Enerji Panorama Aralık 2021 - Ocak 2022
Pano Kariyer Yatırım Elektrik dağıtım şirketleri, yılda 15 milyar TL yatırım yapacak Enerjisa’nın Eşarj’daki hissesi yüzde 94’e yükseldi ‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı 2021 Yılında Dünyada ve Türkiye’de Enerjinin Gündemi Fiyatlar Oldu Rekora imza atan kömür talebi, net sıfır hedeflerini tehdit ediyor Glasgow’dan “aşamalı olarak azaltma” kararı çıktı Türkiye, yeşil hidrojen ihracatçısı olabilir ama… “Kirleten öderse” Türkiye’nin 2030’da kömürden çıkması mümkün Türkiye’nin iklim değişikliği stratejisine UNDP de katılacak Almanya’da yeni dönem Şili’nin çöllerinde “Moda Dağı” oluştu Geleceği inşa etmek-NEOM Antarktika ve küresel ısınma: Olasılık mı kesinlik mi? OEDAŞ, “Enerjimiz Eşit” projesiyle EBRD’den gümüş madalya kazandı 100 soruda sürdürülebilir enerji Elektrikli araç şarj soketi sayısı 12 bin 500 olacak Enerji sektörü ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde buluştu Kalyon Enerji, 12 yıl vadeli 812 milyon dolarlık kredi aldı Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak Akenerji, Kadın Enerjisi projesi için “Kampüste” Siklon seperasyonu hesaplamalı analizi Kurum kültüründe yüksek ve pozitif enerji Yetenek açığı son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı Türkiye’deki şirketlerin gündemi müşteri deneyimini artırmak İstatistik
Pano
Kariyer
Yatırım
Elektrik dağıtım şirketleri, yılda 15 milyar TL yatırım yapacak
Enerjisa’nın Eşarj’daki hissesi yüzde 94’e yükseldi
‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı
2021 Yılında Dünyada ve Türkiye’de Enerjinin Gündemi Fiyatlar Oldu
Rekora imza atan kömür talebi, net sıfır hedeflerini tehdit ediyor
Glasgow’dan “aşamalı olarak azaltma” kararı çıktı
Türkiye, yeşil hidrojen ihracatçısı olabilir ama…
“Kirleten öderse” Türkiye’nin 2030’da kömürden çıkması mümkün
Türkiye’nin iklim değişikliği stratejisine UNDP de katılacak
Almanya’da yeni dönem
Şili’nin çöllerinde “Moda Dağı” oluştu
Geleceği inşa etmek-NEOM
Antarktika ve küresel ısınma: Olasılık mı kesinlik mi?
OEDAŞ, “Enerjimiz Eşit” projesiyle EBRD’den gümüş madalya kazandı
100 soruda sürdürülebilir enerji
Elektrikli araç şarj soketi sayısı 12 bin 500 olacak
Enerji sektörü ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde buluştu
Kalyon Enerji, 12 yıl vadeli 812 milyon dolarlık kredi aldı
Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak
Akenerji, Kadın Enerjisi projesi için “Kampüste”
Siklon seperasyonu hesaplamalı analizi
Kurum kültüründe yüksek ve pozitif enerji
Yetenek açığı son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı
Türkiye’deki şirketlerin gündemi müşteri deneyimini artırmak
İstatistik
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
yaşında
E N E R Jİ PANORAMA
Dergiyi PDF okumak için...
Türkiye Enerji Vakfı
Yıl: 9 • Sayı: 100 • ARALIK 2021-OCAK 2022
İŞTE 2021’DE
ENERJI SEKTÖRÜNÜN
KARNESI
Türkiye, yeşil hidrojen
ihracatçısı olabilir ama…
Kömür talebi ve net
sıfır hedef çelişkisi
Şili’nin çöllerinde
“Moda Dağı” oluştu
İçindekiler
30 36
‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı
İTÜ ARI Teknokent’in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek tarafından düzenlenen Big
Bang Start-up Challenge etkinliği, bu yıl “Öncüler” mottosuyla 2 Aralık 2021
tarihinde gerçekleştirildi. 10’uncu yaşını kutlayan Big Bang’de, 2020’de 54
milyon TL’yi bulan ödül, nakit ve yatırım miktarı bu yıl yüzde 748 artışla 458
milyon TL’yi aştı…
Rekora imza atan kömür talebi, net sıfır
hedeflerini tehdit ediyor
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından her yıl yayınlanan Kömür Raporu’na
göre, 2022 yılında gerçekleşecek hızlı ekonomik toparlanma ile elektrik
üretiminde küresel kömür talebi tüm zamanların en yüksek seviyesine
ulaşacak.
2021 YILINDA DÜNYADA
VE TÜRKİYE’DE
ENERJİNİN GÜNDEMİ
FİYATLAR OLDU
32
40
Glasgow’dan “aşamalı olarak azaltma”
kararı çıktı
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar
Konferansı (COP26), 1 -13 Kasım tarihleri arasında, Birleşik Krallık
başkanlığında, İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleşti. Sonuç
bildirgesinde, ülkelerin iklim kriziyle mücadeleye yönelik hedeflerinin,
küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmayı amaçlayan Paris
Anlaşması hedeflerine uzaklığına dikkat çekildi.
78
Türkiye’deki şirketlerin gündemi müşteri
deneyimini artırmak
Dijitalleşmenin müşteri deneyimini nasıl etkilediğini ve işletmelerin değişen
tüketici ihtiyaçlarını karşılamak için neler yaptıklarını anlamak için aralarında
Türkiye’nin de bulunduğu EMEA bölgesindeki 7 ülkede 598 işletmeyi mercek
altına alan araştırma, değişen dinamiklere ışık tutuyor.
Pano....................................................................... 8
Kariyer.................................................................. 18
Yatırım.................................................................. 22
Elektrik dağıtım şirketleri, yılda
15 milyar TL yatırım yapacak................................ 27
Enerjisa’nın Eşarj’daki hissesi yüzde
94’e yükseldi........................................................ 28
‘Kuluçka’dan 458 milyonluk destek çıktı.............. 30
2021 Yılında Dünyada ve Türkiye’de Enerjinin
Gündemi Fiyatlar Oldu......................................... 32
Rekora imza atan kömür talebi,
net sıfır hedeflerini tehdit ediyor......................... 36
Glasgow’dan “aşamalı olarak
azaltma” kararı çıktı.............................................. 40
Türkiye, yeşil hidrojen ihracatçısı olabilir ama… .44
“Kirleten öderse” Türkiye’nin 2030’da
kömürden çıkması mümkün................................ 48
Türkiye’nin iklim değişikliği stratejisine
UNDP de katılacak................................................ 51
Almanya’da yeni dönem....................................... 52
Şili’nin çöllerinde “Moda Dağı” oluştu................. 54
Geleceği inşa etmek-NEOM ................................. 57
Antarktika ve küresel ısınma:
Olasılık mı kesinlik mi? ........................................ 59
OEDAŞ, “Enerjimiz Eşit” projesiyle
EBRD’den gümüş madalya kazandı...................... 61
100 soruda sürdürülebilir enerji.......................... 62
Elektrikli araç şarj soketi sayısı
12 bin 500 olacak................................................. 64
Enerji sektörü ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde buluştu.. 66
Kalyon Enerji, 12 yıl vadeli 812
milyon dolarlık kredi aldı..................................... 68
Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak...... 69
Akenerji, Kadın Enerjisi projesi için “Kampüste”.. 70
Siklon seperasyonu hesaplamalı analizi.............. 72
Kurum kültüründe yüksek ve pozitif enerji.......... 74
Yetenek açığı son 15 yılın en
yüksek seviyesine ulaştı....................................... 77
Türkiye’deki şirketlerin gündemi
müşteri deneyimini artırmak............................... 78
İstatistik................................................................ 80
editör
Bir yılı daha geride
bırakırken…
Çoğumuz 2008 yılında başlayan küresel
ekonomik krizin yaşandığı
yılları, dünyanın en zorlu dönemi
olarak adlandırmıştı ancak “beterin beteri”
durumunu son iki yıldır yaşıyoruz. Ülke
ekonomilerini, aile bütçelerini etkileyen
ekonomik krize ek olarak milyonlarca kişinin
hayatını kaybettiği, hastanelerde yaşam
mücadelesi verdiği zor bir dönemden geçiyoruz.
Umutlarımızı 2022 yılına erteledik
ancak salgınla mücadeleye devam edeceğiz
gibi görünüyor.
İşte bu olumsuz tablo, 2021 yılında enerji
sektörünü de derinden etkiledi. Karantinanın
şokunu ve yarattığı tahribatı gidermek
için üretim çarklarının daha hızlı döndüğü
2021 yılında, başta enerji olmak üzere birçok
emtiaya erişim sorunu çıktı. Tüm ürünlerde
fiyatların tavan yaptığı 2021 yılında
enerji fiyatları sadece sanayi ve hizmet
sektörünü değil, aile bütçelerini de etkiledi.
Özellikle Avrupa’da insanların akaryakıt
istasyonları önünde oluşturduğu kuyruklar,
doğal gaz ve petrol fiyatlarının önlenemez
yükselişiyle zirve yapan elektrik fiyatları,
tüm hükümetleri önlemler almaya itti. Türkiye
de aynı senaryoyu yaşadı ve elektrik
ve doğal gaza yapılan zam oranları, 3 haneli
rakamlara ulaştı.
2021 yılı aslında enerjide çekişmelerin, çelişkilerin
yılı oldu. Yenilenebilir enerji ve
fosil yakıtların çekişmesinin yarattığı bir
süreç yaşadık. Yaşadıklarımıza bakarsak
2021’de Paris İklim Anlaşması, Glasgow,
enerjide dönüşüm dünya enerji gündeminde
önemli bir yer tuttu. Bir diğer gündemimiz
de fiyatlar oldu. Enerjide yaşanan bu
beklenmeyen fiyat artışlarının kökeninde
artan talep var ancak asıl neden, fosil yakıtlara
sahip ülkelerin “daha fazla kazanma”
yaklaşımı oldu. Fosil yakıtlar “benden
kolay kolay vazgeçemezsiniz” mesajını net
bir şekilde verdi.
Aynı çekişmeli süreci bir süre daha yaşayacağımız
muhakkak. Her ne kadar Paris
İklim Anlaşması’nı imzalayan çok sayıda
ülke, enerjide dönüşüm için milyarlarca dolarlık
yatırıma başlayacak olsa da kısa ve
orta vadede fosil yakıtların hakimiyeti sürecek
gibi görünüyor. Artan talebi, şu anda
hiçbir ülke yenilenebilir kaynaklardan karşılayabilecek
seviyede değil. Kömür, petrol
ve doğal gazı daha fazla tüketeceğiz. Bu
kaynaklara sahip olan ülkeler de Kovid-19
nedeniyle kaybettiklerini hatta daha fazlasını
kasalarına aktaracak, hatta bazıları bu
avantajlarını siyasi arenada da kullanmaya
devam edecek.
Türkiye bu süreçte, enerji arz güvenliğini
artıracak dönüşümü hızlandıracak yeni
projelere odaklanarak hem ülkenin hem de
hanelerin enerji harcamalarını düşürebilir
ve “kendi kendine yeten” bir ülke olabilir.
2022’nin tüm okurlarımıza, ülkemize ve
insanlığa sağlık, huzur ve daha ucuz enerji
getirmesini dileriz.
Keyifli okumalar…
İmtiyaz Sahibi
TÜRKİYE ENERJİ VAKFI
İKTİSADİ İŞLETMESİ
TENVA İktisadi İşletmesi
Yetkilisi Aycan Kızıldağ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Esengül Erkan
esenerkan@tenva.org
Haber Merkezi
Deniz Suphi • Mahir Arslan
Neşet Hikmet • Z. Işık Adler
Katkıda Bulunanlar
Dr. Fatih Cemil Özbuğday
Dr. Fehmi Tanrısever
Dr. Kürşad Derinkuyu
Serhan Ünal
Abone / Reklam
info@tenva.org
Kurumsal Ab. Bir. Fiyat: 15 TL
Yayın İdare Merkezi
Alternatif Plaza, Kızılırmak
Mah. 1446. Cad. No:12/37
Kat: 10 Çukurambar / Ankara
T: +90 312 220 00 59
Kuruluş Yılı: 2013
Tasarım
Kasım Halis
Yayın Türü
YAYGIN SÜRELİ YAYIN TÜM
TÜRKİYE’DE
Yayın Tarihi
24 Ocak 2022
ISSN
2757-5799
Enerji Panorama Dergisi, Türkiye Enerji
Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından
yayımlanmaktadır. Dergide yer alan yazı,
fotoğraf, illüstrasyon, grafik, harita gibi
malzemeler kaynak göstermek koşulu ile
kullanılabilir. Türkiye Enerji Vakfı İktisadi
İşletmesi, Türkiye Enerji Vakfı'nın iktisadi
işletmesidir
PANO
Aycan Kızıldağ
SANKO ENERJI’NIN
DESTEĞIYLE 262 BIN LITRE
ATIK TOPLANDI
DenizTemiz Derneği/ TURMEPA, Sanko Enerji
Grubunun sponsorluğunu üstlendiği TURMEPA S
teknesi ile derneğin simgesi haline gelen atık toplama
filosuna yedincisini ekleyerek Bodrum’da
büyük bir ihtiyacı karşıladı. TURMEPA S, yaz sezonu
boyunca Gümüşlük ve Yalıkavak arasında
Hebil, Cennet Koyu, Torba ve Türkbükü başta
olmak üzere Bodrum koylarında tur tekneleri ve
yatlardan atık su topladı. Toplanan siyah ve gri su
Yalıkavak Marina ve Torba’da atık su alım tesislerine
teslim edilerek denizlere karışmadan bertaraf
edilmesi sağlandı.
Sanko Enerji Grubu’nun sponsor olduğu TURME-
PA I teknesi ile bugüne kadar Göcek’te 7 milyon
litre atık su toplayarak 56 milyon litre deniz suyunun
temiz kalmasını sağladı. Bu yıl Bodrum’da
faaliyete geçen TURMEPA S ise tekne turizminin
en yoğun olduğu temmuz, ağustos, eylül ve ekim
aylarında 500 tekneye hizmet vererek, toplam
262 bin 870 litre atık alımı gerçekleştirdi. Bu sayede
2 milyon litre deniz suyunun temiz kalması
sağlandı.
TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu,
Sanko Enerji Grubu’nun tekne sayısını ikiye
çıkaran ilk kurum olduğunu belirterek şunları
söyledi: Sanko Enerji Grubu, derneğimizin atık
alım faaliyetlerine 10 yıldır verdiği destekle her
zaman örnek oldu ve fark yarattı. Bodrum’da bir
ilk olarak faaliyete başlayan TURMEPA S teknemiz
atık alım filomuza güç verdi. Bu büyük desteği
için Sanko Enerji Grubuna çok teşekkür ederim.
EPDK DIJITAL DÖNÜŞÜM
DAIRESI FAALIYETE
BAŞLADI
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) bünyesinde,
belgelendirme işlemlerini yürütmek
üzere Enerji Dönüşüm Dairesi Başkanlığı kuruldu.
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren
7346 sayılı kanun uyarınca EPDK bünyesinde
Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının piyasalara
entegrasyonu ve bu çalışmaların tarafı olanların
haklarının korunmasına yönelik belgelendirme
işlemlerini yürütmek üzere Enerji Dönüşüm Dairesi
Başkanlığı oluşturuldu.
Yeni daire başkanlığının görev alanı şöyle olacak:
Elektrik ve doğal gaz faaliyetleri ile ilişkilendirilen
enerji politikaları çerçevesinde EPDK’nın
görev alanında yer alan iş modellerinin ve teknolojideki
gelişmelerin ilgili piyasalara etkilerini
analiz etmek ve bu konuda gerekli düzenlemeleri
yapmak, araştırma ve geliştirme ile yenilik
alanlarından genel enerji politikaları içerisinde
yer alanların ilgili piyasalara entegrasyonu ile
bu alanlardaki çalışmaların hayata geçirilmesine
ilişkin çalışmaları yapmak, bu kapsamda
oluşabilecek faaliyet, hizmet ve ticarete ilişkin
olarak bunların tarafı olan kullanıcıların haklarının
korunmasına yönelik teknik ve hukuki
düzenlemeleri yapmak ve bu kapsamda her türlü
lisans, sertifika, izin ve belgelendirmeye ilişkin
iş ve işlemleri yürütmek.
Ayrıca düzenlemeyle beraber, daha önce iki başkan
yardımcısı atayabilen EPDK, artık 3 başkan
yardımcısı ataması yapabilecek. Bu çerçevede
EPDK’ya bir Enerji Dönüşüm Dairesi Başkanı
kadrosu ile ilave 70 enerji uzmanı kadrosu tahsis
edildi.
8 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
PANO
SEDAŞ, “SEN DE BIR ATEŞ
BÖCEĞI YAK” DEDI
Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ (SEDAŞ), Birleşmiş
Milletler Kadın Birimi tarafından düzenlenen
“Sen de bir ateş böceği yak” kampanyasına katıldı.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası
Mücadele Günü’nde başlayan 16 günlük
kampanya boyunca çeşitli uygulamalarla kadına
şiddetle ilgili toplumsal farkındalığın artırılması
hedeflendi. “Kayıtsız Kalmayın” sloganıyla yürütülen
aktivizm hareketi, kadınların maruz kaldıkları
şiddetin son bulması için herkesi duyarlı
olmaya davet ediyor.
SEDAŞ, kampanyaya dahil olan çalışmalarıyla
kadınların karşılaştıkları toplumsal cinsiyete dayalı
şiddet ve ayrımcılığa dikkat çekti. Tuvalimiz
Trafolar projesi kapsamında, faaliyet bölgesinde
bulunan bir trafoya #KayıtsızKalmayın etiketiyle
birlikte SEDAŞ çalışanları tarafından ateşböceği
görseli resmedildi.
SEDAŞ üst yönetim ekibi ve çalışanların kampanyaya
dair çağrılarının bulunduğu videolar
hazırlanarak, sosyal medya hesaplarından paylaşılırken
müşterilere gönderilen SMS’ler ve çağrı
merkezi aracılığıyla da konuyla ilgili mesajlar
iletildi. 16 günlük aktivizm kampanyası boyunca
tüm çalışanlara farkındalık amaçlı turuncu yaka
kurdelesi ile ateşböceği sembolü dağıtıldı ve şirket
bilgisayarlarında ekran koruyucu olarak ateş
böceği tasarımı kullanıldı.
TÜSİAD: ENERJIDE
SÜBVANSIYON DEĞIL,
TEŞVIK OLMALI
TÜSİAD, büyük enerji tüketicilerinin enerji fiyatlarının
sübvansiyonu yerine verimlilik yatırımlarının
kamu tarafından daha fazla teşvik
edilmesini tercih ettiklerini açıkladı. 11. Türkiye
Enerji Zirvesi’nde gerçekleştirilen “Tüketici
Odağıyla Enerjinin Dönüşümü” başlıklı TÜSİAD
özel oturumunda TÜSİAD ilk kez anket sonuçlarını
paylaştı. TÜSİAD’ın enerji başta olmak üzere
farklı sektörlerden enerji tüketimleri yüksek
olan 53 büyük tüketici ile yaptığı ‘Büyük Enerji
Tüketicisi Anketi’ çalışması; “Enerji yatırımları
ve verimlilik”, “Piyasa mekanizmaları” ve “Karbonsuzlaşma”
başlıklarından oluştu.
Yeşil ve dijital dönüşümün Türkiye enerji sektörüne
etkisinin analizi, enerji tüketicisi tarafındaki
risklerin, fırsatların ve farkındalığın tespiti
amacıyla hazırlanan “Büyük Enerji Tüketicisi
Anketi” ile sürdürülebilir ve etkin piyasa koşullarının
sağlanması için, enerji tüketicisinin ve
üreticisinin beklentilerinin ortak paydada buluşturulması
hedeflediklerini belirten TÜSİAD
Enerji Çalışma Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler,
anketin en dikkat çekici cevabının ‘Teşvik mi?
Sübvansiyon mu?’ sorusuna verildiğini belirterek;
“Büyük enerji tüketicileri, enerji fiyatlarının
sübvansiyonu yerine rekabet avantajını doğrudan
etkileyecek verimlilik/ öz tüketim yatırımlarının
kamu tarafından daha fazla teşvik edilmesini
çok büyük bir oranda çıktı” dedi.
10 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
PANO
TOTAL ISTASYONLARINDA
YANLIŞ DOLUM
YAPILAMAYACAK
TOTAL istasyonlarında uzun zamandır kullanılan
ve birçok aracın yanlış yakıt almasının önleyen
Yanlış Dolum Önleme Sistemi Geliştirme Projesi,
yenilenmeye devam ediyor. Bu kapsamda TOTAL
İstasyonları IT Birimi, TOTAL Satış Destek ekibi
ve TURPAK Proje ve IT birimi iş birliğiyle gerçekleştirilen
Yanlış Dolum Önleme Sistemi Geliştirme
Projesi, Türkiye’deki istasyonların tamamında
hayata geçti.
Turpak Genel Müdür Yardımcısı Alper Önkol, işbirliği
hakkında “TOTAL ile yaptığımız bu işbirliğinden
çok mutluyuz. Geliştirilen bu proje ile
sektöre katma değer sağlamaya devam ediyoruz.
Yanlış dolumları engelleyen teknolojimiz, tüketicilerin
korunmasında önemli bir rol üstleniyor.”
dedi. Taşıt, TOTAL istasyonlarından art arda 2
kez aynı tür yakıt alımı gerçekleştirdiğinde, taşıtın
plakasına o ürün tanımlanıyor. Herhangi
bir yakıt alımında taşıta farklı bir yakıt dolumu
yapılmak istendiğinde, yanlış yakıt kullanımı
hakkında ORTR ekranında yazılı ve görsel olarak
uyarılar çıkıyor. Böylece yanlış yakıt alımının
önüne geçiliyor.
BELÇIKA PARLAMENTOSU,
NÜKLEER KONUSUNDA
UZLAŞMAYA VARDI
Belçika parlamentosunda yer alan tüm siyasi
partiler, ülkenin enerji stratejisini ve nükleer
santrallerin durumunu görüştü. Görüşmelerde
ülkedeki nükleer santrallerin 2025 yılında faaliyetine
son verilmesi konusunda uzlaşmaya varıldı.
Nükleer santrallerin kapatılması sonucunda
ortaya çıkan elektrik üretim açığı ise doğal gaz
santralleriyle karşılanacak. Parlamento, açığı
kapatmak için yenilenebilir enerji yatırımlarını
hızlandırmanın yanı sıra yeni nesil küçük modüler
nükleer reaktörler de inşaa edilmesine karar
verdi.
Belçika parlamentosu, 2003 yılında nükleer
enerji kullanımına son vermeye ve faaliyet sürelerini
dolduran reaktörleri devre dışı bırakmaya
karar vermişti. Ancak 2015 yılında ülkede elektrik
kesintilerini önlemek için reaktörün faaliyet
süreleri, 10 yıl daha uzatılmıştı. Bu dönemde var
olan reaktörlerin yenilendiği Belçika’da şu anda
Hollanda sınırına yakın Doel nükleer santralinde
4 adet, Almanya ve Lüksemburg sınırına yakın
Tihange nükleer santralinde de 3 adet olmak
üzere toplam 7 reaktör faaliyet gösteriyor. Bu reaktörlerin
ürettiği elektrik, ülke ihtiyacının yaklaşık
yarısını karşılıyor.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 11
PANO
LIMAK ENERJI ÇALIŞANLARI
“EMPATI” IÇIN SAHAYA ÇIKTI
Uludağ Elektrik, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü
kapsamında Nilüfer Belediyesi Görme Engelliler
Spor Kulübü (BUGES) ile golbol karşılaşması yaptı.
Şirket çalışanları ve BUGES oyuncularından
oluşan karma takımların gerçekleştirdiği empati
maçı berabere sona ererken, dostluk mesajı verildi.
Göz bandı takarak görme engelli sporcularla
gerçekleştirilen maça katılan şirket çalışanları,
kısa bir süre de olsa engellilerin yaşamdaki zorluklarını
hissetti.
Limak Enerji Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali
Erman Aytac, etkinlikle ilgili olarak şunları söyledi:
Dünya Engelliler Günü kapsamında, engelli
vatandaşlarımızın nasıl hissettiklerini ve ne
zorluklar yaşadığını hissetmemizi sağlayan bu
etkinlikte farklı bir deneyim yaşadık. Her kesime
dokunacak projeler yürütmeyi hedefleyen bir şirket
olarak, 2018 yılında İşaret Dili Görüşme Hattı
Projemizi devreye almıştık. Engelli bireylerin
hayatlarının kolaylaştırılması ve sosyal yaşamlarında
herhangi bir işi tek başına yerine getirebilmelerinin
ve çift yönlü iletişim kurabilmelerinin
önemi büyük.
Şirket sadece İşaret Dili Görüşme Hattı’yla değil,
elektrik faturalarında yer verdiği mesajlarla da
konuya dikkat çekiyor. Şirketin ayrıca hem çalışanları
hem engelli bireylerden oluşan Engelsiz
Müzik Korosu da bulunuyor. Müziğin birleştirici
gücünden yararlanan Engelsiz Müzik Korosu’nun
gelirleri yapılan her konser sonrası engelli vatandaşlara
bağışlanarak, ihtiyaç duyabilecekleri
alanlarda destek olunması sağlanıyor.
ELEKTRIK MÜHENDISLERI
ODASI, 67 YAŞINA GIRDI
Elektrik, elektronik, kontrol ve biyomedikal mühendislerinin
meslek örgütü olan Elektrik Mühendisleri
Odası (EMO), kuruluşunun 67. yılını
kutladı. 85 bin üyesi, 14 şubesi, 111 il ve ilçe
temsilciliği ve 150’yi aşkın çalışanı olan EMO,
67. kuruluş yılı dolayısıyla yayınladığı mesajda;
“İlk genel kurulunu 26 Aralık 1954 tarihinde
gerçekleştiren EMO, TMMOB ve bağlı odalarıyla
birlikte mühendislik mesleğinin gelişimi ve bilimin
kamu yararına kullanılmasına yönelik öncü
çalışmalarıyla, onurlu yürüyüşüne ve dik duruşuna
devam edecektir” denildi.
Açıklamada, “EMO ve üyelerinin mesleki faaliyetleri
yalnızca toplumun bir kesimini ilgilendiren
sınırlı bir alanı değil, tüm toplumu ve ülkenin
gelişimini ilgilendiren alanları kapsamaktadır.
Bu kapsamda enerjinin de iletişimin de temel bir
insan hakkı olduğundan yola çıkarak, ülkemizin
teknolojik ürünlerin pazarı değil, üreticisi olması
gerektiğinin bilinci içinde meslektaşlarımıza
ve ülkemiz ekonomisine yarar sağlama amacıyla
faaliyetlerimizi yürütüyoruz” ifadelerine yer verildi.”
Son yıllarda mühendis emeğinin ucuzlatıldığına,
yetişmiş mühendislerin başka ülkelere gittiğine
dikkat çekilen açıklamada, mühendislere
yönelik istihdam planlaması yapılması gerektiği
vurgulandı. Açıklama “67 yıllık onurlu yürüyüşümüzün
kilometre taşlarını ören değerlerimizi,
kaybettiğimiz tüm mücadele arkadaşlarımızı
saygıyla anıyoruz” sözleriyle sona erdi.
12 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
‘yenilenebilir enerji’
PANO
EÜAŞ, ARIZALARI ONLINE
IZLEME SAYESİNDE
ÖNCEDEN SAPTAYACAK
Avrupa’nın en büyük elektrik üreticisi EDF, Fransız
Kalkınma Ajansı AFD ve Elektrik Üretim A.Ş.
EÜAŞ arasında Online Santral İzleme ve Analiz
Sistemi Kurulum Çalışmalarına yönelik iş birliği
anlaşması imzalandı. Kurulacak merkez sayesinde
santrallerin verileri anlık olarak izlenecek,
arızalar önceden saptanarak gerekli önlemler
alınacak. Yapılan anlaşma uyarınca Deriner
Hidroelektrik santralinde “Online İzleme Sistemi”
kurularak EÜAŞ Genel Müdürlüğü’nde de
“Online İzleme Merkezi” oluşturulacak. 37 ay
sürmesi planlanan proje kapsamında ayrıca online
izleme ve analiz konusunda uzman personel
yetiştirilecek. Projeyle EÜAŞ’ın dijital dönüşüm,
mühendislik kabiliyetleri ve santral performanslarının
arttırılması yönünde önemli kazanımlar
elde etmesi hedefleniyor.
Online izleme sistemiyle santrallerden anlık
olarak basınç, sıcaklık, vibrasyon, salınım gibi
veriler alınarak analiz edilecek. Analizlerden
edinilen bilgiler doğrultusunda ekipmanlarda
oluşacak olası arızalar önceden belirlenip arızalar
gerçekleşmeden önce gerekli bakım ve
onarımlar yapılarak plansız duruşların önüne
geçilecek. Sistemle bakım, malzeme ve işgücü
maliyetleri minimize edilerek enerji kayıplarının
önüne geçilecek. Bu sayede santraller maksimum
emre amadelik ve en iyi kalite ile kesintisiz
elektrik üretimine devam edebilecek.
ZORLU ENERJI,
ESG LISTESINDE
DÖRDÜNCÜLÜĞE YERLEŞTI
Zorlu Enerji, Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim
(ESG) faaliyetleri üzerinden yapılan değerlendirme
sonucunda dünyada 54 enerji şirketi
arasında dördüncü oldu. Zorlu Enerji’nin ESG
alanlarındaki faaliyetleri, bağımsız derecelendirme
ve araştırma kuruluşu olan Vigeo Eiris
tarafından 2018 yılından itibaren değerlendiriliyor.
