17.01.2023 Views

izfen gazete dergi-3

PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!

SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.

BİR YERDEN

BAŞLAMALIYIZ

Hepimizin bildiği bir kural vardır, o da güçlünün güçlüyü

ezebileceği, ezdiği ve ezebileceği ile ilgili… Bu ne nedenle,

yaşamın başlangıcından bu yana büyük balık küçük balığı, aslan

ceylanı yer; çünkü güçlü olan büyük balıktır, aslandır. İnsanlar da

aynı biçimde birbirlerini yemişlerdir. Savaşlarda güçlerini

kanıtlayan kavimler ve devletler, ötekilerine hükmetmişlerdir.

Bununla da kalınmamış, insanlar kendi yakın çevrelerine de aynı

yöntemi uygulamaya devam etmişler. Bedenen daha güçlü olan

erkekler, kadınlara köle gibi davranmışlar. Kadınlar da çocuklara.

Doğal olarak erkekler herkesin patronu olmuş. Bu düzende

çocuklar, insanlar arası güç katmanının en alt katmanını

oluşturmuşlar. Onlara ne söylense anında yapmaları beklenmiş.

Dayak cennetten çıkmış, gelip çocukların yüzünde patlamış.

Dizlerini dövmek istemeyen babalar ve anneler kızlarını dövmüşler.

Babaya karşı düşünce oluşturmak, yani düşünmek suç sayılmış.

Bilgini, her dönemde gücün temeli olması bilinci, gücü elinde

tutanların bilgiyi dağıtmasının da sebebi olmuş.

Ee, tabi böyle bir yapının sonucu olarak da çocukların gelişimi

zayıf kalmış. Düşünmekten arındırılmış, papağan yavrusu genç

insanlar yetiştirilmiş. Ezberci bir eğitim sisteminin ve o sistemin

öğretmen sıfatlı insanların ezberlettirdikleriyle yetişen genç

beyinler.

Kısacası, tarihi ezber, geleneksel yoluna devam ederken çocukları

kullanıp durmuş. Sanki her tarafa akabilecek suların aynı cins bir

buz kalıbında dondurulmaları örneği insanlık bilinçli olarak

köreltilmiş. Birkaç düşüncenin dışında da hiçbir kimse kalkıp da

“Yahu şu eğitimin başkaca yolu yok mudur?” dememiş. Gelecek

çocuklarındır. Üreten güler yüzlü çocukların yerini ruhları korku,

öfke ve ölüm planlamalarıyla donanmış genç beyinler aldığında, biz

büyükler onların sorunları şiddet içeren sistemlerle çözdüklerini

görünce hiç şaşırmayalım. “Ne ekersek onu biçeriz.” lafı burada

hafif kalacaktır. Doğru söz “Rüzgar eken, fırtına biçer” olacaktır.

Henüz vakit varken onların, yeteneklerini, rahatlıklarını, açık

bakışlarını; sanat, bilim ve kültür üretir biçime getirecek ortamları

hazırlayalım.

Bu çok mu zor? Hayır, değil. Bunu yapmak için gereken güç hala

biz büyüklerde… Onları sanatın içine çekerek yeteneklerini ve

özgüvenlerini sergilemelerine yardımcı olalım. Bırakalım

kendilerini birer dahi olarak hissetsinler. Üreten insan her zaman

yok bedenden daha güçlü duygularla donanır. Çocuklarımızın da bu

duyguları tatmasına yardımcı olalım. Büyüklerin bizim

zamanımızda’yı ve güç oburluğunu bir tarafa bırakıp biraz daha

özen göstermeli.

Bunu bugün başlatmazsak, yarın hastalık her tarafımızı saracak.

Levent DENİZAŞAN

Türkçe öğretmeni

İLGİNÇ BİLGİLER

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!