Hotel Restaurant Nisan 2023
- Page 10: hotelrestaurantmagazine @Hitechderg
- Page 14 and 15: dosya 86 Ramazan özel fuar 88 Çuk
- Page 20: 16 hotel restaurant & hi-tech antre
- Page 23 and 24: Sofralarınızın Vazgeçilmezi MAS
- Page 25 and 26: Sofralarınızın Vazgeçilmezi CAS
- Page 28: 24 hotel restaurant & hi-tech günd
- Page 32: 28 hotel restaurant & hi-tech günd
- Page 36: 32 hotel restaurant & hi-tech günd
- Page 39: Mutfakta
- Page 43 and 44: şefliğinin otel yöneticiliğine
- Page 45: ALI ONARAN “TURIZM, DEPREMIN YARA
- Page 51 and 52: TINY HOUSE ALIRKEN BU 5 MADDEYE DIK
hotelrestaurantmagazine<br />
@Hitechdergisi<br />
hotelrestaurantmagazine<br />
Her iyi şef, iyi bir genel müdür adayı mıdır?<br />
Otel mutfaklarına komi olarak girdi. Türkiye’nin beş<br />
yıldızlı otellerinde executive şeflik yaptıktan sonra uzun<br />
seneler Miami’de kendi markasıyla Türk mutfağının<br />
tanıtımına hizmet etti. Erzurumlu Şef Reşat Aydın,<br />
şimdilerde mutfak önlüğünü çıkardı. Dört aydır takım<br />
elbisesiyle Royal Stay Palace <strong>Hotel</strong>'in Genel Müdürlük<br />
koltuğunda oturuyor. “İyi bir şefsen iyi de bir genel<br />
müdür olabilirsin” söylemiyle otel yöneticiliğine iddialı<br />
bir giriş yapan Reşat Aydın ile yaptığımız röportaj bu<br />
sayımızda!<br />
Turizm sektörüne girdiğinde 20 yaşındaydı. Pek<br />
çok meslektaşına göre geç bir yaş da olsa doğru bir<br />
zamandı, Nilda Türe için. Hayali en başından dünyayı<br />
gezmekti. Turizm ise en uygun yoldu bunun için.<br />
Sektöründe ilk karadan yürüdü, 25 yıl boyunca otel ve<br />
acentecilik faaliyetleri yürüttü. Ardından engin denizlere<br />
açılıp yüzen bir otelle bütünleştirdi bu ideallerini. Türe,<br />
yaklaşık bir yıldır tamamen Türk yapılanması üzerine<br />
kurulmuş ilk cruise şirketi olan Selectum Blu Cruise’un<br />
Genel Müdürlüğü görevini yürütüyor. Üstelik de<br />
kruvaziyer sektörüne yeni Süvari Hanımlar yetiştirmek<br />
hedefiyle! Pandemide en fazla zarar gören sektörlerden<br />
kruvaziyer turizminin geçtiğimiz yılki başarısını<br />
<strong>2023</strong>'te katlayarak artıracağını belirten Nilda Türe,<br />
2024 yılından ise umutlu. Önümüzdeki yıl ve sonrası<br />
için şirketin filosunu büyütme ve yeni limanlara açılma<br />
hedefinde olduğunu kaydeden deneyimli turizmciyle<br />
Selectum Blu Cruises Genel Müdürlüğüne uzanan<br />
turizm yolculuğunu, şirketin yeni dönem planlarını<br />
ve kruvaziyer sektöründe yaşanan son gelişmeleri<br />
konuştuk.<br />
Beyoğlu’nda dört katlı bir Rum evi. Ailenin büyük<br />
kadınları, evin tek erkeği babayı mutlu etmek üzere<br />
kuruyor, her akşam, kalabalık aile sofrasını. Baba<br />
bildiğiniz şikemperver. Yemeğe o kadar düşkün ki,<br />
bir tek evin annesi değil; anneanneden büyükanneye<br />
dadıdan vaftiz anneye dek 6-7 kadın bu yemek sevdalısı<br />
babayı maharetli elleriyle hoşnut etmek için sıvıyor<br />
kolları... Hatta Maria Ekmekçioğlu bile! “Maria’nın<br />
Bahçesi” restoran konseptiyle adeta yıldızını parlatan<br />
Ekmekçioğlu’nun deneyimli aşçı, daha 9 yaşına bile<br />
basmamışken mutfağa girdiğini anlatıyor. O anki en<br />
güçlü motivasyonu ise, tıpkı ailenin büyük kadınları<br />
gibi babayı mutlu etmek! Ailesi de dahil geçmişe ait<br />
tüm güzel hatıralarını yemekleriyle yaşatmaya devam<br />
eden Maria Ekmekçioğlu, ömürlük mutfak yolculuğunu<br />
paylaştı.<br />
Depremin üzerinden neredeyse iki ay geçti. Bölge<br />
yaralarını sarmaya çalışıyor. İlk günden beri bölgede<br />
olup farklı alanlarda destek sağlayanlar yavaş yavaş<br />
yaşadıkları şehirlere dönmeye başladı. Depremin hemen<br />
ardından bölgenin en önemli ihtiyacı olan beslenme<br />
konusunda harekete geçen gastronomi dünyasında da<br />
benzer bir durum söz konusu. Bölgede hala çalışmalarını<br />
devam ettirenler var. Ama bir de bölgeye dahi gitmeden<br />
gitmiş gibi paylaşım yapanlar, afet bölgesine gitmek<br />
için özel uçak ve ekip talep edenler, yemek yapmak<br />
yerine selfie çekerek paylaşım rekoru kıranlar var<br />
ki… “Gastronomi emekçileri de unutulmayacak, selfie<br />
rekortmenleri de” başlığıyla Reha Tartıcı kaleme aldı,<br />
kaçırmayın!<br />
Ve yeni yatırımlar!<br />
Şanlıurfa’nın ilk uluslararası beş yıldızlı oteli DoubleTree<br />
by Hilton Şanlıurfa, Vimsa Grup yatırımıyla kapılarını<br />
açtı. Celestyal Cruises’un yeni gemisi, Journey<br />
Atina’daki lansmanla tanıtıldı. İtalyan usulü pizzalarını<br />
özel taş fırınlarda pişirip servis eden Pizza İl Forno,<br />
Ankara’daki 16. şubesini Nokta AVM’de hizmete<br />
açtı. Harrem, kahve ve alışveriş konseptini bir araya<br />
getirdiği kafelerini açmaya başladı. İstanbul Çengelköy<br />
ve Adana’da açılan Harrem Concept kafeler, Türkiye’de<br />
bir ilk olmasıyla da dikkat çekiyor. Türkiye’nin ilk<br />
“ekşimaya pizza” dükkanı olarak, 7 yıldır müşterilerine<br />
hizmet verdiği noktada baştan aşağı yenilenen İmperia<br />
Pizza, “İmperia Ristorante” olarak Etiler Armutlu’da<br />
kapılarını yeniden açmaya hazırlanıyor.<br />
Keyifli okumalar dilerim.<br />
K<br />
GENEL MÜDÜR<br />
(Sorumlu)<br />
REKLAM SATIŞ PAZARLAMA<br />
REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />
Emir Ömer ÖCAL<br />
emir.ocal@img.com.tr<br />
0212 454 22 22<br />
TEKNIK MÜDÜR<br />
BILGI İŞLEM<br />
TOLGA ÇAKMAKLI<br />
tolga.cakmakli@img.com.tr<br />
TAYFUN AYDIN<br />
tayfun.aydin@img.com.tr<br />
İMG WEB TEAM MAIL<br />
web@img.com.tr<br />
Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ<br />
Doç. Dr. MURAT DOĞDUBAY<br />
ORHAN GENCELİ<br />
Türkiye Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD)<br />
Yönetim Kurulu Üyesi<br />
GÜRKAN BOZTEPE<br />
Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı<br />
TEZER ÖNER<br />
Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve<br />
İşletme Yatırım Danışmanı<br />
HÜSEYİN KURT<br />
Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği<br />
Başkanı<br />
AYDIN DEMIR<br />
Yeditepe Üniversitesi Gastronmi Mutfak<br />
Sanatları Chef Ögretim Görevlisi/<br />
The Maestro <strong>Hotel</strong> Executive Chef<br />
website<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com<br />
e-mail<br />
info@img.com.tr<br />
CTP - BASKI<br />
İRTİBAT BÜROLARIMIZ<br />
ADRES<br />
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL<br />
Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94<br />
www.ihlasmatbaacilik.com<br />
BURSA +90.224 211 44 50-51<br />
KONYA +90.332 238 10 71<br />
İSTMAG<br />
Magazin Gazetecilik Yayıncılık<br />
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.<br />
İHLAS MEDIA CENTER<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />
No: 11 Medya Blok Kat: 1<br />
34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey<br />
Tel: 0212 454 22 22<br />
Faks: 0212 454 22 93<br />
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları<br />
İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır. ISSN:1305-1792
Bu sayımızda<br />
antre<br />
16 Sektörden kısa haberler<br />
gündem<br />
22 İSATAG'dan 100. yıla yeni<br />
turizm vizyonu<br />
24 Argat: Manavgat'ı dünya<br />
tenisinin merkezi yapacağız<br />
40<br />
26 2022’de online tatil ve seyahat<br />
için ne kadar harcadık?<br />
28 Antalya şubatta rekor kırdı<br />
30 ACE of MICE KKTC’de<br />
gerçekleşecek<br />
32 Kıbrıs yerli hava yolu Fly<br />
KHY'yi tanıttı<br />
50 48<br />
38 Aydın: İyi bir şefsen iyi de bir<br />
genel müdür olabilirsin<br />
40 Deprem sonrası karavanlara<br />
talep arttı<br />
41 Onaran: Turizm, depremin<br />
yaralarını sarmak için can suyu<br />
olabilir<br />
46 Deprem bölgesindeki otel<br />
ve acentelere sağlanacak<br />
kolaylıklar<br />
47 Tiny house alırken bu 5<br />
maddeye dikkat<br />
49<br />
94
dosya<br />
86 Ramazan özel<br />
fuar<br />
88 Çukurova Isı, ISH’de ısıtma<br />
teknolojileriyle yer aldı<br />
yeni mekan<br />
92 Imperia Ristorante ile yepyeni<br />
konsept<br />
yeni yatırımlar<br />
48 DoubleTree by Hilton<br />
Şanlıurfa açıldı<br />
49 Celestyal Cruises yeni<br />
gemisini Atina’da tanıttı<br />
iş’te kadın<br />
50 Nilda Türe: Gemide hayat<br />
zor olsa da kadın istihdamı<br />
yükselişte<br />
marka<br />
56 Jumbo’nun yeni global iş<br />
ortağı, Baci Milano<br />
58 Öztiryakiler’den kadın<br />
depremzedelere özel proje<br />
şefin gözünden<br />
62<br />
62 Ekmekçioğlu: Ailemi<br />
yemeklerimle yaşatıyorum<br />
gastro güncel<br />
68 Deprem bölgelerine hasat,<br />
ekim, üretim desteği<br />
70 Tartıcı: Gastronomi<br />
emekçileri de unutulmayacak,<br />
selfie rekortmenleri de<br />
72 Reis, depremin ekonomik ve<br />
tarımsal bilançosunu açıkladı<br />
74 Artık Turkish Coffee Lady<br />
lisans hakkı alınabilecek<br />
gastro etkinlik<br />
76 FSUMMIT 3.sünü<br />
gerçekleştirdi<br />
78 UFS, <strong>2023</strong>’ün bitkisel<br />
beslenme trendlerini paylaştı<br />
gastro aktüel<br />
80 Gastronomi sektöründen<br />
haberler<br />
92<br />
94 Pizza İl Forno, Nokta AVM’de<br />
96 Harrem Concept ilk<br />
mekanlarıyla İstanbul ve<br />
Adana’da<br />
dekorasyon<br />
98 Seramiksan ISH Frankfurt’ta<br />
100 Tilia ve Fırat Neziroğlu’dan<br />
60. yıla özel iş birliği<br />
horeca teknolojileri<br />
102 HoReCa işletmelerinde<br />
tasarruflu ısıtma için neler<br />
yapılmalı<br />
104 Havalimanı terminallerinin iç<br />
mekân havasına dikkat<br />
106 HoReCa teknoloji ve<br />
sistemleri<br />
ürünler<br />
110 Yeni ürünler<br />
www.hotelrestaurantmagazine.com
KUTUNUN<br />
DIŞINDA<br />
DÜŞÜN<br />
THINK<br />
OUTSIDE<br />
THE BOX<br />
www.konoven.com
16<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Celestyal filosuna bir<br />
yeni gemi daha kattı<br />
Yunan Adaları ve Akdeniz destinasyonunun en çok tercih edilen<br />
ödüllü kruvaziyer markası Celestyal Cruises, filosuna bir yeni<br />
gemi daha eklediğini duyurdu. Holland America Line için Ryndam<br />
olarak inşa edilen, yakın zamanda ise P&O Avustralya Cruises<br />
için faaliyet gösteren 1.260 yolcu kapasiteli cruise gemisi, yeni<br />
filosunda Celestyal Journey adını aldı. Celestyal Journey, hizmete<br />
girmeden önce bir yenileme ve teknik bakımı içeren kapsamlı bir<br />
süreçten geçecek. Renovasyon ve bakım çalışmaları için 20 milyon<br />
Euro’luk bütçe ayırdıklarını açıklayan Celestyal Cruises CEO’su<br />
Chris Theophilides şunları söyledi: “Celestyal Journey, geniş açık<br />
güverteleri, ortak alanları ve konforlu kamaralarının yanı sıra<br />
premium ve balkonlu konaklamalarda misafirlerimize ayrıcalıklı<br />
seçenekler sunacak. Journey’i tüm seferlerimizde Celestyal<br />
filosuna eklemeyi ve misafirlerimizi bu yeni gemimizde ağırlamayı<br />
dört gözle bekliyoruz.” Yeni geminin bakım ve renovasyon süreci<br />
için Pire Limanı’ndaki gemi onarım bölgesine alındığını açıklayan<br />
Theophilides, Celestyal Journey’in rota ve sefer programlarının<br />
zamanı geldiğinde duyurulacağını kaydetti.<br />
Fairmont Quasar Istanbul’da<br />
yeni atama<br />
Fairmont markasının Türkiye’deki<br />
ilk oteli olan Fairmont Quasar<br />
Istanbul’a Yetenek ve Kültür<br />
Direktörü olarak Göksun Özdoğan<br />
atandı. Bilkent Üniversitesi Turizm<br />
ve Otelcilik bölümünden mezun<br />
olan Göksun Özdoğan, çalışma<br />
hayatına 1999 yılında Ankara<br />
Hilton’da İnsan Kaynakları Asistanı<br />
olarak başladı. 13 yılı aşkın bir<br />
süre boyunca Hilton Kayseri ve<br />
Hilton Istanbul Bosphorus’da<br />
İnsan Kaynakları Müdürü olarak<br />
görev alan Özdoğan, Conrad Istanbul Bosphorus’a İnsan<br />
Kaynakları Direktörü olarak atandı ve bu görevde yaklaşık<br />
10 yıl çalıştı. Özdoğan, insan odaklı sürdürülebilir yetenek<br />
yönetimi konusundaki güçlü bilgi birikimini ve deneyimini<br />
Aralık 2022’den bu yana Fairmont Quasar Istanbul’un Yetenek<br />
ve Kültür Direktörü olarak hayata geçiriyor.<br />
Hilton Dalaman’a<br />
yeni genel müdür<br />
30 yıla yakın tecrübesi<br />
ile Hilton Dalaman’a<br />
liderdik yapacak olan<br />
Ümit Yaşar Atalay Şubat<br />
ayı itibariyle genel müdür<br />
olarak görevine başladı.<br />
Uzun yıllardır turizm<br />
sektöründe üst düzey<br />
görevlerde bulunan Atalay,<br />
meslek hayatına Hilton<br />
Mersin’de başladı. Daha<br />
sonra çeşitli firmalarda<br />
görev alan Atalay yeniden<br />
Hilton ailesinde görevine başladı. Şubat <strong>2023</strong> itibariyle Hilton<br />
Dalaman’a Genel Müdür olarak atanan Ümit Yaşar Atalay bu<br />
görevinde otele ve tüm ekip arkadaşlarına gelecek hedeflerini<br />
gerçekleştirmek için liderlik ve mentorluk yapacak.<br />
Türkiye’ye ilk iki ayda yaklaşık<br />
4 milyon turist geldi<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığı, <strong>2023</strong> yılının ilk iki ayına yönelik<br />
turizm verilerini açıkladı. Buna göre; Rusya yüzde 105,99<br />
artışla ocak ve şubat aylarında Türkiye'ye en çok ziyaretçi<br />
gönderen ülke oldu. Bulgaristan yüzde 33,19 artış oranıyla<br />
ikinci, Almanya yüzde 24,6 artış ile üçüncü sırada yer aldı.<br />
İran ile Gürcistan da sırasıyla en çok ziyaretçi gönderen<br />
ülkeler arasına girdi. İlk iki ayda Rusya'dan 507 bin 513,<br />
Bulgaristan'dan 318 bin 11, Almanya'dan ise 288 bin 124 kişi<br />
ağırlandı. Şubat ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde<br />
21,35 artışla 1 milyon 870 bin 414 yabancı ziyaretçi Türkiye'ye<br />
geldi. Şubat ayında Rusya'dan 227 bin 965, Bulgaristan'dan<br />
150 bin 873, Almanya'dan ise 148 bin 169 kişi Türkiye'ye<br />
giriş yaptı. Rusya, şubat ayında Türkiye'ye en çok ziyaretçi<br />
gönderen ülkeler sıralamasında yüzde 103 artışla birinci,<br />
Bulgaristan yüzde 17,14 artışla ikinci, Almanya da yüzde 15,16<br />
artışla üçüncü sırada yer aldı. Almanya'yı İran ve Gürcistan<br />
takip etti.
18<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Rüya gibi bir başlangıç<br />
Elite World <strong>Hotel</strong>s&Resorts’de<br />
üst düzey atamalar<br />
Elite World <strong>Hotel</strong>s&Resorts Pazarlama Direktörlüğüne Beril<br />
Başbubak Aykut, İş Geliştirme Müdürlüğüne Giray Arıkan, İnsan<br />
Kaynakları Direktörlüğüne Yasemin Karamahmut, Operasyon<br />
Direktörlüğüne Bünyamin Öztürk atandı. Öztürk, Akdeniz<br />
Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümünden mezun oldu. 2007 yılında<br />
Accor Grubuna katılan ve grubun farklı otel markalarında genel<br />
müdür pozisyonunda çalıştıktan sonra son olarak Accor Türkiye<br />
merkez ofisinde Gelirler Direktörü olarak 6 yıl boyunca görev yapan<br />
Arıkan, otel grubuna katılımı öncesinde Nova Plaza Pera’da Otel<br />
Müdürü olarak çalışmaktaydı. Aykut, Yeditepe Üniversitesi Halkla<br />
İlişkiler Bölümünden mezun oldu. 2014- 2020 yılları arasında<br />
Wyndham Grand Istanbul Levent, Mandarin Oriental Bodrum ve<br />
Swissotel The Bosphorus gibi farklı uluslararası otel markalarının<br />
pazarlama departmanlarında yönetici pozisyonunda görevler alan<br />
Aykut, 2020- 2022 yılları arasında BB8 Danışmanlık adında kendi<br />
şirketini kurarak girişimcilik deneyimi de elde etti. Aykut, yeni<br />
görevi öncesinde Alarko Turizm Grubu- Hillside’da Pazarlama<br />
İletişimi Müdürü olarak çalışıyordu. Beykent Üniversitesi İşletme<br />
Bölümünden mezun olan Karamahmut; Marriott ve Kempinski gibi<br />
uluslararası otel gruplarının İnsan Kaynakları departmanında ve<br />
Adecco Grup İşe Alım Danışmanı olarak görev aldı. Karamahmut,<br />
yeni görevi öncesinde 8.5 yıldır Accor Türkiye Merkez Ofisi İnsan<br />
Kaynakları Departmanında çalışma hayatına devam etmekteydi.<br />
Pegasus Ankara-Moskova<br />
arası uçuşları başlıyor<br />
Pegasus Hava Yolları, Ankara'dan Moskova'ya haftanın üç<br />
günü düzenlenecek seferlerin ilki 15 <strong>Nisan</strong> <strong>2023</strong> tarihinde<br />
gerçekleştirilecek. Hava yolu şirketin yapılan açıklamaya<br />
göre, şirketin Ankara-Moskova uçuşları; Ankara Esenboğa<br />
Havalimanı'ndan Domodedovo Havalimanı'na Pazartesi,<br />
Çarşamba ve Cumartesi günleri saat 23:55'te; Domodedovo<br />
Havalimanı'ndan Ankara Esenboğa Havalimanı'na ise Salı,<br />
Perşembe ve Pazar günleri saat 05:20'de düzenlenecek.<br />
Yeni hattın biletleri 129,99 dolardan başlayan fiyatlarla satışa<br />
sunuldu.<br />
JW Marriott <strong>Hotel</strong> Istanbul Marmara Sea’nin eşsiz manzarası<br />
ile Ataköy’ün deniz kıyısındaki büyüleyici atmosferine<br />
konumlanan otel, evlenecek çiftlere zarif dokunuşlarla<br />
şekillenmiş ve her detayı titizlikle düşünülmüş eşşiz bir davet<br />
sunuyor. Gelin ve damat adaylarının unutulmaz gününde<br />
her istekleri ile birebir ilgilenilebilmesi için kendilerine özel<br />
“butler” hizmeti veriliyor. Marmara Denizi’nin kıyısında,<br />
muhteşem deniz manzarasına sahip 600 metrekare balo<br />
salonu ve 750 metrekare denize sıfır terası ile eşsiz bir<br />
ambiyans sunan beş yıldızlı otelin özel bir iskelesi de mevcut.<br />
Marmara Denizi’nden esinlenilerek dünyaca ünlü tasarımcı<br />
Khuan Chew tarafından dizayn edilen şık ve rafine iç mekan<br />
alanları büyüleyici dekorasyonuyla dikkat çekiyor. Rüya<br />
gibi bir günün ardından misafirler, otelin zarif tasarımlı<br />
odalarında konaklayarak ertesi güne seçkin bir kahvaltıyla<br />
merhaba demenin ayrıcalığını yaşıyor. Çiftler, yeni hayatın<br />
ilk gününde La Vallée SPA’ya özel masaj seçenekleriyle<br />
rahatlıyor.<br />
Dedeman<br />
Grubu’ndan<br />
basın<br />
açıklaması<br />
Dedeman <strong>Hotel</strong>s & Resorts International, Samsun'un<br />
Atakum ilçesinde yer alan hastane binasının tadilat ile<br />
otele dönüştürülmesine ilişkin çıkan habere dair bir basın<br />
açıklaması yaptı. Yerli otel grubu açıklamasında şu ifadelere<br />
yer verdi: “Basında, Samsun'un Atakum ilçesinde yer alan<br />
hastane binasının tadilat ile otele dönüştürülmesine ilişkin<br />
çıkan habere dair aşağıdaki açıklamanın yapılma gereği<br />
oluşmuştur. Markamız, dünya çapında birçok otel projesi<br />
için yönetim veya franchise anlaşmaları imzalamak üzere<br />
görüşmeler yapmaktadır. Söz konusu binanın sahibi ile de ön<br />
görüşme yapılmış olup, binanın tamamen yıkıldıktan sonra,<br />
yeni bir otel yapılacağı teyit edilmiştir. Halen görüşmelerin<br />
sürdüğü proje için henüz sözleşme imzalanmamıştır. Bu<br />
habere ilişkin bilginin gerçeği yansıtmadığını bilgilerinize<br />
sunar, sağduyunuz için teşekkür ederiz.”<br />
20 ATHENA
Sofralarınızın Vazgeçilmezi<br />
MASCARA<br />
DecoBoutique<br />
Karaağaç OSB Mahallesi 101. Cadde No:6/2<br />
59510 Kapaklı - Tekirdağ Tlf: 0282 758 26 44<br />
www.kulsan.com.tr<br />
kulsanprofesyonel<br />
kulsanprofesyonel
20<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
antre<br />
Titanic<br />
Mardan Palace<br />
Moskova’da<br />
Türkiye’de Akdeniz’in saray<br />
konsepti ile hizmet veren tek<br />
oteli Titanic Mardan Palace<br />
Rusya’daki başarısını kutladı.<br />
Moskova’da gerçekleştirilen<br />
şık akşam yemeği davetinde<br />
iş ortakları ile bir araya geldi.<br />
“Magnificent Night” konsepti<br />
ile etkileyici bir ambiyansta<br />
gerçekleştirilen Rus Fashion<br />
TV’nin özel görüntüler aldığı yemeğe, ülkenin önemli blogger<br />
ve influencerları da yoğun ilgi gösterdi. Özel showlarla<br />
renklenen, Moskova’nın ünlü restoranı Balzi Rossi’de<br />
gerçekleştirilen yemeğe Türkiye’den Titanic Mardan Palace<br />
üst yönetiminde yer alan Aybars Aygün, Satış Direktörü<br />
Barış Uçar ve satış ekibi katıldı. Dünyanın en etkileyici<br />
şehirlerinden İstanbul’u dört farklı mimari ile anlatan, Türk<br />
ve Avrupa kültüründen ışıltılı bir koleksiyona sahip müzeyi<br />
andıran otel, ihtişamlı dekorasyonları ve ayrıcalıklı hizmetler<br />
sunan özel oda kategorileri, dünyaca ünlü show’ları ve özel<br />
performansları, her biri ayrı konseptte gece kulübü ve barları<br />
ile Rus tatil severlerden yoğun ilgi görüyor.<br />
100 milyon üyeye ulaştı<br />
Yeni bir kruvaziyer konsepti<br />
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun<br />
açıkladığı verilere göre, kruvaziyer yolcu sayısının 2022’de<br />
22 kat artış kaydederek 1 milyonu aştığı görülürken, pek<br />
çok yerli ve yabancı turist <strong>2023</strong> için deniz aşırı tatillerini<br />
şimdiden planlıyor. Selectum Blu ise, içsel yolculuk<br />
programlarına ve zen atmosferine ilgi duyanlar için Yunan<br />
adalarını keşfederken gemide geçirecekleri süre boyunca<br />
farklı spiritüel akivitelere katılma fırsatı sunuyor. Selectum<br />
Blu İcra Kurulu Üyesi Tayfun Turanlıoğlu, başarılı geçen 2022<br />
sezonunun ardından bu yıl için de planladıkları özel konseptli<br />
turlar hakkında bilgiler verdi. <strong>2023</strong> turlarına 2 Mayıs’ta<br />
başlayacak olan Selectum Blu’nun İcra Kurulu Üyesi Tayfun<br />
Turanlıoğlu, “Blue Sapphire isimli gemimizde misafirlerin<br />
her yıl olduğu gibi bu yıl da unutulmaz bir tatil deneyimi<br />
yaşamaları için özgün ve ilgi çekici konseptler tasarladık.<br />
<strong>2023</strong> yaz sezonunun ilk turunu 2 Mayıs’ta gerçekleştireceğiz.<br />
Bu yıl, alışıldık ultra her şey dahil Bodrum limanı çıkışlı Yunan<br />
adaları turumuza ek olarak, tematik konseptler sunacağız.<br />
İlk temalı özel turumuz “Kendi Yolculuğuna Hazır mısın?‘’<br />
sloganı ile 16 Mayıs <strong>2023</strong> kalkışlı programda gerçekleşecek.<br />
Bu tur kapsamında misafirlerimize farklı deneyimler<br />
yaşatırken, bedenlerinin sınırlarını aşarak ruhen ve fiziksel<br />
olarak arınmalarını sağlayacak ve kendi yolculuklarını<br />
anlamlandıracak muazzam bir program oluşturduk” dedi.<br />
Maratoncular ve destekçilere<br />
teşekkür<br />
Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts, sadakat programı Wyndham<br />
Rewards'un dünya genelindeki kayıtlı üye sayısının 100<br />
milyona ulaştığını açıkladı. Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts<br />
Pazarlamadan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Dana<br />
Rosenberg, "Bulunduğumuz noktaya cömertliğiyle, sadeliğiyle<br />
ve dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar yeni anılar<br />
biriktirebilmeleri için sunduğu elli binden fazla seçenekle<br />
Wyndham Rewards'u tercih eden üyelerimiz sayesinde, 100<br />
milyon üyemizin her biri sayesinde geldik" dedi. Wyndham<br />
Rewards üyeleri, kazandıkları puanları ücretsiz konaklamalar<br />
da dahil olmak üzere çeşitli fırsatlar için kullanabiliyor<br />
ve konakladıkça yeni üye seviyelerine ulaşarak tercihli<br />
oda seçenekleri, geç çıkış, daha hızlı puan kazanma gibi<br />
özelliklerden de yararlanabiliyor.” dedi.<br />
47 ülkeden 1.400’ü<br />
yabancı olmak<br />
üzere 10 bin sporcu<br />
18. Uluslararası<br />
Runtalya<br />
Maratonu’nda<br />
yaraları sarmak için<br />
adımlarını attı. 90<br />
sivil toplum kuruluşu<br />
ve 126 ulusal-uluslararası şirket de takım olarak etkinliğe katılarak<br />
farkındalık oluşturdu. Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Dr. Mehmet<br />
Muharrem Kasapoğlu’nun da katılım gösterdiği 2 km'lik "1 Adım 1<br />
Hayat" koşusuna 7’den 70’e 3.000 kişi katıldı. Bu yıl düzenlenecek<br />
ulusal ve uluslararası spor etkinliklerinin büyük farkındalık<br />
projelerine dönüşmesine örnek olabilecek "1 Adım 1 Hayat"<br />
farkındalık koşusunun gerçekleştirildiği Runtalya Maratonu’nda<br />
ilk büyük bağış organizasyon şirketi ana paydaşları olan Fraport<br />
TAV Antalya Havalimanı, Terracity ve dünyanın her yerinde sporun<br />
iyileştirici, birleştirici gücüne inanan ASICS’in maddi desteği ile<br />
yapıldı. Vatandaşlar, koşucular, sivil toplum kuruluşları, yerel ve<br />
ulusal firmalar aracılığı ile şu ana kadar 5 milyonu geçen bir bağış<br />
toplandı.
Sofralarınızın Vazgeçilmezi<br />
CASABLANCA<br />
DecoBoutique<br />
Karaağaç OSB Mahallesi 101. Cadde No:6/2<br />
59510 Kapaklı - Tekirdağ<br />
Tlf: 0282 758 26 44<br />
www.kulsan.com.tr<br />
kulsanprofesyonel<br />
kulsanprofesyonel
22<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
İSTANBUL'UN<br />
YENI DERNEĞI İSATAG'DAN<br />
100.YILA YENI TURIZM VIZYONU<br />
İstanbul'un yeni turizm derneği İSATAG, ilk tanıtım etkinliğini "Cumhuriyet'in 100. yılında<br />
yeni bir turizm vizyonu ne olmalı?" konulu arama konferansıyla gerçekleştirdi. Derneğin<br />
yeni turizm vizyonunun merkezinde marka şehir İstanbul'u bir üst seviyeye taşımak var.<br />
İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve<br />
Geliştirme Derneği (İSATAG), ilk tanıtım<br />
etkinliğini "Cumhuriyet'in 100. yılında yeni<br />
bir turizm vizyonu ne olmalı?" konulu arama<br />
konferansıyla gerçekleştirdi.<br />
Point <strong>Hotel</strong> Taksim ev sahipliğinde, "Deprem<br />
Yaralarını Turizmle Nasıl Saracağız?"<br />
ve "Marka Şehir Nasıl Olunur?" konulu<br />
panellerin yer aldığı tanıtım toplantısının<br />
açılış konuşmasını yapan İSATAG Başkanı<br />
Aylin Kopan Özsavaş, Kahramanmaraşlı<br />
merkezli depremden duyduğu üzüntüyü dile<br />
getirerek, "Deprem yüreğimizi yaktı ama bir<br />
an önce hayata dönerek, depremzedelere<br />
ve etkilenen şehirlere vazifelerimizi yerine<br />
getirebilmek ve onlara bir nebze katkıda<br />
bulunabilmek için, sektörümüz adına<br />
üretmeye ve çalışmaya devam etmek<br />
zorundayız." ifadelerini kullandı.<br />
"Vizyonun merkezinde İstanbul var"<br />
Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında yeni<br />
bir turizm vizyonu ne olmalı konusunun<br />
irdelendiği arama konferansında, vizyonun<br />
merkezinde İstanbul'un destinasyon<br />
merkezi haline gelmesi ve marka şehir<br />
olan İstanbul'un bir üst seviyeye taşınması<br />
olduğunu vurguladı.<br />
belirterek, bu değişikliklerin de dikkate<br />
alınarak, İstanbul'un destinasyon merkezi<br />
olması için sürdürülebilir turizm kavramı ile<br />
uyumlu bir turizm anlayışının benimsenmesi<br />
gerektiğini vurguladı ve doğru tanıtıma işaret<br />
etti.<br />
İstanbul'a dair projeleri paylaştı<br />
ISATAG olarak İstanbul'un kültürel<br />
mirasını korumak, turizme kazandırmak<br />
ve destinasyon tanıtımı için çeşitli projeler<br />
üzerinde çalışacaklarını kaydeden Özsavaş,<br />
derneğin mevcut projelerine dair şu bilgileri<br />
aktardı: "Projelerimiz arasında İstanbul'un<br />
tarihi ve kültürel yerlerini tanıtan turistik<br />
turlar, yerel lezzetleri vurgulayan gastronomi<br />
turları, sanatsal ve sportif etkinlikler, eğitsel<br />
ve akademik programlar düzenlemek,<br />
sektörün tüm paydaşları ile ortak<br />
organizasyonlar yapmak, yurt dışı sektör<br />
temsilcileri ile B2B görüşme ortamları<br />
oluşturmak ve üyelerimiz arasındaki iş birliği<br />
ve dayanışmayı güçlendirmek var."<br />
Haber: Hatice Ünal Bilen<br />
"Sürdürülebilir turizm için iş birliği<br />
şart"<br />
İstanbul'da sürdürülebilir turizm faaliyetinin<br />
sürdürülmesine yönelik çözüm önerileriyle<br />
sözlerini sürdüren Özsavaş, şunları söyledi:<br />
"İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleri,<br />
doğal güzellikleri, gastronomi lezzetleri,<br />
MICE etkinlikleri ve turizm potansiyeli ile<br />
dünya genelinde tanınan bir şehirdir. Ancak,<br />
bu değerlerin korunması ve sürdürülebilir<br />
bir turizm faaliyeti için turizm endüstrisi,<br />
yerel topluluklar, seyahat acenteleri, sivil<br />
toplum örgütleri ve diğer ilgili paydaşlar<br />
arasındaki iş birliği ve ortak çalışmalar<br />
yapılması gerekmektedir. Bu çalışmalar,<br />
tarihi dokunun ve doğal güzelliklerin<br />
korunması, ulaşım altyapısının geliştirilmesi,<br />
turizm sektörü çalışanları ve turistlerin<br />
sürdürülebilir turizm konusunda eğitilmesini<br />
ve bilgilendirilmesi gibi birçok konuyu<br />
içermektedir."<br />
"Sürdürülebilirliğe uygun turizm<br />
anlayışı, doğru tanıtım"<br />
ISATAG Başkanı Aylin Kopan Özsavaş,<br />
özellikle pandemi döneminde, turizm<br />
sektöründe birçok değişiklik yaşandığını<br />
İSATAG Derneği Yönetim Kurulu Listesi:<br />
Yönetim Kurulu Asil: Aylin Özsavaş,<br />
Cüneyt Tansu Demir, Ömer Kartın, Neşe<br />
Çevik, Yüksel Türemez, Kamran Bagıyev,<br />
Şetenay Şen Azgıt.<br />
Yönetim Yedek: Özdemir Sözmen, Fatma<br />
Yorgancı, Umut Kaya, Emrah Demir,<br />
İbrahim Köselioğlu, Şekip Kırk, Ümit<br />
Gülmez.<br />
Denetim Kurulu Asil: Halil Erol, Sevinç<br />
Akdoğan, Bora Çakar.<br />
Denetim Yedek: Cengiz Kellekçi, Yüksel<br />
Taşdemir, Burak Bilgit.
