İstikbal Dergi Mart 2022 Sayısı
Eskişehir'in en çok okunan yerel gazetesi İstikbal Gazetesinin aylık yayını İstikbal Dergi Mart 2022 sayısı
Eskişehir'in en çok okunan yerel gazetesi İstikbal Gazetesinin aylık yayını İstikbal Dergi Mart 2022 sayısı
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
L İ D E R G A Z E T E E S K İ Ş E H İ R ’ İ N S E S İ
DERGİ
PARA İLE SATILAMAZ, ÜCRETSİZDİR AYLIK iŞ, SiYASET, SPOR ve YAŞAM DERGiSi Sayı: MART 2022
büyükerşen’e
eşitlik ödülü
TePebAşI
PROjeLeRiYLe
biR ADIm öNDe
EsKİŞEHİR’İN 40
BİLİM KADININA ÖDÜL
ZAMANI “YÜZ
YOGAsI” İLE
DURDURUN
SAğLIK
ÇALIşANLARINA
SAYGI PARKI
ve ANITI
BU BAHAR
KADINLAR
CAPCANLI
OLACAK
30 YIL SONRA
3.LiG KAPISINDAYIZ
Ayrıntılı Bilgi: yunusemre.eskisehir.bel.tr
t16’da
Makina Mühendisleri
oda yönetimine
SEV’İN
MEŞALESİ
32 YILDIR
YANMAYI
SÜRDÜRÜYOR
kadın
eli
değdi
t8’de
“TeK HeDeFİmİZ TÜRK FUTbOLUNA
eSKİşeHİR’DeN KALeCİLeR YeTİşTİRmeK”
t30’da
Eskişehir’deki durum
aynen budur!
Şehrin yönetici konumunda
bulunan seçilmiş ve
atanmışlarını, cenaze törenleri,
düğünler ve resmi bayramlar
haricinde bir arada
göremezsiniz.
Bu durum bu güne özgü
de değildir...
Öteden beri şehirdeki devlet
görevlileri ile seçilmiş partili
milletvekilleri ve belediye başkanları
pek bir araya gelmez.
Hele hele...
Şehrin herhangi bir sorununu
halletmek için hiç gelmez...
H H H
O yüzden, şehrin küçük
bir sorunu bile, yöneticilerin
bir araya gelmeyip, yazışmalar
üzerinden yürütülmesi nedeniyle
çözülmez, çözülemez.
Halbuki...
Siyasi görüş ayrılıkları bir
tarafa bırakılıp, "Eskişehir
müştereki" ile bir araya gelinse,
meselelerin bir çoğu çözüme
kavuşacak ama bu
sözünü ettiğimiz bir araya
gelme bir türlü olmaz.
Yönetenler bırakın bir
araya gelmeyi, bir araya gelmemek
için özel çaba harcar.
EDiTöR
Murat Taşkın
Hatta...
Birinin olduğu yere diğeri
özellikle gitmez..
H H H
Kısacası...
Şehir sorunlarının çözüme
kavuşmasının tek koşulu, sözünü
ettiğimiz yöneticilerin
bir araya gelmesidir.
Ama bırakın bir araya gelmeyi,
birbirlerine olabildiğince
engel olmak için
elinden geleni yaparlar.
H H H
Hikayeyi bilirsiniz...
İki adam koskoca bir sandığı
bir kapıdan geçirmeye
çalışırlar.
Uzun süren uğraşlar sonucu
ikisi de kan ter içinde
kalır.
Biri oflayıf pufladıktan
sonra diğerine yakınır “Ne de
ağırmış bu sandık! Bir türlü
kapıdan içeriye sokamadık”
Diğeri şaşkın cevap verir:
-“Sandığı dışarıya çıkartmayacak
mıydık?”
İşte Eskişehir'deki durum
da aynen budur!
Genel Yayın Yönetmeni : Burak TÜRKMEN
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü : Murat TAŞKIN
“İNSANA ve YAşADIğIN ÇevReYe
KATTIğIN DeğeR KADAR vARSIN”
t32’de
4
GAZETESİ’NİN AYLIK İŞ, SİYASET VE YAŞAM DERGİSİ
PARA İLE SATILAMAZ, ÜCRETSİZDİR www.istikbalgazetesi.com Sayı : MART 2022
UĞUR OFSET MATBAACILIK, GAZETECİLİK SAN. VE TİC. A.Ş. ADINA
Sahibi : Burak TÜRKMEN
Gazete, Haber ve Reklam :
Arifiye Mah. Yalbı Sk. No: 13/A K:6 D:10 ESKİŞEHİR
Tel & Faks : 0.222. 220 19 01 - 220 19 06
e-mail : haber@istikbalgazetesi. com
Baskı :
ÖNKA OFSET BASIM ve MATBAACILIK HİZMETLERİ
Zübeyde Hanım Mah. Sebze Bahçeleri Cad. No: 80
İSKİTLER 06070 ALTINDAĞ/ANKARA
Tel: 0.850 346 26 86 / 0.312. 384 26 85 - 384 26 86
e-posta : onkamatbaa@gmail.com
ÜNİVERSİTEDEN HABERLER...ÜNİVERSİTEDEN HABERLER...ÜNİVERSİTEDEN HABERLER...
Üstün yetenekliler eğitim programı Anadolu Üniversitesi’nde başladı
Bu program Türkiye’de tek
Anadolu Üniversitesi Üstün
Zekâlıların Eğitimi Anabilim
Dalı Başkanlığı
tarafından 2007 yılında kurulan
Üstün Yetenekliler Eğitim
Programları (ÜYEP), kapsam
olarak Türkiye’de ilk ve tek program
olma özelliği taşıyor.
Anadolu Üniversitesi Üstün
Yetenekliler Eğitim Programları
(ÜYEP), üstün yetenekli
öğrencilere örgün eğitimlerine ek
olarak bireysel farklılıklarına
uygun ve bilimsel temellere
dayanan destekleyici eğitim etkinlikleri
sunuyor. Prof. Dr. Uğur Sak’ın projesiyle
üniversite bünyesinde faaliyet gösteren
ÜYEP, Anadolu Üniversitesi Üstün Zekalıların
Eğitimi Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından
2007 yılında kuruldu. ÜYEP, kapsam olarak
Türkiye’de ilk ve tek program olma özelliği
taşıyor. Merkezde yürütülen çalışmalara
emek veren öğretim üyelerinin başında ise
ÜYEP Merkezi Müdürü Doç. Dr. Fatih Karabacak
ve Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Bahadır
Ayaz geliyor.
Özel yetenekli öğrenciler için özel
eğitim programları hazırlanıyor
ÜYEP temelde üstün yetenekli öğrenciler için
tasarlanan bir eğitim programı olarak
biliniyor. Bu eğitim programı her yıl
ilkbahar-yaz-sonbahar olmak üzere
üç dönem halinde hafta sonları
devam ediyor. ÜYEP’in sahip olduğu
tanılama sistemi ile her yıl 5’inci
sınıfta okuyan 28 üstün yetenekli
öğrenci bu sisteme girmeye hak
kazanıyor. Tanılanan çocuklara fen
ve matematik alanlarında
hızlandırılmış ve zenginleştirilmiş
bir öğretim programı sunuluyor.
Eğitimler güz ve bahar dönemlerinde
10 hafta olmak üzere hafta
sonları matematik-fen ve kişilik
eğitimi konularında veriliyor. Yaz
programında ise öğrencilere iki hafta ağırlıklı
olarak astronomi, kodlama, oyun tasarımı,
fotoğrafçılık, drama olmak üzere daha zengin
bir müfredat sunuluyor. ÜYEP’te tanılanan ve
üstün yetenekli olarak özel eğitime tabi tutulan
öğrenciler ortaokul hayatları boyunca bu
eğitimden yararlanıyor.
2021 YÖK
Raporu’nda
ESOGÜ
Y
ükseköğretim
Kurulu (YÖK) tarafından
hazırlanan Üniversite İzleme ve
Değerlendirme Genel Raporu 2021
açıklandı. Türkiye’deki üniversitelerin pek
çok alandaki performanslarının sıralandığı
raporda Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
“Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk” kategorisinde
dezavantajlı gruplara yönelik
sosyal entegrasyon ve kapsayıcılığa ilişkin
yapılan faaliyet sayısı sıralamasında 4.
sıraya yerleşti.
Dezavantajlı gruplar, toplumsal hayata
katılabilme, bir iş bulup o işi elinde
tutabilme imkânlarından toplumun diğer
bireylerine göre kısmen ya da tamamen yoksun
bulunan kişi ya da grupları kapsıyor.
Sıralama, 2018-2020 yılında dezavantajlı
gruplara yönelik sosyal entegrasyon ve
sosyal kapsayıcılığa ilişkin düzenlenen proje,
panel, konferans, kongre, sanatsal faaliyet,
ödül töreni vb. faaliyet sayısını içeriyor.
ESTÜ projeleriyle uçuş emniyetine
büyük katkı sağlıyor
E
STÜ,
TÜBİTAK programlarından aldığı
desteklerle adından söz ettirmeye devam
ediyor. Son olarak TÜBİTAK’ın “Hızlı
Destek Programı” kapsamında “Hava Trafik
Kontrolörlerinin Etkinliğini ve Verimliliğini
Artırmak için Zihinsel İş Yükünün Çok Boyutlu
İncelenmesi” başlıklı projeye destek alan
üniversitemiz, bu projeyle Hava Trafik Kontrolörü
hatalarını azaltmayı ve uçuş emniyetine
katkı sunmayı hedefliyor.
2022 yılının Kasım ayına kadar sürmesi beklenen
projeden ESTÜ Havacılık ve Uzay Bilimleri
Fakültesi Hava Trafik Kontrol Bölümü
öğrencileri de faydalanabiliyor.
Çalışmalar Gerçek Senaryolar Eşliğinde
Yürütülüyor
Proje kapsamında hava sahasındaki uçakların
emniyetli ve verimli şekilde yönetilmesinden
sorumlu Hava Trafik Kontrolörlerinin (ATCO)
görevleri sırasında yaşadıkları bilişsel
zorlukların daha iyi anlaşılmasını sağlamak
amacıyla gerçekçi senaryolar eşliğinde çok
sayıda çalışma yürütülüyor. Hava Trafik Kontrolörlerinin
beyin faaliyetleri, solunum sayısı
ve kalp atım hızı ölçümlerini içeren bu
çalışmalardan elde edilen verilerle Hava
Trafik Kontrolörlerinden kaynaklanabilecek
risklerin değerlendirilmesi yapılarak uçuş emniyetinin
artırılması için öneriler ortaya
konuyor. Hava Trafik Kontrol Bölümü
öğrencilerinin katılımı ile gerçekleştirilen
deneyler, Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde
bulunan Gerçek Zamanlı Hava Trafik
Kontrol Radar Simülatöründe yapılıyor.
Proje kapsamında ayrıca üniversitemizde
eğitim gören lisans ve lisansüstü öğrencilerine
disiplinler arası bir projede görev alma deneyimi
kazandırılması ve burs imkânlarının
sağlanmasının yanı sıra bir yüksek lisans tezi
üretilmesi de hedefleniyor.
5
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen projeleriyle layık görüldü
büyükerşen’e
eşitlik ödülü
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar
Günü’nde düzenlediği İzmir Yıldızı Ödül Töreni’nde Eskişehir
Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e
belediye çalışmaları kapsamında gerçekleştirdiği toplumsal
cinsiyet eşitliğini sağlayıcı projeleri için ödül verildi.
İzmir Büyükşehir Belediyesinin toplumsal
cinsiyet eşitliğini yaygınlaştırıcı fikirlerle
üretilen projeleri değerlendirdiği
İzmir Yıldızı Ödül Töreni’nde Büyükşehir
Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e,
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Kadın
Çalışmaları Müdürlüğünün yürüttüğü,
Türk ve mülteci tarım işçisi kadınlara
verilen kadın sağlığı eğitimi; yerinde
danışmanlık ve eğitim çalışmaları
kapsamında ilçelerde verilen ücretsiz
psikolojik danışmanlık, kadın sağlığı
eğitimi, beslenme ve diyet danışmanlığı
hizmetleri; şiddet mağduru kadınların
sosyal hayata katılımını kolaylaştırmak
için düzenlenen Forum Tiyatrosu;
kadınlara araba bakım kursu ve evde
tamir kursu ile 2015 yılından bu yana
sürdürülen hava karardığında kadınların
durak beklemeksizin istedikleri yerde
belediye otobüslerinden inmelerini
sağlayan İki Durak Arası Uygulama Projesi
çalışmaları sebebiyle ödül verildi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç
Soyer, “Bizim duayenimiz, önderimiz,
sevgili abim Yılmaz Büyükerşen bugün
bizlerle beraber ve bizleri onurlandırıyor”
sözleriyle başladığı açılış konuşmasında
toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarının
önemine vurgu yaptı.
Ödülünü Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Mehmet Cemali Dinçer’den alan
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı
Yılmaz Büyükerşen, “Kardeşim Tunç
Soyer’e ve tüm konuklarına çok teşekkür
ediyorum. Kadın ve erkek ayrımı kadar
saçma, akıl almayan bir ayrım söz
konusu olamaz. Bir elmanın yarısı
kadınlar, diğer yarısı erkeklerdir, bu
kadar basit. Ancak ne yaparsak yapalım,
kadınları bugüne kadar şiddetten
kurtaramadık; Ama kurtaracağız, biz
erkekler bunda kesin kararlıyız”sözleriyle
konuşmasını sürdüren Başkan
Büyükerşen, kadınların görevlerinde
erkeklerle kıyaslandığında daha
çalışkan, daha titiz ve başarılı olduklarını
belirterek, bu nedenle de Eskişehir
Büyükşehir Belediyesinde kadınların
yönetimde oransal olarak daha çok yer
aldığını ifade etti.
Başkan Büyükerşen “Bu ödülü almamıza
vesile olan, Sosyal Hizmetler Dairesinin
kadın hakları ve ihtiyaçları için projeler
üretençok çalışkan kadınlar takımıdır.
Onlara çok teşekkür ediyor ve bu anlamlı
ödülü tüm çalışan kadınlar adına
alıyorum. Çalışmayan erkek çoktur,
çalışmayan kadın yoktur. Bizi bu ödüle
layık gören sevgili Tunç Soyer’e ve ekibine
teşekkür ediyorum. Dünya Emekçi
Kadınlar Günü tüm kadınlarımıza kutlu
olsun” dedi.
6
Büyükşehir Belediyesi’nin kırsaldaki vatandaşlara olan desteği artarak sürüyor
“Üreticimizin yüzünü
güldürmeye kararlıyız”
Kırsal Kalkınma Projeleri ile Türkiye’ye yeni örnekler veren
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, üreticiyi desteklediği projelerine
bir yenisini daha ekledi. Geçtiğimiz yıllarda tohum, fide,
fidan, ekipman, yem gibi desteklerle üreticinin yanında olan
Büyükşehir Belediyesi şimdi de küçükbaş hayvancılıkta
üretim ve ıslah çalışmalarına destek amacıyla köylülere
damızlık koyun ve koç hibesinde bulundu.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin Alpu ve
Seyitgazi ilçe belediyeleriyle protokol imzalayarak,
başlattığı Küçükbaş Yetiştiriciliği
Destekleme ve Yayma Projesi’nde bir yılda
hayvan sayısının iki katına çıkmasıyla birlikte
damızlık koyun ve koç dağıtımı yapıldı.
Noter huzurunda yapılan kura çekilişi ile
küçükbaş hayvancılığı yapmak
isteyenköylüler arasından hibe almaya hak
kazananlar belirlendi.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin yapmış
olduğu protokol kapsamında 500 damızlık
koyun ve koç ile başlayan projede küçükbaş
hayvan sayısı 880 koyun, 254 koça çıkartıldı.
Ekonomik kriz nedeniyle üretemez hale
gelen köylüler için tohum, fidan, fide, yem ve
ekipman desteği sağlamakta olan
Büyükşehir Belediyesi, küçükbaş hayvan
yetiştiricilerine de merinos ve merinos
melezi desteğinde de bulundu.
Kura çekilişi töreninde konuşan Başkan
Büyükerşen, Türkiye’nin tarım ve
hayvancılıkta dışa bağımlı bir
ülke olmaktan büyük üzüntü
duyduğunu belirterek,
“Büyükşehir Belediye Kanunu
kapsamında görev alanımızın
genişlemesiyle, köylerin mahalleye
dönüştürüldüğü yeni düzende,
biz çiftçimizin yıllardır ne kadar ihmal
edildiğini de gördük. Çiftçimiz borç yükü
altında ezilmiş, sermayesiz bırakılmış ve
kredilerini ödeyemez hale gelmiştir. Ulu Önderimiz
Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Köylü
milletin efendisidir’ sözü ne yazık ki
günümüzde unutuldu. Kurtuluş
Savaşımızdan sonra çiftçimizin ürettiği
ürünlerle karınlarımızın doyduğu, fazla üretim
karşılığında yabancı ülkelerden fabrikalar
alındığı ve bu suretle ülkemizin
kalkındığı artık görmezden geliniyor.
Türkiye’nin sanayileşmesi ve kalkınmasında
temel araç Gazi Mustafa Kemal’in tarım
politikası ve o günkü hükümetlerdir. Bizler
de 95 yıl sonra bugün ülkemizin kalkınması
için yine bu politikayı mevcut hükümetin
politikalarına rağmen, tüm imkansızlıklar ve
ekonomik kriz içinde yeniden
canlandırmaya çabalıyoruz. Ülkemizi
kalkındırmak, sağlıklı ve uygun fiyatlı yiyecekler
satın alabilmek için yerli üretime çok
ihtiyacımız var. Bunun için ilk olarak
köylümüze milyonlarca domates ve marul
fidesi dağıttık. Daha sonra ilimizde eskiden
çok önemli bir geçim kaynağı olan
ipekböcekçiliği ve ipek üretimini
canlandırmak için yüz binlerce dut fidanı
dağıttık. Ayrıca onlarca çeşit yerel tohumu
çoğaltarak yıllardır vatandaşlarımıza ücretsiz
olarak milyonlarca yerel tohum
dağıtıyoruz. Vatandaşlarımızı hibrit tohuma
muhtaç bırakanlara inat, ülkemizin
tohumlarının üretilmesini ve çoğaltılmasını
sağlıyoruz. Arıcılıkla uğraşan kadınlara ekipman
ve kovan desteğinde bulunduk. Bu yıl
da küçükbaş hayvancılıkla geçimini
sağlayan sizlere damızlık koyunlar ve koçlar
veriyoruz.Belediyemizin artan yakıt, elektrik,
personel masraflarına rağmen tarımı
desteklemek içinyeni projelerimizi geliştirip,
genişleteceğiz”dedi.
