08.11.2024 Views

IT Network Ekim 2024

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>IT</strong><br />

B<br />

n e tw o r k<br />

İ L G İ T E K N O L O J İ L E R İ D E R G İ S İ<br />

01 <strong>Ekim</strong> • 20 <strong>Ekim</strong> <strong>2024</strong> • KDV Dahil 70 TL www.itnetwork.com.tr


Kritik anlarda<br />

dinç durmaktır<br />

G2 33 55 40<br />

TOUGHBOOK tabletler ve dizüstü bilgisayarlar,<br />

tüm önemli görevlerde istikrarlı performans, benzersiz<br />

güvenilirlik ve esneklik sunar. Toza ve suya IP66'ya<br />

kadar dayanıklı ve şok, sıcaklık, nem ve titreşim için<br />

MIL standardına uygun cihazlar, birçok büyük şirket ve<br />

kuruluş tarafından kullanılmaktadır.<br />

Daha fazla bilgi için www.toughbook.eu


Küresel fintech finansmanı 51,9 milyar dolara geriledi<br />

Küresel çapta fintech’lere yatırımları mercek altına alan “Pulse of Fintech” raporuna göre, <strong>2024</strong> yılının ilk yarısı, jeopolitik<br />

belirsizlik ve yüksek faiz oranlarıyla ilgili devam eden endişelerin etkisiyle küresel fintech pazarı için zorlu bir dönem oldu. Toplam<br />

küresel yatırım, bu yılın ilk yarısında geçen yılın ikinci yarısına kıyasla 62,3 milyar dolardan 51,9 milyar dolara geriledi. Bu 2020<br />

yılının ilk yarısından bu yana görülen en düşük altı aylık fintech yatırım miktarı oldu.<br />

Tüm bölgelerde fintech yatırımlarında gözle görülür düşüşler yaşandı. Bölgesel bazda en büyük yatırımlar Amerika ve Avrupa’ya<br />

yapılırken, sektörlere bakıldığında ödemeler 21,4 milyar dolarlık yatırım ile ilk sırada yer aldı. Yapay zekâ ise fintech yatırımcıları<br />

için hala önemli bir öncelik olmaya devam ediyor. Amerika’da toplam yatırım 38,5 milyar dolardan 36 milyar dolara, Avrupa, Orta<br />

Doğu ve Afrika’da (EMEA) 19,1 milyar dolardan 11,4 milyar dolara, Asya Pasifik’te (ASPAC) ise 4,6 milyar dolardan 3,7 milyar dolara<br />

geriledi. Raporun detaylarını ve konu hakkındaki öngörüleri haberimizin detaylarında bulabilirsiniz.<br />

-----<br />

Chatbot kullanan şirketlerin dikkat etmesi gereken 5 madde<br />

Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz, teknoloji dünyasının büyük yeniliği Chatbotlar, firmaların gözdesi haline geliyor. Web<br />

sitelerinde, mobil uygulamalarda veya sosyal medya platformlarında sıkça karşımıza çıkan ve birçok sektörde iş yapış şeklini<br />

değiştiren Chatbotlar, yapay zeka ve doğal dil işleme teknolojilerini kullanarak insanlarla sohbet edebilecek şekilde tasarlanmış<br />

yazılım programlarıdır. Şirketlerin kısa sürede vazgeçilmezi haline gelen Chatbotlar, şu anda kurumların müşteri hizmetleri ve<br />

satış süreçlerini otomatize etmeye yardımcı olan güçlü bir araç. Ancak, işletmelerin Chatbot kullanırken bazı noktalara dikkat<br />

etmesi büyük önem taşıyor. Dikkat edilmesi gereken konuları madde madde haberimizin detaylarında bulabilirsiniz…<br />

-----<br />

Startup yatırımlarında yapay zekâ zirveye çıktı<br />

“Turkiye Startup Ekosistemi Yatırım Raporu” verilerine göre, yapay zekâ ve makine öğrenimi sektörü <strong>2024</strong> yılının ilk yarısında<br />

31 yatırımla en aktif sektör haline gelerek tüm zamanların en çok yatırım alan sektörü haline geldi. Yapay zekâ ve makine<br />

öğrenimini 14 yatırım ile oyun, 11 yatırım ile sürdürülebilirlik & çevre, 10 yatırım ile fintech sektörleri izledi. Bu dönemde yapay<br />

zekâ girişimlerinin sayısı da arttı. Türkiye Yapay Zekâ İnisiyatifi (TRAI) tarafından hazırlanan yapay zekâ girişimleri haritasına<br />

göre bu yılın ikinci çeyreğinde eklenen 12 girişimle birlikte Türkiye’deki yapay zekâ girişimleri sayısı 350’ye ulaştı. Özellikle sağlık,<br />

eğitim, finans ve otomasyon gibi alanlarda kullanılan yapay zekâ tabanlı startup’lar, büyük bir büyüme potansiyeli taşıyor.<br />

<strong>2024</strong> yılında yapay zekânın başını çektiği startup ekosistemi de hareketlenerek 2023 yılındaki kötü performansının ardından<br />

tekrar yükseliş eğilimine girdi. Toplam 245 girişimin yatırım aldığı yılın ilk yarısında girişimlere toplamda 586,8 milyon dolar<br />

yatırım yapıldı. Raporun detaylarına haberimizin içeriğinden ulaşabilirsiniz…<br />

-----<br />

Teknoloji dünyasının önde gelen yayınlarından derginiz <strong>IT</strong> <strong>Network</strong> olarak yine dolu dolu bir sayı ile karşınızdayız. Sektör<br />

oyuncularının gerçekleştirdikleri ürün ve hizmet çözümlerindeki gelişmeleri ve yenilenen teknolojilerinin detaylarını sektör<br />

market sayfalarımızda bulabileceğiniz gibi, son dönem teknolojilerine yönelik hem araştırma hem de haber olarak sunduğumuz<br />

detayları bulacağınız yazılarımız ile ilginizi çekecek dolu dolu içeriklerle buluşuyoruz. Halihazırdaki teknolojilerdeki yenilikler<br />

ve geleceğe yön vereceği ön görüler son teknolojilerin ilginizi çekecek detaylarını bulacağınız haberlerimiz çok ilginizi çekecek.<br />

Teknolojinin hayatımıza pozitif yön verdiği ve güzelliklerle dolu bir teknoloji dünyasında bir sonraki sayımızda yeniden görüşmek<br />

üzere…<br />

Hoşça kalın…<br />

Ahmet Mızrak<br />

ahmet.mizrak@img.com.tr


4<br />

Türk Telekom’dan<br />

mobilde güçlü<br />

büyüme, tarihi rekor<br />

9<br />

Yapay Zeka için<br />

AB’den ilk yasa<br />

21<br />

Volkan Duman:<br />

“vMind ile tüm<br />

veriniz değerli<br />

ve güvende”


<strong>IT</strong><br />

BİL<br />

network<br />

Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA<br />

İMTİYAZ SAHİBİ<br />

H. FERRUH IŞIK<br />

31<br />

Küresel fintech<br />

finansmanı<br />

51,9 milyar<br />

dolara geriledi<br />

Endüstriyel<br />

kontrol<br />

sistemleri<br />

yeterince<br />

korunmuyor!<br />

27<br />

46<br />

Liderler,<br />

risklere karşı<br />

hızlı eyleme<br />

geçemediklerini<br />

söylüyor!<br />

GENEL MÜDÜR<br />

(Sorumlu)<br />

MEHMET SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ<br />

SIDIKA AKYOL KAYIR<br />

sidika.kayir@aplusmedya.com<br />

GE NEL YA YIN MÜ DÜ RÜ<br />

AHMET MIZRAK<br />

ahmet.mizrak@img.com.tr<br />

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ<br />

YUSUF OKÇU<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

HABER MERKEZİ<br />

ENES KARADAYI<br />

enes.karadayi@img.com.tr<br />

KAT KI DA BU LU NAN LAR<br />

Doç. Dr. M.ALİ ÖZ BU DUN<br />

ozbudun@gmail.com<br />

ÖMER KARDAŞ<br />

omer.kardas@ihlas.com.tr<br />

ALİ İLKER YÜCEER<br />

ali@mak ro bil.com.tr<br />

TEKNİK MÜDÜR<br />

TAYFUN AYDIN<br />

Tayfun.aydin@img.com.tr<br />

GRAFİK TASARIM<br />

HAKAN SÖZTUTAN<br />

hakan.soztutan@img.com.tr<br />

FİNANS MÜDÜRÜ<br />

Cuma KARAMAN<br />

cuma.karaman@img.com.tr<br />

MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />

Yusuf DEMİRKAZIK<br />

yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />

A BO NE VE DAĞI TIM<br />

İSMAİL ÖZÇELİK<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

Reklam Rezervasyon<br />

A PLUS MEDYA<br />

NISH ISTANBUL RESIDENCE<br />

Çobançeşme Mah. Sanayi Cad.<br />

No: 44/B - D: 167 Yenibosna/<br />

Bahçelievler - İstanbul<br />

Reklam İletişim<br />

reklam@aplusmedya.com<br />

Tel : 0212 216 99 13<br />

Gsm : 0552 805 34 35<br />

İdare Merkezi:<br />

Merkez Mahallesi 29 <strong>Ekim</strong> Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 34190 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />

Tel: 0212 454 22 22<br />

Renk Ayrımı:<br />

Türkiye Gazetesi Renk Ayrımı Servisi<br />

CTP - BASKI : İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 <strong>Ekim</strong> Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />

Tel: 0212 454 30 00


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Türk Telekom’dan<br />

mobilde güçlü büyüme, tarihi rekor<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

4<br />

Türk Telekom, <strong>2024</strong> yılı ikinci çeyrek finansal<br />

ve operasyonel sonuçlarını açıkladı.<br />

Yılın ilk altı ayında güçlü performansıyla<br />

konsolide gelirleri yıllık bazda yüzde<br />

5 reel artışla 63,2 milyar TL’ye yükselen<br />

Türk Telekom’un FAVÖK’ü yılık bazda<br />

yüzde 22,2’lik sağlam reel artışla 23,9 milyar<br />

TL oldu. FAVÖK marjı ise geçen yılın<br />

aynı dönemine göre 530 baz puan iyileşme<br />

göstererek yüzde 37,8 olarak gerçekleşti.<br />

Türk Telekom’un <strong>2024</strong> yılı ilk yarısında net<br />

kârı deprem etkilerini içeren geçen yılın<br />

aynı dönemine kıyasla hızla ivmelenerek<br />

2,5 milyar TL oldu. <strong>2024</strong> yılı öngörülerini<br />

koruyan Türk Telekom, performansının<br />

yılın son altı ayında daha da iyileşmesiyle<br />

öngörülerine rahatça ulaşmasına yardımcı<br />

olacağına güveniyor.<br />

Türkiye’nin dijital dönüşümünün lideri<br />

Türk Telekom’un <strong>2024</strong> ikinci çeyrek itibarıyla<br />

toplam abone sayısı 52,6 milyon olurken,<br />

Türkiye’nin her köşesinde yüksek hızlı<br />

internet sunma amacıyla sürdürdüğü çalışmaların<br />

sonucunda, fiber ağının uzunluğu<br />

449 bin kilometreye yükseldi. <strong>2024</strong> ilk<br />

çeyrek itibarıyla 32,2 milyon haneyi kapsayan<br />

fiber ağ, <strong>2024</strong> ilk yarısında 32,4 milyon<br />

hane kapsamasına ulaştı.<br />

<strong>2024</strong> yılı ikinci çeyreğine dair finansal ve<br />

operasyonel sonuçlarını değerlendiren<br />

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, “<strong>2024</strong>’ün<br />

ilk yarısında toplam abone sayımız 52,6<br />

milyon oldu. Sabit internet ürünümüzde<br />

toplam abone sayısı yıllık bazda yüzde 1,8<br />

artışla 15,2 milyona ulaştı. Toplam fiber<br />

abone sayımız son 12 ayda 969 bin net abone<br />

kazanımıyla 13,2 milyona ulaştı. Mobilde<br />

ise abone sayımızı 26,3 milyona çıkardık.<br />

Faturalı hatlarda son 12 ayda rekor<br />

seviyede 1,9 milyon net abone kazanımı<br />

sağladık. <strong>2024</strong> yılı ilk yarısında; konsolide<br />

gelirlerimizi 63,2 milyar TL ile geçen yılın<br />

aynı dönemine göre yüzde 5 reel oranında<br />

artırmış bulunuyoruz. FAVÖK geçen yılın<br />

aynı dönemine göre yüzde 22,2’lik sağlam<br />

artışla 23,9 milyar TL, FAVÖK marjı ise<br />

yüzde 37,8 olarak gerçekleşti. <strong>2024</strong> yılı ilk<br />

altı aylık net kârımız ise deprem etkilerini<br />

içeren geçen yılın aynı dönemine kıyasla<br />

hızla ivmelenerek 2,5 milyar TL oldu. Ülkemizin<br />

dijitalleşmesi için 2005’ten bu yana<br />

yaptığımız yatırım toplamı 20,7 milyar<br />

USD’ye ulaştı. Teknoloji yarışında ülkemizi<br />

ileri taşıyacak her hamlede biz varız. Önümüzdeki<br />

dönemde de dijitalden altyapıya,<br />

fiberden mobile, müşteri deneyiminden<br />

girişimlere, her alanda faaliyetlerimizle<br />

ülkemizin teknoloji ihracında bayrak taşıyıcısı<br />

olmaya tüm gücümüzle devam edeceğiz”<br />

şeklinde konuştu.<br />

“Fiber mobilite çağını<br />

başlatıyoruz”<br />

Yenilikçi çözümleri ve teknoloji birikimini yaşamın tüm<br />

alanlarına yansıttığı yatırımları ile Türkiye’nin dijital<br />

geleceğinin mimarı olan Türk Telekom, <strong>2024</strong> yılı ikinci<br />

çeyrek finansal ve operasyonel sonuçlarını açıkladı…<br />

“Memleketin bir şehrinde değil her şehrinde”<br />

anlayışıyla 81 ilin tamamını uçtan uca<br />

fiber ağlarla ördüklerini kaydeden Türk Telekom<br />

CEO’su Ümit Önal, “Türkiye’nin bir,<br />

iki şehrini değil tüm şehirlerini, güçlü altyapımızla<br />

buluşturuyoruz. <strong>2024</strong> yılının ilk<br />

yarısı itibarıyla fiber ağ uzunluğumuz 449<br />

bin km’ye yükselirken, fiber hane kapsamamız<br />

32,4 milyona ulaştı. FTTH Council<br />

tarafından her yıl yayınlanan fiber gelişim<br />

raporuna göre, ülkemiz fiber hane kapsaması<br />

sayısında Avrupa ikincisi. Mobilde<br />

faturalı abone artışımız rekorlarla devam<br />

ediyor. Hayatımıza artık yeni bir kavram<br />

giriyor ve Fiber Mobilite çağını başlatıyoruz.<br />

Fiber alandaki gücümüzü mobile taşıyarak<br />

Fiber Mobilite çağının öncüsü oluyoruz.<br />

Türkiye’nin tüm şehirlerinde fiber<br />

olması fiber mobilitenin vazgeçilmezi. Bu<br />

teknolojinin olanaklarından Türk Telekom<br />

mobil müşterileri, bugün dahi fazlasıyla<br />

yararlanıyor. 5G’ye geçtikten sonra ise bu<br />

faydayı hepimiz daha net göreceğiz. Ericsson’un<br />

çalışmasına göre; fibere bağlı mobil<br />

baz istasyonlarının oranının küresel ölçekte<br />

2030 yılında yüzde 50 olması bekleniyor,<br />

bizim ise LTE baz istasyonlarımızın<br />

yüzde 52’si şimdiden fiberle bağlanmış durumda.<br />

Hem bugün hem de 5G kullanıma<br />

girdiğinde bizim elimiz fazlasıyla güçlü.<br />

Etkilerini hep birlikte yaşayacağımız bu<br />

yeni dönem için biz çok heyecanlıyız” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

Mobil faturalı abone<br />

kazanımında sektör lideri<br />

Mobilde önemli mesafe kat ettiklerinin<br />

altını çizen ve mobilin gelir büyümesine<br />

en büyük katkıyı sunduğunu vurgulayan<br />

Önal, “Müşteri memnuniyeti odaklı yaklaşımımız<br />

ve yatırımlarımızla, mobildeki<br />

sürdürülebilir stratejimizin olumlu çıktılarını<br />

almaya devam ediyoruz. Son on iki<br />

ayda 1,9 milyonu aşan mobil faturalı net<br />

abone kazanımı yeni bir tarihi bir rekor<br />

seviyesine ulaştı. Aynı dönemde gösterdiğimiz<br />

bu performansla mobil faturalı<br />

abone kazanımında sektör lideri olduk.<br />

Mobil segment gelirlerindeki yüzde 20’lik<br />

etkileyici artış da benzer şekilde yüzde<br />

2,4’lük ortalama abone büyümesinin yanı<br />

sıra yüzde 14,8’lik kuvvetli ARPU büyümesinden<br />

kaynaklandı ve ARPU büyümesinde<br />

de sektör liderliğini elde ettik. Yatırımlarımız<br />

sonucunda kapsama ve kapasite<br />

olarak mobildeki konumumuzu günden<br />

güne güçlendirmeye devam ediyoruz.<br />

Mobilde her anlamda güçlü bir çeyrek geçirdik.<br />

İş süreçlerimizi yönetmek, sektörü<br />

şekillendirmek ve müşteri memnuniyetini<br />

artırmak adına attığımız sağlam adımlar<br />

mobildeki ilk yarı performansımızı yukarıya<br />

çeken başlıca faktörleri oluşturuyor.<br />

Uzun yıllardır yaptığımız yatırımların ve<br />

elde ettiğimiz birikiminin bir sonucu olan<br />

bu kazanımlarla, mobil iş kolumuzu daha<br />

da büyütmeye devam edeceğiz. 4.5G ihalesi<br />

sonrası frekans sahipliğimizi 3 katına<br />

çıkardık. Hız için önemli olan abone başı<br />

frekansta ve 5G için de kritik öneme sahip<br />

1800 Mhz frekans sahipliğinde pazar lideriyiz.<br />

Yüksek kaliteli altyapımız ve müşteri<br />

deneyimi odaklı stratejimiz ile fiberde<br />

olduğu gibi mobil iş kolunda da çok iddialıyız.<br />

Bu alandaki güçlü büyüme ivmemizi<br />

sürdürerek pazar payımızı artırmayı<br />

amaçlıyoruz” dedi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

“Ürettiğimiz çözümler<br />

dünyada kullanılıyor”<br />

Türkiye’nin teknoloji üreten ve ihraç eden<br />

bir ülke olma vizyonuna, yoğun Ar-Ge çalışmaları<br />

ve yerli ekosistemi güçlendiren<br />

iş birlikleriyle liderlik ettiklerini belirten<br />

Önal, “Türk Telekom olarak fiber ve mobil<br />

ağlarımız, yatırımlarımız, teknoloji<br />

çözümlerimizle Türkiye’nin dijital geleceğini<br />

inşa ediyoruz. En yeni teknolojileri<br />

dünyayla aynı anda ülkemize sunmakla<br />

kalmıyor, üretime, inovasyona odaklanarak<br />

teknoloji ihracı için var gücümüzle<br />

çalışıyoruz. Sadece ülkemizin değil bölgenin<br />

teknoloji taşıyıcısı olmak amacıyla bu<br />

alandaki faaliyetlerimizi daha da artırdık.<br />

Bu konuda <strong>2024</strong>’ün ilk altı ayında somut ve<br />

önemli adımlar attık. Grup şirketlerimiz<br />

Argela ve Netsia’nın 5G ve yeni nesil genişbant<br />

teknolojileri alanındaki uluslararası<br />

patent sayısı 71’e ulaştı. Netsia’nın yeni nesil<br />

fiber ağların yapay zekâ ile daha verimli<br />

biçimde yönetilmesini sağlayan SEBA çözümünü<br />

canlı şebeke üzerinde kullanan<br />

dünyadaki ilk operatörüz. SEBA’yı entegre<br />

ettiğimiz servislerimiz 100 bin homepass<br />

rakamını aştı. İngiltere, Almanya, Brezilya,<br />

Tayvan’ın ileri gelen operatörleri tarafından<br />

da denenmeye başlandı. Hatta ilk<br />

satışımızı Almanya’ya gerçekleştirdik”<br />

diye konuştu.<br />

“Türk Telekom’un altyapısı<br />

Türkiye’nin altyapısı”<br />

Önal, “Türk Telekom demek Türkiye demek;<br />

‘Türk Telekom’un altyapısının Türkiye’nin<br />

altyapısı’ olduğunu defalarca dile<br />

getirdik. Bu gerçeği ısrarla anlamak istemeyenler<br />

var. Bunların ticari kaygılar dışında<br />

bir hedefleri yok. Ülkemizin en batı<br />

ucundan en doğu ucuna en kuzeyinden<br />

en güneyine kadar halkımıza, milletimize<br />

hizmet için fiberi ülkenin her yerine götürme<br />

hedefi ile hareket ediyoruz. Ülkemizin<br />

dijital dönüşüm vizyonu çerçevesinde kurup<br />

geliştirdiğimiz bu altyapıyı herkesin<br />

kullanmasını birçok defa gündeme getirdik.<br />

Bugün ülkemizin en batı ucu Gökçeada’da<br />

da fiber var, en doğusu Iğdır’da da.<br />

Bizim hizmet alanımız yalnızca büyük şehirlerin<br />

merkezlerinden ibaret değil. Yani<br />

sadece kârlı yerlerde değil, karlı yerlerdeyiz.<br />

Çoğu noktada ise tek başımızayız. Üstelik<br />

sadece karada da değiliz. Türkiye’yi<br />

birbirine ve dünyaya bağlayan deniz altı fiberlerimizle<br />

de denizlerdeyiz. Tüm bunlar<br />

nasıl oluyor derseniz, yatırımla oluyor! Gururla<br />

söylüyorum, sektörümüzün her alanda<br />

en çok yatırım yapan şirketiyiz” dedi.<br />

“Rakipsiz fiber gücümüzle<br />

5G’ye en hazır operatörüz”<br />

Yenilikçi teknolojilere yönelik öncü çalışmalara<br />

imza attıklarını hatırlatan Önal,<br />

5G alanında da ilk canlı 5G maç yayını; 5G<br />

destekli ilk çevrim içi uzaktan ameliyat;<br />

ilk otonom traktör gibi pek çok ses getiren<br />

çalışmayı şimdiden gerçekleştirdiklerini<br />

belirterek, “Rakipsiz fiber gücümüzle,<br />

5G’ye en hazır operatör biziz. Çünkü<br />

5G’nin olmazsa olmazı fiber, yani baz istasyonlarının<br />

fiber ile bağlanması. Bizim<br />

ise, LTE baz istasyonlarımızın yüzde 52’si<br />

şimdiden fibere bağlı. Tüm yatırımlarımızı<br />

yıllardır 5G ile uyumlu olarak yapıyoruz.<br />

Yarın 5G’ye geçiyor olsak, buna bugünden<br />

en hazır biziz. Ama biz ülkemizin 5G yolculuğunu,<br />

ülkeye katma değer sağlayacak<br />

şekilde 360 derece her yönüyle ele alıyoruz.<br />

Ülkemizin bu konuda, yerli 5G teknolojisini<br />

üreten ve etrafına kullandıran<br />

bir güç olmasını amaçlıyoruz. Bu amaçla<br />

global teknoloji devleriyle iş birliklerimizi<br />

sürdürürken bir yandan da yerli teknoloji<br />

girişimleri ve 5G oluşumlarına katkımızla<br />

yerli ekosistemi de sonuna kadar destekliyoruz”<br />

şeklinde konuştu.<br />

5Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Hitit Genel Müdürlüğü’ne<br />

Nevra Onursal Karaağaç atandı<br />

Türkiye’nin lider havacılık teknolojisi şirketi Hitit’de Genel Müdürlük (CEO) koltuğuna<br />

Nevra Onursal Karaağaç Atandı. Kurulduğu 1994 yılından bu yana şirketin kurucu<br />

ortağı Nur Gökman tarafından yürütülen bu görevi, 18 yıldır şirket bünyesinde<br />

çalışan, 2018’den beri de yönetim ekibinde Satış ve Pazarlama’dan Sorumlu Genel<br />

Müdür Yardımcısı rolündeki Nevra Onursal Karaağaç yürütecek…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

6<br />

Havayolu ve seyahat teknolojileri alanında<br />

dünyanın sayılı yazılım şirketlerinden<br />

olan Hitit (HTTB), 30’uncu yılında<br />

yönetim kadrosunu güçlendirmek adına<br />

bir dizi üst düzey atama gerçekleştirdi.<br />

Şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı ile<br />

birlikte Genel Müdürlüğü (CEO) görevini<br />

de yürüten kurucu ortağı Nur Gökman,<br />

1 Eylül <strong>2024</strong> tarihi itibarıyla Genel Müdürlük<br />

görevini Satış ve Pazarlamadan<br />

Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nevra<br />

Onursal Karaağaç’a devredecek.<br />

Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na<br />

(KAP) yapılan açıklamada, “Şirket’in faaliyet<br />

gösterdiği sektörde tanınan Nur<br />

Gökman, bilgi birikimi ve deneyimini<br />

bundan sonra da Şirket Yönetim Kurulu<br />

Başkanı olarak icra etmeye devam<br />

edecektir. Sayın Gökman’a, şirketimize<br />

katkılarından dolayı Hitit ailesi olarak<br />

teşekkür ederiz. Sermaye Piyasası Kurulu<br />

Kurumsal Yönetim Tebliğ eki 4.5.4<br />

numaralı ilkesi çerçevesinde; şirketimiz<br />

Riskin Erken Saptanması Komite üyeliğine<br />

1 Eylül <strong>2024</strong> tarihi itibarıyla Nevra<br />

Onursal Karaağaç’ın yerine Atilla Lise’nin<br />

atanmasına karar verilmiştir” denildi.<br />

Dünya havacılık<br />

teknolojilerine yön veriyor<br />

Nevra Onursal Karaağaç, 18 yıldır Hitit<br />

bünyesinde görev yapıyor. 2006 yılında<br />

şirkette Kreatif Direktör olarak başlayan<br />

Karaağaç, Marka Yöneticisi ve Pazarlama<br />

Direktörü olarak çalıştıktan sonra,<br />

2018 yılında Satış ve Pazarlama’dan sorumlu<br />

Genel Müdür Yardımcılığı görevine<br />

getirilmişti. Karaağaç, Hitit’in global<br />

markalaşma yolculuğunda tasarım, reklam,<br />

pazarlama, satış, strateji, iş geliştirme<br />

ve halka arza uzanan kilit projelere<br />

ve stratejik adımlara öncülük etti.<br />

Karaağaç, 2002 yılında Wunderman<br />

NYC’de stajyer olarak başladığı kariyerine<br />

2003-2004 yıllarında Pittsburgh’da<br />

On3 Creative Grup bünyesinde devam<br />

etti. Hitit’e katılmadan önce ise Leo Burnett<br />

İstanbul’da görev yapan Karaağaç,<br />

Koç Lisesi’nden mezun olduktan sonra<br />

lisans eğitimini 2002 yılında İletişim<br />

Tasarımı üzerine Carnegie Mellon University’de,<br />

yüksek lisans eğitimini ise<br />

Milano’daki Domus Akademi’de Etkileşim<br />

Tasarımı alanında tamamladı. 2023<br />

yılında Sales <strong>Network</strong> tarafından Yılın<br />

Lideri seçilen Nevra Onursal Karaağaç,<br />

INSEAD Business School’dan (Business<br />

Strategy and Financial Performance) ve<br />

Oxford’dan da (Executive Leadership)<br />

sertifikalarına sahip.<br />

Dünyanın üçüncü büyük<br />

havacılık teknolojisi şirketini<br />

yönetecek<br />

1994 yılında Nur Gökman ve Dilek Ovacık<br />

tarafından kurulan Hitit, 30 yılda<br />

dünyanın üçüncü büyük havacılık ve<br />

seyahat teknolojileri şirketi olmayı başardı.<br />

Türkiye’nin önde gelen yazılım ihracatçıları<br />

arasında yer alan Hitit, satışlarının<br />

yüzde 79’unu döviz, yüzde 21’ini<br />

TL bazında elde ediyor. Çoğunluğu mühendislerden<br />

oluşan toplam 436 kişilik<br />

kadrosu ile İTÜ Arı Teknokent’te faaliyet<br />

gösteren şirketin 49 ülkede 70’in üzerinde<br />

partneri bulunuyor. Nevra Onursal<br />

Karaağaç, ekibiyle birlikte 1 Eylül <strong>2024</strong><br />

tarihinden itibaren teknoloji ve yazılımları<br />

dünya genelinde 700’ün üzerinde<br />

havalimanında kullanılan, 65’ten fazla<br />

bankacılık ve ödeme sistemiyle entegre<br />

çalışan bir teknolojik ağ sayesinde 6,5<br />

milyar dolarlık bir satış hacmine aracılık<br />

eden Hitit’i yönetecek.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Dentsu MENAT Bölgesi CEO’su Tarek Daouk oldu<br />

Tarek Daouk, dentsu’nun Türkiye’yi de kapsayan MENAT Bölgesi CEO’su ve<br />

Merkle SEMENAT Başkanı olarak atandı…<br />

dentsu, yeni oluşturulan Orta Doğu, Kuzey<br />

Afrika ve Türkiye (MENAT) bölgesinin<br />

CEO’luk görevine Tarek Daouk’un atandığını<br />

duyurdu. Yeni göreviyle dentsu’nun<br />

Türkiye operasyonlarına liderlik edecek<br />

olan Tarek Daouk, şirketin bölgedeki etkisini<br />

artırmak amacıyla MENAT bölgesi<br />

için entegre büyüme stratejisine ve iş uygulamalarına<br />

yön verecek.<br />

Aynı zamanda Merkle Güney Avrupa,<br />

Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye (SE-<br />

MENAT) Başkanı olarak da atanan Tarek<br />

Daouk bu görevinde, dentsu’nun dönüşüm<br />

gündemini uygulamak için bu bölgelerle<br />

iş birliği yapacak ve geniş bir coğrafyada<br />

CXM Uygulamasına liderlik edecek. Daouk,<br />

dentsu’nun önemli büyüme pazarlarında,<br />

müşterilerine dijital dönüşüm<br />

sağlamak için veri odaklı deneyimleri ve<br />

sınıfının en iyisi teknolojileri kullanarak<br />

deneyim dönüşümünü yaygınlaştırmaktan<br />

sorumlu olacak.<br />

2018 yılında dentsu’ya katılan Daouk, o tarihten<br />

itibaren MENA bölgesinde stratejik<br />

büyümeye liderlik etti. Bunu dentsu’nun<br />

teknoloji, medya, içerik ve müşteri deneyimini<br />

sorunsuz bir şekilde birleştirerek<br />

daha iyi iş sonuçları ve toplumsal faydalar<br />

elde etmek için entegre çözümler geliştirme<br />

yeteneklerini kullanarak başardı. Daouk<br />

bu süreçte, dentsu’nun MENA’daki iş<br />

ve operasyonlarını dönüştürerek iddialı<br />

bir liderlik ekibi kurdu.<br />

dentsu SEMENAT CEO’su Mariano Di Benedetto,<br />

“Tarek, müşterilere odaklanan<br />

entegre çözümler sunma konusunda güçlü<br />

bir liderlik gösterdi ve iş büyümesini sağlamak<br />

için dentsu’nun en iyi yönlerini bir<br />

araya getirme konusunda büyük bir tutku<br />

ve bağlılık sergiledi. MENAT bölgesi, yüksek<br />

performans ve büyüme potansiyeline<br />

sahip bir bölge, Tarek ile bu stratejik hedeflerimize<br />

ulaşmak için yakın iş birliği<br />

içinde çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum.<br />

Tarek’in, MENA, Türkiye ve daha geniş<br />

SEMENAT bölgesinde CXM uygulamalarıyla<br />

müşterilerimize uzun vadeli değer<br />

sunarken, işi bir sonraki büyüme aşamasına<br />

başarıyla yönlendireceğinden eminim.”<br />

açıklamalarında bulundu.<br />

Tarek Daouk, “Pazarlama, danışmanlık<br />

ve teknoloji alanlarındaki hizmetlerimizi<br />

sektörün ön saflarına taşıdığımız bu<br />

heyecan verici dönemde, dentsu’da daha<br />

kapsamlı bir rol üstlenmekten mutluluk<br />

duyuyorum. Bölgedeki mevcut başarıları<br />

daha da ileriye taşımak ve dentsu’nun entegre<br />

büyüme çözümlerinin potansiyelini<br />

ortaya çıkarmak için MENAT’taki çalışanlarımızla<br />

iş birliği yapmaya hazırım. Çalışanlarımızın,<br />

müşterilerimizin ve tüketicilerimizin<br />

ihtiyaçlarını karşılamak için<br />

bu fırsatı değerlendirmek istiyorum. Ayrıca<br />

deneyim dönüşümünü sağlamak için<br />

teknoloji ve inovasyondan yararlanarak<br />

Merkle SEMENAT ekibiyle birlikte çalışma<br />

konusunda sabırsızlanıyorum.” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

Yapay Zeka ERP sistemlerinde verimliliği artırıyor<br />

Rota Bulut ERP Genel Müdürü Ferhat Aysever, ERP<br />

sistemlerinde yapay zeka kullanımının verimliliği artırdığını ve<br />

gelecekte çok önemli gelişmelere sahne olacağını açıkladı…<br />

Günümüz iş dünyasında, verimliliği artırmak<br />

ve rekabet avantajı elde etmek için teknolojik<br />

yeniliklerin giderek daha önemli hale geldiğinin<br />

altını çizen Rota Bulut ERP Genel Müdürü<br />

Ferhat Aysever, “Özellikle ERP sistemlerinde<br />

yapay zeka (AI) kullanımı, işletmelerin operasyonlarını<br />

optimize etmeleri, karar verme<br />

süreçlerini iyileştirmeleri ve maliyetleri düşürmeleri<br />

için güçlü bir araç haline geldi. ERP<br />

sistemlerinde yapay zeka kullanımı, işletmelerin<br />

verimliliğini artırmanın güçlü yollarından<br />

biri. Otomasyon, veri analizi, kişiselleştirilmiş<br />

müşteri deneyimi, risk yönetimi ve<br />

sürekli iyileştirme gibi alanlarda AI’nin sağladığı<br />

avantajlar, işletmelerin rekabet avantajı<br />

elde etmelerini ve daha sürdürülebilir bir<br />

büyüme sağlamalarını mümkün kılar. Yapay<br />

zeka teknolojilerinin gelişimiyle birlikte, ERP<br />

sistemlerinde AI kullanımının önemi ve etkisi<br />

de giderek artacaktır.” dedi.<br />

ERP sistemlerinin, işletmelerin tüm iş süreçlerini<br />

entegre eden ve yöneten yazılım çözümleri<br />

olduğunu da sözlerine ekleyen Aysever, “Bu<br />

sistemler, finans, insan kaynakları, tedarik<br />

zinciri yönetimi ve daha birçok alanı kapsıyor.<br />

Yapay zeka ise, makinelerin insan benzeri<br />

zekayı taklit ederek öğrenme, problem çözme<br />

ve karar verme yeteneklerine sahip olduğu bir<br />

teknoloji. AI, ERP sistemlerine entegre edildiğinde,<br />

bu sistemlerin etkinliğini ve verimliliğini<br />

önemli ölçüde artırabilir. Öte yandan<br />

yapay zeka, ERP sistemlerinde otomasyon<br />

yoluyla iş süreçlerini optimize edebilir. Rutin<br />

ve tekrarlayan görevlerin AI tarafından otomatikleştirilmesi,<br />

insan hatalarını azaltırken<br />

çalışanların daha stratejik ve yaratıcı görevlere<br />

odaklanmasını sağlar. Örneğin, faturaların<br />

otomatik olarak işlenmesi, envanter yönetimi<br />

ve tedarikçi ilişkileri gibi süreçler AI ile daha<br />

hızlı ve verimli bir şekilde yönetilebilir. Yapay<br />

zeka ayrıca ERP sistemlerinin sürekli olarak<br />

iyileştirilmesine ve öğrenmesine katkıda bulunur.<br />

AI algoritmaları, sistem performansını<br />

ve kullanıcı geri bildirimlerini analiz ederek,<br />

ERP sistemlerinin zamanla daha akıllı ve<br />

verimli hale gelmesini sağlar. Bu sürekli iyileştirme<br />

döngüsü, işletmelerin değişen ihtiyaçlarına<br />

ve pazar koşullarına hızlı bir şekilde<br />

uyum sağlamalarına yardımcı olur.” diyerek<br />

sözlerini bitirdi.<br />

7Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Zecurion DLP 12 artık Türkiye Pazarında<br />

Zecurion DLP 12, üstün özellikleri ve veri kaybını<br />

önlemeye yönelik bütünsel yaklaşımıyla Türkiye<br />

pazarını dönüştürmeye hazırlanıyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