24<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem etkinlik<br />
ESIN GÜRAL ARGAT<br />
“MANAVGAT'I DÜNYA TENISININ<br />
MERKEZI YAPACAĞIZ”<br />
Ali Bey <strong>Hotel</strong>s & Resorts ev sahipliğinde bu yıl 12.si düzenlenen Senyör Dünya Takım<br />
Şampiyonası ve Senyör Dünya Ferdi Şampiyonası 19 Mart - 01 <strong>Nisan</strong> tarihleri arasında<br />
gerçekleşti. Uluslararası turnuvalara bu yıl 33 ülkeden 160 takım ve 1200'e yakın sporcu katıldı.<br />
Haber: Hatice Ünal Bilen<br />
Bu yıl 12.si düzenlenen Senyör Dünya<br />
Takım Şampiyonası ve Senyör Dünya<br />
Ferdi Şampiyonası, 19 Mart - 01 <strong>Nisan</strong><br />
tarihleri arasında Ali Bey <strong>Hotel</strong>s & Resorts<br />
ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Uluslararası<br />
Tenis Federasyonu (ITF) Senyör takviminin<br />
en prestijli turnuvaların açılış törenine<br />
Uluslararası Tenis Federasyonu Başkanı<br />
David Haggerty, Türkiye Tenis Federasyonu<br />
(TTF) Başkanı Cengiz Durmuş ve Gürok Grup<br />
Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral<br />
Argat katıldı.<br />
Argat: "33 ülkeden 1200'e yakın<br />
sporcu ağırlıyoruz"<br />
Bu yıl 33 ülkeden 160 takım ve 1200'e yakın<br />
sporcuyu ağırladıklarını belirten Gürok<br />
Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin<br />
Güral Argat, Türkiye'de tenisin gelişmesi ve<br />
tenis turizminde global bir çekim merkezi<br />
oluşturulmasında uluslararası turnuvalara<br />
ev sahipliği yapmanın önemine dikkat çekti.<br />
Uluslararası spor aktivitelerinin ev sahibi<br />
ülkelerin tanıtımına, ekonomik kalkınmasına,<br />
istihdamına, ticari faaliyetlerine, spora<br />
olan ilgisine ve yaygınlaştırılmasına ciddi<br />
katkılar sağladığının altını çizen Argat,<br />
organizasyonların turizmin kalkınmasında<br />
ve markalaşmasında da büyük rol oynadığını<br />
ifade etti.<br />
"Türkiye'deki tenis pazarının<br />
%80'ini biz tutuyoruz"<br />
Ali Bey <strong>Hotel</strong>s & Resorts olarak uzun<br />
yıllardan beri Türkiye Tenis Federasyonu<br />
iş birliğiyle dünyanın farklı noktalarından<br />
gelen tenisseverleri ağırladıklarını belirten<br />
Argat, bugüne kadar 100'den fazla turnuvaya<br />
ev sahipliği yaptıklarını ve bu turnuvalarda<br />
80 binin üzerinde yabancı tenis sporcusunu<br />
misafir ettiklerini kaydetti.<br />
Ali Bey <strong>Hotel</strong>s& Resorts olarak Türkiye'deki<br />
toplam tenis turizmi pazarının %70-80'ini<br />
tuttuklarını açıklayan Argat, "Bu sayının her<br />
yıl katlanarak büyüdüğünü söylemekten de<br />
ayrıca gurur duyuyorum." diye konuştu.<br />
“Türkiye’nin en önemli tenis turizmi<br />
temsilcilerinden biriyiz”<br />
100’den fazla tenis kortu ile Türkiye’de<br />
tenisin gelişmesine ve ülkemizin spor turizmi<br />
alanında global bir marka olması hedefiyle<br />
faaliyetlerini sürdürdüklerini ifade eden Argat<br />
şunları söyledi: "Tenis alanında yaptığımız<br />
atılımlarla Türkiye’nin en önemli tenis<br />
turizmi temsilcilerinden biri haline gelen<br />
Alibey <strong>Hotel</strong>s & Resorts ile bir yandan turizm<br />
alanında bir dünya markası oluştururken,<br />
diğer taraftan Manavgat'ı da dünya tenisi için<br />
önemli bir çekim merkezi haline getirmek<br />
üzere çalışıyoruz."<br />
"Türkiye spor turizminde çok<br />
avantajlı"<br />
Esin Güral Argat, Türkiye'nin gerek tarihi<br />
ve doğal zenginlikleri gerekse kültürel ve<br />
sportif potansiyeliyle çok değerli bir turizm<br />
destinasyonu olduğunu hatırlattı ve ülkemizin<br />
aynı lokasyondaki ülkelerle kıyaslandığında<br />
çok büyük avantajlarının olduğuna dikkat<br />
çekti. Ülkemizin sahip olduğu doğal<br />
zenginlikleri, tarihi-kültürel çeşitlilikleri,<br />
ağırlama kültürü ve bilgi birikiminin spor<br />
turizminde ciddi avantajlar oluşturduğuna<br />
işaret eden Argat, "Bu çerçevede gerek<br />
tenis gerek golf gerek yelken gibi farklı<br />
spor dallarının dinamiklerine özgü<br />
stratejiler geliştirilmeli, her bir dala uygun<br />
politikalar hayata geçirmeliyiz. Ve ülke<br />
olarak farklılıklarımızın altını çizerek, bu<br />
avantajları fırsata çevirerek Türkiye’nin spor<br />
turizmindeki önemli destinasyon algısını<br />
güçlendirmeliyiz." şeklinde konuştu.<br />
500 milyar dolarlık pazar<br />
Global turizm pazarına da değinen Argat,<br />
turizmin toplamda 2.3 trilyon dolarlık bir<br />
büyüklüğe sahip olduğunu ve bunun içinde<br />
spor turizm payının 500 milyar dolar seyrinde<br />
olduğunu açıkladı. Yapılan çalışmaların,<br />
pazarın <strong>2023</strong>'ten 2030'a kadar yıllık %17.5'luk<br />
bir büyüme öngördüğünü sözlerine ekleyen<br />
Argat, "Ev sahipliğini yaptığımız bu tür<br />
uluslararası turnuvaların sayısının artması,<br />
Türkiye'nin global pazardaki payının artması<br />
adına önemli bir basamak teşkil edecek"<br />
şeklinde konuştu.<br />
"Spor turistinin kişi başı harcaması<br />
1300 dolar"<br />
Esin Güral Argat, spor turizminde kişi başına<br />
düşen harcamalara da değinerek, ülkemize<br />
spor amaçlı gelen ziyaretçilerin normal<br />
turiste göre 2-2.5 katı fazla para bıraktığını<br />
ifade etti ve şöyle devam etti: "Türkiye'de<br />
de aşağı yukarı kişi başına 700-750 dolar<br />
harcamayı düşünürsek, toplamda kişi<br />
başına harcamayı 1200-1300 dolar bandında<br />
düşünebiliriz. Bu anlamda ciddi bir potansiyel<br />
olduğunu görüyoruz.”
26<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
2022’DE ONLINE<br />
TATIL VE SEYAHAT<br />
IÇIN NE KADAR<br />
HARCADIK?<br />
Türkiye’de online tatil ve seyahat harcamaları 2022 yılında yüzde 228 artarak<br />
197 milyar Türk Lirası oldu. Önceki yıl online tatil ve seyahat harcamaları<br />
60 milyar TL düzeyinde gerçekleşmişti.<br />
Her yıl 230 ülkede insanların<br />
çevrimiçi davranışlarına ilişkin<br />
küresel raporlar hazırlayan<br />
We Are Social ve Meltwater’ın “<strong>2023</strong><br />
Türkiye Online Tatil ve Seyahat<br />
Raporu” yayınlandı. Avantajix.com’un<br />
derlemelerine göre, geçen yıl online<br />
tatil seyahat harcamaları arasında en<br />
yüksek payı 74,1 milyar TL ile uçak bileti<br />
alımları oluşturdu. Online satın alınan<br />
otel konaklamaları için ödenen para, 62<br />
milyar TL oldu. Online alımlarda üçüncü<br />
sırada en fazla harcama ise 30,4 milyar<br />
TL ile paket haline satılan tur ya da otel<br />
konaklamalarına yapıldı.<br />
Rapora göre diğer online satın<br />
alımlar şöyle sıralandı:<br />
Fırsat tatiller (9 milyar 861 milyon TL),<br />
araç kiralama (4 milyar 932 milyon<br />
TL), uzak mesafe otobüs yolculukları<br />
(4 milyar 218 milyon TL), tren seyahati<br />
(623 milyon TL), gemi tatili (58 milyon<br />
TL)<br />
En yüksek artış, otel<br />
konaklamalarında<br />
Geçen yıl yapılan online satışlar, 2021<br />
yılına göre otel konaklamalarında yüzde<br />
188, uçak bileti alımlarında yüzde 93,<br />
fırsat tatillerinde yüzde 67, paket tur ya<br />
da otelde yüzde 49, gemi tatilinde yüzde<br />
33, tren biletinde yüzde 31, uzun yol<br />
otobüs biletinde yüzde 29 arttı. Geçen<br />
yıl online satışları bir önceki yıla göre<br />
gerileyen (eksi yüzde 9,3), tek sektör<br />
araç kiralama oldu.<br />
Dolar bazında artış, yüzde 147<br />
Avantajix.com kurucu ortağı<br />
Güçlü Kayral, online tatil-seyahat<br />
harcamalarında geçen yıl rekor<br />
satışların gerçekleştiğini anımsatarak,<br />
“We Are Social ve Meltwater’ın<br />
araştırmaları ABD Doları üzerinden<br />
yapılıyor. Önceki yıl online tatil-seyahat<br />
harcaması 4 milyar 224 milyon ABD<br />
Doları düzeyindeydi. 2022 yılında<br />
satışlar 10 milyar ABD Doları’nın<br />
üzerinde gerçekleşti. Dolar bazında da<br />
yüzde 147’lik artış söz konusu” dedi.<br />
İnternetten almak daha avantajlı<br />
Tatil ve seyahatlerin internet üzerinden<br />
satın alınmasının birçok avantajının<br />
olduğunun altını çizen Kayral, şunları<br />
söyledi: “Oteller acentalarla ayrı ayrı<br />
anlaşma yaptıklarından otel fiyatları<br />
acentalar arasında farklılık gösterebilir.<br />
Karşılaştırma sitelerini kullanarak<br />
acentalar arasında en uygun fiyatı<br />
vereni bulmak mümkün. Özellikle fırsat<br />
siteleri, erken rezervasyondan dahi<br />
ucuza tatil imkânı sağlayabilir. Yurt<br />
içi ya da yurt dışı tatil harcamalarının<br />
Avantajix.com gibi para iadeli alışveriş<br />
siteleri üzerinden yapılması yüzde<br />
10’lara varan ekstra nakit para<br />
kazanma imkânı sağlar. İnternette<br />
yerli-yabancı kavramı yok. Türkçe<br />
yayın yapan çok sayıda yabancı siteden<br />
Türk otelleri için çok rekabetçi fiyatlar<br />
alınabilir.”
28<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
ANTALYA<br />
ŞUBATTA REKOR KIRDI<br />
Antalya'yı 1 Ocak-28 Şubat tarihleri arasında hava yoluyla ziyaret eden turist sayısı 450 bin 283<br />
olarak gerçekleşti. Rusya, Almanya, İngiltere gelen ziyaretçi sayısında ilk üçteki yerini korudu.<br />
Akdeniz'in en önemli turizm<br />
merkezlerinin başında gelen<br />
Antalya'da 2022 yılındaki<br />
turizm verilerindeki artış <strong>2023</strong><br />
yılında da devam ediyor. 2022 yılını 13,5<br />
milyona yakın turistle kapatan Antalya,<br />
<strong>2023</strong> yılına da hızlı bir giriş yaptı. Denizi,<br />
kumu, güneşi kadar tarihi ve doğal<br />
güzellikleri, kültürel yapıları, antik<br />
kentleri ile turistlerin ilgi odağı Antalya,<br />
yeni rekorlara imza atmaya devam<br />
ediyor.<br />
Ağırladığı turist sayısı bakımından<br />
turizmin başkenti olarak nitelendirilen<br />
Antalya; turizm noktasında <strong>2023</strong> yılına<br />
hızlı bir giriş yaptı. Antalya Valiliği İl<br />
Kültür ve Turizm Müdürlüğünden alınan<br />
verilere göre, 1 Ocak-28 Şubat tarihleri<br />
arasında şehri hava yoluyla ziyaret eden<br />
turist sayısı 450 bin 283 oldu. Bu rakam<br />
turizm noktasında tüm zamanların en<br />
iyi başlangıcı olarak tarihe geçti. Turizm<br />
de rekorlar yılı olarak bilinen 2019'da<br />
bu rakam 296 bin 344, 2020'de 387 bin<br />
598, 2021 yılında ise 98 bin 150 olarak<br />
gerçekleşti.<br />
En iyi şubat!<br />
Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı<br />
olan Antalya'da yükselen turizm grafiği<br />
tüm hızıyla devam ediyor. En iyi ocak<br />
ayından sonra en iyi şubat ayına da imza<br />
atılan Antalya'da; 1 Şubat-28 Şubat<br />
tarihleri arasında şehri hava yoluyla<br />
ziyaret eden turist sayısı 230 bin 635 kişi<br />
olarak gerçekleşirken, tüm zamanların<br />
en iyi şubat ayına da imza atılmış oldu.<br />
Antalya'yı 2022 yılının 1 Şubat-28 Şubat<br />
tarihleri arasında hava yoluyla 150<br />
bin 386 kişi ziyaret ederken, bu sayı<br />
<strong>2023</strong> yılının aynı döneminde 230 bin<br />
635 olarak gerçekleşti. Artış ise yüzde<br />
53 oldu. 1 Ocak-28 Şubat tarihlerine<br />
bakıldığında ise; Antalya'yı 2022 yılının<br />
1 Ocak-28 Şubat tarihleri arasında hava<br />
yoluyla 288 bin 990 kişi ziyaret ederken,<br />
bu sayı <strong>2023</strong> yılının aynı döneminde 450<br />
bin 283 olarak gerçekleşti. Artış ise<br />
yüzde 56 oldu.<br />
İlk üç: Rusya, Almanya, İngiltere<br />
<strong>2023</strong> yılında da Antalya'yı hava yoluyla<br />
ziyaret eden turist sayısı bakımından<br />
milletler sıralaması değişmedi. 1 Ocak-<br />
28 Şubat tarihleri arasında Antalya'ya<br />
en çok turist 132 bin 74 ile Rusya'dan<br />
geldi. Rusya'yı 79 bin 797 turistle<br />
Almanya, sonra da 40 bin 10 turistle<br />
İngiltere takip etti. İki aylık dönemde<br />
hava yoluyla Antalya'ya en çok turist<br />
gönderen diğer ülkeler ise sırasıyla<br />
Polonya, İsrail, Kazakistan, Hollanda,<br />
Ukrayna, Danimarka ve Belçika oldu.
30<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
ACE OF MICE, 8-9 NISAN’DA<br />
KKTC’DE GERÇEKLEŞECEK<br />
Bu yıl 11’nci kez düzenlenecek ACE of MICE organizasyonu, 8-9 <strong>Nisan</strong>’da<br />
Elexus <strong>Hotel</strong> & Convention’da gerçekleşecek.<br />
KKTC Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre<br />
Bakanlığı, Türk Hava Yolları, Elexus<br />
<strong>Hotel</strong> & Convention, Cyprus Royal<br />
Turizm ve TGA (Türkiye Turizm Tanıtım ve<br />
Geliştirme Ajansı) destekleriyle 8-9 <strong>Nisan</strong><br />
<strong>2023</strong> tarihinde gerçekleyecek olan etkinlik,<br />
sektörün ulusal ve uluslararası markalarını<br />
bir araya getirmeye hazırlanıyor.<br />
<strong>Nisan</strong> ayında yapılacak ACE of MICE<br />
organizasyonu kapsamında Elexus <strong>Hotel</strong> &<br />
Convention’da bir basın toplantısı düzenlendi.<br />
KKTC Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakan<br />
Müsteşarı Serhan Aktunç, Elexus <strong>Hotel</strong><br />
Yönetim Kurulu Üyesi Baturalp Bozkurt,<br />
Cyprus Royal Kurucu Ortağı Rauf Denktaş<br />
ve Dream Project CEO’su Volkan Ataman’ın<br />
yer aldığı basın toplantısında açıklamalarda<br />
bulunuldu.<br />
Aktunç: “Turizm Bakanlığı olarak<br />
destekliyoruz”<br />
Bakan Müsteşarı Serhan Aktunç basın<br />
toplantısında yaptığı açıklamada turizm<br />
sektörünün, 2019 yılı cari açığının yüzde<br />
60’ını kapladığını belirterek, 960 milyon<br />
dolar net turizm gelirinin olduğunu kaydetti.<br />
Turizm gelirlerinin turizm için kullanılması<br />
gerektiğine işaret eden Aktunç, sektörün<br />
her zaman desteklenmesi gerekliliğine<br />
dikkat çekti. MICE sektörü ile ilgili araştırma<br />
yaptığını ifade eden Aktunç şöyle devam etti:<br />
“Benim için en önemli nokta şu, ülkemizde<br />
turistin bıraktığı kişi başı gelir, 650-700<br />
dolar. MICE turizm için gelen insanlar<br />
ülkeye bunun yaklaşık 3-4 katını bırakıyor. O<br />
yüzden çok değerli bir turizm çeşitliliği. Hep<br />
söyleriz, turizmin çeşitlendirilmesi gerekir,<br />
sürdürülebilir olması gerekir. Özellikledüşük<br />
sezonda olan bir organizasyon. O yüzden<br />
esnaf açısından çok değerli. Turizm Bakanlığı<br />
olarak da bu sektörü bu organizasyonu<br />
destekliyoruz.”<br />
Denktaş: “Turizmin geleceği<br />
açısından önemli bir organizasyon”<br />
Toplantıda açıklamalarda bulunan Cyprus<br />
Royal Kurucu Ortağı Rauf Denktaş ise,<br />
“Böylesine büyük bir organizasyonun<br />
KKTC’de olması tabii ki bizleri de çok mutlu<br />
ediyor. Hem ülkemizin turizm geleceği<br />
açısından hem sağlayacağı ekonomik katkı<br />
açısından çok önemli bir organizasyon” diye<br />
konuştu.<br />
Organizasyonun mekan sponsorluğunu<br />
üstlenen Elexus <strong>Hotel</strong>’in Yönetim Kurulu<br />
Üyesi Baturalp Bozkurt da “ACE of MICE<br />
kendi alanında Türkiye’nin en saygı gören<br />
ödül törenlerinden biridir. Bunun Kıbrıs’ta<br />
yapılması hem ada için hem de buradaki<br />
bu sektörde fayda sağlayan insanlar için<br />
gerçekten çok önemli. Buraya gelecek<br />
insanlar bu sektörün duayenleri. Bütün<br />
otelcilerimizi, bütün acentelerimizi burada<br />
görmeyi çok isteriz” açıklamasında bulundu.<br />
Ataman: “KKTC’nin tanıtımına katkı<br />
sunulacak”<br />
Düzenlenen basın toplantısında, Masters<br />
of Events Corporate Awards ile ilgili<br />
açıklamalarda bulunan Dream Project<br />
CEO’su Volkan Ataman şunları dile getirdi:<br />
“Bu yıl 11’incisi olacak organizasyonumuzda,<br />
etkinlikler düzenleyen ulusal ve uluslararası<br />
kurumsal şirketlerin satın alma heyetleri<br />
ile B2B network toplantılar ve interaktif<br />
kaynaşma programları yapılacak. Katılımcı<br />
otel, acente, turizm ve etkinlik sektörü<br />
profesyonellerinin, ulusal ve uluslararası<br />
kurumsal şirketlerle 2 gün boyunca<br />
özel toplantılar yapacağı etkinlikte, yeni<br />
iş bağlantıları oluşurken aynı zamanda<br />
KKTC’nin kongre, toplantı ve etkinlik<br />
destinasyonu olarak ön plana çıkmasına<br />
katkı sağlanacak. Bu bağlamda bu önemli<br />
organizasyona tüm KKTC turizm ve etkinlik<br />
sektörünün katılımını bekliyoruz. ”<br />
Sektör profesyonelleri<br />
ödüllendirilecek<br />
ACE of MICE organizasyonu ile 10 yıldır<br />
sektöre önemli katkılar sağladıklarını aktaran<br />
Ataman, KKTC’deki bu etkinlik ile bunu<br />
bir üst noktaya taşıyacaklarını vurguladı.<br />
Ataman sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu seneki<br />
Masters of Events Corporate Awards ile yine<br />
ulusal ve uluslararası çok önemli markaları<br />
ve değerli isimleri buluşturacağız. Bu<br />
büyük organizasyonla; etkinlik sektörünün<br />
faaliyetlerinin sürdürülebilir büyümesine<br />
yön vermeyi, sektörde hizmet veren kurum<br />
ve kuruluşlarda daha mükemmele ulaşma<br />
arzusu yaratmayı, MICE (Meeting, Incentives,<br />
Cenferences and Events) sektörünü ve<br />
sektörden hizmet alan kurumsal şirketleri<br />
ödül gecesi vasıtasıyla bir araya getirmeyi ve<br />
Türk kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün<br />
bilinirliğini küresel ölçekte artırmayı<br />
hedefliyoruz.”<br />
8 <strong>Nisan</strong> akşamı gerçekleşecek MOE Party’de<br />
keyifli bir gece yaşanacağını belirten Ataman,<br />
9 <strong>Nisan</strong> akşamı ise kırmızı halı seremonisi ile<br />
başlayacak ve gala yemeği ile devam edecek<br />
olan Corporate Awards Ödül Töreni’nde<br />
sektörünün en iyilerinin 26 ayrı kategoride<br />
ödüllendirileceğini dile getirdi.
32<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
KIBRIS YERLI HAVA YOLU<br />
FLY KHY'YI TANITTI<br />
Hafta başı Kıbrıs’ta hareketli bir gün yaşandı. Yıllardan sonra Kıbrıs, ilk defa kendi<br />
bünyesinden çıkan bir hava yoluna kavuştu: Fly KHY.<br />
Haber: Cem Polatoğlu<br />
Sadece THY ve Pegasus<br />
Havayolları’nın uçtuğu bu hatta<br />
nihayet yerli bir hava yolunun<br />
girmesi ile birlikte 3000 TL’ye varan<br />
tek yön uçak biletlerinin rekabet<br />
nedeniyle düşeceği tahmin ediliyor.<br />
16 <strong>Nisan</strong>’da İstanbul Havalimanı’ndan<br />
Ercan Havalimanı’na ilk tarifeli uçuşunu<br />
gerçekleştirecek olan Fly Kıbrıs<br />
Havayolları’nın yeni yapılan Ercan<br />
Havaalanındaki bu lansman etkinliğine<br />
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre,<br />
Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür,<br />
Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu,<br />
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan<br />
Arıklı, Fly Kıbrıs Havayolları Yönetim<br />
Kurulu kurucu ortaklarından Rauf<br />
Denktaş, Mehmet Dalman Yücel, Nusret<br />
Polat’ın yanı sıra bazı milletvekilleri,<br />
sektör temsilcileri ve paydaşlar<br />
katıldı. Lansman etkinliği, Türkiye’deki<br />
depremlerde hayatlarını kaybedenler<br />
için bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal<br />
Marşı’nın okunmasıyla başladı.<br />
“Halkın hava yoluna sahip çıkılmalı”<br />
Lansmanda konuşan Fly Kıbrıs Hava<br />
Yolları Kurucu Ortağı Rauf Denktaş,<br />
depremden duyduğu üzüntüyü dile<br />
getirdi ve yaraların sarılması için<br />
birlikte hareketin önemini vurguladı.<br />
Fly Kıbrıs Havayolları’nın ekonomiye<br />
katkısının büyük olacağını belirten<br />
Denktaş, “Halkın hava yolu olacak.<br />
Sahip çıkılmalı” dedi.<br />
Fly KHY Kurucu ortaklarından Nusret<br />
Polat, projeden duyduğu heyecanı dile<br />
getirdi. Diğer Fly KHY Kurucu ortağı<br />
olan Mehmet Dalman Yücel de, projenin<br />
uzun bir serüven olduğunu kaydederek,<br />
bu projeyi gerçekleştirmekten dolayı<br />
duyduğu memnuniyeti dile getirdi.<br />
Yücel, uçağın adını depremde yitirdikleri<br />
gençlere ithafen Melekler Takımı<br />
koymak istediklerini söyledi.<br />
Kuzey Kıbrıs Bayındırlık ve Ulaştırma<br />
Bakanı Erhan Arıklı ise, muhteşem<br />
ve tarihi bir gece yaşandığını ifade<br />
ederek, girişimcilerin önlerini<br />
açtıklarını ve başardıklarını söyledi.<br />
Yurt dışı programı nedeniyle lansmana<br />
katılamayan Cumhurbaşkanı Ersin<br />
Tatar’ın video mesajı da yayınlandı.<br />
İstanbul, Ankara, İzmir seferleri<br />
yapılacak<br />
Fly Kıbrıs Hava Yolları başlangıçta,<br />
İstanbul’a karşılıklı 2 sefer, Ankara<br />
ve İzmir’e ise günde karşılıklı 1 sefer<br />
düzenleyecek. FLY KHY’nin, 21 Mayıs<br />
itibariyle Erbil, Tahran, Priştine, Amman<br />
ve Bakü’den Kuzey Kıbrıs’a charter<br />
seferler ile uçuş planladığı bilgisi de<br />
paylaşıldı.
Sofrada
Mutfakta
38<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem röportaj<br />
REŞAT AYDIN<br />
"İYI BIR ŞEFSEN<br />
IYI DE BIR<br />
GENEL MÜDÜR<br />
OLABILIRSIN"<br />
Otel mutfaklarına komi olarak girdi.<br />
Türkiye’nin beş yıldızlı otellerinde executive<br />
şeflik yaptıktan sonra uzun seneler Miami’de<br />
kendi markasıyla Türk mutfağının tanıtımına<br />
hizmet etti. Erzurumlu Şef Reşat Aydın,<br />
şimdilerde mutfak önlüğünü çıkardı… Dört<br />
aydır takım elbisesiyle Royal Stay Palace<br />
<strong>Hotel</strong>'in Genel Müdürlük koltuğunda oturuyor.<br />
Röportaj: Hatice Ünal Bilen - Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />
Turizm sektörüne 1986 yılında<br />
Sefer Otel Erzurum'da adım atan,<br />
1998 yılında Sirkeci Princess<br />
Otel ile ilk kez mutfak şefliğini<br />
deneyimleyen Reşat Aydın da artık<br />
mutfaktan otel yöneticiliğine terfi eden<br />
sayılı şeflerden biri. Suudi yatırımcı<br />
Mahmud Ali Alsaqar'ın teklifiyle<br />
yaklaşık dört aydır Royal Stay Palace<br />
<strong>Hotel</strong>'in Genel Müdürlüğünü üstlenen<br />
Aydın, 2019 yılında beş yıldızlı otelin<br />
executive şefliğini yapıyordu. Pandemi<br />
nedeniyle Amerika’ya giderek Alem<br />
Restoran bünyesinde modern Türk<br />
ve Osmanlı mutfağı çalıştığını, ne<br />
var ki annesinin vefatıyla Türkiye’ye<br />
geri döndüğünü anlatan Aydın, yeni<br />
pozisyonuyla ilgili olarak, “Dürüstlükle<br />
gönüllere dokunmak çok önemli. İş de<br />
yapsak önce insan olmak lazım. Bilgi,<br />
birikim, vizyon, tecrübe kadar insan<br />
olmak çok kıymetli. Bunun yatırımcı<br />
tarafında da önemli bir karşılığı<br />
olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde<br />
çalışanın hakkını hukukunu gözeten,<br />
personelin moral<br />
motivasyonunu<br />
artıran, bununla<br />
beraber elbette<br />
ki otel kazancını<br />
yükselten, işletme kaçaklarının önünü<br />
kesebilen bir beklenti içindeydiler ki<br />
yaklaşık dört aydır bu beklentilerle<br />
görevimin başındayım.”<br />
“Yemek yaparken otelin tüm<br />
operasyonlarına hakimdim”<br />
Reşat Aydın mesleğinin ilk yıllarından<br />
beri mutfakla birlikte otelciliğin tüm<br />
süreçlerine de hakim bir isim. Nitekim<br />
de mutfak şefliği yaparken elektriğin<br />
çarpanlarından ön büro programlarına,<br />
satış stratejilerinden maliyet<br />
hesaplamalarına kadar oteldeki pek çok<br />
operasyona hakim olduğunu söylüyor.<br />
Executive şeflik görevi esnasında<br />
mutfakla beraber maliyet, istihdam,<br />
yönetim ve işletme alanlarına ilgisi ve<br />
yeterliliğinin de kendisini bu pozisyona<br />
taşıdığına inandığını dile getiren Aydın,<br />
“Mutfakta benden habersiz hiç kimse<br />
satın alma yapamazdı. Domates bile<br />
aldırmazdım. Ürün tedarikinde piyasa<br />
araştırması yapmadan sepet doldurmak<br />
hiçbir zaman tercihim olmadı. Plansız,<br />
sistemsiz, programsız tek bir adım<br />
atmadım" diyor.<br />
Otel işletmeciliği ve yönetiminde önemli<br />
bir detay olarak gider kalemlerinin<br />
kısıtlanmasını gösteren Aydın, “Siz<br />
1000 dolara da oda satsanız, yüksek<br />
giderleriniz nedeniyle hedeflediğiniz<br />
karlılık rakamlarına ulaşamazsınız. Bu<br />
işin gerçek anlamıyla da mutfağından<br />
geldiğimiz için gider kısıtlanmasını<br />
çok iyi biliyoruz.” diye belirtiyor ve<br />
ekliyor: “Şu an da aynı şekilde otelcilik<br />
sistemiyle ilerliyor. Bu süreçte insan<br />
kaynaklarından departman yönetimine<br />
kadar her bir adımı planlayarak, belli<br />
bir hedef doğrultusunda yol alıyoruz.”<br />
diyor.<br />
“İyi bir şefsen iyi de bir genel<br />
müdür olabilirsin”<br />
Sözlerinin devamında Aydın, mutfak
şefliğinin otel yöneticiliğine ciddi bir<br />
katkı sağladığının altını çizerek bu<br />
görüşünü şu cümleleriyle destekliyor:<br />
“Bir otelin en çok para harcanan<br />
birimlerinin başında, F&B gelir. Bir otel<br />
için en büyük prestij, yiyecek & içecek<br />
hizmetleri ve servisidir. Executive şef<br />
aynı zamanda parayı yöneten olduğu<br />
için, idari kısımda alt yapısını daha<br />
mutfaktayken oluşturma fırsatı buluyor.<br />
Tabii eğer hedefinde otel yöneticiliği<br />
ve işletmeciliği görevi varsa... Zor<br />
şartlarda bunu başarmakla aslında<br />
belki de daha zor olan bir operasyon<br />
sürecine önemli bir temel de atmış<br />
oluyor. Şefliği layıkıyla başaran biri<br />
otel müdürlüğünü de başarabilir diye<br />
düşünüyorum. İyi bir şefsen iyi de bir<br />
genel müdür olabilirsin."<br />
“Oteli satan değil, iyi yöneten genel<br />
müdürdür”<br />
Türkiye'de otel yöneticiliğindeki<br />
en büyük yanlışlardan birine de<br />
değinmeden geçmek istemeyen Aydın,<br />
“Asıl önemlisi otel satmak değil, oteli iyi<br />
yönetmek olmalıdır. Yöneten kişi genel<br />
müdürdür, satan değil. Oteli satan<br />
satış müdürüdür zaten.” diyor. “İşinde<br />
deneyimli bir yönetici şikayet etmez.<br />
Eğitir, yönetir, kazandırır, kaliteyi<br />
artırır.” diyen Aydın, turizm sektöründe<br />
hali hazırda devam eden kalifiye<br />
eleman sorununa da dikkat çekerek,<br />
“Kaliteli personel bulamıyorsanız,<br />
eğiteceksiniz.” vurgusunu yapıyor<br />
ve aksi halde hedeflenen başarıya<br />
ulaşılamayacağını belirtiyor.<br />
“Tarihi Yarımada ve şehir<br />
merkezinde otel satmak daha<br />
kolay”<br />
Royal Stay Palace <strong>Hotel</strong>'in Genel<br />
Müdürü Reşat Aydın, otele dair bu<br />
yılki hedeflerini de paylaşıyor. Ağırlıklı<br />
Uzakdoğu, Endonezya, Ortadoğu ve<br />
Latin Amerika pazarlarına yönelik<br />
çalıştıklarını kaydeden Aydın, beş<br />
yıldızlı otelin doluluk hedeflerine de<br />
değinerek şu açıklamalarda bulunuyor:<br />
“Otelimizin şu anki doluluk oranı yüzde<br />
30. Yıl sonu hedefimizde ise, yüzde<br />
80-85’lere ulaşmak var. Aralık 2022'yi<br />
yüzde 86 ile kapattık. Yüzde 76-82<br />
doluluklarla gittik. Depremden sonra<br />
yüzde 66'ya düştük. Bu ay Ramazan<br />
dolayısıyla bir düşüş söz konusu tabii.”<br />
Tarihi Yarımada ve şehir merkezindeki<br />
Reşat Aydın, mutfaktan<br />
gelme bir genel müdür<br />
olsa da işi ehline emanet<br />
etmek konusunda son<br />
derece hassas bir yönetici.<br />
Otelin mutfak şefi üzerinde<br />
asla baskı kurmadığını<br />
anlatan Aydın, “Her şefin<br />
kendine has bir tarzı ve<br />
duruşu vardır. Ben baskı<br />
kurmayı sevmem. Sadece<br />
geçmiş bilgi, birikim ve<br />
öngörülerimle sistemi<br />
anlatırım, önerilerde<br />
bulunurum.” diyor.<br />
otelleri satmanın çok daha kolay<br />
olduğunu ifade eden Aydın, “Çünkü<br />
onlar kendi kendilerini satıyor. Önemli<br />
olan İstanbul'un bu zor bölgesindeki<br />
bir oteli satmak. Havalimanı kapandı.<br />
Sanayinin içindesiniz. Havalimanı da<br />
olsa burası gerçekten zor bir bölge.<br />
Ama önemli olan zoru başarmak.<br />
Burada yapılacak en önemli şey,<br />
hizmet kalitesini artırmak olmalı.<br />
Hizmet kalitesini yükselterek bir değer<br />
katmak lazım. Misafire para gözüyle<br />
değil, misafir gözüyle baktığımızda<br />
ancak kalitemiz artacaktır. Bölgedeki<br />
rekabet gücümüzü ve farklılığımızı da<br />
ancak bu anlayışla ortaya koyacağımıza<br />
inanıyorum.” şeklinde sözlerini<br />
tamamlıyor.<br />
“F&B'ye ciddi yatırım yapacağız”<br />
Bu yıl itibariyle ağırlıklı şirket<br />
misafirlerine odaklanacaklarını<br />
belirten Aydın, mutfaktan gelmenin<br />
sağladığı avantajla banket, yiyecek<br />
&içecek ve düğün operasyonlarına<br />
yönelik yatırımlar yapacaklarını ifade<br />
ediyor ve projelerini şöyle aktarıyor:<br />
"Önümüzdeki dönemde otelin kafe ve<br />
restoranlarını canlandırmak istiyoruz.<br />
Bizim en büyük zorluğumuz, alkolsüz<br />
bir konsept olmamız. Dolayısıyla<br />
imkanlar dahilinde F&B hizmetlerimizi<br />
canlandırmak ve bölgemizde bir farklılık<br />
ortaya koymak istiyoruz. Bu çerçevede<br />
a la carte restoranımıza otel menüsü<br />
koyup, orijinal Osmanlı mutfağı sunmak<br />
istiyoruz. Bunu birkaç ülke mutfağıyla<br />
da ayrıca desteklemek niyetindeyiz.<br />
Bununla birlikte lobide kendi markamız<br />
altında hayata geçirmek istediğimiz<br />
bir kafe projemiz var. Otelin dışında<br />
da snack hizmet veren bir mekan<br />
hayalimiz var. Tüm bunlara ilave olarak<br />
mevcut nargile salonumuzdaki ürün<br />
çeşitliliğimizi de artıracağız."