Şirket, 2021 yılında yapılan değerlendirme
neticesinde performans skorunu bir önceki yıla
göre 8 puan yükselterek 54 enerji şirketi arasında
dördüncü sırada yer aldı.
Şirketin listede kaydettiği ilerlemeyi değerlendiren
Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak, “Şirketlerin
ESG notlarını yükseltmesi için birtakım taahhütler
vermesi gerekiyor. Emisyonlarımızı azaltmayla
ilgili taahhütlerimizi verdiğimiz için değerlendirme
ajansları bizi izliyor ve bu noktada önemli
olan bu taahhütleri yerine getirmek. Şu an bu
konuda tüm sistemlerimiz şeffaf ve çıktılarımız
tüm paydaşlarımıza açık. ESG notunuzla 60’ın
üzerine çıktığınız zaman, gelişmekte olan bir
ülkede çok iyi durumdasınız demektir. Bizim hedefimiz,
öngörülebilir şeffaf bir yönetime sahip
olmak aynı zamanda da çevreci sürdürülebilir,
topluma değer katan bir şirket olmak. Kendimize
burada da bir hedef koyduk. Önümüzdeki yıl
60’ın üzerine çıkmayı planlıyoruz. Bu hedef doğrultusunda
üzerine çalışılması gereken alanlarımızı
tespit ederek, hızla aksiyon almaya odaklanacağız”
diye konuştu.
14 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
PANO
MEDAŞ, 1.3 MILYAR TL’LIK
YATIRIM YAPACAK
Aksaray, Karaman, Kırşehir, Konya, Nevşehir,
Niğde illerinde elektrik dağıtımı yapan Meram
Elektrik Dağıtım A.Ş. (MEDAŞ) Genel Müdürü
Erol Uçmazbaş, 2021 yılında 1,1 TL tutarında yatırımı
tamamlamak üzere olduklarını belirterek
“2022 yılında bu rakamı arttırarak 1,3 milyar TL
yatırım yapmayı planlıyoruz” dedi. Son 3 yılda
arıza sayısından yüzde 35, abone başına düşen
kesinti sayısında yüzde 21 ve kesinti süresinde
yüzde 41 düşüş olduğunu açıklayan Uçmazbaş,
“Hedefimiz yüzde 100 müşteri memnuniyeti.
MEDAŞ, Enerji Bakanlığı tarafından yapılan son
4 yılın ankette müşteri memnuniyeti en yüksek
dağıtım şirketi olarak iki kez birinci, iki kez de
ikinci oldu” açıklamasında bulundu.
Kış şartlarından dolayı elektrik enerjisi kesintilerinin
yaşandığına değinen Uçmazbaş, bu yıl
yaşanabilecek olumsuz durumlara karşı hazırlıklarını
sürdüklerini ifade ederek “Elektrik arızasının
teknik olarak sıfır olması mümkün değil,
ancak bunu asgari seviyeye indirmeye çalışıyoruz.
İletimi sağlamak ve bölgeye daha az süre
enerjisiz kalma imkanı sağlamak gerekiyor. Aynı
zamanda da kaliteli enerji sunmamız gerekiyor.
Bu çerçevede teknoloji etkin bir şekilde kullanıyoruz”
dedi.
Uçmazbaş son olarak, “6-7 yıldır Konyaspor’a
destek veriyoruz. Geçen yıldan itibaren de Konya
Büyükşehir Stadyumu’na ismimizi verdik.
Takımın gidişatı gayet iyi. Ümidimiz, gelecek yıl
MEDAŞ Stadında Şampiyonlar Ligi müziği dinlemek”
ifadesini kullandı.
DICLE ELEKTRIK, SILOPI’DE
Z KÜTÜPHANE KURDU
Dicle Elektrik’in yapımını üstlendiği Şırnak’ın
Silopi ilçesindeki Kadın Eğitim Destek ve Kültür
Merkezi’nin ardından Z Kütüphane’yi de hizmete
açtı. Silopi Kaymakamlığı ile yapılan iş birliğiyle
gerçekleştirilen projede, Z Kütüphane dışında
bilgisayar, çalışma ve play station alanları da tasarlandı.
Toplam 250 metrekarelik alandan oluşan
projede binanın tüm iç-dış tadilatı, engelli
rampası, yangın çıkışları, ısı ve ses yalıtımı ile
çevre düzenlemesi de gerçekleştirildi. Kütüphanenin
açılışına Dicle Elektrik Dağıtım Genel Müdürü
Yaşar Arvas, Şırnak İl Milli Eğitim Müdürü
Ahmet Özdemir, Silopi Kaymakamı Kazım Kuruca,
Silopi İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Bilen,
Halk Eğitim Merkezi yöneticileri, öğrenciler ve
vatandaşlar katıldı.
Açılış töreninde konuşan Dicle Elektrik Dağıtım
Genel Müdürü Yaşar Arvas, Silopi’de bu nitelikte
bir eğitim projesini gerçekleştirmekten mutluluk
duyduklarını belirtti. Arvas, istihdam ve yatırım
büyüklüğü açısından bölgenin en büyük ekonomik
gücü olduklarına dikkat çekerek, “Sadece ticari
anlayışla hareket etmiyoruz. Bölgemizin kalkınmasına,
refahına, istihdamına katkı sunmayı
görev addediyoruz. Bir yandan 8 bine yaklaşan
çalışan sayımızla bölgenin en geniş istihdam
imkanlarını sunarken, eğitim ve kültüre yönelik
sosyal sorumluluk projelerimize de büyük önem
veriyoruz” dedi.
16 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
PANO
TREDAŞ'IN KADIN ÇALIŞANLARI SAHAYA İNDİ
Trakya Elektrik Dağıtım AŞ, (TREDAŞ) ve Trakya
Elektrik Perakende Satış AŞ (TREPAŞ) tarafından
ortak düzenlenen ve çalışanlarının katıldığı Trakya
geneli “Halı Saha Turnuvası” turnuvasında
kadınlar müsabakası büyük ilgi gördü. Trakya genelinde
elektriği sürekli, kaliteli ve kesintisiz vermek
için 7 gün 24 saat çalışan TREDAŞ ile çağdaş
ve hizmet odaklı vizyonu doğrultusunda hizmetlerinin
merkezinde müşteri memnuniyeti bulunan
TREPAŞ, Halı Saha Turnuvası’nda buluştu.
Turnuva kapsamında, Trakya genelindeki çalışanlarından
oluşan 13 takım Tekirdağ’da bir araya
getirilirken, kadın çalışanların da iki takım çıkararak
turnuvaya dahil olması büyük beğeni topladı.
“Neden Olmasın” sloganıyla cinsiyet eşitliğine
dikkat çekmek isteyerek turnuvaya dahil olan kadın
çalışanlar, turnuva öncesinde sıkı bir hazırlık
antrenmanı yaptı. Ardından Bayan Münih ve Real
Women adında iki takım kuran çalışanlar, final
maçı öncesinde gösteri müsabakası düzenledi.
TREDAŞ Genel Müdürü Reşit Bilgili’nin santra vuruşu
ile başlayan müsabaka, 1-1 sona erdi. Ardından
seri penaltı atışlarına geçildi. Penaltı atışları
sonucunda Bayan Münih takımı maçtan 5-4 galip
ayrıldı.
TREDAŞ Genel Müdürü Reşit Bilgili, kadınların hayatın
her anında olmasının çok anlamlı olduğunu
söyledi. Bilgili, “İlk olarak başladığımız halı saha
turnuvasını geleneksel hale getireceğiz. Bu aktiviteler
sayesinde ekibin ortak birlikteliği, kaynaşma
ve bağlılığı artıyor. Turnuvada heyecanlı ve güzel
hatıralar oldu. Kadın çalışanlarımız da bu turnuvaya
renk kattılar. Herkese teşekkür ediyorum”
diye konuştu.
ÇAYIRHAN TERMIK
SANTRALI, ÖZELLEŞTIRME
KAPSAMINA ALINDI
Çayırhan Termik Santrali ile müştemilatı ve ilişkili
maden sahaları bütün olarak özelleştirilecek.
Elektrik Üretim AŞ’ye (EÜAŞ) ait Çayırhan Termik
Santrali ile santralin kullanımında bulunan
mülkiyeti EÜAŞ ve Hazine’ye ait taşınmazlar, 4770
sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı uyarınca bütün
halinde varlık satışı yöntemiyle özelleştirilecek.
Karar kapsamında Çayırhan Termik Santrali, Çayırhan
Termik Santrali’nin kullandığı taşınmazlar,
EÜAŞ’a ait Çayırhan Linyit İşletmesi’nin kullandığı
taşınırlar, Çayırhan Linyit İşletmesi’nin
kullandığı mülkiyeti EÜAŞ ve Hazine’ye ait taşınmazlar
ile Uluköy ve Karaköy mahallelerinde bulunan
EÜAŞ ve Hazine’ye ait taşınmazlar satışa çıkarılacak.
Ayrıca EÜAŞ adına kayıtlı ruhsatlarla bu
ruhsatların kapsadığı maden sahaları da işletme
hakkının verilmesi yoluyla ve aynı bütünün parçaları
olarak özelleştirilecek.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 17
KARİYER
Z. Işık Adler
EPDK, yeni yıla iki yeni
atamayla girdi
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, yılın sonunda iki ayrı atamaya
imza attı. EPDK’da Tarifeler Dairesi Başkanı olarak görev yapan Ahmet
Özkaya, EPDK Başkan Yardımcılığı pozisyonuna yükseltildi. Özkaya’dan
boşalan koltuğa ise Tarifeler Dairesi Başkanlığı’nda Piyasa
İzleme ve Mali Risk Grup Başkanı görevinde bulunan Mehmet Ali
Kölmek atandı.
Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu olan Ahmet
Özkaya, 14 yıldır EPDK’da görev yapıyor. Grup başkanlığının
ardından Mart 2021’de Tarifeler Daire Başkanlığı’na
atan Özkaya, EPDK Başkan Yardımcısı olarak görevine devam
edecek.
Vardı, Biotrend’in CEO’su olarak da
görev yapacak
Biotrend Enerji Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Osman
Nuri Vardı, eş zamanlı olarak CEO’luk görevini de üstlenecek. Vardı, lisans eğitimini
elektrik ve elektronik mühendisi olarak tamamladıktan sonra, üniversitede öğretim
görevlisi olarak çalışma hayatına başladı. Yurt dışında özel sektör ve
yurt içi kamu hizmeti alanlarında aldığı aktif görevlerin ardından, kurucusu
olduğu yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üreten şirketlerde
yönetim kurulu üyesi ve yönetici olarak çalışmaya başladı.
Yenilebilir enerji sektöründeki girişimleri 2012 yılında Karya
Güç Sistemleri Enerji Mühendislik firmasını kurmasıyla başlayan
Vardı’nın, 2017 yılında Biotrend’in kurulmasıyla kurumsallaşma
süreci başladı. Bu süre zarfında, içerisinde yer aldığı diğer
önemli yatırımlar ise; 2014 yılında Malatya Belediyesi Katı Atık
Sahası Çöp Gaz Elektrik Üretim Santrali, 2015 yılında Sivas Çöp
Gaz Elektrik Üretim Tesisi ve aynı yıl İskenderun Çöp Gaz Elektrik
Üretim Tesisi ve 2016 yılında Malatya-1 Çöp Gaz Elektrik Üretim
Tesisi’nin işletmeye alınması süreçleri oldu.
18 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
KARİYER
Shell & Turcas’da üst düzey atama
Shell & Turcas, Perakende Satışlar Şirket Operasyonları ve Akaryakıt Dışı Gelirler
Direktörlüğü görevine Evren Diker getirildi. Daha önce Shell Avrupa, Ortadoğu
ve Afrika Bölgesel Lisans Müdürü olarak görev yapan Evren Diker, Shell &
Turcas Perakende Satışlar Şirket Operasyonları ve Akaryakıt Dışı Gelirler Direktörlüğü
görevine getirildi.
Shell’de kariyerine filo çözümleri ekibinde başlayan Evren Diker, 6 yıllık
süre zarfında satış organizasyonunda bölge müdürlüğüne kadar yükseldi.
Sonrasında Global Ticari Satışlar bünyesinde, satış destek ve fiyatlandırma
müdürü olarak çalışan Diker, Akdeniz ve Avrupa bölgesinde satış
destek operasyonlarını yürüttü.
Türkiye Ticari Yakıtlar Direktörü olarak da görev yapan Diker, son olarak
2019 yılından itibaren Global Pazarlama Lisanslı Marketler Yönetim
Ekibinin bir üyesiydi. Diker, EMEA Bölgesi’ndeki 30 ülkede 15 lisansın
ticari performansı ve operasyonunu yönetti ve güçlü ortaklıklar ile bölgede
büyüme sağlanmasında rol üstlendi. Lisans eğitimini Yıldız Teknik
Üniversitesi Makine Mühendisliği’nde tamamlayan Diker, aynı zamanda Yeditepe
Üniversitesi İngilizce İşletme Yüksek Lisans mezunu.
Güllü, SHURA Enerji Dönüşümü
Merkezi Direktörü oldu
Enerji dönüşümü için çalışmalar yapan düşünce
kuruluşu SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin direktörlüğüne
Alkım Bağ Güllü getirildi.
ODTÜ Uluslararası İlişkiler
bölümünden mezun olduktan
sonra, İngiltere’de Keele Üniversitesi’nde
Uluslararası İlişkiler/
Enerji Politikası alanında yüksek
lisans yapan Bağ Güllü, iş hayatına
2003’te başladı. 2008’den
bu yana yenilenebilir enerji sektöründe
kariyer yapan Bağ Güllü,
Polat Enerji’de Rüzgar Enerji
Projeleri Direktörü ve Strateji Direktörü
olarak görev yaptı. Toplam
700 MW kurulu güce sahip
rüzgar enerji projesinin geliştirilmesi,
yatırım analizi, finansmanı
ve inşasında aktif rol aldı.
Atama ile ilgili görüşlerini paylaşan SHURA Enerji Dönüşümü
Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin
Hakman, “Uzun yıllardır Türkiye
yenilenebilir enerji alanına önemli
katkılarda bulunmuş olan Alkım
Bağ Güllü’nün SHURA’ya katılmasından
büyük memnuniyet duyuyoruz.
Bu atama ile SHURA’nın temel
değerlerinden biri olan, enerji
sektöründe kadın yöneticileri artırma
yolunda da önemli bir adım
atmış bulunuyoruz. Yeni direktörümüz
ile SHURA’nın enerji dönüşümüne
olan önemli katkıları daha
da güçlenerek ve yayılarak sürecektir.
Birlikte başarılı çalışmalara
imza atacağımıza inanıyorum”
açıklamasında bulundu.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 19
KARİYER
Aydem Enerji, yine “Harika Bir İşyeri” seçildi
Aydem Enerji, 13 grup şirketiyle iş yeri kültürü
ve çalışan memnuniyeti konusunda Great Place to
Work® Enstitüsü’nün “Harika Bir İşyeri” sertifikasını
aldı. İş yeri kültürü ve çalışan memnuniyeti konusunda
global ölçekte hizmet veren Great Place to Work®
Enstitüsü’nün yürüttüğü programa katılan Aydem
Enerji, geçtiğimiz yıl Türkiye’de 11 grup iştirakiyle Great
Place to Work® “Harika İş Yeri” Sertifikası almayı
başaran ilk şirket olmuştu. Aydem Enerji, bu yıl da 13
grup iştirakiyle Great Place to Work® Sertifikası almaya
hak kazanarak kendine ait rekoru kırdı. Aydem
Enerji çatı şirketi Aydem Holding ile bünyesindeki
dağıtım ve perakende şirketleri, Aydem Yenilenebilir
Enerji, GDZ Enerji Yatırımları, ÇATES, Elsan, Extranet,
Entek İnşaat, Tümaş, Yatağan ve Yeni Filo, çalışanlarının
değerlendirmesi doğrultusunda “Harika Bir İşyeri”
sertifikası aldı.
Çalışanların hakkaniyet, takım ruhu, güvenilirlik,
gurur ve saygı kriterlerinde şirketini “harika bir iş yeri”
ortamı olarak değerlendirmesinin, yürütülen çalışmaların
çok gurur verici bir sonucu olduğunu belirten
Aydem Enerji İnsan Kaynakları Grup Direktörü Fatih
İslamoğlu; 5 kıtada, 60’tan fazla ülkede kurum kültürünü
destekleyen Great Place to Work® Enstitüsü’nün
bağımsız değerlendirmesi ve çalışanların görüşleriyle,
Türkiye’de bir ilke imza atarak ilk ve tek seferde 13
grup iştirakiyle birlikte sertifikalandırılmaktan büyük
memnuniyet duyduklarını belirtti.
Lott, Enerjisa’da iki
ayrı görev üstlendi
Enerjisa Yönetim Kurulu Üyeliği görevine Thorsten Lott getirildi. Lott, Kurumsal
Yönetim Komitesi Üyesi olarak da görev yapacak. Enerjisa Enerji AŞ’de Yönetim
Kurulu Başkan Vekili ve Riskin Erken Saptanması Komitesi üyesi olarak
görev yapan Eric René C. Depluet’in, 31 Aralık 2021 tarihinde emekliye ayrılacak
olması nedeniyle, Thorsten Lott yılbaşından itibaren geçerli olmak üzere
yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirildi.
Şirkette Eric René C. Depluet’in emekliliği ile boşalan yönetim kurulu
başkan vekilliği ve riskin erken saptanması komitesi üyeliğine ise 01 Ocak
2022’den itibaren; yönetim kurulu ve kurumsal yönetim komitesi üyesi
olan Johan Magnus Mörnstam atandı. Thorsten Lott aynı zamanda, Johan
Magnus Mörnstam’ın yerine Enerjisa Kurumsal Yönetim Komitesi Üyesi olarak
da görev yapacak.
20 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
KARİYER
35 Enerji Yıldızı, iş hayatına atıldı
Enerji sektörünün nitelikli eleman ihtiyacına çözüm
üretmek, Türkiye’nin istihdamına katkı sunmak hedefiyle
Türkiye’de üç bölgede elektrik dağıtım hizmeti
veren Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ), Akdeniz
Elektrik Dağıtım AŞ (AEDAŞ) ve Çamlıbel Elektrik Dağıtım
AŞ (ÇEDAŞ) tarafından başlatılan ‘Enerjinin Yıldızları
Projesi’, sektöre peş peşe yeni yıldızlar kazandırıyor.
Proje çerçevesinde İstanbul Avrupa Yakası, Antalya
ve Sivas’taki üç okulda Yüksek Gerilim Dalı oluşturulmasına
destek veren ve söz konusu okullarda Yüksek
Gerilim Laboratuvarı kurarak öğrencilere ‘uygulamalı’
eğitim fırsatı sunan, staj ve burs imkânı tanıyan BE-
DAŞ, AEDAŞ ve ÇEDAŞ, mezunlara çalışma hayatının da
kapılarını açtı. Enerjinin Yıldızları Projesi’nin ilk mezunlarını
verdiği 2019 yılından bu yana üç şirkette işbaşı
yapan ‘yıldızların’ sayısı 35’e ulaştı.
2018 yılında elektrik dağıtım sektörünün öncü üç
şirketi ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Mesleki ve Teknik
Eğitim Genel Müdürlüğü ile yapılan protokol sonrasında
İstanbul Bayrampaşa İnönü Mesleki ve Teknik Anadolu
Lisesi, Antalya’da Kepez Mesleki ve Teknik Anadolu
Lisesi, Sivas’ta ise Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu
Lisesi’nde kurulan Yüksek Gerilim Dalı’ndan yetişen
öğrenciler, çalışma hayatının aranan elemanları haline
geldi.
Burcu Kocagöz,
Petrol Ofisi'nin CHRO’su oldu
Petrol Ofisi’nde satın alma kıdemli müdürü olarak görev yapan Burcu
Yüksel Kocagöz, İnsan Kaynakları Direktörlüğü (CHRO) görevine atandı.
Burcu Yüksel Kocagöz15 Kasım 2021 itibari ile Petrol Ofisi’nde CHRO’luk
görevini üstlendi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunu
Burcu Yüksel Kocagöz, 12 yıl kimya, 12 yıl boya ve son 2 yıldır da akaryakıt
ile madeni yağ sektörlerinde yöneticilik pozisyonlarında çalıştı.
Kocagöz kariyeri süresince, Türkiye’nin yanı sıra uluslararası farklı
görevler de üstlendi. Kocagöz, başta yönetim, insan kaynakları, pazarlama,
finans, kişisel gelişim olmak üzere birçok eğitim ve sertifika
programına katıldı.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 21
YATIRIM
Z. Işık Adler
DÜNYA BANKASI, JEOTERMAL
IÇIN 300 MILYON DOLAR FON
SAĞLAYACAK
D
ünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye’de
Jeotermal Geliştirme Projesi için 300
milyon dolarlık Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası
(IBRD) kredilerini onayladı. Bankadan yapılan açıklamaya
göre, Dünya Bankası Grubu üyesi olan IBRD
kredileri daha önce sağlanan toplam 250 milyon dolar
tutarındaki iki başlangıç kredisinin devamı niteliğinde
ilave krediler olarak sağlandı.
Bu kapsamda, Jeotermal Geliştirme Projesi için
onaylanan 300 milyon dolarlık IBRD kredilerini tamamlayıcı
olarak, Temiz Teknoloji Fonu’ndan 39,8
milyon dolar ve Enerji Sektörü Yönetim Yardım Programı’ndan
350 bin dolarlık hibe sağlandı. IBRD finansmanı
elektrik üretimini, kapasite sondajlarını, buhar
sahası geliştirme çalışmalarını ve jeotermal doğrudan
kullanım uygulamalarını finanse etmek için kullanılacak.
İlave kredilerle Jeotermal Geliştirme Projesi’nin
toplam 380 MW’nin üzerinde yeni jeotermal enerji kapasitesini
finanse etmesi, yaklaşık 555 milyon dolar
özel sektör sermayesini harekete geçirmesi ve jeotermal
projelerinin toplam ömrü boyunca yaklaşık 30
milyon ton karbon emisyonunu önlemesi bekleniyor.
ZORLU ENERJI,
ÜÇ ÜLKEDE ŞARJ ISTASYONU
ŞIRKETI KURDU
Zorlu Enerji’ye bağlı ZES N.V., İsrail, Karadağ
ve İtalya’da elektrikli araç sarj istasyonu satışı,
kurulumu ve işletmesi yapacak üç yeni şirket
kurdu. Zorlu Enerji Elektrik Üretim AŞ’nin Hollanda
merkezli iştiraki ZES N.V.; İsrail, Karadağ ve İtalya’da
elektrikli araç sarj istasyonu satışı, kurulumu ve işletmesi
yapacak olan birer yeni şirket kurdu.
Zorlu Enerji, Türkiye’de yürüttüğü elektrikli araç
sarj istasyonu satışı, kurulumu ve işletmesi işlerini
kapsayan faaliyetleriyle bu konudaki projelerini Avrupa
Birliği ve çevre ülkelere taşımak amacıyla, daha
önce Hollanda’da yüzde 100 bağlı ortaklığı olarak ZES
N.V. unvanlı bir şirket kurmuştu. ZES N.V. de yüzde 100
bağlı ortaklıklar halinde, İsrail’de Zorlu Energy Solutions
(ZES) Israel Ltd.; Karadağ’da ZES D.O.O. ve İtalya’da
ZES S.R.L. adıyla faaliyet gösterecek.
22 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
YATIRIM
TURCAS PETROL,
ALBIOMA ILE HISSE ALIM
SÖZLEŞMESI IMZALADI
Turcas Petrol, bilanço yapısını güçlendirme
hedefi çerçevesinde yüzde 100 bağlı ortaklığı
Turcas Kuyucak Jeotermal Elektrik Üretim A.Ş’deki
hisselerinin tamamını Albioma SA’ya satıyor. Söz konusu
hisse devir işlemi, başta düzenleyici kuruluşların
işleme vereceği izin ve TKJ’nin kreditör bankasının
hisse devrine ilişkin onayı olmak üzere sözleşmede
belirtilen ön şartların tamamlanmasına tabi olacak.
Turcas Petrol CEO’su Batu Aksoy, konuya ilişkin şu
açıklamalarda bulundu: “Turcas Kuyucak Jeotermal
Elektrik A.Ş’nin başarısının, Avrupa merkezli küresel
bir enerji üreticisi tarafından ilgi görmesi şirketimiz
için mutluluk verici. Geçmişten günümüze, alanında
lider birçok küresel enerji şirketiyle sayısı onları geçen
stratejik ortaklık, ortak girişim yatırımı, birleşme, devralma
ve/veya satış işlemine imza attık. Gerçekleştirmekte
olduğumuz bu işlemle ülkemizin ekonomik
potansiyeline olan güvenin öne çıkarılmasına, Türkiye’ye
uzun vadeli ve doğrudan yabancı sermaye yatırımı
getirilmesine ve dünyada ilk dört içinde yer alan
ülkemiz jeotermal enerji kaynaklarının ilave yatırımlarla
katma değere dönüştürülecek olmasına vesile
olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Finansal borçluluğumuzu
kayda değer şekilde azaltarak bilançomuzu
ve sermaye yapımızı güçlendirmeye, çeşitlendirilmiş
yatırım portföyümüzü oluşturan; sektörlerinin öncü
oyuncusu konumundaki iştiraklerimizin kâr ederek
büyümelerine odaklanmaya, her daim yeni yatırım fırsatlarını
gözetmeye ve hissedarlarımıza temettü dağıtma
hedefiyle çalışmaya devam edeceğiz.”
AVRUPA’NIN EN BÜYÜK ATIK
YAKMA TESISI, ÜRETIME BAŞLADI
İ
stanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve iştirak
şirketi İSTAÇ, atık yakma ve enerji üretim tesisinin
açılışını gerçekleştirdi. Açılış; CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener,
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu katılımıyla gerçekleşti.
Tesisin inşasını Hitachi Zosen İnova AG ile
birlikte Makyol’ un temsil ettiği Türk grubu ortaklığını
oluşturan Makyol İnşaat, İspa inşaat ve Met-Gün inşaat
şirketleri üstlendi.
Açılışta bir konuşma yapan İBB Başkanı Ekrem
İmamoğlu, “Türkiye’nin ilk Avrupa’nın en büyük atık
yakma ve enerji üretim tesisini İstanbul’a kazandırmanın
gururunu yaşıyoruz. Atık yakma ve enerji
üretim tesisimiz, İstanbul’da oluşan evsel atıkların
yüzde 15’ini yakma yöntemiyle bertaraf edecek. Tesis
ürettiği elektrik enerjisi ile yaklaşık 1 milyon 400
bin İstanbullunun enerji açığının giderilmesine katkı
sunacak. Tesisin yapımına 2017’de başlanmıştı. Göreve
geldiğimizde tesisin yüzde 20’si yapılmıştı. Biz
tesisin finansal açığını da kapatarak yapımına devam
ederek buranın açılışını gerçekleştirdik. Yerli üretimi
destekleyen tesisimiz Türkiye’nin de enerji açığının
giderilmesine katkı sunacak. Tesis günlük 3 bin ton,
yıllık ise yaklaşık 1 milyon tonluk kapasitesi sayesinde
atık miktarını azaltacak’’ diye konuştu.
İBB Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi İstanbul’un
belediye atığının yüzde 15’ini, herhangi bir ön işlem
gerektirmeksizin her gün ortalama 3 bin ton atığı
doğrudan termal yöntemlerle yakarak doğaya zarar
vermeden bertaraf ediyor. İBB iştiraki İSTAÇ için hayata
geçirilen Atık Yakma ve Enerji Üretme projesinin inşasını,
Makyol, İspa ve Met-Gün inşaattan oluşan Türk
Grubu Ortaklığı, teknik alt yapısını ise Hitachi Zosen
İnova AG yüklendi.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 23
YATIRIM
SWISS SOLAR, YENI FABRIKASI
IÇIN TÜRKIYE’YI SEÇTI
Güneş paneli ve hücre üreticisi Swiss Solar, artan
talebi karşılamak için yeni fabrikasını Türkiye’de
kuracak. Yılda 1500 MW kapasiteli fabrikada, çift taraflı
güneş paneli üretecek. Güneş paneli ve güneş hücresi
üreticisi İsviçre merkezli Swiss Solar AG şirketi, Avrupa
ile Kuzey ve Güney Amerika’daki güneş enerjisi pazarlarına
yönelik artan talebi karşılayabilmek için yeni fabrikasını
Türkiye’de kuracağını açıkladı.
Kara ve deniz yoluyla ulaşım imkanlarına sahip olması
ve güçlü lojistik alt yapısı nedeniyle Türkiye’nin
tercih edildiği ifade edilen açıklamada kurulacak olan
fabrikada çift taraflı PV modüllerinin (bifacial PV) üretileceği
ve yıllık üretim kapasitesinin 1500 MW olacağı
kaydedildi. Şirket, üç üretim hattıyla üretime başlayacağı
Türkiye’deki fabrikasında 2027 yılına kadar on
hatla üretim yapmayı ve en az 5 bin MW üretim kapasitesine
sahip olmayı hedefliyor.
