22.03.2021 Views

Sürdürülebilir Dergi 2. Sayı

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.




S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 2

C İ F

Ç Ö P K A P A R


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 3

https://www.unilever.com.tr

İstanbul Belediyesi ve Cif markasının ortaklığında hayata

geçirilen CİF ÇÖPKAPAR Projesi ile Kadıköy, Eminönü ve

Karaköy sahillerinde denizin içine yüzey atıklarını

temizlemek için İstanbul Boğazı’nın koşulları dikkate

alınarak özel olarak Türkiye’de üretilen 20 adet Cif

Çöpkapar ünitesi yerleştirildi.

Çöpkapar’lar ile toplanan atıklar ayrıştırılacak ve uygun

olanlar geri dönüşüm ile tekrar kullanıma kazandırılacak.

Çöpkaparlar ile yılda yaklaşık 110 ton atık toplanması

hedefleniyor.


HER 100 BİN “DESTEK

SÖZÜ” İLE BİR CİF

ÇÖPKAPAR DAHA

KULLANIMA GİRECEK

Proje ortakları, İstanbulluları temizkenguzel.com internet

sitesinden daha temiz ve düzenli bir İstanbul için destek sözü

vermeye davet ediyor ve her 100 bin söz için bir yeni Cif Çöpkapar

daha İstanbul Boğazı ile buluşuyor.

S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 4

https://www.unilever.com.tr


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 5

https://www.unilever.com.tr

CIF

ÇÖPKAPAR

NASIL

ÇALIŞIR

Deniz, marina, liman veya durgun

sularda kullanılmak üzere tasarlanan ve

yüzen bir atık toplama cihazı olan Cif

Çöpkapar, İstanbul Boğazı’nın akıntı,

dalga ve atık yapısı gibi koşulları da

dikkate alınarak İBB iş birliğiyle

üretilmiştir.

Cif Çöpkapar günde ortalama 15 kg

plastik pet şişe, metal atık, cam şişe,

sigara izmariti, poşet ve plastik artıkları

gibi yüzen atık yakalayabilir.

Temizken Güzel projesi kapsamında Cif

Çöpkapar’lar ile yılda yaklaşık 110 ton

atık toplanması öngörülmektedir. Cif

Çöpkapar üniteleri tarafından toplanan

atıklar, aynı zamanda ünitelerin servis

ve yönetimini üstlenen Kızılay (Beykoz)

Avrasya Şubesi tarafından düzenli

olarak ayrıştırılacak, atık yönetimi ve

geri kazanım merkezlerine iletilecektir.


KARBON

SAYFA 12

AYAK İZİ

Karbon Ayak İzi; küresel ısınmanın

başlıca sorumlusu olarak gösterilen,

sera etkisine yol açan gazların

oluşumuna neden olan ve fosil

yakıtların kullanımıyla atmosfere

yayılan karbondiyoksit (CO2)

salımının bireyin ve şirketlerin

doğrudan veya kullandığı ürünlerin

üretimi açısından enerji kullanımıyla

dünyaya bıraktıkları zarar anlamına

gelmektedir.

Atmosferdeki karbondioksit ve

metan oranlarındaki artış dünya

yüzeyinin sıcaklığını

yükseltmektedir. CO2 oranındaki

artış dünyanın yüzeyini ısıtmakta ve

kutuplara yakın buzların erimesine

yol açmaktadır. Buzlar eridikçe

yerlerini kara veya sular almaktadır.

Kara ve suların buza oranla daha az

yansıtıcı olması güneş ışınımı

emilimini arttırmakta ve dolayısıyla

buzullarda daha fazla erimeye yol

açmaktadır

Karbon ayak izi iki ana parçadan

oluşur: doğrudan/birincil ayak izi ve

dolaylı/ikincil ayak izi.

Birincil ayak izi evsel enerji tüketimi

ve ulaşım (sözgelimi araba ve uçak)

dahil olmak üzere fosil yakıtlarının

yanmasından ortaya çıkan doğrudan

CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.

İkincil ayak izi kullandığımız

ürünlerin tüm yaşam döngüsünden

bu ürünlerin imalatı ve en sonunda

bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı CO2

emisyonlarının ölçüsüdür.

S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 6

http://www.karbonayakizi.com/


K A R B O N

A Y A K

İ Z İ N İ

1

AZALTMAK

İÇİN

İPUÇLARI

4

S E Y A H A T y i y e c e k

v e i ç e c e k l e r

Mümkün olduğunca toplu taşıma

araçlarını kullanın. Yerel otobüs

hizmetlerinizi öğrenin ve

kullanın. İşe giderken ya da

çocukları okula götürürken

arabanızı paylaşın.

