11.05.2022 Views

Medikal Teknik Mayis 2022

Medikal Teknik Mayis 2022

Medikal Teknik Mayis 2022

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Publisher<br />

H. Ferruh IŞIK<br />

on behalf of<br />

İstmag Magazin Gazetecilik<br />

İç ve Diş Tic. Ltd. Şti.<br />

Managing Editor<br />

(Responsible)<br />

Mehmet SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

Advertising Coordinator<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

+90 537 441 97 68<br />

Editors<br />

Dilara CİCA<br />

dilara.cica@img.com.tr<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

recep.arslantas@img.com.tr<br />

Didem IŞIK<br />

didem.isik@img.com.tr<br />

Correspondent<br />

Serhan IŞIK<br />

serhan.isik@img.com.tr<br />

Foreign Relations Manager<br />

Ayça SARIOGLU<br />

ayca.sarioglu@img.com.tr<br />

Accounting Manager<br />

Cuma KARAMAN<br />

cuma.karaman@img.com.tr<br />

Finance Manager<br />

Yusuf DEMİRKAZIK<br />

yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />

Digital Assets Manager<br />

Emre YENER<br />

emre.yener@img.com.tr<br />

Graphic & Design<br />

Sami AKTAŞ<br />

sami.aktas@img.com.tr<br />

Subscription<br />

İsmail ÖZÇELIK<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

Bursa Represantation<br />

Ömer Faruk GÖRÜN<br />

omer.gorun@img.com.tr<br />

Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA<br />

Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481<br />

Printing<br />

CTP • BASKI<br />

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mah. 29 Ekim Cad.<br />

İhlas Plaza No: 11 A/41<br />

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL<br />

+90.212 454 30 00<br />

Head Office<br />

İstanbul Magazin Grubu<br />

İHLAS MEDIA CENTER<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />

No:11 Medya Blok Kat:1<br />

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey<br />

Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93<br />

www.medikalteknik.com.tr<br />

e-mail: info@medikalteknik.com.tr<br />

İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinde<br />

yer alan makalelerdeki fikirler<br />

yazarlarına aittir.<br />

Yayınlanan ilanların sorumluluğu<br />

reklam verene aittir.<br />

İMG - <strong>Medikal</strong> <strong>Teknik</strong> dergisinin<br />

bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik<br />

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.<br />

Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.<br />

1<br />

0<br />

1<br />

4<br />

2<br />

2<br />

3<br />

4<br />

4<br />

2<br />

Siemens Healthineers contribution to<br />

digital transformation in healthcare<br />

Sağlıkta dijital dönüşüme Siemens<br />

Healthineers katkısı<br />

Dependence on abroad in tissue<br />

banking is decreasing!<br />

Doku bankacılığında yurt dışına<br />

bağımlılık azalıyor!<br />

Fujitsu honored as a world leader<br />

Fujitsu, dünya lideri olarak ödüllendirildi<br />

Attention to PFAPA syndrome in children!<br />

Çocuklarda PFAPA sendromuna dikkat!<br />

Pharmacy from past to present…<br />

Geçmişten günümüze eczacılık…<br />

medikalteknik<br />

Recep Arslantaş


Turning point in interventional medicine!<br />

Dilara Cica<br />

From the editor<br />

Cardiovascular, which reflects chronic diseases to a large extent, includes<br />

diseases that negatively affect the blood-vessel functioning system of our heart<br />

and body. The most important aspect that should not be neglected is sudden<br />

heart attacks and strokes…<br />

At this very point, CorPath ® telerobotics platform, which provides timely delivery<br />

of cardiovascular treatment to remote areas and underserved patients, marks<br />

a turning point in interventional medicine. Corindus, acquired by Siemens<br />

Healthineers, appears to reduce the workload of doctors in the field of artificial<br />

intelligence robotic surgery. Moreover, the advantages it provides to both<br />

patients and healthcare professionals have been clinically proven, CorPath GRX<br />

achieves 99.1% clinical success in complex cases in the field of interventional<br />

cardiology, while allowing patients to receive 20% less radiation in a singlecenter<br />

study.<br />

In our magazine, we covered important topics such as Corpath® Türkiye, 10<br />

mistakes made regarding asthma and about what eye pressure can cause this<br />

month. I hope that we have been able to convey each and every article we have<br />

carefully written in a useful way. I wish you to be one of those who always look<br />

at life positively and take care of yourself…<br />

Wishing you a great day!<br />

Girişimsel tıpta dönüm noktası!<br />

Büyük bir ölçüde kronik rahatsızlıkları yansıtan kardiyovasküler, kalbimizin<br />

ve vücudumuzun kan-damar işleyiş sistemini olumsuz etkileyen hastalıkları<br />

kapsıyor. Hafife alınmaması gereken en önemli yanı ise, ansızın oluşan kalp<br />

krizi ve inmeler…<br />

Tam da bu noktada, kardiyovasküler tedaviyi uzak bölgelere ve yetersiz hizmet<br />

alan hastalara zamanında ulaştırmayı sağlayan CorPath ® telerobotik platformu,<br />

girişimsel tıpta bir dönüm noktasına imza atıyor. Siemens Healthineers’ın satın<br />

aldığı Corindus, yapay zekalı robotik cerrahi alanında doktorların iş yükünü<br />

azaltacak nitelikte karşımıza çıkıyor. Üstelik hem hastalara hem de sağlık<br />

çalışanlarına sağladığı avantajlar klinik olarak kanıtlanmış olan CorPath GRX,<br />

girişimsel kardiyoloji alanında kompleks vakalarda %99,1 klinik başarıya<br />

ulaşırken tek merkezli çalışmada hastaların %20 daha az radyasyon almasına<br />

imkân tanıyor.<br />

Bu ay dergimizde Corpath® Türkiye’yi, astıma yönelik yapılan 10 yanlışı ve göz<br />

tansiyonunun nelere yol açabileceğine dair önemli konular işledik. Umarım,<br />

özenle yazdığımız her bir yazıyı faydalı bir şekilde aktarabilmişizdir. Hayata her<br />

zaman pozitif bakıp, kendinize dikkat edenlerden olmanız dileğiyle…<br />

Hepinize sağlıklı günler!<br />

Dilara CICA<br />

Editor


4<br />

Adil Pelister was re-elected the Chairman of IKMIB again<br />

Adil Pelister, yeniden İKMİB Başkanı oldu<br />

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri<br />

İhracatçıları Birliği’nin (İKMİB) 2021 yılı Seçimli<br />

Olağan Genel Kurulu’nda yapılan seçim sonucunda<br />

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı ve BETA Kimya<br />

A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, oy<br />

çoğunluğuyla yeniden İKMİB Başkanı oldu.<br />

İstanbul’da 7 Nisan <strong>2022</strong> tarihinde düzenlenen İKMİB 2021<br />

yılı Seçimli Olağan Genel Kurulu’na katılan 1670 delege<br />

oy kullandı. Yoğun katılımla gerçekleşen seçimlerde<br />

geçerli sayılan toplam 1657 oyun 1002’sini alarak üstünlük<br />

sağlayan İKMİB Başkanı ve BETA Kimya A.Ş. Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Adil Pelister güven tazeledi.<br />

Adil Pelister, Chairman of the Board of IKMIB and Chairman of the<br />

Board of BETA Kimya A.Ş.<br />

As a result of the election held at the 2021<br />

Annual General Meeting of the Istanbul Chemicals<br />

and Chemical Products Exporters’ Association<br />

(IKMIB), Adil Pelister, Chairman of the Board of<br />

IKMIB and Chairman of the Board of BETA Kimya<br />

A.Ş., was re-elected the Chairman of IKMIB with<br />

the majority of votes.<br />

1670 delegates who attended the IKMIB 2021 Ordinary<br />

General Assembly held in Istanbul on 7 April <strong>2022</strong> voted.<br />

Adil Pelister, Chairman of the Board of IKMIB and Chairman<br />

of the Board of BETA Kimya A.Ş. restored trust.<br />

Hedef: İhracatta kalıcı birincilik<br />

İKMİB’de yeni dönem için “Vizyon 2030” mottosuyla kimyayı<br />

geleceğe taşıyacak stratejik projeler hazırladıklarını<br />

belirten İKMİB Başkanı Adil Pelister, vizyoner projelerle<br />

Türkiye’den dünyaya açılan yeni bir kimya ekosistemi<br />

kuracaklarını dile getirdi. İKMİB’in yeni dönemde de<br />

Yönetim Kurulu ile birlikte adil, şeffaf ve aktif bir yönetim<br />

anlayışıyla çalışmalarına devam edeceklerini vurgulayan<br />

Pelister, kimya sektörünü kalıcı birinciliğe taşımaya kararlı<br />

olduklarını söyledi.<br />

“Kimyada birlik kazandı”<br />

Kimya sektörünün güçlü isimlerinden oluşan yönetim<br />

kuruluyla birlikte Türk kimya sektörünü dünya arenasında<br />

Goal: Permanent first place in exports<br />

Stating that they have prepared strategic projects that will<br />

carry chemistry to the future with the motto of “Vision<br />

2030” for the new period at IKMIB, Adil Pelister, Chairman<br />

of the Board of IKMIB indicated that they will establish a<br />

new chemistry ecosystem that opens up to the world from<br />

Türkiye with visionary projects. Emphasizing that IKMIB<br />

and the Board of Directors will continue to work with a fair,<br />

transparent and active management approach in the new<br />

term, Pelister said that they are determined to carry the<br />

chemical industry to the permanent first place.<br />

“Unity won in chemistry”<br />

Recording that they will work to raise the Turkish chemical<br />

industry to the highest level in the world arena, together<br />

with the board of directors consisting of strong names<br />

in the chemical industry, Adil Pelister, Chairman of the<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


5<br />

Board of IKMIB, said, “We have gained unity in chemistry.<br />

I would like to thank all our members who trusted us and<br />

deemed them worthy to serve for 4 more years. In this<br />

new 4-year period, which is the second term for me, we<br />

will serve our industry much stronger together with our<br />

IKMIB Board of Directors, of which I am the Chairman. Our<br />

new goal is to increase the exports of our sector to over<br />

50 billion dollars in 2030 and to reach the first place in the<br />

sector permanently, and to raise our sector to a position<br />

that exports chemical technology with high value-added<br />

products and to increase our unit-kilogram export value to<br />

over 1.5 dollars. As the rising star of exports, the chemical<br />

industry, we aim to increase the global market share of<br />

the Turkish chemical industry from 0.5 percent to over<br />

1% with our Chemistry Technology Center and Turkish<br />

Chemistry Agency projects, which will be the first in<br />

Türkiye. In addition, we will generate a “Turkish Chemical<br />

Sector Strategy Document” with the common mind of all<br />

stakeholders of our sector.”<br />

“We will work to establish the General<br />

Secretariat of IKMIB”<br />

Pelister expressed that they want to bring their subsectors<br />

that export more than a certain value to the status<br />

of “Exporters Union” and said, “We think that each of<br />

the sub-sectors of our chemical industry should gain the<br />

“Exporters Union” identity and that IKMIB should gain its<br />

own General Secretariat. We believe that our sub-sectors,<br />

especially plastic, rubber, paint, pharmaceutical, medical<br />

device and medical, mineral oil and mineral fuels, cosmetics<br />

and cleaning sectors, will carry our chemical industry from<br />

success to success with a much wider representation with<br />

the status of “Exporters’ Association”.<br />

We started our initiatives to realize the dream of years. We<br />

will follow up for the successful outcome of our initiatives<br />

in this regard. Hopefully, we will realize this dream in the<br />

new term.”<br />

en üst seviyeye yükseltmek için çalışacaklarını belirten<br />

İKMİB Başkanı Adil Pelister, “Kimyada birlik kazandı.<br />

Bizlere güvenen ve 4 yıl daha hizmet etme görevine layık<br />

gören tüm üyelerimize teşekkür ediyorum. Benim için ikinci<br />

dönem olan bu 4 yıllık yeni süreçte, Başkanı olduğum İKMİB<br />

Yönetim Kurulumuzla birlikte çok daha güçlü bir şekilde<br />

sektörümüze hizmet edeceğiz. Yeni hedefimiz 2030 yılında<br />

sektörümüzün ihracatını 50 milyar doların üzerine çıkarmak<br />

ve kalıcı olarak sektörel birinciliğe ulaşmak. Yüksek katma<br />

değerli ürünler ile sektörümüzü kimya teknolojisi ihraç<br />

eden bir konuma yükseltmek ve birim kilogram ihracat<br />

değerimizi 1,5 doların üzerine çıkarmak. İhracatın yükselen<br />

yıldızı kimya sektörü olarak, Türkiye’de bir ilk olacak Kimya<br />

Teknoloji Merkezi ve Türkiye Kimya Ajansı projelerimizle<br />

Türk kimya sektörünün dünyadaki pazar payını yüzde 0,5’ten<br />

%1’in üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte<br />

sektörümüzün tüm paydaşlarının ortak aklı ile “Türkiye<br />

Kimya Sanayi Strateji Belgesi” oluşturacağız.” dedi.<br />

“İKMİB Genel Sekreterliği kurulması için<br />

çalışacağız”<br />

Belli bir değerin üzerinde ihracat yapan alt sektörlerini<br />

“İhracatçı birliği” statüsüne kavuşturmak istediklerini ifade<br />

eden Pelister, “Kimya sektörümüzün alt sektörlerinin her<br />

birinin “İhracatçı Birliği” kimliği kazanması ve birleşik<br />

olarak İKMİB’in kendi Genel Sekreterliğine kavuşması<br />

gerektiğini düşünüyoruz. Plastik, kauçuk, boya, ilaç,<br />

tıbbi cihaz ve medikal, madeni yağ ve mineral yakıtlar,<br />

kozmetik ve temizlik sektörlerimiz başta olmak üzere<br />

alt sektörlerimizin “İhracatçı Birliği” statüsü ile kimya<br />

sektörümüzü çok daha geniş bir temsiliyet ile başarıdan<br />

başarıya taşıyacaklarına inanıyoruz. Yılların hayalini<br />

gerçekleştirmek için girişimlerimizi başlattık. Bu konuda<br />

başlattığımız girişimlerimizin başarılı sonuçlanması için<br />

takipte olacağız. İnşallah yeni dönemde bu hayali biz<br />

gerçekleştireceğiz” açıklamasını yaptı.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


6<br />

Lifeline for our exporters<br />

İhracatçılarımıza can suyu<br />

Choosing the export-based growth model, Türkiye<br />

forced our exporters to struggle with various<br />

problems, even though there were risks posed by<br />

the pandemic. With the start of the Russia-Ukraine<br />

war, global problems affected almost every sector<br />

negatively, and the deepening of uncertainties made<br />

it very difficult for manufacturers. This being<br />

the case, our exporters had to make<br />

some moves. At the very least, in order<br />

to increase their market share, they<br />

had to work effectively and provide<br />

competitive power in international<br />

markets with new products. In order<br />

to carry out all these works, many<br />

of our exporters, especially SMEs,<br />

needed long-term, low-interest<br />

financing.<br />

Fortunately, the expected<br />

good news came in the past<br />

few days:<br />

Low -interest financing<br />

given to our exporters in<br />

Turkish lira is the rescue<br />

as a lifeline! As we can<br />

understand from this<br />

important decision, it has<br />

been proven once again<br />

that the export model will be<br />

supported at every opportunity<br />

and will always be with our<br />

exporters.<br />

Until we meet in our June<br />

<strong>2022</strong> issue, stay healthy and<br />

safe.<br />

İhracatta dayalı büyüme modelini seçen<br />

Türkiye, pandeminin oluşturduğu riskler olsa da<br />

ihracatçılarımızı çeşitli sıkıntılarla mücadele etmeye<br />

zorlamıştı. Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla<br />

birlikte global anlamda oluşan problemler hemen<br />

hemen her sektörü olumsuz yönde etkilerken,<br />

belirsizliklerin derinleşmesi de üretici firmaları<br />

oldukça zorlar hale getirmişti. Durum böyle olunca,<br />

ihracatçılarımızın birtakım hamlelerde bulunmaları<br />

gerekiyordu. En azından pazar paylarını<br />

artırabilmeleri için etkili çalışmalar yapmaları,<br />

yeni ürünlerle uluslararası pazarlarda rekabet<br />

gücü sağlamaları gerekiyordu. Bütün bu işleri<br />

gerçekleştirebilmeleri için de başta KOBİ’ler<br />

olmak üzere birçok ihracatçımızın uzun vadelidüşük<br />

faizli finansmana ihtiyaçları vardı.<br />

Neyse ki, beklenen müjdeli haber<br />

geçtiğimiz günlerde geldi:<br />

İhracatçılarımıza düşük faizli, Türk<br />

lirası olarak verilen finansman<br />

can suyu olarak imdada yetişti!<br />

Alınan bu önemli karardan da<br />

anlayacağımız gibi, ihracat<br />

modelinin her fırsatta<br />

desteklenip her zaman<br />

ihracatçılarımızın yanında<br />

olunacağı bir kez daha<br />

ispatlanmış oldu.<br />

Haziran <strong>2022</strong> sayımızda<br />

görüşünceye kadar esen kalın.<br />

Saygılarımızla<br />

Recep ARSLANTAŞ<br />

Koordinatör<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


8<br />

CorPath ® was introduced to healthcare professionals in Türkiye<br />

CorPath ® Türkiye’deki sağlık sektörü profesyonellerine tanıtıldı<br />

Siemens Healthineers introduces the CorPath ®<br />

platform, developed by Corindus, its vascular<br />

robotics company, in Türkiye. Providing timely<br />

delivery of cardiovascular treatment to remote<br />

areas and underserved patients, the CorPath ®<br />

telerobotics platform represents a milestone in<br />

interventional medicine.<br />

Corindus, purchased by Siemens Healthineers in 2019, offers<br />

solutions to reduce the workload of doctors in the field of<br />

artificial intelligence robotic surgery. The company’s CorPath ®<br />

system stands out as the first FDA-approved medical device<br />

to bring robotic precision to percutaneous coronary and<br />

vascular procedures. The CorPath® telerobotic interventional<br />

platform offers significant potential to increase access to<br />

healthcare by delivering advanced interventional cardiology<br />

therapy in a timely manner to remote areas and underserved<br />

patient populations.<br />

Corpath ® was introduced to healthcare<br />

professionals in Türkiye<br />

Siemens Healthineers Türkiye introduced its CorPath ®<br />

platform, which improves access to care thanks to<br />

robotic technology, at its booth at the Turkish Society of<br />

Neuroradiology (TRD) Congress held between 17 and 20<br />

February. Siemens Healthineers Türkiye also organized a<br />

roadshow for this platform, and demo screenings were held<br />

Siemens Healthineers, bünyesindeki vasküler<br />

robotik firması Corindus tarafından geliştirilen<br />

CorPath ® platformunu Türkiye’de tanıtıyor.<br />

Kardiyovasküler tedaviyi, uzak bölgelere ve<br />

yetersiz hizmet alan hastalara zamanında<br />

ulaştırmayı sağlayan CorPath ® telerobotik<br />

platformu, girişimsel tıpta bir dönüm noktasını<br />

temsil ediyor.<br />

Siemens Healthineers’ın 2019 yılında satın aldığı Corindus,<br />

yapay zekalı robotik cerrahi alanında doktorların iş yükünü<br />

azaltmaya yönelik çözümlere imza atıyor. Şirketin CorPath ®<br />

sistemi, perkütan koroner ve vasküler prosedürlere robotik<br />

hassasiyet getiren ilk FDA onaylı tıbbi cihaz olmasıyla öne<br />

çıkıyor. CorPath ® telerobotik girişimsel platformu, ileri<br />

girişimsel kardiyoloji tedaviyi, uzak bölgelere ve yetersiz<br />

hizmet alan hasta popülasyonlarına zamanında ulaştırma<br />

imkanıyla sağlık hizmetlerine erişimi artırmak için önemli<br />

bir potansiyel sunuyor.<br />

Corpath ® Türkiye’deki sağlık sektörü<br />

profesyonellerine tanıtıldı<br />

Siemens Healthineers Türkiye, robotik teknoloji sayesinde<br />

bakıma erişimi iyileştiren CorPath ® platformunu 17-20<br />

Şubat arasında gerçekleşen TNRD (Türk Radyoloji Derneği)<br />

Kongresi’ndeki standında tanıttı. Siemens Healthineers<br />

Türkiye, ayrıca bu platform için düzenlediği roadshow ile<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


9<br />

with CorPath ® in 15 hospitals in Türkiye between 7 and 25<br />

February.<br />

Ertan Cömert, Vice President, Imaging, Siemens<br />

Healthineers Türkiye, stated the following in his<br />

statement on the subject, “Cardiovascular diseases,<br />

including stroke, continue to be one of the most<br />

important problems in the health sector due to<br />

difficulties in accessing the necessary expertise and<br />

timely intervention. There are millions of people around<br />

the world who do not have access to necessary care<br />

and treatment, and this problem leads to irreversible<br />

consequences such as loss of life or disability. CorPath ®<br />

technology is revolutionizing cardiovascular disease<br />

treatment by improving access to timely and accurate<br />

care.”<br />

Prof. Dr. Saruhan Çekirge examined the CorPath ® platform<br />

and stated that the system is promising for applications<br />

in neuroradiology. Expressing that robotic applications<br />

will become more widespread in the health sector in the<br />

future, the experts thanked Siemens Healthineers Turkey<br />

officials for introducing this innovative solution in our<br />

country.<br />

Examining the CorPath ® system, Prof. Dr. Ömer Göktekin,<br />

on the other hand, drew attention to the advantages<br />

offered by the robotic technology for patients, which<br />

enable to perform operations from much smaller sections<br />

without stopping the heart in appropriate operations.<br />

Congratulating Siemens Healthineers Türkiye, which has<br />

undertaken the mission to make robotic technology,<br />

which has an important potential for the future of the<br />

health sector, better known in our country, experts<br />

predict that this innovative technology will be used more<br />

widely in operations in the near future.<br />

Innovative robotic solutions offer personalized<br />

and timely treatment<br />

Corindus’ second-generation robotics-assisted<br />

technology, CorPath GRX, offers enhancements to the<br />

CorPath® platform by adding key upgrades that increase<br />

precision, improve workflow, and expand the capabilities<br />

and scope of robotically-performable procedures. These<br />

solutions focus on developing innovative robotic solutions<br />

that will revolutionize emergency response by providing<br />

personalized and timely medical care to patients around<br />

the world.<br />

CorPath GRX, which has clinically proven advantages for<br />

both patients and healthcare professionals, achieves<br />

99.1% clinical success in complex cases in the field<br />

of interventional cardiology, while allowing patients<br />

to receive 20% less radiation in a single-center study.<br />

It can reduce less erroneous measurements, the use<br />

of extra stents, and longitudinal geographic losses,<br />

reducing primary operator radiation exposure by 95%.<br />

In the Peripheral Vascular field, robotic precision and<br />

automation facilitates the navigation of long and difficult<br />

lesions. It provides a significant reduction in the radiation<br />

exposure of healthcare personnel.<br />

7-25 Şubat tarihleri arasında Türkiye’deki 15 hastanede<br />

CorPath ® ile demo gösterimleri yapıldı.<br />

Siemens Healthineers Türkiye Görüntülemeden Sorumlu<br />

Genel Müdür Yardımcısı Ertan Cömert, konuyla ilgili<br />

açıklamasında şu sözleri ifade etti: “İnme dahil olmak<br />

üzere kardiyovasküler hastalıklar, gerekli uzmanlığa ve<br />

zamanında müdahaleye erişimdeki zorluklar nedeniyle<br />

sağlık sektörünün en önemli problemlerinden biri olmaya<br />

devam ediyor. Dünya genelinde gerekli bakım ve tedaviye<br />

erişemeyen milyonlarca insan var ve bu sorun, yaşam kaybı<br />

veya sakatlık gibi geri dönülemez sonuçlara yol açıyor.<br />

CorPath ® teknolojisi, zamanında ve doğru bakıma erişimi<br />

iyileştirerek kardiyovasküler hastalık tedavisinde devrim<br />

sağlıyor.”<br />

Prof. Dr. Saruhan Çekirge, CorPath ® platformunu<br />

inceleyerek sistemin nöroradyolojideki uygulamalar için<br />

ümit verici olduğunu dile getirdi. Uzmanlar, gelecekte<br />

sağlık sektöründe robotik uygulamaların daha çok<br />

yaygınlaşacağını ifade ederek, bu yenilikçi çözümü<br />

ülkemizde tanıtan Siemens Healthineers Türkiye<br />

yetkililerine teşekkür etti.<br />

CorPath ® sistemini inceleyen Prof. Dr. Ömer Göktekin<br />

ise robotik teknolojisinin uygun operasyonlarda çok<br />

daha ufak kesitlerden, kalbi durdurmadan operasyon<br />

gerçekleştirmeye imkân tanımasının hastalar için sunduğu<br />

avantajlara dikkat çekti. Sağlık sektörünün geleceği<br />

için önemli bir potansiyel taşıyan robotik teknolojisinin<br />

ülkemizde daha çok tanınması için misyon üstlenen<br />

Siemens Healthineers Türkiye’yi tebrik eden uzmanlar, bu<br />

yenilikçi teknolojinin yakın gelecekte operasyonlarda daha<br />

yaygın bir şekilde kullanılacağını öngörüyor.<br />

İnovatif robotik çözümler kişiselleştirilmiş ve<br />

doğru zamanda tedavi imkânı sunuyor<br />

Corindus’un ikinci nesil robotik destekli teknolojisi CorPath<br />

GRX ise hassasiyeti artıran, iş akışını iyileştiren ve robotik<br />

olarak gerçekleştirilebilecek prosedürlerin yetkinliklerini<br />

ve kapsamını genişleten önemli kilit yükseltmeler<br />

ekleyerek CorPath ® platformuna geliştirmeler sunuyor. Bu<br />

çözümler, dünya genelindeki hastalara kişiselleştirilmiş<br />

ve doğru zamanda tıbbi tedavi sağlayarak, acil durumlara<br />

müdahalede devrim oluşturacak inovatif robotik çözümler<br />

geliştirmeye odaklanıyor.<br />

Hem hastalara hem de sağlık çalışanlarına sağladığı<br />

avantajlar klinik olarak kanıtlanan CorPath GRX, girişimsel<br />

kardiyoloji alanında kompleks vakalarda %99,1 klinik<br />

başarıya ulaşırken tek merkezli çalışmada hastaların<br />

%20 daha az radyasyon almasına imkân tanıyor. Daha<br />

az hatalı ölçüm yapılmasını, ekstra stent kullanımını ve<br />

uzunlamasına coğrafi kayıpları azaltabiliyor ve birincil<br />

operatörün maruz kaldığı radyasyonu %95 azaltıyor.<br />

Periferik Vasküler alanında ise robotik hassasiyet ve<br />

otomasyon, uzun ve zor lezyonların navigasyonunu<br />

kolaylaştırıyor. Sağlık personellerin maruz kaldığı<br />

radyasyonda ciddi oranda azalma sağlıyor.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


