Hotel Restaurant Nisan 2023

istmagmagazin
from istmagmagazin More from this publisher
12.04.2023 Views

hotelrestaurantmagazine<br />

@Hitechdergisi<br />

hotelrestaurantmagazine<br />

Her iyi şef, iyi bir genel müdür adayı mıdır?<br />

Otel mutfaklarına komi olarak girdi. Türkiye’nin beş<br />

yıldızlı otellerinde executive şeflik yaptıktan sonra uzun<br />

seneler Miami’de kendi markasıyla Türk mutfağının<br />

tanıtımına hizmet etti. Erzurumlu Şef Reşat Aydın,<br />

şimdilerde mutfak önlüğünü çıkardı. Dört aydır takım<br />

elbisesiyle Royal Stay Palace <strong>Hotel</strong>'in Genel Müdürlük<br />

koltuğunda oturuyor. “İyi bir şefsen iyi de bir genel<br />

müdür olabilirsin” söylemiyle otel yöneticiliğine iddialı<br />

bir giriş yapan Reşat Aydın ile yaptığımız röportaj bu<br />

sayımızda!<br />

Turizm sektörüne girdiğinde 20 yaşındaydı. Pek<br />

çok meslektaşına göre geç bir yaş da olsa doğru bir<br />

zamandı, Nilda Türe için. Hayali en başından dünyayı<br />

gezmekti. Turizm ise en uygun yoldu bunun için.<br />

Sektöründe ilk karadan yürüdü, 25 yıl boyunca otel ve<br />

acentecilik faaliyetleri yürüttü. Ardından engin denizlere<br />

açılıp yüzen bir otelle bütünleştirdi bu ideallerini. Türe,<br />

yaklaşık bir yıldır tamamen Türk yapılanması üzerine<br />

kurulmuş ilk cruise şirketi olan Selectum Blu Cruise’un<br />

Genel Müdürlüğü görevini yürütüyor. Üstelik de<br />

kruvaziyer sektörüne yeni Süvari Hanımlar yetiştirmek<br />

hedefiyle! Pandemide en fazla zarar gören sektörlerden<br />

kruvaziyer turizminin geçtiğimiz yılki başarısını<br />

<strong>2023</strong>'te katlayarak artıracağını belirten Nilda Türe,<br />

2024 yılından ise umutlu. Önümüzdeki yıl ve sonrası<br />

için şirketin filosunu büyütme ve yeni limanlara açılma<br />

hedefinde olduğunu kaydeden deneyimli turizmciyle<br />

Selectum Blu Cruises Genel Müdürlüğüne uzanan<br />

turizm yolculuğunu, şirketin yeni dönem planlarını<br />

ve kruvaziyer sektöründe yaşanan son gelişmeleri<br />

konuştuk.<br />

Beyoğlu’nda dört katlı bir Rum evi. Ailenin büyük<br />

kadınları, evin tek erkeği babayı mutlu etmek üzere<br />

kuruyor, her akşam, kalabalık aile sofrasını. Baba<br />

bildiğiniz şikemperver. Yemeğe o kadar düşkün ki,<br />

bir tek evin annesi değil; anneanneden büyükanneye<br />

dadıdan vaftiz anneye dek 6-7 kadın bu yemek sevdalısı<br />

babayı maharetli elleriyle hoşnut etmek için sıvıyor<br />

kolları... Hatta Maria Ekmekçioğlu bile! “Maria’nın<br />

Bahçesi” restoran konseptiyle adeta yıldızını parlatan<br />

Ekmekçioğlu’nun deneyimli aşçı, daha 9 yaşına bile<br />

basmamışken mutfağa girdiğini anlatıyor. O anki en<br />

güçlü motivasyonu ise, tıpkı ailenin büyük kadınları<br />

gibi babayı mutlu etmek! Ailesi de dahil geçmişe ait<br />

tüm güzel hatıralarını yemekleriyle yaşatmaya devam<br />

eden Maria Ekmekçioğlu, ömürlük mutfak yolculuğunu<br />

paylaştı.<br />

Depremin üzerinden neredeyse iki ay geçti. Bölge<br />

yaralarını sarmaya çalışıyor. İlk günden beri bölgede<br />

olup farklı alanlarda destek sağlayanlar yavaş yavaş<br />

yaşadıkları şehirlere dönmeye başladı. Depremin hemen<br />

ardından bölgenin en önemli ihtiyacı olan beslenme<br />

konusunda harekete geçen gastronomi dünyasında da<br />

benzer bir durum söz konusu. Bölgede hala çalışmalarını<br />

devam ettirenler var. Ama bir de bölgeye dahi gitmeden<br />

gitmiş gibi paylaşım yapanlar, afet bölgesine gitmek<br />

için özel uçak ve ekip talep edenler, yemek yapmak<br />

yerine selfie çekerek paylaşım rekoru kıranlar var<br />

ki… “Gastronomi emekçileri de unutulmayacak, selfie<br />

rekortmenleri de” başlığıyla Reha Tartıcı kaleme aldı,<br />

kaçırmayın!<br />

Ve yeni yatırımlar!<br />

Şanlıurfa’nın ilk uluslararası beş yıldızlı oteli DoubleTree<br />

by Hilton Şanlıurfa, Vimsa Grup yatırımıyla kapılarını<br />

açtı. Celestyal Cruises’un yeni gemisi, Journey<br />

Atina’daki lansmanla tanıtıldı. İtalyan usulü pizzalarını<br />

özel taş fırınlarda pişirip servis eden Pizza İl Forno,<br />

Ankara’daki 16. şubesini Nokta AVM’de hizmete<br />

açtı. Harrem, kahve ve alışveriş konseptini bir araya<br />

getirdiği kafelerini açmaya başladı. İstanbul Çengelköy<br />

ve Adana’da açılan Harrem Concept kafeler, Türkiye’de<br />

bir ilk olmasıyla da dikkat çekiyor. Türkiye’nin ilk<br />

“ekşimaya pizza” dükkanı olarak, 7 yıldır müşterilerine<br />

hizmet verdiği noktada baştan aşağı yenilenen İmperia<br />

Pizza, “İmperia Ristorante” olarak Etiler Armutlu’da<br />

kapılarını yeniden açmaya hazırlanıyor.<br />

Keyifli okumalar dilerim.<br />

K<br />

GENEL MÜDÜR<br />

(Sorumlu)<br />

REKLAM SATIŞ PAZARLAMA<br />

REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />

Emir Ömer ÖCAL<br />

emir.ocal@img.com.tr<br />

0212 454 22 22<br />

TEKNIK MÜDÜR<br />

BILGI İŞLEM<br />

TOLGA ÇAKMAKLI<br />

tolga.cakmakli@img.com.tr<br />

TAYFUN AYDIN<br />

tayfun.aydin@img.com.tr<br />

İMG WEB TEAM MAIL<br />

web@img.com.tr<br />

Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ<br />

Doç. Dr. MURAT DOĞDUBAY<br />

ORHAN GENCELİ<br />

Türkiye Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD)<br />

Yönetim Kurulu Üyesi<br />

GÜRKAN BOZTEPE<br />

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı<br />

TEZER ÖNER<br />

Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve<br />

İşletme Yatırım Danışmanı<br />

HÜSEYİN KURT<br />

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği<br />

Başkanı<br />

AYDIN DEMIR<br />

Yeditepe Üniversitesi Gastronmi Mutfak<br />

Sanatları Chef Ögretim Görevlisi/<br />

The Maestro <strong>Hotel</strong> Executive Chef<br />

website<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com<br />

e-mail<br />

info@img.com.tr<br />

CTP - BASKI<br />

İRTİBAT BÜROLARIMIZ<br />

ADRES<br />

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL<br />

Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94<br />

www.ihlasmatbaacilik.com<br />

BURSA +90.224 211 44 50-51<br />

KONYA +90.332 238 10 71<br />

İSTMAG<br />

Magazin Gazetecilik Yayıncılık<br />

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.<br />

İHLAS MEDIA CENTER<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />

No: 11 Medya Blok Kat: 1<br />

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey<br />

Tel: 0212 454 22 22<br />

Faks: 0212 454 22 93<br />

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları<br />

İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır. ISSN:1305-1792


Bu sayımızda<br />

antre<br />

16 Sektörden kısa haberler<br />

gündem<br />

22 İSATAG'dan 100. yıla yeni<br />

turizm vizyonu<br />

24 Argat: Manavgat'ı dünya<br />

tenisinin merkezi yapacağız<br />

40<br />

26 2022’de online tatil ve seyahat<br />

için ne kadar harcadık?<br />

28 Antalya şubatta rekor kırdı<br />

30 ACE of MICE KKTC’de<br />

gerçekleşecek<br />

32 Kıbrıs yerli hava yolu Fly<br />

KHY'yi tanıttı<br />

50 48<br />

38 Aydın: İyi bir şefsen iyi de bir<br />

genel müdür olabilirsin<br />

40 Deprem sonrası karavanlara<br />

talep arttı<br />

41 Onaran: Turizm, depremin<br />

yaralarını sarmak için can suyu<br />

olabilir<br />

46 Deprem bölgesindeki otel<br />

ve acentelere sağlanacak<br />

kolaylıklar<br />

47 Tiny house alırken bu 5<br />

maddeye dikkat<br />

49<br />

94


dosya<br />

86 Ramazan özel<br />

fuar<br />

88 Çukurova Isı, ISH’de ısıtma<br />

teknolojileriyle yer aldı<br />

yeni mekan<br />

92 Imperia Ristorante ile yepyeni<br />

konsept<br />

yeni yatırımlar<br />

48 DoubleTree by Hilton<br />

Şanlıurfa açıldı<br />

49 Celestyal Cruises yeni<br />

gemisini Atina’da tanıttı<br />

iş’te kadın<br />

50 Nilda Türe: Gemide hayat<br />

zor olsa da kadın istihdamı<br />

yükselişte<br />

marka<br />

56 Jumbo’nun yeni global iş<br />

ortağı, Baci Milano<br />

58 Öztiryakiler’den kadın<br />

depremzedelere özel proje<br />

şefin gözünden<br />

62<br />

62 Ekmekçioğlu: Ailemi<br />

yemeklerimle yaşatıyorum<br />

gastro güncel<br />

68 Deprem bölgelerine hasat,<br />

ekim, üretim desteği<br />

70 Tartıcı: Gastronomi<br />

emekçileri de unutulmayacak,<br />

selfie rekortmenleri de<br />

72 Reis, depremin ekonomik ve<br />

tarımsal bilançosunu açıkladı<br />

74 Artık Turkish Coffee Lady<br />

lisans hakkı alınabilecek<br />

gastro etkinlik<br />

76 FSUMMIT 3.sünü<br />

gerçekleştirdi<br />

78 UFS, <strong>2023</strong>’ün bitkisel<br />

beslenme trendlerini paylaştı<br />

gastro aktüel<br />

80 Gastronomi sektöründen<br />

haberler<br />

92<br />

94 Pizza İl Forno, Nokta AVM’de<br />

96 Harrem Concept ilk<br />

mekanlarıyla İstanbul ve<br />

Adana’da<br />

dekorasyon<br />

98 Seramiksan ISH Frankfurt’ta<br />

100 Tilia ve Fırat Neziroğlu’dan<br />

60. yıla özel iş birliği<br />

horeca teknolojileri<br />

102 HoReCa işletmelerinde<br />

tasarruflu ısıtma için neler<br />

yapılmalı<br />

104 Havalimanı terminallerinin iç<br />

mekân havasına dikkat<br />

106 HoReCa teknoloji ve<br />

sistemleri<br />

ürünler<br />

110 Yeni ürünler<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com


KUTUNUN<br />

DIŞINDA<br />

DÜŞÜN<br />

THINK<br />

OUTSIDE<br />

THE BOX<br />

www.konoven.com


16<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Celestyal filosuna bir<br />

yeni gemi daha kattı<br />

Yunan Adaları ve Akdeniz destinasyonunun en çok tercih edilen<br />

ödüllü kruvaziyer markası Celestyal Cruises, filosuna bir yeni<br />

gemi daha eklediğini duyurdu. Holland America Line için Ryndam<br />

olarak inşa edilen, yakın zamanda ise P&O Avustralya Cruises<br />

için faaliyet gösteren 1.260 yolcu kapasiteli cruise gemisi, yeni<br />

filosunda Celestyal Journey adını aldı. Celestyal Journey, hizmete<br />

girmeden önce bir yenileme ve teknik bakımı içeren kapsamlı bir<br />

süreçten geçecek. Renovasyon ve bakım çalışmaları için 20 milyon<br />

Euro’luk bütçe ayırdıklarını açıklayan Celestyal Cruises CEO’su<br />

Chris Theophilides şunları söyledi: “Celestyal Journey, geniş açık<br />

güverteleri, ortak alanları ve konforlu kamaralarının yanı sıra<br />

premium ve balkonlu konaklamalarda misafirlerimize ayrıcalıklı<br />

seçenekler sunacak. Journey’i tüm seferlerimizde Celestyal<br />

filosuna eklemeyi ve misafirlerimizi bu yeni gemimizde ağırlamayı<br />

dört gözle bekliyoruz.” Yeni geminin bakım ve renovasyon süreci<br />

için Pire Limanı’ndaki gemi onarım bölgesine alındığını açıklayan<br />

Theophilides, Celestyal Journey’in rota ve sefer programlarının<br />

zamanı geldiğinde duyurulacağını kaydetti.<br />

Fairmont Quasar Istanbul’da<br />

yeni atama<br />

Fairmont markasının Türkiye’deki<br />

ilk oteli olan Fairmont Quasar<br />

Istanbul’a Yetenek ve Kültür<br />

Direktörü olarak Göksun Özdoğan<br />

atandı. Bilkent Üniversitesi Turizm<br />

ve Otelcilik bölümünden mezun<br />

olan Göksun Özdoğan, çalışma<br />

hayatına 1999 yılında Ankara<br />

Hilton’da İnsan Kaynakları Asistanı<br />

olarak başladı. 13 yılı aşkın bir<br />

süre boyunca Hilton Kayseri ve<br />

Hilton Istanbul Bosphorus’da<br />

İnsan Kaynakları Müdürü olarak<br />

görev alan Özdoğan, Conrad Istanbul Bosphorus’a İnsan<br />

Kaynakları Direktörü olarak atandı ve bu görevde yaklaşık<br />

10 yıl çalıştı. Özdoğan, insan odaklı sürdürülebilir yetenek<br />

yönetimi konusundaki güçlü bilgi birikimini ve deneyimini<br />

Aralık 2022’den bu yana Fairmont Quasar Istanbul’un Yetenek<br />

ve Kültür Direktörü olarak hayata geçiriyor.<br />

Hilton Dalaman’a<br />

yeni genel müdür<br />

30 yıla yakın tecrübesi<br />

ile Hilton Dalaman’a<br />

liderdik yapacak olan<br />

Ümit Yaşar Atalay Şubat<br />

ayı itibariyle genel müdür<br />

olarak görevine başladı.<br />

Uzun yıllardır turizm<br />

sektöründe üst düzey<br />

görevlerde bulunan Atalay,<br />

meslek hayatına Hilton<br />

Mersin’de başladı. Daha<br />

sonra çeşitli firmalarda<br />

görev alan Atalay yeniden<br />

Hilton ailesinde görevine başladı. Şubat <strong>2023</strong> itibariyle Hilton<br />

Dalaman’a Genel Müdür olarak atanan Ümit Yaşar Atalay bu<br />

görevinde otele ve tüm ekip arkadaşlarına gelecek hedeflerini<br />

gerçekleştirmek için liderlik ve mentorluk yapacak.<br />

Türkiye’ye ilk iki ayda yaklaşık<br />

4 milyon turist geldi<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı, <strong>2023</strong> yılının ilk iki ayına yönelik<br />

turizm verilerini açıkladı. Buna göre; Rusya yüzde 105,99<br />

artışla ocak ve şubat aylarında Türkiye'ye en çok ziyaretçi<br />

gönderen ülke oldu. Bulgaristan yüzde 33,19 artış oranıyla<br />

ikinci, Almanya yüzde 24,6 artış ile üçüncü sırada yer aldı.<br />

İran ile Gürcistan da sırasıyla en çok ziyaretçi gönderen<br />

ülkeler arasına girdi. İlk iki ayda Rusya'dan 507 bin 513,<br />

Bulgaristan'dan 318 bin 11, Almanya'dan ise 288 bin 124 kişi<br />

ağırlandı. Şubat ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde<br />

21,35 artışla 1 milyon 870 bin 414 yabancı ziyaretçi Türkiye'ye<br />

geldi. Şubat ayında Rusya'dan 227 bin 965, Bulgaristan'dan<br />

150 bin 873, Almanya'dan ise 148 bin 169 kişi Türkiye'ye<br />

giriş yaptı. Rusya, şubat ayında Türkiye'ye en çok ziyaretçi<br />

gönderen ülkeler sıralamasında yüzde 103 artışla birinci,<br />

Bulgaristan yüzde 17,14 artışla ikinci, Almanya da yüzde 15,16<br />

artışla üçüncü sırada yer aldı. Almanya'yı İran ve Gürcistan<br />

takip etti.


18<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Rüya gibi bir başlangıç<br />

Elite World <strong>Hotel</strong>s&Resorts’de<br />

üst düzey atamalar<br />

Elite World <strong>Hotel</strong>s&Resorts Pazarlama Direktörlüğüne Beril<br />

Başbubak Aykut, İş Geliştirme Müdürlüğüne Giray Arıkan, İnsan<br />

Kaynakları Direktörlüğüne Yasemin Karamahmut, Operasyon<br />

Direktörlüğüne Bünyamin Öztürk atandı. Öztürk, Akdeniz<br />

Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümünden mezun oldu. 2007 yılında<br />

Accor Grubuna katılan ve grubun farklı otel markalarında genel<br />

müdür pozisyonunda çalıştıktan sonra son olarak Accor Türkiye<br />

merkez ofisinde Gelirler Direktörü olarak 6 yıl boyunca görev yapan<br />

Arıkan, otel grubuna katılımı öncesinde Nova Plaza Pera’da Otel<br />

Müdürü olarak çalışmaktaydı. Aykut, Yeditepe Üniversitesi Halkla<br />

İlişkiler Bölümünden mezun oldu. 2014- 2020 yılları arasında<br />

Wyndham Grand Istanbul Levent, Mandarin Oriental Bodrum ve<br />

Swissotel The Bosphorus gibi farklı uluslararası otel markalarının<br />

pazarlama departmanlarında yönetici pozisyonunda görevler alan<br />

Aykut, 2020- 2022 yılları arasında BB8 Danışmanlık adında kendi<br />

şirketini kurarak girişimcilik deneyimi de elde etti. Aykut, yeni<br />

görevi öncesinde Alarko Turizm Grubu- Hillside’da Pazarlama<br />

İletişimi Müdürü olarak çalışıyordu. Beykent Üniversitesi İşletme<br />

Bölümünden mezun olan Karamahmut; Marriott ve Kempinski gibi<br />

uluslararası otel gruplarının İnsan Kaynakları departmanında ve<br />

Adecco Grup İşe Alım Danışmanı olarak görev aldı. Karamahmut,<br />

yeni görevi öncesinde 8.5 yıldır Accor Türkiye Merkez Ofisi İnsan<br />

Kaynakları Departmanında çalışma hayatına devam etmekteydi.<br />

Pegasus Ankara-Moskova<br />

arası uçuşları başlıyor<br />

Pegasus Hava Yolları, Ankara'dan Moskova'ya haftanın üç<br />

günü düzenlenecek seferlerin ilki 15 <strong>Nisan</strong> <strong>2023</strong> tarihinde<br />

gerçekleştirilecek. Hava yolu şirketin yapılan açıklamaya<br />

göre, şirketin Ankara-Moskova uçuşları; Ankara Esenboğa<br />

Havalimanı'ndan Domodedovo Havalimanı'na Pazartesi,<br />

Çarşamba ve Cumartesi günleri saat 23:55'te; Domodedovo<br />

Havalimanı'ndan Ankara Esenboğa Havalimanı'na ise Salı,<br />

Perşembe ve Pazar günleri saat 05:20'de düzenlenecek.<br />

Yeni hattın biletleri 129,99 dolardan başlayan fiyatlarla satışa<br />

sunuldu.<br />

JW Marriott <strong>Hotel</strong> Istanbul Marmara Sea’nin eşsiz manzarası<br />

ile Ataköy’ün deniz kıyısındaki büyüleyici atmosferine<br />

konumlanan otel, evlenecek çiftlere zarif dokunuşlarla<br />

şekillenmiş ve her detayı titizlikle düşünülmüş eşşiz bir davet<br />

sunuyor. Gelin ve damat adaylarının unutulmaz gününde<br />

her istekleri ile birebir ilgilenilebilmesi için kendilerine özel<br />

“butler” hizmeti veriliyor. Marmara Denizi’nin kıyısında,<br />

muhteşem deniz manzarasına sahip 600 metrekare balo<br />

salonu ve 750 metrekare denize sıfır terası ile eşsiz bir<br />

ambiyans sunan beş yıldızlı otelin özel bir iskelesi de mevcut.<br />

Marmara Denizi’nden esinlenilerek dünyaca ünlü tasarımcı<br />

Khuan Chew tarafından dizayn edilen şık ve rafine iç mekan<br />

alanları büyüleyici dekorasyonuyla dikkat çekiyor. Rüya<br />

gibi bir günün ardından misafirler, otelin zarif tasarımlı<br />

odalarında konaklayarak ertesi güne seçkin bir kahvaltıyla<br />

merhaba demenin ayrıcalığını yaşıyor. Çiftler, yeni hayatın<br />

ilk gününde La Vallée SPA’ya özel masaj seçenekleriyle<br />

rahatlıyor.<br />

Dedeman<br />

Grubu’ndan<br />

basın<br />

açıklaması<br />

Dedeman <strong>Hotel</strong>s & Resorts International, Samsun'un<br />

Atakum ilçesinde yer alan hastane binasının tadilat ile<br />

otele dönüştürülmesine ilişkin çıkan habere dair bir basın<br />

açıklaması yaptı. Yerli otel grubu açıklamasında şu ifadelere<br />

yer verdi: “Basında, Samsun'un Atakum ilçesinde yer alan<br />

hastane binasının tadilat ile otele dönüştürülmesine ilişkin<br />

çıkan habere dair aşağıdaki açıklamanın yapılma gereği<br />

oluşmuştur. Markamız, dünya çapında birçok otel projesi<br />

için yönetim veya franchise anlaşmaları imzalamak üzere<br />

görüşmeler yapmaktadır. Söz konusu binanın sahibi ile de ön<br />

görüşme yapılmış olup, binanın tamamen yıkıldıktan sonra,<br />

yeni bir otel yapılacağı teyit edilmiştir. Halen görüşmelerin<br />

sürdüğü proje için henüz sözleşme imzalanmamıştır. Bu<br />

habere ilişkin bilginin gerçeği yansıtmadığını bilgilerinize<br />

sunar, sağduyunuz için teşekkür ederiz.”<br />

20 ATHENA


Sofralarınızın Vazgeçilmezi<br />

MASCARA<br />

DecoBoutique<br />

Karaağaç OSB Mahallesi 101. Cadde No:6/2<br />

59510 Kapaklı - Tekirdağ Tlf: 0282 758 26 44<br />

www.kulsan.com.tr<br />

kulsanprofesyonel<br />

kulsanprofesyonel


20<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Titanic<br />

Mardan Palace<br />

Moskova’da<br />

Türkiye’de Akdeniz’in saray<br />

konsepti ile hizmet veren tek<br />

oteli Titanic Mardan Palace<br />

Rusya’daki başarısını kutladı.<br />

Moskova’da gerçekleştirilen<br />

şık akşam yemeği davetinde<br />

iş ortakları ile bir araya geldi.<br />

“Magnificent Night” konsepti<br />

ile etkileyici bir ambiyansta<br />

gerçekleştirilen Rus Fashion<br />

TV’nin özel görüntüler aldığı yemeğe, ülkenin önemli blogger<br />

ve influencerları da yoğun ilgi gösterdi. Özel showlarla<br />

renklenen, Moskova’nın ünlü restoranı Balzi Rossi’de<br />

gerçekleştirilen yemeğe Türkiye’den Titanic Mardan Palace<br />

üst yönetiminde yer alan Aybars Aygün, Satış Direktörü<br />

Barış Uçar ve satış ekibi katıldı. Dünyanın en etkileyici<br />

şehirlerinden İstanbul’u dört farklı mimari ile anlatan, Türk<br />

ve Avrupa kültüründen ışıltılı bir koleksiyona sahip müzeyi<br />

andıran otel, ihtişamlı dekorasyonları ve ayrıcalıklı hizmetler<br />

sunan özel oda kategorileri, dünyaca ünlü show’ları ve özel<br />

performansları, her biri ayrı konseptte gece kulübü ve barları<br />

ile Rus tatil severlerden yoğun ilgi görüyor.<br />

100 milyon üyeye ulaştı<br />

Yeni bir kruvaziyer konsepti<br />

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun<br />

açıkladığı verilere göre, kruvaziyer yolcu sayısının 2022’de<br />

22 kat artış kaydederek 1 milyonu aştığı görülürken, pek<br />

çok yerli ve yabancı turist <strong>2023</strong> için deniz aşırı tatillerini<br />

şimdiden planlıyor. Selectum Blu ise, içsel yolculuk<br />

programlarına ve zen atmosferine ilgi duyanlar için Yunan<br />

adalarını keşfederken gemide geçirecekleri süre boyunca<br />

farklı spiritüel akivitelere katılma fırsatı sunuyor. Selectum<br />

Blu İcra Kurulu Üyesi Tayfun Turanlıoğlu, başarılı geçen 2022<br />

sezonunun ardından bu yıl için de planladıkları özel konseptli<br />

turlar hakkında bilgiler verdi. <strong>2023</strong> turlarına 2 Mayıs’ta<br />

başlayacak olan Selectum Blu’nun İcra Kurulu Üyesi Tayfun<br />

Turanlıoğlu, “Blue Sapphire isimli gemimizde misafirlerin<br />

her yıl olduğu gibi bu yıl da unutulmaz bir tatil deneyimi<br />

yaşamaları için özgün ve ilgi çekici konseptler tasarladık.<br />

<strong>2023</strong> yaz sezonunun ilk turunu 2 Mayıs’ta gerçekleştireceğiz.<br />

Bu yıl, alışıldık ultra her şey dahil Bodrum limanı çıkışlı Yunan<br />

adaları turumuza ek olarak, tematik konseptler sunacağız.<br />

İlk temalı özel turumuz “Kendi Yolculuğuna Hazır mısın?‘’<br />

sloganı ile 16 Mayıs <strong>2023</strong> kalkışlı programda gerçekleşecek.<br />

Bu tur kapsamında misafirlerimize farklı deneyimler<br />

yaşatırken, bedenlerinin sınırlarını aşarak ruhen ve fiziksel<br />

olarak arınmalarını sağlayacak ve kendi yolculuklarını<br />

anlamlandıracak muazzam bir program oluşturduk” dedi.<br />

Maratoncular ve destekçilere<br />

teşekkür<br />

Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts, sadakat programı Wyndham<br />

Rewards'un dünya genelindeki kayıtlı üye sayısının 100<br />

milyona ulaştığını açıkladı. Wyndham <strong>Hotel</strong>s & Resorts<br />

Pazarlamadan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Dana<br />

Rosenberg, "Bulunduğumuz noktaya cömertliğiyle, sadeliğiyle<br />

ve dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar yeni anılar<br />

biriktirebilmeleri için sunduğu elli binden fazla seçenekle<br />

Wyndham Rewards'u tercih eden üyelerimiz sayesinde, 100<br />

milyon üyemizin her biri sayesinde geldik" dedi. Wyndham<br />

Rewards üyeleri, kazandıkları puanları ücretsiz konaklamalar<br />

da dahil olmak üzere çeşitli fırsatlar için kullanabiliyor<br />

ve konakladıkça yeni üye seviyelerine ulaşarak tercihli<br />

oda seçenekleri, geç çıkış, daha hızlı puan kazanma gibi<br />

özelliklerden de yararlanabiliyor.” dedi.<br />

47 ülkeden 1.400’ü<br />

yabancı olmak<br />

üzere 10 bin sporcu<br />

18. Uluslararası<br />

Runtalya<br />

Maratonu’nda<br />

yaraları sarmak için<br />

adımlarını attı. 90<br />

sivil toplum kuruluşu<br />

ve 126 ulusal-uluslararası şirket de takım olarak etkinliğe katılarak<br />

farkındalık oluşturdu. Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Dr. Mehmet<br />

Muharrem Kasapoğlu’nun da katılım gösterdiği 2 km'lik "1 Adım 1<br />

Hayat" koşusuna 7’den 70’e 3.000 kişi katıldı. Bu yıl düzenlenecek<br />

ulusal ve uluslararası spor etkinliklerinin büyük farkındalık<br />

projelerine dönüşmesine örnek olabilecek "1 Adım 1 Hayat"<br />

farkındalık koşusunun gerçekleştirildiği Runtalya Maratonu’nda<br />

ilk büyük bağış organizasyon şirketi ana paydaşları olan Fraport<br />

TAV Antalya Havalimanı, Terracity ve dünyanın her yerinde sporun<br />

iyileştirici, birleştirici gücüne inanan ASICS’in maddi desteği ile<br />

yapıldı. Vatandaşlar, koşucular, sivil toplum kuruluşları, yerel ve<br />

ulusal firmalar aracılığı ile şu ana kadar 5 milyonu geçen bir bağış<br />

toplandı.


Sofralarınızın Vazgeçilmezi<br />

CASABLANCA<br />

DecoBoutique<br />

Karaağaç OSB Mahallesi 101. Cadde No:6/2<br />

59510 Kapaklı - Tekirdağ<br />

Tlf: 0282 758 26 44<br />

www.kulsan.com.tr<br />

kulsanprofesyonel<br />

kulsanprofesyonel


22<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

İSTANBUL'UN<br />

YENI DERNEĞI İSATAG'DAN<br />

100.YILA YENI TURIZM VIZYONU<br />

İstanbul'un yeni turizm derneği İSATAG, ilk tanıtım etkinliğini "Cumhuriyet'in 100. yılında<br />

yeni bir turizm vizyonu ne olmalı?" konulu arama konferansıyla gerçekleştirdi. Derneğin<br />

yeni turizm vizyonunun merkezinde marka şehir İstanbul'u bir üst seviyeye taşımak var.<br />

İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve<br />

Geliştirme Derneği (İSATAG), ilk tanıtım<br />

etkinliğini "Cumhuriyet'in 100. yılında yeni<br />

bir turizm vizyonu ne olmalı?" konulu arama<br />

konferansıyla gerçekleştirdi.<br />

Point <strong>Hotel</strong> Taksim ev sahipliğinde, "Deprem<br />

Yaralarını Turizmle Nasıl Saracağız?"<br />

ve "Marka Şehir Nasıl Olunur?" konulu<br />

panellerin yer aldığı tanıtım toplantısının<br />

açılış konuşmasını yapan İSATAG Başkanı<br />

Aylin Kopan Özsavaş, Kahramanmaraşlı<br />

merkezli depremden duyduğu üzüntüyü dile<br />

getirerek, "Deprem yüreğimizi yaktı ama bir<br />

an önce hayata dönerek, depremzedelere<br />

ve etkilenen şehirlere vazifelerimizi yerine<br />

getirebilmek ve onlara bir nebze katkıda<br />

bulunabilmek için, sektörümüz adına<br />

üretmeye ve çalışmaya devam etmek<br />

zorundayız." ifadelerini kullandı.<br />

"Vizyonun merkezinde İstanbul var"<br />

Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında yeni<br />

bir turizm vizyonu ne olmalı konusunun<br />

irdelendiği arama konferansında, vizyonun<br />

merkezinde İstanbul'un destinasyon<br />

merkezi haline gelmesi ve marka şehir<br />

olan İstanbul'un bir üst seviyeye taşınması<br />

olduğunu vurguladı.<br />

belirterek, bu değişikliklerin de dikkate<br />

alınarak, İstanbul'un destinasyon merkezi<br />

olması için sürdürülebilir turizm kavramı ile<br />

uyumlu bir turizm anlayışının benimsenmesi<br />

gerektiğini vurguladı ve doğru tanıtıma işaret<br />

etti.<br />

İstanbul'a dair projeleri paylaştı<br />

ISATAG olarak İstanbul'un kültürel<br />

mirasını korumak, turizme kazandırmak<br />

ve destinasyon tanıtımı için çeşitli projeler<br />

üzerinde çalışacaklarını kaydeden Özsavaş,<br />

derneğin mevcut projelerine dair şu bilgileri<br />

aktardı: "Projelerimiz arasında İstanbul'un<br />

tarihi ve kültürel yerlerini tanıtan turistik<br />

turlar, yerel lezzetleri vurgulayan gastronomi<br />

turları, sanatsal ve sportif etkinlikler, eğitsel<br />

ve akademik programlar düzenlemek,<br />

sektörün tüm paydaşları ile ortak<br />

organizasyonlar yapmak, yurt dışı sektör<br />

temsilcileri ile B2B görüşme ortamları<br />

oluşturmak ve üyelerimiz arasındaki iş birliği<br />

ve dayanışmayı güçlendirmek var."<br />

Haber: Hatice Ünal Bilen<br />

"Sürdürülebilir turizm için iş birliği<br />

şart"<br />

İstanbul'da sürdürülebilir turizm faaliyetinin<br />

sürdürülmesine yönelik çözüm önerileriyle<br />

sözlerini sürdüren Özsavaş, şunları söyledi:<br />

"İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleri,<br />

doğal güzellikleri, gastronomi lezzetleri,<br />

MICE etkinlikleri ve turizm potansiyeli ile<br />

dünya genelinde tanınan bir şehirdir. Ancak,<br />

bu değerlerin korunması ve sürdürülebilir<br />

bir turizm faaliyeti için turizm endüstrisi,<br />

yerel topluluklar, seyahat acenteleri, sivil<br />

toplum örgütleri ve diğer ilgili paydaşlar<br />

arasındaki iş birliği ve ortak çalışmalar<br />

yapılması gerekmektedir. Bu çalışmalar,<br />

tarihi dokunun ve doğal güzelliklerin<br />

korunması, ulaşım altyapısının geliştirilmesi,<br />

turizm sektörü çalışanları ve turistlerin<br />

sürdürülebilir turizm konusunda eğitilmesini<br />

ve bilgilendirilmesi gibi birçok konuyu<br />

içermektedir."<br />

"Sürdürülebilirliğe uygun turizm<br />

anlayışı, doğru tanıtım"<br />

ISATAG Başkanı Aylin Kopan Özsavaş,<br />

özellikle pandemi döneminde, turizm<br />

sektöründe birçok değişiklik yaşandığını<br />

İSATAG Derneği Yönetim Kurulu Listesi:<br />

Yönetim Kurulu Asil: Aylin Özsavaş,<br />

Cüneyt Tansu Demir, Ömer Kartın, Neşe<br />

Çevik, Yüksel Türemez, Kamran Bagıyev,<br />

Şetenay Şen Azgıt.<br />

Yönetim Yedek: Özdemir Sözmen, Fatma<br />

Yorgancı, Umut Kaya, Emrah Demir,<br />

İbrahim Köselioğlu, Şekip Kırk, Ümit<br />

Gülmez.<br />

Denetim Kurulu Asil: Halil Erol, Sevinç<br />

Akdoğan, Bora Çakar.<br />

Denetim Yedek: Cengiz Kellekçi, Yüksel<br />

Taşdemir, Burak Bilgit.


