Metropol Dergileri 51. Sayı
- Aydınlar Yedek Parça San. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı- Harun Aydın - Basın Yayın Enformasyon Konya İl Müdürü- Abdurrahman Cüneyd Fidancı - Kaysan Mimarlık- Mimar Nuri Kaymak - Külünk Yeni Türkiye Vizyonunu Anlattı - Metin Külünk - Sırma Sanatçısı - Nur Dikilitaş - Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı - Cevdet İşbitirici - Otomotiv Sektöründe Ekonominin Lokomotifi- Ömer Faruk Meydan - Vatanını En Çok Seven, İşini En İyi Yapandır - Seycan Çakır - Sevgili Metal Otomotiv Şirketine Ödül - Ümmetin Türkiyesi - Konya Basın Konseyi Başkanı Mustafa Tatlısu
- Aydınlar Yedek Parça San. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı- Harun Aydın
- Basın Yayın Enformasyon Konya İl Müdürü- Abdurrahman Cüneyd Fidancı
- Kaysan Mimarlık- Mimar Nuri Kaymak
- Külünk Yeni Türkiye Vizyonunu Anlattı - Metin Külünk
- Sırma Sanatçısı - Nur Dikilitaş
- Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı - Cevdet İşbitirici
- Otomotiv Sektöründe Ekonominin Lokomotifi- Ömer Faruk Meydan
- Vatanını En Çok Seven, İşini En İyi Yapandır - Seycan Çakır
- Sevgili Metal Otomotiv Şirketine Ödül
- Ümmetin Türkiyesi - Konya Basın Konseyi Başkanı Mustafa Tatlısu
- No tags were found...
PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
www.metropoldergileri.com 1
RÖPORTAJ<br />
2
www.metropoldergileri.com 3
RÖPORTAJ<br />
4
www.metropoldergileri.com 5
RÖPORTAJ<br />
6
www.metropoldergileri.com 7
YAYIN KURULU BAŞKANI<br />
8<br />
Ömer Faruk MEYDAN<br />
Sanayici / Yazar<br />
o.farukmeydan@metropolkonya.com<br />
Otomotiv sektörü de<br />
ekonominin lokomotifi<br />
Türkiye zorlu süreçlerden geçiyor. Ülkece yaşadığımız olaylar bizi birbirimize biraz daha bağlıyor. Biz bu birlik<br />
ve beraberlik içerisinde her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz. Bu bağlamda Afrin’de büyük bir operasyon<br />
gerçekleştiren Mehmetçiğimize de başarılar diliyoruz.<br />
Umutlandıran ise ülke olarak yaşadığımız tüm sıkıntılara rağmen sanayimizin büyümesi, üretimin durmayıp<br />
gıpta edilecek düzeylerde artması. Otomotiv sektörü de Konya ekonomisine önemli katkısı olan önemli bir sektör.<br />
Gerek ürün yelpazesi gerekse miktarı bakımından Türkiye çapında ortaya konulan rakamlar yüz güldürücü.<br />
Bu üretimin en önemli katkılarından biri de kuşkusuz ki ortaya koyduğu istihdam. Sektör; sağladığı istihdamla<br />
gerek Konya, gerekse Türkiye ekonomisinde adeta lokomotif görevi üstleniyor.<br />
Otomotiv sektörü geliştikçe istihdam hedefleri büyüyor. Konya’mızda faaliyet gösteren firmalar ulusal olmak<br />
bir yana uluslararası olma yolunda hızla ilerliyor. Burada üretilen ürünler büyük otomobil firmalarında değer<br />
buluyor. Markalarımız dünya markaları ile buluşuyor. Bu da gösteriyor ki; Konya otomotivde iyi bir yerde ve<br />
daha da iyi olacak. Biz kendi otomobilimizi üretme yolunda hızla ilerliyoruz, ilerlemeye de devam edeceğiz.
www.metropoldergileri.com 9
RÖPORTAJ<br />
10
www.metropoldergileri.com 11
EDİTÖRDEN<br />
12<br />
Seycan ÇAKIR<br />
Editör<br />
s.cakir@metropoldergileri.com<br />
VATANINI EN ÇOK SEVEN,<br />
İŞİNİ EN İYİ YAPANDIR<br />
Dünyada var olma savaşı veriyor her ülke, her ülke milli menfaatleri doğrultusunda planlarını yapıyor. Bu planlar yapılırken<br />
dünyadaki süper güç diye tabir edilen gelişmiş ülkeler vicdanlarını kiraya veriyor, terör örgütleriyle bir oluyorlar.<br />
Milyonlarca sivil katledip adına demokrasi diyorlar... Utanmadan!<br />
Türkiye’nin izlediği politika yenidünya düzeninde çok önemli! Haklılıkla hareket eden, vicdanını her zaman koruyan, dış<br />
ilişkilerinde adil politik duruş sergileyen bir Türkiye. Binlerce yıllık devlet geleneğimizde de bu var... Bu yüzden Türk<br />
nereye giderse adalet götürür, şefkat götürür. Ancak; düşmanına da hatasının bedelini her zaman ödetir.<br />
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kahraman mensuplarının Allah yar ve yardımcısı olsun. Dualar sadece Türkiye’den edilmiyor,<br />
dünyanın her köşesinden adalet bekleyen milyarca insan tarafından bu dualar sema ya yükseliyor.<br />
Politik duruşumuzun yanı sıra güçlü bir ülke olma yolunda ekonomik gücümüz de oldukça önemli. Gelecekte güçlü, söz<br />
sahibi, gelişmiş ülke konumuna geleceksek bunu ancak üretimle başarabiliriz, ürettiğimizi yurt dışına satarak yapabiliriz.<br />
Ar- Ge ile inovasyonla yapabiliriz. Bu bilinçle hareket edip adımlarımızı bu doğrultuda atmalıyız.<br />
Bu sayıda kapak konuğumuz Aydınlar Yedek Parça A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Harun Aydın. Sektörünün devlerinden<br />
olan Aydınlar Yedek Parça sadece Konya’nın değil ülkemizin de gururu. ‘’Bunu en iyi Almanlar yapar, Amerikalılar yapar’’<br />
dediğimiz her parçayı Konya’da üretip dünyaya satıyor.<br />
Güçlü bir ülke mi istiyoruz? İşte önümüzde bir örnek; ülke olarak AYD- Aydınlar Yedek Parça gibi firmaların sayılarını<br />
arttırdığımızda güç bizden yana olacaktır.<br />
Fabrikayı gezdiğimde ‘’ işte geleceğin Türkiye’si bu’’ dedim...<br />
2500 ‘e yakın insana istihdam sağlayan, Cumhurbaşkanımızın istihdam seferberliği çağrısına katılarak kısa zamanda<br />
3000 kişiyi aşan bir istihdam hedefi ile Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek firmalarından Aydınlar Yedek Parça.<br />
Bu azim ancak Vatanını sevmekle, bu başarı ise işini sevmekle olur...<br />
Bu yüzden milli otomobil projesinde 6. Babayiğit AYD.
www.metropoldergileri.com 13
RÖPORTAJ<br />
14<br />
İÇİNDEKİLER<br />
Kapak<br />
Konusu<br />
28<br />
HARUN<br />
AYDIN<br />
AYD Aydınlar<br />
Yedek Parça<br />
San. Tic. A.Ş.<br />
Yönetim Kurulu<br />
Başkanı<br />
Köşe<br />
6<br />
26<br />
70<br />
Ömer Faruk MEYDAN<br />
Mustafa TATLISU<br />
Tuğba BALDEDE<br />
14 DUVAR 22 HABERLER 68 PSİKOLOJİ 76 ŞEHİRDE YAŞAM<br />
GÖRSEL YÖNETMEN<br />
Ahmet TOK<br />
HUKUK DANIŞMANI<br />
Av. Seda KARA<br />
www.metropoldergileri.com<br />
info@metropoldergileri.com<br />
Yerel, Süreli • Ocak/2018<br />
YAYINCI / İMTİYAZ SAHİBİ<br />
Adına Seycan ÇAKIR<br />
YAYIN KURULU BAŞKANI<br />
Ömer Faruk MEYDAN<br />
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ<br />
Ahmet ÇAKIR<br />
YAYIN KOORDİNATÖRÜ<br />
Çiğdem KURUT<br />
PROJE KOORDİNATÖRÜ<br />
Beyzat AKSOY<br />
KURUMSAL İLETİŞİM ASİSTANI<br />
Canan ŞAYİR<br />
GRAFİK TASARIM<br />
KAPAK FOTOGRAFI<br />
Ahmet ÇAKIR<br />
KATKIDA BULUNANLAR<br />
Prof. Dr. Kayhan ÖZTÜRK, Dr. Serdar<br />
AYDEMİR, Prof. Dr. Hüseyin ELMAS,<br />
Mustafa TATLISU, Ceyhun KÜÇÜKÖZMEN,<br />
Şakir TÜRKAN, Elif AYDEMİR, Şeref<br />
DEVECİOĞLU, Zeynep ÖZTOP<br />
YÖNETİM YERİ<br />
Akabe Mh. Şehit Furkan Doğan Cd.<br />
Bey Plaza A Blok 5/503<br />
Karatay/ KONYA<br />
Tel: 0332 323 10 18<br />
Faks: 0332 323 10 19<br />
BASKI<br />
Fevzi Çakmak Mh. Aslım Cd.<br />
Kobisan San. Sit. No: 67 Karatay/KONYA<br />
E-mail: bilgi@ayrintiofset.com<br />
Tel : 0332 342 65 80<br />
Faks: 0332 342 65 81<br />
DAĞITIM<br />
Ocak 2018<br />
Dergide yayınlanan yazı, fotograf, illustrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz ya da kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz, alıntı yapılamaz.
Ocak 2018<br />
46<br />
58 68<br />
66<br />
Röportaj<br />
42<br />
MİMAR NURİ<br />
KAYMAK<br />
KAYSAN MİMARLIK<br />
FİRMA SAHİBİ<br />
48<br />
ABDURRAHMAN<br />
CÜNEYD FİDANCI<br />
BASIN YAYIN ENFORMASYON<br />
KONYA İL MÜDÜRÜ<br />
54SIRMA SANATÇISI<br />
NUR DİKİLİTAŞ<br />
60 CEVDET<br />
İŞBİTİRİCİ<br />
KONYA BÜYÜKŞEHİR<br />
BELEDİYESİ İTFAİYE DAİRESİ<br />
BAŞKANI<br />
SAYI<br />
51<br />
www.metropoldergileri.com 15
DUVAR<br />
16<br />
“Mücadele” Kırım Türklerinden Öğrenilir<br />
Birlik Vakfı Konya Şubesi’nin “Her Cumartesi<br />
Birlikteyiz” konferanslarına konuk olan Necmettin<br />
Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi<br />
Prof. Dr. Kemal Özcan, “Kırım Kırım Kırılan<br />
Kırım” konulu konferansta Kırım sürgünü ve<br />
bölgede bugün gelinen noktayı anlattı.<br />
Konferansın açılışında konuşan Birlik Vakfı<br />
Konya Şube Başkanı Orhan Gündüz,<br />
Kırım’ın 9 Ocak 1792’de imzalanan Yaş<br />
Anlaşmasıyla Türk toprağı oluşunun yıldönümünde<br />
Kırım’ı gençlere anlatmak istediklerini<br />
belirtti. “Kırım Kırım Kırılan Kırım”<br />
başlıklı konferansta Kırım’ın Türk yurdu<br />
olmasından bugüne kadar gelinen süreci<br />
anlatan Necmettin Erbakan Üniversitesi<br />
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan, 1944’te sürgüne<br />
gönderilen Kırım Tatarlarının dünyaya<br />
örnek olacak bir hak arayış mücadelesi verdiğini<br />
söyledi.<br />
Anadolu Liderlik Modeli Âlim-18 Başladı<br />
Genç MÜSİAD Konya Şubesi tarafından<br />
ilki 2016 yılında gerçekleştirilen, “Anadolu<br />
Liderlik Modeli” projesi eğitim programları<br />
yeniden başladı. Dönüşen Dünyada liderlik<br />
temasıyla düzenlenecek olan Alim-18 eğitimlerinde<br />
Genç MÜSİAD üyelerinin dönüşüme<br />
ayak uydurması hedefleniyor. Bu çerçevede<br />
2018 yılının ilk eğitim programında<br />
“organizasyon ve zaman yönetimi” konusu<br />
değerlendirildi.<br />
MÜSİAD Konya Şubesi Brifing salonunda<br />
gerçekleştirilen programın açılış konuşmasını<br />
yapan MÜSİAD Konya Şubesi Gençlik<br />
Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Arslan, “ilki<br />
2016 yılında gerçekleştirdiğimiz “Anadolu<br />
Liderlik Modeli” projemizin üzerinde çok<br />
çalıştık. Alim’18 sayesinde iş adamı perspektifi<br />
ile bakma becerisini geliştiren Genç<br />
MÜSIAD Konya üyeleri, iş yerlerinde daha<br />
verimli bir yönetim modeli uygulayarak<br />
hem kendi firmalarını hem çevredeki firmaları<br />
hem de tüm Türkiye’yi 2023 hedeflerine<br />
ulaştıracak bir rol model olacaklardır. Gerek<br />
ahlaki gerekse iş hayatına yönelik donanımlarını<br />
artırarak kurumsal firma kültürünü<br />
gelecek nesillere aktaracaklardır” dedi.<br />
Genç MÜSİAD Üyeleri, Alim-18 eğitim<br />
programları çerçevesinde Liderlik ve Koçluk,<br />
Ekip Yönetimi ve İşyerinde Performans<br />
Artırma, Müşteri İlişkileri Yönetimi, İş Hayatında<br />
Kişisel İmaj, Özgüven ve Motivasyon,<br />
Stres ve Öfke Yönetimi konularında<br />
eğitim görecek.<br />
Büyükşehir gazetecileri buluşturdu<br />
Konya Büyükşehir Belediyesi, 10 Ocak Çalışan<br />
Gazeteciler Günü dolayısıyla Konya’nın<br />
31 ilçesinde görev yapan basın-yayın kuruluşlarının<br />
yöneticilerini ve çalışanlarını bir<br />
araya getirdi.<br />
Kalehan-Ecdat Bahçesi’nde gerçekleştirilen<br />
programda konuşan Konya Valisi Yakup<br />
Canbolat, basının milletin gözü kulağı ve<br />
dili olduğunu, vatandaşın haber alma ile bilgi<br />
edinme ihtiyacının doğru bir biçimde karşılanmasına,<br />
ülkemizin demokratikleşme<br />
sürecine büyük katkı sunduğunu aktardı.<br />
Basının eleştiri ve tarizleri karşısında kendilerinin<br />
özeleştiri ve o konuda varsa düzeltme<br />
yapma gayretinde olduklarını da kaydeden<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir<br />
Akyürek, “Konya basını yol göstericilik<br />
boyutunda, işbirliği konusunda, şehir<br />
gündemini oluşturma ve şehir projelerine<br />
destek konusunda Türkiye’ye örnek<br />
bir yapıdır, kuruluşlardan oluşan örnek<br />
bir bütündür” ifadelerini kullandı.<br />
Konya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sefa<br />
Özdemir, basın özgürlüğü konusunda<br />
son zamanlardaki tartışmalara Anadolu<br />
basını olarak katılmadıklarını belirterek,<br />
ülkenin bölünmez bütünlüğü noktasında,<br />
terör örgütlerine destek veren tutukluların<br />
gazeteciler cemiyetleri örgütleri<br />
tarafından kesinlikle savunulmadığını altını<br />
çizdi. Özdemir, bütün basın mensuplarını<br />
bir araya getiren Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Tahir Akyürek’e teşekkür etti.<br />
Konya Basın Konseyi Başkanı Mustafa<br />
Tatlısu ise, 10 Ocak gününün genellikle<br />
mesajlarla kutlandığını, Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Tahir Akyürek’in bu geleneği<br />
değiştirip sıcak bir ortamda basını buluşturduğunu<br />
belirterek, teşekkür etti.
www.metropoldergileri.com 17
DUVAR<br />
18<br />
Başkan Toru’dan pazarcı esnafına ziyaret<br />
Meram Belediye Başkanı Fatma<br />
Toru, Melikşah Kapalı Semt Pazarı’nda<br />
esnafı ziyaret etti. Pazar esnafı<br />
ve alışveriş yapan vatandaşlarla<br />
sohbet eden Başkan Toru, esnafa<br />
bol ve bereketli kazançlar temennisinde<br />
bulundu.<br />
Başkan Gün öğrencilerle futbol oynadı<br />
Yapımı kısa süre önce tamamlanan kapalı halı sahada<br />
öğrencilerle bir araya gelen Bozkır Belediye Başkanı<br />
İbrahim Gün, öğrencilerle birlikte futbol maçı yaptı.<br />
Futbol maçı sonrasında açıklama yapan Başkan Gün,<br />
kapalı halı sahanın Bozkır’a tekrardan hayırlı olmasını<br />
diledi.<br />
Geçtiğimiz kış aylarında yoğun kar yağışına dayanamayarak<br />
eski kapalı halı sahanın çöktüğünü ve akabinde<br />
hızlı bir şekilde yeniden halı saha yaptıklarını<br />
vurgulayan Bozkır Belediye Başkanı İbrahim Gün, “yapımını<br />
kısa süre önce tamamladığımız halı sahamızda<br />
maç yapma fırsatını bulduk ve öğrencilerimizle birlikte<br />
ter attık. Hem de halı sahamızın bir nevi açılışını gerçekleştirdik.<br />
Halı sahamızın Bozkır’a tekrardan hayırlı<br />
olmasını diliyorum” diye konuştu<br />
Sabah erken saatlerde Melikşah<br />
Kapalı Semt Pazarı’na gelen Başkan<br />
Toru, esnafa bol ve bereketli kazançlar<br />
temennisinde bulundu. Esnafın<br />
istek ve taleplerini dinleyen Başkan<br />
Toru, “Pazarcı esnafımızı ziyaretlerimizde<br />
simit ve sıcak çay eşliğinde<br />
dondurucu soğuğa rağmen pazarcı<br />
kardeşlerimizin sıcak karşılaması ve<br />
sohbetiyle ısındık” dedi.<br />
Vatandaşların huzurlu bir şekilde<br />
alışveriş yapabilmeleri maksadıyla<br />
ilçeye kazandırdıkları kapalı pazarlar<br />
hakkında bilgi veren Toru, “Kovanağzı<br />
ve Kaşınhanı mahallelerimize<br />
kazandırdığımız kapalı pazar yerlerini<br />
daha önce hizmete açtık. Kısa<br />
bir süre içerisinde temelini atacağımız<br />
Harmancık Kapalı Pazar<br />
Yeri ve Sosyal Tesisi de Harmancık,<br />
Lalebahçe ve Gülbahçe mahallelerimize<br />
hizmet verecek. Gödene<br />
Mahallesi’ndeki kapalı pazar yerinin<br />
de ikmal ihalesini yaparak<br />
2018 yılı içinde bölge sakinlerinin<br />
hizmetine sunacağız. Belediye<br />
olarak gerek zabıta hizmetleri gerekse<br />
Pazar yerlerinin temizliği ile<br />
ilgili çalışmaları aksatmadan yürütüyoruz.<br />
Hemşehrilerimizin daha<br />
rahat ortamda alışveriş yapmasını<br />
sağlamak için çaba harcıyoruz”<br />
diye konuştu.<br />
Kahraman Ordumuza Zafer Diliyoruz<br />
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin’deki<br />
teröristleri etkisiz hale getirmek üzere<br />
başlattığı “Zeytin Dalı Harekatı”-<br />
nın zaferle sonuçlanması için sabah<br />
namazı sonrası camilerde dua edildi.<br />
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı<br />
Tahir Akyürek, “Kahraman ordumuza<br />
zafer diliyoruz. İnşallah tarihi zaferlerle<br />
dolu olan ordumuzun zafer sayfalarına<br />
yeni bir sayfa daha eklenmiş<br />
olacak” dedi.<br />
Türk Silahlı Kuvvetlerince, Suriye’nin<br />
Afrin bölgesinde PKK/KCK/PYD-YPG ve<br />
DEAŞ’a mensup teröristleri etkisiz hale<br />
getirmek üzere başlatılan “Zeytin Dalı<br />
Harekatı”nın zaferle sonuçlanması için<br />
ülke genelinde olduğu gibi Konya’da da<br />
camilerde kılınan sabah namazında Mehmetçik’e<br />
dua edildi.<br />
Kapu Camii’nde sabah namazı sonrası İl<br />
Müftüsü Ali Akpınar’ın yaptığı duaya cemaat<br />
ellerini semaya açarak eşlik etti.<br />
Kapu Camii’ndeki dua sonrası bir açıklama<br />
yapan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı<br />
Tahir Akyürek, “Türkiye düşmanlarına, ülkemizin<br />
birlik ve beraberliğine kastedenlere<br />
karşı yürütülen Zeytin Dalı Operasyonu<br />
inşallah başarıyla sonuçlanacak. İslam<br />
ümmetinin ve tüm insanlığın umudu olan<br />
ülkemize yönelik oluşturulmak istenen<br />
komplolar bertaraf edilecek. Kahraman<br />
ordumuza zafer diliyoruz. İnşallah tarihi<br />
zaferlerle dolu olan ordumuzun zafer<br />
sayfalarına yeni bir sayfa daha eklenmiş<br />
olacak. Millet olarak ordumuzun muzaffer<br />
olması için dua ediyoruz. Ordumuz ve milletimiz<br />
el ele gönül gönüle omuz omuza<br />
düşmanlarımızın oyunlarını hep birlikte<br />
inşallah bozacağız” dedi.