2

D O Ğ A L G A Z

v e I s ı n m a

Yenilenebilir enerji kullanın.

Sıcak suyun ısısını biraz azaltın

Isınma için güneş enerjisi

kullanının; bu yolla doğal gaz

Kendi bölgenizde yetişen meyve

ve sebzeleri tercih edin ve

mümkünse kendi meyve ve

sebzelerinizi kendiniz yetiştirin.

Mevsimi dışında taze meyve ve

sebze satın almayın; bunlar uzak

yerlerden getirilmiş olabilir.

faturanızı yılda yüzde 70Haftalık alışverinişi tek seferde yapın.

oranında azaltabilirsiniz. Organik ürünleri satın alın.

Aşırı ambalajlanmış ürünleri satın

Kaloriferin ısısını biraz azaltın

almayın.

Mümkün olduğunda geri dönüşüm yapın.

3

Evsel atık sularını geri dönüşüme tabi

tutun.

E v

D ü z e n i

Düzenli aralıklarla

buzdolabınızın/derin

dondurucunuzun buzunu çözün.

Çamaşırlarınızı makinede

kurutmak yerine asarak kurutun.

Çaydanlığa kullanacağınız kadar

su doldurun.

Bulaşık ve çamaşır makinenizi

tam yükle çalıştırın; bu şekilde

su, elektrik ve deterjan tasarrufu

sağlarsınız.

5

S A T I N

A L M A

6

E v

y a l ı t ı m ı

Enerji tasarruflu ışık ampülleri

kullanın.

Radyatörlerinize termostatik

sübap takın. Sıcak su tankınızı,

çatınızı ve duvarlarınızı yalıtın.

180 mm kalınlığında tavan yalıtımı

yaparak çatıdan kaybolan ısının

yüzde 25'ini durdurabilirsiniz.

S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 7

http://www.karbonayakizi.com



S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 9

https://www.bezelyedergi.net

Cevabımız

Tabii ki de

HAYIR

Sürdürülebilir yaşam, konforsuz bir hayat yaşayacağınız anlamına

gelmiyor. Hayatınızı sürdürürken aldığınız kararlarda, kendiniz kadar

doğayı ve üzerinde yaşayan diğer canlıları da düşünerek, daha bilinçli

seçimler yapmanızı salık veriyor. Doğal bir denge içinde, insanın ekoloji

ve doğal döngüler ile kurduğu simbiyotik ilişkilerine saygı duyarak

yapılan tutarlı bir yaşam şekli değişikliği, tabii ki biraz zaman istiyor.

Ancak içinde yaşadığımız aşırılıklar çağında hepimizin bir yerden

başlaması gerekiyor.

sürdürülebilir yaşamın en güçlü önermelerinden biri, yaptığınız her seçimin bir

etkisinin olması. Her gün sipariş ettiğiniz kahveden giydiğiniz kıyafetlere,

yaptığımız seçimlerin tamamı büyük dünya resminin bir parçası. Özcümle,

sürdürülebilir yaşam, seçimlerinizde ve hareketlerinizde bilinçli olursanız

dünyayı değiştirebileceğinizi söylüyor. Sürdürülebilir yaşam, bir parçası olmaya

karar verdiğiniz ahlaki değerler bütünü aynı zamanda. Zira eninde sonunda

sürdürülebilir yaşam yolundan yürümeyi tercih ettiğinizde, dünyayı etkileme

biçiminizi değiştirmeyi kabul etmiş oluyorsunuz; bu da beraberinde farklı bir

düşünsel boyut kazanmanıza karşılık geliyor.


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 1 0

https://vogue.com.tr/

SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DÜNYA İÇİN

H&M GROUP'TAN 5 ÖNEMLİ ADIM

%97 Oranında Geri

Dönüştürülmüş veya

Sürdürülebilir Pamuk

Döngüsel İş Modelleri Hayata

Geçiyor

H&M geri dönüştürülmüş veya

diğer sürdürülebilir tedarikli

pamukta %97 seviyesini

yakaladı ve 2020 sonrasındaki

koleksiyonları için

alışılagelmiş pamuğu artık

kullanmayacak

Kurum döngüsel iş modellerini

inceledi ve talep bazlı,

özelleştirme, onarım, kiralama,

yenileme, ticari ve yeniden

kullanılabilir paketleme gibi çeşitli

döngüsel girişimler başlattı.