10<br />

Siemens Healthineers contribution to digital<br />

transformation in healthcare<br />

Sağlıkta dijital dönüşüme Siemens Healthineers katkısı<br />

Siemens Healthineers continues its leadership in<br />

Healthcare 4.0 era, which represents the digital<br />

transformation in the delivery of health services.<br />

With the innovative technologies and solutions<br />

it has developed, it enables patients to receive<br />

better service and care, while facilitating the<br />

work processes of healthcare professionals.<br />

Siemens Healthineers continues to be one of the pioneers<br />

in the field of medical technology in the Healthcare 4.0<br />

period, responding to rapidly changing expectations and<br />

increasing needs in the health sector with its innovative<br />

solutions.<br />

While transportation, communication and consumption<br />

are accelerating in our increasingly globalized world,<br />

radical changes in the health sector also necessitate<br />

transformation. Considering that the world population,<br />

which was 1.8 billion in 1920, reached 7.8 billion by 2020<br />

and the population is getting older, the vital importance<br />

of health services for people to live healthier and longer<br />

lives becomes even more evident. This forces healthcare<br />

providers to find more innovative solutions for certain<br />

issues such as keeping existing equipment running, using it<br />

efficiently and ensuring service sustainability.<br />

Siemens Healthineers sağlık hizmetlerinin<br />

sunumunda dijital dönüşümü temsil eden Sağlık<br />

4.0 döneminde de öncülüğünü sürdürüyor.<br />

Geliştirdiği inovatif teknolojiler ve çözümlerle<br />

hastaların daha iyi hizmet ve bakım almasını<br />

sağlarken sağlık sektörü profesyonellerinin iş<br />

süreçlerini kolaylaştırıyor.<br />

Siemens Healthineers, sağlık sektöründe hızla değişen<br />

beklentilere ve giderek artan ihtiyaçlara yenilikçi<br />

çözümleriyle yanıt vererek Sağlık 4.0 döneminde de tıbbi<br />

teknoloji alanının öncülerinden olmayı sürdürüyor.<br />

Giderek küreselleşen dünyamızda ulaşım, iletişim ve<br />

tüketim hızlanırken yaşanan köklü değişimler sağlık<br />

sektöründe de dönüşümü gerekli kılıyor. 1920 yılında<br />

toplam 1,8 milyar olan dünya nüfusunun 2020 yılı itibarıyla<br />

7,8 milyara ulaşmış olduğu ve nüfusun giderek yaşlandığı<br />

göz önüne alınınca, insanların daha sağlıklı ve daha uzun<br />

yaşam sürmelerinde sağlık hizmetlerinin taşıdığı hayati<br />

önem daha da belirgin hale geliyor. Bu da sağlık sektörü<br />

tedarikçileri için mevcut ekipmanları çalışır halde tutma,<br />

verimli kullanma ve hizmet sürdürülebilirliğini sağlama<br />

gibi belli başlı konularda daha yenilikçi çözümler bulmaya<br />

zorluyor.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


11<br />

Healthcare 4.0: Digital Transformation in Health<br />

The World Health Organization (WHO) defines health as<br />

“not just the absence of disease and ailments, but a state<br />

of complete physical, mental and social well-being” 1 When<br />

the state of not (can’t be) being well occurs for any reason,<br />

the health sector intervenes and aims to solve the problem.<br />

Health sector representatives adopt a multi-faceted<br />

approach by making use of nature, science, technology and<br />

industry for this. When the transformations experienced<br />

in the health sector are analyzed chronologically, the three<br />

periods before the Healthcare 4.0 period we are in today<br />

are listed as follows:<br />

• Healthcare 1.0: It dates from the 1800s to the<br />

1900s. Water and soap began to be widely used<br />

for cleaning purposes, the importance of sewage<br />

was understood and a vaccine was discovered.<br />

• Healthcare 2.0: It dates from the early 1900s to the 1980s.<br />

Antibiotics were discovered, developments took place<br />

in the pharmaceutical industry, and specialties began to<br />

emerge.<br />

• Healthcare 3.0: In the 1980s, imaging techniques began to<br />

be used, and the evidence-based medicine model came to<br />

the fore.<br />

The Healthcare 4.0 era we are in, on the other hand, aims<br />

to establish the fastest communication and cooperation<br />

between patients, doctors and all players in the health<br />

sector, and to make more accurate and faster decisions on<br />

diagnosis and treatment. For this, it receives support from<br />

technologies such as artificial intelligence (AI), internet<br />

of things (IoT), big data, wearable technology and cyberphysical<br />

systems. In this way, the data collected increases;<br />

more consistent, accurate and faster intervention becomes<br />

possible. Most importantly, it opens the door to more<br />

predictable and personalized healthcare services.<br />

Siemens Healthineers in Healthcare 4.0<br />

We have already started to see applications related to<br />

Healthcare 4.0. One of the most innovative technologies of<br />

Siemens Healthineers, considered one of the pioneers of<br />

this new era in healthcare services, Digital Twin represents<br />

one of the most important examples of this period. The<br />

digital twin in health points to a future where it will be<br />

possible to offer the right treatment to the individual at<br />

the right time with personalized health care. In this way,<br />

the fact that our data, which started to be collected from<br />

birth, can follow us throughout our lives as a physiological<br />

model, heralds a new era in health...<br />

Increasing population, uninterrupted health service<br />

expectation, rising operating costs, competition in<br />

the health sector, quality standards and extraordinary<br />

situations such as pandemics require businesses to<br />

follow efficient working policies. In this context, in health<br />

institutions; Numerous variables, from the patient’s waiting<br />

place to the way he or she will go to the area where he will<br />

receive care, from the organization of the polyclinics within<br />

the institution to the uninterrupted use and sustainability<br />

Sağlık 4.0: Sağlıkta Dijital Dönüşüm<br />

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sağlığı “sadece hastalıkların<br />

ve rahatsızlıkların olmayışı değil, bir bütün olarak fiziksel,<br />

ruhsal ve sosyal açıdan iyi olma hali”1 olarak tanımlıyor.<br />

Herhangi bir nedenden ötürü iyi ol(a)mama hali ortaya<br />

çıktığında ise devreye sağlık sektörü girerek yaşanan<br />

sorunu çözmeyi hedefliyor. Sağlık sektörü temsilcileri<br />

bunun için doğadan, bilimden, teknolojiden ve endüstriden<br />

faydalanarak çok yönlü bir yaklaşımı benimsiyor. Sağlık<br />

sektöründe, buna bağlı yaşanan dönüşümler kronolojik<br />

olarak incelendiğinde ise bugün içinde bulunduğumuz<br />

Sağlık 4.0 dönemi öncesindeki üç dönem, genel hatlarıyla<br />

şöyle sıralanıyor:<br />

• Sağlık 1.0: 1800’lü yıllardan 1900’lü yıllara kadar uzanıyor.<br />

Temizlik amacıyla su ve sabun yaygın olarak kullanılmaya<br />

başlandı, kanalizasyonun önemi anlaşıldı ve aşı keşfedildi.<br />

• Sağlık 2.0: 1900’lü yılların başından 1980’lere kadar<br />

uzanıyor. Antibiyotikler keşfedildi, ilaç endüstrisinde<br />

gelişmeler yaşandı ve uzmanlıklar ortaya çıkmaya başladı.<br />

• Sağlık 3.0: 1980’li yıllarda, görüntüleme teknikleri<br />

kullanılmaya başlandı, kanıta dayalı tıp modeli ön plana<br />

çıktı.<br />

İçinde bulunduğumuz Sağlık 4.0 dönemi ise hasta, doktor<br />

ve sağlık sektöründeki tüm oyuncular arasında iletişimin<br />

ve iş birliğinin en hızlı şekilde yapılmasını, teşhis ve<br />

tedavi konusunda daha doğru ve hızlı kararlar alınmasını<br />

amaçlıyor. Bunun için de yapay zekâ (AI), nesnelerin<br />

interneti (IoT), büyük veri (big data), giyilebilir teknoloji ve<br />

siber-fiziksel sistemler gibi teknolojilerden destek alıyor.<br />

Bu sayede toplanan veriler artıyor; daha tutarlı, doğru ve<br />

hızlı müdahale mümkün oluyor. En önemlisi ise hem daha<br />

öngörülebilir hem de kişiselleştirilmiş sağlık hizmetlerinin<br />

kapısı aralanıyor.<br />

Sağlık 4.0’da Siemens Healthineers<br />

Halihazırda Sağlık 4.0’a dair uygulamalar görmeye başladık.<br />

Sağlık hizmetlerindeki bu yeni dönemin öncülerinden<br />

kabul edilen Siemens Healthineers’ın en yenilikçi<br />

teknolojilerinden Dijital İkiz (Digital Twin) ise bu dönemin<br />

en önemli örneklerinden birini temsil ediyor. Sağlıkta<br />

dijital ikiz, kişiselleştirilmiş sağlık hizmeti ile bireye doğru<br />

zamanda, doğru tedaviyi sunmanın mümkün olacağı bir<br />

geleceğe işaret ediyor. Bu sayede doğumdan itibaren<br />

toplanmaya başlayan verilerimizin fizyolojik bir model<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


12<br />

of health equipment, need to be effectively managed.<br />

In order to provide solutions to these requirements,<br />

Siemens Healthineers closely follows technological<br />

developments, pioneers innovations by developing<br />

innovations, and understands the needs of institutions and<br />

produces special solutions for them. In order to contribute<br />

to raising the efficiency of health institutions to the highest<br />

level, it operates in a wide range of services including the<br />

service plan of the health institution, the determination<br />

of the systems according to the needs and data of that<br />

institution, technical service and maintenance services. In<br />

addition, it also provides uninterrupted control services<br />

with its “From Field to Online” strategy, remote monitoring,<br />

remote fault detection and repair, periodical maintenance,<br />

whose critical importance has increased even more today.<br />

It offers support to health institutions and professionals<br />

with its educational platforms, depending on the fact that<br />

smart and instant access to information has become a great<br />

need in the digitalized health world. Siemens Healthineers<br />

Service Department, which can also perform most of the<br />

service interventions interactively within the scope of<br />

the “From the Field to Online” strategy, plans to take this<br />

convenience it offers to the health sector even further with<br />

different solutions.<br />

1 World Health Organization. The Constitution was adopted<br />

by the International Health Conference held in New York<br />

from 19 June to 22 July 1946, signed on 22 July 1946 by<br />

the representatives of 61 States and entered into force<br />

on 7 April 1948. Later amendments are incorporated into<br />

this text. Frank P. Grad (2002). In “The Preamble to the<br />

Constitution of the World Health Organization”. Bulletin of<br />

the World Health Organization 80 (12): 982.<br />

olarak bizi hayatımız boyunca takip edebilecek olması,<br />

sağlıkta yeni bir dönemin habercisi…<br />

Artan nüfus, insanların kesintisiz sağlık hizmeti beklentisi,<br />

yükselen işletme maliyetleri, sağlık sektöründeki rekabet,<br />

kalite standartları ve pandemi gibi sıra dışı durumlar,<br />

işletmelerin verimli çalışma politikaları izlemesini<br />

gerektiriyor. Bu kapsamda sağlık kurumlarında; hastanın<br />

bekleyeceği yerden bakım hizmeti alacağı alana giderken<br />

izleyeceği yola, kurum içerisindeki polikliniklerin<br />

düzeninden sağlık ekipmanlarının kesintisiz kullanımı ve<br />

sürdürülebilirliğine kadar uzanan sayısız değişkenin etkili<br />

bir şekilde yönetilmesi gerekiyor.<br />

Siemens Healthineers, bu gerekliliklere çözüm sunmak için<br />

teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor, inovasyonlar<br />

geliştirerek yeniliklere öncülük ediyor ve kurumların<br />

ihtiyaçlarını anlayarak onlara özel çözümler üretiyor. Sağlık<br />

kurumlarının verimliliklerini en üst düzeye yükseltmeye<br />

katkıda bulunmak için sağlık kurumunun servis planını,<br />

sistemlerin o kurum özelindeki ihtiyaçlara ve verilere<br />

göre belirlenmesini, teknik servis ve bakım hizmetlerini<br />

içeren geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor. Bununla<br />

birlikte günümüzde kritik önemi daha da artan uzaktan<br />

takip, uzaktan arıza tespiti ve onarımı, periyodik bakımlar<br />

ve “Sahadan Çevrim içine” stratejisi ile kesintisiz kontrol<br />

hizmetleri de sağlıyor. Dijitalleşen sağlık dünyasında bilgiye<br />

akıllı ve anlık erişimin de büyük bir ihtiyaç haline gelmesine<br />

bağlı olarak eğitim platformlarıyla sağlık kurumlarına<br />

ve profesyonellere destek sunuyor. “Sahadan Çevrim<br />

içine” stratejisi kapsamında servis müdahalelerinin büyük<br />

kısmını interaktif olarak da gerçekleştirebilen Siemens<br />

Healthineers Servis Bölümü, sağlık sektörüne sunduğu bu<br />

kolaylığı farklı çözümler ile daha da öteye taşımayı planlıyor.<br />

1 Dünya Sağlık Örgütü. Uluslararası Sağlık Konferansı<br />

tarafından kabul edilen Dünya Sağlık Örgütü Anayasası,<br />

New York, 19–22 Haziran 1946; 22 Temmuz 1946’da 61<br />

Devletin temsilcileri tarafından imzalanmış (Dünya Sağlık<br />

Örgütü Resmi Kayıtları, no. 2, s. 100) ve 7 Nisan 1948’de<br />

yürürlüğe girmiştir. Frank P. Grad (2002). “Dünya Sağlık<br />

Örgütü Anayasasının Önsözü” içerisinde. Dünya Sağlık<br />

Örgütü Bülteni. 80 (12). s. 982.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


14<br />

Dependence on abroad in tissue banking is decreasing!<br />

Doku bankacılığında yurt dışına bağımlılık azalıyor!<br />

Yeni nesil biyoteknoloji üssü Stembio, TÜBİTAK<br />

MARTEK AR-GE ve İnovasyon bölgesinde<br />

faaliyetlerine başladı. Stembio Yönetim Kurulu<br />

Başkanı İbrahim Özsu, kök hücre ve doku<br />

teknolojileri alanında hizmet verdiklerini söyledi.<br />

Özsu, “Türkiye’de ilk ve tek hibrit hücre ve<br />

doku merkezi olma özelliğine sahip Stembio,<br />

üstün teknolojiye sahip laboratuvarıyla doku<br />

bankacılığında yurt dışına bağımlılığı azaltacak.<br />

Çeşitli hücresel ürünlerin üretilmesi ile kanser<br />

aşılarından gen tedavi hücresel ürünlerine kadar<br />

birçok alanda klinik kullanım ve çalışmalarda<br />

üstünlük sağlayacak” dedi.<br />

Stembio Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Özsu<br />

The new generation biotechnology base Stembio<br />

started its activities in the TÜBİTAK MARTEK R&D<br />

and Innovation region. İbrahim Özsu, Chairman<br />

of Stembio, said that they provide services in<br />

the field of stem cell and tissue technologies.<br />

Özsu said, “Stembio, which is the first and only<br />

hybrid cell and tissue center in Türkiye, will<br />

reduce foreign dependency in tissue banking<br />

with its state-of-the-art laboratory. With the<br />

production of various cellular products, it will<br />

provide superiority in clinical use and studies in<br />

many areas from cancer vaccines to gene therapy<br />

cellular products.”<br />

Biyoteknoloji merkezi Stembio Kordon Kanı Hücre ve Doku<br />

Merkezi, hücresel ve moleküler düzeyde gelişen modern<br />

sağlık teknolojilerinin Türkiye’ye kazandırılmasına ve bu<br />

alanda yeni bilgilerin üretilip çeşitlendirilmesine destek<br />

olmak amacıyla kuruldu. TÜBİTAK MARTEK AR-GE ve<br />

İnovasyon bölgesinde faaliyetlerine başlayan Stembio,<br />

kordon kanı bankacılığı, doku bankacılığı ve kök hücre<br />

üretimi ile bankacılığı alanlarında hizmet verirken, yedi alt<br />

bölümde çalışmalar ortaya koyuyor.<br />

Prof. Dr. Utku Ateş liderliğinde<br />

Stembio Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Özsu, Genel<br />

<strong>Medikal</strong> Direktör Prof. Dr. Utku Ateş liderliğinde alanında<br />

yetkin bir kadroya ve ileri teknolojik altyapıya sahip<br />

olduklarını söyledi. Özsu, “Stembio, gelişmiş laboratuvarıyla<br />

aynı merkezde tüm işlemleri gerçekleştiriyor, tüm<br />

faaliyetlerimizi ulusal ve uluslararası mevzuatlara uygun<br />

Biotechnology center Stembio Cord Blood Cell and Tissue<br />

Center was established to support the introduction of<br />

modern health technologies at the cellular and molecular<br />

level to Türkiye, and to support the production and<br />

diversification of new information in this field. Stembio,<br />

which started its activities in the TÜBİTAK MARTEK R&D and<br />

Innovation region, provides services in the fields of cord<br />

blood banking, tissue banking, stem cell production and<br />

banking, and works in seven sub-sections.<br />

Under the leadership of Prof. Dr. Utku Ateş<br />

İbrahim Özsu, Chairman of the Board of Stembio, said that<br />

they have a competent staff and advanced technological<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


15<br />

infrastructure under the leadership of Prof. Dr. Utku Ateş,<br />

General Medical Director. Özsu said, “Stembio carries<br />

out all operations in the same center with its advanced<br />

laboratory, and we carry out all our activities in accordance<br />

with national and international legislation and as required<br />

by world standards. We have the cGMP certificate issued<br />

within the scope of the Good Manufacturing Practices<br />

Quality Assurance System (GMP) of the European Union. In<br />

line with our mission, we will maximize our services without<br />

leaving the framework of scientific and ethical values, and<br />

offer sustainable and reliable processes while applying<br />

advanced technology standards.”<br />

It will excel in clinical studies<br />

Expressing that they are investing in the future of medicine<br />

in Türkiye in line with the vision of Stembio, Özsu said that<br />

they aim to bring health technologies that develop at the<br />

cellular and molecular level to our country. Özsu said, “We<br />

provide services in an indoor area of 2000 square meters,<br />

of which 800 square meters is a production center, in an<br />

environment where all processes are monitored 24/7<br />

with special software. Being the first and only hybrid<br />

cell and tissue center in Türkiye, Stembio will reduce<br />

foreign dependency in tissue banking with its state-ofthe-art<br />

laboratory. It will provide superiority in clinical use<br />

Stembio Genel <strong>Medikal</strong> Direktörü Prof. Dr. Utku Ateş<br />

ve dünya standartlarının gerektirdiği şekilde yürütüyoruz.<br />

Avrupa Birliği’nin İyi Üretim Uygulamaları Kalite Güvence<br />

Sistemi (Good Manufacturing Practices, GMP) kapsamında<br />

verilen cGMP sertifikasına sahibiz. Misyonumuz gereğince<br />

bilimsel ve etik değerler çerçevesinden asla ayrılmadan<br />

hizmetlerimizi en üst düzeye çıkaracak, ileri teknoloji<br />

standartları uygularken sürdürülebilir ve güvenilir süreçler<br />

sunacağız” dedi.<br />

Klinik çalışmalarda üstünlük sağlayacak<br />

Stembio’nun vizyonu doğrultusunda Türkiye’de tıbbın<br />

geleceğine yatırım yaptıklarını ifade eden Özsu, hücresel<br />

ve moleküler düzeyde gelişen sağlık teknolojilerini<br />

ülkemize kazandırmayı amaçladıklarını söyledi. Özsu, “800<br />

metrekaresi üretim merkezi olmak üzere toplam 2000<br />

metrekare kapalı alanda, tüm süreçlerin özel yazılımlar ile<br />

7/24 izlendiği bir ortamda hizmet veriyoruz. Türkiye’de ilk<br />

ve tek hibrit hücre ve doku merkezi olma özelliğine sahip<br />

Stembio, üstün teknolojiye sahip laboratuvarıyla doku<br />

bankacılığında yurt dışına bağımlılığı azaltacak. Genetik<br />

hastalıklardan kanser türlerinin iyileştirilmesine, gen<br />

tedavilerinden hücresel ürünlerin üretilmesine kadar birçok<br />

alanda klinik kullanım ve çalışmalarda üstünlük sağlayacak.<br />

İlk kordon kanı saklama işlemimizi de gerçekleştirdik.<br />

Bilimsel ve etik değerlere bağlı kalarak hizmetlerimizi en<br />

üst düzeye çıkarmak için çalışmaya devam ediyoruz” diye<br />

konuştu.<br />

Hekimlere ve hastalara destek<br />

Stembio Genel <strong>Medikal</strong> Direktörü Prof. Dr. Utku Ateş,<br />

Türkiye’ye kazandırdıkları gelişmiş laboratuvardan dolayı<br />

büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Meslektaşlarının<br />

uyguladıkları tedavilere destek olmak amacıyla Sağlık<br />

Bakanlığı ve TITCK tarafından Ruhsatlandırılan ve faaliyet<br />

izni alan ve eşzamanlı olarak EATCB (Avrupa Doku ve<br />

Hücre Bankalar Birliği) üyesi olan merkezlerinde 40’a yakın<br />

çeşitte hücre ve doku ürünü ile hizmet vereceklerini, sağlık<br />

alanındaki en güncel hücresel uygulamaları hekimlerle<br />

paylaşacak ve hastalara umut ışığı olacaklarını belirten<br />

Ateş, sözlerine şöyle devam etti:<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


