07.08.2023 Views

Megareform Dergi - Haziran 2023 - Sayı 3

Türkiye’nin Mega Değişim Sitesi Megareform, zihinsel bedensel ve ruhsal açıdan değişmek isteyenleri aradıkları uzmanlarla buluşturmaya devam ediyor. Her ay düzenli olarak yayınlanan Megareform Dergisi’nin 4. sayısı çıktı. Bu ay röportajlarıyla dergimizde yer alan değerli uzmanlar ve eğitmenlere katkılarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.

Türkiye’nin Mega Değişim Sitesi Megareform, zihinsel bedensel ve ruhsal açıdan değişmek isteyenleri aradıkları uzmanlarla buluşturmaya devam ediyor. Her ay düzenli olarak yayınlanan Megareform Dergisi’nin 4. sayısı çıktı.

Bu ay röportajlarıyla dergimizde yer alan değerli uzmanlar ve eğitmenlere katkılarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.

SHOW MORE
SHOW LESS

PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!

SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.

www.megareform.com.tr

MEGAREFORM

T Ü R K İ Y E ' N İ N M E G A D E Ğ İ Ş İ M S İ T E S İ Sayı 3 / Mayıs 2023 / 30 TL

ENERJİ EFT

UZMANI

VE EĞİTMENİ

NİMET ÖZKAN

FİLİZ TÜFEK

DEPREM

TRAVMASI

BİLGİ VE BAŞARI

REKORTMENİ

L E Y L A B İ L E N

NEFES VE

YAŞAM KOçu

Ece Hazal

Genç

İpek Deniz

NUMEROLOJİ

Uzman

Psikolog

Burcu

Sandıkcıoğlu

megareform.com.tr

Dönüşüm Rehberi

& Kolaylaştırıcı

B. BANU ERÇETİN


02

MAYIS 2023 - SAYI 3

İÇİNDEKİLER

08

SİNEM ÖZKAYA ALP

'''Kendi sürecinden

geçmeyen bir terapist,

hissettiği duyguların ve

düşüncelerin kendine

mi yoksa danışanıma

ait olduğunu

anlayamaz.''

34

ESRA ZEREN

MEGAREFORM.COM.TR

20 22

NİHAL AÇIKPORTALI

''Pilates ve yogada nefes

egzersizi bile beni iyileştiriyor.

Kasların nasıl çalıştığını bilmek,

hissetmek beni daha iyi

hissettiriyor, bu da mesleğimi

daha iyi yapmamı sağlıyor. ''

BÜŞRA ERTÜREN

''Sezgisel yemenin kiloya

odaklanmaması ve süreçte

bir listenin olmaması çoğu

kişi için korkutucu olabiliyor.

Çünkü bize bedenlerimize

güvenebileceğimiz

öğretilmedi.

20 42

FİLİZ TÜFEK

''Dinleyebilecek yüreğiniz

varsa, kalbinizde şefkat varsa,

ruhunuzda kişiliğinizde saygı

duymak varsa, saygıyla

sessizce yanında kalıp

dinleyin.''

04 HÜLYA CİHAN

''Ruhumuzun, özümüzün istekleri var, bizden.

Bunlarda da en büyük araç, nefes. Ve o nefes, bizim,

Yaratanla bizi bağlantıya geçiren en büyük araç.''

06 GÜL DOĞAN

''Bu modern çağda kadınların daha çok bilgilenmesi

ve yeni bir yaşam yetiştirirken bilgili bir şekilde

yetiştirilmelerinin gerekli olduğunu düşünüyorum.''

12 PINAR GÜLSUR

''Beden görece sınırlı bir yapıya sahipken zihnin

sınırsızlığı ile yolculuğunuz düşündüğünüzden çok

daha ötede bir şeye dönüşüyor.''

15 BÜŞRA AĞCAN

''Her çocuk özel ve biriciktir. Aynı şekilde her terapist

de öyle. Duyu bütünleme meslek olarak sadece

ergoterapistlerin uygulayabildiği bir terapidir.''

16 NİMET ÖZKAN

''EFT, insanların kemikleşmiş sorunlarının çok hızlı bir

şekilde çözümünü bulabildikleri ve bilimsel kökenleri

de olan muhteşem bir tekniktir.''

18 ECE HAZAL GENÇ

''Nefes ve meditasyon hayatıma hem zihinsel hem de

bedensel sağlık getirme konusunda çok büyük

destek oldu.''

20 NİL BAŞAK IŞIR

'En büyük savaşlarımı verirken bile nefesimi

yumuşatmayı, kendime nazik olmayı öğrendim.

Kaçan tren paniği geride kaldı.''

26 LEYLA BİLEN

"İcra ettiği meslekle uyumlu yani içini dışına doğru

yansıtan bir bedene sahip olmayı bir profesyonellik

göstergesi olarak dikkate alıyorum."

30 ECEMSU DORUKOĞLU TUNÇ

''Kişinin sağlıklı olma durumu hem bedensel hem de

zihinseldir. Kendilerindeki değişimi gördükçe ruhani

açıdan da daha sağlıklı hissediyorlar.''

36 BURCU SANDIKCIOĞLU

''Bireylerin kendi yolculuğunun kaptanının kendileri

olduğuna odaklanmaya ve iyi bir yol arkadaşı

olmaya özen gösteriyorum.''

38 İPEK DENİZ

''Yaşadığımız olayların bize ne anlatmak istediğinin

altındaki sırrı arıyoruz. Bunlar, harflerden geliyor

mesela. Harflerin özelliklerini taşıyoruz.''

40 B. BANU ERÇETİN

''Gördüğümüz ve gerçek sandığımız çoğu şey gerçek

değil. Varlığımızın gerçekliğini açığa çıkarmak, kendi

realitemizi yaratmak hayatı kolaylaştırıyor.''

44 CEM BERBER

''Biz insan olarak değerli ve biricik varlıklar

olduğumuzu içselleştirebilirsek zaten hayatta anlamlı

şeyler yapmamak rahatsız edici olmaya başlar.''

46 CENK GÜÇBİLMEZ

"Ses çanağının titreşimleri dalga dalga önce deri

yüzeyinde, sonra dokularda, sonra organlarda,

kemiklerde yayılır."


T Ü R K İ Y E ` N İ N M E G A

D E Ğ İ Ş İ M S İ T E S İ

M A Y I S

2 0 2 3 03

EDİTÖR

”Megareform olarak misyonumuz “Kendi yaşamını, hayata bakışını, bedenini veya

zihnini değiştirmek isteyen herkesin aradığı uzmanı ve etkinliği kolaylıkla

bulmasıdır.”

Merhabalar,

Megareform ailesi olarak bundan birkaç ay

önce Türkiye'nin En Büyük Değişim Sitesi

olma hedefiyle başladığımız yolculuğumuz

tüm hızıyla devam ediyor.

Uzman seçiminde belirli kriterlere titizlikle

uyarak her başvurunun kabul edilmediği bir

süreç uyguluyoruz. Uzmanlar seçilirken şu

iki kritere dikkat ediyoruz

İ m t i y a z S a h i b i

M e g a r e f o r m R e k l a m T a n ı t ı m

Ö m e r E r t e k i n

G e n e l K o o r d i n a t ö r

H a n d e E r g i n

www.megareform.com.tr adresindeki

internet sitemizin hayata geçmesinin,

ardından, bugün de Megareform dergisinin

üçüncü sayısının çıkmasının mutluluğunu

yaşıyoruz.

Geçtiğimiz ay içinde aramıza değişik

kategorilerde 60`a yakın yeni uzman daha

katıldı. Toplam uzman sayımız 300`ü, ilan

sayımız da 900 ilanı geçti.

Sitemizde kullanıcılar, site üzerinden

doğrudan uzmanlara ulaşabiliyor ve kendi

aralarında iletişim kurabiliyorlar. Bizler,

uzmanlar ve danışanlar arasında herhangi

bir aracılık faaliyetinde bulunmuyoruz.

Eğer astroloji, diyet, enerji & şifa,

farkındalık, koçluk, nefes & meditasyon,

pilates, psikoloji & terapi veya yoga gibi

kategorilerde uzmanlığınız varsa, siz de

Megareform sitesinde yer alarak Google'da

yapılan aramalarda ve sosyal medyada

daha fazla ön plana çıkabilir ve daha fazla

danışana ulaşabilirsiniz.

Y a z ı İ ş l e r i M ü d ü r ü

M e l i s E v i r g e n

G r a f i k T a s a r ı m

Y u n u s Ş e n y u v a

·Kalite ve Güvenilirlik: Kullanıcılarımıza ve

takipçilerimize kaliteli ve güvenilir bir

deneyim sunmayı amaçladığımız için

uzman adaylarının başvuruları detaylı bir

değerlendirme sürecinden geçiyor. Eğitim,

referanslar, sertifikalar ve deneyimler gibi

faktörler göz önünde bulundurularak

uzmanlar seçiliyor.

·İletişim ve Empati Yeteneği: Danışanlar ile

uzmanlar arasında sağlıklı ve etkili iletişimi

çok önemsiyoruz. Sitede kendi tanıtımlarını

yapmak isteyen uzmanların, iyi iletişim ve

empati yeteneklerine sahip olmaları

gerekir. Danışanların ihtiyaçlarını anlama ve

onlara uygun çözümler sunma konusunda

yetenekli ve tecrübeli olmalıdırlar.

Siz de Megareform'da kendi alanlarında

isim yapmış uzmanların arasında hemen

yerinizi alabilir, hizmetlerinizi ve

etkinliklerinizi daha geniş kitlelere

duyurarak daha fazla kişiye ulaşabilirsiniz.

KÜNYE

Sevgilerimizle...

H a b e r M ü d ü r ü

S e l i n D e r n e k

R e k l a m M ü d ü r ü

Ş u l e K a y a o ğ l u

İ l e t i ş i m

0 2 6 2 4 4 5 0 2 0 0

i n f o @ m e g a r e f o r m . c o m . t r

A r a s t a p a r k A V M Y a h y a K a p t a n

N o : 2 4 İ z m i t K o c a e l i T ü r k i y e

W W W . F R A M E M A G . C O M | 2 0

03

MAYIS 2023 - SAYI 3

MEGAREFORM.COM.TR


Hülya

Cihan

NEFES EĞİTMENİ

" N e f e s ,

Y a r a t a n l a

b i z i

b a ğ l a n t ı y a

g e ç i r e n

e n b ü y ü k a r a ç "

04

MAYIS 2023 - SAYI 3

Sizi biraz tanıyabilir miyiz Hülya

Hanım ?

1969 yılında Diyarbakır’da doğdum. Evli

ve bir çocuk annesiyim. 1987 yılında iş

hayatına atıldım. 2000 yılından bu yana

kendi şirketimiz olan Cihan Grup

bünyesinde yöneticilik yapmaktayım.

Aynı zamanda Cesur Yürekli Kadınlar

Derneği (CEYKAD) başkanıyım.

Profesyonel iş hayatının yanı sıra uzun

yıllardır “iç sesini duymak “olduğuna

inandığım bireysel gelişimle

ilgilenmekteyim.

“Zihnimin sürekli geçmiş gelecek

döngüsünün içinden çıkmak istiyorum”

dediği bir dönemde, yani 2011 yılında

nefesle tanıştım. Sadece kendim için bir

şeyler yapmanın ne kadar önemli

olduğunu keşfettim. Hissettiğim şey o

kadar güçlüydü ki bu duyguyu herkesle

paylaşmalıyım diyerek nefes ve yaşam

koçluğu eğitimi aldım.

2014 yılında nefes koçluğunu daha

büyük gruplarla paylaşabilmek için nefes

eğitmeni oldum. 2014 yılından bu yana

yüzlerce nefes koçunun yetişmesine,

binlerce insanın nefesinin dönüşmesine

aracı oldum. Şu anda aktif olarak

Bursa’da, Türkiye'nin çeşitli illerinde ve

Almanya’da seminerler

düzenlemekteyim.

Doğal nefes size göre nedir, nasıl

tanımlarsınız?

Doğal Nefes nedir sorusunun en güzel

cevabı yaşamdır. Çünkü nefes, yaşamdır.

Nefesin olduğu her yerde yaşam vardır.

Doğduğumuz andan itibaren doğal

nefes ile doğuyoruz. Doğduğumuz an ile

öldüğümüz an arasındaki süreye yaşam

diyoruz.

Peki, nasıl yemek yiyeceğimizi, ne

zaman uyuyacağımızı biliyoruz fakat

nasıl nefes aldığımızı bilmiyoruz.

Dolayısıyla biz yaptığımız çalışmalarda

nasıl nefes aldığınızla ilgileniyoruz ve

nefesinizi nerelerde durdurup

limitlediğinizle ilgileniyoruz. Limitlenen

bölgedeki nefesinizi açtığımızda hayatı

çok daha farklı yaşamaya başlıyorsunuz.

Doğal Nefes Çalışmalarının faydaları

nelerdir?

Yaptığımız nefes seansları sırasında

fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak üç

aşamada fayda sağlar. Seans sırasında

nefes nerede limitleniyor ve

durduruluyorsa o bölgeye nefesin

gelmesi için çalışmalar yapıyoruz. Çünkü

nefes yoksa yaşamda da alanda var

olamıyoruz.

Çalışmalarımıza katılan herkes nefes

almanın derin bir rahatlama sağladığını

veya kendilerini enerjik hissetmelerini

kolaylaştırdığını deneyimliyorlar.

Farkındalık, rahatlama, daha iyi

odaklanma ve yaşamı doyasıya yaşamak

için nefes alın diyoruz.

MEGAREFORM.COM.TR


İnsanlar çeşitli nedenlerle nefes

çalışmalarına katılıyorlar. Sizin en sık

karşılaştığınız nedenler nelerdir?

Tabi birçok neden var. En başlıcalarını

şöyle sayabilirim:

* Kişinin kendisiyle bağlantısına yardımcı

olmak

* Bağışıklığı sistemini güçlendirmek

* Yaşam koçluklarıyla duygusal acıyı ve

travmayı iyileştirmek

* Yaşam becerilerini geliştirmek

* Öz farkındalığı ve odaklanma

kabiliyetini artırmak

* Kişisel ve profesyonel ilişkileri

geliştirmek

* Kişinin kendine güvenini ve sevgisini

artırmak

* Neşe ve mutluluğu artırmak

* Stres ve kaygı düzeylerini azaltmak

* Olumsuz düşünceleri bırakmak

Siz düzenli olarak Nefes ve Yaşam

Semineri düzenliyorsunuz. Bu

seminerin içeriğinde neler var?

Nefes ve yaşam semineri, dört günlük

bir eğitim içermektedir. Bu eğitim

içerisinde çeşitli seviyelerde çalışmalar

bulunmaktadır. Örneğin,

• Doğal nefes nedir ve bizim yaşamımıza

üç aşamada etkileri nelerdir?

• İçimizdeki gücü nasıl açığa çıkarabiliriz?

Her gün iki nefes seansı

• Sabahları güne sabah egzersizleriyle

başlayarak her gün yaşamımızda

uygulayabileceğimiz pratik ve etkili

yöntemler.

• Şiddetsiz iletişim nedir? Kendimizle ve

çevremizle bağlantımız nasıl derinleşir?

Zihin dönüşüm metotları

• Özgürleşme seansı

Tabi tüm bunlara ek olarak hep birlikte

yapılan oyunlar ile dopdolu geçen dört

günlük kapsamlı bir eğitim.

Nefes ve yaşam semineri sonrasında

katılımcılar neler kazanıyorlar?

Kendi nefesinizi nerelerde limitlediğinizi,

dolayısıyla yaşamınızda nerelerde

durduğunuzu net olarak görüyorsunuz.

Her gün iki tam nefes çalışmasıyla

nefesinizin %100 açılmasını nefesinizi

limitleyen düşüncelerinizi nasıl

dönüştürebileceğinizi çeşitli pratiklerle

uyguluyorsunuz. Hissettiğiniz olumsuz

duygulardan kendinize ayıracağınız beş

dakika ile o duygu durumundan kolayca

çıkabilmede yetkinleşiyorsunuz.

Gözlem yapma kapasitemiz arttığı için

çok daha kolay AN ‘da kalabiliyoruz.

Çünkü bu seminerde hem nefesimizle,

hem duygu ve ihtiyaçlarımızla çok güçlü

çalışmalar yapıyoruz. Kendi hayatlarında

olmak istedikleri kişi olmaları için, onlara

aracı olmak için canı gönülden ben ve

benimle birlikte çalışan arkadaşlarım

var. Dolayısıyla benim için nefes, birinci

planda. Kendi işim, ikinci planda geliyor.

Çünkü biliyorum ki ne kadar bu

çalışmaların içinde olursam o kadar

yüksek motivasyonla kendi işime zaman

yaratırım.

Çoğumuz tam olarak nefes almayı

bilmiyoruz değil mi? Doğal bir nefes

nasıl olmalı?

Şimdi aslında doğduğumuz andan

itibaren doğal nefesle doğuyoruz. Ne

zamana kadar? İki-üç yaşına kadar. İki-üç

yaş itibariyle -Freud’un deyimiyle- ego

bilincimizin gelişmeye başladığı an

itibariyle hissettiğimiz duyguları

belirtirsek karşımızdaki bizi sevmezse,

karşımızdaki bizi onaylamazsa,

karşımızdaki bizi takdir etmezse, diye

kaygılanarak ne yapıyoruz? Nefesi

tutuyoruz. Tabi ki sadece nefesi

tutmuyoruz.

O anda hissettiğimiz duygu, eğer

korkuysa, kaygıysa, endişeyse onu da

bedene hapsediyoruz. Bu sefer

başlıyoruz, bu şekilde nefes alıp

vermeye. Milyonlarca ve milyarlarca

kere bu şekilde nefes alıp vere vere vere

vere bir müddet sonra disfonksiyonel bir

nefes alışkanlığı ediniyoruz. Yani

nefesimizi limitliyoruz. Fakat bunun

farkına varamıyoruz. Tıpkı tikler gibi.

Tiki olan insan nasıl yapar? Fark edemez.

Dolayısıyla nefes alışkanlığı da sürekli

aynı. Sevilmem, onaylanmam, takdir

edilmem diye bir hal geliştirip türlü

şekillerde davranarak ben olmayan

birçok etiketle yaşıyorum. Şöyle

olmalıyım, böyle olmalıyım, diye ‘ben’

olmayan bir sürü etiketle geziyorum.

Doğal olarak kendi doğamdan

kopuyorum. Etrafınızda küçük bir çocuk

varsa o çocuğun nefesine bakın! Hiçbir

kaygı, bir endişe göremezsiniz. Tıpkı bir

deniz dalgası gibi nefes bedenine

kolayca girer ve çıkar.

Ne zaman biz o kaygılara giriyoruz;

sevilmezsem, onaylanmazsam, takdir

edilmezsem, ya beni reddederlerse diye

başlıyoruz, bu hali geliştirmeye. Bu da

sürdürülebilir bir şey değil. Bedenimizde

nereye nefes gitmiyorsa bizim

dünyamızda orada yaşam yok. Biz

yaptığımız kurslarda bedende, nerede

limit varsa, nereye nefes gitmiyorsa

oraya nefesi almak üzere çalışmalar

yapıyoruz. Dolayısıyla nefes nerede

yoksa yaşam yok. Her bölgenin de

kendine göre belli bir anlamı var.

Mesela çarpıcı bir şey söylemek

istiyorum; erkeklerin, kadınlara göre

daha fazla kalp krizi geçirmelerinin

sebebi göğüs bölgesinde yeterince nefes

olmaması. Göğüs bölgesi sevgi bölgesi.

Erkeklerde sevgilerini göstermekte

güçlük çektikleri için göğüs bölgesi

genellikle kapalı oluyor.

Yaptığınız seminerlerin dışında nefes

koçları da yetiştiriyorsunuz değil mi?

Evet, koçluk eğitimimiz yeni bitti. Yeni

nefes koçlarımız mezun oldular.

Dolayısıyla bu noktada içinde bulunmak,

bu noktada katkı sağlıyor olmak, o

insanların gözünün içindeki o ışığı

görmek ve o insanların hayatına

dokunabilmek, aslında benim

misyonum. Bana diyorlar ki; İş insanısın,

yoğun bir tempon var ve sen, buna nasıl

fırsat yaratıyorsun?

Ben de diyorum ki; burada deşarj

oluyorum, ben aslında. Evet, tabi ki bu

dünya hayatında çalışacağız,

çabalayacağız, para kazanacağız. Ama

bir de ruhumuzun, özümüzün istekleri

var, bizden. Bunlarda da işte en büyük

araç nefes. Ve o nefes, bizim, Yaratanla

bizi bağlantıya MEGAREFORM.COM.TR

geçiren en büyük araç.

05

MAYIS 2023 - SAYI 3


GÜL

DOĞAN

Doğum

Koçu

(Doula)

06

MAYIS 2023 - SAYI 3

Hoşgeldiniz Gül Hanım. Öncelikle

sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Gül Doğan, 1 Haziran 1996

Kahramanmaraş/Pazarcık

Doğumluyum. Babamın işinden dolayı

1 yaşımdan beri Kuzey Kıbrısta

yaşıyorum. Evliyim ve henüz çoçuğum

yok. Tüm öğrenimimi Kuzey Kıbrıs'da

tamamladım. 2018'de Yakın Doğu

Üniversitesi Sağlık Bilimleri - Hemşirelik

Bölümünden mezun oldum.

Özel bir hastanede Tüp Bebek

Hemşiresi olarak çalışmaya başladım.

2019 yılında aslında üniversiteden beri

hayalini kurduğum Doğum Destekçisi

(Doula) olmaya karar verdim.

Acıbadem Üniversitesi onaylı doğum

koçluğu sertifikamı 2020'de aldım.

2021 yılında Hamile Yogası ve 2022

yılında da Kozmik Enerji olarak enerjist

oldum.

Alanınızda uzmanlaştıktan sonra

kendi hayatınızda ruhsal, zihinsel ve

bedensel olarak değişiklikler oldu

mu? Neleri fark ettiniz?

Hayatımda neler değişti aslında bir çok

şey diyebilirim, en çok da bakış açım

değişti. Gebelik süresinin tümünün

aslında mucizenin ötesinde bir süreç

olduğunu fark ettim, daha çok şey

öğrenmeye odaklandım ve gebelerle

daha çok çalışmak istedim.

Uzmanlaştıktan sonra kendi

hayatınızda ruhsal zihinsel ve

bedensel olarak değişiklikler oldu

mu? Neleri fark ettiniz?

Daha güçlü olduğumu ve insan isterse

her şeyi başarabileceğini fark ettim.

Tabi ki eşim ve ailem de çok destek

oldular bana. Ruhsal ve zihinsel olarak

hamilelerle yoga yapmak beni de

rahatlattı tabi ki.

Uzmanlaşmaya ve başka insanların

hayatına dokunmaya karar vermeniz

nasıl oldu? Siz mi seçtiniz yoksa başka

birileri mi sizi teşvik etti? Biraz kendi

yolculuğunuzdan ve hikayenizden

bahseder misiniz bize?

ilk kendimle staj yapar gibi deneyerek ve

araştırarak başladım aslında. Hep şunu

dedim hiçbir şey yapamazsam kendime

doğum koçu olurum. Tabi ki özendiğim

kişiler oldu ama bu aslında tamamen

güçlü kadınlara özenmekti. Benim için

feminizm, kadının kadına desteği çok

önemli.

Uzmanlaştığınız bu alan son

zamanlarda oldukça popüler oldu, siz

bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Yenilik her zaman iyidir. Bu modern

çağda kadınların daha çok bilgilenmesi

ve yeni bir yaşam yetiştirirken bilgili bir

şekilde yetiştirilmelerinin gerekli

olduğunu düşünüyorum.

MEGAREFORM.COM.TR


Danışanlarınız size en çok ne gibi

sorunlar nedeniyle başvuruyor?

Genellikle bebek bakımı ve doğum anı

ile ilgili bilgi almak istiyorlar.

Kendi özel yaşamınızda

arkadaşlıklarınızda bu uzmanlığınızı

arka planda kullandığınız ve kişiler

hakkında analiz yaptığınız durumlar

oluyor mu? Neler gözlemliyorsunuz

ve neler fark ediyorsunuz?

Özellikle odaklandığınız ve

danışanlarınızda çözüm bulduğunuz

alanlar nelerdir? Düzenlediğiniz

eğitimlerin ve çalışmaların

içeriğinden bahseder misiniz?

Bir danışanım 6. ayında bile mide

bulantısı yaşıyordu. Ona bu gebelik

planlı mıydı diye sorduğumda hayır

dedi. Çünkü plansız olan her şeye,

zihnin yeterli hazırlığı yapmadığı her

şeye vücut tepki verir. Hazırlanmak,

korkuları yenmek ona iyi geldi.

İş ile arkadaşlığı çok karıştırmıyorum

ama genelde enerji çalışmaları

yaptığımız ya da gebe olup da illa

doğrusu şudur dediğimiz oluyor tabi ki..

Aslında içsel yolculuk olarak

yorumluyorum her iki alanımı da. Bilinç

altında çocukluktan kalan travmalar

olabiliyor tabi ki bunları birlikte

görüyoruz, birlikte fark ediyoruz.

Hiç unutamadığınız bir danışan

hikayeniz var mı? Size hangi sorunla

geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

Siz bir yandan da bildiğimiz

kadarıyla sürekli kendinizi

geliştirmeye ve son gelişmeleri

yakından takip etmeye devam

ediyorsunuz. Bu konuda son

zamanlarda neler yapıyorsunuz,

hangi alana odaklanıyorsunuz?

Aslında şuna inanıyorum insan bildikçe

daha da öğrenesi geliyor. Her geçen

gün yeni bir şeylere yetişmek

gerektiğini düşünüyorum. Muhyiddin

İbnü'l-Arabî der ki ''Alem içinde insan,

insanın içinde alem vardır.'' Ben de

şunu diyorum hep: her şey insanın

içinde, yeter ki görmeyi bil.

Doğum korkusu olan bi danışanım vardı.