24<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem etkinlik<br />

ESIN GÜRAL ARGAT<br />

“MANAVGAT'I DÜNYA TENISININ<br />

MERKEZI YAPACAĞIZ”<br />

Ali Bey <strong>Hotel</strong>s & Resorts ev sahipliğinde bu yıl 12.si düzenlenen Senyör Dünya Takım<br />

Şampiyonası ve Senyör Dünya Ferdi Şampiyonası 19 Mart - 01 <strong>Nisan</strong> tarihleri arasında<br />

gerçekleşti. Uluslararası turnuvalara bu yıl 33 ülkeden 160 takım ve 1200'e yakın sporcu katıldı.<br />

Haber: Hatice Ünal Bilen<br />

Bu yıl 12.si düzenlenen Senyör Dünya<br />

Takım Şampiyonası ve Senyör Dünya<br />

Ferdi Şampiyonası, 19 Mart - 01 <strong>Nisan</strong><br />

tarihleri arasında Ali Bey <strong>Hotel</strong>s & Resorts<br />

ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Uluslararası<br />

Tenis Federasyonu (ITF) Senyör takviminin<br />

en prestijli turnuvaların açılış törenine<br />

Uluslararası Tenis Federasyonu Başkanı<br />

David Haggerty, Türkiye Tenis Federasyonu<br />

(TTF) Başkanı Cengiz Durmuş ve Gürok Grup<br />

Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral<br />

Argat katıldı.<br />

Argat: "33 ülkeden 1200'e yakın<br />

sporcu ağırlıyoruz"<br />

Bu yıl 33 ülkeden 160 takım ve 1200'e yakın<br />

sporcuyu ağırladıklarını belirten Gürok<br />

Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin<br />

Güral Argat, Türkiye'de tenisin gelişmesi ve<br />

tenis turizminde global bir çekim merkezi<br />

oluşturulmasında uluslararası turnuvalara<br />

ev sahipliği yapmanın önemine dikkat çekti.<br />

Uluslararası spor aktivitelerinin ev sahibi<br />

ülkelerin tanıtımına, ekonomik kalkınmasına,<br />

istihdamına, ticari faaliyetlerine, spora<br />

olan ilgisine ve yaygınlaştırılmasına ciddi<br />

katkılar sağladığının altını çizen Argat,<br />

organizasyonların turizmin kalkınmasında<br />

ve markalaşmasında da büyük rol oynadığını<br />

ifade etti.<br />

"Türkiye'deki tenis pazarının<br />

%80'ini biz tutuyoruz"<br />

Ali Bey <strong>Hotel</strong>s & Resorts olarak uzun<br />

yıllardan beri Türkiye Tenis Federasyonu<br />

iş birliğiyle dünyanın farklı noktalarından<br />

gelen tenisseverleri ağırladıklarını belirten<br />

Argat, bugüne kadar 100'den fazla turnuvaya<br />

ev sahipliği yaptıklarını ve bu turnuvalarda<br />

80 binin üzerinde yabancı tenis sporcusunu<br />

misafir ettiklerini kaydetti.<br />

Ali Bey <strong>Hotel</strong>s& Resorts olarak Türkiye'deki<br />

toplam tenis turizmi pazarının %70-80'ini<br />

tuttuklarını açıklayan Argat, "Bu sayının her<br />

yıl katlanarak büyüdüğünü söylemekten de<br />

ayrıca gurur duyuyorum." diye konuştu.<br />

“Türkiye’nin en önemli tenis turizmi<br />

temsilcilerinden biriyiz”<br />

100’den fazla tenis kortu ile Türkiye’de<br />

tenisin gelişmesine ve ülkemizin spor turizmi<br />

alanında global bir marka olması hedefiyle<br />

faaliyetlerini sürdürdüklerini ifade eden Argat<br />

şunları söyledi: "Tenis alanında yaptığımız<br />

atılımlarla Türkiye’nin en önemli tenis<br />

turizmi temsilcilerinden biri haline gelen<br />

Alibey <strong>Hotel</strong>s & Resorts ile bir yandan turizm<br />

alanında bir dünya markası oluştururken,<br />

diğer taraftan Manavgat'ı da dünya tenisi için<br />

önemli bir çekim merkezi haline getirmek<br />

üzere çalışıyoruz."<br />

"Türkiye spor turizminde çok<br />

avantajlı"<br />

Esin Güral Argat, Türkiye'nin gerek tarihi<br />

ve doğal zenginlikleri gerekse kültürel ve<br />

sportif potansiyeliyle çok değerli bir turizm<br />

destinasyonu olduğunu hatırlattı ve ülkemizin<br />

aynı lokasyondaki ülkelerle kıyaslandığında<br />

çok büyük avantajlarının olduğuna dikkat<br />

çekti. Ülkemizin sahip olduğu doğal<br />

zenginlikleri, tarihi-kültürel çeşitlilikleri,<br />

ağırlama kültürü ve bilgi birikiminin spor<br />

turizminde ciddi avantajlar oluşturduğuna<br />

işaret eden Argat, "Bu çerçevede gerek<br />

tenis gerek golf gerek yelken gibi farklı<br />

spor dallarının dinamiklerine özgü<br />

stratejiler geliştirilmeli, her bir dala uygun<br />

politikalar hayata geçirmeliyiz. Ve ülke<br />

olarak farklılıklarımızın altını çizerek, bu<br />

avantajları fırsata çevirerek Türkiye’nin spor<br />

turizmindeki önemli destinasyon algısını<br />

güçlendirmeliyiz." şeklinde konuştu.<br />

500 milyar dolarlık pazar<br />

Global turizm pazarına da değinen Argat,<br />

turizmin toplamda 2.3 trilyon dolarlık bir<br />

büyüklüğe sahip olduğunu ve bunun içinde<br />

spor turizm payının 500 milyar dolar seyrinde<br />

olduğunu açıkladı. Yapılan çalışmaların,<br />

pazarın <strong>2023</strong>'ten 2030'a kadar yıllık %17.5'luk<br />

bir büyüme öngördüğünü sözlerine ekleyen<br />

Argat, "Ev sahipliğini yaptığımız bu tür<br />

uluslararası turnuvaların sayısının artması,<br />

Türkiye'nin global pazardaki payının artması<br />

adına önemli bir basamak teşkil edecek"<br />

şeklinde konuştu.<br />

"Spor turistinin kişi başı harcaması<br />

1300 dolar"<br />

Esin Güral Argat, spor turizminde kişi başına<br />

düşen harcamalara da değinerek, ülkemize<br />

spor amaçlı gelen ziyaretçilerin normal<br />

turiste göre 2-2.5 katı fazla para bıraktığını<br />

ifade etti ve şöyle devam etti: "Türkiye'de<br />

de aşağı yukarı kişi başına 700-750 dolar<br />

harcamayı düşünürsek, toplamda kişi<br />

başına harcamayı 1200-1300 dolar bandında<br />

düşünebiliriz. Bu anlamda ciddi bir potansiyel<br />

olduğunu görüyoruz.”


26<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

2022’DE ONLINE<br />

TATIL VE SEYAHAT<br />

IÇIN NE KADAR<br />

HARCADIK?<br />

Türkiye’de online tatil ve seyahat harcamaları 2022 yılında yüzde 228 artarak<br />

197 milyar Türk Lirası oldu. Önceki yıl online tatil ve seyahat harcamaları<br />

60 milyar TL düzeyinde gerçekleşmişti.<br />

Her yıl 230 ülkede insanların<br />

çevrimiçi davranışlarına ilişkin<br />

küresel raporlar hazırlayan<br />

We Are Social ve Meltwater’ın “<strong>2023</strong><br />

Türkiye Online Tatil ve Seyahat<br />

Raporu” yayınlandı. Avantajix.com’un<br />

derlemelerine göre, geçen yıl online<br />

tatil seyahat harcamaları arasında en<br />

yüksek payı 74,1 milyar TL ile uçak bileti<br />

alımları oluşturdu. Online satın alınan<br />

otel konaklamaları için ödenen para, 62<br />

milyar TL oldu. Online alımlarda üçüncü<br />

sırada en fazla harcama ise 30,4 milyar<br />

TL ile paket haline satılan tur ya da otel<br />

konaklamalarına yapıldı.<br />

Rapora göre diğer online satın<br />

alımlar şöyle sıralandı:<br />

Fırsat tatiller (9 milyar 861 milyon TL),<br />

araç kiralama (4 milyar 932 milyon<br />

TL), uzak mesafe otobüs yolculukları<br />

(4 milyar 218 milyon TL), tren seyahati<br />

(623 milyon TL), gemi tatili (58 milyon<br />

TL)<br />

En yüksek artış, otel<br />

konaklamalarında<br />

Geçen yıl yapılan online satışlar, 2021<br />

yılına göre otel konaklamalarında yüzde<br />

188, uçak bileti alımlarında yüzde 93,<br />

fırsat tatillerinde yüzde 67, paket tur ya<br />

da otelde yüzde 49, gemi tatilinde yüzde<br />

33, tren biletinde yüzde 31, uzun yol<br />

otobüs biletinde yüzde 29 arttı. Geçen<br />

yıl online satışları bir önceki yıla göre<br />

gerileyen (eksi yüzde 9,3), tek sektör<br />

araç kiralama oldu.<br />

Dolar bazında artış, yüzde 147<br />

Avantajix.com kurucu ortağı<br />

Güçlü Kayral, online tatil-seyahat<br />

harcamalarında geçen yıl rekor<br />

satışların gerçekleştiğini anımsatarak,<br />

“We Are Social ve Meltwater’ın<br />

araştırmaları ABD Doları üzerinden<br />

yapılıyor. Önceki yıl online tatil-seyahat<br />

harcaması 4 milyar 224 milyon ABD<br />

Doları düzeyindeydi. 2022 yılında<br />

satışlar 10 milyar ABD Doları’nın<br />

üzerinde gerçekleşti. Dolar bazında da<br />

yüzde 147’lik artış söz konusu” dedi.<br />

İnternetten almak daha avantajlı<br />

Tatil ve seyahatlerin internet üzerinden<br />

satın alınmasının birçok avantajının<br />

olduğunun altını çizen Kayral, şunları<br />

söyledi: “Oteller acentalarla ayrı ayrı<br />

anlaşma yaptıklarından otel fiyatları<br />

acentalar arasında farklılık gösterebilir.<br />

Karşılaştırma sitelerini kullanarak<br />

acentalar arasında en uygun fiyatı<br />

vereni bulmak mümkün. Özellikle fırsat<br />

siteleri, erken rezervasyondan dahi<br />

ucuza tatil imkânı sağlayabilir. Yurt<br />

içi ya da yurt dışı tatil harcamalarının<br />

Avantajix.com gibi para iadeli alışveriş<br />

siteleri üzerinden yapılması yüzde<br />

10’lara varan ekstra nakit para<br />

kazanma imkânı sağlar. İnternette<br />

yerli-yabancı kavramı yok. Türkçe<br />

yayın yapan çok sayıda yabancı siteden<br />

Türk otelleri için çok rekabetçi fiyatlar<br />

alınabilir.”


28<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

ANTALYA<br />

ŞUBATTA REKOR KIRDI<br />

Antalya'yı 1 Ocak-28 Şubat tarihleri arasında hava yoluyla ziyaret eden turist sayısı 450 bin 283<br />

olarak gerçekleşti. Rusya, Almanya, İngiltere gelen ziyaretçi sayısında ilk üçteki yerini korudu.<br />

Akdeniz'in en önemli turizm<br />

merkezlerinin başında gelen<br />

Antalya'da 2022 yılındaki<br />

turizm verilerindeki artış <strong>2023</strong><br />

yılında da devam ediyor. 2022 yılını 13,5<br />

milyona yakın turistle kapatan Antalya,<br />

<strong>2023</strong> yılına da hızlı bir giriş yaptı. Denizi,<br />

kumu, güneşi kadar tarihi ve doğal<br />

güzellikleri, kültürel yapıları, antik<br />

kentleri ile turistlerin ilgi odağı Antalya,<br />

yeni rekorlara imza atmaya devam<br />

ediyor.<br />

Ağırladığı turist sayısı bakımından<br />

turizmin başkenti olarak nitelendirilen<br />

Antalya; turizm noktasında <strong>2023</strong> yılına<br />

hızlı bir giriş yaptı. Antalya Valiliği İl<br />

Kültür ve Turizm Müdürlüğünden alınan<br />

verilere göre, 1 Ocak-28 Şubat tarihleri<br />

arasında şehri hava yoluyla ziyaret eden<br />

turist sayısı 450 bin 283 oldu. Bu rakam<br />

turizm noktasında tüm zamanların en<br />

iyi başlangıcı olarak tarihe geçti. Turizm<br />

de rekorlar yılı olarak bilinen 2019'da<br />

bu rakam 296 bin 344, 2020'de 387 bin<br />

598, 2021 yılında ise 98 bin 150 olarak<br />

gerçekleşti.<br />

En iyi şubat!<br />

Yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı<br />

olan Antalya'da yükselen turizm grafiği<br />

tüm hızıyla devam ediyor. En iyi ocak<br />

ayından sonra en iyi şubat ayına da imza<br />

atılan Antalya'da; 1 Şubat-28 Şubat<br />

tarihleri arasında şehri hava yoluyla<br />

ziyaret eden turist sayısı 230 bin 635 kişi<br />

olarak gerçekleşirken, tüm zamanların<br />

en iyi şubat ayına da imza atılmış oldu.<br />

Antalya'yı 2022 yılının 1 Şubat-28 Şubat<br />

tarihleri arasında hava yoluyla 150<br />

bin 386 kişi ziyaret ederken, bu sayı<br />

<strong>2023</strong> yılının aynı döneminde 230 bin<br />

635 olarak gerçekleşti. Artış ise yüzde<br />

53 oldu. 1 Ocak-28 Şubat tarihlerine<br />

bakıldığında ise; Antalya'yı 2022 yılının<br />

1 Ocak-28 Şubat tarihleri arasında hava<br />

yoluyla 288 bin 990 kişi ziyaret ederken,<br />

bu sayı <strong>2023</strong> yılının aynı döneminde 450<br />

bin 283 olarak gerçekleşti. Artış ise<br />

yüzde 56 oldu.<br />

İlk üç: Rusya, Almanya, İngiltere<br />

<strong>2023</strong> yılında da Antalya'yı hava yoluyla<br />

ziyaret eden turist sayısı bakımından<br />

milletler sıralaması değişmedi. 1 Ocak-<br />

28 Şubat tarihleri arasında Antalya'ya<br />

en çok turist 132 bin 74 ile Rusya'dan<br />

geldi. Rusya'yı 79 bin 797 turistle<br />

Almanya, sonra da 40 bin 10 turistle<br />

İngiltere takip etti. İki aylık dönemde<br />

hava yoluyla Antalya'ya en çok turist<br />

gönderen diğer ülkeler ise sırasıyla<br />

Polonya, İsrail, Kazakistan, Hollanda,<br />

Ukrayna, Danimarka ve Belçika oldu.


30<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

ACE OF MICE, 8-9 NISAN’DA<br />

KKTC’DE GERÇEKLEŞECEK<br />

Bu yıl 11’nci kez düzenlenecek ACE of MICE organizasyonu, 8-9 <strong>Nisan</strong>’da<br />

Elexus <strong>Hotel</strong> & Convention’da gerçekleşecek.<br />

KKTC Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre<br />

Bakanlığı, Türk Hava Yolları, Elexus<br />

<strong>Hotel</strong> & Convention, Cyprus Royal<br />

Turizm ve TGA (Türkiye Turizm Tanıtım ve<br />

Geliştirme Ajansı) destekleriyle 8-9 <strong>Nisan</strong><br />

<strong>2023</strong> tarihinde gerçekleyecek olan etkinlik,<br />

sektörün ulusal ve uluslararası markalarını<br />

bir araya getirmeye hazırlanıyor.<br />

<strong>Nisan</strong> ayında yapılacak ACE of MICE<br />

organizasyonu kapsamında Elexus <strong>Hotel</strong> &<br />

Convention’da bir basın toplantısı düzenlendi.<br />

KKTC Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakan<br />

Müsteşarı Serhan Aktunç, Elexus <strong>Hotel</strong><br />

Yönetim Kurulu Üyesi Baturalp Bozkurt,<br />

Cyprus Royal Kurucu Ortağı Rauf Denktaş<br />

ve Dream Project CEO’su Volkan Ataman’ın<br />

yer aldığı basın toplantısında açıklamalarda<br />

bulunuldu.<br />

Aktunç: “Turizm Bakanlığı olarak<br />

destekliyoruz”<br />

Bakan Müsteşarı Serhan Aktunç basın<br />

toplantısında yaptığı açıklamada turizm<br />

sektörünün, 2019 yılı cari açığının yüzde<br />

60’ını kapladığını belirterek, 960 milyon<br />

dolar net turizm gelirinin olduğunu kaydetti.<br />

Turizm gelirlerinin turizm için kullanılması<br />

gerektiğine işaret eden Aktunç, sektörün<br />

her zaman desteklenmesi gerekliliğine<br />

dikkat çekti. MICE sektörü ile ilgili araştırma<br />

yaptığını ifade eden Aktunç şöyle devam etti:<br />

“Benim için en önemli nokta şu, ülkemizde<br />

turistin bıraktığı kişi başı gelir, 650-700<br />

dolar. MICE turizm için gelen insanlar<br />

ülkeye bunun yaklaşık 3-4 katını bırakıyor. O<br />

yüzden çok değerli bir turizm çeşitliliği. Hep<br />

söyleriz, turizmin çeşitlendirilmesi gerekir,<br />

sürdürülebilir olması gerekir. Özellikledüşük<br />

sezonda olan bir organizasyon. O yüzden<br />

esnaf açısından çok değerli. Turizm Bakanlığı<br />

olarak da bu sektörü bu organizasyonu<br />

destekliyoruz.”<br />

Denktaş: “Turizmin geleceği<br />

açısından önemli bir organizasyon”<br />

Toplantıda açıklamalarda bulunan Cyprus<br />

Royal Kurucu Ortağı Rauf Denktaş ise,<br />

“Böylesine büyük bir organizasyonun<br />

KKTC’de olması tabii ki bizleri de çok mutlu<br />

ediyor. Hem ülkemizin turizm geleceği<br />

açısından hem sağlayacağı ekonomik katkı<br />

açısından çok önemli bir organizasyon” diye<br />

konuştu.<br />

Organizasyonun mekan sponsorluğunu<br />

üstlenen Elexus <strong>Hotel</strong>’in Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Baturalp Bozkurt da “ACE of MICE<br />

kendi alanında Türkiye’nin en saygı gören<br />

ödül törenlerinden biridir. Bunun Kıbrıs’ta<br />

yapılması hem ada için hem de buradaki<br />

bu sektörde fayda sağlayan insanlar için<br />

gerçekten çok önemli. Buraya gelecek<br />

insanlar bu sektörün duayenleri. Bütün<br />

otelcilerimizi, bütün acentelerimizi burada<br />

görmeyi çok isteriz” açıklamasında bulundu.<br />

Ataman: “KKTC’nin tanıtımına katkı<br />

sunulacak”<br />

Düzenlenen basın toplantısında, Masters<br />

of Events Corporate Awards ile ilgili<br />

açıklamalarda bulunan Dream Project<br />

CEO’su Volkan Ataman şunları dile getirdi:<br />

“Bu yıl 11’incisi olacak organizasyonumuzda,<br />

etkinlikler düzenleyen ulusal ve uluslararası<br />

kurumsal şirketlerin satın alma heyetleri<br />

ile B2B network toplantılar ve interaktif<br />

kaynaşma programları yapılacak. Katılımcı<br />

otel, acente, turizm ve etkinlik sektörü<br />

profesyonellerinin, ulusal ve uluslararası<br />

kurumsal şirketlerle 2 gün boyunca<br />

özel toplantılar yapacağı etkinlikte, yeni<br />

iş bağlantıları oluşurken aynı zamanda<br />

KKTC’nin kongre, toplantı ve etkinlik<br />

destinasyonu olarak ön plana çıkmasına<br />

katkı sağlanacak. Bu bağlamda bu önemli<br />

organizasyona tüm KKTC turizm ve etkinlik<br />

sektörünün katılımını bekliyoruz. ”<br />

Sektör profesyonelleri<br />

ödüllendirilecek<br />

ACE of MICE organizasyonu ile 10 yıldır<br />

sektöre önemli katkılar sağladıklarını aktaran<br />

Ataman, KKTC’deki bu etkinlik ile bunu<br />

bir üst noktaya taşıyacaklarını vurguladı.<br />

Ataman sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu seneki<br />

Masters of Events Corporate Awards ile yine<br />

ulusal ve uluslararası çok önemli markaları<br />

ve değerli isimleri buluşturacağız. Bu<br />

büyük organizasyonla; etkinlik sektörünün<br />

faaliyetlerinin sürdürülebilir büyümesine<br />

yön vermeyi, sektörde hizmet veren kurum<br />

ve kuruluşlarda daha mükemmele ulaşma<br />

arzusu yaratmayı, MICE (Meeting, Incentives,<br />

Cenferences and Events) sektörünü ve<br />

sektörden hizmet alan kurumsal şirketleri<br />

ödül gecesi vasıtasıyla bir araya getirmeyi ve<br />

Türk kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün<br />

bilinirliğini küresel ölçekte artırmayı<br />

hedefliyoruz.”<br />

8 <strong>Nisan</strong> akşamı gerçekleşecek MOE Party’de<br />

keyifli bir gece yaşanacağını belirten Ataman,<br />

9 <strong>Nisan</strong> akşamı ise kırmızı halı seremonisi ile<br />

başlayacak ve gala yemeği ile devam edecek<br />

olan Corporate Awards Ödül Töreni’nde<br />

sektörünün en iyilerinin 26 ayrı kategoride<br />

ödüllendirileceğini dile getirdi.


32<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

KIBRIS YERLI HAVA YOLU<br />

FLY KHY'YI TANITTI<br />

Hafta başı Kıbrıs’ta hareketli bir gün yaşandı. Yıllardan sonra Kıbrıs, ilk defa kendi<br />

bünyesinden çıkan bir hava yoluna kavuştu: Fly KHY.<br />

Haber: Cem Polatoğlu<br />

Sadece THY ve Pegasus<br />

Havayolları’nın uçtuğu bu hatta<br />

nihayet yerli bir hava yolunun<br />

girmesi ile birlikte 3000 TL’ye varan<br />

tek yön uçak biletlerinin rekabet<br />

nedeniyle düşeceği tahmin ediliyor.<br />

16 <strong>Nisan</strong>’da İstanbul Havalimanı’ndan<br />

Ercan Havalimanı’na ilk tarifeli uçuşunu<br />

gerçekleştirecek olan Fly Kıbrıs<br />

Havayolları’nın yeni yapılan Ercan<br />

Havaalanındaki bu lansman etkinliğine<br />

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre,<br />

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür,<br />

Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu,<br />

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan<br />

Arıklı, Fly Kıbrıs Havayolları Yönetim<br />

Kurulu kurucu ortaklarından Rauf<br />

Denktaş, Mehmet Dalman Yücel, Nusret<br />

Polat’ın yanı sıra bazı milletvekilleri,<br />

sektör temsilcileri ve paydaşlar<br />

katıldı. Lansman etkinliği, Türkiye’deki<br />

depremlerde hayatlarını kaybedenler<br />

için bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal<br />

Marşı’nın okunmasıyla başladı.<br />

“Halkın hava yoluna sahip çıkılmalı”<br />

Lansmanda konuşan Fly Kıbrıs Hava<br />

Yolları Kurucu Ortağı Rauf Denktaş,<br />

depremden duyduğu üzüntüyü dile<br />

getirdi ve yaraların sarılması için<br />

birlikte hareketin önemini vurguladı.<br />

Fly Kıbrıs Havayolları’nın ekonomiye<br />

katkısının büyük olacağını belirten<br />

Denktaş, “Halkın hava yolu olacak.<br />

Sahip çıkılmalı” dedi.<br />

Fly KHY Kurucu ortaklarından Nusret<br />

Polat, projeden duyduğu heyecanı dile<br />

getirdi. Diğer Fly KHY Kurucu ortağı<br />

olan Mehmet Dalman Yücel de, projenin<br />

uzun bir serüven olduğunu kaydederek,<br />

bu projeyi gerçekleştirmekten dolayı<br />

duyduğu memnuniyeti dile getirdi.<br />

Yücel, uçağın adını depremde yitirdikleri<br />

gençlere ithafen Melekler Takımı<br />

koymak istediklerini söyledi.<br />

Kuzey Kıbrıs Bayındırlık ve Ulaştırma<br />

Bakanı Erhan Arıklı ise, muhteşem<br />

ve tarihi bir gece yaşandığını ifade<br />

ederek, girişimcilerin önlerini<br />

açtıklarını ve başardıklarını söyledi.<br />

Yurt dışı programı nedeniyle lansmana<br />

katılamayan Cumhurbaşkanı Ersin<br />

Tatar’ın video mesajı da yayınlandı.<br />

İstanbul, Ankara, İzmir seferleri<br />

yapılacak<br />

Fly Kıbrıs Hava Yolları başlangıçta,<br />

İstanbul’a karşılıklı 2 sefer, Ankara<br />

ve İzmir’e ise günde karşılıklı 1 sefer<br />

düzenleyecek. FLY KHY’nin, 21 Mayıs<br />

itibariyle Erbil, Tahran, Priştine, Amman<br />

ve Bakü’den Kuzey Kıbrıs’a charter<br />

seferler ile uçuş planladığı bilgisi de<br />

paylaşıldı.


Sofrada


Mutfakta


38<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem röportaj<br />

REŞAT AYDIN<br />

"İYI BIR ŞEFSEN<br />

IYI DE BIR<br />

GENEL MÜDÜR<br />

OLABILIRSIN"<br />

Otel mutfaklarına komi olarak girdi.<br />

Türkiye’nin beş yıldızlı otellerinde executive<br />

şeflik yaptıktan sonra uzun seneler Miami’de<br />

kendi markasıyla Türk mutfağının tanıtımına<br />

hizmet etti. Erzurumlu Şef Reşat Aydın,<br />

şimdilerde mutfak önlüğünü çıkardı… Dört<br />

aydır takım elbisesiyle Royal Stay Palace<br />

<strong>Hotel</strong>'in Genel Müdürlük koltuğunda oturuyor.<br />

Röportaj: Hatice Ünal Bilen - Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />

Turizm sektörüne 1986 yılında<br />

Sefer Otel Erzurum'da adım atan,<br />

1998 yılında Sirkeci Princess<br />

Otel ile ilk kez mutfak şefliğini<br />

deneyimleyen Reşat Aydın da artık<br />

mutfaktan otel yöneticiliğine terfi eden<br />

sayılı şeflerden biri. Suudi yatırımcı<br />

Mahmud Ali Alsaqar'ın teklifiyle<br />

yaklaşık dört aydır Royal Stay Palace<br />

<strong>Hotel</strong>'in Genel Müdürlüğünü üstlenen<br />

Aydın, 2019 yılında beş yıldızlı otelin<br />

executive şefliğini yapıyordu. Pandemi<br />

nedeniyle Amerika’ya giderek Alem<br />

Restoran bünyesinde modern Türk<br />

ve Osmanlı mutfağı çalıştığını, ne<br />

var ki annesinin vefatıyla Türkiye’ye<br />

geri döndüğünü anlatan Aydın, yeni<br />

pozisyonuyla ilgili olarak, “Dürüstlükle<br />

gönüllere dokunmak çok önemli. İş de<br />

yapsak önce insan olmak lazım. Bilgi,<br />

birikim, vizyon, tecrübe kadar insan<br />

olmak çok kıymetli. Bunun yatırımcı<br />

tarafında da önemli bir karşılığı<br />

olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde<br />

çalışanın hakkını hukukunu gözeten,<br />

personelin moral<br />

motivasyonunu<br />

artıran, bununla<br />

beraber elbette<br />

ki otel kazancını<br />

yükselten, işletme kaçaklarının önünü<br />

kesebilen bir beklenti içindeydiler ki<br />

yaklaşık dört aydır bu beklentilerle<br />

görevimin başındayım.”<br />

“Yemek yaparken otelin tüm<br />

operasyonlarına hakimdim”<br />

Reşat Aydın mesleğinin ilk yıllarından<br />

beri mutfakla birlikte otelciliğin tüm<br />

süreçlerine de hakim bir isim. Nitekim<br />

de mutfak şefliği yaparken elektriğin<br />

çarpanlarından ön büro programlarına,<br />

satış stratejilerinden maliyet<br />

hesaplamalarına kadar oteldeki pek çok<br />

operasyona hakim olduğunu söylüyor.<br />

Executive şeflik görevi esnasında<br />

mutfakla beraber maliyet, istihdam,<br />

yönetim ve işletme alanlarına ilgisi ve<br />

yeterliliğinin de kendisini bu pozisyona<br />

taşıdığına inandığını dile getiren Aydın,<br />

“Mutfakta benden habersiz hiç kimse<br />

satın alma yapamazdı. Domates bile<br />

aldırmazdım. Ürün tedarikinde piyasa<br />

araştırması yapmadan sepet doldurmak<br />

hiçbir zaman tercihim olmadı. Plansız,<br />

sistemsiz, programsız tek bir adım<br />

atmadım" diyor.<br />

Otel işletmeciliği ve yönetiminde önemli<br />

bir detay olarak gider kalemlerinin<br />

kısıtlanmasını gösteren Aydın, “Siz<br />

1000 dolara da oda satsanız, yüksek<br />

giderleriniz nedeniyle hedeflediğiniz<br />

karlılık rakamlarına ulaşamazsınız. Bu<br />

işin gerçek anlamıyla da mutfağından<br />

geldiğimiz için gider kısıtlanmasını<br />

çok iyi biliyoruz.” diye belirtiyor ve<br />

ekliyor: “Şu an da aynı şekilde otelcilik<br />

sistemiyle ilerliyor. Bu süreçte insan<br />

kaynaklarından departman yönetimine<br />

kadar her bir adımı planlayarak, belli<br />

bir hedef doğrultusunda yol alıyoruz.”<br />

diyor.<br />

“İyi bir şefsen iyi de bir genel<br />

müdür olabilirsin”<br />

Sözlerinin devamında Aydın, mutfak


şefliğinin otel yöneticiliğine ciddi bir<br />

katkı sağladığının altını çizerek bu<br />

görüşünü şu cümleleriyle destekliyor:<br />

“Bir otelin en çok para harcanan<br />

birimlerinin başında, F&B gelir. Bir otel<br />

için en büyük prestij, yiyecek & içecek<br />

hizmetleri ve servisidir. Executive şef<br />

aynı zamanda parayı yöneten olduğu<br />

için, idari kısımda alt yapısını daha<br />

mutfaktayken oluşturma fırsatı buluyor.<br />

Tabii eğer hedefinde otel yöneticiliği<br />

ve işletmeciliği görevi varsa... Zor<br />

şartlarda bunu başarmakla aslında<br />

belki de daha zor olan bir operasyon<br />

sürecine önemli bir temel de atmış<br />

oluyor. Şefliği layıkıyla başaran biri<br />

otel müdürlüğünü de başarabilir diye<br />

düşünüyorum. İyi bir şefsen iyi de bir<br />

genel müdür olabilirsin."<br />

“Oteli satan değil, iyi yöneten genel<br />

müdürdür”<br />

Türkiye'de otel yöneticiliğindeki<br />

en büyük yanlışlardan birine de<br />

değinmeden geçmek istemeyen Aydın,<br />

“Asıl önemlisi otel satmak değil, oteli iyi<br />

yönetmek olmalıdır. Yöneten kişi genel<br />

müdürdür, satan değil. Oteli satan<br />

satış müdürüdür zaten.” diyor. “İşinde<br />

deneyimli bir yönetici şikayet etmez.<br />

Eğitir, yönetir, kazandırır, kaliteyi<br />

artırır.” diyen Aydın, turizm sektöründe<br />

hali hazırda devam eden kalifiye<br />

eleman sorununa da dikkat çekerek,<br />

“Kaliteli personel bulamıyorsanız,<br />

eğiteceksiniz.” vurgusunu yapıyor<br />

ve aksi halde hedeflenen başarıya<br />

ulaşılamayacağını belirtiyor.<br />

“Tarihi Yarımada ve şehir<br />

merkezinde otel satmak daha<br />

kolay”<br />

Royal Stay Palace <strong>Hotel</strong>'in Genel<br />

Müdürü Reşat Aydın, otele dair bu<br />

yılki hedeflerini de paylaşıyor. Ağırlıklı<br />

Uzakdoğu, Endonezya, Ortadoğu ve<br />

Latin Amerika pazarlarına yönelik<br />

çalıştıklarını kaydeden Aydın, beş<br />

yıldızlı otelin doluluk hedeflerine de<br />

değinerek şu açıklamalarda bulunuyor:<br />

“Otelimizin şu anki doluluk oranı yüzde<br />

30. Yıl sonu hedefimizde ise, yüzde<br />

80-85’lere ulaşmak var. Aralık 2022'yi<br />

yüzde 86 ile kapattık. Yüzde 76-82<br />

doluluklarla gittik. Depremden sonra<br />

yüzde 66'ya düştük. Bu ay Ramazan<br />

dolayısıyla bir düşüş söz konusu tabii.”<br />

Tarihi Yarımada ve şehir merkezindeki<br />

Reşat Aydın, mutfaktan<br />

gelme bir genel müdür<br />

olsa da işi ehline emanet<br />

etmek konusunda son<br />

derece hassas bir yönetici.<br />

Otelin mutfak şefi üzerinde<br />

asla baskı kurmadığını<br />

anlatan Aydın, “Her şefin<br />

kendine has bir tarzı ve<br />

duruşu vardır. Ben baskı<br />

kurmayı sevmem. Sadece<br />

geçmiş bilgi, birikim ve<br />

öngörülerimle sistemi<br />

anlatırım, önerilerde<br />

bulunurum.” diyor.<br />

otelleri satmanın çok daha kolay<br />

olduğunu ifade eden Aydın, “Çünkü<br />

onlar kendi kendilerini satıyor. Önemli<br />

olan İstanbul'un bu zor bölgesindeki<br />

bir oteli satmak. Havalimanı kapandı.<br />

Sanayinin içindesiniz. Havalimanı da<br />

olsa burası gerçekten zor bir bölge.<br />

Ama önemli olan zoru başarmak.<br />

Burada yapılacak en önemli şey,<br />

hizmet kalitesini artırmak olmalı.<br />

Hizmet kalitesini yükselterek bir değer<br />

katmak lazım. Misafire para gözüyle<br />

değil, misafir gözüyle baktığımızda<br />

ancak kalitemiz artacaktır. Bölgedeki<br />

rekabet gücümüzü ve farklılığımızı da<br />

ancak bu anlayışla ortaya koyacağımıza<br />

inanıyorum.” şeklinde sözlerini<br />

tamamlıyor.<br />

“F&B'ye ciddi yatırım yapacağız”<br />

Bu yıl itibariyle ağırlıklı şirket<br />

misafirlerine odaklanacaklarını<br />

belirten Aydın, mutfaktan gelmenin<br />

sağladığı avantajla banket, yiyecek<br />

&içecek ve düğün operasyonlarına<br />

yönelik yatırımlar yapacaklarını ifade<br />

ediyor ve projelerini şöyle aktarıyor:<br />

"Önümüzdeki dönemde otelin kafe ve<br />

restoranlarını canlandırmak istiyoruz.<br />

Bizim en büyük zorluğumuz, alkolsüz<br />

bir konsept olmamız. Dolayısıyla<br />

imkanlar dahilinde F&B hizmetlerimizi<br />

canlandırmak ve bölgemizde bir farklılık<br />

ortaya koymak istiyoruz. Bu çerçevede<br />

a la carte restoranımıza otel menüsü<br />

koyup, orijinal Osmanlı mutfağı sunmak<br />

istiyoruz. Bunu birkaç ülke mutfağıyla<br />

da ayrıca desteklemek niyetindeyiz.<br />

Bununla birlikte lobide kendi markamız<br />

altında hayata geçirmek istediğimiz<br />

bir kafe projemiz var. Otelin dışında<br />

da snack hizmet veren bir mekan<br />

hayalimiz var. Tüm bunlara ilave olarak<br />

mevcut nargile salonumuzdaki ürün<br />

çeşitliliğimizi de artıracağız."