www.metropoldergileri.com 19
DUVAR<br />
20<br />
Emiray’ın galası yapıldı<br />
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından<br />
yürütülen Medeniyet Okulu Projesi kapsamında<br />
her ay okullarda uygulanan değerlerin<br />
konu edilip Konya’nın tanıtıldığı “Emiray”<br />
çizgi dizisinin galası gerçekleştirildi.<br />
TRT işbirliği ile gerçekleştirilen dizinin Mevlana<br />
Kültür Merkezi’ndeki galasında konuşan<br />
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı<br />
Tahir Akyürek, Türkiye’de artık çocukların<br />
geçmişte sömürgecilerin ürettiği masal<br />
kahramanlarıyla değil; kendi kültürümüzden<br />
yola çıkılarak üretilen kahramanları<br />
örnek almaya başladıklarını söyledi.<br />
TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, “Bizler<br />
her ne kadar elimizden geldiğince birçok<br />
içerik üretmeye çalışmış olsak da yerel ve<br />
bölgesel içerikler, bizler için her zaman<br />
daha kıymetli oluyor. Emiray’ın bu neslin<br />
yetişmesine, değerler eğitimimize ve Konya’yı<br />
tanıtımında büyük katkı sağlayacağına<br />
inanıyorum” diye konuştu.<br />
26 bölüm olarak hazırlanan ve 2 yıl boyunca<br />
TRT Çocukta yayınlanacak filmin ilk bölümü<br />
20 Ocak Cumartesi günü ekranlarda olacak.<br />
Derbent, Büyükşehir Yasası İle Gelişiyor<br />
Büyükşehir Yasası’nın hayata geçirilmesiyle birlikte<br />
Konya’nın Derbent ilçesine Cumhuriyet tarihinin en<br />
önemli yatırımları yapıldı. Kentte hayal olarak nitelendirilen<br />
Aladağ Kayak Merkezi projesi Büyükşehir<br />
Yasası’yla birlikte anlam kazandı. Derbent’in mevcut<br />
bütçesiyle tamamlanamayacak olan projeler, Konya<br />
Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle tamamlanabilecek.<br />
Birinci etapta yaklaşık 20 milyon liraya mal<br />
olacak mekanik ve günü birlik tesislerin oluşturulması<br />
için Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek<br />
de yoğun çaba sarf ediyor.<br />
Konya’ya değer katacak projeye destekleri için Konya<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’e teşekkür<br />
eden Derbent Belediye Başkanı Hamdi Acar, tesislerin<br />
yapılabilmesi için Başkan Akyürek’in yoğun mesai harcadığını<br />
ifade etti. Acar, “Büyükşehir Belediye Başkanımız<br />
Tahir Akyürek, Aladağ Kayak Merkezi projesinin<br />
hazırlanma aşamasından itibaren gelişmeleri yakından<br />
takip ediyor. Derbent’e yapılacak olan Kış ve Doğa<br />
Sporları Tesisi, yalnızca ilçeye hizmet vermeyecek. Bütün<br />
Konyalı vatandaşlarımız Aladağ’da bu hizmetlerden<br />
faydalanma imkânı bulacak.” Dedi.<br />
Türkiye Bütün İmkânlarını Seferber Edecektir ve<br />
Bu Hususta da Kararlıdır<br />
İslam ülkeleri arasında dayanışmanın<br />
arttırılması amacıyla kurulan<br />
İslam İş Birliği Teşkilatı’nın<br />
parlamento ayağını oluşturan<br />
İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento<br />
Birliği’nin (İSİPAB) 13. Konferansı<br />
için İran’ın başkenti Tahran’da bulunan<br />
Konya Milletvekili Prof Dr<br />
Hacı Ahmet Özdemir, Medeniyet<br />
ve Dinler Arası Diyalog Oturumu’nda<br />
ülkemizi temsilen yaptığı<br />
konuşmasında şöyle dedi;<br />
‘’Bu toplantılarda kendimi 1.7 milyarlık<br />
büyük dünyanın bir parçası<br />
hissettiğimi, ülkeme bilenmiş, yenilenmiş<br />
olarak, daha çok çalışmak<br />
üzere daha kararlı bir şekilde döndüğümü<br />
belirtmek istiyorum.<br />
Türk TV’lerinin ABD’nin Suriye sınırımızda<br />
PYD’ye yönelik hamlesinin<br />
Dış İşleri Bakanımız, Başbakanımız<br />
ve Cumhurbaşkanımız tarafından,<br />
yani en yetkili ağızlardan reddedildiğini;<br />
Türkiye’nin sınırlarını ve Suriye’nin<br />
bütünlüğünü korumak için<br />
her türlü siyasi, diplomatik girişimi<br />
sürdüreceğini; askeri önlem ve girişimler<br />
dâhil bütün imkânlarını seferber<br />
edeceğini, bu hususta kararlı<br />
olduğunun altını özellikle çiziyorum.<br />
İslam dünyasının önemli bir eşikte<br />
olduğunu belirten Konya Milletvekili<br />
Hacı Ahmet Özdemir konuşmasının<br />
devamında; Zira dünya beşten<br />
büyüktür. Dünya nüfusunun dörtte<br />
birini oluşturan büyük camianın<br />
BM nezdinde veto hakkına sahip bir<br />
temsilcisinin bulunmaması büyük<br />
eksikliktir. Şu anda buna en hazır<br />
gözüken ülke Türkiye’dir.<br />
Eğer yönetimler Türkiye’de olduğu<br />
gibi milletiyle bütünleşebilirse geleceğini<br />
daha çabuk kurtarır ve kurar.<br />
Başarının sırrı düşmanlıklarını gizleyen<br />
dış güçlere değil halka kulak<br />
vermekten geçiyor. Halkla birlikte<br />
hareket eden yönetim anlayışları<br />
benimsediğinde ve uygulandığında<br />
başarı gelecektir. İslam ülkeleri önce<br />
iç birliğini sonra aralarında koordinasyonu<br />
sağlayarak pek çok sorunu<br />
aşabilirler. Birliktelik sağlandığında<br />
nüfus yoğunluğu, yani insan kaynağı,<br />
yer altı ve yer üstü zenginlikleri<br />
ile dünyanın siper gücü olmaya<br />
adaydır. Bu yolda aşılması gereken<br />
en büyük engel tefrikadır. Ayrılıklarını<br />
gidermiş, birliği sağlamış İslam<br />
dünyasının âleme ve insanlığa çok<br />
şey katacağına inanıyorum.’’
www.metropoldergileri.com 21
DUVAR<br />
22<br />
MMO’da yeni başkan Altun<br />
KOMEK ve ASEM’den Rekor<br />
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir<br />
Akyürek, Türkiye’ye örnek olan Meslek<br />
Edindirme Kursları ile Aile Sanat ve Eğitim<br />
Merkezleri’nin 2017 yılında 100 bin 611<br />
kursiyere eğitim vererek bu alanda önemli<br />
bir başarıya daha ulaştığını söyledi.<br />
Sektör kan kaybediyor<br />
Aydın İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Aydın,<br />
gayrimenkul sektötörünün en büyük<br />
probleminin ‘güven’ olduğunu söyledi<br />
Aydın Holding Yönetim Kurulu Üyesi - Aydın<br />
İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı ve KON-<br />
SİAD Konya Şubesi Genel sekreteri Mehmet<br />
Aydın, emlak sektörünün önde gelen<br />
isimleri ile KONSİAD Konya Şubesinde bir<br />
araya geldi. Yaklaşık 30 ismin katıldığı toplantıda,<br />
gayrimenkul sektörünün sorunları<br />
masaya yatırıldı. Yaklaşık 4 saat süren toplantı<br />
sonunda kısa bir açıklama yapan Mehmet<br />
Aydın, “Satışlardaki astronomik rakamlar,<br />
buna paralel olarak her önüne gelenin<br />
emlakçılık mesleğine soyunması, sektöre<br />
olan güveni her geçen gün azaltmaktadır”<br />
dedi. Üst üste gelen olumsuzlukların işleri<br />
durma noktasına getirdiğine dikkat çeken<br />
Aydın, şunları söyledi; “Bu kötü gidişe dur<br />
diyebilmek bizim elimizde. Birlikte hareket<br />
edersek, sorunların çözümü de kolay olur.<br />
Ancak, hükümet yasadaki boşluklarla ilgili<br />
Makina Mühendisleri Odası (MMO) Konya<br />
Şubesinin yeni başkanı Yrd. Doç. Dr.<br />
Aziz Hakan Altun oldu.<br />
Makina Mühendisleri Odası (MMO) Konya<br />
Şubesi’nin 14. olağan genel kurul toplantısına<br />
Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk<br />
Öztürk, MHP İl Başkanı Murat Çiçek, meslek<br />
odalarının başkanları ve meslek mensupları<br />
katıldı.<br />
MMO Konya Şubesi eski başkanı Erdoğan<br />
Duransoy genel kurulda yaptığı konuşmada,<br />
görev yaptığı süre boyunca en iyi<br />
hizmeti vermeye çalıştıklarını söyledi. Duransoy,<br />
“İki koca yıl göz açıp kapayıncaya<br />
kadar bitti. 13. dönem çalışmalarımızı<br />
artık tamamladık. Geriye dönüp baktığımız<br />
zaman bu iki yılı nasıl emek emek<br />
işlediğimizi görüp mutlu oluyoruz. Bu tür<br />
görevler insanların hayatında gurur duyarak<br />
yaptığı müstesna ve onurlu vazifelerdir.<br />
Böylesi büyük ve elit camialara hizmet<br />
etmeyi Rabbim her kuluna nasip etmez.<br />
Bu duyarlılıkla üzerimize düşen vazifeyi<br />
içinde bulunduğumuz kuruma yakışır şekilde<br />
yerine getirmeye, birlik beraberlik<br />
içinde güçlü ve etkin olmaya, mesleğimize<br />
itibar kazandırıp her ortamda Makina Mühendisleri<br />
Odası Konya şubesini en doğru<br />
şekilde temsil etmeye çalıştık” dedi.<br />
kanuni düzenlemeleri en kısa zamanda<br />
yapmalı. Bunların başında da anlayan veya<br />
anlamayan herkesin emlakçılık mesleğini<br />
yapmasının önüne geçilmeli.”<br />
Yeni Başkan Yrd. Doç. Dr. Aziz Hakan Altun,<br />
Konya’nın refah seviyesinin yükselmesi için<br />
her türlü çalışmaya destek vereceklerini<br />
belirterek, “Makine Mühendisleri Odası<br />
olarak Konya’da bulunan STK, belediyeler<br />
ve üniversitelerimiz ile çalışmalar yapmaya<br />
devam edeceğiz. Makine Mühendisleri arkadaşlarımızın<br />
hakları ve meslek alanlarını<br />
genişletme alanında çalışmalar gerçekleştireceğiz.<br />
Ülkemizin ve Konyamızın en iyi<br />
noktada gelmesi içlin elimizden gelen gayreti<br />
göstereceğiz. Odamıza şimdiye kadar<br />
hizmet etmiş tüm oda başkanlarıma teşekkür<br />
ediyorum. Ayrıca göreve devraldığım<br />
önceki dönem başkanım Ömer Erdoğan<br />
Duransoy ve ekibine ve bizleri bu göreve<br />
layık gören meslektaşlarıma teşekkür ediyorum”<br />
ifadelerini kullandı.<br />
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek,<br />
KOMEK ve ASEM’in 23 ilçede 60 kurs<br />
merkezinde eğitim faaliyetlerini sürdürdüğünü<br />
belirterek, 500 binden fazla mezunu ile<br />
Konya’nın ve Türkiye’nin en büyük, en önemli<br />
ailelerinden biri olduğunu dile getirdi.<br />
Konya’nın sanatına, kültürüne ve istihdamına<br />
büyük katkı sağlayan KOMEK ve<br />
ASEM’den 2017 yılında istifade eden kursiyer<br />
sayısının 100 bin 611 olduğunu vurgulayan<br />
Başkan Akyürek, ilk kez ulaşılan<br />
bu rakamın bu alanda önemli bir başarı<br />
olduğunu söyledi.<br />
KOMEK, ASEM ve yaz aylarında faaliyet<br />
gösteren Genç KOMEK Yaz Okulu’nun yeni<br />
ilçelerle birlikte büyümeye devam edeceğini<br />
kaydeden Başkan Akyürek, kurslara katılan<br />
ve kurslarda emeği geçen herkesi tebrik etti.<br />
Konya Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme<br />
Kursları ile Aile Sanat ve Eğitim Merkezleri’nin<br />
yeni dönem kayıtları 24 Ocak – 4<br />
Şubat tarihleri arasında alınacak. Bilişim<br />
teknolojilerinden yabancı dillere, autocad-solidworks,<br />
Arduino Programlama ve<br />
Sayacılık kurslarından ebru, çini, hat, tezhip,<br />
gümüş takı işlemeciliği gibi gelenekli<br />
sanatlara kadar 310 farklı branşta eğitim<br />
veren KOMEK ve ASEM için kayıtlar www.<br />
konya.bel.tr ve www.komek.org.tr adreslerinden<br />
alınacak.
www.metropoldergileri.com 23
DUVAR<br />
24<br />
TRT Genel Müdürü Eren, Konya<br />
BYEGM’yi ziyaret etti<br />
Konya Büyükşehir Belediyesinin Medeniyet Okulu<br />
projesi kapsamında, Konya Büyükşehir Belediyesi<br />
ve TRT işbirliğiyle hazırlanan “EMİRAY” çizgi dizisinin<br />
gala programına katılmak üzere Konya’ya gelen<br />
TRT Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı<br />
İbrahim Eren, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon<br />
Konya İl Müdürlüğünü de ziyaret etti.<br />
Konya Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘EMİRAY’<br />
çizgi dizisi galasına katılan TRT Genel Müdürü<br />
İbrahim Eren, programın ardından TRT Konya<br />
Haber Bürosu ile Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon<br />
Konya İl Müdürlüğünü ziyaret ederek<br />
çalışmalar hakkında bilgi aldı.<br />
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden<br />
BYEGM Konya İl Müdürü Abdurrahman Fidancı,<br />
2018 yılında gazetecilere yönelik yapılacak eğitim<br />
ve bilgilendirme projelerinden de bahsetti.<br />
TRT Konya temsilcisi Özgür Karaçal da, haber bürosunun<br />
2012 yılından bu yana bölgeye hizmet<br />
verdiğini ifade etti.<br />
Karatay Yenilenmeye Devam Ediyor<br />
Karatay’a daha modern bir yapı kazandırmaya<br />
yönelik çalışmalarını aralıksız<br />
sürdüren Karatay Belediyesi kamulaştırma<br />
çalışmalarında rekor seviyeye<br />
ulaştı. Karatay Belediyesi 2004-2017<br />
yılları hizmet dönemi içerisinde 91<br />
Milyon TL kamulaştırma harcaması<br />
gerçekleştirerek Karatay’ın çehresini<br />
değiştirmeye devam ediyor.<br />
Karatay’da gerçekleştirilen kamulaştırma<br />
çalışmaları hakkında bir açıklama<br />
yapan Karatay Belediye Başkanı<br />
Mehmet Hançerli, Halkın beklentileri<br />
ve ihtiyaçları doğrultusunda hizmet veren<br />
Karatay Belediyesi’nin bir taraftan<br />
ilçe halkının daha modern ve ferah bir<br />
Karatay’da yaşaması için kamulaştırma<br />
işlemlerine yönelik satın alma veya<br />
trampa ile vatandaşı mağdur etmeden<br />
imar uygulamaları gerçekleştirilirken,<br />
diğer taraftan da toplu konut ve kentsel<br />
dönüşüm projelerini hayata geçirdiğini<br />
belirtti. Karatay Belediyesince<br />
kamulaştırma mülk sahipleri ile bire<br />
bir görüşülerek, hak sahiplerinin evinden<br />
en küçük müştemilatlarına kadar<br />
rızaları doğrultusunda kamulaştırma<br />
çalışmaları yapıldığının altını çizdi.<br />
“Karatay’a 14 yılda 13.664 daire kazandırarak<br />
özel sektör için bir ışık yaktık”<br />
Karatay Belediye Başkanı Mehmet<br />
Hançerli göreve geldiği 2004 yılından<br />
itibaren gerçekleştirdikleri toplu konut<br />
hamleleri ile ilçeye 13.644 daire kazandırdıklarını<br />
belirtti. Karatay Belediyesi<br />
öncülüğünde 1993-2004 yılları arasında<br />
gerçekleştirilmiş 6.356 daire olduğunu<br />
hatırlatan Başkan Hançerli aynı<br />
dönemde kurulan 15 yapı kooperatifi<br />
bulunduğunu dile getirerek: 2004-<br />
2017 yılları arasında 24 toplu konut<br />
projesini hayata geçirerek Karatay’ın<br />
hizmetine sunduklarını ifade etti.<br />
Diş Hekimliği Fakültesi’nde İleri Uygulama Kliniği Hizmete Açıldı<br />
Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi<br />
bünyesinde, 65 yaş üstü, engelli ve hamile<br />
hastaları kapsayan “özel gruplara” yönelik çok<br />
amaçlı “İleri Uygulama Kliniği” hizmete açıldı.<br />
Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi<br />
Dekan Vekili Prof. Dr. Nimet Ünlü, yaptığı<br />
açıklamada, “özel grup” hastalara daha iyi<br />
bir sağlık hizmeti vermeyi amaçladıklarını<br />
söyledi. Bu doğrultuda fakülte bünyesinde,<br />
Aralık ayı itibariyle öncelikli hasta grubu<br />
olan hamile, yaşlı ve engelli hastalar için<br />
“İleri Uygulama Kliniği”nin hizmete sunulduğunu<br />
ifade eden Prof. Dr. Ünlü, “Öncelikli<br />
hasta grubuna giren tüm hastalarımızın<br />
klinikler arasında dolaştırılmadan hizmet<br />
alacağı entegre bir klinik olan kliniğimizde<br />
tüm tedavileri, 4 bölümden uzmanlık asistanları<br />
yapmaktadır. Diş Hekimliği Fakültemizde<br />
Akademik Büro uygulaması bizden<br />
önceki idareci öğretim üyelerimiz tarafından<br />
başarıyla başlanmıştır. Fakültemizde<br />
tedavi olmak isteyen değerli öğretim üyelerimiz<br />
Akademik Büro’ya şahsen başvurarak<br />
öncelikli tedavi hizmetini ‘İleri Uygulama<br />
Kliniğimiz’de alabilmektedir. Ayrıca 0 (332)<br />
223 12 92 numaralı telefonu arayarak da<br />
fakülteye gelmeden randevularının düzenlenmesi<br />
sağlanmaktadır” diye konuştu.
Sevgili Metal<br />
Otomotiv Limited<br />
Şirketi’ne ödül<br />
OSEM Eşdeğer Parça Belgelendirme standardına<br />
göre ilk eşdeğer parça belgesi Konyalı üretici<br />
Sevgili Metal Otomotiv Limited Şirketi’ne verildi.<br />
SELSİAD Yönetim Kurulu Üyesi,<br />
Meydan Group Yönetim Kurulu Başkanı,<br />
Sevgili Metal Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Ömer Faruk Meydan, OSEM<br />
Eşdeğer Parça Belgelendirme standardına<br />
göre ilk eşdeğer parça belgesi ile<br />
ödüllendirildi.<br />
OSEM-PS-10001 Eşdeğer Parça Belgelendirme<br />
standardına göre değerlendirme<br />
ve test sürecine dahil olan Sevgili<br />
Metal Otomotiv firmasının VW<br />
Transporter çamurluk referans parçası<br />
ilk eşdeğer parça olarak belgelendi. Belgelendirme<br />
prosesi boyunca üretim yeri<br />
ve üretim hattı denetimi yapılan firmanın<br />
ürettiği parçalar Mobilite koordinasyonunda<br />
Tubitak MAM laboratuvarlarında<br />
test edildikten sonra uygunluğu<br />
doğrulandı.<br />
Bu kapsamda ilk olması vesilesiyle Sevgili<br />
Metal’in eşdeğer parça belgesi TSB<br />
Genel Sekreter Yrd. Osem Yönetim Kurulu<br />
üyesi Atilla Oksay, Osem Teknik<br />
Komite Başkanı Sedat Özatalay ve Türk<br />
Loydu Yönetim Kurulu Başkanı Cem<br />
Melikoğlu tarafından Sevgili Metal<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk<br />
Meydan’a takdim edildi. Osem Genel<br />
Müdürü Bener Yılmaz, Sevgili Metal<br />
Genel Müdürü Volkan Yetiş ve Türkiye<br />
Satış Koordinatörü Serdar Kuşvuran’ın<br />
da katıldığı sertifika töreninde belgelendirme<br />
süreçlerinde kapsamında Sevgili<br />
Metal tarafından üretilen diğer parçalarla<br />
ilgili karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi<br />
konusunda mutabakat sağlandı.<br />
Sevgili Metal Otomotiv Sanayi ve Tic.<br />
Ltd. Şti. yıllara dayanan üretim ve hizmet<br />
tecrübesiyle Konya’da bulunan<br />
5000 metrekare üretim alanında üretimi<br />
gerçekleştiriyor. Yenilenen yatırımları<br />
ile otomotiv parçaları konusunda<br />
uluslararası standartlara uygun üretim<br />
ile hata oranı en düşük üretim hizmetlerini<br />
sunmayı amaçlıyor. Sürekli gelişim<br />
ile teknolojiyi alt yapısına kazandırmaya<br />
çalışan, sektörün birçok otomotiv<br />
parçası ihtiyacını karşılayan, güvenilen<br />
ismi olmak için özveri ile çalışmasını<br />
sürdüren bir firma olup geçmişten gelen<br />
tecrübesi ile hizmet veriyor.<br />
www.metropoldergileri.com 25
HABER<br />
26<br />
Öztürk<br />
TOBB<br />
Başkan<br />
Vekili oldu<br />
KTO Başkanı Selçuk Öztürk, TOBB Yönetim<br />
Kurulu Başkan Yardımcısı Oldu<br />
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği<br />
(TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve<br />
Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı<br />
Selçuk Öztürk, TOBB Yönetim Kurulu<br />
Başkan Yardımcısı oldu.<br />
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,<br />
aramızdan ayrılan İbrahim Çağlar’ın iş<br />
dünyasına önemli hizmetlerde bulunduğunu<br />
ifade ederken, Selçuk Öztürk’e<br />
de yeni görevinde başarılar diledi.<br />
Öztürk de “TOBB Başkanımız M. Rifat<br />
Hisarcıklıoğlu’na ve yönetim kurulu<br />
üyelerimize desteklerinden dolayı teşkkür<br />
ediyorum. Konyamız ve ülkemiz<br />
iş dünyası için hayırlı olmasını diliyorum”<br />
dedi.<br />
1993 yılında MÜSİAD Konya Şubesi’nin<br />
kurucu üyeleri arasında yer alan<br />
Selçuk Öztürk, 2005 – 2009 yılları<br />
arasında MÜSİAD Konya Şubesi Başkanlığı<br />
yaptı. Öztürk, 2011 yılından<br />
itibaren Konya Ticaret Odası Yönetim<br />
Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Öztürk,<br />
2014 Ocak ayında TOBB Yönetim<br />
Kurulu Üyeliğine seçildi. Öztürk,<br />
26.12.2017 tarihinde gerçekleştirilen<br />
TOBB Yönetim Kurulu toplantısında<br />
Başkan Yardımcılığına seçildi. Öztürk<br />
aynı zamanda, KTO Eğitim ve Sağlık<br />
Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı ve<br />
KTO Karatay Üniversitesi Mütevelli<br />
Heyeti Başkanlığını da sürdürmekte.