Nefes alma tekniklerini vs öğrettik,

doğum anında nefesini tuttu. Bu anı hiç

unutamıyorum ama sağlıkla doğurdu

çok şükür.

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri

nasıl atlatıyorsunuz? Yaptığınız bu

çalışmaları siz kendinizde nasıl

deneyimliyorsunuz?

Genellikle doğru nefes almaya ve ferah

olacağım bir alana geçmeye çalısıyorum,

meditasyon yapıyorum. Deniz kenarı çok

severim yüzmeyi de tabi ki, zaten tuzlu

su vücudu arındırıyor. Bir de tütsü ve

doğal yağlar kullanırım.

Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve

spritüel bir tarafı olduğu için

bazı kişiler bu alana ön yargıyla

yaklaşıyor. Hatta hiç inanmayanlar

da var. Bu tarzda bir düşünceye

sahip olanları nasıl ikna etmek

gerekiyor?

Evet özellikle kozmik alanda bunu çok

yaşıyorum. Belki de toplumsal olarak

inanç eksikliği yaşıyoruz, bilemiyorum

ama yine burda şuna değinmek

istiyorum: her şey içimizde... Biz

istersek yüce yaradan sunar ve biz

çabalamaya başlarsak bereket, sevgi,

sağlık, yaşam, huzur her şey aslında

evrende var.

"Kapı açılır , sen yeter ki vurmayı bil! Ne

zaman bilemem, yeter ki o kapıda

durmayı bil !" Hz. Mevlana

Sizin gibi profesyonel olarak bu

mesleği yapmak isteyenlere ne

tavsiye ediyorsunuz?

Hayallerini hedefe dönüştürebilmek için

adım atsınlar.

Son olarak sizi dinleyenlere/bu yazıyı

okuyanlara bir mesajınız var mı?

Ne yaparsanız yapın ister çiftçi, ister

doktor kadına saygı duymayı öğrenin.

Maalesef toplumumuz ataerkil bir

toplum, ''Kadın kısmı şunu yapamaz

çalışamaz okuyamaz başaramaz'' gibi

söylemler oluyor. Hayır efendim, kadın

isterse her şeyi başarır. Yıkın tabularınızı

içinizde ki sese kulak verin!

''Kimde ben ne kadarım, kim bende ne

kadarmış (Özdemir Asaf)''.

Kadının, kadın destekçisi olun...

''Kadın isterse her

şeyi başarır.

Yıkın tabularınızı

içinizde ki sese kulak

verin! ''

MEGAREFORM.COM.TR

07

MAYIS 2023 - SAYI 3


SİNEM

ÖZKAYA

ALP

Uzman

Klinik Psikolog

08

MAYIS 2023 - SAYI 3

Bize biraz kendinizden bahseder

misiniz?

Tabii. Ben klinik psikolog, psikoterapist

Sinem Özkaya Alp. Mesleğimde sekizinci

yılımdayım. Lisans eğitimimi haliç

Üniversitesi psikoloji bölümünde

tamamladıktan sonra, aynı üniversitede

klinik psikoloji Yüksek lisansını

tamamladım. Yetişkinlerle hem bireysel

hem çift terapileri yürütmekteyim.

Dönem dönemde grup terapisi

yapmaktayım.

2018’de Psikomental Psikoloji‘i kurdum

ve o zamandan bu yana kurum

bünyesinde Stajyer psikologlara

eğitimler vermekteyim. 2021’den beri

meslektaşlarıma süpervizyon

vermekteyim. Kendimi mesleğimin her

alanında sürekli olarak geliştirmeye

gayret gösteriyorum. insanların

yaşamlarına dokunmak, onların

gelişmelerine, büyümelerine katkı

sağlamak yaşamama anlam katıyor.

Ayrıca gönüllü projelerde bulunmayı

önemsiyorum. Şimdiye kadar gönüllü

olarak gerçekleştirdiğim hem eğitim

hem de terapi anlamında girişimler

bulunmakta.

MEGAREFORM.COM.TR

Her insanın kendi beceri, donanım veya

imkanları doğrultusunda diğer insanlarla

etkileşim ve yardımlaşma hali içinde

olması, psikolojik sağlığı ve yaşam

bütünlüğünü desteklediğini

söyleyebilirim. Psikoloji benim için bir

meslekten çok kendimi gerçekleştirdim

sonsuz bir alan. Bu alanda büyüdüğüm

ve büyüttüğüm için şanslı olduğunu

düşünüyorum.

Bu alanda uzmanlaşmaya ve başka

insanların hayatına dokunmaya karar

vermeniz nasıl oldu? Siz mi seçtiniz

yoksa birileri mi sizi teşvik etti?

Çocukluğumda sessiz ve kendi hayal

dünyasında yaşayan biriydim. Kendi

kendime oyunlar oynadığımı

hatırlıyorum ama aynı zamanda

sosyaldim, yakın arkadaşlarımla çok

eğlenir ve yine oyunlar oynardık.

Oyunları o kadar seviyordum ki tiyatro

oyuncusu olmak isterdim. En azından

ben böyle hatırlıyorum.

Birkaç ay önce ilkokul arkadaşımla

konuşurken şöyle dedi: ''sen çocukken

de psikolog olmak istiyordun kim ağlasa,

zorda olsa gider, onu dinler yardımcı

olmaya çalışırdın. Onunla birlikte

üzülürdün.

Hayallerini gerçekleştirmeni mutlulukla

takip ediyorum”. Bunu hiç

hatırlamadığım için çok şaşırdım ama

belli ki bu istek ben de tahmin

ettiğimden çok daha uzun süredir

varmış. Bu sebeple düşündüm,

tasarladım ve oldu diyemem benim bu

işi yapmam gerekiyordu sanırım.

Özellikle odaklandığınız ve

danışanlarınız da çözüm bulduğunuz

alanlar nelerdir? Varsa düzenlediğiniz

eğitimleri ve çalışmaların içeriğinden

bahseder misiniz?

Terapilerimde ağırlıklı olarak sorunun

kökeni ile ilgilendiğim bir yaklaşıma

sahibim. Çünkü biz dünyaya gelirken

herhangi bir bilgi ile değil bir

potansiyelle geliriz. Bu potansiyelin neye

dönüşeceği ise çevresel koşullarla

oldukça ilgili. Genelde insanlar güncel

sorunlarla, semptomlarla terapiye

başlarlar.

Fakat süreçte ilerlerken yüzeyde

görünen şeyin altında çok daha

geçmişten gelen önemli meseleler

olduğunu keşfederiz, buzdağı gibi. Eğer

biz terapide sadece yüzeyde olanla

ilgilenirsek, sonradan kişi başka

zorlamalar, şikayetlerle terapiye

başvurabilir.


Bu sebeple ağırlıklı olarak çocukluk çağı

travmaları, ilişkiler, dinamik ve

varoluşçuluk perspektifinden

ilerliyorum. Bütüncül bir yaklaşımla

ilerlediğim için bir standart sunmam çok

zor. Çünkü her insan eşsiz, bu sebeple

terapilerimin terzi dikimi gibi kişiye özel

olması benim için önemli.

Sadece ekol olarak bütüncül

çalışmıyorum. Aynı zamanda bireysel

terapileri, grup terapileri ve çalışmaları

ile destekliyorum. Çünkü ikisinin de

yararları çok başka. İkisi ile birlikte

gidildiğinde sürecin çok daha yararlı

geçtiğini düşünüyorum.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer

uzmanlardan farklı olarak neler

yapıyorsunuz?

Sanırım bu soruya etik kurallar

çerçevesinde çalışmak diyebilirim. Böyle

bir farklılığın olması beni üzüyor. Çünkü

bunun olması gereken olduğunu

düşünüyorum. En başta sadece para

kazanmak motivasyona ile bu alanda

çalışmamak benim için önemli. Çünkü

ticari bir bakış açısıyla bu mesleği yapan

meslektaşlarımın çoğunlukla beklentileri

karşılamak, danışana iyi hissettirmek ile

ilgilendiklerini görüyorum.

Toplumsal bilincin arttığını söylemek

mümkün. Özellikle son zamanlarda

psikolojinin popüler bir alan haline

gelmesi merakı arttırıyor.

Merak varsa gelişim vardır. Beden, ruh

ve zihin birbirine bağlı ve sürekli ilişki

halindeler bu sebeple birindeki bozulma

ya da iyileşme diğerlerini de etkiliyor.

Terapiye başvuran kişiler sizin

sorunuzdaki gibi, çoğu zaman telaşla bir

şeyleri “değiştirmeye” geliyorlar.

Bu netlik onun kendini daha iyi

korumasına, sıkıntılardan daha az hasarla

çıkmasına, işler yolundan çıktığında daha

kolay uyumlanmasına yani psikolojik

esnekliğin gelişmesine yardımcı olur. Belki

çevresindekiler değişmez ama kişinin

çevresine olan bakış açısı ve onlarla

kurduğu ilişkiler değişir.

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri

nasıl atlatıyorsunuz? Yaptığınız bu

çalışmaları siz kendinizde nasıl

deneyim diyorsunuz?

Bu bakış açısı terapistin zarar verme

potansiyelini oluşturuyor. Danışana

zarar vermemek en katı kuralımız.

Danışanlarıma açıkça şunu söylerim.”

Ben sizin iyi hissetmenizle

ilgilenmiyorum, beni ilgilendiren

iyileşmeniz. İyileşme süreci başta zor,

acılı ve cesaret gerektiren bir yol”. Bir

diğer farklılık olarak şunu söyleyebilirim.

Şimdiye kadar pek çok eğitime katıldım,

katılmaya devam ediyorum. Katıldığım

bu eğitimlerin pek çoğunu olduğu gibi

kopyala yapıştır yapmam. Mutlaka kendi

içinde sorgular, mantığıma oturturum.

Kendimde dener, incelerim. Sonrasında

bana yakın gelen, içime sinen bir

bölümünü terapime yediririm. Bu

anlamda biraz deneysel takılıyorum.

İnsanların farkındalıkları arttıkça

hayatlarında yolunda gitmeyen ve

kötü giden şeyleri değiştirmek

istiyorlar. Bedensel, ruhsal ve zihinsel

açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl

bir etki bırakıyorsunuz?

Biz terapi de öncelikle sorunun NE

olduğunu, NEDEN kaynaklandığını,

kişinin bunu NEREDEN ve NASIL

öğrendiğini anlamaya çalışıyoruz. Bir

problemi çözmeye çalışırken önce

problemi anlamaya çalışırız değil mi?

Aynı mantıkta ilerliyoruz.

Kişinin kendine, geçmiş ilişkilerine,

yaşamına, seçimlerine dair farkındalık

geliştirdikten sonra sorunun içeriğine

göre danışanın neye ihtiyacı varsa ona

yönelik çalışmalar yapıyoruz.

Bu süreçte danışan bir anda ve sihirli

şekilde değil zamanla, emek vererek,

çaba içinde ve çokça zorlanarak kendini

geliştirir, büyütür, iyileştirir. Terapist

eşlik eder, gerektiğinde yorumlarda

bulunur ve danışanın farkındalığını

arttıracak sorular sorar. Bu süreçten

geçen danışan ise kendini daha iyi

tanımaya başlar ve o durum içindeki

kendini daha net gören bir hale gelir.

İnsanlar terapistlerin terapiye

gitmediklerini düşünüyorlar. Gittiklerini

duyunca da çok şaşırıyorlar, ne sorunun

var diye. Öncelikle hiç sorunsuz yetişmiş

kimseyle karşılaşmadım henüz. Öte

taraftan kişinin kendi aktarımlarını, içsel

çalışmalarını, ön yargılarını çalışmadan

terapist olması sakıncalı. Çünkü seansta

biz de bir şeyler hissediyoruz ve

düşünüyoruz.

Terapistin bu duyguları arka planda

çalışıyor olması gerek. Kendi sürecinden

geçmeyen terapist, hissettiği duyguların ve

düşüncelerin kendine mi yoksa

danışanıma ait olduğunu anlayamaz.

Terapistin bu kafa karışıklığında danışana

yardımcı olması mümkün değildir. Fakat

üzülerek görüyorum ki hiç terapiye

gitmemiş terapistler var.

Öğrencilerime hep söyledigim bir şey var “

danışan koltuğuna oturmadan, terapist

koltuğuna oturamazsınız”. Bu sebeple

gideceğiniz terapiste kendi terapi

sürecinden geçip geçmediğini sormanızı

öneririm. Kamu spotundan sonra soruya

dönelim.

09

MAYIS 2023 - SAYI 3

MEGAREFORM.COM.TR


Benim de yaşamında dalgalanmalar,

zorlanmalarım mutlaka oluyor. Artık

yıllar içerisinde gelişen bir kendimi

iyileştirme yolum var. Terapi haricinde

neler yaptığımdan kısaca bahsetmek,

okurlara yararlı olabilir. Öncelikle

sorunun büyüklüğüne göre

değişmekle birlikte eğer mümkünse

yaşamı bir süre durduruyorum.

Mümkün değilse bu alanı müsait

olduğunda kendime açıyorum.

Anlamaya çalışmadan, hatta belki

çözüm bulmadan önce içime dönüp,

hangi duygularım varsa sonuna kadar

yaşıyorum. Bastırmadan olduğu gibi

duygularıma alan açmak çok önemli.

Sonra yavaş yavaş düşünmeye

başlıyorum.

Kendime bazı sorular soruyorum. ”Şu

an ne oluyor? Ne yaşıyorum? Ne

hissediyorum? Daha önce buna

benzer bir şey yaşadım mı? Bu acıdaki

anlam nedir?“ Bu sorulardan gelen

cevaplarla olayı daha net görmeye

başlıyorum ve hissettiğim olumsuz

duyguları neye dönüşebileceğini

düşünüyorum.

Mesela çaresizlik hissettiğim de

kendimi korumaya, cesarete veya

kabul etmeye ihtiyacım olabilir.

Zaman içinde olumsuz duyguları

yakıta dönüştürmeyi öğrendim.

Sonrasında kendime bol bol sevgi ve

şefkat göstererek o kabuktan yavaşça

çıkarım.

10

MAYIS 2023 - SAYI 3

Bu aşamada mutlaka güvendiğim ve

sevdiğim insanlarla temasta olur

onlardan da beslenirim. Sonuçla pek

ilgilenmem, benim için önemli olan

denemem ve çabalamam. Sonra da

yaşadığım acıyı tecrübeye, anlamlı bir

şeye dönüştürmüş bir halde hayatıma

devam etmeyi denerim.

Gördüğünüz gibi bu bahsettiklerimin

hepsini kendim de deniyorum. Bende

işe yaradığını gördüğüm için bu kadar

inanıyorum. Bu sürecin burada

yazdığım kadar kolay olmadığını da

söylemek isterim.

Son olarak bu yazıyı okuyanlara bir

mesajınız var mı?

Sanırım şimdi herkesi aydınlatan büyük

bir cevap bekleniyor. Böyle büyük

sorularda aklıma hep varoluşsal içerikler

geliyor. Bu sebeple yaşamınızdaki

anlamı bulmaya ya da geliştirmeye

gayret gösterin derim.

Çünkü anlamın olmadığı bir yaşamın,

takvim yapraklarını yırtmak gibi

olduğuna inanıyorum. Bu hayata biraz

da yaşamak için geliyoruz en

nihayetinde. Anlam geliştirmek zorlu bir

yolculuk fakat bu yolda olmak bile

erdemli bir duruşun işareti.

Yaşamınızda anlam geliştirdiğinizde

başımıza gelenleri, belki acıları bile

farklı yorumluyorsunuz. Dünyayla ve

canlılarla daha sağlıklı ve yakın ilişkiler

kurabiliyorsunuz. Bu zorlu yolculukta

yürüyebildiğiniz için kendinize olan

saygınız artıyor. Tüm bu meseleler

çok önemli. Çünkü patolojilerin

temeline baktığımızda çoğunlukla

kişinin kendini sevmemesi, şevkat

göstermemesi, kabul etmemesi, saygı

duymamasının yattığını görüyoruz.

Anlam işte bu yüzden çok önemli.

Onu arayın, ama çok da uzaklara

bakmamıza gerek olmayabilir. Belki

de sandığınızdan daha yakındır.

MEGAREFORM.COM.TR


TÜRKİYE'NİN EN

BÜYÜK DEĞİŞİM SİTESİ

MEGAREFORM.COM.TR

Place the

inside pages

of your

magazine

here.

11

MAYIS 2023 - SAYI 3

SİZ DE BİR SONRAKİ SAYIDA YER ALMAK İÇİN BİZE ULAŞABİLİRSİNİZ


PINAR

GÜLSUR

Yoga

Eğitmeni

12

MAYIS 2023 - SAYI 3

Bize biraz kendinizden bahseder

misiniz?

Merhaba Sevgili Megareform

Okuyucuları. Ben Pınar Gülsur. 1982,

Adana doğumluyum. Çocukluğum ve

eğitim hayatım Adana’da geçti.

Üniversite mezuniyetimin hemen

ardından kariyerime yine Adana’da,

bankacılık sektöründe başladım. 13 yıllık

bankacılık tecrübemin ardından bu

alandaki kariyerime son vererek, aldığım

eğitimler neticesinde Yoga Eğitmenliğine

geçiş yaptım. Kısa süre önce Adana’dan

ayrılarak Kuzey Ege’nin şirin beldesi

Ayvalık’a yerleştim ve hayatıma burada

devam ediyorum.

Yogaya olan ilginizi ilk ne zaman fark

ettiniz?

Kendimi bildim bileli hayatın akışını ve

evrende olan biten her şeyle ilgili

MEGAREFORM.COM.TR

sebep-sonuç ilişkilerini anlamaya çalışan

biri oldum. Sanırım bir açıklama

arıyordum. Bir yanda spiritüel yaşama

yönelik ilgim, diğer yanda ise üniversite

yıllarında Hint felsefesine yönelik

okuduğum kitapların beni bugünüme

hazırlayan yapı taşları olduğunu

düşünüyorum. İç dünyam bu dayanaklar

üzerinde yükselmeye başlamışken, iç

dünyam ve o sırada yaptığım işin

getirdiği kimlikler arasındaki çatışma ve

kaosun bana yaşattıkları ise bardağı

taşıran son damla oldu muhtemelen. Bir

yerde, manevi konfor alanımdan

çıkmamı bu gelişmelerin tetiklediği

söylenebilir. Yoganın fiziksel pratiği ise

bana çok yabancı geliyordu başlangıçta.

Birçok insanda olduğu gibi benim de ön

yargılarım vardı. Özellikle fiziksel pratikte

yeterli olamayacağımı düşünerek

kaygılanıyordum. Ön yargılarıma

rağmen, 2019 yılında bir arkadaşımın

ısrarı ile Yoga derslerine katılmaya

başladım. İlk dersin sonunda,

eğitmenimizin yönlendirdiği savasana

(ceset duruşu) pozu,yani o hareketsiz

yatış hali bana çok değişik hissettirmişti.

İVe ''Neden ders sonunda savasana

pozu yapıyoruz ki biz?'' diye sormuştum

kendi kendime. Dersten hemen sonra

bu konuyu araştırmaya başlamıştım ve

öğrendiklerimden çok etkilenmiştim.

İşte o etkilenme hali, bu öğretiye yönelik

öğrendiğim her yeni bilgiyle pekişerek

bugün de devam ediyor. Yani yoganın

fiziksel pratiğiyle de gönül bağım bu

soruyla başlamış oldu.

Yoga ile ilgilenmeye başladıktan

sonra sizin hayatınızda neler değişti?

Yoga üzerine uzmanlaşmaya ve başka

insanların hayatına dokunmaya

karar vermeniz nasıl oldu? Siz mi

seçtiniz yoksa başka birileri mi sizi

teşvik etti? Biraz kendi

yolculuğunuzdan ve hikayenizden

bahseder misiniz?

Yoga uzmanlık eğitimini alma isteğim

öncelikle sadece kendi yolculuğuma ışık

olması içindi. Aslına bakarsanız, eğitime

başlarken Yoga Eğitmenliği yapmak

aklımda yoktu.


Eğitim alırken eğitimcilerden birinin

‘'öğretmek aynı zamanda öğrenmektir’'

demesi beni çok etkiledi. Yani, bu alanda

öğrenmeye tutkusu olan biri olarak daha

fazla öğrenmek için öğretmeliydim. Ve

bu cümle ile eğitmenlik sürecim

başlamış oldu.

Son zamanlarda Yoga oldukça

popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl

yorumluyorsunuz?

Koşturmacanın, durmayan çabanın

içerisinde kendine vakit ayırmanın

kolay olmadığı bir çağın içerisindeyiz.

Buna rağmen, insanlar bu kaosun

getirdiği sıkışmışlık hissiyle mücadele

için çıkış yolu arıyorlar. Bu arayış da

onları kadim bilgilere, spiritüel

yöntemlere yöneltiyor. Yani, ortak

hedefin kendini iyileştirme ve iyilik

halini sürdürme çabası olduğunu

düşünüyorum.

Uzman olduğunuz alanda

danışanlarınız en çok size hangi

sorunlarla geliyorlar?

Yoganın bütünsel bir yaklaşımı içerdiğini

bilen bireylerin çoğu, hem fiziksel hem

de ruhsal olarak gevşeyebilmek niyetiyle

geliyorlar.

Özellikle odaklandığınız ve

danışanlarınızda çözüm bulduğunuz

alanlar nelerdir? Varsa düzenlediğiniz

eğitimlerin ve çalışmaların

içeriğinden bahseder misiniz?

Yoga bütünsel yaklaşımı olan bir

öğretidir. Eğitimlerde fiziksel pratiklerle

birlikte zihin ve nefes pratikleri de

sunuyoruz. Her ne kadar dönüşüm

öncelikle somut olan fiziksel bedende

görünür hale gelse de, süreç içerisinde

Yoganın zihinsel ve ruhani etkileri de

katılımcılar tarafından hissedilmeye

başlanıyor. Yoganın fiziksel pratiği ile

tanıştıktan kısa süre sonra Yoga hem

fiziksel hem zihinsel çalışmalar eşliğinde

hayatımın tam merkezine yerleşti.

Düzenli olarak fiziksel, zihinsel pratikler

yapmaya başladım. Zaman içerisinde bu

bütünsel çalışmaların bendeki en büyük

açılımı hayata yönelik ön yargılarımın

zayıflaması, yani zihinsel olarak

esnememdi.

Yaşananları, artık her ne olmuşsa,

kategorize eden (iyi-kötü, zor-kolay vb)

düşünce yapısından çıkmak en büyük

kazanımım oldu. Hayatın getirdiği

deneyimlerde anın şartlarına göre

genişleyebilmeyi, o anın şartlarına göre

olayları değerlendirebilmeyi ve olanı

olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmeye

başladım. Bu pratiği bugün hala,

hayatımın türlü aşamalarında

kullanmayı alışkanlık haline getiriyor ve

her gün öğreniyorum.

Uzmanlaştıktan sonra kendi

hayatınızda ruhsal, zihinsel ve

bedensel olarak değişiklikler oldu

mu? Neleri fark ettiniz?

Bu sorunun cevabı çok kapsamlı aslında

ama bazılarından bahsedeyim: Fiziksel

ve zihinsel pratiklerimle birlikte ilk fark

ettiğim, görünenden çok daha fazla

potansiyele sahip olduğumu

hissetmemdi.

Beden görece sınırlı bir yapıya sahipken

zihnin sınırsızlığı ile yolculuğunuz

düşündüğünüzden çok daha ötede bir

şeye dönüşüyor. Sınırlı bedenin içindeki

sınırsızlığı, sonlu bedenin içinde

sonsuzluğu deneyimlemeye doğru yola

çıkmak hayatta her şeyin mümkün

olabileceğini de hatırlatıyor bireye. Bir

diğer önemli değişiklik ise, o güne kadar

‘ben’ diye tanımladığım pek çok şeyin

‘ben’ olmadığını anlamak oldu.

Neredeyse hepsi ailemden, çevremden,

toplumdan aktarılmış kalıplardı.

Kendinize temas etmeye başladığınızda

bunların pek çoğunun size ait olmadığını

fark ediyorsunuz. Ve bu farkındalıktan

sonra yeni bir ‘sen’ inşa etmeye

başlıyorsunuz. Yani aslında Yoga ile

birlikte hayatınız değişmiyor, siz

değişiyorsunuz.

Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla

sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu

alanda en son gelişmeleri yakından

takip etmeye devam ediyorsunuz.

Son zamanlarda neler yapıyorsunuz,

hangi alana odaklanıyorsunuz?

Bu alanda öğrenmek sonu olmayan bir

süreç. Bu sebeple özellikle ihtiyaç

duyduğum alanlarda çeşitli

eğitmenlerden ya da kaynaklardan

eğitim almaya devam ediyorum.

Uzmanlık alanınızda gerçekleştirmek

istediğiniz en büyük hayaliniz ve

projeleriniz neler?

Yoga eğitmenliği yaparken öncelikle ben

ve dolayısıyla öğrencilerim şifalanıyor.

Yani bütüne yönelik bir şifa aktarımı söz

konusu. İşte bu amaçla çok daha fazla

yere seyahat edebilmeyi ve çok daha

fazla insana ulaşabilmeyi istiyorum.

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına

rağmen değişim için adım

atamıyorlar, bir türlü harekete

geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Her şeye rağmen konfor alanından

çıkamamak. Konfor alanı bireylerin

kendini güvende ve rahat hissettiği, yani

bildiği bir alan. Konfor alanından çıkmak

ise bilmediği bir alana adım atmak

demek. Pek tabi olarak bilinmezliğe adım

atmak onları korkutuyor. Bu sebeple

harekete geçemiyorlar.

''Beden görece sınırlı bir

yapıya sahipken zihnin

sınırsızlığı ile

yolculuğunuz

düşündüğünüzden çok

daha ötede bir şeye

dönüşüyor.''

MEGAREFORM.COM.TR


Çevremde gördüğüm kadarıyla, kendine

temas edebilen insan sayısı az. Zira

zaaflarımızı kabul etmeyi güçsüzlük

olarak görüyoruz.