40<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

DEPREM<br />

SONRASI MOBIL<br />

EVLERE VE<br />

KARAVANLARA<br />

TALEP ARTTI<br />

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası karavan ve tekerlekli mobil evlere talep arttı.<br />

İzole yaşam isteyenlerin ev konforunda<br />

konaklayabildiği, oturma ve yatak<br />

odalarının yanı sıra banyo ve tuvalet<br />

gibi ihtiyaçların tümüne cevap veren<br />

mobil evler, 6 Şubat'ta gerçekleşen<br />

depremlerin ardından yeniden<br />

gündeme geldi. Hem pratik kullanım<br />

hem de istenilen yere kurulum imkanı<br />

sunan karavanlara özellikle deprem<br />

bölgesinden talep yağıyor. Üreticiler,<br />

aynı zamanda kullanıcıları güvenli<br />

yaşamla da buluşturan karavan<br />

talebinin onlarca kat arttığını belirtiyor.<br />

Üreticiler hali hazırda taleplere<br />

yetişmek için gece gündüz çalışırken,<br />

yoğun mesainin aylarca sürmesi<br />

bekleniyor.<br />

Öte yandan karavan ve (mobil ev)<br />

tiny house sektörünü önümüzdeki<br />

aylarda bir araya getirecek "Karavan<br />

Show Euraisa Fuarı ve Tiny Home<br />

Show Fuarı" için hummalı çalışma da<br />

sürüyor. BİFAŞ Birleşik Fuar Yapım AŞ<br />

tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar<br />

Birliği (TOBB), İstanbul Ticaret Odası<br />

(İTO) ve KOSGEB desteğiyle iki fuarın<br />

eş zamanları olarak hayata geçeceği<br />

27 Eylül - 1 Ekim tarihlerinde İstanbul<br />

Fuar Merkezi'nde düzenlenecek<br />

fuar için ülke içinde ve yurt dışında<br />

önemli çalışmalar yapılıyor. Yaklaşık<br />

25 bin metrekare alanda 150'den<br />

fazla firma ve 250'yi aşkın markanın<br />

katılımıyla gerçekleşecek fuarda<br />

motokaravan, çekme karavan, vantipi<br />

karavan, özel amaçlı araçlar, mobil<br />

hizmet karavanları, ticari karavanlar,<br />

mobil evler, çelik-prefabrik yapılar ve<br />

seyahat römorklarının yanı sıra outdoor<br />

ürünlerinden güneş panellerine kadar<br />

sektörle ilgili her türlü ürün ve hizmet<br />

sağlayıcısı yer alacak.<br />

Topyekün seferberlik<br />

BİFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Ümit Vural, konuya ilişkin yaptığı<br />

açıklamada, Kahramanmaraş<br />

merkezli depremlerin ardından sektör<br />

üreticilerinin tüm kapasitelerini<br />

depremzedelere ayırdığını, 7/24 üretim<br />

yapan şirketlerin bölgeye ürünleri<br />

maliyetine ulaştırdığını söyledi.<br />

Şirket olarak ilk günden itibaren<br />

tüm imkanları ile depremzedelerin<br />

yanında oldukları dile getiren Vural,<br />

özellikle karavan ulaştırma noktasında<br />

şirketleri harekete geçirmek için farklı<br />

organizasyonlara imza attıklarını<br />

söyledi. Vural, son yıllarda karavana<br />

yönelik artan ilgiye işaret ederek,<br />

"Depremlerin ardından bu ilgi o kadar<br />

arttı ki şu anda tüm kapasitelerini<br />

seferber eden üreticilerimiz taleplere<br />

yine de yetişemiyor." dedi.<br />

Karavanın afet dönemindeki rolü<br />

anlatılacak<br />

Ümit Vural, 27 Eylül-1 Ekim'de<br />

düzenlenecek ve sektöründe Avrasya<br />

bölgesinin en önemli fuarlarından<br />

olma özelliği taşıyan Tiny Home Show<br />

ve Karavan Show Euraisa Fuarı'nda<br />

güvenlik ve afet konuları ile ilgili ek<br />

salonlar oluşturacaklarını söyledi.<br />

Bu sayede vatandaşlarda farkındalık<br />

oluşturmayı amaçladıklarının altını<br />

çizen Vural, tiny house ve karavanların<br />

afet dönemlerindeki rolünün<br />

anlatılacağını vurguladı. Vural, fuar<br />

sayesinde Türk üreticilerin küresel<br />

arenaya çıkacağını kaydederek,<br />

ayrıca 100'e yakın ülkeden alım<br />

heyeti çalışmaları yaptıklarını ve<br />

50 bine yakın profesyonel ziyaretçi<br />

beklendiğini anlattı. Küresel anlamda<br />

da karavan meraklılarını buluşturacak<br />

bir organizasyona imza atacaklarını<br />

aktaran Vural, "1 Milyar Türk lirası<br />

civarında ticaret hacminin yakalanacağı<br />

fuarın bu yıl doğal afetlerde alternatif<br />

yaşam alanları ve hasarlı bina sahipleri<br />

için ihtiyaç olarak daha çok talep<br />

göreceğini düşünüyoruz." diye konuştu.


ALI ONARAN<br />

“TURIZM, DEPREMIN YARALARINI SARMAK<br />

IÇIN CAN SUYU OLABILIR”<br />

Deprem bölgesinde hayatın yeniden eski dinamiklerine dönmesi için turizm sektörüne<br />

ihtiyaç olduğunu vurgulayan Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran,<br />

“Depremin yaralarını turizmle saralım. Turizm küçük esnafa, üreticiye, şehrin<br />

istihdamına can suyu olabilir” dedi.<br />

6<br />

Şubat’ta yaşanan depremin<br />

acısını dindirmek için ilk günden<br />

itibaren kolları sıvayan Prontotour<br />

hem ayni hem de nakdi yardımlarla<br />

bölge insanının eski güzel günlerine<br />

dönmesi için çalışmalarını sürdürüyor.<br />

Afet bölgesine destek olmaya devam<br />

edeceklerini belirten Prontotour<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran,<br />

“Ülkemiz yaşadığı deprem felaketinin<br />

yaralarını sarmaya çalışıyor. Biz de<br />

şirket olarak elimizden ne geliyorsa<br />

yapmaya gayret ediyoruz. Depremin<br />

etkilediği 11 şehrimiz tarihi, kültürü<br />

ve gastronomi ürünleriyle öne çıkan<br />

turizm açısından güçlü potansiyeli olan<br />

şehirler. Depremden pek çok işletme<br />

etkilendi. Tarihi yapılar, kilise, cami<br />

ve müzelerimiz yara aldı. Bölgeyle<br />

özdeşleşen restoran, pastane veya yerel<br />

üreticiler kayba uğradı. Tabii en büyük<br />

acımız yitirdiğimiz insanlarımız. Doğru<br />

kent planlaması, depreme dayanıklı<br />

binalar artık birinci gündem maddemiz.<br />

El birliğiyle tüm acıların üstesinden<br />

geleceğiz. Biz güçlü bir ülkeyiz” dedi.<br />

“Yerel kalkınmayı desteklemeliyiz”<br />

Deprem bölgesinde ekonominin<br />

yeniden düzene girmesi, morallerin<br />

yükselmesi için turizmin önemli<br />

roller üstlenebileceğini vurgulayan<br />

Onaran, şunları kaydetti: “Depremden<br />

etkilenen 11 şehrimizde hayatı yeniden<br />

eski dinamiklerine döndürebilmek,<br />

şehirlerin kültürel zenginliklerini<br />

yaşatmak, oradaki halkla sürekli<br />

irtibatlı olmak için turizm sektörüne<br />

büyük iş düşüyor. Turizm 56 alt<br />

sektörü besleyen bacasız bir sanayidir.<br />

Dolayısıyla turizmin tüm iş kollarını<br />

harekete geçirmesi toparlanmayı<br />

hızlandıracaktır. Yenileme çalışmaları<br />

için yapılacak planlamalarda kültürel<br />

mirasın korunmasına ayrıca önem<br />

verilmelidir. Yurt içi kültür turlarının<br />

o bölgedeki küçük işletmelerin,<br />

esnaf ve sanatkârların geçim<br />

kaynağı olduğunu unutmayalım.<br />

Yerel kalkınmayı desteklemek,<br />

bölge insanının istihdamına katkı<br />

sağlamak adına hayatın normal akışına<br />

girmesiyle kültür turlarının yeniden<br />

öneminin artacağını düşünüyorum.<br />

Bizler eskisinden daha sorumlu<br />

turizm yapmak ve deprem gerçeğini<br />

unutmadan, aklın ve bilimin yolunda<br />

ilerlemek zorundayız.”<br />

Çocuklar için oyuncak otobüsü<br />

Depremin ilk gününden itibaren afet<br />

bölgesinin ihtiyaçlarını karşılamak için<br />

seferber olan Prontotour, bölgeye başta<br />

doktor, uzman teknik personel olmak<br />

üzere pek çok insan kaynağı ve yardımın<br />

ulaşmasını sağladı. Depremden<br />

etkilenen şehirlere gıda, hijyen kiti,<br />

jeneratör, temizlik ürünleri gibi yardım<br />

kolileri gönderen Prontotour geçtiğimiz<br />

hafta da “Çocuklar hep gülsün!”<br />

sloganıyla oyuncak ve şekerleme yüklü<br />

bir otobüsü bölgeye göndermişti.


46<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

BAKANLIK DUYURDU!<br />

İŞTE DEPREM BÖLGESINDEKI OTEL VE<br />

ACENTELERE SAĞLANACAK KOLAYLIKLAR<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’nden yapılan duyuruda<br />

OHAL bölgesindeki otel ve acentelere kolaylıklar sağlanacağı bildirildi.<br />

Yatırım ve İşletmeler Genel<br />

Müdürlüğü’nden yapılan duyuru<br />

şöyle:<br />

06.02.<strong>2023</strong> tarihinde yaşanan<br />

elim deprem afeti sonrası, ülke<br />

çapında depremden zarar görmüş<br />

vatandaşlarımızın Devletimiz,<br />

vatandaşlarımız ve sicil toplum<br />

örgütlerimizce meydana gelen afetin<br />

yaralarını sarmak adına, olağanüstü<br />

hâl (OHAL) ilan edilen Adana,<br />

Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep,<br />

Hatay, Kahramanmaraş, Malatya,<br />

Şanlıurfa, Osmaniye, Kilis illerinde<br />

Bakanlığımızdan belgeli / belge<br />

talebinde bulunacak yatırım ve<br />

işletmeler ile seyahat acentaları için<br />

01.01.2024 tarihine kadar;<br />

1) Bakanlığımızdan Turizm Yatırımı<br />

Belgesi ve Turizm İşletmesi Belgesine<br />

ilişkin her türlü işlemde (belge ve<br />

plaket yenilenmesi dahil), başvuru<br />

ücreti, belge ve plaket ücreti<br />

alınmamasına,<br />

2) Daha önce yapılmış işlemlere<br />

dayanılarak verilmiş olan her türlü<br />

sürenin ertelenmesi, 2634 sayılı<br />

Turizmi Teşvik Kanununun 32 inci<br />

madde hükmü gereği “Uyarma” ve<br />

Kanunun 34 üncü madde hükmü<br />

gereği belge iptali yaptırımlarının<br />

uygulanmasının ertelenmesine,<br />

3) Seyahat acentalarına ilişkin her<br />

türlü işlemde (belge yenilenmesi<br />

dahil), başvuru ücreti ve belge ücreti<br />

alınmamasına,<br />

4) Talepler ve şikayetler hariç olmak<br />

üzere illerde yer alan tesisler ve<br />

acentaların denetim işlemlerinin<br />

ertelenmesine, karar verilmiş ve<br />

halihazırda verilmiş olan yatırım<br />

belgesi süreleri bir yıl uzatılmış<br />

sayılmıştır.<br />

Bilgilerine sunulur.


TINY HOUSE<br />

ALIRKEN<br />

BU 5 MADDEYE<br />

DIKKAT!<br />

Türkiye’de yaşanan deprem<br />

felaketleri sonrasında tiny<br />

house’lara ilgi de yoğunlaştı.<br />

Dayanıklılığın yanı sıra konfor ve<br />

rahatlığı da bir arada sunan tiny<br />

house’lar bu zorlu günlerde kullanıcıları<br />

için en çok tercih edilen seçeneklerin<br />

başında geliyor.<br />

Türkiye’nin önde gelen tiny house<br />

markası Mooble House, kullanıcıların<br />

tiny house satın alırken dikkat etmesi<br />

gereken 5 maddeyi sıraladı:<br />

Mevzuata uygun üretilmeli<br />

Mevzuatına uygun üretilmeyen tiny<br />

house’lar sahibini mağdur edebilir.<br />

Karayolları standartlarında belirlenen<br />

azami ölçüler dikkate alınarak üretilen<br />

tiny house’lar ilgili kurumların gerekli<br />

kontrolleri yapmaları esnasında sahibini<br />

zor durumda bırakmazlar.<br />

Dayanıklı malzeme sınıfı tercih<br />

edilmeli<br />

Tiny house’ların doğanın içinde dört<br />

mevsim boyunca hem kalıcı hem<br />

de mobil kullanımları göz önüne<br />

bulundurularak sürekli servis<br />

gereksinimi olmaması için dayanıklı ve<br />

amacına uygun malzeme sınıflarıyla<br />

üretilmesi gerekir.<br />

Üretim gücü ve malzeme kalitesine<br />

dikkat edilmeli<br />

Tiny house alıcılarının, üretim<br />

esnasında kullanılan malzemelerin<br />

hangi standartta ve hangi ihtiyacı<br />

karşılayacağı konusunda bilgilendirme<br />

istemeleri en doğal haklarıdır.<br />

Malzemelerin hem insan sağlığına<br />

uygun hem de kullanım esnasında<br />

deforme olmayacak şekilde<br />

seçilmesi önemlidir. Üreticinin<br />

belli bir kalite çizgisinde ve kalite<br />

kontrol prosesleriyle üretimi<br />

gerçekleştirdiğinin fiziken görülmesi,<br />

kullanıcının satın alma esnasındaki<br />

güvencesidir.<br />

Üretici firmaların referansları<br />

incelenmeli<br />

Üretici firmaların daha önce yaptıkları<br />

ürünlerin, özellikle de kullanımda<br />

olanların, yaşanmış tecrübeleri<br />

önemlidir. Yalıtım özellikleri, enerji<br />

verimliliği performansı, servis<br />

hizmetleri ve yıllarca doğa içinde<br />

kullanılmış ürünler incelenmelidir.<br />

Teslimatın söz verilen sürede<br />

yapılması önemlidir. Satış sonrası<br />

bakım hizmetlerine ve garanti süresine<br />

özellikle dikkat edilmelidir.<br />

Model seçerken alanında uzman<br />

kişiyle görüşülmeli<br />

Tiny house satın almak isteyenler istek<br />

ve ihtiyaçlarını en doğru karşılayan<br />

ürünü/modeli seçebilmek için uzman<br />

kişilerden bilgi almalıdır. Uzmanın<br />

alanındaki tecrübesi doğrultusunda<br />

oluşacak bilgi alışverişi sayesinde<br />

kullanıcının seçenekleri de zenginleşir.<br />

Tiny House nedir?<br />

Tiny house’lar plakalı ve ruhsatlı,<br />

karavan sınıfında araçlar<br />

olup yürüyen küçük evlerdir.<br />

Mevzuatlara uygun üretilen<br />

tiny house’lar karavandan<br />

daha konforlu bir yaşam sunar.<br />

Konteyner ve benzeri geçici<br />

barınma çözümleri yerine<br />

dört mevsim kalıcı yaşam için<br />

uygundur. İsteğe bağlı olarak<br />

yeri de değiştirilebilir. Çekici bir<br />

araç üzerine konarak taşınmaz.<br />

Mühendislik hesaplamalarına<br />

uygun üretilmiş bir tiny house,<br />

doğru araçlarla çekildiğinde<br />

yollarda güvenli bir şekilde<br />

ilerler. Tiny house’lar doğada<br />

olmayı, doğayla barışık yaşamayı<br />

mümkün kılar. Kullanıcıların<br />

doğanın iyileştirici etkisiyle<br />

tanışmasını sağlar. Minimalist<br />

yaşam felsefesiyle tasarlanıp temel<br />

ihtiyaçları öngörür; mevzuatlarına<br />

ve vaadine uygun bir şekilde<br />

üretilebilmesi için tekne, karavan<br />

ve yapı sektörünün ürünlerini ve<br />

metotlarını kullanılır.


48<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

DOUBLETREE<br />

BY HILTON<br />

ŞANLIURFA<br />

AÇILDI<br />

Şanlıurfa’nın ilk uluslararası<br />

beş yıldızlı oteli DoubleTree by<br />

Hilton Şanlıurfa, Vimsa Grup<br />

yatırımıyla kapılarını açtı.<br />

Hilton Üst Sınıf ve Lüks Otellerden<br />

Sorumlu Ülke Müdürü Armin<br />

Zerunyan, DoubleTree by Hilton<br />

Şanlıurfa’nın, Şanlıurfa ve Güneydoğu<br />

Anadolu Bölgesi turizmi için büyük önem<br />

taşıdığını ifade ederek, “Amerika dışındaki<br />

ilk otelini 1955 yılında İstanbul’da açan<br />

Hilton için Türkiye her zaman özel bir<br />

konuma sahip oldu. Tarihi, kültürü,<br />

gastronomisi ve insanı ile dünyanın<br />

en değerli topraklarından biri olan<br />

Şanlurfa’daki bu otelimizin hem şehrin hem<br />

de destinasyonun uluslararası pozisyonunu<br />

da güçlendireceğine inanıyoruz" dedi.<br />

Yatırımcısı, Vimsa Grup<br />

Vimsa Grup yatırımıyla Şanlıurfa’nın<br />

yeni yaşam merkezlerinden Esentepe’de<br />

konumlanan otel, Balıklıgöl ve tarihi<br />

Şanlıurfa'ya 6 km, Göbeklitepe'ye 19 km,<br />

Şanlıurfa GAP Havalimanı’na ise 35 km<br />

uzaklıkta bulunuyor. 11 katlı otel, 28 m 2 ’den<br />

başlayan standart ve delüks odalardan,<br />

alerjiye duyarlı odaya ve 116 m 2 genişliğinde,<br />

içinde mutfak, oturma odası ve yemek<br />

masası bulunan Kral Dairesi’ne kadar<br />

farklı özelliklerdeki odaları ile misafirlerine<br />

modern ve konforlu bir konaklama sunuyor.<br />

İç mimarisinde Şanlıurfa’nın tarihsel ve<br />

kültürel öğelerinden esinlenen otelde,<br />

özellikle Balıklıgöl ve Göbeklitepe’ye ait pek<br />

çok figürü görmek mümkün. Otelin içinde<br />

kullanılan sanat eserlerinin tamamı ise<br />

Şanlıurfalı sanatçılar tarafından bölgenin<br />

zengin tarihi dokusunu yansıtacak şekilde<br />

tasarlandı.<br />

Zengin gastronomi deneyimi<br />

Ödüllü restoran zinciri BigChefs’in<br />

Şanlıurfa’daki ilk şubesine ev sahipliği yapan<br />

otelde, BigChefs’in sevilen lezzetlerinin<br />

yanı sıra Şanlıurfa’ya özel yöresel tarifler<br />

de misafirlerin beğenisine sunulacak.<br />

Küçük atıştırmalık ve imza içecekleriyle,<br />

otel lobisinde konumlanan Tolia Cafe, gün<br />

içinde bir mola vermek isteyen misafirlerini<br />

beklerken, zengin aromalı özel kahveleri ile<br />

Starbucks ise kahve tutkunlarını ağırlıyor.<br />

Toplantı ve etkinlikler için konum<br />

avantajlı<br />

DoubleTree by Hilton Şanlıurfa, toplantı ve<br />

etkinlikler için şehrin ana arterlerine yakın<br />

konumda, toplam 1.500 m 2 ’lik alanıyla ister<br />

küçük toplantılar ister görkemli davetler<br />

için benzersiz bir<br />

seçenek sunuyor.<br />

Toplamda 900<br />

kişiye kadar konuk<br />

ağırlayabilen<br />

ve ayrı girişe<br />

sahip Urfa Balo<br />

Salonu ikiye<br />

bölünebilirken,<br />

gün ışığı alabilen<br />

Halfeti Salonu,<br />

üçe bölünebiliyor<br />

ve şık kahve<br />

molalarına ev<br />

sahipliği yapacak<br />

ferah fuayesiyle hizmet veriyor. Otel, 14<br />

kişiye kadar özel toplantılar için tasarlanan<br />

Siverek Toplantı Salonu’na da ev sahipliği<br />

yapıyor.<br />

Bölgenin en gelişmiş spa ve sağlık<br />

kulübüne sahip<br />

Söz konusu dinlenmek olduğunda neredeyse<br />

bir vaha olan DoubleTree by Hilton<br />

Şanlıurfa, bölgenin en gelişmiş spa ve sağlık<br />

kulübüne ev sahipliği yapıyor. Alanında<br />

deneyimli Spa Soul tarafından işletilen 1600<br />

m 2 ’lik sağlık kompleksinde yarı olimpik<br />

kapalı yüzme havuzu, son teknoloji spor<br />

ekipmanlarına sahip spor salonu, sauna ve<br />

buhar odaları, igloo, Türk Hamamları, biri<br />

VIP, biri cilt bakımı olmak üzere toplamda<br />

7 masaj ve bakım odası ile hem sağlık hem<br />

de spor tutkunlarına benzersiz bir deneyim<br />

sunuyor. Bölgenin ilk özel fizyoterapik<br />

ölçüm odası ile her misafir kendi kişisel<br />

gereksinimleri doğrultusunda sistemli bir<br />

analizden geçirilerek kendine özel bir spor<br />

ve sağlık programına sahip olabiliyor. Ayrıca,<br />

Balili özel terapistler eşliğinde gerek klasik<br />

spa bakımları gerekse organik ve otantik<br />

bakım ritüelleri ile misafirlere özel bir spa<br />

deneyimi yaşatılıyor.


CELESTYAL CRUISES YENI GEMISINI<br />

ATINA’DA TANITTI<br />

Celestyal Cruises’un yeni gemisi, Journey Atina’daki lansmanla tanıtıldı. 149’u balkonlu<br />

630 kamarası, 7 seçkin restoranı, 8 bar&lounge’u, devasa güneşlenme terasları ve<br />

sağlıklı yaşam alanları ile seyahatseverlerin kalbini fethetmeye hazırlanan<br />

Journey’nin ilk rotası Türkiye olacak.<br />

Celestyal Cruises’un yeni gemisi<br />

Atina’da bir lansman toplantısıyla<br />

tanıtıldı. Kapsamlı bir teknik bakım<br />

ve yenilemeye alınan Journey; yatırımı<br />

20 milyon Euro’yu bulan renovasyonun<br />

ardından Eylül ayında denize inerek<br />

Celestyal Crystal’in tur programını<br />

devralacak. Celestyal’in en yeni gemisi<br />

Journey; ilk misafirlerini 2 Eylül’de kabul<br />

ederek 7 gecelik Idyllic Aegean Turu’nu<br />

gerçekleştirecek. Celestyal Journey,<br />

‘seyahat’ anlamına gelen adından da<br />

aldığı ilhamla özgür ruhu, macerayı,<br />

keşif ve ilerlemeyi sembolize ediyor.<br />

Celestyal Journey, çok sayıda birinci<br />

sınıf kamarasının yanı sıra ferah, lüks,<br />

konforlu geniş alanları ile öne çıkıyor.<br />

1.260 misafir kapasiteli orta büyüklükteki<br />

geminin 630 kabini bulunuyor, 149’u ise<br />

balkonlu. Bu rakam, Celestyal'in diğer<br />

gemisindeki balkonlu kabin sayısının üç<br />

katı. Bu kabinlerin 120'si Junior Süit, 28'i<br />

Grand Süit ve biri ise geniş Penthouse<br />

Konsept Süit. Gemideki kabinlerin yüzde<br />

80’i dış kabinden oluşuyor.<br />

7 benzersiz restorana sahip<br />

Celestyal Journey, zengin yeme içme<br />

seçenekleri ve restoranlarıyla da hayli<br />

iddialı! Akdeniz'den Avrupa ve Asya<br />

yemeklerine kadar geniş bir yelpazede,<br />

seçkin mönülerle damaklara hitap<br />

eden temalı 7 benzersiz restoranda<br />

konuklarını ağırlayacak. Yeme içme<br />

sanatının incelikleriyle icra edileceği<br />

gemide bir yenilik bir yemek pişirme<br />

gösteri alanının bulunması. Özel günleri<br />

kutlamak veya özel grup etkinliklerini<br />

burada düzenlemek mümkün olacak.<br />

Seçkin ve temalı buluşmaların adresi<br />

ise Chef’s Table olacak. Misafirler,<br />

günün her saatinde canlı olan; her biri<br />

kendine özgü konsepti bulunan 8 bar<br />

lounge’da Celestyal'in imza kokteyllerini<br />

deneyebilecek.<br />

Deniz manzaralı büyük,<br />

kapsamlı bir SPA, fitness<br />

ve sağlıklı yaşam alanı<br />

ile iki adet tam donanımlı<br />

konferans salonu ve sinema<br />

ile tamamlanan çok amaçlı<br />

bir amfitiyatro, Celestyal<br />

Journey'nin toplantı ve<br />

etkinlikler için de tercih<br />

edilebilmesini sağlayacak.<br />

Eşsiz balkonlu süit'ler ve ve<br />

konsiyerj hizmeti<br />

Celestyal Journey, daha çok ışık ve<br />

ferahlık hissi oluşturan açık güverte<br />

alanlarına sahip olacak. İki havuzlu ve<br />

iki jakuzili geniş güneşlenme terasları,<br />

eşsiz bir manzara ve denizle bağlantı<br />

sağlarken; tenha ve sakin bir açık<br />

alan arayanlar için Beach Club, Grand<br />

Suite ve Junior Suite misafirlerinin<br />

özel kullanımı için oluşturulacak.<br />

Grand Suites'te rezervasyon yapan<br />

konuklar, Celestyal'in öncelikli checkin<br />

kontuarına, hızlı binişe ve bavul<br />

açma yardımı da dahil olmak üzere<br />

ekspres bagaj teslim hizmetlerini içeren<br />

Konsiyerj hizmetinden yararlanacak.<br />

Grand Suite konuklarına özel bu<br />

talepleri düzenlemek amacıyla Poseidon<br />

Lounge'da özel bir Celestyal Cruises<br />

Konsiyerji kurulacak.


