içeriyor: Finansman ve teminatın ayrıştırılması

elde edilen riski...

finansman sağlayan şirketler, enerji verimliliği projelerini hayata geçirirken

verimliliği alanında uzman ekip:

kazancı da EFFORCE ve yatırımcılarla paylaşıyor. Enerji verimliliği projelerinden elde

İş modelinin belki de en önemli kısmını bu Yatırım bankalarına rakip geliyor

edilen kazancın belli bir kısmı, kripto para sahiplerine ayrıca temettü olarak

3.Enerji

uzman ekip oluşturuyor. EFFORCE tarafından

kripto platforma para hisse senedi dahil edilecek gibi reel bir enerji değer verimliliği

kazanıyor. proje finansmanındaki en önemli risk yönetimi un-

Klasik dağıtılıyor. proje finansmanı modellerinde teminat,

Bu sayede

3- Enerji verimliliği projeleri alanında bir uzman ekip: İş tarafından modelinin belki değerlen-

en önemli surunu kısmını teşkil bu ederken WOZX’de proje riski tamamen

dirilip onaylanıyor. Bu aşamada risk ve getiri

açısından doğru projelerin sisteme dahil rumda da şirketin, getirisiyle orantısız düzeyde riskli

proje getirisiyle dengelenmeye çalışılıyor. Bu du-

uzman ekip oluşturuyor. EFFORCE tarafından platforma dahil edilecek enerji verimliliği

projeleri bir uzman ekip tarafından değerlendirilip onaylanıyor. Bu aşamada risk ve getiri

edilmesi yatırımcıların getirisini ve WOZX’in projeleri platforma çekmesi ve “adverse selection”

açısından doğru projelerin sisteme dahil edilmesi yatırımcıların getirisini ve WOZX’in

değerini doğrudan etkileyecek en önemli faktörü

oluşturuyor. etkileyecek en Halihazırda önemli faktörü WOZX’e oluşturuyor. olan Halihazırda karşımıza WOZX’e çıkıyor. olan

durumunun ortaya çıkması en büyük iş risk olarak

değerini doğrudan

yatırımcı ilgisi, yatırımcı piyasaların ilgisi, bu piyasaların konuda oldukça bu iyimser konuda olduğuna oldukça işaret ediyor. WOZX ve EFFORCE çok yakın gelecekte, enerji,

Enerji verimliliği

alanında uzman ekip

Şekil1: EFFORCE ve WOZX iş modeli

Blockchain/Dijital

platform ve dijital para

para

Dijital

Finansman Modeli

Crowdfunding

teknoloji ve yazılım gibi bilgi asimetrisini

yoğun olduğu endüstrilerde benzer

dijital yatırım platformlarının, klasik finansman

araçlarına bir alternatif olarak,

karşımıza çıkacağının en belirgin işareti

olarak görülebilir. Bu noktada teminat

konusunu etkin bir şekilde dijital platformların

bir parçası haline getirebilen

iş modellerinin çok başarılı olacağını ve

bazı niş alanlarda yatırım bankalarından

önemli pazar kapacağını öngörmek yanlış

olmaz. Bu doğrultuda riskin farkında

olan yatırım bankaları da hızla dijital

platform geliştirme çabası içinde.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 37


YAKIN PLAN

Z. Işık Adler

İklim raporları kuraklığa odaklandı:

Suyumuz bitiyor!

Son aylarda farklı alanlarda faaliyet gösteren birçok kuruluşun yaptığı iklim ve enerji araştırmalarının

ana konusunu ‘su’ oluşturuyor. Özellikle son yılların en kurak sezonunu yaşayan Türkiye, etkisini giderek

artıran iklim değişikliğinin bir sonucu olan susuzluğu en yoğun hissedecek bir coğrafyada bulunuyor.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın düzenli olarak hazırladığı “İklime Dair” adlı raporunun ikincisinde ‘su’

temasına odaklanılıyor

TSKB Ekonomik Araştırmalar’ın, Yeşil Kuğu Platformu

bünyesinde üç ayda bir iklim gündeminin

nabzını tutmak üzere hazırladığı “İklime Dair” başlıklı

çalışmasının ikinci sayısı yayımlandı. 2019’un

Şubat ayında “Su: Yeni Elmas” başlıklı raporuyla su

ve elmas paradoksuna dikkat çekmeyi hedefleyen

TSKB, İklime Dair’in ikinci sayısında su konusuna

odaklanan özel bir temayla analizlerini paylaşıyor.

Hayati bir kaynak olan suyun fiyatının, hayati fonksiyonu

olmayan elmasın fiyatının altında kalması paradoksu

sebebiyle “su” temasını ele alan TSKB Ekonomik

Araştırmalar, 2020 yılında artan kuraklıkla

birlikte su konusunun daha da önem kazandığına

vurgu yapıyor.

İklime Dair’in ikinci sayısında; Finish markasının

su farkındalığına yönelik kampanyasının stratejik

danışmanlığı kapsamında hesapladığı Finish Su

Endeksi’ni (FSE) paylaşan çalışmaya göre, FSE’nin

2020 Aralık ayı ortalaması 84,92 değeri ile bir önceki

yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5 geriledi. İklime

38 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Dair’de ayrıca, kişi başına kullanılabilir yenilenebilir

suyun hesaplanmasına ilişkin geliştirilen Falkenmark

Göstergesi değerlerine de dikkat çekiliyor. Türkiye’nin

Falkenmark Göstergesi değeri 1.358 m3/

kişi-yıl ile su yönetiminin daha planlı ve dikkatli bir

şekilde yapılması gereken bir ülke olarak karşımıza

çıktığına işaret ediyor.

2020 yılında yeşil tahvil piyasası 269 milyar

dolar büyüklüğe ulaştı

Raporda, iklim değişikliğiyle dikkat çeken anomalilere

de vurgu yapılıyor. Örnek vermek gerekirse;

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’ye

aralık ayında düşen yağış miktarı mevsim normallerine

göre yüzde 48,3 daha az görünüyor. İklime

Dair’in “İklim Finansmanı” kısmında ise yeşil tahvil

piyasasına dair rakamlar irdeleniyor. 2020 yılında

toplam 269 milyar dolar büyüklüğe erişen piyasanın

yapısına ilişkin detaylar ve beklentiler de yer alıyor.

2020 yılında Avrupa Komisyonu’nun politika

gündeminde geniş yer alan Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın

(AYM) 2021 yılına ilişkin çalışma programını da

derleyen TSKB Ekonomik Araştırmalar çalışmasına

göre; bu yıl taksonomi çalışmalarının hız kazanması,

atık yasalarının yenilenmesi, seçili sektörlere ilişkin

sınırda karbon vergisi düzenlemesinin taslak metninin

yayınlanması, Avrupa Birliği Orman Stratejisi

ve daha pek çok politika adımının gerçekleşmesi söz

konusu olacak.

Yeşil tahvil piyasasının büyüklüğü

1 trilyon doları aştı

Covid-19 salgını dünya ekonomisini mart-nisan

döneminde duraksatırken, pek çok piyasada olduğu

gibi yeşil tahvil arzında da kesintiye yol açmıştı. Normalleşme

sürecinde ekonomiler toparlanırken, yeşil

tahvil ihraçları da yeniden canlandı ve 2020 yılı sonu

itibarıyla son 10 yılda yapılan ihraçların toplamı 1

trilyon doları aştı.

2021’de piyasanın hızlı büyümesini tekrar yakalaması

beklenirken, uzun vadede potansiyelin yüksek

olduğu görülüyor. Climate Bond Initiative’deki

(CBI) veriler, yeşil tahvil ihraçlarının 2019’da 266,1

milyar dolarlık rakamın aşıldığını ve 2020’de toplamda

269 milyar dolar büyüklüğünde yeni yeşil tahvil

ihracı gerçekleştirildiğini gösteriyor. Aylık bazda

en yüksek ihraç 36,8 milyar dolarla eylül ayında gerçekleşirken,

en düşük rakam 5,4 milyar dolarla mart

ayında kaydedilmişti.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 39


Piyasada en yüksek pay gelişmiş ekonomilerde olsa

da gelişmekte olan ekonomilerin de her geçen önemli birer

katılımcıya dönüştükleri görülüyor. Ayrıca 2020 sonu

itibarıyla yeşil tahvil piyasanın yapısına ilişkin şunları da

söylemek mümkün:

Piyasa hacminin yüzde 72’si gelişmiş ekonomilerin

elindeyken, gelişmekte olan ekonomilerin payı yüzde

19 seviyesinde bulunuyor. Kalan kısım ise uluslararası

kuruluşlara ait.

Bölgesel olarak bakıldığında Avrupa, piyasanın yüzde

43’ünü oluştururken, Kuzey Amerika’nın yüzde 24 ile,

Asya-Pasifik’in yüzde 22’lik payla bunu takip ettiği görülüyor.

Avrupa piyasasının büyüklüğü, para birimleri bazında

dağılıma da yansıyor. Toplam ihraçların yüzde 40’ı euro

iken, doların payı yüzde 35, Çin yuanının payı yüzde 8.

Borçlanmaların kullanım alanlarında yüzde 35 payla

enerji ilk sırada yer alıyor. Düşük karbonlu binalar ve

taşımacılık sırasıyla yüzde 26 ve yüzde 19 oranında

paya sahipken, su altyapısına yönelik yatırımların payı

yüzde 10 seviyesinde bulunuyor.

İhraç eden kuruluşların türlerine baktığımızda ilk sırada

finansal kuruluşları (yüzde 21), ikinci sırada finans

dışı şirketleri (yüzde 20) ve üçüncü sırada kalkınma

bankalarını (yüzde 16) görüyoruz.

Önümüzdeki dönemde söz konusu piyasada 350

milyar dolarlık yeni yeşil tahvil ihracı beklenirken, Avrupa’dan

gelecek yüklü borçlanmalarla bu rakamın 500

milyar doları bulabileceği tahmin ediliyor. Bununla birlikte,

ülkelerin iklim konusundaki hedeflerini hayata geçirmeleri

için daha fazla yatırıma ihtiyaç duyulurken, bu

yatırımların finansmanı için yeşil tahvil ihraçlarının daha

da hızlı büyümesi gerektiği söylenebilir. Bu kapsamda

Enerji Dönüşüm Komitesi Başkanı Adair Turner, 2050’de

sıfır karbonlu bir dünyaya ulaşmak için gelecek 30 yılda

her yıl yaklaşık 1,5-2 trilyon dolar tutarında yatırımın ve

dolayısıyla yeşil tahvil ihracının yapılması gerektiğini öne

sürüyor.

40 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA

“TARLADAN ÇATALA”

STRATEJISI TARIMSAL

ÜRETIMI DÜŞÜREBILIR

ABD’de Tarım Bakanlığı AYM’nin olası

ekonomik etkilerini hesaplayan yeni bir çalışma

yayınladı. AYM kapsamında hayata

geçirilecek “Tarladan Çatala” Stratejisi’nin

etkilerini 3 farklı senaryo altında inceleyen

araştırmaya göre, stratejinin bütün AB ülkelerinde

hayata geçirilmesi durumunda AB

ülkelerinin tarımsal üretiminin yüzde 12 ve

küresel tarımsal üretimin de yüzde 1 oranında

düşmesi bekleniyor.

KENTLERI DÖNÜŞTÜRMENIN

TAM ZAMANI

Dünya Kaynaklar Enstitüsü’nün (WRI)

sürdürülebilir şehirler için kurduğu Ross

isimli merkezi, şehirlerin dönüştürücü kentsel

değişimlerini ödüllendirmek adına küresel

yarışma düzenliyor. Bu yılki ödül için

finale kalan 5 şehir, Arjantin’den Rosario,

Hindistan’dan Ahmedabad, Kenya’dan Nairobi,

Meksika’dan Monterrey ve İngiltere’den

Londra oldu.

FED IKLIM MÜCADELESINDE

DIĞER MERKEZ BANKALARINA

KATILIYOR

ABD Merkez Bankası (Fed), Paris İklim

Hedeflerini destekleyen merkez bankaları

konsorsiyumuna katıldı. Fed 15 Aralık’ta

75’i merkez bankası olmak üzere toplam 83

üyeye sahip Finansal Sistemi Yeşillendirme

Ağı’na katıldığını duyurdu.

AVRUPA YATIRIM BANKASI,

“İKLIM BANKACILIĞI YOL

HARITASI”NI ONAYLADI

“Arzuyu gerçeğe dönüştürmek” mottosuyla

duyurulan yol haritasında, bankanın

iklim eylemi ve çevresel sürdürülebilirlik

yatırımlarına vereceği destek ortaya koyuluyor.

EIB, kamu ve özel kurumlar ile iş birliği

yaparak 2030 yılına kadar Paris İklim Antlaşması’nın

amaçlarına ve prensiplerine hizmet

eden projelere 1 trilyon euro finansman

sağlamayı taahhüt ediyor.


“Su biterse herkes susar”

WWF- Türkiye, artan nüfusu ve büyüyen kentleri ile su sıkıntısıyla karşı karşıya olan ülkemizin, iklim

değişikliğinin de etkisiyle su fakiri olma yolunda ilerlediğine dikkat çekti. Bir nehrin kaynağından denize

döküldüğü noktaya kadar başından geçenleri anlatan “Suyun Yolculuğu” belgeselinin de tanıtıldığı

toplantıda “Su Biterse Herkes Susar” kampanyasıyla karar vericiler, iş dünyası ve bireyler su kaynaklarımızı

koruma seferberliğine davet edildi

WWF- Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), ülkemizin

ve dünyanın içinde bulunduğu su risklerini

paylaşmak amacıyla çevrimiçi bir toplantı düzenledi.

Toplantıda karar vericiler, iş dünyası ve bireyler

su kaynaklarımıza sahip çıkmaya davet edildi.

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Yönetim

Kurulu Başkanı Uğur Bayar, Dünya Ekonomik Forumu’nun

2021 yılı Küresel Risk Raporuna göre, önümüzdeki

10 yıl boyunca dünya ekonomisini etkileyecek

ilk beş riskin bulaşıcı hastalıklar, kitle imha

silahlarıyla iklim krizi, biyolojik çeşitlilik kaybı ve

su krizini de kapsayan doğal kaynak krizi olduğunu

belirtti. Bayar, ülkemizin su kaynaklarının da risk

altında olduğuna dikkat çekerek “Son 50 yılda Türkiye’deki

sulak alanların yarısı, su miktarı ve kalitesi

bakımından, sağlıklı yapısını kaybetti. Bir başka deyişle

üç Van Gölü büyüklüğünde sulak alan ekolojik

işlevini yitirdi. Risk sadece yüzey sularımızla da sı-

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 41


nırlı değil, yeraltı sularımızın da seviyesi alarm veriyor.

Orman alanlarımızı kaybetmemiz de kuraklığa

zemin hazırlayan bir başka etken” dedi.

İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep, Diyarbakır,

Bursa, Mersin, Konya, Adana ve Antalya’nın küreselde

su riski yüksek kentler listesinde bulunduğuna

dikkat çeken Bayar, “Su kaynaklarının yönetiminde

ve kentleşme, tarım, gıda, üretim, enerji gibi alanlarda

doğayı göz ardı eden yaklaşımlar, hidrolojik

müdahaleler ve sürdürülebilir olmayan uygulamalar

karşısında susuzluk riskini daha ciddi ve sistemli

ele almak zorundayız” diye konuştu.

Ege’nin can suyu Büyük Menderes

Türkiye’nin su risklerine ayna tutuyor

WWF-Türkiye, Ege Bölgesi’ne hayat veren Büyük

Menderes Nehri’nde kritik seviyeye ulaşan kirliliğin

önüne geçmek için su sorununu doğa koruma

açısından ele alan bir dönüşüm hareketi yürütüyor.