Kabullenmek yerine savaşma isteğimiz

var. Bazen kabul etmemiz gereken yerde

savaşıyoruz. Ve enerjimizi boşa

harcıyoruz. Doğal olarak savaşmamız

gereken yerlerde de enerjimiz olmuyor.

Özetle, doğru yerde doğru enerjiyi

kullanmakta zorlanıyoruz.

Diğer uzmanlardan farklı olarak neler

yapıyorsunuz?

Diğer uzmanlardan farklı bir şey

yaptığımı iddia etmem çok doğru olmaz.

Bu kıyaslamaya girer ve benim yaşam

yolumda kıyasa yer yok.

Hiç unutamadığınız bir danışan

hikayeniz var mı? Size hangi sorunla

geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

Herkesin hikayesi ve süreci birbirinden

farklı ve eşsiz, konuya bakışım böyle.

14

MAYIS 2023 - SAYI 3

Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve

spiritüel bir tarafı olduğu için bazı

kişiler bu alana ön yargıyla

yaklaşıyor. Bu tarzda bir düşünceye

sahip olanları nasıl ikna etmeli?

Kimseyi ikna etmeye gerek yok. Bu

öğretinin ruhuna aykırı bir durum.

Arayışı devam ediyorsa kişi eminim bir

gün bir sebeple Yoga ile tanışacaktır.

Sadece belki, gelip bir süre denemeleri

konusunda tavsiyede bulunulabilir.

Özellikle sosyal medyada Yoga ile

ilgili çok fazla bir bilgi kirliliği de

yaşanıyor. Siz bu durumu nasıl

değerlendiriyorsunuz?

Sosyal medya hayatın bir parçası.

Bireyler diğer pek çok konuda olduğu

gibi bu alanı sosyal medyada takip

ederken de güvenilir kaynakları bulmak

ve değerlendirmek durumundalar.

Kısıtlayıcı ya da sınırlayıcı bilgiden

uzaklaşarak, mevcut bilgiyi yeni her

bilgiyle bütünleştirerek ilerlemek daha

sağlıklı elbette. Ancak kaynağın

doğruluğu ve güvenirliği açısından,

ulaşılan ilk kaynağa inanmak yerine

kaynağı bir süre izleyerek ve

benzerleriyle mukayese ederek kanaat

oluşturmanın daha sağlıklı olduğunu

düşünüyorum.

İnsanlar hayatlarında yolunda

gitmeyen şeyleri değiştirmek

istiyorlar. Sizden hizmet alanlarda

nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

Değişim isteği önce bireyde başlıyor.

Yaşadığı ancak tam olarak anlayamadığı

ya da anlatamadığı iç huzursuzluğu çıkış

noktası sanırım. Ardından gelen, bireyin

bu hayatta neleri istemediğine yönelik

kararı vermesi ise uzun bir süreç. Doğal

olarak bu süreçte, neyi istediğine yönelik

arayışlar da başlıyor. İşte Yoga

vasıtasıyla zamanla birey bir yanda

değiştiremeyeceği şeylerle başa

çıkabiliyor. Diğer yandan da

değiştirebileceği konularla ilgili olarak

değiştirmek için adım atmaya cesaret

edebilmeyi öğrenme sürecinde daha

konforlu ilerliyor.

Kendi özel yaşamınızda veya

arkadaşlıklarınızda çevrenizdeki

insanlar hakkında yoga ile ilgili

analizler yaptığınız durumlar oluyor

mu?

Bu zihinsel pratikler ve hayata dair

çıkarımlar bir süre sonra ister istemez

yaşam pratiğine dönüşüyor. Bu yaşam

pratiği de herkese/herşeye karşı duruşu

tayin ediyor; yakın çevreye, aileye veya

herhangi bir canlıya karşı.

Yaptığınız bu çalışmaları siz

kendinizde nasıl deneyimliyorsunuz?

İnsanın kendisiyle olan ilişkisi tüm

dünyayla olan ilişkisini belirliyor aslında.

Kendinle vakit geçirmek, yüzleşmek, tüm

samimiyetinle kendini kabullenmek çok

önemli. Zira birey bu sayede kendisiyle

olan ilişkisinin alanını genişletiyor.

Ben de bu bakış açısıyla olaylar

karşısında da genişleyerek daha rahat

bir alanda, sıkışmadan ve sıkıştırmadan

olayları değerlendirmeye çalışıyorum.

Sizin gibi profesyonel olarak bu

mesleği yapmak isteyenlere ne

tavsiye ediyorsunuz?

Bu alanda süreklilik arz etmenin en

önemli unsurlarından biri sonuç değil

süreç odaklı olmak. Çünkü burada hedef

yok, varılan bir yer yok.

Bu, sadece bir yol. Vardığın bir yer yok.

Mesele, bu yolda size neler olduğu ve

size neler yaşattığı.

Tüm kalbimle,

Sevgiler.

''Hayatın getirdiği deneyimlerde anın

şartlarına göre genişleyebilmeyi, o anın

şartlarına göre olayları

değerlendirebilmeyi ve olanı olduğu gibi

kabul etmeyi öğrenmeye başladım. Bu

pratiği bugün hala, hayatımın türlü

aşamalarında kullanmayı alışkanlık haline

getiriyor ve her gün öğreniyorum.''

MEGAREFORM.COM.TR


Bu alana uzmanlaşmaya ve başka

insanların hayatına dokunmaya karar

vermemiz nasıl oldu? Biraz kendi

yolculuğunuzdan ve hikayenizden

bahseder misiniz?

Bu alanda hizmet almak isteyenlere

ne tavsiye edersiniz? Hizmet

alacakları uzmanlarda hangi

özelliklerin olup olmadığına dikkat

etsinler?

Büşra Ağcan

E r g o t e r a p i s t

Benim hikayemin başlangıcı kız

kardeşim oldu. Başta, ona daha iyi

gelmek için aslında bu mesleği seçtim.

Asla da pişman değilim. Sadece

kardeşim değil daha fazla çocuğun

hayatına dokunarak onların hayatlarını

kolaylaştırmak benim en mutlu olduğum

şey. Kendimi bulduğum bir meslek oldu

gerçekten.

Uzmanlaştığınız bu alan son

zamanlarda oldukça popüler oldu.

Siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Evet, günümüzde maalesef teknolojik

araçların kullanımın fazlaca artmasından

ötürü çocuklarda yoğun ekran

maruziyetleri oluştu. Bundan kaynaklı

çocuklarda çok fazla iletişim ve etkileşim

sorunları arttı. Aileler de bir çözüm

arayışına yöneldi.

Günümüzde ergoterapinin daha fazla

tanınması ve kullanılması gerektiğini

düşünüyorum. Çünkü eskiden sokak

kültürü vardı hepimiz haraket ediyorduk

sokak oyunlarını (ip atlama, sek sek

oyunu vb.) sıkça oynuyorduk ve kaba ve

ince motor becerilerimiz de bunlarla

gelişiyordu ama maalesef şu an bunların

çoğunu çocuklarımız yapmıyor, ekrana

yöneliyorlar ve bu yüzden sorunlarla

karşılaşıyoruz.

Her çocuk özel ve biriciktir. Aynı şekilde

her terapist de öyle. Duyu bütünleme

meslek olarak sadece ergoterapistlerin

uygulayabildiği bir terapidir. Bunun

dışında uluslararası eğitim almış dil

konuşma terapistleri ve fizyoterapistler

de uygulayabilir.

Sizin gibi profesyonel olarak bu

mesleği yapmak isteyenlere ne

tavsiye ediyorsunuz?

Bu meslek özellikle sabır gerektiren bir

meslek ve başarılı olabilmek için

insanları özellikle çocukları sevmek,

onları anlamak en önemli kriter.

Son olarak okuyucularımıza bir

mesajınız var mı?

Özellikle ebeveynlere söyleyecek en

önemli tavsiyem: lütfen 3 yaşa kadar

çocuklarımıza ekran vermeyelim.

Onların hayatlarını ne kadar olumsuz

etkilediğini bilelim.

Bize biraz kendinizden bahseder

misiniz?

Uzman olduğunuz alanda

danışanlarınız en çok size hangi

sorunlarla geliyorlar?

Merhabalar, ben Ergoterapist Büşra

Ağcan. 2019 yılında Üsküdar Üniversitesi

Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi

lisans programını tamamladım. İstanbul

Üniversitesi - Açık ve Uzaktan Eğitim

Fakültesi Çocuk Gelişimi lisans

programında öğrenimime devam

etmekteyim.

Çok daha etkili terapi programları ile

terapi hizmeti sunabilmek adına

pediatrik ergoterapi alanında geçerliliği

olan mesleki eğitimler aldım. Duyu

bütünleme seanslarının yanında aynı

zamanda DIR Floortime 201 terapisti

olarak da seans almaktayım.

Çocuklardaki yaygın duyusal sorunları

sıralamak gerekirse;

Salıncaklardan ve oyun alanlarından

aşırı korkmak

Vücutlarının başka nesnelerle ya da

insanlarla ilişkisinin nerede

olduğunu anlamakta zorluk çekmek

Eşyalara çarpma ve sakar görünmek

Kıyafet etiketlerinden rahatsızlık

duyma

Akran ilişkilerinde ve başkalarıyla

iletişimde zorlanma

Hızlı oyun geçişleri ve dikkat

sorunları

Ekran maruziyeti

gibi sorunlarla sıklıkla ebeveynler

başvuruyor.

15

MAYIS 2023 - SAYI 3


S i n e m Ö z k a y a A L p

NİMET

ÖZKAN

NİMET

ÖZKAN

ENERJİ EFT UZMANI

VE EĞİTMENİ

16

MAYIS 2023 - SAYI 3

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Ben Nimet Özkan evli ve bir çocuk

annesiyim, 1983 İstanbul doğumluyum.

Uzun yıllardır enerji üzerine çalışmalar

yapmaktayım ve eğitimler vermekteyim.

Uzmanlık ve eğitmenlik dalllarımın

arasında Enerji EFT Access Bars,

bioenerji, EMO ve Modern Stres

yönetimi gibi teknikler yer almaktadır.

Ayrıca aile dizimi ve nefes teknikleri

üzerine de çalışmalar yapmaktayım.

Bu alanla ilgilenmeye başladıktan

sonra sizin hayatınızda neler değişti,

hangi alanlarda açılım oldu?

Bu alanda başladıktan sonra hayatımda

birçok açılımlar oldu. Öncelikle kendine

daha çok güvenen,daha yaratıcı, daha

sevgi dolu ve daha özgüvenli biri olmaya

başladım. Hayatımdaki bir çok sorunu

daha kolayca ve daha akıllıca

çözebilmeye başladım. Birçok fiziksel

rahatsızlığımın aslında duygusal kökenli

olduğunu fark ettim. Ve çok büyük sorun

sandığım şeylerin inanılmaz hızlı bir

şekilde hayatımdan tamamen

çıkabildiğini ve düzelebildiğini fark ettim.

Biraz kendi yolculuğunuzdan ve

hikayenizden bahseder misiniz?

Kendi yolculuğum yıllar önce eşimin bir

anksiyete rahatsızlığıyla baş etmeye

çalışmasıyla başladı. Kendisinin

rahatsızlığı için çeşitli tedavi teknikleri ve

terapi yolları aramaktaydık. Daha sonra

EFT tekniğini uygulamaya başladı.

Uygulamalardan muhteşem sonuçlar

aldı ve ardından ben de bunun önemini

ve pratikliğini fark ettim.

Daha sonra aldığımız eğitimlerde

insanların hayatına dokunmaya başladık

insanların büyük acıyla yıllarca içine

attığı tramvaların 1 saat gibi bir kısa

sürede kolaylıkla olabildiğini bizzat

gözlerimle gördüm ve uyguladım.

Kendime de yaptığım çalışmalarda,

insanlara yaptığım çalışmalarda da çok

hızlı ve pratik ve kalıcı sonuçlar elde

ettim. Ve daha sonra bu alanda eğitmen

olmaya ve bir çok insana ulaşmaya

başladım.

Uzmanlaştığınız bu alan son

zamanlarda oldukça popüler oldu, siz

bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Özellikle EFT'nin çok hızlı ve pratik bir yol

olduğundan bahsetmiştim, kesinlikle

insanların kemikleşmiş sorunlarının çok

hızlı bir şekilde çözümünü bulabildikleri

ve bilimsel kökenleri de olan muhteşem

bir tekniktir. EFT'nin popüler olması

gerçekten bir çok insan hayatında

değişiklik yaratıyor ve bunun popüler

olmasında benim de katkımın olması

beni çok mutlu etmektedir.

Bu teknik üzerinde yaptığım çalışmalar,

verdiğim eğitimlerle birçok ödüle de hak

kazandım. Uluslararası Enerjisel Birliği

(GOE) tarafından birçok kez dereceler

aldım. Yaptığım iş özellikle okullarda ve

birçok hastanede de daha etkin

kullanılmaya başlarsa hayatımızdaki bir

çok alanda büyük gelişmeler görmeye

devam edeceğiz.

Danışanlarınız en çok size hangi

sorunlarla geliyorlar?

Sorular en çok bu tekniğin kime

uygulanıp uygulanmadığı, hızının ve

etkisinin kalıcı olup olmadığı ve

yöntemin nasıl uygulandığı şeklinde.

Bunun eğitimlerini kimlerin alabildiği de

çok sorulmakta.

MEGAREFORM.COM.TR


Bu teknikniğin daha çok şizofreni,

bipolar ve epilepsi rahatsızlığı olan

kişilerde uygulaması tavsiye edilmez.

Enerji EFT, kişinin enerjisini çok daha

yükselten ve sorunlardan uzak bir

şekilde yaşamasına yardımcı olan bir

teknik olarak da adlandırılabilir. Enerji

EFT duygusal özgürleşme tekniğidir.

Tekniği seçen kişiler kurumumuzdan

alabilir ve öğrenebilir ve rahatlıkla

uygulayabilir. Alora Akademi olarak

uzun yıllardır bu alanda eğitimler

seminerler vermekteyiz.

Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla

sürekli kendinizi geliştirmeye ve

bu alanda en son gelişmeleri

yakından takip etmeye devam

ediyorsunuz. Bu konuda son

zamanlarda neler yapıyorsunuz,

hangi alana odaklanıyorsunuz?

Bu alanda öncelikle sürekli olarak

yenilikleri takip etmekte ve kendimizi de

sürekli geliştirmekteyiz. Bu alanla ilgili

birçok tekniği hayatımız alarak işlerimizi

daha da pratik hale getirebilmekteyiz.

Her alanda sürekli olarak kendini aktif

tutan bildiği şeyleri bile tekrardan

öğrenmeye hevesli olmak ve uygulamak

bu iş için çok önemli.

''Enerji EFT,

kişinin enerjisini

yükseltir ve

sorunlardan uzak bir

şekilde yaşamasına

yardımcı olur.''

Son yıllarda bu alana ilgi oldukça

arttı. Özellikle sosyal medyada çok

fazla bir bilgi kirliliği de yaşanıyor.

Siz bu durumu nasıl

değerlendiriyorsunuz?

Birçok alanda olduğu gibi bu alanda da

sadece kitap okuyarak ya da video

izleyerek, uygulama ve eğitim vermeye

çalışan kişiler çok fazla karşımıza

çıkmakta. İnsanların sadece workshoplar

ve seminerler ile öğrendiği şeylerin

dışında mutlaka uluslararası

sertifikasyon eğitimini almasını tavsiye

ederim.

Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve

spiritüel bir tarafı olduğu için

bazı kişiler bu alana ön yargıyla

yaklaşıyor. Hatta hiç inanmayanlar

da var. Bu tarzda bir düşünceye sahip

olanları nasıl ikna etmek gerekiyor?

Birçok teknikte olduğu gibi burada da

kişilerin ön yargıları her zaman devrede

olabiliyor. Biz onların ilk öncelikle

tekniğe karşı ön yargılarını da serbest

bırakarak yolumuza devam ediyoruz.

Onlara tekniği denemeleri ve

uygulamaları için gösteriyoruz. Tekniğin

kalıcılığını kendileri gördükçe zaten

seanslara devam ediyorlar.

Sizin gibi profesyonel olarak bu

mesleği yapmak isteyenlere ne

tavsiye ediyorsunuz?

Öncelikle bu alanda ilerlemek

istiyorlarsa daha fazla kitap ve daha

fazla kaynak okumaları ve profesyonel

anlamda verdiğimiz eğitimlere

katılmalarını kesinlikle tavsiye ederim.

Bu alanda lisanslı öğretmenleri tercih

etmeleri ve tecrübeli kişilerden bunun

eğitimini almaları çok önemlidir. Ve

eğitim bitiminde çok fazla deneyim

sahibi olarak daha fazla insana katkı

olabilirler. Her alanda olduğu gibi bu

alanda da sürekli günceli takip etmeli ve

kendini geliştirmeliler.

Hiç unutamadığınız bir danışan

hikayeniz var mı? Size hangi sorunla

geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

17

Çok fazla sayıda deneyime sahibim ama

içlerinden en sevimli hikayelerden biri:

seansa geldiğinde kayınvalidesine karşı

müthiş öfkeli olan bir gelinin seans

bitiminde kayınvalidesine büyük bir

hayranlık duyarak, kendisine çiçek

alacak yerin burada olup olmadığını bize

sorması olmuştu. Eve gittiğinde ''canım

kayınvalideciğim seni çok özledim'' diye

sarılmıştı. O günden beri asıl sorunun

kayınvalidesinde olmadığını ve farklı

kaynaklardan geldiğini çok iyi anlamıştı.

MEGAREFORM.COM.TR

MAYIS 2023 - SAYI 3


ECE HAZAL GENÇ

Nefes ve Yaşam Koçu

18

MAYIS 2023 - SAYI 3

Sizi biraz tanıyabilir miyiz ?

Merhabalar, ben Ece Hazal Genç Batı.

Endüstri Mühendisiyim. Oldukça uzunca

bir süre (17 yıl kadar) kurumsal

firmalarda üst düzey yöneticilik dahil

birçok pozisyonda çalıştım. Son 6 yıldır

nefes, meditasyon, kişisel gelişim

alanları ile ilgileniyor ve bu konuda hem

eğitimler alıyorum hem de eğitimler

veriyorum. Yeditepe Üniversitesi - Nefes

Koçluğu, Başkent Üniversitesi - Yaşam

Koçluğu, Cem Şen Eğitimleri - Dharma

öğrencisi ve Advayta Yoga’dan Yoga

Eğitmenliği mezunuyum. 11 yaşında bir

kız çocuğu annesi ve huzur dolu evliliği

olan bir eşim.

Uzmanlaştıktan sonra kendi

hayatınızda ruhsal zihinsel ve

bedensel olarak Neleri fark ettiniz?

Kişisel gelişim alanında kendimi

geliştirmemle birlikte hayatta hiçbir şeye

tutunmamak gerektiğini öğrenmeye

başladım. Çünkü tutunacak bir şey yok

etrafımızda, bedenimiz bile buna dahil.

MEGAREFORM.COM.TR

Nefes çalışmaları bu farkındalığımı

inanılmaz arttırdı. Bedenin değişiyor,

eşin değişiyor, ekonomik durumun

değişiyor, ilişkilerin değişiyor, hangisine

tutunabilirsin ki. İşte nefes-meditasyon

ve Dharma çalışmalarının hayatıma

kattığı en büyük zihinsel değişim; “hiçbir

şeye tutunamayacağımız çünkü hiç biri

benim değil” konusunu anlamam oldu.

Bedensel değişim ise, yaşım ilerlemesine

rağmen dokulara çok daha iyi oksijen

gittiğinden yüzümün parlaması, cildimin

sıkılaşması, bedenimin daha sağlıklı

olması ve inanır mısınız çok çok daha az

hasta olmak oldu.

Kısacası nefes ve meditasyon hayatıma

hem zihinsel hem de bedensel sağlık

getirme konusunda çok büyük destek

oldu.

Uzmanlaştığınız bu alan son

zamanlarda oldukça popüler oldu, siz

bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Çok doğal buluyorum, olması gereken

bu ve hatta yetersiz bile diyebilirim.

Pandemi zamanında herkes kendine,

evine, ailesine, kişisel hayatına döndü.

Ancak geçen zamanla birlikte birçok şey

eskiye döndü ve tekrar bir hengamenin

için geri döndük. Pandemi döneminde,

çok büyük bir kitle gerçek anlamda

farkındalıklar yaşadı. Kimisi eksik

hissetti, kimisi dönüşüm geçirdi.

O dönemde onca bedensel rahatsızlığa

rağmen daha stressiz ve daha parlak bir

dönem geçirdik Ancak insan zamanla

yeniliğe hızla adapte oluyor. Bu sebeple

bu düzene de hızla alışıldı. Yeni çalışma

koşulları devreye girdi ve ekonomik

sarsıntılar da eklenince stres tekrar

hayatımıza döndü.

Meditasyon ve nefes çalışmaları hala çok

popüler ancak insanlar bu konulara

zaman ayırmakta çok zorlanıyor. Halbuki

faydasının yanında her gün ayrılacak 10-

15 dakikanın lafı bile olmamalı.

Dönemsel olarak yapılan çalışmaların

geçici bir katkı sağladığına inanıyorum.

Düzenli olarak hayata katılan

çalışmaların ise hayatın bütününde bir

dönüşüm yarattığı artık bilimsel olarak


kanıtlanmış bir gerçek. Kısacası popüler

olmasından ötürü değil verdiği

katkısından ötürü hayata dahil

edebilmek gerçek sonuçlarla

buluşturuyor.

Sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu

alanda en son gelişmeleri yakından

takip etmeye devam ediyorsunuz.

Son zamanlarda neler yapıyorsunuz,

hangi alanlara odaklanıyorsunuz?

Son 4 yıldır bir Dharma öğrencisi ve

Advayta Yoga’nın öğrencisiyim. Bu

eğitimler bende inanılmaz farkındalıklar

yaşatıyor. Tabi ki danışanlarım de için bu

eğitimlere katılıyorum ancak kendi

adıma büyük dönüşümler söz konusu.

Uçakta önce kendine maske takmakla

aynı şey; önce kendime iyi geleni

buluyor, hayatımda deneyimliyor sonra

da etrafımdaki herkese yaymak için

uğraşıyorum.

Tutunmamak, varsayımda bulunmamak,

olanı olduğu gibi yorumsuz görebilmek,

kendi üzerine alınmamak, her şeyi

benim zannetmemek, başkalarına

sorumluluk atmamak gibi konular

kişinin zihinsel ve ruhsal gelişiminde ve

dolayısıyla bedensel iyilik halinde en çok

etkili olan konular.

İşte tüm eğitimlerimde bu konulara da

değinmeye çalışıyorum. Bireysel

seanslarım var; haftada bir buluşuyor

hem nefesimizi analiz edip hem de

çalışmayı derinleştiriyoruz. Nefes

çalışmalarımı, Dharma ve yaşam

koçluğu ile birleştiriyorum. Ayrıca bu

bakış açısıyla gruplara stres yönetimi,

mutluluk yönetimi ve yüz yogası

çalışmaları yapıyorum.

Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve

spritüel bir tarafı olduğu için bazı

kişiler bu alana ön yargıyla

yaklaşıyor. Hatta hiç inanmayanlar

da var. Bu tarzda bir düşünceye sahip

olanları nasıl ikna etmek gerekiyor?

''Spiritüalizm, ülkemizde

harcanıyor.

Bu kişinin kendi yolunda

keşfedebileceği bir konu.

Ben daha çok fiziksel

bedene, beyin ve zihnin

uyum ve yorumlarına,

kişisel erdeme

odaklanıyorum.''

Ben spiritüel bir şey anlatmıyorum.

Anlattığım nefes çalışmalarının tamamı

biyoloji ve fizyolojiye bağlı. Burun nefesi,

solunum sistemi, zihnin işleyişinden

bahsediyoruz. Bu demek değildir ki

spiritüel tarafı inkar ediyorum. Sadece

çalışmalarımı bir mühendislik bakış açısı

ile analiz ediyor ve gerçekten işe

yaradığını gördüğüm şeyleri

paylaşıyorum. Spiritüalizm, ülkemizde

harcanıyor diye düşünüyorum. Bu

kişinin kendi yolunda keşfedebileceği bir

konu. Ben daha çok fiziksel bedene,

beyin ve zihnin uyum ve yorumlarına,

kişisel erdeme odaklanıyorum.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer

uzmanlardan farklı olarak neler

yapıyorsunuz?

Erdem ve bedensel enerji çalışmalarını

doğru ve doğal nefes teknikleri ile

harmanladığım, sonuçlarını

danışanlarımın direk gözlemlediği ve

geri bildirimle ilerlediğim bir sistemim

söz konusu. Ayrıca meditasyon alanında

kendime ait bir uygulamam var App

Store ve Google Play’de bulabileceğiniz:

“Souldy App”. Büyük ustalarla yıllarca

çalışmış ve kendini sürekli yenileyen,

önce örnek olma ilkesiyle ilerleyen bir

yolcuyum.

Son olarak okuyucularımıza bir

mesajınız var mı?

Sadece popüler olan değil gerçekten

verimli olan, size iyi gelecek bir

eğitmenle yolculuğunuza devam

etmenizi öneririm. Her eğitmenin

enerjisi sizinle uyuşmayabilir.

Deneyimleyin, deneyimledikçe size

uygun olan eğitim ve eğitmeni

keşfedeceksiniz. Yalnız olmadığınızı,

hepimizin bu yollardan geçtikten sonra

yine kendimizce belli yerlere geldiğimizi

fark etmenizi dilerim. Ve son son; lütfen

ama lütfen burnunuzdan nefes alın.

19

MAYIS 2023 - SAYI 3

MEGAREFORM.COM.TR


NİL BAŞAK

IŞIR

YOGA YOLCULUĞU

''Şifa bazen hiç

bilmediğiniz kapıların

ardında sizi bekliyor

olabilir.''

20

MAYIS 2023 - SAYI 3

Sizi biraz tanıyabilir miyiz ?