50<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

Nilda Türe<br />

"Gemide hayat<br />

zor olsa da kadın<br />

istihdamı yükselişte"<br />

Röportaj: Hatice Ünal Bilen<br />

Turizm sektörüne girdiğinde 20<br />

yaşındaydı. Pek çok meslektaşına göre<br />

geç bir yaş da olsa doğru bir zamandı,<br />

Nilda Türe için. Hayali en başından<br />

dünyayı gezmekti. Turizm ise en uygun yoldu<br />

bunun için. Sektöründe ilk karadan yürüdü,<br />

25 yıl boyunca otel ve acentecilik faaliyetleri<br />

yürüttü. Ardından engin denizlere açılıp yüzen<br />

bir otelle bütünleştirdi bu ideallerini. Türe,<br />

yaklaşık bir yıldır tamamen Türk yapılanması<br />

üzerine kurulmuş ilk cruise şirketi olan<br />

Selectum Blu Cruise’un Genel Müdürlüğü<br />

görevini yürütüyor. Üstelik de kruvaziyer<br />

sektörüne yeni Süvari Hanımlar yetiştirmek<br />

hedefiyle!<br />

Pandemide en fazla zarar gören sektörlerden<br />

kruvaziyer turizminin geçtiğimiz yılki<br />

başarısını <strong>2023</strong>'te katlayarak artıracağını<br />

belirten Nilda Türe, 2024 yılından ise umutlu.<br />

Önümüzdeki yıl ve sonrası için şirketin<br />

filosunu büyütme ve yeni limanlara açılma<br />

hedefinde olduğunu kaydeden deneyimli<br />

turizmciyle Selectum Blu Cruises Genel<br />

Müdürlüğüne uzanan turizm yolculuğunu,<br />

şirketin yeni dönem planlarını ve kruvaziyer<br />

sektöründe yaşanan son gelişmeleri<br />

konuştuk.<br />

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?<br />

Selectum Blu Cruises Genel<br />

Müdürlüğüne uzanan turizm<br />

yolculuğunuz nasıl başladı?<br />

Turizme 1994 yılında başladığımda 20<br />

yaşındaydım. Pek çok turizm geçmişi olan<br />

kişi için aslında geç bir yaş. Ama ne yapmak<br />

istediğime karar vermiş olmam açısından<br />

doğru bir yaş olduğunu düşünüyorum. Tüm<br />

çocukluğum yeni yerler görmek, yeni insanlar<br />

tanımak ve yepyeni kültürlerle karşılaşmak<br />

hayaliyle geçti. Memur bir babanın çocuğu<br />

olarak bunu kısmen gerçekleştirdim.<br />

Türkiye’nin bütün bölgelerini dolaştım<br />

diyebilirim. Babam tarihe meraklı biriydi.<br />

O sebeple tayini çıktığında rota oluşturur,<br />

mutlaka yolumuz üzerinde bulunan şehirleri<br />

bize gezdirir ve anlatırdı. Sanırım içimde var<br />

olan bu yeni ile tanışma aşkını körüklemiş<br />

olabilir.<br />

Tüm yaşamımı<br />

şekillendirecek<br />

mesleğimi seçmek<br />

tamamen bu kurgu<br />

üzerine kuruldu.<br />

Dünyayı gezmek hayali<br />

ile şekillendirdiğim<br />

kariyer planlamam<br />

için en uygun yol<br />

turizm idi. Ben<br />

gidemesem bile gelen<br />

misafirlerle kurulacak<br />

dostluklar beni o diyarlara bir bağlamda<br />

taşıyacaktı. Şanslı insanlardan olduğumu<br />

düşünmüşümdür hep. Çünkü sevdiğim bir<br />

işi yapıyorum. “Sevdiğiniz işi yaparsanız<br />

hayatınızda bir dakika bile çalışmış<br />

sayılmazsınız” der ki Konfüçyüs, bu çok<br />

doğru bir sözdür. Ben sevdiği işi yapılabilen<br />

şanslı kişilerdenim.<br />

Bu ideallerle kendinize nasıl<br />

bir eğitim yolu çizdiniz? İlk iş<br />

deneyimleriniz neydi?<br />

Bu hayalle ilk okulum Avrupa Topluluğu<br />

üzerine idi. Uluslararası ilişkilere bağlı<br />

olması sebebiyle konsolosluklarda çalışır,<br />

dünyayı keşfederim sanmıştım. Lakin iş<br />

imkanlarının kısıtlı olması ve dünyayı gezme<br />

hayalime çok fazla hizmet etmeyeceğini<br />

anlamam ile beraber Anadolu Üniversitesi<br />

Turizm Otelcilik okumaya ve kariyerimi o<br />

yöne çevirmeye karar verdim. Dil eğitimi<br />

de aldığım bir yıllık İngiltere’deki aupairlik<br />

maceramdan sonra bu işin kalbi olduğuna<br />

inandığım Antalya’ya taşınarak ilk olarak<br />

acente bacağında işe başladım. Beş senelik<br />

bir acente tecrübesi bana inanılmaz bir bakış<br />

açısı kattı. Çalıştığım şirket o dönemin sektör<br />

okullarından sayılır. Eğitime, kişisel gelişime<br />

önem veren bir şirket olması açısından<br />

kendime dair pek çok şey öğrendiğimi<br />

düşünüyorum. Acente ve otel bu işin iki<br />

önemli bacağı. Lakin acentede çalışırken<br />

misafirle birebir ilişki kuramıyorsunuz.<br />

Misafirin yüzündeki o memnuniyet ifadesinin<br />

beni motive ettiğini itiraf etmeliyim.<br />

Beş senenin sonunda otel kanadında işe<br />

"Selectum Blu Cruises<br />

olarak, %40 oranında kadın<br />

çalışan istihdam ediyoruz.<br />

Amacımız sektöre yeni<br />

Süvari Hanımlar yetiştirmek.<br />

Gemide hayat zor, bunu<br />

kabul etmek lazım ama<br />

kadın çalışan sayımız oran<br />

olarak gittikçe yükseliyor<br />

ve yükselmeye de devam<br />

edecek."<br />

başladığımda masanın her iki tarafında<br />

oturmuş biri olarak çok şanslı olduğumu<br />

biliyordum. Acentede kontrat üzerine<br />

kurduğum yapılanmayı elbette ki otel<br />

kanadında satış pazarlamada kullanacaktım<br />

ve öyle yaptım. Mass turizmin yapıldığı<br />

Antalya’da satış kanadı tamamen ikili ilişkiler<br />

üzerine kurulu bir sistemdir. Dolayısıyla<br />

konuşma yeteneği, ikna kabiliyeti ve uzun bir<br />

çalışma hayatı sizi başarılı kılabilir. Ancak<br />

pazarlama bambaşka bir bakış açısına,<br />

araştırmacı ve meraklı bir kişiliğe sahip<br />

değilseniz zorlanacağınız bir kanat.<br />

Dünya trendlerini takip etmek bundan<br />

30 sene öncesine kadar kolay değildi. Bu<br />

açıdan bakınca yetişebildiğim ve kendimi<br />

eğitebildiğim ölçüde işin pazarlama tarafını<br />

daha çok seviyorum diyebilirim. Satış ve


pazarlama, Antalya çanağında tek bir unvan<br />

altında toplansa da birbirinden oldukça farklı<br />

alanlar aslında. Pazarlama yaptığımız işin<br />

çatısı. Tüm planlamayı yapmak, bütçeleri ve<br />

hedefleri oluşturmak, pazarları belirlemek<br />

ve stratejiyi oluşturmak pazarlama iken, bu<br />

planı kağıda ve anlaşmaya dökmek satış...<br />

Acente ve otelcilikten sonra<br />

kruvaziyere nasıl yöneldiniz?<br />

Selectum Blu Cruises’u kısaca<br />

tanıtarak anlatır mısınız?<br />

Selectum Blu Cruise, tamamen Türk<br />

yapılanması üzerine kurulmuş ilk cruise<br />

şirketi. Çok standart olacak ama dört tarafı<br />

denizlerle çevrili ülkemizde bu işi uzun<br />

yıllardır başka milletlere bırakmış olmamız<br />

oldukça üzücü. Üç sene önce yolculuğuna<br />

başlayan Selectum Blu, geçmişinde mevcut<br />

olan 30 yıllık otelcilik ve hizmet tecrübesini<br />

engin denizlere taşıdı diyebiliriz. Geniş<br />

kabinleri, ultra her şey dahil konsepti ile<br />

sektöre yeni bir hava getiren bir şirket. İlk<br />

kurulduğunda Antalya’da ve hatta Türkiye’de<br />

turizm ile uğraşan tüm emekçileri oldukça<br />

heyecanlandırmıştı. Sonunda bir Türk şirketi<br />

denizlere de el atmıştı. Blue Sapphire, ne<br />

yazık ki tam da pandeminin başlangıcında<br />

ülkemize gelmişti. Bu sebeple iki sene gibi<br />

bir bekleme süreci geçirmek zorunda kaldı.<br />

Yaklaşık bir sene önce teklif geldiğinde ilk<br />

etapta sektörü çok bilmediğim için biraz<br />

düşündürdü. Karakter olarak yeniliklere<br />

açık biriyim. Fakat sonuçta bu bir iş teklifi ve<br />

başarı hikayesi zorunlu. Ama bugün geriye<br />

dönüp geçmiş kararımı sorguladığımda iyi ki<br />

yapmışım diyorum. Kariyerimde yeni bir sayfa<br />

açtı. Sektörde geçen 25 senede bilmediğim<br />

ne çok şey olduğunu görmüş oldum<br />

açıkçası. Pazar farklılıkları, satış tekniği<br />

açısından oldukça meşakkatli bir iş, cruise.<br />

Özellikle yurt dışı pazarları için paketleme<br />

gerektiren bir konu. Aslında yüzen bir otelin<br />

içerisindeyiz, acentelerin de yeni ürünlere<br />

ihtiyacı var. Ürünü anlatmak, tanıtmak,<br />

pazarda rakiplerden farklarımızı ortaya<br />

koymak uzun vadeli bir proje aslında. Fakat<br />

satışları gördükçe ne kadar mutlu olduğumu<br />

tahmin edebilirsiniz.<br />

Şirket, 2022’yi hangi rakamlarla<br />

kapattı? Yurt içi ve yurt dışındaki<br />

pazar payınızı öğrenebilir miyiz?<br />

Biz Selectum Blu Cruise olarak, Bodrum<br />

kalkışlı Yunan Adaları turu yapan ilk şirketiz.<br />

Ana Port olarak Bodrum’u seçmemiz farklı<br />

bir yolcuya hitap ettiğimizi, bu tercihimizle<br />

gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz yıl şubat<br />

ayında başlayan savaşın etkilerini herkes<br />

gibi biz de yaşadık. İlk etapta savaşın etkisini<br />

planlamak zorunda kaldık. İlk senemize<br />

bu etkiyle başlamak bizi biraz yordu, itiraf<br />

etmeliyim. 8 bin misafirimizi 21 sefer ile<br />

adalara taşıdık. Savaşın etkisinin yanı sıra<br />

daha önce uygulanan kapı vizesinin olmayışı<br />

gibi etkenlerle Türk misafire hitap eden<br />

diğer şirketler gibi zorlu bir sezon geçirdik.<br />

İlk bir ay zorlansak da, temmuz ayı itibariyle<br />

oldukça iyi geri dönüşlerle doluluk oranımızı<br />

yakalamaya başladık.<br />

<strong>2023</strong>’ün ilk çeyreğini geride<br />

bıraktık. Yıl sonu ve 2024 için<br />

beklentileriniz şekillendi mi?<br />

Pandemide oldukça zarar gören bir sektör<br />

olan cruise sektörü 2022’deki başarısını<br />

<strong>2023</strong> senesinde katlayarak devam edeceğini<br />

gösteriyor. Misafirlerdeki ilgi oldukça iyi.<br />

Satışlarımız geçen seneye göre katbekat<br />

arttı. Bu yıl itibariyle yurt dışı pazar<br />

payımızı oldukça çeşitlendirdik ve artırdık.<br />

Çalışmalarımız gösteriyor ki, yeni bir marka<br />

olmamıza rağmen yurt dışından ülkemize<br />

olan ilgi ile beraber Selectum Blu’da %60’ları<br />

aşan bir Avrupa ve Güney Amerika portföyü<br />

olacak. Bununla birlikte Uzakdoğu’dan da<br />

talepler alıyoruz. Elbette %30 ve üzerini<br />

zorlayacak bir iç pazar misafirimiz de mevcut.<br />

Bu yıl yine Bodrum’dan kalkacak ve Mikonos,<br />

Santorini, Rodos, Atina ve Girit gibi limanları<br />

ziyaret edeceğiz. 46 sefer yapacağımız bu<br />

sezon adaları ziyaret saatlerimizi de özenle<br />

seçtiğimiz için şimdiden dolmaya başlayan<br />

seferler olduğunu belirtmek istiyorum. Zaten<br />

erken rezervasyon matematiğine çok alışkın<br />

olan cruise misafirlerinin Selectum Blu’da<br />

yerlerini ayırtmakta geç kalmamalarını<br />

hatırlatmak isterim.<br />

Bu çeşitlilikle beraber 2024 yılı ve sonrası için<br />

filomuzu büyütme ve yeni limanlara açılma<br />

konusunda ciddi çalışmalarımız var. Sektörde<br />

ismimizi kalite ile yan yana yazdıktan sonra<br />

dünya kruvaziyer turizmine dahil olduğumuzu<br />

göreceksiniz. 2024 planlamamızı ise en<br />

kısa zamanda Türk misafirlerimiz için de<br />

satışa açacağız. Sektörün erken rezervasyon<br />

matematiği çerçevesinde bazı ülkelerde 2024<br />

satışlarına başladık bile.<br />

Bu hedeflere yönelik ilerleme ve<br />

yönetim stratejiniz nedir?<br />

Biz Selectum Blu olarak, otel konforunu<br />

denizlere taşıdık. 30 yıldır bu sektörde<br />

hizmet veren bir şirket tecrübemiz var.<br />

Bu 30 yıl içerisinde tüm pazarlardan<br />

misafirlerle çalışma, tanışma imkanımız<br />

oldu. Misafirlerin taleplerini, neleri sevip<br />

sevmediklerini, ne istediklerini biliyoruz.<br />

Bizdeki bu bilgi sektörde çok az şirkette<br />

var. Tüm geçmiş bilgimizle sadece<br />

memnun değil, son derece mutlu misafirler<br />

yaratıyoruz.<br />

İşimizdeki en büyük önceliğimiz, misafir<br />

memnuniyeti. Benim ve ekibimin tek<br />

konsantrasyonu bu yönde. Adalara<br />

uğradığımız saatlerden başlayarak her<br />

şeye dikkat ediyoruz. Mesela Mikonos’a<br />

gidecek bir kişi ne bekler diye düşünüyor ve<br />

programı ona göre ayarlıyoruz. Santorini’de<br />

gün batımında fotoğraf vermeden hareket<br />

etmeyelim diyoruz. Kara turlarında<br />

misafirlerin taleplerini önceden bilebiliyor ve<br />

ona göre organize olabiliyoruz. Otelcilikten<br />

gelen tecrübemizi gemiye aktarmakta hiçbir<br />

sıkıntı yaşamıyoruz.<br />

Biz cruise sektöründeki en güzel ve en<br />

lezzetli mutfağa sahibiz. Profiterolü<br />

misafirin önünde yapıyor ve servis ediyoruz.<br />

Gece yemeğinde misafirimize işkembe<br />

çorbası alternatifi ile geliyoruz. Aslında biz<br />

kendimizi misafirin yerine koyuyoruz. Benim<br />

yönetimimde empati yapabilen bir yönetim<br />

olacak gemide. Ama çok güzel insanlarla<br />

ve hepsi alanında çok tecrübeli, başarılı<br />

insanlarla çalışıyorum. Standart Yunan<br />

Adalarını gezelim gelelim misafirinden<br />

öte otel konforunu da yaşayacak, damak<br />

tadına hitap eden bir cruise ile karşılarına<br />

geliyoruz. İddialıyız ve önümüzdeki<br />

dönemde başardıklarımızla iddiamızda haklı<br />

olduğumuzu göreceksiniz.<br />

Kruvaziyer turizminin pandemi<br />

sonrası rekora koştuğu yazıldı,<br />

çizildi. Sizin bu konudaki<br />

yorumunuz nedir? Salgın sonrası<br />

gerçek bir toparlanmadan söz<br />

etmek mümkün mü?<br />

Pandemide sektörde oluşan yaralar hızla<br />

sarılıyor. Bütün dünyanın sustuğu o iki<br />

senede sektör son derece acı tecrübeler<br />

edindi. Tüm motorların sustuğu bu<br />

dönemden çok hızlı bir ivme ile geri<br />

dönüyoruz. Çünkü pandemi sonrası<br />

Avrupa’nın ortasında yaşanan savaş tüm<br />

insanlarda farklı etkiler oluşturmakla<br />

beraber herkesin harcama şekillerini<br />

değiştirmesine sebep oldu.<br />

Dünya enflasyon ile uğraşırken insanlar<br />

daha fazla gezmek, görmek ve ne kadar<br />

kaldı ise hayatı güzelce yaşamak niyetinde.<br />

Avrupa’da bankalarda mevduat oranları<br />

değişti. Geçmişte maaşlarının %60’a yakınını<br />

koruyabilen kişiler artık %70’e yakınını kendi<br />

özel zevkleri doğrultusunda gezip görmeye<br />

harcıyor. Bu değişim, turizmin tüm alanına


52<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

“Kruvaziyer sektörü,<br />

bildiğimiz tüm segmentlerde<br />

farklı bir alan. Gemiye gelen<br />

misafir beklentileriyle<br />

sizi yoran bir kitle değil.<br />

Gemiye bindiklerinde zaten<br />

eğlenmeye geldiklerini ve her<br />

şeyi dışarıda bıraktıklarını<br />

anlıyorsunuz. Diğer<br />

misafirlerle iletişim kurma<br />

konusunda hiçbir sorunları<br />

olmuyor. Bu motivasyonla<br />

gemiye gelenler arasındaki<br />

iletişimi dışarıdan seyretmek<br />

inanın çok mutluluk verici.”<br />

güzel bir hareket getirmekle beraber,<br />

değişiklik arayan kitleyi de cruise seyahatine<br />

yönlendiriyor doğal olarak. İnsanlar bir<br />

kere valiz toplamadan bir sürü şehir, ülke<br />

gezebiliyor. Her sabah ayrı bir limanda<br />

uyanmak, her gün farklı bir kültürle tanışmak<br />

ve bunları tek otel odasından yapmak başka<br />

nasıl mümkün olabilir ki?<br />

Örneğin bizim cruise’a katılacak misafir iki<br />

ülke görme imkanını yakalıyor; Bodrum’a<br />

geliyor, konaklıyor, şehri geziyor ve ondan<br />

sonra Yunan Adaları’na geçiyor ve en az<br />

üç ada görüyor. Misafirin bu tarz bir tatili<br />

cruise dışında yakalaması çok olası değil. O<br />

sebeple cruise her geçen gün daha da artan<br />

taleplerle turizmdeki yerini alacak ve alıyor.<br />

Kruvaziyer, önümüzdeki kısa vadede çok<br />

daha farklı rakamlarla karşımıza çıkacak ve<br />

dünya turizmini regüle edecek inancındayım.<br />

Bu yıl Türkiye’nin en dikkat<br />

çeken limanları, destinasyonları<br />

hangileri?<br />

Türkiye limanları ile kruvaziyer turizminin<br />

ayrılmaz bir parçası. Tarihsel zenginliklerimiz<br />

bizi bu zengin turizm alanında bir numaralı<br />

destinasyonlar arasına sokuyor. Kuşadası<br />

Limanı, dünyanın en büyük cruise gemilerini<br />

ağırlamaya kaldığı yerden devam ediyor.<br />

Efes gibi bir dünya harikası limanı sektörün<br />

vazgeçilmezi yapıyor. Çeşme ve Alsancak<br />

Limanları ise yine pek çok gemiye ev sahipliği<br />

yapmaya devam ediyor.<br />

Galataport için nasıl bir performans<br />

değerlendirmesini yaparsınız?<br />

Galataport, İstanbul’a bambaşka bir<br />

hava getirdi, çok kısa sürede çok fazla<br />

gemi ağırlamaya başlayacağına eminim.<br />

İstanbul’un havasını değiştiren bir yatırım<br />

ve yakın zamanda doğru pazarlama ile ait<br />

olduğu yere oturacak ve dünya markaları<br />

arasındaki yerini hızla alacak kanısındayım.<br />

İstanbul başlı başına bir dünya markası<br />

zaten.<br />

6 Şubat’ta meydana gelen<br />

Kahramanmaraşlı merkezli<br />

depreme değinmeden geçmek<br />

istemiyorum. Malum afette<br />

binlerce binayla birlikte oteller<br />

ve işletmeler de yıkıldı. Ciddi bir<br />

can kaybı söz konusu. Bu dönemde<br />

depremzedelere kapılarını açanlar<br />

oldu. Selectum Blu Cruises da var<br />

mıydı içlerinde?<br />

Deprem hepimizde tarifi imkansız<br />

yaralar açtı. Ben son 40 gündür ülkede<br />

rahat uyuyabilen bir kişi bile olduğunu<br />

düşünmüyorum. Çok büyük bir acı yaşandı.<br />

Tüm dünyanın kalbi bizimle attı ve tüm dünya<br />

yardım elini uzattı. Elbette bizler de hem ferdi<br />

hem de şirket olarak üzerimize düşenden<br />

fazlasını yapmak için seferber olduk.<br />

Otellerimizi açtık, depremzedelerin tüm<br />

ihtiyaçlarını karşılamak için organizasyonlar<br />

kurduk. Elimizden geldiğince acılarına ortak<br />

olup dindirmeye çalıştık. Çok fazla can<br />

kaybımız var, kalanlar inanılmaz duygularla<br />

baş başa kaldılar. Ben tüm ülke olarak aynı<br />

duyguyu, aynı acıyı yaşadığımıza eminim. Pek<br />

çok ev, bina, hastane, yollar ve oteller yıkıldı.<br />

Bu tarif edilemez bir durum.<br />

Biz gemi olarak tersane sürecinde<br />

olduğumuzdan denize elverişli olmadığımız<br />

için ne yazık ki bir şey yapamadık.<br />

Lakin şirket olarak çok fazla insana<br />

dokunduğumuzun altını tekrar çizmek<br />

istiyorum. Yeterince mi? Asla değil ama<br />

yettiğimizce…<br />

Depremin sektöre etkisi ne oldu?<br />

Elbette hayat devam ediyor diyemeyeceğim,<br />

devam etmeye çalışıyor. Bizler daha<br />

çok çalışmak zorundayız artık. Daha<br />

çok kazanmak ve daha çok paylaşmak<br />

boynumuzun borcu. Hep beraber bir ay kadar<br />

durduk, durmak zorundaydık bununla nasıl<br />

başa çıkacağımızı idrak etmek için. Şimdi<br />

tekrardan görev bilinci ile işimize dört elle<br />

sarıldık. Dış ülkelerde de bir ürkeklik var<br />

tabii. Herkes etkilendi. Misafirlerde bir iptal<br />

olmadı lakin yeni rezervasyonlarda sıkıntı<br />

yaşanıyor. Bu da bir süreç, bir müddet sonra<br />

taleplerin yeniden Türkiye için hızlanacağı<br />

kanısındayım.<br />

Turizmci olmak özellikle de<br />

kruvaziyer sektöründe çalışmak<br />

nasıl bir duygu?<br />

Bir daha dünyaya gelsem yine turizm ile<br />

uğraşırım. Zaten bir kere işin içine girdiniz<br />

mi başka şansınız kalmıyor, içinize işliyor.<br />

Ben olaya şöyle bakıyorum; insanlar ki<br />

bunların bazıları çok ağır işlerde çalışıyor.<br />

Sekiz ay güneş doğmayan ülkelerde<br />

yaşıyorlar ve bir sene boyunca bir tatil hayali<br />

ile para biriktiriyorlar ve siz bu insanların<br />

hayallerini gerçekleştiriyor ve o en güzel<br />

anlarına ortak oluyorsunuz. Bu açıdan<br />

bakınca memnun bir misafirin bir teşekkürü,<br />

yüzündeki gülümseme tüm yorgunluğunuzu<br />

unutturuyor ve ayrı bir tatmin oluşturuyor.<br />

İşte o duygu sizi turizmden koparmıyor.<br />

Kruvaziyer sektörü ise, bildiğimiz tüm<br />

segmentlerde farklı bir alan. Gemiye gelen<br />

misafir beklentileriyle sizi yoran bir kitle<br />

değil. Gemiye bindiklerinde zaten eğlenmeye<br />

geldiklerini ve her şeyi dışarıda bıraktıklarını<br />

anlıyorsunuz. Diğer misafirlerle iletişim<br />

kurma konusunda hiçbir sorunları olmuyor.<br />

Bu motivasyonla gemiye gelenler arasındaki<br />

iletişimi dışarıdan seyretmek inanın çok<br />

mutluluk verici. Eğleniyorlar, her gün değişik<br />

bir yer geziyorlar ve siz de üzerinize düşeni<br />

yapıyorsanız hem siz hem onlar mutlu oluyor.<br />

Bence bir insanı mutlu edebilmek çok önemli<br />

bir şey.<br />

Bununla birlikte geminin bir hazırlık süreci<br />

var ve tahmin edersiniz ki tersane, bakımtutum<br />

süreçlerini de ben takip ediyorum. Bu<br />

konu tamamen turizmden ayrı bambaşka bir<br />

alan. Biz alanında ciddi tecrübeleri olan bir<br />

ekip kurduk ve kendi yönetimimizi yapıyoruz.


54<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

Bu süreçlere dahil olmak benim adıma<br />

çok büyük bir mücadele. Takdir edersiniz<br />

ki yıllarını hizmet sektöründe geçirmiş biri<br />

olarak bir gün kendinizi makine dairesinde,<br />

tersanede ya da havuzda buluyorsunuz.<br />

Makinenin çalışma prensiplerinden başladık<br />

diyelim. Ama dediğim gibi harika bir<br />

ekip ile çalışıyorum, bana bu konuda çok<br />

destek oluyorlar. Bu açıdan yepyeni şeyler<br />

öğrenmenin motivasyonu ile de hayallerimize<br />

doğru koşar adımlarla yürüyoruz.<br />

Kruvaziyer turizminde/ turizmde<br />

kadın olmak üzerine neler<br />

söyleyebilirsiniz? Bir kadın olarak<br />

sektörde var olmanın artıları,<br />

eksileri neler olabilir?<br />

Dünyada kadın olmak zor ne yazık ki. Henüz<br />

30 senedir iş hayatının bu kadar içindeyiz<br />

ve artık her alana yayılmış durumdayız.<br />

Hala çalışma şartlarımızı iyileştirmeye, hala<br />

standartlarımızı eşitlemeye çalışıyoruz.<br />

Amerika’da bile aynı işi yapan kadın ve<br />

erkek arasında maaş farklılıkları bugün hala<br />

tartışılıyor. Fakat tüm dünyada kadının haklı<br />

mücadelesi devam ediyor. Her geçen gün<br />

ara kademeden üst kademeye homojen bir<br />

geçişi var kadının. Kadın beyninin çalışma<br />

prensipleri ile bakıldığında kadının iş<br />

hayatındaki başarısı bir tesadüf değil.<br />

Selectum Blu Cruises bünyesinde<br />

kadın istihdam sayısı nedir?<br />

Hedeflenen sayı nedir?<br />

Biz Selectum Blu Cruises olarak, %40<br />

oranında kadın çalışan istihdam ediyoruz.<br />

Deck ekibimizde yeni çalışma arkadaşları<br />

ararken buna özellikle dikkat ediyoruz.<br />

Amacımız sektöre yeni Süvari Hanımlar<br />

yetiştirmek. Otel kanadımızda 11 farklı<br />

ülkeden çalışanımız var. Gemide hayat zor,<br />

bunu kabul etmek lazım ama kadın çalışan<br />

sayımız oran olarak gittikçe yükseliyor ve<br />

yükselmeye de devam edecek.<br />

Biraz da sizden bahsedelim isterim.<br />

Bize işteki ve evdeki Nilda Türe’yi<br />

nasıl anlatırsınız?<br />

İşteki ve evdeki Nilda birbirinden farklı değil<br />

aslında. Ben çalışmayı çok seven bir insanım,<br />

çalışma saati diye bir mevhumum yoktur.<br />

Benim için önemli olan hedefe ulaşmaktır.<br />

Sonuç odaklı çalışırım. Sorunlarda boğulmak<br />

yerine çözüm üretmek isterim. Hedefe<br />

ulaştıktan sonra döner algoritmayı yapılan<br />

hatalar üzerinden sorgular, bir sonraki<br />

iş planında hatayı en aza indirmek adına<br />

organizasyonu baştan şemalandırırım. Keyifli<br />

bir çalışan olduğumu düşünüyorum. Tabii<br />

bunu benimle çalışanlara da sormak lazım.<br />

Bence en kötü özelliğim, çok tezcanlı olmam.<br />

Bir iş yapılacaksa ve eğer mümkünse hemen<br />

olmasını isterim. Sosyal tarafım kuvvetli<br />

olduğu için yazarak çalışmayı severim. Hala<br />

defter, kurşun kalem kullanan biriyim.<br />

Özel hayatımda da tüm bu tezcanlı ve meraklı<br />

hallerim devam ediyor. Karşıma çıkan tüm<br />

fırsatları yaşarken değerlendirmek isterim.<br />

Arkadaşlarım biraz şikayetçi tabii, bana<br />

yetişemiyorlar. Bugün seramik kursuna<br />

gidip, çamurla oynayarak bir şey üretmenin<br />

insanı ne kadar rahatlatan bir şey olduğunu<br />

anlatırken, yarın karşılarına tenisin kalp<br />

sağlığına faydalarından bahsederek<br />

çıkabilirim. Elbette benim de bazen evde<br />

hiçbir şey yapmadan oturduğum zamanlar<br />

olsa da genelde bir şeyler üretmeyi severim.<br />

Örgü örmekten tutun yağlı boya resim<br />

yapmaya uzanan bir macera benimkisi. Spor,<br />

her haliyle hayatımın belirli kesimlerinde<br />

hep var ama benim vazgeçilmez tutkum<br />

okumak. Evde en sevdiğim oda kütüphanem.<br />

Sonuç itibariyle aslında işteki Nilda da evdeki<br />

Nilda da okumayı, öğrenmeyi, araştırmayı ve<br />

üretmeyi seven biri. Tıpkı mesleğimde olması<br />

gerektiği gibi. Mesleğim benim belki de en<br />

büyük hobim.<br />

Sizin seyahat tercihiniz nedir?<br />

Ben tatil sektörünün bir çalışanı olarak<br />

çok fazla tatil imkanı bulamıyorum. Çünkü<br />

işimizin doğası gereği herkes tatil yaparken<br />

bizim çalışmamız gerekiyor. Sezon kavramı<br />

da eskisi gibi değil. Türkiye 12 aya yayılan bir<br />

düzene oturmak üzere.<br />

Cruise tarafında ise, yaz kış ayrımı yok.<br />

Geminin hiç durmaması gerekiyor. Fırsat<br />

bulduğum zamanlarda kısa hafta sonu<br />

kaçamakları yapıyorum. Tarih sevdiğim<br />

için en yoğun destinasyonum, İtalya ve Orta<br />

Avrupa oluyor. Mesleğim gereği gittiğim iş<br />

seyahatlerimde mutlaka şehri ve müzelerini<br />

gezerim, oranın kültürünü anlamaya ve<br />

tanımaya özen gösteririm. İlk fırsatta<br />

Güney Amerika’da uzun bir tatilin hayalini<br />

kuruyorum. Seyahatlerimde genelde beş<br />

yıldızlı otellerden çok, küçük butik otel<br />

tercih ederim. Daha sıcak ve daha sempatik<br />

buluyorum herhalde. Sonuçta hayatımız<br />

beş yıldızlı tesislerin koridorlarında geçiyor.<br />

Yörenin lezzetlerini, yörenin halkının elinden<br />

yemek ve onlarla sohbet etmek zaten tatil<br />

amacım. Oteli sadece konaklamak için<br />

kullanıyorum. Tüm gün yürüyüşle geçiyor.<br />

Günün sonunda yattığınız yer temiz olduktan<br />

sonra başka bir şey aramıyorsunuz.<br />

Bundan sonra neler yapmak<br />

istiyorsunuz? Turizmde<br />

yolculuğunuza kruvaziyer ile mi<br />

devam edeceksiniz?<br />

Ben aslında hayalperest bir insanım. Bu<br />

yaşıma kadar öğrendiğim bir şey var ise, o<br />

da hayal kurmanın başarmaya giden yolda<br />

çok önemli bir adım olduğudur. Gitmek<br />

istediğiniz yolda son noktayı görsel olarak<br />

gözünüzde canlandırabiliyorsanız zaten yolun<br />

yarısını çoktan aşmışsınız demektir. Çünkü<br />

o yolu gözünüzde canlandırabiliyorsanız,<br />

yolda karşılaşacağınız tüm engelleri de hayal<br />

edebilir ve önlemlerinizi alabilirsiniz.<br />

Şu andaki hayalimiz, filomuzu genişletmek<br />

ve ismimizi bu sektörde en iyiler arasına<br />

yazdırmak. Mevcut tecrübemize cruise<br />

sektörünün tecrübelerini ekledikçe her yeni<br />

gün ile beraber filomuzu genişletmemek<br />

işten bile değil. Bu sadece bir şirket kurgusu<br />

oluşturmak değil, bir Türk firmasının bu işi<br />

çok daha iyi yapabileceğini göstermek. Bu<br />

açıdan bakınca evet, cruise işinde devam<br />

etmek, yeni tecrübeler ile beraber şirketimizi<br />

hazır olduğu yere taşımak istiyorum.<br />

"Cruise, kariyerimde yeni bir<br />

sayfa açtı. Sektörde geçen<br />

25 senede bilmediğim ne çok<br />

şey olduğunu görmüş oldum<br />

açıkçası. Pazar farklılıkları,<br />

satış tekniği açısından<br />

oldukça meşakkatli bir iş,<br />

cruise. Özellikle yurt dışı<br />

pazarları için paketleme<br />

gerektiren bir konu. Aslında<br />

yüzen bir otelin içerisindeyiz,<br />

acentelerin de yeni<br />

ürünlere ihtiyacı var. Ürünü<br />

anlatmak, tanıtmak, pazarda<br />

rakiplerden farklarımızı<br />

ortaya koymak uzun vadeli<br />

bir proje aslında. Fakat<br />

satışları gördükçe ne kadar<br />

mutlu olduğumu tahmin<br />

edebilirsiniz."


56<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

JUMBO’NUN<br />

YENI<br />

GLOBAL IŞ<br />

ORTAĞI<br />

Baci<br />

Milano<br />

Jumbo, İtalyan Baci Milano’yla resmi partnerliğini Yeşilköy İstanbul Fuar Merkezi’nde<br />

düzenlenen Ambiyans Ev ve Mutfak Eşyaları Fuarı’nda duyurdu.<br />

Sade, şık ve zamansız tasarımla<br />

özdeşleşen Jumbo; İtalya’nın<br />

dünyaca ünlü tasarım markası<br />

Baci Milano’nun Türkiye’deki resmi<br />

partnerliğini Yeşilköy İstanbul Fuar<br />

Merkezi’nde düzenlenen Ambiyans<br />

Ev ve Mutfak Eşyaları Fuarı’nda<br />

açıkladı. Jumbo Genel Müdürü Sami<br />

Hotak’ın ev sahipliği yaptığı basın<br />

toplantısında Baci Milano kurucuları<br />

Silvia Arienti ve Giovanni Colombo da<br />

hazır bulundu.<br />

Hotak: “Markanın güncel tüm<br />

koleksiyonlarını ulaşılabilir hale<br />

getirmeyi hedefliyoruz”<br />

Baci Milano kurucuları Silvia<br />

Arienti ve Giovanni Colombo’nun<br />

da katıldığı fuarda konuşan<br />

Jumbo Genel Müdürü Sami<br />

Hotak ‘’Jumbo’nun temelinde el<br />

işçiliği, özen ve zanaatkarlık var.<br />

Hikayesinde de mottosunda da<br />

tasarım, odağın merkezinde. Baci<br />

Milano’nun DNA’sında da aynı<br />

tasarım tutkusu yer alıyor. Baci<br />

Milano’nun Türkiye’deki resmi<br />

partneri olmaktan dolayı mutluyuz.<br />

Amacımız markanın güncel tüm<br />

koleksiyonlarını Türkiye’deki<br />

tasarımseverler için ulaşılabilir hale<br />

getirmek. Baci Milano’nun 6 farklı<br />

temadan ve toplamda 700'ü aşkın<br />

parçadan oluşan <strong>2023</strong> İlkbahar/Yaz<br />

Koleksiyonu Mart ayı itibariyle seçili<br />

Jumbo mağazalarında yer alacak.’’<br />

dedi.<br />

“<strong>2023</strong> yatırım bütçemiz, 2 milyon<br />

euro”<br />

Jumbo’nun yatırımlarına da kısaca<br />

değinen Hotak, <strong>2023</strong>’ü yatırım yılı<br />

ilan ettiklerini belirterek, bu yılki<br />

yatırımlara 2 milyon euro bütçe<br />

ayırdıklarını da sözlerine ekledi.


Arienti: “Türk mitolojisinden ilham<br />

aldık”<br />

Baci Milano kurucusu Silvia<br />

Arienti ise Jumbo gibi güçlü bir<br />

mirasa sahip, tasarımlarıyla<br />

uluslararasında ödüller alan dünya<br />

çapında bir markayla ‘partner’<br />

olmaktan dolayı büyük mutluluk<br />

duyduklarını ifade ederek şöyle<br />

konuştu: “Markamızı kurduğumuz<br />

ilk günden beri, büyüleyici<br />

tasarımlara sahip çok yönlü<br />

kreasyonlarımızı kullanıcılarımızla<br />

buluşturuyoruz. Şimdi ise tüm<br />

yeni koleksiyonlarımızı, Jumbo<br />

güvencesiyle ve İtalya ile eş zamanlı<br />

Türk tasarımseverlere sunacak<br />

olmaktan dolayı çok mutluyuz.<br />

Türkiye tasarım ilhamı açısından<br />

çok heyecan verici özelliklere<br />

ve antik geçmişe sahip bir ülke.<br />

Türk mitolojisindeki efsanelerden<br />

aldığımız ilhamla, <strong>2023</strong> İlkbahar/Yaz<br />

koleksiyonumuz için Kozmo adını<br />

verdiğimiz bir tema hazırladık. Altın<br />

işlemeli sofistike ürünlerin yer aldığı<br />

Kozmo temasında klasik parçaların<br />

yanı sıra; tütsülük ve şekerlik gibi<br />

çok sevileceğine inandığımız antik<br />

semboller de bulunuyor.”<br />

Ataların bilgeliğine adanmış bir<br />

koleksiyon: Kozmo<br />

<strong>2023</strong> İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’nun<br />

İtalya’nın dünyaca ünlü tasarım markası Baci Milano’nun<br />

birbirinden şık sofra ev dekorasyonu koleksiyonları, seçili<br />

Jumbo mağazalarında ve jumbo.com.tr’de satışta olacak.<br />

öne çıkan temalarından olan Kozmo,<br />

ilhamını Türk mitolojisindeki inanç,<br />

hikayeler, mitler ve efsanelerden<br />

alıyor. Zamansız antik semboller ve<br />

göksel anlamlar taşıyan figürlerle<br />

süslenen porselen koleksiyonu<br />

Kozmo, altın rengi tasarımlarıyla<br />

sofralarda sofistike zarafeti<br />

yakalıyor.<br />

Yaşama sevincini ve tutkusunu<br />

göz alıcı bir koleksiyonla kutlayan<br />

‘Ortigia’; birbirinden canlı renkleri,<br />

barok desenleri ve geometrik<br />

şekilleriyle güneşin, denizin,<br />

rüzgarın ve lezzetin diyarı Sicilya’ya<br />

uzanıyor. ‘Amazzonia’, vahşi<br />

doğanın baştan çıkaran uyumunu<br />

sofralara taşırken; flora ve faunanın<br />

iç içe geçmiş güzelliğini yeniden<br />

keşfetmenizi sağlıyor. Portofino;<br />

İtalyan Rivierası’nın zarafeti, stili ve<br />

lüksünden ilham alırken; Floransa<br />

pastel renkleri, klasik ve çağdaş<br />

desenlerin rafine uyumuyla sürreal<br />

sofralar sunuyor.<br />

alıyor. ‘’Baci’’ sevginin en güzel<br />

göstergesi ‘öpücük’ anlamına<br />

gelirken, Milano ise tasarım ve<br />

modanın kalbini simgeliyor. Baci<br />

Milano’nun İtalya ile eş zamanlı seçili<br />

Jumbo mağazalarında yer alacak<br />

<strong>2023</strong> İlkbahar/Yaz Koleksiyonu 6<br />

farklı temadan oluşuyor.<br />

Adını aşk ve tasarımdan alan marka<br />

Tasarımlarıyla Güney İtalya’nın göz<br />

alıcı mimarisini ve antik dokusunu,<br />

sofraların şıklığıyla buluşturan Baci<br />

Milano; adını ‘aşk ve tasarımdan’


58<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

ÖZTIRYAKILER DEPREMZEDE KADINLAR<br />

IÇIN ‘BIZI EN İYI BIZ ANLARIZ’<br />

PROJESINI BAŞLATTI<br />

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından depremzede kadınlar için kolları<br />

sıvayan Öztiryakiler’in güçlü ve duyarlı kadınları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü özelinde<br />

“Bizi En İyi Biz Anlarız” projesini başlattı.<br />

Öztiryakiler Kurumsal İletişim<br />

Müdürü Dilek Öztiryaki<br />

Urfalılar, 8 Mart Dünya<br />

Kadınlar Günü özelinde “Bizi En İyi<br />

Biz Anlarız” sloganıyla başlattıkları<br />

sosyal sorumluluk projesine dair<br />

şu bilgileri aktardı: “Depremzede<br />

kadınlarımızın afet bölgesinde<br />

yaşadığı ağır yükü elimizden geldiği<br />

kadarıyla, markamızın da imkanları<br />

dahilinde azaltmaya çalışıyoruz. Bu<br />

projeyle merkez fabrikamızda ve<br />

bölge müdürlüklerimizde çalışan<br />

kadınlarımızla beraber deprem<br />

bölgesindeki kadınlarımızın birincil<br />

ihtiyaçlarına yönelik kutular<br />

hazırlayarak yüzlerini güldürmeyi<br />

hedefledik. Öztiryakiler çatısı altında<br />

çalışan kadınlarımız, kendi isimleriyle<br />

hazırladıkları özel kutulara depremzede<br />

kadınlarımıza notlar yazarak destekte<br />

bulunmayı amaçladı. Bu faaliyetimizde<br />

esas olarak kadını en iyi yine kadının<br />

anlayacağı duygusuna odaklandık.<br />

Büyük bir emek ve heyecanla<br />

hazırladığımız kutulara kadınlarımızın<br />

birincil ihtiyaçlarının yanı sıra kahve<br />

ve çikolataları da ekledik. Çalışan<br />

kadınlarımız, deprem bölgesindeki<br />

kadınlara notları yazarken duygu<br />

dolu anlar yaşandı. Afet bölgesinde<br />

ayakta kalmaya çalışan bir kadının<br />

mutluluğuna dokunacak olmanın<br />

heyecanı içerisindeyiz.”<br />

Urfalılar: “Ne de olsa ‘Bizi En İyi Biz<br />

Anlarız”<br />

Dilek Öztiryaki Urfalılar, Öztiryakiler’in<br />

tüm aile üyelerinin de katılımıyla<br />

hazırladıkları yardım kolilerinin<br />

destek tırı ile Hatay bölgesindeki<br />

çadırkente ulaştırılacağının bilgisini<br />

vererek, “8 Mart Dünya Kadınlar<br />

Günü vesilesiyle böylesine anlamlı<br />

bir çalışma içerisinde yerimizi almak<br />

suretiyle, bir kez daha beraberliğimizin<br />

gücünü yansıtabildiysek ne mutlu bize!<br />

Ülkemizin güçlü kadınları geçirdiği tüm<br />

zor zamanların üstesinden başarıyla<br />

gelmeyi bilmiş, inanıyorum ki, yine<br />

yakın zamanda yaralarımız sarılacak,<br />

yüzlerimiz gülecektir. Ne de olsa ‘Bizi<br />

En İyi Biz Anlarız’ sözleriyle duygularını<br />

ifade etti.