Bugün incirimizin yüzde 61’i, zeytinimizin yüzde

28’i ve pamuğumuzun yüzde 14’ü, Büyük Menderes

Nehri’nin suladığı Aydın’dan geliyor. Ancak yıllık 1,7

milyar metreküplük su potansiyeli ile Büyük Menderes,

“su riski taşıyan havza” kategorisinde. Yüzyılın

sonuna doğru havza sularının yüzde 50 oranında

azalması öngörülüyor. Bunun yanı sıra hızla kirlenen

suyun kalitesi de düşüyor. Büyük Menderes örneğinden

hareketle Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu

su risklerine dikkat çekilen toplantıda, nehrin zorlu

yolculuğu üzerinden su kaynaklarımızın durumuna

ayna tutuldu.

BÜYÜK MENDERES İLHAM OLACAK

Büyük Menderes Havzası’nda su kaynaklarının korunması

ve sürdürülebilir yönetimi için yürütülen

çalışmalara değinen WWF-Türkiye Tatlı Su ve Sulak

Alan Programı Kıdemli Uzmanı Eren Atak ise hedeflerinin

havzada doğayı korurken suyun daha verimli

kullanıldığı yöntemlere geçişi sağlamak olduğunu

söyledi. Atak, “Yağmur suyu hasadından tarımda

verimli sulama yöntemlerine, sanayide temiz üretim

uygulamalarından, doğa koruma çalışmalarına kadar

işbirliği ortaklarımızla birlikte attığımız adımlarla

Türkiye’nin diğer akarsu havzalarına ilham verecek

bir çabanın içindeyiz” dedi.

42 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


SUYUMUZU KORUMAK İÇİN

NELER YAPILMALI?

Uğur Bayar

WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı

WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Küresel

Tatlısu Programı Başkanı Stuart Orr, akarsular

ve göllerin sadece barındırdıkları canlılar için

değil insan için de yaşam kaynağı olduğunu

hatırlattı. Orr, WWF’in gerçekleştirdiği Su Riski

Filtresi (WWF Water Risk Filter) çalışmasına

göre küresel ölçekte su riski yüksek şehirlerin

arasında Türkiye’den 10 şehrin yer aldığını vurguladı.

“Suyumuz için seferberlik zamanı”

WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli,

Türkiye’de susuzluğun bireyler, iş dünyası ve

karar vericiler için ortak bir risk olduğunun

altını çizdi. Pasinli, “Şimdi suyumuz için seferberlik

zamanı: doğada suyun doğduğu ve geçtiği

doğal alanları koruyarak; tarımda sulama

yöntemlerimizi iyileştirerek, acilen damla sulamaya

geçerek; sanayide suyu kirletmeden,

verimli kullanarak; temiz üretim yatırımlarını

teşvik ederek; jeotermal enerji üretiminde

açığa çıkan yüksek kimyasal ve ağır metal içeren

atık suların geri basılması yerine yüzeysel

su kaynaklarına bırakılmasının önüne geçerek;

denetimlerde sıfır tolerans yaklaşımını benimseyerek;

kentlerimizde dağıtım kayıplarını ve

kaçakları önleyerek; evlerimizde her damlayı

tasarruf ederek; tüketim alışkanlıklarımızı değiştirerek

suyumuzu korumayı birlikte başarabiliriz”

dedi. Pasinli, Büyük Menderes’in zorlu

yolculuğu ile tüm ülkeye seslendiklerini belirtti:

“Doğayı Koru, Suyuna Sahip Çık Türkiye.”

î Türkiye’de tatlı suyun yüzde 73’ü tarımda kullanılıyor.

Damla sulama yöntemi ile ortalama

yüzde 50 su tasarrufu sağlanabileceği varsayımıyla

tarımsal sulamada tamamen bu sisteme

geçebildiğimiz takdirde ülkemizde her yıl toplam

16 milyar metreküp su tasarrufu yapmak

mümkün. Bu da, 80 milyona yakın nüfusa sahip

Türkiye’de, yaklaşık 3 yıllık evsel su ihtiyacına

denk düşüyor.

î Evlerde kullanılan suyun, toplam su tüketimi

içindeki payının yüzde 16 olduğu ülkemizde

kişi başına günlük su tüketimi 216 litre. Sanal

su, yani gıdamız ve kullandığımız eşyaların

üretiminde kullanılan su miktarı dikkate alındığında

ise Türkiye’de kişi başına su tüketimi

günde 5 bin 400 litreye çıkıyor. Bu verilerle ülkemizde

bireylerin yıllık su ayak izi, dünya ortalamasının

yüzde 43 üzerinde. Bu miktar 1 yıl

kullanmaya yetecek tek bir su deposu olsaydı,

bu deponun ikinci haftanın sonunda tükeneceği

anlamına geliyor. Bu yüzden evlerimizde

su tüketimini azaltmak için alacağımız önlemlerin

yanı sıra tüketim alışkanlıklarımızı da

değiştirmemiz gerekiyor. Suyumuzu korumak

için bireysel olarak alabileceğimiz önlemlerden

biri de ihtiyacın üstünde her türlü tüketimden

kaçınmak.

î Su kıtlığı durumunu tanımlamak için Falkenmark

indeksi kullanılıyor. Kişi başına düşen

yıllık su miktarı 1. m3’ten fazla ise o ülke “su

sorunu olmayan”; 1.700-1.000 m3/yıl arasında

“su sıkıntısı olan”; 1.000-500 m3/yıl arasında

“su kıtlığı olan”; 500 m3 ’ten az olması durumunda

ise mutlak su kıtlığı olan ülke olarak

adlandırılıyor. Türkiye’de şu an kişi başına düşen

su miktarı 1.400 m3/yıl. Türkiye halen Falkenmark

indeksine göre “su sıkıntısı olan” bir

ülke. Nüfusumuzun 2030 yılında 100 milyona

ulaşacağından hareketle kişi başına düşecek

su miktarının 1.120 m³/yıl olması öngörülüyor.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 43


DÜNYA GÜNDEMİ

Esen Erkan

Küresel enerji dönüşümüne giden

tüm yollar Hindistan’dan geçiyor

Uluslararası Enerji Ajansı, Covid-19 krizinden kurtulmaya çalışan gezegenin en

fazla enerji tüketen üçüncü ülkesinin karşılaştığı fırsatları ve zorlukları inceleyen

Hindistan Enerji Görünümü 2021 raporunu yayınladı. Rapora göre, Hindistan’ın

artan nüfusu için uygun fiyatlı, temiz ve güvenilir enerji sağlama yeteneği, ülke

ekonomisinin gelişimi için hayati önem taşıyor…

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan

“Hindistan Enerji Görünümü 2021” raporuna

göre, Hindistan’ın karbon yoğun bir gelecekten kaçınmak

için güçlü politika desteğine, teknolojik gelişmeye

ve temiz enerji yatırımlarına ihtiyacı her geçen

artıyor. Hindistan, ekonomisini geliştirmeye ve

vatandaşlarına daha fazla refah getirmeye devam

ederken, önümüzdeki 20 yıl içinde dünya çapında

enerji talebindeki en büyük artışı yaşayacak ülke olmaya

hazırlanıyor.

Büyüyen ve sanayileşen bir ekonomiyle genişleyen

ve giderek artan kentsel nüfusun birleşimi,

enerji kullanımını önemli ölçüde artıracak. Bu durum,

yüksek maliyetli enerji ithalatı, hava kirliliği ve

sera gazı emisyonları gibi sorunları şiddetlendirmeden

artan talebin en iyi nasıl karşılanacağı sorusunu

gündeme getiriyor.

IEA Başkanı Dr. Fatih Birol raporla ilgili olarak

“Hindistan, son yıllarda yüz milyonlarca insana

elektrik sağlayarak ve özellikle güneş enerjisi olmak

üzere yenilenebilir enerji kullanımını etkileyici bir

şekilde artırarak dikkate değer bir ilerleme kaydetti.

44 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Yeni raporumuz, Hindistan’ın geçmişte diğer ekonomilerin

izlediği yüksek karbonlu yolu takip etmeden

vatandaşlarının isteklerini başarıyla karşılaması

için eşsiz bir fırsata sahip olduğunu gösteriyor” yorumunu

yaptı. Birol, Hindistan hükümetinin bugüne

kadar hayata geçirdiği enerji politikaları, enerji güvenliği

ve sürdürülebilirlik açısından başarılı uygulamalar

ve ülkenin zorlukların üstesinden gelme yeteneğinin

kendisini iyimserliğe ittiğini de sözlerine

ekledi.

Hindistan’da güneş enerjisinin yaygınlaşması

elektrik sektörünü dönüştürürken, ulaşım ve endüstriyel

sektörler sürdürülebilirlik çabalarını azaltıyor.

Rapor, güneş enerjisinin hızla yayılmasının

Hindistan’ın elektrik sektörünü dönüştürdüğünü ve

artan sayıda hane ve işletmeye temiz, uygun fiyatlı

ve güvenilir enerji sağlamasına olanak tanıdığını

ortaya koyuyor. Ancak dünyanın dört bir yanındaki

ekonomilerde olduğu gibi, ulaşım ve sanayi sektörlerinin

- karayolu taşımacılığı, çelik ve çimento gibi

alanlar - sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi, çok

daha fazla çaba gerektiriyor.

IEA’ya göre, ülkede yenilenebilir enerji kullanımı

artmasına karşın 2040 yılına kadar, kömürün Hindistan’ın

en büyük elektrik kaynağı olarak zirvedeki

yerini koruyacağı tahmin ediliyor. Hindistan, 2000 yılından

bu yana enerji tüketimini iki katına çıkardı ve

ülkedeki enerjinin yüzde 80’i ise hala kömür, petrol

ve biyokütle tarafından karşılanıyor. Kömür, şu anda

Hindistan’ın elektrik üretiminin yüzde 70’ine güç

sağlıyor ve güneş enerjisi ise yüzde 4’ten daha azını

oluşturuyor.

Tek başına güneş enerjisi ihtiyacı karşılayamayacak

Hindistan hükümetinin yenilenebilir enerji kaynaklarını,

özellikle de güneş enerjisini 2017’de 52

gigawatt’tan 2021-2022’ye kadar 175 gigawatt’a ve

2026-2027’ye kadar 275 gigawatt’a çıkarma planlarına

karşın tek başına güneş enerjisi ile ülkenin

enerji ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz

kalacak. Büyüyen ekonomisi, artan nüfus, kentleşme

ve sanayileşme nedeniyle 2040 yılına kadar dünyadaki

enerji talebinde en yüksek artışa sahip ülke

Hindistan olacak.

Hindistan, 2020’de salgın kaynaklı çöküşten

kurtulurken, enerji kullanımında çok dinamik bir

döneme girecek. Önümüzdeki yıllarda milyonlarca Hintli

hanenin iyileşen ekonomileri ile birlikte yeni cihazlar,

klima üniteleri ve elektronik araçlar satın alması

bekleniyor. Hindistan, her yıl kentsel nüfusuna Los

Angeles büyüklüğünde bir şehrin eşdeğerini ekleyerek

dünyanın en kalabalık ülkesi olma yolunda ilerliyor

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 45


IEA, Hindistan’ı artan nüfusunun ihtiyaçlarını karşılayacak güvenilir

ve uygun fiyatlı bir enerji oluşturması konusunda desteklerken

Dünya Kömür Birliği (WCA), de bu çağrıya destek sunduğunu

açıkladı. WCA, “Uluslararası hükümetlerle sanayi ve yatırımcıların

iş birliğine dayalı bir odaklanma, temiz teknolojilerin yayılmasını

desteklemek ve politikaların yürürlükte olmasını sağlamak için

gereklidir” ifadelerini kullandı.

Enerji güvenliğini ithal petrole olan bağımlılık sarsıyor

Hindistan’ın enerji geleceği, henüz inşa edilmemiş binalara,

fabrikalara ve henüz satın alınacak araçlara ve cihazlara bağlı

görünüyor. Ekonomik gelişimi hızlanan Hindistan’ın mevcut politikalarla

2030’ların sonundaki karbondioksit emisyonlarının yaklaşık

yüzde 60’ının bugün mevcut olmayan altyapı ve makinelerden

geleceği tahmin ediliyor. Bu durum, Hindistan’ı daha güvenli

ve sürdürülebilir bir rotaya yönlendirecek politikalar için büyük bir

açıklığı temsil ediyor. IEA’ya göre, aslında Hindistan’ın enerji planları,

dünya genelinde neler olabileceğine dair tüm ülkelere bir takım

öngörüler sunuyor. Birol: “Hindistan’ın temiz enerjiye geçişini

hızlandırmaya yönelik hükümet politikaları, kalıcı refah ve daha

fazla enerji güvenliği için temel oluşturabilir. Başarılı küresel temiz

enerji geçişlerine giden tüm yollar Hindistan’dan geçiyor ” açıklamasında

bulundu.

Hindistan, bir dizi gelişen enerji güvenliği sorunuyla karşı karşıya

bulunuyor. Bugünün politikalarına göre, Hindistan’ın fosil yakıtlara

yönelik birleşik ithalat faturasının önümüzdeki yirmi yılda

üç katına çıkacağı ve petrolün açık ara en büyük bileşen olacağı

tahmin ediliyor. Yerli petrol ve gaz üretimi, tüketim eğilimlerinin

gerisinde kalmaya devam ediyor ve ithal petrole olan net bağımlılık,

bugün yüzde 75’ten 2040’a kadar yüzde 90’ın üzerine çıkıyor. İthal

yakıtlara olan bu sürekli bağımlılık, fiyat döngülerine ve oynaklığa

karşı bir kırılganlığın yanı sıra arzda olası kesintiler yaratabilir.

TEMİZ ENERJİ

TEKNOLOJİLERİNE 1.4

TRİLYON DOLAR EK

FİNANSMAN GEREKLİ

Yaygın elektrifikasyon, daha fazla enerji

verimliliği, karbon yakalama gibi teknolojilerin

kullanımı ve giderek daha düşük

karbonlu yakıtlara geçiş gibi çabalarla

sektörün kritik zorlukları ele alınması gerekiyor.

Bu durum, tarihte hiçbir ülkenin

başaramadığı bir ölçekte, inovasyonda

büyük ilerlemeler, güçlü ortaklıklar ve

muazzam miktarda sermaye gerektiriyor.

Gelecek 20 yıl içinde Hindistan’ı

sürdürülebilir bir yola sokmak için temiz

enerji teknolojilerine gereken ek finansman,

mevcut politikalara dayalı senaryoya

göre, 1.4 trilyon dolar veya diğer bir deyişle,

yüzde 70 daha yüksek. Ancak petrol

ithalat faturalarındaki büyüklüğe bakılırsa,

temiz enerji teknolojilerinin faydaları,

maliyetinden çok daha fazla olacak.

46 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Bu kez maden yatırımcıları

Ankara’ya ‘çıkarma’ yaptı

MERCEK

Deniz Suphi

Bir süredir madencilikle ilgili yasal

mevzuatın değiştirilip kolaylaştırılması

ve Türkiye’nin maden potansiyelinin

ekonomiye kavuşturulmasını isteyen

madenciler, dertlerini anlatmak için

Ankara çıkarması yaptı. Meclis’te iktidar

ve muhalefet partilerinin yöneticileriyle

görüşen madenciler, destek istedi…

Türkiye’de faaliyet gösteren madencilik şirketlerini

ve sektörü temsil eden dernek ve sivil toplum

kuruluşları, madencilik sektörünün önemini ve faaliyetlerini

daha geniş kesimlere anlatabilmek için deyim

yerindeyse “saha”ya indi. İlgili dernek ve STK’lar,

Meclis’te iktidar ve muhalefet partilerinin temsilcileriyle

görüşüyor. Sektör, başta muhalefet partileri

olmak üzere ilgili kişi ve kuruluşlara madenciliğin

önemine ilişkin sunum yapıyor. Bu sunumlardan

birinde Türkiye’nin maden ithalatının yılda 25 milyar

doları bulduğu, üretimin de yılda 15-20 milyar

dolar olduğu vurgulandı. Sektörde, iş yeri sayısının

6 bin 600 dolayında seyrettiği, bu sektörde 130 bin

kişinin istihdam edildiği kaydedildi. Altın ithalatının

2020-2025 döneminde yılda 10 milyar dolar olacağı

öngörüsüne yer verildi.