Törende bulunan Alpu Belediye Başkanı
Gürbüz Güller ve Seyitgazi Belediye Başkanı
Uğur Tepe, çiftçinin yanında olmaya devam
eden Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz
Büyükerşen’e teşekkür etti.
7
Makina Mühendisleri Odası’na uzun yıllar sonra ilk kez kadın bir başkan seçildi. Oda
başkanlığına seçilen Nezihe Hanecioğlu ile odayı ve yapmayı planladığı çalışmaları konuştuk
Makina Mühendisleri oda yönetimine
kadın eli değdi
Oda yönetiminde başkanın dışında belki de ilk kez oda
sekreteri ve oda saymanlığını da kadınlar üstlendi.
Kadınlar artık her
alanda…
Kadınlar artık her yerde…
Yürünmeyen yollarda
yürümeyi seçen
kadınlarımızdan yalnızca
biriyle daha
karşınızdayım.
Erkek mesleği olarak
anılan ve bir dönem
kadınlar tarafından çok
da tercih edilmeyen
Makine Mühendislerine
başkan olarak seçildi
Nezihe Hanecioğlu…
Odaya kadın eli değdi
uzun yıllar sonra…
Nezihe Hanım ile oda üzerine
hoş bir sohbet ettik.
Nazik ve mütevazi
tavırlarıyla karşıladı bizleri…
Uzun süre sonra odaya
kadın eli değdiğini
söylediğimde tatlı bir
kahkaha attı ve şöyle
devam etti:
“Özellikle Makina
Mühendisliği sert bir
meslek olarak görülmesine
rağmen kadın
arkadaşlarımın yanında
erkek arkadaşlarıma da
aday olduğumu
söylediğimde hem mutlu
oldular hem de desteklediler.”
8
Öncelikle sizi tanıyalım mı?
Doğma büyüme Eskişehirliyim. Üniversiteyi
şimdi Osmangazi Üniversitesine
bağlı olan ancak bizim zamanımızda
Anadolu Üniversitesine bağlı olan
Mühendislik Fakültesinin Makina
Mühendisliği bölümünden bitirdim. O
zaman okulumuz Bademlik kampüsündeydi.
Okulu bitirir bitirmez 1. Hava
İkmal Bakım Merkezinde açılan sınavı
kazanarak orada çalışmaya başladım.
Hava İkmal'de çalışmak benim için ikinci
bir okul oldu. Çalışmaya devam ederken
İmalat Konstrüksiyon dalında yüksek
lisans yaptım. Ardından aynı dalda doktoraya
başladım ancak dersleri bitirmiş ve
yeterlilik sınavını kazanmış olmama
rağmen tez hazırlama sürecinde doktorayı
bırakmak zorunda kaldım. 8 yılı aşkın bir
süre çalıştıktan sonra gelen bir teklifle
Türk Demirdöküm fabrikasında çalışmaya
başladım. Ürün Geliştirmede başladığım
Demirdöküm yolculuğum 16 yıl sürdü. Bu
arada Kalite, Üretim, Klima
Fabrikası derken, Elektrikli
Cihazlar Arge Yöneticisi
olarak ayrıldım. Hiç aklımda
yokken İş Sağlığı ve Güvenliği
hizmetinin Ortak Sağlık
Güvenlik Birimleri tarafından
yürütülmesi kanunlaşınca
2013 yılında firmamızı kurarak
Organize sanayide bulunan
orta ve küçük ölçekli
firmalara danışmanlık hizmeti
vermeye başladık. Temmuz
ayında 9. yılımızı
tamamlayacağız. Halen kendi
firmamda A Sınıfı İş Güvenliği
Uzmanı olarak danışmanlık
yapmaya devam ediyorum.
Makine Mühendisleri
Odasıyla tanışmanız nasıl
oldu peki?
Okuldan mezun olduktan
sonra odaya üye olmuştum.
Ancak hep tam zamanlı
çalıştığım için aktif çalışma fırsatı
bulamamıştım. Demirdöküm’den
ayrıldıktan sonra OSGB işine başlamanın
yanı sıra kendimi geliştirebileceğim alanlarda
odanın açtığı yetkilendirme
kurslarına katıldım. Mühendislik
mesleğinde her gün yenilikler oluyor ve
bunları takip etmek, kendimizi geliştirmek
zorundayız. Derken komisyonlarda
çalışmaya başladım ve 4 dönem önce
Yedek Yönetim Kurulu üyesi olarak görev
aldım. 2 dönem Başkan vekilliği yaptıktan
sonra bu dönem Eskişehir Şube başkanı
olarak görev almaya devam ediyorum.
Odaya uzun süre sonra kadın eli değdi.
Tepkiler nasıl?
Gerek Makine Mühendisleri odasındaki
dostlarımdan gerekse görüştüğüm
herkesten destek gördüğümü söyleyebilirim.
Özellikle Makina Mühendisliği sert
bir meslek olarak görülmesine rağmen
kadın arkadaşlarımın yanında erkek
RÖpoRtaj
Özge Zaim
arkadaşlarıma da aday olduğumu
söylediğimde hem mutlu oldular hem de
desteklediler.
Hedeflerinizden bahseder misiniz?
Yönetim kurulu olarak çok güçlü bir
kadroya sahibiz. Bu nedenle
önümüzdeki dönemde aktif bir dönem
geçirmek istiyoruz. Biliyorsunuz 2 yılı
aşkın bir süredir pandemi şartları
altında çalışmayı deneyimledik. Pandemi
bizim alışık olduğumuz yüz yüze
eğitimler ve etkinliklerimizi azaltsa da
sosyal medyayı daha etkin kullanmayı
ve internet üzerinden etkinlik yapmayı
da öğretti. Özellikle genç mühendis
arkadaşlarımızla bir arada olarak
yetkinliklerinin arttırılmasına yönelmek
istiyoruz. Bu kapsamda hem konusunda
deneyimli üyelerimizden hem de
odamızın
merkez ve diğer
şubelerdeki
güçlü kadrosundan
faydalanacağız.
Bunun dışında
Organize
sanayide bulunan
fabrikalarla
ve sanayi
odalarıyla
işbirliği yaparak
staj ve iş
bulmaları
konularında da
çalışmalar
yapacağız. Gençlerin
yanında
tecrübeli üyelerimizden
de
danışmanlık ya
da proje bazlı çalışmalar konusunda
işbirliği gündemimizde. Yeni dönemde
kurduğumuz Veteran komisyonunda
çalışmak üzere tüm dostlarımızı bekliyoruz.
İletişimimizi tüm üyelerimizle
arttırmak istiyoruz. Bu kapsamda tüm
gün çalışıp odadaki etkinliklerden bilgileri
olmayan arkadaşlarımızı da bir
şekilde kazanmak istiyoruz. Oda kartı
uygulamasını geliştirip anlaşmalı
olduğumuz kurumlardan indirim
almaları konusunda pek çok kurumla
görüştük. Anlaşmaları yapmaya
başladık. Eskiden de buna benzer bir
uygulamamız olmasına rağmen üyelerimiz
etkin olarak kullanmıyorlardı. Bu
uygulamayı yeni firmalarla anlaşma yaparak
genişletmek ve tüm üyelerimizin
yararlanacağı hale getirmek istiyoruz.
Kadın gözüyle oda da gördüğünüz ve
hayata geçireceğiniz ilk proje nedir?
Bu dönem yalnızca ben değil Oda
Sekreterimiz ve Saymanımızda kadın.
Bu yüzden elbirliği ile çalışmalara
başladık. Mart Ayı içinde hem Kadınlar
Günü hem de Havacı Kadınlar Haftası
vardı. Oda ile ve üyelerin birbirleriyle
olan iletişimlerini arttırmak amacıyla
uzay evi müzesi ve film gösterimi
yaptık. Ancak asıl amacımız genç
arkadaşlarımızın gelişimi ve onların
geleceğe daha güvenle bakmalarını
sağlayacak işlerin yapılması.
Son olarak söylemek istedikleriniz var
mı?
Bildiğiniz gibi Makine Mühendisleri
Odası 1954 yılında Anayasanın 135.
maddesi doğrultusunda kurulmuş kamu
kurumu niteliğinde bir meslek
kuruluşudur. Türkiye çapında 120.000
üyesi olup, Eskişehir Şubesi ve şubemize
bağlı temsilciliklerimizde 4430 üyemiz
bulunmaktadır. Makina Mühendisleri
Odası’na Yalnız Makina Mühendisleri
değil, Endüstri, İşletme, Uçak, Havacılık,
Uzay, Mekatronik, Sistem, İmalat, Üretim,
Üretim Tekniği, Üretim Sistemleri,
Otomotiv, Endüstriyel Tasarım, Enerji
Sistemleri, Makina ve İmalat ile Raylı
Sistemler Mühendisliği üye olmaktadır.
Makina Mühendisleri Odası olarak bizler
kuruluş amaçlarımızda bulunan; ülke ve
toplum yararları doğrultusunda; yurdun
doğal kaynaklarının işletilmesini, üretimin
ve kalitenin artırılmasını, yurt
sanayinin ulusal çıkarlara uygun yönde
gerçekleşmesini ve mesleğin gelişmesini
sağlamak amacıyla gerekli inceleme ve
araştırmaları yapmak ve önerilerde bulunmak,
yurdun doğal kaynaklarının
ülke ve toplum yararları doğrultusunda
işletilmesini, üretimin arttırılmasını,
yurt sanayinin ulusal çıkarlara uygun
yönde gelişmesini sağlamak için teknik
ve bilimsel çalışmalar yapmak ve
bunları üyelerinin ve sanayinin yararına
sunmak, meslek alanlarıyla ilgili her
türlü standartları, teknik şartnameleri,
tip sözleşmeleri vb. gibi teknik belgeleri
hazırlamak, meslek alanlarıyla ilgili her
türlü araştırma, inceleme, proje ve
raporlarının hazırlanmasını,
uygulanmasını ve teknik uygulama
sorumluluğunun uzman makina
mühendisleri tarafından yapılmasını
sağlamak ve bunların teknik kurallara
uygunluğunu incelemek, denetlemek ve
onaylamak, meslek alanlarıyla ilgili
öğretim yapan kuruluşlarla işbirliği yaparak
ülkenin gereksinimini
karşılayabilecek nitelik ve nicelikte
mühendisin yetişmesine yardımcı
olmak, üyelerinin mesleksel ve bilimsel
çalışmalarına, yaptıkları işlere ve
tamamlayıcı öğrenimlere dayanan
“uzmanlık sicil dosyaları” tutmak ve
gerektiğinde
talep eden
kamu ve özel
kuruluş ve
kişilere uzman
ve bilirkişileri
önermek,
meslek
alanlarıyla ilgili,
teknik
kitap, gazete,
dergi vb.
yayınları
çıkarmak, bu
alanda çıkan
yayınları izlemek
ve bu
yayınları
üyelerinin ve
toplumun
hizmetine sunmak,
yayın
konusunda gerektiğinde yerli yabancı
diğer kurum ve kuruluşlar ile ortak
çalışmalar yürütmek, üyelerinin mesleki
alanlarındaki ulusal ve uluslararası yeni
gelişmeleri, tartışmaları izleyebilmesi ve
aktarabilmesi, mesleki sorunların dile
getirilebilmesi, kamuoyunun bilgilendirilmesi,
ilgili alanlarda
politikaların oluşturulması amacıyla,
ulusal ve uluslararası ölçekte kongre,
kurultay, sempozyum, fuar, sergi vb.
düzenlemek, üyelerin sosyal-kültürel
gelişimine katkıda bulunmak için kurs,
seminer, söyleşi vb. etkinlikler düzenlemektir.
Yukarıda belirttiğimiz
amaçlarımıza uygun olarak Eskişehir'le
ve ülkemizle ilgili konularda
görüşlerimizi açıklamaya bu güne kadar
olduğu gibi bundan sonrada devam
edeceğiz.”
Bu güzel sohbet için çok teşekkürler…
Ben teşekkür ederim. Başarılar dilerim.
9
İlçelerin güçlü kadınları
Büyükşehir Belediyesi ayrımcılığa ve
şiddete maruz kalan kadınlara farklı
alanlarda ihtiyaç duydukları desteği
sağlamaya devam ediyor. Kadın
Çalışmaları Müdürlüğü aracılığıyla
gerçekleştirdiği ücretsiz eğitimler ve
etkinlikler ile kadınları her alanda
güçlendirmeye çalışan Büyükşehir
Belediyesi, ilçelerde gerçekleştirdiği
çalışmaları kadınlara anlatıyor. İlçelerden
gelecek talepler doğrultusunda verilebilecek
yeni hizmetleri kadınlarla
paylaşan yetkililer, toplantılar
sonrasında kadınların almak istedikleri
hizmetlerle ilgili talepleri topluyorlar.
Bünyesinde, 2008 yılında kurulan ve
kadına yönelik şiddetle mücadele
konusunda önemli çalışmalara imza atan
Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi,
2014 yılında kurulan Eşitlik Birimi ve
2021 yılında kurulan Aile Danışmanlığı
Birimi olan Kadın Çalışmaları
Müdürlüğü, ilçelerde kadınlarla
buluşmaya devam ediyor. 2022 yılında
ilk olarak Mihalgazi ve Sarıcakaya
ilçelerindeki kadınlarla bir araya gelen
yetkililer, son olarak Sivrihisar ve
Günyüzü ilçelerinde bilgilendirme
toplantılarında kadınlarla buluştu.
Gerçekleştirilen ziyaretlerde ücretsiz
psikolojik danışmanlık, hukuki
danışmanlık, beslenme ve diyet
danışmanlığı, eşitlik atölyeleri ve aile
danışmanlığı gibi alanlarda sunulan
kadın çalışmaları hizmetleri tanıtıldı.
Tanıtımın ardından kadınlardan
hizmetlere yönelik talep toplanarak
2022 yılı kadın çalışmaları planlaması
yapılıp ilçede yerinde hizmet verilecek.
Ayrıca tanıtım toplantısı sonrasında
ilçedeki kadınlara, fiyatları ekonomik
kriz sebebiyle oldukça fazla artan ve
temel tüketim maddesi olarak
görülmeyen temel ihtiyaç
malzemelerinin içinde yer aldığı hijyen
kiti de hediye edildi.
Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Hale
Kargın, Eskişehir genelinde tüm
kadınlara bir telefon kadar yakın
olduklarını ifade ederek her türlü istek
ve önerileri için kadınların 0222 233 08
08 üzerinden Kadın Çalışmaları
Müdürlüğüne ulaşılabileceğini belirtti.
10
Eskişehir’de, gazetecilik kategorisinde gazetemiz ve İstkikbal Dergi’nin muhabiri Özge Zaim ödüle layık bulundu.
Çağfen
eskİşehİr’İn
başarılı
kadınlarını
belİrleyİp
ödüllendİrdİ
Çağfen Koleji tarafından düzenlenen ‘Kadın Eli’
programında Eskişehir’de başarılı olan kadınlara ödül
taktim edildi.
Odunpazarı Belediyesi Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde
3'üncüsü gerçekleşen törene, AK Parti Eskişehir Milletvekili
Prof. Günay, Alpu Kaymakamı Kübra Karaalioğlu,
Çağfen Koleji Kurucu Temsilcisi Serkan Can Zengin ve çok
sayıda öğrenci katıldı. Törende farklı kulvarlarda ödül
alan kadınların yanı sıra, Serkan Can Zengin tarafından
Milletvekili Prof. Günay’a ve Serkan Can Zengin’in annesi
olan Serap İnceoğlu Toprak’a çiçek takdim edildi.
Ödül alanlar ise, Sporcu Kategorisi’nde Dilara Yücel,
Sosyal Sorumluluk Kategorisi’nde Rabia Öztürk, Gazeteci
Kategorisi’nde Özge Zaim, Genç İş İnsanı Kategorisi’nde
Özlem Yıldırım, İş İnsanı Kategorisi’nde Ebru Demir,
Sanatçı Kategorisi’nde Ezgi Hakan, Akademisyen Kategorisi’nde
Prof.Dr. Selma Metintaş, Okul Aile Kategorisi’nde
Melahat Ünügür Okul Aile Birliği, Sivil Toplum
Kategorisi’nde Nurhan Yenilmez, Okul Müdürü Kategorisi’nde
Serpil Kılıç Cebeci, Sağlıkçı Kategorisi’nde
Özlem Uzunkulak, Yerel Yönetici Kategorisi’nde Eda
Yıldırım ve Sibel Akın, Bürokrat Kategorisi’nde Alpu
Kaymakamı Kübra Karaalioğlu olarak sıralandı.
11
Yüz yogası eğitmeni Elif İlik ile “Yüz
ZAMANI “YÜZ YOGAsI”
Her günümüz stresli geçiyor.
Vücudumuz, yüzümüz kasılmaktan
sarkıyor.
Bunda da gün içerisinde yaşadığımız
olumsuz durumlar, zamanı durduramamak
elbet etkili…
Yüz yogası ise zamanın,
olumsuzlukların yüzümüz üzerinde
yarattığı etkileri yok ediyor.
Yüzümüzde, çenemizde, boynumuzda,
göğsümüzde ve başımızın
üzerinde bulunan kasları çalıştıran
yüz yogası; sarkmaları, çizgileri,
kırışıklıkları, gözaltı torba ve
morluklarını gideriyor, yenilerinin
oluşumunu engelliyor.
Yüz yogası eğitmeni Elif İlik ile yüz
yogası üzerine detaylı bir sohbet
gerçekleştiriyoruz.
Zamanı durduramıyoruz belki ama
zamanın üzerimizde yarattığı
kırışıkları engelleyebiliriz.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Elif İlik. Osmangazi Üniversitesi
Türk dili ve edebiyatı
bölümünden mezunuyum.
Yaşım 38.
Yüz yogası nasıl hayatınıza girdi?