40<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
DEPREM<br />
SONRASI MOBIL<br />
EVLERE VE<br />
KARAVANLARA<br />
TALEP ARTTI<br />
Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası karavan ve tekerlekli mobil evlere talep arttı.<br />
İzole yaşam isteyenlerin ev konforunda<br />
konaklayabildiği, oturma ve yatak<br />
odalarının yanı sıra banyo ve tuvalet<br />
gibi ihtiyaçların tümüne cevap veren<br />
mobil evler, 6 Şubat'ta gerçekleşen<br />
depremlerin ardından yeniden<br />
gündeme geldi. Hem pratik kullanım<br />
hem de istenilen yere kurulum imkanı<br />
sunan karavanlara özellikle deprem<br />
bölgesinden talep yağıyor. Üreticiler,<br />
aynı zamanda kullanıcıları güvenli<br />
yaşamla da buluşturan karavan<br />
talebinin onlarca kat arttığını belirtiyor.<br />
Üreticiler hali hazırda taleplere<br />
yetişmek için gece gündüz çalışırken,<br />
yoğun mesainin aylarca sürmesi<br />
bekleniyor.<br />
Öte yandan karavan ve (mobil ev)<br />
tiny house sektörünü önümüzdeki<br />
aylarda bir araya getirecek "Karavan<br />
Show Euraisa Fuarı ve Tiny Home<br />
Show Fuarı" için hummalı çalışma da<br />
sürüyor. BİFAŞ Birleşik Fuar Yapım AŞ<br />
tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar<br />
Birliği (TOBB), İstanbul Ticaret Odası<br />
(İTO) ve KOSGEB desteğiyle iki fuarın<br />
eş zamanları olarak hayata geçeceği<br />
27 Eylül - 1 Ekim tarihlerinde İstanbul<br />
Fuar Merkezi'nde düzenlenecek<br />
fuar için ülke içinde ve yurt dışında<br />
önemli çalışmalar yapılıyor. Yaklaşık<br />
25 bin metrekare alanda 150'den<br />
fazla firma ve 250'yi aşkın markanın<br />
katılımıyla gerçekleşecek fuarda<br />
motokaravan, çekme karavan, vantipi<br />
karavan, özel amaçlı araçlar, mobil<br />
hizmet karavanları, ticari karavanlar,<br />
mobil evler, çelik-prefabrik yapılar ve<br />
seyahat römorklarının yanı sıra outdoor<br />
ürünlerinden güneş panellerine kadar<br />
sektörle ilgili her türlü ürün ve hizmet<br />
sağlayıcısı yer alacak.<br />
Topyekün seferberlik<br />
BİFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Ümit Vural, konuya ilişkin yaptığı<br />
açıklamada, Kahramanmaraş<br />
merkezli depremlerin ardından sektör<br />
üreticilerinin tüm kapasitelerini<br />
depremzedelere ayırdığını, 7/24 üretim<br />
yapan şirketlerin bölgeye ürünleri<br />
maliyetine ulaştırdığını söyledi.<br />
Şirket olarak ilk günden itibaren<br />
tüm imkanları ile depremzedelerin<br />
yanında oldukları dile getiren Vural,<br />
özellikle karavan ulaştırma noktasında<br />
şirketleri harekete geçirmek için farklı<br />
organizasyonlara imza attıklarını<br />
söyledi. Vural, son yıllarda karavana<br />
yönelik artan ilgiye işaret ederek,<br />
"Depremlerin ardından bu ilgi o kadar<br />
arttı ki şu anda tüm kapasitelerini<br />
seferber eden üreticilerimiz taleplere<br />
yine de yetişemiyor." dedi.<br />
Karavanın afet dönemindeki rolü<br />
anlatılacak<br />
Ümit Vural, 27 Eylül-1 Ekim'de<br />
düzenlenecek ve sektöründe Avrasya<br />
bölgesinin en önemli fuarlarından<br />
olma özelliği taşıyan Tiny Home Show<br />
ve Karavan Show Euraisa Fuarı'nda<br />
güvenlik ve afet konuları ile ilgili ek<br />
salonlar oluşturacaklarını söyledi.<br />
Bu sayede vatandaşlarda farkındalık<br />
oluşturmayı amaçladıklarının altını<br />
çizen Vural, tiny house ve karavanların<br />
afet dönemlerindeki rolünün<br />
anlatılacağını vurguladı. Vural, fuar<br />
sayesinde Türk üreticilerin küresel<br />
arenaya çıkacağını kaydederek,<br />
ayrıca 100'e yakın ülkeden alım<br />
heyeti çalışmaları yaptıklarını ve<br />
50 bine yakın profesyonel ziyaretçi<br />
beklendiğini anlattı. Küresel anlamda<br />
da karavan meraklılarını buluşturacak<br />
bir organizasyona imza atacaklarını<br />
aktaran Vural, "1 Milyar Türk lirası<br />
civarında ticaret hacminin yakalanacağı<br />
fuarın bu yıl doğal afetlerde alternatif<br />
yaşam alanları ve hasarlı bina sahipleri<br />
için ihtiyaç olarak daha çok talep<br />
göreceğini düşünüyoruz." diye konuştu.
ALI ONARAN<br />
“TURIZM, DEPREMIN YARALARINI SARMAK<br />
IÇIN CAN SUYU OLABILIR”<br />
Deprem bölgesinde hayatın yeniden eski dinamiklerine dönmesi için turizm sektörüne<br />
ihtiyaç olduğunu vurgulayan Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran,<br />
“Depremin yaralarını turizmle saralım. Turizm küçük esnafa, üreticiye, şehrin<br />
istihdamına can suyu olabilir” dedi.<br />
6<br />
Şubat’ta yaşanan depremin<br />
acısını dindirmek için ilk günden<br />
itibaren kolları sıvayan Prontotour<br />
hem ayni hem de nakdi yardımlarla<br />
bölge insanının eski güzel günlerine<br />
dönmesi için çalışmalarını sürdürüyor.<br />
Afet bölgesine destek olmaya devam<br />
edeceklerini belirten Prontotour<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran,<br />
“Ülkemiz yaşadığı deprem felaketinin<br />
yaralarını sarmaya çalışıyor. Biz de<br />
şirket olarak elimizden ne geliyorsa<br />
yapmaya gayret ediyoruz. Depremin<br />
etkilediği 11 şehrimiz tarihi, kültürü<br />
ve gastronomi ürünleriyle öne çıkan<br />
turizm açısından güçlü potansiyeli olan<br />
şehirler. Depremden pek çok işletme<br />
etkilendi. Tarihi yapılar, kilise, cami<br />
ve müzelerimiz yara aldı. Bölgeyle<br />
özdeşleşen restoran, pastane veya yerel<br />
üreticiler kayba uğradı. Tabii en büyük<br />
acımız yitirdiğimiz insanlarımız. Doğru<br />
kent planlaması, depreme dayanıklı<br />
binalar artık birinci gündem maddemiz.<br />
El birliğiyle tüm acıların üstesinden<br />
geleceğiz. Biz güçlü bir ülkeyiz” dedi.<br />
“Yerel kalkınmayı desteklemeliyiz”<br />
Deprem bölgesinde ekonominin<br />
yeniden düzene girmesi, morallerin<br />
yükselmesi için turizmin önemli<br />
roller üstlenebileceğini vurgulayan<br />
Onaran, şunları kaydetti: “Depremden<br />
etkilenen 11 şehrimizde hayatı yeniden<br />
eski dinamiklerine döndürebilmek,<br />
şehirlerin kültürel zenginliklerini<br />
yaşatmak, oradaki halkla sürekli<br />
irtibatlı olmak için turizm sektörüne<br />
büyük iş düşüyor. Turizm 56 alt<br />
sektörü besleyen bacasız bir sanayidir.<br />
Dolayısıyla turizmin tüm iş kollarını<br />
harekete geçirmesi toparlanmayı<br />
hızlandıracaktır. Yenileme çalışmaları<br />
için yapılacak planlamalarda kültürel<br />
mirasın korunmasına ayrıca önem<br />
verilmelidir. Yurt içi kültür turlarının<br />
o bölgedeki küçük işletmelerin,<br />
esnaf ve sanatkârların geçim<br />
kaynağı olduğunu unutmayalım.<br />
Yerel kalkınmayı desteklemek,<br />
bölge insanının istihdamına katkı<br />
sağlamak adına hayatın normal akışına<br />
girmesiyle kültür turlarının yeniden<br />
öneminin artacağını düşünüyorum.<br />
Bizler eskisinden daha sorumlu<br />
turizm yapmak ve deprem gerçeğini<br />
unutmadan, aklın ve bilimin yolunda<br />
ilerlemek zorundayız.”<br />
Çocuklar için oyuncak otobüsü<br />
Depremin ilk gününden itibaren afet<br />
bölgesinin ihtiyaçlarını karşılamak için<br />
seferber olan Prontotour, bölgeye başta<br />
doktor, uzman teknik personel olmak<br />
üzere pek çok insan kaynağı ve yardımın<br />
ulaşmasını sağladı. Depremden<br />
etkilenen şehirlere gıda, hijyen kiti,<br />
jeneratör, temizlik ürünleri gibi yardım<br />
kolileri gönderen Prontotour geçtiğimiz<br />
hafta da “Çocuklar hep gülsün!”<br />
sloganıyla oyuncak ve şekerleme yüklü<br />
bir otobüsü bölgeye göndermişti.
46<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gündem<br />
BAKANLIK DUYURDU!<br />
İŞTE DEPREM BÖLGESINDEKI OTEL VE<br />
ACENTELERE SAĞLANACAK KOLAYLIKLAR<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’nden yapılan duyuruda<br />
OHAL bölgesindeki otel ve acentelere kolaylıklar sağlanacağı bildirildi.<br />
Yatırım ve İşletmeler Genel<br />
Müdürlüğü’nden yapılan duyuru<br />
şöyle:<br />
06.02.<strong>2023</strong> tarihinde yaşanan<br />
elim deprem afeti sonrası, ülke<br />
çapında depremden zarar görmüş<br />
vatandaşlarımızın Devletimiz,<br />
vatandaşlarımız ve sicil toplum<br />
örgütlerimizce meydana gelen afetin<br />
yaralarını sarmak adına, olağanüstü<br />
hâl (OHAL) ilan edilen Adana,<br />
Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep,<br />
Hatay, Kahramanmaraş, Malatya,<br />
Şanlıurfa, Osmaniye, Kilis illerinde<br />
Bakanlığımızdan belgeli / belge<br />
talebinde bulunacak yatırım ve<br />
işletmeler ile seyahat acentaları için<br />
01.01.2024 tarihine kadar;<br />
1) Bakanlığımızdan Turizm Yatırımı<br />
Belgesi ve Turizm İşletmesi Belgesine<br />
ilişkin her türlü işlemde (belge ve<br />
plaket yenilenmesi dahil), başvuru<br />
ücreti, belge ve plaket ücreti<br />
alınmamasına,<br />
2) Daha önce yapılmış işlemlere<br />
dayanılarak verilmiş olan her türlü<br />
sürenin ertelenmesi, 2634 sayılı<br />
Turizmi Teşvik Kanununun 32 inci<br />
madde hükmü gereği “Uyarma” ve<br />
Kanunun 34 üncü madde hükmü<br />
gereği belge iptali yaptırımlarının<br />
uygulanmasının ertelenmesine,<br />
3) Seyahat acentalarına ilişkin her<br />
türlü işlemde (belge yenilenmesi<br />
dahil), başvuru ücreti ve belge ücreti<br />
alınmamasına,<br />
4) Talepler ve şikayetler hariç olmak<br />
üzere illerde yer alan tesisler ve<br />
acentaların denetim işlemlerinin<br />
ertelenmesine, karar verilmiş ve<br />
halihazırda verilmiş olan yatırım<br />
belgesi süreleri bir yıl uzatılmış<br />
sayılmıştır.<br />
Bilgilerine sunulur.
TINY HOUSE<br />
ALIRKEN<br />
BU 5 MADDEYE<br />
DIKKAT!<br />
Türkiye’de yaşanan deprem<br />
felaketleri sonrasında tiny<br />
house’lara ilgi de yoğunlaştı.<br />
Dayanıklılığın yanı sıra konfor ve<br />
rahatlığı da bir arada sunan tiny<br />
house’lar bu zorlu günlerde kullanıcıları<br />
için en çok tercih edilen seçeneklerin<br />
başında geliyor.<br />
Türkiye’nin önde gelen tiny house<br />
markası Mooble House, kullanıcıların<br />
tiny house satın alırken dikkat etmesi<br />
gereken 5 maddeyi sıraladı:<br />
Mevzuata uygun üretilmeli<br />
Mevzuatına uygun üretilmeyen tiny<br />
house’lar sahibini mağdur edebilir.<br />
Karayolları standartlarında belirlenen<br />
azami ölçüler dikkate alınarak üretilen<br />
tiny house’lar ilgili kurumların gerekli<br />
kontrolleri yapmaları esnasında sahibini<br />
zor durumda bırakmazlar.<br />
Dayanıklı malzeme sınıfı tercih<br />
edilmeli<br />
Tiny house’ların doğanın içinde dört<br />
mevsim boyunca hem kalıcı hem<br />
de mobil kullanımları göz önüne<br />
bulundurularak sürekli servis<br />
gereksinimi olmaması için dayanıklı ve<br />
amacına uygun malzeme sınıflarıyla<br />
üretilmesi gerekir.<br />
Üretim gücü ve malzeme kalitesine<br />
dikkat edilmeli<br />
Tiny house alıcılarının, üretim<br />
esnasında kullanılan malzemelerin<br />
hangi standartta ve hangi ihtiyacı<br />
karşılayacağı konusunda bilgilendirme<br />
istemeleri en doğal haklarıdır.<br />
Malzemelerin hem insan sağlığına<br />
uygun hem de kullanım esnasında<br />
deforme olmayacak şekilde<br />
seçilmesi önemlidir. Üreticinin<br />
belli bir kalite çizgisinde ve kalite<br />
kontrol prosesleriyle üretimi<br />
gerçekleştirdiğinin fiziken görülmesi,<br />
kullanıcının satın alma esnasındaki<br />
güvencesidir.<br />
Üretici firmaların referansları<br />
incelenmeli<br />
Üretici firmaların daha önce yaptıkları<br />
ürünlerin, özellikle de kullanımda<br />
olanların, yaşanmış tecrübeleri<br />
önemlidir. Yalıtım özellikleri, enerji<br />
verimliliği performansı, servis<br />
hizmetleri ve yıllarca doğa içinde<br />
kullanılmış ürünler incelenmelidir.<br />
Teslimatın söz verilen sürede<br />
yapılması önemlidir. Satış sonrası<br />
bakım hizmetlerine ve garanti süresine<br />
özellikle dikkat edilmelidir.<br />
Model seçerken alanında uzman<br />
kişiyle görüşülmeli<br />
Tiny house satın almak isteyenler istek<br />
ve ihtiyaçlarını en doğru karşılayan<br />
ürünü/modeli seçebilmek için uzman<br />
kişilerden bilgi almalıdır. Uzmanın<br />
alanındaki tecrübesi doğrultusunda<br />
oluşacak bilgi alışverişi sayesinde<br />
kullanıcının seçenekleri de zenginleşir.<br />
Tiny House nedir?<br />
Tiny house’lar plakalı ve ruhsatlı,<br />
karavan sınıfında araçlar<br />
olup yürüyen küçük evlerdir.<br />
Mevzuatlara uygun üretilen<br />
tiny house’lar karavandan<br />
daha konforlu bir yaşam sunar.<br />
Konteyner ve benzeri geçici<br />
barınma çözümleri yerine<br />
dört mevsim kalıcı yaşam için<br />
uygundur. İsteğe bağlı olarak<br />
yeri de değiştirilebilir. Çekici bir<br />
araç üzerine konarak taşınmaz.<br />
Mühendislik hesaplamalarına<br />
uygun üretilmiş bir tiny house,<br />
doğru araçlarla çekildiğinde<br />
yollarda güvenli bir şekilde<br />
ilerler. Tiny house’lar doğada<br />
olmayı, doğayla barışık yaşamayı<br />
mümkün kılar. Kullanıcıların<br />
doğanın iyileştirici etkisiyle<br />
tanışmasını sağlar. Minimalist<br />
yaşam felsefesiyle tasarlanıp temel<br />
ihtiyaçları öngörür; mevzuatlarına<br />
ve vaadine uygun bir şekilde<br />
üretilebilmesi için tekne, karavan<br />
ve yapı sektörünün ürünlerini ve<br />
metotlarını kullanılır.
48<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni yatırımlar<br />
DOUBLETREE<br />
BY HILTON<br />
ŞANLIURFA<br />
AÇILDI<br />
Şanlıurfa’nın ilk uluslararası<br />
beş yıldızlı oteli DoubleTree by<br />
Hilton Şanlıurfa, Vimsa Grup<br />
yatırımıyla kapılarını açtı.<br />
Hilton Üst Sınıf ve Lüks Otellerden<br />
Sorumlu Ülke Müdürü Armin<br />
Zerunyan, DoubleTree by Hilton<br />
Şanlıurfa’nın, Şanlıurfa ve Güneydoğu<br />
Anadolu Bölgesi turizmi için büyük önem<br />
taşıdığını ifade ederek, “Amerika dışındaki<br />
ilk otelini 1955 yılında İstanbul’da açan<br />
Hilton için Türkiye her zaman özel bir<br />
konuma sahip oldu. Tarihi, kültürü,<br />
gastronomisi ve insanı ile dünyanın<br />
en değerli topraklarından biri olan<br />
Şanlurfa’daki bu otelimizin hem şehrin hem<br />
de destinasyonun uluslararası pozisyonunu<br />
da güçlendireceğine inanıyoruz" dedi.<br />
Yatırımcısı, Vimsa Grup<br />
Vimsa Grup yatırımıyla Şanlıurfa’nın<br />
yeni yaşam merkezlerinden Esentepe’de<br />
konumlanan otel, Balıklıgöl ve tarihi<br />
Şanlıurfa'ya 6 km, Göbeklitepe'ye 19 km,<br />
Şanlıurfa GAP Havalimanı’na ise 35 km<br />
uzaklıkta bulunuyor. 11 katlı otel, 28 m 2 ’den<br />
başlayan standart ve delüks odalardan,<br />
alerjiye duyarlı odaya ve 116 m 2 genişliğinde,<br />
içinde mutfak, oturma odası ve yemek<br />
masası bulunan Kral Dairesi’ne kadar<br />
farklı özelliklerdeki odaları ile misafirlerine<br />
modern ve konforlu bir konaklama sunuyor.<br />
İç mimarisinde Şanlıurfa’nın tarihsel ve<br />
kültürel öğelerinden esinlenen otelde,<br />
özellikle Balıklıgöl ve Göbeklitepe’ye ait pek<br />
çok figürü görmek mümkün. Otelin içinde<br />
kullanılan sanat eserlerinin tamamı ise<br />
Şanlıurfalı sanatçılar tarafından bölgenin<br />
zengin tarihi dokusunu yansıtacak şekilde<br />
tasarlandı.<br />
Zengin gastronomi deneyimi<br />
Ödüllü restoran zinciri BigChefs’in<br />
Şanlıurfa’daki ilk şubesine ev sahipliği yapan<br />
otelde, BigChefs’in sevilen lezzetlerinin<br />
yanı sıra Şanlıurfa’ya özel yöresel tarifler<br />
de misafirlerin beğenisine sunulacak.<br />
Küçük atıştırmalık ve imza içecekleriyle,<br />
otel lobisinde konumlanan Tolia Cafe, gün<br />
içinde bir mola vermek isteyen misafirlerini<br />
beklerken, zengin aromalı özel kahveleri ile<br />
Starbucks ise kahve tutkunlarını ağırlıyor.<br />
Toplantı ve etkinlikler için konum<br />
avantajlı<br />
DoubleTree by Hilton Şanlıurfa, toplantı ve<br />
etkinlikler için şehrin ana arterlerine yakın<br />
konumda, toplam 1.500 m 2 ’lik alanıyla ister<br />
küçük toplantılar ister görkemli davetler<br />
için benzersiz bir<br />
seçenek sunuyor.<br />
Toplamda 900<br />
kişiye kadar konuk<br />
ağırlayabilen<br />
ve ayrı girişe<br />
sahip Urfa Balo<br />
Salonu ikiye<br />
bölünebilirken,<br />
gün ışığı alabilen<br />
Halfeti Salonu,<br />
üçe bölünebiliyor<br />
ve şık kahve<br />
molalarına ev<br />
sahipliği yapacak<br />
ferah fuayesiyle hizmet veriyor. Otel, 14<br />
kişiye kadar özel toplantılar için tasarlanan<br />
Siverek Toplantı Salonu’na da ev sahipliği<br />
yapıyor.<br />
Bölgenin en gelişmiş spa ve sağlık<br />
kulübüne sahip<br />
Söz konusu dinlenmek olduğunda neredeyse<br />
bir vaha olan DoubleTree by Hilton<br />
Şanlıurfa, bölgenin en gelişmiş spa ve sağlık<br />
kulübüne ev sahipliği yapıyor. Alanında<br />
deneyimli Spa Soul tarafından işletilen 1600<br />
m 2 ’lik sağlık kompleksinde yarı olimpik<br />
kapalı yüzme havuzu, son teknoloji spor<br />
ekipmanlarına sahip spor salonu, sauna ve<br />
buhar odaları, igloo, Türk Hamamları, biri<br />
VIP, biri cilt bakımı olmak üzere toplamda<br />
7 masaj ve bakım odası ile hem sağlık hem<br />
de spor tutkunlarına benzersiz bir deneyim<br />
sunuyor. Bölgenin ilk özel fizyoterapik<br />
ölçüm odası ile her misafir kendi kişisel<br />
gereksinimleri doğrultusunda sistemli bir<br />
analizden geçirilerek kendine özel bir spor<br />
ve sağlık programına sahip olabiliyor. Ayrıca,<br />
Balili özel terapistler eşliğinde gerek klasik<br />
spa bakımları gerekse organik ve otantik<br />
bakım ritüelleri ile misafirlere özel bir spa<br />
deneyimi yaşatılıyor.
CELESTYAL CRUISES YENI GEMISINI<br />
ATINA’DA TANITTI<br />
Celestyal Cruises’un yeni gemisi, Journey Atina’daki lansmanla tanıtıldı. 149’u balkonlu<br />
630 kamarası, 7 seçkin restoranı, 8 bar&lounge’u, devasa güneşlenme terasları ve<br />
sağlıklı yaşam alanları ile seyahatseverlerin kalbini fethetmeye hazırlanan<br />
Journey’nin ilk rotası Türkiye olacak.<br />
Celestyal Cruises’un yeni gemisi<br />
Atina’da bir lansman toplantısıyla<br />
tanıtıldı. Kapsamlı bir teknik bakım<br />
ve yenilemeye alınan Journey; yatırımı<br />
20 milyon Euro’yu bulan renovasyonun<br />
ardından Eylül ayında denize inerek<br />
Celestyal Crystal’in tur programını<br />
devralacak. Celestyal’in en yeni gemisi<br />
Journey; ilk misafirlerini 2 Eylül’de kabul<br />
ederek 7 gecelik Idyllic Aegean Turu’nu<br />
gerçekleştirecek. Celestyal Journey,<br />
‘seyahat’ anlamına gelen adından da<br />
aldığı ilhamla özgür ruhu, macerayı,<br />
keşif ve ilerlemeyi sembolize ediyor.<br />
Celestyal Journey, çok sayıda birinci<br />
sınıf kamarasının yanı sıra ferah, lüks,<br />
konforlu geniş alanları ile öne çıkıyor.<br />
1.260 misafir kapasiteli orta büyüklükteki<br />
geminin 630 kabini bulunuyor, 149’u ise<br />
balkonlu. Bu rakam, Celestyal'in diğer<br />
gemisindeki balkonlu kabin sayısının üç<br />
katı. Bu kabinlerin 120'si Junior Süit, 28'i<br />
Grand Süit ve biri ise geniş Penthouse<br />
Konsept Süit. Gemideki kabinlerin yüzde<br />
80’i dış kabinden oluşuyor.<br />
7 benzersiz restorana sahip<br />
Celestyal Journey, zengin yeme içme<br />
seçenekleri ve restoranlarıyla da hayli<br />
iddialı! Akdeniz'den Avrupa ve Asya<br />
yemeklerine kadar geniş bir yelpazede,<br />
seçkin mönülerle damaklara hitap<br />
eden temalı 7 benzersiz restoranda<br />
konuklarını ağırlayacak. Yeme içme<br />
sanatının incelikleriyle icra edileceği<br />
gemide bir yenilik bir yemek pişirme<br />
gösteri alanının bulunması. Özel günleri<br />
kutlamak veya özel grup etkinliklerini<br />
burada düzenlemek mümkün olacak.<br />
Seçkin ve temalı buluşmaların adresi<br />
ise Chef’s Table olacak. Misafirler,<br />
günün her saatinde canlı olan; her biri<br />
kendine özgü konsepti bulunan 8 bar<br />
lounge’da Celestyal'in imza kokteyllerini<br />
deneyebilecek.<br />
Deniz manzaralı büyük,<br />
kapsamlı bir SPA, fitness<br />
ve sağlıklı yaşam alanı<br />
ile iki adet tam donanımlı<br />
konferans salonu ve sinema<br />
ile tamamlanan çok amaçlı<br />
bir amfitiyatro, Celestyal<br />
Journey'nin toplantı ve<br />
etkinlikler için de tercih<br />
edilebilmesini sağlayacak.<br />
Eşsiz balkonlu süit'ler ve ve<br />
konsiyerj hizmeti<br />
Celestyal Journey, daha çok ışık ve<br />
ferahlık hissi oluşturan açık güverte<br />
alanlarına sahip olacak. İki havuzlu ve<br />
iki jakuzili geniş güneşlenme terasları,<br />
eşsiz bir manzara ve denizle bağlantı<br />
sağlarken; tenha ve sakin bir açık<br />
alan arayanlar için Beach Club, Grand<br />
Suite ve Junior Suite misafirlerinin<br />
özel kullanımı için oluşturulacak.<br />
Grand Suites'te rezervasyon yapan<br />
konuklar, Celestyal'in öncelikli checkin<br />
kontuarına, hızlı binişe ve bavul<br />
açma yardımı da dahil olmak üzere<br />
ekspres bagaj teslim hizmetlerini içeren<br />
Konsiyerj hizmetinden yararlanacak.<br />
Grand Suite konuklarına özel bu<br />
talepleri düzenlemek amacıyla Poseidon<br />
Lounge'da özel bir Celestyal Cruises<br />
Konsiyerji kurulacak.
