24.01.2025 Views

Hotel Restaurant Şubat 2025

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.








Geleceği şekillendirenler: Turizm

ve gastronomide dönüşüm

Shaping the future: Transformation

in tourism and gastronomy

Turizm ve yiyecek- içecek sektörlerinde düzenlenen etkinliklerin sektöre sağladığı katkılar sıkça

tartışılmakta. Ancak bu organizasyonların sonuçlarının yeterince sorgulanmadığı da aşikar! Turizoom

Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Aksu, sektörel etkinliklerin finansal etkilerinden katılımcılara sağladığı

yeni iş fırsatlarına kadar birçok açıdan analiz edilmesi gerektiğini vurgularken, organizasyonların

başarılarını belirlemek ve gelecekteki stratejilere yön verebilmek için detaylı bir şekilde

değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Haberin detaylarına “gündem” başlığımızdan ulaşabilirsiniz.

Turizm sektaöründe 45 yıllık bir birikime sahip olan Deniz Anapa, Etap İstanbul Oteli’nde stajyer olarak

başladığı kariyerinde, Türkiye Etap Otelleri Satış Müdürlüğüne yükseldi. Inter Hotels ve La Maison gibi

önemli markalarda yöneticilik yaparken, aynı zamanda Skål International İstanbul’da 36 yıllık üyeliği

boyunca Türk turizmini uluslararası arenada temsil etti. Kadınların turizmdeki rolünü güçlendiren bir

ilham kaynağı olan Anapa, sürdürülebilirlik ve kültürel değişim alanlarında da örnek projelere imza

attı. Bugün, Skål International Dünya Yönetim Kurulu Üyesi olarak başarılarını taçlandıran Anapa’nın

dikkat çeken hikayesi bu sayımızda!

The contributions of events organized in the tourism and food & beverage sectors are often discussed.

However, it is evident that the outcomes of these organizations are not sufficiently scrutinized! Ali Can Aksu,

Chairman of Turizoom's Board of Directors, emphasized the need to analyze industry events from various

perspectives, from their financial impacts to the new business opportunities they offer participants. He

highlighted that detailed evaluations are necessary to determine the success of these organizations and

shape future strategies. You can find more details under our “agenda” section.

With 45 years of experience in the tourism industry, Deniz Anapa started her career as an intern at the Etap

Istanbul Hotel, later advancing to the position of Sales Manager for Türkiye Etap Hotels. While managing

prominent brands like Inter Hotels and La Maison, she also represented Turkish tourism on international

platforms during her 36-year membership with Skål International Istanbul. As a role model empowering

women in tourism, Anapa has implemented exemplary projects in sustainability and cultural change. Today,

she crowns her achievements as a member of Skål International's World Board of Directors. Her inspiring

story is featured in this issue!

hotelrestaurantmagazine

@Hitechdergisi

hotelrestaurantmagazine

TURYİD’in Genel Kurul toplantısı geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. TURYİD Başkanı Kaya Demirer,

7. döneme başlarken yaptığı açıklamada derneğin büyüklüğüne ve taşıdığı sorumluluğa dikkat

çekti. Demirer’i bu yeni dönemi ve derneğin ulaştığı büyüklüğü kutluyoruz. Ancak, böylesine güçlü

bir oluşumun, sektördeki küçük ve orta ölçekli işletmeler için de daha fazla destek mekanizması

oluşturmasını ve özellikle yükselen maliyetlerle mücadele konusunda etkin adımlar atmasını temenni

ediyoruz. Gastronominin her segmentini kapsayan bir dayanışma, sektörün tamamını daha güçlü

kılacaktır. Yeni dönemde TURYİD’e başarılar diliyor, sektör adına büyük bir katkı sunmalarını heyecanla

bekliyoruz!

Otelcilik dünyasında önemli gelişmeler yaşanıyor. River Rock Hotels & Resorts, ELT Building ile iş birliği

yaparak Gürcistan’daki ilk La Quinta by Wyndham otelini Mart 2025’te Batum’da açmaya hazırlanıyor.

ATG Hotels, bünyesine 9 otel daha ekleyerek Akdeniz’de lider konuma yükselirken, Anex Turizm Grubu

ile büyüme hedeflerini güçlendiriyor. Ayrıca, Accor tarafından yeniden markalanan Mercure Ankara

Kızılay, misafirlerine keyifli bir konaklama deneyimi sunmak üzere kapılarını açtı. Detaylar ve daha

fazlası yeni yatırımlar sayfamızda sizleri bekliyor!

Anadolu'nun kalbi ve Frigya mutfağının kesişme noktası olan Ankara, yeni bir gastronomi derneğinin

kuruluşuna ev sahipliği yaptı. Deneyimli turizmci Ömer Kartın öncülüğünde JW Marriott Ankara’da

gerçekleştirilen özel bir lansmanla tanıtılan Anadolu Gastro-Turizm Derneği, gönüllülük esasıyla

Türkiye’nin gastronomik zenginliklerini dünyaya tanıtma misyonunu üstleniyor. Türkiye'nin lezzet

haritasını geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlayan bu önemli girişimin, gastronomi ve turizm dünyasında

yeni kapılar açacağına inanıyoruz. Biz de bu değerli çabayı dergi olarak gönülden destekliyor ve

başarılar diliyoruz.

Restoran Modern’in Executive Şefi Tuğçe Mirza’nın mutfakla yolculuğu, İstanbul’da çocukluk yıllarında

başlıyor. Lezzet dolu yemeklerle ilk bağını, anne mutfağında kuruyor. Yemek yapmak, onun için sadece

bir tutku değil, aynı zamanda bir ifade biçimine dönüşüyor. “Her tarif bir keşif, her tat bir yaratıcılık

alanıydı” diyen Mirza, bu sürecin büyüsüne kapılarak aşçılık mesleğine yöneliyor. İlk denemesi

olan anne tarifine sadık bir makarna, onun mutfağa duyduğu ilgiyi daha da güçlendiriyor. Bugün

tabaklarında ruhunu konuşturan Tuğçe Mirza, ilham veren hikayesiyle bu sayımızda!