XIAOMI, ELEKTRIKLI ARAÇ ÜRETMEK IÇIN
PEKIN’DE FABRIKA KURACAK
Çinli akıllı telefon devi Xiaomi, elektrikli araç birimi
için Pekin’de yılda 300 bin araç üretebilecek
bir tesis kuracak. Çinli akıllı telefon devi Xiaomi Corp,
elektrikli araç birimi Xiaomi EV’nin Çin’in başkenti
Pekin’de yılda 300 bin araç üretebilecek kapasitede
elektrikli araç fabrikası kuracağını açıkladı. Şirket bu
kapsamda E-Town olarak da bilinen Pekin Ekonomik-Teknolojik
Kalkınma Bölgesi İdari Komitesi ile bir
anlaşma imzaladı.
Tesisin iki aşamada inşa edileceği ve şirketin otomobil
biriminin satış ve araştırma ofisinin burada
olacağı da bildirildi. Tesisin 2024 yılında seri üretime
başlaması bekleniyor. Şirket, mart ayında elektrikli
araç bölümü Xiaomi EV için önümüzdeki 10 yılda 10
milyar dolar yatırım yapma taahhüdünde bulunmuştu.
20 ÜLKE FOSIL ENERJI YATIRIMINI DURDURMA KARARI ALDI
ABD, İngiltere, Kanada, İtalya ve Danimarka’nın
da aralarında bulunduğu 20 ülke ile 5 uluslararası
finans kuruluşu, petrol, doğal gaz ve kömür finansmanını
2022 sonu itibarıyla durduracağını açıkladı.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
26. Taraflar Konferansı’nın (COP26) Enerji Günü’nde
İngiltere liderliğinde yapılan açıklamaya göre,
iklim değişikliğiyle mücadelede fosil yakıtlardan çıkışa
yönelik taahhütler giderek artıyor. İngiltere, ABD, Kanada,
İtalya, Danimarka, Finlandiya, Kosta Rika, Etiyopya,
Gambiya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerle Avrupa
Yatırım Bankası ve Doğu Afrika Kalkınma Bankası’nın
da aralarında olduğu toplam 20 ülkeyle 5 finans kuruluşu,
petrol, doğal gaz ve kömür finansmanını durduracağını
açıkladı. Söz konusu ülke ve kuruluşlar, 2022
sonu itibarıyla kararı uygulamaya koyacak. Karbon
emisyonu yakalama teknolojileri kullanılmayan fosil
yakıt projeleri, bu karar kapsamında değerlendirilecek.
Dünyada en fazla fosil yakıt finansmanı sağlayan
ülkelerden Çin, Japonya ve Güney Kore bu taahhüde
katılmadı. Böylece, verilen taahhütle fosil yakıtlara
sağlanan yıllık yaklaşık 17,8 milyar dolarlık kamu desteği
temiz enerji dönüşümü için harcanacak.
24 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
YATIRIM
RUS ENERGON, TÜRKIYE’DE
LITYUM-IYON AKÜ ÜRETECEK
Rusya merkezli endüstriyel akü ve yenilenebilir
enerji sistemleri üreticisi ve ihracatçısı Energon,
Türkiye pazarına giriş yaptı. Şirket, inovatif çözümleri
ile Türkiye’de lityum-iyon aküler üretecek.
Geçtiğimiz yıl Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika
bölgelerindeki operasyonlarının merkezi olarak Türkiye’yi
belirleyen Energon, Sahra Altı bölgesindeki operasyonları
için ise Güney Afrika’yı tercih etti.
Energon Uluslararası İş Geliştirme Direktörü Andrey
Shukevich, 2022 yılında Türkiye’de üretim için
hazırlıklara başladıklarını belirterek, “Gelecekte endüstride
önemli bir yere geleceğine inandığımız lityum-iyon
serisi akülerin Türkiye’de üretiminin çok
önemli bir değer olacağını düşünüyoruz. Türkiye’de
üretilen aküler; Afrika, Asya ve Doğu Avrupa pazarlarında
boy gösterecek ve Türkiye ekonomisine değer
kazandıracak. Salgın koşullarında yakın tedarikin
önemi arttı. Uzun teslimat periyotlarında ve navlun
fiyatlarında ciddi artışlar oldu. Bu gibi faktörler, Türkiye’de
üretim kararı almamızda etkili oldu” açıklamasında
bulundu. Energon Türkiye Ülke Müdürü Can
Yaşar ise, bugüne kadar Türkiye’de 170 binden fazla
aküyü son kullanıcılar ile buluşturmanın mutluluğunu
yaşadıklarını kaydetti.
DBE ENERGY’NIN GÜNEŞ PANELLERI HT SOLAR’DAN
Çin devletine ait tek panel üreticisi olan HT Solar
ile anahtar teslim güneş enerji sistemleri alanında
faaliyet gösteren DBE Energy, 2022 yılına dönük
yeni bir iş birliği yaptı. İmzalanan çerçeve sözleşmesi
kapsamında, DBE Enerji’nin 120 MWp’lık panel tedariki,
HT Solar tarafından karşılanacak. 9 Kasım’da imzalanan
anlaşma kapsamında; DBE Energy’nin 2022
yılına dönük 120 MWp’lık güneş paneli tedarikini HT
Solar üstlenecek.
HT Solar Yönetim Kurulu Başkanı Robin Xi ve DBE
Energy Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taha Pınar
tarafından 9 Kasım’da imzalanan anlaşmayla iki şirket
arasındaki iş birliğinin hacmi 120 MW’ye ulaşmış
oldu.
2016 yılından bu yana Türkiye’den dünyaya güneş
paneli sevkiyatını 3 GW’a ulaştırarak hem Türkiye’de
hem dünyada daha fazla projenin çözüm ortağı olmaya
devam ettiklerini belirten HT Solar Satış ve Pazarlama
Müdürü Emre Kulaç, “Güçlü finansal yapımız,
kaliteli üretimimiz ve yüksek kapasitemizle giderek
artan talebe uygun güneş panelleri üretmeyi sürdürüyoruz.
Sektörün öncü oyuncusu olarak yenilenebilir
enerji pazarında faaliyet gösteren firmaların çözüm
ortağı olmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda hayata
geçirdiğimiz güçlü iş birliklerini artıracağız” diye konuştu.
Çin devletine ait tek panel üreticisi olan HT Solar,
hem Türkiye pazarına hem de yurt dışına güneş paneli
tedarik ediyor. Hayata geçirdiği iş birlikleri ile yenilenebilir
enerjinin gelişimine katkı sağlayan HT Solar’ın
ana iştiraki olan HT-SAAE, uzun yıllardır uluslararası
kabul görmüş bir üçüncü taraf kuruluşu olan Bloomberg
New Energy Finance (BNEF)’in yayınladığı Tier-1
listesinde yer alıyor.
YATIRIM
SINOPEC, HIDROJEN DAĞITIM
ISTASYONLARI KURACAK
Çinli enerji şirketi Sinopec, Çin’de 2025 yılına kadar
binin üzerinde hidrojen istasyonu kurmayı
hedefliyor. Çin’in en büyük akaryakıt dağıtım şirketlerinden
biri olan Sinopec, faaliyetini şimdi de hidrojen
alanına yatırım yaparak sürdürüyor. Çin Uluslararası
Radyosu’nun haberine göre hidrojen alanında gerekli
inşaat işleri için 4,6 milyar dolar kadar bir yatırımı taahhüt
etmiş bulunan Sinopec, Çin’de 2025 yılına değin
sayısı bini aşkın istasyon inşa etmeyi hedefliyor.
Çin’de salt hidrojen satacağı bir istasyon kuran şirket
bu hedefinin ilkini gerçekleştirdi.
Sinopec, hidrojen alanında çalışmalar yürütmek
üzere yeni bir birim oluşturdu. Sinopec Xiong’an New
Energy adlı yeni şirket, inşa işlerini ve şebekenin yönetimini
yürütmekle yükümlü olacak. Yeni oluşturulan
şirket, yüzde 100 oranında Sinopec ana şirketine
ait olup sermayesi ise 100 milyon yuan (13,9 milyon
avro) tutarında.
NASA, AY’DA NÜKLEER SANTRAL KURACAK
NASA, Ay’da nükleer enerji santrali kurma hazırlıkları
yapıyor. 2026 yılına kadar Ay’da nükleer
enerji santrali işletmeyi planlayan NASA, proje veya
planı olan girişimcilerin görüşlerini almaya başlayacak.
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ile
birlikte ABD Enerji Bakanlığı tarafından yapılan ortak
duyuruda, nükleer enerji santralinin Ay’a nasıl yerleştirileceği
konusunda sistem tasarımı ve yeni fikirler
arandığı aktarıldı. Duyuruda, tekliflerin 19 Şubat’a kadar
ABD hükümetine teslim edilmesi istendi.
Ay görevleri için güneşten bağımsız bir güç kaynağı
oluşturmayı hedefleyen NASA, 2026 yılına kadar
Ay’da çalışır durumda bir nükleer reaktör olmasını
hedefliyor. Buna göre, inşa edilecek nükleer santral,
dünyada üretilecek ve yine bunun ön testleri dünyada
tamamlanacak. Nükleer enerji üretecek sistem uzaya
gönderilecek bir araçla, Ay yüzeyine indirilecek. Dünya’dan
Ay’a fırlatılacak nükleer enerji üretecek sistemin
6 metre uzunluğunda ve 4 metre çapında bir
silindirin içine sığması ve 6 bin kilogram daha fazla
olmaması isteniyor. Sistemin ilk adımda kesintisiz
olarak en az 40 kW enerji üretmesi ve 10 yıl boyunca
çalışması hedefleniyor.
26 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
YATIRIM
Elektrik dağıtım şirketleri, yılda
15 milyar TL yatırım yapacak
ELDER Başkanı Kıvanç Zaimler, elektrik dağıtım şirketlerinin beş yıllık yatırım tutarının
75 milyar TL olduğunu söyledi. Zaimler, “Bu rakam, yıllık ortalamada 15 milyar liraya
karşılık geliyor. Yatırımlarımızın miktarı güncel endeksle bu yıl yaklaşık 17 milyar liraya
ulaşacak. 2011-2015 tarife döneminde aynı para endeksiyle toplam yatırım 25 milyar
liraydı. 2016-2020 dönemini kapsayan 5 yılda bu rakam 50 milyar lira oldu, üç misline
çıkan bir şebeke yatırımından bahsediyoruz” dedi…
Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER)
Başkanı Kıvanç Zaimler, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
dağıtım şirketlerinin yatırımların artırılması
ve kalitenin iyileştirilmesini yönünde bir rota belirlediğini
söyledi. Yatırımların odağına hizmet kalitesi
ve tüketici memnuniyetini aldıklarını ifade eden Zaimler,
2021-2025 döneminin ilk yılına planladıkları
şekilde başladıklarını kaydetti.
Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Başkanı
Kıvanç Zaimler
Zaimler, elektrik dağıtım şirketlerinin 2021-2025
dönemi için toplam 75 milyar liralık yatırım yapacaklarını
vurgulayarak, “Bu rakam, yıllık ortalamada
15 milyar liraya karşılık geliyor. Yatırımlarımızın
miktarı güncel endeksle bu yıl yaklaşık 17 milyar
liraya ulaşacak. 2011-2015 tarife döneminde aynı
para endeksiyle toplam yatırım 25 milyar liraydı.
2016-2020 dönemini kapsayan 5 yılda bu rakam 50
milyar lira oldu. Esasında baktığınızda 3 misline çıkan
bir şebeke yatırımından bahsediyoruz” ifadelerini
kullandı.
Artan nüfus, kentleşme ve şehirlerin demografik
yapısı gibi nedenlerle büyük ölçüde şebeke yatırımlarına
harcama yapıldığına dikkati çeken Zaimler,
“Bu yıl yatırımlarımızın yüzde 70’i şebekeye gitti.
2021’de sektör olarak kırsal bölgelerdeki yatırımlarımıza
ağırlık verdik. Kırsaldaki şebekenin ihtiyaçları,
oraya elektrik götürülmesi, oralarda kesintilerin
yaşanmaması için buralardaki yatırımlarımız çok
önemliydi” diye konuştu.
Zaimler, yenilenebilir enerjinin Türkiye’de yükselen
bir enerji kaynağı olduğuna işaret ederek,
“Burada dağıtım şirketlerinin daha fazla yatırım
yapması gerektiği, kendi bölgelerindeki sorumluluklarının
artacağı gerçeği ortaya çıkıyor. Dağıtım
şirketleri hem teknik altyapı hem de nitelikli insan
kaynağı açısından yenilenebilir enerjiyle yaşanacak
dönüşüme, değişikliğe hazır” değerlendirmesinde
bulundu.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 27
YATIRIM
Enerjisa’nın Eşarj’daki hissesi
yüzde 94’e yükseldi
Enerjisa Enerji, 2018 yılında çoğunluk hissesini aldığı Eşarj’daki payını yüzde 94’e çıkardı. Satın alma bedelinin
42.4 milyon TL olduğunu söyleyen Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, “10 yıl içinde ülkemizdeki elektrikli
araç sayısının 1 milyona ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla çok büyük bir potansiyel söz konusu. Eşarj olarak
biz de hem ülkemiz hem müşterilerimiz için önümüzdeki dönemde hız kesmeden istasyon sayımızı arttırarak
Türkiye’nin şarj istasyonu alt yapısını en hızlı şarj istasyonlarımız ile örmeye devam edeceğiz” dedi…
Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, elektrikli
araç şarj istasyonları ağı şirketi Eşarj’daki ortaklık
paylarını yüzde 94’e yükselttiklerini açıkladı. Sabancı
Holding ile Alman enerji devi E.ON’un yüzde
50’şer payla ortak olduğu Enerjisa Enerji, elektrikli
şarj istasyonları ağı alanındaki gücünü daha da arttırdı.
Şirket, Türkiye’nin ilk ve en hızlı elektrikli şarj
istasyonu ağı Eşarj hisselerindeki çoğunluk payını
arttırdı. Enerjisa Enerji, 2018 yılında sürdürülebilir
ve çevreye duyarlı gelecek kurma misyonu doğrultusunda
çoğunluk hisselerini satın aldığı Eşarj’ın
yüzde 14 hissesini daha 42,4 milyon TL karşılığında
devralarak şirketteki hisse payını arttırdı. Böylece
Enerjisa Enerji’nin Eşarj şirketindeki ortaklık payı
yüzde 94’e yükseldi.
Son yıllarda artan elektrikli otomobil talebiyle
beraber Türkiye çapındaki istasyon sayısını da arttıran
Eşarj, Türkiye’de 2009 yılından beri şarj operatörlüğü
hizmetini sağlayan ilk oyuncu unvanına
sahip. Türkiye’de 251 lokasyonda 155’i hızlı şarj istasyonu
olmak üzere 468 şarj istasyonuyla faaliyet
gösteren Eşarj, Türkiye’nin ilk ve en hızlı elektrikli
araç istasyon ağı konumunda yer alıyor. Enerjisa
Enerji, satın alma sonrasında e-mobilite alanında
yenilikçi ve öncü konumunu güçlendirmeyi ve ulaşımın
karbonsuzlaşmasına katkıda bulunarak çözümler
sunmayı hedefliyor.
“E-Mobilite’ye öncülük ediyoruz”
Enerjisa Enerji CEO’su ve Eşarj Yönetim Kurulu
Başkanı Murat Pınar, e-mobilite konusunu Türkiye’de
ilk kez gündemine alan enerji şirketlerinden
biri olmaktan gurur duyduklarını vurguladı. 2018
yılından beri çoğunluk hisselerine sahip oldukları
Eşarj’daki paylarını yüzde 94’e yükseltmekten memnuniyet
duyduklarını dile getiren Murat Pınar, “Dünyada
hızla büyüyen ve ülkemizi de etkileyecek olan
e-mobilite sektörü için de Eşarj ile hazırlıklarımızı
yapıyoruz ve sektöre ana iş kollarımızın dışında da
öncülük etmeye devam ediyoruz” dedi.
Murat Pınar, Paris İklim Anlaşması’nı Ankara’nın
da imzalaması nedeniyle Türkiye’deki sürdürülebilirlik
bakış açısının ve özel sektörün sorumluluklarının
da değişeceğini kaydetti. Bu çerçevede Enerjisa
Enerji olarak; yenilenebilir kaynaklardan dağıtık
üretim, verimlilik, yeşil enerji ve depolama gibi sürdürülebilirlik
ve teknoloji odaklı ürünlere yatırım
yaptıklarını anlatan Pınar şöyle devam etti: E-mobilite,
yatırım yaptığımız alanlardan biri ve elektrikli
araç sayısının gelecek 10 yıl içerisinde ülkemizde
1 milyona ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla çok büyük
bir potansiyel söz konusu. Eşarj olarak biz de
hem ülkemiz hem müşterilerimiz için önümüzdeki
dönemde hız kesmeden istasyon sayımızı arttırarak
Türkiye’nin şarj istasyonu alt yapısını en hızlı şarj istasyonlarımız
ile örmeye devam edeceğiz.
28 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
Siz de annesi ya da babası hayatta olmayan,
maddi olanakları yetersiz, yetenekli çocuklarımızın
eğitimine destek olun.
MİKRO GİRİŞİM
‘Kuluçka’dan 458
milyonluk destek çıktı
İTÜ ARI Teknokent’in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek tarafından düzenlenen Big Bang Startup
Challenge etkinliği, bu yıl “Öncüler” mottosuyla 2 Aralık 2021 tarihinde gerçekleştirildi.
10’uncu yaşını kutlayan Big Bang’de, 2020’de 54 milyon TL’yi bulan ödül, nakit ve yatırım
miktarı bu yıl yüzde 748 artışla 458 milyon TL’yi aştı…
Big Bang’de Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği
(ELDER) ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
(EPDK) şemsiyesi altında 2 farklı girişime toplamda
110 bin TL ödül vererek yenilikçi iş fikirlerinin desteklenmesine
katkıda bulunmaya devam etti. EPDK
Tarifeler Dairesi Başkanı Ahmet Özkaya bu kapsamdaki
55 bin TL’lik ödülü, çevre kirliliğine ve karbon
salınımına yol açan petrol bazlı malzemelerin kullanımını
azaltmak için mantar misellerini kullanarak
doğada kısa sürede tamamen çözünebilen kompozit
malzemeleri tasarlamayı ve üretmeyi hedefleyen
İyiEkim Myco girişimine verdiklerini duyurdu. İkinci
55 bin TL’lik desteğin duyurusunu ise ELDER Genel
Sekreteri Özge Özden yaptı. Orman yangınlarını
büyümeden tespit eden, hava kalitesi ve gürültü ölçümü
yapabilen, zehirli ve yanıcı gaz algıladığında
yetkilileri uyaran bir IoT sistem çözümünü sunmayı
amaçlayan Kozalak girişimi söz konusu ödülün sahibi
oldu.
Ödül töreninde yaptığı konuşmada Ar-Ge faaliyetlerine
büyük önem verdiklerini dile getiren EPDK
Tarifeler Dairesi Başkanı Ahmet Özkaya, “2014 yılından
bu yana elektrik ve doğal gaz sektörlerinde 325
milyon TL’lik kaynakla 335 Ar-Ge projesi kurumumuz
tarafından desteklendi. Ayrıca genç girişimcilerimizi
desteklemek adına 2020 yılında Ar-Ge usul
ve esaslarında önemli bir değişikliğe gittik. Böylece
girişimcilik, kuluçka merkezi, hızlandırma program-
30 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
ları, fikir yarışmaları ve teknoparklarla ilgili yapılacak
olan iş birliklerinde gerekli destek ve teşvikin
sağlanmasına yönelik olarak katlanılan giderlerin de
Ar-Ge faaliyetleri kapsamında değerlendirileceğine
yönelik düzenlemeyi hayata geçirdik” diye konuştu.
Elektrik dağıtımının inovasyon ve girişimciliği
merkezine alan bir sektör haline geldiğine işaret
eden ELDER Genel Sekreteri Özge Özden de “Dernek
olarak odağımıza insan, çevre ve teknolojiyi alarak
başta elektrik dağıtım şirketleri olmak üzere enerji
sektörüne faydalı çalışmalar üretilmesine öncülük
etmekte ve bu çalışmalara destek oluyoruz. Öncelikli
hedeflerimiz arasına aldığımız iklim değişikliğiyle
mücadelede, teknolojiyi çevre odağında ele
alarak iş süreçlerimizin daha sürdürülebilir daha
hızlı ve daha güçlü bir çerçeve içerisinde daha da
gelişeceğine inanıyoruz. Girişimcilik ve inovasyona
verdiğimiz desteklerin bundan sonra daha da artarak
devam edeceğini kurumumuz ve sektörümüz
adına bir kez daha paylaşmak istiyorum” dedi.
10 GİRİŞİME 26 MİLYON TL’LİK DESTEK AÇIKLANDI
Big Bang 2021’de 36 girişime 7 milyon 780 TL’lik
finansman ve ödül sağlanırken 10 girişim ise aldıkları
toplam 26 milyon 251 bin
TL’lik yatırımı ilk defa Big Bang
sahnesinde açıkladı. 2021 yılında
41 İTÜ Çekirdek girişiminin
aldığı 424 milyon 78 bin
180 TL’lik yatırım ise Big Bang
sahnesinde duyuruldu. Sahneye
çıkan 20 finalist arasından
alınan ödül, nakit ve yatırımlarla
belirlenen ilk üç girişim ise Evodice, DeepSport
ve Kozalak oldu.
Ev sahibi İTÜ ARI Teknokent, beş girişime İTÜ Çekirdek
kapalı ofis ödülü, altı girişime ise Innogate ödülü
verirken, diğer girişimlere ise İTÜ MAGNET ve açık
ofis ödülleri verdiğini duyurdu.
Etkinlikte İstanbul Sanayi
Odası, Elginkan Vakfı, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi-İstanbul
Planlama Ajansı ve Otomotiv
Endüstrisi İhracatçılar Birliği
(OİB), Teknoloji ile Üretelim,
EnerjiSA, AgeSA, Agito, Anadolu
Efes, AKSigorta, AXA Sigorta,
Elder, Ford Otosan, HDI Sigorta, Teknasyon, Türkiye
Sigorta ve Yapı Kredi Teknoloji gibi paydaşlar girişimcilere
yatırım, hibe ve ödül desteğinde bulundu.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 31
KAPAK
2021 YILINDA DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE
ENERJİNİN GÜNDEMİ FİYATLAR OLDU
Tüm dünya unutulmayacak bir yılı geride bıraktı. 2021 yılı maalesef her açıdan beklenildiği
gibi geçmedi, enerji sektörü de bu hareketli yıldan nasibine düşeni aldı. Tüm dünya özellikle
yılın son aylarında enerji maliyetlerini, artan faturaları konuştu. Türkiye de ise bize özgü
nedenlerle fiyatlar daha hızlı bir artış yaşadı.
Öte yandan Karadeniz’de yeni bir doğal gaz keşfi,
Akkuyu Nükleer Santrali’nin üçüncü ünitesinin temelinin
atılması, depolama tesislerindeki artış gibi
olumlu gelişmelerin yanı sıra Paris İklim Anlaşması’nın
imzalanması pozitif gelişmeler oldu.
2019 yılının sonlarında ilk olarak Çin’de görülen
ve daha sonra tüm dünyayı etkisi altına alınan Kovid-19
salgını, 2021 yılına damga vurdu. 2021’i “toparlanma”
yılı olarak görenler yanıldı, çünkü hem
salgın nedeniyle kapanmaların sürmesi hem de bir
önceki yıl yaşanan tahribatın etkileri, 2021 yılına
damgasını vurdu. Kırılgan ekonomiler, artan talebin
hem lojistik hem de arz olarak karşılayamaması tüm
ürünlerin fiyatını artırdı. Bu artıştan payına en fazla
32 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
Öte yandan Karadeniz’de yeni bir
doğal gaz keşfi, Akkuyu Nükleer
Santrali’nin üçüncü ünitesinin
temelinin atılması, depolama
tesislerindeki artış gibi olumlu
gelişmelerin yanı sıra Paris İklim
Anlaşması’nın imzalanması pozitif
gelişmeler oldu.
düşüş olan sektör ise enerji oldu. Dünya genelinde
ekonomik faaliyetlerin yeniden güçlenmesi, enerjiye
olan talebin artırınca hem imalat sektörlerinde hem
konutlar hem de hizmet sektöründe güçlü bir elektrik
talebi ortaya çıktı. Talep arttı ancak arz tarafında
da sorunlar baş gösterdi. Aralarında Türkiye’nin de
olduğu birçok bölgede yaşanan kuraklık, seller, kasırgalar,
sıcaklık ortalamalarının ani değişimi, fosil
yakıtlara olan talebi artırdı.
Tüm bu sorunlara ek olarak ABD’nin yeni sondaj
yapmaması, OPEC ülkelerinin petrol fiyatlarındaki
artışı el altından destekleyen çabaları, Rusya’nın
politik tercihleri enerjiyi ulaşılmaz hale getirdi. Kısaca
genelde emtia fiyatlarında, özelde ise fosil yakıt
(petrol, doğal gaz ve kömür) fiyatlarında yaşanan
artışlar, 2021 yılına damga vurdu. Kasım-2020 ve
Ekim-2021 aylarını kapsayan 12 aylık dönemde Avrupa
kömür fiyatı yüzde 305, Brent petrol fiyatı şgnyd
89, doğal gaz fiyatı ise yüzde 91 oranında arttı.
Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı olan bir ülkenin
bu dalgadan etkilenmemesi mümkün değil. Ülkemizde
de 2021 yılına enerji fiyatları damga vurdu
hatta etkisi çok daha yüksek oldu. Devletin başta doğal
gaz olmak üzere diğer enerji kaynaklarına verdiği
sübvansiyonları artık “sürdürülemez” hale geldiği
için kaldırmasıyla fiyatlar, dünya ortalamasının
üzerinde arttı.
2021 zam yağmuruyla hatırlanacak
Son olarak sanayinin ve doğal gazdan elektrik
üreten santrallerin kullandığı gaza aralık ayından
geçerli olmak üzere yüzde 20 zam yapıldı. BOTAŞ,
kasım ayında da sanayide kullanılan doğal gaza
yüzde 48.4, santrallerin kullandığı doğal gaza ise
yüzde 46.8 oranlarında zam yapmıştı. Eylül ve ekim
aylarında da her iki tarifeye yapılan zam oranı yüzde
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 33
15 olmuştu. Art arda gelen zamlar sonrası sanayinin
kullandığı bin metreküp doğal gazın fiyatı 4 bin 179
TL, santrallerin kullandığı doğalgaz da 4 bin 800 TL
oldu. Aralık 2020’de her iki tarifedeki fiyat bin 400
TL idi. Böylece son 1 yılda sanayi doğal gazındaki
fiyat artışı yüzde 199 olurken, elektrik santrallerindeki
artış da yüzde 243’ü buldu. Konuttaki doğal gaz
fiyatı Aralık 2020’de bin 252 TL iken, Aralık 2021’de
bu rakam bin 488 TL oldu. Bu tarifedeki artış oranı
da yıllık yüzde 18.9 seviyesinde gerçekleşti. Ocak
2022 tarihinde gelecek zamlar artış oranları çok
daha üst seviyelere çıkacak. Elektrikte ise ilk olarak
Ocak 2021’de yüzde 6.5, temmuzda ise yüzde 15
zam yapılmıştı. Ancak yılın ilk ayındaki zam oranı
yüzde 100’ü aştı.
Akaryakıtta eşel-mobil sistemine son verildi
2021’deki bir diğer gelişme de 2018 yılından
beri akaryakıt ürünlerinde uygulanan eşel-mobil
sistemine son verilmesi kararıydı. Bilindiği üzere,
eşel-mobil akaryakıt fiyatlarındaki dönemsel artışların
enflasyonist etkilerini önlemek amacıyla,
uluslararası petrol fiyatları ve döviz kuru artışlarına
bağlı olarak oluşacak fiyat artışlarının, ÖTV’den
karşılanarak pompa satış fiyatına yansımamasını
sağlıyordu. Ancak 2021 yılının son çeyreğinde artan
döviz kuruna bağlı olarak, eşel-mobil sistemi nedeniyle
akaryakıt ürünlerinde ÖTV oranı sıfırlandı. Bu
nedenle 22.12.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan
ve aynı tarih itibarıyla yürürlüğe giren “4938
sayılı Cumhurbaşkanı Kararı” ile sistemin kademeli
olarak kaldırılmasına karar verildiği duyuruldu.
Akkuyu’da 3. ünitenin temeli atıldı
Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olacak Akkuyu
Nükleer Güç Santrali’nin üçüncü ünitesinin temeli,
10 Mart 2021’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir
Putin’in canlı bağlantıyla katıldığı törenle atıldı.
Her biri 1200 megavatlık 4 reaktörden oluşacak ve
toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak
santralin ilk ünitesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.
yılının kutlanacağı 2023’te devreye alınması hedefleniyor.
Kalan 3 ünitenin de birer yıl arayla 2026
sonuna kadar faaliyete geçmesi planlanıyor. Tam
kapasite devreye girdiğinde yılda yaklaşık 35 milyar
kilovatsaat elektrik üretecek santralin, Türkiye’nin
elektrik talebinin yüzde 10’unu karşılayacağı hesaplanıyor.
Yeni gaz sahası keşfedildi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4 Haziran’da
Sakarya Gaz Sahası’nda bulunan Amasra-1
kuyusunda 135 milyar metreküplük yeni bir doğal
gaz keşfi bulunduğunu açıkladı. Fatih sondaj gemisinin
yaptığı keşifle Türkiye’nin Karadeniz’deki toplam
gaz keşfi, 540 milyar metreküpe ulaşmış oldu.