Yüz yogası aslında benim her zaman
yaptığım bir egzersizdi. Yüzümü
çalıştırmalıyız diye düşünüyorum. Çünkü
yavaş yavaş kaz ayaklarım başladı. Yüzüm
yavaş yavaş aşağı doğru sarkmaya başladı
ve alın kırışıklıklarımı fark ettiğim an da
önce kitaplarını aldım. Bununla çalışmaya
başladım. Sonrasında eğitimini almaya
karar verdim. Daha fazla insana ulaşabilirim
diye düşündüm. Eğitimini aldıktan sonra
teknik geliştirdim. Yüz yogası bir hareket
değil. Bir hareketin farklı versiyonları
var. Yaptıkça yüzümüz de ne kadar
fazla kas olduğumuzu fark ediyorsunuz.
En çok da mutluyken
kaslarımız güzel çalışıyor.
Üzüldüğümüz zaman hemen
kırışıyoruz. Yüz yogasını gün
aşırı yapmakta faydamız var.
Yüz yogasının faydaları neler?
Yüz yogası, kolajen miktarının artmasına
neden olmakta. Bu şekilde yüzde bulunan
küçük kaslar büyümekte. Cildin esneklik
kazanmasına
yardımcı
olur. Yüz
yogası
esnasında
göz çevresine
yapılan
V
hareketleri göz çevresi ve alındaki
kırışıklıkların giderilmesine yardımcı
olmaktadır. Burun bölgesindeki kasların
güçlenmesine yardımcı olur. Bu sebeple
burun kaslarının sarkmasının önüne
geçmektedir. Yüz yogası gülme çizgilerinin
düzelmesine yardımcı olur. Çene bölgesinin
sarkmasına engel olmaktadır. Boyun bölgesindeki
kırışıklıkların giderilmesine
yardımcı olmaktadır. Buradaki sarkmaları
azaltır. Çene kaslarının güçlenmesini
sağlamaktadır. Göz çevresinde bulunan
toksinlerin giderilmesine yardım eder.
Böylece gözler daya aydınlık bir görünüm
kazanır.
Yüz yogası ne işe yarar?
Yüz yogası kişilerin fiziksel ve ruhsal anlamda
gelişmelerine olanak sağlamaktadır.
Cildin çok daha parlak bir görünüme
kavuşmasını sağlar. Cildin tazelenmesine ve
kan akışının artmasına yardımcı olmaktadır.
Yüz bölgesinde kolajen üretiminin
artmasına neden olur. Bu nedenle cilt daha
parlak ve ışıltılı bir görünüme sahip
olmaktadır. Ciltteki kırışıklıkların giderilmesini
sağlamaktadır.
Faydasını ne zaman görmeye başlarız?
İlk seanstan sonra yüzlerdeki kırışıklıkların
azalmaya başladığını görürsünüz. Düzenli
yaparsanız bu etki kalıcı olur.Tabi ki yüz
yogası yaparken su kullanmak çok
önemli. Su tüketme alışkanlığı kazanmak
ve C vitamini kolejan gıdaları almakla
beraber yüzde hızlı bir
gençleşme başlıyor. Boyun etrafında,
göz etrafında onlar da görüyoruz
etkiyi. Çünkü yüz bir bütün
aslında. Boyun, göz etrafı,
alın, burun, bunların
hepsi bir parça.
12
Yogası” üzerine herşeyi konuştuk
İLE DURDURUN
Yüz yogasının yanında yapabileceğimiz
ekstra uygulamalar var mı?
Ben başlamadan önce ellerimi
yıkıyorum ama tabi ki o an yıkamanız
mümkün değilse bir kolonya ile
temizliğinizi yapabilirsiniz. Daha
sonrasında yağlı bir krem kullanabilirsiniz.
Çünkü yüzümüzde bir egzersiz
çalışması yapıyoruz. Soğuk bir elle
egzersize başlamak çok yanlış.
Yüzümüzü ellerimizle ısıtıyoruz. Bu
yüzden yüzümüzü ısıtıyoruz, kaslarımızı
dinlendiriyoruz. Daha sonrasında
çalışmaya başlıyoruz.
Klasik yogadan farkları nelerdir?
Klasik yogada bedenimizin her
bölümünü çalıştırıyoruz. Yüz yogasını
otururken de yapabiliriz. Klasik yogada
bir minder lazım. Alnın rahat olması
lazım. Yüz yogasını ise televizyon
izlerken bile yapabiliriz.
Kadınların ilgisi nasıl?
Kadınlar özellikle kaz ayakları
kırışıklıkları azaldıktan sonra daha farklı
bir talep olmaya başladı. Bir şeyin neticesini
aldıktan sonra devam edersin.
Özellikle göz kapağı düşüklüğünde çok
başarılı. Göz kapağı düşüklüğü olduğu
zaman çoğu öğrencimde onun kalktığını
gördük. Alın bölgesi kırışıklıklarında
farkı gördük ama en çok yüzün
inceldiğini söylüyorlar. Bu da enteresan
bir paylaşım.
Yaş ortalaması nasıl?
Yüz yogasına 18 yaşından sonra
başlamak gerekiyor. Tam kemiklerin
ve kasların oturması
lazım. Erken
yaşta başlarsak
belki kasın
gelişimi durabilir.
Eklemler
henüz
gelişimini
tamamlamamış
olabilir. Bu yüzden 18 yaş
sonrası diyoruz. Her yaşta yüz
yogası yapan var. Gençler de kaz
ayağı ve alın bölgesi kırışıklığı
fazla, 40 yaş üstündekilerde ise
yüzlerdeki sarkma, 50 yaş
üstünde ise çene bölgesinde
yukarı doğru sarkma oluyor. Bunlar
için çalışıyoruz. Genel olarak
herkese uygun aslında.
Erkeklerden ilgi var mı?
Erkeklerde yüz yogasının
sonuçları çok daha fazla.
Kadınlar da çok fazla
mimik kullanıldığı için,
erkeklerde çok fazla
mimik kullanılmadığı için
daha geç kırışıyor. Bu nedenle
de erkeklerde etkisi
daha çabuk görülüyor.
Herkes yüz yogası yapabilir
mi?
İlk başta tecrübeli bir
eğitmenden eğitim almak
şart çünkü yüz yogası
yaparken yüzümüzdeki
kasları ve hangi
hareketin hangi kasları
çalıştırdığını bilmemiz
gerekir. Bilinçsizce
yapılan çalışmalar, yüzün
bir bölgesini çalıştırırken
bir diğer bölgesini bozabilir.
Örneğin, dudak üzerindeki
kırışıklıkları
düzeltmek isterken,
yanlış bir hareketle
alnınızın kırışmasına
neden olabilirsiniz. Bu
nedenle derslerin
eğitmen kontrolünde
olması gerekiyor ki ters
etkiler olmasın.
Yüz yogasında dersler ne şekilde
gerçekleşiyor?
Yüz yogası, çok basit gibi
görünse de oldukça
yorucu bir
yoga
türüdür.
Yüz kaslarını ciddi
şekilde çalıştırır ve yorar.
Bu nedenle ilk seanslarda
bir saatlik dersimizin ilk
30-35 dakikasını yüz
yogasına ve yüz masajına,
kalan zamanı sırt ve göğüs
kaslarını çalıştırma ile meditasyona
ayırıyoruz. Dersler
RÖpoRtaj
Özge Zaim
ilerleyip yüz kasları kuvvetlendikçe yüz
yogası egzersizlerini de arttırıyoruz.
Öğrencilerimizin yüz yogası dersine
makyajsız, toniklenmiş ve temiz bir ciltle
gelmesini istiyoruz. Yüz yogası esnasında
ciltte kan dolaşımı arttığı için emilim de
artıyor. Bu sebeple kullandıkları yüz
bakım ürünlerini seansın hemen ardından
kullanmalarını öneriyorum.
Yüz yogası yaparken dikkat edilmesi
gereken başka noktalar var mı?
Yüz yogasında maksimum etkiyi
sağlamak için verilen ödevlerin evde,
ayna karşısında düzenli yapılması
gerekiyor.
Elif Hanım, herkes yüz yogası yapabilir
mi?
Evet, herkes yapabilir. Sadece botoks
işlemi uygulanmış bir ciltte belli kaslar
çalışmadığı için o kasları hareket ettiremeyiz.
Ettirmeye çalıştığımızda botoksun
etki süresi kısalır.
13
Rutinde giden bir yaşantımız
vardı.
Herkes işinde, gücünde hayatını
idame ettiriyor;
Alışılmış bir sosyal yaşam
içerisinde herkes farklı farklı koşuşturmacalar
içinde yer alıyordu.
Ülke gündemi yine iktidar ve muhalefet
arasında gidip gelen tartışmalar arasında
bilindik türden devam ederken;
Dünya gündemine ise yeni yeni konular
getirilmeye başlanıyordu.
Bunların birçoğunu “Komplo teorileri”
olarak okuyup bir kenara atıyorduk.
Ne var ki, geleceğe dair küresel sistemin
planları çokta inandırıcı gelmiyordu
kimseye…
Ve yine hiç kimsenin aklına alıştığımız
yaşam tarzının sekteye uğrayabileceği
gibi bir durum yatmıyordu.
İşte o yüzden “yenidünya düzeni” tabiri
okunulup geçilecek bir materyalden
başka bir şey değildi hiç birimiz için...
H H H
“Ne var ki, bu beklentiler içerisinde
sıkça anlatılmaya başlanan küresel bir
pandeminin bir anda başladığını gördük!”
Çin’de patlak veren virüsün, bizden
çok uzak olduğu ve birkaç hafta konuşulup
biteceğini ve daha büyük bir olasılığın
hala bir uydurmacadan ibaret
olduğunu sanıyorduk.
Ancak kazın ayağı hiçte öyle olmadı!
NEREYE
GİDİYORUZ?
aydogansedat@hotmail.com
Bizlere okutulan o teorilerin gerçek
olabileceğini, virüsün dibimize kadar girmesiyle
anladık.
Ve sonrasında bize hikâye gibi gelen
geleceğe dair öngörüleri daha farklı bir
zihinle okumaya başladık.
H H H
Okudukça elbette ürpermeye devam
ettik.
Dedik ya, “Pandemi herşeyin olabileceğini
ispatladı” diye…
İşte bu korku içerisinde insanların
önüne sunulan savaş senaryosunu da,
pandeminin hemen sonrasında yaşamaya
başladık.
Dünya bir anda pandemi krizini buruşturup
bir kenara atarken;
“Savaşların neden olabileceği ekonomik
zorluklara odaklandı”
“Gelişmiş ülkeler” diye tabir ettiğimiz
ve bize “dev gibi” gelen ekonomileri
büyük ülkelerin nasılda paniklediğine tanıklık
etmeye başladık.
H H H
“Ve maalesef ki, pandemiyi bitirenlerin
yeni dönemde savaşları sahaya sürdüğünü
bugün yaşayarak görüyoruz.”
“Avrupa’nın ortasında asla bir savaş
olmaz” diyenlerin ne kadar haksız çıktığını
görüyoruz.
Dahası;
Savaşların ülke ekonomilerine olan
olumsuz yansımalarını da cebimizdeki
paranın kıymetine bakarak çok daha
iyi kavrıyoruz.
H H H
Maalesef ki, yeni beklentiler ekonomik
düzensizliğin sonucu olarak bir
“Gıda kıtlığını” işaret ediyor.
Sonrasında su savaşları, yabancı cisimlerin
dünya ile temasları, büyük güçlerin
kökünden sarsılabileceği senaryoları
da şimdiden yazılıp bizlere sunulmuş durumda.
Ve yine pandemi öncesinde olduğu
gibi, “Yok artık bu kadarı da olmaz” anlayışı
içerisindeyiz.
Doğru mu yapıyoruz, yanlış mı yapıyoruz
bunun kararsızlığı içerisindeyiz.
Belki de pandemi patlak veren savaş
birer tesadüftü.
Biz şimdilik buna inanıyoruz ama
artık yeni küresel modele dair ortaya atılan
iddiaları da eskisi gibi değil artık
“inanarak” okuyoruz.
Bu bile başlı başına insanoğlu üzerinde
yaratılmış bir korku ve psikolojik
baskı değil mi?
Şunun ağırlığı bile artık üzerimizde
bir yük olmaya başlamadı mı?
Ne dersiniz?
E s k i ş e h i r A n a d o l u B a c ı l a r ı , “G e ç m i ş t e n G ü n ü m ü z e
KAhRAMAN TüRK KADI
14
Ertuğrul Altınel Eskişehir Anadolu
Bacıları; Eskişehir’den Aydın’a
giderek ’Geçmişten Günümüze
Kahraman Türk Kadınları’ defile
programına katıldı.
Eskişehir Anadolu Bacıları; Aydın
Büyükşehir Belediyesi ile Aydın
Kültür ve Turizm Derneği iş birliğiyle
düzenlenen ‘Geçmişten Günümüze
Kahraman Türk Kadınları’ adlı defile
programına katıldı. ‘Geçmişten
Günümüze Kahraman Türk
Kadınları’ adlı defile programında
tiyatro gösterisini sundu.
Eskişehir Anadolu Bacıları tiyatro
yönetmeni Hafize Erdoğan, konu ile
ilgili yaptığı açıklamada, ‘’Eskişehir
Anadolu Bacıları olarak ‘Kahraman
ACIDAN DEĞİL
MÜCADELEDEN BESLENİYORLAR
Sevginin sevgisizliğe açıldığı
bir günde yağmurlu güne
uyandı gözlerim…
Sıradan bir gün değildi.
Sıradanlığı güneşin doğmamasından
ya da havanın kapalılığından
gelmiyordu elbet…
Her günün aynı geçmesinden sıkılan
benlik belki de yağmuru, güneşi
bahane ediyordu.
Sıradanlık hayatımızda ne kadar
da “sıradan” olmuştu.
Bahane arıyordu insan…
Gittim.
Dilberay’ı izledim, ardından Bergen…
Bulanık havalara karamsar hayatların
yakışacağından değil…
Arabesk müziğe olan ilgimden
hiç değil…
“Acıların” çıkış noktası olmasından
da değil elbet…
Çok düşündüm.
Bergen’e hayran oluşum “Acıların
kadını” olmasından gelmiyor.
Özge Zaim
ozgezaim1@gmail.com
Acıya anlam yüklemedim.
Acı üzerinden çıkış yapanlara
kızdım hatta…
Dilberay da aynı şekilde…
Hiç fark ettiniz mi?
Dertli insan dertli olduğunu bilmez,
anlamaz.
Dillendirmez…
Ben Dilberay’ın yüzüne dikkatle
baktığım zaman kederin en derin
çizgilerine yerleştiğini görüyorum
mesela...
Bergen’in sesin de “sitemin, hüznün”
tınılarını hissediyorum.
Müslüm Baba’nın hatlarına geçmişin
tecrübelerinin yerleştiğini fark
ediyorum.
Ve bu yüzden hayranlık duyuyorum
onlara…
Acıdan değil de mücadeleden
beslendikleri için…
Mücadeleyi çıkış noktası yaptıkları
için…
Kalplerindeki savaşı kimse bilemez
ama yenilmedikleri için…
Hayat herkes için zor…
Ama bazıları için daha zor…
Kadınlar örneğin!
Bergen aslında o yıllarda “Kurtar
yarab” şarkısını söylerken kadınların
haykırışı olmuş.
Adeta feryat ederek demiş ki:
“Merhametsiz olanlardan
Düştüğüm bu tuzaklardan
Çektiğim bu azaplardan
Girdiğim bu çıkmazlardan
Kurtar yarab, kurtar yarab”
Ve Dilberay da eklemiş:
“Noldu gardaş noldu darda mı
kaldın?
Doluya mı düştün karda mı kaldın?
Bir zalim elinden yara mı aldın?
Antep’i Maraş’ı başıma yıktın...”
Bazı detaylar satır aralarında gizlidir.
Bazı anlamlar şarkılarda gizlidir.
Bazı sözler büyük mesaj içerir.
Ka h ra m a n T ü rk Ka d ı n l a r ı” d e f i l e p rog ra m ı n a k a t ı l d ı .
NLARINI SERGiLEDiLER
Türk Kadınları’ temalı defile programımızı Aydın ilinde
sahneledik. Aydın ilinde Şükran Güngör - Yıldız Kenter
Kültür Merkezi’nde
gerçekleşen
defilemizi; Aydın
Büyükşehir
Belediye Başkanı
Özlem Çerçioğlu
programa
katılarak izledi.ve
çok beğendi’’ dedi.
Aydın Büyükşehir
Belediyesi
Başkanı Özlem
Çerçioğlu; program
sonunda
‘Kahraman Türk
Kadınları’ defilesini
hazırlayan Hafize Erdoğan’a ve Eskişehir Anadolu
Bacıları ekibine teşekkür ederek çiçek takdim etti.
15
Naci Şakar’ın ardından görevi devralan Sivrihisar Eğitim Kültür Dayanışma
Vakfı Başkanı BEKİR KALIR ile vakfı ve vakıf çalışmalarını konuştuk
SEV’İN MEŞALESİ
32 YILDIR YANMAYI
Sivrihisar Eğitim
Kültür ve Dayanışma
Vakfı (SEV) Başkanı
Bekir Kalır…
Naci Şakar’dan sonra
bayrağı devraldı
Bekir Kalır…
Vakıfta bir araya
geldiğimiz Kalır ile
vakıf üzerine güzel
bir sohbet
gerçekleştirdik.
Vakfın çalışmaları
hakkında bilgiler
veren Kalır,
“SEV’in tanınırlığını
ve bilinirliğini
arttıracağız demiştik.
Bunu başardığımız
kanaatindeyim.
Dayanağımız
yaptığımız il protokolü,
STK’lar, siyasi
partiler, üyelerimiz,
yeni üye
kazanımlarımız için
yaptığımız ziyaretler,
kurucu üyelerimizin
ziyaretleri, onur kurulu
üyelerimiz ziyaretleri
ile
gerçekleştirdik” dedi.
16
SÜRDÜRÜYOR
Sizi kısaca tanıyalım mı?
Sivrihisarlıyım. Sivrihisar
Endüstri Meslek Lisesi “Torna
tesviye” bölümünden sonra
Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F
işletme bölümünü bitirdim.
31 yıl özel bankalarda
çalıştıktan sonra 2021
yılında emekli oldum. 26 yıl
şube müdürlüğü yaptım,
evliyim, iki kız evladım var.
2021 Mart ayından bu yana
SEV Sivrihisar Eğitim Kültür
ve Dayanışma vakfı yönetim
kurulu başkanı olarak bu kutsal
vazifeyi ifa ediyorum.
