Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>IT</strong><br />
B<br />
n e tw o r k<br />
İ L G İ T E K N O L O J İ L E R İ D E R G İ S İ<br />
01 <strong>Ekim</strong> • 20 <strong>Ekim</strong> <strong>2024</strong> • KDV Dahil 70 TL www.itnetwork.com.tr
Kritik anlarda<br />
dinç durmaktır<br />
G2 33 55 40<br />
TOUGHBOOK tabletler ve dizüstü bilgisayarlar,<br />
tüm önemli görevlerde istikrarlı performans, benzersiz<br />
güvenilirlik ve esneklik sunar. Toza ve suya IP66'ya<br />
kadar dayanıklı ve şok, sıcaklık, nem ve titreşim için<br />
MIL standardına uygun cihazlar, birçok büyük şirket ve<br />
kuruluş tarafından kullanılmaktadır.<br />
Daha fazla bilgi için www.toughbook.eu
Küresel fintech finansmanı 51,9 milyar dolara geriledi<br />
Küresel çapta fintech’lere yatırımları mercek altına alan “Pulse of Fintech” raporuna göre, <strong>2024</strong> yılının ilk yarısı, jeopolitik<br />
belirsizlik ve yüksek faiz oranlarıyla ilgili devam eden endişelerin etkisiyle küresel fintech pazarı için zorlu bir dönem oldu. Toplam<br />
küresel yatırım, bu yılın ilk yarısında geçen yılın ikinci yarısına kıyasla 62,3 milyar dolardan 51,9 milyar dolara geriledi. Bu 2020<br />
yılının ilk yarısından bu yana görülen en düşük altı aylık fintech yatırım miktarı oldu.<br />
Tüm bölgelerde fintech yatırımlarında gözle görülür düşüşler yaşandı. Bölgesel bazda en büyük yatırımlar Amerika ve Avrupa’ya<br />
yapılırken, sektörlere bakıldığında ödemeler 21,4 milyar dolarlık yatırım ile ilk sırada yer aldı. Yapay zekâ ise fintech yatırımcıları<br />
için hala önemli bir öncelik olmaya devam ediyor. Amerika’da toplam yatırım 38,5 milyar dolardan 36 milyar dolara, Avrupa, Orta<br />
Doğu ve Afrika’da (EMEA) 19,1 milyar dolardan 11,4 milyar dolara, Asya Pasifik’te (ASPAC) ise 4,6 milyar dolardan 3,7 milyar dolara<br />
geriledi. Raporun detaylarını ve konu hakkındaki öngörüleri haberimizin detaylarında bulabilirsiniz.<br />
-----<br />
Chatbot kullanan şirketlerin dikkat etmesi gereken 5 madde<br />
Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz, teknoloji dünyasının büyük yeniliği Chatbotlar, firmaların gözdesi haline geliyor. Web<br />
sitelerinde, mobil uygulamalarda veya sosyal medya platformlarında sıkça karşımıza çıkan ve birçok sektörde iş yapış şeklini<br />
değiştiren Chatbotlar, yapay zeka ve doğal dil işleme teknolojilerini kullanarak insanlarla sohbet edebilecek şekilde tasarlanmış<br />
yazılım programlarıdır. Şirketlerin kısa sürede vazgeçilmezi haline gelen Chatbotlar, şu anda kurumların müşteri hizmetleri ve<br />
satış süreçlerini otomatize etmeye yardımcı olan güçlü bir araç. Ancak, işletmelerin Chatbot kullanırken bazı noktalara dikkat<br />
etmesi büyük önem taşıyor. Dikkat edilmesi gereken konuları madde madde haberimizin detaylarında bulabilirsiniz…<br />
-----<br />
Startup yatırımlarında yapay zekâ zirveye çıktı<br />
“Turkiye Startup Ekosistemi Yatırım Raporu” verilerine göre, yapay zekâ ve makine öğrenimi sektörü <strong>2024</strong> yılının ilk yarısında<br />
31 yatırımla en aktif sektör haline gelerek tüm zamanların en çok yatırım alan sektörü haline geldi. Yapay zekâ ve makine<br />
öğrenimini 14 yatırım ile oyun, 11 yatırım ile sürdürülebilirlik & çevre, 10 yatırım ile fintech sektörleri izledi. Bu dönemde yapay<br />
zekâ girişimlerinin sayısı da arttı. Türkiye Yapay Zekâ İnisiyatifi (TRAI) tarafından hazırlanan yapay zekâ girişimleri haritasına<br />
göre bu yılın ikinci çeyreğinde eklenen 12 girişimle birlikte Türkiye’deki yapay zekâ girişimleri sayısı 350’ye ulaştı. Özellikle sağlık,<br />
eğitim, finans ve otomasyon gibi alanlarda kullanılan yapay zekâ tabanlı startup’lar, büyük bir büyüme potansiyeli taşıyor.<br />
<strong>2024</strong> yılında yapay zekânın başını çektiği startup ekosistemi de hareketlenerek 2023 yılındaki kötü performansının ardından<br />
tekrar yükseliş eğilimine girdi. Toplam 245 girişimin yatırım aldığı yılın ilk yarısında girişimlere toplamda 586,8 milyon dolar<br />
yatırım yapıldı. Raporun detaylarına haberimizin içeriğinden ulaşabilirsiniz…<br />
-----<br />
Teknoloji dünyasının önde gelen yayınlarından derginiz <strong>IT</strong> <strong>Network</strong> olarak yine dolu dolu bir sayı ile karşınızdayız. Sektör<br />
oyuncularının gerçekleştirdikleri ürün ve hizmet çözümlerindeki gelişmeleri ve yenilenen teknolojilerinin detaylarını sektör<br />
market sayfalarımızda bulabileceğiniz gibi, son dönem teknolojilerine yönelik hem araştırma hem de haber olarak sunduğumuz<br />
detayları bulacağınız yazılarımız ile ilginizi çekecek dolu dolu içeriklerle buluşuyoruz. Halihazırdaki teknolojilerdeki yenilikler<br />
ve geleceğe yön vereceği ön görüler son teknolojilerin ilginizi çekecek detaylarını bulacağınız haberlerimiz çok ilginizi çekecek.<br />
Teknolojinin hayatımıza pozitif yön verdiği ve güzelliklerle dolu bir teknoloji dünyasında bir sonraki sayımızda yeniden görüşmek<br />
üzere…<br />
Hoşça kalın…<br />
Ahmet Mızrak<br />
ahmet.mizrak@img.com.tr
4<br />
Türk Telekom’dan<br />
mobilde güçlü<br />
büyüme, tarihi rekor<br />
9<br />
Yapay Zeka için<br />
AB’den ilk yasa<br />
21<br />
Volkan Duman:<br />
“vMind ile tüm<br />
veriniz değerli<br />
ve güvende”
<strong>IT</strong><br />
BİL<br />
network<br />
Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA<br />
İMTİYAZ SAHİBİ<br />
H. FERRUH IŞIK<br />
31<br />
Küresel fintech<br />
finansmanı<br />
51,9 milyar<br />
dolara geriledi<br />
Endüstriyel<br />
kontrol<br />
sistemleri<br />
yeterince<br />
korunmuyor!<br />
27<br />
46<br />
Liderler,<br />
risklere karşı<br />
hızlı eyleme<br />
geçemediklerini<br />
söylüyor!<br />
GENEL MÜDÜR<br />
(Sorumlu)<br />
MEHMET SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ<br />
SIDIKA AKYOL KAYIR<br />
sidika.kayir@aplusmedya.com<br />
GE NEL YA YIN MÜ DÜ RÜ<br />
AHMET MIZRAK<br />
ahmet.mizrak@img.com.tr<br />
DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ<br />
YUSUF OKÇU<br />
yusuf.okcu@img.com.tr<br />
HABER MERKEZİ<br />
ENES KARADAYI<br />
enes.karadayi@img.com.tr<br />
KAT KI DA BU LU NAN LAR<br />
Doç. Dr. M.ALİ ÖZ BU DUN<br />
ozbudun@gmail.com<br />
ÖMER KARDAŞ<br />
omer.kardas@ihlas.com.tr<br />
ALİ İLKER YÜCEER<br />
ali@mak ro bil.com.tr<br />
TEKNİK MÜDÜR<br />
TAYFUN AYDIN<br />
Tayfun.aydin@img.com.tr<br />
GRAFİK TASARIM<br />
HAKAN SÖZTUTAN<br />
hakan.soztutan@img.com.tr<br />
FİNANS MÜDÜRÜ<br />
Cuma KARAMAN<br />
cuma.karaman@img.com.tr<br />
MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />
Yusuf DEMİRKAZIK<br />
yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />
A BO NE VE DAĞI TIM<br />
İSMAİL ÖZÇELİK<br />
ismail.ozcelik@img.com.tr<br />
Reklam Rezervasyon<br />
A PLUS MEDYA<br />
NISH ISTANBUL RESIDENCE<br />
Çobançeşme Mah. Sanayi Cad.<br />
No: 44/B - D: 167 Yenibosna/<br />
Bahçelievler - İstanbul<br />
Reklam İletişim<br />
reklam@aplusmedya.com<br />
Tel : 0212 216 99 13<br />
Gsm : 0552 805 34 35<br />
İdare Merkezi:<br />
Merkez Mahallesi 29 <strong>Ekim</strong> Caddesi İhlas Plaza<br />
No:11 34190 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />
Tel: 0212 454 22 22<br />
Renk Ayrımı:<br />
Türkiye Gazetesi Renk Ayrımı Servisi<br />
CTP - BASKI : İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 <strong>Ekim</strong> Caddesi İhlas Plaza<br />
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />
Tel: 0212 454 30 00
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Türk Telekom’dan<br />
mobilde güçlü büyüme, tarihi rekor<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
4<br />
Türk Telekom, <strong>2024</strong> yılı ikinci çeyrek finansal<br />
ve operasyonel sonuçlarını açıkladı.<br />
Yılın ilk altı ayında güçlü performansıyla<br />
konsolide gelirleri yıllık bazda yüzde<br />
5 reel artışla 63,2 milyar TL’ye yükselen<br />
Türk Telekom’un FAVÖK’ü yılık bazda<br />
yüzde 22,2’lik sağlam reel artışla 23,9 milyar<br />
TL oldu. FAVÖK marjı ise geçen yılın<br />
aynı dönemine göre 530 baz puan iyileşme<br />
göstererek yüzde 37,8 olarak gerçekleşti.<br />
Türk Telekom’un <strong>2024</strong> yılı ilk yarısında net<br />
kârı deprem etkilerini içeren geçen yılın<br />
aynı dönemine kıyasla hızla ivmelenerek<br />
2,5 milyar TL oldu. <strong>2024</strong> yılı öngörülerini<br />
koruyan Türk Telekom, performansının<br />
yılın son altı ayında daha da iyileşmesiyle<br />
öngörülerine rahatça ulaşmasına yardımcı<br />
olacağına güveniyor.<br />
Türkiye’nin dijital dönüşümünün lideri<br />
Türk Telekom’un <strong>2024</strong> ikinci çeyrek itibarıyla<br />
toplam abone sayısı 52,6 milyon olurken,<br />
Türkiye’nin her köşesinde yüksek hızlı<br />
internet sunma amacıyla sürdürdüğü çalışmaların<br />
sonucunda, fiber ağının uzunluğu<br />
449 bin kilometreye yükseldi. <strong>2024</strong> ilk<br />
çeyrek itibarıyla 32,2 milyon haneyi kapsayan<br />
fiber ağ, <strong>2024</strong> ilk yarısında 32,4 milyon<br />
hane kapsamasına ulaştı.<br />
<strong>2024</strong> yılı ikinci çeyreğine dair finansal ve<br />
operasyonel sonuçlarını değerlendiren<br />
Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, “<strong>2024</strong>’ün<br />
ilk yarısında toplam abone sayımız 52,6<br />
milyon oldu. Sabit internet ürünümüzde<br />
toplam abone sayısı yıllık bazda yüzde 1,8<br />
artışla 15,2 milyona ulaştı. Toplam fiber<br />
abone sayımız son 12 ayda 969 bin net abone<br />
kazanımıyla 13,2 milyona ulaştı. Mobilde<br />
ise abone sayımızı 26,3 milyona çıkardık.<br />
Faturalı hatlarda son 12 ayda rekor<br />
seviyede 1,9 milyon net abone kazanımı<br />
sağladık. <strong>2024</strong> yılı ilk yarısında; konsolide<br />
gelirlerimizi 63,2 milyar TL ile geçen yılın<br />
aynı dönemine göre yüzde 5 reel oranında<br />
artırmış bulunuyoruz. FAVÖK geçen yılın<br />
aynı dönemine göre yüzde 22,2’lik sağlam<br />
artışla 23,9 milyar TL, FAVÖK marjı ise<br />
yüzde 37,8 olarak gerçekleşti. <strong>2024</strong> yılı ilk<br />
altı aylık net kârımız ise deprem etkilerini<br />
içeren geçen yılın aynı dönemine kıyasla<br />
hızla ivmelenerek 2,5 milyar TL oldu. Ülkemizin<br />
dijitalleşmesi için 2005’ten bu yana<br />
yaptığımız yatırım toplamı 20,7 milyar<br />
USD’ye ulaştı. Teknoloji yarışında ülkemizi<br />
ileri taşıyacak her hamlede biz varız. Önümüzdeki<br />
dönemde de dijitalden altyapıya,<br />
fiberden mobile, müşteri deneyiminden<br />
girişimlere, her alanda faaliyetlerimizle<br />
ülkemizin teknoloji ihracında bayrak taşıyıcısı<br />
olmaya tüm gücümüzle devam edeceğiz”<br />
şeklinde konuştu.<br />
“Fiber mobilite çağını<br />
başlatıyoruz”<br />
Yenilikçi çözümleri ve teknoloji birikimini yaşamın tüm<br />
alanlarına yansıttığı yatırımları ile Türkiye’nin dijital<br />
geleceğinin mimarı olan Türk Telekom, <strong>2024</strong> yılı ikinci<br />
çeyrek finansal ve operasyonel sonuçlarını açıkladı…<br />
“Memleketin bir şehrinde değil her şehrinde”<br />
anlayışıyla 81 ilin tamamını uçtan uca<br />
fiber ağlarla ördüklerini kaydeden Türk Telekom<br />
CEO’su Ümit Önal, “Türkiye’nin bir,<br />
iki şehrini değil tüm şehirlerini, güçlü altyapımızla<br />
buluşturuyoruz. <strong>2024</strong> yılının ilk<br />
yarısı itibarıyla fiber ağ uzunluğumuz 449<br />
bin km’ye yükselirken, fiber hane kapsamamız<br />
32,4 milyona ulaştı. FTTH Council<br />
tarafından her yıl yayınlanan fiber gelişim<br />
raporuna göre, ülkemiz fiber hane kapsaması<br />
sayısında Avrupa ikincisi. Mobilde<br />
faturalı abone artışımız rekorlarla devam<br />
ediyor. Hayatımıza artık yeni bir kavram<br />
giriyor ve Fiber Mobilite çağını başlatıyoruz.<br />
Fiber alandaki gücümüzü mobile taşıyarak<br />
Fiber Mobilite çağının öncüsü oluyoruz.<br />
Türkiye’nin tüm şehirlerinde fiber<br />
olması fiber mobilitenin vazgeçilmezi. Bu<br />
teknolojinin olanaklarından Türk Telekom<br />
mobil müşterileri, bugün dahi fazlasıyla<br />
yararlanıyor. 5G’ye geçtikten sonra ise bu<br />
faydayı hepimiz daha net göreceğiz. Ericsson’un<br />
çalışmasına göre; fibere bağlı mobil<br />
baz istasyonlarının oranının küresel ölçekte<br />
2030 yılında yüzde 50 olması bekleniyor,<br />
bizim ise LTE baz istasyonlarımızın<br />
yüzde 52’si şimdiden fiberle bağlanmış durumda.<br />
Hem bugün hem de 5G kullanıma<br />
girdiğinde bizim elimiz fazlasıyla güçlü.<br />
Etkilerini hep birlikte yaşayacağımız bu<br />
yeni dönem için biz çok heyecanlıyız” ifadelerini<br />
kullandı.<br />
Mobil faturalı abone<br />
kazanımında sektör lideri<br />
Mobilde önemli mesafe kat ettiklerinin<br />
altını çizen ve mobilin gelir büyümesine<br />
en büyük katkıyı sunduğunu vurgulayan<br />
Önal, “Müşteri memnuniyeti odaklı yaklaşımımız<br />
ve yatırımlarımızla, mobildeki<br />
sürdürülebilir stratejimizin olumlu çıktılarını<br />
almaya devam ediyoruz. Son on iki<br />
ayda 1,9 milyonu aşan mobil faturalı net<br />
abone kazanımı yeni bir tarihi bir rekor<br />
seviyesine ulaştı. Aynı dönemde gösterdiğimiz<br />
bu performansla mobil faturalı<br />
abone kazanımında sektör lideri olduk.<br />
Mobil segment gelirlerindeki yüzde 20’lik<br />
etkileyici artış da benzer şekilde yüzde<br />
2,4’lük ortalama abone büyümesinin yanı<br />
sıra yüzde 14,8’lik kuvvetli ARPU büyümesinden<br />
kaynaklandı ve ARPU büyümesinde<br />
de sektör liderliğini elde ettik. Yatırımlarımız<br />
sonucunda kapsama ve kapasite<br />
olarak mobildeki konumumuzu günden<br />
güne güçlendirmeye devam ediyoruz.<br />
Mobilde her anlamda güçlü bir çeyrek geçirdik.<br />
İş süreçlerimizi yönetmek, sektörü<br />
şekillendirmek ve müşteri memnuniyetini<br />
artırmak adına attığımız sağlam adımlar<br />
mobildeki ilk yarı performansımızı yukarıya<br />
çeken başlıca faktörleri oluşturuyor.<br />
Uzun yıllardır yaptığımız yatırımların ve<br />
elde ettiğimiz birikiminin bir sonucu olan<br />
bu kazanımlarla, mobil iş kolumuzu daha<br />
da büyütmeye devam edeceğiz. 4.5G ihalesi<br />
sonrası frekans sahipliğimizi 3 katına<br />
çıkardık. Hız için önemli olan abone başı<br />
frekansta ve 5G için de kritik öneme sahip<br />
1800 Mhz frekans sahipliğinde pazar lideriyiz.<br />
Yüksek kaliteli altyapımız ve müşteri<br />
deneyimi odaklı stratejimiz ile fiberde<br />
olduğu gibi mobil iş kolunda da çok iddialıyız.<br />
Bu alandaki güçlü büyüme ivmemizi<br />
sürdürerek pazar payımızı artırmayı<br />
amaçlıyoruz” dedi.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
“Ürettiğimiz çözümler<br />
dünyada kullanılıyor”<br />
Türkiye’nin teknoloji üreten ve ihraç eden<br />
bir ülke olma vizyonuna, yoğun Ar-Ge çalışmaları<br />
ve yerli ekosistemi güçlendiren<br />
iş birlikleriyle liderlik ettiklerini belirten<br />
Önal, “Türk Telekom olarak fiber ve mobil<br />
ağlarımız, yatırımlarımız, teknoloji<br />
çözümlerimizle Türkiye’nin dijital geleceğini<br />
inşa ediyoruz. En yeni teknolojileri<br />
dünyayla aynı anda ülkemize sunmakla<br />
kalmıyor, üretime, inovasyona odaklanarak<br />
teknoloji ihracı için var gücümüzle<br />
çalışıyoruz. Sadece ülkemizin değil bölgenin<br />
teknoloji taşıyıcısı olmak amacıyla bu<br />
alandaki faaliyetlerimizi daha da artırdık.<br />
Bu konuda <strong>2024</strong>’ün ilk altı ayında somut ve<br />
önemli adımlar attık. Grup şirketlerimiz<br />
Argela ve Netsia’nın 5G ve yeni nesil genişbant<br />
teknolojileri alanındaki uluslararası<br />
patent sayısı 71’e ulaştı. Netsia’nın yeni nesil<br />
fiber ağların yapay zekâ ile daha verimli<br />
biçimde yönetilmesini sağlayan SEBA çözümünü<br />
canlı şebeke üzerinde kullanan<br />
dünyadaki ilk operatörüz. SEBA’yı entegre<br />
ettiğimiz servislerimiz 100 bin homepass<br />
rakamını aştı. İngiltere, Almanya, Brezilya,<br />
Tayvan’ın ileri gelen operatörleri tarafından<br />
da denenmeye başlandı. Hatta ilk<br />
satışımızı Almanya’ya gerçekleştirdik”<br />
diye konuştu.<br />
“Türk Telekom’un altyapısı<br />
Türkiye’nin altyapısı”<br />
Önal, “Türk Telekom demek Türkiye demek;<br />
‘Türk Telekom’un altyapısının Türkiye’nin<br />
altyapısı’ olduğunu defalarca dile<br />
getirdik. Bu gerçeği ısrarla anlamak istemeyenler<br />
var. Bunların ticari kaygılar dışında<br />
bir hedefleri yok. Ülkemizin en batı<br />
ucundan en doğu ucuna en kuzeyinden<br />
en güneyine kadar halkımıza, milletimize<br />
hizmet için fiberi ülkenin her yerine götürme<br />
hedefi ile hareket ediyoruz. Ülkemizin<br />
dijital dönüşüm vizyonu çerçevesinde kurup<br />
geliştirdiğimiz bu altyapıyı herkesin<br />
kullanmasını birçok defa gündeme getirdik.<br />
Bugün ülkemizin en batı ucu Gökçeada’da<br />
da fiber var, en doğusu Iğdır’da da.<br />
Bizim hizmet alanımız yalnızca büyük şehirlerin<br />
merkezlerinden ibaret değil. Yani<br />
sadece kârlı yerlerde değil, karlı yerlerdeyiz.<br />
Çoğu noktada ise tek başımızayız. Üstelik<br />
sadece karada da değiliz. Türkiye’yi<br />
birbirine ve dünyaya bağlayan deniz altı fiberlerimizle<br />
de denizlerdeyiz. Tüm bunlar<br />
nasıl oluyor derseniz, yatırımla oluyor! Gururla<br />
söylüyorum, sektörümüzün her alanda<br />
en çok yatırım yapan şirketiyiz” dedi.<br />
“Rakipsiz fiber gücümüzle<br />
5G’ye en hazır operatörüz”<br />
Yenilikçi teknolojilere yönelik öncü çalışmalara<br />
imza attıklarını hatırlatan Önal,<br />
5G alanında da ilk canlı 5G maç yayını; 5G<br />
destekli ilk çevrim içi uzaktan ameliyat;<br />
ilk otonom traktör gibi pek çok ses getiren<br />
çalışmayı şimdiden gerçekleştirdiklerini<br />
belirterek, “Rakipsiz fiber gücümüzle,<br />
5G’ye en hazır operatör biziz. Çünkü<br />
5G’nin olmazsa olmazı fiber, yani baz istasyonlarının<br />
fiber ile bağlanması. Bizim<br />
ise, LTE baz istasyonlarımızın yüzde 52’si<br />
şimdiden fibere bağlı. Tüm yatırımlarımızı<br />
yıllardır 5G ile uyumlu olarak yapıyoruz.<br />
Yarın 5G’ye geçiyor olsak, buna bugünden<br />
en hazır biziz. Ama biz ülkemizin 5G yolculuğunu,<br />
ülkeye katma değer sağlayacak<br />
şekilde 360 derece her yönüyle ele alıyoruz.<br />
Ülkemizin bu konuda, yerli 5G teknolojisini<br />
üreten ve etrafına kullandıran<br />
bir güç olmasını amaçlıyoruz. Bu amaçla<br />
global teknoloji devleriyle iş birliklerimizi<br />
sürdürürken bir yandan da yerli teknoloji<br />
girişimleri ve 5G oluşumlarına katkımızla<br />
yerli ekosistemi de sonuna kadar destekliyoruz”<br />
şeklinde konuştu.<br />
5Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Hitit Genel Müdürlüğü’ne<br />
Nevra Onursal Karaağaç atandı<br />
Türkiye’nin lider havacılık teknolojisi şirketi Hitit’de Genel Müdürlük (CEO) koltuğuna<br />
Nevra Onursal Karaağaç Atandı. Kurulduğu 1994 yılından bu yana şirketin kurucu<br />
ortağı Nur Gökman tarafından yürütülen bu görevi, 18 yıldır şirket bünyesinde<br />
çalışan, 2018’den beri de yönetim ekibinde Satış ve Pazarlama’dan Sorumlu Genel<br />
Müdür Yardımcısı rolündeki Nevra Onursal Karaağaç yürütecek…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
6<br />
Havayolu ve seyahat teknolojileri alanında<br />
dünyanın sayılı yazılım şirketlerinden<br />
olan Hitit (HTTB), 30’uncu yılında<br />
yönetim kadrosunu güçlendirmek adına<br />
bir dizi üst düzey atama gerçekleştirdi.<br />
Şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı ile<br />
birlikte Genel Müdürlüğü (CEO) görevini<br />
de yürüten kurucu ortağı Nur Gökman,<br />
1 Eylül <strong>2024</strong> tarihi itibarıyla Genel Müdürlük<br />
görevini Satış ve Pazarlamadan<br />
Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nevra<br />
Onursal Karaağaç’a devredecek.<br />
Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na<br />
(KAP) yapılan açıklamada, “Şirket’in faaliyet<br />
gösterdiği sektörde tanınan Nur<br />
Gökman, bilgi birikimi ve deneyimini<br />
bundan sonra da Şirket Yönetim Kurulu<br />
Başkanı olarak icra etmeye devam<br />
edecektir. Sayın Gökman’a, şirketimize<br />
katkılarından dolayı Hitit ailesi olarak<br />
teşekkür ederiz. Sermaye Piyasası Kurulu<br />
Kurumsal Yönetim Tebliğ eki 4.5.4<br />
numaralı ilkesi çerçevesinde; şirketimiz<br />
Riskin Erken Saptanması Komite üyeliğine<br />
1 Eylül <strong>2024</strong> tarihi itibarıyla Nevra<br />
Onursal Karaağaç’ın yerine Atilla Lise’nin<br />
atanmasına karar verilmiştir” denildi.<br />
Dünya havacılık<br />
teknolojilerine yön veriyor<br />
Nevra Onursal Karaağaç, 18 yıldır Hitit<br />
bünyesinde görev yapıyor. 2006 yılında<br />
şirkette Kreatif Direktör olarak başlayan<br />
Karaağaç, Marka Yöneticisi ve Pazarlama<br />
Direktörü olarak çalıştıktan sonra,<br />
2018 yılında Satış ve Pazarlama’dan sorumlu<br />
Genel Müdür Yardımcılığı görevine<br />
getirilmişti. Karaağaç, Hitit’in global<br />
markalaşma yolculuğunda tasarım, reklam,<br />
pazarlama, satış, strateji, iş geliştirme<br />
ve halka arza uzanan kilit projelere<br />
ve stratejik adımlara öncülük etti.<br />
Karaağaç, 2002 yılında Wunderman<br />
NYC’de stajyer olarak başladığı kariyerine<br />
2003-2004 yıllarında Pittsburgh’da<br />
On3 Creative Grup bünyesinde devam<br />
etti. Hitit’e katılmadan önce ise Leo Burnett<br />
İstanbul’da görev yapan Karaağaç,<br />
Koç Lisesi’nden mezun olduktan sonra<br />
lisans eğitimini 2002 yılında İletişim<br />
Tasarımı üzerine Carnegie Mellon University’de,<br />
yüksek lisans eğitimini ise<br />
Milano’daki Domus Akademi’de Etkileşim<br />
Tasarımı alanında tamamladı. 2023<br />
yılında Sales <strong>Network</strong> tarafından Yılın<br />
Lideri seçilen Nevra Onursal Karaağaç,<br />
INSEAD Business School’dan (Business<br />
Strategy and Financial Performance) ve<br />
Oxford’dan da (Executive Leadership)<br />
sertifikalarına sahip.<br />
Dünyanın üçüncü büyük<br />
havacılık teknolojisi şirketini<br />
yönetecek<br />
1994 yılında Nur Gökman ve Dilek Ovacık<br />
tarafından kurulan Hitit, 30 yılda<br />
dünyanın üçüncü büyük havacılık ve<br />
seyahat teknolojileri şirketi olmayı başardı.<br />
Türkiye’nin önde gelen yazılım ihracatçıları<br />
arasında yer alan Hitit, satışlarının<br />
yüzde 79’unu döviz, yüzde 21’ini<br />
TL bazında elde ediyor. Çoğunluğu mühendislerden<br />
oluşan toplam 436 kişilik<br />
kadrosu ile İTÜ Arı Teknokent’te faaliyet<br />
gösteren şirketin 49 ülkede 70’in üzerinde<br />
partneri bulunuyor. Nevra Onursal<br />
Karaağaç, ekibiyle birlikte 1 Eylül <strong>2024</strong><br />
tarihinden itibaren teknoloji ve yazılımları<br />
dünya genelinde 700’ün üzerinde<br />
havalimanında kullanılan, 65’ten fazla<br />
bankacılık ve ödeme sistemiyle entegre<br />
çalışan bir teknolojik ağ sayesinde 6,5<br />
milyar dolarlık bir satış hacmine aracılık<br />
eden Hitit’i yönetecek.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Dentsu MENAT Bölgesi CEO’su Tarek Daouk oldu<br />
Tarek Daouk, dentsu’nun Türkiye’yi de kapsayan MENAT Bölgesi CEO’su ve<br />
Merkle SEMENAT Başkanı olarak atandı…<br />
dentsu, yeni oluşturulan Orta Doğu, Kuzey<br />
Afrika ve Türkiye (MENAT) bölgesinin<br />
CEO’luk görevine Tarek Daouk’un atandığını<br />
duyurdu. Yeni göreviyle dentsu’nun<br />
Türkiye operasyonlarına liderlik edecek<br />
olan Tarek Daouk, şirketin bölgedeki etkisini<br />
artırmak amacıyla MENAT bölgesi<br />
için entegre büyüme stratejisine ve iş uygulamalarına<br />
yön verecek.<br />
Aynı zamanda Merkle Güney Avrupa,<br />
Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye (SE-<br />
MENAT) Başkanı olarak da atanan Tarek<br />
Daouk bu görevinde, dentsu’nun dönüşüm<br />
gündemini uygulamak için bu bölgelerle<br />
iş birliği yapacak ve geniş bir coğrafyada<br />
CXM Uygulamasına liderlik edecek. Daouk,<br />
dentsu’nun önemli büyüme pazarlarında,<br />
müşterilerine dijital dönüşüm<br />
sağlamak için veri odaklı deneyimleri ve<br />
sınıfının en iyisi teknolojileri kullanarak<br />
deneyim dönüşümünü yaygınlaştırmaktan<br />
sorumlu olacak.<br />
2018 yılında dentsu’ya katılan Daouk, o tarihten<br />
itibaren MENA bölgesinde stratejik<br />
büyümeye liderlik etti. Bunu dentsu’nun<br />
teknoloji, medya, içerik ve müşteri deneyimini<br />
sorunsuz bir şekilde birleştirerek<br />
daha iyi iş sonuçları ve toplumsal faydalar<br />
elde etmek için entegre çözümler geliştirme<br />
yeteneklerini kullanarak başardı. Daouk<br />
bu süreçte, dentsu’nun MENA’daki iş<br />
ve operasyonlarını dönüştürerek iddialı<br />
bir liderlik ekibi kurdu.<br />
dentsu SEMENAT CEO’su Mariano Di Benedetto,<br />
“Tarek, müşterilere odaklanan<br />
entegre çözümler sunma konusunda güçlü<br />
bir liderlik gösterdi ve iş büyümesini sağlamak<br />
için dentsu’nun en iyi yönlerini bir<br />
araya getirme konusunda büyük bir tutku<br />
ve bağlılık sergiledi. MENAT bölgesi, yüksek<br />
performans ve büyüme potansiyeline<br />
sahip bir bölge, Tarek ile bu stratejik hedeflerimize<br />
ulaşmak için yakın iş birliği<br />
içinde çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum.<br />
Tarek’in, MENA, Türkiye ve daha geniş<br />
SEMENAT bölgesinde CXM uygulamalarıyla<br />
müşterilerimize uzun vadeli değer<br />
sunarken, işi bir sonraki büyüme aşamasına<br />
başarıyla yönlendireceğinden eminim.”<br />
açıklamalarında bulundu.<br />
Tarek Daouk, “Pazarlama, danışmanlık<br />
ve teknoloji alanlarındaki hizmetlerimizi<br />
sektörün ön saflarına taşıdığımız bu<br />
heyecan verici dönemde, dentsu’da daha<br />
kapsamlı bir rol üstlenmekten mutluluk<br />
duyuyorum. Bölgedeki mevcut başarıları<br />
daha da ileriye taşımak ve dentsu’nun entegre<br />
büyüme çözümlerinin potansiyelini<br />
ortaya çıkarmak için MENAT’taki çalışanlarımızla<br />
iş birliği yapmaya hazırım. Çalışanlarımızın,<br />
müşterilerimizin ve tüketicilerimizin<br />
ihtiyaçlarını karşılamak için<br />
bu fırsatı değerlendirmek istiyorum. Ayrıca<br />
deneyim dönüşümünü sağlamak için<br />
teknoloji ve inovasyondan yararlanarak<br />
Merkle SEMENAT ekibiyle birlikte çalışma<br />
konusunda sabırsızlanıyorum.” ifadelerini<br />
kullandı.<br />
Yapay Zeka ERP sistemlerinde verimliliği artırıyor<br />
Rota Bulut ERP Genel Müdürü Ferhat Aysever, ERP<br />
sistemlerinde yapay zeka kullanımının verimliliği artırdığını ve<br />
gelecekte çok önemli gelişmelere sahne olacağını açıkladı…<br />
Günümüz iş dünyasında, verimliliği artırmak<br />
ve rekabet avantajı elde etmek için teknolojik<br />
yeniliklerin giderek daha önemli hale geldiğinin<br />
altını çizen Rota Bulut ERP Genel Müdürü<br />
Ferhat Aysever, “Özellikle ERP sistemlerinde<br />
yapay zeka (AI) kullanımı, işletmelerin operasyonlarını<br />
optimize etmeleri, karar verme<br />
süreçlerini iyileştirmeleri ve maliyetleri düşürmeleri<br />
için güçlü bir araç haline geldi. ERP<br />
sistemlerinde yapay zeka kullanımı, işletmelerin<br />
verimliliğini artırmanın güçlü yollarından<br />
biri. Otomasyon, veri analizi, kişiselleştirilmiş<br />
müşteri deneyimi, risk yönetimi ve<br />
sürekli iyileştirme gibi alanlarda AI’nin sağladığı<br />
avantajlar, işletmelerin rekabet avantajı<br />
elde etmelerini ve daha sürdürülebilir bir<br />
büyüme sağlamalarını mümkün kılar. Yapay<br />
zeka teknolojilerinin gelişimiyle birlikte, ERP<br />
sistemlerinde AI kullanımının önemi ve etkisi<br />
de giderek artacaktır.” dedi.<br />
ERP sistemlerinin, işletmelerin tüm iş süreçlerini<br />
entegre eden ve yöneten yazılım çözümleri<br />
olduğunu da sözlerine ekleyen Aysever, “Bu<br />
sistemler, finans, insan kaynakları, tedarik<br />
zinciri yönetimi ve daha birçok alanı kapsıyor.<br />
Yapay zeka ise, makinelerin insan benzeri<br />
zekayı taklit ederek öğrenme, problem çözme<br />
ve karar verme yeteneklerine sahip olduğu bir<br />
teknoloji. AI, ERP sistemlerine entegre edildiğinde,<br />
bu sistemlerin etkinliğini ve verimliliğini<br />
önemli ölçüde artırabilir. Öte yandan<br />
yapay zeka, ERP sistemlerinde otomasyon<br />
yoluyla iş süreçlerini optimize edebilir. Rutin<br />
ve tekrarlayan görevlerin AI tarafından otomatikleştirilmesi,<br />
insan hatalarını azaltırken<br />
çalışanların daha stratejik ve yaratıcı görevlere<br />
odaklanmasını sağlar. Örneğin, faturaların<br />
otomatik olarak işlenmesi, envanter yönetimi<br />
ve tedarikçi ilişkileri gibi süreçler AI ile daha<br />
hızlı ve verimli bir şekilde yönetilebilir. Yapay<br />
zeka ayrıca ERP sistemlerinin sürekli olarak<br />
iyileştirilmesine ve öğrenmesine katkıda bulunur.<br />
AI algoritmaları, sistem performansını<br />
ve kullanıcı geri bildirimlerini analiz ederek,<br />
ERP sistemlerinin zamanla daha akıllı ve<br />
verimli hale gelmesini sağlar. Bu sürekli iyileştirme<br />
döngüsü, işletmelerin değişen ihtiyaçlarına<br />
ve pazar koşullarına hızlı bir şekilde<br />
uyum sağlamalarına yardımcı olur.” diyerek<br />
sözlerini bitirdi.<br />
7Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Zecurion DLP 12 artık Türkiye Pazarında<br />
Zecurion DLP 12, üstün özellikleri ve veri kaybını<br />
önlemeye yönelik bütünsel yaklaşımıyla Türkiye<br />
pazarını dönüştürmeye hazırlanıyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
8<br />
Yeni Nesil Veri Kaybı Önleme (DLP) çözümlerinin<br />
önde gelen sağlayıcılarından<br />
biri olan Zecurion, yeni nesil veri kaybı<br />
önleme çözümü Zecurion DLP 12’nin<br />
Türkiye’de kullanıma sunulduğunu duyurdu.<br />
Bu son sürüm, dahili dolandırıcılık<br />
tespiti ve risk tabanlı veri kaybı önleme<br />
için yeni bir standart belirliyor.<br />
Zecurion DLP 12, Personel Kontrolü, Ekran<br />
Görüntüsü Dedektörü, Olay İş Akışı<br />
Otomasyonu ve Kullanıcı Davranışı<br />
Analitiği (UBA) gibi yenilikçi modüller<br />
sunuyor. Bu gelişmeler, kurumların içeriden<br />
gelen tehditleri, insan hatalarını ve<br />
çalışan dolandırıcılığını daha iyi anlamalarını<br />
ve azaltmalarını sağlıyor.<br />
Zecurion CEO’su ve Kurucu Ortağı<br />
Alexey Raevsky konuyla ilgili şunları<br />
söyledi: “Zecurion olarak, çalışan dolandırıcılığı<br />
ve suiistimalinin, içeriden gelen<br />
tehditlerin ve insan hatalarının altında<br />
yatan nedenleri ortaya çıkarmaya kendimizi<br />
adadık ve ürünümüz Zecurion DLP<br />
12 ile veri kaybını önleme konusunda<br />
önemli bir adım attık. Çözümümüz yalnızca<br />
iletişim kanallarını ve cihazları korumakla<br />
kalmıyor, aynı zamanda anormal<br />
kullanıcı davranışlarını belirlemek<br />
için gelişmiş kontrol, analiz ve istihbarat<br />
yeteneklerinden de yararlanıyor. Bu Yeni<br />
Nesil DLP, geleneksel DLP çözümlerine<br />
kıyasla kuruluşların iç güvenlik duruşunu<br />
önemli ölçüde geliştiriyor.”<br />
Zecurion DLP 12’nin Temel<br />
Özellikleri Fark Yaratıyor<br />
Personel Kontrol Modülü, çalışma saatlerini<br />
izler ve çalışan eylemlerini günlüğe<br />
kaydederek verimliliği ve kurumsal<br />
standartlara ve güvenlik politikalarına<br />
uyumu sağlıyor. Ayrıntılı çalışan personel<br />
dosyaları ve 10’dan fazla göstergeye<br />
sahip bir rapor tasarımcısı içeriyor ve<br />
işgücü verimliliği hakkında kapsamlı<br />
bilgiler sunuyor.<br />
Ekran Görüntüsü Dedektörü, akıllı telefonlarla<br />
ekranların fotoğrafını çekip görüntü<br />
alma girişimlerini gerçek zamanlı<br />
olarak tespit etmek ve engellemek için<br />
yapay zekadan yararlanıyor. Çift nöral<br />
ağ kullanarak, olayları yalnızca 0,06 saniyede<br />
güvenilir bir şekilde tespit ediyor<br />
ve işaretler, böylece içeriden gelen tehditlere<br />
karşı güvenliği artırıyor.<br />
Ekran Filigranları, veri kaybını önlemek<br />
için belirtilen pencerelerin üzerine kullanıcı<br />
ayrıntılarını içeren filigranlar ekleyen<br />