16<br />

and studies in many areas from genetic diseases to the<br />

improvement of cancer types, from gene therapies to the<br />

production of cellular products. We also performed our<br />

first cord blood storage procedure. We continue to work to<br />

maximize our services by adhering to scientific and ethical<br />

values.”<br />

Support for physicians and patients<br />

Prof. Dr. Utku Ateş, General Medical Director said that<br />

they are very happy for the advanced laboratory they have<br />

brought to Türkiye. In order to support the treatments<br />

applied by their colleagues, they will serve with nearly 40<br />

types of cell and tissue products in their centers, which are<br />

licensed and licensed by the Ministry of Health and TITCK<br />

and are simultaneously members of the EATCB (European<br />

Association of Tissue and Cell Banks). Stating that they<br />

will share with the physicians and be a beacon of hope for<br />

the patients, Ateş continued his words as follows, “We<br />

have structured Stembio under seven sub-units in order<br />

to provide better service. Among them; StembioCell;<br />

production and banking of cellular therapy products,<br />

StemCord; autologous (personal) and allogeneic (donation<br />

to the community) cord blood processing and banking,<br />

StemTissue; production and banking of human tissue grafts<br />

(allografts), StemRegen; Providing services and devices for<br />

regenerative applications, StemEst services and products<br />

for dermocosmetic and aesthetic applications, StemAnima<br />

tissue and cellular treatments for animals, StemGen; there<br />

are cellular products used in gene therapies.”<br />

“Stembio’yu daha iyi hizmet verebilmek amacıyla yedi alt<br />

birim altında yapılandırdık. Bunlar arasında; StembioCell;<br />

hücresel tedavi ürünlerinin üretilmesi ve bankacılığı,<br />

StemCord; otolog (kişisel) ve allojenik (toplum için bağış)<br />

kordon kanı işlenmesi ve bankacılığı, StemTissue; insan<br />

kaynaklı doku graftlerinin (allograft) üretimi ve bankacılığı,<br />

StemRegen; rejeneratif uygulamalara yönelik hizmet ve<br />

cihazların sunulması, StemEst dermokozmetik ve estetik<br />

uygulamalara yönelik hizmet ve ürünler, StemAnima<br />

hayvanlara yönelik doku ve hücresel tedaviler, StemGen;<br />

gen tedavilerinde kullanılan hücresel ürünler yer alıyor.”<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


18<br />

Raising awareness in hemophilia has great importance<br />

in the fight against the disease<br />

Hemofili konusunda farkındalığın artırılması, hastalıkla<br />

mücadelede büyük önem taşıyor<br />

Hemophilia Society of Turkey’s President<br />

Prof. Dr. Bülent Zülfikar<br />

Hemophilia, as a genetically transmitted<br />

bleeding disorder, is considered a rare disease<br />

and affects approximately 250 thousand people<br />

in the world and more than 6 thousand people<br />

in Turkey. Although hemophilia is a disease that<br />

requires lifelong treatment, it is important to<br />

provide accurate information to patients and<br />

their relatives about the management of the<br />

disease. Expressing the importance of awareness<br />

in the fight against hemophilia on April 17, World<br />

Hemophilia Day, President of the Hemophilia<br />

Society of Turkey Prof. Dr. Bülent Zülfikar states<br />

that with “Hem de Nasıl” platform, implemented<br />

by Roche Pharmaceuticals Turkey in cooperation<br />

with the Hemophilia Society of Turkey and<br />

Federation of Hemophilia, they aim to provide<br />

comprehensive information about life with<br />

hemophilia to society.<br />

Nadir hastalık olarak kabul edilen ve genetik<br />

geçişli bir kanama bozukluğu olan hemofili,<br />

dünyada yaklaşık 250 bin, Türkiye’de ise 6 binden<br />

fazla kişiyi etkiliyor. Hemofili, yaşam boyu<br />

tedavi gerektiren bir hastalık olmakla birlikte<br />

hastalığın yönetimi konusunda hasta ve hasta<br />

yakınlarına doğru bilgilerin ulaştırılması önem<br />

arz ediyor. 17 Nisan Dünya Hemofili Günü’nde,<br />

hemofiliyle mücadelede farkındalığın önemini<br />

aktaran Türkiye Hemofili Derneği Başkanı<br />

Prof. Dr. Bülent Zülfikar, Roche İlaç Türkiye’nin<br />

Türkiye Hemofili Derneği ve Hemofili Dernekleri<br />

Federasyonu iş birliğiyle hayata geçirdiği ‘Hem<br />

de Nasıl’ platformuyla toplumun hemofili ile<br />

yaşam hakkında kapsamlı bilgi sahibi olmasını<br />

hedeflediklerini belirtiyor.<br />

Hemofili A, kanda pıhtılaşma faktörünün hiç olmaması<br />

veya az olması sonucu gelişen, genetik geçişli bir kanama<br />

bozukluğu olarak tanımlanıyor. Hemofili belirtileri arasında,<br />

eklemlerde spontan olarak meydana gelen kanamalar, bir<br />

kesik veya cerrahi operasyon sonrası uzun süre devam eden<br />

kanamalar sayılabilir. Dünya genelinde 250 bin, Türkiye’de<br />

ise 6 binden fazla kişiyi etkileyen hemofilide tedavilerin<br />

düzenli olarak uygulanmaması durumunda hastaları<br />

bekleyen çok ciddi riskler söz konusu olabiliyor.<br />

Hemophilia A is defined as a genetically inherited bleeding<br />

disorder that develops as a result of the absence or<br />

low level of clotting factor in the blood. Symptoms of<br />

hemophilia include spontaneous bleeding in the joints,<br />

prolonged bleeding after an incision or surgical operation.<br />

Hemophilia affects 250 thousand people worldwide<br />

and more than 6 thousand people in Turkey, and if the<br />

treatments are not applied regularly, there may be very<br />

serious risks for the patients.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


19<br />

“Treatment and monitoring of hemophilia should<br />

be comprehensive”<br />

Pointing out that the efforts to improve the quality of<br />

life of hemophilia patients continue globally, Hemophilia<br />

Society of Turkey’s President Prof. Dr. Bülent Zülfikar said,<br />

“Hemophilia is a genetically inherited bleeding disorder<br />

that prevents the normal clotting process of the blood.<br />

Hemophilia is a rare disease and affects more than 700,000<br />

people worldwide, but only a third of these cases have been<br />

recorded. Hemophilia, a lifelong chronic disease, requires a<br />

complicated and multi-disciplinary team approach. Although<br />

the most common and problematic bleedings that patients<br />

encounter occur in the muscles and joints, the lack of<br />

appropriate treatment in this type of bleeding can lead to<br />

the development of acute or chronic joint injuries in patients.<br />

In this context, not only blood diseases specialists, but also<br />

orthopedists, physical therapists and nuclear medicine<br />

physicians should contribute in the treatment processes and<br />

monitoring of hemophilia patients within the framework of<br />

the Hemophilia Council.”<br />

“It is very important to be aware of hemophilia and<br />

its risks”<br />

Underlining that the diagnosis of hemophilia is mostly made<br />

in the first years after birth, and it is very important for<br />

families to be informed and to receive professional support<br />

during this process Prof. Dr. Bülent Zülfikar said, “Although<br />

hemophilia does not differ geographically and ethnically,<br />

it can be seen in 1 out of 10 thousand births. We usually<br />

start the treatment of the disease after the first bleeding,<br />

if possible before the age of 3 years. Although life with<br />

hemophilia is not easy considering the risks brought by the<br />

disease, hemophilia patients should be aware of these risks<br />

starting from a young age, and their families should be<br />

careful at the point of surveillance. For example, the life of a<br />

child may be affected by his illness while playing with friends<br />

or doing sports. They may need to review their profession,<br />

hobbies, social and sexual life in later ages.”<br />

Addressing the accessibility of treatments in Turkey, Zülfikar<br />

“Hemofilinin tedavisi ve takibi kapsamlı bir<br />

şekilde yapılmalı”<br />

Hemofili hastalarının yaşam kalitelerini iyileştirmek<br />

üzere çalışmaların küresel anlamda devam ettiğine<br />

işaret eden Türkiye Hemofili Derneği Başkanı Prof. Dr.<br />

Bülent Zülfikar, “Hemofili, kanın normal pıhtılaşma<br />

sürecini önleyen genetik geçişli bir kanama bozukluğudur.<br />

Hemofili nadir bir hastalıktır ve dünya çapında 700.000’den<br />

fazla kişiyi etkilemektedir ancak bu vakaların ancak<br />

üçte biri kaydedilebilmiştir. Ömür boyu süren, kronik<br />

bir hastalık olan hemofili, komplike ve multi-disipliner<br />

bir ekip yaklaşımı gerektirmektedir. Hastaların en sık<br />

karşılaştıkları ve sorun oluşturan kanamalar kas ve<br />

eklemlerde meydana gelmekle birlikte bu tip kanamalarda<br />

uygun tedavi yapılmaması, hastalarda akut veya kronik<br />

eklem sakatlıklarının gelişmesine neden olabilmektedir.<br />

Bu nedenle de hemofili hastalarının tedavi süreçlerinde<br />

ve takiplerinde yalnızca kan hastalıkları uzmanları değil<br />

ortopedist, fizik tedavi uzmanları ve nükleer tıp uzmanları<br />

da Hemofili Konseyi çerçevesinde katkı sağlamalıdır.”<br />

“Hemofili hastalığı ve risklerinin farkında olmak<br />

çok önemli”<br />

Hemofili tanısının çoğunlukla doğum sonrası ilk yıllarda<br />

konulduğunun, bu süreçte ailelerin bilgilendirilmesinin ve<br />

profesyonel destek almasının oldukça önemli olduğunun<br />

altını çizen Prof. Dr. Bülent Zülfikar, “Hemofili hastalığı,<br />

coğrafi ve etnik açıdan farklı olmamakla beraber 10 bin<br />

doğumdan 1’inde görülebiliyor. Hastalığın tedavisine<br />

çoğunlukla ilk kanamadan sonra, mümkünse 3 yaşından<br />

önce başlıyoruz. Hemofili ile yaşam, hastalığın getirdiği<br />

riskler de dikkate alındığında kolay olmamakla birlikte<br />

hemofili hastalarının, küçük yaştan başlayarak bu risklerin<br />

farkında olması; ailelerin de bu konuda gözetim noktasında<br />

dikkatli olması gerekiyor. Örneğin; küçük yaştaki bir<br />

çocuğun yaşamı, arkadaşlarıyla oynarken veya spor<br />

yaparken hastalığına bağlı olarak etkilenebiliyor. İlerleyen<br />

yaşlarda da mesleğini, hobilerini, sosyal ve cinsel hayatını<br />

her adımda gözden geçirmesi gerekebiliyor.” diyor.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


20<br />

said, “It is very important for patients with hemophilia<br />

A to have access to treatments and to apply treatments<br />

regularly in order to improve their life quality. In this<br />

context, patients with hemophilia A have access to standard<br />

treatments in Turkey, and we continue to work by focusing<br />

on improving the treatment options offered in this field<br />

and reducing the difficulties faced by patients and their<br />

relatives. “Hem de Nasıl” platform, implemented by Roche<br />

Pharmaceuticals Turkey in cooperation with the Hemophilia<br />

Society of Turkey and Federation of Hemophilia, was<br />

created to help patients and their relatives overcome these<br />

difficulties.<br />

“Hemophiliacs are in Daily Life”<br />

Commenting on launched to increase social awareness<br />

about hemophilia “Hem de Nasıl” platform, Zülfikar said,<br />

“April 17 is celebrated as Hemophilia Day in Turkey since<br />

1995 and in the world since 1989. On this special day,<br />

we carry out awareness-raising activities on Hemophilia<br />

and carry out valuable work with the “Hem de Nasıl”<br />

platform. Through the “Hem de Nasıl” platform, our new<br />

project called “Hemophiliacs are in Daily Life” will be<br />

implemented soon and will inspire all hemophiliacs and<br />

help raise awareness of the society about the journey of<br />

the disease. With this project, video series will be created in<br />

which hemophilia patients describe their own experiences<br />

in coping with their disease and will be shared on the<br />

“Hem de Nasıl” website and social media platforms. While<br />

hemophiliacs inspire and encourage all patients with their<br />

own stories; it will be possible for patients’ relatives and<br />

society to get to know hemophilia closely. As of April 15,<br />

videos of these precious stories can be watched.”<br />

Containing the correct information with the focus on<br />

facilitating the lives of hemophiliacs that will contribute to<br />

the patients’ life, ‘Hem de Nasıl’ platform can be accessed<br />

from the links below:<br />

https://hemdenasil.com/<br />

https://www.instagram.com/hem_de_nasil/<br />

Türkiye’de tedavilere erişilebilirliği ele alan Zülfikar,<br />

“Hemofili A hastalarının yaşam kalitelerini artırabilmeleri<br />

için tedavilere erişimleri ve tedavilerin düzenli olarak<br />

uygulanması oldukça önemli. Bu kapsamda, Türkiye’de<br />

hemofili A hastalarının standart tedavilere erişimi<br />

mümkün ve biz de bu alanda sunulan tedavi opsiyonlarını<br />

geliştirmeye; hastaların ve hasta yakınlarının karşı karşıya<br />

kaldıkları zorlukları azaltmaya odaklanarak çalışmaya<br />

devam ediyoruz. Roche İlaç Türkiye’nin Türkiye Hemofili<br />

Derneği ve Hemofili Dernekleri Federasyonu iş birliğiyle<br />

hayata geçirdiği “Hem de Nasıl” platformu da hasta ve<br />

hasta yakınlarının bu zorlukların üstesinden gelebilmelerine<br />

katkı sağlamak üzere oluşturuldu.” ifadelerini kullanıyor.<br />

“Hemofilikler Hayatın İçinde”<br />

Hemofili ile ilgili toplumsal farkındalığı artırmak üzere<br />

hayata geçirilen “Hem de Nasıl” platformu hakkında<br />

değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Bülent Zülfikar,<br />

“Türkiye’de 1995’ten, dünyada ise 1989’dan beri 17<br />

Nisan Hemofili Günü olarak kutlanıyor. Hemofiliye dair<br />

bilinçlendirme faaliyetleri gerçekleştirdiğimiz bu özel<br />

günde “Hem de Nasıl” platformu ile değerli çalışmalara<br />

imza atıyoruz. “Hem de Nasıl” platformu üzerinden<br />

tüm hemofiliklere ilham verecek, toplumun da hastalık<br />

yolculuğu hakkında bilinçlenmesine yardımcı olacak yeni<br />

projemiz “Hemofilikler Hayatın İçinde” yakında hayata<br />

geçecek. Bu projeyle hemofili hastalarının hastalıklarıyla<br />

başa çıkma sürecinde kendi deneyimlerini anlattıkları<br />

video serileri oluşturularak, “Hem de Nasıl” web sitesi<br />

ve sosyal medya platformlarından paylaşımlar yapılacak.<br />

Hemofilikler, kendi hikayeleri ile tüm hastalara ilham ve<br />

cesaret verirken; hasta yakınlarının ve toplumun hemofiliyi<br />

yakından tanıması mümkün olacak. Bu değerli hikayelerin<br />

anlatıldığı videolar 15 Nisan itibarıyla izlenebilecek” diyor.<br />

Hemofiliklerin hayatlarını kolaylaştırmaya odaklı olarak<br />

hastaların yaşamlarını diledikleri gibi sürdürebilmelerine<br />

katkı sağlayacak doğru bilgileri içeren ‘Hem de Nasıl’<br />

platformuna aşağıdaki linklerden ulaşılabiliyor:<br />

https://www.facebook.com/hemdenasilcom/<br />

M-TR-00002187 / M-TR-00002180<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


22<br />

Fujitsu honored as a world leader<br />

Fujitsu, dünya lideri olarak ödüllendirildi<br />

Fujitsu, Uluslararası Baş Ağrısı Derneği Küresel<br />

Hasta Savunuculuğu Koalisyonu (1) (IHS-GPAC)<br />

tarafından migren konusunda işyeri farkındalığı,<br />

eğitimi ve çalışan destek programlarında dünya<br />

lideri olarak ödüllendirilen ilk şirket oldu.<br />

Fujitsu today announced that it was the first<br />

company in the world to be honored by the Global<br />

Patient Advocacy Coalition of the International<br />

Headache Society(1)(IHS-GPAC) as a world leader<br />

in migraine workplace awareness, education, and<br />

employee support programs.<br />

Chronic headache disorders,<br />

which include migraine,<br />

tension, and other chronic<br />

headache types, have a<br />

significant impact on daily<br />

life and work productivity.<br />

To address this problem,<br />

Fujitsu has developed and<br />

implemented training<br />

programs for employees globally in the workplace to<br />

promote awareness and treatment of headache disorders,<br />

as well as prevention programs for employees suffering<br />

from such disorders. Fujitsu’s efforts were evaluated by<br />

the International Headache Society as a model case of<br />

corporate measures to support employees living with<br />

headache disorders.<br />

As a leader in migraine workplace awareness, education,<br />

and employee support programs, Fujitsu will further<br />

promote the dissemination of information related to health<br />

measures including headache countermeasures not only<br />

for employees, but also to their families, customers, and<br />

business partners. Fujitsu anticipates that these efforts will<br />

encourage greater understanding and continue to provide<br />

employees with advanced support for headache disorders<br />

and a variety of other related health issues.<br />

Migren, gerginlik ve diğer pek çok türünü içeren kronik<br />

baş ağrısı bozuklukları, günlük yaşam ve iş üretkenliği<br />

üzerinde önemli derecede olumsuz bir etkiye sahip. Fujitsu,<br />

bu sorunu çözmek amacıyla, baş ağrısı bozukluklarının<br />

bilinirliğini ve tedavisini, ayrıca bu tür rahatsızlıklara sahip<br />

çalışanlara yönelik önleme programlarını desteklemek<br />

amacıyla iş yerindeki çalışanlar için küresel olarak eğitim<br />

programları geliştiriyor.<br />

Migren konusunda işyeri farkındalığı, eğitim ve çalışan<br />

destek programları alanında öncü olan Fujitsu, yalnızca<br />

çalışanlar için değil, çalışanlarının aileleri, müşterileri ve iş<br />

ortakları için de baş ağrısına karşı önlemler de dahil olmak<br />

üzere genel sağlık önlemleriyle ilgili bilgilerin yayılmasını<br />

teşvik ediyor. Fujitsu, bu çabaların daha iyi anlaşılmasını<br />

desteklemeyi ve çalışanlara baş ağrısı bozuklukları ve<br />

çeşitli sağlık sorunları için gelişmiş destek sağlamaya<br />

devam etmeyi öngörüyor.<br />

Background<br />

İşyerlerinde, kronik baş ağrısı bozuklukları, ortak bir anlayış<br />

eksikliği nedeniyle önemsizleştirilme eğiliminde. Sonuç<br />

olarak, bu rahatsızlıklardan zarar gören birçok çalışan<br />

ağrılı baş ağrılarına ve diğer ciddi semptomlara dayanırken<br />

çalışmaya devam ederken verimliliği ve yaşam kalitesinde<br />

düşüşe neden oluyor. (QOL)<br />

Fujitsu, Haziran 2018’de, Uluslararası Baş Ağrısı Derneği,<br />

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Japonya Baş Ağrısı<br />

Derneği ile iş birliği içinde Fujitsu çalışanları arasında<br />

şirket içi bir anket gerçekleştirdi. Anket, kronik baş<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


23<br />

Background<br />

In the workplace, chronic headache disorders tend to be<br />

trivialized due to a common lack of understanding. As a<br />

result, many employees that suffer from these disorders<br />

continue to work while enduring painful headaches<br />

and other severe symptoms, leading to a decline in<br />

productivity and quality of life (QOL).<br />

In June 2018, Fujitsu conducted an in-house survey<br />

among Fujitsu employees in cooperation with<br />

International Headache Society, the World Health<br />

Organization (WHO), and the Japan Headache Society.<br />

The survey was designed to evaluate the impacts of<br />

chronic headache disorders on their work. Of the 2,500<br />

people surveyed, 85% had experienced headache<br />

disorders. Of those who experienced headache disorders,<br />

84% had never been treated. In addition, it was found<br />

that the economic loss to Fujitsu due to headache<br />

disorder-related sick leave and lower performance<br />

was approx. 900 USD per year per chronic headache<br />

disorder-affected employee. The cost was even higher<br />

for those affected by migraine (approx. 2,300 USD). The<br />

total cost was approx. 197 million USD per year for all<br />

employees, representing approximately 1% of the total<br />

annual salary paid to all employees. It was also revealed<br />

that health related QOL scores(2) of employees with<br />

chronic headache disorders were lower than the national<br />

standard for Japan. This demonstrates that headache<br />

disorders have a significant impact on daily life and work<br />

productivity. To address this issue, Fujitsu launched the<br />

“FUJITSU Headache Project” as a headache disorder<br />

prevention program that is now globally available to all<br />

employees.<br />

Outline of the “FUJITSU Headache Project”<br />

Based on the results of a joint study conducted in 2018<br />

(Fujitsu employee survey on the degree of impact of<br />

chronic headache disorders on work), Fujitsu in fiscal<br />

year 2019 developed the FUJITSU Headache Project in<br />

cooperation with IHS-GPAC and the Japanese Headache<br />

Society. Utilizing e-Learning programs to help Fujitsu<br />

Group employees in Japan acquire correct knowledge<br />

about headache disorders, Fujitsu held video seminars<br />

for headache patients, online headache consultations<br />

with specialists, and headache exercises. Through these<br />

initiatives to help employees with headache disorders,<br />

Fujitsu attempts to improve QOL and boost work<br />

productivity, and aims to create a workplace where<br />

people suffering from headache disorders can work<br />

comfortably and with peace of mind.<br />

1.Project period: July 2019 to February <strong>2022</strong><br />

2.Target: Approximately 70,000 Fujitsu Group employees<br />

in Japan<br />

3.Content: e-Learning programs and on-demand video<br />

seminars, online headache consultations, etc.<br />

ağrısı bozukluklarının çalışmaları üzerindeki etkilerini<br />

değerlendirmek için tasarlandı. Ankete katılan 2.500<br />

kişiden %85’inde baş ağrısı rahatsızlığı vardı. Baş ağrısı<br />

rahatsızlığı yaşayanların %84’ü hiç tedavi görmemişti.<br />

Buna ek olarak, baş ağrısı sorununa bağlı hastalık izni ve<br />

daha düşük performans nedeniyle Fujitsu’ya ekonomik<br />

kaybın kronik baş ağrısı sorunundan etkilenen çalışan<br />

başına yılda yaklaşık 900 USD tespit edildi. Migrenden<br />

etkilenenler için bu maliyet daha da yüksekti. (Yaklaşık<br />

2,300 ABD doları) Tüm çalışanlar için yıllık 197 milyon ABD<br />

dolar, tüm çalışanlara ödenen toplam yıllık maaşın yaklaşık<br />

%1’ini temsil ediyor. Ayrıca, kronik baş ağrısı sorunu olan<br />

çalışanların sağlıkla ilgili QOL puanlarının (2) Japonya için<br />

ulusal standarttan düşük olduğu ortaya çıktı. Bu, baş ağrısı<br />

bozukluklarının günlük yaşam ve iş verimliliği üzerinde<br />

önemli bir etkisi olduğunu gösteriyor. Fujitsu, bu sorunu<br />

çözmek için “FUJITSU Baş Ağrısı Projesi”ni tüm çalışanlar<br />

için küresel olarak kullanılabilen bir baş ağrısı sorununu<br />

önleme programı olarak başlattı.<br />

”Fujitsu Baş Ağrısı Projesi”nin ana hatları<br />

Fujitsu, 2018 yılında yürütülen ortak çalışmanın sonuçlarına<br />

dayanarak (Fujitsu çalışan anketi kronik baş ağrısı<br />

bozukluklarının iş üzerindeki etki derecesi üzerine), Fujitsu<br />

2019 mali yılında IHS-GPAC ve Japon Baş Ağrısı Derneği<br />

ile iş birliği içinde FUJITSU Baş Ağrısı Projesi’ni geliştirdi.<br />

Japonya’daki Fujitsu Group çalışanlarının baş ağrısı<br />

bozuklukları hakkında doğru bilgi edinmelerine yardımcı<br />

olmak için e-öğrenme programlarından faydalanan baş<br />

ağrısı hastaları için video seminerleri, uzmanlarla çevrimiçi<br />

baş ağrısı danışmaları ve baş ağrısı egzersizleri düzenledi.<br />

Fujitsu, baş ağrısı sorunu olan çalışanlara yardımcı olmak<br />

için bu girişimlerle QOL’yi iyileştirmeye ve iş verimliliğini<br />

artırmaya çalışıyor ve baş ağrısı rahatsızlığı olan kişilerin<br />

rahat ve rahat çalışabileceği bir iş yeri oluşturmayı<br />

hedefliyor.<br />

1.Proje dönemi: Temmuz 2019- Şubat <strong>2022</strong><br />

2.Hedef: yaklaşık 70.000 Fujitsu Group çalışanı<br />

3.İçerik: e-Öğrenme programları ve isteğe bağlı video<br />

seminerleri, çevrimiçi baş ağrısı istişareleri vb.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


