24.01.2022 Views

Enerji Panorama Aralık 2021 - Ocak 2022

Pano Kariyer Yatırım Elektrik dağıtım şirketleri, yılda 15 milyar TL yatırım yapacak Enerjisa’nın Eşarj’daki hissesi yüzde 94’e yükseldi ‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı 2021 Yılında Dünyada ve Türkiye’de Enerjinin Gündemi Fiyatlar Oldu Rekora imza atan kömür talebi, net sıfır hedeflerini tehdit ediyor Glasgow’dan “aşamalı olarak azaltma” kararı çıktı Türkiye, yeşil hidrojen ihracatçısı olabilir ama… “Kirleten öderse” Türkiye’nin 2030’da kömürden çıkması mümkün Türkiye’nin iklim değişikliği stratejisine UNDP de katılacak Almanya’da yeni dönem Şili’nin çöllerinde “Moda Dağı” oluştu Geleceği inşa etmek-NEOM Antarktika ve küresel ısınma: Olasılık mı kesinlik mi? OEDAŞ, “Enerjimiz Eşit” projesiyle EBRD’den gümüş madalya kazandı 100 soruda sürdürülebilir enerji Elektrikli araç şarj soketi sayısı 12 bin 500 olacak Enerji sektörü ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde buluştu Kalyon Enerji, 12 yıl vadeli 812 milyon dolarlık kredi aldı Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak Akenerji, Kadın Enerjisi projesi için “Kampüste” Siklon seperasyonu hesaplamalı analizi Kurum kültüründe yüksek ve pozitif enerji Yetenek açığı son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı Türkiye’deki şirketlerin gündemi müşteri deneyimini artırmak İstatistik

Pano
Kariyer
Yatırım
Elektrik dağıtım şirketleri, yılda 15 milyar TL yatırım yapacak
Enerjisa’nın Eşarj’daki hissesi yüzde 94’e yükseldi
‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı
2021 Yılında Dünyada ve Türkiye’de Enerjinin Gündemi Fiyatlar Oldu
Rekora imza atan kömür talebi, net sıfır hedeflerini tehdit ediyor
Glasgow’dan “aşamalı olarak azaltma” kararı çıktı
Türkiye, yeşil hidrojen ihracatçısı olabilir ama…
“Kirleten öderse” Türkiye’nin 2030’da kömürden çıkması mümkün
Türkiye’nin iklim değişikliği stratejisine UNDP de katılacak
Almanya’da yeni dönem
Şili’nin çöllerinde “Moda Dağı” oluştu
Geleceği inşa etmek-NEOM
Antarktika ve küresel ısınma: Olasılık mı kesinlik mi?
OEDAŞ, “Enerjimiz Eşit” projesiyle EBRD’den gümüş madalya kazandı
100 soruda sürdürülebilir enerji
Elektrikli araç şarj soketi sayısı 12 bin 500 olacak
Enerji sektörü ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde buluştu
Kalyon Enerji, 12 yıl vadeli 812 milyon dolarlık kredi aldı
Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak
Akenerji, Kadın Enerjisi projesi için “Kampüste”
Siklon seperasyonu hesaplamalı analizi
Kurum kültüründe yüksek ve pozitif enerji
Yetenek açığı son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı
Türkiye’deki şirketlerin gündemi müşteri deneyimini artırmak
İstatistik

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yaşında

E N E R Jİ PANORAMA

Dergiyi PDF okumak için...

Türkiye Enerji Vakfı

Yıl: 9 • Sayı: 100 • ARALIK 2021-OCAK 2022

İŞTE 2021’DE

ENERJI SEKTÖRÜNÜN

KARNESI

Türkiye, yeşil hidrojen

ihracatçısı olabilir ama…

Kömür talebi ve net

sıfır hedef çelişkisi

Şili’nin çöllerinde

“Moda Dağı” oluştu


İçindekiler

30 36

‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı

İTÜ ARI Teknokent’in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek tarafından düzenlenen Big

Bang Start-up Challenge etkinliği, bu yıl “Öncüler” mottosuyla 2 Aralık 2021

tarihinde gerçekleştirildi. 10’uncu yaşını kutlayan Big Bang’de, 2020’de 54

milyon TL’yi bulan ödül, nakit ve yatırım miktarı bu yıl yüzde 748 artışla 458

milyon TL’yi aştı…

Rekora imza atan kömür talebi, net sıfır

hedeflerini tehdit ediyor

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından her yıl yayınlanan Kömür Raporu’na

göre, 2022 yılında gerçekleşecek hızlı ekonomik toparlanma ile elektrik

üretiminde küresel kömür talebi tüm zamanların en yüksek seviyesine

ulaşacak.

2021 YILINDA DÜNYADA

VE TÜRKİYE’DE

ENERJİNİN GÜNDEMİ

FİYATLAR OLDU

32


40

Glasgow’dan “aşamalı olarak azaltma”

kararı çıktı

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar

Konferansı (COP26), 1 -13 Kasım tarihleri arasında, Birleşik Krallık

başkanlığında, İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleşti. Sonuç

bildirgesinde, ülkelerin iklim kriziyle mücadeleye yönelik hedeflerinin,

küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmayı amaçlayan Paris

Anlaşması hedeflerine uzaklığına dikkat çekildi.

78

Türkiye’deki şirketlerin gündemi müşteri

deneyimini artırmak

Dijitalleşmenin müşteri deneyimini nasıl etkilediğini ve işletmelerin değişen

tüketici ihtiyaçlarını karşılamak için neler yaptıklarını anlamak için aralarında

Türkiye’nin de bulunduğu EMEA bölgesindeki 7 ülkede 598 işletmeyi mercek

altına alan araştırma, değişen dinamiklere ışık tutuyor.

Pano....................................................................... 8

Kariyer.................................................................. 18

Yatırım.................................................................. 22

Elektrik dağıtım şirketleri, yılda

15 milyar TL yatırım yapacak................................ 27

Enerjisa’nın Eşarj’daki hissesi yüzde

94’e yükseldi........................................................ 28

‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı.............. 30

2021 Yılında Dünyada ve Türkiye’de Enerjinin

Gündemi Fiyatlar Oldu......................................... 32

Rekora imza atan kömür talebi,

net sıfır hedeflerini tehdit ediyor......................... 36

Glasgow’dan “aşamalı olarak

azaltma” kararı çıktı.............................................. 40

Türkiye, yeşil hidrojen ihracatçısı olabilir ama… .44

“Kirleten öderse” Türkiye’nin 2030’da

kömürden çıkması mümkün................................ 48

Türkiye’nin iklim değişikliği stratejisine

UNDP de katılacak................................................ 51

Almanya’da yeni dönem....................................... 52

Şili’nin çöllerinde “Moda Dağı” oluştu................. 54

Geleceği inşa etmek-NEOM ................................. 57

Antarktika ve küresel ısınma:

Olasılık mı kesinlik mi? ........................................ 59

OEDAŞ, “Enerjimiz Eşit” projesiyle

EBRD’den gümüş madalya kazandı...................... 61

100 soruda sürdürülebilir enerji.......................... 62

Elektrikli araç şarj soketi sayısı

12 bin 500 olacak................................................. 64

Enerji sektörü ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde buluştu.. 66

Kalyon Enerji, 12 yıl vadeli 812

milyon dolarlık kredi aldı..................................... 68

Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak...... 69

Akenerji, Kadın Enerjisi projesi için “Kampüste”.. 70

Siklon seperasyonu hesaplamalı analizi.............. 72

Kurum kültüründe yüksek ve pozitif enerji.......... 74

Yetenek açığı son 15 yılın en

yüksek seviyesine ulaştı....................................... 77

Türkiye’deki şirketlerin gündemi

müşteri deneyimini artırmak............................... 78

İstatistik................................................................ 80


editör

Bir yılı daha geride

bırakırken…

Çoğumuz 2008 yılında başlayan küresel

ekonomik krizin yaşandığı

yılları, dünyanın en zorlu dönemi

olarak adlandırmıştı ancak “beterin beteri”

durumunu son iki yıldır yaşıyoruz. Ülke

ekonomilerini, aile bütçelerini etkileyen

ekonomik krize ek olarak milyonlarca kişinin

hayatını kaybettiği, hastanelerde yaşam

mücadelesi verdiği zor bir dönemden geçiyoruz.

Umutlarımızı 2022 yılına erteledik

ancak salgınla mücadeleye devam edeceğiz

gibi görünüyor.

İşte bu olumsuz tablo, 2021 yılında enerji

sektörünü de derinden etkiledi. Karantinanın

şokunu ve yarattığı tahribatı gidermek

için üretim çarklarının daha hızlı döndüğü

2021 yılında, başta enerji olmak üzere birçok

emtiaya erişim sorunu çıktı. Tüm ürünlerde

fiyatların tavan yaptığı 2021 yılında

enerji fiyatları sadece sanayi ve hizmet

sektörünü değil, aile bütçelerini de etkiledi.

Özellikle Avrupa’da insanların akaryakıt

istasyonları önünde oluşturduğu kuyruklar,

doğal gaz ve petrol fiyatlarının önlenemez

yükselişiyle zirve yapan elektrik fiyatları,

tüm hükümetleri önlemler almaya itti. Türkiye

de aynı senaryoyu yaşadı ve elektrik

ve doğal gaza yapılan zam oranları, 3 haneli

rakamlara ulaştı.

2021 yılı aslında enerjide çekişmelerin, çelişkilerin

yılı oldu. Yenilenebilir enerji ve

fosil yakıtların çekişmesinin yarattığı bir

süreç yaşadık. Yaşadıklarımıza bakarsak

2021’de Paris İklim Anlaşması, Glasgow,

enerjide dönüşüm dünya enerji gündeminde

önemli bir yer tuttu. Bir diğer gündemimiz

de fiyatlar oldu. Enerjide yaşanan bu

beklenmeyen fiyat artışlarının kökeninde

artan talep var ancak asıl neden, fosil yakıtlara

sahip ülkelerin “daha fazla kazanma”

yaklaşımı oldu. Fosil yakıtlar “benden

kolay kolay vazgeçemezsiniz” mesajını net

bir şekilde verdi.

Aynı çekişmeli süreci bir süre daha yaşayacağımız

muhakkak. Her ne kadar Paris

İklim Anlaşması’nı imzalayan çok sayıda

ülke, enerjide dönüşüm için milyarlarca dolarlık

yatırıma başlayacak olsa da kısa ve

orta vadede fosil yakıtların hakimiyeti sürecek

gibi görünüyor. Artan talebi, şu anda

hiçbir ülke yenilenebilir kaynaklardan karşılayabilecek

seviyede değil. Kömür, petrol

ve doğal gazı daha fazla tüketeceğiz. Bu

kaynaklara sahip olan ülkeler de Kovid-19

nedeniyle kaybettiklerini hatta daha fazlasını

kasalarına aktaracak, hatta bazıları bu

avantajlarını siyasi arenada da kullanmaya

devam edecek.

Türkiye bu süreçte, enerji arz güvenliğini

artıracak dönüşümü hızlandıracak yeni

projelere odaklanarak hem ülkenin hem de

hanelerin enerji harcamalarını düşürebilir

ve “kendi kendine yeten” bir ülke olabilir.

2022’nin tüm okurlarımıza, ülkemize ve

insanlığa sağlık, huzur ve daha ucuz enerji

getirmesini dileriz.

Keyifli okumalar…

İmtiyaz Sahibi

TÜRKİYE ENERJİ VAKFI

İKTİSADİ İŞLETMESİ

TENVA İktisadi İşletmesi

Yetkilisi Aycan Kızıldağ

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Esengül Erkan

esenerkan@tenva.org

Haber Merkezi

Deniz Suphi • Mahir Arslan

Neşet Hikmet • Z. Işık Adler

Katkıda Bulunanlar

Dr. Fatih Cemil Özbuğday

Dr. Fehmi Tanrısever

Dr. Kürşad Derinkuyu

Serhan Ünal

Abone / Reklam

info@tenva.org

Kurumsal Ab. Bir. Fiyat: 15 TL

Yayın İdare Merkezi

Alternatif Plaza, Kızılırmak

Mah. 1446. Cad. No:12/37

Kat: 10 Çukurambar / Ankara

T: +90 312 220 00 59

Kuruluş Yılı: 2013

Tasarım

Kasım Halis

Yayın Türü

YAYGIN SÜRELİ YAYIN TÜM

TÜRKİYE’DE

Yayın Tarihi

24 Ocak 2022

ISSN

2757-5799

Enerji Panorama Dergisi, Türkiye Enerji

Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından

yayımlanmaktadır. Dergide yer alan yazı,

fotoğraf, illüstrasyon, grafik, harita gibi

malzemeler kaynak göstermek koşulu ile

kullanılabilir. Türkiye Enerji Vakfı İktisadi

İşletmesi, Türkiye Enerji Vakfı'nın iktisadi

işletmesidir


PANO

Aycan Kızıldağ



SANKO ENERJI’NIN

DESTEĞIYLE 262 BIN LITRE

ATIK TOPLANDI

DenizTemiz Derneği/ TURMEPA, Sanko Enerji

Grubunun sponsorluğunu üstlendiği TURMEPA S

teknesi ile derneğin simgesi haline gelen atık toplama

filosuna yedincisini ekleyerek Bodrum’da

büyük bir ihtiyacı karşıladı. TURMEPA S, yaz sezonu

boyunca Gümüşlük ve Yalıkavak arasında

Hebil, Cennet Koyu, Torba ve Türkbükü başta

olmak üzere Bodrum koylarında tur tekneleri ve

yatlardan atık su topladı. Toplanan siyah ve gri su

Yalıkavak Marina ve Torba’da atık su alım tesislerine

teslim edilerek denizlere karışmadan bertaraf

edilmesi sağlandı.

Sanko Enerji Grubu’nun sponsor olduğu TURME-

PA I teknesi ile bugüne kadar Göcek’te 7 milyon

litre atık su toplayarak 56 milyon litre deniz suyunun

temiz kalmasını sağladı. Bu yıl Bodrum’da

faaliyete geçen TURMEPA S ise tekne turizminin

en yoğun olduğu temmuz, ağustos, eylül ve ekim

aylarında 500 tekneye hizmet vererek, toplam

262 bin 870 litre atık alımı gerçekleştirdi. Bu sayede

2 milyon litre deniz suyunun temiz kalması

sağlandı.

TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu,

Sanko Enerji Grubu’nun tekne sayısını ikiye

çıkaran ilk kurum olduğunu belirterek şunları

söyledi: Sanko Enerji Grubu, derneğimizin atık

alım faaliyetlerine 10 yıldır verdiği destekle her

zaman örnek oldu ve fark yarattı. Bodrum’da bir

ilk olarak faaliyete başlayan TURMEPA S teknemiz

atık alım filomuza güç verdi. Bu büyük desteği

için Sanko Enerji Grubuna çok teşekkür ederim.

EPDK DIJITAL DÖNÜŞÜM

DAIRESI FAALIYETE

BAŞLADI

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) bünyesinde,

belgelendirme işlemlerini yürütmek

üzere Enerji Dönüşüm Dairesi Başkanlığı kuruldu.

Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren

7346 sayılı kanun uyarınca EPDK bünyesinde

Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının piyasalara

entegrasyonu ve bu çalışmaların tarafı olanların

haklarının korunmasına yönelik belgelendirme

işlemlerini yürütmek üzere Enerji Dönüşüm Dairesi

Başkanlığı oluşturuldu.

Yeni daire başkanlığının görev alanı şöyle olacak:

Elektrik ve doğal gaz faaliyetleri ile ilişkilendirilen

enerji politikaları çerçevesinde EPDK’nın

görev alanında yer alan iş modellerinin ve teknolojideki

gelişmelerin ilgili piyasalara etkilerini

analiz etmek ve bu konuda gerekli düzenlemeleri

yapmak, araştırma ve geliştirme ile yenilik

alanlarından genel enerji politikaları içerisinde

yer alanların ilgili piyasalara entegrasyonu ile

bu alanlardaki çalışmaların hayata geçirilmesine

ilişkin çalışmaları yapmak, bu kapsamda

oluşabilecek faaliyet, hizmet ve ticarete ilişkin

olarak bunların tarafı olan kullanıcıların haklarının

korunmasına yönelik teknik ve hukuki

düzenlemeleri yapmak ve bu kapsamda her türlü

lisans, sertifika, izin ve belgelendirmeye ilişkin

iş ve işlemleri yürütmek.

Ayrıca düzenlemeyle beraber, daha önce iki başkan

yardımcısı atayabilen EPDK, artık 3 başkan

yardımcısı ataması yapabilecek. Bu çerçevede

EPDK’ya bir Enerji Dönüşüm Dairesi Başkanı

kadrosu ile ilave 70 enerji uzmanı kadrosu tahsis

edildi.

8 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


PANO 

SEDAŞ, “SEN DE BIR ATEŞ

BÖCEĞI YAK” DEDI

Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ (SEDAŞ), Birleşmiş

Milletler Kadın Birimi tarafından düzenlenen

“Sen de bir ateş böceği yak” kampanyasına katıldı.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası

Mücadele Günü’nde başlayan 16 günlük

kampanya boyunca çeşitli uygulamalarla kadına

şiddetle ilgili toplumsal farkındalığın artırılması

hedeflendi. “Kayıtsız Kalmayın” sloganıyla yürütülen

aktivizm hareketi, kadınların maruz kaldıkları

şiddetin son bulması için herkesi duyarlı

olmaya davet ediyor.

SEDAŞ, kampanyaya dahil olan çalışmalarıyla

kadınların karşılaştıkları toplumsal cinsiyete dayalı

şiddet ve ayrımcılığa dikkat çekti. Tuvalimiz

Trafolar projesi kapsamında, faaliyet bölgesinde

bulunan bir trafoya #KayıtsızKalmayın etiketiyle

birlikte SEDAŞ çalışanları tarafından ateşböceği

görseli resmedildi.

SEDAŞ üst yönetim ekibi ve çalışanların kampanyaya

dair çağrılarının bulunduğu videolar

hazırlanarak, sosyal medya hesaplarından paylaşılırken

müşterilere gönderilen SMS’ler ve çağrı

merkezi aracılığıyla da konuyla ilgili mesajlar

iletildi. 16 günlük aktivizm kampanyası boyunca

tüm çalışanlara farkındalık amaçlı turuncu yaka

kurdelesi ile ateşböceği sembolü dağıtıldı ve şirket

bilgisayarlarında ekran koruyucu olarak ateş

böceği tasarımı kullanıldı.

TÜSİAD: ENERJIDE

SÜBVANSIYON DEĞIL,

TEŞVIK OLMALI

TÜSİAD, büyük enerji tüketicilerinin enerji fiyatlarının

sübvansiyonu yerine verimlilik yatırımlarının

kamu tarafından daha fazla teşvik

edilmesini tercih ettiklerini açıkladı. 11. Türkiye

Enerji Zirvesi’nde gerçekleştirilen “Tüketici

Odağıyla Enerjinin Dönüşümü” başlıklı TÜSİAD

özel oturumunda TÜSİAD ilk kez anket sonuçlarını

paylaştı. TÜSİAD’ın enerji başta olmak üzere

farklı sektörlerden enerji tüketimleri yüksek

olan 53 büyük tüketici ile yaptığı ‘Büyük Enerji

Tüketicisi Anketi’ çalışması; “Enerji yatırımları

ve verimlilik”, “Piyasa mekanizmaları” ve “Karbonsuzlaşma”

başlıklarından oluştu.

Yeşil ve dijital dönüşümün Türkiye enerji sektörüne

etkisinin analizi, enerji tüketicisi tarafındaki

risklerin, fırsatların ve farkındalığın tespiti

amacıyla hazırlanan “Büyük Enerji Tüketicisi

Anketi” ile sürdürülebilir ve etkin piyasa koşullarının

sağlanması için, enerji tüketicisinin ve

üreticisinin beklentilerinin ortak paydada buluşturulması

hedeflediklerini belirten TÜSİAD

Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler,

anketin en dikkat çekici cevabının ‘Teşvik mi?

Sübvansiyon mu?’ sorusuna verildiğini belirterek;

“Büyük enerji tüketicileri, enerji fiyatlarının

sübvansiyonu yerine rekabet avantajını doğrudan

etkileyecek verimlilik/ öz tüketim yatırımlarının

kamu tarafından daha fazla teşvik edilmesini

çok büyük bir oranda çıktı” dedi.

10 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


PANO

TOTAL ISTASYONLARINDA

YANLIŞ DOLUM

YAPILAMAYACAK

TOTAL istasyonlarında uzun zamandır kullanılan

ve birçok aracın yanlış yakıt almasının önleyen

Yanlış Dolum Önleme Sistemi Geliştirme Projesi,

yenilenmeye devam ediyor. Bu kapsamda TOTAL

İstasyonları IT Birimi, TOTAL Satış Destek ekibi

ve TURPAK Proje ve IT birimi iş birliğiyle gerçekleştirilen

Yanlış Dolum Önleme Sistemi Geliştirme

Projesi, Türkiye’deki istasyonların tamamında

hayata geçti.

Turpak Genel Müdür Yardımcısı Alper Önkol, işbirliği

hakkında “TOTAL ile yaptığımız bu işbirliğinden

çok mutluyuz. Geliştirilen bu proje ile

sektöre katma değer sağlamaya devam ediyoruz.

Yanlış dolumları engelleyen teknolojimiz, tüketicilerin

korunmasında önemli bir rol üstleniyor.”

dedi. Taşıt, TOTAL istasyonlarından art arda 2

kez aynı tür yakıt alımı gerçekleştirdiğinde, taşıtın

plakasına o ürün tanımlanıyor. Herhangi

bir yakıt alımında taşıta farklı bir yakıt dolumu

yapılmak istendiğinde, yanlış yakıt kullanımı

hakkında ORTR ekranında yazılı ve görsel olarak

uyarılar çıkıyor. Böylece yanlış yakıt alımının

önüne geçiliyor.

BELÇIKA PARLAMENTOSU,

NÜKLEER KONUSUNDA

UZLAŞMAYA VARDI

Belçika parlamentosunda yer alan tüm siyasi

partiler, ülkenin enerji stratejisini ve nükleer

santrallerin durumunu görüştü. Görüşmelerde

ülkedeki nükleer santrallerin 2025 yılında faaliyetine

son verilmesi konusunda uzlaşmaya varıldı.

Nükleer santrallerin kapatılması sonucunda

ortaya çıkan elektrik üretim açığı ise doğal gaz

santralleriyle karşılanacak. Parlamento, açığı

kapatmak için yenilenebilir enerji yatırımlarını

hızlandırmanın yanı sıra yeni nesil küçük modüler

nükleer reaktörler de inşaa edilmesine karar

verdi.

Belçika parlamentosu, 2003 yılında nükleer

enerji kullanımına son vermeye ve faaliyet sürelerini

dolduran reaktörleri devre dışı bırakmaya

karar vermişti. Ancak 2015 yılında ülkede elektrik

kesintilerini önlemek için reaktörün faaliyet

süreleri, 10 yıl daha uzatılmıştı. Bu dönemde var

olan reaktörlerin yenilendiği Belçika’da şu anda

Hollanda sınırına yakın Doel nükleer santralinde

4 adet, Almanya ve Lüksemburg sınırına yakın

Tihange nükleer santralinde de 3 adet olmak

üzere toplam 7 reaktör faaliyet gösteriyor. Bu reaktörlerin

ürettiği elektrik, ülke ihtiyacının yaklaşık

yarısını karşılıyor.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 11


PANO

LIMAK ENERJI ÇALIŞANLARI

“EMPATI” IÇIN SAHAYA ÇIKTI

Uludağ Elektrik, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü

kapsamında Nilüfer Belediyesi Görme Engelliler

Spor Kulübü (BUGES) ile golbol karşılaşması yaptı.

Şirket çalışanları ve BUGES oyuncularından

oluşan karma takımların gerçekleştirdiği empati

maçı berabere sona ererken, dostluk mesajı verildi.

Göz bandı takarak görme engelli sporcularla

gerçekleştirilen maça katılan şirket çalışanları,

kısa bir süre de olsa engellilerin yaşamdaki zorluklarını

hissetti.

Limak Enerji Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali

Erman Aytac, etkinlikle ilgili olarak şunları söyledi:

Dünya Engelliler Günü kapsamında, engelli

vatandaşlarımızın nasıl hissettiklerini ve ne

zorluklar yaşadığını hissetmemizi sağlayan bu

etkinlikte farklı bir deneyim yaşadık. Her kesime

dokunacak projeler yürütmeyi hedefleyen bir şirket

olarak, 2018 yılında İşaret Dili Görüşme Hattı

Projemizi devreye almıştık. Engelli bireylerin

hayatlarının kolaylaştırılması ve sosyal yaşamlarında

herhangi bir işi tek başına yerine getirebilmelerinin

ve çift yönlü iletişim kurabilmelerinin

önemi büyük.

Şirket sadece İşaret Dili Görüşme Hattı’yla değil,

elektrik faturalarında yer verdiği mesajlarla da

konuya dikkat çekiyor. Şirketin ayrıca hem çalışanları

hem engelli bireylerden oluşan Engelsiz

Müzik Korosu da bulunuyor. Müziğin birleştirici

gücünden yararlanan Engelsiz Müzik Korosu’nun

gelirleri yapılan her konser sonrası engelli vatandaşlara

bağışlanarak, ihtiyaç duyabilecekleri

alanlarda destek olunması sağlanıyor.

ELEKTRIK MÜHENDISLERI

ODASI, 67 YAŞINA GIRDI

Elektrik, elektronik, kontrol ve biyomedikal mühendislerinin

meslek örgütü olan Elektrik Mühendisleri

Odası (EMO), kuruluşunun 67. yılını

kutladı. 85 bin üyesi, 14 şubesi, 111 il ve ilçe

temsilciliği ve 150’yi aşkın çalışanı olan EMO,

67. kuruluş yılı dolayısıyla yayınladığı mesajda;

“İlk genel kurulunu 26 Aralık 1954 tarihinde

gerçekleştiren EMO, TMMOB ve bağlı odalarıyla

birlikte mühendislik mesleğinin gelişimi ve bilimin

kamu yararına kullanılmasına yönelik öncü

çalışmalarıyla, onurlu yürüyüşüne ve dik duruşuna

devam edecektir” denildi.

Açıklamada, “EMO ve üyelerinin mesleki faaliyetleri

yalnızca toplumun bir kesimini ilgilendiren

sınırlı bir alanı değil, tüm toplumu ve ülkenin

gelişimini ilgilendiren alanları kapsamaktadır.

Bu kapsamda enerjinin de iletişimin de temel bir

insan hakkı olduğundan yola çıkarak, ülkemizin

teknolojik ürünlerin pazarı değil, üreticisi olması

gerektiğinin bilinci içinde meslektaşlarımıza

ve ülkemiz ekonomisine yarar sağlama amacıyla

faaliyetlerimizi yürütüyoruz” ifadelerine yer verildi.”

Son yıllarda mühendis emeğinin ucuzlatıldığına,

yetişmiş mühendislerin başka ülkelere gittiğine

dikkat çekilen açıklamada, mühendislere

yönelik istihdam planlaması yapılması gerektiği

vurgulandı. Açıklama “67 yıllık onurlu yürüyüşümüzün

kilometre taşlarını ören değerlerimizi,

kaybettiğimiz tüm mücadele arkadaşlarımızı

saygıyla anıyoruz” sözleriyle sona erdi.

12 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


‘yenilenebilir enerji’


PANO

EÜAŞ, ARIZALARI ONLINE

IZLEME SAYESİNDE

ÖNCEDEN SAPTAYACAK

Avrupa’nın en büyük elektrik üreticisi EDF, Fransız

Kalkınma Ajansı AFD ve Elektrik Üretim A.Ş.

EÜAŞ arasında Online Santral İzleme ve Analiz

Sistemi Kurulum Çalışmalarına yönelik iş birliği

anlaşması imzalandı. Kurulacak merkez sayesinde

santrallerin verileri anlık olarak izlenecek,

arızalar önceden saptanarak gerekli önlemler

alınacak. Yapılan anlaşma uyarınca Deriner

Hidroelektrik santralinde “Online İzleme Sistemi”

kurularak EÜAŞ Genel Müdürlüğü’nde de

“Online İzleme Merkezi” oluşturulacak. 37 ay

sürmesi planlanan proje kapsamında ayrıca online

izleme ve analiz konusunda uzman personel

yetiştirilecek. Projeyle EÜAŞ’ın dijital dönüşüm,

mühendislik kabiliyetleri ve santral performanslarının

arttırılması yönünde önemli kazanımlar

elde etmesi hedefleniyor.

Online izleme sistemiyle santrallerden anlık

olarak basınç, sıcaklık, vibrasyon, salınım gibi

veriler alınarak analiz edilecek. Analizlerden

edinilen bilgiler doğrultusunda ekipmanlarda

oluşacak olası arızalar önceden belirlenip arızalar

gerçekleşmeden önce gerekli bakım ve

onarımlar yapılarak plansız duruşların önüne

geçilecek. Sistemle bakım, malzeme ve işgücü

maliyetleri minimize edilerek enerji kayıplarının

önüne geçilecek. Bu sayede santraller maksimum

emre amadelik ve en iyi kalite ile kesintisiz

elektrik üretimine devam edebilecek.