60<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka güncel<br />

2022’de en çok<br />

Asperox konuşuldu<br />

Temizlik ürünleri sektöründe faaliyet gösteren yüzde 100<br />

yerli sermayeli Beyaz Kağıt’ın kategori lideri markası<br />

Asperox, 2022 yılını zirvede tamamladı.<br />

Müşteri memnuniyetine yönelik çalışmaları ve artan pazar<br />

payı ile büyüme ivmesini koruyan Asperox, pazarlama<br />

kampanyalarıyla da tüketicinin dikkatini çekmeyi sürdürdü.<br />

Ipsos tarafından gerçekleştirilen 2022 AdWatch Reklam<br />

Araştırma Raporu’na göre, hanelerin en çok kullandığı temizlik<br />

ürünü Asperox, 2022 yılında yayınlanmaya başlayan İlker<br />

Ayrık’lı lansman kampanyalarıyla da tüketicinin gönlünde taht<br />

kurmayı başardı. Mavi Güç reklamı, tüketicinin en beğendiği ve<br />

en çok konuştuğu reklamlar arasında ilk 10’a girdi. “Mis Gibi<br />

Kärcher, Ümraniye<br />

mağazasını açtı<br />

Alman Kärcher, büyüme stratejisi kapsamında İstanbul<br />

Anadolu Yakası’ndaki ilk mağazasını Ümraniye Şerifali’de<br />

hizmete açtı.<br />

Kokuyor” sloganlı reklam ise, 2022’nin en çok hatırlanan, en<br />

çok beğenilen ve en çok konuşturan reklam filmleri arasında<br />

yerini aldı. Oyuncu ve sunucu İlker Ayrık’ın yüzü olduğu her iki<br />

kampanya da eğlenceli senaryosu ve sloganlarıyla büyük küçük<br />

herkesin beğenisini topladı.<br />

Schindler Türkiye’de<br />

yeni atamalar<br />

Beş kıtada hizmet veren Schindler, Türkiye’deki yeni<br />

üst düzey atamalarını duyurdu. Schindler Türkeli<br />

Genel Müdürlüğü’ne Onur Şahan, İnsan Kaynakları<br />

Direktörlüğü’ne Ülkem Agazade Sirman, OMAK Genel<br />

Müdürlüğü’ne ise Efe Yetiş getirildi.<br />

Açılış için Türkiye’yi ziyaret eden Kärcher Satıştan Sorumlu Başkan<br />

Yardımcısı (CSO) Christian May, gerçekleşen kurdele kesme<br />

töreninde bir konuşma gerçekleştirdi. May, apazara ve Türkiye'nin<br />

gelecek vaat eden ekonomik geleceğine olan güçlü inancımızın<br />

bir tezahürüdür. Bu ülkedeki müşterilerimize uzun vadeli hizmet<br />

vermeye kararlıyız ve buradaki alt yapımıza yatırım yapmaya devam<br />

edeceğimize emin olabilirsiniz.” dedi. Temizlik teknolojilerinde hem<br />

profesyonel ürünleri hem de ev ve bahçe ürünlerini satışa sunacak<br />

olan yeni mağaza, ayrıca showroom’un yanı sıra müşterilere satış<br />

sonrası hızlı destek ve çözüm sunmak üzere teknik servis olarak<br />

da hizmet verecek. Mağazayı ziyaret edenlerin, özel eğitimli satış<br />

personelleri eşliğinde tüketici ürünlerini ve profesyonel ürünleri<br />

bire bir deneyimleme şansı elde edecekleri mağazada, şirketin<br />

hibrit çalışma prensibine uygun bir ofis alanı da yer alıyor. Kärcher;<br />

İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmir’deki konsept mağazalarının yanı<br />

sıra Türkiye'nin dört bir yanındaki 100'den fazla bayi ve teknik servis<br />

ağı ile de müşterilerine yüksek kalitede hizmet sunuyor.<br />

Dünyanın en önemli asansör ve yürüyen merdiven tedarikçilerinden<br />

biri olan Schindler Grup, Türkiye’deki her geçen gün artan<br />

yatırımları ve büyüyen organizasyonuyla bağlantılı olarak yeni<br />

atamalar gerçekleştirdi. Hem Türkiye’deki hem de Schindler<br />

Türkiye tarafından yönetilen Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan,<br />

Türkmenistan, KKTC, Pakistan ve Gürcistan gibi ülkelerdeki<br />

liderliğini pekiştirerek yoluna devam eden Schindler Türkeli Genel<br />

Müdürlüğü’ne Onur Şahan, İnsan Kaynakları Direktörlüğü’ne<br />

ise Ülkem Agazade Sirman getirildi. Efe Yetiş de OMAK Genel<br />

Müdürü olarak atandı. 2022 yılının en önemli yatırımlarından<br />

biri uzun süren bir hazırlık/değerlendirme sürecinin sonucunda<br />

üretim fabrikası da olan OMAK asansör firmasının satın alınarak<br />

Schindler iştiraki haline getirilmesi oldu. Burada yapılan, üretim<br />

fabrikası ve tüm üretim hatlarının alınması, organizasyonun yeniden<br />

şekillendirilmesi, Schindler kalite standartlarına uygun hale<br />

getirilerek yeniden faaliyete alınması oldu. Ayrıca <strong>2023</strong> yılı itibariyle<br />

Karadeniz Bölge Müdürlüğü kurularak Türkiye organizasyonu da<br />

büyümeye devam etti.


62<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

şefin gözünden<br />

MARIA<br />

EKMEKÇIOĞLU<br />

“AILEMI<br />

YEMEKLERIMLE<br />

YAŞATIYORUM”<br />

Röportaj: Hatice Ünal Bilen Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />

Beyoğlu’nda dört katlı bir Rum evi.<br />

Ailenin büyük kadınları, evin tek<br />

erkeği babayı mutlu etmek üzere<br />

kuruyor, her akşam, kalabalık aile<br />

sofrasını. Baba bildiğiniz şikemperver.<br />

Yemeğe o kadar düşkün ki, bir tek evin<br />

annesi değil; anneanneden büyükanneye<br />

dadıdan vaftiz anneye dek 6-7 kadın bu<br />

yemek sevdalısı babayı maharetli elleriyle<br />

hoşnut etmek için sıvıyor kolları... Hatta<br />

Maria Ekmekçioğlu bile!<br />

Maria Ekmekçioğlu, daha 9 yaşına bile<br />

basmamışken mutfağa girdiğini anlatıyor. O<br />

anki en güçlü motivasyonu ise, tıpkı ailenin<br />

büyük kadınları gibi babayı mutlu etmek!<br />

Bahsettiğine göre, anne o vakitler ağabeyin<br />

okulu sebebiyle İstanbul-Selanik arasında<br />

mekik dokuyor. İşte Maria Ekmekçioğlu,<br />

“ilk pişirdiğim yemek” dediği türlüyü de o<br />

sıra ocağa koyuyor. Artık eline hangi sebze<br />

geçtiyse atıyor tenceresine. Bir yandan da<br />

annesi gibi nakışlı örtüler seriyor, ahşap<br />

masaya. Kristal bardaklar, lavantalar<br />

o biçim! Masanın tam orta yerinde de<br />

sözünü ettiği o meşhur türlüsü! Maria, hiç<br />

hatırından çıkmayan o sahneyi babasının<br />

ağzından dökülen şu sözleriyle anımsatıyor:<br />

“Müthiş bir yemek yaptığın için seni<br />

ödüllendirmek istiyorum. Haydi, en güzel<br />

elbiselerini giy, seni Hacı Abdullah’a yemeğe<br />

götüreceğim.”<br />

“Babam türlüme iğrenç deseydi…”<br />

Maria, sonraki günlerde daha bir heves<br />

ve gayretle pişiriyor yemeklerini. Türlüler,<br />

hünkar beğendiler, kebaplar peşi sıra<br />

tabaklanıyor tabaklanmasına da yenilecek<br />

gibi değil! Neyseki baba işi biliyor. Ne<br />

kendisini mutlu etmeye çalışan kızının<br />

mutfak şevkini kıracak bir söz çıkıyor<br />

ağzından ne de yemek yeme mutluluğuna<br />

gölge düşürecek bir hataya düşüyor.<br />

“Babam türlüme iğrenç deseydi, herhalde<br />

bir daha yemek yapmayacaktım.” sözleriyle<br />

samimi bir itirafta bulunan Maria’nın bu<br />

büyük sırrı öğrenmesi ancak 25’ini buluyor.<br />

O türlüyü en iyi ne zaman mı pişiriyor?<br />

"13 yaşıma bastım, babam o zaman<br />

onayı verdi. Böylece beni lokanta lokanta<br />

ödüllendirmeye de bir son vermiş oldu."<br />

sözleriyle yanıtlıyor sorumu.<br />

“Maria’nın Bahçesi” restoran konseptiyle<br />

adeta yıldızını parlatan Ekmekçioğlu’nun<br />

gelin görün ki o yaşlarında düşünmediği<br />

tek meslek, aşçılık. Gazetecilik, avukatlık,<br />

hosteslik düşünüyor da, mutfak aklının<br />

ucundan bile geçmiyor. Anlatıyor ya, en<br />

çok babasını mutlu etmek gayesiyle giriyor<br />

içine de. Ha bir de, büyücü edasıyla yemek<br />

pişiren büyükannesini seyrederken o<br />

hevese kaptırıyor kendini. Maria'nın yemek<br />

pişirme merakını uyandıranlardan biri de,<br />

99 yaşındaki bu büyükannesi. Ne ilginç ki,<br />

uzaktan uzağa seyre daldığı, koca koca<br />

tencerelerin başındaki bu yaşlı büyükanne<br />

onun çocukluk hatıralarında bir büyücü<br />

olarak iz bırakıyor. Fokur fokur kaynayan<br />

yemeğin içine türlü çeşit tozlar karıştıran,<br />

hatta izlerken içine korku salan büyücü<br />

nenesi.<br />

“Karışımların sihrinde<br />

kayboluyorum”<br />

Maria'nın çok sevdiği ağabeyi evlenip de<br />

çoluk çocuğa karışınca anne Selanik'i


mesken tutuyor adeta. İşte tam da bundan<br />

sebep, yazın bile mutfaktan çıkamaz<br />

oluyor. Heybeliada’daki yazlık evlerinin<br />

geniş bahçesinden topladığı çeşit çeşit<br />

meyvelerden hazırladığı reçeller, tatlılar,<br />

kompostolar ise daha dün gibi aklında. O da<br />

tıpkı büyücü sandığı nenesi gibi karışımların<br />

sihrinde kayboluyor. Yeri geliyor annesinin<br />

fırına attığı kuzu tandıra eşlik ediyor<br />

ağaçtan topladığı kayısıları, papaz erikleri…<br />

Yeri geliyor beğendisini, türlüsünü,<br />

imambayıldısını lezzetlendiriyor bu türlü<br />

çeşit meyvelerle. Şimdi bile ne zaman bir<br />

menü yapsa sıklıkla meyve kullandığını<br />

söyleyen Ekmekçioğlu, fırınlanmış bir<br />

kalamara bile meyve katmaktan vurguyla<br />

bahsediyor.<br />

Maria için her ne kadar yemek pişirmek<br />

bir aile geleneği, bir tutku, bir mutluluk<br />

vesilesi de olsa, profesyonele taşımak gibi<br />

bir isteği yok halen. O sıralar dekorasyona<br />

yoğun bir ilgisinin olduğunu söyleyen<br />

Ekmekçioğlu, sırf bu merakından sebep iç<br />

mimarlık okumak için Selanik’e yerleşiyor.<br />

Nitekim ağabeyinin acı kaybıyla çok zor bir<br />

dönemden geçtiğini dile getiren Maria, bu<br />

hevesini yarıda bırakıp evlendiğini, hatta üç<br />

çocuk yaptığını söylüyor. O aralık annesini<br />

de kaybediyor, ne üzücü ki.<br />

O vakte kadar aşçılığı bir meslek olarak<br />

düşünmediğinden söz eden Maria<br />

Ekmekçioğlu’nu ayakta tutan tek yaşam<br />

kaynağı ise, yemek yapmak oluyor. Anne<br />

yemeklerini pişirerek ve ağabeyin en<br />

sevdiği tatlıları hazırlayarak teselli buluyor<br />

o günlerde. Ailesini yaptığı yemeklerle<br />

hatırlıyor, yaşatıyor... “Sonra babam dedi ki,<br />

o kadar tatlı yapıp evini berbat ediyorsun,<br />

bir pastane açalım, sen git bir de orayı<br />

berbat et.” sözleriyle devam eden tecrübeli<br />

aşçı, bu tavsiye üzerine 1982 yılında<br />

Selanik’te pastane açıyor, 1995 yılına kadar<br />

harika çikolataların da mimarı oluyor. Bu<br />

yolculuğunda babasının önerdiği 80’lik<br />

çikolata ustasının da katkıları büyük oluyor<br />

pek tabii. Maria'nın acı biberli, baharatlı<br />

çikolatalarını tadan bir daha tatmak için<br />

kapısını aşındırıyor.<br />

"Tek gecede efsane olduk"<br />

Burada bir parantez açmak istiyorum.<br />

Maria’nın nev-i şahsına münhasır mutfak<br />

hikayesini dinlerken bir taraftan şaşırıyor bir<br />

taraftan da onu çok iyi anlıyorum. Mutfakla<br />

gönül birlikteliğini güçlü aile bağları, kültürel<br />

zenginlikler ve yaşanmışlıklar üzerine<br />

temellendiren derin bir iç dünyası ve tabiatı<br />

var onun. Tam manasıyla hedef odaklı<br />

olmasa da, neye elini atsa 12’den vurabilecek<br />

bir kabiliyet, yeterlilik ve cesarette benim<br />

kanaatimce. Cesaret diyorum çünkü Maria,<br />

tuğla döşer gibi inşa ettiği başarı duvarlarını<br />

elinin tersiyle yıkacak kadar da kendine<br />

güvenli biri. Eşinden boşanıp İstanbul’a<br />

dönüyor ama o çok iyi bildiği pastanecilikle<br />

devam etmiyor yoluna. Yepyeni yolculukları<br />

Maria Ekmekçioğlu için yemek<br />

yapmak bir tutku. Ailesini<br />

yaşatmak için kuvvetle sarıldığı<br />

bir bağ ile üstelik de! Yemeğe<br />

yüklediği anlam bu kadar<br />

da değil, Maria’nın. Yemek<br />

pişirmek, sevdiklerini mutlu<br />

etmek için büyülü bir yol,<br />

aynı zamanda. İlk zamanlar<br />

“idolüm” dediği babasını<br />

mutlu etmek için sıvıyor<br />

kolları. Ardından sevgilisi, eşi,<br />

çocukları için pişiriyor o en<br />

şahane yemeklerini. Ya kendi<br />

mutluluğu? “Mutlu ettikçe<br />

mutlu oluyorum zaten” diyen<br />

Ekmekçioğlu, ancak şimdilerde<br />

kendini mutlu edecek tabaklar<br />

hazırladığını söylüyor. Maria’yı<br />

en çok da deniz mahsullü<br />

tabaklar mutlu ediyor. Misal,<br />

karidesli, kerevitli, midyeli,<br />

kalamarlı makarnaya bayılıyor.<br />

Söz arasında, parmesan peyniri<br />

serpiştirilmiş deniz mahsullü<br />

makarnayı ise bir cinayet<br />

sayıyor. Börek yaparken de<br />

mutlu hissediyor, Ekmekçioğlu.<br />

Elleriyle açtığı hamurla adeta<br />

ruhunu boşalttığını dile getiren<br />

Maria, sinirliyse sinirlerinden<br />

arınıyor, mutluysa o mutluluğu<br />

hamurun içine karıştırıyor.


64<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

şefin gözünden<br />

Çalışma masasının üzerindeki<br />

ürünler Maria'nın en değerli<br />

hazineleri. Mutfağın altın<br />

sırrı olarak kaliteli malzeme<br />

seçimine vurgu yapan<br />

Ekmekçioğlu, "Masanda iyi<br />

kalite ürünler varsa ilham<br />

çok çabuk gelir. Ne aldığımız<br />

çok önemli. Ucuz aldığımız en<br />

pahalıdır. Çünkü ucuz malzeme<br />

sağlığımızı bozar. O kaliteyi<br />

yakaladıktan sonra mutfağa<br />

girip yemek yapmak kolay iştir.<br />

Bir de yıllar yılı mutfakla iç içe<br />

yaşarsan ben sana yarım günde<br />

üç çeşit menü hazırlayabilirim."<br />

diyor.<br />

tercih ediyor, zor olduğunu bilse de!<br />

Bu hikayenin devamında Maria, aile<br />

hatıralarını yaşattığı lezzetlerini eve gelen<br />

dostlarıyla paylaştıkça çoğalıyor, daha bir<br />

güçleniyor. “Ne zaman ki dostlarım soframa<br />

sığmaz oldular. Çok yakın da bir arkadaşımın<br />

tavsiyesiyle İstanbul’da ilk restoranımı<br />

açtım.” diyor arkasından. Restoranın adı,<br />

Maria’nın Bahçesi. Etiler’de bir kuaför<br />

bahçesinden doğan 23 senelik emek, bir<br />

gazetecinin olumsuz yorumuyla tek gecede<br />

meşhur olan efsane markası. Nitekim<br />

Maria, konseptin bu başarısını “Hayatımın<br />

tek kötü eleştirisiydi ama aynı zamanda<br />

beni meşhur eden de bir gazeteciydi. Ondan<br />

sonra hakkımda bir kez olsun olumsuz yazı<br />

yazılmadı. Etiler, 4 ay açık kaldı ama efsane<br />

oldu.” sözleriyle destekliyor.<br />

Hem de ne başarı! O vakitler mekanın<br />

müdavimleri Betül Mardin, Levent Yüksel,<br />

Rahmi Koç gibi ünlü simalar. Midye salma,<br />

kalamar dolma, deniz mahsulleriyle<br />

doldurulmuş Girit kabakları ve kabak çiçeği<br />

dolması en beğenilen lezzetleri arasında<br />

geliyor. Bir akşamda 30 sandalyeden<br />

70’e çıkan bu başarıyı yeni şubeleriyle<br />

güçlendiriyor, Maria. Şamdan’ın o ve sonraki<br />

akşamlarda verdiği kıymetli desteklere<br />

de hakkını teslim etmeyi bir borç bilerek,<br />

üstelik de. Zaman içinde Küçükyalı, Etiler,<br />

Alaçatı, Atina şubeleriyle şube sayısını<br />

daha da artıran Ekmekçioğlu, zirvedeyken<br />

bırakmayı prensip edinecek kadar cesur biri.<br />

“Tam da zamanı” diyerek Maria’s Etiler’i<br />

devretmesi işi tadında bırakmanın en güzel<br />

örneklerinden biri bence.<br />

Şimdilerde kendi gibi şef olan oğlu Pascal<br />

ile Fethiye’de “Mayikas” adıyla yepyeni<br />

bir restoranı da gastronomi sektörüne<br />

kazandıran Maria, yine kendini güçlü bir<br />

büyünün etkisine kaptırmış olacak ki, Şövalye<br />

Adası'nda tıpkı "nenesi" gibi büyülü yemekler<br />

servis etmek için var gücüyle çalışıyor.<br />

Büyülü yemekler, büyülü baharatlar...<br />

"Baharatlar bana hep aşkı çağrıştırır. Onun<br />

için de 'Aşk kokulu baharatlar' diye bir kitap<br />

da yazdım." diye de söyleşimize bir not<br />

düşmeyi ihmal etmiyor.<br />

Hayatla yemek karışık bir roman<br />

yazıyor<br />

Küçük yaşlarında gazeteci olmaya merak<br />

saran Maria Ekmekçioğlu'nun kariyerinde<br />

bir de yayıncılık şapkası var. Bir dönem<br />

Yunanistan'da "Maria ile Lezzetler" adıyla<br />

bir dergi çıkardığını söyleyen Ekmekçioğlu,<br />

dört yılın ardından yorularak son verdiği bu<br />

tecrübesini kitap projeleriyle pekiştiriyor.<br />

Çok sevdiği dostu Gökçen Nadar'ın yoğun<br />

baskılarıyla kitap yazarlığına başladığını<br />

dile getiren Maria, Bir O Yaka Bir Bu Yaka,<br />

Hatıramdaki Mezeler, Maria İle Yunanistan,<br />

Aşk Kokulu Baharatlar, Tarçın Kokusu ve<br />

Maria'nın Tencereleri'ni birbiri ardına raflara<br />

çıkarıyor. Şimdilerde İstanbullu bir Rum<br />

kadının hayat hikayesini konu alan bir roman<br />

üzerinde çalıştığını söyleyen Maria, 2024'te<br />

okurlarıyla buluşturmayı hedeflediği kitabına<br />

dair "Biraz ben biraz roman... Hayatla yemek<br />

karışık bir roman" diyerek de okurlarına<br />

buradan küçük bir ipucu veriyor.<br />

Maria şeflik, işletmecilik, yayıncılık dışında<br />

akademik tarafıyla da faal bir isim. Haliç<br />

Üniversitesi'nin ardından son beş yıldır<br />

Okan Üniversitesi'nde "Tarladan Sofraya"<br />

dersleri verdiğini belirten Ekmekçioğlu,<br />

bunlara ilave olarak Yemek Kitabı Yazarlığı


66<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

şefin gözünden<br />

altında Türk&Rum Mutfağı uygulamalı<br />

derslerine de devam ettiğini söylüyor.<br />

Üniversite hocalığını “bir soğan, iki patates<br />

doğra” şeklinde yorumlamadığını anlatan<br />

Maria, öğrencileriyle mesleki tecrübelerini<br />

paylaşmanın yanı sıra onlara hayatı da<br />

öğrettiğini sözlerine ekliyor.<br />

"Ruhumu döktüğüm mesleği<br />

yapıyorum"<br />

Maria Ekmekçioğlu, Yunanistan'da da çok<br />

popüler bir şef. Onun yıldızını parlatan ise, bir<br />

vakitler Selanik'teki Türk Konsolosluğu'yla<br />

birlikte yaptığı İstanbul Geceleri oluyor.<br />

Hemen ardından Yunanlı bir yapımcının<br />

teklifiyle 85 bölümlük belgesel tadında bir<br />

gezi-yemek programı çektiklerini anlatan<br />

Maria, "İstanbul'dan Anadolu'ya" programıyla<br />

Türkiye’yi tam beş yıl boyunca karış karış<br />

gezdiğini söylüyor. Hatta program o kadar<br />

ilgi görüyor ki, Amerika dahil dünyanın pek<br />

çok ülkesinde band döndürüyor. Deneyimli<br />

aşçı için bu başarının temel sırrı ise, işini<br />

severek yapmak. Ruh halini dökebileceğin<br />

bir meslekte başarıların elde edilebileceğine<br />

vurgu yapan Ekmekçioğlu, mutfak yolunda<br />

gecesini gündüzüne öyle katmış olacak<br />

ki, çocuklarına zaman ayıramadığı günleri<br />

de hatırlatıyor. Maria, kendi gibi şefliği<br />

seçen oğlu Pascal’ın bir röportajında büyük<br />

dedesi gibi doktor olmayı hayal ederken sırf<br />

kendisiyle beraber yaşayabilmek için mutfağı<br />

tercih ettiğini anlatıyor.<br />

İşini severek yapmak ve hak etmek<br />

olmazsa olmazları!<br />

Mesleğinde liyakata verdiği öneme tam da bu<br />

noktada vurgu yapan Ekmekçioğlu, terziye<br />

gidip önlüğüne "executive chef" yazdıranları<br />

çokça eleştiriyor. Mesleğinde idol saydığı<br />

Paul Bocuse örneklemesinden yola çıkarak,<br />

duayen şefin 80 yaşına kadar restoranının<br />

başında durduğunu ve her müşterisine selam<br />

verdiğini anımsatıyor. Genç nesile direkt<br />

executive chef olmak yerine önce yabancı<br />

mutfaklarda çalışmayı tavsiye ederek;<br />

baba dükkanında değil, farklı mutfaklarda<br />

çalışmalarını, yeri geldiğinde ezilmelerini, işi<br />

bulaşıkçılıktan öğrenmelerini, ha imkanları<br />

varsa da 2-3 yabancı ülkede pantolonlarını<br />

eskitmelerini salık veriyor. “Önce deneyim<br />

sonra executive cheflik... Tecrübe sahibi<br />

olmadan bu unvanlara kavuşamazsın” diye<br />

de sıkı sıkı tembih ederek!<br />

Michelin İstanbul <strong>2023</strong> ödülleriyle ilgili de<br />

dertli, Ekmekçioğlu. Beyti Güler gibi bir<br />

gastronomi çınarını onur ödülüyle sözüm ona<br />

mükafatlandırıp, kapanan restoranları tavsiye<br />

listesine almayı adil bulmadığını açıkça dile<br />

getiren Ekmekçioğlu, “Beyti’yi önerilenler<br />

listesine almak ne demektir? Listeye<br />

bakıyorum, hazır şirketten aldığı donuk tatlıyı<br />

mikrodalgadan çıkarıp sunan restorana<br />

gitmiş Michelin, bu ayıptır!” diyor. Türkiye’de<br />

gastronomi sahasını çerçeveleyen bir<br />

grubun olduğuna işaret eden Ekmekçioğlu,<br />

“O grubun içinde ben olmadığım gibi benim<br />

gibi birçok kişi de yok.” diyor ve Atina’daki<br />

restoranına Gault Millau şapkasını takma<br />

başarısını gösteren Ekmekçioğlu şunları<br />

ekliyor: “O listeye ben girmedim ama girmem<br />

gerekirdi. Evet hedefim vardı, kaldı ki bu işe<br />

yıllarımı harcamışım.”<br />

"Yolculuğum devam edecek"<br />

Mutfakla geçen dopdolu bir hayat benim<br />

dinlediğim. Salt yemek pişirmek de değil!<br />

Özünde yemekle sevgiyi, aileyi, fedakarlığı,<br />

emeği, bağlılığı ustalıkla bütünleştiren bir<br />

tutku öyküsü onunkisi. Peki bundan sonra<br />

neler olsun istiyor hayatında, soruyorum.<br />

Yemek yapma ilhamını yolculuklardan<br />

aldığını söyleyen Maria Ekmekçioğlu, bu<br />

kariyer yolculuğunu gelişim yolculuğuyla<br />

tamamlamak niyetini paylaşıyor. Nitekim<br />

bildiklerini öğrencileriyle paylaşarak<br />

çoğalttığını dile getiren tecrübeli aşçı,<br />

öğreterek ve öğrenerek besleniyor,<br />

zenginleşiyor... Maria'nın yolculuğu hiç<br />

bitmiyor. Evinde bile kendini her defasında<br />

yeniden keşfettiği bir iç yolculuğun içinde<br />

buluyor. Her keşifte yepyeni hayallerin peşine<br />

düşüyor. "Şimdi Mayikas <strong>Restaurant</strong>'ım<br />

ve kitaplarıma odaklıyım. Kimbilir belki<br />

Maria’nın Bahçesi ile yeniden İstanbul’a geri<br />

dönerim" diye de müdavimlerine buradan bir<br />

müjde veriyor.


68<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel<br />

DEPREM BÖLGELERINE<br />

HASAT, EKIM, ÜRETIM DESTEĞI<br />

Depremden etkilenen illerde tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için güçlerini<br />

birleştiren Güvenilir Ürün Platformu ve Gıda Perakendecileri Derneği, bölgede hasat ve<br />

ekim çalışmaları başlattı. “Haydi Türkiye Şimdi Hasat Zamanı” adlı projeyle<br />

üretimin devamlılığı ve ürünlerin perakende marketler kanalıyla tüketiciyle<br />

buluşturulması hedefleniyor.<br />

Depremden gerek kendileri<br />

gerek ürünleri, hayvanları ve<br />

ekipmanlarıyla ciddi kayıplar veren<br />

çiftçiler zor bir sınavdan geçiyor. Hem<br />

ekim zamanı gelen ürünler hem de<br />

hasat zamanı gelipte hasat edilemeyen<br />

ürünler için bölgeden yardım talepleri<br />

gün geçtikçe artıyor. Bu yardım<br />

taleplerini karşılıksız bırakmayan<br />

Güvenilir Ürün Platformu ve Gıda<br />

Perakendecileri Derneği bölgeye yönelik<br />

çalışma başlattı.<br />

İlk ayağı, Hatay<br />

Hasat edilememiş ürünlerin hasat<br />

edilerek piyasa fiyatı ile Gıda<br />

Perakendecileri Derneği üyesi<br />

perakende marketlere satışını<br />

amaçlayan çalışmada çiftçiye ürünün<br />

parası hemen ödeniyor. İşçi bulmakta<br />

zorlanılan bölgelerde ürünlerin<br />

ücretsiz hasat edilmesi ve perakende<br />

marketlere piyasa fiyatı ile satışı ile<br />

başlayan çalışmanın ilk ayağı ise Hatay<br />

oldu. Bölgede ilk etapta alımı yapılan<br />

68 ton limon, 10 ton beyaz lahana, 10<br />

ton kırmızı lahana, 10 ton karnabahar<br />

ve 10 ton beyaz kabak haricinde 100 bin<br />

bağ maydanoz ve 10 bin ton limon alımı<br />

yapılması planlanıyor. Alınan ürünlerin<br />

hasadı ise, Güvenilir Ürün Platformu<br />

gönüllüleri ve ziraat fakültesi öğrencileri<br />

tarafından yapılacak.<br />

Çiftçinin toprağını terk etmemesi<br />

amaçlanıyor<br />

Projenin diğer ayağında ise, ekim<br />

çalışmalarına yoğunlaşıldı. Türkiye’deki<br />

tarımsal üretimin %16’sını karşılayan<br />

deprem bölgesi illerde tarımın<br />

sürdürülebilirliği için ekim faaliyetleri<br />

de iller bazında gerçekleştirilecek.<br />

Kahramanmaraş ile başlayacak ekim<br />

çalışmaları ile hem üretimin devam<br />

etmesi hem de çiftçinin toprağını terk<br />

etmemesi amaçlanıyor.


70<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel / makale<br />

Gusto-Akademisyen<br />

Reha Tartıcı<br />

Gastronomi emekçileri de<br />

unutulmayacak, selfie rekortmenleri de!<br />

Depremin üzerinden neredeyse iki<br />

ay geçti. Bölge yaralarını sarmaya<br />

çalışıyor. İlk günden beri bölgede<br />

olup farklı alanlarda destek<br />

sağlayanlar yavaş yavaş yaşadıkları<br />

şehirlere dönmeye başladı.<br />

Depremin hemen ardından<br />

bölgenin en önemli ihtiyacı olan<br />

beslenme konusunda harekete<br />

geçen gastronomi dünyasında da<br />

benzer bir durum söz konusu. Ama<br />

hala bölgede çalışmalarını devam<br />

ettirenler var. Hatta başladıkları<br />

çalışmaları önümüzdeki dönemde<br />

aksamadan sürdürecek ekipleri<br />

kuranlar bile var. Allah hepsinden<br />

binlerce kere razı olsun.<br />

Ama bir de! Bölgeye dahi gitmeden<br />

gitmiş gibi paylaşım yapanlar, afet<br />

bölgesine gitmek için özel uçak ve<br />

ekip talep edenler, yemek yapmak<br />

yerine selfie çekerek paylaşım<br />

rekoru kıranlar olduğunu görüyor,<br />

duyuyor ve biliyoruz. Keşke tüm<br />

bunların yerine yardım yapmayı<br />

tercih edenlere destek olsalardı…<br />

Anlayamadığım konu ve aklıma<br />

takılan soru, neden buna ihtiyaç<br />

duydukları? Cevabını çok aradım<br />

ama net bir cevap bulamadım ve<br />

aramaktan da vazgeçtim. Herkes<br />

kimin ne olduğunu ve ne yaptığını<br />

biliyor. Bilmese bile en azından<br />

tahmin ediyor. Çünkü bu soruya<br />

cevap arayarak, bölgeye gittiğinden<br />

kimsenin haberi olmayan,<br />

bunu bir reklam aracı olarak<br />

kullanmayan, ilk günden itibaren<br />

işini gücünü bir kenara bırakıp<br />

bölgeden ayrılmayarak ihtiyaç olan<br />

her noktaya koşarak çalışan ve<br />

çalışmaya hala devam eden, dünya<br />

çapında gastronomimizin gelişmesi<br />

için yürüttüğü çalışmalara ara verip<br />

ilk günden beri bölgede çalışmalar<br />

yürüten, bölgede kalıcı ve katma<br />

değer oluşturan işletmeler kurup,<br />

depremzedelerin faydalanmasını<br />

sağlayan, sosyal medyada sadece<br />

bölgenin ihtiyaçları için destek<br />

paylaşımı yapan, sahip olduğu<br />

kişisel ilişkileri devreye sokarak<br />

sessiz sedasız bölgenin ihtiyaçlarını<br />

karşılayan, yemek yapamasa da<br />

dağıtım ve lojistiği organize etmeye<br />

çalışan, hatta bölgeye gitmeden<br />

tüm bölgenin ihtiyaçlarına ve ürün<br />

tedarikine katkı sağlayan ve bölgede<br />

sayamayacağım kadar fazla desteği<br />

sessiz sedasız yerine getiren,<br />

binlerce gastronomi emekçisine<br />

haksızlık ettiğimi düşünüyorum.<br />

Bu emekçilerin isimlerini<br />

de biliyorum. Ama sağ elin<br />

verdiğinden sol elin haberi<br />

olmamasını tercih ettikleri için ve<br />

onlara olan saygımdan isimlerini<br />

paylaşmıyorum. Hepsine teker teker<br />

teşekkür ediyor ve şükranlarımı<br />

sunuyorum.