Vakıf olarak göreve
geldiğiniz günden bu yana
ne gibi çalışmalarda bulundunuz?
2021 yılını yapılandırma ve
yenilenme diye
adlandıracağımız bir yıl
olarak geçirdik.
Kurumsallaşmayı sağlamak
için gayret sarf edeceğimizi
ifade etmiştik, bu yolda
mesafe kat ettiğimizi
düşünüyorum.
SEV’in tanınırlığını ve
bilinirliğini arttıracağız
demiştik. Bunu başardığımız
kanaatindeyim. Dayanağımız
yaptığımız il protokolü,
STK’lar, siyasi partiler, üyelerimiz,
yeni üye
kazanımlarımız için
yaptığımız ziyaretler, kurucu
üyelerimizin ziyaretleri, onur
kurulu üyelerimiz ziyaretleri
ile gerçekleştirdik. Bunları
yerel basının katkılarıyla
haberleştirdik. Etkinliklerimiz
ile adımızdan söz ettirdik.
Sosyal medyayı etkin
kullandık, takipçi sayımızı
anlamlı şekilde arttırdık.
Gençlik kurulumuzu, özelikle
kadın kollarımızı, yüksek
istişare kurullarımızı yönetime
dahil ettik, onların görüş
ve önerilerini hayata
geçirdik. Birlikte yönetim
anlayışımızla, gücümüz birlik
ve beraberliğimizdendir mottomuzla
hareket ettik.
Yenilenme çalışmaları yaptık,
görsellerimizi yeniledik, vakıf
hizmet binamızı elden
geçirdik tadilat yaptık. Sosyal
medya hesaplarımızı aktif
hale getirdik, web sayfamızı
yeniledik.
Üye sayımızı anlamlı bir
şekilde arttırdık, %58
oranında üye sayımız da
artış sağladık. SEV aile
mensuplarına ve birinci
derece akrabalarına fayda
sağlayacak sağlık sektöründe
indirim sözleşmeleri yaparak
yararlanmalarını sağladık.
Her şeyden önemlisi objektif
olmaya gayret sarf ettik,
şeffaf bir yönetim anlayışı
sergiledik. Üye profil
yapımızı homojen bir
yapıydı, bunu titizlikle koruduk, korumaya
devam edeceğiz, gayret sarf edeceğiz.
Sosyal sorumluluk çerçevesinde SMA TİP 1
hastası Toprak bebeğin kampanyasına
destek olduk, İhtiyaç sahibi dört
öğrencimize bilgisayar desteği verdik.
Çok uzun bir listeniz var sanırım. Başka
anlatmak istediğiniz var mı?
SEV Muzaffer Demir Anadolu Lisesi’nin
taleplerini karşılamaya çalıştık.
Yine Sivrihisar'daki ihtiyacı olan
öğrencilerimize mont ve kışlık ayakkabı
gereksinimlerini karşılamaya çalıştık. Ramazan
ayında ihtiyaç sahipleri
hemşerilerimizin yanında olduk.
Sivrihisar Eğitim Gönüllüleri adlı
Ahmet Atmaca büyüğümüzün
yazdığı kitabı bastırdık. Bu
kitabımız pek çok farklı kurum ve
kuruluşa ulaştırdık,(il,ilçe protokolü
vb.)
Eğitimci yazar hemşerimiz
Alişan Kapaklıkaya'ya aile içi
iletişim semineri verdi. Haziran
ayı içerisinde yoğun katılımlı
genel kurulumuzu
gerçekleştirdik. Vakfımızın kurucusu
ilk başkanı Sn. Atilla Şamdan’a
yönetim kurulu kararıyla onursal
başkan unvanını takdim ettik.
Burs başvuru formunu değiştirerek
daha kapsamlı hale getirdik. Burs
başvurularını topladık, ön
değerlendirmeden geçirdikten sonra
Sivrihsar'lıları yakinen
tanıyan beş kişilik bir
komisyon oluşturarak
bu aldığımız burs
başvurularını
değerlendirmesini
istedik.
Vakfımıza başvuru
yapanların %86 sına
burs tahsis edilmiştir.
Kız öğrencilerimizin
başvurularını
değerlendirmede pozitif
ayrımcılık yaptık.
Vakıf tarihinde ilk
defa lise öğrencilerine
burs vermeye
başladık.
13 öğrencimize burs
vererek ilki
gerçekleştik. Not
ortalaması 85 ve üzeri
takdirname alan
başarılı lise
öğrencilerimize burs tahsisi ettik.
Üniversite öğrencilerine ise burs
verdiğimiz sayımızı 98’e çıkardık.
Önceki yıl burs verilen tutarı iki katına
çıkararak 300 TL burs vermeye başladık.
Bursiyerlerimizle sadece burs vererek
değil onların desteğe ihtiyaç duydukları
an yanlarında olmayı hedefledik.
Staj yeri bulmaları için yardım ediyoruz,
mezuniyet sonrası iş bulmalarında referans
olmak gibi destek veriyoruz. Master
yapmaları halinde burs desteği vermek
gibi…
Vakfın amacı nedir?
Vakfımızın amaçları tüzüğümüze göre
şöyledir: Türk Milli Eğitim ve öğretimine
katkıda bulunmak. Okul öncesi ve okuma
çağına gelmiş öğrencilerin her türlü
çağdaş eğitim, öğretim ve sosyal
ihtiyaçlarının
karşılanmasında; başta
Sivrihisar kökenli,
yetenekli fakat sınırlı
imkânları olan
öğrencileri kontenjan
kullandırtmak suretiyle
yardımda bulunmak.
Vakfa
yapılacak özel bağış ve vasiyetlerle elde
edilecek gelirlerden okula hazırlık, ilk,
orta ve üniversite öğrenimi ile ilgili okul,
yurt, lojman, sağlık, sosyal ve spor tesisleri
yapmak. Yurt içi ve yurt dışına
yayılmış bulunan tüm hemşeriler arasında
karşılıklı yardım ve sosyal dayanışmayı
sağlamak amacıyla toplantılar düzenleyerek;
Atatürk İlkelerine bağlı manevi ve
milli değerlerine saygılı bir toplum
oluşturulmasına katkıda bulunmak.
Yörenin, kendine özgü kültürel, etnografik,
geleneksel değerlerini araştırarak gelecek
kuşaklara intikalini sağlayıcı ve tanıtıcı
faaliyetlerde bulunmaktır.
Görev sürenizce boyunca vakıfta
hareketlilik başladı. Bundan sonraki
hedefleriniz nedir?
2021 yılı yapılanma ve yenilenme yılı.
2022 yılını yönetim kurulumuzda
aldığımız karar ile büyüme yılı olmasını
karar verdik. Büyümek istiyoruz, bunun
için her üyemizden yeni bir üye
kazandırması için kampanya başlattık.
Bunu başarmamız halinde daha çok
başarılı öğrencilerimize, daha yüksek tutarda
burs vermeyi sağlamış olacağız.
Ülkemizde ve dünyada Sivrihisarlılar projemiz
ile nerede yaşarsa yaşasın
Sivrihisarlı hemşerilerimize ulaşmak istiyoruz.
Amacımız o ilde herhangi bir sebepten
dolayı yardıma ihtiyacı olan
hemşerimizin olması halinde onlara
ulaşmaktır. Bu proje sadece ve sadece birlik
ve beraberlik dayanışma projesidir.
Asla ve asla maddi yardım talep edilmeyecektir.
Bize verdikleri iletişim bilgileri izinsiz
kimseyle paylaşılmayacaktır. 2022
yılında ulusal çapta Sivrihisar temalı bir
fotoğraf yarışması düzenlemeyi istiyoruz.
Yarışmada ödül alan, jürinin seçtiği
fotoğrafları kitap haline getirmek
amacındayız. Bunun için sponsor
arayışımız olacaktır.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
SEV’in kurucularına teşekkür etmek isterim.
32 yıldır
SEV’in meşalesi
yanıyor. Eğitime,
kültüre, ve
dayanışmaya
katkıda bulunuyoruz.
Vefat etmiş
kurucularımıza Allah’tan
rahmet diliyorum,
ruhları şad
olsun. Bugüne kadar
destek veren
hayırseverlerimize
teşekkür ediyorum,
bize güvendikleri
için. Yönetim kurulu
üyelerimize
teşekkür etmek isterim,
sizin
aracılığınız ile çok
uyumlu bir ekibiz.
Müsaadenizle
onların ismini anmadan
geçemeyeceğim. Sn. Mimar Ali İnci, Sn.
Mustafa Kara, Sn. Sezgin Demir, Sn. Yasin
Atışkan, Sn. Yavuz Ayva, Sn. Pınar Barış,
kadın kollarımız, gençlik kollarımız yüksek
istişare kurulumuz var, burada görev alan
üyelerimize katkılarından dolayı teşekkür
etmek isterim. Size teşekkür etmek isterim.
SEV’in tanıtımına katkı sağladığınız
için. SEV meşalesi uzun yıllar daha
aydınlansın. Bizim artık mottomuz olan
“Biz birlikte güçlüyüz, gücümüz birlik ve
beraberliğimizdendir” diyerek sözlerimi
sonlandırıyorum.
17
Anadolu Üniversitesi’nde kurulan
Teknolojik Mutfak açıldı
Geleceğin aşçıları
bu mutfaktan çıkacak
Anadolu Üniversitesi Aşçılık Programına
kayıtlı öğrencilerin daha donanımlı
yetişmesi için son teknolojiye uygun
olarak hazırlanan mutfağın açılışını yapan
Rektör, Prof. Dr. Fuat Erdal, "Yetenekli
öğrencilerin maharetlerini geliştirebileceği bir
mutfak yaptık" dedi.
Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek Yüksekokulu
öğrencilerinin uygulama derslerinde
kullanması amacıyla hazırlanan iki ayrı mutfak,
düzenlenen törenle açıldı. Mutfakta ilk
ocağı ise Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Fuat Erdal tarafından yakıldı. Ardından
gezilen mutfak tam not aldı. Gelen misafirler
ise bölüm öğrencilerinin yaptığı yemeklerin
tadına baktı.
“Öğrencilerimizin yeteneklerine yetenek
katacakları bir uygulama alanı oldu”
Mutfak hakkında konuşan Anadolu Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, diğer
üniversitelere göre daha yüksek puanla gelen
öğrencilerin kaliteli bir mutfakta eğitim
alacaklarını söyledi. Yetenekli öğrencilerin maharetlerini
geliştirebilecekleri bir mutfak
yaptıklarını belirten Fuat Erdal, “Türkiye’de
diğer bölümlere göre en yüksek puanlarla alım
18
yaptığımız bir eğitim programımız. Biz de
kaliteli ve nitelikli öğrencilerimize hediye vermek
istedik. Eğitim Destekleme Vakfı ile birlikte
bu projeyi hayata geçirdik. İki mutfak
hazırladık. Bir tanesi ortak görüşle ‘Ocak’ ismini
verdiğimiz bütün yemekleri yapabilecekleri
alan, ikincisi daha çok ekmekçilik ve
pastacılık alanındaki yemekleri yapabilecekleri
‘Çörek’ isimli mutfağımız oldu. Dolayısıyla
her iki mutfağımız da son teknolojiyle
donanımlı, öğrencilerin derslerde teori olarak
öğrendiği bütün bilgileri uygulayabilecekleri
ve yeteneklerine yetenek katacakları, maharetlerini
artıracakları uygulama alanı oldu.
Hem öğrencilerimize hem ülkemize hem de
okulumuza hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
“Bütün donanıma sahip olduğumuz için
uygulamaları layığıyla yapabileceğiz”
Hazırlanan mutfağın sorumlularından birisi
olan Anadolu Üniversitesi Eskişehir Meslek
Yüksekokulu Aşçılık Programı Öğretim Üyesi
Osman Güldemir ise mutfakta gerekli tüm
ekipmanların var olduğunu belirtti. Birçok
farklı alana hitap eden mutfakta öğrencilerin
daha kaliteli eğitim alabileceklerini belirten
Güldemir, şu ifadelere yer verdi:
“Anadolu Üniversitesi olarak yükseköğretim
kurumları içerisinde 2001 yılından beri aşçılık
programında eğitim veriyoruz. Dolayısıyla
mezun sayımızdan aldığımız dönütler ile
yıldan yıla eğitim kalitemizi artırdık. Nihayetinde
şuan içinde bulunduğumuz mutfaklarla
artık sektörün talebi olan, gastronomi
dünyasının beklentilerini karşılayan, Osmanlı
mutfak uygulamaları gibi, yemek stilistliği gibi,
pastacılık ve çikolatacılık gibi, dersleri daha
nitelikli şekilde verebileceğimiz altyapıya
kavuştuk. Diğer üniversitelerden farkımız
özellikle altyapı, öğretim elemanlarımızın sektör
tecrübeli olması ve öğrencilerin tamamen
ücretsiz eğitimle mezun olmaları oldu. Yani
malzemesine kadar tamamen Anadolu Üniversitesi’nin
destekleriyle eğitimler gerçekleşiyor.
Mutfaklarımızda çağın teknolojik altyapısı ve
ekipmanlarıyla farklı sayı ve kapasitelerde
değişik temalarda dersler vermemiz mümkün
oluyor. Yani farklı ocaklarımızdan,
fırınlarımızdan, pürmüzlerimizden tutun
pastacılık, ekmekçilik ve çikolatacılığa kadar
özel ekipmanlarımızla bütün donanıma sahip
olduğumuz için ders neyi gerektiriyorsa o
uygulamaları layığıyla yapabilecek imkânımız
var.”
ESO Büyükşehir, TOBB ve Gençlik Merkezi ile ortaklaşa hayata geçirdiği 24 saatlik
“Fikir Kampı”nda gençler iş fikirleri ve hayallerinin peşinde koştu.
GeNÇLeR FİKİR ÜReTmeK
İÇİN bİRbİRLeRİYLe YARIşTI
Eskişehir’deki üniversiteli gençler 24 saat kesintisiz süren “ESO Fikir
Kampı” etkinliğinde iş fikirlerinin ve hayallerinin peşinde koştular.
Eskişehir Sanayi Odası tarafından
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi,
TOBB Eskişehir Genç Girişimciler
Kurulu ve Büyükşehir Belediyesi Gençlik
Merkezi iş birliğinde, Eskişehir Teknik
Üniversitesi Çevre ve Sürdürülebilirlik
Kulübü destekleriyle ESO Fikir Kampı
programı, ESO Hizmet Binasında 24
saatte gerçekleştirildi.
Fikirleriyle yarıştılar
Üniversite öğrencilerinin yoğun
katılımlarıyla Eskişehir Sanayi Odası ev
sahipliğinde fikir üretmek amacıyla
gerçekleştirilen ESO Fikir Kampı ile
girişimci ruhlu gençlerin bir araya
gelmeleri ve kendilerine sunulan problemlere
çözüm bulmaları amaçlandı.
Yarışma konseptli ve aralıksız 24 saat
süren programda ekipler halinde
yarışmada yer alan öğrenciler, kendilerine
verilen çeşitli zorlu problemlere yenilikçi
çözümler üreterek, fikirlerinin
yaratıcı ve uygulanabilir olduğuna jüri
üyelerini ikna etmeye çalıştılar.
Program sayesinde kariyerlerine
girişimci olarak devam etmek isteyen
öğrencilere, nasıl yeni fikirler üretebilecekleri
ve sorunlara nasıl yaklaşmaları
gerektiği uygulamalar ile aktarıldı. Yeni
fikir ve çözüm önerilerinin üretildiği
kampta yarışmacılar takım olmanın ve
yaratıcı düşünmenin gerekliliğini, mentorlerin
(alanında uzman) deneyimine
başvurmanın ve zaman idaresinin önemini
yaşayarak deneyim kazanmaları
sağlandı.
Sorunlara etkin çözümler
Çeşitli etkinliklerin de yapıldığı ESO
Fikir Kampına katılan 96 üniversiteli
genç tarafından 24 saatin sonunda
hazırlanan iş modelleri, 3 dakikalık
sürede jüri karşısında sergilendi.
Öğrencilerin sunum becerilerinin de
dikkate alındığı programda Sanayi
kuruluşların verimlilik ve yalın üretimin
yaygınlaştırılması için neler yapabilir?
Başlıklı soruna çözüm üreten “Atalante”
takımı, blockchain teknolojisinin gündelik
hayatta kullanımının
yaygınlaştırılması için neler yapılabilir?
Başlıklı soruna çözüm üreten “Nirvana”
takımı ve yenilenebilir enerji
kaynaklarının kullanımının ve enerji
verimliliği bilincinin yaygınlaştırılması
için neler yapılabilir? Sorununa çözüm
üreten “Yakuza” takımı birincilik
kazandı.
19
EsKİŞEHİR’İN 40 BİL
Anadolu Üniversitesi’nde gerçekleştirilen 2021 yılı Ar-Ge ve
Anadolu Üniversitesi’nde gerçekleştirilen 2021 Yılı
Ar-Ge ve İnovasyonda Kadın Zirvesi Ödül Töreni’nde 6
kategoride 40 bilim kadınına ödülleri verildi.
Anadolu Üniversitesi, geçtiğimiz 8 Mart
Dünya Kadınlar Günü kapsamında “Ar-Ge ve
İnovasyonda Kadın Zirvesi Ödül Töreni 2021”
düzenlendi. 2021 yılında Ar-Ge ve İnovasyon
alanında çalışmalar gerçekleştiren kadın akademisyen
ve araştırmacılara ödülleri Anadolu
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal’ın katılımlarıyla
gerçekleşen törende takdim edildi.
ÖDÜLER 6 ALANDA VERİLDİ.
Ödüller “Ulusal Ar-Ge Projesi”, “Uluslararası
Ar-Ge Projesi”, “Fikri ve Sınai Haklar”, “Üniversite
Sanayi İş Birliği Projesi”, “Girişimcilik”,
“Proje Tabanlı Staj ve Akademik Danışmanlık
Faaliyetleri” alanlarında verildi. Etkinliğe Rektör
Yardımcıları Prof. Dr. Betül Demirci, Prof.
Dr. Ali Resul Usul, Anadolu Üniversitesi Kadın
ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma
Merkezi (AKAUM) Müdürü Doç. Dr. Zerrin Sungur
Taşdemir ve AKAUM Müdür Yardımcısı Dr.