ZORLU ENERJI,

ESG LISTESINDE

DÖRDÜNCÜLÜĞE YERLEŞTI

Zorlu Enerji, Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim

(ESG) faaliyetleri üzerinden yapılan değerlendirme

sonucunda dünyada 54 enerji şirketi

arasında dördüncü oldu. Zorlu Enerji’nin ESG

alanlarındaki faaliyetleri, bağımsız derecelendirme

ve araştırma kuruluşu olan Vigeo Eiris

tarafından 2018 yılından itibaren değerlendiriliyor.

Şirket, 2021 yılında yapılan değerlendirme

neticesinde performans skorunu bir önceki yıla

göre 8 puan yükselterek 54 enerji şirketi arasında

dördüncü sırada yer aldı.

Şirketin listede kaydettiği ilerlemeyi değerlendiren

Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak, “Şirketlerin

ESG notlarını yükseltmesi için birtakım taahhütler

vermesi gerekiyor. Emisyonlarımızı azaltmayla

ilgili taahhütlerimizi verdiğimiz için değerlendirme

ajansları bizi izliyor ve bu noktada önemli

olan bu taahhütleri yerine getirmek. Şu an bu

konuda tüm sistemlerimiz şeffaf ve çıktılarımız

tüm paydaşlarımıza açık. ESG notunuzla 60’ın

üzerine çıktığınız zaman, gelişmekte olan bir

ülkede çok iyi durumdasınız demektir. Bizim hedefimiz,

öngörülebilir şeffaf bir yönetime sahip

olmak aynı zamanda da çevreci sürdürülebilir,

topluma değer katan bir şirket olmak. Kendimize

burada da bir hedef koyduk. Önümüzdeki yıl

60’ın üzerine çıkmayı planlıyoruz. Bu hedef doğrultusunda

üzerine çalışılması gereken alanlarımızı

tespit ederek, hızla aksiyon almaya odaklanacağız”

diye konuştu.

14 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


PANO

MEDAŞ, 1.3 MILYAR TL’LIK

YATIRIM YAPACAK

Aksaray, Karaman, Kırşehir, Konya, Nevşehir,

Niğde illerinde elektrik dağıtımı yapan Meram

Elektrik Dağıtım A.Ş. (MEDAŞ) Genel Müdürü

Erol Uçmazbaş, 2021 yılında 1,1 TL tutarında yatırımı

tamamlamak üzere olduklarını belirterek

2022 yılında bu rakamı arttırarak 1,3 milyar TL

yatırım yapmayı planlıyoruz” dedi. Son 3 yılda

arıza sayısından yüzde 35, abone başına düşen

kesinti sayısında yüzde 21 ve kesinti süresinde

yüzde 41 düşüş olduğunu açıklayan Uçmazbaş,

“Hedefimiz yüzde 100 müşteri memnuniyeti.

MEDAŞ, Enerji Bakanlığı tarafından yapılan son

4 yılın ankette müşteri memnuniyeti en yüksek

dağıtım şirketi olarak iki kez birinci, iki kez de

ikinci oldu” açıklamasında bulundu.

Kış şartlarından dolayı elektrik enerjisi kesintilerinin

yaşandığına değinen Uçmazbaş, bu yıl

yaşanabilecek olumsuz durumlara karşı hazırlıklarını

sürdüklerini ifade ederek “Elektrik arızasının

teknik olarak sıfır olması mümkün değil,

ancak bunu asgari seviyeye indirmeye çalışıyoruz.

İletimi sağlamak ve bölgeye daha az süre

enerjisiz kalma imkanı sağlamak gerekiyor. Aynı

zamanda da kaliteli enerji sunmamız gerekiyor.

Bu çerçevede teknoloji etkin bir şekilde kullanıyoruz”

dedi.

Uçmazbaş son olarak, “6-7 yıldır Konyaspor’a

destek veriyoruz. Geçen yıldan itibaren de Konya

Büyükşehir Stadyumu’na ismimizi verdik.

Takımın gidişatı gayet iyi. Ümidimiz, gelecek yıl

MEDAŞ Stadında Şampiyonlar Ligi müziği dinlemek”

ifadesini kullandı.

DICLE ELEKTRIK, SILOPI’DE

Z KÜTÜPHANE KURDU

Dicle Elektrik’in yapımını üstlendiği Şırnak’ın

Silopi ilçesindeki Kadın Eğitim Destek ve Kültür

Merkezi’nin ardından Z Kütüphane’yi de hizmete

açtı. Silopi Kaymakamlığı ile yapılan iş birliğiyle

gerçekleştirilen projede, Z Kütüphane dışında

bilgisayar, çalışma ve play station alanları da tasarlandı.

Toplam 250 metrekarelik alandan oluşan

projede binanın tüm iç-dış tadilatı, engelli

rampası, yangın çıkışları, ısı ve ses yalıtımı ile

çevre düzenlemesi de gerçekleştirildi. Kütüphanenin

açılışına Dicle Elektrik Dağıtım Genel Müdürü

Yaşar Arvas, Şırnak İl Milli Eğitim Müdürü

Ahmet Özdemir, Silopi Kaymakamı Kazım Kuruca,

Silopi İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Bilen,

Halk Eğitim Merkezi yöneticileri, öğrenciler ve

vatandaşlar katıldı.

Açılış töreninde konuşan Dicle Elektrik Dağıtım

Genel Müdürü Yaşar Arvas, Silopi’de bu nitelikte

bir eğitim projesini gerçekleştirmekten mutluluk

duyduklarını belirtti. Arvas, istihdam ve yatırım

büyüklüğü açısından bölgenin en büyük ekonomik

gücü olduklarına dikkat çekerek, “Sadece ticari

anlayışla hareket etmiyoruz. Bölgemizin kalkınmasına,

refahına, istihdamına katkı sunmayı

görev addediyoruz. Bir yandan 8 bine yaklaşan

çalışan sayımızla bölgenin en geniş istihdam

imkanlarını sunarken, eğitim ve kültüre yönelik

sosyal sorumluluk projelerimize de büyük önem

veriyoruz” dedi.

16 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


PANO

TREDAŞ'IN KADIN ÇALIŞANLARI SAHAYA İNDİ

Trakya Elektrik Dağıtım AŞ, (TREDAŞ) ve Trakya

Elektrik Perakende Satış AŞ (TREPAŞ) tarafından

ortak düzenlenen ve çalışanlarının katıldığı Trakya

geneli “Halı Saha Turnuvası” turnuvasında

kadınlar müsabakası büyük ilgi gördü. Trakya genelinde

elektriği sürekli, kaliteli ve kesintisiz vermek

için 7 gün 24 saat çalışan TREDAŞ ile çağdaş

ve hizmet odaklı vizyonu doğrultusunda hizmetlerinin

merkezinde müşteri memnuniyeti bulunan

TREPAŞ, Halı Saha Turnuvası’nda buluştu.

Turnuva kapsamında, Trakya genelindeki çalışanlarından

oluşan 13 takım Tekirdağ’da bir araya

getirilirken, kadın çalışanların da iki takım çıkararak

turnuvaya dahil olması büyük beğeni topladı.

“Neden Olmasın” sloganıyla cinsiyet eşitliğine

dikkat çekmek isteyerek turnuvaya dahil olan kadın

çalışanlar, turnuva öncesinde sıkı bir hazırlık

antrenmanı yaptı. Ardından Bayan Münih ve Real

Women adında iki takım kuran çalışanlar, final

maçı öncesinde gösteri müsabakası düzenledi.

TREDAŞ Genel Müdürü Reşit Bilgili’nin santra vuruşu

ile başlayan müsabaka, 1-1 sona erdi. Ardından

seri penaltı atışlarına geçildi. Penaltı atışları

sonucunda Bayan Münih takımı maçtan 5-4 galip

ayrıldı.

TREDAŞ Genel Müdürü Reşit Bilgili, kadınların hayatın

her anında olmasının çok anlamlı olduğunu

söyledi. Bilgili, “İlk olarak başladığımız halı saha

turnuvasını geleneksel hale getireceğiz. Bu aktiviteler

sayesinde ekibin ortak birlikteliği, kaynaşma

ve bağlılığı artıyor. Turnuvada heyecanlı ve güzel

hatıralar oldu. Kadın çalışanlarımız da bu turnuvaya

renk kattılar. Herkese teşekkür ediyorum”

diye konuştu.

ÇAYIRHAN TERMIK

SANTRALI, ÖZELLEŞTIRME

KAPSAMINA ALINDI

Çayırhan Termik Santrali ile müştemilatı ve ilişkili

maden sahaları bütün olarak özelleştirilecek.

Elektrik Üretim AŞ’ye (EÜAŞ) ait Çayırhan Termik

Santrali ile santralin kullanımında bulunan

mülkiyeti EÜAŞ ve Hazine’ye ait taşınmazlar, 4770

sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı uyarınca bütün

halinde varlık satışı yöntemiyle özelleştirilecek.

Karar kapsamında Çayırhan Termik Santrali, Çayırhan

Termik Santrali’nin kullandığı taşınmazlar,

EÜAŞ’a ait Çayırhan Linyit İşletmesi’nin kullandığı

taşınırlar, Çayırhan Linyit İşletmesi’nin

kullandığı mülkiyeti EÜAŞ ve Hazine’ye ait taşınmazlar

ile Uluköy ve Karaköy mahallelerinde bulunan

EÜAŞ ve Hazine’ye ait taşınmazlar satışa çıkarılacak.

Ayrıca EÜAŞ adına kayıtlı ruhsatlarla bu

ruhsatların kapsadığı maden sahaları da işletme

hakkının verilmesi yoluyla ve aynı bütünün parçaları

olarak özelleştirilecek.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 17


KARİYER

Z. Işık Adler

EPDK, yeni yıla iki yeni

atamayla girdi

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, yılın sonunda iki ayrı atamaya

imza attı. EPDK’da Tarifeler Dairesi Başkanı olarak görev yapan Ahmet

Özkaya, EPDK Başkan Yardımcılığı pozisyonuna yükseltildi. Özkaya’dan

boşalan koltuğa ise Tarifeler Dairesi Başkanlığı’nda Piyasa

İzleme ve Mali Risk Grup Başkanı görevinde bulunan Mehmet Ali

Kölmek atandı.

Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu olan Ahmet

Özkaya, 14 yıldır EPDK’da görev yapıyor. Grup başkanlığının

ardından Mart 2021’de Tarifeler Daire Başkanlığı’na

atan Özkaya, EPDK Başkan Yardımcısı olarak görevine devam

edecek.

Vardı, Biotrend’in CEO’su olarak da

görev yapacak

Biotrend Enerji Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Osman

Nuri Vardı, eş zamanlı olarak CEO’luk görevini de üstlenecek. Vardı, lisans eğitimini

elektrik ve elektronik mühendisi olarak tamamladıktan sonra, üniversitede öğretim

görevlisi olarak çalışma hayatına başladı. Yurt dışında özel sektör ve

yurt içi kamu hizmeti alanlarında aldığı aktif görevlerin ardından, kurucusu

olduğu yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üreten şirketlerde

yönetim kurulu üyesi ve yönetici olarak çalışmaya başladı.

Yenilebilir enerji sektöründeki girişimleri 2012 yılında Karya

Güç Sistemleri Enerji Mühendislik firmasını kurmasıyla başlayan

Vardı’nın, 2017 yılında Biotrend’in kurulmasıyla kurumsallaşma

süreci başladı. Bu süre zarfında, içerisinde yer aldığı diğer

önemli yatırımlar ise; 2014 yılında Malatya Belediyesi Katı Atık

Sahası Çöp Gaz Elektrik Üretim Santrali, 2015 yılında Sivas Çöp

Gaz Elektrik Üretim Tesisi ve aynı yıl İskenderun Çöp Gaz Elektrik

Üretim Tesisi ve 2016 yılında Malatya-1 Çöp Gaz Elektrik Üretim

Tesisi’nin işletmeye alınması süreçleri oldu.

18 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


KARİYER

Shell & Turcas’da üst düzey atama

Shell & Turcas, Perakende Satışlar Şirket Operasyonları ve Akaryakıt Dışı Gelirler

Direktörlüğü görevine Evren Diker getirildi. Daha önce Shell Avrupa, Ortadoğu

ve Afrika Bölgesel Lisans Müdürü olarak görev yapan Evren Diker, Shell &

Turcas Perakende Satışlar Şirket Operasyonları ve Akaryakıt Dışı Gelirler Direktörlüğü

görevine getirildi.

Shell’de kariyerine filo çözümleri ekibinde başlayan Evren Diker, 6 yıllık

süre zarfında satış organizasyonunda bölge müdürlüğüne kadar yükseldi.

Sonrasında Global Ticari Satışlar bünyesinde, satış destek ve fiyatlandırma

müdürü olarak çalışan Diker, Akdeniz ve Avrupa bölgesinde satış

destek operasyonlarını yürüttü.

Türkiye Ticari Yakıtlar Direktörü olarak da görev yapan Diker, son olarak

2019 yılından itibaren Global Pazarlama Lisanslı Marketler Yönetim

Ekibinin bir üyesiydi. Diker, EMEA Bölgesi’ndeki 30 ülkede 15 lisansın

ticari performansı ve operasyonunu yönetti ve güçlü ortaklıklar ile bölgede

büyüme sağlanmasında rol üstlendi. Lisans eğitimini Yıldız Teknik

Üniversitesi Makine Mühendisliği’nde tamamlayan Diker, aynı zamanda Yeditepe

Üniversitesi İngilizce İşletme Yüksek Lisans mezunu.

Güllü, SHURA Enerji Dönüşümü

Merkezi Direktörü oldu

Enerji dönüşümü için çalışmalar yapan düşünce

kuruluşu SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin direktörlüğüne

Alkım Bağ Güllü getirildi.

ODTÜ Uluslararası İlişkiler

bölümünden mezun olduktan

sonra, İngiltere’de Keele Üniversitesi’nde

Uluslararası İlişkiler/

Enerji Politikası alanında yüksek

lisans yapan Bağ Güllü, iş hayatına

2003’te başladı. 2008’den

bu yana yenilenebilir enerji sektöründe

kariyer yapan Bağ Güllü,

Polat Enerji’de Rüzgar Enerji

Projeleri Direktörü ve Strateji Direktörü

olarak görev yaptı. Toplam

700 MW kurulu güce sahip

rüzgar enerji projesinin geliştirilmesi,

yatırım analizi, finansmanı

ve inşasında aktif rol aldı.

Atama ile ilgili görüşlerini paylaşan SHURA Enerji Dönüşümü

Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin

Hakman, “Uzun yıllardır Türkiye

yenilenebilir enerji alanına önemli

katkılarda bulunmuş olan Alkım

Bağ Güllü’nün SHURA’ya katılmasından

büyük memnuniyet duyuyoruz.

Bu atama ile SHURA’nın temel

değerlerinden biri olan, enerji

sektöründe kadın yöneticileri artırma

yolunda da önemli bir adım

atmış bulunuyoruz. Yeni direktörümüz

ile SHURA’nın enerji dönüşümüne

olan önemli katkıları daha

da güçlenerek ve yayılarak sürecektir.

Birlikte başarılı çalışmalara

imza atacağımıza inanıyorum”

açıklamasında bulundu.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 19


KARİYER

Aydem Enerji, yine “Harika Bir İşyeri” seçildi

Aydem Enerji, 13 grup şirketiyle iş yeri kültürü

ve çalışan memnuniyeti konusunda Great Place to

Work® Enstitüsü’nün “Harika Bir İşyeri” sertifikasını

aldı. İş yeri kültürü ve çalışan memnuniyeti konusunda

global ölçekte hizmet veren Great Place to Work®

Enstitüsü’nün yürüttüğü programa katılan Aydem

Enerji, geçtiğimiz yıl Türkiye’de 11 grup iştirakiyle Great

Place to Work® “Harika İş Yeri” Sertifikası almayı

başaran ilk şirket olmuştu. Aydem Enerji, bu yıl da 13

grup iştirakiyle Great Place to Work® Sertifikası almaya

hak kazanarak kendine ait rekoru kırdı. Aydem

Enerji çatı şirketi Aydem Holding ile bünyesindeki

dağıtım ve perakende şirketleri, Aydem Yenilenebilir

Enerji, GDZ Enerji Yatırımları, ÇATES, Elsan, Extranet,

Entek İnşaat, Tümaş, Yatağan ve Yeni Filo, çalışanlarının

değerlendirmesi doğrultusunda “Harika Bir İşyeri”

sertifikası aldı.

Çalışanların hakkaniyet, takım ruhu, güvenilirlik,

gurur ve saygı kriterlerinde şirketini “harika bir iş yeri”

ortamı olarak değerlendirmesinin, yürütülen çalışmaların

çok gurur verici bir sonucu olduğunu belirten

Aydem Enerji İnsan Kaynakları Grup Direktörü Fatih

İslamoğlu; 5 kıtada, 60’tan fazla ülkede kurum kültürünü

destekleyen Great Place to Work® Enstitüsü’nün

bağımsız değerlendirmesi ve çalışanların görüşleriyle,

Türkiye’de bir ilke imza atarak ilk ve tek seferde 13

grup iştirakiyle birlikte sertifikalandırılmaktan büyük

memnuniyet duyduklarını belirtti.

Lott, Enerjisa’da iki

ayrı görev üstlendi

Enerjisa Yönetim Kurulu Üyeliği görevine Thorsten Lott getirildi. Lott, Kurumsal

Yönetim Komitesi Üyesi olarak da görev yapacak. Enerjisa Enerji AŞ’de Yönetim

Kurulu Başkan Vekili ve Riskin Erken Saptanması Komitesi üyesi olarak

görev yapan Eric René C. Depluet’in, 31 Aralık 2021 tarihinde emekliye ayrılacak

olması nedeniyle, Thorsten Lott yılbaşından itibaren geçerli olmak üzere

yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirildi.

Şirkette Eric René C. Depluet’in emekliliği ile boşalan yönetim kurulu

başkan vekilliği ve riskin erken saptanması komitesi üyeliğine ise 01 Ocak

2022’den itibaren; yönetim kurulu ve kurumsal yönetim komitesi üyesi

olan Johan Magnus Mörnstam atandı. Thorsten Lott aynı zamanda, Johan

Magnus Mörnstam’ın yerine Enerjisa Kurumsal Yönetim Komitesi Üyesi olarak

da görev yapacak.

20 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


KARİYER

35 Enerji Yıldızı, iş hayatına atıldı

Enerji sektörünün nitelikli eleman ihtiyacına çözüm

üretmek, Türkiye’nin istihdamına katkı sunmak hedefiyle

Türkiye’de üç bölgede elektrik dağıtım hizmeti

veren Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ), Akdeniz

Elektrik Dağıtım AŞ (AEDAŞ) ve Çamlıbel Elektrik Dağıtım

AŞ (ÇEDAŞ) tarafından başlatılan ‘Enerjinin Yıldızları

Projesi’, sektöre peş peşe yeni yıldızlar kazandırıyor.

Proje çerçevesinde İstanbul Avrupa Yakası, Antalya

ve Sivas’taki üç okulda Yüksek Gerilim Dalı oluşturulmasına

destek veren ve söz konusu okullarda Yüksek

Gerilim Laboratuvarı kurarak öğrencilere ‘uygulamalı’

eğitim fırsatı sunan, staj ve burs imkânı tanıyan BE-

DAŞ, AEDAŞ ve ÇEDAŞ, mezunlara çalışma hayatının da

kapılarını açtı. Enerjinin Yıldızları Projesi’nin ilk mezunlarını

verdiği 2019 yılından bu yana üç şirkette işbaşı

yapan ‘yıldızların’ sayısı 35’e ulaştı.

2018 yılında elektrik dağıtım sektörünün öncü üç

şirketi ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik

Eğitim Genel Müdürlüğü ile yapılan protokol sonrasında

İstanbul Bayrampaşa İnönü Mesleki ve Teknik Anadolu

Lisesi, Antalya’da Kepez Mesleki ve Teknik Anadolu

Lisesi, Sivas’ta ise Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu

Lisesi’nde kurulan Yüksek Gerilim Dalı’ndan yetişen

öğrenciler, çalışma hayatının aranan elemanları haline

geldi.

Burcu Kocagöz,

Petrol Ofisi'nin CHRO’su oldu

Petrol Ofisi’nde satın alma kıdemli müdürü olarak görev yapan Burcu

Yüksel Kocagöz, İnsan Kaynakları Direktörlüğü (CHRO) görevine atandı.

Burcu Yüksel Kocagöz15 Kasım 2021 itibari ile Petrol Ofisi’nde CHRO’luk

görevini üstlendi.

İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunu

Burcu Yüksel Kocagöz, 12 yıl kimya, 12 yıl boya ve son 2 yıldır da akaryakıt

ile madeni yağ sektörlerinde yöneticilik pozisyonlarında çalıştı.

Kocagöz kariyeri süresince, Türkiye’nin yanı sıra uluslararası farklı

görevler de üstlendi. Kocagöz, başta yönetim, insan kaynakları, pazarlama,

finans, kişisel gelişim olmak üzere birçok eğitim ve sertifika

programına katıldı.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 21


YATIRIM

Z. Işık Adler

DÜNYA BANKASI, JEOTERMAL

IÇIN 300 MILYON DOLAR FON

SAĞLAYACAK

D

ünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye’de

Jeotermal Geliştirme Projesi için 300

milyon dolarlık Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası

(IBRD) kredilerini onayladı. Bankadan yapılan açıklamaya

göre, Dünya Bankası Grubu üyesi olan IBRD

kredileri daha önce sağlanan toplam 250 milyon dolar

tutarındaki iki başlangıç kredisinin devamı niteliğinde

ilave krediler olarak sağlandı.

Bu kapsamda, Jeotermal Geliştirme Projesi için

onaylanan 300 milyon dolarlık IBRD kredilerini tamamlayıcı

olarak, Temiz Teknoloji Fonu’ndan 39,8

milyon dolar ve Enerji Sektörü Yönetim Yardım Programı’ndan

350 bin dolarlık hibe sağlandı. IBRD finansmanı

elektrik üretimini, kapasite sondajlarını, buhar

sahası geliştirme çalışmalarını ve jeotermal doğrudan

kullanım uygulamalarını finanse etmek için kullanılacak.

İlave kredilerle Jeotermal Geliştirme Projesi’nin

toplam 380 MW’nin üzerinde yeni jeotermal enerji kapasitesini

finanse etmesi, yaklaşık 555 milyon dolar

özel sektör sermayesini harekete geçirmesi ve jeotermal

projelerinin toplam ömrü boyunca yaklaşık 30

milyon ton karbon emisyonunu önlemesi bekleniyor.

ZORLU ENERJI,

ÜÇ ÜLKEDE ŞARJ ISTASYONU

ŞIRKETI KURDU

Zorlu Enerji’ye bağlı ZES N.V., İsrail, Karadağ

ve İtalya’da elektrikli araç sarj istasyonu satışı,

kurulumu ve işletmesi yapacak üç yeni şirket

kurdu. Zorlu Enerji Elektrik Üretim AŞ’nin Hollanda

merkezli iştiraki ZES N.V.; İsrail, Karadağ ve İtalya’da

elektrikli araç sarj istasyonu satışı, kurulumu ve işletmesi

yapacak olan birer yeni şirket kurdu.

Zorlu Enerji, Türkiye’de yürüttüğü elektrikli araç

sarj istasyonu satışı, kurulumu ve işletmesi işlerini

kapsayan faaliyetleriyle bu konudaki projelerini Avrupa

Birliği ve çevre ülkelere taşımak amacıyla, daha

önce Hollanda’da yüzde 100 bağlı ortaklığı olarak ZES

N.V. unvanlı bir şirket kurmuştu. ZES N.V. de yüzde 100

bağlı ortaklıklar halinde, İsrail’de Zorlu Energy Solutions

(ZES) Israel Ltd.; Karadağ’da ZES D.O.O. ve İtalya’da

ZES S.R.L. adıyla faaliyet gösterecek.

22 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM

TURCAS PETROL,

ALBIOMA ILE HISSE ALIM

SÖZLEŞMESI IMZALADI

Turcas Petrol, bilanço yapısını güçlendirme

hedefi çerçevesinde yüzde 100 bağlı ortaklığı

Turcas Kuyucak Jeotermal Elektrik Üretim A.Ş’deki

hisselerinin tamamını Albioma SA’ya satıyor. Söz konusu

hisse devir işlemi, başta düzenleyici kuruluşların

işleme vereceği izin ve TKJ’nin kreditör bankasının

hisse devrine ilişkin onayı olmak üzere sözleşmede

belirtilen ön şartların tamamlanmasına tabi olacak.

Turcas Petrol CEO’su Batu Aksoy, konuya ilişkin şu

açıklamalarda bulundu: “Turcas Kuyucak Jeotermal

Elektrik A.Ş’nin başarısının, Avrupa merkezli küresel

bir enerji üreticisi tarafından ilgi görmesi şirketimiz

için mutluluk verici. Geçmişten günümüze, alanında

lider birçok küresel enerji şirketiyle sayısı onları geçen

stratejik ortaklık, ortak girişim yatırımı, birleşme, devralma

ve/veya satış işlemine imza attık. Gerçekleştirmekte

olduğumuz bu işlemle ülkemizin ekonomik

potansiyeline olan güvenin öne çıkarılmasına, Türkiye’ye

uzun vadeli ve doğrudan yabancı sermaye yatırımı

getirilmesine ve dünyada ilk dört içinde yer alan

ülkemiz jeotermal enerji kaynaklarının ilave yatırımlarla

katma değere dönüştürülecek olmasına vesile

olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Finansal borçluluğumuzu

kayda değer şekilde azaltarak bilançomuzu

ve sermaye yapımızı güçlendirmeye, çeşitlendirilmiş

yatırım portföyümüzü oluşturan; sektörlerinin öncü

oyuncusu konumundaki iştiraklerimizin kâr ederek

büyümelerine odaklanmaya, her daim yeni yatırım fırsatlarını

gözetmeye ve hissedarlarımıza temettü dağıtma

hedefiyle çalışmaya devam edeceğiz.”

AVRUPA’NIN EN BÜYÜK ATIK

YAKMA TESISI, ÜRETIME BAŞLADI

İ

stanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve iştirak

şirketi İSTAÇ, atık yakma ve enerji üretim tesisinin

açılışını gerçekleştirdi. Açılış; CHP Genel Başkanı

Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener,

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu katılımıyla gerçekleşti.

Tesisin inşasını Hitachi Zosen İnova AG ile

birlikte Makyol’ un temsil ettiği Türk grubu ortaklığını

oluşturan Makyol İnşaat, İspa inşaat ve Met-Gün inşaat

şirketleri üstlendi.

Açılışta bir konuşma yapan İBB Başkanı Ekrem

İmamoğlu, “Türkiye’nin ilk Avrupa’nın en büyük atık

yakma ve enerji üretim tesisini İstanbul’a kazandırmanın

gururunu yaşıyoruz. Atık yakma ve enerji

üretim tesisimiz, İstanbul’da oluşan evsel atıkların

yüzde 15’ini yakma yöntemiyle bertaraf edecek. Tesis

ürettiği elektrik enerjisi ile yaklaşık 1 milyon 400

bin İstanbullunun enerji açığının giderilmesine katkı

sunacak. Tesisin yapımına 2017’de başlanmıştı. Göreve

geldiğimizde tesisin yüzde 20’si yapılmıştı. Biz

tesisin finansal açığını da kapatarak yapımına devam

ederek buranın açılışını gerçekleştirdik. Yerli üretimi

destekleyen tesisimiz Türkiye’nin de enerji açığının

giderilmesine katkı sunacak. Tesis günlük 3 bin ton,

yıllık ise yaklaşık 1 milyon tonluk kapasitesi sayesinde

atık miktarını azaltacak’’ diye konuştu.

İBB Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi İstanbul’un

belediye atığının yüzde 15’ini, herhangi bir ön işlem

gerektirmeksizin her gün ortalama 3 bin ton atığı

doğrudan termal yöntemlerle yakarak doğaya zarar

vermeden bertaraf ediyor. İBB iştiraki İSTAÇ için hayata

geçirilen Atık Yakma ve Enerji Üretme projesinin inşasını,

Makyol, İspa ve Met-Gün inşaattan oluşan Türk

Grubu Ortaklığı, teknik alt yapısını ise Hitachi Zosen

İnova AG yüklendi.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 23


YATIRIM

SWISS SOLAR, YENI FABRIKASI

IÇIN TÜRKIYE’YI SEÇTI

Güneş paneli ve hücre üreticisi Swiss Solar, artan

talebi karşılamak için yeni fabrikasını Türkiye’de

kuracak. Yılda 1500 MW kapasiteli fabrikada, çift taraflı

güneş paneli üretecek. Güneş paneli ve güneş hücresi

üreticisi İsviçre merkezli Swiss Solar AG şirketi, Avrupa

ile Kuzey ve Güney Amerika’daki güneş enerjisi pazarlarına

yönelik artan talebi karşılayabilmek için yeni fabrikasını

Türkiye’de kuracağını açıkladı.

Kara ve deniz yoluyla ulaşım imkanlarına sahip olması

ve güçlü lojistik alt yapısı nedeniyle Türkiye’nin

tercih edildiği ifade edilen açıklamada kurulacak olan

fabrikada çift taraflı PV modüllerinin (bifacial PV) üretileceği

ve yıllık üretim kapasitesinin 1500 MW olacağı

kaydedildi. Şirket, üç üretim hattıyla üretime başlayacağı

Türkiye’deki fabrikasında 2027 yılına kadar on

hatla üretim yapmayı ve en az 5 bin MW üretim kapasitesine

sahip olmayı hedefliyor.