bir başka yenilikçi özellik olarak<br />
öne çıkıyor. Bu özellik, kullanıcıların<br />
yetkisiz bilgi paylaşımının sonuçlarının<br />
farkında olmalarını sağlıyor.<br />
Soruşturma İş Akışı Otomasyonu, soruşturmaları<br />
kolaylaştırıyor ve durum yanıt<br />
süresini azaltıyor. Görevlerin, durumların<br />
ve son tarihlerin kapsamlı bir görünümünü<br />
sunarak siber güvenlik ekiplerinin<br />
iş yükünü önemli ölçüde hafifletiyor.<br />
Kullanıcı Davranışı Analitiği (UBA),<br />
anormallikleri tespit etmek için mevcut<br />
davranışları ortalama değerlerle karşılaştırarak<br />
potansiyel güvenlik tehditlerine<br />
karşı çalışan davranışlarını analiz<br />
ediyor. Bu proaktif yaklaşım, risklerin erkenden<br />
belirlenmesine ve azaltılmasına<br />
yardımcı oluyor.<br />
Geliştirilmiş Kullanıcı Bağlantıları Diyagramı,<br />
özelleştirilebilir filtrelerle dahili<br />
ve harici kişiler arasındaki bağlantıları<br />
görüntülerken 1000 nesneye kadar gösterebiliyor.<br />
Bu etkileşimli araç, kullanıcı<br />
etkileşimlerine ilişkin net görsel içgörüler<br />
sağlayarak soruşturmalar sırasında<br />
önemli ölçüde yardımcı oluyor.<br />
Sohbet Benzeri Rapor özelliği, çeşitli<br />
mesajlaşma programlarından gelen mesajları<br />
okunması kolay tek bir formatta<br />
birleştiriyor. Bu bütünleştirici rapor, iletişimlerin<br />
analizini basitleştirerek farklı<br />
platformlardaki etkileşimlerin izlenmesini<br />
ve gözden geçirilmesini kolaylaştırıyor.<br />
Haberci Kontrolü, son dönemde eklenen<br />
Telegram ve WhatsApp’ta hassas verileri<br />
engelleme özelliğiyle birlikte ses dinleme<br />
ve dosya aktarımı yakalamayı destekliyor.<br />
Bu da, gizli bilgilerin popüler iletişim<br />
kanallarında güvende kalmasını<br />
sağlıyor.<br />
Zecurion DLP 12’nin ek özellikleri arasında,<br />
gelişmiş güvenlik için yapay zeka<br />
tabanlı görüntü şablonu algılama, etki<br />
alanı olmayan ağlar için genişletilmiş<br />
destek ve koyu tema seçeneği ile gelişmiş<br />
gezinme ile geliştirilmiş bir arayüz bulunuyor.<br />
Bu yükseltmeler daha kullanıcı<br />
dostu bir deneyime katkıda bulunarak<br />
yönetim konsolu ile günlük etkileşimi<br />
daha kolay hale getiriyor.<br />
Zecurion DLP 12, özelleştirilebilir bir<br />
gösterge paneli, güçlü rapor oluşturucu<br />
ve etkileşimli tablolar ve diyagramlar sunan<br />
başarısı kanıtlanmış Zecurion Web<br />
Konsoluna güvenmeye devam ediyor. Bu<br />
modül tabanlı çözüm, UBA, Özel Durum<br />
Müdahalesi ve ekran görüntüsü almaya<br />
karşı koruma sağlayan benzersiz özelliklerle<br />
geliştirilmiş beş temel modülden<br />
oluşuyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Yapay Zeka için AB’den ilk yasa<br />
Avrupa Birliği (AB), dünyayı kasıp kavuran yapay zeka konusuna düzenlemeler getiren<br />
ilk yasayı 1 Ağustos itibariyle yürürlüğe soktu…<br />
Avrupa Birliği, yapay zekâ dünyasında<br />
devrim niteliğinde bir adım atarak, yapay<br />
zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi ve kullanılması<br />
için daha iyi şartlar sağlamasını<br />
hedefleyen ilk kapsamlı yapay zeka yasasını,<br />
AB yapay zeka yasasını yürürlüğe<br />
koydu. Bu yasa, yapay zekâ sistemlerinin<br />
güvenli, şeffaf, izlenebilir, ayrımcı olmayan<br />
ve çevre dostu olmasını amaçlıyor.<br />
Palamar Teknoloji Kurucu ve CEO’su Onur<br />
Candan, bugün yürürlüğe giren AB yapay<br />
zeka yasası ile ilgili olarak şunları söyledi:<br />
“Yapay zeka, hayatımızı kolaylaştırmak, iş<br />
süreçlerini optimize etmek ve yeni keşifler<br />
yapmak için kullanılması açısından dünyayı<br />
değiştiren bir etkiye sahip. Gizlilik,<br />
güvenlik ve insanlara zarar vermeyecek<br />
bir noktada olması çok önemli bir konu.<br />
Bu nedenle, yapay zekanın etik ve güvenilir<br />
kullanımı konusunda çok dikkatli<br />
olunması ve gerekli önlemlerin alınması<br />
gerekiyor. Hayatımızı, iş yapış şeklimizi<br />
değiştiren yapay zekanın yasaların belirlediği<br />
bir çerçeve içinde ele alınması ne<br />
zamandır sektörümüzün üzerinde düşündüğü<br />
bir konuydu.<br />
Bu yasa ile birlikte yapay zeka alanındaki<br />
gelişmelerin doğru şekilde yönetilmesi<br />
ve insanlığa fayda sağlaması için sürekli<br />
olarak değerlendirilmesi ve denetlenmesi<br />
gerekiyor. Ülkemizde henüz bir yasa olmamasına<br />
rağmen yakın gelecek Avrupa Birliği<br />
yapay zeka yasasına eş değer bir yasa<br />
çıkabileceğini öngörüyorum. Dolayısıyla<br />
bu yasa dahilinde özellikle yapay zeka üreticileri<br />
ve iş dünyasının şimdiden düzenlemelere<br />
başlamasının önemli olduğunu<br />
düşünüyorum.”<br />
Yenilikçiliği Desteklemek<br />
AB yapay zeka yasasının, yalnızca düzenlemeler<br />
getirmekle kalmadığını, aynı<br />
zamanda yenilikçiliği de desteklediğinin<br />
altını çizen Onur Candan, “Özellikle startup<br />
ve KOBİ’lere, yapay zeka modellerini<br />
geliştirme ve eğitimde gerçek dünya standartlarına<br />
yakın test ortamları sunulması<br />
öngörülüyor. Bu sayede, firmalar yenilikçi<br />
çözümler geliştirebilirken, aynı zamanda<br />
uyumluluklarını da sağlayabilecekler.<br />
Yapay zekâ projelerinin AB yapay zeka yasası<br />
ile uyumlu hale getirilmesi konusunda<br />
profesyonellerden destek almak, şimdilerde<br />
çok daha önemli bir konu olarak karşımıza<br />
çıkıyor” dedi.<br />
AB Yapay Zeka Yasasında<br />
Neler Var?<br />
• Risk Seviyelerine Göre Düzenlemeler<br />
• AB yapay zeka yasası, yapay zekâ sistemlerini<br />
kullanıcılar için oluşturduğu risk seviyelerine<br />
göre üç ana kategoriye ayırıyor:<br />
Düşük Risk, Yüksek Risk ve Kabul Edilemez<br />
Risk.<br />
• Düşük Risk: Temel şeffaflık ve hesap verebilirlik<br />
gereksinimlerini karşılamak zorundadır.<br />
Örneğin, basit sohbet robotları<br />
bu kategoride yer alabilir ve kullanıcıya<br />
sohbet eden kişinin bir yapay zeka olduğunu<br />
belirtmek yeterlidir.<br />
• Yüksek Risk: Güvenlik veya temel hakları<br />
ciddi şekilde etkileyebilecek sistemler bu<br />
kategoriye girer. Örneğin, sağlık sektöründe<br />
kullanılan tanı koyma sistemleri ya da<br />
kritik altyapıların yönetiminde kullanılan<br />
yapay zeka araçları yüksek riskli kategoride<br />
değerlendirilir. Bu sistemler, piyasaya<br />
sürülmeden önce ve yaşam döngüleri boyunca<br />
sıkı denetimlere tabi tutulacaktır.<br />
• Kabul Edilemez Risk: İnsanlara zarar<br />
verme potansiyeli taşıyan sistemler bu<br />
kategoride yer alır ve yasaklanır. Örneğin,<br />
sosyal skorlamalar (kişilerin davranışlarına<br />
veya sosyo-ekonomik durumlarına göre<br />
sınıflandırılması) ve izinsiz biyometrik tanımlama<br />
sistemleri bu gruba girer.<br />
• İşe Alımlarda Ayrımcılığı Tetikleyebilecek<br />
Sistemler<br />
• İşe alım süreçlerinde kullanılan yapay<br />
zeka sistemleri, ayrımcılığı tetikleyebilir<br />
ve bu nedenle yüksek risk kategorisinde<br />
değerlendirilir. Örneğin, bir yapay zeka<br />
sistemi, adayların cinsiyeti, yaşı veya etnik<br />
kökeni gibi kişisel özelliklere dayalı olarak<br />
ayrımcılık yapabilir. Bu tür sistemler, AB<br />
yapay zeka yasası kapsamında sıkı denetimlere<br />
tabi tutulacak ve piyasaya sürülmeden<br />
önce detaylı bir şekilde değerlendirilecektir.<br />
Şeffaflık Gereksinimleri<br />
• Generatif yapay zeka sistemleri (Örneğin;<br />
ChatGPT gibi) için şeffaflık büyük önem<br />
taşıyor. Bu sistemlerin şeffaflık gereksinimlerine<br />
uyması için:<br />
- İçeriğin YZ tarafından üretildiğinin açıkça<br />
belirtilmesi,<br />
- Modelin yasa dışı içerik üretmemesi için<br />
tasarlanması,<br />
- Eğitimde kullanılan telif hakkına sahip<br />
verilerin özetlerinin yayınlanması gerekmektedir.<br />
9Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Siber güvenlik şirketi Privia Security’den<br />
ChatGPT uyarısı<br />
İş hayatında yapay zekanın ve ChatGPT gibi üretken<br />
yapay zeka uygulamalarının benimsenmesi, siber<br />
güvenlik risklerini de beraberinde getirdi. Siber<br />
güvenlik ekiplerinin bilgisi dışında en çok kullanılan<br />
uygulama olan ChatGPT, özellikle üçüncü taraf<br />
eklentilerle her ölçekten işletmeyi siber saldırganların<br />
hedefi hâline getirdi…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
10<br />
2023’ün sonundan bu yana en çok konuşulan<br />
gündem maddelerinden biri olan yapay zeka<br />
ve ChatGPT gibi üretken yapay zeka çözümleri,<br />
her iş fonksiyonunda ve iş süreçlerinin<br />
her aşamasında aktif olarak kullanılmaya<br />
başladı. Microsoft ve LinkedIn tarafından<br />
yayımlanan bir rapora göre, dünya çapında 4<br />
beyaz yakalı çalışandan üçü, ChatGPT’yi aktif<br />
olarak kullandığını söyledi. Verimlilik ve<br />
üretkenlik açısından katkıları yadsınamasa<br />
da ChatGPT gibi araçlar, siber güvenlik ekiplerinin<br />
yeni korkulu rüyası oldu. Yerli siber<br />
güvenlik şirketi Privia Security’nın Kıdemli<br />
Siber Güvenlik Uzmanı Onur Oktay, Chat-<br />
GPT’nin oluşturduğu siber riskler hakkında<br />
uyardı.<br />
Nisan <strong>2024</strong>’te yayımlanan bir araştırmaya<br />
göre ChatGPT, şirket içinde bilgi güvenliği<br />
ve BT ekiplerinin bilgisi olmadan kullanılan<br />
hizmet olarak yazılım çözümlerinin başında<br />
geldi. Bu duruma literatürde “gölge BT” adı<br />
verildiğini söyleyen Privia Security Kıdemli<br />
Siber Güvenlik Uzmanı Onur Oktay, “Bir<br />
kurumsal şirkette kullanılan her türlü bulut<br />
tabanlı ya da lokal yazılımın BT ekipleri veya<br />
siber güvenlik ekipleri tarafından denetlenmesi<br />
gerekir. Söz konusu yazılımların nasıl,<br />
hangi koşullarda kullanılacağına, hangi olağandışı<br />
durumlarda ekiplerin bilgilendirilmeleri<br />
gerektiğine dair yönetişim ilkelerini<br />
benimseme görevi BT ve siber güvenlik ekiplerinindir.<br />
Başka bir deyişle şirket içinde bu<br />
ekiplerin bilgisi olmadan kullanılan herhangi<br />
bir yazılım, riskleri de beraberinde getirir.<br />
ChatGPT gibi, büyük veri setlerini kullanarak<br />
gelişen ve daha iyi sonuçlar veren üretken<br />
yapay zeka çözümleri, şirketler için bu<br />
açıdan büyük bir risk teşkil ediyor. Çalışanların<br />
gerçek verileri, iş verilerini, ticari sırları<br />
verimli çıktılara dönüştürmek için ChatGPT<br />
gibi ürünleri güvenlik kriterlerine dikkat etmeden<br />
kullanması, bu sırların açığa çıkması<br />
veya şirkete yönelik organize siber saldırılar<br />
gerçekleştirilmesi risklerini artırıyor. Öte<br />
yandan kişisel bilgilerin şirket dışına çıkarılması,<br />
şirketler için KVKK ve GDPR gibi<br />
kişisel veri odaklı kanunları da delmeye ve<br />
regülatif yaptırımlarla karşılaşmaya sebep<br />
olabiliyor” diye konuştu.<br />
ChatGPT’nin bireysel geliştiricilere de yeni<br />
ve özel amaçlara hizmet eden GPT’ler geliştirme<br />
olanağı sunduğunu hatırlatan Onur<br />
Oktay, “ChatGPT, farklı amaçlar için geliştirilmiş<br />
eklentiler ve üçüncü taraf yazılımlara<br />
da erişme olanağı sunuyor. Üçüncü taraf<br />
geliştiricilerin devreye aldığı eklentileri kullanmanın<br />
riskleri daha da artırma olasılığı,<br />
bilimsel nitelikteki çalışmalarla kanıtlanıyor.<br />
Üçüncü taraflar, işletmelerin veya kullanıcıların<br />
hassas verilerini bir biçimde ele geçirebiliyor.<br />
Herhangi bir siber saldırgan için<br />
yalnızca bir kişisel ve hassas bilgiye sahip<br />
olması dahi tüm saldırı planını değiştiriyor<br />
ve başarı şansını artırıyor. Öte yandan bu eklentiler<br />
kişiden onay isteyerek yüklenebiliyor<br />
ve bu onayın kötü amaçlı kullanılma olasılığı<br />
var. Bir bilgisayara zararlı yazılım yüklendiği<br />
anda saldırgan, kurumsal ağa sızmış demektir.<br />
Bu durumda risklerin gerçek zarara dönüşmesi<br />
neredeyse kaçınılmaz hale gelebilir”<br />
ifadelerini kullandı.<br />
ChatGPT gibi araçları, bilgi güvenliği konusunda<br />
farkındalık olmadan kullanmaya dair<br />
risklerin, üçüncü taraf uygulamalarla sınırlı<br />
olmadığını vurgulayan Oktay; “ChatGPT’nin<br />
siber saldırganlara çok sofistike saldırı vektörleri<br />
kodlama veya kimlik avı dolandırıcılığı<br />
/ sosyal mühendislik odaklı materyaller<br />
sağlama yeteneklerinin olduğunu da akılda<br />
tutmak gerekiyor. Platform her ne kadar bu<br />
konuda politika geliştirse de ChatGPT’nin<br />
kötüye kullanımı hâlâ mümkün. Herhangi<br />
bir kişisel bilgi kullanılarak oluşturulacak bir<br />
oltalama e-postası, şirket için kritik verilerin<br />
paylaşılmasına, şirket ağlarının kilitlenmesine<br />
ve fidye talebine kadar uzanabilen ciddi<br />
riskler doğuruyor. 2022’nin son çeyreğinden<br />
<strong>2024</strong>’ün ilk çeyreğine kadar kimlik avı saldırısı<br />
e-postalarının %1.265 artmasında Chat-<br />
GPT’nin hızının etkisi yadsınamaz” dedi.<br />
Yazılımcıların da kodlarını düzeltmek veya<br />
kontrol etmek için ChatGPT’den veya yazılımcılar<br />
için geliştirilmiş üretken yapay zeka<br />
araçlarından yararlanabildiğini dile getiren<br />
Onur Oktay, “Öte yandan yılın başında yayımlanan<br />
bir araştırmada, 10 geliştiriciden<br />
neredeyse 9’u, yapay zeka kodlama araçlarını<br />
kullanmanın, güvenlik açısından yaratabileceği<br />
sonuçlardan endişe duyacağını dile getiriyor.<br />
Bu doğru bir yaklaşım, zira kod parçası<br />
satır satır okunmadan gizlenen zararlı bölümün<br />
keşfedilmesi mümkün olmayabiliyor.<br />
İnternete bağlı bir bilgisayarla etkileşime<br />
geçen herhangi bir ticari veya kişisel bilgi ise<br />
siber saldırganların hedeflerine ulaşması anlamına<br />
geliyo” ifadelerini kullandı.<br />
“Siber güvenlik kültürü<br />
oluşturulmalı”<br />
ChatGPT’nin kazandırdığı verimlilikten<br />
yararlanmak isteyen işletmelerin ivedilikle<br />
şirketlerinin yapay zeka politikalarına eğilen<br />
strateji ve yönetim standartları geliştirmesi<br />
gerektiğini vurgulayan Oktay, uzman<br />
desteği almanın önemine şu ifadelerle dikkat<br />
çekti: “Her şeyden önce, her ölçekten BT<br />
ekibinin, şirket çapında hangi hizmet olarak<br />
yazılım çözümlerinin ve hangi uygulamaların<br />
kullanıldığına dair bilgi sahibi olması<br />
gerekiyor. Öte yandan bu yazılımlardaki tüm<br />
hareketlerin düzenli olarak izlenmesi ve gizlilik/güvenlik<br />
politikalarındaki değişimlerin<br />
önemsenmesi gerekiyor. Bu konuda bir kültür<br />
oluşturma görevi ise liderlere düşüyor.<br />
Çalışanlara düzenli bilgi güvenliği eğitimleriyle<br />
bu konulara ve siber suç ekosisteminde<br />
öne çıkan trendlere dair ufuk kazandırılması,<br />
riskleri ve dolayısıyla maliyetleri en aza<br />
indirmenin ilk adımı.<br />
2010’dan bu yana siber güvenlik sektörüne<br />
yön veren şirketlerden biri olarak, işletmelere<br />
siber güvenlik alanında danışmanlık çözümleri<br />
ve kurumsal bilgi güvenliği eğitimleri sunarak,<br />
bu kültürün oluşturulması sürecinde<br />
yanlarında oluyoruz. Privia Security olarak<br />
kendimizi, büyük kurumlar ve networkler<br />
için en üst önem seviyesinde ofansif, defansif,<br />
adli analiz ve kapsamlı siber güvenlik danışmanlığı<br />
hizmetlerimizle birlikte kurumların<br />
siber güvenlik farkındalıklarını yükseltecek<br />
eğitim skalasını da sağlayabilen nadir firmalardan<br />
biriyiz. Privia Security’in en önemli<br />
güçlerinden bir tanesi de kendi bünyesinde<br />
geliştirdiği benzersiz ürünler. Danışmanlık<br />
hizmetlerinin yanında kendi kaynaklarıyla<br />
AR-GE yapan ve bu AR-GE sonucu geliştirilen<br />
ürünleri kamu ve özel sektör nezdinde<br />
önemli firmalar tarafından kullanılan Privia<br />
Security, bu alanda bunu başarılan nadir<br />
firmalardan bir tanesi. Özellikle ülkelerin<br />
güvenlik güçleri ve özel sektördeki büyük<br />
kurumlar için geliştirilen PriviaHub ürümümüzün<br />
Nato çatısı altındaki dost ülkeler tarafından<br />
dikkatle takip edilip kullanıldığını;<br />
alanında lider konumunda olan çeşitli şirketlerin<br />
SoC ekipleri tarafından tercih edildiğini<br />
belirtebiliriz.<br />
Amacımız, kurumsal segmentte CTO ve<br />
CIO’lara birlikte bu alana emek veren herkesin<br />
güvenebileceği uzman bir iş ortağı olabilmek.’’
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Digital Brain Teknolojileri Türkiye’de<br />
Veri ve yapay zeka teknolojileri alanında yenilikçi çözümler sunmak amacıyla kurulan<br />
Digital Brain Teknolojileri, Türkiye pazarında faaliyetlerine başladığını duyurdu…<br />
Veri ve yapay zeka alanında uzun yıllara dayanan<br />
deneyime sahip olan Ayhan Demirci’nin,<br />
yurtiçi ve yurtdışında önemli kurumlarda<br />
üstlendiği yöneticilik görevlerinden<br />
elde ettiği bilgi birikimiyle, Merit Grup’un<br />
yatırım ortaklığıyla kurulan Digital Brain,<br />
kurumların yapay zeka ve dijital dönüşüm<br />
yolculuklarında onlara eşlik etmeyi; daha<br />
hızlı, verimli ve yenilikçi iş modellerine ulaşmalarını<br />
sağlamayı hedefliyor.<br />
Digital Brain Teknolojileri, veri ve yapay zeka<br />
alanında geliştireceği ürün ve servisler, bu<br />
alandaki teknoloji devleriyle kurduğu uluslararası<br />
iş ortaklıkları ve AI mükemmellik<br />
merkezleriyle global bir marka olmayı amaçlıyor.<br />
Digital Brain Teknolojileri CEO’su ve Kurucu<br />
Ortağı Ayhan Demirci, şirketin Türkiye’de<br />
faaliyete başlama sürecini değerlendirirken,<br />
“Yapay zeka alanında edindiğimiz büyük<br />
saha tecrübemizi müşterilerimizle buluşturarak,<br />
yapay zeka ile değer üretmelerine,<br />
farklaşmalarına destek olmak, Türkiye’yi<br />
veri ve yapay zeka yerel bulut servisleriyle<br />
tanıştırmak istiyoruz” dedi. Ayhan Demirci,<br />
müşterilerinin veri ve yapay zeka dönüşüm<br />
programlarını, ‘insan ve kültür’, ‘veri ve teknoloji’,<br />
‘yapay zeka iş senaryoları’ alanlarında<br />
açacakları başlıklar ve birlikte atacakları<br />
doğru adımlarla hızlandırmayı hedeflediklerini<br />
belirtti.<br />
Ayhan Demirci, “Yapay zeka ve bulut bilişim<br />
alanında Türkiye’deki şirketlerin karşılaştığı<br />
en büyük sorunlardan biri de verinin ülkemizde<br />
kalması ve kritik altyapılar regülasyonları<br />
gereği, uluslararası büyük bulut sağlayıcılarıyla<br />
çalışmakta zorlanmalarıdır. Bu<br />
nedenle, Digital Brain Teknolojileri olarak,<br />
Saas tabanlı veri ve yapay zeka yerel bulut<br />
çözümleri sunarak, şirketlerin bu endişeleri<br />
aşmasına yardımcı olmayı ve onların sadece<br />
yapay zekayla iş süreçlerinde değer üretmeye<br />
odaklanmalarını sağlamayı amaçlıyoruz”<br />
ifadelerini kullandı.<br />
İş ortaklıkları ve yenilikçi<br />
çözümler<br />
Şirketin iş ortakları arasında MEXT ve<br />
Confluent gibi önemli markalar yer alıyor.<br />
Ayhan Demirci, Dünyanın en büyük dijital<br />
dönüşüm merkezi MEXT ile yaptıkları yakın<br />
çalışmalar ve iş ortaklığı hakkında şunları<br />
söyledi, “MEXT ile Türkiye sanayisinin yapay<br />
zeka dönüşümü konusunda partnerlik<br />
yapmaktan gurur duyuyoruz. İş birliği kapsamında<br />
yapay zeka alanında birlikte yapacağımız<br />
çalışmalarla, ‘Dijital Türkiye’, ‘Yapay<br />
Zeka Türkiye’ yolculuğunda birlikte somut<br />
adımlar atacağız.”<br />
Demirci ayrıca, MEXT’in, AI - Yapay Zeka<br />
EDIH konsorsiyum (Avrupa Dijital İnovasyon<br />
Merkezleri - ADİM/ EDIH ağı) koordinatörlüğüne<br />
hak kazanmasının, bu çalışmaları<br />
daha da hızlandıracağını ve Türkiye’nin<br />
dijital ve yeşil dönüşümünde öncü olmasını<br />
sağlayacağını ekledi.<br />
Küresel bilişim pazarının önde gelen şirketleri<br />
arasında yer alan Confluent ile yapılan<br />
iş birliği çerçevesinde, Türkiye’de ilk defa<br />
‘Enterprise Confluent Kafka’ servisinin bulut<br />
Saas tabanlı olarak devreye alınması sağlanacak.<br />
Bu gelişmiş yerel bulut servisi sayesinde<br />
müşteriler, gerçek zamanlı büyük veri<br />
akışlarını yönetebilecek ve geliştirilecekleri<br />
iş senaryolarıyla sektörlerinde fark yaratabilecekler.<br />
Digital Brain, veri, yapay zeka, servis ve bulut<br />
hizmetlerini geniş bir endüstriyel skalada<br />
sunmayı planlıyor. Şirket, bankacılık,<br />
üretim, enerji, e-ticaret, dijital pazarlama,<br />
holding yönetimleri ve KOBİ’ler gibi farklı<br />
sektörlere odaklanarak, müşterilerine katma<br />
değer sağlayan çözümler sunmayı hedefliyor.<br />
Confluent Kafka servisi<br />
Digital Brain, Türkiye’de ilk kez sunulacak<br />
olan Confluent Kafka servisiyle, bulut tabanlı<br />
gerçek zamanlı bir veri ve analitik platformu<br />
sunuyor. Bu hizmet sayesinde şirketler,<br />
verilerini güvenli bir şekilde Türkiye’de<br />
tutarken, gerçek zamanlı analitik kullanım<br />
senaryolarını hızlı, güvenli ve güvenilir bir<br />
şekilde hayata geçirebilecekler. Açık kaynak<br />
kodlu Apache Kafka’ya göre Enterprise Confluent<br />
Kafka platformu üzerinde, veri akışlarını<br />
yönetmek ve iş süreçlerinde yapay zeka<br />
ile değer yaratmak, hem daha kolay, hem<br />
de güvenli ve regülasyonlara uyumlu hale<br />
geliyor olacak. Bu özellikler, şirketlerin veri<br />
yönetimi ve analitiğinde en son teknolojileri<br />
kullanarak rekabet avantajı elde etmelerini<br />
sağlayacak.<br />
Epoint, Azerbaycan’ın<br />
fintech lisansı alan ilk girişimi oldu<br />
Çevrimiçi ödemede Azerbaycan lideri olan Epoint, Azerbaycan Cumhuriyeti Merkez<br />
Bankası tarafından kendilerine fintech lisansı verildiğini duyurdu...<br />
Epoint, Azerbaycan Dijital Kalkınma ve Ulaştırma<br />
Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren<br />
İnovasyon ve Dijital Kalkınma Ajansı’nın (IDDA)<br />
Teknopark’ında faaliyetlerini yürütüyor. ID-<br />
DA’nın ana hedefleri, Azerbaycan’da dijitalleşme<br />
sürecine katkıda bulunmanın yanı sıra ülkenin<br />
inovasyon ekosistemini inşa etmek ve güçlendirmek<br />
olarak öne çıkıyor. Bu hedefler arasında<br />
yerel teknoloji girişimlerinin desteklenmesi ve<br />
yurtdışında faaliyet gösteren <strong>IT</strong> şirketlerini ülkeye<br />
taşımak da yer alıyor.<br />
Epoint, e-ticaret ve ödeme hizmetleri alanını geliştirmeye,<br />
küçük ve orta ölçekli işletmeler için iş<br />
süreçlerini optimize etmeye ve hem yerel hem<br />
de uluslararası müşterilerin işlemlerini kolaylaştırmaya<br />
odaklanıyor.<br />
Epoint platformunun mevcut özellikleri:<br />
• Ödeme modülü ile ücretsiz açılış sayfası,<br />
• Platformun, kullanıcının kendi web sitesi veya<br />
uygulaması ile dijital entegrasyonu,<br />
• Hem yerel hem de uluslararası kartlar için düzenli<br />
ve günün her saati ödeme,<br />
• Satıcılar ve alıcılar için elektronik bildirimler,<br />
• Banka, kredi ve taksit kartlarının yanı sıra Google<br />
Pay ve Apple Pay token’leriyle ödeme kabul<br />
eden bir sistem,<br />
• Yakın zamanda tanıtılan mobil uygulama ile<br />
platformun tüm özelliklerine erişim.<br />
Epoint şu anda Azerbaycan dışında Ukrayna’da<br />
da faaliyet gösteriyor. Platform; İngilizce, Rusça<br />
ve Azerice dillerini destekliyor.<br />
Epoint’in, geçen yıl dünyanın önde gelen girişim<br />
şirketi “500 Global’ın Gürcistan’da düzenlendiği<br />
bir organizasyonda 100 bin ABD doları topladığını<br />
belirtmekte de fayda var.<br />
Epoint, geçtiğimiz Mayıs ayından beri İnovasyon<br />
ve Dijital Kalkınma Ajansı’nın (IDDA)<br />
Teknopark’ında faaliyetlerini sürdürmektedir.<br />
Epoint, IDDA’nın desteğiyle şimdiden bir dizi<br />
uluslararası etkinliğe katılım gösterdi ve <strong>Ekim</strong><br />
<strong>2024</strong>’te Dubai’de gerçekleşecek olan «G<strong>IT</strong>EX<br />
ENS» zirvesinde de yer alacak.<br />
11Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Samsung, 1 TB MicroSD kartlarını tanıttı<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
12<br />
Gelişmiş hafıza teknolojilerinin geliştiricisi<br />
ve üreticisi Samsung Electronics,<br />
1 TB gibi yüksek bir depolama alanıyla<br />
microSD kartları PRO Plus ve EVO Plus’ı<br />
pazara sundu. Samsung’un sekizinci nesil<br />
V-NAND (V8) teknolojisini kullanan,<br />
gelişmiş performansa ve yüksek kapasiteye<br />
sahip PRO Plus ve EVO Plus, günlük<br />
kullanımda hızlı dosya aktarımı yapmaya<br />
ve depolamaya ihtiyaç duyan içerik<br />
oluşturucuları ve teknoloji meraklıları<br />
için kullanışlı çözümler olarak öne çıkıyor.<br />
Samsung Electronics Hafıza Markası<br />
Ürünler İş Birimi Ekibi Başkan Yardımcısı<br />
Hangu Sohn şunları söyledi: “İçerik<br />
oluşturucular ve teknoloji meraklıları,<br />
yüksek performans ve yüksek kapasite<br />
gerektiren verileri depolamak için, akıllı<br />
telefonlar ve el tipi oyun konsolları gibi<br />
taşınabilir cihazları giderek daha fazla<br />
kullanıyor. Yüksek kapasiteli yeni microSD<br />
kartlar PRO Plus ve EVO Plus, büyük<br />
miktarlarda yüksek kalitedeki veriyi<br />
güvenle saklıyor.”<br />
Depolama kapasitesi arttı<br />
PRO Plus ve EVO Plus’ın önceki Samsung<br />
modellerine kıyasla artan depolama kapasitesi,<br />
kullanıcılara çoğunlukla SSD<br />
cihazlarda görülen TB kapasitelerine<br />
özgü yüksek depolama kapasitesi sunuyor.<br />
Kullanıcılar 1 TB depolama alanıyla<br />
her biri yaklaşık 2,3 MB boyutunda<br />
400 binden fazla 4K UHD videoyu veya<br />
yaklaşık 20 GB’lık 45’ten fazla konsol<br />
oyununu depolayabiliyor. Artırılmış kapasiteleriyle<br />
PRO Plus ve EVO Plus, akıllı<br />
telefonlar, aksiyon kameraları, drone’lar<br />
ve elde oynanan oyun konsolları gibi hareket<br />
halindeki günlük cihazlarda yeni<br />
imkanların önünü açıyor. PRO Plus ve<br />
EVO Plus, 128 GB, 256 GB, 512 GB ve 1<br />
TB dahil olmak üzere çeşitli depolama<br />
seçenekleri sunuyor. EVO Plus’ta ayrıca<br />
64 GB’lık seçenek de bulunuyor.<br />
Güçlü performans<br />
PRO Plus, büyük miktarlarda yüksek kalitede<br />
içerik depolayan kullanıcılara sorunsuz<br />
bir yaratıcı iş akışı sağlamak için<br />
yüksek performans deneyimi yaşatıyor.<br />
180 MB/s’ye varan sıralı okuma hızları<br />
ve 130 MB/s’ye varan sıralı yazma hızları<br />
sunan 128 GB’tan 1 TB’a kadar depolama<br />
seçenekleri, verimlilik ve güçlü bir güven<br />
vaat ediyor. Hızlı yüklemeler ve çoklu<br />
görevler konusunda PRO Plus, A2 Uygulama<br />
Performansına, UHS Hız Sınıfı 3’e<br />
(U3), 4K UHD Videolar için Video Hız Sınıfı<br />
30’a (V30) sahip. Böylece kullanıcılar,<br />
Samsung, geliştirdiği V-NAND teknolojisiyle<br />
desteklediği yeni microSD kartları PRO Plus ve EVO<br />
Plus ile kullanıcıların ölümsüzleştirdikleri anlarını<br />
gösteren fotoğraf ve videoları güvenli bir biçimde<br />
depolayabilmelerini sağlıyor. MicroSD kart modellerinin<br />
180 MB/s sıralı okuma ve 160 MB/s aktarım hızlarıyla<br />
yüksek performansı, büyük dosyaların kolaylıkla<br />
işlenmesine imkân tanıyor…<br />
içeriklerini depolamak ve düzenlemek<br />
konularında rahat çalışarak yaratıcılıklarına<br />
odaklanabilir.<br />
Günlük kullanımda cihazlarda veri depolamak,<br />
160MB/s’ye varan aktarım hızlarına<br />
sahip EVO Plus ile ileri taşınıyor.<br />
EVO Plus, kullanıcıların sorun yaşamadan<br />
yüklemeler yapması ve çoklu görev<br />
deneyimi yaşayabilmesi için A2 Uygulama<br />
Performansı ile 4K UHD video için<br />
UHS Hız Sınıfı 3 (U3) ve Video Hız Sınıfı<br />
30 (V30) özelliklerine sahip. EVO Plus’ın<br />
64GB modeli ise, farklı olarak, UHS Hız<br />
Sınıfı 1 (U1), Video Hız Sınıfı 10 (V10) ve<br />
A1 Uygulama Performansı sunuyor.<br />
28nm denetleyiciyle güç<br />
verimliliği ve artan güvenilirlik<br />
Samsung’un 1 TB’lık PRO Plus ve EVO<br />
Plus microSD kartları, şirketin 55nm<br />
olan bir önceki serisiyle kıyaslandığında,<br />
yeni 28 nanometre (nm) işlem teknolojisine<br />
dayanan kontrolör sayesinde gelişmiş<br />
güç verimliliği sunuyor. Bu sayede,<br />
Samsung’un 1TB kartını kullananlar,<br />
cihazlarının pil ömründen en iyi şekilde<br />
faydalanabiliyor. Hata Düzeltme Kodu’<br />
nun (ECC) 2 KB’lik Düşük Yoğunluklu<br />
Eşlik Kontrolü (LDPC) kodlu motoruyla<br />
donatılan PRO Plus ve EVO Plus 1 TB<br />
kartlar, yüksek hacimde yazma ve silme<br />
döngüleri sunmak için gelişmiş dayanıklılığa<br />
sahip ve uzun süreler boyunca güvenli<br />
veri depolama imkanı sunuyor.<br />
Güvenilir depolama için<br />
onaylanmış dayanıklılık<br />
Ultra dayanıklı PRO Plus ve EVO Plus,<br />
kapsamlı testlerden geçerek 6 alanda<br />
yüksek güvenilirlik derecelerine ulaştı.<br />
Zorlu koşullar altında gerçekleştirilen<br />
kapsamlı testlerden başarıyla geçen<br />
PRO Plus ve EVO Plus, zorlu ortamlara<br />
göre tasarlandı ve ürünler suya, yüksek<br />
sıcaklıklara, X ışınlarına [3] ve manyetik<br />
alanlara dayanabiliyor. Zorlu koşullara<br />
meydan okuyan içerik oluşturucular için<br />
PRO Plus ve EVO Plus, kapsamlı testlerden<br />
geçerek düşmeye ve aşınmalara karşı<br />
dayanıklılığını da kanıtladı.<br />
Cihazlarla uyumlu kullanım<br />
PRO Plus ve EVO Plus, verilerin güvenle<br />
saklanması için AndroidTM akıllı telefonlar,<br />
tabletler ve el tipi oyun konsolları<br />
dahil olmak üzere günlük kullanılan<br />
birçok cihazla uyumlu çalışıyor. Ayrıca<br />
içerik oluşturmak, düzenlemek ve veri<br />
kaydetmek için aksiyon kameraları veya<br />
drone’lar gibi zorlu ortamlarda çalıştırılan<br />
cihazlarda da kullanılabiliyor.<br />
PRO Plus ve EVO Plus microSD Kartların<br />
1 TB modelleri Temmuz <strong>2024</strong>’te dünya<br />
çapında satışa sunuldu. PRO Plus ve EVO<br />
Plus, 10 yıllık sınırlı garantiyle sunuluyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
UPT, Özbekistan’da hizmet alanını genişletti<br />
Uluslararası para transferi alanında küresel bir marka olma hedefi ile yola çıkan UPT,<br />
Özbekistan’ın önde gelen bankalarından Xalq Bank ile yaptığı iş birliğini genişleterek<br />
mobil para gönderme dönemini başlattı...<br />
Dünya genelinde 176 ülkeye para transferi<br />
hizmeti sunan, 158 farklı milletten kullanıcısı<br />
bulunan uluslararası para transferi<br />
şirketi UPT, iş birliklerine bir yenisini daha<br />
ekledi. 300’den fazla şubesi bulunan Özbekistan’ın<br />
önde gelen bankalarından Xalq<br />
Bank ile iş birliğini sürdüren UPT, anlaşma<br />
kapsamına Xalq Bank’ın mobil uygulamasını<br />
da ekledi. Daha önce yalnızca Xalq<br />
Bank şubelerinden yapılan isme gönderim,<br />
IBAN’a gönderim ve Avrupa SEPA bölgesine<br />
gönderim servislerinin yer aldığı hizmetin<br />
kapsamı genişletilerek Xalq Bank’ın<br />
2 milyona yakın kullanıcısı olan mobil uygulaması<br />
Xazna ile 15 farklı ülkeye isme,<br />
karta, hesaba para transferi yapmak mümkün<br />
hale getirildi. UPT altyapısı sayesinde<br />
Xazna kullanıcıları artık banka şubesine<br />
ya da işlem noktasına gitmeden mobil uygulama<br />
ile 15 farklı ülkeye para transferi<br />
yapabilecek.<br />
Özbekistan’da büyümeyi<br />
sürdürüyor<br />
Kapsamı genişleyen iş birliğinin Özbekistan’dan<br />
Türkiye’ye para gönderimi konusunda<br />
da kolaylık sağladığını belirten<br />
UPT Genel Müdürü Murat Kastan, “Bugün<br />
geldiğimiz noktada Özbekistan’da toplam<br />
8 banka ile partnerliğimiz bulunuyor. Xalq<br />
Bank ile yaptığımız yeni anlaşma ile birlikte<br />
bankanın mobil uygulaması Xazna’da<br />
UPT servislerini konumlandırdık, bu servisle<br />
Türkiye’ye yapılan isme gönderimler<br />
tüm UPT şubeleri ve PTT ofisleri dahil olmak<br />
üzere bütün temsilci noktalarından<br />
nakit olarak alınabilirken, mobil uygulamamız<br />
UPTION’daki “Hesaba Al” menüsünden<br />
de direkt olarak 7/24 ve ücretsiz<br />
şekilde UPTION hesaplarına alınabilecek.<br />
Ayrıca tüm UPT noktalarından ve mobil<br />
uygulamamız UPTION’dan Özbekistan’a<br />
yapılan isme gönderimler de mobil uygulama<br />
Xazna ile alınabilecek. Böylece<br />