Öğr. Üyesi Nazmiye Özenbaş Boydağ’ın yanı
sıra çok sayıda akademisyen katılım gösterdi.
ÖDÜL TÖRENİNİN GELENEKSELLEŞMESİNİ
ARZU EDİYORUZ
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat
Erdal, törende yaptığı konuşmasında Anadolu
Üniversitesinin kadınlara verdiği değerden ve
kadınlar ile ilgili yaptığı çalışmalardan bahsetti.
Prof. Dr. Fuat Erdal sözlerine şu şekilde
devam etti: “Varlıkları ile hayatın her alanında
insanlığın ortak refahı için değer üreten
tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü
kutluyorum. Ar-Ge ve İnovasyonda
20
İM KADININA ÖDÜL
İnovasyonda kadın zirvesi ödül töreni ile ödüllerini aldılar
Kadın Zirvesi Ödülleri 8 Mart
Dünya Kadınlar Günü özelinde
geçen yıl başlattığımız ve Üniversitemiz
adına gelenekselleşmesini
arzu ettiğimiz bir etkinlik. Bu yıl
poster sunumlarıyla da zenginleşen
etkinliğimizin geleceğimize
ilham verecek bilim kadınlarımıza
motivasyon sağlayarak kadınların
yükseköğretimdeki varlığını güçlendireceğine
inanıyorum. Ar-Ge
ve İnovasyon alanında bilim kadınlarımızın
ürettiği çalışmalara
ihtiyacımız var çünkü dünyanın
kadın bakış açısından yorumlanması,
bilimden sanata, spordan siyasete
ve iş dünyasına kadar
toplumsal kazanımlarımızın, refah
ve mutluluğumuz ve geleceğe güvenle
bakmamızın teminatıdır. Etkinliğimizin
bu alanda
yürüteceğimiz çalışmalara meşale
olmasını ve kadınlarımızın yolunu
aydınlatmasını diliyorum.”
Törende daha sonra toplam 6 kategoride
40 bilim kadınına ödülleri
Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal,
Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Betül
Demirci, Prof. Dr. Ali Resul Usul ve
AKAUM Müdürü Doç. Dr. Zerrin
Sungur Taşdemir tarafından takdim
edildi.
“Ar-Ge ve İnovasyonda Kadın Zirvesi
Ödül Töreni 2021” kapsamında
ödül alan isimler;
Prof. Dr. Ayşe Tansu Koparal, Prof.
Dr. Betül Demirci, Prof. Dr. Evrim
Genç Kumtepe, Prof. Dr. Gülmira
Özek, Prof. Dr. Halise Pelin Karasu,
Prof. Dr. Hatice Zümrüt Tonu, Prof.
Dr. Leyla Yurttaş,
Prof. Dr. Meral
Güven, Prof. Dr.
Özlem Diken, Prof.
Dr. Semra Günay
Aktaş, Prof. Dr.
Sezgin Vuran, Prof.
Dr. Tuba Çengelci
Köse, Doç. Dr.
Begüm Nurpelin
Sağlık, Doç. Dr.
Belgin Sever, Doç.
Dr. Elif Çimşir, Doç.
Dr. Güzin Karasu,
Doç. Dr. Meltem
Özten Anay, Doç.
Dr. Serpil Koçdar,
Doç. Dr. Sibel Çelik
Norman, Doç. Dr.
Sunagül Sani Bozkurt,
Doç. Dr. Ulviye
Avar Çevik,
Doç. Dr. Zehranur
Kaya,Dr. Öğr. Üyesi
Aslı Yıldırım, Dr.
Öğr. Üyesi Fatma
Yaşlı, Dr. Öğr.
Üyesi Gamze Karanfil,
Dr. Öğr. Üyesi Gülden Bozkuş
Genç, Dr. Öğr. Üyesi Hülya
Tuba Kıyan, Dr. Öğr. Üyesi Meral
Ceylan Çapar, Dr. Öğr. Üyesi Meryem
Geçimli, Arş. Gör. Dr. Aylin
Öztürk, Arş. Gör. Dr. Sema Ekincek,
Öğr. Gör. Dilek Şenocak, Öğr. Gör.
Gökçen Abalı, Öğr. Gör. Hülya Düzenli,
Öğr. Gör. Rabia Taş, Öğr. Gör.
Sevgi Elibol, Banu Gültekin, Melek
Tekgöz, Pervin Soyer, Yeliz Erkoç
Kök oldu.
21
Odunpazarı Belediyesi’nden bir vefa örneği daha
SAğLIK ÇALIşANLARINA
SAYGI PARKI ve ANITI
Odunpazarı Belediyesi, korona virüs
pandemisinde hayatını kaybeden
sağlık emekçilerinin adını yaşatmak
ve bu süreçte büyük bir özveri ile
çalışan sağlık emekçilerine olan
vefa borcunu ödemek için Sağlık Çalışanlarına
Saygı Parkı yaptı. Sağlık
Çalışanlarına Saygı Anıtı’nın da yer
de aldığı Parkın açılış töreninde ise
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
doktorlara yönelik “Giderlerse
gitsinler sözüne” adeta tepki
yağdı. Açılış töreninde konuşan
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım
Kurt, “Özellikle pandemi sürecinde
bir kez
daha görüldü ki
sağlık emekçileri
olmasaydı, sistem
çökmüştü”
dedi.
Eskişehir Odunpazarı Belediyesi, korona
virüs pandemisinde hayatını kaybeden
sağlık emekçilerinin adını yaşatmak ve
bu süreçte büyük bir özveri ile çalışan
sağlık emekçilerine olan vefa borcunu
ödemek için Vadişehir Mahallesine ‘Sağlık
Çalışanlarına Saygı Parkı’ yaptı. Eskişehir
Bilecik Tabip Odası (EBTO),
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri
Sendikası (SES) Eskişehir Şubesi ve
Odunpazarı Kent Konseyi’nin talebi
üzerine Odunpazarı Belediye Başkanı
Kazım Kurt’un talimatı ile yapılan
Sağlık Çalışanlarına Saygı Parkında,
bir de Heykeltraş Serdar Tekeoğlu
tarafından yapılan anıt bulunuyor.
Pamukkale Sokak’ta bulunan Sağlık
Çalışanlarına Saygı
Parkı, 12 bin 530 metrekarelik
alanda yer alıyor.
2021 yılı Aralık ayında
gerçekleştirilen meclis
toplantısında alınan
karar sonrasında çalışmaları
başlatılan parkın
açılış törenine; Eskişehir
Büyükşehir Belediye
Başkanı Yılmaz Büyükerşen,
Odunpazarı Belediye
Başkanı Kazım
Kurt, CHP Eskişehir İl
Başkanı Recep Taşel,
Türk Tabipleri
Birliği(TTB) 2. Başkanı
Doç. Dr. Ali İhsan Ökten,
Sağlık ve Sosyal Hizmet
Emekçileri Sendikası
(SES) Eş Genel Başkanı
Hüsnü Yıldırım, TTB
Merkez Konsey ÜyeleriDr.
Onur Naci Karahancı
ve Dr. Kazım
Doğan Eroğlu, Eskişehir
Bilecik Tabip Odası
(EBTO) Başkanı Dr. Nesrin
Ekici, SES Eskişehir
Şube Eş Başkanları Dr.
Birtürk Özkavak ve Dyt.
Umut Özge Yılmaz, Han
Belediye Başkanı Erdal
Şanlı, Seyitgazi Belediye
Başkanı Uğur Tepe, CHP
Odunpazarı İlçe Başkanı
Türk
Der-
Rahmi Çınar,
Hemşireler
neği Eskişehir
Şube
Başkanı
Gamze
Onar Başarangil, Eczacılar Odası Eskişehir
Şubesi Genel Sekreteri Eren Yılmaz,
Heykeltaş Serdar Tekebaşoğlu, Eskişehir’dekorona
virüs nedeniyle hayatını
kaybeden sağlık emekçilerinin aileleri
ile EBTO Yönetim Kurlu Üyeleri ve SES
Eskişehir Şube Yöneticilerinin de aralarında
bulunduğu çok sayıda sağlık
emekçisi ve Eskişehirli katıldı.
“BİZ HEKİMLERİMİZİN HİÇBİR YERE
GİTMESİNİ İSTEMİYORUZ”
Açılış töreninde konuşan Odunpazarı
Belediye Başkanı Kazım Kurt, 12 Mart’ın
Türkiye’nin bağımsızlığını simgeleyen İstiklal
Marşı’nın kabulünün ve Türkiye’nin
demokrasisine büyük darbe vuran muhtıranın
yıl dönümü olduğunu söyledi.
“Bunları anımsamamız lazım. Türkiye’nin
tam bağımsızlığının çok önemli
olduğunu bir kez daha gördüğümüz günlerdeyiz.
Bağımsızlık için, Türkiye’nin
tam bağımsızlığı için mücadele edenlerin,
ölenlerin saygı ile anılması gerektiği
bir dönemdeyiz. Dünyanın savaşla iç içe
olduğu, her türlü savaşı cinayet olarak
değerlendiren bir komutanın kurduğu
Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza kadar
devam edecektir, bunun altını çizeceğimiz
bir gündür” diyen Başkan Kurt,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doktorlara
yönelik olarak söylediği ‘Giderlerse gitsinler’
sözlerine adeta ateş püskürdü.
Başkan Kurt, konuşmasına şu sözlerle
devam etti: “100 yıl önce “Beni Türk hekimlerin
emanet ediniz” diyen bir Cumhurbaşkanı
ile bugün ‘Giderlerse
gitsinler’ diyen bir Cumhurbaşkanı arasında
kaldığımız bir gündeyiz. Biz, hekimlerimizin
hiçbir yere gitmesini
istemiyoruz. Özellikle pandemi sürecinde
bir kez daha görüldü ki sağlık
emekçileri olmasaydı, sistem çökmüştü.
Hani diyor ya ‘Neyleyeyim sarayı köşkü
içinde yar olmadıkça’, o devasa şehir
hastanelerini kim yaptı diye soruyor,
gerçekten kim yaptı, biz de merak ediyoruz.
Ama içinde sağlık emekçileri
insan gibi muamele görmedikçe, o binalar
hiç kimseyi kurtarmıyor. 5’li çeteyi
zengin etmek için yapılan her türlü
ihale, her türlü düzen, Türk halkının zararınadır.
Türk halkı, ne zamanki parasız
sağlık, parasız
eğitime kavuşur;
o zaman
Türkiye’de
demokrasi ger-
çekten gündeme
gelir ve
oturur. Biz,
Odunpazarı Be-
lediyesi olarak
katılımcı
demokrasiyi
özümseyen
bir
anlayışla
sağlık
çalışanlarımızın örgütlerinin Kent
Konseyimiz kanalıyla bize önerdiği bu
parkı, oy birliği ile meclisimizden geçirmek
suretiyle gerçekleştirdik. Sağlık çalışanlarımıza,
sağlık çalışanlarımızın
ailelerine ve özellikle de pandemide
kaybetmiş olduğumuz 553 sağlık çalışanımızın
anısına hediye olsun istiyoruz.
Onları, ölümsüzleştirelim istiyoruz. Ve
burada biraz sonra açılışını da gerçekleştireceğimiz,
anıtı üreten değerli heykeltraşımız
Serdar Tekebaşoğlu’na da
çok teşekkür diyorum. Güzel bir tasarım
gerçekleştirdiğini göreceksiniz. Sağlık
çalışanlarımızın o hünerli ellerini somutlaştırdı.
Ben ‘Giderlerse gitsinler’ diyenlerin
yerine, ‘gidecek olanlar gidecektir’
diyorum. Geliyor gelmekte olan.”
“BİZ BU ÜLKEDEN HİÇBİR YERE GİT-
MİYORUZ”
Açılış töreninde konuşan SES Eş Genel
Başkanı Hüsnü Yıldırım, Sağlık çalışanlarına
verdiği değer için Odunpazarı Belediye
Başkanı Kazım Kurt’a teşekkür etti.
“Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım
Kurt’un hayatını kaybeden sağlık emekçilerinin
adını yaşatmak için yaptığı bu
park, bizim için çok değerli. Bugün için
de bizim mücadelemiz ve bu mücadelenin
yükselerek devam etmesi adına da
çok değerli. Çok teşekkür ediyorum kendisine”
diyen Yıldırım, Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın sağlık emekçileri için kullandığı
“Giderlerse gitsinler” sözlerine tepki
gösterdi. Türkiye’nin bugün geldiği durumun
AKP hükümetinin sağlıkta dönüşüm
politikaları olduğunu vurgulayan Yıldırım,
“Sağlık emekçileri yıllardır sağlıkta
dönüşüm politikalarının yıkım getireceğini,
halka ve topluma sağlıksız bir yaşamı
oluşturacağını söyledi. Siz bizi
dinlemediniz ve bu sağlık politikalarını
hayata geçirdiniz. Bugün geldiğimiz
nokta ortada. Pandemide sağlık emekçilerinin
emeğinin karşılığı bütün toplum
ve dünya tarafından takdirle karşılanmışken,
siz bugün sağlık emekçilerini
ötekileştiriyorsunuz ve ülkeden kovmaya
çalışıyorsunuz. Biz sağlık emekçileri
olarak yıllardır verdiğimiz bu
mücadeleye ve halkımıza sunduğumuz
sağlık hizmetini sunmaya devam edeceğiz.
Bu ülke bizim. Biz bu ülkeden hiçbir
yere gitmiyoruz. Gidecek birileri varsa o
da sizlersiniz”
“HER TÜRLÜ BASKIYA RAĞMEN MÜ-
CADELEMİZİ YÜKSELTEREK DEVAM
EDECEĞİZ”
Açılış töreninde konuşan bir diğer isim
de TTB 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan
Ökten oldu. “Unutmamak için bize bu
güzel eseri kazandıran Odunpazarı
22
Belediyemize ve Başkanımız Kazım Kurt’a TTB Merkez
Konseyi adına çok teşekkür ediyorum” sözleri
ile konuşmasına başlayan Ökten, pandemi süresince
tüm dünyada iktidarların ve sağlık bakanlıklarının
kötü bir sınav verdiğini kaydetti. Ökten, konuşmasına
şu sözlerle devam etti: “Özel sektöre dayandırılan
sağlık hizmetlerinin bir salgında toplumun
koruyucu sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılmasını,
milyonlarca kişinin hasta olması ve ölmesi ile
acı bir şekilde yaşadık. Aşının dünyaya bir armağan
olduğunu unuttuk, onu da ticarileştirdik. Sağlık sistemleri
ile övünen Amerika Birleşik Devletleri ve
Avrupa da sağlık sistemleri çöktü. Ülkemizde ise
Sağlık Bakanlığı veriler ile oynayarak ve saklayarak
güvenini baştan yitirdi. Koruyucu sağlık hizmetlerinin
ne kadar önemli olduğunu salgının hastanelerde
karşılanmasının, ölümleri engellemediğini, devasa
şehir hastanelerinin salgınları önlemediğini anladık.
Resmi rakamlara göre vefat sayısı dün için 93 bin
805 olup, aslında hasta sayısı ve ölüm sayıları
resmi rakamların 3 katı kadardır.
Yani 250 bin civarında vatandaşımız
vefat etmiştir. Vefat eden vatandaşlarımızın
553’ü hekim, diş hekimi, eczacı
hemşire, laborant, ambulans şoförü,
sekreter gibi birçok sağlık emekçisidir.
Hepsinin önünde saygı ile eğiliyorum.
Sağlık Bakanlığı pandemiyi günlük
tweetleri ile yönetmeye çalışmıştır.
Bilim kurulu aldığı kararlarda gerekli
uyarıyı yapmadığı için aynı şekilde
sorumludur. Sağlık Bakanlığı kararları
yeterinde ve zamanında almamıştır.
Bu nedenle, almadığı bu
kararlar yüzünden önlenebilir hastalıktan
birçok vatandaşımız vefat etmiştir.
Aşılama süreci iyi yönetilememiş ve şu an
tam aşılı vatandaş oranı yüzde 32 oranında
olup, hedeflediğimizin çok uzağındadır.
Pandemi sürecine meslek örgütleri, sağlık
meslek örgütleri dahil edilmemiş, pandemi
kurullarına ticaret odaları alınırken,
Tabip Odaları ve TTB dahil edilmemiştir.
Her şeye rağmen gerçekleri ve bilimi
ifade eden Tabip Odaları ve TTB, toplum
ve kamuoyu nezlinde en güvenilir kurumlar
arasında yer almıştır. Salgından siyasetçilerin
değil, bilimin öncülüğünde
çıkılmıştır. Pandemide en fazla hastalanan
ve ölen meslek grubu hekimler, sağlık çalışanları,
sağlık emekçileri o zamanlar alkışlanırken,
bunca gördüğü şikayet,
şiddet, kötü koşullarda çalışmasına, ekonomik ve
özlük haklarında hak kayıplarına rağmen giderlerse
gitsinler diyerek, 100 yıllardır hekimlik yaptığı bu
topraklarda tehdit edilmiş, adeta kovulmaktan
beter bir konuma getirilmek istenmiştir. Ve değersizleştirilmek
istenmiştir. Biz, 100 yıllardır Hipokrat’tan
Galen’den İbn-i Sina’dan beri bu
topraklarda hekimlik yapmaktayız. Bundan
sonra da aklı, bilimi ve hekimlik sanatını
yapacağız. Her türlü baskıya rağmen
mücadelemizi yükselterek devam
edeceğiz.”
“KENDİSİNİ MEŞHUM HAS-
TALIKTAN KURTARANLA-
RIN DOKTORLAR
OLDUĞUNU UNUTMUŞ”
Konuşmasına, “Odunpazarı
Belediye Başkanı
Kazım Kurt ve arkadaşlarına
bugünleri gelecek kuşaklara
anlatacak bir park
ve anıt yapmalarından dolayı
ayrıca bir teşekkür
borçlu olduğumu ifade etmeliyim”
sözleriyle başlayan
Eskişehir Büyükşehir
Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Giderlerse gitsinler’ sözlerinin
Türk ulusunun ciğerine saplanmış bir sözcük
hançeri olduğunu söyledi. Erdoğan’ın sözlerine Kanuni
Sultan Süleyman’ın ‘Olmaya devlet cihanda bir
nefes sıhhat gibi’ sözleriyle atıfta bulunan Büyükerşen,
“Bu sözün sahibi kendisini meşhum hastalıktan
kurtaranların doktorlar olduğunu unutmuş. Ancak o
sayede devletin başında duruyor. Tıp mesleğinin,
sağlığın onun nazarında çok daha önemli, değerli
olması gerekirdi. Mutafa Kemal Atatürk’ün ‘Beni
Türk doktorlarına emanet ediniz’ sözünün ne
demek olduğunu, nasıl bir devlet büyüğü tarafından
söylendiğini dahi hatırından çıkarmış” dedi.
