GAPŞehir 6. Sayı

GAP Şehir Dergisi; 6. sayısıyla ve dopdolu içerikleriyle huzurlarınızda olmayı sürdürüyor GAP Şehir Dergisi; 6. sayısıyla ve dopdolu içerikleriyle huzurlarınızda olmayı sürdürüyor

31.01.2022 Views

KÜLTÜR“Kamuoyunda 28 Şubat darbe sürecinde yaptığı cesur çıkışlarla tanınanÇelik'in, siyasi yaşamının yanında muallim ve maarif kimliğini öneçıkaran bu kıymetli satırlarla sizleri baş başa bırakıyoruz…Kaynak: Süreyya Nazlı AÇANALDuyumsamak...ŞANLIURFA | Duyumsamak (İbrahim Halil ÇELİK)Yaşadığınız memleketi, doğup büyüdüğünüz şehri ve biriktirdiğiniz yaşanmışlıklarıduyu organlarınızla yeniden anımsayabilir misiniz?Bu soru üzerinden İbrahim Halil Çelik ile gerçekleştirilen oldukça keyii bir sohbetekulak veriyoruz. Şehir Plancısı Süreyya Nazlı Açanal'ın Yüksek Lisans Tezi Çalışmasıkapsamında sorular yönelttiği İbrahim Halil Çelik, mücadele ve aksiyon doluhayatından kesitler sunarak duygu dolu bir metin kaleme almış.Tez çalışmanız için, Urfa'nın2 dönem BelediyeBaşkanlığını naçizaneyapmış olan bana sormayıdüşünmüş olduğunuz sorularıyazılı olarak yollamış olmanız,hepsine toplu cevap sayılabilecekbir metinle cevaplama imkânısağlamaktadır.Soruları incelediğimde mahiyetitibariyle çok benzeştiklerini,verilecek cevapların da busebeple, bir perspektifçerçevesinde aslında iç içeolmaları gerektiğini gördüm.Tezinizin yazı tekniği/planıyla nederece uyum gösterir, işin açığıbilemiyorum.62