8<br />

Yeni Nesil Veri Kaybı Önleme (DLP) çözümlerinin<br />

önde gelen sağlayıcılarından<br />

biri olan Zecurion, yeni nesil veri kaybı<br />

önleme çözümü Zecurion DLP 12’nin<br />

Türkiye’de kullanıma sunulduğunu duyurdu.<br />

Bu son sürüm, dahili dolandırıcılık<br />

tespiti ve risk tabanlı veri kaybı önleme<br />

için yeni bir standart belirliyor.<br />

Zecurion DLP 12, Personel Kontrolü, Ekran<br />

Görüntüsü Dedektörü, Olay İş Akışı<br />

Otomasyonu ve Kullanıcı Davranışı<br />

Analitiği (UBA) gibi yenilikçi modüller<br />

sunuyor. Bu gelişmeler, kurumların içeriden<br />

gelen tehditleri, insan hatalarını ve<br />

çalışan dolandırıcılığını daha iyi anlamalarını<br />

ve azaltmalarını sağlıyor.<br />

Zecurion CEO’su ve Kurucu Ortağı<br />

Alexey Raevsky konuyla ilgili şunları<br />

söyledi: “Zecurion olarak, çalışan dolandırıcılığı<br />

ve suiistimalinin, içeriden gelen<br />

tehditlerin ve insan hatalarının altında<br />

yatan nedenleri ortaya çıkarmaya kendimizi<br />

adadık ve ürünümüz Zecurion DLP<br />

12 ile veri kaybını önleme konusunda<br />

önemli bir adım attık. Çözümümüz yalnızca<br />

iletişim kanallarını ve cihazları korumakla<br />

kalmıyor, aynı zamanda anormal<br />

kullanıcı davranışlarını belirlemek<br />

için gelişmiş kontrol, analiz ve istihbarat<br />

yeteneklerinden de yararlanıyor. Bu Yeni<br />

Nesil DLP, geleneksel DLP çözümlerine<br />

kıyasla kuruluşların iç güvenlik duruşunu<br />

önemli ölçüde geliştiriyor.”<br />

Zecurion DLP 12’nin Temel<br />

Özellikleri Fark Yaratıyor<br />

Personel Kontrol Modülü, çalışma saatlerini<br />

izler ve çalışan eylemlerini günlüğe<br />

kaydederek verimliliği ve kurumsal<br />

standartlara ve güvenlik politikalarına<br />

uyumu sağlıyor. Ayrıntılı çalışan personel<br />

dosyaları ve 10’dan fazla göstergeye<br />

sahip bir rapor tasarımcısı içeriyor ve<br />

işgücü verimliliği hakkında kapsamlı<br />

bilgiler sunuyor.<br />

Ekran Görüntüsü Dedektörü, akıllı telefonlarla<br />

ekranların fotoğrafını çekip görüntü<br />

alma girişimlerini gerçek zamanlı<br />

olarak tespit etmek ve engellemek için<br />

yapay zekadan yararlanıyor. Çift nöral<br />

ağ kullanarak, olayları yalnızca 0,06 saniyede<br />

güvenilir bir şekilde tespit ediyor<br />

ve işaretler, böylece içeriden gelen tehditlere<br />

karşı güvenliği artırıyor.<br />

Ekran Filigranları, veri kaybını önlemek<br />

için belirtilen pencerelerin üzerine kullanıcı<br />

ayrıntılarını içeren filigranlar ekleyen<br />

bir başka yenilikçi özellik olarak<br />

öne çıkıyor. Bu özellik, kullanıcıların<br />

yetkisiz bilgi paylaşımının sonuçlarının<br />

farkında olmalarını sağlıyor.<br />

Soruşturma İş Akışı Otomasyonu, soruşturmaları<br />

kolaylaştırıyor ve durum yanıt<br />

süresini azaltıyor. Görevlerin, durumların<br />

ve son tarihlerin kapsamlı bir görünümünü<br />

sunarak siber güvenlik ekiplerinin<br />

iş yükünü önemli ölçüde hafifletiyor.<br />

Kullanıcı Davranışı Analitiği (UBA),<br />

anormallikleri tespit etmek için mevcut<br />

davranışları ortalama değerlerle karşılaştırarak<br />

potansiyel güvenlik tehditlerine<br />

karşı çalışan davranışlarını analiz<br />

ediyor. Bu proaktif yaklaşım, risklerin erkenden<br />

belirlenmesine ve azaltılmasına<br />

yardımcı oluyor.<br />

Geliştirilmiş Kullanıcı Bağlantıları Diyagramı,<br />

özelleştirilebilir filtrelerle dahili<br />

ve harici kişiler arasındaki bağlantıları<br />

görüntülerken 1000 nesneye kadar gösterebiliyor.<br />

Bu etkileşimli araç, kullanıcı<br />

etkileşimlerine ilişkin net görsel içgörüler<br />

sağlayarak soruşturmalar sırasında<br />

önemli ölçüde yardımcı oluyor.<br />

Sohbet Benzeri Rapor özelliği, çeşitli<br />

mesajlaşma programlarından gelen mesajları<br />

okunması kolay tek bir formatta<br />

birleştiriyor. Bu bütünleştirici rapor, iletişimlerin<br />

analizini basitleştirerek farklı<br />

platformlardaki etkileşimlerin izlenmesini<br />

ve gözden geçirilmesini kolaylaştırıyor.<br />

Haberci Kontrolü, son dönemde eklenen<br />

Telegram ve WhatsApp’ta hassas verileri<br />

engelleme özelliğiyle birlikte ses dinleme<br />

ve dosya aktarımı yakalamayı destekliyor.<br />

Bu da, gizli bilgilerin popüler iletişim<br />

kanallarında güvende kalmasını<br />

sağlıyor.<br />

Zecurion DLP 12’nin ek özellikleri arasında,<br />

gelişmiş güvenlik için yapay zeka<br />

tabanlı görüntü şablonu algılama, etki<br />

alanı olmayan ağlar için genişletilmiş<br />

destek ve koyu tema seçeneği ile gelişmiş<br />

gezinme ile geliştirilmiş bir arayüz bulunuyor.<br />

Bu yükseltmeler daha kullanıcı<br />

dostu bir deneyime katkıda bulunarak<br />

yönetim konsolu ile günlük etkileşimi<br />

daha kolay hale getiriyor.<br />

Zecurion DLP 12, özelleştirilebilir bir<br />

gösterge paneli, güçlü rapor oluşturucu<br />

ve etkileşimli tablolar ve diyagramlar sunan<br />

başarısı kanıtlanmış Zecurion Web<br />

Konsoluna güvenmeye devam ediyor. Bu<br />

modül tabanlı çözüm, UBA, Özel Durum<br />

Müdahalesi ve ekran görüntüsü almaya<br />

karşı koruma sağlayan benzersiz özelliklerle<br />

geliştirilmiş beş temel modülden<br />

oluşuyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Yapay Zeka için AB’den ilk yasa<br />

Avrupa Birliği (AB), dünyayı kasıp kavuran yapay zeka konusuna düzenlemeler getiren<br />

ilk yasayı 1 Ağustos itibariyle yürürlüğe soktu…<br />

Avrupa Birliği, yapay zekâ dünyasında<br />

devrim niteliğinde bir adım atarak, yapay<br />

zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi ve kullanılması<br />

için daha iyi şartlar sağlamasını<br />

hedefleyen ilk kapsamlı yapay zeka yasasını,<br />

AB yapay zeka yasasını yürürlüğe<br />

koydu. Bu yasa, yapay zekâ sistemlerinin<br />

güvenli, şeffaf, izlenebilir, ayrımcı olmayan<br />

ve çevre dostu olmasını amaçlıyor.<br />

Palamar Teknoloji Kurucu ve CEO’su Onur<br />

Candan, bugün yürürlüğe giren AB yapay<br />

zeka yasası ile ilgili olarak şunları söyledi:<br />

“Yapay zeka, hayatımızı kolaylaştırmak, iş<br />

süreçlerini optimize etmek ve yeni keşifler<br />

yapmak için kullanılması açısından dünyayı<br />

değiştiren bir etkiye sahip. Gizlilik,<br />

güvenlik ve insanlara zarar vermeyecek<br />

bir noktada olması çok önemli bir konu.<br />

Bu nedenle, yapay zekanın etik ve güvenilir<br />

kullanımı konusunda çok dikkatli<br />

olunması ve gerekli önlemlerin alınması<br />

gerekiyor. Hayatımızı, iş yapış şeklimizi<br />

değiştiren yapay zekanın yasaların belirlediği<br />

bir çerçeve içinde ele alınması ne<br />

zamandır sektörümüzün üzerinde düşündüğü<br />

bir konuydu.<br />

Bu yasa ile birlikte yapay zeka alanındaki<br />

gelişmelerin doğru şekilde yönetilmesi<br />

ve insanlığa fayda sağlaması için sürekli<br />

olarak değerlendirilmesi ve denetlenmesi<br />

gerekiyor. Ülkemizde henüz bir yasa olmamasına<br />

rağmen yakın gelecek Avrupa Birliği<br />

yapay zeka yasasına eş değer bir yasa<br />

çıkabileceğini öngörüyorum. Dolayısıyla<br />

bu yasa dahilinde özellikle yapay zeka üreticileri<br />

ve iş dünyasının şimdiden düzenlemelere<br />

başlamasının önemli olduğunu<br />

düşünüyorum.”<br />

Yenilikçiliği Desteklemek<br />

AB yapay zeka yasasının, yalnızca düzenlemeler<br />

getirmekle kalmadığını, aynı<br />

zamanda yenilikçiliği de desteklediğinin<br />

altını çizen Onur Candan, “Özellikle startup<br />

ve KOBİ’lere, yapay zeka modellerini<br />

geliştirme ve eğitimde gerçek dünya standartlarına<br />

yakın test ortamları sunulması<br />

öngörülüyor. Bu sayede, firmalar yenilikçi<br />

çözümler geliştirebilirken, aynı zamanda<br />

uyumluluklarını da sağlayabilecekler.<br />

Yapay zekâ projelerinin AB yapay zeka yasası<br />

ile uyumlu hale getirilmesi konusunda<br />

profesyonellerden destek almak, şimdilerde<br />

çok daha önemli bir konu olarak karşımıza<br />

çıkıyor” dedi.<br />

AB Yapay Zeka Yasasında<br />

Neler Var?<br />

• Risk Seviyelerine Göre Düzenlemeler<br />

• AB yapay zeka yasası, yapay zekâ sistemlerini<br />

kullanıcılar için oluşturduğu risk seviyelerine<br />

göre üç ana kategoriye ayırıyor:<br />

Düşük Risk, Yüksek Risk ve Kabul Edilemez<br />

Risk.<br />

• Düşük Risk: Temel şeffaflık ve hesap verebilirlik<br />

gereksinimlerini karşılamak zorundadır.<br />

Örneğin, basit sohbet robotları<br />

bu kategoride yer alabilir ve kullanıcıya<br />

sohbet eden kişinin bir yapay zeka olduğunu<br />

belirtmek yeterlidir.<br />

• Yüksek Risk: Güvenlik veya temel hakları<br />

ciddi şekilde etkileyebilecek sistemler bu<br />

kategoriye girer. Örneğin, sağlık sektöründe<br />

kullanılan tanı koyma sistemleri ya da<br />

kritik altyapıların yönetiminde kullanılan<br />

yapay zeka araçları yüksek riskli kategoride<br />

değerlendirilir. Bu sistemler, piyasaya<br />

sürülmeden önce ve yaşam döngüleri boyunca<br />

sıkı denetimlere tabi tutulacaktır.<br />

• Kabul Edilemez Risk: İnsanlara zarar<br />

verme potansiyeli taşıyan sistemler bu<br />

kategoride yer alır ve yasaklanır. Örneğin,<br />

sosyal skorlamalar (kişilerin davranışlarına<br />

veya sosyo-ekonomik durumlarına göre<br />

sınıflandırılması) ve izinsiz biyometrik tanımlama<br />

sistemleri bu gruba girer.<br />

• İşe Alımlarda Ayrımcılığı Tetikleyebilecek<br />

Sistemler<br />

• İşe alım süreçlerinde kullanılan yapay<br />

zeka sistemleri, ayrımcılığı tetikleyebilir<br />

ve bu nedenle yüksek risk kategorisinde<br />

değerlendirilir. Örneğin, bir yapay zeka<br />

sistemi, adayların cinsiyeti, yaşı veya etnik<br />

kökeni gibi kişisel özelliklere dayalı olarak<br />

ayrımcılık yapabilir. Bu tür sistemler, AB<br />

yapay zeka yasası kapsamında sıkı denetimlere<br />

tabi tutulacak ve piyasaya sürülmeden<br />

önce detaylı bir şekilde değerlendirilecektir.<br />

Şeffaflık Gereksinimleri<br />

• Generatif yapay zeka sistemleri (Örneğin;<br />

ChatGPT gibi) için şeffaflık büyük önem<br />

taşıyor. Bu sistemlerin şeffaflık gereksinimlerine<br />

uyması için:<br />

- İçeriğin YZ tarafından üretildiğinin açıkça<br />

belirtilmesi,<br />

- Modelin yasa dışı içerik üretmemesi için<br />

tasarlanması,<br />

- Eğitimde kullanılan telif hakkına sahip<br />

verilerin özetlerinin yayınlanması gerekmektedir.<br />

9Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Siber güvenlik şirketi Privia Security’den<br />

ChatGPT uyarısı<br />

İş hayatında yapay zekanın ve ChatGPT gibi üretken<br />

yapay zeka uygulamalarının benimsenmesi, siber<br />

güvenlik risklerini de beraberinde getirdi. Siber<br />

güvenlik ekiplerinin bilgisi dışında en çok kullanılan<br />

uygulama olan ChatGPT, özellikle üçüncü taraf<br />

eklentilerle her ölçekten işletmeyi siber saldırganların<br />

hedefi hâline getirdi…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

10<br />

2023’ün sonundan bu yana en çok konuşulan<br />

gündem maddelerinden biri olan yapay zeka<br />

ve ChatGPT gibi üretken yapay zeka çözümleri,<br />

her iş fonksiyonunda ve iş süreçlerinin<br />

her aşamasında aktif olarak kullanılmaya<br />

başladı. Microsoft ve LinkedIn tarafından<br />

yayımlanan bir rapora göre, dünya çapında 4<br />

beyaz yakalı çalışandan üçü, ChatGPT’yi aktif<br />

olarak kullandığını söyledi. Verimlilik ve<br />

üretkenlik açısından katkıları yadsınamasa<br />

da ChatGPT gibi araçlar, siber güvenlik ekiplerinin<br />

yeni korkulu rüyası oldu. Yerli siber<br />

güvenlik şirketi Privia Security’nın Kıdemli<br />

Siber Güvenlik Uzmanı Onur Oktay, Chat-<br />

GPT’nin oluşturduğu siber riskler hakkında<br />

uyardı.<br />

Nisan <strong>2024</strong>’te yayımlanan bir araştırmaya<br />

göre ChatGPT, şirket içinde bilgi güvenliği<br />

ve BT ekiplerinin bilgisi olmadan kullanılan<br />

hizmet olarak yazılım çözümlerinin başında<br />

geldi. Bu duruma literatürde “gölge BT” adı<br />

verildiğini söyleyen Privia Security Kıdemli<br />

Siber Güvenlik Uzmanı Onur Oktay, “Bir<br />

kurumsal şirkette kullanılan her türlü bulut<br />

tabanlı ya da lokal yazılımın BT ekipleri veya<br />

siber güvenlik ekipleri tarafından denetlenmesi<br />

gerekir. Söz konusu yazılımların nasıl,<br />

hangi koşullarda kullanılacağına, hangi olağandışı<br />

durumlarda ekiplerin bilgilendirilmeleri<br />

gerektiğine dair yönetişim ilkelerini<br />

benimseme görevi BT ve siber güvenlik ekiplerinindir.<br />

Başka bir deyişle şirket içinde bu<br />

ekiplerin bilgisi olmadan kullanılan herhangi<br />

bir yazılım, riskleri de beraberinde getirir.<br />

ChatGPT gibi, büyük veri setlerini kullanarak<br />

gelişen ve daha iyi sonuçlar veren üretken<br />

yapay zeka çözümleri, şirketler için bu<br />

açıdan büyük bir risk teşkil ediyor. Çalışanların<br />

gerçek verileri, iş verilerini, ticari sırları<br />

verimli çıktılara dönüştürmek için ChatGPT<br />

gibi ürünleri güvenlik kriterlerine dikkat etmeden<br />

kullanması, bu sırların açığa çıkması<br />

veya şirkete yönelik organize siber saldırılar<br />

gerçekleştirilmesi risklerini artırıyor. Öte<br />

yandan kişisel bilgilerin şirket dışına çıkarılması,<br />

şirketler için KVKK ve GDPR gibi<br />

kişisel veri odaklı kanunları da delmeye ve<br />

regülatif yaptırımlarla karşılaşmaya sebep<br />

olabiliyor” diye konuştu.<br />

ChatGPT’nin bireysel geliştiricilere de yeni<br />

ve özel amaçlara hizmet eden GPT’ler geliştirme<br />

olanağı sunduğunu hatırlatan Onur<br />

Oktay, “ChatGPT, farklı amaçlar için geliştirilmiş<br />

eklentiler ve üçüncü taraf yazılımlara<br />

da erişme olanağı sunuyor. Üçüncü taraf<br />

geliştiricilerin devreye aldığı eklentileri kullanmanın<br />

riskleri daha da artırma olasılığı,<br />

bilimsel nitelikteki çalışmalarla kanıtlanıyor.<br />

Üçüncü taraflar, işletmelerin veya kullanıcıların<br />

hassas verilerini bir biçimde ele geçirebiliyor.<br />

Herhangi bir siber saldırgan için<br />

yalnızca bir kişisel ve hassas bilgiye sahip<br />

olması dahi tüm saldırı planını değiştiriyor<br />

ve başarı şansını artırıyor. Öte yandan bu eklentiler<br />

kişiden onay isteyerek yüklenebiliyor<br />

ve bu onayın kötü amaçlı kullanılma olasılığı<br />

var. Bir bilgisayara zararlı yazılım yüklendiği<br />

anda saldırgan, kurumsal ağa sızmış demektir.<br />

Bu durumda risklerin gerçek zarara dönüşmesi<br />

neredeyse kaçınılmaz hale gelebilir”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

ChatGPT gibi araçları, bilgi güvenliği konusunda<br />

farkındalık olmadan kullanmaya dair<br />

risklerin, üçüncü taraf uygulamalarla sınırlı<br />

olmadığını vurgulayan Oktay; “ChatGPT’nin<br />

siber saldırganlara çok sofistike saldırı vektörleri<br />

kodlama veya kimlik avı dolandırıcılığı<br />

/ sosyal mühendislik odaklı materyaller<br />

sağlama yeteneklerinin olduğunu da akılda<br />

tutmak gerekiyor. Platform her ne kadar bu<br />

konuda politika geliştirse de ChatGPT’nin<br />

kötüye kullanımı hâlâ mümkün. Herhangi<br />

bir kişisel bilgi kullanılarak oluşturulacak bir<br />

oltalama e-postası, şirket için kritik verilerin<br />

paylaşılmasına, şirket ağlarının kilitlenmesine<br />

ve fidye talebine kadar uzanabilen ciddi<br />

riskler doğuruyor. 2022’nin son çeyreğinden<br />

<strong>2024</strong>’ün ilk çeyreğine kadar kimlik avı saldırısı<br />

e-postalarının %1.265 artmasında Chat-<br />

GPT’nin hızının etkisi yadsınamaz” dedi.<br />

Yazılımcıların da kodlarını düzeltmek veya<br />

kontrol etmek için ChatGPT’den veya yazılımcılar<br />

için geliştirilmiş üretken yapay zeka<br />

araçlarından yararlanabildiğini dile getiren<br />

Onur Oktay, “Öte yandan yılın başında yayımlanan<br />

bir araştırmada, 10 geliştiriciden<br />

neredeyse 9’u, yapay zeka kodlama araçlarını<br />

kullanmanın, güvenlik açısından yaratabileceği<br />

sonuçlardan endişe duyacağını dile getiriyor.<br />

Bu doğru bir yaklaşım, zira kod parçası<br />

satır satır okunmadan gizlenen zararlı bölümün<br />

keşfedilmesi mümkün olmayabiliyor.<br />

İnternete bağlı bir bilgisayarla etkileşime<br />

geçen herhangi bir ticari veya kişisel bilgi ise<br />

siber saldırganların hedeflerine ulaşması anlamına<br />

geliyo” ifadelerini kullandı.<br />

“Siber güvenlik kültürü<br />

oluşturulmalı”<br />

ChatGPT’nin kazandırdığı verimlilikten<br />

yararlanmak isteyen işletmelerin ivedilikle<br />

şirketlerinin yapay zeka politikalarına eğilen<br />

strateji ve yönetim standartları geliştirmesi<br />

gerektiğini vurgulayan Oktay, uzman<br />

desteği almanın önemine şu ifadelerle dikkat<br />

çekti: “Her şeyden önce, her ölçekten BT<br />

ekibinin, şirket çapında hangi hizmet olarak<br />

yazılım çözümlerinin ve hangi uygulamaların<br />

kullanıldığına dair bilgi sahibi olması<br />

gerekiyor. Öte yandan bu yazılımlardaki tüm<br />

hareketlerin düzenli olarak izlenmesi ve gizlilik/güvenlik<br />

politikalarındaki değişimlerin<br />

önemsenmesi gerekiyor. Bu konuda bir kültür<br />

oluşturma görevi ise liderlere düşüyor.<br />

Çalışanlara düzenli bilgi güvenliği eğitimleriyle<br />

bu konulara ve siber suç ekosisteminde<br />

öne çıkan trendlere dair ufuk kazandırılması,<br />

riskleri ve dolayısıyla maliyetleri en aza<br />

indirmenin ilk adımı.<br />

2010’dan bu yana siber güvenlik sektörüne<br />

yön veren şirketlerden biri olarak, işletmelere<br />

siber güvenlik alanında danışmanlık çözümleri<br />

ve kurumsal bilgi güvenliği eğitimleri sunarak,<br />

bu kültürün oluşturulması sürecinde<br />

yanlarında oluyoruz. Privia Security olarak<br />

kendimizi, büyük kurumlar ve networkler<br />

için en üst önem seviyesinde ofansif, defansif,<br />

adli analiz ve kapsamlı siber güvenlik danışmanlığı<br />

hizmetlerimizle birlikte kurumların<br />

siber güvenlik farkındalıklarını yükseltecek<br />

eğitim skalasını da sağlayabilen nadir firmalardan<br />

biriyiz. Privia Security’in en önemli<br />

güçlerinden bir tanesi de kendi bünyesinde<br />

geliştirdiği benzersiz ürünler. Danışmanlık<br />

hizmetlerinin yanında kendi kaynaklarıyla<br />

AR-GE yapan ve bu AR-GE sonucu geliştirilen<br />

ürünleri kamu ve özel sektör nezdinde<br />

önemli firmalar tarafından kullanılan Privia<br />

Security, bu alanda bunu başarılan nadir<br />

firmalardan bir tanesi. Özellikle ülkelerin<br />

güvenlik güçleri ve özel sektördeki büyük<br />

kurumlar için geliştirilen PriviaHub ürümümüzün<br />

Nato çatısı altındaki dost ülkeler tarafından<br />

dikkatle takip edilip kullanıldığını;<br />

alanında lider konumunda olan çeşitli şirketlerin<br />

SoC ekipleri tarafından tercih edildiğini<br />

belirtebiliriz.<br />

Amacımız, kurumsal segmentte CTO ve<br />

CIO’lara birlikte bu alana emek veren herkesin<br />

güvenebileceği uzman bir iş ortağı olabilmek.’’


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Digital Brain Teknolojileri Türkiye’de<br />

Veri ve yapay zeka teknolojileri alanında yenilikçi çözümler sunmak amacıyla kurulan<br />

Digital Brain Teknolojileri, Türkiye pazarında faaliyetlerine başladığını duyurdu…<br />

Veri ve yapay zeka alanında uzun yıllara dayanan<br />

deneyime sahip olan Ayhan Demirci’nin,<br />

yurtiçi ve yurtdışında önemli kurumlarda<br />

üstlendiği yöneticilik görevlerinden<br />

elde ettiği bilgi birikimiyle, Merit Grup’un<br />

yatırım ortaklığıyla kurulan Digital Brain,<br />

kurumların yapay zeka ve dijital dönüşüm<br />

yolculuklarında onlara eşlik etmeyi; daha<br />

hızlı, verimli ve yenilikçi iş modellerine ulaşmalarını<br />

sağlamayı hedefliyor.<br />

Digital Brain Teknolojileri, veri ve yapay zeka<br />

alanında geliştireceği ürün ve servisler, bu<br />

alandaki teknoloji devleriyle kurduğu uluslararası<br />

iş ortaklıkları ve AI mükemmellik<br />

merkezleriyle global bir marka olmayı amaçlıyor.<br />

Digital Brain Teknolojileri CEO’su ve Kurucu<br />

Ortağı Ayhan Demirci, şirketin Türkiye’de<br />

faaliyete başlama sürecini değerlendirirken,<br />

“Yapay zeka alanında edindiğimiz büyük<br />

saha tecrübemizi müşterilerimizle buluşturarak,<br />

yapay zeka ile değer üretmelerine,<br />

farklaşmalarına destek olmak, Türkiye’yi<br />

veri ve yapay zeka yerel bulut servisleriyle<br />

tanıştırmak istiyoruz” dedi. Ayhan Demirci,<br />

müşterilerinin veri ve yapay zeka dönüşüm<br />

programlarını, ‘insan ve kültür’, ‘veri ve teknoloji’,<br />

‘yapay zeka iş senaryoları’ alanlarında<br />

açacakları başlıklar ve birlikte atacakları<br />

doğru adımlarla hızlandırmayı hedeflediklerini<br />

belirtti.<br />

Ayhan Demirci, “Yapay zeka ve bulut bilişim<br />

alanında Türkiye’deki şirketlerin karşılaştığı<br />

en büyük sorunlardan biri de verinin ülkemizde<br />

kalması ve kritik altyapılar regülasyonları<br />

gereği, uluslararası büyük bulut sağlayıcılarıyla<br />

çalışmakta zorlanmalarıdır. Bu<br />

nedenle, Digital Brain Teknolojileri olarak,<br />

Saas tabanlı veri ve yapay zeka yerel bulut<br />

çözümleri sunarak, şirketlerin bu endişeleri<br />

aşmasına yardımcı olmayı ve onların sadece<br />

yapay zekayla iş süreçlerinde değer üretmeye<br />

odaklanmalarını sağlamayı amaçlıyoruz”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

İş ortaklıkları ve yenilikçi<br />

çözümler<br />

Şirketin iş ortakları arasında MEXT ve<br />

Confluent gibi önemli markalar yer alıyor.<br />

Ayhan Demirci, Dünyanın en büyük dijital<br />

dönüşüm merkezi MEXT ile yaptıkları yakın<br />

çalışmalar ve iş ortaklığı hakkında şunları<br />

söyledi, “MEXT ile Türkiye sanayisinin yapay<br />

zeka dönüşümü konusunda partnerlik<br />

yapmaktan gurur duyuyoruz. İş birliği kapsamında<br />

yapay zeka alanında birlikte yapacağımız<br />

çalışmalarla, ‘Dijital Türkiye’, ‘Yapay<br />

Zeka Türkiye’ yolculuğunda birlikte somut<br />

adımlar atacağız.”<br />

Demirci ayrıca, MEXT’in, AI - Yapay Zeka<br />

EDIH konsorsiyum (Avrupa Dijital İnovasyon<br />

Merkezleri - ADİM/ EDIH ağı) koordinatörlüğüne<br />

hak kazanmasının, bu çalışmaları<br />

daha da hızlandıracağını ve Türkiye’nin<br />

dijital ve yeşil dönüşümünde öncü olmasını<br />

sağlayacağını ekledi.<br />

Küresel bilişim pazarının önde gelen şirketleri<br />

arasında yer alan Confluent ile yapılan<br />

iş birliği çerçevesinde, Türkiye’de ilk defa<br />

‘Enterprise Confluent Kafka’ servisinin bulut<br />

Saas tabanlı olarak devreye alınması sağlanacak.<br />

Bu gelişmiş yerel bulut servisi sayesinde<br />

müşteriler, gerçek zamanlı büyük veri<br />

akışlarını yönetebilecek ve geliştirilecekleri<br />

iş senaryolarıyla sektörlerinde fark yaratabilecekler.<br />

Digital Brain, veri, yapay zeka, servis ve bulut<br />

hizmetlerini geniş bir endüstriyel skalada<br />

sunmayı planlıyor. Şirket, bankacılık,<br />

üretim, enerji, e-ticaret, dijital pazarlama,<br />

holding yönetimleri ve KOBİ’ler gibi farklı<br />

sektörlere odaklanarak, müşterilerine katma<br />

değer sağlayan çözümler sunmayı hedefliyor.<br />

Confluent Kafka servisi<br />

Digital Brain, Türkiye’de ilk kez sunulacak<br />

olan Confluent Kafka servisiyle, bulut tabanlı<br />

gerçek zamanlı bir veri ve analitik platformu<br />

sunuyor. Bu hizmet sayesinde şirketler,<br />

verilerini güvenli bir şekilde Türkiye’de<br />

tutarken, gerçek zamanlı analitik kullanım<br />

senaryolarını hızlı, güvenli ve güvenilir bir<br />

şekilde hayata geçirebilecekler. Açık kaynak<br />

kodlu Apache Kafka’ya göre Enterprise Confluent<br />

Kafka platformu üzerinde, veri akışlarını<br />

yönetmek ve iş süreçlerinde yapay zeka<br />

ile değer yaratmak, hem daha kolay, hem<br />

de güvenli ve regülasyonlara uyumlu hale<br />

geliyor olacak. Bu özellikler, şirketlerin veri<br />

yönetimi ve analitiğinde en son teknolojileri<br />

kullanarak rekabet avantajı elde etmelerini<br />

sağlayacak.<br />

Epoint, Azerbaycan’ın<br />

fintech lisansı alan ilk girişimi oldu<br />

Çevrimiçi ödemede Azerbaycan lideri olan Epoint, Azerbaycan Cumhuriyeti Merkez<br />

Bankası tarafından kendilerine fintech lisansı verildiğini duyurdu...<br />

Epoint, Azerbaycan Dijital Kalkınma ve Ulaştırma<br />

Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren<br />

İnovasyon ve Dijital Kalkınma Ajansı’nın (IDDA)<br />

Teknopark’ında faaliyetlerini yürütüyor. ID-<br />

DA’nın ana hedefleri, Azerbaycan’da dijitalleşme<br />

sürecine katkıda bulunmanın yanı sıra ülkenin<br />

inovasyon ekosistemini inşa etmek ve güçlendirmek<br />

olarak öne çıkıyor. Bu hedefler arasında<br />

yerel teknoloji girişimlerinin desteklenmesi ve<br />

yurtdışında faaliyet gösteren <strong>IT</strong> şirketlerini ülkeye<br />

taşımak da yer alıyor.<br />

Epoint, e-ticaret ve ödeme hizmetleri alanını geliştirmeye,<br />

küçük ve orta ölçekli işletmeler için iş<br />

süreçlerini optimize etmeye ve hem yerel hem<br />

de uluslararası müşterilerin işlemlerini kolaylaştırmaya<br />

odaklanıyor.<br />

Epoint platformunun mevcut özellikleri:<br />

• Ödeme modülü ile ücretsiz açılış sayfası,<br />

• Platformun, kullanıcının kendi web sitesi veya<br />

uygulaması ile dijital entegrasyonu,<br />

• Hem yerel hem de uluslararası kartlar için düzenli<br />

ve günün her saati ödeme,<br />

• Satıcılar ve alıcılar için elektronik bildirimler,<br />

• Banka, kredi ve taksit kartlarının yanı sıra Google<br />

Pay ve Apple Pay token’leriyle ödeme kabul<br />

eden bir sistem,<br />

• Yakın zamanda tanıtılan mobil uygulama ile<br />

platformun tüm özelliklerine erişim.<br />

Epoint şu anda Azerbaycan dışında Ukrayna’da<br />

da faaliyet gösteriyor. Platform; İngilizce, Rusça<br />

ve Azerice dillerini destekliyor.<br />

Epoint’in, geçen yıl dünyanın önde gelen girişim<br />

şirketi “500 Global’ın Gürcistan’da düzenlendiği<br />

bir organizasyonda 100 bin ABD doları topladığını<br />

belirtmekte de fayda var.<br />

Epoint, geçtiğimiz Mayıs ayından beri İnovasyon<br />

ve Dijital Kalkınma Ajansı’nın (IDDA)<br />

Teknopark’ında faaliyetlerini sürdürmektedir.<br />

Epoint, IDDA’nın desteğiyle şimdiden bir dizi<br />

uluslararası etkinliğe katılım gösterdi ve <strong>Ekim</strong><br />

<strong>2024</strong>’te Dubai’de gerçekleşecek olan «G<strong>IT</strong>EX<br />

ENS» zirvesinde de yer alacak.<br />

11Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Samsung, 1 TB MicroSD kartlarını tanıttı<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

12<br />

Gelişmiş hafıza teknolojilerinin geliştiricisi<br />

ve üreticisi Samsung Electronics,<br />

1 TB gibi yüksek bir depolama alanıyla<br />

microSD kartları PRO Plus ve EVO Plus’ı<br />

pazara sundu. Samsung’un sekizinci nesil<br />

V-NAND (V8) teknolojisini kullanan,<br />

gelişmiş performansa ve yüksek kapasiteye<br />

sahip PRO Plus ve EVO Plus, günlük<br />

kullanımda hızlı dosya aktarımı yapmaya<br />

ve depolamaya ihtiyaç duyan içerik<br />

oluşturucuları ve teknoloji meraklıları<br />

için kullanışlı çözümler olarak öne çıkıyor.<br />

Samsung Electronics Hafıza Markası<br />

Ürünler İş Birimi Ekibi Başkan Yardımcısı<br />

Hangu Sohn şunları söyledi: “İçerik<br />

oluşturucular ve teknoloji meraklıları,<br />

yüksek performans ve yüksek kapasite<br />

gerektiren verileri depolamak için, akıllı<br />

telefonlar ve el tipi oyun konsolları gibi<br />

taşınabilir cihazları giderek daha fazla<br />

kullanıyor. Yüksek kapasiteli yeni microSD<br />

kartlar PRO Plus ve EVO Plus, büyük<br />

miktarlarda yüksek kalitedeki veriyi<br />

güvenle saklıyor.”<br />

Depolama kapasitesi arttı<br />

PRO Plus ve EVO Plus’ın önceki Samsung<br />

modellerine kıyasla artan depolama kapasitesi,<br />

kullanıcılara çoğunlukla SSD<br />

cihazlarda görülen TB kapasitelerine<br />

özgü yüksek depolama kapasitesi sunuyor.<br />

Kullanıcılar 1 TB depolama alanıyla<br />

her biri yaklaşık 2,3 MB boyutunda<br />

400 binden fazla 4K UHD videoyu veya<br />

yaklaşık 20 GB’lık 45’ten fazla konsol<br />

oyununu depolayabiliyor. Artırılmış kapasiteleriyle<br />

PRO Plus ve EVO Plus, akıllı<br />

telefonlar, aksiyon kameraları, drone’lar<br />

ve elde oynanan oyun konsolları gibi hareket<br />

halindeki günlük cihazlarda yeni<br />

imkanların önünü açıyor. PRO Plus ve<br />

EVO Plus, 128 GB, 256 GB, 512 GB ve 1<br />

TB dahil olmak üzere çeşitli depolama<br />

seçenekleri sunuyor. EVO Plus’ta ayrıca<br />

64 GB’lık seçenek de bulunuyor.<br />

Güçlü performans<br />

PRO Plus, büyük miktarlarda yüksek kalitede<br />

içerik depolayan kullanıcılara sorunsuz<br />

bir yaratıcı iş akışı sağlamak için<br />

yüksek performans deneyimi yaşatıyor.<br />

180 MB/s’ye varan sıralı okuma hızları<br />

ve 130 MB/s’ye varan sıralı yazma hızları<br />

sunan 128 GB’tan 1 TB’a kadar depolama<br />

seçenekleri, verimlilik ve güçlü bir güven<br />

vaat ediyor. Hızlı yüklemeler ve çoklu<br />

görevler konusunda PRO Plus, A2 Uygulama<br />

Performansına, UHS Hız Sınıfı 3’e<br />

(U3), 4K UHD Videolar için Video Hız Sınıfı<br />

30’a (V30) sahip. Böylece kullanıcılar,<br />

Samsung, geliştirdiği V-NAND teknolojisiyle<br />

desteklediği yeni microSD kartları PRO Plus ve EVO<br />

Plus ile kullanıcıların ölümsüzleştirdikleri anlarını<br />

gösteren fotoğraf ve videoları güvenli bir biçimde<br />

depolayabilmelerini sağlıyor. MicroSD kart modellerinin<br />

180 MB/s sıralı okuma ve 160 MB/s aktarım hızlarıyla<br />

yüksek performansı, büyük dosyaların kolaylıkla<br />

işlenmesine imkân tanıyor…<br />

içeriklerini depolamak ve düzenlemek<br />

konularında rahat çalışarak yaratıcılıklarına<br />

odaklanabilir.<br />

Günlük kullanımda cihazlarda veri depolamak,<br />

160MB/s’ye varan aktarım hızlarına<br />

sahip EVO Plus ile ileri taşınıyor.<br />

EVO Plus, kullanıcıların sorun yaşamadan<br />

yüklemeler yapması ve çoklu görev<br />

deneyimi yaşayabilmesi için A2 Uygulama<br />

Performansı ile 4K UHD video için<br />

UHS Hız Sınıfı 3 (U3) ve Video Hız Sınıfı<br />

30 (V30) özelliklerine sahip. EVO Plus’ın<br />

64GB modeli ise, farklı olarak, UHS Hız<br />

Sınıfı 1 (U1), Video Hız Sınıfı 10 (V10) ve<br />

A1 Uygulama Performansı sunuyor.<br />

28nm denetleyiciyle güç<br />

verimliliği ve artan güvenilirlik<br />

Samsung’un 1 TB’lık PRO Plus ve EVO<br />

Plus microSD kartları, şirketin 55nm<br />

olan bir önceki serisiyle kıyaslandığında,<br />

yeni 28 nanometre (nm) işlem teknolojisine<br />

dayanan kontrolör sayesinde gelişmiş<br />

güç verimliliği sunuyor. Bu sayede,<br />

Samsung’un 1TB kartını kullananlar,<br />

cihazlarının pil ömründen en iyi şekilde<br />

faydalanabiliyor. Hata Düzeltme Kodu’<br />

nun (ECC) 2 KB’lik Düşük Yoğunluklu<br />

Eşlik Kontrolü (LDPC) kodlu motoruyla<br />

donatılan PRO Plus ve EVO Plus 1 TB<br />

kartlar, yüksek hacimde yazma ve silme<br />

döngüleri sunmak için gelişmiş dayanıklılığa<br />

sahip ve uzun süreler boyunca güvenli<br />

veri depolama imkanı sunuyor.<br />

Güvenilir depolama için<br />

onaylanmış dayanıklılık<br />

Ultra dayanıklı PRO Plus ve EVO Plus,<br />

kapsamlı testlerden geçerek 6 alanda<br />

yüksek güvenilirlik derecelerine ulaştı.<br />

Zorlu koşullar altında gerçekleştirilen<br />

kapsamlı testlerden başarıyla geçen<br />

PRO Plus ve EVO Plus, zorlu ortamlara<br />

göre tasarlandı ve ürünler suya, yüksek<br />

sıcaklıklara, X ışınlarına [3] ve manyetik<br />

alanlara dayanabiliyor. Zorlu koşullara<br />

meydan okuyan içerik oluşturucular için<br />

PRO Plus ve EVO Plus, kapsamlı testlerden<br />

geçerek düşmeye ve aşınmalara karşı<br />

dayanıklılığını da kanıtladı.<br />

Cihazlarla uyumlu kullanım<br />

PRO Plus ve EVO Plus, verilerin güvenle<br />

saklanması için AndroidTM akıllı telefonlar,<br />

tabletler ve el tipi oyun konsolları<br />

dahil olmak üzere günlük kullanılan<br />

birçok cihazla uyumlu çalışıyor. Ayrıca<br />

içerik oluşturmak, düzenlemek ve veri<br />

kaydetmek için aksiyon kameraları veya<br />

drone’lar gibi zorlu ortamlarda çalıştırılan<br />

cihazlarda da kullanılabiliyor.<br />

PRO Plus ve EVO Plus microSD Kartların<br />

1 TB modelleri Temmuz <strong>2024</strong>’te dünya<br />

çapında satışa sunuldu. PRO Plus ve EVO<br />

Plus, 10 yıllık sınırlı garantiyle sunuluyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

UPT, Özbekistan’da hizmet alanını genişletti<br />

Uluslararası para transferi alanında küresel bir marka olma hedefi ile yola çıkan UPT,<br />