“Kötü örnekler sektörü olumsuz etkiliyor”

Madenciler, sık sık “kötü örnekler”in öne çıkartılmasının

sektörü ve faaliyetlerini olumsuz etkilediğine

işaret ediyor. Madenciliğin, istihdam yaratan,

sanayileşmenin ana girdisini sağlayan ve katma

değer oluşturan bir sektör olduğu vurgulanıyor. Türkiye’de,

22.6 milyon hektarlık orman alanın sadece

65.883 hektarında (binde 0.3) madencilik faaliyeti

yapıldığı ve bunların da madencilik faaliyeti sonrasında

ağaçlandırıldığı ifade ediliyor.

Madenciler, yerli kaynaklara dayalı özgün bir kalkınma

modelini oluşturacak biçimde bir finansman

modelinin hayata geçirilmesini istiyor. Ülke kaynaklarından

sürekli ve güvenilir biçimde, sanayinin

ihtiyaç duyduğu hammaddelerin temin edilmesinin

önemine dikkat çekiyor.

Madenciler, tüm süreçlerde yeni teknolojilerin

kullanımının, ara ve uç ürün üretimine dönüşümün

sağlanması ya da teşvik edilmesi üzerinde duruyor.

Paydaşların süreçlere katılımının önemine işaret

ediliyor, şeffaf bir proje yönetimi özellikle vurgulanıyor.

Peki, sektör temelde ne istiyor?

Sektör, “stratejik” olduğu mantığıyla madenlerin

yeraltında bırakılmasını istemiyor. Stratejik pozisyon

alarak madenlerin bir an önce ekonomiye kazandırılmasını

önemsiyor. Madenciler, bu konuda

hızla davranılmasını, küresel ısınma, ikame ürünlerin

ortaya çıkması gibi nedenlerle madenlerin yerin

altında kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceği

uyarısında bulunuyor.

Türkiye’nin, önemli madenlerinin ekonomiye kazandırılmasında

uygulanacak stratejilerin her bir

maden için tek tek belirlenmesi gerekliliğine dikkat

çekiyor. Yatırım ortamının iyileştirilerek yasal alt

yapının buna uygun biçimde kurgulanmasının, madenlerin

üretime açılmasını hızlandıracağı kayda

geçiriliyor.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 47


RAPOR

Türkiye Varlık Fonu, satın alma ve birleşme

rekoruna imza attı

EY Türkiye’nin hazırladığı “Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2020 Raporu”na göre, dünyada

birleşme ve satın alma aktivitesi bir önceki yıla göre keskin bir şekilde düştü. Türkiye’de işlem

adedi 2019’la aynı seviyede oldu ancak işlem hacminde ciddi bir artış meydana geldi. Rapora

göre, işlem değeri açıklanan 89 birleşme ve satın almanın toplam değeri, 2019’a göre yüzde

153 artarak 6,9 milyar dolara ulaştı. Değeri açıklanmamış 120 işlem de dahil edildiğinde

toplam hacmin yaklaşık 9 milyar dolara çıktığı tahmin ediliyor. Toplam işlem hacmindeki

artışı, Türkiye Varlık Fonu’nun işlemleri ile başta Peak Games işlemi olmak üzere, bilişim

sektöründeki aktviteler oluşturdu…

Küresel denetim ve danışmanlık firması EY’nin

(Ernst & Young) Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman

Bölümü, her yıl yayınladığı Birleşme ve Satın

Alma İşlemleri Raporu’nun 19’uncusunu açıkladı.

Rapora göre; Türkiye’de işlem sayısı 209 ile 2019

yılına paralel seyrederken, işlem hacminde ise 6,9

milyar dolarla yüzde 153 artış gerçekleşti. Raporda

• Türkiye Varlık Fonu (TVF) kaynaklı işlemleri,

• Bilişim sektörünün payının gittikçe artmasını ve

• Başlangıç aşamasındaki girişimler açısından bir

ekosistem oluşmaya başlaması

öne çıkan gelişmeler olarak dikkat çekti.

2021 yılı için ise salgının yavaşlamasıyla beraber

yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin artacağı,

ekonomi politikalarındaki değişimin yatırımcı güvenine

yansıyacağı ve beklenen kamu kaynaklı işlemlerle

salgın nedeniyle ertelenmiş bazı özel sektör

işlemlerinin gerçekleşmesine bağlı olarak 10 milyar

doların üzerinde bir işlem hacmine ulaşılabileceği

öngörülüyor.

48 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


"TVF'NIN TURKCELL HISSELERINI SATIN ALMASI 2020'NIN

EN BÜYÜK IŞLEMLERINDEN BIRI OLDU"

209 işlemden 89’unun fiyatı açıklandı

Rapora göre, Covid-19 salgınının yarattığı olumsuz

ortamın hakim olduğu 2020 yılında, tüm dünyada

birleşme ve satın alma işlem adedi 2019 seviyelerine

benzer gerçekleşirken, işlem hacminde

önemli miktarda düşüş yaşandı. Türkiye’de ise 2020

yılında işlem adedi 209 ile 2019 yılı seviyesinde

gerçekleşirken, bunlardan 89 adedinin büyüklüğü

açıklandı. Büyüklükleri açıklanan işlemler dikkate

alındığında, toplam işlem hacminde 6,9 milyar dolarla

2019 yılına göre yüzde 153 artış yaşandı. Bu

artışın arkasındaki ana etken olarak kamu tarafında

TVF’nin gerçekleştirdiği işlemlerle özel sektörde bilişim

sektörü kaynaklı işlemler yer aldı. En büyük

iki işlem olan TVF’nin Turkcell satın alımı ile Peak

Games’in Zynga’ya satışı işlemleri, toplam işlem büyüklüğünün

yüzde 52’sini oluşturdu.

En büyük 10 işlemde TVF’nin doğrudan ya da dolaylı

olarak taraf olduğu işlemler ağırlıklı olarak yer

alırken, çok sayıda küçük tutarlı işlemin gerçekleşmesi

özellikle yeni girişimler açısından bir ekosistemin

oluştuğunun göstergesi olarak değerlendirildi.

İlhami Koç -EY Türkiye Strateji ve Kurumsal

Finansman Bölümü Ortağı

Yerli yatırımcılar işlem hacminde yabancıları

geride bıraktı

Rapora göre, 2020 yılındaki işlemlerden değeri

açıklanan 25 işlemle 3,1 milyar dolarlık kısmını, alıcı

tarafın yabancı sermaye kökenli olduğu işlemler

oluşturdu. Böylece, yabancı sermayeli işlemlerin işlem

adedi içindeki payı yüzde 31 ile genel eğilime uygun

olmasına rağmen işlem büyüklüğü içindeki payı

2020 yılında yüzde 45’e indi. Bu oran son 5 yıldaki en

düşük seviyeyi temsil ediyor. Yabancı yatırımcıların

coğrafi dağılımına bakıldığında, ilk sırada toplam iş-

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 49


lem hacmi içinde yüzde 31 pay alan ABD yer alırken,

bu ülkeyi Katar ve Lüksemburg takip ediyor.

Yabancı yatırımcıların işlem hacminin Covid-19

salgınına karşın artış gösterdiğine vurgu yapan EY

Türkiye Strateji ve Kurumsal Finansman Bölümü

Ortağı İlhami Koç, “Yabancı yatırımcıların Türkiye

odaklı gerçekleştirdikleri işlem hacminin 2020 yılında

3 milyar doların biraz üstünde olduğunu görüyoruz.

Bu rakam, geçen yıla oranla artış gösterirken

toplam büyüklük içerisinde yüzde 45 ile son 5 yılın

en düşük seviyesini temsil ediyor. Oranın düşmesindeki

ana etkenin, yabancı yatırımların azalmasından

çok, TVF bünyesinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle

yerli yatırımların artması olduğunu düşünüyoruz”

açıklamasında bulundu.

2020 yılında özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği

işlemlerin hem adedinde hem de hacminde

2019’a göre artış görüldü. Özel sermaye fonları,

2020 yılında 90 işleme imza atarak, değeri açıklanan

işlemlerle toplam 3,4 milyar dolar seviyesinde

hacim gerçekleştirmiş oldu. Bu yıl, toplam işlem

adedinin yüzde 48’ini oluşturan özel sermaye fonlarının

gerçekleştirdiği işlemler arasında değeri açıklanan

en yüksek hacimli işlem ise TVF’nin Turkcell’in

yüzde 26,20 hissesini 1,8 milyar dolar bedelle satın

alması oldu.

Raporda, geçen yıl salgın nedeniyle ertelenen işlemlerin gerçekleşmesine

bağlı olarak 2021 yılında şirket satın almaları ve birleşmelerinin işlem

hacmi olarak 10 milyar dolar seviyesinin üzerine çıkacağı tahmin ediliyor.

50 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


İşlem hacminin yüzde 54’ü bilişim

sektöründe

2019 yılında bilişim sektörünün işlem adedindeki

payı, 71 adetle yüzde 33 civarındaydı. İşlem

değeri açısından ise 232 milyon dolar işlem büyüklüğü

ve yüzde 8,5 payla ulaştırma, imalat, perakende,

finansal hizmetler ve kimya sektörlerinden

sonra altıncı sırada geliyordu. Bu yıl ise bilişim

sektörü birleşme ve satın alma işlemlerine hem

işlem adedi hem işlem hacmi açısından damgasını

vurdu. 2020 yılında gerçekleşen 209 işlemin yüzde

54’ünün bilişim sektöründen çıktığını ve işlem değeri

olarak da 2,1 milyar dolar ve yüzde 31 payla

telekom sektörü ile beraber zirvede yer aldığını

görüldü.

Raporda, bilişim sektörü alt sektörleri itibariyle

de değerlendiriliyor ve alt sektörler arasında oyun

sektörü ön plana çıkarılıyor. Bu alanda 9 adet işlemle

yaklaşık olarak 2 milyar dolarlık işlemin

gerçekleştiği belirtilirken, bu işlemler içerisinde

1,8 milyar dolar büyüklüğündeki Peak Games işleminin

bu hacmin büyük bir kısmını tek başına

oluşturduğu ifade ediliyor.

KAMUDA ENERJİ

TARAFINDA HAREKETLİLİK

OLACAK

Rapora göre, 2021 yılında da kamu kaynaklı işlemlerin

tüm birleşme ve satın alma işlemleri

içerisinde önemli bir paya sahip olacağı tahmin

ediliyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından

bazı enerji santralleri ve TDİ’ye ait bazı

limanların satışı da 2021 yılında gündemde

olacak. Bunun dışında TMSF’ye ait şirketlerin

satışlarının ve yap-işlet-devret yöntemiyle yatırıma

alınacak projelerinin ihalelerinin devam

edeceği de öngörülüyor. Ayrıca yaptığı büyük

işlemlerle 2020 yılında birleşme ve satın alma

piyasasına damgasını vuran Türkiye Varlık

Fonu kaynaklı işlemler de 2021 yılı için beklentiler

dahilinde.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 51


RAPOR

Enerji sektöründe birleşme ve işlem hacmi

1.1 milyar dolara ulaştı

PwC’nin “Türkiye Enerji Sektöründeki Birleşme ve Satın Almalar 2020” raporuna göre,

2020 yılında Türkiye enerji piyasasındaki 22 birleşme ve satın alma işleminin toplam

tahmini değeri 2019 yılına göre yüzde 83’lük artışla 1,1 milyar dolara ulaştı…

PwC Türkiye’nin, her yıl Türkiye enerji piyasasındaki

birleşme ve satın alma işlemlerini analiz ettiği

“Türkiye Enerji Sektöründeki Birleşme ve Satın Almalar

2020” raporu yayımlandı. Bu yıl 13’üncüsü

hazırlanan raporda, 2020 yılındaki birleşme ve satın

alma işlemleri ve 2021 yılında sektörü bekleyen gelişmelere

yer verildi. Rapora göre, 2020 yılında Türkiye

enerji piyasasındaki 22 birleşme ve satın alma

işleminin toplam tahmini değeri 2019 yılına göre

yüzde 83’lük artışla 1,1 milyar dolara ulaştı.

2019 yılındaki yoğun yabancı yatırımcı ilgisi, gelişmekte

olan ülke piyasalarında salgının getirdiği

artan seçiciliğin de etkisiyle 2020 yılında, toplam

tahmini işlem değerinin yüzde 3’üne kadar düştü.

Geçmiş yıllarda çok fazla rastlanmayan bir şekilde,

2020 yılında petrol ve doğal gaz piyasasındaki işlemlerinin

toplam tahmini değeri; elektrik üretim,

dağıtım, perakende ve doğal gaz dağıtım alt segmentlerinden

oluşan alt yapı sektöründeki işlemlerin

toplam tahmini değerini geride bıraktı. Petrol ve

doğal gaz tarafında, çoğu akaryakıt ve LPG dağıtım

alanında gerçekleşen işlemlerin tahmini toplam

değeri 600 milyon doları oldu. OYAK tarafından gerçekleştirilen

üç satın alma, salgın nedeniyle içinde

bulunulan finansal ve operasyonel zorlukların daha

da arttığı akaryakıt ve LPG dağıtım piyasalarında

yeni bir konsolidasyon dalgasının habercisi olarak

yorumlandı.

52 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Engin Alioğlu

PwC Türkiye Şirket Satın Alma ve

Birleşme Hizmetleri Ortağı

Yenilenebilir enerjiye olan ilgi artacak

PwC Türkiye Şirket Satın Alma ve Birleşme Hizmetleri

Ortağı Engin Alioğlu, “2020 yılında alt yapı

sektöründe halka duyurulan 16 birleşme ve satın

alma işleminin tahmini toplam değeri 2019 yılına

göre yüzde 17 düşüşle 500 milyon dolarda kaldı. Bu

sektördeki birleşme ve satın alma işlemlerinin çoğu

yenilenebilir enerji alanında, diğerleri de termal

enerji üretimi ve gaz dağıtımı segmentlerinde gerçekleşti.

Özellikle yenilenebilir enerji tarafında, 2030

yılı sonuna kadar YEKDEM’den ABD doları cinsinden

yararlanmaya devam edecek olan varlıklara olan ilgi

beklenenin altında kaldı. Bu durumun, salgından önce

de mevcut olan olumsuz makroekonomik koşullar ve

salgın sebebiyle zayıflayan genel yatırım ikliminden

kaynaklandığını düşünüyoruz” yorumunu yaptı.

Alioğlu, bu süreçte, pandemi sonrasında ortaya

çıkacak yeni piyasa koşullarına uyum sağlayabilmek

ve global uygulamalarda ortaya çıkan yenilik

ve fırsatlardan gerektiği gibi faydalanabilmek için

paydaşların halihazırda birbirleriyle çok yoğun iş

birliğine ihtiyaçları olduğunu belirtrek “Kamu otoritelerinin

bu toparlanma ve geçiş döneminin başarısına

katkısı, düzenledikleri piyasaları yakın gelecekte

ortaya çıkabilecek yeni krizlere karşı korumak

için geliştirecekleri daha çok etki analizine dayalı,

daha proaktif, daha bütüncül ve daha etkin yaklaşımlarla

olacak” değerlendirmesini yaptı.

Raporda, 2021 yılında birleşme ve satın alma işlemlerini

tetikleyebilecek unsurlar; enerji şirketlerinin

döviz cinsi borçlarının yeniden yapılandırılması,

YEKDEM ile ilgili 2030 sonrası uygulamalarının netlik

kazanması, Türk bankalarının Yenilenebilir Enerji

Tedarik Anlaşmalarını proje finansmanı kapsamında

değerlendirmeye sıcak bakması, akaryakıt ve LPG

dağıtım piyasasında başlayan konsolidasyonun hız

kazanması ve spot doğal gaz piyasasının gelişimi

olarak sıralandı.