www.metropoldergileri.com 27
KÖŞE<br />
28<br />
Mustafa TATLISU<br />
Basın Konseyi Başkanı<br />
tatlisumustafa@gmail.com<br />
ÜMMETİN TÜRKİYESİ<br />
Yapa yalnız “O”.<br />
Ümmetin ayağa kalkmaya mecali yok.<br />
Myanbar için O ağlar, Afganistan Pakistan uykularını kaçırır.<br />
Irak, Suriye yüreğini sızlatır.<br />
Kudüs kendisine uykuyu haram ettirir.<br />
Fizan’da bile ümmetten birinin ayağına diken batsa acısını hisseder.<br />
15 Temmuz ömründen ömür yedi.<br />
Mücadelesi hiç bitmedi.<br />
Mücadele… mücadel… ve hep mücadele…<br />
Sanki şair bugünleri görüp O’nun için yazmış.<br />
Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.<br />
Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.<br />
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,<br />
Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın!<br />
Bu yazımda sizinle yaşanmış bir hadiseyi paylaşmak istiyorum.<br />
Ümmeti için gözyaşı döken Allah’ın Resulü Başkomutandır…<br />
………-………<br />
Ka’b Bin Malik, Tebük seferi hariç, Medine döneminde gerçekleştirilen gazvelerin<br />
tamamında bulundu. Kahramanlık gösterdiği ve on yedi yerinden yaralandığı Uhud<br />
Gazvesi’nde Ka’b (ra) Rasûlullah (sav)’ın zırhını, Rasûl-i Ekrem de onun zırhını giymiştir.<br />
Bu savaştaki çarpışmalar esnasında Allah Rasûlü (sav)’nün öldüğü şayiasından<br />
sonraki dağılma esnasında onu ilk defa Ka’b (ra) görüp, “Müjdeler olsun ey<br />
Müslümanlar, Rasûlullah ölmedi, yaşıyor!” diye bağırmış, bunun üzerine yeniden<br />
toparlanan Müslümanlar gerçekleştirdikleri toplu hücum ile düşmanı geri püskürtmeyi<br />
başarmışlardır. Ka’b b. Mâlik (ra)’in ashab arasında şöhrete kavuşmasına<br />
sebep olan asıl hadise Tebük seferidir. Hemen bütün hadis kaynaklarında kendi<br />
anlatımıyla yer alan rivayete göre Ka’b b. Mâlik (ra), Tebük seferi ilân edildiğinde<br />
sağlığı ve maddi imkânı yerinde olmasına, hatta savaşa iştirak etmek amacıyla özel<br />
bir binek satın almasına rağmen, nefsine mağlup olması sebebiyle sefere çıkmayıp,<br />
bu zor şartlarda Müslümanları yalnız bıraktı.<br />
Ancak daha sonra Medine’de geriye münafık diye bilinenlerle, maddî imkânı bulunmayanların<br />
kaldığını görünce çok üzüldü. Diğer taraftan Allah Rasûlü (sav) Tebük’e<br />
varınca Ka’b (ra)’ın durumunu sordu. Ashâbdan bazıları onun kibri ve keyfine<br />
düşkünlüğü sebebiyle savaşa katılmadığı ileri sürülünce, yakın arkadaşı Muaz b.<br />
Cebel (ra) iddiaları reddederek onu savundu.<br />
Allah Rasûlü (sav) uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra Tebük seferinden Medine’ye<br />
döndüğünde geride kalanlar sırasıyla gelerek savaşa katılmama mazeretlerini<br />
bildirip, kendisinden af talebinde bulundular. Ka’b (ra) kendisi de mazeret ileri<br />
sürebilecek iken, gerçeği itiraf edip, hiçbir mazereti olmaksızın Müslümanları yalnız<br />
bıraktığını söyleyerek Allah Rasûlü (sav)’nden özür diledi. Hz. Peygamber onunla<br />
aynı durumda olan Hilâl b. Ümeyye (ra) ile Mürâre b. Rebî (ra)’ye haklarında Allah’ın<br />
açık hükmü gelinceye kadar beklemelerini söyledi. Bu gelişmeyi haber alan<br />
Hıristiyan Gassân meliki haksızlığa uğradığını iddia ederek eski dostu Ka’b (ra)’ı<br />
memleketine davet edip, onu şanına layık bir şekilde ağırlayacağını bildirdi. Ancak<br />
Ka’b (ra) bu teklifi reddedip, Allah’ın kendisi hakkında vereceği hükmü beklemeye<br />
karar verdi. Bir tarafta haftalardır yüzüne bakmayan, kendisiyle konuşmayan<br />
arkadaşları, diğer tarafta da izzet, ikram ve itibar vadeden bir davet vardı. Fakat<br />
Ka’b (ra), yapılan teklifi elinin tersiyle iterek Medine’de kalma kararlılığını sürdürdü.<br />
Bu esnada gönülden pişmanlık duyarak Allah’a çokça tevbe ve istiğfarda bulundu,<br />
kendisiyle konuşmamalarına rağmen Allah Rasûlü (sav) ve onun ashâbından<br />
defalarca özür diledi. Ka’b (ra), mescide çıktığında her seferinde Rasul-i Ekrem’e<br />
yakın durmaya çalışıyor, bu esnada belki kendisine tebessüm eder diye sürekli onun<br />
çehresine bakıyordu. Ama her defasında Peygamberimiz onunla karşı karşıya geldiğinde<br />
yüzünü çeviriyor, bakışlarını ondan kaçırıyordu. Yolda onu gören en yakın<br />
arkadaşları bile yolunu değiştiriyordu. Bu halden iyice bunalan Ka’b (ra),bir gün<br />
amcasının oğlu Ebû Katâde’ye (ra) giderek: Ey Ebâ Katâde (ra), “Sana Allah için<br />
soruyorum. Sen Allah ve Rasûlü’nü ne kadar sevdiğimi biliyor musun?” diye sordu.<br />
Fakat muhatabı onun sualini duymazdan geliyordu. Cevap alamayınca sorusunu<br />
birkaç kez tekrarladı. Ancak ondan, “Bunu Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” den<br />
başka bir cevap alamadı. Bunun üzerine yine mahzun bir şekilde oradan ayrıldı.<br />
Kendisine sosyal boykot devam ederken Ka’b b. Mâlik (ra)’in durumunu daha da<br />
zorlaştıran bir emir daha geldi. Peygamberimiz’in gönderdiği bir elçi, ona eşinden<br />
uzak durması talimatını getirdi. Buna göre Ka’b (r.a.) eşini boşamayacak, ancak<br />
onunla aynı evi de paylaşamayacaktı. Bu gelişme onun sıkıntısını daha da artırdı.<br />
Gerçekten de onun çektiği çile bitmek bir tarafa daha da şiddetleniyordu. Ancak bu<br />
son olumsuz gelişme de onun Rasûlullah (sav)’a bağlılığını sarsamadı. O ve diğer iki<br />
arkadaşı işledikleri suçun şuurunda olarak çilelerini doldurmaya ve pişmanlık içinde<br />
Allah’a yalvarıp tevbe istiğfarda bulunmaya devam ettiler. Bu olumsuz şartlara<br />
rağmen onlar, müminlerden ayrılmak ve Rasûlullah (sav)’ı terk etmeyi hiçbir zaman<br />
akıllarından geçirmemişlerdi. Bu sabırlarının mükâfatlarını da aldılar. Onları ferahlatan<br />
gelişmeyi bizzat Ka’b b. Mâlik (ra) şu şekilde anlatır: “İnsanların bizimle<br />
konuşmalarının yasaklandığı günden 50 gün sonraki gecenin sabahında namazımı<br />
kılmıştım. Bu esnada ruhum çok sıkıntılıydı, âdeta yerle gök arasında sıkışmış, gidecek<br />
bir yer bulamıyor gibiydim. Tam bu esnada evimin dışından bir ses işittim:<br />
‘Ey Mâlik’in oğlu Ka’b, müjdeler olsun. Kurtuluş günün geldi’. Sesi duyar duymaz<br />
hemen secdeye kapandım. Gelen habere göre Hz. Peygamber benimle birlikte üç<br />
sahâbinin tevbelerinin Allah tarafından kabul edildiğini duyurmuştu. Bunun üzerine<br />
sahâbe kardeşlerim müjdeli haberi ulaştırmak için âdeta yarışırcasına benim<br />
evime koşmuşlardır.”<br />
Gerçekten çok sıkıntılı geçen 50 günlük boykotun sonunda nazil olan ayetlerde,<br />
onun ve iki arkadaşının tevbelerinin Allah tarafından kabul edildiği bildirildi: “And<br />
olsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri eğrilmeğe yüz tuttuktan<br />
sonra, sıkıntılı bir zamanda ona uyan Muhacirlerle Ensar’ın tevbelerini kabul<br />
etmiştir. Evet, onların tevbelerini kabul etmiştir. Savaştan geri kalan üç kişinin<br />
de tevbelerini kabul ettim. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş,<br />
vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmış, böylece Allah(ın azabın)’dan yine ona<br />
sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra(eski hallerine) dönsünler<br />
diye, onların tevbelerini de kabul etti. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul eden ve çok<br />
merhamet edendir. Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla<br />
beraber olun” (Tevbe, 117–119). Bu müjdeli haberi aldıktan sonra sevinçle hemen<br />
Mescid-i Nebevî’ye giden ve orada Hz. Peygamber ile sahabeler tarafından tebrik<br />
edilen Ka’b (ra) tevbesinin kabul edilmesi üzerine bütün malını fakirlere dağıtmak<br />
istedi. Ancak Rasûl-i Ekrem onun malının bir kısmını elinde tutmasının daha hayırlı<br />
olacağını söyledi. O da sadece Hayber’deki arazisini kendine ve çocuklarına ayırıp,<br />
diğerlerini ihtiyaç sahiplerine tasadduk etti.
www.metropoldergileri.com 29
KAPAK KONUSU Çiğdem Kurut Ahmet Çakır<br />
30<br />
BU İŞE<br />
VAKFEDİLDİK<br />
“Yerli otomobil için<br />
AYD hazır”, AYD Türkiye’nin<br />
yükselen liderleri<br />
arasında”, “AYD istihdam<br />
şurasında”, “AYD’den 3<br />
bin istihdam” ve bunlar<br />
gibi onlarca başlık… Her<br />
bir başlık Konya’dan<br />
çıkıp dünyaya yükselen<br />
bir başarının özeti. Bu<br />
başlıklar aynı zamanda<br />
Konya’nın sanayideki<br />
gelişimini, Türk ekonomisine<br />
katkısını gösteren,<br />
“çalışan” kaleminden kısmadan<br />
da büyünülebildiğini<br />
kanıtlayan, gurur<br />
veren, umutlandıran, heyecanlandıran,<br />
özendiren<br />
kelimeler topluluğu. Bu<br />
başlıkların mimarı AYD<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Harun Aydın’la röportajımız<br />
aşağıda…<br />
AYD YÖNETİM KURULU BAŞKANI<br />
HARUN AYDIN
AYD’nin doğuşu nasıl oldu?<br />
1970’li yıllarda 6 kardeşli bir<br />
aile olarak Bozkır’a bağlı Akkise<br />
Kasabası’ndan göç ederek<br />
Konya’ya geldik. O yıllarda Avrupa’ya<br />
çalışmak için giden birçok<br />
kişinin uzun yıllar çalıştığı<br />
veya oralarda yerleşip kaldığı<br />
bir durumda, babam Hollanda’da<br />
1973-1978 yılları arasında günde<br />
20 saat çalışarak biriktirdiği<br />
küçük bir sermaye ile açtığı 40<br />
metrekarelik bir tornacı dükkânından<br />
bu günlere kadar geldik.<br />
Babam çiftçi, en büyük abim<br />
amcanın yanında kalfaydı. Başta<br />
babam, annem ve abiler için çileli,<br />
sıkıntılı, zor yıllardı. 1997<br />
yılında kardeşim Halil Aydın ile<br />
birlikte bayrağı babam ve abilerden<br />
devraldıktan sonra yaptığımız<br />
değişimler, reformlar ve<br />
ihracat odaklı çalışmalar ile hızlı<br />
adımlar atmaya başladık. İlk<br />
ihracatımızı da o yıl Kanada’ya<br />
yapmıştık.<br />
“Aydınlar” dendiği zaman<br />
akıllara gelen algı da bu son<br />
10 yıllık süreçte mi oluştu?<br />
Evet, özellikle son 10 yılda uyguladığımız<br />
üretim modeli, tesisleşme,<br />
sürekli yatırımlar ve ardından gelen<br />
istihdam artışları, ihracat şampiyonlukları,<br />
vergi rekortmenlikleri,<br />
dünya çapında elde ettiğimiz<br />
başarılar, ödüller. Son birkaç yılda<br />
Türkiye otomotiv endüstrisinde en<br />
büyük ilk 30 firma içinde yer almamız.<br />
Yine her hattı ile kurumsallaşan<br />
şirketimiz, özelliklede 150<br />
civarındaki mühendis kadromuzla<br />
Konya’nın ilk AR-GE merkezi olmamız,<br />
Konya’daki pek çok firmaya<br />
bu konularda öncü ve örnek olmamız,<br />
ardından her türlü destekte<br />
ve yardımda da bulunmamız bu<br />
algının oluşmasında etkili oldu.<br />
AYD hep En’lerle ifade ediliyor.<br />
Bu En’ler nasıl bir vizyonla<br />
sağlandı?<br />
Anadolu insanının aslında her zaman,<br />
her kulvarda, her branşta, en<br />
iddialı, en çalışkan ve en başarılı<br />
www.metropoldergileri.com 31
KAPAK KONUSU<br />
32<br />
olması gerekir. Tarih ve ecdat misyonumuz<br />
bu değil mi zaten. Vizyonumuz bu bakış<br />
açısından ve ruhtan geliyor. Biz laf üretmek,<br />
dedikodu yapmak, hasetlik ve çamur atmak<br />
yerine, bu misyona layık olmak için işimizi<br />
en iyi şekilde yapmaya çalıştık. İşte bunun<br />
sonucudur En olmak.<br />
Kolay olmadı;<br />
Dünyanın yarısına ihracat yapmak<br />
istihdam ve ihracat şampiyonu olmak.<br />
Vergi rekortmeni olmak.<br />
25 bin ayrı kalemde otomobil<br />
yedek parçası üretmek.<br />
Yılda 35 milyon adet ürünü var edip<br />
dünya piyasasına sunmak.<br />
%100 yerli ve %100 Milli olmak.<br />
Direksiyon ve süspansiyon parçalarında<br />
Dünyanın en büyük entegre üretim kampüsüne<br />
sahibiz. Yeryüzünde yürüyen neredeyse<br />
tüm araçlara bu parçaları üretebiliyoruz.<br />
Dünyada OEM kalitesinde aylık 3 milyon<br />
adet ürünü en kısa sürede ve en hızlı biz üretiyoruz.<br />
Binek ve ticari araç gruplarında 30<br />
binden fazla çeşit ile dünyanın en geniş ürün<br />
yelpazesine sahibiz. Sektöründe en büyük<br />
alüminyum ve çelik sıcak şekillendirme fabrikasına<br />
sahibiz. Tam otomatik robot hatlarımızla<br />
sac salıncak üretiminde sektörün yine<br />
en büyüğüyüz. Yüzlerce CNC tezgâhları ile<br />
yine en büyük talaşlı imalat hatlarına sahibiz.<br />
Bunun gibi daha pek çok En’lere sahibiz.<br />
Bütün bu En’ler dünya çapında bize rekabette<br />
büyük bir avantaj sağladı ve fark yarattı.<br />
Bu enlerin hepsi ülkemiz için de çok hassas<br />
stratejik bir öneme de haizdir. Vizyonumuz;<br />
büyüklüğümüzle, çeşidimizle, kalitemizle,<br />
kapasitemiz ve hizmetimizle, entegre tesislerimizle<br />
dünyanın otomotiv yedek parça<br />
OEM, OES ve after market ön düzenlerinin<br />
üretiminde hep bir numaralı süspansiyon<br />
tedarikçisi olmaktı. Değerlerimiz doğrultusunda<br />
bundan asla taviz vermedik.<br />
İhracatta da hep en önlerdesiniz.<br />
Bu politikayı nasıl yürüttünüz?<br />
Bu politikayı 1996 yılından sonra kendimize<br />
en önemli hedef seçtik. Avrupa’ya ve dev<br />
otomotiv firmalarına ihracat yapmanın en<br />
önemli gerekliliği ve olmazsa olmaz şartı,<br />
o yıllarda fazla bilinmeyen kalite sistemleri<br />
ve yönetimleri idi. Bunları yerine getirmek<br />
için çok emek ve para harcayarak Avrupa’ya<br />
ihracat için bu ön şartları yerine getirdik.<br />
O yıllar için bu olağan üstü bir vizyon ve<br />
ufuktu. Fuarlarda ve yurt dışındaki hedef
www.metropoldergileri.com 33
KAPAK KONUSU<br />
34<br />
firmalara kendimizi tanıttık, anlattık.<br />
Bazen baştan savdılar, bazen<br />
de kibarca kovdular ama yılmadık,<br />
bıkmadık hep uğraştık. Aynı<br />
zamanda fabrikada da çok büyük<br />
atılımlar değişimler ve yenilikler<br />
de gerçekleştirdik. Hem dışarıda<br />
hem de içeride vizyoner bakışla çok<br />
çalıştık. İkisi bir araya gelince artık<br />
istenen, talep edilen marka olduk.<br />
Oluşan bu iş ortaklarımızla birlikte<br />
AYD markasını hedef ülkelerde etkin,<br />
saygın, tercih edilen ve aranan<br />
yedek parça markası haline getirmek,<br />
ihracat politikamızın temelini<br />
oluşturdu. Bugün, 40 yıllık geçmişimizle<br />
uzun yıllardır ürünlerimizi<br />
yurtdışında farklı coğrafyalarda<br />
50’den fazla ülkeye ihraç ederek<br />
tüketicilerle de buluşturmayı başardık.<br />
Düzenli ihracat yapılan 50 ülke<br />
arasında başta İngiltere, Almanya,<br />
Fransa, Amerika, Kanada, Brezilya,<br />
Arjantin, Meksika, Belçika, Rusya<br />
yer alıyor. AYD, ürün yelpazesinde<br />
bulunan ve ihraç pazarlarında geniş<br />
kabul gören standart ürünlerinin<br />
haricinde, ihracat pazarlarına özel,<br />
yerel ürün geliştirme vizyonunu da<br />
korumaya çalışıyor ve bu özelliğiyle<br />
de diğer üreticilerden ayrışıyor.<br />
İhracatta her daim sürekli büyüme<br />
hedefi ile yola çıktık. Çok yakında<br />
pazara yakınlığı arttırmak adına<br />
farklı coğrafyalarda yurt dışı ofisleri<br />
ve depoları hayata geçirme çalışmalarına<br />
başladık.<br />
6 kardeşin bir arada tutulması,<br />
birlik beraberlik nasıl<br />
sağlandı?<br />
Bu konu bizim ve tüm aile şirketlerini<br />
her şeyden çok fazla zorlayan,<br />
bir o kadar da çözülmesi kolay olmayan<br />
en hayati sorundur. Babam<br />
firmamızın temellerini çok doğru,<br />
sağlam ve adaletli bir şekilde attı.<br />
O yıllarda çok nadir görünen bir<br />
durumdu. Aslında ilk kurumsal<br />
çalışmalarımız 90’lı yıllarda başlamıştı.<br />
2000 yılından itibaren de
www.metropoldergileri.com 35
KAPAK KONUSU<br />
36<br />
ARTIK ÇOK KOLAY<br />
Milli otomobil üretecek<br />
olan ülkemizin kendi ülkesinde<br />
aradığı yedek parçayı bulması ilave<br />
yeni yapılacak fabrikalarla daha<br />
fazla istihdam daha fazla üretim<br />
daha fazla ihracat, Dünya ile<br />
fazlasıyla rekabet edecek<br />
dev tesislerin bulunması.<br />
25 bin çeşidi 35 binlere çıkarması.<br />
35 milyon adet üretimi<br />
55 milyonlara yükseltmesi.<br />
Bu yüz yılda olduğu gibi gelecek<br />
yüz yıllarda da “EN”lerin<br />
arasında olması…<br />
aralıksız devam ettirdik.<br />
Türkiye’nin önemli hocalarından<br />
ve danışmanlarından<br />
aile şirket yönetimleri<br />
ile ilgili çok yönlü<br />
ve uzun süreli eğitim çalışmaları<br />
ve danışmanlık<br />
hizmetleri aldık. Akabinde<br />
2010-2011 yıllarında aile<br />
anayasasını yazdık ve uygulama<br />
koyduk. Her şey<br />
kurallar çerçevesinde, şeffaf,<br />
adaletli bir şekilde yürüdüğü<br />
için hızlı adımlarla<br />
büyüdük. Bu çalışmalar<br />
sonucu herkesin görevi,<br />
yetkisi, sorumluluğu belli<br />
oldu. Tüm harcamalarımız,<br />
mali yönetimlerimiz,<br />
iş yönetimimiz, aile yönetimi<br />
her daim açık ve<br />
şeffaftı. Herkes her şeyi<br />
görebiliyordu. Belki de<br />
Konya’nın ilk örneklerinden<br />
biriydi. Dolayısıyla<br />
Konya’nın klasik aile şirketlerine<br />
benzemeyen bir<br />
yapı ve yönetim modeli<br />
oluşturmaya gayret ettik.<br />
Küçük yaşlarda şirketinizin<br />
bu kadar<br />
büyüyebileceğini hayal<br />
etmiş miydiniz?<br />
Doğrusunu söylemek gerekirse<br />
üniversiteyi bitirinceye<br />
kadar böyle bir hayalim,<br />
düşüncem de yoktu. Konya’da<br />
o yıllarda sanayi anlayışı<br />
ve kültürü istenilen<br />
seviyede değildi. İhracatı<br />
bilen ve yapan da yoktu.<br />
Bilgilendiren, yönlendiren,<br />
akıl veren öğüt veren<br />
tavsiyelerde bulunan yoktu.<br />
Şimdi geriye dönüp bakıyorum;<br />
o yıllarda her ne<br />
yaparsan yap, ancak kendi<br />
kabiliyet ve imkânlarınla<br />
yapmak zorunda olduğun<br />
bir ortamdı. Üniversiteyi<br />
bitirmemle beraber İstanbul’daki<br />
büyük fabrikaları<br />
bir yolunu bularak gezdim<br />
ve inceledim. Ardından<br />
da başarılı ve örnek teşkil<br />
eden uluslararası firmaları<br />
araştırdım. Bunları gezerken,<br />
incelerken orada gördüğüm<br />
teknolojiler, tesisler<br />
sistemler, düzen, intizam,<br />
yönetim modelleri ve tecrübeleri<br />
kendi fabrikamıza<br />
aktarmaya çalıştım. Bu<br />
arada dünyadaki başarılı<br />
büyük firmaların kurumsal<br />
yapısı, başarısı nereden<br />
geliyor, aile şirketlerinin<br />
yürütülmesi ve kalıcılığı<br />
nasıl olmuş? Bunlarla ilgili<br />
araştırmalar yaptım.<br />
Yine bu konularda başarılı<br />
yönetici ve CEO’ların pek<br />
çok kitaplarını da okudum.<br />
Bütün bunlar yeni bakış<br />
açıları meydana getirdi.<br />
Ufkum ve hayallerimde<br />
daha farklı gelişmelere ve<br />
daha farklı açılımlara neden<br />
oldu.<br />
Hep istihdam diyorsunuz.<br />
İstihdam sizin<br />
için neden bu kadar<br />
önemli?<br />
Benim düşüncem ve şirket<br />
politikamız şu idi; olabildiğince<br />
her şeyi kendi<br />
tesislerimizde üretmek,<br />
kaliteyi en başından ve her<br />
aşamasında kontrol etmek.<br />
Rakiplerimizden hem daha<br />
hızlı hem de daha esnek olmaktı.<br />
En önemlisi de milli
ve manevi bir duruş ile başta Çin ve<br />
Uzak Doğu gibi ülkelerden ithalat<br />
yapmamaktı. Bunun için de son on<br />
yılda sektöründe dünyanın en büyüğü<br />
olacak 100 bin metre kareden<br />
oluşan çok sayıda tesis ve fabrika<br />
yatırımları yaptık. Başta Çin Devleti’ne<br />
ve Çin işçilerine katkı veren<br />
değil, kendi devletimize ve binlerce<br />
Türk işçisine istihdam sağlayan<br />
bir model oluşturduk. Biz de daha<br />
az parça üretir, geriye kalanı konteyner<br />
konteyner ithalat yapar, çok<br />
daha az işçi ile daha fazla kar elde<br />
ederdik. Biz bu kolaycı politikayı<br />
seçmedik. Daha zor olanı, daha<br />
fazla üretmeyi ve daha fazla istihdamı<br />
tercih ettik. Milli ve yerli olmak<br />
işte budur. Dolayısıyla başta<br />
Çin Devleti’nin zenginleşmesinde<br />
ve işsizlik rakamlarının azalmasında<br />
rol alan değil, kendi devletimize<br />
ve istihdam rakamlarının artışında<br />
yer aldık. Yine oransal olarak belki<br />
de Türkiye’nin en yüksek net ihracat<br />
rakamlarını gerçekleştirerek<br />
cari açığın düşürülmesinde örnek<br />
bir model teşkil ediyoruz. Bundan<br />
dolayı her yerden çok fazla dua<br />
alıyoruz. İlave bir kişiye iş ve aş<br />
sağlamaya vesile olmak, devletin<br />
üstünden yükleri alarak yardımcı<br />
olmak manevi olarak bizim için en<br />
değerli hazinedir.<br />
3 bin istihdam hedefliyorsunuz.<br />
Burada kıstaslarınız<br />
neler?<br />
Şu an 2 bin 500 kişiye yakın çalışanımız<br />
var. Yaptığımız yeni makine<br />
ve pres yatırımları ile 2018<br />
yılı ortasından, itibaren faaliyete<br />
geçecek 6 fabrikamıza ilave 4<br />
yeni fabrika ile çalışan sayımız 3<br />
bin üzerine çıkacak. Konya şehir<br />
merkezi, hatta 100-150 km dışındaki<br />
ilçe ve köylere kadar bizim<br />
kendi servislerimiz gidiyor.<br />
www.metropoldergileri.com 37
KAPAK KONUSU<br />
38<br />
Özellikle ilçe ve kasabalardan çok büyük talep var. Kıstas<br />
olarak çalışmaya uygun, sağlık şartları uygun olan<br />
vasıflı vasıfsız herkesi değerlendiriyoruz. Belirli eğitimlerden<br />
geçirdikten sonra işe kabul ediliyor.<br />
İstihdam dışında en büyük hedefiniz nedir?<br />
Türkiye’nin büyümesi kalkınması, şehrimizin de büyümesi<br />
kalkınması için ihracatın artması gerekiyor. Devletimizin<br />
de koyduğu 500 milyar dolarlık bir hedef var.<br />
Eğer Almanya, Japonya, Amerika İngiltere ve Fransa<br />
gibi büyük, güçlü, kalkınmış devlet olacaksak; bunun<br />
en önemli yolu ihracatı artırmaktan geçiyor. Dolayısıyla<br />
bizim de 2023’te koyduğumuz hedef 100 milyon dolar<br />
yatırım, toplam 10 bin çalışan ve 500 milyon dolar ihracat.<br />