Özbekistan-Türkiye koridorundaki para<br />
transferlerini önemli bir noktaya taşımakla<br />
kalmayıp, her iki ülkedeki kullanıcıların<br />
hayatlarını kolaylaştırmaktan dolayı mutluyuz”<br />
dedi.<br />
UPT’nin dünyanın farklı ülkelerindeki kullanıcılarının<br />
hayatını kolaylaştırmak için<br />
hem teknolojik altyapısını sürekli yenilediğini<br />
hem de iş birliği yaptığı kurum sayısını<br />
artırdığını ifade eden Kastan, açıklamalarını<br />
şöyle sürdürdü: “Para transferi<br />
sektöründe artık hız, güven ve düşük maliyet<br />
çok önemli. UPT olarak, bu trendin öncülerinden<br />
biri olup tamamen kendi para<br />
transfer sistemimizi kullanan bir şirket<br />
olarak konumlanıyoruz. Bir yandan UPT<br />
tarafında 190’dan fazla ödeme kuruluşuyla<br />
entegrasyon halinde çalıştığımız ödeme<br />
kuruluşlarının sayısını artırma yolunda<br />
ilerlerken diğer yandan UPTION’ın özelliklerini<br />
geliştirmeyi sürdürüyoruz. Dünyanın<br />
farklı ülkelerinde uluslararası saygın<br />
bankalara sunduğumuz hizmetlerin hacmini<br />
artıyoruz. Servis bankacılığını merkezimize<br />
alarak fiziki ve dijital ortamda<br />
bankalar ve ödeme kuruluşlarıyla “fintech<br />
as a service” modeliyle küresel yaygınlığımızı<br />
artırmaya devam ediyoruz.”<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Midas, “Midas Kripto” Uygulaması ile kripto<br />
alım satım hizmeti sunmaya başladı<br />
Yenilikçi yatırım uygulaması Midas, kripto dünyasına adım<br />
atarak kripto alım satım hizmeti sunmaya başladı. Şirket,<br />
Midas Kripto uygulamasından ilk kripto alımını yapan<br />
kullanıcılara 200 TL’lik Bitcoin hediye ediyor…<br />
Üç yıl gibi kısa bir sürede 2,5 milyon kullanıcıyı<br />
aşarak Türkiye’nin en çok kullanılan yatırım<br />
uygulaması olan Midas, Midas Kripto ile<br />
kullanıcılarına yeni bir yatırım alanı sunarak<br />
hızlı büyümesini sürdürüyor.<br />
Kolay ve düşük komisyonlu<br />
kripto yatırımı<br />
Midas Kripto, kullanıcılarının dakikalar<br />
içinde kayıt olup kolayca kripto alıp satabilmelerini<br />
sağlıyor. Halihazırda Midas uygulamasından<br />
ABD borsaları, Borsa İstanbul ve<br />
TEFAS fonlarına Midas yatırım hesapları ile<br />
düşük komisyonla ve masrafsız şekilde yatırım<br />
yapabilen kullanıcılar, artık Midas Kripto<br />
uygulaması ile en popüler kripto varlıkların<br />
alım satımlarını da düşük komisyonlarla gerçekleştirebilecekler.<br />
İlk kripto alımına 200 TL<br />
değerinde Bitcoin hediye<br />
Midas Kripto uygulamasında ilk kripto alımını<br />
yapan kullanıcılar, 200 TL değerinde Bitcoin<br />
kazanma fırsatını yakalayacak. Midas<br />
bu hediye ile tüm yatırımcıları Midas Kripto<br />
uygulamasını deneyimlemeye davet ediyor.<br />
Midas CEO’su Egem Eraslan, “Midas’ta önceliğimiz<br />
her zaman kullanıcılarımıza en düşük<br />
komisyonlarla en iyi yatırım deneyimini sunmak<br />
oldu. Şimdi yepyeni bir yolculuğa çıkarak<br />
kullanıcılarımıza hisse ve fon yatırımlarının<br />
yanı sıra Midas kolaylığı ve güveni ile kripto<br />
yatırımı yapma imkanı sunuyoruz. Önümüzdeki<br />
dönemde bir yandan Midas Kripto’da en<br />
pürüzsüz kullanıcı deneyimini sağlamaya diğer<br />
yandan da kullanıcılarımızın tüm yatırım<br />
ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışmalarımıza<br />
ve yatırımlarımıza yoğunlaşacağız.<br />
Bunu yaparken de en büyük hedefimiz kullanıcılarımızın<br />
deneyimini iyileştirmek olacak”<br />
dedi.<br />
13
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Kurbanlarının kart bilgilerini kendi<br />
telefonlarına aktarıyorlar<br />
ESET araştırmacıları, üç Çek bankasının müşterilerini<br />
hedef alan bir suç yazılımı kampanyasını ortaya<br />
çıkardı. Saldırganlar sosyal mühendislik, kimlik avı ve<br />
Android kötü amaçlı yazılımını içeren teknikleri yeni bir<br />
saldırı senaryosunda birleştirdi…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
14<br />
ESET, Çek bankalarını taklit eden mesajların<br />
Çekya’daki rastgele telefon müşterilerine<br />
gönderildiğine ve bu eylemin sonucunda<br />
da üç bankanın müşterilerini ağlarına<br />
düşürdüklerine inanıyor. Saldırganlar kurbanların<br />
fiziksel ödeme kartlarından NFC<br />
verilerini kopyalayarak ve bu verileri saldırganın<br />
cihazına aktararak orijinal kartı<br />
taklit edebilmiş ve bir ATM’den para çekmişler.<br />
ESET’in NGate adını verdiği kötü amaçlı<br />
yazılım, Android cihazlarına yüklenen<br />
kötü amaçlı bir uygulama aracılığıyla kurbanların<br />
ödeme kartlarındaki verileri saldırganın<br />
root’lu Android telefonuna aktarma<br />
gibi benzersiz bir yeteneğe sahip. Suç<br />
kampanyasının birincil amacı, kurbanların<br />
banka hesaplarından yetkisiz ATM<br />
para çekme işlemlerini kolaylaştırmak. Bu<br />
yasa dışı işlem, kurbanların fiziksel ödeme<br />
kartlarındaki yakın alan iletişimi (NFC)<br />
verilerinin, NGate Android kötü amaçlı<br />
yazılımı kullanılarak ele geçirilmiş Android<br />
akıllı telefonları aracılığıyla saldırganın<br />
cihazına aktarılmasıyla gerçekleştirilmiş.<br />
Saldırgan daha sonra bu verileri ATM işlemlerini<br />
gerçekleştirmek için kullanmış.<br />
Bu yöntemin başarısız olması durumunda<br />
saldırganın kurbanların hesaplarından<br />
başka banka hesaplarına para aktarmak<br />
için oluşturduğu bir yedek planın da olduğu<br />
belirlendi.<br />
Yeni tehdidi ve tekniği keşfeden Lukáš<br />
Štefanko, “Bu yeni NFC aktarım tekniğini<br />
daha önce keşfedilen hiçbir Android kötü<br />
amaçlı yazılımında görmedik. Teknik,<br />
Almanya’daki Darmstadt Teknik Üniversitesi<br />
öğrencileri tarafından NFC trafiğini<br />
yakalamak, analiz etmek veya değiştirmek<br />
için tasarlanan NFCGate adlı bir araca dayanıyor;<br />
bu nedenle bu yeni kötü amaçlı<br />
yazılım ailesine NGate adını verdik” dedi.<br />
Mağdurlar, bankalarıyla iletişim kurduklarını<br />
ve cihazlarının tehlikede olduğunu<br />
düşünerek kandırıldıktan sonra kötü<br />
amaçlı yazılımı indirip yüklediler. Gerçekte<br />
kurbanlar, potansiyel bir vergi iadesi ile<br />
ilgili aldatıcı bir SMS mesajındaki bağlantıdan<br />
bir uygulama indirip yükleyerek farkında<br />
olmadan kendi Android cihazlarını<br />
tehlikeye atmışlar.<br />
NGate hiçbir zaman resmi<br />
Google Play mağazasında yer<br />
almadı<br />
NGate Android kötü amaçlı yazılımı, Kasım<br />
2023’ten bu yana Çekya’da faaliyet gösteren<br />
bir tehdit aktörünün kimlik avı faaliyetleriyle<br />
ilgili. Ancak ESET, Mart <strong>2024</strong>’te<br />
bir şüphelinin tutuklanmasının ardından<br />
bu faaliyetlerin askıya alındığına inanıyor.<br />
ESET Research, önde gelen Çek bankalarının<br />
müşterilerini hedef alan tehdit aktörünü<br />
ilk olarak Kasım 2023’ün sonunda fark<br />
etti. Kötü amaçlı yazılım, yasal bankacılık<br />
web sitelerini veya Google Play mağazasında<br />
bulunan resmi mobil bankacılık uygulamalarını<br />
taklit eden kısa ömürlü alan<br />
adları aracılığıyla teslim edildi. Bu sahte<br />
alan adları, bir müşterinin markasını hedef<br />
alan tehditlerin izlenmesini sağlayan<br />
ESET Marka İstihbarat Hizmeti aracılığıyla<br />
tespit edildi. Aynı ay içinde ESET, bulguları<br />
müşterilerine bildirdi.<br />
ESET’in daha önceki bir yayınında bildirdiği<br />
gibi saldırganlar aşamalı web uygulamalarının<br />
(PWA’lar) potansiyelinden yararlandılar<br />
ancak daha sonra WebAPK’lar<br />
olarak bilinen PWA’ların daha sofistike bir<br />
versiyonunu kullanarak stratejilerini geliştirdiler.<br />
Sonunda operasyon NGate zararlı<br />
yazılımının dağıtılmasıyla sonuçlandı.<br />
ESET Research, Mart <strong>2024</strong>’te NGate Android<br />
kötü amaçlı yazılımının, daha önce<br />
kötü amaçlı PWA’lar ve WebAPK’lar sunan<br />
kimlik avı kampanyalarını kolaylaştırmak<br />
için kullanılan aynı dağıtım alanlarında<br />
kullanılabilir hale geldiğini keşfetti. Yüklendikten<br />
ve açıldıktan sonra NGate, kullanıcının<br />
bankacılık bilgilerini isteyen sahte<br />
bir web sitesi görüntülüyor ve bu bilgiler<br />
daha sonra saldırganın sunucusuna gönderiliyor.<br />
Kimlik avı yeteneklerine ek olarak, NGate<br />
kötü amaçlı yazılımı, NFCGate adı verilen<br />
ve NFC verilerini iki cihaz (kurbanın<br />
cihazı ve failin cihazı) arasında aktarmak<br />
için kötüye kullanılan bir araçla birlikte<br />
gelir. Bu özelliklerden bazıları yalnızca<br />
köklü cihazlarda çalışır ancak bu durumda,<br />
NFC trafiğini köklü olmayan cihazlardan<br />
da aktarmak mümkün. NGate ayrıca<br />
kurbanlarından banka müşteri kimlikleri,<br />
doğum tarihleri ve banka kartlarının PIN<br />
kodu gibi hassas bilgileri girmelerini ister.<br />
Ayrıca akıllı telefonlarındaki NFC özelliğini<br />
açmalarını ve ardından kurbanlardan,<br />
kötü niyetli uygulama kartı tanıyana kadar<br />
ödeme kartlarını akıllı telefonlarının<br />
arkasına yerleştirmeleri talep eder.<br />
NGate kötü amaçlı yazılımı tarafından<br />
kullanılan tekniğe ek olarak, ödeme kartlarına<br />
fiziksel erişimi olan bir saldırgan<br />
potansiyel olarak bunları kopyalayabilir<br />
ve taklit edebilir. Bu teknik, özellikle halka<br />
açık ve kalabalık yerlerde kartların bulunduğu<br />
başıboş çantalar, cüzdanlar, sırt çantaları<br />
veya akıllı telefon kılıfları aracılığıyla<br />
kartları okumaya çalışan bir saldırgan tarafından<br />
kullanılabilir. Ancak bu senaryo<br />
genellikle terminal noktalarında küçük<br />
temassız ödemeler yapmakla sınırlıdır.<br />
Lukáš Štefanko şu önerilerde bulundu; “Bu<br />
tür karmaşık saldırılardan korunmak için<br />
kimlik avı, sosyal mühendislik ve Android<br />
kötü amaçlı yazılımları gibi taktiklere karşı<br />
belirli proaktif adımların atılması gerekmektedir.<br />
Bu da web sitelerinin URL’lerini<br />
kontrol etmek, resmi mağazalardan uygulama<br />
indirmek, PIN kodlarını gizli tutmak,<br />
akıllı telefonlarda güvenlik uygulamaları<br />
kullanmak, ihtiyaç duyulmadığında NFC<br />
işlevini kapatmak, koruyucu kılıflar kullanmak<br />
veya kimlik doğrulama ile korunan<br />
sanal kartlar kullanmak anlamına<br />
geliyor.”
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
ZF, bağlantılı ticari araçlar için akıllı yazılım<br />
çözümlerini tanıttı<br />
ZF, araç performansını ve güvenliğini daha da geliştirmek için yazılım çözümlerini şasi<br />
teknolojileriyle entegre ederken, elektrikli güç aktarım organları ve fren sisteminin<br />
kontrol yazılımını uyumlu hale getirerek enerji verimliliğini yükseltiyor…<br />
Dünyanın en büyük otomotiv tedarikçilerinden<br />
ZF Friedrichshafen AG, daha akıllı,<br />
daha bağlantılı ve daha verimli ticari araç<br />
teknolojilerinin geliştirilmesinde yazılımın<br />
gücünü harekete geçiriyor. ZF’nin<br />
akıllı yazılım çözümleri şasi teknolojileriyle<br />
entegre edilerek araç performansı ve<br />
güvenliği artırılıyor, böylece daha güvenli<br />
ve konforlu yolculuk imkanı sağlanıyor.<br />
Otomotiv teknolojileri dijital entegrasyona<br />
doğru yöneldikçe, akıllı ve bağlantılı teknolojilerin<br />
öncüsü olarak yerini daha da<br />
pekiştiren ZF, toplam sahip olma maliyetini<br />
(TCO) düşürebilecek akıllı sistemlerin<br />
üretimini hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde<br />
gerçekleştirmek için grup bünyesindeki<br />
yazılım uzmanlığından yararlanıyor.<br />
Frenleme ve e-Drive Sinerji<br />
Programı<br />
Aracın yavaşlamasıyla ortaya çıkan enerjinin<br />
araç üzerindeki bataryaların şarj<br />
edilmesinde değerlendirilmesi, elektrikli<br />
araçların menzilini efektif bir şekilde<br />
uzatılmasına ya da gerekli bataryaların<br />
boyutunun azaltılmasına yardımcı oluyor.<br />
ZF’nin Frenleme ve e-Drive Sinerji Programı,<br />
tam denge kontrolü altında geri kazanımı<br />
optimize etmek için elektrikli aktarma<br />
organlarını ve frenleme işlevlerini<br />
mevcut standartların da ötesinde optimize<br />
ederek verimliliği, güvenliği ve konforu<br />
artırırken toplam sahip olma maliyetini<br />
(TCO) azaltıyor.<br />
Sistem, ZF’nin yeni nesil AxTrax 2 dual ve<br />
CeTrax 2 dual elektrikli aktarım çözümlerini,<br />
mBSP XBS gelişmiş fren sistemi<br />
ile birleştirerek, hızlanma ve frenlemeyi<br />
kontrol etmede elektrikli tahrik ürünlerinin<br />
becerilerini kullanıyor. Bunu yaparken<br />
sistem, yerleşik bataryaları sürüş esnasında<br />
yeniden şarj etmek için enerji geri kazanımını<br />
en üst düzeye çıkararak aracın<br />
menzilini etkin bir şekilde uzatıyor. Sistem<br />
‘tek pedalla sürüş’ işlevselliği de sağlayarak<br />
özellikle arazi veya şehir içi sürüş gibi<br />
düşük hızlı manevralarda sürüş konforunu<br />
artırıyor. Ayrıca çekiş kontrol işlevini<br />
de optimize eden sistem, lastik aşınmasını<br />
azaltarak ve kaygan zeminde araç performansını<br />
ve dengesini artırarak gelişmiş<br />
kalkış yetenekleri sunuyor.<br />
Yazılımsal Fren Direnci<br />
ZF, elektrikli araçlar için donanımsal fren<br />
dirençlerinin yerini alacak bir yazılım<br />
çözümü geliştirdi. Bu yeni yazılım işlevi,<br />
belirli şarj koşullarda bataryanın enerjisini<br />
akıllı bir şekilde sınırlıyor. Konum<br />
verilerini kullanarak rejeneratif frenleme<br />
ile geri kazanılan enerjiyi sürüşün başında<br />
tahmin ederek bataryanın şarj esnasında<br />
daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Sistem<br />
diğer tüm alanlarda batarya prize takıldığında<br />
tamamen şarj olmasına olanak<br />
tanıyor.<br />
Ağır ve pahalı fren dirençlerine gerek bırakmayan<br />
bu yenilik sayesinde, enerji verimliliği<br />
en üst düzeye çıkarılırken tüm<br />
enerjinin sürüş için kullanılabilir hale gelmesi<br />
de sağlanıyor. Araç ağırlığının yaklaşık<br />
olarak 150 kg azaltılmasını sağlayan<br />
bu çözüm, şasi üzerindeki kullanılabilir<br />
hacmi de artırıyor. Sistem, sunucu-bulut<br />
tabanlı akıllı bir işlevin verimliliği ve sürdürülebilirliği<br />
artırırken maliyet ve ağırlıktan<br />
nasıl tasarruf sağlayabileceğini de<br />
ortaya koyuyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Aktif Tech’ten global adım<br />
Türkiye’nin en kapsamlı fintech ekosistemi olarak faaliyet<br />
gösteren Aktif Bank’ın iştiraki Aktif Tech çalışmalarıyla<br />
Türkiye’yi aştı, yurt dışına açıldı. BKT Arnavutluk ve BKT<br />
Kosova ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde iki bankanın da<br />
ödeme sistemleri altyapısını Aktif Tech üstlenecek…<br />
Teknoloji temelli gerçekleştirdiği çalışmalar<br />
ile hareket eden Aktif Bank’ın yüzde 100 iştiraki<br />
Aktif Tech, Türkiye’deki başarılı projeleriyle<br />
yurt dışına adım attı.<br />
Hayata geçirdiği iş birlikleriyle finansal teknolojiler,<br />
ödeme sistemleri ve biletleme sistemleri<br />
yazılımlarına yenilikçi bir yaklaşım getiren<br />
Aktif Tech; BKT Arnavutluk ve BKT Kosova<br />
ile kapsamlı ve uzun soluklu bir anlaşmaya<br />
imza attı. Anlaşma çerçevesinde hem Arnavutluk<br />
hem de Kosova’daki iki bankada da<br />
MasterCard ve Visa markalı kartları ile pos,<br />
sanal pos ve ATM ürünlerinin altyapılarını<br />
Türkiye’deki sistemleri üzerinden Aktif Tech<br />
üstlenecek.<br />
İki banka da Atlas sistemiyle<br />
tanıştı<br />
BKT’nin her iki ülkedeki gücünü vurgulayan<br />
ve özellikle Arnavutluk’ta en büyük pazar payı<br />
ve ürün setine sahip, ülkeye sadakat programı<br />
ve taksit özelliklerini getiren öncü banka<br />
olduğuna dikkat çeken Aktif Tech Genel Müdürü<br />
Özgür Bilgin, “Hem BKT Arnavutluk’un<br />
hem de BKT Kosova’nın tüm sistem altyapılarını<br />
Aktif Tech sağlayacağı için gururluyuz.<br />
Tüm hizmetleri hem PCI DSS hem de PCI PIN<br />
sertifikalarına sahip olan modern bir altyapı<br />
sistemi olan Atlas’a taşımanın mutluluğunu<br />
yaşıyoruz. Tüm ürünleri eski hizmet sağlayıcısı<br />
ve çok sayıda paydaş ile senkronize bir şekilde<br />
gerçekleştirdiğimiz çalışma ile herhangi<br />
bir sorun olmadan Atlas sistemine taşımayı<br />
başardık. Ülkemizde elde ettiğimiz deneyimleri<br />
ve çalışmaları, yurt dışına ihraç etmekten<br />
büyük mutluluk duyuyor, globalde yeni çalışmalara<br />
hazırlanıyoruz” dedi.<br />
15
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Chatbot kullanan şirketlerin dikkat<br />
etmesi gereken 5 madde<br />
Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz, teknoloji<br />
dünyasının büyük yeniliği Chatbotlar, firmaların<br />
gözdesi haline geliyor. Palamar Teknoloji Kurucusu ve<br />
CEO’su Onur Candan, şirketlerin Chatbot kullanırken<br />
dikkat etmesi gerekenleri anlattı…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Web sitelerinde, mobil uygulamalarda<br />
veya sosyal medya platformlarında sıkça<br />
karşımıza çıkan ve birçok sektörde iş yapış<br />
şeklini değiştiren Chatbotlar, yapay<br />
zeka ve doğal dil işleme teknolojilerini<br />
kullanarak insanlarla sohbet edebilecek<br />
şekilde tasarlanmış yazılım programlarıdır.<br />
Şirketlerin kısa sürede vazgeçilmezi haline<br />
gelen Chatbotlar, şu anda kurumların<br />
müşteri hizmetleri ve satış süreçlerini<br />
otomatize etmeye yardımcı olan güçlü<br />
bir araç. Ancak, işletmelerin Chatbot<br />
kullanırken bazı noktalara dikkat etmesi<br />
büyük önem taşıyor.<br />
Chatbot Nedir ve Nerelerde<br />
Kullanılıyor?<br />
Yaklaşık 5 yılı aşkın bir süredir yapay<br />
zeka ve Chatbot yazılımı konusunda sektörde<br />
faaliyet gösteren Palamar Teknoloji<br />
Kurucusu ve CEO’su Onur Candan,<br />
kısa zamanda büyük ses getiren Chatbotlarla<br />
ilgili şunları söyledi: “Chatbotlar<br />
özellikle yazılı diyalog kanallarından<br />
gelen metinleri anlamlandırarak size<br />
kurumsal bilgi bankası ve sistemlerle<br />
entegre şekilde cevap üretebilen yazılım<br />
sistemleridir. Bugün baktığımızda; müşteri<br />
desteği, çalışan desteği, satış pazarlama<br />
gibi alanlarda yaygın kullanılmaktadırlar.<br />
Chatbotlara 7/24 beklemeden<br />
anlık ulaşabilirsiniz. İyi tasarlanmış bir<br />
Chatbot herhangi bir insanın tek başına<br />
bilebileceğinden daha çok bilgi içerebilir<br />
ve sizi bilgilendirebilir.”<br />
liklere uymak açısından çok önemlidir.<br />
Bu nedenle, veri güvenliği standartlarına<br />
uygun şekilde tasarlanmış chatbot<br />
çözümleri tercih edilmelidir.<br />
2. Kullanım Amacı:<br />
Chatbotun hangi amaçla kullanılacağı<br />
net bir şekilde belirlenmelidir. Spesifik<br />
bir amaca yönelik olarak geliştirilen<br />
chatbotlar, daha verimli çalışır. Müşteri<br />
hizmetleri, satış, teknik destek gibi çeşitli<br />
alanlarda kullanılmak üzere farklı<br />
chatbotlar oluşturulabilir.<br />
3. Sade ve Anlaşılır Arayüz ve Low-Code<br />
Özelliği:<br />
Kullanıcı deneyimini iyileştirmek için<br />
chatbotun kullanıcı dostu ve anlaşılır<br />
bir arayüze sahip olması gerekir. Ayrıca,<br />
low-code (düşük kodlama) desteği olan<br />
chatbotlar kullanarak hızlı ve kolay bir<br />
şekilde entegre edilebilmesi mümkündür.<br />
Bu tür platformlar, teknik bilgi gereksinimini<br />
minimize ederek, firmaların<br />
chatbotları hızla devreye almasını sağlar<br />
ve iş süreçlerine kolayca entegre eder.<br />
4. Sürekli Güncelleme, Eğitim ve Otonom<br />
Sistemler:<br />
Chatbotların etkili bir şekilde çalışabilmesi<br />
için düzenli olarak güncellenmeleri<br />
ve eğitilmeleri gereklidir. Bunun yanında,<br />
bu işlemleri otonom şekilde gerçekleştirebilen<br />
sistemler tercih edilmelidir.<br />
Otonom güncellemeler ve eğitim süreçleri,<br />
chatbotun kullanıcı davranışlarına<br />
göre kendini optimize etmesini ve en<br />
güncel bilgiyi sunmasını sağlar. Bu tür<br />
sistemler, insan müdahalesine ihtiyaç<br />
duymadan performans artışı sağlar ve<br />
chatbotun etkili bir şekilde çalışmasını<br />
devam ettirir.<br />
5. Amaç insana destek olmak<br />
Chatbotlar insanların yerini almak değil,<br />
onlara destek olmak amacıyla kullanılmalıdır.<br />
Müşteri talepleri ve sorunları<br />
karmaşık olduğunda Chatbot, insan<br />
müdahalesine yönlendirilmelidir. Çalışanların<br />
Chatbot’un doğru şekilde kullanımını<br />
sağlamak için eğitim almaları,<br />
müşteri geri bildirimlerini analiz ederek<br />
gerektiğinde Chatbot’un yapısını güncellemeleri<br />
ve performansını düzenli olarak<br />
izlemeleri de önemlidir. Bu önlemler<br />
alındığında, firmalar Chatbotları verimli<br />
ve etkili bir şekilde kullanabilirler.<br />
16<br />
Şirketler Chatbot Kullanırken<br />
Nelere Dikkat Etmeli?<br />
Onur Candan, firmaların dikkat etmesi<br />
gereken 5 maddeyi şöyle sıraladı:<br />
1. Veri Güvenliği:<br />
Chatbotlar, kullanıcı verilerini işledikleri<br />
için veri güvenliği en kritik konuların başında<br />
gelir. Güvenliğin sağlanması, müşteri<br />
bilgilerini korumak ve yasal gerekli-
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
BSH Türkiye’den yeni inovasyon merkezi<br />
BSH’nin dijital geleceğini şekillendirecek, yenilikçi çözümler geliştirecek ve çalışanlarının<br />
dijital yetkinliklerini en üst düzeye çıkaracak olan “Future Lab” inovasyon merkezi<br />
kapılarını açtı. Operasyonel mükemmeliyeti ve yenilikçiliği bir araya getiren Future<br />
Lab, şirketin dijitalleşme sürecinde kritik bir rol oynayacak. Farklı başlıklarda verilecek<br />
eğitimler ile çalışanların bilgi ve becerileri geliştirilirken BSH Türkiye, kendi dijital<br />
çözümlerini de üretecek…<br />
BSH Ev Aletleri Türkiye, dijital dönüşüm<br />
yolculuklarında önemli bir adım daha atarak<br />
“Future Lab” inovasyon merkezini hayata<br />
geçirdi. BSH Türkiye, dijital dönüşüm<br />
ekibi önderliğinde kurulan laboratuvar ile<br />
bugünün ve geleceğin teknolojilerini etkin<br />
ve verimli bir şekilde kullanırken çalışanlarına<br />
yeni yetkinlikler sağlayacak ve kendi<br />
dijital dönüşüm çözümlerini üretecek.<br />
BSH’nin Çerkezköy yerleşkesinde bulunan<br />
laboratuvarda, 5G yazılım ve donanım teknolojileri,<br />
bilişim ve operasyonel teknoloji<br />
(<strong>IT</strong>/OT) bağlantıları için Programlanabilir<br />
Mantıksal Denetleyici (PLC) Programlama,<br />
Endüstriyel Edge donanım kabinleri, Veri<br />
Denetimi ve Gözetimi için Süpervizör Kontrolü<br />
(SCADA) Sistemleri, enerji analizörleri,<br />
sensör teknolojileri, kamera teknolojileri,<br />
enerji yönetim sistemleri, kodsuz analitik<br />
sistemleri ve bütünleşik operasyon yönetimi<br />
(UNS) teknolojileri gibi birçok ileri teknoloji<br />
ve sistemi ile çalışmaların yanı sıra<br />
makine öğrenimi (ML) ve yapay zeka (AI)<br />
uygulamaları da geliştirilebiliyor.<br />
Çalışanların bilgi ve becerileri<br />
geliştiriliyor<br />
Future Lab şirketin teknolojik yeniliklere<br />
adapte olma hızını artırırken, çalışanların<br />
dijital yetkinliklerini en üst düzeye çıkarmayı<br />
hedefliyor. Bu amaçla tüm BSH çalışanlarına<br />
yönelik üç ana kategoride eğitim<br />
programları sunuluyor. Mühendisler için<br />
yazılım ve donanımların detayına inen teknik<br />
eğitimler, müdürler için sistem odaklı<br />
eğitimler ve üst düzey yöneticiler için ise dijital<br />
liderlik eğitimleri BSH Dijital Dönüşüm<br />
ekibi tarafından tasarlandı. Eğitim programları,<br />
çalışanların dijital yetkinliklerini<br />
güçlendirirken BSH’nin de dijital inovasyon<br />
kapasitesini yükseltiyor.<br />
İş birlikleri ve yenilikçi<br />
çözümler için cazibe merkezi<br />
Future Lab’de daha önce başarıyla yürütülen<br />
Copilot çalışmaları ve üretici yapay<br />
zeka (GenAI) ile yapılan PLC Programlama,<br />
uçtan uca izlenebilirlik uygulamaları bulunurken<br />
merkezde, bu tür projelerin geliştirilmesi<br />
ve yeni dijital çözümlerin üretilmesi<br />
alanında çalışmalar devam ediyor. Farklı<br />
bölümlerden katılan çalışanlarla bugüne<br />
kadar yalın üretim ve sürdürülebilirlik dijital<br />
omurga sistemleri, endüstriyel edge<br />
uygulaması ile plastik enjeksiyon makinalarında<br />
anomali tespiti ve önleyici bakım<br />
uygulamaları, 5G ile depo ve iç lojistik yönetimi<br />
gibi projeler hayata geçirildi. Türkiye<br />
dijital laboratuvarından çıkan bu uygulamalar<br />
BSH global çözümleri içerisinde yerini<br />
alıyor.<br />
Future Lab, girişimciler ve teknoloji şirketleri<br />
ile dinamik iş birlikleri sağlarken, aynı<br />
zamanda akademik kurumlarla güçlü iş<br />
birliği fırsatları sunuyor. Bu iş birlikleri,<br />
akademik araştırmalarla pratik endüstri<br />
uygulamaları arasında köprü kurarak eğitim<br />
ve uygulamalı deneyim imkanı tanıyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Anker, şarj ürünleriyle sürdürülebilir ve yüksek<br />
performans sunuyor<br />
Hayatı kolaylaştıran teknolojilere öncülük eden Anker,<br />
dünyanın 1 numarası kabul edilen hızlı, güvenilir ve çevre<br />
dostu şarj çözümleriyle teknolojide öncü olmaya devam<br />
ediyor.<br />
İster evde ya da iş yerinde birden fazla cihazı<br />
şarj etmek için kullanın ister aracınızda gücünüzü<br />
tazelemek isteyin ister taşınabilir şarj<br />
cihazıyla prizden uzak bir noktada olun. Anker<br />
her türlü şartta şarj cihazları ile hayatınızı<br />
kolaylaştırmak için özel çözümler sunuyor.<br />
Dünyanın 1 numaralı şarj<br />
cihazları<br />
Anker Prime 749 240W GaNPrime 4 Port<br />
Masaüstü Şarj Cihazı, aynı anda birden fazla<br />
cihazı şarj etme imkanı sunarak, çalışma alanınızda<br />
düzen ve verimlilik sağlar. İki laptopu<br />
aynı anda hızlı şarj edebilen ürün, kompakt<br />
tasarımı ve ayrılabilir tabanıyla etkili şarj<br />
sağlarken dağınıklıktan arınmış bir çalışma<br />
alanı da sunar. Anker 323 Araç Şarj Cihazı,<br />
seyahatlerinizde aracınızda yüksek performanslı<br />
şarj deneyimi sunarak USB-C portu ile<br />
maksimum 30W, USB-A portu ile ise 22.5W<br />
şarj gücü sunar. Anker 737 GaNPrime 120W<br />
Şarj Cihazı, PowerIQ 4.0 teknolojisi, ActiveShield<br />
2.0 geliştirilmiş korumasıyla üç cihazı<br />
aynı anda 26 Dakikaya kadar hızlı şarj edebilirken,<br />
sürekli hareket halinde olanların favorisi<br />
Anker 20.000mAh Yüksek Hızlı 22.5W<br />
Powerbank taşınabilirlik ve yüksek kapasiteyi<br />
bir araya getirerek, hareket halindeyken cihazlarınızı<br />
hızlı ve güvenli bir şekilde şarj etmenizi<br />
sağlar. Anker Nano USB-C Duvar Şarj<br />
Cihazı ise tüketici sonrası malzemelerden<br />
elde edilen yüzde 75’ten fazla geri dönüştürülebilir<br />
plastik içeren tasarımı, GAN teknolojisi<br />
ve kompakt tasarımıyla sürdürülebilir bir alternatif<br />
sunar.<br />
17
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Üniversite ders müfredatlarına<br />
HarmonyERP desteği<br />
HarmonyERP CEO’su Ahmet Enes Güneş,<br />
Türkiye’de sektörlerin dijital dönüşümüne katkı<br />
sağlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek,<br />
HarmonyERP’nin 5 üniversitede ders müfredatına<br />
girerek, gerçek üretim örnekleri üzerinden deneyim<br />
kazandırdığı yeteneklerle iş dünyasının yanında<br />
olduğunu söyledi…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
18<br />
Dünyanın hızla dijitalleştiğini vurgulayan<br />
HarmonyERP CEO’su Ahmet Enes<br />
Güneş, “2005 yılında üniversite ekosisteminde<br />
kurulmuş bir firma olarak<br />
Sakarya Üniversitesi’nden bir öğretim<br />
üyesi tarafından desteklenerek yola<br />
çıktık. Eğitim ve danışmanlıklarımızı<br />
çalışmalarımızın esas taşı halinde getirdik.<br />
HarmonyERP olarak 5 üniversitede<br />
ders müfredatına girerek, gerçek üretim<br />
örnekleri üzerinden deneyim kazandırdığımız<br />
yeteneklerle iş dünyasının yanındayız.<br />
Bu süreçte firmaların dijital<br />
dönüşüm ve gelişim süreçlerinde eğitmenlerimizle<br />
destek sağlamak bizi çok<br />
mutlu ediyor. Üniversitelerde endüstri<br />
mühendisliği, yönetim bilişim sistemleri<br />
mühendisliği bölümünde dersler veriyoruz.<br />
Bu derslerle sektöre yetiştirilecek,<br />
sektörde sadece büyük işletmelerin değil,<br />
KOBİ’lerin de, orta ölçekli işletmelerin de<br />
ihtiyacı olan metot mühendisliğini yapacak,<br />
veri girişlerini, veri yönetimini ve<br />
üretim planlamayı yapacak öğrencilerin,<br />
gerçek hayatta kullanılan platformları<br />
bilerek yetişmesini sağlıyoruz. Sakarya,<br />
İstanbul, İzmir’de çeşitli üniversitelerde<br />
eğitimler düzenliyoruz.” dedi.<br />
Güneş, sağladıkları eğitimler ve danışmanlık<br />
hizmetleriyle ilgili şu bilgileri<br />
verdi: “Bu dersleri üniversiteler içerisinde,<br />
kurumsal kaynak yönetimi derslerinin<br />
konulmasını, bunların bizim eğitmenlerimiz,<br />
personellerimiz tarafından<br />
yapılmasını sağlıyoruz. Bunu sağlayarak<br />
bu sistemleri bilen, bu sistemlerin faydasını<br />
görmüş deneyim sahibi olmuş arkadaşlar<br />
yetiştirmeye çalışıyoruz. Çeşitli iş<br />
alanlarına yerleştirdiğimiz, yönlendirdiğimiz<br />
veya kendi bünyemize aldığımız<br />
birçok arkadaşımız var. Zaten işimizin<br />
bir parçası olarak da danışmanlık ve eğitim<br />
süreçlerimiz var.<br />
Firmalara verdiğimiz eğitimlerde; üretim<br />
verimliliğinin, ürün reçetesinin,<br />
operasyon adımlarının ne olduğunu<br />
anlatıyoruz. Bunların korkulmaması gereken<br />
işler ve süreçler olduğunu, veriler<br />
arasında boğulmadan kolayca gerçekleştirilebileceğini<br />
gösteriyoruz. Ürünler<br />
üzerinden örneklerle bilgilerin sisteme<br />
nasıl girilebildiğini, bu sayede gerçek<br />
operasyon sürelerinin, gerçek maliyetlerin<br />
ortaya çıktığını ve yöneticilerin bu sayede<br />
tüm resmi kolaylıkla görebildiğini<br />
öğretiyoruz. Danışmanlık hizmetimizde<br />
önce bunu planlıyor ve kurguluyoruz.<br />
İşletmelerin önce üretim sahaları, depoları,<br />
iş akışlarını inceleyerek buna uygun<br />
bir eğitim planı çıkartıyoruz. Hangi departmanı<br />
kaç gün, hangi eğitmenimizle<br />
eğitim vermeliyiz bunu planlıyoruz. Bu<br />
eğitimle arkadaşlara bunun bir zaman<br />
kaybı değil, kazanmak olduğunu söyleyerek,<br />
nabza ve faydaya göre eğitimlerin<br />
artılarını anlatıyoruz. İş bakarak öğreniliyor<br />
ama eğitimlerde yönetimin inanması,<br />
güvenmesi ve faydasını görmesi<br />
önemli. Hangi sipariş gecikmiş, hangi<br />
ürün ne olmuş, stok sayıları ne seviyede,<br />
iade malların sayısı gibi birçok adımı bir<br />
ekranda görebiliyor. Bunu gören yöneticiler<br />
ufak bir ödüllendirmeyle bile ekibine<br />
motivasyon sağlıyor. Üretim adımları<br />
güvenle göründüğü zaman enerji de artıyor.<br />
Çünkü işin boş kısmı dışarı atılmış<br />
olunuyor, zamanı daha değerli kullanmaya<br />
başlıyor.<br />
ERP sistemleri sadece büyük işletmeler<br />
için değil. orta ölçekli işletmeler için<br />
de doğru adım. Küçük işletmeler doğru<br />
adımları attığında verimliliği artırdığını,<br />
içeride personelin boşa geçen zamanı<br />
azalttığını gördüğünde çok daha başarılı<br />
işlere imza atıyor. Doğru adımları attıklarında<br />
tüm sıkıntılar artıya geçebiliyor.<br />
Bu durum da ERP sistemlerinden geçiyor.<br />
Son 1 yıl içerisinde bulut ERP ürünü<br />
geliştirmeye başladık. Genel ticaret<br />
firmalarına da hitap eden ürünler hazırladık.<br />
Ürünlerini doğru düzgün takip<br />
edemediği için sıkıntılı süreçler yaşayan<br />
işletmeler var.<br />
HarmonyERP olarak, mobilya, savunma<br />
sanayii, endüstriyel makine, otomotiv,<br />
ticari işletmeler, metal işleme, plastik<br />
enjeksiyon ve konfeksiyon sektörlerinde<br />
birçok firmaya en kapsamlı yerli ERP çözümü<br />
sunuyoruz. 25 yılda 10’dan fazla<br />
sektörde imza attığımız ERP projeleri ve<br />
5 üniversitede verdiğimiz ERP eğitimleri<br />
ile üretim ekosistemine değer katmaya<br />
devam ediyoruz.”