Özbekistan’ın önde gelen bankalarından Xalq Bank ile yaptığı iş birliğini genişleterek<br />

mobil para gönderme dönemini başlattı...<br />

Dünya genelinde 176 ülkeye para transferi<br />

hizmeti sunan, 158 farklı milletten kullanıcısı<br />

bulunan uluslararası para transferi<br />

şirketi UPT, iş birliklerine bir yenisini daha<br />

ekledi. 300’den fazla şubesi bulunan Özbekistan’ın<br />

önde gelen bankalarından Xalq<br />

Bank ile iş birliğini sürdüren UPT, anlaşma<br />

kapsamına Xalq Bank’ın mobil uygulamasını<br />

da ekledi. Daha önce yalnızca Xalq<br />

Bank şubelerinden yapılan isme gönderim,<br />

IBAN’a gönderim ve Avrupa SEPA bölgesine<br />

gönderim servislerinin yer aldığı hizmetin<br />

kapsamı genişletilerek Xalq Bank’ın<br />

2 milyona yakın kullanıcısı olan mobil uygulaması<br />

Xazna ile 15 farklı ülkeye isme,<br />

karta, hesaba para transferi yapmak mümkün<br />

hale getirildi. UPT altyapısı sayesinde<br />

Xazna kullanıcıları artık banka şubesine<br />

ya da işlem noktasına gitmeden mobil uygulama<br />

ile 15 farklı ülkeye para transferi<br />

yapabilecek.<br />

Özbekistan’da büyümeyi<br />

sürdürüyor<br />

Kapsamı genişleyen iş birliğinin Özbekistan’dan<br />

Türkiye’ye para gönderimi konusunda<br />

da kolaylık sağladığını belirten<br />

UPT Genel Müdürü Murat Kastan, “Bugün<br />

geldiğimiz noktada Özbekistan’da toplam<br />

8 banka ile partnerliğimiz bulunuyor. Xalq<br />

Bank ile yaptığımız yeni anlaşma ile birlikte<br />

bankanın mobil uygulaması Xazna’da<br />

UPT servislerini konumlandırdık, bu servisle<br />

Türkiye’ye yapılan isme gönderimler<br />

tüm UPT şubeleri ve PTT ofisleri dahil olmak<br />

üzere bütün temsilci noktalarından<br />

nakit olarak alınabilirken, mobil uygulamamız<br />

UPTION’daki “Hesaba Al” menüsünden<br />

de direkt olarak 7/24 ve ücretsiz<br />

şekilde UPTION hesaplarına alınabilecek.<br />

Ayrıca tüm UPT noktalarından ve mobil<br />

uygulamamız UPTION’dan Özbekistan’a<br />

yapılan isme gönderimler de mobil uygulama<br />

Xazna ile alınabilecek. Böylece<br />

Özbekistan-Türkiye koridorundaki para<br />

transferlerini önemli bir noktaya taşımakla<br />

kalmayıp, her iki ülkedeki kullanıcıların<br />

hayatlarını kolaylaştırmaktan dolayı mutluyuz”<br />

dedi.<br />

UPT’nin dünyanın farklı ülkelerindeki kullanıcılarının<br />

hayatını kolaylaştırmak için<br />

hem teknolojik altyapısını sürekli yenilediğini<br />

hem de iş birliği yaptığı kurum sayısını<br />

artırdığını ifade eden Kastan, açıklamalarını<br />

şöyle sürdürdü: “Para transferi<br />

sektöründe artık hız, güven ve düşük maliyet<br />

çok önemli. UPT olarak, bu trendin öncülerinden<br />

biri olup tamamen kendi para<br />

transfer sistemimizi kullanan bir şirket<br />

olarak konumlanıyoruz. Bir yandan UPT<br />

tarafında 190’dan fazla ödeme kuruluşuyla<br />

entegrasyon halinde çalıştığımız ödeme<br />

kuruluşlarının sayısını artırma yolunda<br />

ilerlerken diğer yandan UPTION’ın özelliklerini<br />

geliştirmeyi sürdürüyoruz. Dünyanın<br />

farklı ülkelerinde uluslararası saygın<br />

bankalara sunduğumuz hizmetlerin hacmini<br />

artıyoruz. Servis bankacılığını merkezimize<br />

alarak fiziki ve dijital ortamda<br />

bankalar ve ödeme kuruluşlarıyla “fintech<br />

as a service” modeliyle küresel yaygınlığımızı<br />

artırmaya devam ediyoruz.”<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Midas, “Midas Kripto” Uygulaması ile kripto<br />

alım satım hizmeti sunmaya başladı<br />

Yenilikçi yatırım uygulaması Midas, kripto dünyasına adım<br />

atarak kripto alım satım hizmeti sunmaya başladı. Şirket,<br />

Midas Kripto uygulamasından ilk kripto alımını yapan<br />

kullanıcılara 200 TL’lik Bitcoin hediye ediyor…<br />

Üç yıl gibi kısa bir sürede 2,5 milyon kullanıcıyı<br />

aşarak Türkiye’nin en çok kullanılan yatırım<br />

uygulaması olan Midas, Midas Kripto ile<br />

kullanıcılarına yeni bir yatırım alanı sunarak<br />

hızlı büyümesini sürdürüyor.<br />

Kolay ve düşük komisyonlu<br />

kripto yatırımı<br />

Midas Kripto, kullanıcılarının dakikalar<br />

içinde kayıt olup kolayca kripto alıp satabilmelerini<br />

sağlıyor. Halihazırda Midas uygulamasından<br />

ABD borsaları, Borsa İstanbul ve<br />

TEFAS fonlarına Midas yatırım hesapları ile<br />

düşük komisyonla ve masrafsız şekilde yatırım<br />

yapabilen kullanıcılar, artık Midas Kripto<br />

uygulaması ile en popüler kripto varlıkların<br />

alım satımlarını da düşük komisyonlarla gerçekleştirebilecekler.<br />

İlk kripto alımına 200 TL<br />

değerinde Bitcoin hediye<br />

Midas Kripto uygulamasında ilk kripto alımını<br />

yapan kullanıcılar, 200 TL değerinde Bitcoin<br />

kazanma fırsatını yakalayacak. Midas<br />

bu hediye ile tüm yatırımcıları Midas Kripto<br />

uygulamasını deneyimlemeye davet ediyor.<br />

Midas CEO’su Egem Eraslan, “Midas’ta önceliğimiz<br />

her zaman kullanıcılarımıza en düşük<br />

komisyonlarla en iyi yatırım deneyimini sunmak<br />

oldu. Şimdi yepyeni bir yolculuğa çıkarak<br />

kullanıcılarımıza hisse ve fon yatırımlarının<br />

yanı sıra Midas kolaylığı ve güveni ile kripto<br />

yatırımı yapma imkanı sunuyoruz. Önümüzdeki<br />

dönemde bir yandan Midas Kripto’da en<br />

pürüzsüz kullanıcı deneyimini sağlamaya diğer<br />

yandan da kullanıcılarımızın tüm yatırım<br />

ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışmalarımıza<br />

ve yatırımlarımıza yoğunlaşacağız.<br />

Bunu yaparken de en büyük hedefimiz kullanıcılarımızın<br />

deneyimini iyileştirmek olacak”<br />

dedi.<br />

13


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Kurbanlarının kart bilgilerini kendi<br />

telefonlarına aktarıyorlar<br />

ESET araştırmacıları, üç Çek bankasının müşterilerini<br />

hedef alan bir suç yazılımı kampanyasını ortaya<br />

çıkardı. Saldırganlar sosyal mühendislik, kimlik avı ve<br />

Android kötü amaçlı yazılımını içeren teknikleri yeni bir<br />

saldırı senaryosunda birleştirdi…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

14<br />

ESET, Çek bankalarını taklit eden mesajların<br />

Çekya’daki rastgele telefon müşterilerine<br />

gönderildiğine ve bu eylemin sonucunda<br />

da üç bankanın müşterilerini ağlarına<br />

düşürdüklerine inanıyor. Saldırganlar kurbanların<br />

fiziksel ödeme kartlarından NFC<br />

verilerini kopyalayarak ve bu verileri saldırganın<br />

cihazına aktararak orijinal kartı<br />

taklit edebilmiş ve bir ATM’den para çekmişler.<br />

ESET’in NGate adını verdiği kötü amaçlı<br />

yazılım, Android cihazlarına yüklenen<br />

kötü amaçlı bir uygulama aracılığıyla kurbanların<br />

ödeme kartlarındaki verileri saldırganın<br />

root’lu Android telefonuna aktarma<br />

gibi benzersiz bir yeteneğe sahip. Suç<br />

kampanyasının birincil amacı, kurbanların<br />

banka hesaplarından yetkisiz ATM<br />

para çekme işlemlerini kolaylaştırmak. Bu<br />

yasa dışı işlem, kurbanların fiziksel ödeme<br />

kartlarındaki yakın alan iletişimi (NFC)<br />

verilerinin, NGate Android kötü amaçlı<br />

yazılımı kullanılarak ele geçirilmiş Android<br />

akıllı telefonları aracılığıyla saldırganın<br />

cihazına aktarılmasıyla gerçekleştirilmiş.<br />

Saldırgan daha sonra bu verileri ATM işlemlerini<br />

gerçekleştirmek için kullanmış.<br />

Bu yöntemin başarısız olması durumunda<br />

saldırganın kurbanların hesaplarından<br />

başka banka hesaplarına para aktarmak<br />

için oluşturduğu bir yedek planın da olduğu<br />

belirlendi.<br />

Yeni tehdidi ve tekniği keşfeden Lukáš<br />

Štefanko, “Bu yeni NFC aktarım tekniğini<br />

daha önce keşfedilen hiçbir Android kötü<br />

amaçlı yazılımında görmedik. Teknik,<br />

Almanya’daki Darmstadt Teknik Üniversitesi<br />

öğrencileri tarafından NFC trafiğini<br />

yakalamak, analiz etmek veya değiştirmek<br />

için tasarlanan NFCGate adlı bir araca dayanıyor;<br />

bu nedenle bu yeni kötü amaçlı<br />

yazılım ailesine NGate adını verdik” dedi.<br />

Mağdurlar, bankalarıyla iletişim kurduklarını<br />

ve cihazlarının tehlikede olduğunu<br />

düşünerek kandırıldıktan sonra kötü<br />

amaçlı yazılımı indirip yüklediler. Gerçekte<br />

kurbanlar, potansiyel bir vergi iadesi ile<br />

ilgili aldatıcı bir SMS mesajındaki bağlantıdan<br />

bir uygulama indirip yükleyerek farkında<br />

olmadan kendi Android cihazlarını<br />

tehlikeye atmışlar.<br />

NGate hiçbir zaman resmi<br />

Google Play mağazasında yer<br />

almadı<br />

NGate Android kötü amaçlı yazılımı, Kasım<br />

2023’ten bu yana Çekya’da faaliyet gösteren<br />

bir tehdit aktörünün kimlik avı faaliyetleriyle<br />

ilgili. Ancak ESET, Mart <strong>2024</strong>’te<br />

bir şüphelinin tutuklanmasının ardından<br />

bu faaliyetlerin askıya alındığına inanıyor.<br />

ESET Research, önde gelen Çek bankalarının<br />

müşterilerini hedef alan tehdit aktörünü<br />

ilk olarak Kasım 2023’ün sonunda fark<br />

etti. Kötü amaçlı yazılım, yasal bankacılık<br />

web sitelerini veya Google Play mağazasında<br />

bulunan resmi mobil bankacılık uygulamalarını<br />

taklit eden kısa ömürlü alan<br />

adları aracılığıyla teslim edildi. Bu sahte<br />

alan adları, bir müşterinin markasını hedef<br />

alan tehditlerin izlenmesini sağlayan<br />

ESET Marka İstihbarat Hizmeti aracılığıyla<br />

tespit edildi. Aynı ay içinde ESET, bulguları<br />

müşterilerine bildirdi.<br />

ESET’in daha önceki bir yayınında bildirdiği<br />

gibi saldırganlar aşamalı web uygulamalarının<br />

(PWA’lar) potansiyelinden yararlandılar<br />

ancak daha sonra WebAPK’lar<br />

olarak bilinen PWA’ların daha sofistike bir<br />

versiyonunu kullanarak stratejilerini geliştirdiler.<br />

Sonunda operasyon NGate zararlı<br />

yazılımının dağıtılmasıyla sonuçlandı.<br />

ESET Research, Mart <strong>2024</strong>’te NGate Android<br />

kötü amaçlı yazılımının, daha önce<br />

kötü amaçlı PWA’lar ve WebAPK’lar sunan<br />

kimlik avı kampanyalarını kolaylaştırmak<br />

için kullanılan aynı dağıtım alanlarında<br />

kullanılabilir hale geldiğini keşfetti. Yüklendikten<br />

ve açıldıktan sonra NGate, kullanıcının<br />

bankacılık bilgilerini isteyen sahte<br />

bir web sitesi görüntülüyor ve bu bilgiler<br />

daha sonra saldırganın sunucusuna gönderiliyor.<br />

Kimlik avı yeteneklerine ek olarak, NGate<br />

kötü amaçlı yazılımı, NFCGate adı verilen<br />

ve NFC verilerini iki cihaz (kurbanın<br />

cihazı ve failin cihazı) arasında aktarmak<br />

için kötüye kullanılan bir araçla birlikte<br />

gelir. Bu özelliklerden bazıları yalnızca<br />

köklü cihazlarda çalışır ancak bu durumda,<br />

NFC trafiğini köklü olmayan cihazlardan<br />

da aktarmak mümkün. NGate ayrıca<br />

kurbanlarından banka müşteri kimlikleri,<br />

doğum tarihleri ve banka kartlarının PIN<br />

kodu gibi hassas bilgileri girmelerini ister.<br />

Ayrıca akıllı telefonlarındaki NFC özelliğini<br />

açmalarını ve ardından kurbanlardan,<br />

kötü niyetli uygulama kartı tanıyana kadar<br />

ödeme kartlarını akıllı telefonlarının<br />

arkasına yerleştirmeleri talep eder.<br />

NGate kötü amaçlı yazılımı tarafından<br />

kullanılan tekniğe ek olarak, ödeme kartlarına<br />

fiziksel erişimi olan bir saldırgan<br />

potansiyel olarak bunları kopyalayabilir<br />

ve taklit edebilir. Bu teknik, özellikle halka<br />

açık ve kalabalık yerlerde kartların bulunduğu<br />

başıboş çantalar, cüzdanlar, sırt çantaları<br />

veya akıllı telefon kılıfları aracılığıyla<br />

kartları okumaya çalışan bir saldırgan tarafından<br />

kullanılabilir. Ancak bu senaryo<br />

genellikle terminal noktalarında küçük<br />

temassız ödemeler yapmakla sınırlıdır.<br />

Lukáš Štefanko şu önerilerde bulundu; “Bu<br />

tür karmaşık saldırılardan korunmak için<br />

kimlik avı, sosyal mühendislik ve Android<br />

kötü amaçlı yazılımları gibi taktiklere karşı<br />

belirli proaktif adımların atılması gerekmektedir.<br />

Bu da web sitelerinin URL’lerini<br />

kontrol etmek, resmi mağazalardan uygulama<br />

indirmek, PIN kodlarını gizli tutmak,<br />

akıllı telefonlarda güvenlik uygulamaları<br />

kullanmak, ihtiyaç duyulmadığında NFC<br />

işlevini kapatmak, koruyucu kılıflar kullanmak<br />

veya kimlik doğrulama ile korunan<br />

sanal kartlar kullanmak anlamına<br />

geliyor.”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

ZF, bağlantılı ticari araçlar için akıllı yazılım<br />

çözümlerini tanıttı<br />

ZF, araç performansını ve güvenliğini daha da geliştirmek için yazılım çözümlerini şasi<br />

teknolojileriyle entegre ederken, elektrikli güç aktarım organları ve fren sisteminin<br />

kontrol yazılımını uyumlu hale getirerek enerji verimliliğini yükseltiyor…<br />

Dünyanın en büyük otomotiv tedarikçilerinden<br />

ZF Friedrichshafen AG, daha akıllı,<br />

daha bağlantılı ve daha verimli ticari araç<br />

teknolojilerinin geliştirilmesinde yazılımın<br />

gücünü harekete geçiriyor. ZF’nin<br />

akıllı yazılım çözümleri şasi teknolojileriyle<br />

entegre edilerek araç performansı ve<br />

güvenliği artırılıyor, böylece daha güvenli<br />

ve konforlu yolculuk imkanı sağlanıyor.<br />

Otomotiv teknolojileri dijital entegrasyona<br />

doğru yöneldikçe, akıllı ve bağlantılı teknolojilerin<br />

öncüsü olarak yerini daha da<br />

pekiştiren ZF, toplam sahip olma maliyetini<br />

(TCO) düşürebilecek akıllı sistemlerin<br />

üretimini hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde<br />

gerçekleştirmek için grup bünyesindeki<br />

yazılım uzmanlığından yararlanıyor.<br />

Frenleme ve e-Drive Sinerji<br />

Programı<br />

Aracın yavaşlamasıyla ortaya çıkan enerjinin<br />

araç üzerindeki bataryaların şarj<br />

edilmesinde değerlendirilmesi, elektrikli<br />

araçların menzilini efektif bir şekilde<br />

uzatılmasına ya da gerekli bataryaların<br />

boyutunun azaltılmasına yardımcı oluyor.<br />

ZF’nin Frenleme ve e-Drive Sinerji Programı,<br />

tam denge kontrolü altında geri kazanımı<br />

optimize etmek için elektrikli aktarma<br />

organlarını ve frenleme işlevlerini<br />

mevcut standartların da ötesinde optimize<br />

ederek verimliliği, güvenliği ve konforu<br />

artırırken toplam sahip olma maliyetini<br />

(TCO) azaltıyor.<br />

Sistem, ZF’nin yeni nesil AxTrax 2 dual ve<br />

CeTrax 2 dual elektrikli aktarım çözümlerini,<br />

mBSP XBS gelişmiş fren sistemi<br />

ile birleştirerek, hızlanma ve frenlemeyi<br />

kontrol etmede elektrikli tahrik ürünlerinin<br />

becerilerini kullanıyor. Bunu yaparken<br />

sistem, yerleşik bataryaları sürüş esnasında<br />

yeniden şarj etmek için enerji geri kazanımını<br />

en üst düzeye çıkararak aracın<br />

menzilini etkin bir şekilde uzatıyor. Sistem<br />

‘tek pedalla sürüş’ işlevselliği de sağlayarak<br />

özellikle arazi veya şehir içi sürüş gibi<br />

düşük hızlı manevralarda sürüş konforunu<br />

artırıyor. Ayrıca çekiş kontrol işlevini<br />

de optimize eden sistem, lastik aşınmasını<br />

azaltarak ve kaygan zeminde araç performansını<br />

ve dengesini artırarak gelişmiş<br />

kalkış yetenekleri sunuyor.<br />

Yazılımsal Fren Direnci<br />

ZF, elektrikli araçlar için donanımsal fren<br />

dirençlerinin yerini alacak bir yazılım<br />

çözümü geliştirdi. Bu yeni yazılım işlevi,<br />

belirli şarj koşullarda bataryanın enerjisini<br />

akıllı bir şekilde sınırlıyor. Konum<br />

verilerini kullanarak rejeneratif frenleme<br />

ile geri kazanılan enerjiyi sürüşün başında<br />

tahmin ederek bataryanın şarj esnasında<br />

daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Sistem<br />

diğer tüm alanlarda batarya prize takıldığında<br />

tamamen şarj olmasına olanak<br />

tanıyor.<br />

Ağır ve pahalı fren dirençlerine gerek bırakmayan<br />

bu yenilik sayesinde, enerji verimliliği<br />

en üst düzeye çıkarılırken tüm<br />

enerjinin sürüş için kullanılabilir hale gelmesi<br />

de sağlanıyor. Araç ağırlığının yaklaşık<br />

olarak 150 kg azaltılmasını sağlayan<br />

bu çözüm, şasi üzerindeki kullanılabilir<br />

hacmi de artırıyor. Sistem, sunucu-bulut<br />

tabanlı akıllı bir işlevin verimliliği ve sürdürülebilirliği<br />

artırırken maliyet ve ağırlıktan<br />

nasıl tasarruf sağlayabileceğini de<br />

ortaya koyuyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Aktif Tech’ten global adım<br />

Türkiye’nin en kapsamlı fintech ekosistemi olarak faaliyet<br />

gösteren Aktif Bank’ın iştiraki Aktif Tech çalışmalarıyla<br />

Türkiye’yi aştı, yurt dışına açıldı. BKT Arnavutluk ve BKT<br />

Kosova ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde iki bankanın da<br />

ödeme sistemleri altyapısını Aktif Tech üstlenecek…<br />

Teknoloji temelli gerçekleştirdiği çalışmalar<br />

ile hareket eden Aktif Bank’ın yüzde 100 iştiraki<br />

Aktif Tech, Türkiye’deki başarılı projeleriyle<br />

yurt dışına adım attı.<br />

Hayata geçirdiği iş birlikleriyle finansal teknolojiler,<br />

ödeme sistemleri ve biletleme sistemleri<br />

yazılımlarına yenilikçi bir yaklaşım getiren<br />

Aktif Tech; BKT Arnavutluk ve BKT Kosova<br />

ile kapsamlı ve uzun soluklu bir anlaşmaya<br />

imza attı. Anlaşma çerçevesinde hem Arnavutluk<br />

hem de Kosova’daki iki bankada da<br />

MasterCard ve Visa markalı kartları ile pos,<br />

sanal pos ve ATM ürünlerinin altyapılarını<br />

Türkiye’deki sistemleri üzerinden Aktif Tech<br />

üstlenecek.<br />

İki banka da Atlas sistemiyle<br />

tanıştı<br />

BKT’nin her iki ülkedeki gücünü vurgulayan<br />

ve özellikle Arnavutluk’ta en büyük pazar payı<br />

ve ürün setine sahip, ülkeye sadakat programı<br />

ve taksit özelliklerini getiren öncü banka<br />

olduğuna dikkat çeken Aktif Tech Genel Müdürü<br />

Özgür Bilgin, “Hem BKT Arnavutluk’un<br />

hem de BKT Kosova’nın tüm sistem altyapılarını<br />

Aktif Tech sağlayacağı için gururluyuz.<br />

Tüm hizmetleri hem PCI DSS hem de PCI PIN<br />

sertifikalarına sahip olan modern bir altyapı<br />

sistemi olan Atlas’a taşımanın mutluluğunu<br />

yaşıyoruz. Tüm ürünleri eski hizmet sağlayıcısı<br />

ve çok sayıda paydaş ile senkronize bir şekilde<br />

gerçekleştirdiğimiz çalışma ile herhangi<br />

bir sorun olmadan Atlas sistemine taşımayı<br />

başardık. Ülkemizde elde ettiğimiz deneyimleri<br />

ve çalışmaları, yurt dışına ihraç etmekten<br />

büyük mutluluk duyuyor, globalde yeni çalışmalara<br />

hazırlanıyoruz” dedi.<br />

15


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Chatbot kullanan şirketlerin dikkat<br />

etmesi gereken 5 madde<br />

Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz, teknoloji<br />

dünyasının büyük yeniliği Chatbotlar, firmaların<br />

gözdesi haline geliyor. Palamar Teknoloji Kurucusu ve<br />

CEO’su Onur Candan, şirketlerin Chatbot kullanırken<br />

dikkat etmesi gerekenleri anlattı…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Web sitelerinde, mobil uygulamalarda<br />

veya sosyal medya platformlarında sıkça<br />

karşımıza çıkan ve birçok sektörde iş yapış<br />

şeklini değiştiren Chatbotlar, yapay<br />

zeka ve doğal dil işleme teknolojilerini<br />

kullanarak insanlarla sohbet edebilecek<br />

şekilde tasarlanmış yazılım programlarıdır.<br />

Şirketlerin kısa sürede vazgeçilmezi haline<br />

gelen Chatbotlar, şu anda kurumların<br />

müşteri hizmetleri ve satış süreçlerini<br />

otomatize etmeye yardımcı olan güçlü<br />

bir araç. Ancak, işletmelerin Chatbot<br />

kullanırken bazı noktalara dikkat etmesi<br />

büyük önem taşıyor.<br />

Chatbot Nedir ve Nerelerde<br />

Kullanılıyor?<br />

Yaklaşık 5 yılı aşkın bir süredir yapay<br />

zeka ve Chatbot yazılımı konusunda sektörde<br />

faaliyet gösteren Palamar Teknoloji<br />

Kurucusu ve CEO’su Onur Candan,<br />

kısa zamanda büyük ses getiren Chatbotlarla<br />

ilgili şunları söyledi: “Chatbotlar<br />

özellikle yazılı diyalog kanallarından<br />

gelen metinleri anlamlandırarak size<br />

kurumsal bilgi bankası ve sistemlerle<br />

entegre şekilde cevap üretebilen yazılım<br />

sistemleridir. Bugün baktığımızda; müşteri<br />

desteği, çalışan desteği, satış pazarlama<br />

gibi alanlarda yaygın kullanılmaktadırlar.<br />

Chatbotlara 7/24 beklemeden<br />

anlık ulaşabilirsiniz. İyi tasarlanmış bir<br />

Chatbot herhangi bir insanın tek başına<br />

bilebileceğinden daha çok bilgi içerebilir<br />

ve sizi bilgilendirebilir.”<br />

liklere uymak açısından çok önemlidir.<br />

Bu nedenle, veri güvenliği standartlarına<br />

uygun şekilde tasarlanmış chatbot<br />

çözümleri tercih edilmelidir.<br />

2. Kullanım Amacı:<br />

Chatbotun hangi amaçla kullanılacağı<br />

net bir şekilde belirlenmelidir. Spesifik<br />

bir amaca yönelik olarak geliştirilen<br />

chatbotlar, daha verimli çalışır. Müşteri<br />

hizmetleri, satış, teknik destek gibi çeşitli<br />

alanlarda kullanılmak üzere farklı<br />

chatbotlar oluşturulabilir.<br />

3. Sade ve Anlaşılır Arayüz ve Low-Code<br />

Özelliği:<br />

Kullanıcı deneyimini iyileştirmek için<br />

chatbotun kullanıcı dostu ve anlaşılır<br />

bir arayüze sahip olması gerekir. Ayrıca,<br />

low-code (düşük kodlama) desteği olan<br />

chatbotlar kullanarak hızlı ve kolay bir<br />

şekilde entegre edilebilmesi mümkündür.<br />

Bu tür platformlar, teknik bilgi gereksinimini<br />

minimize ederek, firmaların<br />

chatbotları hızla devreye almasını sağlar<br />

ve iş süreçlerine kolayca entegre eder.<br />

4. Sürekli Güncelleme, Eğitim ve Otonom<br />

Sistemler:<br />

Chatbotların etkili bir şekilde çalışabilmesi<br />

için düzenli olarak güncellenmeleri<br />

ve eğitilmeleri gereklidir. Bunun yanında,<br />

bu işlemleri otonom şekilde gerçekleştirebilen<br />

sistemler tercih edilmelidir.<br />

Otonom güncellemeler ve eğitim süreçleri,<br />

chatbotun kullanıcı davranışlarına<br />

göre kendini optimize etmesini ve en<br />

güncel bilgiyi sunmasını sağlar. Bu tür<br />

sistemler, insan müdahalesine ihtiyaç<br />

duymadan performans artışı sağlar ve<br />

chatbotun etkili bir şekilde çalışmasını<br />

devam ettirir.<br />

5. Amaç insana destek olmak<br />

Chatbotlar insanların yerini almak değil,<br />

onlara destek olmak amacıyla kullanılmalıdır.<br />

Müşteri talepleri ve sorunları<br />

karmaşık olduğunda Chatbot, insan<br />

müdahalesine yönlendirilmelidir. Çalışanların<br />

Chatbot’un doğru şekilde kullanımını<br />

sağlamak için eğitim almaları,<br />

müşteri geri bildirimlerini analiz ederek<br />

gerektiğinde Chatbot’un yapısını güncellemeleri<br />

ve performansını düzenli olarak<br />

izlemeleri de önemlidir. Bu önlemler<br />

alındığında, firmalar Chatbotları verimli<br />

ve etkili bir şekilde kullanabilirler.<br />

16<br />

Şirketler Chatbot Kullanırken<br />

Nelere Dikkat Etmeli?<br />

Onur Candan, firmaların dikkat etmesi<br />

gereken 5 maddeyi şöyle sıraladı:<br />

1. Veri Güvenliği:<br />

Chatbotlar, kullanıcı verilerini işledikleri<br />

için veri güvenliği en kritik konuların başında<br />

gelir. Güvenliğin sağlanması, müşteri<br />

bilgilerini korumak ve yasal gerekli-


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

BSH Türkiye’den yeni inovasyon merkezi<br />

BSH’nin dijital geleceğini şekillendirecek, yenilikçi çözümler geliştirecek ve çalışanlarının<br />

dijital yetkinliklerini en üst düzeye çıkaracak olan “Future Lab” inovasyon merkezi<br />

kapılarını açtı. Operasyonel mükemmeliyeti ve yenilikçiliği bir araya getiren Future<br />

Lab, şirketin dijitalleşme sürecinde kritik bir rol oynayacak. Farklı başlıklarda verilecek<br />

eğitimler ile çalışanların bilgi ve becerileri geliştirilirken BSH Türkiye, kendi dijital<br />

çözümlerini de üretecek…<br />

BSH Ev Aletleri Türkiye, dijital dönüşüm<br />

yolculuklarında önemli bir adım daha atarak<br />

“Future Lab” inovasyon merkezini hayata<br />

geçirdi. BSH Türkiye, dijital dönüşüm<br />

ekibi önderliğinde kurulan laboratuvar ile<br />

bugünün ve geleceğin teknolojilerini etkin<br />

ve verimli bir şekilde kullanırken çalışanlarına<br />

yeni yetkinlikler sağlayacak ve kendi<br />

dijital dönüşüm çözümlerini üretecek.<br />

BSH’nin Çerkezköy yerleşkesinde bulunan<br />

laboratuvarda, 5G yazılım ve donanım teknolojileri,<br />

bilişim ve operasyonel teknoloji<br />

(<strong>IT</strong>/OT) bağlantıları için Programlanabilir<br />

Mantıksal Denetleyici (PLC) Programlama,<br />

Endüstriyel Edge donanım kabinleri, Veri<br />

Denetimi ve Gözetimi için Süpervizör Kontrolü<br />

(SCADA) Sistemleri, enerji analizörleri,<br />

sensör teknolojileri, kamera teknolojileri,<br />

enerji yönetim sistemleri, kodsuz analitik<br />

sistemleri ve bütünleşik operasyon yönetimi<br />

(UNS) teknolojileri gibi birçok ileri teknoloji<br />

ve sistemi ile çalışmaların yanı sıra<br />

makine öğrenimi (ML) ve yapay zeka (AI)<br />

uygulamaları da geliştirilebiliyor.<br />

Çalışanların bilgi ve becerileri<br />

geliştiriliyor<br />

Future Lab şirketin teknolojik yeniliklere<br />

adapte olma hızını artırırken, çalışanların<br />

dijital yetkinliklerini en üst düzeye çıkarmayı<br />

hedefliyor. Bu amaçla tüm BSH çalışanlarına<br />

yönelik üç ana kategoride eğitim<br />

programları sunuluyor. Mühendisler için<br />

yazılım ve donanımların detayına inen teknik<br />

eğitimler, müdürler için sistem odaklı<br />

eğitimler ve üst düzey yöneticiler için ise dijital<br />

liderlik eğitimleri BSH Dijital Dönüşüm<br />

ekibi tarafından tasarlandı. Eğitim programları,<br />

çalışanların dijital yetkinliklerini<br />

güçlendirirken BSH’nin de dijital inovasyon<br />

kapasitesini yükseltiyor.<br />

İş birlikleri ve yenilikçi<br />

çözümler için cazibe merkezi<br />

Future Lab’de daha önce başarıyla yürütülen<br />

Copilot çalışmaları ve üretici yapay<br />

zeka (GenAI) ile yapılan PLC Programlama,<br />

uçtan uca izlenebilirlik uygulamaları bulunurken<br />

merkezde, bu tür projelerin geliştirilmesi<br />

ve yeni dijital çözümlerin üretilmesi<br />

alanında çalışmalar devam ediyor. Farklı<br />

bölümlerden katılan çalışanlarla bugüne<br />

kadar yalın üretim ve sürdürülebilirlik dijital<br />

omurga sistemleri, endüstriyel edge<br />

uygulaması ile plastik enjeksiyon makinalarında<br />

anomali tespiti ve önleyici bakım<br />

uygulamaları, 5G ile depo ve iç lojistik yönetimi<br />

gibi projeler hayata geçirildi. Türkiye<br />

dijital laboratuvarından çıkan bu uygulamalar<br />

BSH global çözümleri içerisinde yerini<br />

alıyor.<br />

Future Lab, girişimciler ve teknoloji şirketleri<br />

ile dinamik iş birlikleri sağlarken, aynı<br />

zamanda akademik kurumlarla güçlü iş<br />

birliği fırsatları sunuyor. Bu iş birlikleri,<br />

akademik araştırmalarla pratik endüstri<br />

uygulamaları arasında köprü kurarak eğitim<br />

ve uygulamalı deneyim imkanı tanıyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Anker, şarj ürünleriyle sürdürülebilir ve yüksek<br />

performans sunuyor<br />

Hayatı kolaylaştıran teknolojilere öncülük eden Anker,<br />

dünyanın 1 numarası kabul edilen hızlı, güvenilir ve çevre<br />

dostu şarj çözümleriyle teknolojide öncü olmaya devam<br />

ediyor.<br />

İster evde ya da iş yerinde birden fazla cihazı<br />

şarj etmek için kullanın ister aracınızda gücünüzü<br />

tazelemek isteyin ister taşınabilir şarj<br />

cihazıyla prizden uzak bir noktada olun. Anker<br />

her türlü şartta şarj cihazları ile hayatınızı<br />

kolaylaştırmak için özel çözümler sunuyor.<br />

Dünyanın 1 numaralı şarj<br />

cihazları<br />

Anker Prime 749 240W GaNPrime 4 Port<br />

Masaüstü Şarj Cihazı, aynı anda birden fazla<br />

cihazı şarj etme imkanı sunarak, çalışma alanınızda<br />

düzen ve verimlilik sağlar. İki laptopu<br />

aynı anda hızlı şarj edebilen ürün, kompakt<br />

tasarımı ve ayrılabilir tabanıyla etkili şarj<br />

sağlarken dağınıklıktan arınmış bir çalışma<br />

alanı da sunar. Anker 323 Araç Şarj Cihazı,<br />

seyahatlerinizde aracınızda yüksek performanslı<br />

şarj deneyimi sunarak USB-C portu ile<br />

maksimum 30W, USB-A portu ile ise 22.5W<br />

şarj gücü sunar. Anker 737 GaNPrime 120W<br />

Şarj Cihazı, PowerIQ 4.0 teknolojisi, ActiveShield<br />

2.0 geliştirilmiş korumasıyla üç cihazı<br />

aynı anda 26 Dakikaya kadar hızlı şarj edebilirken,<br />

sürekli hareket halinde olanların favorisi<br />

Anker 20.000mAh Yüksek Hızlı 22.5W<br />

Powerbank taşınabilirlik ve yüksek kapasiteyi<br />

bir araya getirerek, hareket halindeyken cihazlarınızı<br />

hızlı ve güvenli bir şekilde şarj etmenizi<br />

sağlar. Anker Nano USB-C Duvar Şarj<br />

Cihazı ise tüketici sonrası malzemelerden<br />

elde edilen yüzde 75’ten fazla geri dönüştürülebilir<br />

plastik içeren tasarımı, GAN teknolojisi<br />

ve kompakt tasarımıyla sürdürülebilir bir alternatif<br />

sunar.<br />

17


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Üniversite ders müfredatlarına<br />

HarmonyERP desteği<br />

HarmonyERP CEO’su Ahmet Enes Güneş,<br />

Türkiye’de sektörlerin dijital dönüşümüne katkı<br />

sağlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek,<br />

HarmonyERP’nin 5 üniversitede ders müfredatına<br />

girerek, gerçek üretim örnekleri üzerinden deneyim<br />

kazandırdığı yeteneklerle iş dünyasının yanında<br />

olduğunu söyledi…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

18<br />

Dünyanın hızla dijitalleştiğini vurgulayan<br />

HarmonyERP CEO’su Ahmet Enes<br />

Güneş, “2005 yılında üniversite ekosisteminde<br />

kurulmuş bir firma olarak<br />

Sakarya Üniversitesi’nden bir öğretim<br />

üyesi tarafından desteklenerek yola<br />

çıktık. Eğitim ve danışmanlıklarımızı<br />

çalışmalarımızın esas taşı halinde getirdik.<br />

HarmonyERP olarak 5 üniversitede<br />

ders müfredatına girerek, gerçek üretim<br />

örnekleri üzerinden deneyim kazandırdığımız<br />

yeteneklerle iş dünyasının yanındayız.<br />

Bu süreçte firmaların dijital<br />

dönüşüm ve gelişim süreçlerinde eğitmenlerimizle<br />

destek sağlamak bizi çok<br />

mutlu ediyor. Üniversitelerde endüstri<br />

mühendisliği, yönetim bilişim sistemleri<br />

mühendisliği bölümünde dersler veriyoruz.<br />

Bu derslerle sektöre yetiştirilecek,<br />

sektörde sadece büyük işletmelerin değil,<br />

KOBİ’lerin de, orta ölçekli işletmelerin de<br />

ihtiyacı olan metot mühendisliğini yapacak,<br />

veri girişlerini, veri yönetimini ve<br />

üretim planlamayı yapacak öğrencilerin,<br />

gerçek hayatta kullanılan platformları<br />

bilerek yetişmesini sağlıyoruz. Sakarya,<br />

İstanbul, İzmir’de çeşitli üniversitelerde<br />

eğitimler düzenliyoruz.” dedi.<br />

Güneş, sağladıkları eğitimler ve danışmanlık<br />

hizmetleriyle ilgili şu bilgileri<br />

verdi: “Bu dersleri üniversiteler içerisinde,<br />

kurumsal kaynak yönetimi derslerinin<br />

konulmasını, bunların bizim eğitmenlerimiz,<br />

personellerimiz tarafından<br />

yapılmasını sağlıyoruz. Bunu sağlayarak<br />

bu sistemleri bilen, bu sistemlerin faydasını<br />

görmüş deneyim sahibi olmuş arkadaşlar<br />

yetiştirmeye çalışıyoruz. Çeşitli iş<br />

alanlarına yerleştirdiğimiz, yönlendirdiğimiz<br />

veya kendi bünyemize aldığımız<br />

birçok arkadaşımız var. Zaten işimizin<br />

bir parçası olarak da danışmanlık ve eğitim<br />

süreçlerimiz var.<br />

Firmalara verdiğimiz eğitimlerde; üretim<br />

verimliliğinin, ürün reçetesinin,<br />

operasyon adımlarının ne olduğunu<br />

anlatıyoruz. Bunların korkulmaması gereken<br />

işler ve süreçler olduğunu, veriler<br />

arasında boğulmadan kolayca gerçekleştirilebileceğini<br />

gösteriyoruz. Ürünler<br />

üzerinden örneklerle bilgilerin sisteme<br />

nasıl girilebildiğini, bu sayede gerçek<br />

operasyon sürelerinin, gerçek maliyetlerin<br />

ortaya çıktığını ve yöneticilerin bu sayede<br />

tüm resmi kolaylıkla görebildiğini<br />

öğretiyoruz. Danışmanlık hizmetimizde<br />

önce bunu planlıyor ve kurguluyoruz.<br />

İşletmelerin önce üretim sahaları, depoları,<br />

iş akışlarını inceleyerek buna uygun<br />

bir eğitim planı çıkartıyoruz. Hangi departmanı<br />

kaç gün, hangi eğitmenimizle<br />

eğitim vermeliyiz bunu planlıyoruz. Bu<br />

eğitimle arkadaşlara bunun bir zaman<br />

kaybı değil, kazanmak olduğunu söyleyerek,<br />

nabza ve faydaya göre eğitimlerin<br />

artılarını anlatıyoruz. İş bakarak öğreniliyor<br />

ama eğitimlerde yönetimin inanması,<br />

güvenmesi ve faydasını görmesi<br />

önemli. Hangi sipariş gecikmiş, hangi<br />

ürün ne olmuş, stok sayıları ne seviyede,<br />

iade malların sayısı gibi birçok adımı bir<br />

ekranda görebiliyor. Bunu gören yöneticiler<br />

ufak bir ödüllendirmeyle bile ekibine<br />

motivasyon sağlıyor. Üretim adımları<br />

güvenle göründüğü zaman enerji de artıyor.<br />

Çünkü işin boş kısmı dışarı atılmış<br />

olunuyor, zamanı daha değerli kullanmaya<br />

başlıyor.<br />

ERP sistemleri sadece büyük işletmeler<br />

için değil. orta ölçekli işletmeler için<br />

de doğru adım. Küçük işletmeler doğru<br />

adımları attığında verimliliği artırdığını,<br />

içeride personelin boşa geçen zamanı<br />

azalttığını gördüğünde çok daha başarılı<br />

işlere imza atıyor. Doğru adımları attıklarında<br />

tüm sıkıntılar artıya geçebiliyor.<br />

Bu durum da ERP sistemlerinden geçiyor.<br />

Son 1 yıl içerisinde bulut ERP ürünü<br />

geliştirmeye başladık. Genel ticaret<br />

firmalarına da hitap eden ürünler hazırladık.<br />

Ürünlerini doğru düzgün takip<br />

edemediği için sıkıntılı süreçler yaşayan<br />

işletmeler var.<br />

HarmonyERP olarak, mobilya, savunma<br />

sanayii, endüstriyel makine, otomotiv,<br />

ticari işletmeler, metal işleme, plastik<br />

enjeksiyon ve konfeksiyon sektörlerinde<br />

birçok firmaya en kapsamlı yerli ERP çözümü<br />

sunuyoruz. 25 yılda 10’dan fazla<br />

sektörde imza attığımız ERP projeleri ve<br />

5 üniversitede verdiğimiz ERP eğitimleri<br />

ile üretim ekosistemine değer katmaya<br />

devam ediyoruz.”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Bulut tabanlı ERP kullanımının işletmelere<br />

sağladığı 5 avantaj<br />

Bulut teknolojileri geliştikçe sektörel etkileri de artıyor. İşletmelerin dijital dönüşümde<br />

ihtiyaç duyduğu çözümleri sunan IAS, bulut tabanlı ERP sistemlerinin işletmelere<br />

sağladığı 5 avantajı paylaştı…<br />

Gerçekleştirdiği inovasyonlar ile geleceğin<br />

teknolojilerini yaratarak, tüm paydaşlarına<br />

rekabet güçlerini artıracak çözümler<br />

sunma misyonuyla hareket eden IAS,<br />

bulut ERP’nin işletmelere sağladığı 5 ana<br />

avantajı sıraladı. ERP pazarında bulut kullanımının<br />

hızla yaygınlaştığını belirten<br />

IAS Türkiye ve Globalden Sorumlu Yönetim<br />

Kurulu Başkan Vekili Can Karabiber,<br />

“Bulut teknolojileri getirdiği yenilik, kolay<br />

kullanım ve çeviklik gibi özellikleriyle işletmeler<br />

için çok önemli avantajlar sunuyor.<br />

Nucleus Research tarafından yapılan<br />

bir araştırmaya göre bunların arasında<br />

en önde gelen 5 avantajı; BT maliyetlerini<br />

azaltmak, yatırımın geri dönüşünü hızlandırmak,<br />

üretkenliğin artırılması, satış ve<br />

karlılığa destek ile evden çalışmaya destek<br />

şeklinde sıralayabiliriz” şeklinde konuştu.<br />

Can Karabiber, bulut ERP’nin işletmelere<br />

sunduğu avantajları şu şekilde yorumladı:<br />

1. BT maliyetleriniz azaltın<br />

Bulut ERP’nin en önemli özelliği işletmelerin<br />

BT maliyetlerini düşürmesi olarak görülüyor.<br />

Ana işi teknoloji olmayan özellikle<br />

KOBİ ölçeğindeki işletmeler, bilişim hizmetlerini<br />

işin ehlinden alarak BT giderlerini<br />

azaltarak ana işlerine odaklanabiliyor.<br />

2. Yatırımınızın karşılığını hızla geri<br />

alın<br />

İşletmeler için en önemli kalemlerden bir<br />

tanesi de RoI (Return of Investment) olarak<br />

bilinen yatırımın geri alınma süreci.<br />

Yine KOBİ ölçeğindeki işletmeler için yatırım<br />

yapmak başlı başına zorlu bir süreç<br />

iken yapılan yatırımın karşılığının hızla<br />

alınacak olması işletmeleri Bulut ERP konusunda<br />

cesaretlendiren etmenler arasında<br />

yer alıyor. Zira yapılan araştırmalara<br />

göre Bulut ERP kullanımı sayesinde RoI<br />

ortalama yüzde 150 oranında artıyor.<br />

3. Çevik yapı ile üretkenliğinizi artırın<br />

Bulut ERP sistemleri işletmelere kazandırdığı<br />

çeviklik ile de öne çıkıyor. Bulut<br />

ERP sayesinde çevik ve daha yönetilebilir<br />

bir altyapıya sahip olan işletmeler, çalışan<br />

sayısını en aza indirirken üretkenliği en az<br />

yüzde 10 oranında artırıyor.<br />

4. Satışları ve karlılığı artırın<br />

Bulut ERP kullanımı sayesinde işletmeler,<br />

satış ve karlılığını kolayca artırabiliyor.<br />

Ayrıca sorun çözme süresini yüzde 30-60<br />

oranında azaltabilen işletmeler için rekabette<br />

bir adım öne çıkma fırsatı da doğmuş<br />

oluyor.<br />

5. Evden çalışmaya destek<br />

Son dönemde çok daha fazla kullanılmaya<br />

başlanan bulut ERP uygulamaları, evden<br />

çalışmaya geçen şirketler için de çok<br />

önemli fırsatlar sunuyor. Bu teknolojiler,<br />

işletmelerin dijital dönüşümünü hızlandırırken,<br />

verimlilik, esneklik, güvenlik gibi<br />

kritik alanlarda önemli avantajlar sunuyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