Bunun için çalışmalarımızı yapıyoruz. Şu an kendi<br />
sektörümüz olan otomotiv sektöründe daha farklı parça<br />
üretecek yeni fabrikalar yapımına geçtik. İnşallah<br />
2023’teki en büyük hedefimiz 500 milyon dolar hedefini<br />
yakalamak.<br />
İşe başlarken hiçbir şey<br />
kolay olmadı. Çok çalıştık çok<br />
ürettik ve başardık.<br />
…ve artık ülkemiz için, milletimiz<br />
için, otomotiv yedek parça üretiminde<br />
dünyada<br />
söz sahibi olmak çok kolay ve<br />
BİZ BUNA BUGÜNDEN<br />
HAZIRIZ…<br />
Bu kadar faaliyet alanının içerisinde patron<br />
olmak zor bir iş mi? Ya da siz kendinizi patron<br />
olarak görüyor musunuz?<br />
Çok zor. Gecen gündüzün yok. Çalışan binlerce insanın<br />
sorumluluğu, koyulan hedeflerin tutturulması, ödemeler,<br />
yatırımlar, aile ve her kesimin beklentisi kolay değil. Sürekli<br />
risk, stres ve baskı altındasın. Bugüne kadar çalışmaktan<br />
kendimize ayıracak zamanımız olmadı. Ayrıca<br />
samimi olarak söyleyeyim; ben kendimi hiçbir zaman<br />
patron olarak görmedim ve bu kelimeyi sevmiyorum.<br />
Klasikleşmiş patron türü hiç olmadık. Çünkü çırak olarak<br />
başladık, işçi ve mühendis olarak devam ettik. Her şeyin<br />
sahibi Allah’tır. Malın da mülkün de fabrikaların da. Velhasıl<br />
dünyanın, her şeyin patronu yalnız O’dur. Biz neyiz<br />
ki? Sadece sebeplerini işliyoruz.<br />
Geçmişe baktığınız zaman en çok özlem<br />
duyduğunuz şey nedir?<br />
En büyük hayalim futbolcu olmaktı. Futbol oynamayı<br />
çok severdim. Çocukluğum Aydınlık evler Mahallesi’nde<br />
geçti. Mahalle arasında sabah 9.00’da başlayıp akşam<br />
ezanına kadar devam eden mahalle maçlarını özlerim.<br />
Uzun yıllar genç takımlardan başlayarak, amatör olarak<br />
lise ve üniversite takımlarında top oynadım. O yıllar yine<br />
benim için çok büyük özlem duyduğum zamanlardır.<br />
Konyaspor’da oynamak gibi hayallerim vardı. Bu hayalle<br />
büyüyerek geldim. Şimdi çocuklarımdan bir tanesi de
enim kurduğum hayali kuruyor. Oğluma<br />
bakınca hayalim yeniden canlanıyor. Amatör<br />
olarak uzun yıllar futbol oynadım. Artık<br />
fabrikamızın içindeki sosyal tesisimizde<br />
futbol ve tenis oynuyorum.<br />
Fabrikada önemli sosyal tesisleriniz<br />
de mevcut. Bu yatırımları yapmak<br />
nasıl bir bakış açısı gerektiriyor.<br />
Fabrikamızda gerçek çim zeminli futbol sahamız,<br />
basket sahamız, voleybol sahamız,<br />
tenis kortumuz var. Çalışanlarımızın cuma<br />
namazlarını kılmaları için Çanakkale’de<br />
şehit olan dedemize ve tüm şehitlere ithaf<br />
edilmiş 1500 kişilik camimiz mevcut. Yine<br />
çalışanlarımızın vakit namazlarını rahat<br />
kılmaları için de 8 tane bay-bayan mescidimiz<br />
var. Bu tesislerin arasında 7 bin metrekarelik<br />
peyzajı yapılmış havuzlu bahçemiz,<br />
kamelyalarımız vs. bulunuyor. Hayatı sadece<br />
çalışma; para kazanma olarak görmüyoruz.<br />
Hayatın tüm değerleri maddiyata bağlı<br />
olmamalı. Her türlü sosyalliğin, hobilerin,<br />
zevklerin ve manevi hazların da yaşanabileceği<br />
imkânlar olmalı. Biz bunu içimizden<br />
gelerek, severek, isteyerek yaptık. Yurtiçinden<br />
ve yurtdışından gelen misafirlerimizi<br />
kendi sosyal tesislerimizde ağırlıyoruz.<br />
Hem çalışanlarımız hem de müşterilerimiz<br />
memnun ve mutlu.<br />
Siz hiç böyle bir yerde çalışma fırsatı<br />
buldunuz mu?<br />
Hayır. Kendi yerimizde başladık. Sonuçta<br />
devam ediyoruz.<br />
Babanız bu gelişimi nasıl görüyor?<br />
Babama da fabrikamızın bitişiğinde Kayacık<br />
Köyü’nden geniş bir bahçe alarak<br />
büyük bir çiftlik oluşturduk. Çok büyük<br />
sebze alanları büyükbaş, küçükbaş hayvanları<br />
var. Fabrikanın ihtiyacı olan domates,<br />
biber, patlıcan, fasulye, salatalık vs.<br />
de buradan karşılanıyor. Burada kendisine<br />
modern bir köy hayatı oluşturduk. Süt, yoğurt,<br />
kaymak, tereyağı ve yumurta organik<br />
olarak üretilmekte. Babam sabahın erken<br />
www.metropoldergileri.com 39
KAPAK KONUSU<br />
40<br />
saatlerinden itibaren faaliyetlere başlar.<br />
Büyük bir keyif ile çiftçilik yapıyor. Öğle<br />
yemeklerini genellikle babamızla, hep beraber<br />
yiyoruz. Babamız mutlu ve huzurlu.<br />
Dolayısıyla annem de.<br />
Babanızın bu kadar sosyal tesis yaparken<br />
ya da farklı projelere imza<br />
atarken sizi eleştirdiği oluyor mu?<br />
En başta özellikle sosyal yatırımlarımıza<br />
karşıydı. Çünkü o insanlar çileli yollardan<br />
geldiler. Para kazanmanın çok zor hallerini<br />
gördüler. Onun için de bu tür şeylere<br />
çok para harcanmaması gerektiğini düşünürlerdi.<br />
Ama sonradan baktı ki; bunlar<br />
daha çok başarı getiriyor, herkese fayda<br />
sağlıyor. Biz bu sosyal tesisleri de hafta<br />
sonu ailecek kullanıyoruz. Hafta içi çalışanlarımız,<br />
müşterilerimiz, bayilerimiz,<br />
herkes kullanıyor.<br />
Babanız size en son ne zaman kızdı?<br />
Hatırlıyor musunuz?<br />
Konya’daki birçok insan bilir. Babamın<br />
çok sert, otoriter bir yapısı vardı. Ama 1997<br />
yılından itibaren gördüğü başarılar, iyiler,<br />
doğrular, çalışma şeklimizden dolayı bunlar<br />
kalmadı. Şimdi böyle bir sorun yaşamıyoruz.<br />
Mutlu, huzurlu ve sürekli olarak<br />
bize dua ederek gelişmeleri takip ediyor.<br />
Çocuklarınızın yetiştirilme tarzı,<br />
onların iş hayatına hazırlığı sizinkinden<br />
çok mu farklı?<br />
Maalesef hiç benzemiyor, çok farklı. Gelecek<br />
kuşaklar sıkıntılı ve problemli gidiyor.<br />
Çünkü onlar hazıra geldiler. Zorluk görmüyorlar<br />
ve teneffüs ettikleri hava da buna yönelik<br />
değil. Bizler ve tüm aile şirketlerinin<br />
geleceği ve kalıcı olmaları için en önemli<br />
meselelerden biridir. İnternet, sosyal medya<br />
bağımlılığı, araştırma geliştirme mücadele<br />
ve iştah eksikliği gibi zafiyetler bizden farklı.<br />
Bizim gibi emekle en alttan başlayarak, makine<br />
başlarında çalışarak, üstüne de kariyer<br />
yaparak bir şeyler başarmak zorunda olmadılar.<br />
Kime bakarsanız bakın; Sabancı’sı da
Koç’u da böyle. İnşaatçısı inşaatlarda,<br />
sanayicisi sanayide bilfiil çalışarak<br />
büyümüş. Sonra da işlerini<br />
yöneterek büyük başarılara imza<br />
atmışlardır. Şu an bizim çocuklarımız<br />
ya da başka çocuklar çalışmadan,<br />
uğraşmadan bu düzen içinde<br />
devam ederiz diye düşünüyorlar.<br />
Biz de kendi çocuklarımız böyle<br />
olmasın, bizden daha iyi olsunlar,<br />
bayrak yarışı devam etsin diye uğraşıyoruz.<br />
Umarım başarılı oluruz.<br />
Son olarak ne söylemek istersiniz?<br />
Yüzümüz ve vizyonumuz batıya<br />
dönük ama bütün benliğimizle<br />
de milliyetçi muhafazakâr ve<br />
devletçiyiz. Türkiye Otomotiv<br />
Sanayisinde En Büyük 30 firma<br />
içinde her şeyi ile yerli ve milli<br />
tek firmayız. Konya’nın Şampiyonlar<br />
Lig’inde oynayan tek<br />
markası ve işletmesiyiz. Elde<br />
ettiğimiz tüm mali kazanımları<br />
daha fazla üretim yapma adına<br />
tekrar yatırıma dönüştürdük.<br />
Hiçbir zaman ortaklarımıza kar<br />
dağıtımı yapmadık. Kendi zevki<br />
sefamız için şahsımıza yönelik<br />
harcamalar ve yatırımlar yapmadık.<br />
Bunun da meyvelerini<br />
bizden daha fazlası ile hem Konya,<br />
hem ülkemiz, hem de devletimiz<br />
görüyor.<br />
Biz bu topraklarda doğduk. Bu<br />
topraklara da yatırım yaptık.<br />
Yapmaya da devam ediyoruz. Yatırım<br />
yaptıkça üretim artıyor, İstihdam<br />
artıyor ve ihracat artıyor.<br />
Hiçbir zaman hiçbir yerden, hiçbir<br />
kurumdan bir tek kuruş, ayrıcalık,<br />
imtiyaz, ihale, özel teşvik,<br />
torpil almadık. Hem bizim hem<br />
de fabrikalarımızın kursağından<br />
bir kuruş haram geçmedi. Bizim<br />
köklerimiz kadim medeniyetten<br />
ve özellikle Çanakkale ruhundan<br />
geliyor. Dedemiz Çanakkale’de<br />
şehit oldu. Babamız, annemiz ve<br />
dedelerimizin ellerinden ve gözlerinden<br />
kuran, ağızlarından dua<br />
hiç eksik olmadı. Bu tesislerin<br />
toprağında, çimentosunda, demirinde<br />
emek var, alın teri var, helal<br />
kazanç var, iman ve dualar var.<br />
Hz. Mevlana’ya Mesnevi’yi yazdıran,<br />
o muhteşem sözleri söyleten<br />
bu coğrafyada, bu işleri<br />
yapabilmek, zirveye çıkabilmek<br />
ve orada ayakta kalabilmek;<br />
hatta sektöründe Dünya Markası<br />
olmak, çok büyük bir başarı<br />
ve mucize. Allah’ın lütfu olarak<br />
görüyorum. Bu yolda ilerlemeye<br />
devam ediyoruz. Allah’ın izniyle<br />
BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİ-<br />
YE için Devletimiz ile el ele bu<br />
yolda ilerlemeye, yeni yatırımlar<br />
ve yeni fabrikalar kurmaya, daha<br />
fazla üretim daha fazla istihdam<br />
sağlamaya, yerli otomobilde<br />
daha da geniş yer alarak Konya’yı<br />
ve ülkemizi en iyi şekilde<br />
temsil etmeye devam edeceğiz.<br />
40 yıldır yaptığımız gibi; Gururla<br />
Türkiye’de üretim, Türkiye<br />
için üretim…<br />
Son sözümüz de;<br />
“DEVLETİNİ MİLLETİNİ VE<br />
VATANINI EN ÇOK SEVEN,<br />
İŞİNİ EN İYİ YAPANDIR.”<br />
www.metropoldergileri.com 41
RÖPORTAJ<br />
42
www.metropoldergileri.com 43
RÖPORTAJ<br />
44<br />
Çiğdem Kurut<br />
Beyzat Aksoy<br />
Çok sayıda prestijli projede imzası olan Kaysan<br />
Mimarlık’ı Mimar Nuri Kaymak’la konuştuk.<br />
Binadaki<br />
güzelliği<br />
sadelikte<br />
buluyorum<br />
Mimarlığı nasıl tercih ettiniz?<br />
Abim Yılmaz Kaymak inşaat mühendisi olduğu<br />
için farkında olmadan mimarlığa merak sardık.<br />
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde Mimarlık<br />
bölümünde okudum. 2000 mezunuyum.<br />
Mezun olduktan sonra kendi şirketimde ve farklı<br />
bir şirkette de ortak bir girişimde bulunduk ve<br />
17 yıl beraber devam etti. Kaysan mimarlık şu<br />
anda faaliyette bulunan şirketimiz. 1990 yılında<br />
babam Osman Kaymak tarafından kurulmuştu.<br />
Biz de şirketin hiçbir şeyini değiştirmeden<br />
mezun olduktan sonra şirket bünyesine girdik.<br />
Şirketin Mimar ve inşaat alt başlığında devam<br />
ettirdik. Sonra da yavaş yavaş projelerimizi ortaya<br />
koymaya başladık. 17 yıl beraber çalıştığımız<br />
firmada da Bilim Merkezi ve buna benzer birçok<br />
prestijli projeye de imza attık.<br />
Size göre mimarlık nedir?<br />
Mimarlık tabi ki bir sanat. Hayal kurduğun bir<br />
şeyi ortaya çıkartıyorsun. Sevdiğim bir sanat.<br />
Ama özellikle Konya’da şöyle bir durum var;<br />
hayal ettiğiniz şeyi ortaya koyamıyorsunuz.<br />
Bazen maddi yetersizlikler, bazen alışkanlıklar<br />
bunda etkili. Sanatın dışına çıkılmış oluyor.<br />
Bazı yönetmelikler de bunda etkili olabiliyor<br />
fakat insanların bazı sınırları taşmasını engelleyici<br />
kuralların olması da gerekiyor.<br />
KAYSAN MİMARLIK<br />
FİRMA SAHİBİ<br />
MİMAR NURİ KAYMAK
Konya’nın kendine özgü bir mimari<br />
tarzı var mı?<br />
En büyük problem o. Her mimar koşullar<br />
çerçevesinde kendi kafasından<br />
geçirdiğini projelendiriyor; herkes de<br />
onu uyguluyor. Kentimizin kendine<br />
özgü bir mimarisi maalesef yok. Bunun<br />
sebeplerinden biri de bizim üzerimizde<br />
olan kurumların ileriyi görerek<br />
bu tür adımlar atmaması. Mesela Şefikcan<br />
Caddesi. Yeni imara açılmış bir<br />
yerdi şu an tamamlandı. Mimari ruh<br />
oluşturulamadı. Her mimar istediği<br />
projeyi yaptı, ortaya karmakarışık gibi<br />
bir cadde çıktı. Normalde gelişmiş ülkelerde<br />
bir caddeye girdiğiniz zaman<br />
komple bir mimari tarzda yapılar görürsünüz.<br />
Ama Konya’da maalesef<br />
hiçbir yerde yok. Birinde tarihi, birinde<br />
modern projeler var. Dolayısıyla<br />
şehirde mimari bir doku bulunmuyor.<br />
Mimarı tabi ki özgür bırakın ama bazı<br />
şeylerde kalıp oluşturun.<br />
Sizin projelerinizde olmazsa olmaz<br />
dediğiniz detaylar neler?<br />
Bende en büyük olmazlardan birisi<br />
binanın sade olması. Güzelliği sadelikte<br />
aramak gerek diye düşünüyorum.<br />
Sadeliği istememdeki bir sebep<br />
de şu; ilk mezun olduğum zaman<br />
projelerimde yuvarlak çok fazla çizgiler<br />
kullanıyordum. Ama baktık ki<br />
bu tarz çizimleri uygulayabilecek bir<br />
işçi potansiyelimiz yok. O detayları<br />
oluşturmak için ciddi bir işçilik gerekiyor.<br />
Öyle olunca sadeliğe gitmeye<br />
başladık. Detaylar da sade olunca, yapımı<br />
da kolay oluyor.<br />
Projeler çizdikçe siz de kendi tarzınızı<br />
mı buluyorsunuz?<br />
Aynen öyle. Bu da bir tecrübe. Yaptıkça<br />
görüyorsunuz. Çizimin uygulanamadığını<br />
ya da yapılan ürünün sonunda kötü detaylar<br />
ortaya çıktığını fark ediyorsunuz.<br />
Çizgi üzerinde kolay, uygulamada zor.<br />
Öyle olunca da yeni tarzlar ortaya çıkıyor.<br />
Pahalı ürünler kullanmak o mimariye<br />
nasıl bir değer katıyor? Değerli bir<br />
mimari size göre nasıldır?<br />
Pahalı ürünler kullanmak bir mimarinin<br />
değerli kılınması açısından yeterli<br />
değil. Bence en değerli yapı yaşayan bir<br />
yapı. Ölü, atıl binalar değersiz hale geliyor.<br />
Ömrü uzun olan yapılar değerli yapıdır.<br />
Çok kaliteli bir mermer kullanır-<br />
www.metropoldergileri.com 45
RÖPORTAJ<br />
46<br />
BATIPARK<br />
sınız; ama kullandığınız nokta kötü bir<br />
noktadır, düşer, kırılır, dökülür ve bina<br />
atıl hale gelmeye başlar. O yüzden kullanılan<br />
malzemeden ziyade yaşanabilir,<br />
uzun ömürlü binalar üretmek gerekiyor.<br />
Dikkat ediyorsanız; yeni binalar yapılıyor.<br />
2 yıl sonra yüzüne bakılmaz hale<br />
geliyor. Duvarı çatlıyor, saçağı iniyor,<br />
bir tarafı akıyor. Doğru yerde, doğru<br />
malzemeyi kullanmak lazım.<br />
Bizde yıkıp yenisini yapmak hep güzellik<br />
olarak değerlendiriliyor. Bunun<br />
nedeni de sağlam olmayan yapılar mı?<br />
Kalıcı yapılar yapmıyoruz. Şu an betonarme<br />
malzeme kullanıyoruz, ömrü 50<br />
yıldır. 50 yıldan sonra betonarme ölür.<br />
Avrupa’da görüyoruz ki; yeni yapı çok<br />
az. 100 yıllık, 150 yıllık binaları kullanıyorlar.<br />
Taş, ömrü uzun binalar yapıyorlar.<br />
Ayrıca da binalarına bakıyorlar.<br />
MİLKA<br />
KONUT<br />
Yani 2 yılda bir tamiratını yapıyor, 3 senede<br />
bir çatısını yapıyor, doğramalarına,<br />
boyasına bakıyor. Bizde öyle değil. Bizde<br />
yeni binayı teslim ettikten sonra 20<br />
yıl kimse bakımını yapmaz. Avrupa’da<br />
tapuyu alsanız bile mülkiyeti devlete ait.<br />
Bir de Konya kışı soğuk, yazı sıcak geçiren,<br />
arada derece farkı fazla olan, zor<br />
bir memleket. Malzeme de ister istemez<br />
daha çabuk deforme oluyor. Bakılması<br />
İDARİ BİNA
gerek. Taş kaldırımlar bile çabuk patlıyor.<br />
Yoğun kar yağışı geldiği an risk.<br />
Projelerinizden de bahseder misiniz?<br />
Benim için en önemli projelerden biri Bilim<br />
Merkezi projesidir. 1,5 yılımı Bilim<br />
Merkezi Projesi’ni çizmeye harcadım.<br />
Benimle birlikte 6 kişilik mimar ekiple<br />
hazırlanmış bir projeydi. Konya’ya sosyal<br />
katkısı olmuş bir projedir. Orada da<br />
yuvarlak hatlar var. Yapılması zor bir binaydı.<br />
İçimize sinerek tamamladık. Onun<br />
haricinde de birçok iş yeri, otel, market,<br />
konut projelerine imza attık. Şimdide hem<br />
projesini hem de inşaatını yaptığımız tren<br />
garı karşısındaki Batıpark konut, işyeri<br />
projesini uygulamaktayız.<br />
ATB KONUT<br />
DUHA KONUT<br />
Önümüzdeki günler için neler hedefliyorsunuz?<br />
Büyük yapılardan ziyade küçük ama<br />
göze hoş gelen butik binalar yapmak istiyoruz.<br />
Küçük ama hoş binalar.<br />
İnsanlar artık büyük sitelerden ziyade<br />
bu tarz projelere mi ilgi gösteriyor?<br />
Sıcak, butik, küçük, hatta komşuluk<br />
ilişkilerinin ön plana çıktığı konseptler<br />
artık revaçta. Bugüne kadar hep büyük<br />
projelerde bulundum. Bundan sonrasında<br />
daha farklı projelere imza atmak<br />
istiyorum.<br />
Son olarak; kısıtlayıcı hiçbir unsur olmasa<br />
nasıl bir proje çizerdiniz?<br />
Bilim merkezi öyle bir projeydi. Yarışma<br />
projesinden çıkan bir projeydi. Şimdi<br />
sadece işin mimarlık kısmında durmuyorum.<br />
Hem mimarlık yapıyorum<br />
hem de inşaatı kendim yapıyorum.<br />
Yap-satlarım da var. Kendim yapsam<br />
da mimarlık aslında hem yap-satı, hem<br />
inşaatı, hem mimarlığı götürebilecek<br />
bir iş değil. Ben çizgiyi atarken acaba<br />
inşaatta o uygulamayı yapabilir miyim?<br />
Ya da maliyeti artırır mıyım diye<br />
düşünüyorum. Aslında mimar bunu<br />
düşünmez. Mimar olan kişi sadece mimarlık<br />
yapacak. Orada uygulanırken<br />
zorlanılır mı kısmının uygulayıcıda<br />
kalması lazım. Yoksa o kısımda kendi<br />
kendimizi kısıtlıyoruz. Acaba o açıklığı<br />
statikçi geçebilir mi dediğimiz an<br />
kısıtlama da başlamış oluyor.<br />
www.metropoldergileri.com 47
HABER<br />
48<br />
Şehrimizde acilen<br />
endüstri 4.0 çalışma<br />
platformu kurulmalıdır<br />
Anadolu Aslanları İşadamları<br />
Derneği (ASKON)<br />
Konya Şube Başkan<br />
Yardımcısı Ali Süzgün,<br />
Endüstri 4.0 çalışmaları<br />
hakkında açılamalarda<br />
bulundu.<br />
Başkan Süzgün, “Dünya ile rekabette<br />
Türkiye için hayati öneme sahip “Endüstri<br />
4.0” veya “Dördüncü Sanayi<br />
Devrimi” olarak nitelenen kurgu ekonomik<br />
üretim modelleri tarihinin yeni<br />
trendi ve şuanda gelinen son durağıdır.<br />
İlk sanayi devrimi (1.0) ile su ve buhar<br />
gücünü kullanan mekanik üretim sistemleri,<br />
ikinci sanayi devrimi (2.0) ile<br />
elektrik gücü yardımıyla seri üretim<br />
sistemleri, üçüncü sanayi devrimi (3.0)<br />
ile dijital devrim, elektroniklerin kullanımı<br />
ve BT (bilgi teknolojileri) ‘nin gelişmesiyle<br />
daha da otomatik üretim sistemleri<br />
hayatımıza girmişti. Şimdi ise<br />
Endüstri 4.0 ile siber-fiziksel sistemler,<br />
nesnelerin interneti ve hizmetlerin interneti<br />
kavramlarının kolektif bir bütünü<br />
olan yepyeni bir sistem hayatımızın<br />
bir parçası haline geliyor” dedi.<br />
Küresel rekabette Endüstri 4.0’ın büyük<br />
önem taşıdığının altını çizen Başkan<br />
Yardımcısı Ali Süzgün, “Endüstri<br />
4.0, dijital dönüşüm dinamiklerinden<br />
yola çıkarak geleceğin akıllı nesneleri<br />
ve onların etkileşimlerini her yönüyle<br />
hayatımızın içine sokuyor. Dolayısıyla<br />
dijitalleşmenin her alanda yoğun bir<br />
şekilde yaşandığı bu dönemde sanayicimiz<br />
bu durumun en çok etkilenenlerinden<br />
olacaktır. Çünkü bu dönüşüme<br />
uyumlu üretim yapmak zorunda olanlar<br />
onlardır. Sanayicimiz gelecekte rekabet<br />
güçlerinin yüksek olmalarını istiyorlarsa<br />
yaşanan bu dönüşüme acil ve hızlı<br />
bir şekilde uyum sağlamak zorundadırlar.<br />
Yani bu uyum için gerekli olan<br />
teknoloji, donanım ve insan alt yapısını<br />
bir an önce kendi bünyelerinde kurmalıdırlar.<br />
Geleceğin dünyasında küresel<br />
rekabette önde olmak isteyen firmalar<br />
Endüstri 4.0’ı hayata geçebilmek için<br />
dijital dönüşümlerini tamamlamalıdır.<br />
Dijital altyapısını tamamlamamış ve<br />
şirket kültürünü dijitalleşmeyle uyumlu<br />
bir şekilde çalışacak hale getirememiş<br />
kurumların Endüstri 4.0’ı yakalayabilmesi<br />
çok mümkün gözükmemektedir”<br />
ifadelerini kullandı. Süzgün, “Kentimizde<br />
Endüstri 4.0 ile ilgili bilgilendirme<br />
amaçlı birçok kurum ve kuruluş<br />
kendi çevresine yönelik toplantı ve söyleşi<br />
faaliyetleri düzenlemektedir. Bilgilendirme<br />
amaçlı çeşitli organizasyon<br />
ve toplantılar düzenlemek gerekli fakat<br />
maalesef bu yeterli değildir. Bu tür faaliyet<br />
ve çalışmalara kurumsal ve resmi<br />
bir işleyiş kazandırılmalıdır. Bu tür etkinlikler<br />
artık öyle bir noktaya ulaşılacaktır<br />
ki yapılanlar bir araya gelip hasret<br />
gidermenin ötesine geçemeyecektir.<br />
Konya sanayimizde bulunan firmaların<br />
Endüstri 4.0’a uyumluluk dereceleri sınıflandırılmalı<br />
ve bir envanter mutlaka<br />
çıkarılmalıdır. Sadece toplantılar yaparak<br />
birbirimizi ağırlamak çözümden<br />
ziyade zaman kaybına yol açacaktır.<br />
Firmalar özelinde çözümler geliştirilebilecek<br />
yollar bulunmalıdır yoksa iletişim<br />
çağında her firma internete girip<br />
konu hakkında bilgi alabiliyor fakat<br />
kendisine veya ürününe yönelik özel<br />
çözümler bulamıyor asıl mesele budur.<br />
Yapılması gereken somut adımlar atarak<br />
uygun olan firmalara yönelik özel<br />
ve etkili çözümler geliştirmektir. Arzulu<br />
firmaların hizmet satın alabileceği<br />
araçlar ve yöntemler bulunmalı ve geliştirilmelidir.<br />
Endüstri 4.0 konusunda<br />
doğrudan sanayicimize yönelik çözüm<br />
üretmek tek bir kurum veya kuruluş<br />
için büyük bir meseledir. Bu yüzden gerek<br />
resmi gerekse sivil konunun uzmanı<br />
kişi, kurum ve kuruluşların bir araya<br />
getirilebileceği, Konya’nın alt yapısının<br />
tanımlanabileceği, değerlendirilebileceği,<br />
analiz edilebileceği, güçlü ve zayıf<br />
yönlerinin tespit edilebileceği, geleceğe<br />
yönelik vizyon ve misyonların belirlenebileceği,<br />
özel ve genel çözümlerin geliştirilebileceği<br />
bir ‘çalışma platformu<br />
oluşturulmalı ve çalışma grupları belirlenerek<br />
nokta atışı faaliyetlerini yürütmelidir.<br />
Konyamız’da bulunan konu ile<br />
ilgili resmi ve sivil bütün paydaşlar alt<br />
yapılarını seferber etmeli ve bu konuda<br />
bir seferberlik başlatılmalıdır” diye konuştu.