XIAOMI, ELEKTRIKLI ARAÇ ÜRETMEK IÇIN

PEKIN’DE FABRIKA KURACAK

Çinli akıllı telefon devi Xiaomi, elektrikli araç birimi

için Pekin’de yılda 300 bin araç üretebilecek

bir tesis kuracak. Çinli akıllı telefon devi Xiaomi Corp,

elektrikli araç birimi Xiaomi EV’nin Çin’in başkenti

Pekin’de yılda 300 bin araç üretebilecek kapasitede

elektrikli araç fabrikası kuracağını açıkladı. Şirket bu

kapsamda E-Town olarak da bilinen Pekin Ekonomik-Teknolojik

Kalkınma Bölgesi İdari Komitesi ile bir

anlaşma imzaladı.

Tesisin iki aşamada inşa edileceği ve şirketin otomobil

biriminin satış ve araştırma ofisinin burada

olacağı da bildirildi. Tesisin 2024 yılında seri üretime

başlaması bekleniyor. Şirket, mart ayında elektrikli

araç bölümü Xiaomi EV için önümüzdeki 10 yılda 10

milyar dolar yatırım yapma taahhüdünde bulunmuştu.

20 ÜLKE FOSIL ENERJI YATIRIMINI DURDURMA KARARI ALDI

ABD, İngiltere, Kanada, İtalya ve Danimarka’nın

da aralarında bulunduğu 20 ülke ile 5 uluslararası

finans kuruluşu, petrol, doğal gaz ve kömür finansmanını

2022 sonu itibarıyla durduracağını açıkladı.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi

26. Taraflar Konferansı’nın (COP26) Enerji Günü’nde

İngiltere liderliğinde yapılan açıklamaya göre,

iklim değişikliğiyle mücadelede fosil yakıtlardan çıkışa

yönelik taahhütler giderek artıyor. İngiltere, ABD, Kanada,

İtalya, Danimarka, Finlandiya, Kosta Rika, Etiyopya,

Gambiya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerle Avrupa

Yatırım Bankası ve Doğu Afrika Kalkınma Bankası’nın

da aralarında olduğu toplam 20 ülkeyle 5 finans kuruluşu,

petrol, doğal gaz ve kömür finansmanını durduracağını

açıkladı. Söz konusu ülke ve kuruluşlar, 2022

sonu itibarıyla kararı uygulamaya koyacak. Karbon

emisyonu yakalama teknolojileri kullanılmayan fosil

yakıt projeleri, bu karar kapsamında değerlendirilecek.

Dünyada en fazla fosil yakıt finansmanı sağlayan

ülkelerden Çin, Japonya ve Güney Kore bu taahhüde

katılmadı. Böylece, verilen taahhütle fosil yakıtlara

sağlanan yıllık yaklaşık 17,8 milyar dolarlık kamu desteği

temiz enerji dönüşümü için harcanacak.

24 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM

RUS ENERGON, TÜRKIYE’DE

LITYUM-IYON AKÜ ÜRETECEK

Rusya merkezli endüstriyel akü ve yenilenebilir

enerji sistemleri üreticisi ve ihracatçısı Energon,

Türkiye pazarına giriş yaptı. Şirket, inovatif çözümleri

ile Türkiye’de lityum-iyon aküler üretecek.

Geçtiğimiz yıl Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika

bölgelerindeki operasyonlarının merkezi olarak Türkiye’yi

belirleyen Energon, Sahra Altı bölgesindeki operasyonları

için ise Güney Afrika’yı tercih etti.

Energon Uluslararası İş Geliştirme Direktörü Andrey

Shukevich, 2022 yılında Türkiye’de üretim için

hazırlıklara başladıklarını belirterek, “Gelecekte endüstride

önemli bir yere geleceğine inandığımız lityum-iyon

serisi akülerin Türkiye’de üretiminin çok

önemli bir değer olacağını düşünüyoruz. Türkiye’de

üretilen aküler; Afrika, Asya ve Doğu Avrupa pazarlarında

boy gösterecek ve Türkiye ekonomisine değer

kazandıracak. Salgın koşullarında yakın tedarikin

önemi arttı. Uzun teslimat periyotlarında ve navlun

fiyatlarında ciddi artışlar oldu. Bu gibi faktörler, Türkiye’de

üretim kararı almamızda etkili oldu” açıklamasında

bulundu. Energon Türkiye Ülke Müdürü Can

Yaşar ise, bugüne kadar Türkiye’de 170 binden fazla

aküyü son kullanıcılar ile buluşturmanın mutluluğunu

yaşadıklarını kaydetti.

DBE ENERGY’NIN GÜNEŞ PANELLERI HT SOLAR’DAN

Çin devletine ait tek panel üreticisi olan HT Solar

ile anahtar teslim güneş enerji sistemleri alanında

faaliyet gösteren DBE Energy, 2022 yılına dönük

yeni bir iş birliği yaptı. İmzalanan çerçeve sözleşmesi

kapsamında, DBE Enerji’nin 120 MWp’lık panel tedariki,

HT Solar tarafından karşılanacak. 9 Kasım’da imzalanan

anlaşma kapsamında; DBE Energy’nin 2022

yılına dönük 120 MWp’lık güneş paneli tedarikini HT

Solar üstlenecek.

HT Solar Yönetim Kurulu Başkanı Robin Xi ve DBE

Energy Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taha Pınar

tarafından 9 Kasım’da imzalanan anlaşmayla iki şirket

arasındaki iş birliğinin hacmi 120 MW’ye ulaşmış

oldu.

2016 yılından bu yana Türkiye’den dünyaya güneş

paneli sevkiyatını 3 GW’a ulaştırarak hem Türkiye’de

hem dünyada daha fazla projenin çözüm ortağı olmaya

devam ettiklerini belirten HT Solar Satış ve Pazarlama

Müdürü Emre Kulaç, “Güçlü finansal yapımız,

kaliteli üretimimiz ve yüksek kapasitemizle giderek

artan talebe uygun güneş panelleri üretmeyi sürdürüyoruz.

Sektörün öncü oyuncusu olarak yenilenebilir

enerji pazarında faaliyet gösteren firmaların çözüm

ortağı olmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda hayata

geçirdiğimiz güçlü iş birliklerini artıracağız” diye konuştu.

Çin devletine ait tek panel üreticisi olan HT Solar,

hem Türkiye pazarına hem de yurt dışına güneş paneli

tedarik ediyor. Hayata geçirdiği iş birlikleri ile yenilenebilir

enerjinin gelişimine katkı sağlayan HT Solar’ın

ana iştiraki olan HT-SAAE, uzun yıllardır uluslararası

kabul görmüş bir üçüncü taraf kuruluşu olan Bloomberg

New Energy Finance (BNEF)’in yayınladığı Tier-1

listesinde yer alıyor.


YATIRIM

SINOPEC, HIDROJEN DAĞITIM

ISTASYONLARI KURACAK

Çinli enerji şirketi Sinopec, Çin’de 2025 yılına kadar

binin üzerinde hidrojen istasyonu kurmayı

hedefliyor. Çin’in en büyük akaryakıt dağıtım şirketlerinden

biri olan Sinopec, faaliyetini şimdi de hidrojen

alanına yatırım yaparak sürdürüyor. Çin Uluslararası

Radyosu’nun haberine göre hidrojen alanında gerekli

inşaat işleri için 4,6 milyar dolar kadar bir yatırımı taahhüt

etmiş bulunan Sinopec, Çin’de 2025 yılına değin

sayısı bini aşkın istasyon inşa etmeyi hedefliyor.

Çin’de salt hidrojen satacağı bir istasyon kuran şirket

bu hedefinin ilkini gerçekleştirdi.

Sinopec, hidrojen alanında çalışmalar yürütmek

üzere yeni bir birim oluşturdu. Sinopec Xiong’an New

Energy adlı yeni şirket, inşa işlerini ve şebekenin yönetimini

yürütmekle yükümlü olacak. Yeni oluşturulan

şirket, yüzde 100 oranında Sinopec ana şirketine

ait olup sermayesi ise 100 milyon yuan (13,9 milyon

avro) tutarında.

NASA, AY’DA NÜKLEER SANTRAL KURACAK

NASA, Ay’da nükleer enerji santrali kurma hazırlıkları

yapıyor. 2026 yılına kadar Ay’da nükleer

enerji santrali işletmeyi planlayan NASA, proje veya

planı olan girişimcilerin görüşlerini almaya başlayacak.

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ile

birlikte ABD Enerji Bakanlığı tarafından yapılan ortak

duyuruda, nükleer enerji santralinin Ay’a nasıl yerleştirileceği

konusunda sistem tasarımı ve yeni fikirler

arandığı aktarıldı. Duyuruda, tekliflerin 19 Şubat’a kadar

ABD hükümetine teslim edilmesi istendi.

Ay görevleri için güneşten bağımsız bir güç kaynağı

oluşturmayı hedefleyen NASA, 2026 yılına kadar

Ay’da çalışır durumda bir nükleer reaktör olmasını

hedefliyor. Buna göre, inşa edilecek nükleer santral,

dünyada üretilecek ve yine bunun ön testleri dünyada

tamamlanacak. Nükleer enerji üretecek sistem uzaya

gönderilecek bir araçla, Ay yüzeyine indirilecek. Dünya’dan

Ay’a fırlatılacak nükleer enerji üretecek sistemin

6 metre uzunluğunda ve 4 metre çapında bir

silindirin içine sığması ve 6 bin kilogram daha fazla

olmaması isteniyor. Sistemin ilk adımda kesintisiz

olarak en az 40 kW enerji üretmesi ve 10 yıl boyunca

çalışması hedefleniyor.

26 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


YATIRIM

Elektrik dağıtım şirketleri, yılda

15 milyar TL yatırım yapacak

ELDER Başkanı Kıvanç Zaimler, elektrik dağıtım şirketlerinin beş yıllık yatırım tutarının

75 milyar TL olduğunu söyledi. Zaimler, “Bu rakam, yıllık ortalamada 15 milyar liraya

karşılık geliyor. Yatırımlarımızın miktarı güncel endeksle bu yıl yaklaşık 17 milyar liraya

ulaşacak. 2011-2015 tarife döneminde aynı para endeksiyle toplam yatırım 25 milyar

liraydı. 2016-2020 dönemini kapsayan 5 yılda bu rakam 50 milyar lira oldu, üç misline

çıkan bir şebeke yatırımından bahsediyoruz” dedi…

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER)

Başkanı Kıvanç Zaimler, AA muhabirine yaptığı açıklamada,

dağıtım şirketlerinin yatırımların artırılması

ve kalitenin iyileştirilmesini yönünde bir rota belirlediğini

söyledi. Yatırımların odağına hizmet kalitesi

ve tüketici memnuniyetini aldıklarını ifade eden Zaimler,

2021-2025 döneminin ilk yılına planladıkları

şekilde başladıklarını kaydetti.

Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Başkanı

Kıvanç Zaimler

Zaimler, elektrik dağıtım şirketlerinin 2021-2025

dönemi için toplam 75 milyar liralık yatırım yapacaklarını

vurgulayarak, “Bu rakam, yıllık ortalamada

15 milyar liraya karşılık geliyor. Yatırımlarımızın

miktarı güncel endeksle bu yıl yaklaşık 17 milyar

liraya ulaşacak. 2011-2015 tarife döneminde aynı

para endeksiyle toplam yatırım 25 milyar liraydı.

2016-2020 dönemini kapsayan 5 yılda bu rakam 50

milyar lira oldu. Esasında baktığınızda 3 misline çıkan

bir şebeke yatırımından bahsediyoruz” ifadelerini

kullandı.

Artan nüfus, kentleşme ve şehirlerin demografik

yapısı gibi nedenlerle büyük ölçüde şebeke yatırımlarına

harcama yapıldığına dikkati çeken Zaimler,

“Bu yıl yatırımlarımızın yüzde 70’i şebekeye gitti.

2021’de sektör olarak kırsal bölgelerdeki yatırımlarımıza

ağırlık verdik. Kırsaldaki şebekenin ihtiyaçları,

oraya elektrik götürülmesi, oralarda kesintilerin

yaşanmaması için buralardaki yatırımlarımız çok

önemliydi” diye konuştu.

Zaimler, yenilenebilir enerjinin Türkiye’de yükselen

bir enerji kaynağı olduğuna işaret ederek,

“Burada dağıtım şirketlerinin daha fazla yatırım

yapması gerektiği, kendi bölgelerindeki sorumluluklarının

artacağı gerçeği ortaya çıkıyor. Dağıtım

şirketleri hem teknik altyapı hem de nitelikli insan

kaynağı açısından yenilenebilir enerjiyle yaşanacak

dönüşüme, değişikliğe hazır” değerlendirmesinde

bulundu.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 27


YATIRIM

Enerjisa’nın Eşarj’daki hissesi

yüzde 94’e yükseldi

Enerjisa Enerji, 2018 yılında çoğunluk hissesini aldığı Eşarj’daki payını yüzde 94’e çıkardı. Satın alma bedelinin

42.4 milyon TL olduğunu söyleyen Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, “10 yıl içinde ülkemizdeki elektrikli

araç sayısının 1 milyona ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla çok büyük bir potansiyel söz konusu. Eşarj olarak

biz de hem ülkemiz hem müşterilerimiz için önümüzdeki dönemde hız kesmeden istasyon sayımızı arttırarak

Türkiye’nin şarj istasyonu alt yapısını en hızlı şarj istasyonlarımız ile örmeye devam edeceğiz” dedi…

Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, elektrikli

araç şarj istasyonları ağı şirketi Eşarj’daki ortaklık

paylarını yüzde 94’e yükselttiklerini açıkladı. Sabancı

Holding ile Alman enerji devi E.ON’un yüzde

50’şer payla ortak olduğu Enerjisa Enerji, elektrikli

şarj istasyonları ağı alanındaki gücünü daha da arttırdı.

Şirket, Türkiye’nin ilk ve en hızlı elektrikli şarj

istasyonu ağı Eşarj hisselerindeki çoğunluk payını

arttırdı. Enerjisa Enerji, 2018 yılında sürdürülebilir

ve çevreye duyarlı gelecek kurma misyonu doğrultusunda

çoğunluk hisselerini satın aldığı Eşarj’ın

yüzde 14 hissesini daha 42,4 milyon TL karşılığında

devralarak şirketteki hisse payını arttırdı. Böylece

Enerjisa Enerji’nin Eşarj şirketindeki ortaklık payı

yüzde 94’e yükseldi.

Son yıllarda artan elektrikli otomobil talebiyle

beraber Türkiye çapındaki istasyon sayısını da arttıran

Eşarj, Türkiye’de 2009 yılından beri şarj operatörlüğü

hizmetini sağlayan ilk oyuncu unvanına

sahip. Türkiye’de 251 lokasyonda 155’i hızlı şarj istasyonu

olmak üzere 468 şarj istasyonuyla faaliyet

gösteren Eşarj, Türkiye’nin ilk ve en hızlı elektrikli

araç istasyon ağı konumunda yer alıyor. Enerjisa

Enerji, satın alma sonrasında e-mobilite alanında

yenilikçi ve öncü konumunu güçlendirmeyi ve ulaşımın

karbonsuzlaşmasına katkıda bulunarak çözümler

sunmayı hedefliyor.

“E-Mobilite’ye öncülük ediyoruz”

Enerjisa Enerji CEO’su ve Eşarj Yönetim Kurulu

Başkanı Murat Pınar, e-mobilite konusunu Türkiye’de

ilk kez gündemine alan enerji şirketlerinden

biri olmaktan gurur duyduklarını vurguladı. 2018

yılından beri çoğunluk hisselerine sahip oldukları

Eşarj’daki paylarını yüzde 94’e yükseltmekten memnuniyet

duyduklarını dile getiren Murat Pınar, “Dünyada

hızla büyüyen ve ülkemizi de etkileyecek olan

e-mobilite sektörü için de Eşarj ile hazırlıklarımızı

yapıyoruz ve sektöre ana iş kollarımızın dışında da

öncülük etmeye devam ediyoruz” dedi.

Murat Pınar, Paris İklim Anlaşması’nı Ankara’nın

da imzalaması nedeniyle Türkiye’deki sürdürülebilirlik

bakış açısının ve özel sektörün sorumluluklarının

da değişeceğini kaydetti. Bu çerçevede Enerjisa

Enerji olarak; yenilenebilir kaynaklardan dağıtık

üretim, verimlilik, yeşil enerji ve depolama gibi sürdürülebilirlik

ve teknoloji odaklı ürünlere yatırım

yaptıklarını anlatan Pınar şöyle devam etti: E-mobilite,

yatırım yaptığımız alanlardan biri ve elektrikli

araç sayısının gelecek 10 yıl içerisinde ülkemizde

1 milyona ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla çok büyük

bir potansiyel söz konusu. Eşarj olarak biz de

hem ülkemiz hem müşterilerimiz için önümüzdeki

dönemde hız kesmeden istasyon sayımızı arttırarak

Türkiye’nin şarj istasyonu alt yapısını en hızlı şarj istasyonlarımız

ile örmeye devam edeceğiz.

28 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


Siz de annesi ya da babası hayatta olmayan,

maddi olanakları yetersiz, yetenekli çocuklarımızın

eğitimine destek olun.


MİKRO GİRİŞİM

‘Kuluçka’dan 458

milyonluk destek çıktı

İTÜ ARI Teknokent’in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek tarafından düzenlenen Big Bang Startup

Challenge etkinliği, bu yıl “Öncüler” mottosuyla 2 Aralık 2021 tarihinde gerçekleştirildi.

10’uncu yaşını kutlayan Big Bang’de, 2020’de 54 milyon TL’yi bulan ödül, nakit ve yatırım

miktarı bu yıl yüzde 748 artışla 458 milyon TL’yi aştı…

Big Bang’de Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği

(ELDER) ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

(EPDK) şemsiyesi altında 2 farklı girişime toplamda

110 bin TL ödül vererek yenilikçi iş fikirlerinin desteklenmesine

katkıda bulunmaya devam etti. EPDK

Tarifeler Dairesi Başkanı Ahmet Özkaya bu kapsamdaki

55 bin TL’lik ödülü, çevre kirliliğine ve karbon

salınımına yol açan petrol bazlı malzemelerin kullanımını

azaltmak için mantar misellerini kullanarak

doğada kısa sürede tamamen çözünebilen kompozit

malzemeleri tasarlamayı ve üretmeyi hedefleyen

İyiEkim Myco girişimine verdiklerini duyurdu. İkinci

55 bin TL’lik desteğin duyurusunu ise ELDER Genel

Sekreteri Özge Özden yaptı. Orman yangınlarını

büyümeden tespit eden, hava kalitesi ve gürültü ölçümü

yapabilen, zehirli ve yanıcı gaz algıladığında

yetkilileri uyaran bir IoT sistem çözümünü sunmayı

amaçlayan Kozalak girişimi söz konusu ödülün sahibi

oldu.

Ödül töreninde yaptığı konuşmada Ar-Ge faaliyetlerine

büyük önem verdiklerini dile getiren EPDK

Tarifeler Dairesi Başkanı Ahmet Özkaya, “2014 yılından

bu yana elektrik ve doğal gaz sektörlerinde 325

milyon TL’lik kaynakla 335 Ar-Ge projesi kurumumuz

tarafından desteklendi. Ayrıca genç girişimcilerimizi

desteklemek adına 2020 yılında Ar-Ge usul

ve esaslarında önemli bir değişikliğe gittik. Böylece

girişimcilik, kuluçka merkezi, hızlandırma program-

30 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


ları, fikir yarışmaları ve teknoparklarla ilgili yapılacak

olan iş birliklerinde gerekli destek ve teşvikin

sağlanmasına yönelik olarak katlanılan giderlerin de

Ar-Ge faaliyetleri kapsamında değerlendirileceğine

yönelik düzenlemeyi hayata geçirdik” diye konuştu.

Elektrik dağıtımının inovasyon ve girişimciliği

merkezine alan bir sektör haline geldiğine işaret

eden ELDER Genel Sekreteri Özge Özden de “Dernek

olarak odağımıza insan, çevre ve teknolojiyi alarak

başta elektrik dağıtım şirketleri olmak üzere enerji

sektörüne faydalı çalışmalar üretilmesine öncülük

etmekte ve bu çalışmalara destek oluyoruz. Öncelikli

hedeflerimiz arasına aldığımız iklim değişikliğiyle

mücadelede, teknolojiyi çevre odağında ele

alarak iş süreçlerimizin daha sürdürülebilir daha

hızlı ve daha güçlü bir çerçeve içerisinde daha da

gelişeceğine inanıyoruz. Girişimcilik ve inovasyona

verdiğimiz desteklerin bundan sonra daha da artarak

devam edeceğini kurumumuz ve sektörümüz

adına bir kez daha paylaşmak istiyorum” dedi.

10 GİRİŞİME 26 MİLYON TL’LİK DESTEK AÇIKLANDI

Big Bang 2021’de 36 girişime 7 milyon 780 TL’lik

finansman ve ödül sağlanırken 10 girişim ise aldıkları

toplam 26 milyon 251 bin

TL’lik yatırımı ilk defa Big Bang

sahnesinde açıkladı. 2021 yılında

41 İTÜ Çekirdek girişiminin

aldığı 424 milyon 78 bin

180 TL’lik yatırım ise Big Bang

sahnesinde duyuruldu. Sahneye

çıkan 20 finalist arasından

alınan ödül, nakit ve yatırımlarla

belirlenen ilk üç girişim ise Evodice, DeepSport

ve Kozalak oldu.

Ev sahibi İTÜ ARI Teknokent, beş girişime İTÜ Çekirdek

kapalı ofis ödülü, altı girişime ise Innogate ödülü

verirken, diğer girişimlere ise İTÜ MAGNET ve açık

ofis ödülleri verdiğini duyurdu.

Etkinlikte İstanbul Sanayi

Odası, Elginkan Vakfı, İstanbul

Büyükşehir Belediyesi-İstanbul

Planlama Ajansı ve Otomotiv

Endüstrisi İhracatçılar Birliği

(OİB), Teknoloji ile Üretelim,

EnerjiSA, AgeSA, Agito, Anadolu

Efes, AKSigorta, AXA Sigorta,

Elder, Ford Otosan, HDI Sigorta, Teknasyon, Türkiye

Sigorta ve Yapı Kredi Teknoloji gibi paydaşlar girişimcilere

yatırım, hibe ve ödül desteğinde bulundu.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 31


KAPAK

2021 YILINDA DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE

ENERJİNİN GÜNDEMİ FİYATLAR OLDU

Tüm dünya unutulmayacak bir yılı geride bıraktı. 2021 yılı maalesef her açıdan beklenildiği

gibi geçmedi, enerji sektörü de bu hareketli yıldan nasibine düşeni aldı. Tüm dünya özellikle

yılın son aylarında enerji maliyetlerini, artan faturaları konuştu. Türkiye de ise bize özgü

nedenlerle fiyatlar daha hızlı bir artış yaşadı.

Öte yandan Karadeniz’de yeni bir doğal gaz keşfi,

Akkuyu Nükleer Santrali’nin üçüncü ünitesinin temelinin

atılması, depolama tesislerindeki artış gibi

olumlu gelişmelerin yanı sıra Paris İklim Anlaşması’nın

imzalanması pozitif gelişmeler oldu.

2019 yılının sonlarında ilk olarak Çin’de görülen

ve daha sonra tüm dünyayı etkisi altına alınan Kovid-19

salgını, 2021 yılına damga vurdu. 2021’i “toparlanma”

yılı olarak görenler yanıldı, çünkü hem

salgın nedeniyle kapanmaların sürmesi hem de bir

önceki yıl yaşanan tahribatın etkileri, 2021 yılına

damgasını vurdu. Kırılgan ekonomiler, artan talebin

hem lojistik hem de arz olarak karşılayamaması tüm

ürünlerin fiyatını artırdı. Bu artıştan payına en fazla

32 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


Öte yandan Karadeniz’de yeni bir

doğal gaz keşfi, Akkuyu Nükleer

Santrali’nin üçüncü ünitesinin

temelinin atılması, depolama

tesislerindeki artış gibi olumlu

gelişmelerin yanı sıra Paris İklim

Anlaşması’nın imzalanması pozitif

gelişmeler oldu.

düşüş olan sektör ise enerji oldu. Dünya genelinde

ekonomik faaliyetlerin yeniden güçlenmesi, enerjiye

olan talebin artırınca hem imalat sektörlerinde hem

konutlar hem de hizmet sektöründe güçlü bir elektrik

talebi ortaya çıktı. Talep arttı ancak arz tarafında

da sorunlar baş gösterdi. Aralarında Türkiye’nin de

olduğu birçok bölgede yaşanan kuraklık, seller, kasırgalar,

sıcaklık ortalamalarının ani değişimi, fosil

yakıtlara olan talebi artırdı.

Tüm bu sorunlara ek olarak ABD’nin yeni sondaj

yapmaması, OPEC ülkelerinin petrol fiyatlarındaki

artışı el altından destekleyen çabaları, Rusya’nın

politik tercihleri enerjiyi ulaşılmaz hale getirdi. Kısaca

genelde emtia fiyatlarında, özelde ise fosil yakıt

(petrol, doğal gaz ve kömür) fiyatlarında yaşanan

artışlar, 2021 yılına damga vurdu. Kasım-2020 ve

Ekim-2021 aylarını kapsayan 12 aylık dönemde Avrupa

kömür fiyatı yüzde 305, Brent petrol fiyatı şgnyd

89, doğal gaz fiyatı ise yüzde 91 oranında arttı.

Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı olan bir ülkenin

bu dalgadan etkilenmemesi mümkün değil. Ülkemizde

de 2021 yılına enerji fiyatları damga vurdu

hatta etkisi çok daha yüksek oldu. Devletin başta doğal

gaz olmak üzere diğer enerji kaynaklarına verdiği

sübvansiyonları artık “sürdürülemez” hale geldiği

için kaldırmasıyla fiyatlar, dünya ortalamasının

üzerinde arttı.

2021 zam yağmuruyla hatırlanacak

Son olarak sanayinin ve doğal gazdan elektrik

üreten santrallerin kullandığı gaza aralık ayından

geçerli olmak üzere yüzde 20 zam yapıldı. BOTAŞ,

kasım ayında da sanayide kullanılan doğal gaza

yüzde 48.4, santrallerin kullandığı doğal gaza ise

yüzde 46.8 oranlarında zam yapmıştı. Eylül ve ekim

aylarında da her iki tarifeye yapılan zam oranı yüzde

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 33


15 olmuştu. Art arda gelen zamlar sonrası sanayinin

kullandığı bin metreküp doğal gazın fiyatı 4 bin 179

TL, santrallerin kullandığı doğalgaz da 4 bin 800 TL

oldu. Aralık 2020’de her iki tarifedeki fiyat bin 400

TL idi. Böylece son 1 yılda sanayi doğal gazındaki

fiyat artışı yüzde 199 olurken, elektrik santrallerindeki

artış da yüzde 243’ü buldu. Konuttaki doğal gaz

fiyatı Aralık 2020’de bin 252 TL iken, Aralık 2021’de

bu rakam bin 488 TL oldu. Bu tarifedeki artış oranı

da yıllık yüzde 18.9 seviyesinde gerçekleşti. Ocak

2022 tarihinde gelecek zamlar artış oranları çok

daha üst seviyelere çıkacak. Elektrikte ise ilk olarak

Ocak 2021’de yüzde 6.5, temmuzda ise yüzde 15

zam yapılmıştı. Ancak yılın ilk ayındaki zam oranı

yüzde 100’ü aştı.

Akaryakıtta eşel-mobil sistemine son verildi

2021’deki bir diğer gelişme de 2018 yılından

beri akaryakıt ürünlerinde uygulanan eşel-mobil

sistemine son verilmesi kararıydı. Bilindiği üzere,

eşel-mobil akaryakıt fiyatlarındaki dönemsel artışların

enflasyonist etkilerini önlemek amacıyla,

uluslararası petrol fiyatları ve döviz kuru artışlarına

bağlı olarak oluşacak fiyat artışlarının, ÖTV’den

karşılanarak pompa satış fiyatına yansımamasını

sağlıyordu. Ancak 2021 yılının son çeyreğinde artan

döviz kuruna bağlı olarak, eşel-mobil sistemi nedeniyle

akaryakıt ürünlerinde ÖTV oranı sıfırlandı. Bu

nedenle 22.12.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan

ve aynı tarih itibarıyla yürürlüğe giren “4938

sayılı Cumhurbaşkanı Kararı” ile sistemin kademeli

olarak kaldırılmasına karar verildiği duyuruldu.

Akkuyu’da 3. ünitenin temeli atıldı

Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olacak Akkuyu

Nükleer Güç Santrali’nin üçüncü ünitesinin temeli,

10 Mart 2021’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip

Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir

Putin’in canlı bağlantıyla katıldığı törenle atıldı.

Her biri 1200 megavatlık 4 reaktörden oluşacak ve

toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak

santralin ilk ünitesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.

yılının kutlanacağı 2023’te devreye alınması hedefleniyor.

Kalan 3 ünitenin de birer yıl arayla 2026

sonuna kadar faaliyete geçmesi planlanıyor. Tam

kapasite devreye girdiğinde yılda yaklaşık 35 milyar

kilovatsaat elektrik üretecek santralin, Türkiye’nin

elektrik talebinin yüzde 10’unu karşılayacağı hesaplanıyor.