"Çoğu akaryakıt ve

LPG dağıtım alanında

gerçekleşen işlemlerin

tahmini değeri 600 milyon

doları buldu"

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 53


İNOVASYON

Esen Erkan

Yatağan Termik Santrali, ABB

teknolojisiyle daha çevreci ve

verimli çalışacak

Yatağan Termik Santrali; verimliliği artırmak, talebe göre daha esnek enerji üretimi

sağlamak ve talep düştüğünde üretimi azaltmak için ABB’nin otomasyon teknolojisini

kullanacak. ABB’nin teknolojisi, Avrupa çevre düzenlemelerine ve primer frekans kontrolü

yönetmeliğine uygunluğun sağlanmasının yanı sıra gelecekte santrali ileri analiz veya

endüstriyel yapay zeka gibi diğer dijitalleştirme çözümlerine de entegre edecek…

54 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Türkiye’nin güneybatı kesimindeki evlerin ve işyerlerinin

enerji talebine 630 MW enerji üretim kapasitesiyle

önemli katkı sağlayan Muğla’da bulunan

Yatağan Termik Santrali’nin entegre kontrol, siber

güvenlik ve otomasyon teknolojisi hizmetlerinin ABB

tarafından sağlanacağı bildirildi.

Santral, verimde ciddi gelişmeler elde etmek, talebe

göre daha esnek enerji üretimi sağlamak ve de

talep düştüğünde üretimi azaltmak adına ABB’nin

otomasyon teknolojisinden faydalanacak. Başlamış

olan modernizasyon projesinde santral ve türbin

kontrolü için yeni dağıtılmış kontrol sistemi (DCS)

ABB Ability System 800xA kullanılacak. ABB aynı

zamanda IEC61850 protokolü kapsamında elektriksel

entegrasyon çözümleri ve yüksek hızlı bara aktarma

sistemi de sağlayacak.

ABB’nin teknolojisi, Avrupa çevre düzenlemelerine

ve primer frekans kontrolü (PFC) yönetmeliğine

uygunluğun sağlanmasında da yardımcı olacak. Dahili

veri bağlantısı sayesinde santralin sistemleri, gelecekte

ileri analiz veya endüstriyel yapay zeka gibi

diğer dijitalleştirme çözümlerini değişikliklerden etkilenmeyerek,

sorunsuz bir şekilde entegre edebilecek.

Bununla birlikte ABB Cyber Security Workplace

de Türkiye’nin enerji altyapısı için kritik santraller

açısından özellikle önemli olan mevcut siber güvenlik

imkanlarını güçlendirecek. ABB aynı zamanda, üç

yıllık bakım sözleşmesiyle santral performansı ve

bakımı konusunda da destek sağlayacak.

“Santrali daha verimli hale getirecek”

Yatağan Termik Santrali Genel Müdürü Korhan

Tiryaki, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Enerji sanayisinin

öncü DCS tedarikçilerinden biri olan ABB,

bu santrali daha verimli hale getirme, çevreye etkisini

azaltma ve mevzuata uygunluğunu sağlama

açısından bizi destekleyebilecek bir kuruluş. Elde

edeceğimiz faydaların sürekli, etkili ve uzun ömürlü

olmasını sağlamak adına santral performansında,

bakımında ve tamamlayıcı bakımında da destek almak

adına ABB’nin uzmanlığına güveniyoruz” dedi.

ABB Türkiye Enerji Endüstrileri Bölüm Yöneticisi

Barış Ünver ise şunları söyledi: Otomasyon ve kontrol

teknolojilerimiz, enerji üreticilerinin düşük karbonlu

enerji üretim yolculuklarında onlara yardımcı oluyor.

Daha az yakıtla daha fazla enerji elde ederek ciddi verim

sağlarken bir yandan da mevcut ve eski kömür

santrallerinin çevre üzerindeki etkilerini azaltmak,

müşterilerimizin operasyonlarının etkisini azaltmada

sunduğumuz katkının önemli bir kısmını oluşturuyor.

Siber güvenlik riskinin böylesine arttığı bir dönemde

her santral için kritik öneme sahip olduğundan, Türkiye’deki

bu santralin siber güvenlik imkanlarının güçlendirilmesine

de yardımcı oluyoruz.”

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 55


Yapay zeka teknolojileri

üretimde kalite ve

verimliliği artırıyor

Türkiye’deki sanayiciler ve alt yapı projeleri için

iddialı bir çözüm ortağı olduğu dijital dönüşüm alanında

önemli yatırımlar ve çalışmalar hayata geçiren

Mitsubishi Electric, TMMOB Elektrik Mühendisleri

Odası (EMO) iş birliğiyle online olarak düzenlediği etkinlikle

sanayide dijitalleşme ve yapay zeka alanındaki

güncel teknolojiler hakkında bilgiler paylaştı.

Mitsubishi Electric’in sanayinin yeni bir boyut

kazanmasına olanak sağlayan ve Sanayi 4.0’a yanıt

veren dijital fabrika konsepti e-F@ctory ile ilgili

bilgiler veren Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon

Sistemleri Ürün Yönetimi ve Pazarlama Birim Müdürü

Tolga Bizel, şu bilgileri aktardı: Mitsubishi Electric

olarak fabrikaların üretim, bakım, IT ve yönetim

kısımlarını birbirleriyle anlaşabilir hale getirerek

takım olmalarını sağlıyor ve sonuçta her birinin ihtiyaçlarına

uygun raporlar üretiyoruz. Üretim hattındaki

tüm makine ve sistemlerin internet üzerinden

haberleşmesini sağlayan e-F@ctory altyapımız, fabrikadaki

yöneticilerin sisteme ve raporlara uzaktan

erişmesine imkân tanıyarak 7/24 kontrol fırsatı sunuyor.

Üretimde çok yüksek hız, maliyet tasarrufu,

kalite ve verimlilik artışı sağlayan e-F@ctory, sanayicilere

küresel rekabette bir adım önde olmanın

yolunu açıyor.”

56 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


MAISART TEKNOLOJISI

FABRIKALARDA VERIMLILIĞI

ARTIRIYOR

Mitsubishi Electiric’in yapay zeka teknolojisini

kullanarak üretim hattı yerleşim planları ve malzeme

akışlarının daha verimli bir şekilde tasarlanmasına

ve üretkenliğin doğru bir şekilde tahmin

edilmesine yönelik geliştirdiği teknolojiyle ilgili

detaylı bilgiler veren Bizel, “İnsan ve robotların iş

birliğiyle çalıştığı bir yaklaşım benimsiyoruz. Bu

nedenle hem robotların hem de çalışma ortamının

yapay zekayla desteklendiği bütüncül bir sistem sunuyoruz.

100 yıllık tecrübemizle, şirketlerin yapay

zekadan maksimum fayda elde etmelerini sağlamak

amacıyla tescilli AI markamız MAISART teknolojisini

kullanıyoruz. ‘Mitsubishi Electric’s AI creates the

State-of-the-ART in technology’ (Mitsubishi Electric’in

AI’sı ile en yeni teknoloji) ifadesinin kısaltması

olan MAISART ile yapay zeka tabanlı fabrikalarda ve

tesislerde ekipman duruş süresi azalırken verimliliğin

artırılması sağlanıyor. Makine öğrenmesi algoritmasını

kullanan bu teknoloji, sensör verilerini

analiz ettikten sonra farklı operasyonel durumlar

arasında üretim makinesi geçişine ilişkin bir model

oluşturuyor. Bu sayede fabrika ve tesislerde verimliliği

artırmak üzere makinelerdeki beklenmedik durumları

işaret eden makine anormalliklerinin hızlı

ve doğru bir şekilde tespit edilmesi sağlanıyor” dedi.

DERIN ÖĞRENMEYI ÇOK

ÇEŞITLI CIHAZLARDA

UYGULAYARAK AI

POTANSIYELINI GENIŞLETIYOR

Mitsubishi Electric’in tescilli yapay zeka algoritması

MAISART’ın güçlü yönlerini anlatan Tolga Bizel,

makine öğrenimi için kullandıkları derin öğrenme,

pekiştirmeli öğrenme ve büyük veri metotlarına değinerek

algoritmanın çalışma prensipleri hakkında

şu bilgileri paylaştı: “Fabrika otomasyonunu, otomobilleri

ve diğer ekipmanları derin öğrenme yöntemiyle

donatmak zor olabilir. Küçük cihazlara yüksek

performanslı bilgi işlem cihazları ve yüksek kapasiteli

bellek eklemek de kolay olmuyor. Bu noktada

Mitsubishi Electric olarak, yüksek düzeyde çıkarım

doğruluğunu korurken hesaplama miktarını büyük

ölçüde azaltan MAISART teknolojisini kullanıyoruz.

Bir sinir ağının girdi ve çıktı katmanları, birbirine

tıpkı ağaç dallarının yayılması gibi karmaşık şekillerle

bağlanıyor. Verileri bu şekilde işlemek çok büyük

miktarda hesaplama gerektiriyor. Uzun yıllara

dayanan makine bilgimizden yararlanarak daha az

gerekli olan ‘dalları keserek’ hesaplama miktarını

sadece 1/30 ile 1/100’ü olacak kadar başarılı bir

şekilde sıkıştırdık. Bu gelişim, derin öğrenmeyi çok

çeşitli cihazlarda uygulamayı mümkün kılarak AI potansiyelini

daha da genişletiyor.”

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 57


Barış Sanlı

Bilkent Enerji Politikaları Araştırma

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.

Avrupa, iklim değişikliğine

çözümde öncü olabilir mi?

Daha fazla kural, daha fazla strateji planı, daha fazla taahhüt, Avrupa Birliği politikalarının bir parçası. O

kadar çok kural, strateji, rapor yayınlıyor ki bazen bir yönetim biriminden çok, bir yayınevi izlenimi veriyor.

Belki de yenilik ve özellikle yıkıcı yenilik, teknokratik bir devletle olmayacak. İnovasyon, girişimci bir

varlığın sonucudur ve bu devlet de olabilir…

Avrupa, dünyayı daha iyi veya daha kötü hale dönüştürebilir.

İklim değişikliği ve tüketici hakları ise

bu dönüşüm alanlarından biri olabilir. Öte yandan

mevcut koşullarda Avrupa’nın iklim çalışmalarına

liderlik edip edemeyeceğini bilemiyoruz. Konuyla

ilgili çok fazla tanıtım ve yayın olmasına rağmen somut

eylemlerini göremiyoruz. Bazı pozitif adımlar ve

çözümler var, ancak dünyanın enerji dönüşümünde

ihtiyaç duyduğu temel adımlar, hala çok yavaş ilerliyor.

Avrupa ithalat ve ihracatta etkisini gün geçtikçe

arttıran büyük bir pazara sahip. Ama aynı zamanda

teknokratik bir kale. Daha fazla kural, daha fazla

strateji planı, daha fazla taahhüt AB politikalarının

bir parçası. O kadar çok kural, strateji, rapor yayınlıyor

ki bazen bir yönetim biriminden çok, bir yayı-

58 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


nevi izlenimi veriyor. Dünyaya bir bütün olarak baktığınızda,

Avrupa’nın temiz enerji teknolojilerindeki

çabaları ve sıralamasının eşzamanlı olmadığını görüyoruz.

Büyük temiz enerji şirketleri, söylememde

bir sakınca yoksa, tüm büyüklüğünü AB sübvansiyonlarına

borçlu. Bir tanesi bile dünyanın bildiği yenilikçi

bir teknolojiye sahip değil. Bilançolar ve yenilik

kapasiteleri eşleşmiyor.

Son zamanlarda, hidrojen stratejisi de Avrupa

düzenlemeleriyle hız kazandı. İlk olarak, sadece

yeşil hidrojen sözü verdiler ve ardından mavi hidrojenle

iddialı bir hidrojen stratejisi yayınladılar. İlginç

olan, 2000’li yıllarda AB’nin hidrojenle ilgili stratejilerine

hiçbir referans yoktu. Yani eski stratejiler

neydi, neden olmadı, yeni yayınlarda yok. Bosch gibi,

Alman otomobil parçaları ve üreticileri de hidrojene

pek sıcak değil. Alman devlet bakanı, hidrojenin konut

ısıtmasının bir parçası olacağını düşünmüyor.

Öyleyse iddialı bir hidrojen stratejisine sahip olmanın

anlamı nedir? Basit bir hidrojen stratejisi bu işi

yapabilir.

Tesla’nın basit “gizli stratejisi” tüm

teknokratik tasarımların en iyisi

AB ile ABD’yi karşılaştırmak sadece basitlik olacaktır

ki zaten en yaygın karşılaştırma şekillerinden

biridir. Enerji dönüşümlerinde önemli olan coğrafyalar

değildir. Yayınlanan belgelerin hacmi de başarıyı

garanti etmez. Rasyonellik önemlidir, tıpkı Tesla gibi.

Tesla’nın yayınladığı “gizli strateji” basittir. “Üst pazardaki

primi hedefle, araba üret, kar elde ettikçe bir

alt segmente sonra pazarın daha yaygın kesimlerine

doğru ilerledikçe.” Bu, diğer tüm teknokratik tasarımlardan

çok daha iyi bir strateji olduğunu sanırım

ispatladı.

Lityum iyon piller ve hibrit arabalar, ABD petrol

şirketleri tarafından yapılan Ar-Ge çalışmalarının sonucu.

Petrol krizinin yarattığı şok, petrol şirketlerini

buluşlara itti. Ancak Carter yönetimi, sentetik yakıtların

çok daha iyi bir seçenek olduğunu düşünüyordu.

Yıllarca bu, “bariz çözüm” oldu. Daha yüksek

bütçe tahsisine rağmen, bu politika işe yaramadı.

Uzun vadede, devletin planları başarısız oldu, ancak

petrol şirketlerinin icatları yolu açtı.

“TEKNOKRATİK DEVLETTEN

İNOVASYONA GEÇMELİYİZ”

Dünya şimdiye kadar daha fazla hırs, kural ve stratejilerle

herhangi bir krizden çıkmadı. Yaratıcılık

anahtar çözüm olmuştur. İnovasyon hayatımızın

bir parçası olmalı, bu devletler için de geçerlidir.

Böylece hepimiz çözüm arayabiliriz. Enerji geçişine

yönelik üst düzey tasarım sanıldığı kadar işe yaramıyor

ve sadece lobicilik şirketlerini beğenilerine

göre finansman oluşturmaya hizmet ediyor. Emisyonlar

azalmıyor. Yıkıcı teknolojiler geç kaldı. Teknokratik

bir devletten tüm organları ile inovasyona

açık bir yapıya geçmeliyiz.

AB, giderek bir lobi ağına dönüşüyor

Belki de yenilik ve özellikle yıkıcı yenilik, teknokratik

bir devletin sonucu değildir. İnovasyon, girişimci

bir varlığın sonucudur ve bu devlet de olabilir.

Tıpkı dünyanın iklim krizleriyle başa çıkmak için

daha fazla inovasyona ihtiyacı olduğu gibi… Fakat

AB de girişimci bir yapı değil. Daha da kötüsü, başka

bir lobi ağına dönüşüyor. El yapımı Avrupa elektrolizörlerinin

hidrojen üretme maliyetini düşürebileceğini

düşünüyor musunuz? Asla! Bu bakış açısı, Çinli

üreticilerin Avrupa’daki konumunu daha da güçlendirecek

ancak Avrupa teknoloji tabanını güçlendirmeyecek.

Avrupa, enerji dönüşümü projeleri için ölçek

oluşturabilir. Halihazırdaki yüksek fiyatlar bunu destekleyebilir.

Ancak Avrupa’daki teknoloji tabanı iyi

olsa da enerji dönüşümü için bir bonus değil. Asıl

problem ve en önemlisi, Avrupalı ​şirketlerin enerji

dönüşümüne gerçekten inanmaması. Liderler, bu

şirketleri yeterince zorlamıyor. Sonuç olarak yıkıcı

teknoloji ekosistemleri yerine çok sayıda iddialı hedef

konuşuyoruz. Ve Paris’le uyumlu sadece 2 ülke

var: Gambiya ve Fas.

Bu hikayeden çıkardığım ders, bu tip sorunları

basitleştirerek yola çıkmaktır. Basit, progresif yalın

bir stratejiyle başlamak, daha fazla özel sektör

Ar-Ge’sini desteklemek, yıkıcı teknoloji adayları için

özel bir fon, daha az kural, daha az teknokrasi, daha

fazla pilot proje kum havuzu (sand boxing- yani inovatif

projelere deneme alanları bırakmak), daha az

hırs ama daha sık eylem oluşturmak enerji dönüşümü

için kilit rol oynayacaktır.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 59


Selin Kumbaracı

Armin Laschet ve

iklim değişikliği

Alman Hıristiyan Demokrat Birliği Başkanlığına Armin Laschet’in seçilmesi,

Almanya’daki iklim politikalarının geleceğine dair kaygıları artırdı. Her ne kadar

Laschet’in Merkel’in ‘sıkı bir takipçisi’ olduğu söylense de ülkenin özellikle

kömürden elektrik üretiminde çıkış kararında sapmalar olacağına dair işaretler var...