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 1 1

https://vogue.com.tr/

ÇOCUĞUN TATLIYA

DÜŞKÜNLÜĞÜ

SERENAY ANILCAN

29,005 Ton Kıyafet

Toplandı

H&M 2018’e nazaran 40%

artışla- 29,005 ton kıyafet

topladı, yıllık hedefleri olan

25,000 tonluk hedefine bir sene

evvel ulaşmış oldular.

600'ü Aşkın Tedarikçi Sıfır

Zararlı Kimyasal Atık

Programında

Markanın 600’ ü aşkın tedarikçisi

ile tekstil ve deri tedarik zincirinin

%100’ü Sıfır Zararlı Kimyasal Atık

Programına dahil oldular.

İklimde A-listesi Üyesi

H&M, CDP’nin prestijli

İklimde A-listesi’ne iklim

Dünyanın en

değişikliğine yenilikçi karşı öncü

faaliyetleri insanı sebebiyle Can

Hakman ile

katılmaya röportaj. hak kazandı.


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 1 2

www.yeniisfikirleri.net

KENDİNE YETEN

TEKNOLOJİK ÇADIR

BM’ye göre iklim değişikliği nedeniyle, 2050 yılına

kadar 250 milyon mülteci göç edecek. Dünyanın dört

bir yanındaki milyonlarca insan; giderek artan nüfus

sayısı, şiddetli sel, su kaynaklarının kuruması ve

küresel ısınmanın etkileri nedeniyle göç etmek

zorunda kalıyor. Ürdünlü bir mimar, mülteciler için

kızılderili kabilelerin geçici çadırlarına benzeyen bir

çadır tasarladı.


Çevrenin durumuna göre kendini ayarlayabilen

çadır rüzgarlı havalarda daha dirençli bir hal

alabiliyor. Sert kış koşullarına ve sıcak çöl

iklimine dayanaklı olan çadır üzerindeki hava

dolaşım kanalları sayesinde oldukça yüksek bir

ısı yalıtımına sahip. Bunların yanı sıra dış

kısmındaki güneş enerjisiyle çalışan katmanı,

güneş enerjisini alıp kullanılabilir enerjiye

çevirirken, iç katmanı yağmur suyunu topluyor

ve toplanan su, bir termosifonlama sistemi

vasıtasıyla çadırın üzerindeki su deposuna

aktarılıyor. Bu su deposu insanların hızlıca duş

almalarına yardımcı oluyor. Ayrıca, sahip

olduğu drenaj sistemi çadırın içinin selden

etkilenmesinin önüne geçiyor.

S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 1 3

www.yeniisfikirleri.net


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 1 4

SEDA ATAK KİMDİR

M

erhaba, ben 1989, Kuşadası doğumluyum. Lise eğitimim

sonuna kadar Kuşadası’nda yaşadım. 2007 yılında Anadolu

Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünü kazanmamın

ardından Eskişehir yolculuğum başladı. Lisans eğitimimin

hemen ardından yüksek lisansım için Anadolu

Üniversitesi’nde çalışmalarıma devam ettim. Bu süre

zarfında gelişimimdeki en güzel fırsat, yüksek lisans

çalışmamı sunmak üzere ziyaret etme fırsatı bulduğum

Japonya-Tokyo seyahatimdi. Bilimsel ve kültürel anlamda

ufuk açıcı bu gezi, kişisel gelişimim için önemli bir dönüm

noktasıydı. Öğrenmeyi ve öğrendiklerimi paylaşmayı çok

seven bir yapım var. Sosyal bir yaşam için zaman

yaratmaya özen gösteririm. Eski normalimizde her ay en

az bir tiyatro oyunu izlemek, bir konser dinlemek için

sabırsızlanırdım. Yeni normalde ise, online kültürel

yayınları izlemeye gayret ediyorum. Geçtiğimiz hafta ilk

online tiyatro deneyimimi yaşadım.

Üniversite eğitimime kadar, tüm okul hayatım boyunca lisanslı voleybol oyuncusu olarak aktif

bir şekilde spor yaptım. Şuan çalışmakta olduğum şirketimde de Koç Topluluğu Spor şenlikleri

kapsamında voleybol tutkumu sürdürmeye devam ediyorum. 2016 yılı Ocak ayı itibariyle Ford

Otosan Eskişehir Fabrikası bünyesine katıldım. Çevre kıdemli mühendisi olarak geniş bir

çalışma alanı kapsamında projelerde görev yapıyorum.