Yeni gaz sahası keşfedildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4 Haziran’da

Sakarya Gaz Sahası’nda bulunan Amasra-1

kuyusunda 135 milyar metreküplük yeni bir doğal

gaz keşfi bulunduğunu açıkladı. Fatih sondaj gemisinin

yaptığı keşifle Türkiye’nin Karadeniz’deki toplam

gaz keşfi, 540 milyar metreküpe ulaşmış oldu.

Öte yandan Cumhurbaşkanı, aynı tarihte Filyos Limanı

Açılışı ve Doğalgaz İşleme Tesisleri temelini

de atarak keşfedilen doğal gazın 2023 yılında kullanılmaya

başlanacağını söyledi. Sakarya Gaz Sahası

Geliştirme Projesi’nin ilk fazında, günde 10 milyon

metreküp doğal gazın karadaki işleme tesisine ulaş-

34 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


tırılması, gelecek yıllarda proje kapasitesinin günde

40 milyon metreküpe çıkarılması öngörülüyor.

1 Haziran’da YEK-G sistemi başladı

2021 yılında enerji piyasasında önemli regülasyonlar

yapıldı. Bunlardan biri de Enerji Piyasaları

İşletme AŞ (EPİAŞ) bünyesinde hizmete açılan Vadeli

Elektrik Piyasası ve Yenilenebilir Enerji Kaynak

Garanti (YEK-G) sistemi oldu. 1 Haziran’da uygulanmaya

başlayan sistemle elektrik ticaretinde şeffaf

ve rekabetçi bir ortam sağlandı. Vadeli Elektrik Piyasası

ve elektriğin yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini

kanıtlayan YEK-G sistemi ile sürdürülebilir

yatırım ortamının iyileştirilmesi hedefleniyor.

Hatay’da yeni FSRU tesisi açıldı

Enerji arzını güvence altına almak için alternatif

olarak devreye alınan FSRU tesislerine bir yenisi

daha eklendi. BOTAŞ’a ait Hatay Dörtyol’daki Ertuğrul

Gazi Yüzer Depolama ve Gazlaştırma Tesisi

(FSRU) 25 Haziran’da faaliyete başladı. Türk bayrağına

sahip ilk FSRU olma özelliği taşıyan Ertuğrul

Gazi, 110 milyon metreküp depolama ve günlük 28

milyon metreküp gazlaştırma kapasitesiyle arz güvenliğinde

önemli bir rol üstlenecek.

Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı imzaladı

İki yılı aşkın bir zaman önce açıklanan ancak

başta ABD olmak üzere bazı gelişmiş ülkelerin imza

atmaktan imtina ettiği Paris İklim Anlaşması, 2021

yılında yeniden gündeme geldi. ABD’nin ardından

Türkiye de anlaşmayı imzalayarak iklim kriziyle mücadelede

“ben de varım” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eylül

ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Türkiye’nin

Paris İklim Anlaşması’na imza atacağını açıklamasının

ardından anlaşma, TBMM’de onaylandı ve

7 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe

girmiş oldu.

Türkiye’nin 4. sondaj gemisi filoya katıldı

Akdeniz ve Karadeniz’de gaz ve petrol aramalarını

sürdüren Türkiye, yılın son aylarında filosuna

7. nesil olarak nitelendirilen bir sondaj gemisi daha

kattı. Fatih, Yavuz ve Kanuni’nin ardından filoya dahil

olan dördüncü sondaj gemisi, 12 bin 200 metre

derinliğe kadar inebilecek ve 3 bin 600 metre derinliğe

kadar işlem yapabilecek. Boyu 238 metre, eni

42 metre olan gemi Karadeniz gazını 2023’e yetiştirmek

için katkı sağlayacak.

Elektrik faturalarındaki TRT payı kaldırıldı

Elektrikte TRT payını kaldıran düzenlemeyi içeren

kanun teklifi, 23 Kasım’da TBMM Sanayi, Ticaret,

Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda

kabul edildi. Bu kararla elektrik faturalarında

aktif enerji tüketim bedeli üzerinden toplam yüzde

2,7’lik indirim uygulanacak. Söz konusu kalemlerin

kaldırılması mesken abonelerinin faturalarında yaklaşık

930 milyon liralık indirim olarak yansıyacak.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 35


DÜNYA GÜNDEMİ

Esen Erkan

Rekora imza atan kömür talebi,

net sıfır hedeflerini tehdit ediyor

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından her yıl yayınlanan Kömür Raporu’na göre, 2022 yılında

gerçekleşecek hızlı ekonomik toparlanma ile elektrik üretiminde küresel kömür talebi tüm zamanların

en yüksek seviyesine ulaşacak. Doğal gaz fiyatlarındaki keskin artış ve düşük karbonlu kaynakların hızla

artan enerji talebini karşılayamaması, maliyet açısından kömürü daha rekabetçi hale getirerek talebi

artırıyor. Uluslararası sera gazı emisyonlarını azaltma vaatlerini tehlikeye atan bu durum, IEA’ya göre, iklim

hedeflerini daha da ulaşılamaz hale getirecek…

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayınlanan

Kömür 2021 raporu, salgın sonrası toparlanmaya

başlayan ekonomilerle birlikte yenilenebilir

enerji kapasitesinin artan enerji talebine yetişemediğini

ve artan doğal gaz fiyatlarıyla da birleştiğinde

kömür talebinin tüm zamanların en yüksek seviyesine

ulaştığını açıkladı. Rapora göre, elektrik sektörü

dışındaki kullanımlar da dahil olmak üzere, 2021 yılında

yüzde 6 oranında büyüyen kömür talebi, 2022

yılında tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşacak

ve önümüzdeki iki yıl boyunca bu seviyelerde

kalacak.

Küresel kömür piyasasına hakim olan Asya’da,

Çin ve Hindistan toplam talebin üçte ikisini oluşturuyor.

Kömüre bağımlı olan ve toplam nüfusu yaklaşık

3 milyar olan bu iki ekonomi, gelecekteki kömür talebinin

anahtarını elinde tutuyor. Artan kömür eğiliminin

büyük bir bölümünden Asya’daki kömüre dayalı

elektrik üretimi sorumlu tutulurken Hindistan’da

kömürle çalışan kapasitenin yüzde 12 oranında bü-

36 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


IEA’nın raporu, yenilenebilir enerji kaynaklarının

2021’de yüzde 6 büyüdüğünü, ancak ekonomik

büyümeyi boğan ani Kovid-19 karantinalarının

ardından ekonomilerin yeniden açılmasıyla bu artışın

talepteki artışa ayak uyduramadığını ortaya koydu.

yüyeceği tahmin ediliyor. Çin’in yakın zamanda 2060

yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma

planlarını açıklamasına rağmen, kömürle çalışan

elektrik üretiminde yüzde 9 artış olması bekleniyor.

Çin ve Hindistan etkileyici miktarda güneş ve

rüzgar kapasitesine sahip olsalar da her iki ülkede

de tüm zamanların yeni kömür rekorları kırılacak.

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nde bu

yıl kömürden elektrik üretimi yaklaşık yüzde 20 artacak.

Bu iki ülkedeki kömür kullanımının, elektrik

talebindeki yavaş büyüme ve yenilenebilir enerjinin

hızlı genişlemesi nedeniyle gelecek yıl tekrar düşüşe

geçmesi bekleniyor.

Kömür fiyatlarındaki dalgalanma sürüyor

Kömür fiyatları, 2020’nin ikinci çeyreğinde ton

başına 50 dolara düştükten sonra, ekonomik aktivitedeki

toparlanmayla artmaya başladı. 2021’de küresel

kömür fiyatları belirleyicisi olan Çin’de talebin

arzı geçmesinin yanı sıra arz kesintileri ve küresel

olarak artan doğal gaz fiyatları nedeniyle fiyatlar

daha da yükseldi. Kömür fiyatları, örneğin Avrupa’da

ithal edilen termal kömürün ton başına 298 dolara

ulaşmasıyla, Ekim 2021’in başlarında tüm zamanların

en yüksek seviyelerine ulaştı. Çin hükümetinin

piyasayı dengelemek için yaptığı hızlı politika müdahalesi

fiyatlar üzerinde hızlı bir etki yaptı. Aralık ortası

itibarıyla Avrupa fiyatları ton başına 150 doların

altına düştü.

Zaman çizelgelerinde çelişkiler var

IEA’nın fosil yakıtlardan çıkışı değerlendirirken

çelişkili zaman çizelgeleri de var. Son IEA rapor-

“HÜKÜMETLER ACİL EYLEM PLANI

HAZIRLAMALI”

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol

raporla ilgili açıklamasında, “Kömür, küresel karbon

emisyonlarının en büyük tek kaynağıdır. Bu yılki tarihsel

olarak en yüksek seviyedeki kömürlü elektrik üretimi,

emisyonları net sıfıra doğru düşürme çabalarındaki

yoldan ne kadar uzakta olduğumuzun endişe verici

bir işaretidir” dedi. Rapor, iklim hedeflerinin daha da

ulaşılamaz hale geldiğine ve enerji güvenliğinin risk altında

olduğuna dikkat çekerken fosil yakıtlara yapılan

yatırımların azaldığını ancak temiz enerji ve teknolojileri

için fonun yeterince hızlı genişlemediğine dikkat

çekiyor.

Birol, “Hükümetlerin kömür emisyonlarıyla adil, ekonomik

ve güvenli bir şekilde mücadele etmek için güçlü ve

acil eylemleri olmadan, küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlama

şansımız çok az olacak” açıklamasında bulundu.

Birol, “Politika yapıcılar, altta yatan nedenleri ele almak

için şimdi harekete geçmeli. Yenilenebilir enerji kaynakları,

enerji verimliliği ve nükleer enerji dahil olmak

üzere, düşük karbonlu enerji teknolojilerine daha fazla

yatırım yapılması, sağlam ve akıllı elektrik şebekelerinin

genişletilmesi ile günümüzün emisyon zorluklarından

kurtulmamıza yardımcı olabilir” ifadelerini kullandı.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 37


ları, 2030 yılındaki sonuçların 2050’ye kadar net

sıfır emisyon yolunda ne kadar kritik olduğunu vurguluyordu.

IEA “Kömür 2021” raporu da bugünden

2024’e kadar olan döneme odaklanıyor. Buna göre,

kömür tüketimi 2024’te yatay bir seyir izlemeden

büyümeye dönecek. IEA, 2021-2024 döneminde

mutlak kömürlü elektrik üretiminde küçük bir artışa

işaret ediyor ancak kömürün aynı dönemde artan

küresel enerji tüketimine esasen hiçbir katkısı yok.

2021-2024 yılları arasında elektrik talebinde

öngörülen 2.099 TWh artışın yüzde 89’unun yenilenebilir

ve nükleer enerjiden, yüzde10,5’inin gaz ve

kömürden geleceği ve kömürün artan elektrik üretimine

katkısının ihmal edilebilir düzeyde olacağı

tahmin ediliyor. Bu nedenle kömür, 2021-2024 döneminde

yeni elektrik üretimi için önemli bir paya

işaret etmiyor. Bu, rekor kömür tüketimine odaklanan

raporda ise farklı bir bakış açısıyla sunuluyor.

Buradaki önemli nokta, kömürün küresel elektrik

üretiminin yüzdesi olarak 2021-2024 döneminde

önemli ölçüde azalacak olması.

2020-2024 döneminde IEA tarafından öngörülen

mutlak artışların temeli, neredeyse tamamen

iki ülkedeki ve bir bölgedeki artış tahminine dayanıyor.

Bunlar yüzde 4.1 artışla Çin, yüzde 11 artışla

Hindistan yüzde 12 artışla ve Güneydoğu Asya’daki

bazı ülkeler. Kömür tüketiminde tahmin edilen bu

artışların, yeni yenilenebilir kaynaklardan elektrik

üretiminin küçük bir kısmı olduğunu ve bunların yıllık

artışlar değil, üç yıl içindeki artış olarak tahmin

edildiğini belirtelim. Çin’de artışın çoğu 2021’den

geliyor, sonraki yıllarda sadece yüzde 0,5’lik artışlar

olurken, Hindistan’ın yıllık yüzde 3,9 artması bekleniyor.

Hindistan ve Çin hakkında yapılan bu varsayımlar,

özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarıyla

rekabet açısından bu ülkelerdeki kömür kullanımını

ele almada yetersiz kalıyor.

KÖMÜRÜN KADERİ ÜLKELERİN

HIZINA BAĞLI

Birçok ülke tarafından yapılan net sıfır emisyona

ulaşma taahhütleri, kömür için çok güçlü etkilere sahip

olmasına rağmen henüz görünür olma noktasında

değil. Japonya, Kore ve Çin, yurtdışında yeni kömürlü

termik santral projeleri inşa etmek için kamu

finansmanını durdurmayı taahhüt etti. Küresel Kömürden

Temiz Enerjiye Geçiş Bildirisi gibi yeni taahhütler,

kömür üzerinde ek baskı oluşturuyor. Kömürün

kaderi, ülkelerin net sıfır taahhütlerini ne kadar

hızlı ve etkili bir şekilde yerine getireceklerine bağlı

görünüyor. Net sıfır karbon ekonomisindeki kömür

talebinin seviyesi ise karbon yakalama, kullanma ve

depolama (CCUS) teknolojilerinin uygulanmasına

yönelik çabaların ne kadar başarılı olduğuna bağlı

gelişecek.

38 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Glasgow’dan “aşamalı

olarak azaltma” kararı çıktı

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı (COP26), 1 -13 Kasım

tarihleri arasında, Birleşik Krallık başkanlığında, İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleşti. Sonuç

bildirgesinde, ülkelerin iklim kriziyle mücadeleye yönelik hedeflerinin, küresel sıcaklık artışını 1,5

dereceyle sınırlandırmayı amaçlayan Paris Anlaşması hedeflerine uzaklığına dikkat çekildi. Ulusal

katkıların acilen gözden geçirilmesi çağrısı yapıldı…

Zirvenin “Daha iyi bir dünya için yarış” etkinliğinde

konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres,

hükümetler, iş dünyası, yerel yönetimlerin

verdikleri net sıfır taahhütlerini denetleyecek bir çalışma

grubu görevlendireceğini söyledi. Çok sayıda

sivil toplum örgütünü içeren COP26 koalisyonu tarafından

yapılan açıklamada da güven kaybına dikkat

çekilerek gelişmiş ülkelerin iklim borcunu ödemeleri

ve iklim krizi sonucu gelişmekte olan ülkelerde

40 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


ortaya çıkan kayıp ve zararları karşılamaları çağrısı

yapıldı.

Konferansta imzalanan anlaşmada kömürün

aşamalı olarak azaltılması taahhüdü, emisyon

azaltma planlarının düzenli olarak gözden geçirilmesi

ve gelişmekte olan ülkelere daha fazla finansal

destek gibi önemli kararlar var. Ancak kömür taahhütleriyle

ilgili taslak metinlerde yer alan ifadelerin

değiştirilmesi de tartışmalara neden oldu.

Glasgow İklim Anlaşması ile birlikte “aşamalı

olarak kömür kullanımının azaltılması” da planlanıyor.

Bu yönüyle anlaşma, kömür kullanımını

azaltmayı hedefleyen tarihteki ilk anlaşma. Ancak

anlaşmanın daha önceki taslak metinlerinde kömürün

“aşamalı olarak sonlandırılması” taahhüdü, son

dakika Hindistan’ın itirazlarıyla karşılaştı. Hindistan

İklim Bakanı Bhupender Yadav, “Kalkınma ve yoksullukla

uğraşan gelişmekte olan ülkelerden, kömür ve

fosil yakıt sübvansiyonlarını aşamalı olarak sonlandırma

vaatleri vermesi nasıl beklenebilir?” dedi.

Bazı ülkeler hayal kırıklıklarını ifade ederken söz

konusu ifade “aşamalı olarak azaltmak” şeklinde

değiştirildi. Zirveye başkanlık eden Alok Sharma

olayların böyle gelişmesi nedeniyle “çok üzgün” olduğunu

belirtti ancak daha sonra verdiği demeçte

son dakika değişikliğini bir “başarısızlık” olarak tanımlayamayacağını

söyledi. Bunun tarihi bir başarı

olduğunu dile getiren Sharma şöyle devam etti: 1,5C

hedefini ulaşılabilir tuttuk. Altı yıldır dünyayı koruyan

GÜVEN KAYBI OLUŞTU

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın ve Climate

Action Tracker’ın analizleri, Glasgow’da verilen taahhütler

de dahil olmak üzere tüm planlar dikkate

alındığında 2,4 derecelik bir ısınma yolunda olduğumuza

işaret ediyor. Ayrıca iklim finansmanına

ilişkin olarak 2009 yılında gelişmiş ülkeler tarafından

verilmiş olan yıllık 100 milyar dolar tutarında

kaynak ayrılması yönündeki söz de halen tutulamadı.

Bunlara ek olarak iklim krizinin etkilerine karşı

hassas konumda olan ülkelerde yaşanan kayıp ve

zararların giderilmesine yönelik fon konusunda da

uzlaşılamadı. Bu gelişmeler COP26’ya yönelik, verilen

sözlerin inandırıcılığına dair güven kaybına

neden oldu.

Paris Anlaşması’nı kapattık. Bunu da İngiltere başkanlığında

yaptık. İklim değişikliğine karşı korumasız

ülkeler için daha fazla para sağladık. Kömürün

tarih olacağı bir yolda olduğumuzu söyleyebiliriz.

Çin ve ABD, uzun yıllar sonra ilk kez anlaştı

Dünyanın en büyük iki karbon emisyonu üreten

ülkesi ABD ve Çin, Glasgow İklim Zirvesi kapsamında

iklim değişikliğiyle mücadelede iş birliğini hızlandırmak

için anlaşma yaptıklarını açıkladı. ABD Dışişleri

tarafından paylaşılan iki ülke ortak açıklamasında,

ABD ve Çin’in iklim değişikliği konusundaki çabaları

memnuniyetle karşıladığı ancak Paris Anlaşması’nın

hedeflerine ulaşmak için yapılması gerekenler

ile mevcut çabalar arasında önemli bir boşluk olduğunu

kabul ettiği ifade edildi. Açıklamada, iki tarafın

iş birliği yapmayı planladığı konular, şöyle sıralandı:

2020’lerde sera gazı emisyonlarının azaltılmasıyla

ilgili düzenleyici çerçeveler ve çevresel standartlar

oluşturmak; temiz enerji geçişinin toplumsal

faydalarını maksimize etmek; son kullanım sektörlerinin

karbon emisyonunu azaltmak ve elektrik

kullanımını teşvik edecek politikalar üretmek, yeşil

tasarım ve yenilenebilir kaynak kullanımı gibi döngüsel

ekonomiyle ilgili kilit alanlar kurmak, doğrudan

hava yakalama gibi teknolojileri konuşlandırmak

ve uygulamak.

Anlaşma kapsamında; ABD, 2035 yılına kadar

karbon kirliliği içermeyen yüzde 100 elektriğe

ulaşma hedefi belirledi. Çin, ise beş yıllık plan kapsamında

kömür tüketimini azaltacak ve bu çalışmayı

hızlandırmak için elinden gelen çabayı gösterecek.

Ortak açıklamada, anlaşmada her iki ülkenin gelişmekte

olan ülkelerin iklim konusunda ihtiyaçlarını

karşılamak için 2025 yılına kadar her yıl ortaklaşa

100 milyar dolar yardım yapmayı taahhüt ettiği bilgisi

paylaşıldı.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 41


SONUÇ BILDIRGESINDE ÖNE ÇIKANLAR

İklim kriziyle mücadele ve uyumda, ormanlar

ve okyanuslar dahil olmak üzere karasal ve

denizel ekosistemlerin korunmasının önemi

vurgulandı. Atmosfere salınan CO2’nin yaklaşık

yüzde 50’sini tutan ormanlar ve okyanuslar,

bunun yanı sıra doğal afet risklerinin kontrolü,

iklimin düzenlenmesi, toprak oluşumu ve besin

döngüsünün sağlanması gibi kritik ekosistem

hizmetleri de sunuyor.

Fosil yakıt teşviklerinin kaldırılması ve kömür

kullanımının azaltılarak temiz enerjiye adil

geçişin hızlandırılması çağırısında bulunuldu.

Böylece iklim krizinin esas nedeni olan fosil

yakıt kullanımının azaltılması ilk kez bir iklim

zirvesinin sonuç bildirgesine girmiş oldu.

İnsan faaliyetleri sonucu yeryüzündeki sıcaklık

artışının 1,1 °C’yi bularak alarm verici boyuta

ulaştığı; 1,5 °C eşiğinin aşılmaması için küresel

ölçekte CO2 salımının 2030 yılına kadar yüzde

45 oranında azaltılması ve 2050’de net sıfır hedefine

ulaşılması gerektiği hatırlatıldı. Ulusal

katkılarını henüz güncellememiş olan ülkeler

bir an önce harekete geçmeye davet edildi. Türkiye,

güncellenmiş ulusal katkı beyanını 2022

yılında açıklayacağını duyurdu.

Metan başta olmak üzere CO2 dışındaki sera

gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik çabaların

artırılması talep edildi. Zirvenin ilk haftasında

ABD ve AB ülkeleri de dahil olmak üzere

100’den fazla ülke metan gazı emisyonlarını

2030’a kadar yüzde 30 oranında azaltma taahhüdü

vermişti. 2025 öncesinde ve sonrasında

iklim finansmanı için 100 milyar dolar hedefinin

yerine getirilmesi için gelişmiş ülkelerin

acilen harekete geçmesi çağırısında bulunuldu.

Paris Anlaşması’nda ortaya konulan Küresel

Uyum Hedefi’ne yönelik Glasgow – Şarm El

Şeyh Çalışma Programı başlatıldı. Bu kapsamda

ülkeler, gelecek yılki iklim zirvesine kadar

iklim değişikliğine uyumun hızlandırılması ve

bu yöndeki desteklerin artırılması konularında

çalışacak.

Ülkeler tarafından ortaya konan emisyon azaltımı

hedefleri ve bu yolda kaydettikleri ilerlemenin

şeffaf biçimde takip edilebilmesi ve bu

hedeflerin yerine getirilmesine yönelik uluslararası

iş birliği mekanizmasının kuralları üzerinde

uzlaşıya varıldı.

42 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


Küresel Enerji Dönüşümünde Durum:

Başarılar, Engeller,

Yenilikler ve Gelecek

Perspektifleri

Bilgi birikiminizi derinleştirmek ve

tecrübelerinizi paylaşmak için

IRENEC 2022’ye katılın!

IRENEC 2022

12. ULUSLARARASI

%100 YEN‹LENEB‹L‹R

ENERJ‹ KONFERANSI

9-11 HAZİRAN 2022

www.irenec.org

www.eurosolar.org.tr


ANALİZ

Türkiye, yeşil hidrojen

ihracatçısı olabilir ama…

SHURA tarafından hazırlanan rapora göre; Türkiye, 2050’de yıllık 3,4 milyon ton yeşil hidrojen üretme

ve yıllık 1,5 ila 1,9 milyon ton hidrojen ihraç etme potansiyeline sahip. 3,4 milyon ton yeşil hidrojen

üretimi için ise gerekli olan toplam yatırım tutarı, 85 ila 119 milyar dolar…

44 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin, Bilkent

Enerji Politikaları Araştırma Merkezi ve Alman Enerji

Ajansı (dena) iş birliğiyle hazırladığı “Türkiye’nin Yeşil

Hidrojen Üretim ve İhracat Potansiyelinin Teknik

ve Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi” raporu, online

tanıtım toplantısında açıklandı. Raporda, uygun

yatırımlar ve politikalarla Türkiye’nin 2050’de yıllık

3,4 milyon tona (Mt) kadar yeşil hidrojen üretimine

ulaşabileceği ve bunun 1,5 ila 1,9 Mt’nun ihraç edilebileceği

belirtildi. 7 Aralık Salı günü gerçekleştirilen

etkinliğin açılış konuşmalarını, Türk-Alman Enerji

Forumu’ndan Alman Federal Ekonomi ve Teknoloji

Bakanlığı İkili Enerji İş Birliği Bölümü Direktör Yardımcısı

Beatrix Massig, Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanlığı Enerji Politikaları ve Teknoloji Dairesi Başkanı

Dr. Fazıl Kaytez ile Alman Enerji Ajansı (dena)

Enerji Sistemleri ve Enerji Hizmetleri Bölüm Başkanı

Hannes Seidl yaptı.

İklim hedeflerine ulaşmak için birçok ülkenin yeşil

hidrojen ithal edeceğini belirten Seidl, Türkiye’nin

bu pazardan pay alabileceğine dikkat çekti. Seidl,

“Türkiye, yenilenebilir enerjiden yeşil hidrojen üreterek,

küresel çapta yeni oluşan bu enerji pazarında en

Alman Enerji Ajansı (dena) Enerji Sistemleri ve

Enerji Hizmetleri Bölüm Başkanı Hannes Seidl

başından itibaren yerini alabilecek büyük bir potansiyele

sahip. Bugün tanıtımını yaptığımız bu çalışma,

Almanya ve Türkiye arasında bu alandaki iş birliğini

güçlendirmek için önemli, aynı zamanda heyecan

verici bir fırsat sunuyor” şeklinde konuştu.

Raporun yazarlarından SHURA Enerji Dönüşümü

Merkezi Araştırma Koordinatörü Hasan Aksoy ise

MERKEZ SENARYOYA GÖRE ÜRETIME EN UYGUN BÖLGELER

1. Bölge: Adana, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş,

Kilis, Mersin, Osmaniye

• 2. Bölge: Antalya

• 3. Bölge: Aydın, İzmir, Manisa, Muğla

• 4. Bölge: Balıkesir, Çanakkale, Edirne

• 5. Bölge: Bursa, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova

• 6. Bölge: Ardahan, Artvin

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 45


Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nın onayladığını

hatırlatarak, 2030 ve 2053’e yönelik, daha kararlı iklim

ve enerji dönüşümü hedeflerine ihtiyaç olacağını

söyledi. Aksoy, bu hedeflere ulaşılmasında, hidrojenin

rolünün anlaşılmasının kritik öneme sahip olduğunu

vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti:

Küresel ölçekte 2050’yi işaret eden net sıfır emisyon

hedefleri, tüm enerji sisteminin karbonsuzlaşması

için ortak bir çözüm olarak yeşil hidrojenin üzerinde

duruyor. Türkiye enerji sisteminin dönüşümünde,

yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği potansiyellerinin

yanında yeşil hidrojenin rolü de anlaşılmalı

ve planlamalar bu doğrultuda yapılmalı.

Bunun için mevcut yenilenebilir enerji arzı ve diğer

kaynakların potansiyeli göz önünde bulundurularak

yeşil hidrojen arz potansiyelinin, kullanım alanlarının,

maliyetlerinin ve olası ihracat potansiyellerinin

anlaşılması önemli.”

Yeşil hidrojenin yarısı ulaştırmaya

‘Türkiye’nin Yeşil Hidrojen Üretim ve İhracat Potansiyelinin

Teknik ve Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi’

raporu, hidrojen üretim potansiyelleri için

sadece yenilenebilir enerji kullanımını dikkate alınarak

hazırlandı. Çalışmada, yenilenebilir enerji arz

gelişimi için iki, yeşil hidrojen üretimi içinse üç farklı

senaryo kurgulandı.

Raporda, 2050’ye kadar imalat, doğal gaz ve ulaştırma

sektörlerinin toplam enerji talebinin yüzde 10

ila yüzde 5’inin yeşil hidrojenle ikame edilmesi halinde,

yıllık 1 ila 2 milyon ton yeşil hidrojen yurt içi

talebi ortaya çıkacağı belirtiliyor. Ulaştırma sektörü

2050’ye kadar yurt içi talebin yarısını oluşturacak.

Bu süre içinde hidrojen talebinin dörtte biri sanayi,

geriye kalan kısım ise yeşil hidrojeninin doğal gaz

şebekesine karıştırılması yoluyla kullanılacak.

YILLIK YATIRIM TUTARI 3-4

MİLYAR DOLAR

Çalışmada, 2050’de 1,9 Mt/yıl ihracat potansiyeline

ulaşılmasının ardından hidrojenin TANAP gibi uluslararası

boru hatlarına karıştırılarak ya da doğrudan

amonyağa dönüştürülerek gemi taşımacılığı yoluyla

nakledilebileceğinin altı çiziliyor.

Yapılan tekno-ekonomik değerlendirmeyle rüzgar

ve güneş kaynaklı elektrik kullanan alkalin ve PEM

elektrolizör teknolojileri için yeşil hidrojen üretim

maliyetlerinin 2050’ye kadar kilogram başına 4,14-

5,17 dolardan, 1,38 – 2,46 dolara kadar düşebileceği

vurgulanıyor.

Hidrojenin yurt içi kullanımı ve ihracatını sağlamak

amacıyla toplam yatırım hacminin 85 ila 119 milyar

dolar olacağı hesaplanıyor. Bir başka deyişle, 2021

ile 2050 arası dönemde ortalama olarak yılda 3 ile

4 milyar dolar yatırım maliyeti gerektirecek. Türkiye’de

bugünkü elektrik sektörü yatırımları yıllık 7

milyar dolar civarında. Tahmini maliyetler ve olası

ticari fiyatlamalar dikkate alındığında, çalışmada

değerlendirilen hidrojen ekonomisi 2050’de Türkiye

ekonomisine yıllık toplam 6 ila 8 milyar dolar

brüt fayda sağlayabilir. Yeni iş yaratma ve ekonomik

faaliyetlerin potansiyel yararları, Sınırda Karbon

Düzenleme Mekanizması’nın etkilerinin azalması

ve önüne geçilen ithal yakıt maliyetleri ise bu ekonominin

temel faydaları olacak.