Yaklaşık üç hafta önce, Alman Hıristiyan Demokrat

Birliği (CDU), Angela Merkel’in 2018’de CDU liderliğinden

ayrılmaya karar vermesinin ardından Merkel’in

yerine gelen Annegret Kramp-Karrenbaur’un

koltuğuna Armin Laschet’i seçti. Kramp-Karrenbaur,

parti içinde yetkisini tesis etmekte karşılaştığı güçlükler

sonrasında Şubat 2020’de istifa etmiş olsa da

pandemiden dolayı yerine geçecek kişiyi belirlemek

için olan seçim ertelenmek zorunda kalmıştı.

Uzun zamandır Merkel’in sadık destekçisi olan

Armin Laschet’in seçilmesinin, Almanya’nın iklim

ve enerji politikası açısından ilerleyebileceği yöne

dair bazı etkileri var. Laschet, esasen Merkel’in ve

politikalarının devamı niteliğinde hareket edeceğini,

“Angela Merkel ile bir kopuşu değil, sürekliliği seçmemiz

benim için önemli” diyerek vurguladı ve Merkel’in

16 yıllık şansölyeliğinin Almanya için olumlu

gelişmeler getirdiğini ve bu tür politikaların sürdürülmesi

gerektiğinin altını çizdi.

Laschet, şansölye olarak değil; sadece CDU’nun

lideri olarak seçilmiş olsa da şansölye rolü için güçlü

bir konumda. Laschet’in baş rakibi, CDU’nun Bavyera’daki

kardeş partisi Hiristiyan Sosyal Birliği’nden

(CSU) Bavyera Başbakanı olan Markus Söder olarak

görülebilir. Söder’in kendisini ekolojik yönelimli

bir muhafazakar olarak tasvir ettiği ve bu noktada

Almanya’nın en büyük ikinci partisi olan Yeşiller ile

koalisyon oluşturmaya çalıştığı belirtilmelidir. Böyle

60 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Laschet’in sert iklim politikalarının, daha yüksek elektrik fiyatları ve daha katı düzenlemelerle,

endüstriyi uzaklaştırdığına dair görüşünün, Merkel’in iklim konusunda kararlı bir şekilde harekete

geçmenin uzun vadede ekonomik istikrar sağladığı yönündeki tutumundan ayrıştığı iddia ediliyor…

bir koalisyon CDU/CSU ve Yeşiller’e, neredeyse

yüzde 60’lık bir çoğunluk sağlar.

Bir kömür madencisinin oğlu olarak…

Laschet, şansölye pozisyonu için bu yarıştan galip

çıktığı bir senaryoda, büyük ihtimalle Söder’in

ilerletmeye çalıştığı aynı yeşil politikalar için zorlamayacaktır.

Laschet (yine Merkel tarafından kurulan

pozisyondan sapmayan bir şekilde) Almanya’nın

hidrojene dayalı bir ekonomiye geçiş planının güçlü

bir destekçisi olmasına rağmen yine de kendisinin

oldukça endüstri yanlısı olduğuna dair bir ünü var.

Bu, özellikle Laschet’in Almanya’nın kömürden çıkışındaki

rolüyle ilgili bir durumdur.

Laschet, iklim değişikliğine karşı harekete geçmenin

ihtiyacını yönünde beyanda bulunsa da iklim

vergileri ve kuralları gibi iklim politikalarının ekonomiye

zarar vermemesi için bir denge sağlamanın

önemini de vurguluyor. Kişisel geçmişi de bu konuda

önem arz ediyor: Kömüre bağımlı bir eyaletten gelen

bir kömür madencisinin oğlu olarak, Almanya’nın

kömürü elektrik üretiminden tamamen çıkarmış olmayı

planladığı tarihi 2038’e ertelemesinde kayda

değer bir rol oynadı.

Bu aşamalı kömürden çıkış planı, bu çıkıştan etkilenen

madenlerin ve kamu hizmetlerinin kaybedilen

üretimleri için tazmin edilmelerini öngörüyor. Genel

olarak, tazminat ödemeleri için yaklaşık 40 milyar

Euro tahsis edilmiş olup, özellikle linyit madenleri

ve kömürle çalışan elektrik santrallerine ev sahipliği

yapan dört eyalet hedef alındı: Brandenburg, Saksonya,

Saksonya-Anhalt ve Kuzey Ren-Vestfalya.

Laschet ile Merkel karşı karşıya gelebilir

Almanya’nın en büyük kömür madeni eyaleti

olan Kuzey Ren-Vestfalya’nın eski eyalet başbakanı

olarak Laschet’in bu tür müzakerelerde önemli bir

rol oynamış olması şaşırtıcı değil. Aslında, bu politikanın

yükünün çoğunun Kuzey Ren-Vestfalya üzerinde

olmasına karşın Laschet kömürden çıkış planını

desteklediğini bile ifade etti. Bununla birlikte,

dile getirdiği destekten ayrı olarak, bu tür kömür

santrallerinin sahiplerinin alacağı tazminat söz konusu

olduğunda da oldukça endüstri dostu bir pozisyon

aldı.

Laschet, esas olarak Merkel’in politikalarının bir

devamı olarak görülebilirken, bazıları iklim değişikliğine

karşı harekete geçmek söz konusu olduğunda

farklılaştıklarını iddia ediyor. Laschet’in sert iklim

politikalarının, daha yüksek elektrik fiyatları ve daha

katı düzenlemelerle, endüstriyi uzaklaştırdığına dair

görüşünün, Merkel’in iklim konusunda kararlı bir

şekilde harekete geçmenin uzun vadede ekonomik

istikrar sağladığı yönündeki tutumundan ayrıştığı

iddia ediliyor.

Alman Yeşiller Milletvekili Franziska Brantner’ın

ifade ettiği gibi, “Laschet, Kuzey Ren Vestfalya’daki

iklim ve kömür politikası konusundaki rotasını federal

hükümete taşırsa, Almanya’da iklimin korunması

açısından işler kötü gidecektir.” Yeşiller, CDU/

CSU’nun en olası koalisyon ortağı gibi göründüğü

için Brantner’ın ifade ettiği bu kaygı özellikle önemli;

eğer Laschet mevcut konumunu sürdürürse, bu koalisyonu

kurmak pek kolay olmayabilir.

MERKEL’İN GÖREVİ BIRAKMASI

AB’DE LİDERLİK BOŞLUĞU

YARATABİLİR

Laschet’in ulusal sahnede ne kadar iyi performans

göstereceğini siyasi başarısının erken göstergeleri

olarak Baden-Württemberg ve Rhineland-Palatine’de

yapılacak seçimlerle birlikte göreceğiz. Aynı

şekilde, Markus Söder gibi daha ‘yeşil’ bir muhafazakarın,

şansölye için ortak CDU/CSU adayı olarak

Laschet’nin yerini alıp almayacağı da zamanla daha

açık hale gelecek gibi görünüyor.

Yine de bir şey daha kesin: Şansölye olarak kim seçilecek

olursa olsun, Merkel’in bu görevden ayrılması

AB düzeyinde en azından şu anda doldurulması zor

bir liderlik boşluğu yaratıyor. Bu sebeple, Merkel’in

AB’ye uzun zamandır sağladığı siyasi liderliğin ve

‘yön göstericiliğin’ kaybı, tasarısında önemli rol oynadığı

zor uzlaşmaların (AB emisyon azaltma hedeflerinin

yükseltilmesi gibi), başarılı devam etmelerini

oldukça olumsuz etkileyebilir.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 61


Can Arıhan

Elektrikli kamyon

sektöründeki hızlı büyüme

Dünya, yakın zamanda elektrikli kamyon pazarında ciddi bir rekabeti yaşayacak. Çin’in liderliğini

yaptığı bu pazarda Avrupalı ve ABD’li şirketler de varlığını artırmaya çalışıyor. Uzmanlar akü

fiyatlarının düşmesiyle elektrikli kamyon fiyatlarının da rekabetçi bir seviyeye geleceğini belirtiyor.

Türkiye ise henüz bu konuda bir adım atmış değil!

Tüm dünyada oldukça fazla sayıda elektrikli

ve hibrit otomobil çoktan yollara çıkmışken, elektrikli

kamyonlar1 ve kamyonların yaptığı salınımları

önemli ölçüde azaltabilen temiz teknolojiler, bu gelişmeleri

arkadan takip ediyordu. Ancak bu durum

yakında değişecek gibi gözüküyor.

Çok sayıda devlet, en yaygın teknolojisi içten yanmalı

motorla olan kamyon sektörünü daha çevreci

bir görünüme kazandırmak için çeşitli düzenlemeler

yapıyor ve teşvikler sağlıyor. Clean Energy Wire

1 Bu makalede “elektrikli kamyon” terimi, içten yanmalı

motoru kullanmayan her tür çevre dostu kamyon anlamında

kullanılmıştır.

sitesinde yer alan bir makaleye2 göre, Avrupa Birliği

trafiğe yeni çıkacak kamyonlarda 2025’ten itibaren

yüzde 15 ve 2030’dan itibaren yüzde 30 daha düşük

emisyona sahip teknolojilerin kullanılmasını şart koşacak.

Elektrikli kamyon pazarının yüzde 95’ine sahip

olan Çin, (Forbes verileri3) bu alanda uzun süre-

2 Jan, Sören Amelang, 25 Nov 2020, and 17 Dec 2020.

“Climate Targets Force Trucks into Race to Clean up

Transport.” Clean Energy Wire, January 15, 2021. https://

www.cleanenergywire.org/news/climate-targets-force-trucks-race-clean-transport.

3 Environmental Defense Fund. “Clean Trucks Can Deliver

62 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


TÜRKİYE’DEN HENÜZ BİR ÜRETİM

HABERİ GELMEDİ

Bogota, Çin'den aldığı elektrikli

otobüsleri kullanıma sundu

Türkiye, elektrikli kamyon üretiminde henüz önemli

adımlar atmadı. Görünüşe göre, Türk şirketleri, en

azından bir süreliğine bu araçları yabancı firmalardan

satın alma yolunu seçecek. Örneğin Utikad sitesinde

yer alan bir habere1 göre, Türkiye’nin önde gelen

firmalarından Borusan Lojistik çoktan Tesla’nın

Semi kamyonunu sipariş etmiş bulunuyor.

Özetle, elektrikli kamyon endüstrisinin önemli bir

pazar olarak ortaya çıktığı ve birçok firmanın bu pazara

girmeye istekli olduğu görülüyor. İçten yanmalı

motorlu kamyonların düşük (hatta sıfır) emisyonlu

araçlara dönüştürülmesi, zararlı gazların salınımının

önüne geçmek açısından oldukça faydalı olacak, ancak

yine de firmalar ve hükümetler bu konuda hızlı

ve kararlı adımlar atmazsa bu sürecin tamamlanması

daha uzun yıllar sürecek gibi görünüyor.

1 Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri

Derneği, March 26, 2018. https://www.utikad.org.tr/Detay/Sektor-Haberleri/21018/borusan-lojistik-ten-tesla-ya-elektrikli-tir-siparisi.

dir ciddi yatırımlar yapmış durumda. Clean Energy

Wire rakamları, Çin’in ağır araç endüstrisini dönüştürmede

ne kadar kararlı olduğunu kanıtlıyor:

Çin’in yaklaşık 400 bin elektrikli otobüsüne karşılık

tüm Avrupa’da sadece 4 bine yakın elektrikli otobüs

mevcut. Diğer ülkeler de çabalarını yavaş yavaş

hızlandırıyor. Örneğin, Çinli bir firma olan BYD, Kolombiya’nın

başkenti Bogota’ya binden fazla elektrikli

otobüs tedarik etmek için yakın zamanda bir

anlaşma imzaladı.

Akü fiyatlarındaki düşüş elektrikli kamyona

ilgiyi artıracak

Aslında elektrikli kamyon endüstrisinin geleceği

devlet teşvikleri hiç sunulmasa da parlak gözüküyor.

Zira çevre dostu kamyonların satın alma fiyatı içten

yanmalı motorlu kamyonlardan daha yüksek olsa

da, elektrikli kamyonlar uzun vadede daha az maliyetli.

Yakıt tasarrufu ve çok daha düşük bakım mali-

Biden’s Goals For Climate, Jobs, and Equity.” Forbes. Forbes

Magazine, January 15, 2021. https://www.forbes.com/sites/

edfenergyexchange/2021/01/15/clean-trucks-can-deli-

ver-bidens-goals-for-climate-jobs-and-equity/?sh=7b1c-

4d6f7b0c.

yetleri, elektrikli kamyonları giderek daha rekabetçi

hale getiriyor. Clean Technica sitesinde yayımlanmış

bir makaleye4 göre, temiz kamyonların alım fiyatlarının

yüksek olmasının ana nedeni olan yüksek akü

maliyetleri hızla düşüyor. Akü maliyetlerinde son 10

yılda yaşanan yüzde 89’luk olağanüstü düşüş, elektrikli

kamyonların gelecekte daha da uygun fiyatlı

hale geleceğine işaret ediyor.

Hızla büyüyen elektrikli kamyon piyasasında yer

almak için hem geleneksel oyuncular hem de yeni

kurulan start-up’lar rekabet halinde. Örneğin, Clean

Energy Wire sitesine konuşan, Volkswagen’in İsveçli

alt firması Scania’nın CEO’su şunları söylüyor: Birkaç

yıl içinde, sürücüler için zorunlu 45 dakikalık

dinlenme sürelerinde gerçekleştirilecek hızlı şarj

için tasarlanmış elektrikli kamyonları da piyasaya

süreceğiz.

Elektrikli araç sektörünün başat oyuncularından

olan Tesla’nın, Semi isimli yeni elektrikli kamyonu,

bu sektörün yaygın kullanılan modellerinden olmaya

4 “Advanced Clean Trucks (ACT) Rule Archives.”

CleanTechnica, December 30, 1969. https://cleantechnica.

com/tag/advanced-clean-trucks-act-rule/.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 63


Clean Energy Wire

sitesine konuşan,

Volkswagen’in İsveçli

alt firması Scania’nın

CEO’su şunları

söylüyor: Birkaç yıl

içinde, sürücüler için

zorunlu 45 dakikalık

dinlenme sürelerinde

gerçekleştirilecek hızlı

şarj için tasarlanmış

elektrikli kamyonları

da piyasaya süreceğiz.

aday. Pepsi, Walmart ve UPS bu yeni Tesla modelinin

ön siparişini çoktan verdi. General Motors da elektrikli

kamyon pazarına girmeye hazırlanıyor ve ilk

müşterisi olan FedEx ile anlaşmayı imzaladı. Benzer

şekilde Amazon, filosunu, 2009 yılında kurulan bir

start-up olan Rivian’dan alacağı 100 bin elektrikli

kamyonetle genişletmeye hazırlanıyor. Amerikan

e-ticaret devi, Avrupa filosunu güçlendirmek için ise

Mercedes Benz ile 1.800 adet elektrikli kamyonetin

alımı için anlaşmaya vardı.

Sera gazı salımındaki payları sadece yüzde 6

Elektrikli kamyonların piyasada yer almaya başlaması

elbette memnuniyet verici. Bununla birlikte,

geleneksel olarak çok yüksek CO2 salınımına sahip

bir endüstriyi yapısal olarak dönüştürmek için hala

önümüzde oldukça uzun bir yol var. Elektrikli kamyonlarda

kaydedilen gelişmelere rağmen kamyonlar

ve otobüsler hala Avrupa Birliği’nin toplam sera

gazı salınımının yüzde altısına sebep oluyor. Clean

Energy Wire, Avrupa Birliği’ndeki kamyon filolarının

dönüşümünün çok süratli gerçekleşemeyeceğini ve

yaklaşık 13 yıl sürebileceğini tahmin ediyor (Almanya’da

10 yıl ve AB’nin en büyük kamyon filosuna sahip

olan Polonya’da 22 yıl).