Merhaba sevgili MegaReform okuyucuları.

Ben Nil Başak Işır, 26 Aralık 2000

doğumluyum, doğma büyüme

Ankaralıyım. Hemşirelik Lisans

öğrencisiyim 1 ay sonra mezun oluyorum.

Ruh ve Sinir Hastalıkları alanında

Uzmanlık yapmayı hedefliyorum.

Öğrencilik hayatımın yanı sıra 2018'de

fiziksel gelişim için hayatıma kattığım yoga

pratiklerimin sadece bedenimi değil

zihnimi ve ruhumu da iyileştirdiğini

gözlemledim, bunun sonucunda

pratiklerimi bir adım ileri taşıyarak 2021

yılında Yoga Eğitmenlik ve Hamile Yogası

Eğitmenlik Eğitimlerimi tamamladım.

2021 yılından beri aktif olarak bu

alanlarda çalışıyorum. Son bir yıldır kendi

kurduğum stüdyomda bireysel ve grup

yoga dersleri veriyorum, nefes ve

meditasyon çalışmaları yaptırıyorum. Aynı

zamanda bu alanda kendi eğitimlerime de

devam ediyorum.

Yoga son zamanlarda oldukça

popüler bir dal oldu, siz bu ilgiyi nasıl

yorumluyorsunuz?

Belki klişe olacak fakat bunu çok net

söyleyebilirim, ben değişmedim ancak

hayata ve kendime karşı bakış açım

değişti, önceliklerim değişti.

Farkındalığım gelişti, nefes almayı

hatırladım. Sakinleştim, hayat bir akış ve

her zaman iyiye akmıyor maalesef…

En büyük savaşlarımı verirken bile

nefesimi yumuşatmayı, kendime nazik

olmayı öğrendim. Kaçan tren paniği

geride kaldı, olmaya başladığım kişiyi

her gün biraz daha seviyorum.

Bu alana uzmanlaşmaya ve başka

insanların hayatına dokunmaya karar

vermeniz nasıl oldu? Siz mi seçtiniz

yoksa başka birileri mi sizi teşvik etti?

Biraz kendi yolculuğunuzdan ve

hikayenizden bahseder misiniz?

biraz önce de bahsettiğim gibi aslında

yoga benim için bedenimin sınırlarını

zorlayabileceğim fiziksel anlamda

kendimi geliştirmek için başladığım bir

uygulamaydı. Zaman geçtikçe yoganın

matın üzerinde yapılan birkaç

hareketten ibaret olmadığını aslında bu

yolun da, yolculuğunda çok uzun ve

derin olduğunu fark ettim.

En son geldiğim noktada kendimdeki

hem bedensel hem zihinsel hem ruhsal

gelişimi gördüm, değişime tanık oldum.

Bu yol bana şifa oldu ve olmaya da

devam ediyor… Kısacası bende ihtiyacı

olan herkese şifa olma niyeti ile bu yola

çıktım.

Uzman olduğunuz alanda

danışanlarınız en çok size hangi

sorunlarla geliyorlar?

Danışanlarımın çoğu gündelik hayatında

çok yoğun ve stresli çalışma alanları olan

MAYIS 2023 - SAYI 3

MEGAREFORM.COM.TR


insanlar. Genellikle vücutlarında,

zihinlerinde veya ruhlarında bir gerginlik

olması nedeniyle bir nebze rahatlayıp,

zihinlerini sakinleştirip temizleyerek pozitif

bir ruh haline sahip olmak amacıyla yogaya

başlıyorlar.

Yoga pratikleri zihinsel, ruhsal ve

bedensel açıdan farkındalık birçok

kazandırıyor değil mi?

Asana pratiği hantal bir keyiflilik hissini

değil dengeli bir eforu araştırır.

Mükemmeliyetin peşinde koşmayı değil

doğaya özgü zıtlıkların arasında salınırken

sergilenen gayreti destekler. Bu çabanın

basamaklarını çıkabilmek için ise irade,

disiplin, sezgi, uyanıklık, merak ve

araştırmadan besleniyor olmamız

elzemdir. Bedenin konuştuğu dili

anlayabilmek için onunla alışılmışın dışında

iletişim kurma biçimleri geliştirerek,

zorlanmalarını, yönelimlerini, katılıklarını

ve esnekliklerini kucaklamak yoga

öğretisinin temel motivasyonlarındandır.

Böylece dışarıdan yansıtan zihnin ötesine

uzanıp, berrak bir öz-farkındalık ile

kendimize içeriden bakar hâle gelmeyi

deneyimleyebiliriz.

Son zamanlarda neler yapıyorsunuz,

hangi alana odaklanıyorsunuz?

Bulunduğum noktada şuan yoga

duruşlarından ziyade Bilinçli Farkındalık

(Mindfulness) çalışmalarına odaklıyım.

Haziran da 14 ay sürecek bir Mindfulness

Uygulayıcı Eğitmenliği programına

başlayacağım.

Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne

tavsiye edersiniz?

Yoga yapmaya başlamadan önce herkesin

kafasında temel sorular olabiliyor.

Danışanların kafasındaki soru işaretlerini

bir nebze uzaklaştırmak adına biz

eğitmenlerin burada önemli bir rolü var.

Bence bu noktada en önemli şey bir adım

atabilmek. Yolculukta ki en kıymetli şeyin

kişinin kendi deneyimi olduğunu

düşünüyorum. Ve deneyimlerken farklı

hocalardan eğitim almanın, farklı ekoller

deneyimlemenin çok önemli olduğunu

düşünüyorum. Evet ilginiz olan ekol ile

başlayın ancak imkanınız elverdiğince farklı

alanları deneyimlemelisiniz. Şifa bazen hiç

bilmediğiniz kapıların ardında sizi bekliyor

olabilir.

Son olarak sizi dinleyenlere/bu yazıyı

okuyanlara bir mesajınız var mı?

21

MAYIS 2023 - SAYI 3

Hepimize bir su kadar berrak bir zihinle,

kendimizi sıklıkla ziyaret ettiğimiz kocaman

kocaman anlar diliyorum.

MEGAREFORM.COM.TR


DİYET DIŞI

DİYETİSYEN

BÜŞRA ERTÜREN

''Diyet yapmayı, kısıtlamayı

ve aşırı yemeyi bıraktım.

Artık bedenime bakım

verebiliyor ve ona saygı

duyabiliyorum.''

22

MAYIS 2023 - SAYI 3

S

izi biraz tanıyabilir

miyiz?

Ben Büşra, 27

yaşındayım ve

İstanbul’da yaşıyorum

Yeme davranışı, sezgisel

yeme, bozulmuş yeme ve yeme

bozuklukları alanlarında diyet dışı

yaklaşım ile çalışan bir diyetisyenim. Aynı

anda yüksek lisans eğitimime de devam

etmekteyim.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark

ettiniz?

Alana ilgim üniversitenin son senesinde

başladı. O zaman böyle bir alan olduğunu

bilmiyordum bile. Sadece diyet listeleriyle

hayatımı geçiremeyeceğimi fark ettim ve

araştırmaya başladım.

Bu alanla ilgilenmeye başladıktan

sonra sizin hayatınızda neler değişti,

hangi alanlarda açılım oldu?

Diyet alanından çıkmak başlangıçta zordu

çünkü bildiğim ve güvende hissettiğim bir

yerdi. Diyet dışı yaklaşım daha yeni ve

öğrenmek için gerçekten çaba isteyen bir

alan.

Bu alana ilgim olduktan sonra özellikle

yeme bozuklukları ve beden imajı

alanlarına yakınlaştım. Lisans

eğitiminde daha çok yüzeysel

öğrendiğimiz bu alanın derinine inmek

çok güzeldi.

Uzmanlaştıktan sonra kendi

hayatınızda ruhsal zihinsel ve

bedensel olarak değişiklikler oldu

mu? Neleri fark ettiniz?

Tüm hayatım değişti diyebilirim çünkü

alanda çalışmaya başlamadan önce

kendi yeme davranışımı iyileştirdim.

Diyet yapmayı, kısıtlamayı ve aşırı

yemeyi bıraktım. Artık bedenime bakım

verebiliyor ve ona saygı duyabiliyorum.

Eskiden sadece bedenimi değiştirmek

için zorla ve kısa dönemli yaptığım

sporlar yerine sevdiğim egzersizleri

yapabiliyor ve en önemlisi bundan zevk

alabiliyorum. Ve bu sadece yemeklerle

olan ilişkimi değil, hayatımdaki diğer

ilişkilerimi de iyileştirdi.

Bize biraz kendi yolculuğunuzdan ve

hikayenizden bahseder misiniz?

Üniversite yıllarımda sürekli diyet

yapıyordum. Hayatım diyette ve diyette

değil şeklinde ikiye ayrılmıştı. Bu süreçte

bedenim küçülse de kendimi uzun

vadede daha iyi ve sağlıklı hissetmiyordum.

Çünkü diyet yaptıkça, yiyeceklerle

ve bedenimle aram bozulmaya

başlamıştı.

Artık sürekli ne yemem ve ne yememem

gerektiğini düşünüyordum. Bedenim

eskiye göre daha küçük olsa da sürekli

onu yargılayacak bir şey buluyordum.

Bir pantolonum dar da gelse gidip büyük

bedenini alamıyordum. İçim rahat bir

şekilde sevdiğim yiyecekleri

yiyemiyordum. O anda yediğimden çok

keyif alsam da sonrasında gelen kilo

alma korkusu yanında pişmanlığı da

getiriyordu.

Artık bir gün bütün hayatımı bu şekilde

yaşamak istemediğimi fark ettim ve

araştırmaya başladım. Bu sayede de

sezgisel yeme ile karşılaştım. Önce kendi

üzerimde pratiğe başladım sonrasında

da bu alanda danışmanlık vermek için

eğitim aldım.

MEGAREFORM.COM.TR


Uzmanlaştığınız bu sezgisel beslenme

konusu son zamanlarda oldukça

popüler oldu. Siz bu ilgiyi nasıl

yorumluyorsunuz?

Hem mutluyum, hem de endişeliyim

aslında. Mutluyum çünkü bozulmuş

yeme ve yeme bozukluğu yaşayan çok

fazla insan var ve onlara ulaşabilmek, bir

çıkış yolu olduğunu gösterebilmek çok

değerli.

Ancak aynı zamanda alan

popülerleştikçe yanlış anlaşılmaları da

yanında getiriyor. Bu alanı benimsemek

yerine reklam amacıyla kullanan

uzmanlar artıyor. Bu da endişe verici.

Danışanlarınız en çok size hangi

sorunlarla geliyorlar?

Her diyeti denemiş, her diyetisyene

gitmiş ama yine de bedeni ve yemeklerle

ilgili yaşadığı sorunları çözememiş ve

artık ne yapacağını bilemeyen kişiler son

çare olarak bana geliyorlar. Aynı

zamanda aşırı yeme ve tıkınırcasına

yeme yaşayan danışanlarım ve beden

imajı sorunları yaşayanlar da çoğunlukta

oluyor.

Özellikle odaklandığınız ve

danışanlarınızda çözüm bulduğunuz

alanlar nelerdir? Varsa düzenlediğiniz

eğitimlerin ve çalışmaların

içeriğinden bahseder misiniz?

Öncelikle çoğu kişi çok fazla yediğini

düşünse de danışanlarımda en sık

karşılaştığım şey yetersiz beslenme

oluyor. Sanılanın aksine yetersiz

beslenme her zaman zayıf insanlarda

karşılaştığınız bir şey değil. Bu yüzden

öncelikle yeterli ve düzenli beslenmeyi

ve bedene bakım vermeyi öğreniyoruz.

Sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu

alanda en son gelişmeleri yakından

takip etmeye devam ediyorsunuz.

Evet, alanımız gerçekten her gün değişip

gelişen bir alan. Ben son zamanlarda

yüksek lisans bitirme çalışmamın da

konusu olan sezgisel yemenin

tıkınırcasına yeme üzerine etkisi

konusuna odaklanıyorum.

Uzmanlık alanınızda gerçekleştirmek

istediğiniz en büyük hayaliniz ve

projeleriniz neler?

Kafamda çok fazla fikir var aslında ama

en yakın projelerimden biri podcast.

Danışanlarım da bu konuda oldukça

destekçi çünkü bu alanda ingilizce çok

güzel podcastler var ancak Türkçe

podcast oldukça az. Bunun yanında

çalıştığım yer olan Vavelya Psikoloji ile

birlikte workshop planlarımız var.

Araçlar değişse de en büyük hayalim bu

alanın ihtiyacı olan herkese ulaşması için

elimden geleni yapmak.

Son yıllarda bu alana ilgi oldukça

arttı. Siz bu durumu nasıl

değerlendiriyorsunuz?

Evet maalesef ben de sezgisel yemeyi

diyetle birlikte yürütmeye çalışan ve

sezgisel yeme ile zayıflama vaadi veren

çok fazla uzman görüyorum. Tabiki bu

bakış açısı çoğu kişi için daha cazip

gelebiliyor ama maalesef mümkün değil.

Sezgisel yemenin ilk prensibi “diyet

zihniyetini reddetmek”tir. Yani bu alanı

öğrenmek için önce diyetleri bırakmamız

gerekiyor. Kiminle çalışırsak çalışalım

önce alanla ilgili kısa da olsa bir

araştırma yapmak önemli.

Bedensel ruhsal ve zihinsel açıdan

sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki

bırakıyorsunuz?

Diyet dışı yaklaşım ve sezgisel yemenin

en önemli yanı sadece fiziksel iyileşmeye

odaklanmaması. Sağlığa bütüncül

yaklaşıyoruz. Sezgisel yemenin bilimsel

olarak kanıtlanmış yararlarında bazıları;

düşük beden kitle indeksi, düşük

trigliserid, yüksek HDL, yüksek benlik

saygısı, beden takdiri, güçlü başa çıkma

becerileri, iyimserlik, refah, psikolojik

dayanıklılık, çeşitli besin alımı, düşük

oranda yeme bozukluğu riski, düşük

duygusal yeme gibi şeylerdir.

Ayrıca beden ile kurulan güvenin

kişilerin hayatlarının diğer alanlarına da

yansıdığı görülüyor.

''Sanılanın aksine

yetersiz beslenme her

zaman zayıf insanlarda

karşılaştığınız bir şey

değil.

Bu yüzden öncelikle

yeterli ve düzenli

beslenmeyi ve bedene

bakım vermeyi

öğreniyoruz.''

Çok basit gibi gelse de diyet kültürünün

baskın olduğu ve bozulmuş yemenin

“normal” gibi görüldüğü bir dünyada,

zorlanılan bir aşama olabiliyor. Bunun

yanında açlık ve tokluğu keşfetme,

duygusal yeme, diyet kültürünü tanıma,

keyifle hareket etme, ya hep ya hiç

davranışından kurtulma gibi yerler

üzerine odaklanıyoruz.

Şu anda birebir danışmanlık dışında bir

eğitim vermiyorum ancak yakın

zamanda olabilir.

23

MAYIS 2023 - SAYI 3

MEGAREFORM.COM.TR


24

MAYIS 2023 - SAYI 3

Tam tersine, bedenlerimize güvenirsek

ve sürekli kontrollü olmazsak

bedenlerimizin sürekli büyüyeceği ve

sağlıksız olacağımız söylendi. Bu bakış

açısıyla büyüyen kişilerin bunun tam

tersini savunan bir yaklaşım için adım

atması oldukça korkutucu gelebiliyor.

Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve

spritüel bir tarafı olduğu için bazı

kişiler bu alana ön yargıyla

yaklaşıyor. Hatta hiç inanmayanlar

da var. Bu tarzda bir düşünceye sahip

olanları nasıl ikna etmek gerekiyor?

Sezgisel yeme sadece iç güdüsel veya

duygularımıza göre beslenmek gibi

görülebiliyor ancak tam olarak öyle

değil. Sezgisel yeme 120’den fazla

çalışma ile kanıtlanmış bir yaklaşımdır.

Ben kimseyi ikna etmeye çalışmıyorum

ama bu şekilde yaklaşan kişiler eğer

öğrenmeye açıksa dilediği soruyu

cevaplıyorum ve güzel bir sohbet

olabiliyor. Eğer konu ilgisini çekerse

elimdeki çalışmaları veya paylaşımları

gönderebileceğimi söylüyorum. Eğer

okuyucularınızdan da inanmayan ama

merak eden olursa bana ulaşabilirler.

Kendi özel yaşamınızda

arkadaşlıklarınızda bu uzmanlığınızı

arka planda kullandığınız ve kişiler

hakkında analiz yaptığınız durumlar

oluyor mu? Neler gözlemliyorsunuz

ve neler fark ediyorsunuz?

Evet, kesinlikle oluyor. Öncelikle diyet

kültürünü ve bozulmuş yemeyi

öğrendiğinizde gerçekten gün içinde her

yerde bunlarla karşılaşıyorsunuz. Daha

önce bana normal gelen ama aslında hiç

de normal olmayan sohbetlerin içinde

kaldığım oluyor. Sanırım en çok

karşılaştığım şey artık kimsenin diyet

yapmaması. Yani etiket olarak “diyet”

yapmıyorlar. Bunun adı “dikkat etmek”

veya “sağlıklı beslenmek” gibi şeyler

olabiliyor. Ama yiyeceklerle ilişkilerine

baktığımızda tamamen kısıtlama,

bozulmuş yeme ve diyete yönelik

davranışlar oluyor. Bozulmuş yemenin

bu kadar normalleşmesi ve “normal

yeme” haline gelmesi endişe verici

oluyor.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer

uzmanlardan farklı olarak neler

yapıyorsunuz?

Tamamen diyet dışı yaklaşımı

benimsemiş uzman sanılandan çok daha

az. Diyetle birleştirilmiş hali şu anda

daha yaygın. Benim pratiğimin tamamen

diyet dışı olduğunu söyleyebilirim. Ben

danışanlarıma her zaman güvende

hissettirmeye, asla yargılamamaya ve

her bedende kabul ve saygıyı hak

ettiklerini hissettirmenin çok değerli

olduğunu düşünüyorum.

Hiç unutamadığınız bir danışan

hikayeniz var mı? Size hangi sorunla

geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

30 yaşında kadın bir danışanım vardı,

yurtdışında yaşıyor ve büyük bir şirkette

üst düzey yönetici olarak çalıyordu. İlk

diyetine annesinin isteğiyle 8 yaşında

başlamıştı. Sürekli bir diyetten diğerine

geçiyor ve aynı kiloyu verip daha

sonrasında fazlasıyla geri alıyordu.

Birçok kez evin içinde ağlayarak

dolaşırken aynı anda sürekli ağzına bir

şeyler tıkıştırdığından ve kendini çok

yalnız hissettiğinden bahsediyordu.

Aynı zamanda yoğun umutsuzluk ve

utanç duyduğu dönemde intihar

düşünceleri vardı. Yaşadığı depresyon

tıkınırcasına yemesine katkıda

bulunuyordu. Bir süre sonra

tıkınırcasına yeme sonrası arınma

davranışı oluşmaya başlamış ve bunun

durumu iyi yöneticeğini düşünmüş.

Bu, geçici bir rahatlama yaşasa da

sonrasında daha derin bir suçluluk,

utanç ve umutsuzluğa katkıda

bulunmuştu.

Arınma davranışı neyse ki çok uzun

sürmemişti ama tüm bu süreç yaklaşık

15 sene kadar sürmüştü. Daha önce

birkaç kez yardım almayı denese de

başarılı olamamıştı.

Sonrasında bizim yollarımız kesişti ve

birlikte çalışmaya başladık. Diyet

yapmama kavramı başlangıçta çok

korkutucu geldi. Asla başka bir diyete

girmemek ve o andaki kiloda kalma fikri

seçenek bile değildi onun için. Ve diyeti

bırakırsa bedeninin sürekli büyümeye

devam edeceğini düşünüyordu.

Korkutucu da olsa sürece şans vermek

istedi. Her durumda birlikte olacağımızı

bildiği için artık eskisi kadar yalnız

hissetmemeye başladı. Sürecimizin zorlu

olacağını biliyordu ama davranış ve

bakış açısı değişikliği konusunda oldukça

azimliydi. Geçmiş davranışlarının da

öğrenilmiş bir şey olduğunu, bu yüzden

yeni davranışları da öğrenebileceğini

keşfettiği an çok büyük bir rahatlama

yaşamıştı.

Özellikle beden algısı ve öz değer

eksikliği üzerine yaptığımız çalışmalar

sırasında göz yaşlarını tutamıyordu.

Çünkü hiçbir zaman kendine karşı bu

kadar sert olduğunu düşünmemişti.

Görüntüsünün dışında, insan olarak

sunacak çok fazla şeyi olduğunu bilmesi

çok güçlendiriciydi. Belki çoğu insan için

basit görünse de, açlığını hissetmesi ve

bu sinyale cevap verebilmesi ve rahat

tokluğu yakalayabilmesi, onun için

hayatını değiştiren bir deneyimdi. Çünkü

çocukluğundan beri uzun süreli aşırı

açlıklardan veya nefes alamayacağı

kadar tok hissettiği doygunluktan başka

bir şey bilmiyordu.

Hayatı boyunca çok sevdiğini

düşündüğü yiyeceklerden bazılarını

aslında sevmediğini keşfetti, ilk kez bir

hamburgeri doyduğunu fark edip yarım

bırakabildi, evinde haftalarca, belki

aylarca yarım kalan cips paketleri,

dondurma kutuları oluyordu.

Sürecimizin sonunda tıkınırcasına

yemeyi yendik ve sezgisel yemeyi

öğrendik. Hala yemek yemeyi çok

seviyor, yemeklerden zevk alabiliyor,

yemeklerle sosyalleşebiliyor ve bunun

yanında bedenine saygı duyup onu

dinleyebiliyor ve en önemlisi hayatını

doya doya yaşayabiliyor.

MAYIS 2023 - SAYI 3

MEGAREFORM.COM.TR


Bazı insanlar potansiyelleri

olmasına rağmen değişim için

adım atamıyorlar, bir türlü

harekete geçemiyorlar. Bunun

sebebi nedir?

Hazır hissetmiyor olabilirler.

Yiyeceklerle ilgili veya bedenleriyle

ilgili sorun yaşasalar da, adım

atmaya hazır olmayabilirler. Bizim

alanımız için hazır hissetmek önemli

çünkü kimseye zorla yaptırabileceğimiz

bir şey değil. Belki zorla diyet

listesi uygulanabilir ancak kimseye

zorla bedenine bakım verdiremeyiz

veya beden sinyallerini keşfetmeyi

öğretemeyiz.

Hazır olmamanın dışında, korku da

oldukça güçlü bir duygu. Sezgisel

yemenin kiloya odaklanmaması ve

süreçte bir listenin olmaması çoğu

kişi için korkutucu olabiliyor. Çünkü

bize bedenlerimize

güvenebileceğimiz öğretilmedi.

Siz hayatınızdaki dalgalı

dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?

Yaptığınız bu çalışmaları siz

kendinizde nasıl

deneyimliyorsunuz?

Sezgisel yeme ve özellikle beden

imajı pratikleri günden güne geri

dönebileceğiniz ve ihtiyaç

duyabileceğiniz pratikler. Herkes gibi

benim de kendimi daha kötü

hissettiğim günler oluyor. Alanda

uzman da olsanız, bu günler hepimiz

için var.

Benim şanslı olduğum konu,

geçmişte kötü beden imajı yaşadığım

günler tüm günümü mahvedebiliyor

ve kendime bakım vermemin önüne

geçebiliyorken, şu anda belki 10

dakikamı etkiliyor ve günüme devam

edebiliyorum.

Danışanlarımda da üzerine

çalıştığımız şey bedenimiz hakkında

kötü hissettiğimiz günleri yok etmek

değil (çünkü hiçbir zaman yok

olmayacak), bu günler geldiğinde

günümüzü minimum etkilemesini

sağlamak oluyor.

Bu alanda hizmet almak

isteyenlere ne tavsiye edersiniz?

Uzman ve danışan ilişkisi çok değerli.

Karşınızdaki kişi ile uyuşmak,

kendinizi güvende hissettmek ve ne

olursa olsun yargılanmayacağınızı

bilmek bence önemli. Uzman çok

bilgili de olsa, işini çok iyi de yapsa

eğer kendinizi seanslarda rahat

hissetmiyorsanız verim almak

zorlaşıyor. Bir de tabii bu alanda

çalışmak istiyorsanız, destek

alacağınız uzmanın gerçekten diyet

dışı mı çalışıyor yoksa diyetle

karıştırıp kilo kaybı vaadi mi veriyor

ona dikkat edin.

''Bedeninizin yeterli

olmadığını ve onu

beğenmemenizi,

ondan nefret etmenizi

söyleyen bir dünyada,

hem kendiniz hem de

gelecekteki nesiller

için bedeninize saygı

duymayı seçin.''

Bu mesleği yapmak isteyenlere

ne tavsiye ediyorsunuz?

Özellikle yeme bozukluğu ve

bozulmuş yemesi olan kişilerle

çalışmak çok önemli. Verebileceğim

en iyi tavsiye, bu alanda çalışmaya

başlamadan önce kendi bakış

açınız, bu konu ve bedenler

hakkındaki inançlarınız ve

kullandığınız dil üzerinde çalışın.

Özellikle bu alanda çalışan

profesyoneller için başkalarıyla

nasıl etkileşimde bulunduğumuz ile

ilgili daha derin bir bakışa

ihtiyacımız var.

Son olarak bu yazıyı okuyanlara

bir mesajınız var mı?

Hepimiz bedenlerimiz ve yemekler

hakkında bazı yanlış inançlar ile

büyüdük. Ama artık bu inançları

değiştirme sorumluluğu sizde.

Bedeninizin yeterli olmadığını ve

onu beğenmemenizi, ondan nefret

etmenizi söyleyen bir dünyada,

hem kendiniz hem de gelecekteki

nesiller için bedeninize saygı

duymayı seçin.