Keyifli okumalar dilerim.

TURYİD recently held its General Assembly meeting. TURYİD President Kaya Demirer highlighted the

organization's scale and the responsibilities it carries as he began his 7th term. We celebrate Demirer for

this new chapter and the significant growth of the organization. However, we also urge such a strong entity

to establish more support mechanisms for small and medium-sized enterprises in the industry and to take

effective steps in combating rising costs. A solidarity encompassing all segments of gastronomy will make the

entire industry stronger. We wish TURYİD success in the new term and eagerly anticipate their contributions

to the sector!

The hospitality world is witnessing significant developments. River Rock Hotels & Resorts has partnered with

ELT Building to open Georgia's first La Quinta by Wyndham hotel in Batumi in March 2025. ATG Hotels has

added nine more hotels to its portfolio, securing a leading position in the Mediterranean, while strengthening

growth targets with Anex Tourism Group. Additionally, the rebranded Mercure Ankara Kızılay by Accor has

opened its doors, promising a pleasant accommodation experience for its guests. Details and more await

you in our new investments section!

Ankara, the heart of Anatolia and the meeting point of the Phrygian cuisine, has hosted the establishment of

a new gastronomy association. Introduced through a special launch led by experienced tourism professional

Ömer Kartın at JW Marriott Ankara, the Anatolian Gastro-Tourism Association is committed to promoting

Türkiye's gastronomic riches to the world on a voluntary basis. We believe this significant initiative will open

new doors in the worlds of gastronomy and tourism. As a magazine, we wholeheartedly support and wish

success to this valuable endeavor.

The culinary journey of Tuğçe Mirza, Executive Chef of Restoran Modern, began in her childhood in Istanbul.

She made her first connection with flavorful dishes in her mother’s kitchen, where cooking became not just

a passion but also a form of expression. “Every recipe was a discovery, and every flavor was a realm of

creativity,” says Mirza, who was captivated by the magic of this process and pursued a career in culinary arts.

Her first attempt at cooking was a pasta dish made following her mother’s recipe, which further solidified

her interest in the kitchen. Today, Tuğçe Mirza speaks through her plates and shares her inspiring story with

you in this issue!

Enjoy reading!

K

GENEL MÜDÜR

(Sorumlu)

REKLAM SATIŞ PAZARLAMA

REKLAM KOORDİNATÖRÜ

Emir Ömer ÖCAL

emir.ocal@img.com.tr

0212 454 22 22

TEKNIK MÜDÜR

BILGI İŞLEM

TOLGA ÇAKMAKLI

tolga.cakmakli@img.com.tr

TAYFUN AYDIN

tayfun.aydin@img.com.tr

İMG WEB TEAM MAIL

web@img.com.tr

Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ

Doç. Dr. MURAT DOĞDUBAY

GÜRKAN BOZTEPE

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı

TEZER ÖNER

Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve

İşletme Yatırım Danışmanı

HÜSEYİN KURT

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği

Başkanı

AYDIN DEMIR

Yeditepe Üniversitesi Gastronmi Mutfak

Sanatları Chef Ögretim Görevlisi/

The Maestro Hotel Executive Chef

website

www.hotelrestaurantmagazine.com

e-mail

info@img.com.tr

CTP - BASKI

İRTİBAT BÜROLARIMIZ

ADRES

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL

Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94

www.ihlasmatbaacilik.com

BURSA +90.224 211 44 50-51

KONYA +90.332 238 10 71

İSTMAG

Magazin Gazetecilik Yayıncılık

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.

İHLAS MEDIA CENTER

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi

No: 11 Medya Blok Kat: 1

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey

Tel: 0212 454 22 22

Faks: 0212 454 22 93

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları

İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır. ISSN:1305-1792


Fark yaratan mutfakların

vazgeçilmez lezzetleri

ANFAŞ Food Product 2025'te!

Kahvaltıdan atıștırmalıklara, çay saatinden akșam yemeğine misafirlerinize

gönül rahatlığıyla sunduğunuz lezzetlerinizin birer parçası olan Turyağ ® ,

PROVERSE ® ve Gerkens ® markalarını daha yakından tanımak ve

sizleri bir adım öteye tașıyacak yenilikleri öğrenmek için

standımıza bekleriz.

