06.12.2024 Views

Hotel Restaurant Aralık 2024

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.


Doğal Sade Yağ

info@bilhansadeyag.com.tr


Dört Mevsim

0216 592 42 70 - 71 -72

info@callipastacilik.com.tr




SPEED-X, kendi kendini yıkayan

ilk kombi hızlı fırın: mükemmel

kombinasyon kalite ve hız.

unox.com

+90 530 176 62 03


Kombi

Modu

HYPER.Speed

Modu

Taviz vermek zorunda

kalmamak için üretildi.

Kusursuz pişirmeyi garanti etmek için

Konveksiyon ve buhar bir araya geliyor.

Türünün

ilk örneği.

Pişirme ve mikrodalgaları bir araya getiren

devrim niteliğindeki teknoloji.

250

makaron

makarna

12 dakika içinde

1.5 kg

bütün

patates

420 saniyede

7.5

kilo sandviç

patates

20 dakika içinde

6 adet fileto

somon ile

sebzeler

150 dakika içinde

15 bölünmüş

korniş tavuk

parçaları

35 dakika içinde

6 adet tavuk

şnitzel ile

mantarlar

180 dakika içinde




2024’ü kapatırken…

hotelrestaurantmagazine

@Hitechdergisi

hotelrestaurantmagazine

İstanbul'da otel doluluk oranları yükselişini koruyor.

Buna karşın enflasyon ve döviz kuru gibi ekonomik

faktörler, oda fiyatlarını olumsuz etkileyerek gelirlerde

bir düşüş yaşanmasına sebep olmuş durumda.

TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Kasım Ayı

Bilgilendirme Toplantısı'nda, bu durumu detaylı bir

şekilde ele aldı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet

Nuri Ersoy'un açıkladığı 2024 yılı ziyaretçi verilerinin

de hatırlatıldığı o toplantıya dair tüm notlar

“gündem” başlığımızda.

İstanbul turizminin en büyük sorunlarından birinin,

oda fiyatlarındaki düşüş olduğunu belirten Point

Hotel Taksim Genel Müdürü Nuri Kalyoncu, çözüm

olarak uluslararası kongrelerin İstanbul’a yeniden

dönmesini öneriyor. Kongre ve toplantı

organizasyonlarının, İstanbul’un turizm gelirlerini

artırarak oda fiyatlarını yeniden yükseltmesi için

büyük fırsatlar sunduğuna dikkat çeken

Kalyoncu’nun çarpıcı açıklamaları “gündem”

bölümümüzde…

Almanya, İsviçre ve Avusturya'da Türkiye

spesiyalisti olarak faaliyet gösteren Bentour Reisen,

28-30 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Comedy

Night Show etkinliği kapsamında 700 acenteyi

Antalya'da buluşturdu. Bu yıl 20. yaşını kutlayan tur

operatörü yönetimi Megasaray Westbeach

Antalya'da turizm basınıyla bir araya gelerek Türkiye

turizminin genel durumu ve şirket performansı

hakkında değerlendirmelerde bulundu. Haberin

detaylarını “gündem etkinlik” başlığımızda

bulabilirsiniz.

Mutfak dünyasına adım atan her şefin bir hikayesi

vardır. Kimileri çocukluğundan beri bu yolda

ilerlemeyi hayal ederken, kimileri içinse bu yolculuk

bir tesadüfle başlar. Spago Restaurant Executive Şefi

Deniz Otuk’un hikayesi, tam da bu iki dinamiğin

kesiştiği bir noktada şekilleniyor. İstanbul doğumlu

olan Otuk, çocukluk yıllarını Antalya’da geçiriyor.

Şehirlerin kültürel zenginliği ve mutfak mirası, onun

damak zevki ve ilgi alanlarını şekillendiren ilk

adımlar oluyor. Basitlikte mükemmelliği yakalayan

şefin etkileyici mutfak hikayesi bu sayımızda sizlerle!

Yeni yatırımlar ve otel açılışları da turizm

sektöründeki heyecan verici gelişmeler arasında.

Hilton’un 2025'te açılması beklenen yeni otelleri

arasında, İstanbul Taksim'deki Canopy by Hilton da

bulunuyor. Wyndham Hotels & Resorts, kış

turizminin yeni adresi olarak Wyndham Garden

Çambaşı’yı açtı. IHG Group, Dubai’deki dünyanın en

yüksek otel kulesini Vignette Collection markasıyla

işletecek. Türkiye ve dünyadan derlediğimiz otel

açılışlarına “yeni yatırımlar” başlığımızdan

ulaşabilirsiniz.

Gastronomi dünyasında da oldukça hareketli günler

yaşanıyor. Dünya çapında büyük bir prestije sahip

olan Gastromasa Konferansı, gastronomi

profesyonellerini dokuzuncu kez bir araya getirdi.

Dream Sales Machine, kahve festivali etkinliğini bu

yıl Antalya'ya taşıyarak 15 bin kahveseveri ağırladı.

Gastronominin öne çıkan bir diğer ismi ise Terra

Middle'Terranean oldu. Geleneksel tatları modern

yorumlarla birleştiren restoran, coğrafi işaretli yerel

malzemelerle hazırladığı yemeklerle misafirlerine

unutulmaz bir lezzet deneyimi sundu. Swot

Hospitality ise Rixos Tersane açılışları öncesinde

Antalya çıkartmasıyla gastronomi yazarlarından tam

puan aldı. Yemekler sadece başlangıçtı: Swot

Hospitality, Antalya’daki fantastik konseptleriyle

şaşırttı ve eğlendirdi de!

Bunlar ve çok daha fazlası dergimiz sayfalarında!

Keyifli okumalar dilerim.

K

GENEL MÜDÜR

(Sorumlu)

REKLAM SATIŞ PAZARLAMA

REKLAM KOORDİNATÖRÜ

Emir Ömer ÖCAL

emir.ocal@img.com.tr

0212 454 22 22

TEKNIK MÜDÜR

BILGI İŞLEM

TOLGA ÇAKMAKLI

tolga.cakmakli@img.com.tr

TAYFUN AYDIN

tayfun.aydin@img.com.tr

İMG WEB TEAM MAIL

web@img.com.tr

Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ

Doç. Dr. MURAT DOĞDUBAY

GÜRKAN BOZTEPE

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı

TEZER ÖNER

Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve

İşletme Yatırım Danışmanı

HÜSEYİN KURT

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği

Başkanı

AYDIN DEMIR

Yeditepe Üniversitesi Gastronmi Mutfak

Sanatları Chef Ögretim Görevlisi/

The Maestro Hotel Executive Chef

website

www.hotelrestaurantmagazine.com

e-mail

info@img.com.tr

CTP - BASKI

İRTİBAT BÜROLARIMIZ

ADRES

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL

Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94

www.ihlasmatbaacilik.com

BURSA +90.224 211 44 50-51

KONYA +90.332 238 10 71

İSTMAG

Magazin Gazetecilik Yayıncılık

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.

İHLAS MEDIA CENTER

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi

No: 11 Medya Blok Kat: 1

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey

Tel: 0212 454 22 22

Faks: 0212 454 22 93

KAPAK FOTOĞRAF Çırağan Palace Kempinski İstanbul

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları

İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır. ISSN:1305-1792



Bu sayımızda

antre

12 Sektörden kısa haberler

gündem

18 Eresin: Turizm gelirlerini

artırmak için Bakanlık ve

paydaşlarla iş birliği yapıyoruz

20 Küresel seyahat ve turizm

gelirleri 1 trilyon doları bulabilir

22 MICE sektörünün en iyilerini 22.

kez ödüllendirecek

24 Kalyoncu: Kongrelerin İstanbul’a

dönüşü fiyat krizine çözüm

olabilir

26 Öner: Sağlık turizmine alternatif

bir yaklaşım

28 Uzakrota Travel Awards 2024

açıklandı

30 Akçakaya: Turizm müşterileri

artık dönüştürücü deneyimler

istiyor

32 MSC Sinfonia, İstanbul ve İzmir

çıkışlı kış seferlerini başlattı

34 Polatoğlu: UZAKROTA2024’ün

ardından

36 Bentour Reisen 20. yılında rekor

misafir sayısına ulaştı

38 İşte küresel golf turizmi

pazarının yıllık tahmini büyüme

oranı

40 Eresin'den Türkiye tanıtımında

ortak çalışma çağrısı

18

38

54

32

50



gastro aktüel

94 Gastronomi sektöründen

haberler

dosya

98 Yılbaşı özel

fuar

70

marka güncel

102

100 Host 2025 yeni dışarıda yeme

trendlerini açıklıyor

yeni mekan

42 2025’te seyahati belirleyecek 6

dikkat çekici trend

48 Sağlık turizmi acentalarından

karayolu taşımacılığı için teşvik

talebi

50 Hostel pazarı 2030’da 11 milyar

doları aşacak

yeni yatırımlar

52 Radisson, İtalyan portföyünü

genişletiyor

54 Hilton Grubu 2025 açılışlarını

duyurdu

56 Wyndham Garden Çambaşı

hizmete girdi

58 IHG, dünyanın en yüksek otel

kulesini açacak

60 Hindistan’daki marka sayısını 8’e

çıkaracak

62 Swissôtel, Riviera Montenegro ile

Karadağ Budva’da

64 Kapadokya’ya 60 milyon dolarlık

yatırım

marka

66 Porland, yapay zeka destekli

tanıtım filmini Paris’te tanıttı

68 Firma haberleri ve yenilikler

şefin gözünden

70 Basitlikte mükemmelliği

yakalayan şef: Deniz Otuk

gastro güncel

74 Ödev: Beyoğlu küllerinden

yeniden doğuyor

76 Doğan: Gastronomik sinestezi

fenomenini keşfetmeye var

mısınız?

gastro etkinlik

78 Matbah kasım ayını

lezzetlendirdi

80 Yemekler sadece başlangıçtı…

84 Antalya Coffee Festival 15 bin

kahveseveri ağırladı

86 Her tabakta bir hikaye anlatıyor!

88 “35 Yaş Altı 3 Şef” Yarışması için

başvurular başladı

90 Dünya gastronomisinin kalbi 9.

kez Gastromasa’da attı…

92 Evinoks’tan Gastromasa’ya

etkileyici bir inovasyon imzası!

102 Lokantacılığı fine dining ile

buluşturan mekan

104 Yeşilköy’de tatlı tutkunlarını çok

heyecanlandıracak

106 Gastronomi Sokağı’nın yeni

üyesi

107 İstanbul’un en yeni artisan

mutfağı

HoReCa teknoloji &

sistemleri

108 Yapay zekâ turizmin geleceğini

yönlendiriyor

110 Restoranlar artan maliyetlerini

yapay zeka ile kontrol edecek

109/111 HoReCa teknoloji ve

sistemleri

www.hotelrestaurantmagazine.com



12

hotel restaurant

& hi-tech

antre

ATF2024, Sonuç

Raporunu açıkladı

Bu yıl 23-24-25 Ekim tarihleri arasında altıncısı düzenlenen Antalya

Turizm Fuarı (ATF), 56 katılımcı ve 4.781 ziyaretçi olan toplam 78

ülkeden 30.934 turizm profesyoneli ve paydaşını ağırladı. 35 bin

metrekare alanda 20 bin metrekare stant üzerine kurulan fuar, 313

ana katılımcı ve 532 alt katılımcı ile toplam 845 turizm markasını

tek çatı altında buluşturdu. ABD, Almanya, Arnavutluk, Avusturya,

Azerbaycan, BAE, Bahreyn, Belarus, Belçika, Birleşik Krallık,

Bosna Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Çin, Doğu

Afrika, Estonya, Filipinler, Filistin, Finlandiya, Fransa, Gana, Güney

Afrika, Gürcistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İran, İrlanda, İspanya,

İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, Karadağ, Katar, Kazakistan, Kırgızistan,

Kolombiya, Kongo, Kosova, Kuveyt, Kuzey Kıbrıs, Kuzey Makedonya,

Küba, Letonya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Macaristan,

Makedonya, Maldivler, Mısır, Moğolistan, Moldova, Nepal, Nijerya,

Özbekistan, Pakistan, Peru, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, San

Marino, Sırbistan, Singapur, Slovakya, Sri Lanka, Tacikistan, Tayland,

Tunus, Uganda, Ukrayna, Umman, Ürdün, Yunanistan, Zimbabve’nin

katılım sağladığı fuarın 5 etabında, 130’un üzerinde konuşmacının

katılımıyla yaklaşık 2000 dakika boyunca yüzde 100 turizm konuşuldu.

Intercontinental Istanbul’a

üç prestijli ödül

Bu yıl da Türkiye’nin en seçkin otelleri arasında zirveye yerleşen

InterContinental Istanbul, ‘Best Luxury Business Hotel in Turkey’,

‘Best Luxury City Business Hotel in Turkey’, ve ‘Best Luxury Hotel

in Turkey’ ödüllerini kazanarak uluslararası sahnedeki başarısını

bir kez daha yeniledi.Dünya çapında seyahat ve turizm sektöründeki

mükemmeliyeti onurlandıran World Travel Awards, her yıl sektörün

en iyilerini belirleyerek ödüllendiriyor. Bu yıl da InterContinental

Istanbul, Türkiye’nin en lüks oteli olarak öne çıkarken, iş dünyasının

profesyonelleri için kusursuz bir İstanbul deneyimi sunmaya

devam ediyor. Şehrin merkezinde yer alan ve benzersiz Boğaz

manzarasıyla misafirlerini büyüleyen otel, iş seyahatlerinden

tatillere kadar her tür konaklamada misafirlerine üstün konfor

sağlıyor.

GlobeMeets 2025

takvimini duyurdu

2024 yılında üç kat büyümeyle büyük bir başarıya imza atan ve 1000’i

aşkın seyahat acentasını ağırlayan GlobeMeets B2B Networking Event,

2025 takvimini duyurdu. Turizm profesyonellerine yeni iş birliği fırsatları

sunma hedefiyle her yıl el yükselten etkinliğin yeni tarihi 11-12 Eylül 2025

olarak açıklandı. Bu yıl Türkiye’nin 37 şehrinden ve 20 farklı ülkeden

gelen seyahat acentalarının yanı sıra 50 ülkeden gelen DMC, havayolu

şirketleri, turizm ofisleri, kruvaziyer firmaları ve sigorta şirketleriyle

kapsamlı bir iş ağı oluşturan etkinlik, 2024 yılında gün sayısını yoğun

talep sebebiyle iki güne çıkarmış ve katılımcı masalarını etkinlik

başlamadan 2 ay önce doldurmuştu.

Turizm fakültesi mezunları

Side’de buluştu

Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi Mezunları Derneği (METİOD)

üyeleri, 14-17 Kasım 2024 tarihleri arasında Selectum Family Resort

Side Hotel’de geleneksel mezunlar buluşmasını gerçekleştirdi.

Organizasyon, aynı zamanda Turizm Mezunları Federasyonu’nun

(TURMEFED) kurucu üyesi olan METİOD tarafından düzenlendi.

METİOD ve TURMEFED Başkanı Erdem Daşcı, organizasyonda yaptığı

konuşmada şunları söyledi: “Bir fakülte mezunları ile güçlüdür ve

mezunlarıyla sürdürülebilir bağlantılar kuran üniversiteler bir adım

öne geçmektedir. Derneğimizin 1999 yılında kuruluşundan bu yana,

bu buluşmaları her geçen yıl artan bir coşkuyla gerçekleştirmenin

mutluluğunu yaşıyoruz, yaşayacağız ve yaşatacağız.” METİOD’un 2025

yılındaki geleneksel mezunlar buluşması, Kapadokya’nın büyüleyici

atmosferinde gerçekleştirilecek.



14

hotel restaurant

& hi-tech

antre

Lucis Companies yönetim

ekibini güçlendirdi

Turizm sektörüne Avantgarde

Collection otel zinciri markasını

kazandıran Lucis Companies,

otelcilik ve gastronomi sektörünün

tecrübeli isimlerinden Cem Doğan

ile yönetim ekibini güçlendirdi.

Doğan, Lucis Companies İcra

Kurulu Üyesi olarak yeni görevine

başladı. Doğan, sektördeki

deneyimi ve vizyoner bakış açısı

ile grubun 2010 yılından bu yana

hizmet veren amiral gemisi

Avantgarde Collection’ın yeni

markası “Refined” çatısı altındaki

Yalıkavak ve Kapadokya otelleri ile

Avantgarde Urban çatısı altındaki

İstanbul otelleri başta olmak üzere,

grubun stratejik yönetimine ve

Avantgarde Culinary Experiences yeme icme girisimleri de dahil

gelişiminlerine destek sağlayarak büyüme hedeflerine ulaşmasına

katkıda bulunacak. 35 yılı aşkın süredir Levent, Taksim ve Şişli’deki

Avantgarde otelleriyle İstanbul’da şehir otelciliğine bambaşka

bir soluk kazandıran Avantgarde Collection, Türkiye’nin eşsiz

destinasyonlarından Yalıkavak ve Kapadokya’da doğayı sessiz lüks ile

bir araya getirdiği Avantgarde Refined markası ile turizm sektörüne

yenilik katmaya devam ediyor.

Üç prestijli ödül birden

Tarihi atmosferi ve unutulmaz konaklama deneyimiyle bilinen

The Galata İstanbul Hotel - MGallery, World Luxury Awards”ta Üç

Prestijli ödül ile sektördeki başarısını ve misafirlerine sunduğu

benzersiz hizmet kalitesini bir kez daha kanıtladı. Otel, “World

Luxury Awards” ödülünü alarak misafirlerine sunduğu yüksek

kaliteyi, özenle korunmuş tarihi dokusunu ve yenilikçi hizmet

anlayışını bir kez daha gözler önüne serdi. “World Luxury Awards”

ödülü, otelin sektördeki etkisini artırmakla kalmayıp, uluslararası

arenada da öne çıkmasını sağladı. Galata’nın en görkemli ve nadide

yapılarından biri olan Baltazzi Han’ın 1836 yılından günümüze

uzanan tarihinde yeniden doğan otel, 2018’den beri misafirlerine

unutulmaz bir konaklama deneyimi sunuyor.

Kosova Destinasyon

Tanıtım Etkinliği gerçekleşti

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği tarafından ulusal ve uluslararası

düzeydeki turizm hareketlerini geliştirmek amacıyla hayata geçirilen

çalışmalara bir yenisi daha eklendi. 13 Kasım 2024 tarihinde TÜRSAB

Genel Merkez binasında gerçekleştirilen “Kosova Destinasyon Tanıtım

ve B2B Görüşme Etkinliği’nde konuşan Kosova Başbakan Yardımcısı

Emilija Redžepi, Kosova ve Türkiye’nin köklü tarihi ve kültürel bağlara

sahip olduğunun altını çizdi. TÜRSAB ile yaptıkları iş birliğinin önemine

dikkat çeken Redžepi “İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinin

yanında turizmle ilişkilerin geliştirilmesini de önemsiyoruz. Bu noktada

TÜRSAB’ın birikim ve tecrübesinden faydalanmayı umuyoruz. İki ülkenin

de turizm kapasitelerini karşılıklı geliştirebiliriz. Gençlerimizin turizm

alanında eğitiminde Türkiye’yi pozitif bir örnek olarak gösteriyoruz.

Türkiye, turizm üzerinden ekonominin nasıl geliştirilebileceğine dair iyi

bir örnek ülke” değerlendirmesinde bulundu.

Batı Karadeniz’de

sağlık turizmi atağı

Avrupa Türk Seyahat

Acenteleri Birliği (COOP

TRR Int. AG.), sağlık turizmi

alanındaki çalışmalarının

son durağı Batı Karadeniz'in

sağlık üssü Zonguldak oldu.

Zonguldak Ticaret ve Sanayi

Odası (ZTSO) ve Zonguldak

Bülent Ecevit Üniversitesi

(ZBEÜ) iş birliğiyle 17-19

Kasım tarihleri arasında

düzenlenen "Sağlık Turizmi

Çalıştayı"na katılan COOP

TRR, bölgenin sağlık turizmi

potansiyelini değerlendirdi.

ZBEÜ İbni Sina Kampüsü'nde

yer alan Üniversite Hastanesi

Doç. Dr. Şebnem Hanioğlu

Kargı Konferans Salonu'nda

gerçekleştirilen çalıştayda,

sağlık turizminin bölge için önemine vurgu yapıldı, üniversitenin

bu konuda sunduğu katkılar dile getirildi. Zonguldak’ın ve Batı

Karadeniz’in sağlık üssü olan Üniversite Hastanesi'nin sağlık

turizmi alanındaki potansiyeli anlatılırken özel hastanelere

değinildi. Sağlık ve turizmin buluşmasıyla bölgenin uluslararası bir

sağlık merkezi olabileceğinin altı çizilirken, Zonguldak Havalimanı

avantajı ile Almanya’dan ulaşım kolaylığına da dikkat çekildi.


hakiki kahve keyfi

mehmetefendi.com

#hakikikahvekeyfi

#mehmetefendi


16

hotel restaurant

& hi-tech

antre

Kazanan,

The Ritz-Carlton, Istanbul!

Turna.com, otel kategorisini

yayına aldı

Modern tasarımın ve nitelikli hizmetin sembolü haline gelen The

Ritz-Carlton, Istanbul, eşsiz manzarası, kültürel bir konaklama

deneyimi sunan misafirperverliği ve bünyesinde bulunan etkileyici

restoranları ile ön plana çıktı. Otel, bu yılda dünyadaki en iyi seyahat

dergileri arasında yerini alan Condé Nast Traveler okuyucularının

kalbini kazanarak en sevilen konaklama noktalarından biri olmayı

sürdürdü. 239 odaya sahip olan otel; 28 süit, 40 Club odası ve özel

tasarım Nobu Suite ile unutulmaz anlara ev sahipliği yaparken 10

toplantı odası ve 3 farklı bölüme ayrılabilen balo salonuyla çeşitli

etkinliklere hizmet sunuyor. Modern spa olanakları, Türk hamamı,

kapalı yüzme havuzu, masaj odaları, fitness merkezinin yanı sıra

şık bir güneşlenme terası ve sonsuzluk havuzu gibi imkanlarıyla da

2024 yılının en’leri arasında sıralandı. Otel, şehrin popüler buluşma

noktalarından Atölye, Bleu Lounge, Vakko Boutique, Nobu ve The

Roof gibi özel mekanları sayesinde konuklarına eşsiz bir deneyim

yaşatmaya devam ediyor.

JNTO, Türkiye'de turizm

tanıtımını güçlendiriyor

Japonya Ulusal Turizm Örgütü (JNTO),

Japonya ile Türkiye arasında diplomatik

ilişkilerin tesisinin 100. yıldönümünü

kutlamak amacıyla, Japon diplomatik

misyonlarıyla iş birliği içinde Türkiye

pazarındaki tanıtım faaliyetlerini

yoğunlaştırdı. Bu çabaların bir parçası

olarak JNTO, Türk seyahat acentelerine

yönelik turizm seminerlerinin yanı sıra

Ankara ve İstanbul'da Türk ziyaretçileri

hedefleyen etkinliklere de ev sahipliği

yaptı. JNTO Dubai Ofisi İdari Direktörü

Kobayashi Daisuke konuyla ilgili şunları söyledi: “Japonya ile Türkiye

arasında diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yılının kutlandığı bu

önemli yılda, Japonya'nın turizm cazibesini Türk seyahat acenteleri

ve gezginlerle doğrudan paylaşma fırsatı bulduğumuz için gerçekten

minnettarız ve onur duyuyoruz. Geçtiğimiz yüzyıl boyunca iki ülke

arasında kurulan bağ, tarihi aşan, eşsiz ve derin bir bağdır. Önümüzdeki

100 yıla bakarken, ilişkilerimizin daha da güçlenmesini ve derinleşmesini

içtenlikle temenni ediyoruz. JNTO olarak, bu önemli ilişkiyi turizm yoluyla

geliştirmeye ve iki ülkeyi birbirine bağlayan yeni hikayeler yaratmak için

birlikte çalışmaya büyük önem veriyoruz. Japonya ve Türkiye arasındaki

alışverişin gelişmeye devam edeceğine ve daha zengin, ortak bir

geleceğin yolunu açacağına inanıyoruz.”

Uçak bileti, otel rezervasyonu ve diğer hizmetlerin bir arada

sunulması, hem kullanıcı deneyimini sadeleştiriyor hem

de zaman kazandırıyor. Turna.com da bu doğrultuda otel

kategorisini hizmetlerine ekleyerek, yıl boyunca avantajlı

fiyatlarla kapsamlı konaklama seçenekleri sunmaya başladı.

Kategoride, lüks otellerden butik otellere, doğa otellerinden

şehir otellerine kadar farklı ihtiyaç ve bütçelere uygun

seçenekler yer alıyor. Kullanıcılar, otel detay sayfalarında

otelin sunduğu hizmetler, oda özellikleri, puanlamalar ve

harita üzerinden konum bilgisi gibi bilgilere ulaşarak tercih

ettikleri otel hakkında kapsamlı bilgi edinebiliyor. Turna.

com, kredi kartı puanlarını Turna hesabına aktarma seçeneği

sunarak bu puanların uçak, otobüs ve feribot biletlerinin yanı

sıra otel rezervasyonlarında da kullanılmasını sağlıyor. Bu

özellik sayesinde kullanıcılar, konaklamalarını daha avantajlı

hale getirebiliyor.

Sonbahar akşamlarını

sanatla buluşturuyor

Royan Hotel Hagia Sophia Istanbul,

a member of Radisson Individuals,

her cuma akşamı, saat 20.00 –

22.00 arasında Berna Çiçeksever'in

büyüleyici sesi ve DJ Arıca'nın

ritimleri tarihin ve sanatsal atmosferi

buluşturuyor. Misafirler, canlı

performanslarla haftanın yorgunluğunu

atarken özel kokteyller eşliğinde

lezzetli atıştırmalıklarla keyifli

bir akşam geçirecekler. Cisterna

Brasserie, hem otel misafirlerini

hem de dışarıdan gelen ziyaretçileri

bu benzersiz deneyime davet ediyor.

Royan Hotel Hagia Sophia Istanbul, a

member of Radisson Individuals, Tarihi Yarımada’nın tam kalbinde

misafirlerini ağırlıyor. Otel, Kapalıçarşı, Topkapı Sarayı ve Gülhane

Parkı gibi şehrin ikonik turist merkezlerinin hemen yanı başında yer

alıyor. Ayasofya'ya 6, Marmara Denizi'ne 9 ve Sultanahmet tramvay

durağına sadece 12 dakika yürüme mesafesiyle ve mükemmel

lokasyonuyla dikkat çekiyor.



18

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

MÜBERRA ERESIN

"TURIZM GELIRLERINI ARTIRMAK

IÇIN BAKANLIK VE PAYDAŞLARLA IŞ

BIRLIĞI YAPIYORUZ"

TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Kasım Ayı Bilgilendirme Toplantısı'nda, İstanbul’daki

otellerde doluluk oranlarının yükseldiğini, ancak enflasyon ve döviz kuru nedeniyle

oda fiyatlarının düştüğünü belirtti. Eresin, gelirleri artırmak için Kültür ve Turizm

Bakanlığı, TGA, TOBB ve İTO ile ortak çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti.

TÜROB Kasım Ayı Bilgilendirme Toplantısı

ve Geleneksel Öğle Yemeği, turizm

sektörü paydaşlarının katılımıyla Çırağan

Palace Kempinski İstanbul'da gerçekleşti.

Toplantıya İstanbul Valisi Davut Gül de

katılarak sektöre dair değerlendirmelerde

bulundu.

Eresin: "Doluluk oranları arttı,

gelirler düştü"

Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜROB

Başkanı Müberra Eresin, Kültür ve Turizm

Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un geçtiğimiz

günlerde açıkladığı 2024 yılı ziyaretçi verilerine

dikkat çekerek, turizm sektöründe elde

edilen başarıları vurguladı. Eresin, 2024 yılının

Ocak-Ekim döneminde Türkiye'nin toplamda

54 milyon 629 bin ziyaretçi ağırladığını

ve bu ziyaretçilerin 47 milyon 306 binini

yabancı turistlerin oluşturduğunu belirtti.

Bu rakamlarla yabancı ziyaretçi sayısında,

bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde

7,03’lük bir artış kaydedildiğini ifade etti.

Ayrıca Ekim 2024’te Türkiye’ye gelen yabancı

ziyaretçi sayısında da dikkat çekici bir yükseliş

yaşandığını belirten Eresin, "Geçtiğimiz yılın

aynı dönemine kıyasla, yabancı ziyaretçi

sayısı yüzde 9,25 artarak 5 milyon 448 bin

kişiye ulaştı. Bu veriler, turizm sektörümüzün

dinamik ve güçlü yapısını bir kez daha ortaya

koyuyor" dedi.

Üye verilerini paylaştı: "Fiyatlar kur

baskısında"

TÜROB Başkanı Müberra Eresin, TÜROB

üyeleri arasında yapılan bir araştırmaya

dayanarak İstanbul’daki otellerin son doluluk

oranları ve ortalama geceleme ücretleri

hakkında bilgi paylaştı.

Eresin, “Yaptığımız araştırmaya göre,

İstanbul’da Ekim 2024 doluluk oranı yüzde

77,23 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran, 2023

yılının aynı döneminde yüzde 74’tü. Ocak-Ekim

2024 döneminde ise doluluk oranı yüzde 66,8

olarak belirlendi; geçen yıl aynı dönemde bu

rakam yüzde 66,6 idi” dedi.

Eresin, doluluk oranlarıyla ilgili STR verilerini

de paylaşarak, İstanbul’da doluluk oranlarının

STR’ye göre Ekim 2024’te yüzde 79,1’e

ulaştığını, bu rakamın 2023 Ekim ayında yüzde

72,3 olduğunu belirtti. Ocak-Ekim döneminde

ise doluluk oranı yüzde 69,3 olarak kaydedildi

(2023’te yüzde 65,5).

Ortalama gecelik konaklama ücretleriyle ilgili

tespitlerini aktaran Eresin, TÜROB verilerine

göre Ekim 2024’te bu rakamın 115,04 EURO

olduğunu, 2023’te ise 106,27 EURO olarak

gerçekleştiğini söyledi. Ocak-Ekim 2024

döneminde ise fiyatların 108,38 EURO’ya

ulaştığını, geçen yıl aynı dönemde 117,26

EURO olarak ölçüldüğünü ifade etti. Eresin

şöyle devam etti: "STR verilerine göre ise

Ekim 2024’te İstanbul’da ortalama fiyat 140,71

EURO olarak belirlendi (2023’te 142,28 EURO),


Ocak-Ekim 2024 döneminde ise 134,98 EURO

olarak kaydedildi (2023’te 147,36 EURO)."

Eresin, Türkiye genelinde de doluluk

oranlarının artış gösterdiğini belirterek, "STR

verilerine göre Ekim 2024’te yüzde 69,8 olan

doluluk oranının geçen yıl aynı dönemde

yüzde 66,5 olduğunu, Ocak-Ekim döneminde

ise bu oranın yüzde 62,7’ye yükseldiğini

söyledi (2023’te yüzde 59,5). Ortalama gecelik

konaklama ücretleri ise Ekim 2024’te 124,13

EURO (2023’te 120,07 EURO), Ocak-Ekim

döneminde ise 130,64 EURO (2023’te 133,47

EURO) olarak gerçekleşti." dedi.

"Doluluklar artarken oda

fiyatlarında düşüş ve maliyet artışı

sürüyor"

TÜROB Başkanı Müberra Eresin, İstanbul’daki

otellerin doluluk oranlarının geçen yılın

seviyelerini geçtiğini belirterek, bu gelişmenin

memnuniyet verici olduğunu ifade etti. Ancak,

enflasyon oranlarındaki önemli farklılıklar ve

döviz kurlarının son bir yılda yatay seyretmesi

nedeniyle oda satış fiyatlarında bir düşüş

yaşandığını vurgulayan Eresin, aynı zamanda

maliyetlerin ciddi şekilde arttığını da söyledi.

Eresin, gelirleri artırmak adına Kültür ve

Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Tanıtım ve

Geliştirme Ajansı (TGA), Türkiye Odalar ve

Borsalar Birliği (TOBB) ve İstanbul Ticaret

Odası (İTO) ile birlikte işbirliği ve ortak

çalışmalarını sürdürdüklerini, sektörün

karşılaştığı zorluklarla başa çıkmak için çaba

gösterdiklerini sözlerine ekledi.

"Sektörümüz hedeflerine ulaşarak

ekonomiye katkı sağlamaya devam

edecek"

TÜROB Başkanı Müberra Eresin, turizm

sektörünün zaman zaman dış etkenlerle

kesintiye uğramış olsa da her zaman

hedeflerine ulaşarak ülke ekonomisine,

istihdama ve kalkınmaya güçlü bir katkı

sunduğunu belirtti. Eresin, aynı şekilde

sektörü desteklemeye devam edeceklerini ve

ülkenin cari açığının kapatılmasına da katkı

sağladıklarını ifade etti.

Eresin, TÜROB olarak üyeleriyle birlikte

Kültür ve Turizm Bakanlığı, yerel yönetimler

ve diğer turizm paydaşlarıyla eşgüdüm içinde

çalışmaya devam ettiklerini vurguladı. 2024

yılı için belirledikleri hedefin, Kültür ve Turizm

Bakanlığı ile paralel olarak 60 milyar dolar

turizm geliri ve 61 milyon ziyaretçi sayısına

ulaşmak olduğunu açıkladı.

Konaklama sektöründeki gelişmelere

de değinen Eresin, Türkiye’deki yatak

kapasitesinin 2002 yılında 804 bin iken, 2024

yılı Ekim sonu itibarıyla 2,25 milyon yatağa

ulaştığını paylaştı. Ancak, yeni yatırımların

özellikle Antalya, İstanbul, Muğla ve Aydın gibi

yoğun destinasyonların dışında kontrollü bir

şekilde yapılması gerektiğine dikkat çekti.

"Tanıtım çalışmaları hız kemeden

devam ediyor"

TÜROB’un uluslararası tanıtım faaliyetlerine

de değinen Müberra Eresin, yakın zamanda

WTM Londra ve IBTM Barselona fuarlarında

Türkiye’yi temsil ettiklerini, Aralık ayında

ise Cannes’da düzenlenecek ILTM Lüks

Turizm Fuarı’na katılacaklarını belirtti. Ayrıca,

İstanbul Ticaret Odası'nın Barselona'daki

başarılı organizasyonunun turizm tanıtımı

açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

Mevzuat düzenlemeleri ve sektörün

taleplerine değindi

Eresin, turizm sektörünün mevzuat

düzenlemelerinden nasıl etkilendiğine dikkat

çekerek, özellikle yeni nesil ödeme cihazları

kullanımına yönelik yapılan düzenlemenin

ertelenmesinde TÜROB’un girişimlerinin

etkili olduğunu ifade etti. "Bankalarla döviz

tahsilatı entegrasyonunun tamamlanması

için otellerimizin gerekli hazırlıkları yapması

gerekiyor" dedi.


20

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

2024’te küresel seyahat ve turizm

gelirleri 1 trilyon doları bulabilir

KPMG'nin Küresel Dinlenme Eğilimleri 2024 raporuna göre, seyahat ve dinlenme sektörüne

yapılan küresel yatırımın bu yıl bir önceki yıla göre yüzde 25 artması beklenirken küresel

seyahat ve turizm gelirlerinin ise 2024 yılında yüzde 8,3 artarak 1 trilyon dolara ulaşabileceği

tahmin ediliyor.

KPMG'nin seyahat ve dinlenme

endüstrisinin güncel durumunu

inceleyerek, sektörün büyümesi

için içgörüler, eğilimler ve stratejiler

sunduğu Küresel Dinlenme Eğilimleri

2024 raporuna göre seyahat ve dinlenme

sektörü COVID-19, yüksek enflasyon

ve ekonomik belirsizlik gibi zorlukların

ardından yavaş yavaş toparlanıyor. Hatta

2023 yılında, bazı pazarlarda uluslararası

ziyaretçi sayılarının bir önceki yıla göre

yüzde 20-30 oranında arttığı gözlemlendi.

Seyahat ve dinlenme sektörüne yapılan

küresel yatırımın bu yıl bir önceki yıla göre

yüzde 25 artması beklenirken otellerin

mevcut oda başına rekor düzeyde gelir

elde ettiği belirtiliyor. Küresel seyahat ve

turizm gelirlerinin ise 2024 yılında yüzde

8,3 artarak 1 trilyon dolar ulaşabileceği

tahmin ediliyor.

KPMG uzmanlarının görüşlerine yer

verilen rapora göre sektör yavaş yavaş

toparlanıyor olsa da birçok zorluk sürüyor.

Çoğu piyasada, finansman maliyetini

etkileyen ve potansiyel durgunluk

endişelerine yol açan faiz oranları

yüksek kalmaya devam ediyor. Tüketici

güveni, 2022 yılındaki düşük seviyelerden

yükselmiş olsa da uzun vadeli ortalamanın

hala altında bulunuyor. Küresel ekonomik

büyüme de pandemiden önceki on yıla

kıyasla hala cansız bir seyir izliyor.

Sektör dört kritik alana odaklanıyor

KPMG raporunun temel hatlarını çizdiği bu

ortamda, seyahat ve dinleme sektöründeki

kuruluşlar ve yatırımcılar büyümeyi

sağlamak ve müşteri ilişkileri kurmak için

yeni fırsatlar arıyor. Bu nedenle sektör dört

temel alana odaklanıyor. Bunlar: İnorganik

büyüme, performans iyileştirme, teknoloji

kullanımı ve müşteri odaklılık.

İnorganik Büyüme: Rapor, sektörde M&A

(birleşme ve satın Alma) faaliyetlerinde

2021 yılındaki zirveye göre düşüş

yaşandığını ancak piyasanın yeniden

canlanma sinyalleri verdiğini belirtiyor.

Özellikle Çin, Hindistan, Japonya ve

Almanya'da öne çıkan M&A trendleriyle

birlikte sektör, stratejik satın almalar ve

iş birlikleri yoluyla büyüme potansiyelini

değerlendirmeye devam ediyor.

Performans Geliştirme: KPMG'nin

raporu sektördeki şirketlerin performans

iyileştirme çabalarına odaklandığını

da gösteriyor. Rapora göre seyahat ve

dinlenme sektöründeki işletmelerin daha

azıyla daha fazlasını yapması gerekiyor.

Sektör bir yandan büyüme, yeni pazarlara

girme ve yenilik yapma baskısı altındayken

diğer yandan artan maliyetler ve

enflasyonla uğraşıyor. Artan maliyetlerin

baskısı altında olsalar da firmalar işlerini

basitleştirme, modernleştirme ve optimize

etme fırsatlarını keşfetmeye yöneliyor.

Teknoloji Destekli Dönüşüm: Teknolojinin

seyahat ve dinlenme sektöründe insan

dokunuşunun yerini alması günümüzde

zor görünüyor. Ancak bu teknolojiler

verilerin hizmetleri geliştirebilir mi?