50<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
Nilda Türe<br />
"Gemide hayat<br />
zor olsa da kadın<br />
istihdamı yükselişte"<br />
Röportaj: Hatice Ünal Bilen<br />
Turizm sektörüne girdiğinde 20<br />
yaşındaydı. Pek çok meslektaşına göre<br />
geç bir yaş da olsa doğru bir zamandı,<br />
Nilda Türe için. Hayali en başından<br />
dünyayı gezmekti. Turizm ise en uygun yoldu<br />
bunun için. Sektöründe ilk karadan yürüdü,<br />
25 yıl boyunca otel ve acentecilik faaliyetleri<br />
yürüttü. Ardından engin denizlere açılıp yüzen<br />
bir otelle bütünleştirdi bu ideallerini. Türe,<br />
yaklaşık bir yıldır tamamen Türk yapılanması<br />
üzerine kurulmuş ilk cruise şirketi olan<br />
Selectum Blu Cruise’un Genel Müdürlüğü<br />
görevini yürütüyor. Üstelik de kruvaziyer<br />
sektörüne yeni Süvari Hanımlar yetiştirmek<br />
hedefiyle!<br />
Pandemide en fazla zarar gören sektörlerden<br />
kruvaziyer turizminin geçtiğimiz yılki<br />
başarısını <strong>2023</strong>'te katlayarak artıracağını<br />
belirten Nilda Türe, 2024 yılından ise umutlu.<br />
Önümüzdeki yıl ve sonrası için şirketin<br />
filosunu büyütme ve yeni limanlara açılma<br />
hedefinde olduğunu kaydeden deneyimli<br />
turizmciyle Selectum Blu Cruises Genel<br />
Müdürlüğüne uzanan turizm yolculuğunu,<br />
şirketin yeni dönem planlarını ve kruvaziyer<br />
sektöründe yaşanan son gelişmeleri<br />
konuştuk.<br />
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?<br />
Selectum Blu Cruises Genel<br />
Müdürlüğüne uzanan turizm<br />
yolculuğunuz nasıl başladı?<br />
Turizme 1994 yılında başladığımda 20<br />
yaşındaydım. Pek çok turizm geçmişi olan<br />
kişi için aslında geç bir yaş. Ama ne yapmak<br />
istediğime karar vermiş olmam açısından<br />
doğru bir yaş olduğunu düşünüyorum. Tüm<br />
çocukluğum yeni yerler görmek, yeni insanlar<br />
tanımak ve yepyeni kültürlerle karşılaşmak<br />
hayaliyle geçti. Memur bir babanın çocuğu<br />
olarak bunu kısmen gerçekleştirdim.<br />
Türkiye’nin bütün bölgelerini dolaştım<br />
diyebilirim. Babam tarihe meraklı biriydi.<br />
O sebeple tayini çıktığında rota oluşturur,<br />
mutlaka yolumuz üzerinde bulunan şehirleri<br />
bize gezdirir ve anlatırdı. Sanırım içimde var<br />
olan bu yeni ile tanışma aşkını körüklemiş<br />
olabilir.<br />
Tüm yaşamımı<br />
şekillendirecek<br />
mesleğimi seçmek<br />
tamamen bu kurgu<br />
üzerine kuruldu.<br />
Dünyayı gezmek hayali<br />
ile şekillendirdiğim<br />
kariyer planlamam<br />
için en uygun yol<br />
turizm idi. Ben<br />
gidemesem bile gelen<br />
misafirlerle kurulacak<br />
dostluklar beni o diyarlara bir bağlamda<br />
taşıyacaktı. Şanslı insanlardan olduğumu<br />
düşünmüşümdür hep. Çünkü sevdiğim bir<br />
işi yapıyorum. “Sevdiğiniz işi yaparsanız<br />
hayatınızda bir dakika bile çalışmış<br />
sayılmazsınız” der ki Konfüçyüs, bu çok<br />
doğru bir sözdür. Ben sevdiği işi yapılabilen<br />
şanslı kişilerdenim.<br />
Bu ideallerle kendinize nasıl<br />
bir eğitim yolu çizdiniz? İlk iş<br />
deneyimleriniz neydi?<br />
Bu hayalle ilk okulum Avrupa Topluluğu<br />
üzerine idi. Uluslararası ilişkilere bağlı<br />
olması sebebiyle konsolosluklarda çalışır,<br />
dünyayı keşfederim sanmıştım. Lakin iş<br />
imkanlarının kısıtlı olması ve dünyayı gezme<br />
hayalime çok fazla hizmet etmeyeceğini<br />
anlamam ile beraber Anadolu Üniversitesi<br />
Turizm Otelcilik okumaya ve kariyerimi o<br />
yöne çevirmeye karar verdim. Dil eğitimi<br />
de aldığım bir yıllık İngiltere’deki aupairlik<br />
maceramdan sonra bu işin kalbi olduğuna<br />
inandığım Antalya’ya taşınarak ilk olarak<br />
acente bacağında işe başladım. Beş senelik<br />
bir acente tecrübesi bana inanılmaz bir bakış<br />
açısı kattı. Çalıştığım şirket o dönemin sektör<br />
okullarından sayılır. Eğitime, kişisel gelişime<br />
önem veren bir şirket olması açısından<br />
kendime dair pek çok şey öğrendiğimi<br />
düşünüyorum. Acente ve otel bu işin iki<br />
önemli bacağı. Lakin acentede çalışırken<br />
misafirle birebir ilişki kuramıyorsunuz.<br />
Misafirin yüzündeki o memnuniyet ifadesinin<br />
beni motive ettiğini itiraf etmeliyim.<br />
Beş senenin sonunda otel kanadında işe<br />
"Selectum Blu Cruises<br />
olarak, %40 oranında kadın<br />
çalışan istihdam ediyoruz.<br />
Amacımız sektöre yeni<br />
Süvari Hanımlar yetiştirmek.<br />
Gemide hayat zor, bunu<br />
kabul etmek lazım ama<br />
kadın çalışan sayımız oran<br />
olarak gittikçe yükseliyor<br />
ve yükselmeye de devam<br />
edecek."<br />
başladığımda masanın her iki tarafında<br />
oturmuş biri olarak çok şanslı olduğumu<br />
biliyordum. Acentede kontrat üzerine<br />
kurduğum yapılanmayı elbette ki otel<br />
kanadında satış pazarlamada kullanacaktım<br />
ve öyle yaptım. Mass turizmin yapıldığı<br />
Antalya’da satış kanadı tamamen ikili ilişkiler<br />
üzerine kurulu bir sistemdir. Dolayısıyla<br />
konuşma yeteneği, ikna kabiliyeti ve uzun bir<br />
çalışma hayatı sizi başarılı kılabilir. Ancak<br />
pazarlama bambaşka bir bakış açısına,<br />
araştırmacı ve meraklı bir kişiliğe sahip<br />
değilseniz zorlanacağınız bir kanat.<br />
Dünya trendlerini takip etmek bundan<br />
30 sene öncesine kadar kolay değildi. Bu<br />
açıdan bakınca yetişebildiğim ve kendimi<br />
eğitebildiğim ölçüde işin pazarlama tarafını<br />
daha çok seviyorum diyebilirim. Satış ve
pazarlama, Antalya çanağında tek bir unvan<br />
altında toplansa da birbirinden oldukça farklı<br />
alanlar aslında. Pazarlama yaptığımız işin<br />
çatısı. Tüm planlamayı yapmak, bütçeleri ve<br />
hedefleri oluşturmak, pazarları belirlemek<br />
ve stratejiyi oluşturmak pazarlama iken, bu<br />
planı kağıda ve anlaşmaya dökmek satış...<br />
Acente ve otelcilikten sonra<br />
kruvaziyere nasıl yöneldiniz?<br />
Selectum Blu Cruises’u kısaca<br />
tanıtarak anlatır mısınız?<br />
Selectum Blu Cruise, tamamen Türk<br />
yapılanması üzerine kurulmuş ilk cruise<br />
şirketi. Çok standart olacak ama dört tarafı<br />
denizlerle çevrili ülkemizde bu işi uzun<br />
yıllardır başka milletlere bırakmış olmamız<br />
oldukça üzücü. Üç sene önce yolculuğuna<br />
başlayan Selectum Blu, geçmişinde mevcut<br />
olan 30 yıllık otelcilik ve hizmet tecrübesini<br />
engin denizlere taşıdı diyebiliriz. Geniş<br />
kabinleri, ultra her şey dahil konsepti ile<br />
sektöre yeni bir hava getiren bir şirket. İlk<br />
kurulduğunda Antalya’da ve hatta Türkiye’de<br />
turizm ile uğraşan tüm emekçileri oldukça<br />
heyecanlandırmıştı. Sonunda bir Türk şirketi<br />
denizlere de el atmıştı. Blue Sapphire, ne<br />
yazık ki tam da pandeminin başlangıcında<br />
ülkemize gelmişti. Bu sebeple iki sene gibi<br />
bir bekleme süreci geçirmek zorunda kaldı.<br />
Yaklaşık bir sene önce teklif geldiğinde ilk<br />
etapta sektörü çok bilmediğim için biraz<br />
düşündürdü. Karakter olarak yeniliklere<br />
açık biriyim. Fakat sonuçta bu bir iş teklifi ve<br />
başarı hikayesi zorunlu. Ama bugün geriye<br />
dönüp geçmiş kararımı sorguladığımda iyi ki<br />
yapmışım diyorum. Kariyerimde yeni bir sayfa<br />
açtı. Sektörde geçen 25 senede bilmediğim<br />
ne çok şey olduğunu görmüş oldum<br />
açıkçası. Pazar farklılıkları, satış tekniği<br />
açısından oldukça meşakkatli bir iş, cruise.<br />
Özellikle yurt dışı pazarları için paketleme<br />
gerektiren bir konu. Aslında yüzen bir otelin<br />
içerisindeyiz, acentelerin de yeni ürünlere<br />
ihtiyacı var. Ürünü anlatmak, tanıtmak,<br />
pazarda rakiplerden farklarımızı ortaya<br />
koymak uzun vadeli bir proje aslında. Fakat<br />
satışları gördükçe ne kadar mutlu olduğumu<br />
tahmin edebilirsiniz.<br />
Şirket, 2022’yi hangi rakamlarla<br />
kapattı? Yurt içi ve yurt dışındaki<br />
pazar payınızı öğrenebilir miyiz?<br />
Biz Selectum Blu Cruise olarak, Bodrum<br />
kalkışlı Yunan Adaları turu yapan ilk şirketiz.<br />
Ana Port olarak Bodrum’u seçmemiz farklı<br />
bir yolcuya hitap ettiğimizi, bu tercihimizle<br />
gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz yıl şubat<br />
ayında başlayan savaşın etkilerini herkes<br />
gibi biz de yaşadık. İlk etapta savaşın etkisini<br />
planlamak zorunda kaldık. İlk senemize<br />
bu etkiyle başlamak bizi biraz yordu, itiraf<br />
etmeliyim. 8 bin misafirimizi 21 sefer ile<br />
adalara taşıdık. Savaşın etkisinin yanı sıra<br />
daha önce uygulanan kapı vizesinin olmayışı<br />
gibi etkenlerle Türk misafire hitap eden<br />
diğer şirketler gibi zorlu bir sezon geçirdik.<br />
İlk bir ay zorlansak da, temmuz ayı itibariyle<br />
oldukça iyi geri dönüşlerle doluluk oranımızı<br />
yakalamaya başladık.<br />
<strong>2023</strong>’ün ilk çeyreğini geride<br />
bıraktık. Yıl sonu ve 2024 için<br />
beklentileriniz şekillendi mi?<br />
Pandemide oldukça zarar gören bir sektör<br />
olan cruise sektörü 2022’deki başarısını<br />
<strong>2023</strong> senesinde katlayarak devam edeceğini<br />
gösteriyor. Misafirlerdeki ilgi oldukça iyi.<br />
Satışlarımız geçen seneye göre katbekat<br />
arttı. Bu yıl itibariyle yurt dışı pazar<br />
payımızı oldukça çeşitlendirdik ve artırdık.<br />
Çalışmalarımız gösteriyor ki, yeni bir marka<br />
olmamıza rağmen yurt dışından ülkemize<br />
olan ilgi ile beraber Selectum Blu’da %60’ları<br />
aşan bir Avrupa ve Güney Amerika portföyü<br />
olacak. Bununla birlikte Uzakdoğu’dan da<br />
talepler alıyoruz. Elbette %30 ve üzerini<br />
zorlayacak bir iç pazar misafirimiz de mevcut.<br />
Bu yıl yine Bodrum’dan kalkacak ve Mikonos,<br />
Santorini, Rodos, Atina ve Girit gibi limanları<br />
ziyaret edeceğiz. 46 sefer yapacağımız bu<br />
sezon adaları ziyaret saatlerimizi de özenle<br />
seçtiğimiz için şimdiden dolmaya başlayan<br />
seferler olduğunu belirtmek istiyorum. Zaten<br />
erken rezervasyon matematiğine çok alışkın<br />
olan cruise misafirlerinin Selectum Blu’da<br />
yerlerini ayırtmakta geç kalmamalarını<br />
hatırlatmak isterim.<br />
Bu çeşitlilikle beraber 2024 yılı ve sonrası için<br />
filomuzu büyütme ve yeni limanlara açılma<br />
konusunda ciddi çalışmalarımız var. Sektörde<br />
ismimizi kalite ile yan yana yazdıktan sonra<br />
dünya kruvaziyer turizmine dahil olduğumuzu<br />
göreceksiniz. 2024 planlamamızı ise en<br />
kısa zamanda Türk misafirlerimiz için de<br />
satışa açacağız. Sektörün erken rezervasyon<br />
matematiği çerçevesinde bazı ülkelerde 2024<br />
satışlarına başladık bile.<br />
Bu hedeflere yönelik ilerleme ve<br />
yönetim stratejiniz nedir?<br />
Biz Selectum Blu olarak, otel konforunu<br />
denizlere taşıdık. 30 yıldır bu sektörde<br />
hizmet veren bir şirket tecrübemiz var.<br />
Bu 30 yıl içerisinde tüm pazarlardan<br />
misafirlerle çalışma, tanışma imkanımız<br />
oldu. Misafirlerin taleplerini, neleri sevip<br />
sevmediklerini, ne istediklerini biliyoruz.<br />
Bizdeki bu bilgi sektörde çok az şirkette<br />
var. Tüm geçmiş bilgimizle sadece<br />
memnun değil, son derece mutlu misafirler<br />
yaratıyoruz.<br />
İşimizdeki en büyük önceliğimiz, misafir<br />
memnuniyeti. Benim ve ekibimin tek<br />
konsantrasyonu bu yönde. Adalara<br />
uğradığımız saatlerden başlayarak her<br />
şeye dikkat ediyoruz. Mesela Mikonos’a<br />
gidecek bir kişi ne bekler diye düşünüyor ve<br />
programı ona göre ayarlıyoruz. Santorini’de<br />
gün batımında fotoğraf vermeden hareket<br />
etmeyelim diyoruz. Kara turlarında<br />
misafirlerin taleplerini önceden bilebiliyor ve<br />
ona göre organize olabiliyoruz. Otelcilikten<br />
gelen tecrübemizi gemiye aktarmakta hiçbir<br />
sıkıntı yaşamıyoruz.<br />
Biz cruise sektöründeki en güzel ve en<br />
lezzetli mutfağa sahibiz. Profiterolü<br />
misafirin önünde yapıyor ve servis ediyoruz.<br />
Gece yemeğinde misafirimize işkembe<br />
çorbası alternatifi ile geliyoruz. Aslında biz<br />
kendimizi misafirin yerine koyuyoruz. Benim<br />
yönetimimde empati yapabilen bir yönetim<br />
olacak gemide. Ama çok güzel insanlarla<br />
ve hepsi alanında çok tecrübeli, başarılı<br />
insanlarla çalışıyorum. Standart Yunan<br />
Adalarını gezelim gelelim misafirinden<br />
öte otel konforunu da yaşayacak, damak<br />
tadına hitap eden bir cruise ile karşılarına<br />
geliyoruz. İddialıyız ve önümüzdeki<br />
dönemde başardıklarımızla iddiamızda haklı<br />
olduğumuzu göreceksiniz.<br />
Kruvaziyer turizminin pandemi<br />
sonrası rekora koştuğu yazıldı,<br />
çizildi. Sizin bu konudaki<br />
yorumunuz nedir? Salgın sonrası<br />
gerçek bir toparlanmadan söz<br />
etmek mümkün mü?<br />
Pandemide sektörde oluşan yaralar hızla<br />
sarılıyor. Bütün dünyanın sustuğu o iki<br />
senede sektör son derece acı tecrübeler<br />
edindi. Tüm motorların sustuğu bu<br />
dönemden çok hızlı bir ivme ile geri<br />
dönüyoruz. Çünkü pandemi sonrası<br />
Avrupa’nın ortasında yaşanan savaş tüm<br />
insanlarda farklı etkiler oluşturmakla<br />
beraber herkesin harcama şekillerini<br />
değiştirmesine sebep oldu.<br />
Dünya enflasyon ile uğraşırken insanlar<br />
daha fazla gezmek, görmek ve ne kadar<br />
kaldı ise hayatı güzelce yaşamak niyetinde.<br />
Avrupa’da bankalarda mevduat oranları<br />
değişti. Geçmişte maaşlarının %60’a yakınını<br />
koruyabilen kişiler artık %70’e yakınını kendi<br />
özel zevkleri doğrultusunda gezip görmeye<br />
harcıyor. Bu değişim, turizmin tüm alanına
52<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
“Kruvaziyer sektörü,<br />
bildiğimiz tüm segmentlerde<br />
farklı bir alan. Gemiye gelen<br />
misafir beklentileriyle<br />
sizi yoran bir kitle değil.<br />
Gemiye bindiklerinde zaten<br />
eğlenmeye geldiklerini ve her<br />
şeyi dışarıda bıraktıklarını<br />
anlıyorsunuz. Diğer<br />
misafirlerle iletişim kurma<br />
konusunda hiçbir sorunları<br />
olmuyor. Bu motivasyonla<br />
gemiye gelenler arasındaki<br />
iletişimi dışarıdan seyretmek<br />
inanın çok mutluluk verici.”<br />
güzel bir hareket getirmekle beraber,<br />
değişiklik arayan kitleyi de cruise seyahatine<br />
yönlendiriyor doğal olarak. İnsanlar bir<br />
kere valiz toplamadan bir sürü şehir, ülke<br />
gezebiliyor. Her sabah ayrı bir limanda<br />
uyanmak, her gün farklı bir kültürle tanışmak<br />
ve bunları tek otel odasından yapmak başka<br />
nasıl mümkün olabilir ki?<br />
Örneğin bizim cruise’a katılacak misafir iki<br />
ülke görme imkanını yakalıyor; Bodrum’a<br />
geliyor, konaklıyor, şehri geziyor ve ondan<br />
sonra Yunan Adaları’na geçiyor ve en az<br />
üç ada görüyor. Misafirin bu tarz bir tatili<br />
cruise dışında yakalaması çok olası değil. O<br />
sebeple cruise her geçen gün daha da artan<br />
taleplerle turizmdeki yerini alacak ve alıyor.<br />
Kruvaziyer, önümüzdeki kısa vadede çok<br />
daha farklı rakamlarla karşımıza çıkacak ve<br />
dünya turizmini regüle edecek inancındayım.<br />
Bu yıl Türkiye’nin en dikkat<br />
çeken limanları, destinasyonları<br />
hangileri?<br />
Türkiye limanları ile kruvaziyer turizminin<br />
ayrılmaz bir parçası. Tarihsel zenginliklerimiz<br />
bizi bu zengin turizm alanında bir numaralı<br />
destinasyonlar arasına sokuyor. Kuşadası<br />
Limanı, dünyanın en büyük cruise gemilerini<br />
ağırlamaya kaldığı yerden devam ediyor.<br />
Efes gibi bir dünya harikası limanı sektörün<br />
vazgeçilmezi yapıyor. Çeşme ve Alsancak<br />
Limanları ise yine pek çok gemiye ev sahipliği<br />
yapmaya devam ediyor.<br />
Galataport için nasıl bir performans<br />
değerlendirmesini yaparsınız?<br />
Galataport, İstanbul’a bambaşka bir<br />
hava getirdi, çok kısa sürede çok fazla<br />
gemi ağırlamaya başlayacağına eminim.<br />
İstanbul’un havasını değiştiren bir yatırım<br />
ve yakın zamanda doğru pazarlama ile ait<br />
olduğu yere oturacak ve dünya markaları<br />
arasındaki yerini hızla alacak kanısındayım.<br />
İstanbul başlı başına bir dünya markası<br />
zaten.<br />
6 Şubat’ta meydana gelen<br />
Kahramanmaraşlı merkezli<br />
depreme değinmeden geçmek<br />
istemiyorum. Malum afette<br />
binlerce binayla birlikte oteller<br />
ve işletmeler de yıkıldı. Ciddi bir<br />
can kaybı söz konusu. Bu dönemde<br />
depremzedelere kapılarını açanlar<br />
oldu. Selectum Blu Cruises da var<br />
mıydı içlerinde?<br />
Deprem hepimizde tarifi imkansız<br />
yaralar açtı. Ben son 40 gündür ülkede<br />
rahat uyuyabilen bir kişi bile olduğunu<br />
düşünmüyorum. Çok büyük bir acı yaşandı.<br />
Tüm dünyanın kalbi bizimle attı ve tüm dünya<br />
yardım elini uzattı. Elbette bizler de hem ferdi<br />
hem de şirket olarak üzerimize düşenden<br />
fazlasını yapmak için seferber olduk.<br />
Otellerimizi açtık, depremzedelerin tüm<br />
ihtiyaçlarını karşılamak için organizasyonlar<br />
kurduk. Elimizden geldiğince acılarına ortak<br />
olup dindirmeye çalıştık. Çok fazla can<br />
kaybımız var, kalanlar inanılmaz duygularla<br />
baş başa kaldılar. Ben tüm ülke olarak aynı<br />
duyguyu, aynı acıyı yaşadığımıza eminim. Pek<br />
çok ev, bina, hastane, yollar ve oteller yıkıldı.<br />
Bu tarif edilemez bir durum.<br />
Biz gemi olarak tersane sürecinde<br />
olduğumuzdan denize elverişli olmadığımız<br />
için ne yazık ki bir şey yapamadık.<br />
Lakin şirket olarak çok fazla insana<br />
dokunduğumuzun altını tekrar çizmek<br />
istiyorum. Yeterince mi? Asla değil ama<br />
yettiğimizce…<br />
Depremin sektöre etkisi ne oldu?<br />
Elbette hayat devam ediyor diyemeyeceğim,<br />
devam etmeye çalışıyor. Bizler daha<br />
çok çalışmak zorundayız artık. Daha<br />
çok kazanmak ve daha çok paylaşmak<br />
boynumuzun borcu. Hep beraber bir ay kadar<br />
durduk, durmak zorundaydık bununla nasıl<br />
başa çıkacağımızı idrak etmek için. Şimdi<br />
tekrardan görev bilinci ile işimize dört elle<br />
sarıldık. Dış ülkelerde de bir ürkeklik var<br />
tabii. Herkes etkilendi. Misafirlerde bir iptal<br />
olmadı lakin yeni rezervasyonlarda sıkıntı<br />
yaşanıyor. Bu da bir süreç, bir müddet sonra<br />
taleplerin yeniden Türkiye için hızlanacağı<br />
kanısındayım.<br />
Turizmci olmak özellikle de<br />
kruvaziyer sektöründe çalışmak<br />
nasıl bir duygu?<br />
Bir daha dünyaya gelsem yine turizm ile<br />
uğraşırım. Zaten bir kere işin içine girdiniz<br />
mi başka şansınız kalmıyor, içinize işliyor.<br />
Ben olaya şöyle bakıyorum; insanlar ki<br />
bunların bazıları çok ağır işlerde çalışıyor.<br />
Sekiz ay güneş doğmayan ülkelerde<br />
yaşıyorlar ve bir sene boyunca bir tatil hayali<br />
ile para biriktiriyorlar ve siz bu insanların<br />
hayallerini gerçekleştiriyor ve o en güzel<br />
anlarına ortak oluyorsunuz. Bu açıdan<br />
bakınca memnun bir misafirin bir teşekkürü,<br />
yüzündeki gülümseme tüm yorgunluğunuzu<br />
unutturuyor ve ayrı bir tatmin oluşturuyor.<br />
İşte o duygu sizi turizmden koparmıyor.<br />
Kruvaziyer sektörü ise, bildiğimiz tüm<br />
segmentlerde farklı bir alan. Gemiye gelen<br />
misafir beklentileriyle sizi yoran bir kitle<br />
değil. Gemiye bindiklerinde zaten eğlenmeye<br />
geldiklerini ve her şeyi dışarıda bıraktıklarını<br />
anlıyorsunuz. Diğer misafirlerle iletişim<br />
kurma konusunda hiçbir sorunları olmuyor.<br />
Bu motivasyonla gemiye gelenler arasındaki<br />
iletişimi dışarıdan seyretmek inanın çok<br />
mutluluk verici. Eğleniyorlar, her gün değişik<br />
bir yer geziyorlar ve siz de üzerinize düşeni<br />
yapıyorsanız hem siz hem onlar mutlu oluyor.<br />
Bence bir insanı mutlu edebilmek çok önemli<br />
bir şey.<br />
Bununla birlikte geminin bir hazırlık süreci<br />
var ve tahmin edersiniz ki tersane, bakımtutum<br />
süreçlerini de ben takip ediyorum. Bu<br />
konu tamamen turizmden ayrı bambaşka bir<br />
alan. Biz alanında ciddi tecrübeleri olan bir<br />
ekip kurduk ve kendi yönetimimizi yapıyoruz.
54<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
iş’te kadın<br />
Bu süreçlere dahil olmak benim adıma<br />
çok büyük bir mücadele. Takdir edersiniz<br />
ki yıllarını hizmet sektöründe geçirmiş biri<br />
olarak bir gün kendinizi makine dairesinde,<br />
tersanede ya da havuzda buluyorsunuz.<br />
Makinenin çalışma prensiplerinden başladık<br />
diyelim. Ama dediğim gibi harika bir<br />
ekip ile çalışıyorum, bana bu konuda çok<br />
destek oluyorlar. Bu açıdan yepyeni şeyler<br />
öğrenmenin motivasyonu ile de hayallerimize<br />
doğru koşar adımlarla yürüyoruz.<br />
Kruvaziyer turizminde/ turizmde<br />
kadın olmak üzerine neler<br />
söyleyebilirsiniz? Bir kadın olarak<br />
sektörde var olmanın artıları,<br />
eksileri neler olabilir?<br />
Dünyada kadın olmak zor ne yazık ki. Henüz<br />
30 senedir iş hayatının bu kadar içindeyiz<br />
ve artık her alana yayılmış durumdayız.<br />
Hala çalışma şartlarımızı iyileştirmeye, hala<br />
standartlarımızı eşitlemeye çalışıyoruz.<br />
Amerika’da bile aynı işi yapan kadın ve<br />
erkek arasında maaş farklılıkları bugün hala<br />
tartışılıyor. Fakat tüm dünyada kadının haklı<br />
mücadelesi devam ediyor. Her geçen gün<br />
ara kademeden üst kademeye homojen bir<br />
geçişi var kadının. Kadın beyninin çalışma<br />
prensipleri ile bakıldığında kadının iş<br />
hayatındaki başarısı bir tesadüf değil.<br />
Selectum Blu Cruises bünyesinde<br />
kadın istihdam sayısı nedir?<br />
Hedeflenen sayı nedir?<br />
Biz Selectum Blu Cruises olarak, %40<br />
oranında kadın çalışan istihdam ediyoruz.<br />
Deck ekibimizde yeni çalışma arkadaşları<br />
ararken buna özellikle dikkat ediyoruz.<br />
Amacımız sektöre yeni Süvari Hanımlar<br />
yetiştirmek. Otel kanadımızda 11 farklı<br />
ülkeden çalışanımız var. Gemide hayat zor,<br />
bunu kabul etmek lazım ama kadın çalışan<br />
sayımız oran olarak gittikçe yükseliyor ve<br />
yükselmeye de devam edecek.<br />
Biraz da sizden bahsedelim isterim.<br />
Bize işteki ve evdeki Nilda Türe’yi<br />
nasıl anlatırsınız?<br />
İşteki ve evdeki Nilda birbirinden farklı değil<br />
aslında. Ben çalışmayı çok seven bir insanım,<br />
çalışma saati diye bir mevhumum yoktur.<br />
Benim için önemli olan hedefe ulaşmaktır.<br />
Sonuç odaklı çalışırım. Sorunlarda boğulmak<br />
yerine çözüm üretmek isterim. Hedefe<br />
ulaştıktan sonra döner algoritmayı yapılan<br />
hatalar üzerinden sorgular, bir sonraki<br />
iş planında hatayı en aza indirmek adına<br />
organizasyonu baştan şemalandırırım. Keyifli<br />
bir çalışan olduğumu düşünüyorum. Tabii<br />
bunu benimle çalışanlara da sormak lazım.<br />
Bence en kötü özelliğim, çok tezcanlı olmam.<br />
Bir iş yapılacaksa ve eğer mümkünse hemen<br />
olmasını isterim. Sosyal tarafım kuvvetli<br />
olduğu için yazarak çalışmayı severim. Hala<br />
defter, kurşun kalem kullanan biriyim.<br />
Özel hayatımda da tüm bu tezcanlı ve meraklı<br />
hallerim devam ediyor. Karşıma çıkan tüm<br />
fırsatları yaşarken değerlendirmek isterim.<br />
Arkadaşlarım biraz şikayetçi tabii, bana<br />
yetişemiyorlar. Bugün seramik kursuna<br />
gidip, çamurla oynayarak bir şey üretmenin<br />
insanı ne kadar rahatlatan bir şey olduğunu<br />
anlatırken, yarın karşılarına tenisin kalp<br />
sağlığına faydalarından bahsederek<br />
çıkabilirim. Elbette benim de bazen evde<br />
hiçbir şey yapmadan oturduğum zamanlar<br />
olsa da genelde bir şeyler üretmeyi severim.<br />
Örgü örmekten tutun yağlı boya resim<br />
yapmaya uzanan bir macera benimkisi. Spor,<br />
her haliyle hayatımın belirli kesimlerinde<br />
hep var ama benim vazgeçilmez tutkum<br />
okumak. Evde en sevdiğim oda kütüphanem.<br />
Sonuç itibariyle aslında işteki Nilda da evdeki<br />
Nilda da okumayı, öğrenmeyi, araştırmayı ve<br />
üretmeyi seven biri. Tıpkı mesleğimde olması<br />
gerektiği gibi. Mesleğim benim belki de en<br />
büyük hobim.<br />
Sizin seyahat tercihiniz nedir?<br />
Ben tatil sektörünün bir çalışanı olarak<br />
çok fazla tatil imkanı bulamıyorum. Çünkü<br />
işimizin doğası gereği herkes tatil yaparken<br />
bizim çalışmamız gerekiyor. Sezon kavramı<br />
da eskisi gibi değil. Türkiye 12 aya yayılan bir<br />
düzene oturmak üzere.<br />
Cruise tarafında ise, yaz kış ayrımı yok.<br />
Geminin hiç durmaması gerekiyor. Fırsat<br />
bulduğum zamanlarda kısa hafta sonu<br />
kaçamakları yapıyorum. Tarih sevdiğim<br />
için en yoğun destinasyonum, İtalya ve Orta<br />
Avrupa oluyor. Mesleğim gereği gittiğim iş<br />
seyahatlerimde mutlaka şehri ve müzelerini<br />
gezerim, oranın kültürünü anlamaya ve<br />
tanımaya özen gösteririm. İlk fırsatta<br />
Güney Amerika’da uzun bir tatilin hayalini<br />
kuruyorum. Seyahatlerimde genelde beş<br />
yıldızlı otellerden çok, küçük butik otel<br />
tercih ederim. Daha sıcak ve daha sempatik<br />
buluyorum herhalde. Sonuçta hayatımız<br />
beş yıldızlı tesislerin koridorlarında geçiyor.<br />
Yörenin lezzetlerini, yörenin halkının elinden<br />
yemek ve onlarla sohbet etmek zaten tatil<br />
amacım. Oteli sadece konaklamak için<br />
kullanıyorum. Tüm gün yürüyüşle geçiyor.<br />
Günün sonunda yattığınız yer temiz olduktan<br />
sonra başka bir şey aramıyorsunuz.<br />
Bundan sonra neler yapmak<br />
istiyorsunuz? Turizmde<br />
yolculuğunuza kruvaziyer ile mi<br />
devam edeceksiniz?<br />
Ben aslında hayalperest bir insanım. Bu<br />
yaşıma kadar öğrendiğim bir şey var ise, o<br />
da hayal kurmanın başarmaya giden yolda<br />
çok önemli bir adım olduğudur. Gitmek<br />
istediğiniz yolda son noktayı görsel olarak<br />
gözünüzde canlandırabiliyorsanız zaten yolun<br />
yarısını çoktan aşmışsınız demektir. Çünkü<br />
o yolu gözünüzde canlandırabiliyorsanız,<br />
yolda karşılaşacağınız tüm engelleri de hayal<br />
edebilir ve önlemlerinizi alabilirsiniz.<br />
Şu andaki hayalimiz, filomuzu genişletmek<br />
ve ismimizi bu sektörde en iyiler arasına<br />
yazdırmak. Mevcut tecrübemize cruise<br />
sektörünün tecrübelerini ekledikçe her yeni<br />
gün ile beraber filomuzu genişletmemek<br />
işten bile değil. Bu sadece bir şirket kurgusu<br />
oluşturmak değil, bir Türk firmasının bu işi<br />
çok daha iyi yapabileceğini göstermek. Bu<br />
açıdan bakınca evet, cruise işinde devam<br />
etmek, yeni tecrübeler ile beraber şirketimizi<br />
hazır olduğu yere taşımak istiyorum.<br />
"Cruise, kariyerimde yeni bir<br />
sayfa açtı. Sektörde geçen<br />
25 senede bilmediğim ne çok<br />
şey olduğunu görmüş oldum<br />
açıkçası. Pazar farklılıkları,<br />
satış tekniği açısından<br />
oldukça meşakkatli bir iş,<br />
cruise. Özellikle yurt dışı<br />
pazarları için paketleme<br />
gerektiren bir konu. Aslında<br />
yüzen bir otelin içerisindeyiz,<br />
acentelerin de yeni<br />
ürünlere ihtiyacı var. Ürünü<br />
anlatmak, tanıtmak, pazarda<br />
rakiplerden farklarımızı<br />
ortaya koymak uzun vadeli<br />
bir proje aslında. Fakat<br />
satışları gördükçe ne kadar<br />
mutlu olduğumu tahmin<br />
edebilirsiniz."
56<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka<br />
JUMBO’NUN<br />
YENI<br />
GLOBAL IŞ<br />
ORTAĞI<br />
Baci<br />
Milano<br />
Jumbo, İtalyan Baci Milano’yla resmi partnerliğini Yeşilköy İstanbul Fuar Merkezi’nde<br />
düzenlenen Ambiyans Ev ve Mutfak Eşyaları Fuarı’nda duyurdu.<br />
Sade, şık ve zamansız tasarımla<br />
özdeşleşen Jumbo; İtalya’nın<br />
dünyaca ünlü tasarım markası<br />
Baci Milano’nun Türkiye’deki resmi<br />
partnerliğini Yeşilköy İstanbul Fuar<br />
Merkezi’nde düzenlenen Ambiyans<br />
Ev ve Mutfak Eşyaları Fuarı’nda<br />
açıkladı. Jumbo Genel Müdürü Sami<br />
Hotak’ın ev sahipliği yaptığı basın<br />
toplantısında Baci Milano kurucuları<br />
Silvia Arienti ve Giovanni Colombo da<br />
hazır bulundu.<br />
Hotak: “Markanın güncel tüm<br />
koleksiyonlarını ulaşılabilir hale<br />
getirmeyi hedefliyoruz”<br />
Baci Milano kurucuları Silvia<br />
Arienti ve Giovanni Colombo’nun<br />
da katıldığı fuarda konuşan<br />
Jumbo Genel Müdürü Sami<br />
Hotak ‘’Jumbo’nun temelinde el<br />
işçiliği, özen ve zanaatkarlık var.<br />
Hikayesinde de mottosunda da<br />
tasarım, odağın merkezinde. Baci<br />
Milano’nun DNA’sında da aynı<br />
tasarım tutkusu yer alıyor. Baci<br />
Milano’nun Türkiye’deki resmi<br />
partneri olmaktan dolayı mutluyuz.<br />
Amacımız markanın güncel tüm<br />
koleksiyonlarını Türkiye’deki<br />
tasarımseverler için ulaşılabilir hale<br />
getirmek. Baci Milano’nun 6 farklı<br />
temadan ve toplamda 700'ü aşkın<br />
parçadan oluşan <strong>2023</strong> İlkbahar/Yaz<br />
Koleksiyonu Mart ayı itibariyle seçili<br />
Jumbo mağazalarında yer alacak.’’<br />
dedi.<br />
“<strong>2023</strong> yatırım bütçemiz, 2 milyon<br />
euro”<br />
Jumbo’nun yatırımlarına da kısaca<br />
değinen Hotak, <strong>2023</strong>’ü yatırım yılı<br />
ilan ettiklerini belirterek, bu yılki<br />
yatırımlara 2 milyon euro bütçe<br />
ayırdıklarını da sözlerine ekledi.
Arienti: “Türk mitolojisinden ilham<br />
aldık”<br />
Baci Milano kurucusu Silvia<br />
Arienti ise Jumbo gibi güçlü bir<br />
mirasa sahip, tasarımlarıyla<br />
uluslararasında ödüller alan dünya<br />
çapında bir markayla ‘partner’<br />
olmaktan dolayı büyük mutluluk<br />
duyduklarını ifade ederek şöyle<br />
konuştu: “Markamızı kurduğumuz<br />
ilk günden beri, büyüleyici<br />
tasarımlara sahip çok yönlü<br />
kreasyonlarımızı kullanıcılarımızla<br />
buluşturuyoruz. Şimdi ise tüm<br />
yeni koleksiyonlarımızı, Jumbo<br />
güvencesiyle ve İtalya ile eş zamanlı<br />
Türk tasarımseverlere sunacak<br />
olmaktan dolayı çok mutluyuz.<br />
Türkiye tasarım ilhamı açısından<br />
çok heyecan verici özelliklere<br />
ve antik geçmişe sahip bir ülke.<br />
Türk mitolojisindeki efsanelerden<br />
aldığımız ilhamla, <strong>2023</strong> İlkbahar/Yaz<br />
koleksiyonumuz için Kozmo adını<br />
verdiğimiz bir tema hazırladık. Altın<br />
işlemeli sofistike ürünlerin yer aldığı<br />
Kozmo temasında klasik parçaların<br />
yanı sıra; tütsülük ve şekerlik gibi<br />
çok sevileceğine inandığımız antik<br />
semboller de bulunuyor.”<br />
Ataların bilgeliğine adanmış bir<br />
koleksiyon: Kozmo<br />
<strong>2023</strong> İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’nun<br />
İtalya’nın dünyaca ünlü tasarım markası Baci Milano’nun<br />
birbirinden şık sofra ev dekorasyonu koleksiyonları, seçili<br />
Jumbo mağazalarında ve jumbo.com.tr’de satışta olacak.<br />
öne çıkan temalarından olan Kozmo,<br />
ilhamını Türk mitolojisindeki inanç,<br />
hikayeler, mitler ve efsanelerden<br />
alıyor. Zamansız antik semboller ve<br />
göksel anlamlar taşıyan figürlerle<br />
süslenen porselen koleksiyonu<br />
Kozmo, altın rengi tasarımlarıyla<br />
sofralarda sofistike zarafeti<br />
yakalıyor.<br />
Yaşama sevincini ve tutkusunu<br />
göz alıcı bir koleksiyonla kutlayan<br />
‘Ortigia’; birbirinden canlı renkleri,<br />
barok desenleri ve geometrik<br />
şekilleriyle güneşin, denizin,<br />
rüzgarın ve lezzetin diyarı Sicilya’ya<br />
uzanıyor. ‘Amazzonia’, vahşi<br />
doğanın baştan çıkaran uyumunu<br />
sofralara taşırken; flora ve faunanın<br />
iç içe geçmiş güzelliğini yeniden<br />
keşfetmenizi sağlıyor. Portofino;<br />
İtalyan Rivierası’nın zarafeti, stili ve<br />
lüksünden ilham alırken; Floransa<br />
pastel renkleri, klasik ve çağdaş<br />
desenlerin rafine uyumuyla sürreal<br />
sofralar sunuyor.<br />
alıyor. ‘’Baci’’ sevginin en güzel<br />
göstergesi ‘öpücük’ anlamına<br />
gelirken, Milano ise tasarım ve<br />
modanın kalbini simgeliyor. Baci<br />
Milano’nun İtalya ile eş zamanlı seçili<br />
Jumbo mağazalarında yer alacak<br />
<strong>2023</strong> İlkbahar/Yaz Koleksiyonu 6<br />
farklı temadan oluşuyor.<br />
Adını aşk ve tasarımdan alan marka<br />
Tasarımlarıyla Güney İtalya’nın göz<br />
alıcı mimarisini ve antik dokusunu,<br />
sofraların şıklığıyla buluşturan Baci<br />
Milano; adını ‘aşk ve tasarımdan’
58<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka<br />
ÖZTIRYAKILER DEPREMZEDE KADINLAR<br />
IÇIN ‘BIZI EN İYI BIZ ANLARIZ’<br />
PROJESINI BAŞLATTI<br />
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından depremzede kadınlar için kolları<br />
sıvayan Öztiryakiler’in güçlü ve duyarlı kadınları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü özelinde<br />
“Bizi En İyi Biz Anlarız” projesini başlattı.<br />
Öztiryakiler Kurumsal İletişim<br />
Müdürü Dilek Öztiryaki<br />
Urfalılar, 8 Mart Dünya<br />
Kadınlar Günü özelinde “Bizi En İyi<br />
Biz Anlarız” sloganıyla başlattıkları<br />
sosyal sorumluluk projesine dair<br />
şu bilgileri aktardı: “Depremzede<br />
kadınlarımızın afet bölgesinde<br />
yaşadığı ağır yükü elimizden geldiği<br />
kadarıyla, markamızın da imkanları<br />
dahilinde azaltmaya çalışıyoruz. Bu<br />
projeyle merkez fabrikamızda ve<br />
bölge müdürlüklerimizde çalışan<br />
kadınlarımızla beraber deprem<br />
bölgesindeki kadınlarımızın birincil<br />
ihtiyaçlarına yönelik kutular<br />
hazırlayarak yüzlerini güldürmeyi<br />
hedefledik. Öztiryakiler çatısı altında<br />
çalışan kadınlarımız, kendi isimleriyle<br />
hazırladıkları özel kutulara depremzede<br />
kadınlarımıza notlar yazarak destekte<br />
bulunmayı amaçladı. Bu faaliyetimizde<br />
esas olarak kadını en iyi yine kadının<br />
anlayacağı duygusuna odaklandık.<br />
Büyük bir emek ve heyecanla<br />
hazırladığımız kutulara kadınlarımızın<br />
birincil ihtiyaçlarının yanı sıra kahve<br />
ve çikolataları da ekledik. Çalışan<br />
kadınlarımız, deprem bölgesindeki<br />
kadınlara notları yazarken duygu<br />
dolu anlar yaşandı. Afet bölgesinde<br />
ayakta kalmaya çalışan bir kadının<br />
mutluluğuna dokunacak olmanın<br />
heyecanı içerisindeyiz.”<br />
Urfalılar: “Ne de olsa ‘Bizi En İyi Biz<br />
Anlarız”<br />
Dilek Öztiryaki Urfalılar, Öztiryakiler’in<br />
tüm aile üyelerinin de katılımıyla<br />
hazırladıkları yardım kolilerinin<br />
destek tırı ile Hatay bölgesindeki<br />
çadırkente ulaştırılacağının bilgisini<br />
vererek, “8 Mart Dünya Kadınlar<br />
Günü vesilesiyle böylesine anlamlı<br />
bir çalışma içerisinde yerimizi almak<br />
suretiyle, bir kez daha beraberliğimizin<br />
gücünü yansıtabildiysek ne mutlu bize!<br />
Ülkemizin güçlü kadınları geçirdiği tüm<br />
zor zamanların üstesinden başarıyla<br />
gelmeyi bilmiş, inanıyorum ki, yine<br />
yakın zamanda yaralarımız sarılacak,<br />
yüzlerimiz gülecektir. Ne de olsa ‘Bizi<br />
En İyi Biz Anlarız’ sözleriyle duygularını<br />
ifade etti.