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Bulut tabanlı ERP kullanımının işletmelere<br />
sağladığı 5 avantaj<br />
Bulut teknolojileri geliştikçe sektörel etkileri de artıyor. İşletmelerin dijital dönüşümde<br />
ihtiyaç duyduğu çözümleri sunan IAS, bulut tabanlı ERP sistemlerinin işletmelere<br />
sağladığı 5 avantajı paylaştı…<br />
Gerçekleştirdiği inovasyonlar ile geleceğin<br />
teknolojilerini yaratarak, tüm paydaşlarına<br />
rekabet güçlerini artıracak çözümler<br />
sunma misyonuyla hareket eden IAS,<br />
bulut ERP’nin işletmelere sağladığı 5 ana<br />
avantajı sıraladı. ERP pazarında bulut kullanımının<br />
hızla yaygınlaştığını belirten<br />
IAS Türkiye ve Globalden Sorumlu Yönetim<br />
Kurulu Başkan Vekili Can Karabiber,<br />
“Bulut teknolojileri getirdiği yenilik, kolay<br />
kullanım ve çeviklik gibi özellikleriyle işletmeler<br />
için çok önemli avantajlar sunuyor.<br />
Nucleus Research tarafından yapılan<br />
bir araştırmaya göre bunların arasında<br />
en önde gelen 5 avantajı; BT maliyetlerini<br />
azaltmak, yatırımın geri dönüşünü hızlandırmak,<br />
üretkenliğin artırılması, satış ve<br />
karlılığa destek ile evden çalışmaya destek<br />
şeklinde sıralayabiliriz” şeklinde konuştu.<br />
Can Karabiber, bulut ERP’nin işletmelere<br />
sunduğu avantajları şu şekilde yorumladı:<br />
1. BT maliyetleriniz azaltın<br />
Bulut ERP’nin en önemli özelliği işletmelerin<br />
BT maliyetlerini düşürmesi olarak görülüyor.<br />
Ana işi teknoloji olmayan özellikle<br />
KOBİ ölçeğindeki işletmeler, bilişim hizmetlerini<br />
işin ehlinden alarak BT giderlerini<br />
azaltarak ana işlerine odaklanabiliyor.<br />
2. Yatırımınızın karşılığını hızla geri<br />
alın<br />
İşletmeler için en önemli kalemlerden bir<br />
tanesi de RoI (Return of Investment) olarak<br />
bilinen yatırımın geri alınma süreci.<br />
Yine KOBİ ölçeğindeki işletmeler için yatırım<br />
yapmak başlı başına zorlu bir süreç<br />
iken yapılan yatırımın karşılığının hızla<br />
alınacak olması işletmeleri Bulut ERP konusunda<br />
cesaretlendiren etmenler arasında<br />
yer alıyor. Zira yapılan araştırmalara<br />
göre Bulut ERP kullanımı sayesinde RoI<br />
ortalama yüzde 150 oranında artıyor.<br />
3. Çevik yapı ile üretkenliğinizi artırın<br />
Bulut ERP sistemleri işletmelere kazandırdığı<br />
çeviklik ile de öne çıkıyor. Bulut<br />
ERP sayesinde çevik ve daha yönetilebilir<br />
bir altyapıya sahip olan işletmeler, çalışan<br />
sayısını en aza indirirken üretkenliği en az<br />
yüzde 10 oranında artırıyor.<br />
4. Satışları ve karlılığı artırın<br />
Bulut ERP kullanımı sayesinde işletmeler,<br />
satış ve karlılığını kolayca artırabiliyor.<br />
Ayrıca sorun çözme süresini yüzde 30-60<br />
oranında azaltabilen işletmeler için rekabette<br />
bir adım öne çıkma fırsatı da doğmuş<br />
oluyor.<br />
5. Evden çalışmaya destek<br />
Son dönemde çok daha fazla kullanılmaya<br />
başlanan bulut ERP uygulamaları, evden<br />
çalışmaya geçen şirketler için de çok<br />
önemli fırsatlar sunuyor. Bu teknolojiler,<br />
işletmelerin dijital dönüşümünü hızlandırırken,<br />
verimlilik, esneklik, güvenlik gibi<br />
kritik alanlarda önemli avantajlar sunuyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
212’nin portföy girişimi 123FormBuilder exit etti<br />
Türkiye’nin ilk girişim sermayesi fonu 212’nin portföyünde<br />
yer alan, çevrimiçi formlarla anketler aracılığıyla veri toplama<br />
ve otomatikleştirme çözümleri sunan 123FormBuilder, Silikon<br />
Vadisi merkezli güvenli içerik yönetimi platformu Kiteworks<br />
tarafından satın alındı…<br />
13 yıldır büyüme aşamasındaki teknoloji şirketlerine<br />
yatırım yapan ve Türkiye’nin girişimcilik<br />
ekosistemine liderlik eden 212, yatırımlarının<br />
yanı sıra yaptığı exitlerle de ses getiriyor. 212’nin<br />
portföy girişimleri arasında bulunan, kullanıcılarına<br />
çevrimiçi formlar ve anketler aracılığıyla<br />
veri toplama ve otomatikleştirme imkânı sunan<br />
bulut platformu 123FormBuilder, dünya<br />
çapında hassas içeriklerin güvenliğini ve uyumluluğunu<br />
sağlayan Kiteworks tarafından satın<br />
alındı. 212’nin bölgesel ve küresel büyümeyi hedefleyen<br />
girişimlere yatırım yapma vizyonuyla<br />
4 yıl önce Romanya merkezli 123FormBuilder’a<br />
yaptığı yatırımdan 2,5 katın üzerinde getiri sağlandı.<br />
“Başarılı exitler için stratejik<br />
fırsatları değerlendirmeyi<br />
sürdüreceğiz”<br />
212 Kurucu Ortağı Numan Numan, konuyla<br />
ilgili şu değerlendirmede bulundu: “212 olarak,<br />
B2B alandaki teknoloji şirketlerine odaklanan<br />
yatırım stratejimizle, satın alma fırsatlarını değerlendirerek<br />
yatırımcılarımıza yüksek getiri<br />
potansiyeli sunuyoruz. Bu anlamda 123FormBuilder’ın<br />
exiti hem 212’nin doğru zamanda<br />
doğru firmalara yatırım yapma stratejisinin<br />
hem portföy yönetimimizin başarısının hem<br />
de kurucularımıza ve girişimlerine değer katma<br />
çabamızın önemli bir göstergesi niteliğinde.<br />
Portföy girişimlerimizden başarılı exit örneklerine<br />
bakacak olursak; ilk fonumuzla erken aşama<br />
yatırımcısı olduğumuz iyzico, 2019 yılında<br />
Türkiye’nin ilk ve en büyük fintek exitine imza<br />
attı. İkinci fonumuzla yatırım yaptığımız Katar<br />
merkezli doktor randevu platformu Meddy ise<br />
2021 yılında exit etti. Şimdi ise 123FormBuilder’ın<br />
başarılı çıkışıyla birlikte ikinci fonumuzdan<br />
ikinci exit gerçekleşti. Bu çıkışlar, portföyümüz<br />
genelinde değer yaratma taahhüdümüzü<br />
ve yatırımcılarımıza getiri sağlama yeteneğimiz<br />
kanıtlıyor. “212 olarak yatırım yaptıkları şirketlere<br />
global pazarlarda başarıya ulaşmaları için<br />
destek sağladıklarını vurgulayan Numan Numan,<br />
“Yüksek potansiyelli girişimlere yatırım<br />
yapmaya ve başarılı exitler için stratejik fırsatları<br />
değerlendirmeye devam edeceğiz” dedi.<br />
19
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
ASUS son teknoloji WiFi 7 cihazlarını<br />
Gamescom <strong>2024</strong>’te tanıttı<br />
yrıca, ROG Rapture GT-BE19000 ve en<br />
yeni Intel® WiFi 7 BE200 ağ kartı, ASUS<br />
Gamescom <strong>2024</strong> standında özel bir bölümde<br />
sergilendi. Katılımcılar bu son<br />
teknoloji cihazların güçlerini birleştirerek<br />
yüksek performanslı bir ağ deneyimi<br />
sunduğunu bizzat görme şansı yakaladı.<br />
ASUS Gamescom <strong>2024</strong>’te ROG Rapture GT-BE19000,<br />
ASUS RT-BE86U ve ROG USB-BE92 modellerini<br />
duyurdu. Bu üç cihaz, bulut oyunları ve kablosuz<br />
çözümler için düşük gecikmeye odaklanarak WiFi 7 ağ<br />
performansının zirvesini sergiliyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
20<br />
Olağanüstü hız getiren üçlü<br />
WiFi 7 işlevleri bu yılın ilerleyen dönemlerinde<br />
Windows 11’e gelecek ve yeni<br />
ROG GT-BE19000 modeli, 2,4 kata kadar<br />
daha yüksek hız ve yüzde 73’ e kadar<br />
daha geniş kapsama alanıyla üst düzey<br />
WiFi 7 oyun deneyimlerini mümkün<br />
kılacak. ROG Oyun Ağı özelliği, eksiksiz<br />
oyun hızlandırma teknolojisiyle özel<br />
bir Oyun Ağı SSID’si sunmak için Guest<br />
<strong>Network</strong> Pro’dan yararlanıyor.<br />
Yeni ASUS RT-BE86U modeli ise özelliklerle<br />
dolu bir AiMesh ağı oluşturmak için<br />
yüzde 30 daha fazla CPU gücü ve zengin<br />
Ethernet ana taşıyıcı seçenekleri ile RT-<br />
AX86U’nun üç katı olan 20 Gbps’ye kadar<br />
kablolu kapasite sunuyor. ROG USB-<br />
BE92 üç bantlı WiFi 7 USB adaptörü hem<br />
USB Type-A hem de Type-C® bağlantılarını<br />
destekliyor ve kullanıcıların parazit<br />
seviyesi düşük ağ iletişimi için açık 6<br />
GHz bandından yararlanmasını sağlıyor.<br />
ROG Rapture GT-BE19000<br />
ROG Rapture GT-BE19000 oyuncu router’ı,<br />
Multi-Link Operation ve 4096-QAM<br />
özellikli 6 GHz bandındaki 320 MHz kanallarıyla<br />
ultra hızlı WiFi 7 teknolojisini<br />
ve ağ kapasitesini ve verimini artırarak<br />
19 Gbps’ye varan hızlar sunuyor. ROG<br />
Rapture GT-BE19000; 2,5 Gb veya 10 Gb<br />
bağlantı noktalarında AI WAN algılama<br />
dahil olmak üzere çok yönlü WAN seçenekleri<br />
sunuyor ve USB üzerinden 4G<br />
LTE ve 5G mobil bağlantı paylaşımını<br />
destekliyor.<br />
Guest <strong>Network</strong> Pro ile kullanıcılar beş<br />
adede kadar SSID’yi kolayca yönetebiliyor,<br />
IoT cihazlarını kurabiliyor, VPN’leri<br />
ve ebeveyn denetimlerini yapılandırabiliyor.<br />
Guest <strong>Network</strong> Pro teknolojisi, tüm<br />
oyun özelliklerini tek bir SSID’de birleştirerek<br />
yeni nesil deneyimlere özel olarak<br />
tasarlanan bir Oyun Ağı ayarı da içeriyor.<br />
Oyuncular, oyun cihazından oyun<br />
sunucusuna kadar gelişmiş bir deneyim<br />
için bir oyunun veri paketlerine öncelik<br />
veren Üç Katmanlı Oyun Hızlandırma<br />
özelliğinden de yararlanabiliyor. Trend<br />
Micro tarafından desteklenen AiProtection<br />
Pro ise güvenliği sağlamlaştırıyor.<br />
ASUS RT-BE86U<br />
Son teknoloji WiFi 7 özelliğine sahip<br />
ASUS RT-BE86U router, Multi-link Operation<br />
ve 4096-QAM ile 6800 Mbps’ye<br />
kadar çift bant çıkışı sağlıyor. Bir adet 10<br />
Gb ve dört adet 2,5 Gb Ethernet bağlantı<br />
noktasıyla 20 Gbps’ye varan birleşik kablolu<br />
hız sunan model, AI WAN algılama<br />
ve 4G LTE/5G mobil bağlantı paylaşımı<br />
gibi çok yönlü WAN seçeneklerine de sahip.<br />
Yüzde 30 gibi etkileyici bir verim artışı<br />
sunan dört çekirdekli 2,6 GHz CPU,<br />
zorlu uygulamaların üstesinden gelebiliyor.<br />
Guest <strong>Network</strong> Pro, Mobil Oyun<br />
Modu ve güçlü güvenlik için AiProtection<br />
Pro ile bu router; kapsamlı özellikler<br />
ve kesintisiz bağlantı sunarak tüm evi<br />
kaplayan genişletilebilir bir ağ için sağlam<br />
bir arka plan bağlantısı oluşturuyor.<br />
ROG USB-BE92<br />
Mevcut masaüstü veya dizüstü bilgisayarlara<br />
WiFi 7 istemci bağlantısı eklemek<br />
için kullanılan ROG USB-BE92 üç bant<br />
USB adaptörü, 6.500 Mbps’ye kadar ultra<br />
hızlı WiFi 7 hızları sunmasının yanında<br />
tüm standart WiFi ağlarıyla da uyumlu<br />
çalışıyor. Daha az kesinti ve parazit için<br />
güçlü bir 6 GHz bandına sahip olan bu<br />
ürün, WiFi 6 istemcilerinden 3,6 kata kadar<br />
daha hızlı performans sunuyor. Gelişmiş<br />
güvenliği WPA3 desteği ile sunan<br />
modelin Windows 10/11 ile uyumlu tak<br />
çalıştır tasarımında, zahmetsiz entegrasyon<br />
için hem USB Type-A hem de USB<br />
Type-C® bağlantıları destekleniyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Volkan Duman: “vMind ile tüm veriniz değerli<br />
ve güvende”<br />
vMind CEO’su Volkan Duman, bulut bilişimdeki<br />
liderlikleri ve yenilikçi yaklaşımlarıyla hem ulusal hem<br />
uluslararası pazarda güçlü bir konuma sahip olduklarını<br />
belirtti. “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı” diyen<br />
Duman, vMind’ın verilerini en yüksek güvenlik<br />
standartlarıyla Türkiye’de sakladığını vurguladı...<br />
2019’dan itibaren dünyada dijital dönüşüm<br />
talepleri zirveye ulaştı. Hızla yükselen bu<br />
dijital dönüşüm ivmesi, Endüstri 4.0 geçişi<br />
ve üretken yapay zekanın iş hayatına daha<br />
fazla girmesiyle birlikte <strong>IT</strong> dönüşümü trendi,<br />
beklentileri de artırdı. Öyle ki verilerin her<br />
zaman her yerden ulaşılabilir olması, yüksek<br />
ilk yatırım maliyeti olmadan en etkin çözümün<br />
üretebilmesi, en önemlisi de veri güvenliğinin<br />
en yüksek seviyede olması tercih<br />
olmanın dışında bir zorunluluk haline geldi.<br />
Tüm bu ihtiyaçlar verimli ve hızlı bir şekilde,<br />
bulut bilişimle sağlıklı olarak karşılanabiliyor.<br />
Tabii her alanda olduğu gibi bulut teknolojileri<br />
alanında da doğru tercihi yapmak<br />
çok kritik.<br />
3 Yılda İkiye Katlanacak<br />
Bulut bilişim özellikle EMEA bölgesinde hızlı<br />
bir büyüme gösteriyor. 2023 yılı itibariyle<br />
EMEA bulut bilişim pazarının 100 milyar<br />
Euro’ya ulaştığı tahmin ediliyor. Türkiye’de<br />
de bulut bilişim pazarı dijital dönüşümün öncülerinden.<br />
Net olmamakla birlikte, yapılan<br />
araştırmalar gösteriyor ki bu pazar ülkemizde<br />
500 milyon doların üzerinde bir büyüklüğe<br />
sahip. Dönüşümün yoluna hızla devam<br />
edeceği yadsınamaz bir gerçek ve 2027 yılına<br />
bu rakamların ülkemizde iki katına çıkması<br />
yani 1 ila 1,2 milyar dolar seviyesine ulaşması<br />
bekleniyor. Bulut hizmeti veren global ölçekteki<br />
şirketlerin büyük kısmı, kendi standartları<br />
ve stratejileri gereği, sunucularını yurt<br />
dışında barındırıyor. Bu durum, özellikle<br />
tabii olduğumuz dijital büyüme ve rekabet<br />
düzenleyici kurallara uyumu zorlaştırıyor.<br />
Verilerin yurt dışına çıkması buna mukabil<br />
veri güvenliği sorumluluğunun büyük ölçüde<br />
müşteride olması bazı yasal boşluklar<br />
meydana getiriyor.<br />
vMind CEO’su Volkan Duman, “Türkiye’nin<br />
verisi Türkiye’de kalmalı ama sadece bu<br />
yeterli değil, Türkiye’nin bulut lideri olarak<br />
müşterilerimizin verilerini güvenle saklıyor,<br />
geliştirdiğimiz teknolojilerle onlara en iyi çözüm<br />
ve hizmetleri sağlıyoruz. vMind ile veriniz<br />
Türkiye’de ve güvende” diyor.<br />
vMind sunduğu Infrastructure as a Service<br />
(IaaS), Platform as a Service (PaaS) ve<br />
Software as a Service (SaaS) çözümleriyle<br />
müşterilerine, dijital altyapılarını güçlendirme,<br />
maliyetlerini kontrol etme ve teknolojik<br />
yeniliklere hızla uyum sağlayabilme konularında<br />
destek oluyor.<br />
Bulutta Yerliliğin Önemi<br />
Günlük ihtiyaçlarımızı karşılarken yaptığımız<br />
tercihlerin yarın karşımıza ne getireceğini<br />
öngörebilmek stratejik bir öneme<br />
sahip. Mesafe farketmeksizin ister dünyanın<br />
öteki ucunda ister yakın bir coğrafyada<br />
olsun, meydana gelen herhangi bir gelişme,<br />
üzerimizde büyük bir etki oluşturabiliyor.<br />
Daha geçtiğimiz ay global çapta yaşanan bir<br />
küçük veri güncelleme sorunu hizmet alan<br />
çok sayıda kurumun günlerce süren sorunlar<br />
yaşamasına neden oldu. Aslında bu olay<br />
durumun ciddiyetini bir kez daha kanıtlar<br />
nitelikteyken yaşanan bu acı tecrübe, yerel<br />
çözümlerin önemini bir kez daha gözler önüne<br />
serdi. Bulut hizmetlerinin de yerli ve milli<br />
kaynaklarla geliştirilen diğer stratejik çözümler<br />
gibi yerel üreticilerle sağlanmasının<br />
ne kadar kritik olduğu apaçık ortada.<br />
İşte bu alandaki öncülerden biri olan vMind,<br />
yüzde 100 yerli sermayeyle 2013 yılında kuruldu.<br />
Uçtan uca sunduğu BT çözümleri,<br />
kendi bulut markası portvMind ve profesyonel<br />
yönetilen hizmetleriyle rakiplerinden ayrışıyor.<br />
vMind, sektörde liderliğini defalarca<br />
kanıtlamış bir şirket. Her yıl düzenlenen Bilişim<br />
500 Araştırması sonuçlarına göre yerel<br />
hizmet sağlayıcı “Bulut” kategorisinde pek<br />
çok kez “Lider” olan vMind, yüzde yüze yakın<br />
müşteri memnuniyet oranıyla katma değerli<br />
hizmetler sunmaya devam ediyor.<br />
vMind CEO’su Volkan Duman, bulut bilişimde<br />
bilişim altyapılarının servis olarak<br />
verile-bilmesi vizyonuyla; önce yerel ardından<br />
global ölçeğe ulaşabilecek dev bir bulut<br />
bilişim markası hedefiyle vMind’ı 11 yıl önce<br />
kurduğunu anlatıyor. Türkiye’de bulunan üç<br />
farklı lokasyondaki veri merkezleriyle, 2018<br />
yılından itibaren çalışmalarına Yıldız Teknik<br />
Üniversitesi Teknopark’ta devam ettiklerini<br />
belirten Duman, “2020 yılında yurt dışındaki<br />
ilk iştirakimizi vMindJV ile gerçekleştirdik.<br />
Yurt dışında da büyümeye devam ederken<br />
stratejik planlarımızın içinde bulunan ve ülkemiz<br />
içinde oluşturduğumuz yeni kanal yapısıyla<br />
KOBİ’lere özel, uygun maliyetli, kolay<br />
erişilebilir bir bulut platformu seçeneğiyle,<br />
‘KOBİ Bulut’ konseptinin öncüsü olduk” diyor.<br />
vMind, Teknopark bünyesinde geliştirdiği<br />
vMind Public Cloud platformu ve açık kaynak<br />
vMind Kubernetes Engine uygulamalarıyla,<br />
“Cloud Agnostik” olarak bilinen yeni<br />
nesil platform anlayışının sektörde tanınmasına<br />
öncülük ediyor. Bu yenilikçi çözümler,<br />
işletmelere esnek, bağımsız ve ölçeklenebilir<br />
bir bulut altyapısı sunarak sektördeki dönüşümün<br />
itici gücü olma potansiyeli taşıyor.<br />
vMind Kurucusu Volkan Duman, “Binden<br />
fazla mutlu müşterimizle BT yönetiminin<br />
karmaşıklıklarını ve verimsizliklerini çözüyoruz.<br />
Güçlü bulut çözümleri ve profesyonel<br />
yönetilen hizmetleri sayesinde, kurumların<br />
operasyonlarını basitleştirmelerine, BT giderlerini<br />
azaltmalarına ve veri güvenliğini<br />
artırmalarına, yardımcı oluyoruz. İlave<br />
olarak artık çok daha yüksek öneme sahip<br />
veri güvenliği regülasyonları gibi onların<br />
standartlara uyum süreçlerini kolaylaştıracak<br />
çeşitli olanaklar sağlıyoruz. Ülkemizde<br />
ve globalde yaşanan uzman insan kaynağı<br />
eksikliğini, ekibimizin sürekli eğitim ve sertifikasyonlarını<br />
destekleyerek ve geniş proje<br />
tecrübeleriyle güncel bilgiye sahip uzmanlar<br />
yetiştirerek çözmekteyiz. Bu sayede, sektörün<br />
bu alandaki ihtiyaçlarını kendi bünyemizde<br />
karşılıyoruz. Bulut bilişimdeki liderliğimiz,<br />
sürekli büyüyen müşteri tabanımız<br />
ve yenilikçi yaklaşımımızla hem ulusal hem<br />
uluslararası pazarda güçlü bir konumdayız”<br />
diye anlatıyor.<br />
Duman, liderliklerini sürdürdükleri bulut bilişimde<br />
en önemli bulut çözümlerini ise şöyle<br />
açıklıyor: “Çözümlerimiz arasında uzak ofis<br />
çalışma platformları, felaket önleme sistemleri,<br />
servis bazlı ERP, iş zekası uygulamaları,<br />
iş sürekliliği, güvenlik yönetimi, Dockers ve<br />
Kubernetes teknolojileri ve danışmanlığı gibi<br />
katma değerli hizmetlerimiz bulunuyor.<br />
Müşterilerimize portvMind markasıyla güvenli<br />
ve performanslı bulut çözümleri sunarken,<br />
şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerinde<br />
güvenilir bir çözüm ortağı rolü üstleniyoruz.<br />
Ayrıca geliştirdiğimiz bulut tabanlı, yeni nesil<br />
satış otomasyonu ve süreç yönetimi yazılımı<br />
vRPMind ile ölçeği ne olursa olsun her<br />
işletmenin dijitalleşen dünyada daha kararlı<br />
ve planlı adımlar atmasını sağlayacak katma<br />
değerli hizmetler sunmaya devam ediyoruz.”<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
21
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Sizin çöpünüz bir suçlunun<br />
hazinesi olabilir!<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Bir cihazın çok yavaşlaması, sahibinin<br />
yeni bir cihaz satın alması veya güncel<br />
haline kıyasla işlevsellikten yoksun olması<br />
gibi nedenlerle kullanımdan kalktığı<br />
bir zaman gelir. Üretici odağını yeni<br />
bir modele kaydırarak eskisinin kullanım<br />
ömrünü sonlandırır. Bu aşamada,<br />
üreticiler ürün için parça, hizmet veya<br />
yazılım güncellemelerinin sağlanmasını,<br />
satışını veya pazarlanmasını durdurur.<br />
Bu birçok anlama gelebilir ancak ESET<br />
uzmanlarına göre cihaz güvenliğinin<br />
artık düzgün bir şekilde sürdürülmediği<br />
ve son kullanıcıyı savunmasız hale getirdiği<br />
sonucunu da doğurur. Destek sona<br />
erdikten sonra siber suçlular üstünlüğü<br />
ele geçirmeye başlayabilir. Kameralar,<br />
telekonferans sistemleri, yönlendiriciler<br />
ve akıllı kilitler gibi cihazların işletim<br />
sistemleri veya aygıt yazılımları bir kez<br />
eskidiğinde artık güvenlik güncellemeleri<br />
almaz ve bilgisayar korsanlığına veya<br />
diğer kötüye kullanımlara açık kapı bırakır.<br />
Dijital mezarlıkta yeni bir tehdit kıpırdanıyor. Destek<br />
dışı kalan IoT cihazlar kötü niyetli aktörlerin esiri<br />
oluyor. Dijital güvenlik şirketi ESET eski, istismar<br />
edilebilecek güvenlik açıklarına sahip, kullanım<br />
ömürlerinin sona ermesi nedeniyle herhangi bir yama<br />
alamayan cihazların saldırganlar için kolay hedef<br />
olduğunu paylaştı…<br />
22<br />
IOT cihaz sayısı 17 milyara<br />
ulaştı<br />
Tahminlere göre kapı kameralarından<br />
akıllı TV’lere kadar dünyada yaklaşık 17<br />
milyar IoT cihazı var ve bu sayı artmaya<br />
devam ediyor. Bunların sadece üçte birinin<br />
beş yıl içinde kullanılmaz hale geldiğini<br />
varsayalım. Bu, 5.6 milyardan biraz<br />
fazla cihazın istismara açık hale gelebileceği<br />
anlamına gelir. Destek azaldıkça<br />
olasılık da artacaktır. Çoğu zaman, bu<br />
savunmasız cihazlar bir botnet’in parçası,<br />
bir bilgisayar korsanının emri altında<br />
zombilere dönüşen ve onların emirlerini<br />
yerine getiren cihazlardan oluşan bir ağ<br />
haline gelebilir.<br />
Birinin çöpü diğerinin<br />
hazinesidir<br />
Mozi, Güncelliğini yitirmiş ve savunmasız<br />
IoT cihazlarından yararlanan botnetlere<br />
iyi bir örnekdir. Bu botnet her<br />
yıl yüz binlerce internete bağlı cihazı<br />
ele geçirmesiyle ünlüydü. Bu cihazlar ele<br />
geçirildikten sonra veri hırsızlığı ve kötü<br />
amaçlı yazılım yüklerinin dağıtılması<br />
da dahil olmak üzere çeşitli kötü amaçlı<br />
faaliyetler için kullanıldı. Botnet çok<br />
ısrarcıydı ve hızlı genişleme yeteneğine<br />
sahipti ancak 2023 yılına kadar çökertildi.<br />
IoT video kamera gibi bir cihazdaki<br />
güvenlik açıklarından faydalanılması,<br />
bir saldırganın bu cihazı bir gözetleme<br />
aracı olarak kullanmasını ve sizi ve ailenizi<br />
gözetlemesini sağlayabilir. Uzaktan<br />
saldırganlar, IP adresleri keşfedildikten<br />
sonra kameraya daha önce erişimleri olmadan<br />
veya giriş bilgilerini bilmeden savunmasız,<br />
internete bağlı kameraları ele<br />
geçirebilirler. Savunmasız, kullanım dışı<br />
IoT cihazlarının listesi uzayıp gidiyor ve<br />
üreticiler genellikle bu tür savunmasız<br />
cihazları yamamak için harekete geçmiyor;<br />
hatta üreticiler iflas ettiğinde cihazlarına<br />
yama yayımlamaları da mümkün<br />
olamıyor.<br />
Eski cihaz, yeni amaç<br />
Aramızdaki IoT cihazlarının bolluğu nedeniyle<br />
yeni bir trend ortaya çıktı: Eski<br />
cihazların yeni amaçlar için yeniden kullanılması.<br />
Örneğin eski iPad’inizi akıllı<br />
bir ev kumandasına dönüştürmek ya da<br />
eski bir telefonu dijital fotoğraf çerçevesi<br />
veya arabanın GPS’i olarak kullanmak<br />
gibi. Olasılıklar çok ancak güvenlik<br />
yine de akılda tutulmalı. Bu elektronik<br />
cihazlar savunmasız yapıları nedeniyle<br />
internete bağlanmamalıdır. Öte yandan,<br />
eski bir cihazı çöpe atarak ondan kurtulmak<br />
da güvenlik açısından iyi bir fikir<br />
değildir. Çöp sahalarını zehirli maddelerle<br />
kirletmemek gibi çevresel bir bakış<br />
açısının yanı sıra eski cihazlar gizli bilgi<br />
hazineleri içerebilir. Desteklenmeyen cihazlar,<br />
bir saldırgan tarafından kontrol<br />
edilen ve hain amaçlar için kullanılan,<br />
güvenliği ihlal edilmiş cihazlardan oluşan<br />
bir ağ olan botnet’te zombi olarak da<br />
yer alabilir. Bu zombi cihazlar genellikle<br />
birisinin ağını veya web sitesini intikam<br />
almak için aşırı yükleyen dağıtılmış hizmet<br />
reddi (DDoS) saldırıları için veya<br />
dikkatleri başka bir saldırıdan uzaklaştırmak<br />
gibi farklı bir amaç için kullanılır.<br />
Akıllı dünya, akıllı suçlular ve zombiler<br />
Cihazlarınızı her zaman güncel tutmalı<br />
ve bu mümkün olmadığında eski verileri<br />
silerek güvenli bir şekilde imha etmeye<br />
çalışmalısınız. İmha ettikten sonra da<br />
yeni bir cihazla değiştirmeniz veya onlara<br />
yeni, çok daha az bağlantılı bir amaç<br />
bulmalısınız. Eski cihazlar kolay hedefler<br />
olabilir, bu nedenle onları internetten<br />
uzak tutarak veya kullanımlarını durdurarak,<br />
onlar aracılığıyla herhangi bir<br />
siber zarara karşı kendinizi güvende ve<br />
emniyette hissedebilirsiniz.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Dell Technologies, yeni Alienware<br />
çift çözünürlüklü oyun monitörünü tanıttı<br />
Her türlü oyun senaryosuna uyum sağlayan yeni Alienware 27 inç 4K Çift Çözünürlüklü Oyun<br />
Monitörü, birden fazla türde oyun oynayanların yüksek yenileme hızı ile yüksek çözünürlük<br />
arasında seçim yapma sorununu ortadan kaldırıyor…<br />
sasiyetiyle gerçekçi görseller sunarak oyunlar<br />
için veya İçerik Oluşturucu Moduyla renk hassasiyeti<br />
gerektiren işler için idealdir. Dolby Vision<br />
ve VESA DisplayHDR 600 sertifikası, parlak<br />
beyazlar ve daha derin siyahlarla zengin<br />
HDR performansı sunuyor. Ayrıca donanım<br />
tabanlı TÜV sertifikalı ComfortView Plus<br />
ile oyuncular, renk performansından ödün<br />
vermeden ve göz yorgunluğu olmadan daha<br />
uzun süre oyun oynayabiliyor.<br />
• Akıcılık: NVIDIA® G-SYNC® Uyumlu ve<br />
VESA AdaptiveSync sertifikaları sayesinde<br />
aksiyon dolu oyunlar takılmayan görsellerle<br />
akıcı kalırken, 0,5 ms gray-to-gray tepki süresi<br />
gölgelenme ve bulanıklığı azaltıyor.<br />
• Konsol Uyumluluğu: Yüksek bant genişliğine<br />
sahip HDMI 2.1 FRL, konsollarda uyumlu<br />
oyunlarla 4K 120Hz’e kadar (PC’de 180Hz’de<br />
4K’ya kadar) performansı desteklerken, değişken<br />
yenileme hızı ve otomatik düşük gecikme<br />
modu duyarlı bir konsol deneyimi sunuyor.<br />
eARC uyumluluğu ise Dolby Atmos hoparlörler<br />
ve ses çubukları dâhil olmak üzere yüksek<br />
çözünürlüklü hoparlörlerin bağlanabilmesini<br />
sağlıyor.<br />
Alienware 27 4K Çift Çözünürlüklü Oyun<br />
Monitörü (AW2725QF) 12 Eylül <strong>2024</strong>’te tüm<br />
dünyada 599,99 ABD dolarından satışa sunulacak.<br />
Dell Technologies, birden fazla türde oyun<br />
oynayanların yüksek yenileme hızı ile yüksek<br />
çözünürlük arasında seçim yapma sorununu<br />
çözen yeni Alienware 27 inç 4K Çift Çözünürlüklü<br />
Oyun Monitörünü (AW2725QF) tanıttı.<br />
Yeni monitör, görsel açıdan yoğun oyunlar<br />
için 4K (3840x2160) 180Hz panelin ayrıntılarına<br />
sahip bir monitör ile aksiyon dolu rekabetçi<br />
oyunlar için FHD (1920x1080) 360Hz panelin<br />
yüksek hızına sahip bir monitörü bir araya<br />
getirerek iki mod sunuyor. Hem PC hem de<br />
oyun konsolları için tasarlanan AW2725QF,<br />
her türlü oyun senaryosuna uyum sağlayan<br />
tek monitör olarak karşımıza çıkıyor.<br />
Tek tuşla iki mod arası geçiş<br />
Yeni Alienware 27 inç 4K Çift Çözünürlüklü<br />
Oyun Monitörü, birden fazla türde oyun<br />
oynayanlar için tek bir düğmeye basarak iki<br />
mod arasında geçiş yapma imkanı veriyor.<br />
4K @180Hz modu, 163 piksel/inç ile en yüksek<br />
detayları ortaya çıkarıyor. Bu mod, RPG<br />
ve macera oyunları gibi görsel açıdan zengin<br />
maceralar için yepyeni bir deneyim sunuyor.<br />
FHD @360Hz modu ise hareket netliğini ve<br />
hızı önceliklendirken hızlı tempolu aksiyon<br />
oyunlarında rekabetçi oyuncuların beklentilerini<br />
karşılıyor.<br />
4K @ 180Hz modunda daha fazla piksel veya<br />
FHD @ 360Hz modunda daha yüksek yenileme<br />
hızı arasında seçim yapma imkânı sunuyor.<br />
4K ekran FHD moduna geçtiğinde, dört<br />
piksel birleştirilerek tek bir piksel oluşturuluyor,<br />
bu da yenileme hızının 360Hz’e çıkmasını<br />
sağlıyor. Bu teknoloji, oyuncuların oyun tercihlerine<br />
bağlı olarak daha yüksek bir yenileme<br />
hızı veya daha yüksek çözünürlük arasında<br />
seçim yapmalarına olanak tanıyor.<br />
Yeni mönitorün öne çıkan<br />
diğer önemli özellikleriyse<br />
şöyle:<br />
• Zengin Renk ve Kontrast: AW2725QF,<br />
DCI-P3 yüzde 95 renk gamı ve Delta E
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
JBL’den dokunmatik ekranlı<br />
yeni kulaklık serisi!<br />
Ses teknolojisinde 75 yıllık deneyimiyle öne çıkan JBL,<br />
müzikseverleri heyecanlandıracak üç yeni kulak içi<br />
kulaklık modeliyle sizlerle buluşuyor. Yeni Live 3 serisi<br />
üstün ses kalitesi, uzun çalma süresi ve dokunmatik<br />
ekran özellikleri ile kullanıcılara benzersiz bir dinleme<br />
deneyimi sunuyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Dokunmatik Ekranla Kontrol<br />
Edilen Üstün Ses Performansı<br />
JBL Live Beam 3, JBL Live Buds 3 ve JBL<br />
Live Flex 3, her biri farklı ihtiyaçlara hitap<br />
eden özelliklerle donatıldı. Bu modellerin<br />
en dikkat çekici özelliği ise Akıllı<br />
Şarj Kutusu üzerindeki 1.45 inç dokunmatik<br />
ekranla kontrol edilebilmeleri. Bu<br />
ekran sayesinde, cihazınıza ihtiyaç duymadan<br />
ses seviyesini ayarlayabilir, müziğinizi<br />
yönetebilir, gelen aramalara cevap<br />
verebilir ve hatta ekran koruyucusunu<br />
kişiselleştirebilirsiniz. JBL uygulamasına<br />
erişmeye gerek kalmadan tüm kontrol<br />
sizin elinizde.<br />
24<br />
JBL Signature Sound ve<br />
Hi-Res Audio ile Üstün Ses<br />
Deneyimi<br />
Her üç model de JBL Signature Sound ile<br />
donatılmış 10 mm ve 12 mm dinamik sürücüler<br />
sunuyor. Bu sürücüler, derin baslardan<br />
yüksek frekanslara kadar her ses<br />
seviyesinde mükemmel bir ses deneyimi<br />
sağlamak için özenle ayarlandı. JBL Spatial<br />
Sound teknolojisi ile sesin her yerden<br />
geldiğini hissederek, kendinizi bir konserin<br />
ortasındaymış gibi hissedersiniz.<br />
Bu, JBL Signature Sound’un en iyi hali.<br />
Ayrıca, True Adaptive Noise Cancelling<br />
özelliği, çevresel sesleri otomatik olarak<br />
engelleyerek en gürültülü ortamlarda<br />
bile kesintisiz bir dinleme keyfi sunar. Bu<br />
özelliği kulak şeklinize göre ayarlayabilir,<br />
çevresel ses kontrol ayarlarınızı yapabilir<br />
ve rahatlamanıza yardımcı olacak<br />
bir çalma listesi oluşturabilirsiniz.<br />
Uzun Süreli Oynatma ve<br />
Kablosuz Şarj İmkanı<br />
JBL Live Flex 3, toplamda 50 saatlik oynatma<br />
süresi sunarak gün boyu kesintisiz<br />
eğlenceyi garanti ediyor. JBL Live<br />
Beam 3, toplamda 48 saat oynatma süresi<br />
sunuyor. JBL Live Buds 3 ise 40 saatlik<br />
oynatma süresi ile kullanıcılarına uzun<br />
süreli dinleme keyfi sunuyor. Modellerin<br />
her biri kablosuz şarj özelliği ile donatılmış<br />
olup, USB Type-C şarj kablosu ile<br />
hızlı şarj imkanı da sunuyor. Sadece 10<br />
dakikalık şarj ile dört saat daha oynatma<br />
süresi elde edebilirsiniz.<br />
Suya ve Toza Dayanıklı<br />
Tasarım<br />
JBL Live Beam 3, JBL Live Buds 3 ve JBL<br />
Live Flex 3, suya ve toza karşı dayanıklı<br />
yapılarıyla dikkat çekiyor. Bu özellikler,<br />
kulaklıklarınızı en zorlu koşullarda bile<br />
güvenle kullanmanızı sağlıyor.<br />
Mükemmel Ses Kalitesi ve<br />
Kişiselleştirilmiş Deneyim<br />
6 mikrofonlu tasarımı, rüzgar ve gürültü<br />
parazitini azaltarak en net ses deneyimini<br />
sunar. JBL Headphones uygulaması ile<br />
dinleme deneyiminizi kişiselleştirebilir,<br />
Uyarlanabilir Gürültü Engellemeyi kulak<br />
şeklinize göre ayarlayabilir ve tercih<br />
ettiğiniz sesli asistanı seçebilirsiniz. Ayrıca,<br />
Google Finder hizmeti sayesinde,<br />
kulaklığınızı kaybettiğinizde, 3 milyondan<br />
fazla Android cihazdan oluşan bir<br />
ağ, kulaklığınızı bulmanıza otomatik<br />
olarak yardımcı olur. Ayrıca, Google Ses<br />
Değiştirme özelliği ile kulaklıklarınız,<br />
bir Android Bluetooth® cihazından diğerine<br />
kesintisiz olarak geçiş yapar. Bu<br />
sayede, tabletinizde izlediğiniz bir videodan<br />
cep telefonunuzdaki bir aramaya<br />
kolayca geçiş yapabilir ve hiçbir anı kaçırmazsınız.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
e& enterprise Türkiye’ye açılıyor!<br />
e& enterprise, GlassHouse’u 60 milyon dolara satın alarak küresel erişimini genişletti.<br />
Türkiye, grubun faaliyet gösterdiği 33. ülke oldu. GlassHouse, e& enterprise’ın bir<br />
iştiraki olarak marka kimliğini koruyacak ve faaliyetlerini bağımsız olarak yürütecek…<br />
e&’in dijital dönüşüm birimi e& enterprise,<br />
Türkiye’nin önde gelen yönetilen bulut<br />
ve SAP altyapı hizmetleri sağlayıcısı GlassHouse’un<br />
yüzde 100 hissesini 60 milyon<br />
ABD doları karşılığında satın alma sürecinin<br />
başarıyla tamamlandığını duyurdu.<br />
Bu satın almayla birlikte, GlassHouse e&<br />
enterprise’ın iştirakleri arasına katılırken,<br />
marka kimliğini koruyarak bağımsız bir<br />
şekilde faaliyet göstermeye devam edecek.<br />
e& enterprise CEO’su Salvador Anglada,<br />
“Yeteneklerimizi güçlendirerek, dikey uzmanlık<br />
ekleyerek ve yüksek büyüme oranına<br />
sahip pazarlara açılarak değer teklifimizi<br />
güçlendirmeye devam ediyoruz. Bu<br />
kapsamda GlassHouse’u e& ekosistemine<br />
dahil etmekten büyük heyecan duyuyoruz.<br />
Bu satın alma ile 33. operasyonel pazarımız<br />
olarak Türkiye’de faaliyetlerimize<br />
başladık. Böylece uçtan uca dijital dönüşümde<br />
bölgesel lider olma yolculuğumuzda<br />
cesur bir adım daha attık” dedi.<br />
GlassHouse CEO’su Alp Bağrıaçık, “GlassHouse’un,<br />
Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon<br />
için stratejik bir merkez olma konumunu<br />