KPMG raporunda uzmanlar, insan

dokunuşunu kaybetmeden üretken yapay

zekâ da dâhil olmak üzere teknolojiyi

işletmelere entegre etmenin fırsatlarını ve

zorluklarını ortaya koyuyor. Rapor, sektör

oyuncularının dijitalleşme yolculuğunda

nasıl adımlar atmaları gerektiğine dair

önemli ipuçları sunuyor.

Müşteri Odaklılık: Seyahat ve dinleme

sektöründeki şirketler tüm işlerini

müşteri etrafında yeniden şekillendirmeye

başladıkça, birçoğu sadakatini artırmanın

yeni yollarını buluyor. Raporun bu

bölümünde ise önde gelen kuruluşların

uzun vadeli büyüme sağlayan müşteri

deneyimlerini ve etkileşimlerini nasıl

oluşturdukları aktarılıyor. Sektördeki

liderlerin şu anda farklılaşmak için beş

temel alana odaklandığına dikkat çekiliyor.

Bunlar; kişisel dokunuşlar, aşamalı

avantajlar, teknoloji entegrasyonu, ödüllü

etkinlikler ve seyahatin ötesinde hizmetler.



22

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

MICE sektörünün en iyilerini

22. kez ödüllendirecek

Dream Project tarafından düzenlenen ACE of MICE, 4-5 Ocak 2025’te Elexus Hotel &

Convention’da 22’nci kez gerçekleşecek. Sektörünün en iyilerinin 26 ayrı kategoride

ödüllendirileceği etkinlik için 1 Kasım-13 Aralık tarihleri arasında başvurular yapılabilecek.

Dream Project tarafından

düzenlenen ve her yıl ulusal

ve uluslararası kurumsal

firmaları, etkinlik ajanslarını, otelleri,

acenteleri, turizm ve etkinlik sektörü

profesyonellerini ağırlayan ACE

of MICE, 4-5 Ocak 2025’te Elexus

Hotel & Convention’da 22’nci kez

gerçekleşecek. Sektörünün en iyilerinin

26 ayrı kategoride ödüllendirileceği

etkinlik için 1 Kasım-13 Aralık tarihleri

arasında başvurular yapılabilecek.

Dream Project tarafından düzenlenen

etkinlik, yine sektörün en iyi markalarını

bir araya getirmeye ve MICE sektörünün

ticari hacmine ve bilinirliğine büyük

katkı sunmaya hazırlanıyor.

MICE sektörü en üst düzeyde bir

araya gelecek

MICE sektörünü B2B toplantılar,

network etkinlikleri ve ödül töreni ile bir

araya getiren Dream Project, sektörde

yeni iş birliklerinin oluşmasına ve

ticari hacmin artmasına büyük katkı

sunuyor. Masters of Events by ACE of

M.I.C.E. Awards yine yüzlerce kurumsal

markanın etkinlik satın alıcılarını hosted

buyer olarak ağırlayacak. 2 gün sürecek

B2B toplantılar ile MICE sektörünün

ticari hacmine büyük katkı sağlanırken

yeni iş birliklerin ve networklerin

sağlanmasına köprü olunacak.

60 jüri, 26 kategoride oylayacak

En iyi etkinlikten, en iyi sosyal

sorumluluk projesine kadar 26 ayrı

kategoride MICE sektöründe bütün

bir yıl boyunca gerçekleştirilen önemli

etkinliklerin ödüllendirileceği ACE of

MICE Awards gecesi büyüleyici sahne

performansları ile gala yemeği eşliğinde

sahiplerini bulacak. Oylamaların 60

kişilik jüri heyeti tarafından titizlikle

belirleneceği ödüller için yoğun bir

başvuru bekleniyor. Kırmızı halı

seremonisinde ise şıklık yarışının

yaşanacağı gecede MICE sektörünün

asaleti de gözler önüne serilecek.

Volkan Ataman: “Yine çok önemli

markaları buluşturacağız”

Masters of Events ACE of M.I.C.E.

Awards ile ilgili açıklamalarda

bulunan Dream Project CEO’su Volkan

Ataman, “Bu yıl 22. kez sektörümüzü

B2B network toplantılar ve interaktif

kaynaşma programları ile en üst

düzeyde bir araya getiriyoruz. Sektörün

profesyonelleri, 2 gün boyunca B2B

toplantılar ile yeni iş bağlantıları

oluşturacak” dedi.

ACE of M.I.C.E. organizasyonu ile

sektöre önemli katkılar sağladıklarını

aktaran Ataman, KKTC’deki bu

etkinlik ile bunu bir üst noktaya

taşıyacaklarını vurguladı. Ataman

sözlerini şöyle sürdürdü “Bu seneki

Masters of Events by ACE of M.I.C.E.

Awards ile yine çok önemli markaları

ve değerli isimleri buluşturacağız.

Bu büyük organizasyonla; etkinlik

sektörünün faaliyetlerinin sürdürülebilir

büyümesine yön vermeyi, sektörde

hizmet veren kurum ve kuruluşlarda

daha mükemmele ulaşma arzusu

oluşturmayı hedefliyoruz.” dedi.

4 Ocak akşamı gerçekleşecek MOE

Party ile keyifli bir gece yaşanacağını

belirten Ataman, ACE of M.I.C.E.

Awards Ödül Töreni’nin 5 Ocak akşamı

kırmızı halı seremonisi ile başlayacağını

ve muhteşem şovlar eşliğinde gala

yemeği ile devam edeceğini de sözlerine

ekledi.


7. – 11. 2. 2025

FRANKFURT, ALMANYA

hOSPITaLITY

BREaKS

NEW

gROUND

Misafirperverlik. Uluslararası çeşitlilik. En

son ürün ve trendlere dair benzersiz bir genel

bakış. Her görüşme bir ilham kaynağıdır.

Sektördeki gelişmeleri buradan takip edin

ambiente.messefrankfurt.com/hospitality

info@turkey.messefrankfurt.com

Tel.: +90-216-384 50 50


24

hotel restaurant

& hi-tech

gündem röportaj

NURI KALYONCU

"Uluslararası kongrelerin İstanbul’a dönüşü,

oda fiyatlarındaki krize çözüm olabilir"

İstanbul turizminin en büyük sorunlarından birinin oda fiyatlarındaki düşüş olduğunu

vurgulayan Point Hotel Taksim Genel Müdürü Nuri Kalyoncu, uluslararası kongrelerin

bu krize çözüm olabileceğinin altını çizdi. Kongre ve toplantıların, İstanbul’un turizm

gelirlerini artırmak ve oda fiyatlarını yeniden yükseltmek için büyük bir fırsat olduğuna

işaret eden Kalyoncu, “Uluslararası kongreler ve toplantı organizasyonları İstanbul'a

yeniden dönmeli.” ifadelerini kullandı.

Haber: Hatice Ünal Bilen

Point Hotel Taksim Genel Müdürü Nuri

Kalyoncu, İstanbul turizmine dair

değerlendirmelerde bulundu. 2024

yılının ilk aylarının beklentilerin altında

geçtiğini ancak Paskalya sonrası dönemde

toparlanma yaşandığını ifade eden Kalyoncu,

yıl genelinde yüzde 70-80 doluluk oranı

yakalandığını belirtti. Otel doluluklarının

Avrupa, Güney Amerika, İtalya, İspanya

ve İran pazarlarındaki artış sayesinde

desteklendiğine vurgu yapan Kalyoncu, buna

karşın Ortadoğu pazarında ciddi bir düşüş

yaşandığını kaydetti.

"Ortadoğu pazarını kötü reklamlar

da zayıflattı"

Ortadoğu pazarındaki düşüşün nedenleri

arasında Türkiye’ye yönelik kötü reklamlar

ve bazı spesifik olayların sosyal medyada

geniş yankı bulması olduğunu belirten

Kalyoncu, "Türkiye'de yapılan kötü reklamlar

da etkili oldu. 'Türkiye'ye gitmeyin,

Türkiye'ye giden Ortadoğulu misafirlere

üçüncü sınıf vatandaş muamelesi yapılıyor'

gibi söylemler ortaya çıktı. Tabii, bu bizim

rakiplerimiz tarafından yapılmış da olabilir.

Ancak bu durum, Türkiye hakkında ciddi bir

imaj kaybına yol açtı. Bazı spesifik olaylar da

yaşandı ve medyaya yansıdı. Bazı Ortadoğulu

iş adamlarına kötü muamele yapıldığı

iddiaları sosyal medyada çok köpürtüldü. Bu

da doğal olarak Ortadoğu pazarını olumsuz

etkiledi." dedi.

"Yeni rakip destinasyonlar pazardan

pay alıyor"

Kalyoncu, Ortadoğu pazarında Türkiye'ye

rakip olabilecek yeni ülkelerin ortaya

çıktığına dikkat çekerek, "Belki İstanbul

için doğrudan rakip sayılmazlar ama

Azerbaycan, Mısır ve Gürcistan gibi

ülkeler bu pazarda etkin olmaya başladı.

Her ne kadar etkileri çok büyük olmasa

da Türkiye'den belli bir pay aldılar. Bu

da pazardaki düşüşe katkı sağladı"

değerlendirmesinde bulundu.

"Avrupa atakta: Ortadoğuluları

çekmek için vize kolaylığı sunuyor"

Kalyoncu, yurt dışı fuarlardaki gözlemleri

doğrultusunda Türkiye'nin Ortadoğu

pazarında ciddi rekabetle karşı karşıya

olduğunu belirtti. Kalyoncu şöyle konuştu:

"Ortadoğu pazarında yeni rakipler oluştu.

Mesela Azerbaycan, güzel bir destinasyon

olarak ön plana çıkıyor. Tarihi dokusu ve

kültürüyle Özbekistan da sahnede. Türkî

Cumhuriyetler artık turizmde daha aktif

bir şekilde tanıtım yapıyor. Bunun dışında

Avrupalılar da Ortadoğulu turistleri çekmek

için stratejik adımlar atıyor. Örneğin Suudi

Arabistan ve Katar’dan gelen misafirler

için vize kolaylığı sağlıyorlar. Bu ülkelerden

gelen turistler Avrupa'da yüksek harcamalar

yapıyor ve alışveriş açısından önemli bir

pazar oluşturuyor. Ortadoğu pazarına

yönelik Münih, Dubai gibi şehirler bile

tanıtım yapıyor. Avrupalılar Ortadoğulu

turistleri çekmek için atağa kalkmış

durumda. Bu rekabet ortamında, Türkiye’nin

kötü reklamlarının bazı rakip ülkeler

tarafından desteklenmiş olabileceği ihtimali

de akla geliyor."

"Bu yılı Avrupa, Güney Amerika ve

İran kurtardı"

Kalyoncu, Ortadoğu’daki düşüşe rağmen

Avrupa, Güney Amerika, İtalya, İspanya

ve İran pazarlarının otel doluluklarını

desteklediğini belirtti. Özellikle İtalyan

pazarında geçen yıla göre yüzde 70-80 artış

olduğunu ifade eden Kalyoncu, "Özellikle

de Point Hotel Taksim için söylüyorum. Bu

pazarlarda bir artış söz konusuydu. Otel

doluluklarımızda yüzde 80'lere yaklaştık.

Avrupa, Güney Amerika, Ortadoğu ve İran

gibi önemli pazarlarla birlikteyiz, bu yıl

itibariyle bu bölgelerle benzer doluluk

oranlarına sahibiz" diye belirtti.

"İç pazar Taksim’den çekildi"

Kalyoncu, Taksim bölgesinde iç pazarın

konaklama talebinin yıllar içinde ciddi

şekilde düştüğünü belirtti. Gezi olaylarından

sonra iç pazarın Taksim’den uzaklaştığını

söyleyen Kalyoncu, "İç pazar, özellikle

bombalı saldırılar ve Gezi olaylarından sonra

Taksim bölgesinden çekildi. Şişli ve Anadolu

yakasına kaydı. Taksim’de iç pazardan gelen

konaklama talebi neredeyse yok denecek

kadar az. Daha çok Levent, Şişli ve Anadolu

yakasında yoğunlaşmış durumda" dedi.

Toplantıların hâlâ Taksim’de

düzenlenebildiğini ancak önceki yıllara

kıyasla bu talebin de düştüğünü ifade eden

Kalyoncu, "Önceden Libyalılar ve farklı


Ortadoğulu ülkelerin toplantıları olurdu,

ancak bölgede yaşanan savaşlar nedeniyle

bu organizasyonlar iptal edildi. Şu anda

daha çok İstanbul’u görmek için gelen

turistler var. Bu ziyaretçiler genelde iki ya

da maksimum üç gece konaklıyor" diye

ekledi.

"Alternatif pazarlara yöneliyoruz"

Kalyoncu, Türkiye’nin turizmde alternatif

pazar arayışlarını hızlandırdığını belirtti.

"TGA şu anda Hindistan’da workshoplar

düzenliyor. Geçtiğimiz günlerde Japonya’da

bir fuar yapıldı ve acentacılar oraya katıldı.

Ayrıca TÜROB Genel Sekreteri İsmail Bey

(Taşdemir) kısa süre önce Malezya’ya gitti.

Malezya’dan gelen turistler genellikle grup

halinde seyahat ediyor. Bu durum, münferit

seyahatlere göre daha ekonomik oluyor.

Alternatif pazarlardan turist çekmek için

bu tür çalışmaların artarak devam etmesi

gerekiyor" dedi.

"İstanbul'da otel fiyatları

Avrupa’nın altında"

Kalyoncu, İstanbul'daki otel fiyatlarının

Avrupa ortalamasının yaklaşık yüzde 40-

50 altında olduğunu belirtti ve yiyecek ve

içecek tarafında fiyatların biraz daha pahalı

olabileceğini ancak genel otel fiyatlarının

Avrupa'nın üstünde olmadığını vurguladı.

Kalyoncu bir örnekle, "İstanbul'da bir otel

fiyatı 100 euro iken, Avrupa'da bu fiyat 150

euro seviyelerinde." ifadelerini kullandı.

"En büyük sorunumuz, oda fiyatlarını

yükseltmek"

Kalyoncu, İstanbul’daki otel oda fiyatlarının

şu an 130-140 euro civarında olduğunu

belirterek "Türkler için aslında bu fiyatlar

yüksek değil, çünkü dolar ve euro kuru sabit

ama enflasyon da yüksek. Ancak burada en

büyük sorun, oda fiyatlarını yükseltebilmek"

dedi.

"Kongre ve toplantılar oda

fiyatlarını yükseltmek için bir

fırsat"

Kalyoncu, oda fiyatlarının yükselmesi

için İstanbul'a kongre ve toplantı

organizasyonlarının daha yoğun bir

şekilde gelmesi gerektiğini ifade etti.

2012-2013 yıllarında İstanbul’un en iyi

10 destinasyon arasında yer aldığını

hatırlatarak, bu seviyeye yeniden çıkabilmek

için kongre turizminin yeniden canlanması

gerektiğini belirtti. Oda fiyatlarının 2012-

2013 dönemindeki seviyelerine ulaşması

gerektiğini dile getiren Kalyoncu, o dönemde

otel fiyatlarının 160-180 euro arasında

olduğunu, şu an ise yaklaşık %30-40 geride

olduklarını söyledi. İstanbul otellerinin

ADR’lerinin (Oda Başına Ortalama Gelir)

yükselmesi gerektiğini belirten Kalyoncu,

İstanbul’un kongre turizmine odaklanarak

ilk 10'a girmesi durumunda, önemli bir

atılım yapacağına inandığını vurguladı.

“Kongre Turizmi, İstanbul’u yeniden

zirveye taşıyabilir”

Nuri Kalyoncu, İstanbul turizminin yeniden

ivme kazanması için kongre turizminin

kritik bir rol oynayacağını belirterek

bu segmentin yeniden canlandırılması

gerektiğine vurgu yaptı. Kongre turizminin

eskiye göre ciddi oranda azaldığını, yıl

boyunca sadece 3-5 uluslararası kongrenin

gerçekleştiğini belirten Kalyoncu şunları

kaydetti: "Kongre turizmi İstanbul’un çıtasını

kesinlikle yükseltir. Kongre ve toplantı

organizasyonlarının geri kazanılması,

doluluk oranlarına yüzde 50 oranında etki

edebilir. Ancak sadece otel gelirlerini

artırmakla kalmaz; sokaktaki simitçiden

restoranlara kadar şehrin tüm ekonomisine

yansır. Kongre turizmi, otel gelirlerine

ve İstanbul’un genel turizm gelirlerine

doğrudan etki ediyor. İstanbul, 2012-2013

yıllarındaki gibi kongre turizmiyle tekrar ilk

10’a girmeli".

"Kongreler İstanbul'a yeniden

dönmeli"

Kalyoncu, yurt dışı fuarlarında Türkiye’ye

yönelik ilginin devam ettiğini ancak

ürün çeşitliliğinin artırılması gerektiğini

söyledi. "Türkiye’ye bir ilgi var, ancak

ürünün çeşitlenmesi gerekiyor. Özellikle

İstanbul’da kongre turizminin yeniden

canlanması şart. Kongreler İstanbul’a

yeniden dönmeli. İstanbul için kongre

turizmi çok önemli. Bu tür organizasyonlar

hem daha fazla harcama yapan hem de

nitelikli turist profilini şehre çeker" dedi.

Kongre turizminin yalnızca ekonomik fayda

sağlamadığını, aynı zamanda sektördeki

çalışanlar için moral ve motivasyon kaynağı

olduğunu belirten Kalyoncu, "Kongre

amaçlı gelen misafirler, çalışan profilini de

olumlu etkiler. Bu sebeple de “AKM ve İBB

etkinliklerinin daha iyi tanıtılması gerekiyor.

Kongre turizmi sadece otellere değil, tüm

şehre gelir sağlar" şeklinde konuştu.

Kalyoncu, İstanbul’un genel turizmdeki

rolünü vurgulayarak, “İstanbul’un

yükselmesi Türkiye’nin turizm hedeflerine

ulaşmasına katkı sağlar. Kongre ve toplantı

turizmi gibi nitelikli turistlerin çekilmesi, bu

süreci hızlandıracaktır" diye ekledi.

"Kongreleri yakın coğrafyadaki

rakiplere kaptırıyoruz"

Kalyoncu, İstanbul’un kongre turizmi

alanında eski günlerini aradığını belirterek,

yakın coğrafyada bu alanda öne çıkan

rakip ülkelere dikkat çekti. "Kongre

turizminde eskiye göre azalma var, ancak

bu organizasyonlar hâlâ yapılıyor. Özellikle

Belçika, İspanya, Almanya, İsviçre, İtalya

gibi Avrupa başkentleri, kongre turizminin

önde gelen merkezleri olmaya devam

ediyor. Bunun dışında ABD ve Dubai de

kongre ve toplantılar için tercih edilen

önemli destinasyonlar arasında yer alıyor"

ifadelerini kullandı.

Kalyoncu, İstanbul’un kongre turizminde

hak ettiği yere ulaşabilmesi için daha

fazla desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

"İstanbul, dünyanın birçok bölgesinden

yalnızca üç saatlik uçuş mesafesinde

yer alıyor. Ulaşım açısından herhangi bir

sorun olmamasına rağmen dediğim gibi

kongreler, rakip destinasyonlara kaptırılıyor.

İstanbul’un bu potansiyelini daha iyi

kullanmak için uluslararası kongrelerin

buraya çekilmesi yönünde çalışmalar

artırılmalı" diye konuştu.

"Ekonomik hava yolu şirketleri

İstanbul turizmini canlandırabilir"

Kalyoncu, İstanbul’un turizm potansiyelini

artırmak için ekonomik hava yolu

şirketlerinin önemine dikkat çekerek,

"İstanbul’a Ryan Air, Wizz Air gibi düşük

maliyetli hava yolu şirketlerinin uçması

gerekiyor. Bu tür şirketler, daha geniş

bir turist kitlesine ulaşmamızı sağlar

ve özellikle bütçe dostu seyahat arayan

turistler için İstanbul’u daha cazip hale

getirir" şeklinde konuştu.

"60 milyon turist hedefi gerçekçi"

Kalyoncu, Kültür ve Turizm Bakanlığı

tarafından açıklanan 60 milyon turist

ve 60 milyar dolar gelir hedefinin

ulaşılabilir olduğunu, hatta bu hedefin

üzerine çıkılabileceğini belirtti. "Bu

hedef, Türkiye'nin potansiyeli göz önüne

alındığında oldukça gerçekçi. Antalya'nın

cazibesi hâlâ çok yüksek. Rusya, İngiltere,

Almanya, Polonya gibi ülkelerden büyük

ilgi görüyor. Fransa ve İtalya gibi Avrupa

ülkelerinden de talep artıyor. Ayrıca

Azerbaycan, İran ve Ortadoğu’nun bazı

ülkeleri Antalya’yı tercih ediyor. Yekün

olarak baktığımızda, Türkiye'nin bu hedefi

aşabileceğine inanıyorum. İstanbul’da da

kongre ve toplantı segmenti hareketlenirse

şehir önemli bir katkı sağlayabilir" şeklinde

konuştu.

“2025, 2024’ten daha iyi bir yıl

olabilir"

Nuri Kalyoncu, 2025 yılına dair olumlu

beklentiler içinde olduklarını sözlerine

ekledi ve "Savaş olmazsa 2025, 2024’ten

daha iyi geçer. Avrupa, Amerika ve Ortadoğu

pazarları İstanbul’un turizm potansiyelini

artıracaktır.” şeklinde konuştu.


26

hotel restaurant

& hi-tech

gündem / makale

AGON

Tezer

Danışmanlık ve Mümessillik

Öner

Hizmetleri CEO’su

Sağlık turizmine alternatif bir yaklaşım

Hepimiz biliyoruz ki, ülkemizdeki deniz

ve kış tatilinden sonra en revaçta olan

turizm kolu sağlık turizmidir. Hatta kış

turizmini geçtiğini de düşünüyorum

artık. Ancak hiç bu konuda daha fazla

alternatifimiz olabileceğini düşündünüz

mü? Özellikle hasta bakımı ve yaşlı bakımı

konusunda ülkemizde birçok nitelikli tesis

yapılabilecek alan veya dönüştürülebilecek

nitelikli ve zarar eden tesis bulunmakta.

Kuzey Avrupa ülkeleri başta olmak

üzere tüm Avrupa ve Arap ülkelerinde

yaşlanan bir nüfus bulunmakta. Gelir

seviyesi yüksek ülkelerdeki bu yaşlı

nüfus, özel bakım isteyen hastalıklarla

mücadele ettiği gibi hastalık olmadan da

sadece temiz ve sıcak Akdeniz havasını

yaşamlarının son aşamasında tercih

etmektedir.

Pahalı İsviçre’ye ucuz alternatif

Bir zamanlar çok revaçta olan İsviçre

bu konuda artık inanılmaz pahalı ve

lüks kalmaya başladı. Avusturya ve

Almanya’nın güney kesimlerinde bulunan

tesisler de sadece dağ havası için uygun

ve gene çok pahalı. Ama ülkemizde

yerleşmek anlamında zaten çok ucuz

kalan seçeneklere bir de yaşlı bakımı ve

huzurevleri ekleyebilirsek Avrupa’dan çok

ciddi talepler geleceğini göreceksiniz.

Zaten eli ayağı tutan ve biraz da deniz

seven bol miktarda İngiliz ve Alman

yerleşimci güney kıyılarımızda yaşamakta.

Ancak bu insanlardan bazılarıyla yaptığım

konuşmalarda şu diyalog yaşandı: “Biz

mecburen evimizi satıp Almanya’ya geri

dönmek zorundayız. Çünkü burada bize

hitap edebilecek yaşlı bakım evi yok.

Mecburen son demlerimizi Almanya’da

geçireceğiz.” dediler. Bu demektir ki

uygun şartlarda ve belli bir hizmet

kalitesinde bakım evlerimiz olsa bu

insanlar Türkiye’de kalmayı seçecek ve

bize yurt dışından döviz akmaya devam

edecek.

12 ay turizmin yolunu açacak

Bunun yanı sıra güçlü sağlık tesisleri

kurarak ve çevresinde de konaklama

tesisleri oluşturarak bu profildeki

ziyaretçilerin daha sıcak bir iklimde ve

deniz ile beraber yaşamalarına fırsat

sağlamak bizim de bu tesisleri 12 ay

doldurmamız anlamına gelecek. Kesintisiz

kalan misafirler ile süreklilik sağladığımız

bir gelir akışına sahip olabiliriz.

Aynı şekilde bu tesisler karma hizmet

vererek yurt içindeki talebe de cevap

verebilir. Kendi insanımız için de yeterli

tesisimiz maalesef bulunmamakta.

Açıkçası standart bir gelirin sürekli aktığı

bir işletme ya da bir kısmı bu işe ayrılmış

işletmeler süreklilik açısından ve bölgeye

getireceği kazanımlar açısından çok iyi

bir fikir olarak görünüyor. Böyle bir atak

yapmayı başarabilirsek İsviçre, İtalya,

Fransa, Avusturya ve İspanya’ya karşı

bu konuda rakip olan çok güçlü bir ülke

konumuna gelebiliriz.

Ayrıca bu tarz bir turizm için hem deniz

hem de dağ alternatifi olan şahane bir

coğrafyamız var. Göllerimiz ve 12 ay

havasıyla bize mükemmel opsiyonlar

sunabilecek Karadeniz ve tüm ülkede

birçok yaylamız var. İsviçre’ye ayrı,

İspanya’ya ayrı rakip olabilecek bölgelere

sahibiz.

Bir taşla iki kuş

Tüm bunların dışında en önemlisi bu

misafir kitlesini her daim ziyaret etmek

isteyecek bir de genç turistler olacak.

Dolayısıyla bir taşla iki kuş vurmuş

olacağız. Böylece kalkınma sorunu

yaşayan ama doğal özelliklere sahip

bölgelerimizi de kalkındırmak için bir

fırsat sunmuş olacağız.

Kültürel farklılığa sahip misafirlerin

katacağı birçok fırsat da olacaktır. İçerinde

eski bilim insanları veya sporcular gibi ilgi

odağı olabilecek kişileri misafir etmek bize

tanıtım ve kulaktan kulağa paylaşımlarla

doğal reklam malzemeleri verecektir. Bu

şekilde oluşturulmuş bölgeler başlı başına

bir turizm alanı ve cazibe merkezi olarak

katkı sunabilir.

Ülkemizdeki tarım, hayvancılık ve sanayi

yatırımları ne kadar yüksek olursa olsun

turizm bizim için vazgeçilmez ve sonsuz

seçenekleri olan muhteşem bir iş alanıdır.

Bu konuda gelişmeye ve alternatiflerimizi

çoğaltmaya devam etmeliyiz.

Kışınız güzel ve bol karlı geçsin.



28

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

UZAKROTA TRAVEL

AWARDS 2024 AÇIKLANDI

İŞTE SEYAHATTE BU YILIN EN IYILERI!

Küresel seyahat pazarına yön veren liderleri turizm profesyonelleri ile buluşturan

Uzakrota Global İstanbul kapsamında düzenlenen geleneksel Seyahat Ödülleri sahiplerini

buldu. 2024’te seyahat sektörüne liderlik eden 40 marka ödüllerini aldı.

Turizm ve seyahat endüstrisini

buluşturan en kapsayıcı

etkinliklerden biri olan Uzakrota,

2024 yılındaki dördüncü ve en büyük

zirvesini İstanbul’da gerçekleştirdi.

Turizmin çeşitli alt sektörlerinden

250 farklı büyüklükteki şirketin

potansiyel iş ortaklarının neler yaptığını

öğrenebilmek, yeni network’ler

geliştirebilmek için katıldığı zirve

15 bini aşkın turizm profesyonelini

buluşturdu. Amadeus, Turkish

Airlines, Tourism Malaysia, Emirates,

Paximum, Tourmania gibi markaların

sponsorluğunda gerçekleşen zirvenin

açılışını Uzakrota Kurucusu Gökhan

Erdoğan, TÜROB Başkanı Müberra

Eresin, İBB Turizm Müdürü Hüseyin

Gazi Coşan ve Liverpool Turizm

Direktörü Tom Cassidy yaptı.

40 markaya ödül

Uzakrota’nın 14. yılında düzenlenen

geleneksel seyahat ödülleri de

sahiplerini buldu. 28 Ekim - 1 Kasım

tarihleri arasında yapılan oylamanın

sonuçları belli oldu. Bu yıl 5 gün

boyunca 40 kategoride toplam 42.465 oy

kullanıldı. Kazanan markalar ödüllerini

Fasterpay After Party by Uzakrota

etkinliğinde gerçekleşen törende aldı.


Uzakrota Travel Awards 2024’te

öne çıkan ödüllerden bazıları şöyle

oldu:

Best of The Year Awards Winners 2024

World’s Leading Travel App

Obilet.com

World’s Leading Travel Brand

Emirates Airline

World’s Leading Travel Website

Tatilbudur.com

World’s Leading Airline Booking

Website

Biletdukkani.com

World’s Leading Digital Airline

Pegasus Airlines

World’s Leading Airline

Turkish Airlines

World’s Leading Low-Cost Airline

Fly Dubai

World’s Leading Regional Airline

Ajet

World’s Leading Cruise

Princess Cruises

World’s Leading Hotel Group

Rixos Hotels

World’s Leading Hotel Technology

Provider

GIATA

World’s Leading Hotel Booking

Website

Tatilsepeti.com

World’s Leading Global Distribution

System

Amadeus

World’s Leading Incoming Tour

Operator

Pegas Touristik

World’s Leading Regional Incoming

Tour Operator

Devim Tours, Bosnia Herzegovina

World’s Leading B2B Outgoing Tour

Operator

Istyatur, Turkiye

World’s Leading Regional Outgoing

Tour Operator

Jolly, Turkiye

World’s Leading Outgoing Tour

Operator

TUI

World’s Leading B2B Booking Platform

Paximum

World’s Leading Travel Technology

Provider

Hitit

World’s Leading Travel Management

Company

Turk Ekspres

World’s Leading Car Rental Brand

Europcar

World’s Leading Bus Booking Website

Enuygun.com

World’s Leading MICE Agency

Setur MICE, Turkiye

World’s Leading OTA

Almosafer.com

World’s Leading Country Tourism

Board

Kazakh Tourism

World’s Leading City Tourism Board

Visit Istanbul

World’s Leading Fastest Growing OTA

Turna.com

World’s Leading Airport Transfer

Company

Turkkan Turizm

World’s Leading Travel Startup

Sleap.io

Uzakrota Special Awards

World’s Leading Quality of Service

Company

Bookingagora

World’s Leading Health Tourism

Agency

Clinichub

World’s Leading Entrepreneur

Selahaddin Eyyubi Tezel – Saladino

Travel

World’s Leading Tour & Activities

Company

Tourmania

World’s Leading Fastest Growing Tour

Operator

Wtatil

World’s Leading Fastest Growing Hotel

Technology Company

Lighthouse

World’s Leading Fastest Growing

Regional Airline

Egypt Air

World’s Leading Fastest Growing

Airline

Saudia Airlines

World’s Leading Youth Tour Operator

Avrupa Ruyasi

World’s Leading Fastest Growing

Cruise Company

Celestyal Cruises

Uzakrota Special Awards

Selçuk Demir – Air Arabia

Ali Onaran – Prontotour

Cağrı Sağlık – Tourism Malaysia

Onur Akçınar – Booktoworld

Uğur Kurt – Ejder Turizm


30

hotel restaurant

& hi-tech

gündem röportaj

EMRULLAH AKÇAKAYA

“Turizm müşterileri artık dönüştürücü

deneyimler istiyor!”

Haber: Hatice Ünal Bilen

Günümüzde her alanda olduğu gibi

turizmde de insanlar klasik beklenti

ve alışkanlıkların yerine kalıcı ve

dönüştürücü deneyimlerin peşinde. Eğlenceli

havuz aktiviteleri, açık büfeler, 24 saat devam

eden aksiyonlar, yerini kaliteye ve konfora

odaklanan bir beklenti setine bırakmış

durumda. Marriott, Hilton, Radisson, Accor,

IHG ve Wyndham gibi global otel markaları ile

iş birliği yapan ve 2 yıl gibi kısa bir süre içinde

portföyüne bu markalara bağlı 15 oteli dahil

eden turizm danışmanlık şirketi Petra’nın

kurucu ortağı Emrullah Akçakaya, misafirlerin

ister çocuklu aileler ister milenyum kuşağı

çiftler olsun, artık “benzersiz maceralar” ve

“dönüştürücü deneyimler” aracılığı ile kalıcı

anlar yaşama isteğine vurgu yaptı.

Günümüz turizm müşterisinin dönüştürücü

deneyimler peşinde olduğunun altını çizen

Emrullah Akçakaya ile tatil anlayışındaki

değişimi ve markalı tatil köylerinin yükselişini

konuştuk.

Turizmde büyük bir değişim

yaşanıyor. Bu değişim nasıl bir

dönüşümü işaret ediyor?

Bugün turistler klasik tatil beklentilerinden

ziyade, kalıcı ve dönüştürücü deneyimlerin

peşinde. Eğlenceli havuz aktiviteleri ya

da 24 saat süren aksiyonlar gibi unsurlar

yerini, daha kaliteli ve konforlu bir deneyim

arayışına bırakmış durumda. Misafirler artık

benzersiz maceralar ve kalıcı anılar yaşamak

istiyor. Global otel zincirleri de bu talepleri

karşılamak için markalı tatil köylerinde önemli

adımlar atıyor.

Türkiye’de turizm sektörü nasıl bir

değişim geçiriyor? Özellikle markalı

tatil köylerinin yükselişi hakkında

neler söyleyebilirsiniz?

Türkiye’de turizm sektörü, yıllarca bacasız

sanayi olarak tanımlanmıştı. Fakat bugün

ekonomik katkı açısından sanayiden bile

daha önemli bir yer tutuyor. Markalı tatil

köylerinin yükselmesi de bunun bir yansıması.

Geleneksel bağımsız tatil köyleri, değişen

pazar ihtiyaçları ve artan rekabetle cazibesini

kaybetmeye başladı. Global markalar ise,

kendini kanıtlamış ve güçlü sadakat ağlarına

sahip olarak misafirlerin tercih ettiği ilk

seçenekler arasında yer alıyor.

Yeni nesil tatil köylerinin farkı nedir?

Bu yeni anlayışın temelinde hangi

unsurlar bulunuyor?

Yeni nesil tatil köylerinin temelinde "deneyim"

yatıyor. Misafirler, yalnızca dinlenmek

değil, çevresiyle uyum içinde olan, yerel

malzemelerle tasarlanmış ve özgün

deneyimler sunan mekanlar arıyor. Aynı

zamanda wellbeing, yani sağlık ve huzur odaklı

uygulamalar da öne çıkıyor. Spa, farkındalık

etkinlikleri ve doğal gıdalar gibi unsurlar bu

dönemin yeni tatil anlayışına dahil edilmiş

durumda.

Peki, bu dönüşüm misafir profilini

nasıl etkiliyor? Yeni nesil tatil köyü

misafiri kimdir?

Yeni nesil tatil köyü misafiri, artık

"dönüştürücü deneyimler" ve "kalıcı anlar"

peşinde. Misafirler, rafine zevklere hitap eden

tasarımlar ve özenle hazırlanmış etkinlikler

istiyor. Ayrıca, bu misafirler teknolojiye çok

yatkın. Seyahatlerinde teknolojiyi aktif olarak

kullanıyor ve deneyimlerini sosyal medyada

paylaşmayı tercih ediyor. Kişiselleştirilmiş

hizmetler ve kolay erişilebilirlik de önemli bir

unsur.

Bu dönüşüm, otel operasyonlarını

nasıl etkiliyor?

Bu değişim, otel operasyonlarının verimliliğini

de artırıyor. Yenilikçi tatil köyleri, mobil giriş

ya da akıllı oda sistemleri gibi teknolojik

uygulamalarla misafirlere kişiselleştirilmiş

hizmet sunuyor. Aynı zamanda çevre bilinci de

önemli bir faktör. Sürdürülebilir uygulamalar,

tesislerin operasyonel verimliliğini artırırken

çevreye duyarlı misafirler için de önemli bir

karar verme faktörü haline geliyor.

Yatırımcılar için bu yeni trendin

anlamı nedir?

Yatırımcılar, misafirlerin yeni beklentilerini

karşılayacak markalı resortlara yöneliyor.

Global standartlarda hizmet sunan bu tatil

köyleri, yüksek kaliteyi otantik deneyimlerle

birleştiriyor. Çevreye duyarlı tasarımlar,

yerel kültürle uyumlu konseptler ve yenilikçi

hizmetler, markalı tatil köylerinin başarıya

ulaşmasını sağlıyor. Bu trend, sadece

misafirlerin değil, yatırımcıların da tercihini

şekillendiriyor.

Bodrum, son yıllarda markalı tatil

köylerinin Türkiye'deki önemli

adreslerinden biri haline geldi.

Bu trendin gelişimi hakkında ne

düşünüyorsunuz?

Evet, Bodrum Türk Rivierası’nın en öne çıkan

noktalarından biri haline geldi ve markalı tatil

köylerinin Türkiye’ye adaptasyonu açısından

çok önemli bir rol oynuyor. Bodrum, 2014

yılında açılan ve Türkiye'nin ilk global markalı

tatil köylerinden biri olan Mandarin Oriental

ile bu sürece başlamıştı. Ardından Six Senses

Kaplankaya, The Bodrum Edition ve son olarak

2021'de Radisson Collection Hotel, Bodrum

gibi prestijli oteller de bu trende katıldı. Bu yıl

ise, yaşam tarzına odaklanan Hyde Bodrum da

katıldı. Bodrum, özellikle lüks tatil köylerinin

yer aldığı, misafirlere hem konfor hem de

benzersiz bir deneyim sunan bir destinasyon

haline geldi.

Markalı tatil köylerinin temel

unsurları hakkında neler söylemek

istersiniz? Bu tatil köylerinin

misafirlerine sundukları ayrıcalıklı

hizmet ve servisleri nelerdir?

Markalı tatil köylerinin temelinde birkaç

önemli unsur bulunuyor. İlk olarak, inziva

odaklı bir deneyim sunuluyor. Misafirler,

günlük hayatlarından kaçış arayışında oluyor

ve bu kaçışı, wellbeing, sağlık, gastronomi ve

kültürel turlar gibi zenginleştirici temalarla

birleştiriyor.

Gastronomi de çok önemli bir unsur;

restoranlar ve barlar, yerel lezzetler ve

doğal ürünlerle misafirlere benzersiz bir tat

deneyimi sunuyor. Ayrıca, hikaye anlatımı

büyük bir rol oynuyor. Otellerin tasarımları

ve manzaraları, o bölgenin özgünlüğünü

yansıtmalı ve misafirlere benzersiz bir görsel

deneyim sunmalı. Bu görsellik, dinginlik,

benzersizlik ve otantiklik duygularını

yaratmalı.

Son olarak, sosyal medya da çok önemli.

Markalı resort otelleri, sosyal medya

üzerinden influencer’lar ve misafirlerin

deneyimlerini paylaşmalarına olanak

sağlayarak, otelin tanıtımını yapıyorlar ve bu

deneyimlerin görünürlüğünü artırıyor.