72<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel<br />

MEHMET REIS,<br />

DEPREMIN EKONOMIK VE TARIMSAL<br />

BILANÇOSUNU AÇIKLADI<br />

Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, depremin insani ve sosyal boyutu ile<br />

ekonomik ve tarımsal envanterini açıkladı.<br />

Depremin ekonomik ve tarımsal<br />

bilançosunu açıklayan Reis Gıda Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Mehmet Reis; 13,5<br />

milyon insanın ülke nüfusuna oranıyla ise<br />

yüzde 15,7’sinin afetten etkilendiğini, insanların<br />

evlerini ve geçim kaynaklarını kaybettiklerini<br />

belirtti. Depremin etkilediği bölgelerdeki<br />

ekonomik faaliyetlerin durduğunu ve birçok<br />

işletme ve üretim alanının hasar gördüğünü<br />

ifade eden Reis, “Bu da hem bölge halkının<br />

hem de ülke ekonomisinin genelinde olumsuz<br />

etkiler oluşturacağı anlamına geliyor.” dedi.<br />

Depremin çevre, yeraltı suları ve tarım<br />

üzerinde olumsuz etkiler oluşturacağını<br />

vurgulayan Reis “Deprem bölgesinde yaşayan<br />

insanların kendi gıda ihtiyaçlarını ve geçimlerini<br />

sağlamayabilmesi ve ülkemizin gıda güvencesi<br />

için tarımsal üretimin sürdürülebilirliğinin<br />

sağlanmasının gerekliliğine” dikkat çekti.<br />

“Türkiye’deki toplam tarım<br />

alanlarının yüzde 16.2’si deprem<br />

bölgesinde”<br />

Deprem bölgesindeki tarım arazilerinin 3,7<br />

milyon hektarının depremin yıktığı 10 ilimizde<br />

yer aldığını açıklayan Reis şunları söyledi:<br />

“Kayıtlı çiftçi sayısı da yaklaşık 270 bin. Bu<br />

çiftçilerimiz Türkiye’deki tarım alanlarının<br />

yüzde 16’sını ekip biçiyor. Depremin yıktığı<br />

Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay,<br />

Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve<br />

Şanlıurfa’nın ekonomik yapısına bakıldığında<br />

öncelikli sektörü tarım ve tarıma dayalı sanayi<br />

ve hayvancılık olduğu görülüyor. Güneydoğu<br />

Anadolu projesi kapsamında Adıyaman,<br />

Diyarbakır, Gaziantep Şanlıurfa, Kilis verimli<br />

tarım arazilerine ve önemli tarımsal üretim<br />

potansiyeline sahip iller.”<br />

Türkiye’deki toplam tarım alanlarının yüzde<br />

16.2’sinin deprem bölgesinde bulunduğunu<br />

belirten Reis, “Tahıl ekilen alanların yüzde<br />

15.5’ine, sebze bahçelerinin yüzde 15.2’sine<br />

sahip olan bu illerin meyve bahçelerindeki<br />

payı ise yüzde 25’in üzerinde. Bölgenin hayvan<br />

varlığı ülkedeki büyükbaş hayvan varlığının<br />

yüzde 12’sini, küçükbaş hayvan varlığının<br />

ise yüzde 16.3’ünü oluşturuyor. Deprem<br />

bölgesindeki 10 ilin toplamındaki bitkisel<br />

üretime bakıldığında buğday, mısır, pamuk,<br />

karpuz, mandalina, kayısı, yonca, arpa, badem,<br />

fıstık, ceviz ayrıca kırmızı mercimek ve nohut<br />

üretimi yapılmaktadır.” diye devam etti.<br />

“Kırsaldaki sorunun yerinde<br />

çözülmesi gerekiyor”<br />

Mehmet Reis, TÜİK verilerinden hareketle<br />

ülkemizde geçtiğimiz yıl üretilen buğdayın<br />

yüzde 19’u, kırmızı mercimeğin yüzde 73’ü,<br />

nohudun yüzde 11’i ve arpanın yüzde 10’unun<br />

deprem bölgesinde üretildiğine dikkat çekti.<br />

Bazı bölgelerde buğday, arpa silolarının<br />

hasar gördüğünü, traktör ve ekipmanların<br />

göçük altında kaldığını vurgulayan Reis, şöyle<br />

konuştu: “Verilere göre, depremden etkilenen<br />

illerimiz, hayvan yetiştiriciliğinde önemli payı<br />

olan bölgelerdir. Ancak ahırlar çöktü, bölgede<br />

temel geçim kaynağı olan hayvanlar enkaz<br />

altında kaldı. Çok sayıda hayvan telef oldu.<br />

Besicilikle geçimini sağlayanlar için hayvanların<br />

beslenmesi, ürettikleri sütün toplanması<br />

çok önemli. Kış şartları nedeniyle hayvanlar<br />

dışarıya çıkarılamıyor. Bu nedenle kırsaldaki<br />

sorunun yerinde çözülmesi gerekiyor. Tarım<br />

Bakanlığı hasar tespitine başladı. Bakanlıktan<br />

hayvan çadırı ve yem desteği konusunda atılan<br />

adım olumlu desteklerin devamlılığı üretim<br />

açısından önem arz etmektedir”.<br />

“Deprem bölgesinin tarımsal<br />

hasılaya katkısı 85 milyar TL”<br />

Depremin ekonomiye etkisini değerlendiren<br />

Mehmet Reis, depremden etkilenen illerin<br />

üretim, istihdam, gıda arzının sürdürülebilirliği<br />

ve ihracat açısından ülke ekonomisinde<br />

önemli bir yerinin olduğuna işaret ederek,<br />

şunları söyledi: “Deprem bölgesinin tarımsal<br />

hasılaya katkısı 85 milyar TL’dir. Bunun 52<br />

milyar TL’si bitkisel üretim, 34 milyar TL’si<br />

de hayvancılıktan geliyor. Özetle, bölgenin<br />

tarımsal hasıladaki payı yüzde 15 civarındadır.<br />

Türkiye’nin toplam tarım ve ormanlık<br />

ürünleri ihracatının yaklaşık beşte birini<br />

gerçekleştiriyor. 10 ilin 2022’deki toplam<br />

ihracatı 20.1 milyar dolar olarak gerçekleşti<br />

toplam ülke ihracatındaki payı yüzde 9. Gıda<br />

üretimi ve ihracatındaki payları göz önüne<br />

alındığında bu illerin üretim, istihdam, gıda<br />

arzının sürdürülebilirliği ve ihracat açısından<br />

ülke ekonomisinde önemli bir yeri var”.<br />

Göç Yaşanmadan Atılması Gereken<br />

Adımlar<br />

Mehmet Reis, deprem bölgesinin en kısa<br />

zamanda sosyal ve ekonomik anlamda<br />

iyileştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Afetten<br />

etkilenen üreticilerin faaliyetlerine devam<br />

etmeleri ve kırsalda güvenle yaşamlarını<br />

sürdürebilmeleri için acilen köklü çözümlere<br />

ve desteğe ihtiyaç duyduklarını belirten Reis,<br />

“Depremin tarımın yapıldığı kırsal alanlara<br />

verdiği zararın boyutları henüz tam olarak belli<br />

değil. Çiftçilerin bir bölümü depremde yaşamını<br />

yitirdi. Bazıları bölgeyi terk ediyor. Toprağını<br />

terk etmeyen çiftçinin ekim yapabilmesi için<br />

insan gücüne, makineye, tohum, mazot ve<br />

gübreye ihtiyaç var. “ dedi.<br />

“Deprem şehirlerinde tarımsal<br />

üretim sürdürülebilir kılınmalı”<br />

Bu konuda alınması gereken tedbirleri<br />

sıralayan Reis şunları ifade etti: “Bölgedeki<br />

tarımsal alanların ve su kaynaklarının<br />

durumuna bakılmalı ve mart ayında başlayacak<br />

tarımsal faaliyetler için hazırlık yapılmalı.<br />

Ekimi yapılmış olan buğday ve arpanın<br />

ilaçlama, gübreleme ve sulama durumuna<br />

bakılarak gerekli tedbirler alınmalı. Tarımsal<br />

üretim araçlarının bir bölümü deprem enkazı<br />

altında kaldı. Bölgede kalıp ekimini yapmak<br />

isteyen üreticilerimiz için traktöre, pulluğa,<br />

ekim makinalarına, silo ve depo teminine hız<br />

verilmeli. Çiftçimizin toprağını satmadan, göç<br />

etmeden tarım ve kırsal kalkınma destekleri<br />

acilen ve süratle harekete geçilmesi hepimizin<br />

ortak geleceği ve gıda güvencesi için önem<br />

arz ediyor. Kırsaldaki insanlarımızı tarımdan<br />

vazgeçmemelerini sağlamanın yolu tarımsal<br />

üretimi sürdürülebilir kılmaktan geçiyor.<br />

Deprem bölgesindeki tarımsal faaliyeti sadece<br />

10 il olarak değil, 81 ili besleyen bir değer<br />

zinciri olarak bakmamız lazım. Hem bölgedeki<br />

insanlarımızın, çiftçilerimizin, halkımızın gıda<br />

ihtiyacının karşılanması hem de ülkemizin<br />

tarımsal üretim rekoltesi açısından çok<br />

önemli.”<br />

Reis, tarımla birlikte sanayide de önemli<br />

paya sahip illerde sanayi tesislerinin ve<br />

ticarethanelerin de en kısa sürede faaliyetlerine<br />

dönmesi bölgesel ve ulusal ekonomi açısından<br />

büyük önem taşıdığına işaret etti. Reis, “Bugün<br />

her zamankinden daha fazla dayanışmaya,<br />

gelecek için de bilimin ışığında önlem almaya<br />

ihtiyaç var.” diyerek sözlerini noktaladı.


74<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel<br />

ARTIK<br />

TURKISH<br />

COFFEE LADY<br />

LISANS HAKKI<br />

ALINABILECEK<br />

2009 yılından beri zengin<br />

Türk mutfak kültürünü<br />

dünyaya tanıtmayı<br />

misyon edinen Turkish<br />

Coffee Lady, şimdi de<br />

ABD genelinde isim<br />

hakkı vermeye başlıyor.<br />

Amerika’da Turkish Coffee<br />

Lady olarak tanınan<br />

markanın kurucusu Gizem<br />

Şalcıgil White, isim hakkı<br />

satışlarının depremden<br />

etkilenen ailelere de katkı<br />

sağlayacağını açıkladı.<br />

Lisans hakkı için ilk kadın<br />

girişimcilere öncelik<br />

verileceğini belirtti.<br />

Turkish Coffee Lady, 2009 yılından<br />

bu yana, Türk kahvesi ve mutfağı<br />

kültürünün ABD çapında tanınması<br />

için büyük adımlar atmış ve uluslararası<br />

ödüller kazanmış bir oluşum.<br />

Virginia eyaletinin “Küçük İşletmeleri<br />

Destekleme Kurumu” tarafından<br />

“2022 yılının “Başarı Hikayesi” olarak<br />

duyurulan Turkish Coffee Lady, ABD’nin<br />

her bir köşesine kahve ve kültür evleri<br />

açmaya hazırlanıyor. Dünyanın farklı<br />

ülkelerinden bir çok şube teklifi alan<br />

Turkish Coffee Lady, ilk olarak Amerika<br />

pazarında büyümeyi ve ülkenin başlıca<br />

eyaletlerinde şubeler ve temsilcilikler<br />

açmayı hedefliyor. Özel yapım kahve<br />

pazarının hızla büyüdüğü ABD’de ve<br />

Avrupa’daki kültürel tanıtımlar ise hız<br />

kesmeden devam edecek.<br />

İlk kadın girişimcilere öncelik<br />

verecek<br />

Dünyanın ilk kahve pişirme metodu<br />

olan Türk kahvesinin ve zengin Türk<br />

mutfağının Amerika’da markalaşması<br />

için bir dayanışma ekonomisi<br />

kuracaklarını belirten White, Turkish<br />

Coffee Lady’nin lisans hakkı için ilk kadın<br />

girişimcilere öncelik verecek.<br />

Anlaşma çerçevesinde Turkish Coffee<br />

Lady bayilerine operasyon yönetimi,<br />

personel yönetimi, konsept tasarım,<br />

pazarlama stratejileri, PR, sosyal<br />

medya ve basınla ilişkiler konularında<br />

danışmanlık hizmeti de sunuluyor.<br />

Türkiye’den yatırımcı vizesi ile başvuru<br />

yapacak kişiler için ayrıca vize<br />

danışmanlığı konusunda da destek<br />

verilecek.<br />

Tüm bunların yanı sıra ulkemizi acıya<br />

boğan deprem felaketinde yaraların<br />

sarılmasına bir katkı da Turkish Coffee<br />

Lady ailesinden gelecek. Her bir satıştan<br />

elde edilen tutarın belli bir yüzdesi<br />

depremden etkilenen kadınların ve<br />

çocukların yararına bağışlanacak.<br />

Turkish Coffee Lady,<br />

Gizem Şalcıgil White ve<br />

ortağı Ahmet Şerif İzgören<br />

tarafından kuruldu.<br />

2012’den beri, ABD,<br />

Avrupa ve Kanada’nın<br />

başlıca şehirlerini gezici bir<br />

tanıtım aracı ile dolaşarak<br />

30,000’den fazla kişiye<br />

Türk kahvesini tattırdı.<br />

“Türk Kahvesi 500 Yıldır<br />

Dostluğun Tadı” sloganıyla<br />

Harvard, Yale gibi seçkin<br />

üniversitelerde Türk kahvesi<br />

etkinlikleri düzenledi,<br />

toplumlararası kültürel<br />

köprüler kurarak ülke<br />

tanıtımına katkıda bulundu.


76<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro etkinlik<br />

FSUMMIT 3.SÜNÜ GERÇEKLEŞTIRDI<br />

Uluslararası Turizm Gastronomisi Yatırımları ve Ağırlama Zirvesi FSUMMIT,<br />

“Hep Birlikte: Destinasyon & Markalaşma” temasıyla 3. kez düzenlendi.<br />

III. Uluslararası Turizm Gastronomisi<br />

Yatırımları ve Ağırlama Zirvesi FSUMMIT,<br />

Sözen Organizasyon koordinasyonunda<br />

turizm, gastronomi ve ağırlama sektörü<br />

paydaşlarını Antalya Nest Convention<br />

Center'da bir araya getirdi. 20-21 Mart<br />

tarihlerinde “Hep Birlikte: Destinasyon &<br />

Markalaşma” teması ile gerçekleştirilen<br />

organizasyonda turizm profesyonelleri;<br />

dünyadaki trendler, yenilikçi yaklaşımlar,<br />

sürdürülebilirlik ve yatırım planları gibi<br />

pek çok konuyu ele alan panellerle turizm,<br />

gastronomi ve ağırlama sektörünü tüm<br />

yönleriyle ele aldı.<br />

Sözen: “Gault & Millau'yu<br />

Türkiye'ye kazandırdık”<br />

Açılışta konuşan Sözen Group CEO'su<br />

Gökmen Sözen, gastronomi turizminin<br />

önemine işaret eden konuşmasında,<br />

dünyanın en prestijli restoran<br />

derecelendirme sistemlerinden olan<br />

Michelin ve Gault & Millau’dan bahsederek<br />

şunları kaydetti: “Dünyada restoranların<br />

derecelendirildiği 2 katalog bulunmakta.<br />

Bunlardan biri Michelin Türkiye'ye geldi.<br />

Türkiye için çok önemli. Türkiye'nin<br />

restoran ve şef pazarlaması adına çok<br />

önemli. Ama dünyanın en iyi ikinci kataloğu<br />

olan Gault & Millau'yu da Türkiye'ye<br />

kazandırdık. Bunun için sadece İstanbul<br />

değil, dört destinasyon hedefledik.<br />

Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi, bunun<br />

yanında Akdeniz Bölgesini de ekledik.<br />

Çünkü Akdeniz turizm potansiyeli çok<br />

yüksek bir kent.” Dünyanın 17 ülkesinde<br />

yer alan Gault & Millau'yu Türkiye'ye<br />

getirmenin sevincini yaşadıklarını belirten<br />

Sözen, “Antakya ve Gaziantep çok<br />

önemliydi. Depremde, Gaziantep'te ve<br />

Antakya'da birçok mekân yıkıldı. Buradan<br />

da onun müjdesini vereyim. Biz onları yine<br />

derecelendirmeye sokacağız. Geçmişten<br />

aldığımız bilgiyle bunları yapacağız.” diye<br />

konuştu.<br />

“Tüm bileşenleriyle HoReCa<br />

sektörünü ağırladık”<br />

Türkiye ve dünyadan önemli isimleri<br />

aynı çatı altında buluşturarak sektöre<br />

yeni bir soluk kazandıran FSUMMIT’in<br />

bu yıl da ulusal ve uluslararası HoReCa<br />

sektörünü tüm bileşenleriyle ağırladığını<br />

kaydeden Sözen şöyle devam etti:<br />

“Organizasyonumuz kapsamında<br />

gastronomi, turizm ve ağırlama<br />

sektörünün yatırımcılarını, otel ve<br />

restoranların üst düzey yöneticilerini,<br />

gastronomi profesyonellerini, F&B<br />

direktörlerini, satın alma müdürlerini,<br />

şefleri, gastronomi yazarlarını, gastronomi<br />

ve turizm endüstrisinin destekçilerini,<br />

seyahat acentelerini, marin turizmi<br />

profesyonellerini ve sektöre değer katan;<br />

aralarında Ali Bahar, Melih Şahinöz, Kaan<br />

Kaşif Kavaloğlu, Tayyar Zaimoğlu, Zeki<br />

Özen, Ramazan Bingöl, Ali Can Aksu,<br />

Osman Ayık, Cengiz Barut, Mehmet Bahar,<br />

Ece Tonbul, Uğur Talayhan, Hediye Güral,<br />

Sadettin Cesur, Ömür Akkor, Maksut<br />

Aşkar, Cihan Kıpçak ve dünyaca ünlü<br />

Michelin ve Gault & Millau ödüllü şefler<br />

Thomas Bühner, Yoshizumi Nagaya,<br />

Javier Cocheteaux, Javier Cocheteaux T.<br />

Joe Barza, Cristina Bowerman ve Luigi<br />

Taglienti’yi ağırladık.<br />

“Markalaşmada destinasyon<br />

çekicilik unsuruna odaklandık”<br />

Türkiye’nin gastronomi turizminde<br />

markalaşması için destinasyon çekicilik<br />

unsurunun ön plana çıkarılmasına<br />

odaklanan zirve, iki gün boyunca<br />

gerçekleştirilen birçok etkinlik ile<br />

paydaşlar arasında yeni diyaloglar<br />

kurulmasına vesile oldu. Türk gastronomi<br />

turizminin gelişimi, butik oteller, şehir<br />

otelleri, turizm destinasyonlarında<br />

restoranlar, gıda tedarik zincirleri ve<br />

seyahat acenteleri gibi önemli yapı<br />

taşlarının derinlemesine incelendiği<br />

panel ve konferanslarda, dünyadan ve<br />

Türkiye’den yatırımcılar, işletmeciler ve<br />

gastronomi profesyonelleri konuklara<br />

sektörel bilgi ve deneyimlerini aktardı.<br />

Oturumların yanı sıra workshop’lar, çözüm<br />

gösterileri ve tadım deneyimlerinin de<br />

yer aldığı organizasyonda, ziyaretçiler<br />

ayrıca ulusal ve uluslararası gıda, içecek,<br />

endüstriyel mutfak, turizm, masa üstü<br />

ekipman firmaları ve daha fazlasının<br />

ürünlerini sergiledikleri stantları ziyaret<br />

etme imkânı yakaladı.”


78<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel<br />

UFS, FSUMMIT’TE<br />

<strong>2023</strong>’ÜN BITKISEL BESLENME<br />

TRENDLERINI PAYLAŞTI<br />

Unilever’ın ev dışı gıda tüketimi sektörüne hizmet veren markası Unilever Food<br />

Solutions, FSUMMIT <strong>2023</strong>’te bu yılın bitkisel beslenme trendlerini sektörle paylaştı.<br />

Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen<br />

Uluslararası Turizm<br />

Gastronomisi Yatırımları ve<br />

Ağırlama Zirvesi FSUMMIT; turizm ve<br />

gastronomi paydaşlarını, gıda sektörü<br />

profesyonellerini, restoran sahiplerini<br />

ve birbirinden ünlü şefleri “All Together:<br />

Destination & Branding” teması ile bir<br />

kez daha bir araya getirdi. Zirvenin ana<br />

sponsoru olan Unilever Food Solutions,<br />

<strong>2023</strong> yılının bitkisel beslenme trendlerini<br />

sektörle paylaşırken portföyünde<br />

yer alan ürünlerle hazırladığı bitki<br />

bazlı beslenmeye uygun lezzetleri<br />

katılımcıların deneyimine sundu.<br />

Tokgöz: “Gıdada sürdürülebilirliğin<br />

anahtarı bitkisel beslenme”<br />

“All Together: Destination & Branding”<br />

temasıyla gerçekleştirilen zirvede,<br />

gastronomi sektörünün önde gelen<br />

isimleri konuşmacı olarak yer aldı.<br />

FSUMMIT <strong>2023</strong> ana sponsorluğunu<br />

ve oturum sahipliğini Unilever Food<br />

Solutions’ın yaptığı “Türkiye’de Bitkisel<br />

Beslenme ile Markalaşmak” panelinde<br />

Unilever Food Solutions Genel Müdürü<br />

Yılmaz Tokgöz, Elvan Odabaşı ve Çiğdem<br />

Seferoğlu söz aldı. Unilever Food<br />

Solutions Pazarlama Müdürü Didem<br />

Molay Sevin’in moderatörlüğünde<br />

gerçekleşen panelde; bitkisel beslenme<br />

trendleri ve Unilever Food Solutions’ın<br />

ev dışı tüketim sektörüne kazandırdığı<br />

bitki bazlı beslenme çözümleri<br />

paylaşıldı. Bitki bazlı beslenme trendinin<br />

yükselişine dikkat çeken Yılmaz Tokgöz:<br />

“Tüm dünyada yaşanan enflasyonun<br />

izleri menülerde de karşımıza çıkmaya<br />

başladı. Menülerdeki et yemekleri<br />

giderek azalıyor ve yerini sebzeler<br />

alıyor. Bitki bazlı besinlerin artışında,<br />

5 yıl içinde çift haneli rakamlar<br />

görmeyi bekliyoruz.” dedi. Sözlerine;<br />

“Yalnızca enflasyon değil; sağlık ve<br />

etik duruş bitkisel bazlı beslenmede<br />

önemli bir etken. Dengeli bir bitkisel<br />

beslenme alternatifinin, yoğun olarak<br />

et tüketilen beslenme türlerinden<br />

genellikle daha sağlıklı olduğu artık<br />

biliniyor. Bireyler bitkisel beslenerek<br />

hem çevreyi korumaya hem de hayvan<br />

refahına katkı sunuyor. Tüm bunları göz<br />

önünde bulundurarak biz de bitkisel<br />

beslenmenin sürdürülebilirliğin anahtarı<br />

olduğuna inanıyoruz.” diye devam etti.<br />

Geleceğin Menüleri raporunun<br />

global lansmanına değindi<br />

Tokgöz; 9 Mart’ta, Unilever’ın<br />

Hollanda’da yer alan gıda inovasyon<br />

merkezi Hive’da gerçekleşen<br />

Geleceğin Menüleri raporunun global<br />

lansmanına değindi. Lansmanda<br />

1600’den fazla şefin öngörüsüyle ve veri<br />

analizlerine dayanan 8 trend, sektörle<br />

paylaşıldı. “Hive’da global lansmanını<br />

gerçekleştirdiğimiz raporumuzun<br />

Türkiye lansmanını da şimdi,<br />

FSUMMIT’te sizlerle gerçekleştiriyoruz.”<br />

diyerek şu cümlelerle konuşmasını<br />

sonlandırdı: “Yüzlerce şefin öngörüsüyle<br />

hazırladığımız Geleceğin Menüleri<br />

<strong>2023</strong> raporumuzda yer alan 8 trendin<br />

3’ü doğrudan bitkisel beslenmeyle<br />

ilgili. Şefleri ve sektörü bitkisel<br />

beslenme hakkında bilgilendirmeye,<br />

tarifler sunmaya ve bu konuda onları<br />

desteklemeye devam ediyoruz.”<br />

Bitki bazlı reçeteler katılımcılarla<br />

buluştu<br />

Dünyanın en büyük gıda üreticilerinden<br />

biri olan Unilever’in ev dışı gıda<br />

sektörüne hizmet veren markası UFS;<br />

alanda bulunan standında, portföyünde<br />

yer alan ürünleriyle hazırladığı bitki<br />

bazlı reçeteleri, FSUMMIT <strong>2023</strong><br />

katılımcılarına sundu. Knorr Sebzeli<br />

Çeşni, Knorr Sarımsaklı Çeşni, Knorr<br />

Pratik Patates, Knorr Panko Çıtır<br />

Kaplama ürünleriyle hazırlanan<br />

lezzetler; deneyenlerin beğenisini<br />

kazandı. Ürünlerin kullanımına dair<br />

ipuçları taşıyan reçeteler şeflere ve<br />

sektör profesyonellerine ilham verdi.<br />

UFS standında yer alan Knorr Arrabiata<br />

Sos, Barbekü Sos, Napoliten Sos,<br />

Noodle Sos, Teriyaki Sos gibi çok çeşitli<br />

bitkisel beslenmeye uygun soslar büyük<br />

ilgi topladı.<br />

Etkinlik alanında bulunan diğer<br />

Unilever Food Solutions standı ise<br />

Geleceğin Menüleri hakkında sektör<br />

profesyonellerini bilgilendirdi. <strong>2023</strong><br />

yılı için belirlenen 8 gıda trendinin<br />

paylaşıldığı stant, 2 gün boyunca<br />

meraklılarını ağırladı.


80<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro aktüel<br />

Antakya künefesi de<br />

artık AB tescilli!<br />

AB, Antakya künefesini tescilli coğrafi işaret olarak<br />

kabul ederek koruma altına aldı. Hatay'ın meşhur<br />

gastronomi ürünü, tescil belgesinde ve ürün<br />

şartnamelerinde yer alan tekniklerle ilgili bölgelerde<br />

üretilebilecek.<br />

Antakya künefesinin coğrafi işaret tesciline ilişkin karar, AB<br />

Resmi Gazetesi’nde yayımlandı. Böylece Antakya künefesi,<br />

taklit ve çağrıştırmaya karşı AB tarafından koruma altına alındı.<br />

Bu ürün, tescil belgesinde ve ürün şartnamelerinde yer alan<br />

tekniklerle ilgili bölgelerde üretilebilecek.<br />

Son kararlarla birlikte AB’nin coğrafi işaret listesinde Türkiye’den<br />

Antakya künefesi, Gaziantep baklavası, Aydın inciri, Bayramiç<br />

beyazı, Malatya kayısısı, Aydın kestanesi, Taşköprü sarımsağı,<br />

Milas zeytinyağı ve Giresun tombul fındığı olmak üzere 9 ürün<br />

bulunuyor. (Sözcü)<br />

İki yeni lezzet<br />

deneyimi<br />

Misafirlerini yeni lezzet<br />

yolculuğuna çıkarmaya<br />

hazırlanan Blum Coffee House,<br />

menüsüne yeni eklediği Tarçınlı<br />

Cappuccino ve Banoffee<br />

Shake ile kalpleri ısıtıyor.<br />

Soğuk havalarda içi ısıttığı gibi<br />

özgün reçetesiyle damakları<br />

da şenlendirmeye hazırlanan<br />

Tarçınlı Cappuccino, şeker<br />

ilave edilmeden doğal hurma<br />

suyu ile tatlandırılıyor. Tarçınla<br />

bambaşka bir deneyime<br />

dönüşen ‘Date Yourself’ Tarçınlı<br />

Cappuccino sağlıklı beslenmek<br />

ve klasik lezzetlerin ötesine<br />

geçmek isteyenlerin favorisi olmaya aday. İngiliz mutfağının sevilen<br />

lezzetlerinden, süt reçelli ve muzlu Banoffee pie ise artık milkshake<br />

olarak da Blum Coffee House’da sevenlerini bekliyor. Muzun,<br />

süt reçeliyle ahengini yoğun bir şekilde yaşatan Banoffee Shake,<br />

damaklarda hem keyifli hem de benzersiz bir tat bırakıyor.<br />

GTD’den depremzede<br />

üreticilere destek<br />

Gastronomi Turizmi Derneği,<br />

bir yıllık markası GT Anadolu<br />

ile depremzede üreticileri<br />

destekliyor. Depremden<br />

yara alan illerin Türkiye<br />

gastronomisine ciddi katkı<br />

sağladıklarına vurgu yapan<br />

Gastronomi Turizmi Derneği<br />

(GTD) Başkanı Gürkan<br />

Boztepe, yaklaşık bir yıldır<br />

GT Anadolu markasıyla süren<br />

yerel üretici desteklerini<br />

deprem sonrasında da<br />

sürdüreceklerini ifade ederek<br />

şöyle konuştu: “Yaklaşık bir<br />

yıldan beri yerel üreticiler ve kadın<br />

kooperatifleri ile oluşumunu gerçekleştirdiğimiz GT Anadolu markamız<br />

ile Anadolu kadınına destek sağlıyoruz. GT Anadolu Türkiye’nin önde<br />

gelen gastronomi şehirlerine kaynak sağlamak amacıyla kurulmuş<br />

bir oluşum. Bu kapsamda Anadolumuzun yaprak sarmasından<br />

Kahramanmaraş’ın biberine kadar 200’ü aşkın yerli üretimi Ticaret<br />

Bakanlığı desteğiyle yurt içi ve yurt dışındaki marketlerde satıyoruz.”<br />

İlk etapta Migros ve Macro Center’ın ardından Hepsiburada -Trendyol-<br />

PttAVM’lerde satışların başladığını belirten Boztepe, buradan elde<br />

edilen gelirlerin deprem bölgelerine aktarılmaya devam ettiği ifade etti.<br />

Boztepe, İstanbul başta olmak üzere diğer şehirlerden Anadolu’nun<br />

yerel üreticilerinden elde edilen ürünlere olan talebin artacağı inancını<br />

da sözlerine ekledi.<br />

Sağlıklı,<br />

lezzetli,<br />

Meksikalı<br />

Şehrin Meksikalısı Ranchero,<br />

soğuk havaların lezzetli<br />

dostu geleneksel çorbalarıyla<br />

damaklarda unutulmaz tatlar<br />

bırakırken, bağışıklığı da<br />

güçlendiriyor. Ranchero’nun<br />

özel baharat karışımlarıyla<br />

beraber yaklaşık dört saat<br />

kısık ateşte pişirilerek<br />

hazırlanan tavuk etinin,<br />

soğan, maydanoz, kişniş,<br />

totopos, avokado, ince<br />

kıyılmış marul ve turp ile<br />

servis edildiği Caldo de<br />

Pollo, içinde sağlık ve lezzet<br />

barındırıyor. Geleneksel kremalı ve peynirli Meksika fasulye çorbası<br />

Sopa de Frijol ise mekanın en klasik lezzeti. Soğan, sarımsak ve<br />

kapya birlikte yağda kavrulduktan sonra içine daha önce haşlanmış<br />

fasulyeler atılıp, kereviz sapı, tavuk suyu, karabiber ve kimyon<br />

eklenerek hazırlanan çorba, soğuduktan sonra mikserde çekilerek<br />

servis ediliyor. Yemeklerinde orijinal tariflerden ödün vermeyen<br />

mekan, mönüsündeki pek çok lezzetle birlikte servis edilen tortilla<br />

ekmeklerini, Meksika’dan özel olarak getirilen makinelerde günlük<br />

ve taze olarak hazırlıyor.


82<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro aktüel<br />

Yılların birikimi geleneksel<br />

lezzetleriyle bir arada<br />

Türk mutfağının enfes tatlarından olan tahin helvası geleneksel<br />

değirmenlerde özel olarak öğütülmektedir. Tatlı atıştırmalıkların<br />

en sağlıklı alternatifi, Seğmen Tahin Helvası farklı çeşitleri<br />

ve formları ile işletmenizin ekonomik bütçesine katkı sağlar.<br />

Piknik grubu ürünleri ile küçük gramajlarda, her biri ayrı ayrı<br />

paketlenen tahin helvası çeşitlerini de işletmeler ile buluşturan<br />

Seğmen, Türk damak zevkine en iyi şekilde hitap eden çeşitli<br />

ürünleri ile adeta bir enerji deposunu sizlere sunuyor. Siz de<br />

işletmenize değer katan, ekonomik Seğmen ürünlerine kolayca<br />

sahip olmak için 0312 267 55 10 veya pazarlama@segmen.com.tr<br />

üzerinden iletişime geçebilirsiniz.<br />

Süt endüstrisi yüksek katma<br />

değerli ürünlere odaklandı<br />

Karma Grup tarafından 02-03 Mart tarihlerinde süt endüstrisinden<br />

profesyonellere yönelik düzenlenen Süt Akademisi <strong>2023</strong>’te, yenilikçi<br />

teknolojilerin tüketicilerin yaşam kalitesini artıracak katma değerli<br />

ürünlere dönüşmesi süreci uzman isimlerle ele alındı. Üniversite<br />

ve sanayi arasında köprü rolü üstlenen akademiye, sektör<br />

profesyonelleri bu yıl da yoğun ilgi gösterdi. Süt endüstrisinde;<br />

üretimden Ar-Ge’ye, kaliteden finansa önemli görevler üstlenen<br />

çok sayıda katılımcı, iki gün boyunca Türkiye ve yurtdışından<br />

uzman isimlerden değerli bilgiler alma fırsatı buldu. Uzmanlar ve<br />

katılımcıların, interaktif bir ortamda görüş alışverişinde bulunduğu<br />

Süt Akademisi eğitimlerinin ilk gününde membran teknikleri ve<br />

yenilikçi teknolojilerle kullanımları sayesinde katma değeri yüksek<br />

ürünlerin nasıl üretilebileceği konusuna odaklanıldı. Membran<br />

teknikleri, fonksiyonel ürünler geliştirilmesi açısından üreticilere<br />

yenilikçi çözümler geliştirme imkanı veriyor. Programın ikinci<br />

gününde ise, süt işletmelerinde maliyet ekonomisi ve maliyet<br />

azaltıcı eylemler ele alındı. Sektördeki verimlilik artışı sağlayan yeni<br />

uygulamalar, tüketicilerin daha uygun fiyata süt ve süt ürünlerine<br />

ulaşması anlamına da geliyor.<br />

Türk balları kalitesini tescilledi<br />

Bu yıl ilk kez<br />

düzenlenen<br />

yarışmada pek çok<br />

ülkeden yüzlerce<br />

firmanın kendi<br />

üretimleri olan<br />

ballarla katıldığı<br />

Paris Bal Ödülleri<br />

<strong>2023</strong>’e (Paris<br />

International<br />

Honey Awards<br />

- PIHA), Türk<br />

arıcıları aldıkları<br />

ödüller ile damgasını vurdu. TÜBİTAK destekli projeler kapsamında<br />

çeşitli inovasyon ödülleri almış olup, “İyi Arıcılık” ve “Sürdürülebilir<br />

Arıcılık” uygulamalarını destekleyerek özellikle ülkemizde kovan<br />

stardardizasyonu ve verimlilikte kovanın önemi konularında farkındalık<br />

yaratan APİMAYE’nin desteği ile yarışmaya katılan Türk bal üreticileri,<br />

pek çok laboratuvar testi ve duyusal analiz kriterlerinden başarıyla<br />

geçerek ve yarışma sürecine dâhil ettikleri her ürünle ödül almaya<br />

hak kazanarak kalitelerini uluslararası alanda kanıtlamış oldu. Paris<br />

Bal Ödülleri için düzenlenen yarışmada ürünler ilk olarak laboratuvar<br />

testlerine tabi tutuldu. Bu testlerden başarı ile geçen ürünler, daha<br />

sonra aralarında, tarımsal gıda tedarik zincirlerine adanmış ve sektörün<br />

önde gelenlerinden olan İtalya Tarımsal Araştırma ve Ekonomi Konseyi<br />

(CREA) üyelerinin de yer aldığı jüri tarafından kalite, koku, doku ve lezzet<br />

kriterlerine göre değerlendirildi. Buna göre Apimaye’nin desteğiyle<br />

yarışmaya katılan Bin Şifa Balları platin ödül; Balıkesir Çam Salgı Balı,<br />

Balıkesir Çiçek Balı, Balıkesir Meşe Balı, Bee MySotis, Bingöl Çapakçur<br />

Bal, Gölbal, Soner’s Honey, Şenli Bingöl Bal markaları ise altın ödül<br />

almaya hak kazandı.<br />

Yemekseverlere<br />

özel Omakase<br />

menü<br />

Galataport’un en güzel<br />

lokasyonunda Boğaz<br />

manzarasına karşı<br />

konumlanan, çağdaş Japon<br />

Robatayaki mutfağı Roka,<br />

yeni menü alternatiflerini<br />

yemekseverler ile bir<br />

araya getirmeye devam<br />

ediyor. Set menüsünde<br />

imza yemeklerinden pek<br />

çok seçeneğe yer veren<br />

mekanda; başlangıçlardan<br />

limon ve acı biber soslu<br />

akya tartar, acılı mayonez<br />

ile ton balığı avokado maki,<br />

sirkeli soya sos ile dana eti ve zencefil gyoza ve yuzu schichimi<br />

tentsuyu soslu sebze tempuraya ilave olarak Robata yemeklerinden<br />

1 alternatif seçilebiliyor. Robata tabaklarından limonlu sarımsaklı<br />

miso ile sedir ağacında fırınlanmış tavuk, susamlı zencefilli acı sos<br />

ile bonfile, yuzu ve sivri biber glaze, kırmızı soğan turşusu ile çipura,<br />

konfit sarımsak ve miso ekmeği ile dana ilik teriyaki ve haşlanmış<br />

pirinç seçenekleri yer alıyor. Özel Omakase set menüsü, çeşitli imza<br />

başlangıçlarından ve seçilecek bir robata yemeğinden oluşuyor.