212’nin portföy girişimi 123FormBuilder exit etti<br />

Türkiye’nin ilk girişim sermayesi fonu 212’nin portföyünde<br />

yer alan, çevrimiçi formlarla anketler aracılığıyla veri toplama<br />

ve otomatikleştirme çözümleri sunan 123FormBuilder, Silikon<br />

Vadisi merkezli güvenli içerik yönetimi platformu Kiteworks<br />

tarafından satın alındı…<br />

13 yıldır büyüme aşamasındaki teknoloji şirketlerine<br />

yatırım yapan ve Türkiye’nin girişimcilik<br />

ekosistemine liderlik eden 212, yatırımlarının<br />

yanı sıra yaptığı exitlerle de ses getiriyor. 212’nin<br />

portföy girişimleri arasında bulunan, kullanıcılarına<br />

çevrimiçi formlar ve anketler aracılığıyla<br />

veri toplama ve otomatikleştirme imkânı sunan<br />

bulut platformu 123FormBuilder, dünya<br />

çapında hassas içeriklerin güvenliğini ve uyumluluğunu<br />

sağlayan Kiteworks tarafından satın<br />

alındı. 212’nin bölgesel ve küresel büyümeyi hedefleyen<br />

girişimlere yatırım yapma vizyonuyla<br />

4 yıl önce Romanya merkezli 123FormBuilder’a<br />

yaptığı yatırımdan 2,5 katın üzerinde getiri sağlandı.<br />

“Başarılı exitler için stratejik<br />

fırsatları değerlendirmeyi<br />

sürdüreceğiz”<br />

212 Kurucu Ortağı Numan Numan, konuyla<br />

ilgili şu değerlendirmede bulundu: “212 olarak,<br />

B2B alandaki teknoloji şirketlerine odaklanan<br />

yatırım stratejimizle, satın alma fırsatlarını değerlendirerek<br />

yatırımcılarımıza yüksek getiri<br />

potansiyeli sunuyoruz. Bu anlamda 123FormBuilder’ın<br />

exiti hem 212’nin doğru zamanda<br />

doğru firmalara yatırım yapma stratejisinin<br />

hem portföy yönetimimizin başarısının hem<br />

de kurucularımıza ve girişimlerine değer katma<br />

çabamızın önemli bir göstergesi niteliğinde.<br />

Portföy girişimlerimizden başarılı exit örneklerine<br />

bakacak olursak; ilk fonumuzla erken aşama<br />

yatırımcısı olduğumuz iyzico, 2019 yılında<br />

Türkiye’nin ilk ve en büyük fintek exitine imza<br />

attı. İkinci fonumuzla yatırım yaptığımız Katar<br />

merkezli doktor randevu platformu Meddy ise<br />

2021 yılında exit etti. Şimdi ise 123FormBuilder’ın<br />

başarılı çıkışıyla birlikte ikinci fonumuzdan<br />

ikinci exit gerçekleşti. Bu çıkışlar, portföyümüz<br />

genelinde değer yaratma taahhüdümüzü<br />

ve yatırımcılarımıza getiri sağlama yeteneğimiz<br />

kanıtlıyor. “212 olarak yatırım yaptıkları şirketlere<br />

global pazarlarda başarıya ulaşmaları için<br />

destek sağladıklarını vurgulayan Numan Numan,<br />

“Yüksek potansiyelli girişimlere yatırım<br />

yapmaya ve başarılı exitler için stratejik fırsatları<br />

değerlendirmeye devam edeceğiz” dedi.<br />

19


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

ASUS son teknoloji WiFi 7 cihazlarını<br />

Gamescom <strong>2024</strong>’te tanıttı<br />

yrıca, ROG Rapture GT-BE19000 ve en<br />

yeni Intel® WiFi 7 BE200 ağ kartı, ASUS<br />

Gamescom <strong>2024</strong> standında özel bir bölümde<br />

sergilendi. Katılımcılar bu son<br />

teknoloji cihazların güçlerini birleştirerek<br />

yüksek performanslı bir ağ deneyimi<br />

sunduğunu bizzat görme şansı yakaladı.<br />

ASUS Gamescom <strong>2024</strong>’te ROG Rapture GT-BE19000,<br />

ASUS RT-BE86U ve ROG USB-BE92 modellerini<br />

duyurdu. Bu üç cihaz, bulut oyunları ve kablosuz<br />

çözümler için düşük gecikmeye odaklanarak WiFi 7 ağ<br />

performansının zirvesini sergiliyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

20<br />

Olağanüstü hız getiren üçlü<br />

WiFi 7 işlevleri bu yılın ilerleyen dönemlerinde<br />

Windows 11’e gelecek ve yeni<br />

ROG GT-BE19000 modeli, 2,4 kata kadar<br />

daha yüksek hız ve yüzde 73’ e kadar<br />

daha geniş kapsama alanıyla üst düzey<br />

WiFi 7 oyun deneyimlerini mümkün<br />

kılacak. ROG Oyun Ağı özelliği, eksiksiz<br />

oyun hızlandırma teknolojisiyle özel<br />

bir Oyun Ağı SSID’si sunmak için Guest<br />

<strong>Network</strong> Pro’dan yararlanıyor.<br />

Yeni ASUS RT-BE86U modeli ise özelliklerle<br />

dolu bir AiMesh ağı oluşturmak için<br />

yüzde 30 daha fazla CPU gücü ve zengin<br />

Ethernet ana taşıyıcı seçenekleri ile RT-<br />

AX86U’nun üç katı olan 20 Gbps’ye kadar<br />

kablolu kapasite sunuyor. ROG USB-<br />

BE92 üç bantlı WiFi 7 USB adaptörü hem<br />

USB Type-A hem de Type-C® bağlantılarını<br />

destekliyor ve kullanıcıların parazit<br />

seviyesi düşük ağ iletişimi için açık 6<br />

GHz bandından yararlanmasını sağlıyor.<br />

ROG Rapture GT-BE19000<br />

ROG Rapture GT-BE19000 oyuncu router’ı,<br />

Multi-Link Operation ve 4096-QAM<br />

özellikli 6 GHz bandındaki 320 MHz kanallarıyla<br />

ultra hızlı WiFi 7 teknolojisini<br />

ve ağ kapasitesini ve verimini artırarak<br />

19 Gbps’ye varan hızlar sunuyor. ROG<br />

Rapture GT-BE19000; 2,5 Gb veya 10 Gb<br />

bağlantı noktalarında AI WAN algılama<br />

dahil olmak üzere çok yönlü WAN seçenekleri<br />

sunuyor ve USB üzerinden 4G<br />

LTE ve 5G mobil bağlantı paylaşımını<br />

destekliyor.<br />

Guest <strong>Network</strong> Pro ile kullanıcılar beş<br />

adede kadar SSID’yi kolayca yönetebiliyor,<br />

IoT cihazlarını kurabiliyor, VPN’leri<br />

ve ebeveyn denetimlerini yapılandırabiliyor.<br />

Guest <strong>Network</strong> Pro teknolojisi, tüm<br />

oyun özelliklerini tek bir SSID’de birleştirerek<br />

yeni nesil deneyimlere özel olarak<br />

tasarlanan bir Oyun Ağı ayarı da içeriyor.<br />

Oyuncular, oyun cihazından oyun<br />

sunucusuna kadar gelişmiş bir deneyim<br />

için bir oyunun veri paketlerine öncelik<br />

veren Üç Katmanlı Oyun Hızlandırma<br />

özelliğinden de yararlanabiliyor. Trend<br />

Micro tarafından desteklenen AiProtection<br />

Pro ise güvenliği sağlamlaştırıyor.<br />

ASUS RT-BE86U<br />

Son teknoloji WiFi 7 özelliğine sahip<br />

ASUS RT-BE86U router, Multi-link Operation<br />

ve 4096-QAM ile 6800 Mbps’ye<br />

kadar çift bant çıkışı sağlıyor. Bir adet 10<br />

Gb ve dört adet 2,5 Gb Ethernet bağlantı<br />

noktasıyla 20 Gbps’ye varan birleşik kablolu<br />

hız sunan model, AI WAN algılama<br />

ve 4G LTE/5G mobil bağlantı paylaşımı<br />

gibi çok yönlü WAN seçeneklerine de sahip.<br />

Yüzde 30 gibi etkileyici bir verim artışı<br />

sunan dört çekirdekli 2,6 GHz CPU,<br />

zorlu uygulamaların üstesinden gelebiliyor.<br />

Guest <strong>Network</strong> Pro, Mobil Oyun<br />

Modu ve güçlü güvenlik için AiProtection<br />

Pro ile bu router; kapsamlı özellikler<br />

ve kesintisiz bağlantı sunarak tüm evi<br />

kaplayan genişletilebilir bir ağ için sağlam<br />

bir arka plan bağlantısı oluşturuyor.<br />

ROG USB-BE92<br />

Mevcut masaüstü veya dizüstü bilgisayarlara<br />

WiFi 7 istemci bağlantısı eklemek<br />

için kullanılan ROG USB-BE92 üç bant<br />

USB adaptörü, 6.500 Mbps’ye kadar ultra<br />

hızlı WiFi 7 hızları sunmasının yanında<br />

tüm standart WiFi ağlarıyla da uyumlu<br />

çalışıyor. Daha az kesinti ve parazit için<br />

güçlü bir 6 GHz bandına sahip olan bu<br />

ürün, WiFi 6 istemcilerinden 3,6 kata kadar<br />

daha hızlı performans sunuyor. Gelişmiş<br />

güvenliği WPA3 desteği ile sunan<br />

modelin Windows 10/11 ile uyumlu tak<br />

çalıştır tasarımında, zahmetsiz entegrasyon<br />

için hem USB Type-A hem de USB<br />

Type-C® bağlantıları destekleniyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Volkan Duman: “vMind ile tüm veriniz değerli<br />

ve güvende”<br />

vMind CEO’su Volkan Duman, bulut bilişimdeki<br />

liderlikleri ve yenilikçi yaklaşımlarıyla hem ulusal hem<br />

uluslararası pazarda güçlü bir konuma sahip olduklarını<br />

belirtti. “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı” diyen<br />

Duman, vMind’ın verilerini en yüksek güvenlik<br />

standartlarıyla Türkiye’de sakladığını vurguladı...<br />

2019’dan itibaren dünyada dijital dönüşüm<br />

talepleri zirveye ulaştı. Hızla yükselen bu<br />

dijital dönüşüm ivmesi, Endüstri 4.0 geçişi<br />

ve üretken yapay zekanın iş hayatına daha<br />

fazla girmesiyle birlikte <strong>IT</strong> dönüşümü trendi,<br />

beklentileri de artırdı. Öyle ki verilerin her<br />

zaman her yerden ulaşılabilir olması, yüksek<br />

ilk yatırım maliyeti olmadan en etkin çözümün<br />

üretebilmesi, en önemlisi de veri güvenliğinin<br />

en yüksek seviyede olması tercih<br />

olmanın dışında bir zorunluluk haline geldi.<br />

Tüm bu ihtiyaçlar verimli ve hızlı bir şekilde,<br />

bulut bilişimle sağlıklı olarak karşılanabiliyor.<br />

Tabii her alanda olduğu gibi bulut teknolojileri<br />

alanında da doğru tercihi yapmak<br />

çok kritik.<br />

3 Yılda İkiye Katlanacak<br />

Bulut bilişim özellikle EMEA bölgesinde hızlı<br />

bir büyüme gösteriyor. 2023 yılı itibariyle<br />

EMEA bulut bilişim pazarının 100 milyar<br />

Euro’ya ulaştığı tahmin ediliyor. Türkiye’de<br />

de bulut bilişim pazarı dijital dönüşümün öncülerinden.<br />

Net olmamakla birlikte, yapılan<br />

araştırmalar gösteriyor ki bu pazar ülkemizde<br />

500 milyon doların üzerinde bir büyüklüğe<br />

sahip. Dönüşümün yoluna hızla devam<br />

edeceği yadsınamaz bir gerçek ve 2027 yılına<br />

bu rakamların ülkemizde iki katına çıkması<br />

yani 1 ila 1,2 milyar dolar seviyesine ulaşması<br />

bekleniyor. Bulut hizmeti veren global ölçekteki<br />

şirketlerin büyük kısmı, kendi standartları<br />

ve stratejileri gereği, sunucularını yurt<br />

dışında barındırıyor. Bu durum, özellikle<br />

tabii olduğumuz dijital büyüme ve rekabet<br />

düzenleyici kurallara uyumu zorlaştırıyor.<br />

Verilerin yurt dışına çıkması buna mukabil<br />

veri güvenliği sorumluluğunun büyük ölçüde<br />

müşteride olması bazı yasal boşluklar<br />

meydana getiriyor.<br />

vMind CEO’su Volkan Duman, “Türkiye’nin<br />

verisi Türkiye’de kalmalı ama sadece bu<br />

yeterli değil, Türkiye’nin bulut lideri olarak<br />

müşterilerimizin verilerini güvenle saklıyor,<br />

geliştirdiğimiz teknolojilerle onlara en iyi çözüm<br />

ve hizmetleri sağlıyoruz. vMind ile veriniz<br />

Türkiye’de ve güvende” diyor.<br />

vMind sunduğu Infrastructure as a Service<br />

(IaaS), Platform as a Service (PaaS) ve<br />

Software as a Service (SaaS) çözümleriyle<br />

müşterilerine, dijital altyapılarını güçlendirme,<br />

maliyetlerini kontrol etme ve teknolojik<br />

yeniliklere hızla uyum sağlayabilme konularında<br />

destek oluyor.<br />

Bulutta Yerliliğin Önemi<br />

Günlük ihtiyaçlarımızı karşılarken yaptığımız<br />

tercihlerin yarın karşımıza ne getireceğini<br />

öngörebilmek stratejik bir öneme<br />

sahip. Mesafe farketmeksizin ister dünyanın<br />

öteki ucunda ister yakın bir coğrafyada<br />

olsun, meydana gelen herhangi bir gelişme,<br />

üzerimizde büyük bir etki oluşturabiliyor.<br />

Daha geçtiğimiz ay global çapta yaşanan bir<br />

küçük veri güncelleme sorunu hizmet alan<br />

çok sayıda kurumun günlerce süren sorunlar<br />

yaşamasına neden oldu. Aslında bu olay<br />

durumun ciddiyetini bir kez daha kanıtlar<br />

nitelikteyken yaşanan bu acı tecrübe, yerel<br />

çözümlerin önemini bir kez daha gözler önüne<br />

serdi. Bulut hizmetlerinin de yerli ve milli<br />

kaynaklarla geliştirilen diğer stratejik çözümler<br />

gibi yerel üreticilerle sağlanmasının<br />

ne kadar kritik olduğu apaçık ortada.<br />

İşte bu alandaki öncülerden biri olan vMind,<br />

yüzde 100 yerli sermayeyle 2013 yılında kuruldu.<br />

Uçtan uca sunduğu BT çözümleri,<br />

kendi bulut markası portvMind ve profesyonel<br />

yönetilen hizmetleriyle rakiplerinden ayrışıyor.<br />

vMind, sektörde liderliğini defalarca<br />

kanıtlamış bir şirket. Her yıl düzenlenen Bilişim<br />

500 Araştırması sonuçlarına göre yerel<br />

hizmet sağlayıcı “Bulut” kategorisinde pek<br />

çok kez “Lider” olan vMind, yüzde yüze yakın<br />

müşteri memnuniyet oranıyla katma değerli<br />

hizmetler sunmaya devam ediyor.<br />

vMind CEO’su Volkan Duman, bulut bilişimde<br />

bilişim altyapılarının servis olarak<br />

verile-bilmesi vizyonuyla; önce yerel ardından<br />

global ölçeğe ulaşabilecek dev bir bulut<br />

bilişim markası hedefiyle vMind’ı 11 yıl önce<br />

kurduğunu anlatıyor. Türkiye’de bulunan üç<br />

farklı lokasyondaki veri merkezleriyle, 2018<br />

yılından itibaren çalışmalarına Yıldız Teknik<br />

Üniversitesi Teknopark’ta devam ettiklerini<br />

belirten Duman, “2020 yılında yurt dışındaki<br />

ilk iştirakimizi vMindJV ile gerçekleştirdik.<br />

Yurt dışında da büyümeye devam ederken<br />

stratejik planlarımızın içinde bulunan ve ülkemiz<br />

içinde oluşturduğumuz yeni kanal yapısıyla<br />

KOBİ’lere özel, uygun maliyetli, kolay<br />

erişilebilir bir bulut platformu seçeneğiyle,<br />

‘KOBİ Bulut’ konseptinin öncüsü olduk” diyor.<br />

vMind, Teknopark bünyesinde geliştirdiği<br />

vMind Public Cloud platformu ve açık kaynak<br />

vMind Kubernetes Engine uygulamalarıyla,<br />

“Cloud Agnostik” olarak bilinen yeni<br />

nesil platform anlayışının sektörde tanınmasına<br />

öncülük ediyor. Bu yenilikçi çözümler,<br />

işletmelere esnek, bağımsız ve ölçeklenebilir<br />

bir bulut altyapısı sunarak sektördeki dönüşümün<br />

itici gücü olma potansiyeli taşıyor.<br />

vMind Kurucusu Volkan Duman, “Binden<br />

fazla mutlu müşterimizle BT yönetiminin<br />

karmaşıklıklarını ve verimsizliklerini çözüyoruz.<br />

Güçlü bulut çözümleri ve profesyonel<br />

yönetilen hizmetleri sayesinde, kurumların<br />

operasyonlarını basitleştirmelerine, BT giderlerini<br />

azaltmalarına ve veri güvenliğini<br />

artırmalarına, yardımcı oluyoruz. İlave<br />

olarak artık çok daha yüksek öneme sahip<br />

veri güvenliği regülasyonları gibi onların<br />

standartlara uyum süreçlerini kolaylaştıracak<br />

çeşitli olanaklar sağlıyoruz. Ülkemizde<br />

ve globalde yaşanan uzman insan kaynağı<br />

eksikliğini, ekibimizin sürekli eğitim ve sertifikasyonlarını<br />

destekleyerek ve geniş proje<br />

tecrübeleriyle güncel bilgiye sahip uzmanlar<br />

yetiştirerek çözmekteyiz. Bu sayede, sektörün<br />

bu alandaki ihtiyaçlarını kendi bünyemizde<br />

karşılıyoruz. Bulut bilişimdeki liderliğimiz,<br />

sürekli büyüyen müşteri tabanımız<br />

ve yenilikçi yaklaşımımızla hem ulusal hem<br />

uluslararası pazarda güçlü bir konumdayız”<br />

diye anlatıyor.<br />

Duman, liderliklerini sürdürdükleri bulut bilişimde<br />

en önemli bulut çözümlerini ise şöyle<br />

açıklıyor: “Çözümlerimiz arasında uzak ofis<br />

çalışma platformları, felaket önleme sistemleri,<br />

servis bazlı ERP, iş zekası uygulamaları,<br />

iş sürekliliği, güvenlik yönetimi, Dockers ve<br />

Kubernetes teknolojileri ve danışmanlığı gibi<br />

katma değerli hizmetlerimiz bulunuyor.<br />

Müşterilerimize portvMind markasıyla güvenli<br />

ve performanslı bulut çözümleri sunarken,<br />

şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerinde<br />

güvenilir bir çözüm ortağı rolü üstleniyoruz.<br />

Ayrıca geliştirdiğimiz bulut tabanlı, yeni nesil<br />

satış otomasyonu ve süreç yönetimi yazılımı<br />

vRPMind ile ölçeği ne olursa olsun her<br />

işletmenin dijitalleşen dünyada daha kararlı<br />

ve planlı adımlar atmasını sağlayacak katma<br />

değerli hizmetler sunmaya devam ediyoruz.”<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

21


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Sizin çöpünüz bir suçlunun<br />

hazinesi olabilir!<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Bir cihazın çok yavaşlaması, sahibinin<br />

yeni bir cihaz satın alması veya güncel<br />

haline kıyasla işlevsellikten yoksun olması<br />

gibi nedenlerle kullanımdan kalktığı<br />

bir zaman gelir. Üretici odağını yeni<br />

bir modele kaydırarak eskisinin kullanım<br />

ömrünü sonlandırır. Bu aşamada,<br />

üreticiler ürün için parça, hizmet veya<br />

yazılım güncellemelerinin sağlanmasını,<br />

satışını veya pazarlanmasını durdurur.<br />

Bu birçok anlama gelebilir ancak ESET<br />

uzmanlarına göre cihaz güvenliğinin<br />

artık düzgün bir şekilde sürdürülmediği<br />

ve son kullanıcıyı savunmasız hale getirdiği<br />

sonucunu da doğurur. Destek sona<br />

erdikten sonra siber suçlular üstünlüğü<br />

ele geçirmeye başlayabilir. Kameralar,<br />

telekonferans sistemleri, yönlendiriciler<br />

ve akıllı kilitler gibi cihazların işletim<br />

sistemleri veya aygıt yazılımları bir kez<br />

eskidiğinde artık güvenlik güncellemeleri<br />

almaz ve bilgisayar korsanlığına veya<br />

diğer kötüye kullanımlara açık kapı bırakır.<br />

Dijital mezarlıkta yeni bir tehdit kıpırdanıyor. Destek<br />

dışı kalan IoT cihazlar kötü niyetli aktörlerin esiri<br />

oluyor. Dijital güvenlik şirketi ESET eski, istismar<br />

edilebilecek güvenlik açıklarına sahip, kullanım<br />

ömürlerinin sona ermesi nedeniyle herhangi bir yama<br />

alamayan cihazların saldırganlar için kolay hedef<br />

olduğunu paylaştı…<br />

22<br />

IOT cihaz sayısı 17 milyara<br />

ulaştı<br />

Tahminlere göre kapı kameralarından<br />

akıllı TV’lere kadar dünyada yaklaşık 17<br />

milyar IoT cihazı var ve bu sayı artmaya<br />

devam ediyor. Bunların sadece üçte birinin<br />

beş yıl içinde kullanılmaz hale geldiğini<br />

varsayalım. Bu, 5.6 milyardan biraz<br />

fazla cihazın istismara açık hale gelebileceği<br />

anlamına gelir. Destek azaldıkça<br />

olasılık da artacaktır. Çoğu zaman, bu<br />

savunmasız cihazlar bir botnet’in parçası,<br />

bir bilgisayar korsanının emri altında<br />

zombilere dönüşen ve onların emirlerini<br />

yerine getiren cihazlardan oluşan bir ağ<br />

haline gelebilir.<br />

Birinin çöpü diğerinin<br />

hazinesidir<br />

Mozi, Güncelliğini yitirmiş ve savunmasız<br />

IoT cihazlarından yararlanan botnetlere<br />

iyi bir örnekdir. Bu botnet her<br />

yıl yüz binlerce internete bağlı cihazı<br />

ele geçirmesiyle ünlüydü. Bu cihazlar ele<br />

geçirildikten sonra veri hırsızlığı ve kötü<br />

amaçlı yazılım yüklerinin dağıtılması<br />

da dahil olmak üzere çeşitli kötü amaçlı<br />

faaliyetler için kullanıldı. Botnet çok<br />

ısrarcıydı ve hızlı genişleme yeteneğine<br />

sahipti ancak 2023 yılına kadar çökertildi.<br />

IoT video kamera gibi bir cihazdaki<br />

güvenlik açıklarından faydalanılması,<br />

bir saldırganın bu cihazı bir gözetleme<br />

aracı olarak kullanmasını ve sizi ve ailenizi<br />

gözetlemesini sağlayabilir. Uzaktan<br />

saldırganlar, IP adresleri keşfedildikten<br />

sonra kameraya daha önce erişimleri olmadan<br />

veya giriş bilgilerini bilmeden savunmasız,<br />

internete bağlı kameraları ele<br />

geçirebilirler. Savunmasız, kullanım dışı<br />

IoT cihazlarının listesi uzayıp gidiyor ve<br />

üreticiler genellikle bu tür savunmasız<br />

cihazları yamamak için harekete geçmiyor;<br />

hatta üreticiler iflas ettiğinde cihazlarına<br />

yama yayımlamaları da mümkün<br />

olamıyor.<br />

Eski cihaz, yeni amaç<br />

Aramızdaki IoT cihazlarının bolluğu nedeniyle<br />

yeni bir trend ortaya çıktı: Eski<br />

cihazların yeni amaçlar için yeniden kullanılması.<br />

Örneğin eski iPad’inizi akıllı<br />

bir ev kumandasına dönüştürmek ya da<br />

eski bir telefonu dijital fotoğraf çerçevesi<br />

veya arabanın GPS’i olarak kullanmak<br />

gibi. Olasılıklar çok ancak güvenlik<br />

yine de akılda tutulmalı. Bu elektronik<br />

cihazlar savunmasız yapıları nedeniyle<br />

internete bağlanmamalıdır. Öte yandan,<br />

eski bir cihazı çöpe atarak ondan kurtulmak<br />

da güvenlik açısından iyi bir fikir<br />

değildir. Çöp sahalarını zehirli maddelerle<br />

kirletmemek gibi çevresel bir bakış<br />

açısının yanı sıra eski cihazlar gizli bilgi<br />

hazineleri içerebilir. Desteklenmeyen cihazlar,<br />

bir saldırgan tarafından kontrol<br />

edilen ve hain amaçlar için kullanılan,<br />

güvenliği ihlal edilmiş cihazlardan oluşan<br />

bir ağ olan botnet’te zombi olarak da<br />

yer alabilir. Bu zombi cihazlar genellikle<br />

birisinin ağını veya web sitesini intikam<br />

almak için aşırı yükleyen dağıtılmış hizmet<br />

reddi (DDoS) saldırıları için veya<br />

dikkatleri başka bir saldırıdan uzaklaştırmak<br />

gibi farklı bir amaç için kullanılır.<br />

Akıllı dünya, akıllı suçlular ve zombiler<br />

Cihazlarınızı her zaman güncel tutmalı<br />

ve bu mümkün olmadığında eski verileri<br />

silerek güvenli bir şekilde imha etmeye<br />

çalışmalısınız. İmha ettikten sonra da<br />

yeni bir cihazla değiştirmeniz veya onlara<br />

yeni, çok daha az bağlantılı bir amaç<br />

bulmalısınız. Eski cihazlar kolay hedefler<br />

olabilir, bu nedenle onları internetten<br />

uzak tutarak veya kullanımlarını durdurarak,<br />

onlar aracılığıyla herhangi bir<br />

siber zarara karşı kendinizi güvende ve<br />

emniyette hissedebilirsiniz.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Dell Technologies, yeni Alienware<br />

çift çözünürlüklü oyun monitörünü tanıttı<br />

Her türlü oyun senaryosuna uyum sağlayan yeni Alienware 27 inç 4K Çift Çözünürlüklü Oyun<br />

Monitörü, birden fazla türde oyun oynayanların yüksek yenileme hızı ile yüksek çözünürlük<br />

arasında seçim yapma sorununu ortadan kaldırıyor…<br />

sasiyetiyle gerçekçi görseller sunarak oyunlar<br />

için veya İçerik Oluşturucu Moduyla renk hassasiyeti<br />

gerektiren işler için idealdir. Dolby Vision<br />

ve VESA DisplayHDR 600 sertifikası, parlak<br />

beyazlar ve daha derin siyahlarla zengin<br />

HDR performansı sunuyor. Ayrıca donanım<br />

tabanlı TÜV sertifikalı ComfortView Plus<br />

ile oyuncular, renk performansından ödün<br />

vermeden ve göz yorgunluğu olmadan daha<br />

uzun süre oyun oynayabiliyor.<br />

• Akıcılık: NVIDIA® G-SYNC® Uyumlu ve<br />

VESA AdaptiveSync sertifikaları sayesinde<br />

aksiyon dolu oyunlar takılmayan görsellerle<br />

akıcı kalırken, 0,5 ms gray-to-gray tepki süresi<br />

gölgelenme ve bulanıklığı azaltıyor.<br />

• Konsol Uyumluluğu: Yüksek bant genişliğine<br />

sahip HDMI 2.1 FRL, konsollarda uyumlu<br />

oyunlarla 4K 120Hz’e kadar (PC’de 180Hz’de<br />

4K’ya kadar) performansı desteklerken, değişken<br />

yenileme hızı ve otomatik düşük gecikme<br />

modu duyarlı bir konsol deneyimi sunuyor.<br />

eARC uyumluluğu ise Dolby Atmos hoparlörler<br />

ve ses çubukları dâhil olmak üzere yüksek<br />

çözünürlüklü hoparlörlerin bağlanabilmesini<br />

sağlıyor.<br />

Alienware 27 4K Çift Çözünürlüklü Oyun<br />

Monitörü (AW2725QF) 12 Eylül <strong>2024</strong>’te tüm<br />

dünyada 599,99 ABD dolarından satışa sunulacak.<br />

Dell Technologies, birden fazla türde oyun<br />

oynayanların yüksek yenileme hızı ile yüksek<br />

çözünürlük arasında seçim yapma sorununu<br />

çözen yeni Alienware 27 inç 4K Çift Çözünürlüklü<br />

Oyun Monitörünü (AW2725QF) tanıttı.<br />

Yeni monitör, görsel açıdan yoğun oyunlar<br />

için 4K (3840x2160) 180Hz panelin ayrıntılarına<br />

sahip bir monitör ile aksiyon dolu rekabetçi<br />

oyunlar için FHD (1920x1080) 360Hz panelin<br />

yüksek hızına sahip bir monitörü bir araya<br />

getirerek iki mod sunuyor. Hem PC hem de<br />

oyun konsolları için tasarlanan AW2725QF,<br />

her türlü oyun senaryosuna uyum sağlayan<br />

tek monitör olarak karşımıza çıkıyor.<br />

Tek tuşla iki mod arası geçiş<br />

Yeni Alienware 27 inç 4K Çift Çözünürlüklü<br />

Oyun Monitörü, birden fazla türde oyun<br />

oynayanlar için tek bir düğmeye basarak iki<br />

mod arasında geçiş yapma imkanı veriyor.<br />

4K @180Hz modu, 163 piksel/inç ile en yüksek<br />

detayları ortaya çıkarıyor. Bu mod, RPG<br />

ve macera oyunları gibi görsel açıdan zengin<br />

maceralar için yepyeni bir deneyim sunuyor.<br />

FHD @360Hz modu ise hareket netliğini ve<br />

hızı önceliklendirken hızlı tempolu aksiyon<br />

oyunlarında rekabetçi oyuncuların beklentilerini<br />

karşılıyor.<br />

4K @ 180Hz modunda daha fazla piksel veya<br />

FHD @ 360Hz modunda daha yüksek yenileme<br />

hızı arasında seçim yapma imkânı sunuyor.<br />

4K ekran FHD moduna geçtiğinde, dört<br />

piksel birleştirilerek tek bir piksel oluşturuluyor,<br />

bu da yenileme hızının 360Hz’e çıkmasını<br />

sağlıyor. Bu teknoloji, oyuncuların oyun tercihlerine<br />

bağlı olarak daha yüksek bir yenileme<br />

hızı veya daha yüksek çözünürlük arasında<br />

seçim yapmalarına olanak tanıyor.<br />

Yeni mönitorün öne çıkan<br />

diğer önemli özellikleriyse<br />

şöyle:<br />

• Zengin Renk ve Kontrast: AW2725QF,<br />

DCI-P3 yüzde 95 renk gamı ve Delta E


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

JBL’den dokunmatik ekranlı<br />

yeni kulaklık serisi!<br />

Ses teknolojisinde 75 yıllık deneyimiyle öne çıkan JBL,<br />

müzikseverleri heyecanlandıracak üç yeni kulak içi<br />

kulaklık modeliyle sizlerle buluşuyor. Yeni Live 3 serisi<br />

üstün ses kalitesi, uzun çalma süresi ve dokunmatik<br />

ekran özellikleri ile kullanıcılara benzersiz bir dinleme<br />

deneyimi sunuyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Dokunmatik Ekranla Kontrol<br />

Edilen Üstün Ses Performansı<br />

JBL Live Beam 3, JBL Live Buds 3 ve JBL<br />

Live Flex 3, her biri farklı ihtiyaçlara hitap<br />

eden özelliklerle donatıldı. Bu modellerin<br />

en dikkat çekici özelliği ise Akıllı<br />

Şarj Kutusu üzerindeki 1.45 inç dokunmatik<br />

ekranla kontrol edilebilmeleri. Bu<br />

ekran sayesinde, cihazınıza ihtiyaç duymadan<br />

ses seviyesini ayarlayabilir, müziğinizi<br />

yönetebilir, gelen aramalara cevap<br />

verebilir ve hatta ekran koruyucusunu<br />

kişiselleştirebilirsiniz. JBL uygulamasına<br />

erişmeye gerek kalmadan tüm kontrol<br />

sizin elinizde.<br />

24<br />

JBL Signature Sound ve<br />

Hi-Res Audio ile Üstün Ses<br />

Deneyimi<br />

Her üç model de JBL Signature Sound ile<br />

donatılmış 10 mm ve 12 mm dinamik sürücüler<br />

sunuyor. Bu sürücüler, derin baslardan<br />

yüksek frekanslara kadar her ses<br />

seviyesinde mükemmel bir ses deneyimi<br />

sağlamak için özenle ayarlandı. JBL Spatial<br />

Sound teknolojisi ile sesin her yerden<br />

geldiğini hissederek, kendinizi bir konserin<br />

ortasındaymış gibi hissedersiniz.<br />

Bu, JBL Signature Sound’un en iyi hali.<br />

Ayrıca, True Adaptive Noise Cancelling<br />

özelliği, çevresel sesleri otomatik olarak<br />

engelleyerek en gürültülü ortamlarda<br />

bile kesintisiz bir dinleme keyfi sunar. Bu<br />

özelliği kulak şeklinize göre ayarlayabilir,<br />

çevresel ses kontrol ayarlarınızı yapabilir<br />

ve rahatlamanıza yardımcı olacak<br />

bir çalma listesi oluşturabilirsiniz.<br />

Uzun Süreli Oynatma ve<br />

Kablosuz Şarj İmkanı<br />

JBL Live Flex 3, toplamda 50 saatlik oynatma<br />

süresi sunarak gün boyu kesintisiz<br />

eğlenceyi garanti ediyor. JBL Live<br />

Beam 3, toplamda 48 saat oynatma süresi<br />

sunuyor. JBL Live Buds 3 ise 40 saatlik<br />

oynatma süresi ile kullanıcılarına uzun<br />

süreli dinleme keyfi sunuyor. Modellerin<br />

her biri kablosuz şarj özelliği ile donatılmış<br />

olup, USB Type-C şarj kablosu ile<br />

hızlı şarj imkanı da sunuyor. Sadece 10<br />

dakikalık şarj ile dört saat daha oynatma<br />

süresi elde edebilirsiniz.<br />

Suya ve Toza Dayanıklı<br />

Tasarım<br />

JBL Live Beam 3, JBL Live Buds 3 ve JBL<br />

Live Flex 3, suya ve toza karşı dayanıklı<br />

yapılarıyla dikkat çekiyor. Bu özellikler,<br />

kulaklıklarınızı en zorlu koşullarda bile<br />

güvenle kullanmanızı sağlıyor.<br />

Mükemmel Ses Kalitesi ve<br />

Kişiselleştirilmiş Deneyim<br />

6 mikrofonlu tasarımı, rüzgar ve gürültü<br />

parazitini azaltarak en net ses deneyimini<br />

sunar. JBL Headphones uygulaması ile<br />

dinleme deneyiminizi kişiselleştirebilir,<br />

Uyarlanabilir Gürültü Engellemeyi kulak<br />

şeklinize göre ayarlayabilir ve tercih<br />

ettiğiniz sesli asistanı seçebilirsiniz. Ayrıca,<br />

Google Finder hizmeti sayesinde,<br />

kulaklığınızı kaybettiğinizde, 3 milyondan<br />

fazla Android cihazdan oluşan bir<br />

ağ, kulaklığınızı bulmanıza otomatik<br />

olarak yardımcı olur. Ayrıca, Google Ses<br />

Değiştirme özelliği ile kulaklıklarınız,<br />

bir Android Bluetooth® cihazından diğerine<br />

kesintisiz olarak geçiş yapar. Bu<br />

sayede, tabletinizde izlediğiniz bir videodan<br />

cep telefonunuzdaki bir aramaya<br />

kolayca geçiş yapabilir ve hiçbir anı kaçırmazsınız.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

e& enterprise Türkiye’ye açılıyor!<br />

e& enterprise, GlassHouse’u 60 milyon dolara satın alarak küresel erişimini genişletti.<br />