Elektriğin yüzde 84’ü yenilenebilir

kaynaklardan

Çalışmada mevcut kapasite gelişim hızlarının

değerlendirildiği ‘Referans Senaryo’ya göre, 2020’de

44 GW olan güneş, rüzgar ve hidroelektrik kurulu

güç kapasitesinin 2050 yılında 129 GW’a yükseleceği

öngörülüyor. Bu kaynaklardan sağlanan 290

TWh toplam yıllık elektrik üretimi, 2050’de tahmin

edilen ülke çapındaki 545 TWh’lik net elektrik talebinin

yüzde 53’ünü karşılayabilecek. Güneş ve rüzgar

enerjisi için öngörülen teknik kapasitelerinin kullanıldığı

‘Gelişmiş Senaryo’ için ek 45 GW’lık potansiyelin

kullanılması halinde, yıllık 124,4 TWh ilave

elektrik üretimi sağlanabilecek.

Bu ilave kapasiteyle yenilenebilir enerji kaynaklarının

toplam üretimi, 2050’deki toplam net elektrik

talebinin yüzde 84’ünü karşılayabilecek. 2030-2050

yıllarını kapsayan dönemde, il seviyesinde talep düşüldükten

sonra, yenilenebilir enerjiden elde edilen

toplam üretim fazlası elektrik yıllık 50-55 TWh’a ulaşacak.

46 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


PERSPEKTİF

“Kirleten öderse”

Türkiye’nin 2030’da

kömürden çıkması mümkün

“Karbon Nötr Türkiye Yolunda İlk Adım: Kömürden Çıkış 2030” raporuna göre kirleticilerin iklim

değişikliğine sebep olan sera gazlarını serbestçe salmasının önüne geçilip, kirletme bedelleri ödetilirse

ve kamu kaynaklarıyla desteklenmeleri sonlandırılırsa en geç 2030 yılına kadar Türkiye’nin elektrik

üretiminde kömürden çıkması doğal seyrinde gerçekleşecek…

Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal),

Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Sürdürülebilir

Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA),

Greenpeace Akdeniz, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı

Koruma Vakfı), İklim Değişikliği Politika ve Araştırma

Derneği ve 350.org için modelleme çalışmasını AP-

LUS Enerji’nin yaptığı raporda, 2021-2035 dönemini

kapsayan ‘‘mevcut durum’’, ‘‘kömürden çıkış’’, ‘‘nükleersiz

kömürden çıkış’’ şeklinde 3 senaryo oluşturularak

Türkiye’nin kömürden çıkış olanakları incelendi.

Söz konusu rapor, mevcut kömür teşviklerinin

kaldırılması ve ‘‘kirleten öder’’ ilkesi çerçevesinde

karbon emisyonunun fiyatlandırılması ile en geç

2030 yılına kadar kömürden çıkışın mümkün olduğunu

ortaya koyuyor. Kömüre verilmekten vazgeçi-

48 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


len teşvikler ve kirletenin ödediği toplam karbon maliyeti ile sağlanacak tasarrufla,

dönüşümün faydalarının tüm toplumca paylaşılacağı, kimsenin mağdur

olmayacağı planlamalara da kaynak ayrılabilir.

2028’de ithal kömürden çıkış mümkün olabilir

Kömür maliyetlerinin kirleticiler yani termik santral işletmecileri tarafından

yüklenilmesi ve kömür teşviklerinin kaldırılması durumunda, elektrik üretimi

için kömür kullanımı akılcı bir tercih olmaktan çıkacak ve 2028 yılı itibarıyla

ithal kömürden, 2029 yılı itibarıyla ise yerli kömürden çıkış doğal seyrinde ger-

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 49


çekleşecek.

Kömürden çıkış senaryosunda, 2021

yılına kıyasla elektrik sektörü kaynaklı

karbon emisyonları 2035 yılında yüzde

82,8 azalacak ve 27,6 milyon ton CO2

seviyesine gerileyecek. Bu durum, Türkiye’nin

iklim hedeflerine ulaşmasını

mümkün hale getirecek. Mevcut durum

senaryosunda ise 2053 karbon nötr hedefine

ulaşmak çok zor bir ihtimal haline

gelecek.

Mevcut durum senaryosunda yenilenebilir

enerjinin payı 2035’te yüzde

49,4’te, yerli kaynak oranı ise yüzde

59’da kalıyor. Kömürden çıkış senaryosunda

ise rüzgar ve güneş enerjisi artacak;

elektrik üretiminde tamamı yerli ve

yenilenebilir olan enerjinin payı 2035’te

iki kata çıkarak yüzde 73,6 olacak.

Kömürden çıkılmasının elektrik piyasa

fiyatına etkisi simülasyonun ortalarında

artsa da kömürden çıkış senaryosu

altında devreye giren yenilenebilir enerji

kapasitesi sayesinde bu fark giderek

azalacak ve 2035 yılında mevcut durum

senaryosu ile neredeyse eşitlenecek.

Ek 28 milyar dolarlık yatırıma

ihtiyaç var

Kömürden çıkış senaryosunda elektrik

üretim ve iletim sistemindeki yatırım

ihtiyacı kömürden çıkışın gerçekleştiği

2029 yılına kadar ek 28 milyar dolar

yatırım gerektiriyor. Bu da yıllık mevcut

gayri safi yurt içi hasılanın yalnızca

yüzde 0,5’inin ayrılması ile karşılanabilir.

2030’a kadar kömürden çıkışta nükleerin

bir avantajı yok. Nükleer enerjinin

yüksek maliyeti ve barındırdığı riskler de

dikkate alındığında Türkiye’nin nükleer

enerji politikalarını yeniden gözden geçirmesi

gerekiyor.

Kömürden çıkış planının, kömür bölgelerindeki

çalışanları ve yöre sakinlerini

mağdur etmemesi için kapsayıcı ve

insana yaraşır istihdam olanakları yaratacak

bir Adil Geçiş Mekanizması içermesi

gerekiyor.

ÇIKIŞ PLANLARI ÜÇ AYRI SENARYOYA

GÖRE YAPILDI

​TEİAŞ Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin 2021 Eylül sonu verilerine

göre Türkiye’deki kömürlü termik santraller

toplamda 20 bin 331 MW kurulu güce sahip. Kömürlü

termik santrallerinin Türkiye’nin elektrik üretimindeki

payı TEİAŞ’ın üretim verilerine göre 2020 yılında

yüzde 35 seviyesinde. Genel sistem maliyetleri, toplam

yatırım gereksinimleri, kaynak bazlı kurulu güç

ile üretim gelişimi ve karbon emisyon miktarları gibi

çıktıların yer aldığı 3 senaryonun detayları şöyle:

Mevcut Durum Senaryosu: Mevcut enerji politikalarının

devam etmesi durumunda varılacak olan durumu

göstermeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda yerli

kömür santralleri için uygulanan alım garantisi ve kapasite

mekanizması ödemeleri mevcut haliyle devam

ettirilmiştir. Senaryo periyodu içerisinde herhangi

bir karbon fiyatlandırma mekanizması uygulanmamaktadır.

Akkuyu Nükleer Enerjisi Santrali’nin 2025

yılından itibaren kademeli olarak devreye gireceği

varsayılmıştır.

Kömürden Çıkış Senaryosu: Mevcut kömür teşviklerinin

kaldırılması ve kömür santralleri için uygulanan

kapasite mekanizması ödemelerinin 2022 yılından

itibaren devreden çıkarıldığı, ayrıca sabit bir karbon

fiyatı uygulamasının getirilmesi sonucunda 2030

yılında kömürden çıkışın sağlandığı durumu göstermeyi

amaçlamaktadır. Mevcut Durum Senaryosu’nda

olduğu gibi Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin 2025

yılından itibaren devreye girmesi varsayımını içermektedir.

Bunun yanında çeşitli destek mekanizmaları

vasıtasıyla denizüstü rüzgâr ve batarya kurulumu

uygulamalarının da senaryo kapsamında devreye alınacağı

varsayılmıştır.

Nükleersiz Kömürden Çıkış Senaryosu: Senaryo

kapsamında Akkuyu Nükleer Enerjisi Santrali devreye

alınmayarak nükleer enerjinin devreye girmediği

bir durumda kömürden çıkış olanakları inceleniyor.

Kömür için uygulanan destek mekanizmaları, karbon

fiyatı uygulanması vb. konulardaki varsayımlar Kömürden

Çıkış Senaryosu ile aynı kabul edildi.

50 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


YEŞİL DÜNYA

Türkiye’nin iklim değişikliği

stratejisine UNDP de katılacak

UNDP ve Çevre Bakanlığı, Türkiye’nin Ulusal İklim Değişikliği Uyum Eylem Planı için iş birliği yapma kararı

aldı. Bakanlık ve UNDP arasındaki iş birliğiyle 2022 sonuna kadar tamamlanacak yeni strateji, ekonomi

genelinde ve sektöre özgü hedefler, dönüm noktaları ve eylem planları içerecek. Plan, Türkiye’nin düşük

karbonlu kalkınmaya geçişi ve iklim dirençli geleceği için kritik rol oynayacak

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP),

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile

Türkiye’nin iklim hedeflerini yansıtacak uzun vadeli

bir iklim değişikliği stratejisi ve Ulusal İklim Değişikliği

Uyum Eylem Planı hazırlanması için iş birliği

yapacak.

Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylaması ve

2053’e kadar karbon emisyonlarında net sıfır taahhüdünü

vermesinin ardından gözler, Türkiye’nin bu

hedeflere ulaşmasında hayati önem taşıyacak ayrıntılı

planları hazırlamaya ve politikaları benimsemeye

yönelik çalışmalara çevrildi.

Bu kapsamda, sektörel bazda strateji ve eylem

planı hazırlama çalışmalarını başlatmak üzere düzenlenen,

“Türkiye 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi”

adlı toplantı, “Türkiye’nin uzun dönemli iklim politikası”

alt başlığıyla, kamu ve özel sektör, üniversite

ve sivil toplum kuruluşlarından 200’ü aşkın temsilcinin

katılımıyla bir otelde yapıldı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim

Değişikliği Başkanı Orhan Solak, toplantıda yaptığı

konuşmada, “Yeşil kalkınma devrimi açısından,

UNDP ile birlikte hazırlayacağımız yeni strateji, 21.

yüzyıl ortasına kadar ülkemizin iklim direncini artıracak

vizyonu ortaya koyacak ve 2053 yılında net sıfır

hedefine giden rotayı çizecek. Bir yandan da ulusal

kalkınma hedeflerimizi gerçekleştirecek ve yeşil

kalkınma vizyonuyla uzun vadeli iklim eylemine giden

yolu hazırlayacak” dedi.

UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton da

ülkelerin gelecek yıl yeniden bir araya gelip, emisyonlara

kesin “dur” demek için ihtiyaç duyulan siyasi

iradelerini bu yönde oluşturma amacıyla çabalamayı

kabul etmelerinden çok memnun olduklarını belirterek,

“Bu bağlamda, Türkiye’nin bugünün gerektirdiği

UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton

cesaret ve arzuyu yansıtan amaç ve hedefleri benimsemesi

için zamanlamanın ideal olduğunu düşünüyoruz”

değerlendirmesini yaptı.

Bakanlık ve UNDP arasındaki iş birliğiyle 2022

sonuna kadar tamamlanacak yeni strateji, ekonomi

genelinde ve sektöre özgü hedefler, dönüm noktaları

ve eylem planları içerecek. Ulusal İklim Değişikliği

Uyum Eylem Planı ile Türkiye’nin düşük karbonlu

kalkınmaya geçişi ve iklim dirençli geleceği için kritik

rol oynayacak. Başarılı bir iklim eylemi, toplumun tüm

kesimlerinin ve hükümetin tüm organlarının koordineli

çalışmasına bağlı olduğundan, UNDP ve bakanlık,

tüm aktörlere doğru ve yararlı bilgiler sağlamak ve

halkın farkındalığını artırmak için birlikte çalışacak.

Ortak iklim planlama girişimi, Küresel Çevre

Fonu (GEF) tarafından destekleniyor. GEF, Birleşmiş

Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin

(BMİDÇS) onaylanmasından bu yana, Türkiye’nin bu

sözleşme kapsamında düzenli raporlama yükümlülüklerini

yerine getirmesini desteklemek üzere,

uzun yıllardır UNDP programına finansman sağlıyor.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 51


Ali Berk Bilir

Bilkent Enerji Politikaları Araştırma

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.

Almanya’da yeni dönem

Almanya’da iktidara gelen koalisyon hükümetinin ajandasında iklim değişikliği ve enerji

dönüşümü büyük bir yer kaplıyor. Açıklanan “Daha Cesur İlerleme-Özgürlük, Adalet ve

Sürdürülebilirlik İttifakı” adlı bir koalisyon anlaşmasında güçlü iklim ve enerji hedefleri var.

Anlaşma, yenilenebilir enerjiler, doğal gaz, karbon fiyatlandırması, negatif emisyonlar, sanayi

ve benzeri alanlarda reformları ve politika değişikliklerini öngörüyor…

6 Aralık’ta Almanya’nın Sosyal Demokratik Partili

(SDP) lideri Olaf Scholz, yeni şansölye olarak

yemin etti ve Angela Merkel ve Hristiyan Demokrat

Birliği’nin (CDU) 16 yıllık yönetimine fiilen son verdi.

Koalisyon hükümetleri Alman siyasetinde bir normdur.

Olaf Scholz’un hükümeti; SDP, Yeşiller ve liberal

Hür Demokratlardan oluşan bir koalisyon hükümeti

olacağından, bu normun bir istisnası değil. Yeni hükümette

yer alacak partiler, anlaştılar ve geçtiğimiz

hafta bunu politikalarına bir rehber olarak açıkladılar.

Anlaşma; iddialı ekonomik, dış, sivil, iklim ve

enerji politikalarından oluşuyor ve muhtemelen tüm

Avrupa’yı ve dünyayı etkileyecek.

Seçim sürecinde partilerin ve kamuoyunun üzerinde

durduğu iki önemli konu, iklim ve enerji oldu.

Ana politikaları çevre ve iklime dayanan Yeşiller,

CDU ve SDP geri dönene kadar yüksek bir anket rekorunun

tadını çıkardı. SDP’nin küçük bir farkla lider

parti olarak geldiği seçimden sonra, enerji ve iklim

konuları partiler arası koalisyon görüşmelerinin

yapılması ya da kırılması açısından önemli konular

oldu. Seçimden iki ay sonra, “Daha Cesur İlerleme-Özgürlük,

Adalet ve Sürdürülebilirlik İttifakı” adlı

bir koalisyon anlaşması açıklandı. Anlaşmanın güçlü

iklim ve enerji hedefleri var. Anlaşma, yenilenebilir

enerjiler, doğal gaz, karbon fiyatlandırması, negatif

emisyonlar, sanayi ve benzeri alanlarda reformları

ve politika değişikliklerini öngörüyor. Koalisyon, önceki

plandan 8 yıl önce, 2030 yılına kadar kömürü

kullanımdan kaldırmayı planlıyor. Buna göre doğal

gaz, geçiş sürecinde bir köprü olarak görülüyor. Ayrıca,

düşük gelirli hanelere yönelik desteğin yanı sıra

52 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


artan karbon fiyatını da destekliyorlar. Ne olursa olsun,

kriz nedeniyle gaz fiyatları zaten yüksek. Bu nedenle

anlaşma, ısıtma ve nakliye yakıtlarında karbon

fiyatında herhangi bir artış olmayacağını belirtiyor.

Koalisyon ayrıca 10 yıl içinde elektrik şebekesinin

yüzde 80’ine yenilenebilir enerji sağlamayı hedefliyor.

Ayrıca anlaşma, 2040 yılına kadar elektrik için

gazın aşamalı olarak kaldırılmasını öneriyor.

Karbon kaçağını önleyecek strateji

geliştirilecek

Ayrıca koalisyon, 2022’de Federal İklim Eylem

Yasası’nda reform yapma ve iklim koruması için

acil bir eylem programı uygulama sözü de veriyor.

Buna göre, bakanlıkların artık yasa teklifinin iklim

etkisi üzerindeki etkisini ve ulusal iklim hedefleriyle

uyumluluğunu kontrol etmesi gerekiyor. Bu, hükümetin

iklim yanlısı politikaları kurumsallaştırma

konusundaki ciddiyetini gösteriyor. Yeni hükümetin,

aynı zamanda Yeşiller Partisi’nin eş başkanı olan

Green’den Robert Habeck’in başkanlık edeceği yeni

bir İklim ve Ekonomi Bakanlığı kurmasının daha da

güçleneceğine inanıyorum. Ayrıca koalisyon, karbon

kaçağını önleyen bir endüstriyel strateji geliştirmeyi

amaçlıyor. 2030 yılına kadar 10 gigawatt’lık elektroliz

kapasitesine ulaşmak veya Almanya’yı e-mobilite

için lider bir pazar haline getiren sürdürülebilir

mobilite geçişi gibi birçok başka alanda da önerilen

değişiklikler ve hedefler var.

RUSYA İLE İLİŞKİLER

NASIL SEYREDECEK?

AB ve Almanya, özellikle bu kış gaz fiyatlarının hızla

artması ve Rusya’nın AB ülkeleriyle anlaşmak için

doğal kaynaklarını kullanması nedeniyle enerji güvensizliği

ile karşı karşıya. Ne olursa olsun, koalisyon

anlaşması Nord Stream 2’den bahsetmiyor ve sonuçta

Almanya’nın Rusya’ya ve Rus etkisine bağımlılığını artırıyor.

Ancak koalisyon, Rusya’nın hedeflerinin Batı’da

birçok kişiyi alarma geçirdiği Belarus ve Ukrayna konularında

Rusya’ya karşı eleştirel bir tavır sergiliyor.

Yeni Alman hükümeti, Merkel hükümetinin ilişkilerinde

çok dikkatli davrandığı Rusya’yı yabancılaştırmak

istemiyorsa, Rusya’ya eleştirel yaklaşmak ve otoriter

gelişmelere karşı “geri itme” vaatlerini dikkatle yerine

getirmesi gerekiyor. Öte yandan, enerji ve iklim politikalarına

ilişkin vaatler ve hedefler, Almanya’nın fosil

yakıtlara olan bağımlılığını azaltacak ve dünyanın iklim

değişikliğiyle mücadelesine yardımcı olmasının yanı

sıra Almanya’nın enerji güvenliğini de güçlendirecektir.

Hedefler arasında Uluslararası İklim Kulübü

de var

Temelde her sektörü ve hatta günlük konuları

içerdiğinden, anlaşmanın iklim ve enerji odağı ve

amaçları için daha fazlası yazılabilir. Ancak koalisyon

anlaşmasının daha büyük etkileri var. Almanya,

Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise dördüncü büyük

ekonomisi. Ayrıca Avrupa Birliği’nin en önemli aktörlerinden

biri. COP26, iklim politikası için büyük bir

başarı değildi. Yeni Alman hükümetinin taahhüdü

ve reform vaatleri devrim niteliğinde görünüyor. Almanya

ayrıca Avrupa siyasetini ve kurumlarını etkileme

araçlarına sahip. Örneğin koalisyon, enerji

ticareti sistemi (ETS) kapsamında AB çapında bir

karbon taban fiyatı için bastırmayı amaçlıyor. Ayrıca

hükümet, yeşil hidrojen için bir Avrupa Birliği kurulmasını

destekleyecek ve tek tip bir CO2 minimum

fiyatı ve ortak bir karbon sınırı ayarlaması ile bir

Uluslararası İklim Kulübü başlatacak.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 53


Başak Bozoğlu

Bilkent Enerji Politikaları Araştırma

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.

Şili’nin çöllerinde

“Moda Dağı” oluştu

Moda, dünyadaki mevsimsellik, popülerlik ve diğer

sektörel trendlere göre çok hızlı değişen devasa

bir sektör. Moda sektörü, tüketicilere farklı ekonomik

alternatifler sunacak özel tasarımları (haute-couture)

ve hızlı modayı (fast fashion) içeriyor. H&M,

Stradivarius, ZARA gibi hızlı moda şirketleri; ünlü

moda markalarının koleksiyonlarını çok daha ucuza,

çok daha hızlı ve fazla miktarda insanlara sunmayı

hedefler. Hızlı moda, insanlara modayı ucuza takip

etme imkanı sunsa da doğa üzerinde geri dönüşü

olmayan etkilere neden olmaktadır.

Kısa bir süre önce Şili, modanın doğa üzerindeki

etkisinin en yeni ve en korkunç örneğiydi. Şili’de

dünyanın en kurak çölü olan Atacama Çölü, en az

39 bin ton ikinci el veya satılmamış tekstil ürününün

geri dönüştürülememesi nedeniyle önemli kirliliğe

Kaynak: Insider

54 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


maruz kalıyor. Atacama Çölü’nde yüz binlerce ton

atık tekstil ürününün çöp dağlarına neden olduğu

belirtildi.

Bir kıyafetin yok olması 200 yılı buluyor

Bunun nedenlerinden biri, son 10 yılda giyim

sektöründe çocuk işçiler ve düşük ücretlerle birlikte

üretim hızının artmasıdır. Petrol kullanımıyla birlikte

üretim maliyetleri düştüğü için moda üretiminde artan

sayıda insan çalışıyor. Özellikle polyester, spandex,

akrilik ve petrol ürünü olan elastanın moda

sektöründe hammadde olarak ucuz işgücü ile kullanılmasıyla

sektör giderek büyüdü. Bu durum, üretim

ve tüketim hızını artırıyor. Moda endüstrisinin üretim

hızı bu şekilde devam ederse, 2050 yılına kadar

dünya petrol tüketiminin yüzde 20’si sadece moda

endüstrisi tarafından kullanılacak. Bu, 2018’de Hindistan’ın

tamamının ürettiğinin iki katı kadar karbon

anlamına geliyor. Ayrıca BM Sürdürülebilir Moda İttifakı

Raporu, endüstrinin yılda yaklaşık 215 trilyon

litre su tükettiğini ve dünyadaki sera gazının yaklaşık

yüzde 2-8’ine neden olduğunu gösteriyor.

Şili’deki olay, durumun en açık örneklerinden

biridir. Petrolün ürettiği geri dönüşümü olmayan ve

sürdürülemez ürünler, diğer devletler tarafından

kabul görmüyor ve nihayetinde Şili’de dünyanın her

yerinden hızlı moda ürünleri bulunuyor. EcoFibra’nın

kurucusu, asıl sorunun giysilerin biyolojik olarak

parçalanamaması ve kimyasal ürünler içermesi, bu

nedenle diğer ülke belediyeleri veya şehir belediyeleri

tarafından kabul edilmemesi olduğunu iddia

ediyor. Ayrıca geri dönüştürülemeyen kıyafetlerin

doğada yok olması 200 yıl alıyor. Giysiler, çölün ortasında

bir dağ yaratmanın yanı sıra biyolojik olarak

parçalanamadıkları için çevre kirliliğini ve insanların

kimyasala maruz kalmalarını da artırdı. Şili için ise

çözüm henüz açıklanmadı.

Yenilenebilir doğal malzemelerden üretim yapmak

günümüz teknolojisi ile elbette mümkün. Bazı

hızlı moda markaları petrol malzemelerini sürdürülebilir

malzemelerle değiştirmeye başladı. Örneğin,

H&M Paris’te yeni bir koleksiyon olan “I am Co-Exist’i

(Ben Birlikte Varım) sergiledi. Koleksiyonda petrol

ürünleri yerine sürdürülebilir malzeme olarak Yulex

adı verilen patentli, yenilenebilir ve doğal kau-

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 55


çuk malzeme gösterildi. Hayvan tüylerine bir alternatif

olan FLWRDWN ve yağ bazlı ve hayvan derilerine bitki

bazlı bir alternatif olan VEGEA, yeni tanıtılan malzemelerden

biri. SpinDye ise yüzde 75 daha az su, yüzde

90 daha az kimyasal ve yüzde 30 CO2 azaltımı ile renkler

oluşturan geri dönüştürülmüş polyester boyamanın

yeni nesil yolu olarak tanıtıldı. Koleksiyonun önemi, polyesterin

teknoloji ile geri dönüştürülmesinin ve moda

endüstrisinde petrol yerine doğal atık malzemelerin

kullanılmasının mümkün olduğunu göstermektir. Ancak

bunun tüm dünyada nasıl ve ne miktarda kullanılabileceği

hala bir soru işareti.

WWF Market, Türkiye’de gençlerin ilgisini çekti

Sürdürülebilir modanın ülkemizdeki en güzel örneklerinden

biri WWF Market (World-Wide Foundation).

Yüzde 70 GOTS sertifikalı organik pamuk ve yüzde

30 geri dönüşümlü polyester kullanarak Türkiye’de üretim

yapan firma, gençler için alternatif bir seçenek oluşturdu.

Marka sadece nesli tükenmekte olan hayvanlara

dikkat çekmekle kalmıyor, aldığınız her üründe ne kadar

su tasarrufu sağladığını da net bir şekilde gösteren

bilgileri sunuyor. En can alıcı nokta ise sürdürülebilirlik

anlayışının sadece malzeme kullanımı ile sınırlı kalmaması.

Kumaş, boyama, baskı ve dikim, nakliye, satış ve

ürün bakımından müşterilere geri dönüşümlü, çevre

dostu hizmetler sunmaya çalışıyor. İnsanlar alışveriş

yaparken tercihlerinin farkında olabilir ve sürdürülebilir

moda akımını yükseltmek için çevre dostu, geri dönüştürülmüş

ürünler üreten organik pamuklu ürünlerden

oluşan markaları tercih edebilirler.

DAHA BİLİNÇLİ

ALIŞVERİŞ YAPMAK

GEREKİYOR

Sektörün değişmesi uzun zaman alsa da

insanların bireysel tercihleri ​birçok şeyi

değiştirebilir. Kasım, tüm dünyada indirim

ayı olarak bilinen ve insanları çok

daha fazla alışveriş yapmaya yönlendirilen

Kara Cuma (Black Friday) olarak bilinen

alışveriş gününün olduğu bir ay. Kara

Cuma, Amerika’da başlayan ve Amerikan

Şükran Günü tatilinin ertesi günü gerçekleşen

bir alışveriş konsepti. İstatistiklere

göre, yalnızca ABD’de insanlar 2020’de

çevrimiçi satışlara 14,13 milyar dolar harcadı

ve bu, Kara Cuma’da 9,03 milyar dolar

harcandı. Sosyal medya ile birlikte artan

alışveriş yapma isteği, özellikle bu tür popüler

indirim dönemlerinde daha dikkatli

olmayı gerektiriyor. Kara Cuma tek başına

büyük bir ekonomik hareket yaratsa da

dünyada daha fazla giyim fazlasına neden

oluyor. Bu bakımdan insanların ihtiyaç

duyduklarında uzun yıllar kullanabilecekleri

çevre dostu ürünleri satın almaya

daha fazla alışmaları gerekmektedir.

56 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


Erkin Sancarbaba

Bilkent Enerji Politikaları Araştırma

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.

Geleceği inşa etmek-NEOM

Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı içinde yer alan giga-şehir NEOM, yeni finans ve

teknoloji merkezi olarak konumlandırılıyor. Ayrıca imar planı, petrol gelirlerine yüksek oranda

bağımlı bir ülkenin, çevre dostu ve kendi kendine yeten bir ekosisteme dönüşüm sürecini

ortaya koyma potansiyelini de gösteriyor…

Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı 25 Nisan

2016’da açıklandığında, kapsamlı plan ülkenin

gelecek beklentileri hakkında net bir mesaj verdi.

Vizyon, büyüyen ekonomisi ve artan nüfusu ile Suudi

Arabistan’a petrol gelirlerine bağımlılığı azaltmak,

alternatif enerji kaynakları oluşturmak, altyapı yatırımlarını

teşvik etmek, sağlık ve eğitim sistemlerini

revize etmek gibi anlaşılır hedefler koyuyordu.

Vizyonun önemli bir aktörü olarak, fütürist NEOM

giga-şehir projesi, yukarıda belirtilen hedefleri tek

bir çatı altında toplamayı planlıyor. Krallığın nispeten

yeni ve iddialı liderliği, Orta Doğu bölgesinin yeni

finans ve yüksek teknoloji merkezi olma potansiyeli

yüksek bir bölgesel cazibe merkezi inşa etme konusundaki

kararlılığını ifade ediyor. Dev proje, yatırımcıların

iş kollarını revize eden ve dönüştüren

yatırım modelini temsil ediyor. Ayrıca imar planı,

petrol gelirlerine yüksek oranda bağımlı bir ülkenin,

çevre dostu ve kendi kendine yeten bir ekosisteme

dönüşüm sürecini ortaya koyma potansiyelini de

gösteriyor.

Proje tamamlandığında bir ilk olacak

En büyük ham petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan’ın

enerjisini tamamen yenilenebilir enerji

kaynaklarından alan sürdürülebilir bir giga-şehir

inşa etme planı, diğer enerji üreticisi ülkeler için ilham

kaynağı olabilir. Ülkenin 2030 vizyonunun bir

parçası olan 500 milyar dolarlık giga-şehir planı, sadece

sürdürülebilir bir ekosistem inşa etmekle ilgili

değil. Plan, sonunda fosil yakıt gelirlerinin sürdürü-

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 57


lebilirliği finanse ettiği bir modeli temsil ediyor. Söz

konusu model, elbette uluslararası yatırımcıların

yanı sıra yeni Suudi liderliğinin ve yerel yatırımcıların

desteği olmadan uygulanamaz. 500 milyar dolarlık

SABIC ve Saudi Aramco gibi hissedarları bulunan

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu, projenin önde

gelen finansörü konumunda. Ayrıca Aramco halka

arzının sonucu olan para akışının katkısı da küçümsenemez.