84<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel<br />

Depremzede<br />

kadınlara destek<br />

Happy Moon’s ve kullanıcıların attığı adımlar<br />

sayesinde deprem bölgesine destek olan Help<br />

Steps, afetzede dar gelirli kadınlara destek<br />

olmak için bir iş birliği yaptı. Google Play’den<br />

ve App Store’dan ücretsiz olarak Help Steps<br />

uygulamasını indiren kullanıcılar cep telefonları<br />

cebindeyken tüm gün her zamanki gibi yürüyor.<br />

Bu adımlar aynı zamanda bir adımsayar olan Help<br />

Steps uygulamasında birikiyor. Ardından akşam<br />

saat 24.00 olmadan kullanıcılar uygulamaya girip ‘Adımlarımı HS’ye<br />

çevir’ butonuna basıyor ve kısa bir reklam izliyor. Adımları HS puanına<br />

dönüşen kullanıcılar bu puanları STK'lara bağışlıyor.<br />

Happy Moon's ile yapılan iş birliği ile de Help Steps'e Happy Moon’s<br />

kodu ile üye oluyorsunuz, şubelerdeki masa üzerlerinde yer alan<br />

Happy Moon's- KEDV kampanyasının QR kodlarını okutuyorsunuz.<br />

Happy Moon's senin adına KEDV'in deprem bölgelerindeki kadınlar<br />

için "Kadınların Liderliğinde Hayat Yeniden Yeşerecek" kampanyasına<br />

10.000 HS destekte bulunuyor. KEDV’in “Kadınların Liderliğinde Hayat<br />

Yeniden Yeşerecek!” dediği proje kapsamında; kadın kooperatifleri<br />

aracılığıyla ilk aşamada barınma, gıda, hijyen gibi acil ihtiyaçların<br />

karşılanması ve ardından da kadın kooperatiflerinin yeniden<br />

güçlenmesi, yeni geçim kaynakları oluşturulması, kadın-çocuk<br />

merkezlerinin yeniden işler hale gelmesi ve yenilerinin kurulması gibi<br />

uzun dönem planlar hayata geçirilecek.<br />

Afet bölgesindeki<br />

restoranlara destek<br />

Türk mutfak kültürüne ve<br />

değerlerine sahip çıkma<br />

amacıyla çalışmalarını<br />

sürdüren Metro Türkiye,<br />

“Benim İşim, Benim<br />

Mutfağım” projesi ile<br />

Hatay, Kahramanmaraş<br />

ve Malatya’da bu kültürü<br />

yaşatan ancak deprem<br />

nedeniyle hasar gören<br />

restoranlara yeniden ayağa<br />

kalkabilmeleri için can suyu oluyor. Yeme-içme sektörünün en<br />

önemli iş ortaklarından biri olarak üstlendiği sorumlulukla Türk<br />

mutfağının sürdürülebilirliğine destek veren çalışmalara imza atan<br />

Metro Türkiye, Ramazan ayı boyunca Gastronometro’nun kapılarını<br />

dört restorana açacak. Metro Türkiye, Gastronometro platformunu<br />

restoranların kullanımına açmanın yanı sıra iftar davetlerinde<br />

kullanılacak ürünlerin tamamını karşılayacak; şef ekibi ve servis<br />

elemanları ile de bu restoranlara destek olacak. Proje kapsamında<br />

Antakya Sultan Sofrası, Maraş Paça Kebap <strong>Restaurant</strong>, Malatya<br />

Hacı Baba <strong>Restaurant</strong> ve Antakya Pöç Kasabı ve Kebap Salonu’nun<br />

yöresel lezzetleri ile iftar organizasyonları düzenlemesi için fırsat<br />

sunan Metro Türkiye, restoranların elde edeceği gelir ile tekrar<br />

ayağa kalkmalarını ve bölgenin mutfak kültürünün yaşamaya<br />

devam etmesini hedefliyor.<br />

Hatay’dan limonu ihraç edin çağrısı<br />

Depremden etkilenen illerde<br />

tarımsal üretimin sürdürülebilirliği<br />

için güçlerini birleştiren Güvenilir<br />

Ürün Platformu ile Gıda<br />

Perakendecileri Derneği, "Haydi<br />

Türkiye Şimdi Hasat Zamanı"<br />

projesi kapsamında Hatay'ın Arsuz<br />

ilçesinde üreticilerle bir araya<br />

geldi. 6 Şubat'taki depremlerden<br />

etkilenen Arsuz'da sebze ve meyve üreticilerini ziyaret eden yetkililer,<br />

limon bahçelerinde incelemelerde bulundu. Üreticilerin sorunlarını<br />

dinleyen yetkililer, ardından Nazım Hikmet Kültür Merkezi'de basın<br />

toplantısı düzenledi. Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı Alp<br />

Önder Özpamukçu, "Burada hasat noktasında sıkıntı yaşanan limon<br />

ve maydanoz başta olmak üzere alımlar yaptık, yapmaya da devam<br />

ediyoruz. Buradaki limon konusu, sadece iç tüketimle çözülecek bir<br />

konu değil, dış pazarda da satmamız gerekiyor. Zincir marketlerde bu<br />

ürünlerin toplam tüketimi meyve-sebze kategorisi içinde yüzde 10-15'ler<br />

mertebesinde. Burada, 200 bin tonun üzerinde ürün üretiliyor, biz<br />

zincir marketlerde yıllık yaklaşık 40 bin ton limon tüketebiliyoruz. Bu<br />

rakamın da 80-100 bin tonu zaten ihracata gitmesi gerekiyor. Mutlaka<br />

buraya ihracatçıların ayrı bir ihtimam göstermesi gerekiyor. Buradaki<br />

firmalar büyük hasar almışlar ve kabiliyetlerinden yoksunlar. O yüzden<br />

burada böyle bir temel ihtiyaç var. Biz perakendeciler olarak hem kendi<br />

tedarikçilerimizi hem de sahadan gelen bilgilerle diğer üreticileri de<br />

destekliyoruz. Ürünlerin alınmasıyla ilgili çalışma yapıyoruz. Şu ana<br />

kadar 30-40 tır mal çekimi oldu ve daha da devam ediyor." diye konuştu.<br />

Söke, unlu<br />

mamuller pazarına<br />

giriyor<br />

41 yıldır profesyonel mutfakların destekçisi<br />

Söke, 20 Mart Dünya Un Günü kapsamında<br />

özel bir etkinlik gerçekleştirdi. Usla’da<br />

düzenlenen etkinlikte konuşan Söke<br />

Pazarlama Direktörü Ozan Türk, “Söke<br />

olarak hem nihai tüketiciye hem de<br />

Söke Profesyonel ürün gruplarımızla<br />

fırıncılarımıza ve Horeca’ya hitap ediyoruz. Söke Profesyonel<br />

ürünleriyle birçok restoranda yediğiniz, satın aldığınız ekmeğin<br />

içerisinde Söke lezzeti var. Klasik bir un firması olmanın ötesinde<br />

günün değişen şartları çerçevesinde tüketicilerimizin amaçlarına<br />

uygun ürünleri sunuyoruz. Glutensiz unlarımız, kek mikslerimiz,<br />

tahıl unlarımız bunlardan sadece birkaçı.” dedi. Yakın bir zamanda<br />

markanın unlu mamulleriyle de Horeca pazarındaki yerini alacağını<br />

duyuran Türk, konuşmasının devamında unun tarihimizdeki binlerce<br />

yıllık geçmişini anımsatarak şöyle devam<br />

etti: “Göbeklitepe insanlığın ilk gıdası<br />

buğdayın da anavatanı. İnsanlığın bu<br />

temel gıdası için 20 Mart Dünya Un Günü<br />

olarak kabul edildi. Dünya Un Günü<br />

kapsamında bugün sizlere Ulusoy Un<br />

çatısı altına giren Söke’yi Şef Barbaros<br />

Yoloğlu’nun tarifleri eşliğinde keyifli bir<br />

workshop etkinliğiyle anlatmak ve yeni<br />

yatırım müjdemizi vermek istedik.”


hotel restaurant<br />

86 & hi-tech<br />

dosya / ramazan özel<br />

Aila’da Michelin yıldızlı<br />

iftar sofraları<br />

Michelin Rehberi İstanbul <strong>2023</strong>’ün ilk seçkisinde tavsiye edilen<br />

restoran seçilen Aila, Mutfak Şefi Kemal Can Yurttaş tarafından<br />

Anadolu’nun zengin mutfak mirasından ilham alınarak<br />

hazırlanan geleneksel lezzetlerin, klasik Türk müziği ezgileri<br />

eşliğinde sunulduğu iftar menüsüyle misafirlerini ağırlıyor.<br />

Fairmont Quasar Istanbul’un bahçe katında yer alan ve Anadolu<br />

mutfağının şehirdeki en iyi temsilcilerinden Aila’nın iftar<br />

menüsünde zengin iftariyelikler, tıpkı bir aile sofrasındaki gibi<br />

paylaşım esası ile masaya servis edilen soğuk başlangıçlar ve<br />

ara sıcakların yanı sıra seçmeli ana yemekler ve leziz tatlı büfesi<br />

yer alıyor. Dostlarla ve aileyle paylaşılan, hem damaklara hem<br />

de ruha dokunan Aila’nın iftar sofraları 23 Mart -20 <strong>Nisan</strong> <strong>2023</strong><br />

tarihleri arasında sizlere benzersiz bir lezzet şöleni yaşatacak.<br />

Boğaz’da iftarın adresi…<br />

Buba’s Bosphorus, Ramazan<br />

ayı boyunca misafirlerini iftarda<br />

eşsiz Boğaz manzarası ve Türk<br />

mutfağının sevilen lezzetleri<br />

eşliğinde, her zamanki içten<br />

misafirperverliğiyle ağırlıyor.<br />

İftar sofrasında özenle seçilen<br />

ve geleneksel şekilde ev usulü<br />

hazırlanan tarifler yer alıyor. İftar<br />

sofrasında başlangıç, mekanın<br />

tümü Silivri Kurfallı’daki<br />

çiftliğinden gelen pastırma,<br />

peynir ve kaymağı ile Kadıköy<br />

Çarşı’nın meşhur esnafı Eta<br />

Bal’dan alınan karakovan balı<br />

gibi özenle seçilmiş lezzetlerle<br />

yapılıyor. Mekanın çok iddialı<br />

olduğu bol malzemeli paçanga<br />

böreği ve her güne özel yapılan<br />

sıcacık tencere yemekleri<br />

geleneksel iftar sofralarının sıcaklığını yaşatıyor. Güllaç ve Osmanlı<br />

şerbeti ev yapımı usulü hazırlanıyor. Sınırsız çay ve her güne özel sürpriz<br />

lezzetler de menüye dahil oluyor.<br />

Ramazan'a Jumbo Patisserie yorumu<br />

Çizginin ötesinde iz bırakan özgün ve<br />

zamansız tasarımlarıyla 76 yıldır her<br />

dönemin tercih edilen markası olan<br />

Jumbo, geçtiğimiz yıl Göktürk ve Etiler’de<br />

hayata geçirdiği Fransız Patisserie<br />

konseptindeki deneyim mağazalarında,<br />

misafirlerine yüksek kaliteli malzemelerle<br />

hazırlanmış rafine lezzetler sunmaya<br />

devam ediyor. Jumbo Patisserie’nin<br />

mevcut tatlılarına ek olarak Ramazan<br />

ayına özel hazırlanan baklava ve hurma<br />

pastaları, lezzetleri ile damaklarda iz<br />

bırakırken sanatsal tasarımlarıyla da<br />

misafirlerine benzersiz bir deneyim<br />

yaşatıyor. Şef Kübra Yaman’ın ‘edible art’ konseptiyle, klasik Türk<br />

lezzetlerini Fransız Patisserie tarzında yeniden yorumlayarak<br />

hazırladığı baklava ve hurma görünümlü Fransız pastaları,<br />

lezzetiyle olduğu kadar görseliyle de iddiasını destekliyor. Üzeri<br />

çikolata ve Antep fıstığı kaplı baklava tatlısı; çıtır baklava hamuru,<br />

Antep fıstığı ve manda kaymağının dengeli uyumundan oluşuyor.<br />

Hurma görünümündeki hurma pastasının içerisinde ise hurmadan<br />

yapılan kek, ezme ve mousse ile birlikte hurma lezzetini dengeleyen<br />

tahinli çıtır katman yer alıyor.<br />

Ramazan ruhu<br />

Wish More <strong>Hotel</strong> İstanbul’da<br />

İstanbul’un en merkezi semtlerinden biri olan Bayrampaşa’da yer<br />

alan Wish More <strong>Hotel</strong> İstanbul, Ramazan ayına özel hazırladığı farklı<br />

çeşitlerdeki iftar menüleriyle misafirlerini aileleri ve sevdikleriyle<br />

birlikte ağırlamaya hazırlanıyor. Otelin Executive Şefi Muhittin<br />

Kabasakal’ın ve deneyimli mutfak ekibinin hazırlamış olduğu<br />

iftar menülerinde; lezzetli zeytinyağlılar, iftariyelikler, et ve tavuk<br />

alternatiflerinden oluşan ana yemekler, ramazan pideleri, çorba<br />

çeşitleri, ara sıcaklar ve geleneksel tatlılara kadar birçok lezzet 4<br />

farklı menü seçeneği ile misafirlerin beğenisine sunulacak. Daima<br />

beklentilerden daha fazlasını yerine getirme misyonuyla hizmet<br />

sunan otelde, münferit rezervasyonlara özel beyaz et ve kırmızı et<br />

olmak üzere iki farklı menü seçeneği de yer alacak.


88<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

fuar<br />

ÇUKUROVA ISI, ISH’DE ISITMA<br />

TEKNOLOJILERIYLE YER ALDI<br />

Isıtma sektörünün lideri Çukurova Isı, işletmelere ve endüstriyel tesislere yüksek<br />

verimlilik ve konfor sunan elektrikli ve radyant ısıtma çözümleri ile dünyanın önde gelen<br />

iklimlendirme fuarı ISH <strong>2023</strong>’te yer aldı.<br />

Çukurova Isı, 13 - 17 Mart<br />

tarihleri arasında Almanya’nın<br />

Frankfurt şehrinde düzenlenen<br />

ISH Frankfurt Fuarı’na katıldı. HVAC<br />

sektörünün buluşma noktası olarak<br />

konumlanan fuarda yeni nesil radyant<br />

ve elektrikli ısıtma çözümleriyle fark<br />

yaratan şirket, ziyaretçilerden tam<br />

not aldı. Beş gün süren fuar boyunca;<br />

Goldsun elektrikli ısıtıcıları, Goldun<br />

seramik plakalı radyant cihazları,<br />

Blackheat ve Silversun markalı borulu<br />

tip radyant ısıtıcıları ziyaretçilerin<br />

beğenisine sundu.<br />

Ecodesign Direktifi’ne (ErP) uygun<br />

olarak geliştirildi<br />

Çukurova Isı, daha önce ithal ettiği;<br />

ancak <strong>2023</strong> yılının Ocak ayından itibaren<br />

kendi teknolojisiyle Gebze fabrikasında<br />

üretmeye başladığı Goldsun CPH<br />

seramik plakalı radyant ısıcıları da ilk<br />

kez ISH Frankfurt Fuarı’nda sergiledi.<br />

Avrupa Komisyonu’nun enerji<br />

verimliliğini arttırma ve karbon<br />

emisyonlarını azaltma hedefleri<br />

doğrultusunda hazırlanan Ecodesign<br />

Direktifi’ne (ErP) uygun olarak<br />

geliştirilen Goldsun CPH seramik plakalı<br />

radyant ısıcılar, düşük emisyon değerleri<br />

ile sınıfının en çevreci teknolojisi olarak<br />

tanımlanıyor. Fuarın ilgi odağı olan<br />

Goldsun CPH, ısıtmanın güç olduğu;<br />

yüksek, büyük ve izolasyonu olmayan<br />

işletmelerde, lokal (bölgesel) ve spot<br />

(noktasal) ısıtma özelliği ile ısıtma<br />

giderlerinden yüzde 70’lere varan<br />

oranlarda tasarruf sağlıyor. Doğalgaz<br />

veya LPG ile çalışma imkânına sahip<br />

olan Goldsun CPH, enerjiden tasarruf<br />

etme ve maliyeti en aza indirmenin yanı<br />

sıra kalite, performans ve konfor gibi<br />

özellikleriyle öne çıkıyor.<br />

Isıtmada yüzde 94,6’lara varan<br />

yanma verimi sağlıyor<br />

Fuarda sergilenen bir diğer teknoloji<br />

ise Blackheat borulu radyant ısıtma<br />

sistemleri oldu. Çukurova Isı’nın<br />

30 yılı aşkın bir süre distribütörü<br />

olduğu Amerikan Roberts Gordon<br />

LLC firması ile 2021 yılının son<br />

çeyreğinde imzaladığı lisans anlaşması<br />

ile Türkiye’de üretmeye başladığı<br />

Blackheat borulu radyant ısıtma<br />

sistemleri de sağladığı yüksek verimlilik<br />

değerleriyle ziyaretçilerden tam not<br />

aldı. Çukurova Isı’nın Türkiye’de<br />

üretip; AB ülkelerine, İngiltere’ye ve<br />

Türkiye’nin çevresindeki ülkelere ihraç<br />

ettiği Blackheat borulu radyant ısıtma<br />

sistemleri, ısıtmada yüzde 94,6’lara<br />

varan yanma verimi sağlayarak,<br />

işletmelerin ve endüstriyel tesislerin<br />

ısıtmasında yüzde 50’lere varan<br />

oranlarda enerji tasarrufu sağlıyor.<br />

Hızlı, konforlu ve yüzde 40 daha<br />

tasarruflu<br />

Fuarda yer alan Goldsun Elite serisi<br />

seramik plakalı radyant ısıtıcılar da<br />

ziyaretçilerden tam not aldı. Başta<br />

cafe ve restoranlar olmak üzere farklı<br />

sektörlerdeki birçok işletmenin açık<br />

alanlarını; hızlı, konforlu ve yüzde<br />

40 daha tasarruflu bir şekilde ısıtan<br />

Goldsun Elite seramik plakalı radyant<br />

ısıtıcılar, 600 derece sıcaklığa dayanıklı<br />

dış kasası ile açık alanlarda uzun yıllar<br />

kullanım avantajı da sunuyor.<br />

Mekânın ihtiyacına göre dizayn<br />

ediliyor<br />

Çukurova Isı’nın kaliteli ve özgün tasarım<br />

anlayışı ile açık alan ısıtmasında konfor<br />

ve tasarrufu bir arada sunmak amacıyla<br />

geliştirdiği Silversun Evo borulu radyant<br />

ısıtıcıları da fuarın öne çıkan ürünleri<br />

arasında yerini aldı. Rüzgârdan<br />

etkilenmeyen Silversun Evo borulu<br />

radyant ısıtıcılar, uzaktan kumanda<br />

veya programlanabilir kontrol panosu<br />

kullanılarak, ihtiyaca uygun şekilde<br />

ayrı ayrı çalıştırılabiliyor.Silversun Evo<br />

borulu radyant ısıtıcılar, borulardan<br />

çıkan ışınların yüzde 99’unun cisimlere<br />

yönlendirerek, daha verimli ve yoğun<br />

ısıtma sağlıyor. Cihazın bu özelliği onu<br />

piyasadaki borulu radyant ısıtıcılardan<br />

ayırıyor. Ayrıca ısıtıcılar, mekânın<br />

ihtiyacına göre dizayn edilebiliyor.


90<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

fuar<br />

Yeni pazarlara<br />

odaklandı<br />

120 ülkeden 5000’den fazla markayla birlikte gıda sektörünü<br />

tek merkezde toplayan Gulfood’a katılan Doruk Un; Afrika,<br />

Güney Amerika, Asya ve Orta Doğu’da yeni pazarlara odaklandı.<br />

Doruk Un Yönetim Kurulu Başkanı ve<br />

CEO’su Gürsel Erbap, ‘Türkiye'deki modern<br />

tesislerimizden dünyaya çeşitli kaliteli buğday<br />

unlarının ihracatına odaklanmaya devam<br />

ediyoruz. Doruk Un olarak bizi rakiplerimiz<br />

arasında öne çıkaran en büyük avantajımız,<br />

hem müşterilerimizi hem de pazarın özel<br />

gerekliliklerini göz önünde bulundurarak kaliteli<br />

ve ürüne özel un tedariği sağlamamız. Arzu edilen<br />

nihai ürünü elde etmek için çeşitli buğdayları<br />

harmanlama yeteneğimiz ve fırıncılık sektörüyle<br />

ilgili derinlemesine bilgimizden gelen kapsamlı<br />

deneyimimiz ile pazarda fark oluşturuyoruz. Farklı<br />

ambalajlarla gerçekleştirdiğimiz ihracatımız,<br />

bugün hem perakende hem de toplu olarak<br />

Panpan markamızın çatısı altında toplanıyor.<br />

Müşterilerimizin ülkelerindeki yeme içme<br />

alışkanlıklarındaki<br />

değişikleri ve<br />

farklılıkları<br />

inceleyerek yeni<br />

ürün portföyleri<br />

oluşturuyoruz. Sektörün en büyük gıda fuarı<br />

olan Gulfood’ta Afrika'da hem doğu hem de batı<br />

bölgeler, Güney Amerika, Asya ve Orta Doğu’da<br />

yeni pazarların olanaklarını araştırdık. Eski<br />

müşterilerimizle yaptığımız yeni bağlantılara<br />

ilave olarak bu bölgelerden 5 yeni firma ile<br />

anlaşma sağlayarak müşteri portföyümüze<br />

ekledik. Fuardaki görüşmelerimiz ve ikili<br />

ilişkiler neticesinde, mevcut portföyümüze<br />

yeni ihracat pazarları ekleme konusunda en az<br />

%10'luk bir artış öngörüyoruz.’ dedi.<br />

Orkide’ye<br />

Gulfood’da<br />

yoğun ilgi<br />

Gıda ve içecek sektörünün buluştuğu dünyanın en<br />

büyük gıda fuarlarından biri olan Gulfood <strong>2023</strong>, Birleşik<br />

Arap Emirlikleri - Dubai’de Dünya Ticaret Merkezinde<br />

20-24 Şubat tarihleri arasında düzenlendi. Gulfood’a<br />

her yıl katılan Orkide, ürün çeşitliliği ile standında<br />

ziyaretçilerden bu yıl da ilgi gördü.<br />

Bitkisel yağ sektöründe 1979’dan günümüze sürdürülebilir<br />

büyüme kaydeden, Türkiye’nin en büyük bitkisel sıvı yağ<br />

üreticilerinden olan Orkide, dış pazarda yaygın ihracat ağıyla<br />

100’e yakın ülkeye ürünlerini ihraç ediyor. Sıvı yağ, zeytinyağı,<br />

margarin, bitkisel susuz yağ, ev dışı tüketim ve pastacılık<br />

yağları ile endüstriyel yağ kategorilerinde sektörde en geniş<br />

ürün çeşitliliğine sahip olan Orkide; başta Ortadoğu, Körfez<br />

ve Afrika ülkelerine yönelik olmak üzere fuarda önemli iş<br />

bağlantıları sağladı. Dünyanın farklı ülkelerinde, yağlı tohumlu<br />

bitkilerin üretim durumu ve tüketicilerin damak tadına göre<br />

yoğun olarak kullanılan bitkisel yağlar değişiklik gösteriyor.<br />

Yüksek üretim teknolojilerine dayalı teknik altyapısıyla global<br />

standartlarda üretim yapan Orkide; ana kategorisi ayçiçek<br />

yağının yanı sıra bitkisel susuz yağ, kızartmalık yağ ve bitkisel<br />

margarin grubunda da ülkelerin mutfak kültürleri ve bitkisel<br />

yağ tüketim alışkanlıklarına göre ar-ge faaliyetleriyle yeni<br />

ürünler de geliştirip, ihraç ediyor. Orkide’nin “Non GE ve<br />

3-MCPD” özelliğine sahip, trans yağ ve kolesterol içermeyen<br />

bu ürünleri profesyonel mutfaklar için yaygın bir kullanım<br />

alanı sağlıyor.


92<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan<br />

IMPERIA<br />

RISTORANTE<br />

ILE<br />

YENI<br />

KONSEPT…<br />

BENZERSIZ<br />

DOKUNUŞLAR…<br />

İmperia Pizza, Türkiye’nin<br />

ilk “ekşimaya pizza” dükkanı<br />

olarak, 7 yıldır müşterilerine<br />

hizmet verdiği noktada, baştan<br />

aşağı bir renovasyondan<br />

geçerek, modern bir restorana<br />

dönüşüyor. Mekan, “İmperia<br />

Ristorante” olarak Etiler<br />

Armutlu’da kapılarını yeniden<br />

açmaya hazırlanıyor.<br />

İmperia Ristorante, Etiler Armutlu’da<br />

yeni markaların yer aldığı bölgede<br />

karşınıza beklenmedik, renkli<br />

bir ambians ve dinamizm olarak<br />

çıkıyor. İçeri girdiğiniz anda İmperia<br />

Ristorante’nin konforlu, sıcak ve ferah<br />

ortamı gözünüze çarpıyor. Mekanda,<br />

20 kişilik yemekli oturma düzenine ek<br />

olarak kahve içme alanı, bar ve bistro<br />

alanı bulunuyor. Bahar ve yaz aylarında<br />

girişteki kapılar da açıldığında şıklığı<br />

daha da belirgin hale gelecek İmperia<br />

Ristorante, heyecanla misafirleriyle<br />

buluşacağı anı bekliyor.<br />

İmperia, inovatif lezzetleri ve<br />

canlı tasarımıyla, işletmeci şef<br />

Yigal Biçaço’nun uzun süre<br />

yaşadığı New York’tan bir<br />

dükkanı andırıyor. Restoran,<br />

sokağı tamamen geride<br />

bıraktığınız ve nitelikli tatların<br />

habercisi olan kokusu ile sizi<br />

hemen ele geçiriyor. Yigal<br />

Biçaco’nun da belirttiği gibi<br />

“Bu yenilik aslen İmperia’nın<br />

zaman içerisinde geçirdiği<br />

lezzet evrimini, samimi ve sıcak<br />

bir ortamda sunma gerekliliği<br />

ile birleşmesini temsil ediyor”.


kendi mutfağında üretilen ekşimaya<br />

ekmekleri ile hazırlanan ve Fransız<br />

restoranlarında aperitif olarak<br />

karşımıza çıkan “tartin” leri de menüde<br />

hemen gözünüze çarpıyor.<br />

Mevsimsel mahsulleri de<br />

düşündüğünüzde, mekan sezonuna<br />

göre “sürpriz” lezzetlere hatta<br />

konularında uzman şeflerin davet<br />

edileceği “hususi yemek” günlerine<br />

hazırlanıyor. Yigal Biçaço,<br />

“Asıl odağımız, sadık müşterilerimize<br />

her geldiklerinde, sunumlarla<br />

ortamın birleştiği bir dükkan sunmak.<br />

İmperia Ristorante’yi keşfedecek<br />

misafirlerimize de ruhu olan iddialı bir<br />

mekan olduğumuzu hissettirmek” diye<br />

belirtiyor.<br />

İşletmeci şef Yigal Biçaço<br />

yönetiminde<br />

12 yıldır bu sektörde yaratıcı dükkan<br />

konseptleri ve menüleri ile dikkat<br />

çeken Yigal Biçaço, profesyonel<br />

mutfak eğitimine zaman içerisinde<br />

ekşimaya ekmek yapımını da katarak,<br />

müşterilerine sadece yerinde<br />

bulabilecekleri lezzetler hedefliyor<br />

ve onları en iyi şekilde ağırlamak için<br />

dükkanını da rahat, konforlu ve şık<br />

bir seviyeye taşıyor. “Uzun süredir<br />

fark yaratan markamıza özgün<br />

değerleri, masa servisi ile buluşturduk<br />

ve bundan sonra hayata geçirmek<br />

istediğimiz projelerin vitrini olması<br />

için doğduğu adresi değiştirmeden<br />

geliştirmeyi hedefledik” diyen Yigal<br />

Biçaço, dükkanın boyutunun da iş<br />

yemekleri, davet ve organizasyonlar için<br />

mükemmel bir alternatif olduğunun da<br />

altını çiziyor.<br />

Makarnalarıyla da iddialı<br />

Mekanikleşen ve birbirinin kopyası<br />

haline gelen menülerden uzak durmak<br />

isteyenler için, İmperia Ristorante;<br />

ekşimayalı incecik hamuru ve şaşırtıcı<br />

kombinasyonları ile İtalyan mutfağının<br />

vazgeçilmezi olan pizzalara ek<br />

olarak, menüde yer verdiği makarna<br />

çeşitlerini de tavsiye ediyor. Daha<br />

sofistike lezzetler arayanlar için


94<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan<br />

PIZZA IL FORNO<br />

16. ŞUBESIYLE NOKTA AVM’DE…<br />

İtalyan usulü pizzalarını özel taş fırınlarda pişirip servis eden Pizza İl Forno, Ankara’daki<br />

büyümesini sürdürüyor. Kuruluşundan bugüne Başkent’in dört bir tarafına yayılan marka,<br />

şehirdeki 16. şubesini Nokta AVM’de hizmete açtı.<br />

2013 yılında Ankara Çankaya’da,<br />

küçük bir mahalle pizzacısı olarak<br />

doğan Pizza İl Forno, misafirlerine<br />

sunduğu İtalyan işi özgün lezzetler ve<br />

zengin içerikli menüleriyle sektörüne<br />

farklı bir yaklaşım getirdi. 2015<br />

senesinde şubeleşmeye başlayan<br />

marka, Bilkent’te açtığı ikinci<br />

restoranıyla kısa sürede Başkentli lezzet<br />

tutkunlarının müdavimi haline geldiği<br />

mekanlardan birisi oldu. Ardından<br />

Ankara’nın farklı lokasyonlarında<br />

hizmete soktuğu yeni şubeleriyle<br />

büyümesini sürdüren Pizza İl Forno,<br />

taş fırında pişen İtalyan işi pizzalarını<br />

önce Eskişehir’e ardından İstanbul’a<br />

taşıdı. Özellikle zengin vegan mönüsü ve<br />

glütensiz fırın çalışmalarıyla öne çıkan<br />

ve şu anda 20 şubeye ulaşan marka,<br />

<strong>2023</strong> yılında Nokta Avm ile devam eden<br />

şubeleşme atağını sürdürüp, sene<br />

sonuna kadar Türkiye genelinde 35<br />

şubeye ulaşmayı hedefliyor.<br />

Ankaralılar çok seviyor<br />

Ankara halkının Pizza İl Forno<br />

lezzetlerini çok sevdiğini ve bu beğeni<br />

sayesinde<br />

Türkiye’ye<br />

yayılmaya<br />

başlayan bir<br />

marka haline<br />

geldiklerini<br />

söyleyen Pizza<br />

İl Forno CEO’su<br />

Caner Şener,<br />

“Sürdürülebilir<br />

ve yenilikçi<br />

bir mutfak”<br />

anlayışıyla<br />

çıktıkları yolda, hızla şubeleşmeye<br />

devam ettiklerini açıkladı. Çok yakında<br />

Ankara’da yeni şubelerin de yolda<br />

olduğunu söyleyen Şener, daha çok<br />

noktaya ulaşmak için çalıştıklarını ifade<br />

etti. Sundukları lezzetlere de değinen<br />

Şener “Restoranlarımızda klasik tatların<br />

yanı sıra sadece burada bulabileceğiniz<br />

İmza pizzalar, yüzde yüz dana eti ve<br />

vejeteryan ile vegan seçenekler bir<br />

arada yer alıyor. Üstelik glütensiz<br />

beslenen misafirlerimizin pizzalarını da<br />

ayrı fırınlarda pişirip servis ediyoruz”<br />

dedi.


96<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan<br />

HARREM CONCEPT<br />

ILK MEKANLARIYLA<br />

İSTANBUL VE<br />

ADANA’DA...<br />

Harrem, kahve ve alışveriş konseptini bir araya getirdiği kafelerini açmaya başladı. İstanbul<br />

Çengelköy ve Adana’da açılan Harrem Concept kafeler, Türkiye’de bir ilk olmasıyla da dikkat çekiyor.<br />

Doğal içerikli ürünleriyle çok<br />

sevilen Harrem markası, kafe<br />

konseptiyle bir ilke daha imza<br />

attı! Konuklarını modern ve geleneksel<br />

kahvelerin en lezzetli haliyle<br />

buluşturan Harrem Concept kafeler,<br />

markanın tüm ürünlerini de çatısı<br />

altında topluyor. İstanbul ve Adana’da<br />

eş zamanlı açılan Harrem Concept,<br />

kahve tutkunu ziyaretçilerine sunduğu<br />

özel lezzetlerle alışveriş deneyimini<br />

bambaşka bir boyuta taşıyor.<br />

Mekan tasarımıyla da dikkat çekiyor<br />

Kahve, kozmetik ve doğal ürünleri<br />

bir araya getirerek Türkiye’de bir<br />

ilke imza atan Harrem Concept<br />

kafeler; gül mayasından parfüm<br />

koleksiyonlarına, mistlerden krem ve<br />

serumlara, markanın tüm ürünlerini<br />

ziyaretçileriyle buluşturuyor. Mekan<br />

tasarımıyla da dikkat çeken Harrem<br />

Concept, Türk rengi turkuazın ön plana<br />

çıktığı dekorasyonunda, sonsuz sevgi<br />

ve bağlılığı ifade eden sümbüllere yer<br />

veriyor. Gül suyu akan çeşmesiyle<br />

sultanlara layık bir kafe olan Harrem<br />

Concept, İstanbul Çengelköy ve<br />

Adana’da ziyaretçileriyle buluştu.