60<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
marka güncel<br />
2022’de en çok<br />
Asperox konuşuldu<br />
Temizlik ürünleri sektöründe faaliyet gösteren yüzde 100<br />
yerli sermayeli Beyaz Kağıt’ın kategori lideri markası<br />
Asperox, 2022 yılını zirvede tamamladı.<br />
Müşteri memnuniyetine yönelik çalışmaları ve artan pazar<br />
payı ile büyüme ivmesini koruyan Asperox, pazarlama<br />
kampanyalarıyla da tüketicinin dikkatini çekmeyi sürdürdü.<br />
Ipsos tarafından gerçekleştirilen 2022 AdWatch Reklam<br />
Araştırma Raporu’na göre, hanelerin en çok kullandığı temizlik<br />
ürünü Asperox, 2022 yılında yayınlanmaya başlayan İlker<br />
Ayrık’lı lansman kampanyalarıyla da tüketicinin gönlünde taht<br />
kurmayı başardı. Mavi Güç reklamı, tüketicinin en beğendiği ve<br />
en çok konuştuğu reklamlar arasında ilk 10’a girdi. “Mis Gibi<br />
Kärcher, Ümraniye<br />
mağazasını açtı<br />
Alman Kärcher, büyüme stratejisi kapsamında İstanbul<br />
Anadolu Yakası’ndaki ilk mağazasını Ümraniye Şerifali’de<br />
hizmete açtı.<br />
Kokuyor” sloganlı reklam ise, 2022’nin en çok hatırlanan, en<br />
çok beğenilen ve en çok konuşturan reklam filmleri arasında<br />
yerini aldı. Oyuncu ve sunucu İlker Ayrık’ın yüzü olduğu her iki<br />
kampanya da eğlenceli senaryosu ve sloganlarıyla büyük küçük<br />
herkesin beğenisini topladı.<br />
Schindler Türkiye’de<br />
yeni atamalar<br />
Beş kıtada hizmet veren Schindler, Türkiye’deki yeni<br />
üst düzey atamalarını duyurdu. Schindler Türkeli<br />
Genel Müdürlüğü’ne Onur Şahan, İnsan Kaynakları<br />
Direktörlüğü’ne Ülkem Agazade Sirman, OMAK Genel<br />
Müdürlüğü’ne ise Efe Yetiş getirildi.<br />
Açılış için Türkiye’yi ziyaret eden Kärcher Satıştan Sorumlu Başkan<br />
Yardımcısı (CSO) Christian May, gerçekleşen kurdele kesme<br />
töreninde bir konuşma gerçekleştirdi. May, apazara ve Türkiye'nin<br />
gelecek vaat eden ekonomik geleceğine olan güçlü inancımızın<br />
bir tezahürüdür. Bu ülkedeki müşterilerimize uzun vadeli hizmet<br />
vermeye kararlıyız ve buradaki alt yapımıza yatırım yapmaya devam<br />
edeceğimize emin olabilirsiniz.” dedi. Temizlik teknolojilerinde hem<br />
profesyonel ürünleri hem de ev ve bahçe ürünlerini satışa sunacak<br />
olan yeni mağaza, ayrıca showroom’un yanı sıra müşterilere satış<br />
sonrası hızlı destek ve çözüm sunmak üzere teknik servis olarak<br />
da hizmet verecek. Mağazayı ziyaret edenlerin, özel eğitimli satış<br />
personelleri eşliğinde tüketici ürünlerini ve profesyonel ürünleri<br />
bire bir deneyimleme şansı elde edecekleri mağazada, şirketin<br />
hibrit çalışma prensibine uygun bir ofis alanı da yer alıyor. Kärcher;<br />
İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmir’deki konsept mağazalarının yanı<br />
sıra Türkiye'nin dört bir yanındaki 100'den fazla bayi ve teknik servis<br />
ağı ile de müşterilerine yüksek kalitede hizmet sunuyor.<br />
Dünyanın en önemli asansör ve yürüyen merdiven tedarikçilerinden<br />
biri olan Schindler Grup, Türkiye’deki her geçen gün artan<br />
yatırımları ve büyüyen organizasyonuyla bağlantılı olarak yeni<br />
atamalar gerçekleştirdi. Hem Türkiye’deki hem de Schindler<br />
Türkiye tarafından yönetilen Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan,<br />
Türkmenistan, KKTC, Pakistan ve Gürcistan gibi ülkelerdeki<br />
liderliğini pekiştirerek yoluna devam eden Schindler Türkeli Genel<br />
Müdürlüğü’ne Onur Şahan, İnsan Kaynakları Direktörlüğü’ne<br />
ise Ülkem Agazade Sirman getirildi. Efe Yetiş de OMAK Genel<br />
Müdürü olarak atandı. 2022 yılının en önemli yatırımlarından<br />
biri uzun süren bir hazırlık/değerlendirme sürecinin sonucunda<br />
üretim fabrikası da olan OMAK asansör firmasının satın alınarak<br />
Schindler iştiraki haline getirilmesi oldu. Burada yapılan, üretim<br />
fabrikası ve tüm üretim hatlarının alınması, organizasyonun yeniden<br />
şekillendirilmesi, Schindler kalite standartlarına uygun hale<br />
getirilerek yeniden faaliyete alınması oldu. Ayrıca <strong>2023</strong> yılı itibariyle<br />
Karadeniz Bölge Müdürlüğü kurularak Türkiye organizasyonu da<br />
büyümeye devam etti.
62<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
şefin gözünden<br />
MARIA<br />
EKMEKÇIOĞLU<br />
“AILEMI<br />
YEMEKLERIMLE<br />
YAŞATIYORUM”<br />
Röportaj: Hatice Ünal Bilen Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />
Beyoğlu’nda dört katlı bir Rum evi.<br />
Ailenin büyük kadınları, evin tek<br />
erkeği babayı mutlu etmek üzere<br />
kuruyor, her akşam, kalabalık aile<br />
sofrasını. Baba bildiğiniz şikemperver.<br />
Yemeğe o kadar düşkün ki, bir tek evin<br />
annesi değil; anneanneden büyükanneye<br />
dadıdan vaftiz anneye dek 6-7 kadın bu<br />
yemek sevdalısı babayı maharetli elleriyle<br />
hoşnut etmek için sıvıyor kolları... Hatta<br />
Maria Ekmekçioğlu bile!<br />
Maria Ekmekçioğlu, daha 9 yaşına bile<br />
basmamışken mutfağa girdiğini anlatıyor. O<br />
anki en güçlü motivasyonu ise, tıpkı ailenin<br />
büyük kadınları gibi babayı mutlu etmek!<br />
Bahsettiğine göre, anne o vakitler ağabeyin<br />
okulu sebebiyle İstanbul-Selanik arasında<br />
mekik dokuyor. İşte Maria Ekmekçioğlu,<br />
“ilk pişirdiğim yemek” dediği türlüyü de o<br />
sıra ocağa koyuyor. Artık eline hangi sebze<br />
geçtiyse atıyor tenceresine. Bir yandan da<br />
annesi gibi nakışlı örtüler seriyor, ahşap<br />
masaya. Kristal bardaklar, lavantalar<br />
o biçim! Masanın tam orta yerinde de<br />
sözünü ettiği o meşhur türlüsü! Maria, hiç<br />
hatırından çıkmayan o sahneyi babasının<br />
ağzından dökülen şu sözleriyle anımsatıyor:<br />
“Müthiş bir yemek yaptığın için seni<br />
ödüllendirmek istiyorum. Haydi, en güzel<br />
elbiselerini giy, seni Hacı Abdullah’a yemeğe<br />
götüreceğim.”<br />
“Babam türlüme iğrenç deseydi…”<br />
Maria, sonraki günlerde daha bir heves<br />
ve gayretle pişiriyor yemeklerini. Türlüler,<br />
hünkar beğendiler, kebaplar peşi sıra<br />
tabaklanıyor tabaklanmasına da yenilecek<br />
gibi değil! Neyseki baba işi biliyor. Ne<br />
kendisini mutlu etmeye çalışan kızının<br />
mutfak şevkini kıracak bir söz çıkıyor<br />
ağzından ne de yemek yeme mutluluğuna<br />
gölge düşürecek bir hataya düşüyor.<br />
“Babam türlüme iğrenç deseydi, herhalde<br />
bir daha yemek yapmayacaktım.” sözleriyle<br />
samimi bir itirafta bulunan Maria’nın bu<br />
büyük sırrı öğrenmesi ancak 25’ini buluyor.<br />
O türlüyü en iyi ne zaman mı pişiriyor?<br />
"13 yaşıma bastım, babam o zaman<br />
onayı verdi. Böylece beni lokanta lokanta<br />
ödüllendirmeye de bir son vermiş oldu."<br />
sözleriyle yanıtlıyor sorumu.<br />
“Maria’nın Bahçesi” restoran konseptiyle<br />
adeta yıldızını parlatan Ekmekçioğlu’nun<br />
gelin görün ki o yaşlarında düşünmediği<br />
tek meslek, aşçılık. Gazetecilik, avukatlık,<br />
hosteslik düşünüyor da, mutfak aklının<br />
ucundan bile geçmiyor. Anlatıyor ya, en<br />
çok babasını mutlu etmek gayesiyle giriyor<br />
içine de. Ha bir de, büyücü edasıyla yemek<br />
pişiren büyükannesini seyrederken o<br />
hevese kaptırıyor kendini. Maria'nın yemek<br />
pişirme merakını uyandıranlardan biri de,<br />
99 yaşındaki bu büyükannesi. Ne ilginç ki,<br />
uzaktan uzağa seyre daldığı, koca koca<br />
tencerelerin başındaki bu yaşlı büyükanne<br />
onun çocukluk hatıralarında bir büyücü<br />
olarak iz bırakıyor. Fokur fokur kaynayan<br />
yemeğin içine türlü çeşit tozlar karıştıran,<br />
hatta izlerken içine korku salan büyücü<br />
nenesi.<br />
“Karışımların sihrinde<br />
kayboluyorum”<br />
Maria'nın çok sevdiği ağabeyi evlenip de<br />
çoluk çocuğa karışınca anne Selanik'i
mesken tutuyor adeta. İşte tam da bundan<br />
sebep, yazın bile mutfaktan çıkamaz<br />
oluyor. Heybeliada’daki yazlık evlerinin<br />
geniş bahçesinden topladığı çeşit çeşit<br />
meyvelerden hazırladığı reçeller, tatlılar,<br />
kompostolar ise daha dün gibi aklında. O da<br />
tıpkı büyücü sandığı nenesi gibi karışımların<br />
sihrinde kayboluyor. Yeri geliyor annesinin<br />
fırına attığı kuzu tandıra eşlik ediyor<br />
ağaçtan topladığı kayısıları, papaz erikleri…<br />
Yeri geliyor beğendisini, türlüsünü,<br />
imambayıldısını lezzetlendiriyor bu türlü<br />
çeşit meyvelerle. Şimdi bile ne zaman bir<br />
menü yapsa sıklıkla meyve kullandığını<br />
söyleyen Ekmekçioğlu, fırınlanmış bir<br />
kalamara bile meyve katmaktan vurguyla<br />
bahsediyor.<br />
Maria için her ne kadar yemek pişirmek<br />
bir aile geleneği, bir tutku, bir mutluluk<br />
vesilesi de olsa, profesyonele taşımak gibi<br />
bir isteği yok halen. O sıralar dekorasyona<br />
yoğun bir ilgisinin olduğunu söyleyen<br />
Ekmekçioğlu, sırf bu merakından sebep iç<br />
mimarlık okumak için Selanik’e yerleşiyor.<br />
Nitekim ağabeyinin acı kaybıyla çok zor bir<br />
dönemden geçtiğini dile getiren Maria, bu<br />
hevesini yarıda bırakıp evlendiğini, hatta üç<br />
çocuk yaptığını söylüyor. O aralık annesini<br />
de kaybediyor, ne üzücü ki.<br />
O vakte kadar aşçılığı bir meslek olarak<br />
düşünmediğinden söz eden Maria<br />
Ekmekçioğlu’nu ayakta tutan tek yaşam<br />
kaynağı ise, yemek yapmak oluyor. Anne<br />
yemeklerini pişirerek ve ağabeyin en<br />
sevdiği tatlıları hazırlayarak teselli buluyor<br />
o günlerde. Ailesini yaptığı yemeklerle<br />
hatırlıyor, yaşatıyor... “Sonra babam dedi ki,<br />
o kadar tatlı yapıp evini berbat ediyorsun,<br />
bir pastane açalım, sen git bir de orayı<br />
berbat et.” sözleriyle devam eden tecrübeli<br />
aşçı, bu tavsiye üzerine 1982 yılında<br />
Selanik’te pastane açıyor, 1995 yılına kadar<br />
harika çikolataların da mimarı oluyor. Bu<br />
yolculuğunda babasının önerdiği 80’lik<br />
çikolata ustasının da katkıları büyük oluyor<br />
pek tabii. Maria'nın acı biberli, baharatlı<br />
çikolatalarını tadan bir daha tatmak için<br />
kapısını aşındırıyor.<br />
"Tek gecede efsane olduk"<br />
Burada bir parantez açmak istiyorum.<br />
Maria’nın nev-i şahsına münhasır mutfak<br />
hikayesini dinlerken bir taraftan şaşırıyor bir<br />
taraftan da onu çok iyi anlıyorum. Mutfakla<br />
gönül birlikteliğini güçlü aile bağları, kültürel<br />
zenginlikler ve yaşanmışlıklar üzerine<br />
temellendiren derin bir iç dünyası ve tabiatı<br />
var onun. Tam manasıyla hedef odaklı<br />
olmasa da, neye elini atsa 12’den vurabilecek<br />
bir kabiliyet, yeterlilik ve cesarette benim<br />
kanaatimce. Cesaret diyorum çünkü Maria,<br />
tuğla döşer gibi inşa ettiği başarı duvarlarını<br />
elinin tersiyle yıkacak kadar da kendine<br />
güvenli biri. Eşinden boşanıp İstanbul’a<br />
dönüyor ama o çok iyi bildiği pastanecilikle<br />
devam etmiyor yoluna. Yepyeni yolculukları<br />
Maria Ekmekçioğlu için yemek<br />
yapmak bir tutku. Ailesini<br />
yaşatmak için kuvvetle sarıldığı<br />
bir bağ ile üstelik de! Yemeğe<br />
yüklediği anlam bu kadar<br />
da değil, Maria’nın. Yemek<br />
pişirmek, sevdiklerini mutlu<br />
etmek için büyülü bir yol,<br />
aynı zamanda. İlk zamanlar<br />
“idolüm” dediği babasını<br />
mutlu etmek için sıvıyor<br />
kolları. Ardından sevgilisi, eşi,<br />
çocukları için pişiriyor o en<br />
şahane yemeklerini. Ya kendi<br />
mutluluğu? “Mutlu ettikçe<br />
mutlu oluyorum zaten” diyen<br />
Ekmekçioğlu, ancak şimdilerde<br />
kendini mutlu edecek tabaklar<br />
hazırladığını söylüyor. Maria’yı<br />
en çok da deniz mahsullü<br />
tabaklar mutlu ediyor. Misal,<br />
karidesli, kerevitli, midyeli,<br />
kalamarlı makarnaya bayılıyor.<br />
Söz arasında, parmesan peyniri<br />
serpiştirilmiş deniz mahsullü<br />
makarnayı ise bir cinayet<br />
sayıyor. Börek yaparken de<br />
mutlu hissediyor, Ekmekçioğlu.<br />
Elleriyle açtığı hamurla adeta<br />
ruhunu boşalttığını dile getiren<br />
Maria, sinirliyse sinirlerinden<br />
arınıyor, mutluysa o mutluluğu<br />
hamurun içine karıştırıyor.
64<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
şefin gözünden<br />
Çalışma masasının üzerindeki<br />
ürünler Maria'nın en değerli<br />
hazineleri. Mutfağın altın<br />
sırrı olarak kaliteli malzeme<br />
seçimine vurgu yapan<br />
Ekmekçioğlu, "Masanda iyi<br />
kalite ürünler varsa ilham<br />
çok çabuk gelir. Ne aldığımız<br />
çok önemli. Ucuz aldığımız en<br />
pahalıdır. Çünkü ucuz malzeme<br />
sağlığımızı bozar. O kaliteyi<br />
yakaladıktan sonra mutfağa<br />
girip yemek yapmak kolay iştir.<br />
Bir de yıllar yılı mutfakla iç içe<br />
yaşarsan ben sana yarım günde<br />
üç çeşit menü hazırlayabilirim."<br />
diyor.<br />
tercih ediyor, zor olduğunu bilse de!<br />
Bu hikayenin devamında Maria, aile<br />
hatıralarını yaşattığı lezzetlerini eve gelen<br />
dostlarıyla paylaştıkça çoğalıyor, daha bir<br />
güçleniyor. “Ne zaman ki dostlarım soframa<br />
sığmaz oldular. Çok yakın da bir arkadaşımın<br />
tavsiyesiyle İstanbul’da ilk restoranımı<br />
açtım.” diyor arkasından. Restoranın adı,<br />
Maria’nın Bahçesi. Etiler’de bir kuaför<br />
bahçesinden doğan 23 senelik emek, bir<br />
gazetecinin olumsuz yorumuyla tek gecede<br />
meşhur olan efsane markası. Nitekim<br />
Maria, konseptin bu başarısını “Hayatımın<br />
tek kötü eleştirisiydi ama aynı zamanda<br />
beni meşhur eden de bir gazeteciydi. Ondan<br />
sonra hakkımda bir kez olsun olumsuz yazı<br />
yazılmadı. Etiler, 4 ay açık kaldı ama efsane<br />
oldu.” sözleriyle destekliyor.<br />
Hem de ne başarı! O vakitler mekanın<br />
müdavimleri Betül Mardin, Levent Yüksel,<br />
Rahmi Koç gibi ünlü simalar. Midye salma,<br />
kalamar dolma, deniz mahsulleriyle<br />
doldurulmuş Girit kabakları ve kabak çiçeği<br />
dolması en beğenilen lezzetleri arasında<br />
geliyor. Bir akşamda 30 sandalyeden<br />
70’e çıkan bu başarıyı yeni şubeleriyle<br />
güçlendiriyor, Maria. Şamdan’ın o ve sonraki<br />
akşamlarda verdiği kıymetli desteklere<br />
de hakkını teslim etmeyi bir borç bilerek,<br />
üstelik de. Zaman içinde Küçükyalı, Etiler,<br />
Alaçatı, Atina şubeleriyle şube sayısını<br />
daha da artıran Ekmekçioğlu, zirvedeyken<br />
bırakmayı prensip edinecek kadar cesur biri.<br />
“Tam da zamanı” diyerek Maria’s Etiler’i<br />
devretmesi işi tadında bırakmanın en güzel<br />
örneklerinden biri bence.<br />
Şimdilerde kendi gibi şef olan oğlu Pascal<br />
ile Fethiye’de “Mayikas” adıyla yepyeni<br />
bir restoranı da gastronomi sektörüne<br />
kazandıran Maria, yine kendini güçlü bir<br />
büyünün etkisine kaptırmış olacak ki, Şövalye<br />
Adası'nda tıpkı "nenesi" gibi büyülü yemekler<br />
servis etmek için var gücüyle çalışıyor.<br />
Büyülü yemekler, büyülü baharatlar...<br />
"Baharatlar bana hep aşkı çağrıştırır. Onun<br />
için de 'Aşk kokulu baharatlar' diye bir kitap<br />
da yazdım." diye de söyleşimize bir not<br />
düşmeyi ihmal etmiyor.<br />
Hayatla yemek karışık bir roman<br />
yazıyor<br />
Küçük yaşlarında gazeteci olmaya merak<br />
saran Maria Ekmekçioğlu'nun kariyerinde<br />
bir de yayıncılık şapkası var. Bir dönem<br />
Yunanistan'da "Maria ile Lezzetler" adıyla<br />
bir dergi çıkardığını söyleyen Ekmekçioğlu,<br />
dört yılın ardından yorularak son verdiği bu<br />
tecrübesini kitap projeleriyle pekiştiriyor.<br />
Çok sevdiği dostu Gökçen Nadar'ın yoğun<br />
baskılarıyla kitap yazarlığına başladığını<br />
dile getiren Maria, Bir O Yaka Bir Bu Yaka,<br />
Hatıramdaki Mezeler, Maria İle Yunanistan,<br />
Aşk Kokulu Baharatlar, Tarçın Kokusu ve<br />
Maria'nın Tencereleri'ni birbiri ardına raflara<br />
çıkarıyor. Şimdilerde İstanbullu bir Rum<br />
kadının hayat hikayesini konu alan bir roman<br />
üzerinde çalıştığını söyleyen Maria, 2024'te<br />
okurlarıyla buluşturmayı hedeflediği kitabına<br />
dair "Biraz ben biraz roman... Hayatla yemek<br />
karışık bir roman" diyerek de okurlarına<br />
buradan küçük bir ipucu veriyor.<br />
Maria şeflik, işletmecilik, yayıncılık dışında<br />
akademik tarafıyla da faal bir isim. Haliç<br />
Üniversitesi'nin ardından son beş yıldır<br />
Okan Üniversitesi'nde "Tarladan Sofraya"<br />
dersleri verdiğini belirten Ekmekçioğlu,<br />
bunlara ilave olarak Yemek Kitabı Yazarlığı
66<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
şefin gözünden<br />
altında Türk&Rum Mutfağı uygulamalı<br />
derslerine de devam ettiğini söylüyor.<br />
Üniversite hocalığını “bir soğan, iki patates<br />
doğra” şeklinde yorumlamadığını anlatan<br />
Maria, öğrencileriyle mesleki tecrübelerini<br />
paylaşmanın yanı sıra onlara hayatı da<br />
öğrettiğini sözlerine ekliyor.<br />
"Ruhumu döktüğüm mesleği<br />
yapıyorum"<br />
Maria Ekmekçioğlu, Yunanistan'da da çok<br />
popüler bir şef. Onun yıldızını parlatan ise, bir<br />
vakitler Selanik'teki Türk Konsolosluğu'yla<br />
birlikte yaptığı İstanbul Geceleri oluyor.<br />
Hemen ardından Yunanlı bir yapımcının<br />
teklifiyle 85 bölümlük belgesel tadında bir<br />
gezi-yemek programı çektiklerini anlatan<br />
Maria, "İstanbul'dan Anadolu'ya" programıyla<br />
Türkiye’yi tam beş yıl boyunca karış karış<br />
gezdiğini söylüyor. Hatta program o kadar<br />
ilgi görüyor ki, Amerika dahil dünyanın pek<br />
çok ülkesinde band döndürüyor. Deneyimli<br />
aşçı için bu başarının temel sırrı ise, işini<br />
severek yapmak. Ruh halini dökebileceğin<br />
bir meslekte başarıların elde edilebileceğine<br />
vurgu yapan Ekmekçioğlu, mutfak yolunda<br />
gecesini gündüzüne öyle katmış olacak<br />
ki, çocuklarına zaman ayıramadığı günleri<br />
de hatırlatıyor. Maria, kendi gibi şefliği<br />
seçen oğlu Pascal’ın bir röportajında büyük<br />
dedesi gibi doktor olmayı hayal ederken sırf<br />
kendisiyle beraber yaşayabilmek için mutfağı<br />
tercih ettiğini anlatıyor.<br />
İşini severek yapmak ve hak etmek<br />
olmazsa olmazları!<br />
Mesleğinde liyakata verdiği öneme tam da bu<br />
noktada vurgu yapan Ekmekçioğlu, terziye<br />
gidip önlüğüne "executive chef" yazdıranları<br />
çokça eleştiriyor. Mesleğinde idol saydığı<br />
Paul Bocuse örneklemesinden yola çıkarak,<br />
duayen şefin 80 yaşına kadar restoranının<br />
başında durduğunu ve her müşterisine selam<br />
verdiğini anımsatıyor. Genç nesile direkt<br />
executive chef olmak yerine önce yabancı<br />
mutfaklarda çalışmayı tavsiye ederek;<br />
baba dükkanında değil, farklı mutfaklarda<br />
çalışmalarını, yeri geldiğinde ezilmelerini, işi<br />
bulaşıkçılıktan öğrenmelerini, ha imkanları<br />
varsa da 2-3 yabancı ülkede pantolonlarını<br />
eskitmelerini salık veriyor. “Önce deneyim<br />
sonra executive cheflik... Tecrübe sahibi<br />
olmadan bu unvanlara kavuşamazsın” diye<br />
de sıkı sıkı tembih ederek!<br />
Michelin İstanbul <strong>2023</strong> ödülleriyle ilgili de<br />
dertli, Ekmekçioğlu. Beyti Güler gibi bir<br />
gastronomi çınarını onur ödülüyle sözüm ona<br />
mükafatlandırıp, kapanan restoranları tavsiye<br />
listesine almayı adil bulmadığını açıkça dile<br />
getiren Ekmekçioğlu, “Beyti’yi önerilenler<br />
listesine almak ne demektir? Listeye<br />
bakıyorum, hazır şirketten aldığı donuk tatlıyı<br />
mikrodalgadan çıkarıp sunan restorana<br />
gitmiş Michelin, bu ayıptır!” diyor. Türkiye’de<br />
gastronomi sahasını çerçeveleyen bir<br />
grubun olduğuna işaret eden Ekmekçioğlu,<br />
“O grubun içinde ben olmadığım gibi benim<br />
gibi birçok kişi de yok.” diyor ve Atina’daki<br />
restoranına Gault Millau şapkasını takma<br />
başarısını gösteren Ekmekçioğlu şunları<br />
ekliyor: “O listeye ben girmedim ama girmem<br />
gerekirdi. Evet hedefim vardı, kaldı ki bu işe<br />
yıllarımı harcamışım.”<br />
"Yolculuğum devam edecek"<br />
Mutfakla geçen dopdolu bir hayat benim<br />
dinlediğim. Salt yemek pişirmek de değil!<br />
Özünde yemekle sevgiyi, aileyi, fedakarlığı,<br />
emeği, bağlılığı ustalıkla bütünleştiren bir<br />
tutku öyküsü onunkisi. Peki bundan sonra<br />
neler olsun istiyor hayatında, soruyorum.<br />
Yemek yapma ilhamını yolculuklardan<br />
aldığını söyleyen Maria Ekmekçioğlu, bu<br />
kariyer yolculuğunu gelişim yolculuğuyla<br />
tamamlamak niyetini paylaşıyor. Nitekim<br />
bildiklerini öğrencileriyle paylaşarak<br />
çoğalttığını dile getiren tecrübeli aşçı,<br />
öğreterek ve öğrenerek besleniyor,<br />
zenginleşiyor... Maria'nın yolculuğu hiç<br />
bitmiyor. Evinde bile kendini her defasında<br />
yeniden keşfettiği bir iç yolculuğun içinde<br />
buluyor. Her keşifte yepyeni hayallerin peşine<br />
düşüyor. "Şimdi Mayikas <strong>Restaurant</strong>'ım<br />
ve kitaplarıma odaklıyım. Kimbilir belki<br />
Maria’nın Bahçesi ile yeniden İstanbul’a geri<br />
dönerim" diye de müdavimlerine buradan bir<br />
müjde veriyor.
68<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel<br />
DEPREM BÖLGELERINE<br />
HASAT, EKIM, ÜRETIM DESTEĞI<br />
Depremden etkilenen illerde tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için güçlerini<br />
birleştiren Güvenilir Ürün Platformu ve Gıda Perakendecileri Derneği, bölgede hasat ve<br />
ekim çalışmaları başlattı. “Haydi Türkiye Şimdi Hasat Zamanı” adlı projeyle<br />
üretimin devamlılığı ve ürünlerin perakende marketler kanalıyla tüketiciyle<br />
buluşturulması hedefleniyor.<br />
Depremden gerek kendileri<br />
gerek ürünleri, hayvanları ve<br />
ekipmanlarıyla ciddi kayıplar veren<br />
çiftçiler zor bir sınavdan geçiyor. Hem<br />
ekim zamanı gelen ürünler hem de<br />
hasat zamanı gelipte hasat edilemeyen<br />
ürünler için bölgeden yardım talepleri<br />
gün geçtikçe artıyor. Bu yardım<br />
taleplerini karşılıksız bırakmayan<br />
Güvenilir Ürün Platformu ve Gıda<br />
Perakendecileri Derneği bölgeye yönelik<br />
çalışma başlattı.<br />
İlk ayağı, Hatay<br />
Hasat edilememiş ürünlerin hasat<br />
edilerek piyasa fiyatı ile Gıda<br />
Perakendecileri Derneği üyesi<br />
perakende marketlere satışını<br />
amaçlayan çalışmada çiftçiye ürünün<br />
parası hemen ödeniyor. İşçi bulmakta<br />
zorlanılan bölgelerde ürünlerin<br />
ücretsiz hasat edilmesi ve perakende<br />
marketlere piyasa fiyatı ile satışı ile<br />
başlayan çalışmanın ilk ayağı ise Hatay<br />
oldu. Bölgede ilk etapta alımı yapılan<br />
68 ton limon, 10 ton beyaz lahana, 10<br />
ton kırmızı lahana, 10 ton karnabahar<br />
ve 10 ton beyaz kabak haricinde 100 bin<br />
bağ maydanoz ve 10 bin ton limon alımı<br />
yapılması planlanıyor. Alınan ürünlerin<br />
hasadı ise, Güvenilir Ürün Platformu<br />
gönüllüleri ve ziraat fakültesi öğrencileri<br />
tarafından yapılacak.<br />
Çiftçinin toprağını terk etmemesi<br />
amaçlanıyor<br />
Projenin diğer ayağında ise, ekim<br />
çalışmalarına yoğunlaşıldı. Türkiye’deki<br />
tarımsal üretimin %16’sını karşılayan<br />
deprem bölgesi illerde tarımın<br />
sürdürülebilirliği için ekim faaliyetleri<br />
de iller bazında gerçekleştirilecek.<br />
Kahramanmaraş ile başlayacak ekim<br />
çalışmaları ile hem üretimin devam<br />
etmesi hem de çiftçinin toprağını terk<br />
etmemesi amaçlanıyor.
70<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel / makale<br />
Gusto-Akademisyen<br />
Reha Tartıcı<br />
Gastronomi emekçileri de<br />
unutulmayacak, selfie rekortmenleri de!<br />
Depremin üzerinden neredeyse iki<br />
ay geçti. Bölge yaralarını sarmaya<br />
çalışıyor. İlk günden beri bölgede<br />
olup farklı alanlarda destek<br />
sağlayanlar yavaş yavaş yaşadıkları<br />
şehirlere dönmeye başladı.<br />
Depremin hemen ardından<br />
bölgenin en önemli ihtiyacı olan<br />
beslenme konusunda harekete<br />
geçen gastronomi dünyasında da<br />
benzer bir durum söz konusu. Ama<br />
hala bölgede çalışmalarını devam<br />
ettirenler var. Hatta başladıkları<br />
çalışmaları önümüzdeki dönemde<br />
aksamadan sürdürecek ekipleri<br />
kuranlar bile var. Allah hepsinden<br />
binlerce kere razı olsun.<br />
Ama bir de! Bölgeye dahi gitmeden<br />
gitmiş gibi paylaşım yapanlar, afet<br />
bölgesine gitmek için özel uçak ve<br />
ekip talep edenler, yemek yapmak<br />
yerine selfie çekerek paylaşım<br />
rekoru kıranlar olduğunu görüyor,<br />
duyuyor ve biliyoruz. Keşke tüm<br />
bunların yerine yardım yapmayı<br />
tercih edenlere destek olsalardı…<br />
Anlayamadığım konu ve aklıma<br />
takılan soru, neden buna ihtiyaç<br />
duydukları? Cevabını çok aradım<br />
ama net bir cevap bulamadım ve<br />
aramaktan da vazgeçtim. Herkes<br />
kimin ne olduğunu ve ne yaptığını<br />
biliyor. Bilmese bile en azından<br />
tahmin ediyor. Çünkü bu soruya<br />
cevap arayarak, bölgeye gittiğinden<br />
kimsenin haberi olmayan,<br />
bunu bir reklam aracı olarak<br />
kullanmayan, ilk günden itibaren<br />
işini gücünü bir kenara bırakıp<br />
bölgeden ayrılmayarak ihtiyaç olan<br />
her noktaya koşarak çalışan ve<br />
çalışmaya hala devam eden, dünya<br />
çapında gastronomimizin gelişmesi<br />
için yürüttüğü çalışmalara ara verip<br />
ilk günden beri bölgede çalışmalar<br />
yürüten, bölgede kalıcı ve katma<br />
değer oluşturan işletmeler kurup,<br />
depremzedelerin faydalanmasını<br />
sağlayan, sosyal medyada sadece<br />
bölgenin ihtiyaçları için destek<br />
paylaşımı yapan, sahip olduğu<br />
kişisel ilişkileri devreye sokarak<br />
sessiz sedasız bölgenin ihtiyaçlarını<br />
karşılayan, yemek yapamasa da<br />
dağıtım ve lojistiği organize etmeye<br />
çalışan, hatta bölgeye gitmeden<br />
tüm bölgenin ihtiyaçlarına ve ürün<br />
tedarikine katkı sağlayan ve bölgede<br />
sayamayacağım kadar fazla desteği<br />
sessiz sedasız yerine getiren,<br />
binlerce gastronomi emekçisine<br />
haksızlık ettiğimi düşünüyorum.<br />
Bu emekçilerin isimlerini<br />
de biliyorum. Ama sağ elin<br />
verdiğinden sol elin haberi<br />
olmamasını tercih ettikleri için ve<br />
onlara olan saygımdan isimlerini<br />
paylaşmıyorum. Hepsine teker teker<br />
teşekkür ediyor ve şükranlarımı<br />
sunuyorum.