Amerika Birleşik Devletleri’nde 13 milyon kamyon

ve otobüsü çevre dostu araçlara dönüştürmek

için birçok firma halen rekabet halinde ancak tüm

Amerikan kamyonlarının çevre dostu olabilmesi

için atılması gereken çokça adım var. Forbes’a göre

Amerika Birleşik Devletleri’nde önümüzdeki yıllarda

hayata geçirilebilecek, sıfır emisyonlu kamyonların

üretilmesini sağlayacak 120’den fazla

proje var. Yine de ABD, en azından şimdilik, pazardaki

baskın ülke olan Çin ile rekabet edebilmekten

çok uzak. BYD (GreenBiz verilerine5 göre dünyanın

en büyük elektrikli araç üreticisi) başta olmak

üzere birçok Çinli şirket, dünya elektrikli kamyon

üretimine öncülük ediyor. Fakat elektrikli kamyon

piyasası hızlı değişimlere açık bir piyasa olduğundan

birkaç sene sonra durumun nasıl olacağını

kestirmek oldukça zor.

5 Downing, Shane. “8 Electric Truck and Van Companies

to Watch in 2020.” Greenbiz. Accessed February 7,

2021. https://www.greenbiz.com/article/8-electric-truck-and-van-companies-watch-2020.

64 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Yerel, Ulusal ve Küresel

Yeşil Düzen için...

IRENEC 2021

11. ULUSLARARASI

%100 YEN‹LENEB‹L‹R

ENERJ‹ KONFERANSI

20-22 MAYIS 2021

Yenilenebilir Enerji topluluğu, yeşil ve

sürdürülebilir bir gelecek vizyonuyla hızla

büyüyor ve gelişiyor. EUROSOLAR Türkiye’nin

rolü, bu hareketi desteklemek, en iyi

uygulamaları paylaşmak için ve bölgesel,

ulusal, küresel düzeylerde etkinleştirici

politikaları teşvik etmek için bir platform

sağlamaktır.

11. Uluslararası %100 Yenilenebilir Enerji

Konferansı, yarın hayatımızı etkileyebilecek

yeni teknolojileri ve yenilikleri teşvik etmek

için küresel yenilenebilir enerji trendleri

etrafında konferans konularını yeniden

düzenledi. Yenilenebilir Enerji Entegrasyonu,

Avrupa Yeşil Düzeni, Enerji Dönüşümü

2050 ve Yenilenebilir Enerji Teknolojileri ve

Uygulamaları bu yılın ana konuları olacak.

Bilgi birikiminizi derinleştirmek ve tecrübelerinizi

paylaşmak için IRENEC 2021 Online’a katılın!

www.irenec.org • www.eurosolar.org.tr • www.poweringcommunities.org


YEŞİL EKONOMİ

Türkiye, “Yeşil ekonomiye geçiş”

çalışmasında ikinci fazı da tamamladı

Türkiye, Dünya Bankası tarafından sağlanan hibe desteğiyle sürdürülen Karbon Piyasalarına Hazırlık

Ortaklık Projesi’nde ikinci fazı tamamladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen proje

kapsamında, Türkiye için en uygun karbon fiyatlandırma mekanizması olarak belirlenen emisyon ticaret

sisteminin (ETS) alt yapısı tamamlandı..

İklim değişikliğiyle küresel mücadelede büyük

önem taşıyan gelişmekte olan ülkelerde sera gazı

emisyonlarının azaltımı çabalarına katkı sağlamak

ve piyasa temelli emisyon azaltım mekanizmalarının

etkin olarak kullanılması amaçlayan “Karbon Piyasalarına

Hazırlık Ortaklığı Projesi - PMR (Partnership of

Market Readiness)” ikinci fazı 27 Ocak 2021 tarihinde

gerçekleştirilen dijital konferansla. İki fazdan oluşan

projenin ilk fazı Aralık 2018’de tamamlanmıştı.

Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Projesi, 2014

yılından bu yana Dünya Bankası tarafından sağlanan

hibe desteği ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından

yürütülüyor. Proje kapsamında gerçekleştirilen faaliyetlerle

Türkiye için en uygun karbon fiyatlandırma

mekanizması olarak belirlenen emisyon ticaret sistemi

(ETS) hakkında kamu ile özel sektör nezdinde kapasite

gelişimi sağlandı.

Projenin ikinci fazında pilot ETS uygulanmasına yönelik

yasal ve teknik alt yapının oluşturulması için kapsamlı

çalışmalar gerçekleştirildi. Bu çalışmalarla Türkiye’de

emisyon ticaret sisteminin uygulanması için

yasal ve kurumsal altyapı oluşturuldu. Aynı zamanda

ETS için emisyon üst sınırı ve tahsisat planları oluşturularak

ETS simülasyonu uygulaması ve kayıt sistemi

yazılımı altyapısı geliştirildi. Paris Anlaşması Madde

6’nın Türkiye açısından değerlendirilmesinin yapıldığı

çalışmalarda proje kapsamında iletişim stratejisi hazırlandı.

Ayrıca ETS ve İklim Kanunu ile ilgili olarak özel

sektör, sivil toplum örgütleri ve akademideki paydaşlarla

sürekli istişareler yürütüldü.

Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Projesi’nin

ikinci fazının tamamlanması vesilesiyle Çevre ve

Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar

yaptığı açıklamada, “İklim değişikliğinin çevresel

etkilerinin yanı sıra toplumsal ve ekonomik etkileri çok

derin. İklim değişikliğiyle mücadele için hepimiz üzerimize

düşen sorumluluğu almalıyız. Şunu unutmamalıyız

ki iklim değişikliği risklerine yanıt olarak geliştirilen

çözümler fırsatları da içeriyor. Küresel finansman kaynakları

artık, çevre ve iklim-dostu teknolojilere öncelik

66 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Mehmet Emin Birpınar

veriyor. Küresel olarak rekabetçiliğimizi korumak,

artırmak ve yeni finansman kaynaklarından

faydalanmak istiyorsak, bu trendi yakalamak için

azami gayreti göstermeliyiz” dedi.

ETS yeni iş sahaları da açacak

“Yeşil Ekonomi” ya da “düşük karbonlu büyüme”

olarak adlandırılan modern ekonomik

büyüme modeline hızla adapte olabilmek için

düşük karbonlu üretim modellerine yönelmek

gerektiğini belirten Birpınar, sözlerine şöyle devam

etti: Avrupa Birliği tarafından yayımlanan

yeşil mutabakatla ihracatının neredeyse yarısını

Avrupa Birliği’ne yapan sanayimizi ciddi şekilde

etkileyeceğini, özellikle enerji yoğun sektörlere

büyük maliyetler getirebilir, buradan hareketle

Sayın Bakanımız Murat Kurum’un koordinasyonunda

bütüncül ve katılımcı bir yaklaşımla tüm

sektörleri kucaklayan taslak mevzuat hazırlama

çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.

Bunun yanı sıra sera gazı azaltımında en maliyet

etkin yöntem olan emisyon ticaret sistemine

yönelik teknik ve kurumsal altyapı çalışmalarının

da yapıldığını ifade eden Birpınar, emisyon ticaret

sistemi, enerji dönüşümünü, teknolojik dönüşümü,

Ar-Ge ve inovasyonu tetikleyecek, bunun

da yeni iş fırsatları çıkaracağını kaydetti. Birpınar,

“Ancak herşeyden önemlisi, sürdürülebilir

bir doğa ve daha temiz bir havayla toplum sağlığına

katkı sağlayacak. Hızla değişen dünyada

değişmemenin maliyeti çok daha büyük. Gelecek

nesiller için iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarına

devam edeceğiz” dedi.

DÜNYA BANKASI 23 ÜLKEYE

FİNANSMAN VE

TEKNİK DESTEK SAĞLIYOR

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste

Kouame, Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı

Projesi 2. Faz Kapanış Toplantısı vesilesiyle yaptığı

açıklamada, “Dünya Bankası olarak gelişmiş, gelişmekte

olan ve geçiş dönemindeki ülkelerde karbon

piyasalarının desteklenmesine yardımcı olmak üzere

hayata geçirilmiş olan Karbon Piyasalarına Hazırlık

Ortaklığı (PMR) Projesi’nin uygulanmasında

Türkiye hükümetine destek vermekten çok mutluyuz.

2011’den bu yana PMR kapsamında, gelişmiş,

yükselen ve geçiş dönemindeki ekonomilere sahip

ülkelerde sera gazı emisyonlarının azaltımını kolaylaştırmak

için karbon fiyatlandırması ve ilgili piyasa

araçlarının tasarlanıp kullanılması desteklendi. Ayrıca,

küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 46’sını

oluşturan 23 ülkeye finansman ve teknik yardım

sağlandı ki bunların tümü artık bir karbon fiyatlandırma

mekanizmasını rahatlıkla uygulayabilecek

yeterliliktedir. Türkiye’nin de bu ülkelere katılması

bizi mutlu ediyor. Türkiye’yi geniş paydaş istişarelerine

dayalı olarak geliştirmiş olduğu Emisyon Ticareti

Sistemi (ETS) yasal, teknik ve kurumsal altyapısından

dolayı Türkiye’yi tebrik ediyoruz” dedi.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 67


YATIRIM

Manisa, dört enerji santrali

ve doğal gaza kavuştu

Enerji Bakanı Fatih Dönmez tarafından yapılan toplu açılışla Manisa dört yeni enerji santraline kavuştu.

Biri yerli kömür, üçü de jeotermal santralinin devreye girmesiyle Türkiye, 180 milyon dolarlık doğal gaz

ithalatının önüne geçmiş olacak. Toplu açılışta Soma ve Kırkağaç’a da doğal gaz arzı sağlanmış oldu.

Türkiye’nin enerji portföyüne eklenen dört yeni

santralin açılışı 16 Ocak tarihinde Cumhurbaşkanı

Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferansla, Enerji

ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in de bizzat

katılımıyla gerçekleştirildi. Açılışta yaptığı konuşmada

yatırımlar hakkında bilgi veren Enerji Bakanı

Fatih Dönmez, “Bugün toplam 1,37 milyar dolarlık

yatırımla biri yerli kömür, üçü jeotermal santral olmak

üzere dört enerji tesisimizin açılışını, Soma ve

Kırkağaç ilçelerimize doğal gaz arzını gerçekleştireceğiz.

Soma, Salihli ve Alaşehir’de hayata geçireceğimiz

toplam 594,5 MW’lık dört enerji tesisimizle

180 milyon dolarlık gaz ithalatının önüne geçmiş

olacağız. Üretilecek 4 bin 428 GWh elektrikle yaklaşık

2,5 milyon hanemizin elektrik enerjisi ihtiyacını

karşılayacağız” dedi.

“İçinde bulunduğumuz Soma Termik Santrali,

Manisa’mızın elektrik ihtiyacının dörtte üçünden

fazlasını yani yüzde 77’sini karşılayacak. Türkiye

genelinde yerli kaynaklardan ürettiğimiz elektriğin

yüzde 2,1’ini bu santralimizden sağlayacağız.

Projeyle yıllık 4,7 milyon ton linyiti ekonomimize

kazandıracağız” bilgisini veren Bakan Dönmez, konuşmasını

şöyle sürdürdü: Çevreci, temiz ve ileri

yakma teknolojisiyle, baca gazı arıtma sistemi sayesinde

emisyon değerleri hem Türkiye hem de Avrupa’da

belirlenen normları karşılıyor. Bu tesis emisyonların

yüzde 99’unu tutma kabiliyetine sahip. Son

derece çevreci, temiz bir tesis.

68 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Yenilenebilirin payı yüzde 63.5’e ulaştı

Enerji sektörünün 2020 yılında Cumhurbaşkanı

Erdoğan’ın da desteğiyle önemli yatırımlara

ve başarılara imza attığını ifade eden Dönmez,

“2002’de 32 bin MW olan kurulu gücümüzü

19 yılda üç kat artırarak 96 bin MW seviyesine

ulaştırdık. Toplam kurulu gücümüz içerisinde yerli

ve yenilenebilir kaynaklı kurulu gücümüz yüzde

63,5 seviyesine ulaştı” dedi.

Salgınla mücadele döneminde yatırımlara devam

ettiklerine işaret eden Dönmez, sözlerini şöyle

sürdürdü: Geçtiğimiz yıl 4 bin 900 MW’lık kurulu

gücü sisteme ilave ettik. Bu kurulu gücün yüzde

98’ini yani neredeyse tamamını yenilenebilir enerji

kaynakları oluşturdu. Yerin altındaki ve üstündeki

kaynaklarımızı milletimizin hizmetine sunmakta

kararlıyız. Önceki yıllarda olduğu gibi 2021 yılında

da aynı ivmeyle, hız kaybetmeden yolumuza devam

edeceğiz.

Jeotermal santraller Sanko Enerji ve Maspo

Enerji imzası taşıyor

Sanko Enerji tarafından yapılan Salihli JES-2 ve

JES-3 santrallerinin açılışı da aynı törenle yapıldı.

Enerji Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan’ın yanı

sıra Gaziantep Valisi Davut Gül, Salihli Kaymakamı

Mehmet Kamil Sağlam ve Gaziantep Büyükşehir Belediye

Başkanı Fatma Şahin’in de hazır bulunduğu

açılış töreni, Sanko Holding Onursal Başkanları Abdulkadir

Konukoğlu ve Sanko Holding Yönetim Kurulu

Başkanı Adil Sani Konukoğlu’nun katılımıyla

gerçekleştirildi.

Toplam 54,5 MW kurulu güç ile yıllık 500 milyon

kWh elektrik enerjisi üretecek kapasiteye sahip olan

JES-2 ve JES-3 santralleri sayesinde yaklaşık 200

bin hanenin enerji ihtiyacı karşılanacak. Yenilenebilir

bir enerji kaynağı olarak JES-2 ve JES-3 jeotermal

santralleri sayesinde toplam 280 bin ton CO2 salınımının

önüne geçilecek.

Açılışı yapılan bir diğer jeotermal santral de Gürmen

Group şirketlerinden Maspo Enerji’ye ait. Manisa

Alaşehir’de kurulu jeotermal enerji santral 30

MW kurulu güce sahip. Açılış töreni sonrası konuşan

Gürmen Group Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Gür,

“Türkiye jeotermal enerjide Avrupa’da birinci, dünyada

dördüncü sırada ve önemli bir gelişim potansiyeline

sahip. Resmi açılışı yapılan ALA-2 JES, yenilebilir

enerji alanındaki yatırımlarımız için önemli bir

aşamaydı ve bu yatırımı ülkemize kazandırmaktan,

jeotermal enerjide Türkiye’nin yerli kaynaklarının

gelişimine katkıda bulunmaktan mutluluk duyuyoruz”

dedi.