Türkiye, grubun faaliyet gösterdiği 33. ülke oldu. GlassHouse, e& enterprise’ın bir<br />

iştiraki olarak marka kimliğini koruyacak ve faaliyetlerini bağımsız olarak yürütecek…<br />

e&’in dijital dönüşüm birimi e& enterprise,<br />

Türkiye’nin önde gelen yönetilen bulut<br />

ve SAP altyapı hizmetleri sağlayıcısı GlassHouse’un<br />

yüzde 100 hissesini 60 milyon<br />

ABD doları karşılığında satın alma sürecinin<br />

başarıyla tamamlandığını duyurdu.<br />

Bu satın almayla birlikte, GlassHouse e&<br />

enterprise’ın iştirakleri arasına katılırken,<br />

marka kimliğini koruyarak bağımsız bir<br />

şekilde faaliyet göstermeye devam edecek.<br />

e& enterprise CEO’su Salvador Anglada,<br />

“Yeteneklerimizi güçlendirerek, dikey uzmanlık<br />

ekleyerek ve yüksek büyüme oranına<br />

sahip pazarlara açılarak değer teklifimizi<br />

güçlendirmeye devam ediyoruz. Bu<br />

kapsamda GlassHouse’u e& ekosistemine<br />

dahil etmekten büyük heyecan duyuyoruz.<br />

Bu satın alma ile 33. operasyonel pazarımız<br />

olarak Türkiye’de faaliyetlerimize<br />

başladık. Böylece uçtan uca dijital dönüşümde<br />

bölgesel lider olma yolculuğumuzda<br />

cesur bir adım daha attık” dedi.<br />

GlassHouse CEO’su Alp Bağrıaçık, “GlassHouse’un,<br />

Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon<br />

için stratejik bir merkez olma konumunu<br />

güçlendiren bu önemli yatırım<br />

dalgasının bir parçası olmasından büyük<br />

bir gurur ve mutluluk duyuyorum. Glass-<br />

House’un marka değeri ve teknik uzmanlığı<br />

ile e& enterprise’ın vizyonu sayesinde,<br />

BT altyapı hizmetleri alanında son yılların<br />

en büyük uluslararası doğrudan yatırımlarından<br />

(FDI) birini ülkemize ve sektörümüze<br />

kazandırdık. 60 milyon dolar seviyesindeki<br />

bu yatırım bununla da kalmayarak<br />

önümüzdeki 5 yıl boyunca yılda ortalama<br />

10 milyon dolar seviyesinde doğrudan yatırım<br />

ile daha da büyüyecek. Bu motivasyon<br />

ile ekibimizi daha da büyüterek istihdam<br />

sağlayacak ve dijital dönüşüm alanında<br />

önemli bir teknoloji transferi gerçekleştireceğiz.<br />

Kendi marka kimliğimizle devam<br />

edeceğimiz bu yolculukta endüstrinin en<br />

yetkin takımı ile bölgemizde önemli bir<br />

hizmet ihracatı gücüne erişeceğiz. e&enterprise’ın<br />

güçlü portföyünden faydalanarak<br />

müşterilerimize yepyeni güvenlik<br />

çözümleri ve dijital dönüşümlerini hızlandıracak<br />

alternatif çözümler sunacağız”<br />

dedi.<br />

Bu yatırım ile e& enterprise portföyünü<br />

GlassHouse’un SAP altyapı hizmet yetkinlikleriyle<br />

güçlendirmenin yanında, finansal<br />

hizmetler sektöründe de kapsamlı dijital<br />

çözümler sunma yetkinliğini artıracak.<br />

2004 yılında kurulan ve bulut hizmetleri<br />

sektöründe önemli bir oyuncu haline<br />

gelen GlassHouse, belirli coğrafyalarda<br />

2.000’den fazla işletmeye yönetilen bulut,<br />

iş sürekliliği, şirket içi yedekleme, özel<br />

egemen bulut ve SAP Altyapı hizmetleri<br />

sunuyor. Türkiye’nin en büyük 10 bankasından<br />

dokuzuna hizmet veren şirket,<br />

finansal hizmetler sektöründe öncü konumuyla<br />

dikkat çekiyor. Türkiye, Güney Afrika<br />

ve Katar’daki ofislerinde 150’den fazla<br />

uzman çalışanla faaliyet gösteren Glass-<br />

House, Microsoft, Dell ve SAP gibi sektör<br />

devlerinin güvenilir iş ortakları arasında<br />

yer alıyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

R&M, kuruluma hazır kablolama sistemlerini<br />

genişletiyor<br />

VARIOline ailesi binalarda, veri merkezlerinde ve dış alanlarda<br />

fiber optik kablolama için şantiyede ekleme yapılmasına gerek<br />

olmayan tak ve çalıştır genel çözümler sunuyor…<br />

Veri ve iletişim ağlarına yönelik üst düzey altyapı<br />

çözümlerinin küresel çapta aktif geliştiricisi<br />

ve sağlayıcısı olan R&M, sonlandırılmış<br />

fiber optik kablo yelpazesini genişletiyor. VA-<br />

RIOline ailesi artık üç tak-çalıştır çözümü içeriyor.<br />

Montaja hazır gevşek borulu kablolama<br />

sistemi binalarda, veri merkezlerinde ve dış<br />

alanlarda kurulumunu kolaylaştırıyor. Yalnızca<br />

kabloları şaftlara, kanallara ve raflara<br />

beslemek ve bunları patch panel modüllerine<br />

bağlamak yeterli. Kullanıma hazır kablolar ve<br />

monte edilmiş fan çıkış ayaklarından oluşan<br />

genel çözüm, şantiyede sahada montaj, birleştirme<br />

ve ölçüm işlemlerinden tasarruf sağlarken,<br />

kurulum çalışmalarını yalnızca birkaç<br />

uzmanla zamandan ve maliyetten tasarruf<br />

sağlayacak şekilde gerçekleştirmek mümkün.<br />

VARIOline genel çözümleri, tek veya çok<br />

modlu fiberlerle omurga, ana hat ve kampüs<br />

kablolaması için kullanılmakta.<br />

- VARIOline Easy, korumalı ortamlar için uygun<br />

olup, fabrikalar için veri merkezlerinde ve<br />

veri ağlarında yüksek paketleme yoğunluğu<br />

sağlıyor.<br />

- VARIOline Classic, eklemeye alternatif olarak<br />

iç mekan ve belirli dış mekan kabloları<br />

için orta paketleme yoğunluğuna yönelik mekanik<br />

olarak stabil bir çözüm.<br />

- Dış mekan çözümü VARIOline OP ise; FTTA,<br />

etkinlikler, tüneller ve akıllı şehirler için aşırı<br />

mekanik ve termal yüklere dayanmakta.<br />

VARIOline ürünleri tüm R&M fiber optik<br />

platformlarıyla uyumlu.<br />

25


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Multitek, yeni ürünü DiafonBox ile<br />

tüm evleri akıllandırıyor!<br />

Multitek, diyafon- interkom pazarında dinamikleri değiştirecek yeni ürünü DiafonBox’ı<br />

kamuoyuna sundu. Hem yazılımı hem de donanımı Multitek mühendisleri tarafından<br />

geliştirilen DiafonBox, diyafon sistemlerinde bir ilk olma özelliği taşıyor ve sektöründe<br />

çığır açıyor. Yeni ürün, apartman içi haberleşme sistemi bulunan her türlü konutun<br />

kablo ve cihaz değiştirmeye gerek kalmadan akıllı evlere dönüşmesini sağlıyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

26<br />

1989’dan bu yana apartman-konut içi haberleşme<br />

sistemleri konusunda öncü olan,<br />

yüzde 100 yerli üretim yapan ve Türkiye’deki<br />

tek akıllı interkom üreticisi Multitek düzenlediği<br />

basın toplantısı ile yeni ürünü Diafon-<br />

Box’ı kamuoyuna sundu. Toplantıya Multitek<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Demirkol,<br />

Yönetim Kurulu Üyesi Erman Demirkol ve<br />

Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Ece<br />

Demirkol katıldı.<br />

Toplantıda konuşan Multitek Genel Müdürü<br />

Ece Demirkol, DiafonBox’ın 3 yıla dayanan<br />

bir ar-ge çalışmasının ürünü olduğunu ifade<br />

ederek, diyafon pazarında bir ilk olduğunu<br />

söyledi. Demirkol “DiafonBox apartman içi<br />

haberleşme sistemlerinde bir devrim yapıyor.<br />

Bu ürünü eski veya yeni kurulan analog<br />

interkom sistemlere takılan bir teknoloji<br />

dönüştürücü cihazı olarak düşünebilirsiniz.<br />

DiafonBox’ın takıldığı diyafon/interkom<br />

sistemleri cep telefonu üzerinden kontrol<br />

edilebilir hale geliyor. Kapı çaldığında çağrı<br />

anında tüm aile bireylerinin cebine geliyor,<br />

yanıtlayan kişi cep telefonu üzerinden kapı<br />

ile görüntülü konuşup kapı kilidini açabiliyor.<br />

Böylece binada kablo ve cihaz değiştirmeye<br />

gerek kalmadan mobil bir interkom<br />

sistemi kuruluyor. Akıllı ev cihazları ile genişletilebilen<br />

sistem ile düşük donanım maliyetiyle<br />

evler akıllı hale geliyor” dedi.<br />

Yüksek teknoloji üretiyoruz!<br />

Multitek IP interkom ürünlerinin Android<br />

işletim sistemine sahip son derece gelişmiş<br />

teknolojik ürünler olduğunu vurgulayan Ece<br />

Demirkol, Multitek’in yerli bir Ar-Ge şirketi<br />

olduğunu ve bu odakla hareket ettiğini belirterek<br />

“Ar-ge bizim için bir tutku demek.<br />

2017 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı<br />

tarafından Ar-Ge merkezi olarak nitelendirilen<br />

alanımızdaki ilk firma olduk. Her<br />

yıl en az 2 adet TÜBİTAK/TEYDEB projesi<br />

gerçekleştiriyoruz. Sektörün geleceğini belirleyen<br />

teknolojiler geliştirmek, kullanıcıların<br />

hayatlarına konfor ve güvenlik katan yeni<br />

teknolojiler üretmek işimizin en keyifli yanı.<br />

Örneğin Akıllı IP interkom ve bulut tabanlı<br />

IP interkom projelerimiz birçok ödüle layık<br />

görülen projeler oldu. Büyük ticari başarı da<br />

gösteren akıllı interkom bugün global firmalarla<br />

yarışıyor, hatta teknoloji olarak dünya<br />

standartları ayarında yer alıyor. IP interkomlarımız<br />

neredeyse bir akıllı telefon gibi. Bunu<br />

Türkiye’de yapabilen bir rakibimiz yok. Dünyada<br />

ise yapan çok fazla şirket yok. Şimdi Diafonbox<br />

ile rakiplerimizin de önüne geçtik”<br />

diye konuştu.<br />

Akıllı posta kutusu!<br />

DiafonBox’ın patentli bir ürün olduğunu ifade<br />

eden Demirkol, “DiafonBox ürünü ile yaratacağımız<br />

yeni pazar ile mevcut müşterilerimize<br />

yeni hizmetler sunmayı hedefliyoruz.<br />

Akıllı interkom tarafında ise pazar liderliğini<br />

sürdüreceğiz. Bulut tabanlı analog ve IP<br />

ürünlerimize yenilikçi hizmetler sunmaya<br />

devam edeceğiz. Yenilikçi teknolojilerimizden<br />

biri de Akıllı Posta Kutusu. İngiltere’den<br />

gelen bir talep üzerine geliştirdiğimiz bu<br />

ürün için yine İngiltere’de bir şirket kurduk.<br />

Global pazarlarda daha etkin bir rol almayı<br />

ve global bir marka olarak tanınmayı hedefliyoruz.<br />

Uzun vadede akıllı bina teknolojileri<br />

sektöründe lider konumumuzu sürdürerek,<br />

Ar-Ge faaliyetlerine yatırım yapmayı sürdüreceğiz.<br />

dedi.<br />

Akıllı ev pazarı büyüyor<br />

Dünyada akıllı ev pazarının 81 milyar dolar,<br />

Türkiye’de ise 100 milyon dolar civarında olduğunu<br />

ifade eden Demirkol, bu pazarın her<br />

yıl ortalama yüzde 10 büyüdüğünü söyledi.<br />

Türkiye’de akıllı bina ve akıllı ev tarafında<br />

penetrasyonun henüz oldukça düşük olduğunu<br />

söyleyen Demirkol “Uzun yıllardır dünyada<br />

ve Türkiye’de yaygın olarak kullanılan<br />

diafonlar, kentsel yaşamın ve dijitalleşmenin<br />

getirdiği yeni ihtiyaçlar nedeniyle büyük bir<br />

dönüşüm geçiriyor. Akıllı ev sistemleri, bina<br />

otomasyonları, güvenlik ve uzaktan erişim<br />

talebi bu dönüşümü zorunlu kılıyor. Akıllı<br />

ev platformlarına bağlanabilen, kullanıcıların,<br />

erişimini uzaktan kontrol etmesine<br />

ve izlemesine olanak sağlayan interkomlar<br />

gün geçtikçe daha popüler oluyor. Multitek’in<br />

akıllı interkom sistemleri, apartman<br />

ve site sakinlerinin hayatını kolaylaştırmak<br />

için tasarlandı. Bugün 1 milyonun üzerinde<br />

konutta Multitek ürünlerini görebilirsiniz.<br />

Diafonbox ürünümüz ile de ilk etapta 250<br />

bin konutun dönüşümünü sağlamayı hedefliyoruz”<br />

dedi.<br />

Kilo başına ihracat 200 dolar<br />

Multitek Yönetim Kurulu Üyesi Erman Demirkol<br />

ise yaptığı konuşmada, Ar-Ge’ den<br />

üretime, satıştan satış sonrası desteğe 200<br />

kişilik bir ekiple uçtan uca hizmet verdiklerini<br />

belirtti. Analog interkom, akıllı interkom,<br />

telefon santralleri ve yangın alarm sistemleri<br />

dahil yaklaşık 250 adet farklı ürünleri olduğunu<br />

söyleyen Demirkol “Farklı akıllı ev<br />

protokolleriyle birlikte çalışabilen interkom<br />

ürünlerimiz birçok projede güvenle kullanılıyor.<br />

Türkiye’nin markalı konut üreticilerinin<br />

de ilk tercihi Multitek. Kamuoyunda bilinen<br />

markalı konutların çoğu Multitek ürünlerini<br />

kullanmakta” dedi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Endüstriyel kontrol sistemleri yeterince<br />

korunmuyor!<br />

Endüstriyel kontrol sistemleri, kötü niyetli<br />

kişiler tarafından aralıksız olarak tehdit altında<br />

bulunuyor. Bu tehditler ulus devletler,<br />

politik ya da finansal nedenlerle saldırı yapmak<br />

isteyen hackerler, iç tehditler ve şirkete<br />

zarar vermek isteyen, eski çalışanlar gibi pek<br />

çok kaynağa dayanıyor. Endüstriyel kontrol<br />

sistemlerinde güvenlik açığı yaratan 5 temel<br />

soruna dikkat çeken WatchGuard’ın Türkiye<br />

ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez, bu<br />

sorunların nasıl ortadan kaldırılabileceği ile<br />

ilgili şirketlere tavsiyelerde bulunuyor.<br />

Endüstriyel kontrol sistemleri, giderek artan<br />

ve gelişen siber tehditlere karşı güncellenemediklerinden<br />

dolayı şirketler için güvenlik<br />

riski oluşturuyor. Kısaca EKS olarak adlandırılan<br />

endüstriyel kontrol sistemlerinde<br />

gerçekleşen sızıntılar, felaket boyutunda<br />

sonuçlar yaratarak oldukça yüksek maliyetlerde<br />

zararlar doğurabiliyor. EKS’ye yapılan<br />

bu tür saldırılarla hem fiziksel hem çevresel<br />

zararlar oluşurken üretim süreçlerindeki kesintiler,<br />

şirketleri olumsuz etkiliyor. Ayrıca<br />

yasalardan doğabilecek yüklü faturalar veya<br />

zarara uğradıklarını iddia eden üçüncü parti<br />

şirketlerden dolayı iş ortaklarının ve sektörün<br />

şirketlere olan güveni azalabiliyor.<br />

En Çok Karşılaşılan 5 Tehdit<br />

Bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda,<br />

EKS ağlarındaki güvenlik zafiyetlerinin<br />

giderilmesinin ve tehditlere karşı önlem alınmasının<br />

ne kadar elzem olduğunun kolayca<br />

görülebileceğini belirten WatchGuard’ın<br />

Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf<br />

Evmez, EKS ağlarının en sık karşılaştığı 5<br />

tehdidi ve bu tehditlerden korunmak için şirketlerin<br />

alabileceği önlemleri paylaşıyor.<br />

1. Ağ Yapılandırmasının Zayıflığı: Ağ yapılandırması<br />

ne kadar zayıf olursa, bir siber<br />

saldırının başarılı olma ihtimali de bir o kadar<br />

artıyor. Bir kontrol cihazının sahip olduğu<br />

zayıf yapılandırma, iki türlü veri sızıntısı<br />

yaratabiliyor. Zira böyle bir durumda hem<br />

siber saldırganlar ağa adım atabilecekleri bir<br />

boşluk görmüş oluyor hem de şirketin hassas<br />

bir varlığında sorun çıkartılmış oluyor.<br />

Önlem: Endüstriyel kontrol cihazlarının<br />

hiçbir zaman internetle doğrudan bağlantı<br />

Operasyonel teknolojiler ile bilgi teknolojileri,<br />

birbirinden farklı özelliklerine rağmen taşıdığı<br />

riskler ve alınabilecek önlemler açısından benzerlik<br />

gösteriyor. Endüstriyel kontrol sistemlerine yönelik<br />

tehditlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı ise şirketlerin<br />

güvenlik stratejilerini sürekli olarak güncellemelerini<br />

zorunlu kılıyor. Sadece teknolojik değil, aynı zamanda<br />

insan kaynaklı tehditlerin de dikkate alınması, bu<br />

kritik sistemlerin güvenliğini sağlamada önemli bir<br />

adım. WatchGuard’ın Türkiye ve Yunanistan Ülke<br />

Müdürü Yusuf Evmez, endüstriyel ağlara yönelik en<br />

yaygın 5 güvenlik tehdidini ve alınabilecek önlemleri<br />

paylaşıyor…<br />

içerisinde olmaması gerekiyor. Ayrıca genel<br />

ağ bütünlüğünden rahatlık adına fedakarlık<br />

yapılmadığı sürece dikkatli ağ segmentasyonları<br />

uygulamak faydalı olabiliyor.<br />

2. Denetim Yokluğu: Denetimler, ağda neler<br />

olup bittiğini anlamak için hayati derecede<br />

önem taşıyor. Denetimin gerçekleştirilmesi<br />

için ise kayıt mekanizmalarının mutlaka var<br />

olması gerekiyor. Ancak bazı EKS ortamlarında<br />

böyle bir mekanizma ya hiç bulunmuyor<br />

ya da ciddi eksiklikler barındırıyor. Bu<br />

nedenle çoğu vakada güvenlik ekipleri kayıtları<br />

nasıl toplayacakları ya da onları nerede<br />

arayacakları bilgisinden bile yoksun kalıyor.<br />

Önlem: Basit bir yapıda da olsa düzenli kayıt<br />

tutmak, vaka anında saldırıya cevap vermek<br />

ve bir adli araştırma yapabilmek adına önem<br />

taşıyor. Ayrıca yasalara uyumluluğun denetlenmesi<br />

için de bu kayıtların varlığına ihtiyaç<br />

duyuluyor. İlk denetim hangi verilerin takip<br />

edilip toplandığı ve hangilerinin takip edilmediğine<br />

yönelik gerçekleştirilerek bu şekilde<br />

sistemin limitleri öğrenilebiliyor. Kayıtları<br />

bir araya getirirken hedefin daima %100 görünürlük,<br />

takip ve kontrol olduğunun akılda<br />

tutulması gerekiyor.<br />

Çoğu EKS ağlarında denetleme sağlayan bazı<br />

içerikler bulunmasına rağmen çalışanlar bu<br />

kapasiteyi görmezden geliyor veya yeterince<br />

kullanamıyor. Oysa, bu içeriklerden faydalanılması,<br />

fark edilen anormal durumların<br />

acilen güvenlik müdahale ekiplerine bildirilmesi<br />

ve sorunun gerçek zamanlı, otomatik<br />

denetim mekanizmalarıyla beraber incelenmesi<br />

ciddi fayda sağlıyor.<br />

3. Kontrol Eksikliği: Çoğu EKS için, varlıkları<br />

yönetmek açısından basit kontroller dahi<br />

yapılmıyor. Bunun sonucu olarak, operasyonel<br />

sistemlerde güvenlik hijyeni ancak problem<br />

sonrası akla gelen bir düşünce oluyor.<br />

Sistemlerdeki yamalar bu şekilde eksik kalırken<br />

özelliklerin, yapılandırmaların, yazılım<br />

sürümlerinin, yama seviyelerinin merkezi<br />

ve güncel bir envanterinin bulunmaması<br />

durumu iyice içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.<br />

Ayrıca kontrol eksikliği, şirketin EKS<br />

için belirlediği güvenlik kurallarına uyulup<br />

uyulmadığından da bilinmemesine yol açıyor.<br />

“Sistem çalıştığı sürece, hiç karışmamak<br />

daha iyidir.” fikrine dayalı bir güvenlik, açıkları<br />

gitgide artırıyor.<br />

Önlem: Güncel olmayan bir varlık envanteri<br />

ile, özellikle fiziksel süreçleri yönetmekle<br />

sorumlu kontrol sistemlerindeki yamaların<br />

uygulanması veya yetkisiz hareketlerin<br />

fark edilmesi mümkün olmuyor. Bu nedenle<br />

sürekli envanter tutulması ve operasyonel<br />

teknolojiler için merkezi ve otomatik bir yönetim<br />

oluşturulması şart oluyor.<br />

4. Çalışan Bilinçsizliği: EKS’lerde de en<br />

az BT’de olduğu kadar ağ güvenliği riskleri<br />

bulunuyor. Oltalama saldırıları, sosyal mühendislik<br />

teknikleri, riskli sunucu kullanımı<br />

davranışları gibi durumların hepsi, BT’deki<br />

gibi EKS’de de saldırganların kullanabileceği<br />

yöntemler oluyor. Üstelik siber saldırganlar,<br />

sistemlerden birine yapılan bilinçsiz bir hatadan<br />

faydalanarak iki ağa birden yayılabiliyor.<br />

Önlem: Güvenlik eğitimi, ağ segmentasyonu,<br />

çok faktörlü doğrulama gibi uygulamalar çalışanların<br />

bilinçsiz davranışlarını ya da bu<br />

davranışların olumsuz sonuçlarını azaltıyor.<br />

5. İç Tehditlerin Varlığı: Operasyonel teknolojilerde<br />

karşılaşabilecek iç tehdit riskleri,<br />

hoşnutsuz bir çalışan ya da verileri çalmak<br />

veya sistemi sabote etmek için para ödenen<br />

bir görevli olabiliyor.<br />

Önlem: Yapılacak risk ölçümleri, gereğinden<br />

fazla yetki verilmiş hesapların tespit edilmesine<br />

ve iç tehdit riskinin azalmasına yarıyor.<br />

Bu açıdan cihaz bütünlüğünde yapılan kontroller,<br />

kötü niyetli girişimleri geç olmadan<br />

tespit edebiliyor. Ayrıca, birbiriyle bağlantıda<br />

olmalarından dolayı hem BT hem de EKS<br />

güvenliğinden emin olmak bir ağ üzerinden<br />

diğerine yayılmaya çalışan saldırılardan korunmayı<br />

sağlıyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

27


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Logitech’ten çalışan mutluluğunu ve<br />

refahını artıran yan haklar<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

28<br />

Logitech, çalışanlarının iş-özel hayat<br />

dengesini iyileştirmek ve kişisel refahlarını<br />

artırmak için sunduğu kapsamlı<br />

yan haklarla dikkat çekiyor. Konuyla ilgili<br />

görüş bildiren Logitech Türkiye Ülke<br />

Müdürü Sinem Erdoğmuş Yavuz, “Logitech<br />

olarak, önceliğimize insanı koyuyoruz.<br />

Logitech’in global olarak sağladığı<br />

geniş kapsamlı desteklere ek olarak,<br />

Logitech Türkiye bünyesinde çalışan<br />

tüm ekip arkadaşlarımın mutluluğu ve<br />

motivasyonu için de sürekli araştırma<br />

yapıyoruz. İhtiyaçlar ve trendler doğrultusunda<br />

haklarımızı genişletmek için<br />

aksiyonlar alıyoruz. Çalışanlarımızın<br />

sadece iş yerinde değil, günlük hayatlarında<br />

da refahını sağlamak için dikkat<br />

çeken ve takdir toplayan destekler sunuyoruz.<br />

Böylece her bir çalışanımızın kendini<br />

değerli hissettiği bir çalışma ortamı<br />

oluşturuyoruz” dedi.<br />

Logitech’te anneye<br />

de babaya da 18 hafta<br />

ebeveynlik izni var<br />

Logitech, yeni anne ya da baba olan tüm<br />

ebeveynler için asgari 18 hafta tam ücretli<br />

izin hakkı tanıyor. Bu hak doğum,<br />

taşıyıcı annelik veya evlat edinme yoluyla<br />

aileye katılan tüm çocuklar için<br />

geçerli. 18 haftalık izin, çocuğun aileye<br />

katılmasından itibaren ilk iki yıl içinde<br />

kullanılabiliyor. Bu adımla Logitech,<br />

tüm çalışanlarının yeni aile üyeleriyle<br />

daha fazla zaman geçirebilmesini destekliyor.<br />

Çalışanlar uzun hafta<br />

sonu tatillerinde işten<br />

uzaklaşabiliyor<br />

Logitech, çalışanlarının dinlenmesi,<br />

sevdiklerine zaman ayırması ve minik<br />

tatiller için zaman bulması adına LogiThanks<br />

Weekend isimli uzun hafta sonu<br />

tatilleriyle de dikkat çekiyor. Bu uygulamayla<br />

tüm Logitech çalışanları, her<br />

çeyrekte 2 iş günü (Cuma-Pazartesi), yılda<br />

toplam 8 iş günü ekstra izin yapıyor.<br />

Teknoloji sektörünün öncü markalarından Logitech,<br />

çalışanlarının refahını en üst düzeye çıkarmak için<br />

dikkat çeken yan haklar ve geniş kapsamlı destekler<br />

sunuyor. Logitech’te çalışmanın ne kadar değerli<br />

olduğunu ortaya koyan bu haklar, dinlenme, sağlık,<br />

kişisel esenlik, ruh sağlığı, motivasyon ve iş-özel<br />

hayat dengesi gibi konularda toplanıyor. Logitech,<br />

sunduğu bu desteklerle çalışanlarının iş ve kişisel<br />

yaşamını iyileştiriyor…<br />

Özellikle yoğun dönemlerin ardından<br />

çalışanlara bir teşekkür niteliğinde verilen<br />

bu izinler, Logitech’in çalışanlarına<br />

verdiği değeri ve onların refahını ön<br />

planda tutma amacını yansıtıyor.<br />

Sadece ergonomik mouse ve<br />

klavye yetmez<br />

Masa başı çalışanların çok daha konforlu<br />

çalışmalarını sağlamak, postürlerini<br />

iyileştirmek için ürettiği ergonomik<br />

mouse ve klavyeleriyle dikkat çeken<br />

Logitech, kendi çalışanlarının refahını<br />

en üst düzeye çıkarmak için kapsamlı<br />

bir ergonomi desteği sunuyor. Bu destek<br />

kapsamında, çalışanların evde kurdukları<br />

ofis ortamı için masa, sandalye<br />

ve monitör gibi ofis ekipmanlarının ücretini<br />

Logitech karşılıyor. Bu destek, ev<br />

ortamında ergonomik bir çalışma alanı<br />

oluşturmayı kolaylaştırıyor ve uzun vadede<br />

çalışanların fiziksel sağlığını koruma<br />

amacı taşıyor.<br />

Haftada 2 gün ofis, 3 gün ev<br />

Hibrit çalışma anlayışını benimseyen<br />

Logitech’te çalışanlar, haftanın iki günü<br />

ofiste, kalan üç günde evden çalışabiliyor.<br />

İş ve özel hayat dengesini koruyabilmelerini<br />

sağlayan bu uygulama,<br />

çalışanların kişisel esenliğini artırıyor.<br />

Bu uygulamanın yanısıra çalışanların<br />

istedikleri zaman kullanabilmeleri için<br />

Logitech Türkiye Ofisi 7/24 açık durumda.<br />

Logitech çalışanları Ağustos<br />

ayında istediği yerden<br />

çalışıyor<br />

Yüksek sıcaklıklardan bunalan çalışanlarının<br />

refahını düşünen Logitech<br />

Türkiye, Esnek Ağustos uygulamasıyla<br />

çalışanlarına istedikleri yerden çalışma<br />

imkanı tanıyor. Çalışanlar Ağustos ayı<br />

boyunca sadece evden değil, diledikleri<br />

herhangi bir yerden çalışabilme hakkına<br />

sahip oluyor. Bu esneklik sayesinde<br />

çalışanlar sevdiklerine çok daha fazla<br />

zaman ayırabiliyor.<br />

Kişisel esenliği destekleyen<br />

haklar<br />

Logitech, çalışanlarının fiziksel sağlığını<br />

desteklemek amacıyla Logi Wellness<br />

isimli inisiyatifi kapsamında geniş bir<br />

bütçe ayırıyor. Her çalışana özel olarak<br />

ayrılan spor desteği kapsamında çalışanlar<br />

spor salonu üyelikleri, spor ekipmanı<br />

satın alımları, diyetisyen ücretleri,<br />

zihinsel sağlık uygulamaları masrafları<br />

gibi harcamaları bu bütçeden karşılayabiliyor.<br />

Ruh sağlığı ve gelişim ön<br />

planda<br />

Logitech Modern Health isimli uygulama<br />

ile yaptığı anlaşma kapsamında tüm<br />

çalışanlarına 8 seans terapi, 10 seans<br />

koçluk hizmetini ve esenlik için üretilen<br />

sayısız dijital kaynak erişimini tamamen<br />

ücretsiz olarak sunuyor. Sadece çalışanlar<br />

değil, tüm aile üyeleri bireysel olarak<br />

bu haktan faydalanabiliyor. Böylece hem<br />

çalışanlarının hem de ailelerinin ruh<br />

sağlığını korumalarına ve zihinsel olarak<br />

gelişmelerine imkan tanıyor.<br />

Gönüllü çalışmalar için ekstra<br />

izin hakkı<br />

Çalışanlar, katılmak istedikleri gönüllü<br />

çalışmalar ve sivil toplum kuruluşlarına<br />

destek vermek için yıllık izninden ayrı<br />

olarak 4 gün gönüllülük iznine sahip oluyor.<br />

Kişisel tutkulara önem veren Logitech,<br />

gönüllülük iznine ek olarak 1 günlük<br />

“Speak Up Speak Out” isimli izin hakkını<br />

da çalışanlarına sağlıyor. Çalışanlar bu<br />

izni, kalplerine yakın sosyal konular için<br />

savunuculuk yapmak için kullanabiliyor.<br />

Böylece yıl içinde 5 gün ekstra izin hakkı<br />

kazanmış oluyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

<strong>2024</strong>’ün ilk yarısında yapay zeka destekli<br />

siber saldırılarda endişe verici artış!<br />

Trend Micro’nun hazırladığı yıl ortası siber güvenlik tehdit raporu, siber saldırganların<br />

yapay zekayı ne derece etkin kullandıklarını ortaya koyuyor…<br />

Siber güvenlik alanında dünyanın önde gelen<br />

şirketlerinden Trend Micro’nun hazırladığı<br />

rapor, son zamanlarda emniyet güçlerinin<br />

baskısı ve çeşitli yasal uygulamalar<br />

nedeniyle siber saldırganların yapay zeka<br />

ve gelişmiş taktiklerle desteklenen yeni bir<br />

saldırı dalgası başlattığını ortaya koydu.<br />

Trend Micro Avrasya Bölgesi Yönetici<br />

Direktörü Hasan Gültekin, “Trend Micro<br />

yılın ilk yarısında müşterileri için 75,9<br />

milyardan fazla tehdidi engelledi, ancak<br />

rehavete kapılacak zaman yok. Kötü niyetli<br />

aktörler yapay zekayı bir araç olarak<br />

benimsemeye başladıkça, sektörün de<br />

gelişen tehditlerin üstesinden gelecek güvenlik<br />

stratejileri tasarlayarak aynı şekilde<br />

karşılık vermesi gerekiyor. Bu, kaybetmeyi<br />

göze alamayacağımız bir mücadele” dedi.<br />

Yıl ortası raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı<br />

üzere, LockBit (Cronos Operasyonu),<br />

dropper zararlı yazılım ağları (Endgame<br />

Operasyonu) ve Cobalt Strike’ın izinsiz<br />

kullanımına (Morpheus Operasyonu) karşı<br />

emniyet güçlerinin aldıkları başarılı<br />

önlemlere rağmen siber saldırılardan kaynaklanan<br />

tehdit ciddiyetini korumaya devam<br />

ediyor.<br />

Yapay zekanın suç amaçlı ve kötüye kullanımı<br />

büyük bir endişe kaynağı oluşturuyor.<br />

Trend Micro, siber saldırganların yasal<br />

yapay zeka yazılımlarına kötü amaçlı yazılımlar<br />

gizlediğini, suç amaçlı Büyük Dil<br />

Modelleri (Large Language Model) işlettiğini<br />

ve hatta hizmet olarak jailbreak hizmeti<br />

sattıklarını gözlemledi. Siber saldırganlar,<br />

bu modellerle üretken yapay zeka<br />

botlarını özellikle kötü amaçlı yazılım ve<br />

sosyal mühendislik tuzakları oluşturmak<br />

için kendi politikalarına ters düşen sorulara<br />

yanıt vermeleri için kandırabiliyor.<br />

Ayrıca <strong>2024</strong> yılının ilk yarısında siber saldırganlar<br />

sanal adam kaçırma dolandırıcılığı<br />

yapmak, üst düzey yöneticilerin<br />

kimliğine bürünmek ve “Müşterini Tanı”<br />

(KYC) kontrollerini atlamak için deepfake<br />

girişimlerini yoğunlaştırdılar. Özellikle<br />

üst düzey yöneticilerin kimliğine bürünmelerine<br />

ve KYC kontrollerini atlatmalarına<br />

yardımcı olması için biyometrik verileri<br />

toplamak amacıyla çeşitli kötü amaçlı yazılımlar<br />

geliştirdiler.<br />

<strong>2024</strong>’ün ilk yarısında öne çıkan diğer gelişmeler<br />

arasında şunlar yer alıyor:<br />

• LockBit, emniyet güçlerinin engellemelerine<br />

rağmen en yaygın fidye yazılımı<br />

ailesi olmaya devam ediyor ve hatta Lock-<br />

Bit-NG-Dev adında yeni bir varyant ortaya<br />

çıkmış durumda.<br />

• Siber saldırganlar hedefli saldırılar düzenlemek<br />

için Olimpiyatlar ve ulusal seçimler<br />

gibi büyük etkinliklerden yararlanıyor.<br />

• Önemli APT kampanyaları, Earth Lusca’nın<br />

Çin-Tayvan ilişkileri etrafında yürüttüğü<br />

kampanya gibi jeopolitik gerilimleri<br />

kullanıyor.<br />

• Bir devlete bağlı olarak çalışan siber saldırganlar,<br />

hedefli saldırıların anonimleştirilmesi<br />

amacıyla internet üzerinden ulaşılabilen<br />

yönlendiricileri ele geçirmek için<br />

sofistike teknikler kullanıyor<br />

• Çeşitli gruplar, açık kimlik bilgilerini,<br />

açıkta duran kaynakları, güvenlik açıklarını<br />

ve hatta meşru (ancak yanlış yapılandırılmış)<br />

araçları kötüye kullanarak bulut<br />

ortamlarını, uygulamaları ve hizmetleri<br />

hedef alıyor<br />

Sınırları Zorlamak: Trend Micro <strong>2024</strong><br />

Yıl Ortası Siber Güvenlik Tehdit Raporu’nun<br />

tamamını okumak için: https://www.trendmicro.com/vinfo/tr/<br />

security/research-and-analysis/threat-reports/roundup/pushing-the-outer-limits-trend-micro-<strong>2024</strong>-midyear-cybersecurity-threat-report<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