güçlendiren bu önemli yatırım<br />
dalgasının bir parçası olmasından büyük<br />
bir gurur ve mutluluk duyuyorum. Glass-<br />
House’un marka değeri ve teknik uzmanlığı<br />
ile e& enterprise’ın vizyonu sayesinde,<br />
BT altyapı hizmetleri alanında son yılların<br />
en büyük uluslararası doğrudan yatırımlarından<br />
(FDI) birini ülkemize ve sektörümüze<br />
kazandırdık. 60 milyon dolar seviyesindeki<br />
bu yatırım bununla da kalmayarak<br />
önümüzdeki 5 yıl boyunca yılda ortalama<br />
10 milyon dolar seviyesinde doğrudan yatırım<br />
ile daha da büyüyecek. Bu motivasyon<br />
ile ekibimizi daha da büyüterek istihdam<br />
sağlayacak ve dijital dönüşüm alanında<br />
önemli bir teknoloji transferi gerçekleştireceğiz.<br />
Kendi marka kimliğimizle devam<br />
edeceğimiz bu yolculukta endüstrinin en<br />
yetkin takımı ile bölgemizde önemli bir<br />
hizmet ihracatı gücüne erişeceğiz. e&enterprise’ın<br />
güçlü portföyünden faydalanarak<br />
müşterilerimize yepyeni güvenlik<br />
çözümleri ve dijital dönüşümlerini hızlandıracak<br />
alternatif çözümler sunacağız”<br />
dedi.<br />
Bu yatırım ile e& enterprise portföyünü<br />
GlassHouse’un SAP altyapı hizmet yetkinlikleriyle<br />
güçlendirmenin yanında, finansal<br />
hizmetler sektöründe de kapsamlı dijital<br />
çözümler sunma yetkinliğini artıracak.<br />
2004 yılında kurulan ve bulut hizmetleri<br />
sektöründe önemli bir oyuncu haline<br />
gelen GlassHouse, belirli coğrafyalarda<br />
2.000’den fazla işletmeye yönetilen bulut,<br />
iş sürekliliği, şirket içi yedekleme, özel<br />
egemen bulut ve SAP Altyapı hizmetleri<br />
sunuyor. Türkiye’nin en büyük 10 bankasından<br />
dokuzuna hizmet veren şirket,<br />
finansal hizmetler sektöründe öncü konumuyla<br />
dikkat çekiyor. Türkiye, Güney Afrika<br />
ve Katar’daki ofislerinde 150’den fazla<br />
uzman çalışanla faaliyet gösteren Glass-<br />
House, Microsoft, Dell ve SAP gibi sektör<br />
devlerinin güvenilir iş ortakları arasında<br />
yer alıyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
R&M, kuruluma hazır kablolama sistemlerini<br />
genişletiyor<br />
VARIOline ailesi binalarda, veri merkezlerinde ve dış alanlarda<br />
fiber optik kablolama için şantiyede ekleme yapılmasına gerek<br />
olmayan tak ve çalıştır genel çözümler sunuyor…<br />
Veri ve iletişim ağlarına yönelik üst düzey altyapı<br />
çözümlerinin küresel çapta aktif geliştiricisi<br />
ve sağlayıcısı olan R&M, sonlandırılmış<br />
fiber optik kablo yelpazesini genişletiyor. VA-<br />
RIOline ailesi artık üç tak-çalıştır çözümü içeriyor.<br />
Montaja hazır gevşek borulu kablolama<br />
sistemi binalarda, veri merkezlerinde ve dış<br />
alanlarda kurulumunu kolaylaştırıyor. Yalnızca<br />
kabloları şaftlara, kanallara ve raflara<br />
beslemek ve bunları patch panel modüllerine<br />
bağlamak yeterli. Kullanıma hazır kablolar ve<br />
monte edilmiş fan çıkış ayaklarından oluşan<br />
genel çözüm, şantiyede sahada montaj, birleştirme<br />
ve ölçüm işlemlerinden tasarruf sağlarken,<br />
kurulum çalışmalarını yalnızca birkaç<br />
uzmanla zamandan ve maliyetten tasarruf<br />
sağlayacak şekilde gerçekleştirmek mümkün.<br />
VARIOline genel çözümleri, tek veya çok<br />
modlu fiberlerle omurga, ana hat ve kampüs<br />
kablolaması için kullanılmakta.<br />
- VARIOline Easy, korumalı ortamlar için uygun<br />
olup, fabrikalar için veri merkezlerinde ve<br />
veri ağlarında yüksek paketleme yoğunluğu<br />
sağlıyor.<br />
- VARIOline Classic, eklemeye alternatif olarak<br />
iç mekan ve belirli dış mekan kabloları<br />
için orta paketleme yoğunluğuna yönelik mekanik<br />
olarak stabil bir çözüm.<br />
- Dış mekan çözümü VARIOline OP ise; FTTA,<br />
etkinlikler, tüneller ve akıllı şehirler için aşırı<br />
mekanik ve termal yüklere dayanmakta.<br />
VARIOline ürünleri tüm R&M fiber optik<br />
platformlarıyla uyumlu.<br />
25
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Multitek, yeni ürünü DiafonBox ile<br />
tüm evleri akıllandırıyor!<br />
Multitek, diyafon- interkom pazarında dinamikleri değiştirecek yeni ürünü DiafonBox’ı<br />
kamuoyuna sundu. Hem yazılımı hem de donanımı Multitek mühendisleri tarafından<br />
geliştirilen DiafonBox, diyafon sistemlerinde bir ilk olma özelliği taşıyor ve sektöründe<br />
çığır açıyor. Yeni ürün, apartman içi haberleşme sistemi bulunan her türlü konutun<br />
kablo ve cihaz değiştirmeye gerek kalmadan akıllı evlere dönüşmesini sağlıyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
26<br />
1989’dan bu yana apartman-konut içi haberleşme<br />
sistemleri konusunda öncü olan,<br />
yüzde 100 yerli üretim yapan ve Türkiye’deki<br />
tek akıllı interkom üreticisi Multitek düzenlediği<br />
basın toplantısı ile yeni ürünü Diafon-<br />
Box’ı kamuoyuna sundu. Toplantıya Multitek<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Demirkol,<br />
Yönetim Kurulu Üyesi Erman Demirkol ve<br />
Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Ece<br />
Demirkol katıldı.<br />
Toplantıda konuşan Multitek Genel Müdürü<br />
Ece Demirkol, DiafonBox’ın 3 yıla dayanan<br />
bir ar-ge çalışmasının ürünü olduğunu ifade<br />
ederek, diyafon pazarında bir ilk olduğunu<br />
söyledi. Demirkol “DiafonBox apartman içi<br />
haberleşme sistemlerinde bir devrim yapıyor.<br />
Bu ürünü eski veya yeni kurulan analog<br />
interkom sistemlere takılan bir teknoloji<br />
dönüştürücü cihazı olarak düşünebilirsiniz.<br />
DiafonBox’ın takıldığı diyafon/interkom<br />
sistemleri cep telefonu üzerinden kontrol<br />
edilebilir hale geliyor. Kapı çaldığında çağrı<br />
anında tüm aile bireylerinin cebine geliyor,<br />
yanıtlayan kişi cep telefonu üzerinden kapı<br />
ile görüntülü konuşup kapı kilidini açabiliyor.<br />
Böylece binada kablo ve cihaz değiştirmeye<br />
gerek kalmadan mobil bir interkom<br />
sistemi kuruluyor. Akıllı ev cihazları ile genişletilebilen<br />
sistem ile düşük donanım maliyetiyle<br />
evler akıllı hale geliyor” dedi.<br />
Yüksek teknoloji üretiyoruz!<br />
Multitek IP interkom ürünlerinin Android<br />
işletim sistemine sahip son derece gelişmiş<br />
teknolojik ürünler olduğunu vurgulayan Ece<br />
Demirkol, Multitek’in yerli bir Ar-Ge şirketi<br />
olduğunu ve bu odakla hareket ettiğini belirterek<br />
“Ar-ge bizim için bir tutku demek.<br />
2017 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı<br />
tarafından Ar-Ge merkezi olarak nitelendirilen<br />
alanımızdaki ilk firma olduk. Her<br />
yıl en az 2 adet TÜBİTAK/TEYDEB projesi<br />
gerçekleştiriyoruz. Sektörün geleceğini belirleyen<br />
teknolojiler geliştirmek, kullanıcıların<br />
hayatlarına konfor ve güvenlik katan yeni<br />
teknolojiler üretmek işimizin en keyifli yanı.<br />
Örneğin Akıllı IP interkom ve bulut tabanlı<br />
IP interkom projelerimiz birçok ödüle layık<br />
görülen projeler oldu. Büyük ticari başarı da<br />
gösteren akıllı interkom bugün global firmalarla<br />
yarışıyor, hatta teknoloji olarak dünya<br />
standartları ayarında yer alıyor. IP interkomlarımız<br />
neredeyse bir akıllı telefon gibi. Bunu<br />
Türkiye’de yapabilen bir rakibimiz yok. Dünyada<br />
ise yapan çok fazla şirket yok. Şimdi Diafonbox<br />
ile rakiplerimizin de önüne geçtik”<br />
diye konuştu.<br />
Akıllı posta kutusu!<br />
DiafonBox’ın patentli bir ürün olduğunu ifade<br />
eden Demirkol, “DiafonBox ürünü ile yaratacağımız<br />
yeni pazar ile mevcut müşterilerimize<br />
yeni hizmetler sunmayı hedefliyoruz.<br />
Akıllı interkom tarafında ise pazar liderliğini<br />
sürdüreceğiz. Bulut tabanlı analog ve IP<br />
ürünlerimize yenilikçi hizmetler sunmaya<br />
devam edeceğiz. Yenilikçi teknolojilerimizden<br />
biri de Akıllı Posta Kutusu. İngiltere’den<br />
gelen bir talep üzerine geliştirdiğimiz bu<br />
ürün için yine İngiltere’de bir şirket kurduk.<br />
Global pazarlarda daha etkin bir rol almayı<br />
ve global bir marka olarak tanınmayı hedefliyoruz.<br />
Uzun vadede akıllı bina teknolojileri<br />
sektöründe lider konumumuzu sürdürerek,<br />
Ar-Ge faaliyetlerine yatırım yapmayı sürdüreceğiz.<br />
dedi.<br />
Akıllı ev pazarı büyüyor<br />
Dünyada akıllı ev pazarının 81 milyar dolar,<br />
Türkiye’de ise 100 milyon dolar civarında olduğunu<br />
ifade eden Demirkol, bu pazarın her<br />
yıl ortalama yüzde 10 büyüdüğünü söyledi.<br />
Türkiye’de akıllı bina ve akıllı ev tarafında<br />
penetrasyonun henüz oldukça düşük olduğunu<br />
söyleyen Demirkol “Uzun yıllardır dünyada<br />
ve Türkiye’de yaygın olarak kullanılan<br />
diafonlar, kentsel yaşamın ve dijitalleşmenin<br />
getirdiği yeni ihtiyaçlar nedeniyle büyük bir<br />
dönüşüm geçiriyor. Akıllı ev sistemleri, bina<br />
otomasyonları, güvenlik ve uzaktan erişim<br />
talebi bu dönüşümü zorunlu kılıyor. Akıllı<br />
ev platformlarına bağlanabilen, kullanıcıların,<br />
erişimini uzaktan kontrol etmesine<br />
ve izlemesine olanak sağlayan interkomlar<br />
gün geçtikçe daha popüler oluyor. Multitek’in<br />
akıllı interkom sistemleri, apartman<br />
ve site sakinlerinin hayatını kolaylaştırmak<br />
için tasarlandı. Bugün 1 milyonun üzerinde<br />
konutta Multitek ürünlerini görebilirsiniz.<br />
Diafonbox ürünümüz ile de ilk etapta 250<br />
bin konutun dönüşümünü sağlamayı hedefliyoruz”<br />
dedi.<br />
Kilo başına ihracat 200 dolar<br />
Multitek Yönetim Kurulu Üyesi Erman Demirkol<br />
ise yaptığı konuşmada, Ar-Ge’ den<br />
üretime, satıştan satış sonrası desteğe 200<br />
kişilik bir ekiple uçtan uca hizmet verdiklerini<br />
belirtti. Analog interkom, akıllı interkom,<br />
telefon santralleri ve yangın alarm sistemleri<br />
dahil yaklaşık 250 adet farklı ürünleri olduğunu<br />
söyleyen Demirkol “Farklı akıllı ev<br />
protokolleriyle birlikte çalışabilen interkom<br />
ürünlerimiz birçok projede güvenle kullanılıyor.<br />
Türkiye’nin markalı konut üreticilerinin<br />
de ilk tercihi Multitek. Kamuoyunda bilinen<br />
markalı konutların çoğu Multitek ürünlerini<br />
kullanmakta” dedi.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Endüstriyel kontrol sistemleri yeterince<br />
korunmuyor!<br />
Endüstriyel kontrol sistemleri, kötü niyetli<br />
kişiler tarafından aralıksız olarak tehdit altında<br />
bulunuyor. Bu tehditler ulus devletler,<br />
politik ya da finansal nedenlerle saldırı yapmak<br />
isteyen hackerler, iç tehditler ve şirkete<br />
zarar vermek isteyen, eski çalışanlar gibi pek<br />
çok kaynağa dayanıyor. Endüstriyel kontrol<br />
sistemlerinde güvenlik açığı yaratan 5 temel<br />
soruna dikkat çeken WatchGuard’ın Türkiye<br />
ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, bu<br />
sorunların nasıl ortadan kaldırılabileceği ile<br />
ilgili şirketlere tavsiyelerde bulunuyor.<br />
Endüstriyel kontrol sistemleri, giderek artan<br />
ve gelişen siber tehditlere karşı güncellenemediklerinden<br />
dolayı şirketler için güvenlik<br />
riski oluşturuyor. Kısaca EKS olarak adlandırılan<br />
endüstriyel kontrol sistemlerinde<br />
gerçekleşen sızıntılar, felaket boyutunda<br />
sonuçlar yaratarak oldukça yüksek maliyetlerde<br />
zararlar doğurabiliyor. EKS’ye yapılan<br />
bu tür saldırılarla hem fiziksel hem çevresel<br />
zararlar oluşurken üretim süreçlerindeki kesintiler,<br />
şirketleri olumsuz etkiliyor. Ayrıca<br />
yasalardan doğabilecek yüklü faturalar veya<br />
zarara uğradıklarını iddia eden üçüncü parti<br />
şirketlerden dolayı iş ortaklarının ve sektörün<br />
şirketlere olan güveni azalabiliyor.<br />
En Çok Karşılaşılan 5 Tehdit<br />
Bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda,<br />
EKS ağlarındaki güvenlik zafiyetlerinin<br />
giderilmesinin ve tehditlere karşı önlem alınmasının<br />
ne kadar elzem olduğunun kolayca<br />
görülebileceğini belirten WatchGuard’ın<br />
Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf<br />
Evmez, EKS ağlarının en sık karşılaştığı 5<br />
tehdidi ve bu tehditlerden korunmak için şirketlerin<br />
alabileceği önlemleri paylaşıyor.<br />
1. Ağ Yapılandırmasının Zayıflığı: Ağ yapılandırması<br />
ne kadar zayıf olursa, bir siber<br />
saldırının başarılı olma ihtimali de bir o kadar<br />
artıyor. Bir kontrol cihazının sahip olduğu<br />
zayıf yapılandırma, iki türlü veri sızıntısı<br />
yaratabiliyor. Zira böyle bir durumda hem<br />
siber saldırganlar ağa adım atabilecekleri bir<br />
boşluk görmüş oluyor hem de şirketin hassas<br />
bir varlığında sorun çıkartılmış oluyor.<br />
Önlem: Endüstriyel kontrol cihazlarının<br />
hiçbir zaman internetle doğrudan bağlantı<br />
Operasyonel teknolojiler ile bilgi teknolojileri,<br />
birbirinden farklı özelliklerine rağmen taşıdığı<br />
riskler ve alınabilecek önlemler açısından benzerlik<br />
gösteriyor. Endüstriyel kontrol sistemlerine yönelik<br />
tehditlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı ise şirketlerin<br />
güvenlik stratejilerini sürekli olarak güncellemelerini<br />
zorunlu kılıyor. Sadece teknolojik değil, aynı zamanda<br />
insan kaynaklı tehditlerin de dikkate alınması, bu<br />
kritik sistemlerin güvenliğini sağlamada önemli bir<br />
adım. WatchGuard’ın Türkiye ve Yunanistan Ülke<br />
Müdürü Yusuf Evmez, endüstriyel ağlara yönelik en<br />
yaygın 5 güvenlik tehdidini ve alınabilecek önlemleri<br />
paylaşıyor…<br />
içerisinde olmaması gerekiyor. Ayrıca genel<br />
ağ bütünlüğünden rahatlık adına fedakarlık<br />
yapılmadığı sürece dikkatli ağ segmentasyonları<br />
uygulamak faydalı olabiliyor.<br />
2. Denetim Yokluğu: Denetimler, ağda neler<br />
olup bittiğini anlamak için hayati derecede<br />
önem taşıyor. Denetimin gerçekleştirilmesi<br />
için ise kayıt mekanizmalarının mutlaka var<br />
olması gerekiyor. Ancak bazı EKS ortamlarında<br />
böyle bir mekanizma ya hiç bulunmuyor<br />
ya da ciddi eksiklikler barındırıyor. Bu<br />
nedenle çoğu vakada güvenlik ekipleri kayıtları<br />
nasıl toplayacakları ya da onları nerede<br />
arayacakları bilgisinden bile yoksun kalıyor.<br />
Önlem: Basit bir yapıda da olsa düzenli kayıt<br />
tutmak, vaka anında saldırıya cevap vermek<br />
ve bir adli araştırma yapabilmek adına önem<br />
taşıyor. Ayrıca yasalara uyumluluğun denetlenmesi<br />
için de bu kayıtların varlığına ihtiyaç<br />
duyuluyor. İlk denetim hangi verilerin takip<br />
edilip toplandığı ve hangilerinin takip edilmediğine<br />
yönelik gerçekleştirilerek bu şekilde<br />
sistemin limitleri öğrenilebiliyor. Kayıtları<br />
bir araya getirirken hedefin daima %100 görünürlük,<br />
takip ve kontrol olduğunun akılda<br />
tutulması gerekiyor.<br />
Çoğu EKS ağlarında denetleme sağlayan bazı<br />
içerikler bulunmasına rağmen çalışanlar bu<br />
kapasiteyi görmezden geliyor veya yeterince<br />
kullanamıyor. Oysa, bu içeriklerden faydalanılması,<br />
fark edilen anormal durumların<br />
acilen güvenlik müdahale ekiplerine bildirilmesi<br />
ve sorunun gerçek zamanlı, otomatik<br />
denetim mekanizmalarıyla beraber incelenmesi<br />
ciddi fayda sağlıyor.<br />
3. Kontrol Eksikliği: Çoğu EKS için, varlıkları<br />
yönetmek açısından basit kontroller dahi<br />
yapılmıyor. Bunun sonucu olarak, operasyonel<br />
sistemlerde güvenlik hijyeni ancak problem<br />
sonrası akla gelen bir düşünce oluyor.<br />
Sistemlerdeki yamalar bu şekilde eksik kalırken<br />
özelliklerin, yapılandırmaların, yazılım<br />
sürümlerinin, yama seviyelerinin merkezi<br />
ve güncel bir envanterinin bulunmaması<br />
durumu iyice içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.<br />
Ayrıca kontrol eksikliği, şirketin EKS<br />
için belirlediği güvenlik kurallarına uyulup<br />
uyulmadığından da bilinmemesine yol açıyor.<br />
“Sistem çalıştığı sürece, hiç karışmamak<br />
daha iyidir.” fikrine dayalı bir güvenlik, açıkları<br />
gitgide artırıyor.<br />
Önlem: Güncel olmayan bir varlık envanteri<br />
ile, özellikle fiziksel süreçleri yönetmekle<br />
sorumlu kontrol sistemlerindeki yamaların<br />
uygulanması veya yetkisiz hareketlerin<br />
fark edilmesi mümkün olmuyor. Bu nedenle<br />
sürekli envanter tutulması ve operasyonel<br />
teknolojiler için merkezi ve otomatik bir yönetim<br />
oluşturulması şart oluyor.<br />
4. Çalışan Bilinçsizliği: EKS’lerde de en<br />
az BT’de olduğu kadar ağ güvenliği riskleri<br />
bulunuyor. Oltalama saldırıları, sosyal mühendislik<br />
teknikleri, riskli sunucu kullanımı<br />
davranışları gibi durumların hepsi, BT’deki<br />
gibi EKS’de de saldırganların kullanabileceği<br />
yöntemler oluyor. Üstelik siber saldırganlar,<br />
sistemlerden birine yapılan bilinçsiz bir hatadan<br />
faydalanarak iki ağa birden yayılabiliyor.<br />
Önlem: Güvenlik eğitimi, ağ segmentasyonu,<br />
çok faktörlü doğrulama gibi uygulamalar çalışanların<br />
bilinçsiz davranışlarını ya da bu<br />
davranışların olumsuz sonuçlarını azaltıyor.<br />
5. İç Tehditlerin Varlığı: Operasyonel teknolojilerde<br />
karşılaşabilecek iç tehdit riskleri,<br />
hoşnutsuz bir çalışan ya da verileri çalmak<br />
veya sistemi sabote etmek için para ödenen<br />
bir görevli olabiliyor.<br />
Önlem: Yapılacak risk ölçümleri, gereğinden<br />
fazla yetki verilmiş hesapların tespit edilmesine<br />
ve iç tehdit riskinin azalmasına yarıyor.<br />
Bu açıdan cihaz bütünlüğünde yapılan kontroller,<br />
kötü niyetli girişimleri geç olmadan<br />
tespit edebiliyor. Ayrıca, birbiriyle bağlantıda<br />
olmalarından dolayı hem BT hem de EKS<br />
güvenliğinden emin olmak bir ağ üzerinden<br />
diğerine yayılmaya çalışan saldırılardan korunmayı<br />
sağlıyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
27
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Logitech’ten çalışan mutluluğunu ve<br />
refahını artıran yan haklar<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
28<br />
Logitech, çalışanlarının iş-özel hayat<br />
dengesini iyileştirmek ve kişisel refahlarını<br />
artırmak için sunduğu kapsamlı<br />
yan haklarla dikkat çekiyor. Konuyla ilgili<br />
görüş bildiren Logitech Türkiye Ülke<br />
Müdürü Sinem Erdoğmuş Yavuz, “Logitech<br />
olarak, önceliğimize insanı koyuyoruz.<br />
Logitech’in global olarak sağladığı<br />
geniş kapsamlı desteklere ek olarak,<br />
Logitech Türkiye bünyesinde çalışan<br />
tüm ekip arkadaşlarımın mutluluğu ve<br />
motivasyonu için de sürekli araştırma<br />
yapıyoruz. İhtiyaçlar ve trendler doğrultusunda<br />
haklarımızı genişletmek için<br />
aksiyonlar alıyoruz. Çalışanlarımızın<br />
sadece iş yerinde değil, günlük hayatlarında<br />
da refahını sağlamak için dikkat<br />
çeken ve takdir toplayan destekler sunuyoruz.<br />
Böylece her bir çalışanımızın kendini<br />
değerli hissettiği bir çalışma ortamı<br />
oluşturuyoruz” dedi.<br />
Logitech’te anneye<br />
de babaya da 18 hafta<br />
ebeveynlik izni var<br />
Logitech, yeni anne ya da baba olan tüm<br />
ebeveynler için asgari 18 hafta tam ücretli<br />
izin hakkı tanıyor. Bu hak doğum,<br />
taşıyıcı annelik veya evlat edinme yoluyla<br />
aileye katılan tüm çocuklar için<br />
geçerli. 18 haftalık izin, çocuğun aileye<br />
katılmasından itibaren ilk iki yıl içinde<br />
kullanılabiliyor. Bu adımla Logitech,<br />
tüm çalışanlarının yeni aile üyeleriyle<br />
daha fazla zaman geçirebilmesini destekliyor.<br />
Çalışanlar uzun hafta<br />
sonu tatillerinde işten<br />
uzaklaşabiliyor<br />
Logitech, çalışanlarının dinlenmesi,<br />
sevdiklerine zaman ayırması ve minik<br />
tatiller için zaman bulması adına LogiThanks<br />
Weekend isimli uzun hafta sonu<br />
tatilleriyle de dikkat çekiyor. Bu uygulamayla<br />
tüm Logitech çalışanları, her<br />
çeyrekte 2 iş günü (Cuma-Pazartesi), yılda<br />
toplam 8 iş günü ekstra izin yapıyor.<br />
Teknoloji sektörünün öncü markalarından Logitech,<br />
çalışanlarının refahını en üst düzeye çıkarmak için<br />
dikkat çeken yan haklar ve geniş kapsamlı destekler<br />
sunuyor. Logitech’te çalışmanın ne kadar değerli<br />
olduğunu ortaya koyan bu haklar, dinlenme, sağlık,<br />
kişisel esenlik, ruh sağlığı, motivasyon ve iş-özel<br />
hayat dengesi gibi konularda toplanıyor. Logitech,<br />
sunduğu bu desteklerle çalışanlarının iş ve kişisel<br />
yaşamını iyileştiriyor…<br />
Özellikle yoğun dönemlerin ardından<br />
çalışanlara bir teşekkür niteliğinde verilen<br />
bu izinler, Logitech’in çalışanlarına<br />
verdiği değeri ve onların refahını ön<br />
planda tutma amacını yansıtıyor.<br />
Sadece ergonomik mouse ve<br />
klavye yetmez<br />
Masa başı çalışanların çok daha konforlu<br />
çalışmalarını sağlamak, postürlerini<br />
iyileştirmek için ürettiği ergonomik<br />
mouse ve klavyeleriyle dikkat çeken<br />
Logitech, kendi çalışanlarının refahını<br />
en üst düzeye çıkarmak için kapsamlı<br />
bir ergonomi desteği sunuyor. Bu destek<br />
kapsamında, çalışanların evde kurdukları<br />
ofis ortamı için masa, sandalye<br />
ve monitör gibi ofis ekipmanlarının ücretini<br />
Logitech karşılıyor. Bu destek, ev<br />
ortamında ergonomik bir çalışma alanı<br />
oluşturmayı kolaylaştırıyor ve uzun vadede<br />
çalışanların fiziksel sağlığını koruma<br />
amacı taşıyor.<br />
Haftada 2 gün ofis, 3 gün ev<br />
Hibrit çalışma anlayışını benimseyen<br />
Logitech’te çalışanlar, haftanın iki günü<br />
ofiste, kalan üç günde evden çalışabiliyor.<br />
İş ve özel hayat dengesini koruyabilmelerini<br />
sağlayan bu uygulama,<br />
çalışanların kişisel esenliğini artırıyor.<br />
Bu uygulamanın yanısıra çalışanların<br />
istedikleri zaman kullanabilmeleri için<br />
Logitech Türkiye Ofisi 7/24 açık durumda.<br />
Logitech çalışanları Ağustos<br />
ayında istediği yerden<br />
çalışıyor<br />
Yüksek sıcaklıklardan bunalan çalışanlarının<br />
refahını düşünen Logitech<br />
Türkiye, Esnek Ağustos uygulamasıyla<br />
çalışanlarına istedikleri yerden çalışma<br />
imkanı tanıyor. Çalışanlar Ağustos ayı<br />
boyunca sadece evden değil, diledikleri<br />
herhangi bir yerden çalışabilme hakkına<br />
sahip oluyor. Bu esneklik sayesinde<br />
çalışanlar sevdiklerine çok daha fazla<br />
zaman ayırabiliyor.<br />
Kişisel esenliği destekleyen<br />
haklar<br />
Logitech, çalışanlarının fiziksel sağlığını<br />
desteklemek amacıyla Logi Wellness<br />
isimli inisiyatifi kapsamında geniş bir<br />
bütçe ayırıyor. Her çalışana özel olarak<br />
ayrılan spor desteği kapsamında çalışanlar<br />
spor salonu üyelikleri, spor ekipmanı<br />
satın alımları, diyetisyen ücretleri,<br />
zihinsel sağlık uygulamaları masrafları<br />
gibi harcamaları bu bütçeden karşılayabiliyor.<br />
Ruh sağlığı ve gelişim ön<br />
planda<br />
Logitech Modern Health isimli uygulama<br />
ile yaptığı anlaşma kapsamında tüm<br />
çalışanlarına 8 seans terapi, 10 seans<br />
koçluk hizmetini ve esenlik için üretilen<br />
sayısız dijital kaynak erişimini tamamen<br />
ücretsiz olarak sunuyor. Sadece çalışanlar<br />
değil, tüm aile üyeleri bireysel olarak<br />
bu haktan faydalanabiliyor. Böylece hem<br />
çalışanlarının hem de ailelerinin ruh<br />
sağlığını korumalarına ve zihinsel olarak<br />
gelişmelerine imkan tanıyor.<br />
Gönüllü çalışmalar için ekstra<br />
izin hakkı<br />
Çalışanlar, katılmak istedikleri gönüllü<br />
çalışmalar ve sivil toplum kuruluşlarına<br />
destek vermek için yıllık izninden ayrı<br />
olarak 4 gün gönüllülük iznine sahip oluyor.<br />
Kişisel tutkulara önem veren Logitech,<br />
gönüllülük iznine ek olarak 1 günlük<br />
“Speak Up Speak Out” isimli izin hakkını<br />
da çalışanlarına sağlıyor. Çalışanlar bu<br />
izni, kalplerine yakın sosyal konular için<br />
savunuculuk yapmak için kullanabiliyor.<br />
Böylece yıl içinde 5 gün ekstra izin hakkı<br />
kazanmış oluyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
<strong>2024</strong>’ün ilk yarısında yapay zeka destekli<br />
siber saldırılarda endişe verici artış!<br />
Trend Micro’nun hazırladığı yıl ortası siber güvenlik tehdit raporu, siber saldırganların<br />
yapay zekayı ne derece etkin kullandıklarını ortaya koyuyor…<br />
Siber güvenlik alanında dünyanın önde gelen<br />
şirketlerinden Trend Micro’nun hazırladığı<br />
rapor, son zamanlarda emniyet güçlerinin<br />
baskısı ve çeşitli yasal uygulamalar<br />
nedeniyle siber saldırganların yapay zeka<br />
ve gelişmiş taktiklerle desteklenen yeni bir<br />
saldırı dalgası başlattığını ortaya koydu.<br />
Trend Micro Avrasya Bölgesi Yönetici<br />
Direktörü Hasan Gültekin, “Trend Micro<br />
yılın ilk yarısında müşterileri için 75,9<br />
milyardan fazla tehdidi engelledi, ancak<br />
rehavete kapılacak zaman yok. Kötü niyetli<br />
aktörler yapay zekayı bir araç olarak<br />
benimsemeye başladıkça, sektörün de<br />
gelişen tehditlerin üstesinden gelecek güvenlik<br />
stratejileri tasarlayarak aynı şekilde<br />
karşılık vermesi gerekiyor. Bu, kaybetmeyi<br />
göze alamayacağımız bir mücadele” dedi.<br />
Yıl ortası raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı<br />
üzere, LockBit (Cronos Operasyonu),<br />
dropper zararlı yazılım ağları (Endgame<br />
Operasyonu) ve Cobalt Strike’ın izinsiz<br />
kullanımına (Morpheus Operasyonu) karşı<br />
emniyet güçlerinin aldıkları başarılı<br />
önlemlere rağmen siber saldırılardan kaynaklanan<br />
tehdit ciddiyetini korumaya devam<br />
ediyor.<br />
Yapay zekanın suç amaçlı ve kötüye kullanımı<br />
büyük bir endişe kaynağı oluşturuyor.<br />
Trend Micro, siber saldırganların yasal<br />
yapay zeka yazılımlarına kötü amaçlı yazılımlar<br />
gizlediğini, suç amaçlı Büyük Dil<br />
Modelleri (Large Language Model) işlettiğini<br />
ve hatta hizmet olarak jailbreak hizmeti<br />
sattıklarını gözlemledi. Siber saldırganlar,<br />
bu modellerle üretken yapay zeka<br />
botlarını özellikle kötü amaçlı yazılım ve<br />
sosyal mühendislik tuzakları oluşturmak<br />
için kendi politikalarına ters düşen sorulara<br />
yanıt vermeleri için kandırabiliyor.<br />
Ayrıca <strong>2024</strong> yılının ilk yarısında siber saldırganlar<br />
sanal adam kaçırma dolandırıcılığı<br />
yapmak, üst düzey yöneticilerin<br />
kimliğine bürünmek ve “Müşterini Tanı”<br />
(KYC) kontrollerini atlamak için deepfake<br />
girişimlerini yoğunlaştırdılar. Özellikle<br />
üst düzey yöneticilerin kimliğine bürünmelerine<br />
ve KYC kontrollerini atlatmalarına<br />
yardımcı olması için biyometrik verileri<br />
toplamak amacıyla çeşitli kötü amaçlı yazılımlar<br />
geliştirdiler.<br />
<strong>2024</strong>’ün ilk yarısında öne çıkan diğer gelişmeler<br />
arasında şunlar yer alıyor:<br />
• LockBit, emniyet güçlerinin engellemelerine<br />
rağmen en yaygın fidye yazılımı<br />
ailesi olmaya devam ediyor ve hatta Lock-<br />
Bit-NG-Dev adında yeni bir varyant ortaya<br />
çıkmış durumda.<br />
• Siber saldırganlar hedefli saldırılar düzenlemek<br />
için Olimpiyatlar ve ulusal seçimler<br />
gibi büyük etkinliklerden yararlanıyor.<br />
• Önemli APT kampanyaları, Earth Lusca’nın<br />
Çin-Tayvan ilişkileri etrafında yürüttüğü<br />
kampanya gibi jeopolitik gerilimleri<br />
kullanıyor.<br />
• Bir devlete bağlı olarak çalışan siber saldırganlar,<br />
hedefli saldırıların anonimleştirilmesi<br />
amacıyla internet üzerinden ulaşılabilen<br />
yönlendiricileri ele geçirmek için<br />
sofistike teknikler kullanıyor<br />
• Çeşitli gruplar, açık kimlik bilgilerini,<br />
açıkta duran kaynakları, güvenlik açıklarını<br />
ve hatta meşru (ancak yanlış yapılandırılmış)<br />
araçları kötüye kullanarak bulut<br />
ortamlarını, uygulamaları ve hizmetleri<br />
hedef alıyor<br />
Sınırları Zorlamak: Trend Micro <strong>2024</strong><br />
Yıl Ortası Siber Güvenlik Tehdit Raporu’nun<br />
tamamını okumak için: https://www.trendmicro.com/vinfo/tr/<br />
security/research-and-analysis/threat-reports/roundup/pushing-the-outer-limits-trend-micro-<strong>2024</strong>-midyear-cybersecurity-threat-report<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
TCL, NXTPAPER 14 tabletini tanıttı<br />
TCL’in yeni tableti NXTPAPER 14, kullanıcılara hareket halindeyken içerikleri okumaları<br />
ve görüntüleri izlemeleri için üst düzey konfor sunuyor…<br />
Zengin özelliklere sahip akıllı telefonlar,<br />
tabletler ve bağlantılı cihazlarda ekran konusunda<br />
öncü olan TCL’in kısa süre önce<br />
piyasaya sürülen tableti TCL NXTPAPER<br />
14, NXTPAPER 3.0 teknolojisini büyük ve<br />
canlı bir ekranla bütünleştiren öncü bir<br />
tablet olması ile dikkatleri üzerine çekiyor.<br />
CES <strong>2024</strong>’teki ön gösteriminin ardından<br />
TCL NXTPAPER 14 Pro ise hem iş hem de<br />
eğlence için tasarlanmış büyük bir 14 inç<br />
2.8K ekran ile piyasaya sunuluyor. Üstün<br />
göz konforu, canlı renkler ve olağanüstü<br />
netlik sağlayan bu cihaz, profesyonel ve eğlence<br />
amaçlı kullanım için ideal bir cihaz<br />
olarak öne çıkıyor.<br />
Aynı kalitede 2,4K çözünürlüklü 14,3 inç<br />
ekrana sahip TCL NXTPAPER 14 tabletin<br />
de Ağustos <strong>2024</strong> tarihinden itibaren daha<br />
fazla pazara ulaştırılması planlanıyor.<br />
Tablet göz konforundan ödün vermeden<br />
uygun fiyatlı bir seçenek olarak tüketicilere<br />
sunulacak.<br />
29
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
8 adımda siber güvenlik<br />
duruşunuzu geliştirin!<br />
Dijital tehditlerin giderek daha karmaşık ve yaygın hale<br />
geldiği bir dönemde, güçlü bir siber güvenlik duruşunu<br />
sürdürmek artık bir seçenek değil, bir gereklilik<br />
haline geldi. Her büyüklükteki organizasyon, hassas<br />
bilgilerini ihlallerden, yetkisiz erişimden ve içeriden<br />
gelen tehditlerden korumak için proaktif önlemler<br />
almak zorunda…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
30<br />
Organizasyon veri güvenliğinin nasıl<br />
geliştirilebileceğini merak edenler için<br />
ayrıntılı ama sade bir rehber hazırladık.<br />
Öncelikle mevcut durumu değerlendirmeye<br />
dair izlenmesi gereken adımlardan<br />
başlayalım.<br />
1. Hassas Veri Envanteri Oluşturun:<br />
İşe organizasyonunuzdaki tüm hassas<br />
verileri sınıflandırıp kataloglayarak başlayın.<br />
Kapsamlı bir keşif yapmak ve ayrıntılı<br />
raporlar oluşturmak için gelişmiş<br />
araçlar kullanarak kritik bilgilerin gözden<br />
kaçmadığından emin olun.<br />
2. Verilerin nasıl hareket ettiğini ve<br />
işlendiğini bildiğinizden emin olun:<br />
Hassas verilerin depolanmasını ve işlenmesini<br />
düzenli olarak izleyin. Verilerin<br />
uygunsuz bir şekilde depolandığı veya<br />
aşırı verilerin toplandığı ve depolandığı<br />
durumları belirleyin ve düzeltin. Verilerin<br />
oluşturulmasından silinmesine kadar<br />
olan yaşam döngüsünü net bir şekilde<br />
görebileceğiniz çözümler uygulayın.<br />
3. Erişim Haklarını Gözden Geçirin<br />
ve Ayarlayın: Hassas verilere kimlerin<br />
erişimi olduğunu değerlendirin ve sadece<br />
yetkili personelin görüntüleme veya<br />
düzenleme yapabileceğinden emin olun.<br />
İhlalleri tespit etmek ve çeşitli platformlar<br />
ile hizmetler arasındaki veri trafiğini<br />
yönetmek ve izlemek için sıkı kontroller<br />
uygulayın ve böylece kasıtlı veya kasıtsız<br />
veri kaybı riskini en aza indirin.<br />
Bu adımları takip ettikten sonraysa politika<br />
ve süreçlerin belirlenmesi aşamasına<br />
geçiyoruz.<br />
4. Veri Toplama ve Kontrolü Geliştirin:<br />
Veri toplama yöntemlerinizi organizasyonunuzun<br />
özel ihtiyaçlarına uygun<br />
hale getirin. Altyapınızdaki herhangi bir<br />
veri veya insan kaynaklı olaylar için kurallar<br />
oluşturun. Veri toplama yöntemlerinizi<br />
organizasyonunuzun özel ihtiyaçlarına<br />
uyacak şekilde özelleştirin. Veri<br />
işleme süreçlerinde herhangi bir anormalliği<br />
kolayca izleyebileceğiniz, analiz<br />
edebileceğiniz ve yanıt verebileceğiniz<br />
çözümler sağlayın.<br />
5. Bağlamsal Olay Profilleri Oluşturun:<br />
Tüm güvenlik olaylarını kolay erişim<br />
ve analiz sağlayan tek bir birleşik sistemde<br />
saklayın ve takip edin. Potansiyel<br />
tehditler hakkında daha derin içgörüler<br />
elde etmek için kullanıcı davranışı analitiği<br />
ve personel kontrolü sunan araçları<br />
kullanın.<br />
6. Güçlü Veri Gizliliği Politikaları<br />
Uygulayın: Organizasyonunuzun ihtiyaçlarına<br />
uygun kapsamlı veri gizliliği<br />
politikaları oluşturun. Bir güvenlik görevlisinin<br />
bir kez politika oluşturması ve<br />
ardından bunu seçilen hedef kanallara<br />
yayınlaması daha kolaydır. Yetkisiz veri<br />
paylaşımını önlemek için iletişim kanallarının<br />
seçici olarak engellenmesine olanak<br />
tanıyan çözümler dağıtın.<br />
Son aşama olarak da olay müdahale planını<br />
tanımlamanız gerekiyor.<br />
7. Verileri Sınıflandırın ve Saklayın:<br />
Envanterinize dayanarak, farklı veri türlerini<br />
kategorilere ayırın ve uygun saklama<br />
sürelerini tanımlayın. Bu uygulama<br />
yasal gerekliliklerle uyumluluğu sağlar<br />
ve genel veri güvenliğini artırır.<br />