AKSA ENERJİ SOMA VE KIRKAĞAÇ’A

DOĞAL GAZ GÖTÜRDÜ

Manisa’nın Soma ve Kırkağaç ilçelerinde doğal gaz

ateşi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı

Mustafa Yılmaz, yerel yöneticiler, bölge milletvekilleri

ve Aksa Doğalgaz Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar

Arslan’ın katılımıyla yapıldı. Törene video konferans

ile katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

Soma ve Kırkağaç’taki vatandaşların da artık

doğal gazın konforundan ve temizliğinden yararlanabileceğini

belirtti. Bakan Dönmez ve beraberindeki

heyet, açılışın ardından Turgutalp Mahallesi’nde

yaşayan Fatma-Nazım Şentürk çiftinin evini ziyaret

ederek doğal gaz ateşinde demlenen ilk çayı içti.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 69


ŞİRKETLERDEN

Enerjisa’nın İvme Girişim Hızlandırma

Programı son aşamaya ulaştı

Enerjisa dağıtım şirketleri Başkent EDAŞ, Toroslar EDAŞ ve AYEDAŞ tarafından düzenlenen ve Viveka iş

birliğiyle yürütülen “İVME Hızlandırma Programı”nda son düzlüğe girildi. POC sürecinde girişimcilere

finansal destek sağlayan hızlandırma programı İvme ile enerji endüstrisinin gelişiminde fark yaratacak

projeler ortaya çıkmaya başladı…

Enerjisa dağıtım şirketlerinin takip ettiği dekarbonizasyon,

dijitalleşme, merkezsizleşme gibi

global ana trendlerin ışığında enerji endüstrisinde

etki yaratacak girişimlerle buluşmak için yola çıktığı

“İVME Hızlandırma Programı”nda son aşamaya

geçildi. Enerji endüstrisinin geleceğine yön vereceğine

inanılan ve yoğun ilgi gören programda uzun

değerlendirmeler sonucu finale kalan 10 girişim ile

POC (ürün test edilme) sürecine başladı. Şirketin ilk

hızlandırma programı olan ve devamının gelmesi

planlan İvme, proje takvimi sonunda ise demoday ile

sona erecek.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Enerjisa

Enerji CEO’su Murat Pınar, “Kurumsal yapıların

yanında girişimcilik ekosistemin çevik ve girişimci

yapılarından da mutlaka faydalanmak gerektiğine

inanıyoruz. Girişimcilik ruhu, bir yandan önemli sorunlara

çözüm üretirken bir yandan da kurumların

daha dinamik bir yapıya kavuşmasına imkan yaratacaktır.

Biz de Enerjisa olarak sektörde İvme programımızla

bu ekosisteme destek veriyoruz. Programa

başvuran tüm projelere teşekkür ediyor, ürün testi

aşamasına kalan tüm girişimleri de ayrıca tebrik

ediyorum” dedi.

70 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


Program ile ticarileşme ve ölçeklenme arasındaki

eşiği atlamaları da desteklenecek ve POC sürecine

kabul edilen girişimler şöyle:

AREYLight

Şehirlerde ve büyük kompleks alanlarda, (sokak,

park, sanayi ve üniversite bölgeleri) dış mekanları

aydınlatma için harcanan yüksek enerji ve bakım

maliyetlerini, yapay zeka teknolojisiyle azaltarak

yüzde 60’a kadar tasarruf ve verimlilik sağlayan,

kurulduğu bölgeleri ‘akıllı şehir’ konseptine taşıyan,

çevre dostu ileri teknoloji çözümler sunuyor.

CY Enerji

Çatı üstü güneş enerjisi sistemlerine özgü tek

eksenli güneş takip sisteminin Ar-Ge çalışmalarını

yapan girişim, mikro solar çözümleri ve güneş takip

sistemleri sayesinde güneş enerjisinden maksimum

verim elde etmeyi hedefliyor.

EventGates

Güvenlik ve İSG alanlarında yapay görme ve

makine öğrenmesine dayalı çözümler üreten girişim;

uygulama yazılımları, görüntü işleme, derin

öğrenme ve makine öğrenmesi konularında çalışan

çözümler sunuyor.

Humming Drone

Drone ile havadan görüntüleme ve analiz hizmetleri

üzerine çalışan girişim, toplanan görüntüleri

kullanarak haritalama ve analiz yapılabilmesini sağlayan

INSPECT adında bir yazılım geliştirdi. Bu yazılım

sayesinde elde edilen görüntüler interaktif bir

harita üzerinden incelenip notlar alınabiliyor, bitki

sağlığı raporları çıkartabiliyor ve dijital yükseklik

haritası görüntülenebiliyor.

Humming Drone ayrıca donanım, yazılım ve yapay

zeka destekli otonom sistemlerinin tamamını

kendi ekipleri ile geliştirdikleri insansız hava aracına

da sahip.

Massive Energy

Ev enerji tüketimini herhangi bir donanım kurulumu

olmadan kendi yaptıkları toplumsal araştırma

ve büyük veriden faydalanarak analiz ediyor, elektrik

dağıtım ve perakende şirketlerine kullanıcıları ile interaktif

ilişki kurabilecekleri ürünler sağlıyor.

Murat Pınar

Enerjisa Enerji CEO’su

Eye of the Power / Rtm elektronik

IoT ve bulut destekli çalışan sistem üzerinden,

elektronik donanım alanında çalışma yapan girişim,

özel olarak aydınlatma kontrol, uzaktan kontrol ve

enerji izleme ve kontrol ürünleri üretiyor.

Stroma Vision

Geliştirdiği görüntü işleme teknolojisi sayesinde

inşaat, lojistik ve üretim alanlarında insan hayatına

tehlike oluşturan durumları algılayan ve aktif bir

şekilde önlemlerinin alınmasını sağlayan sistemler

tasarlıyor. Ürünlerinde, kişisel koruyucu ekipman

takibi, yorgunluk & dikkatsizlik kakibi, ergonomik

risk analizi, sosyal mesafe takibi, yüz tanıma ile

doğrulama, nesne-alan tanıma ve hareket algılama

özelliklerine yer veren girişim, daha güvenli bir iş

kültürü yaratmayı amaçlıyor.

Visiosoft

Yapay zeka ile görüntü işleme üzerine, haritacılıkta

araçtan santimetre düzeyine küresel konum

saptamaktan, fabrika kalite kontrolünde hatalı ürünleri

tespit etmeye kadar farklı ürünleri bulunan girişim,

obje tanıma ve konumu bulma alanlarında

hizmet veriyor.

Xena Vision

Computer Vision alanında uzmanlaşan girişim,

kameralardan insan tespiti, insan aktivite tespiti, acil

durum tespiti üzerine çalışıyor.

Geodo Technology

Arazi keşfi ve ölçümleri yapan girişim, hassas

arazi ölçümü gerektiren endüstriyel ihtiyaçlar doğrultusunda

işaretleme, haritalandırma ve raporlandırma

hizmetlerini bir el terminali (gereken yerlerde

kendi üretimleri olan bir baz istasyonu yardımıyla)

çözüm üretiyor.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 71


YÖNETİM & İK

CEO’lar öncelikleri arasına

çalışanlarının refahını aldı

IBM tarafından dünyanın farklı ülkelerindeki 3 bin CEO ile yapılan araştırma salgının ‘insani’ yönlerimizi

açığa çıkardığını gösteriyor. “Temellerinizi bulun” adlı araştırmaya göre CEO’ların yüzde 77’si, kısa vadede

karlılığı etkileyecek olsa bile çalışanların refahına öncelik vermeyi planlıyor...

IBM İş Değerleri Enstitüsü (IBV) tarafından yapılan

“Find your essential” (Temellerinizi bulun)

adlı araştırmaya göre birçok CEO için “herhangi bir

yerden” çalışanları yönetmek, gelecek dönemin en

önemli konu başlıklarından biri olacak. Araştırmaya

katılan salgın döneminde iyi performans gösteren

kuruluşlardan, gelir artışı bakımından ilk yüzde 20

içinde olanlar; Covid-19 salgını sonrasında şirketlerini

başarı için konumlandırırken yeteneğe, teknolojiye

ve ortaklıklara öncelik vereceğini belirtiyor.

Türkiye’nin de dahil olduğu 50 ülkedeki 26 sektörden

3 bin CEO’ya uygulanan anket, Oxford Economics

ile iş birliği içinde gerçekleştirildi. Çalışma,

IBM’in yaklaşık 20 yıldır her yıl gerçekleştirilen CEO

anketlerinin sonuçlarıyla karşılaştırıldı. Ankete katılan

iyi performans gösteren şirketlerin CEO’larının

yüzde 77’si, kısa vadede kârlılığı etkileyecek olsa

bile çalışanların refahına öncelik vermeyi planladığını

bildirdi. Düşük performans gösteren şirketlerde

ise bu oran yüzde 39. Bu sonuç ankete katılan en

başarılı kuruluşların liderlerinin çalışanlarına güçlü

bir biçimde odaklandığını ortaya koyuyor.

Alt kuruluşu IBV tarafından hazırlanan çalışma

sonucunda IBM; liderler ve çalışanlar arası işbirliği

için dijital, bulut destekli araçlar sağlanması, tükenmişlik

sendromunun önüne geçilmesi, çeşitliliğe ve

kapsayıcılığa odaklanılarak şirket kültürünün sürdürülmesi

gibi unsurlara dikkat edilmesini öneriyor. Bu

unsurların dahil olduğu bir hibrit çalışma ortamının

sunduğu uzun vade zorluklarının dikkatle değerlen-

72 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


dirilmesi gerektiğinin de altı çiziliyor.

IBM Services Kıdemli Başkan Yardımcısı Mark

Foster konuyla ilgili şu yorumda bulundu: Covid-19

çoğu liderin, çalışanlar gibi temel hususlara odaklanmak

zorunda kalmasına neden oldu. Birçok çalışanın

işverenlerinden beklentileri önemli ölçüde

değişti. ‘Herhangi bir yerden’ çalışmak beraberinde

çevik teknoloji sağlayan, çalışan refahına öncelik

veren, esnek ve katılımcı kültürleri teşvik eden ve

empati yeteneği yüksek liderlik modellerinin benimsenmesini

gerektirebilir.”

Uzaktan çalışmaya salgın sonrasında da devam

edecek firmaların sayısında artış olacağını söyleyen

IBM Türkiye Genel Müdürü Volkan Sözmen, sözlerine

şöyle devam etti: Bu durum, çalışanları ve iş süreçlerini

uzaktan yönetebilme becerisini yöneticiler için

daha önemli hale getirdi. Çalışanların önceliği ise

uzaktan çalışma sürecini kolaylaştıracak imkanlara

sahip olmak ve iş/özel hayat dengesini korumak.

Uzaktan çalışmanın normalleşmesi, şirketlerin teknoloji

altyapısını bu döneme adapte etmesini zorunlu

kılıyor. Bu hem çalışan motivasyonu, hem de iş

verimliliği için kritik öneme sahip. Biz de IBM olarak;

hibrit bulut üzerinden sunduğumuz çözümlerimizle,

uzaktan çalışmayı teknik açıdan mümkün kılan seçenekler

geliştirmeye devam ediyoruz.”

• Gönüllü Ayrılma: Dünya çapında 14 bin tüketicinin

katıldığı benzer bir IBV anketinde, her dört çalışandan

biri, 2021 yılında işini değiştirmeyi planladığını

belirtti. Bunun en önemli nedeni olarak

daha esnek çalışma saatlerine veya lokasyonuna

duyulan ihtiyaç öne çıkıyor.

• Çeşitlilik: Ankete katılan CEO’ların yalnızca

yüzde 17’si, çalışanlarla etkileşim için çeşitliliği

ve kapsayıcılığı en önemli kurumsal nitelikler

arasında gösterdi.

Ölçeklenebilir ve esnek teknoloji temelleri

IBV araştırmasına göre CEO’ların çoğu teknolojik

faktörleri, 2020 yılında yaşanan büyük çaptaki olumsuzlukların

ardından gelecek birkaç yıl için işlerini

etkileyecek en önemli dış etkenler arasında görüyor.

Ankete katılan CEO’ların tamamı, şirketlerine avantaj

sağlayabilecek en önemli teknolojilerin bulut, yapay

zeka ve nesnelerin interneti) olduğuna inanıyor.

Bu sonuca rağmen teknoloji bazlı çalışmaların en

önemli zorluk olduğunu düşünen CEO’lar arasında;

iyi performans gösterenlerin oranı, düşük performans

gösterenlerin iki katı.

Ortaklıkların önemi artıyor

IBV araştırmasına göre, iyi performans gösteren

şirket CEO’ları, ortaklıklara daha fazla odaklanıyor.

Bu CEO’’ların yüzde 63’ü, ortaklıkların iş performansını

olumlu etkilediğini düşünüyor. Öte yandan aynı

fikirde olan düşük performanslıların oranı ise, yaklaşık

olarak yüksek perfomanslıların yarısı.

Araştırmanın sonuçlarına göre IBM’in tezi, iyi

performans gösteren şirket CEO’larının en iyi yaptıkları

işe daha fazla odaklandıkları ve daha geniş

kapsamlı fikirlere erişmek için iş ortaklarına ve ekosistemlere

güvendikleri yönünde. Buna ek olarak

birçok liderin, iklim değişimi gibi küresel sorunların

aşılmasına yönelik ilgisinin arttığı ve kalıcı değişimin

desteklenmesinde ekosistemin önemli bir rol

oynayabileceği gözlemlendi.

IBV araştırmasının tamamı için: https://ibm.co/

c-suite-study-ceo

LİDERLER ÜÇ ANA

KONUYA ODAKLANACAK

IBV çalışması, liderlerin sıfırlanmaya ve başarıda

asli önem taşıyabilecek hususlara odaklanmaya

ilişkin şu önerileri içeriyor:




Mark Foster

IBM Services Kıdemli Başkan Yardımcısı

Açık hibrit bulut gibi esnek ve ölçeklenebilir

teknoloji platformlarının seçilmesi,

Çalışanların hem fiziksel hem de zihinsel refahına

yatırım yapılması,

Açık inovasyon yaklaşımıyla kazanmak için

ortaklıklar kurulması.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 73


İSTATİSTİK

APLUS ENERJİ

Katkılarıyla

APLUS ENERJİ OCAK 2021 ANALİZİ

2021 yılı Ocak ayında gerçekleşen toplam 26.993 GWh elektrik üretiminin yüzde 79’u serbest

üretim şirketleri tarafından gerçekleştirildi. Serbest üretim şirketlerinin üretimdeki payı, bir

önceki aya göre 2,38 puan, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ise 2,55 puan arttı.

Serbest üretim şirketlerini yüzde 16,7 oranla EÜAŞ santralleri ve yüzde 2,7’yle lisanssız

santraller izledi. Toplam üretimin yüzde 1,7’si İşletme Hakkı Devredilen Santraller, yüzde 0,1’i

ise Yap-İşlet-Devret santralleri tarafından üretildi 1 .

APLUS ENERJİ OCAK 2021 ANALİZİ

TEİAŞ tarafından yayımlanan üretim verilerine göre, 2021 Ocak ayında termik santrallerin

gerçekleşen toplam üretimdeki payı yüzde 67,28 olarak kaydedildi. Yenilenebilir enerji

kaynaklarından elde edilen elektrik üretiminin payı ise yüzde 32,72 olarak gerçekleşti 4 .

Gerçekleşen elektrik üretimi kaynak bakımından incelendiğinde ise 2021 Ocak ayında toplam

üretimin yüzde 30,5’inin doğal gaz ve LNG santralleri tarafından gerçekleştirildiği görülüyor.

Barajlı hidroelektrik santraller ilgili ayda toplam üretimin yüzde 12,6’sını karşılarken, akarsu

tipi hidroelektrik santraller ise yüzde 3,3 oranıyla üretime katkıda bulundu. İthal kömür

santralleri ocak ayında toplam üretimin yüzde 20,3’ini karşılarken, yerli kömür santralleri ise

yüzde 14,6 oranında katkı sağladı. Yenilenebilir enerji santrallerinden rüzgar enerjisi

santralleri toplam üretime yüzde 10,6 jeotermal ve güneş enerjisi santralleri 2 ise yüzde 6,2

oranında katkıda bulundu. Diğer termik santrallerin 3 üretimdeki payı ise yüzde 1,9 olarak

gerçekleşti.

1

Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.

2

Jeotermal ve Güneş enerjisi santralleri “Diğer Yenilenebilir” olarak sınıflandırılmıştır.

3

Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız termik ve biyokütle santralleri diğer termik santraller olarak

sınıflandırılmaktadır.

