GAPŞehir 6. Sayı
GAP Şehir Dergisi; 6. sayısıyla ve dopdolu içerikleriyle huzurlarınızda olmayı sürdürüyor
GAP Şehir Dergisi; 6. sayısıyla ve dopdolu içerikleriyle huzurlarınızda olmayı sürdürüyor
PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
Modernist bir şair olarak kabul
edilebilir
Ragıp Karcı şiirlerini, Asaf Halet
Çelebi gibi tasavvua beslemiş ve
modern şiir dairesinde kalarak
sanatını icra etmiştir. Asaf Halet
Uzakdoğu mistisizmi ve
Mevlevilikle şiirlerini beslerken
Ragıp Karcı gönül dilinin
rehberliğinde tasavvu aşk, yer yer
Alevi-Bektaşi nefesleriyle ve
Türkülerle inşa eder. En sonunda
ise şahsiyetiyle özdeşleşen bir şiir
ortaya koyar. Şairin yerel oluşu ve
modernist oluşu karakteri ile iç içe
olan bir durumdur. Bu açıdan
bakıldığında Ragıp Karcı'yı
modernist bir şair olarak kabul
etmek gerekir. Onun modernistliği
aidiyetiyle veya yaşam biçiminde
değil; daha ziyade duygu ve
düşünce dünyasını şiiri ile ifade
ediş biçimindedir. Bu yönü
Mehmet Ragıp Karcı'nın şiirini
farklı kılan en önemli özelliğidir.
1945 yılında Siverek'te dünyaya
gelen Ragıp Karcı ilk ve ortaokul
eğitimini burada tamamladıktan
sonra bir müddet Erzincan Askerî
Lisesi'nde okur, orta öğrenimini
daha sonra Diyarbakır- Ziya
Gökalp Lisesi'nde tamamlayarak
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesine kaydolur.
TRT'de yapımcı ve yönetmen
olarak çalıştı
Üniversite öğreniminin ardından
memuriyete atanır; TRT'de kamera
asistanı ile başlayan görevini daha
sonra yapımcı-yönetmen olarak
sürdürür. Dört Mevsim Ilgaz
(1995), Ardanuç (1995), Kaçkar
(1996) ve Yusufeli İçin Methiye
(1998) adlı belgeseller hazırlayan
Karcı'nın Yeni Bir Sevda Süleymanı
(1986), Bir Başkasının Kitabı
(1996), Yakarış Temrinleri (2006)
ve Tut Elimden Düşmeyelim
(2016) adlı şiir ve deneme
kitapları vardır.
2016 yılında, Tut Elimden
Düşmeyelim adlı şiir kitabı ile
Türkiye Yazarlar Birliği Şiir
Ödülü'ne layık görülen Ragıp Karcı
Klasik edebiyat bilgisine ve zengin
bir Divan kitaplığına sahiptir. Bir
dönem Türkiye Yazarlar Birliği'nde
ücretsiz Osmanlıca dersleri de
veren Karcı, şahsiyet olarak renkli,
mesleki olarak zengin, yetenek
olarak ise söze ve saza hâkim
biridir.
Sünni bir aile ve çevrede
yetişmiştir. Alevi camiasında
'Dede' olarak anılır
Sünni bir ailede ve çevrede
yetişmiştir buna karşın Alevi
camiasında “Dede/Yezit Dede"
sıfatına sahiptir. Risale-i Nur'dan
feyz almış bir Nur Talebesi, ehl-i
tarik canibinde ise mürittir Ragıp
Karcı. Burada yer vermediğimiz
hayatının detaylarında Dedeliğine,
Nur Talebeliğine ve Müritliğine dair
zengin anı- anekdotlar vardır. Bu
nedenle şahsında Melamilik kadar
irfan, zühd ve takva da mevcuttur.
Sanatını ve özellikle de şiirini
besleyen en önemli kaynaklar
şahsında bulunan bu
hususiyetlerdir.
Urfa'da uhrevi bir hayat ve sanat
anlayışı baskındır
Şanlıurfa kadim bir şehirdir,
Göbeklitepe'nin tarihi ile birlikte
tapınak hüviyeti, ait olduğu kentin
özelliğini yansıtır: Medeniyet ve din
merkezi. Dünden bugüne Urfa'nın
bünyesinde tarih öncesi ve
sonrasında dinlere dayalı kimliği
yadsınamaz bir gerçeklik arz eder.
Nitekim kültür ve dini literatürde
“Peygamberler Şehri” olarak anılır.
Hal böyle olunca da şehrin hemen
her taşında din tarih ve medeniyet
iç içedir.
Dinin cemiyet hayatında ve
sanatta kendini belli eden en
önemli yönü hikmettir. Yani
malaniyetten (seküler/salt dünyaya
yönelik) ziyade uhreviyete (dine ve
ahirete dair) bakan bir hayat ve
sanat anlayışı baskındır Urfa'da.
İmaretten musikiye; adab-ı
muaşaeretten şiire kadar toplum
ve insanla ilgili hususta hikmet
esastır.
Her taşralı şair ve sanatkâr gibi
Ragıp Karcı' da kendi muhitinin
dışına taşamamıştır
Bu bağlamda hikemî şiirin büyük
üstadı Nabi'nin Urfalı olması
şaşırtıcı değildir. Hayatının ve
sanatının en verimli evresini
İstanbul'da geçiren Nabi değerinde
olmasa bile pek çok şair yetişmiştir
Urfa'da. Ancak Payitahttan
(İstanbul'dan) uzak olma
dolayısıyla sanat mahllerinden ve
cömert imkânlarından yoksun oluş
bu şairlerin unutulmalarına ya da
yazılı kaynaklarda yeterli ölçüde
yer almayışlarına neden olur.
Fuzuli gibi istisnalar dışında
hemen her taşralı şair ve sanatkar
genellikle kendi muhitlerinin dışına
taşamamışlardır. Ragıp Karcı'yı da
bu kategoride düşünmek yanlış
olmaz. Şahsiyetinin özgünlüğüne
ve şiirlerinin orijinalliğine rağmen
Karcı, sınırlı bir çevrede üne sahip
olmuş, edebiyat çevrelerinde hak
ettiği değere ulaşamamıştır.
Oysa kendisi modern tasavvufî şiir
ŞANLIURFA | Urfalı Bir Şair: Mehmet Ragıp Karcı
35