Anfaș Expo Fuar ve Kongre Merkezi, Antalya

Stand: Hall 2, H01

28-31 Ocak 2025


Bu sayımızda

antre

12 Sektörden kısa haberler

gündem

20 171 yeni otel yolda

22 Kredi kartı harcamaları artışta

24 Otel ve lokanta maliyetleri

zirvede

36

26 Antalya 2024’de 17 milyona

dayandı

28 İşte Celestyal’in 2025 hedefi

30 2024’te otel geceleme fiyatları

arttı

32 Akdeniz çanağında Türkiye 4.

sırada

34 İspanya 129 milyonu aştı

36 Avrupa kış turizmi 322 milyar

doları aşacak

64 60

38 Öner: Seçmece turfanda müdür

mevsimi başladı

40 İşte 2024’ün seyahat karnesi

42 Etkinlik dünyası Kıbrıs’ta

buluştu

44 MICE sektörünün görkemli ödül

gecesi

48 İSATAG’dan destek çağrısı

50 Turizmde yapay zekâ pazarının

2030 hacmi ne olacak

30



52 Low-Cost pazarı 543 milyar

doları aşacak

54 İzmir, sağlık turizmi için

düğmeye bastı

yeni yatırımlar

58 La Quinta by Wyndham

Batumi, River Rock Hotels

yönetimiyle açılacak

60 Accor’un markaladığı otel

Kızılay’da açıldı

62 Asteria Hotels, Anex ile

yeniden canlanacak

iş’te kadın

64 Deniz Anapa ile Skål'dan

küresel etkiye bir serüven

marka

68 Yarım asırdır süregelen

başarı hikayesi: Külsan

82

70 Türer: Marka yaratma süreci

üretim kadar zor

72 Demirel: Sürdürülebilir

gelecek için yenilikçi

çözümler üretiyoruz

74 76 PILOTCAR, P2 City

modelini tanıttı

76 Hotel Design Show’da Global

Project International’dan

geleceğe dokunan oda

tasarımı

78 Feast uyardı!

80 Nestlé Sweetened Condensed

Milk şimdi Türkiye’de

şefin gözünden

82 Tabakta ruhunu konuşturan

şef: Tuğçe Mirza

gastro etkinlik

86 FSUMMIT, 5. yılında bu temayı

benimseyecek

88 Culinary Forum, 26-27

Şubat’ta gerçekleşecek

90 Michelin seçkili 132 restorana

plaket töreni

gastro güncel

92 Anadolu Gastro-Turizm

Derneği kuruldu

102

93 Doğan: Yiyecek-içecek

sektöründe hipergerçeklik

teknolojileri

94 TURYİD “Kaya Demirer ile

yola devam” dedi

95 Aksu: Sektörel etkinliklerin

etki belirsizliği sorgulanmalı

gastro aktüel

96 Gastronomi sektöründen

haberler

yeni mekan

98 23 yıldır lezzet ve eğlencenin

adresi: Havelka

100 Perran, 2. şubesini

Kalamış'ta açacak

101 Shake Shack, şimdi de Mall

of İstanbul’da

102 Lezzet ve eğlenceyi iki

yakada yaşatan adres:

Tamirane

104 Basri Baba Türk Restoranı

İstanbul’da

HoReCa teknoloji &

sistemleri

106 Daikin ile yapay zeka destekli

iklimlendirme deneyimi

108 Protel 2025 yılı hedefini

açıkladı

110 SICPA Türkiye 450 bin m²

alanı aydınlattı

www.hotelrestaurantmagazine.com



12

hotel restaurant

& hi-tech

antre

Turizmde tüketim

2,3 trilyon

Turizmin ekonomik etkilerini arz

ve talep yaklaşımı ile ölçen Turizm

uydu hesabı 2023 sonuçlarına göre,

ülkemizdeki turizm amaçlı toplam

tüketim değeri 2 trilyon 374 milyar

645 milyon 920 bin TL oldu.

Turizm amaçlı toplam tüketim değerinin

toplam yurt içi arz içerisindeki payı %3,7

olarak gerçekleşti. Ülkemizde doğrudan

turizm amaçlı gayrisafi katma değer 2023

yılında 1 trilyon 117 milyar 479 milyon

795 bin TL olarak gerçekleşti. Doğrudan

turizm amaçlı gayrisafi katma değerin

toplam gayrisafi katma değer içerisindeki

payı %4,7 oldu.

Tourism

consumption

hits 2.3

trillion

According to the Tourism Satellite

Account 2023 results, which measures

the economic impact of tourism through

supply and demand approaches, the total

tourism-related consumption value in

Turkey reached 2 trillion 374 billion 645

million 920 thousand Turkish Liras.

The share of tourism-related total

consumption in the total domestic supply was

3.7%. In Turkey, the direct gross value added

for tourism in 2023 was 1 trillion 117 billion 479

million 795 thousand Turkish Liras. The share

of direct tourism-related gross value added in

the total gross value added was 4.7%.

Yabancı

işçi rekor kırdı

2023 yılında, toplamda

1,5 milyon kişiye varan

istihdamın olduğu Türkiye

turizminde yabancılara

verilen çalışma izinleri sayısı

2019 yılını aşarak 34 bin

kişiyi geçti.

Turizmdatabank’ın Çalışma

Bakanlığı’ndan derlediği verilere göre,

2023 yılında, toplamda 1,5 milyon

kişiye varan istihdamın olduğu Türkiye

turizminde yabancılara verilen çalışma

izinleri sayısı 2019 yılını aşarak 34 bin

kişiyi geçti. Yabancılar en çok % 67 ile

konaklama alanında çalışıyor. 2019’da

32 bin yabancı işçi izin almıştı.

Foreign workers set a record

In 2023, the number of work permits granted to foreign workers

in Turkey's tourism sector surpassed 34,000, exceeding the

number in 2019, which was 32,000.

According to data compiled by Turizm Databank from the Ministry of Labor, the total

employment in Turkey's tourism sector reached up to 1.5 million people. Foreign

workers make up 67% of the workforce in the accommodation sector.


www

emart

emart

30 Yıllık Deneyimi ile

Dondurma Arabalarında

Kalitenin Adresi EMART

5:17

340 likes

FoodCarts! #carretto #emartmakine

Your story

emart

Emart

340 likes

FoodCarts! #carretto #emartmakine

Onlarca Model

Arasından Arabanızı

İstediğiniz Renk ve

Ebatlarda Kurumsal

Kimliğinize Uygun

Özelleştirin

emart

340 likes

FoodCarts! #carretto #emartmakine

emart

Liked by Benjamin and others

#foodcart #icecream #dondurmaarabalari

0 likes

#emartmakine

340 likes

FoodCarts! #carretto #emartmakine

Emart Dondurma

Arabaları Dikkat

Çeken Tasarımları ve

Enfes Dondurmaları

ile Yaz Akşamlarınızın

Vazgeçilmezi Olacak


14

hotel restaurant

& hi-tech

antre

Turizmde leasing

%53 arttı

Otel ve restoranlarda leasing yöntemi kullanımı

2024 yılının 10 aylık döneminde %53 artarak

53,2 milyon dolardan 81,4 milyon dolara çıktı.

Turizm Databank’ın BDDK’dan derlediği verilere göre, otel ve

restoranlarda (turizm) leasing yöntemi kullanımı (sözleşme

maliyet değeri ile) 2024 yılının 10 aylık döneminde %53 artarak

53,2 milyon dolardan 81,4 milyon dolara çıktı. Diğer yandan,

kira alacağı değeri de 77,2 milyon dolardan 103,7 milyon

dolara yükseldi.