MEGAREFORM.COM.TR

25

MAYIS 2023 - SAYI 3


B İ l g İ v e B a ş a r ı

R e k o r t m e n İ

LEYLA BİLEN

Pandemi döneminde Leyla Bilen

Akademi’yi kurdum ve en sevdiğim işi

yapmaya başladım ki bu da etki ve

sonuçlarına yüzde yüz inandığım

alanlarda online eğitimler vermemle

gerçekleşti. İkinci lisans eğitimimi

Anadolu Üniversitesi’nde bir zamanlar

hayalim olan Uluslararası İlişkiler

Bölümü üzerine aldım ve başarıyla

mezun oldum. 2023 Şubat ayında

Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge

Yönetimi Doktora Programını kazandım.

Bilim doktoru olma yolunda ilerleyen bir

bilgi profesyoneliyim.

26

MAYIS 2023 - SAYI 3

P r o g r e s s o r E ğ i t m e n : K o z m o e n e r j i . B i l g i P r o f e s y o n e l i ( P h D )

Bize biraz kendinizden bahseder

misiniz?

Mezopotamya topraklarında dünyaya

gelmiş ve 3 yaşından itibaren okumaya

ısrar etmiş, her türlü mücadeleyi bu

uğurda vermiş bir eğitim sevdalısıyım.

Hem erkek hem de kız çocuk

kategorisinde sülalemde ilk defa

Anadolu Lisesi eğitimi almış ve de

üniversite okumayı başarmış bir

çılgınım, diyebilirim. İlk lisans eğitimimi

Bilkent Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve

Edebiyatı üzerine aldım. Bilkent’le

birlikte Hacettepe Üniversitesi İngilizce

Öğretmenliği Pedagojik Formasyon

eğitiminden de mezun oldum. İş

hayatına İngilizce Öğretmeni olarak

başladım ve aynı anda hem okulda hem

de kurs merkezlerinde öğretmenlik

yaptım. Öğretmenlik standartlarının

MEGAREFORM.COM.TR

hayallerim karşısında sınırlayıcı

olduğunu deneyimleyerek farketmemle

birlikte farklı iş sektörlerine yöneldim.

Turizm ve otelcilik alanından, zincir

mağaza işletmeciliğine, insan

kaynaklarından hastane yönetimine,

uluslararası yatırım danışmanlığına

uzanan geniş bir bilgi, beceri ve deneyim

yelpazem oluşuverdi.

2006 yılında kişisel gelişimle tanıştım.

Koçlukla başlayan bu yolculuk

sonralarda çok farklı alanlarda eğitimler

alarak, hatta 2007’de de enerji

sistemlerine dahil olmamla birlikte

genişleyerek spiritüel bir boyut kazandı.

2009’da Dokuz Eylül Üniversitesi’nde

İnsan Kaynakları Tezli Yüksek Lisans

Programını kazandım. Bu programdan

mezun olarak ‘bilim insanı’ unvanını

aldım.

Ek olarak uluslararası bir üniversitede

psikoloji alanında bütünleşik eğitim

alıyorum. Geçtiğimiz yıl Bilens

Uluslararası Belgelendirme şirketini

kurarak mesleki hayatımın yan

kulvarında kurucu müdür ve kalite

yönetim sistemlerinde baş denetçi

olarak yer almaya başladım. Doğru

bilgiyi, doğru şekilde, doğru insanlara

ulaştırma misyonuyla yetkinliklerini

artırmaya devam eden ve de girişimci iş

kadını, eğitmen ve yazar kimliğiyle işini

aşkla yapan bir profesyonelim. Eğitim,

eğitmenlik, bilim ve ilim odağında

hayatımı Ankara ve Antalya bandında

yaşıyorum.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman

fark ettiniz?

2006’da Antalya Havalimanı'nda

çalışmaya başladığımda aldığım bir

eğitimde ve sonrasında gösterdiğim

yüksek başarılar sayesinde bu alana

olan ilgimi net bir biçimde fark ettim.

Tek ve tüm hedefim aldığım eğitimlerle

kendimi ve yaşamımı dönüştürmekti.

Master yaparken tez danışmanımın

dersinde hobilerimize yer vermemizi

istemesiyle birlikte tüm ilgi alanlarım

profesyonel mesleklerimi inşa etmeye

başladı, diyebilirim. Doğru yöntemler,

eğitimler, cesaret ve üstün çabayla içsel

ve dışsal dünyamı geliştirerek

dönüştürebileceğimi canlı canlı

deneyimlemek bana, insanların

yaşamlarına profesyonelce dokunabilmenin

ve mucizelere şahitlik etmenin

kapılarını açtı. Bu ilgi beni değişim

dönüşüm yolculuğunda bir öncü, bir

motivatör, bir koç, bir rehber ve bir

yaşam yönetmeni haline getirdi.

MAYIS 2023 - SAYI


Bu alanla ilgilenmeye başladıktan

sonra sizin hayatınızda neler değişti,

hangi alanlarda açılım oldu?

Bahsettiğim ilk şirket içi koçluk

eğitiminde yapılan tüm etkinliklerde

birinci oldum. Eğitim sonrası ürün satışı

için sahaya çıktığımda ilk aydan itibaren

üst üste ‘best seller’ olarak ülkemi ve

çalıştığım kurumu yurtdışında temsil

ettim. Hayatında daha önce hiç satış

yapmamış bir kişinin, aldığı eğitimde

edindiği bilgileri sahada uygulamasıyla

birlikte satış rekorları kırması sıradışı bir

açılımdı.

Kendimi tanımama ışık tutacak ve

kendimde memnun olmadığım özellikleri

dönüştürecek kişisel gelişim

eğitimleri almaya başladım. Her bir

eğitimi kendi ruhumda ve hayatımda

özümseyip içselleştirdim. Artık güçlü ve

zayıf yanlarıyla kendini tanımaya

başlamış, ne istediğini ve ne istemediğini

bilen, kendini net bir biçimde ifade

edebilen bir Leyla sahneye çıkmıştı.

Ölümle defalarca kez burun buruna

geldiğim, ‘artık bitti herhalde’ şeklinde

düşündüğüm bir dönemde Kozmik

Enerji sistemiyle yeniden doğum

sürecim başladı. ‘Küllerinden doğmak’

tabiri tam da o yıl beni ve hayatımı

tanımlayan bir hal aldı. Ayağa

kalktığında korku ve kaygılarından

arınabilmeyi öğrenmeye başlamış,

hayallerine ve hedeflerine farkındalıkla

yürüyen bir Leyla vardı. İşte o Leyla, o

yıldan sonra içinde bulunduğu her

alanda ve ortamda acılarını başarılara

dönüştürmeye başlamıştı.

Secret kitabını elime aldığım yıl, Jack

Canfield’in isminin altında yer alan ve de

beni çokça heyecanlandıran mesleklerin

sahibi olmuştum. Şu anda âşık olduğu

işleri yapan bir iş kadınıyım. Tüm yaşam

alanlarını arındırarak kendini ve hayatını

özgürleştirebilmek ve bu yönde yoluna

emin adımlarla ilerleyebilmek bence

yaşanabilecek tüm büyük açılımların

özeti niteliği taşıyor.

Uzmanlaştıktan sonra kendi

hayatınızda neler değişti?

Uzmanlık alanlarım beni ruhsal açıdan

kendi kendine mutlu olabilen, yalnız

olduğunda da mutlu yaşayabilen bir kişi

haline getirdi. İçsel huzur ve

motivasyonumu nasıl sağlayabileceğimi,

beklenmedik duygu ve düşünce

çözülümleri yaşadığımda onlarla nasıl

baş edebileceğimi biliyorum. En önemlisi

kendi öz gücümün ve potansiyelimin

farkında olduğum için özümü enerji

sistemlerinin gücüyle nasıl katlayarak

çoğaltabileceğimin farkındayım. Zihinsel

açıdan en büyük farkındalığım ise

müthiş bir düşünce yönetimi becerisi

edinmem oldu. Bu beceri sayesinde

geçmiş-şimdi-gelecek arasında denge

kurarak an’ı yaşayabiliyorum.

Kozmik enerji ve onunla bağlantılı 4.

boyut sistemler sayesinde hafızam,

sezgilerim ve esnek bakış açısı sergileme

yönüm çok güçlendi. Bedensel açıdan da

vücudumla iletişim kurabilmeyi

öğrendim. İdeal bedenime ulaşarak

yaptığım işle uyumlu bir hale büründüm

ki bu detay benim için çok önem arz

ediyor. İcra ettiği meslekle uyumlu yani

içini dışına doğru yansıtan bir bedene

sahip olmayı bir profesyonellik göstergesi

olarak dikkate alıyorum.

Bu bağlamda, Hintli guruların hepsi

kilolu gerçeğinin arkasına sığınarak

fiziksel bedenini önemsemeyen kişisel

gelişimcilere karşıyım. Benim yaşam

felsefemde ‘en iyi terzi, kendi söküğünü

dikebilen terzidir’ gerçekliği yer alıyor.

Kendini her anlamda şifalandırmadan,

dönüştürmeden başkalarının yaşamlarına

dokunmaya kalkışanları asla

profesyonel bulmuyorum.

Bu alanda uzmanlaşmaya ve başka

insanların hayatına dokunmaya karar

vermeniz nasıl oldu?

Eğitim aldığım alanlarda uzmanlaşmak

fikri, sadece kendime aitti. Bendeki etki

ve sonuçlar dönüşümsel olunca ilerleme

kararı aldım. Koçlukta beni yetiştiren

hocam bana eğitim sürecinde ‘bu işe çok

yatkınsın, mutlaka yapmalısın’ dediğinde

kendisine tüm eğitimleri sadece kendimi

geliştirmek için aldığımı belirtmiştim.

Ancak eğitimden bir ay sonra kendimi

İstanbul’da koçluk yaparken ve büyük

ölçekli şirketlere hızlı İngilizce eğitimleri

verirken bulmuştum. İlk kozmik enerji

hocam beni ilk gördüğünde gelecekte bu

alanda en üst seviyeye ulaşarak

eğitimler vereceğimi söylediğinde şaşırmıştım

ve hiç ihtimal vermemiştim. 2004

yılında, henüz hiçbir enerji sistemiyle

tanışmamışken Reiki masterı karşıma

geçip, elini timüs bölgeme

koyup bir gün, çok özel bir şifacı

olacağımı söylemişti. 2009 yılında yüksek

lisans yapmaya başladığım sene,

hocalarımın geribildirimleri ve tez

danışmanımın dersinde anlatım

yapmamla birlikte hocamın beni

kurumsal yaşamda sahnelere

taşımasıyla bugünkü mesleğimin temeli

atılmış oldu. Kişisel ve kurumsal gelişim

eğitimleri, seminerler, enerji çalışmaları,

meditasyonlar, koçluk ve danışmanlık

hizmetleri Cemile Çetin hocamın

teşvikiyle profesyonel bir boyut kazandı.

Uzmanlık alanlarımın profesyonel

mesleğe dönüşmesiyle birlikte

başkalarının hayatına dokunmaya

başlamıştım. Katıldığım bir eğitim

sonrasında Hindistan’a gitme hayalim

bir yıl içerisinde gerçekleşmişti. 2011-

2012-2013 yıllarında Hindistan Birlik

Üniversitesindeki derinleşme süreçlerine

katıldım ve son 2 yıl o süreçlerde Türk

gruplarına tercümanlık yaptım.

Bugünüme bakınca evet, tüm

hocalarımın öngörüsü doğruymuş, tam

da dedikleri yönde gelişmeler oldu

hayatımda: binlerce kişiye seanslar

yaptım, sistemler geliştirdim, çok etkili

sistemler üzerine uygulamalı eğitimler

veriyorum, çok sayıda Kozmoenerjist

yetiştirdim, Bilgi Profesyoneli bir Kozmik

Kraliçe olarak da tüm çalışmalarıma

devam ediyorum.

Uzmanlaştığınız bu alan son

zamanlarda oldukça popüler oldu, siz

bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Bana göre merkezinde ‘insan’ olan her

alan ve konu, popüler olmaya

mahkumdur. Yaşamın merkezinde de

insan var. İnsanın ruh-beden-zihin

MEGAREFORM.COM.TR

27

MAYIS 2023 - SAYI 3


28

MAYIS 2023 - SAYI 3

üçleminde enerjisini, gücünü,

potansiyelini keşfederek tanımlamasına

yönelik olduğu için spiritüel gelişim

çalışmalarının popülerleşmeme ihtimali

yok. Bu popülerlik, eğitmen ve uzman

kirliliği yaşanmasına sebep oluyor.

Akşamdan sabaha binlerce uzman,

eğitmen ve danışmanın türediğini

görüyoruz. Yılların emeğini, çabasını,

bilgi ve tecrübe birikimini bir anda yok

sayan ve kendini işin piri ilan eden

insanlar var.

Bu dezavantajla mücadele etme

konusunda ben kendimi şanslı

görüyorum, çünkü çok ciddi bir

akademik altyapım ve yetkinliklerim var.

İnsanlar değişen ihtiyaçları ve yaşam

koşulları karşısında bu alanlardaki

uzmanlardan eğitim ve hizmet almaya

eskiye nazaran çok daha fazla istekli ve

gönüllüler.

Son zamanlarda sosyal medyada

yaşanan bilgi ve eğitmen kirliliği

kapsamında benim özellikle de bu tür

kirlilikleri ortadan kaldırmaya ve de

doğru bilgi akışını sağlamaya yönelik

‘Bilgi ve Belge Yönetimi’ alanında

doktora yapıyor olmam da büyük bir

nimet, benim açımdan. Misyonumu

gerçekleştirmeye hizmet edecek bir

bölümde bilim doktoru olacak olmam,

bu popülerliğin profesyonelliğimle çok

da güzel harmanlanacağının göstergesi.

Danışanlarınız en çok size hangi

sorunlarla geliyorlar?

Yaşamlarındaki zor süreçlerde işin

içinden nasıl çıkacağını bilmediği, anlam

veremediği ve dolayısıyla baş edemediği

sorunlarla geliyorlar. Son yıllarda

danışan olarak başvursun ya da

başvurmasın, spiritüel alanlarda

uzmanlaşmak üzere eğitim almaya

gelenlerin sayısı epey fazla.

Aslında bu eğilime ben aracılık ettim

diyebilirim. Kendini tanımanın,

şifalandırmanın ve dönüştürebilmenin

mümkün olduğunu kişinin görebilmesini

sağlamak için eğitimler vererek

uygulayıcı olmalarına vesile olmak ve de

uzmanlaşma yolunda onlara rehberlik

etmeye adanmak benim açımdan aşkla

yaptığım mevcut mesleğimin en büyük

çıktısı ve kazanımı, diyebilirim.

Özellikle odaklandığınız ve

danışanlarınızda çözüm bulduğunuz

alanlar nelerdir?

Mesleğimin etik değerleri ve sınırları

kapsamında yardımcı olabileceğim her

konuda danışanlarımın çözümlerini

bulmalarına ve yaşamalarına olanak

sağlıyorum. Verdiğim eğitimleri ve

yaptığım çalışmaları şu şekilde

kategorize edebilirim:

-Kozmoenerji, tüm dereceleri ve kozmik

enerjiyle bağlantılı 4. Boyut sistemler

olan Zoroastrism, Hutta Block ve

Abundance (Bolluk+Bereket) alanlarında

hem uygulayıcı ve master hem de yetki

eğitimleri veriyorum.

-Spiritüel gelişim profesyonelleri

yetiştirmeye yönelik Usui Reiki,

Kundalini Reiki, Shamballa MDH (Çok

Boyutlu Şifa), Işık Beden, Biyoenerji ile

Bedenin Bilgeliği, Dönüşümsel Matrix

Enerjisi üzerine hem uygulayıcılık hem

de uzmanlık ve eğitmenlik eğitimleri

veriyorum.

-Kişisel gelişim profesyonelleri

yetiştirmeye yönelik yaşam koçluğu,

eğitim koçluğu, kariyer koçluğu, NLP ve

EFT alanlarında hem uygulayıcılık ve

master hem de eğitmenlik eğitimleri

veriyorum.

·-Bütünsel Değişim ve Dönüşüm

Programı kapsamında her ay bir atölye

çalışması düzenliyorum. Bunların

yanısıra gündem akışına özel seminerler,

webinarlar, kavuştaylar ve meditasyonlar

yapıyorum.

Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla

sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu

alanda en son gelişmeleri yakından

takip etmeye devam ediyorsunuz.

Evet, kendimi yoğun bir tempoda

geliştirmeye ve ilerlemeye devam

ediyorum. 2023’te doktorayı kazandım

ve eğitimim devam ediyor. Bilim doktoru

unvanını almamı sağlayacak doktora

tezimi dijitalleşen eğitim sektöründe

doğru bilgi ve belge yönetimi üzerine

yazmayı planlıyorum. Aynı zamanda

uluslararası bir üniversitenin psikoloji

bölümünde lisans, yüksek lisans ve

doktora şeklinde sıralamasında

gerçekleşecek olan bütünleşik bir eğitim

programında da öğrenciyim.

Bir mesleği profesyonelce icra etmenin

yolunun o alanda ciddi ve yoğun lisans

ve lisansüstü eğitim almaktan geçtiği

kanısındayım.

Ayrıca hayalim olan bir alanda da eğitim

alıyorum. Bunun ne olduğu sürpriz

olsun; yaz sezonuna yetişirsem herkes

öğreniyor olacak. Yazar olduğumu

biliyorsunuz; dört tane kitabım ve

akademik çalışmalarımla yer aldığım

ulusal ve uluslararası yayınlar var. Şu

anda yeni kitabımı yazıyorum ve bu

alandaki hedefim de yeni kitabım ile

diğer kitaplarımı kendi yayınevimden

yayınlamak.

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına

rağmen değişim için adım

atamıyorlar. Bunun sebebi nedir?

Her insanda değişim için yeterli

potansiyel vardır aslında. Ancak o

potansiyelin farkına varmak ve onu

kullanmak herkesin harcı değildir. Bir

insan, kendisi istediği taktirde

değişebilir.

Değişim insanda en fazla zaman alan ve

zorlu bir süreçtir. Bu kadar sabır, çaba,

cesaret, isteklilik ve istikrar gerektiren

bir konuda maalesef çoğu insanda

ataletle karşılaşıyoruz. Hayatta hiçbir

şeyin hazır tepside sunulmayacağını

idrak ederek gerçekten yaşamlarında

değişim istiyorlarsa bunun için harekete

geçmek ve çabalamak zorunda

olduklarını bilmeleri gerekiyor.

Yaptığınız için ruhsal, psikolojik ve

spiritüel bir tarafı olduğu için, bu

alana ön yargıyla yaklaşan insanları

nasıl ikna etmek gerekiyor?

Ben bana sorulduğunda veya

danışıldığında yalnızca bilgilendirme

yapıyorum. Hiçbir zaman ikna etmeye

çalışmıyorum. Çünkü spiritüel alanlarda

pazarlık olmaz. Maalesef satış ve

pazarlama stratejisiyle piyasada yer alan

anti-profesyonel kişiler var. Onlara

kanan çok sayıda da müşteri var.

Uzmanlık alanlarımdan herhangi bir

tanesine veya tamamına inanmayanlarla

karşılaştığımda saygıyla karşılıyorum.

Herkes inanmak zorunda değil. İnsanın

kendi özelinde sorunlarına çözüm

bulabildiği alanlar çeşitlidir ve herkes

kendi yolunu kendisi seçer.

MAYIS 2023 - SAYI 3

MEGAREFORM.COM.TR


Analiz ve gözlem yapmak benim

hayatımın bir parçası; resmen

bütünleşmiş durumda, diyebilirim.

Mesleki tecrübem temelini kendi öz

deneyimlerimden aldığı için normal

yaşantımda bu durumun

avantajlarından faydalanıyorum.

İnsanlarla olan iletişim ve etkileşimimde

nerede ve ne kadar mesafede

duracağımı ve nasıl hareket edeceğimin

bilincinde yaşadığım kaliteli ve keyifli bir

hayat sürüyorum.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer

uzmanlardan farklı olarak neler

yapıyorsunuz?

Diğerlerinden en büyük farkım,

gerçekten bilgi ve donanıma sahip

olduğum alanlarda eğitimler veriyor ve

hizmet sunuyor olmak. İş hayatımda 21.,

mesleğimde ise 19. yılıma girdim.

Bilmediğim, emin olmadığım ve inanmadığım

hiçbir alanda yer almadım.

Eğitimini almış olup da bende gerçek

kanıtlara dayanmayan alanlarda yetkim

bulunduğu halde eğitmenlik

yapmıyorum.

Yaptığım her işin, eğitim verdiğim her

enerjistimin ve de ürettiğim her ürünün,

geliştirdiğim her sistemin arkasındayım

ve bilinçli savunucusuyum. Tüm bu

parametreleri bir araya getirdiğimizde

ve de bilim insanı unvanına sahip

olmama rağmen bilim doktoru olma

yolunda kendini geliştirerek ilerlemeye,

başkalarına da doğru şekilde bilgiyi

aktarmaya devam etmemin

diğerlerinden açık ara farkımı ortaya

koyduğunu düşünüyorum.

Çok güçlü bir akademik altyapıdan

geliyor ve de bilimle ilimi kaliteli bir

bütünsellikte sunuyorum. Aynı anda çok

sayıda alanda yetkinlik sahibi olmam da

diğer uzmanlarla kıyaslandığında eğitim

ve gelişime adanma konusundaki bir

diğer farkımı ortaya çıkarıyor.

Uzmanlık alanınızda gerçekleştirmek

istediğiniz en büyük hayaliniz ve

projeleriniz neler?

Bana bu soruyu 2-3 yıl önce sorsaydınız

hemen sıralayıverirdim tüm hayal, hedef

ve projelerimi. Ancak şimdiki bilincimle

ve tecrübemle bu sorunun cevabı için

sürprizlerimi beklemeye devam edin

şeklinde cevap vermek istiyorum.

Süreçte fikirlerimin, çalışmalarımın,

projelerimin çok kez çalındığını ve

kopyalandığını deneyimledim. Artık bu

tür sorularda tüm gizemi koruma kararı

aldım. Hep birlikte bekleyelim ve görelim.

Hiç unutamadığınız bir danışan

hikayeniz var mı? Size hangi sorunla

geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

Çok sayıda unutamadığım danışan

hikayem var. Ancak gizlilik politikası

kapsamında detay vermem mümkün

değil. Yaşadığı mucizevi dönüşümleri

paylaşmak isteyen danışan ve

öğrencilerim tanıtım toplantılarıma

katılarak kendi hikayelerini ve

deneyimlerini paylaşıyorlar. Bu konuda

paylaşım yapma seçimini, kişilerin kendi

özgür iradesine ve gönüllüğüne

bırakıyorum.

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri

nasıl atlatıyorsunuz? Yaptığınız bu

çalışmaları siz kendinizde nasıl

deneyimliyorsunuz?

Kendime şifa çalışması yapmak yıllardır

hayatımın bir rutini haline geldi. Zor veya

dalgalı dönemlerde kendime daha fazla

çalışıyorum. Her zaman öğrencilerime

“normal şartlarda kendinize düzenli

olarak çalışın. Kötü bir şeyler mi oldu;

daha fazla çalışın!” derim. Enerji çalışması

yapmadığım gün yoktur.

Günümüzün zorlu yaşam koşullarında

kendine sürekli ve düzenli çalışan bir

Progressor olduğum için kendimle gurur

duyuyorum. Bu çalışmalar sayesinde

beni şoka sokabilecek veya derinden

üzecek olayların içinden farkındalıkla

geçebiliyor ve süreçlerimi

şifalandırabiliyorum.

Bu alanda hizmet almak isteyenlere

ne tavsiye edersiniz?

Mutlaka geniş kapsamlı bir araştırma

yapmalarını tavsiye ederim. Uzmanın

eğitim durumuna ve alandaki

tecrübesine dikkat etmeliler. Araştırma

sürecinde satış ve pazarlama veya pr

odaklı yansımalara aldanmaksızın

uzmanla ve ekibiyle birebir iletişim

kurarak aralarındaki enerjisel bağlantıyı

gözlemlemelerini, kararlarını tüm

araştırmalar sonucunda kendi ruhsal

rehberliklerine göre vermelerini öneririm.

Kalbimizdeki ses, bize en iyi gelecek olanı

ve de bizim için en doğru olanı her

zaman bilir. Kendi gücümüze sahip

çıkmalı ve de kalbimizin sesine

güvenmeliyiz.

Sizin gibi profesyonel olarak bu

mesleği yapmak isteyenlere ne tavsiye

ediyorsunuz?

Öncelikle en etkin ve verimli şekilde

faydalanabilecekleri eğitim programlarını

belirlemelerini ve mesleki uzmanlık

kapsamındaki bu eğitimleri almalarını

tavsiye ediyorum. Süreçte kendilerine

koçluk yaparak gelişim planı oluşturmalı

ve kendilerine gereken sabrı, özeni ve

zamanı tanımalılar.

Mesleki hayatta profesyonelleşmenin

kestirme yolu yoktur. Her mesleğin

kendine has bilgi donanımı, deneyim

gerekliliği ve pratiklik kazanma aşamaları

vardır. Bu mesleği yapmak isteyenlerin

de ciddi, yoğun, doğru bir eğitim ve

uygulama sürecinden geçerek profesyonelleşme

hedefiyle mesleğin etik

kurallarına uygun bir biçimde eyleme

geçmesi gerekmektedir.

Son olarak sizi dinleyenlere/bu yazıyı

okuyanlara bir mesajınız var mı?

Kendini tanımak ve geliştirmek için hiçbir

zaman geç değildir. Lütfen, kendi

potansiyelimizi keşfederek bilinç

seviyemizi yükseltecek, farkındalık

kazanacak işler yapalım. Kendimizi her

daim eğitmeye ve geliştirmeye devam

edelim.

Bu dünyanın bizim en bilinçli halimize

ihtiyacı var. Hayat, bize birilerinin sihirli

değnekle dokunmasını bekleyecek kadar

uzun, kendimizi yok sayarak boş

yaşamaya yetecek kadar kısa değil! Her

şey bizim elimizde!