32

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

MSC SINFONIA,

İSTANBUL

VE İZMIR

ÇIKIŞLI KIŞ

SEFERLERINI

BAŞLATTI

MSC Sinfonia, bu yıl ilk kez kış sezonunda düzenleyeceği İstanbul ve İzmir çıkışlı

Ege ve Adriyatik seferlerini 20 Kasım Çarşamba günü Galataport İstanbul’da

gerçekleştirdiği karşılama töreni ile duyurdu. Program, kasım ayından nisana kadar

her hafta devam edecek.

Dünyanın önde gelen kruvaziyer

şirketlerinden MSC Cruises’a ait

MSC Sinfonia gemisi, Türkiye’de

ilk kez kış sezonunda gerçekleştireceği

seferler için İstanbul’a geldi. Gemi,

uygun fiyat seçenekleri ve zengin keşif

rotalarıyla Türk kruvaziyer yolcularının

artan ilgisine hitap eden Ege & Adriyatik

programı kapsamında, İstanbul

Limanı’na demir attı.

MSC Sinfonia için 20 Kasım Çarşamba

günü Galataport İstanbul’da, turizm ve

kruvaziyer dünyasından önemli isimlerin

yanı sıra sektör ve medya temsilcilerinin

katılımıyla özel bir lansman düzenlendi.

Geminin limana ilk ziyaretini kutlamak

amacıyla gerçekleştirilen bu geleneksel

karşılama töreninde MSC Cruises

Yönetici Direktörü Norbert Stiekema

ve MSC Cruises Türkiye Ülke Müdürü

Işın Hekimoğlu ve ekibi, gemiyi ve

kış sezonundaki tur seçeneklerini

tanıttı. Etkinlikte, MSC Sinfonia’nın

sunduğu olağanüstü deneyimlere vurgu

yapılırken, misafirleri gemide bekleyen

ulaşılabilir lüks ve konfor seçenekleri

detaylandırıldı.

Artık Türk misafirlerine yıl boyu

hizmet verecek

Türkiye’de ofisi bulunan tek kruvaziyer

şirketi olarak çalışmalarını yürüten

MSC Cruises, yüksek standartlarda

hizmet sunan 22 gemilik filosu ve

dünyanın dört bir yanını kapsayan

destinasyonlarıyla her yıl binlerce


yolcuya eşsiz deneyimler sunmaya

devam ediyor. Türkiye’de yaz sezonunda

faaliyet gösteren grup, MSC Sinfonia’nın

kış sezonuna eklenen seferleriyle artık

Türk misafirlerine yıl boyu hizmet

verecek ve aynı zamanda kış sezonunda

Türkiye’de faaliyet göstererek Türk

misafirlere kruvaziyer seyahati imkânı

sunan tek gemi olacak.

Misafirlerine özgün deneyimler

yaşatan MSC Sinfonia, her ihtiyacı

karşılamak üzere tasarlanan alanları

ve zengin aktivite seçenekleriyle

unutulmaz yolculuklar vadediyor.

Konforlu yolculukları boyunca konuklar,

deniz manzaralı suitlerden balkonlu

kabinlere, dünya mutfaklarından

seçkiler sunan özel restoranlardan

eğlence, şov ve animasyonlara,

spa hizmetlerinden çocuklar için

oyun alanlarına pek çok imkândan

faydalanabiliyor.

7 gece 8 günlük bir programdan

oluşuyor

MSC Sinfonia’nın kasım ve nisan ayları

arasında her hafta, Türk kruvaziyer

yolcularının kolayca erişebilecekleri

İstanbul ve İzmir limanlarından

düzenlenecek seferleri, 7 gece 8 günlük

bir programdan oluşuyor. Kişi başı

379 €’dan başlayan uygun fiyatlarla

sunulan yolculuklar, eğlenceden

konsept restoran ve barlara kadar geniş

seçkisiyle, tam pansiyon konaklama

imkânı sağlıyor. Kış sezonunda antik

dünyanın harikalarıyla buluşacağınız

tur programları ise ilgi çekici

destinasyonlarda, valiz taşıma derdi

olmadan benzersiz keşif deneyimleri

yaşatıyor.

MSC Sinfonia, İstanbul ve İzmir

limanlarından hareketli Ege &

Adriyatik programı kapsamında Doğu

Akdeniz’in olağanüstü bölgelerini

ziyaret ediyor. Türkiye limanlarından

Ege Denizi’ne açılan geminin ilk durağı,

Yunanistan’ın yemyeşil manzaraları,

canlı tavernaları ve zengin kültürel

deneyimleriyle tanınan Korfu adası

oluyor. Rotadaki diğer duraklar

arasında ise İtalya’nın güneydoğusunda

Adriyatik Denizi kenarındaki liman kenti

Bari ve demokrasinin doğduğu yer olan

Atina’nın kapısı olan antik Pire limanı

yer alıyor. Tur tamamlandıktan sonra

MSC Sinfonia, yolcularını indirmek

üzere yeniden İstanbul ve İzmir

limanlarına uğruyor.

Destinasyon deneyimleri de

programa dahil

Program kapsamında kruvaziyer

yolcuları pek çok imkanla donatılan

konforlu gemi yolculuklarının ardından

ulaştıkları limanların simge yapılarını

ve yerel kültürünü deneyimleme

şansı yakalıyor. Adriyatik’in mavi

cenneti Korfu’da Achilleion Sarayı,

Palaiokastritsa Manastırı ve Korfu

Kalesi gibi birçok tarihi yapıyı gören

misafirler aynı zamanda lezzetli

souvlakilerin, taze deniz ürünleri

ve zeytinyağlı mezelerin tadını

çıkarabiliyor. Denizde dinlenerek geçen

bir günün ardından, yolcular Bari’de

Aziz Nikola Bazilikası, San Sabino

Katedrali, Petruzzelli Tiyatrosu ve

Norman Kalesi gibi pek çok tarihi yapıyı

ziyaret edebiliyor. Ayrıca misafirler,

kentin meşhur makarnacılar sokağı

Strada delle Orecchiette’de yöresel, el

yapımı makarnaları tadıp, satın alma

imkânı da buluyor.

Yolculuğun devamında ise meraklı

gezginleri, Yunanistan’ın antik

kültürünü modern şehir hayatıyla

harmanlayan liman kenti Pire

bekliyor. Kruvaziyer yolcuları Pire’de

Kent Tiyatrosu, Themictoclean

Surları, Megalo Limanı gibi etkileyici

lokasyonların yanı sıra birbirinden

keyifli müzeleri gezebiliyor. Konuklar

Pire’yi ziyaret ederken, oldukça yakında

yer alan Atina’nın Akropolis, Hadrianus

Kemeri ve Panathenaic Stadyumu gibi

meşhur simge yapılarını da görebiliyor.

Ayrıca şehir, alışveriş yapmak ya

da leziz bir şeyler atıştırmak için de

benzersiz seçenekler sunuyor. Yolcular

özel hissedecekleri bu eşsiz yolculuğun

ardından İstanbul ve İzmir limanlarına

biriktirdikleri unutulmaz anılarla dönüş

yapıyor.


34

hotel restaurant

& hi-tech

gündem / makale

Cem

Tur Andiamo Yönetim Kurulu Başkanı

Polatoglu

UZAKROTA2024’ün ardından

-

Türk turizminin altın çocuklarından

Gökhan Erdoğan’ın, sıfırdan başlayıp

dünya markası haline getirdiği

UZAKROTA İstanbul ayağı bir günlük

performansla sona erdi.

Devletten tek kuruş almadan sadece

kendi imkanları ile bugünlere

gelen UZAKROTA, her sene kırdığı

rekorlarını bu sene de egale etti.

Metro ile ulaşımı kolay ve geçen

senelere göre çok daha büyük bir

alana sahip olan UZAKROTA’nın yeni

mekanı, eski etkinliklerine kıyasla

daha çok yurt içi ve yurt dışı katılımcı

ve ziyaretçiye ev sahipliği yaptı.

Elbette, şirketler ve etkinlikler

büyüdükçe sorumluluklar da

büyüyor. Yüzlerce hatta binlerce

kişiye uçak, yeme içme, transfer,

konaklama, stand ve konuşmacı

düzenlemeleri derken detaylar ve

zorluklar başlıyor. Hele son anda

gelen, sayıları 200’ü bulan stand

talepleri ve binlerce katılımcılar,

hesapların ve salon dizaynının yeni

baştan yapılmasını gerektiriyor.

Bu, son dakika taleplerinden dolayı

belli ki alan umulandan sıkışık,

iç içe konuşlanmış. Salonun

akustiği de bu kalabalığa uygun

olmayınca ziyaretçiler bir günde

yapılan görüşmelerinde tam verim

alamadıklarını dile getirdiler. Her

görüşme 15-20 dakika sürse, bir

kişi gün boyu ancak 10-15 kişiyle

görüşebiliyor. Bu sayı da tatmin

edici olmuyor. Randevu sistemine

geçilse hem düzen sağlanır hem de

sayı olarak daha verimli görüşmeler

yapılabilir.

Bu seneki konuşmacılar ve

konular oldukça donanımlıydı.

Sadece konuşmacıları dinlemek

için bilet parası ödeyen çok

sayıda ziyaretçi vardı. Bir sonraki

sene UZAKROTA’nın Türkiye ve

yurt dışında daha büyüyeceğine

ve ülkemize katma değer

oluşturacağına eminim. Ayrıca

UZAKROTA’nın devlet nezdinde

destek alması halinde bu

organizasyon çok daha büyüyecek ve

Türkiye turizmine daha etkin katkıda

bulunacaktır.

Başarılarının devamını dilerim…



36

hotel restaurant

& hi-tech

gündem etkinlik

BENTOUR REİSEN 20. YILINDA

REKOR MISAFIR SAYISINA ULAŞTI

Bu yıl 20. yaşını kutlayan Bentour Reisen, 700 acenteyi geleneksel olarak düzenlediği

Comedy Night Show etkinliği kapsamında Antalya'da bir araya getirdi.

Haber: Hatice Ünal Bilen

Almanya, İsviçre ve Avusturya'da

Türkiye spesiyalisti olar ak

faaliyet gösteren Bentour

Reisen, 28-30 Kasım tarihleri arasında

düzenlenen Comedy Night Show etkinliği

kapsamında 700 acenteyi Antalya'da

buluşturdu. Bu yıl 20. yaşını kutlayan

tur operatörü yönetimi Megasaray

Westbeach Antalya'da turizm basınıyla

bir araya gelerek Türkiye turizminin

genel durumu ve şirket performansı

hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Uğur: “Kapamalar olmazsa

Türkiye’nin istikbali çok açık"

Megasaray Westbeach Antalya’da

düzenlenen toplantıda konuşan Bentour

Reisen Yönetim Kurulu Başkanı

Kadir Uğur, 20 yılı aşkın süredir

Türkiye’ye önemli ekonomik katkılar

sağladıklarını ancak hak ettikleri desteği

görmediklerini belirtti. Uğur, sektörün

sürdürülebilir büyümesi için eşitlikçi

ve şeffaf bir destek mekanizması

gerektiğini vurguladı. Tur operatörlerinin

düşük kar marjları ve artan maliyetlerle

mücadele ettiğini ifade eden Uğur, daha

fazla devlet desteği talep etti.

Türkiye turizminin geleceği konusunda

iyimser olduğunu, kapamalar olmazsa

Türkiye turizminin istikbalinin açık

olduğunu dile getiren Uğur, buna

karşın Türk tur operatörlerinin sayısının

Avrupa'da artırılması gerektiğini söyledi.

Ayrıca, Türkiye’deki fiyatların artan

maliyetlerle, özellikle alkol ve otel

çeşitliliği nedeniyle zorlaştığını belirtti.

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme

Ajansı’na (TGA) yönelik eleştirilerde

bulunan Uğur, destek uygulamalarında

ayrımcılık yapıldığını ve şeffaflık

eksikliğini ifade etti. Son olarak, Bentour

Reisen’ın Türkiye’ye kişi başı yaklaşık

900 Euro katkı sağladığını ancak tur

operatörlerinin kar marjlarının çok

düşük olduğunu belirterek, daha fazla

destek talep etti.

Uğur: "Hem büyüdük hem kalitemizi

yükselttik"

Bentour Reisen'ın 2024 yılı

performansını değerlendiren Bentour

Reisen CEO’su Deniz Uğur, kuruluşunun

20. yılında şirketin tarihi bir başarıya

imza attığını söyledi. Uğur şöyle devam

etti: "Bu sene bizim için çok farklı bir yıl

oldu. Bentour Reisen olarak 20. yılımızı

kutlarken, aynı zamanda tarihimizdeki

en yüksek sayılara ulaştık. 280 bin

müşteriyi mutlu edebilmek büyük bir

gurur. Kalite anlamında da büyük bir

yol kat ettik. Değerlendirme sisteminde

4.6'ya ulaşmayı başardık. Bu, sadece

büyümekle kalmadığımızı, aynı zamanda

kaliteli hizmeti de sürdürebildiğimizi

gösteriyor. Çünkü bazen büyümek

kolay olur, ama kaliteyi tutmak zordur.

Bentour Reisen sağlam bir yolda

ilerliyor ve bu başarıyı daha da ileriye

taşıyacağız".

Yıla ilişkin rakamlar da paylaşan Uğur,

"2024 yılında %25 artışla 250 binden

fazla misafire hizmet verdik. Şirketimizin

cirosu ise %40 artışla 210 milyon euro'ya

yükseldi. Geçen yılın rakamlarını %25

oranında aşarken, aynı zamanda güçlü

bir finansal büyüme sağladık".

"Acentecilik modernleşiyor, biz de o

yolda hızla büyüyoruz"

Deniz Uğur, acentacılığın geleceğiyle

ilgili olarak yaptığı açıklamada,

geleneksel acenta modelinin hala

geçerliliğini koruduğunu ancak

modernleşme sürecine hızla adapte

olduklarını vurguladı. Uğur, "Bize sıkça

soruluyor, acenta eski model mi yeni

model mi diye. Aslında bu sorunun çok

net bir cevabı yok. Almanya'da büyük

zincir acenteler giderek büyüyor ve hızla

modernleşiyor. Online sistemleri ve

WhatsApp gibi dijital platformları aktif bir

şekilde kullanarak cirolarını artırıyorlar.

Biz de bu yolu izliyoruz ve gelecekte daha

da büyüyeceğimizi düşünüyoruz. Online

satışlardan korkmuyoruz, zaten bu

alanda da hizmet veriyoruz ve çok pozitif

düşünüyoruz. Almanya'da insanlar hala

iyi bir acenteye gitmek istiyor, sadece

online ile iş yapmıyor. Bu, Almanya'nın

farklı bir dinamiği. Diğer ülkelerle

kıyaslanamaz." şeklinde konuştu.


"2025 şu anda çok iyi gidiyor"

2025 yılına dair güçlü beklentilerini

paylaşan Uğur, "2025 şu an çok iyi

gidiyor, Türkiye pazarında %81 artış

görüyoruz. Bu yılı 280 bin misafirle

kapatmayı hedefliyoruz. Gelecek yıl ise

SunExpress ile iş birliğiyle 5. büyük tur

operatörü olmayı planlıyoruz. Şu anda

400 bin koltuk rezerve ettik ve bu şekilde

devam edersek, Türkiye pazarında iki kat

daha büyüme hedefliyoruz" dedi.

Erken rezervasyonların güçlü olduğunu

ve fiyatların şu an indirimli olduğunu

belirten Uğur, "Bazı aylar çok iyi gidiyor,

örneğin Nisan ve Mayıs çok iyi. Ancak

eski ana sezon, fiyatların yüksek olması

nedeniyle Almanya’da zor satılıyor.

Ekim ve Eylül iyi giderken, Temmuz

ve Ağustos'ta fiyatlar biraz yüksek

olduğu için satışlar zorlanıyor" şeklinde

konuştu.

Göktaş-Rosati: "2024, bizim için çok

özel bir yıl"

Bentour Reisen Almanya Genel Müdürü

Songül Göktaş-Rosati, 2024 yılının şirket

için önemli bir kilometre taşı olduğunu

vurguladı. Göktaş-Rosati, "Bu sene

bizim için gerçekten çok önemli bir yıl.

20. yılımızı kutluyoruz ve bu çok özel

bir yolculuk. 20 yıl boyunca insanları

mutlu etmeye çalıştık ve son 4 yılda

yaşadığımız büyüme, bizleri gerçekten

çok mutlu ediyor. Ancak şunu da

eklemek isterim, Kadir Abi bize doğru

yolu gösterdi. 20 yıl demek, sadece 20

yıldır turizmle uğraşan bir duayenimiz

olmadığı anlamına gelmiyor. 56 yıldır

bu sektörde yol almış bir insanın

rehberliğinde ilerliyoruz" dedi.

Göktaş-Rosati, Bentour'un 20 yıldır

sağlam ve nitelikli bir turizm anlayışıyla

büyüdüğünü vurguladı. "Dijital dünyaya

geçiş yaptık ama hala müşteri odaklı

çalışıyoruz. Müşterilerimizi mutlu etmek

için kaliteli ürün ve hizmet sunuyoruz.

Bizim için önemli olan, rezervasyon

sistemlerinde birinci olmak değil, mutlu

müşteriler ve acentaların bir numara

olması. Bu anlayışla hizmet, ürün ve ekip

kalitemizle büyümeye devam ediyoruz"

diye konuştu.

"Bu yılın ve 2025'in trend

destinasyonu, Ege"

Songül Göktaş-Rosati, 2025 yılı

için destinasyon yelpazelerini

genişlettiklerini açıkladı. Göktaş-Rosati,

"Almanya’daki en büyük zincirlerle

Bentour Reisen, 700 acenteyi Megasaray Westbeach Antalya'da düzenlediği geleneksel

Comedy Night Show etkinliğinde ağırladı.

çalışıyoruz ve müşterilerimiz bizimle

seyahat etmeyi çok seviyor. Türkiye

dışında İspanya, Yunanistan ve Mısır gibi

destinasyonlar da rezervasyonlarımızda

önemli bir yer tutuyor. Bu yıl ve gelecek

yıl için Ege, trend destinasyonlardan biri

haline geldi. Hem iklimi hem kültürel

zenginliği hem de çeşitliliğiyle artık çok

tercih ediliyor. Son haftalarımı Ege’de

geçirdim ve çalıştığımız zincirlerin

tanıtımlarını burada yaptık. Gelecek yıl

Almanya’nın en büyük zinciri Bodrum’da

seyahat acentalarını kabul edecek ve

biz de ana sponsor olarak yer alacağız.

Ege’de koltuk sayımızı artırdık ve burada

en büyük artışı yaşadık. Yüzdelik olarak,

Ege’deki artış çok büyük" dedi.

Yetiş: "Spor turizmine katkı

sağlıyoruz"

Bentour Reisen Türkiye Genel Müdürü

Melih Yetiş ise, şirketin turizm

sektöründeki gelişimini ve yenilikçi

yaklaşımını anlattı. Yetiş, "Antalya,

Türkiye turizmi denince akla gelen

en önemli destinasyonlardan biri.

Ancak Bentour, kitle turizmi yerine

kişiye özel hizmet sunan bir anlayışla

sektörde ilerliyor. Almanya’nın en büyük

şampiyonluk takımlarından biriyle iş

birliği yaparak, Antalya'da futbol kampı

organizasyonu düzenleyeceğiz. Bu, spor

turizmine önemli bir katkı sağlayacak ve

tanıtımımıza ciddi bir etki oluşturacak.

Ayrıca, yapay zeka ve teknolojiye büyük

yatırımlar yapıyoruz. Misafirlerimizi

mutlu etmek için bu teknolojileri etkin

bir şekilde kullanıyoruz. 2025’te, çevre

dostu enerji kaynaklarıyla çalışan bir

başkent açmayı planlıyoruz. Bentour

olarak teknolojiyi, insan sevgisini ve

çevreye duyarlılığı bir arada sunarak

hizmet standartlarımızı sürekli

geliştiriyoruz" diye konuştu.

"Soft Her Şey Dahil konsepti,

maliyetleri düşürerek sektöre katkı

sağlayacak"

Bentour Reisen Genel Müdürü Melih

Yetiş, turizm sektöründe gelecekte

uygulamayı planladıkları yeniliklerden

bahsetti. Yetiş, "Son 1-1,5 yıldır otel

partnerlerimizle görüşmeler yapıyoruz

ve bazı otelciler, ‘Her Şey Dahil’

konseptini değiştirmemiz gerektiğini

düşünüyor. Artan enflasyon ve yüksek

fiyatlar, Antalya'daki ultra her şey

dahil konseptini maliyet açısından

sürdürülemez hale getirdi. Bizim

önerdiğimiz model, daha sade bir 'Soft

Her Şey Dahil' sistemi. Bu model,

otellerin maliyetlerini kontrol altına

alırken, ithal içecekler gibi ekstra

ürünlerin ekstra ücretle sunulmasını

sağlıyor. Dubai’de de bu sistem

uygulanmaya başlandı. Bizim amacımız,

misafirlerin sade bir her şey dahil

hizmeti tercih etmelerini sağlamak"

dedi.

Yetiş, "İthal alkollü içecekler, maliyetleri

ciddi şekilde artırıyor. Bir 50 cent bile

fiyatları büyük ölçüde etkiliyor ve bu,

paket fiyatlarına yansıyor. Soft her şey

dahil sistemi, maliyetleri düşürerek

turizm ekonomisine önemli bir katkı

sağlar" diye ekledi.


38

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

İŞTE KÜRESEL

GOLF TURIZMI

PAZARININ

YILLIK TAHMINI

BÜYÜME

ORANI!

"Pazar Araştırma Raporu 2024-2032" adlı çalışmadan derlenen bilgilere göre, küresel

golf turizmi pazarı 2023'te yaklaşık 24,22 milyar ABD doları değerine ulaştı. Pazarın 2024-

2032 döneminde yıllık ortalama yüzde 7,4'lük büyümelerle 2032'de 46,05 milyar ABD doları

değerine ulaşacağı tahmin ediliyor.

Www.turkiyeturizmansiklopedisi.

com'un araştırma şirketi Research

& Markets uzmanlarının hazırladığı

"Pazar Araştırma Raporu 2024-2032" adlı

çalışmasından derlediği bilgilere göre,

küresel golf turizmi pazarı 2023'te yaklaşık

24,22 milyar ABD doları değerine ulaştı.

Deneyimsel seyahatin artan popülaritesinin

de yardımıyla, pazarın 2024-2032 döneminde

yıllık ortalama yüzde 7,4'lük büyümelerle

2032'de 46,05 milyar ABD doları değerine

ulaşacağı tahmin ediliyor.

Yaşlı nüfusun yaşam tarzı

Golf turizmi pazarı, bu alana yatırım yapmak

için zamanı ve harcanabilir geliri olan

emeklilerin ve yaşlı yetişkinlerin sayısının

artmasından dolayı da büyüyor. Nüfus

yaşlandıkça, özellikle Kuzey Amerika, Avrupa

ve Asya'nın bazı bölgeleri gibi gelişmiş

bölgelerde, golfü yalnızca eğlence amaçlı bir

aktivite olarak değil, aynı zamanda yaşam

tarzlarının önemli bir bileşeni olarak gören

zengin emeklilerden oluşan bir pazar oluştu.

Bu kesim, birinci sınıf golf tatil köylerini

deneyimleyip, sporla ilişkili sosyal ve sağlık

avantajlarının tadını çıkarmak için egzotik

yerlere seyahat etmek istiyor.

Gelişmekte olan pazarlarda golf sahalarının

ve ilgili altyapının geliştirilmesi ve

genişletilmesi de golf turizmi pazarının

büyümesini hızlandırıyor. Vietnam, Tayland

ve Meksika gibi ülkeler, uluslararası turistleri

çekmek için yüksek kaliteli golf sahaları ve

tatil köyleri inşa etmeye büyük yatırımlar

yapıyor. Bu destinasyonlar, yalnızca

şampiyonluk seviyesindeki sahalara erişimi

değil, aynı zamanda lüks konaklama, gurme

yemekler ve kültürel gezileri de içeren

cazip paketler sunarak, onları geniş bir golf

tutkunu kitlesine çekici kılıyor.

Çevre dostu teknikler benimseniyor

Sürdürülebilirlik, golf turizmi pazarının

genişlemesi için önemli bir husus haline

geliyor. Golf sahaları, özellikle su kullanımı

ve geniş yeşil alanların bakımı açısından

çevresel etkileri nedeniyle sıklıkla

eleştiriliyor. Buna karşılık, birçok golf tesisi

ve sahası, sulama için geri dönüştürülmüş

su kullanma, yerel bitki örtüsü dikme ve

çevre dostu bakım teknikleri uygulama gibi

sürdürülebilir uygulamaları benimsiyor.

Bu çabalar, golf turizminin çevresel ayak

izini azaltmayı ve seyahat tercihlerinde

sürdürülebilirliği önceliklendiren çevre

bilincine sahip gezginlere hitap etmeyi

amaçlıyor.

Golf turizminin sağlık ve spa turizmiyle

bütünleşmesi de ivme kazanan bir eğilim

olarak karşımıza çıkıyor. Birçok üst

düzey golf tesisi artık spa uygulamaları,

fitness dersleri ve sağlık odaklı yemek

seçenekleri de dahil olmak üzere kapsamlı

sağlık programları sunuyor. Golf ve sağlık

kombinasyonu, fiziksel aktiviteyi rahatlama ve

gençleşmeyle dengeleyen bütünsel bir tatil

deneyimi arayan turistlere hitap ediyor.



40

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

MÜBERRA ERESIN'DEN TÜRKIYE

TANITIMINDA ORTAK ÇALIŞMA

ÇAĞRISI

TÜROB Başkanı Müberra Eresin, İstanbul Ticaret Odası Oteller Meslek Komitesi tarafından

düzenlenen “Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Faaliyetleri ve Tanıtımı” konulu

toplantıda ortak çalışma çağrısında bulundu. Eresin, uluslararası rekabette tanıtım

stratejilerinin yanı sıra kamu ve özel sektör iş birliğinin kritik önem taşıdığına vurgu yaptı.

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) ev

sahipliğinde gerçekleşen “Türkiye

Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı

Faaliyetleri ve Tanıtımı” konulu

toplantıda, Türkiye’nin uluslararası

turizmdeki tanıtım stratejileri ve imaj

geliştirme çalışmaları ele alındı.

Toplantıya T.C. Kültür ve Turizm

Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, İTO

Başkanı Şekip Avdagiç, İTO Yönetim

Kurulu Üyesi Bahadır Yaşık ve T.C.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye

Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı

(TGA) Genel Müdür Yardımcısı Sinan

Seha Türkseven katıldı. Ayrıca, turizm

sektörünün önde gelen temsilcileri

ve kamu yetkilileri de toplantıda hazır

bulundu.

“Türkiye’nin turizmde büyük bir

potansiyeli var”

Konuşmasında Türkiye’nin turizmdeki

tanıtım stratejilerine değinen TÜROB-

Türkiye Otelciler Birliği Başkanı

Müberra Eresin, turizmin tanıtımını,

ülkenin sahip olduğu doğal, kültürel

ve tarihi değerleri potansiyel turistlere

ulaştırarak olumlu bir imaj yaratma

süreci olarak tanımladı. Türkiye’nin

bu alanda büyük bir potansiyele sahip

olduğunu belirten Eresin, “Özellikle

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler

için turizmde dünya çapında önemli

bir yer edinmek öncelikli hedeflerden

biridir. Bu doğrultuda, hem kamu hem

de özel sektörün iş birliğiyle çalışmalar

yürütmesi büyük önem taşıyor” dedi.

“Tanıtımda hedef kitle ve imaj

analizi önemli”

Tanıtım stratejilerinin belirlenmesinde

hedef kitlenin özelliklerinin dikkatle

analiz edilmesi gerektiğine vurgu

yapan Eresin, “Bir ülkenin turistik

imajını güçlendirmek için hedef kitlenin

zevkleri, inanışları, gelenekleri ve

sosyal durumları dikkate alınmalıdır.

Aynı zamanda, ülkenin mevcut imajı ve

bu imajın nedenleri detaylı bir şekilde

analiz edilmelidir. Bu analiz, tanıtım

çalışmalarının başarısı açısından kritik

öneme sahiptir” ifadelerini kullandı.

“TGA’nın çalışmalarını yakından

takip ediyoruz”

Eresin, Türkiye Turizm Tanıtım ve

Geliştirme Ajansı’nın (TGA) yürüttüğü

detaylı ve özenli çalışmaları yakından

takip ettiklerini belirtti. Tanıtım

faaliyetlerinin Türkiye’nin uluslararası

turizmdeki rekabet gücünü artırmak

için vazgeçilmez olduğuna dikkat

çekerek, “Günümüzde yoğun

rekabet ortamında ülkemizin turizm

potansiyelini değerlendirmesi için

tanıtım ve imaj yaratma konularına

daha fazla odaklanmamız gerekiyor”

dedi.

İş birliği vurgusu

TÜROB olarak bugüne kadar TGA,

İstanbul Ticaret Odası ve TUGEV

ile birçok başarılı tanıtım faaliyeti

gerçekleştirdiklerini hatırlatan Eresin,

“Bu iş birlikleri sayesinde Türkiye’nin

turizm değerlerini dünya çapında

tanıtmaya katkı sağladık. Buradan tüm

kurumlarımıza katkı ve destekleri için

bir kez daha teşekkür ediyorum” diye

konuştu.



42

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

İşte 2025’te seyahati belirleyecek

6 DIKKAT ÇEKICI TREND!

Hotels.com, misafirleri motive eden unsurlara ve gelecek yıl nereleri ziyaret etmek

istediklerine yönelik yıllık veri odaklı bakış açısı olan Keşfet ’25 programını tanıttı.

Otel Restoranlarının Yeniden Doğuşu ve Her Şey Dahil Dönemi, gelecek yılın seyahat

planlarını belirliyor.

Hotels.com, 2025 yılı için altı önemli

seyahat trendini "keşfetmek" amacıyla

birinci taraf seyahat verilerini, 25.000

misafirden gelen bilgileri ve en son sektör

yeniliklerini analiz etti. Hotels.com, Otel

Restoranlarının Yeniden Doğuşu ve Her

Şey Dahil Dönemi'ni önümüzdeki yılın önde

gelen seyahat trendleri olarak belirledi;

ek trendlerle birlikte bunun 2025 yılındaki

seyahat şeklimizi etkilemesi bekleniyor.

Expedia Group CEO'su Ariane Gorin, "Expedia

Group, teknolojiyi seyahatle harmanlamak

için sürekli çabalıyor ve böylece yolculukları

daha kolay ve keyifli hâle getiriyor.

Keşfet raporu, misafirlerin ne istediği ve

ortaklarımızın nasıl yeniliklere imza attığını

görebilmemiz için bir fırsat." sözlerini

kullanıyor.

Otel restoranlarının yeniden

doğuşu:

Misafirler otel rezervasyonu yaparken sadece

oda rezervasyonu yapmayıp akşam yemeği

rezervasyonu da yapıyor. Aslında, Türk

misafirlerin beşte ikisi (%41), aynı otelde

gecelediğinin farkında olarak bir restoranda

akşam yemeği yeme fikrini sevdiğini

söylüyor. Dünyanın dört bir yanındaki oteller,

misafirleri çekmek için Michelin yıldızlı

şeflerin ve dönüşümlü mevsimsel menülerin

yer aldığı, eleştirmenlerce beğenilen

restoranlar açtı. Misafirler dikkat çekici

otel yemeği deneyimleri arayışında; Hotels.

com'da otel restoranları, şefler ve barlar

hakkında olumlu yorumlar bir önceki yıla

göre %40 arttı. Ayrıca, Türk misafirlerin üçte

birinden fazlası (%34) otel restoranına bağlı

olarak görev yapan Michelin yıldızlı veya

ünlü bir şefin rezervasyon yapma olasılığını

artıracağını söylerken, %36'sı yalnızca otel

misafirleri için ayrılmış restoran masalarının

en önemli nedenleri olacağını söylüyor.

Her şey dahil dönemi:

Her şey dahil tatil köyleri, havuz kenarında

güneşin altında eğlenmek isteyen ailelerden

çok daha fazla olanak sunuyor. Bugünün her

şey dahil seçenekleri, stressiz konaklamalar

ve iyi bir fırsat arayan Z kuşağını cezbediyor.

Türk Z Kuşağı misafirlerin beşte ikisi (%43),

her şey dahil otel algısının iyi yönde değişim

gösterdiğini, %53'ü ise tercih ettikleri otel

türünün her şey dahil konseptli konaklama

yerleri olacağını söylüyor. Sahildeki oteller,

2025 yılında Türk Z Kuşağı için her şey dahil

otel türleri listesinin başında yer almaktadır

(%62).

Türk Z Kuşağının Her Şey Dahil Dönemine

kucak açmasının en önemli üç nedeni, yemek

yiyecek yer bulma ihtiyacının (%52) yanı

sıra etkinliklere ve/veya eğlenceye erişim

ihtiyacının da ortadan kalkması (%47) ve en

az stres (%46) olarak karşımıza çıkıyor.

Goods Getaways:

TikTok, misafirlere çok beğendikleri (ve

paylaşmaya değer) özel ürünleri aramak için

seyahat etmeleri konusunda ilham verdi.

İster Dubai'den internette ünü yayılmış bir

çikolata, ister Fransa'dan tereyağı, ister

Kore'den cilt bakım ürünleri veya Japon

şekeri olsun, misafirler benzersiz zevkleri

için çantalarında fazladan yer açıyor, hatta

tüm seyahatlerini bu ürünleri almak üzerine

kuruyor. Tatile çıkarken Türk misafirlerin

%86'sı yerel ürün satılan marketleri ziyaret

etmeye öncelik veriyor ve %42'si ikamet

ettikleri yerde alamadıkları yerel ürünler için

alışveriş yapıyor. Birçok Türk misafir bunu bir

adım daha ileri götürerek %71 gibi büyük bir

oranla yalnızca ikamet ettikleri yerde satın

alamayacakları belirli bir ürün türünü satın

almak istedikleri için bir tatil noktası seçiyor.

Doğa olayları listesi:

Misafirler, 2024 yılında tam güneş tutulmasını

görmek için tutulma yolu boyunca seyahat

rezervasyonu yaparak, insanların gerçek

hayatta doğa olaylarını görmek için ne büyük

mesafeler kat edecebileceğini kanıtladı.

Anket verileri, Türk misafirlerin en çok

görmek istediği doğa olayının Kuzey Işıkları

(%55) olduğunu, bunu güneş tutulmasının

(%41) ve volkanlar, gayzerler ve kaplıcalar

gibi jeolojik olayların (%29) izlediğini

ortaya koymuştur. İsveçli misafirlerin

%88'i, bu doğa harikalarını en iyi şekilde

gözlemleyebilecekleri bir konaklama

yerinde kalmanın önemli olduğunu söylüyor,

bu nedenle tenha yerlerdeki konaklama

yerlerinin doğa harikası arayanlar için ideal

olması hiç de şaşırtıcı değil.

Alternatif Tatil Merkezleri:

Önümüzdeki yıl misafirler sadece denenmiş

ve doğru turistik yerleri ziyaret etmekle

kalmayacak, planlarına alternatif noktaları

da ekleyecekler. Bu tatil merkezleri popüler

önemli noktalara yakın olduklarından ideal

günübirlik gezi yerleri hâline gelirken aynı

zamanda belli başlı görülecek yerler olarak

da rağbet görüyor. Daha az kalabalık ve

daha az bilinen yerlerin peşinde olan Türk

misafirlerin %76'sı bir sonraki seyahatlerinde

bir Alternatif Tatil Merkezini ziyaret

edebileceklerini söylüyor.

2025'te tv ve sinema hayranlarının

yöneldiği yerler:

Misafirler, dikkat çekici TV programlarından

reality TV'ye kadar seyahat ilhamı alabilmek

için ekrana yönelmeye devam ediyor. TV ve

Sinema Hayranlarının Yöneliminin bir seyahat

davranışı olarak tanımlandığı 2022 yılında

beri bu trend büyümeye devam ediyor. İsveçli

misafirlerin %70 gibi büyük bir çoğunluğu TV

şovunda veya filmde gördükten sonra bir tatil

noktasına yapılacak seyahati araştırıp dörtte

biri (%23) devamında rezervasyon yaptı. Türk

misafirlerin yarısı (%50) son on iki ayda dizi

ve filmlerin seyahat planları üzerine olan

etkisinin arttığını kabul ediyor.



şıııı

ı ışşııı

ıı ıııışııııııı ıııııı

ş ııııııııışı

ı ğ şş

ş ş şşş

ııışşşşşşşşğı ııışşşşşşşşğı ııııııııı





48

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

Sağlık turizmi acentalarından

karayolu taşımacılığı için teşvik talebi

TÜRSAB Sağlık Turizmi Bilgilendirme Toplantılarının Dokuzuncusu Van'da

Düzenlendi. Sağlık turizmi acentaları, karayoluyla getirdikleri turistler için de teşvik

talebinde bulundu.

Türkiye Seyahat Acentaları

Birliği’nin (TÜRSAB) Sağlık Turizmi

Bilgilendirme Toplantıları dizisinin

dokuzuncusu, 8 Kasım 2024 Cuma

günü Van Ticaret ve Sanayi Odası’nda

gerçekleştirildi. Toplantıda Van’a sınır

olan İran ve Irak’taki sağlık turizmi

potansiyeli, uluslararası sağlık turizm

yetki belgesi kriterleri ve mevzuatı ele

alındı. Ayrıca Türkiye genelinde sağlık

turizmi süreçleri, iller arası sağlık

turizmi potansiyeli ve devlet teşvikleri

konusunda bilgilendirmeler yapıldı.

Sağlık turizminde devlet teşviklerinin

nasıl kullanılacağı, HİB üyelik süreçleri

ve teşvik dosyalarının hazırlanması gibi

konular hakkında katılımcılara detaylı

bilgi sunuldu.

Ural: “Van’daki sağlık turizmi

potansiyelini üst seviyelere

çıkarmak istiyoruz”

Toplantıda konuşan TÜRSAB

Yönetim Kurulu Üyesi Elif Ural,

Van’da olmaktan büyük mutluluk

duyduğunu belirterek, “İran ve Iraklı

misafirlerimizin Van’a yoğun ilgisi

bizi daha da motive ediyor. TÜRSAB

olarak bu potansiyelin daha verimli

kullanılması gerektiğine inanıyoruz ve

bu doğrultuda acentalarımızı devlet

teşvikleri konusunda bilgilendiriyoruz,”

dedi. Sağlık Bakanlığı ile iş birliği içinde

çalıştıklarını belirten Ural, Ticaret

Bakanlığı ve Hizmet İhracatçıları

Birliği (HİB) ile de bu teşviklerin

süreç yönetimini koordine ettiklerini

vurguladı. Ural ayrıca, ülke olarak sağlık

altyapımızın çok güçlü olduğunun, bunun

yanında turizm pazarlaması alanında da

iyi olduğumuzun, dolayısıyla bu iki alanı

birleştirirsek ülkemizde Van Batman

Bitlis, Şanlıurfa dahil her ilimizde sağlık

turizmi yapabileceğimizin altını çizdi.