Dünya Ekonomik Forumu tarafından son yayınlanan Küresel Riskler Raporu’nda küresel risklerin

ilk beşinde çevresel olaylar yer alıyor. Bu risklerin içinde etkisini en çok hissettiğimiz İklim

Değişikliği, bireyleri ve şirketleri de bu konuda aksiyon almaya zorluyor. Bu kapsamda, bizde

şirketimizde çeşitli sürdürülebilirlik projeleri hayata geçirmek üzere çalışmalarımıza devam

ediyoruz.


S E D A A T A K İ L E R Ö P O R T A J

Otomotiv sektöründe ve Ford

Otosan’da sürdürülebilirlikle ilgili

hangi çalışmalar yapılıyor?

021 yılı itibariyle Otomotiv Sanayi Derneği Çevre Kurulu

2

Başkanlığını yürütüyorum. Bu görev ile Ford Otosan dışında

otomotiv sektöründe görev yapan çevre ve sürdürülebilirlik

uzmanları ile de yakın çalışma imkanı buluyorum.

Sürdürülebilirlik üç sac ayağından oluşuyor. Sosyal, ekonomik

ve çevresel. Bu süreçlerden, çevreseL sürdürülebilirlik

içerisinde çevre ve enerji projeleri ve iklim dostu aksiyonlar

yer alıyor. Çevre ekibi olarak biz, fabrikamızın tüm atıklarını

geri kazanılmasını sağlayarak etkin bir atık yönetimine katkı

sağlıyoruz. Evsel atıklarımızın düzenli depolama yerine

biyometanizasyon tesisinde elektrik enerjisine dönüşmesi

kapsamında çalışma yürütüyoruz.

Endüstriyel simbiyoz fırsatları üzerinde çalışarak tesisimizin

döngüsel ekonomiye katkısını arttırmaya çalışıyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda çevre mühendisleri olarak Türkiye ve

Avrupa Çevre Mevzuatlarını sıkı Takip ederek,

lokasyonlarımızda gerekli çalışmaları yürütürdük. Geldiğimiz

noktada, eskisinden farklı olarak, artık çevre hedeflerimiz atık

ve su metriklerinden daha kapsamlı bir yapıya ulaştı.

Şimdilerde şirketlerimizde kısa, orta ve uzun dönemli iklim

risklerimizi yönetmek üzerine çalışıyor, çevre değil iklim

hedeflerine odaklanıyoruz. Özellikle tüm otomotiv sektörü

sera gazlarını azaltma stratejileri için çalışmalarına hız

kazandırdı.

S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 1 5

www.fordotosan.com.tr


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 1 6

www.istockphoto.com/tr

Birçok firma sürdürülebilirlik adına recycle, reuse,

reduce (3R) çalışmalarını yapıyor. Şirket olarak sizin

de bu tarz çalışmalarınız var mı?

B

izde Eskişehir Fabrikamızda birçok farklı

atık geri kazanım çalışması yürütüyoruz.

Örneğin ambalaj atıklarımız kapsamında

çalıştığımız firma atıkların geri

kazanımından çöp poşetleri üretiyor.

Eskişehir ilçelerinde kullanılan bu

poşetler ile tekrar ambalaj atıkları

toplanarak devamlı bir geri kazanım

döngüsü yaratılıyor. Fabrikamız içinden

iki reuse çalışması örneği verirsem;

üretimde kullanılan bir ürüne ait karton

kutuları floresans atıklarımızın geçici

depolanmasında yuva olarak kullanıyor,

eski kiosklarımızdan atık cam

kumbaraları yapıyoruz. Reduce, (azaltım)

kapsamında ise her bölümün her yıl bir

önceki yıla daha fazla olan atık azaltım

hedefleri bulunuyor. Tüm üretim

alanlarımızda atıkların azaltılması

kapsamında saha turları

gerçekleştiriyoruz. Özellikle yeni

yatırımlarda daha az atık oluşturacak,

daha az kimyasal kullanılması mümkün

olan prosesleri tercih ediyoruz.


Ford Otosan’da yıl içinde sıfır atık,

malzeme ve atık azaltılımı ve tek

kullanımlık plastiklerin azaltılması

konularında çeşitli çalışmalar

yürütüldü. Bu çalışmalar hakkında bilgi

alabilir miyiz?