TCL, NXTPAPER 14 tabletini tanıttı<br />

TCL’in yeni tableti NXTPAPER 14, kullanıcılara hareket halindeyken içerikleri okumaları<br />

ve görüntüleri izlemeleri için üst düzey konfor sunuyor…<br />

Zengin özelliklere sahip akıllı telefonlar,<br />

tabletler ve bağlantılı cihazlarda ekran konusunda<br />

öncü olan TCL’in kısa süre önce<br />

piyasaya sürülen tableti TCL NXTPAPER<br />

14, NXTPAPER 3.0 teknolojisini büyük ve<br />

canlı bir ekranla bütünleştiren öncü bir<br />

tablet olması ile dikkatleri üzerine çekiyor.<br />

CES <strong>2024</strong>’teki ön gösteriminin ardından<br />

TCL NXTPAPER 14 Pro ise hem iş hem de<br />

eğlence için tasarlanmış büyük bir 14 inç<br />

2.8K ekran ile piyasaya sunuluyor. Üstün<br />

göz konforu, canlı renkler ve olağanüstü<br />

netlik sağlayan bu cihaz, profesyonel ve eğlence<br />

amaçlı kullanım için ideal bir cihaz<br />

olarak öne çıkıyor.<br />

Aynı kalitede 2,4K çözünürlüklü 14,3 inç<br />

ekrana sahip TCL NXTPAPER 14 tabletin<br />

de Ağustos <strong>2024</strong> tarihinden itibaren daha<br />

fazla pazara ulaştırılması planlanıyor.<br />

Tablet göz konforundan ödün vermeden<br />

uygun fiyatlı bir seçenek olarak tüketicilere<br />

sunulacak.<br />

29


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

8 adımda siber güvenlik<br />

duruşunuzu geliştirin!<br />

Dijital tehditlerin giderek daha karmaşık ve yaygın hale<br />

geldiği bir dönemde, güçlü bir siber güvenlik duruşunu<br />

sürdürmek artık bir seçenek değil, bir gereklilik<br />

haline geldi. Her büyüklükteki organizasyon, hassas<br />

bilgilerini ihlallerden, yetkisiz erişimden ve içeriden<br />

gelen tehditlerden korumak için proaktif önlemler<br />

almak zorunda…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

30<br />

Organizasyon veri güvenliğinin nasıl<br />

geliştirilebileceğini merak edenler için<br />

ayrıntılı ama sade bir rehber hazırladık.<br />

Öncelikle mevcut durumu değerlendirmeye<br />

dair izlenmesi gereken adımlardan<br />

başlayalım.<br />

1. Hassas Veri Envanteri Oluşturun:<br />

İşe organizasyonunuzdaki tüm hassas<br />

verileri sınıflandırıp kataloglayarak başlayın.<br />

Kapsamlı bir keşif yapmak ve ayrıntılı<br />

raporlar oluşturmak için gelişmiş<br />

araçlar kullanarak kritik bilgilerin gözden<br />

kaçmadığından emin olun.<br />

2. Verilerin nasıl hareket ettiğini ve<br />

işlendiğini bildiğinizden emin olun:<br />

Hassas verilerin depolanmasını ve işlenmesini<br />

düzenli olarak izleyin. Verilerin<br />

uygunsuz bir şekilde depolandığı veya<br />

aşırı verilerin toplandığı ve depolandığı<br />

durumları belirleyin ve düzeltin. Verilerin<br />

oluşturulmasından silinmesine kadar<br />

olan yaşam döngüsünü net bir şekilde<br />

görebileceğiniz çözümler uygulayın.<br />

3. Erişim Haklarını Gözden Geçirin<br />

ve Ayarlayın: Hassas verilere kimlerin<br />

erişimi olduğunu değerlendirin ve sadece<br />

yetkili personelin görüntüleme veya<br />

düzenleme yapabileceğinden emin olun.<br />

İhlalleri tespit etmek ve çeşitli platformlar<br />

ile hizmetler arasındaki veri trafiğini<br />

yönetmek ve izlemek için sıkı kontroller<br />

uygulayın ve böylece kasıtlı veya kasıtsız<br />

veri kaybı riskini en aza indirin.<br />

Bu adımları takip ettikten sonraysa politika<br />

ve süreçlerin belirlenmesi aşamasına<br />

geçiyoruz.<br />

4. Veri Toplama ve Kontrolü Geliştirin:<br />

Veri toplama yöntemlerinizi organizasyonunuzun<br />

özel ihtiyaçlarına uygun<br />

hale getirin. Altyapınızdaki herhangi bir<br />

veri veya insan kaynaklı olaylar için kurallar<br />

oluşturun. Veri toplama yöntemlerinizi<br />

organizasyonunuzun özel ihtiyaçlarına<br />

uyacak şekilde özelleştirin. Veri<br />

işleme süreçlerinde herhangi bir anormalliği<br />

kolayca izleyebileceğiniz, analiz<br />

edebileceğiniz ve yanıt verebileceğiniz<br />

çözümler sağlayın.<br />

5. Bağlamsal Olay Profilleri Oluşturun:<br />

Tüm güvenlik olaylarını kolay erişim<br />

ve analiz sağlayan tek bir birleşik sistemde<br />

saklayın ve takip edin. Potansiyel<br />

tehditler hakkında daha derin içgörüler<br />

elde etmek için kullanıcı davranışı analitiği<br />

ve personel kontrolü sunan araçları<br />

kullanın.<br />

6. Güçlü Veri Gizliliği Politikaları<br />

Uygulayın: Organizasyonunuzun ihtiyaçlarına<br />

uygun kapsamlı veri gizliliği<br />

politikaları oluşturun. Bir güvenlik görevlisinin<br />

bir kez politika oluşturması ve<br />

ardından bunu seçilen hedef kanallara<br />

yayınlaması daha kolaydır. Yetkisiz veri<br />

paylaşımını önlemek için iletişim kanallarının<br />

seçici olarak engellenmesine olanak<br />

tanıyan çözümler dağıtın.<br />

Son aşama olarak da olay müdahale planını<br />

tanımlamanız gerekiyor.<br />

7. Verileri Sınıflandırın ve Saklayın:<br />

Envanterinize dayanarak, farklı veri türlerini<br />

kategorilere ayırın ve uygun saklama<br />

sürelerini tanımlayın. Bu uygulama<br />

yasal gerekliliklerle uyumluluğu sağlar<br />

ve genel veri güvenliğini artırır.<br />

8. Olay Müdahalesini Kolaylaştırın:<br />

Olay müdahale planını tanımlayın. Çalışan<br />

davranış sapmaları, politika ihlalleri<br />

veya veri ihlali durumunda ne yapacağınızı<br />

bilin. Devam eden görevlerin 360°<br />

görünümünü sağlayan araçları kullanarak<br />

olay müdahale sürecinizi basitleştirin.<br />

Bu yaklaşım, siber güvenlik ekiplerinin<br />

üzerindeki iş yükünü azaltır ve<br />

olası tehditlerin daha hızlı çözülmesini<br />

sağlar.<br />

Bu sekiz adımı etkili bir şekilde uygulamak<br />

ve siber güvenlik duruşunuzu<br />

önemli ölçüde güçlendirmek için gelişmiş<br />

çözümlerden yararlanmak büyük<br />

önem taşıyor. Yeni Nesil Veri Kaybını<br />

Önleme (DLP) çözümlerinin önde gelen<br />

sağlayıcılarından biri olan Zecurion,<br />

bu zorlukların üstesinden gelmek üzere<br />

özel olarak tasarlanmış kapsamlı bir<br />

siber güvenlik araçları paketi sunuyor.<br />

“Günümüzün hızla evrilen dijital ortamında,<br />

siber güvenlik riskleri hiç bu<br />

kadar yüksek olmamıştı” diyen Zecurion<br />

Kurucu Ortağı ve CEO’su Alexey<br />

Raevsky sözlerine şöyle devam ediyor:<br />

“Kuruluşlar reaktif bir yaklaşımın ötesine<br />

geçmeli ve en değerli varlıkları olan<br />

verileri korumak için proaktif, kapsamlı<br />

stratejiler benimsemelidir. Zecurion olarak,<br />

güçlü bir siber güvenlik duruşunun<br />

görünürlük, kontrol ve sürekli iyileştirme<br />

üzerine inşa edildiğine inanıyoruz.<br />

Çözümlerimiz, kuruluşların riskleri kritik<br />

hale gelmeden önce tahmin etmelerini<br />

ve azaltmalarını sağlamak ve hassas<br />

bilgilerinin her zaman korunmasını sağlamak<br />

için tasarlanmıştır. İşletmeler bu<br />

temel adımları izleyerek ve doğru araçlardan<br />

yararlanarak yalnızca güvenliklerini<br />

artırmakla kalmaz, aynı zamanda<br />

dijital geleceğin getirebileceği her türlü<br />

zorluğa hazırlıklı olduklarına dair güvenle<br />

faaliyet gösterebilirler.”<br />

Yeni Nesil Veri Kaybı Önleme (DLP), Veri<br />

Merkezli Denetim ve Koruma (DCAP)<br />

ve Kullanıcı Davranış Analitiği (UBA)<br />

gibi özelliklerle Zecurion, kuruluşunuzun<br />

ortaya çıkan tehditlerin önüne geçmek<br />

için ihtiyaç duyduğu görünürlük,<br />

kontrol ve olay müdahale yeteneklerini<br />

sağlar. Bu araçlar yalnızca veri korumasını<br />

geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda<br />

güvenlik yönetimini de kolaylaştırarak<br />

siber güvenlik ekibinizin daha verimli ve<br />

daha güvenle çalışmasını mümkün kılar.<br />

Zecurion’un çözümlerini siber güvenlik<br />

stratejinize entegre ederek, kuruluşunuzun<br />

hassas bilgilerinin hem iç hem de dış<br />

tehditlere karşı korunmasını sağlayabilir<br />

ve sonuçta giderek karmaşıklaşan dijital<br />

dünyada hem içinizi hem de işinizi rahata<br />

kavuşturabilirsiniz.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Küresel fintech finansmanı<br />

51,9 milyar dolara geriledi<br />

KPMG’nin <strong>2024</strong> yılının ilk yarısında küresel çapta fintech’lere yapılan yatırımları<br />

incelediği “Pulse of Fintech” raporuna göre fintech’lere yapılan toplam küresel yatırım,<br />

bu yılın ilk yarısında geçen yılın ikinci yarısına kıyasla 62,3 milyar dolardan 51,9 milyar<br />

dolara geriledi. Bölgesel bazda en büyük yatırımlar Amerika ve Avrupa’ya yapılırken,<br />

sektörlere bakıldığında ödemeler 21,4 milyar dolarlık yatırım ile ilk sırada yer aldı. Yapay<br />

zekâ ise fintech yatırımcıları için hala önemli bir öncelik olmaya devam ediyor…<br />

KPMG’nin küresel çapta fintech’lere yatırımları<br />

mercek altına aldığı “Pulse of Fintech”<br />

raporuna göre, <strong>2024</strong> yılının ilk yarısı,<br />

jeopolitik belirsizlik ve yüksek faiz oranlarıyla<br />

ilgili devam eden endişelerin etkisiyle<br />

küresel fintech pazarı için zorlu bir dönem<br />

oldu. Toplam küresel yatırım, bu yılın ilk<br />

yarısında geçen yılın ikinci yarısına kıyasla<br />

62,3 milyar dolardan 51,9 milyar dolara<br />

geriledi. Bu 2020 yılının ilk yarısından bu<br />

yana görülen en düşük altı aylık fintech yatırım<br />

miktarı oldu.<br />

Tüm bölgelerde fintech yatırımlarında<br />

gözle görülür düşüşler yaşandı. Amerika’da<br />

toplam yatırım 38,5 milyar dolardan<br />

36 milyar dolara, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da<br />

(EMEA) 19,1 milyar dolardan 11,4<br />

milyar dolara, Asya Pasifik’te (ASPAC) ise<br />

4,6 milyar dolardan 3,7 milyar dolara geriledi.<br />

Konuyla ilgili açıklamada bulunan KPMG<br />

Türkiye Fintech ve Dijital Finans Lideri Sinem<br />

Cantürk, “<strong>2024</strong>’ün ilk yarısına baktığımızda,<br />

fintech yatırımcılarının temkinli<br />

bir şekilde hareket ettiğini söyleyebiliriz.<br />

Olgun, istikrarlı piyasalar en büyük fintech<br />

anlaşmalarını çekerken yatırımcılar,<br />

çok az istisna dışında büyük anlaşmalardan<br />

uzak durmaya devam etti. Hem işletme<br />

verimliliğini artıran hem de maliyetleri<br />

düşüren yapay zekâ yine ilgileri üzerine<br />

toplarken, regtech’e olan ilgi de özellikle<br />

EMEA bölgesinde sürdü. Bu yılın ikinci yarısında<br />

yüksek sermaye maliyeti ve jeopolitik<br />

belirsizliğin devam etmesi nedeniyle<br />

fintech yatırımların da durgunluğun devam<br />

edeceğini tahmin ediyoruz. Önümüzdeki<br />

süreçte tüm dikkatlerin özellikle faiz<br />

oranlarında ve ABD başkanlık seçimlerinde<br />

olacağını düşünüyoruz.” dedi.<br />

En büyük yatırımlar Amerika<br />

ve Avrupa’ya yapıldı<br />

KPMG’nin raporuna göre küresel çapta,<br />

<strong>2024</strong> yılının ilk yarısında fintech alanında<br />

1 milyar doların üzerinde sadece beş<br />

adet anlaşma gerçekleşti. Bunların hepsi<br />

de satın alma işlemi oldu ve bu anlaşmaların<br />

dördü Amerika kıtasında gerçekleşti.<br />

Bunlar ABD’deki 12,5 milyar dolarlık Worldpay<br />

ve 4 milyar dolarlık EngageSmart ile<br />

Kanada’daki 6,3 milyar dolarlık Nuvei ve<br />

1 milyar dolarlık Plusgrade anlaşmaları<br />

oldu. Birleşik Krallık, IRIS Software grubunun<br />

4 milyar dolarlık satın alımı ile beşinci<br />

ülke oldu.<br />

Ödemeler sektörü 21,4 milyar<br />

dolarlık yatırım ile ilk sırada<br />

yer aldı<br />

Sektörel açından ise ödemeler sektörü, bu<br />

yılın ilk yarısında 21,4 milyar dolar ile küresel<br />

çapta fintech finansmanından en büyük<br />

payı almaya devam etti. Bununla birlikte<br />

regtech, <strong>2024</strong>’ün ilk yarısında yatırım<br />

artışı gören tek büyük fintech alt sektörü<br />

oldu ve bu sektöre şu ana kadar yapılan 5,3<br />

milyar dolarlık yatırım şimdiden 2023’ün<br />

toplam miktarını aşmış durumda.<br />

Yapay zekâ, fintech<br />

yatırımcıları için hala önemli<br />

bir öncelik<br />

Son yılların yükselen teknolojisi yapay<br />

zekâ, özellikle ABD’deki fintech yatırımcıları<br />

için çok sıcak bir ilgi alanı olmaya<br />

devam etti. İlk yarıda ABD’de yapay zekâ<br />

odaklı dört büyük fintech anlaşması<br />

gerçekleşti. Siber sigorta şirketi Corvus,<br />

Travellers tarafından 427 milyon dolara,<br />

ödeme odaklı platform Spiff ise Salesforce<br />

tarafından 419 milyon dolara satın alındı.<br />

Kurumsal yönetim şirketi Ramp ve yatırım<br />

yönetimi platformu FundGuard ise sırasıyla<br />

150 milyon dolar ve 100 milyon dolarlık<br />

yatırımlar aldı. Çin merkezli yapay zekâ<br />

destekli sürdürülebilirlik veri şirketi MioTech<br />

de aynı dönemde 150 milyon dolar<br />

fon topladı.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

31


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Monster Notebook<br />

ürün portföyünü genişletiyor<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

32<br />

Yenilikçi ürünleriyle kullanıcılarına güç<br />

ve kaliteyi bir arada sunan Monster Notebook,<br />

oyun dünyasında oyuncuların<br />

ihtiyaçlarına yönelik yeni ürünlerle ekosistemi<br />

genişletmeye devam ediyor. Güç<br />

ve performansa dayalı cihazların yanı<br />

sıra satışa sunulan Monster Intel Arc<br />

A770 16 GB ekran kartı, oyunseverlere<br />

benzersiz bir görsel deneyim sunuyor.<br />

Oyun deneyimini zenginleştiren ekran<br />

kartı, yapay zekâ desteğiyle görüntü kalitesinden<br />

ödün vermeden eğlenceyi doruklara<br />

taşıyor.<br />

Monster Notebook<br />

ekosistemi genişliyor<br />

Bütün oyuncuların tercihlerine uygun<br />

yüksek performanslı cihazlar geliştiren<br />

Monster Notebook, sektörde farklılaşan<br />

teknolojileriyle öne çıkıyor. Abra, Tulpar,<br />

Semruk, Markut ürünlerinin yanında<br />

Huma ürünleriyle de geniş bir kitleye<br />

seslenen marka, oyun dünyasına yeni bir<br />

soluk katıyor. Yüksek performans sunan<br />

oyun bilgisayarlarının yanı sıra Pusat<br />

aksesuar ürünleriyle de ekosisteminin<br />

tamamlanmasını sağlayan Monster Notebook,<br />

piyasaya sunduğu ekran kartıyla<br />

oyun dünyasında değişimin öncüsü<br />

oluyor. Olağanüstü performans ve sürükleyici<br />

görsel deneyim yaşanmasını<br />

sağlayan Monster Intel Arc A770 16 GB<br />

ekran kartı, oyun tutkunlarına yeni bir<br />

deneyim sunuyor.<br />

Monster Intel Arc A770 16<br />

GB ekran kartı görsel şölen<br />

sunuyor<br />

Ürün portföyünü oyun performansının<br />

her alanını kapsayacak şekilde genişleten<br />

Monster Notebook, teknoloji tutkunlarına<br />

yenilikler sunuyor. Intel XeSS<br />

teknolojisiyle rekabetçi oyunlarda 2K<br />

çözünürlüğe kadar yüksek performans<br />

elde etmeyi sağlayan ekran kartı, oyun<br />

deneyimini farklı bir boyuta taşıyor.<br />

XMX teknolojisi sayesinde de görüntü<br />

işleme sürelerinin kısalmasına yardımcı<br />

Yüksek performans sunan oyun bilgisayarı<br />

ve aksesuar ürünleriyle yenilikçi teknolojileri<br />

kullanıcılarına ulaştıran Monster Notebook, ürün<br />

portföyünü genişletmeye devam ediyor. Üstün<br />

performans ve verimlilik sağlayan ürünleriyle sektörde<br />

fark yaratan marka, Monster Intel Arc A770 16 GB<br />

ekran kartını satışa sundu. Yapay zekâ desteğiyle<br />

görsel deneyimi farkı bir boyuta taşıyan ürün, oyun<br />

performansını kusursuzlaştırıyor…<br />

olan Monster Intel Arc A770 16 GB ekran<br />

kartı, yüksek çözünürlükte 60 FPS’nin<br />

(saniyede ekrana aktarılan kare/görüntü)<br />

üzerinde hız sağlıyor. Yapay zekanın<br />

gücünü arkasına alan ekran kartı, oyunların<br />

daha sürükleyici olmasını sağlarken,<br />

görsel deneyimi benzersiz kılmaya<br />

aracılık ediyor. Monster Intel Arc A770<br />

16 GB ekran kartı, Monster Notebook’un<br />

resmî web sitesinde ve deneyim mağazalarında<br />

satışa sunuldu. Ürün, 16 GB<br />

bellek desteğiyle yüksek çözünürlüklü<br />

oyunlar ve video düzenleme gibi grafik<br />

yoğun işlemlerde büyük avantaj sağlıyor.<br />

“Oyun dünyasına şekil<br />

veriyoruz”<br />

Oyun ekosistemlerini yenilikçi teknolojilerle<br />

genişlettiklerini belirten Monster<br />

Notebook Global Pazarlama Direktörü<br />

Birol Sülük, “Monster Notebook olarak<br />

her oyun türüne ve her meslek profesyoneline<br />

uygun yüksek performanslı<br />

bilgisayarlarımızı geliştirmeye devam<br />

ediyoruz. Ürün portföyümüz sadece bilgisayarlarımızla<br />

sınırlı kalmıyor. Aynı<br />

zamanda Pusat aksesuar ürünlerimizle<br />

de kullanıcıların oyun ekosistemlerini<br />

kolaylıkla tamamlamasına yardımcı<br />

oluyoruz. Bizi farklı kılan ürünleri geliştirerek<br />

kullanıcılarımızı özel kılmak<br />

amacını taşıyoruz. En son teknolojileri<br />

kullanıcı odaklı bir yapıyla portföyümüze<br />

ekliyor, teknolojik deneyimdeki seviyeyi<br />

yukarılara taşıyoruz. Portföyümüze<br />

kattığımız ve kullanıcılarımızın beğenisine<br />

sunduğumuz Monster Intel Arc<br />

A770 16 GB ekran kartımız, canavarın<br />

dünyasını geliştirmeye devam edecek.<br />

Kullanıcılarımızın hayatını kolaylaştıran,<br />

kolaylaştırırken eğlendiren ve gerektiğinde<br />

güce hükmetmelerini sağlayan<br />

ürün çeşitliliğimizi genişletmeye devam<br />

edecek ve bu alandaki yatırımlarımızı<br />

sürdüreceğiz.” dedi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Super App pazar büyüklüğü, 2032’de<br />

714 milyar dolara ulaşacak<br />

Tek uygulamada oturum açarak pek çok işlem yapmaya imkan veren Super App’ler,<br />

2023’te dijital ekonomiye yaklaşık 76 milyar dolarlık katkı sağladı. Almanya merkezli<br />

Türk teknoloji şirketi KOBIL’in Kurucusu ve CEO’su İsmet Koyun, “2032 yılına kadar<br />

714 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşmasını öngörüyoruz. Super App sektörü<br />

gelecekte tüm dünyaya hızla yayılarak etkisini artıracak ve şehirlerden şirketlere<br />

dijitalleşmedeki payını zirveye taşıyacak” diyor…<br />

İnsanların günlük hayatında yer alan finans,<br />

ödeme, ulaşım ve daha bir dizi işlemi<br />

kolayca gerçekleştirebileceği Super<br />

App’ler dünyada birçok ülkede yaygın<br />

şekilde kullanılmaya ve popülerleşmeye<br />

devam ediyor. Global SuperApp Trend<br />

Raporu’na göre Super App’lerin dijital<br />

ekonomiye sağladığı katkı, 2022’de 62<br />

milyar dolar seviyelerindeyken 2023’te 76<br />

milyar dolara yükseldi. Kullanıcılara tek<br />

bir platform üzerinden pek çok hizmeti<br />

alabilme olanağı sağlayan bu uygulamalar,<br />

Türkiye’de de önemini artırarak;<br />

başta belediyeler, bankalar, hizmet sektöründeki<br />

kurumlar olmak üzere birçok<br />

alanda kullanılıyor. Türkiye’de İstanbul<br />

için KOBIL imzasıyla ortaya çıkan İstanbul<br />

Senin uygulaması da şehir için geliştirilen<br />

süper uygulamaların ilk örneğini<br />

teşkil ediyor. Super App ekosisteminde<br />

lider konumunda olan Amerika’nın yanı<br />

sıra pazar büyüklüğünde ilk üçte yer<br />

alan Türkiye, küreselde önemli bir konumda<br />

yer alıyor. İstanbul Senin, Neom,<br />

Mercan, Worms ve MigrosBank gibi Super<br />

App’lerin teknoloji mimarı KOBIL,<br />

sunduğu ürün ve teknolojik altyapıyla<br />

Avrupa’da referans gösterilen şirketlerin<br />

başında yer alırken Türkiye’deki potansiyeli<br />

artırmak üzere harekete geçti.<br />

Super App ekosistemindeki potansiyele<br />

yönelik değerlendirmede bulunan Almanya<br />

merkezli Türk teknoloji şirketi<br />

KOBIL’in Kurucusu ve CEO’su İsmet<br />

Koyun, “Süper uygulama dediğimiz ‘Super<br />

App’ler; sağladığı kullanım kolaylığı<br />

ve tek platform ekosistemiyle dijital<br />

gelecekte sağlam bir yer edinmek üzere<br />

hızla ilerliyor. KOBIL, bu potansiyelin en<br />

büyük mimarı ve çözüm üreticisi olarak<br />

yeni iş modelleri yaratıyor ve mevcut sistemin<br />

geliştirilerek dijitale taşınmasını<br />

sağlıyor. Super App kullanımı arttıkça<br />

ve sunduğu kolaylık görüldükçe kullanıcıların<br />

tek bir platformdan pratik<br />

şekilde birçok işlemi yapma tercihi de<br />

yaygınlaşıyor. Günlük hayatta yaptığımız<br />

pek çok işlemi kolaylaştıran, kullanıcı<br />

dostu Super App’ler, özellikle son bir<br />

yılda daha fazla talep görmeye başladı.<br />

2032’ye kadar 714 milyar dolarlık pazar<br />

büyüklüğüne ulaşmasını öngörüyoruz.<br />

Super App sektörü, gelecekte tüm dünyaya<br />

hızla yayılarak etkisini artıracak<br />

ve şehirlerden şirketlere dijitalleşmedeki<br />

payını zirveye taşıyacak” dedi.<br />

Dünyada pek çok şirketin kullanıcılarıyla<br />

iletişim modelini değiştirme yoluna<br />

gitmeye başladıklarının altını çizen<br />

Koyun, “Bugün dünyanın en büyük şirketleri<br />

dönüşüm konusunda düğmeye<br />

basarak Super App yolculuğuna başladı.<br />

KOBIL, Ar-Ge yatırımlarımız ve gelecek<br />

odaklı bakış açımız sayesinde bugün<br />

Avrupa da güvenilir Super App platform<br />

sağlayıcılarından biri olarak konumlanıyor.<br />

Şirketlerin dönüşüm sürecini ve<br />

küresel Super App trendini hazır bir şekilde<br />

karşılayabiliyoruz. Bir mobil cihaz<br />

içinde sayısız hizmetin sunulabileceği<br />

bu Super App’ler, Türkiye’de sektörlerin<br />

geleceğini değiştirecek özelliklere sahip”<br />

diye konuştu.<br />

Super App’lerin olmazsa<br />

olmazı güvenlik<br />

Yapılan araştırmalara göre, 2027’ye kadar<br />

dünya nüfusunun yarısına yakını<br />

birden fazla Super App kullanıcısı olacak.<br />

Dijitalleşmenin hayatın her alanına<br />

girecek olmasıyla birlikte kullanıcıların<br />

paylaştığı veriler siber güvenlik konusunu<br />

da gündeme getiriyor. Bir dizi kolaylık<br />

sağlayan Super App’lerin güvenlik<br />

endişelerini giderecek alt yapıya sahip<br />

olması veri güvenliği için hayati önem<br />

taşıyor. Global SuperApp Trend Raporu’na<br />

göre Super App’ler en çok finansal<br />

hizmetlerde ve e-ticaret faaliyetlerinde<br />

kullanılıyor; bu da Super App’lerin siber<br />

tehditler karşısında koruma sağlayarak<br />

riskli durumlara karşılık önlem almasını<br />

gerektiriyor. Global kullanıcılar kullanıcı<br />

deneyimi bakımından SuperApp kolaylığını<br />

tercih ederken dijital güvenin kalıcı<br />

olarak oluşturulması kurumlar açısından<br />

hayati bir önem taşıyor.<br />

Super App’lerin; ödeme, kimlik faaliyetleri,<br />

finansal fonksiyonlar gibi verinin<br />

büyük önem arz ettiği ve her yapılan işlemde<br />

güvenliği en büyük öncelik haline<br />

getirmesi gerektiğini ifade eden İsmet<br />

Koyun, “Dijitalleşmeyle birlikte siber<br />

tehlikeler artmaya ve risk büyümeye<br />

devam ediyor. Super App’lerin kullanıcılara<br />

sunduğu kolaylığın ötesinde güvenliğinin<br />

aşılamaz olması ve tam koruma<br />

sağlaması gerekiyor. KOBIL olarak sağladığımız<br />

altyapı ile geliştirdiğimiz Super<br />

App’lerin tümünü en üst düzey güvenlik<br />

önlemleriyle kullanıcıya ulaşmasını sağladık.<br />

Bir Super App’in, pek çok laboratuvar<br />

testinden ve denetimden geçerek verileri<br />

koruyabileceği konusunda güvence<br />

vermesi ve siber gücünü kanıtlaması<br />

gerekiyor. KOBIL’in şu ana kadar altyapısını<br />

oluşturduğu bütün Super App’ler,<br />

denetimleri sorunsuz geçti ve hiçbir siber<br />

tehdit, güvenliğimizi aşmayı başaramadı”<br />

açıklamasında bulundu.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

33


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Anker, IFA <strong>2024</strong>’te<br />

teknoloji dünyasına damga vuruyor<br />

Hayatı kolaylaştıran teknolojilere öncülük eden Anker, 6-10 Eylül tarihlerinde<br />

Almanya’nın Berlin şehrinde gerçekleşen IFA <strong>2024</strong>’te geniş ürün yelpazesini ve yeni<br />

ürünlerini sergiliyor. Fuarda Anker Prime şarj cihazları, MagGo serisi, Soundcore ses<br />

ürünleri, Anker SOLIX taşınabilir güç istasyonları, Nebula projeksiyon cihazları ve Eufy<br />

akıllı aydınlatma çözümleri gibi yenilikçi ürünler tanıtılıyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Bu yıl 100’üncüsü düzenlenen IFA <strong>2024</strong> Fuarı,<br />

Anker’in resmi sponsorluğunda en son<br />

teknolojilerine ve ürünlere de ev sahipliği<br />

yapıyor. Anker, fuarda küresel marka portföyünden<br />

yeni ürünleri sergilerken, aynı<br />

zamanda sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarına<br />

ve Avrupa pazarındaki büyüme<br />

oranlarına da dikkat çekmeyi hedefliyor.<br />

Geniş ürün yelpazesiyle kullanıcıların<br />

karşısına çıkan Anker, hem şarj teknolojilerinde<br />

hem de ev elektroniği alanında<br />

geleceğin trendlerini belirlemeye devam<br />

ediyor. Bu yılki IFA’da tanıtılan ürünler<br />

arasında en dikkat çekici olanlardan biri,<br />

şarj teknolojilerinde devrim yaratan Anker<br />

Prime serisi. Bu serideki yenilikler, yalnızca<br />

hızlı ve güvenli şarj sunmakla kalmayıp,<br />

aynı zamanda kullanıcıların günlük<br />

yaşamlarına entegre edebilecekleri pratik<br />

çözümler de sunuyor. Bunun yanı sıra,<br />

Anker’in MagGo serisi, kablosuz şarj alanında<br />

sunduğu yeniliklerle öne çıkarken,<br />

Soundcore ise yüksek kaliteli ses deneyimi<br />

sunan yeni hoparlör ve kulaklık modelleriyle<br />

dikkat çekiyor. Ayrıca, Anker SOLIX<br />

taşınabilir güç istasyonları ve Nebula projeksiyon<br />

cihazları, dış mekan tutkunları ve<br />

sinemaseverler için ideal çözümler sunmayı<br />

başarıyor.<br />

Şarj teknolojilerinde devrim<br />

yaratan Anker Prime serisi<br />

Anker Prime serisi, şarj teknolojisinde yeniliği<br />

ve güvenliği bir araya getiriyor. IFA<br />

<strong>2024</strong>’te tanıtılan üç yeni model, kullanıcıların<br />

hem evde hem de hareket halindeyken<br />

enerji ihtiyaçlarını karşılayacak<br />

özelliklere sahip. Tüm modeller, küçük,<br />

kompakt ve çalışırken ısınmayan GaN<br />

(galyum nitrür) teknolojisine dayanıyor.<br />

Ayrıca, tüm yeni modellerde, şarj sürecinin<br />

stabilitesini ve güvenliğini sağlamak<br />

için akım düzenlemesi, aşırı voltaj koruması,<br />

sıcaklık izleme ve bağlı cihazların<br />

gereksinimlerine göre şarj parametrelerini<br />

ayarlayan sistemleri içeren Active Shield<br />

3.0 teknolojisi bulunuyor.<br />

• Anker Prime 250W şarj cihazı: 6 USB<br />

portu ve şarj parametrelerini gösteren büyük<br />

bir ekranla donatılmıştır. Şarj sürecini<br />

kontrol edebilmek için bir kadran içeriyor.<br />

• Anker Prime 200W şarj cihazı: Kompakt<br />

tasarımlı bu model, 4 USB-C ve 2<br />

USB-A portuna sahip olup, üstün bir performans<br />

sunuyor.<br />

• Anker Prime 100W şarj cihazı: 3 USB<br />

portlu (2x USB-C, 1x USB-A) klasik bir<br />

‘plug-in’ küp tasarımına sahiptir. Özellikle<br />

seyahat edenler için idealdir.<br />

Kablosuz şarjın geleceği: MagGo serisi<br />

Anker, MagGo serisi ile kablosuz şarj deneyimini<br />

yeniden tanımlıyor. En son Qi2<br />

şarj standartları ve Manyetik Güç Profili<br />

teknolojisini kullanarak daha hızlı ve<br />

stabil bir şarj deneyimi sunuyor. MagGo<br />

serisinin yeni ürünleri arasında şunlar bulunuyor:<br />

• MagGo 3-in-1 Kablosuz Şarj İstasyonu:<br />

Apple Watch, iPhone ve AirPods’u aynı<br />

anda şarj edebilen taşınabilir bir istasyon.<br />

• MagGo Kablosuz Şarj Cihazı (Standlı):<br />

360 derece dönebilen şık bir masaüstü şarj<br />

standı.<br />

• MagGo Power Bank (10K Slim): Ultra<br />

ince ve hafif taşınabilir şarj cihazı.<br />

• MagGo Power Bank (10K, Apple Watch):<br />

iPhone ve Apple Watch’u aynı anda<br />

şarj edebilen yüksek kapasiteli taşınabilir<br />

şarj cihazı.<br />

• MagGo Standlı Manyetik Kılıf (360°<br />

Halka Stand): iPhone’lar için dahili 360°<br />

halka standı olan manyetik bir kılıf.<br />

Müzik ve eğlence için yeni çözümler:<br />

Soundcore<br />

Soundcore, müzik ve eğlence tutkunları<br />

34


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

için tasarlanmış yeni ürünleri ile kullanıcıların<br />

karşısına çıkıyor:<br />

• Soundcore Select 4 Go Bluetooth Hoparlör:<br />

5W gücünde, taşınabilir ve su geçirmez<br />

Bluetooth hoparlör. 20 saate kadar<br />

pil ömrü sunuyor.<br />

• Soundcore Rave 3 Bluetooth Hoparlör:<br />

AI destekli karaoke hoparlörü, 160W ses<br />

gücü ve RGB aydınlatma ile partiler için<br />

mükemmel bir seçim.<br />

• Soundcore Space One Pro Kulak Üstü<br />

Bluetooth Kulaklık: 4 seviyeli ANC gürültü<br />

engelleme sistemi ile donatılmış premium<br />

kulak üstü kulaklık.<br />

• Soundcore AeroFit 2 Kulak İçi Bluetooth<br />

Kulaklık: Döndürülebilir kulak kancası<br />

ve çift eğimli tasarımıyla açık kulak<br />

kulaklık, sıvı silikon kaplama ile üstün ses<br />

kalitesi sunuyor.<br />

Nebula taşınabilir projeksiyon<br />

cihazları ile sinema deneyimi<br />

IFA <strong>2024</strong>’te ev sineması tutkunları için geliştirilen<br />

yeni Nebula projeksiyon cihazları<br />

da tanıtılıyor. Nebula, Google TV platformu<br />

ve yerleşik Netflix entegrasyonu ile<br />

donatılmış, kesintisiz bir eğlence deneyimi<br />

sunan iki yeni projektör tanıtıyor:<br />

• Nebula Capsule Air: Taşınabilir ve akıllı<br />

özellikleri sunan bu projeksiyon, opsiyonel<br />

aksesuarları ile birlikte farklı mekanlarda<br />

kullanılabiliyor.<br />

• Nebula Cosmos 4K SE: 4K UHD çözünürlük<br />

ve Dolby Vision® desteği ile mükemmel<br />

bir sinema deneyimi sunuyor.<br />

Eufy: Akıllı Aydınlatma Çözümleri<br />

Eufy, iç ve dış mekanlar için beş yeni akıllı<br />

aydınlatma ürününü piyasaya sürüyor. Bu<br />

ürünler, evleri daha akıllı ve güvenli hale<br />

getirmek için geliştirildi:<br />

• Eufy Dış Mekan Şerit Işıkları E10: RGB,<br />

soğuk beyaz ve sıcak beyaz ışıklandırma<br />

seçenekleri sunan ve dış mekan kullanımı<br />

için ideal olan ışıklandırma çözümleri sunuyor.<br />

• Eufy Sabit Dış Mekan Işıkları E22: 16<br />

milyon renk ve 50.000 saat kullanım ömrü<br />

sunan yenilikçi aydınlatma ürünleri.<br />

• Eufy Dış Mekan Spot Işıkları E10: 500<br />

lümen parlaklık sunan bu spot ışıklar, RGB<br />

veya yumuşak beyaz LED ışık sağlıyor.<br />

• Eufy Dış Mekan Yol Aydınlatmaları<br />

E10: Peyzaj düzenlemelerini aydınlatan ve<br />

yürüyüş yollarını belirginleştiren şık yol<br />

aydınlatma çözümleri sunuyor.<br />

• Eufy İç Mekan Ayaklı Lamba E10: 1700<br />

lümen parlaklık sunan, ultra pürüzsüz<br />

renk geçişleriyle donatılmış ve sesli kontrol<br />

için Google Asistan ve Amazon Alexa<br />

ile uyumlu iç mekan lambası.<br />

Anker SOLIX: Taşınabilir güç istasyonları<br />

Anker SOLIX, kampçılar ve dış mekan<br />

meraklıları için taşınabilir güç çözümleri<br />

sunuyor:<br />

• Anker SOLIX C300 Serisi: 288 watt-saat<br />

kapasite ve 300W güç sağlayan bu modeller,<br />

kamp ve acil durum ihtiyaçlarına yönelik<br />

çözümler sunuyor.<br />

• Anker SOLIX X1: 180 kWh enerji depolama<br />

kapasitesi ve 72 kW güç sunan bu<br />

sistem, ev sahiplerine enerji bağımsızlığı<br />

sağlamak için tasarlandı.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

35


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Lenovo, yapay zeka destekli ürünleri ile<br />