Özgökçe: “Bölgenin sağlık turizmi

pazarını güçlendirmek istiyoruz”

TÜRSAB Doğu Anadolu Bölge Temsil

Kurulu Başkanı Cevdet Özgökçe ise

konuşmasında, İran, Irak ve potansiyel

olarak Azerbaycan ve Kırgızistan’ın

sağlık turizmi pazarı için büyük

fırsatlar sunduğunu belirtti. Özgökçe,

“Bu potansiyeli değerlendirmek ve

sektörümüzü bilgilendirmek amacıyla

kamu ve özel hastaneler ile seyahat

acentalarımızı bir araya getirdik,” diye

konuştu.

Ticaret Bakanlığı'ndan sağlık

turizmine büyük destek

T.C. Ticaret Bakanlığı Uluslararası

Hizmet Ticareti Genel Müdürlüğü

Sağlık ve Seyahat Hizmetleri Şube

Müdürü Özgün Özenci gerçekleştirdiği

konuşmasında “Destek miktarları

oldukça yüksek, muayenehane ve

polikliniklere 7 milyona kadar, diğer

sağlık turizmi yararlanıcılarına 18

milyona kadar yıllık desteğimiz var.

Reklam ve pazarlama faaliyetlerine,

dijital pazarlama da olabilir” diyerek

verilen teşviklerin detaylarından bahsetti.



50

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

HOSTEL

PAZARI

2030’DA

11 MILYAR

DOLARI

AŞACAK

Geçen yıl boyutu 7,2 olarak

gerçekleşen küresel hostel

(pansiyon) pazarı hacminin

2030 yılına kadar ortalama

yüzde 6,5’lik büyümelerle

11 milyar doları aşması

bekleniyor.

12 dilde ulaşılabilen www.

turkiyeturizmansiklopedisi.com’ın

araştırma şirketi Research and

Markets’in “Küresel Hostel Pazarı”

raporundan derlediği bilgilere göre,

küresel hostel pazarının büyüklüğü

geçen yıl itibarıyla 7,2 milyar dolara

ulaştı. Uygun fiyatlı konaklama seçeneği

sundukları ve deneyimsel seyahate ile

sürdürülebilirliğe artan taleplerden

dolayı hostel pazarı hacminin 2024-

2030 yılları arasında yıllık ortalama

6,5’lik büyümelerle 11,04 milyar dolara

ulaşması bekleniyor. Raporda küresel

hostel pazarında, özellikle milenyum ve

Z kuşağı olmak üzere gezginler arasında

uygun fiyatlı konaklama seçeneklerine

yönelik talebin artmasıyla son yıllarda

kayda değer bir büyüme olduğuna dikkat

çekiliyor. Hosteller, düşük maliyetli

konaklama ve sosyal etkileşimin

benzersiz bir karışımını sunduğu gibi,

kültürel deneyim arayan bütçe bilincine

sahip gezginlerin ilk tercihi oluyor.

Büyümenin itici gücü deneyimsel

seyahatler

Hostel pazarının büyümesinde itici

gücü deneyimsel seyahatin yükselişi

oluşturuyor. Günümüz gezginleri

geleneksel ve lüks turizm yerine otantik,

yerel deneyimlere öncelik veriyor. Bu da

topluluk temelli aktiviteler, şehir turları

ve iş birliği alanları sunan hostellere

olan tercihin artmasına yol açıyor.

Hosteller, yüksek hızlı internet, ortak

çalışma alanları ve küratörlü yerel

etkinlikler gibi modern olanaklarla

hizmetlerini geliştiriyor. Bu hizmetlerin

entegrasyonu, hostellerin dijital

göçebeler ve yalnız maceracılar da

dahil olmak üzere daha geniş bir gezgin

yelpazesine hitap etmesini sağlayıp,

pazarın büyümesini destekledi.

Sürdürülebilirlik, pazarın genişlemesine

katkıda bulunan bir diğer faktördür.

Birçok hostel yenilenebilir enerji

kaynakları kullanıp, plastik kullanımını

azaltma ve yerel ekonomileri destekleme

gibi çevre dostu uygulamaları benimsedi.

Bu girişimler, küresel pazarda

hostellerin çekiciliğini artırarak, çevre

bilincine sahip gezginlerin değerleriyle

uyumludur. Özellikle, "yeşil hostellerin"

yükselişi ivme kazandı ve operatörler

sürdürülebilir tasarım kullanarak ve

rekabetçi farklılaşmalarının bir parçası

olarak çevre dostu deneyimler sunuyor.

2024'ün ikinci çeyreğinde güçlü

toparlandı

Avrupa Seyahat Komisyonu’nun (ETC)

rakamlarına göre, 2024'ün ikinci

çeyreğinde Avrupa'nın turizm sektörü,

2019'daki pandemi öncesi seviyelere

kıyasla yabancı varışların yüzde 6

ve gecelik konaklamaların yüzde

7 artmasıyla güçlü toparlanmasını

sürdürdü. Bu canlanma, hafifletilen

seyahat kısıtlamaları hem eğlence hem

de iş turizmine yönelik artan taleple

uluslararası seyahatlere olan yenilenen

güveni yansıtıyor. Bu toparlanmanın

Avrupa'daki pazar büyümesine önemli

ölçüde katkıda bulunması bekleniyor.

Uluslararası gezginler, özellikle de

uygun maliyetli konaklama seçenekleri

arayan genç turistler ve sırt çantalı

gezginler geri döndükçe, hosteller

bu talep artışından faydalanabilir.

Hostellerin uygun fiyatlı olması ve ortak

atmosferi, bütçe bilincine sahip ve

deneyim odaklı gezginlerin tercihleriyle

iyi bir şekilde örtüşüyor. Bu da hostelleri

büyüyen turizm pazarından daha büyük

bir pay almada önemli konuma getiriyor.



52

hotel restaurant

& hi-tech

yeni yatırımlar

Radisson, İtalyan portföyünü

genişletiyor

Radisson Otel Grubu, beş yeni anlaşma ve yedi açılışla İtalyan portföyünü

genişletiyor. Bu, şirketin büyüme stratejisinde önemli bir dönüm noktası teşkil

ediyor ve markalarını önemli seyahat pazarlarına tanıtma taahhüdünü güçlendiriyor.

İtalya,Roma, Venedik ve Milano gibi

şehirlere her yıl milyonlarca ziyaretçi

çekmesiyle Radisson Otel Grubu için

çok önemli bir büyüme pazarı. Zengin

kültürel mirası, Radisson Collection gibi

lüks yaşam tarzı markalarının genişlemesi

için ideal. Bergamo ve Pisa gibi gelişmekte

olan şehirlerdeki fırsatlar ve İtalya'nın

önemli bir iş merkezi olarak rolü, grubun

çeşitli gezginlere hizmet etme stratejisi ile

örtüşüyor.

30 otel hedefine hızla ilerliyor

Geçtiğimiz yıl imzalanan beş yeni otel

anlaşması ve 2025'te yapılması planlanan

yedi açılışla portföyüne 1000'den fazla oda

ekleyen Radisson Otel Grubu, İtalya’daki

varlığını altı yılda üçten 20 tesise çıkarak

2027'ye kadar imzalanan ve geliştirilmekte

olan 30 otel hedefine hızla ilerliyor. 2025’teki

bu 7 açılış arasında ilkler; Radisson Blu

Hotel, Bergamo, Radisson Hotel Pisa,

Radisson Collection Hotel, San Gottardo

Como, Radisson Blu Hotel, Florance ve

markanın İtalya'daki ilk çıkışını işaret eden

art'otel Rome Piazza Sallustio, olacak.

Radisson Otel Grubu Küresel Geliştirme

Başkanı Elie Younes, bu gelişmeleri

değerlendirirken, "Bugün duyurulan beş

otel anlaşması ve yedi açılış, İtalya'daki

genişleme stratejimizi gerçekleştirmeye bizi

bir adım daha yaklaştırıyor. Bu oteller ayrıca

ülkeye yeni markalar getirerek ve varlığımızı

sağlamlaştırarak mülk sahiplerimiz için

daha fazla fırsat ve misafirlerimiz için

daha fazla olanak yaratma taahhüdümüzü

vurguluyor. Markalarımıza ve

çalışanlarımıza duydukları değerli güven için

her bir ortağımıza teşekkür ediyoruz".

Beş otel anlaşması ve önümüzdeki

yedi açılış şunlardan oluşuyor:

Radisson Collection Hotel, San

Gottardo Como

Como'nun kalbinde, ünlü göle sadece birkaç

adım mesafede bulunan Radisson Collection

Hotel, San Gottardo Como, Eylül 2025'te


açılacak olan İtalya'nın önde gelen seyahat

destinasyonlarından birinde muhteşem beş

yıldızlı lüks bir tesis olarak ilk kez hizmete

giriyor. Bu muhteşem otel, nefes kesen

göl manzaralı özel süitler de dahil olmak

üzere 72 oda sunuyor. Konuklar, muhteşem

bir çatı terası, zarif bir restoran, sakin bir

bahçe ve spor salonu gibi olanakların keyfini

çıkaracaklar. Şehrin tarihi merkezinde

yer alan Radisson Collection Hotel, San

Gottardo Como, Como'nun simgesel turistik

yerlerine eşsiz erişim sağlayan olağanüstü

bir dinlenme yeri vaat ediyor.

art'otel Rome Piazza Sallustio

2024'ün sonu ile 2025'in başı arasında

açılması planlanan art'otel Rome Piazza

Sallustio, PPHE ortaklığıyla markanın

İtalya'daki ilk oteli olacak. Önemli sanatçı

Pietro Ruffo'nun sanat eserleriyle bezenmiş

99 çağdaş oda ve süitten oluşan otel,

benzersiz ve sürükleyici, sanat odaklı bir

deneyim sunuyor. Bir destinasyon restoranı

ve barı, dönüşümlü sergilere sahip bir

sanat galerisi ve heyecan verici bir etkinlik

programı bulunuyor. Ek olanaklar arasında

bir fitness merkezi, sauna ve yaratıcı bir

toplantı odası yer alıyor. Otelin tasarımı

ve sundukları, Roma'nın zengin kültürel

mirasını vurguluyor ve hem local konuklar

hem de ziyaretçileri dahil etmeyi amaçlıyor.

Radisson Blu Hotel, G.I. Rome

Önemli bir seyahat noktası olan Roma,

Radisson Otel Grubu’nun İtalya'daki

genişleme stratejisinin merkezinde yer

alıyor. Yakın zamanda Grup tarafından

imzalanan, canlı Ostiense bölgesi ile önemli

bir iş merkezi alanı olan Esposizione

Universale di Roma (EUR) bölgesi arasında

açılacak olan Radisson Blu Hotel, G.I Rome,

bölgenin üst düzey uluslararası konaklama

ihtiyacını karşılayacağı öngörülüyor. Bu

modern tesis, 199 oda ve üç restoran, çok

çeşitli ekipmanlara sahip bir spor salonu ve

konukların dinlenebilmeleri için bir spa da

dahil olmak üzere bir dizi olanağın yanı sıra

ayrıca önemli bir toplantı alanı da sunuyor.

Hem iş hem de tatil amaçlı seyahat edenlere

hitap edecek şekilde tasarlanan Radisson

Blu Hotel, GI Rome, şehrin en dinamik

bölgelerinden birinde konforlu bir deneyim

vaat ediyor.

Radisson Blu Hotel, Bergamo

Aralık 2024'te açılması planlanan Radisson

Blu Hotel, Bergamo, yenilikçi Chorus

Life karma kullanım kompleksinin temel

taşlarından biri olacak. Bu modern üst sınıf

tesiste standarttan deluxe, superior, junior

süit ve süite kadar uzanan, bazıları özel

teraslı, zarif tasarımlı 107 oda bulunuyor.

Otelin çağdaş tasarımı, konutlar, perakende

alanları, sağlıklı yaşam tesisleri, bir arena,

yemek mekanları ve geniş yeşil alanlar

içeren Chorus Life'ın akıllı şehir modeliyle

bütünleşiyor.

Konuklar giriş katında bir bar, kahvaltı alanı

ve en üst katta panoramik bir restoran

olmak üzere üç farklı yemek seçeneğinin

keyfini çıkarabilirler. Otel ayrıca daha

büyük mekanlara dönüştürülebilen dört

odaya bölünmüş çok yönlü bir toplantı

alanı sunuyor. Ek olanaklar arasında

tam donanımlı bir fitness merkezi ve spa

bulunuyor. Milano yakınlarında stratejik

bir konuma sahip olan otel, Radisson

Otel Grubu’nun İtalya'daki varlığını

güçlendirmeye ve canlı Bergamo kentinde

mükemmel bir konuk deneyimi sunmaya

hazırlanıyor.

Radisson Blu Hotel, Florence

San Miniato al Monte yamacına bakan

ve şehir merkezine kısa bir sürüş

mesafesindeki Radisson Blu Hotel,

Florence, aileler için tasarlanmış yeni

bir kentsel tatil konsepti sunuyor. Otelde

olağanüstü bir Presidential Süit dahil olmak

üzere 329 oda ve süit bulunuyor. Konuklar

iki restoranın, bir barın, 25 metrelik açık

havuzun, tenis kortlarının ve bir spor

salonunun keyfini çıkarabilirler. 10 odaya

yayılmış toplantı alanlarıyla konferanslar

ve etkinlikler için idealdir. Otel, Floransa

tren istasyonunun yanı sıra hem Pisa hem

de Floransa Peretola havaalanlarına yakın,

elverişli bir konumda.

Radisson RED Naples

Güney İtalya'nın en ünlü gazetesi Il

Mattino'nun eski genel merkezinin

benzersiz bir şekilde dönüştürülmesiyle

ortaya çıkan Radisson RED Naples,

İtalya'daki ilk Radisson RED olarak hizmete

giriyor. Napoli'nin büyüleyici deniz kıyısı ve

tarihi şehir merkezinin yakınında yer alan

bu canlı otel, Radisson Otel Grubu’nun

İtalya'daki varlığını bir üst seviyeye taşımaya

hazırlanıyor. Radisson RED markasının

geleneksel ruhuna eğlenceli bir dokunuş

getirecek olan otel, 150 şık oda, çeşitli

restoran seçeneklerinin yanı sıra iş amaçlı

konuklar için kurumsal bir toplantı alanı ve

panoramik bir çatı terası sunuyor. Radisson

RED Naples’da ayrıca konukların evlerinden

uzakta sağlıklı yaşamlarına öncelik

verebilmeleri için bir spor salonu ve spa

bulunduruyor.

Radisson Hotel Pisa

Pisa Kulesi'nin yakınında yer alan

Radisson Hotel Pisa, hem tatil hem de

iş amaçlı seyahat edenlere hitap eden

modern bir şehir tesisi olacak. 2025’in

ikinci yarısında açılacak olan bu tesis,

Radisson Hotels'in lüks markasına

uygun olarak yumuşak bir yenileme ile

otelin sunduğu olanakları geliştirmesi

planlanıyor. 128 şık odası, iki restoranı,

modern bir toplantı alanı ve havuz,

spor salonu ve spa gibi birinci sınıf

olanaklarıyla Radisson Hotel Pisa,

Grubun genişleyen portföyüne dikkat

çekici bir katkı sağlıyor.


54

hotel restaurant

& hi-tech

yeni yatırımlar

Kosta Rika'daki Cacique'nin etkileyici

uçurumlarla çevrili yarımadasında

yalınayak lüks deneyiminden,

İspanya'nın San Sebastián şehrindeki ünlü

gastronomi sahnesini keşfetmeye kadar

Hilton, 2025 yılında açılması planlanan ve

merakla beklenen otelleri duyurdu.

Hilton Grubu 2025

açılışlarını duyurdu

San Sebastián'daki ilk Hilton otelinin açılışından aralarında İstanbul Taksim'deki

Canopy by Hilton'ın da bulunduğu dokuz yeni marka lansmanına kadar Hilton,

2025'te açılması beklenen otelleri açıkladı.

Markanın Türkiye'ye girişine

öncülük ediyor

Öngörülen Açılış: 2025, 3. çeyrek

Hilton'un Türkiye'deki 100. oteli olarak

önemli bir kilometre taşına işaret eden

yeni Canopy by Hilton Istanbul Taksim,

2025 yılında açılacak ve Canopy markasını

Türkiye'ye getirecek. Hem tatil hem de iş

amaçlı seyahat edenler için mükemmel olan

otel, benzersiz bir şekilde tasarlanmış 110

oda, üç yemek mekanı, bir destinasyon barı

ve 'Canopy Central' olarak bilinen merkezi

bir sosyal merkeze sahip olacak. Taksim'in

kalbinde yer alan ve bölgeyi alışveriş alanları,

evler ve daha fazlasıyla geliştirecek kapsamlı

bir kentsel yenileme projesinin bir parçası

olan otel, popüler İstiklal Caddesi'nin

butiklerine, sanat galerilerine, kitapçılarına

ve kafelerine ve sadece 500 metre uzaklıktaki

ana metro istasyonuna kolay erişim imkanı

sunuyor.

San Sebastián kentindeki ilk otelini

açıyor

Öngörülen Açılış: 2025, 4. çeyrek

Hilton, şehrin en ikonik binalarından biri olan

tarihi Güzel Sanatlar Tiyatrosu'nun yeniden

geliştirilmesinin ardından İspanya'nın San

Sebastián kentinde ilk otelini açacak. The

Palacio Bellas Artes Hotel San Sebastián,

Curio Collection by Hilton, 81 şık konuk

odası, toplantı alanı, spor salonu ve barı olan

bir restorana sahip olacak. Otelin konukları

San Sebastián'ın kültürel simgelerini,

festivallerini ve yakındaki Atlantik Okyanusu

plajlarını keşfetmek için mükemmel bir

konumda olacak.

Yunanistan'a giriş yapacak

Öngörülen Açılış: 2025, 4.çeyrek

2025 yılının 4. çeyreğinde açılacak olan

Conrad Athens The Ilisian, ikonik eski Hilton

Atina'yı önde gelen bir karma merkeze

dönüştürecek. Yunanistan'da bir ilke imza

atacak olan Conrad Atina, her biri tarihi

Atina'nın panoramik manzarasına sahip

280 adet şık döşenmiş konuk odası ve süitin

yanı sıra 400 metrekarelik lüks bir mega

çatı süitine yer veriyor. Ayrıca, binanın üst

katlarında Conrad Residences olarak 18 otel

rezidansı ve Waldorf Astoria Residences

olarak 37 özel rezidans tasarlandı.

Torino’daki ilk Hilton Hotels &

Resorts açılışı olacak

Öngörülen Tarih: 2025, 2. çeyrek

Torino'nun şehir merkezinde yer alan Hilton

Turin City Centre, Torino'nun canlı tarihi,

kültürel ve mutfak ortamını keşfetmek

isteyen gezginler için harika bir destinasyon

olacak. 175 odalı zarif otelde bir İtalyan

restoranı, bar ve bir executive lounge yer

alacak. Şehrin hareketli enerjisinden kaçmak

isteyen konuklar otelin kapalı havuz, fitness

merkezi ve beş bakım odası bulunan spasına

gidebilir. Otelin merkezi konumu konuklara

çok sayıda yerel mağaza, restoran ve bara

kolay erişim imkanı sunuyor.

Markanın Kuzey İrlanda'daki ilk

tesisi

Öngörülen Açılış: 2025, 2. çeyrek

Kuzey İrlanda'daki ilk Tapestry Collection by

Hilton, popüler sahil kasabası Portrush'ta

açılmaya hazırlanıyor. 1895-1980 yılları

arasında 85 yılı aşkın bir süre otel ve

zanaatkâr fırını olarak faaliyet gösteren bu

tarihi bina, eski ihtişamına kavuşturulmak


üzere özenle yenileniyor. 80 odalı otel,

yürüyüşçüler, sörfçüler, sanatçılar ve

aileler için popüler bir güzellik noktası olan

Bushmills Viski İçki Fabrikası ve UNESCO

Dünya Mirası Alanı Atlantik kıyısındaki Giant's

Causeway'e yakın erişim imkanına sahip

olacak.

Uluslararası piyasaya çıkmaya

hazırlanıyor

Öngörülen Açılış: Ocak 2025

Signia by Hilton Amman, lüks markanın

ABD dışındaki ilk tesisi olacak. Amman'ın

önemli bir bölgesinde yer alan otel, 272

konuk odası ve süitiyle konuklarına dünyanın

en eski şehirlerinden birinde olağanüstü bir

konaklama deneyimi sunacak. Yedi seçkin

yemek mekânı, dünyanın farklı köşelerinden

lezzetleri Ürdün'ün başkentine getirerek

uluslararası mutfaklardan özel bir seçki

sunacak.

Güney Afrika'da görücüye çıkacak

Öngörülen Açılış: 2025, 2./3. çeyrek

Canopy by Hilton Cape Town Longkloof,

markanın Güney Afrika'daki ilk oteli olacak.

Mağazalar, ofis alanları ve dört farklı erişim

noktasıyla şehre bağlanan çekici bir kamu

avlusunu içeren Longkloof bölgesini yeniden

canlandıracak olan otel, miras öncülüğünde

yürütülen bir projenin parçası. 154 konuk

odası ve süitiyle Cape Town'ın en gözde

semtlerinden birinde yer alan otelde bir

kafe ve lobi bar, fitness merkezi, perakende

mağazaları ve bir toplantı odası bulunacak.

Gana'ya giriş yapmaya hazırlanıyor

Öngörülen Açılış: 2025, 3. çeyrek

Otel, Gana'nın başkentinin lüks bir

banliyösü olan ve çok sayıda büyükelçilik

ve konsolosluğa ev sahipliği yapan

Cantonments'da yer alacak.145 konuk odası

ile tüm gün açık restoran, lobi salonu ve

havuz bar gibi çeşitli yemek seçenekleri

sunacak. Gelişmekte olan bir turizm

merkezi olarak bilinen Accra, konuklarına

keşfedilecek birçok galeri ve müze ile

modern ve geleneksel özelliklerin canlı bir

karışımını sunacak.

Tayland'daki İlk Curio Collection by

Hilton oteli olarak açılıyor

Öngörülen Açılış: 2025, 2. çeyrek

Sukhumvit'in canlı alışveriş kuşağında yer

alan otel, Emporium, EmQuartier ve yakın

zamanda açılışı yapılan EmSphere gibi

önde gelen perakende noktalarına yakın bir

konumda bulunuyor. Terminal 21 Bangkok,

Times Square Building Mall ve Robinson

Department Store gibi alışveriş merkezleri

ve büyük mağazalar da bir taş atımı uzaklıkta

yer alıyor.

Japonya'da görücüye çıkıyor

Öngörülen Açılış: 2025, 2. çeyrek

Waldorf Astoria Osaka, yeni Grand Green

Osaka kentsel karma kullanımlı gelişim

projesinin güney bölgesinde yer alan 39 katlı

yüksek bir binanın 12 katını kapsayacak.

Otelde 50 metrekare aralığında değişen

toplam 252 konuk odası ve Waldorf Astoria

markasıyla eşanlamlı ikonik lounge ve bar

Peacock Alley de dahil olmak üzere üç farklı

restoran yer alacak ve konuklara günün

her saatinde dinlenmek için keyifli bir yer

sunacak.

2025 ilkbaharında yeniden açılıyor

Öngörülen Yeniden Açılış: İlkbahar

2025

Waldorf Astoria New York, yaklaşık bir asırdır

New York sosyetesinin demirbaşlarından biri

olarak dünyanın kültür başkentinde bir ışıltı

feneri olarak yerini aldı. Skidmore, Owings

& Merrill'in ünlü mimarları ve Pierre-Yves

Rochon'un iç tasarımı tarafından titizlikle ve

özenle hazırlanan restorasyon çalışmalarının

ardından tesis, orijinal Waldorf Astoria New

York'a saygı duruşunda bulunan ve yepyeni

çağdaş mobilyalarla yeniden tasarlanan

orijinal Art Deco mimarisinin ölçeğini ve

güzelliğini koruyacak. 375 odalı otel, New

York'un ruhunu yansıtan Manhattan'ın en

büyük oda ve süitlerine sahip olacak. Otelin

üst kısmında, Jean-Louis Deniot tarafından

tasarlanan iç mekanlara sahip, stüdyolardan

dört yatak odasına kadar değişen 375 özel

konut yer alacak.

Karayip adasındaki ilk Hilton tesisi

olacak

Öngörülen Açılış Tarihi: Aralık 2024

Tapestry Collection by Hilton'un bir parçası

olarak 2024'ün sonlarında hizmete girecek

olan 148 odalı, okyanus kıyısındaki Delfins

Beach Resort Bonaire, Tapestry Collection by

Hilton, konuklarına nefes kesici manzaralar

ve iki açık havuz ile güneşlenmek ve

dinlenmek için mükemmel olan el değmemiş

bir plaj da dahil olmak üzere üst düzey

olanaklar sunacak. Konuklar, kusursuz

dalış olanaklarıyla ünlü Bonaire'in otantik

kültürünü öne çıkaran etkileyici tesis içi

deneyimlerin keyfini çıkaracak. Tesisin

scuba mağazası konuklara dalış maceraları

ve keşifleri için ihtiyaç duydukları her şeyi

sağlayacak.

Kosta Rika'da ilk kez tesis açacak

Öngörülen Açılış: 2025, 1 çeyrek

Waldorf Astoria Costa Rica Punta Cacique,

Kosta Rika'nın “Pura Vida” yaşam

tarzını Waldorf Astoria'nın sofistike ve

kişiselleştirilmiş hizmetiyle benzersiz bir

şekilde harmanlayarak yalınayak lüks için

yeni bir ölçüt oluşturuyor. Tesis, gözlerden

uzak Playa Penca'ya bakan Cacique'nin

dramatik uçurum kenarındaki yarımadasında

yer alıyor.


56

hotel restaurant

& hi-tech

yeni yatırımlar

Wyndham Garden Çambaşı

hizmete girdi

Wyndham, kış turizminin yeni adresi Wyndham Garden Çambaşı’yı hizmete açtı. Mülkiyeti

Çambaşı Yatırım A.Ş.’ye ait olan ve yine aynı şirket tarafından işletilen otel, Ordu Giresun

Havalimanı’na 68 kilometre mesafede 80 odasıyla misafirlerini ağırlayacak.

Wyndham Wyndham Hotels &

Resorts, Ordu’daki yeni oteli

Wyndham Garden Çambaşı’nın

açılışını duyurdu. Mülkiyeti

Çambaşı Yatırım A.Ş.’ye ait olan ve yine aynı

şirket tarafından işletilen otel, Karadeniz

yaylaları kayak sezonuna hazırlanırken

Çambaşı Kayak Merkezi yakınındaki

konumunda misafirlerini ağırlamaya

başladı.

Loupasis: “Ordu’daki 3. otelimizle

bölgede büyüyoruz”

Wyndham Hotels & Resorts Türkiye, Orta

Doğu ve Afrika Pazar Yönetici Direktörü

Panos Loupasis açılışla ilgili şunları

söyledi: “Dünya genelinde doğa ve açık

hava odaklı seyahatlere yönelik güçlü bir

talep var ve misafirler nereye giderlerse

gitsinler güvenilir markaların sunduğu

yüksek konaklama standartlarını arıyor.

Ordu’da farklı konseptlerde iki otelimiz

daha bulunuyor ve şimdi Wyndham Garden

Çambaşı’nın da açılışıyla hem bölgedeki

turistik olanakların çeşitliliğini hem de

Türkiye’nin her noktasında büyümeye devam

etme kararlılığımızı bir kez daha vurgulamış

oluyoruz.”

Şenocak: “Birinci sınıf konaklama

hizmeti sunacağız”

Çambaşı Yatırım A.Ş. Yönetim Kurulu

Başkanı Cem Şenocak ise şunları kaydetti:

“Bölgemizde birinci sınıf konaklama

hizmetleri sunmamızı sağlayan bu ortaklıkla

hayata geçirdiğimiz Wyndham Garden

Çambaşı’nın açılışını duyurmaktan mutluluk

duyuyoruz. Wyndham’ın dağıtım, pazarlama,

teknoloji ve sürdürülebilirlik alanlarındaki

uzmanlığından aldığımız destekle bir yandan

tesisimizin çevrenin dokusuyla uyumlu bir

şekilde faaliyet göstermesine odaklanırken,

aynı zamanda bölgemizi yurt içinden ve yurt

dışından ziyaretçilere daha etkili bir şekilde

tanıtma fırsatı yakalamış oluyoruz.”

Havalimanına 68 kilometre

mesafede

Çambaşı Yaylası, muhteşem doğal

güzellikleri, taze havası ve yakın zamanda

açılan kayak merkeziyle ziyaretçilerin

giderek daha çok ilgi odağı oluyor. Yeni

açılan Wyndham Garden Çambaşı ile

misafirler, Karadeniz Bölgesi’nin doğal

güzelliklerini ve kış sporlarını sezon

boyunca tecrübe edebilecekler.

Ordu Giresun Havalimanı’na 68 kilometre

mesafede ve Çambaşı Kayak Merkezi’nin

yanı başında bulunan Wyndham Garden

Çambaşı’nda, harika manzaralara ve

modern olanaklara sahip 80 misafir odasının

yanı sıra Türk mutfağı ve uluslararası

mutfaklardan lezzetler sunan tesis içi

bir restoran ve kafe de yer alıyor. Otelin

kapalı havuz, spa, sauna alanları ve spor

salonunun da 2025 yılında hizmete açılması

bekleniyor.

Wyndham Garden

Çambaşı, kurumsal

toplantılar, düğünler

ve özel kutlamalarında

konuklarını doğayla

baş başa bir ortamda

ağırlamak isteyen etkinlik

sahipleri için de zengin

olanaklar sunacak. Otelin

etkinlik alanları hizmete

girdiğinde toplamda 610

metrekare alana sahip

olacak ve konferanslarda

120'ye kadar, ziyafetlerde

ise 200'e kadar misafir

ağırlanabilecek.



58

hotel restaurant

& hi-tech

yeni yatırımlar

IHG, dünyanın en yüksek otel

kulesini Dubai’de açacak

Bünyesindeki 19 otel markasıyla 6 bin 430 oteli işleten InterContinental Hotels

Group (IHG), Dubai’deki dünyanın en yüksek otel kulesini Vignette Collection

markasıyla işletecek.

Www.turkiyeturizmansiklopedisi.

com’un THP.News’ten

derlediği bilgilere göre, IHG

yönetimi, Dubai’de 80 katı aşkın lüks

bir oteli içeren Dubai Marina Skyline'da

bini aşkın odalı olarak tasarlanıyor.

İşletme anlaşması imzalanan tesis,

IHG bünyesindeki Vignette Collection

markasıyla işletilmek üzere kapılarını

2025 yılında hizmete açıyor.

IHG bünyesindeki Vignette Collection

tarafından işletilmek üzere Franchise

anlaşması yapılan otelin mülk sahibi

The First Group olarak karşımıza

çıkıyor. 2005 yılında kurulan The First

Group, ödüllü otel ve rezidanslar, F&B

outletleri ve yaşam tarzı mekanlarından

oluşan bir portföye sahip. The First

Group'un Ciel markasıyla hizmete

hazırladığı yeni proje, grubun bugüne

kadarki en büyük ve en karmaşık

gelişimi olarak kabul ediliyor.

Basra Körfezi manzaralı süitleri

olacak

Dubai Marina'da bulunan 80'ni

aşkın katlı yüksek bin odalı otelin

üç restoranı, Dubai'nin en yüksek

sonsuzluk havuzu, fitness merkezi, spa,

kulüp salonu ve Basra Körfezi ile Dubai

silüeti manzaralı süitleri olacak.

IHG Hotels & Resorts Hindistan,

Orta Doğu ve Afrika Genel Müdürü

Haitham Mattar, "Tamamlandığında

dünyanın en yüksek otel kulesi olacak

tesisin işletmesine soyunmak, Orta

Doğu'daki genişleyen lüks ve yaşam

tarzı portföyümüz ile misafirlerimize

özel bir şey sunma taahhüdümüzün

bir kanıtıdır. Vignette Collection

markamızın vaat ettiği otantik,

deneyimsel konaklamalarla, otelin

misafirler için ilham verici bir

destinasyon haline geleceğinden

eminiz" diyor.



60

hotel restaurant

& hi-tech

yeni yatırımlar

Wyndham, Hindistan’daki

marka sayısını 8’e çıkaracak

Wyndham Hotels & Resorts, Microtel by Wyndham markasını Hindistan’a getirmek

için NILE Hospitality LLP ile münhasır geliştirme anlaşması imzaladı. Bu anlaşmayla,

Wyndham’ın ülkede bulunan marka sayısı 8’e yükselmiş olacak. Wyndham bu

stratejik ortaklıkla ödüllü markasını, bölgenin önde gelen otel geliştirici ve işletmecisi

şirketlerinden birinden aldığı destekle Hindistan’a getiriyor.

Wyndham, global gücünden ve

NILE’ın Hindistan pazarındaki

uzmanlığından aldığı destekle

birlikte hepsi Wyndham’ın franchise ağına

doğrudan dahil olan 40 otelin açılışını 2031

yılına kadar gerçekleştirmeyi bekliyor.

Şirketin, konaklama alanında dünyanın

en dinamik ve büyüyen pazarlarından

Hindistan’da şu anda açık durumda 60 oteli

bulunuyor ve önümüzdeki 18 ay içinde en

az yüzde 25 oranında büyüme kaydetmeyi

bekliyor.

İlk oteller 2025 yılında açılacak

Microtel by Wyndham markası konaklama

sektörünün ekonomi segmentinde

verimliliğiyle, modern tasarımıyla ve

misafirlerine sunduğu bütçe dostu

deneyimlerle öne çıkıyor. Wyndham’ın

NILE ile imzaladığı anlaşmayla Microtel

by Wyndham markası, Hindistan’ın altyapı

geliştirme planına paralel olarak ikinci,

üçüncü ve dördüncü kademedeki şehirlerde

geliştirilecek ve ilk oteller 2025 yılında

açılacak. Her biri en az 50 odalı olan

otellerin, bölgelerindeki talebe bağlı olarak

toplantı ve etkinlik alanları, spor salonları

ve diğer olanakları da bulunacak.

Manikis: “Hindistan’da daha da

büyüyeceğiz”

Wyndham Hotels & Resorts EMEA Başkanı

Dimitris Manikis, “Hindistan’daki inanılmaz

fırsatların devam ettiğini görüyoruz

ve bu sebeple geniş bir yelpazedeki

markalarımızdan daha fazlasını ülkeye

getirmeye stratejik bir önceliğimiz olarak

odaklanmış durumdayız. Microtel, pazarın

ihtiyaçlarına göre şekillendirilebilen

markaların harika bir örneğini oluşturuyor.

NILE Hospitality gibi güvenilir ortaklarımızla

iş birliklerimizi sürdürerek, artan

talebi karşılamak için hacmimizi hızla

büyütebiliyoruz” dedi.

NILE Hospitality LLP Kurucusu ve

CEO’su Vikram Singh Chauhan, “NILE

olarak Wyndham’ı kendini kanıtlamış bir

ortağımız olarak görüyoruz ve gelişim

hikayemizin bu yeni bölümünde Hindistan

konaklama sektörünün hızla genişleyen

ekonomi segmentindeki fırsatları beraber

değerlendirmeyi hedefliyoruz. Microtel’i

Hindistan’a getirerek, bir yandan dünyanın

franchise veren en büyük otel şirketinin

hacminden ve kaynaklarından yararlanırken,

güçlü yurt içi pazarındaki geliştirme

faaliyetlerimize de hız veriyoruz. Bunu

ideal bir ortaklık ve birlikte büyüme ve inşa

etme kararlılığımızın bir yansıması olarak

görüyoruz” dedi.

Wyndham Avantajı

Wyndham’ın EMEA bölgesi genelindeki

franchise sahipleri, kendilerini başarıya

ulaştıracak şekilde tasarlanan, birinci sınıf

pazarlama, dağıtım ve diğer kaynakları

bir araya getiren Wyndham Avantajı’ndan

yararlanıyor. Otel sahipleri, sektör lideri

tedarikçilerin sunduğu yeni nesil otel

ve gelir yönetimi sistemleri gibi en ileri

teknolojiler de dahil olmak üzere geçtiğimiz

altı yıl boyunca neredeyse 325 milyon ABD

doları değerinde yatırım yapılan yenilikçi

teknolojilere, ayrıca dünya genelinde otele

girişlerin üçte birinden daha fazlasını

oluşturan yaklaşık 110 milyon kayıtlı

üyesiyle Wyndham Rewards’un giderek

büyüyen üye kitlesine erişim sahibi oluyor.

USA Today ve U.S. News and World Report

tarafından bir numaralı otel ödül programı

seçilen Wyndham Rewards, 60 binden fazla

otel, resort tatil kulübü ve kiralık tatil evini

kapsıyor. Wyndham Rewards, üyelerinin

her bir geçerli konaklamada en az 1.000

puan kazanmasına olanak sağlayan tek

otel sadakat programı olarak öne çıkıyor.

Üyeler, puanlarını on binlerce otel,

resort tatil kulübü ve kiralık tatil evinde

ücretsiz geceler veya turlar, aktiviteler,

hediye kartları, alışveriş ve daha fazlası

için kolayca kullanabiliyor. Programın üç

kademeden oluşan basit puan kullanma

sisteminde ücretsiz geceler gecelik oda

başına yalnızca 7 bin 500 puandan, indirimli

geceler ise gecelik oda başına yalnızca

1.500 puandan başlıyor.



62

hotel restaurant

& hi-tech

yeni yatırımlar

Swissôtel, Riviera Montenegro ile

Karadağ Budva’da!

Balkanlar’ın gözde turistik destinasyonlarından biri olan Karadağ, Türk

yatırımcıların da rotasına girdi. Gayrimenkul proje geliştirme, inşaat ve mimari

tasarım konularında öncü olan Sera Group, Fontana Investment ve Feelife firmaları

tarafından kurulan Mia Investment, Türkiye’de ve dünyanın farklı ülkelerinde hayata

geçirdiği projelerden sonra son yatırımını Karadağ Budva’da yaptı.

125 milyon Euroluk yatırımla hayata

geçirilen projenin Karadağ ekonomisine

300 milyon Euro’luk değer katması

bekleniyor. Riviera Montenegro projesi ile

212 residence, AVM, beach ve 144 odalı

bir otel yatırımını hayata geçiren grup,

dünyanın en büyük otel gruplarından biri

olan Fransız Accor ile de iş birliğine imza

attı. Bu kapsamda projede hayata geçirilen

144 odalı otel ve 212 residence, grubun en

güçlü markalarından biri olan Swissôtel

markasıyla işletilecek. Böylece Swissôtel

Moskova, Amsterdam, İstanbul, Bern,

Bodrum, Şikago, Berlin ve Singapur’un

yanı sıra şimdi de Budva’da misafirlerini

ağırlamaya başlayacak. 2027 yılında tüm

birimleriyle hizmete girecek olan proje,

Karadağ’ın marka değerini de yükseltecek.