E

skişehir Fabrikası olarak, Koç Holding’in

de imzaladığı tek kullanımlık plastiklerin

tüketimine son verilmesi taahhüdünü

destekliyor ve bu doğrultuda

çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Yemekhanelerde ve ofislerde tek

kullanımlık plastik kullanımına son

vererek bu alanlardaki plastik tüketimini

%50 azalttık. Pet şişe kullanımlarımıza

tamamen son vererek ihtiyaç olması

durumunda içeceklerimiz için cam

şişeler tercih ediyoruz. Sıfır atık hedefine

ulaşmak için, hayata geçirdiğimiz farklı

projelerle atık oluşumunu azaltıp, geri

dönüşüm oranını artırarak atık

sahalarına giden atıkları sıfırlıyoruz.

Kaynağında ayrı toplanan tüm atıkları

lisanslı tesislerde geri dönüşüme

gönderiyoruz. Sıfır atık kapsamında

çalışanlarımıza eğitim düzenliyor ve

iletişim çalışmaları yürütüyoruz.

Üretim proseslerinde kullanacağımız

parçaların dizaynında atık malzeme

kullanımlarının arttılması ve

hammadde kullanımının azatılması

kapsamında projelere odaklanıyoruz.

Çevre, üretim ve kalite ekipleri ile

tedarikçilerimizden gelen üretim

malzeme ambalajlarımızı inceleyerek,

montaj sonrasında atık olan bu

malzemelerin azaltılması için

çalışmalar yapıyoruz. Şirket içi ve dış

paydaşlarımız ile birlikte yaptığımız

bu projelerle karbon ayak izimizi

birlikte azaltmayı hedefliyoruz.

S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 1 7

www.fordotosan.com.tr


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 1 8

wwf.fi/greenoffice/en/.tr

YEŞİL OFİS

FORD OTOSAN

Türkiye’deki WWF Yeşil Ofis belgesi Diploması alan

otomotiv sektöründeki ilk şirketsiniz. Yeşil Ofis olmak

için neler yaptınız? Bu belgenin şirket için önemi

nedir?

W

WF ile yürüttüğümüz Yeşil Ofis süreci çok keyifliydi. Öncelikle bir gönüllü ekibi kurduk. 15

arkadaşımız ile ofislerimizden kaynaklanan ekolojik ayak izimizi azaltmak için küçük

toplantılar, fikir alışverişleri ile tüm arkadaşlarımızın davranış değişiklikleri yapmalarını

sağladık. Fotokopi makinelerimize kartlı takip, çıktı alırken toner tasarrufu sağlayan sistemler

tasarladık ve küçük farkındalıklardan biri olan, sabahları simitleri sardığımız kağıtları

küçültmek için bile aksiyon aldık. Bu tasarrufu için musluklarımıza perlatörler temin ettik,

kafeteryamızda tüm çalışanlarımıza bir etkinlikle sadece bir kağıt havlu ile ellerini

kurulayabileceğini deneyimlettirdik. Bu etkinlik sonrasında el kurutucular da devreye alarak,

tek bir kağıt havluyu hatırlatmak için “salla-katla-kurula” etiketleri tasarladık. Tüm bu

çalışmalar ile kişi başı kağıt tüketimi, su tüketimi ve plastik tüketiminde %40 oranında azaltım

sağlayarak “Yeşil Ofis Diploması” almaya hak kazandık.


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 1 9

www.fordotosan.com.tr

Güneş panelleri

ve şirket içi

kompost

makinelerini

tercih etmenizin

sebepleri

nelerdir?

Ş

irketimizin Sıfır Atık ve Sürdürülebilirlik

Yaklaşımları kapsamında, düzenli

depolamaya giden atık miktarının

azaltılması amacıyla, organik

atıklarımızdan Kompost elde edilmesi ve

fidan yetiştirme-dikim faaliyetlerinde

gübre yerine kullanılmasıyla atıkların

doğaya kazandırılmasını hedefledik.

Elektrik-mekanik tasarımı Ford Otosan

tarafından gerçekleştirilen, çalışanlarımız

tarafından üretilen makinede ise arıtma

tesisi blower atık ısısı kullanıldı.

Makinemizde, Yemek hazırlama, çay ve

talaş atıklarından kompost elde ediliyor.

Eskişehir Teknik Üniversitesi ile lisans

tezi yapılarak Akademik bir çalışmaya

katkı yaratan projeyle Sanayi-Üniversite

işbirliğiyle sosyal fayda da sağladı. Oluşan

kompostlarımızı fabrika sahamızda

yapılan dinlenme alanları peyzaj

çalışmalarında kullanma imkanı elde

ettik.

Enerji hedeflerimiz kapsamında da

yenilenebilir enerji yatırımları yapmaya

çalışıyoruz. bu kapsamda Eskişehir

Fabrikamızda günes enerjili aydınlatma

direkleri kullanıyor ve bir prosesimizin

enerji ihtiyacını günes panellerinden

sağlıyoruz. Yürüttüğümüz süreçler

hakkında tüm detayları şirketimizin

internet sitesindeki Sürdürülebilirlik

Raporlarında bulabilirsiniz.