Projenin hayata geçmesinden sonra

dünya, aralarında petrol devlerinin de bulunduğu

bir grup şirket tarafından finanse edilen ve aynı zamanda

tamamı yenilenebilir enerji kaynaklarından

beslenen bir yatırıma tanık olacak.

Vurgulandığı gibi NEOM projesi, enerji gereksinimlerini

yalnızca yenilenebilir kaynaklardan karşılayan

bir giga-şehir vaat ediyor. Proje, yılda 700

bin otomobilin emisyonuna eşit olan üç milyon ton

CO2 tasarrufu sağlamayı hedefliyor. Güneş, rüzgar

ve hidrojene dayalı elektrik üretimi kullanarak, temiz

ve kirlilikten arındırılmış kentsel ortamların sağlanması

amaçlanıyor. Bu yeşil enerji üretim yöntemleri,

sıfır emisyonlu, karbon pozitif bir ekosistemde üretimi

ve üretimi yeniden topluma dönüştürme potansiyeline

sahip.

Yeşil hidrojende çığır açabilir

Proje kapsamında Suudi Arabistan, güneş ve rüzgar

gibi yenilenebilir kaynaklardan yılda 10 GW’tan

fazla enerji üretmeyi öngörüyor. Söz konusu üretim

kapasitesi, günde yaklaşık 80 bin varil yakılan gücün

yeşil enerji ile değiştirilmesi anlamına geliyor. Bu

tür bir enerji üretim kapasitesi, sadece giga-kentin

enerji ihtiyacının karşılanmasında değil, çevre yerleşim

bölgelerine enerji sağlanmasında da önemli bir

PROJENİN AKIBETİNİ ÜLKENİN

İMAJI DA ETKİLEYECEK

Suudi Arabistan’ın 2030 vizyonu ve NEOM projesi,

ülke ve halkı için alternatif bir geleceği temsil ediyor.

Vizyon 2030 kapsamında inşa edilmesi planlanan

proje, ülkenin sürdürülebilir ve kendi kendine

yeterli hale gelmesi olarak tanımlanabilecek temel

ve gelecekteki zorlukların üstesinden gelme potansiyeline

sahip. Bu doğrultuda, sürekli yerel ve

uluslararası yatırımlar kadar, ülkenin hedef odaklı

liderliğinin kararlılığını sürdürmek de büyük önem

taşıyor. Kapsamlı Vizyon kapsamındaki giga projelerinin

akıbeti ise ülkenin kamuoyundaki imajı ile

doğrudan ilişkili. İnsan hakları ihlalleri, basın özgürlüğüne

doğrudan müdahaleler, hukuk devleti

eksikliği girişimin geleceğini doğrudan tehdit eden

unsurlardan sadece birkaçı. Kısacası NEOM, Suudi

Arabistan’ın hayati zorluklarına odaklanıyor ve

ülkenin geleceğine yönelik ulusal politikaların bir

parçası olarak uygulanması gerekiyor.

role sahip.

Ayrıca fütüristik şehir projesi, yeşil hidrojen için

de dünyanın çığır açan merkezlerinden biri olmayı

hedefliyor. NEOM’un yeşil hidrojen tesisinin planlayıcıları,

üretim birimlerinin inşasının 2022’nin ilk

yarısında başlayacağını tahmin ediyor. Tesis, günde

650 ton karbonsuz hidrojen ve 1,2 milyon ton yeşil

amonyak üretme kapasitesine sahip olacak. Bu da

karbondioksit emisyonlarını yılda 3 milyon ton eşdeğeri

potansiyel olarak azaltabilir. Mevcut durumda

bu tür bir yatırım eşsiz bir örnek teşkil etmekte ve

ülkeyi sektör ve bölge açısından oldukça stratejik

bir konuma yerleştirmektedir. Bölgede olumlu ayrışmayı

yakalama hedefleri olan bir ülke olarak söz

konusu yatırım fırsatı hızlandırıcı bir etki olabilir.

58 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


Halil Öztürk

Bilkent Enerji Politikaları Araştırma

Merkezi tarafından hazırlanmıştır.

Antarktika ve küresel ısınma:

Olasılık mı kesinlik mi?

İnsan faaliyetleri ile Antarktika ve küresel ısınma arasında bir ilişki düşünmek

gerçekten doğru mu? Bu soruyu cevaplamak bu makalenin ana konusu olacak, ancak

cevabı daha iyi anlamak için hızlı bir arka plan bilgisi girişi olacak…

Antarktika bildiğiniz gibi, dünyanın ortalama

en soğuk bölgesinde yer alması nedeniyle eşsiz

bir kıta. Ne yazık ki, bu eşsiz güzellikteki topraklar,

sürekli küresel ısınma ile anılır ve “Antarktika” kelimesine

genellikle “erime” kelimesi eşlik eder. Eğer

internette gezinmeyi veya televizyon izlemeyi seviyorsanız,

Antarktika’nın her gün erimesiyle ilgili

bazı haberler görürsünüz. Örnek vermek gerekirse,

BBC web sitesinde küresel ısınma ile ilgili günlük

haberler dışında, sürdürülebilir bir dünya için “Geleceğin

Gezegeni” adlı, küresel ısınmayla yakından

ilgili sürdürülebilirlik ile ilgili yazıların yer aldığı ve

bir kısmı “Antarktika sorununu” içeren bir bölüm

var. Devam etmeden önce, bir BM organı olan Hükümetlerarası

İklim Değişikliği Paneli’ni (IPCC) tanıtmak

istiyorum. IPCC düzenli iklim değişikliği, onun

etkileri ve gelecekteki risklerin bilimsel temelini değerlendirmelerini

ve adaptasyon ve etkileri azaltma

seçenekler sağlar. IPPC, yüzlerce bilim insanı, diplomat

ve politikacı arasında imkansız görülen bir fikir

birliğine varmaya çalışıyor. BM harflerini bilmeden

uluslararası meseleler hakkında konuşamayacağımıza

dair aşağıdaki ifadeyi kabul ettiğimizi varsayalım.

Bu durumda, IPPC’yi bilmeden iklim değişikliği

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 59


hakkında da konuşamayacağına dair aşağıdaki ifadeyi

kabul edebiliriz.

Devam etmek için genel olarak, Antarktika’daki

buzu eritmekten insanın sorumlu olduğunu söylüyoruz,

bu da bize gelecekte temiz su kıtlığı, sel vb.

gibi sorunlar getirecek. Bununla birlikte, bu iddia tamamen

doğru mu? Bu soruyu cevaplamak, kişisel

hesaplamalar, fikirler vb. olmadan sadece bazı bilgiler

vermeye çalışacağım bu makalenin ana odak

noktası olacaktır.

Antarktika’yı insan eritiyor

Antarktika eriyor. Araştıracağımız ifade basitçe

“Antarktika’yı insan eritiyor”. Araştırırken, iki farklı

yönü işaret edeceğiz.

İlk olarak, 2007’de, IPPC 4. Değerlendirme Raporu,

son 50 yılda yaşanan küresel iklim değişikliğinin

çoğunlukla insan faaliyetleri nedeniyle çok

muhtemel olduğunu iddia ediyor; büyük olasılıkla

raporda belirtildiği gibi burada yüzde 90’dan fazlasına

eşdeğerdir. Temel bir olasılık bilgisiyle küresel

ısınma için insanları suçlayamayacağımızı iddia etmek

için yüzde 10 şansımız olduğu anlamına gelir.

Şekil 1 yıldan yıla sıcaklık anomalisindeki bazı inişli

çıkışlı dalgalanmaları gösteriyor; bu tür dalgalanmalara

neyin neden olduğunu bilemeyiz çünkü göreceli

olasılık frekansını kullanırsak, adil bir bozuk

parayı 100 kez atarsanız, her zaman 50 yazı ve 50

tura gelmesi gibi bir durum görmeyeceğinizi biliyoruz.

Dolayısıyla bu dalgalanmaların kaynağı insan

faaliyetlerinden ziyade bazı doğa olaylarından kaynaklanıyor

olabilir.

İkincisi; NASA’ya göre, 2002 ve 2020 yılları arasında

Antarktika’da küresel ısınmanın etkisi gibi

görünen küresel deniz seviyelerine katkıda bulunan

yılda ortalama 149 milyar metrik ton buz eridi. Bununla

birlikte, belki de görünüm gerçeği yansıtmıyor.

IPCC bilim adamları, 2000 yılında, toplam buz

değişimi ile küresel ısınma arasındaki ilişkiyi tahmin

ettiler. Şaşırtıcı bir şekilde, istisnasız tüm bilim

adamları, küresel ısınmanın Antarktika›nın buzunu

artıracağını tahmin ettiler. Sonuç basitti: Daha sıcak

hava, daha fazla su buharlaşması, bu da ilave

kar ve Antarktika buz kütlesinde büyüme beklentisi

anlamına geliyor; Ayrıca, 1 veya 2 Santigrat ısınma

ile Antarktika’nın çok soğuk kaldığına dikkat edilmelidir.

Öte yandan, şimdiye kadar Antarktika›nın

eridiğini gördük. Bu bir çelişkidir ve doğal olarak

bu sonuç küresel ısınmayı çürütmez. Bunun yerine,

ısınma anlayışımızın Antarktika’daki erime hakkında

kesin bir şey söylemek için yeterli olmadığını

anlayabiliriz. Dolayısıyla, Antarktika’nın erimesi ve

küresel ısınma ile ilişkisi hakkında bazı haberler

duyduğumuzda, bunun olabileceğini anlayabiliriz,

öyle değil.

Sonuç olarak, küresel ısınma herkes tarafından

her gün her yerde tartışılan bir konudur. “Antarktika

eriyor” ifadesi bu konuyu bazıları için daha da korkutucu

kılıyor. Ancak ilginç bir şekilde, Antarktika

sorunu ile küresel ısınma hakkında düşündüğümüz

gibi mükemmel bir bilgi yok. Bunun yerine, bir olasılık

var.

Şekil 1: Küresel Isınma. 2000’den 2020’ye kadar Dünya’nın ortalama sıcaklığı

Kaynak: NASA

60 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


SOSYAL SORUMLULUK

OEDAŞ, “Enerjimiz Eşit” projesiyle

EBRD’den gümüş madalya kazandı

Osmangazi Elektrik Dağıtım’ın çağın en önemli sorunları arasında yer alan fırsat eşitliğini kendi

sektörlerinde ele almak adına hayata geçirdiği Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programı, Avrupa İmar ve

Kalkınma Bankası tarafından ödüle layık görüldü…

Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir,

Kütahya ve Uşak illerinin

elektrik dağıtım hizmetini sağlayan

Osmangazi Elektrik Dağıtım,

toplumsal cinsiyet eşitliği alanında

Enerjimiz Eşit” markası ile

bir sosyal sorumluluk programı

başarıyla sürdürülüyor. Program,

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın

(EBRD) 2021 yılındaki

Sürdürülebilirlik Ödülleri’nde

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve

Ekonomik Kapsayıcılık kategorisinde

gümüş madalya aldı.

OEDAŞ Genel Müdürü Fuat

Celepci, ödüle dair şunları söyledi:

Asli görevimiz olan elektrik

dağıtım hizmetini en iyi şekilde

sağlarken toplum ve dünyanın ihtiyaçlarına

da yanıt vermek adına

çaba sarf etmeye devam ediyoruz.

Çağımızın en önemli sorunları

arasında yer alan fırsat eşitliğini

sektörümüzde ele almak

adına, ‘Enerjimiz Eşit’ diyerek hayata

geçirdiğimiz programımızın

EBRD tarafından ödüle layık görülmesi,

doğru yolda olduğumuzu

bir defa daha gösterdi.

Hem global arenada hem de

ülkemiz içinde kıymetli kurumların

takdirini kazanmak,

gelecekte hayata geçireceğimiz

projelere olan heyecanımızı

daha da artırıyor. Bu

vesile ile ‘Enerjimiz Eşit’ programımızın

hayata geçmesinde ve

eşit bir dünya hayaliyle hareket

eden tüm çalışma arkadaşlarıma

bir defa daha teşekkür ediyorum.”

Görsel ve metinsel dünyasını

baştan aşağı ‘Toplumsal Cinsiyet

Eşitliği’ programı kapsamında yenileyen

OEDAŞ, üç yıldır sürdürdüğü

meslek lisesi eğitimleriyle

fırsat eşitliği bakımından dezavantajlı

sektörler arasında yer

alan enerji sektöründe ezberleri

bozuyor. UN Women ve UN Global

Compact ortak inisiyatifi olan,

toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve

kadınların işyerinde ve toplumda

güçlendirilmesinin nasıl teşvik

edileceği konusunda rehberlik

sunan bir dizi prensipten oluşan

WEPs’in imzacıları arasında bulunan

OEDAŞ’ın benimsediği 7

prensip şöyle:

Toplumsal cinsiyet eşitliği için

üst düzey kurumsal liderlik

sağlanması

Tüm kadın ve erkeklere iş yaşamında

adil davranılması,

insan haklarına ve ayrım yapmama

ilkesine saygı gösterilmesi;

bu ilkelerin desteklenmesi

Tüm kadın ve erkek çalışanların

sağlık, güvenlik ve refahının

sağlanması

Kadınların eğitim, kurs ve profesyonel

gelişim olanaklarının

desteklenmesi

Kadınların güçlenmesi için girişimci

gelişimi, tedarik zinciri

ve pazarlama yöntemlerinin

uygulanması

Toplumsal girişimler ve

savunuculuk çalışmalarıyla

eşitliğin teşvik edilmesi

Toplumsal cinsiyet eşitliğine

ilişkin elde edilen başarıların

değerlendirilmesi ve

halka açık raporlanması.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 61


VİZYON

Dr. Serhan Ünal

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümüv

100 soruda

sürdürülebilir enerji

Enerji sektöründeki meselelerin ortak özelliği, daima

karmaşık olmanın yanında, diğer sektörlerde olmadığı

kadar belirgin çok disiplinli bir bakış açısı ihtiyacıdır. “100

Soruda Sürdürülebilir Enerji” isimli kitap tam olarak böyle

bir bakış açısıyla, karmaşık meselelere eğiliyor. 2021 yılı

Ağustos ayında Nobel Bilimsel Eserler tarafından neşredilen

yayın, Dr. Sırrı Uyanık tarafından kaleme alınmış. Enerji

sektörünün özellikle de elektrik sektöründekilerin, yakından

bildiği bir isim olan yazar, geniş bir akademik, idari ve

profesyonel tecrübeye sahip bir isim...

Kamu yönetimi alanındaki eğitimini uzun bir

içişleri kariyeriyle devam ettiren Uyanık, birçok kademede

görev yaptıktan sonra, 2000’li yılların başında

İsken (İskenderun Enerji Ticaret A.Ş.) bünyesinde

özel sektöre geçerek, kamu tecrübesini özel

sektörle birleştirmiş. Doktora da yaparak akademik

kariyerin ilk adımını atan Uyanık, yayınlanmış birçok

akademik makaleye de sahip. Dolayısıyla yazar, hem

kamu hem akademi hem de profesyonel kariyerinin

sağladığı geniş bir bakış açısına sahip. Fakat daha

da önemlisi, hem sosyal bilimler alanındaki eğitim

ve kariyerinin hem de yönetici olarak, belki biraz da

mecburen edinmek zorunda kaldığı teknik temelin

sayesinde, enerji gibi teknik bir meseleyi, herkesin

anlayabileceği dilden anlatabilecek isimlerden biri.

Eser, beş ana bölümden müteşekkil. Tarihi süreç

içerisinde enerji kaynaklarının değişimi ve rollerine

değinen ilk bölümü; enerji güvenliği, ulusal politikalar

ve enerji jeopolitiğine değinilen ikinci bölüm

takip ediyor. Elektriği hem geçmişin hem geleceğin

aydınlığı olarak tanımlayan üçüncü bölümden sonra,

enerji, çevre ve iklim değişikliği konularına temas

eden kapsamlı dördüncü bölüm gelirken, enerji

devrim ve dönüşümlerini gelecek tartışmaları zaviyesinden

ele alan beşinci bölüm, kitabın son ana

bölümü.

62 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


Her bir bölüm, kendi içinde birçok soruya bölünerek,

enerji konuları bu sorulara verilen cevaplar

şeklinde işlenmiş. Konunun karmaşıklığı, sorular

cevaplanırken yer yer diğer sorulara da kısmen değinilmesi

gerekliliğine yol açmakla beraber, eserin

genel anlamda kurgusunun çok iyi olduğunu belirtmek

gerekiyor. Bu yönüyle eser, sadece enerji ve

çevre konuları hakkında temel bir kavrayışa sahip

olmak isteyen genel okuyucu kitlesi için değil, aynı

zamanda bu konularda ders almak isteyen (veya almakta

olan) üniversite öğrencileri için de karmaşık

konuları aydınlatıcı yardımcı bir eser niteliğini haiz.

Bütün güçlü yönlerine rağmen, kitabın iki alanda

zayıflık gösterdiği de not edilmeli. İlk olarak, kitabın

Türkiye’deki yerli kömür potansiyelinin neden değerlendirilemediğini

inceleyen kısmının, müellifin

mesleki tecrübesi de göz önünde bulundurulduğunda

daha detaylı, bilgilendirici ve geniş kapsamlı

olabileceği beklentisi gelişiyor. İlgili kısımda yazar

serbestleşme döneminden sonra yerli kömür potansiyelinin

değerlendirilmesine ilişkin oluşan sorunlara

daha çok ağırlık verirken, tarihsel olarak eksik

bıraktığı bir dönem olması, çalışmanın bu kısmında

bir zafiyet yaratmakta. Uyanık, konuyla ilgili olarak,

kömür potansiyelinin neden arzu edildiği seviyede

değerlendirilemediğini açıklarken, serbestleşme

sonrası döneme ilişkin olarak, “doğru model geliştirilememesi”

konusunu, atıl kömür varlığının değerlendirilemeyişi

ile ilgili en önemli sebep olarak

göstermekte.

Yerli kömür potansiyeli daha ayrıntılı

incelenebilirdi

Şahsen bu yoruma bütünüyle katılıyorum. Ancak

doğru model geliştirilememesi, esasında kendi

içinde bir soru saklıyor olmak bakımından eksik bir

cevap. Esas meselenin, doğru modelin neden geliştirilemediğinde

saklı olduğu açık olmasına rağmen

bu kısım, “ortak aklın” geliştirilememiş olması gibi

ne olduğu tam da belli olmayan, geniş ve muğlak ifadelerle

işlenmiş. Ayrıca, yazarın bu açıklaması, yerli

kömür potansiyelinin serbestleşme öncesi dönemde

(2001 öncesi) neden değerlendirilemediği hususunu

açıklamaya yetmiyor. Zaten yazar da serbestleşme

öncesi dönemde yerli kömür potansiyelinin neden

değerlendirilemediğine eğilmiyor. Bu durum, en

azından bu sorunun cevabının zayıf kalmasına neden

oluyor.

Enerji türleri ve savaşlar ilişkisi…

Kitaba ilişkin ikinci bir zayıflık ise yazarın, yenilenebilir

enerji kaynaklarının (YEK), ulusal ve küresel

enerji tüketimlerinde daha büyük bir pay alması sayesinde,

ulusal düzeyde demokratikleşmenin, küresel

düzeyde ise dünya barışının desteklenmiş olacağı

yönündeki öngörüsü olarak görülebilir. YEK’in payının

artması sayesinde demokratikleşme yolunda

ilerleme sağlanacağı görüşü, sıklıkla dile getirilen

ve benim de gönülden arzuladığım bir görüş olmasına

rağmen ilgili bilimsel literatürde, daha yüksek

YEK payı ve demokratikleşme arasında kanıtlanmış

bir pozitif nedensellik bulunmamakta. Her şeyden

önce, sosyal bilimlerin laboratuarı olan tarihe baktığımızda,

eğer YEK kullanımı ve demokratikleşme

arasında müspet ilişkisellik ya da nedensellik bulunsaydı,

özellikle sanayi devrimi öncesi dönemde,

yani bütün dünyanın tamamen ve mecburen yenilenebilir

kaynaklar kullandığı bin yıllar boyunca,

insanlığın nispeten daha demokratik ve barışçıl bir

dönem geçirmiş olması beklenmeliydi. Ancak konuyla

ilgili ampirik çalışmalar, insanlık tarihinin en

barışçıl döneminin, 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki

fosil yakıtlar dönemi olduğunu ortaya koymakta. Ek

olarak, aslında Uyanık’ın da belirttiği gibi, bilhassa

nadir toprak elementlerinin paylaşımına yönelik gelişebilecek

uluslararası jeopolitik mücadele, umulan

demokratik ve barışçıl geleceğin önünde ciddi engeller

yaratabilir.

Esere ilişkin editöryal bir zayıflık ise kitabın farklı

yerlerinde, aynı kavram için farklı ifadelerin kullanılmış

olması. Örneğin, bazı yerlerde ‘dağıtık’ üretim

için ‘distributed’ ve ‘dağınık’ kaynaklar için ‘desantralize’

ifadesi kullanılırken, bazı yerlerde bu kavramlar

birbiriyle değiştirilerek kullanılmakta. Dolayısıyla

bu durum, konuya yeni giriş yapan okuyucular için

kafa karışıklığı oluşturmak gibi bir sorun teşkil etmekte.

Kitabın, bu zayıflıklara rağmen özellikle genel

okuyucu ve konuyla ilgili giriş niteliğinde bir eser

okumak isteyen öğrenci ve alan dışı akademisyenler

için önemli ve değerli bir kaynak teşkil edeceğini

düşünüyorum. Yazarın, profesyonelce verdiği bilgilerin

yanında, her sorunun başında verdiği tarihsel

ve edebi nitelikteki alıntılar da kitaba yüksek değer

katan hususlardan biri. Eser, sırf bu güzel alıntılar

için dahi okunmayı fazlasıyla hak eden bir nitelikte.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 63


PROJEKSİYON

Elektrikli araç şarj soketi

sayısı 12 bin 500 olacak

EPDK Başkanı Yılmaz, 2023 yılında Türkiye’deki elektrikli araç sayısının

75 bin, şarj soketi sayısının da 12 bin 500’e ulaşacağını söyledi. Yılmaz,

şarj istasyonlarını düzenleyen yasanın da yürürlüğe girmesiyle lisanslama

faaliyetlerine başlanacağını açıkladı

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı

Mustafa Yılmaz, Türkiye’de kurulacak elektrikli

araç şarj istasyonu altyapısının yol haritasını açıkladı.

Mustafa Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada,

Türkiye’de 6 bin elektrikli araç ve 2 binin

üzerinde şarj istasyonu bulunduğunu ifade ederek

yılsonunda TOGG’un üretim bandından inecek olması

ve Paris Anlaşması’nın Türkiye’de yürürlüğe

girmesiyle elektrikli araç sayısının hızla artacağını

söyledi. Yılmaz, “En tutucu projeksiyon dahi 2030’da

64 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


ülkemizdeki elektrikli araç sayısının 1 milyon adede

çıkabileceğini gösteriyor. 2023 yılında 75 bini aşkın

elektrikli araç ve 12 bin 500 şarj soketi olmasını öngörüyoruz.

Şu an 818’i özel kullanım olmak üzere 3

bin 36 şarj soketimiz bulunuyor” dedi.

Yılmaz, şarj hizmetine yönelik hükümlerin de

içinde bulunduğu kanun teklifinin TBMM Sanayi ve

Ticaret Komisyonu’nda kabul edildiğini anımsatarak,

teklifte ikincil mevzuatın hazırlanması için 3 aylık

süre öngörüldüğünü belirtti. İkincil mevzuatın yayımlanmasından

sonra halihazırdaki şarj istasyonlarına,

durumlarını kanuna uyumlaştırmaları için 4

aylık süre verileceğini ifade eden Yılmaz, açıklamalarını

şöyle sürdürdü:

Bu sürecin daha kısa sürede tamamlanacağını

öngörüyorum. 2022’nin ilk yarısı bitmeden şarj hizmetine

ilişkin mevzuat altyapısını tamamlamış ve

bu doğrultuda şarj hizmetine başlamış olacağımızı

düşünüyorum. Şarj hizmeti lisansa tabi bir faaliyet

olacak. Lisans, şarj ağını işletecek kişiye verilecek,

şarj istasyonları ise lisansa tabi olmayacak. Şarj istasyonlarını

lisans sahibi kurup işletebileceği gibi,

lisans sahibi sertifikalandırdığı üçüncü taraflara ait

istasyonlarda da bu hizmet sunabilecek. Şarj ağı işletme

lisansları akaryakıt dağıtım lisanslarına benzer

bir şekilde olacak. Herhangi bir ihale veya münhasırlık

olmayacak ama teşvik veya başka yollarla

istasyon kurdurulma yöntemi düşünülebilir. Yapılacak

ikincil düzenlemeleri kamuoyu görüşüne açacağız.

Konuyla ilgili her kesimden katkı ve önerileri de

bekliyoruz

Elektrik piyasasında yasaklı kişiler lisans

alamayacak

Yılmaz, EPDK’nin şarj hizmetine ilişkin fiyatları

izleyeceğini, ihtiyaç olması halinde alt ve üst limit

belirleyebileceğini bildirdi. EPDK tarafından elektrik

araç ve şarj hizmeti altyapısının gelişimine yönelik

bakanlıklardan görüş alınarak projeksiyon hazırlanacağını

aktaran Yılmaz, “Projeksiyona göre şarj

ağının yaygınlaştırılması için alınabilecek tedbirleri

ve teşvik ihtiyacını ilgili bakanlıklara bildirebileceğiz.

Gerektiğinde istasyonların kurulması ve kurulum hızının

elektrikli araç satış hızına yetişememesi ihtimaline

karşın öncelikle teşvik metoduna başvurulabilir.

İhtiyaç halinde şarj ağı işletmecilerine ilave şarj

istasyonu kurma yükümlülüğü getirebileceğiz” dedi.

Yılmaz, şarj ağı işletmecilerinin anonim veya

limited şirket olarak kurulabileceklerini belirtti. Lisans

başvurusunda bulunan şirketlerin elektrik piyasasında

faaliyet yasağının olmamasının şart olduğunu

vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:

Lisans verilen şarj ağı işletmecisinin belirli süre

zarfında asgari sayıda şarj istasyonunu ağına bağlama

yükümlülüğü olacak. Bir şarj istasyonunda

hizmete başlanabilmesi için iş yeri açılış ve çalışma

ruhsatıyla ilgili dağıtım şirketinden olumlu görüş

istenebilecek. Şarj istasyonlarının ünitelerinin kurulum

ve güvenliğinde uyulacak standartlar TSE tarafından

çıkarıldı. Bu ve benzeri teknik standartlara ek

olarak biz hizmet sunumuna ilişkin bazı standartlar,

kurallar koyacağız. Bir şarj ağındaki şarj ünitelerinin

belirli bir oranının hızlı şarj edebilme kapasitesine

sahip olmasını isteyeceğiz. Kullanıcıların bilgiye erişimini

kolaylaştırmak amacıyla bir serbest erişim

platformu kuracağız. Bu platform üzerinden şarj

istasyonlarının coğrafi konumları ve yerleri, şarj istasyonunda

bulunan ünitelerin tipleri, şarj hizmeti

fiyatları ve takip eden 24 saat içerisindeki emre

amadelikleri gibi bilgilere erişilebilecek. Böylece,

kullanıcı şarj ağlarına bağlı istasyonlarda uygulanan

fiyatlar mukayese edilebilecek. Kullanıcıya güzergahı

üzerindeki istasyonların emre amadeliklerine

bakarak önceden şarj ünitesi rezervasyonu yapması

imkanı getirilecek. Böylece hem paradan hem de zamandan

tasarruf yapılabilecek.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 65


ETKİNLİK

Enerji sektörü ‘Dijitalleşme

Zirvesi’nde buluştu

Elder ve Huawei işbirliğinde gerçekleştirilen ‘Enerji Sektöründe Dijitalleşme Zirvesi’nde, dijital dönüşüm

ışığında sektörün geleceği ele alındı. Zirvenin açılışında konuşan Elder Genel Sekreteri Mustafa Özge

Özden, “Dağıtım sektöründe doğru bir dijitalleşme sürecinin nasıl olması gerektiğine ve ‘sektörümüze

uyumlu teknolojiler nelerdir?’ sorusuna yanıt arıyor bu yöndeki çalışmalara destek veriyoruz” dedi. Huawei

Enterprise Küresel Enerji İş Birimi Başkan Yardımcısı Robin Lu da uluslararası alandaki tecrübelerini

Türkiye’ye getirdiklerini dile getirdi…

Gelişen teknoloji ve dijitalleşme ile büyük bir değişimden

geçen enerji sektörü, 4 Kasım Perşembe

günü İstanbul’da gerçekleştirilen ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde

buluştu. Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği

(Elder) ve Huawei iş birliğinde gerçekleştirilen zirvede,

“enerji sektöründeki dijital dönüşüm trendleri,

dijital dönüşüm ışığında sektörün geleceği, akıllı

şebekeler, akıllı veri merkezleri ve yeni nesil kesintisiz

güç kaynakları” gibi pek çok konu ele alınarak

sektörün dijitalleşme sürecindeki yol haritasına ışık

tutuldu.