2021 yılı Ocak 2020 ayında yılı Ocak gerçekleşen

toplam 26.993 GWh elekt-

santraller izledi. Toplam üretimin timin yüzde 30,5’inin doğal gaz

ayında 314,61 ralleri TL/MWh ve yüzde olarak gerçekleşen 2,7’yle lisanssız ortalama piyasa ise 2021 takas Ocak fiyatı (PTF), ayında toplam üre-

2021 yılı Ocak ayında, bir önceki yıla göre yüzde 5,4 oranında azalarak 297,72 TL/MWh

olarak kaydedildi. Bu dönemde gerçekleşen ortalama PTF, bir önceki aya göre (293,34

rik üretiminin yüzde 79’u serbest

üretim şirketleri tarafından redilen Santraller, yüzde 0,1’i ise çekleştirildiği görülüyor. Barajlı

yüzde 1,7’si İşletme Hakkı Dev-

ve LNG santralleri tarafından ger-

TL/MWh) yüzde 1,5 oranında artış gösterdi.

gerçekleştirildi. Ocak Serbest 2021’de en üretim yüksek günlük Yap-İşlet-Devret ortalama piyasa santralleri takas fiyatı tarafından

en üretildi düşük günlük 1 . ortalama PTF ise 1 Ocak toplam Cuma üretimin günü 255,94 yüzde 12,6’sını

14 Ocak hidroelektrik Perşembe günü santraller 327,38 ilgili ayda

şirketlerinin üretimdeki TL/MWh olarak payı, gerçekleşirken; bir

TL/MWh olarak kaydedildi. Piyasa takas fiyatları saatlik bazda incelendiğinde ise yüksek

önceki aya göre 2,38 puan, geçtiğimiz

yılın aynı dönemine göre ise kaynak bakımından incelendiğinde lektrik santraller ise yüzde 3,3

Gerçekleşen elektrik üretimi karşılarken, akarsu tipi hidroe-

PTF değerinin 14 Ocak Perşembe günü saat 17:00’da 356,23 TL/MWh, en düşük PTF

değerinin ise 24 Ocak Pazar günü saat 09:00'da 170,01 TL/MWh olarak gerçekleştiği

2,55 puan arttı. görülüyor.

oranıyla üretime katkıda bulundu.

1 Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı

Kamusal Raporlardan alın-

Serbest üretim şirketlerini

İthal kömür santralleri ocak ayında

yüzde 16,7 oranla EÜAŞ santmıştır.

toplam üretimin yüzde 20,3’ini kar-

74 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


TL/MWh) yüzde 1,5 oranında artış gösterdi.

Ocak 2021’de en yüksek günlük ortalama piyasa takas fiyatı 14 Ocak Perşembe günü 327,38

TL/MWh olarak gerçekleşirken; en düşük günlük ortalama PTF ise 1 Ocak Cuma günü 255,94

TL/MWh olarak kaydedildi. Piyasa takas fiyatları saatlik bazda incelendiğinde ise en yüksek

PTF değerinin 14 Ocak Perşembe günü saat 17:00’da 356,23 TL/MWh, en düşük PTF

değerinin ise 24 Ocak Pazar günü saat 09:00'da 170,01 TL/MWh olarak gerçekleştiği

görülüyor.

2021 yılı Ocak ayında pik saatlerde 5 309,10 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama PTF, bir

önceki ayın pik saatler ortalaması olan 312 TL/MWh’lik değere göre yüzde 0,9 oranında

azaldı 6 .

2020 yılı Ocak ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 300,61 TL/MWh iken,

bu değer 2021 yılı Ocak ayında yüzde 4,7 oranında bir azalma kaydetti ve 286,33 TL/MWh

olarak gerçekleşti.

4

2021 Ocak verileri Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı 31 Ocak 2021 tarihli Kamusal Rapordan

alınmıştır.

şılarken, 2020 yerli yılı Ocak kömür ayı santralleri içerisinde toplam üretim 26.203 verilerine GWh göre, olan 2021 elektrik Ocak talebi, ortalama 2021 yılı PTF, Ocak bir önceki ayında aya bir göre

ise yüzde önceki 14,6 yıla oranında göre yüzde katkı 2.55 sağladı.

oranında ayında artış termik göstererek, santrallerin 26.872 ger-GWçekleşen (293,34 değerine TL/MWh) ulaştı 7 yüzde . 20201,5 yılı oranında

Ocak

Yenilenebilir

ayında

enerji

35.219

santrallerinden

rüzgar enerjisi santralleri yüzde 67,28 olarak kaydedildi. Ocak 2021’de en yüksek gün-

MWh olarak ölçülen

toplam

saatlik

üretimdeki

ortalama talep,

payı

2021 yılı

artış

Ocak

gösterdi.

ayında 36.119

MWh olarak gerçekleşti.

toplam üretime yüzde 10,6 jeotermal

Yenilenebilir enerji kaynaklarından

lük ortalama piyasa takas fiyatı

ve güneş enerjisi santralleri 2

ise yüzde 6,2 oranında katkıda

bulundu. Diğer termik santrallerin

üretimdeki payı ise yüzde 1,9

olarak gerçekleşti.

TEİAŞ tarafından yayımlanan

elde edilen elektrik üretiminin

payı ise yüzde 32,72 olarak gerçekleşti

.

2020 yılı Ocak ayında 314,61

TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama

piyasa takas fiyatı (PTF),

2021 yılı Ocak ayında, bir önceki

14 Ocak Perşembe günü 327,38

TL/MWh olarak gerçekleşirken;

en düşük günlük ortalama PTF

ise 1 Ocak Cuma günü 255,94 TL/

MWh olarak kaydedildi. Piyasa

takas fiyatları saatlik bazda incelendiğinde

ise en yüksek PTF değerinin

14 Ocak Perşembe günü

2 Jeotermal ve Güneş enerjisi santralleri

“Diğer Yenilenebilir” olarak sınıflan-

yıla göre yüzde 5,4 oranında azalarak

297,72 TL/MWh olarak kaydedildi.

Bu dönemde gerçekleşen düşük PTF değerinin ise 24 Ocak

saat 17:00’da 356,23 TL/MWh, en

dırılmıştır.

3 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız

termik ve biyokütle santralleri diğer 4 2021 Ocak verileri Yük Tevzi Bilgi Sis-

Pazar günü saat 09:00’da 170,01

TL/MWh olarak gerçekleştiği görülüyor.

termik santraller olarak sınıflandırılmaktadırrihli

Kamusal Rapordan

temi’nin yayımladığı 31 Ocak 2021 ta-

alınmıştır.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 75


2020 yılı Ocak ayı içerisinde toplam 26.203 GWh olan elektrik talebi, 2021 yılı Ocak ayında bir

önceki yıla göre yüzde 2.55 oranında artış göstererek, 26.872 GWh değerine ulaştı 7 . 2020 yılı

Ocak ayında 35.219 MWh olarak ölçülen saatlik ortalama talep, 2021 yılı Ocak ayında 36.119

MWh olarak gerçekleşti.

2020 yılı Aralık ayı sonunda 94.860 MW olan toplam kurulu güç değeri 954,7 MW’lık artışla

2021 yılı Ocak ayı sonunda 95.815 MW olarak kaydedildi.

Toplam kurulu gücün yüzde 67,3’lük (64.500 MW) kısmını serbest üretim şirketleri

oluştururken, EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı yüzde 22,4 (21.421 MW)

seviyesinde 8 . Yap işlet devret santralleri yüzde 0,1’lik (140 MW), işletme hakkı devredilen

santraller yüzde 3’lük 2.827 MW) bir orana sahip. Lisanssız santrallerin toplam kurulu güç

içindeki payı da yüzde 7,2 (6.927 MW) olarak kaydedildi.

5

Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki saatleri, pik dışı saatler ise 20:00-08:00 arasındaki saatleri ifade

eder.

6

Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik fiyatları hesaplamalarında kaynak olarak Enerji Piyasaları İşletme

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları kullanılmaktadır.

7

2020 ve 2021 yılları için saatlik veriler YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi Raporları’ndan alınmıştır.

2021 yılı Ocak ayında pik saatlerde

5 2021 309,10 yılı TL/MWh Ocak ayı sonunda olarak oluşan ortalama toplam 300,61 kurulu TL/MWh gücün iken, yüzde bu 26,8’lik ölçülen kısmı (25.685 saatlik MW) ortalama talep,

(off-peak) saatlerin PTF değeri Ocak ayında 35.219 MWh olarak

gerçekleşen doğal ortalama gaz ve LNG PTF, yakıt bir tipi santrallerle değer 2021 karşılanırken, yılı Ocak ayında yüzde yüzde 23,9’luk 2021 kısmı (22.902 yılı Ocak MW) ayında 36.119

önceki ayın barajlı pik saatler hidrolik ortalaması santraller tarafından 4,7 oranında karşılandı. bir Bu azalma yakıt tiplerini kaydetti yüzde MWh 11,8’lik olarak (11.336 gerçekleşti. MW)

oran ile yerli kömür 9 santralleri ve yüzde 9,4’lük oran (8.987 MW) ile ithal kömür santralleri

olan 312 TL/MWh’lik değere göre ve 286,33 TL/MWh olarak gerçekleşti.

2020 yılı Aralık ayı sonunda

izliyor. Akarsu tipi hidrolik santraller yüzde 8,5’lik bir orana (8.077 MW) sahipken, rüzgâr

yüzde 0,9 oranında azaldı 6 .

94.860 MW

santralleri toplam kurulu gücün yüzde 9,1’lik bir kısmını (8.704 MW) oluşturuyor 10 olan toplam kurulu

2020 yılı Ocak ayı içerisinde

. Toplam

2020

kurulu

yılı Ocak

gücün

ayında

yüzde

pik

7’lik

dışı

kısmı (6.733 MW) güneş enerjisi santralleri, güç yüzde değeri 1,7’lik 954,7 kısmı MW’lık artışla

toplam 26.203 GWh olan elektrik

5 Pik saatler (1.613 08:00-20:00 MW) jeotermal arasındaki

saatleri, diğer pik dışı termik saatler santraller ise 20:00-

11 tarafından oluşturuldu.

enerji santrallerinden oluşurken, yüzde 1,9’luk 2021 kısmı yılı (1.778 Ocak ayı MW) sonunda ise 95.815

talebi, 2021 yılı Ocak ayında bir

önceki yıla göre yüzde 2.55 oranında

artış göstererek, 26.872 Toplam kurulu gücün yüzde

MW olarak kaydedildi.

08:00 arasındaki saatleri ifade eder.

6 Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik

fiyatları hesaplamalarında kaynak

GWh değerine ulaştı 7 . 2020 yılı 67,3’lük (64.500 MW) kısmını serbest

üretim şirketleri oluştururken,

EÜAŞ santrallerinin toplam

olarak Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. Piyasa

Gelişim Raporları PTF ortalamaler

YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi

7 2020 ve 2021 yılları için saatlik veriları

kullanılmaktadır.

Raporları’ndan alınmıştır.

kurulu güçteki payı yüzde 22,4

76 • Şubat 82021 Kaynak • ENERJİ olarak TEİAŞ PANORAMA tarafından yayımlanan 31 Ocak 2021 tarihli Genel Günlük İşletme Neticesi raporu

kullanılmaktadır.

9

Taş kömürü, linyit ve asfaltit santralleri yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.

10


2020 yılı Ocak ayında 6.788 milyar m 3 olarak kaydedilen toplam doğal gaz tüketimi, 2021 yılı

Ocak ayında yüzde 1,6 oranında bir azalmayla 6.676 milyar m 3 olarak gerçekleşti. Elektrik

santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarı 2020 yılı Ocak ayında 1,180 milyar m 3 iken bu

miktar, 2021 yılının aynı döneminde yüzde 12,8 oranında artarak 1,331 milyar m 3 olarak

kaydedildi 12 . Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarının toplam doğal gaz

tüketimine oranı 2020 yılı Ocak ayında yüzde 17,4 iken, bu oran 2021 Ocak ayında yüzde

19.9 olarak gerçekleşti.

2020 yılı Ocak ayında 6.788 milyar m 3 olarak kaydedilen toplam doğal gaz tüketimi, 2021 yılı

Ocak ayında yüzde 1,6 oranında bir azalmayla 6.676 milyar m 3 olarak gerçekleşti. Elektrik

santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarı 2020 yılı Ocak ayında 1,180 milyar m 3 iken bu

miktar, 2021 yılının aynı döneminde yüzde 12,8 oranında artarak 1,331 milyar m 3 olarak

kaydedildi 12 . Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarının toplam doğal gaz

tüketimine oranı 2020 yılı Ocak ayında yüzde 17,4 iken, bu oran 2021 Ocak ayında yüzde

19.9 olarak gerçekleşti.

(21.421 MW) seviyesinde 8 . Yap işlet

devret santralleri yüzde 0,1’lik

(140 MW), işletme hakkı devredilen

santraller yüzde 3’lük 2.827

MW) bir orana sahip. Lisanssız

santrallerin toplam kurulu güç

içindeki payı da yüzde 7,2 (6.927

MW) olarak kaydedildi.

2021 yılı Ocak ayı sonunda oluşan

toplam kurulu gücün yüzde

26,8’lik kısmı (25.685 MW) doğal

gaz ve LNG yakıt tipi santrallerle

karşılanırken, yüzde 23,9’luk

kısmı (22.902 MW) barajlı hidrolik

santraller tarafından karşılandı.

Bu yakıt tiplerini yüzde 11,8’lik

(11.336 MW) oran ile yerli kömür 9

santralleri ve yüzde 9,4’lük oran

(8.987 MW) ile ithal kömür santralleri

izliyor. Akarsu tipi hidrolik

12

2021 yılı Ocak ayı Elektrik üretimi için tüketilen toplam doğalgaz miktarı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan dolayı hesaplanan

oranlarda farklılık bulunabilir.

santraller yüzde 8,5’lik bir orana

12

2021 yılı Ocak ayı Elektrik üretimi için tüketilen toplam doğalgaz miktarı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanlığı Enerji 8 Kaynak İşleri olarak Genel Müdürlüğü TEİAŞ tarafından raporlarından yayımlanan

farklılık bulunabilir. 31 Ocak 2021 tarihli Genel 9 Taş kömürü, linyit ve asfaltit santral-

alınmaktadır. Yuvarlamalardan dolayı hesaplanan

oranlarda

Günlük İşletme Neticesi raporu kullanılmaktadırleri

yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.

(8.077 MW) sahipken, rüzgâr

santralleri toplam kurulu gücün

yüzde 9,1’lik bir kısmını (8.704

MW) oluşturuyor 10 . Toplam kurulu

gücün yüzde 7’lik kısmı (6.733

MW) güneş enerjisi santralleri,

yüzde 1,7’lik kısmı (1.613 MW)

jeotermal enerji santrallerinden

oluşurken, yüzde 1,9’luk kısmı

(1.778 MW) ise diğer termik santraller

11 tarafından oluşturuldu.

2020 yılı Ocak ayında 6.788

milyar m 3 olarak kaydedilen toplam

doğal gaz tüketimi, 2021 yılı

Ocak ayında yüzde 1,6 oranında

bir azalmayla 6.676 milyar m 3

olarak gerçekleşti. Elektrik santrallerinde

tüketilen doğal gaz

miktarı 2020 yılı Ocak ayında

1,180 milyar m 3 iken bu miktar,

2021 yılının aynı döneminde

yüzde 12,8 oranında artarak

1,331 milyar m 3 olarak kaydedildi

12 . Elektrik santrallerinde tüketilen

doğal gaz miktarının toplam

doğal gaz tüketimine oranı

2020 yılı Ocak ayında yüzde 17,4

iken, bu oran 2021 Ocak ayında

yüzde 19.9 olarak gerçekleşti.

10 Akarsu tipi hidrolik santrallere lisanssız

hidrolik santraller de dahildir.

11 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız

termik, kojenerasyon ve biyokütle

santralleri diğer termik santraller

olarak sınıflandırılmaktadır.

12 2021 yılı Ocak ayı Elektrik üretimi

için tüketilen toplam doğalgaz miktarı,

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

Enerji İşleri Genel Müdürlüğü raporlarından

alınmaktadır. Yuvarlamalardan

dolayı hesaplanan oranlarda farklılık

bulunabilir.

ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 77


SOSYAL MEDYA

Geçtiğimiz ayın sosyal medyada yer

alan başlıklarından seçmeler sizlerle...

78 • Şubat 2021 • ENERJİ PANORAMA


ENERJİ PANORAMA • Şubat 2021 • 79


3-5 Haziran


ICSG ISTANBUL 2021



4-5 June 2021

Istanbul Lui ırdar Congress Center

www.icsgistanbul.com

Internaonal Partners

Strategic Partners

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!