MEGAREFORM.COM.TR

29

MAYIS 2023 - SAYI 3


Ecemsu

Dorukoğlu

Tunç

DİYETİSYEN

''Sağlıklı beslenmeye yöneldiğimde vücudum ve ruhani

sağlığım için doğru olanı seçmiş bulundum.''

30

MAYIS 2023 - SAYI 3

S

izi biraz tanıyabilir miyiz?

Merhabalar herkese.

Ben Ecemsu Dorukoğlu Tunç,

diyetisyenim. Acıbadem

Üniversitesi Beslenme ve

Diyetetik bölümünden 2017

yılında mezun oldum.

Eğitim öğretim hayatımın son yılında bir

çok Acıbadem Hastanesi'nde stajyer

diyetisyen olarak çalıştım. İlk olarak bir

ilaç firmasında çalışma hayatıma adım

attım. Daha sonra bir çok spor

merkezinde, sağlıklı yaşam

merkezlerinde görev aldım. Pandemiden

bu yana online diyet aracılığıyla

danışanlarıma hizmet vermeye devam

ediyorum.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman

fark ettiniz?

Anne sütünü az emmem ve küçükken

geçirdiğim havale hastalığından bu yana

bağışıklığım maalesef normal bireylere

göre daha zayıf. Hastalıklara açık bir

vücudum var diyebilirim. Küçükken anne

sütünü reddedişim ile tükettiğim

mamalar yüzünden ve sonraki beslenme

alışkanlıklarım yüzünden çocukluğum ve

ergenlik dönemim şişman bir birey

olarak geçti. Ve sanırım bende bu büyük

bir hırs yarattı. Kendi kendime

değişmeliyim, öğrenmeliyim ve

bilinçlendirmeliyim gibi bir ihtiyaç

duydum. Tabi annemin desteği de bu

konuda ayrı bir yerde benim için. Kendisi

bu mesleğe ilgimi arttırdı ve beni

yönlendirdi.

Beslenme ve diyet konularıyla

ilgilenmeye başladıktan sonra sizin

hayatınızda neler değişti?

İlk olarak çalışmaya kendimle başladım.

Sağlıklı beslenmeye yöneldiğimde

vücudum ve ruhani sağlığım için doğru

olanı seçmiş bulundum. Bir de bu

konunun sadece eylemle alakalı

olmadığını, psikolojinin çok etkili

olduğunu yine kendi üzerimde

deneyimlemiş bulundum. İyi ki

yaşamışım, iyi ki deneyimlenmişim.

Çünkü şimdi bu durumu danışanlarımda

her yönden değerlendirebiliyor, elimden

geldiğince sorunlarına çözüm

bulabiliyorum.

Bu alana uzmanlaşmaya ve başka

insanların hayatına dokunmaya karar

vermeniz nasıl oldu?

Dediğim gibi annemin desteği çok

büyük. Çünkü anneler her zaman

çocukları için en iyisini en güzelini ister.

Uzmanlaştığınız bu alan son

zamanlarda oldukça popüler oldu, siz

bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Bu çok normal. İnsan doğasında

beslenme, barınma, yaşama içgüdüsü

var. Ve beslenme yaşamımızın çok

büyük bir yüzdelik diliminde.

Danışanlarınız en çok size hangi

sorunlarla geliyorlar?

Gelen konuların çoğu genellikle

zayıflama üzerine. ''Kilo veremiyorum,

yardım edin'' çağrıları her günümde var

diyebilirim.

MEGAREFORM.COM.TR


Özellikle odaklandığınız ve

danışanlarınızda çözüm bulduğunuz

alanlar nelerdir? Varsa düzenlediğiniz

eğitimlerin ve çalışmaların

içeriğinden bahseder misiniz?

Talebe göre aslında çalışmalarım devam

ediyor. Dediğim gibi çoğu insan

zayıflayamadığından nasıl beslenmesi

gerektiğini bilmediğinden yakınıyor. Bu

alanda onları bilinçlendirmek biz

diyetisyenlerin görevi. Tabi burada ilk

olarak sorduğumuz soru ''neden?''

oluyor. Neden böyle bir sorunu var

bireyin?

Vitamin eksikliği, kronik rahatsızlık

bunların hepsi bir etken. Bu yüzden ilk

olarak bunları saptamaya yönelik

çalışıyorum. Daha sonrasında zaten

adım adım gittiğimiz için hedefe ulaşmak

ve bireyin istediğini vermek daha kolay

oluyor. Ve sonuç mutluluk.

En son gelişmeleri yakından takip

etmeye devam ediyorsunuz. Bu

konuda son zamanlarda neler

yapıyorsunuz?

Bizim işimiz bu alanın bilimiyle. Diyet

yazdım bitti gitti değil. İnsan bedeniyle

ilgileniyoruz sonuçta. Bilimini bilmemiz

çok önemli. Bilim de sürekli gelişen ve

değişen bir alan. Bu yüzden gelişmeleri

takip etmek de bizim görevimiz. Sürekli

kendimi geliştirmek çok önemli bu

alanda. Eğitimler, sempozyumlar

hayatımda hep var diyebilirim.

Uzmanlık alanınızda gerçekleştirmek

istediğiniz en büyük hayaliniz ve

projeleriniz neler?

Uzmanlığımı yine Beslenme ve Diyetetik

alanında yapmayı düşünüyorum. Nasip

olursa doktora eğitimimle devam etmeyi

amaçlıyorum. Ve en büyük hayalim yanlış

bilgiyi ortadan kaldırmak. Doğru bilgiyi

olabildiğince yaymak, insanları bu konuda

bilinçlendirmeye çalışmak. Ben istiyorum ki

zayıflamak, sağlıklı beslenmek, sağlıklı

olmak için sadece işin uzmanlarına

danışılsın. Bu konuda bilinçli olsunlar.

Özellikle sosyal medyada çok fazla bir

bilgi kirliliği de yaşanıyor. Siz bu durumu

nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok yanlış. Biz diyetisyenler, bu işin

uzmanları için çok üzücü bir durum. Bu alan

herkese açık. Eğer böyle bir ilginiz varsa

buyrun okuyun kendinizi geliştirin. ''Bu

videom çok izlendi, bu fotoğrafım çok

beğenildi aa dikkat çekiyorum o zaman ben

böyle devam edeyim.'' düşüncesinin çok

fazla zararları oluyor. Ama insanlar bunun

farkında değiller. Bencillik doğamızda var

maalesef.

İnsanların farkındalıkları arttıkça

hayatlarında yolunda gitmeyen ve

kötü giden şeyleri değiştirmek

istiyorlar. Bedensel ruhsal ve zihinsel

açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl bir

etki bırakıyorsunuz?

Benimle birlikte bir sürece giren bireyler

çok mutlu ayrılıyorlar. Çünkü kişinin

sağlıklı olma durumu hem bedensel hem

de zihinseldir. Kendilerindeki değişimi

gördükçe tabi ruhani açıdan da daha

sağlıklı hissediyorlar. Onlar mutlu olunca

tabi ben daha fazla mutlu oluyorum.

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına

rağmen değişim için adım atamıyorlar,

bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun

sebebi nedir?

Bunun sebebi tamamıyla psikolojik.

''Ya yapamazsam, ya başaramazsam.''

Hep bir vesvese var içlerinde. Bu çok

olağan. ''Şeytan doğru yol üzerine oturur''

derler ya... Sen bir başla bak bakayım nasıl

başarıyorsun. Nasıl yeniyorsun o

zihnindekileri.

MEGAREFORM.COM.TR

31

MAYIS 2023 - SAYI 3


''Kişinin sağlıklı olma durumu,

hem bedensel hem de

zihinseldir.

Danışanlarım kendilerindeki

değişimi gördükçe

ruhani açıdan da

daha sağlıklı hissediyorlar.

Onlar mutlu olunca,

ben daha fazla

mutlu oluyorum.''

Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve

spritüel bir tarafı olduğu için

bazı kişiler bu alana ön yargıyla

yaklaşıyor. Hatta hiç inanmayanlar

da var. Bu tarzda bir düşünceye sahip

olanları nasıl ikna etmek gerekiyor?

Gelsinler benim hayat hikayemi

anlatayım onlara.

32

MAYIS 2023 - SAYI 3

Kendi özel yaşamınızda

arkadaşlıklarınızda bu uzmanlığınızı

arka planda kullandığınız ve kişiler

hakkında analiz yaptığınız durumlar

oluyor mu? Neler gözlemliyorsunuz

ve neler fark ediyorsunuz?

Açıkçası olmuyor çünkü iş ve özel yaşam

benim için tamamen ayrı bir konumda.

Hatta kendi Instagram özel hesabımda

bile diyetisyen hesabımı paylaşırken

''diyetisyeniniz'' diye hitap ederim

kendime. Çünkü diyetisyen kimliğimle

benlik kimliğim tamamıyla ayrı. Onlar

ayrı kişiler. Eğer diyetisyenlerine bir

talepleri olursa tabi ki birçok gözlemim

mevcut.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer

uzmanlardan farklı olarak neler

yapıyorsunuz?

Farklı olarak ne yapıyorum bilmiyorum

ama ne yapmadığımı biliyorum.

Diyorum ya sosyal medya çok karışık,

çok tehlikeli bir yer. Benimle aynı

mesleği paylaşanlar bile ne yazık ki daha

çok fark edilmek için yanlışı tercih

edebiliyorlar, ya da bana göre yanlış

diyeyim.

Hiç unutamadığınız bir danışan

hikayeniz var mı? Size hangi sorunla

geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

Evet çok var. Özel olarak bahsedemem

sanırım ama genel olarak bir şey

söylemem gerekirse; insanlara verdiğim o

mutluluk beni çok etkiliyor. Diyet süreci

sonunda gördüğüm o iyilik hali o güzel

dilekler dualar…

Ruhumu o kadar güzel besliyorlar ki.

Emeğimim karşılığını hem kendimde hem

onlarda hissediyorum.

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri

nasıl atlatıyorsunuz? Yaptığınız bu

çalışmaları siz kendinizde nasıl

deneyimliyorsunuz?

Bu hayatta mutsuzluk da var mutluluk da.

Her ikisini de yaşayacağız, ilk önce bunun

kabullenilmesi gerekiyor bana göre.

Ben de yaşıyorum, engellemiyorum

kendimi. Mutluluğumu da mutsuzluğumu

da sonuna kadar yaşıyorum... Zor

dönemleri atlatma konusuna gelirsek; ne

yaptığımda mutlu oluyorum diye

soruyorum kendime ve onları yapmaya

başlıyorum.

Bu alanda hizmet almak isteyenlere

ne tavsiye edersiniz? Hizmet

alacakları uzmanlarda hangi

özelliklerin olup olmadığına dikkat

etsinler?

Valla bu soruya cevap vermek

istemiyorum. Her şeyi ben bilirim diye

bir algı oluşmasın istiyorum. Sadece

şunu söylemek istiyorum; lütfen

beslenme konusunu diyetisyenlerden

başka kimseye danışmayın ve

diyetisyenler haricinde kimseden

beslenme ilgili bir hizmet almayın.

Sizin gibi profesyonel olarak bu

mesleği yapmak isteyenlere ne

tavsiye ediyorsunuz?

Okusunlar, araştırsınlar, üretsinler ve

pozitif olsunlar. Aynı zamanda insan

ilişkilerini geliştirsinler. Bizim işimiz

insanlarla çünkü.

MEGAREFORM.COM.TR

MEGAREFORM.COM.TR


DYT. ECEMSU

DORUKOĞLU TUNÇ

Yurtiçi & Yurtdışı Online Diyet için

diyetisyen.ed 5304907822


ESRA

Pilates ve

Yoga

Eğitmeni

ZEREN

34

MAYIS 2023 - SAYI 3

Hoşgeldiniz, Öncelikle sizi tanıyabilir

miyiz?

Merhaba, ben Esra Zeren.

22.05.1990 Karamürsel doğumluyum.

İngilizce işletme ve Spor yönetimi

mezunuyum.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman

fark ettiniz?

11 yaşımda skolyoz teşhisi konuldu.

Yüzme ile başladım, yaşım 18'e gelince

fitness ile devam ettim. Skolyozum

düzelmediği için İstanbul'a pilates

derslerine gitmeye başladım. Özel

sektörde işe başladım fakat yıllarca

pilates yapmama rağmen skolyozum

düzelmedi. Daha sonra dedim, ben

kendim eğitim almalıyım. 22 yaşımda

eğitimlere başladım. 26 yaşımda

ameliyat oldum ve mesleğime devam

ettim. Sağlığım beni işime sürükledi.

MEGAREFORM.COM.TR

Bu alana uzmanlaşmaya ve başka

insanların hayatına dokunmaya

karar vermeniz nasıl oldu? Siz mi

seçtiniz yoksa başka birileri mi sizi

teşvik etti? Biraz kendi

yolculuğunuzdan ve hikayenizden

bahseder misiniz?

Bu yolu sağlık sebepleri nedeniyle ben

seçtim ama insanlara yardım etmek,

onlara faydalı olmak da hoşuma gitti.

Doktorlarım, eğitmen hocalarım destek

oldu. Doktorlarım beni seminerlere

davet etti. Yapamazsın denilen her şeyi

yaptım ve çabuk toparladım.

Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla

sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu

alanda en son gelişmeleri yakından

takip etmeye devam ediyorsunuz. Bu

konuda son zamanlarda neler

yapıyorsunuz, hangi alana

odaklanıyorsunuz?

Sürekli kitap okuyorum, online ve yüz

yüze eğitimler alıyorum. Kendimi çok

dinliyorum. Üyelerin isteklerini,

ihtiyaçlarını dinliyor, gözlüyor ve ona göre

çalışmalar yapıyorum.

Son yıllarda bu alana ilgi oldukça arttı.

Özellikle sosyal medyada çok fazla bir

bilgi kirliliği de yaşanıyor. Siz bu

durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir tane eğitim alan salon açıyor, ders

veriyor. Üyeler sakat kalıyor, sonra biz

uğraşıyoruz. Eğitim almış bizler hala

sınavlara giriyoruz. Bu kadar kolay

olmamalı.

İnsanların farkındalıkları arttıkça

hayatlarında yolunda gitmeyen ve

kötü giden şeyleri değiştirmek

istiyorlar. Bedensel ruhsal ve zihinsel

açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl

bir etki bırakıyorsunuz?


Derse gelen üyeler ders sonu mutlu

ayrılıyor. Ve çoğu kişinin söylediği

sözlerle kendimi daha iyi hissediyorum.

Ruhuma çok iyi geliyor. En çok ''Kendim

için bişeyler yapıyorum ve çok

mutluyum'' gibi cümleler kullanıyorlar.

Veya ''Sizi görmek, sizinle ders yapmak

beni rahatlatıyor. Hem bedenim hem

ruhum derste doyuyor.''diyorlar. Bu tarz

cümleleri üyelerimden duydukça çok

mutlu oluyorum.

''Önceliğiniz her

zaman

kendiniz, beden ve

ruh sağlığınız

olsun.''

Bu alanda faaliyet gösteren diğer

uzmanlardan farklı olarak neler

yapıyorsunuz?

Benim önceliğim postür (duruş).

Önce üyenin omurgasının sağlıklı olması

lazım. Bunu göz önünde tutarak

çalışıyoruz. Ve tabi burada mutlu

olmaları benim için önemli. Elimden

gelen tüm olanakları sağlıyorum.

Üyelerin derse gelirken yanında çocukları

bile olsa, onların mutlu olması benim için

önemli.

Hiç unutamadığınız bir danışan

hikayeniz var mı? Size hangi sorunla

geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

O kadar çok üyem oldu ki hangi birisini

anlatayım. Fiziği hayal ettiğinin ötesine

geçenler, derste hamile olduğunu

öğrenenler. Sonra hamile pilatesiyle

devam edip, doğum yapıp çocuğu ile

ders gelenler... Skolyoz ile süreci harika

geçirenler... Biz bir süre zaten sonra çok

iyi arkadaş ve aile oluyoruz.

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri

nasıl atlatıyorsunuz? Yaptığınız bu

çalışmaları siz kendinizde nasıl

deneyimliyorsunuz?

Bol pilates, yoga, meditasyon ve yürüyüş

yaparak geçiriyorum. Okuyup yazıyorum

ve bu şekilde rahatlıyorum. Pilates ve

yogada nefes egzersizi bile beni

iyileştiriyor. Kasların nasıl çalıştığını

bilmek, hissetmek beni daha iyi

hissettiriyor, bu da mesleğimi daha iyi

yapmamı sağlıyor.

Son olarak bu yazıyı okuyanlara bir

mesajınız var mı?

Önceliğiniz her zaman kendiniz, beden

ve ruh sağlığınız olsun.

35

MAYIS 2023 - SAYI 3

MEGAREFORM.COM.TR


''Psikoloji insanın

özünden bir alan. Asla

insandan, evrenden,

doğadan uzak ve sadece

belli bir kitleye hizmet

eden bir alan değil.''

BURCU

SANDIKCIOĞLU

UZMAN PSİKOLOG

36

MAYIS 2023 - SAYI 3

Bize biraz kendinizden bahseder

misiniz?

Merhabalar, tabi ki. Uzman Psikolog

Burcu Sandıkcıoğlu. 1995 yılında

Afyonkarahisar'da doğdum, lise sonuna

kadar burada yaşadım. Lisans

öğrenimimi İstanbul Yeni Yüzyıl

Üniversitesi Psikoloji bölümünde üstün

başarı derecesi (3.83) ile, yüksek lisans

öğrenimimi de Ege Üniversitesi'nde

Psikolog Danışmanlık ve Rehberlik

bölümünde onur derecesi ile (4.00 not

ortamasıyla) tamamladım.

Mesleğime dair emeklerimden

bahsetmek beni gururlandırıyor çünkü

çok emek ve yeterlilik isteyen bir meslek

grubunda hizmet veriyorum. Şu yıllarda

da İzmir'de yaşıyorum. Ergen, yetişkin,

aile ve çift psikolojik danışmanlığı

üzerine online ve yüz yüze olarak

çalışmalar yürütmekteyim. Aynı

zamanda alanım ile ilgili medya

MEGAREFORM.COM.TR

kanallarında toplumsal bilinç oluşma ve

güçlendirme odaklı programlara katılım

sağlamaktayım.

Biraz kendi yolculuğunuzdan ve

hikayenizden bahseder misiniz?

Bahsetmeyi çok isterim çünkü benim

için birdenbire gelişen bir hikaye değil...

İlk olarak Uluslararası İlişkiler bölümde

bir yıl öğrenim görerek üniversite

hayatına başladım, fakat uyum

sağlayamadım. Asıl hayalim olan

bölümün; psikoloji ve olmak istediğim

mesleğin; psikolog olmak olduğunu

keşfedince bölümü bıraktım.

Tekrar sınava katıldım, psikoloji

bölümünü kazandım ve mesleki

serüvenim başladı. Mizacıma ve

yeteneklerime çok uygun bir meslek

olduğunu düşünüyorum. Başlangıçta

lbetteki benim için kıymetli insanların

teşvikleri oldu. Psikoloji bölümünün

bana uygunluğu konusunda farkındalık

oluşturan ve beni destekleyen Bünyamin

Hocamın desteğini asla unutmam ve

buradan da teşekkürlerimi sunuyorum, iyi

ki tanışmışım kendisiyle.

Bölümü okurken kıymetli anneciğim türlü

zorluğa benimle birlikte göğüs gerdi,

fedakarlıkları için teşekkür ederim.

Yüksek lisansa başlarken değerli

meslektaşım Yağız'ın teşviki kıymetlidir,

unutamam ve teşekkür ediyorum

buradan. Medyaya yönelik ilgimi

yeteneğimi keşfederek; mesleki bilgi ve

deneyimlerimi medya kanalı ile nasıl

aktarabileceğim konusunda bana her

daim destek olan can yoldaşım değerli

eşim Mehmet’in teşviğini asla unutamam,

teşekkür ediyorum.

Yani bir şeyi gerçekleştirebilmek için pek

çok sebebin ve desteğin de varlığına

dikkat çekerek bu soruyu yanıtlamak

istiyorum. İyi ki de seçmişim psikolog

olmayı. Nice pek çok hocama teşekkür

ediyorum. En başta da kendime

teşekkürüm. İnandığım ve mücadele

ettiğim yol bana nice güzellikler getirdi.


Özellikle odaklandığınız ve

danışanlarınızda çözüm bulduğunuz

alanlar nelerdir? Varsa düzenlediğiniz

eğitimlerin ve çalışmaların

içeriğinden bahseder misiniz?

Psikoloji son zamanlarda oldukça

popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl

yorumluyorsunuz?

Çok olumlu bakıyorum, psikoloji insanın

özünden bir alan. Asla insandan,

evrenden, doğadan uzak ve sadece belli

bir kitleye hizmet eden bir alan değil.

Her bireyin de bu alanla ilgilenmesi beni

umutlandıran bir mesele oluyor. Daha

aydınlık bir gelecek için farkında

olmamız gerektiğini düşünüyorum;

başta kendimizle, ebeveynlerimize,

dünya ile ilişkimiz üzerine...

Danışanlarınız size en çok hangi

sorunlarla geliyorlar?

Ben ergen, yetişkin ve aile çift

danışmanlığı üzerine çalışıyorum. Pek

çok konu ile çalışmak üzere başvuru

geliyor. En sık kaygı, duygudurum ve

iletişim ve ergenlik problemleri ile

hakkında başvurulduğunu

gözlemliyorum.

Tabi ki bahsedeyim... Ben bilişsel

davranışı terapi ekolü, akılcı duygusal

davranışı ekol, kısa süreli çözüm odaklı

terapi yöntemi, şema terapi ekolü, kriz

ve yas terapisi üzerine odaklanan

eğitimler edindim, uzmanlaştım.

Başvuran bireylerin kendi yolculuğunun

kaptanının kendileri olduğuna

odaklanmaya ve iyi bir yol arkadaşı

olmaya özen gösteriyorum.

Lisans, yüksek lisans, katıldığım mesleki

yeterlilik eğitimlerinde edindiğim

bilimsel ve kullanışlı teknik ve bilgilerle

de danışanlarımı desteklemeye

çalışıyorum.

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına

rağmen değişim için adım

atamıyorlar, bir türlü harekete

geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Bunun sebebi direnç dediğimiz bir

kavramla ifade edilebilir. Her birey fark

etmeye, değişmeye, kabullenmeye,

anlamaya, yüzleşmeye ve benzeri

hallerde kendi ile ilgili meselelerle

çalışmaya hazır olmayabiliyor. Buna

saygı duymalıyız. Psikolojik Danışmanlık,

gönüllü katılımcı olma esasına dayanır.

Başvurma noktasında direnç yaşayan

danışan adaylarının kendileri için uygun

olan zamanda başvuracaklarına dair bir

inançla yaklaşmak istiyorum.

İnsanın ilk kurtarıcısı kendisi, bazen

kendimizi kendimizden bile kurtarmamız

gerekebilir çünkü bulunduğunuz

sıkıntılar, algıladığınız gibi olmayabilir.

Diğer bakış açılarına fırsat vermek lazım.

Sanırım direnci kırmanın ilk adımı bu

olabilir.

''Bireylerin kendi

yolculuğunun

kaptanının kendileri

olduğuna odaklanmaya

ve iyi bir yol arkadaşı

olmaya özen

gösteriyorum.''

Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne

tavsiye edersiniz? Hizmet alacakları

uzmanlarda hangi özelliklerin olup

olmadığına dikkat etsinler ve son olarak

bu yazıyı okuyanlara bir mesajınız var

mı?

Hizmet almak isteyenler lütfen alanında

yetkin uzmanlara (Psikolog, psikiyatrist ve

psikolojik danışmanlara) başvursunlar. Ruh

sağlığı ve psikoloji alanında alan istilası ve

bilimdışı uygulamalar ne yazık ki yaygınlaştı

ve bu çok tehlikeli.

Ruh sağlığı ve psikolojik destek alanımız

riske atılacak bir konu değildir. Başvuracağız

uzmanın diplomasını görmek isteme ve

alanıyla ilgili bilgi isteme hakkınız var.

Son olarak okuyucularımıza teşekkür

ediyorum okudukları için ve daha nice

konuya dair sorularını yorumlarını bana

iletebileceklerini belirtmek istiyorum.

Ulaşılabilir olmak mesleki ilkelerimin en

başında geliyor.

Bana siteniz ve instagram hesabım

aracılığıyla (@uzm.psk.burcusansikcioglu)

ulaşabilirler. Bizi buluşturan Megareform

ekibine sevgilerimi iletiyor ve teşekkür

ediyorum.

MEGAREFORM.COM.TR

37

MAYIS 2023 - SAYI 3


ipek deniz

Numeroloji

Eğitmeni ve

Danışmanı

38

MAYIS 2023 - SAYI 3

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Ben İpek Deniz. Numeroloji eğitmeni ve

danışmanıyım. Yaklaşık dört yıldır

numerolojiyle ilgileniyorum. Hemen

eğitimler biter bitmez eğitim vermeye

başladım ve o süreç, hala devam ediyor,

şükürler olsun ki. Yılda üç sınıf, dört sınıf

şeklinde eğitimler veriyorum. Bunun

dışında danışmanlık da veriyorum. Yani

amacımız, kişinin kendisinde bazı

şeylerin farkına varabilmesi.

Hani böyle kendimizi arıyoruz. Neden bu

dünyadayız? Bu dünyada varlığımızın

sebebini arıyoruz. Yaşadığımız olayların

bize ne anlatmak istediğinin altındaki

sırrı arıyoruz aslında. İşte bazı

özelliklerimiz varsa bunlar nereden

geliyor? Bunlar, harflerden geliyor

mesela. Harflerin özelliklerini taşıyoruz.

Fakat kendimize bazen soruyoruz; işte

neden bu şekilde davranış gösteriyoruz,

mesela aynı şey neden üst üste başımıza

geliyor ya da hep aynı tarz kişileri

mesela neden hayatımıza çekiyoruz. Bu

da olabilir. Bunların hepsine aslında

burada cevap bulabiliriz. Ne aradığımıza

bağlı biraz da. Yoksa biz, analiz yaparken

aktarıyoruz. İşte sizin için şu, şu, şu diye.