Öte yandan Cumhurbaşkanı, aynı tarihte Filyos Limanı
Açılışı ve Doğalgaz İşleme Tesisleri temelini
de atarak keşfedilen doğal gazın 2023 yılında kullanılmaya
başlanacağını söyledi. Sakarya Gaz Sahası
Geliştirme Projesi’nin ilk fazında, günde 10 milyon
metreküp doğal gazın karadaki işleme tesisine ulaş-
34 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
tırılması, gelecek yıllarda proje kapasitesinin günde
40 milyon metreküpe çıkarılması öngörülüyor.
1 Haziran’da YEK-G sistemi başladı
2021 yılında enerji piyasasında önemli regülasyonlar
yapıldı. Bunlardan biri de Enerji Piyasaları
İşletme AŞ (EPİAŞ) bünyesinde hizmete açılan Vadeli
Elektrik Piyasası ve Yenilenebilir Enerji Kaynak
Garanti (YEK-G) sistemi oldu. 1 Haziran’da uygulanmaya
başlayan sistemle elektrik ticaretinde şeffaf
ve rekabetçi bir ortam sağlandı. Vadeli Elektrik Piyasası
ve elektriğin yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini
kanıtlayan YEK-G sistemi ile sürdürülebilir
yatırım ortamının iyileştirilmesi hedefleniyor.
Hatay’da yeni FSRU tesisi açıldı
Enerji arzını güvence altına almak için alternatif
olarak devreye alınan FSRU tesislerine bir yenisi
daha eklendi. BOTAŞ’a ait Hatay Dörtyol’daki Ertuğrul
Gazi Yüzer Depolama ve Gazlaştırma Tesisi
(FSRU) 25 Haziran’da faaliyete başladı. Türk bayrağına
sahip ilk FSRU olma özelliği taşıyan Ertuğrul
Gazi, 110 milyon metreküp depolama ve günlük 28
milyon metreküp gazlaştırma kapasitesiyle arz güvenliğinde
önemli bir rol üstlenecek.
Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı imzaladı
İki yılı aşkın bir zaman önce açıklanan ancak
başta ABD olmak üzere bazı gelişmiş ülkelerin imza
atmaktan imtina ettiği Paris İklim Anlaşması, 2021
yılında yeniden gündeme geldi. ABD’nin ardından
Türkiye de anlaşmayı imzalayarak iklim kriziyle mücadelede
“ben de varım” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eylül
ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Türkiye’nin
Paris İklim Anlaşması’na imza atacağını açıklamasının
ardından anlaşma, TBMM’de onaylandı ve
7 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
girmiş oldu.
Türkiye’nin 4. sondaj gemisi filoya katıldı
Akdeniz ve Karadeniz’de gaz ve petrol aramalarını
sürdüren Türkiye, yılın son aylarında filosuna
7. nesil olarak nitelendirilen bir sondaj gemisi daha
kattı. Fatih, Yavuz ve Kanuni’nin ardından filoya dahil
olan dördüncü sondaj gemisi, 12 bin 200 metre
derinliğe kadar inebilecek ve 3 bin 600 metre derinliğe
kadar işlem yapabilecek. Boyu 238 metre, eni
42 metre olan gemi Karadeniz gazını 2023’e yetiştirmek
için katkı sağlayacak.
Elektrik faturalarındaki TRT payı kaldırıldı
Elektrikte TRT payını kaldıran düzenlemeyi içeren
kanun teklifi, 23 Kasım’da TBMM Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda
kabul edildi. Bu kararla elektrik faturalarında
aktif enerji tüketim bedeli üzerinden toplam yüzde
2,7’lik indirim uygulanacak. Söz konusu kalemlerin
kaldırılması mesken abonelerinin faturalarında yaklaşık
930 milyon liralık indirim olarak yansıyacak.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 35
DÜNYA GÜNDEMİ
Esen Erkan
Rekora imza atan kömür talebi,
net sıfır hedeflerini tehdit ediyor
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından her yıl yayınlanan Kömür Raporu’na göre, 2022 yılında
gerçekleşecek hızlı ekonomik toparlanma ile elektrik üretiminde küresel kömür talebi tüm zamanların
en yüksek seviyesine ulaşacak. Doğal gaz fiyatlarındaki keskin artış ve düşük karbonlu kaynakların hızla
artan enerji talebini karşılayamaması, maliyet açısından kömürü daha rekabetçi hale getirerek talebi
artırıyor. Uluslararası sera gazı emisyonlarını azaltma vaatlerini tehlikeye atan bu durum, IEA’ya göre, iklim
hedeflerini daha da ulaşılamaz hale getirecek…
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayınlanan
Kömür 2021 raporu, salgın sonrası toparlanmaya
başlayan ekonomilerle birlikte yenilenebilir
enerji kapasitesinin artan enerji talebine yetişemediğini
ve artan doğal gaz fiyatlarıyla da birleştiğinde
kömür talebinin tüm zamanların en yüksek seviyesine
ulaştığını açıkladı. Rapora göre, elektrik sektörü
dışındaki kullanımlar da dahil olmak üzere, 2021 yılında
yüzde 6 oranında büyüyen kömür talebi, 2022
yılında tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşacak
ve önümüzdeki iki yıl boyunca bu seviyelerde
kalacak.
Küresel kömür piyasasına hakim olan Asya’da,
Çin ve Hindistan toplam talebin üçte ikisini oluşturuyor.
Kömüre bağımlı olan ve toplam nüfusu yaklaşık
3 milyar olan bu iki ekonomi, gelecekteki kömür talebinin
anahtarını elinde tutuyor. Artan kömür eğiliminin
büyük bir bölümünden Asya’daki kömüre dayalı
elektrik üretimi sorumlu tutulurken Hindistan’da
kömürle çalışan kapasitenin yüzde 12 oranında bü-
36 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
IEA’nın raporu, yenilenebilir enerji kaynaklarının
2021’de yüzde 6 büyüdüğünü, ancak ekonomik
büyümeyi boğan ani Kovid-19 karantinalarının
ardından ekonomilerin yeniden açılmasıyla bu artışın
talepteki artışa ayak uyduramadığını ortaya koydu.
yüyeceği tahmin ediliyor. Çin’in yakın zamanda 2060
yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma
planlarını açıklamasına rağmen, kömürle çalışan
elektrik üretiminde yüzde 9 artış olması bekleniyor.
Çin ve Hindistan etkileyici miktarda güneş ve
rüzgar kapasitesine sahip olsalar da her iki ülkede
de tüm zamanların yeni kömür rekorları kırılacak.
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nde bu
yıl kömürden elektrik üretimi yaklaşık yüzde 20 artacak.
Bu iki ülkedeki kömür kullanımının, elektrik
talebindeki yavaş büyüme ve yenilenebilir enerjinin
hızlı genişlemesi nedeniyle gelecek yıl tekrar düşüşe
geçmesi bekleniyor.
Kömür fiyatlarındaki dalgalanma sürüyor
Kömür fiyatları, 2020’nin ikinci çeyreğinde ton
başına 50 dolara düştükten sonra, ekonomik aktivitedeki
toparlanmayla artmaya başladı. 2021’de küresel
kömür fiyatları belirleyicisi olan Çin’de talebin
arzı geçmesinin yanı sıra arz kesintileri ve küresel
olarak artan doğal gaz fiyatları nedeniyle fiyatlar
daha da yükseldi. Kömür fiyatları, örneğin Avrupa’da
ithal edilen termal kömürün ton başına 298 dolara
ulaşmasıyla, Ekim 2021’in başlarında tüm zamanların
en yüksek seviyelerine ulaştı. Çin hükümetinin
piyasayı dengelemek için yaptığı hızlı politika müdahalesi
fiyatlar üzerinde hızlı bir etki yaptı. Aralık ortası
itibarıyla Avrupa fiyatları ton başına 150 doların
altına düştü.
Zaman çizelgelerinde çelişkiler var
IEA’nın fosil yakıtlardan çıkışı değerlendirirken
çelişkili zaman çizelgeleri de var. Son IEA rapor-
“HÜKÜMETLER ACİL EYLEM PLANI
HAZIRLAMALI”
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol
raporla ilgili açıklamasında, “Kömür, küresel karbon
emisyonlarının en büyük tek kaynağıdır. Bu yılki tarihsel
olarak en yüksek seviyedeki kömürlü elektrik üretimi,
emisyonları net sıfıra doğru düşürme çabalarındaki
yoldan ne kadar uzakta olduğumuzun endişe verici
bir işaretidir” dedi. Rapor, iklim hedeflerinin daha da
ulaşılamaz hale geldiğine ve enerji güvenliğinin risk altında
olduğuna dikkat çekerken fosil yakıtlara yapılan
yatırımların azaldığını ancak temiz enerji ve teknolojileri
için fonun yeterince hızlı genişlemediğine dikkat
çekiyor.
Birol, “Hükümetlerin kömür emisyonlarıyla adil, ekonomik
ve güvenli bir şekilde mücadele etmek için güçlü ve
acil eylemleri olmadan, küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlama
şansımız çok az olacak” açıklamasında bulundu.
Birol, “Politika yapıcılar, altta yatan nedenleri ele almak
için şimdi harekete geçmeli. Yenilenebilir enerji kaynakları,
enerji verimliliği ve nükleer enerji dahil olmak
üzere, düşük karbonlu enerji teknolojilerine daha fazla
yatırım yapılması, sağlam ve akıllı elektrik şebekelerinin
genişletilmesi ile günümüzün emisyon zorluklarından
kurtulmamıza yardımcı olabilir” ifadelerini kullandı.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 37
ları, 2030 yılındaki sonuçların 2050’ye kadar net
sıfır emisyon yolunda ne kadar kritik olduğunu vurguluyordu.
IEA “Kömür 2021” raporu da bugünden
2024’e kadar olan döneme odaklanıyor. Buna göre,
kömür tüketimi 2024’te yatay bir seyir izlemeden
büyümeye dönecek. IEA, 2021-2024 döneminde
mutlak kömürlü elektrik üretiminde küçük bir artışa
işaret ediyor ancak kömürün aynı dönemde artan
küresel enerji tüketimine esasen hiçbir katkısı yok.
2021-2024 yılları arasında elektrik talebinde
öngörülen 2.099 TWh artışın yüzde 89’unun yenilenebilir
ve nükleer enerjiden, yüzde10,5’inin gaz ve
kömürden geleceği ve kömürün artan elektrik üretimine
katkısının ihmal edilebilir düzeyde olacağı
tahmin ediliyor. Bu nedenle kömür, 2021-2024 döneminde
yeni elektrik üretimi için önemli bir paya
işaret etmiyor. Bu, rekor kömür tüketimine odaklanan
raporda ise farklı bir bakış açısıyla sunuluyor.
Buradaki önemli nokta, kömürün küresel elektrik
üretiminin yüzdesi olarak 2021-2024 döneminde
önemli ölçüde azalacak olması.
2020-2024 döneminde IEA tarafından öngörülen
mutlak artışların temeli, neredeyse tamamen
iki ülkedeki ve bir bölgedeki artış tahminine dayanıyor.
Bunlar yüzde 4.1 artışla Çin, yüzde 11 artışla
Hindistan yüzde 12 artışla ve Güneydoğu Asya’daki
bazı ülkeler. Kömür tüketiminde tahmin edilen bu
artışların, yeni yenilenebilir kaynaklardan elektrik
üretiminin küçük bir kısmı olduğunu ve bunların yıllık
artışlar değil, üç yıl içindeki artış olarak tahmin
edildiğini belirtelim. Çin’de artışın çoğu 2021’den
geliyor, sonraki yıllarda sadece yüzde 0,5’lik artışlar
olurken, Hindistan’ın yıllık yüzde 3,9 artması bekleniyor.
Hindistan ve Çin hakkında yapılan bu varsayımlar,
özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarıyla
rekabet açısından bu ülkelerdeki kömür kullanımını
ele almada yetersiz kalıyor.
KÖMÜRÜN KADERİ ÜLKELERİN
HIZINA BAĞLI
Birçok ülke tarafından yapılan net sıfır emisyona
ulaşma taahhütleri, kömür için çok güçlü etkilere sahip
olmasına rağmen henüz görünür olma noktasında
değil. Japonya, Kore ve Çin, yurtdışında yeni kömürlü
termik santral projeleri inşa etmek için kamu
finansmanını durdurmayı taahhüt etti. Küresel Kömürden
Temiz Enerjiye Geçiş Bildirisi gibi yeni taahhütler,
kömür üzerinde ek baskı oluşturuyor. Kömürün
kaderi, ülkelerin net sıfır taahhütlerini ne kadar
hızlı ve etkili bir şekilde yerine getireceklerine bağlı
görünüyor. Net sıfır karbon ekonomisindeki kömür
talebinin seviyesi ise karbon yakalama, kullanma ve
depolama (CCUS) teknolojilerinin uygulanmasına
yönelik çabaların ne kadar başarılı olduğuna bağlı
gelişecek.
38 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Glasgow’dan “aşamalı
olarak azaltma” kararı çıktı
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 26. Taraflar Konferansı (COP26), 1 -13 Kasım
tarihleri arasında, Birleşik Krallık başkanlığında, İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleşti. Sonuç
bildirgesinde, ülkelerin iklim kriziyle mücadeleye yönelik hedeflerinin, küresel sıcaklık artışını 1,5
dereceyle sınırlandırmayı amaçlayan Paris Anlaşması hedeflerine uzaklığına dikkat çekildi. Ulusal
katkıların acilen gözden geçirilmesi çağrısı yapıldı…
Zirvenin “Daha iyi bir dünya için yarış” etkinliğinde
konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres,
hükümetler, iş dünyası, yerel yönetimlerin
verdikleri net sıfır taahhütlerini denetleyecek bir çalışma
grubu görevlendireceğini söyledi. Çok sayıda
sivil toplum örgütünü içeren COP26 koalisyonu tarafından
yapılan açıklamada da güven kaybına dikkat
çekilerek gelişmiş ülkelerin iklim borcunu ödemeleri
ve iklim krizi sonucu gelişmekte olan ülkelerde
40 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
ortaya çıkan kayıp ve zararları karşılamaları çağrısı
yapıldı.
Konferansta imzalanan anlaşmada kömürün
aşamalı olarak azaltılması taahhüdü, emisyon
azaltma planlarının düzenli olarak gözden geçirilmesi
ve gelişmekte olan ülkelere daha fazla finansal
destek gibi önemli kararlar var. Ancak kömür taahhütleriyle
ilgili taslak metinlerde yer alan ifadelerin
değiştirilmesi de tartışmalara neden oldu.
Glasgow İklim Anlaşması ile birlikte “aşamalı
olarak kömür kullanımının azaltılması” da planlanıyor.
Bu yönüyle anlaşma, kömür kullanımını
azaltmayı hedefleyen tarihteki ilk anlaşma. Ancak
anlaşmanın daha önceki taslak metinlerinde kömürün
“aşamalı olarak sonlandırılması” taahhüdü, son
dakika Hindistan’ın itirazlarıyla karşılaştı. Hindistan
İklim Bakanı Bhupender Yadav, “Kalkınma ve yoksullukla
uğraşan gelişmekte olan ülkelerden, kömür ve
fosil yakıt sübvansiyonlarını aşamalı olarak sonlandırma
vaatleri vermesi nasıl beklenebilir?” dedi.
Bazı ülkeler hayal kırıklıklarını ifade ederken söz
konusu ifade “aşamalı olarak azaltmak” şeklinde
değiştirildi. Zirveye başkanlık eden Alok Sharma
olayların böyle gelişmesi nedeniyle “çok üzgün” olduğunu
belirtti ancak daha sonra verdiği demeçte
son dakika değişikliğini bir “başarısızlık” olarak tanımlayamayacağını
söyledi. Bunun tarihi bir başarı
olduğunu dile getiren Sharma şöyle devam etti: 1,5C
hedefini ulaşılabilir tuttuk. Altı yıldır dünyayı koruyan
GÜVEN KAYBI OLUŞTU
Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın ve Climate
Action Tracker’ın analizleri, Glasgow’da verilen taahhütler
de dahil olmak üzere tüm planlar dikkate
alındığında 2,4 derecelik bir ısınma yolunda olduğumuza
işaret ediyor. Ayrıca iklim finansmanına
ilişkin olarak 2009 yılında gelişmiş ülkeler tarafından
verilmiş olan yıllık 100 milyar dolar tutarında
kaynak ayrılması yönündeki söz de halen tutulamadı.
Bunlara ek olarak iklim krizinin etkilerine karşı
hassas konumda olan ülkelerde yaşanan kayıp ve
zararların giderilmesine yönelik fon konusunda da
uzlaşılamadı. Bu gelişmeler COP26’ya yönelik, verilen
sözlerin inandırıcılığına dair güven kaybına
neden oldu.
Paris Anlaşması’nı kapattık. Bunu da İngiltere başkanlığında
yaptık. İklim değişikliğine karşı korumasız
ülkeler için daha fazla para sağladık. Kömürün
tarih olacağı bir yolda olduğumuzu söyleyebiliriz.
Çin ve ABD, uzun yıllar sonra ilk kez anlaştı
Dünyanın en büyük iki karbon emisyonu üreten
ülkesi ABD ve Çin, Glasgow İklim Zirvesi kapsamında
iklim değişikliğiyle mücadelede iş birliğini hızlandırmak
için anlaşma yaptıklarını açıkladı. ABD Dışişleri
tarafından paylaşılan iki ülke ortak açıklamasında,
ABD ve Çin’in iklim değişikliği konusundaki çabaları
memnuniyetle karşıladığı ancak Paris Anlaşması’nın
hedeflerine ulaşmak için yapılması gerekenler
ile mevcut çabalar arasında önemli bir boşluk olduğunu
kabul ettiği ifade edildi. Açıklamada, iki tarafın
iş birliği yapmayı planladığı konular, şöyle sıralandı:
2020’lerde sera gazı emisyonlarının azaltılmasıyla
ilgili düzenleyici çerçeveler ve çevresel standartlar
oluşturmak; temiz enerji geçişinin toplumsal
faydalarını maksimize etmek; son kullanım sektörlerinin
karbon emisyonunu azaltmak ve elektrik
kullanımını teşvik edecek politikalar üretmek, yeşil
tasarım ve yenilenebilir kaynak kullanımı gibi döngüsel
ekonomiyle ilgili kilit alanlar kurmak, doğrudan
hava yakalama gibi teknolojileri konuşlandırmak
ve uygulamak.
Anlaşma kapsamında; ABD, 2035 yılına kadar
karbon kirliliği içermeyen yüzde 100 elektriğe
ulaşma hedefi belirledi. Çin, ise beş yıllık plan kapsamında
kömür tüketimini azaltacak ve bu çalışmayı
hızlandırmak için elinden gelen çabayı gösterecek.
Ortak açıklamada, anlaşmada her iki ülkenin gelişmekte
olan ülkelerin iklim konusunda ihtiyaçlarını
karşılamak için 2025 yılına kadar her yıl ortaklaşa
100 milyar dolar yardım yapmayı taahhüt ettiği bilgisi
paylaşıldı.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 41
SONUÇ BILDIRGESINDE ÖNE ÇIKANLAR
İklim kriziyle mücadele ve uyumda, ormanlar
ve okyanuslar dahil olmak üzere karasal ve
denizel ekosistemlerin korunmasının önemi
vurgulandı. Atmosfere salınan CO2’nin yaklaşık
yüzde 50’sini tutan ormanlar ve okyanuslar,
bunun yanı sıra doğal afet risklerinin kontrolü,
iklimin düzenlenmesi, toprak oluşumu ve besin
döngüsünün sağlanması gibi kritik ekosistem
hizmetleri de sunuyor.
Fosil yakıt teşviklerinin kaldırılması ve kömür
kullanımının azaltılarak temiz enerjiye adil
geçişin hızlandırılması çağırısında bulunuldu.
Böylece iklim krizinin esas nedeni olan fosil
yakıt kullanımının azaltılması ilk kez bir iklim
zirvesinin sonuç bildirgesine girmiş oldu.
İnsan faaliyetleri sonucu yeryüzündeki sıcaklık
artışının 1,1 °C’yi bularak alarm verici boyuta
ulaştığı; 1,5 °C eşiğinin aşılmaması için küresel
ölçekte CO2 salımının 2030 yılına kadar yüzde
45 oranında azaltılması ve 2050’de net sıfır hedefine
ulaşılması gerektiği hatırlatıldı. Ulusal
katkılarını henüz güncellememiş olan ülkeler
bir an önce harekete geçmeye davet edildi. Türkiye,
güncellenmiş ulusal katkı beyanını 2022
yılında açıklayacağını duyurdu.
Metan başta olmak üzere CO2 dışındaki sera
gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik çabaların
artırılması talep edildi. Zirvenin ilk haftasında
ABD ve AB ülkeleri de dahil olmak üzere
100’den fazla ülke metan gazı emisyonlarını
2030’a kadar yüzde 30 oranında azaltma taahhüdü
vermişti. 2025 öncesinde ve sonrasında
iklim finansmanı için 100 milyar dolar hedefinin
yerine getirilmesi için gelişmiş ülkelerin
acilen harekete geçmesi çağırısında bulunuldu.
Paris Anlaşması’nda ortaya konulan Küresel
Uyum Hedefi’ne yönelik Glasgow – Şarm El
Şeyh Çalışma Programı başlatıldı. Bu kapsamda
ülkeler, gelecek yılki iklim zirvesine kadar
iklim değişikliğine uyumun hızlandırılması ve
bu yöndeki desteklerin artırılması konularında
çalışacak.
Ülkeler tarafından ortaya konan emisyon azaltımı
hedefleri ve bu yolda kaydettikleri ilerlemenin
şeffaf biçimde takip edilebilmesi ve bu
hedeflerin yerine getirilmesine yönelik uluslararası
iş birliği mekanizmasının kuralları üzerinde
uzlaşıya varıldı.
42 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
Küresel Enerji Dönüşümünde Durum:
Başarılar, Engeller,
Yenilikler ve Gelecek
Perspektifleri
Bilgi birikiminizi derinleştirmek ve
tecrübelerinizi paylaşmak için
IRENEC 2022’ye katılın!
IRENEC 2022
12. ULUSLARARASI
%100 YEN‹LENEB‹L‹R
ENERJ‹ KONFERANSI
9-11 HAZİRAN 2022
www.irenec.org
www.eurosolar.org.tr
ANALİZ
Türkiye, yeşil hidrojen
ihracatçısı olabilir ama…
SHURA tarafından hazırlanan rapora göre; Türkiye, 2050’de yıllık 3,4 milyon ton yeşil hidrojen üretme
ve yıllık 1,5 ila 1,9 milyon ton hidrojen ihraç etme potansiyeline sahip. 3,4 milyon ton yeşil hidrojen
üretimi için ise gerekli olan toplam yatırım tutarı, 85 ila 119 milyar dolar…
44 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin, Bilkent
Enerji Politikaları Araştırma Merkezi ve Alman Enerji
Ajansı (dena) iş birliğiyle hazırladığı “Türkiye’nin Yeşil
Hidrojen Üretim ve İhracat Potansiyelinin Teknik
ve Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi” raporu, online
tanıtım toplantısında açıklandı. Raporda, uygun
yatırımlar ve politikalarla Türkiye’nin 2050’de yıllık
3,4 milyon tona (Mt) kadar yeşil hidrojen üretimine
ulaşabileceği ve bunun 1,5 ila 1,9 Mt’nun ihraç edilebileceği
belirtildi. 7 Aralık Salı günü gerçekleştirilen
etkinliğin açılış konuşmalarını, Türk-Alman Enerji
Forumu’ndan Alman Federal Ekonomi ve Teknoloji
Bakanlığı İkili Enerji İş Birliği Bölümü Direktör Yardımcısı
Beatrix Massig, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Enerji Politikaları ve Teknoloji Dairesi Başkanı
Dr. Fazıl Kaytez ile Alman Enerji Ajansı (dena)
Enerji Sistemleri ve Enerji Hizmetleri Bölüm Başkanı
Hannes Seidl yaptı.
İklim hedeflerine ulaşmak için birçok ülkenin yeşil
hidrojen ithal edeceğini belirten Seidl, Türkiye’nin
bu pazardan pay alabileceğine dikkat çekti. Seidl,
“Türkiye, yenilenebilir enerjiden yeşil hidrojen üreterek,
küresel çapta yeni oluşan bu enerji pazarında en
Alman Enerji Ajansı (dena) Enerji Sistemleri ve
Enerji Hizmetleri Bölüm Başkanı Hannes Seidl
başından itibaren yerini alabilecek büyük bir potansiyele
sahip. Bugün tanıtımını yaptığımız bu çalışma,
Almanya ve Türkiye arasında bu alandaki iş birliğini
güçlendirmek için önemli, aynı zamanda heyecan
verici bir fırsat sunuyor” şeklinde konuştu.
Raporun yazarlarından SHURA Enerji Dönüşümü
Merkezi Araştırma Koordinatörü Hasan Aksoy ise
MERKEZ SENARYOYA GÖRE ÜRETIME EN UYGUN BÖLGELER
1. Bölge: Adana, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş,
Kilis, Mersin, Osmaniye
• 2. Bölge: Antalya
• 3. Bölge: Aydın, İzmir, Manisa, Muğla
• 4. Bölge: Balıkesir, Çanakkale, Edirne
• 5. Bölge: Bursa, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova
• 6. Bölge: Ardahan, Artvin
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 45
Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nın onayladığını
hatırlatarak, 2030 ve 2053’e yönelik, daha kararlı iklim
ve enerji dönüşümü hedeflerine ihtiyaç olacağını
söyledi. Aksoy, bu hedeflere ulaşılmasında, hidrojenin
rolünün anlaşılmasının kritik öneme sahip olduğunu
vurgulayarak konuşmasına şöyle devam etti:
Küresel ölçekte 2050’yi işaret eden net sıfır emisyon
hedefleri, tüm enerji sisteminin karbonsuzlaşması
için ortak bir çözüm olarak yeşil hidrojenin üzerinde
duruyor. Türkiye enerji sisteminin dönüşümünde,
yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği potansiyellerinin
yanında yeşil hidrojenin rolü de anlaşılmalı
ve planlamalar bu doğrultuda yapılmalı.
Bunun için mevcut yenilenebilir enerji arzı ve diğer
kaynakların potansiyeli göz önünde bulundurularak
yeşil hidrojen arz potansiyelinin, kullanım alanlarının,
maliyetlerinin ve olası ihracat potansiyellerinin
anlaşılması önemli.”
Yeşil hidrojenin yarısı ulaştırmaya
‘Türkiye’nin Yeşil Hidrojen Üretim ve İhracat Potansiyelinin
Teknik ve Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi’
raporu, hidrojen üretim potansiyelleri için
sadece yenilenebilir enerji kullanımını dikkate alınarak
hazırlandı. Çalışmada, yenilenebilir enerji arz
gelişimi için iki, yeşil hidrojen üretimi içinse üç farklı
senaryo kurgulandı.
Raporda, 2050’ye kadar imalat, doğal gaz ve ulaştırma
sektörlerinin toplam enerji talebinin yüzde 10
ila yüzde 5’inin yeşil hidrojenle ikame edilmesi halinde,
yıllık 1 ila 2 milyon ton yeşil hidrojen yurt içi
talebi ortaya çıkacağı belirtiliyor. Ulaştırma sektörü
2050’ye kadar yurt içi talebin yarısını oluşturacak.
Bu süre içinde hidrojen talebinin dörtte biri sanayi,
geriye kalan kısım ise yeşil hidrojeninin doğal gaz
şebekesine karıştırılması yoluyla kullanılacak.
YILLIK YATIRIM TUTARI 3-4
MİLYAR DOLAR
Çalışmada, 2050’de 1,9 Mt/yıl ihracat potansiyeline
ulaşılmasının ardından hidrojenin TANAP gibi uluslararası
boru hatlarına karıştırılarak ya da doğrudan
amonyağa dönüştürülerek gemi taşımacılığı yoluyla
nakledilebileceğinin altı çiziliyor.
Yapılan tekno-ekonomik değerlendirmeyle rüzgar
ve güneş kaynaklı elektrik kullanan alkalin ve PEM
elektrolizör teknolojileri için yeşil hidrojen üretim
maliyetlerinin 2050’ye kadar kilogram başına 4,14-
5,17 dolardan, 1,38 – 2,46 dolara kadar düşebileceği
vurgulanıyor.
Hidrojenin yurt içi kullanımı ve ihracatını sağlamak
amacıyla toplam yatırım hacminin 85 ila 119 milyar
dolar olacağı hesaplanıyor. Bir başka deyişle, 2021
ile 2050 arası dönemde ortalama olarak yılda 3 ile
4 milyar dolar yatırım maliyeti gerektirecek. Türkiye’de
bugünkü elektrik sektörü yatırımları yıllık 7
milyar dolar civarında. Tahmini maliyetler ve olası
ticari fiyatlamalar dikkate alındığında, çalışmada
değerlendirilen hidrojen ekonomisi 2050’de Türkiye
ekonomisine yıllık toplam 6 ila 8 milyar dolar
brüt fayda sağlayabilir. Yeni iş yaratma ve ekonomik
faaliyetlerin potansiyel yararları, Sınırda Karbon
Düzenleme Mekanizması’nın etkilerinin azalması
ve önüne geçilen ithal yakıt maliyetleri ise bu ekonominin
temel faydaları olacak.