www.metropoldergileri.com 49
RÖPORTAJ Çiğdem Kurut Ahmet Tok<br />
50<br />
BASIN YAYIN ENFORMASYON<br />
KONYA İL MÜDÜRÜ<br />
ABDURRAHMAN CÜNEYD FİDANCI;<br />
KONYA KÖKLÜ<br />
GEÇMİŞİ OLAN<br />
MİLLİ VE YERLİ<br />
BASINA SAHİP<br />
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?<br />
1976 yılında Adıyaman’da doğdum. Anne tarafım Konya<br />
Cihanbeyli’den. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik<br />
Bölümünde eğitimi sürdürürken gazete ve televizyonlarda<br />
da kendimizi yetiştirmeye çalıştık. 2000-2009 yılları<br />
arasında İstanbul Bağcılar Belediyesinde, 2010 yılından<br />
itibaren de Beykoz Belediyesinde Basın Danışmanlığı görevlerinde<br />
bulundum. Gıda, Tarım ve Hayvancılık eski Bakanlarımızdan<br />
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. M. Mehdi<br />
Eker beyin basın danışmanlığı görevini yürüttüm. Kurucuları<br />
arasında yer aldığım Basın Danışmanları Platformu’nun<br />
dönem başkanlığı görevlerinde de bulundum. Şubat 2017 tarihinde<br />
de Basın Yayın ve Enformasyon Konya İl Müdürlüğü<br />
görevine atandım. Evliyim ve bir çocuk babasıyım.<br />
Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü’nün hizmet alanı<br />
neyi kapsıyor?<br />
Dünya genelinde doğru bir Türkiye algısının oluşturulması<br />
hedefiyle merkez teşkilatı, 17 İl/bölge Müdürlüğü ve yurt<br />
dışında 39 Basın Müşavirliği ve Ataşeliği ile çalışmalarını<br />
sürdüren BYEGM, aynı zamanda yerli ve yabancı basın mensuplarının<br />
işlerini daha kolay ve özgürce yapabilmeleri için<br />
pek çok faaliyetini aynı anda yürütmektedir. Hızlı değişim<br />
ve gelişimin yaşandığı medya ve iletişim sektöründe, iç ve<br />
dış kamuoyunun zamanında doğru bilgilendirilmesi, Türk<br />
basınının güçlendirilmesi amacıyla, BYEGM’nin asırlık<br />
tecrübesiyle Türkiye’deki ve dünyadaki hızlı gelişime
paralel olarak yeni hedeflere ve yeni<br />
hizmetlere öncülük etmeye devam<br />
etmektedir. Türkiye’nin dünyaya daha<br />
iyi tanıtılması, dış dünyadaki gelişmelerin<br />
karar vericilere zamanında ve doğru<br />
şekilde yansıtılması, yerli ve yabancı<br />
basın mensuplarının çalışabilmeleri<br />
için uygun ortam oluşturulması ve meslek<br />
içi eğitim çalışmaları bakımından<br />
önemli bir fonksiyon üstlenmektedir.<br />
İl Müdürlüğümüzün sorumluluk alanı<br />
Konya, Karaman ve Aksaray illerini<br />
kapsamaktadır.<br />
bulunmaktadır. Bunun yayında Konya’da<br />
279 basın mensubumuz basın<br />
kartı taşımaktadır. Sürekli basın kartı<br />
taşıyan 53 basın mensubumuz bulunmaktadır.<br />
Konya basınının duayeni<br />
değerli büyüğümüz Rıdvan Bülbül<br />
amcamız da Şeref Basın Kartı sahibidir.<br />
Bu vesileyle de kendilerine sağlık,<br />
sıhhat ve hayırlı ömürler diliyoruz.<br />
Medyanın Konya’nın ekonomik ve<br />
sosyokültürel yaşamına etkisini nasıl<br />
görüyorsunuz?<br />
Günümüz siyasal, sosyal ve ekonomik<br />
düzeni sonucu kitle iletişim araçları<br />
yani medya, bir tür kamu görevi yap-<br />
Konya’da medya sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Gönül ve huzur kenti Konya, tarih<br />
boyunca her zaman önemini, değerini<br />
koruyan, ülkemizin en önemli, en güzel<br />
ve en yaşanılabilir kentlerinin başında<br />
gelmektedir. Konyamız, eğitim,<br />
kültür, sosyal açıdan olduğu gibi basın<br />
açısından da güçlü bir potansiyele sahip<br />
bir ilimizdir. Konya basını, köklü<br />
geçmişe sahip, milli ve yerlidir. Konya<br />
merkezde 5 televizyon, 14 gazete, 3<br />
haber ajansının yanı sıra yaygın basın<br />
yayın kuruluşlarının temsilcilikleri de<br />
www.metropoldergileri.com 51
RÖPORTAJ<br />
52<br />
makla yükümlü organlardan oluşmaktadır.<br />
Bu özelliğiyle medya, kamuoyu<br />
oluşturma ve açıklama sürecinde çok<br />
önemli sorumluluklar üstlenmektedir.<br />
Toplumsal gelişim ve kalkınmada<br />
çok büyük etkileri olan medya<br />
bunu ekonomide de kullanmaktadır.<br />
Bu anlamda, Konya basınının müthiş<br />
bir potansiyeli var. Belki bunun farkında<br />
olamayabiliriz ama dışarıdan<br />
bakıldığında çok önemli, özel, güçlü<br />
algısı var. Bizlere de düşen bu algıyı<br />
koruyarak, geliştirerek güçlendirmektir.<br />
Türkiye’nin en önemli tarih,<br />
kültür ve turizm merkezlerinden biri<br />
olmasının yanı sıra bir sanayi kenti<br />
olarak Konya, Anadolu’nun parlayan<br />
yıldızı konumundadır. Gelişmiş toplumlarda<br />
olduğu gibi Konya ekonomisinin<br />
gelişmesinde hiç kuşkusuz<br />
medya önemli bir fonksiyonel görev<br />
üstlenmektedir.<br />
Medya’nın insan hayatına etkisi sizce<br />
nasıl?<br />
Haber almak, insanoğlunun dünden bugüne<br />
ve hemen her coğrafyada ihtiyaç<br />
duyduğu bir gereksinimdir. Dünyanın<br />
farklı coğrafyalarında yaşayan insanların<br />
aynı haber alma ihtiyacından yola<br />
çıkarak, insanların kendi bireysel deneyimlerinin<br />
ötesinde neler olduğunu öğrenme<br />
yolunda bir içgüdülerinin olduğu<br />
da bir gerçektir. İşte insanoğlunun bu<br />
haber alma içgüdüsünü medya tüm enstrümanlarıyla<br />
karşılamaya çalışmaktadır.<br />
Yazının bulunması, matbaanın<br />
icadı ve ilk gazetelerin yayımlanmasından<br />
bugüne kitle iletişim araçlarının<br />
kamuoyu oluşturma ve gündem belirlemedeki<br />
rolü hiç kuşkusuz bir güç olarak<br />
algılanmaktadır. Bunun yanında, son<br />
20 yılda internetin baş döndürücü gelişimiyle<br />
birlikte ortaya çıkan sosyal ağlar<br />
ise beraberinde “Halk Gazeteciliği”<br />
terimini de gündeme getirmiştir.<br />
Sizin gazetecilik geçmişiniz de var.<br />
Bunun mevcut konumunuza etkisi<br />
nedir?<br />
Aslında ben ortaokul son sınıfta, bir<br />
gazetenin bulmacasını çözerek kazandığım<br />
fotoğraf makinesiyle gazeteciliğe<br />
farkında olmadan adım atmışım. Akabinde<br />
Gazetecilik fakültesini, habercilik,<br />
basın danışmanlığı derken hep basın<br />
sektöründe yer aldım. Masanın iki<br />
tarafında da bulunduğum için çok rahat<br />
empati yapabiliyorum. Meslektaşlarımı<br />
daha iyi anlayabiliyor, çözümler konusunda<br />
daha heyecanlı oluyorum. İstiyorum<br />
ki, zor şartlarda görev yapan gazeteci<br />
arkadaşlarımızın yaşam koşullarını<br />
daha da kolaylaştıralım, zorlukları azaltalım.<br />
Gazeteciliği hep sevdim, gazetecilerle<br />
bir arada olmaktan hep mutluluk<br />
duydum. Görevimi de bu anlayışla, severek<br />
yaptığıma inanıyorum.<br />
Yerel basın hakkında neler söylemek<br />
istersiniz?<br />
Her şeyden önce belki biraz klişe olacak<br />
ama yerel basın gerçekten de bir ülkenin,<br />
devletin, demokrasinin olmazsa<br />
olmazıdır. Konya, Karaman ve Aksaray<br />
bölgesinde görev yapan yerel basın mensupları<br />
imkanları ölçüsünde habercilik<br />
yapmaya, vatandaşları bilgilendirmeye<br />
gayret ediyorlar. Zor şartlara rağmen<br />
Konya basını hiçbir zaman duruşundan<br />
ve ilkelerinden taviz vermemiştir. Safı<br />
ve duruşu her zaman ‘Millet, Bayrak,<br />
Vatan ve Devlet’ olmuştur.<br />
Basının size göre en büyük problemi<br />
nedir?<br />
BYEGM olarak, başta yerel basın olmak<br />
üzere tüm basın çalışanlarımızın<br />
sorunlarını gidermeyi ve onlara kendi<br />
ayakları üzerinde durabilmeleri için<br />
gereken zeminin sağlanmasına ön<br />
ayak olmayı ilke edindik. Bu kapsamda<br />
zaman zaman düzenlenen bilgilendirme<br />
toplantıları, seminer ve eğitim<br />
çalışmaları sonucunda elde edilen<br />
görüş ve öneriler ilgili makamlara
iletilmektedir. En önemli problemlerinden<br />
biri ekonomiktir. Güçlü basının<br />
ekonomisi de güçlü olmasıdır. Yerel<br />
Basın yeniliğe, gelişmelere ayak uydurabilmelidir.<br />
Yerel gazeteciler de her<br />
zaman kendini geliştirmeli, temel ilke<br />
ve prensiplere, etik kuralları göz ardı<br />
etmemelidir.<br />
Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü’nün<br />
şu an yürütmekte olduğu<br />
projelerden bahseder misiniz. Ve hedefleriniz<br />
nedir?<br />
İl Müdürlüğü olarak proje ve hedeflerimiz<br />
arasında; Genel Müdürlüğümüzün<br />
kuruluş gayesi çerçevesinde yurtiçi<br />
ve yurtdışı enformasyonun yanı<br />
sıra, yerel medyanın güçlendirilmesi<br />
ve basın çalışanlarının mesleklerini<br />
daha kolay ve verimli icra edebilmeleri<br />
bakımından, basın mensuplarına<br />
yönelik olarak eğitim seminerleri, bilgilendirme<br />
toplantıları, gazeteci değişim<br />
programları ve basın özendirme<br />
yarışmaları,<br />
“Ustalardan Tecrübe Paylaşımı” adı<br />
altında, gazetecilik mesleğinde duayen<br />
isimleri basın mensuplarımız ve<br />
İletişim Fakültesi öğrencileriyle bir<br />
araya getirmek,<br />
Kurumumuzun diğer kamu kurumlarıyla<br />
işbirliği imkanlarını ve ortak<br />
gerçekleştirebileceği projeleri saptamak<br />
üzere görev alanımızdaki tüm<br />
kamu kurum ve kuruluşları ile sivil<br />
toplum kuruluşlarına ziyaretlerde bulunmak,<br />
Yerel basına haber kaynağı oluşturma<br />
açısından kamu kurumları ve Valilik<br />
nezdinde girişimlerde bulunarak köprü<br />
vazifesi üstlenmek,<br />
Kamu kurum ve kuruluşların Basın<br />
Yayın ve Halkla İlişkiler birimlerinde<br />
görevli birim sorumluları ve çalışanlarının<br />
mesleki yeterliliklerinin<br />
artırımına yönelik eğitim seminerleri<br />
düzenlemek,<br />
Basın mensuplarımıza yönelik olarak<br />
kültür tanıtım programları düzenlemek,<br />
İç Anadolu Bölgesinde önemli bir<br />
potansiyele sahip olan başta Konya<br />
olmak üzere, görev alanımızdaki Aksaray<br />
ve Karaman illerini de kapsayan<br />
medya şurası, medya çalıştayları, panel<br />
ve sempozyum gibi geniş katılımlı<br />
organizasyonlar gerçekleştirmeyi<br />
planlamaktayız.<br />
Son olarak neler söylemek istersiniz?<br />
Son olarak tekrar böyle bir fırsatı verdiğiniz<br />
için teşekkür ederim. <strong>Metropol</strong><br />
Dergisinin tüm emeği geçenleri tebrik<br />
ederim. Hem içeriğiyle, hem tasarımıyla<br />
hem de baskısıyla beğenerek takip<br />
ettiğimiz önemli bir dergi.<br />
Yine şunu vurgulamak isterim. Genel<br />
Müdürümüz Mehmet Akarca, uzun<br />
yıllar basında önemli hizmetlerde bulunmuş,<br />
basının içinden gelen, dilini,<br />
derdini iyi anlayan değerli bir duayen.<br />
Göreve başladığı ilk günden itibaren<br />
BYEGM’nin çalışmalarına ivme kazandırdı.<br />
Bizlere de düşen taşra teşkilatı<br />
olarak bu çalışmaya ayak uydurmak,<br />
hizmet çıtasını yükseltmektir. Konya,<br />
Karaman ve Aksaray’da muhabirinden<br />
genel yayın yönetmenine kadar, Gazeteciler<br />
Cemiyetleri, birlikleri, Basın Konseyleriyle<br />
işbirliğini artırarak, birlik ve<br />
beraberliğimizi pekiştirmek, basınımızı<br />
hak ettiği yere gelmesi için elimizden<br />
geleni yapmak istiyoruz.<br />
www.metropoldergileri.com 53
HABER<br />
54<br />
“Kentsel dönüşümdeki<br />
başarımızı taçlandıracağız”<br />
Kentsel dönüşüm çalışmalarında<br />
Türkiye’de örnek alınan<br />
bir belediye haline geldiklerini<br />
belirten Meram Belediye<br />
Başkanı Fatma Toru, “1,5 yıl<br />
gibi bir süreçte toplamda 3<br />
bin 327 malik ile anlaşarak,<br />
uzlaşarak belediye adına tapu<br />
devirlerini alıp bu alanlarda<br />
kentsel dönüşüm için tahliye<br />
işlemlerini yapmış durumdayız.<br />
Bu kadar kısa sürede bu<br />
kadar çok malik ile kentsel<br />
dönüşüm anlamında uzlaşan,<br />
görüşen, konuyu anlatan,<br />
bilgilendiren ve sahayı boşaltabilen<br />
başka bir belediye<br />
örneği daha yok Türkiye’de.<br />
Bu başarımızı 2018 yılı içinde<br />
inşaat ihalelerini yaparak taçlandırmış<br />
olacağız” dedi.<br />
Meram Belediye Başkanı Fatma Toru,<br />
imar planı düzenleme çalışmaları ve<br />
kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında<br />
bilgi verdi.<br />
İMAR VE MÜLKİYET<br />
SORUNLARINA NEŞTER<br />
İmar ve mülkiyet sorunlarının çözümü<br />
noktasında yaptıkları çalışmaları<br />
değerlendiren Başkan Toru, “Özellikle<br />
2015 yılında başladığımız ve toplamda<br />
44 milyon metrekare alanı bulan imar<br />
planı revizyon çalışmalarımızın tamamını<br />
2017 yılı içerisinde tamamlamış<br />
olduk. Toplamda 60 mahalleye isabet<br />
eden imar planı çalışmalarının imar<br />
uygulamalarını ekiplerimiz çalışıyor.<br />
Toplam 15 milyon metrekare alanda 18.<br />
Madde uygulamalarımız devam ediyor.<br />
2018’in ilk aylarıyla birlikte devam<br />
eden imar uygulamalarımızın tapularını<br />
vatandaşlarımıza ulaştırmış olacağız.<br />
Yine imar planı biten bölgelerde ve<br />
özellikle 9 milyon metrekarelik alanda,<br />
Karaman Yolu’na kadar olan bölgede<br />
imar uygulamalarını 2018 ve 2019 yıllarında<br />
tamamlamayı hedefliyoruz. Bu<br />
noktada çalışmalarımız devam ediyor”<br />
diye konuştu.<br />
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE<br />
MERAM FARKI<br />
Vatandaşların kentsel dönüşüm çalışmalarında<br />
Meram Belediyesi’ni takdir<br />
ettiğini ve oldukça büyük teveccüh gös-
terdiğini vurgulayan Toru, “Bu noktada<br />
tüm vatandaşlarımıza yardımlarından,<br />
desteklerinden ve teveccühlerinden dolayı<br />
teşekkür ediyorum. Özellikle Şükran<br />
Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm<br />
çalışmasında 1. Etap olarak belirlediğimiz<br />
alanda yüzde 98 seviyelerine ulaştık.<br />
Tapuların alınması, alanın temizlenmesi,<br />
yapıların tahliye edilmesiyle<br />
birlikte toplamda 1243 malikle anlaştık,<br />
uzlaştık ve tapu devirlerini sağladık. Bu<br />
anlaşmanın bedeli; gerek kamulaştırma<br />
gerekse konut karşılığı anlaşmalar ve<br />
trampa olarak baktığımızda 78 milyon<br />
TL’lik bir rakama tekabül ediyor. Şükran<br />
Mahallesi, göz ardı edebileceğimiz, görmezden<br />
gelebileceğimiz bir mahallemiz<br />
değildi. Şu anda gerek esnafımız gerekse<br />
vatandaşlarımızdan bu bölgeyle ilgili<br />
çok olumlu dönüşler almaktayız” dedi.<br />
DİĞER DÖNÜŞÜM<br />
PROJELERİNDE DURUM<br />
Uluırmak Kentsel Dönüşüm Projesi’nin<br />
ilk etabında da anlaşma oranının yüzde<br />
99’a ulaştığını kaydeden Toru, “Toplamda<br />
1000 vatandaşımızla anlaştık,<br />
tapu devrini aldık ve binaları tahliye<br />
ederek sahayı boşalttık. Uluırmak’ta<br />
kentsel dönüşüm kapsamında yapmış<br />
olduğumuz anlaşmaların, kamulaştırmaların<br />
ve trampaların rakamsal değeri<br />
73 milyon TL’ye ulaştı. Aksinne Mahallesi’nde<br />
ise yüzde 89 civarında anlaşma<br />
oranına sahibiz. 593 malikle şu<br />
ana kadar anlaşmış durumdayız. Yine<br />
Turgut Reis ve Küçük Aymanas mahallelerinde<br />
yüzde 67’lik bir oranla 200 bin<br />
metrekareye yakın bir alanda 532 malikle<br />
anlaştık” ifadelerini kullandı.<br />
“BAŞKA BİR ÖRNEĞİ YOK”<br />
Kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili olarak<br />
2016 yılı 2. Dönem ve 2017 yıllarında<br />
toplamda 3 bin 500 malik ile tapu<br />
sahibi ile anlaşarak, uzlaşarak belediye<br />
adına tapu devirlerini alıp tahliye işlemlerini<br />
yaptıklarını dile getiren Toru,<br />
şunları kaydetti: “1,5 yıllık bir süreçte<br />
bu kadar çok malik ile kentsel dönüşüm<br />
anlamında uzlaşan, görüşen, konuyu<br />
anlatan, bilgilendiren ve sahayı boşaltabilen<br />
başka bir belediye örneği daha<br />
yok Türkiye’de. 2018 yılında da sahada<br />
inşaatların başlaması noktasında ihalelerimizi<br />
yaparak gerek Şükran gerek<br />
Uluırmak Saka gerekse Aksinne ve Küçük<br />
Aymanas mahallelerinde bu başarımızı<br />
taçlandırmış olacağız.”<br />
www.metropoldergileri.com 55
RÖPORTAJ Çiğdem Kurut Ahmet Çakır<br />
56<br />
Türk<br />
kadını<br />
beceri<br />
abidesidir<br />
Oğuz Kağan’ın ‘Güneş Tuğumuz olsun,<br />
Gök Otağımız’ sözünün isim olduğu<br />
müthiş sergi çok konuşuldu. Koleksiyonda<br />
Cumhurbaşkanlığı forsunu<br />
oluşturan 16 Büyük Türk devletinin<br />