Zirvenin açılışında konuşan Elder Genel Sekreteri

Mustafa Özge Özden, “Teknolojiyle uyumu en iyi

şekilde yakalamak, günün ve geleceğin ihtiyaçlarına

yönelik olarak şekil alabilmek, gerek elektrik dağıtım

sektörü gerekse tüm sektörler için büyük önem arz

ediyor. Elektrik dağıtım sektörü, inovasyonla gelişmiş,

yeni teknolojileri, faaliyetlerinin tamamına yakınında

uygulayarak ilerlemiş ve bugün dijitalleşmeyi

merkezine almıştır. Öncelikli hedeflerimiz arasında

aldığımız iklim değişikliği ile mücadelede; teknolojiyi

çevre odağında ele alarak dijitalleşme sürecinin bu

kavramlar doğrultusunda daha sürdürülebilir, hızlı

ve güçlü bir çerçeve içerisinde birleşeceğine inanıyoruz”

dedi.

Enerjinin inovasyon merkezi haline

geleceğiz”

“Bugün Elder çatısı altında, dağıtım sektöründe

doğru bir dijitalleşme sürecinin nasıl olması gerektiğine

ve ‘sektörümüze uyumlu teknolojiler nelerdir?’

sorusuna yanıt arıyor bu yöndeki çalışmalara destek

veriyoruz” diyen Özden sözlerine şöyle devam etti:

66 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


Huawei Enterprise Küresel Enerji İş Birimi Başkan

Yardımcısı Robin Lu

Sektörümüz özelinde yürütülmekte olan en büyük

Ar-Ge projelerine destek verirken toplam proje

bedeli 62 milyon TL’yi geçen 19 Ar-Ge projesine

koordinatörlük yapıyoruz. Ar-Ge ve teknoloji alanında

sadece ulusal fonlu projeler ile sınırlı kalmayıp,

uluslararası fonlu projelerde de sadece Elder

payı olarak yaklaşık 1,5 milyon Euro’luk bir hacme

ulaştık. Dijitalleşme için olmasa olmaz olan sürdürülebilir

bir girişimcilik ekosistemini tesis ederek,

Elder’i enerji sektörünün inovasyon merkezi haline

getirmek istiyoruz. Bu çerçevede “sürdürülebilir çözümler”

üretecek projeleri, fikirleri bu fikirlerin arkasındaki

gençleri sektörümüze kazandırmak için

Enerjim Sensin Hızlandırma Programını, EPDK ve

OTDÜ Teknokent iş birliğinde hayata geçirdik. Elder

olarak sektörde dijital olgunluk seviyesinin artmasını,

enerji alanında giderek yükselen dijital değere

sahip olunmasını, Türkiye enerji sektöründeki dijital

dönüşüm kabiliyetleri ve potansiyelinin yurtiçi, yurtdışı

ve sektörler arasında bilinirliğinin arttırılmasını

hedefliyoruz.

“Dünyada en fazla Ar-Ge yatırımı yapan

üçüncü şirketiz”

Huawei Enterprise Küresel Enerji İş Birimi Başkan

Yardımcısı Robin Lu da “Enerji sektörünün dönüşümü

için benzersiz bir değer yaratmak adına

dijital teknolojilerden yararlanmak” başlıklı bir açılış

konuşması gerçekleştirdi. Robin Lu, “Gelecekteki

enerji çağı, elektrik üretimi, enerji depolama ve

akıllı elektrikli cihazlarda milyarlarca yenilenebilir

enerjiden oluşacak ve ‘parçalanmış enerji sistemini’

oluşturacak. Bu nedenle yeniden yapılandırılması

ve dijital dünyaya entegre edilmesi gerekiyor. Dijital

teknolojiler, enerji dönüşümü için önemli bir destek.

5G, IoT, AI, blok zinciri, bulut bilişim, büyük veri ve

uç bilgi işlem gibi teknolojiler, enerji sektörünü güçlendirmek

ve enerji, karbon ve bilgi akışlarının yakınsamasını

desteklemek için kullanılıyor. Biz, enerji

üretimi, iletimi, depolaması ve tüketiminin dijitalleşmesini

ve zekasını hızlandıran ve birden fazla ağı

entegre eden sıfır karbonlu bir akıllı enerji sistemi

oluşturuyoruz” dedi.

Huawei’nin Akıllı Enerji Santrali çözümü, dijital

olarak algılanan bir ağ ve enerji santrallerinin tüm

nesnelerini, süreçlerini ve hizmetlerini kapsayan

birleşik bir akıllı platform. Üretim verilerini doğru

bir şekilde algılayarak, üretim süreçlerini optimize

ederken manuel müdahaleyi azaltıyor. Böylece güvenli,

katılım gerektirmeyen, devriye denetimi, enerji

tasarrufu ve emisyon azaltımı içermeyen akıllı bir

enerji santrali inşa edilmesi mümkün oluyor. Hedefimizi

enerji santrallerinin çoklu sistem yakınsamasına

ve tam durumsal farkındalığa ulaşmasını

sağlayarak kapsamlı dijitalleştirilmesi diye özetleyebilirim”

değerlendirmesinde bulundu.

YEŞİL, YÜKSEK VERİMLİ VE

YAYGIN BİR SİSTEME GEÇİŞ

DESTEKLENİYOR

IDC Türkiye Kıdemli Araştırma Müdürü Eren Eser

de ‘Dijital dönüşümün ışığında enerji sektörünün

geleceği’ konulu bir konuşma yaptı. Zirvede Huawei

Enterprise Türkiye’den; Enerji Sektörü Kıdemli İş

Geliştirme Müdürü İlker Nefşioğulları, “Enerji sektöründe

akıllı şebekeler ve dijitalleşme”, Kıdemli

Çözüm Yöneticisi Ali Murat Karaoğlu ‘Dijital operasyon’,

CTO Burak Bıçakhan “Huawei akıllı ağ mimarisi”,

CIO Fatih Akgül “Güvenilir, çevre dostu ve akıllı

all flash veri merkezi çözümleri”, Cloud İş Grubu

Ülke Müdürü Bobby Zhang “Geleceğin vizyonu

Huawei Cloud” ile Veri Merkezi Çözümleri Kıdemli

Yöneticisi Barış Saygı da “Akıllı Veri merkezleri yeni

nesil kesintisiz güç kaynakları” konulu sunumlar

gerçekleştirdi.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 67


ŞİRKETLERDEN

Kalyon Enerji, 12 yıl vadeli 812 milyon

dolarlık kredi aldı

Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise sayılı büyük enerji santrallerinden Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi

Santrali finansman anlaşması imzalandı. Yerli ve yabancı bankalardan oluşan konsorsiyum, Kalyon

Enerji’ye 12 vadeli toplam 812 milyon dolarlık kredi sağlayacak…

Kalyon Enerji, Kalyon Karapınar Güneş Enerji

Santrali için İngiliz İhracat Kredi Ajansı UK Export

Finance (UKEF), J.P. Morgan Chase Bank, Denizbank,

Garanti BBVA, Türkiye İş Bankası, Türkiye Kalkınma

ve Yatırım Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası

ve Türkiye Vakıflar Bankası ile 12 yıl vadeli toplam

812 milyon dolarlık finansman anlaşması imzaladı.

Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali finansman

imza töreninde konuşan Kalyon Holding Yönetim

Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu, “Gerçekleştirdiğimiz

bu anlaşmayla kıymetli bir kaynağı temin

etmiş bulunuyoruz. Kalyon olarak sağladığımız bu

kaynak, Türkiye ekonomisine olan güvenin yanı sıra,

Kalyon Holding’in sağlam ve sürdürülebilir finansal

yapısının da ispatıdır” dedi.

Santralin tamamlanma tarihi ile ilgili de önemli

bir gelişmeyi paylaşarak sözlerine devam eden

Cemal Kalyoncu, “Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi

Santrali’nin şimdiden 550 MW’ı işletmeye alınmış

durumda. Kalyon PV fabrikamızın üretim kapasitesini

1000 MW’a çıkarttık. Santral, 1350 MW panel

kurulu gücü ile tam kapasiteye ulaşacak. Büyük

bir mutlulukla söyleyebilirim ki, hedeflerimizin çok

ilerisindeyiz. Santralin tam kapasite ile faaliyete

geçme hedefini bir yıl öne çekmiş bulunuyoruz” şeklinde

konuştu.

Dünyada çok az ülkede uygulanan ingot üretiminden

başlayarak, wafer, hücre, panel üretimini

Ar-Ge merkezi dahil tek bir çatı altında birleştiren

Kalyon PV Güneş Teknolojileri Fabrikası, geçtiğimiz

yıl kapasite artışı kararı alarak üretim kapasitesini

500 MW’dan 1000 MW’a çıkarmıştı. Fabrika, aynı zamanda

Türkiye ve dünyada yenilenebilir enerji sektörünün

ve piyasanın taleplerini karşılayacak panel

arzı sağlıyor. Türkiye’nin çöl niteliğindeki tek bölgesi

olan Konya ili Karapınar ilçesi Acıgöl havzasında

inşa edilen, 2 bin 600 futbol sahası büyüklüğündeki

Karapınar Güneş Enerji Santrali, iklim değişikliğinin

sonuçlarıyla da doğrudan mücadele ediyor. Santral,

tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde, 1.5 milyon tonun

üzerinde karbon emisyonunun önüne geçecek.

1350 MW DC kurulu gücüyle Avrupa’nın en büyük,

dünyanın ise sayılı büyüklükteki güneş enerjisi

santralinden biri olan Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi

Santrali, tam kapasiteye ulaştığında 2 milyon kişinin

elektrik tüketimini karşılayacak.

68 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


ŞİRKETLERDEN

Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak

Sanko Enerji, Dünya Bankası kuruluşlarından IFC ile imzaladığı anlaşmayla gözünü yurt dışına dikti. İkili,

yurt dışında yenilenebilir enerji ve teknoloji yatırım fırsatlarını değerlendirecek…

Sanko Enerji Grubu, yurt dışı piyasalarda büyümek

için Dünya Bankası’nın yan kuruluşu Uluslararası

Finans Kurumu (IFC) ile bir anlaşma imzaladı.

IFC Türkiye Ülke Müdür Vekili Barış Gen ve Sanko

Enerji Grubu CEO’su Hakan Yıldırım tarafından parafe

edilen anlaşma, yurt dışında ortak yenilenebilir

enerji ve yeni teknoloji yatırım fırsatlarının değerlendirilmesini

kapsıyor.

Sanko Enerji yetkilileri, IFC ile yaptıkları anlaşmanın,

Türkiye’nin en büyük uluslararası yenilenebilir

enerji şirketi olma vizyonlarına uygun hamlelerden

biri olduğunu ifade etti. Bugüne dek Türkiye’de

yenilenebilir enerji sektörünü ve bu alandaki teknoloji

yatırımlarını yakından takip ettiklerini ifade eden

şirket yetkilileri, şimdi bununla yetinmeyip, elde ettikleri

birikimi yurt dışı pazarlarda da kullanabilmek

amacıyla IFC ile anlaşma imzaladıklarını vurguladı.

Sanko Enerji Grubu, ülke dışında hayata geçirilebilecek

projeler konusunda IFC ile iş birliğinin sağlayacağı

sinerjiden yararlanabilecek. Sanko Enerji

ile IFC arasında varılan anlaşma kapsamında, her

iki taraf da yurt dışındaki yenilenebilir enerji ve yeni

teknoloji yatırımları için proje keşfi, inceleme ve finansman

olanaklarını değerlendirebilecek.

Karbon salımını azaltma hedefi

Ülkelerin, iklim değişikliğini hafifletmelerine ve

uyum sağlamalarına yardımcı olmak üzere özel

sektörün yenilikçiliğini ortaya koyması için çalışan

Dünya Bankası Grubu’nun bir üyesi olan IFC ve tamamı

yenilenebilir enerji santrallerinden oluşan bir

portföye sahip olan Sanko Enerji Grubu arasında

imzalanan anlaşma ile birlikte karbon emisyonunun

azaltılmasına yardımcı olacak projeler bulunması

hedefleniyor.

Sanko Enerji’den yapılan açıklamada “Anlaşma,

gelişmekte olan ülkelerde özel sektöre odaklanan

en büyük küresel kalkınma kurumu olan IFC ve ülke

genelinde yaklaşık 1.000 MW’lık kurulu güce sahip

olan Sanko Enerji Grubunun, yenilenebilir enerjiye

odaklı stratejik bakış açılarıyla güçlerini birleştirmelerinin

ilk adımı olacak” ifadesine yer verildi.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 69


SOSYAL SORUMLULUK

Akenerji, Kadın Enerjisi

projesi için “Kampüste”

Akkök Holding’in enerji grubu şirketleri tarafından hayata geçirilen

Kadın Enerjisi projesi kapsamındaki “Kampüste” programı

başladı. Üniversiteli 80 kadın lider adayı, proje kapsamında ilk

online derslere katıldılar. Başarılı öğrencilere eğitimlerin sonunda

mentorluk ve staj desteği de sunulacak…

Akkök Holding enerji grup

şirketlerinin ortaklaşa yürüttüğü

Kadın Enerjisi projesinin “Kampüste”

etabı, proje paydaşları ve

öğrencilerin katıldığı açılış toplantısıyla

başladı. Yenibirlider

Derneği ve Türkiye İşveren Sendikaları

Konfederasyonu’nun ortak

projesi “Genç Kadın Liderler”

iş birliğindeki programda, Akkök

Holding ve enerji grubu şirketleri

yöneticileri 80 genç kadın lider

adayıyla buluştu.

Akkök Holding ve Akenerji İnsan

Kaynakları Direktörü Duygu

Erzurumlu Cengiz, kadınların iş

hayatında daha fazla etkinleşerek

güçlenmesinin gelecek nesiller

açısından çok önemli olduğunu

belirterek, “Akkök Holding’in

enerji grup şirketleri SEDAŞ ve

Sepaş Enerji ile toplumsal cinsiyet

eşitliğini hedefleyen projelerimizi

tek çatı altında bir araya

getirdik. Kampüste isimli projemiz

kapsamında Kadın Enerjisi

projesini üniversiteli genç kadın

liderlere dokunacağız. Geleceğin

kadın liderlerine enerji sektörünü

yakından tanıtarak, onların bu

70 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


Akkök Holding ve Akenerji İnsan Kaynakları Direktörü

Duygu Erzurumlu Cengiz

sektöre yönelmelerini sağlayacağız”

dedi.

“Kadın Enerjisi Kampüste,

örnek model”

Akkök Holding Yönetim Kurulu

Üyesi, Enerjiden Sorumlu İcra

Kurulu Üyesi ve CFO’su Özlem

Ataünal da enerji sektöründeki

kadın temsiliyeti oranının düşük

olduğunu vurgulayarak, kadın

istihdamı ve kadın lider sayısını

artırmak istediklerini belirtti. Ataünal,

2023 itibarıyla projenin ortaya

koyacağı başarı sayesinde

sektördeki diğer enerji şirketlerine

örnek teşkil etmesini arzu

ettiklerini kaydederek, Türkiye’ye

yayma hedefleri doğrultusunda

destekleyeceklerini ifade etti.

Programın açılışında konuşan

Yenibirlider Derneği Genel

Müdürü Jülide Erdoğan, sürdürülebilir

kalkınma amaçları doğrultusunda

toplumsal cinsiyet eşitliğinin

önemine değinerek, Kadın

Enerjisi Kampüste’nin örnek model

sunacağını belirtti.

Türkiye İşveren Sendikaları

Konfederasyonu (TİSK) Danışmanı

Deniz Karakaş ise çalışma

hayatında kadınların güçlendirilmesi

amacıyla hayata geçirilen

Genç Kadın Liderler’e eklenen

“Kadın Enerjisi Kampüste” modülünün

önemine vurgu yaptı. Karakaş,

projenin geleceğin enerji

sektöründe kadınların enerjisinin

daha fazla görülmesinin önünü

açacağını dile getirdi.

Proje kapsamındaki ilk eğitim

programı online olarak gerçekleştirildi.

Akkök Holding Hukuk

Direktörü Çağla Zıngıl ile Duygu

Erzurumlu Cengiz, katılımcı öğrencilere

“Kadınların enerji sektöründeki

yeri, cinsiyet eşitliğinin

sağlanması ve çalışan hakları”

başlıklı bir eğitim verdi. Cengiz,

sektörde ve Akkök Holding şirketlerinde

yüzde 50’yi bulan kadın

yönetici rakamlarından gururlu

olduklarını ifade ederken Zıngıl,

kadın çalışanların yasa ile korunan

haklarından bahsetti.

Kadın Enerjisi – Kampüste

projesi ile TİSK ve Yenibirlider

Derneği’nin birlikte yürüttüğü

Genç Kadın Liderler Programı ile

Bahçeşehir Üniversitesi ve Birleşmiş

Milletler Eğitim ve Araştırma

Enstitüsü’nün Yönetici ve

Liderler için Uluslararası Eğitim

Merkezi ortaklığında eğitim programları

düzenlenecek. Yaklaşık

100 üniversite öğrencisinin faydalanacağı

eğitimlerin sonunda

başarılı olanlara, mentorluk ve

staj imkânı da sağlanacak.

Akkök Holding’in Yönetim Kurulu

Üyesi, Enerjiden Sorumlu İcra

Kurulu Üyesi ve CFO’su

Özlem Ataünal

“DAYANIŞMA

ÖRNEKLERİNİ

ÇOĞALTACAĞIZ”

Akkök Holding’in Yönetim Kurulu

Üyesi, Enerjiden Sorumlu İcra

Kurulu Üyesi ve CFO’su Özlem

Ataünal, enerji sektörünün iş hayatına

başlayacak genç kadınlar

için daha cazip hale getirilmesini

istediklerini söyledi. Kadın Enerjisi

projesi ile enerji sektöründe

kadını odağına alan ve fark yaratan

yenilikçi uygulamaları hayata

geçirmeyi hedeflediklerini belirten

Ataünal, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

Araştırmalara göre küresel

iş gücünün yüzde 48’ini oluşturan

kadınların enerji sektöründeki oranı

sadece yüzde 22. ‘Erkek işi’ kalıp

yargısından kurtularak, bu oranı

yukarılara çekmemiz lazım. Enerji

grup şirketlerimiz Akenerji, SEDAŞ

ve Sepaş Enerji’nin kadınlara yönelik

çalışmalarını tek çatı altında,

daha güçlü şekilde ve ortak çabayla

yürüteceğiz. Projemiz sayesinde kadınların

birbirlerine destek olma ve

dayanışma örneklerini çoğaltacağız”

dedi.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 71


Konuk Yazar

Salur Sasan

Boğaziçi Üniversitesi

Siklon seperasyonu

hesaplamalı analizi

Bu araştırmada, laminar ve türbülanslı akış ve

partikül izleme modülü kullanılarak sadece

tek girişli siklonlar değil, çift girişli siklonlar

da modellendi. Sonuçları birlikte dikkate

alınarak karşılaştırıldı.

Siklon seperasyonu, ayrıştırma

için vorteksten faydalanarak

akışkanları partiküllerden

arındıran bir yöntemdir. Bu ayrıştırma

yöntemi akan gazlardaki

damlacık veya partikülleri arındırma

için kullanılabilir. Gaz tipi

siklonlar ise özellikle doğal gaz

enstrümanlarındaki katı partikülleri

veya egzoz bacalarındaki

filtre tozlarını ayrıştırmak için

kullanılır. Bu ekipman, merkezkaç

kuvvetini kullanarak akan bir

akışkandaki her çeşit partikülü

ayrıştırmak için kullanılan bir tür

sabit (dönmeyen) ekipmandır.

Temizlenen gazın siklondan

çıkış biçimine göre iki farklı temel

siklon çeşidi mevcuttur. Bu

araştırmada, sadece endüstride

en sıklıkla kullanılan ters akış tipi

siklonlar üzerinde duruldu. Bu

tür siklonlarda gaz teğet bir bi- Resim 1: Basınç profili- MM-D tipi- 2

girişli- türbülanslı

Resim 2: Hız profilleri- MM-D tipi- 2

girişli - türbülanslı

72 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


çimde siklonun en üst kısmına

yakın bir yerden girer ve aksiyal

yönde aşağı inen bir gaz

spiralin ve merkezkaç kuvvet

alanının oluşumunu meydana

getirir. Bu şekilde gelen partiküllerin

bu yönde yoğunlaşmalarını

ve seperatörün iç cidarlarına

doğru spiral yönde

aşağı akmalarını sağlar.

Siklonlar bazı durumlarda

diğer türlerde ki filtrelerden ve

yüksek maliyetli en güçlü toz

ve nem tutuculardan daha düşük

verimlilikte olabilir, ancak

diğerlerine göre imalatı basit,

enerji ihtiyacı düşük ve yüksek

basınç ve sıcaklıklarda çalışabilen

ürünlerdir. Bu türdeki

siklonlar, özellikle ağır şartlar

olmak üzere birçok endüstriyel

uygulamalar için uygundur.

İmalatları basit de olsa, ayrıştırma

verimliliğini tahminen

hesaplayabilmek için son derece

karmaşık matematiksel

formülasyonlar gerektirir.

COMSOL kullanımı

Önceki araştırmaların

çoğu, matematiksel değerlendirmeyi

veya farklı CFD yazılımla

değerlendirmeyi tek giriş

ağzıyla yapılmış. Sonuçların odağında

da hız, basınç düşüşü ve

toplama verimliliğinin tahmini

olmuş. COMSOL ile ise partikül

ayrıştırma seçiciliği çok güvenilir.

Diğer yöntemlerle kıyasla, verileri

farklı yazılımlara aktarma ve sonuçları

yönetme kolaylığı açısından

COMSOL’u kullanmak daha

avantajlı. Bu tür bir araştırma

COMSOL ile ilk defa modelleniyor.

Bu araştırmada, laminar ve

türbülanslı akış ve partikül izleme

modülü kullanılarak sadece

tek girişli siklonlar değil, çift

Resim 3: Ayrışmış partiküller- MM-D tipi- 2 girişli

Resim 4: Tüm tek girişli siklonların karşılaştırma eğrileri

girişli siklonlar da modellendi.

Sonuçları birlikte dikkate alınarak

karşılaştırıldı. Aynı zamanda,

Muschelknautz yöntemine dayanan

siklonik ayrıştırma matematik

modellemesi gerçekleştirildi.

Muschelknautz model-D tipi,

Swift High Efficiency, Stairmand

High Efficiency ve Lapple General

Purpose gibi önde gelen modeller,

tek giriş ve çift giriş ile incelendi

ve karşılaştırıldı. COMSOL’de değerlendirilen

bu modellerin bazı

sonuçları Resim 1 – Resim 4’te

gösteriliyor. Bu kodun ana çıktıları,

akış profillerin hızları, basınç

profili ve ayrıştırılan partiküllerdir.

Her bir siklonun kirli gazdan

ayrıştırabildiği partikül sayısı,

geometrik farklılıklara göre değişiklik

gösteriyor. Modeller COM-

SOL’de incelendi ve MATLAB ve

EXCEL’de senkronize edildi. Anlaşılacağı

gibi modeller, düşük

ve yüksek giriş hızlarda, toplam

partikül toplama verimliliği, ortalama

hız ve Reynold numarası

açılarından karşılaştırıldı. Ayrıca,

sonuçların bir kısmı, siklon üzerinde

çalışan diğer araştırmacıların

deneysel sonuçlarına çok

yakın olduğu görüldü.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 73


KONUK YAZAR

Eda ERDEM

Yönetim ve İnsan Kaynakları Danışmanı

Kurum kültüründe yüksek

ve pozitif enerji

Kurum enerjisi, bir şirketin kolektif değerleri, ilkeleri ve inançlarıdır. İşyerinizde

olan her şeyin ve her gün yaşananların arka planıdır. Tüm ekip üyelerinin

eylemlerini yönlendiren ve bilgilendiren değerler, beklentiler ve uygulamalar

toplamıdır. Kurumun enerjisi, çalışanların davranış şekillerini, kendilerine değer

verilip verilmediğini, işlerini nasıl yapacaklarını ve kurum için neyin önemli

olduğunu dolaylı yoldan söyler…

74 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


Sadece insanların ya da santrallerin

mi enerjisi vardır? Mekanların

da ruhu, ışığı, enerjisi

vardır. Enerjisi yüksek olan kişilerin,

özel ya da profesyonel hayatlarında

daha dinamik ve başarılı

olduklarını gözlemleriz. Bu pozitif

enerjinin hissedildiği kurumlarda,

başarılı sonuçlar elde edilir. Bu

yüzden kurumlardaki olumlu-olumsuz

enerji dengesi de, tıpkı

özel hayatlarımızdaki denge gibi

önemli.

Suyu, güneşi ve uygun iklimi

bulan tohumlar, bir süre sonra

yeşermeye ve büyümeye başlar.

Pozitif enerjiye sahip olan işletme

kültürlerinde de başarı, aidiyet ve

mutluluk kendiliğinden artar. Bu

artışlar, çalışanların iş veriminde,

çalıştıkları kuruma hissettikleri

aidiyete ve en nihayetinde, o kurumun

toplam başarısında yükselmeyi

beraberinde getirir.

Yıllara dayanan iş deneyimimle

gördüm ki, işyerinin enerjisini

yüksek tutmak tüm sonuçları

olumlu etkiliyor ve pek çok fayda

sağlıyor. Olumsuz durumlar ya

da sonuçlardan yöneticileri, çalışanları,

teknolojileri, piyasaları

sorumlu tutmak yerine o kurumu,

enerjisini ve sinerjisini geliştirmek,

hem yol gösterici oluyor

hem de takım ruhunu destekliyor.

Kurumlarda görülebilen hissedilen

yüksek enerjiyi örnekler

üzerinden açıklarsak, ne kadar

önemli olduğunu göreceksiniz.

“Yüksek enerjili” kurumlar;

Konukları ve müşterilerini,

her zaman kendi misafirleri gibi

güler yüzle karşılar,

Yaşanan sorunlarda nedenlere

takılmak yerine, çözüm için

elbirliğiyle alternatifler ararlar,

Geçmiş başarısızlıklardan

ders alıp onları tekrar etmemek

adına gelişim için adım atarlar,

Neşeli bir çalışma ortamı vardır,

çalışırken saati unuturlar,

Birbirlerine yardım eder ve

birbirini desteklerler,

Gelişim süreçlerinde seyirci

değil, oyuncudurlar,

İletişimleri açıktır ve empatiye

önem verirler.

Kurumlardaki enerjiyi pozitife

dönüştürmede en büyük görev,

liderlere ve yöneticilere düşüyor.

Çünkü işyerindeki iklimi, liderler

ve yönetimler belirler. Anadolu’da

“balık baştan kokar” tabiri de bu

durumu çok iyi anlatır.

Kurum enerjisi, bir şirketin

kolektif değerleri, ilkeleri ve

inançlarıdır. İşyerinizde olan her

şeyin ve her gün yaşananların

arka planıdır. Tüm ekip üyelerinin

eylemlerini yönlendiren ve

bilgilendiren değerler, beklentiler

ve uygulamalar toplamıdır. Kurumun

enerjisi, çalışanların davranış

şekillerini, kendilerine değer

verilip verilmediğini, işlerini nasıl

yapacaklarını ve kurum için neyin

önemli olduğunu dolaylı yoldan

söyler. O halde soru, kurum kültürünü

ya da işletme enerjisini nasıl

yaratabileceğimiz ya da değiştirebileceğimiz

olmalıdır.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 75


1. TAKDIR

Tüm çalışanların emeklerini, katkılarını takdir

etmek, olumlu bir etkiye sahiptir. Çalışanlar birbirlerinin

başarılarının takdir edildiğini gördüklerinde,

bir bütünün parçası olduklarını da hissederler. Çalışanlarını

takdir etmeyi kültürünün bir parçası haline

getiren kurumlar, çalışan bağlılığı, çalışanı elde

tutma ve üretkenlik gibi önemli ölçütlerin arttığını

belirtiyor. Manevi açıdan takdir ya da teşekkür etmenin,

yapılan işe olumlu etkisi var. Böylece işyerinin

başarı performansı da artar.

2. GERI BILDIRIM

Yıllarca yaptığım mülakatlarda, adaylara “çalışacağınız

şirketten beklentiniz nedir?” diye sorduğumda,

söz hakkı verilmesi ya da düşüncelerini

açıkça dile getirmek ve fikirlerinin dinlenmesi şeklinde

dönüşler aldım.

Geri bildirime değer veren ve çalışanlarına söz

hakkı tanıyan işletmeler, çalışanlarına değer verdiklerini

hissettirir. Bu da çalışanların motivasyonunun

artmasını sağlar. Liderler ve insan kaynakları

ekibi, çalışanlarla daima iletişimde olmalıdır. Tabii

ki bundan kastım aylık rutine binen yemekler ya da

mekanik toplantılar değil. Belki bir çay ya da kahve

molasında küçük bir sohbet ile düşüncelerini öğrenebilirsiniz.

Çoğunlukla gelişim anketleriyle çalışanlardan

geri bildirim alınmak istenir. Burada niyet güzel, yöntem

ise yanlış ve soğuktur. Çünkü anketler genellikle

samimiyet ile doldurulmaz. Geri bildirim toplayarak

gelişim alanlarını ortaya çıkardıktan sonra mutlaka

sorun çözücü adımlar atılmalıdır.