125 milyon euroluk yatırımla 300

milyon euroluk ekonomik değer

Fransız Accor Grubu ve Mia Investment

arasında hayata geçirilen işbirliğinin

imza töreni 14 Ekim’de İstanbul’da

gerçekleştirildi. Törende konuşan Mia

Investment Yönetim Kurulu üyesi Murat

Kader, Karadağ'ın Avrupa Birliği’ne (AB)

üyelik müzakerelerinde son aşamaya

geçtiğine dikkati çekerek, “Türk firmalarının

gayrimenkul geliştirmedeki yüksek

standartlarını Avrupa coğrafyasına yayma

ideali ile Mia Investment firmasını kurduk.

Bu kapsamda başlangıç noktası olarak da

Karadağ’ı seçtik. Karadağ eşsiz doğası ve

sahip olduğu potansiyelinin yanı sıra AB’ye

giriş sürecinde Türk yatırımcılar için de

büyük fırsatlar sunuyor” dedi.

Riviera Montenegro projesini 125 milyon

euroluk yatırımla hayata geçirdiklerini ve bu

yatırımla Karadağ ekonomisine 300 milyon

euro değer kazandıracaklarını anlatan

Kader, “Projemizde 212 residence, AVM,

beach ve 144 odalı Swissotel bulunuyor” diye

konuştu. Karadağ’a böylesi özel bir projeyi

kazandırdıkları için çok mutlu ve gururlu

olduklarını belirten Kader, “Bu projede

yer alan otelimizin de çok iyi standartlarda

hizmet sunması gerekiyordu. Bu kapsamda

ciddi bir araştırma yaptık ve Fransız Accor

Grubu ile işbirliğine imza attık. Dünyanın en

iyi otellerinden biri olan Swissôtel markasını

Karadağ’a kazandırmış olmaktan dolayı

çok mutlu ve gururluyuz” dedi. Bu büyük

yatırım kararının arkasındaki en büyük

nedenin ortaklar olarak Karadağ’ın bugünü

ve yarınına olan inancımızdır diyen Murat

Kader Karadağ’ın Akdeniz havzasının en

huzurlu turizm destinasyonlarından biri

olduğunun altını çiziyor.

Yatırım 9 yılda dönüyor

Riviera Montenegro projesinde residence

sahiplerinin lüks ve konforun yanında

Swissôtel hizmet ve yönetim kalitesini de

yaşayacaklarını aktaran Kader, şunları

anlattı: “Residence kiralama hizmetleri otel

yönetimi tarafından uluslararası standart

da ev sahiplerine özel olarak düzenlenecek.

Bunlara ek olarak Riviera Montenegro

projesi

yatırımcılarına

euro kira

getirisini

Avrupa İstatistik

Enstitüsü

(EOROSTAT)

verilerine göre 9

yıl ortalama geri

dönüş süresi ile

sunuyor. Son

yılların gözde

yatırım ve yaşam

destinasyonu Karadağ European Property

Guide verilerine göre yüzde 22.6 ile son bir

yılda gayrimenkul değerinin tüm Avrupa’da

en çok arttığı ülke konumunda.”

100’den fazla daire satıldı

Kader, çok ciddi bir taleple karşılaştıklarını

kaydetti. “Şimdiden 100’den fazla dairenin

satışı tamamlandı” diyen Kader, “Türkiye

ile Karadağ arasında derin ve tarihi bir

dostluk bağı bulunuyor. Projemizi yerinde

görmeye gelen tüm misafirlerimiz ziyaretleri

sonrasında Karadağ’da daha uzun vakit

geçirmeleri gerektiğini ifade ediyor. Bu geri

dönüş bizim için çok kıymetli. Ne kadar

doğru bir lokasyonda proje geliştirdiğimizi

bize teyit eden en önemli veri” şeklinde

konuştu.

Budva Koyu’nun tam ortasında

Bünyesinde 144 odalı Swissôtel, 212

residence, AVM ve beach yer alan Riviera

Montenegro projesi, Karadağ’ın en gözde

turizm merkezi olan Budva şehrinin

kalbinde konumlanıyor. Denize sıfır

konumuyla eşsiz bir lokasyona sahip olan

proje, Slovenska plajı ve Budva Marina’nın

hemen yanında yer alıyor. Budva Old

Town’a yürüme mesafesinde olan proje,

yatırımcılarına şehrin tüm imkanlarını

sunuyor. İnşaatı son hızla devam eden

proje, 2027 yılında tüm birimleriyle hizmete

açılacak.



64

hotel restaurant

& hi-tech

yeni yatırımlar

Kapadokya’ya

60 milyon dolarlık yatırım

Yeni yatırımlarla büyümesini sürdüren Dorak Holding, Kapadokya’da kendi

markalarıyla işlettiği dört otelin ardından Japon HIS Hotel Holdings ortaklığınd,

Cappadocia Marriott’u hizmete açtı.

60 şirketi ve 3000’den fazla çalışan

sayısıyla 2024 sonunda 1 milyar dolar

ciroya ulaşmayı hedefleyen Dorak

Holding, 2024 yılı bitmeden Kapadokya’da

yeni bir turizm yatırımına imza attı. Japon

HIS Co.Ltd. bünyesindeki HIS Hotel

Holdings (H.H.H) ile yarı yarıya ortaklığa

giderek Cappadocia Marriott’u turizme

kazandırdıklarını belirten Dorak Holding

Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Serdar

Körükçü, “Uluslararası markalarla çalışmaya

devam edeceğiz. Lokasyon ve ihtiyaçlara

göre markaları seçiyoruz. Kapadokya’daki 60

milyon dolarlık yeni yatırımımızda Japon HIS

Hotel Holdings (H.H.H) ile ortaklığa gitmeyi

uygun gördük” dedi.

467 yatak kapasiteli

Cappadocia Marriott yatırımının 6 yıl önce

gündemlerine geldiği ancak gerekli alt yapı

çalışmalarının tamamlanması ve araya

giren pandemi süreci nedeniyle yatırımın

geciktiğini belirten Körükçü, “9 junior suite,

10 one bedroom suite, 1 presidential süite

olmak gibi farklı kategorilerde 298 oda ve

467 yatak kapasitesine sahip olan otelimiz

tamamlandı. Otelimizde 250 kişiye de

istihdam sağlayacağız” diye belirtti.

Bölgeye 150 milyon dolarlık yatırım

Dorak Holding’in Kapadokya’da kendilerine

ait konseptte ve franchise olarak toplamda

işlettikleri 8 otelleri var. Dünyanın en iyi

tasarım oteli seçilen ‘Sacred House ve

Sacred Mansions’ da kendi oluşturdukları

konsept oteller arasında yer alıyor. Bugüne

kadar Kapadokya’da 150 milyon dolarlık

yatırım gerçekleştiren grup, bölgedeki

son yatırımında ise Japonlarla ortaklığa

gitmeyi tercih etmiş bulunuyor. Daha önce

de IHG, Hilton, Ramada By Wyndham

markaları ile iş birliğine gittiklerini söyleyen

Körükçü, “Uluslararası markalar, turizm

destinasyonlarına bilinirlik anlamında

büyük katkı sağlıyor. O nedenle bu tarz iş

birliklerine sıcak bakıyoruz. Bundan sonraki

yatırımlarımız için de uluslararası zincirlerle

çalışmaya devam edeceğiz. Markaları,

lokasyon ve ihtiyaçlara göre seçiyoruz” dedi.

2025’te 400 bin misafir hedefliyor

Cappadocia Marriott’un çok geniş bir kitleye

ulaşması hedefleniyor. Otelin ana pazarları

ise Kuzey ve Güney Amerika, Uzakdoğu,

Körfez Bölgesi ve Avrupa Kıtası. 2025

yılında holding olarak tüm dünyadan 400

bin kişiyi ağırlamayı istediklerini ifade eden

Körükçü, Cappadocia Marriott’ta konaklama

ücretlerinin düşük sezonda kahvaltı hariç

yaklaşık 150 Euro olacağını söyledi. Özel

tasarlanmış lüks odaları ile 5 yıldızlı bir

konaklama deneyimi yanında nitelikli bir

SPA, kapalı ve açık havuz ile misafirlerine

özel anlar yaşatmayı amaçlayan Cappadocia

Marriott, bölgede bugüne kadar eksikliği çok

hissedilen büyük bir balo ve toplantı salonuna

da sahip. 1.250 kişi kapasiteli ve sütunsuz

olarak tasarlanan bu salon, içerisinde her

türlü büyüklükte araç lansmanı yapabilecek

kapasitede, fuayesi ile her tür kongre,

toplantı ve düğün organizasyonu için bölgenin

en iyisi olacak.

“2025’in çok daha iyi olacağını

düşünüyoruz”

Son beş yılda Kapadokya bölgesi Fransa,

İngiltere, İtalya, Latin Amerika, Brezilya,

Arjantin, Kolombiya ve Ortadoğu’dan da turist

çekiyor. Turistlere çok fazla alternatif aktivite

sunan bölgede ortalama turist harcaması,

İstanbul’un iki katı, yani yaklaşık 1.500 dolar.

Türkiye’nin bu yılki 50 milyar dolar turizm

gelirinin yaklaşık 10 milyar dolarının bu

bölgeden gelmesi bekleniyor. 2025 yılında

ise Kapadokya’nın 10 milyon turiste ulaşma

potansiyeli olduğunu öngören Körükçü,

sektörle ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“Beklentimizin yüzde 20 altında olmasına

rağmen son derece güzel bir yıl geçirdik.

2025’in çok daha iyi olacağını düşünüyoruz.

Şu an ön veriler de bunu destekliyor.

Kapadokya yükselen değer. Son on yılda

inanılmaz bir tanınırlık oluştu. Bunun artarak

devam edeceğini öngörüyoruz.”



66

hotel restaurant

& hi-tech

marka

PORLAND, YAPAY ZEKA DESTEKLI

TANITIM FILMINI PARIS’TE TANITTI

Uluslararası Hotel Ekipmanları Fuarı’nda tüm ürün gruplarıyla yerini alan Porland,

yapay zeka teknolojisi kullanarak tasarladığı tanıtım filmini ilk kez fuarda yayınladı.

Porselen markası, fuarda sofra estetiğinin temsilcisi Pioli markası ile yenilik

rüzgarı estirdi.

Her geçen gün genişleyen

koleksiyonlarıyla sofra

sanatına inovasyon kazandıran

Porland, 3-7 Kasım tarihleri arasında

gerçekleştirilen Uluslararası Hotel

Ekipmanları Fuarı’nda (Equip Hotel

Fuarı) yeni nesil temsilcileriyle yer

aldı. Sektörde Avrupa bölgesinin

en önemli buluşmalardan biri olan

fuarda 48 yıllık tecrübe ve kalitesiyle

geliştirdiği yeni markası Pioli’yi de

tanıtan Porland, en büyük ilgiyi Fransa,

Almanya ve Birleşik Krallık’tan gelen

katılımcılardan gördü. Marka bunun

yanında yapay zeka teknolojisiyle

geliştirdiği ilk tanıtım filmi ile de

dikkatleri üzerine çekti.

Pamukçu: “Pioli’nin kalitesi ve

vizyonu fuarın ana gündemlerinden

biri oldu”

Markalar için ürünlerini tanıtmak,

yeni iş birlikleri geliştirmek ve

sektördeki son trendleri takip etmek

adına büyük fırsatlar sunan fuara

dair değerlendirmede bulunan

Porland Yönetim Kurulu Üyesi İmge

Pamukçu, “Kullanıcılarımız tarafından

en çok talep gören ürünlerimiz

başta olmak üzere neredeyse tüm

koleksiyonlarımızı fuar katılımcılarıyla

buluşturduk. Sektördeki kalite

ve fiyat algısına yeni bir soluk

getirmek amacıyla 48 yıllık Porland

tecrübesiyle tasarladığımız yeni

markamız Pioli ise fuarın ilgi odağı

oldu. HoReCa sektörüne yönelik eşsiz

çözümler sunmayı hedeflediğimiz

yeni markamızın sofralara estetik ve

işlevsellik katan özgün özelliklerinin

yanı sıra kalitesi ve vizyonu fuarın ana

gündemlerinden biri oldu” diye belirtti.

“Fransa, Almanya ve Birleşik

Krallık gibi ülkelerden yoğun ilgi

gördük”

Fuarda Porland ürünlerinin

dayanıklılığının katılımcılar tarafından

takdir gördüğüne değinen Pamukçu,

tamamını yapay zeka teknolojisi

kullanarak geliştirdikleri tanıtım

filmini de ilk kez fuarda yayınladıklarını

söyledi. Pamukçu, değerlendirmesini

şöyle sürdürdü: “Özellikle Fransa,

Almanya ve Birleşik Krallık gibi

ülkelerden yoğun ilgiyle karşılaştık.

Ayrıca, İspanya, İsveç, Avusturya gibi

Avrupa'nın diğer bölgelerinden, Orta

Doğu’dan ve Çin’den de ziyaretçilerimiz

oldu. Bu, ürünlerimizin küresel

pazardaki geniş potansiyelini ve talep

gördüğünü gösteriyor. Fuarda, ilk kez

yayınladığımız yapay zeka teknolojisi

ile hazırlanan tanıtım filmimiz ise

markamızın yenilikçi yönlerini ve

modern yaklaşımını vurgulayan bir

tanıtım aracı olarak büyük ilgi gördü.

Fuardaki ikili temaslarımızdan ise son

derece verimli neticeler elde ettik.

Birleşik Krallık, Fransa, Almanya,

İsveç, Avusturya ve İspanya gibi

Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden gelen

ziyaretçilerle önemli bağlantılar

kurduk. İhracat hedeflerimiz

doğrultusunda bize yeni fırsatlar sunan

bu temaslar, Pioli markamızın küresel

pazarda daha geniş bir yer edinmesine

katkı sağlayacak.”



68

hotel restaurant

& hi-tech

marka güncel

Eksun Gıda finansal

sonuçlarını açıkladı

Sinangil ve

Sinangil Gluten

YOK markalarıyla

200’ü aşkın ürün

çeşidini tüketicilere

sunan Eksun Gıda,

Türkiye Muhasebe

Standartı (TMS) 29

enflasyon muhasebesi

ilkelerine uygun

olarak hazırlanan

2024 yılı 3. çeyrek

finansal sonuçlarını

Kamuyu Aydınlatma

Platformu’nda (KAP)

yayınladı. Sonuçlara

göre şirketin 2024

yılının ilk 9 ayında yurt içi net satışları 5,4 milyar TL

seviyesine ulaştı. Hem perakende hem de endüstriyel

alanda geniş dağıtım ağıyla faaliyetlerine devam eden

Eksun Gıda, toplam aktif büyüklüğünü 4,6 milyar TL

seviyesine çıkardı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan

Eksun Gıda Genel Müdürü Ahmet Demir, “Şirketimizin

TMS 29 etkisi hariç brüt kar marjı yüzde 15,5 seviyesinde,

FAVÖK marjı ise yüzde 5,6 seviyesinde gerçekleşti. Aktif

büyüklüğümüzdeki bu artışla yerel ve global pazarlardaki

gücümüzü pekiştiriyoruz” şeklinde konuştu. Latin Amerika,

Afrika ve Orta Doğu ülkeleri başta olmak üzere 30’dan fazla

ülkeye ihracat yaparak bu alanda da sektörün önde gelen

firmalarından olan Eksun Gıda, 2024 yılının ilk dokuz ayında

ihracat tutarını ise 1,5 milyar TL seviyesine çıkardı.

“Sürdürülebilir stant”

tasarımı ile fark oluşturdu

Yarım asra yaklaşan tecrübesiyle dünya sofra kültürüne

zarafet kazandıran Porland, 22-25 Ekim tarihleri arasında

Singapore Expo Center’da düzenlenen FHA HoReCa

Singapur Fuarı’nda yer aldı. Fuarda geniş ürün gamına sahip

HoReCa koleksiyonlarını sergileyen marka, son kullanıcı

için tasarladığı Funky ve Pinky koleksiyonlarını tanıttı. 45

binden fazla sektör profesyonelinin katıldığı fuarda Porland

ürünlerine en büyük ilgiyi Singapur, Malezya, Japonya ve

Hindistan‘dan katılımcılar gösterdi. FHA HoReCa Singapur

Fuarı’nın da küresel pazardaki en son trendleri keşfetme,

yeni ürün lansmanlarını takip etme ve en yeni teknolojileri

deneyimleme fırsatı sunduğunu ifade eden Pamukçu, fuar

aracılığıyla Asya pazarı ve bölgedeki porselen üreticileriyle

doğrudan iletişim kurma fırsatı bulduklarını ifade etti. Fuarın

güçlü iş bağlantılarını da beraberinde getirdiğine değinen

Mercedes-Benz Türk

teslimatları son sürat

devam ediyor

Türkiye ağır ticari araç sanayisinin öncü şirketi Mercedes-Benz

Türk, yeni nesil otobüsleriyle şehir içi ve şehirler arası ulaşım

firmalarının en yakın iş ortağı olmaya devam ediyor. Araç parkına

yaptığı yatırımlara son sürat devam eden LKS Group - Lüks

Karadeniz, son olarak Mercedes-Benz Türk’ten aldığı toplam 16

adet otobüsle filosundaki Mercedes-Benz marka otobüs sayısını

90 adede çıkardı. Törende konuşan LKS Group Yönetim Kurulu

Üyesi Fatih İslam, büyüme stratejilerinin bir parçası olarak araç

parkını genişletmek ve yenilemek için yatırımlara devam ettiklerini

söyledi. Bu strateji ve müşteriye en iyi hizmeti sunma hedefiyle

iş birliklerinde çok seçici davrandıklarını ifade eden LKS Group

Yönetim Kurulu Üyesi Fatih İslam, “Mercedes-Benz marka

otobüslere yaptığımız yatırımlarımızın firmamıza yansımaları

her zaman pozitif yönde oldu. Önceki yıllarda teslim aldığımız

otobüslerden duyduğumuz memnuniyetin yanı sıra yüksek

ikinci el değeri ve düşük yakıt tüketimi de yeni yapacağımız araç

yatırımlarında Mercedes-Benz Türk’ü tercih etmemizi sağladı” dedi.

Pamukçu, “Fuar sırasında son kullanıcı olan restoran, kafe

ve otellerle dirsek teması kurduk. Fuarcılık sektöründeki 11

önemli paydaşın bir araya gelerek sürdürülebilir stantların

kullanılmasını yaygınlaştırmayı amaçladığı Better Stands

Programı çerçevesinde standımız, ‘stant tasarımının çevresel

etkisini iyileştirmek ve sürdürülebilir standartlara uyum

sağlamak’ konusunda sertifika sahibi oldu. Bu da Asyalı

distribütörler ve potansiyel hedef kitlemizde büyük ilgi gördü.”

açıklamasında bulundu.



70

hotel restaurant

& hi-tech

şefin gözünden

Basitlikte

mükemmelliği

yakalayan şef

Deniz

Otuk

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Mutfak dünyasına adım atan her

şefin bir hikayesi vardır. Kimileri

çocukluğundan beri bu yolda

ilerlemeyi hayal ederken, kimileri içinse

bu yolculuk bir tesadüfle başlar. Spago

Restaurant Executive Şefi Deniz Otuk’un

hikayesi, tam da bu iki dinamiğin kesiştiği

bir noktada şekilleniyor.

İstanbul doğumlu olan Otuk, çocukluk

yıllarını Antalya’da geçiriyor. Şehirlerin

kültürel zenginliği ve mutfak mirası, onun

damak zevki ve ilgi alanlarını şekillendiren

ilk adımlar oluyor. Ancak mutfağa duyduğu

bu ilginin ilk filizleri lise yıllarında, turizm

otelcilik bölümünde aldığı eğitimle ortaya

çıkıyor. Okulda öğrendiği bilgiler, onun

mutfağa olan yatkınlığını keşfetmesini

sağlıyor ve bu alanın sadece bir eğitim değil,

aynı zamanda bir tutku olduğunu fark ediyor.

“Ailemde otelcilik sektörüyle yakından

ilgili olan çok kişi var, bu da benim bu

alana olan ilgimi besledi.” diyen Otuk’un

mutfak sevgisinin kökleri, ailesinin mutfağa

olan yakınlığıyla daha da derinleşiyor.

Özellikle annesinin mutfaktaki mahareti

ve tutkusu, onun için adeta bir ilham

kaynağı oluyor. Otuk, annesinden öğrendiği

mutfak sevgisini, kendi yeteneği ve azmiyle

birleştirerek bu yolda ilerlemeye karar

veriyor.

Mutfak, oyun gibi geliyor

İlk mutfak deneyimlerini çocukluk çağlarına

dayandıran Deniz Otuk, evde sıklıkla

kurabiye yaparak mutfakla tanışıyor.

Mutfakta olmak, ona bir oyun gibi geliyor, o

vakitler. Zamanla da tüm bu deneyimler, ona

daha fazlasını öğrenme ve üretme arzusunu

kazandırıyor. Her yeni yemeği denedikçe

mutfakta daha fazla vakit geçirmek, daha

derin bir tutkuya dönüşüyor. Başlangıçta

tatlılar ve basit yemeklerle başlayan

bu yolculuk, zamanla deniz mahsulleri

gibi daha özgün ve karmaşık yemeklere

olan ilgiyle şekilleniyor. Mutfakta yaptığı

yemekleri en çok takdir eden kişi ise ablası

oluyor. Ablası, onun yemeklerine duyduğu

ilgiyi ve beğenisini gösterdikçe, Otuk’un

becerileri daha da gelişip, vazgeçilmez bir

tutku oluyor.

Turizm otelcilikten mutfak

sanatlarına…

Deniz Otuk’un aşçılık yolculuğu,

üniversitedeki turizm otelcilik programı ile

başlıyor. Bu eğitim, ona hem sektörü tanıma

fırsatı sunuyor hem de mutfakta kariyer

yapma arzusunu pekiştiriyor. Üniversiteyi

tamamladıktan sonra, profesyonel aşçılık

kariyerine daha sağlam adımlarla başlamak

için Mutfak Sanatları Akademisi’nde

eğitim alıyor. MSA’da aldığı eğitim, mutfak

tekniklerini derinleştirmekle kalmıyor, aynı

zamanda mutfakta doğru bir disiplinin ve

iş ahlakının ne kadar önemli olduğunu da

kavratıyor. Bu süreç, Otuk’a sadece yemek

yapmayı değil, profesyonel bir şef olma

yolundaki temel becerilerini de kazandırıyor.

Görünen o ki, eğitimi, İstanbullu şefin

mutfak tutkusunu daha da büyütüyor ve

bu alanda kendisini geliştirme isteğini de

kamçılıyor.

Eğitimini tamamladıktan sonra, mutfak

dünyasında ilerlemeye devam eden

Otuk, edindiği bilgilerle özgün bir yemek

tarzı oluşturma yolunda ilerliyor. Eğitim

sürecindeki bu deneyimler, ona sadece

teknik bilgileri kazandırmakla kalmıyor,

mutfakta estetik anlayışını ve yaratıcı


düşünmeyi de öğretiyor. Üniversite yıllarında

aldığı mutfak eğitimi, Deniz Şef'in kariyer

rotasını netleştiriyor. Yemek yapmayı bir

meslekten öte, bir yaşam tarzı olarak

benimseyen Deniz Otuk, bu alandaki azmiyle

hızla yükseliyor. Bugün, mutfakta geçen

yıllarını ve öğrendiği her detayı, bir sanatçı

titizliğiyle tabaklarına yansıtması tam da o

yıllarda kök salmaya başlıyor belli ki.

Ve kendi hikayesinin en özel

sahnesinde!

Çocukluk hayallerinde spesifik bir meslek

hedefi olmadığını anlatan Otuk, zamanla

eğitim hayatıyla birlikte bu hayallerini

şekillendirme fırsatı buluyor. Hayata olan

merakı ve üretim tutkusuyla hareket

eden Otuk, mutfağın büyüleyici dünyasına

adım atıyor. Yemek yapmanın birleştirici

gücünü ve insanların bir tabak yemekle

yaşadığı mutluluğu gözlemledikçe, mutfağa

olan ilgisi derinleşiyor. Yaratıcılığını ifade

edebileceği ve insanlara dokunabileceği

bir alan arayışında, aşçılığın tam da bu

ihtiyacı karşılayacağını fark ediyor. Mutfak

onun için yalnızca bir çalışma alanı değil,

kendi hikâyesini anlatabileceği, hayalleriyle

insanları bir araya getirebileceği özel bir

sahne oluyor. Bu bağ, onu profesyonel

mutfak dünyasında daha ileriye taşımaya

kararlı bir şekilde yönlendiriyor.

Tutkunun derinleştiği ilk

deneyimler

Deniz Otuk’un ilk profesyonel deneyimi,

2010 yılında MSA’dan mezun olduktan

sonra W Otel’de başlıyor, anlattığına göre.

O dönemde mutfakta geçirdiği zaman,

işin yoğunluğuna rağmen ona büyük bir

keyif veriyor. Hızlı, dinamik ve öğretici bir

ortamda çalışmak, mutfağa olan tutkusunun

her geçen gün daha da derinleşmesini

sağlıyor ki o bu duygusunu, “Mutfakta

olmak, her zaman kendimi en iyi şekilde

ifade edebileceğim alanlardan biri oldu. İlk

profesyonel deneyimim, mutfağın zorlukları

ve yoğun temposuyla tanışmamı sağlarken,

aynı zamanda gerçek anlamda şef olma

yolundaki ilk adımlarımı attım. Mutfak

hayatımda önemli bir dönüm noktasıydı.

Çünkü ilk kez işin profesyonel yüzünü

görme fırsatım oldu.” sözleriyle aktarıyor.

Global deneyimle mutfakta yeni

heyecanlar

Ya Spago serüveni? Deniz Otuk'un St. Regis

Istanbul’un teras katında konumlanan niş

restoranı ile yolları, eski çalıştığı otelin F&B

müdürünün burada göreve başlamasıyla

kesişiyor. “Kendisi bu fırsatı bana iletti

ve global bir markada, yabancı bir şefle

çalışma deneyimi elde etmek istedim. Bu,

kariyerim için büyük bir adımdı çünkü farklı

bir mutfak kültüründen öğrenebileceğim

çok şey vardı.” diyen Otuk, mutfağı,

sadece bir iş değil, aynı zamanda bir tutku

haline dönüştürüyor. Her gün yeni fikirler

denemek, farklı tatları birleştirerek menüye

katmak ise bambaşka heyecanlar katıyor

sanatına da, mesleğine de!

Spago’da yemek yemenin ayrıcalığını

soruyorum, bir de şefe. Yerel lezzetlerin

modern bir bakış açısıyla harmanlandığı bir

deneyim olmasını çok değerli bulduğundan

söz ediyor ilk başta. Ekibi de dahil yemekleri

sadece bir tat olgusu olarak görmediğini

dile getiren Otuk, “Her bir tabak, bir

hikaye anlatır.” cümlesiyle de bu duruşunu

destekliyor.

Bahsettiğine göre maekip, lokal ürünleri

kullanarak, geleneksel tatları çağdaş

bir dokunuşla yeniden şekillendiriyor.

Bu yaklaşım, misafirlere sadece damak

zevkini tatmin eden bir deneyim sunmakla

kalmıyor, her yemeğin arkasındaki kültürü

ve hikayeyi keşfetmelerini de sağlıyor.

Yemekler, özgün ve etkileyici bir sunumla

birleşiyor, misafirlere unutulmaz bir

gastronomik deneyim yaşatıyor. Bu, sadece

bir yemek değil, bir deneyim ve keşif

yolculuğu oluyor.

Sunumda imzası: ‘Basit en iyisidir’

Deniz Otuk’un mutfağa olan yolculuğu,

yalnızca bir kariyer seçimi değil; tutkuyla,

ilhamla ve özveriyle inşa edilmiş bir


72

hotel restaurant

& hi-tech

şefin gözünden

Deniz Otuk için mutfakta

çalışırken en büyük motivasyon

kaynağı, ekip ruhu ve takım

arkadaşlarının işlerine kattığı

değer. Ekipteki her bireyin

kendine has katkılarını görmek

ve kolektif bir başarıya ulaşmak,

onu gerçekten motive ederken

aynı zamanda misafirlerin

memnuniyeti de büyük bir

motivasyon kaynağı oluyor.

Yemeklerden aldıkları keyfi

görmek, yaptıkları işin anlamını

daha da derinleştiriyor ve

mutfakta daha fazla tutku ile

çalışmasına olanak sağlıyor.

yaşam hikayesi. Onun her yemeğinde bu

hikayenin bir parçasını bulmak mümkün.

Otuk'un sunumda imzası, “Basit en

iyisidir” felsefesiyle şekilleniyor. Her

tabakta, dengeyi ve sadeliği ön planda

tutarak, minimal ama etkileyici bir

sunum oluşturmayı hedefliyor. Tabakta

kompozisyon oluştururken, mevsimsel

ürünlerin uyumlu eşleşmelerine büyük

önem veriyor. Taze, lokal ürünler kullanarak

hem lezzet hem de görsellik açısından en iyi

sonucu almaya odaklanıyor.

Köri ve deniz mahsullerinin kış

büyüsü

Spago Restaurant’ın kış menüsüne gelir

isem, Deniz Otuk’un mutfağında mevsimsel

lezzetler öne çıkıyor. Bu kış, deniz

mahsulleri ve köri karışımının mükemmel

uyumunu barındıran yemeklerden biri,

menünün yıldızlarından. Şefin imza yemeği,

kış menüsünde yer alan kaburga ve deniz

ürünlerinden hazırlanan köri. Bu yemek,

klasik tatları modern bir dokunuşla sunmayı

ve mevsimsel ürünlerle uyumlu, zengin

bir lezzet profili oluşturmayı hedefliyor.

Kaburganın yumuşak dokusu ile deniz

ürünlerinin taze lezzetlerinin birleşimi,

Otuk’un mutfakta en sevdiği harmanlardan

biri. Yemeğin özgünlüğü ve dengesine

olan bağlılığı, onu gerçekten benimsediği

bir yemek haline getiriyor. Hem görsellik

hem de tat açısından mükemmel bir uyum

sağlama amacıyla bu yemek, deneyimli

şefin mutfak anlayışının özünü taşıyor.

Soğuk günlerde misafirlerin keyifle

tüketeceği yemekler hazırlamayı hedefleyen

Otuk, mevsimin en taze ürünlerini

kullanarak, mevsimin ruhuna hitap eden

yemekler servis ediyor. Bu yemekler, sadece

damak zevkini tatmin etmekle kalmıyor,

misafirlerine bir sıcaklık ve mutluluk hissi

de vadediyor. Spago’da geçirdiği zaman, ona

mutfak kültürünün derinliklerine inme ve

en iyi yemekleri sunma fırsatını veriyor, bir

dipnotla da!

Puck’ın mutfak disipliniyle ilhamını

buluyor

Deniz Otuk, ilham aldığı şefler arasında

Wolfgang Puck’ın her zaman özel bir

yerinin olduğunu belirtiyor. Puck’ın mutfak

anlayışındaki kaliteye olan bağlılığı ve iş

disiplinine hayran kaldığını dile getiren

Otuk, bu mutfak felsefesini kendine çok

yakın buluyor. Puck’ın “Eskiyi olduğu

gibi koruman lazım. Temellerini koruyup

yenilikleri kat” sözleri, Otuk için çok

anlamlı. Bu yaklaşım, hem geleneksel

mutfak kültürünü yaşatmanın hem

de yenilikleri cesurca benimsemenin

gerekliliğini anlatıyor. Otuk ise bu felsefeyi

benimseyerek, mutfakta kullandığı ürünleri

değiştirme isteğiyle birlikte her zaman

geleneksel temellere sadık kalmaya özen

gösteriyor. Yani, onun için mutfak sadece

yemek yapmak değil, aynı zamanda bir

kültürü yaşatmak anlamına da geliyor.

Wolfgang Puck’ın mutfaktaki vizyonu ve

başarısındaki kararlılığı, ona ilham vermeye

devam ediyor ve mutfağa olan tutkusunu her

geçen gün daha da güçlendiriyor.

Lezzetin temelleri:

Sürdürülebilirlik ve yerellik

Spago Restaurant’ın Executive Şefi Deniz

Otuk için lezzetin püf noktası, tabaktaki

tüm bileşenlerin uyum içinde olmasını

sağlamak. Tatların birbirini tamamlaması,

yemeğin başarılı olmasındaki en önemli

faktör, onun için. Her bileşenin doğru

dengeyi oluşturması, hem görsellik hem de

tat açısından büyük bir etki oluşturduğuna

inanan Deniz Şef, ana yemek ve garnitür

eşleştirmelerinde ise, protein ve

karbonhidrat dengesini gözetiyor. Bu sayede

tabakların hem görsel hem de tat anlamında

kusursuz olmasını sağlıyor. Otuk, her

yemeğin görsel ve lezzet açısından dengeyi

bulmasını, hem görsel hem de damak tadı

açısından mükemmel bir uyum oluşturmayı

öncelikli kılıyor.

Otuk için, sürdürülebilirlik ve yerellik ise

mutfak dünyasında vazgeçilmez unsurların

başında geliyor. Yerel ürünler kullanarak

tazelik ve doğallık sağlamak, aynı zamanda

sürdürülebilir bir üretim sürecine de katkı

sağlamak anlamına geliyor. Üreticilere

destek olmak, tedarik zincirinin sürekliliğini

sağlamak ve mevsiminde ürün kullanmak,

hem çevreye duyarlılığı artırıyor hem de en

kaliteli yemekleri sunma şansını sunuyor.


Yemek hazırlamanın incelikleri

Deniz Otuk için yemek hazırlarken, en

önemli unsurlar malzeme kalitesi ve

tazeliği. Şefin gözünden bakıldığında,

kullanılan ürünlerin taze olması yemeğin

lezzetini doğrudan etkiliyor. Sadece taze

malzemelerle yetinmek yetmediği gibi

tatların uyumu ve estetik sunumu da büyük

rol oynuyor. Deniz Şef, bu unsurların hepsini

bir araya getirerek etkileyici ve unutulmaz

yemekler hazırlamayı hedefliyor. Hem

damak tadına hitap eden hem de görsel

açıdan etkileyici bir yemek oluşturmak için

her detaya özen gösterdiğinde, lezzet tam

anlamıyla bir sanat eserine dönüşüyor.

Her yemeğin arkasında özen

Reçetelendirme ve standardizasyon da

onun mutfağında başarıya giden yolun

temel taşlarını oluşturuyor. Her yemek,

doğru reçeteyle ve tutarlı bir şekilde

hazırlandığında, sadece lezzet değil, aynı

zamanda misafir memnuniyetini de garanti

altına alınmış oluyor. Otuk, mutfakta yapılan

her yemeğin arkasındaki özenin, her zaman

en yüksek kaliteyi ve aynı deneyimi sunmayı

amaçladığını belirtiyor. “Reçetelerin doğru

şekilde yazılması ve standardizasyonun

sağlanması, sadece bir yemek yapmak

değil, bir kültürü ve iş disiplinini sürdürmek

anlamına geliyor.” diyen Otuk, bu süreçlerin

her aşamasında, taze ve kaliteli malzeme

kullanımı, lezzet uyumu ve görsel estetik

her zaman ön planda tuttuğundan söz

ediyor.

Bir yaşam tarzı olarak, mutfak

Deniz Şef'in mutfakla ilişkisi gerçekten

özgün. O, mutfakta sadece yemek

yapmıyor; her yemeği bir ifade biçimi

olarak görüyor. Yaratıcılığını en iyi şekilde

ortaya koyabileceği, kendini en rahat

hissedebileceği yer olan mutfak, onun için

bir yaşam tarzı haline gelmiş. Her adımında,

her tabakta, özgürlüğünü ve tutkusunu

hissettiriyor. Burada, her yemeği ve her

detayı titizlikle kurgularken, aynı zamanda

yemeklerinin birer sanat eseri olmasına

özen gösteriyor. Mutfak, onun için bir yaşam

tarzı ve tutkunun bir araya geldiği özel bir

yer.

Yolu, denge!

Deniz Şef, mesleğinde karşılaştığı en büyük

zorluğun mutfak ve sosyal hayat arasındaki

dengeyi sağlamak olduğunu ifade ediyor.

Mutfakta geçirilen yoğun zamanın, kişisel

hayatını zorlaştırabildiğini kabul ettiğini

ancak zamanla bu dengeyi kurmayı da

öğrendiğini dile getiren Otuk, mutfakla olan

güçlü bağının yanı sıra kişisel hayatının

da önemli olduğunu vurguluyor. “Ailemi,

arkadaşlarımı ve kişisel zamanımı ihmal

etmemek adına önceliklerimi belirledim.

Mutfakla olan bağım güçlü olduğu kadar

kişisel hayatım da önemli. Yavaş yavaş

bu dengeyi sağlamak, hem işime olan

tutkumun devam etmesini hem de kişisel

hayatımda daha sağlıklı bir denge kurmamı

sağladı.”diyen Otuk, mutfakta çalışırken

ekibini bir aile gibi gördüğünü ve onların

sadece iş arkadaşları değil, aynı zamanda

birbirini anlayan ve destekleyen bireyler

olması gerektiğinden de bahsediyor.

Ekibiyle olan iletişiminin çok güçlü olduğunu

belirten, bu sayede herkesin rahatça görüş

ve önerilerini paylaşabileceği bir ortam

oluşturulduğunu dile getiren şef, ekibinin

sadece işte değil, tüm süreçlerde birbiriyle

uyum içinde olması gerektiğine inandığını

söylüyor. Deniz Şef için, ekip ruhunun gücü

de paha biçilmez bir ayrıcalık. Bu yaklaşım,

Otuk’u oldukça etkileyen bir durum. Yeni

nesille iletişimde de açık fikirli olmayı,

onların bakış açılarına değer vermeyi

önemseyen şef, bu koşullarda mutfağın

daima dinamik ve taze kaldığını öne sürüyor.

Gizli tutkusu

İstanbullu şefin mutfak dışında yemekle

ilgili en çok ilgilendiği alan ise, üretim

süreci. Hem profesyonel yaşamında hem

de kişisel hayatında doğada vakit geçirmek

ve taze ürünlerle uğraşmak ona büyük

mutluluk veriyor ki bu ilgisi, mutfaktaki

anlayışını pekiştiren bir deneyim haline

dönüşüyor. Üretim ve doğanın gücünü

mutfağında her zaman yansıtmaya da ekstra

bir efor sarfediyor.

Büyüleyici harmoni

Deniz Şef, aşçılık eğitiminde ve mutfak

kariyerinde en çok Fransız mutfağının

etkisini hissettiğini anlatıyor. “Klasik

Fransız mutfağı, aşçılık eğitimimin temelini

oluşturan en önemli mutfaklardan biridir”

diyerek, bu mutfağın yemek yapma

temellerini ne kadar mükemmel bir şekilde

öğrettiğini ve bu temelleri koruyarak yaratıcı

süreçleri sürdürmenin önemini vurguluyor.

Fransız mutfağının kendisine mutfak

disiplinini ve tekniklerini kazandırdığını ifade

ederken, Akdeniz ve Asya mutfaklarına da

olan ilgisini de dile getiren Otuk, “Akdeniz

ve Asya mutfakları da çok hoşuma gidiyor.