S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 2 1

www.webtekno.com

Nua Electrica, aslında normal

bir bisiklet gibi görünüyor.

Bisikletin tüm donanımı

titanyum kullanılarak

oluşturulmuş ve toplamda 13

kilogram. Arka tekerleğinde

bir mekanizma bulunan

bisiklet, buradaki mekanizma

yardımıyla yönetiliyor. Bu

mekanizma aslında bisiklet

için motor ve akü görevi

görüyor,

Akıllı telefonlarınıza yüklemiş

olduğunuz uygulama yardımıyla bisikleti

yönetebiliyorsunuz. Uygulama

yardımıyla 6 farklı modda bisikletini

kullanabilmenize imkan tanınıyor.

Kullanıcı, araziye en uygun modu

seçiyor ve bisiklet o moda göre çalışıyor.

Sensörlerin yardımıyla yokuş yukarı

çıkarken yardımcı oluyor, durduktan

sonra yeniden hareket edebilmeniz için

otomobillerde bulunan 'yokuş kalkış

desteği'ne benzer bir sistemle de

destekleniyor.

Yokuş aşağı inerken aşırı

hızlanmayı engelliyor. Bu

modlardan en ilgi çekici

olanı ise otomatik şarj

modu. Bu mod, kullanıcı düz

yolda giderken pili şarj

edebiliyor. Şirketin iddiası

bu modda kullanıcılar,

sınırsız olarak bisikletlerini

kullanabilirler.


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 2 2

Stj. Dyt. Yaren KUŞKULU

BESLENME NEDİR?

Yaşamın devamlılığı için beslenme kaçınılmaz bir temel ihtiyaçtır.

Bundan kaynaklıdır ki yeryüzünde yaşamın başlaması ile insanlar,

besin temini için oldukça fazla çaba göstermişlerdir. Bu uğurda

yapılan savaşlar, birçok keşif ve icatlar durumun en iyi

göstergelerindendir. Yaşanılan her dönemde, toplumların en

önemli yaşam biçimi olarak ele alınan beslenme gelişme göstererek

değişime uğramıştır. Beslenme kavramının gösterdiği bu

değişimleri doğru değerlendirmek beslenme sorunlarının çözüme

kavuşturulmasında büyük öneme sahiptir. Bir ihtiyaç olarak ortaya

çıkan beslenme, sağlığın en temel ilkelerinin başında gelmektedir.

Beslenme bilimi, çok boyutlu bir kavram olmasından kaynaklı

kültürel, ekonomik, sosyolojik, psikolojik ve hatta teknolojik

unsurlardan etkilenmektedir. Bu etkileşimlerin bir sonucu olarak;

gelişen teknoloji, kültürlerin sentezi ve ortak yaşamın getirileri ile

beslenme tarihsel süreçte gösterdiği değişimlerden farklı olarak ne

yazık ki başlı başına bir tüketim sektörü haline dönüşmüştür.


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 2 3

Stj. Dyt. Yaren KUŞKULU

Tek başına tüketimi ele alan bir beslenme biçimi besin

güvencesini zedelemektedir. Besin güvenliği, besinlerin hem

üretimi hem de tüketiminin devamlılığı ile sağlanmaktadır.

Bu durumda tüketimden ziyade üretim aşamasına da

odaklanmak hem insan sağlığı hem de çevre sağlığını

olumsuz etkileyen temellerin önüne geçilmesinde önemli rol

oynamaktadır. Tüketimin artması ve besin seçimlerinin

değişimi sonucunda üretim aşamalarındaki dönüşümler iklim

değişikliği, doğal kaynakların korunmaması ve çevreye

verilen zararın en temel nedenlerinden biridir. Tüketimin

artması ve yanlış üretim aşamaları sonucunda karşılaştığımız

tablo ise israf, açlık, küresel su krizleri, kırmızı ışık veren

iklim sinyalleri yani gezegene yaptığımız kötülüklerden

ibarettir. Hayatın hemen her alanında karşımıza çıkmaya

başlayan sürdürülebilirlik kavramının beslenme ile de

bütünleşmesi bu tüketim çılgınlığının önüne geçmek ve

doğru üretim aşamalarına odaklanmak için en önemli

basamaklardan biri olacaktır.