Bizi biz yapan,hafızalarımızdamuhafazaettiğimiz şeylerdirSorularınızın ana objesi eşya vemekan olmakla beraber, benkonuya 'insan' ile başlayayım.Çünkü objelere, eşyaya vemekana bakışımız, 5 duyuorganımızın zaman içindehafızamızda meydana getirdiğihâsıla olarak ete kemiğebürünmektedir.Malum 5 duyu organının -kulak,burun, göz, dil ve derinin(dokunma)-, dış dünyadan aldığıbilgiler, hafızamızda, beynin(akıl) kılavuzluğundabiçimlendirilerek bilinçaltı vebilinç üstümüzde ortaya bir yapı,bir sistem çıkarmaktadır. Busebeple, dünyaya bakışımızı,dünyayı algılama üslubumuzu,tarzımızı belirleyen etkisi vardır,hafızamızın.Hafızalarımızda 'muhafaza'ettiğimiz şeyler bizi 'biz' yapan,sizi 'Süreyya Nazlı Açanal', benide 'İbrahim Halil Çelik' yapanşeylerdir. Her insanın parmakizinin nevî şahsına münhasırolması, hiçbir insanın parmakizinin bir başkasıyla aynıolmaması gibi, inandığımızdeğerler, ideolojilerimiz,inançlarımız vs. hep ohafızalarımızda duran 'şey'lerinbizde meydana getirdiği algı-kirdüzeneği olarak, bizi biricik halegetiren, özgün kılanhususiyetlerimizdir.Sorularınız doğrudan ve dolaylıolarak 5 duyunun hafızalarımızda'çattığı' sistematiği anlamayayöneliktir. Sorularınıza 'koku'danbaşlamış olmanız, sistematiğinoluşumunda kokunun etkisini iyitespit ettiğinizi göstermektedir.Beni doğuran insanınvarlığından habersiz yaşamışımBen henüz 11 aylıkken annemAdile hanımı kaybetmişim.Annem ölünce de AnneannemMeryem bakmış bana, obüyütmüş. Ortaokul sıralarınakadar da anneannemi annebilmişim. Beni asıl doğuraninsanın varlığından habersizyaşamışım. Bu sebeple 'Anne'kavramı, diğer insanlardan farklıolarak, bende ikili (dual) birobjeyi içkindir.Anne kokusuna ilişkin algısistematiği, başlarda bu şekilde,deyim yerindeyse 'çatılmış' olanbir çocuğun belli bir yaştan sonradeğişmiş olması, nasıl birkişiliğin ortaya çıkmasına yolaçmıştır? Ama ondan öncesorulması gereken asıl sorubence şudur: Anne kokusu olarakfarklı bir düzlemde gelişmiş olanbir sistematik, daha sonra nasılbir düzleme tebeddül (değişme,dönüşme, başkalaşma) etmiştir?Ya da bir 'mübadele' vukubulmuş mudur? Vuku bulmuşolan şeyi 'tebeddül' (Başkalaşma)sözcüğü ile mi, yoksa 'tekâmül'(olgunlaşma) sözcüğü ile mikarşılamalıyız?Meryem ana, kaskatı biryoksulluk içinde, fedakârlıksözcüğünün son sınırlarına kadargötürüldüğü bir anne kokusuedinmeme yol açtı. Benikucağına aldığında, aldığım oyorgunluk, emek vermiş olmak,fedakârlık gibi çağrışımlar yayanter kokusu hafızamın Urfa'yailişkin koku düzeneğinioluşturmuş. Düşünün, benibüyütmek için, dağda-bayırdayetişen ebegümeci-meyramhortgibi otları toplayıp satıyordu.Urfa bende, her şeyden önceMeryem ananın kokusudurEvet, Urfa, her şeyden öncebende Meryem ananın bu annekokusudur. Yukarıda da sözetmiştim, onun annem değil,anneannem olduğunu çevredenyarım yamalak duyduklarımdançıkarıp ona itiraf ettirdikten sonraöğrendim. Asıl annemin Meryemananın, genç yaşta 'incehastalıktan' ölen kızı Adileolduğunu öğrenince tuhaf bir şeyoldu.Meryem ananın kokusununyanına, sadece rüyalardagördüğüm bir siluete sahip, yinesadece rüyalarda algıladığım,uyanınca mahiyetini kaybettiğimbir başka koku daha eklendi. Ogünden sonra anne kokusubende böyle dual bir yapı arzetmeye başladı. Urfa adı geçincezihnimde uyanan ilk koku, budual anne kokusudur.ŞANLIURFA | Duyumsamak (İbrahim Halil ÇELİK)63

Bizi biz yapan,

hafızalarımızda

muhafaza

ettiğimiz şeylerdir

Sorularınızın ana objesi eşya ve

mekan olmakla beraber, ben

konuya 'insan' ile başlayayım.

Çünkü objelere, eşyaya ve

mekana bakışımız, 5 duyu

organımızın zaman içinde

hafızamızda meydana getirdiği

hâsıla olarak ete kemiğe

bürünmektedir.

Malum 5 duyu organının -kulak,

burun, göz, dil ve derinin

(dokunma)-, dış dünyadan aldığı

bilgiler, hafızamızda, beynin

(akıl) kılavuzluğunda

biçimlendirilerek bilinçaltı ve

bilinç üstümüzde ortaya bir yapı,

bir sistem çıkarmaktadır. Bu

sebeple, dünyaya bakışımızı,

dünyayı algılama üslubumuzu,

tarzımızı belirleyen etkisi vardır,

hafızamızın.