Elektriğin yüzde 84’ü yenilenebilir
kaynaklardan
Çalışmada mevcut kapasite gelişim hızlarının
değerlendirildiği ‘Referans Senaryo’ya göre, 2020’de
44 GW olan güneş, rüzgar ve hidroelektrik kurulu
güç kapasitesinin 2050 yılında 129 GW’a yükseleceği
öngörülüyor. Bu kaynaklardan sağlanan 290
TWh toplam yıllık elektrik üretimi, 2050’de tahmin
edilen ülke çapındaki 545 TWh’lik net elektrik talebinin
yüzde 53’ünü karşılayabilecek. Güneş ve rüzgar
enerjisi için öngörülen teknik kapasitelerinin kullanıldığı
‘Gelişmiş Senaryo’ için ek 45 GW’lık potansiyelin
kullanılması halinde, yıllık 124,4 TWh ilave
elektrik üretimi sağlanabilecek.
Bu ilave kapasiteyle yenilenebilir enerji kaynaklarının
toplam üretimi, 2050’deki toplam net elektrik
talebinin yüzde 84’ünü karşılayabilecek. 2030-2050
yıllarını kapsayan dönemde, il seviyesinde talep düşüldükten
sonra, yenilenebilir enerjiden elde edilen
toplam üretim fazlası elektrik yıllık 50-55 TWh’a ulaşacak.
46 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
PERSPEKTİF
“Kirleten öderse”
Türkiye’nin 2030’da
kömürden çıkması mümkün
“Karbon Nötr Türkiye Yolunda İlk Adım: Kömürden Çıkış 2030” raporuna göre kirleticilerin iklim
değişikliğine sebep olan sera gazlarını serbestçe salmasının önüne geçilip, kirletme bedelleri ödetilirse
ve kamu kaynaklarıyla desteklenmeleri sonlandırılırsa en geç 2030 yılına kadar Türkiye’nin elektrik
üretiminde kömürden çıkması doğal seyrinde gerçekleşecek…
Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal),
Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Sürdürülebilir
Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA),
Greenpeace Akdeniz, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı
Koruma Vakfı), İklim Değişikliği Politika ve Araştırma
Derneği ve 350.org için modelleme çalışmasını AP-
LUS Enerji’nin yaptığı raporda, 2021-2035 dönemini
kapsayan ‘‘mevcut durum’’, ‘‘kömürden çıkış’’, ‘‘nükleersiz
kömürden çıkış’’ şeklinde 3 senaryo oluşturularak
Türkiye’nin kömürden çıkış olanakları incelendi.
Söz konusu rapor, mevcut kömür teşviklerinin
kaldırılması ve ‘‘kirleten öder’’ ilkesi çerçevesinde
karbon emisyonunun fiyatlandırılması ile en geç
2030 yılına kadar kömürden çıkışın mümkün olduğunu
ortaya koyuyor. Kömüre verilmekten vazgeçi-
48 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
len teşvikler ve kirletenin ödediği toplam karbon maliyeti ile sağlanacak tasarrufla,
dönüşümün faydalarının tüm toplumca paylaşılacağı, kimsenin mağdur
olmayacağı planlamalara da kaynak ayrılabilir.
2028’de ithal kömürden çıkış mümkün olabilir
Kömür maliyetlerinin kirleticiler yani termik santral işletmecileri tarafından
yüklenilmesi ve kömür teşviklerinin kaldırılması durumunda, elektrik üretimi
için kömür kullanımı akılcı bir tercih olmaktan çıkacak ve 2028 yılı itibarıyla
ithal kömürden, 2029 yılı itibarıyla ise yerli kömürden çıkış doğal seyrinde ger-
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 49
çekleşecek.
Kömürden çıkış senaryosunda, 2021
yılına kıyasla elektrik sektörü kaynaklı
karbon emisyonları 2035 yılında yüzde
82,8 azalacak ve 27,6 milyon ton CO2
seviyesine gerileyecek. Bu durum, Türkiye’nin
iklim hedeflerine ulaşmasını
mümkün hale getirecek. Mevcut durum
senaryosunda ise 2053 karbon nötr hedefine
ulaşmak çok zor bir ihtimal haline
gelecek.
Mevcut durum senaryosunda yenilenebilir
enerjinin payı 2035’te yüzde
49,4’te, yerli kaynak oranı ise yüzde
59’da kalıyor. Kömürden çıkış senaryosunda
ise rüzgar ve güneş enerjisi artacak;
elektrik üretiminde tamamı yerli ve
yenilenebilir olan enerjinin payı 2035’te
iki kata çıkarak yüzde 73,6 olacak.
Kömürden çıkılmasının elektrik piyasa
fiyatına etkisi simülasyonun ortalarında
artsa da kömürden çıkış senaryosu
altında devreye giren yenilenebilir enerji
kapasitesi sayesinde bu fark giderek
azalacak ve 2035 yılında mevcut durum
senaryosu ile neredeyse eşitlenecek.
Ek 28 milyar dolarlık yatırıma
ihtiyaç var
Kömürden çıkış senaryosunda elektrik
üretim ve iletim sistemindeki yatırım
ihtiyacı kömürden çıkışın gerçekleştiği
2029 yılına kadar ek 28 milyar dolar
yatırım gerektiriyor. Bu da yıllık mevcut
gayri safi yurt içi hasılanın yalnızca
yüzde 0,5’inin ayrılması ile karşılanabilir.
2030’a kadar kömürden çıkışta nükleerin
bir avantajı yok. Nükleer enerjinin
yüksek maliyeti ve barındırdığı riskler de
dikkate alındığında Türkiye’nin nükleer
enerji politikalarını yeniden gözden geçirmesi
gerekiyor.
Kömürden çıkış planının, kömür bölgelerindeki
çalışanları ve yöre sakinlerini
mağdur etmemesi için kapsayıcı ve
insana yaraşır istihdam olanakları yaratacak
bir Adil Geçiş Mekanizması içermesi
gerekiyor.
ÇIKIŞ PLANLARI ÜÇ AYRI SENARYOYA
GÖRE YAPILDI
TEİAŞ Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin 2021 Eylül sonu verilerine
göre Türkiye’deki kömürlü termik santraller
toplamda 20 bin 331 MW kurulu güce sahip. Kömürlü
termik santrallerinin Türkiye’nin elektrik üretimindeki
payı TEİAŞ’ın üretim verilerine göre 2020 yılında
yüzde 35 seviyesinde. Genel sistem maliyetleri, toplam
yatırım gereksinimleri, kaynak bazlı kurulu güç
ile üretim gelişimi ve karbon emisyon miktarları gibi
çıktıların yer aldığı 3 senaryonun detayları şöyle:
Mevcut Durum Senaryosu: Mevcut enerji politikalarının
devam etmesi durumunda varılacak olan durumu
göstermeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda yerli
kömür santralleri için uygulanan alım garantisi ve kapasite
mekanizması ödemeleri mevcut haliyle devam
ettirilmiştir. Senaryo periyodu içerisinde herhangi
bir karbon fiyatlandırma mekanizması uygulanmamaktadır.
Akkuyu Nükleer Enerjisi Santrali’nin 2025
yılından itibaren kademeli olarak devreye gireceği
varsayılmıştır.
Kömürden Çıkış Senaryosu: Mevcut kömür teşviklerinin
kaldırılması ve kömür santralleri için uygulanan
kapasite mekanizması ödemelerinin 2022 yılından
itibaren devreden çıkarıldığı, ayrıca sabit bir karbon
fiyatı uygulamasının getirilmesi sonucunda 2030
yılında kömürden çıkışın sağlandığı durumu göstermeyi
amaçlamaktadır. Mevcut Durum Senaryosu’nda
olduğu gibi Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin 2025
yılından itibaren devreye girmesi varsayımını içermektedir.
Bunun yanında çeşitli destek mekanizmaları
vasıtasıyla denizüstü rüzgâr ve batarya kurulumu
uygulamalarının da senaryo kapsamında devreye alınacağı
varsayılmıştır.
Nükleersiz Kömürden Çıkış Senaryosu: Senaryo
kapsamında Akkuyu Nükleer Enerjisi Santrali devreye
alınmayarak nükleer enerjinin devreye girmediği
bir durumda kömürden çıkış olanakları inceleniyor.
Kömür için uygulanan destek mekanizmaları, karbon
fiyatı uygulanması vb. konulardaki varsayımlar Kömürden
Çıkış Senaryosu ile aynı kabul edildi.
50 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
YEŞİL DÜNYA
Türkiye’nin iklim değişikliği
stratejisine UNDP de katılacak
UNDP ve Çevre Bakanlığı, Türkiye’nin Ulusal İklim Değişikliği Uyum Eylem Planı için iş birliği yapma kararı
aldı. Bakanlık ve UNDP arasındaki iş birliğiyle 2022 sonuna kadar tamamlanacak yeni strateji, ekonomi
genelinde ve sektöre özgü hedefler, dönüm noktaları ve eylem planları içerecek. Plan, Türkiye’nin düşük
karbonlu kalkınmaya geçişi ve iklim dirençli geleceği için kritik rol oynayacak
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP),
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile
Türkiye’nin iklim hedeflerini yansıtacak uzun vadeli
bir iklim değişikliği stratejisi ve Ulusal İklim Değişikliği
Uyum Eylem Planı hazırlanması için iş birliği
yapacak.
Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylaması ve
2053’e kadar karbon emisyonlarında net sıfır taahhüdünü
vermesinin ardından gözler, Türkiye’nin bu
hedeflere ulaşmasında hayati önem taşıyacak ayrıntılı
planları hazırlamaya ve politikaları benimsemeye
yönelik çalışmalara çevrildi.
Bu kapsamda, sektörel bazda strateji ve eylem
planı hazırlama çalışmalarını başlatmak üzere düzenlenen,
“Türkiye 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi”
adlı toplantı, “Türkiye’nin uzun dönemli iklim politikası”
alt başlığıyla, kamu ve özel sektör, üniversite
ve sivil toplum kuruluşlarından 200’ü aşkın temsilcinin
katılımıyla bir otelde yapıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim
Değişikliği Başkanı Orhan Solak, toplantıda yaptığı
konuşmada, “Yeşil kalkınma devrimi açısından,
UNDP ile birlikte hazırlayacağımız yeni strateji, 21.
yüzyıl ortasına kadar ülkemizin iklim direncini artıracak
vizyonu ortaya koyacak ve 2053 yılında net sıfır
hedefine giden rotayı çizecek. Bir yandan da ulusal
kalkınma hedeflerimizi gerçekleştirecek ve yeşil
kalkınma vizyonuyla uzun vadeli iklim eylemine giden
yolu hazırlayacak” dedi.
UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton da
ülkelerin gelecek yıl yeniden bir araya gelip, emisyonlara
kesin “dur” demek için ihtiyaç duyulan siyasi
iradelerini bu yönde oluşturma amacıyla çabalamayı
kabul etmelerinden çok memnun olduklarını belirterek,
“Bu bağlamda, Türkiye’nin bugünün gerektirdiği
UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton
cesaret ve arzuyu yansıtan amaç ve hedefleri benimsemesi
için zamanlamanın ideal olduğunu düşünüyoruz”
değerlendirmesini yaptı.
Bakanlık ve UNDP arasındaki iş birliğiyle 2022
sonuna kadar tamamlanacak yeni strateji, ekonomi
genelinde ve sektöre özgü hedefler, dönüm noktaları
ve eylem planları içerecek. Ulusal İklim Değişikliği
Uyum Eylem Planı ile Türkiye’nin düşük karbonlu
kalkınmaya geçişi ve iklim dirençli geleceği için kritik
rol oynayacak. Başarılı bir iklim eylemi, toplumun tüm
kesimlerinin ve hükümetin tüm organlarının koordineli
çalışmasına bağlı olduğundan, UNDP ve bakanlık,
tüm aktörlere doğru ve yararlı bilgiler sağlamak ve
halkın farkındalığını artırmak için birlikte çalışacak.
Ortak iklim planlama girişimi, Küresel Çevre
Fonu (GEF) tarafından destekleniyor. GEF, Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin
(BMİDÇS) onaylanmasından bu yana, Türkiye’nin bu
sözleşme kapsamında düzenli raporlama yükümlülüklerini
yerine getirmesini desteklemek üzere,
uzun yıllardır UNDP programına finansman sağlıyor.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 51
Ali Berk Bilir
Bilkent Enerji Politikaları Araştırma
Merkezi tarafından hazırlanmıştır.
Almanya’da yeni dönem
Almanya’da iktidara gelen koalisyon hükümetinin ajandasında iklim değişikliği ve enerji
dönüşümü büyük bir yer kaplıyor. Açıklanan “Daha Cesur İlerleme-Özgürlük, Adalet ve
Sürdürülebilirlik İttifakı” adlı bir koalisyon anlaşmasında güçlü iklim ve enerji hedefleri var.
Anlaşma, yenilenebilir enerjiler, doğal gaz, karbon fiyatlandırması, negatif emisyonlar, sanayi
ve benzeri alanlarda reformları ve politika değişikliklerini öngörüyor…
6 Aralık’ta Almanya’nın Sosyal Demokratik Partili
(SDP) lideri Olaf Scholz, yeni şansölye olarak
yemin etti ve Angela Merkel ve Hristiyan Demokrat
Birliği’nin (CDU) 16 yıllık yönetimine fiilen son verdi.
Koalisyon hükümetleri Alman siyasetinde bir normdur.
Olaf Scholz’un hükümeti; SDP, Yeşiller ve liberal
Hür Demokratlardan oluşan bir koalisyon hükümeti
olacağından, bu normun bir istisnası değil. Yeni hükümette
yer alacak partiler, anlaştılar ve geçtiğimiz
hafta bunu politikalarına bir rehber olarak açıkladılar.
Anlaşma; iddialı ekonomik, dış, sivil, iklim ve
enerji politikalarından oluşuyor ve muhtemelen tüm
Avrupa’yı ve dünyayı etkileyecek.
Seçim sürecinde partilerin ve kamuoyunun üzerinde
durduğu iki önemli konu, iklim ve enerji oldu.
Ana politikaları çevre ve iklime dayanan Yeşiller,
CDU ve SDP geri dönene kadar yüksek bir anket rekorunun
tadını çıkardı. SDP’nin küçük bir farkla lider
parti olarak geldiği seçimden sonra, enerji ve iklim
konuları partiler arası koalisyon görüşmelerinin
yapılması ya da kırılması açısından önemli konular
oldu. Seçimden iki ay sonra, “Daha Cesur İlerleme-Özgürlük,
Adalet ve Sürdürülebilirlik İttifakı” adlı
bir koalisyon anlaşması açıklandı. Anlaşmanın güçlü
iklim ve enerji hedefleri var. Anlaşma, yenilenebilir
enerjiler, doğal gaz, karbon fiyatlandırması, negatif
emisyonlar, sanayi ve benzeri alanlarda reformları
ve politika değişikliklerini öngörüyor. Koalisyon, önceki
plandan 8 yıl önce, 2030 yılına kadar kömürü
kullanımdan kaldırmayı planlıyor. Buna göre doğal
gaz, geçiş sürecinde bir köprü olarak görülüyor. Ayrıca,
düşük gelirli hanelere yönelik desteğin yanı sıra
52 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
artan karbon fiyatını da destekliyorlar. Ne olursa olsun,
kriz nedeniyle gaz fiyatları zaten yüksek. Bu nedenle
anlaşma, ısıtma ve nakliye yakıtlarında karbon
fiyatında herhangi bir artış olmayacağını belirtiyor.
Koalisyon ayrıca 10 yıl içinde elektrik şebekesinin
yüzde 80’ine yenilenebilir enerji sağlamayı hedefliyor.
Ayrıca anlaşma, 2040 yılına kadar elektrik için
gazın aşamalı olarak kaldırılmasını öneriyor.
Karbon kaçağını önleyecek strateji
geliştirilecek
Ayrıca koalisyon, 2022’de Federal İklim Eylem
Yasası’nda reform yapma ve iklim koruması için
acil bir eylem programı uygulama sözü de veriyor.
Buna göre, bakanlıkların artık yasa teklifinin iklim
etkisi üzerindeki etkisini ve ulusal iklim hedefleriyle
uyumluluğunu kontrol etmesi gerekiyor. Bu, hükümetin
iklim yanlısı politikaları kurumsallaştırma
konusundaki ciddiyetini gösteriyor. Yeni hükümetin,
aynı zamanda Yeşiller Partisi’nin eş başkanı olan
Green’den Robert Habeck’in başkanlık edeceği yeni
bir İklim ve Ekonomi Bakanlığı kurmasının daha da
güçleneceğine inanıyorum. Ayrıca koalisyon, karbon
kaçağını önleyen bir endüstriyel strateji geliştirmeyi
amaçlıyor. 2030 yılına kadar 10 gigawatt’lık elektroliz
kapasitesine ulaşmak veya Almanya’yı e-mobilite
için lider bir pazar haline getiren sürdürülebilir
mobilite geçişi gibi birçok başka alanda da önerilen
değişiklikler ve hedefler var.
RUSYA İLE İLİŞKİLER
NASIL SEYREDECEK?
AB ve Almanya, özellikle bu kış gaz fiyatlarının hızla
artması ve Rusya’nın AB ülkeleriyle anlaşmak için
doğal kaynaklarını kullanması nedeniyle enerji güvensizliği
ile karşı karşıya. Ne olursa olsun, koalisyon
anlaşması Nord Stream 2’den bahsetmiyor ve sonuçta
Almanya’nın Rusya’ya ve Rus etkisine bağımlılığını artırıyor.
Ancak koalisyon, Rusya’nın hedeflerinin Batı’da
birçok kişiyi alarma geçirdiği Belarus ve Ukrayna konularında
Rusya’ya karşı eleştirel bir tavır sergiliyor.
Yeni Alman hükümeti, Merkel hükümetinin ilişkilerinde
çok dikkatli davrandığı Rusya’yı yabancılaştırmak
istemiyorsa, Rusya’ya eleştirel yaklaşmak ve otoriter
gelişmelere karşı “geri itme” vaatlerini dikkatle yerine
getirmesi gerekiyor. Öte yandan, enerji ve iklim politikalarına
ilişkin vaatler ve hedefler, Almanya’nın fosil
yakıtlara olan bağımlılığını azaltacak ve dünyanın iklim
değişikliğiyle mücadelesine yardımcı olmasının yanı
sıra Almanya’nın enerji güvenliğini de güçlendirecektir.
Hedefler arasında Uluslararası İklim Kulübü
de var
Temelde her sektörü ve hatta günlük konuları
içerdiğinden, anlaşmanın iklim ve enerji odağı ve
amaçları için daha fazlası yazılabilir. Ancak koalisyon
anlaşmasının daha büyük etkileri var. Almanya,
Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise dördüncü büyük
ekonomisi. Ayrıca Avrupa Birliği’nin en önemli aktörlerinden
biri. COP26, iklim politikası için büyük bir
başarı değildi. Yeni Alman hükümetinin taahhüdü
ve reform vaatleri devrim niteliğinde görünüyor. Almanya
ayrıca Avrupa siyasetini ve kurumlarını etkileme
araçlarına sahip. Örneğin koalisyon, enerji
ticareti sistemi (ETS) kapsamında AB çapında bir
karbon taban fiyatı için bastırmayı amaçlıyor. Ayrıca
hükümet, yeşil hidrojen için bir Avrupa Birliği kurulmasını
destekleyecek ve tek tip bir CO2 minimum
fiyatı ve ortak bir karbon sınırı ayarlaması ile bir
Uluslararası İklim Kulübü başlatacak.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 53
Başak Bozoğlu
Bilkent Enerji Politikaları Araştırma
Merkezi tarafından hazırlanmıştır.
Şili’nin çöllerinde
“Moda Dağı” oluştu
Moda, dünyadaki mevsimsellik, popülerlik ve diğer
sektörel trendlere göre çok hızlı değişen devasa
bir sektör. Moda sektörü, tüketicilere farklı ekonomik
alternatifler sunacak özel tasarımları (haute-couture)
ve hızlı modayı (fast fashion) içeriyor. H&M,
Stradivarius, ZARA gibi hızlı moda şirketleri; ünlü
moda markalarının koleksiyonlarını çok daha ucuza,
çok daha hızlı ve fazla miktarda insanlara sunmayı
hedefler. Hızlı moda, insanlara modayı ucuza takip
etme imkanı sunsa da doğa üzerinde geri dönüşü
olmayan etkilere neden olmaktadır.
Kısa bir süre önce Şili, modanın doğa üzerindeki
etkisinin en yeni ve en korkunç örneğiydi. Şili’de
dünyanın en kurak çölü olan Atacama Çölü, en az
39 bin ton ikinci el veya satılmamış tekstil ürününün
geri dönüştürülememesi nedeniyle önemli kirliliğe
Kaynak: Insider
54 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
maruz kalıyor. Atacama Çölü’nde yüz binlerce ton
atık tekstil ürününün çöp dağlarına neden olduğu
belirtildi.
Bir kıyafetin yok olması 200 yılı buluyor
Bunun nedenlerinden biri, son 10 yılda giyim
sektöründe çocuk işçiler ve düşük ücretlerle birlikte
üretim hızının artmasıdır. Petrol kullanımıyla birlikte
üretim maliyetleri düştüğü için moda üretiminde artan
sayıda insan çalışıyor. Özellikle polyester, spandex,
akrilik ve petrol ürünü olan elastanın moda
sektöründe hammadde olarak ucuz işgücü ile kullanılmasıyla
sektör giderek büyüdü. Bu durum, üretim
ve tüketim hızını artırıyor. Moda endüstrisinin üretim
hızı bu şekilde devam ederse, 2050 yılına kadar
dünya petrol tüketiminin yüzde 20’si sadece moda
endüstrisi tarafından kullanılacak. Bu, 2018’de Hindistan’ın
tamamının ürettiğinin iki katı kadar karbon
anlamına geliyor. Ayrıca BM Sürdürülebilir Moda İttifakı
Raporu, endüstrinin yılda yaklaşık 215 trilyon
litre su tükettiğini ve dünyadaki sera gazının yaklaşık
yüzde 2-8’ine neden olduğunu gösteriyor.
Şili’deki olay, durumun en açık örneklerinden
biridir. Petrolün ürettiği geri dönüşümü olmayan ve
sürdürülemez ürünler, diğer devletler tarafından
kabul görmüyor ve nihayetinde Şili’de dünyanın her
yerinden hızlı moda ürünleri bulunuyor. EcoFibra’nın
kurucusu, asıl sorunun giysilerin biyolojik olarak
parçalanamaması ve kimyasal ürünler içermesi, bu
nedenle diğer ülke belediyeleri veya şehir belediyeleri
tarafından kabul edilmemesi olduğunu iddia
ediyor. Ayrıca geri dönüştürülemeyen kıyafetlerin
doğada yok olması 200 yıl alıyor. Giysiler, çölün ortasında
bir dağ yaratmanın yanı sıra biyolojik olarak
parçalanamadıkları için çevre kirliliğini ve insanların
kimyasala maruz kalmalarını da artırdı. Şili için ise
çözüm henüz açıklanmadı.
Yenilenebilir doğal malzemelerden üretim yapmak
günümüz teknolojisi ile elbette mümkün. Bazı
hızlı moda markaları petrol malzemelerini sürdürülebilir
malzemelerle değiştirmeye başladı. Örneğin,
H&M Paris’te yeni bir koleksiyon olan “I am Co-Exist’i
(Ben Birlikte Varım) sergiledi. Koleksiyonda petrol
ürünleri yerine sürdürülebilir malzeme olarak Yulex
adı verilen patentli, yenilenebilir ve doğal kau-
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 55
çuk malzeme gösterildi. Hayvan tüylerine bir alternatif
olan FLWRDWN ve yağ bazlı ve hayvan derilerine bitki
bazlı bir alternatif olan VEGEA, yeni tanıtılan malzemelerden
biri. SpinDye ise yüzde 75 daha az su, yüzde
90 daha az kimyasal ve yüzde 30 CO2 azaltımı ile renkler
oluşturan geri dönüştürülmüş polyester boyamanın
yeni nesil yolu olarak tanıtıldı. Koleksiyonun önemi, polyesterin
teknoloji ile geri dönüştürülmesinin ve moda
endüstrisinde petrol yerine doğal atık malzemelerin
kullanılmasının mümkün olduğunu göstermektir. Ancak
bunun tüm dünyada nasıl ve ne miktarda kullanılabileceği
hala bir soru işareti.
WWF Market, Türkiye’de gençlerin ilgisini çekti
Sürdürülebilir modanın ülkemizdeki en güzel örneklerinden
biri WWF Market (World-Wide Foundation).
Yüzde 70 GOTS sertifikalı organik pamuk ve yüzde
30 geri dönüşümlü polyester kullanarak Türkiye’de üretim
yapan firma, gençler için alternatif bir seçenek oluşturdu.
Marka sadece nesli tükenmekte olan hayvanlara
dikkat çekmekle kalmıyor, aldığınız her üründe ne kadar
su tasarrufu sağladığını da net bir şekilde gösteren
bilgileri sunuyor. En can alıcı nokta ise sürdürülebilirlik
anlayışının sadece malzeme kullanımı ile sınırlı kalmaması.
Kumaş, boyama, baskı ve dikim, nakliye, satış ve
ürün bakımından müşterilere geri dönüşümlü, çevre
dostu hizmetler sunmaya çalışıyor. İnsanlar alışveriş
yaparken tercihlerinin farkında olabilir ve sürdürülebilir
moda akımını yükseltmek için çevre dostu, geri dönüştürülmüş
ürünler üreten organik pamuklu ürünlerden
oluşan markaları tercih edebilirler.
DAHA BİLİNÇLİ
ALIŞVERİŞ YAPMAK
GEREKİYOR
Sektörün değişmesi uzun zaman alsa da
insanların bireysel tercihleri birçok şeyi
değiştirebilir. Kasım, tüm dünyada indirim
ayı olarak bilinen ve insanları çok
daha fazla alışveriş yapmaya yönlendirilen
Kara Cuma (Black Friday) olarak bilinen
alışveriş gününün olduğu bir ay. Kara
Cuma, Amerika’da başlayan ve Amerikan
Şükran Günü tatilinin ertesi günü gerçekleşen
bir alışveriş konsepti. İstatistiklere
göre, yalnızca ABD’de insanlar 2020’de
çevrimiçi satışlara 14,13 milyar dolar harcadı
ve bu, Kara Cuma’da 9,03 milyar dolar
harcandı. Sosyal medya ile birlikte artan
alışveriş yapma isteği, özellikle bu tür popüler
indirim dönemlerinde daha dikkatli
olmayı gerektiriyor. Kara Cuma tek başına
büyük bir ekonomik hareket yaratsa da
dünyada daha fazla giyim fazlasına neden
oluyor. Bu bakımdan insanların ihtiyaç
duyduklarında uzun yıllar kullanabilecekleri
çevre dostu ürünleri satın almaya
daha fazla alışmaları gerekmektedir.
56 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
Erkin Sancarbaba
Bilkent Enerji Politikaları Araştırma
Merkezi tarafından hazırlanmıştır.
Geleceği inşa etmek-NEOM
Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı içinde yer alan giga-şehir NEOM, yeni finans ve
teknoloji merkezi olarak konumlandırılıyor. Ayrıca imar planı, petrol gelirlerine yüksek oranda
bağımlı bir ülkenin, çevre dostu ve kendi kendine yeten bir ekosisteme dönüşüm sürecini
ortaya koyma potansiyelini de gösteriyor…
Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı 25 Nisan
2016’da açıklandığında, kapsamlı plan ülkenin
gelecek beklentileri hakkında net bir mesaj verdi.
Vizyon, büyüyen ekonomisi ve artan nüfusu ile Suudi
Arabistan’a petrol gelirlerine bağımlılığı azaltmak,
alternatif enerji kaynakları oluşturmak, altyapı yatırımlarını
teşvik etmek, sağlık ve eğitim sistemlerini
revize etmek gibi anlaşılır hedefler koyuyordu.
Vizyonun önemli bir aktörü olarak, fütürist NEOM
giga-şehir projesi, yukarıda belirtilen hedefleri tek
bir çatı altında toplamayı planlıyor. Krallığın nispeten
yeni ve iddialı liderliği, Orta Doğu bölgesinin yeni
finans ve yüksek teknoloji merkezi olma potansiyeli
yüksek bir bölgesel cazibe merkezi inşa etme konusundaki
kararlılığını ifade ediyor. Dev proje, yatırımcıların
iş kollarını revize eden ve dönüştüren
yatırım modelini temsil ediyor. Ayrıca imar planı,
petrol gelirlerine yüksek oranda bağımlı bir ülkenin,
çevre dostu ve kendi kendine yeten bir ekosisteme
dönüşüm sürecini ortaya koyma potansiyelini de
gösteriyor.
Proje tamamlandığında bir ilk olacak
En büyük ham petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan’ın
enerjisini tamamen yenilenebilir enerji
kaynaklarından alan sürdürülebilir bir giga-şehir
inşa etme planı, diğer enerji üreticisi ülkeler için ilham
kaynağı olabilir. Ülkenin 2030 vizyonunun bir
parçası olan 500 milyar dolarlık giga-şehir planı, sadece
sürdürülebilir bir ekosistem inşa etmekle ilgili
değil. Plan, sonunda fosil yakıt gelirlerinin sürdürü-
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 57
lebilirliği finanse ettiği bir modeli temsil ediyor. Söz
konusu model, elbette uluslararası yatırımcıların
yanı sıra yeni Suudi liderliğinin ve yerel yatırımcıların
desteği olmadan uygulanamaz. 500 milyar dolarlık
SABIC ve Saudi Aramco gibi hissedarları bulunan
Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu, projenin önde
gelen finansörü konumunda. Ayrıca Aramco halka
arzının sonucu olan para akışının katkısı da küçümsenemez.
Projenin hayata geçmesinden sonra
dünya, aralarında petrol devlerinin de bulunduğu
bir grup şirket tarafından finanse edilen ve aynı zamanda
tamamı yenilenebilir enerji kaynaklarından
beslenen bir yatırıma tanık olacak.