8. Olay Müdahalesini Kolaylaştırın:<br />
Olay müdahale planını tanımlayın. Çalışan<br />
davranış sapmaları, politika ihlalleri<br />
veya veri ihlali durumunda ne yapacağınızı<br />
bilin. Devam eden görevlerin 360°<br />
görünümünü sağlayan araçları kullanarak<br />
olay müdahale sürecinizi basitleştirin.<br />
Bu yaklaşım, siber güvenlik ekiplerinin<br />
üzerindeki iş yükünü azaltır ve<br />
olası tehditlerin daha hızlı çözülmesini<br />
sağlar.<br />
Bu sekiz adımı etkili bir şekilde uygulamak<br />
ve siber güvenlik duruşunuzu<br />
önemli ölçüde güçlendirmek için gelişmiş<br />
çözümlerden yararlanmak büyük<br />
önem taşıyor. Yeni Nesil Veri Kaybını<br />
Önleme (DLP) çözümlerinin önde gelen<br />
sağlayıcılarından biri olan Zecurion,<br />
bu zorlukların üstesinden gelmek üzere<br />
özel olarak tasarlanmış kapsamlı bir<br />
siber güvenlik araçları paketi sunuyor.<br />
“Günümüzün hızla evrilen dijital ortamında,<br />
siber güvenlik riskleri hiç bu<br />
kadar yüksek olmamıştı” diyen Zecurion<br />
Kurucu Ortağı ve CEO’su Alexey<br />
Raevsky sözlerine şöyle devam ediyor:<br />
“Kuruluşlar reaktif bir yaklaşımın ötesine<br />
geçmeli ve en değerli varlıkları olan<br />
verileri korumak için proaktif, kapsamlı<br />
stratejiler benimsemelidir. Zecurion olarak,<br />
güçlü bir siber güvenlik duruşunun<br />
görünürlük, kontrol ve sürekli iyileştirme<br />
üzerine inşa edildiğine inanıyoruz.<br />
Çözümlerimiz, kuruluşların riskleri kritik<br />
hale gelmeden önce tahmin etmelerini<br />
ve azaltmalarını sağlamak ve hassas<br />
bilgilerinin her zaman korunmasını sağlamak<br />
için tasarlanmıştır. İşletmeler bu<br />
temel adımları izleyerek ve doğru araçlardan<br />
yararlanarak yalnızca güvenliklerini<br />
artırmakla kalmaz, aynı zamanda<br />
dijital geleceğin getirebileceği her türlü<br />
zorluğa hazırlıklı olduklarına dair güvenle<br />
faaliyet gösterebilirler.”<br />
Yeni Nesil Veri Kaybı Önleme (DLP), Veri<br />
Merkezli Denetim ve Koruma (DCAP)<br />
ve Kullanıcı Davranış Analitiği (UBA)<br />
gibi özelliklerle Zecurion, kuruluşunuzun<br />
ortaya çıkan tehditlerin önüne geçmek<br />
için ihtiyaç duyduğu görünürlük,<br />
kontrol ve olay müdahale yeteneklerini<br />
sağlar. Bu araçlar yalnızca veri korumasını<br />
geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda<br />
güvenlik yönetimini de kolaylaştırarak<br />
siber güvenlik ekibinizin daha verimli ve<br />
daha güvenle çalışmasını mümkün kılar.<br />
Zecurion’un çözümlerini siber güvenlik<br />
stratejinize entegre ederek, kuruluşunuzun<br />
hassas bilgilerinin hem iç hem de dış<br />
tehditlere karşı korunmasını sağlayabilir<br />
ve sonuçta giderek karmaşıklaşan dijital<br />
dünyada hem içinizi hem de işinizi rahata<br />
kavuşturabilirsiniz.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Küresel fintech finansmanı<br />
51,9 milyar dolara geriledi<br />
KPMG’nin <strong>2024</strong> yılının ilk yarısında küresel çapta fintech’lere yapılan yatırımları<br />
incelediği “Pulse of Fintech” raporuna göre fintech’lere yapılan toplam küresel yatırım,<br />
bu yılın ilk yarısında geçen yılın ikinci yarısına kıyasla 62,3 milyar dolardan 51,9 milyar<br />
dolara geriledi. Bölgesel bazda en büyük yatırımlar Amerika ve Avrupa’ya yapılırken,<br />
sektörlere bakıldığında ödemeler 21,4 milyar dolarlık yatırım ile ilk sırada yer aldı. Yapay<br />
zekâ ise fintech yatırımcıları için hala önemli bir öncelik olmaya devam ediyor…<br />
KPMG’nin küresel çapta fintech’lere yatırımları<br />
mercek altına aldığı “Pulse of Fintech”<br />
raporuna göre, <strong>2024</strong> yılının ilk yarısı,<br />
jeopolitik belirsizlik ve yüksek faiz oranlarıyla<br />
ilgili devam eden endişelerin etkisiyle<br />
küresel fintech pazarı için zorlu bir dönem<br />
oldu. Toplam küresel yatırım, bu yılın ilk<br />
yarısında geçen yılın ikinci yarısına kıyasla<br />
62,3 milyar dolardan 51,9 milyar dolara<br />
geriledi. Bu 2020 yılının ilk yarısından bu<br />
yana görülen en düşük altı aylık fintech yatırım<br />
miktarı oldu.<br />
Tüm bölgelerde fintech yatırımlarında<br />
gözle görülür düşüşler yaşandı. Amerika’da<br />
toplam yatırım 38,5 milyar dolardan<br />
36 milyar dolara, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da<br />
(EMEA) 19,1 milyar dolardan 11,4<br />
milyar dolara, Asya Pasifik’te (ASPAC) ise<br />
4,6 milyar dolardan 3,7 milyar dolara geriledi.<br />
Konuyla ilgili açıklamada bulunan KPMG<br />
Türkiye Fintech ve Dijital Finans Lideri Sinem<br />
Cantürk, “<strong>2024</strong>’ün ilk yarısına baktığımızda,<br />
fintech yatırımcılarının temkinli<br />
bir şekilde hareket ettiğini söyleyebiliriz.<br />
Olgun, istikrarlı piyasalar en büyük fintech<br />
anlaşmalarını çekerken yatırımcılar,<br />
çok az istisna dışında büyük anlaşmalardan<br />
uzak durmaya devam etti. Hem işletme<br />
verimliliğini artıran hem de maliyetleri<br />
düşüren yapay zekâ yine ilgileri üzerine<br />
toplarken, regtech’e olan ilgi de özellikle<br />
EMEA bölgesinde sürdü. Bu yılın ikinci yarısında<br />
yüksek sermaye maliyeti ve jeopolitik<br />
belirsizliğin devam etmesi nedeniyle<br />
fintech yatırımların da durgunluğun devam<br />
edeceğini tahmin ediyoruz. Önümüzdeki<br />
süreçte tüm dikkatlerin özellikle faiz<br />
oranlarında ve ABD başkanlık seçimlerinde<br />
olacağını düşünüyoruz.” dedi.<br />
En büyük yatırımlar Amerika<br />
ve Avrupa’ya yapıldı<br />
KPMG’nin raporuna göre küresel çapta,<br />
<strong>2024</strong> yılının ilk yarısında fintech alanında<br />
1 milyar doların üzerinde sadece beş<br />
adet anlaşma gerçekleşti. Bunların hepsi<br />
de satın alma işlemi oldu ve bu anlaşmaların<br />
dördü Amerika kıtasında gerçekleşti.<br />
Bunlar ABD’deki 12,5 milyar dolarlık Worldpay<br />
ve 4 milyar dolarlık EngageSmart ile<br />
Kanada’daki 6,3 milyar dolarlık Nuvei ve<br />
1 milyar dolarlık Plusgrade anlaşmaları<br />
oldu. Birleşik Krallık, IRIS Software grubunun<br />
4 milyar dolarlık satın alımı ile beşinci<br />
ülke oldu.<br />
Ödemeler sektörü 21,4 milyar<br />
dolarlık yatırım ile ilk sırada<br />
yer aldı<br />
Sektörel açından ise ödemeler sektörü, bu<br />
yılın ilk yarısında 21,4 milyar dolar ile küresel<br />
çapta fintech finansmanından en büyük<br />
payı almaya devam etti. Bununla birlikte<br />
regtech, <strong>2024</strong>’ün ilk yarısında yatırım<br />
artışı gören tek büyük fintech alt sektörü<br />
oldu ve bu sektöre şu ana kadar yapılan 5,3<br />
milyar dolarlık yatırım şimdiden 2023’ün<br />
toplam miktarını aşmış durumda.<br />
Yapay zekâ, fintech<br />
yatırımcıları için hala önemli<br />
bir öncelik<br />
Son yılların yükselen teknolojisi yapay<br />
zekâ, özellikle ABD’deki fintech yatırımcıları<br />
için çok sıcak bir ilgi alanı olmaya<br />
devam etti. İlk yarıda ABD’de yapay zekâ<br />
odaklı dört büyük fintech anlaşması<br />
gerçekleşti. Siber sigorta şirketi Corvus,<br />
Travellers tarafından 427 milyon dolara,<br />
ödeme odaklı platform Spiff ise Salesforce<br />
tarafından 419 milyon dolara satın alındı.<br />
Kurumsal yönetim şirketi Ramp ve yatırım<br />
yönetimi platformu FundGuard ise sırasıyla<br />
150 milyon dolar ve 100 milyon dolarlık<br />
yatırımlar aldı. Çin merkezli yapay zekâ<br />
destekli sürdürülebilirlik veri şirketi MioTech<br />
de aynı dönemde 150 milyon dolar<br />
fon topladı.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
31
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Monster Notebook<br />
ürün portföyünü genişletiyor<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
32<br />
Yenilikçi ürünleriyle kullanıcılarına güç<br />
ve kaliteyi bir arada sunan Monster Notebook,<br />
oyun dünyasında oyuncuların<br />
ihtiyaçlarına yönelik yeni ürünlerle ekosistemi<br />
genişletmeye devam ediyor. Güç<br />
ve performansa dayalı cihazların yanı<br />
sıra satışa sunulan Monster Intel Arc<br />
A770 16 GB ekran kartı, oyunseverlere<br />
benzersiz bir görsel deneyim sunuyor.<br />
Oyun deneyimini zenginleştiren ekran<br />
kartı, yapay zekâ desteğiyle görüntü kalitesinden<br />
ödün vermeden eğlenceyi doruklara<br />
taşıyor.<br />
Monster Notebook<br />
ekosistemi genişliyor<br />
Bütün oyuncuların tercihlerine uygun<br />
yüksek performanslı cihazlar geliştiren<br />
Monster Notebook, sektörde farklılaşan<br />
teknolojileriyle öne çıkıyor. Abra, Tulpar,<br />
Semruk, Markut ürünlerinin yanında<br />
Huma ürünleriyle de geniş bir kitleye<br />
seslenen marka, oyun dünyasına yeni bir<br />
soluk katıyor. Yüksek performans sunan<br />
oyun bilgisayarlarının yanı sıra Pusat<br />
aksesuar ürünleriyle de ekosisteminin<br />
tamamlanmasını sağlayan Monster Notebook,<br />
piyasaya sunduğu ekran kartıyla<br />
oyun dünyasında değişimin öncüsü<br />
oluyor. Olağanüstü performans ve sürükleyici<br />
görsel deneyim yaşanmasını<br />
sağlayan Monster Intel Arc A770 16 GB<br />
ekran kartı, oyun tutkunlarına yeni bir<br />
deneyim sunuyor.<br />
Monster Intel Arc A770 16<br />
GB ekran kartı görsel şölen<br />
sunuyor<br />
Ürün portföyünü oyun performansının<br />
her alanını kapsayacak şekilde genişleten<br />
Monster Notebook, teknoloji tutkunlarına<br />
yenilikler sunuyor. Intel XeSS<br />
teknolojisiyle rekabetçi oyunlarda 2K<br />
çözünürlüğe kadar yüksek performans<br />
elde etmeyi sağlayan ekran kartı, oyun<br />
deneyimini farklı bir boyuta taşıyor.<br />
XMX teknolojisi sayesinde de görüntü<br />
işleme sürelerinin kısalmasına yardımcı<br />
Yüksek performans sunan oyun bilgisayarı<br />
ve aksesuar ürünleriyle yenilikçi teknolojileri<br />
kullanıcılarına ulaştıran Monster Notebook, ürün<br />
portföyünü genişletmeye devam ediyor. Üstün<br />
performans ve verimlilik sağlayan ürünleriyle sektörde<br />
fark yaratan marka, Monster Intel Arc A770 16 GB<br />
ekran kartını satışa sundu. Yapay zekâ desteğiyle<br />
görsel deneyimi farkı bir boyuta taşıyan ürün, oyun<br />
performansını kusursuzlaştırıyor…<br />
olan Monster Intel Arc A770 16 GB ekran<br />
kartı, yüksek çözünürlükte 60 FPS’nin<br />
(saniyede ekrana aktarılan kare/görüntü)<br />
üzerinde hız sağlıyor. Yapay zekanın<br />
gücünü arkasına alan ekran kartı, oyunların<br />
daha sürükleyici olmasını sağlarken,<br />
görsel deneyimi benzersiz kılmaya<br />
aracılık ediyor. Monster Intel Arc A770<br />
16 GB ekran kartı, Monster Notebook’un<br />
resmî web sitesinde ve deneyim mağazalarında<br />
satışa sunuldu. Ürün, 16 GB<br />
bellek desteğiyle yüksek çözünürlüklü<br />
oyunlar ve video düzenleme gibi grafik<br />
yoğun işlemlerde büyük avantaj sağlıyor.<br />
“Oyun dünyasına şekil<br />
veriyoruz”<br />
Oyun ekosistemlerini yenilikçi teknolojilerle<br />
genişlettiklerini belirten Monster<br />
Notebook Global Pazarlama Direktörü<br />
Birol Sülük, “Monster Notebook olarak<br />
her oyun türüne ve her meslek profesyoneline<br />
uygun yüksek performanslı<br />
bilgisayarlarımızı geliştirmeye devam<br />
ediyoruz. Ürün portföyümüz sadece bilgisayarlarımızla<br />
sınırlı kalmıyor. Aynı<br />
zamanda Pusat aksesuar ürünlerimizle<br />
de kullanıcıların oyun ekosistemlerini<br />
kolaylıkla tamamlamasına yardımcı<br />
oluyoruz. Bizi farklı kılan ürünleri geliştirerek<br />
kullanıcılarımızı özel kılmak<br />
amacını taşıyoruz. En son teknolojileri<br />
kullanıcı odaklı bir yapıyla portföyümüze<br />
ekliyor, teknolojik deneyimdeki seviyeyi<br />
yukarılara taşıyoruz. Portföyümüze<br />
kattığımız ve kullanıcılarımızın beğenisine<br />
sunduğumuz Monster Intel Arc<br />
A770 16 GB ekran kartımız, canavarın<br />
dünyasını geliştirmeye devam edecek.<br />
Kullanıcılarımızın hayatını kolaylaştıran,<br />
kolaylaştırırken eğlendiren ve gerektiğinde<br />
güce hükmetmelerini sağlayan<br />
ürün çeşitliliğimizi genişletmeye devam<br />
edecek ve bu alandaki yatırımlarımızı<br />
sürdüreceğiz.” dedi.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Super App pazar büyüklüğü, 2032’de<br />
714 milyar dolara ulaşacak<br />
Tek uygulamada oturum açarak pek çok işlem yapmaya imkan veren Super App’ler,<br />
2023’te dijital ekonomiye yaklaşık 76 milyar dolarlık katkı sağladı. Almanya merkezli<br />
Türk teknoloji şirketi KOBIL’in Kurucusu ve CEO’su İsmet Koyun, “2032 yılına kadar<br />
714 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşmasını öngörüyoruz. Super App sektörü<br />
gelecekte tüm dünyaya hızla yayılarak etkisini artıracak ve şehirlerden şirketlere<br />
dijitalleşmedeki payını zirveye taşıyacak” diyor…<br />
İnsanların günlük hayatında yer alan finans,<br />
ödeme, ulaşım ve daha bir dizi işlemi<br />
kolayca gerçekleştirebileceği Super<br />
App’ler dünyada birçok ülkede yaygın<br />
şekilde kullanılmaya ve popülerleşmeye<br />
devam ediyor. Global SuperApp Trend<br />
Raporu’na göre Super App’lerin dijital<br />
ekonomiye sağladığı katkı, 2022’de 62<br />
milyar dolar seviyelerindeyken 2023’te 76<br />
milyar dolara yükseldi. Kullanıcılara tek<br />
bir platform üzerinden pek çok hizmeti<br />
alabilme olanağı sağlayan bu uygulamalar,<br />
Türkiye’de de önemini artırarak;<br />
başta belediyeler, bankalar, hizmet sektöründeki<br />
kurumlar olmak üzere birçok<br />
alanda kullanılıyor. Türkiye’de İstanbul<br />
için KOBIL imzasıyla ortaya çıkan İstanbul<br />
Senin uygulaması da şehir için geliştirilen<br />
süper uygulamaların ilk örneğini<br />
teşkil ediyor. Super App ekosisteminde<br />
lider konumunda olan Amerika’nın yanı<br />
sıra pazar büyüklüğünde ilk üçte yer<br />
alan Türkiye, küreselde önemli bir konumda<br />
yer alıyor. İstanbul Senin, Neom,<br />
Mercan, Worms ve MigrosBank gibi Super<br />
App’lerin teknoloji mimarı KOBIL,<br />
sunduğu ürün ve teknolojik altyapıyla<br />
Avrupa’da referans gösterilen şirketlerin<br />
başında yer alırken Türkiye’deki potansiyeli<br />
artırmak üzere harekete geçti.<br />
Super App ekosistemindeki potansiyele<br />
yönelik değerlendirmede bulunan Almanya<br />
merkezli Türk teknoloji şirketi<br />
KOBIL’in Kurucusu ve CEO’su İsmet<br />
Koyun, “Süper uygulama dediğimiz ‘Super<br />
App’ler; sağladığı kullanım kolaylığı<br />
ve tek platform ekosistemiyle dijital<br />
gelecekte sağlam bir yer edinmek üzere<br />
hızla ilerliyor. KOBIL, bu potansiyelin en<br />
büyük mimarı ve çözüm üreticisi olarak<br />
yeni iş modelleri yaratıyor ve mevcut sistemin<br />
geliştirilerek dijitale taşınmasını<br />
sağlıyor. Super App kullanımı arttıkça<br />
ve sunduğu kolaylık görüldükçe kullanıcıların<br />
tek bir platformdan pratik<br />
şekilde birçok işlemi yapma tercihi de<br />
yaygınlaşıyor. Günlük hayatta yaptığımız<br />
pek çok işlemi kolaylaştıran, kullanıcı<br />
dostu Super App’ler, özellikle son bir<br />
yılda daha fazla talep görmeye başladı.<br />
2032’ye kadar 714 milyar dolarlık pazar<br />
büyüklüğüne ulaşmasını öngörüyoruz.<br />
Super App sektörü, gelecekte tüm dünyaya<br />
hızla yayılarak etkisini artıracak<br />
ve şehirlerden şirketlere dijitalleşmedeki<br />
payını zirveye taşıyacak” dedi.<br />
Dünyada pek çok şirketin kullanıcılarıyla<br />
iletişim modelini değiştirme yoluna<br />
gitmeye başladıklarının altını çizen<br />
Koyun, “Bugün dünyanın en büyük şirketleri<br />
dönüşüm konusunda düğmeye<br />
basarak Super App yolculuğuna başladı.<br />
KOBIL, Ar-Ge yatırımlarımız ve gelecek<br />
odaklı bakış açımız sayesinde bugün<br />
Avrupa da güvenilir Super App platform<br />
sağlayıcılarından biri olarak konumlanıyor.<br />
Şirketlerin dönüşüm sürecini ve<br />
küresel Super App trendini hazır bir şekilde<br />
karşılayabiliyoruz. Bir mobil cihaz<br />
içinde sayısız hizmetin sunulabileceği<br />
bu Super App’ler, Türkiye’de sektörlerin<br />
geleceğini değiştirecek özelliklere sahip”<br />
diye konuştu.<br />
Super App’lerin olmazsa<br />
olmazı güvenlik<br />
Yapılan araştırmalara göre, 2027’ye kadar<br />
dünya nüfusunun yarısına yakını<br />
birden fazla Super App kullanıcısı olacak.<br />
Dijitalleşmenin hayatın her alanına<br />
girecek olmasıyla birlikte kullanıcıların<br />
paylaştığı veriler siber güvenlik konusunu<br />
da gündeme getiriyor. Bir dizi kolaylık<br />
sağlayan Super App’lerin güvenlik<br />
endişelerini giderecek alt yapıya sahip<br />
olması veri güvenliği için hayati önem<br />
taşıyor. Global SuperApp Trend Raporu’na<br />
göre Super App’ler en çok finansal<br />
hizmetlerde ve e-ticaret faaliyetlerinde<br />
kullanılıyor; bu da Super App’lerin siber<br />
tehditler karşısında koruma sağlayarak<br />
riskli durumlara karşılık önlem almasını<br />
gerektiriyor. Global kullanıcılar kullanıcı<br />
deneyimi bakımından SuperApp kolaylığını<br />
tercih ederken dijital güvenin kalıcı<br />
olarak oluşturulması kurumlar açısından<br />
hayati bir önem taşıyor.<br />
Super App’lerin; ödeme, kimlik faaliyetleri,<br />
finansal fonksiyonlar gibi verinin<br />
büyük önem arz ettiği ve her yapılan işlemde<br />
güvenliği en büyük öncelik haline<br />
getirmesi gerektiğini ifade eden İsmet<br />
Koyun, “Dijitalleşmeyle birlikte siber<br />
tehlikeler artmaya ve risk büyümeye<br />
devam ediyor. Super App’lerin kullanıcılara<br />
sunduğu kolaylığın ötesinde güvenliğinin<br />
aşılamaz olması ve tam koruma<br />
sağlaması gerekiyor. KOBIL olarak sağladığımız<br />
altyapı ile geliştirdiğimiz Super<br />
App’lerin tümünü en üst düzey güvenlik<br />
önlemleriyle kullanıcıya ulaşmasını sağladık.<br />
Bir Super App’in, pek çok laboratuvar<br />
testinden ve denetimden geçerek verileri<br />
koruyabileceği konusunda güvence<br />
vermesi ve siber gücünü kanıtlaması<br />
gerekiyor. KOBIL’in şu ana kadar altyapısını<br />
oluşturduğu bütün Super App’ler,<br />
denetimleri sorunsuz geçti ve hiçbir siber<br />
tehdit, güvenliğimizi aşmayı başaramadı”<br />
açıklamasında bulundu.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
33
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Anker, IFA <strong>2024</strong>’te<br />
teknoloji dünyasına damga vuruyor<br />
Hayatı kolaylaştıran teknolojilere öncülük eden Anker, 6-10 Eylül tarihlerinde<br />
Almanya’nın Berlin şehrinde gerçekleşen IFA <strong>2024</strong>’te geniş ürün yelpazesini ve yeni<br />
ürünlerini sergiliyor. Fuarda Anker Prime şarj cihazları, MagGo serisi, Soundcore ses<br />
ürünleri, Anker SOLIX taşınabilir güç istasyonları, Nebula projeksiyon cihazları ve Eufy<br />
akıllı aydınlatma çözümleri gibi yenilikçi ürünler tanıtılıyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Bu yıl 100’üncüsü düzenlenen IFA <strong>2024</strong> Fuarı,<br />
Anker’in resmi sponsorluğunda en son<br />
teknolojilerine ve ürünlere de ev sahipliği<br />
yapıyor. Anker, fuarda küresel marka portföyünden<br />
yeni ürünleri sergilerken, aynı<br />
zamanda sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarına<br />
ve Avrupa pazarındaki büyüme<br />
oranlarına da dikkat çekmeyi hedefliyor.<br />
Geniş ürün yelpazesiyle kullanıcıların<br />
karşısına çıkan Anker, hem şarj teknolojilerinde<br />
hem de ev elektroniği alanında<br />
geleceğin trendlerini belirlemeye devam<br />
ediyor. Bu yılki IFA’da tanıtılan ürünler<br />
arasında en dikkat çekici olanlardan biri,<br />
şarj teknolojilerinde devrim yaratan Anker<br />
Prime serisi. Bu serideki yenilikler, yalnızca<br />
hızlı ve güvenli şarj sunmakla kalmayıp,<br />
aynı zamanda kullanıcıların günlük<br />
yaşamlarına entegre edebilecekleri pratik<br />
çözümler de sunuyor. Bunun yanı sıra,<br />
Anker’in MagGo serisi, kablosuz şarj alanında<br />
sunduğu yeniliklerle öne çıkarken,<br />
Soundcore ise yüksek kaliteli ses deneyimi<br />
sunan yeni hoparlör ve kulaklık modelleriyle<br />
dikkat çekiyor. Ayrıca, Anker SOLIX<br />
taşınabilir güç istasyonları ve Nebula projeksiyon<br />
cihazları, dış mekan tutkunları ve<br />
sinemaseverler için ideal çözümler sunmayı<br />
başarıyor.<br />
Şarj teknolojilerinde devrim<br />
yaratan Anker Prime serisi<br />
Anker Prime serisi, şarj teknolojisinde yeniliği<br />
ve güvenliği bir araya getiriyor. IFA<br />
<strong>2024</strong>’te tanıtılan üç yeni model, kullanıcıların<br />
hem evde hem de hareket halindeyken<br />
enerji ihtiyaçlarını karşılayacak<br />
özelliklere sahip. Tüm modeller, küçük,<br />
kompakt ve çalışırken ısınmayan GaN<br />
(galyum nitrür) teknolojisine dayanıyor.<br />
Ayrıca, tüm yeni modellerde, şarj sürecinin<br />
stabilitesini ve güvenliğini sağlamak<br />
için akım düzenlemesi, aşırı voltaj koruması,<br />
sıcaklık izleme ve bağlı cihazların<br />
gereksinimlerine göre şarj parametrelerini<br />
ayarlayan sistemleri içeren Active Shield<br />
3.0 teknolojisi bulunuyor.<br />
• Anker Prime 250W şarj cihazı: 6 USB<br />
portu ve şarj parametrelerini gösteren büyük<br />
bir ekranla donatılmıştır. Şarj sürecini<br />
kontrol edebilmek için bir kadran içeriyor.<br />
• Anker Prime 200W şarj cihazı: Kompakt<br />
tasarımlı bu model, 4 USB-C ve 2<br />
USB-A portuna sahip olup, üstün bir performans<br />
sunuyor.<br />
• Anker Prime 100W şarj cihazı: 3 USB<br />
portlu (2x USB-C, 1x USB-A) klasik bir<br />
‘plug-in’ küp tasarımına sahiptir. Özellikle<br />
seyahat edenler için idealdir.<br />
Kablosuz şarjın geleceği: MagGo serisi<br />
Anker, MagGo serisi ile kablosuz şarj deneyimini<br />
yeniden tanımlıyor. En son Qi2<br />
şarj standartları ve Manyetik Güç Profili<br />
teknolojisini kullanarak daha hızlı ve<br />
stabil bir şarj deneyimi sunuyor. MagGo<br />
serisinin yeni ürünleri arasında şunlar bulunuyor:<br />
• MagGo 3-in-1 Kablosuz Şarj İstasyonu:<br />
Apple Watch, iPhone ve AirPods’u aynı<br />
anda şarj edebilen taşınabilir bir istasyon.<br />
• MagGo Kablosuz Şarj Cihazı (Standlı):<br />
360 derece dönebilen şık bir masaüstü şarj<br />
standı.<br />
• MagGo Power Bank (10K Slim): Ultra<br />
ince ve hafif taşınabilir şarj cihazı.<br />
• MagGo Power Bank (10K, Apple Watch):<br />
iPhone ve Apple Watch’u aynı anda<br />
şarj edebilen yüksek kapasiteli taşınabilir<br />
şarj cihazı.<br />
• MagGo Standlı Manyetik Kılıf (360°<br />
Halka Stand): iPhone’lar için dahili 360°<br />
halka standı olan manyetik bir kılıf.<br />
Müzik ve eğlence için yeni çözümler:<br />
Soundcore<br />
Soundcore, müzik ve eğlence tutkunları<br />
34
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
için tasarlanmış yeni ürünleri ile kullanıcıların<br />
karşısına çıkıyor:<br />
• Soundcore Select 4 Go Bluetooth Hoparlör:<br />
5W gücünde, taşınabilir ve su geçirmez<br />
Bluetooth hoparlör. 20 saate kadar<br />
pil ömrü sunuyor.<br />
• Soundcore Rave 3 Bluetooth Hoparlör:<br />
AI destekli karaoke hoparlörü, 160W ses<br />
gücü ve RGB aydınlatma ile partiler için<br />
mükemmel bir seçim.<br />
• Soundcore Space One Pro Kulak Üstü<br />
Bluetooth Kulaklık: 4 seviyeli ANC gürültü<br />
engelleme sistemi ile donatılmış premium<br />
kulak üstü kulaklık.<br />
• Soundcore AeroFit 2 Kulak İçi Bluetooth<br />
Kulaklık: Döndürülebilir kulak kancası<br />
ve çift eğimli tasarımıyla açık kulak<br />
kulaklık, sıvı silikon kaplama ile üstün ses<br />
kalitesi sunuyor.<br />
Nebula taşınabilir projeksiyon<br />
cihazları ile sinema deneyimi<br />
IFA <strong>2024</strong>’te ev sineması tutkunları için geliştirilen<br />
yeni Nebula projeksiyon cihazları<br />
da tanıtılıyor. Nebula, Google TV platformu<br />
ve yerleşik Netflix entegrasyonu ile<br />
donatılmış, kesintisiz bir eğlence deneyimi<br />
sunan iki yeni projektör tanıtıyor:<br />
• Nebula Capsule Air: Taşınabilir ve akıllı<br />
özellikleri sunan bu projeksiyon, opsiyonel<br />
aksesuarları ile birlikte farklı mekanlarda<br />
kullanılabiliyor.<br />
• Nebula Cosmos 4K SE: 4K UHD çözünürlük<br />
ve Dolby Vision® desteği ile mükemmel<br />
bir sinema deneyimi sunuyor.<br />
Eufy: Akıllı Aydınlatma Çözümleri<br />
Eufy, iç ve dış mekanlar için beş yeni akıllı<br />
aydınlatma ürününü piyasaya sürüyor. Bu<br />
ürünler, evleri daha akıllı ve güvenli hale<br />
getirmek için geliştirildi:<br />
• Eufy Dış Mekan Şerit Işıkları E10: RGB,<br />
soğuk beyaz ve sıcak beyaz ışıklandırma<br />
seçenekleri sunan ve dış mekan kullanımı<br />
için ideal olan ışıklandırma çözümleri sunuyor.<br />
• Eufy Sabit Dış Mekan Işıkları E22: 16<br />
milyon renk ve 50.000 saat kullanım ömrü<br />
sunan yenilikçi aydınlatma ürünleri.<br />
• Eufy Dış Mekan Spot Işıkları E10: 500<br />
lümen parlaklık sunan bu spot ışıklar, RGB<br />
veya yumuşak beyaz LED ışık sağlıyor.<br />
• Eufy Dış Mekan Yol Aydınlatmaları<br />
E10: Peyzaj düzenlemelerini aydınlatan ve<br />
yürüyüş yollarını belirginleştiren şık yol<br />
aydınlatma çözümleri sunuyor.<br />
• Eufy İç Mekan Ayaklı Lamba E10: 1700<br />
lümen parlaklık sunan, ultra pürüzsüz<br />
renk geçişleriyle donatılmış ve sesli kontrol<br />
için Google Asistan ve Amazon Alexa<br />
ile uyumlu iç mekan lambası.<br />
Anker SOLIX: Taşınabilir güç istasyonları<br />
Anker SOLIX, kampçılar ve dış mekan<br />
meraklıları için taşınabilir güç çözümleri<br />
sunuyor:<br />
• Anker SOLIX C300 Serisi: 288 watt-saat<br />
kapasite ve 300W güç sağlayan bu modeller,<br />
kamp ve acil durum ihtiyaçlarına yönelik<br />
çözümler sunuyor.<br />
• Anker SOLIX X1: 180 kWh enerji depolama<br />
kapasitesi ve 72 kW güç sunan bu<br />
sistem, ev sahiplerine enerji bağımsızlığı<br />
sağlamak için tasarlandı.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
35
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Lenovo, yapay zeka destekli ürünleri ile<br />
teknolojiye yön veriyor<br />
Teknoloji inovasyonunda küresel bir lider olan<br />
Lenovo, Lenovo Innovation World <strong>2024</strong>’te yapay<br />
destekli ürünlerini tüketicilerine tanıttı. Hem<br />
kurumsal hem de bireysel kullanıcı deneyimlerini<br />
AI teknolojisi ile dönüştürmek için tasarlanan<br />
ThinkPad, ThinkBook, Yoga ve IdeaPad dizüstü<br />
bilgisayarları ve oyun bilgisayarı olan Legion artık çok<br />
daha hızlı…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
36<br />
Dünyanın en geniş teknoloji ürünleri portföyüyle,<br />
bireylerin, toplulukların, işletmelerin<br />
ihtiyaç duyduğu ürünleri, çözümler, yazılımlar<br />
ve hizmetler aracılığıyla sunan Lenovo,<br />
herkes için daha akıllı teknoloji vizyonu ile<br />
hareket ediyor. Daha iyi bir dünya yaratmak<br />
için bilgi işlem zekasını her geçen gün artıran<br />
Lenovo, Berlin’de düzenlediği Innovation<br />
World <strong>2024</strong>’te yeni nesil cihazlarını tüketicileriyle<br />
buluşturdu. Lenovo’nun yapay zeka<br />
bilgisayarları, doğal etkileşimlerden, kişiselleştirilmiş<br />
büyük dil modellerinden ve gelişmiş<br />
bilgi işlem mimarilerinden yararlanıyor.<br />
Bireysel kullanıcılara göre uyarlanan deneyimler,<br />
bilişimi daha kişisel kılarken daha<br />
üretken ve sağlam güvenlik özelliklerini<br />
yapay zeka odaklı sistemlere entegre ederek<br />
daha korumalı hale getiriyor.<br />
Teknolojide Yapay Zekâ Çağı<br />
Yapay zekalı bilgisayar cihazlarının öneminin<br />
artması ve 2027 yılına kadar piyasaya<br />
sürülecek bilgisayarların yüzde 60’ından<br />
fazlasının yapay zekâ özellikli olması beklenmektedir.<br />
Lenovo’nun yapay zekâ bilgisayarları;<br />
doğal etkileşimler, kişiselleştirilmiş<br />
büyük dil modelleri ve gelişmiş bilgi işlem<br />
mimarileri aracılığıyla kullanıcı deneyimlerini<br />
önemli ölçüde değiştirmeyi amaçlıyor,<br />
bu da bilgisayarı daha kişisel, üretken ve korumalı<br />
hale getiriyor.<br />
Lenovo Akıllı Cihazlar Grubu Başkanı Luca<br />
Rossi, çığır açan Aura Edition serisi de dahil<br />
olmak üzere en yeni yapay zeka bilgisayarlarının,<br />
daha çok kişiselleştirilmiş, üretken ve<br />
korumalı bilgisayar deneyimleri sunma konusunda<br />
önemli bir sıçramayı temsil ettiklerini<br />
belirtti. Rossi sözlerini şöyle sürdürdü;<br />
“Sektör liderleriyle yakın işbirliği sayesinde,<br />
yapay zeka ile nelerin mümkün olduğunu<br />
yeniden tanımlıyor ve müşterilerimizin yapay<br />
zeka çağında üretkenliği, yaratıcılığı ve<br />
büyümeyi teşvik etmek için bu dönüştürücü<br />
teknolojilerin tüm potansiyelinden yararlanabilmelerini<br />
sağlıyoruz.”<br />
İş bilgisayarları yapay zeka<br />
ile güçleniyor<br />
Yapay zeka çağına liderlik etmeyi hedefleyen<br />
Lenovo, Intel ile birlikte geliştirdiği, Intel®<br />
Core Ultra teknolojisine sahip ThinkPad X1<br />
Carbon Gen 13 Aura Edition’ı tanıttı. Yapay<br />
zeka özellikleri ve kullanıcı dostu tasarımıyla<br />
dikkat çeken Aura Edition serisi, Akıllı<br />
Modlar ve Akıllı Paylaşım gibi yenilikçi özelliklerle<br />
performansı ve kullanıcı deneyimini<br />
artırıyor. ThinkPad T14s Gen 6 AMD ve<br />
ThinkBook 16 Gen 7+ da lansmanda tanıtılan<br />
diğer modeller arasında yer alıyor. Ayrıca,<br />
kurumların yapay zekaya hazır cihazlara<br />
hızla geçiş yapmalarına yardımcı olmak,<br />
yapay zeka destekli danışmanlık ve basitleştirilmiş<br />
dağıtım yoluyla yatırım getirisini<br />
en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmış bir<br />
çözüm olan AI PC Fast Start’ı da tüketicilerine<br />
sunan Lenovo, bu teknoloji yapay zekanın<br />
benimsenmesini hızlandırıyor ve sorunsuz<br />
bir uygulama sağlıyor. Sektörde bir ilk olan<br />
ve uzaktan sesli komut ile otomatik döndürme<br />
özelliğine sahip Lenovo Auto Twist AI PC<br />
ise markanın akıllı otomasyon ve yapay zeka<br />
ile kullanıcı etkileşimini yeniden tanımlayan<br />
bir kavram kanıtı niteliğinde.<br />
Tüketici bilgisayarda yapay<br />
zeka teknolojileri ile tanışıyor<br />
Lenovo’nın yeni nesil dizüstü bilgisayarlarından<br />
bir diğeri ise Yoga Slim 7i Aura Edition.<br />
Bu bilgisayar, akıllı modlar, akıllı paylaşım<br />
ve akıllı bakım gibi kullanıcı deneyimini artıran<br />
özelliklere sahip. 2.8K OLED dokunmatik<br />
ekranıyla donatılan cihaz, üstün tasarım<br />
ve performansıyla dikkat çekiyor.<br />
Lenovo’nun yapay zekâ bilgisayarları; doğal<br />
etkileşimler, kişiselleştirilmiş büyük dil<br />
modelleri ve gelişmiş bilgi işlem mimarileri<br />
aracılığıyla kullanıcı deneyimlerini önemli<br />
ölçüde değiştirmeyi amaçlıyor, bu da bilgisayarı<br />
daha kişisel, üretken ve korumalı hale<br />
getiriyor. Nöral işlem birimi performansına<br />
sahip AMD Ryzen AI 9 işlemci tarafından<br />
desteklenen Lenovo Yoga Pro 7 (14”, 9), güçlü<br />
çoklu görev ve yaratıcılık yetenekleri isteyen<br />
içerik oluşturucular ve profesyoneller<br />
için ideal kullanım sunuyor. Performansı ve<br />
verimliliği artırmak için Lenovo X Power<br />
özellikleri ile donatılan cihaz, tasarım ve<br />
medya çalışmaları için sürükleyici bir görsel<br />
deneyim sağlayan çarpıcı renk doğruluğu ve<br />
keskinliğe sahip 14,5 inç PureSight Pro OLED<br />
ekrana sahip. Snapdragon X Plus 8 çekirdekli<br />
işlemcilerden güç alan bu cihazlar, gelişmiş<br />
yapay zeka odaklı üretkenlik ve çok yönlü<br />
form faktörleri sunarak onları çok çeşitli kullanıcı<br />
ihtiyaçları için uygun hale getiriyor.<br />
Yapay zekâ çağında güvenlik<br />
ve veri gizliliği<br />
Lenovo’nun ThinkShield çözümleri, modern<br />
işletmeler için kapsamlı güvenlik özellikleri<br />
sunarak üretimden dağıtıma kadar koruma<br />
sağlıyor. Yapay zekâ destekli uç nokta koruması<br />
ile ThinkShield, OS altından buluta<br />
kadar tehditleri kapsıyor ve genişletilmiş<br />
tespit ile yanıt yetenekleri sunuyor. BIOS ve<br />
donanım yazılımlarını saldırılardan koruyarak<br />
donanım bileşenlerini daha güvenli hale<br />
getiriyor. Lenovo, güvenlik çözümleri yeteneklerini<br />
SentinelOne®’ın yenilikçi Singularity<br />
Platformu ve yapay zekâ teknolojisini<br />
ThinkShield siber güvenlik çözümleri portföyüne<br />
entegre ederek daha da genişletiyor. Lenovo’nun<br />
güçlü ThinkPad AI PC’leri ile bu iş<br />
birliği tarafından desteklenen kapsamlı güvenlik<br />
yetenekleri, organizasyonların yapay<br />
zekanın gücünü artırılmış bilgi işlem platformları<br />
aracılığıyla kullanmalarını daha da<br />
kolaylaştırıyor.<br />
Yaratıcı çalışmaların<br />
destekçisi<br />
Lenovo IdeaPad Slim 5x (14“, 9) ve IdeaPad<br />
5x 2’si 1 arada (14”, 9), şık tasarımı güçlü<br />
performansla harmanlayarak Lenovo’nun<br />
ana akım kullanıcılara yönelik AI tekliflerini<br />
daha da genişletiyor. Snapdragon X Plus 8<br />
çekirdekli işlemcilerden güç alan bu cihazlar,<br />
gelişmiş yapay zeka odaklı üretkenlik ve<br />
çok yönlü form faktörleri sunarak onları çok<br />
çeşitli kullanıcı ihtiyaçları için uygun hale<br />
getiriyor. Lenovo, IdeaPad dizüstü bilgisayar<br />
portföyünü, her ikisi de AMD Ryzen 7000<br />
Serisi İşlemciler tarafından desteklenen IdeaPad<br />
Slim 5 15“ ve 13” modelleri ile daha da<br />
zenginleştiriyor. Çoklu görevler ve zorlu uygulamalar<br />
için güçlü performans sunan bu<br />
dizüstü bilgisayarlar, yaratıcı çalışmalar ve<br />