Ama sizin alıp ne kadar kabul ettiğiniz ve

hayatınıza ne kadar kattığınızla aslında

önemli olan konu. Dönüşüm de tam o

noktada başlıyor.

MEGAREFORM.COM.TR

Numeroloji nedir, hayatımızı nasıl

etkiler, nasıl hesaplama

yapabiliyoruz?

Numeroloji, Pisagor’un aslında bulmuş

olduğu, Milattan Önce ortaya çıkarmış

olduğu bir ilim. Sayılar ve ismimizdeki

harflerle çalışıyoruz. Yani doğum

tarihimizdeki sayılar ve harflerle bir

takım hesaplamalar yapıyoruz. Aslında

amacı tamamen bizde bir farkındalık

oluşturmak olan bir ilim. Yani amacı

tamamen sadece kişinin kendini fark

etmesi ve hani hayatında tekrar eden

döngüleri görebilmesi. İşte aynı olayları

tekrar yaşıyorsa bunların neden

olabileceğiyle ilgili bakış açısını daha da

genişletmek. Asıl amacı bu.

Numerolojinin diğer ilimlerden başka

bir farkı daha var. Biraz ondan

bahsedebilir misiniz bize?

Numeroloji, direkt bizim Latin alfabesi.

Yani kullandığımız Latin alfabesi

üzerinden bunları, bize aktarıyor.

Herkesin bir tekamül yolculuğu var.

Burada sizi direkt olarak yaşayacağınız

olaylar ya da karşılaşacaklarınız

hakkında bilgi vermek değil, amacı.

Zaten gaybı bilemez kimse. Bu değil,

amacımız da. Fakat işte bir danışan

geldiğinde örneğin, sizin için; işte en

azından şu, şu konular hayatınızın

gündeminde olursa. Yaşadığınız olaylara

karşı, gündeminizde bu konulara bakış

açısını, daha farklılaştırabilirseniz,

hayatınızda neler değişir acaba? Yani

aslında amaç, bu aslında. Dolayısıyla

dediğim gibi; numeroloji kişinin ne

kadar almak istediği ve ne kadar

dönüştürmek istediğine de bağlı. Yoksa

hesaplamalar, hep aynı.

Adımızdaki eksik harfleri nasıl

tamamlarız? Adımızdaki eksik

harflerin enerjileri bizi nasıl etkiler?

Eksik harfler, gerçekten çok önemli. Bu

arada ben, başlamadan önce hemen

İbnü’l-Arabî’ den bahsetmek istiyorum,

çok kısa. Çünkü ünlü İslam düşünürü,

mutasavvıf, yazar ve şair İbnü’l-Arabî’nin

sayılarla ilgili bir metni var. Benim

yolculuğumun ışığı bu yazı oldu.

Diyor ki; sayı ilahi hazrette bilkuvve

mevcut ilahi bir sırdır ve bu sırra muttali

olup onunla amel edinene de bu

sayıların sırları, ruhları açılır, diyor.

Bununla da ilgili yaptığı çalışmalar var.

Ben de yakından kitaplarını takip edip

okudum. Birebir tabi ki numeroloji gibi

değil. Ancak sayıları sırrıyla ilgili de bize

verdiği cevaplar var. Yani bilgiler var,

daha doğrusu. Onu da aktarmış olayım,

hemen. Şimdi, eksik harflere gelelim.

Eksik harfler ne demek; böyle eksik harf

deyince de böyle biraz şey gibi oluyor.

Sanki hani herkeste tamam da bizde

eksik gibi. Öyle bir şey yok tabi yani.


Şöyle mesela; isminde bütün harfleri bile

taşısa bir kişi, bunların kaç tane, hangi

temadan kaç tane taşıdığı önemli oluyor.

Onların, akışlarının dereceleri ve bizim

bir sarmalımız var. Sonuçta bir

dizilimimiz var. Bu dizilime göre nereden

nasıl etki aldığına bakılıp bunların hepsi

harmanlanıyor.

Dolayısıyla herkesin, oradan alması

gereken bir mesajı var. Bir kere onu

söyleyeyim. Bana mesela şey soruyorlar;

eksik harfimin yerine bir isim koysam ya

da bir isim alsam bunu, halletmiş olur

muyum? O kadar kolay değil, maalesef.

Öyle olsaydı, zaten biz üç isimli falan

olurduk. Ve hani hiç de bir sıkıntı da

olmazdı. ama o değil, amacımız.

Mesela örnek veriyorum; benim ismim

ve soy ismimi ele alalım. Burada her

zaman bayanlar için bekarlık soy ismini

baz almak durumundayız. Öncelikle onu

söyleyeyim. Evlilik soy ismi bize destek

enerjisi getirir. Kullanılmaya başladıktan

sonra, ortalama 2-2,5 yıl gibi bir süre

veririz. Ya da bir ayrılık olduysa yine 2-

2,5 yıl onun etkisinin hala sürdüğü

varsayarız. Burada, şu önemli. Yani kişi,

zaten oradaki özellikleri farkındalıkla

almış ve hayatına katmışsa o döngü, bir

başka deyişle o özelliklerin hepsi kişinin

kendisinde kalıcı olur.

Öte yandan mesela; sizin isminizde işte

yedi temasından bir harf yoksa, eksik

harf dediğimiz bu oluyor. Ya da

dokuzdan bir harf yoksa, ya da üç yoksa

diyelim ki. Üçün negatif özelliklerini

taşırsınız. Bizim pozitif ve negatif diye

adlandırdığımız kelimelerimiz var. Bu

kelimelerden, bu özelliklerden

hangilerinin kişide görüldüğünü fark

ediyoruz. O eksik olan harfi yaşam;

anlatmak için, öğretmek için, kişiyi

dönüştürmek için önce negatif olan

tarafı deneyimletir.

Çünkü ikilik dünyasındayız. Mesela

sevilmeyi nasıl biliyoruz? İşte

sevgisizlikten dolayı biliyoruz. Sevgisiz

kalınca bir insan, sevginin kıymetini

anlıyor. Dolayısıyla yaşam önce negatifi

bize göstererek bizi, orada aslında

pozitife çevirmeye çalışır. Pozitife

geçmemiz için, pozitif alana geçmemiz

için bize yardımcı olur. Pozitife geçmek

demek bir Pollyanna yaşantısı demek

değildir. Benim yediden harfim yoksa,

üçten harfim yoksa ben neleri hayatıma

katarak bu alanı dönüştürebilirim?’

buna bakıyoruz.

Mesala Indigolar, kristal çocuklar,

görevli ruhlar Numerolojik olarak ruh

güdüsünde özel sayılara sahip

kişilerin bu dünyaya uyanışa katkı

için görevlendirildiği gibi bir bilgi var.

Bu bilgiyi tasavvufi olarak nasıl

yorumluyorsunuz?

Bu dünyada Hz. İnsan olma yolundaki

çabamız, saf sevgi bilinci ile kendimize

istediğimizi herkes için isteyebildiğimiz

ölçüde bizi hiçlik frekansında tutacaktır.

Burası adı her ne kadar hiçlik olsa da,

nefsin hiç olarak tamamen Râbb’ine

yöneldiği en zengin alandır. Çünkü olan

her şey O’nundur ve O’ndandır,

burasının sınırları yoktur, kısıtlanmaz,

Duâ edin duânıza icabet edeyim diye

bize seslenen Yaradan’ımız, bizim

sesimizi duyduğuna, bize şah

damarımızdan yakın olduğunu bir çok

ayette bizlere bildirmiştir.

Temel ve İleri Seviye Numeroloji

Eğitiminizin içeriğinden bahseder

misiniz?

Haftada bir gün 2-2,5 saat toplam 6 ders

ve 1 etütten oluşuyor. Tüm eğitim

katılımcıların analizleri üzerinden

örneklenerek aktarılıyor. Böylece

katılımcı hem kendi analizini anlıyor,

hem de yorum yapabilecek hale geliyor.

Katılımcı eğitim sonunda bir Numeroloji

Analizini rahatlıkla hesaplayabiliyor ve

yorumlayabiliyor. Eğitim Zoom pogramı

üzerinden gerçekleştiriliyor ve kayıt

altına alınıyor. Eğitimde kullanılan notlar

katılımcıya gönderiliyor.

Eğitim içeriğinde, sayıların ve harflerin

karakter özellikleri, harflerin yıllara

yankılanması, İsim ve soy isim

değerlendirilmesi, eş soy isminden gelen

değerler, Kişiye hakim olan duygu,

meslek eğilimleri, element analizi,

zihinsel, bedensel, duygusal, sezgisel

alfabe ve doğum tarihi analizi gibi

kısımlar bulunuyor.

Megareform okuyucularına iletmek

istediğiniz bir mesaj var mı?

Numeroloji analizi size isim

soyisminizden gelen değerler ve doğum

tarihinizden gelen bilgiler ile

potansiyelleriniz, gölgede kalan

taraflarınız, itilimleriniz hakkında bilgiler

verir. Sürekli aynı şeyleri yaşıyor olmak,

benzer durumları kendimize çekmek

bazen orada görmemiz gerekeni

görmediğimiz için olabilir.

Kişisel yıl temanız ve 12 ay boyunca her

ay hangi tema etkisinde olacağınız ile

ilgili detaylı bilgilendirme de analiziniz

içinde yer almakta. Detaylı doğum tarihi

analiziniz ile tekâmül yolculuğunuza

farklı bir pencereden bakıyor, mücadele

etmek yerine farkındalıkla hayatınıza

yön çizmenize yardımcı oluyorum.

Element değerlerimizin dengeye

getirilmesi için günlük pratik öneriler de

analiz içinde yer alıyor.

Sizlerde kendinize bir yolculuk yaparak,

farklı bir bakış açısı geliştirmek isterseniz

Megareform sitesindeki profilimden

veya instagram hesabımdan benimle

iletişime geçebilirsiniz.

39

MAYIS 2023 - SAYI 3

MEGAREFORM.COM.TR


B r a n d o n , M i s s o u r i

Ç i n A s t r o l o jğ ius

Ç i n A s t r o l o ğ u

B. BANU ERÇETİN

D ö n ü ş ü m

R e h b e r i / K o l a y l a ş t ı r ı c ı

‘ ’ A c c e s s A r a ç l a r ı

i l e H a y a t ı

K o l a y l a ş t ı r m a k ’ ’

40

MAYIS 2023 - SAYI 3

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Küçük yaşlardan itibaren bu realitenin

klasikleşmiş her şeyine göre farklı olan,

tüm hayatı boyunca “daha başka ne

olabilir, farklı ne olabilir?” diye soran

biriyim. Peyzaj Mimarlığı lisans eğitimini

tamamladıktan ve birkaç yıl mesleğimi

yaptıktan sonra yine “farklı” yı talep edip

medya dünyasına geçtim. Reklam

satışının hareketli yapısı 20 yıl beni

oyaladı sanırım.

Ancak sonunda yine farklının peşine

gittim ve belki de hep olmam gereken

yerde kişisel gelişim alanında kendime

bir yer açtım. 7 yıldır Access

Consciousness uygulamalarının

kolaylaştırıcılığını yapıyorum ve bu

araçlarla her an, her gün yeni

farkındalıklarla bilince yürüyorum.

Keyifle…

Uzmanlaştıktan sonra kendi

hayatınızda ruhsal zihinsel ve

bedensel olarak değişiklikler oldu

mu? Neleri fark ettiniz?

Küçük yaşlardan itibaren sezgilerim,

rüyalarım ve duru görü kapasitem,

Access araçlarıyla çalışmaya başladıktan

sonra daha da gelişti ve pekişti. Tüm

bunlarla hayatım eskisine oranla çok

daha neşeli ve kolay. Enerji ile oynamak

gerçekten keyifli ve hayatı

kolaylaştırıyor. Herşeyin bir enerji

olduğunun farkındalığı artık zor ve

imkansızdan uzak tutuyor beni. Bu

sebeple bu araçların varlığına her gün

daha fazla şükran duyuyorum.

Artık kendimle mutlu biriyim.

Uzmanlaştığınız bu alan son

zamanlarda oldukça popüler oldu, siz

bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

İçinde bulunduğumuz realite

kutupluluktan ve yargıdan işlevsel. Bu

sebeple varlığı bu sıkışıklığa “yeter” diyen

pek çok kişinin enerjetik araçlara

yönlenmesi çok doğal. Çünkü

gördüğümüz ve gerçek sandığımız çoğu

şey gerçek değil. Varlığımızın gerçekliğini

açığa çıkarmak, kendi realitemizi

yaratmak hayatı kolaylaştırıyor.

Danışanlarınız en çok size hangi

sorunlarla geliyorlar?

Danışanlarım çok çeşitli konularla

gelebiliyorlar. Kimi para ile ilgili, kimi

ilişkileri, kimi bedenleri , kimi sebepsiz

sıkıntıları, kimi daha fazla yaratım ile ilgili

taleplerle gelebiliyor.

Özellikle odaklandığınız ve

danışanlarınızda çözüm bulduğunuz

alanlar nelerdir? Varsa düzenlediğiniz

eğitimlerin ve çalışmaların içeriğinden

bahseder misiniz?

Şunu belirtmem gerekli ki biz çözüm

üretmeyiz. Kullandığım araçlar ve

uygulamalar kişiyi güçlendirmekle ilgilidir.

Kişi gücünün farkına varıp onu açığa

çıkardığında farkındalığı genişlediğinde

sahip olduğu olasılıkların farkına varır ve

kendi çözümünü yaratır.

İşte bu güçlendirmeyi sağlayan BARS

uygulamasının, zihnin sınırlamalarının

bedene kilitlenmesi durumunda ortaya

çıkan yaşlanma ve yoğunlukların

(rahatsızlıkların) elimine edilmesine katkı

olan FACELIFT ve BEDEN PROSESLERİ

isimli uygulamalarının eğitimlerini

vermekteyim.

Aynı zamanda insanı ilgilendiren pek çok

konuda intro sınıfları kolaylaştırıyorum.

Tüm bu uygulamaların ve "Olasılıklar

Senfonisi" adını verdiğimiz bir

uygulamanın seanslarını sunuyorum.

MEGAREFORM.COM.TR


Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla

sürekli kendinizi geliştirmeye ve

bu alanda en son gelişmeleri

yakından takip etmeye devam

ediyorsunuz. Bu konuda son

zamanlarda neler yapıyorsunuz,

hangi alana odaklanıyorsunuz?

Ben bedenlerle çalışmayı seviyorum.

Access Consciousness’ın içinde pek çok

ileri seviye sınıfı yine enerjiyi takip

ederek almaya devam ediyorum. Bu

gelecek ile ilgili yaptığım planlar için de

geçerli. Her zaman enerjiyi takip ederek

devam edeceğim.

Kendi özel yaşamınızda

arkadaşlıklarınızda bu uzmanlığınızı

arka planda kullandığınız ve kişiler

hakkında analiz yaptığınız durumlar

oluyor mu?

Farkındalığınız arttıkça her şeye, herkese

ve kendinize bakış açınız da değişiyor.

Bu nedenle gerek arkadaş, gerek

danışan gerekse kendimle her an

araçlarımı kullanıyorum. Bu araçlar

başınız sıkıştığında kullanacağınız şeyler

değil, yaşam biçiminiz olduğunda

hayatınız dönüşüyor. Yani enerjiyi “mış

gibi yaparak” kandıramıyorsunuz


42

MAYIS 2023 - SAYI 3

S

izi biraz tanıyabilir

miyiz?

Merhabalar. Ben Filiz

Tüfek. İstanbul

Üniversitesi’nde sağlık

eğitimi aldım. Yakın Doğu

Üniversitesi “Klinik Psikoloji

Yükseklisans” Mezunuyum. Yıldız Teknik

Üniversitesi “Aile Danışmanlığı” eğitimi

aldım. Üsküdar Üniversitesi “İngilizce

Psikoloji” ve Anadolu Üniversitesi

“Sosyoloji” diye devam ediyor eğitim

hikayem.. 5 üniversite dile kolay.. Halen

eğitim alıyor ve eğitim veriyorum. Eğitim

aşığı bir kadınım diyebilirim. Almanya

WAPP Enstitüsü onaylı Sertifikalı Pozitif

Psikoterapistim. Bu 6 yıllık bir eğitim.

Bunun yanında psikodinamik

psikoterapi, Kanada - Virginia Satir Aile

Terapisi, Belçika - Seksofonksiyonel

Terapi ve Tedavi Teknikleri, Bütünleyici

Göz Hareketleri Terapisi, EMDR, Beden

Psikoterapisi, Çift Terapisi ve Cinsel

Terapi alanlarında eğitim aldım. Aynı

zamanda topluma Cinsel Sağlık ile ilgili

eğitim vermek ve çiftlerin bu alanlarını

renklendirmek üzerine kutu oyunu,

maket ve özel krem ürettiriyorum. Yani

kadın girişimciyim.. Aynı zamanda

derneklerde sosyal sorumluluk projeleri

yürütüyorum. Bireysel, çift ve cinsel

alanlarda çalışmalar yapıyorum. Bireyin

olduğu ve insan hayatını bedensel,

ruhsal ve zihinsel etkileyen her alan

aslında benim çalışma alanım. Bireyler

toplumları oluşturuyor. Toplumun da

dokunan her alan yine benim çalışma

alanım diyebiliriz. Girişim tarafında ise

cinsel eğitimler ve cinselliği keşif üzerine

eğlenceli ürünler hazırlıyorum.

Toplumda bildiğiniz gibi eğitimin çok

ihtiyaç duyduğu bir alan bu..

Türkiye, afetler konusunda çok

hareketli bir ülke. Ama bizi, deprem

kadar etkileyen, büyük travma

yaratan bir doğa olayı yok değil mi?

Çok güzel bir yere değindiniz. Neden

birçok doğal afet olurken aslında

deprem, bu kadar hepimizi yıkıp geçiyor.

Bir ay yaklaşık olarak herkes, çok yoğun

bir etki altındaydı. Normal yaşama

dönemedi. Çünkü ev demek, güven

demek. Bizim yıkılan evlerimiz, yıkılan

güvenlerimiz demek. ‘Artık ben, bu

dünyada güvende değilim’ duygusunu

paylaşıyoruz demek. Bu dünyada

güvende değilsek nerede güvende

olabiliriz ki? İşte mi güvende olacağız,

okulda mı güvende olacağız; dünyada

güvende değilsek. O yüzden bizim

parçalanan, yıkılan, kolonların altında

kaldığımız yer aslında hayata dair

güvenimiz.

Bu yüzden de biz, gerçekten deprem

travmasında sadece depremi yaşayanlar

değil, bizler de çok fazla etki altında

kaldık. Deprem, hem bireysel olarak

hem de toplumsal olarak çok etkiledi,

bizi. Burada mesela enkaz altında

kalanlar, ailesini kaybedenler,

yakınlarını, sevdiklerini, komşusunu…

Hatay’da yaşayanlar tamamen kaldıkları

yeri… Adıyaman’da yaşayanlar, Maraş’ta

yaşayanlar… Büyüdükleri sokakları,

mahalleleri, anılarını, çocukluğuna dair

birçok şeyi kaybettiler. Özellikle yıkım

yaşayan bölgelerde doğal olarak bir sürü

kayıp verdik.

Biz, deprem gorüntülerini izleyenler

niye bu kadar peki etkileniyoruz?

Biraz buna, pozitif psikoterapi açısından

bakayım. İki tane travma modelimiz var;

biri makro travma biri mikro travma.

Makro travma dediğimiz zaman; bu

depremdeki gibi gözle görünüyor.

Herkesin bildiği, ‘Aha! Bu, travma’

dediğimiz yer. Bir trafik kazası olabilir,

bir yakınını kaybetme olabilir, deprem

olabilir, iflas etme olabilir. Tüm bunlara

travma olarak bakılıyor.

Bir de mikro travma var. Pozitif psikoterapi

buna, şöyle yaklaşıyor, diyor ki;

aslında sen bir travma yaşadın ama

bunlar kimsenin görmediği alanlar.

Mesela sen, duygusal olarak aldatıldığın

zamanda da enkaz altında kalmış

hissediyorsun. Bütün güvenin kırılmış.

Kendi inşa ettiğin yuvanın altında kalmış

olabilirsin. Bir hedefine ulaşamadığında,

ya da ebeveyninle ilgili bir sıkıntı

yaşadığında, ya da akran zorbalığı

yaşadığında bu duygular tetiklenebilir.

MEGAREFORM.COM.TR


tabi böyle durumlarda insan olarak

zaman zaman gücünü kaybediyorsun.

Neler inşa ettiysen ve neyin içerisine

güvende hissettiysen, o olanların üstüne

yıkılmasını yaşıyorsun. Mesela, ben hiç

depremle ilgili çalışmadım bu süreç

içerisinde daha çok destek olmaya

çalıştım. Normal vatandaş gibi elimden

geldiğince yardımcı olmaya çalıştım.

Ancak insanların depreme baktığında ne

gördükleriyle çok fazla çalıştım. Mesela

işte kişi çocukken anne babasına haciz

gelmiş ve sokakta kalmış birisi, bir

depremzedenin eşyalarıyla, hiç kimsesiz

sokakta kalıyor olmasının, çadırda

kalıyor olmasının acısını oradakiler ile

çok iyi özdeşleştirdi. Orada gördüğü olay

ile kendinin bir travması ortaya çıktı.

Çünkü hepimiz deprem yaşadık, yani

bunu fiziksel yaşamasak da duygusal

olarak hepimizin depremleri oldu bu

hayatın içerisinde. Güveninizin üstüne

yıkıldığı, gücümüzün üstüne yıkıldığı,

hayallerimizin üzerine yıkıldığı çok fazla

dertlerimiz oldu. O yüzden de aslında

hepimiz kendi depremlerimizi hatırladık

bu sürecin içerisinde. Kim ne gördüyse

izleyen tarafında biz o alanlara baktık,

onları anlamaya çalıştık, ne hissediyorlar

diye.

Bir taraftan da depremi yaşayanlar oldu.

Yani ben de orada olabilir miyim ya,

bizim de başımıza gelebilir mi diye

kaygılananlar oldu. Biliyorsunuz hemen

akabinde İstanbul depremi

konuşulmaya başlandı. İstanbul'da bir

kaos başladı, kimse evinde uyuyamadı.

Ya benim de aynısı başıma gelirse diye

kaygılandık. İstanbul'dan çok fazla

yardım gitti bu süreçte zarar gören illere.

Elimizden geldiğince halk olarak bir

şeyler yaptık, özellikle ilk, biliyorsunuz 48

saat içinde.

Hepimiz destek olmak istedik, birlik

olmak istedik, birlikte olmak istedik

doğal olarak. Birilerine yardımcı olmaya

çalıştık. O kadar insana nasıl yardımcı

olunacak diye bir korkuya, kaygıya

kapıldık. İstanbul'da buram buram

korku hakimdi özellikle.

Çevremizde birçok depremzede

vatandaşımız var. Bu süreçte onların

fiziksel ihtiyaçlar dışında en çok neye

ihtiyaçları var?

Depremzedelerin sadece gerçekten

anlaşılmaya ve desteğe ihtiyacı var.

Bunu yaparken de şefkatli olunmasına

ihtiyaçları var. Lütfen depremzedelere

acımayın. Eğer kalbinizde şefkat varsa

onları şefkatle dinleyebilirsiniz, onların

yanlarında durabilirsiniz. Lütfen hiçbir

şey söylemeyin, yani bir şey

söyleyeceğim derken bunu ebeveynler

çocuklarına da yapıyorlar, zor durum

yaşayan insanlar da birbirlerine

yapabiliyorlar. Lütfen herhangi bir şey

söylemeyin, çünkü uzman değilsiniz.

Bunu biraz daha açabilir misiniz?

Bir depremzedeye bir şey söyleyeyim,

teselli edeyim derken onu daha fazla

sinirlendirebiliyor, öfkelendirebiliyorsunuz.

'Seni anlıyorum' diyorsun ama

sen o apartmanın altında kalmadıysan,

annen enkaz altında kalıp 3 gün

boyunca "Biri gelsin de buradan

kurtarayım onu" demediysen asla

anlayamazsın onu.

Ben geçtiğimiz Şubat ayında annemi

kaybettim. Annesini kaybeden birinin ne

yaşadığını anlayabilirim, ama yine de

onların ne yaşadığını bilemem. Çünkü

onların yaşadığı durum, kurtarma

ekibini bir ümit beklemek, o enkazın

altından cenazeyi alabilmek, cenazeyi

alabildiğine şükredebilmek, bir gecede

tüm sevdiklerini kaybetmek gibi

duygular yaşamadan anlaşılabilecek

şeyler değil.

Öfkelisiyse, öfkeli olsun, küfür etmek

istiyorsa, küfretsin, kızıyorsa, kızsın,

ağlıyorsa, ağlasın. Bir yerlere elini, işte

zarar vermeyecek şekilde vurabiliyorsa

vursun. Destek olacaksanız buna destek

olun. Ya da "Sana sarılmamı ister misin?"

de diyebilirsiniz.

Eğer sarılmaya ihtiyacı varsa, güvende

olabilmek için sarılabilirsiniz o insana.

Ama onun istemediği tek şey kendisine

akıl verilmesi, onun yerine düşünülmesi,

onun acısının çok bilmiş bir yerden tarif

edilmeye çalışılması.

Yanındakiler de ona akıl vererek hata

mı yapıyorlar?

Bunların hepsi acıya saygısızlık. Evet,

doğru, herkesin acısı bambaşka

yaşanıyor bu hayatta. Hiçbirimiz acısı bir

diğeriyle aynı değil. Hatırlıyorum,

annemi kaybettiğim zaman birisi gelip

bana, "Üzülme, ağlama" dediklerinde

aşırı öfkelenmiştim. "Sen kimsin? Benim

acıma nasıl 'Ağlama' diyebiliyorsun diye

çok sinirlenmiştim.