24<br />

The secret to stay looking young without surgery:<br />

Eye Contour Aesthetics<br />

Ameliyatsız genç görünümün sırrı: Göz Çevresi Estetiği<br />

Son yıllarda sıklıkla karşımıza çıkan yöntemlerin<br />

başında gelen göz çevresi estetiğiyle, cildinizi<br />

olduğundan daha canlı, genç ve dinç bir görünüme<br />

kavuşturmak artık çok daha kolay bir hale geldi.<br />

Ağrısız ve konforlu bir yöntem olan göz çevresi<br />

estetiği hakkında merak edilenleri, Batıgöz Sağlık<br />

Grubu Hekimi Op. Dr. Murat Direl anlattı.<br />

Ophthalmologist Murat Direl, M.D. at Batıgöz Health Group<br />

With eye contour aesthetics, which is one of the<br />

most frequently encountered methods in recent<br />

years, it has become much easier to make your<br />

skin look more lively, youthful and vigorous than<br />

it already is. Ophthalmologist Murat Direl, M.D. at<br />

Batıgöz Health Group shared information about<br />

the aesthetics of the eye area, which is a painless<br />

and comfortable method.<br />

End of surgical procedure in eye contour<br />

aesthetics<br />

Ophthalmologist Murat Direl, M.D. stated that with the<br />

device used during the procedure, the gases in the air<br />

are ionized at a high temperature of approximately 1800<br />

degrees, and lightning arcs smaller than half a millimeter<br />

are sent to the skin. “The application with this hightemperature<br />

energy is only effective on the target tissue,”<br />

said Murat Direl and added, “In this way, the target tissue<br />

transitions from solid state to gas state before energy<br />

can reach deeper tissues. With this method, there is no<br />

tissue to transmit and the reason why there is no scar after<br />

the intervention is this application. This method, which is<br />

especially used in eyelid aesthetics; It can also be applied<br />

for wrinkles and lines where the skin loses its elasticity, such<br />

as crow’s feet wrinkles around the eyes, lines in front of the<br />

ears, lower lid sagging due to excess skin, barcode lines on<br />

the upper lip.” Emphasizing that the desired results can be<br />

achieved in a single session, depending on the size of the<br />

scars, Murat Direl underlined that it would be more reliable<br />

Göz çevresi estetiğinde cerrahi işleme son<br />

Op. Dr. Murat Direl, işlem sırasında kullanılan cihazla,<br />

havadaki gazların yaklaşık 1800 derece gibi yüksek ısıda<br />

iyonize edilerek, cilde yaklaşık yarım milimetreden küçük<br />

yıldırım arkları gönderildiğini belirtti. “Bu yüksek ısılı<br />

enerjiyle uygulama yalnız hedef dokuda etkili olmakta”<br />

diyen Op. Dr. Direl “Bu sayede daha derin dokulara<br />

enerji ulaşamadan hedef doku katı halden gaz hale<br />

geçmektedir. Bu yöntemle iletim yapacak herhangi bir<br />

doku kalmamaktadır ve müdahale sonrası iz kalmamasının<br />

nedeni bu uygulamadır. Özellikle göz kapağı estetiğinde<br />

kullanılmakta olan bu yöntem; göz çevresi kaz ayağı<br />

kırışıklıkları, kulak önü çizgileri, cilt fazlalığı nedeniyle<br />

gelişen alt kapak sarkmaları, dudak üstü barkod çizgileri<br />

gibi cildin esnekliği yitirdiği kırışıklıklar ve çizgiler de için<br />

uygulanabilmektedir.” diye ekledi. İzlerin büyüklüğüne<br />

bağlı olarak genellikle tek seansta istenilen sonuçların<br />

elde edilebildiğini vurgulayan Op. Dr. Murat Direl, cildin<br />

derinlerine yayılma durumlarında hassas bir müdahaleyle<br />

işlemi iki seansa yaymanın daha güvenilir olacağının altını<br />

çizdi.<br />

Kullanılan yöntemin botoks uygulamasıyla karıştırılmaması<br />

gerektiğine dikkat çeken Op. Dr. Murat Direl, bu yöntemle<br />

fazlalık dokunun tamamıyla buharlaştırıldığını ve geri<br />

gelmesinin mümkün olmadığını söyledi. Beslenme, uyku<br />

düzeni, sıvı tüketimi alışkanlıkları, sigara kullanımı ve<br />

cildin kolajen yapısı gibi yan faktörlerin de müdahalenin<br />

kalıcılığında belirleyici nokta olduğuna değinen Op. Dr. Direl<br />

bu yöntemin 18 yaşını dolduran herkese uygulanabileceğini<br />

aktardı.<br />

Estetik görünüme kavuşmanın ağrısız yöntemi<br />

Uygulamada krem anestezisi yönteminin kullanıldığı<br />

bilgisini paylaşan Op. Dr. Murat Direl, yoğun müdahale<br />

gerektiren durumlarda cilt altı lokal anestezi işleminin<br />

uygulandığını belirtti. Müdahalenin öncesinde basit ağrı<br />

kesiciler içilmesi önerisinde bulunan Op. Dr. Direl, bu yolla<br />

ağrısız ve konforlu bir uygulama yapılabildiğini aktardı.<br />

İşlemin ardından birkaç gün ödem gelişebildiği bilgisini<br />

paylaşan Op. Dr. Murat Direl, “Bu yüzden hemen müdahale<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


25<br />

to spread the procedure in two sessions with a sensitive<br />

intervention in cases where it spreads deep into the skin.<br />

Pointing out that the method used should not be confused<br />

with botox application, Ophthalmologist Murat Direl, M.D.<br />

said that with this method, the excess tissue is completely<br />

evaporated and it is not possible to return it. Mentioning<br />

that side factors such as nutrition, sleep pattern, fluid<br />

consumption habits, smoking and collagen structure of the<br />

skin are the determining points in the permanence of the<br />

intervention, Direl stated that this method can be applied<br />

to anyone over the age of 18.<br />

Painless method of achieving an aesthetic<br />

appearance<br />

Sharing the knowledge that the cream anesthesia method<br />

is used in the application, Ophthalmologist Murat Direl,<br />

M.D. stated that subcutaneous local anesthesia is applied<br />

in cases that require intensive intervention. Suggesting<br />

to drink simple painkillers before the intervention,<br />

Direl stated that a painless and comfortable application<br />

can be made in this way. Sharing the knowledge that<br />

edema can develop for a few days after the procedure,<br />

Ophthalmologist Murat Direl, M.D. said, “Therefore, we<br />

recommend applying cold compresses immediately after<br />

the intervention and for the first 3 days following the<br />

intervention. During the healing process, we apply a special<br />

foundation with 50 protection factor and sun protection of<br />

the patients.”<br />

Younger skin in just a few minutes<br />

Stating that the biggest advantage is to be able to<br />

intervene in minimal cases that have not yet developed<br />

a surgical indication, Ophthalmologist Murat Direl, M.D.<br />

said, “We experience the same advantage in asymmetric<br />

valve drooping. When the patient simultaneously looks at<br />

himself in the mirror and expresses his wishes during the<br />

intervention, we can perform the dosage as desired. The<br />

procedure can be performed in the examination room<br />

without the patient being taken to the operating room.”<br />

Emphasizing that the procedure can be completed in as<br />

little as 15-20 minutes without any incisions or stitches,<br />

underlining the practicality of the process, Direl said,<br />

“There is no problem when it needs to be repeated.<br />

However, as a surgeon, we prefer to intervene on a skin<br />

that has never been touched, rather than a patient who has<br />

had a previous surgical intervention. Because after each<br />

surgical intervention, subcutaneous adhesions and fibrosis<br />

specific to the skin’s own structure may occur. These<br />

adhesions complicate our work in the second interventions.<br />

Although our surgical techniques are advanced, it also<br />

keeps us away from complications such as inability to close<br />

the lid or ectropion (outward turning of the eyelid), which<br />

can be experienced especially after lower lid surgeries. In<br />

addition, we not only remove excess skin tissue, but also<br />

stimulate the formation of a new skin that is much tighter<br />

and with a strong collagen roof. Only for this effect, large<br />

amounts of financial cosmetic expenses are spent.”<br />

sonrasında ve takip eden ilk 3 gün soğuk kompres<br />

uygulaması tavsiye ediyoruz. İyileşme sürecinde hastaların<br />

güneşten korunmalarını ve 50 koruma faktörlü özel bir<br />

fondöten uyguluyoruz.” dedi.<br />

Yalnızca birkaç dakikada daha genç bir cilt<br />

En büyük avantajın henüz cerrahi endikasyonu gelişmemiş<br />

minimal düzeyde olgulara müdahale edebilmek<br />

olduğunu aktaran Op. Dr. Murat Direl, “Asimetrik<br />

kapak düşüklüklerinde de aynı avantajı yaşıyoruz. Hasta<br />

müdahale sırasında eşzamanlı olarak aynada kendine<br />

bakıp isteğini dile getirdiğinde dozlamayı arzu ettiği ölçüde<br />

gerçekleştirebiliyoruz. Hasta ameliyathaneye çıkarılmadan<br />

muayene odasında işlem gerçekleştirilebiliyor.” diye<br />

ekledi. Herhangi bir kesi, dikiş olmadan 15-20 dakika<br />

gibi kısa bir sürede işlem tamamlanabildiğini vurgulayan<br />

Op. Dr. Direl “Tekrarlanmak gerektiğinde hiçbir sıkıntısı<br />

yoktur. Ancak cerrah olarak daha önceden cerrahi bir<br />

müdahalede bulunulmuş hastadan ise hiç dokunulmamış<br />

bir cilde müdahalede bulunmayı tercih ederiz. Çünkü<br />

her cerrahi girişim sonrasında cildin kendi yapısına<br />

özgün cilt altı yapışıklıkları ve fibrozis gerçekleşebiliyor.<br />

Bu yapışıklıklar ikinci müdahalelerde işimizi biraz<br />

zorlaştırıyor. Her ne kadar cerrahi tekniklerimiz gelişmiş<br />

olsa da kapak kapanmaması veyahut özellikle alt kapak<br />

cerrahileri sonrasında yaşanabilen ektropiyon (göz<br />

kapağının dışa dönmesi) gibi düşük oranda görülebilen<br />

komplikasyonlardan da bizi uzakta tutuyor. Ayrıca sadece<br />

fazlalık cilt dokusunu uzaklaştırmakla da kalmıyoruz çok<br />

daha sıkı, kolajen çatısı sağlam yeni bir cilt oluşumunu<br />

uyarıyoruz. Sadece bu etki için yüksek miktarlarda maddi<br />

kozmetik harcama yapılıyor.” diyerek işlemin pratikliğine<br />

dikkat çekti.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


26<br />

Eye pressure can lead to blindness!<br />

Göz tansiyonu körlüğe yol açabilir!<br />

Glaucoma, known as ‘Eye Tension’<br />

among the people, which is<br />

a disease of the optic nerve,<br />

develops with the decrease<br />

of the cells that make up the<br />

optic nerve. Eye Health and<br />

Diseases Specialist Prof. Dr. Uğur<br />

Emrah Altıparmak at Acıbadem<br />

Ankara Hospital informs on the<br />

causes and treatment method<br />

of glaucoma, which is one of<br />

the most important causes of<br />

blindness due to its permanent<br />

damage.<br />

“Glaucoma is an insidious disease<br />

that is more common in middle age and above Prof. Dr.<br />

Uğur Emrah Altıparmak continues his words as follows,<br />

“Glaucoma can also be seen very rarely in children<br />

or infants. In a report published by the World Health<br />

Organization, it was reported that 76 million people<br />

between the ages of 40-80 had glaucoma in the world in<br />

2020. This figure is expected to rise to 95 million by 2030.<br />

In glaucoma, permanent damage occurs in the optic nerve,<br />

Eye Health and Diseases Specialist<br />

Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak<br />

Bir görme siniri hastalığı olan<br />

halk arasında ‘Göz Tansiyonu’<br />

olarak bilinen Glokom, görme<br />

sinirini oluşturan hücrelerin<br />

azalması ile gelişiyor. Kalıcı bir<br />

hasar oluşturabilmesi nedeniyle<br />

en önemli körlük nedenlerinden<br />

olan glokomun sebeplerini ve<br />

tedavi yöntemini Acıbadem<br />

Ankara Hastanesi Göz Sağlığı ve<br />

Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Uğur<br />

Emrah Altıparmak anlatıyor.<br />

“Glokom orta yaş ve üzerinde daha<br />

sık görülen sinsi bir hastalıktır”<br />

açıklamasında bulunan Prof. Dr. Emrah Altıparmak<br />

sözlerine şöyle devam ediyor “Glokom, çok nadir olarak<br />

çocuk veya bebeklerde de görülebilir. Dünya Sağlık Örgütü’<br />

nün yayınladığı bir raporda 2020 yılında dünyada 40-80 yaş<br />

arası 76 milyon kişide glokom hastalığı olduğu bildirilmiştir.<br />

Bu rakamın 2030 yılına gelindiğinde 95 milyona çıkması<br />

beklenmektedir. Glokom hastalığında göz ile beyin<br />

arasındaki bağlantıyı sağlayan görme sinirinde (optik sinir)<br />

kalıcı hasar meydana gelir.”<br />

Glokom hastalarının önce yan alanlardaki görmelerini,<br />

hastalık ilerledikçe de merkeze doğru görmelerini<br />

kaybettiklerini söyleyen Emrah Altıparmak “En son<br />

aşamada merkez görme de kaybedilir ve körlük gerçekleşir.<br />

Önce kenar görmeyi azalttığı için hastalar ilk başta<br />

hastalığın varlığını fark edemeyebilir. Bu nedenle düzenli<br />

kontrollerin önemi büyüktür. Özellikle ailede glokom öyküsü<br />

olan kişiler glokom gelişmesi açısından daha büyük risk<br />

altındadır. Bu kişilerde düzenli göz muayeneleri daha da<br />

büyük önem taşır. Bu kişilerin 40 yaşından itibaren her yıl,<br />

aile bireylerinde glokom olmayan kişilerin de 40-50 yaşları<br />

arasında iki yılda bir, 50 yaşından itibaren de her yıl göz<br />

kontrollerini olmaları tavsiye edilir” açıklamasında bulundu.<br />

Erken tedavi büyük önem taşıyor<br />

Glokom hastalığının tedavisinde amacın kötüye gidişi<br />

durdurmak olduğunu aktaran Emrah Altıparmak,<br />

kaybedilmiş olan görmeyi geri getirmenin mümkün<br />

olmadığını söyledi. Hastalığın erken tanısının çok önemli<br />

olduğunu belirten Altıparmak sözlerine şöyle devam etti:<br />

“Hastalığın ilerlemesini başarılı ile durduran tek tedavi göz<br />

içi basıncının düşürülmesidir. Bu genellikle göz damlaları<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


27<br />

which provides the connection between the eye and the<br />

brain.”<br />

Recording that glaucoma patients lose their vision in the<br />

lateral areas first, and their vision towards the center as<br />

the disease progresses, Emrah Altıparmak said, “In the<br />

last stage, central vision is also lost and blindness occurs.<br />

Patients may not realize the presence of the disease at first<br />

because it reduces the edge vision first. Therefore, regular<br />

check-ups are of great importance. Especially people with a<br />

family history of glaucoma are at greater risk of developing<br />

glaucoma. Regular eye exams are even more important in<br />

these people. It is recommended that these people have<br />

eye check-ups every year from the age of 40, those who<br />

do not have glaucoma in their family members, every two<br />

years between the ages of 40-50, and every year from the<br />

age of 50.”<br />

ile sağlanır, damlaların yetersiz kaldığı bazı olgularda ise<br />

glokom ameliyatları devreye girer. Glokom tedavisinde<br />

çok sayıda damla kullanılabilir. Damlalar genellikle yan<br />

etkilerinin azlığına, hastaya uygunluğuna ve hastanın<br />

göstereceği uyuma göre tercih edilir. Tek bir damla ile<br />

sonuç alınamadığında bazen 2, bazen 3 göz damlası birlikte<br />

kullanılır. Hastaların damlalarını düzenli kullanması çok<br />

ama çok önemlidir. İlaçlara ara verilmesi veya düzensiz<br />

kullanılması görme sinirinde var olan hasarı artıracaktır.<br />

Unutulmamalıdır ki glokom tedavisi ömür boyu sürecek bir<br />

tedavidir.”<br />

Early treatment has great importance<br />

Emrah Altıparmak stated that the aim in the treatment of<br />

glaucoma is to stop the worsening, and said that it is not<br />

possible to restore the lost vision. Noting that the early<br />

diagnosis of the disease is very important, Altıparmak<br />

continued, “The only treatment that successfully stops<br />

the progression of the disease is lowering the intraocular<br />

pressure. This is usually achieved with eye drops, and in<br />

some cases where the drops are insufficient, glaucoma<br />

surgeries come into play. A large number of drops can be<br />

used in the treatment of glaucoma. Drops are generally<br />

preferred according to the scarcity of side effects,<br />

suitability for the patient and compliance with the patient.<br />

Sometimes 2, sometimes 3 eye drops are used together<br />

when results cannot be obtained with a single drop. It<br />

is very, very important for patients to use their drops<br />

regularly. Interrupting or irregular use of drugs will increase<br />

the damage to the optic nerve. It should not be forgotten<br />

that glaucoma treatment is a lifelong treatment.”<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


30<br />

Parkinson’s is more common in men than women!<br />

Parkinson kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülüyor!<br />

Dr. Lecturer Tülay Alışkan Oral and Specialist Dr.<br />

Hakan Çavuş, two neurologists at Istanbul Okan<br />

University Hospital, informed about Parkinson’s<br />

disease.<br />

What are the stages of the disease?<br />

Parkinson’s disease can be divided into 5 stages. In stage<br />

one, the person usually has mild symptoms that do not<br />

interfere with daily activities. Tremors and other movement<br />

symptoms occur on only one side of the body. Changes<br />

occur in posture, walking, and facial expressions. In the<br />

second stage, the symptoms begin to worsen. Tremors,<br />

stiffness, and other movement symptoms affect both<br />

sides of the body. Gait problems and poor posture may be<br />

evident. The person can still live alone but doing daily tasks<br />

has become more difficult. The third stage is considered the<br />

middle stage, loss of balance and slowness of movements<br />

are the distinguishing features. Falls are more common.<br />

The person is still completely independent, but symptoms<br />

significantly impair activities such as dressing and eating. In<br />

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Nöroloji<br />

uzmanları, Dr. Öğr. Üyesi Tülay Alışkan Oral ve<br />

Uzm. Dr. Hakan Çavuş, parkinson hastalığı ile ilgili<br />

tüm merak edilenleri anlattı.<br />

Hastalığın evreleri nelerdir?<br />

Parkinson hastalığını 5 evreye ayırabiliriz. Birinci<br />

evrede kişi genellikle günlük aktivitelere engel olmayan<br />

hafif semptomlara sahiptir. Titreme ve diğer hareket<br />

semptomları vücudun yalnızca bir tarafında görülür. Duruş,<br />

yürüme ve yüz ifadelerinde değişiklikler meydana gelir.<br />

İkinci evrede belirtiler kötüleşmeye başlar. Titreme, katılık<br />

ve diğer hareket semptomları vücudun her iki tarafını da<br />

etkiler. Yürüme sorunları ve duruş bozukluğu belirgin<br />

olabilir. Kişi yine de yalnız yaşayabilir ancak günlük işleri<br />

yapmak daha zorlaşmıştır. Üçüncü evre orta aşama olarak<br />

kabul edilir, denge kaybı ve hareketlerin yavaşlığı ayırt edici<br />

özelliklerdir. Düşmeler daha yaygındır. Kişi hala tamamen<br />

bağımsızdır, ancak semptomlar giyinme ve yemek yeme<br />

gibi aktiviteleri önemli ölçüde bozar. Dördüncü evrede<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