Vurgulandığı gibi NEOM projesi, enerji gereksinimlerini
yalnızca yenilenebilir kaynaklardan karşılayan
bir giga-şehir vaat ediyor. Proje, yılda 700
bin otomobilin emisyonuna eşit olan üç milyon ton
CO2 tasarrufu sağlamayı hedefliyor. Güneş, rüzgar
ve hidrojene dayalı elektrik üretimi kullanarak, temiz
ve kirlilikten arındırılmış kentsel ortamların sağlanması
amaçlanıyor. Bu yeşil enerji üretim yöntemleri,
sıfır emisyonlu, karbon pozitif bir ekosistemde üretimi
ve üretimi yeniden topluma dönüştürme potansiyeline
sahip.
Yeşil hidrojende çığır açabilir
Proje kapsamında Suudi Arabistan, güneş ve rüzgar
gibi yenilenebilir kaynaklardan yılda 10 GW’tan
fazla enerji üretmeyi öngörüyor. Söz konusu üretim
kapasitesi, günde yaklaşık 80 bin varil yakılan gücün
yeşil enerji ile değiştirilmesi anlamına geliyor. Bu
tür bir enerji üretim kapasitesi, sadece giga-kentin
enerji ihtiyacının karşılanmasında değil, çevre yerleşim
bölgelerine enerji sağlanmasında da önemli bir
PROJENİN AKIBETİNİ ÜLKENİN
İMAJI DA ETKİLEYECEK
Suudi Arabistan’ın 2030 vizyonu ve NEOM projesi,
ülke ve halkı için alternatif bir geleceği temsil ediyor.
Vizyon 2030 kapsamında inşa edilmesi planlanan
proje, ülkenin sürdürülebilir ve kendi kendine
yeterli hale gelmesi olarak tanımlanabilecek temel
ve gelecekteki zorlukların üstesinden gelme potansiyeline
sahip. Bu doğrultuda, sürekli yerel ve
uluslararası yatırımlar kadar, ülkenin hedef odaklı
liderliğinin kararlılığını sürdürmek de büyük önem
taşıyor. Kapsamlı Vizyon kapsamındaki giga projelerinin
akıbeti ise ülkenin kamuoyundaki imajı ile
doğrudan ilişkili. İnsan hakları ihlalleri, basın özgürlüğüne
doğrudan müdahaleler, hukuk devleti
eksikliği girişimin geleceğini doğrudan tehdit eden
unsurlardan sadece birkaçı. Kısacası NEOM, Suudi
Arabistan’ın hayati zorluklarına odaklanıyor ve
ülkenin geleceğine yönelik ulusal politikaların bir
parçası olarak uygulanması gerekiyor.
role sahip.
Ayrıca fütüristik şehir projesi, yeşil hidrojen için
de dünyanın çığır açan merkezlerinden biri olmayı
hedefliyor. NEOM’un yeşil hidrojen tesisinin planlayıcıları,
üretim birimlerinin inşasının 2022’nin ilk
yarısında başlayacağını tahmin ediyor. Tesis, günde
650 ton karbonsuz hidrojen ve 1,2 milyon ton yeşil
amonyak üretme kapasitesine sahip olacak. Bu da
karbondioksit emisyonlarını yılda 3 milyon ton eşdeğeri
potansiyel olarak azaltabilir. Mevcut durumda
bu tür bir yatırım eşsiz bir örnek teşkil etmekte ve
ülkeyi sektör ve bölge açısından oldukça stratejik
bir konuma yerleştirmektedir. Bölgede olumlu ayrışmayı
yakalama hedefleri olan bir ülke olarak söz
konusu yatırım fırsatı hızlandırıcı bir etki olabilir.
58 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
Halil Öztürk
Bilkent Enerji Politikaları Araştırma
Merkezi tarafından hazırlanmıştır.
Antarktika ve küresel ısınma:
Olasılık mı kesinlik mi?
İnsan faaliyetleri ile Antarktika ve küresel ısınma arasında bir ilişki düşünmek
gerçekten doğru mu? Bu soruyu cevaplamak bu makalenin ana konusu olacak, ancak
cevabı daha iyi anlamak için hızlı bir arka plan bilgisi girişi olacak…
Antarktika bildiğiniz gibi, dünyanın ortalama
en soğuk bölgesinde yer alması nedeniyle eşsiz
bir kıta. Ne yazık ki, bu eşsiz güzellikteki topraklar,
sürekli küresel ısınma ile anılır ve “Antarktika” kelimesine
genellikle “erime” kelimesi eşlik eder. Eğer
internette gezinmeyi veya televizyon izlemeyi seviyorsanız,
Antarktika’nın her gün erimesiyle ilgili
bazı haberler görürsünüz. Örnek vermek gerekirse,
BBC web sitesinde küresel ısınma ile ilgili günlük
haberler dışında, sürdürülebilir bir dünya için “Geleceğin
Gezegeni” adlı, küresel ısınmayla yakından
ilgili sürdürülebilirlik ile ilgili yazıların yer aldığı ve
bir kısmı “Antarktika sorununu” içeren bir bölüm
var. Devam etmeden önce, bir BM organı olan Hükümetlerarası
İklim Değişikliği Paneli’ni (IPCC) tanıtmak
istiyorum. IPCC düzenli iklim değişikliği, onun
etkileri ve gelecekteki risklerin bilimsel temelini değerlendirmelerini
ve adaptasyon ve etkileri azaltma
seçenekler sağlar. IPPC, yüzlerce bilim insanı, diplomat
ve politikacı arasında imkansız görülen bir fikir
birliğine varmaya çalışıyor. BM harflerini bilmeden
uluslararası meseleler hakkında konuşamayacağımıza
dair aşağıdaki ifadeyi kabul ettiğimizi varsayalım.
Bu durumda, IPPC’yi bilmeden iklim değişikliği
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 59
hakkında da konuşamayacağına dair aşağıdaki ifadeyi
kabul edebiliriz.
Devam etmek için genel olarak, Antarktika’daki
buzu eritmekten insanın sorumlu olduğunu söylüyoruz,
bu da bize gelecekte temiz su kıtlığı, sel vb.
gibi sorunlar getirecek. Bununla birlikte, bu iddia tamamen
doğru mu? Bu soruyu cevaplamak, kişisel
hesaplamalar, fikirler vb. olmadan sadece bazı bilgiler
vermeye çalışacağım bu makalenin ana odak
noktası olacaktır.
Antarktika’yı insan eritiyor
Antarktika eriyor. Araştıracağımız ifade basitçe
“Antarktika’yı insan eritiyor”. Araştırırken, iki farklı
yönü işaret edeceğiz.
İlk olarak, 2007’de, IPPC 4. Değerlendirme Raporu,
son 50 yılda yaşanan küresel iklim değişikliğinin
çoğunlukla insan faaliyetleri nedeniyle çok
muhtemel olduğunu iddia ediyor; büyük olasılıkla
raporda belirtildiği gibi burada yüzde 90’dan fazlasına
eşdeğerdir. Temel bir olasılık bilgisiyle küresel
ısınma için insanları suçlayamayacağımızı iddia etmek
için yüzde 10 şansımız olduğu anlamına gelir.
Şekil 1 yıldan yıla sıcaklık anomalisindeki bazı inişli
çıkışlı dalgalanmaları gösteriyor; bu tür dalgalanmalara
neyin neden olduğunu bilemeyiz çünkü göreceli
olasılık frekansını kullanırsak, adil bir bozuk
parayı 100 kez atarsanız, her zaman 50 yazı ve 50
tura gelmesi gibi bir durum görmeyeceğinizi biliyoruz.
Dolayısıyla bu dalgalanmaların kaynağı insan
faaliyetlerinden ziyade bazı doğa olaylarından kaynaklanıyor
olabilir.
İkincisi; NASA’ya göre, 2002 ve 2020 yılları arasında
Antarktika’da küresel ısınmanın etkisi gibi
görünen küresel deniz seviyelerine katkıda bulunan
yılda ortalama 149 milyar metrik ton buz eridi. Bununla
birlikte, belki de görünüm gerçeği yansıtmıyor.
IPCC bilim adamları, 2000 yılında, toplam buz
değişimi ile küresel ısınma arasındaki ilişkiyi tahmin
ettiler. Şaşırtıcı bir şekilde, istisnasız tüm bilim
adamları, küresel ısınmanın Antarktika›nın buzunu
artıracağını tahmin ettiler. Sonuç basitti: Daha sıcak
hava, daha fazla su buharlaşması, bu da ilave
kar ve Antarktika buz kütlesinde büyüme beklentisi
anlamına geliyor; Ayrıca, 1 veya 2 Santigrat ısınma
ile Antarktika’nın çok soğuk kaldığına dikkat edilmelidir.
Öte yandan, şimdiye kadar Antarktika›nın
eridiğini gördük. Bu bir çelişkidir ve doğal olarak
bu sonuç küresel ısınmayı çürütmez. Bunun yerine,
ısınma anlayışımızın Antarktika’daki erime hakkında
kesin bir şey söylemek için yeterli olmadığını
anlayabiliriz. Dolayısıyla, Antarktika’nın erimesi ve
küresel ısınma ile ilişkisi hakkında bazı haberler
duyduğumuzda, bunun olabileceğini anlayabiliriz,
öyle değil.
Sonuç olarak, küresel ısınma herkes tarafından
her gün her yerde tartışılan bir konudur. “Antarktika
eriyor” ifadesi bu konuyu bazıları için daha da korkutucu
kılıyor. Ancak ilginç bir şekilde, Antarktika
sorunu ile küresel ısınma hakkında düşündüğümüz
gibi mükemmel bir bilgi yok. Bunun yerine, bir olasılık
var.
Şekil 1: Küresel Isınma. 2000’den 2020’ye kadar Dünya’nın ortalama sıcaklığı
Kaynak: NASA
60 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
SOSYAL SORUMLULUK
OEDAŞ, “Enerjimiz Eşit” projesiyle
EBRD’den gümüş madalya kazandı
Osmangazi Elektrik Dağıtım’ın çağın en önemli sorunları arasında yer alan fırsat eşitliğini kendi
sektörlerinde ele almak adına hayata geçirdiği Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programı, Avrupa İmar ve
Kalkınma Bankası tarafından ödüle layık görüldü…
Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir,
Kütahya ve Uşak illerinin
elektrik dağıtım hizmetini sağlayan
Osmangazi Elektrik Dağıtım,
toplumsal cinsiyet eşitliği alanında
“Enerjimiz Eşit” markası ile
bir sosyal sorumluluk programı
başarıyla sürdürülüyor. Program,
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın
(EBRD) 2021 yılındaki
Sürdürülebilirlik Ödülleri’nde
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve
Ekonomik Kapsayıcılık kategorisinde
gümüş madalya aldı.
OEDAŞ Genel Müdürü Fuat
Celepci, ödüle dair şunları söyledi:
Asli görevimiz olan elektrik
dağıtım hizmetini en iyi şekilde
sağlarken toplum ve dünyanın ihtiyaçlarına
da yanıt vermek adına
çaba sarf etmeye devam ediyoruz.
Çağımızın en önemli sorunları
arasında yer alan fırsat eşitliğini
sektörümüzde ele almak
adına, ‘Enerjimiz Eşit’ diyerek hayata
geçirdiğimiz programımızın
EBRD tarafından ödüle layık görülmesi,
doğru yolda olduğumuzu
bir defa daha gösterdi.
Hem global arenada hem de
ülkemiz içinde kıymetli kurumların
takdirini kazanmak,
gelecekte hayata geçireceğimiz
projelere olan heyecanımızı
daha da artırıyor. Bu
vesile ile ‘Enerjimiz Eşit’ programımızın
hayata geçmesinde ve
eşit bir dünya hayaliyle hareket
eden tüm çalışma arkadaşlarıma
bir defa daha teşekkür ediyorum.”
Görsel ve metinsel dünyasını
baştan aşağı ‘Toplumsal Cinsiyet
Eşitliği’ programı kapsamında yenileyen
OEDAŞ, üç yıldır sürdürdüğü
meslek lisesi eğitimleriyle
fırsat eşitliği bakımından dezavantajlı
sektörler arasında yer
alan enerji sektöründe ezberleri
bozuyor. UN Women ve UN Global
Compact ortak inisiyatifi olan,
toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve
kadınların işyerinde ve toplumda
güçlendirilmesinin nasıl teşvik
edileceği konusunda rehberlik
sunan bir dizi prensipten oluşan
WEPs’in imzacıları arasında bulunan
OEDAŞ’ın benimsediği 7
prensip şöyle:
Toplumsal cinsiyet eşitliği için
üst düzey kurumsal liderlik
sağlanması
Tüm kadın ve erkeklere iş yaşamında
adil davranılması,
insan haklarına ve ayrım yapmama
ilkesine saygı gösterilmesi;
bu ilkelerin desteklenmesi
Tüm kadın ve erkek çalışanların
sağlık, güvenlik ve refahının
sağlanması
Kadınların eğitim, kurs ve profesyonel
gelişim olanaklarının
desteklenmesi
Kadınların güçlenmesi için girişimci
gelişimi, tedarik zinciri
ve pazarlama yöntemlerinin
uygulanması
Toplumsal girişimler ve
savunuculuk çalışmalarıyla
eşitliğin teşvik edilmesi
Toplumsal cinsiyet eşitliğine
ilişkin elde edilen başarıların
değerlendirilmesi ve
halka açık raporlanması.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 61
VİZYON
Dr. Serhan Ünal
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümüv
100 soruda
sürdürülebilir enerji
Enerji sektöründeki meselelerin ortak özelliği, daima
karmaşık olmanın yanında, diğer sektörlerde olmadığı
kadar belirgin çok disiplinli bir bakış açısı ihtiyacıdır. “100
Soruda Sürdürülebilir Enerji” isimli kitap tam olarak böyle
bir bakış açısıyla, karmaşık meselelere eğiliyor. 2021 yılı
Ağustos ayında Nobel Bilimsel Eserler tarafından neşredilen
yayın, Dr. Sırrı Uyanık tarafından kaleme alınmış. Enerji
sektörünün özellikle de elektrik sektöründekilerin, yakından
bildiği bir isim olan yazar, geniş bir akademik, idari ve
profesyonel tecrübeye sahip bir isim...
Kamu yönetimi alanındaki eğitimini uzun bir
içişleri kariyeriyle devam ettiren Uyanık, birçok kademede
görev yaptıktan sonra, 2000’li yılların başında
İsken (İskenderun Enerji Ticaret A.Ş.) bünyesinde
özel sektöre geçerek, kamu tecrübesini özel
sektörle birleştirmiş. Doktora da yaparak akademik
kariyerin ilk adımını atan Uyanık, yayınlanmış birçok
akademik makaleye de sahip. Dolayısıyla yazar, hem
kamu hem akademi hem de profesyonel kariyerinin
sağladığı geniş bir bakış açısına sahip. Fakat daha
da önemlisi, hem sosyal bilimler alanındaki eğitim
ve kariyerinin hem de yönetici olarak, belki biraz da
mecburen edinmek zorunda kaldığı teknik temelin
sayesinde, enerji gibi teknik bir meseleyi, herkesin
anlayabileceği dilden anlatabilecek isimlerden biri.
Eser, beş ana bölümden müteşekkil. Tarihi süreç
içerisinde enerji kaynaklarının değişimi ve rollerine
değinen ilk bölümü; enerji güvenliği, ulusal politikalar
ve enerji jeopolitiğine değinilen ikinci bölüm
takip ediyor. Elektriği hem geçmişin hem geleceğin
aydınlığı olarak tanımlayan üçüncü bölümden sonra,
enerji, çevre ve iklim değişikliği konularına temas
eden kapsamlı dördüncü bölüm gelirken, enerji
devrim ve dönüşümlerini gelecek tartışmaları zaviyesinden
ele alan beşinci bölüm, kitabın son ana
bölümü.
62 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
Her bir bölüm, kendi içinde birçok soruya bölünerek,
enerji konuları bu sorulara verilen cevaplar
şeklinde işlenmiş. Konunun karmaşıklığı, sorular
cevaplanırken yer yer diğer sorulara da kısmen değinilmesi
gerekliliğine yol açmakla beraber, eserin
genel anlamda kurgusunun çok iyi olduğunu belirtmek
gerekiyor. Bu yönüyle eser, sadece enerji ve
çevre konuları hakkında temel bir kavrayışa sahip
olmak isteyen genel okuyucu kitlesi için değil, aynı
zamanda bu konularda ders almak isteyen (veya almakta
olan) üniversite öğrencileri için de karmaşık
konuları aydınlatıcı yardımcı bir eser niteliğini haiz.
Bütün güçlü yönlerine rağmen, kitabın iki alanda
zayıflık gösterdiği de not edilmeli. İlk olarak, kitabın
Türkiye’deki yerli kömür potansiyelinin neden değerlendirilemediğini
inceleyen kısmının, müellifin
mesleki tecrübesi de göz önünde bulundurulduğunda
daha detaylı, bilgilendirici ve geniş kapsamlı
olabileceği beklentisi gelişiyor. İlgili kısımda yazar
serbestleşme döneminden sonra yerli kömür potansiyelinin
değerlendirilmesine ilişkin oluşan sorunlara
daha çok ağırlık verirken, tarihsel olarak eksik
bıraktığı bir dönem olması, çalışmanın bu kısmında
bir zafiyet yaratmakta. Uyanık, konuyla ilgili olarak,
kömür potansiyelinin neden arzu edildiği seviyede
değerlendirilemediğini açıklarken, serbestleşme
sonrası döneme ilişkin olarak, “doğru model geliştirilememesi”
konusunu, atıl kömür varlığının değerlendirilemeyişi
ile ilgili en önemli sebep olarak
göstermekte.
Yerli kömür potansiyeli daha ayrıntılı
incelenebilirdi
Şahsen bu yoruma bütünüyle katılıyorum. Ancak
doğru model geliştirilememesi, esasında kendi
içinde bir soru saklıyor olmak bakımından eksik bir
cevap. Esas meselenin, doğru modelin neden geliştirilemediğinde
saklı olduğu açık olmasına rağmen
bu kısım, “ortak aklın” geliştirilememiş olması gibi
ne olduğu tam da belli olmayan, geniş ve muğlak ifadelerle
işlenmiş. Ayrıca, yazarın bu açıklaması, yerli
kömür potansiyelinin serbestleşme öncesi dönemde
(2001 öncesi) neden değerlendirilemediği hususunu
açıklamaya yetmiyor. Zaten yazar da serbestleşme
öncesi dönemde yerli kömür potansiyelinin neden
değerlendirilemediğine eğilmiyor. Bu durum, en
azından bu sorunun cevabının zayıf kalmasına neden
oluyor.
Enerji türleri ve savaşlar ilişkisi…
Kitaba ilişkin ikinci bir zayıflık ise yazarın, yenilenebilir
enerji kaynaklarının (YEK), ulusal ve küresel
enerji tüketimlerinde daha büyük bir pay alması sayesinde,
ulusal düzeyde demokratikleşmenin, küresel
düzeyde ise dünya barışının desteklenmiş olacağı
yönündeki öngörüsü olarak görülebilir. YEK’in payının
artması sayesinde demokratikleşme yolunda
ilerleme sağlanacağı görüşü, sıklıkla dile getirilen
ve benim de gönülden arzuladığım bir görüş olmasına
rağmen ilgili bilimsel literatürde, daha yüksek
YEK payı ve demokratikleşme arasında kanıtlanmış
bir pozitif nedensellik bulunmamakta. Her şeyden
önce, sosyal bilimlerin laboratuarı olan tarihe baktığımızda,
eğer YEK kullanımı ve demokratikleşme
arasında müspet ilişkisellik ya da nedensellik bulunsaydı,
özellikle sanayi devrimi öncesi dönemde,
yani bütün dünyanın tamamen ve mecburen yenilenebilir
kaynaklar kullandığı bin yıllar boyunca,
insanlığın nispeten daha demokratik ve barışçıl bir
dönem geçirmiş olması beklenmeliydi. Ancak konuyla
ilgili ampirik çalışmalar, insanlık tarihinin en
barışçıl döneminin, 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki
fosil yakıtlar dönemi olduğunu ortaya koymakta. Ek
olarak, aslında Uyanık’ın da belirttiği gibi, bilhassa
nadir toprak elementlerinin paylaşımına yönelik gelişebilecek
uluslararası jeopolitik mücadele, umulan
demokratik ve barışçıl geleceğin önünde ciddi engeller
yaratabilir.
Esere ilişkin editöryal bir zayıflık ise kitabın farklı
yerlerinde, aynı kavram için farklı ifadelerin kullanılmış
olması. Örneğin, bazı yerlerde ‘dağıtık’ üretim
için ‘distributed’ ve ‘dağınık’ kaynaklar için ‘desantralize’
ifadesi kullanılırken, bazı yerlerde bu kavramlar
birbiriyle değiştirilerek kullanılmakta. Dolayısıyla
bu durum, konuya yeni giriş yapan okuyucular için
kafa karışıklığı oluşturmak gibi bir sorun teşkil etmekte.
Kitabın, bu zayıflıklara rağmen özellikle genel
okuyucu ve konuyla ilgili giriş niteliğinde bir eser
okumak isteyen öğrenci ve alan dışı akademisyenler
için önemli ve değerli bir kaynak teşkil edeceğini
düşünüyorum. Yazarın, profesyonelce verdiği bilgilerin
yanında, her sorunun başında verdiği tarihsel
ve edebi nitelikteki alıntılar da kitaba yüksek değer
katan hususlardan biri. Eser, sırf bu güzel alıntılar
için dahi okunmayı fazlasıyla hak eden bir nitelikte.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 63
PROJEKSİYON
Elektrikli araç şarj soketi
sayısı 12 bin 500 olacak
EPDK Başkanı Yılmaz, 2023 yılında Türkiye’deki elektrikli araç sayısının
75 bin, şarj soketi sayısının da 12 bin 500’e ulaşacağını söyledi. Yılmaz,
şarj istasyonlarını düzenleyen yasanın da yürürlüğe girmesiyle lisanslama
faaliyetlerine başlanacağını açıkladı
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı
Mustafa Yılmaz, Türkiye’de kurulacak elektrikli
araç şarj istasyonu altyapısının yol haritasını açıkladı.
Mustafa Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Türkiye’de 6 bin elektrikli araç ve 2 binin
üzerinde şarj istasyonu bulunduğunu ifade ederek
yılsonunda TOGG’un üretim bandından inecek olması
ve Paris Anlaşması’nın Türkiye’de yürürlüğe
girmesiyle elektrikli araç sayısının hızla artacağını
söyledi. Yılmaz, “En tutucu projeksiyon dahi 2030’da
64 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
ülkemizdeki elektrikli araç sayısının 1 milyon adede
çıkabileceğini gösteriyor. 2023 yılında 75 bini aşkın
elektrikli araç ve 12 bin 500 şarj soketi olmasını öngörüyoruz.
Şu an 818’i özel kullanım olmak üzere 3
bin 36 şarj soketimiz bulunuyor” dedi.
Yılmaz, şarj hizmetine yönelik hükümlerin de
içinde bulunduğu kanun teklifinin TBMM Sanayi ve
Ticaret Komisyonu’nda kabul edildiğini anımsatarak,
teklifte ikincil mevzuatın hazırlanması için 3 aylık
süre öngörüldüğünü belirtti. İkincil mevzuatın yayımlanmasından
sonra halihazırdaki şarj istasyonlarına,
durumlarını kanuna uyumlaştırmaları için 4
aylık süre verileceğini ifade eden Yılmaz, açıklamalarını
şöyle sürdürdü:
Bu sürecin daha kısa sürede tamamlanacağını
öngörüyorum. 2022’nin ilk yarısı bitmeden şarj hizmetine
ilişkin mevzuat altyapısını tamamlamış ve
bu doğrultuda şarj hizmetine başlamış olacağımızı
düşünüyorum. Şarj hizmeti lisansa tabi bir faaliyet
olacak. Lisans, şarj ağını işletecek kişiye verilecek,
şarj istasyonları ise lisansa tabi olmayacak. Şarj istasyonlarını
lisans sahibi kurup işletebileceği gibi,
lisans sahibi sertifikalandırdığı üçüncü taraflara ait
istasyonlarda da bu hizmet sunabilecek. Şarj ağı işletme
lisansları akaryakıt dağıtım lisanslarına benzer
bir şekilde olacak. Herhangi bir ihale veya münhasırlık
olmayacak ama teşvik veya başka yollarla
istasyon kurdurulma yöntemi düşünülebilir. Yapılacak
ikincil düzenlemeleri kamuoyu görüşüne açacağız.
Konuyla ilgili her kesimden katkı ve önerileri de
bekliyoruz
Elektrik piyasasında yasaklı kişiler lisans
alamayacak
Yılmaz, EPDK’nin şarj hizmetine ilişkin fiyatları
izleyeceğini, ihtiyaç olması halinde alt ve üst limit
belirleyebileceğini bildirdi. EPDK tarafından elektrik
araç ve şarj hizmeti altyapısının gelişimine yönelik
bakanlıklardan görüş alınarak projeksiyon hazırlanacağını
aktaran Yılmaz, “Projeksiyona göre şarj
ağının yaygınlaştırılması için alınabilecek tedbirleri
ve teşvik ihtiyacını ilgili bakanlıklara bildirebileceğiz.
Gerektiğinde istasyonların kurulması ve kurulum hızının
elektrikli araç satış hızına yetişememesi ihtimaline
karşın öncelikle teşvik metoduna başvurulabilir.
İhtiyaç halinde şarj ağı işletmecilerine ilave şarj
istasyonu kurma yükümlülüğü getirebileceğiz” dedi.
Yılmaz, şarj ağı işletmecilerinin anonim veya
limited şirket olarak kurulabileceklerini belirtti. Lisans
başvurusunda bulunan şirketlerin elektrik piyasasında
faaliyet yasağının olmamasının şart olduğunu
vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
Lisans verilen şarj ağı işletmecisinin belirli süre
zarfında asgari sayıda şarj istasyonunu ağına bağlama
yükümlülüğü olacak. Bir şarj istasyonunda
hizmete başlanabilmesi için iş yeri açılış ve çalışma
ruhsatıyla ilgili dağıtım şirketinden olumlu görüş
istenebilecek. Şarj istasyonlarının ünitelerinin kurulum
ve güvenliğinde uyulacak standartlar TSE tarafından
çıkarıldı. Bu ve benzeri teknik standartlara ek
olarak biz hizmet sunumuna ilişkin bazı standartlar,
kurallar koyacağız. Bir şarj ağındaki şarj ünitelerinin
belirli bir oranının hızlı şarj edebilme kapasitesine
sahip olmasını isteyeceğiz. Kullanıcıların bilgiye erişimini
kolaylaştırmak amacıyla bir serbest erişim
platformu kuracağız. Bu platform üzerinden şarj
istasyonlarının coğrafi konumları ve yerleri, şarj istasyonunda
bulunan ünitelerin tipleri, şarj hizmeti
fiyatları ve takip eden 24 saat içerisindeki emre
amadelikleri gibi bilgilere erişilebilecek. Böylece,
kullanıcı şarj ağlarına bağlı istasyonlarda uygulanan
fiyatlar mukayese edilebilecek. Kullanıcıya güzergahı
üzerindeki istasyonların emre amadeliklerine
bakarak önceden şarj ünitesi rezervasyonu yapması
imkanı getirilecek. Böylece hem paradan hem de zamandan
tasarruf yapılabilecek.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 65
ETKİNLİK
Enerji sektörü ‘Dijitalleşme
Zirvesi’nde buluştu
Elder ve Huawei işbirliğinde gerçekleştirilen ‘Enerji Sektöründe Dijitalleşme Zirvesi’nde, dijital dönüşüm
ışığında sektörün geleceği ele alındı. Zirvenin açılışında konuşan Elder Genel Sekreteri Mustafa Özge
Özden, “Dağıtım sektöründe doğru bir dijitalleşme sürecinin nasıl olması gerektiğine ve ‘sektörümüze
uyumlu teknolojiler nelerdir?’ sorusuna yanıt arıyor bu yöndeki çalışmalara destek veriyoruz” dedi. Huawei
Enterprise Küresel Enerji İş Birimi Başkan Yardımcısı Robin Lu da uluslararası alandaki tecrübelerini
Türkiye’ye getirdiklerini dile getirdi…
Gelişen teknoloji ve dijitalleşme ile büyük bir değişimden
geçen enerji sektörü, 4 Kasım Perşembe
günü İstanbul’da gerçekleştirilen ‘Dijitalleşme Zirvesi’nde
buluştu. Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği
(Elder) ve Huawei iş birliğinde gerçekleştirilen zirvede,
“enerji sektöründeki dijital dönüşüm trendleri,
dijital dönüşüm ışığında sektörün geleceği, akıllı
şebekeler, akıllı veri merkezleri ve yeni nesil kesintisiz
güç kaynakları” gibi pek çok konu ele alınarak
sektörün dijitalleşme sürecindeki yol haritasına ışık
tutuldu.
Zirvenin açılışında konuşan Elder Genel Sekreteri
Mustafa Özge Özden, “Teknolojiyle uyumu en iyi
şekilde yakalamak, günün ve geleceğin ihtiyaçlarına
yönelik olarak şekil alabilmek, gerek elektrik dağıtım
sektörü gerekse tüm sektörler için büyük önem arz
ediyor. Elektrik dağıtım sektörü, inovasyonla gelişmiş,
yeni teknolojileri, faaliyetlerinin tamamına yakınında
uygulayarak ilerlemiş ve bugün dijitalleşmeyi
merkezine almıştır. Öncelikli hedeflerimiz arasında
aldığımız iklim değişikliği ile mücadelede; teknolojiyi
çevre odağında ele alarak dijitalleşme sürecinin bu
kavramlar doğrultusunda daha sürdürülebilir, hızlı
ve güçlü bir çerçeve içerisinde birleşeceğine inanıyoruz”
dedi.