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 2 4

Stj. Dyt. Yaren KUŞKULU

SÜRDÜRÜLEBİLİR

BESLENME NEDİR

Sürdürülebilir beslenme; toplum sağlığının tüm

yönlerine odaklanan, çevresel etkisi düşük, kültürel

olarak kabul edilebilen, düşük maliyetli, güvenilir

ve bireyler arası eşitliği savunan beslenme çeşididir.

Hedefleri arasında hem günümüz toplumunun hem

de gelecek nesillerin her yönden iyilik halini

geliştirerek sağlığının korunması, bireylerin büyüme

ve gelişmelerinin sağlıkla desteklenmesi, yetersiz

beslenme ile mücadele ederken aynı zamanda aşırı

beslenmenin de önüne geçilmesi, beslenmeye bağlı

hastalıkların riskinin önlenmesi, atıkların

azaltılması, çevresel etkilerin en aza indirilmesiyle

biyoçeşitliliğin korunması ve gezegen sağlığının

desteklenmesi vardır. Anlaşılan o ki sürdürülebilir

beslenme sadece toplumun sağlığını değil aynı

zamanda gezegenin sağlığını da ele alan ve koruyan

bir yaklaşımdır.


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 2 5

HEM BİREYİN SAĞLIĞINI HEM DE

GEZEGEN SAĞLIĞINI KUŞATAN VE

BUNLAR İÇİN İLKELER BELİRLEYEN BU

YAKLAŞIMI HAYATIMIZA KATMAK İÇİN

DAHA NEDEN BEKLİYORUZ?


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 2 6


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 2 7

Stj. Dyt. Yaren KUŞKULU

S A Ğ L I K L I G E Z E G E N İ Ç İ N

S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R B E S L E N M E

Besin üretiminde kullanılan sistemler; bireylerin besin

tercihlerine, beslenme modellerine, beslenme sıklığı

ve miktarlarına bağlı olarak değişim göstermektedir.

Tüm bu etkenler sonucunda ulaşılan üretim sistemi

bazı durumlarda iklim değişikliğine, biyoçeşitliliğin

korunamamasına, sera gazı emisyonlarına, su

rezervlerinin azalmasına sebebiyet vermektedir.

Sürdürülebilir beslenme hem besin

seçimleri hem de kültürel uygunluk, atıkların

azaltılması, israfın önlenmesi, doğru toprak ve su

kullanımı gibi ilkeleri doğrultusunda aslında gezegen

sağlığını da destekleyen bir yaklaşımdır. Besin

seçimlerinde bitkisel kaynaklı besinlerin hayvansal

kaynaklı olanlara kıyasla daha fazla tüketilmesini

destekleyerek karbon ayak izi, su ayak izi ve azot ayak

izlerinin azaltılmasını sağlamaktadır. Hayvansal

kaynaklı besinlerin karbon salınımı bitkisel kaynaklı

besinlere göre neredeyse 50 kat daha fazladır.

Bu nedenle sürdürülebilir beslenmenin

desteklediği yaklaşımlardan biri olan

haftada bir gün et tüketimi yerine bitkisel

protein kaynağı olarak nitelendirilen kuru

baklagillerin tüketilmesi karbon salınımını

azaltarak sera gazı emisyonunun

azalmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda

hayvansal kaynaklı besinlerin su ve enerji

kullanımı da oldukça fazladır. Tüm bu

etkenler aslında gezegenimizin

yaşlanmasına ve hastalanmasına neden

olmaktadır. Doğal besinlerin de yanlış ve

aşırı tüketimi ile dünyamıza zarar verdiğini

unutmamalıyız. Sürdürülebilir beslenme

gerek toplum sağlığı gerek gezegen sağlığı

açısından bir tercih değil bir gereklilik

olmalıdır. “Vücudunuza iyi bakın, yaşamak

zorunda olduğunuz tek yer orasıdır” (Jim

Rohn). Vücudumuz için nasıl sağlıklı

beslenmemiz gerekiyorsa gezegen sağlımız

için de beslenmemize dikkat etmemiz

gerekmektedir. Çünkü unutmayalım ki

toplum olarak da yaşamak zorunda

olduğumuz tek yer dünyamız.


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 2 8

ALPLERDE İKLİM

DEĞİŞİKLİĞİNE

BAĞLI KAR ERİMESİ,

ANİ MEVSİMSEL

DEĞİŞİKLİĞİ

TETİKLİYOR


"Yüzyılın sonunda iklim değişikliğine bağlı olarak dağlık bölgelerde kar

erimesinin 50-130 gün önce gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Deneysel manipülasyonları kullanarak, sadece 10 gün süren erken kar

erimesinin, mikrobiyal topluluklarda ve biyojeokimyasal döngüde daha

erken bir mevsimsel geçişe yol açtığını gösterdik."