Turizmde leasing; otel mobilya ve donanımları, restoran

mutfak donanımları, çamaşırhane kuru temizleme,

donanımları, spor salonu ekipmanları, lift (teleski/telesiyej)

sistem ve ekipmanları ve diğer turizm ekipmanlarında

kullanılıyor.

Leasing in tourism,

increased by 53%

The use of leasing in hotels and restaurants

increased by 53% in the first 10 months of 2024,

rising from $53.2 million to $81.4 million.

According to data compiled by Turizm Databank from the

Banking Regulation and Supervision Agency (BRSA), the use

of leasing in hotels and restaurants (based on contract cost

value) increased by 53% in the first 10 months of 2024, from

$53.2 million to $81.4 million. Additionally, the value of rental

receivables also rose from $77.2 million to $103.7 million.

Leasing in tourism is used for hotel furniture and equipment,

restaurant kitchen equipment, laundry and dry cleaning

equipment, gym equipment, lift (ski lifts) systems and

equipment, and other tourism-related equipment.

Havada yolcu sayısı

230 milyona çıktı

Havalimanlarında yolcu trafiği 2024 yılı

Ocak-Aralık döneminde %7,5 artarak 214

milyondan 230 milyona ulaştı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı DHMİ Genel Müdürlüğü

verilerine göre, havalimanlarında yolcu trafiği 2024 yılı Ocak-

Aralık döneminde %7,5 artarak 214 milyondan 230 milyona

ulaştı. Yurt dışı hatlarda %9,6 artışla 134,6 milyona ve yurt

içi hatlarda %4,7 artarak 95,2 milyona yükseldi.

Passenger numbers in the air

reach 230 million

Passenger traffic at airports in 2024

increased by 7.5%, reaching 230 million

from 214 million.

According to data from the Ministry of Transport and

Infrastructure's General Directorate of State Airports Authority

(DHMİ), passenger traffic at airports in 2024 increased by 7.5%

from 214 million to 230 million. International routes saw a

9.6% increase, reaching 134.6 million, while domestic routes

increased by 4.7% to 95.2 million.



16

hotel restaurant

& hi-tech

antre

ISTTA

2025 yılı

projelerini

paylaştı

İstanbul Turizm Derneği (ISTTA), The Marmara

Pera Otel’de düzenlediği yeni yıl kutlama

etkinliğinde turizm sektörünün önde gelen

isimlerini bir araya getirdi. İstanbul Büyükşehir

Belediyesi Turizm Müdürlüğü temsilcilerinin

yanı sıra sektörün önde gelen sivil toplum

kuruluşunun katılım sağladığı etkinlikte, 2025

yılı için sektörün öncelikleri ve yeni projeler

değerlendirildi.

ISTTA Başkanı Murtaza Kalender, yaptığı açılış konuşmasında

2024 yılında gerçekleştirilen çalışmaları özetlerken, 2025 yılı için

iddialı hedefler belirlediklerini vurguladı. Yurtiçi ve dışı tanıtım

faaliyetleri, sektörel eğitimler ve uluslararası fuar katılımlarıyla

İstanbul’a yüksek katma değerli turist çekmeyi amaçladıklarını

belirtti. Ayrıca, şubat ayında gerçekleşecek EMITT Fuarı'nda

özel bir stantla yer alacaklarını duyurdu.

Kalender’in açıklamalarına göre; global tanıtım, güçlü etki,

İstanbul’un tarihi, kültürel ve gastronomik zenginliklerini öne

çıkaran özel projeler, turizmde bilgi güçtür, sektörel eğitimler

ve bilgilendirme faaliyetleri, katma değeri yüksek turist sayı ve

gelirini artırmak, İstanbul’a yüksek gelir bırakan turist sayısını

artırmayı hedefleyen çalışmalar, sürdürülebilir turizm adımları,

çevre dostu turizm projeleri ve sürdürülebilirlik çalışmaları,

kültürel etkinliklerle turizme değer katacak projeler, güçlü iş

birliği ve İstanbul’un marka değeri, sektör paydaşlarıyla daha

güçlü iş birliği ve ortak projeler, şehrin marka değerini artırmayı

hedefleyen kapsamlı çalışmalar derneğin 2025 yılı projeleri

arasında geliyor.

Yiğit Girgin: “Turizmde kalite

ve nicelik dengeli ele alınmalı”

Bodrium Otel & Spa Genel Müdürü ve POYD

Bodrum Temsilcisi Yiğit Girgin, Bodrum'da turizm

sezonunun başarısının sadece turist sayısına göre

değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı.

Turizm sezonunun kalite ve niceliğinin dengeli bir şekilde ele alınması

gerektiğini dile getiren Girgin, turist sayısının yanı sıra; turistlerin ekonomiye

katkılarının da göz önünde bulundurulmasının önemine dikkat çekti. Turizmin

sadece gelen turistin adedine göre şekillenecek bir sektör olmadığını

hatırlatan Girgin, “Gelenlerin ekonomik olarak dağılımı, konaklama ve yeme -

içme harcamaları, aynı zamanda yerel ekonomiye sağladıkları değer de büyük

önem taşıyor. Ayrıca, turizmin sürdürülebilir olması ve bölgemizin doğal ve

kültürel mirasını korumak da en az rakamlar kadar birleştiren bir faktör. Turist

sayısına bağlı olarak genellikle 'rekorlar kırıldı' gibi söylemler üretiyoruz.

Bu işin niteliği ve niceliği de aslında çok önemli. Turist sayısı olarak 1 milyon

hedefimiz vardı ve buna ulaşıldı. Fakat bu sayının ne kadarı Bodrum'da kaldı

bunu bilmiyoruz. Bu sonuçtan mutlu olan mutlu, mutsuz olan da konuşmuyor.

Çünkü Didim'e giden çok sayıda bir turist sayısı da var. Buraya gelen turistlerin

yüzde 40 ile 50’sinin Didim'e gittiğini biliyoruz. Bu iki destinasyonun bir yarışı

değil tabiiki. Ancak, burada toptan pazarlama sürecine bakılmalı. Bodrum'da

bütünlüklü bir turizm bakış açısı yok. Bir turizm politikamız oluşmalı. Biraz

toparlanmamız ve birleşmemiz gerekli diye düşünüyorum” diye konuştu.