3. ÇALIŞANLAR ARASINDA BAĞ

KURMA

Çalışanlar arasında, özellikle birbirleriyle ilişki

kurmakta zorluk çekebilecek farklı nesillerden olanlar

arasında, ortak kişisel çıkarları arayın ve teşvik

edin. Özellikle son zamanlarda kuşaklar arası bağ

kurmada “oyunlaştırma tekniği” verimliliği ve motivasyonu

arttırır.

4. ÇALIŞAN DENEYIMINI

KIŞISELLEŞTIRME

Çalışanlarınız, ekip ruhunun yanı sıra deneyimlerini

kişiselleştirmek isteyebilirler. Butik insan

kaynakları dediğimiz kavramla çalışan yol haritası

ya da çalışan gelişim planıyla kurum enerjinizin özdeşleşmesi

kaçınılmazdır. Çalışanlarınıza değer verdiğinizde,

işletmenizdeki her bir kişiyi motive eden

bir kurum enerjisi mutlaka arkasından gelecektir.

Enerjisi yüksek ve pozitif olan kurumlarda, çalışanların

mutluluğu ve müşteri memnuniyeti her zaman

yüksektir. Böyle işletmelerde gelişim ve başarı daha

çabuk yeşerir, büyür ve gelişir.

76 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


YÖNETİM-İK

Yetenek açığı son 15 yılın en

yüksek seviyesine ulaştı

ManpowerGroup tarafından 15 yıldır küresel

çapta hazırlanan Yetenek Açığı Raporu’nun 2021

yılı sonuçları her 10 şirketten neredeyse 7’sinin

yetenek açığı yaşadığını ya da işe alım yapmakta

zorlandığını ortaya koydu. 42 ülkeden 19 binin

üzerinde işverenin katılımıyla yapılan araştırmanın

sonuçlarına göre, küresel çapta yetenek açığı

yüzde 69 seviyesine ulaşırken, yetenek açığının

yüzde 83 olarak ölçüldüğü Türkiye, Fransa (yüzde

88), Romanya, (yüzde 86) İtalya (yüzde 85) ve İsviçre

(yüzde 83) ile birlikte araştırmaya dahil olan

42 ülke arasında işverenleri boş pozisyonları doldurmakta

en çok zorlandığı ilk altı ülke arasında yer

aldı. Personel alımında en az zorlanan ülkeler ise

Çin (yüzde 28) ve ABD (yüzde 32) olarak sıralandı.

Araştırmada teknolojiyle ilintili rollere yönelik yüksek

talep çıkarken, çevrimiçi perakende trendinin

kalıcı olma belirtileri göstermesiyle birlikte lojistik

sektörü salgın öncesindeki pozisyon doldurma seviyelerine

geri dönme belirtilerini şimdilik göstermiyor.

Salgından en çok etkilenen sektörler çalışanlarını

geri getirmeye başladıkça üretim, konaklama,

eğlence ve seyahat sektörlerinde talebin güçlendiği

gözleniyor.

İşverenler en çok lojistik/operasyon, üretim, BT/

veri analistleri, satış/pazarlama ve yönetim/ofis

desteği rollerinde niteliğe ihtiyaç duyarken, işverenler

tarafından en çok talep edilen yetenekler iş takibi,

güvenilirlik, dayanıklılık, stres toleransı & adaptasyon,

inisiyatif alma, problemi fark etme ve çözüme

ulaştırma, liderlik ve sosyal etki olarak sıralanıyor.

ManpowerGroup Yetenek Açığı Araştırmasında, salgın

sonrasında işverenleri muhtemel yeni çalışma

modelleri üzerine görüşleri de yer alıyor. Araştırma

bulgularına göre işverenlerin yüzde 69’u tam zamanlı

iş yerine dönüşün daha verimli olduğu görüşünü

belirtirken, yüzde 11’i ağırlıklı iş yerinde olmak

üzere karma çalışma modelinin daha verimli olduğu

görüşünü bildiriyor.

Türkiye’de talebin

en çok arttığı roller

• İmalat/üretim,

• Operasyon/lojistik,

• Satış/pazarlama,

• BT/veri,

• Yönetim/ofis desteği,

• İnsan kaynakları

• Ön büro.

Küresel çapta talebin

en çok arttığı roller

• Veri Analistleri & bilim insanları

• Yapay zeka & makine öğrenme uzmanları

• Büyük veri uzmanları

• Dijital pazarlama & strateji uzmanları

• Proses otomasyon uzmanları

• İş geliştirme profesyonelleri

• Dijital dönüşüm uzmanları

• Bilgi güvenliği analistleri

• Yazılım & uygulama geliştiricileri

• Nesnelerin interneti uzmanları

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 77


YÖNETİM

Türkiye’deki şirketlerin gündemi

müşteri deneyimini artırmak

Dijitalleşmenin müşteri deneyimini nasıl etkilediğini ve işletmelerin değişen tüketici ihtiyaçlarını

karşılamak için neler yaptıklarını anlamak için aralarında Türkiye’nin de bulunduğu EMEA

bölgesindeki 7 ülkede 598 işletmeyi mercek altına alan araştırma, değişen dinamiklere ışık tutuyor.

Araştırma sonuçlarından en öne çıkan bulgulara göre, Türk işletmelerinin çoğunluğu için önem

taşıyan konuların başında, müşteri deneyimini iyileştirmek, satın alma artışı ve uzaktan kimlik

doğrulamanın oluşturulması geliyor…

Bilgi hizmetleri şirketi Experian için, global danışmanlık

firması Forrester Consulting tarafından

gerçekleştirilen, EMEA bölgesindeki 598 işletme ve

3 binden fazla tüketiciyle yapılan “Veri, Dijitalleşme

ve Pandemi Öncesi Büyümeye Dönüş” araştırmasının

raporu yayınlandı. Rapor, EMEA bölgesindeki

birçok kişinin daha iyi bir hizmet almak için başlangıçta

isteksiz olsalar bile, işletmelerle veri paylaşmaya

istekli olduğunu gösteriyor.

Experian’ın ‘Veri, Dijitalleşme ve Pandemi Öncesi

Büyümeye Dönüş’ raporu, verileri, rızaları ve EME-

A’daki finansal hizmet işletmelerinin, insanların veri

paylaşımından neden yararlanacaklarını net bir şekilde

anlatarak ortaya çıkarabileceği fırsatları inceliyor.

Yapılan araştırma sonuçlarına göre; Türk şirketlerinin

2022 için belirledikleri odak alanları olan,

dijital hizmetlerin iyileştirilmesi, satın alma artışı ve

uzaktan kimlik doğrulamanın oluşturulması konu

78 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


TÜM ŞİRKETLERİN ORTAK İSTEĞİ

DAHA FAZLA VERİ

Experian Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin

başlıklarının, önümüzdeki 12 ayda iyileştirmeyi hedefledikleri

en önemli iş öncelikleri olduğu belirtiliyor.

Bu öncelikler, uzaktan kimlik doğrulamasındaki

iyileştirme ve giderek artan çevrimiçi ortamda yeni

müşteri kazanımına yardımcı olacak daha geniş dijital

hizmetlere yapılan yatırımla doğrudan ilişkili olmaları

sebebiyle dikkat çekiyor.

Güveni sağlamanın ilk yolu dijital yatırım

Araştırma sonuçlarına göre, geçen yıl itibarıyla

potansiyel müşterileri çekme ve müşteriye dönüştürme

konusundaki genel güvenin azalmış görünmesi

sebebiyle Türk işletmeleri dijitalleşmeye yatırım

yapıyor. Dijital müşteri edinimini iyileştirmeye

yardımcı olmak için, uzaktan kimlik doğrulaması

oluşturmanın kritik veya yüksek bir öncelik olduğunu

belirten Türk şirketlerin oranı yüzde 72 olarak

belirlenirken, 2021 yılında müşteri deneyiminin dijitalleştirmesine

bütçe ayıran şirket oranı ise yüzde

53 olarak ortaya çıkıyor. Araştırmada müşterilerinin

daha iyi hizmet karşılığında verilerinin kullanımında

güven duyduklarını belirten finansal hizmetler işletmelerinin

oranı ise % 68 olarak belirlenmiş.

Experian Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin

konuyla ilgili olarak, “Raporda öne çıkan ve aslında

bizi de şaşırtmayan sonuçlara göre, analitik yetkinliklerini

güçlendirmek için daha fazla veriye ihtiyaç

duyan Türk işletmelerin oranı yüzde 68 iken bu oran

EMEA’da, daha düşük olarak karşımıza çıkıyor. Biz

bunun Türk işletmelerin alternatif veri kaynaklarına

EMEA bölgesinde 598 işletme ile yapılan görüşmeler

sonucu hazırlanan rapordan elde edilen ek bulgular

şu konuları içeriyor:

İşletmelerin yüzde 65’i, analitiklerin doğruluğunu

artırmak için farklı türde veri kümelerini

araştırıyor.

Yüzde 62’si analitik ihtiyaçlarını karşılamak için

daha fazla veriye ihtiyaçları olduğuna inanıyor

İşletmelerin yüzde 64’ü, kuruluşlarının müşteri

deneyimini iyileştirmeye yardımcı olmak için

daha alakalı verilere ihtiyacı olduğunu belirtiyor

Yüzde 69’u müşteri içgörülerini geliştirmek için

veri ve analitik yatırımlarına öncelik veriyor.

daha açık ve ihtiyaç duyduğu şeklinde yorumlanabileceğini

ve bunun da bizim son birkaç senedir yaptığımız

yatırımlarla paralel bir çıktı olduğunu gözlemliyoruz.

Rapor sonuçları arasında da yer alan, şirketlerin

geleneksel anlamda müşteri edinme süreçlerine

olan güvenin azalması sebebiyle dijital yatırıma yönlenmeleri

bizim açımızdan sevindirici bir gelişme.

2021 yılını değerlendiren araştırmamızın sonuçlarından

aldığımız en önemli geri bildirimlerin başında,

hız ve güvenlik dengesiyle müşteri deneyimini

geliştirme, daha açık ve şeffaf bir iletişim stratejisi

sayesinde tüketicinin veri paylaşımına onay verme

oranını yükseltme ve yeni veri kaynaklarının mevzuata

uygunluğunun iyileştirilmesi ile sürekli izleme

sağlanması konuları geliyor. Biz de bu anlamda

müşterilerimiz için en etkin hizmet ve çözümleri

sağlamaya devam ediyoruz” dedi.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 79


İSTATİSTİK

APLUS ENERJİ

Katkılarıyla

APLUS ENERJİ ARALIK 2021 ANALİZİ

2021 yılı Aralık ayında gerçekleşen toplam 28.913 GWh elektrik üretiminin %82,17’si serbest

üretim şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Serbest üretim şirketlerinin üretimdeki payı, bir

önceki aya göre 1,08 puan artmıştır, geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre ise 5,55 puan

artmıştır.

Serbest üretim şirketlerini %13,92 oranla EÜAŞ santralleri ve %2,41 oranla lisanssız santraller

izlemektedir. Toplam üretimin %1,49’u İşletme Hakkı Devredilen Santraller, %0,02’si ise Yap-

İşlet-Devret santralleri tarafından üretilmiştir 1 .

APLUS ENERJİ ARALIK 2021 ANALİZİ

TEİAŞ tarafından yayımlanan üretim verilerine göre, 2021 Aralık ayında termik santrallerin

gerçekleşen toplam üretimdeki payı %69,42 olarak kaydedilmiştir. Yenilenebilir enerji

kaynaklarından elde edilen elektrik üretiminin payı ise %30,58 olarak gerçekleşmiştir 4 .

Gerçekleşen elektrik üretimi kaynak bakımından incelendiğinde ise 2021 Aralık ayında toplam

üretimin %31’inin doğal gaz ve LNG santralleri tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir.

Barajlı hidroelektrik santraller, ilgili ayda toplam üretimin %9,8’ini karşılarken, akarsu tipi

hidroelektrik santraller ise %2,9 oranıyla üretime katkıda bulunmuştur. İthal kömür santralleri

aralık ayında toplam üretimin %20,6’sını karşılarken, yerli kömür santralleri ise %15,5 oranında

katkı sağlamıştır. Yenilenebilir enerji santrallerinden rüzgâr enerjisi santralleri toplam üretime

%12, jeotermal ve güneş enerjisi santralleri 2 ise %6 oranında katkıda bulunmuştur. Diğer

termik santrallerin 3 üretimdeki payı ise %2,2 olarak gerçekleşmiştir.

1

Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.

2

Jeotermal ve Güneş enerjisi santralleri “Diğer Yenilenebilir” olarak sınıflandırılmıştır.

3

Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız termik ve biyokütle santralleri diğer termik santraller olarak

sınıflandırılmaktadır.

2021 yılı Aralık ayında gerçekleşen

toplam 28.913 GWh elektrik

üretiminin %82,17’si serbest

üretim şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir.

Serbest üretim

şirketlerinin üretimdeki payı, bir

önceki aya göre 1,08 puan artmıştır,

geçtiğimiz senenin aynı dönemine

göre ise 5,55 puan artmıştır.

Serbest üretim şirketlerini

%13,92 oranla EÜAŞ santralleri

ve %2,41 oranla lisanssız santral-

2020 yılı Aralık ayında 293,34 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama piyasa takas fiyatı (PTF),

2021 yılı Aralık ayında, bir önceki yıla göre %243,8 oranında artarak 1.008,64 TL/MWh olarak

ler izlemektedir. Toplam üretimin

kaydedilmiştir. Bu dönemde gerçekleşen ortalama PTF, bir önceki aya göre (830,96 TL/MWh)

%21,4 oranında artış göstermiştir.

%1,49’u İşletme Hakkı Devredilen

Santraller, %0,02’si ise Yap-İş-

Aralık 2021’de en yüksek günlük ortalama piyasa takas fiyatı 21 Aralık Salı günü 1.139,44

let-Devret santralleri tarafından

TL/MWh olarak gerçekleşirken; en düşük günlük ortalama PTF ise 12 Aralık Pazar günü 820,36

üretilmiştir

TL/MWh olarak kaydedilmiştir. Piyasa takas 1 .

fiyatları saatlik bazda incelendiğinde ise en yüksek

PTF değerinin 1 Aralık Çarşamba Gerçekleşen günü saat elektrik 08:00’da 1.217,00 üretimi TL/MWh, en düşük PTF

değerinin ise 19 Aralık Pazar günü saat 08:00'da 400,00 TL/MWh olarak gerçekleştiği

kaynak bakımından incelendi-

1 Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin

yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.

ğinde ise 2021 Aralık ayında toplam

üretimin %31’inin doğal gaz

ve LNG santralleri tarafından

gerçekleştirildiği görülmektedir.

Barajlı hidroelektrik santraller, ilgili

ayda toplam üretimin %9,8’ini

karşılarken, akarsu tipi hidroelektrik

santraller ise %2,9 oranıyla

üretime katkıda bulunmuştur.

İthal kömür santralleri aralık

ayında toplam üretimin %20,6’sını

80 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA


görülmektedir.

görülmektedir.

2021 yılı Aralık ayında pik saatlerde 5 1.099,87 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama PTF, bir

önceki ayın pik saatler ortalaması olan 902,74 TL/MWh’lik değere göre %21,8 oranında

artmıştır 6 .

2020 yılı Aralık ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 274,69 TL/MWh iken,

bu değer 2021 yılı Aralık ayında %234 oranında bir artış kaydetmiş ve 917,41 TL/MWh olarak

gerçekleşmiştir.

2021 yılı Aralık ayında pik saatlerde 5 1.099,87 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama PTF, bir

önceki ayın pik saatler ortalaması olan 902,74 TL/MWh’lik değere göre %21,8 oranında

artmıştır 6 .

2020 yılı Aralık ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 274,69 TL/MWh iken,

bu değer 2021 yılı Aralık ayında %234 oranında bir artış kaydetmiş ve 917,41 TL/MWh olarak

gerçekleşmiştir.

karşılarken,

2020

yerli

yılı Aralık

kömür

ayı içerisinde

santralleri

toplam

üretim

27.059

verilerine

GWh

göre,

olan

2021

elektrik

Aralık

talebi,

çekleşen

2021 yılı

ortalama

Aralık ayında

PTF,

bir

bir önceki

ise

ayında

önceki

%15,5

yıla

oranında

göre %3,04

katkı

oranında artış göstererek,

termik santrallerin

27.880 GWh

gerçekleşen

değerine

aya göre

ulaşmıştır

(830,96 .

TL/MWh)

2020 yılı

%21,4

sağlamıştır.

Aralık

Yenilenebilir

ayında 36.369

enerji

MWh olarak ölçülen

toplam

saatlik

üretimdeki

ortalama talep,

payı

2021

oranında

yılı Aralık

artış

ayında

göstermiştir.

38.722

santrallerinden rüzgâr enerjisi

santralleri toplam üretime %12,

jeotermal ve güneş enerjisi santralleri

ise %6 oranında katkıda

%69,42 olarak kaydedilmiştir. Yenilenebilir

enerji kaynaklarından

elde edilen elektrik üretiminin

payı ise %30,58 olarak gerçekleşmiştir

Aralık 2021’de en yüksek günlük

ortalama piyasa takas fiyatı

21 Aralık Salı günü 1.139,44 TL/

MWh olarak gerçekleşirken; en

toplam 4 . 27.059 GWh olan elektrik talebi, düşük 2021 günlük yılı Aralık ortalama ayında bir PTF ise

bulunmuştur. 2020 yılı Diğer Aralık termik ayı içerisinde santrallerin

3 önceki üretimdeki yıla göre payı %3,04 ise %2,2 oranında 2020 artış yılı göstererek, Aralık ayında 27.880 293,34 GWh değerine 12 Aralık ulaşmıştır Pazar günü . 2020 820,36 yılı TL/

5

olarak gerçekleşmiştir.

Aralık Pik saatler ayında 08:00-20:00 36.369 MWh arasındaki olarak TL/MWh saatleri, ölçülen olarak pik saatlik dışı gerçekleşen ortalama saatler ise talep, 20:00-08:00 ortalama

piyasa takas fiyatı (PTF), yasa takas fiyatları saatlik bazda

2021 MWh yılı arasındaki olarak Aralık ayında saatleri kaydedilmiştir. 38.722 ifade Pi-

eder.

TEİAŞ tarafından yayımlanan

6

Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik fiyatları hesaplamalarında kaynak olarak Enerji Piyasaları İşletme

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF 2021 ortalamaları yılı Aralık kullanılmaktadır. ayında, bir önceki

incelendiğinde ise en yüksek PTF

2

veriler yıla YTBS göre Genel %243,8 Günlük İşletme oranında Neticesi değerinin Raporları’ndan 1 Aralık alınmıştır. Çarşamba

7

Jeotermal 2020 ve ve Güneş 2021 enerjisi yılları için santralleri

saatlik

“Diğer Yenilenebilir” olarak sınıf-

landırılmıştır.

artarak 1.008,64 TL/MWh olarak

kaydedilmiştir. Bu dönemde gergünü

saat 08:00’da 1.217,00 TL/

MWh, en düşük PTF değerinin

3 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız

ise 19 Aralık Pazar günü saat

termik 5 ve biyokütle santralleri 4 2021 Aralık verileri Yük Tevzi Bilgi 08:00’da 400,00 TL/MWh olarak

Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki saatleri, pik dışı saatler ise 20:00-08:00 arasındaki saatleri ifade

diğer termik eder. santraller olarak sınıflandırılmaktadır.

Sistemi’nin yayımladığı 31 Aralık 2021 gerçekleştiği görülmektedir.

6

Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik tarihli Kamusal fiyatları Rapordan hesaplamalarında alınmıştır. kaynak olarak Enerji Piyasaları İşletme

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları kullanılmaktadır.

7

2020 ve 2021 yılları için saatlik veriler YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi Raporları’ndan alınmıştır.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 81


MWh olarak gerçekleşmiştir.

2021

2021

yılı

yılı

Aralık

Kasım

ayında

ayı sonunda

pik saatlerde

99.064

ayında

MW

36.369

olan

MWh

toplam

olarak

kurulu

ölçülen

saatlik ortalama talep, 2021 oluşan toplam kurulu gücün

güç değeri

2021

364,7

yılı Aralık

MW’lık

ayı

artışla

sonunda

2021 5 1.099,87 TL/MWh olarak

yılı Aralık ayı sonunda 99.429 MW olarak kaydedilmiştir.

gerçekleşen ortalama PTF, bir yılı Aralık ayında 38.722 MWh %25,7’lik kısmı (25.545 MW) doğal

gaz şirketleri ve LNG yakıt oluştururken, tipi santral-

önceki ayın pik saatler ortalaması olarak gerçekleşmiştir.

Toplam kurulu gücün %67,9’luk (67.495 MW) kısmını serbest üretim

olan 902,74 TL/MWh’lik değere 2021 yılı Kasım ayı sonunda

EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı %21,4 (21.318 MW)

leri

seviyesindedir

ile karşılanırken, 8 . Yap

%23,4’lük

işlet

göre %21,8 oranında artmıştır 6 . 99.064 MW olan toplam kurulu

devret santralleri %0,1’lik (127 MW), işletme hakkı devredilen santraller

kısmı (23.254

%3’lük

MW)

(2.941

barajlı

MW)

hidrolik

santraller tarafından kar-

2020 yılı Aralık ayında pik dışı güç değeri 364,7 MW’lık artışla

(off-peak) bir orana saatlerin sahiptir. PTF Lisanssız değeri santrallerin 2021 yılı toplam Aralık kurulu ayı sonunda güç içindeki payı da %7,6 (7.547 MW)

şılanmaktadır. Bu yakıt tiplerini

ortalama olarak 274,69 TL/MWh iken, 99.429 MW olarak kaydedilmiştir.

kaydedilmiştir.

%11,4’lik (11.336 MW) oranla yerli

bu değer 2021 yılı Aralık ayında Toplam kurulu gücün

kömür 9 santralleri ve %9’luk oran

%234 oranında bir artış kaydetmiş

ve 917,41 TL/MWh olarak serbest üretim şirketleri oluştu-

%67,9’luk (67.495 MW) kısmını

(8.994 MW) ile ithal kömür santralleri

izlemektedir. Akarsu tipi

gerçekleşmiştir.

rurken, EÜAŞ santrallerinin toplam

kurulu güçteki payı %21,4

hidrolik santraller %8,3’lük bir

2020 yılı Aralık ayı içerisinde

orana (8.230 MW) sahipken, rüzgâr

santralleri toplam kurulu gü-

toplam 27.059 GWh olan elektrik (21.318 MW) seviyesindedir 8 . Yap

talebi, 2021 yılı Aralık ayında bir işlet devret santralleri %0,1’lik

önceki yıla göre %3,04 oranında (127 MW), işletme hakkı devredilen

santraller %3’lük (2.941 MW) oluşturmaktadır 10 . Toplam

cün %10,5’lik bir kısmını (10.429

artış göstererek, 27.880 GWh değerine

ulaşmıştır 7 . 2020 yılı Aralık MW) bir orana sahiptir. Lisanssız kurulu gücün %7,9’luk kısmı

santrallerin toplam kurulu güç (7.809 MW) güneş enerjisi santralleri,

%1,7’lik kısmı (1.648 MW)

5 Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki

saatleri, pik dışı saatler ise 20:00- içindeki payı da %7,6 (7.547 MW)

08:00 arasındaki saatleri ifade eder. olarak kaydedilmiştir.

jeotermal enerji santrallerinden

oluşurken, %2,2’lik kısmı (2.185

6 Gün Öncesi Piyasası ortalama riler YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi

Raporları’ndan alınmıştır.

9 Taş kömürü, linyit ve asfaltit sant-

elektrik fiyatları hesaplamalarında

kaynak 2021 olarak yılı Enerji Aralık Piyasaları ayı sonunda İşletme oluşan 8 Kaynak toplam olarak kurulu TEİAŞ gücün tarafından %25,7’lik ralleri kısmı yerli kömür (25.545 santrali MW) olarak doğal sınıflandırılmaktadır.

A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları

kullanılmaktadır.

Günlük İşletme Neticesi raporu kulla-

10 Akarsu tipi hidrolik santrallere li-

gaz ve LNG yakıt tipi santralleri yayımlanan ile karşılanırken, 31 Aralık 2021 %23,4’lük tarihli Genel kısmı (23.254 MW) barajlı hidrolik

santraller tarafından karşılanmaktadır. Bu yakıt tiplerini %11,4’lik (11.336 MW) oranla yerli

7 2020 ve 2021 yılları için saatlik venılmaktadırsanssız

hidrolik santraller de dahildir.

kömür 9 santralleri ve %9’luk oran (8.994 MW) ile ithal kömür santralleri izlemektedir. Akarsu

tipi hidrolik santraller %8,3’lük bir orana (8.230 MW) sahipken, rüzgâr santralleri toplam kurulu

82 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA

8

Kaynak olarak TEİAŞ tarafından yayımlanan 31 Aralık 2021 tarihli Genel Günlük İşletme Neticesi raporu


oluşturulmaktadır.

2021 yılı Kasım ayı sonunda 99.064 MW olan toplam kurulu güç değeri 364,7 MW’lık artışla

2021 yılı Aralık ayı sonunda 99.429 MW olarak kaydedilmiştir.

Toplam kurulu gücün %67,9’luk (67.495 MW) kısmını serbest üretim şirketleri oluştururken,

EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı %21,4 (21.318 MW) seviyesindedir 8 . Yap işlet

devret santralleri %0,1’lik (127 MW), işletme hakkı devredilen santraller %3’lük (2.941 MW)

bir orana sahiptir. Lisanssız santrallerin toplam kurulu güç içindeki payı da %7,6 (7.547 MW)

olarak

kaydedilmiştir.

2020 yılı Aralık ayında 6,374 milyar m 3 olarak kaydedilen toplam doğal gaz tüketimi, 2021 yılı

Aralık ayının aynı döneminde %8 oranında bir artışla 6,887 milyar m 3 olarak gerçekleşmiştir.

Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarı 2020 yılı Aralık ayında 1,443 milyar m 3 iken

bu miktar, 2021 yılının aynı döneminde %5,5 oranında düşerek 1,363 milyar m 3 olarak

kaydedilmiştir 12 . Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarının toplam doğal gaz

tüketimine oranı 2020 yılı Aralık ayında 22,6 iken, bu oran 2021 Aralık ayında %19,8 olarak

gerçekleşmiştir. 13

2021 yılı Aralık ayı sonunda oluşan toplam kurulu gücün %25,7’lik kısmı (25.545 MW) doğal

gaz ve LNG yakıt tipi santralleri ile karşılanırken, %23,4’lük kısmı (23.254 MW) barajlı hidrolik

santraller tarafından karşılanmaktadır. Bu yakıt tiplerini %11,4’lik (11.336 MW) oranla yerli

kömür 9 santralleri ve %9’luk oran (8.994 MW) ile ithal kömür santralleri izlemektedir. Akarsu

tipi hidrolik santraller %8,3’lük bir orana (8.230 MW) sahipken, rüzgâr santralleri toplam kurulu

8

Kaynak olarak TEİAŞ tarafından yayımlanan 31 Aralık 2021 tarihli Genel Günlük İşletme Neticesi raporu

kullanılmaktadır.

9

Taş kömürü, linyit ve asfaltit santralleri yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.

MW) 10

Akarsu ise diğer tipi termik hidrolik santraller santrallere 11

lisanssız rik santrallerinde hidrolik santraller tüketilen de doğal dahildir. rik santrallerinde tüketilen doğal

tarafından 11

Fuel-oil, oluşturulmaktadır.

nafta, motorin, LPG, lisanssız gaz miktarı termik, 2020 yılı kojenerasyon Aralık ayında ve biyokütle gaz miktarının santralleri toplam diğer doğal termik gaz

santraller 2020 yılı olarak Aralık sınıflandırılmaktadır.

ayında 6,374 1,443 milyar m 3 iken bu miktar, tüketimine oranı 2020 yılı Aralık

12

milyar 2020 m 3 olarak yılı Aralık kaydedilen ayı Elektrik toplam

üretimi 2021 yılının için tüketilen aynı döneminde toplam %5,5 doğal gaz ayında miktarı, 22,6 T.C. iken, Enerji bu oran ve Tabii 2021

Kaynaklar doğal gaz Bakanlığı tüketimi, Enerji 2021 İşleri yılı Genel oranında Müdürlüğü düşerek raporlarından 1,363 milyar alınmaktadır. Aralık ayında Yuvarlamalardan %19,8 olarak dolayı ger-

Aralık

hesaplanan

ayının aynı

oranlarda

döneminde

farklılık

%8

bulunabilir.

m 3 olarak kaydedilmiştir 12 . Elekt- çekleşmiştir. 13

13

2021 yılı Aralık ayı Elektrik üretimi için tüketilen toplam doğal gaz miktarı, T.C. Enerji ve Tabii

oranında bir artışla 6,887 milyar

Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel 12 Müdürlüğü 2020 yılı Aralık raporlarından ayı Elektrik üretimi

için tüketilen toplam doğal gaz timi için tüketilen toplam doğal gaz

alınmaktadır. 13 2021 Yuvarlamalardan yılı Aralık ayı Elektrik dolayı üre-

m 3 hesaplanan

olarak gerçekleşmiştir.

oranlarda farklılık

Elektbulunabilir.

11 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız

miktarı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü

miktarı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü

termik, kojenerasyon ve biyo-

kütle santralleri diğer termik santraller

olarak sınıflandırılmaktadır.

raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan

dolayı hesaplanan oranlarda

farklılık bulunabilir.

raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan

dolayı hesaplanan oranlarda

farklılık bulunabilir.

ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 83

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!