98<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

dekorasyon<br />

SERAMIKSAN ISH FRANKFURT’TA<br />

Sürdürülebilir banyo çözümlerini tanıttı Seramik sektörünün global oyuncularının<br />

2 yılda bir en yeni ürünlerini sergilediği ISH Frankfurt Fuarı, bu kez 13-17 Mart <strong>2023</strong><br />

tarihlerinde gerçekleştirildi. “Sürdürülebilir bir gelecek için çözümler” mottosuyla<br />

düzenlenen fuarda, üretimde %0 atık ürün ve %0 atık su politikası benimseyen<br />

Seramiksan da en yeni ürünlerini tanıttı.<br />

İklim değişikliğinin her geçen gün<br />

etkisinin artırmasıyla birlikte<br />

sürdürülebilir üretime odaklanan<br />

endüstrilerin başında yer alan<br />

seramik sektörünün globaldeki önemli<br />

oyuncuları, 13-17 Mart tarihlerinde<br />

gerçekleştirilen ISH Frankfurt Fuarı’nda<br />

bir araya geldi. Bu yıl “Sürdürülebilir<br />

bir gelecek için çözümler” mottosuyla<br />

düzenlenen fuarda, Seramiksan da en<br />

yeni ve çevre dostu vitrifiye ürünleriyle<br />

yer aldı.<br />

Seramiksan Direktörü Süreyya Çağlar:<br />

“Globaldeki yüzlerce markanın<br />

ürünlerini görücüye çıkardığı bu<br />

fuarlar sayesinde, hem yurt dışındaki<br />

marka bilinirliğimizi artırıyor hem de<br />

Türk seramik sektörünün gücünü ve<br />

kalitesini kanıtlıyoruz. 2015 yılından<br />

itibaren düzenli olarak katılım<br />

sağladığımız ISH Frankfurt Fuarı’nda da<br />

%0 atık ürün ve %0 atık su politikasıyla<br />

ürettiğimiz en yeni ve çevre dostu<br />

vitrifiye ürünlerimizi sergiledik.<br />

Ziyaretçilerimizi şeffaflık ilkesiyle dizayn<br />

ettiğimiz 200 metrekarelik standımızda<br />

ağırladık. ISH, başta Avrupa olmak<br />

üzere, 60’tan fazla ülkeye yaptığımız<br />

ihracatın hacmini büyütmemizde<br />

önümüzü açan, sektörümüzün en<br />

önemli uluslararası etkinliklerinden<br />

biri.”<br />

Çevre dostu vitrifiye ürünleriyle su<br />

tasarrufu sağlıyor<br />

Seramiksan’ın fuarda sergilediği<br />

ürünler arasında, Seramiksan Hygiene<br />

yüzey teknolojisine sahip 2,5- 4,5 litre<br />

suyla temizlik, hijyen ve tasarrufu<br />

bir arada sunan vitrifiye serileri<br />

öne çıktı. Bunun yanı sıra 24 saat<br />

kullanılmadığında kendi kendine hijyen<br />

sifonu yapan, 0,8 litre su tüketimi ile<br />

tasarruf sağlayan HILL Akıllı pisuvarda<br />

sürdürülebilirliği kendine özgü zarif<br />

tasarım çizgileriyle buluşturuyor. Asma<br />

klozet ve bide çeşitliliğiyle birbirini<br />

tamamlayan HILL serisine yeni eklenen<br />

kanalsız HILL Rim-out klozet gövdeye<br />

entegre taharet musluğu, sıcak ve<br />

soğuk su bağlantısıyla banyolarda<br />

konforlu bir deneyim sunuyor. Aura<br />

Koleksiyonuna yeni eklenen Form ve<br />

Sole tezgâh üstü lavabolar ise sade<br />

tasarımı ve geniş haznesiyle banyolarda<br />

konforlu ve işlevsel kullanım alanları<br />

sunmayı vadediyor.<br />

Banyolarda neoklasik esintilerle<br />

yeni bir tasarım anlayışı<br />

Doğanın canlılığını 8 farklı renk<br />

seçeneğiyle Aura lavabo koleksiyonuna<br />

taşıyan Seramiksan, Satürn lavabo<br />

serisine yeni eklediği Rim-out asma<br />

klozet ve bidelerle kullanıcılara konforlu<br />

banyolar yaratma olanağı tanıyor. Banyo<br />

mobilyalarıyla uyumlu etajerli lavabo<br />

ve klozetin yer aldığı Victorian serisi de<br />

banyolara neoklasik dönemin izlerini<br />

taşıyor.


I S T A N B U L K A H V E F U A R I


100<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

dekorasyon<br />

Tilia ve Fırat Neziroğlu’dan<br />

60. YILA ÖZEL IŞ BIRLIĞI<br />

İnsana, tasarıma ve dünyaya gösterdiği özenle 60 yılı aşkın süredir kalıcı değerler üreten<br />

Tilia, 60. yılını aynı değerlerde buluştuğu sanatçı Fırat Neziroğlu iş birliği ile kutluyor.<br />

Altmış yıl önce, iyi tasarlanmış,<br />

benzersiz, ihtiyaçları doğru<br />

anlayan, kaliteli ve erişilebilir<br />

ürünler üretme vizyonuyla yola çıkan<br />

Tilia, hayatın akışı içinde gerçek<br />

ihtiyaçlara cevap verebilme yeteneğini,<br />

Uluslararası Dokuma Sanatçısı Fırat<br />

Neziroğlu’nun yeteneği ile birleştirdi.<br />

Sanatçının Tilia markasının 60.yılı için<br />

tasarladığı “Balance-Denge” isimli özel<br />

tasarım sandalye; üzerinde barındırdığı<br />

motiflerle hayatın, evrenin ve geleceğin<br />

dengesini yansıtıyor. Sanatçının günün 3<br />

hali olan; sabah, öğle ve akşamı temsil<br />

eden seçtiği özel kumaşlar ve motiflerle<br />

tasarlanan özel sandalye aynı zamanda<br />

deneyimlendiğinde vücuda masaj yapan<br />

ergonomik bir yapıya da sahip.<br />

İnsana, tasarıma ve dünyaya<br />

gösterdiği özenle 60 yılı aşkın<br />

süredir kalıcı değerler üreten<br />

Tilia’nın; aynı değerlerle<br />

buluştuğu sanatçı Fırat<br />

Neziroğlu ile gerçekleşen iş<br />

birliği tasarımı, malzemesi<br />

ve ulaşılabilirliği ile üzerine<br />

düşünülmüş hayat kalitesini<br />

artırmak için standartların<br />

üzerinde bir tasarım olarak<br />

öne çıkıyor.<br />

Geçmişi geleceğe bağlayan ‘denge’<br />

Tasarımındaki şıklığın yanı sıra,<br />

fonksiyonelliğin de ön planda olduğu<br />

sandalyenin bir diğer özelliği ise, alt<br />

bölümünde günlük ihtiyaçlarınızı ve<br />

çalışma argümanlarınızı koyabileceğiniz<br />

“Kişisel Alan” ve özellikle çalışanların<br />

bilgisayar kullanımı için özel üretim<br />

Mouse-bileklik yer alıyor. Geçmişi<br />

geleceğe bağlayan Balance-Denge;<br />

Da Vinci’nin dengesini, Matisse’in<br />

renklerini ve Dali’nin futuristik<br />

yaklaşımını Fırat Neziroğlu’nun<br />

tasarımında topluyor.


102<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

horeca teknolojileri<br />

HORECA IŞLETMELERINDE TASARRUFLU<br />

ISITMA IÇIN NELER YAPILMALI?<br />

Isıtma sektörünün lider firması Çukurova Isı, işletmelerde ve sanayide<br />

tasarruflu ısıtma için izlenmesi gereken adımları paylaştı.<br />

İşletmelerde ve endüstriyel tesislerdeki<br />

ısıtma sistemlerinin; keşif süreci, seçimi<br />

ve yönetimi esnasında yapılan hatalar,<br />

enerji kayıplarına; artan enerji tüketimi ise<br />

faturaların yükselmesine neden oluyor.<br />

Isıtma sektörünün lider firması Çukurova<br />

Isı, işletmelerde ve sanayide tasarruflu<br />

ısıtma için izlenmesi gereken adımları<br />

paylaştı.<br />

Yüzde 65’lere varan oranlarda<br />

tasarruf<br />

Enerji tüketiminin yoğun olduğu işletmeler<br />

ve endüstriyel tesisler, enerji kaynaklarını<br />

en efektif şekilde kullanmayı hedefliyor.<br />

Bu noktada ısıtma sistemleri, alınan<br />

tasarruf önlemleri kapsamında ilk sıralarda<br />

değerlendiriliyor. Çünkü işletmeler, yüksek<br />

enerji tasarrufu sağlayan çözümler ile<br />

ısıtma giderlerinden yüzde 65’lere varan<br />

oranlarda tasarruf sağlayabiliyor.<br />

İşletmelerde ısıtmadan kaynaklı enerji<br />

giderlerini düşürmek için doğru ısıtma<br />

sistemini/ doğru ürünü seçmenin tek<br />

başına yeterli olmadığının altını çizen<br />

Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman<br />

Ünlü, doğru ürün seçimi kadar önemli diğer<br />

kriterlerin de doğru keşif ve projelendirme<br />

olduğuna dikkat çekti ve şöyle devam<br />

etti: “İşletmelerde ve sanayide verimli<br />

ısıtma; doğru keşif, doğru projelendirme<br />

ve doğru sistem tercihi ile sağlanabilir.<br />

Kısacası sistem seçiminde ki mühendislik<br />

hesaplamaları, işin ehli mühendisler<br />

tarafından yapılmalıdır. Aksi halde<br />

yatırımcılar, hem ilk yatırımda hem de<br />

işletmede zarara uğrayabilir.”<br />

“Yatırımcılara hem ilk yatırımda<br />

hem de işletmede kazandırıyoruz”<br />

Osman Ünlü, Çukurova Isı’nın 81 ili<br />

kapsayan bayi ağıyla çözüm ortağı olduğu<br />

projelere keşiften projelendirmeye, devreye<br />

almadan bakıma kadar kapsamlı olan<br />

hizmetleri tek elden sunduklarını belirtti ve<br />

şunları söyledi: “Uzman mühendislerimiz<br />

tarafından ücretsiz olarak gerçekleştirilen<br />

keşif çalışmalarında güncel tasarım<br />

yazılımımızı kullanıyoruz. Mühendislik<br />

hesaplamaları sonucunda seçilen radyant<br />

ısıtma sistemlerimiz ile yatırımcılara,<br />

hem ilk yatırımda hem de işletmede<br />

kazandırıyoruz.”<br />

İşletmelerde ve endüstriyel tesislerdeki<br />

radyant ısıtıcıların devreye alındıktan<br />

sonraki kullanım sürecinin de doğru<br />

yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Ünlü, şu<br />

açıklamalarda bulundu:<br />

Periyodik Bakım = Yüksek Verim,<br />

Güvenlik ve Konfor<br />

“Isıtma sistemlerinde ilk günkü performansı<br />

ve verimi sürdürülebilir kılmak, ileride<br />

sistemde yaşanabilecek arızaları erkenden<br />

tespit ederek, daha yüksek maliyetli<br />

arızaların önüne geçmek için periyodik<br />

bakımı ihmal etmemek gerekiyor. Yılda en<br />

az bir kere yapılan bakım sayesinde, konfor<br />

ve tasarruftan taviz vermeden ısınmak<br />

mümkün hale geliyor.<br />

Çukurova Isı olarak geniş servis ağımız<br />

ile ekonomik fiyatlarla<br />

gerçekleştirdiğimiz periyodik<br />

bakımlar sayesinde iş<br />

ortaklarımıza uzun yıllar;<br />

yüksek verim, güvenlik ve<br />

konfor sunuyoruz. Bakım<br />

hizmetleri kapsamında radyant<br />

Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü<br />

ısıtıcıların genel temizlikleri yapılıyor.<br />

Çünkü radyant ısıtıcıların bulundukları<br />

ortamdaki toz ve diğer kirleticiler zamanla<br />

cihaz içerisinde kirlenmeye ve mekanik<br />

aksamların aşınmasına neden oluyor. Bu<br />

durum ise cihazın orijinal ayarlarını bozarak;<br />

,cihazın ısıtma performansını düşürüp,<br />

gaz tüketimini artırıyor. Bakım esnasında<br />

yapılan kontroller ve temizlik sayesinde<br />

cihazın ilk günkü verimde ve performansta<br />

çalışması sağlanıyor. Bu sayede doğalgaz<br />

tüketimi de azaltılmış oluyor. Radyant ısıtma<br />

sistemlerinde yapılan bakım, sistemin<br />

emniyetli bir şekilde çalışması için de<br />

büyük önem taşıyor. Sistemde, gaz kaçağı<br />

kontrolleri yapılarak, can ve mal güvenliği<br />

sağlanıyor” diyerek sözlerini tamamladı.


104<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

horeca teknolojileri<br />

HAVALIMANI TERMINALLERININ<br />

IÇ MEKÂN HAVASINA DIKKAT!<br />

Havalimanı terminallerinin iç mekân hava kalitesi de konfor şartlarının değerlendirilmesinde önemli<br />

rol oynuyor. Her gün on binlerce insanın uğrak yeri olan havalimanı terminallerinin iç mekân havası,<br />

doğru yönetilmediğinde konfor şartlarını ve sağlığımızı tehdit edebiliyor. İşte detaylar…<br />

Günümüzde havayolu taşımacılığı;<br />

konfor, zaman ve erken rezervasyon<br />

avantajları nedeniyle en fazla<br />

tercih edilen seyahat yöntemlerinin<br />

başında geliyor. Seyahatlerdeki müşteri<br />

memnuniyeti ise henüz uçağa binmeden<br />

yani havalimanı terminalinde başlıyor.<br />

İhtiyaçlar doğrultusunda sosyal yaşam<br />

alanlarına dönüştürülen havalimanı<br />

terminalleri, yolculara en iyi seyahat<br />

deneyimi sunmayı hedefliyor. Havalimanı<br />

terminallerinin iç mekân hava kalitesi de<br />

konfor şartlarının sağlanmasında önemli rol<br />

oynuyor.<br />

Sağlığı ve konfor şartlarını bozuyor<br />

Her gün on binlerce insanın uğrak yeri olan<br />

havalimanı terminallerinin iç mekân havası,<br />

doğru yönetilmediğinde sağlığımızı tehdit<br />

edebiliyor. Çünkü uçuşlarına yetişmek veya<br />

bagajlarını almak için koşan insanlar her<br />

nefeste daha fazla hava alıyor ve nefesle<br />

ortama verilen kimyasallar iç mekân hava<br />

kalitesini olumsuz etkiliyor. Aynı zamanda;<br />

kıyafetleri ve bagajları da partikül saçarak,<br />

iç mekân havasını kirlenmesine sebep<br />

olabiliyor. Havalimanlarında terminal<br />

kapılarına yakın çalışan; yolcu ve personel<br />

otobüsleri ile uçakların jet motorundan<br />

çıkan egzoz gazı da terminallerin iç mekân<br />

hava kalitesini tehdit ediyor.<br />

Havalimanlarında ki PM10, PM2.5 gibi<br />

karbon monoksit ve uçucu organik<br />

bileşikler, gözle görülemediği için fark<br />

edilemiyor; ancak iç hava kalitesinin düşük<br />

olması, insan üzerinde pek çok olumsuz<br />

etki bırakıyor. Bu kirleticileri solumak;<br />

yorgunluğa, boğaz ağrısına, öksürüğe,<br />

tahriş olmuş gözlere, baş ağrısına neden<br />

olarak hem sağlığı etkiliyor hem de konfor<br />

şartlarını bozuyor.<br />

Hava filtrelerinin filtrasyon verimi<br />

önemli<br />

“Havalimanı terminallerinde iç mekân<br />

havasının insan sağlığını tehdit etmemesi<br />

için havalandırma sistemleri ile ideal iç hava<br />

kalitesinin sağlanması gerekiyor” diyen<br />

Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek,<br />

sözlerine şöyle devam etti: “Havalandırma<br />

sistemleri ile kişi başı 17 m³ / saat temiz<br />

hava sağlanması insan sağlığı için hayati<br />

önem taşıyor. Havanın zararlı parçacıklar<br />

Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek<br />

ve alerjenler içermeden şartlandırılabilmesi<br />

için de havalandırma sistemlerinde<br />

kullanılan hava filtrelerinin yüksek<br />

verimlilikte partikül tutma özelliğine sahip<br />

olması gerekiyor.<br />

“Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını<br />

önlüyoruz”<br />

Hifyber olarak geliştirdiğimiz nanofiber filtre<br />

medyası ürünümüz ile ısıtma, havalandırma<br />

ve klima sistemlerinde kullanılan hava<br />

filtrelerinin filtrasyon verimliliğini artırarak,<br />

hem havalimanı çalışanları hem de yolcular<br />

için temiz hava sağlayıp; soğuk algınlığından<br />

bulaşıcı hastalıklara kadar birçok hastalığın<br />

yayılmasını önlüyoruz.<br />

Hava filtrasyonu test standartlarına<br />

(ASHRAE 52.2, EN 779:2012, ISO 16890 ve<br />

EN1822) uygun olarak geliştirdiğimiz yüksek<br />

verimli HIFYBER nanofiber filtre kumaşı,<br />

klima santrallerinin hava filtrelerinde<br />

oluşan bakteri ve virüslere karşı etkili<br />

koruma sağlıyor. Nanofiberler, filtre basınç<br />

düşüşünde önemli bir artış olmadan filtre<br />

verimliliğinde iyileşme sağlayarak, hem<br />

filtre ömrünü uzatıyor hem de daha temiz<br />

hava çıkışı sağlıyor. Bu nedenle havalimanı<br />

terminallerinde ki klima santrallerinin hava<br />

filtrelerinde nanofiber yapıdaki filtrelerin<br />

kullanılmasını tavsiye ediyoruz.” diyerek<br />

sözlerini tamamladı.


106<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

horeca teknolojileri<br />

Airfel, CIS ülkelerinde bayileriyle büyüyor<br />

Yüksek teknolojili kombileri ve yaygın servis ve satış ağıyla CIS bölgesindeki büyümesine<br />

ivme kazandıran Airfel, ısıtma pazarı lideri olduğu Özbekistan ve Gürcistan’da düzenlediği<br />

bayi buluşmalarıyla hem başarısını kutladı hem de distribütör ve alt bayileriyle birlikte<br />

ısıtma pazarındaki yeni gelişim alanlarını belirledi.<br />

Özbekistan’daki yapılanmasını Akfa Grup distribütörlüğünde<br />

sürdüren Airfel, 7 yıldır ülkenin ısıtma pazarı lideri<br />

konumunda bulunuyor. Airfel, CIS bölgesinde çok<br />

güçlü olduğu bir diğer ülke olan Gürcistan’da ise ısıtma<br />

distribütörü Thermo ile son 2 yıldır pazar lideri olmanın<br />

gururunu yaşıyor. Daikin Türkiye çatısı altında bulunan Airfel<br />

markalı kombiler, yüksek teknolojiye sahip tasarruf sunan<br />

modelleriyle Türkiye pazarının yanı sıra yurt dışında da büyük<br />

ilgi görüyor. Yurt dışındaki büyümesini bölge ofisleri ve<br />

distribütörleri aracılığıyla gerçekleştiren Airfel’in Azerbaycan,<br />

Belarus, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldova,<br />

Özbekistan, Rusya, Tacikistan ve Türkmenistan’dan oluşan<br />

Bağımsız Bölgeler Topluluğu (CIS) ükelerindeki pazar payı<br />

her geçen gün artıyor. Bu bağlamda marka, Özbekistan’da<br />

son 7 yıldır, Gürcistan’da ise son 2 yıldır ısıtma pazarı lideri<br />

olarak dikkat çekiyor. Ukrayna, Kazakistan, Azerbaycan ve<br />

K.K.T.C.’de de büyümesini sürdüren Airfel, bu ülkelerdeki<br />

pazar payını yukarıya taşıyarak güçleniyor.<br />

Hitit 2022’de büyüdü<br />

Türkiye’nin havacılık ve seyahat teknolojileri ihracatçısı<br />

Hitit, dünyadaki istikrarlı büyümesini sürdürerek,<br />

geçtiğimiz yıl 16 yeni partnerlik anlaşması imzaladı.<br />

Şirket, 6 kıtada 64 havayolu ve seyahat şirketine hizmet<br />

vermeye başladı.<br />

Amerika kıtasından<br />

Avustralya’ya kadar tüm<br />

kıtaları kapsama alanına<br />

alan Hitit, bu performansı ile<br />

2022 yılında cirosunu yüzde<br />

30 artırarak 18,8 milyon<br />

dolara, FAVÖK marjını ise<br />

yüzde 43’e yükseltmeyi<br />

başardı. 2022 yılında<br />

partner sayısında şirket<br />

tarihinin en hızlı büyümesini<br />

gerçekleştirdiklerini<br />

vurgulayan Hitit’in Satış ve<br />

Pazarlamadan Sorumlu<br />

Genel Müdür Yardımcısı<br />

Nevra Onursal Karaağaç,<br />

“47 ülkede toplam 64<br />

partnere yazılım ihracatı<br />

gerçekleştirmeye başladık. 14 yeni partnerin kurulumları<br />

tamamlanarak SaaS modelinde tekrarlayan gelir üretir hale<br />

getirdik. Batı Avrupa’da Crane PSS kullanan yeni bir partner<br />

kurulumunu daha tamamlanarak hayata geçirdik. ADS<br />

gelişmeleri çerçevesinde acente dağıtım platformu için bir<br />

partner kurulumunu tamamladık, bir yeni anlaşma imzaladık.<br />

2022 yılında SaaS gelirlerimizin temeli olan yolcu sayısı da<br />

bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 42 artış gösterdi.<br />

Bu artışta yeni kazanılan partnerlerin yanı sıra mevcut<br />

partnerlerin iş hacimlerindeki artış da etkili oldu.” dedi.<br />

Hızlı online rezervasyon<br />

platformunu genişletiyor<br />

Radisson Otel Grubu, EMEA portföyündeki<br />

toplantı ve etkinlikler için hızlı online<br />

rezervasyon platformunu genişletiyor.<br />

Radisson Otel Grubu, toplantı ve etkinlikler için inovatif, gerçek<br />

zamanlı, self servis online rezervasyon platformunu genişleterek<br />

stratejik dijital dönüşümünü sürdürüyor. Book it easy artık EMEA<br />

bölgesinde öne çıkan konferans otellerinde kullanılabiliyor.<br />

Sınıfının en iyisi bu dijital çözüm, süreci daha hızlı ve verimli<br />

hale getirerek, toplantı ve etkinlik organizatörlerinin bir toplantı<br />

planlarken ve mekan rezervasyonu yaparken zamanlarından<br />

tasarruf etmelerini sağlıyor. Toplantı organizatörlerinin<br />

her zamankinden daha hızlı bir şekilde toplantı ve etkinlik<br />

rezervasyonu yapma ihtiyacı duyduğu, hızla değişen toplantı<br />

ve etkinlik dünyasına yönelik olarak Radisson Otel Grubu’nun<br />

Book It Easy platformu, mekan bulma ve rezervasyon sürecini<br />

online ortamda kolaylaştırarak organizatörlerin sorunsuz bir<br />

şekilde etkinlik düzenlemesine olanak tanıyor. Organizatörler,<br />

etkinlik detaylarını girebilir, toplantı salonlarının gerçek zamanlı<br />

müsaitlik durumunu kontrol edebilir, çığır açan 360° teknolojisi<br />

ile salon seçeneklerini görüntüleyebilir, tercih ettikleri mekanda<br />

rezervasyon yapabilir ve anında rezervasyon onayı alabilirler.


108<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

horeca teknolojileri<br />

Yeni inşa edilecek<br />

tüm binalar,<br />

su yalıtımı ile<br />

korunmalı<br />

Tüm Türkiye’yi derinden üzen deprem<br />

felaketinin güvenli yapılaşmanın önemini bir<br />

kez daha ortaya koyduğunu belirten İZODER<br />

Başkanı Emrullah Eruslu, yeni inşa edilecek<br />

tüm binaların su yalıtımı ile korunması<br />

gerektiğine dikkat çekti.<br />

Binaların deprem gibi<br />

yıkıcı etkenler karşısında<br />

ayakta kalabilmesi için<br />

hayati öneme sahip<br />

olan Binalarda Su<br />

Yalıtımı Yönetmeliği’nin<br />

sadece 5 yıl önce<br />

yürürlüğe girdiğini<br />

belirten Emrullah<br />

Eruslu, şunları söyledi:<br />

“Yeni inşa edilecek tüm<br />

binaların, su yalıtımı<br />

ile korunması büyük<br />

önem taşıyor. Doğru<br />

yapılmış su yalıtımı ile<br />

suyun yapılara nüfuz<br />

ederek zarar vermesini<br />

önleyebiliriz. Binanın<br />

doğrudan suya maruz<br />

kalan çatı, temel, ıslak hacim gibi bölgelerinde uygulanacak<br />

su yalıtımı ve halk arasında terleme olarak bilinen<br />

yoğuşmayı önleyen ısı yalıtımı uygulamalarının doğru ve<br />

eksiksiz yapılması ile binalarımızı koruyabiliriz. Bugün<br />

ülkemizde 30 yıllık binalar ömrünü tamamlamış olarak<br />

görülüyor, oysa binalarımızın ömrü en az 80-100 yıl olmalı.<br />

Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiği 1<br />

Haziran 2018’den itibaren inşa edilen ve zorunlu olarak su<br />

yalıtımı yapılan bina sayısı toplam yapı stokunun sadece<br />

yüzde 1,5-2’sini oluşturuyor. Toplamda 9,8 milyon bina,<br />

22 milyonun üzerinde konutun bulunduğu ülkemizde bu<br />

oranlar maalesef güvenli bina sayısı konusunda olmamız<br />

gereken noktadan çok uzakta olduğumuzu gösteriyor. Artık<br />

dünü değil yarını konuşmamız gerekiyor. Bundan sonra<br />

inşa edilecek her yeni binanın uzun yıllar boyunca ayakta<br />

sapasağlam durmasını sağlamalıyız. Bunun için de zemin<br />

etüdünün doğru yapılması, yapının tekniğine uygun olarak<br />

tasarlanması, iç ve dış etkenlerden yalıtım ile korunması ve<br />

bütün süreçlerin yine tekniğine uygun şekilde denetlenmesi<br />

gerekiyor.”<br />

Yerli makine<br />

üreticisinin yanında<br />

Türkiye’de son yıllarda hızla büyüyen makine<br />

imalatının globaldeki rekabeti için FANUC<br />

Yerli Makine Üreticisinin Yanında projesini<br />

hayata geçiren firma, dünyanın en büyük CNC<br />

üreticisi olarak sahip olduğu bilgi birikimini ve<br />

teknolojiyi Türkiye’deki makine imalatçılarıyla<br />

paylaşacak.<br />

Yerli makine üreticisinin<br />

dünya sanayisindeki<br />

paylarını artırmalarına fayda<br />

sağlayacak proje, uzun süreli<br />

gerçekleştirilecek anlaşmalarla<br />

imalat sürecini sürdürülebilir<br />

ve verimli hale getirecek. Proje<br />

doğrultusunda son yıllarda<br />

hızla gelişen Türkiye’nin<br />

<strong>2023</strong> yılı makine üretiminde,<br />

FANUC’un desteği sayesinde<br />

büyümeye yüzde 7-8 oranında<br />

katkı sağlaması bekleniyor. Kendi alanında dünyada ilk<br />

kez hayata geçirilen proje için Türkiye’nin seçilmesinde<br />

hızla artış gösteren makine üretiminin önemli pay sahibi<br />

olduğunu vurgulayan FANUC Türkiye FA Departman Müdürü<br />

ve Avrupa Satış Koordinatörü E. Çağtay Güleç, “Sanayide<br />

üretimin devam edebilmesi için CNC makineleri üretimin<br />

en önemli olmazsa olmaz ve son derece önemli bir rol<br />

üstleniyor. Bunun yanı sıra eldeki verilere göre dünyada<br />

olduğu gibi Türkiye’de de takım tezgahına olan ihtiyacın her<br />

geçen gün arttığı görülüyor. Bu ihtiyaç doğrultusunda da<br />

Türkiye’de gerçekleşen yerli makine üretim adetleri özellikle<br />

son 10 yıl içerisinde katlanarak yükselmiş durumda ve bu<br />

artış büyük bir ivme ile devam ediyor. Bununla birlikte son<br />

yıllarda yerli takım tezgahı üreten firma sayısı oldukça arttığı<br />

da göz önüne alındığında bu potansiyeli değerlendirmek<br />

için FANUC Yerli Makine Üreticisinin Yanında projemizi<br />

hayata geçirdik. Bu projeyle birlikte yerli makine imalat<br />

sektörünü destekleyip üretim ve kalitenin sürdürebilirliğini<br />

sağlayacağız” dedi.


110<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

ürünler<br />

Sismik güvenlikte<br />

yeni bir boyut: Artstone<br />

duvar panelleri<br />

Binaların depreme<br />

dayanıklı olması<br />

için doğru<br />

malzemelerin<br />

seçimi ve hafif<br />

malzemelerin<br />

kullanılması<br />

hayati bir öneme<br />

sahiptir. Artstone<br />

Fiberglas esaslı<br />

dekoratif duvar<br />

panelleri, sahip oldukları; düşük ağırlık, yüksek dayanıklılık<br />

ve kolay işlenebilirlik özellikleri ile bu hayati bilinç içerisinde<br />

üretilmişlerdir. Hafif yapıcı sayesinde binaya ekstra yük<br />

bindirmeyen Artstone panelleri, darbe dayanımı testi<br />

sonuçları ile sektörün en dayanıklı ve uzun ömürlü panelleri<br />

arasındadır. 10-14mm arasında değişen kesit kalınlıkları<br />

ile maksimum dayanıma ulaştırılan dekoratif uygulama<br />

panelleri, güçlü ve deforme olmayan yapısıyla uzun yıllar<br />

kullanım imkanına sahiptir. İnce ve esnek formu sayesinde iç<br />

ve dış mekanlarda her yüzeye vidalama yöntemi ile kolayca<br />

uygulanabilen Artstone ürünleri, mimari projelerde yer alan<br />

duvar, kolon, kiriş ve tavan yüzeylerinin optimum sürelerde<br />

istenilen doku ve görünümlere kolaylıkla gerçekleşmesini<br />

sağlar. Böylelikle tasarımcılar için, hem üç boyutlu yüzey<br />

dokuları ve canlı renkleri ile kreatif mekanlar tasarlama<br />

fırsatı sunan Artstone panelleri hem de dayanımı yüksek<br />

güvenli yaşam alanları oluşturur.<br />

Göz alıcı ve fonksiyonel çözümler<br />

İç ve dış mekan mobilyalarının<br />

vazgeçilmez markası<br />

Siesta Mobilya, kafeler ve<br />

restoranlar için birbirinden<br />

kullanışlı ve modern<br />

ürünlerini sunuyor. Dış<br />

mekanlar için özellikle<br />

temizliği ve bakımı kolay,<br />

istiflenebilir ürünler tercih<br />

edilirken iç mekanlarda şıklık<br />

ve konfor ön planda oluyor.<br />

Siesta Mobilya hem iç hem de dış mekanlar için sunduğu ürünlerinde<br />

şıklığı ve konforu bir arada sunarken ürünlerinde kullanılan kaliteli<br />

malzemeler sayesinde dayanıklılığını da uzun süre koruyor. Helen<br />

sandalye ve Tom bar taburelerinin marsala, beyaz, koyu gri, siyah, kum<br />

gri, zeytin yeşili gibi 5 farklı renk çeşidi bulunuyor. Tom bar taburesi<br />

45, 65 ve 75 cm yükseklikteki farklı seçenekleri ile sunulurken Atlantic<br />

masanın akıllı uzatma mekanizması sayesinde 140 cm’den 210 cm’e<br />

ve 210 cm’den 280 cm’e uzayabilen iki farklı çeşidi bulunuyor. Tüm<br />

ürünler UV katkıları sayesinde renk solmalarına karşı koruma sağlıyor.<br />

Soğuk iklim<br />

bölgeleri için özel<br />

tasarım dış ünite<br />

Sürdürülebilir ısıtma ve<br />

soğutma teknolojileri<br />

konusunda sektörüne<br />

öncülük eden Daikin,<br />

soğuk iklim bölgelerinde<br />

yaşayan kullanıcıları<br />

için özel çözüm üretti.<br />

Verimlilikten taviz<br />

vermeyen, ısıtma<br />

kapasitesi öncelikli bir<br />

dış ünite olarak öne çıkan<br />

Daikin VRV IV C+ Serisi<br />

dış ünite (RXMLQ-T, RXYLQ-T), buhar enjeksiyonlu kompresörü<br />

sayesinde -15°C ortam sıcaklığına kadar sabit ısıtma kapasitesi<br />

veriyor. Isıtmada ise dış ünite eşanjöründeki sıcak gaz by pass<br />

devresi sayesinde -25°C'ye kadar geniş çalışma aralığı sağlıyor.<br />

VRV IV C+ Serisi dış ünite, soğuk iklim bölgelerinde ısıtma için özel<br />

olarak geliştirilmiş bir cihaz olarak düşük ortam sıcaklıklarında<br />

da yüksek ısıtma kapasitesi sağlıyor. Ürün, buhar enjeksiyonlu<br />

kompresörü sayesinde -15°C ortam sıcaklığına kadar sabit ısıtma<br />

kapasitesi veriyor. Isıtmada ise dış ünite eşanjöründeki sıcak gaz by<br />

pass devresi sayesinde -25°C'ye kadar geniş çalışma aralığı sağlıyor.<br />

Yüksek güvenlik özelliği sunan VRV IV C+ Serisi -25°C gibi düşük<br />

ortam sıcaklıklarında bile güvenli bir performans sunuyor.<br />

Avantajlı,<br />

tasarruflu<br />

giriş<br />

çözümleri<br />

Otomatik döner kapılar, sunduğu pek çok avantajın sayesinde bina<br />

girişlerinde sıklıkla karşılaşılan bir giriş çözümü. Yoğun ayak trafiğine<br />

sahip yapılar veya girişlerin daha kontrollü sağlanması gereken<br />

yapılar için pek çok farklı çözüm sunabilen otomatik döner kapılar,<br />

ses ve ısı yalıtımı gibi avantajlar da sunuyor. Monador Otomatik<br />

Kapı Sistemleri, 30 yılı aşkın tecrübesi ile bina girişlerinde tüm<br />

ihtiyaçları karşılayabilecek çeşitlilikte çözümleriyle yapıya en uygun<br />

giriş çözümlerini sunuyor. Havaalanları, hastaneler, oteller, alışveriş<br />

merkezleri, ofis ve rezidans binaları gibi çok yaygın kullanım alanına<br />

sahip olan döner kapılar, ihtiyaca göre yüksek kapasiteli tercih<br />

edilebilir. Tek kanatlı modelleri ile de geçişleri hem kontrol etmek hem<br />

de ihtiyaca yönelik kontrolü sağlamak mümkün. Özellikle ses ve ısı<br />

yalıtımında çok fazla fayda sağlayan döner kapılar, iç hava temizliğinin<br />

korunması ve iklimlendirme seçenekleri ile de enerji tasarrufuna<br />

büyük ölçüde katkı sağlıyor. İç ortam ısısının giriş ve çıkışlardan<br />

etkilenmemesini sağlayan bu sistem, içinde bulunduğumuz iklim<br />

krizini de göz önünde bulundurduğumuzda, özellikle büyük binaların<br />

girişlerinde sürdürülebilir bir seçenek için gerekli.


TV + İnternet<br />

Fırsat Bu Fırsat<br />

Kampanyası<br />

Kablonet (16 mbps sınırsız)<br />

KabloTV (giriş paket)<br />

İnternetten yeni abonelik başvurusunda<br />

İlk Ay Bedava<br />

12 ay sözünüze<br />

ilk 3 ay<br />

ayda<br />

99,00TL<br />

sonraki 9 ay<br />

ayda<br />

189,00TL<br />

FIRSAT<br />

TV + İnternet + Bulut<br />

4’ü Bir Arada<br />

Kampanyası<br />

Kablonet (25 mbps sınırsız)<br />

KabloTV (temel paket)<br />

Gümüş Sinema<br />

Kablo Bulut (25 gb)<br />

İnternetten yeni abonelik başvurusunda<br />

İlk Ay Bedava<br />

12 ay sözünüze<br />

ayda<br />

230,00TL<br />

24 ay sözünüze<br />

ilk 12 ay<br />

ayda<br />

199,00TL<br />

sonraki 12 ay<br />

ayda<br />

249,00TL

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!