72<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel<br />
MEHMET REIS,<br />
DEPREMIN EKONOMIK VE TARIMSAL<br />
BILANÇOSUNU AÇIKLADI<br />
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, depremin insani ve sosyal boyutu ile<br />
ekonomik ve tarımsal envanterini açıkladı.<br />
Depremin ekonomik ve tarımsal<br />
bilançosunu açıklayan Reis Gıda Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Mehmet Reis; 13,5<br />
milyon insanın ülke nüfusuna oranıyla ise<br />
yüzde 15,7’sinin afetten etkilendiğini, insanların<br />
evlerini ve geçim kaynaklarını kaybettiklerini<br />
belirtti. Depremin etkilediği bölgelerdeki<br />
ekonomik faaliyetlerin durduğunu ve birçok<br />
işletme ve üretim alanının hasar gördüğünü<br />
ifade eden Reis, “Bu da hem bölge halkının<br />
hem de ülke ekonomisinin genelinde olumsuz<br />
etkiler oluşturacağı anlamına geliyor.” dedi.<br />
Depremin çevre, yeraltı suları ve tarım<br />
üzerinde olumsuz etkiler oluşturacağını<br />
vurgulayan Reis “Deprem bölgesinde yaşayan<br />
insanların kendi gıda ihtiyaçlarını ve geçimlerini<br />
sağlamayabilmesi ve ülkemizin gıda güvencesi<br />
için tarımsal üretimin sürdürülebilirliğinin<br />
sağlanmasının gerekliliğine” dikkat çekti.<br />
“Türkiye’deki toplam tarım<br />
alanlarının yüzde 16.2’si deprem<br />
bölgesinde”<br />
Deprem bölgesindeki tarım arazilerinin 3,7<br />
milyon hektarının depremin yıktığı 10 ilimizde<br />
yer aldığını açıklayan Reis şunları söyledi:<br />
“Kayıtlı çiftçi sayısı da yaklaşık 270 bin. Bu<br />
çiftçilerimiz Türkiye’deki tarım alanlarının<br />
yüzde 16’sını ekip biçiyor. Depremin yıktığı<br />
Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay,<br />
Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve<br />
Şanlıurfa’nın ekonomik yapısına bakıldığında<br />
öncelikli sektörü tarım ve tarıma dayalı sanayi<br />
ve hayvancılık olduğu görülüyor. Güneydoğu<br />
Anadolu projesi kapsamında Adıyaman,<br />
Diyarbakır, Gaziantep Şanlıurfa, Kilis verimli<br />
tarım arazilerine ve önemli tarımsal üretim<br />
potansiyeline sahip iller.”<br />
Türkiye’deki toplam tarım alanlarının yüzde<br />
16.2’sinin deprem bölgesinde bulunduğunu<br />
belirten Reis, “Tahıl ekilen alanların yüzde<br />
15.5’ine, sebze bahçelerinin yüzde 15.2’sine<br />
sahip olan bu illerin meyve bahçelerindeki<br />
payı ise yüzde 25’in üzerinde. Bölgenin hayvan<br />
varlığı ülkedeki büyükbaş hayvan varlığının<br />
yüzde 12’sini, küçükbaş hayvan varlığının<br />
ise yüzde 16.3’ünü oluşturuyor. Deprem<br />
bölgesindeki 10 ilin toplamındaki bitkisel<br />
üretime bakıldığında buğday, mısır, pamuk,<br />
karpuz, mandalina, kayısı, yonca, arpa, badem,<br />
fıstık, ceviz ayrıca kırmızı mercimek ve nohut<br />
üretimi yapılmaktadır.” diye devam etti.<br />
“Kırsaldaki sorunun yerinde<br />
çözülmesi gerekiyor”<br />
Mehmet Reis, TÜİK verilerinden hareketle<br />
ülkemizde geçtiğimiz yıl üretilen buğdayın<br />
yüzde 19’u, kırmızı mercimeğin yüzde 73’ü,<br />
nohudun yüzde 11’i ve arpanın yüzde 10’unun<br />
deprem bölgesinde üretildiğine dikkat çekti.<br />
Bazı bölgelerde buğday, arpa silolarının<br />
hasar gördüğünü, traktör ve ekipmanların<br />
göçük altında kaldığını vurgulayan Reis, şöyle<br />
konuştu: “Verilere göre, depremden etkilenen<br />
illerimiz, hayvan yetiştiriciliğinde önemli payı<br />
olan bölgelerdir. Ancak ahırlar çöktü, bölgede<br />
temel geçim kaynağı olan hayvanlar enkaz<br />
altında kaldı. Çok sayıda hayvan telef oldu.<br />
Besicilikle geçimini sağlayanlar için hayvanların<br />
beslenmesi, ürettikleri sütün toplanması<br />
çok önemli. Kış şartları nedeniyle hayvanlar<br />
dışarıya çıkarılamıyor. Bu nedenle kırsaldaki<br />
sorunun yerinde çözülmesi gerekiyor. Tarım<br />
Bakanlığı hasar tespitine başladı. Bakanlıktan<br />
hayvan çadırı ve yem desteği konusunda atılan<br />
adım olumlu desteklerin devamlılığı üretim<br />
açısından önem arz etmektedir”.<br />
“Deprem bölgesinin tarımsal<br />
hasılaya katkısı 85 milyar TL”<br />
Depremin ekonomiye etkisini değerlendiren<br />
Mehmet Reis, depremden etkilenen illerin<br />
üretim, istihdam, gıda arzının sürdürülebilirliği<br />
ve ihracat açısından ülke ekonomisinde<br />
önemli bir yerinin olduğuna işaret ederek,<br />
şunları söyledi: “Deprem bölgesinin tarımsal<br />
hasılaya katkısı 85 milyar TL’dir. Bunun 52<br />
milyar TL’si bitkisel üretim, 34 milyar TL’si<br />
de hayvancılıktan geliyor. Özetle, bölgenin<br />
tarımsal hasıladaki payı yüzde 15 civarındadır.<br />
Türkiye’nin toplam tarım ve ormanlık<br />
ürünleri ihracatının yaklaşık beşte birini<br />
gerçekleştiriyor. 10 ilin 2022’deki toplam<br />
ihracatı 20.1 milyar dolar olarak gerçekleşti<br />
toplam ülke ihracatındaki payı yüzde 9. Gıda<br />
üretimi ve ihracatındaki payları göz önüne<br />
alındığında bu illerin üretim, istihdam, gıda<br />
arzının sürdürülebilirliği ve ihracat açısından<br />
ülke ekonomisinde önemli bir yeri var”.<br />
Göç Yaşanmadan Atılması Gereken<br />
Adımlar<br />
Mehmet Reis, deprem bölgesinin en kısa<br />
zamanda sosyal ve ekonomik anlamda<br />
iyileştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Afetten<br />
etkilenen üreticilerin faaliyetlerine devam<br />
etmeleri ve kırsalda güvenle yaşamlarını<br />
sürdürebilmeleri için acilen köklü çözümlere<br />
ve desteğe ihtiyaç duyduklarını belirten Reis,<br />
“Depremin tarımın yapıldığı kırsal alanlara<br />
verdiği zararın boyutları henüz tam olarak belli<br />
değil. Çiftçilerin bir bölümü depremde yaşamını<br />
yitirdi. Bazıları bölgeyi terk ediyor. Toprağını<br />
terk etmeyen çiftçinin ekim yapabilmesi için<br />
insan gücüne, makineye, tohum, mazot ve<br />
gübreye ihtiyaç var. “ dedi.<br />
“Deprem şehirlerinde tarımsal<br />
üretim sürdürülebilir kılınmalı”<br />
Bu konuda alınması gereken tedbirleri<br />
sıralayan Reis şunları ifade etti: “Bölgedeki<br />
tarımsal alanların ve su kaynaklarının<br />
durumuna bakılmalı ve mart ayında başlayacak<br />
tarımsal faaliyetler için hazırlık yapılmalı.<br />
Ekimi yapılmış olan buğday ve arpanın<br />
ilaçlama, gübreleme ve sulama durumuna<br />
bakılarak gerekli tedbirler alınmalı. Tarımsal<br />
üretim araçlarının bir bölümü deprem enkazı<br />
altında kaldı. Bölgede kalıp ekimini yapmak<br />
isteyen üreticilerimiz için traktöre, pulluğa,<br />
ekim makinalarına, silo ve depo teminine hız<br />
verilmeli. Çiftçimizin toprağını satmadan, göç<br />
etmeden tarım ve kırsal kalkınma destekleri<br />
acilen ve süratle harekete geçilmesi hepimizin<br />
ortak geleceği ve gıda güvencesi için önem<br />
arz ediyor. Kırsaldaki insanlarımızı tarımdan<br />
vazgeçmemelerini sağlamanın yolu tarımsal<br />
üretimi sürdürülebilir kılmaktan geçiyor.<br />
Deprem bölgesindeki tarımsal faaliyeti sadece<br />
10 il olarak değil, 81 ili besleyen bir değer<br />
zinciri olarak bakmamız lazım. Hem bölgedeki<br />
insanlarımızın, çiftçilerimizin, halkımızın gıda<br />
ihtiyacının karşılanması hem de ülkemizin<br />
tarımsal üretim rekoltesi açısından çok<br />
önemli.”<br />
Reis, tarımla birlikte sanayide de önemli<br />
paya sahip illerde sanayi tesislerinin ve<br />
ticarethanelerin de en kısa sürede faaliyetlerine<br />
dönmesi bölgesel ve ulusal ekonomi açısından<br />
büyük önem taşıdığına işaret etti. Reis, “Bugün<br />
her zamankinden daha fazla dayanışmaya,<br />
gelecek için de bilimin ışığında önlem almaya<br />
ihtiyaç var.” diyerek sözlerini noktaladı.
74<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel<br />
ARTIK<br />
TURKISH<br />
COFFEE LADY<br />
LISANS HAKKI<br />
ALINABILECEK<br />
2009 yılından beri zengin<br />
Türk mutfak kültürünü<br />
dünyaya tanıtmayı<br />
misyon edinen Turkish<br />
Coffee Lady, şimdi de<br />
ABD genelinde isim<br />
hakkı vermeye başlıyor.<br />
Amerika’da Turkish Coffee<br />
Lady olarak tanınan<br />
markanın kurucusu Gizem<br />
Şalcıgil White, isim hakkı<br />
satışlarının depremden<br />
etkilenen ailelere de katkı<br />
sağlayacağını açıkladı.<br />
Lisans hakkı için ilk kadın<br />
girişimcilere öncelik<br />
verileceğini belirtti.<br />
Turkish Coffee Lady, 2009 yılından<br />
bu yana, Türk kahvesi ve mutfağı<br />
kültürünün ABD çapında tanınması<br />
için büyük adımlar atmış ve uluslararası<br />
ödüller kazanmış bir oluşum.<br />
Virginia eyaletinin “Küçük İşletmeleri<br />
Destekleme Kurumu” tarafından<br />
“2022 yılının “Başarı Hikayesi” olarak<br />
duyurulan Turkish Coffee Lady, ABD’nin<br />
her bir köşesine kahve ve kültür evleri<br />
açmaya hazırlanıyor. Dünyanın farklı<br />
ülkelerinden bir çok şube teklifi alan<br />
Turkish Coffee Lady, ilk olarak Amerika<br />
pazarında büyümeyi ve ülkenin başlıca<br />
eyaletlerinde şubeler ve temsilcilikler<br />
açmayı hedefliyor. Özel yapım kahve<br />
pazarının hızla büyüdüğü ABD’de ve<br />
Avrupa’daki kültürel tanıtımlar ise hız<br />
kesmeden devam edecek.<br />
İlk kadın girişimcilere öncelik<br />
verecek<br />
Dünyanın ilk kahve pişirme metodu<br />
olan Türk kahvesinin ve zengin Türk<br />
mutfağının Amerika’da markalaşması<br />
için bir dayanışma ekonomisi<br />
kuracaklarını belirten White, Turkish<br />
Coffee Lady’nin lisans hakkı için ilk kadın<br />
girişimcilere öncelik verecek.<br />
Anlaşma çerçevesinde Turkish Coffee<br />
Lady bayilerine operasyon yönetimi,<br />
personel yönetimi, konsept tasarım,<br />
pazarlama stratejileri, PR, sosyal<br />
medya ve basınla ilişkiler konularında<br />
danışmanlık hizmeti de sunuluyor.<br />
Türkiye’den yatırımcı vizesi ile başvuru<br />
yapacak kişiler için ayrıca vize<br />
danışmanlığı konusunda da destek<br />
verilecek.<br />
Tüm bunların yanı sıra ulkemizi acıya<br />
boğan deprem felaketinde yaraların<br />
sarılmasına bir katkı da Turkish Coffee<br />
Lady ailesinden gelecek. Her bir satıştan<br />
elde edilen tutarın belli bir yüzdesi<br />
depremden etkilenen kadınların ve<br />
çocukların yararına bağışlanacak.<br />
Turkish Coffee Lady,<br />
Gizem Şalcıgil White ve<br />
ortağı Ahmet Şerif İzgören<br />
tarafından kuruldu.<br />
2012’den beri, ABD,<br />
Avrupa ve Kanada’nın<br />
başlıca şehirlerini gezici bir<br />
tanıtım aracı ile dolaşarak<br />
30,000’den fazla kişiye<br />
Türk kahvesini tattırdı.<br />
“Türk Kahvesi 500 Yıldır<br />
Dostluğun Tadı” sloganıyla<br />
Harvard, Yale gibi seçkin<br />
üniversitelerde Türk kahvesi<br />
etkinlikleri düzenledi,<br />
toplumlararası kültürel<br />
köprüler kurarak ülke<br />
tanıtımına katkıda bulundu.
76<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro etkinlik<br />
FSUMMIT 3.SÜNÜ GERÇEKLEŞTIRDI<br />
Uluslararası Turizm Gastronomisi Yatırımları ve Ağırlama Zirvesi FSUMMIT,<br />
“Hep Birlikte: Destinasyon & Markalaşma” temasıyla 3. kez düzenlendi.<br />
III. Uluslararası Turizm Gastronomisi<br />
Yatırımları ve Ağırlama Zirvesi FSUMMIT,<br />
Sözen Organizasyon koordinasyonunda<br />
turizm, gastronomi ve ağırlama sektörü<br />
paydaşlarını Antalya Nest Convention<br />
Center'da bir araya getirdi. 20-21 Mart<br />
tarihlerinde “Hep Birlikte: Destinasyon &<br />
Markalaşma” teması ile gerçekleştirilen<br />
organizasyonda turizm profesyonelleri;<br />
dünyadaki trendler, yenilikçi yaklaşımlar,<br />
sürdürülebilirlik ve yatırım planları gibi<br />
pek çok konuyu ele alan panellerle turizm,<br />
gastronomi ve ağırlama sektörünü tüm<br />
yönleriyle ele aldı.<br />
Sözen: “Gault & Millau'yu<br />
Türkiye'ye kazandırdık”<br />
Açılışta konuşan Sözen Group CEO'su<br />
Gökmen Sözen, gastronomi turizminin<br />
önemine işaret eden konuşmasında,<br />
dünyanın en prestijli restoran<br />
derecelendirme sistemlerinden olan<br />
Michelin ve Gault & Millau’dan bahsederek<br />
şunları kaydetti: “Dünyada restoranların<br />
derecelendirildiği 2 katalog bulunmakta.<br />
Bunlardan biri Michelin Türkiye'ye geldi.<br />
Türkiye için çok önemli. Türkiye'nin<br />
restoran ve şef pazarlaması adına çok<br />
önemli. Ama dünyanın en iyi ikinci kataloğu<br />
olan Gault & Millau'yu da Türkiye'ye<br />
kazandırdık. Bunun için sadece İstanbul<br />
değil, dört destinasyon hedefledik.<br />
Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi, bunun<br />
yanında Akdeniz Bölgesini de ekledik.<br />
Çünkü Akdeniz turizm potansiyeli çok<br />
yüksek bir kent.” Dünyanın 17 ülkesinde<br />
yer alan Gault & Millau'yu Türkiye'ye<br />
getirmenin sevincini yaşadıklarını belirten<br />
Sözen, “Antakya ve Gaziantep çok<br />
önemliydi. Depremde, Gaziantep'te ve<br />
Antakya'da birçok mekân yıkıldı. Buradan<br />
da onun müjdesini vereyim. Biz onları yine<br />
derecelendirmeye sokacağız. Geçmişten<br />
aldığımız bilgiyle bunları yapacağız.” diye<br />
konuştu.<br />
“Tüm bileşenleriyle HoReCa<br />
sektörünü ağırladık”<br />
Türkiye ve dünyadan önemli isimleri<br />
aynı çatı altında buluşturarak sektöre<br />
yeni bir soluk kazandıran FSUMMIT’in<br />
bu yıl da ulusal ve uluslararası HoReCa<br />
sektörünü tüm bileşenleriyle ağırladığını<br />
kaydeden Sözen şöyle devam etti:<br />
“Organizasyonumuz kapsamında<br />
gastronomi, turizm ve ağırlama<br />
sektörünün yatırımcılarını, otel ve<br />
restoranların üst düzey yöneticilerini,<br />
gastronomi profesyonellerini, F&B<br />
direktörlerini, satın alma müdürlerini,<br />
şefleri, gastronomi yazarlarını, gastronomi<br />
ve turizm endüstrisinin destekçilerini,<br />
seyahat acentelerini, marin turizmi<br />
profesyonellerini ve sektöre değer katan;<br />
aralarında Ali Bahar, Melih Şahinöz, Kaan<br />
Kaşif Kavaloğlu, Tayyar Zaimoğlu, Zeki<br />
Özen, Ramazan Bingöl, Ali Can Aksu,<br />
Osman Ayık, Cengiz Barut, Mehmet Bahar,<br />
Ece Tonbul, Uğur Talayhan, Hediye Güral,<br />
Sadettin Cesur, Ömür Akkor, Maksut<br />
Aşkar, Cihan Kıpçak ve dünyaca ünlü<br />
Michelin ve Gault & Millau ödüllü şefler<br />
Thomas Bühner, Yoshizumi Nagaya,<br />
Javier Cocheteaux, Javier Cocheteaux T.<br />
Joe Barza, Cristina Bowerman ve Luigi<br />
Taglienti’yi ağırladık.<br />
“Markalaşmada destinasyon<br />
çekicilik unsuruna odaklandık”<br />
Türkiye’nin gastronomi turizminde<br />
markalaşması için destinasyon çekicilik<br />
unsurunun ön plana çıkarılmasına<br />
odaklanan zirve, iki gün boyunca<br />
gerçekleştirilen birçok etkinlik ile<br />
paydaşlar arasında yeni diyaloglar<br />
kurulmasına vesile oldu. Türk gastronomi<br />
turizminin gelişimi, butik oteller, şehir<br />
otelleri, turizm destinasyonlarında<br />
restoranlar, gıda tedarik zincirleri ve<br />
seyahat acenteleri gibi önemli yapı<br />
taşlarının derinlemesine incelendiği<br />
panel ve konferanslarda, dünyadan ve<br />
Türkiye’den yatırımcılar, işletmeciler ve<br />
gastronomi profesyonelleri konuklara<br />
sektörel bilgi ve deneyimlerini aktardı.<br />
Oturumların yanı sıra workshop’lar, çözüm<br />
gösterileri ve tadım deneyimlerinin de<br />
yer aldığı organizasyonda, ziyaretçiler<br />
ayrıca ulusal ve uluslararası gıda, içecek,<br />
endüstriyel mutfak, turizm, masa üstü<br />
ekipman firmaları ve daha fazlasının<br />
ürünlerini sergiledikleri stantları ziyaret<br />
etme imkânı yakaladı.”
78<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel<br />
UFS, FSUMMIT’TE<br />
<strong>2023</strong>’ÜN BITKISEL BESLENME<br />
TRENDLERINI PAYLAŞTI<br />
Unilever’ın ev dışı gıda tüketimi sektörüne hizmet veren markası Unilever Food<br />
Solutions, FSUMMIT <strong>2023</strong>’te bu yılın bitkisel beslenme trendlerini sektörle paylaştı.<br />
Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen<br />
Uluslararası Turizm<br />
Gastronomisi Yatırımları ve<br />
Ağırlama Zirvesi FSUMMIT; turizm ve<br />
gastronomi paydaşlarını, gıda sektörü<br />
profesyonellerini, restoran sahiplerini<br />
ve birbirinden ünlü şefleri “All Together:<br />
Destination & Branding” teması ile bir<br />
kez daha bir araya getirdi. Zirvenin ana<br />
sponsoru olan Unilever Food Solutions,<br />
<strong>2023</strong> yılının bitkisel beslenme trendlerini<br />
sektörle paylaşırken portföyünde<br />
yer alan ürünlerle hazırladığı bitki<br />
bazlı beslenmeye uygun lezzetleri<br />
katılımcıların deneyimine sundu.<br />
Tokgöz: “Gıdada sürdürülebilirliğin<br />
anahtarı bitkisel beslenme”<br />
“All Together: Destination & Branding”<br />
temasıyla gerçekleştirilen zirvede,<br />
gastronomi sektörünün önde gelen<br />
isimleri konuşmacı olarak yer aldı.<br />
FSUMMIT <strong>2023</strong> ana sponsorluğunu<br />
ve oturum sahipliğini Unilever Food<br />
Solutions’ın yaptığı “Türkiye’de Bitkisel<br />
Beslenme ile Markalaşmak” panelinde<br />
Unilever Food Solutions Genel Müdürü<br />
Yılmaz Tokgöz, Elvan Odabaşı ve Çiğdem<br />
Seferoğlu söz aldı. Unilever Food<br />
Solutions Pazarlama Müdürü Didem<br />
Molay Sevin’in moderatörlüğünde<br />
gerçekleşen panelde; bitkisel beslenme<br />
trendleri ve Unilever Food Solutions’ın<br />
ev dışı tüketim sektörüne kazandırdığı<br />
bitki bazlı beslenme çözümleri<br />
paylaşıldı. Bitki bazlı beslenme trendinin<br />
yükselişine dikkat çeken Yılmaz Tokgöz:<br />
“Tüm dünyada yaşanan enflasyonun<br />
izleri menülerde de karşımıza çıkmaya<br />
başladı. Menülerdeki et yemekleri<br />
giderek azalıyor ve yerini sebzeler<br />
alıyor. Bitki bazlı besinlerin artışında,<br />
5 yıl içinde çift haneli rakamlar<br />
görmeyi bekliyoruz.” dedi. Sözlerine;<br />
“Yalnızca enflasyon değil; sağlık ve<br />
etik duruş bitkisel bazlı beslenmede<br />
önemli bir etken. Dengeli bir bitkisel<br />
beslenme alternatifinin, yoğun olarak<br />
et tüketilen beslenme türlerinden<br />
genellikle daha sağlıklı olduğu artık<br />
biliniyor. Bireyler bitkisel beslenerek<br />
hem çevreyi korumaya hem de hayvan<br />
refahına katkı sunuyor. Tüm bunları göz<br />
önünde bulundurarak biz de bitkisel<br />
beslenmenin sürdürülebilirliğin anahtarı<br />
olduğuna inanıyoruz.” diye devam etti.<br />
Geleceğin Menüleri raporunun<br />
global lansmanına değindi<br />
Tokgöz; 9 Mart’ta, Unilever’ın<br />
Hollanda’da yer alan gıda inovasyon<br />
merkezi Hive’da gerçekleşen<br />
Geleceğin Menüleri raporunun global<br />
lansmanına değindi. Lansmanda<br />
1600’den fazla şefin öngörüsüyle ve veri<br />
analizlerine dayanan 8 trend, sektörle<br />
paylaşıldı. “Hive’da global lansmanını<br />
gerçekleştirdiğimiz raporumuzun<br />
Türkiye lansmanını da şimdi,<br />
FSUMMIT’te sizlerle gerçekleştiriyoruz.”<br />
diyerek şu cümlelerle konuşmasını<br />
sonlandırdı: “Yüzlerce şefin öngörüsüyle<br />
hazırladığımız Geleceğin Menüleri<br />
<strong>2023</strong> raporumuzda yer alan 8 trendin<br />
3’ü doğrudan bitkisel beslenmeyle<br />
ilgili. Şefleri ve sektörü bitkisel<br />
beslenme hakkında bilgilendirmeye,<br />
tarifler sunmaya ve bu konuda onları<br />
desteklemeye devam ediyoruz.”<br />
Bitki bazlı reçeteler katılımcılarla<br />
buluştu<br />
Dünyanın en büyük gıda üreticilerinden<br />
biri olan Unilever’in ev dışı gıda<br />
sektörüne hizmet veren markası UFS;<br />
alanda bulunan standında, portföyünde<br />
yer alan ürünleriyle hazırladığı bitki<br />
bazlı reçeteleri, FSUMMIT <strong>2023</strong><br />
katılımcılarına sundu. Knorr Sebzeli<br />
Çeşni, Knorr Sarımsaklı Çeşni, Knorr<br />
Pratik Patates, Knorr Panko Çıtır<br />
Kaplama ürünleriyle hazırlanan<br />
lezzetler; deneyenlerin beğenisini<br />
kazandı. Ürünlerin kullanımına dair<br />
ipuçları taşıyan reçeteler şeflere ve<br />
sektör profesyonellerine ilham verdi.<br />
UFS standında yer alan Knorr Arrabiata<br />
Sos, Barbekü Sos, Napoliten Sos,<br />
Noodle Sos, Teriyaki Sos gibi çok çeşitli<br />
bitkisel beslenmeye uygun soslar büyük<br />
ilgi topladı.<br />
Etkinlik alanında bulunan diğer<br />
Unilever Food Solutions standı ise<br />
Geleceğin Menüleri hakkında sektör<br />
profesyonellerini bilgilendirdi. <strong>2023</strong><br />
yılı için belirlenen 8 gıda trendinin<br />
paylaşıldığı stant, 2 gün boyunca<br />
meraklılarını ağırladı.
80<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro aktüel<br />
Antakya künefesi de<br />
artık AB tescilli!<br />
AB, Antakya künefesini tescilli coğrafi işaret olarak<br />
kabul ederek koruma altına aldı. Hatay'ın meşhur<br />
gastronomi ürünü, tescil belgesinde ve ürün<br />
şartnamelerinde yer alan tekniklerle ilgili bölgelerde<br />
üretilebilecek.<br />
Antakya künefesinin coğrafi işaret tesciline ilişkin karar, AB<br />
Resmi Gazetesi’nde yayımlandı. Böylece Antakya künefesi,<br />
taklit ve çağrıştırmaya karşı AB tarafından koruma altına alındı.<br />
Bu ürün, tescil belgesinde ve ürün şartnamelerinde yer alan<br />
tekniklerle ilgili bölgelerde üretilebilecek.<br />
Son kararlarla birlikte AB’nin coğrafi işaret listesinde Türkiye’den<br />
Antakya künefesi, Gaziantep baklavası, Aydın inciri, Bayramiç<br />
beyazı, Malatya kayısısı, Aydın kestanesi, Taşköprü sarımsağı,<br />
Milas zeytinyağı ve Giresun tombul fındığı olmak üzere 9 ürün<br />
bulunuyor. (Sözcü)<br />
İki yeni lezzet<br />
deneyimi<br />
Misafirlerini yeni lezzet<br />
yolculuğuna çıkarmaya<br />
hazırlanan Blum Coffee House,<br />
menüsüne yeni eklediği Tarçınlı<br />
Cappuccino ve Banoffee<br />
Shake ile kalpleri ısıtıyor.<br />
Soğuk havalarda içi ısıttığı gibi<br />
özgün reçetesiyle damakları<br />
da şenlendirmeye hazırlanan<br />
Tarçınlı Cappuccino, şeker<br />
ilave edilmeden doğal hurma<br />
suyu ile tatlandırılıyor. Tarçınla<br />
bambaşka bir deneyime<br />
dönüşen ‘Date Yourself’ Tarçınlı<br />
Cappuccino sağlıklı beslenmek<br />
ve klasik lezzetlerin ötesine<br />
geçmek isteyenlerin favorisi olmaya aday. İngiliz mutfağının sevilen<br />
lezzetlerinden, süt reçelli ve muzlu Banoffee pie ise artık milkshake<br />
olarak da Blum Coffee House’da sevenlerini bekliyor. Muzun,<br />
süt reçeliyle ahengini yoğun bir şekilde yaşatan Banoffee Shake,<br />
damaklarda hem keyifli hem de benzersiz bir tat bırakıyor.<br />
GTD’den depremzede<br />
üreticilere destek<br />
Gastronomi Turizmi Derneği,<br />
bir yıllık markası GT Anadolu<br />
ile depremzede üreticileri<br />
destekliyor. Depremden<br />
yara alan illerin Türkiye<br />
gastronomisine ciddi katkı<br />
sağladıklarına vurgu yapan<br />
Gastronomi Turizmi Derneği<br />
(GTD) Başkanı Gürkan<br />
Boztepe, yaklaşık bir yıldır<br />
GT Anadolu markasıyla süren<br />
yerel üretici desteklerini<br />
deprem sonrasında da<br />
sürdüreceklerini ifade ederek<br />
şöyle konuştu: “Yaklaşık bir<br />
yıldan beri yerel üreticiler ve kadın<br />
kooperatifleri ile oluşumunu gerçekleştirdiğimiz GT Anadolu markamız<br />
ile Anadolu kadınına destek sağlıyoruz. GT Anadolu Türkiye’nin önde<br />
gelen gastronomi şehirlerine kaynak sağlamak amacıyla kurulmuş<br />
bir oluşum. Bu kapsamda Anadolumuzun yaprak sarmasından<br />
Kahramanmaraş’ın biberine kadar 200’ü aşkın yerli üretimi Ticaret<br />
Bakanlığı desteğiyle yurt içi ve yurt dışındaki marketlerde satıyoruz.”<br />
İlk etapta Migros ve Macro Center’ın ardından Hepsiburada -Trendyol-<br />
PttAVM’lerde satışların başladığını belirten Boztepe, buradan elde<br />
edilen gelirlerin deprem bölgelerine aktarılmaya devam ettiği ifade etti.<br />
Boztepe, İstanbul başta olmak üzere diğer şehirlerden Anadolu’nun<br />
yerel üreticilerinden elde edilen ürünlere olan talebin artacağı inancını<br />
da sözlerine ekledi.<br />
Sağlıklı,<br />
lezzetli,<br />
Meksikalı<br />
Şehrin Meksikalısı Ranchero,<br />
soğuk havaların lezzetli<br />
dostu geleneksel çorbalarıyla<br />
damaklarda unutulmaz tatlar<br />
bırakırken, bağışıklığı da<br />
güçlendiriyor. Ranchero’nun<br />
özel baharat karışımlarıyla<br />
beraber yaklaşık dört saat<br />
kısık ateşte pişirilerek<br />
hazırlanan tavuk etinin,<br />
soğan, maydanoz, kişniş,<br />
totopos, avokado, ince<br />
kıyılmış marul ve turp ile<br />
servis edildiği Caldo de<br />
Pollo, içinde sağlık ve lezzet<br />
barındırıyor. Geleneksel kremalı ve peynirli Meksika fasulye çorbası<br />
Sopa de Frijol ise mekanın en klasik lezzeti. Soğan, sarımsak ve<br />
kapya birlikte yağda kavrulduktan sonra içine daha önce haşlanmış<br />
fasulyeler atılıp, kereviz sapı, tavuk suyu, karabiber ve kimyon<br />
eklenerek hazırlanan çorba, soğuduktan sonra mikserde çekilerek<br />
servis ediliyor. Yemeklerinde orijinal tariflerden ödün vermeyen<br />
mekan, mönüsündeki pek çok lezzetle birlikte servis edilen tortilla<br />
ekmeklerini, Meksika’dan özel olarak getirilen makinelerde günlük<br />
ve taze olarak hazırlıyor.
82<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro aktüel<br />
Yılların birikimi geleneksel<br />
lezzetleriyle bir arada<br />
Türk mutfağının enfes tatlarından olan tahin helvası geleneksel<br />
değirmenlerde özel olarak öğütülmektedir. Tatlı atıştırmalıkların<br />
en sağlıklı alternatifi, Seğmen Tahin Helvası farklı çeşitleri<br />
ve formları ile işletmenizin ekonomik bütçesine katkı sağlar.<br />
Piknik grubu ürünleri ile küçük gramajlarda, her biri ayrı ayrı<br />
paketlenen tahin helvası çeşitlerini de işletmeler ile buluşturan<br />
Seğmen, Türk damak zevkine en iyi şekilde hitap eden çeşitli<br />
ürünleri ile adeta bir enerji deposunu sizlere sunuyor. Siz de<br />
işletmenize değer katan, ekonomik Seğmen ürünlerine kolayca<br />
sahip olmak için 0312 267 55 10 veya pazarlama@segmen.com.tr<br />
üzerinden iletişime geçebilirsiniz.<br />
Süt endüstrisi yüksek katma<br />
değerli ürünlere odaklandı<br />
Karma Grup tarafından 02-03 Mart tarihlerinde süt endüstrisinden<br />
profesyonellere yönelik düzenlenen Süt Akademisi <strong>2023</strong>’te, yenilikçi<br />
teknolojilerin tüketicilerin yaşam kalitesini artıracak katma değerli<br />
ürünlere dönüşmesi süreci uzman isimlerle ele alındı. Üniversite<br />
ve sanayi arasında köprü rolü üstlenen akademiye, sektör<br />
profesyonelleri bu yıl da yoğun ilgi gösterdi. Süt endüstrisinde;<br />
üretimden Ar-Ge’ye, kaliteden finansa önemli görevler üstlenen<br />
çok sayıda katılımcı, iki gün boyunca Türkiye ve yurtdışından<br />
uzman isimlerden değerli bilgiler alma fırsatı buldu. Uzmanlar ve<br />
katılımcıların, interaktif bir ortamda görüş alışverişinde bulunduğu<br />
Süt Akademisi eğitimlerinin ilk gününde membran teknikleri ve<br />
yenilikçi teknolojilerle kullanımları sayesinde katma değeri yüksek<br />
ürünlerin nasıl üretilebileceği konusuna odaklanıldı. Membran<br />
teknikleri, fonksiyonel ürünler geliştirilmesi açısından üreticilere<br />
yenilikçi çözümler geliştirme imkanı veriyor. Programın ikinci<br />
gününde ise, süt işletmelerinde maliyet ekonomisi ve maliyet<br />
azaltıcı eylemler ele alındı. Sektördeki verimlilik artışı sağlayan yeni<br />
uygulamalar, tüketicilerin daha uygun fiyata süt ve süt ürünlerine<br />
ulaşması anlamına da geliyor.<br />
Türk balları kalitesini tescilledi<br />
Bu yıl ilk kez<br />
düzenlenen<br />
yarışmada pek çok<br />
ülkeden yüzlerce<br />
firmanın kendi<br />
üretimleri olan<br />
ballarla katıldığı<br />
Paris Bal Ödülleri<br />
<strong>2023</strong>’e (Paris<br />
International<br />
Honey Awards<br />
- PIHA), Türk<br />
arıcıları aldıkları<br />
ödüller ile damgasını vurdu. TÜBİTAK destekli projeler kapsamında<br />
çeşitli inovasyon ödülleri almış olup, “İyi Arıcılık” ve “Sürdürülebilir<br />
Arıcılık” uygulamalarını destekleyerek özellikle ülkemizde kovan<br />
stardardizasyonu ve verimlilikte kovanın önemi konularında farkındalık<br />
yaratan APİMAYE’nin desteği ile yarışmaya katılan Türk bal üreticileri,<br />
pek çok laboratuvar testi ve duyusal analiz kriterlerinden başarıyla<br />
geçerek ve yarışma sürecine dâhil ettikleri her ürünle ödül almaya<br />
hak kazanarak kalitelerini uluslararası alanda kanıtlamış oldu. Paris<br />
Bal Ödülleri için düzenlenen yarışmada ürünler ilk olarak laboratuvar<br />
testlerine tabi tutuldu. Bu testlerden başarı ile geçen ürünler, daha<br />
sonra aralarında, tarımsal gıda tedarik zincirlerine adanmış ve sektörün<br />
önde gelenlerinden olan İtalya Tarımsal Araştırma ve Ekonomi Konseyi<br />
(CREA) üyelerinin de yer aldığı jüri tarafından kalite, koku, doku ve lezzet<br />
kriterlerine göre değerlendirildi. Buna göre Apimaye’nin desteğiyle<br />
yarışmaya katılan Bin Şifa Balları platin ödül; Balıkesir Çam Salgı Balı,<br />
Balıkesir Çiçek Balı, Balıkesir Meşe Balı, Bee MySotis, Bingöl Çapakçur<br />
Bal, Gölbal, Soner’s Honey, Şenli Bingöl Bal markaları ise altın ödül<br />
almaya hak kazandı.<br />
Yemekseverlere<br />
özel Omakase<br />
menü<br />
Galataport’un en güzel<br />
lokasyonunda Boğaz<br />
manzarasına karşı<br />
konumlanan, çağdaş Japon<br />
Robatayaki mutfağı Roka,<br />
yeni menü alternatiflerini<br />
yemekseverler ile bir<br />
araya getirmeye devam<br />
ediyor. Set menüsünde<br />
imza yemeklerinden pek<br />
çok seçeneğe yer veren<br />
mekanda; başlangıçlardan<br />
limon ve acı biber soslu<br />
akya tartar, acılı mayonez<br />
ile ton balığı avokado maki,<br />
sirkeli soya sos ile dana eti ve zencefil gyoza ve yuzu schichimi<br />
tentsuyu soslu sebze tempuraya ilave olarak Robata yemeklerinden<br />
1 alternatif seçilebiliyor. Robata tabaklarından limonlu sarımsaklı<br />
miso ile sedir ağacında fırınlanmış tavuk, susamlı zencefilli acı sos<br />
ile bonfile, yuzu ve sivri biber glaze, kırmızı soğan turşusu ile çipura,<br />
konfit sarımsak ve miso ekmeği ile dana ilik teriyaki ve haşlanmış<br />
pirinç seçenekleri yer alıyor. Özel Omakase set menüsü, çeşitli imza<br />
başlangıçlarından ve seçilecek bir robata yemeğinden oluşuyor.