Bu iki mutfak, taze malzemelerin zengin

kullanımı ve tatların dengesiyle oldukça

etkileyici.” diyor.

Türk mutfağına gelince, Deniz Şef, son

yıllarda hem Türkiye'de hem de yurt

dışında büyük bir ilgi gördüğü gözlemlerini

paylaşarak, bu sinerjinin devamlılığını

temenni ediyor ve “Türk mutfağının

özgünlüğü ve zenginliği, uluslararası

arenada çok daha fazla tanınmayı hak

ediyor.” diye devam ediyor. Yurt dışında

açılan Türk restoranlarının bu kültürü geniş

kitlelere ulaştırma noktasındaki önemine

değinirken, Türk şeflerinin yurt dışında yer

almasının kültürümüzün global alanda daha

fazla yer edinmesini sağladığını dile getiren

Otuk ayrıca, yerel markaların uluslararası

zincirler oluşturmasının Türk mutfağının

tanıtımı için büyük bir etki oluşturabileceğini

de sözlerine ekliyor.

Gelecek vizyonu

Gelecek hedeflerine gelince… Deniz Otuk,

her daim kendini bir adım ileriye taşımayı

hedefleyen bir şef. “Herkes gibi ben de

kendimi her geçen gün daha iyi bir yere

taşımak için çalışmaya devam ediyorum”

derken, şu anki yaşamından oldukça

memnun olduğunu söyleyen Otuk, işinin

sadece bir kariyer değil, bir yaşam tarzı

olduğunun altını çiziyor ve mutfaktan asla

uzaklaşmak istemediğini, hem kişisel hem

profesyonel anlamda gelişmeye devam

etmek istediğini belirtiyor. Son olarak, iş

ve özel hayatındaki dengeyi sağlamanın

önemine vurgu yapan Otuk, “İş ve özel

hayatımda dengeyi sağlamak, bu ikisinin

bir bütün olarak birbirini tamamlaması

gerektiğine inanıyorum.” şeklinde sözlerini

tamamlıyor.


74

hotel restaurant

& hi-tech

gastro güncel

BEYOĞLU KÜLLERINDEN

YENIDEN DOĞUYOR

Beyoğlu’nun yeni sezona oldukça iyi başladığını ve küllerinden yeniden doğduğunu

belirten Zarifi Restaurant’ın işletmecisi Bülent Ödev, turistik ilçenin farklılaşan turist

profili, değişen eğlence kültürü ve gece hayatına dair önemli açıklamalarda bulundu.

2002’den bu yana Beyoğlu’nun eğlence

kültürüne sahip çıkan ve Beyoğlu’nun

değişimine tanık olan Zarifi Restaurant’ın

işletmecisi Bülent Ödev, farklılaşan turist

profili, değişen eğlence kültürü ve gece

hayatına dair önemli açıklamalarda bulundu.

Beyoğlu eğlence hayatının küllerinden yeniden

doğduğunu belirten Ödev, turistik ilçenin

değişimlere rağmen halen ayakta ve rağbet

görmeye devam ettiğini söyledi.

“Beyoğlu yeniden

kozmopolitleşiyor”

Bülent Ödev, İstanbul’un 37 ilçesi arasında

Fatih’ten sonra en büyük turistik ilçenin

Beyoğlu olduğunu vurguladı: “İstanbul’un en

aktif turistik ilçesi Beyoğlu’dur. Bazı değişim

ve dönüşümler yaşansa da Beyoğlu kendini

yıllardır ağırladığı her yaştan misafiriyle ayakta

tutmaya devam ediyor. Biz hep buradaydık ve

bu süreçteki değişiklikleri yakından takip ettik.

Son dönemde Beşiktaş ve Kadıköy’e yönelik

bir kayma olsa da Beyoğlu, eski dostlarını hâlâ

kendine çekiyor. Ne mutlu ki bu sezon, son

yılların en canlı başlangıcını yaptık. Yeni açılan

pek çok eğlence mekânı ile müdavimler,

Beyoğlu’nun dinamiklerini yeniden keşfetmeye

başladı” dedi.

Beyoğlu’nun her zaman için bir çekim

merkezi olmaya devam ettiğini anlatan

Ödev, “Eskiden Avrupalı turistler tarafından

çokça ziyaret edilen Beyoğlu’nun profilinin

değiştiğini biliyor ve görüyoruz. Geçtiğimiz

dönemde birçok işletme, Ortadoğu ve Arap

turistlerin yoğunluğu sebebiyle bu yöne doğru

bir konsept geliştirdi. Bu durum on yıllarca

alışılagelmiş bir devamlılığın kırılma noktası

oldu diyebiliriz. Beyoğlu eğlence hayatı, kendini

her duruma adapte edebilen bir yapıda.

Ancak bu adaptasyon hızla ve çok sayıda

işletme tarafından yaşanınca Beyoğlu’nun

kozmopolit misafir potansiyelinde bir düşüşe

neden oldu. Türkiye’nin coğrafi konumunu

ve geniş Osmanlı imparatorluğundan kalmış,

sentezlenmiş bir kültürün mirası olduğunu

düşünürsek, Avrupa’ya olduğu kadar

Ortadoğu ve Arap ülkelerine olan kültürel

yakınlığımız bulunuyor. Bu da bize yalnızca

doğru bir dengeleme ile avantaj sağlayabilir,

Beyoğlu’nun ruhu budur. Son dönemlerde

kapılarını açan farklı eğlence konsepti sunan

mekanlar ve de küllerinden yeniden doğan

mekanlar alışkın olduğumuz Beyoğlu eğlence

anlayışını bir nebze olsun yaşatmaya başladı.

Beyoğluseverleri yeniden buraya taşımaya

başladı. Önümüzdeki dönemde bu olumlu

gelişmelerin daha da artacağını düşünüyorum.

Her yaştan, farklı eğlence anlayışına sahip

birçok kişi yeniden Beyoğlu’ndan aradığını

bulacak” dedi.

“Toplu taşıma büyük avantaj

sağladı”

Son dönemde toplu taşıma saatlerinde

yapılan düzenlemelerin olumlu etkisini

gördüklerini de aktaran Ödev, şunları söyledi:

“Hemen her eğlence mekânın da olduğu gibi

Beyoğlu’nda da geri dönüş ulaşımı oldukça

önemli bir konu. Toplu taşıma araçlarının

sabaha kadar seferlerini sürdürmesi bu

anlamda Beyoğlu’nda çok büyük değer kattı.

Artık insanlar, ‘Beyoğlu’na nasıl geliriz, nasıl

döneriz’ sorularına rahatça yanıt bulabiliyor”.

Bir gece eğlenmenin maliyeti...

Beyoğlu’nun yeni sezona oldukça iyi

başladığını vurgulayan Ödev, “Zorlu yaşam

koşulları hepimizi bir nefes almaya, hoşça

vakit geçirmeye itiyor. Bu sezon, yeni açılan

pek çok mekân var. Bu yerler, kalitesi ve

konsepti ile Beyoğlu’na yakışan bir eğlence

anlayışı sunuyor” dedi. Beyoğlu’nda bir gece

eğlenmenin maliyetine de değinen Ödev,

“Kişinin eğlenme şekline göre değişmekle

birlikte, ortalama bir rakam vermek gerekirse,

kişi başına 1500 TL ile 3000 TL arasında

oldukça keyifli bir gece geçirebilirsiniz” diye

ekledi.



76

hotel restaurant

& hi-tech

gastro güncel / makale

DrṀurat

İstanbul Gelişim Üniversitesi

Dogan

Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı

Doç.

)

Gastronomik sinestezi fenomenini

keşfetmeye var mısınız?

Yazıma bir kaç soruyla başlamak istiyorum.

İlk soru: “Sesi tadabiliyor veya rengi

duyabiliyor musunuz?“

Evet, soru sizlere fazlaca absürt gelmiş

olabilir. Hocam “Böyle akıl dışı soruları bize

yönelterek neyi amaçlıyorsunuz?” dediğinizi

duyar gibiyim.

Bir soru daha geliyor: “5 sayısının ve M

harfinin renklerini biliyor musunuz?”

Sorduğum iki sorunun yanıtı “Sinestezi”

kavramında gizli. Sinestezi, renklerin tadını

almak veya seslerin renginin algılanması

gibi duyusal geçişlere neden olan bir

olgudur. Aslında hayatımızın herhangi

bir döneminde, bu duyu geçişini yaşamış

olma olasılığımız çok fazla. Muhtemelen

beni onaylıyorsunuz. Bazılarımız bu

durumu “Galiba beynimdeki kablolar

çapraz bağlanmış…” diyerek tanımlar.

Çünkü beynimizde yalnızca bir duyunun

aktive olması için bir neden varken, iki

veya daha fazla duyuyu aktive eden bir

şeyler gerçekleşir. Biz bu duruma sinestezi

fenomeni diyoruz. Baştan şunu söyleyeyim.

Sinestezi bir hastalık veya sağlık sorunu

değildir. Ancak duyuların anormal bir

şekilde birbirine karışmasını içeren

nörolojik bir durumdur.

Sinestezi fenomeni nedir?

“Birlikte algılamak” anlamına gelen

sinestezi, bir duyusal uyaranın ilgisiz başka

bir duyusal deneyime de neden olduğu

çoklu deneyimin adıdır. Beş duyumuz

olan görme, dokunma, tatma ve işitmeyi

ele aldığımızda yirmi olası kombinasyona

ulaşırız. Bununla birlikte sinestezi

fenomenini biraz araştırdığımızda daha

karmaşık süreçleri içermiş olduğunu

anlayabiliriz. Örneğin bir şekil, renk

algılama duyusunu uyarabilir veya işitilen

bir sözcük spesifik bir tadı uyandırabilir. Biz

buna sözcüksel-tatsal sinestezi diyoruz ki

bu en nadir görülen sinestezi biçimlerinden

biridir.

Sinestezi yeteneği

Bazı şefler, gurmeler ve tat uzmanları

bir tür tat sinestezisine sahiptir. Bunu

yemek hazırlama, iyi bir tadım yapma

veya lezzetleri eşleştirme konusunda

kullanırlar. Yapılan çalışmalar sinestezi

yeteneğine sahip olanların ilgisiz duyusal

uyaranlar arasındaki ilişkileri güvenilir

bir şekilde görebildiklerini göstermiştir.

Sinestezi yeteneğine sahip insanların

beyinleri üzerine çalışmalar yapılmıştır. Bu

araştırma yöntemlerinin en önemlilerinden

biri, fonksiyonel manyetik rezonans

görüntüleme (fMRI)’dır. Bu tarama

yöntemi beynin hangi bölgelerinin en aktif

olduğunu gösterebilmektedir. Örneğin

deneğe sözcükler sunulduğunda beynin

tatla ilişkili bölgelerinde aktivasyonun

olduğu gözlemlenmiştir. Tüm bunlara ek

olarak sinestezik bireylerin beyinlerinin

farklı bölgeleri incelendiğinde, çok daha

fazla miyelinli olduğu anlaşılmıştır. Bana

miyelin nedir diye sorabilirsiniz. Miyelin

sinir sisteminde yer alır. Sinir hücrelerin

güçlendiren, koruyan ve yalıtan yağlı bir

örtüdür. Sinesteziklere asıl yaptığı katkı ise

nöronların elektrik sinyallerinin nörondan

daha hızlı geçmesini sağlamasıdır.

Sinestezi yeteneğine sahip şefler

Sinestezik şeflerin içinde en bilineni

Amerikalı bir pasta şefi Taria

Camerino’dur. O gördüğü ve duyduğu her

şeyin bir tadının olduğunu söylemiştir. Şef

sıra dışı bu duyusal yeteneğini misafirlerine

sunduğu yemeklere entegre etmektedir.

Misafirleri için yosun aromalı pamuk şekeri

ve istiridye chevici’ninde içinde yer aldığı

menüler sunarken müziğin tadından da

ilham almıştır. Misafirler Çaykovski'nin

1812 Uvertürü’nü dinlerken müzikteki

dalgalanmalarla aldıkları tat yoğunluğunun

yükselip düştüğünü fark etmişlerdir.

Gastronomik Sinestezi

Büyüleyici ve gizemli nörolojik bir durum

olan gastronomik sinestezi fenomeni,

bilimsel araştırmalara daha fazla konu

olmaya başladı. Bilimsel anlamda

gastronomik sinestezi fenomeni hem

nörobiyoloji alanında hem de gastronomik

deneyimlerde, çok duyulu entegrasyonu

geliştirme potansiyeline derin etkiler

bırakacağa benziyor. Bu bağlamda bir

şeyler söylemek gerekirse, 2017 yılında

insan-gıda etkileşimine yönelik çok duyulu

yaklaşımlar üzerine yapılan bir çalıştayda

Carlos Velasco ve arkadaşları çok duyulu

bilim ve mutfak inovasyonunun kesişimini

öne çıkarmışlardır. Böylece lezzet, tat

ve koku ipuçlarının bütünleşmesinden

kaynaklanan ve çeşitli diğer duyusal

tarzlardan etkilenen çok duyulu bir

yapı, gastronominin kapsamına girmeye

başlamıştır.

Sonuç olarak ortaya çıkan yeni verilerin ve

bunların mutfağa yansımasının, duyusal

algılarımızı ve dolayısıyla gastronomik

deneyimlerimizi “hackleme” potansiyelini

beraberinde getirmiştir. Yapılan

çalışmalardan çıkan sonuçlara göre

birden fazla insan duyusunu uyarmak için

tasarlanmış çok duyulu yemek tasarımları,

şeflere, belirli ve birçok duyulu lezzete veya

yemeğe katkıda bulunan farklı girdileri

kontrol etme ve manipüle etme yeteneği

sunabilecektir.



78

hotel restaurant

& hi-tech

gündem etkinlik

Osmanlı’dan ilham

aldığı tarihi balık menüsüyle

kasım ayını lezzetlendirdi…

Ottoman Hotel Imperial bünyesinde hizmet veren

ödüllü restoran Matbah, 20-30 Kasım tarihleri arasında,

Osmanlı Saray mutfağından ilham aldığı seçkin balık

menüsüyle tarih ve tatların birleşimini bir arada sundu.

Osmanlı Saray Mutfağı, 15. yüzyıldan

itibaren İstanbul’un kozmopolit

yapısı ve Bizans mutfağının etkisiyle

şekillenmiş; özellikle balık ve deniz

ürünleri bu zengin mutfakta önemli bir

yer tutmuştur. 18. yüzyıldan itibaren

Topkapı Sarayı Matbah-ı Amire kayıtlarına

geçen tariflerde midyeli lahana sarması,

karides pilakisi, tarak pilavı, iskorpit

çorbası, uskumru köftesi ve palamut

papaz yahnisi gibi sofistike yemekler

dikkat çekiyor. Saray mutfağının özenli

pişirme teknikleri arasında balıkların

sütle haşlanması, ızgarada pişirilip

kuş tüyüyle süt sürülerek yeniden

tatlandırılması gibi yöntemler yer alırdı.

Ayrıca dolmalar, tütsüleme ve pastırma

teknikleriyle hazırlanan kılıç, mersin ve

yılan balığı gibi lezzetler de mutfağın

zenginliğini gözler önüne seriyor.

Modern yorumlarla sunuyor

Matbah, 20-30 Kasım tarihlerinde

Osmanlı saray mutfağına özgü zengin

balık tariflerini modern yorumlarla

sunarak misafirlerine eşsiz bir

deneyim sundu. Osmanlı Saray

mutfağının uzman şefi Kadir Yılmaz'ın

dokunuşlarıyla lüfer dolması, asma

yaprağında mercan ve safranlı kalkan

gibi tarihi tariflerin yeniden canlandığı

bu özel menü, geçmişin lezzetlerini

günümüz sofralarına taşındı. Osmanlı

Saray mutfağının benzersiz balık

lezzetlerini deneyimleyenler için Matbah,

sadece bir restoran değil; tarih, lezzet ve

kültürün buluşma noktası oldu.



80

hotel restaurant

& hi-tech

gastro etkinlik

Yemekler sadece başlangıçtı

Swot Hospitality, Antalya’daki fantastik

konseptleriyle şaşırttı ve eğlendirdi de!

Yemekler sadece bir başlangıçtı... Ünlü restoran zinciri Swot Hospitality,

Antalya’daki fantastik a la carte restoran konseptleriyle şaşırttı ve eğlendirdi de...

Antalya ve Dubai'de a la carte

konseptleriyle büyük ilgi gören

ünlü restoran zinciri Swot

Hospitality, şimdilerde İstanbul

gastronomisinde klişe algıları yıkacak

ve sıradan deneyimlere meydan

okuyacak şube açılışlarıyla gündemde.

Dubai ve Antalya’daki Asil, Nemo,

Ava, Mykorini, Piazzetta Italiana,

Zasya, Shawfal, İskender Döner

ve Candy Candy markalarıyla fine

dining restorancılıkta mükemmelliği

yeniden tanımlayan grup, İstanbul

için de kolları sıvayarak hummalı bir

açılış hazırlığına girdi. Çok değil, Mart

2025’de Rixos Tersane İstanbul’da

açmayı planladıkları Mykorini ve Candy

Candy, bu markaların sadece iki örneği.

Görünen o ki, devamı da gelecek!..

Swot Hospitality’nin İstanbul lansmanı

sonrasında Rixos Tersane açılışlarını

merakla beklerken, geçtiğimiz hafta

sonu grubun sürpriz bir kararıyla

ilk olarak Antalya’daki a la carte

restoranlarını deneyimledik. Benim gibi

birkaç gastronomi yazarı arkadaşımla

da birlikte. Yemekler sadece bir

başlangıçtı, önden altını çizeyim.

Tatların da ötesinde, her yönüyle

doyuran, şaşırtan ve eğlendiren bir

gastronomi serüveni yaşadık.

Ve işte o keşiften mideme ve ruhuma

yansıyan detaylar...

Fantastik konseptlerin arkasındaki

isim

Swot Hospitality’nin fantastik

konseptlerinin ilham kaynağı, aslen

Mouhamad Hadla. SWOT Hospitality

Grup’un kurucu ortağı. 20 yılı aşkın

bir süredir sektörün içinde. Hadla'nın

en güçlü kaslarından biri, yenilikçi

lezzetlerle zenginleştirdiği menüleri ise

bir diğeri, restoran işletmeciliğindeki

vizyonu ve cesareti! Gastronominin bir

deneyim alanı olduğunu, bu deneyim

alanı içerisinde salt karın doyurma

ihtiyacına hizmet vermediklerini önden

idrak edip, konseptlerine de başarıyla

taşıyan bir profesyonel o. Yemek-müzikeğlence

ilişkisiyle daha iyi bir müşteri

deneyimi elde edilebileceğini keşfeden

ve de cesaretle hayata geçiren biri

nitekim de. Hadla'nın yüksek enerjisiyle

sunduğu her an, üç günlük gastronomi

turumuza damga vurdu; bizi bir an

bile yalnız bırakmayarak tutkusunu

hissettirdi.

Derin sularda etkileyici bir tat

deneyimi: Nemo

Geleyim mekanlara… İlk durağımız,

Nemo’ydu. The Land of Legends’ta

konumlanan mekan, "Dünyanın En

İyi Su Altı Restoranı" ödülüne hak

kazanmış bir konsept. İçeri adımınızı

attığınızda sizi bir merdivenle aşağıya,

suyun altındaki dünyaya doğru bir

yolculuk bekliyor. Akvaryumlarla çevrili

Haber: Hatice Ünal Bilen


Mouhamad Hadla

SWOT Hospitality Grup’un kurucu ortağ

bu ihtişamlı mekan, deniz canlılarının

huzur verici atmosferiyle öne çıkıyor.

Tarzını yansıtan, isteklerini harekete

geçiren ve damak zevkini tatmin

eden bir restoran, Nemo. Şef Jose

Lino yönetimindeki mutfak, Modern

Avrasyadan modern Avrupa deniz

ürünlerine ve Pan-Asya lezzetlerine

kadar geniş bir yelpaze sunuyor.

Uluslararası deneyimlerinden sonra

2022'de Türkiye’ye gelerek AVA ve

Nemo restoranlarının ekibine katılan

Perulu şefin tabakları hem görselliği

hem de lezzetleriyle cezbediyor.

Yemek-müzik-eğlence ilişkisiyle daha

iyi bir müşteri deneyimi sunmaya

odaklanan mekanda siz akvaryumdaki

balıklara ve tabaktaki fantastik

sunumlara dalmışken hop bir müzik!

Personel tam tekmil hazır; bütün

eller, peçeteler havada! Sanırsınız,

ortalık bayram yeri! Özellikle, müzik

ve eğlencenin yemekle harmanlandığı

bu mekan, doğum günü ya da özel

kutlamalar için ideal bir atmosfer

sunuyor. Mekanın enerjisi, her öğünle

birlikte artarak sizi tam anlamıyla bir

şölene dahil ediyor. Ben çok sevdim, bir

tür eğlence, neşe ve coşkuyu hatırlatan

bir mekan etkisi bıraktı bende.

Ege’nin canlı ruhunda tadına

doyulmaz bir lezzet keşfi, Mykorini

Antalya'da yer alan Mykorini, Yunan

mutfağının en seçkin örneklerini

sunarken, Ege'nin canlı atmosferini ve

geleneksel eğlencelerini de unutmuyor.

Şef Konstantinos Papakitsos’un

yönettiği bu restoran, yerel deniz

ürünleri ve taze malzemelerle

hazırlanan modern Yunan lezzetlerini

sunuyor. İçeri girdiğinizde sizi

begonvil sarmaşıkları ve mavi-beyaz

bir dekorasyon karşılıyor. Ancak asıl

sürprizler sirtaki şovları ve tabak

kırma ritüeli ile başlıyor. Geleneksel

mezelerden deniz ürünlerine kadar

Yunan mutfağının zamansız tadını ve

zarafetini yansıtan her bir tabak, sanki

o coşkuyla kırılan tabaklarla daha

bir lezzetleniyor, şenleniyor. Ege’nin

geleneksel eğlencesi ve Mykorini’nin

şeflerinin usta dokunuşları birleşince,

sadece yemek değil, bir kültürel

deneyim yaşıyorsunuz. Ayrıca, özel

kokteyller ve el yapımı Yunan likörleri

de denemeye değer.

Her lezzetiyle, Asil!

Geleneksel dokunuşları modern

bir zarafet ve yenilikle birleştiren

Asil, restoran grubunun imza

konseptlerinden biri. Doğu’nun özünü

yemek, dekor ve müzikle bir araya

getiren mekân, Rixos Premium Dubai

ve The Land of Legends şubeleriyle

misafirlerini ağırlıyor. Mekana adım

attığınız anda Arap esintileriyle

harmanlanmış bir mutfak sizi karşılıyor.

Asil'in mutfağı Şef Fadi Hamze'ye

emanet edilmiş. Türk, Lübnan ve

Fas lezzetlerinin özgün dokunuşlarla

buluştuğu tatlar, misafirlere farklı bir

deneyim sunuyor. Asil’de, geleneksel

lezzetleri modern bir yorumla

sunularak, misafirlere hem otantik hem

de yaratıcı bir tat deneyimi yaşatılması

amaçlanıyor. Paylaşılabilir tabaklarda

sunulan yemekler, misafirlere farklı

tatları deneme fırsatı sağlıyor. İç

mekanın zarif dekorasyonu ve müzikle

harmanlanmış ambiyansı, yemeğinizi

bir deneyime dönüştürüyor.


82

hotel restaurant

& hi-tech

gastro etkinlik

Gerçek İtalyan tatları için, Piazzetta

Italiana

İtalyan mutfağı severlerin vazgeçilmezi

olan Piazzetta Italiana, hem Rixos

Premium Belek hem de The Land of

Legends’ta bulunuyor. Özellikle Rixos

Premium Belek’te deneyimlediğim bu

mekan, samimi atmosferi ve otantik

lezzetleriyle farkını ortaya koyuyor.

İtalya’nın kendine özgü malzemeleriyle

hazırlanan yemekler, doğallık ve

mevsimselliği ön planda tutuyor. Faslı

Şef Hamzah Hatimi’nin liderliğindeki

mutfak, özellikle risotto gibi İtalyan

mutfağının klasiklerini modern

dokunuşlarla sunuyor. Gerçek İtalyan

pizzası ve taze makarnaları da denemek

isteyenler için harika bir adres. Bir

risotto tutkunu olarak mantarlı risotto

sunumu kadar iştah kabartan tatlı

menüsü de kışkırtıcıydı. Damağımda

kalan son tat hangisi olacak diye

bocalamadım değil. Her lezzet

birbirinden unutulmazdı.

Masal tadında: Candy Candy

Candy Candy, tatlıseverler için büyülü

atmosferiyle masal tadında bir mekan.

Dubai ve Antalya’daki şubeleriyle dikkat

çeken bu mekan, 1.600 metrekarelik

alanda 1.000’den fazla çeşit şekerleme,

çikolata ve sağlıklı atıştırmalık sunuyor.

Rengarenk mekanda, Dubai’nin

ünlü gurme patlamış mısır markası

The Popkorner, waffle ve kreplerle

Choco Choco, Antalya’nın meşhur

Elmalı dondurmacısı Konak Gelato,

kişiselleştirilmiş pastalar sunan La

Petite Patisserie, Schiller Coffee

ve Magnum dondurma gibi birçok

farklı marka bir arada bulunuyor.

Candy Candy, çocukluk anılarını

canlandırırken aynı zamanda yaratıcı

ve eğlenceli bir atmosfer sunuyor.

Misafirler, sonsuz çeşitlilikte tatlıların

arasında kaybolabilirken, interaktif

etkinlik alanları, parti dükkânı, balon

evi ve kişisel hediyeler için butik gibi

birçok seçeneğe de ulaşabiliyor. Candy

Candy’de gençler de unutulmamış. Özel

kulüp alanıyla dikkat çeken mekanda

gençler tatlılarla dolu bir deneyim

yaşarken, sosyal bir ortamda keyifli

zaman geçirme imkanı da buluyor.

Latin lezzet ateşi : Ava

Gastro safarimizin son gününde uçuşa

birkaç saat kala ziyaret ettiğimiz son

mekan ise, Ava Restaurant oldu.

The Land of Legends'ın masmavi

kanalındaki gondollara bakarken

tabaklar ardı ardına sıralandı.

Latin Amerika’nın egzotik ruhunu

duyularımıza kadar hissettiren bu

etkileyici mekanda Arjantin, Peru,

Meksika ve Venezuela’nın taptaze

lezzetleriyle zengin bir gastronomik

yolculuğa çıktık desem hiç de abartmış

olmam.

Mutfak hikayesi, Latin Amerika

mutfağının canlı aromaları ve

tatlarıyla Buenos Aires’te başlayan

Şef Luciano Carobini'nin seçkin

lezzetleri damaklarımızda iz bırakan

olağanüstü tatlı menüsüyle son buldu.

Kısıtlı zamanımız sebebiyle her ne

kadar kendimizi bir Latin eğlencesine

teslim edemediysek de, mekanın

müdavimleri tam orta yerdeki sahnede

canlı tango ve salsa performanslarıyla

kendilerini Latin ezgilerinin büyüsüne

kaptırıyorlarmış. O da başka bir sefere

inşallah.

Asya, Beyrut ve Türk sokak

lezzetleriyle öne çıkan üç mekan:

Zasya, Shawfal, İskender Döner

Swot Hospitality'nin Zasya ve Shawfal

gibi diğer restoranları da öne çıkan

mekanlar arasında. Henüz bu üç

mekanı keşfetme fırsatım olmadıysa da

kısaca bahsetmek isterim.

Zasya, Akdeniz ve Asya mutfağını bir

araya getirerek konuklarını egzotik bir

yolculuğa çıkarıyor. Şef Vinay Aswal’ın

liderliğindeki menü, dim sumlar,

suşi ve yakitori gibi geleneksel Asya

yemeklerini modern bir dokunuşla

sunuyor.

Diğer yandan Shawfal, Beyrut sokak

lezzetlerini yeniden yorumlayarak

shawarma ve falafel gibi meşhur Arap

yemeklerini sunuyor. Her iki mekan da

farklı kültürleri keşfetmek isteyenler

için harika seçenekler.

İskender Döner ise, Dubai Circle

Mall'da yer alan Türk sokak mutfağını

temsil eden bir restoran. İskender

Döner, döner, lahmacun, pide gibi

geleneksel Türk yemeklerini otantik

bir şekilde sunuyor. Fırında pişirilen

etler ve taze baharatlarla hazırlanan

yemekler, hem lezzetli hem de

doyurucu bir deneyim vaat ediyor.

Geleneksel Türk fırınında pişirilen

yemekler, restoranın otantik havasını

pekiştiriyor.



84

hotel restaurant

& hi-tech

gastro etkinlik

Antalya Coffee Festival,

ilk yılında 15 bin kahveseveri ağırladı

İstanbul ve Ankara’dan sonra kahve festivalini Antalya’ya taşıyan Dream Sales

Machine, ilk yılında 15 bin kişi kahveseveri ağırladı.

Antalya Büyükşehir Belediyesi ev

sahipliğinde gerçekleşen Antalya

Coffee Festival coşkusu 22-23-24

Kasım’da en nitelikli kahvelerin ve deneyim

dolu etkinliklerin gerçekleştiği Cam

Piramit’te yaşandı. Antalya Büyükşehir

Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in de

katılımıyla gerçekleşen festivale 15 bin

kişi katılırken, 94 kahve markası yer

aldı. Festival katılımcıları tüm dünyadan

gelen en seçkin kahve çekirdekleri ile

yapılmış kahvelerle özel tadımlar, atölye

uygulamaları, seminerler, canlı konserler

ve sahne performansları ile dolu dolu bir

deneyim yaşadı.

Antalyalılar kahveyi çok iyi biliyor

Antalya’nın çok uzun zamandır gelmek

istedikleri ve gönüllerinde olan bir şehir

olduğunu belirten Dream Sales Machine

Başkanı Alper Sesli, “Uzun zamandır bu

anı bekliyorduk. Antalyalı kahve severler

bizi çok güzel kucakladı. Biz de Antalya için

bundan sonra daha çok çalışıyor olacağız.

İlk kez düzenlediğimiz Antalya Coffee

Festival çok büyük bir katılımla yoğun olarak

geçti. Bizi en çok etkileyen şeylerden bir

tanesi de Antalyalı kahve severlerin kahveyi

çok iyi bilmeleri ve tüm tadımlarda kahve

hakkında çok güzel sorular sorması oldu.“

dedi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden

tam destek

Antalya'nın dünyanın en önemli

içeceklerinden olan kahvenin konuşabilen

şehirlerinden biri olması gerektiğini de

vurgulayan Sesli, “Ülkemizde tam 500 yıldır

kahve içiyoruz. Tam 500 yıldır kendi adımızla

anılan ve bilinen demleme tekniğimiz var.

İstanbul ve Ankara'dan sonraki Antalya

öykümüz aslında Antalya'yı uluslararası

anlamda kahvenin konuşulduğu önemli bir

destinasyon haline getirip getiremeyeceğiz.

Bunun için Turizm Bakanlığından, Belediye

başkanına, bütün yerel, dünya devi olmuş

şirketlerle birlikte kapı kapı dolaşacağız.

Antalya gerçek bir turizm, tarım ve ziraat

başkenti. 660 km sahil bandına sahip

ve ülkemizin yurt dışına dönük yüzünün

en önemli limanlar şehri. Bu bağlamda

İstanbul, Ankara ve İzmir festivallerimizde

edindiğimiz tecrübeyi uluslararası bir

etkinliğe dönüştürmek için çok arzulu

çalışıyorduk. Antalya ilimiz ve büyükşehir

belediyemiz bu konuda çok güven veren bir

işbirliği fırsatı için bizlere büyük bir destek

verdi. Antalya Coffee Festival’de 15 bine

yakın kahve severi ağırladık.

Antalya, Akdeniz coğrafyasının en

önemli başkenti olmaya aday

Katılımcılarımızın festivalde inanılmaz

lezzetler tatma şansı oldu. Bu şehrin

kahvecileri çok değerli ve her gün yeni kahve

dükkanları ile nitelikli kavurmahaneler

ekleniyor. Öte yandan kahve festivallerinin

içinde bir de müziğimiz var. Burada

nasıl nitelikli küçük kahveciyi ve mahalle

kahvecisini destekliyorsak, bu tarafta da

bir süre sonra herkesin peşinden koşacağı

sanatçıların ilk sahneleri olmayı çok

istiyoruz. Biz nitelikli kahve, bağımsız kahve

dükkanları ve onların güçlerinin yanına da

Ana sahnemizden genç ve güçlü isimlere

sahne vererek büyük bir deneyim fırsatı

sunuyoruz. Antalya Belediye Başkanımıza

ve Antalya'ya çok teşekkür ederim.”

şeklinde konuştu.

Festival, Türkiye’nin ilk kahve

yetiştiricisini de ağırladı

Antalya Coffee Festival, uzun yıllar

yurtdışında yaşadıktan sonra Türkiye’ye

dönüş yapan ve Antalya Gazipaşa’da tropikal

meyveler yetiştirmeye kendini adamış

olan Türkiye’nin ilk kahve yetiştiricisi

Yaşar Dağtekin de ağırladı. 1934’teki ilk

denemelerden ve sonrasında yarım kalmış

birçok girişiminden sonra ülkemizin ilk

hasadı gerçekleşti. Bu heyecan verici

haberin ardından ilk hasat kahvesi kahve

severlerin deneyimine sunuldu.



86

hotel restaurant

& hi-tech

gastro etkinlik

Her tabakta bir hikaye anlatıyor

Terra Middle'Terranean

Geleneksel tatları modern yorumlarla yeniden şekillendiren Terra Middle'Terranean,

coğrafi işaretli yerel malzemeleri, dengeli tatlar ve imza yemeklerle sunuyor.

Taş fırın lezzetinin sırrıyla zenginleşen menü, Baş Aşçı Arif Madakbaş'ın özgün

dokunuşlarıyla her tabakta bir hikaye anlatıyor.

İstanbul’un prestijli otellerinden

Renaissance Polat'ta hizmete giren

Terra Middle’Terranean, Akdeniz

ve Ortadoğu mutfağının en benzersiz

tatlarını çağdaş bir dokunuşla

harmanlıyor. Baş Aşçı Arif Madakbaş’ın

rehberliğinde hazırlanan yeni menü,

mevsimsel ürünlerin tazeliğini ön

planda tutarken, sunumlarındaki

estetik ve lezzet dengesiyle gastronomi

severlere unutulmaz bir deneyim

vadediyor.

Geçtiğimiz günlerde, beş yıldızlı otelin

yeni restoranı Terra'ya davetliydim.

Şef Madakbaş'ın yepyeni menüsünü

deneme fırsatım oldu ve otelin

yenilenen konseptiyle tanışmak heyecan

vericiydi. İşte hafızamda ve damağımda

yer eden tatları ve özgün nüanslarıyla

Terra Middle’Terranean...

Coğrafi işaretle zenginleşen yerel

mutfak hazineleri

Yeni menüde kullanılan malzemeler,

Anadolu’nun farklı coğrafyalarından

gelen zenginliklerle dikkat çekiyor.

Bolu eriştesi ve patatesi, Hatay zeytini,

Kastamonu sarımsağı, Erzurum

göğermiş peyniri ve İspir fasulyesi

gibi coğrafi işaretli ürünler, menüye

eşsiz bir özgünlük kazandırıyor. Şef

Madakbaş, bu yerel hazineleri modern

tekniklerle yorumlayarak damaklarda iz

bırakan tatlar ortaya koyuyor.

Köklerinden ilham alan modern

dokunuşlar

Köklerini gelenekten alan reçeteleri

yenilikçi bir perspektif ile ele alan şefin

vizyonu, geçmişin reçetelerini modern

detaylarla zenginleştirmek üzerine

kurulu. Cevizli keş peynirli erişte, ördek

tandır ve fırınlanmış kuzu incik, bu

yaklaşımın en iyi örnekleri. Özellikle

fırınlanmış kuzu incik, geleneksel

pişirme teknikleriyle hazırlanıp sade

ve zarif bir sunumla servis ediliyor. Şef

Madakbaş’ın favorisi olan bu yemek,

restoranın imza lezzetleri arasında başı

çekiyor.

Haber: Hatice Ünal Bilen

Kebabın da veganı olur mu demeyin!

Yerel tatların çağdaş yorumlarla

yeniden yorumlandığı, mevsimsel,

taptaze ürünlerle zenginleşen bir

gastronomi deneyimi vadeden restoran,

vegan ve vejetaryen misafirlerini de

unutmamış. Kabak spagetti ve vegan

kebap, bu kategoriye iddialı bir giriş

yapıyor. Ayrıca fırınlanmış karnabahar,


tahinli tatlı patates ve kremalı ıspanak

gibi mevsimsel seçenekler, sağlıklı bir

gastronomi deneyimi arayanlar için

birebir.

Taş fırının sırlarıyla şekillenen

tatlar

Restoranın taş fırını, menüye özgünlük

katan bir diğer unsur. Pizza rucola

queso gibi Akdeniz’in klasiklerini

modernize eden lezzetler, fırının

sıcak dokunuşuyla daha da lezzetli

hale geliyor. Doğal ateşin eşlik

ettiği lezzetler menüyü daha da bir

olgunlaştırıyor, gelenekten modernliğe

bir harmoni oluşturuyor.

Dengeli tatların buluştuğu imza

yemekler

Patatesli trüflü karides çorbası,

fırınlanmış kuzu incik ve pizza rucola

queso gibi imza yemekler, menüde

tatların uyumunu ortaya koyuyor.

Şef Madakbaş, ana malzeme belli

olduktan sonra karakterini ön plana

çıkaran, tamamlayan yan ürünlerle

eşleştirdiklerini, aralarında bir lezzet

uyumu ve denge sağladıklarını söylüyor.

Benim ise en çok aklımda kalan tat,

dumanıyla ve dozunda aromasıyla

trüflü karides çorbasıydı. Benim için

çorbanın ruhu, sıcaklığında saklıdır. Bu

bir karides de olabilir; mercimek, yayla,

tarhana da...

Sadeliğin iştah açan yansımaları

Sunum estetiğinde ise sade ama

etkileyici bir anlayış benimseyen Arif

Şef, her bir yemek için özel tasarlanmış

tabaklar sipariş etmiş, minimal, aynı

zamanda da iştah kabartan bir sunum

sergilemiş. Bu estetik yaklaşım ise,

şefin menüdeki her bir yemeğini adeta

bir sanat eserine dönüştürmüş.


88

hotel restaurant

& hi-tech

gastro etkinlik

“35 Yaş Altı 3 Şef” Yarışması için

başvurular başladı: Son gün 6 Ocak!

Metro Türkiye ana sponsorluğunda bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan 35 Yaş Altı 3

Şef Yarışması, “Gıdanın Geleceği için Yerel ve Atıksız Mutfak” temasıyla genç şefleri

sürdürülebilir mutfak uygulamaları konusunda cesaretlendirecek. Yaratıcı ve sıfır

atık menüler oluşturmaya davet edecek!