Konuşmaların ardından Odunpazarı Belediyesi ve
SES Eskişehir Şubesi tarafındansalgınında hayatını
kaybeden sağlık emekçileri adına düzenlenen Emek
Şiir Ödülünün, ödül töreni yapıldı.Seçici kurul tarafından
oy birliği ile “11. KATTAKİ EMRULLAH” dosyası
ile ödüle layık görülen Murat Kahveci’ye
ödülünü Başkan Kurt takdim etti. Ödül töreninin ardından,
Başkan Kurt ve diğer protokol üyeleri birlikte
park ve anıt açılışını gerçekleştirdi. Anıt
açılışında, Eskişehir’de korona virüsten ölen 3 sağlık
emekçisi için 3 beyaz güvercin
uçuruldu.
23
MİLLENİUM SAÇ TASARIM MERKEZİ- 17 YILLIK BAYAN KUAFÖRÜ KADER
SARIKAYA İLE 2022 YILI SAÇ, MAKYAJ VE KAŞ BAHAR MODASINI KONUŞTUK
BU BAHAR KADINLAR
CAPCANLI OLACAK
Baharda mavi göz kalemleri, kırmızı rujlar hayatımıza girecek
Son birkaç yıldır pandemi
ile hayatımıza giren
maskeler sonucunda
makyaj trendleri de değişiklik
gösterdi elbet…
Maske kullanımı göz
makyajını öne çıkardı.
Sade ve nude tonlarda
olan popülerliğini renklere
ve farklı uygulamalara
bıraktı.
Grafik eyeliner’lar trend
olmaya başlarken, kaşlar
için birbirinden farklı uygulamalar
ve ürünler
kendini göstermeye başladı.
Kadınlar!
Bu bahar doğallıktan canlılığa
geçiş yapıyoruz.
Renkleniyoruz.
Canlanıyoruz.
Sadelik
ve doğallık bu sezon yerini
mavi farlara ve kırmızı
rujlara bırakacak
gibi görünüyor.
2022 yılı bahar modasını
Atatürk Caddesi üzerinde
bulunan Millenium Saç
Tasarım Merkezi sahibi
ve aynı zamanda 17 yıllık
bayan kuaförü Kader
Sarıkaya ile konuştuk.
Sarıkaya, “Minimalizmin
hayatımıza girmesiyle,
güzellik ve bakım dünyasında
da birtakım değişiklikler
yaşandı.
Özellikle son zamanlarda
tek bir ürün ile yüzünüzün
birkaç farklı bölgesinde
kullanabileceğiniz
ürünler ön plana çıkmaya
başladı bile” dedi.
RÖpoRtaj
Özge Zaim
24
Bu yılın bahar ayının makyaj
modasını öğrenebilir
miyiz?
2022 sezonu başlangıcında
ışıltılı aydınlatıcılar yaza
kadar yerini mat bir görünüme
devredecek. Sezonun trendi
highlighter’lar yerini mat bitişli
fondöten, kapatıcı ve allıklara
bırakacak. Havaların ısınmasıyla,
ıslak ve aydınlık bir görünüm
için highlighter’lar
tekrar ön plana çıkabilir.
Özellikle yazın hafif bir
allık, göz altı kapatıcı ve
aydınlatıcı ve dudak nemlendiricisi
ile yapılan makyajlar
geri dönecek. Tabii bu durumun
sadece ten makyajında
geçerli olduğunu da söylemeden
geçmeyelim. Zira ışıltılı, sedefli
göz kalemleri eski sezonlardan
daha fazla ön plana çıkacak gibi
görünüyor.
Yaz mevsiminde farklılık var
mı?
Minimalizmin hayatımıza girmesiyle,
güzellik ve bakım dünyasında
da birtakım
değişiklikler yaşandı. Özellikle
son zamanlarda tek bir ürün ile
yüzünüzün birkaç farklı bölgesinde
kullanabileceğiniz ürünler
ön plana çıkmaya başladı bile. Ruj, allık, far olarak
kullanılan tek ürünler 2022 makyaj trendleri
arasında yükselmeye devam edecek. Pratik kullanımı,
yanınızda taşıma kolaylığı sayesinde de
özellikle yaz mevsiminin vazgeçilmez makyaj
ürünlerinden biri olacağa benziyor.
Göz kalemlerinde değişiklik bekliyor mu kadınları?
Şimdiden kendinize mavi bir göz kalemi ve far
edinebilirsiniz. 90’lı yılların vazgeçilmez trendi
olan mavi göz makyajı son aylarda yeniden hayatımıza
girmişti. Yeni sezonda da yükselmeye
devam edecek gibi görünüyor. Özellikle bir makyajın
olmazsa olmazı eyeliner’da
da mavi renkler ön plana çıkacak.
halde sizden?
Dümdüz, ütülenmiş görünümlü saç 2000'lerden
gelen en güçlü trend. 2000'lerin ütülenmiş veya
düzleştiriciyle pürüzsüzleştirilmiş, parlak ve
dümdüz saçları yeniden popüler. CHP Kadın Kolları
saçı olarak bildiğimiz ekstra kabarık havalı
fön de bu yılın favorilerinden. Tepe kısmı oldukça
kabarık, düz ama kabarık fön yine kuaför
yollarına düşmeye sebep olacak. Aslan yelesi
kesim zaten bir süredir moda. Kısa katlı saçların
katlarını dokulu görünüm verecek şekilde belirginleştirmek
de moda olacak. Dağınık ve kabarık
topuzlar yeniden hayatımıza giriyor. Dalgalı ve
kıvırcık saç modası 2010'lardan çok daha farklı
Rujlarda peki?
Nude dudaklar kullanılmaya
devam etse de popülerliğini hiç
yitirmeyen ve yitirecek gibi durmayan
diğer bir makyaj ürünü ise
kırmızı rujlar. Özellikle dudak kalemlerinin
de yeniden trend olması
ile çerçeveli ve koyu renkli
dudaklar yine hayatımızın tam ortasında
olacak. Günlük kullanımın,
gece davetlerinin, partilerin ve
hatta toplantıların bile vazgeçilmezi
olan kırmızı ruj 2022 sezonunda
da cazibesini korumaya
devam ediyor. Kırmızı ruju kusursuz
gösteren en önemli şeyin gülümsemeniz
olduğunu da
unutmayın.
Bu bahar kaşlarda bir değişiklik
olacak mı? Kalın kaş trendi
devam mı?
Öncelikle bu sezonda da doğal
kaşların trend olacağını söyleyelim.
Pandemide kapalı olan güzellik
salonları ile güzellik
uygulamalarına bir süre ara verilmesi,
evde kendi kaşlarımızı almaya
başlamamız ya da kaşların
doğal haline bırakılması doğal görünümlü
kaşların popülerliğini
yükseltti. Tabii bununla beraber
birkaç uygulama da hayatımıza
girdi. Renkli, şeffaf kaş jelleri ve
kaş sabunlarının ortaya çıkması ile yukarıya
doğru taranmış ve kusursuz görünen kaşlar
2022 sezonunda da trend olmaya devam edecek.
Doğal kaşların sadece bir fırça yardımı ile
yukarıya doğru taranarak sabitlenmesi makyajın
en önemli adımları arasında yer alıyor. Bildiğiniz
üzere kavisli kaş modelleri bir süredir çok sık
görmediğimiz şekiller arasında. Özellikle çok
derin kavisleri olan kaş modelleri ile bu sezonda
da çok sık karşılaşmayacağız. Yüz şekline uygun
düz kaş modelleri yükselişe geçiyor.
Son olarak birde saç modasını dinleyelim mi o
olacak. Sık bukleli, düzensiz, dağınık saçlar göreceğiz.
İçe doğru şekillendirilen fön de 90'lardan
gelen bir trend. Düşük atkuyruğu da bu yılın sevilen
modelleri arasına girecek. Kısa saçlarda
dağınık bir örgüyle de tercih edilebilir. Yüksek
atkuyruğu her dönemin favorisi. Önümüzdeki yıl
bu model bol perçemle veya saçın büyük bölümünün
dışarıda bırakılmasıyla yapılacak.
Çok teşekkür ederiz Kader Hanım. Nazik misafirperverliğiniz
için…
Ben teşekkür ediyorum Özge Hanım. Başarılar
diliyorum.
25
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Belde Evi sakini kadınlar ile bir araya geldi
“ÜLKeYİ GeLeCeğe KADINLAR TAşIYACAK”
Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, Belde Evi
kadınları ile buluştu. Başkan Ataç, kadınların desteği
ile ülkenin aydınlık bir geleceğe kavuşacağını söyledi.
Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
etkinliğinde Belde Evi sakini kadınlar ile bir araya geldi.
Etkinliğe çok sayıda kadının yanı sıra CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti, Gelecek
Partisi ve DEVA Partisi’nden kadın yöneticiler ve kadın mahalle muhtarları katıldı.
“BU MÜCADELEYİ BERABER YAPACAĞIZ”
Başkan Ataç burada kadınlara hitap ederken, 6 siyasi parti liderinin buluşmasının
önemine dikkat çekti. Başkan Ataç, “Yakın zamanda 6 siyasi
parti bir araya geldi. Bugün Türkiye’de ayrışmanın hakim olduğu bir
dönemde bu buluşma çok önemli. Bu ülkenin barışa, birlikte olmaya,
yan yana durmaya ihtiyacı var. Bugün bu salonda her partiden
kadınımız var. Biz şimdiye kadar kimseye siyasi görüşünü sormadık.
Çünkü bizim gönlümüz herkese açık. Bu güzel birlikteliği
alkışlamalıyız. Yaşı müsait olanlar 20 yıl önce TV’lerde
görürdü. Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Erdal
İnönü, Tansu Çiller, Turgut Özal bir araya gelirler, tartışmalar
yapılırdı. Bu 6 partinin bir araya gelmesi
bana o günleri hatırlattı. O günlerde de insanlar
tartışır ancak bölünmezdi. Bu sebeple 6 siyasi
partinin bir araya gelmesine o kadar mutlu
oldum ki anlatamam, destekliyorum. Türkiye’nin
kurtuluşu bu buluşmadan sonra olacaktır
arkadaşlar. Siz hanımların vereceği
destek ile aydın bir geleceğe ulaşacağız.
Bugün 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü.
Ama son 20 yılda kadınlarımızın başına
gelenlerden dolayı ben bunu bir
‘mücadele’ günü olarak görüyorum.
Bu mücadeleyi beraber yapacağız.
Şiddeti önleyeceğiz, hiç kimse bir
insan canına kıyamaz. Atatürk’ün de
dediği gibi; ‘Kahraman Türk kadını,
sen yerde sürünmeye değil, omuzlar
üzerinde göklere yükselmeye layıksın’.
İşte, o büyük insan iyi ki varmış.
Kadına seçme-seçilme hakkını
1934’te veriyor. Dünyanın en medeni
ülkesi olarak bilinen İsviçre,
1971 yılında kadına bu hakkı veriyor.
Aradan kaç sene geçiyor, güzel
insan Atatürk’ün vizyonuna bakın.
Bugün Ukrayna’da kadın, çoluk,
çocuk katlediliyor. Burnumuzun dibinde
savaş var, şiddetle karşıyım,
protesto ediyorum. Atatürk, ‘Yurtta
26
sulh, dünyada sulh’ demiş. Ülkenize düşman ayak basmadıkça savaş, cinayettir”
diye konuştu.
Programda daha sonra siyasi parti temsilcisi kadınlar söz aldı.
CHP İl Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Nursen Satıç, “Hepinizin 8 Mart Kadınlar
Günü’nü kutluyorum. İnşallah böyle bir gün değil de her gün kadınlara ait
olsun isterim. Kız kardeşlerimizin ölmediği, hiç kimsenin şiddet görmediği,
hepimizin iyi hallerde, iyi şartlarda yaşadığı günler diliyorum” dedi.
Gelecek Partisi İl Kadın Kolları Başkanı Meral Özdoğanlı ise “Kadınlar Günü’nüzü
kutluyorum. Burada hepimiz bir aileyiz. Ülkemizde de bir aileyiz.
Çünkü sen bir kadınsın, ben de bir kadınım. Ama aynı zamanda ben bir anneyim,
aynı zamanda ben bir ablayım. Bir kardeşim, evladım. Ama hiç kimsenin
kölesi değilim. Karşı cinsimde hiçbir insanın kölesi değilim. Ben istersem olur.
Ben istemezsem olmaz. Ben istersem dağları aşarım. Ama ben istersem bir
kaşık suda da boğulurum. Her şeyden önce kadın olmak asil olmaktır” sözlerini
kullandı.
Deva Partisi Odunpazarı Kadın Kolları Başkanı Aylin Özgür ise “Hepiniz
bu güzel güne hoş geldiniz. Kadın eğitimle bilinçlenir. Çocuklarını
da bilinçli büyütürse biz bu sorunları yaşamayız
diye düşünüyorum. Mutfaktaki yangın da söndüğü zaman
biz çok güzel bir ülke olacağız” dedi.
İYİ Parti Kadın Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı
Münevver Sezer de “Sizlerle birlikte olmak
son derece mutlu etti. Kadınlarla bir arada olmak
bugünü yaşamak ne güzel şey. Ne güzel gurur.
Arkadaşlar bizler ne kadar mutluyuz burada… İnşallah
tüm Türkiye’nin, tüm dünyanın kadınları
bizler kadar mutlu olur” diye konuştu.
İYİ Parti Kadın Politikalarından Sorumlu Tepebaşı
Başkan Yardımcısı Aysun Dural, “Başkanımıza
özellikle çok teşekkür ediyoruz. Her zaman arkamızda,
bize destek her konuda. Hoş geldiniz,
Kadınlar Günü’nüz kutlu olsun. Eğer bu
düzeni değiştirmek istiyorsak bayanlar,
biz bayanlar değiştireceğiz. Biz bayanlar
istersek, bu düzen değişecek. Mutlu,
umutlu, güzel yarınlar diliyorum hep birlikte”
dedi.
Demokrat Parti Kadın Kollarından Kezban
Koç ise “Bize bu güzel günü sağlayan
Sayın Belediye Başkanım Ahmet
Ataç’a çok teşekkür ediyorum. Her şeyden
önce hepinize şunu söylemek istiyorum;
her şey annede biter. Ailenin temel
direği annedir. Anne isterse her şeyi
yapar. Anne özgürse, anne her şeyi
yapar. Dünya değişir, her şey değişir.
Her yerde, her şeyin üstesinden gelebilir.
Yeter ki kadın istesin. Kadının aklı
kısa, saçı uzun derler. Asla öyle bir şey
yok. Her başarılı erkeğin arkasında biz
kadınlar varız ve her zaman olacağız”
diye konuştu.
Tepebaşı Belediyesi’nin çevre projeleri dünyanın her yerinde büyük ilgi görüyor
TePebAşI PROjeLeRiYLe
biR ADIm öNDe
Tepebaşı Belediyesi’nin Avrupa
Komisyonu Misyon Kurulu’nun
2030 yılına kadar
100 İklim-Nötr ve Akıllı
Şehir Niyet Beyanı çağrısına
yaptığı başvurusu değerlendirilmeye
uygun bulundu. Tepebaşı
Belediyesi, yaptığı
proje ve aldığı ödüllerle bir
adım öne geçti.
Tepebaşı Belediyesi yapmış olduğu sürdürülebilir
enerji ve çevre projeleri ile adını
duyurmaya devam ediyor.
Avrupa Birliği tarafından düzenlenen Ufuk
Avrupa Programı, Avrupa Birliğinin öncelikleriyle
uyum içinde olarak iklim değişikliğiyle
mücadeleyi ve dijital dönüşümü
Programın temel öncelikleri arasında belirledi.
Bu kapsamda, 2030 yılına kadar
100 kentin iklim nötr ekosistemlere ve
akıllı kentlere dönüşümlerinin desteklenmesi
ve bu kentlerin diğer Avrupa kentlerinin
dönüşümleri için birer örnek teşkil
etmesi hedefleriyle Avrupa Komisyonu tarafından
"100 İklim Nötr ve Akıllı Kent
Misyonu Niyet Beyanı Çağrısı" yayınlandı.
31 Ocak 2022 tarihinde sona eren Şehirler
Misyonu'nun Niyet Beyanı çağrısının ilk
etap değerlendirme sonuçları açıklandı.
Dünyanın farklı ülkelerinden 377 şehrin
başvuruda bulunduğu ön incelemelerin ardından
Tepebaşı Belediyesi ile birlikte Türkiye’de
16 il ve 6 ilçenin başvurusu bir
sonraki aşama için değerlendirilmeye
uygun bulundu. Değerlendirme sonunda
şehirlerin sonuçları Nisan 2022’de yayınlanacak.
Bu çağrı, kentlerin Misyonun bir parçası
olarak 2030 yılına kadar iklim nötr olma
konusundaki ilgilerini belirtmelerine ve
iklim nötr olma durumuna ilişkin mevcut
durumları, devam eden çalışmaları ve gelecek
planları hakkında bilgi sunmalarına
olanak sağlayacak.
PROJELER VE ÖDÜLLERLE
BİR ADIM ÖNDE
Tepebaşı Belediyesi, başvuru esnasında istenilen
niyet beyanındaki verdiği bilgilerle
bir adım öne geçti. 2013 yılında imzaladığı
“Covenant of Mayors” Belediye Başkanları
Sözleşmesi çerçevesinde taahhüt
ettiği karbon salınımının azaltılması konusundaki
sürdürülebilir enerji eylem planının
hazır olması diğer belediyelerin önüne
geçmesini sağladı. Ayrıca Çevre ve enerji
konusunda yaptığı Türkiye’de ilk ve tek
Akıllı Kentsel Dönüşüm Projesi (Remourban),
aldığı ödüller ve sürdürülebilir eylem
planı büyük bir referans oldu.