bayrağı, Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanlığı<br />
forsu işlendi, adeta birer<br />
sanat eseri gibi beğenilere sunuldu.<br />
Yeni koleksiyonuna hazırlanan Sırma<br />
Sanatçısı Nur Dikilitaş’la el sanatlarını<br />
ve eserlerini konuştuk…<br />
Sizi tanıyabilir miyiz?<br />
1966 yılında Konya’da doğdum. İlk ve<br />
orta öğrenimimin ardından Meram Kız<br />
Meslek Lisesi El Sanatları bölümünden<br />
mezun oldum.<br />
El sanatlarına olan merakınızı nasıl geliştirdiniz?<br />
El sanatları merakım lise yıllarında hobi<br />
olarak başladı. Çeşitli el sanatları ile<br />
ilgili kurslara devam ettim. Kurslarda<br />
aldığım eğitimi Konya Olgunlaşma Enstitüsüne<br />
giderek tamamladım ve mezun<br />
oldum. Dival Nakışı olarak bilinen bu sanat<br />
dalının bütün inceliklerini öğrenmek<br />
ve alanında uzmanlaşmak için Ankara<br />
Olgunlaşma Enstitüsü Sırma Atölyesi’nde<br />
profesyonel sırma eğitimi aldım.<br />
SIRMA SANATÇISI<br />
NUR DİKİLİTAŞ
El sanatları bölümleri sizce birer sanatçı<br />
mı yetiştiriyor? Bu bölümlerin<br />
sanat dünyasına olan katkısı nedir?<br />
Sanat; gönül işidir, insan ruhundaki<br />
inceliktir. Bir sanatkar çalıştığı esere<br />
ruhundakini nakşeder. Geleneksel<br />
sanatları hobi olarak gören kişi<br />
sanatkar olamaz, üretmesi, tasarımlar<br />
yapması lazım. Okullarda veya<br />
kurs merkezlerinde verilen sanatsal<br />
eğitimler taktik ağırlıklıdır, teşvik<br />
edicidir. Kişi içindeki cevheri kendi<br />
keşfeder, ilerletir. İçindeki cevheri<br />
keşfeden ve bu kurslarda doğru eğitimi<br />
alanlar tabi ki sanatkar olarak<br />
yollarına devam ederler.<br />
Bu bölümlere gösterilen ilgiyi nasıl<br />
değerlendiriyorsunuz?<br />
Günümüzde sırma işine ilgi maalesef<br />
yeterli değil. Bunun nedeni olarak ise<br />
sırma sanatının yeterli şekilde tanıtılmaması,<br />
icrasının meşakkatli olması,<br />
kullanım alanlarının ve ticari talebin az<br />
olması şeklinde sayılabilir.<br />
Çalışmalarınızda çok farklı teknikler<br />
kullanıyorsunuz bunlardan bahseder<br />
misiniz?<br />
Dival nakış olan Maraş işi (sim sırma)<br />
tek yüzlü bir nakıştır. Altın simle ve<br />
onu tutturmakta kullanılan mumlu alt<br />
ipliği ile desen kalıbı sarılarak işlenen<br />
bir nakıştır. Bu nakışın kendine özgü<br />
teknikleri vardır. Bunlar; Sarma, yarmalı<br />
sarma, verev sarma, pesent, hasır,<br />
civankaşı gibi teknikler kullanılarak ve<br />
çeşitli süsleme malzemeleri ile demir<br />
pul, boncuk, kurt tırtıl gibi materyallerle<br />
yapılan motif tamamlanır.<br />
Siz bu hobiyi ticarete nasıl dönüştürdünüz?<br />
İşlerimi çok seviyorum. Hepsinde ayrı<br />
bir emek ve göz nuru var. İşlerimden<br />
ayrılmak zor oluyor ama hayatımı da<br />
idame etmek ve bu işi geliştirmek ve<br />
devam ettirmek durumundayım. Çevremden<br />
gelen teşvik ve talepler doğrultusunda<br />
işin ticari boyutuna geçtim.<br />
İşinde profesyonel harika bir ekibe sahibim.<br />
Hepsi çok kıymetliler ve işlerinde<br />
profesyoneller.<br />
Nur Sim Sırma isimli bir markanız var.<br />
Bu markanın oluşma sürecini anlatır<br />
mısınız?<br />
Markalaşmak, profesyonelleşmenin olmazsa<br />
olmazı. Tasarımını yapıp hazırladığımız<br />
eserlerin yurt içinde ve yurt<br />
dışında tanıtımını daha kolaylaştırmak<br />
ve tasarımlarımı korumak amacıyla<br />
markamı aldım.<br />
Hazırladığınız padişah ve şehzade<br />
tuğraları çok beğenildi. Bunları çalışmak<br />
zor muydu?<br />
Osmanlı Padişah Tuğraları projeme<br />
başladığımda öncelikle derin bir araştırma<br />
yaparak topladığım demolardan bir<br />
envanter oluşturdum. Sonrasında hala<br />
çalışmakta olduğum kıymetli hocam<br />
Hattat Sami Naddah tarafından aslı bozulmadan<br />
işlemeye uygun olacak şekilde<br />
35 padişah 9 şehzadenin tuğralarının<br />
kalıp çizimleri hazırlandı. Bizim işlemede<br />
desen kalıbı olarak kullandığımız<br />
çirişli kartondan oyguları yapıldı. Cülde<br />
tezgahında altın rengi simle işlendi.<br />
Dört yıla yakın bir sürede tamamlandı.<br />
Milli Saraylar himayesinde Dolmabahçe<br />
Sarayı sergi salonunda sanatseverlerle<br />
buluştu.<br />
2017’nin sonunda da yine harika bir<br />
sergi yaptınız. Türk Devlet Bayrakları<br />
serginiz hakkında bilgi verir misiniz?<br />
Sırma işi tarihsel bir sürecin ürünüdür.<br />
Bu sanatla ilgili gerçekleştirdiğimiz<br />
www.metropoldergileri.com 57
RÖPORTAJ<br />
58<br />
her üründe tarihimizden, kültürümüzden<br />
izler var. Türk Devlet Bayrakları<br />
koleksiyonunda kendi tarihimizi oluşturan<br />
Türk devletlerinin bayraklarını<br />
bu sanatla buluşturmak istedim. Sergimizin<br />
ismi de Oğuz Kağan’ın ‘Güneş<br />
Tuğumuz olsun, Gök Otağımız’ sözü<br />
oldu. Koleksiyonda Cumhurbaşkanlığı<br />
forsunu oluşturan 16 Büyük Türk devletinin<br />
bayrağı, şanlı Türk bayrağımız ve<br />
Cumhurbaşkanlığı forsunu işledik. Koleksiyonumuz<br />
toplam 18 parçadan oluştu.<br />
Sergim İstanbul Deniz Müzesi’nde<br />
bir hafta açık kaldı. Sanatseverlerin<br />
yoğun ilgisi, hazırlayacağımız yeni projeler<br />
için bize büyük teşvik oldu. Tabi<br />
bu Sergiyle ilgili teşekkür etmemiz gereken<br />
isimler var. Sanatımla ilgili beni<br />
teşvik eden ve Sergi açılışımı yapan<br />
İstanbul Milletvekilimiz <strong>Sayı</strong>n Metin<br />
Külünk’e ve İstanbul Milletvekilimiz<br />
<strong>Sayı</strong>n Ahmet Hamdi Çamlı’ya müteşekkirim.<br />
Tarihteki Türk Bayrakları<br />
Sergisi’nin gerçekleşmesinde desteklerini<br />
esirgemeyen Konya Sanayi Odası<br />
Başkanımız <strong>Sayı</strong>n Memiş Kütükçü’ye<br />
de sanatıma göstermiş olduğu destek<br />
için ayrıca teşekkür ediyorum.<br />
Türk kadını bu işlerde yetenekli mi?<br />
Yeteneği olanlara neler tavsiye edersiniz?<br />
Türk kadını bir beceri abidesidir, taşı<br />
aş eder koyar ortaya. Benim tavsiyem<br />
kendilerini geliştirmeleri, araştırma<br />
yapmaları, üretmeleri, gelenekseli yaşatmaları.<br />
Artık bu konuda her şehirde<br />
hatta her ilçede hanımlar için çeşitli<br />
kurslar açılıyor. Bu kurslara katılarak<br />
kendilerini keşfedebilirler.<br />
Yeni nesil bu işlere meraklı mı?<br />
Maalesef sırma işinin yapılışının zor ol-
ması yeni neslin ilgisini çekmiyor. Yeni<br />
nesil daha ticari işlere yöneliyor.<br />
Türk gelin sandığı denilince aklınıza<br />
ne geliyor? Bir sandıkta olması gereken<br />
sizce nelerdir?<br />
Türk kültüründe sandık çok önemlidir.<br />
Gelin yaşadığı yerin kültürünü sandığıyla<br />
taşır, ait olduğu yörenin kokusunu<br />
götürür. Biz bu işin okulunu okuduğumuz<br />
için, bizim için envanter biraz daha<br />
kalabalık tabi ama bir Anadolu kadını<br />
olarak sandıkta iğne oyaları, dantel, geleneksel<br />
nakışlarımız, yöresel kumaşlar<br />
olmazsa olmazlardır.<br />
Üretmek elbette önemli ama ürettiğiniz<br />
bu çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Bir sanatkar için icra ettiği sanatını anlayan,<br />
kıymet veren bir muhatap bulması<br />
çok önemlidir. Elimizden kısıtlı<br />
sayıda çıkan eserleri bu işlere meraklı<br />
özel bir kitleye ve üst düzey kurum ve<br />
kuruluşlara veriyoruz.<br />
Şu an yürüttüğünüz çalışmalar hakkında<br />
bilgi verir misiniz?<br />
Şu anda yeni çalışmalarım var. Ayrıca<br />
üçüncü koleksiyon çalışmam yakın zamanda<br />
sanatseverlerle buluşacak.<br />
Son olarak neler söylemek istersiniz?<br />
Gönül verdiğim bu sanatı önüme çıkan<br />
zorluklara rağmen gücümün yettiği kadar<br />
yaşatmaya, tanıtmaya çalışacağım.<br />
Bu konuda bana ihtiyaç duyan herkese<br />
elimden geldiği kadar destek olacağım.<br />
Ayrıca çalışmalarımda yanımda olan<br />
ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.<br />
www.metropoldergileri.com 59
HABER<br />
60<br />
Sonax’tan garantili<br />
temizlik ve bakım<br />
Alman markası Sonax, araç temizlik ve bakımındaki ayrıcalığıyla Konya’da da<br />
hizmet veriyor.<br />
Ahmet Karaca ve Mustafa Çetin ortaklığında<br />
hizmet veren Sonax; uygulamalardan<br />
kullanılan ürünlere kadar<br />
her alanda aracınızı ve sizin sağlığınızı<br />
düşünüyor. Ürünlerinde insan sağlığını<br />
tehdit edici hiçbir madde içermeyen Sonax’ta<br />
fırça kullanılmıyor ve araçlarınıza<br />
peluşla, yumşacık işlem uygulanıyor.<br />
Türkiye genelinde 81 şubesi olan Sonax,<br />
Konya’da da araçlarına gözü gibi<br />
bakanların tercihi oldu. Sonax, aracın<br />
dış yüzeyine yapışan zorlu, inatçı kir ve<br />
lekeleri, yıllarca edindiği tecrübeyle geliştirdiği<br />
yıkama ürünleri (şampuanlar)<br />
sayesinde boya yüzeyine ve verniğe zarar<br />
vermeden temizliyor. Sonax ürünleri<br />
fosfat içermiyor ve boya yüzeyindeki<br />
korumaya zarar vermiyor. Dermotolojik<br />
olarak da test edilen bu ürünler el ile yıkamaya<br />
da uygun.<br />
Ar-Ge çalışmaları yıllarca sürdü<br />
Sonax’ın yıllarca süren Ar-Ge çalışmaları<br />
sonucunda kir ve lekelerin niteliğine<br />
göre geliştirdiği ürünler sayesinde<br />
yüzeydeki kirler temizlenirken araç<br />
korumasına zarar verilmiyor. Bununla<br />
birlikte Sonax’ın çiziğin derinliğine<br />
göre geliştirdiği çizik giderme ürünleri<br />
de bu sorunu yine araca zarar vermeden<br />
çözüyor.<br />
Sonax tarafından nano-hybrid teknolojisi<br />
ile üretilen Sonax Parlatma cila<br />
ürünleri matlaşan boya yüzeyine göz<br />
kamaştırıcı bir parlaklık kazandırıyor.
www.metropoldergileri.com 61
RÖPORTAJ Çiğdem Kurut Ahmet Çakır<br />
62<br />
İtfaiye’nin tarihi<br />
bu oyuncaklarda<br />
KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ<br />
İTFAİYE DAİRESİ BAŞKANI<br />
CEVDET İŞBİTİRİCİ<br />
Acı siren sesleriyle hızla giden bir itfaiye aracı hangimizi etkilemez... Biliriz ki o kırmızı; üzerinde jan janlı ışıkları bulunan bu<br />
araçlar ya bir yangına müdahale edip can kurtaracak, ya da sıkışmış, zorda kalmış birinin imdadına yetişecek. Bazen bir<br />
kayanın arasında kaybolmuş minicik bir kediye şefkat sunacak, bazen de hiç bilmediğimiz görevlerle insanların kahramanı<br />
olacak. Biz hep bileceğiz ki; o kırmızı jan janlı koca araç hep bir çığlığa koşacak.. Bu serüvenin tarihi, Konya Büyükşehir Belediyesi<br />
İtfaiye Dairesi Başkanı Cevdet İşbitirici’nin dev koleksiyonuyla müzede sergileneceği günü bekliyor.<br />
Böyle bir koleksiyonu oluşturmaya<br />
nasıl başladınız?<br />
Küçüklüğümden bu yana maketlere<br />
karşı ilgim ve sevgim vardı. Ben çocuklarıma<br />
oyuncak alırken kendime<br />
de alıyordum. Onlar oynarken ben de<br />
oynuyordum. 53 yaşındayım ama çocukluğum<br />
hiç bitmedi. Halen devam<br />
ediyor. Bu hayata bakışımızı değiştiriyor.<br />
İnsanın gönlüne çocuklarla girebiliyorsun.<br />
2006 yılı Mart Ayı’nda göreve<br />
başladığımda bir vesile ile Ankara’ya<br />
İtfaiye Daire Başkanlığı’nı ziyarete<br />
gitmiştim. İtfaiye Daire Başkanlığı’nın<br />
odasında mesleğimle de ilgili olduğu<br />
için itfaiye oyuncaklarından birkaçı<br />
dikkatimi çekti. İşletmeci firmanın birinde<br />
de aynı oyuncaktan iki tane vardı.<br />
Birini istedim O gün ilk oyuncağı elime<br />
aldım. Onsan sonra bu bende iyice yerleşti.<br />
Maket itfaiye aracı, itfaiye ile ilgili<br />
maket oyuncaklar, eskiden kullanılan<br />
itfaiye araçları derken İtfaiyenin kullanmış<br />
olduğu ne kadar küçük parça varsa<br />
bunları biriktirmeye başladık. Böylece<br />
de hobimi geliştirdim.<br />
Bu maket ve oyuncakları nasıl temin<br />
ettiniz?<br />
Bunların birçoğunu yurtdışında gittiğimiz<br />
fuarlardan temin ettim. İnternet yoluyla<br />
çeşitli sitelerden getirttirdim. En<br />
çok da yurtdışına giden dostlarımdan<br />
destek istedim. Şimdiye kadar 12 yıllık<br />
bir birikimden sonra elimize 800 civarında<br />
araç geçti. Bunun yanı sıra 350<br />
civarında da itfaiyenin kullandığı araç<br />
ekipmanlarından oluşan parça var.<br />
Büyük uğraşlar sonucu oluşturduğunuz<br />
koleksiyonu nasıl değerlendirmeyi<br />
planlıyorsunuz?<br />
Sanatçı Sunay Akın’la bir araya geldik.<br />
Biliyorsunuz kendisinin İstanbul’da<br />
Oyuncak Müzesi var. O benim birik-
tirdiğim maketleri görünce<br />
“Bir müze açmayı düşünmüyor<br />
musun” dedi. Güzel<br />
bir fikirdi. Bu konuyla ilgili<br />
Büyükşehir Belediye Başkanımızla<br />
da uzun süredir<br />
görüşüyoruz. Bunları bir<br />
müzede sergileyebilmek<br />
amacıyla yer istedik. Başkanımız<br />
da bu konuya çok<br />
sıcak baktı. Güzel, kapsamlı<br />
bir müze açmak adına uygun<br />
bir yer edindikten sonra bir<br />
müze yapmayı düşünüyoruz.<br />
Bunun özellikle Konya’mıza<br />
kazandırılmasından<br />
dolayı büyük mutluluk<br />
duyacağım. Çünkü Türkiye’de<br />
benim gibi bu kadar<br />
kapsamlı itfaiye oyuncaklarını,<br />
maketlerini biriktiren<br />
başka bir şahıs yok. Varsa<br />
da bilmiyorum. Bu ammeye<br />
mal olmuş bir iştir. Kendi<br />
gayretlerimizle bu seviyeye<br />
getirdik. Bundan sonra da<br />
çocuklarımıza, geleceğimize<br />
bir miras olarak bırakmak<br />
isteriz. Elimizde eski itfaiye<br />
araçlarımızdan değil, halen<br />
kullanılmakta olan araçlarımızdan<br />
da var. Onları da<br />
burada sergiliyoruz. Eski<br />
tulumbalar, 20, 25 yıl önce<br />
kullanılmış hortumlarımız,<br />
lanslar var. Tamamını müzemizde<br />
değerlendirip bir<br />
hafıza oluşturmak istiyoruz.<br />
Geleceğimize bir köprü olsun<br />
istiyoruz.<br />
Müzenin İtfaiye Teşkilatı’na,<br />
ilin sosyo-kültürel<br />
yapısına nasıl bir katkısı<br />
olur?<br />
Hepimizin bildiği gibi hafızası<br />
olmayan toplumlar yok<br />
olmaya mahkumdur. Yaklaşık<br />
5 yıl önce Avrupa’da<br />
görmüştüm. Nüfusu 700<br />
bin olan bir kentte 450 tane<br />
müze olduğunu duyunca<br />
gıptayla bakmıştım. Bizim<br />
burada geleceğe aktarmamız<br />
gereken birçok şey olduğunu<br />
düşünüyorum. Bu<br />
mantalite ile hareket ediyoruz.<br />
Belki bu oyuncaklar da<br />
nedir diye hafif düşünenler<br />
olabilir. Sunay Akın’la sık<br />
sık görüşüyorum. Müzesini<br />
o kadar çok ziyaret eden var<br />
ki; birçok insan ziyaret edip<br />
orada çay içiyorlar. Müzeyi<br />
bir sohbet haneye çevirmiş.<br />
Toplum olarak bizim kafelerde<br />
nargile kültüründen<br />
kurtulup böyle mekanlarda<br />
sohbet etmeye, dertleşmeye,<br />
aynı konular üzerinde<br />
birbirimizle bazı konuları<br />
paylaşmaya ihtiyacımız olduğunu<br />
düşünüyorum. Müzeden<br />
hedefimiz bu. Emekli<br />
itfaiyecilerimizi oraya getirip<br />
çocuklarımıza anılarını<br />
kahramanlıklarını anlattırmak<br />
istiyoruz. Yurtdışında<br />
bunun pek çok örneği var.<br />
Amerika’da, Avrupa’da itfaiyecilik<br />
nasıl bir numaraysa<br />
ülkemizde de öyle olmalı.<br />
Sivil toplum kuruluşlarının,<br />
insanlara hizmet eden yardım<br />
kuruluşlarının merkezi<br />
Konya’dır. İyi niyetimizi<br />
bu paylaşımcı, özverili çalışmalarımızın<br />
yansımasını<br />
müzeler vasıtasıyla müzeye<br />
gelenlerle paylaşmak bizim<br />
için bir ihtiyaçtır. Bu anlamda<br />
hem teşkilatımıza hem de<br />
ilimize ciddi katkı olacağına<br />
inanıyorum. Temel amacımız<br />
hem kültürel mirasa<br />
hem de geleceğe ışık tutabilecek<br />
bir çalışma zemini<br />
ortaya koyabilmek.<br />
Koleksiyonda neler bulunuyor?<br />
Bir santimetreden 75 santimetreye<br />
kadar çeşitli boyutta<br />
oyuncaklarımız, maketlerimiz<br />
mevcut. Bunlar<br />
içerisinde itfaiye ekipmanlarıyla<br />
ilgili maketler var.<br />
Nacaktan tutun telsizlere kadar.<br />
Ya da kesici ayırıcılara<br />
. Bunları ilerleyen dönemde<br />
bizimle beraber düşünen<br />
neslimizle paylaşmak istiyoruz.<br />
İnsanın içinde biriktirme<br />
duygusu vardır. Ama sevda yoksa bununla ilgili adım<br />
atamaz. Bu biraz da geçmişe gıptayla bakmakla mümkün. İnsanın<br />