31<br />

Neurologist Dr. Lecturer Tülay Alışkan Oral at Istanbul Okan University Hospital<br />

the fourth stage, the symptoms are severe and limiting. It<br />

is possible to stand unaided, but a walker may be required<br />

for movement. The person needs help in activities of daily<br />

living and cannot live alone. In the fifth and final stage,<br />

stiffness in the legs can make it impossible to stand or walk.<br />

The person needs a wheelchair or is bedridden. All activities<br />

require 24-hour maintenance. The person may experience<br />

hallucinations and delusions.<br />

What are the treatments for Parkinson’s disease?<br />

First of all, it starts with drug treatments. Surgical<br />

treatments may also be possible in suitable and advanced<br />

patients. Other treatments include lifestyle changes,<br />

such as getting more rest and exercise. There are many<br />

medications that can be used to treat Parkinson’s<br />

symptoms, but none can yet reverse the effects of the<br />

disease. It is extremely important to use drugs regularly<br />

and within the framework of a certain program.<br />

What is the impact of Parkinson’s disease on daily<br />

life?<br />

As the stage and degenerative process progress in<br />

Parkinson’s disease, there is a limitation of daily living<br />

activities.<br />

Is research ongoing about the disease? Is it seen<br />

at a young age?<br />

We begin to see Parkinson’s disease more often at the<br />

age of 50 and beyond. Its incidence is estimated to be 0.3<br />

percent in the general population aged 40 years and over.<br />

It is rare in young people. However, clinical studies continue<br />

in terms of treatment and early diagnosis.<br />

Is Parkinson’s disease more common in men than<br />

women?<br />

In most, if not all, epidemiological studies, male<br />

predominance has been observed in the incidence of<br />

Parkinson’s disease. This suggests that men have a higher<br />

risk of developing Parkinson’s than women.<br />

What exactly is Parkinson’s disease?<br />

Parkinson’s disease is a chronic and progressive disease<br />

that occurs as a result of dysfunction of neurons in the<br />

brain, causing movement disorders.<br />

Neurologist Specialist Dr. Hakan Çavuş at Istanbul Okan University Hospital<br />

semptomlar şiddetli ve sınırlayıcıdır. Yardımsız ayakta<br />

durmak mümkündür, ancak hareket için bir yürüteç<br />

gerekebilir. Kişi günlük yaşam aktivitelerinde yardıma<br />

ihtiyaç duyar ve tek başına yaşayamaz. Beşinci ve son<br />

evrede bacaklardaki sertlik, ayakta durmayı veya yürümeyi<br />

imkânsız hale getirebilir. Kişi tekerlekli sandalyeye ihtiyaç<br />

duyar veya yatalaktır. Tüm faaliyetler için 24 saat bakım<br />

gereklidir. Kişi halüsinasyonlar ve sanrılar yaşayabilir.<br />

Parkinson hastalığının tedavileri nelerdir?<br />

Öncelikle ilaç tedavileri ile başlanır. Uygun ve ileri evre<br />

hastalarda cerrahi tedaviler de mümkün olabilir. Diğer<br />

tedaviler, daha fazla istirahat ve egzersiz yapmak gibi<br />

yaşam tarzı değişikliklerini içerir. Parkinson semptomlarını<br />

tedavi etmek için kullanılabilecek birçok ilaç vardır, ancak<br />

henüz hiçbiri hastalığın etkilerini tersine çeviremez. İlaçları<br />

düzenli ve belli bir program çerçevesinde kullanmak son<br />

derece önemlidir.<br />

Parkinson hastalığının günlük yaşam üzerindeki<br />

etkisi nedir?<br />

Parkinson hastalığında evre ve dejeneratif süreç ilerledikçe<br />

günlük yaşam aktivitelerinin kısıtlanması söz konusu olur.<br />

Hastalık hakkında araştırmalar devam ediyor mu?<br />

Genç yaşta da görülür mü?<br />

Parkinson hastalığını daha çok 50 yaş ve sonrasında<br />

görmeye başlarız. Sıklığının 40 yaş ve üstü genel<br />

popülasyonda yüzde 0,3 olduğu tahmin edilmektedir.<br />

Gençlerde görülmesi nadirdir. Bununla beraber tedavi ve<br />

erken tanı açısından klinik çalışmalar devam etmektedir.<br />

Parkinson hastalığı kadınlara oranla erkeklerde<br />

daha mı sık görülür?<br />

Epidemiyolojik çalışmaların hepsinde olmasa da pek<br />

çoğunda parkinson hastalığının görülmesinde erkek<br />

üstünlüğü gözlenmiştir. Bu da erkeklerin Parkinson<br />

geliştirme riskinin kadınlardan daha yüksek olduğunu<br />

düşündürmektedir.<br />

Parkinson hastalığı tam olarak nedir?<br />

Parkinson hastalığı; beyindeki nöronların işlev bozukluğu<br />

sonucu ortaya çıkan, kronik ve ilerleyici giden, hareket<br />

bozukluğuna neden olan bir hastalıktır.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


32<br />

Who is affected?<br />

Although it is rarely seen in young age groups, it is more<br />

common in people over 60 years of age.<br />

What are the symptoms of Parkinson’s disease?<br />

Parkinson’s disease, which is usually caused by severe<br />

slowing of movements on one side of the body, continuous<br />

and rhythmic tremors generally seen in the hands when<br />

resting, a feeling of stiffness and posture disorders in the<br />

body caused by irregular contraction of the muscles, starts<br />

on one side of the body and the symptoms increase over<br />

the years and pass to the other side of the body.<br />

What are the risk factors?<br />

As with many different neurological diseases, the exact<br />

cause of Parkinson’s disease is not yet known. Although<br />

not directly inherited, various genetic features have been<br />

discovered that can cause disease in a small portion of<br />

them. It is possible that early exposure to certain toxins or<br />

environmental factors may also increase the chances of<br />

developing Parkinson’s disease.<br />

So, how is the diagnosis made?<br />

Brain MRI or blood analysis can be done for the differential<br />

diagnosis of Parkinson’s disease; however, these<br />

examinations are performed to exclude diseases similar to<br />

Parkinson’s disease. The diagnosis is made by the patient’s<br />

clinical history and neurological examination.<br />

Kimler etkilenir?<br />

Çok nadir olarak genç yaş gruplarında görülse de daha çok<br />

60 yaş üzeri kişilerde görülür.<br />

Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir?<br />

Çoğunlukla vücudun bir tarafında hareketlerin ileri<br />

derecede yavaşlaması, genellikle istirahat halindeyken<br />

ellerde görülen sürekli ve ritmik titreme, kasların düzensiz<br />

kasılması sonucu oluşan vücutta sertlik hissi ve duruş<br />

bozukluklarıyla ortaya çıkan Parkinson hastalığı, vücudun<br />

bir tarafında başlar ve bulgular yıllar içinde artarak vücudun<br />

diğer tarafına da geçer.<br />

Risk faktörleri nelerdir?<br />

Birçok farklı nörolojik hastalıkta olduğu gibi, Parkinson<br />

hastalığının da kesin nedeni henüz tam olarak<br />

bilinmemektedir. Doğrudan genetik geçişli olmasa da<br />

küçük bir kısmında hastalığa yol açabilecek çeşitli genetik<br />

özellikler keşfedilmiştir. Belirli toksinlere veya çevresel<br />

faktörlere erken maruz kalmanın da Parkinson hastalığının<br />

gelişme şansını artırabilmesi olasıdır.<br />

Peki, tanısı nasıl konulur?<br />

Parkinson hastalığı ayırıcı tanısı için beyin MR<br />

görüntülemesi veya kan tahlili yapılabilir; ancak bu tetkikler<br />

Parkinson hastalığına benzeyen hastalıkları dışlamak<br />

amacı ile yapılır. Tanı, hastanın klinik hikayesi ve nörolojik<br />

muayene ile konulmaktadır<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


34<br />

Attention to PFAPA syndrome in children!<br />

Pediatric Rheumatology Specialist Assoc. Dr. Ferhat Demir at Acıbadem Altunizade Hospital<br />

Çocuklarda PFAPA sendromuna dikkat!<br />

Anne babaları telaşlandıran ve genellikle nasıl<br />

davranacaklarını bilemedikleri yüksek ateş,<br />

doktora en sık başvurulan sorunlardan biri olarak<br />

karşımıza çıkıyor. Yüksek ateş şikayetinin belirli<br />

aralıklarla sık tekrarlaması, çocuğun ve ailesinin<br />

yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürebilirken,<br />

çocukların okul başarısını da olumsuz etkiliyor.<br />

Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Sağlığı<br />

ve Hastalıkları Çocuk Romatoloji Uzmanı Doç.<br />

Dr. Ferhat Demir, her mevsim görülebilen PFAPA<br />

sendromu (tekrarlayan ateş) hakkında bilinmesi<br />

gereken 9 önemli noktayı anlattı, önemli uyarılar<br />

ve önerilerde bulundu.<br />

High fever, which alarms parents and often does<br />

not know how to behave, is one of the most<br />

common problems in which a doctor is consulted.<br />

Frequent repetition of high fever at certain<br />

intervals can seriously reduce the quality of<br />

life of the child and his family, while negatively<br />

affecting the school success of children. Pediatric<br />

Rheumatology Specialist Assoc. Dr. Ferhat<br />

Demir at Acıbadem Altunizade Hospital shared 9<br />

important notes to know about PFAPA syndrome<br />

(periodic fever), which can be seen in all seasons,<br />

and made important warnings and suggestions.<br />

Do not give antibiotics because it does not help!<br />

PFAPA syndrome is an additional common rheumatic<br />

periodic fever disease of childhood, which usually lasts<br />

between 3-6 days and goes away spontaneously, frequently<br />

recurring, with persistent fever, pharyngitis, tonsillitis<br />

(tonsillitis), mouth sores and lymph node enlargement<br />

findings. Assoc. Dr. Ferhat Demir said, “PFAPA syndrome<br />

is not an infection, and it is not a condition that requires<br />

antibiotics at all. It is not contagious. The most common<br />

misapplication we see in this disease is that children use<br />

antibiotics for unnecessary reasons, sometimes several<br />

times a month, considering that they have beta microbes or<br />

throat infections.”<br />

Antibiyotik vermeyin çünkü fayda sağlamıyor!<br />

PFAPA sendromu genelde 3-6 gün arası süren ve<br />

kendiliğinden geçen, sık tekrarlayan, dirençli ateş,<br />

farenjit, tonsillit (bademcik iltihaplanması), ağız yarası<br />

ve lenf bezlerinde büyüme bulguları ile seyir gösteren,<br />

çocukluk çağının ek sık görülen romatizmal periyodik ateş<br />

hastalığıdır. Doç. Dr. Ferhat Demir “PFAPA sendromu bir<br />

enfeksiyon değildir, antibiyotik verilmesi gereken bir durum<br />

ise hiç değildir. Bulaşıcılığı yoktur. Bu hastalık özelinde en<br />

sık gördüğümüz yanlış uygulama, çocukların beta mikrobu<br />

ya da boğaz enfeksiyonu olduğu düşünülerek, bazen ayda<br />

birkaç kez gereksiz nedenle antibiyotik kullanmalarıdır”<br />

diyor.<br />

Bu belirtilerle seyrediyor!<br />

“Çocuklarda 3-4 hafta ara ile 39-40 dereceyi bulan ateş<br />

şikâyeti gelişmektedir. Atak aralığı bir haftaya kadar<br />

düşebileceği gibi iki-üç ay aralığına da genişleyebilir. Ateşe<br />

eşlik eden en sık bulgu ise boğaz içerisinde bademcikler<br />

üzerinde beyaz plakların olmasıdır. Boyun lenf bezlerinde<br />

büyüme, farenjit-tonsillit, ağız içerisinde yaralar, eklem<br />

ağrıları, daha nadiren, döküntü, karın ağrısı ve ishal de<br />

eşlik edebilmektedir. Ataklar arasında çocuklar tamamen<br />

sağlıklıdır ve hastalığa bağlı büyüme ve gelişmede<br />

etkilenme olmaz.”<br />

Ailesel geçiş gösterebiliyor!<br />

“PFAPA Sendromunda (tekrarlayan ateş) ataklar<br />

sıklıkla 2-5 yaş arasında başlar ve 7-8 yaşından itibaren<br />

kaybolur. Hastaların bir kısmında bu ataklar ergenlikte ve<br />

yetişkinlikte de devam edebilir. Araştırmalar; tam olarak<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


35<br />

Watching with these symptoms!<br />

“Fever, which reaches 39-40 degrees at intervals of 3-4<br />

weeks, develops in children. The attack range may decrease<br />

up to a week or expand to two-three months. The most<br />

common finding accompanying fever is the presence of<br />

white plaques on the tonsils in the throat. Enlargement of<br />

the neck lymph nodes, pharyngitis- tonsillitis, sores in the<br />

mouth, joint pain, more rarely rash, abdominal pain and<br />

diarrhea may accompany. Between attacks, the children are<br />

completely healthy and there is no effect on growth and<br />

development due to the disease.”<br />

It can show familial transmission!<br />

“In PFAPA Syndrome (recurrent fever) attacks often begin<br />

between the ages of 2-5 and disappear by the age of 7-8<br />

years. In some patients, these attacks may continue in<br />

adolescence and adulthood. Although a genetic cause<br />

cannot be determined exactly, researches show that the<br />

disease may show familial transmission. In our own clinical<br />

experience, we can see that in certain patients, such as<br />

parents-eame-aunt-aunty-uncle, there are similar findings<br />

in childhood, and the findings cease after tonsillectomy.”<br />

It can be seen in all seasons!<br />

“One of the features of the disease is that it does not<br />

observe the seasons, unlike other infections; Although it<br />

is more common in winter and spring, PFAPA attacks can<br />

develop in any season. The reason why it is more common<br />

in some seasons is that possible viral infections can trigger<br />

the PFAPA attack by stimulating the immune system. In<br />

this respect, families of children with PFAPA should be<br />

more protective and careful about upper respiratory tract<br />

infections. Children should not be restricted from their<br />

school and social life as long as their general condition is<br />

good.”<br />

The main reason; Intensive work of the immune<br />

system<br />

Stating that the main reason for the disease is the<br />

intense work of the immune system without any reason,<br />

Pediatric Rheumatology Specialist Assoc. Dr. Ferhat<br />

Demir at Acıbadem Altunizade Hospital, said, “While the<br />

immune system is working intensively in PFAPA syndrome,<br />

symptoms similar to infectious diseases may develop and<br />

cause patients to receive unnecessary treatments as if<br />

they have an infection. With current scientific data, it’s not<br />

known for sure what causes it, but we do know that certain<br />

genetic conditions can pose a risk for this disease.”<br />

genetik bir neden ortaya konulamamakla birlikte, hastalığın<br />

ailesel geçiş gösterebildiğini düşündürmektedir. Kendi<br />

klinik tecrübelerimizde de anne-baba-amca-hala-teyzedayı<br />

gibi bir yakında çocuklukta benzer bulguların olduğunu,<br />

bademcik ameliyatı sonrasında bulguların sonlandığını<br />

belirli hastalarda görebilmekteyiz.”<br />

Her mevsim görülebiliyor!<br />

“Hastalığın özelliklerinden biri de diğer enfeksiyonlardan<br />

farklı olarak mevsim gözetmemesidir; kış ve bahar<br />

aylarında daha sık olmakla birlikte, her mevsimde PFAPA<br />

atakları gelişebilir. Bazı mevsimler daha sık görülmesinin<br />

nedeni, muhtemel viral enfeksiyonların bağışıklık<br />

sistemini uyararak PFAPA atağını tetikleyebilmesidir.<br />

Bu açıdan PFAPA tanılı çocukların aileleri, üst solunum<br />

yolu enfeksiyonları konusunda daha koruyucu ve dikkatli<br />

olmalıdır. Çocuklar, genel durumları iyi olduğu sürece, okul<br />

ve sosyal yaşamlarından kısıtlanmamalıdır.”<br />

Ana nedeni; bağışıklık sisteminin yoğun çalışması<br />

Hastalığın temel sebebinin, bağışıklık sisteminin nedensiz<br />

bir şekilde yoğun çalışması olduğunu belirten Çocuk<br />

Romatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ferhat Demir “PFAPA<br />

sendromunda bağışıklık sistemi yoğun çalışırken,<br />

enfeksiyon hastalıklarına benzer bulgular gelişebilmekte<br />

ve hastaların enfeksiyon varmış gibi gereksiz tedaviler<br />

almasına neden olabilmektedir. Güncel bilimsel verilerle,<br />

buna neyin neden olduğu kesin olarak bilinmemekle<br />

birlikte, bazı genetik durumların bu hastalık için risk<br />

oluşturabildiğini biliyoruz” diyor.<br />

Başka hastalıklarla karışabiliyor!<br />

“Hastalığın tanısı doktor muayenesi ve hastanın<br />

benzer ataklarının görülmesi ile konulur. Laboratuvar<br />

testlerinde, sanki vücutta mikrobik bir durum varmış gibi<br />

yükseklikler görülür. PFAPA teşhisi koymadan önce benzer<br />

bulgulara neden olabilecek diğer hastalıkları dışlamak<br />

gerekmektedir. Çünkü başka enfeksiyon hastalıklarının<br />

yanı sıra ülkemizde sık görülen Ailesel Akdeniz Ateşi (FMF)<br />

It can be confused with other diseases!<br />

“The diagnosis of the disease is made by a doctor’s<br />

examination and the appearance of similar attacks of the<br />

patient. In laboratory tests, heights are seen as if there is a<br />

microbial condition in the body. Before making a diagnosis<br />

of PFAPA, it is necessary to exclude other diseases that<br />

may cause similar findings. Because, in addition to other<br />

infectious diseases, the findings of FMF, which is common<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


36<br />

hastalığı ve birkaç romatizmal periyodik ateş sendromunun<br />

bulguları PFAPA ile karışabilmektedir.”<br />

in our country, and a few rheumatic periodic fever<br />

syndromes can be confused with PFAPA.”<br />

Pay attention to this point in treatment!<br />

Assoc. Dr. Ferhat Demir said, “Even though steroid (cortisol)<br />

treatment is frequently used during relapse periods and it<br />

is beneficial, one of the side effects of steroid application<br />

that we do not want is that it causes shortening of attack<br />

intervals. After steroid administration, attacks may become<br />

more frequent up to once a week. In this respect, steroid<br />

therapy is not a treatment method that we recommend to<br />

be used every month or more frequently. For this reason,<br />

after the evaluation of the pediatric rheumatologist and<br />

exclusion of other rheumatic causes, additional treatments<br />

can be given to help reduce the frequency of attacks, if<br />

necessary. Adeno-tonsillectomy (nasal and tonsil surgery)<br />

is the most effective treatment method that provides<br />

complete termination of attacks in 85-90% of patients.<br />

There are higher-level treatment options for patients<br />

whose symptoms persist and persist despite tonsil surgery.”<br />

Constant monitoring is required!<br />

“PFAPA does not cause any permanent problems. It does<br />

not retard growth and development, but it can cause<br />

febrile convulsions due to high fever in children with low<br />

seizure threshold. Diagnosed patients should definitely<br />

follow up with a pediatric rheumatologist. Since PFAPA<br />

disease is basically a rheumatic fever disease, it is strongly<br />

recommended that these children be evaluated in terms of<br />

other periodic rheumatic fever diseases.”<br />

Tedavide bu noktaya dikkat!<br />

Doç. Dr. Ferhat Demir “Steroid (kortizol) tedavisi<br />

atak dönemlerinde sık kullanılıp faydası görülse de<br />

steroid uygulamasının istemediğimiz bir yan etkisi,<br />

atak aralıklarının kısalmasına neden olmasıdır.<br />

Steroid uygulaması sonrası ataklar haftada bire kadar<br />

sıklaşabilmektedir. Steroid tedavisi bu açıdan her ay ya<br />

da daha sık kullanılmasını önerdiğimiz bir tedavi yöntemi<br />

değildir. Bu nedenle, hastalara çocuk romatoloji uzmanı<br />

değerlendirmesi ile diğer romatizmal nedenler dışlandıktan<br />

sonra, gerekirse atak sıklığını azaltmada yardımcı olabilen<br />

ek tedaviler verilebilmektedir. Adeno-tonsillektomi (geniz<br />

ve bademcik ameliyatı), hastaların yüzde 85-90’lık kısmında<br />

atakların tamamen sonlanmasını sağlayan en etkin tedavi<br />

yöntemidir. Bademcik ameliyatına rağmen atak bulguları<br />

devam eden ve dirençli seyreden hastalarda daha üst<br />

basamak tedavi seçenekleri bulunmaktadır” diyor.<br />

Sürekli takip gerekli!<br />

“PFAPA herhangi bir kalıcı soruna neden olmaz. Büyüme,<br />

gelişme geriliği yapmaz ancak havale eşiği düşük olan<br />

çocukların yüksek ateşe bağlı ateşli havale geçirmesine<br />

neden olabilir. Tanı alan hastaların mutlaka çocuk<br />

romatoloji uzmanı takibine de girmesi gerekir. PFAPA<br />

hastalığı, temelinde bir romatizmal ateş hastalığı olduğu<br />

için, diğer periyodik romatizmal ateş hastalıkları açısından<br />

da bu çocukların değerlendirilmeleri mutlaka önerilir.”<br />

Erken tanı ve tedavi çok önemli!<br />

Doç. Dr. Ferhat Demir “Hastalığa bağlı yaşadığımız en<br />

büyük sıkıntı hem çocuğun hem de ailenin hayat kalitesinin<br />

ciddi anlamda azalmasıdır. Özellikle ayda bir ve daha sık<br />

atak geçiren çocuklarda bu daha ön planda gözlenmektedir.<br />

Bu nedenle çocukların okul hayatı da kesintilere<br />

uğrayabilmektedir. Bu açıdan erken dönemde iyi bir<br />

ayırıcı tanı yapılarak, etkin tedavi ile atakların sıklığının ve<br />

şiddetinin azaltılması ya da tamamen ortadan kaldırılması<br />

asıl amacımız olmalıdır.” diyor.<br />

Early diagnosis and treatment is very important!<br />

Assoc. Dr. Ferhat Demir said, “The biggest problem we<br />

experience due to the disease is the serious decrease in the<br />

quality of life of both the child and the family. This is more<br />

prominent especially in children who have attacks once a<br />

month or more frequently. For this reason, children’s school<br />

life may also be interrupted. In this respect, our main goal<br />

should be to make a good differential diagnosis in the early<br />

period and to reduce or completely eliminate the frequency<br />

and severity of attacks with effective treatment.”<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


38<br />

Don’t let your spring fun be interrupted by allergies!<br />

Bahar keyfinizi alerji bölmesin!<br />

Attention for those who are locked in their homes<br />

and waiting for the arrival of spring, those who<br />

want to experience the joy of spring in outdoor<br />

activities. Informing on seasonal allergies that<br />

radically affect the lives of children and adults<br />

with the coming of spring, Pediatric Allergy,<br />

Chest Diseases Specialist Prof. Dr. Ahmet Akçay,<br />

President of Allergy Asthma Society, shared the<br />

tips for fighting allergens in spring.<br />

Tips on avoiding seasonal allergens<br />

With the arrival of spring, meadow grasses, grasses and<br />

trees bloom, pollen is scattered around. Pollen, which is a<br />

miracle of nature, helps plants to spread and multiply in<br />

the environment, but it can turn the spring months into<br />

a nightmare for people with pollen allergies. Individuals<br />

who tend to outdoor activities such as camping, hiking,<br />

gardening and soil are at risk due to pollen, even if they are<br />

in a safer environment in terms of Covid-19.<br />

Prof. Dr. Ahmet Akçay stated that spring allergies disturb<br />

Evlere kapanıp baharın gelişini bekleyenler,<br />

ilkbaharın neşesini açık hava etkinliklerinde<br />

yaşamak isteyenler, dikkat! Bahar aylarının<br />

yaklaşmasıyla çocuk ve yetişkinlerin hayatını<br />

kökten etkileyen mevsimsel alerjiler konusunda<br />

bilgiler veren Çocuk Alerji, Göğüs Hastalıkları<br />

Uzmanı ve Alerji Astım Derneği Başkanı Prof.<br />

Dr. Ahmet Akçay, bahar aylarında alerjenlerle<br />

savaşmanın ipuçlarını açıkladı.<br />

Mevsimsel alerjenlerden korunmaya dair ipuçları<br />

İlkbaharın gelişiyle çayır otlarının, çimenlerin ve ağaçların<br />

çiçek açmasıyla polenler çevreye saçılır. Doğanın<br />

bir mucizesi olan polenler, bitkilerin çevreye yayılıp<br />

çoğalmasına yardımcı olmakla birlikte polen alerjisi olan<br />

kişilerin bahar aylarını kabusa çevirebilir. Kamp, yürüyüş,<br />

bahçe, toprak gibi açık hava aktivitelerine yönelen bireyler,<br />

Covid-19 açısından daha güvenli bir ortamda bulunsalar<br />

dahi, polenler sebebiyle risk altındadır.<br />

Prof. Dr. Ahmet Akçay bahar alerjilerinin hastayı çok<br />

rahatsız ettiğini, yaşam kalitesini bozduğunu, alerjik<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