medya tüketimi için yüksek kaliteli ekranlara<br />
sahip. Her iki model de şık, ultra ince ve<br />
hafif tasarımlarıyla hem profesyoneller hem<br />
de öğrenciler için ergonomik kullanım sunuyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Türk Telekom ‘TahtApp’ ile az gören çocuklara<br />
ışık olmaya devam ediyor<br />
Türk Telekom, insanı merkeze alan yaklaşımı ile yeni nesil teknolojilerle geleceği<br />
şekillendirmeye devam ediyor. Teknolojiyi iyilik ve faydaya dönüştüren Türk Telekom,<br />
kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile eğitime katkı sunmayı sürdürüyor. Günışığı<br />
projesi kapsamında az gören çocukların sınıf içi eğitimine destek olmak amacıyla<br />
geliştirilen TahtApp uygulaması, <strong>2024</strong>-2025 eğitim-öğretim yılında 50 yeni okulda<br />
daha az gören çocukların eğitime akranlarıyla eşit şartlarda devam edebilmesine<br />
imkan tanıyacak…<br />
Türk Telekom’un, teknolojiyi iyilik ve faydaya<br />
dönüştürme misyonu ile Engelsiz<br />
Yaşama Derneği (EyDer) iş birliğinde yürüttüğü<br />
Günışığı projesi kapsamında az<br />
gören çocukların sınıf içi eğitimleri için<br />
geliştirilen TahtApp uygulaması, yeni eğitim-öğretim<br />
yılında da az gören çocuklara<br />
ışık olmaya devam edecek. Proje kapsamında<br />
geliştirilen ve bugüne kadar 14 ilde<br />
50 okula kurulan TahtApp uygulaması ile<br />
az gören çocukların sınıf içi eğitimlerinde<br />
akranları ile eş zamanlı dersleri takip edebilmeleri<br />
sağlandı. Her geçen yıl yeni il ve<br />
yeni okullarla yaygınlaştırılarak daha fazla<br />
öğrencinin hayatına değer katan TahtApp<br />
uygulamasının, <strong>2024</strong>-2025 eğitim-öğretim<br />
döneminde 50 yeni okulda daha aktif hale<br />
getirilmesi planlanıyor. Proje kapsamında<br />
ayrıca eğitimciler ve engelsiz akranlara<br />
yönelik farkındalık seminerleri de devam<br />
edecek.<br />
değer katma vizyonu ile ilerliyoruz. Hayatın<br />
her alanını dijitalleştirme vizyonumuz<br />
kapsamında teknoloji birikimimizi eğitime<br />
de aktarıyoruz. Türk Telekom Ar-Ge<br />
ekibimiz tarafından geliştirilen TahtApp<br />
uygulaması, az gören çocukların sınıf<br />
ortamında ve aydınlatma koşullarından<br />
bağımsız olarak tahtadaki bilgileri tabletlerine<br />
aktarıp, akranlarıyla birlikte eş<br />
zamanlı olarak eğitim alabilmelerine imkân<br />
tanıyor. ‘Türkiye’ye Değer’ anlayışımız<br />
doğrultusunda, eğitimde fırsat eşitliğini<br />
artıran projelerle topluma katkı sağlamaktan<br />
büyük mutluluk duyuyoruz. Günışığı<br />
projemiz kapsamında az gören çocuklara<br />
sunduğumuz erken müdahale eğitimleri,<br />
onların toplumsal hayata eşit koşullarda<br />
katılmalarını kolaylaştırdı; TahtApp uygulaması<br />
ise akranlarıyla aynı okullarda eğitim<br />
görmelerine destek oldu. Her geçen yıl<br />
yeni iller ve okullarla yaygınlaştırdığımız<br />
TahtApp uygulamamız ile öğrencilerin<br />
dersleri en verimli şekilde takip edebilmelerine<br />
olanak tanıyarak, teknolojiyi iyilik<br />
ve faydaya dönüştürmeye devam edeceğiz.<br />
Yeni eğitim öğretim yılında öğretmenlere<br />
ve öğrencilere başarılar diliyorum” dedi.<br />
Türk Telekom’un Engelsiz Yaşama Derneği<br />
(EyDer) iş birliğinde 2014 yılında hayata<br />
geçirdiği Günışığı projesi ile bugüne kadar<br />
81 ilden 1000’in üzerinde az gören çocuğun<br />
özel içerikli eğitimlerle görme yetileri<br />
artırılarak hayatlarına bağımsız hareket<br />
edebilen bireyler olarak devam edebilmeleri<br />
desteklendi. Proje kapsamında Türk<br />
Telekom Ar-Ge ekibi tarafından geliştirilen<br />
TahtApp uygulaması ise, az gören<br />
çocukların öğretmenin tahtaya yazdığı<br />
bilgileri önlerindeki tabletlerden anında<br />
görebilmesine ve akranlarıyla eş zamanlı<br />
olarak dersleri takip edebilmesine olanak<br />
sağlıyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
“Geleceği şekillendiren yeni<br />
nesil teknolojileri değer<br />
katma vizyonuyla üretiyoruz”<br />
Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, TahtApp<br />
uygulamasıyla ilgili yaptığı açıklamada;<br />
“Geleceği yeni nesil teknolojilerle<br />
şekillendirirken, temas ettiğimiz herkese<br />
37
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Aaron Tsai: “İki Yıl İçinde Tüm Notebook<br />
Pazarının Yüzde 60’ı AI PC Olacak”<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
38<br />
ASUS, IFA <strong>2024</strong>’te tanıtılan, sınıfındaki<br />
en ince ve en taşınabilir 14 inçlik ASUS<br />
AI PC’lerden biri olan ve performansı sofistike<br />
bir şekilde harmanlayan Zenbook<br />
S 14’ü (UX5406) Türkiye’de ön siparişe<br />
açtı. ASUS E-Store üzerinden ön sipariş<br />
edilebilen Zenbook S 14’ün fiziki satış<br />
ve teslimatları ise 24 Eylül’de gerçekleştirilecek.<br />
Zenbook S 14, ASUS E-Store’da<br />
ön siparişe özel 69.999 TL’den başlayan<br />
fiyatlarla satın alınabiliyor.<br />
ASUS Türkiye, sınıfındaki en ince ve en taşınabilir<br />
14 inçlik ASUS AI PC’lerden biri olan ve performansı<br />
sofistike bir şekilde harmanlayan Zenbook S 14’ü<br />
(UX5406) Türkiye’de ön satışa çıkardı. ASUS Zenbook<br />
S 14’ün Türkiye’de satışa sunulması ve ASUS’un<br />
gelecek AI vizyonu hakkında açıklamalarda bulunan<br />
ASUS Ortadoğu, Türkiye ve Afrika Bölge Müdürü Aaron<br />
Tsai, yaptığı değerlendirmede 2026 yılının sonunda<br />
tüm notebook pazarının yüzde 60’ının AI PC’lerden<br />
oluşacağını ve ASUS’un bu değişime en hızlı ayak<br />
uyduran marka olduğunu belirtti…<br />
“İki yıl içinde tüm notebook<br />
kategorisinin en az yüzde<br />
60’ı AI PC olacak”<br />
ASUS’un gelecek AI vizyonu hakkında<br />
açıklamalarda bulunan ASUS Ortadoğu,<br />
Türkiye ve Afrika Bölge Müdürü Aaron<br />
Tsai, 2026 yılının sonunda tüm notebook<br />
pazarının yüzde 60’ının AI PC’lerden<br />
oluşacağını ve ASUS’un bu değişime<br />
en hızlı ayak uyduran marka olduğunu<br />
belirtti. Tsai, “ASUS olarak Türkiye pazarına<br />
büyük önem veriyoruz. Türk tüketicisinin<br />
en son teknolojik gelişmeleri<br />
yakından takip ettiğini ve talep ettiğini<br />
biliyoruz. Bu nedenle tüm yeni ürünlerimizi<br />
ilk olarak Türk tüketicisiyle buluşturmayı<br />
hedefliyoruz. Bunun ilk örneği<br />
ilk Co-Pilot PC’miz ASUS Vivobook S<br />
15... ASUS olarak gerçek yapay zekalı notebook’ları<br />
diğer tüm markalardan önce<br />
Türk tüketicisiyle buluşturduk. Bu strateji<br />
ışığında Intel® Core Ultra 9 işlemcili<br />
yeni ASUS Zenbook S 14 modelimizi<br />
bugün itibariyle ön siparişe açtık.” dedi.<br />
Sözlerini ASUS’un gelecek vizyonuyla<br />
sürdüren Tsai, “Yenilikleriyle sektöre öncülük<br />
eden bir markayız ve bu geleneği<br />
sürdürmek istiyoruz. Yapay zekâ destekli<br />
dizüstü bilgisayar pazarının önümüzdeki<br />
yıllarda çok daha fazla büyüyeceğini<br />
öngörüyoruz. Önümüzdeki dönemde<br />
tüm notebook kategorisinin en az yüzde<br />
60’ının bu yeni işlemciye sahip notebooklardan<br />
oluşacağını düşünüyoruz ve<br />
tüm stratejimizi buna göre şekillendiriyoruz.”<br />
diyerek sözlerini tamamladı.<br />
Benzersiz incelik, rakipsiz<br />
güçle birleşiyor<br />
Zenbook S 14, en yeni yapay zeka özellikli<br />
Intel® Core Ultra 9 işlemci (Seri 2) ve<br />
Intel Arc grafikler ile güçlendirildi ve 48<br />
NPU TOPS’a kadar performans sunuyor.<br />
Gelişmiş CNC frezeleme, ultra sessiz ortam<br />
soğutma sistemine ultra ince bir buhar<br />
odasının entegre edilmesini sağlıyor.<br />
Bu kadar ince bir cihaz için benzersiz<br />
olan bu özellikler minimum gürültü ile<br />
28 watt’a kadar CPU TDP performansı<br />
sağlıyor. İşlevsel tasarımda özel bir Copilot<br />
tuşu ve akıllı hareketleri destekleyen<br />
genişletilmiş 16:10 kesintisiz dokunmatik<br />
touchpad bulunuyor.<br />
3K 120 Hz ASUS Lumina OLED ekran ve<br />
güçlü dört hoparlörlü ses sistemi, gerçek<br />
bir sinematik deneyim sağlayarak ilgi<br />
çekici eğlence sunuyor. Güvenlik Microsoft<br />
Pluton güvenlik işlemcisi ile sağlanıyor<br />
ve yeni Windows passkeys özelliği<br />
kimlik doğrulama verilerini güvenli<br />
bir şekilde saklıyor. AiSense IR kamera<br />
sistemi tarafından desteklenen gelişmiş<br />
biyometrik güvenlik ve gizlilik özellikleri<br />
arasında otomatik oturum açma ve kapatma<br />
için yüz tanıma, Uyarlanabilir Kilit<br />
ve Uyarlanabilir Karartma yer alıyor.<br />
Sanat ve teknolojinin<br />
birleşimi<br />
İşlevsel bir estetikle yeni tasarlanan<br />
Zenbook S 14, hem dayanıklılık hem de<br />
şık bir tasarım sağlayan yenilikçi ASUS<br />
Ceraluminum malzemesini içeriyor. Bu<br />
malzemenin renklerini, dokusunu ve<br />
sertliğini dört yıl boyunca geliştirdikten<br />
sonra ortaya olağanüstü sonuçlar<br />
çıktı. En son CNC teknolojisini kullanan<br />
Zenbook S 14, gelişmiş bir buhar odası<br />
soğutma sistemi de dahil olmak üzere<br />
gelişmiş bileşenleri barındırırken sadece<br />
1,1 cm’lik olağanüstü bir inceliğe ulaştı.<br />
Bu kadar şıklığı ve işlevselliği bir araya<br />
getiren tek dizüstü bilgisayar olan Zenbook<br />
S 14, en ince ve en kompakt 14 inç<br />
dizüstü bilgisayarladan biri ve birinci<br />
sınıf performans ve taşınabilirliğe olan<br />
bağlılığı vurguluyor. CNC işleme, klavyenin<br />
üzerindeki özel geometrik ızgara<br />
tasarımını ve genişletilmiş dokunmatik<br />
yüzey alanını da yaratıyor. Dizüstü bilgisayar,<br />
Zumaia Gri ve İskandinav Beyazı<br />
olmak üzere doğadan ilham alan iki renk<br />
seçeneğiyle sunuluyor.<br />
Zenbook S 14’ün sürdürülebilir tasarımı,<br />
doğadan ilham alınarak GRS sertifikalı<br />
geri dönüştürülmüş polyesterden üretilen<br />
isteğe bağlı kılıfa kadar uzanıyor. Bu<br />
kılıf, çevre dostu ve doğadan ilham alan<br />
yeniliklere olan bağlılığı temsil ediyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
LC Waikiki, VDP Projesi ile üç boyutlu tasarım<br />
devrimini başlattı<br />
LC Waikiki, Sanal Tasarım ve Planlama (Virtual Design and Planning -VDP) projesi ile<br />
dijital dönüşüm sürecinde önemli bir adım attı. İç kaynaklarla geliştirilen uygulama<br />
sayesinde ürün planlamadan tasarıma, mağazalardaki ürünlerin konumlamasından<br />
üretim süreçlerine kadar pek çok aşama üç boyutlu ortama taşınıyor…<br />
Dijitalleşmeyi yalnızca teknolojik bir gelişme<br />
değil, aynı zamanda iş süreçlerinin,<br />
müşteri ilişkilerinin ve organizasyonel yapının<br />
dönüşümü olarak gören LC Waikiki,<br />
bu kapsamda önemli bir çalışma olan Sanal<br />
Tasarım ve Planlama (Virtual Design<br />
and Planning- VDP) projesini hayata geçirdi.<br />
Tamamen iç kaynaklarıyla hazırladıkları<br />
ve hayata geçirdikleri VDP ile LC Waikiki,<br />
ürün planlama, üretim ve tasarım<br />
süreçlerini sanal bir ortama taşıyarak, üç<br />
boyutlu şekilde yürütülmesini sağlıyor.<br />
Planlamanın 2 boyutlu<br />
dünyası, perakendenin 3<br />
boyutlu dünyasına entegre<br />
ediliyor<br />
VDP, ürün planlama ve tasarım süreçlerinin<br />
3 boyutlu oyun motoru kullanılarak<br />
sanal bir ortama taşınması hedefi ile geliştirilmiş<br />
ve tamamen LC Waikiki kaynakları<br />
ile tasarlanmış bir yazılım. VDP ile 3<br />
boyutlu bir dünyada üretim süreçleri yürütebiliyor,<br />
ürünler 3 boyutlu dünyada görülebiliyor.<br />
Ayrıca mağazaları da 3 boyutlu<br />
olarak görüntüleyebiliyor, bu sayede sezon<br />
öncesinde yapılan planların mağazada,<br />
gerçek ünitelerde nasıl gözükeceği önden<br />
test edilebiliyor. Bu doğrultuda VDP ile<br />
planlamanın 2 boyutlu dünyası, ürün ve<br />
perakendenin 3 boyutlu dünyasına entegre<br />
ediliyor. Bunu yaparken algoritmaların<br />
ve yapay zekanın yetkinliklerini kullanan<br />
LC Waikiki, VDP içinde bir ürünün nasıl<br />
gözükeceğini ya da ürüne ek görsel özellikler<br />
eklemeyi, üretken yapay zeka kullanarak<br />
yapabiliyor.<br />
VDP ile hataya yer yok!<br />
Sezon öncesinde ürünleri 3 boyutlu dünyada<br />
görebilmenin olası hataları önlemek<br />
açısından iş sonuçlarının kalitesini artırdığını<br />
belirten LC Waikiki Dijital Dönüşüm<br />
ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü<br />
Şerafettin Özer, “Sektörümüzün yapısı,<br />
ürünlerimizin çoğunun siparişinin satış<br />
döneminin çok öncesinde verilmesini<br />
gerektiriyor. Bu sebeple mağaza bazlı yapılacak<br />
tasarım ve planlama aktivitelerinin<br />
hatadan olabildiğince ayrıştırılması<br />
maliyet ve kar açısından bizim için vazgeçilmez<br />
olabiliyor. Süreçlerimize adapte<br />
ettiğimiz, Türkiye’de bir ilk olan VDP projemiz<br />
ile mağazalarda görsel düzenlemeden,<br />
ürün tasarımına iş süreçlerimize ve<br />
müşteri deneyimini artırmamıza büyük<br />
katkı sağlayacak” diyor.<br />
“Operasyonel verimlilik<br />
artacak”<br />
Yapay zekâ, bulut bilişim, büyük veri analitiği<br />
ve e-ticaret platformlarının entegrasyonu<br />
gibi alanlarda attıkları adımların<br />
hem müşteri deneyimini geliştirmelerine<br />
hem de operasyonel verimliliği artırmalarına<br />
olanak sağladığına değinen Özer,<br />
özellikle müşteri beklentilerine hızla cevap<br />
verebilen pazaryeri platformları ve<br />
3D ürün tasarımı gibi inovasyonların, dijital<br />
dönüşüm sürecinde önemli avantajlar<br />
sunduğunu belirtti. Tüm bu çalışmalara<br />
ek olarak 800 kişilik teknoloji ekipleriyle<br />
yapay zeka özelindeki projelere devam ettiklerini<br />
söyleyen Özer, üretken yapay zeka<br />
kabiliyetlerini geliştirerek iş süreçlerinde<br />
optimizasyon ve yalınlaşmayı sağlama,<br />
maliyet iyileştirme ve verimlilik çalışmalarına<br />
devam edeceklerini ifade etti.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
vivo Türkiye’de yeni atama<br />
Uzun yıllardır teknoloji sektöründe üst düzey görevler<br />
üstlenen Gökhan Tahtacı, vivo Türkiye’de Satış ve<br />
Perakendeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevine<br />
getirildi…<br />
Akıllı cihaz ve hizmetleri odağına alarak güçlü<br />
tasarıma sahip ürünler üreten dünyanın lider<br />
teknoloji şirketlerinden vivo’da pazarlama<br />
yönetimi, ticari operasyonlar, satış, perakende<br />
ve ticari pazarlama alanlarında deneyim<br />
sahibi bir yönetici olan Gökhan Tahtacı, Türkiye’de<br />
Satış ve Perakendeden Sorumlu Genel<br />
Müdür Yardımcılığı görevine getirildi.<br />
Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu<br />
olan Tahtacı, kariyerine 2002 yılında Erikli<br />
firmasında başladı. 2006-2008 yılları arasında<br />
Michelin firmasında çalışan Tahtacı 2008-<br />
2010 yılları arasında da Turkcell SuperOnline’da<br />
yönetici olarak görev yaptı. 2010-2016<br />
yıllarında Samsung Electronics ve 2016-2022<br />
yıllarında ise Huawei Türkiye şirketlerinde<br />
üst düzey yöneticilik görevleri üstlenen Tahtacı,<br />
vivo Türkiye’ye katılmadan önce son olarak<br />
2023-<strong>2024</strong> yılları arasında ise DDTECH’te<br />
Genel Müdür görevini yürütüyordu.<br />
39
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Vestel şimdi Almanya’nın her yerinde<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
40<br />
Vestel, Avrupa pazarındaki büyüme hedefi<br />
kapsamında Almanya’nın başkenti<br />
Berlin’in en işlek caddelerinden Friedrichstraße’de,<br />
Avrupa’nın ilk ‘Vestel Express’<br />
mağazasını açtı.<br />
Berlin’de gerçekleştirilen açılış törenine,<br />
Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi<br />
Ahmet Başar Şen, Berlin Başkonsolosu<br />
İlker Okan Şanlı, Zorlu Holding Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Zorlu<br />
Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili<br />
Olgun Zorlu, Zorlu Holding Yönetim<br />
Kurulu Üyeleri Şule Zorlu ve Selen Zorlu<br />
Melik, Zorlu Holding CEO’su Cem Köksal,<br />
Vestel CEO’su Ergün Güler ve Vestel<br />
Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.<br />
Vestel CEO’su Ergün Güler, Türkiye’de<br />
elde ettikleri çoklu kanal (omni-channel)<br />
deneyimi başarısını Almanya’ya taşıdıklarını<br />
belirterek, “Küresel pazarlardaki<br />
güçlü büyüme stratejimizde kendi<br />
markalarımızla ilerleyeceğiz. Büyüme<br />
adımlarımızdan birisi de global ana<br />
markamız Vestel ile Avrupa’ya açılmak.<br />
Artık Vestel markasıyla Avrupa’daki<br />
varlığımızı daha da güçlendireceğiz. Bu<br />
doğrultuda, Türkiye’de çoklu kanal (omnichannel)<br />
deneyiminin öncüsü olarak<br />
elde ettiğimiz başarıyı Almanya’ya taşıyoruz.<br />
Üç yıl önce Türkiye’de başlattığımız<br />
‘Vestel Ekspres’ konsepti, klasik<br />
alışverişi dijital deneyimle birleştirerek<br />
müşteri memnuniyetini en üst seviyeye<br />
çıkardı. Şimdi bu başarıyı Avrupa’ya taşıyarak,<br />
Berlin’in en işlek caddelerinden<br />
biri olan Friedrichstraße’de Avrupa’nın<br />
ilk ‘Vestel Express’ mağazasını açtık. Bu<br />
mağaza ile Akdeniz’in zarif tasarımlarını<br />
ve Vestel’in üstün teknolojisini Alman<br />
tüketicilerle buluşturuyoruz” dedi.<br />
Vestel, Avrupa pazarındaki büyüme hedefleri<br />
doğrultusunda önemli bir adım atarak Berlin’deki ilk<br />
mağazasını ‘Vestel Express’ konseptinde açtı. Aynı<br />
zamanda, Avrupa’daki ilk online mağaza “www.vestel.<br />
com/de” de Eylül ayı itibarıyla faaliyete geçti. Vestel<br />
CEO’su Ergün Güler, şirketin uluslararası pazarlarda<br />
kendi markasıyla büyüme stratejisi kapsamında<br />
önemli atılımlar gerçekleştirdiğini belirtti…<br />
Alman tüketiciler Vestel’e bir<br />
tıkla erişebilecek<br />
Vestel CEO’su Ergün Güler, Vestel’in çoklu<br />
kanal (omnichannel) yolculuğunda,<br />
fiziksel mağazayla pürüzsüz online alışveriş<br />
deneyimi ile sunarken, Avrupa’daki<br />
ilk online mağazasını (www.vestel.com/<br />
de) Eylül ayı itibarıyla faaliyete geçirdiğini<br />
de duyurdu. Güler, “Almanya’daki<br />
müşterilerimiz bundan böyle, Vestel’in<br />
ileri teknoloji ürünlerine ülkenin her<br />
yerinde, yalnızca bir tıkla erişebilecek.<br />
Türkiye’de Vestel.com.tr müşterilerine<br />
özel sunduğumuz ayrıcalıkları, Almanya’da<br />
da sunuyoruz. Bu şekilde pazarı<br />
dönüştürürken farkımızı da ortaya koyacağız.<br />
Online mağazamız üzerinden<br />
sunduğumuz zengin ve kesintisiz site<br />
deneyimi, gelişmiş müşteri desteği, güvenli<br />
alışveriş imkânı ve kapsamlı teslimat<br />
çözümleri ile alışveriş deneyimini<br />
en üst seviyeye taşıyoruz” diye konuştu.<br />
Güler, Türkiye’de halihazırda alışık<br />
oldukları ancak Avrupa’da henüz sunulmamış<br />
satış sonrası hizmetlerle de<br />
Alman tüketicilere Vestel farkını göstereceklerini<br />
belirtti. Söyledi. Güler, “Ücretsiz<br />
nakliye ve montaj, ek garanti ve 90<br />
gün iade fırsatı gibi öne çıkan hizmetlerimizle<br />
Almanya’daki en küçük kasabaya<br />
ve köye kadar ulaşarak, tüketicilerimize<br />
hem dijital hem de fiziksel alışveriş<br />
deneyiminde yeni bir standart sunmayı<br />
hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.<br />
Teknoloji, tasarım ve şıklık bir<br />
arada<br />
Vestel, Almanya pazarında ulaşılabilir<br />
lüks, farklılaşan tasarım ve üstün kullanıcı<br />
deneyimi ile güçlü bir konum elde<br />
etmeyi amaçlıyor. Özellikle Retro serisi<br />
ile zamansız şıklığı modern teknolojiyle<br />
buluşturuyor. Moda tasarımcısı Aslı<br />
Filinta ile gerçekleştirilen iş birliği, Akdeniz’in<br />
sıcaklığını ve zarafetini Vestel<br />
ürünlerine yansıtarak Almanya’daki<br />
tüketicilere farklı bir deneyim sunmayı<br />
hedefliyor.<br />
Güler, “Vestel teknolojisinin sunduğu<br />
yeniliklerle birlikte müşterilerimizin<br />
hayatlarına tasarımlarımızla da renk,<br />
ahenk ve tutku katmayı amaçlıyoruz”<br />
diyerek, tasarımın Vestel için sadece<br />
estetik bir unsur değil, aynı zamanda<br />
sürdürülebilirliğin bir parçası olduğunu<br />
belirtti. Güler Vestel’in, ‘Fashion for<br />
Home, Passion for Life’ mesajıyla Akdeniz<br />
enerjisini Alman kullanıcılarının evlerine<br />
taşıyarak, tutkuyla yaşanan keyifli<br />
bir hayat vaadi sunduğunu vurgularken,<br />
“Türkiye pazarında güçlü olduğumuz<br />
küçük ev aletleri kategorisinde, özellikle<br />
kahve makineleri ve süpürge ürünlerimizle<br />
Almanya’dan başlayarak, tüm<br />
Avrupa pazarında, ardından da farklı<br />
coğrafyalarda önemli atılımlar gerçekleştirmeyi<br />
planlıyoruz” dedi.<br />
Vestel’in uluslararası arenada kazandığı<br />
971 tasarım ödülünün bu alandaki iddialarını<br />
net bir şekilde ortaya koyduğunu<br />
söyleyen Güler, geleceğin dünyasına bugünden<br />
yön vermeyi amaçladıklarını hatırlattı.<br />
Güler, “Bu yenilikçi yaklaşım ve<br />
müşteri odaklı hizmetlerimiz sayesinde,<br />
Alman tüketicilere benzersiz bir deneyim<br />
sunarken Almanya pazarında fark<br />
yaratacağız” ifadelerini kullandı.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
ASRock mini Anakartı X600TM-<strong>IT</strong>X’i tanıttı<br />
Dünya çapında anakart, ekran kartı, mini PC ve oyuncu monitörleri üreten ASRock, AMD<br />
AM5 serisi işlemcileri destekleyen dünyanın ilk ince mini <strong>IT</strong>X anakartı olan X600TM-<br />
<strong>IT</strong>X’in piyasaya çıktığını duyurdu. Bu devrim niteliğindeki anakart, kullanıcıların farklı<br />
uygulamalarda bilgisayar deneyimlerini geliştiren olağanüstü performansıyla birlikte<br />
geliyor…<br />
X600TM-<strong>IT</strong>X, dünyada AMD AM5 serisi işlemcilerle<br />
uyumlu ilk ince mini <strong>IT</strong>X anakart<br />
olarak öne çıkıyor. Bu uyumluluk, benzeri<br />
görülmemiş bir performans sağlarken, kullanıcılara<br />
daha yüksek işlem hızları, daha<br />
iyi çoklu görev yetenekleri ve gelişmiş genel<br />
verimlilik sunuyor. Kompakt boyutta<br />
güç arayanlar için ideal olan X600TM-<strong>IT</strong>X,<br />
anakart teknolojisinde yeni bir standart belirliyor.<br />
Gelişmiş Bellek Desteği<br />
Çift kanal DDR5 belleği 6400+(OC)*’ye kadar<br />
ve maksimum 96GB kapasiteyle destekleyen<br />
X600TM-<strong>IT</strong>X, son derece hızlı<br />
veri işleme ve kesintisiz çoklu görev imkanı<br />
sunuyor. Bu gelişmiş bellek kapasitesi ister<br />
oyun oynarken, ister içerik üretirken, ister<br />
de profesyonel görevlerde karmaşık uygulamaların<br />
sorunsuz bir şekilde çalıştırılmasını<br />
sağlıyor.<br />
X600TM-<strong>IT</strong>X anakart, kullanıcıların I/O yapılandırmalarını<br />
belirli gereksinimlere göre<br />
özelleştirmelerine olanak tanıyan Esnek I/O<br />
Tasarımını sunuyor. Yenilikçi eş yerleşim<br />
(co-lay) yapısı, DisplayPort’u D-sub ile değiştirmek,<br />
HDMI’ı HDMI ve DisplayPort’a dönüştürmek<br />
veya Type-C’yi Type-A’ya çevirmek<br />
gibi sekize kadar özelleştirilebilir I/O<br />
yapılandırması sağlıyor. Böylece kullanıcılara,<br />
ihtiyaçlarına göre bağlantı çözümleri<br />
sunarak sistemin çok yönlülüğünü artırıyor.<br />
Çok Yönlü Bağlantı ve<br />
Depolama Seçenekleri<br />
X600TM-<strong>IT</strong>X, altı görüntü çıkışıyla kapsamlı<br />
bağlantı seçenekleriyle birlikte geliyor<br />
ve kullanıcıların dört tanesini esnek bir şekilde<br />
seçmesine olanak tanıyor. Varsayılan<br />
LVDS’ye ek olarak, mevcut seçenekler arasında<br />
iki HDMI portu, iki DisplayPort ve<br />
bir VGA bulunuyor. Bu sayede birden fazla<br />
monitörü destekleyerek verimliliği artırıyor<br />
ve sürükleyici bir eğlence deneyimine olanak<br />
sağlıyor. Ayrıca iki SATA3 konektörü ve<br />
iki Hyper M.2 soketi dahil olmak üzere dört<br />
depolama cihazını destekleyerek hızlı açılış<br />
süreleri ve verimli dosya yönetimi için geniş<br />
depolama alanı ve daha hızlı veri erişimi<br />
sağlıyor.<br />
Güvenlik ve uzaktan yönetimi ön planda tutan<br />
kullanıcılar için X600TM-<strong>IT</strong>X, opsiyonel<br />
TPM 2.0 ve DASH LAN ile geliyor. TPM<br />
2.0, donanım tabanlı güvenlik ile hassas<br />
verileri koruyarak ağ güvenliğini artırıyor.<br />
DASH LAN ise bant dışı ve uzaktan güvenli<br />
yönetim sayesinde etkili ve güvenilir sistem<br />
yönetimine imkan tanıyor. Kesintisiz performansı<br />
ve son teknoloji özellikleriyle AS-<br />
Rock X600TM-<strong>IT</strong>X, ince mini <strong>IT</strong>X anakart<br />
pazarını yeniden tanımlamaya hazırlanıyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
TAV Technologies VirtualPortR’u tanıttı<br />
Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketlerinden TAV<br />
Technologies, ürün ve hizmetlerinin tanıtımı için yeni dijital<br />
platformu VirtualPort’u tanıttı. VirtualPort, kullanıcıların sanal<br />
bir havalimanında TAV Technologies’in yolcu deneyiminin<br />
ve operasyonun her adımında sunduğu çözümleri<br />
inceleyebilmesini sağlıyor…<br />
TAV Havalimanları’nın bilişim çözümleri alanında<br />
uzmanlaşan iştiraki TAV Technologies,<br />
geliştirdiği ürün ve hizmetleri yapay zeka<br />
destekli bir platformda kullanıcılara aktarıyor.<br />
Şirketin iç kaynaklarıyla hayata geçirilen<br />
VirtualPort, ziyaretçilere avatarlar eşliğinde<br />
sanal bir havalimanında keşif imkânı sağlıyor.<br />
TAV Technologies İcra Kurulu Başkanı Kerem<br />
Öztürk “Yapay zeka, ürünlerimizi geliştirmek<br />
için yeni fırsatlar sunarken, çözümlerimizi<br />
dinamik ve sürükleyici deneyimlerle<br />
tanıtmanın yenilikçi yollarını da destekliyor.<br />
VirtualPort, ziyaretçilere rehberli bir avatar<br />
ve sanal bir ortam sunarak ürünlerimizin<br />
havalimanı ortamında nasıl kullanıldığını<br />
keşfetme imkânı tanıyan etkileyici bir deneyim<br />
sunuyor. Geçtiğimiz iki yılda Güney Afrika’dan<br />
Güney Amerika’ya çok sayıda yeni<br />
havalimanını portföyümüze ekledik. Ürün<br />
ve hizmetlerimiz bugün tüm dünyada 50’den<br />
fazla havalimanında kullanılıyor.Geleceğin<br />
havalimanı deneyimini şekillendiren teknolojileri<br />
anlaşılabilir ve etkileyici bir ara yüzle<br />
anlatan Virtualport’un gördüğü ilgiden mutluluk<br />
duyuyoruz” dedi.<br />
Mobil ve masaüstü tarayıcılarında www.virtualport.aero<br />
adresi üzerinden erişilebilen<br />
uygulamada ziyaretçiler, özelleştirilebilir avatarlar<br />
tarafından yönlendirilerek sanal havalimanını<br />
keşfederken her durakta sergilenen<br />
ürünler hakkında detaylı bilgi edinebiliyorlar.<br />
Platform, videolar, üç boyutlu animasyonlar,<br />
360 derece gezinme özelliği ve arka plan sesleriyle<br />
kullanıcıların dikkatini çeken zengin bir<br />
multimedya deneyimi sunuyor. Etkileşimli<br />
kullanıcı deneyimi ise kullanıcıların ürün detaylarını<br />
keşfetmelerine ve sezgisel bir şekilde<br />
gezinmelerine olanak tanıyor.<br />
41
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Startup yatırımlarında yapay zekâ<br />
zirveye çıktı<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
42<br />
Statrtup Centrum tarafından hazırlanan<br />
“Turkiye Startup Ekosistemi Yatırım<br />
Raporu” verilerine göre, yapay zekâ ve<br />
makine öğrenimi sektörü <strong>2024</strong> yılının<br />
ilk yarısında 31 yatırımla en aktif sektör<br />
haline gelerek tüm zamanların en çok<br />
yatırım alan sektörü haline geldi. Yapay<br />
zekâ ve makine öğrenimini 14 yatırım<br />
ile oyun, 11 yatırım ile sürdürülebilirlik<br />
& çevre, 10 yatırım ile fintech sektörleri<br />
izledi.<br />
Bu dönemde yapay zekâ girişimlerinin<br />
sayısı da arttı. Türkiye Yapay Zekâ İnisiyatifi<br />
(TRAI) tarafından hazırlanan<br />
yapay zekâ girişimleri haritasına göre<br />
bu yılın ikinci çeyreğinde eklenen 12 girişimle<br />
birlikte Türkiye’deki yapay zekâ<br />
girişimleri sayısı 350’ye ulaştı. Özellikle<br />
sağlık, eğitim, finans ve otomasyon gibi<br />
alanlarda kullanılan yapay zekâ tabanlı<br />
startup’lar, büyük bir büyüme potansiyeli<br />
taşıyor.<br />
<strong>2024</strong> yılında yapay zekânın başını çektiği<br />
startup ekosistemi de hareketlenerek<br />
2023 yılındaki kötü performansının ardından<br />
tekrar yükseliş eğilimine girdi.<br />
Toplam 245 girişimin yatırım aldığı yılın<br />
ilk yarısında girişimlere toplamda 586,8<br />
milyon dolar yatırım yapıldı.<br />
Türkiye startup ekosistemi<br />
çekiciliğini koruyor<br />
Bu rakam 2023 yılının tamamında yapılan<br />
yatırım tutarını geride bıraktı. KPMG<br />
Türkiye M&A ve 212 ekipleri tarafından<br />
hazırlanan “Türkiye Startup Yatırımları”<br />
raporuna göre 2022’de 1,84 milyar dolar<br />
olan toplam işlem hacmi 2023 yılında<br />
497 milyon dolara düşmüştü. Toplam yatırım<br />
sayısı ise 297 olarak gerçekleşmişti.<br />
Uzmanlara göre, 2023 yılında küresel<br />
ekonomide yaşanan makroekonomik<br />
zorluklar ve jeopolitik gerilimler girişim<br />
sermayesi yatırımlarının ve işlem hacminin<br />
düşmesine yol açsa da <strong>2024</strong> yılının<br />
ilk yarısında gerçekleşen sıçrama,<br />
Türkiye startup ekosisteminin çekiciliğini<br />
koruduğunu gösteriyor.<br />
“Turkiye Startup Ekosistemi Yatırım Raporu” verilerine<br />
göre, yapay zekâ ve makine öğrenimi sektörü <strong>2024</strong><br />
yılının ilk yarısında 31 yatırımla en aktif sektör haline<br />
gelerek tüm zamanların en çok yatırım alan sektörü<br />
haline geldi. Türkiye Yapay Zekâ İnisiyatifi (TRAI)<br />
tarafından hazırlanan yapay zekâ girişimleri haritasına<br />
göre bu yılın ikinci çeyreğinde eklenen 12 girişimle<br />
birlikte Türkiye’deki yapay zekâ girişimleri sayısı<br />
350’ye ulaştı…<br />
Türkiye’de son yıllarda devlet teşvikleriyle<br />
Ar-Ge ve inovasyon projeleri, yenilikçi<br />
iş birlikleri ve girişimler daha fazla<br />
ilgi görmeye başladı. Bu sayede teknokentler,<br />
teknoparklar, Ar-Ge merkezleri,<br />
kuluçka merkezleri gibi startup’ları büyütecek<br />
yatırımlar daha fazla duyulur<br />
hale geldi.<br />
Bu hareketlilik Türkiye’nin kalkınması<br />
bakımından da büyük önem taşıyor.<br />
Geleneksel iş modellerine oranla daha<br />
esnek, yenilikçi ve hızlı hareket edebilen<br />
startup’lar sadece ekonominin itici gücü<br />
olmakla kalmıyor, aynı zamanda işletmelerin<br />
ve endüstrilerin dönüşümünde<br />
de kilit bir rol oynuyor.<br />
“Kalkınmada önemli rol<br />
oynuyor”<br />
Sektörün öncü teknoloji üreticilerinden<br />
olan yerli teknoloji şirketi Cerebrum<br />
Tech kurucusu ve yönetim kurulu başkanı<br />
Dr. R. Erdem Erkul, “Girişimcilik<br />
fikrinden beslenen startup’lar, yenilikçi<br />
fikirlerin, yatırımların önemsendiği<br />
ülkelerin sosyo-ekonomik kalkınması<br />
açısından önemli olmaya başladı” diyor.<br />
Erkul’a göre startup’ların esnek, çözüm<br />
odaklı ve uyum sağlayan yapısı, hızlı<br />
büyüme ve büyük etkiler bırakma gibi<br />
özellikleri dünyayı startup’lara yönlendiriyor.<br />
İş dünyasında rolü giderek daha belirgin<br />
hale gelen startup’lar ekonomi döngüsünde<br />
de belirleyici çarkların arasında<br />
yer alıyor. Hızla büyüyen startup’lar,<br />
daha fazla işe alım yaparak istihdamı artırıyor.<br />
Yenilikçi fikir ve teknolojilerle piyasa<br />
rekabetini canlandıran bu yapılanmalar,<br />
geleneksel şirketleri de teknolojik<br />
gelişmeler ve dönüşümler doğrultusunda<br />
harekete geçmek zorunda bırakıyor<br />
ve klasikleşmiş yapıların iş döngülerini<br />
daha dinamik alanlara yönlendirerek<br />
payı genişletiyor.<br />
Start-upların büyümesi, onları destekleyen<br />
bir ekosistem de oluşturuyor. Bu ekosistemde,<br />
startup’larla iş yapmak isteyen<br />
hizmet sağlayıcıları, yatırımcılar, danışmanlar<br />
ve diğer şirketler bulunuyor. Bu<br />
tür ekosistemler ekonomilere canlılık<br />
katıyor ve ekonomik büyümeyi teşvik<br />
ediyor.<br />
Risk sermayesi ve diğer yatırımlar aracılığıyla<br />
finanse edilen bu yatırımlar, girişimcilik<br />
ekosistemini güçlendiriyor ve<br />
gelecekte daha fazla girişimcinin başarılı<br />
olması için zemin hazırlıyor. Bu da ekonomik<br />
büyümeyi ve yeniliği destekliyor.<br />
Başarılı startup’lar, genellikle sadece<br />
yerel pazarlarda değil, ulusal ve uluslararası<br />
pazarlarda da rekabet edecek<br />
hale geliyor. Bu ta Türkiye’nin ekonomik<br />
rekabet gücünü ve ihracat potansiyelini<br />
artırıyor.<br />
“Ülke ekonomisine katkı<br />
sağlayacak”<br />
Erkul’a göre, ülkemizde startup girişimlerine<br />
ve startup ekosisteminin genel<br />
görünümüne baktığımızda Türkiye<br />
ekonomisinin rekabete uygun olduğu,<br />
özel sektörün farklı girişimlere önayak<br />
olacak potansiyeli elinde bulundurduğu<br />
ve kamu sektörünün özel sektörle iş birliği<br />
yapabilecek düzenleyici rolü olduğu<br />
söylenebilir. Erkul, bu özellikleriyle Türkiye’nin<br />
startup ekosisteminden çıkan<br />
başarılı girişimlerin, yeni girişimlerin<br />
önünü açacağını ve gelişmekte olan ülkemizin<br />
ekonomisine katkı sağlayacağını<br />
belirtiyor: “Bu sayede muasır medeniyetlerin<br />
seviyesine çıkıp yüksek katma<br />
değerli ürünlerimizi kendimiz üretip<br />
uluslararası pazarda yerimizi alabiliriz.<br />
Startup ekosistemine yönelik desteklerin<br />
ve ilgilerin artması; bilginin pratiğe,<br />
emeğe, teknolojiye ve sermayeye dönüşmesi<br />
için adımların atılması hepimizin<br />
yararına olacaktır.”