84<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
gastro güncel<br />
Depremzede<br />
kadınlara destek<br />
Happy Moon’s ve kullanıcıların attığı adımlar<br />
sayesinde deprem bölgesine destek olan Help<br />
Steps, afetzede dar gelirli kadınlara destek<br />
olmak için bir iş birliği yaptı. Google Play’den<br />
ve App Store’dan ücretsiz olarak Help Steps<br />
uygulamasını indiren kullanıcılar cep telefonları<br />
cebindeyken tüm gün her zamanki gibi yürüyor.<br />
Bu adımlar aynı zamanda bir adımsayar olan Help<br />
Steps uygulamasında birikiyor. Ardından akşam<br />
saat 24.00 olmadan kullanıcılar uygulamaya girip ‘Adımlarımı HS’ye<br />
çevir’ butonuna basıyor ve kısa bir reklam izliyor. Adımları HS puanına<br />
dönüşen kullanıcılar bu puanları STK'lara bağışlıyor.<br />
Happy Moon's ile yapılan iş birliği ile de Help Steps'e Happy Moon’s<br />
kodu ile üye oluyorsunuz, şubelerdeki masa üzerlerinde yer alan<br />
Happy Moon's- KEDV kampanyasının QR kodlarını okutuyorsunuz.<br />
Happy Moon's senin adına KEDV'in deprem bölgelerindeki kadınlar<br />
için "Kadınların Liderliğinde Hayat Yeniden Yeşerecek" kampanyasına<br />
10.000 HS destekte bulunuyor. KEDV’in “Kadınların Liderliğinde Hayat<br />
Yeniden Yeşerecek!” dediği proje kapsamında; kadın kooperatifleri<br />
aracılığıyla ilk aşamada barınma, gıda, hijyen gibi acil ihtiyaçların<br />
karşılanması ve ardından da kadın kooperatiflerinin yeniden<br />
güçlenmesi, yeni geçim kaynakları oluşturulması, kadın-çocuk<br />
merkezlerinin yeniden işler hale gelmesi ve yenilerinin kurulması gibi<br />
uzun dönem planlar hayata geçirilecek.<br />
Afet bölgesindeki<br />
restoranlara destek<br />
Türk mutfak kültürüne ve<br />
değerlerine sahip çıkma<br />
amacıyla çalışmalarını<br />
sürdüren Metro Türkiye,<br />
“Benim İşim, Benim<br />
Mutfağım” projesi ile<br />
Hatay, Kahramanmaraş<br />
ve Malatya’da bu kültürü<br />
yaşatan ancak deprem<br />
nedeniyle hasar gören<br />
restoranlara yeniden ayağa<br />
kalkabilmeleri için can suyu oluyor. Yeme-içme sektörünün en<br />
önemli iş ortaklarından biri olarak üstlendiği sorumlulukla Türk<br />
mutfağının sürdürülebilirliğine destek veren çalışmalara imza atan<br />
Metro Türkiye, Ramazan ayı boyunca Gastronometro’nun kapılarını<br />
dört restorana açacak. Metro Türkiye, Gastronometro platformunu<br />
restoranların kullanımına açmanın yanı sıra iftar davetlerinde<br />
kullanılacak ürünlerin tamamını karşılayacak; şef ekibi ve servis<br />
elemanları ile de bu restoranlara destek olacak. Proje kapsamında<br />
Antakya Sultan Sofrası, Maraş Paça Kebap <strong>Restaurant</strong>, Malatya<br />
Hacı Baba <strong>Restaurant</strong> ve Antakya Pöç Kasabı ve Kebap Salonu’nun<br />
yöresel lezzetleri ile iftar organizasyonları düzenlemesi için fırsat<br />
sunan Metro Türkiye, restoranların elde edeceği gelir ile tekrar<br />
ayağa kalkmalarını ve bölgenin mutfak kültürünün yaşamaya<br />
devam etmesini hedefliyor.<br />
Hatay’dan limonu ihraç edin çağrısı<br />
Depremden etkilenen illerde<br />
tarımsal üretimin sürdürülebilirliği<br />
için güçlerini birleştiren Güvenilir<br />
Ürün Platformu ile Gıda<br />
Perakendecileri Derneği, "Haydi<br />
Türkiye Şimdi Hasat Zamanı"<br />
projesi kapsamında Hatay'ın Arsuz<br />
ilçesinde üreticilerle bir araya<br />
geldi. 6 Şubat'taki depremlerden<br />
etkilenen Arsuz'da sebze ve meyve üreticilerini ziyaret eden yetkililer,<br />
limon bahçelerinde incelemelerde bulundu. Üreticilerin sorunlarını<br />
dinleyen yetkililer, ardından Nazım Hikmet Kültür Merkezi'de basın<br />
toplantısı düzenledi. Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Alp<br />
Önder Özpamukçu, "Burada hasat noktasında sıkıntı yaşanan limon<br />
ve maydanoz başta olmak üzere alımlar yaptık, yapmaya da devam<br />
ediyoruz. Buradaki limon konusu, sadece iç tüketimle çözülecek bir<br />
konu değil, dış pazarda da satmamız gerekiyor. Zincir marketlerde bu<br />
ürünlerin toplam tüketimi meyve-sebze kategorisi içinde yüzde 10-15'ler<br />
mertebesinde. Burada, 200 bin tonun üzerinde ürün üretiliyor, biz<br />
zincir marketlerde yıllık yaklaşık 40 bin ton limon tüketebiliyoruz. Bu<br />
rakamın da 80-100 bin tonu zaten ihracata gitmesi gerekiyor. Mutlaka<br />
buraya ihracatçıların ayrı bir ihtimam göstermesi gerekiyor. Buradaki<br />
firmalar büyük hasar almışlar ve kabiliyetlerinden yoksunlar. O yüzden<br />
burada böyle bir temel ihtiyaç var. Biz perakendeciler olarak hem kendi<br />
tedarikçilerimizi hem de sahadan gelen bilgilerle diğer üreticileri de<br />
destekliyoruz. Ürünlerin alınmasıyla ilgili çalışma yapıyoruz. Şu ana<br />
kadar 30-40 tır mal çekimi oldu ve daha da devam ediyor." diye konuştu.<br />
Söke, unlu<br />
mamuller pazarına<br />
giriyor<br />
41 yıldır profesyonel mutfakların destekçisi<br />
Söke, 20 Mart Dünya Un Günü kapsamında<br />
özel bir etkinlik gerçekleştirdi. Usla’da<br />
düzenlenen etkinlikte konuşan Söke<br />
Pazarlama Direktörü Ozan Türk, “Söke<br />
olarak hem nihai tüketiciye hem de<br />
Söke Profesyonel ürün gruplarımızla<br />
fırıncılarımıza ve Horeca’ya hitap ediyoruz. Söke Profesyonel<br />
ürünleriyle birçok restoranda yediğiniz, satın aldığınız ekmeğin<br />
içerisinde Söke lezzeti var. Klasik bir un firması olmanın ötesinde<br />
günün değişen şartları çerçevesinde tüketicilerimizin amaçlarına<br />
uygun ürünleri sunuyoruz. Glutensiz unlarımız, kek mikslerimiz,<br />
tahıl unlarımız bunlardan sadece birkaçı.” dedi. Yakın bir zamanda<br />
markanın unlu mamulleriyle de Horeca pazarındaki yerini alacağını<br />
duyuran Türk, konuşmasının devamında unun tarihimizdeki binlerce<br />
yıllık geçmişini anımsatarak şöyle devam<br />
etti: “Göbeklitepe insanlığın ilk gıdası<br />
buğdayın da anavatanı. İnsanlığın bu<br />
temel gıdası için 20 Mart Dünya Un Günü<br />
olarak kabul edildi. Dünya Un Günü<br />
kapsamında bugün sizlere Ulusoy Un<br />
çatısı altına giren Söke’yi Şef Barbaros<br />
Yoloğlu’nun tarifleri eşliğinde keyifli bir<br />
workshop etkinliğiyle anlatmak ve yeni<br />
yatırım müjdemizi vermek istedik.”
hotel restaurant<br />
86 & hi-tech<br />
dosya / ramazan özel<br />
Aila’da Michelin yıldızlı<br />
iftar sofraları<br />
Michelin Rehberi İstanbul <strong>2023</strong>’ün ilk seçkisinde tavsiye edilen<br />
restoran seçilen Aila, Mutfak Şefi Kemal Can Yurttaş tarafından<br />
Anadolu’nun zengin mutfak mirasından ilham alınarak<br />
hazırlanan geleneksel lezzetlerin, klasik Türk müziği ezgileri<br />
eşliğinde sunulduğu iftar menüsüyle misafirlerini ağırlıyor.<br />
Fairmont Quasar Istanbul’un bahçe katında yer alan ve Anadolu<br />
mutfağının şehirdeki en iyi temsilcilerinden Aila’nın iftar<br />
menüsünde zengin iftariyelikler, tıpkı bir aile sofrasındaki gibi<br />
paylaşım esası ile masaya servis edilen soğuk başlangıçlar ve<br />
ara sıcakların yanı sıra seçmeli ana yemekler ve leziz tatlı büfesi<br />
yer alıyor. Dostlarla ve aileyle paylaşılan, hem damaklara hem<br />
de ruha dokunan Aila’nın iftar sofraları 23 Mart -20 <strong>Nisan</strong> <strong>2023</strong><br />
tarihleri arasında sizlere benzersiz bir lezzet şöleni yaşatacak.<br />
Boğaz’da iftarın adresi…<br />
Buba’s Bosphorus, Ramazan<br />
ayı boyunca misafirlerini iftarda<br />
eşsiz Boğaz manzarası ve Türk<br />
mutfağının sevilen lezzetleri<br />
eşliğinde, her zamanki içten<br />
misafirperverliğiyle ağırlıyor.<br />
İftar sofrasında özenle seçilen<br />
ve geleneksel şekilde ev usulü<br />
hazırlanan tarifler yer alıyor. İftar<br />
sofrasında başlangıç, mekanın<br />
tümü Silivri Kurfallı’daki<br />
çiftliğinden gelen pastırma,<br />
peynir ve kaymağı ile Kadıköy<br />
Çarşı’nın meşhur esnafı Eta<br />
Bal’dan alınan karakovan balı<br />
gibi özenle seçilmiş lezzetlerle<br />
yapılıyor. Mekanın çok iddialı<br />
olduğu bol malzemeli paçanga<br />
böreği ve her güne özel yapılan<br />
sıcacık tencere yemekleri<br />
geleneksel iftar sofralarının sıcaklığını yaşatıyor. Güllaç ve Osmanlı<br />
şerbeti ev yapımı usulü hazırlanıyor. Sınırsız çay ve her güne özel sürpriz<br />
lezzetler de menüye dahil oluyor.<br />
Ramazan'a Jumbo Patisserie yorumu<br />
Çizginin ötesinde iz bırakan özgün ve<br />
zamansız tasarımlarıyla 76 yıldır her<br />
dönemin tercih edilen markası olan<br />
Jumbo, geçtiğimiz yıl Göktürk ve Etiler’de<br />
hayata geçirdiği Fransız Patisserie<br />
konseptindeki deneyim mağazalarında,<br />
misafirlerine yüksek kaliteli malzemelerle<br />
hazırlanmış rafine lezzetler sunmaya<br />
devam ediyor. Jumbo Patisserie’nin<br />
mevcut tatlılarına ek olarak Ramazan<br />
ayına özel hazırlanan baklava ve hurma<br />
pastaları, lezzetleri ile damaklarda iz<br />
bırakırken sanatsal tasarımlarıyla da<br />
misafirlerine benzersiz bir deneyim<br />
yaşatıyor. Şef Kübra Yaman’ın ‘edible art’ konseptiyle, klasik Türk<br />
lezzetlerini Fransız Patisserie tarzında yeniden yorumlayarak<br />
hazırladığı baklava ve hurma görünümlü Fransız pastaları,<br />
lezzetiyle olduğu kadar görseliyle de iddiasını destekliyor. Üzeri<br />
çikolata ve Antep fıstığı kaplı baklava tatlısı; çıtır baklava hamuru,<br />
Antep fıstığı ve manda kaymağının dengeli uyumundan oluşuyor.<br />
Hurma görünümündeki hurma pastasının içerisinde ise hurmadan<br />
yapılan kek, ezme ve mousse ile birlikte hurma lezzetini dengeleyen<br />
tahinli çıtır katman yer alıyor.<br />
Ramazan ruhu<br />
Wish More <strong>Hotel</strong> İstanbul’da<br />
İstanbul’un en merkezi semtlerinden biri olan Bayrampaşa’da yer<br />
alan Wish More <strong>Hotel</strong> İstanbul, Ramazan ayına özel hazırladığı farklı<br />
çeşitlerdeki iftar menüleriyle misafirlerini aileleri ve sevdikleriyle<br />
birlikte ağırlamaya hazırlanıyor. Otelin Executive Şefi Muhittin<br />
Kabasakal’ın ve deneyimli mutfak ekibinin hazırlamış olduğu<br />
iftar menülerinde; lezzetli zeytinyağlılar, iftariyelikler, et ve tavuk<br />
alternatiflerinden oluşan ana yemekler, ramazan pideleri, çorba<br />
çeşitleri, ara sıcaklar ve geleneksel tatlılara kadar birçok lezzet 4<br />
farklı menü seçeneği ile misafirlerin beğenisine sunulacak. Daima<br />
beklentilerden daha fazlasını yerine getirme misyonuyla hizmet<br />
sunan otelde, münferit rezervasyonlara özel beyaz et ve kırmızı et<br />
olmak üzere iki farklı menü seçeneği de yer alacak.
88<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
fuar<br />
ÇUKUROVA ISI, ISH’DE ISITMA<br />
TEKNOLOJILERIYLE YER ALDI<br />
Isıtma sektörünün lideri Çukurova Isı, işletmelere ve endüstriyel tesislere yüksek<br />
verimlilik ve konfor sunan elektrikli ve radyant ısıtma çözümleri ile dünyanın önde gelen<br />
iklimlendirme fuarı ISH <strong>2023</strong>’te yer aldı.<br />
Çukurova Isı, 13 - 17 Mart<br />
tarihleri arasında Almanya’nın<br />
Frankfurt şehrinde düzenlenen<br />
ISH Frankfurt Fuarı’na katıldı. HVAC<br />
sektörünün buluşma noktası olarak<br />
konumlanan fuarda yeni nesil radyant<br />
ve elektrikli ısıtma çözümleriyle fark<br />
yaratan şirket, ziyaretçilerden tam<br />
not aldı. Beş gün süren fuar boyunca;<br />
Goldsun elektrikli ısıtıcıları, Goldun<br />
seramik plakalı radyant cihazları,<br />
Blackheat ve Silversun markalı borulu<br />
tip radyant ısıtıcıları ziyaretçilerin<br />
beğenisine sundu.<br />
Ecodesign Direktifi’ne (ErP) uygun<br />
olarak geliştirildi<br />
Çukurova Isı, daha önce ithal ettiği;<br />
ancak <strong>2023</strong> yılının Ocak ayından itibaren<br />
kendi teknolojisiyle Gebze fabrikasında<br />
üretmeye başladığı Goldsun CPH<br />
seramik plakalı radyant ısıcıları da ilk<br />
kez ISH Frankfurt Fuarı’nda sergiledi.<br />
Avrupa Komisyonu’nun enerji<br />
verimliliğini arttırma ve karbon<br />
emisyonlarını azaltma hedefleri<br />
doğrultusunda hazırlanan Ecodesign<br />
Direktifi’ne (ErP) uygun olarak<br />
geliştirilen Goldsun CPH seramik plakalı<br />
radyant ısıcılar, düşük emisyon değerleri<br />
ile sınıfının en çevreci teknolojisi olarak<br />
tanımlanıyor. Fuarın ilgi odağı olan<br />
Goldsun CPH, ısıtmanın güç olduğu;<br />
yüksek, büyük ve izolasyonu olmayan<br />
işletmelerde, lokal (bölgesel) ve spot<br />
(noktasal) ısıtma özelliği ile ısıtma<br />
giderlerinden yüzde 70’lere varan<br />
oranlarda tasarruf sağlıyor. Doğalgaz<br />
veya LPG ile çalışma imkânına sahip<br />
olan Goldsun CPH, enerjiden tasarruf<br />
etme ve maliyeti en aza indirmenin yanı<br />
sıra kalite, performans ve konfor gibi<br />
özellikleriyle öne çıkıyor.<br />
Isıtmada yüzde 94,6’lara varan<br />
yanma verimi sağlıyor<br />
Fuarda sergilenen bir diğer teknoloji<br />
ise Blackheat borulu radyant ısıtma<br />
sistemleri oldu. Çukurova Isı’nın<br />
30 yılı aşkın bir süre distribütörü<br />
olduğu Amerikan Roberts Gordon<br />
LLC firması ile 2021 yılının son<br />
çeyreğinde imzaladığı lisans anlaşması<br />
ile Türkiye’de üretmeye başladığı<br />
Blackheat borulu radyant ısıtma<br />
sistemleri de sağladığı yüksek verimlilik<br />
değerleriyle ziyaretçilerden tam not<br />
aldı. Çukurova Isı’nın Türkiye’de<br />
üretip; AB ülkelerine, İngiltere’ye ve<br />
Türkiye’nin çevresindeki ülkelere ihraç<br />
ettiği Blackheat borulu radyant ısıtma<br />
sistemleri, ısıtmada yüzde 94,6’lara<br />
varan yanma verimi sağlayarak,<br />
işletmelerin ve endüstriyel tesislerin<br />
ısıtmasında yüzde 50’lere varan<br />
oranlarda enerji tasarrufu sağlıyor.<br />
Hızlı, konforlu ve yüzde 40 daha<br />
tasarruflu<br />
Fuarda yer alan Goldsun Elite serisi<br />
seramik plakalı radyant ısıtıcılar da<br />
ziyaretçilerden tam not aldı. Başta<br />
cafe ve restoranlar olmak üzere farklı<br />
sektörlerdeki birçok işletmenin açık<br />
alanlarını; hızlı, konforlu ve yüzde<br />
40 daha tasarruflu bir şekilde ısıtan<br />
Goldsun Elite seramik plakalı radyant<br />
ısıtıcılar, 600 derece sıcaklığa dayanıklı<br />
dış kasası ile açık alanlarda uzun yıllar<br />
kullanım avantajı da sunuyor.<br />
Mekânın ihtiyacına göre dizayn<br />
ediliyor<br />
Çukurova Isı’nın kaliteli ve özgün tasarım<br />
anlayışı ile açık alan ısıtmasında konfor<br />
ve tasarrufu bir arada sunmak amacıyla<br />
geliştirdiği Silversun Evo borulu radyant<br />
ısıtıcıları da fuarın öne çıkan ürünleri<br />
arasında yerini aldı. Rüzgârdan<br />
etkilenmeyen Silversun Evo borulu<br />
radyant ısıtıcılar, uzaktan kumanda<br />
veya programlanabilir kontrol panosu<br />
kullanılarak, ihtiyaca uygun şekilde<br />
ayrı ayrı çalıştırılabiliyor.Silversun Evo<br />
borulu radyant ısıtıcılar, borulardan<br />
çıkan ışınların yüzde 99’unun cisimlere<br />
yönlendirerek, daha verimli ve yoğun<br />
ısıtma sağlıyor. Cihazın bu özelliği onu<br />
piyasadaki borulu radyant ısıtıcılardan<br />
ayırıyor. Ayrıca ısıtıcılar, mekânın<br />
ihtiyacına göre dizayn edilebiliyor.
90<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
fuar<br />
Yeni pazarlara<br />
odaklandı<br />
120 ülkeden 5000’den fazla markayla birlikte gıda sektörünü<br />
tek merkezde toplayan Gulfood’a katılan Doruk Un; Afrika,<br />
Güney Amerika, Asya ve Orta Doğu’da yeni pazarlara odaklandı.<br />
Doruk Un Yönetim Kurulu Başkanı ve<br />
CEO’su Gürsel Erbap, ‘Türkiye'deki modern<br />
tesislerimizden dünyaya çeşitli kaliteli buğday<br />
unlarının ihracatına odaklanmaya devam<br />
ediyoruz. Doruk Un olarak bizi rakiplerimiz<br />
arasında öne çıkaran en büyük avantajımız,<br />
hem müşterilerimizi hem de pazarın özel<br />
gerekliliklerini göz önünde bulundurarak kaliteli<br />
ve ürüne özel un tedariği sağlamamız. Arzu edilen<br />
nihai ürünü elde etmek için çeşitli buğdayları<br />
harmanlama yeteneğimiz ve fırıncılık sektörüyle<br />
ilgili derinlemesine bilgimizden gelen kapsamlı<br />
deneyimimiz ile pazarda fark oluşturuyoruz. Farklı<br />
ambalajlarla gerçekleştirdiğimiz ihracatımız,<br />
bugün hem perakende hem de toplu olarak<br />
Panpan markamızın çatısı altında toplanıyor.<br />
Müşterilerimizin ülkelerindeki yeme içme<br />
alışkanlıklarındaki<br />
değişikleri ve<br />
farklılıkları<br />
inceleyerek yeni<br />
ürün portföyleri<br />
oluşturuyoruz. Sektörün en büyük gıda fuarı<br />
olan Gulfood’ta Afrika'da hem doğu hem de batı<br />
bölgeler, Güney Amerika, Asya ve Orta Doğu’da<br />
yeni pazarların olanaklarını araştırdık. Eski<br />
müşterilerimizle yaptığımız yeni bağlantılara<br />
ilave olarak bu bölgelerden 5 yeni firma ile<br />
anlaşma sağlayarak müşteri portföyümüze<br />
ekledik. Fuardaki görüşmelerimiz ve ikili<br />
ilişkiler neticesinde, mevcut portföyümüze<br />
yeni ihracat pazarları ekleme konusunda en az<br />
%10'luk bir artış öngörüyoruz.’ dedi.<br />
Orkide’ye<br />
Gulfood’da<br />
yoğun ilgi<br />
Gıda ve içecek sektörünün buluştuğu dünyanın en<br />
büyük gıda fuarlarından biri olan Gulfood <strong>2023</strong>, Birleşik<br />
Arap Emirlikleri - Dubai’de Dünya Ticaret Merkezinde<br />
20-24 Şubat tarihleri arasında düzenlendi. Gulfood’a<br />
her yıl katılan Orkide, ürün çeşitliliği ile standında<br />
ziyaretçilerden bu yıl da ilgi gördü.<br />
Bitkisel yağ sektöründe 1979’dan günümüze sürdürülebilir<br />
büyüme kaydeden, Türkiye’nin en büyük bitkisel sıvı yağ<br />
üreticilerinden olan Orkide, dış pazarda yaygın ihracat ağıyla<br />
100’e yakın ülkeye ürünlerini ihraç ediyor. Sıvı yağ, zeytinyağı,<br />
margarin, bitkisel susuz yağ, ev dışı tüketim ve pastacılık<br />
yağları ile endüstriyel yağ kategorilerinde sektörde en geniş<br />
ürün çeşitliliğine sahip olan Orkide; başta Ortadoğu, Körfez<br />
ve Afrika ülkelerine yönelik olmak üzere fuarda önemli iş<br />
bağlantıları sağladı. Dünyanın farklı ülkelerinde, yağlı tohumlu<br />
bitkilerin üretim durumu ve tüketicilerin damak tadına göre<br />
yoğun olarak kullanılan bitkisel yağlar değişiklik gösteriyor.<br />
Yüksek üretim teknolojilerine dayalı teknik altyapısıyla global<br />
standartlarda üretim yapan Orkide; ana kategorisi ayçiçek<br />
yağının yanı sıra bitkisel susuz yağ, kızartmalık yağ ve bitkisel<br />
margarin grubunda da ülkelerin mutfak kültürleri ve bitkisel<br />
yağ tüketim alışkanlıklarına göre ar-ge faaliyetleriyle yeni<br />
ürünler de geliştirip, ihraç ediyor. Orkide’nin “Non GE ve<br />
3-MCPD” özelliğine sahip, trans yağ ve kolesterol içermeyen<br />
bu ürünleri profesyonel mutfaklar için yaygın bir kullanım<br />
alanı sağlıyor.
92<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
IMPERIA<br />
RISTORANTE<br />
ILE<br />
YENI<br />
KONSEPT…<br />
BENZERSIZ<br />
DOKUNUŞLAR…<br />
İmperia Pizza, Türkiye’nin<br />
ilk “ekşimaya pizza” dükkanı<br />
olarak, 7 yıldır müşterilerine<br />
hizmet verdiği noktada, baştan<br />
aşağı bir renovasyondan<br />
geçerek, modern bir restorana<br />
dönüşüyor. Mekan, “İmperia<br />
Ristorante” olarak Etiler<br />
Armutlu’da kapılarını yeniden<br />
açmaya hazırlanıyor.<br />
İmperia Ristorante, Etiler Armutlu’da<br />
yeni markaların yer aldığı bölgede<br />
karşınıza beklenmedik, renkli<br />
bir ambians ve dinamizm olarak<br />
çıkıyor. İçeri girdiğiniz anda İmperia<br />
Ristorante’nin konforlu, sıcak ve ferah<br />
ortamı gözünüze çarpıyor. Mekanda,<br />
20 kişilik yemekli oturma düzenine ek<br />
olarak kahve içme alanı, bar ve bistro<br />
alanı bulunuyor. Bahar ve yaz aylarında<br />
girişteki kapılar da açıldığında şıklığı<br />
daha da belirgin hale gelecek İmperia<br />
Ristorante, heyecanla misafirleriyle<br />
buluşacağı anı bekliyor.<br />
İmperia, inovatif lezzetleri ve<br />
canlı tasarımıyla, işletmeci şef<br />
Yigal Biçaço’nun uzun süre<br />
yaşadığı New York’tan bir<br />
dükkanı andırıyor. Restoran,<br />
sokağı tamamen geride<br />
bıraktığınız ve nitelikli tatların<br />
habercisi olan kokusu ile sizi<br />
hemen ele geçiriyor. Yigal<br />
Biçaco’nun da belirttiği gibi<br />
“Bu yenilik aslen İmperia’nın<br />
zaman içerisinde geçirdiği<br />
lezzet evrimini, samimi ve sıcak<br />
bir ortamda sunma gerekliliği<br />
ile birleşmesini temsil ediyor”.
kendi mutfağında üretilen ekşimaya<br />
ekmekleri ile hazırlanan ve Fransız<br />
restoranlarında aperitif olarak<br />
karşımıza çıkan “tartin” leri de menüde<br />
hemen gözünüze çarpıyor.<br />
Mevsimsel mahsulleri de<br />
düşündüğünüzde, mekan sezonuna<br />
göre “sürpriz” lezzetlere hatta<br />
konularında uzman şeflerin davet<br />
edileceği “hususi yemek” günlerine<br />
hazırlanıyor. Yigal Biçaço,<br />
“Asıl odağımız, sadık müşterilerimize<br />
her geldiklerinde, sunumlarla<br />
ortamın birleştiği bir dükkan sunmak.<br />
İmperia Ristorante’yi keşfedecek<br />
misafirlerimize de ruhu olan iddialı bir<br />
mekan olduğumuzu hissettirmek” diye<br />
belirtiyor.<br />
İşletmeci şef Yigal Biçaço<br />
yönetiminde<br />
12 yıldır bu sektörde yaratıcı dükkan<br />
konseptleri ve menüleri ile dikkat<br />
çeken Yigal Biçaço, profesyonel<br />
mutfak eğitimine zaman içerisinde<br />
ekşimaya ekmek yapımını da katarak,<br />
müşterilerine sadece yerinde<br />
bulabilecekleri lezzetler hedefliyor<br />
ve onları en iyi şekilde ağırlamak için<br />
dükkanını da rahat, konforlu ve şık<br />
bir seviyeye taşıyor. “Uzun süredir<br />
fark yaratan markamıza özgün<br />
değerleri, masa servisi ile buluşturduk<br />
ve bundan sonra hayata geçirmek<br />
istediğimiz projelerin vitrini olması<br />
için doğduğu adresi değiştirmeden<br />
geliştirmeyi hedefledik” diyen Yigal<br />
Biçaço, dükkanın boyutunun da iş<br />
yemekleri, davet ve organizasyonlar için<br />
mükemmel bir alternatif olduğunun da<br />
altını çiziyor.<br />
Makarnalarıyla da iddialı<br />
Mekanikleşen ve birbirinin kopyası<br />
haline gelen menülerden uzak durmak<br />
isteyenler için, İmperia Ristorante;<br />
ekşimayalı incecik hamuru ve şaşırtıcı<br />
kombinasyonları ile İtalyan mutfağının<br />
vazgeçilmezi olan pizzalara ek<br />
olarak, menüde yer verdiği makarna<br />
çeşitlerini de tavsiye ediyor. Daha<br />
sofistike lezzetler arayanlar için
94<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
PIZZA IL FORNO<br />
16. ŞUBESIYLE NOKTA AVM’DE…<br />
İtalyan usulü pizzalarını özel taş fırınlarda pişirip servis eden Pizza İl Forno, Ankara’daki<br />
büyümesini sürdürüyor. Kuruluşundan bugüne Başkent’in dört bir tarafına yayılan marka,<br />
şehirdeki 16. şubesini Nokta AVM’de hizmete açtı.<br />
2013 yılında Ankara Çankaya’da,<br />
küçük bir mahalle pizzacısı olarak<br />
doğan Pizza İl Forno, misafirlerine<br />
sunduğu İtalyan işi özgün lezzetler ve<br />
zengin içerikli menüleriyle sektörüne<br />
farklı bir yaklaşım getirdi. 2015<br />
senesinde şubeleşmeye başlayan<br />
marka, Bilkent’te açtığı ikinci<br />
restoranıyla kısa sürede Başkentli lezzet<br />
tutkunlarının müdavimi haline geldiği<br />
mekanlardan birisi oldu. Ardından<br />
Ankara’nın farklı lokasyonlarında<br />
hizmete soktuğu yeni şubeleriyle<br />
büyümesini sürdüren Pizza İl Forno,<br />
taş fırında pişen İtalyan işi pizzalarını<br />
önce Eskişehir’e ardından İstanbul’a<br />
taşıdı. Özellikle zengin vegan mönüsü ve<br />
glütensiz fırın çalışmalarıyla öne çıkan<br />
ve şu anda 20 şubeye ulaşan marka,<br />
<strong>2023</strong> yılında Nokta Avm ile devam eden<br />
şubeleşme atağını sürdürüp, sene<br />
sonuna kadar Türkiye genelinde 35<br />
şubeye ulaşmayı hedefliyor.<br />
Ankaralılar çok seviyor<br />
Ankara halkının Pizza İl Forno<br />
lezzetlerini çok sevdiğini ve bu beğeni<br />
sayesinde<br />
Türkiye’ye<br />
yayılmaya<br />
başlayan bir<br />
marka haline<br />
geldiklerini<br />
söyleyen Pizza<br />
İl Forno CEO’su<br />
Caner Şener,<br />
“Sürdürülebilir<br />
ve yenilikçi<br />
bir mutfak”<br />
anlayışıyla<br />
çıktıkları yolda, hızla şubeleşmeye<br />
devam ettiklerini açıkladı. Çok yakında<br />
Ankara’da yeni şubelerin de yolda<br />
olduğunu söyleyen Şener, daha çok<br />
noktaya ulaşmak için çalıştıklarını ifade<br />
etti. Sundukları lezzetlere de değinen<br />
Şener “Restoranlarımızda klasik tatların<br />
yanı sıra sadece burada bulabileceğiniz<br />
İmza pizzalar, yüzde yüz dana eti ve<br />
vejeteryan ile vegan seçenekler bir<br />
arada yer alıyor. Üstelik glütensiz<br />
beslenen misafirlerimizin pizzalarını da<br />
ayrı fırınlarda pişirip servis ediyoruz”<br />
dedi.
96<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
yeni mekan<br />
HARREM CONCEPT<br />
ILK MEKANLARIYLA<br />
İSTANBUL VE<br />
ADANA’DA...<br />
Harrem, kahve ve alışveriş konseptini bir araya getirdiği kafelerini açmaya başladı. İstanbul<br />
Çengelköy ve Adana’da açılan Harrem Concept kafeler, Türkiye’de bir ilk olmasıyla da dikkat çekiyor.<br />
Doğal içerikli ürünleriyle çok<br />
sevilen Harrem markası, kafe<br />
konseptiyle bir ilke daha imza<br />
attı! Konuklarını modern ve geleneksel<br />
kahvelerin en lezzetli haliyle<br />
buluşturan Harrem Concept kafeler,<br />
markanın tüm ürünlerini de çatısı<br />
altında topluyor. İstanbul ve Adana’da<br />
eş zamanlı açılan Harrem Concept,<br />
kahve tutkunu ziyaretçilerine sunduğu<br />
özel lezzetlerle alışveriş deneyimini<br />
bambaşka bir boyuta taşıyor.<br />
Mekan tasarımıyla da dikkat çekiyor<br />
Kahve, kozmetik ve doğal ürünleri<br />
bir araya getirerek Türkiye’de bir<br />
ilke imza atan Harrem Concept<br />
kafeler; gül mayasından parfüm<br />
koleksiyonlarına, mistlerden krem ve<br />
serumlara, markanın tüm ürünlerini<br />
ziyaretçileriyle buluşturuyor. Mekan<br />
tasarımıyla da dikkat çeken Harrem<br />
Concept, Türk rengi turkuazın ön plana<br />
çıktığı dekorasyonunda, sonsuz sevgi<br />
ve bağlılığı ifade eden sümbüllere yer<br />
veriyor. Gül suyu akan çeşmesiyle<br />
sultanlara layık bir kafe olan Harrem<br />
Concept, İstanbul Çengelköy ve<br />
Adana’da ziyaretçileriyle buluştu.