“Enerjinin inovasyon merkezi haline
geleceğiz”
“Bugün Elder çatısı altında, dağıtım sektöründe
doğru bir dijitalleşme sürecinin nasıl olması gerektiğine
ve ‘sektörümüze uyumlu teknolojiler nelerdir?’
sorusuna yanıt arıyor bu yöndeki çalışmalara destek
veriyoruz” diyen Özden sözlerine şöyle devam etti:
66 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
Huawei Enterprise Küresel Enerji İş Birimi Başkan
Yardımcısı Robin Lu
Sektörümüz özelinde yürütülmekte olan en büyük
Ar-Ge projelerine destek verirken toplam proje
bedeli 62 milyon TL’yi geçen 19 Ar-Ge projesine
koordinatörlük yapıyoruz. Ar-Ge ve teknoloji alanında
sadece ulusal fonlu projeler ile sınırlı kalmayıp,
uluslararası fonlu projelerde de sadece Elder
payı olarak yaklaşık 1,5 milyon Euro’luk bir hacme
ulaştık. Dijitalleşme için olmasa olmaz olan sürdürülebilir
bir girişimcilik ekosistemini tesis ederek,
Elder’i enerji sektörünün inovasyon merkezi haline
getirmek istiyoruz. Bu çerçevede “sürdürülebilir çözümler”
üretecek projeleri, fikirleri bu fikirlerin arkasındaki
gençleri sektörümüze kazandırmak için
Enerjim Sensin Hızlandırma Programını, EPDK ve
OTDÜ Teknokent iş birliğinde hayata geçirdik. Elder
olarak sektörde dijital olgunluk seviyesinin artmasını,
enerji alanında giderek yükselen dijital değere
sahip olunmasını, Türkiye enerji sektöründeki dijital
dönüşüm kabiliyetleri ve potansiyelinin yurtiçi, yurtdışı
ve sektörler arasında bilinirliğinin arttırılmasını
hedefliyoruz.
“Dünyada en fazla Ar-Ge yatırımı yapan
üçüncü şirketiz”
Huawei Enterprise Küresel Enerji İş Birimi Başkan
Yardımcısı Robin Lu da “Enerji sektörünün dönüşümü
için benzersiz bir değer yaratmak adına
dijital teknolojilerden yararlanmak” başlıklı bir açılış
konuşması gerçekleştirdi. Robin Lu, “Gelecekteki
enerji çağı, elektrik üretimi, enerji depolama ve
akıllı elektrikli cihazlarda milyarlarca yenilenebilir
enerjiden oluşacak ve ‘parçalanmış enerji sistemini’
oluşturacak. Bu nedenle yeniden yapılandırılması
ve dijital dünyaya entegre edilmesi gerekiyor. Dijital
teknolojiler, enerji dönüşümü için önemli bir destek.
5G, IoT, AI, blok zinciri, bulut bilişim, büyük veri ve
uç bilgi işlem gibi teknolojiler, enerji sektörünü güçlendirmek
ve enerji, karbon ve bilgi akışlarının yakınsamasını
desteklemek için kullanılıyor. Biz, enerji
üretimi, iletimi, depolaması ve tüketiminin dijitalleşmesini
ve zekasını hızlandıran ve birden fazla ağı
entegre eden sıfır karbonlu bir akıllı enerji sistemi
oluşturuyoruz” dedi.
Huawei’nin Akıllı Enerji Santrali çözümü, dijital
olarak algılanan bir ağ ve enerji santrallerinin tüm
nesnelerini, süreçlerini ve hizmetlerini kapsayan
birleşik bir akıllı platform. Üretim verilerini doğru
bir şekilde algılayarak, üretim süreçlerini optimize
ederken manuel müdahaleyi azaltıyor. Böylece güvenli,
katılım gerektirmeyen, devriye denetimi, enerji
tasarrufu ve emisyon azaltımı içermeyen akıllı bir
enerji santrali inşa edilmesi mümkün oluyor. Hedefimizi
enerji santrallerinin çoklu sistem yakınsamasına
ve tam durumsal farkındalığa ulaşmasını
sağlayarak kapsamlı dijitalleştirilmesi diye özetleyebilirim”
değerlendirmesinde bulundu.
YEŞİL, YÜKSEK VERİMLİ VE
YAYGIN BİR SİSTEME GEÇİŞ
DESTEKLENİYOR
IDC Türkiye Kıdemli Araştırma Müdürü Eren Eser
de ‘Dijital dönüşümün ışığında enerji sektörünün
geleceği’ konulu bir konuşma yaptı. Zirvede Huawei
Enterprise Türkiye’den; Enerji Sektörü Kıdemli İş
Geliştirme Müdürü İlker Nefşioğulları, “Enerji sektöründe
akıllı şebekeler ve dijitalleşme”, Kıdemli
Çözüm Yöneticisi Ali Murat Karaoğlu ‘Dijital operasyon’,
CTO Burak Bıçakhan “Huawei akıllı ağ mimarisi”,
CIO Fatih Akgül “Güvenilir, çevre dostu ve akıllı
all flash veri merkezi çözümleri”, Cloud İş Grubu
Ülke Müdürü Bobby Zhang “Geleceğin vizyonu
Huawei Cloud” ile Veri Merkezi Çözümleri Kıdemli
Yöneticisi Barış Saygı da “Akıllı Veri merkezleri yeni
nesil kesintisiz güç kaynakları” konulu sunumlar
gerçekleştirdi.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 67
ŞİRKETLERDEN
Kalyon Enerji, 12 yıl vadeli 812 milyon
dolarlık kredi aldı
Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise sayılı büyük enerji santrallerinden Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi
Santrali finansman anlaşması imzalandı. Yerli ve yabancı bankalardan oluşan konsorsiyum, Kalyon
Enerji’ye 12 vadeli toplam 812 milyon dolarlık kredi sağlayacak…
Kalyon Enerji, Kalyon Karapınar Güneş Enerji
Santrali için İngiliz İhracat Kredi Ajansı UK Export
Finance (UKEF), J.P. Morgan Chase Bank, Denizbank,
Garanti BBVA, Türkiye İş Bankası, Türkiye Kalkınma
ve Yatırım Bankası, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası
ve Türkiye Vakıflar Bankası ile 12 yıl vadeli toplam
812 milyon dolarlık finansman anlaşması imzaladı.
Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali finansman
imza töreninde konuşan Kalyon Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu, “Gerçekleştirdiğimiz
bu anlaşmayla kıymetli bir kaynağı temin
etmiş bulunuyoruz. Kalyon olarak sağladığımız bu
kaynak, Türkiye ekonomisine olan güvenin yanı sıra,
Kalyon Holding’in sağlam ve sürdürülebilir finansal
yapısının da ispatıdır” dedi.
Santralin tamamlanma tarihi ile ilgili de önemli
bir gelişmeyi paylaşarak sözlerine devam eden
Cemal Kalyoncu, “Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi
Santrali’nin şimdiden 550 MW’ı işletmeye alınmış
durumda. Kalyon PV fabrikamızın üretim kapasitesini
1000 MW’a çıkarttık. Santral, 1350 MW panel
kurulu gücü ile tam kapasiteye ulaşacak. Büyük
bir mutlulukla söyleyebilirim ki, hedeflerimizin çok
ilerisindeyiz. Santralin tam kapasite ile faaliyete
geçme hedefini bir yıl öne çekmiş bulunuyoruz” şeklinde
konuştu.
Dünyada çok az ülkede uygulanan ingot üretiminden
başlayarak, wafer, hücre, panel üretimini
Ar-Ge merkezi dahil tek bir çatı altında birleştiren
Kalyon PV Güneş Teknolojileri Fabrikası, geçtiğimiz
yıl kapasite artışı kararı alarak üretim kapasitesini
500 MW’dan 1000 MW’a çıkarmıştı. Fabrika, aynı zamanda
Türkiye ve dünyada yenilenebilir enerji sektörünün
ve piyasanın taleplerini karşılayacak panel
arzı sağlıyor. Türkiye’nin çöl niteliğindeki tek bölgesi
olan Konya ili Karapınar ilçesi Acıgöl havzasında
inşa edilen, 2 bin 600 futbol sahası büyüklüğündeki
Karapınar Güneş Enerji Santrali, iklim değişikliğinin
sonuçlarıyla da doğrudan mücadele ediyor. Santral,
tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde, 1.5 milyon tonun
üzerinde karbon emisyonunun önüne geçecek.
1350 MW DC kurulu gücüyle Avrupa’nın en büyük,
dünyanın ise sayılı büyüklükteki güneş enerjisi
santralinden biri olan Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi
Santrali, tam kapasiteye ulaştığında 2 milyon kişinin
elektrik tüketimini karşılayacak.
68 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
ŞİRKETLERDEN
Sanko, Dünya Bankası ile yurt dışına açılacak
Sanko Enerji, Dünya Bankası kuruluşlarından IFC ile imzaladığı anlaşmayla gözünü yurt dışına dikti. İkili,
yurt dışında yenilenebilir enerji ve teknoloji yatırım fırsatlarını değerlendirecek…
Sanko Enerji Grubu, yurt dışı piyasalarda büyümek
için Dünya Bankası’nın yan kuruluşu Uluslararası
Finans Kurumu (IFC) ile bir anlaşma imzaladı.
IFC Türkiye Ülke Müdür Vekili Barış Gen ve Sanko
Enerji Grubu CEO’su Hakan Yıldırım tarafından parafe
edilen anlaşma, yurt dışında ortak yenilenebilir
enerji ve yeni teknoloji yatırım fırsatlarının değerlendirilmesini
kapsıyor.
Sanko Enerji yetkilileri, IFC ile yaptıkları anlaşmanın,
Türkiye’nin en büyük uluslararası yenilenebilir
enerji şirketi olma vizyonlarına uygun hamlelerden
biri olduğunu ifade etti. Bugüne dek Türkiye’de
yenilenebilir enerji sektörünü ve bu alandaki teknoloji
yatırımlarını yakından takip ettiklerini ifade eden
şirket yetkilileri, şimdi bununla yetinmeyip, elde ettikleri
birikimi yurt dışı pazarlarda da kullanabilmek
amacıyla IFC ile anlaşma imzaladıklarını vurguladı.
Sanko Enerji Grubu, ülke dışında hayata geçirilebilecek
projeler konusunda IFC ile iş birliğinin sağlayacağı
sinerjiden yararlanabilecek. Sanko Enerji
ile IFC arasında varılan anlaşma kapsamında, her
iki taraf da yurt dışındaki yenilenebilir enerji ve yeni
teknoloji yatırımları için proje keşfi, inceleme ve finansman
olanaklarını değerlendirebilecek.
Karbon salımını azaltma hedefi
Ülkelerin, iklim değişikliğini hafifletmelerine ve
uyum sağlamalarına yardımcı olmak üzere özel
sektörün yenilikçiliğini ortaya koyması için çalışan
Dünya Bankası Grubu’nun bir üyesi olan IFC ve tamamı
yenilenebilir enerji santrallerinden oluşan bir
portföye sahip olan Sanko Enerji Grubu arasında
imzalanan anlaşma ile birlikte karbon emisyonunun
azaltılmasına yardımcı olacak projeler bulunması
hedefleniyor.
Sanko Enerji’den yapılan açıklamada “Anlaşma,
gelişmekte olan ülkelerde özel sektöre odaklanan
en büyük küresel kalkınma kurumu olan IFC ve ülke
genelinde yaklaşık 1.000 MW’lık kurulu güce sahip
olan Sanko Enerji Grubunun, yenilenebilir enerjiye
odaklı stratejik bakış açılarıyla güçlerini birleştirmelerinin
ilk adımı olacak” ifadesine yer verildi.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 69
SOSYAL SORUMLULUK
Akenerji, Kadın Enerjisi
projesi için “Kampüste”
Akkök Holding’in enerji grubu şirketleri tarafından hayata geçirilen
Kadın Enerjisi projesi kapsamındaki “Kampüste” programı
başladı. Üniversiteli 80 kadın lider adayı, proje kapsamında ilk
online derslere katıldılar. Başarılı öğrencilere eğitimlerin sonunda
mentorluk ve staj desteği de sunulacak…
Akkök Holding enerji grup
şirketlerinin ortaklaşa yürüttüğü
Kadın Enerjisi projesinin “Kampüste”
etabı, proje paydaşları ve
öğrencilerin katıldığı açılış toplantısıyla
başladı. Yenibirlider
Derneği ve Türkiye İşveren Sendikaları
Konfederasyonu’nun ortak
projesi “Genç Kadın Liderler”
iş birliğindeki programda, Akkök
Holding ve enerji grubu şirketleri
yöneticileri 80 genç kadın lider
adayıyla buluştu.
Akkök Holding ve Akenerji İnsan
Kaynakları Direktörü Duygu
Erzurumlu Cengiz, kadınların iş
hayatında daha fazla etkinleşerek
güçlenmesinin gelecek nesiller
açısından çok önemli olduğunu
belirterek, “Akkök Holding’in
enerji grup şirketleri SEDAŞ ve
Sepaş Enerji ile toplumsal cinsiyet
eşitliğini hedefleyen projelerimizi
tek çatı altında bir araya
getirdik. Kampüste isimli projemiz
kapsamında Kadın Enerjisi
projesini üniversiteli genç kadın
liderlere dokunacağız. Geleceğin
kadın liderlerine enerji sektörünü
yakından tanıtarak, onların bu
70 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
Akkök Holding ve Akenerji İnsan Kaynakları Direktörü
Duygu Erzurumlu Cengiz
sektöre yönelmelerini sağlayacağız”
dedi.
“Kadın Enerjisi Kampüste,
örnek model”
Akkök Holding Yönetim Kurulu
Üyesi, Enerjiden Sorumlu İcra
Kurulu Üyesi ve CFO’su Özlem
Ataünal da enerji sektöründeki
kadın temsiliyeti oranının düşük
olduğunu vurgulayarak, kadın
istihdamı ve kadın lider sayısını
artırmak istediklerini belirtti. Ataünal,
2023 itibarıyla projenin ortaya
koyacağı başarı sayesinde
sektördeki diğer enerji şirketlerine
örnek teşkil etmesini arzu
ettiklerini kaydederek, Türkiye’ye
yayma hedefleri doğrultusunda
destekleyeceklerini ifade etti.
Programın açılışında konuşan
Yenibirlider Derneği Genel
Müdürü Jülide Erdoğan, sürdürülebilir
kalkınma amaçları doğrultusunda
toplumsal cinsiyet eşitliğinin
önemine değinerek, Kadın
Enerjisi Kampüste’nin örnek model
sunacağını belirtti.
Türkiye İşveren Sendikaları
Konfederasyonu (TİSK) Danışmanı
Deniz Karakaş ise çalışma
hayatında kadınların güçlendirilmesi
amacıyla hayata geçirilen
Genç Kadın Liderler’e eklenen
“Kadın Enerjisi Kampüste” modülünün
önemine vurgu yaptı. Karakaş,
projenin geleceğin enerji
sektöründe kadınların enerjisinin
daha fazla görülmesinin önünü
açacağını dile getirdi.
Proje kapsamındaki ilk eğitim
programı online olarak gerçekleştirildi.
Akkök Holding Hukuk
Direktörü Çağla Zıngıl ile Duygu
Erzurumlu Cengiz, katılımcı öğrencilere
“Kadınların enerji sektöründeki
yeri, cinsiyet eşitliğinin
sağlanması ve çalışan hakları”
başlıklı bir eğitim verdi. Cengiz,
sektörde ve Akkök Holding şirketlerinde
yüzde 50’yi bulan kadın
yönetici rakamlarından gururlu
olduklarını ifade ederken Zıngıl,
kadın çalışanların yasa ile korunan
haklarından bahsetti.
Kadın Enerjisi – Kampüste
projesi ile TİSK ve Yenibirlider
Derneği’nin birlikte yürüttüğü
Genç Kadın Liderler Programı ile
Bahçeşehir Üniversitesi ve Birleşmiş
Milletler Eğitim ve Araştırma
Enstitüsü’nün Yönetici ve
Liderler için Uluslararası Eğitim
Merkezi ortaklığında eğitim programları
düzenlenecek. Yaklaşık
100 üniversite öğrencisinin faydalanacağı
eğitimlerin sonunda
başarılı olanlara, mentorluk ve
staj imkânı da sağlanacak.
Akkök Holding’in Yönetim Kurulu
Üyesi, Enerjiden Sorumlu İcra
Kurulu Üyesi ve CFO’su
Özlem Ataünal
“DAYANIŞMA
ÖRNEKLERİNİ
ÇOĞALTACAĞIZ”
Akkök Holding’in Yönetim Kurulu
Üyesi, Enerjiden Sorumlu İcra
Kurulu Üyesi ve CFO’su Özlem
Ataünal, enerji sektörünün iş hayatına
başlayacak genç kadınlar
için daha cazip hale getirilmesini
istediklerini söyledi. Kadın Enerjisi
projesi ile enerji sektöründe
kadını odağına alan ve fark yaratan
yenilikçi uygulamaları hayata
geçirmeyi hedeflediklerini belirten
Ataünal, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
Araştırmalara göre küresel
iş gücünün yüzde 48’ini oluşturan
kadınların enerji sektöründeki oranı
sadece yüzde 22. ‘Erkek işi’ kalıp
yargısından kurtularak, bu oranı
yukarılara çekmemiz lazım. Enerji
grup şirketlerimiz Akenerji, SEDAŞ
ve Sepaş Enerji’nin kadınlara yönelik
çalışmalarını tek çatı altında,
daha güçlü şekilde ve ortak çabayla
yürüteceğiz. Projemiz sayesinde kadınların
birbirlerine destek olma ve
dayanışma örneklerini çoğaltacağız”
dedi.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 71
Konuk Yazar
Salur Sasan
Boğaziçi Üniversitesi
Siklon seperasyonu
hesaplamalı analizi
Bu araştırmada, laminar ve türbülanslı akış ve
partikül izleme modülü kullanılarak sadece
tek girişli siklonlar değil, çift girişli siklonlar
da modellendi. Sonuçları birlikte dikkate
alınarak karşılaştırıldı.
Siklon seperasyonu, ayrıştırma
için vorteksten faydalanarak
akışkanları partiküllerden
arındıran bir yöntemdir. Bu ayrıştırma
yöntemi akan gazlardaki
damlacık veya partikülleri arındırma
için kullanılabilir. Gaz tipi
siklonlar ise özellikle doğal gaz
enstrümanlarındaki katı partikülleri
veya egzoz bacalarındaki
filtre tozlarını ayrıştırmak için
kullanılır. Bu ekipman, merkezkaç
kuvvetini kullanarak akan bir
akışkandaki her çeşit partikülü
ayrıştırmak için kullanılan bir tür
sabit (dönmeyen) ekipmandır.
Temizlenen gazın siklondan
çıkış biçimine göre iki farklı temel
siklon çeşidi mevcuttur. Bu
araştırmada, sadece endüstride
en sıklıkla kullanılan ters akış tipi
siklonlar üzerinde duruldu. Bu
tür siklonlarda gaz teğet bir bi- Resim 1: Basınç profili- MM-D tipi- 2
girişli- türbülanslı
Resim 2: Hız profilleri- MM-D tipi- 2
girişli - türbülanslı
72 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
çimde siklonun en üst kısmına
yakın bir yerden girer ve aksiyal
yönde aşağı inen bir gaz
spiralin ve merkezkaç kuvvet
alanının oluşumunu meydana
getirir. Bu şekilde gelen partiküllerin
bu yönde yoğunlaşmalarını
ve seperatörün iç cidarlarına
doğru spiral yönde
aşağı akmalarını sağlar.
Siklonlar bazı durumlarda
diğer türlerde ki filtrelerden ve
yüksek maliyetli en güçlü toz
ve nem tutuculardan daha düşük
verimlilikte olabilir, ancak
diğerlerine göre imalatı basit,
enerji ihtiyacı düşük ve yüksek
basınç ve sıcaklıklarda çalışabilen
ürünlerdir. Bu türdeki
siklonlar, özellikle ağır şartlar
olmak üzere birçok endüstriyel
uygulamalar için uygundur.
İmalatları basit de olsa, ayrıştırma
verimliliğini tahminen
hesaplayabilmek için son derece
karmaşık matematiksel
formülasyonlar gerektirir.
COMSOL kullanımı
Önceki araştırmaların
çoğu, matematiksel değerlendirmeyi
veya farklı CFD yazılımla
değerlendirmeyi tek giriş
ağzıyla yapılmış. Sonuçların odağında
da hız, basınç düşüşü ve
toplama verimliliğinin tahmini
olmuş. COMSOL ile ise partikül
ayrıştırma seçiciliği çok güvenilir.
Diğer yöntemlerle kıyasla, verileri
farklı yazılımlara aktarma ve sonuçları
yönetme kolaylığı açısından
COMSOL’u kullanmak daha
avantajlı. Bu tür bir araştırma
COMSOL ile ilk defa modelleniyor.
Bu araştırmada, laminar ve
türbülanslı akış ve partikül izleme
modülü kullanılarak sadece
tek girişli siklonlar değil, çift
Resim 3: Ayrışmış partiküller- MM-D tipi- 2 girişli
Resim 4: Tüm tek girişli siklonların karşılaştırma eğrileri
girişli siklonlar da modellendi.
Sonuçları birlikte dikkate alınarak
karşılaştırıldı. Aynı zamanda,
Muschelknautz yöntemine dayanan
siklonik ayrıştırma matematik
modellemesi gerçekleştirildi.
Muschelknautz model-D tipi,
Swift High Efficiency, Stairmand
High Efficiency ve Lapple General
Purpose gibi önde gelen modeller,
tek giriş ve çift giriş ile incelendi
ve karşılaştırıldı. COMSOL’de değerlendirilen
bu modellerin bazı
sonuçları Resim 1 – Resim 4’te
gösteriliyor. Bu kodun ana çıktıları,
akış profillerin hızları, basınç
profili ve ayrıştırılan partiküllerdir.
Her bir siklonun kirli gazdan
ayrıştırabildiği partikül sayısı,
geometrik farklılıklara göre değişiklik
gösteriyor. Modeller COM-
SOL’de incelendi ve MATLAB ve
EXCEL’de senkronize edildi. Anlaşılacağı
gibi modeller, düşük
ve yüksek giriş hızlarda, toplam
partikül toplama verimliliği, ortalama
hız ve Reynold numarası
açılarından karşılaştırıldı. Ayrıca,
sonuçların bir kısmı, siklon üzerinde
çalışan diğer araştırmacıların
deneysel sonuçlarına çok
yakın olduğu görüldü.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 73
KONUK YAZAR
Eda ERDEM
Yönetim ve İnsan Kaynakları Danışmanı
Kurum kültüründe yüksek
ve pozitif enerji
Kurum enerjisi, bir şirketin kolektif değerleri, ilkeleri ve inançlarıdır. İşyerinizde
olan her şeyin ve her gün yaşananların arka planıdır. Tüm ekip üyelerinin
eylemlerini yönlendiren ve bilgilendiren değerler, beklentiler ve uygulamalar
toplamıdır. Kurumun enerjisi, çalışanların davranış şekillerini, kendilerine değer
verilip verilmediğini, işlerini nasıl yapacaklarını ve kurum için neyin önemli
olduğunu dolaylı yoldan söyler…
74 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
Sadece insanların ya da santrallerin
mi enerjisi vardır? Mekanların
da ruhu, ışığı, enerjisi
vardır. Enerjisi yüksek olan kişilerin,
özel ya da profesyonel hayatlarında
daha dinamik ve başarılı
olduklarını gözlemleriz. Bu pozitif
enerjinin hissedildiği kurumlarda,
başarılı sonuçlar elde edilir. Bu
yüzden kurumlardaki olumlu-olumsuz
enerji dengesi de, tıpkı
özel hayatlarımızdaki denge gibi
önemli.
Suyu, güneşi ve uygun iklimi
bulan tohumlar, bir süre sonra
yeşermeye ve büyümeye başlar.
Pozitif enerjiye sahip olan işletme
kültürlerinde de başarı, aidiyet ve
mutluluk kendiliğinden artar. Bu
artışlar, çalışanların iş veriminde,
çalıştıkları kuruma hissettikleri
aidiyete ve en nihayetinde, o kurumun
toplam başarısında yükselmeyi
beraberinde getirir.
Yıllara dayanan iş deneyimimle
gördüm ki, işyerinin enerjisini
yüksek tutmak tüm sonuçları
olumlu etkiliyor ve pek çok fayda
sağlıyor. Olumsuz durumlar ya
da sonuçlardan yöneticileri, çalışanları,
teknolojileri, piyasaları
sorumlu tutmak yerine o kurumu,
enerjisini ve sinerjisini geliştirmek,
hem yol gösterici oluyor
hem de takım ruhunu destekliyor.
Kurumlarda görülebilen hissedilen
yüksek enerjiyi örnekler
üzerinden açıklarsak, ne kadar
önemli olduğunu göreceksiniz.
“Yüksek enerjili” kurumlar;
Konukları ve müşterilerini,
her zaman kendi misafirleri gibi
güler yüzle karşılar,
Yaşanan sorunlarda nedenlere
takılmak yerine, çözüm için
elbirliğiyle alternatifler ararlar,
Geçmiş başarısızlıklardan
ders alıp onları tekrar etmemek
adına gelişim için adım atarlar,
Neşeli bir çalışma ortamı vardır,
çalışırken saati unuturlar,
Birbirlerine yardım eder ve
birbirini desteklerler,
Gelişim süreçlerinde seyirci
değil, oyuncudurlar,
İletişimleri açıktır ve empatiye
önem verirler.
Kurumlardaki enerjiyi pozitife
dönüştürmede en büyük görev,
liderlere ve yöneticilere düşüyor.
Çünkü işyerindeki iklimi, liderler
ve yönetimler belirler. Anadolu’da
“balık baştan kokar” tabiri de bu
durumu çok iyi anlatır.
Kurum enerjisi, bir şirketin
kolektif değerleri, ilkeleri ve
inançlarıdır. İşyerinizde olan her
şeyin ve her gün yaşananların
arka planıdır. Tüm ekip üyelerinin
eylemlerini yönlendiren ve
bilgilendiren değerler, beklentiler
ve uygulamalar toplamıdır. Kurumun
enerjisi, çalışanların davranış
şekillerini, kendilerine değer
verilip verilmediğini, işlerini nasıl
yapacaklarını ve kurum için neyin
önemli olduğunu dolaylı yoldan
söyler. O halde soru, kurum kültürünü
ya da işletme enerjisini nasıl
yaratabileceğimiz ya da değiştirebileceğimiz
olmalıdır.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 75
1. TAKDIR
Tüm çalışanların emeklerini, katkılarını takdir
etmek, olumlu bir etkiye sahiptir. Çalışanlar birbirlerinin
başarılarının takdir edildiğini gördüklerinde,
bir bütünün parçası olduklarını da hissederler. Çalışanlarını
takdir etmeyi kültürünün bir parçası haline
getiren kurumlar, çalışan bağlılığı, çalışanı elde
tutma ve üretkenlik gibi önemli ölçütlerin arttığını
belirtiyor. Manevi açıdan takdir ya da teşekkür etmenin,
yapılan işe olumlu etkisi var. Böylece işyerinin
başarı performansı da artar.
2. GERI BILDIRIM
Yıllarca yaptığım mülakatlarda, adaylara “çalışacağınız
şirketten beklentiniz nedir?” diye sorduğumda,
söz hakkı verilmesi ya da düşüncelerini
açıkça dile getirmek ve fikirlerinin dinlenmesi şeklinde
dönüşler aldım.
Geri bildirime değer veren ve çalışanlarına söz
hakkı tanıyan işletmeler, çalışanlarına değer verdiklerini
hissettirir. Bu da çalışanların motivasyonunun
artmasını sağlar. Liderler ve insan kaynakları
ekibi, çalışanlarla daima iletişimde olmalıdır. Tabii
ki bundan kastım aylık rutine binen yemekler ya da
mekanik toplantılar değil. Belki bir çay ya da kahve
molasında küçük bir sohbet ile düşüncelerini öğrenebilirsiniz.
Çoğunlukla gelişim anketleriyle çalışanlardan
geri bildirim alınmak istenir. Burada niyet güzel, yöntem
ise yanlış ve soğuktur. Çünkü anketler genellikle
samimiyet ile doldurulmaz. Geri bildirim toplayarak
gelişim alanlarını ortaya çıkardıktan sonra mutlaka
sorun çözücü adımlar atılmalıdır.
3. ÇALIŞANLAR ARASINDA BAĞ
KURMA
Çalışanlar arasında, özellikle birbirleriyle ilişki
kurmakta zorluk çekebilecek farklı nesillerden olanlar
arasında, ortak kişisel çıkarları arayın ve teşvik
edin. Özellikle son zamanlarda kuşaklar arası bağ
kurmada “oyunlaştırma tekniği” verimliliği ve motivasyonu
arttırır.
4. ÇALIŞAN DENEYIMINI
KIŞISELLEŞTIRME
Çalışanlarınız, ekip ruhunun yanı sıra deneyimlerini
kişiselleştirmek isteyebilirler. Butik insan
kaynakları dediğimiz kavramla çalışan yol haritası
ya da çalışan gelişim planıyla kurum enerjinizin özdeşleşmesi
kaçınılmazdır. Çalışanlarınıza değer verdiğinizde,
işletmenizdeki her bir kişiyi motive eden
bir kurum enerjisi mutlaka arkasından gelecektir.