teknolojiye yön veriyor<br />

Teknoloji inovasyonunda küresel bir lider olan<br />

Lenovo, Lenovo Innovation World <strong>2024</strong>’te yapay<br />

destekli ürünlerini tüketicilerine tanıttı. Hem<br />

kurumsal hem de bireysel kullanıcı deneyimlerini<br />

AI teknolojisi ile dönüştürmek için tasarlanan<br />

ThinkPad, ThinkBook, Yoga ve IdeaPad dizüstü<br />

bilgisayarları ve oyun bilgisayarı olan Legion artık çok<br />

daha hızlı…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

36<br />

Dünyanın en geniş teknoloji ürünleri portföyüyle,<br />

bireylerin, toplulukların, işletmelerin<br />

ihtiyaç duyduğu ürünleri, çözümler, yazılımlar<br />

ve hizmetler aracılığıyla sunan Lenovo,<br />

herkes için daha akıllı teknoloji vizyonu ile<br />

hareket ediyor. Daha iyi bir dünya yaratmak<br />

için bilgi işlem zekasını her geçen gün artıran<br />

Lenovo, Berlin’de düzenlediği Innovation<br />

World <strong>2024</strong>’te yeni nesil cihazlarını tüketicileriyle<br />

buluşturdu. Lenovo’nun yapay zeka<br />

bilgisayarları, doğal etkileşimlerden, kişiselleştirilmiş<br />

büyük dil modellerinden ve gelişmiş<br />

bilgi işlem mimarilerinden yararlanıyor.<br />

Bireysel kullanıcılara göre uyarlanan deneyimler,<br />

bilişimi daha kişisel kılarken daha<br />

üretken ve sağlam güvenlik özelliklerini<br />

yapay zeka odaklı sistemlere entegre ederek<br />

daha korumalı hale getiriyor.<br />

Teknolojide Yapay Zekâ Çağı<br />

Yapay zekalı bilgisayar cihazlarının öneminin<br />

artması ve 2027 yılına kadar piyasaya<br />

sürülecek bilgisayarların yüzde 60’ından<br />

fazlasının yapay zekâ özellikli olması beklenmektedir.<br />

Lenovo’nun yapay zekâ bilgisayarları;<br />

doğal etkileşimler, kişiselleştirilmiş<br />

büyük dil modelleri ve gelişmiş bilgi işlem<br />

mimarileri aracılığıyla kullanıcı deneyimlerini<br />

önemli ölçüde değiştirmeyi amaçlıyor,<br />

bu da bilgisayarı daha kişisel, üretken ve korumalı<br />

hale getiriyor.<br />

Lenovo Akıllı Cihazlar Grubu Başkanı Luca<br />

Rossi, çığır açan Aura Edition serisi de dahil<br />

olmak üzere en yeni yapay zeka bilgisayarlarının,<br />

daha çok kişiselleştirilmiş, üretken ve<br />

korumalı bilgisayar deneyimleri sunma konusunda<br />

önemli bir sıçramayı temsil ettiklerini<br />

belirtti. Rossi sözlerini şöyle sürdürdü;<br />

“Sektör liderleriyle yakın işbirliği sayesinde,<br />

yapay zeka ile nelerin mümkün olduğunu<br />

yeniden tanımlıyor ve müşterilerimizin yapay<br />

zeka çağında üretkenliği, yaratıcılığı ve<br />

büyümeyi teşvik etmek için bu dönüştürücü<br />

teknolojilerin tüm potansiyelinden yararlanabilmelerini<br />

sağlıyoruz.”<br />

İş bilgisayarları yapay zeka<br />

ile güçleniyor<br />

Yapay zeka çağına liderlik etmeyi hedefleyen<br />

Lenovo, Intel ile birlikte geliştirdiği, Intel®<br />

Core Ultra teknolojisine sahip ThinkPad X1<br />

Carbon Gen 13 Aura Edition’ı tanıttı. Yapay<br />

zeka özellikleri ve kullanıcı dostu tasarımıyla<br />

dikkat çeken Aura Edition serisi, Akıllı<br />

Modlar ve Akıllı Paylaşım gibi yenilikçi özelliklerle<br />

performansı ve kullanıcı deneyimini<br />

artırıyor. ThinkPad T14s Gen 6 AMD ve<br />

ThinkBook 16 Gen 7+ da lansmanda tanıtılan<br />

diğer modeller arasında yer alıyor. Ayrıca,<br />

kurumların yapay zekaya hazır cihazlara<br />

hızla geçiş yapmalarına yardımcı olmak,<br />

yapay zeka destekli danışmanlık ve basitleştirilmiş<br />

dağıtım yoluyla yatırım getirisini<br />

en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmış bir<br />

çözüm olan AI PC Fast Start’ı da tüketicilerine<br />

sunan Lenovo, bu teknoloji yapay zekanın<br />

benimsenmesini hızlandırıyor ve sorunsuz<br />

bir uygulama sağlıyor. Sektörde bir ilk olan<br />

ve uzaktan sesli komut ile otomatik döndürme<br />

özelliğine sahip Lenovo Auto Twist AI PC<br />

ise markanın akıllı otomasyon ve yapay zeka<br />

ile kullanıcı etkileşimini yeniden tanımlayan<br />

bir kavram kanıtı niteliğinde.<br />

Tüketici bilgisayarda yapay<br />

zeka teknolojileri ile tanışıyor<br />

Lenovo’nın yeni nesil dizüstü bilgisayarlarından<br />

bir diğeri ise Yoga Slim 7i Aura Edition.<br />

Bu bilgisayar, akıllı modlar, akıllı paylaşım<br />

ve akıllı bakım gibi kullanıcı deneyimini artıran<br />

özelliklere sahip. 2.8K OLED dokunmatik<br />

ekranıyla donatılan cihaz, üstün tasarım<br />

ve performansıyla dikkat çekiyor.<br />

Lenovo’nun yapay zekâ bilgisayarları; doğal<br />

etkileşimler, kişiselleştirilmiş büyük dil<br />

modelleri ve gelişmiş bilgi işlem mimarileri<br />

aracılığıyla kullanıcı deneyimlerini önemli<br />

ölçüde değiştirmeyi amaçlıyor, bu da bilgisayarı<br />

daha kişisel, üretken ve korumalı hale<br />

getiriyor. Nöral işlem birimi performansına<br />

sahip AMD Ryzen AI 9 işlemci tarafından<br />

desteklenen Lenovo Yoga Pro 7 (14”, 9), güçlü<br />

çoklu görev ve yaratıcılık yetenekleri isteyen<br />

içerik oluşturucular ve profesyoneller<br />

için ideal kullanım sunuyor. Performansı ve<br />

verimliliği artırmak için Lenovo X Power<br />

özellikleri ile donatılan cihaz, tasarım ve<br />

medya çalışmaları için sürükleyici bir görsel<br />

deneyim sağlayan çarpıcı renk doğruluğu ve<br />

keskinliğe sahip 14,5 inç PureSight Pro OLED<br />

ekrana sahip. Snapdragon X Plus 8 çekirdekli<br />

işlemcilerden güç alan bu cihazlar, gelişmiş<br />

yapay zeka odaklı üretkenlik ve çok yönlü<br />

form faktörleri sunarak onları çok çeşitli kullanıcı<br />

ihtiyaçları için uygun hale getiriyor.<br />

Yapay zekâ çağında güvenlik<br />

ve veri gizliliği<br />

Lenovo’nun ThinkShield çözümleri, modern<br />

işletmeler için kapsamlı güvenlik özellikleri<br />

sunarak üretimden dağıtıma kadar koruma<br />

sağlıyor. Yapay zekâ destekli uç nokta koruması<br />

ile ThinkShield, OS altından buluta<br />

kadar tehditleri kapsıyor ve genişletilmiş<br />

tespit ile yanıt yetenekleri sunuyor. BIOS ve<br />

donanım yazılımlarını saldırılardan koruyarak<br />

donanım bileşenlerini daha güvenli hale<br />

getiriyor. Lenovo, güvenlik çözümleri yeteneklerini<br />

SentinelOne®’ın yenilikçi Singularity<br />

Platformu ve yapay zekâ teknolojisini<br />

ThinkShield siber güvenlik çözümleri portföyüne<br />

entegre ederek daha da genişletiyor. Lenovo’nun<br />

güçlü ThinkPad AI PC’leri ile bu iş<br />

birliği tarafından desteklenen kapsamlı güvenlik<br />

yetenekleri, organizasyonların yapay<br />

zekanın gücünü artırılmış bilgi işlem platformları<br />

aracılığıyla kullanmalarını daha da<br />

kolaylaştırıyor.<br />

Yaratıcı çalışmaların<br />

destekçisi<br />

Lenovo IdeaPad Slim 5x (14“, 9) ve IdeaPad<br />

5x 2’si 1 arada (14”, 9), şık tasarımı güçlü<br />

performansla harmanlayarak Lenovo’nun<br />

ana akım kullanıcılara yönelik AI tekliflerini<br />

daha da genişletiyor. Snapdragon X Plus 8<br />

çekirdekli işlemcilerden güç alan bu cihazlar,<br />

gelişmiş yapay zeka odaklı üretkenlik ve<br />

çok yönlü form faktörleri sunarak onları çok<br />

çeşitli kullanıcı ihtiyaçları için uygun hale<br />

getiriyor. Lenovo, IdeaPad dizüstü bilgisayar<br />

portföyünü, her ikisi de AMD Ryzen 7000<br />

Serisi İşlemciler tarafından desteklenen IdeaPad<br />

Slim 5 15“ ve 13” modelleri ile daha da<br />

zenginleştiriyor. Çoklu görevler ve zorlu uygulamalar<br />

için güçlü performans sunan bu<br />

dizüstü bilgisayarlar, yaratıcı çalışmalar ve<br />

medya tüketimi için yüksek kaliteli ekranlara<br />

sahip. Her iki model de şık, ultra ince ve<br />

hafif tasarımlarıyla hem profesyoneller hem<br />

de öğrenciler için ergonomik kullanım sunuyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Türk Telekom ‘TahtApp’ ile az gören çocuklara<br />

ışık olmaya devam ediyor<br />

Türk Telekom, insanı merkeze alan yaklaşımı ile yeni nesil teknolojilerle geleceği<br />

şekillendirmeye devam ediyor. Teknolojiyi iyilik ve faydaya dönüştüren Türk Telekom,<br />

kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile eğitime katkı sunmayı sürdürüyor. Günışığı<br />

projesi kapsamında az gören çocukların sınıf içi eğitimine destek olmak amacıyla<br />

geliştirilen TahtApp uygulaması, <strong>2024</strong>-2025 eğitim-öğretim yılında 50 yeni okulda<br />

daha az gören çocukların eğitime akranlarıyla eşit şartlarda devam edebilmesine<br />

imkan tanıyacak…<br />

Türk Telekom’un, teknolojiyi iyilik ve faydaya<br />

dönüştürme misyonu ile Engelsiz<br />

Yaşama Derneği (EyDer) iş birliğinde yürüttüğü<br />

Günışığı projesi kapsamında az<br />

gören çocukların sınıf içi eğitimleri için<br />

geliştirilen TahtApp uygulaması, yeni eğitim-öğretim<br />

yılında da az gören çocuklara<br />

ışık olmaya devam edecek. Proje kapsamında<br />

geliştirilen ve bugüne kadar 14 ilde<br />

50 okula kurulan TahtApp uygulaması ile<br />

az gören çocukların sınıf içi eğitimlerinde<br />

akranları ile eş zamanlı dersleri takip edebilmeleri<br />

sağlandı. Her geçen yıl yeni il ve<br />

yeni okullarla yaygınlaştırılarak daha fazla<br />

öğrencinin hayatına değer katan TahtApp<br />

uygulamasının, <strong>2024</strong>-2025 eğitim-öğretim<br />

döneminde 50 yeni okulda daha aktif hale<br />

getirilmesi planlanıyor. Proje kapsamında<br />

ayrıca eğitimciler ve engelsiz akranlara<br />

yönelik farkındalık seminerleri de devam<br />

edecek.<br />

değer katma vizyonu ile ilerliyoruz. Hayatın<br />

her alanını dijitalleştirme vizyonumuz<br />

kapsamında teknoloji birikimimizi eğitime<br />

de aktarıyoruz. Türk Telekom Ar-Ge<br />

ekibimiz tarafından geliştirilen TahtApp<br />

uygulaması, az gören çocukların sınıf<br />

ortamında ve aydınlatma koşullarından<br />

bağımsız olarak tahtadaki bilgileri tabletlerine<br />

aktarıp, akranlarıyla birlikte eş<br />

zamanlı olarak eğitim alabilmelerine imkân<br />

tanıyor. ‘Türkiye’ye Değer’ anlayışımız<br />

doğrultusunda, eğitimde fırsat eşitliğini<br />

artıran projelerle topluma katkı sağlamaktan<br />

büyük mutluluk duyuyoruz. Günışığı<br />

projemiz kapsamında az gören çocuklara<br />

sunduğumuz erken müdahale eğitimleri,<br />

onların toplumsal hayata eşit koşullarda<br />

katılmalarını kolaylaştırdı; TahtApp uygulaması<br />

ise akranlarıyla aynı okullarda eğitim<br />

görmelerine destek oldu. Her geçen yıl<br />

yeni iller ve okullarla yaygınlaştırdığımız<br />

TahtApp uygulamamız ile öğrencilerin<br />

dersleri en verimli şekilde takip edebilmelerine<br />

olanak tanıyarak, teknolojiyi iyilik<br />

ve faydaya dönüştürmeye devam edeceğiz.<br />

Yeni eğitim öğretim yılında öğretmenlere<br />

ve öğrencilere başarılar diliyorum” dedi.<br />

Türk Telekom’un Engelsiz Yaşama Derneği<br />

(EyDer) iş birliğinde 2014 yılında hayata<br />

geçirdiği Günışığı projesi ile bugüne kadar<br />

81 ilden 1000’in üzerinde az gören çocuğun<br />

özel içerikli eğitimlerle görme yetileri<br />

artırılarak hayatlarına bağımsız hareket<br />

edebilen bireyler olarak devam edebilmeleri<br />

desteklendi. Proje kapsamında Türk<br />

Telekom Ar-Ge ekibi tarafından geliştirilen<br />

TahtApp uygulaması ise, az gören<br />

çocukların öğretmenin tahtaya yazdığı<br />

bilgileri önlerindeki tabletlerden anında<br />

görebilmesine ve akranlarıyla eş zamanlı<br />

olarak dersleri takip edebilmesine olanak<br />

sağlıyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

“Geleceği şekillendiren yeni<br />

nesil teknolojileri değer<br />

katma vizyonuyla üretiyoruz”<br />

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, TahtApp<br />

uygulamasıyla ilgili yaptığı açıklamada;<br />

“Geleceği yeni nesil teknolojilerle<br />

şekillendirirken, temas ettiğimiz herkese<br />

37


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Aaron Tsai: “İki Yıl İçinde Tüm Notebook<br />

Pazarının Yüzde 60’ı AI PC Olacak”<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

38<br />

ASUS, IFA <strong>2024</strong>’te tanıtılan, sınıfındaki<br />

en ince ve en taşınabilir 14 inçlik ASUS<br />

AI PC’lerden biri olan ve performansı sofistike<br />

bir şekilde harmanlayan Zenbook<br />

S 14’ü (UX5406) Türkiye’de ön siparişe<br />

açtı. ASUS E-Store üzerinden ön sipariş<br />

edilebilen Zenbook S 14’ün fiziki satış<br />

ve teslimatları ise 24 Eylül’de gerçekleştirilecek.<br />

Zenbook S 14, ASUS E-Store’da<br />

ön siparişe özel 69.999 TL’den başlayan<br />

fiyatlarla satın alınabiliyor.<br />

ASUS Türkiye, sınıfındaki en ince ve en taşınabilir<br />

14 inçlik ASUS AI PC’lerden biri olan ve performansı<br />

sofistike bir şekilde harmanlayan Zenbook S 14’ü<br />

(UX5406) Türkiye’de ön satışa çıkardı. ASUS Zenbook<br />

S 14’ün Türkiye’de satışa sunulması ve ASUS’un<br />

gelecek AI vizyonu hakkında açıklamalarda bulunan<br />

ASUS Ortadoğu, Türkiye ve Afrika Bölge Müdürü Aaron<br />

Tsai, yaptığı değerlendirmede 2026 yılının sonunda<br />

tüm notebook pazarının yüzde 60’ının AI PC’lerden<br />

oluşacağını ve ASUS’un bu değişime en hızlı ayak<br />

uyduran marka olduğunu belirtti…<br />

“İki yıl içinde tüm notebook<br />

kategorisinin en az yüzde<br />

60’ı AI PC olacak”<br />

ASUS’un gelecek AI vizyonu hakkında<br />

açıklamalarda bulunan ASUS Ortadoğu,<br />

Türkiye ve Afrika Bölge Müdürü Aaron<br />

Tsai, 2026 yılının sonunda tüm notebook<br />

pazarının yüzde 60’ının AI PC’lerden<br />

oluşacağını ve ASUS’un bu değişime<br />

en hızlı ayak uyduran marka olduğunu<br />

belirtti. Tsai, “ASUS olarak Türkiye pazarına<br />

büyük önem veriyoruz. Türk tüketicisinin<br />

en son teknolojik gelişmeleri<br />

yakından takip ettiğini ve talep ettiğini<br />

biliyoruz. Bu nedenle tüm yeni ürünlerimizi<br />

ilk olarak Türk tüketicisiyle buluşturmayı<br />

hedefliyoruz. Bunun ilk örneği<br />

ilk Co-Pilot PC’miz ASUS Vivobook S<br />

15... ASUS olarak gerçek yapay zekalı notebook’ları<br />

diğer tüm markalardan önce<br />

Türk tüketicisiyle buluşturduk. Bu strateji<br />

ışığında Intel® Core Ultra 9 işlemcili<br />

yeni ASUS Zenbook S 14 modelimizi<br />

bugün itibariyle ön siparişe açtık.” dedi.<br />

Sözlerini ASUS’un gelecek vizyonuyla<br />

sürdüren Tsai, “Yenilikleriyle sektöre öncülük<br />

eden bir markayız ve bu geleneği<br />

sürdürmek istiyoruz. Yapay zekâ destekli<br />

dizüstü bilgisayar pazarının önümüzdeki<br />

yıllarda çok daha fazla büyüyeceğini<br />

öngörüyoruz. Önümüzdeki dönemde<br />

tüm notebook kategorisinin en az yüzde<br />

60’ının bu yeni işlemciye sahip notebooklardan<br />

oluşacağını düşünüyoruz ve<br />

tüm stratejimizi buna göre şekillendiriyoruz.”<br />

diyerek sözlerini tamamladı.<br />

Benzersiz incelik, rakipsiz<br />

güçle birleşiyor<br />

Zenbook S 14, en yeni yapay zeka özellikli<br />

Intel® Core Ultra 9 işlemci (Seri 2) ve<br />

Intel Arc grafikler ile güçlendirildi ve 48<br />

NPU TOPS’a kadar performans sunuyor.<br />

Gelişmiş CNC frezeleme, ultra sessiz ortam<br />

soğutma sistemine ultra ince bir buhar<br />

odasının entegre edilmesini sağlıyor.<br />

Bu kadar ince bir cihaz için benzersiz<br />

olan bu özellikler minimum gürültü ile<br />

28 watt’a kadar CPU TDP performansı<br />

sağlıyor. İşlevsel tasarımda özel bir Copilot<br />

tuşu ve akıllı hareketleri destekleyen<br />

genişletilmiş 16:10 kesintisiz dokunmatik<br />

touchpad bulunuyor.<br />

3K 120 Hz ASUS Lumina OLED ekran ve<br />

güçlü dört hoparlörlü ses sistemi, gerçek<br />

bir sinematik deneyim sağlayarak ilgi<br />

çekici eğlence sunuyor. Güvenlik Microsoft<br />

Pluton güvenlik işlemcisi ile sağlanıyor<br />

ve yeni Windows passkeys özelliği<br />

kimlik doğrulama verilerini güvenli<br />

bir şekilde saklıyor. AiSense IR kamera<br />

sistemi tarafından desteklenen gelişmiş<br />

biyometrik güvenlik ve gizlilik özellikleri<br />

arasında otomatik oturum açma ve kapatma<br />

için yüz tanıma, Uyarlanabilir Kilit<br />

ve Uyarlanabilir Karartma yer alıyor.<br />

Sanat ve teknolojinin<br />

birleşimi<br />

İşlevsel bir estetikle yeni tasarlanan<br />

Zenbook S 14, hem dayanıklılık hem de<br />

şık bir tasarım sağlayan yenilikçi ASUS<br />

Ceraluminum malzemesini içeriyor. Bu<br />

malzemenin renklerini, dokusunu ve<br />

sertliğini dört yıl boyunca geliştirdikten<br />

sonra ortaya olağanüstü sonuçlar<br />

çıktı. En son CNC teknolojisini kullanan<br />

Zenbook S 14, gelişmiş bir buhar odası<br />

soğutma sistemi de dahil olmak üzere<br />

gelişmiş bileşenleri barındırırken sadece<br />

1,1 cm’lik olağanüstü bir inceliğe ulaştı.<br />

Bu kadar şıklığı ve işlevselliği bir araya<br />

getiren tek dizüstü bilgisayar olan Zenbook<br />

S 14, en ince ve en kompakt 14 inç<br />

dizüstü bilgisayarladan biri ve birinci<br />

sınıf performans ve taşınabilirliğe olan<br />

bağlılığı vurguluyor. CNC işleme, klavyenin<br />

üzerindeki özel geometrik ızgara<br />

tasarımını ve genişletilmiş dokunmatik<br />

yüzey alanını da yaratıyor. Dizüstü bilgisayar,<br />

Zumaia Gri ve İskandinav Beyazı<br />

olmak üzere doğadan ilham alan iki renk<br />

seçeneğiyle sunuluyor.<br />

Zenbook S 14’ün sürdürülebilir tasarımı,<br />

doğadan ilham alınarak GRS sertifikalı<br />

geri dönüştürülmüş polyesterden üretilen<br />

isteğe bağlı kılıfa kadar uzanıyor. Bu<br />

kılıf, çevre dostu ve doğadan ilham alan<br />

yeniliklere olan bağlılığı temsil ediyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

LC Waikiki, VDP Projesi ile üç boyutlu tasarım<br />

devrimini başlattı<br />

LC Waikiki, Sanal Tasarım ve Planlama (Virtual Design and Planning -VDP) projesi ile<br />

dijital dönüşüm sürecinde önemli bir adım attı. İç kaynaklarla geliştirilen uygulama<br />

sayesinde ürün planlamadan tasarıma, mağazalardaki ürünlerin konumlamasından<br />

üretim süreçlerine kadar pek çok aşama üç boyutlu ortama taşınıyor…<br />

Dijitalleşmeyi yalnızca teknolojik bir gelişme<br />

değil, aynı zamanda iş süreçlerinin,<br />

müşteri ilişkilerinin ve organizasyonel yapının<br />

dönüşümü olarak gören LC Waikiki,<br />

bu kapsamda önemli bir çalışma olan Sanal<br />

Tasarım ve Planlama (Virtual Design<br />

and Planning- VDP) projesini hayata geçirdi.<br />

Tamamen iç kaynaklarıyla hazırladıkları<br />

ve hayata geçirdikleri VDP ile LC Waikiki,<br />

ürün planlama, üretim ve tasarım<br />

süreçlerini sanal bir ortama taşıyarak, üç<br />

boyutlu şekilde yürütülmesini sağlıyor.<br />

Planlamanın 2 boyutlu<br />

dünyası, perakendenin 3<br />

boyutlu dünyasına entegre<br />

ediliyor<br />

VDP, ürün planlama ve tasarım süreçlerinin<br />

3 boyutlu oyun motoru kullanılarak<br />

sanal bir ortama taşınması hedefi ile geliştirilmiş<br />

ve tamamen LC Waikiki kaynakları<br />

ile tasarlanmış bir yazılım. VDP ile 3<br />

boyutlu bir dünyada üretim süreçleri yürütebiliyor,<br />

ürünler 3 boyutlu dünyada görülebiliyor.<br />

Ayrıca mağazaları da 3 boyutlu<br />

olarak görüntüleyebiliyor, bu sayede sezon<br />

öncesinde yapılan planların mağazada,<br />

gerçek ünitelerde nasıl gözükeceği önden<br />

test edilebiliyor. Bu doğrultuda VDP ile<br />

planlamanın 2 boyutlu dünyası, ürün ve<br />

perakendenin 3 boyutlu dünyasına entegre<br />

ediliyor. Bunu yaparken algoritmaların<br />

ve yapay zekanın yetkinliklerini kullanan<br />

LC Waikiki, VDP içinde bir ürünün nasıl<br />

gözükeceğini ya da ürüne ek görsel özellikler<br />

eklemeyi, üretken yapay zeka kullanarak<br />

yapabiliyor.<br />

VDP ile hataya yer yok!<br />

Sezon öncesinde ürünleri 3 boyutlu dünyada<br />

görebilmenin olası hataları önlemek<br />

açısından iş sonuçlarının kalitesini artırdığını<br />

belirten LC Waikiki Dijital Dönüşüm<br />

ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü<br />

Şerafettin Özer, “Sektörümüzün yapısı,<br />

ürünlerimizin çoğunun siparişinin satış<br />

döneminin çok öncesinde verilmesini<br />

gerektiriyor. Bu sebeple mağaza bazlı yapılacak<br />

tasarım ve planlama aktivitelerinin<br />

hatadan olabildiğince ayrıştırılması<br />

maliyet ve kar açısından bizim için vazgeçilmez<br />

olabiliyor. Süreçlerimize adapte<br />

ettiğimiz, Türkiye’de bir ilk olan VDP projemiz<br />

ile mağazalarda görsel düzenlemeden,<br />

ürün tasarımına iş süreçlerimize ve<br />

müşteri deneyimini artırmamıza büyük<br />

katkı sağlayacak” diyor.<br />

“Operasyonel verimlilik<br />

artacak”<br />

Yapay zekâ, bulut bilişim, büyük veri analitiği<br />

ve e-ticaret platformlarının entegrasyonu<br />

gibi alanlarda attıkları adımların<br />

hem müşteri deneyimini geliştirmelerine<br />

hem de operasyonel verimliliği artırmalarına<br />

olanak sağladığına değinen Özer,<br />

özellikle müşteri beklentilerine hızla cevap<br />

verebilen pazaryeri platformları ve<br />

3D ürün tasarımı gibi inovasyonların, dijital<br />

dönüşüm sürecinde önemli avantajlar<br />

sunduğunu belirtti. Tüm bu çalışmalara<br />

ek olarak 800 kişilik teknoloji ekipleriyle<br />

yapay zeka özelindeki projelere devam ettiklerini<br />

söyleyen Özer, üretken yapay zeka<br />

kabiliyetlerini geliştirerek iş süreçlerinde<br />

optimizasyon ve yalınlaşmayı sağlama,<br />

maliyet iyileştirme ve verimlilik çalışmalarına<br />

devam edeceklerini ifade etti.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

vivo Türkiye’de yeni atama<br />

Uzun yıllardır teknoloji sektöründe üst düzey görevler<br />

üstlenen Gökhan Tahtacı, vivo Türkiye’de Satış ve<br />

Perakendeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevine<br />

getirildi…<br />

Akıllı cihaz ve hizmetleri odağına alarak güçlü<br />

tasarıma sahip ürünler üreten dünyanın lider<br />

teknoloji şirketlerinden vivo’da pazarlama<br />

yönetimi, ticari operasyonlar, satış, perakende<br />

ve ticari pazarlama alanlarında deneyim<br />

sahibi bir yönetici olan Gökhan Tahtacı, Türkiye’de<br />

Satış ve Perakendeden Sorumlu Genel<br />

Müdür Yardımcılığı görevine getirildi.<br />

Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu<br />

olan Tahtacı, kariyerine 2002 yılında Erikli<br />

firmasında başladı. 2006-2008 yılları arasında<br />

Michelin firmasında çalışan Tahtacı 2008-<br />

2010 yılları arasında da Turkcell SuperOnline’da<br />

yönetici olarak görev yaptı. 2010-2016<br />

yıllarında Samsung Electronics ve 2016-2022<br />

yıllarında ise Huawei Türkiye şirketlerinde<br />

üst düzey yöneticilik görevleri üstlenen Tahtacı,<br />

vivo Türkiye’ye katılmadan önce son olarak<br />

2023-<strong>2024</strong> yılları arasında ise DDTECH’te<br />

Genel Müdür görevini yürütüyordu.<br />

39


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Vestel şimdi Almanya’nın her yerinde<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

40<br />

Vestel, Avrupa pazarındaki büyüme hedefi<br />

kapsamında Almanya’nın başkenti<br />

Berlin’in en işlek caddelerinden Friedrichstraße’de,<br />

Avrupa’nın ilk ‘Vestel Express’<br />

mağazasını açtı.<br />

Berlin’de gerçekleştirilen açılış törenine,<br />

Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi<br />

Ahmet Başar Şen, Berlin Başkonsolosu<br />

İlker Okan Şanlı, Zorlu Holding Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Zorlu<br />

Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili<br />

Olgun Zorlu, Zorlu Holding Yönetim<br />

Kurulu Üyeleri Şule Zorlu ve Selen Zorlu<br />

Melik, Zorlu Holding CEO’su Cem Köksal,<br />

Vestel CEO’su Ergün Güler ve Vestel<br />

Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.<br />

Vestel CEO’su Ergün Güler, Türkiye’de<br />

elde ettikleri çoklu kanal (omni-channel)<br />

deneyimi başarısını Almanya’ya taşıdıklarını<br />

belirterek, “Küresel pazarlardaki<br />

güçlü büyüme stratejimizde kendi<br />

markalarımızla ilerleyeceğiz. Büyüme<br />

adımlarımızdan birisi de global ana<br />

markamız Vestel ile Avrupa’ya açılmak.<br />

Artık Vestel markasıyla Avrupa’daki<br />

varlığımızı daha da güçlendireceğiz. Bu<br />

doğrultuda, Türkiye’de çoklu kanal (omnichannel)<br />

deneyiminin öncüsü olarak<br />

elde ettiğimiz başarıyı Almanya’ya taşıyoruz.<br />

Üç yıl önce Türkiye’de başlattığımız<br />

‘Vestel Ekspres’ konsepti, klasik<br />

alışverişi dijital deneyimle birleştirerek<br />

müşteri memnuniyetini en üst seviyeye<br />

çıkardı. Şimdi bu başarıyı Avrupa’ya taşıyarak,<br />

Berlin’in en işlek caddelerinden<br />

biri olan Friedrichstraße’de Avrupa’nın<br />

ilk ‘Vestel Express’ mağazasını açtık. Bu<br />

mağaza ile Akdeniz’in zarif tasarımlarını<br />

ve Vestel’in üstün teknolojisini Alman<br />

tüketicilerle buluşturuyoruz” dedi.<br />

Vestel, Avrupa pazarındaki büyüme hedefleri<br />

doğrultusunda önemli bir adım atarak Berlin’deki ilk<br />

mağazasını ‘Vestel Express’ konseptinde açtı. Aynı<br />

zamanda, Avrupa’daki ilk online mağaza “www.vestel.<br />

com/de” de Eylül ayı itibarıyla faaliyete geçti. Vestel<br />

CEO’su Ergün Güler, şirketin uluslararası pazarlarda<br />

kendi markasıyla büyüme stratejisi kapsamında<br />

önemli atılımlar gerçekleştirdiğini belirtti…<br />

Alman tüketiciler Vestel’e bir<br />

tıkla erişebilecek<br />

Vestel CEO’su Ergün Güler, Vestel’in çoklu<br />

kanal (omnichannel) yolculuğunda,<br />

fiziksel mağazayla pürüzsüz online alışveriş<br />

deneyimi ile sunarken, Avrupa’daki<br />

ilk online mağazasını (www.vestel.com/<br />

de) Eylül ayı itibarıyla faaliyete geçirdiğini<br />

de duyurdu. Güler, “Almanya’daki<br />

müşterilerimiz bundan böyle, Vestel’in<br />

ileri teknoloji ürünlerine ülkenin her<br />

yerinde, yalnızca bir tıkla erişebilecek.<br />

Türkiye’de Vestel.com.tr müşterilerine<br />

özel sunduğumuz ayrıcalıkları, Almanya’da<br />

da sunuyoruz. Bu şekilde pazarı<br />

dönüştürürken farkımızı da ortaya koyacağız.<br />

Online mağazamız üzerinden<br />

sunduğumuz zengin ve kesintisiz site<br />

deneyimi, gelişmiş müşteri desteği, güvenli<br />

alışveriş imkânı ve kapsamlı teslimat<br />

çözümleri ile alışveriş deneyimini<br />

en üst seviyeye taşıyoruz” diye konuştu.<br />

Güler, Türkiye’de halihazırda alışık<br />

oldukları ancak Avrupa’da henüz sunulmamış<br />

satış sonrası hizmetlerle de<br />

Alman tüketicilere Vestel farkını göstereceklerini<br />

belirtti. Söyledi. Güler, “Ücretsiz<br />

nakliye ve montaj, ek garanti ve 90<br />

gün iade fırsatı gibi öne çıkan hizmetlerimizle<br />

Almanya’daki en küçük kasabaya<br />

ve köye kadar ulaşarak, tüketicilerimize<br />

hem dijital hem de fiziksel alışveriş<br />

deneyiminde yeni bir standart sunmayı<br />

hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.<br />

Teknoloji, tasarım ve şıklık bir<br />

arada<br />

Vestel, Almanya pazarında ulaşılabilir<br />

lüks, farklılaşan tasarım ve üstün kullanıcı<br />

deneyimi ile güçlü bir konum elde<br />

etmeyi amaçlıyor. Özellikle Retro serisi<br />

ile zamansız şıklığı modern teknolojiyle<br />

buluşturuyor. Moda tasarımcısı Aslı<br />

Filinta ile gerçekleştirilen iş birliği, Akdeniz’in<br />

sıcaklığını ve zarafetini Vestel<br />

ürünlerine yansıtarak Almanya’daki<br />

tüketicilere farklı bir deneyim sunmayı<br />

hedefliyor.<br />

Güler, “Vestel teknolojisinin sunduğu<br />

yeniliklerle birlikte müşterilerimizin<br />

hayatlarına tasarımlarımızla da renk,<br />

ahenk ve tutku katmayı amaçlıyoruz”<br />

diyerek, tasarımın Vestel için sadece<br />

estetik bir unsur değil, aynı zamanda<br />

sürdürülebilirliğin bir parçası olduğunu<br />

belirtti. Güler Vestel’in, ‘Fashion for<br />

Home, Passion for Life’ mesajıyla Akdeniz<br />

enerjisini Alman kullanıcılarının evlerine<br />

taşıyarak, tutkuyla yaşanan keyifli<br />

bir hayat vaadi sunduğunu vurgularken,<br />

“Türkiye pazarında güçlü olduğumuz<br />

küçük ev aletleri kategorisinde, özellikle<br />

kahve makineleri ve süpürge ürünlerimizle<br />

Almanya’dan başlayarak, tüm<br />

Avrupa pazarında, ardından da farklı<br />

coğrafyalarda önemli atılımlar gerçekleştirmeyi<br />

planlıyoruz” dedi.<br />

Vestel’in uluslararası arenada kazandığı<br />

971 tasarım ödülünün bu alandaki iddialarını<br />

net bir şekilde ortaya koyduğunu<br />

söyleyen Güler, geleceğin dünyasına bugünden<br />

yön vermeyi amaçladıklarını hatırlattı.<br />

Güler, “Bu yenilikçi yaklaşım ve<br />

müşteri odaklı hizmetlerimiz sayesinde,<br />

Alman tüketicilere benzersiz bir deneyim<br />

sunarken Almanya pazarında fark<br />

yaratacağız” ifadelerini kullandı.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

ASRock mini Anakartı X600TM-<strong>IT</strong>X’i tanıttı<br />

Dünya çapında anakart, ekran kartı, mini PC ve oyuncu monitörleri üreten ASRock, AMD<br />

AM5 serisi işlemcileri destekleyen dünyanın ilk ince mini <strong>IT</strong>X anakartı olan X600TM-<br />

<strong>IT</strong>X’in piyasaya çıktığını duyurdu. Bu devrim niteliğindeki anakart, kullanıcıların farklı<br />

uygulamalarda bilgisayar deneyimlerini geliştiren olağanüstü performansıyla birlikte<br />

geliyor…<br />

X600TM-<strong>IT</strong>X, dünyada AMD AM5 serisi işlemcilerle<br />

uyumlu ilk ince mini <strong>IT</strong>X anakart<br />

olarak öne çıkıyor. Bu uyumluluk, benzeri<br />

görülmemiş bir performans sağlarken, kullanıcılara<br />

daha yüksek işlem hızları, daha<br />

iyi çoklu görev yetenekleri ve gelişmiş genel<br />

verimlilik sunuyor. Kompakt boyutta<br />

güç arayanlar için ideal olan X600TM-<strong>IT</strong>X,<br />

anakart teknolojisinde yeni bir standart belirliyor.<br />

Gelişmiş Bellek Desteği<br />

Çift kanal DDR5 belleği 6400+(OC)*’ye kadar<br />

ve maksimum 96GB kapasiteyle destekleyen<br />

X600TM-<strong>IT</strong>X, son derece hızlı<br />

veri işleme ve kesintisiz çoklu görev imkanı<br />

sunuyor. Bu gelişmiş bellek kapasitesi ister<br />

oyun oynarken, ister içerik üretirken, ister<br />

de profesyonel görevlerde karmaşık uygulamaların<br />

sorunsuz bir şekilde çalıştırılmasını<br />

sağlıyor.<br />

X600TM-<strong>IT</strong>X anakart, kullanıcıların I/O yapılandırmalarını<br />

belirli gereksinimlere göre<br />

özelleştirmelerine olanak tanıyan Esnek I/O<br />

Tasarımını sunuyor. Yenilikçi eş yerleşim<br />

(co-lay) yapısı, DisplayPort’u D-sub ile değiştirmek,<br />

HDMI’ı HDMI ve DisplayPort’a dönüştürmek<br />

veya Type-C’yi Type-A’ya çevirmek<br />

gibi sekize kadar özelleştirilebilir I/O<br />

yapılandırması sağlıyor. Böylece kullanıcılara,<br />

ihtiyaçlarına göre bağlantı çözümleri<br />

sunarak sistemin çok yönlülüğünü artırıyor.<br />

Çok Yönlü Bağlantı ve<br />

Depolama Seçenekleri<br />

X600TM-<strong>IT</strong>X, altı görüntü çıkışıyla kapsamlı<br />

bağlantı seçenekleriyle birlikte geliyor<br />

ve kullanıcıların dört tanesini esnek bir şekilde<br />

seçmesine olanak tanıyor. Varsayılan<br />

LVDS’ye ek olarak, mevcut seçenekler arasında<br />

iki HDMI portu, iki DisplayPort ve<br />

bir VGA bulunuyor. Bu sayede birden fazla<br />

monitörü destekleyerek verimliliği artırıyor<br />

ve sürükleyici bir eğlence deneyimine olanak<br />

sağlıyor. Ayrıca iki SATA3 konektörü ve<br />

iki Hyper M.2 soketi dahil olmak üzere dört<br />

depolama cihazını destekleyerek hızlı açılış<br />

süreleri ve verimli dosya yönetimi için geniş<br />

depolama alanı ve daha hızlı veri erişimi<br />

sağlıyor.<br />

Güvenlik ve uzaktan yönetimi ön planda tutan<br />

kullanıcılar için X600TM-<strong>IT</strong>X, opsiyonel<br />

TPM 2.0 ve DASH LAN ile geliyor. TPM<br />

2.0, donanım tabanlı güvenlik ile hassas<br />

verileri koruyarak ağ güvenliğini artırıyor.<br />

DASH LAN ise bant dışı ve uzaktan güvenli<br />

yönetim sayesinde etkili ve güvenilir sistem<br />

yönetimine imkan tanıyor. Kesintisiz performansı<br />

ve son teknoloji özellikleriyle AS-<br />

Rock X600TM-<strong>IT</strong>X, ince mini <strong>IT</strong>X anakart<br />

pazarını yeniden tanımlamaya hazırlanıyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