98<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
dekorasyon<br />
SERAMIKSAN ISH FRANKFURT’TA<br />
Sürdürülebilir banyo çözümlerini tanıttı Seramik sektörünün global oyuncularının<br />
2 yılda bir en yeni ürünlerini sergilediği ISH Frankfurt Fuarı, bu kez 13-17 Mart <strong>2023</strong><br />
tarihlerinde gerçekleştirildi. “Sürdürülebilir bir gelecek için çözümler” mottosuyla<br />
düzenlenen fuarda, üretimde %0 atık ürün ve %0 atık su politikası benimseyen<br />
Seramiksan da en yeni ürünlerini tanıttı.<br />
İklim değişikliğinin her geçen gün<br />
etkisinin artırmasıyla birlikte<br />
sürdürülebilir üretime odaklanan<br />
endüstrilerin başında yer alan<br />
seramik sektörünün globaldeki önemli<br />
oyuncuları, 13-17 Mart tarihlerinde<br />
gerçekleştirilen ISH Frankfurt Fuarı’nda<br />
bir araya geldi. Bu yıl “Sürdürülebilir<br />
bir gelecek için çözümler” mottosuyla<br />
düzenlenen fuarda, Seramiksan da en<br />
yeni ve çevre dostu vitrifiye ürünleriyle<br />
yer aldı.<br />
Seramiksan Direktörü Süreyya Çağlar:<br />
“Globaldeki yüzlerce markanın<br />
ürünlerini görücüye çıkardığı bu<br />
fuarlar sayesinde, hem yurt dışındaki<br />
marka bilinirliğimizi artırıyor hem de<br />
Türk seramik sektörünün gücünü ve<br />
kalitesini kanıtlıyoruz. 2015 yılından<br />
itibaren düzenli olarak katılım<br />
sağladığımız ISH Frankfurt Fuarı’nda da<br />
%0 atık ürün ve %0 atık su politikasıyla<br />
ürettiğimiz en yeni ve çevre dostu<br />
vitrifiye ürünlerimizi sergiledik.<br />
Ziyaretçilerimizi şeffaflık ilkesiyle dizayn<br />
ettiğimiz 200 metrekarelik standımızda<br />
ağırladık. ISH, başta Avrupa olmak<br />
üzere, 60’tan fazla ülkeye yaptığımız<br />
ihracatın hacmini büyütmemizde<br />
önümüzü açan, sektörümüzün en<br />
önemli uluslararası etkinliklerinden<br />
biri.”<br />
Çevre dostu vitrifiye ürünleriyle su<br />
tasarrufu sağlıyor<br />
Seramiksan’ın fuarda sergilediği<br />
ürünler arasında, Seramiksan Hygiene<br />
yüzey teknolojisine sahip 2,5- 4,5 litre<br />
suyla temizlik, hijyen ve tasarrufu<br />
bir arada sunan vitrifiye serileri<br />
öne çıktı. Bunun yanı sıra 24 saat<br />
kullanılmadığında kendi kendine hijyen<br />
sifonu yapan, 0,8 litre su tüketimi ile<br />
tasarruf sağlayan HILL Akıllı pisuvarda<br />
sürdürülebilirliği kendine özgü zarif<br />
tasarım çizgileriyle buluşturuyor. Asma<br />
klozet ve bide çeşitliliğiyle birbirini<br />
tamamlayan HILL serisine yeni eklenen<br />
kanalsız HILL Rim-out klozet gövdeye<br />
entegre taharet musluğu, sıcak ve<br />
soğuk su bağlantısıyla banyolarda<br />
konforlu bir deneyim sunuyor. Aura<br />
Koleksiyonuna yeni eklenen Form ve<br />
Sole tezgâh üstü lavabolar ise sade<br />
tasarımı ve geniş haznesiyle banyolarda<br />
konforlu ve işlevsel kullanım alanları<br />
sunmayı vadediyor.<br />
Banyolarda neoklasik esintilerle<br />
yeni bir tasarım anlayışı<br />
Doğanın canlılığını 8 farklı renk<br />
seçeneğiyle Aura lavabo koleksiyonuna<br />
taşıyan Seramiksan, Satürn lavabo<br />
serisine yeni eklediği Rim-out asma<br />
klozet ve bidelerle kullanıcılara konforlu<br />
banyolar yaratma olanağı tanıyor. Banyo<br />
mobilyalarıyla uyumlu etajerli lavabo<br />
ve klozetin yer aldığı Victorian serisi de<br />
banyolara neoklasik dönemin izlerini<br />
taşıyor.
I S T A N B U L K A H V E F U A R I
100<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
dekorasyon<br />
Tilia ve Fırat Neziroğlu’dan<br />
60. YILA ÖZEL IŞ BIRLIĞI<br />
İnsana, tasarıma ve dünyaya gösterdiği özenle 60 yılı aşkın süredir kalıcı değerler üreten<br />
Tilia, 60. yılını aynı değerlerde buluştuğu sanatçı Fırat Neziroğlu iş birliği ile kutluyor.<br />
Altmış yıl önce, iyi tasarlanmış,<br />
benzersiz, ihtiyaçları doğru<br />
anlayan, kaliteli ve erişilebilir<br />
ürünler üretme vizyonuyla yola çıkan<br />
Tilia, hayatın akışı içinde gerçek<br />
ihtiyaçlara cevap verebilme yeteneğini,<br />
Uluslararası Dokuma Sanatçısı Fırat<br />
Neziroğlu’nun yeteneği ile birleştirdi.<br />
Sanatçının Tilia markasının 60.yılı için<br />
tasarladığı “Balance-Denge” isimli özel<br />
tasarım sandalye; üzerinde barındırdığı<br />
motiflerle hayatın, evrenin ve geleceğin<br />
dengesini yansıtıyor. Sanatçının günün 3<br />
hali olan; sabah, öğle ve akşamı temsil<br />
eden seçtiği özel kumaşlar ve motiflerle<br />
tasarlanan özel sandalye aynı zamanda<br />
deneyimlendiğinde vücuda masaj yapan<br />
ergonomik bir yapıya da sahip.<br />
İnsana, tasarıma ve dünyaya<br />
gösterdiği özenle 60 yılı aşkın<br />
süredir kalıcı değerler üreten<br />
Tilia’nın; aynı değerlerle<br />
buluştuğu sanatçı Fırat<br />
Neziroğlu ile gerçekleşen iş<br />
birliği tasarımı, malzemesi<br />
ve ulaşılabilirliği ile üzerine<br />
düşünülmüş hayat kalitesini<br />
artırmak için standartların<br />
üzerinde bir tasarım olarak<br />
öne çıkıyor.<br />
Geçmişi geleceğe bağlayan ‘denge’<br />
Tasarımındaki şıklığın yanı sıra,<br />
fonksiyonelliğin de ön planda olduğu<br />
sandalyenin bir diğer özelliği ise, alt<br />
bölümünde günlük ihtiyaçlarınızı ve<br />
çalışma argümanlarınızı koyabileceğiniz<br />
“Kişisel Alan” ve özellikle çalışanların<br />
bilgisayar kullanımı için özel üretim<br />
Mouse-bileklik yer alıyor. Geçmişi<br />
geleceğe bağlayan Balance-Denge;<br />
Da Vinci’nin dengesini, Matisse’in<br />
renklerini ve Dali’nin futuristik<br />
yaklaşımını Fırat Neziroğlu’nun<br />
tasarımında topluyor.
102<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
horeca teknolojileri<br />
HORECA IŞLETMELERINDE TASARRUFLU<br />
ISITMA IÇIN NELER YAPILMALI?<br />
Isıtma sektörünün lider firması Çukurova Isı, işletmelerde ve sanayide<br />
tasarruflu ısıtma için izlenmesi gereken adımları paylaştı.<br />
İşletmelerde ve endüstriyel tesislerdeki<br />
ısıtma sistemlerinin; keşif süreci, seçimi<br />
ve yönetimi esnasında yapılan hatalar,<br />
enerji kayıplarına; artan enerji tüketimi ise<br />
faturaların yükselmesine neden oluyor.<br />
Isıtma sektörünün lider firması Çukurova<br />
Isı, işletmelerde ve sanayide tasarruflu<br />
ısıtma için izlenmesi gereken adımları<br />
paylaştı.<br />
Yüzde 65’lere varan oranlarda<br />
tasarruf<br />
Enerji tüketiminin yoğun olduğu işletmeler<br />
ve endüstriyel tesisler, enerji kaynaklarını<br />
en efektif şekilde kullanmayı hedefliyor.<br />
Bu noktada ısıtma sistemleri, alınan<br />
tasarruf önlemleri kapsamında ilk sıralarda<br />
değerlendiriliyor. Çünkü işletmeler, yüksek<br />
enerji tasarrufu sağlayan çözümler ile<br />
ısıtma giderlerinden yüzde 65’lere varan<br />
oranlarda tasarruf sağlayabiliyor.<br />
İşletmelerde ısıtmadan kaynaklı enerji<br />
giderlerini düşürmek için doğru ısıtma<br />
sistemini/ doğru ürünü seçmenin tek<br />
başına yeterli olmadığının altını çizen<br />
Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman<br />
Ünlü, doğru ürün seçimi kadar önemli diğer<br />
kriterlerin de doğru keşif ve projelendirme<br />
olduğuna dikkat çekti ve şöyle devam<br />
etti: “İşletmelerde ve sanayide verimli<br />
ısıtma; doğru keşif, doğru projelendirme<br />
ve doğru sistem tercihi ile sağlanabilir.<br />
Kısacası sistem seçiminde ki mühendislik<br />
hesaplamaları, işin ehli mühendisler<br />
tarafından yapılmalıdır. Aksi halde<br />
yatırımcılar, hem ilk yatırımda hem de<br />
işletmede zarara uğrayabilir.”<br />
“Yatırımcılara hem ilk yatırımda<br />
hem de işletmede kazandırıyoruz”<br />
Osman Ünlü, Çukurova Isı’nın 81 ili<br />
kapsayan bayi ağıyla çözüm ortağı olduğu<br />
projelere keşiften projelendirmeye, devreye<br />
almadan bakıma kadar kapsamlı olan<br />
hizmetleri tek elden sunduklarını belirtti ve<br />
şunları söyledi: “Uzman mühendislerimiz<br />
tarafından ücretsiz olarak gerçekleştirilen<br />
keşif çalışmalarında güncel tasarım<br />
yazılımımızı kullanıyoruz. Mühendislik<br />
hesaplamaları sonucunda seçilen radyant<br />
ısıtma sistemlerimiz ile yatırımcılara,<br />
hem ilk yatırımda hem de işletmede<br />
kazandırıyoruz.”<br />
İşletmelerde ve endüstriyel tesislerdeki<br />
radyant ısıtıcıların devreye alındıktan<br />
sonraki kullanım sürecinin de doğru<br />
yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Ünlü, şu<br />
açıklamalarda bulundu:<br />
Periyodik Bakım = Yüksek Verim,<br />
Güvenlik ve Konfor<br />
“Isıtma sistemlerinde ilk günkü performansı<br />
ve verimi sürdürülebilir kılmak, ileride<br />
sistemde yaşanabilecek arızaları erkenden<br />
tespit ederek, daha yüksek maliyetli<br />
arızaların önüne geçmek için periyodik<br />
bakımı ihmal etmemek gerekiyor. Yılda en<br />
az bir kere yapılan bakım sayesinde, konfor<br />
ve tasarruftan taviz vermeden ısınmak<br />
mümkün hale geliyor.<br />
Çukurova Isı olarak geniş servis ağımız<br />
ile ekonomik fiyatlarla<br />
gerçekleştirdiğimiz periyodik<br />
bakımlar sayesinde iş<br />
ortaklarımıza uzun yıllar;<br />
yüksek verim, güvenlik ve<br />
konfor sunuyoruz. Bakım<br />
hizmetleri kapsamında radyant<br />
Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü<br />
ısıtıcıların genel temizlikleri yapılıyor.<br />
Çünkü radyant ısıtıcıların bulundukları<br />
ortamdaki toz ve diğer kirleticiler zamanla<br />
cihaz içerisinde kirlenmeye ve mekanik<br />
aksamların aşınmasına neden oluyor. Bu<br />
durum ise cihazın orijinal ayarlarını bozarak;<br />
,cihazın ısıtma performansını düşürüp,<br />
gaz tüketimini artırıyor. Bakım esnasında<br />
yapılan kontroller ve temizlik sayesinde<br />
cihazın ilk günkü verimde ve performansta<br />
çalışması sağlanıyor. Bu sayede doğalgaz<br />
tüketimi de azaltılmış oluyor. Radyant ısıtma<br />
sistemlerinde yapılan bakım, sistemin<br />
emniyetli bir şekilde çalışması için de<br />
büyük önem taşıyor. Sistemde, gaz kaçağı<br />
kontrolleri yapılarak, can ve mal güvenliği<br />
sağlanıyor” diyerek sözlerini tamamladı.
104<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
horeca teknolojileri<br />
HAVALIMANI TERMINALLERININ<br />
IÇ MEKÂN HAVASINA DIKKAT!<br />
Havalimanı terminallerinin iç mekân hava kalitesi de konfor şartlarının değerlendirilmesinde önemli<br />
rol oynuyor. Her gün on binlerce insanın uğrak yeri olan havalimanı terminallerinin iç mekân havası,<br />
doğru yönetilmediğinde konfor şartlarını ve sağlığımızı tehdit edebiliyor. İşte detaylar…<br />
Günümüzde havayolu taşımacılığı;<br />
konfor, zaman ve erken rezervasyon<br />
avantajları nedeniyle en fazla<br />
tercih edilen seyahat yöntemlerinin<br />
başında geliyor. Seyahatlerdeki müşteri<br />
memnuniyeti ise henüz uçağa binmeden<br />
yani havalimanı terminalinde başlıyor.<br />
İhtiyaçlar doğrultusunda sosyal yaşam<br />
alanlarına dönüştürülen havalimanı<br />
terminalleri, yolculara en iyi seyahat<br />
deneyimi sunmayı hedefliyor. Havalimanı<br />
terminallerinin iç mekân hava kalitesi de<br />
konfor şartlarının sağlanmasında önemli rol<br />
oynuyor.<br />
Sağlığı ve konfor şartlarını bozuyor<br />
Her gün on binlerce insanın uğrak yeri olan<br />
havalimanı terminallerinin iç mekân havası,<br />
doğru yönetilmediğinde sağlığımızı tehdit<br />
edebiliyor. Çünkü uçuşlarına yetişmek veya<br />
bagajlarını almak için koşan insanlar her<br />
nefeste daha fazla hava alıyor ve nefesle<br />
ortama verilen kimyasallar iç mekân hava<br />
kalitesini olumsuz etkiliyor. Aynı zamanda;<br />
kıyafetleri ve bagajları da partikül saçarak,<br />
iç mekân havasını kirlenmesine sebep<br />
olabiliyor. Havalimanlarında terminal<br />
kapılarına yakın çalışan; yolcu ve personel<br />
otobüsleri ile uçakların jet motorundan<br />
çıkan egzoz gazı da terminallerin iç mekân<br />
hava kalitesini tehdit ediyor.<br />
Havalimanlarında ki PM10, PM2.5 gibi<br />
karbon monoksit ve uçucu organik<br />
bileşikler, gözle görülemediği için fark<br />
edilemiyor; ancak iç hava kalitesinin düşük<br />
olması, insan üzerinde pek çok olumsuz<br />
etki bırakıyor. Bu kirleticileri solumak;<br />
yorgunluğa, boğaz ağrısına, öksürüğe,<br />
tahriş olmuş gözlere, baş ağrısına neden<br />
olarak hem sağlığı etkiliyor hem de konfor<br />
şartlarını bozuyor.<br />
Hava filtrelerinin filtrasyon verimi<br />
önemli<br />
“Havalimanı terminallerinde iç mekân<br />
havasının insan sağlığını tehdit etmemesi<br />
için havalandırma sistemleri ile ideal iç hava<br />
kalitesinin sağlanması gerekiyor” diyen<br />
Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek,<br />
sözlerine şöyle devam etti: “Havalandırma<br />
sistemleri ile kişi başı 17 m³ / saat temiz<br />
hava sağlanması insan sağlığı için hayati<br />
önem taşıyor. Havanın zararlı parçacıklar<br />
Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek<br />
ve alerjenler içermeden şartlandırılabilmesi<br />
için de havalandırma sistemlerinde<br />
kullanılan hava filtrelerinin yüksek<br />
verimlilikte partikül tutma özelliğine sahip<br />
olması gerekiyor.<br />
“Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını<br />
önlüyoruz”<br />
Hifyber olarak geliştirdiğimiz nanofiber filtre<br />
medyası ürünümüz ile ısıtma, havalandırma<br />
ve klima sistemlerinde kullanılan hava<br />
filtrelerinin filtrasyon verimliliğini artırarak,<br />
hem havalimanı çalışanları hem de yolcular<br />
için temiz hava sağlayıp; soğuk algınlığından<br />
bulaşıcı hastalıklara kadar birçok hastalığın<br />
yayılmasını önlüyoruz.<br />
Hava filtrasyonu test standartlarına<br />
(ASHRAE 52.2, EN 779:2012, ISO 16890 ve<br />
EN1822) uygun olarak geliştirdiğimiz yüksek<br />
verimli HIFYBER nanofiber filtre kumaşı,<br />
klima santrallerinin hava filtrelerinde<br />
oluşan bakteri ve virüslere karşı etkili<br />
koruma sağlıyor. Nanofiberler, filtre basınç<br />
düşüşünde önemli bir artış olmadan filtre<br />
verimliliğinde iyileşme sağlayarak, hem<br />
filtre ömrünü uzatıyor hem de daha temiz<br />
hava çıkışı sağlıyor. Bu nedenle havalimanı<br />
terminallerinde ki klima santrallerinin hava<br />
filtrelerinde nanofiber yapıdaki filtrelerin<br />
kullanılmasını tavsiye ediyoruz.” diyerek<br />
sözlerini tamamladı.
106<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
horeca teknolojileri<br />
Airfel, CIS ülkelerinde bayileriyle büyüyor<br />
Yüksek teknolojili kombileri ve yaygın servis ve satış ağıyla CIS bölgesindeki büyümesine<br />
ivme kazandıran Airfel, ısıtma pazarı lideri olduğu Özbekistan ve Gürcistan’da düzenlediği<br />
bayi buluşmalarıyla hem başarısını kutladı hem de distribütör ve alt bayileriyle birlikte<br />
ısıtma pazarındaki yeni gelişim alanlarını belirledi.<br />
Özbekistan’daki yapılanmasını Akfa Grup distribütörlüğünde<br />
sürdüren Airfel, 7 yıldır ülkenin ısıtma pazarı lideri<br />
konumunda bulunuyor. Airfel, CIS bölgesinde çok<br />
güçlü olduğu bir diğer ülke olan Gürcistan’da ise ısıtma<br />
distribütörü Thermo ile son 2 yıldır pazar lideri olmanın<br />
gururunu yaşıyor. Daikin Türkiye çatısı altında bulunan Airfel<br />
markalı kombiler, yüksek teknolojiye sahip tasarruf sunan<br />
modelleriyle Türkiye pazarının yanı sıra yurt dışında da büyük<br />
ilgi görüyor. Yurt dışındaki büyümesini bölge ofisleri ve<br />
distribütörleri aracılığıyla gerçekleştiren Airfel’in Azerbaycan,<br />
Belarus, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova,<br />
Özbekistan, Rusya, Tacikistan ve Türkmenistan’dan oluşan<br />
Bağımsız Bölgeler Topluluğu (CIS) ükelerindeki pazar payı<br />
her geçen gün artıyor. Bu bağlamda marka, Özbekistan’da<br />
son 7 yıldır, Gürcistan’da ise son 2 yıldır ısıtma pazarı lideri<br />
olarak dikkat çekiyor. Ukrayna, Kazakistan, Azerbaycan ve<br />
K.K.T.C.’de de büyümesini sürdüren Airfel, bu ülkelerdeki<br />
pazar payını yukarıya taşıyarak güçleniyor.<br />
Hitit 2022’de büyüdü<br />
Türkiye’nin havacılık ve seyahat teknolojileri ihracatçısı<br />
Hitit, dünyadaki istikrarlı büyümesini sürdürerek,<br />
geçtiğimiz yıl 16 yeni partnerlik anlaşması imzaladı.<br />
Şirket, 6 kıtada 64 havayolu ve seyahat şirketine hizmet<br />
vermeye başladı.<br />
Amerika kıtasından<br />
Avustralya’ya kadar tüm<br />
kıtaları kapsama alanına<br />
alan Hitit, bu performansı ile<br />
2022 yılında cirosunu yüzde<br />
30 artırarak 18,8 milyon<br />
dolara, FAVÖK marjını ise<br />
yüzde 43’e yükseltmeyi<br />
başardı. 2022 yılında<br />
partner sayısında şirket<br />
tarihinin en hızlı büyümesini<br />
gerçekleştirdiklerini<br />
vurgulayan Hitit’in Satış ve<br />
Pazarlamadan Sorumlu<br />
Genel Müdür Yardımcısı<br />
Nevra Onursal Karaağaç,<br />
“47 ülkede toplam 64<br />
partnere yazılım ihracatı<br />
gerçekleştirmeye başladık. 14 yeni partnerin kurulumları<br />
tamamlanarak SaaS modelinde tekrarlayan gelir üretir hale<br />
getirdik. Batı Avrupa’da Crane PSS kullanan yeni bir partner<br />
kurulumunu daha tamamlanarak hayata geçirdik. ADS<br />
gelişmeleri çerçevesinde acente dağıtım platformu için bir<br />
partner kurulumunu tamamladık, bir yeni anlaşma imzaladık.<br />
2022 yılında SaaS gelirlerimizin temeli olan yolcu sayısı da<br />
bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 42 artış gösterdi.<br />
Bu artışta yeni kazanılan partnerlerin yanı sıra mevcut<br />
partnerlerin iş hacimlerindeki artış da etkili oldu.” dedi.<br />
Hızlı online rezervasyon<br />
platformunu genişletiyor<br />
Radisson Otel Grubu, EMEA portföyündeki<br />
toplantı ve etkinlikler için hızlı online<br />
rezervasyon platformunu genişletiyor.<br />
Radisson Otel Grubu, toplantı ve etkinlikler için inovatif, gerçek<br />
zamanlı, self servis online rezervasyon platformunu genişleterek<br />
stratejik dijital dönüşümünü sürdürüyor. Book it easy artık EMEA<br />
bölgesinde öne çıkan konferans otellerinde kullanılabiliyor.<br />
Sınıfının en iyisi bu dijital çözüm, süreci daha hızlı ve verimli<br />
hale getirerek, toplantı ve etkinlik organizatörlerinin bir toplantı<br />
planlarken ve mekan rezervasyonu yaparken zamanlarından<br />
tasarruf etmelerini sağlıyor. Toplantı organizatörlerinin<br />
her zamankinden daha hızlı bir şekilde toplantı ve etkinlik<br />
rezervasyonu yapma ihtiyacı duyduğu, hızla değişen toplantı<br />
ve etkinlik dünyasına yönelik olarak Radisson Otel Grubu’nun<br />
Book It Easy platformu, mekan bulma ve rezervasyon sürecini<br />
online ortamda kolaylaştırarak organizatörlerin sorunsuz bir<br />
şekilde etkinlik düzenlemesine olanak tanıyor. Organizatörler,<br />
etkinlik detaylarını girebilir, toplantı salonlarının gerçek zamanlı<br />
müsaitlik durumunu kontrol edebilir, çığır açan 360° teknolojisi<br />
ile salon seçeneklerini görüntüleyebilir, tercih ettikleri mekanda<br />
rezervasyon yapabilir ve anında rezervasyon onayı alabilirler.
108<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
horeca teknolojileri<br />
Yeni inşa edilecek<br />
tüm binalar,<br />
su yalıtımı ile<br />
korunmalı<br />
Tüm Türkiye’yi derinden üzen deprem<br />
felaketinin güvenli yapılaşmanın önemini bir<br />
kez daha ortaya koyduğunu belirten İZODER<br />
Başkanı Emrullah Eruslu, yeni inşa edilecek<br />
tüm binaların su yalıtımı ile korunması<br />
gerektiğine dikkat çekti.<br />
Binaların deprem gibi<br />
yıkıcı etkenler karşısında<br />
ayakta kalabilmesi için<br />
hayati öneme sahip<br />
olan Binalarda Su<br />
Yalıtımı Yönetmeliği’nin<br />
sadece 5 yıl önce<br />
yürürlüğe girdiğini<br />
belirten Emrullah<br />
Eruslu, şunları söyledi:<br />
“Yeni inşa edilecek tüm<br />
binaların, su yalıtımı<br />
ile korunması büyük<br />
önem taşıyor. Doğru<br />
yapılmış su yalıtımı ile<br />
suyun yapılara nüfuz<br />
ederek zarar vermesini<br />
önleyebiliriz. Binanın<br />
doğrudan suya maruz<br />
kalan çatı, temel, ıslak hacim gibi bölgelerinde uygulanacak<br />
su yalıtımı ve halk arasında terleme olarak bilinen<br />
yoğuşmayı önleyen ısı yalıtımı uygulamalarının doğru ve<br />
eksiksiz yapılması ile binalarımızı koruyabiliriz. Bugün<br />
ülkemizde 30 yıllık binalar ömrünü tamamlamış olarak<br />
görülüyor, oysa binalarımızın ömrü en az 80-100 yıl olmalı.<br />
Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiği 1<br />
Haziran 2018’den itibaren inşa edilen ve zorunlu olarak su<br />
yalıtımı yapılan bina sayısı toplam yapı stokunun sadece<br />
yüzde 1,5-2’sini oluşturuyor. Toplamda 9,8 milyon bina,<br />
22 milyonun üzerinde konutun bulunduğu ülkemizde bu<br />
oranlar maalesef güvenli bina sayısı konusunda olmamız<br />
gereken noktadan çok uzakta olduğumuzu gösteriyor. Artık<br />
dünü değil yarını konuşmamız gerekiyor. Bundan sonra<br />
inşa edilecek her yeni binanın uzun yıllar boyunca ayakta<br />
sapasağlam durmasını sağlamalıyız. Bunun için de zemin<br />
etüdünün doğru yapılması, yapının tekniğine uygun olarak<br />
tasarlanması, iç ve dış etkenlerden yalıtım ile korunması ve<br />
bütün süreçlerin yine tekniğine uygun şekilde denetlenmesi<br />
gerekiyor.”<br />
Yerli makine<br />
üreticisinin yanında<br />
Türkiye’de son yıllarda hızla büyüyen makine<br />
imalatının globaldeki rekabeti için FANUC<br />
Yerli Makine Üreticisinin Yanında projesini<br />
hayata geçiren firma, dünyanın en büyük CNC<br />
üreticisi olarak sahip olduğu bilgi birikimini ve<br />
teknolojiyi Türkiye’deki makine imalatçılarıyla<br />
paylaşacak.<br />
Yerli makine üreticisinin<br />
dünya sanayisindeki<br />
paylarını artırmalarına fayda<br />
sağlayacak proje, uzun süreli<br />
gerçekleştirilecek anlaşmalarla<br />
imalat sürecini sürdürülebilir<br />
ve verimli hale getirecek. Proje<br />
doğrultusunda son yıllarda<br />
hızla gelişen Türkiye’nin<br />
<strong>2023</strong> yılı makine üretiminde,<br />
FANUC’un desteği sayesinde<br />
büyümeye yüzde 7-8 oranında<br />
katkı sağlaması bekleniyor. Kendi alanında dünyada ilk<br />
kez hayata geçirilen proje için Türkiye’nin seçilmesinde<br />
hızla artış gösteren makine üretiminin önemli pay sahibi<br />
olduğunu vurgulayan FANUC Türkiye FA Departman Müdürü<br />
ve Avrupa Satış Koordinatörü E. Çağtay Güleç, “Sanayide<br />
üretimin devam edebilmesi için CNC makineleri üretimin<br />
en önemli olmazsa olmaz ve son derece önemli bir rol<br />
üstleniyor. Bunun yanı sıra eldeki verilere göre dünyada<br />
olduğu gibi Türkiye’de de takım tezgahına olan ihtiyacın her<br />
geçen gün arttığı görülüyor. Bu ihtiyaç doğrultusunda da<br />
Türkiye’de gerçekleşen yerli makine üretim adetleri özellikle<br />
son 10 yıl içerisinde katlanarak yükselmiş durumda ve bu<br />
artış büyük bir ivme ile devam ediyor. Bununla birlikte son<br />
yıllarda yerli takım tezgahı üreten firma sayısı oldukça arttığı<br />
da göz önüne alındığında bu potansiyeli değerlendirmek<br />
için FANUC Yerli Makine Üreticisinin Yanında projemizi<br />
hayata geçirdik. Bu projeyle birlikte yerli makine imalat<br />
sektörünü destekleyip üretim ve kalitenin sürdürebilirliğini<br />
sağlayacağız” dedi.
110<br />
hotel restaurant<br />
& hi-tech<br />
ürünler<br />
Sismik güvenlikte<br />
yeni bir boyut: Artstone<br />
duvar panelleri<br />
Binaların depreme<br />
dayanıklı olması<br />
için doğru<br />
malzemelerin<br />
seçimi ve hafif<br />
malzemelerin<br />
kullanılması<br />
hayati bir öneme<br />
sahiptir. Artstone<br />
Fiberglas esaslı<br />
dekoratif duvar<br />
panelleri, sahip oldukları; düşük ağırlık, yüksek dayanıklılık<br />
ve kolay işlenebilirlik özellikleri ile bu hayati bilinç içerisinde<br />
üretilmişlerdir. Hafif yapıcı sayesinde binaya ekstra yük<br />
bindirmeyen Artstone panelleri, darbe dayanımı testi<br />
sonuçları ile sektörün en dayanıklı ve uzun ömürlü panelleri<br />
arasındadır. 10-14mm arasında değişen kesit kalınlıkları<br />
ile maksimum dayanıma ulaştırılan dekoratif uygulama<br />
panelleri, güçlü ve deforme olmayan yapısıyla uzun yıllar<br />
kullanım imkanına sahiptir. İnce ve esnek formu sayesinde iç<br />
ve dış mekanlarda her yüzeye vidalama yöntemi ile kolayca<br />
uygulanabilen Artstone ürünleri, mimari projelerde yer alan<br />
duvar, kolon, kiriş ve tavan yüzeylerinin optimum sürelerde<br />
istenilen doku ve görünümlere kolaylıkla gerçekleşmesini<br />
sağlar. Böylelikle tasarımcılar için, hem üç boyutlu yüzey<br />
dokuları ve canlı renkleri ile kreatif mekanlar tasarlama<br />
fırsatı sunan Artstone panelleri hem de dayanımı yüksek<br />
güvenli yaşam alanları oluşturur.<br />
Göz alıcı ve fonksiyonel çözümler<br />
İç ve dış mekan mobilyalarının<br />
vazgeçilmez markası<br />
Siesta Mobilya, kafeler ve<br />
restoranlar için birbirinden<br />
kullanışlı ve modern<br />
ürünlerini sunuyor. Dış<br />
mekanlar için özellikle<br />
temizliği ve bakımı kolay,<br />
istiflenebilir ürünler tercih<br />
edilirken iç mekanlarda şıklık<br />
ve konfor ön planda oluyor.<br />
Siesta Mobilya hem iç hem de dış mekanlar için sunduğu ürünlerinde<br />
şıklığı ve konforu bir arada sunarken ürünlerinde kullanılan kaliteli<br />
malzemeler sayesinde dayanıklılığını da uzun süre koruyor. Helen<br />
sandalye ve Tom bar taburelerinin marsala, beyaz, koyu gri, siyah, kum<br />
gri, zeytin yeşili gibi 5 farklı renk çeşidi bulunuyor. Tom bar taburesi<br />
45, 65 ve 75 cm yükseklikteki farklı seçenekleri ile sunulurken Atlantic<br />
masanın akıllı uzatma mekanizması sayesinde 140 cm’den 210 cm’e<br />
ve 210 cm’den 280 cm’e uzayabilen iki farklı çeşidi bulunuyor. Tüm<br />
ürünler UV katkıları sayesinde renk solmalarına karşı koruma sağlıyor.<br />
Soğuk iklim<br />
bölgeleri için özel<br />
tasarım dış ünite<br />
Sürdürülebilir ısıtma ve<br />
soğutma teknolojileri<br />
konusunda sektörüne<br />
öncülük eden Daikin,<br />
soğuk iklim bölgelerinde<br />
yaşayan kullanıcıları<br />
için özel çözüm üretti.<br />
Verimlilikten taviz<br />
vermeyen, ısıtma<br />
kapasitesi öncelikli bir<br />
dış ünite olarak öne çıkan<br />
Daikin VRV IV C+ Serisi<br />
dış ünite (RXMLQ-T, RXYLQ-T), buhar enjeksiyonlu kompresörü<br />
sayesinde -15°C ortam sıcaklığına kadar sabit ısıtma kapasitesi<br />
veriyor. Isıtmada ise dış ünite eşanjöründeki sıcak gaz by pass<br />
devresi sayesinde -25°C'ye kadar geniş çalışma aralığı sağlıyor.<br />
VRV IV C+ Serisi dış ünite, soğuk iklim bölgelerinde ısıtma için özel<br />
olarak geliştirilmiş bir cihaz olarak düşük ortam sıcaklıklarında<br />
da yüksek ısıtma kapasitesi sağlıyor. Ürün, buhar enjeksiyonlu<br />
kompresörü sayesinde -15°C ortam sıcaklığına kadar sabit ısıtma<br />
kapasitesi veriyor. Isıtmada ise dış ünite eşanjöründeki sıcak gaz by<br />
pass devresi sayesinde -25°C'ye kadar geniş çalışma aralığı sağlıyor.<br />
Yüksek güvenlik özelliği sunan VRV IV C+ Serisi -25°C gibi düşük<br />
ortam sıcaklıklarında bile güvenli bir performans sunuyor.<br />
Avantajlı,<br />
tasarruflu<br />
giriş<br />
çözümleri<br />
Otomatik döner kapılar, sunduğu pek çok avantajın sayesinde bina<br />
girişlerinde sıklıkla karşılaşılan bir giriş çözümü. Yoğun ayak trafiğine<br />
sahip yapılar veya girişlerin daha kontrollü sağlanması gereken<br />
yapılar için pek çok farklı çözüm sunabilen otomatik döner kapılar,<br />
ses ve ısı yalıtımı gibi avantajlar da sunuyor. Monador Otomatik<br />
Kapı Sistemleri, 30 yılı aşkın tecrübesi ile bina girişlerinde tüm<br />
ihtiyaçları karşılayabilecek çeşitlilikte çözümleriyle yapıya en uygun<br />
giriş çözümlerini sunuyor. Havaalanları, hastaneler, oteller, alışveriş<br />
merkezleri, ofis ve rezidans binaları gibi çok yaygın kullanım alanına<br />
sahip olan döner kapılar, ihtiyaca göre yüksek kapasiteli tercih<br />
edilebilir. Tek kanatlı modelleri ile de geçişleri hem kontrol etmek hem<br />
de ihtiyaca yönelik kontrolü sağlamak mümkün. Özellikle ses ve ısı<br />
yalıtımında çok fazla fayda sağlayan döner kapılar, iç hava temizliğinin<br />
korunması ve iklimlendirme seçenekleri ile de enerji tasarrufuna<br />
büyük ölçüde katkı sağlıyor. İç ortam ısısının giriş ve çıkışlardan<br />
etkilenmemesini sağlayan bu sistem, içinde bulunduğumuz iklim<br />
krizini de göz önünde bulundurduğumuzda, özellikle büyük binaların<br />
girişlerinde sürdürülebilir bir seçenek için gerekli.
TV + İnternet<br />
Fırsat Bu Fırsat<br />
Kampanyası<br />
Kablonet (16 mbps sınırsız)<br />
KabloTV (giriş paket)<br />
İnternetten yeni abonelik başvurusunda<br />
İlk Ay Bedava<br />
12 ay sözünüze<br />
ilk 3 ay<br />
ayda<br />
99,00TL<br />
sonraki 9 ay<br />
ayda<br />
189,00TL<br />
FIRSAT<br />
TV + İnternet + Bulut<br />
4’ü Bir Arada<br />
Kampanyası<br />
Kablonet (25 mbps sınırsız)<br />
KabloTV (temel paket)<br />
Gümüş Sinema<br />
Kablo Bulut (25 gb)<br />
İnternetten yeni abonelik başvurusunda<br />
İlk Ay Bedava<br />
12 ay sözünüze<br />
ayda<br />
230,00TL<br />
24 ay sözünüze<br />
ilk 12 ay<br />
ayda<br />
199,00TL<br />
sonraki 12 ay<br />
ayda<br />
249,00TL