39<br />

bulgular nedeniyle hastaların iyi uyuyamadığını, bu nedenle<br />

yorgunluk ve halsizlik hissettiklerini, bunun sonucunda<br />

konsantrasyon ve öğrenme yeteneğinde azalma olduğunu<br />

belirtti. Mevsimsel alerjiye sahip olanların alerjenlerle nasıl<br />

savaşacağı konusunda gündelik ipuçları verdi.<br />

the patient very much, impair their quality of life, patients<br />

cannot sleep well due to allergic symptoms, therefore they<br />

feel fatigue and weakness, as a result of which there is a<br />

decrease in concentration and learning ability. She gave<br />

everyday tips on how to combat allergens for those with<br />

seasonal allergies.<br />

Do not dry your clothes outdoors!<br />

Clothes worn outside should be changed and cleaned when<br />

you come home. Drying the clothes in the dryer instead of<br />

an outside area, taking a warm shower if possible, gargling<br />

the nose with water, especially washing the hair is very<br />

useful in terms of cleaning the pollen sticking to the hair.<br />

Because pollen can easily settle in the fibers and then<br />

trigger symptoms when you wear the laundry.<br />

You must wear a hat and glasses outdoors!<br />

To be successful in the fight against allergies, you can wear<br />

a hat on your head and sunglasses to prevent pollen from<br />

entering your eyes. The use of masks and sunglasses that<br />

cover the sides of the eyes, especially when going out in<br />

spring, are effective in controlling spring allergies.<br />

Avoid smoking!<br />

Smoking triggers a stuffy, runny and itchy nose and watery<br />

eyes. With the arrival of spring, the time spent in public<br />

spaces, parks and gardens increases. While spending<br />

time outdoors, it is beneficial to stay away from smoking<br />

areas and choose non-smoking collective outdoor spaces,<br />

hotel rooms or restaurants. It should be noted that you<br />

should avoid other types of smoke that can aggravate your<br />

symptoms, such as fumes from a wood-burning fireplace<br />

and aerosol sprays.<br />

Kıyafetlerinizi açık havada kurulamayın!<br />

Dışarıda giyilen giysiler eve gelindiğinde değiştirilmeli ve<br />

temizlenmelidir, kıyafetleri dışarıda bir alan yerine kurutma<br />

makinesinde kurutmak, mümkünse ılık bir duş almak,<br />

burunları su ile gargara etmek, özellikle saçların yıkanması<br />

saçlara yapışan polenlerin temizlenmesi noktasında<br />

oldukça faydalıdır. Zira polen, elyaflara kolayca yerleşebilir<br />

ve daha sonra çamaşırları giydiğinizde semptomları<br />

tetikleyebilir.<br />

Açık havada şapka ve gözlük kullanmalısınız!<br />

Alerjiyle mücadelede başarılı olmak için başınıza şapka,<br />

gözlerinize polen girmesini önlemek için güneş gözlüğü<br />

takabilirsiniz. Özellikle bahar aylarında dışarıya çıkılırken<br />

maske kullanımı ve gözlerin yan kısımlarını da örten<br />

güneş gözlükleri kullanmak, bahar alerjisini kontrol etme<br />

aşamasında etkilidir.<br />

Sigaradan kaçının!<br />

Sigara kullanımı tıkalı, akan ve kaşıntılı burnu ve gözlerin<br />

sulanmasını tetikler. Bahar aylarının gelmesiyle beraber<br />

kamusal alanlarda, park ve bahçelerde geçirilen zaman<br />

artar. Açık havada vakit geçirirken sigara içilen ortamlardan<br />

uzaklaşmak, sigara içilmeyen kolektif dış mekanları,<br />

otel odalarını ya da restoranları seçmekte yarar vardır.<br />

Unutulmamalıdır ki, odun yanan şömine ateşinden çıkan<br />

dumanlar ve aerosol spreyler gibi semptomlarınızı<br />

arttıracak diğer duman türlerinden kaçınmalısınız.<br />

Hava durumunu takip edin!<br />

Yerel hava durumu raporlarını takip etmelisiniz. Daha<br />

yüksek polen oluşumuna neden olan yüksek ısının olduğu<br />

günleri, fırtınalar sırasında oluşan rüzgârı fark ederek<br />

önlem alabilirsiniz. Covid-19 döneminde kullanılan<br />

maskeler, polenle teması önemli derecede azaltır. Bu<br />

günler muhtemelen “fırtına astımı” olarak bilinen bir<br />

fenomene neden olabilir. Astımlılar özellikle fırtınadan<br />

sonra dışarı çıkarlarsa şiddetli reaksiyonlar gösterebilirler.<br />

Follow the weather!<br />

You should follow local weather reports. You can take<br />

precautions by noticing the wind during storms on days<br />

with high temperatures that cause higher pollen formation.<br />

Masks used during the Covid-19 period significantly reduce<br />

contact with pollen. These days can possibly cause a<br />

phenomenon known as “storm asthma”. Asthmatics can<br />

have severe reactions, especially if they go outside after a<br />

storm.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


40<br />

Clear your nose!<br />

Nasal rinsing can dilute allergy symptoms in that area as<br />

well as clearing mucus from your nose. In addition, it can<br />

remove thin mucus and bacteria and alleviate postnasal<br />

discharge. It will be helpful to gargle the nose frequently<br />

with water. Nose cleaning kits are available. Physiological<br />

saline solutions (you can prepare it by putting 1 teaspoon<br />

of salt in 1 liter of water) and more concentrated saline<br />

(hypertonic saline) solutions can be used for washing the<br />

inside of the nose (you can put 2 teaspoons of salt in 1 liter<br />

of water); According to one study, the latter has a better<br />

effect. The effects of nasal irrigation once or twice a day<br />

are felt within the first 4 weeks of starting this practice. It<br />

is also important to note that nasal irrigation, in addition to<br />

drug therapy, can save approximately 30% on medication<br />

while providing the same level of symptom control.<br />

HEPA filters can be used!<br />

Using Portable Hepa “High Efficiency Particulate Arresting”,<br />

a filtered air cleaner, vacuuming the house regularly with<br />

a HEPA filtered vacuum cleaner, frequently changing the<br />

pollen filters of the air conditioner in your car and at home<br />

will be useful. Outdoor exercises are important for beating<br />

allergies, but timing is critical.<br />

Do not choose the morning hours for walking!<br />

The highest pollen count is usually when the sun starts<br />

to rise in the morning. For walking, you should prefer<br />

afternoon or late evening hours.<br />

Don’t forget to replace the car filters<br />

The filters installed in all cars today effectively capture<br />

particulate matter from ~ 0.7 to 74 µm, regardless of their<br />

source. Therefore, even all pollen and pollen particles<br />

should regularly prevent them from getting into the car<br />

with the windows closed and protect drivers suffering from<br />

pollen allergies. A clinical study showing the beneficial<br />

effect of car filters during car travel does not appear to<br />

have been published to date. On the other hand, there are<br />

studies showing that allergies are responsible for up to 7%<br />

of traffic accidents, including reflex eyelid closure during<br />

sneezing. However – even the best filters in cars wear out<br />

and it has been proven that the filtering effect of small<br />

Burnunuzu temizleyin!<br />

Nazal durulama, burnunuzda bulunan mukusu<br />

temizlemesinin yanı sıra o bölgedeki alerji semptomlarını<br />

seyreltebilir. Bunun yanı sıra ince mukusu ve bakterileri<br />

uzaklaştırıp postnazal akıntıyı hafifletebilir. Burnun su ile<br />

sık sık gargara edilmesi faydalı olacaktır. Burun temizleme<br />

kitleri kullanılabilir. Burun içinin yıkanması için fizyolojik<br />

tuzlu su solüsyonları (1 litre suya 1 çay kaşığı tuz koyarak<br />

hazırlayabilirsiniz) ve daha yoğun tuzlu su (hipertonik<br />

serum fizyolojik) solüsyonları kullanılabilir (1 litre suya 2<br />

çay kaşığı tuz koyabilirsiniz); bir çalışmaya göre, ikincisi<br />

daha iyi bir etkiye sahiptir. Günde bir veya iki kez nazal<br />

irrigasyonun etkileri, bu uygulamaya başladıktan sonraki<br />

ilk 4 hafta içinde hissedilir. Aynı zamanda, ilaç tedavisine ek<br />

olarak nazal irrigasyonun, aynı seviyede semptom kontrolü<br />

sağlarken, ilaca yaklaşık %30 tasarruf sağlayabileceğini de<br />

belirtmek önemlidir.<br />

Hepa filtreli hava temizleme cihazları<br />

kullanılabilir!<br />

Taşınabilir Hepa “High Efficiency Particulate Arresting”<br />

yani “Yüksek Etkinlikte Partikül Yakalayıcı” filtreli<br />

hava temizleme cihazı kullanmanız, Hepa filtreli bir<br />

elektrik süpürgesiyle düzenli bir şekilde evi süpürmeniz,<br />

arabanızdaki ve evinizdeki klimanın polen filtrelerini sıklıkla<br />

değiştirmeniz faydalı olacaktır. Alerjiyi yenmek için açık<br />

hava egzersizleri önemlidir ancak zamanlama kritiktir.<br />

Yürüyüş için sabah saatlerini tercih etmeyin!<br />

En yüksek polen sayısı genellikle sabah güneş doğmaya<br />

başladığında olur. Yürüyüş için öğleden sonra veya akşam<br />

geç saatlerini tercih etmelisiniz.<br />

Araba filtrelerini değiştirmeyi unutmayın<br />

Günümüzde tüm arabalara takılan filtreler, kaynaklarından<br />

bağımsız olarak partikül maddeyi ~ 0,7 ila 74 µm arasında<br />

etkili bir şekilde tutar. Bu nedenle, tüm polen ve polen<br />

parçaları bile düzenli olarak camlar kapalıyken arabaya<br />

girmelerini engellemesi ve polen alerjisinden muzdarip<br />

sürücüleri korumalıdır. Araba yolculuğu sırasında<br />

araba filtrelerinin yararlı etkisini gösteren klinik bir<br />

çalışma bugüne kadar yayınlanmış gibi görünmüyor. Öte<br />

yandan, hapşırma sırasında refleks göz kapaklarının<br />

kapanması da dahil olmak üzere trafik kazalarının %7’sine<br />

kadarından alerjilerin sorumlu olduğuna dair çalışmalar<br />

bulunmaktadır. Ancak – arabalardaki en iyi filtreler<br />

bile eskir ve dış havadaki küçük parçacıkların (PM 2.5 )<br />

filtreleme etkisinin azaldığı kanıtlanmıştır. Polen alerjisi<br />

olanların filtreyi 2 yılda bir değiştirmeleri önerilebilir.<br />

Etkili maske kullanın<br />

COVID dönemi maskeleri, polenle teması azaltır. Birçok<br />

insanın maske taktığından beri daha az mevsimsel<br />

alerji semptomu yaşadığı gözleniyor. Maske takılıyken<br />

egzersiz yapmak güvenlidir. Alerjiler maske ile çalışmayı<br />

zorlaştırmamalıdır, bu nedenle nefes almakta güçlük<br />

çekiyorsanız bir profesyonelden yardım almalısınız. Polen<br />

mevsimi boyunca maske takmak, özellikle polen yükünün<br />

yüksek olacağı tahmin edilen günlerde, polen alerjisi<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


41<br />

particles (PM 2.5) in the outside air is reduced. Those with<br />

pollen allergies may be advised to replace the filter every 2<br />

years.<br />

Use effective masks<br />

COVID-era masks reduce contact with pollen. Many people<br />

seem to experience fewer seasonal allergy symptoms since<br />

wearing masks. It is safe to exercise while wearing a mask.<br />

Allergies should not complicate working with the mask, so<br />

if you have difficulty breathing you should seek help from<br />

a professional. Wearing a mask during the pollen season<br />

can be recommended as an effective non-pharmacological<br />

option for those with pollen allergies, especially on days<br />

when the pollen load is predicted to be high. In this<br />

way, pollen allergy sufferers will also have some benefit<br />

from wearing a mask against viruses (e.g. coronaviruses),<br />

bacteria or air pollution. Unless you have significant<br />

nasal congestion, only upper respiratory allergies should<br />

not cause too much trouble in breathing. If you have a<br />

breathing difficulty, you may need to be evaluated for the<br />

possibility of asthma.<br />

Nasal ointments, powders and oils can be used<br />

The application of ointments, powders or oils to the nasal<br />

mucosa is based on the idea that they act as a barrier to<br />

repel pollen absorbed into the nose or prevent allergens<br />

from entering the mucous membranes, thereby preventing<br />

inflammatory reactions and symptoms.<br />

Overall, numerous studies show that cellulose dust in<br />

the nose is an effective barrier against the penetration<br />

of allergens and airborne particulate matter. For these<br />

reasons, it may be beneficial for those with pollen allergy<br />

to use these ointments around the nose while we are<br />

outdoors.<br />

What is the ideal time to exercise outdoors?<br />

Rain pushes pollen down. Exercising during a light rain can<br />

be one of the best times to be outdoors when you have<br />

allergies.<br />

Is intranasal light (Phototherapy) treatment<br />

beneficial?<br />

There are studies showing that intranasal phototherapy<br />

is beneficial. However, based on information from<br />

dermatology and general considerations of possible<br />

epithelial damage to mucous membranes, it should be<br />

noted that local application of UV light is not without risk,<br />

particularly on a mucosal surface where such application<br />

is not physiological. Therefore, it would not be right to<br />

recommend this method to every pollen allergy sufferer.<br />

olanlar için farmakolojik olmayan etkili bir seçenek olarak<br />

önerilebilir. Bu şekilde, polen alerjisi hastaları, virüslere<br />

(örn. koronavirüsler), bakterilere veya hava kirliliğine karşı<br />

maske takmanın da bazı faydaları olacaktır. Önemli bir<br />

burun tıkanıklığınız yoksa sadece üst solunum yolu alerjileri<br />

nefes almanızda çok fazla sorun oluşturmamalıdır. Eğer<br />

bir solunum güçlüğü çekiyorsanız, astım olasılığı için<br />

değerlendirmeniz gerekebilir.<br />

Nazal merhemler, tozlar ve yağlar kullanılabilir<br />

Merhemlerin, tozların veya yağların nazal mukozaya<br />

uygulanması, bunların burun içine emilen polenleri<br />

püskürtmek veya alerjenlerinin mukoza zarlarına girmesini<br />

önlemek için bir bariyer görevi gördükleri ve böylece<br />

inflamatuar reaksiyonları ve semptomları önlediği fikrine<br />

dayanır.<br />

Genel olarak, çok sayıda çalışma, burundaki selüloz<br />

tozunun, alerjenlerin ve havadaki partiküler maddelerin<br />

penetrasyonuna karşı etkili bir bariyer olduğunu<br />

göstermektedir. Bu nedenlerden açık havada kaldığımız<br />

sürede polen alerjisi olanların burun etrafına bu<br />

merhemlerden kullanması faydalı olabilir.<br />

Açık havada egzersiz yapmak için ideal zaman<br />

nedir?<br />

Yağmur, poleni aşağı iter. Hafif bir yağış sırasında egzersiz<br />

yapmak, alerjiniz olduğunda açık havada olmak için en iyi<br />

zamanlardan biri olabilir.<br />

Burun içine ışık (Fototerapi) tedavisi faydalı mı?<br />

Burun içine fototerapi uygulanmasının faydalı olduğuna<br />

yönelik çalışmalar vardır. Bununla birlikte, dermatolojiden<br />

elde edilen bilgilere ve mukoza zarlarında olası epitel<br />

hasarına ilişkin genel değerlendirmelere dayanarak, UV<br />

ışığının lokal olarak uygulanmasının, özellikle bu tür bir<br />

uygulamanın fizyolojik olmadığı bir mukozal yüzey üzerinde<br />

risksiz olmadığı belirtilmelidir. Bu nedenle, bu yöntem her<br />

polen alerjisine önerilmesi doğru olmaz.<br />

Akapunktur etkili mi?<br />

Standart ilaç tedavisine yeterince yanıt vermeyen veya<br />

dayanılmaz yan etkiler yaşayan alerjik rinitli bireyler için<br />

akupunktur değerli olabilir. Muhtemelen, etki büyük ölçüde<br />

akupunktur uzmanının deneyimine ve muhtemelen hastanın<br />

metodolojiye katılma isteğine bağlı olacaktır.<br />

Is Acupuncture effective?<br />

Acupuncture may be valuable for individuals with allergic<br />

rhinitis who do not respond adequately to standard<br />

drug therapy or who experience intolerable side effects.<br />

Presumably, the effect will largely depend on the<br />

experience of the acupuncturist and possibly the patient’s<br />

willingness to participate in the methodology.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


42<br />

Pharmacy from past to present…<br />

Geçmişten günümüze eczacılık…<br />

We are all aware that pharmacy is preparing and selling drugs prescribed by doctors<br />

or health professionals, dealing with the control of substances and drugs and it is a<br />

multidisciplinary profession that manages processes such as disease diagnosis and<br />

prevention. The clinical health unit, which connects medical science with chemistry, is a<br />

great value from the past to the present. Let’s all witness this beautiful journey...<br />

Eczacılığın, doktor veya sağlık profesyonelleri tarafından reçete edilen ilaçları hazırlayıp<br />

satan, madde ve ilaçların kontrolü ile ilgilenen; hastalık teşhisi, önlenmesi gibi süreçleri<br />

yöneten multidisipliner bir meslek dalı olduğunun hepimiz farkındayız. Tıp bilimini<br />

kimya ile ilişkilendiren klinik sağlık birimi, geçmişten günümüze kadar uzanan büyük bir<br />

değer. Gelin, bu güzel yolculuğa hepimiz tanık olalım…<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


43<br />

Firsts<br />

When we take a look at the firsts, it is known that the first<br />

pharmacies in the world were in Naples and Paris in 1140.<br />

In the 9th century, Selerno, known as the “First Medical<br />

School” in Europe, was established… The first pharmacy in<br />

the Ottoman Empire established in 708 during the reign of<br />

al-Mansur.<br />

Education in Türkiye<br />

Türkiye started the Pharmacy education with the<br />

Pharmacist class opened in Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i<br />

Şahane on May 14, 1839. Today, undergraduate education<br />

continues for 5 years in pharmacy faculties.<br />

We call those who practice the profession of pharmacy as<br />

“Pharmacists”. Well, have you ever thought? about “How do<br />

we address our pharmacists in the past?”<br />

İlkler<br />

İlklere göz attığımızda, dünyadaki ilk eczanelerin<br />

1140’ta Napoli ve Paris’te olduğu biliniyor. 9.yüzyılda<br />

da Avrupa’da “İlk Tıp Okulu” olarak bilinen Selerno<br />

kurulmuş… Osmanlı’da ilk eczane ise, 708’de el-Mansur’un<br />

hükümdarlığında karşımıza çıkıyor.<br />

Türkiye’de eğitim<br />

Türkiye, ilk olarak 14 Mayıs 1839 tarihinde Mekteb-i<br />

Tıbbiye-i Adliye-i Şahane bünyesinde açılan Eczacı sınıfıyla<br />

Eczacılık öğretimine başlangıç yapmıştır. Günümüzde de<br />

Eczacılık fakültelerinde 5 yıl olarak lisans eğitimi devam<br />

etmektedir.<br />

Eczacılık mesleğini icra edenlere “Eczacı” diyoruz. Peki,<br />

geçmişte “Eczacılarımıza nasıl hitap<br />

ediliyordu?” diye hiç düşündünüz mü?<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


44<br />

Here are the names given to the Pharmacists<br />

throughout history:<br />

1- Rhizoteme<br />

2- Pharmakeis<br />

3- Pigmentarius<br />

4- Seplasiarius<br />

5- Pharmacopole<br />

6- Circulatore<br />

7- Ungentariu<br />

8- Apothecarius<br />

9- Confectionarius<br />

10- Apothecarie<br />

11- Pharmacien<br />

12- Emci<br />

13- Saydelan<br />

14- İspençiyar<br />

And…<br />

The word “Pharmacist” has been used in Türkiye since the<br />

end of the 19th century, after the separation of medicine<br />

and pharmacy, and it still continues to be used.<br />

Basic Pharmacy Sciences<br />

Analytical Chemistry: Application and development of<br />

determined methods for the analysis of drugs.<br />

Biochemistry: Metabolism of drugs, clinical biochemistry<br />

studies, etc.<br />

Pharmaceutical Microbiology: Analyzes in drugs,<br />

disinfectants, etc.<br />

İşte tarih boyunca Eczacılarımıza verilen isimler:<br />

1- Rhizoteme<br />

2- Pharmakeis<br />

3- Pigmentarius<br />

4- Seplasiarius<br />

5- Pharmacopole<br />

6- Circulatore<br />

7- Ungentariu<br />

8- Apothecarius<br />

9- Confectionarius<br />

10- Apothecarie<br />

11- Pharmacien<br />

12- Emci<br />

13- Saydelan<br />

14- İspençiyar<br />

Ve…<br />

Türkiye’de 19.Yüzyılın sonlarından itibaren Hekimlik ve<br />

Eczacılığın kesin olarak ayrılmasından sonra “Eczacı”<br />

sözcüğü kullanılmış ve hâlâ da kullanılmaya devam ediyor..<br />

Temel Eczacılık Bilimleri<br />

Analitik Kimya: İlaçların analizi için belirlenen yöntemlerin<br />

uygulanması ve geliştirilmesi.<br />

Biyokimya: İlaçların metabolizması, klinik biyokimya<br />

çalışmaları vb.<br />

Farmasötik Mikrobiyoloji: İlaçlarda analizler, dezenfektanlar<br />

vb.<br />

14 Mayıs Eczacılık Günü<br />

14 Mayıs 1839 tarihinde ülkemizde ilk Eczacı sınıfı olan<br />

Askeri Tıp Mektebi (Tıbbiye-i Adliye-i Şahane) esas alınarak,<br />

“14 Mayıs Eczacılık Günü” olarak kutlanmakta. Dünyada ise,<br />

2009 yılında İstanbul’da düzenlenmiş olan Dünya Eczacılık<br />

Kongresi’nde, kuruluş tarihi 25 Eylül olan Uluslararası<br />

Eczacılık Federasyonu’nun (FIP) tarihi baz alınmış ve FIP,<br />

oy birliği ile kabul edilen 25 Eylül’ün tüm dünya ülkelerinde<br />

“Dünya Eczacılık Günü” olarak kutlanacağını ilan etmiştir.<br />

İnsan sağlığına önemli katkılar sunan tüm eczacılarımızın<br />

günü kutlu olsun…<br />

14 May Pharmacy Day<br />

On May 14, 1839, based on the Military Medical School<br />

(Tıbbiye-i Adliye-i Şahane), the first pharmacy class in<br />

our country, it is celebrated as “May 14 Pharmacy Day”.<br />

In the world, at the World Pharmacy Congress held in<br />

Istanbul in 2009, based on the date of the International<br />

Pharmaceutical Federation (FIP), whose establishment<br />

date is September 25, and FIP declared that 25 September,<br />

which was accepted unanimously, will be celebrated as<br />

“World Pharmacy Day” in all countries of the world.<br />

Happy day to all our pharmacists who make important<br />

contributions to human health...<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