27
Gezi
ZEKİ
PEKGENÇ
28
Eskişehir’in efsane Atatürk Stadı’nı
dolduran ES ES taraftarları 16 Eylül
1970 tarihinde çok büyük bir
başarıya tanıklık etti. Bir Anadolu takımı
İspanya’nın güçlü ekibi Sevilla’yı Avrupa
Kupası’nın dışında bıraktı. Amigo Orhan’ın
coşturduğu Anadolu Yıldızı Kırmızı
Şimşekler, “Nihat Fethi Ender Filelere Gönder”
tezahüratları ile o dönemde futbolda
Anadolu ihtilalini yaratırken Avrupa
kupalarında da Türkiye’yi başarılı bir
şekilde temsil ediyordu. Sevilla şehrindeki
ilk maçı 1-0 kaybetmiştik ama bu farkı
kapatacağımıza emindik. Akşamüzeri oynanacak
maç için stat sabahın erken saatlerinde
tamamen dolmuştu.
Üstünlüğümüz altında geçen maçta bir
türlü gol bulamıyorduk. Maçın bitmesine
15 dakika kala talihsiz bir gol yedik. Artık
bir futbol mucizesi olması ve 3 gol
atmamız gerekiyordu. Sahneye Fethi
Heper çıktı. Yediğimiz
golün hemen ardından 2
dakikada rakip filelere 2 gol
bıraktı. Ancak bu skor
yeterli değildi ve bazı seyirciler
üzgün bir şekilde stadı
terk etmeye başlamıştı.
Hakemin bitiş düdüğünü
çalmak için eline ağzına
götürdüğü anda Fethi topla
birlikte rakip fileye girdi.
Özerk Endülüs Bölgesi’nin
başşehri ve en büyük kenti
Sevilla’nın merkezinde upuzun,
harika görünümlü
bir bulvar var. Bulvarın
güney ucunda 45 bin
seyirci kapasiteli statta
oynuyor Sevilla Futbol
Takımı maçlarını. Bulvardan
stadı izlerken on yıllar önce tanık
olduğum futbol mucizesi gözlerimin önünden
geçti. ES ES’in 3-1 galibiyeti ile biten
maçın başında ve sonunda İspanyol futbolcular,
Amigo Orhan’ı ve muhteşem
seyirciyi dakikalarca durup izledi ve de
alkışladı. Umarım, vefakâr
ES ES taraftarı yine böyle
güzel, olağanüstü günler
yaşar.
Sevilla şehrindeki bu
bulvarın iki tarafında, burada
kurulmuş 1929 İber-
American Fuarı ve
Expo-92 için inşa edilen
ülke stantlarına dair
yapılar halen muhafaza
ediliyor. Her biri birbirinden
ilginç ve güzel.
Eski fuar alanının önemli
bir kısmı da harika dev bir
kent parkına
dönüştürülmüş. Şehir,
İspanya’nın Madrid ve
Barselona’dan sonra gelen
en önemi turizm merkezi.
Şehirde pek çok simge yapı, müze, park, bahçe ve
diğer türde turistik yerler var. Sevilla Katedrali ve
Alkazar Sarayı UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde.
Bu muhteşem Saray 1366 yılında, Elhamra
Sarayı model alınarak inşa edilmiş.
Endülüs mimarisinin güzel bir örneği. Taş oymalar,
seramik süslemeler olağan üstü güzel. Bu
muhteşem saray, önce İspanya Müslümanları
tarafından inşa edilmiş. Katoliklerin yönetimi ele
geçirmesinden sonra bir İspanyol Kral tarafından
genişletilmiş. İspanyol krallarına 700 yıl saraylık
yapmış. Günümüzde de kraliyet ailesi tarafından
da kullanılıyormuş. Alkazar Bahçeleri olarak
tanımlanan bahçeleri de yemyeşil bitki örtüsüne,
süs havuzlarına sahip. Bazı anıt ağaçlar sömürge
döneminde Güney Amerika’dan getirilmiş.
Saray gezisinden sonra Santa Cruz mahallesine
geçtik. Buradaki özgün mimari çok güzel. Orta
çağda Musevi azınlıklar bir arabanın bile
geçemeyeceği kadar dar sokaklarda yaşarmış.
Sevilla’nın bu dar sokaklarında gezindik.
Rengârenk sokaklarda çeşitli işlemeler, seramik
sokak tabelaları ve seramik haritalar var. Bir
sokağın adı; John Fulton. Fulton, Sevilla’ya
yerleşmiş Amerikalı ressam ve ünlü matador.
Sokağın başındaki ev de onun atölyesi ve şimdi
bir müze. Sarayın karşısında inanılmaz büyüklükte
Sevilla Katedrali duruyor. İçinde, Santa
Maria isimli gemisiyle 1492 yılında Güney
Amerika’yı keşfeden Kristof Kolomb’un mezarı
var. Tabutunu 4 İspanyol Kralı taşıyor! Kolombun,
Azteklerden yağmalayıp getirdiği altınları
sayesinde İspanyol krallar zenginliğe
boğulmuştu. Bu katedral Dünya’nın en büyük
gotik yapısı ve 3. en büyük kilisesi. Altar’ı saf
altından. Berberi Hanedanlığı döneminde, Ulu
Cami’nin minaresi olarak inşa edilen 104 metre
yüksekliğe sahip “La Giralda” şimdi katedralin çan
kulesi olarak işlev görüyor.
Alkazar Sarayı ile Sevilla Katedrali arasındaki
meydanda müşteri bekleyen nostaljik faytonlar
ile eski şehirdeki tarihi bölgeyi ve şehrin
ortasından akan Gualdalquivir Nehri kıyılarını
gezebilirsiniz. Ya da isterseniz güzel bir bota
binerek “tapaslı nehir turu” yapabilirsiniz. Bu
nehir İspanya’nın üzerinde gezilebilen tek nehri. Tıpkı Porsuk’ta
olduğu gibi üzerinde su sporları yapılıyor, kürek ve kano yarışları
düzenleniyor. Bazı uluslararası yarışmalar burada yapılmış. Nehir
iskelesinden kalkan küçük gemilerle Atlas Okyanusu’na çıkıp
Cadis Limanı’na kadar gidebilir ya da ters istikamette nehir gezisi
yapabilirsiniz. Sevilla Nehir Limanı, tarihte çok önemli roller
üstlenmiş. Ünlü Kâşif Macellan seyahatlerine buradan başlamış.
1519 yılında Dünya’nın çevresini dolaşmak için çıktığı başlangıç
noktasında küre şeklinde bir anıt duruyor. Nehir üzerinde pek
çok tarihi taş köprü var. Sevilla’nın sembolik anıtlarından birisi de
Torre del Oro yani Altın Kule. Bu dev taş kule Araplar tarafından
inşa edilmiş bir savunma kulesiymiş. Şimdi Denizcilik Müzesi’ne
dönüştürülmüş.
29
Eskişehir’de kaleci Akademisi açan Yunus Çal artık deneyimlerini minik file bekçilerine aktarıyor.
Kızlarda çalışmalarda
Antrenörler Yunus Çal ve
Müjdat Şentunalı’dan kalecilik
eğitimi alıyor.
“TeK HeDeFİmİZ TÜRK FUTbOLUNA
eSKİşeHİR’DeN KALeCİLeR YeTİşTİRmeK”
Uzun yıllar profesyonel kalecilik
yapan ve ardından Eskişehir’den
kaleci yetiştirmek için ‘Yunus Çal
kaleci Akademisi’ açan Yunus Çal
tek hedeflerinin Eskişehir’den
Türk futboluna yetenekli kaleciler
kazandırmak olduğunu söyledi.
2 yıl içinde büyük aşama kaydederek
ilk meyveleri veren
Yunus Çal’ın kaleci akademisinde
özel eğitim alan Mehmet
Yiğit Uğur Ankara
Keçiörengücü’ne, Muhammet
Ali Koçan ise Galatasaray alt
yapısına transfer oldu.
Şekerspor’da beraber forma
giydiği kaleci Müjdat Şentunalı
ile eğitim veren Yunus
Çal “ Biz doğru çalışma ile
gençleri yetiştirmek için elimizden
ne geliyorsa yapıyoruz.
Kalecilik sevgi, fedakarlık
ve özveri ister” dedi.
Kaleciler
antrenmanlarda
oldukça keyifli.
2019
YILINDA BAŞLADI
Uzun yıllar ilimizde ve değişik illerde profesyonel kalecilik
yapan ve ardından da kaleci antrenörlüğe soyunan Yunus Çal
memleketi Eskişehir’den kaleci yetiştirmek için kolları sıvayarak
2019 yılı Eylül ayında ‘Yunus Çal kaleci Akademisi’ açarak
çalışmaları başlatmıştı.
Değişik yaş gruplarında bir çok kalecinin eğitim gördüğü
Akademi de sadece erkekler değil kızlarda
çalışmalara katılıyor.
30
Yunus hoca
Eskişehir’den kaleci
yetiştirmek için
kolları sıvadı.
Çal
deneyimlerini
aktarıyor
.
“EN
DOĞRU EĞİTİM”
Eskişehir’deki bir açığı kapatmak
için yola çıktıklarını belirten Yunus Çal
“Öncelikli hedefimiz kaleciliğe meraklı ve
yetenekli gençlere en doğru kaleci eğitimi
vererek onları ilerde iyi bir kaleci olmalarını
sağlayıp Türk sporuna kazandırmaktır.
Ayrıca kulüplerinde kalecilik yapan sporcu
kardeşlerimize en doğru eğitimi vererek
onları ilerde iyi bir kaleci
olmaları için bu yoma çıktık.
Yunus Çal kaleci
Akademisinde
eğitim gören file
bekçilerinin
hedefleri büyük
“SEVGİ,
FEDEKARLIK VE ÖZVERİ”
Şekerspor’da beraber forma giydiği kaleci Müjdat Şentunalı ile birlikte
gençlere eğitim veren Yunus Çal “Eskişehir daha önceki yıllarda
Türk futboluna bir çok kaleci yetiştirdi. Yine potansiyel var. Biz doğru
çalışma ile gençleri yetiştirmek için elimizden ne geliyorsa
yapıyoruz. Kalecilik sevgi, fedakarlık ve özveri
ister” dedi.
Eğitim gören
yetenekli isim
Mehmet Yiğit
Uğur Ankara
Keçiörengücü’
ne gitti,
Geleceğin file
bekçilerine
durmak yok.
Muhammet Ali
Koçan Galatasaray
alt yapısına transfer
oldu.
“İLK
MEYVELERİ VERDİK”
Öte yandan Yunus Çal’ın kaleci akademisinde özel eğitim
alan Mehmet Yiğit Uğur Ankara Keçiörengücü’ne, Muhammet Ali
Koçan ise Galatasaray alt yapısına transfer oldu.
İlk meyveleri vererek çok büyük bir gurur yaşadıklarını belirten Yunus Çal
“Mehmet Yiğit Uğur 2003 doğumlu akademimizin ilk öğrencisi. Eskişehirspor
alt yapısında yetişti ve geçen yıl A takıma yükseldi. Geçen sezon Giresunspor
maçında 90 dakika oynadı. Bu sezon başındaki teknik heyet tarafından kadroya
dahil edilmemesi sebebiyle son 6 ay boyunca bizimle beraber çalışarak
tavsiyemiz sonucu Ankara Keçiörengücü Spor Kulübü’ne transfer oldu.
Muhammet Ali Koçan ise 2007 doğumlu ve 2 yıl önce akademimize katılan
öğrencimiz. Galatasaray kulübünde tavsiye üzerine seçmelere katılıp
orada çıktığı antrenmanlar da üstün başarı göstererek transfer
olmaya hak kazandı. Evlatlarımıza yeni takımlarından
başarılar diliyoruz” dedi.
31
“İNSANA ve YAşADIğIN ÇevReYe
KATTIğIN DeğeR KADAR vARSIN”
Sivrihisar Belediyespor
Kulüp Başkanı
Ahmet Alper Akdemir
>>
Sivrihisar Belediyespor’un
genç ve başarılı olduğu kadar
tavır ve davranışlarıyla örnek
olan başkanı Ahmet Alper Akdemir
İstikbal Dergi’nin bu ay ki
konuğu…
>>
Sorularımıza içtenlikle cevap
veren başkan Akdemir’i sizlerle
buluştururken, tanıtmak ve
Sivrihisar Belediyespor’un hikayesini
bir de onun penceresinden
görmenizi sağlamaya
çalıştık.
>>
İşte “Bir çocuğun hayalini gerçekleştirebilmekten
daha
büyük bir hayal olamaz. Birey
olarak insana ve yaşadığın çevreye
kattığın değer kadar varsın’
diyen genç başkana sorularımız
ve aldığımız yanıtlar…
32
Başkanım merhaba… Öncelikle Ahmet Alper
Akdemir kimdir? Kendiniz hakkınızda bilinmeyenleri
okuyucularımıza aktırır mısınız?
-1985 Eskişehir Sivrihisar doğumluyum. Evli ve
bir çocuk babasıyım. Sivrihisar’da eğitim
hayatımı tamamladım. Şuan Eskişehir’de ticaret
ile uğraşıyorum. Öğretmen bir babanın evladı
olduğumdan dolayı ülkemizin çeşitli yerlerinde
bulundum. Farklı bir deneyim ve kültürel
etkileşimdi…
Sivrihisar Belediyespor Başkanlık hikayeniz
nasıl başladı?
-1974 yılında kurulan Sivrihisar Belediyespor’da
futbol oynadım. Sivrihisarspor bizim
terimizi akıttığımız aidiyet duygumuzun yüksek
olduğu bir kulüp. Yani bizim kulübümüz. İlçemizde
ki tesislerin yenilenmesi ve hizmet verilmesi
konusunda her ortamda fikir
paylaştığımız bir dönemdi. Yıllarca birlikte top
oynadığımız takım arkadaşlarımızdan oluşan
grubumuz tarafından “Kulüp yönetimini de
alalım” diye bir fikir ortaya atıldı. Akabinde
mevcut yönetiminde desteği ve isteğiyle
başkanlık sürecim başladı. Tüm arkadaşlarımın
olurunu da alarak kulüp başkanlığı sürecim
başladı…
İki sezondur Eskişehir voleybolunda ses getirdiniz… Zor bir
sezon geçti ama sonunda amacınıza ulaştınız. Süreç ile ilgili
bilgi verir misiniz?
-Evet… Bu duygu güzel… Eskişehir’de de sınırlı kalmadı
bence… Sigorta Shop Kadınlar 1.Ligi’ne renk kattık. Canlı
yayınlanan maçlarımız ile Türkiye’ye ulaştık. İlçemizi tüm
ülkeye tanıttık. Bu sene hep mücadele vardı. Tabir-i caizse
hiç arkamıza yaslanmadık. 1.Lige katılım sürecimiz ile
serüven başladı aslında… Zorluklar, geç gelen tebliğ ve öncesi
bizi yordu. Lige kabulden sonra rakiplerimiz kadrolarını
tamamlamış ve antrenman süreçlerine başlatmışken bizim
elimizde bu oyuncu grubu dahi yoktu. Kolları sıvadık. İdari
Menajerimiz ve hocamız ile 10 gün gece gündüz süren bir
transfer dönemi yaşadık. En iyi kadroyu oluşturmak için
kısıtlı seçeneklere
rağmen güzel bir
takım yarattık. Birkaç
mevkide eksik olsak
da hızlı kamp
sürecine girdik.
Ankara’da hazırlık
maçları döneminde
Kübra Tanrıkulu’nun
sakatlanması bizi çok
zora soktu.
Eskişehir’de tesis
imkanlarının
yetersizliği ile bir
süre istediğimiz gibi
idman da
yapamamamız bizlere
sezona iyi bir
başlangıç şansı
tanımadı. Tabi ki iyi
bir oyuncu grubumuz
vardı. Kadromuz
tecrübeli isimlerden
oluşuyordu ama
birkaç mevki de
eksiğimiz vardı ve
maalesef istediğimiz
düzeyde oyuncu
bulamadığımız için
sıkıntılar yaşadık. Bir
de yetmezmiş gibi
Kulüp yönetiminde de
sıkıntılar yaşadık.
Ancak kısa zamanda
üstesinden gelerek bu
sıkıntılı süreci de
aştık. Ne yazık ki o
dönemde takımımız
da bu süreçten zarar
gördü. Devre arasını
iyi geçiremedik. Ligin
ikinci yarısına yenilgiyle
başlamamız da
takım üzerinde bir
huzursuzluk yarattı.
Düşme hattına kadar
inmiştik. Dönüm
noktası ise tüm
olumsuzlukların üst
üste geldiği bu
süreçte oldu.
‘Kaybettiğinde bile
büyük kalmalı insan.
İşte o zaman
kazanıyorsunuz’
dedik ve yola devam
ettik. Bu bizim mücadele
yapımız ve
inancımız oldu.
‘Vazgeçmek yok’
dedik ve her
Sivrihisar Belediye
Başkanı Hamid Yüzügüllü’ye
teşekkür etti.
defasında oyuncularımıza
onlara ne kadar
inandığımızı ve
güvendiğimizi anlattık.
Gerekli toplantılar yaptık
ve oyuncularımızın moral,
motivasyonunu hep üst
seviyede tuttuk. Onca
sıkıntının ve moral
bozukluğunun arasında
bunları yapmak zordu
ama kulübümüzü ayakta
tutmak zorundaydık. Bu
noktada her zaman
yanında olduğum ve
inandığım antrenörümüz
Bilal Pakoğlu büyük bir
fedakarlıkla yok ışığı oldu
ve takımı tekrar ayağa
kaldırdı. Sonrası da
malum. Yenemezsiniz
dedikleri ve şuan Play-Off
oynayacak ekipleri
Eskişehir’de set vermeden
yendik. Şimdi baktığımız
da şunu görüyoruz ki,
hiçbir başarı kolay değil.
Hep emek, özveri ve
fedakarlık istiyor. Bu
konuda teknik heyetimizi
ve oyuncularımı kutluyor,
onlara teşekkür ediyorum.
Çünkü bu sene ligde
kalmak şampiyonluk
kadar değerliydi…
Sivrihisar Eskişehir’in en
büyük ilçesi… Bildiğimiz
üzere eğitim konusunda
da birçok lisenin yanı sıra
üniversitesi de var. Buradan
yola çıkarak alt
yapı düzeyinde
yapılanmayı düşünüyor
musunuz?