içinde çocuksu ruh taşıması da lazım. Çocuklarımızın<br />
ne olacaksın sorusuna liseden sonra cevap verdikleri vakidir.<br />
Çocukken dikte ettiğimiz meslek gruplarını söylerler. Doktor,<br />
mühendis, pilot gibi. Ama esas “Ne olmak istiyorsun” sorusunun<br />
cevabı liseden sonra belli olur. Halbuki Avrupa’da öyle değil.<br />
Çocuklar 7 yaşından itibaren yeteneklerine göre keşfedilip<br />
yönlendiriliyor. Yakın zamanda Türkiye’de de başladı.<br />
Koleksiyonunuz şimdi de görülebilir mi?<br />
İsteyen herkes gelip gezebilir. Teşkilatımız hakkında bilgilendirme<br />
yapıyoruz. Bu oyuncakları gören çocukların çıkarken<br />
ben itfaiyeci olacağım dediklerini çok duydum. Konya’da 650<br />
bin kişiye 5 yılda eğitim verdik. Yangın miktarında kayda değer<br />
azalma sağlandı. Anlatmak, bilgilendirmek çözümün yüzde<br />
80’idir. Bir çocuğun kibritle oynamaması gerektiğini bilmesi<br />
gerekiyor. Ya da ocakta, fırında oluşan küçük alevlenmeleri<br />
ıslak havluyla kapatmasını öğrenmeli. Panik yapmamalı. Ama<br />
alev büyüyünce değil, ilk anda, biz gelinceye kadar. Bunlar<br />
www.metropoldergileri.com 63
RÖPORTAJ<br />
64<br />
önemli şeyler. Eğitimle birlikte yaşam<br />
güvenliği bilinci oluşmaktadır.<br />
İtfaiye Teşkilatı’nı hepimiz bilsek de<br />
esas görevleri konusunda tam olarak<br />
bilgi sahibi değiliz. Bundan da bahseder<br />
misiniz?<br />
İtfaiye teşkilatlarının yangına müdahale<br />
etmek ve söndürmek dışında her türlü<br />
kaza, çökme, patlama, mahsur kalma<br />
ve benzeri durumlarda teknik kurtarma<br />
gerektiren olaylara müdahale etmek ve<br />
ilk yardım hizmetlerini yürütmek; arazi<br />
de, su üstü ve su altında her türlü arama<br />
ve kurtarma çalışmalarını yapmak,<br />
su baskınlarına müdahale etmek, doğal<br />
afetler ve olağanüstü durumlarda kurtarma<br />
çalışmalarına katılmak, Binaların<br />
Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik<br />
ile verilen görevleri yapmak,<br />
Nükleer, biyolojik, kimyasal (NBC)<br />
maddeleri ile kirlenmelerde arıtma işlemlerine<br />
yardımcı olmak, halkı, kurum<br />
ve kuruluşları itfaiye hizmetleri ile ilgili<br />
olarak bilgilendirmek, alınacak önlemler<br />
konusunda eğitmek ve bu konuda<br />
tatbikatlar yapmak, kamu ve özel kuruluşlara<br />
ait itfaiye birimleri ile gönüllü<br />
itfaiye personelinin eğitim ve yetiştirilmesine<br />
yardım etmek; bunların bina,<br />
araç-gereç ve donanımlarının itfaiye<br />
standartlarına uygunluğunu denetlemek<br />
ve bu birimlere yangın yeterlilik belgesi<br />
vermek ve gerektiğinde bu birimlerle<br />
işbirliği yapmak, bacaları temizlemek<br />
veya temizlettirmek ve bacaları yangına<br />
karşı önlemler yönünden denetlemek,<br />
talep edilmesi halinde orman yangınlarının<br />
söndürülmesi çalışmalarına katılmak,<br />
imar planlarına göre parlayıcı,<br />
patlayıcı ve yanıcı madde depolama yerlerini<br />
tespit etmek, işyeri, eğlence yeri,<br />
fabrika ve sanayi kuruluşlarını yangına<br />
karşı önlemler yönünden denetlemek,<br />
bu konularda mevzuatın öngördüğü izin<br />
ve ruhsatları vermek gibi görevleri bulunmaktadır.<br />
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde uygulanmakta<br />
olan gönüllü itfaiyecilik<br />
projesinin Konya uygulamaları hakkında<br />
bilgi verir misiniz?<br />
12/11/2012 tarihinde yayımlanan<br />
6360 <strong>Sayı</strong>lı (On Dört İlde Büyükşehir<br />
Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe<br />
Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun<br />
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik<br />
Yapılmasına Dair) Kanun ile<br />
birlikte 14 yeni büyükşehir kurulmuş<br />
ve önceden kurulu büyükşehirler<br />
ile yeni kurulan büyükşehirlerin<br />
hizmet alanı il mülki sınırı olmuştur.<br />
Bu kapsamda ilin tamamında yürütülmesi<br />
gereken görevlerden biri,<br />
itfaiye hizmetleridir. Konya ili 42<br />
bin km2 ’lik yüzölçümü ile dünyanın<br />
65 ülkesinden daha büyük alana<br />
sahiptir. 31 ilçesi bulunan bu büyüklükteki<br />
yüzölçüme sahip bir alanda,<br />
tüm mahallerde meydana gelebilecek<br />
itfai bir olaya en kısa sürede ulaşılması<br />
için İtfaiye Dairesi Başkanlığı<br />
olarak yasa öncesi çalışmalara başladık.<br />
İl merkezimizde 5 adet profesyonel<br />
itfaiye istasyonu varken, şu an<br />
il genelinde 110 profesyonel itfaiye<br />
istasyonu ile hizmetler yerine getirilmektedir.<br />
Bu büyüklükteki yüzölçüme sahip alanda<br />
her mahalleye profesyonel itfaiye<br />
istasyonu kuramazsınız ve bunun çok<br />
yüksek maliyetleri vardır. Bu da kamu<br />
zararına neden olur. Konya İtfaiyesi olarak<br />
itfaiyecilik ile ilgili her platformda<br />
yer alıyor, dünyadaki gelişmeleri yakından<br />
takip etmeye çalışıyoruz. Bu<br />
kapsamda 6360 sayılı Yeni Büyükşehir<br />
Yasası öncesi dünya gönüllü itfaiyecilik<br />
örneklerini inceledik ve Konya ilimizde<br />
nasıl bir gönüllü itfaiyecilik uygulaması<br />
yapılacağını belirledik. İlimizin bir tarım<br />
şehri olmasından ve her mahallemizde<br />
traktör bulunduğundan dolayı, 550<br />
adet kırsal mahallemize traktör miline<br />
bağlı çalışan 3 tonluk donanımlı yangın<br />
söndürme tankeri dağıtımı gerçekleştirilmiştir.<br />
Dağıtımı gerçekleştirilen<br />
tankerler ile bin 571 gönüllü itfaiyecimiz<br />
tarafından bugüne kadar bin 439 itfai<br />
olaya müdahale edilmiştir. Kırsal alanda<br />
sürdürülebilir bir kalkınmanın devamı<br />
için verilen tankerler aynı zamanda cenaze,<br />
düğün merasimi, ağaç sulama gibi<br />
bölgenin diğer ihtiyaçlarını gidermeye<br />
hizmet etmektedir. Bu kapsamda 12 bin<br />
484 etkinlikte tankerler kullanılmıştır.<br />
Milli servete sahip çıkan, başta muhtarlarımız<br />
olmak üzere tüm gönüllü itfaiyecilerimize<br />
teşekkür ederim.<br />
Son olarak ne söylemek istersiniz?<br />
Ben hep sevdim, sevgi her şeyin anahtarıdır.
www.metropoldergileri.com 65
HABER<br />
66
www.metropoldergileri.com 67
KONFERANS<br />
68<br />
Külünk, ‘Yeni Türkiye<br />
Vizyonu’nu anlattı<br />
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk,<br />
Meram Belediyesi tarafından düzenlenen<br />
“Milli Bakışla Yeni Türkiye Vizyonu” konulu<br />
konferansa katıldı. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın<br />
Doğu Kudüs kararını tarihi bir adım<br />
olarak değerlendiren Külünk, “Son yüzyılın<br />
‘one minute’ dan sonra, ‘dünya 5’ten büyüktür’den<br />
sonra yani bir iddianın, dünyanın<br />
güç merkezine yönelik en kökten<br />
itirazın ete ve kemiğe büründüğü gündür<br />
bugün” dedi.<br />
Meram Uluslararası Gençlik Merkezinde<br />
düzenlenen konferansa Meram<br />
Belediye Başkanı Fatma Toru, AK Parti<br />
Konya İl ve Meram İlçe Teşkilat Yöneticileri,<br />
Meram Muhtarlar Derneği Başkanı<br />
Ali Ermiş, Konya Basın Konseyi<br />
Başkanı Mustafa Tatlısu, meclis üyeleri,<br />
mahalle muhtarları, kamu kurum ve<br />
STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş<br />
katıldı.<br />
“DOĞU KUDÜS KARARI TARİHİ<br />
BİR ADIMDIR”<br />
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul’da<br />
aldığı “Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti<br />
olması” kararının tarihi bir adım<br />
olduğunu işaret eden AK Parti İstanbul<br />
Milletvekili Metin Külünk, “Son yüzyılın<br />
‘one minute’ dan sonra, ‘dünya 5’ten<br />
büyüktür’den sonra yani bir iddianın,<br />
dünyanın güç merkezine yönelik en<br />
kökten itirazın ete ve kemiğe büründüğü<br />
gündür bugün. Bugünü tarih sayfalarını<br />
kaydedin. Son yüzyıldır üzerimizde<br />
kabus gibi duran, eşitlikten, adaletten,<br />
sevgiden ve insandan mahrum dünyayı<br />
şekillendiren bu gücün yönetim<br />
merkezinde insan yoktur. Batı insansız<br />
uygarlığın adıdır. Bugün dünya insansız<br />
bir uygarlığın hegomanyası altındadır.<br />
Eşref-i mahlukat olan insan üzerinden<br />
buna itiraz etmesin diye İslam da tasfiye<br />
edilmek isteniyor” diye konuştu.<br />
“TÜRKİYE ORTADOĞULULAŞ-<br />
TIRILMAK İSTENİYOR”<br />
Küresel sistemin Türkiye’yi Ortadoğulaştırarak<br />
hedeflerine ulaşmak istediğine<br />
dikkat çeken Külünk, konuşmasını<br />
şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin selef-i salihin<br />
çizgideki Anadolu irfanı diye tarif<br />
ettiğimiz ve 7 asır insanlık için bir cihanşümul<br />
medeniyet üretmenin sırrı olmuş,<br />
farklılıkların birliği ilkesi içerisinde,<br />
farklı dil, farklı din, farklı kültür ve<br />
farklı renkleri adalet ve sevgi temasıyla<br />
meczetmiş ve bir arada tutmuş, İmam<br />
Maturudi ve İmam-ı Azam çizgisi hedef<br />
alınarak Türkiye’nin Ortadoğululaştırılması<br />
isteniyor. Bu tehlike Türkiye’nin<br />
yaşadığı 5 darbe kadar önemli bir tehlikedir.<br />
Bu milletin evrensel, Mevlâna ve<br />
Yunus esaslı, onların beslendiği Horasan<br />
Erleri’nin sahih akidesini tasfiye etmek<br />
istiyorlar. Konya’da DAEŞ’in ne işi<br />
var? Mevlana ile Yunus’tan beslenen bu<br />
topraklarda DAEŞ’in ne işi var? Ne işi<br />
var biliyor musunuz; insansız Batı medeniyetinin<br />
karşısındaki en büyük güç<br />
olan Mevlâna’nın insan ve sevgi esaslı<br />
medeniyeti üretebilme noktasındaki en<br />
önemli güç olan o damarı kurutarak bizi<br />
Ortadoğulaştırmak istiyorlar. Bunu başarılarsa<br />
dünyadaki Neo Liberalizm’in<br />
arkasından finansal Kapitalizm’in önünde<br />
hiçbir engel kalmayacak.”
ERDOĞAN NİÇİN HEDEFTE?<br />
Anadolu merkezli bakış açısının önemine<br />
işaret eden Külünk, “Bu bakış açısı<br />
dünyadaki gelişmelerden izole olmak<br />
mıdır? Hayır. Zamanın ruhundan uzaklaşmak<br />
mıdır? Hayır. Dünyadaki değişimi<br />
anlamamak mıdır? Hayır. Bütün<br />
bunları doğru anlayıp Türkiye’yi yeni<br />
zamana ve gelecek zamana hazırlayacak<br />
milli yaklaşımlarla, ekonomide, siyasette,<br />
savunma sanayinde, eğitimde,<br />
insana bakışta bir değerler üretmenin<br />
adıdır. 15 Temmuz’da sakallıyla başı<br />
açık, Atatükçü ile dindar, Ülkücü ile<br />
Marksist niye yan yana geldi, kim getirdi?<br />
Bu topraklara ait olma hissi ve bu<br />
toprakları koruyup bu toprakların üzerindeki<br />
bütün değerleri birlikte kılma<br />
hissi o gece heyecana ve ayağa kalkışa<br />
dönüştü. Bu yeni hattır aslında. Bu hattın<br />
lideri olduğu için Erdoğan hedefte.<br />
<strong>Sayı</strong>n Cumhurbaşkanımız, Washington’un<br />
ya da Londra’nın çıkarları üzerinden<br />
baksaydı problem var mı? Ya da<br />
Ortadoğu’yla ilgili yeni haritaya itiraz<br />
etmese problem var mı? Erdoğan, bu<br />
topraklar üzerinden baktığı için hedefte.<br />
Bizim yapmamız gereken şey siyasi düşünce<br />
farkı gözetmeksizin bu hatta durabilmektir.<br />
<strong>Sayı</strong>n Cumhurbaşkanımız,<br />
Suriyelileşme riskini engelledi. Suriyelileşseydik<br />
farklılıklarımızın bir anlamı<br />
olmazdı” diye konuştu.<br />
“İNSANLIĞA SÖYLEYECEĞİMİZ<br />
EN ÖNEMLİ SÖZ; MEVLÂNA’DIR”<br />
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin<br />
Külünk, konuşmasını şöyle tamamladı:<br />
“Onların hedefleri küçültülmüş<br />
Türkiye, bizimki ise büyüyen Türkiye.<br />
2023’te dünyanın en güçlü 10 ülkesinden<br />
biri olma hedefimiz var. Bu tanıma<br />
uygun, kendi reflekslerimizle kendi<br />
topraklarımızda ürettiğimiz değerlerin<br />
millilik kimliği içerisinde evrenselleşmesi<br />
mücadelesi yapıyoruz. Konya da<br />
bu anlamda çok önemli. Bizim insanlığa<br />
söyleyeceğimiz en önemli sözümüz:<br />
Şeb-i Arus’tur, Mevlâna’dır. Bu, Batı’nın<br />
asla üretemeyeceği bir değerdir.<br />
Batı teknolojik olarak her şeyi üretebilir<br />
ama Mevlâna’yı üretemez. Mevlâna yetiştirebilmek,<br />
eşref-i mahlukat olduğunu<br />
fark etmektir. Batıda insan yoktur,<br />
insan dünyanın merkezi olan Mezopotomya’da<br />
ve Anadolu’dadır. Bu gücümüzün<br />
farkında olalım. İnsanlığın bunu<br />
beklediğini bilelim ama bir şartla; Neo<br />
Liberalizm’in teslim aldığı, kendisine<br />
benzettiği insan olmamak kaydıyla.”<br />
“İHTİYACIMIZ OLAN BİRLİK<br />
VE BERABERLİKTİR”<br />
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin<br />
Külünk’e derviş sikkesi hediye eden Başkan<br />
Fatma Toru, “Kendisini dinlemekten<br />
keyif aldık. İhtiyacımız olan şey milli<br />
birliğimiz ve beraberliğimizdir. Allah<br />
sayılarınızı arttırsın. Ayrıca Konyasporumuzun<br />
sponsoruna ve tribün liderlerine<br />
de teşekkür ediyorum” dedi.<br />
Konyaspor tribün liderleri de Milletvekili<br />
Külünk’e Konyaspor forması takdim etti.<br />
Külünk, sponsor firma Atiker’in Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Mehmet Ali Atiker’den<br />
Konyaspor’un daha başarılı olması için<br />
daha fazla destek vermesini istedi.<br />
www.metropoldergileri.com 69
HABER<br />
70<br />
Yurtiçi Ve Yurtdışı Turlar<br />
İle Sömestre Keyfi<br />
Her yıl yeni destinasyonlar belirleyerek tatilde moda yaratan<br />
Prontotour, yarı yıl tatilinin keyfini doyasıya çıkarmak isteyenlere<br />
çeşitli alternatifler sunuyor.<br />
Sömestre turlarında çocuklu aileler, keşif peşinde koşanlar, balayı çiftleri<br />
ve deneyim odaklı seyahat etmek isteyenler için her zevke uygun<br />
seçenekler bulunuyor. Avrupa’nın en güzel şehirlerinde çocuklar için<br />
eğlenceli rotalar, yurtiçinde karın keyfini doyasıya çıkarmak isteyenlere<br />
kar otelleri, ünlü kayak merkezleri ve yurtiçi kültür turlarıyla unutulmaz<br />
bir sömestre tatili seyahatseverleri bekliyor.<br />
Her Zevke ve Tercihe Göre<br />
Sömestre döneminde Avrupa’yı keşfetmek isteyenler klasik Prag, Viyana,<br />
Budapeşte gibi Orta Avrupa rotaları, Balkan coğrafyası, İtalya,<br />
İspanya ve Benelüks ülkelerini tercih ediyor. Londra’da Harry Potter<br />
Warner Bros Studio, Barcelona’da PortAventura, Paris’te Disneyland<br />
çocuklar için eğlenceli keşifler sunuyor. Vizesiz coğrafyalar arasında<br />
yer alan Fas ve Beyrut, şehir kaçamakları programları içinde bulunan<br />
Ukrayna ve Belarus da farklı coğrafyalar tercih etmek isteyenlere alternatif<br />
oluyor. Yine kış aylarında sıcak ülkelere seyahat etmek ve denizin<br />
tadını çıkarmak isteyenler egzotik Uzakdoğu turlarını seçebiliyor.<br />
Kayak Tutkunları İçin<br />
Kış dönemi tatil seçenekleri arasında önceliği kayak turuna ayıran seyahatseverler<br />
için Bulgaristan’ın dünyaca ünlü kayak merkezi Bansko<br />
hem yakın olması hem de uygun fiyatıyla cazip bir seçenek oluşturuyor.<br />
Gerek çocuklu aileler gerekse gençler için pek çok eğlence ve aktiviteyi<br />
bir arada sunan Bansko, Bulgaristan’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde<br />
yer alan Pirin Dağı eteklerinde yer alıyor. Bansko turları 159<br />
Euro’dan başlıyor.<br />
Kışın yurtiçindeki kar otellerine gitmek isteyen tatilciler için de pek<br />
çok seçenek bulunuyor. Uludağ ve Kartalkaya en çok talep gören kayak<br />
merkezlerini oluşturuyor. Yine Kartepe, Palandöken, Erciyes ve Sarıkamış’taki<br />
tesisler son yıllarda kayak tutkunlarının vazgeçilmezleri<br />
arasında yer alıyor. Yurtiçi kayak otellerinin 3 gece 4 günlük paketleri<br />
ve kişi başı gecelik konaklama fiyatları 255 TL’den başlıyor.<br />
Yurtiçi Kültür Turları<br />
Sömestre tatilini yurtiçinde geçirmek isteyenler, Anadolu’nun kültür<br />
mozaiğini keşfe çıkıyor. Benzersiz coğrafyasıyla doğa harikası Kapadokya,<br />
Anadolu’nun Avrupalı şehri Eskişehir, son dönemlerin gözde<br />
rotası Kars ve doğal güzelliklerinin yanı sıra mimarisiyle dikkat çeken<br />
Batı Karadeniz gezginlere unutulmaz bir sömestre tatili vaat ediyor.<br />
Ayrıca Yavru Vatan Kıbrıs farklı bir rota isteyenlere alternatif oluyor.<br />
Yurt içi kültür turları 229 TL’den başlıyor.