Lütfen bir depremzedeye ağlama

demeyin, küfür etme demeyin, kızma

demeyin, öyle değil demeyin. Kısacası

bir şey demeyin. Bırakın ne istiyorsa onu

yapsın. Kızmaya da hakkı var,

duygularını ifade etmeye de hakkı var.

Sizin hakkınız yok ama onu durdurmaya.

Tabii ki kendisine veya bir başkasına

zarar verecek bir durumdaysa sadece o

zaman buna müdahale etmek

gerekebilir. Öfkeliyse yumruk atmak

istiyorsa "Al bu yastığı, buna vur,

dilediğin kadar vur." diyebilirsiniz.

Söylemek istediğim şey şu, ne olursa

olsun lütfen karşısındaki kişinin

duygusuna ve onu yaşama hakkı

olduğuna saygı duyun. Dinleyebilecek

yüreğiniz varsa, kalbinizde şefkat varsa,

ruhunuzda kişiliğinizde saygı duymak

varsa, saygıyla sessizce yanında kalıp

dinleyin. Ne zaman susacaksa, okey, o

ana kadar bekleyebilirsiniz. Ama buna

da saygınız yoksa, o sırada daha kibar

bir şekilde, o alanı terk edebilirsiniz.

43

MAYIS 2023 - SAYI 3

MEGAREFORM.COM.TR


CEM

BERBER

K L İ N İ K P S İ K O L O G

''Çok içten

hissedeceğimiz insan

olmanın özgürlüğünü

görmezden

gelmeyelim.''

44

MAYIS 2023 - SAYI 3

Bize biraz kendinizden bahseder

misiniz?

Ben Cem Berber. Klinik psikoloğum ve

yarı zamanlı öğretim görevlisiyim. Lisans

eğitimini Yeditepe Üniversitesi Psikoloji

bölümünde tamamladım. Hemen

akabinde yüksek lisansımı tamamladım.

Alanda çocuklarla çalışmaya başladım.

Bu serüven yıllar içerisinde yetişkinler ve

ailelere döndü. Verdiğim eğitimlerde bu

çerçevede geniş bir yelpazeye kavuştu.

Gezmeyi ve eğlenmeyi de çalışmayı

sevdiğim kadar severim açıkçası. Deniz

tatilleri en favori tatillerim arasındadır.

Şu aralar izleme konusunda pek iyi

olmasam da, komedi dizilerini takip

etmeyi severim. Biraz alanın da etkisiyle

olsa gerek, kendimi inşa etme

sürecinden ve kişilik analizlerinden

büyük haz alırım.

Bu alana uzmanlaşmaya ve başka

insanların hayatına dokunmaya karar

vermemiz nasıl oldu?

Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler

Lisesi öğrencisiydim, hatta 2. Dönem

mezunuyum. O dönemler üniversite için

alan arayışında olduğumuz süreçlerde

biraz arada kaldığımı hatırlıyorum. Sağlık

alanına ilgim vardı ama sayısal okuma

şansımız yoktu. Genel olarak arkadaş

kitlem de hukuk ve siyasal alanlara ilgi

duyuyorlardı.

O noktada ailem de aslında yol gösterici

oldu. Sonra kendime dönüp baktığımda

çocukluktan itibaren ilişkilerdeki rolüm,

okuduğum kitapların içeriği

doğrultusunda ısınmaya başladım

psikoloji alanına. Bu alanda ders veren

hocalarımın da cesaretlendirmesiyle

psikoloji alanında bir serüvenim başladı.

Uzmanlaştıktan sonra kendi

hayatınızda ruhsal zihinsel ve bedensel

olarak değişiklikler oldu mu? Neleri

fark ettiniz?

Açıkçası alanın kendi hayatımda etkisi çok

fazla oldu diyebilirim. Birçok insanı

dinlerken aslında birçok dünyanın

olduğunu da fark ediyorsunuz. Çok hızlı

bir şekilde dünya görüşünüz genişlemeye

başlıyor ve akabinde kendi küçük

dünyanızı sorgulamak zorunda

kalıyorsunuz. Bu durum tabi fazlaca

kırılmalar yaşattı. Başa çıkabilmek için de

terapistin terapi alması gerektiğini

savunduğumdan dolayı terapilerime

başladım. Sonuçta terapiye bir derinlik

kazanma ve görüş genişletme yolu olarak

bakabiliriz. Ben bu derinliği göze alıp

daldıkça danışanlarımın daha da cesaretli

olduklarını, daha fazla kendilerine

dönebildiklerini gözlemledim.

MEGAREFORM.COM.TR


görmemiz mümkün değil. İnsan çok

boyutlu, çok daha komplike bir yapı. Ben

seanslarımda bu çok boyutlu yapıya

odaklanmaya çalışıyorum ve bunun

inşası üzerine çalışma yapıyorum.

Danışanlarıma bu inşa sürecini

göstermeye çalışıyorum. Seans odasında

50 dakika boyunca danışana kendisi

olabilmeyi deneyimletmeye çalışıyorum.

Kendisi olabilmenin korkunç bir şey

olmadığıyla yüzleşmesini sağlıyorum. Ve

seans odasında ikili bir şekilde dürüst

açık ve gerçek bir ilişki kurmayı

önemsiyorum. O yüzden gelen kişiler

kendilerini hasta eden, yapay ilişkileri

çok daha rahat fark edebiliyorlar.

Son olarak sizi dinleyenlere/bu yazıyı

okuyanlara bir mesajınız var mı?

Bir tane hayatı biricik, kendimiz olarak

deneyimlemekten daha kıymetli bir

olayın olmadığını hatırlatmak isterim.

Yaptıklarımız, çabalarımız bizi değerli

yapmaz ya da travmalarımız bizi

değersizleştirmez. Biz insan olarak

değerli ve biricik varlıklar olduğumuzu

içselleştirebilirsek zaten hayatta anlamlı

şeyler yapmamak rahatsız edici olmaya

başlar. Çok içten hissedeceğimiz insan

olmanın özgürlüğünü görmezden

gelmeyelim.

Kendi hayatımın içerisinde de aslında

gündelik hayatta sıklıkla kullandığımız

sıkıldım, dağıldım, çözüldüm gibi

kelimelerinin altının ne kadar dolu

olduğunu ve kelimeleri hem bedenen

hem de ruhen çok fazla

deneyimlediğimizi, bunların terapi ile

nasıl toparlanır hale geldiğini

deneyimlemiş oldum.

Danışanlarınız en çok size hangi

sorunlarla geliyorlar?

Bireysel terapilerde yoğun olarak kimlik

bulma çabasıyla geliyorlar. Genel olarak

''Ben kimim? Niçin bu hayattayım?'' ''Bu

hayatın anlamı ne?'' tarzında sorularla

geliyorlar ve kendi analizlerine

giriyorlar. Bununla beraber ilişki

sorunları, cinsel işlev sorunları,

depresyon gibi şikayetlerle de gelen

danışanlarım bulunuyor.

Temelde aslında hayatı

anlamlandırmak, hayatı kontrol etmek,

kendi hayatının uzmanı olmak

konusunda dertleri olan kişiler geliyor.

Bu sayede kendilerini tanıyıp sınırlarını

oluşturabiliyorlar.

İnsanların farkındalıkları arttıkça

hayatlarında yolunda gitmeyen ve

kötü giden şeyleri değiştirmek

istiyorlar. Bedensel ruhsal ve zihinsel

açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl

bir etki bırakıyorsunuz?

Birçok terapi ekolü mevcut aslında ama

asıl olan danışana en uygun yaklaşımı

belirleyebilmek. İnsanı tek boyut olarak

Diğer bir alanda da cinsel işlev

bozuklukları ile gelen danışanlarda,

ilişkilerinin ilişkisel ve duygusal

boyutlarını inceliyoruz. Söylenmemiş

duygularını açığa çıkarıyoruz. Çiftlerin

çok daha gerçekçi bir düzlemde ilişkide

olmalarını sağlıyorum. Akabinde

davranışsal ödevlerle beraber daha

keyifli ve doyumlu bir cinsel hayat

yaşamaları konusunda yardımcı

oluyorum.

Bu alanda hizmet almak isteyenlere

ne tavsiye edersiniz? Hizmet

alacakları uzmanlarda hangi

özelliklerin olup olmadığına dikkat

etsinler?

Öncelikle hazır olup olmadıklarını

anlamaları gerekiyor. Bu hazır olunuş

hem maddi hem de manevi anlamda

tabi ki. Çünkü yıllar boyunca süren

seanslar olabiliyor. Kişinin buna hazırlıklı

olması gerekiyor. Akabinde seans alacak

kişi her zaman iyi hissetmeye

odaklanmamalı. Bu bir yanılgı olur.

Çünkü seansların bir çoğunda danışan

iyi hissetmez. Yüzleştirmeler ile

zorlanacağını bilmelidir ama en büyük

tutku, bu konuda tamamen kendisi

olmayı deneyimleyeceği bir zaman dilimi

olduğunu unutmamalıdır.

Uzmanlar konusunda ise, danışan ne

çalışmak istiyorsa o alanda çalışma

yapan uzmana gitmesini tavsiye ederim.

Tabi uzmanın eğitimlerini almış alanında

yetkin birisi olduğunu da incelemek

gerekir.

''İnsan çok boyutlu,

daha komplike bir

yapı. Ben seanslarımda

bu çok boyutlu yapıya

odaklanmaya

çalışıyorum ve bunun

inşası üzerine çalışma

yapıyorum.''

45

MAYIS 2023 - SAYI 3

MEGAREFORM.COM.TR


Son dönemlerde bu aşırı stres ve

müziğin de orada aslında yapmış

olduğum müziğin de artık yetersiz

kalması, bende bir takım fiziksel ve

zihinsel anlamda çeşitli rahatsızlıklar

ortaya çıkarmaya başladı. En başta

bedenimde yoğun biçimde hazımsızlık

problemleri ve tabi ki strese bağlı olarak

zihinde de baş ağrıları ve omuzlarda

ağrılar, boyunda ağrılar şeklinde kendini

göstermeye başladı.

Ve içten içe açıkçası kendime diyorum ki;

“Bu benim istediğim hayat değil ve ben

bunun içerisinde eriyip gidiyorum, yok

olmaya başladım”. Ve tam da bu süreç

içerisinde… İşte bu her şey niyetle

çalışıyor, biliyorsunuz. Tam o niyet

içerisindeyken bir Belçika ses şifacısıyla

tanıştım, İstanbul’ da.

46

MAYIS 2023 - SAYI 3

CENK GÜÇBİLMEZ

RİTMOTERAPİST

Sizi tanıyabilir miyiz? Kurumsal

hayatın içindeyken yaşam tarzını

nasıl değiştirdiğinizden biraz

bahseder misiniz?

Merhabalar ben Cenk Güçbilmez.1976

İstanbul doğumluyum. Kocaeli

Üniversitesi İşletme Bölümünü bitirdim.

15 senelik ithalat – ihracat sektöründeki

kurumsal deneyiminden sonra müzikses-ritim

ekseninde yoluma devam

etmekteyim. Dış ticaret şefiydim, önceki

hayatımda. Tabi bu süreç içerisinde

aslında hep hayatımda müzik vardı.

15 yaşımdan beri, bir kere çok yoğun

olarak müzik dinliyorum. Üniversiteden

itibaren de, perküsyonla ve vurmalı

çalgılarla çalışmalar yaptım. Eğitimler

aldım. Okay Temiz’den ve Engin Gürkey’

den yaklaşık bir 6-7 sene süren eğitimler

den bahsediyorum. Onlarla beraber

sahne aldık. Sonra kendi gruplarımı

kurdum. Özellikle Afrika müziği ve Afrika

ritimlerine olan çok ilgim vardı. Bu

bağlılığımla beraber ortaya çok güzel çok

keyifli çeşitli projeler çıktı. Bir 7-8 sene

kadar da işte bu tarz bir müzikle sürekli

haşır neşir oldum.

Kurumsal yaşam ve müzik, hepsi

beraber, paralel gidiyordu. işyerinde

streslendiğim ve gerildiğim zamanlar

olsa bile her zamanbir şekilde müzikle

dengemi kuruyordum.

Yaş ilerledikçe iş hayatındaki o stres

daha artmaya başladı. Çünkü bana daha

fazla sorumluluk verilmeye başlandı.

Benim de çok açıkçası hayat amacım

kurumsal yaşamda; ‘CEO olayım, genel

müdür olayım’ hiçbir zaman olmadı

açıkçası. Her zaman müzikle ilgili bir

beklentim vardı.

O benim açıkçası bu yoldaki, işte dönüm

noktam oldu diyebilirim. Onunla yaklaşık

bir hafta boyunca çalışmalar yaptık.

Tibet kaseleriyle çalıştık ve ‘Beden sesi

kendi sesimizin şifasını nasıl kullanırız?’

la ilgili eğitimler aldım.

Ve o eğitimleri kendi hayatıma, o anda

uygulamaya başladım ve bunun özellikle

stresle baş etmede çok faydalı olduğunu

gördüm. Ve benim de hayatım o sırada

oldukça stresliydi. Bu çalışmalar o kadar

yoğun stresin altında bile benim dengeyi

bulmama yardımcı oldu. Sonra kendi

etrafımdaki arkadaşlarıma, çevremde

bunları uygulamaya başladım ve

sistemin çalıştığını gördüm ve bu bende

böyle inanılmaz bir farkındalık yarattı.

Yani hem merak uyandırdı hem de ‘Vay!

Bu sistem çalışıyor’ dedirtti bana. Çünkü

bir de o dönemler ben çok fazla sol

beyinli bir insandım.

Yani ses şifası gibi konulara da çok yakın

olan bir insan da değildim ve tamamen

bu tarz etkinliklere ve çalışmalara karşı

tabularım vardı diyeyim. Oradaki bütün

dirençlerim, önyargılarım ses vasıtasıyla

kırılmaya başladı.

Bu konuda daha derinleşmek istedim ve

İngiltere’ye gittim. İngiltere’ de bir hafta

on günlük İşte kristal kase, Tibet

kaseleri, davul ve yine sesle ilgili

eğitimler aldım. Ve orada ufkum daha

da genişledi ve daha çok bilgiyle tekrar

Türkiye’ ye geri döndüm.

MAYIS 2023 - SAYI

MEGAREFORM.COM.TR


Sonra da Peter Hess Akademi’ sinden

ses masajı eğitimi aldım ve orada sesi

bireysel olarak nasıl kullanabileceğimi

öğrendim ve daha sonra pek çok

çalışmalar yapmaya başladım. Çeşitli

etkinliklerde yer almaya başladım. Tabi

bu esnada artık kurumsal hayatı

bıraktım. Şu anda tamamen sesi kendi

hayat merkezime koyarak yoluma

devam ediyorum.

Ses meditasyonu nedir?

Ses meditasyonu, çeşitli ses araçlarını;

bunlarda şu an, genel olarak en çok

kullanılan aletler; Tibet kaseleri, kristal

kaseler, gong ve davul. Bu enstrümanları

kullanarak, meditasyon dediğimiz

pratiğin daha derinleşmesini sağlamak

olarak tanımlayabiliriz.

Özet olarak söyleyeceksek bu. Tabi bu

ses meditasyonu esnasında normal

meditasyonda, kendi kendinize yapmış

olduğunuz meditasyonda, zaman zaman

çok fazla derinleşemiyorsunuz. Bunun

tabi biraz, aslında beyin dalgalarıyla tabi,

çok alakası var.

Kendi kendinize yapmış olduğunuz

çalışmalarda zihne çok fazla düşünce

gelebiliyor. Dışarıdan rahatsız edici

efektler olabiliyor ve sizin tam anlamıyla

o meditasyon haline, yani Alfa haline

geçmenizi biraz zorlaştırıyor.

Fakat ses bu anlamda size bir koruyucu,

bir alan aslında, bir en başta sağlıyor ve

o alan içerisinde kendinizi sese

bıraktığınız zaman, kademe kademe

beyin frekanslarınız değişmeye başlıyor.

Beta’ dan Alfa’ ya, daha sonra da en

güzel kısmı, Theta’ ya geçişi çok

kolaylıkla sağlıyor.

Ses Masajının en önemli faydaları

nelerdir?

Ses masajının katılımcılar üzerinde

birçok olumlu etkisi var. Bunların en

başında gelenleri şöyle sayabilirim :

• Beden Zihin Ruh dengesini sağlar

• Derin gevşeme sağlar

• Kişinin özgüven duygusunu güçlendirir

• Sağlığa katkıda bulunur. Dengeler,

yeniler, zindelik verir

• Kişinin bedenini algılamasını onunla

barışık olmasını sağlar

• Yaratıcılığı ve motivasyonu arttırır.

Siz Peter Hess Akademi'den eğitim

aldım demiştiniz. Peter Hess kimdir?

Fizik Teknoloji Mühendisi olan Alman

Peter Hess 1984 yılından itibaren Nepal,

Tibet ve Hindistan’da yapmış olduğu

gezilerde ses kaseleri ile tanışmış. Uzun

süre bu seslerin insanlar üzerindeki

etkilerini araştırmış, deneyler yapmış ve

“Peter Hess Ses Masajı” yöntemini

geliştirmiş.

Peter Hess Instute (PHI) yaklaşık 30

yıldır, Almanya'nın bir çok kentinde

faaliyet göstermektedir. Ayrıca

Almanya'nın dışında da 22 Peter Hess

Akademisi mevcuttur. Bu enstitülerde ve

akademilerde çeşitli uygulamalar ve

eğitimler verilmektedir.

Eğitim alan kişilerin sayısı 15.000 'i

geçmiştir. Nörobiyoloji, pedagoji,

psikoloji ve diğer bilim dallarında yapılan

araştırmalarla beraber eğitimler sürekli

yeni bilgilerle donanmakta ve

güncellenmektedirler.

Verilen eğitimlerde, seslerin etkileri ve

uygulamalarda edinilen tecrübeler

aktarılırken danışanlarla yapılan titiz

çalışmalar ve sorumluluk bilincinin

önemi vurgulanır. Çok sıkı ve titiz bir

eğitimden geçmiş olan kişiler,

profesyonel olarak uygulama yapmaya

hak kazanırlar.

Son zamanlarda oldukça rağbet

görmeye başlayan başka bir alan da

Ses Masajı. Ses masajı nedir ve tam

olarak nasıl uygulanmaktadır?

Ses Masajı fizikterapide kullanılan klasik

anlamdaki masaj değildir. Ses

kaselerinin (ses çanakları) kişinin giyinik

bedeninin belli yerlerine konulup,

çanaklara nazikçe vurulması sonucunda,

ses çanaklarından çıkan titreşimlerin

bedene yayılması temeline dayanır.

Ses çanağının titreşimleri dalga dalga

önce deri yüzeyinde, sonra dokularda,

sonra organlarda, kemiklerde yayılır.

Bazı hassas kişiler bu titreşimleri ayak

tabanlarından saç diplerine kadar

hissedebilirler. Bu yöntem dünyanın

doğusundaki binlerce yıllık deneyim ve

bilgilerden yola çıkılarak geliştirilmiş bir

batı yöntemidir, aynı zamanda bütünsel

bir gevşeme sağlar.

Son olarak Megareform

okuyucularına ne tavsiye edersiniz,

onlara ne demek istersiniz?

Yoğun ve hızlı hayatınızı bir süre de olsa

durdurup, ben ne yapıyorum diye

kendinize bakmak mı istiyorsunuz?

Üzerinizde almanız gerekenden fazla

yük mü var? Stres içinde kendinizi

boğulmuş mu hissediyorsunuz?

Zihninizi sakinleştirmek, kaygılarınızı

azaltmak, beden ve ruhunuzla

dengelenmek mi istiyorsunuz?

Güzel ve güçlü yanlarınızı keşfedip

farkındalığınızı artırmak mı istiyorsunuz?

Sesinizi tanımak, titreşimlerinizi

hissetmek mi istiyorsunuz?

Bu ve benzeri durumlarınız söz konusu

ise sizleri "Ses Meditasyonu" ile

tanışmaya ve bu harika denetimi

tatmaya bekliyoruz.

Çalışma sürecinde "Ses" ile ilgili

bilgilendirici seminerden sonra

katılımcılarla beraber Beden Sesleri,

Tibet - Kristal kaseler, gong ve terapi

davulu aracılığı ile ses yolculukları

yapılmaktadır. Yenilenmek,

dengelenmek ve zinde hissetmek

isteyen herkesi bekliyoruz.

MEGAREFORM.COM.TR

47

MAYIS 2023 - SAYI 3


Delbeouf Yanılsaması ve Beslenme

Delbeouf Yanılsaması Nedir?

Delbeouf yanılsaması, 19. yüzyılın

sonlarında Belçikalı bir psikolog olan

Joseph Delboeuf tarafından

keşfedilmiştir. Bu yanılsama, insanların

bir yemek tabağındaki boşluk oranına

bağlı olarak yeme miktarını yanlış bir

şekilde değerlendirmesiyle ilgilidir.

Örneğin, daha küçük bir tabakta sunulan

aynı miktardaki yiyecek, daha büyük bir

tabaktaki aynı miktarla

karşılaştırıldığında daha fazla

görünebilir. Bu durumda, insanlar daha

küçük tabaktaki yiyeceği daha doyurucu

olarak algılayabilirler ve daha az yemek

yemiş gibi hissedebilirler.

Delbeouf Yanılsaması ve Beslenme

Delbeouf yanılsaması, beslenme

alışkanlıklarımızı ve porsiyon

kontrolümüzü etkileyebilmektedir.

Aşağıda, delbeouf yanılsamasının

beslenme üzerindeki etkilerini gösteren

bazı noktalar bulunmaktadır:

Porsiyon Kontrolü ve Sağlıklı

Beslenme İçin Öneriler:

Delbeouf yanılsamasından

etkilenmemek ve sağlıklı bir porsiyon

kontrolü sağlamak için aşağıdaki

önerileri göz önünde bulundurabilirsiniz:

Bilinçli yeme: Yemek yerken dikkatli olun

ve yiyecek miktarınızı bilinçli bir şekilde

değerlendirin. Görsel aldanmalara

kapılmadan gerçek açlık ve tokluk

sinyallerini dinleyin.

Porsiyonları ölçün: Yiyecekleri

porsiyonlamak için ölçü kabı veya

teraziden yararlanın. Bu, doğru

porsiyonları elde etmenize ve

yanılsamaya kapılmamanıza yardımcı

olabilir.

Daha küçük tabaklar kullanın: Daha

küçük tabaklar ve kaseler kullanmak,

porsiyonlarınızı daha doğru bir şekilde

değerlendirmenizi sağlar. Böylece daha

az yemek yeme eğilimi gösterebilirsiniz.

ZERRİN ÇALLI

S T A J Y E R D İ Y E T İ S Y E N

Delbeouf yanılsaması, beslenme ve

porsiyon kontrolüyle ilgili önemli bir

kavramdır. Bu yanılsama, görsel

algılamamızın porsiyon büyüklüğü

üzerindeki etkisini açıklar. Delbeouf

yanılsaması, insanların aynı miktarda

yiyeceği farklı porsiyon büyüklükleriyle

ilişkilendirme eğiliminde olmalarına

dayanır. Bu da dengesiz bir beslenme

ve besin eksikliklerine yol

açabilmektedir.

Porsiyon büyüklüğünün yanlış

değerlendirilmesi: Delbeouf yanılsaması,

daha büyük tabaklarda sunulan

yiyeceklerin daha küçük tabaktakilere

kıyasla daha küçük görünmesine neden

olabilir. Bu durumda, insanlar daha

büyük porsiyonları normalden daha

küçük algılayabilmekte ve fazla yemek

yeme eğilimi gösterebilmektedir.

Kontrolsüz porsiyonlar ve aşırı yeme:

Delbeouf yanılsaması, insanların

porsiyon büyüklüklerini yanlış bir şekilde

değerlendirmelerine yol açabilir. Bu da

kontrolsüz porsiyonlar tüketmeye ve

aşırı yemeye neden olabilir. Aşırı yeme,

kilo alımı ve obezite riskini

artırabilmektedir.

Sağlıksız beslenme seçimleri: Delbeouf

yanılsaması, insanların porsiyon

büyüklüklerini yanlış değerlendirmesine

bağlı olarak sağlıksız beslenme

seçimlerine yönlendirebilir. Daha büyük

porsiyonlar, genellikle daha fazla kalori

ve daha az besin değeri içeren

yiyecekleri tüketme eğilimini

artırabilmektedir.

Dengeli beslenme: Porsiyon

kontrolünün yanı sıra dengeli ve çeşitli

beslenmeye odaklanın. Sağlıklı

karbonhidratlar, proteinler, yağlar ve lifli

yiyecekleri içeren bir beslenme planı

oluşturun.

Farkındalık geliştirin: Yemek yerken

farkındalık geliştirmek için yavaş yiyin,

yiyeceklerin tadını çıkarın ve tokluk

hissine odaklanın. Böylece

doyduğunuzda daha kolay durabilirsiniz.

Sonuç olarak delbeouf yanılsaması,

beslenme ve porsiyon kontrolü üzerinde

önemli bir etkiye sahip olabilmektedir.

Porsiyon büyüklüklerini doğru bir

şekilde değerlendirmek ve sağlıklı

beslenme alışkanlıkları geliştirmek, kilo

kontrolü ve sağlıklı bir yaşam için

önemlidir.

Bilinçli yeme, porsiyonları ölçme, daha

küçük tabaklar kullanma, dengeli

beslenme ve farkındalık geliştirme gibi

stratejilerle delbeouf yanılsamasının

etkisini azaltabilir ve sağlıklı bir

beslenme pratiği geliştirebilirsiniz.

48

MAYIS 2023 - SAYI 3


P İ L A T E S

ORTAKÖY

PİLATES STUDIO

K i ş i y e Ö z e l

P r o g r a m l a r

Mecidiye Mh. Dereboyu Cad. No:93/1

Ortaköy Beşiktaş/ İstanbul

T e l : + 9 0 ( 5 0 7 ) 8 0 8 6 5 3 3

www.ortakoypilates.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!