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Vertiv, bulut tabanlı, üreticiden bağımsız<br />
yönetim ve izleme çözümünü tanıttı<br />
Vertiv Environet Connect, mobil ve masaüstü ortamlarda çalışan, özelleştirilebilir<br />
görünümler ve esnek bir gösterge paneli ile kullanımı kolay bir arayüz sağlıyor…<br />
Yapay zeka destekli iş yükleri ağın uç noktalarına<br />
yöneldikçe, uzak lokasyonlardaki<br />
veri merkezlerinin operasyonlarını sorunsuz<br />
ve verimli bir şekilde yönetebilmek için<br />
izleme gereksinimleri de giderek artıyor.<br />
Kritik dijital altyapı ve süreklilik çözümlerinin<br />
küresel sağlayıcısı Vertiv, bu talebi<br />
desteklemek amacıyla, bulut bağlantılı ve<br />
web tabanlı yönetim ve izleme çözümü<br />
Vertiv Environet Connect’i tanıttı. Üreticiden<br />
bağımsız bir arayüze sahip olan bu<br />
çözüm, farklı lokasyonlardaki veri merkezi<br />
altyapı ekipmanlarını uzaktan yönetebilmeyi<br />
ve izlemeyi sağlıyor. Environet Connect<br />
şu anda Avrupa, Orta Doğu, Afrika<br />
(EMEA) ve Kuzey Amerika’da kullanılıyor.<br />
Uzak lokasyonlardaki Vertiv ekipmanlarının<br />
kurulumunu hızlandıran Environet<br />
Connect, ağ yönetim ekipmanlarının toplu<br />
yapılandırılmasını sağlarken yazılım<br />
güncellemeleriyle ekipmanların dayanıklılığını<br />
ve verimliliğini artırıyor. Sistemin<br />
izleme özelliği, kritik altyapıların denetimini<br />
geliştiriyor ve özelleştirilebilir alarm<br />
bildirimleri sağlıyor. Bu çözüm, izleme<br />
UPS sistemlerini, kabin güç dağıtım ünitelerini<br />
(PDU’lar), aküleri ve termal üniteleri<br />
kapsıyor.<br />
Vertiv Yazılım ve Dijital Çözümler Başkan<br />
Yardımcısı Wesley Lim, “Edge dağıtımları<br />
hızla büyüyor. Büyük dil modelleri, tahmine<br />
dayalı analizler ve otonom araçlar<br />
gibi yapay zeka uygulamaları, dünyanın<br />
geleceğini şekillendirme potansiyeline<br />
sahip. Şu anda veri merkezlerinde çalışan<br />
bu uygulamalar, gecikmeyi azaltmak ve<br />
işlemdeki tıkanıklıkları önlemek için hızla<br />
uç noktalara taşınabiliyor. Environet<br />
Connect gibi güvenli, kullanıcı dostu ve<br />
web tabanlı bir izleme çözümünün devreye<br />
alınması, uzak ortamlarda operasyonel<br />
görünürlüğü artırarak maksimum verimli<br />
bir çalışma süreci sağlıyor” dedi.<br />
Environet Connect, doğrudan müşteriler<br />
ve servis sağlayıcı (MSP) iş ortakları<br />
tarafından erişilebiliyor. Tüm kullanıcı<br />
türlerini destekleyen bu çözüm, aynı anda<br />
birden fazla kullanıcıya hizmet vererek iş<br />
ortakları ve müşteriler için süreci daha da<br />
kolaylaştırıyor. Vertiv, Environet Connect<br />
kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla<br />
yazılım eğitimi, müşteri destek hizmetleri<br />
ve varlık yönetimi gibi çeşitli hizmetler<br />
sunuyor. Bu hizmetler, teknik destek,<br />
donanım yazılımı güncellemeleri, cihaz<br />
yapılandırması ve uzaktan izlemeyi içeren<br />
kademeli seviyelerde sağlanıyor.<br />
Vertiv, kısa süre önce Yüksek Performanslı<br />
Bilgi İşlem (HPC) ve yapay zeka dağıtımları<br />
için kapsamlı çözüm portföyü Vertiv<br />
360AI’yi tanıttı. Bu çözümler; güç, soğutma,<br />
uçtan uca yaşam döngüsü hizmetleri<br />
ve dijital yönetim sistemlerini kapsıyor.<br />
Vertiv Environet Connect ise yapay zeka<br />
ekosistemindeki bu çözümler için ortak<br />
bir arayüz sağlıyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Protel, VUK 507 uyumlu altyapısıyla bankalara<br />
çözüm sunuyor<br />
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın duyurusuyla bankalara<br />
15 Kasım tarihine kadar mevcut POS<br />
cihazlarının VUK 507 (507 no’lu Vergi Usul<br />
Kanunu Genel Tebliği) ve ÖKC (Yeni Nesil<br />
Ödeme Kaydedici Cihazlar) uyumlu cihazlarla<br />
değiştirilmesi zorunluluğu getirildi. Protel,<br />
bankalar ve finans sektörü profesyonelleri<br />
için sunduğu VUK 507 ve ÖKC uyumlu, entegre<br />
çözümlerle, bu geçiş sürecini sorunsuz<br />
hale getiriyor. Protel, VUK 507 kapsamında<br />
hem kendi lisanslı cihazlarında sertifikalı ve<br />
sertifikasız onaya sahip hem de Türkiye’deki<br />
birçok bankaya VUK 507 yazılımı konusunda<br />
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yaptığı bir duyuruyla bankalara<br />
15 Kasım tarihine kadar mevcut POS cihazlarını VUK 507 ve<br />
ÖKC uyumlu cihazlarla değiştirmesi zorunluluğu getirildi.<br />
Bankaların bu dönüşüm sürecini en iyi şekilde yönetmelerine<br />
yardımcı olmak için gerekli altyapıyı sunan Protel, bankalara<br />
kendi VUK 507 altyapısını cihaz bağımsız olarak kullanma<br />
imkanı sağlıyor. Bu sayede bankalar, mevcut sistemlerini<br />
hızlı ve sorunsuz bir şekilde güncelleyerek yasal gereklilikleri<br />
yerine getirebiliyor…<br />
altyapı desteği sağlıyor.<br />
Bulut tabanlı Android POS ürünü SimpraQuick,<br />
ödeme çözümleri ve fiziksel cihazlarla<br />
bankalara hızlı ve özelleştirilebilir whitelabel<br />
çözümler sağlayan Protel, EFT POS değişimi<br />
için alternatif bir sistem sunuyor.<br />
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın talep ettiği VUK<br />
507 ve ÖKC uyumlu cihazların entegrasyonunun<br />
bankalar için kritik bir öneme sahip<br />
olduğunu belirten Protel CFO’su İlkiz Özcan,<br />
“Protel olarak bu süreçteki her türlü zorluğu<br />
aşmak için hazırız. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını<br />
karşılamak için sürekli olarak geliştirdiğimiz<br />
çözümlerle, bankaların bu dönüşüm<br />
sürecini en iyi şekilde yönetmelerine yardımcı<br />
olacağız” dedi.<br />
43
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
TELKODER: CISPE ile Microsoft’un<br />
Avrupa’daki mutabakatı yazılım lisansı<br />
sorununun çözümü için önemli<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Özellikle yazılım lisansları temelinde Microsoft<br />
ile yaşanan sorunlarını çözme konusunda<br />
çalışma yürüten Serbest Telekomünikasyon<br />
İşletmecileri Derneği (TELKODER),<br />
Avrupa’daki Bulut Altyapı Hizmetleri Sağlayıcıları<br />
(CISPE) temsilcileriyle temaslarını sürdürürken,<br />
CISPE’den aldığı güncel bilgilerle<br />
Türkiye’de sektörü bilgilendirme misyonunu<br />
da yerine getiriyor.<br />
CISPE; Microsoft’un bulut sağlayıcılarına yönelik<br />
uyguladığı lisanslama politikalarının<br />
rekabeti ciddi şekilde sınırladığını ve müşterilerin<br />
alternatif sağlayıcılara yönelmesini<br />
zorlaştırdığını savunurken, Microsoft’un,<br />
Azure dışındaki bulut hizmetleri için yüksek<br />
lisans ücretleri talep ederek bulut sağlayıcıları<br />
ve müşteriler üzerinde bir nevi ”vergi” yarattığını<br />
belirtiliyordu. Bu durum, Avrupa’daki<br />
bulut ekosisteminde önemli bir sorun olarak<br />
görüldüğünden, CISPE, bu uygulamaların<br />
durdurulması gerektiğini açıklamalarında<br />
vurguluyordu.<br />
Dijitalleşmenin adeta bel kemiği olan veri merkezlerinin<br />
önemi her geçen gün artıyor. Telekomünikasyon<br />
sektörünün önemli paydaşlarından olan veri merkezi<br />
işletmecileri, dünyada ve ülkemizde tekel olarak<br />
adlandırılabilecek uluslararası dev şirketlerin haksız ve<br />
hukuka aykırı olarak nitelendirilebilecek yaklaşımlarıyla<br />
mücadele etmek zorunda kalıyorlar…<br />
44<br />
Avrupa Komisyonu’na Yapılan<br />
Şikâyet Çözümün Başlangıcı<br />
Adına Mutabakat Getirdi<br />
Hem Türkiye hem de Avrupa’da bulut altyapı<br />
hizmetleri alanında dünyada büyük bir sorun<br />
olan lisans ücretleri konusunun Avrupa<br />
Komisyonu’na yapılan şikâyetin ardından<br />
Microsoft ile CISPE arasında imzalanan mutabakat<br />
zaptı ile çözüm aşamasına geçtiğini<br />
umut ediyoruz diyen TELKODER Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Halil Nadir Teberci, “Bulut<br />
altyapı hizmetleri alanında problemli lisans<br />
ücretleri ve bazı uygulamalar konusunda muhatabımız<br />
Microsoft’tan henüz Türkiye özelinde<br />
herhangi bir olumlu adım göremedik.<br />
Ancak bu konu özelinde Avrupa’da önemli<br />
bir gelişme yaşanıyor. Avrupa’daki Bulut Altyapı<br />
Hizmetleri Sağlayıcıları problemi Avrupa<br />
Komisyonu’na taşımıştı ve yakın zamanda<br />
yaşanan gelişmeye göre, Kasım 2022’de Avrupa<br />
Komisyonu’na Microsoft’a karşı açılan<br />
CISPE’nin rekabet şikâyetiyle ilgili bir anlaşmaya<br />
varıldı. Her iki tarafça imzalanan bir<br />
Mutabakat Zaptı uyarınca Microsoft, CISPE<br />
üyeleri tarafından yapılan iddiaları ele almak<br />
için belirli adımlar atmayı taahhüt etti. Anlaşmanın<br />
merkezinde, Azure Stack HCI’nin<br />
Avrupa bulut sağlayıcıları için geliştirilmiş<br />
bir sürümünü (Azure HCI Stack for Hosters)<br />
yayınlamak için taraflar arasında bir iş birliği<br />
yer alıyor. Bu iş birliği; Windows 11 tabanlı<br />
çok oturumlu sanal masaüstü altyapısı, ücretsiz<br />
Genişletilmiş Güvenlik Güncelleştirmeleri<br />
(ESU) ve SQL Server için ödeme yaptıkça<br />
lisanslama konularını içeriyor. Çözüm için 9<br />
aylık bir zaman belirlendi ve süreci bağımsız<br />
bir komisyon takip edecek... Özetle bu, Avrupa<br />
bulut sağlayıcıları için önemli bir zafer ve<br />
daha da önemlisi haksız lisans sorununun<br />
dünyadaki çözümü için önemli bir adım olabilir”<br />
dedi.<br />
Türkiye’de Sektörde Yaşanan<br />
Sorun Ne?<br />
TELKODER Başkanı Teberci, sektörde yaşanan<br />
soruna ilişkin de şöyle konuştu: “İşin<br />
önemli noktalarından biri de aynı sorunların<br />
Türkiye’de de yaşanıyor olması... Daha<br />
önce de açıkladığımız gibi; Microsoft Hizmet<br />
Sağlayıcı Lisans Sözleşmesinin (SPLA-Service<br />
Provider License Agreement) çerçevesi<br />
öncelikle müzakereye açık hale getirilmeli,<br />
sonrasında karşılıklı diyalog ortamında, veri<br />
merkezi işletmecilerinin kamuyla ilgili yükümlülükleri<br />
ve hizmet sunum yöntemleri<br />
ile uyumlu hâle getirilmelidir. Microsoft’un,<br />
ülkemiz koşullarını, sözleşmelerin rekabete<br />
uygunluğunu ve sektörün sürdürülebilirliği<br />
açısından elverişliliğini gözeten bir yaklaşım<br />
içinde olması bekleniyor. Microsoft’tan olumlu<br />
bir diyalog çabası göremezsek biz de artık<br />
konuyu Avrupalı meslektaşlarımız gibi hukuki<br />
alana taşıyacağız”.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Citrix Türkiye’nin yeni Genel Müdürü Sevi<br />
Tüfekçi Karahallı oldu<br />
Kurumların güvenli bir şekilde uzaktan ve hibrit çalışma ihtiyaçlarını karşılayan çözümler sunan,<br />
dijital çalışma alanında lider şirketlerinden Citrix Türkiye’de genel müdür görevine tecrübeli isim<br />
Sevi Tüfekçi Karahallı getirildi. Citrix Türkiye, Karahallı’nın liderliğinde bu yılın sonundan itibaren<br />
bağımsız bir bölge olarak büyümeye devam edecek…<br />
Bünyesindeki markalar ile bulut destekli güvenlik<br />
ve verimlilik odaklı kurumsal çözümler<br />
sunan dünyanın lider teknoloji şirketlerinden<br />
Cloud Software Group’un iştiraki ve dijital<br />
çalışma ortamlarının lider şirketi Citrix, Türkiye’de<br />
yeniden yapılandı. Yeniden yapılanma<br />
kapsamında, kurumsal yazılım sektöründe<br />
25 yılı aşkın teknik ve satış yönetimi deneyimi<br />
olan, teknik geçmişini güçlü bir iş anlayışı ile<br />
birleştirmiş tecrübeli isim Sevi Tüfekçi Karahallı<br />
Genel Müdür olarak göreve getirildi.<br />
Günümüze kadar, Orta Doğu veya Doğu Avrupa<br />
bölgelerinin bir parçası olarak hizmet<br />
veren Citrix Türkiye, Karahallı’nın liderliğinde<br />
<strong>2024</strong> yılı sonu itibarıyla bağımsız bir bölge<br />
olarak hizmetlerini sürdürecek. Karahallı’nın<br />
atanmasıyla birlikte Türkiye’deki yerel ekibin<br />
ve iş ortaklıklarının daha da güçlenmesi, şirketin<br />
kısa sürede kazandığı olumlu büyüme<br />
ivmesinin artması planlanıyor. Citrix Türkiye,<br />
bu yeni dönemde yapacağı ek yatırımlarla öncelikle<br />
teknik ve satış kadrosunu kısa sürede<br />
yüzde 30 civarında artırarak daha da büyümeyi<br />
ve çok daha geniş bir müşteri kitlesine<br />
ulaşmayı hedefliyor.<br />
İstanbul Teknik Üniversitesi, Kontrol ve Bilgisayar<br />
Mühendisliği Bölümü’nden 1996<br />
yılında mezun olan Karahallı, 1996 - 1997<br />
yılları arasında İngiltere’de Sheffield Üniversitesi’nde<br />
bilgisayar ağları alanında yüksek<br />
lisans derecesi aldı ve 2005 yılında Boğaziçi<br />
Üniversitesi’nde Executive MBA programını<br />
tamamladı. Teknoloji sektöründe uzun yıllara<br />
dayanan derin deneyime sahip Karahallı,<br />
kariyer hayatına ise 1997 yılında CA Technologies’te<br />
sistem mühendisi olarak başladı.<br />
Burada çalıştığı 20 yıllık süre içerisinde üst<br />
düzey yönetim pozisyonlarında çok kritik görevler<br />
üstlenen Karahallı, 2018 yılında Citrix’e<br />
katıldı. Citrix’te satış mühendisliği biriminde<br />
dört yıl boyunca bölge direktörü olarak görev<br />
yapan Karahallı, 2023 yılında Citrix’in çatı<br />
şirketi Cloud Software Group’ta Citrix Ürün<br />
Grubu Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika İş<br />
Birimi Lideri olarak görevine devam etti. Karahallı<br />
bu görevinin ardından <strong>2024</strong> yılının eylül<br />
ayında geçerli olmak üzere Citrix Türkiye<br />
genel müdürü olarak yeni görevine atandı.<br />
Karahallı, yaklaşık 27 yıldır gönüllü olarak çeşitli<br />
görevler üstlendiği Türk Eğitim Vakfı’nda<br />
gençlere destek oluyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
ESET, mobil güvenlikte de en iyiler arasında<br />
Siber güvenlik çözümlerinde küresel bir lider olan ESET, en<br />
iyi mobil tehdit savunma (MTD) sağlayıcılarını belirleyen ve<br />
değerlendiren The Forrester Wave Mobile Threat Defense<br />
Solutions, Q3 <strong>2024</strong> raporunda yer aldı. ESET Mobile Threat<br />
Defense, bu rapora dahil edilerek MTD pazarındaki en önemli<br />
çözümler arasında gösterildi…<br />
Mobil cihazlar saldırılara karşı geleneksel uç<br />
noktalar kadar savunmasız durumda. Mobil<br />
işletim sistemleri ve uygulamalar genellikle<br />
güvenlik göz önünde bulundurularak tasarlanmış<br />
olsa da siber tehditlere karşı bağışıklığa<br />
sahip değiller ve hem cihazları hem de üzerlerinde<br />
bulunan verileri korumak için ek koruma<br />
katmanlarına ihtiyaç duyarlar.<br />
Mobil güvenlik artık bir<br />
zorunluluk<br />
ESET Bulut MDM ve ESET Endpoint Security<br />
for Android Ürün Müdürü Zdenka Rybanská,<br />
“MTD artık isteğe bağlı değil: Günümüzün<br />
gelişen dijital ortamında faaliyet gösteren işletmeler<br />
için bir zorunluluk” açıklamasını<br />
yaparak şunları söyledi: “Mobil cihazlar iş<br />
döngüsünün ayrılmaz parçaları haline geldi<br />
ve siber tehditler için başka bir saldırı yolu açtı.<br />
Söz konusu yolun tehditlerden uzak kalmasını<br />
sağlamak için ESET Mobile Threat Defense, en<br />
küçük uç nokta cihazlarını bile proaktif olarak<br />
korumak isteyen her ölçekteki işletme için sınıfının<br />
en iyisi korumayı sunuyor.”<br />
ESET Mobile Threat Defense, mobil cihazlar<br />
için hem yaygın hem de gelişmiş tehditleri<br />
kapsayan kapsamlı koruma sağlar. ESET<br />
PROTECT Platformu ile sorunsuz bir şekilde<br />
entegre olan çözüm, birden fazla konsol ihtiyacını<br />
ortadan kaldırarak güvenlik yönetimini<br />
basitleştiriyor. Çözüm, uç noktalara bire bir<br />
oranla tam mobil filo kapsamı sağlar ve ESET<br />
PROTECT Advanced ile başlayan tüm bulut<br />
abonelik katmanlarına ek ücret olmadan dahil<br />
edilir. Ayrıca işletmeler, Microsoft Intune,<br />
Microsoft Entra ID, VMware Workspace ONE<br />
ve Apple Business Manager (ABM) dahil olmak<br />
üzere desteklenen bir dizi çözümle cihaz yönetimini<br />
basitleştirebilir. ESET’in güçlü yönleri<br />
arasında KOBİ’ler arasında güçlü benimsenme<br />
ve kapsamlı bir küresel iş ortağı ekosistemi<br />
tarafından desteklenen işletmeler arasında<br />
daha da hızlı büyüme yer alıyor. Özellikle diğer<br />
ESET çözümlerini kullanan ve ağırlıklı olarak<br />
Android cihazlar kullanan kuruluşlar için çok<br />
uygun. Ayrıca ESET, mobil saldırı vektörü kapsamı<br />
sunarak rakiplerinden farklılaşıyor.<br />
45
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Liderler, risklere karşı hızlı eyleme<br />
geçemediklerini söylüyor!<br />
Aon’un 800’den fazla yöneticinin katılımı ile<br />
gerçekleştirdiği “İş Dünyası Karar Alıcılar Anketi”,<br />
yöneticilerin şirketlerinin ticaret, teknoloji, iklim<br />
ve iş gücünden oluşan dört mega trendin yarattığı<br />
risklere yanıt verme becerileriyle ilgili endişelerini<br />
ortaya çıkardı. Ankete katılan yöneticilerin yüzde 72’si<br />
şirketlerinin riskler ve insanlarla ilgili sorunları çözmek<br />
için yeterince çevik davranmadığını düşünüyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
46<br />
Risk Sermayesi ve İnsan Sermayesi konularında<br />
global deneyimi ve yerel ihtiyaçlara<br />
uygun çözümleri ile 120’den<br />
fazla ülkede müşterilerine hizmet veren<br />
Aon, şirketlerin ticaret, teknoloji, iklim<br />
ve iş gücünden oluşan dört mega trendin<br />
neden olduğu dalgalanmaya karşı nasıl<br />
bir pozisyon aldıklarını belirlemek için<br />
Kuzey Amerika, İngiltere ve Avrupa’da<br />
800’den fazla üst düzey yöneticinin katılımı<br />
ile “İş Dünyası Karar Alıcılar Anketi”<br />
düzenledi.<br />
Anketten çıkan sonuçlar bu dört mega<br />
trendin iş dünyasındaki karar alıcılar<br />
için önemini ortaya koysa da şirketlerin<br />
bu dalgalanmalara yanıt verme becerileri<br />
konusundaki endişelerini de gün<br />
yüzüne çıkardı. Ankete katılan yöneticilerin<br />
yüzde 72’si şirketlerinin riskler ve<br />
insanlara ilişkin sorunları çözmek için<br />
yeterince çevik davranmadığını düşünürken<br />
yüzde 86’sı bu mega trendlerin<br />
ortaya çıkardığı zorlukları çözmenin ve<br />
fırsatları değerlendirmenin önemli olduğuna<br />
inanıyor.<br />
Karar alıcılar veri ve<br />
tavsiyeler için danışmanlık<br />
hizmeti arıyor<br />
Aon’un anketi, risklerin birbiriyle daha<br />
bağlantılı hale geldikçe karar alıcıların<br />
bu mega trendlerin neden olduğu zorlukları<br />
yönetmek için daha fazla sorumluluk<br />
alma baskısı hissettiklerini de ortaya koyuyor.<br />
Karar alıcılar bu nedenle eyleme<br />
geçirilebilir veri ve tavsiyeler almak için<br />
danışmanlar aradıklarını belirtiyor.<br />
Ankete göre karar alıcıların yüzde<br />
80’den fazlası ticaret, teknoloji ve iş gücü<br />
için “son derece önemli” yanıtını vererek<br />
bu konuları en önemli öncelikleri olarak<br />
sıralıyor. Yüzde 70’i ise iklimin “son derece<br />
önemli” olduğunu ifade ediyor.<br />
Bunların yanı sıra katılımcıların yüzde<br />
74’ü tedarik zinciri veya dağıtımla ilgili<br />
sorumluluklarının yıl boyunca arttığını<br />
belirtirken yüzde 63’ü ise siber güvenlik<br />
yatırımlarının getirisini ölçtüklerini<br />
söyleyerek teknoloji risklerini değerlendirmenin<br />
önemini vurguluyor. Tedarik<br />
zinciri kesintisine (yüzde 71) göre daha<br />
az sayıda iş lideri (yüzde 59) aşırı iklim<br />
olaylarının finansal etkisine dikkat ediyor.<br />
Katılımcıların yüzde 57’si ise şirketlerinin<br />
sosyal yardım veya sağlık hizmetleri<br />
alanlarında sundukları imkânları<br />
önemli ölçüde değiştirerek insan sermayesine<br />
yatırım yaptığını söylüyor.<br />
Eyleme geçirilebilir analizler<br />
hayati rol oynuyor<br />
Anket, veri ve analizlere yapılan yatırımların<br />
bu dört mega trendi yönetme konusunda<br />
karar alıcılara güven verdiğini<br />
ortaya koyuyor. Kendine güvenen karar<br />
alıcıların riskleri ve olay senaryolarını<br />
ölçme ve maddi sonuçlarını değerlendirme<br />
olasılığı daha yüksek. Sonuçlara göre<br />
“kendine çok güvenen” karar alıcıların<br />
yaklaşık yüzde 60‘ı son bir yıl içinde tedarik<br />
zinciri, siber risk ve iklim koşullarıyla<br />
ilgili senaryo ve olayların kâr-zararını<br />
ölçerken bu oran kendine daha az<br />
güvenen liderlerde sadece yüzde 36.<br />
Öte yandan iş dünyasındaki karar alıcıların<br />
çoğunluğu iklim koşullarının en<br />
önemli risklerden biri olduğunu kabul<br />
etse de ankete katılanların yalnızca yüzde<br />
59’u aşırı iklim koşullarının finansal<br />
etkilerini hesapladıklarını belirtiyor.<br />
Buna karşılık aynı çalışmayı siber güvenlik<br />
için yapanların oranı yüzde 72’yi<br />
buluyor.<br />
“Anket sonuçları karar alıcıların<br />
harekete geçmelerine<br />
yardımcı olacak”<br />
Anketin sonuçlarını değerlendiren Aon<br />
Türkiye Eş-CEO’su Selda Oknas Tanbay,<br />
“Dünya genelinde yaptığımız bu araştırma;<br />
ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücünden<br />
oluşan mega trendin üst düzey<br />
yöneticilerin rollerini nasıl şekillendirdiğini<br />
ve yöneticilerin bu trendlere yaklaşımlarını<br />
daha iyi anlamımıza yardımcı<br />
oldu. Sonuçlar, bu mega trendlerin karar<br />
alıcılar için önemini teyit etti. Ancak karar<br />
alıcılar, görev yaptıkları şirketlerin<br />
bu riskler için yeterince çevik davranmadıklarından<br />
da endişe ediyor. Aon olarak<br />
kullanılabilir veriler, birbirleriyle uyumlu<br />
risk ve insan sermayesi uzmanlığımız,<br />
yerel koşullara uygulanabilir çözümlerimiz<br />
aracılığıyla müşterilerimizin daha<br />
iyi kararlar almalarına yardımcı oluyor<br />
ve endişelerini ortadan kaldırıyoruz. Bu<br />
anketimizin sonuçları da karar alıcıların<br />
bu mega trendlerin yarattığı zorluklarla<br />
başa çıkmalarına yardımcı olacak.” dedi.<br />
Metodoloji<br />
İş Dünyası Karar Alıcılar Anketi, 24<br />
Nisan-5 Mayıs <strong>2024</strong> tarihleri arasında<br />
800’den fazla karar alıcı ile çevrimiçi<br />
görüşmeler yoluyla gerçekleştirildi. Katılımcılar<br />
arasında üst düzey yöneticiler<br />
ve ABD, Kanada, Birleşik Krallık, Almanya,<br />
Fransa, İtalya ve İspanya’da 500’den<br />
fazla çalışanı olan şirketlerin yöneticileri<br />
yer aldı.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Liman sektörü siber korsanların radarında!<br />
Türkiye’de şirketlerin teknolojiye açılan penceresi olan <strong>IT</strong>serv Technology, sahip olduğu<br />
gelişmiş yazılım teknolojileri, profesyonel kadrosu ve sektör deneyimi ile kritik altyapılara sahip<br />
sektörler için gelişmiş siber güvenlik, veri yönetimi ve bulut çözümleri desteği ile dijital dönüşüm<br />
süreçlerini güvence altına alarak ülke ekonomisinin can damarı konumundaki sektörlere ışık<br />
tutuyor. Milyonlarca dolarlık iş hacmine sahip liman taşımacılığı sektörü de son yıllarda siber<br />
saldırıların hedefi haline geldiğine dikkat çeken <strong>IT</strong>serv Technology, yapay zekâ tabanlı siber<br />
güvenlik çözümleri sayesinde bu tehditlere karşı güçlü bir savunma oluşturabiliyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Global ticaretin ve deniz taşımacılığının<br />
merkezinde yer alan limanlar, siber saldırıların<br />
hedefi haline gelerek ciddi güvenlik<br />
riskleriyle karşı karşıya kalıyor. Özellikle<br />
kritik altyapılarını korumak isteyen uluslararası<br />
liman şirketleri, yapay zekâ destekli<br />
tehdit tespiti ve müdahale sistemleri,<br />
liman operasyonlarında yaşanabilecek siber<br />
tehditleri gerçek zamanlı olarak belirleyip<br />
müdahale edebilme imkânı sağlıyor.<br />
Türkiye’de şirketlerin teknolojiye açılan<br />
penceresi olan <strong>IT</strong>serv Technology’nin yapay<br />
zekâ tabanlı siber güvenlik çözümleri<br />
bu tehditlere karşı güçlü bir savunma oluşturabiliyor.<br />
Liman Şirketleri için Kritik İş<br />
Alanları ve Veri Güvenliği<br />
Liman işletmeleri, konteyner yönetim<br />
sistemlerinden gemi trafik kontrol<br />
sistemlerine, mal hareketlerinin<br />
izlenmesinden gümrük veri işleme<br />
sistemlerine kadar birçok kritik iş sürecini<br />
dijital olarak yönetir. Bu sistemler,<br />
fidye yazılımı saldırıları veya DDoS<br />
saldırıları gibi siber tehditlere maruz<br />
kaldığında operasyonel süreçler durma<br />
noktasına gelebilir. Örneğin, konteyner<br />
hareketlerinin izlenmesini sağlayan bir<br />
sistemin devre dışı kalması, limanda<br />
büyük bir operasyonel aksaklığa yol<br />
açabilir ve tedarik zincirini olumsuz<br />
etkileyebilir. Aynı şekilde, gemi trafik<br />
kontrol sistemlerinin saldırıya uğraması,<br />
güvenli navigasyonu tehlikeye sokabilir ve<br />
yine operasyonları aksatabilir.<br />
Son Dönem Siber Saldırılar ve<br />
Yapay Zekâ Tabanlı Müdahale<br />
Liman sektöründe artan siber tehditler,<br />
operasyonel süreçlerin güvenliğini tehdit<br />
ediyor. Özellikle fidye yazılımları, kimlik<br />
avı saldırıları ve DDoS gibi tehditler liman<br />
şirketlerinin operasyonlarını sekteye uğratabiliyor.<br />
Bu tehditlere karşı koyabilmek<br />
için gerçek zamanlı izleme ve anormallik<br />
tespiti büyük önem taşıyor. <strong>IT</strong>serv Technology<br />
şirketinin yapay zekâ destekli çözümleri,<br />
bu tür saldırıları tespit etmek ve<br />
etkisiz hale getirmek için ileri düzey tehdit<br />
algılama ve otomatik müdahale teknolojilerini<br />
kullanarak liman operasyonlarının<br />
sürekliliğini güvence altına alıyor.<br />
Liman Şirketleri Ne Yapmalı?<br />
Bu tür risklere karşı koyabilmek için liman<br />
şirketlerinin proaktif siber güvenlik<br />
önlemleri alması gerekiyor. <strong>IT</strong>serv Technology’nin<br />
yapay zekâ destekli güvenlik<br />
çözümleri, bu tür kritik sistemlerde anormallikleri<br />
hızla tespit ederek, olası tehditleri<br />
daha oluşmadan etkisiz hale getiriyor.<br />
Ayrıca, saldırı sonrası hızlı iyileşme süreçleri<br />
için güçlü bir olay müdahale planı ve<br />
siber dayanıklılık stratejisi sunuyor. <strong>IT</strong>serv’in<br />
çözüm portföyü, liman işletmeleri<br />
için özel olarak adapte edilebilir ve tehdit<br />
algılama, veri koruma, otomatikleştirilmiş<br />
yanıt ve sürekli izleme gibi işlevleri kapsar.<br />
Bu sayede, limanların operasyonel sürekliliği<br />
korunur ve iş akışlarında kesinti yaşanmaz.<br />
47