TAV Technologies VirtualPortR’u tanıttı<br />

Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketlerinden TAV<br />

Technologies, ürün ve hizmetlerinin tanıtımı için yeni dijital<br />

platformu VirtualPort’u tanıttı. VirtualPort, kullanıcıların sanal<br />

bir havalimanında TAV Technologies’in yolcu deneyiminin<br />

ve operasyonun her adımında sunduğu çözümleri<br />

inceleyebilmesini sağlıyor…<br />

TAV Havalimanları’nın bilişim çözümleri alanında<br />

uzmanlaşan iştiraki TAV Technologies,<br />

geliştirdiği ürün ve hizmetleri yapay zeka<br />

destekli bir platformda kullanıcılara aktarıyor.<br />

Şirketin iç kaynaklarıyla hayata geçirilen<br />

VirtualPort, ziyaretçilere avatarlar eşliğinde<br />

sanal bir havalimanında keşif imkânı sağlıyor.<br />

TAV Technologies İcra Kurulu Başkanı Kerem<br />

Öztürk “Yapay zeka, ürünlerimizi geliştirmek<br />

için yeni fırsatlar sunarken, çözümlerimizi<br />

dinamik ve sürükleyici deneyimlerle<br />

tanıtmanın yenilikçi yollarını da destekliyor.<br />

VirtualPort, ziyaretçilere rehberli bir avatar<br />

ve sanal bir ortam sunarak ürünlerimizin<br />

havalimanı ortamında nasıl kullanıldığını<br />

keşfetme imkânı tanıyan etkileyici bir deneyim<br />

sunuyor. Geçtiğimiz iki yılda Güney Afrika’dan<br />

Güney Amerika’ya çok sayıda yeni<br />

havalimanını portföyümüze ekledik. Ürün<br />

ve hizmetlerimiz bugün tüm dünyada 50’den<br />

fazla havalimanında kullanılıyor.Geleceğin<br />

havalimanı deneyimini şekillendiren teknolojileri<br />

anlaşılabilir ve etkileyici bir ara yüzle<br />

anlatan Virtualport’un gördüğü ilgiden mutluluk<br />

duyuyoruz” dedi.<br />

Mobil ve masaüstü tarayıcılarında www.virtualport.aero<br />

adresi üzerinden erişilebilen<br />

uygulamada ziyaretçiler, özelleştirilebilir avatarlar<br />

tarafından yönlendirilerek sanal havalimanını<br />

keşfederken her durakta sergilenen<br />

ürünler hakkında detaylı bilgi edinebiliyorlar.<br />

Platform, videolar, üç boyutlu animasyonlar,<br />

360 derece gezinme özelliği ve arka plan sesleriyle<br />

kullanıcıların dikkatini çeken zengin bir<br />

multimedya deneyimi sunuyor. Etkileşimli<br />

kullanıcı deneyimi ise kullanıcıların ürün detaylarını<br />

keşfetmelerine ve sezgisel bir şekilde<br />

gezinmelerine olanak tanıyor.<br />

41


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Startup yatırımlarında yapay zekâ<br />

zirveye çıktı<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

42<br />

Statrtup Centrum tarafından hazırlanan<br />

“Turkiye Startup Ekosistemi Yatırım<br />

Raporu” verilerine göre, yapay zekâ ve<br />

makine öğrenimi sektörü <strong>2024</strong> yılının<br />

ilk yarısında 31 yatırımla en aktif sektör<br />

haline gelerek tüm zamanların en çok<br />

yatırım alan sektörü haline geldi. Yapay<br />

zekâ ve makine öğrenimini 14 yatırım<br />

ile oyun, 11 yatırım ile sürdürülebilirlik<br />

& çevre, 10 yatırım ile fintech sektörleri<br />

izledi.<br />

Bu dönemde yapay zekâ girişimlerinin<br />

sayısı da arttı. Türkiye Yapay Zekâ İnisiyatifi<br />

(TRAI) tarafından hazırlanan<br />

yapay zekâ girişimleri haritasına göre<br />

bu yılın ikinci çeyreğinde eklenen 12 girişimle<br />

birlikte Türkiye’deki yapay zekâ<br />

girişimleri sayısı 350’ye ulaştı. Özellikle<br />

sağlık, eğitim, finans ve otomasyon gibi<br />

alanlarda kullanılan yapay zekâ tabanlı<br />

startup’lar, büyük bir büyüme potansiyeli<br />

taşıyor.<br />

<strong>2024</strong> yılında yapay zekânın başını çektiği<br />

startup ekosistemi de hareketlenerek<br />

2023 yılındaki kötü performansının ardından<br />

tekrar yükseliş eğilimine girdi.<br />

Toplam 245 girişimin yatırım aldığı yılın<br />

ilk yarısında girişimlere toplamda 586,8<br />

milyon dolar yatırım yapıldı.<br />

Türkiye startup ekosistemi<br />

çekiciliğini koruyor<br />

Bu rakam 2023 yılının tamamında yapılan<br />

yatırım tutarını geride bıraktı. KPMG<br />

Türkiye M&A ve 212 ekipleri tarafından<br />

hazırlanan “Türkiye Startup Yatırımları”<br />

raporuna göre 2022’de 1,84 milyar dolar<br />

olan toplam işlem hacmi 2023 yılında<br />

497 milyon dolara düşmüştü. Toplam yatırım<br />

sayısı ise 297 olarak gerçekleşmişti.<br />

Uzmanlara göre, 2023 yılında küresel<br />

ekonomide yaşanan makroekonomik<br />

zorluklar ve jeopolitik gerilimler girişim<br />

sermayesi yatırımlarının ve işlem hacminin<br />

düşmesine yol açsa da <strong>2024</strong> yılının<br />

ilk yarısında gerçekleşen sıçrama,<br />

Türkiye startup ekosisteminin çekiciliğini<br />

koruduğunu gösteriyor.<br />

“Turkiye Startup Ekosistemi Yatırım Raporu” verilerine<br />

göre, yapay zekâ ve makine öğrenimi sektörü <strong>2024</strong><br />

yılının ilk yarısında 31 yatırımla en aktif sektör haline<br />

gelerek tüm zamanların en çok yatırım alan sektörü<br />

haline geldi. Türkiye Yapay Zekâ İnisiyatifi (TRAI)<br />

tarafından hazırlanan yapay zekâ girişimleri haritasına<br />

göre bu yılın ikinci çeyreğinde eklenen 12 girişimle<br />

birlikte Türkiye’deki yapay zekâ girişimleri sayısı<br />

350’ye ulaştı…<br />

Türkiye’de son yıllarda devlet teşvikleriyle<br />

Ar-Ge ve inovasyon projeleri, yenilikçi<br />

iş birlikleri ve girişimler daha fazla<br />

ilgi görmeye başladı. Bu sayede teknokentler,<br />

teknoparklar, Ar-Ge merkezleri,<br />

kuluçka merkezleri gibi startup’ları büyütecek<br />

yatırımlar daha fazla duyulur<br />

hale geldi.<br />

Bu hareketlilik Türkiye’nin kalkınması<br />

bakımından da büyük önem taşıyor.<br />

Geleneksel iş modellerine oranla daha<br />

esnek, yenilikçi ve hızlı hareket edebilen<br />

startup’lar sadece ekonominin itici gücü<br />

olmakla kalmıyor, aynı zamanda işletmelerin<br />

ve endüstrilerin dönüşümünde<br />

de kilit bir rol oynuyor.<br />

“Kalkınmada önemli rol<br />

oynuyor”<br />

Sektörün öncü teknoloji üreticilerinden<br />

olan yerli teknoloji şirketi Cerebrum<br />

Tech kurucusu ve yönetim kurulu başkanı<br />

Dr. R. Erdem Erkul, “Girişimcilik<br />

fikrinden beslenen startup’lar, yenilikçi<br />

fikirlerin, yatırımların önemsendiği<br />

ülkelerin sosyo-ekonomik kalkınması<br />

açısından önemli olmaya başladı” diyor.<br />

Erkul’a göre startup’ların esnek, çözüm<br />

odaklı ve uyum sağlayan yapısı, hızlı<br />

büyüme ve büyük etkiler bırakma gibi<br />

özellikleri dünyayı startup’lara yönlendiriyor.<br />

İş dünyasında rolü giderek daha belirgin<br />

hale gelen startup’lar ekonomi döngüsünde<br />

de belirleyici çarkların arasında<br />

yer alıyor. Hızla büyüyen startup’lar,<br />

daha fazla işe alım yaparak istihdamı artırıyor.<br />

Yenilikçi fikir ve teknolojilerle piyasa<br />

rekabetini canlandıran bu yapılanmalar,<br />

geleneksel şirketleri de teknolojik<br />

gelişmeler ve dönüşümler doğrultusunda<br />

harekete geçmek zorunda bırakıyor<br />

ve klasikleşmiş yapıların iş döngülerini<br />

daha dinamik alanlara yönlendirerek<br />

payı genişletiyor.<br />

Start-upların büyümesi, onları destekleyen<br />

bir ekosistem de oluşturuyor. Bu ekosistemde,<br />

startup’larla iş yapmak isteyen<br />

hizmet sağlayıcıları, yatırımcılar, danışmanlar<br />

ve diğer şirketler bulunuyor. Bu<br />

tür ekosistemler ekonomilere canlılık<br />

katıyor ve ekonomik büyümeyi teşvik<br />

ediyor.<br />

Risk sermayesi ve diğer yatırımlar aracılığıyla<br />

finanse edilen bu yatırımlar, girişimcilik<br />

ekosistemini güçlendiriyor ve<br />

gelecekte daha fazla girişimcinin başarılı<br />

olması için zemin hazırlıyor. Bu da ekonomik<br />

büyümeyi ve yeniliği destekliyor.<br />

Başarılı startup’lar, genellikle sadece<br />

yerel pazarlarda değil, ulusal ve uluslararası<br />

pazarlarda da rekabet edecek<br />

hale geliyor. Bu ta Türkiye’nin ekonomik<br />

rekabet gücünü ve ihracat potansiyelini<br />

artırıyor.<br />

“Ülke ekonomisine katkı<br />

sağlayacak”<br />

Erkul’a göre, ülkemizde startup girişimlerine<br />

ve startup ekosisteminin genel<br />

görünümüne baktığımızda Türkiye<br />

ekonomisinin rekabete uygun olduğu,<br />

özel sektörün farklı girişimlere önayak<br />

olacak potansiyeli elinde bulundurduğu<br />

ve kamu sektörünün özel sektörle iş birliği<br />

yapabilecek düzenleyici rolü olduğu<br />

söylenebilir. Erkul, bu özellikleriyle Türkiye’nin<br />

startup ekosisteminden çıkan<br />

başarılı girişimlerin, yeni girişimlerin<br />

önünü açacağını ve gelişmekte olan ülkemizin<br />

ekonomisine katkı sağlayacağını<br />

belirtiyor: “Bu sayede muasır medeniyetlerin<br />

seviyesine çıkıp yüksek katma<br />

değerli ürünlerimizi kendimiz üretip<br />

uluslararası pazarda yerimizi alabiliriz.<br />

Startup ekosistemine yönelik desteklerin<br />

ve ilgilerin artması; bilginin pratiğe,<br />

emeğe, teknolojiye ve sermayeye dönüşmesi<br />

için adımların atılması hepimizin<br />

yararına olacaktır.”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Vertiv, bulut tabanlı, üreticiden bağımsız<br />

yönetim ve izleme çözümünü tanıttı<br />

Vertiv Environet Connect, mobil ve masaüstü ortamlarda çalışan, özelleştirilebilir<br />

görünümler ve esnek bir gösterge paneli ile kullanımı kolay bir arayüz sağlıyor…<br />

Yapay zeka destekli iş yükleri ağın uç noktalarına<br />

yöneldikçe, uzak lokasyonlardaki<br />

veri merkezlerinin operasyonlarını sorunsuz<br />

ve verimli bir şekilde yönetebilmek için<br />

izleme gereksinimleri de giderek artıyor.<br />

Kritik dijital altyapı ve süreklilik çözümlerinin<br />

küresel sağlayıcısı Vertiv, bu talebi<br />

desteklemek amacıyla, bulut bağlantılı ve<br />

web tabanlı yönetim ve izleme çözümü<br />

Vertiv Environet Connect’i tanıttı. Üreticiden<br />

bağımsız bir arayüze sahip olan bu<br />

çözüm, farklı lokasyonlardaki veri merkezi<br />

altyapı ekipmanlarını uzaktan yönetebilmeyi<br />

ve izlemeyi sağlıyor. Environet Connect<br />

şu anda Avrupa, Orta Doğu, Afrika<br />

(EMEA) ve Kuzey Amerika’da kullanılıyor.<br />

Uzak lokasyonlardaki Vertiv ekipmanlarının<br />

kurulumunu hızlandıran Environet<br />

Connect, ağ yönetim ekipmanlarının toplu<br />

yapılandırılmasını sağlarken yazılım<br />

güncellemeleriyle ekipmanların dayanıklılığını<br />

ve verimliliğini artırıyor. Sistemin<br />

izleme özelliği, kritik altyapıların denetimini<br />

geliştiriyor ve özelleştirilebilir alarm<br />

bildirimleri sağlıyor. Bu çözüm, izleme<br />

UPS sistemlerini, kabin güç dağıtım ünitelerini<br />

(PDU’lar), aküleri ve termal üniteleri<br />

kapsıyor.<br />

Vertiv Yazılım ve Dijital Çözümler Başkan<br />

Yardımcısı Wesley Lim, “Edge dağıtımları<br />

hızla büyüyor. Büyük dil modelleri, tahmine<br />

dayalı analizler ve otonom araçlar<br />

gibi yapay zeka uygulamaları, dünyanın<br />

geleceğini şekillendirme potansiyeline<br />

sahip. Şu anda veri merkezlerinde çalışan<br />

bu uygulamalar, gecikmeyi azaltmak ve<br />

işlemdeki tıkanıklıkları önlemek için hızla<br />

uç noktalara taşınabiliyor. Environet<br />

Connect gibi güvenli, kullanıcı dostu ve<br />

web tabanlı bir izleme çözümünün devreye<br />

alınması, uzak ortamlarda operasyonel<br />

görünürlüğü artırarak maksimum verimli<br />

bir çalışma süreci sağlıyor” dedi.<br />

Environet Connect, doğrudan müşteriler<br />

ve servis sağlayıcı (MSP) iş ortakları<br />

tarafından erişilebiliyor. Tüm kullanıcı<br />

türlerini destekleyen bu çözüm, aynı anda<br />

birden fazla kullanıcıya hizmet vererek iş<br />

ortakları ve müşteriler için süreci daha da<br />

kolaylaştırıyor. Vertiv, Environet Connect<br />

kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla<br />

yazılım eğitimi, müşteri destek hizmetleri<br />

ve varlık yönetimi gibi çeşitli hizmetler<br />

sunuyor. Bu hizmetler, teknik destek,<br />

donanım yazılımı güncellemeleri, cihaz<br />

yapılandırması ve uzaktan izlemeyi içeren<br />

kademeli seviyelerde sağlanıyor.<br />

Vertiv, kısa süre önce Yüksek Performanslı<br />

Bilgi İşlem (HPC) ve yapay zeka dağıtımları<br />

için kapsamlı çözüm portföyü Vertiv<br />

360AI’yi tanıttı. Bu çözümler; güç, soğutma,<br />

uçtan uca yaşam döngüsü hizmetleri<br />

ve dijital yönetim sistemlerini kapsıyor.<br />

Vertiv Environet Connect ise yapay zeka<br />

ekosistemindeki bu çözümler için ortak<br />

bir arayüz sağlıyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Protel, VUK 507 uyumlu altyapısıyla bankalara<br />

çözüm sunuyor<br />

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın duyurusuyla bankalara<br />

15 Kasım tarihine kadar mevcut POS<br />

cihazlarının VUK 507 (507 no’lu Vergi Usul<br />

Kanunu Genel Tebliği) ve ÖKC (Yeni Nesil<br />

Ödeme Kaydedici Cihazlar) uyumlu cihazlarla<br />

değiştirilmesi zorunluluğu getirildi. Protel,<br />

bankalar ve finans sektörü profesyonelleri<br />

için sunduğu VUK 507 ve ÖKC uyumlu, entegre<br />

çözümlerle, bu geçiş sürecini sorunsuz<br />

hale getiriyor. Protel, VUK 507 kapsamında<br />

hem kendi lisanslı cihazlarında sertifikalı ve<br />

sertifikasız onaya sahip hem de Türkiye’deki<br />

birçok bankaya VUK 507 yazılımı konusunda<br />

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yaptığı bir duyuruyla bankalara<br />

15 Kasım tarihine kadar mevcut POS cihazlarını VUK 507 ve<br />

ÖKC uyumlu cihazlarla değiştirmesi zorunluluğu getirildi.<br />

Bankaların bu dönüşüm sürecini en iyi şekilde yönetmelerine<br />

yardımcı olmak için gerekli altyapıyı sunan Protel, bankalara<br />

kendi VUK 507 altyapısını cihaz bağımsız olarak kullanma<br />

imkanı sağlıyor. Bu sayede bankalar, mevcut sistemlerini<br />

hızlı ve sorunsuz bir şekilde güncelleyerek yasal gereklilikleri<br />

yerine getirebiliyor…<br />

altyapı desteği sağlıyor.<br />

Bulut tabanlı Android POS ürünü SimpraQuick,<br />

ödeme çözümleri ve fiziksel cihazlarla<br />

bankalara hızlı ve özelleştirilebilir whitelabel<br />

çözümler sağlayan Protel, EFT POS değişimi<br />

için alternatif bir sistem sunuyor.<br />

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın talep ettiği VUK<br />

507 ve ÖKC uyumlu cihazların entegrasyonunun<br />

bankalar için kritik bir öneme sahip<br />

olduğunu belirten Protel CFO’su İlkiz Özcan,<br />

“Protel olarak bu süreçteki her türlü zorluğu<br />

aşmak için hazırız. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını<br />

karşılamak için sürekli olarak geliştirdiğimiz<br />

çözümlerle, bankaların bu dönüşüm<br />

sürecini en iyi şekilde yönetmelerine yardımcı<br />

olacağız” dedi.<br />

43


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

TELKODER: CISPE ile Microsoft’un<br />

Avrupa’daki mutabakatı yazılım lisansı<br />

sorununun çözümü için önemli<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Özellikle yazılım lisansları temelinde Microsoft<br />

ile yaşanan sorunlarını çözme konusunda<br />

çalışma yürüten Serbest Telekomünikasyon<br />

İşletmecileri Derneği (TELKODER),<br />

Avrupa’daki Bulut Altyapı Hizmetleri Sağlayıcıları<br />

(CISPE) temsilcileriyle temaslarını sürdürürken,<br />

CISPE’den aldığı güncel bilgilerle<br />

Türkiye’de sektörü bilgilendirme misyonunu<br />

da yerine getiriyor.<br />

CISPE; Microsoft’un bulut sağlayıcılarına yönelik<br />

uyguladığı lisanslama politikalarının<br />

rekabeti ciddi şekilde sınırladığını ve müşterilerin<br />

alternatif sağlayıcılara yönelmesini<br />

zorlaştırdığını savunurken, Microsoft’un,<br />

Azure dışındaki bulut hizmetleri için yüksek<br />

lisans ücretleri talep ederek bulut sağlayıcıları<br />

ve müşteriler üzerinde bir nevi ”vergi” yarattığını<br />

belirtiliyordu. Bu durum, Avrupa’daki<br />

bulut ekosisteminde önemli bir sorun olarak<br />

görüldüğünden, CISPE, bu uygulamaların<br />

durdurulması gerektiğini açıklamalarında<br />

vurguluyordu.<br />

Dijitalleşmenin adeta bel kemiği olan veri merkezlerinin<br />

önemi her geçen gün artıyor. Telekomünikasyon<br />

sektörünün önemli paydaşlarından olan veri merkezi<br />

işletmecileri, dünyada ve ülkemizde tekel olarak<br />

adlandırılabilecek uluslararası dev şirketlerin haksız ve<br />

hukuka aykırı olarak nitelendirilebilecek yaklaşımlarıyla<br />

mücadele etmek zorunda kalıyorlar…<br />

44<br />

Avrupa Komisyonu’na Yapılan<br />

Şikâyet Çözümün Başlangıcı<br />

Adına Mutabakat Getirdi<br />

Hem Türkiye hem de Avrupa’da bulut altyapı<br />

hizmetleri alanında dünyada büyük bir sorun<br />

olan lisans ücretleri konusunun Avrupa<br />

Komisyonu’na yapılan şikâyetin ardından<br />

Microsoft ile CISPE arasında imzalanan mutabakat<br />

zaptı ile çözüm aşamasına geçtiğini<br />

umut ediyoruz diyen TELKODER Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Halil Nadir Teberci, “Bulut<br />

altyapı hizmetleri alanında problemli lisans<br />

ücretleri ve bazı uygulamalar konusunda muhatabımız<br />

Microsoft’tan henüz Türkiye özelinde<br />

herhangi bir olumlu adım göremedik.<br />

Ancak bu konu özelinde Avrupa’da önemli<br />

bir gelişme yaşanıyor. Avrupa’daki Bulut Altyapı<br />

Hizmetleri Sağlayıcıları problemi Avrupa<br />

Komisyonu’na taşımıştı ve yakın zamanda<br />

yaşanan gelişmeye göre, Kasım 2022’de Avrupa<br />

Komisyonu’na Microsoft’a karşı açılan<br />

CISPE’nin rekabet şikâyetiyle ilgili bir anlaşmaya<br />

varıldı. Her iki tarafça imzalanan bir<br />

Mutabakat Zaptı uyarınca Microsoft, CISPE<br />

üyeleri tarafından yapılan iddiaları ele almak<br />

için belirli adımlar atmayı taahhüt etti. Anlaşmanın<br />

merkezinde, Azure Stack HCI’nin<br />

Avrupa bulut sağlayıcıları için geliştirilmiş<br />

bir sürümünü (Azure HCI Stack for Hosters)<br />

yayınlamak için taraflar arasında bir iş birliği<br />

yer alıyor. Bu iş birliği; Windows 11 tabanlı<br />

çok oturumlu sanal masaüstü altyapısı, ücretsiz<br />

Genişletilmiş Güvenlik Güncelleştirmeleri<br />

(ESU) ve SQL Server için ödeme yaptıkça<br />

lisanslama konularını içeriyor. Çözüm için 9<br />

aylık bir zaman belirlendi ve süreci bağımsız<br />

bir komisyon takip edecek... Özetle bu, Avrupa<br />

bulut sağlayıcıları için önemli bir zafer ve<br />

daha da önemlisi haksız lisans sorununun<br />

dünyadaki çözümü için önemli bir adım olabilir”<br />

dedi.<br />

Türkiye’de Sektörde Yaşanan<br />

Sorun Ne?<br />

TELKODER Başkanı Teberci, sektörde yaşanan<br />

soruna ilişkin de şöyle konuştu: “İşin<br />

önemli noktalarından biri de aynı sorunların<br />

Türkiye’de de yaşanıyor olması... Daha<br />

önce de açıkladığımız gibi; Microsoft Hizmet<br />

Sağlayıcı Lisans Sözleşmesinin (SPLA-Service<br />

Provider License Agreement) çerçevesi<br />

öncelikle müzakereye açık hale getirilmeli,<br />

sonrasında karşılıklı diyalog ortamında, veri<br />

merkezi işletmecilerinin kamuyla ilgili yükümlülükleri<br />

ve hizmet sunum yöntemleri<br />

ile uyumlu hâle getirilmelidir. Microsoft’un,<br />

ülkemiz koşullarını, sözleşmelerin rekabete<br />

uygunluğunu ve sektörün sürdürülebilirliği<br />

açısından elverişliliğini gözeten bir yaklaşım<br />

içinde olması bekleniyor. Microsoft’tan olumlu<br />

bir diyalog çabası göremezsek biz de artık<br />

konuyu Avrupalı meslektaşlarımız gibi hukuki<br />

alana taşıyacağız”.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Citrix Türkiye’nin yeni Genel Müdürü Sevi<br />

Tüfekçi Karahallı oldu<br />

Kurumların güvenli bir şekilde uzaktan ve hibrit çalışma ihtiyaçlarını karşılayan çözümler sunan,<br />

dijital çalışma alanında lider şirketlerinden Citrix Türkiye’de genel müdür görevine tecrübeli isim<br />

Sevi Tüfekçi Karahallı getirildi. Citrix Türkiye, Karahallı’nın liderliğinde bu yılın sonundan itibaren<br />

bağımsız bir bölge olarak büyümeye devam edecek…<br />

Bünyesindeki markalar ile bulut destekli güvenlik<br />

ve verimlilik odaklı kurumsal çözümler<br />

sunan dünyanın lider teknoloji şirketlerinden<br />

Cloud Software Group’un iştiraki ve dijital<br />

çalışma ortamlarının lider şirketi Citrix, Türkiye’de<br />

yeniden yapılandı. Yeniden yapılanma<br />

kapsamında, kurumsal yazılım sektöründe<br />

25 yılı aşkın teknik ve satış yönetimi deneyimi<br />

olan, teknik geçmişini güçlü bir iş anlayışı ile<br />

birleştirmiş tecrübeli isim Sevi Tüfekçi Karahallı<br />

Genel Müdür olarak göreve getirildi.<br />

Günümüze kadar, Orta Doğu veya Doğu Avrupa<br />

bölgelerinin bir parçası olarak hizmet<br />

veren Citrix Türkiye, Karahallı’nın liderliğinde<br />

<strong>2024</strong> yılı sonu itibarıyla bağımsız bir bölge<br />

olarak hizmetlerini sürdürecek. Karahallı’nın<br />

atanmasıyla birlikte Türkiye’deki yerel ekibin<br />

ve iş ortaklıklarının daha da güçlenmesi, şirketin<br />

kısa sürede kazandığı olumlu büyüme<br />

ivmesinin artması planlanıyor. Citrix Türkiye,<br />

bu yeni dönemde yapacağı ek yatırımlarla öncelikle<br />

teknik ve satış kadrosunu kısa sürede<br />

yüzde 30 civarında artırarak daha da büyümeyi<br />

ve çok daha geniş bir müşteri kitlesine<br />

ulaşmayı hedefliyor.<br />

İstanbul Teknik Üniversitesi, Kontrol ve Bilgisayar<br />

Mühendisliği Bölümü’nden 1996<br />

yılında mezun olan Karahallı, 1996 - 1997<br />

yılları arasında İngiltere’de Sheffield Üniversitesi’nde<br />

bilgisayar ağları alanında yüksek<br />

lisans derecesi aldı ve 2005 yılında Boğaziçi<br />

Üniversitesi’nde Executive MBA programını<br />

tamamladı. Teknoloji sektöründe uzun yıllara<br />

dayanan derin deneyime sahip Karahallı,<br />

kariyer hayatına ise 1997 yılında CA Technologies’te<br />

sistem mühendisi olarak başladı.<br />

Burada çalıştığı 20 yıllık süre içerisinde üst<br />

düzey yönetim pozisyonlarında çok kritik görevler<br />

üstlenen Karahallı, 2018 yılında Citrix’e<br />

katıldı. Citrix’te satış mühendisliği biriminde<br />

dört yıl boyunca bölge direktörü olarak görev<br />

yapan Karahallı, 2023 yılında Citrix’in çatı<br />

şirketi Cloud Software Group’ta Citrix Ürün<br />

Grubu Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika İş<br />

Birimi Lideri olarak görevine devam etti. Karahallı<br />

bu görevinin ardından <strong>2024</strong> yılının eylül<br />

ayında geçerli olmak üzere Citrix Türkiye<br />

genel müdürü olarak yeni görevine atandı.<br />

Karahallı, yaklaşık 27 yıldır gönüllü olarak çeşitli<br />

görevler üstlendiği Türk Eğitim Vakfı’nda<br />

gençlere destek oluyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

ESET, mobil güvenlikte de en iyiler arasında<br />

Siber güvenlik çözümlerinde küresel bir lider olan ESET, en<br />

iyi mobil tehdit savunma (MTD) sağlayıcılarını belirleyen ve<br />

değerlendiren The Forrester Wave Mobile Threat Defense<br />

Solutions, Q3 <strong>2024</strong> raporunda yer aldı. ESET Mobile Threat<br />

Defense, bu rapora dahil edilerek MTD pazarındaki en önemli<br />

çözümler arasında gösterildi…<br />

Mobil cihazlar saldırılara karşı geleneksel uç<br />

noktalar kadar savunmasız durumda. Mobil<br />

işletim sistemleri ve uygulamalar genellikle<br />

güvenlik göz önünde bulundurularak tasarlanmış<br />

olsa da siber tehditlere karşı bağışıklığa<br />

sahip değiller ve hem cihazları hem de üzerlerinde<br />

bulunan verileri korumak için ek koruma<br />

katmanlarına ihtiyaç duyarlar.<br />

Mobil güvenlik artık bir<br />

zorunluluk<br />

ESET Bulut MDM ve ESET Endpoint Security<br />

for Android Ürün Müdürü Zdenka Rybanská,<br />

“MTD artık isteğe bağlı değil: Günümüzün<br />

gelişen dijital ortamında faaliyet gösteren işletmeler<br />

için bir zorunluluk” açıklamasını<br />

yaparak şunları söyledi: “Mobil cihazlar iş<br />

döngüsünün ayrılmaz parçaları haline geldi<br />

ve siber tehditler için başka bir saldırı yolu açtı.<br />

Söz konusu yolun tehditlerden uzak kalmasını<br />

sağlamak için ESET Mobile Threat Defense, en<br />

küçük uç nokta cihazlarını bile proaktif olarak<br />

korumak isteyen her ölçekteki işletme için sınıfının<br />

en iyisi korumayı sunuyor.”<br />

ESET Mobile Threat Defense, mobil cihazlar<br />

için hem yaygın hem de gelişmiş tehditleri<br />

kapsayan kapsamlı koruma sağlar. ESET<br />

PROTECT Platformu ile sorunsuz bir şekilde<br />

entegre olan çözüm, birden fazla konsol ihtiyacını<br />

ortadan kaldırarak güvenlik yönetimini<br />

basitleştiriyor. Çözüm, uç noktalara bire bir<br />

oranla tam mobil filo kapsamı sağlar ve ESET<br />

PROTECT Advanced ile başlayan tüm bulut<br />

abonelik katmanlarına ek ücret olmadan dahil<br />

edilir. Ayrıca işletmeler, Microsoft Intune,<br />

Microsoft Entra ID, VMware Workspace ONE<br />

ve Apple Business Manager (ABM) dahil olmak<br />

üzere desteklenen bir dizi çözümle cihaz yönetimini<br />

basitleştirebilir. ESET’in güçlü yönleri<br />

arasında KOBİ’ler arasında güçlü benimsenme<br />

ve kapsamlı bir küresel iş ortağı ekosistemi<br />

tarafından desteklenen işletmeler arasında<br />

daha da hızlı büyüme yer alıyor. Özellikle diğer<br />

ESET çözümlerini kullanan ve ağırlıklı olarak<br />

Android cihazlar kullanan kuruluşlar için çok<br />

uygun. Ayrıca ESET, mobil saldırı vektörü kapsamı<br />

sunarak rakiplerinden farklılaşıyor.<br />

45


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Liderler, risklere karşı hızlı eyleme<br />

geçemediklerini söylüyor!<br />

Aon’un 800’den fazla yöneticinin katılımı ile<br />

gerçekleştirdiği “İş Dünyası Karar Alıcılar Anketi”,<br />

yöneticilerin şirketlerinin ticaret, teknoloji, iklim<br />

ve iş gücünden oluşan dört mega trendin yarattığı<br />

risklere yanıt verme becerileriyle ilgili endişelerini<br />

ortaya çıkardı. Ankete katılan yöneticilerin yüzde 72’si<br />

şirketlerinin riskler ve insanlarla ilgili sorunları çözmek<br />

için yeterince çevik davranmadığını düşünüyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

46<br />

Risk Sermayesi ve İnsan Sermayesi konularında<br />

global deneyimi ve yerel ihtiyaçlara<br />

uygun çözümleri ile 120’den<br />

fazla ülkede müşterilerine hizmet veren<br />

Aon, şirketlerin ticaret, teknoloji, iklim<br />

ve iş gücünden oluşan dört mega trendin<br />

neden olduğu dalgalanmaya karşı nasıl<br />

bir pozisyon aldıklarını belirlemek için<br />

Kuzey Amerika, İngiltere ve Avrupa’da<br />

800’den fazla üst düzey yöneticinin katılımı<br />

ile “İş Dünyası Karar Alıcılar Anketi”<br />

düzenledi.<br />

Anketten çıkan sonuçlar bu dört mega<br />

trendin iş dünyasındaki karar alıcılar<br />

için önemini ortaya koysa da şirketlerin<br />

bu dalgalanmalara yanıt verme becerileri<br />

konusundaki endişelerini de gün<br />

yüzüne çıkardı. Ankete katılan yöneticilerin<br />

yüzde 72’si şirketlerinin riskler ve<br />

insanlara ilişkin sorunları çözmek için<br />

yeterince çevik davranmadığını düşünürken<br />

yüzde 86’sı bu mega trendlerin<br />

ortaya çıkardığı zorlukları çözmenin ve<br />

fırsatları değerlendirmenin önemli olduğuna<br />

inanıyor.<br />

Karar alıcılar veri ve<br />

tavsiyeler için danışmanlık<br />

hizmeti arıyor<br />

Aon’un anketi, risklerin birbiriyle daha<br />

bağlantılı hale geldikçe karar alıcıların<br />

bu mega trendlerin neden olduğu zorlukları<br />

yönetmek için daha fazla sorumluluk<br />

alma baskısı hissettiklerini de ortaya koyuyor.<br />

Karar alıcılar bu nedenle eyleme<br />

geçirilebilir veri ve tavsiyeler almak için<br />

danışmanlar aradıklarını belirtiyor.<br />

Ankete göre karar alıcıların yüzde<br />

80’den fazlası ticaret, teknoloji ve iş gücü<br />

için “son derece önemli” yanıtını vererek<br />

bu konuları en önemli öncelikleri olarak<br />

sıralıyor. Yüzde 70’i ise iklimin “son derece<br />

önemli” olduğunu ifade ediyor.<br />

Bunların yanı sıra katılımcıların yüzde<br />

74’ü tedarik zinciri veya dağıtımla ilgili<br />

sorumluluklarının yıl boyunca arttığını<br />

belirtirken yüzde 63’ü ise siber güvenlik<br />

yatırımlarının getirisini ölçtüklerini<br />

söyleyerek teknoloji risklerini değerlendirmenin<br />

önemini vurguluyor. Tedarik<br />

zinciri kesintisine (yüzde 71) göre daha<br />

az sayıda iş lideri (yüzde 59) aşırı iklim<br />

olaylarının finansal etkisine dikkat ediyor.<br />

Katılımcıların yüzde 57’si ise şirketlerinin<br />

sosyal yardım veya sağlık hizmetleri<br />

alanlarında sundukları imkânları<br />

önemli ölçüde değiştirerek insan sermayesine<br />

yatırım yaptığını söylüyor.<br />

Eyleme geçirilebilir analizler<br />

hayati rol oynuyor<br />

Anket, veri ve analizlere yapılan yatırımların<br />

bu dört mega trendi yönetme konusunda<br />

karar alıcılara güven verdiğini<br />

ortaya koyuyor. Kendine güvenen karar<br />

alıcıların riskleri ve olay senaryolarını<br />

ölçme ve maddi sonuçlarını değerlendirme<br />

olasılığı daha yüksek. Sonuçlara göre<br />

“kendine çok güvenen” karar alıcıların<br />

yaklaşık yüzde 60‘ı son bir yıl içinde tedarik<br />

zinciri, siber risk ve iklim koşullarıyla<br />

ilgili senaryo ve olayların kâr-zararını<br />

ölçerken bu oran kendine daha az<br />

güvenen liderlerde sadece yüzde 36.<br />

Öte yandan iş dünyasındaki karar alıcıların<br />

çoğunluğu iklim koşullarının en<br />

önemli risklerden biri olduğunu kabul<br />

etse de ankete katılanların yalnızca yüzde<br />

59’u aşırı iklim koşullarının finansal<br />

etkilerini hesapladıklarını belirtiyor.<br />

Buna karşılık aynı çalışmayı siber güvenlik<br />

için yapanların oranı yüzde 72’yi<br />

buluyor.<br />

“Anket sonuçları karar alıcıların<br />

harekete geçmelerine<br />

yardımcı olacak”<br />

Anketin sonuçlarını değerlendiren Aon<br />

Türkiye Eş-CEO’su Selda Oknas Tanbay,<br />

“Dünya genelinde yaptığımız bu araştırma;<br />

ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücünden<br />

oluşan mega trendin üst düzey<br />

yöneticilerin rollerini nasıl şekillendirdiğini<br />

ve yöneticilerin bu trendlere yaklaşımlarını<br />

daha iyi anlamımıza yardımcı<br />

oldu. Sonuçlar, bu mega trendlerin karar<br />

alıcılar için önemini teyit etti. Ancak karar<br />

alıcılar, görev yaptıkları şirketlerin<br />

bu riskler için yeterince çevik davranmadıklarından<br />

da endişe ediyor. Aon olarak<br />

kullanılabilir veriler, birbirleriyle uyumlu<br />

risk ve insan sermayesi uzmanlığımız,<br />

yerel koşullara uygulanabilir çözümlerimiz<br />

aracılığıyla müşterilerimizin daha<br />

iyi kararlar almalarına yardımcı oluyor<br />

ve endişelerini ortadan kaldırıyoruz. Bu<br />

anketimizin sonuçları da karar alıcıların<br />

bu mega trendlerin yarattığı zorluklarla<br />

başa çıkmalarına yardımcı olacak.” dedi.<br />

Metodoloji<br />

İş Dünyası Karar Alıcılar Anketi, 24<br />

Nisan-5 Mayıs <strong>2024</strong> tarihleri arasında<br />

800’den fazla karar alıcı ile çevrimiçi<br />

görüşmeler yoluyla gerçekleştirildi. Katılımcılar<br />

arasında üst düzey yöneticiler<br />

ve ABD, Kanada, Birleşik Krallık, Almanya,<br />

Fransa, İtalya ve İspanya’da 500’den<br />

fazla çalışanı olan şirketlerin yöneticileri<br />

yer aldı.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Liman sektörü siber korsanların radarında!<br />

Türkiye’de şirketlerin teknolojiye açılan penceresi olan <strong>IT</strong>serv Technology, sahip olduğu<br />

gelişmiş yazılım teknolojileri, profesyonel kadrosu ve sektör deneyimi ile kritik altyapılara sahip<br />

sektörler için gelişmiş siber güvenlik, veri yönetimi ve bulut çözümleri desteği ile dijital dönüşüm<br />

süreçlerini güvence altına alarak ülke ekonomisinin can damarı konumundaki sektörlere ışık<br />

tutuyor. Milyonlarca dolarlık iş hacmine sahip liman taşımacılığı sektörü de son yıllarda siber<br />

saldırıların hedefi haline geldiğine dikkat çeken <strong>IT</strong>serv Technology, yapay zekâ tabanlı siber<br />

güvenlik çözümleri sayesinde bu tehditlere karşı güçlü bir savunma oluşturabiliyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Global ticaretin ve deniz taşımacılığının<br />

merkezinde yer alan limanlar, siber saldırıların<br />

hedefi haline gelerek ciddi güvenlik<br />

riskleriyle karşı karşıya kalıyor. Özellikle<br />

kritik altyapılarını korumak isteyen uluslararası<br />

liman şirketleri, yapay zekâ destekli<br />

tehdit tespiti ve müdahale sistemleri,<br />

liman operasyonlarında yaşanabilecek siber<br />

tehditleri gerçek zamanlı olarak belirleyip<br />

müdahale edebilme imkânı sağlıyor.<br />

Türkiye’de şirketlerin teknolojiye açılan<br />

penceresi olan <strong>IT</strong>serv Technology’nin yapay<br />

zekâ tabanlı siber güvenlik çözümleri<br />

bu tehditlere karşı güçlü bir savunma oluşturabiliyor.<br />

Liman Şirketleri için Kritik İş<br />

Alanları ve Veri Güvenliği<br />

Liman işletmeleri, konteyner yönetim<br />

sistemlerinden gemi trafik kontrol<br />

sistemlerine, mal hareketlerinin<br />

izlenmesinden gümrük veri işleme<br />

sistemlerine kadar birçok kritik iş sürecini<br />

dijital olarak yönetir. Bu sistemler,<br />

fidye yazılımı saldırıları veya DDoS<br />

saldırıları gibi siber tehditlere maruz<br />

kaldığında operasyonel süreçler durma<br />

noktasına gelebilir. Örneğin, konteyner<br />

hareketlerinin izlenmesini sağlayan bir<br />

sistemin devre dışı kalması, limanda<br />

büyük bir operasyonel aksaklığa yol<br />

açabilir ve tedarik zincirini olumsuz<br />

etkileyebilir. Aynı şekilde, gemi trafik<br />

kontrol sistemlerinin saldırıya uğraması,<br />

güvenli navigasyonu tehlikeye sokabilir ve<br />

yine operasyonları aksatabilir.<br />

Son Dönem Siber Saldırılar ve<br />

Yapay Zekâ Tabanlı Müdahale<br />

Liman sektöründe artan siber tehditler,<br />

operasyonel süreçlerin güvenliğini tehdit<br />

ediyor. Özellikle fidye yazılımları, kimlik<br />

avı saldırıları ve DDoS gibi tehditler liman<br />

şirketlerinin operasyonlarını sekteye uğratabiliyor.<br />

Bu tehditlere karşı koyabilmek<br />

için gerçek zamanlı izleme ve anormallik<br />

tespiti büyük önem taşıyor. <strong>IT</strong>serv Technology<br />

şirketinin yapay zekâ destekli çözümleri,<br />

bu tür saldırıları tespit etmek ve<br />

etkisiz hale getirmek için ileri düzey tehdit<br />

algılama ve otomatik müdahale teknolojilerini<br />

kullanarak liman operasyonlarının<br />

sürekliliğini güvence altına alıyor.<br />

Liman Şirketleri Ne Yapmalı?<br />

Bu tür risklere karşı koyabilmek için liman<br />

şirketlerinin proaktif siber güvenlik<br />

önlemleri alması gerekiyor. <strong>IT</strong>serv Technology’nin<br />

yapay zekâ destekli güvenlik<br />

çözümleri, bu tür kritik sistemlerde anormallikleri<br />

hızla tespit ederek, olası tehditleri<br />

daha oluşmadan etkisiz hale getiriyor.<br />

Ayrıca, saldırı sonrası hızlı iyileşme süreçleri<br />

için güçlü bir olay müdahale planı ve<br />

siber dayanıklılık stratejisi sunuyor. <strong>IT</strong>serv’in<br />

çözüm portföyü, liman işletmeleri<br />

için özel olarak adapte edilebilir ve tehdit<br />

algılama, veri koruma, otomatikleştirilmiş<br />

yanıt ve sürekli izleme gibi işlevleri kapsar.<br />

Bu sayede, limanların operasyonel sürekliliği<br />

korunur ve iş akışlarında kesinti yaşanmaz.<br />

47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!