46<br />

A solution hope for epilepsy patients with VNS treatment<br />

Epilepsi hastalarına VNS operasyonu ile çözüm umudu<br />

YYÜ Gaziosmanpaşa Hastanesi Beyin ve Sinir<br />

Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mete<br />

Karatay epilepsi hastaları için; nöbet geçirmeyi<br />

önleyici stratejiler ve çeşitli ilaçlar yardımıyla bu<br />

hastalığın kontrol altında tutulmasının dışında<br />

‘Vagus pili’ ya da ‘Epilepsi pili’ olarak bilinen<br />

VNS cerrahi operasyonu ile tedavinin mümkün<br />

olduğunu belirtirken önemli bilgiler paylaştı.<br />

Prof. Dr. Mete Karatay, Head of Brain and Nerve<br />

Surgery Department, YYÜ Gaziosmanpaşa<br />

Hospital shared important information by stating<br />

that apart from keeping this disease under<br />

control with the help of anti-seizure strategies<br />

and various drugs for epilepsy patients, it is<br />

possible to treat with VNS surgical treatment<br />

known as ‘Vagus battery’ or ‘Epilepsy battery’.<br />

‘Epilepsy’, popularly known as ‘falling sickness’, is a chronic<br />

(long-term) disease. It is known that epilepsy causes<br />

involuntary contractions, sensory changes and changes<br />

in consciousness in the patient due to the sudden and<br />

uncontrolled discharge of neurons in the brain, while it<br />

significantly affects the quality of life of the person.<br />

Stating that the breaking new ground of the century in<br />

Brain and Nerve Surgery, Prof. Dr. Mete Karatay stated that<br />

this surgery is hope, especially for epilepsy patients who are<br />

resistant to drugs and cannot benefit.<br />

What is the vagus nerve?<br />

The vagus nerve, which is a part of the nervous system,<br />

provides communication between the brain and the heart,<br />

and it also has connections with the intestine, kidney,<br />

gall bladder, lung, liver, pancreas, neck, tongue and ears.<br />

Starting from the brain and coming from both sides of the<br />

neck, it enters the rib cage, where it divides into different<br />

branches. The vagus nerve, which transmits the commands<br />

Halk arasında ‘Sara Hastalığı’ olarak bilinen ‘Epilepsi’,<br />

kronik (uzun süreli) bir hastalık. Epilepsi, beyinde bulunan<br />

nöronların ani ve kontrolsüz boşalmalarından dolayı<br />

hastada istemsiz kasılmalar, duyusal değişiklikler ve bilinç<br />

değişiklikleri gösterirken kişinin yaşam kalitesini önemli<br />

ölçüde olumsuz etkilediği biliniyor.<br />

Beyin ve Sinir cerrahisinde yüzyılın çığırının açıldığını,<br />

teknolojinin gelişimiyle derinde yerleşen tümörlere nokta<br />

atışı ile beyine zarar vermeden hasarlı bölgeyi tedavi<br />

etmenin mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr Mete Karatay,<br />

özellikle ilaca direnç gösteren ve fayda sağlanamayan<br />

epilepsi hastalarına bu ameliyatın umut olduğunu belirtti.<br />

Vagus siniri nedir?<br />

Sinir sisteminin bir parçası olan vagus siniri asıl olarak<br />

beyin ve kalp arasındaki iletişimi sağlarken ayrıca bağırsak,<br />

böbrek, safra kesesi, akciğer, karaciğer, pankreas, boyun,<br />

dil ve kulaklarla da bağlantısı bulunmaktadır. Beyinden<br />

başlayarak ve boynun iki yanından gelerek göğüs kafesine<br />

girmekte ve burada farklı dallara ayrılmaktadır. Beynin<br />

komutlarını hem kalbe hem de iç organlara aktaran vagus<br />

siniri vücudun çalışma sistemini düzenlemektedir.<br />

Epilepsi hastalarında vagus siniri uyarılarak sistemin<br />

düzgün çalışması sağlanmaktadır. Boyun bölgesinden<br />

geçen vagus sinirine yerleştirilen elektrotlar belli aralıklarla<br />

sinire elektrik vermektedir. Bu sayede epilepsi nöbetleri<br />

kısmen ya da tamamen durdurulmaktadır.<br />

VNS kimlere uygulanır?<br />

Vagal sinir stimülatörü epilepsi hastalarına<br />

uygulanmaktadır. Uzun süreli ilaç tedavisine yanıt vermeyen<br />

ve epilepsi nöbetlerinin devam ettiği hastalar epilepsi pili<br />

ameliyatı için uygundur. Ameliyat adayı hastaların epilepsi<br />

ilaçlarını belirlenen süre içinde düzenli olarak kullanması<br />

ve dozunun yeterli olması gerekmektedir. Bu hastaların<br />

beyninde, aynı zamanda ameliyat sırasında problem teşkil<br />

edebilecek tümör ya da farklı kitlelerin bulunmaması da<br />

gerekmektedir.<br />

İlaçlı tedaviye direnç gösteren hastaların yanı sıra<br />

ameliyat olamayacak ya da ameliyat sonrasında nöbetlerin<br />

devam ettiği hastalarda da vagal sinir stimülatörü (VNS)<br />

uygulaması yapılmaktadır.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


47<br />

of the brain to both the heart and the internal organs,<br />

regulates the working system of the body.<br />

In patients with epilepsy, the vagus nerve is stimulated to<br />

ensure proper functioning of the system. Electrodes placed<br />

on the vagus nerve passing through the neck region give<br />

electricity to the nerve at regular intervals. In this way,<br />

epileptic seizures are partially or completely stopped.<br />

Who does VNS apply to?<br />

Vagal nerve stimulation is applied to epilepsy patients.<br />

Patients who do not respond to long-term drug therapy<br />

and whose epileptic seizures continue are suitable for<br />

epilepsy surgery. Patients who are candidates for surgery<br />

should use epilepsy drugs regularly within the specified<br />

period and the dose should be sufficient. The brain of<br />

these patients should also be free of tumors or other<br />

masses that may pose a problem during surgery.<br />

Vagal nerve stimulation (VNS) application is performed in<br />

patients who are resistant to drug therapy, as well as in<br />

patients who cannot undergo surgery or whose seizures<br />

continue after surgery.<br />

Who does not apply VNS to?<br />

1) Epilepsy patients who respond to drug treatment,<br />

2) Patients with a tumor or a different mass in any part of<br />

the body,<br />

3) Patients with various ailments, especially rhythm<br />

disorders in the heart,<br />

4) Patients who have an infection in any part of their body,<br />

How is the surgery performed?<br />

The vagal nerve stimulator, which is applied to partially<br />

or completely prevent seizures in epilepsy patients, is<br />

performed under general anesthesia. Electrodes, which<br />

will give electricity at regular intervals, are wrapped around<br />

the vagus nerve, which passes through the neck region,<br />

during the operation, which usually lasts for 1-2 hours.<br />

With these electrodes connected to a battery source, it is<br />

aimed to suppress the abnormal activities seen in the brain.<br />

The battery source is usually placed under the collarbone.<br />

One of the important points that should be known in<br />

the application of Vagal nerve stimulation is that the<br />

application does not eliminate the disease itself, but only<br />

partially or completely eliminates the symptoms.<br />

What are the risks of VNS surgery?<br />

1) Risk of infection<br />

2) Vagal nerve damage<br />

3) Bleeding<br />

When the vagus nerve is damaged, symptoms such as<br />

hoarseness can also be permanent. However, vagus nerve<br />

complications are an extremely unlikely risk. There are no<br />

complications, especially in operations performed under<br />

the control of specialist surgeons.<br />

After the operation, epilepsy battery malfunctions can<br />

also cause some physical symptoms. The electric current<br />

given by the battery, which cannot fulfill its task, can cause<br />

discomfort such as pain in the neck region, cough, sleep<br />

VNS kimlere uygulanmaz?<br />

1) İlaçlı tedaviye yanıt veren epilepsi hastalarına,<br />

2) Vücudun herhangi bir bölgesinde tümör ya da farklı bir<br />

kitle bulunan hastalara,<br />

3) Kalbinde ritim bozuklukları başta olmak üzere çeşitli<br />

rahatsızlıkların bulunduğu hastalara,<br />

4) Vücudunun herhangi bir bölgesinde enfeksiyon görülen<br />

hastalara,<br />

Ameliyat nasıl uygulanır?<br />

Epilepsi hastalarında görülen nöbetlerin kısmen ya da<br />

tamamen önüne geçebilmek amacıyla uygulanan vagal<br />

sinir stimülatörü genel anestezi altında yapılmaktadır.<br />

Genellikle 1-2 saat süren operasyonda boyun bölgesinden<br />

geçen vagus sinirine, belli aralıklarla elektrik verecek olan<br />

elektrotlar sarılmaktadır. Bir pil kaynağına bağlanan bu<br />

elektrotlar sayesinde beyinde görülen anormal aktivitelerin<br />

baskılanması amaçlanmaktadır. Pil kaynağı ise genellikle<br />

köprücük kemiği altına yerleştirilmektedir. Vagal sinir<br />

stimülatörü uygulamasında bilinmesi gereken önemli<br />

noktalardan biri uygulamanın hastalığın kendisini değil<br />

yalnızca semptomlarını kısmen ya da tamamen ortadan<br />

kaldırdığıdır.<br />

VNS ameliyatının riskleri nelerdir?<br />

1) Enfeksiyon riski<br />

2) Vagal sinir hasarı<br />

3) Kanama<br />

Vagus sinirinde hasar meydana geldiği zaman ses kısıklığı<br />

gibi belirtiler kalıcı da olabilmektedir. Bununla birlikte,<br />

vagus siniri komplikasyonları oldukça düşük bir ihtimalli<br />

bir risktir. Özellikle uzman cerrahların kontrolünde<br />

geçen operasyonlarda herhangi bir komplikasyon<br />

yaşanmamaktadır.<br />

Operasyon sonrasında ise epilepsi pili arızaları da bazı<br />

fiziksel semptomlara neden olabilmektedir. Görevini tam<br />

olarak yerine getiremeyen pilin verdiği elektrik akımı boyun<br />

bölgesinde ağrılar, öksürük, uyku apnesi, ses kısıklığı ve<br />

nefes darlığı gibi rahatsızlıklara yol açabilmektedir.<br />

Pilin tamamen boşalması da riskler arasında bulunmakla<br />

birlikte beklenen bir durumdur. Pillerin markasına ve<br />

modeline bağlı olarak kullanım süreleri değişmektedir.<br />

Aynı zamanda, yüksek ya da düşük ayar uygulanması da<br />

pil ömrünü etkileyen faktörlerden biridir. Pilin tamamen<br />

bittiği durumlarda hastaların yeniden operasyona alınması<br />

gerekmektedir.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


48<br />

apnea, hoarseness and shortness of breath.<br />

Complete discharge of the battery is also among the risks,<br />

but it is an expected situation. Depending on the brand<br />

and model of the batteries, the usage times vary. At the<br />

same time, applying a high or low setting is also one of the<br />

factors that affect battery life. In cases where the battery is<br />

completely depleted, patients need to be operated again.<br />

Frequently asked questions about VNS surgery<br />

To which epilepsy patients is the Vagal nerve<br />

stimulation applied?<br />

Pil (battery) treatment is suitable for patients who are<br />

resistant to drug therapy and whose seizures continue<br />

after surgery. Patients who still have seizures despite<br />

ongoing treatment with at least two drugs are fitted with a<br />

pacemaker. At the same time, patients who are not suitable<br />

for surgery also benefit from this method.<br />

What is the success rate in Vagal nerve<br />

stimulation treatment?<br />

Vagal nerve stimulation application gives very positive<br />

results in most patients. The frequency of seizures was<br />

reduced by half in approximately 50% of the patients.<br />

Complete recovery was achieved in a group of 5% of<br />

patients.<br />

Does Vagal nerve stimulation cure epilepsy<br />

completely?<br />

Vagal nerve stimulation is not applied to cure epilepsy<br />

but to stop seizures partially or completely; The goal is<br />

to eliminate the symptoms, not the disease itself. While<br />

seizures stopped completely in some patients, a significant<br />

reduction in seizures was observed in some patients. It is<br />

not predictable to what extent the Vagal nerve stimulation<br />

operation will improve the patient. The effects show<br />

themselves after the operation.<br />

Can those who have undergone Vagal nerve<br />

stimulation surgery benefit from imaging<br />

methods?<br />

Patients with epilepsy pacemaker should consult specialist<br />

physicians before undergoing imaging methods such as<br />

Magnetic Resonance (MR). Some patients can undergo<br />

MRI if necessary safety precautions are taken. In some<br />

patients, a surgical procedure is required before MRI. The<br />

electric current provided by the battery is turned off, and<br />

the patient is taken to the MRI, and then the current is<br />

turned on again. It is also an important point that patients<br />

should not be taken into the MR room, especially when the<br />

magnets are working.<br />

VNS ameliyatıyla ilgili sık sorulan sorular<br />

Vagal sinir stimülatörü hangi epilepsi hastalarına<br />

uygulanır?<br />

Pil uygulaması ilaçlı tedaviye direnç gösteren ve ameliyat<br />

sonrasında da nöbetleri devam eden hastalar için uygundur.<br />

En az iki ilaçla devam eden tedaviye rağmen hala nöbet<br />

geçiren hastalara pil takılmaktadır. Aynı zamanda,<br />

ameliyat için uygun olmayan hastalar da bu yöntemden<br />

yararlanmaktadır.<br />

Vagal sinir stimülatörü uygulamasında başarı<br />

oranı nedir?<br />

Vagal sinir stimülatörü uygulaması çoğu hastada oldukça<br />

olumlu sonuçlar vermektedir. Hastaların yaklaşık<br />

%50’sinde nöbet sıklığı yarı yarıya düşmüştür. %5’lik bir<br />

hasta grubunda tam iyileşme sağlanmıştır.<br />

Vagal sinir stimülatörü epilepsiyi tamamen<br />

iyileştirir mi?<br />

Vagal sinir stimülatörü epilepsiyi iyileştirmek amacıyla<br />

değil nöbetleri kısmen ya da tamamen durdurmak<br />

amacıyla uygulanmaktadır; amaç hastalığın kendisini değil<br />

semptomları ortadan kaldırmaktadır. Bazı hastalarda<br />

nöbetler tamamen dururken bazı hastaların nöbetlerinde<br />

önemli ölçüde azalma görülmüştür. Vagal sinir stimülatörü<br />

operasyonunun hasta üzerinde ne derece bir iyileşme<br />

sağlayacağı öngörülebilir bir durum değildir. Etkiler,<br />

operasyondan sonra kendini göstermektedir.<br />

Vagal sinir stimülatörü operasyonu geçirenler<br />

görüntüleme yöntemlerinden faydalanabilir mi?<br />

Epilepsi pili bulunan hastaların Manyetik Rezonans (MR)<br />

gibi görüntüleme yöntemlerine girmeden önce mutlaka<br />

uzman hekimlere danışması gerekmektedir. Bazı<br />

hastalar gerekli güvenlik önlemleri alındığı takdirde MR’a<br />

girebilmektedir. Bazı hastalarda ise MR öncesinde cerrahi<br />

bir işlem uygulamak gerekmektedir. Pilin sağladığı elektrik<br />

akımı kapatılarak hasta MR’a alınmakta ve daha sonra<br />

akım yeniden açılmaktadır. Özellikle mıknatısların çalışır<br />

durumdayken hastaların kesinlikle MR odasına alınmaması<br />

da önemli bir noktadır.<br />

Pil devreye girdiğinde hastalar bunu hisseder mi?<br />

Elektrik akımı verildiğinde çoğu hastada çok küçük,<br />

neredeyse fark edilmeyen belirtiler görülebilmektedir.<br />

Hafif bir karıncalanma hissi ve ses kısıklığı en çok görülen<br />

belirtilerdir. Bu belirtiler, pilin uzun süre kullanımından<br />

sonra çok daha az hissedilmeye başlanır.<br />

Do patients feel it when the battery is activated?<br />

Most patients have very minor, almost imperceptible<br />

symptoms when an electrical current is applied. A slight<br />

tingling sensation and hoarseness are the most common<br />

symptoms. These symptoms begin to be felt much less<br />

after prolonged use of the battery.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


52<br />

TAJEV prepares for its 14th congress with great excitement!<br />

TAJEV, büyük bir heyecanla 14. kongresine hazırlanıyor!<br />

Prof. Cihat Ünlü, M.D.,<br />

President of Turkish<br />

German Gynecological<br />

Education and Research<br />

Foundation (TAJEV)<br />

stated that the<br />

fourteenth of the Turkish-<br />

German Gynecology<br />

Congress, which has<br />

been continuing since<br />

1995 with international<br />

participation, will be held in Antalya between<br />

28 May and 1 June <strong>2022</strong>, and said, “With its<br />

number of participants and high-quality scientific<br />

content, we aim to present the rich content of our<br />

congress as a satisfying scientific program to all<br />

our participants.”<br />

Prof. Cihat Ünlü, M.D. shared the following information, “As<br />

a result of the feedback and evaluations, we created the<br />

XIV. We sincerely believe that our congress will be satisfying<br />

both scientifically and socially. In our congress, which is<br />

actually a fair, everyone will present their work of that year<br />

and have the opportunity to discuss it with their colleagues.<br />

In our meeting, where we will follow current developments,<br />

question together and find the best solutions together, we<br />

will witness the presentations of the best in their fields, as<br />

in our previous congresses.”<br />

“Important speakers from abroad will also attend<br />

our congress”<br />

Prof. Cihat Ünlü, M.D. said, “We are preparing a very rich<br />

scientific feast with our colleagues in Germany, who form<br />

the other pillar of the foundation, as well as our colleagues<br />

from all over the world, which we expect to attend, with<br />

special sessions, live surgical presentations, and joint<br />

sessions with international associations.” He continued his<br />

words as follows: “We will be very happy if our colleagues<br />

take an active role in every issue and freely share their ideas<br />

in the flow of the congress. No one is more knowledgeable<br />

than anyone else. A wise person is someone who follows<br />

the path of science, shares the right knowledge, is humble<br />

and educational! We will improve our skills as well as our<br />

knowledge with the certified ‘Special Courses’ in our<br />

congress program, which we have continued due to the<br />

intense interest in the past years. We believe that we will<br />

take our young colleagues one step further by providing<br />

them the opportunity to make oral presentations at an<br />

international meeting, which is important for them. We<br />

hope that our participants will leave the Titanic Mardan<br />

Palace Hotel, which will host our congress, satisfied.,<br />

Hope to meet you at the XIV. Turkish-German Gynecology<br />

Congress on 28 May – 1 June <strong>2022</strong>...”<br />

TAJEV- Türk Alman<br />

Jinekoloji Eğitim,<br />

Araştırma ve Hizmet<br />

Vakfı ve Kongre Başkanı<br />

Prof. Dr. Cihat Ünlü,<br />

1995 yılından beri süre<br />

gelen uluslararası<br />

katılımlı Türk-Alman<br />

Jinekoloji Kongresi’nin on<br />

dördüncüsünün 28 Mayıs<br />

– 1 Haziran <strong>2022</strong> tarihleri<br />

arasında Antalya’da<br />

gerçekleştirileceğini belirterek, “Katılımcı sayısı<br />

ve yüksek kalitedeki bilimsel içeriği ile ulusal<br />

ve uluslararası düzeyde ön planda yer alan<br />

kongremizin zengin içeriğini tüm katılımcılarımıza<br />

doyurucu bir bilimsel program halinde sunmayı<br />

amaçlıyoruz.” dedi.<br />

Prof. Dr. Ünlü şu bilgileri paylaştı: “Geri bildirimler ve<br />

değerlendirmeler sonucunda büyük emekler vererek<br />

programını oluşturduğumuz XIV. Kongremizin gerek<br />

bilimsel gerekse sosyal açıdan doyurucu olacağına<br />

gönülden inanıyoruz. Gerçekte bir fuar olan kongremizde<br />

herkes o yılki çalışmalarını ortaya koyacak ve meslektaşları<br />

ile tartışma fırsatı bulacaktır. Güncel gelişmeleri takip edip,<br />

birlikte sorgulayıp, birlikte en iyi çözümleri bulacağımız<br />

buluşmamızda yine önceki kongrelerimizde olduğu gibi<br />

alanında konularının en iyilerinin sunumlarına şahitlik<br />

edeceğiz.”<br />

“Yurtdışından da önemli konuşmacılar kongremize<br />

katılacaklar”<br />

Prof. Dr. Cihat Ünlü, “Vakfın diğer ayağını oluşturan<br />

Almanya’daki meslektaşlarımızın yanı sıra dünyanın dört<br />

bir yanından katılımını beklediğimiz meslektaşlarımız<br />

ile birbirinden özel oturumlar, canlı cerrahi sunumlar,<br />

uluslararası derneklerle düzenleyeceğimiz ortak oturumlar<br />

ile oldukça zengin bir bilimsel şölen hazırlıyoruz.” diye<br />

belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Kongrenin<br />

akışında, meslektaşlarımızın her konuda aktif rol alarak<br />

fikirlerini özgürce paylaşması bizi çok mutlu edecektir.<br />

Kimse kimseden daha çok bilgi sahibi değildir. Bilge insan,<br />

bilim yolunda giden, doğru bilgi birikimini paylaşan, alçak<br />

gönüllü ve eğitici olandır! Kongre programımızda yer alan<br />

ve geçen yıllardaki yoğun ilgi nedeniyle devam ettirdiğimiz,<br />

sertifiye edilen ‘Spesifik Kurslar’ ile bilgilerimizin yanı sıra<br />

becerilerimizi de geliştireceğiz. Genç meslektaşlarımız<br />

için önem arz eden uluslararası bir toplantıda sözel<br />

sunum yapma imkânı sağlayarak onları bir adım ileriye<br />

taşıyacağımıza inanıyoruz. Katılımcılarımızın, kongremize<br />

ev sahipliği yapacak olan Titanic Mardan Palace Otel’inden<br />

memnun ayrılacaklarını umut ediyoruz. 28 Mayıs – 1<br />

Haziran <strong>2022</strong> tarihlerinde XIV. Türk-Alman Jinekoloji<br />

Kongresi’nde buluşmak dileğiyle...”<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


54<br />

No more hitting shoes and blisters!<br />

Developed by Turkey’s health brand Getwell, the Buster Plaster<br />

acts as a barrier between the shoe and the heel, making shoe<br />

hits a thing of the past. With its hydrocolloid tissue, the plaster<br />

prevents pain and blisters due to friction, while increasing the<br />

pleasure of new shoes.<br />

With the passing of the winter months and the arrival of spring, the boots<br />

are getting ready to be replaced by more comfortable shoes. However, new<br />

shoes can cause knocks the first time they are worn, leaving the happiness<br />

of spring in the shade. Focusing on making life easier with its wide product<br />

range, Getwell Buster Plaster prevents the bumps and friction pains caused<br />

by new shoes. The plaster, which carries the pleasure of spring and new<br />

shoes even higher with its hydrocolloid texture, which reduces pressure and<br />

pain, also makes life easier for users.<br />

About 3 days protection with strong adhesive<br />

The plaster, which adapts to all skin types and adheres easily, protects the<br />

feet without any problem for about 3 days with its waterproof flexible<br />

structure and strong adhesive. The plaster, which does not require any<br />

preparation before the application, is easily adhered to the area. Getwell<br />

Buster Plaster, which contains 5 bands in a box, also stands out with its<br />

economical price. Getwell Buster Plaster, which can be purchased from<br />

Eveshop and Migros, is also available at Migros Virtual Market and istegelsin<br />

online supermarket.<br />

Ayakkabı vurmasına, su toplamasına son!<br />

Türkiye’nin sağlık markası Getwell’in geliştirdiği Topuk Bandı,<br />

ayakkabı ile topuk arasında bariyer görevi üstlenerek ayakkabı<br />

vurmalarını tarihe karıştırıyor. Bant, hidrokolloid dokusuyla<br />

sürtünmeye bağlı yaşanan acıları ve su toplamalarını engellerken<br />

yeni ayakkabıların keyfini artıyor.<br />

Kış aylarının geçip baharın gelmesiyle botlar, yerini daha rahat ayakkabılara<br />

bırakmaya hazırlanıyor. Ancak yeni ayakkabılar ilk giyildiği anda vurmalara<br />

yol açarak baharın mutluluğunu gölgede bırakabiliyor. Sunduğu geniş ürün<br />

yelpazesiyle hayatı kolaylaştırmaya odaklanan Getwell Topuk Bandı, yeni<br />

ayakkabıların yol açacağı vurmaları ve sürtünmeye bağlı acıları engelliyor.<br />

Hidrokolloid dokusuyla basıncı ve ağrıyı azaltan etkisiyle baharın ve yeni<br />

ayakkabının keyfini daha da yukarı taşıyan bant, kullanıcıların hayatını da<br />

kolaylaştırıyor.<br />

Güçlü yapışkanla yaklaşık 3 gün koruma<br />

Tüm ciltlere uyum sağlayan ve kolayca yapışan bant, su geçirmeyen esnek<br />

yapısı ve güçlü yapışkanıyla yaklaşık 3 gün boyunca ayakları sorunsuzca<br />

koruyor. Uygulama öncesi hiçbir hazırlık gerektirmeyen bant, bölgeye kolayca<br />

yapıştırılıyor. Bir kutuda 5 adet bandın bulunduğu Getwell Topuk Bandı,<br />

ekonomik fiyatıyla da öne çıkıyor. Eveshop ve Migros’tan satın alınabilen<br />

Getwell Topuk Bandına Migros Sanal Market ve istegelsin online süper<br />

marketten de ulaşmak mümkün.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