“ 35 Yaş Altı 3 Şef Yarışması”, genç şefleri

gıda atıklarını azaltma ve sürdürülebilir

mutfak tekniklerini benimseme

konusunda teşvik etmek amacıyla üçüncü

kere düzenleniyor. Bu yıl “Gıdanın Geleceği

için Yerel ve Atıksız Mutfak” teması

kapsamında genç şeflerden sürdürülebilirlik

prensipleri çerçevesinde, yerli ve Coğrafi

İşaret tescilli ürünleri kullanarak yaratıcı

ve ilham veren reçeteler oluşturmaları

bekleniyor. Yarışmayı kazanan genç şefler,

Metro Türkiye’nin sürdürülebilirlik elçileri

olurken, sağlanacak uluslararası eğitim

fırsatı sayesinde elde edecekleri global

tecrübelerle kariyerlerinde önemli bir adım

atma olanağına sahip oluyor.

Son başvuru tarihi 6 Ocak!

Adaylar, 18 Kasım 2024 - 6 Ocak 2025

tarihleri arasında atıksız mutfak ilkeleri

çerçevesinde hazırladıkları reçetelerini

www.35yasalti3sef.com adresinden başvuru

yaparak iletebilecekler. Başvurular,

gastronomi eğitimi, mutfak deneyimi,

yaratıcılık, teknik bilgi ve Türk mutfağı

ile olan ilişkisi gibi kriterlere göre

değerlendirilecek.

Başvurular arasından seçilecek 10 şef,

20 Ocak 2025’te websitesinde ve sosyal

medyada açıklanacak. İlk 10’a kalan adaylar;

başlangıç, ana yemek ve tatlı olmak üzere üç

yemeği, 11 Şubat’ta Gastronometro’da jürinin

tadımına sunacak. Yarışmadan iki hafta önce

ise ilk 10’a kalan adaylar için geçmiş yılların

yarışmanın kazanan şefleri ve Gastronometro

şeflerinin katılımı ile bir mentorluk seansı

da düzenlenecek. 25 - 35 yaş arasındaki tüm

genç şeflere açık olan ve ücretsiz olarak

başvurulan yarışmada başvuran şeflerin,

profesyonel aşçı olarak aktif çalışıyor olması

ve en az iki yıllık profesyonel aşçılık iş

tecrübesine sahip olması gerekiyor.

Kazanan 3 şef, Portekiz’de eğitim

hakkı elde edecek

“35 Yaş Altı 3 Şef Yarışması” ile Metro

Türkiye, atıksız mutfak pratiklerini genç

şefler için bir motivasyon haline getirmeyi

hedefleyerek, finale kalan üç genç şefe

sürdürülebilir mutfak odağında, Portekiz’de

yer alan Metro gastronomi platformunda

eğitim hakkı verecek. Bu eğitimle genç şefler

uluslararası arenada deneyim kazanırken,

aynı zamanda sürdürülebilir restoran

prensiplerini benimseyen yabancı şeflerle

tanışma ve reçete deneyimleme şansı

yakalayacak.

Jüride gastronominin öncü isimleri

var

Gastronometro Direktörü Maximilian J.W.

Thomae, Dude Table Gastronomi Pazarlama

Ajansı Kurucusu Funda Güzelmeriç İnansal,

Gazeteci-Gastronomi Yazarı Ebru Erke bu

yıl da yarışmanın jüri koltuğunda yerini

alırken, Lokanta Limu Kurucu Ortağı ve Şefi

Sara Tabrizi, Vino Locale Kurucu Şefi Ozan

Kumbasar, Şarap Uzmanı ve Eğitmen Levon

Bağış ve Danışman Şef Mustafa Otar bu yıl

yarışmanın jüri koltuğunda ilk kez oturacak

isimler olarak belirlendi.

Duran: “Hedefimiz,

sürdürülebilirlik mutfak konusunda

farkındalık oluşturmak”

Metro Türkiye Kurumsal İletişim ve Kamu

İlişkileri Müdürü Dr. Aslı Duran sürdürülebilir

restoran prensiplerini şeflerin genç yaşta

benimsemeleri için ilham veren yarışma

hakkında şunları söyledi: “Türk mutfak

kültürünü korumak ve gelecek nesillere

aktarma misyonumuz doğrultusunda

anasponsoru olduğumuz “35 Yaş Altı

3 Şef” yarışmasıyla genç yeteneklerin

sürdürülebilirlik mutfak konusunda

farkındalığını artırmayı hedefliyoruz.

Gastronometro’da profesyonel bir yarışma

alanı sunmanın yanı sıra mentorluk, hazırlık,

yerel ve Coğrafi İşaretli malzeme seçimi

gibi konularda da yarışmacılarımıza destek

oluyoruz. “35 Yaş Altı 3 Şef” yarışması ile

mutfağımızı geleceğe taşıyacak yetenekli

genç şeflerle bu yıl da bi araya gelecek

olmaktan heyecan duyuyoruz. Kazanan

şeflerimizin yurt dışında alacağı eğitimin

kariyerlerine önemli bir katkı sağlamasını da

hedefliyoruz”.

Akgül: “Genç şeflerin

kariyerlerinde önemli bir dönüm

noktası”

Dude Table Strateji Direktörü ve Partneri

Merve Akgül ise; “Bu yarışma genç şeflerin

kariyerlerinde dönüm noktası olabilecek

önemli bir platform. Geçtiğimiz yılların

kazanan şefleri aldıkları yurt dışı eğitimi

ile vizyonlarını ve bilgilerini bir adım öteye

taşıyarak ülkemizde dikkat çeken işlere imza

atmaya başladı. 2022 yılında yarışmanın

kazananlarından Şafak Erten, JW Marriott

İstanbul Bosphorus Otel ve Octo Restoran

Executive Chef’i olarak görev alırken, 2022

yılında ilk üçe giren diğer şeflerimizden

Bahtiyar Büyükduman Türkiye’nin ilk vegan

fine dine restoranı Telezzüz’ün Executive

Chef’i oldu. 2023 yılı kazananlarımızdan

Özge Nur Yılmaz İspanya Mugaritz’de

stajyer olarak çalışıyor. Volkan Özkur ise

Şikago Peninsula’da görev almaya başladı.

“35 Yaş Altı 3 Şef” yarışması genç şeflere

sürdürülebilirlik ve atıksız mutfak prensipleri

çerçevesinde kendilerini geliştirmelerini ve

dünyaya açılmalarını sağlayan bir kapı” dedi.



90

hotel restaurant

& hi-tech

gastro etkinlik

Dünya gastronomisinin kalbi

9. kez Gastromasa’da attı…

Dünya gastronomi sektörünün en prestijli etkinliklerinden biri olan IX. Gastromasa

İstanbul Uluslararası Gastronomi Konferansı, 13-14 Kasım 2024 tarihlerinde

İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gastronomi profesyonellerini bir araya getirdi.

Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen

Gastromasa Gastronomi Konferansı,

gastronomi dünyasının en önemli

isimlerini bir araya getirerek unutulmaz

bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Bu yıl

'Legacy & Menu' (Miras ve Menü)

temasıyla gerçekleşen konferansta,

restoranların ve mutfakların taşıdığı

gastronomi mirasları, menü yaratma

süreçleri ve dünya gastronomisine yön

veren trendler katılımcılarla paylaşıldı.

Gastromasa Konferansı bünyesinde yer

alan Gastromasa Pastry, Gastromasa

Hospitality ve Gastromasa Bar

Konferanslarında alanında uzman yerli ve

yabancı konuşmacılar sektöre ilham verdi.

13 Kasım’da açılış seremonisi ile başlayan

etkinliğin açılış konuşmalarını İstanbul

Valisi Davut Gül, Gaziantep Büyükşehir

Belediye Başkanı Fatma Şahin, Sözen

Group CEO’su & Gastromasa Kurucusu

Gökmen Sözen, Türk Mutfağı Araştırmacısı

ve Şef Vedat Başaran, Türkiye Otelciler

Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin,

Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği

(ETÜDER) Başkanı Melih Şahinöz, Turizm

Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri

Derneği (TURYİD) Başkanı Kaya Demirer

gerçekleştirdi.

Türk gastronomisinin dünya ile

buluşma noktası

13 Kasım’da açılış seremonisi ile

başlayan etkinliğin açılış konuşmasını

gerçekleştiren Gastromasa’nın kurucusu

ve Sözen Group CEO’su Gökmen Sözen,

şunları söyledi: “Gastromasa, Türkiye

gastronomisinin dünyaya açılan kapısı

olarak, bu yıl “Legacy & Menu” temasıyla

kültürel mirasın menü oluşumundaki

etkilerini mercek altına alıyor. Dünya

gastronomisinin yıldız şeflerini ve sektör

profesyonellerini bir araya getirirken,

İstanbul’dan Londra’ya uzanan

uluslararası etkinliklerimizle global

gastronomi trendlerini şekillendirmeye ve

Türkiye’yi bu alanda lider konuma taşımaya

devam ediyoruz. Türkiye gastronomisi

hem tarihi hem de coğrafi çeşitliliğiyle

dünya mutfakları arasında eşsiz bir yere

sahip. Bu benzersiz kültürü uluslararası

platformlara taşımak ve tanıtmak bizim

en büyük hedefimiz. Gastromasa, bu

misyonun önemli bir parçası olarak, dünya

çapındaki şeflerin ve profesyonellerin

Türkiye'yi bir ilham kaynağı olarak

görmesini sağlıyor. 2025 yılında

gerçekleşecek 10. yıl organizasyonlarımız

için tüm dünyada etkinlikler düzenlemek

üzere hazırlıklarımızı sürdürüyor ve Türk

gastronomisinin hak ettiği yere ulaşması

için kararlılıkla çalışıyoruz.”

Geleceğe taşınan miras: İstanbul'un

öncü rolü

İstanbul Valisi Davut Gül ise konuşmasında

şu ifadelere yer verdi: “Sözen Grup’a,

destekçilere ve katılımcılara sektörümüze

yaptıkları değerli katkılar için teşekkür

ederiz. Sektörümüzün büyümesi, ancak

birlik ve iş birliğiyle mümkün. Ülkemiz,

dört mevsimin bir arada yaşandığı, zengin

birikimiyle güçlü bir coğrafyaya sahip ve

her miras, gelecek nesillere aktarılması

gereken bir emanet. Bu emaneti korumak

için coğrafyamızın değerini bilmek,


tecrübeleri paylaşmak ve kayıt altına

almak büyük önem taşır. Gastromasa,

çalışmalara ivme kazandırırken, Türkiye’de

bu konuda öncü bir şehir olacaksa, bunun

İstanbul olması son derece anlamlı.

Böyle değerli bir etkinliğin İstanbul’da

gerçekleşmesi hepimiz için gurur verici.”

Dünyaca ünlü isimler İstanbul’da

buluştu

Konferansa, aralarında Quique Dacosta,

Massimiliano Alajmo, Eneko Atxa, Paolo

Casagrande, Sven Wassmer, Jean-

Philippe Blondet, Viki Geunes, Emmanuel

Pilon, Leonor Espinosa, Enrique Olvera,

Antonio Bachour, Carlo Cracco, Andrea

Aprea, Søren Selin, Junghyun Park, Paco

Roncero, Pía León, Amaury Bouhours,

James Knappett ve Patrick Roger gibi

gastronomi dünyasının önde gelen

ünlü şeflerinin yer aldığı 60+ şef, pastry

şef, sommelier ve miksolojist katıldı.

Türkiye’den ise gastronomi, turizm ve

ağırlama sektörlerinde uzman 250+

profesyonel konuşmacı, sektör liderleri,

yatırımcılar, genel müdürler, F&B

müdürleri ve satın alma müdürleri, yerli ve

uluslararası basın etkinlikte yer aldı.

İlham veren bir buluşma

Konferans, gastronomi sektöründeki

ulusal ve uluslararası markalar,

fikir önderleri ve profesyoneller için

ilham veren bir buluşma noktası oldu.

Gastromasa, hem katılımcılardan

hem de konuşmacılardan büyük

beğeni toplayarak gelecek yıllardaki

etkinlikler için beklentileri yükseltti.

Gastronomi dünyasına ilham veren bu

unutulmaz etkinlik, Türkiye'nin dünya

gastronomisi üzerindeki etkisini bir

kez daha ortaya koydu. IX. Uluslararası

Gastromasa Gastronomi Konferansı,

gastronomi profesyonellerinin yoğun

katılımıyla tamamlanırken, sektördeki

yenilikçi yaklaşımlarıyla bir kez daha

fark oluşturdu. Konferansta, dünyaca

ünlü şefler menü yaratım süreçlerinden

ilham aldıkları unsurları, miraslarını,

mutfaklarının gelişim hikayelerini ve

menü tasarımının bir restoran için taşıdığı

önemi anlattılar. Şeflerin özel menüleriyle

gerçekleştirdikleri demolar, ana sahnede

Haliç Auditorium’da büyük bir ilgiyle takip

edildi.

Gastromasa Pastry ile pastacılık

sektörüne bakış

Konferansın en dikkat çeken

bölümlerinden biri olan Gastromasa

Pastry, dünyaca ünlü pasta şeflerini ana

sahnede Haliç Auditorium’da bir araya

getirdi. Pastacılık trendleri, geçmişten

günümüze miras hikayeleri gibi konular

ele alınırken, katılımcılar sektöre dair

önemli bilgiler edindi.

Gastromasa Hospitality: Gastronomi,

ağırlama ve turizm sektörünün

önemli isimlerini bir araya getirdi

Gastronomi, turizm ve ağırlama

sektörünün önde gelen isimlerini

buluşturan Gastromasa Hospitality,

yatırımcılar, şefler ve profesyonellerin

katılımıyla Sadabad Auditorium’da

gerçekleşti. Sektördeki yenilikler ve başarı

hikayeleri üzerine gerçekleşen oturumlar,

katılımcılardan tam not aldı.

Gastromasa Bar: Miksoloji ve bar

kültürüne yakın bir yolculuk

Sommelierler, miksolojistler ve içecek

uzmanlarının yer aldığı Gastromasa

Bar, Eyüp Auditorium’da Gastronomik

Deneyimlerde Miksolojinin Yeri & Dünya

Genelinde Popüler Miksoloji Trendleri,

Lüks Restoranların Bar ve Şarap

Menülerinde Yenilikçi Seçenekler &

Yerel Malzemelerin Kullanımı, Dünyaca

Popüler Yeni Nesil İçecek Trendlerinin Otel

Barlarına & Otellere Uyarlanması, Lüks

Brasserielerde Miksoloji & İçecek Kültürü

gibi konularda söyleşiler ve paneller ile

gerçekleşti ve katılımcılara unutulmaz bir

deneyim sundu. Gastromasa Gastronomi

Konferansı, ünlü şeflerin sunumumlarının

yanında, stantlarıyla katılım gösteren

firmaların yenilikçi ürünleri ve ilgi çekici

workshop’ları ile gastronomi tutkunlarının

beğenisini kazandı.

Türkiye’nin dünya

gastronomisiyle bağlarını

güçlendiren ve uluslararası

gastronomi etkinlikleri

arasında ilk iki sırada yer

alan Gastromasa, bu yıl

da sektöre değer katmaya

devam etti. Etkinlik süresince

düzenlenen oturumlar,

konuşmalar ve panellerle,

gastronomi sektöründe

sürdürülebilirlik, miras,

yenilikçi menü tasarımı gibi

konular ele alındı.


92

hotel restaurant

& hi-tech

gastro etkinlik

Evinoks’tan Gastromasa’ya

etkileyici bir inovasyon imzası!

Uluslararası gastronomi dünyasının önemli buluşmalarından biri olan etkinlikte,

Evinoks’un Chef Buffet Live Cooking Unit tanıtım videosu ve ürün sergisiyle hem

profesyonellerden hem de ziyaretçilerden tam not aldı.

Türkiye’nin lider otel servis

ekipmanları üreticilerinden biri

olan Evinoks, Bursa’daki 20 bin

metrekarelik üretim alanında dünya

çapında sektöre yön vermeye devam

ediyor. Yenilikçi ürünleri ve çevre dostu

yaklaşımıyla dikkat çeken firma, otel,

restoran ve gastronomi sektöründe

tercih edilen bir marka olarak

konumunu güçlendiriyor. 13-14 Kasım

tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde

düzenlenen IX. Gastromasa etkinliğinde

Evinoks, yenilikçi ürünleri ve etkinlik

sponsorluğuyla büyük ilgi topladı.

Uluslararası gastronomi dünyasının

önemli buluşmalarından biri olan

etkinlikte, Evinoks’un Chef Buffet Live

Cooking Unit tanıtım videosu ve ürün

sergisiyle hem profesyonellerden hem

de ziyaretçilerden tam not aldı.

Chef Buffet: Yenilikçi ve çevre dostu

tasarım

Chef Buffet Live Cooking Unit tanıtım

videosu ve ürün sergisiyle büyük ilgi

toplayan firma, ayrıca Portekiz’den

João Oliveira (VISTA Restaurante),

İspanya’dan Paco Roncero (Paco

Roncero Restaurante) ve Vicky Sevilla

(Arrels Restaurant) gibi dünyaca ünlü

şeflerin oturum sponsorluğunu da

üstlenerek etkinliğe değer kattı.

Evinoks standında Chef Buffet

ürünleriyle canlı pişirme şovları

gerçekleştirildi. Chef Buffet, modüler

yapısı, hızlı kurulumu, ergonomik

tasarımı ve kolay taşınabilirliğiyle

ziyaretçilerden tam not aldı. Ürünün

sessiz çalışan aktif hava filtreleme

sistemi, kapalı alanlarda kokusuz

pişirme imkânı sunarken, enerji

tasarrufu sağlayan yapısı ve şık tasarımı

da büyük beğeni kazandı. Canlı pişirim

sırasında ürünlerin pratik kullanımı ve

yüksek verimliliği katılımcılara detaylı

olarak gösterildi.

Evinoks, dünyanın dört bir

yanından gelen şefler ve sektör

profesyonelleri tarafından

yoğun ilgi gören standıyla

uluslararası başarılarını

bir kez daha kanıtlarken,

Türkiye’yi gururla temsil etti.



94

hotel restaurant

& hi-tech

gastro aktüel

Üç şehirde sıra dışı bir deneyim

100 yılı aşkın deneyimiyle dünyanın en iyi Belçika çikolatası olan

Callebaut, Van Houten’in eşsiz sıcak çikolatasını Türkiye’nin üç

farklı şehrinde tanıtarak çikolata profesyonellerine yoğun ve gerçek

çikolata lezzeti sunan benzersiz bir deneyim yaşattı. 5-6-7 Kasım

tarihlerinde çikolatanın büyülü dünyasını sırasıyla Ankara, Konya ve

Kayseri’ye taşıyarak çikolata tutkunlarını ve sektördeki profesyonelleri

sıra dışı bir lezzet deneyimiyle buluşturan Callebaut, her biri eşsiz

birer şölen niteliğindeki bu etkinlik serisinde, 200’ü aşkın seçkin

katılımcıyı ağırladı. Etkinliklerde, çikolatanın içeceklerde kullanımının

sanatı üzerine incelikli bilgiler sunulurken, Callebaut’un piyasaya

yeni sunduğu Van Houten markalı sıcak çikolatanın tanıtımı yapıldı.

Van Houten’in geleneksel sıcak çikolata anlayışını kökten değiştiren

en çarpıcı özelliği, klasik toz form yerine öğütülmüş çikolata olarak

sunulmasıydı. Bu fark, içeceğe gerçek çikolatanın zenginliğini

katarken, yoğun, kadifemsi bir doku ve daha saf, dolgun bir çikolata

lezzeti sağladı. Van Houten’in bu eşsiz deneyimi, konuklarda

unutulmaz bir tat bırakırken, katılımcılardan tam not aldı.

İtalya’nın köklü tariflerine

ev sahipliği yaptı

Bu yıl “Akdeniz Diyeti ve

Köklere Dönüş: Sağlık ve

Gelenek” temasıyla İtalya

Başkonsolosluğu tarafından

düzenlenen İtalyan Mutfağı

Haftası kapsamında, 19

Kasım’da Metro Türkiye

bünyesinde yer alan Türkiye’nin

ilk gastronomi keşif platformu

Gastronometro’da özel bir

akşam yemeği düzenlendi.

İstanbul’un en yeni İtalyan

restoranı Monteverdi’nin Şefi

Nicole Scandella tarafından yerel tatların sürdürülebilirliği odağında

hazırlanan özel menü ile İtalya’nın köklü tarifleri davetlilere sunuldu.

İtalyan Mutfağı Haftası kapsamında Gastronometro’da üçüncü kez

gerçekleştirilen bu özel akşam yemeğinden bir gün önce ise 90 genç

şef adayı ile bir demo etkinliği düzenlendi. Gastronomi eğitimi alan lise

ve üniversite öğrencilerine yönelik düzenlenen etkinlikte Şef Nicole

Scandella, yemek daveti için hazırladığı tariflerden ikisini demo olarak

hazırladı ve İtalyan mutfağının ipuçları hakkında bilgiler verdi.

Destinasyona özel imza

kokteyller

Ege Akdeniz sofralarını öne

çıkardığı, füzyon mutfağıyla

yolcularına zenginleştirilmiş

bir lezzet deneyimi yaşatan

Celestyal, içecek menüsünde

bir yeniliğe imza attı.

Arap Körfezi’ni rotasına

alan kruvaziyer firması,

misafirlerini destinasyona

özel geliştirdiği tatlarla

buluşturacak. Programına

kasım sonunda başlayacak

olan Celestyal, bölgeye özel

baharat, koku ve tatlardan

oluşan bir kokteyl dizisi

hazırladı. Celestyal’in imza

kokteyllerinde, Ortadoğu’nun

anonim hikayelerinden oluşan

1001 Gece Masalları’ndan ilham alındı. 16 Euro’dan başlayan

fiyatlarla cruise menüsüne giren 13 yeni imza kokteyl isimlerini de

bölgeden aldı. Ortadoğu'nun egzotik lezzetleriyle harmanlanmış,

gül suyu ve baharatlı kakule bazlı cin içerikli kokteyle ‘Arabian

Jewel’, tropikal tatlarla ferahlatıcı bir tazelik sunan, tutku meyvesi

ve White Oak romu karışımıyla lime ve nane dokunuşuna sahip

fresh kokteyle ‘Desert Mirage’; portakal, böğürtlen ve lime

aromalarının Seedlip ve tatlı şurupla birleştiği, koyu ve gizemli

alkolsüz kokteyle ‘The Storyteller’ adı verildi.

Çok yakında Fişekhane’de

Floransalı ustaların

geleneğini İstanbul’a

taşıyarak, gerçek

İtalyan dondurmasını

İstanbullularla buluşturan

MUA Fişekhane’de

lezzet tutkunları ile

buluşuyor. Fişekhane'nin

tarihi atmosferine ve

modern mimarisine zarif

dokunuşlarıyla uyum

sağlayan mekan, özgün

tatları ve yenilikçi tatlı

anlayışı ile misafirlerine

unutulmaz bir lezzet

deneyimi sunacak. Açılış

öncesi, Mua’nın lezzetlerini

tatmak isteyen misafirlere

özel MUA Pop-Up aracıyla

hizmet veren marka,

dondurmaları, çikolataları, rokoko pastaları ve sorbeleriyle

yeni keşifler peşinde koşanların uğrak noktası olacak. Ocak

ayında Fişekhane’de hizmet verecek mekanın yeni şubesi, tatlı

severlere estetik ve lezzet dolu bir deneyim yaşatmayı hedefliyor.

Zarif iç tasarımı ve özenle hazırlanmış menüsü ile dikkat çeken

mekan, pastacılığın sınırlarını zorlayan ürün yelpazesi ve taptaze

malzemelerle hazırlanan özel lezzetleri ile fark oluşturuyor.



96

hotel restaurant

& hi-tech

gastro aktüel

Sürdürülebilir gıda

sistemlerine güçlü katkı

Et ve et ürünleri sektörünün

köklü markalarından DANET,

21-22 Kasım tarihlerinde İstanbul

Swissotel the Bosphorus’ta

düzenlenen 10. Sürdürülebilir

Gıda Zirvesi’ne sponsor olarak

katıldı. Zirve kapsamında

"Gıdanın Geleceği İçin Dönüşüm"

teması etrafında düzenlenen

etkinliklerde, DANET’in

sürdürülebilirlik vizyonu ve

projeleri ziyaretçilerle paylaşıldı.

DANET Kurumsal Gelişim, İletişim

ve Stratejik Planlama Direktörü

Gülnur Uluğ, sürdürülebilirlik

odaklı projelerinin önemine

dikkat çekerek, çevreye duyarlı

üretim ve yenilikçi yaklaşımlarla

sektörde fark yaratmayı

hedeflediklerini vurguladı. Uluğ,

"Sürdürülebilirlik projelerimizle

çevresel etkilerimizi azaltmanın

yanı sıra, ülkemizin enerji politikalarına katkı sağlıyor ve geleceğin

gıda sistemlerine yön vermek için çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

Zirve’nin ikinci gününde, “Coğrafi İşaretler, Sürdürülebilir Gıda

Sistemlerini Nasıl Güçlendirir?” başlıklı oturum da yoğun ilgi

gördü. Online olarak gerçekleşen oturuma moderatörlük yapan

Gülnur Uluğ, sürdürülebilirlik ve coğrafi işaretlerin gıda sistemleri

üzerindeki etkisini kapsamlı bir şekilde ele aldı.

Yenilenen dünyasını tanıttı

Türkiye'ye şalgamı tanıtan Doğanay

Şalgam, başlattığı yenilik hareketiyle

her yemeğin yanında tüketilen

popüler bir içecek olmaya kararlı!

Bu amaçla önce köklerinden gelen

otantik ruhu bırakmadan şişe ve

logosunda değişikliğe giderek

gençleşen Doğanay Şalgam,

ardındansa bugünlerde dillerden

düşmeyen "Yakışır Doğanay

Şalgam!" söylemiyle yeni reklam

filmini yayınladı. Yeni kampanyası

“Yakışır” ile bu leziz içeceği popüler

ve milli bir içeceğe dönüştürerek

hem geleneksel hem modern

sofralara taşımaya kararlı olan

Doğanay Şalgam, düzenlediği özel

bir gastronomi deneyimi ile yanına

en çok yakışan lezzetleri tanıttı.

Doğanay İçecek Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

Gözde Balkan'ın ev sahipliğinde Executive Chef Birkan Erköylü ile Yeme

İçme Uzmanı Oğul Türkkan’ın katılımıyla Feriye'de düzenlenen davette

konuklar, etsiz çiğ köfteden kağıtta levreğe, simitten mini hamburgere,

tacodan risottoya şalgamın en çok yakıştığı yemekleri ve şalgam ile

yapılan leziz kokteylleri deneyimledi.

Bu döner tam Pazarlıkl!

Türkiye’nin et yemekleri alanında ödüllü ustalarından Mehmet

Keskin’in mutfak şefliğini yaptığı Perran Ocakbaşı, ağırlıklı olarak

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya özgü malzemelerle hazırlanan seçkin

et yemeklerine yer verdiği menüsüne, sadece pazar günlerine özel

bir de döner ekledi. “Perran Ocakbaşı’nda 3K prensibine göre yani

kaliteli malzeme, kaliteli işçilik ve kaliteli servis ilkesiyle hizmet

veriyoruz” diyen Mehmet Keskin, tüm döner tutkunlarını, kendi özel

tarifiyle hazırladığı Şef Döner’ini tatmaya davet ediyor.

Lezzet ve akustiğin buluşması

Yenilikçi yeme-içme ve

alternatif eğlence anlayışının

öncülerinden olan Tamirane,

misafirlerinin ihtiyaç ve

tercihleri doğrultusunda

sürekli olarak konseptini

geliştirmeye devam

ediyor. Her ziyareti eşsiz

bir deneyime dönüştüren

Tamirane, taptaze ve kaliteli

malzemelerle hazırlanan

bowllar, pizzalar, burgerler

ve ızgara çeşitleri gibi

geniş bir yelpazeye sahip

olan menüsüyle dünya

mutfağından seçkin lezzetler

sunuyor. Donuk ürün

kullanılmadan hazırlanan

tüm yemekler, doğallık

ve özenle misafirlerle

buluşturuluyor. Tamirane

sahnesindeki müzik

etkinlikleri, mekânın kimliğinin en önemli parçalarından biri

olurken Latin, (pop) soul, caz gibi çeşitli müzik türlerinde canlı

performansların büyülü atmosferini sunarak misafirlerinin yemek

deneyimlerini zenginleştiriyor. Ayrıca karaoke geceleri, temalı/

konsept etkinlikler ve canlı müzik performansları ile haftanın her

günü yüksek enerjiyi mekâna taşıyor. Özellikle canlı orkestra eşliğinde

gerçekleşen karaoke geceleri, misafirlerin favori etkinlikleri arasında

yer alıyor.



98

hotel restaurant

& hi-tech

yeni yıl özel

Fine dining

şıklığında yılbaşı

deneyimi

Karaköy’ün kalbinde Anadolu

mutfağının unutulmaz tatları

eşliğinde yeni yıl ruhunu doyasıya

yaşamak ve tüm gece kaliteli

eğlencenin tadına varmak için

bu yılın yeni adresi, lokantanın fine

dining’i Abdi Bey Lokantası… Yılbaşı

akşamına özel hazırlanan menü ve

müzik performanslarıyla konuklarına

unutulmaz bir gece yaşatacak

olan Abdi Bey’de 2025 yılı coşkuyla

ve keyifle karşılanacak. Anadolu

mutfağından günümüze kadar gelen

lezzet miraslarını modern gastronomi

örnekleriyle yeniden yorumlayan Şef

Onur Kutluca, göze ve damağa hitap

eden tabaklarla lezzetseverlere yeni yıla girerken tam

bir lezzet şöleni yaşatacak. Yeni yıl menüsünün olmazsa olmazı

Yılbaşı Hindisi gecenin en gözde yemeği olarak masada yerini

alacak. Kestane ve fildişi çikolatası ile hazırlanan ve kırmızı orman

meyveleri ile servis edilecek olan parfe, yeni yıla enfes bir tat ile

girmek için en doğru seçim olacak!

2025’i saray

ihtişamıyla karşılayın

Boğaz’ın eşsiz manzarası, tarihi dokusu ve görkemli atmosferiyle

Çırağan Palace Kempinski, yeni yılı büyüleyici bir deneyimle

karşılamak isteyenler için benzersiz seçenekler sunuyor. Yenilenen

yapısıyla dikkat çeken Saray, özel menüler, eğlence dolu etkinlikler ve

konaklama paketleriyle misafirlerine unutulmaz bir yılbaşı vadediyor.

Gazebo’da çay saati, Balo Salonu’nda gala yemeği, Tuğra ve Bellini

Restoran’da özel menüler, Le Fumoir’da yılbaşı partisi ve Akdeniz

Restoran’da brunch ile her zevke hitap eden etkinlikler konuklarını

bekliyor. 2025 yılına, görkemli Çırağan Sarayı’nda konaklayarak

ihtişam ve ışıltı içinde giriş yapmak isteyenler, iki gecelik konaklama

süresince tarihi Saray’da

masalsı bir deneyim yaşıyor.

Misafirler; yenilenmiş lüks

odalarda veya süitlerde

konaklama ve Saray’ın ikinci

katında yer alan göz kamaştırıcı

Çırağan Balo Salonu’nda canlı

müzik eşliğinde, benzersiz gala

yemeğini içeren,

yeni yıl

coşkusunu

yansıtan

Yeni Yıl

Brunch’ı ile

zenginleşen

bu deneyimle

yeni yıla

görkemli bir

şekilde adım

atıyor.

Ayrıcalıklarla dolup

taşan bir gece

Hilton Istanbul Maslak, 31 Aralık gecesinde

misafirlerini dopdolu bir yılbaşı programıyla

ağırlayamaya hazırlanıyor. Şehrin En İyi Otel

Restoranı ödülünü alan restoranı Zaxi’de,

Executive Chef Ceyhan Aşcıoğlu’nun imzasını

taşıyan ‘Yeni Yıl Gala Menüsü’ eşliğinde

konuklarına eşsiz bir lezzet şöleni yaşatacak.

Modern Meze Tabağı ile geceye başlangıç

yapılan menüde, ara sıcak olarak Ördekli

Risotto yer alıyor. Trüf aromalı tatlı patates,

kuşkonmaz, kereviz püresi, havuç, pembe

madagaskar biberi sos ile fırınlanmış kuzu

filetosu ve fıstıklı dana kaburga sunuluyor.

Tadına doyulmaz özel lezzetlere, Türk pop müziğinin önemli

isimlerinden Erdinç Erişmiş ve Orkestrası benzersiz sahnesiyle

eşlik edecek. 80’ler ve 90’ların hafızalara kazınmış şarkılarına

güçlü yorumu ile yeniden hayat veren Erişmiş’in ardından

eğlence gecenin ilerleyen saatlerine kadar DJ performansıyla

devam edecek.


Yılbaşı

gecesinin

parlayan

yıldızı

İstanbul’un göz alıcı cazibe

merkezi Etiler’de kapılarını açan

Nuit Blanche, yılbaşı ruhuna özel

hazırladığı eşsiz deneyimlerle bu

yılın unutulmaz adresi olmaya

hazırlanıyor. 1970’lerin Fransız

gazino kültüründen ilham alınarak

modern dokunuşlarla tasarlanan büyüleyici

atmosferi, şehrin en yetenekli şeflerinin özenle

hazırladığı özel yılbaşı menüsü ve Türkiye’nin en

sevilen sanatçılarının sahne alacağı muhteşem

eğlence programıyla mekan, bu yılbaşında unutulmaz

anılar biriktirmek isteyenlere kapılarını aralıyor.

Misafirlerini ayrıcalıklı hissettiren her detayıyla “iyi

yemek ve iyi müzik” anlayışını zirveye taşıyan mekan

yılbaşı gecesi için hazırladığı özel kokteylleri, lezzet

dolu menüsü ve eğlence dolu atmosferiyle hem

ruhunuza hem damaklarınıza hitap ediyor.

Lezzetli

bir yılbaşı

eğlencesi

Yılbaşında hem eğlence olsun hem

de lezzetlileriyle tam bir damak

zevki yaşayalım diyenler için

doğru mekanı bulmak gerçek bir

muamma. Ya iyi yemek olur eğlence olmaz ya da

eğlence olur yemek yeterince mutlu etmez. İstanbul’un en yeni

restoranı Perri Karaköy; Akdeniz ve geleneksel Türk Mutfağının

modern yorumları eşliğinde oluşturduğu yılbaşı özel menüsü

ve DJ performansa eşlik eden canlı enstrüman şovlarıyla lezzet

ve eğlenceyi bir arada sunuyor. The Galata İstanbul Hotel-

MGallery’nin terasında yer alan mekan, tarihin derinliklerinde

rafine bir yemek ve eğlenceye ev sahipliği yapıyor.

Deniz mahsulü mezelerden yöresel

lezzetlere, balık ve etin çok özel

yorumlanışıyla damaklarda iz bırakan

ana yemek çeşitlerine, yemekte keyfi

katlayan ve modu yükselten müziklere,

lezzet ve eğlencenin buluşma noktası

Perri yılbaşı menüsüyle de iddialı.

Kırmızı orman meyveleri sosu ve

yabanmersini ile hazırlanan kestane

ve fildişi çikolatalı tatlı ise gecenin

yıldızı…

Kıbrıs’ın büyüsünde

yeni yıl coşkusu

Kıbrıs’ın

büyüleyici doğal

güzellikleriyle

çevrili Salamis

Bay Conti

Resort & Spa

Hotel, denize

sıfır konumuyla

yeni yıla merhaba demeye hazırlanıyor. Bu yılbaşı, Türk

müziğinin usta ismi Coşkun Sabah’ın sahne alacağı özel

gecede, müzik ve eğlence dolu anlar yaşanacak. Modern

tasarımı ve tarihi dokusuyla dikkat çeken tesis, zengin bir

yılbaşı yemeği menüsüyle de misafirlerini ağırlıyor. Eğlence

ve dinlenmenin mükemmel birleşimi için tesisin Lemon Spa

merkezinde sunulan spa terapileriyle rahatlama imkânı

da sağlanıyor.

Canlandırıcı

masajlar, detoks

etkili bakımlar ve

diğer terapilerle

ruh ve beden

tazelenebilecek.


100

hotel restaurant

& hi-tech

fuar

HOST 2025 YENI DIŞARIDA YEME

TRENDLERINI AÇIKLIYOR

CSA Research tarafından yapılan ve Fiera Milano ile HostMilano tarafından desteklenen

Dışarıda Yemek: Tutumlar ve Davranışlar Üzerine Küresel Bir Anket” araştırması, 7 ülke ve

bölgede 8.000 katılımcının dışarıda yemek yeme alışkanlıklarını ortaya koydu.

‘ Dışarıda yemek yeme’ uluslararası

deneyimi hızla değişiyor. Bazı

durumlarda, inovasyonun kendisinden

bile daha hızlı gelişerek, dışarıda yemeiçme

sektörünün başarısı için yeni formatlar

ve teknolojilerin benimsenmesini giderek

daha önemli hale getiriyor. Bu, dünyanın

önde gelen konaklama, dışarıda yeme

ve perakende yenilikleri etkinliği olan

HostMilano tarafından desteklenen ve

CSA Research tarafından gerçekleştirilen

“Dışarıda Yemek: Tutumlar ve Davranışlar

Üzerine Küresel Bir Anket” araştırmasının

ön izlemelerinden alınan temel bulgular

arasında yer alıyor. Bu anket, İtalya, Orta

Doğu, İspanya, Fransa, Almanya, İngiltere ve

ABD’den toplam 8.000 katılımcıyla, mevcut

ve gelecekteki trendleri incelemek amacıyla

gerçekleştirildi.

Sonuçlar, tüketicilere sunulan yeni fırsatların

yön verdiği deneyim odaklı bir dönemin

başladığını ve dışarıda yeme deneyiminin

giderek daha çeşitli, değişken ve çok yönlü

hale geldiğini gösteriyor. Arz ve talep, bilinçli

ve deneyim arayan, aynı zamanda daha anlık

ve güven ihtiyacı duyan bir tüketici etrafında,

müşteri merkezli yeni formatlarda birlikte

gelişiyor. Dışarıda yemek, başkalarıyla

etkileşime geçme fırsatı olarak görülüyor

ve genel anlamda güçlü bir iletişim ihtiyacı

doğuyor. Bu doğrultuda işletmeciler, yerel

bileşenlerle yapılan yemekler, ölçeklenebilir

formatlar, sürükleyici mekan tasarımları ve

yenilikçi teknolojilere odaklanıyor.

İtalya ve GCC: İki dünya arasında bir

karşılaştırma

Özellikle İtalya’nın derin köklere sahip

bir gıda ve şarap geleneği ile inovasyonu

birleştirdiği İtalya ve daha çağdaş

gelişmelere odaklanan GCC ülkeleri arasında

bir karşılaştırmada, GCC ülkelerine yönelik

bir ön izleme sunulan araştırmada ilginç

unsurlar ortaya çıkıyor. Örneğin, bir mekân

seçerken İtalyanlar daha çok menü (%27,7)

ve içeriklerin tadına (%27,3) odaklanırken,

hizmet kalitesine olan dikkat Birleşik Arap

Emirlikleri'nde (%18,8) ve özellikle Suudi

Arabistan'da (%22) öne çıkıyor.