Başkanlık yaptığım ilk
günden bu yana hayalimde
ki en önemli olgu alt
yapı… Tesislerimiz yeni
bitti. Malumunuz tesis olmadan
spor yapmanın
imkanı yok. İlçe
gençliğimiz için önemli bir
kazanç oldu. Sivrihisar
Belediye Başkanımız
Hamid Yüzügüllü’nün
büyük özverisi ve ilgisi ile
tesislerimiz bitti. Spor İlçe
Müdürümüz ve İlçe Milli
Eğitim Müdürümüz ile
33
sürekli temas halindeyiz. İlçe gençliğini
spora ve kulübümüze çekmek adına uğraş
veriyoruz. Malum pandemi süreci biraz işleri
aksatsa da futbolda 80 çocuğumuz
çalışmalara başladı. Özellikle yeni eğitim
yılının başlaması ile Voleybol branşında da
ilçemizde okul-kulüp işbirliğinde alt yapı
oluşturacağız. Eskişehir’de de voleybol alt
yapısı kurmayı düşünüyoruz. Uygun bir
salon ayarlayıp, sağlam bir oluşum içerisine
girmeyi hedefliyoruz.
Atletizm de ise hali hazırda
sporcularımız mevcut. Bu branşta da
antrenörlerimizin özverisi ile
yürüyen bir sistem kurduk. Ama
hayalimiz ilçemizden daha fazla
öğrencimizi atletizme de
kazandırmak.
Hamid Yüzügüllü’yü sormadan
olmaz… Sivrihisar Belediye
Başkanı olarak perde
arkasında büyük katkıları
olduğunu da biliyoruz… Kendisi
hakkında neler söylemek
istersiniz?
Kadın Voleybol takımı kurmak.
Ulusal liglerde boy
göstermek. Gerçekçi
olmak gerekirse Sivrihisar
ilçemiz için çok
zor bir hayaldi. Ama
böylesine bir organizasyonda
ve Dünya’nın
en kaliteli liglerine
sahip olduğumuz Ülke
voleybolun da ilçemizin
adının duyulmasında ki
en önemli aktör Sivrihisar
Belediye
Başkanımız Hamid
Yüzügüllü’dür.
Başkanımızın
Kadınlarımıza verdiği
değer, sadece voleybol
da değil; ilçemizde
yaptığı çalışmalarla da
ortadır. Şuanda kulüp
olarak 3 branşta
faaliyet gösterebiliyorsak
bunu başkanımız
Hamid Yüzügüllü’ye
borçluyuz. Şuan ilimize baktığımız da spora en
çok destek veren Belediye başkanıdır. Kendisine
de bu anlamda teşekkür ediyorum…
Sivrihisar Belediyespor’un Kadınlar Voleybol
1.Ligi’nde önümüzdeki sezon hedefi ne
olacak?
Hedefimiz önümüzde ki yıl Play-Off oynamaya
aday bir
Başkan Hamid
Yüzügüllü önümüzde ki
sezon için en belirleyici
isim olacak.
kadro oluşturmak. Bu konu için gerekli
çalışmalarımızı da yaptık. Teknik
heyetimizin raporu da hazır. Biz de yönetim
olarak elimizden geleni yapmaya devam
edeceğiz. Tabi ki burada en büyük
destekçimiz ve yol göstericimiz Belediye
Başkanımız Hamid Yüzügüllü olacak.
Önümüzde ki günlerde gelecek sezon
planlaması ile ilgili kendisi ile de görüşüp,
değerli fikirlerini alacağız…
Kulüpte futbol ve voleybolun
dışında atletizm branşında da
başarılı sonuçlar geldi. Bu anlamda
da farklı branşlara
yönelim olacak mı?
İlçemizde sporun getirdiği
farklı bir hava oluştu.
Kulübümüze olan bakış
açısı son dönemde artık
çok daha farkı. Belirttiğim
gibi Belediye Başkanımız
Hamid Yüzügüllü’nün de işin
içine girmesiyle daha kaliteli
işler ortaya çıkmaya başladı.
Voleybolda Fenerbahçe,
Beşiktaş gibi takımları yenen
Göztepe, Karşıyaka, İstanbul
BŞ gibi ekiplerle aynı ligde
boy gösteren bir kulüp olduk.
Futbolda kendi ilçemizin gençlerine
burada eğitim hayatını
sürdüren
öğrencilerimize şans
verdik. Atletizm de
sessiz sedasız
yetenekli
çocuklarımızı Türk
sporuna kazandırdık.
Atletizm İl
takımlarımızda sürekli
kulübümüzden sporcularda
var oldu. İlçemizde
farklı branşlara
eğilimi ve yeteneği olan
gençlerimiz olduktan
sonra biz her zaman
yanlarında oluruz. Burada
esas olan bizlerin ne
istediği değil, gençlerimizin
spora kazandırılması. Bu
bilinçle farklı branşlarda da
Yeni sezonda Play-Off
hedefini kovalayacak
bir kadro kurulması
hayali var.
34
istek ve talep olursa mutlaka değerlendiririz…
Amatör spor camiasında tanınan ve saygı duyulan bir
isim haline geldiniz. İlimiz sporu için yapılması
gerekenler hakkında fikir alabilir miyiz?
Öncelikle amatör spor camiasının yaklaşık 2
yıldır aktif olarak içerisindeyim. İlk zamanlar
zorlanmadık değil. Ama çabuk adapte olduk.
Çok değerli, emektar ve hayatını kulüplerine
adamış insanları tanımak şahsım adına da
çok değerliydi. İnsani anlamda kalite sorumuz
yok. Çok değerli ve önemli bir EASKF
başkanımız var. Sadri Atam’ın bu süreçte
bizlerin yanında olması çok önemliydi.
İlimiz sporunun tek sorunu tesis problemi.
Özellikle de futbol branşında…
İlçelerde son dönemde tesislerin
kazandırılması önemli fakat merkezde ki
sahalar yetersiz. Benim düşüncem bu A
parti, B parti olayı değil. Bu sorun hepimizin
sorunu. Şehrimizin gençliğine
sporda hizmet konusunda tüm siyasiler
bir araya gelmeli ve olaya aynı pencereden
bakmalı. Diğer illerin ne yazık ki çok
gerisinde kaldığımızı oralara gidince daha
da iyi anlıyoruz. Umarım bu konuda en kısa
zamanda bir güç birliği oluşturulur ve
kazanan Eskişehir sporu olur… Biz bu konuda
üzerimize düşen neyse de yapmaya her daim
hazırız…
Hayalinizde ki Sivrihisar Belediyespor’u
nerede görmek istiyorsunuz?
Hayalimizde ki Sivrihisar Belediyespor’u
öncelikle kendi ilçesinden yetiştirdiği
oyuncularıyla, gençleriyle voleybol, futbol ya
da atletizm hiç fark etmez başarılı yerlerde
Başkan Ahmet Alper
Akdemir ve antrenör
Bilal Pakoğlu yeni sezon
planlamasını hazırlıyor.
görmek. Mesela eğer biz ilerleyen yıllarda Allah nasip
eder de Sultanlar Ligi’nde boy gösterebilirsek, bu
ligde ilçemizden bir gencin oynamasını sağlamak
da en az o ligde oynamak kadar değerli… Yani
bizim hayalimiz anlayacağınız ilçenin gençliği üzerine…
Ben bu ilçe de okudum, büyüdüm… Bir
çocuğun hayalini gerçekleştirebilmekten daha
büyük bir hayal olamaz bence…
Spor adamlığı kadar siyasi bir
kimliğinizin olduğunu da biliyoruz.
Başkanlığınız döneminin sonunda
ileride hedefleriniz nelerdir?
Ben bir öğretmen çocuğuyum.
Yetiştiğim çevre ve ailemin bana
öğrettiği en önemli şeylerden bir
tanesi “Bir birey olarak insana,
yaşadığın çevreye kattığın değer
kadar varsın ve katkı sağlamalısın…’
Ben çevremdeki olaylara hiçbir zaman
kayıtsız kalmadım. Doğru olduğuna
inandığım değerleri korumak adına da hep
çaba sarf ettim. Siyasete de hizmet etmek
ve bu anlamda değer katmak için girdim.
Bugün ilçemde ve şehrimde bana uygun
görülen görevlerimi en iyi şekilde
layıkıyla yerine getirmek için
çalışıyorum. Bundan sonra da bu
düşünce üzerine yaşamaya ve
çalışmaya devam edeceğim. İleri de
bize hangi görevi layık görürler, ya da
imkan verirlerse yine aynı yol üzerinden
hizmet edeceğiz. Görev ne
olursa olsun üstesinden gelecek bilgi,
birikim ve donanıma sahip olduğumu
biliyorum. Hedeften ziyada hizmet bilincimiz
gücümüzün yettiği yere kadar
devam edecektir…
Başkan Akdemir
Sivrihisarlıların
sevgisini çoktan
kazandı.
35
ADIM ADIM
GiDiYORUZ
30 YIL SONRA
Arka arkaya küme düşen Eskişehirspor 2.lige de veda etmeye hazırlanıyor…
Sezon başı kapanma
tehlikesi
ile karşı
karşıya kalan
Eskişehirspor
şu anda adım
adım 3.lige gidiyor.
Mehmet
Şimşek ve arkadaşlarının
kulüp yaşasın
diye sahiplendiği
takım çok
genç bir ekip
ile ligde tutunma
mücadelesi
verdi.
Geçmiş dönemlerdeki
yanlış
yönetimlerin
faturasını
şimdi ağır ödeyen
Eskişehirspor
sezon
başında olduğu
gibi devre arasında
da eskilere
olan
borçlardan dolayı
transfer
yasağını kaldıramadı.
Deplasmanda yokları oynayan ve özellikle iç sahada da rakipleri karşısında
önemli puanlar kaybeden siya-kırmızılı ekip 30 yıl aradan
sonra yeniden 3. Lig hesaplarını yapmaya başladı.
TÜRK FUTBOLUNDA HEP ÖNCÜ OLDU
19 Haziran 1965’te kurulan Eskişehirspor kuruduğundan
itibaren Türk futbolunda bir çok
öncülük yapmış ve geçmişi başarılar ile dolu
bir kulüp. Uzun yıllar süper ligde bir çok takıma
kök söktüren ve Avrupa kupalarında da
Türkiye’yi temsil eden Es-Es son yıllarda adeta
eriyor.
Kaleci Cengiz Alp’in çabaları da yetmiyor.
Eskişehirsporlu oyuncular
evinde taraftarının da desteğine
rağmen rakiplerini deviremedi
ve sahadan boynu bükük ayrıldı.
GEÇMİŞ DÖNEMLERİN HATALARI..
Geçmiş dönemlerdeki yanlış yönetimlerin faturasını
şimdi ağır ödeyen Eskişehirspor sezon
başı kapanma tehlikesi yaşadı. Yönetim bulmakta
zorlanılırken, 57 gün Divan heyetinin
yönettiği Es-Es’e kulüp yaşasın diye takıma
sahip çıkan Mehmet Şimşek ve arkadaşları göreve
geldi.
YASAK KALKMAYINCA..
Adata uçan kuşa borcu olan ve eski borçlardan
dolayı sezon başı olduğu gibi devre arasında
da transfer yasağını kaldıramayan, takım çok
genç bir ekip ile ligde savaş verdi. Deplasmanda
puana hasret olan Eskişehirspor iç sahada
taraftarı önünde ise özellikle rakipleri
karşısında çok önemli puanlar kaybederek her-
36
3.LiG KAPISINDAYIZ
kesi şoka etti.
30 YIL SONRA 3.LİGE
1992-1993 sezonunda 3. Lig de
yer alan ve şampiyon olan Eskişehirspor
tam 30 yıl aradan sonra
yeniden 3. Lig hesapları yapmaya
başladı. Her geçen hafta ligde kalması
zorlaşan siyah-kırmızılı ekip
mucize olmazsa yeni sezonda
3.ligde mücadele verecek.
TARAFTAR ÜZGÜN
Takım 2.ligde ve son sırada olmasına
rağmen bazı maçlarda 5 bin
kişi ile tribünlere gelen taraftar bu
durum çok üzgün. Her zaman takıma
sahip çıkan ve destekleyen
taraftarlar son maça ve son düdüğe
kadar yine tribündeki yerini
alarak görevini yapacak.
DESTEK ÇIKMADI..
Sezon boyunca Eskişehirspor yönetimi
hep yalnız kaldı. Kulübü
yaşatıp, borcunu azaltmak adına
kampanyalar yapan ve kapı kapı
dolaşan yönetim hep boş
döndü. Bulduğu paralar ile de
eski dosyaları kapatan yönetime
camia ve şehrin dinamikleri
destek olmadı. Takım iyi
günlerde ikin protokol tribünlerine
dolduranlar, tesislerden çıkmayanlar
bu durumda ne stadyum ne de
tesislerin önünden bile geçmedi.
Resmen kaderine terk edilen Eskişehirspor’da
artık 3.lig hazırlıkları
başladı…
Her maç
ayrı hüzün.
Çareler
çaresiz.
Oyuncular sahada bazı
maçların ardından yıkıldı kaldı.
Üzgün
oyuncuları
rakipler
teselli
ediyor.
Taraftar her maçta tribünlere
gelerek takımın yanında oldu
ve hiç yalnız bırakmadı.
Mücadele
sonuç vermiyor.
37
Brokoli
Yeşil yapraklı sebzelerin antioksidan içeriği incelendiğinde
ilk sıralarda brokoli yerini almaktadır.
İçerdiği kükürtlü bileşik olan glukozinolat bağışıklık
sistemini güçlendirmede etkilidir. Brokolinin
doğranmasıyla kükürtlü bileşenin parçalanması
sonucunda açığa çıkan sulforofan maddesinin, ba-
SOFRANIZDAN BU BESiNLERi
EKSiK ETMEYiN !
Bireyin hastalıklara karşı korunmasını sağlayan,
yabancı ve zararlı olan tüm maddeleri tanıyıp bu
maddelerin yok edilmesi için savaşan reaksiyonlar
bütünü, bağışıklık sistemi olarak ifade edilmektedir.Bağışıklık
sistemi, vücuda giren her
maddeyi izleyerek, zararlı olan madde vücuda
alındığında anında savunma mekanizması oluşturup
kişinin enfeksiyon ve hastalıklardan korunmasını
sağlamaktadır. Bu yüzden kişinin
bağışıklık sisteminin güçlü tutarak hastalıklara
yakalanma riskini en aza indirmesi mümkündür.Bağışıklık
sisteminin güçlendirilmesi anne
karnından başlayıp yaşamın diğer evrelerine
kadar devam etmektedir. Bağışıklık sisteminin
zayıflamasının başında; kötü beslenme alışkanlıkları,
yetersiz protein, vitamin ve mineral alımı,
alkol ve sigara kullanımı, hava kirliliğine maruz
kalmak, şişmanlık, düzensiz uyku, hareketsizlik,
değişen hava durumu gelmektedirBazı besinlerin
içerdiği vitaminler sayesinde bağışıklık sistemini
güçlendirme üzerine etkileri oldukça fazladır. Bağışıklık
sistemi üzerine oldukça fazla etkisi olan
başlıca vitaminler; A vitamini , B6 vitamini, B9
vitamini, C vitamini, D3 vitamini Ve E vitamini
vitaminleridir.
önemli bir antioksidandır. C vitamini antimikrobiyal
ve doğal öldürücü hücre işlevleri gibi bağışıklık
sistemi aktivitelerinde artış sağlayarak
enfeksiyonlara karşı savaşta da önemli bir rol
oynamaktadır.
Sarımsak
Kükürt içeren aminoasitler veve antioksidan
olan sülfihidril sarımsakta bol miktarda bulunmaktadır.
Bu bileşenler vücut bağışıklık sistemininin
güçlenmesinde büyük rol oynamaktadır.
Reflü hastaları ve sık sık tansiyon düşüklüğü
problemi yaşayan bireyler sarımsak tüketimine
dikkat etmelidirler.
Havuç
Yüksek miktarda A vitamini içermektedir. A vitamini
akyuvarlar ve antikorların güçlenmesini
sağlamaktadır. Bu etkisi sayesinde vücut bağışıklık
sistemini güçlendirmek için kış aylarında sofralardan
eksik edilmemelidir.
Kırmızı et
İçerdiği B 6 vitamini Hemoglobinin yapımında
görevlidir. Bu etkisi sebebiyle bağışıklık sistemi
ğışıklık sistemi enzimlerini harekete geçirerek
hastalıkları önlemede rol almaktadır.
Yumurta
Yumurtanın sarısı A ve D vitaminleri yönünden
zengindir. D vitamini kemik ve kas gelişimi, Ca ve
P emilimi, iltihaplı hastalıklarla mücadele ve
özellikle bağışıklık sistemini desteklemek için oldukça
önemli görevi bulunmaktadır.
Zerdeçal; içerdiği kurkumin adlı madde sayesinde
sağlığa birçok faydası bulunmaktadır. Bunların
başında bağışıklık sistemini güçlendirmesi ,
kardiyovasküler hastalıklar üzerine olumlu etkileri
gelmektedir.
üzerinde doğrudan etkilidir.
Kırmızı biber
Yüksek miktarda C vitamini içermektedir. C vitamini
denildiğinde akla ilk gelen besin portakal ve
limon olmasına rağmen en yüksek C vitamini içeriğine
sahip besin kırmızı biberdir. C vitaminin
enfeksiyon hastalıklarını azaltmada büyük bir
rolü vardır. C vitamini , zararlı radikallerin ve oksidanların
etkileşime girerek ve onlarla savaşan
38
Kırmızı pancar
Polifenoller, karotenoidler, flavonoidler, vitaminler,
mineraller, bakımından zengindir. Antimikrobiyal,
antiviral ve antienflamatuar etkileri
vardır. Betalinin içeriğinin yüksek olmasından
kaynaklı Polonya’da en güçlü antioksidan özelliklere
sahip ilk on sebze arasında yerini almıştır
Havaların soğumasıyla birlikte artan hastalık
tehdidine karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek
gereklidir.
· Bol su tüketilmeli
· İşlenmiş gıdalardan uzak durmalı
· Çiğ sebze ve meyve tüketmeli
· Uyku düzenine dikkat edilmeli
· Turuncu renkli sebze ve meyveler öğünlere eklemeli.
· Probiyotik içeren besinlerden tüketilmeli (Kefir,
yoğurt, ayran)
· Lif içeriği yüksek besinler tercih edilmelidir.