55<br />

Two new assignments at Philips<br />

Philips’te iki yeni atama<br />

Hatice Vanlıoğlu was appointed as Head<br />

of Marketing, Philips Personal Healthcare<br />

for Middle East, Türkiye and Africa; Burcu<br />

Okudur was appointed as Head of Marketing,<br />

Philips Personal Healthcare for Türkiye.<br />

Hatice Vanlıoğlu<br />

Hatice Vanlıoğlu, who has held important<br />

positions in Philips Personal Health Business<br />

Unit since 2014, has been appointed as Head<br />

of Marketing, Philips Personal Healthcare<br />

for Middle East, Türkiye and Africa as of<br />

April <strong>2022</strong>. Burcu Okudur, who joined Philips<br />

as the Marketing Manager in 2016, was<br />

appointed as Head of Marketing, Philips Personal Healthcare<br />

for Türkiye.<br />

After graduating from the Faculty of Economics and<br />

Administrative Sciences of Istanbul University, Hatice<br />

Vanlıoğlu started her professional life as Adult Chewing<br />

Gums Category Assistant at Dandy Gum and worked for<br />

the First brand for 2 years. Vanlıoğlu, who joined Türk<br />

Henkel in 2002, took the position of Marketing Director<br />

of the Cosmetics Business Unit after various managerial<br />

positions. Vanlıoğlu, who joined Philips in 2014 as the Senior<br />

Marketing Manager responsible for the Personal Care and<br />

Mother Baby Group categories, launched the light pulse hair<br />

removal technology IPL category in Turkey, which is a major<br />

innovation in the Electric Hair Removal Products market in<br />

this period. He led many consumer researches and product<br />

launches in the United Arab Emirates, Saudi Arabia, Levant<br />

and Gulf Countries, assuming the Middle East and Türkiye<br />

Regional responsibility between 2016-2018. Hatice Vanlıoğlu<br />

was appointed as Head of Marketing, Philips Personal<br />

Healthcare for Middle East, Türkiye and Africa.<br />

Hatice Vanlıoğlu, Philips Kişisel Sağlık<br />

Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Pazarlama<br />

Direktörlüğü’ne; Burcu Okudur ise Philips<br />

Kişisel Sağlık Ürünleri Türkiye Pazarlama<br />

Liderliği görevine atandı. 2014 yılından bu<br />

yana Philips Kişisel Sağlık İş Biriminde önemli<br />

pozisyonlarda görev alan Hatice Vanlıoğlu,<br />

Nisan <strong>2022</strong> itibarıyla Philips Kişisel Sağlık Orta<br />

Doğu, Türkiye ve Afrika Pazarlama Direktörü<br />

olarak atandı. 2016 yılında Philips’e Pazarlama<br />

Müdürü olarak katılan Burcu Okudur ise<br />

Philips Kişisel Sağlık Ürünleri Türkiye<br />

Pazarlama Liderliği’ne getirildi.<br />

Hatice Vanlıoğlu<br />

İstanbul Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden<br />

mezun olduktan sonra profesyonel hayatına Dandy Sakız<br />

bünyesinde Yetişkin Sakızları Kategori Asistanı olarak<br />

başlayan Hatice Vanlıoğlu, 2 sene boyunca First markasında<br />

çalıştı. 2002 senesinde Türk Henkel’e katılan Vanlıoğlu,<br />

çeşitli yöneticilik pozisyonlarının ardından Kozmetik İş<br />

Birimi Pazarlama Direktörü pozisyonunda görev aldı. 2014<br />

senesinde Philips bünyesine Kişisel Bakım ve Anne Bebek<br />

Grubu kategorilerinden sorumlu Kıdemli Pazarlama Müdürü<br />

olarak katılan Vanlıoğlu, bu dönemde Elektrikli Epilasyon<br />

Ürünleri pazarında büyük bir yenilik olan ışık atımlı tüy<br />

alma teknolojisi IPL kategorisinin Türkiye lansmanını<br />

gerçekleştirdi. 2016-2018 dönemleri arasında Orta Doğu ve<br />

Türkiye Bölge sorumluluğu alarak Birleşik Arap Emirlikleri,<br />

Suudi Arabistan, Levant ve Körfez Ülkelerinde birçok tüketici<br />

araştırmasına ve ürün lansmanına liderlik etti. Hatice<br />

Vanlıoğlu, Nisan <strong>2022</strong> itibarıyla Philips Kişisel Sağlık Orta<br />

Doğu, Türkiye ve Afrika Pazarlama Direktörlüğü görevine<br />

atandı.<br />

Burcu Okudur<br />

Burcu Okudur graduated from Department<br />

of Management Engineering, Istanbul<br />

Technical University and started her<br />

professional life as Assistant Product<br />

Manager at Ülker. Later, she took part in<br />

different positions in different product<br />

groups at Nivea Beiersdorf Turkey. Okudur<br />

joined Philips in 2016 as Marketing Manager.<br />

Increasing penetration in the total hair<br />

removal product category during this period<br />

enabled the best market share results in<br />

the world to be achieved. Okudur, who later<br />

assumed the role of Personal Care Category<br />

Leader, led the creation of new strategies in Personal Care<br />

categories and the launch of new product categories and<br />

meeting them with the consumer.<br />

Burcu Okudur will continue her duty as Head of Marketing,<br />

Philips Personal Healthcare for Türkiye as of April <strong>2022</strong>.<br />

Burcu Okudur<br />

İstanbul <strong>Teknik</strong> Üniversitesi İşletme<br />

Mühendisliği bölümünden mezun olan Burcu<br />

Okudur, profesyonel hayatına Ülker’de Ürün<br />

Müdür Yardımcısı olarak başladı. Daha sonra<br />

Nivea Beiersdorf Türkiye şirketinde farklı ürün<br />

gruplarında farklı görevlerde yer aldı. Okudur,<br />

2016 senesinde Philips’e Pazarlama Müdürü<br />

olarak katıldı. Bu dönemde toplam tüy alma<br />

ürün kategorisinde penetrasyonu artırmak,<br />

dünyadaki en iyi pazar payı sonuçlarına<br />

ulaşılmasını sağladı. Daha sonra Kişisel<br />

Bakım Kategori Liderliği görevini üstlenen<br />

Okudur, Kişisel Bakım kategorilerinde yeni<br />

stratejilerin oluşturulmasına ve yeni ürün kategorileri<br />

lansmanlarının yapılarak tüketici ile buluşmasına liderlik<br />

etti. Burcu Okudur, Nisan <strong>2022</strong> tarihi itibarıyla Philips Kişisel<br />

Sağlık Ürünleri Türkiye Pazarlama Lideri olarak görevine<br />

devam edecek.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


56<br />

IUE Medical Park received “Turkey’s Best Employers” award<br />

İEÜ Medical Park’a “Türkiye’nin En İyi İşverenleri” ödülü<br />

İEÜ Medical Park Hastanesi “Türkiye’nin En İyi<br />

İşverenleri” ödülünü alan Türkiye’deki tek özel<br />

hastane oldu.<br />

Veysi Kubba, General Manager of IEU Medical Park Hospital<br />

IUE Medical Park Hospital is the only private<br />

hospital in Turkey to receive the “Best Employers<br />

of Turkey” award.<br />

Medical Park Hospital, Izmir University of Economics (IUE),<br />

the largest private university hospital in the Aegean Region,<br />

was named ‘Turkey’s Best Employers’ in the “Turkey’s Best<br />

Employers” research conducted by the Great Place to Work<br />

Institute, one of the global authorities on corporate culture.<br />

It was the only private hospital in<br />

Turkey to receive the award.<br />

Veysi Kubba, General Manager of<br />

IUE Medical Park Hospital, stated<br />

that they are very happy to bring<br />

such an important award to İzmir<br />

and made statements about the<br />

award. Kubba said, “As a result of<br />

the analyzes carried out in January, we were entitled to<br />

receive the Great Place to Work certificate. Now, we have<br />

taken our place in Turkey’s Best Employers List, which<br />

includes 147 companies in 8 categories. The greatest<br />

effort in receiving this award belongs to our colleagues<br />

with whom we work together. We always try to keep our<br />

motivation at the highest level with our employee-oriented<br />

human resources policies. I am proud of my teammates<br />

who work with great devotion day and night, even during<br />

the pandemic process we are going through. It is a very<br />

important achievement to carry out such a difficult<br />

profession in such a difficult time. Being on the Turkey’s<br />

Best Employers List is a result of this motivation source.<br />

That’s why this award, which we received based on the<br />

evaluations of our employees, is very valuable for us.”<br />

Kurum kültürü konusunda küresel otoritelerden biri<br />

olan Great Place to Work Enstitüsü tarafından yapılan<br />

“Türkiye’nin En İyi İşverenleri” araştırmasında, Ege<br />

Bölgesi’nin en büyük özel üniversite hastanesi İzmir<br />

Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Park Hastanesi<br />

‘Türkiye’nin En İyi İşverenleri’ ödülünü alan Türkiye’deki tek<br />

özel hastane oldu.<br />

İzmir’e böylesine önemli bir ödülü kazandırmaktan<br />

büyük mutluluk duyduklarını dile getiren İEÜ Medical<br />

Park Hastanesi Genel Müdürü Veysi Kubba ödül ile ilgili<br />

açıklamalarda bulundu. Kubba, “Ocak ayında yapılan<br />

analizler sonucunda Great Place to Work (Harika İş<br />

Yeri) sertifikasını almaya hak kazanmıştık. Şimdi ise 8<br />

kategoride 147 şirketin olduğu Türkiye’nin En İyi İşverenleri<br />

Listesi’nde yerimizi aldık. Bu ödülü almamızda en büyük<br />

emek birlikte yol aldığımız çalışma arkadaşlarımıza ait.<br />

Çalışan odaklı uyguladığımız insan kaynakları politikaları<br />

ile motivasyonumuzu hep en üst seviyede tutmaya<br />

çalışıyoruz. Zor zamanlar geçirdiğimiz pandemi sürecinde<br />

dahi gece gündüz demeden büyük bir özveri ile çalışan<br />

takım arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Böylesine zor<br />

bir dönemde böylesine zor bir mesleği icra etmek çok<br />

önemli bir başarı. Türkiye’nin En İyi İşverenleri Listesi’nde<br />

yer almak işte bu motisvasyon kaynağının bir sonucu. Bu<br />

yüzden çalışanlarımızın değerlendirmeleri üzerine aldığımız<br />

bu ödül bizim için çok kıymetli.” Dedi.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


58<br />

Does breast cancer increase the risk of heart failure?<br />

Meme kanseri kalp yetersizliği riskini artırıyor mu?<br />

Medical Oncology<br />

Specialist Prof. Dr.<br />

Serdar Turhal at Anadolu<br />

Medical Center<br />

Breast cancer, which is the most common type of<br />

cancer all over the world, increases the chance of<br />

treatment with early diagnosis. However, even<br />

if breast cancer is treated, it can trigger other<br />

health problems. According to the results of an<br />

observation study conducted in the USA, breast<br />

cancer can impair heart function. Referring to<br />

the results of the recently shared study, Medical<br />

Oncology Specialist Prof. Dr. Serdar Turhal at<br />

Anadolu Medical Center said, “The results of the<br />

study in which approximately 45 thousand breast<br />

cancer patients were followed for 7 years showed<br />

that the risk of heart failure in these patients is<br />

approximately 2 times higher than in the normal<br />

population.”<br />

Research continues on breast cancer, which is the most<br />

common type of cancer, which is seen in one of every 8<br />

women worldwide and surpassed lung cancer last year. The<br />

results of the study, which was conducted in the United<br />

States and examined the heart functions of patients with<br />

breast cancer, were announced.<br />

Medical Oncology Specialist Prof. Dr. Serdar Turhal at<br />

Anadolu Medical Center said, “Women participating in the<br />

study were followed for 7 years. After the follow-up, data<br />

on the working power of the heart were obtained in 44,174<br />

patients. According to the results, it was revealed that the<br />

risk of heart failure was approximately 2 times higher than<br />

the normal population, although the patients survived<br />

breast cancer and there was no numerical decrease in the<br />

pumping power of the heart.”<br />

Emphasizing the importance of monitoring the heart health<br />

of patients who survived breast cancer, Prof. Dr. Serdar<br />

Turhal said, “It is important for all individuals to adopt the<br />

right lifestyle to protect their heart health, but in the light<br />

of this information, it would be beneficial for patients who<br />

survived breast cancer to be more careful and attentive to<br />

their heart health, with the awareness that they are in the<br />

high-risk group.”<br />

Tüm dünyada en sık görülen kanser türü olan<br />

meme kanserinde erken tanı ile tedavi şansı<br />

artıyor. Ancak meme kanseri tedavi edilse de<br />

başka sağlık sorunlarını tetikleyebiliyor. ABD’de<br />

yapılan bir gözlem çalışmasının sonuçlarına göre<br />

meme kanseri kalp fonksiyonlarını bozabiliyor.<br />

Yakın zamanda paylaşılan çalışmanın sonuçlarına<br />

değinen Anadolu Sağlık Merkezi <strong>Medikal</strong> Onkoloji<br />

Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Yaklaşık 45<br />

bin meme kanseri hastasının 7 yıl takip edildiği<br />

araştırmanın sonuçları; bu hastalarda kalp<br />

yetersizliği riskinin normal popülasyona göre<br />

yaklaşık 2 kat daha yüksek olduğunu gösterdi”<br />

dedi.<br />

Tüm dünyada ortalama her 8 kadından birinde görülen<br />

ve geçtiğimiz yıl akciğer kanserini geride bırakarak en<br />

sık görülen kanser türü olan meme kanseri ile ilgili<br />

araştırmalar sürüyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde<br />

yapılan ve meme kanserine yakalanmış hastaların kalp<br />

fonksiyonlarının incelendiği araştırmanın sonuçları<br />

açıklandı.<br />

161 bin 808 menopoz sonrası meme kanserine yakalanmış<br />

hastanın kalp fonksiyonlarının incelendiği araştırma ile<br />

ilgili değerlendirme yapan Anadolu Sağlık Merkezi <strong>Medikal</strong><br />

Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Araştırmaya<br />

katılan kadınlar 7 yıl takip edildi. Takip sonrasında 44 bin<br />

174 hastada kalbin çalışma gücü ile ilgili verilere ulaşıldı.<br />

Ortaya çıkan sonuçlara göre hastaların meme kanserini<br />

atlatmalarına ve kalbin pompalama gücünde rakamsal<br />

olarak herhangi bir azalma olmamasına rağmen kalp<br />

yetersizliği riskinin normal popülasyona göre yaklaşık 2 kat<br />

daha yüksek olduğu ortaya çıktı” dedi.<br />

Meme kanseri atlatan hastaların kalp sağlıklarını da takip<br />

etmelerinin önemine değinen Prof. Dr. Serdar Turhal, “Kalp<br />

sağlığını korumak için doğru yaşam tarzını benimsemek<br />

tüm bireyler için önemli, ancak bu bilgiler ışığında meme<br />

kanseri atlatan hastaların yüksek risk grubunda oldukları<br />

bilinciyle kalp sağlıkları konusunda daha dikkatli ve özenli<br />

davranmalarında fayda olacaktır” diye konuştu.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


60<br />

Drug-free solution to migraine pain<br />

Migren ağrılarına ilaçsız çözüm<br />

Yapılan araştırmalar, hava durumu değişikliğinin<br />

migren hastalarının büyük bir kısmında atakları<br />

tetikleyebildiğini ortaya koyarken Türkiye’nin<br />

yeni sağlık markası Getwell’in geliştirdiği<br />

migren bandı, mevsim geçişlerinde artan<br />

migren ağrılarına ilaçsız çözüm oluyor. Kimyasal<br />

içermeyen, tümüyle doğal bileşenlerle migren<br />

ağrılarında 6 saat boyunca etkili olan bandın<br />

hidrojel içeriği, yapıştırıldığı alanda soğutucu etki<br />

de sağlayarak ağrıların hafifletilmesine yardımcı<br />

oluyor.<br />

While the researches show that the change in<br />

the weather can trigger attacks in the majority<br />

of migraine patients, the migraine patch<br />

developed by Getwell, the new health brand of<br />

Türkiye, provides a drug-free solution to the<br />

migraine pains that increase during the seasonal<br />

transitions. The hydrogel content of the band,<br />

which is effective for 6 hours in migraine pain<br />

with its chemical-free, all-natural components,<br />

also provides a cooling effect in the area to which<br />

it is attached, helping to relieve pain.<br />

Sudden changes in air temperature and air pressure during<br />

seasonal changes directly affect the balance of hormones<br />

and brain chemicals. Depending on this change, the number<br />

of migraine attacks may increase even more. The migraine<br />

patch developed by Getwell, which focuses on making life<br />

easier with its products, becomes a drug-free alternative to<br />

migraine pain that increases during the seasons. Developed<br />

with natural ingredients, effective for 6 hours, the tape<br />

relieves migraine pain. The relief patch, which can be used<br />

easily at school, work and home with its design, does not<br />

require any cleaning process after use.<br />

Mevsim geçişlerinde hava ısısı ve hava basıncında meydana<br />

gelen ani değişimler, hormon ve beyin kimyasallarının<br />

dengesini doğrudan etkiliyor. Bu değişime bağlı olarak da<br />

migren ataklarının sayısı daha da artabiliyor. Ürünleriyle<br />

hayatı kolaylaştırmaya odaklanan Getwell’in geliştirdiği<br />

migren bandı, mevsim geçişlerinde artan migren ağrılarına<br />

ilaçsız bir alternatif oluyor. Doğal bileşenlerle geliştirilen, 6<br />

saat boyunca etkili olan bant, migren ağrılarını hafifletiyor.<br />

Tasarımı ile okul, iş ve evde rahatlıkla kullanılabilen<br />

bant, kullanım sonrası herhangi bir temizleme işlemi de<br />

gerektirmiyor.<br />

Günün ağrılarının hafifletilmesine yardımcı oluyor<br />

Doğal içeriğiyle alerjik reaksiyon riski taşımayan bant,<br />

aniden gelişen migren krizlerinde günün ağrılarının<br />

hafifletilmesine yardımcı oluyor. Bir kutuda 3 adet bandın<br />

bulunduğu Getwell Migren Bandı, ekonomik fiyatının yanı<br />

sıra Migros mağazaları ve Migros Sanal Market’ten kolayca<br />

ulaşılabilmesiyle de dikkat çekiyor.<br />

Helps relieve the pain of the day<br />

The relief patch, which does not carry the risk of allergic<br />

reaction with its natural content, helps alleviate the pain of<br />

the day in sudden migraine attacks. Getwell Migraine Relief<br />

Patch, which contains 3 patches in a box, draws attention<br />

with its economical price as well as being easily accessible<br />

from Migros stores and Migros Virtual Market.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>


62<br />

Developing technology made the blood pressure monitor talk!<br />

Gelişen teknoloji tansiyon aletini konuşturdu!<br />

With b-good’s Turkish speaking device, blood<br />

pressure is now under control! The b-good<br />

Talking Blood Pressure Monitor, designed fully<br />

automatically, will always be there for those who<br />

have problems with blood pressure.<br />

Making life easier with its protective and therapeutic<br />

products, b-good’s Turkish-speaking sphygmomanometer<br />

offers consumers a healthy and safe life standard. With its<br />

simple design, the product, which can be kept at hand by<br />

blood pressure patients and those who want to control<br />

their blood pressure regularly, provides great comfort to<br />

users of all ages.<br />

Imbalance in blood pressure, which is one of the diseases<br />

of our age, which occurs due to stress, inactivity, unhealthy<br />

diet, high weight, and diabetes, invites other problems<br />

if not controlled regularly. With exactly this awareness,<br />

b-good safely offers the Turkish speaking blood pressure<br />

monitor, one of its preventive and therapeutic products, to<br />

the service of consumers. The device, which blood pressure<br />

patients and those who want to control blood pressure<br />

regularly can keep at hand, provides great comfort to users<br />

of all ages with its simple design.<br />

Easy and reliable use<br />

The b-good Talking Blood Pressure Monitor, which can be<br />

used so easily that it does not require any knowledge or<br />

experience, provides the ability to follow previous values<br />

with its Turkish voice over software and digital display, as<br />

well as its 120 memory capacity. With this fully automatic<br />

device, which has an on-off button and a memory button<br />

that displays previous measurements, a person can<br />

safely measure blood pressure from his arm alone. The<br />

sphygmomanometer, which is a reliable and clinically<br />

validated product, provides easy carrying in the bag, in the<br />

car and on trips with its practical container.<br />

Like all b-good products, Turkish-speaking<br />

sphygmomanometers are also available to consumers<br />

through pharmacies.<br />

b-good’un Türkçe konuşan cihazıyla tansiyonlar<br />

artık kontrol altında! Tam otomatik olarak<br />

tasarlanan b-good Konuşan Tansiyon Aleti,<br />

tansiyona yönelik problem yaşayanların her<br />

zaman yanlarında olacak.<br />

Koruyucu, tedavi edici ürünleriyle hayatı kolaylaştıran<br />

b-good’un Türkçe konuşan tansiyon aleti, tüketicilere<br />

sağlıklı ve güvenli bir yaşam standardı sunuyor. Tansiyon<br />

hastaları ve kan basıncını düzenli olarak kontrol etmek<br />

isteyenlerin, her an el altında bulundurabilecekleri ve<br />

adeta hemşirelik yapan ürün, basit tasarımıyla her yaştan<br />

kullanıcıya büyük bir konfor sağlıyor.<br />

Stres, hareketsizlik, sağlıksız beslenme, yüksek kilo,<br />

şeker hastalığı gibi nedenlerle ortaya çıkan ve çağımızın<br />

hastalıklarının başında gelen tansiyon dengesizlikleri,<br />

düzenli olarak kontrol edilmezse başka sorunlara da<br />

davetiye çıkarıyor. Tam da bu bilinçle yola çıkan b-good,<br />

koruyucu ve tedavi edici ürünlerinden biri olan Türkçe<br />

konuşan tansiyon aletini güvenle tüketicilerin hizmetine<br />

sunuyor. Tansiyon hastaları ve kan basıncını düzenli<br />

olarak kontrol etmek isteyenlerin, her an el altında<br />

bulundurabilecekleri cihaz, basit tasarımıyla her yaştan<br />

kullanıcıya da büyük bir konfor sağlıyor.<br />

Kolay ve güvenilir kullanım<br />

Herhangi bir bilgi ya da deneyim gerektirmeyecek kadar da<br />

kolay kullanılabilen b-good Konuşan Tansiyon Aleti, Türkçe<br />

seslendirme yazılımı ve dijital göstergesinin yanı sıra 120<br />

adetlik hafıza kapasitesiyle de daha önceki değerleri takip<br />

edebilmeyi sağlıyor. Bir açma-kapama düğmesi ile önceki<br />

ölçümleri gösteren bir de hafıza düğmesi bulunan bu tam<br />

otomatik cihazla, kişi tansiyon ölçümünü kolundan tek<br />

başına güvenli şekilde yapabiliyor. Güvenilir ve klinik olarak<br />

doğrulanmış bir ürün olan tansiyon aleti, pratik kabıyla da<br />

çantada, arabada ve yolculuklarda kolay taşıma sağlıyor.<br />

Tüm b-good ürünleri gibi Türkçe konuşan tansiyon aleti de<br />

eczaneler aracılığıyla tüketicilerle buluşuyor.<br />

Mayıs - May <strong>2022</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!