Yerel ve mevsimsel ürünlere olan ortak

bir ilgi, İtalyanların %73,6’sı, Emiratiler’in

%73,2’si ve Suudilerin %69,3’ü tarafından

vurgulanıyor. Öte yandan, moleküler mutfak

ve düşük sıcaklık veya vakumlu pişirme gibi

yenilikçi pişirme teknikleri, GCC ülkelerinde

çok daha fazla önem taşıyor: Bu teknikler

BAE'de %57,6 ve Suudi Arabistan'da %61,7

oranında önemli görülüyor. Oysa İtalya’da

geleneksel etkilerin güçlü olması nedeniyle

bu oran %24,5’te kalıyor.

Kişisel ilişki vs. sertifikalara güven

Bu bulguyla uyumlu olarak, sürdürülebilirlik

de Körfez ülkelerinde daha fazla ağırlık

taşıyor: BAE'de katılımcıların %66’sı ve

Suudi Arabistan'da %61,3’ü için önemli bir

tercih faktörü iken, İtalya’da bu oran % 37,4.

Bu durum, Suudilerin %82,7'si ve BAE’nin

%75,6'sı için sertifikaya sahip olmanın önemli

olması, İtalyanlar için ise bu oranın %38,3’te

kalmasıyla sonuçlanıyor.

Bu fark, muhtemelen İtalyanların daha

sık bağımsız, genellikle aile işletmesi olan

restoranlarda (%86,5) yemek yemesiyle,

zincirlerde yemek yeme oranının (%13,5)

çok daha düşük olmasından kaynaklanıyor.

Bu nedenle İtalyanlar, kalite konusunda

güvende hissetmek için standartlardan

çok restoran sahibiyle kişisel ilişkiye önem

veriyor. Özellikle İtalyanlar en çok pizzacılar

(%28,4), barlar ve lokantalar (%20) ve ev tarzı

restoranları (%16,7) tercih ediyor.

Buna karşın, BAE ve Suudi Arabistan'da

bağımsız ve zincir restoranlara olan katılım

daha dengeli: BAE’de %64,4 bağımsız,

% 35,6 zincir ve Suudi Arabistan’da %57

bağımsız ve %43 zincir. BAE’liler sırasıyla

fast-food restoranlar (%18,4), ev tarzı

restoranlar (%16,7) ve pizzacılarda (%16,4)

yemeyi tercih ederken, Suudiler fast-food

restoranlar (% 26), pizzacılar (%20) ve ev

tarzı restoranları (%13,7) tercih ediyor. Bu

nedenle, standartlaştırılmış süreçlere sahip

ve kaliteyi sağlamak için sertifikalara daha

yatkın mekanların payı daha yüksek.

İletişim ve paylaşım için dışarıda yemek

Pişirme tarzları ve mekan formatlarının

ötesinde, dışarıda yemeği başkalarıyla olma

ve genel anlamda iletişim kurma fırsatı

olarak gören kesişen bir faktör var. Dünya

genelindeki örneklemin %37’si, dışarıda

yemeği esasen eğlence için yapıyor ve

neredeyse yarısı (%45,1) masada bir saatten

fazla zaman geçiriyor.

İtalya ve GCC arasındaki karşılaştırma bu

alanda da dikkate değer. Örneğin, İtalyanlar

için dışarıda arkadaşlarla yemek yemek

çok önemliyken (%24,2 İtalya, %4,4 BAE,

%5,3 Suudi Arabistan), bu daha çok aile ile

yaşanıyor (%42 Suudi Arabistan ve %32,8

BAE), ancak İtalyanlar için de aile ile yemek

yemek önemini koruyor (% 31,7).

Yarınların mekanları, kaliteli yemek

ile tasarım, teknoloji ve çoklu duyusal

deneyimleri birleştirerek, müşteriyi yaşam

tarzına uygun olarak kapsayan sürükleyici

bir ilişki deneyimi sunan içerik sağlayıcıları

olarak kendilerini daha fazla şekillendiriyor.

Host 2025’te, konaklama sektörünün

geleceğine yönelik yenilikler yalnızca fuar

alanında değil, eğitim etkinlikleri, yarışmalar

ve zengin etkinlik programı ile ön izlemeye

sunulacak. Fuarın 44. organizasyonu, 17-21

Ekim 2025 tarihleri arasında fieramilano –

Rho’da düzenlenecek.



102

hotel restaurant

& hi-tech

yeni mekan

LOKANTACILIĞI

FINE

DINING ILE

BULUŞTURAN

MEKAN:

ABDI BEY

LOKANTASI

Abdi Bey Lokantası, fine dining konseptini lokantacılıkla birleştirerek Karaköy’de yeni bir

lezzet rotası oluşturdu. Qualia Exclusive Wellness & Spa’nın kurucusu Mahir Gündüz’ün

yatırımıyla açılan mekan, klasik tanımları aşıyor. Bir lokanta, meyhane ya da restoran

olmaktan çok daha fazlası olan Abdi Bey, unutulmaz bir gastronomi deneyimi vadediyor.

Otelcilik ve hizmet sektöründe 20 yılı

aşkın deneyimi ve Qualia Exclusive

Wellness & Spa markasıyla sektörde

adından söz ettiren İş adamı Mahir Gündüz,

yenilikçi ve vizyoner bir bakış açışıyla

gastronomi dünyasında da yerini aldı. Abdi

Bey Lokantası ve Perri Karaköy olmak

üzere iki farklı konsept restoranı İstanbul

yeme içme hayatına kazandıran Gündüz,

“İstanbul’un en özel lokasyonlarından

Karaköy’ün kalbinde, tarihi yarımada ve

Haliç’in eşsiz manzarası eşliğinde, ayrıcalıklı

ve kaliteli hizmet yaklaşımımızla Abdi Bey

Lokantası ve Perri Karaköy olmak üzere iki

özel restoranımızla bu alanda ciddi bir başarı

elde etmeyi düşünüyoruz.” dedi.

Lezzetle buluşan bir deneyim

serüveni

Karaköy’ün tarihi dokusunda misafirlerini

ağırlayan ve şık konseptini özel tatlarla

buluşturan Abdi Bey Lokantası’nda

hizmet ve sunumlar oldukça iddialı.


Anadolu lezzetlerinin modern gastronomi

örnekleriyle birleştiği özgün bir menüye

sahip olan mekan, ne modern bir meyhane

ne salt bir lokanta ya da restoran… Abdi Bey

Lokantası şık ambiyansı, özel sunumları,

imza lezzetlere eşlik eden yöresel tatların

şef dokunuşuyla ayrıcalıklı bir gastronomi

yolculuğuna dönüşümü ve hizmet kalitesiyle

‘lokantanın fine dining’i sloganıyla yeme

içme dünyasında iddialı bir şekilde yerini

alıyor. Kasım başı itibarıyla hizmet vermeye

başlayan ve The Galata Otel İstanbul’un

en üst katında bulunan Abdi Bey 90 kişilik

kapasitesi ile haftanın her günü sabah

kahvaltısı, öğle ve akşam yemeğiyle

lezzetseverlerle buluşuyor.

Geleneksel tatlara modern

gastronomi dokunuşları

Abdi Bey’de, Anadolu mutfağından

günümüze kadar gelen lezzet mirası,

modern gastronomi örnekleriyle yeniden

yorumlanarak sunuluyor. Tarihsel ve

kültürel izler taşıyan yemekler hazırlanırken,

malzemeler titizlikle seçilip ustalıkla

birleştiriliyor. Abdi Bey’de henüz yemeğe

başlamadan lezzet yolculuğu başlıyor ve

sıcacık ekmeğe eşlik eden ön atıştırmalıklar,

alışılmadık tatların buluşmasıyla hazırlanan

özel meze ve zeytinyağlılar, yöresel çeşitlerin

başrol olduğu ara sıcaklar, kebaplar ve ana

yemek çeşitleriyle devam ediyor.

Şef Onur Kutluca, Anadolu mutfağından

günümüze kadar gelen lezzetleri

modern gastronomi örnekleriyle yeniden

yorumlayarak konuklara tam bir lezzet

şöleni sunuyor. Menüde mutlaka tadılması

gereken mezeler arasında Girit Ezme, Vişneli

Yaprak Sarma, Yeşil Elmalı Atom ve Levrek

Marin öne çıkıyor. Ara sıcakta Humuslu

Kuzu Böbrek , Kıymalı Mücver, İçli Köfte ve

Abdi Bey Kuzu Ciğer şefin özel gastronomi

dokunuşlarıyla zenginleşiyor. Mutfak

kültürümüzün mihenk taşlarından Tek Şişte

Adana, Fıstıklı ve Sarımsaklı Beyti Kebabı

ana yemeğin favori lezzetleri arasında.

Tatlı olarak Antep Fıstıklı Sac Arası, İrmik

Kaymağı ve Toz Fıstık bu lezzet yolculuğunun

muhteşem finali oluyor.

Sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde yerli

üretim ve yerinden tüketim yaklaşımıyla

mevsimsel ürünlere menüsünde yer

açan Abdi Bey Lokantası, coğrafi işaretli

ürünleri orijinal isimleriyle sunarken şef

yorumu ve özel sunumlarla lezzetseverlerle

buluşturuyor. Mevsiminde tüketim ilkesiyle

yerel üreticilerden sağlanan ürünlerle

hazırlanan menü, yaratıcı ve şık sunumlarla

tam bir bir lezzet senfonisi sunuyor.

Keyifli dost masalarının yeni adresi

Bu kışın iddialı mekanları arasında yer alan

Abdi Bey’de misafirlerin konforu için her

detay en ince ayrıntısına kadar tasarlandı.

Lokanta minimal mobilyaları, fonksiyonel

oturma grupları, ferah ve soft renklerin

hakimiyetindeki atmosferi ile yeni sezona

güzel bir başlangıç yapıyor. Abdi Bey

Lokantası, şık dekorasyonu ve etkileyici

ambiyansıyla karşılamadan gece sonuna

kadar misafirlerine özel bir mekanda olma

duygusu yaşatıyor. Keyifli dost sohbetleri,

arkadaş buluşmaları, özel kutlamalar,

yıl dönümleri, özel davetler, iş yemekleri

ve eğlenceli dost masaları Abdi Bey

Lokantası’nın fine dining konsepti ile lezzet

ve keyif dolu anlara dönüşüyor.


104

hotel restaurant

& hi-tech

yeni mekan

YEŞILKÖY’DE TATLI TUTKUNLARINI

ÇOK HEYECANLANDIRACAK!

COCHET PATISSERIE & BAKERY

İstanbul’un tarihi dokusuyla ünlü Yeşilköy semti, Paris’in zarif sokaklarından esinlenen modern

tasarımıyla dikkat çeken yepyeni bir mekan ile tanıştı. Cochet Patisserie & Bakery, sadece bir tatlıcı

değil, bir yaşam alanı olarak da iddialı!

İstanbul’un tarihi dokusuyla ünlü

Yeşilköy semtinde tatlı tutkunlarını

heyecanlandıracak yeni bir lezzet

noktası olan Cochet Patisserie & Bakery

hizmete açıldı. Paris’ten esintiler taşıyan

modern tarzı, zengin ürün yelpazesi,

taptaze tatlıları, geniş oturma alanı

ve samimi atmosferiyle Cochet, her

ziyaretçiyi adeta bir lezzet yolculuğuna

davet ediyor.

Tatlıcıdan da ötesi!

Cochet Patisserie & Bakery, Paris’in

zarif sokaklarından esinlenen

modern tasarımı ve her detayda öne

çıkan şıklığıyla gelenlere unutulmaz

bir deneyim sunuyor. Tatlılardan

kruvasanlara, ekmek çeşitlerinden

özel kahvaltı seçeneklerine kadar

her biri özenle hazırlanmış ve kaliteli

malzemelerle oluşturulmuş lezzetler,

mekanı sadece bir tatlıcı değil, aynı

zamanda bir yaşam alanı haline

getiriyor. Misafirlerine yalnızca kaliteli

tatlar sunmakla kalmayıp, her anı özel

bir deneyime dönüştürmeyi amaçlayan

mekân, şehrin kalabalığından uzaklaşıp

sakinleşmek isteyenler için ideal bir

durak.

Geniş oturma alanları, samimi atmosferi

ve her köşesinde titizlikle tasarlanmış

detaylarıyla Cochet, her misafirine

kendisini evinde gibi hissettiriyor.

Mekânın iç mekan tasarımında

kullanılan sıcak renkler, doğal ahşap

mobilyalar ve zarif Fransız dokunuşları,

mekâna giren herkesi adeta bir başka

dünyaya taşıyor. Cochet, her ziyaretçisini

rahatlatan ve aynı zamanda sosyal bir


menüsünde sağlıklı, lezzetli ve doyurucu

seçenekler sunan Cochet, sabah saatlerinde de

misafirlerine güne enerjik başlamaları için ideal

bir adres oluyor.

“Her bir tatlımızı el emeğiyle hazırlıyoruz”

Cochet Patisserie & Bakery’nin Genel Müdürü

Güney Karataş, mekânın kuruluş amacını şu

sözlerle özetliyor: “Amacımız, misafirlerimize

sadece bir tatlı sunmak değil, her lokmada kalıcı

ve eşsiz bir deneyim yaşatmak. Tatlılarımız,

doğallığı ve el emeğini esas alarak özenle

hazırlanıyor; en kaliteli malzemeleri seçip,

her tarifte geleneksel teknikleri modern

dokunuşlarla birleştiriyoruz. Cochet olarak,

misafirlerimizin kendilerini özel hissetmelerini,

burada geçirdikleri zamanı unutulmaz bir

anıya dönüştürmeyi hedefliyoruz. Yeşilköy’ün

yeni lezzet durağı olarak, her ziyaretçimizi bu

yolculuğa davet ediyoruz.”

buluşma alanı olan şık bir mekân olmayı

amaçlıyor.

Geleneksel Fransız pastacılığına

sadık

Cochet’in mutfağında, Fransız

pastacılığının ince detaylarına ve

geleneksel tekniklerine sadık kalarak

hazırlanan tatlar, her biri sanat eseri gibi

sunuluyor. Üstün kaliteyi ve özgünlüğü

bir araya getiren lezzetler, yalnızca

tatlılar değil, aynı zamanda günlük

taze ekmekler ve kruvasanlar ile de

misafirlerinin damaklarında iz bırakıyor.

Mekânda sunulan her tat, doğallığı ve el

emeğini esas alarak özenle hazırlanıyor;

her lokma, geleneksel yöntemlerin

modern bir dokunuşla buluştuğu bir

deneyime dönüşüyor.

Ayrıca, mekânda gün boyu taze ve

doğal malzemelerle hazırlanan

kahvaltı seçenekleri de mevcut. Zengin


106

hotel restaurant

& hi-tech

yeni mekan

GASTRONOMI

SOKAĞI’NIN YENI ÜYESI

NUZ RESTAURANT

Ante Holding, yeni restoranı Nuz’u hizmete soktu. Tadım etkinliği ile kapılarını mekan, Anadolu’nun

zengin tarımsal mirasını, modern mutfakla buluşturuyor.

İstanbul’un turizm merkezi

Sultanahmet, gastronominin de

merkezi olmaya hazırlanıyor. Bölgenin

gastronomi konusundaki son üyesi Nuz

Restaurant oldu. Kuyumculuk, otelcilik,

yazılım, inşaat gibi birçok sektörde

faaliyet gösteren Ante Holding’in,

gastronomi alanındaki üçüncü mutfağı

olan mekan, Anadolu’nun zengin

tarımsal mirasını modern mutfakla

buluşturuyor. Nuz’da müşterilerin

beğenisine sunulan tüm tatlar,

Anadolu’nun kendi alanında meşhur olan

çoğu coğrafi işaretli ürünlerden elde

ediliyor.

Mezeleri ve et ürünleriyle iddialı

Kendi ekmeğini Ata tohumuyla yetişen

buğdayla ve içine başka bir katkı maddesi

koymadan üreten Nuz, mezeler ve et

ürünlerini de başka bir restoranda

tadamayacağınız özellikleriyle servise

sunuyor. Et çeşitleri arasında yine

sadece Nuz Restaurant müşterileri

için hazırlanan özel lezzetler yer alıyor.

Bu lezzetlerden biri de Adana kebap

burger. Adana Kebabı’nın burger olarak

hazırlandığı bu lezzet özel burger ekmeği

ile servis ediliyor. Bunun yanında Divle

Obruk Peynirli Dana Kaburga Burger,

Trakya Eski Kaşarlı Burger, kokoreçli

kır pidesi gibi Türk mutfağına yeni tatlar

kazandıracak lezzetler yer alıyor. Ayrıca

45 gün dinlendirilmiş dana sac kavurma,

masada cağ kebabı, dinlendirilmiş dana

pirzola, porterhouse, Tomahawk steak

gibi et çeşitleri ile baklava yufkasında

Ezine peyniri, kuzu kaburga yatağında

kuru dolma gibi birbirinden özel

lezzetler misafirlerin beğenisini

sunuluyor.

Ayasofya’ya 200 metre mesafede

Öte yandan Ante Holding, Sultanahmet

bölgesinin en büyük otelcilik

gruplarından biri olarak yer alıyor.

Holdingin bölgede Sura isimli beş yıldızlı

üç oteli bulunuyor. Sura Hagia Sophia,

Sura Design ve Sura Censept… Üç otel

de Sultanahmet’in en gözde yerlerinden

olan Ayasofya ve Sultanahmet Camii’ne

200 metre mesafede yer alan Alemdar

Ticarethane Sokak’ta bulunuyor. Sura

Hagia Sophia’nın giriş katında Michelin

Guide listesinde yer alan Deraliye, Sura

Design’ın giriş katında ise Gault Mallue

ödüllü Galeyan İstanbul yer alıyor. Nuz

Restaurant ise kendisi ile aynı dönemde

açılan ve butik otel olma özelliği taşıyan

Sura Design’ın giriş katında yer alıyor.

Alemdar Ticarethane Sokak, Ante Holding

bünyesindeki restoranlar nedeniyle

Gastronomi Sokağı olarak da anılıyor.


İSTANBUL’UN EN YENI

ARTISAN MUTFAĞI

DUDU FIRIN

İstanbul’un kalbinde Sultanahmet’te yeni açılan Dudu Fırın, artisan tatlarıyla eşsiz bir lezzet şöleni

yaşatıyor. Geleneksel tarifler tamamen doğal malzemelerle ve modern dokunuşlarla yeniden hayat

buluyor.

İstanbul Sultanahmet’teki Binbirdirek

Mahallesi’nde yeni açılan Dudu

Fırın, artisan lezzetleriyle şehrin

lezzet dozajını arttırdı. İstanbul’un

kalbinde yer alan Dudu Fırın, en kaliteli

malzemelerle hazırlanan taze ve

lezzetli ürünler sunarak, misafirlerine

unutulmaz bir deneyim yaşatmayı

hedefliyor. Kahve, kruvasan ve tatlı

kategorilerimizde, her damak zevkine

hitap eden geniş bir ürün yelpazesi

sunan mekan, doğal ve katkısız

malzemelerle hazırlanan ürünleriyle,

sağlıklı ve lezzetli seçenekler sunuyor.

İlk şubesini Konya’da açmıştı

İlk şubesini Konya’da açan İstanbul’un

en yeni artisan mutfağı, lezzetleriyle

müdavimler oluşturdu. Kapısında

uzun kuyrukların oluştuğu mekan,

Konya’dan sonra bu eşsiz lezzetlerini

İstanbul’a taşıdı. Geleneksel tarifleri

modern dokunuşlarla harmanlayarak,

özgün tatlar sunan mekan, her gün

taze ve özenle hazırladığı lezzetlerle,

müşteri memnuniyetini her zaman ön

planda tutuyor. İstanbul'da günlük taze

kahve, kahvaltı ve tatlı denildiğinde

akla gelen ilk mekân olmayı hedefleyen

iddialı lezzetleriyle mekan, Konya’daki

ilk şubesinden sonra İstanbul’da da

müdavimler oluşturmayı hedefliyor.

İstanbul'da günlük taze kahve,

kahvaltı ve tatlı denildiğinde

akla gelen ilk mekân olmayı

hedefleyen iddialı lezzetleriyle

Dudu Fırın, Konya’daki ilk

şubesinden sonra İstanbul’da

da müdavimler oluşturmayı

hedefliyor.


108

hotel restaurant

& hi-tech

HoReCa teknolojileri

Yapay zekâ turizmin geleceğini

yönlendiriyor

Toplantı, etkinlik ve turizm uzmanları Madrid’de gerçekleştirilen TIS 2024’te (Turizm İnovasyon

Zirvesi) bir araya gelerek teknolojinin turizm sektörü üzerindeki etkisini ele aldı.

Www.turkiyeturizmansiklopedisi.

com, TravelDailyNews

International'da konuyla ilgili

çıkan haberden bir derleme yaptı. TIS

2024’te katılan uzmanlara gör, yeni

teknolojiler ve özellikle Yapay Zekâ

(AI), turizm sektörüne devrimci etki

yaptı. Buna karşın bu etkilerin etki

ve kullanımı tartışılıyorken, Avrupa

Birliği konuyla ilgili bazı düzenlemeler

getirdi. Turizm İnovasyon Zirvesi’nde

teknolojinin getirdiği fırsat ve riskler

tüm boyutlarıyla tartışıldı.

Bu tartışmalar şöyle özetlendi: Büyük

veri göllerine ihtiyaç duymadan verilerin

akabileceği bir ortam oluşturulmalı.

Herkes verilerini tek bir yere atmalı.

Anlaşmalar ve değişim modelleri

aracılığıyla bağlantı kurulmasına ihtiyaç

söz konusu.

Yapay Zekâ Yasası

Avrupa Komisyonu D3 Hub projesiyle, iş

birliğini ve verilere erişimi iyileştirmek

için Avrupa düzeyinde turizmde bir

yetkinlik merkezinin oluşturulması

üzerinde çalışıyor. 'Yapay Zekâ Yasası'

olarak bilinen düzenleme, inovasyonu

yavaşlatmayı değil, güvenli ve şeffaf bir

şekilde teşvik etmeyi amaçlıyor. Yapay

zekâ, stratejileri ve işi geliştirmek için

büyük bir potansiyele sahip, ancak

güvenlik ve etiği sağlanabilmesi için

kullanımının düzenlenmesi gerekiyor.

D3 Hub turizm verilerinde bir yetkinlik

merkezi oluşturmayı amaçlıyor. Yapay

zekâ artık ulusal dillerde iletişim

kurabiliyor, bu da destinasyonların

tanıtılma şeklini değiştirdi. Hedef

gruplardan gelen soruları analiz etmek

için sohbet robotları kullanılıyor.

Tatilci eğilimleri tahmin edilip bölgesel

planlamaların iyileştirmesi kolaylaşıyor.

Seyahat süreci kolaylaşıyor

Teknoloji otel çalışanlarına hiper

kişiselleştirilmiş deneyimler sunmasını

sağlayıp, müşteri memnuniyetini,

misafir başına geliri ve sadakati

artırıyor. Hala gidilecek uzun bir yol

var. Yapay Zekâ hızla büyüyor onunla

çalışmanın bir yolunu bulunmalı.

Üretken Yapay Zekâ, sanal asistanların

yaygın müşteri sorunlarını çözmesine,

deneyimlerini iyileştirmesine ve

işletme maliyetlerini düşürmesine

olanak tanıyor. Telefonlarımızla

ödeme yapabiliyorsak, havaalanındaki

tüm süreci dijital kimliklerimizle

yönetebiliriz. Otel odalarında kâğıt

kullanımı azaldı. Temassız ödemeler

hayata geçti. Havaalanlarında, yolcular

gelmeden önce biyometrik verilerini

kaydedebiliyor. Bu da tüm seyahat

sürecini kolaylaştırıyor.


ALFA Awards’da

4. kez zirvede

Radyant ısıtmadaki verimlilik

iddiasını kanıtladı

İleri teknoloji radyant ısıtıcıları ile başta endüstriyel tesisler olmak

üzere kafe ve restoran gibi birçok işletmenin çözüm ortağı olan

Çukurova Isı, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda AR-GE

yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Son olarak hayata geçirdiği

radyometre laboratuvarıyla da verimli ve katma değeri yüksek

ürünler geliştirmeyi hedefleyen şirket Türkiye’de bir ilke daha imza

attı. Radyometre laboratuvarında, GOLDSUN CC seramik plakalı

radyant ısıtıcı ile GOLDSUN’dan sonra piyasada sıkça rastlanan

rakip firma ürününün performansını ölçen şirket, test sonuçlarını

kamuoyu ile paylaştı. Bu çalışma kapsamında, Çukurova Isı’nın 11 kW

gücündeki Goldsun CC seramik plakalı radyant ısıtıcı ürünü ile rakip

firmanın 12 kW gücündeki seramik plakalı radyant ısıtıcı ürününün

performansı Elvhis Radyometresi ile ölçülerek, radyant verimleri

ve kW başına tükettikleri enerji miktarı hesaplandı. Ayrıca yapılan

çalışmada ortaya çıkan kW/m² ölçümleri, sıcaklık artış dT grafiklerine

dönüştürülerek, cihazların hissedilen sıcaklık artış görseli de

hazırlandı. Buna göre; GOLDSUN CC seramik plakalı radyant ısıtıcı,

2 m mesafeden ortamda 8,24 °C sıcaklık artışı (dT) yaratırken, rakip

firma ürünü, etkin ısıtma bölgesinde maksimum 5, 39 °C sıcaklık

artışı (dT) sağlayabildi. GOLDSUN CC’nin radyant verimi yüzde 60,19

iken, rakip firma ürününün yüzde 44,67 olduğu; GOLDSUN CC’nin 1

kW radyant ısı üretmek için 1,66 kW, rakip firma ürününün ise 2,23

kW enerji harcadığı görüldü.

İklimlendirme sektörünün 100 yıllık tecrübeli markası Daikin,

Marketing Türkiye ve Akademetre Research & Strategic Planning

iş birliğiyle düzenlenen ALFA Awards’ta üst üste dördüncü kez

"Soğutma Kategorisi"nde müşterilerine en iyi deneyimi sunan

marka olarak birincilik ödülünü kazandı. Müşteri deneyimini

mükemmelleştirme vizyonuyla hareket eden Daikin Türkiye, bu

başarısıyla sektördeki liderliğini ve müşteri odaklı yaklaşımını

bir kez daha kanıtladı. Ödülle ilgili açıklamalarda bulunan Daikin

Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Genel Müdürü Hasan Önder,

“Daikin olarak, müşteri memnuniyetini her zaman en önde

tutuyoruz. Tüketici beklentilerini dinleyerek, ürünlerimizi ve

hizmetlerimizi onların ihtiyaçlarına göre uyarlıyoruz. Bu şekilde

müşteri bağlılığını en üst seviyede tutarak dört yıl üst üste bu ödülü

kazandık. Bu başarı, kullanıcılarımızın Daikin’e duyduğu güveni

yansıtıyor. Bizler de Daikin olarak bu başarıyı sürdürülebilir kılmak

ve artırmak için müşterilerimize sunduğumuz hizmeti geliştirmeye

devam edeceğiz.” dedi.

1.5

milyondan

fazla

mükellef

yeni yılda

e-Deftere

geçiyor

Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin tamamı 1 Ocak 2025

tarihinde e-Defter’e geçiyor. Elektronik Defter Genel Tebliği’nde

Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in Resmi Gazete’de yayımlandığını

hatırlatan Kolaysoft Teknoloji AŞ Satış Destek Yöneticisi Gizem Ülger

şunları söyledi: “Bilanço esasına göre defter tutan tüm mükelleflerin

e-Deftere geçiş yapması zorunlu olduğundan 1 Ocak’tan itibaren 1.5

milyondan fazla mükellefin e-Deftere geçiş yapacağı öngörülüyor.

Yaklaşık 10 yıllık e-Belge serüveninde bu dönem, ciddi bir geçiş

dönemi olacaktır. Burada, mali müşavirleri ve entegratörleri yoğun

günler bekliyor. Aralık ayında çok sayıda geçiş olacağından, firmaların

şimdiden mali mühür / e-imza cihazlarını talep etmeleri gibi ön

hazırlıklara başlamaları önemlidir. Kolaysoft’un yenilikçi teknolojisiyle

artık mali mühür kullanmadan e-Defterlerinizi hızlı, kolay ve pratik şekilde gönderebilirsiniz. Bilindiği üzere,

Kolaysoft Teknoloji olarak ülkemizin Sistem Entegratörü İş Ortağı başlığında “Yılın e-Fatura e-Defter e-Arşiv

/ e-Dönüşüm” kategorisinin birinciyiz. Kolaysoft olarak, tüm e-Belge (e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-Defter,

e-İrsaliye vb) uygulamaları ve dijital dönüşüm süreçlerinde işletmelere hizmet vermeyi sürdürüyoruz.”


110

hotel restaurant

& hi-tech

HoReCa teknolojileri

Restoranlar artan maliyetlerini

yapay zeka ile kontrol edecek

TÜİK tarafından yayımlanan verilere göre, restoran ve otellerdeki yıllık fiyat artışı %65’i aştı.

Yükselen maliyetleri fiyatlara yansıtan restoranlar için çözümün anahtarı ise yerli girişimden geldi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)

tarafından açıklanan Eylül 2024

tüketici fiyat endeksi verileri, lokanta

ve otellerdeki yıllık enflasyonun %65,14

seviyesinde olduğunu gösterdi. Bu ayda

da manşet TÜFE’den daha yüksek gelen

lokanta enflasyonu, restoranlardaki maliyet

artışlarının son kanıtı oldu. Restoran

kapanmalarının önüne geçmek ve yüksek

maliyetleri azaltmak için harekete geçen

yerli girişim Qapera, restoran sektörüne

özel olarak maliyet yönetimi ve merkezi

üretim yazılımı geliştirdi.

“Restoranlar maliyetlerini tam

olarak bilmiyor”

Geliştirdikleri yazılımın temelde restoran

işletmelerinin envanterlerini kontrol altına

almalarına ve verimliliklerini artırmalarına

yardımcı olduğunu vurgulayan Qapera

Kurucu Ortağı Çağlar Yılmaz, “Türkiye

Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verileri,

Türkiye'de 2023'te kapanan şirketlerin

%8'inin lokanta ve restoranlar olduğunu

gösteriyor. Envanter ve stok yönetimi,

restoran kapanmalarının başlıca

nedenlerinden biri. İşletmelerin gıda

maliyetlerini tam olarak bilmemesi, özellikle

küresel enflasyon dönemlerinde restoran

sektörünün en büyük sorunlarından birine

dönüşüyor. Qapera, geliştirdiği yapay zeka

destekli çözümle, restoranların tedarik

ve envanter süreçlerini optimize ederken,

gerçek zamanlı maliyet raporları sunarak

işletmelerin % 28 oranında kârlılığı

artırmaya katkıda bulunuyor. Merkezi üretim

sistemiyle restoranlar, üretim süreçlerini

tek bir ekrandan yönetebiliyor. Restoranların

mevcut POS ve muhasebe sistemleriyle tam

uyumlu bir biçimde çalışan Qapera, üretim

verimliliğini ve raporlama yeteneklerini en

üst seviyeye çıkarıyor” dedi.

Peki, restoranlardaki yüksek

fiyat ve maliyet sorunu neden

çözülemiyor?

Bunun sebebi, bu sorunun genellikle uygun

yazılımlar tarafından yönetilmemesidir. Şu

anda restoranlar, maliyet yönetimini POS

sistemleri veya muhasebe yazılımlarında

yer alan ek modüllerle çözmeye çalışıyor.

Ancak bu sistemler, aslında maliyet

kontrolünü sağlamak için geliştirilmemiştir.

Genellikle stok yönetimi özellikleri, yalnızca

"stok yönetimi de sunuyoruz" diyebilmek

için eklenen modüllerdir. Bu modüller,

maliyet yönetimini ana amaç olarak değil,

ana ürünlerini satabilmek için araç olarak

sunmaktadır. Bu yüzden kullanımları

karmaşık, yönetimi pahalı ve uzman

personele ihtiyaç duymaktadır. Bu durum

da, restoranların ürünü kullanamaması

nedeniyle stok kaybı sorununa etkili bir

çözüm geliştirilememesine yol açmaktadır.

14 gün ücretsiz deneme imkânı

Günümüzde işletmelerin satın aldıkları

hammaddelerin yarısından fazlasını değere

dönüştüremeden kaybettiğini ve pek çok

işletmenin de bunun farkında olmadığını

dile getiren Çağlar Yılmaz, “Kâr edemeyen

işletmeler, menü fiyatlarını artırarak bu

açığı kapatmaya çalışıyor, ancak bu durum

hizmet enflasyonunu dirençli kılıyor,

tüketici tepkisine ve müşteri kaybına yol

açıyor. İşletmelerin fiyatları artırmak yerine

kayıpları kontrol altına alması gerektiği

içgörüsünden yola çıkarak restoranlara özel

geliştirdiğimiz yeni nesil maliyet yönetimi ve

merkezi üretim yazılımı Qapera, işletmelerin

maliyetlerini günlük olarak ölçmelerine,

kayıp kaçaklarını aynı gün tespit etmelerine

ve problemleri zamanında çözmelerine

yardımcı oluyor. Restoranlarını akıllı ve

veriye dayalı bir biçimde yöneten restoran

sahipleri, stok kaybı sorunlarına etkili bir

çözüm olarak geliştirilen Qapera’yı 14 gün

ücretsiz deneyerek tercihini bu şekilde

verebiliyor” diye konuştu.


Peryön 19. Ege İnsan Yönetimi

Zirvesi’nin ilgi odağı Peyk oldu

Binalara sağanak yağışa karşı

direnç kazandırıyor

İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, büyük alana sahip çatılar için

geliştirdiği Pluvia Sifonik Çatı Drenaj Sistemi ile 40 yılı aşkın süredir

dünya genelindeki alışveriş merkezleri, futbol stadyumları, lojistik

merkezleri, havaalanları, fabrikalar ve diğer binaların çatılarını

güvenilir bir şekilde drenaj etmeyi sürdürüyor. Yağmur yağdığında

boruların hızla tamamen suyla dolacak şekilde tasarlandığı sistem,

özellikle yüksek ve şiddetli yağış oranına sahip sonbahar mevsiminde

sürdürülebilir verimli performans gösteriyor. İleri mühendislikle

üretilen sistem bileşenleri, çatıdaki yağmur suyunu 7-8 kat daha hızlı

drene etme becerisini akıllıca tasarlanmış detaylarıyla başarıyor. Çatı

süzgeçleri için daha kompakt ve ergonomik tasarıma sahip sistem,

10 dakikada 50 kg yağışı drene ediyor. Kendi kendini temizleyen

sistemin pratik bağlantı noktaları minimum sürede monte edilirken,

uzun yıllar malzeme ve tasarım garantisi de veriyor.

Otellere hızlı ve pratik ütüleme çözümü

Otellerde konfor ve kaliteyi en yüksek seviyeye

çıkarmak için her detayın önemi büyük. Misafirlerin

memnuniyetini sağlamak için de otellerdeki tekstil

ürünlerinin, özellikle yastık kılıflarının, çarşafların,

perdelerin ve masa örtülerinin sürekli temiz ve

ütülü olması gerekiyor. Bu noktada oteller için

çözüm ise öncü marka Singer’den geliyor. Singer

Mini El Tipi Buharlı Düzleştirici, hızlı ve pratik

ütüleme özellikleriyle dikkat çekiyor. Ürün, 1500

watt gücüyle hızlı, kolay ve kesintisiz güçlü buhar

sağlıyor. 25g/dakika buhar gücü ile ütülenmesi

zor olan bölgeleri kolaylıkla düzleştiriyor. Uç

kısmının özel tasarımı sayesinde, perde ve çarşaf

gibi geniş tekstil ürünlerinde bile mükemmel

sonuçlar yaratıyor. Hızlı ısınma süresi (sadece

Peryön 19. Ege İnsan Yönetimi Zirvesi, Wyndham Grand İzmir

Özdilek’te, “meselemiz ortak” teması ile düzenlendi. İnsan

yönetiminin karşılaştığı zorluklara odaklanılan zirvede; çalışan

refahından jenerasyonların değişen ihtiyaçlarına, insan yönetmenin

zorluklarından felsefi yaklaşımlara kadar geniş bir perspektifte

birçok konu derinlemesine ele alındı. Kolaysoft Teknoloji’nin

ürünü Peyk, insan kaynakları süreçlerinin dijitale taşınarak

hızlandırılmasına yönelik devrim niteliğindeki çözümleri ile Peryön

19. Ege İnsan Yönetimi Zirvesi’nin ilgi odağı oldu. İK süreçlerinin,

geleneksel yöntemlerden uzaklaşıp dijitalleşmenin getirdiği hız

ve verimliliğe taşındığını kaydeden Kolaysoft Teknoloji Peyk Satış

ve Pazarlama Uzmanı Berat Gündüz, şunları söyledi: “Peyk,

bordro gönderiminden belge onaylarına kadar birçok süreci dijital

ortama taşıyarak, şirketlerin operasyonel yüklerini hafifletiyor.

Biz de Peyk ürünümüz ile kongrenin sponsorlarından birisi

olarak, bu önemli buluşmaya katkı sağladık ve sektördeki yenilikçi

çözümlerimizle iş dünyasını desteklemekten mutluluk duyduk.

Zirve boyunca standımızda, İK profesyonellerine ve yöneticilere

dijital çözümlerimizi sunarken, birçok mevcut müşterimiz de

standımızı ziyaret ettiğinde Peyk ürünümüze dair memnuniyetlerini

dile getirdiler. Ayrıca, kongrenin katılımcıları tarafından, Peyk’in

sunduğu hız, güvenlik ve verimlilik özelliklerinin dijital dönüşüm

süreçlerine büyük katkılar sağlayacağı da ifade edildi. Zirvede,

edindiğimiz tecrübeler ve aldığımız geri bildirimler sayesinde, İK

süreçlerinin dijitalleşmesinde öncü rolümüzü sürdürürken, dijital

çözümlerimizi global çapta tanıtmaya devam edeceğiz.”

20 saniye) sayesinde, otel çalışanları zamandan

tasarruf ederek pratik şekilde yoğun iş temposuna

uyum sağlayabiliyor. 30 dakika otomatik kapanma

özelliği de son derece güvenli bir kullanım

sunuyor. Kilitli açma-kapama düğmesi de ürünün

kullanım kolaylığı oluşturan bir diğer özelliği

olarak öne çıkıyor. Kullanışlı saklama çantası ile

ürün otel odalarında düzenli ve rahat bir şekilde

saklanabiliyor. 280 ml su deposu ile de uzun

süreli kullanım mümkün oluyor. Oteller, Singer

Mini El Tipi Buharlı Düzleştirici’yi, yastık kılıfı

ve çarşaflardan perdeye kadar her türlü tekstil

ürününü hızlı ve etkili şekilde ütülemek için

kullanıyor.



Bahama


Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!