18

hotel restaurant

& hi-tech

antre

Yusuf Narlı:

"Çukurova

Uluslararası

Havalimanı, Alman

ve Rus turist sayısını

artırdı"

2024 Ağustos ayında hizmete

giren Çukurova Uluslararası

Havalimanı’nın bölgedeki Alman

ve Rus turist sirkülasyonunu

artırdığını ifade eden Mersin’in

ilk termal oteli BN Hotel

Thermal&Wellness İcra Kurulu

Başkanı Yusuf Narlı, ‘’Geçen

yıla göre termale ilgi yüzde 60

arttı. 2024’te yüzde 60 büyüme

gerçekleştirdik.’’ dedi.

Kış turizmde önemli bir oyuncu olmayı

hedefleyen Mersin’in ilk termal oteli BN

Hotel Thermal&Wellness İcra Kurulu

Başkanı Yusuf Narlı, 2024’te yüzde 60

büyüme gerçekleştirdiklerini, 2025’te

hedeflerinin yüzde 85 doluluk oranına

ulaşmak olduğunu açıkladı. 2024

yılında turizmin etkileyici bir büyüme

gösterdiğine dikkat çeken Yusuf Narlı

‘’2024 yılında ilk dokuz ay sektör gelirleri

46,9 milyar dolara ulaşarak geçen yılın

aynı dönemine göre yüzde 7 oranında

artış kaydetti. 2024 Ağustos ayında

hizmete giren Çukurova Uluslararası

Havalimanı da bölgemizdeki Alman ve

Rus turistlerin sayısını artırdı.” dedi.

Geçtiğimiz yıla göre termale ilgide yüzde

60 büyüme gerçekleştirdiklerini ifade

eden Narlı, “2024’te yerli turistte en

çok Adana, Mersin, Gaziantep, Konya,

Kayseri, Kahramanmaraş, Ankara ve

İstanbul’dan turist ağırladık. Ruslar

termal otelleri çok seviyor. Ancak termal

oteller için önceden

Avrupa’yı tercih

ederlerdi. Çukurova

Uluslararası

Havalimanı’nın

devreye girmesi,

haftanın 5 günü

direkt uçuşlar

ve Rusya’da

yaptığımız tanıtım çalışmaları sayesinde

Mersin’e gelmeye başladılar. Rusya

dışında Almanya, Hollanda ve Fransa

gibi ülkelerden de termale ilgi yüksek.

Her yıl üzerine koyarak çalışmalarımızı

yürütmeye devam ediyoruz. 2025’te de

termal turizme talebin artarak devam

etmesini bekliyoruz’’ dedi.

Bilet Dükkanı’na

yeni genel müdür

Turizm sektöründe 35 yılı aşkın deneyimi ve teknolojik

yeniliklere olan hakimiyetiyle sektörde fark ortaya koyan

Bilet Dükkanı’nda, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

olarak önemli başarılara imza atan Kadir Tanrısever

Genel Müdürlük görevine atandı.

Kadir Tanrısever, kariyerine Hartur’da Acente Müdürü olarak adım attı ve bu süreçte

birçok başarılı projeye liderlik etti. Seyahat ve turizm alanındaki tecrübesiyle Bilet

Dükkanı’nda Genel Müdür Yardımcısı görevini üstlenerek şirketin operasyonel

ve stratejik hedeflerine değerli katkılarda bulundu. Son olarak şirketteki kariyer

yolculuğuna Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak devam eden Tanrısever,

bu pozisyonda da yönetim mekanizmasında kritik roller üstlendi. Şimdi ise genel

müdür olarak Bilet Dükkanı’nda yeni bir dönemin kapılarını aralamaya hazır.

Bilet Dükkanı Genel Müdürü Kadir Tanrısever, şirketin geleceği hakkında şöyle

konuştu: “Bilet Dükkanı olarak, teknoloji ve turizmi birleştirerek sektörde yeniliklere

öncülük ediyoruz. Uçtan uca seyahat çözümlerimiz ve dijital hizmetlerimizle hem

bireysel hem de kurumsal müşterilerimize eşsiz bir deneyim sunuyoruz. Global

pazarda gücümüzü artırarak, Bilet Dükkanı’nı teknoloji odaklı bir dünya markasına

dönüştürme hedefimizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”


Seferihisar’dan Gelen Lezzet

Süzme Yoğurt

Kaymaklı

Yoğurt

Yarım Yağlı

Beyaz Peynir


20

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

171 yeni otel yolda!

171 new hotels on the way!

Turizm Databank araştırmasına göre, geneli

4 ve 5 yıldızlı olan 171 yeni otel, toplamda 24

bin oda ve 53 binden fazla yatak kapasitesiyle

faaliyete geçecek. Bu yatırımlar için ayrılan

bütçe ise 50 milyar TL'yi buluyor.

Turizm Databank Araştırmasına göre, 28 Aralık 2024

itibariyle, 2025-2026 döneminde açılacak, geneli 4 ve 5

yıldızlı 171 otelde 24 binden fazla oda ve 53 binden fazla

yatak kapasitesi faaliyete geçecek. Yatırımlara toplamda 50

milyar TL harcanacak. Yatırımlarda Muğla, İstanbul ve Antalya

başı çekerken yenilemeler de artış gösteriyor.

Muğla, İstanbul ve Antalya başı çekiyor

Muğla, İstanbul ve Antalya, hem yeni yatırımlarda hem de otel

yenilemelerinde başı çekerken, sektörde kalite ve kapasitenin

artırılması hedefleniyor. Yeni projeler, turizm potansiyelini

artırırken bölgesel ekonomilere de önemli katkılar sunacak.

According to Tourism Databank research, 171

new hotels, mostly 4 and 5 star hotels, will come

into operation with a total capacity of 24 thousand

rooms and more than 53 thousand beds. The

budget allocated for these investments amounts

to 50 billion TL.