Dr. Arthur Broadbent

Alplerde ilkbaharda kar erimesi, iklim

değişikliği nedeniyle yılın başlarında meydana

geliyor ve bunun sonucunda dağ

ekosistemlerinde ani sapmaları tetikliyor. Bu

değişiklikler, bu değerli ekosistemlerin

işleyişini olumsuz etkileyebilir.

Doğal Çevre Araştırma Konseyi tarafından

finanse edilen yeni araştırma, Alp

topraklarındaki hayati öneme sahip mikrobiyal

toplulukların, devam eden iklim değişikliğinin

neden olduğu artan küresel sıcaklıkların

doğrudan bir sonucu olarak tehdit altında

olduğunu göstermiştir. Bu yer altı mikropları,

insanlar da dahil olmak üzere tüm hayvanların

ve bitkilerin bağlı olduğu temel besinleri geri

dönüştürdükleri için yer üstü yaşamı kritik bir

şekilde destekler. Ayrıca, daha fazla küresel

ısınmaya neden olamayacağı toprakta ne

kadar karbonun güvenli bir şekilde

depolanacağını da kontrol ederler.

S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 2 9

Kışın, Alp toprak mikropları, karla birlikte bir

yalıtım örtüsü görevi görür ve bu da onların soğuk

alp kışı boyunca çalışmaya devam etmelerine izin

verir. Bununla birlikte, yıllık Alp kış kar paketinin

bu yüzyılın sonunda şu anda olduğundan 100

günden daha erken erimeye başlayacağı tahmin

edilmektedir. Manchester Üniversitesi'nden bilim

adamları, Innsbruck Üniversitesi, Helmholtz

Zentrum München ve Ekoloji ve Hidroloji Merkezi

ile işbirliği içinde, bunun toprak mikroplarını nasıl

etkileyeceğini ve sahada deneyler ve bulgularını

ISME Journal'da yayınlamak.

Sonuç olarak, karbon tutmayı ve bitki verimliliğini

tehdit eden gelecekteki iklim değişikliği altında

mevsimsel olarak karla kaplı ekosistemlerde kış

ekosisteminin işleyişi azalacaktır. Bu, tarımsal

üretimi olumsuz etkileyecek ve doğal

ekosistemleri bozacaktır. Ayrıca, bu

ekosistemlerdeki yıllık karbon akışını, daha fazla

iklim ısınmasına neden olma potansiyeli ile

değiştirecek.

https://www.manchester.ac.uk.


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 3 0

Geçen yüzyılda, küresel ısınma tüm Alp buzullarının çekilmesine neden oldu.

2006 yılında, buz olarak depolanan su hacmi, sıvı olarak mevcut olandan

neredeyse % 10 daha fazlaydı, ancak marj daralmaya devam ediyor.

Buzul durgunluğu, Alp bitkilerinin her on yılda 0,5 - 4 m oranında yukarı doğru

göç etmesine neden olmuştur. Uzun vadede, ova bitkileri, Alp türlerini, gidecek

hiçbir yeri kalmayana kadar giderek daha yüksek rakımlara taşıyacak ve bu da

onları etkin bir şekilde yok olmaya zorlayacaktır.

Egzotik türlerin parklardan ve bahçelerden yayılması, iklim değişikliğinin ortaya

çıkardığı bir başka potansiyel tehdittir ve yaprak dökmeyen ağaçların (hatta

palmiye ağaçlarının!) Doğal ormanları istila ettiği Güney Alplerde zaten

gözlemlenebilir.

Bitki topluluklarının tür bileşimi, tüm gıda zinciri için henüz bilinmeyen

sonuçlarla değişebilir.


S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R D E R G İ | 3 1

https://wwf.panda.org

Alplerin flora ve faunasının karşı savunmasız olduğu hastalıklara yol açan güney

patojenlerinin istilası da küresel ısınmanın bir sonucu olabilir.

Küresel ısınma ayrıca yağmur ve kar yağışı modellerinde değişikliklere ve sel ve

çığ gibi aşırı meteorolojik olayların sıklığında bir artışa neden olacaktır.

Daha yüksek sıcaklıklar, donmuş toprak tabakalarını bozarak, eğim

istikrarsızlığına ve kaya düşmelerine ve toprak kaymalarına neden olacaktır.


B U

D Ü N Y A

H E P İ M İ Z İ N

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!