Enerjisi yüksek ve pozitif olan kurumlarda, çalışanların
mutluluğu ve müşteri memnuniyeti her zaman
yüksektir. Böyle işletmelerde gelişim ve başarı daha
çabuk yeşerir, büyür ve gelişir.
76 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
YÖNETİM-İK
Yetenek açığı son 15 yılın en
yüksek seviyesine ulaştı
ManpowerGroup tarafından 15 yıldır küresel
çapta hazırlanan Yetenek Açığı Raporu’nun 2021
yılı sonuçları her 10 şirketten neredeyse 7’sinin
yetenek açığı yaşadığını ya da işe alım yapmakta
zorlandığını ortaya koydu. 42 ülkeden 19 binin
üzerinde işverenin katılımıyla yapılan araştırmanın
sonuçlarına göre, küresel çapta yetenek açığı
yüzde 69 seviyesine ulaşırken, yetenek açığının
yüzde 83 olarak ölçüldüğü Türkiye, Fransa (yüzde
88), Romanya, (yüzde 86) İtalya (yüzde 85) ve İsviçre
(yüzde 83) ile birlikte araştırmaya dahil olan
42 ülke arasında işverenleri boş pozisyonları doldurmakta
en çok zorlandığı ilk altı ülke arasında yer
aldı. Personel alımında en az zorlanan ülkeler ise
Çin (yüzde 28) ve ABD (yüzde 32) olarak sıralandı.
Araştırmada teknolojiyle ilintili rollere yönelik yüksek
talep çıkarken, çevrimiçi perakende trendinin
kalıcı olma belirtileri göstermesiyle birlikte lojistik
sektörü salgın öncesindeki pozisyon doldurma seviyelerine
geri dönme belirtilerini şimdilik göstermiyor.
Salgından en çok etkilenen sektörler çalışanlarını
geri getirmeye başladıkça üretim, konaklama,
eğlence ve seyahat sektörlerinde talebin güçlendiği
gözleniyor.
İşverenler en çok lojistik/operasyon, üretim, BT/
veri analistleri, satış/pazarlama ve yönetim/ofis
desteği rollerinde niteliğe ihtiyaç duyarken, işverenler
tarafından en çok talep edilen yetenekler iş takibi,
güvenilirlik, dayanıklılık, stres toleransı & adaptasyon,
inisiyatif alma, problemi fark etme ve çözüme
ulaştırma, liderlik ve sosyal etki olarak sıralanıyor.
ManpowerGroup Yetenek Açığı Araştırmasında, salgın
sonrasında işverenleri muhtemel yeni çalışma
modelleri üzerine görüşleri de yer alıyor. Araştırma
bulgularına göre işverenlerin yüzde 69’u tam zamanlı
iş yerine dönüşün daha verimli olduğu görüşünü
belirtirken, yüzde 11’i ağırlıklı iş yerinde olmak
üzere karma çalışma modelinin daha verimli olduğu
görüşünü bildiriyor.
Türkiye’de talebin
en çok arttığı roller
• İmalat/üretim,
• Operasyon/lojistik,
• Satış/pazarlama,
• BT/veri,
• Yönetim/ofis desteği,
• İnsan kaynakları
• Ön büro.
Küresel çapta talebin
en çok arttığı roller
• Veri Analistleri & bilim insanları
• Yapay zeka & makine öğrenme uzmanları
• Büyük veri uzmanları
• Dijital pazarlama & strateji uzmanları
• Proses otomasyon uzmanları
• İş geliştirme profesyonelleri
• Dijital dönüşüm uzmanları
• Bilgi güvenliği analistleri
• Yazılım & uygulama geliştiricileri
• Nesnelerin interneti uzmanları
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 77
YÖNETİM
Türkiye’deki şirketlerin gündemi
müşteri deneyimini artırmak
Dijitalleşmenin müşteri deneyimini nasıl etkilediğini ve işletmelerin değişen tüketici ihtiyaçlarını
karşılamak için neler yaptıklarını anlamak için aralarında Türkiye’nin de bulunduğu EMEA
bölgesindeki 7 ülkede 598 işletmeyi mercek altına alan araştırma, değişen dinamiklere ışık tutuyor.
Araştırma sonuçlarından en öne çıkan bulgulara göre, Türk işletmelerinin çoğunluğu için önem
taşıyan konuların başında, müşteri deneyimini iyileştirmek, satın alma artışı ve uzaktan kimlik
doğrulamanın oluşturulması geliyor…
Bilgi hizmetleri şirketi Experian için, global danışmanlık
firması Forrester Consulting tarafından
gerçekleştirilen, EMEA bölgesindeki 598 işletme ve
3 binden fazla tüketiciyle yapılan “Veri, Dijitalleşme
ve Pandemi Öncesi Büyümeye Dönüş” araştırmasının
raporu yayınlandı. Rapor, EMEA bölgesindeki
birçok kişinin daha iyi bir hizmet almak için başlangıçta
isteksiz olsalar bile, işletmelerle veri paylaşmaya
istekli olduğunu gösteriyor.
Experian’ın ‘Veri, Dijitalleşme ve Pandemi Öncesi
Büyümeye Dönüş’ raporu, verileri, rızaları ve EME-
A’daki finansal hizmet işletmelerinin, insanların veri
paylaşımından neden yararlanacaklarını net bir şekilde
anlatarak ortaya çıkarabileceği fırsatları inceliyor.
Yapılan araştırma sonuçlarına göre; Türk şirketlerinin
2022 için belirledikleri odak alanları olan,
dijital hizmetlerin iyileştirilmesi, satın alma artışı ve
uzaktan kimlik doğrulamanın oluşturulması konu
78 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
TÜM ŞİRKETLERİN ORTAK İSTEĞİ
DAHA FAZLA VERİ
Experian Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin
başlıklarının, önümüzdeki 12 ayda iyileştirmeyi hedefledikleri
en önemli iş öncelikleri olduğu belirtiliyor.
Bu öncelikler, uzaktan kimlik doğrulamasındaki
iyileştirme ve giderek artan çevrimiçi ortamda yeni
müşteri kazanımına yardımcı olacak daha geniş dijital
hizmetlere yapılan yatırımla doğrudan ilişkili olmaları
sebebiyle dikkat çekiyor.
Güveni sağlamanın ilk yolu dijital yatırım
Araştırma sonuçlarına göre, geçen yıl itibarıyla
potansiyel müşterileri çekme ve müşteriye dönüştürme
konusundaki genel güvenin azalmış görünmesi
sebebiyle Türk işletmeleri dijitalleşmeye yatırım
yapıyor. Dijital müşteri edinimini iyileştirmeye
yardımcı olmak için, uzaktan kimlik doğrulaması
oluşturmanın kritik veya yüksek bir öncelik olduğunu
belirten Türk şirketlerin oranı yüzde 72 olarak
belirlenirken, 2021 yılında müşteri deneyiminin dijitalleştirmesine
bütçe ayıran şirket oranı ise yüzde
53 olarak ortaya çıkıyor. Araştırmada müşterilerinin
daha iyi hizmet karşılığında verilerinin kullanımında
güven duyduklarını belirten finansal hizmetler işletmelerinin
oranı ise % 68 olarak belirlenmiş.
Experian Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin
konuyla ilgili olarak, “Raporda öne çıkan ve aslında
bizi de şaşırtmayan sonuçlara göre, analitik yetkinliklerini
güçlendirmek için daha fazla veriye ihtiyaç
duyan Türk işletmelerin oranı yüzde 68 iken bu oran
EMEA’da, daha düşük olarak karşımıza çıkıyor. Biz
bunun Türk işletmelerin alternatif veri kaynaklarına
EMEA bölgesinde 598 işletme ile yapılan görüşmeler
sonucu hazırlanan rapordan elde edilen ek bulgular
şu konuları içeriyor:
İşletmelerin yüzde 65’i, analitiklerin doğruluğunu
artırmak için farklı türde veri kümelerini
araştırıyor.
Yüzde 62’si analitik ihtiyaçlarını karşılamak için
daha fazla veriye ihtiyaçları olduğuna inanıyor
İşletmelerin yüzde 64’ü, kuruluşlarının müşteri
deneyimini iyileştirmeye yardımcı olmak için
daha alakalı verilere ihtiyacı olduğunu belirtiyor
Yüzde 69’u müşteri içgörülerini geliştirmek için
veri ve analitik yatırımlarına öncelik veriyor.
daha açık ve ihtiyaç duyduğu şeklinde yorumlanabileceğini
ve bunun da bizim son birkaç senedir yaptığımız
yatırımlarla paralel bir çıktı olduğunu gözlemliyoruz.
Rapor sonuçları arasında da yer alan, şirketlerin
geleneksel anlamda müşteri edinme süreçlerine
olan güvenin azalması sebebiyle dijital yatırıma yönlenmeleri
bizim açımızdan sevindirici bir gelişme.
2021 yılını değerlendiren araştırmamızın sonuçlarından
aldığımız en önemli geri bildirimlerin başında,
hız ve güvenlik dengesiyle müşteri deneyimini
geliştirme, daha açık ve şeffaf bir iletişim stratejisi
sayesinde tüketicinin veri paylaşımına onay verme
oranını yükseltme ve yeni veri kaynaklarının mevzuata
uygunluğunun iyileştirilmesi ile sürekli izleme
sağlanması konuları geliyor. Biz de bu anlamda
müşterilerimiz için en etkin hizmet ve çözümleri
sağlamaya devam ediyoruz” dedi.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 79
İSTATİSTİK
APLUS ENERJİ
Katkılarıyla
APLUS ENERJİ ARALIK 2021 ANALİZİ
2021 yılı Aralık ayında gerçekleşen toplam 28.913 GWh elektrik üretiminin %82,17’si serbest
üretim şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Serbest üretim şirketlerinin üretimdeki payı, bir
önceki aya göre 1,08 puan artmıştır, geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre ise 5,55 puan
artmıştır.
Serbest üretim şirketlerini %13,92 oranla EÜAŞ santralleri ve %2,41 oranla lisanssız santraller
izlemektedir. Toplam üretimin %1,49’u İşletme Hakkı Devredilen Santraller, %0,02’si ise Yap-
İşlet-Devret santralleri tarafından üretilmiştir 1 .
APLUS ENERJİ ARALIK 2021 ANALİZİ
TEİAŞ tarafından yayımlanan üretim verilerine göre, 2021 Aralık ayında termik santrallerin
gerçekleşen toplam üretimdeki payı %69,42 olarak kaydedilmiştir. Yenilenebilir enerji
kaynaklarından elde edilen elektrik üretiminin payı ise %30,58 olarak gerçekleşmiştir 4 .
Gerçekleşen elektrik üretimi kaynak bakımından incelendiğinde ise 2021 Aralık ayında toplam
üretimin %31’inin doğal gaz ve LNG santralleri tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir.
Barajlı hidroelektrik santraller, ilgili ayda toplam üretimin %9,8’ini karşılarken, akarsu tipi
hidroelektrik santraller ise %2,9 oranıyla üretime katkıda bulunmuştur. İthal kömür santralleri
aralık ayında toplam üretimin %20,6’sını karşılarken, yerli kömür santralleri ise %15,5 oranında
katkı sağlamıştır. Yenilenebilir enerji santrallerinden rüzgâr enerjisi santralleri toplam üretime
%12, jeotermal ve güneş enerjisi santralleri 2 ise %6 oranında katkıda bulunmuştur. Diğer
termik santrallerin 3 üretimdeki payı ise %2,2 olarak gerçekleşmiştir.
1
Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.
2
Jeotermal ve Güneş enerjisi santralleri “Diğer Yenilenebilir” olarak sınıflandırılmıştır.
3
Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız termik ve biyokütle santralleri diğer termik santraller olarak
sınıflandırılmaktadır.
2021 yılı Aralık ayında gerçekleşen
toplam 28.913 GWh elektrik
üretiminin %82,17’si serbest
üretim şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir.
Serbest üretim
şirketlerinin üretimdeki payı, bir
önceki aya göre 1,08 puan artmıştır,
geçtiğimiz senenin aynı dönemine
göre ise 5,55 puan artmıştır.
Serbest üretim şirketlerini
%13,92 oranla EÜAŞ santralleri
ve %2,41 oranla lisanssız santral-
2020 yılı Aralık ayında 293,34 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama piyasa takas fiyatı (PTF),
2021 yılı Aralık ayında, bir önceki yıla göre %243,8 oranında artarak 1.008,64 TL/MWh olarak
ler izlemektedir. Toplam üretimin
kaydedilmiştir. Bu dönemde gerçekleşen ortalama PTF, bir önceki aya göre (830,96 TL/MWh)
%21,4 oranında artış göstermiştir.
%1,49’u İşletme Hakkı Devredilen
Santraller, %0,02’si ise Yap-İş-
Aralık 2021’de en yüksek günlük ortalama piyasa takas fiyatı 21 Aralık Salı günü 1.139,44
let-Devret santralleri tarafından
TL/MWh olarak gerçekleşirken; en düşük günlük ortalama PTF ise 12 Aralık Pazar günü 820,36
üretilmiştir
TL/MWh olarak kaydedilmiştir. Piyasa takas 1 .
fiyatları saatlik bazda incelendiğinde ise en yüksek
PTF değerinin 1 Aralık Çarşamba Gerçekleşen günü saat elektrik 08:00’da 1.217,00 üretimi TL/MWh, en düşük PTF
değerinin ise 19 Aralık Pazar günü saat 08:00'da 400,00 TL/MWh olarak gerçekleştiği
kaynak bakımından incelendi-
1 Veriler Yük Tevzi Bilgi Sistemi’nin
yayımladığı Kamusal Raporlardan alınmıştır.
ğinde ise 2021 Aralık ayında toplam
üretimin %31’inin doğal gaz
ve LNG santralleri tarafından
gerçekleştirildiği görülmektedir.
Barajlı hidroelektrik santraller, ilgili
ayda toplam üretimin %9,8’ini
karşılarken, akarsu tipi hidroelektrik
santraller ise %2,9 oranıyla
üretime katkıda bulunmuştur.
İthal kömür santralleri aralık
ayında toplam üretimin %20,6’sını
80 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
görülmektedir.
görülmektedir.
2021 yılı Aralık ayında pik saatlerde 5 1.099,87 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama PTF, bir
önceki ayın pik saatler ortalaması olan 902,74 TL/MWh’lik değere göre %21,8 oranında
artmıştır 6 .
2020 yılı Aralık ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 274,69 TL/MWh iken,
bu değer 2021 yılı Aralık ayında %234 oranında bir artış kaydetmiş ve 917,41 TL/MWh olarak
gerçekleşmiştir.
2021 yılı Aralık ayında pik saatlerde 5 1.099,87 TL/MWh olarak gerçekleşen ortalama PTF, bir
önceki ayın pik saatler ortalaması olan 902,74 TL/MWh’lik değere göre %21,8 oranında
artmıştır 6 .
2020 yılı Aralık ayında pik dışı (off-peak) saatlerin PTF değeri ortalama 274,69 TL/MWh iken,
bu değer 2021 yılı Aralık ayında %234 oranında bir artış kaydetmiş ve 917,41 TL/MWh olarak
gerçekleşmiştir.
karşılarken,
2020
yerli
yılı Aralık
kömür
ayı içerisinde
santralleri
toplam
üretim
27.059
verilerine
GWh
göre,
olan
2021
elektrik
Aralık
talebi,
çekleşen
2021 yılı
ortalama
Aralık ayında
PTF,
bir
bir önceki
ise
ayında
önceki
%15,5
yıla
oranında
göre %3,04
katkı
oranında artış göstererek,
termik santrallerin
27.880 GWh
gerçekleşen
değerine
aya göre
ulaşmıştır
(830,96 .
TL/MWh)
2020 yılı
%21,4
sağlamıştır.
Aralık
Yenilenebilir
ayında 36.369
enerji
MWh olarak ölçülen
toplam
saatlik
üretimdeki
ortalama talep,
payı
2021
oranında
yılı Aralık
artış
ayında
göstermiştir.
38.722
santrallerinden rüzgâr enerjisi
santralleri toplam üretime %12,
jeotermal ve güneş enerjisi santralleri
ise %6 oranında katkıda
%69,42 olarak kaydedilmiştir. Yenilenebilir
enerji kaynaklarından
elde edilen elektrik üretiminin
payı ise %30,58 olarak gerçekleşmiştir
Aralık 2021’de en yüksek günlük
ortalama piyasa takas fiyatı
21 Aralık Salı günü 1.139,44 TL/
MWh olarak gerçekleşirken; en
toplam 4 . 27.059 GWh olan elektrik talebi, düşük 2021 günlük yılı Aralık ortalama ayında bir PTF ise
bulunmuştur. 2020 yılı Diğer Aralık termik ayı içerisinde santrallerin
3 önceki üretimdeki yıla göre payı %3,04 ise %2,2 oranında 2020 artış yılı göstererek, Aralık ayında 27.880 293,34 GWh değerine 12 Aralık ulaşmıştır Pazar günü . 2020 820,36 yılı TL/
5
olarak gerçekleşmiştir.
Aralık Pik saatler ayında 08:00-20:00 36.369 MWh arasındaki olarak TL/MWh saatleri, ölçülen olarak pik saatlik dışı gerçekleşen ortalama saatler ise talep, 20:00-08:00 ortalama
piyasa takas fiyatı (PTF), yasa takas fiyatları saatlik bazda
2021 MWh yılı arasındaki olarak Aralık ayında saatleri kaydedilmiştir. 38.722 ifade Pi-
eder.
TEİAŞ tarafından yayımlanan
6
Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik fiyatları hesaplamalarında kaynak olarak Enerji Piyasaları İşletme
A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF 2021 ortalamaları yılı Aralık kullanılmaktadır. ayında, bir önceki
incelendiğinde ise en yüksek PTF
2
veriler yıla YTBS göre Genel %243,8 Günlük İşletme oranında Neticesi değerinin Raporları’ndan 1 Aralık alınmıştır. Çarşamba
7
Jeotermal 2020 ve ve Güneş 2021 enerjisi yılları için santralleri
saatlik
“Diğer Yenilenebilir” olarak sınıf-
landırılmıştır.
artarak 1.008,64 TL/MWh olarak
kaydedilmiştir. Bu dönemde gergünü
saat 08:00’da 1.217,00 TL/
MWh, en düşük PTF değerinin
3 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız
ise 19 Aralık Pazar günü saat
termik 5 ve biyokütle santralleri 4 2021 Aralık verileri Yük Tevzi Bilgi 08:00’da 400,00 TL/MWh olarak
Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki saatleri, pik dışı saatler ise 20:00-08:00 arasındaki saatleri ifade
diğer termik eder. santraller olarak sınıflandırılmaktadır.
Sistemi’nin yayımladığı 31 Aralık 2021 gerçekleştiği görülmektedir.
6
Gün Öncesi Piyasası ortalama elektrik tarihli Kamusal fiyatları Rapordan hesaplamalarında alınmıştır. kaynak olarak Enerji Piyasaları İşletme
A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları kullanılmaktadır.
7
2020 ve 2021 yılları için saatlik veriler YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi Raporları’ndan alınmıştır.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 81
MWh olarak gerçekleşmiştir.
2021
2021
yılı
yılı
Aralık
Kasım
ayında
ayı sonunda
pik saatlerde
99.064
ayında
MW
36.369
olan
MWh
toplam
olarak
kurulu
ölçülen
saatlik ortalama talep, 2021 oluşan toplam kurulu gücün
güç değeri
2021
364,7
yılı Aralık
MW’lık
ayı
artışla
sonunda
2021 5 1.099,87 TL/MWh olarak
yılı Aralık ayı sonunda 99.429 MW olarak kaydedilmiştir.
gerçekleşen ortalama PTF, bir yılı Aralık ayında 38.722 MWh %25,7’lik kısmı (25.545 MW) doğal
gaz şirketleri ve LNG yakıt oluştururken, tipi santral-
önceki ayın pik saatler ortalaması olarak gerçekleşmiştir.
Toplam kurulu gücün %67,9’luk (67.495 MW) kısmını serbest üretim
olan 902,74 TL/MWh’lik değere 2021 yılı Kasım ayı sonunda
EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı %21,4 (21.318 MW)
leri
seviyesindedir
ile karşılanırken, 8 . Yap
%23,4’lük
işlet
göre %21,8 oranında artmıştır 6 . 99.064 MW olan toplam kurulu
devret santralleri %0,1’lik (127 MW), işletme hakkı devredilen santraller
kısmı (23.254
%3’lük
MW)
(2.941
barajlı
MW)
hidrolik
santraller tarafından kar-
2020 yılı Aralık ayında pik dışı güç değeri 364,7 MW’lık artışla
(off-peak) bir orana saatlerin sahiptir. PTF Lisanssız değeri santrallerin 2021 yılı toplam Aralık kurulu ayı sonunda güç içindeki payı da %7,6 (7.547 MW)
şılanmaktadır. Bu yakıt tiplerini
ortalama olarak 274,69 TL/MWh iken, 99.429 MW olarak kaydedilmiştir.
kaydedilmiştir.
%11,4’lik (11.336 MW) oranla yerli
bu değer 2021 yılı Aralık ayında Toplam kurulu gücün
kömür 9 santralleri ve %9’luk oran
%234 oranında bir artış kaydetmiş
ve 917,41 TL/MWh olarak serbest üretim şirketleri oluştu-
%67,9’luk (67.495 MW) kısmını
(8.994 MW) ile ithal kömür santralleri
izlemektedir. Akarsu tipi
gerçekleşmiştir.
rurken, EÜAŞ santrallerinin toplam
kurulu güçteki payı %21,4
hidrolik santraller %8,3’lük bir
2020 yılı Aralık ayı içerisinde
orana (8.230 MW) sahipken, rüzgâr
santralleri toplam kurulu gü-
toplam 27.059 GWh olan elektrik (21.318 MW) seviyesindedir 8 . Yap
talebi, 2021 yılı Aralık ayında bir işlet devret santralleri %0,1’lik
önceki yıla göre %3,04 oranında (127 MW), işletme hakkı devredilen
santraller %3’lük (2.941 MW) oluşturmaktadır 10 . Toplam
cün %10,5’lik bir kısmını (10.429
artış göstererek, 27.880 GWh değerine
ulaşmıştır 7 . 2020 yılı Aralık MW) bir orana sahiptir. Lisanssız kurulu gücün %7,9’luk kısmı
santrallerin toplam kurulu güç (7.809 MW) güneş enerjisi santralleri,
%1,7’lik kısmı (1.648 MW)
5 Pik saatler 08:00-20:00 arasındaki
saatleri, pik dışı saatler ise 20:00- içindeki payı da %7,6 (7.547 MW)
08:00 arasındaki saatleri ifade eder. olarak kaydedilmiştir.
jeotermal enerji santrallerinden
oluşurken, %2,2’lik kısmı (2.185
6 Gün Öncesi Piyasası ortalama riler YTBS Genel Günlük İşletme Neticesi
Raporları’ndan alınmıştır.
9 Taş kömürü, linyit ve asfaltit sant-
elektrik fiyatları hesaplamalarında
kaynak 2021 olarak yılı Enerji Aralık Piyasaları ayı sonunda İşletme oluşan 8 Kaynak toplam olarak kurulu TEİAŞ gücün tarafından %25,7’lik ralleri kısmı yerli kömür (25.545 santrali MW) olarak doğal sınıflandırılmaktadır.
A.Ş. Piyasa Gelişim Raporları PTF ortalamaları
kullanılmaktadır.
Günlük İşletme Neticesi raporu kulla-
10 Akarsu tipi hidrolik santrallere li-
gaz ve LNG yakıt tipi santralleri yayımlanan ile karşılanırken, 31 Aralık 2021 %23,4’lük tarihli Genel kısmı (23.254 MW) barajlı hidrolik
santraller tarafından karşılanmaktadır. Bu yakıt tiplerini %11,4’lik (11.336 MW) oranla yerli
7 2020 ve 2021 yılları için saatlik venılmaktadırsanssız
hidrolik santraller de dahildir.
kömür 9 santralleri ve %9’luk oran (8.994 MW) ile ithal kömür santralleri izlemektedir. Akarsu
tipi hidrolik santraller %8,3’lük bir orana (8.230 MW) sahipken, rüzgâr santralleri toplam kurulu
82 • Aralık 21-Ocak 22 • ENERJİ PANORAMA
8
Kaynak olarak TEİAŞ tarafından yayımlanan 31 Aralık 2021 tarihli Genel Günlük İşletme Neticesi raporu
oluşturulmaktadır.
2021 yılı Kasım ayı sonunda 99.064 MW olan toplam kurulu güç değeri 364,7 MW’lık artışla
2021 yılı Aralık ayı sonunda 99.429 MW olarak kaydedilmiştir.
Toplam kurulu gücün %67,9’luk (67.495 MW) kısmını serbest üretim şirketleri oluştururken,
EÜAŞ santrallerinin toplam kurulu güçteki payı %21,4 (21.318 MW) seviyesindedir 8 . Yap işlet
devret santralleri %0,1’lik (127 MW), işletme hakkı devredilen santraller %3’lük (2.941 MW)
bir orana sahiptir. Lisanssız santrallerin toplam kurulu güç içindeki payı da %7,6 (7.547 MW)
olarak
kaydedilmiştir.
2020 yılı Aralık ayında 6,374 milyar m 3 olarak kaydedilen toplam doğal gaz tüketimi, 2021 yılı
Aralık ayının aynı döneminde %8 oranında bir artışla 6,887 milyar m 3 olarak gerçekleşmiştir.
Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarı 2020 yılı Aralık ayında 1,443 milyar m 3 iken
bu miktar, 2021 yılının aynı döneminde %5,5 oranında düşerek 1,363 milyar m 3 olarak
kaydedilmiştir 12 . Elektrik santrallerinde tüketilen doğal gaz miktarının toplam doğal gaz
tüketimine oranı 2020 yılı Aralık ayında 22,6 iken, bu oran 2021 Aralık ayında %19,8 olarak
gerçekleşmiştir. 13
2021 yılı Aralık ayı sonunda oluşan toplam kurulu gücün %25,7’lik kısmı (25.545 MW) doğal
gaz ve LNG yakıt tipi santralleri ile karşılanırken, %23,4’lük kısmı (23.254 MW) barajlı hidrolik
santraller tarafından karşılanmaktadır. Bu yakıt tiplerini %11,4’lik (11.336 MW) oranla yerli
kömür 9 santralleri ve %9’luk oran (8.994 MW) ile ithal kömür santralleri izlemektedir. Akarsu
tipi hidrolik santraller %8,3’lük bir orana (8.230 MW) sahipken, rüzgâr santralleri toplam kurulu
8
Kaynak olarak TEİAŞ tarafından yayımlanan 31 Aralık 2021 tarihli Genel Günlük İşletme Neticesi raporu
kullanılmaktadır.
9
Taş kömürü, linyit ve asfaltit santralleri yerli kömür santrali olarak sınıflandırılmaktadır.
MW) 10
Akarsu ise diğer tipi termik hidrolik santraller santrallere 11
lisanssız rik santrallerinde hidrolik santraller tüketilen de doğal dahildir. rik santrallerinde tüketilen doğal
tarafından 11
Fuel-oil, oluşturulmaktadır.
nafta, motorin, LPG, lisanssız gaz miktarı termik, 2020 yılı kojenerasyon Aralık ayında ve biyokütle gaz miktarının santralleri toplam diğer doğal termik gaz
santraller 2020 yılı olarak Aralık sınıflandırılmaktadır.
ayında 6,374 1,443 milyar m 3 iken bu miktar, tüketimine oranı 2020 yılı Aralık
12
milyar 2020 m 3 olarak yılı Aralık kaydedilen ayı Elektrik toplam
üretimi 2021 yılının için tüketilen aynı döneminde toplam %5,5 doğal gaz ayında miktarı, 22,6 T.C. iken, Enerji bu oran ve Tabii 2021
Kaynaklar doğal gaz Bakanlığı tüketimi, Enerji 2021 İşleri yılı Genel oranında Müdürlüğü düşerek raporlarından 1,363 milyar alınmaktadır. Aralık ayında Yuvarlamalardan %19,8 olarak dolayı ger-
Aralık
hesaplanan
ayının aynı
oranlarda
döneminde
farklılık
%8
bulunabilir.
m 3 olarak kaydedilmiştir 12 . Elekt- çekleşmiştir. 13
13
2021 yılı Aralık ayı Elektrik üretimi için tüketilen toplam doğal gaz miktarı, T.C. Enerji ve Tabii
oranında bir artışla 6,887 milyar
Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel 12 Müdürlüğü 2020 yılı Aralık raporlarından ayı Elektrik üretimi
için tüketilen toplam doğal gaz timi için tüketilen toplam doğal gaz
alınmaktadır. 13 2021 Yuvarlamalardan yılı Aralık ayı Elektrik dolayı üre-
m 3 hesaplanan
olarak gerçekleşmiştir.
oranlarda farklılık
Elektbulunabilir.
11 Fuel-oil, nafta, motorin, LPG, lisanssız
miktarı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü
miktarı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü
termik, kojenerasyon ve biyo-
kütle santralleri diğer termik santraller
olarak sınıflandırılmaktadır.
raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan
dolayı hesaplanan oranlarda
farklılık bulunabilir.
raporlarından alınmaktadır. Yuvarlamalardan
dolayı hesaplanan oranlarda
farklılık bulunabilir.
ENERJİ PANORAMA • Aralık 21-Ocak 22 • 83