According to the Tourism Databank Research, as of December 28, 2024,

more than 24 thousand rooms and 53 thousand bed capacity will be

operational in 171 hotels, mostly 4 and 5 star hotels, which will open in

2025-2026. A total of 50 billion TL will be spent on investments. Muğla,

Istanbul and Antalya are leading the investments, while renovations are

also on the rise.

Mugla, Istanbul and Antalya lead the way

While Muğla, Istanbul and Antalya are leading the way in both new

investments and hotel renovations, the sector aims to increase quality

and capacity. The new projects will increase tourism potential and make

significant contributions to regional economies.



22

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

Kredi kartı harcamaları artışta:

İşte turizmin öne çıkan alanları!

Credit card spending on the rise: Key areas in tourism!

Yurt içinde kredi kartları ile yapılan turizme

yönelik harcamalar, 2024 yılının Ocak-Kasım

döneminde %27,7 artarak 29,2 milyar dolara

yaklaştı.

Turizm Databank’ın Bankalararası Kart Merkezi BKM’den

derlediği verilere göre; yurt içinde kredi kartları ile yapılan

turizme yönelik harcamalar, 2024 yılının Ocak-Kasım

döneminde %27,7 artarak 29,2 milyar dolara yaklaştı. 2023 yılı

11 ayda harcamalar ise 22,9 milyar dolardı.

Otel ve uçak biletine ne kadar harcandı?

Bu dönemde yurt içinde, kredi ve banka kartları ile yapılan otel

konaklama harcamaları %31 artarak 8,9 milyar dolara ve uçak

bileti harcamaları ise %14 artarak 8,7 milyar dolara çıktı.

Online turizm hizmetleri alımları

Bu dönemde Türkiye’de, yerli ve yabancı kartlarla yapılan

online turizm hizmetleri alımları %26,4 artarak 14,5 milyar

dolar oldu. Havayolları ve acentalar 6,0 milyar dolara yakın

düzeylerle başı çekti.

Temassız yemek harcamaları

Yerli kartlarla yurt içinde ve dışında yapılan temassız yemek

harcamaları da bu dönemde %47 artarak yaklaşık 18,3 milyar

dolar olarak gerçekleşti.

Domestic tourism-related spending with credit

cards in Turkiye increased by 27.7% in the

January-November 2024 period, reaching nearly

$29.2 billion.

According to data compiled by Tourism Databank from the Interbank

Card Center (BKM), domestic credit card spending on tourism in Turkiye

grew by 27.7% in the first 11 months of 2024, reaching $29.2 billion,

compared to $22.9 billion during the same period in 2023.

How much was spent on hotels and flights?

During this period, credit and debit card spending on hotel

accommodations rose by 31%, reaching $8.9 billion, while spending on

airline tickets increased by 14%, totaling $8.7 billion.

Online tourism services purchases

Online tourism service purchases in Turkiye, made with domestic and

foreign cards, grew by 26.4% during this period, reaching $14.5 billion.

Airlines and travel agencies led the way with nearly $6 billion each.

Contactless dining expenses

Contactless dining expenses made with domestic cards both in Turkey

and abroad also surged by 47%, amounting to approximately $18.3

billion during this period.



24

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

Aralık 2024:

Otel ve lokanta

maliyetleri zirvede!

December 2024: Hotel and

restaurant costs at their peak!

2024 Aralık ayında TÜİK’e göre yıllık enflasyon

%44,38’e gerilerken, Turizm Databank

tahminlerine göre otel maliyetlerindeki artış

%71’e ulaştı.

2024 yılının 12. ayında yıllık enflasyon TÜİK’e göre %44,38’e

gerilerken Turizm Databank tahminlerine göre otel

maliyetleri artışı tahminen %71 oldu. Sadece Aralık

2024’te oteller lokantalar vb. yerlerdeki fiyat artışı, TÜİK’e

göre %1,35 artarken yıllık yükseliş %57,13 oldu. Tahmine

göre Aralık ayında otellerde yıllık maliyet artışı; F&B’de %71,

F&B+Enerji’de %60 ve F&B+Enerji+Personel’de %69 dolayında

oldu.

TÜFE’deki (2003=100) değişim 2024 yılı Aralık ayında bir önceki

aya göre %1,03, bir önceki yılın aynı ayına göre %44,38 ve 12

aylık ortalamalara göre %58,51 olarak gerçekleşti.

In December 2024, while annual inflation fell

to 44.38% according to TÜİK, the increase in

hotel costs reached 71% according to Tourism

Databank estimates.

In the 12th month of 2024, annual inflation slowed to 44.38% according

to TÜİK, while hotel costs rose by an estimated 71% according to

Tourism Databank estimates. In December 2024 only, the price increase

in hotels, restaurants, etc. increased by 1.35% according to TÜİK, while

the annual rise was 57.13%. According to the forecast, the annual cost

increase in hotels in December was 71% for F&B, 60% for F&B+Energy

and 69% for F&B+Energy+Personnel.

The change in CPI (2003=100) was realized as 1.03% in December 2024

compared to the previous month, 44.38% compared to the same month

of the previous year and 58.51% compared to the 12-month averages.



26

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

Antalya 2024’de 17 milyona dayandı

Antalya’ya 2024 yılında gelen turist

sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine

göre yüzde 8 artarak 16 milyon 925 bin

349’a ulaştı.

Antalya reaches 17 million in 2024

The number of tourists arriving in Antalya in

2024 increased by 8 percent compared to the

same period last year and reached 16 million 925

thousand 349.

Antalya Havalimanı’ndan giriş yapan 352 bin 754 transfer

yolcu sayısıyla birlikte, 2024 yılında kente gelen toplam

ziyaretçi sayısı 17 milyon 278 bin 103 olarak kaydedildi.

Bu rakamla Antalya, bir yıl içinde ağırladığı toplam ziyaretçi

sayısı bakımından tüm zamanların en yüksek seviyesine erişti.