Hafızalarımızda 'muhafaza'

ettiğimiz şeyler bizi 'biz' yapan,

sizi 'Süreyya Nazlı Açanal', beni

de 'İbrahim Halil Çelik' yapan

şeylerdir. Her insanın parmak

izinin nevî şahsına münhasır

olması, hiçbir insanın parmak

izinin bir başkasıyla aynı

olmaması gibi, inandığımız

değerler, ideolojilerimiz,

inançlarımız vs. hep o

hafızalarımızda duran 'şey'lerin

bizde meydana getirdiği algı-kir

düzeneği olarak, bizi biricik hale

getiren, özgün kılan

hususiyetlerimizdir.

Sorularınız doğrudan ve dolaylı

olarak 5 duyunun hafızalarımızda

'çattığı' sistematiği anlamaya

yöneliktir. Sorularınıza 'koku'dan

başlamış olmanız, sistematiğin

oluşumunda kokunun etkisini iyi

tespit ettiğinizi göstermektedir.

Beni doğuran insanın

varlığından habersiz yaşamışım

Ben henüz 11 aylıkken annem

Adile hanımı kaybetmişim.

Annem ölünce de Anneannem

Meryem bakmış bana, o

büyütmüş. Ortaokul sıralarına

kadar da anneannemi anne

bilmişim. Beni asıl doğuran

insanın varlığından habersiz

yaşamışım. Bu sebeple 'Anne'

kavramı, diğer insanlardan farklı

olarak, bende ikili (dual) bir

objeyi içkindir.

Anne kokusuna ilişkin algı

sistematiği, başlarda bu şekilde,

deyim yerindeyse 'çatılmış' olan

bir çocuğun belli bir yaştan sonra

değişmiş olması, nasıl bir

kişiliğin ortaya çıkmasına yol

açmıştır? Ama ondan önce

sorulması gereken asıl soru

bence şudur: Anne kokusu olarak

farklı bir düzlemde gelişmiş olan

bir sistematik, daha sonra nasıl

bir düzleme tebeddül (değişme,

dönüşme, başkalaşma) etmiştir?

Ya da bir 'mübadele' vuku

bulmuş mudur? Vuku bulmuş

olan şeyi 'tebeddül' (Başkalaşma)

sözcüğü ile mi, yoksa 'tekâmül'

(olgunlaşma) sözcüğü ile mi

karşılamalıyız?

Meryem ana, kaskatı bir

yoksulluk içinde, fedakârlık

sözcüğünün son sınırlarına kadar

götürüldüğü bir anne kokusu

edinmeme yol açtı. Beni

kucağına aldığında, aldığım o

yorgunluk, emek vermiş olmak,

fedakârlık gibi çağrışımlar yayan

ter kokusu hafızamın Urfa'ya

ilişkin koku düzeneğini

oluşturmuş. Düşünün, beni

büyütmek için, dağda-bayırda

yetişen ebegümeci-meyramhort

gibi otları toplayıp satıyordu.

Urfa bende, her şeyden önce

Meryem ananın kokusudur

Evet, Urfa, her şeyden önce

bende Meryem ananın bu anne

kokusudur. Yukarıda da söz

etmiştim, onun annem değil,

anneannem olduğunu çevreden

yarım yamalak duyduklarımdan

çıkarıp ona itiraf ettirdikten sonra

öğrendim. Asıl annemin Meryem

ananın, genç yaşta 'ince

hastalıktan' ölen kızı Adile

olduğunu öğrenince tuhaf bir şey

oldu.

Meryem ananın kokusunun

yanına, sadece rüyalarda

gördüğüm bir siluete sahip, yine

sadece rüyalarda algıladığım,

uyanınca mahiyetini kaybettiğim

bir başka koku daha eklendi. O

günden sonra anne kokusu

bende böyle dual bir yapı arz

etmeye başladı. Urfa adı geçince

zihnimde uyanan ilk koku, bu

dual anne kokusudur.

ŞANLIURFA | Duyumsamak (İbrahim Halil ÇELİK)

63

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!