www.metropoldergileri.com 71
KÖŞE<br />
72<br />
Tuğba BALDEDE<br />
Beslenme Uzmanı<br />
t.baldede@metropoldergileri.com<br />
Yeni Yılın Yeni Beden Detoksu<br />
Yeni yılda bedeniniz için yeni bir sayfa açmaya ne dersiniz? Bu yeniliğe detoksla başlayabilirsiniz.<br />
Detoks nedir ve favori detoks besinleri nelerdir ? Hepsi yazımda. Keyifli okumalar..<br />
“Detoks nedir”den önce “ne değildir”<br />
ile başlamak istiyorum. Çünkü toplumda<br />
detoks konusunda çok büyük yanılgılar<br />
hakim. Sadece sıvı beslenmek ya<br />
da meyve ve sebze ile tüm günü geçirip<br />
uzun süre aç kalmak değildir. Detoks,<br />
vücudun ihtiyacı olmayan ve vücutta<br />
deformasyona neden olan toksinlerin<br />
ve yabancı maddelerin atılmasıdır. Detoks,<br />
diyet gibi kişiye özel bir durumdur.<br />
Yanlış bir uygulamada sağlığınızdan<br />
olabilirsiniz. Bunların yanında herkes<br />
detoks yapamaz. Bu yüzden kesinlikle<br />
bir beslenme uzmanına danışmalısınız.<br />
Modern yaşam içerisinde farkında olarak<br />
ya da olmayarak bedenimize aşırı<br />
yükleniriz, soluduğumuz hava, içtiğimiz<br />
su, yediğimiz işlenmiş gıdalar, yaşadığımız<br />
stres vücudumuzda kolay atamayacağımız<br />
toksik birikim oluşturur.<br />
Metabolizmayı yavaşlatan ve deforme<br />
eden zararlı atıklar, fizyolojik dengenin<br />
bozulmasını sağlar. Buda beraberinde<br />
birçok hastalık ve sorun oluşturur. Solunum<br />
yolu ya da besinler aracılığı ile alının<br />
toksinler, yaşlanmayı hızlandırır ve<br />
cilt sorunlarına zemin oluşturur.<br />
Hastalık oluşturacak ve organlarımızı<br />
olumsuz etkileyecek zararlı atıklardan<br />
kurtulmamızı sağlayan detoks<br />
yöntemi, aynı zamanda vücudun dinlenmesini<br />
ve sağlığa kavuşmasını da<br />
sağlamaktadır. Bağışıklık sistemini<br />
temizleyen ve daha güçlü bir bünyeye<br />
sahip olmamızı sağlayan detoks, besinlerde<br />
de bulunmaktadır.<br />
Brokoli<br />
Brokoli, karnabahar, lahana ve kıvırcık<br />
gibi sebzeler; yoğun sülforafan<br />
içeriği sayesinde yüksek miktarda antioksidan<br />
içeriği gösterir.<br />
Brokoli içindeki bazı maddeler ile karaciğerdeki<br />
bazı enzimleri aktive eder.<br />
Bizi zararlı toksin maddelerden korumaya<br />
yardımcı olur. Brokoli günlük C<br />
vitamini ihtiyacımızı fazlasıyla karşılar.<br />
Brokoliyi çiğ ya da hafif pişmiş tüketebilirsiniz.<br />
Fazla pişirmek yüksek miktarda<br />
besin ögesi kayıplarına yol açıyor.<br />
Yaban mersini<br />
Yüksek miktarda antosiyanin içeriği ile<br />
vücudu arındırmada çok faydalıdır. Yüksek<br />
antioksidan içeriğine sahip besinler<br />
arasına girer. Antosiyanin meyveye mavi<br />
ve mor rengi veren bileşendir.<br />
Bir çok araştırma sonucunda antosiyanin<br />
adlı bileşenin kalp sağlığını koruduğu<br />
ve kalp hastalıklarının görülme<br />
riskini azalttığı belirtilmiştir.<br />
Lif ve antioksidan açısından zengindir. Bu<br />
özelliği ile LDL kolesterolü düşürür.<br />
Yapılan çalışmalara göre yaban mersini<br />
ekstraktlarının karaciğer kanser hücrelerinin<br />
büyümesini engellediği ve yaban<br />
mersini antosiyaninlerinin insanda LDL<br />
oksidasyonunu azalttığı belirlenmiştir.<br />
Greyfurt<br />
Bir kış meyvesi olan greyfurt C vitamini<br />
başta olmak üzere kalsiyum, potasyum,<br />
fosfor, A ve B vitaminleri, magnezyum ve
daha birçok minerali içerir. C vitamini ile<br />
immün cevabı arttırır, bağışıklık sistemini<br />
güçlendirir. Demir emilimini kolaylaştırarak<br />
kansızlığı önler.<br />
İçeriğindeki pektin lifi sayesinde ağır<br />
metalleri bağlayarak vücudun onları<br />
dışarı atmasını sağlar. Pektin bir çeşit<br />
suda çözünen posadır ve bu posa sayesinde<br />
aterosiklerozis (damar sertliği)<br />
oluşumunu önleyebilmektedir<br />
Lifli yapısından dolayı, kabızlığı engeller,<br />
kolesterolü düşürmeye yardımcı olur.<br />
Bunların yanında kan şekerinin dengede<br />
kalmasını sağlar.Çok iyi bir bağırsak ve<br />
karaciğer temizleyicidir. Ayrıca kanı temizler.<br />
Tüm bu özellikleri ile çok değerli<br />
bir detoks besini haline gelmektedir.<br />
Greyfurt, ilaçlar ile etkileşime girebildiğinden;<br />
ilaç kullanan bireylerin bilinçli<br />
tüketmesi önemlidir.<br />
Pancar<br />
Çok önemli kan ve karaciğer temizleyicisi<br />
olan pancar bağışıklık sistemimizi yine<br />
C vitamini ile güçlendiriyor.<br />
Kırmızı pancar içeriğindeki betalainin<br />
antioksidan özellik göstermesi sayesinde<br />
bu serbest radikallerle savaşıyor ve bu<br />
özelliği sayesinde kalbi koruyor, kansere<br />
karşı savaşıyor. Ayrıca kırmızı pancarda<br />
bulunan betalain, plazmada bulunan ve<br />
kalp hastalıklarının oluşmasına neden<br />
olan homosistein düzeyini azaltarak da<br />
kalp hastalıklarına karşı koruyor. Aynı zamanda<br />
bağırsak hareketlerini düzenleyerek<br />
kabızlık, hazımsızlık, şişkinlik gibi sorunları<br />
da önler ve bağırsaklarımızı korur.<br />
Ananas<br />
Ananas, immün sistemi güçlendirir. Ananas<br />
çok yüksek miktarda C vitamini içerir<br />
ve C vitamini antioksidan özelliği sayesinde<br />
vücutta hasar oluşmasına neden olan<br />
serbest radikallerin etkisini azaltmaktadır.<br />
Ciltteki deri kollejen yapımını arttırır ve<br />
yaşlanma etkilerini azaltır.<br />
Sadece C vitamini açısından değil B1 vitaminleri<br />
açısından da zengindir. B1 vitamini,<br />
enerji metabolizmasında önemli bir<br />
işleve sahiptir. Yüksek lif ve bromelain<br />
içeriği sayesinde besinlerin sindirimini<br />
kolaylaştırıyor.<br />
Ananasın içeriğinden en yüksek faydayı<br />
taze tüketerek alabiliriz. Bu yüzden korserve<br />
tüketmemeye özen gösterilmelidir.<br />
Fesleğen<br />
Fesleğen; A vitamini, K vitamini, C<br />
vitamini, magnezyum, demir, potasyum<br />
ve kalsiyumdan son derece zengindir.<br />
Vücuttan ödemin atılmasına<br />
yardımcı olur, hazmı kolaylaştırır ve<br />
midede oluşan şişkinliği azaltır.<br />
Antioksidanlardan zengindir ve Anti<br />
aging yani yaşlanma karşıtı özellikler içerir.<br />
İçeriğindeki flavon ve tanenler sayesinde<br />
antikanserojen etkisi ile kansere karşı<br />
korunmaya yardımcı olur.<br />
Elma<br />
Öncelikle elma çok iyi bir lif kaynağıdır<br />
ve lifler sindirim sistemi sağlığı için<br />
büyük önem taşımaktadır. Elmanın içeriğindeki<br />
posa ve C vitamini özellikle<br />
kabuğunda bulunmaktadır. Lif içeriği<br />
yüksektir. Kolesterolü düşürür ve kan<br />
şekerini dengede tutar. C vitamini içeriği<br />
ile antioksidan özellik taşır ve kansere<br />
karşı korucu özellik göstermektedir<br />
Içerdiği yüksek miktarda pektin sayesinde<br />
toksik oluşumunu ortadan kaldırmaya ve<br />
bağırsakları temizlemeye yardımcı olur.<br />
Maydanoz<br />
Maydanoz özellikle çiğ tüketildiğinde besin<br />
içeriği en zengin sebzelerden biridir.<br />
Yediğimiz 25 gr maydanoz bir günlük<br />
demir, kalsiyum, folat ve C vitamini ihtiyaçlarımızın<br />
karşılanmasına ciddi oranda<br />
katkıda bulunmaktadır.<br />
Maydanozun vücuttan su atıcı özelliğine;<br />
diüretik etki denilmektedir. Vücudumuzdaki<br />
ödemi atmak için değerli bir besindir.<br />
Maydanozun tüketimi yüksek C vitamini<br />
ve antioksidan içeriği sayesinde özellikle<br />
kanser, kalp hastalıkları riskini belirgin<br />
şekilde düşmesini sağlamaktadır.<br />
Enginar<br />
Enginar kanı temizler, toksik maddelerin<br />
idrarla dışarı atılmasını sağlar. Yapılan<br />
araştırmalarda, enginarın sindirim<br />
sisteminin yanı sıra kalp için de yararlı<br />
olduğu, kalp kaslarını güçlendirerek kalbin<br />
daha rahat çalışmasını sağladığı, kolestrolü<br />
ve trigliseridi düşürdüğü ve damar<br />
sertliğine iyi geldiği saptanmıştır.<br />
Karaciğer fonksiyonlarının düzenlenmesinde<br />
önemli rol oynar. Karaciğeri toksin<br />
ve enfeksiyonlardan korumaktadır. Böbreklerin<br />
çalışmasını düzenler, vücuttaki istenmeyen<br />
sıvıların atılmasını kolaylaştırır.<br />
Enginarın yaprakları çok değerlidir.<br />
Enginarda bulunan sinarin enginarın<br />
taç yapraklarında, gövdesine oranla<br />
çok daha fazla bulunur. Sinarin karaciğerin,<br />
safra kesesinin, böbreklerin ve<br />
bağırsak sisteminin düzenli çalışmasına<br />
yardım eder, yiyeceklerin sindirimini<br />
kolaylaştırır. Mide ve bağırsakları<br />
dezenfekte edici özelliğe sahiptir.<br />
Düşük kaloriye yüksek su ve lif içeriğine<br />
sahip olan enginar mucizevi bir besin olarak<br />
nitelendirilebilir. Enginarı tüketmek<br />
için çok beklememelisiniz. Hızlı bir şekilde<br />
içinde toksin oluşabilir. Ayrıca pişirme<br />
süresini uzatmamalısınız uzun süre piştiğinde<br />
vitamin kaybı artmaktadır.<br />
Avakado<br />
Suda eriyen hemde erimeyen lifler içerdiğinden<br />
barsak temizliğinde etkilidir.<br />
İçinde bol miktarda lif barındırır, kan<br />
şekerini düzenler, vitamin ve mineral<br />
açısından zengindir. İçeriği sayesinde<br />
hücreleri yeniler ve bağışıklık sistemini<br />
güçlendirir. E vitamini sayesinde cilt<br />
sağlığı açısından faydalıdır. Doymamış<br />
yağ oranı yüksektir. Bir anlamda sağlıklı<br />
yağdır ve kalp dostudur.<br />
İçerdiği yağ asitleri ve posa sayesinde sindirim<br />
sistemi açısından da oldukça faydalıdır.<br />
www.metropoldergileri.com 73
ARAŞTIRMA<br />
74<br />
Maaşın tahtı sallanıyor<br />
56 ülkede<br />
faaliyet gösteren Great Place<br />
to Work Enstitüsü, “İK Yönetimi ve<br />
Yönetici Anketi”nin sonuçlarını açıkladı.<br />
Araştırma sonuçlarına göre, çalışanlar<br />
kendilerine sağlanan desteğe maaştan<br />
daha fazla önem veriyor. Yöneticilerin<br />
çalışanlardan en büyük beklentisi<br />
ise şirket imajının korunması<br />
yönünde.<br />
Çalışanların iş-yaşam kalitesini artırmayı<br />
hedefleyen Enstitüsü, güvene dayalı<br />
kurum kültürünün oluşturulması<br />
için yaptığı araştırmaların sonuçlarını<br />
kamuoyu ile paylaşıyor. Çok uluslu ve<br />
ulusal şirketlerdeki 36 farklı sektör çalışanın<br />
katıldığı, Dublin City ve Maynooth<br />
Üniversite’sinin katkılarıyla hazırlanan<br />
“İK Yönetimi ve Yönetici Anketi”<br />
sonuçlarını yayımlayan Great Place to<br />
Work Enstitüsü, çalışanların maaş ve<br />
kariyerlerine ilişkin önemli bulguları<br />
açıkladı.<br />
Çalışanlar için öncelik destek ve fırsat,<br />
sonra maaş<br />
Ankete katılan çalışanların yüzde<br />
93’ünün yöneticilerinden öncelikli beklentisi,<br />
yüksek performans gösterebilmeleri<br />
için kendilerine destek sağlanması<br />
yönünde. Çalışanların yöneticilerden<br />
ikinci beklentisi, kendilerine şirket içerisinde<br />
gelişim fırsatı sunulması. Yöneticilere<br />
göre, çalışanların şirkete olan<br />
bağlılığını motivasyon ve adanmışlık<br />
düzeyleri belirliyor. Yöneticiler tarafından<br />
desteklendiğini hisseden çalışanlar,<br />
şirkete olan bağlılıklarının arttığını ifade<br />
ediyor. Anket sonuçlarındaki en dikkat<br />
çeken sonuçlardan biri, çalışanların<br />
kendilerine sağlanan desteğe ve gelişim<br />
olanaklarına maaştan daha fazla önem<br />
vermeleri.<br />
Yöneticiler önce şirketin saygınlığı diyor<br />
Yöneticilerin çalışanlardan beklentileri<br />
arasında ilk iki sırayı yüzde 95 oranıyla<br />
şirket saygınlığını koruyup şirketi desteklemeleri<br />
yer alıyor. Üçüncü sırada<br />
çalışanların kendilerini değerli hale getirecek<br />
gelişim fırsatlarını takip etmeleri,<br />
dördüncü sırada şirketteki değerlerini<br />
yükseltmek için becerilerini geliştirmeleri<br />
geliyor. Yöneticilerin çalışanlardan<br />
en düşük beklentisi ise sadece gereken<br />
görevleri yerine getirmeleri.<br />
Yapılan işten gurur duyulmasını teşvik<br />
eden şirketler rekabette avantajlı<br />
Anket sonuçlarını değerlendiren Great<br />
Place to Work Türkiye Genel Müdürü<br />
Eyüp Toprak, “Her sektörden farklı<br />
büyüklükteki şirketlerle yaptığımız çalışmalarla<br />
şirketlerin mükemmel bir iş<br />
yeri kültürü oluşturmalarına yardımcı<br />
oluyoruz. Şirketlerin işveren markası<br />
oluşturmalarında en önemli elçi konumunda<br />
olan çalışanların iş verimliliği,<br />
yüksek güven kültürüne sahip işletmelerde<br />
3 kat artıyor. Bu da şirketlere ekonomik<br />
performans olarak geri dönüyor.<br />
Araştırmalarımız yüksek ekonomik<br />
performanslı şirketlerde çalışanların<br />
saygı görüp takdir edildiğini, güçlü bir<br />
takım ruhunun oluşturulduğunu, şeffaf<br />
şekilde bilgi paylaşıldığını gösteriyor.<br />
Çalışanların taleplerini değerlendiren,<br />
yapılan işten gurur duyulmasını teşvik<br />
eden şirketler rekabete avantajlı durumda<br />
başlıyor.” dedi.
www.metropoldergileri.com 75
PSİKOLOJİ<br />
76<br />
Karanlık Hava<br />
Depresyonu<br />
Tetikler mi?<br />
Kışın erken kararan havalar, gün ışığından az yararlanmak, soğuyan<br />
havalar ile fiziksel etkinlik alanlarımızın azalması yatkınlığı olan<br />
kişilerde kış depresyonuna neden olabiliyor. Psikiyatri Uzmanı Prof.<br />
Dr. Mustafa Sercan kış depresyonu hakkında en çok merak edilenleri<br />
cevapladı.<br />
Kış depresyonu neden olur?<br />
Sonbahar ve kış aylarında günışığının<br />
azalmasına beynin verdiği tepki ile tetiklendiğini<br />
düşünülmektedir. Kış depresyonunun<br />
serotonin ve melatonin’in<br />
kan düzeylerindeki değişikliklerle ilişkili<br />
olduğu gösterilmiştir. Bu iki kimyasal<br />
madde insanda uyku ve uyanıklık<br />
döngüsünün, enerjisinin ve ruh halinin<br />
düzenlenmesinde etkilidir. Sonbahar ve<br />
kış mevsimlerinde günlerin kısalmasıyla<br />
günışığında geçen sürenin azalması<br />
ve karanlık saatlerin uzamasıyla melatonin<br />
düzeylerinde artış ve serotonin<br />
düzeylerinde azalma olmaktadır. Bu da<br />
depresyonun oluşması için gereken biyolojik<br />
koşulları yaratabilir.<br />
Kış depresyonu kapıda mı? Grip gibi<br />
herkes risk altında mı?<br />
Grip virüsü bile herkeste değil, bağışıklığı<br />
zayıf olanda hastalık yapar. Mevsimsel<br />
depresyon da öyle, yatkın olan kişilerde<br />
risk yüksektir. Işığın azalmasına<br />
tepki olarak da ortaya çıkabilir.<br />
Her kendini mutsuz hissedenin aklına<br />
depresyon mu gelmeli?<br />
Elbette hayır. Depresyondaki kişiler<br />
çoğunlukla mutsuzdur ama her mutsuz<br />
kişi depresyonda demek değil bu. Paniğe<br />
kapılmamak gerekmesi de bundan.<br />
Mutsuz kişi kendindeki durumu nasıl<br />
ayırt edebilir?<br />
Önce sıradan mutsuzluktan daha çok<br />
yakınması olduğunu ayırt etmeli. Depresyon<br />
hem bedensel hem de ruhsal çökkünlük<br />
halidir. Mutsuzluk ise elimizdekilerin<br />
beklentimizin gerisinde kalması<br />
ya da beklemediğimiz olumsuzluklarla<br />
ortaya çıkan bir ruh halidir. Mutsuzlukla<br />
oluşan olumsuz duygu zamanla azalır,<br />
kişi normalize olur. Olumsuz duygulara<br />
bedensel belirtiler eşlik ediyorsa, bu belirtiler<br />
artma eğiliminde ise ya da azalmıyor<br />
ve süre iki haftayı geçmişse depresyon<br />
olasılığı beliriyor demektir.<br />
Mevsimsel depresyon belirtileri nelerdir,<br />
kendinde gören kişi ne yapmalıdır?<br />
Depresyon ille de kişinin olumsuz bir yaşam<br />
olayına tepki olarak oluşmaz. Olumsuz<br />
yaşam olayları tetikleyicilerden yalnızca<br />
biridir? Depresyon biyolojik yapımızın bir<br />
sonucu da olabilir, mevsimsel depresyon<br />
gibi doğa olaylarınca da tetiklenebilir.
Kişi bir neden olmadan da üzgün hisseder<br />
ve sevinemediğini fark eder. Bu<br />
bazen kolay ağlama, kolay sinirlenme<br />
ya da hiçbir şey hissetmeme şeklinde<br />
de gerçekleşir. Keyif alma duygusunun<br />
kaybı, sosyal ilişkilerden uzaklaşma.<br />
Sıkıntı, kaygı hissi olabilir tam bir duyarsızlık<br />
(dünya yansa umursamaz) şeklinde<br />
de kendini gösterir. Uyku ve iştah<br />
değişiklikleri belirgindir. Enerji azlığı,<br />
çabuk yorulma, halsizlik, çaresizlik<br />
duygusu, umutsuzluk. Dikkat yoğunlaşmasında<br />
azalma ve güçlük, okul ya da iş<br />
yaşamında başarının düşmesi. Cinsel isteksizlik.<br />
Bunların bazıları iki haftadan<br />
uzun süredir kişide varsa depresyon akla<br />
gelmeli ve bir hekime başvurmalı.<br />
Kış depresyonuna özgü belirtiler neler?<br />
Genel depresyon belirtileri kişide var<br />
olmakla birlikte bazıları özel görünüm<br />
taşır. Halsizlik duygusu kol ve bacaklarda<br />
kurşun ağırlığı varmış şeklinde<br />
hissedilir. Uyku bozukluğu çok bazen<br />
de aşırı uyuma biçiminde görülür. İştah<br />
değişikliği de artış yönündedir aşırı yemeye<br />
kadar gidebilir. Karbonhidratlara<br />
düşkünlük artar, kilo alımı belirgindir.<br />
Mevsimsel depresyon kararını belirtilerin<br />
(en az iki yıl arka arkaya) mevsim<br />
içinde yalnızca birkaç ay sürmesi, diğer<br />
mevsimlerde olmamasına göre veririz.<br />
Kimlerde olur?<br />
Kış depresyonunun toplumda yaygınlığı<br />
% 5 – 6 olarak tahmin edilmektedir<br />
ve bu oran yaşanılan bölgenin ekvatora<br />
uzaklığına bağlı olarak yükselmektedir.<br />
Kuşkusuz her yaşta olabilse de ilk<br />
görülmesi genç erişkin yaşlarındadır<br />
ve kadınlarda erkeklerden dört kat sık<br />
görülmektedir. Ailevi geçiş özellikleri<br />
göz önüne alındığında ailesinde mevsim<br />
depresyonu olanlarda risk daha yüksektir.<br />
Mevsimsel Depresyonun Tedavisi Nedir?<br />
Mevsimsel depresyonun tedavisinde ilaç<br />
tedavisi, psikoterapi ve ışık tedavisi kullanılabilmektedir.<br />
Korunmak için?<br />
Korunmak için gün ışığından en çok<br />
yararlanmanın yollarını bulmakta yarar<br />
var. Sabah erken uyanmak, gündüz saatlerinde<br />
açık havada, gün ışığında yürümek.<br />
Hava kapalı bile olsa bunun yararlı<br />
olduğunu bilmekte yarar var. Çevrede<br />
kar varken gün ışığının daha etkili olduğunu<br />
bilmekte de yarar var. Akşam<br />
saatlerinde de olabildiğince aydınlıkta<br />
olmak yararlıdır. Uyku saatlerinin düzenli<br />
olması ve uyku süresinin de artışına<br />
da, azalmasına da meydan vermemek<br />
önemlidir.<br />
www.metropoldergileri.com 77
ŞEHİRDE YAŞAM<br />
Şehirde Yaşam<br />
78<br />
ÖMÜR BOYU MUTLULUKLAR DİLERİZ<br />
Kudret İncekara ve Şüheda Acar,<br />
hafta sonu gerçekleştirilen nikah<br />
töreninde ömür boyu birliktelik için<br />
‘EVET’ dediler.<br />
AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah<br />
Başcı’nın TBMM’deki mesai arkadaşlarından<br />
Kudret İncekara, hafta<br />
sonu gerçekleştirilen düğün merasiminde<br />
nişanlısı Şüheda İncekara ile<br />
hayatını birleştirdi. Gelin ve damadın<br />
babası İsmet İncekara ve Hasan Acar<br />
davetlileri kapıda karşıladı. Genç<br />
çiftin nikah şahitliklerini ise AK Parti<br />
İstanbul Milletvekili Abdullah Başcı ile<br />
AK Parti Konya Milletvekili Hüsnüye<br />
Erdoğan yaptı. Düğüne KONSİAD<br />
Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin<br />
Aydın, yönetim kurulu üyeleri ile<br />
birlikte katıldı.<br />
Kıyılan nikahın ardından AK Parti<br />
Konya Milletvekili Hüsnüye Erdoğan<br />
evlilik cüzdanını, damat ve geline<br />
teslim etti.<br />
Düğün sonunda davetlilere geleneksel<br />
Konya Düğün pilavı ikram edildi.
www.metropoldergileri.com 79
ŞEHİRDE YAŞAM<br />
DERGİMİZE ABONE OLMAK İÇİN<br />
İLETİŞİM NUMARAMIZDAN BİZE ULAŞIN<br />
AYAĞINIZA KADAR GETİRİYORUZ<br />
0507 456 85 85<br />
www.metropopuler.com
<strong>Metropol</strong> <strong>Dergileri</strong> Reklam Koordinatörü Demet Gürbüz Yeni<br />
Yaşını Kutladı<br />
Serik Belediye Başkanı Prof. Dr. Ramazan Çalık, <strong>Metropol</strong> <strong>Dergileri</strong> Sahibi<br />
Ahmet Çakır, Serik Spor Kulüp Başkanı Ragıp Utan, Zeyrek Ak Parti İlçe<br />
Teşkilatı Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Çelik, Prof. Dr. Ahmet Koçak ve<br />
Prof Dr. Haldun Soysal Cemo Restaurant’ta yemekte<br />
Basin Yayın Enformasyon Müdürümüz Abdurrahman Cüneyd Fidancı<br />
ve Rahmi Dalmac’tan <strong>Metropol</strong> <strong>Dergileri</strong> ziyaret ...<br />
“Çalışan Gazeteciler Günü”den bir kare<br />
<strong>Metropol</strong> <strong>Dergileri</strong> Yayın Koordinatörü<br />
Çiğdem Kurut, Gazeteci Yıldız Durak’la<br />
birlikte İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.<br />
Dr. Başak Solmaz’ı ziyarette..<br />
www.metropoldergileri.com 81
RÖPORTAJ<br />
82
www.metropoldergileri.com 83
RÖPORTAJ<br />
84
www.metropoldergileri.com 85
RÖPORTAJ<br />
86