Rusya yine ilk sırada

Yılın 12 aylık döneminde Antalya’ya en çok turist gönderen

ülkeler sıralamasında Rusya Federasyonu 3 milyon 909 bin 960

ziyaretçi ile birinci; Almanya 3 milyon 517 bin 589 ziyaretçi ile

ikinci; İngiltere 1 milyon 574 bin 167 ziyaretçi ile üçüncü sırada

yer aldı. İngiltere’yi sırasıyla Polonya, Hollanda, Kazakistan,

Romanya, Ukrayna, Çek Cumhuriyeti ve Litvanya takip etti.

Yurt dışı vatandaşlar zirve yaptı

Antalya 2024 yılında yurt dışından gelen Türk vatandaşı

ziyaretçi sayısında da tarihi bir başarıya imza attı. Bir yıl içinde

yurt dışından gelen vatandaş ziyaretçi sayısı ilk kez 1 milyon

barajını aşarak 1 milyon 11 bin 99 oldu. Bu veri, Antalya turizmi

açısından önemli bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti.

Günlük ziyaretçi sayısında tarihi rekor

Hava yoluyla 2024 yılında kente gelen günlük ziyaretçi sayısında

da tarihi bir zirveye ulaşıldı. 3 Ağustos Cumartesi günü Antalya

Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nden giriş yapan 102 bin 755

ziyaretçiyle tüm zamanların en yüksek günlük ziyaretçi sayısı

elde edildi. Bu rakam, Antalya turizminin yoğunluğunu ve

uluslararası cazibesini bir kez daha ortaya koydu.

Aralık ayı ziyaretçi verileri

Antalya’ya aralık ayında gelen turist sayısı, 318 bin 641

olarak kaydedildi. Aralık'ta kente en çok ziyaretçi, 81 bin

244 ile Almanya’dan gelirken Rusya Federasyonu 46 bin

793 ziyaretçiyle ikinci, İngiltere ise 34 bin 170 ziyaretçiyle

üçüncü sırada yer aldı. İngiltere’yi sırasıyla Polonya, Ukrayna,

Bulgaristan, Kazakistan, Hollanda, Romanya ve Belçika takip

etti.

With the number of 352 thousand 754 transfer passengers entering

from Antalya Airport, the total number of visitors to the city in 2024

was recorded as 17 million 278 thousand 103. With this figure, Antalya

reached an all-time high in terms of the total number of visitors it hosted

in a year.

Russia ranks first again

In the ranking of the countries that sent the most tourists to Antalya

in the 12-month period of the year, the Russian Federation ranked

first with 3 million 909 thousand 960 visitors; Germany ranked second

with 3 million 517 thousand 589 visitors; England ranked third with

1 million 574 thousand 167 visitors. The UK was followed by Poland,

the Netherlands, Kazakhstan, Romania, Ukraine, Czech Republic and

Lithuania.

Citizens abroad reached a peak

Antalya achieved a historic success in the number of Turkish citizen

visitors from abroad in 2024. The number of citizen visitors from abroad

exceeded the 1 million threshold for the first time in a year and reached

1 million 11 thousand 99. This data was recorded as an important

milestone for Antalya tourism.

Historic record number of daily visitors

A historical peak was reached in the number of daily visitors arriving to

the city by air in 2024. On Saturday, August 3, the highest number of daily

visitors of all time was achieved with 102,755 visitors entering Antalya

Airport International Terminal. This figure once again revealed the

intensity and international appeal of Antalya tourism.

December visitor data

The number of tourists coming to Antalya in December was recorded as

318 thousand 641. In December, the highest number of visitors to the city

came from Germany with 81 thousand 244, while the Russian Federation

ranked second with 46 thousand 793 visitors and the UK ranked third

with 34 thousand 170 visitors. The UK was followed by Poland, Ukraine,

Bulgaria, Bulgaria, Kazakhstan, the Netherlands, Romania and Belgium.


hakiki kahve keyfi

mehmetefendi.com

#hakikikahvekeyfi

#mehmetefendi


28

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

CELESTYAL’IN 2025 HEDEFI

Daha fazla gemi, daha fazla yolcu!

Türkiye kruvaziyer sektörü, 2024’ü yüzde 30’un üzerinde büyüme ile tamamlıyor.

Celestyal’in 2024’te Türkiye limanlarına 100’ün üzerinde sefer düzenleyip 100 binin

üzerinde yolcu getirdiğini belirten Celestyal Türkiye Direktörü Özgü Alnıtemiz,

"Ülkemiz, kruvaziyer devleri için önemli bir hub. 2025 hedefimiz, 1800 gemi ve 2.3

milyon yolcu." dedi.

2024 yılında Türkiye limanlarına

100’ün üzerinde sefer düzenleyip

100 binin üzerinde yolcu getiren

Celestyal, 2025 yılı için hedef büyüttü.

Sektöre ilişkin çarpıcı açıklamalarda

bulunan Celestyal Türkiye Direktörü

Özgü Alnıtemiz, 2024 yılını hem

sektör hem de marka bazında güzel

gelişmelerle kapattıklarını belirterek

şunları kaydetti: “Kasım sonu itibarıyla

2024 yılı içinde Türkiye limanlarına

toplam 1167 kruvaziyer gemisi gelmiş.

2024 giden yolcu açısından da başarılı

bir yıl oldu. Türkiye limanlarından

gemilerimize 20 bin yolcu bindirdik.

Bunların içinde 12 bini Türk, diğerleri

yabancı misafirlerimizdi. Onları sadece

gemilerimizde ağırlamaktan öte,

ülkemizi keşfetmelerine olanak sunduk.

Öncesi ve sonrasında yakın bölgeleri

gezebilecekleri turlar düzenledik,

ülkemizde de konaklamalarına

fırsat yarattık, dolayısıyla ekonomiye

artı değer sağladık. Bir kruvaziyer

operasyonu sadece cruise tur paketini

içermez. Limanlarımızda biniş ve iniş

yapan her cruise turisti için katma

değerli programlar yapıyor, onları

ülke turizmimize de kazandırıyoruz.

Dolayısıyla 2024 bu açıdan da kazanımlı

bir yıl oldu.’’

“Destinasyon ve memnuniyet

DNA’mızda var”

Celestyal Türkiye Direktörü Özgü

Alnıtemiz; Celestyal’in 2024’te atağa

geçtiğini, Arap Körfezi gibi önemli

bir destinasyonu daha programına

aldığını, bu rotayı uçaklı paketler

oluşturarak Türkiye pazarına açtıklarını

da kaydederek şunları söyledi:

‘’Pandeminin durağan sürecini yatırım

planlamarıyla geçiren Celestyal son

iki yıldır meyvelerini alıyor. Filomuz

yenilendi, filoya eklenen yeni gemiler

baştan sona yeniden renove edildi. Son

olarak Discovery gemimiz de kat sayısı

ve balkonlu süit’lerin eklenmesiyle

baştan sona yepyeni bir tasarımla

hizmete girdi. Zenginleştirilmiş

deneyim, destinasyon odaklı motivasyon

ve yüksek memnuniyeti marka

DNA’sına yerleştiren Celestyal, tüm

pazarlarda ve Türkiye’de sevilen bir

cruise şirketi. Yunan Adaları’ndaki

uzmanlığımızı şimdi yeni rotalarımız

olan Arap Körfezi ve Adriyatik

programlarımıza taşıyoruz. 2025’te

Arap Körfezi programını 12 aya yaymayı

planlıyoruz.’’

"Misafirlerimize erken hareket

etmelerini öneriyoruz’’

Celestyal Türkiye Direktörü Alnıtemiz;

sektör ve marka bazında 2025

tahminlerini ise şöyle aktardı: ‘’2024

Kasım itibarıyla açtığımız erken

rezervasyon döneminde hedeflerimizin

yüzde 50’sini kapattık. 2025 Şubat

Mart sonuna kadar yüzde 70’ine

kadar tutturmayı hedefliyoruz. 2025

hedeflerimiz Celestyal açısından

Türkiye pazarında yine aynı rakamları

oluşturabilmek. Türkiye kruvaziyer

pazarı açısından da gelişmeler

bekliyoruz. Hedeflenen toplam yolcu

sayısı 2.3 milyon. Dünyada kruvaziyer

sektöründe çok ciddi büyüme var,

toplam yolcu sayısının 40 milyona

ulaşması bekleniyor. Cruise seyahatinin

avantajları her geçen gün daha çok

keşfediliyor. Her mevsim çıkabileceğiniz

bir cruise programı var çünkü. Cruise

seyahati farkındalığı gitgide artıyor.

Bir kez cruise gemisi ile yolculuk

edenler, yüzde 80’in üzerinde bir oranla

yeniden binmek istiyor. Cruise’da erken

planlamak her zaman daha avantajlıdır.

Misafirlerimize avantajlı fiyatlardan

yararlanabilmeleri için erken hareket

etmelerini öneriyoruz.’’


Celestyal's 2025 target:

More ships, more passengers!

Türkiye's cruise sector completed 2024 with a growth of more than 30 percent.

Celestyal Türkiye Director Özgü Alnıtemiz stated that Celestyal organized more than

100 voyages to Turkish ports in 2024 and brought more than 100 thousand passengers

and said, “Our country is an important hub for cruise giants. Our 2025 target is 1800

ships and 2.3 million passengers.”

Celestyal, which organized more

than 100 voyages to Turkish ports

in 2024 and brought over 100

thousand passengers, has increased

its target for 2025. Celestyal Türkiye

Director Özgü Alnıtemiz, who made

striking statements about the sector,

stated that they closed the year 2024

with good developments on both

sector and brand basis and said: “As

of the end of November, a total of 1167

cruise ships visited Turkish ports in

2024. 2024 was also a successful year

in terms of outbound passengers. We

embarked 20,000 passengers on our

ships from Turkish ports, 12,000 of

whom were Turkish and the rest were

foreign guests. We not only hosted

them on our ships, but also gave them

the opportunity to discover our country.

We organized tours to visit nearby

regions before and after the cruise,

we generated the opportunity for them

to stay in our country, thus providing

added value to the economy. A cruise

operation does not only include the

cruise tour package. We make valueadded

programs for every cruise tourist

embarking and disembarking at our

ports, and we also bring them to our

country's tourism. Therefore, 2024

was a profitable year in this respect as

well.''

“Destination and satisfaction are in

our DNA”

Celestyal Türkiye Director Özgü

Alnıtemiz said that Celestyal is on the

attack in 2024, has included another

important destination such as the

Arabian Gulf in its program, and that

they have opened this route to the

Turkish market by arranging packages

with airplanes and said: ''Celestyal,

which has spent the stagnant period

of the pandemic with investment

plans, has been reaping the fruits for

the last two years. Our fleet has been

renewed and the new ships added

to the fleet have been completely

renovated. Finally, our Discovery ship

has entered service with a brand new

design from start to finish with the

addition of more storeys and balcony

suites. With enriched experience,

destination-oriented motivation and

high satisfaction built into its brand

DNA, Celestyal is a popular cruise

company in all markets and in Türkiye.

We are now bringing our expertise in

the Greek Islands to our new routes,

the Arabian Gulf and Adriatic programs.

In 2025, we plan to extend the Arabian

Gulf program to 12 months.''

“We advise our guests to move

early''

Celestyal Türkiye Director Alnıtemiz

shared his 2025 forecasts for the sector

and the brand as follows: ''We closed

50 percent of our targets in the early

booking period that we opened as of

November 2024. We aim to meet up

to 70 percent by the end of February

March 2025. Our 2025 targets for

Celestyal are to realize the same

figures in the Turkish market. We also

expect developments in terms of the

Turkish cruise market. The targeted

total number of passengers is 2.3

million. There is a very serious growth

in the cruise sector in the world,

and the total number of passengers

is expected to reach 40 million. The

advantages of cruise travel are being

discovered more and more every day.

Because there is a cruise program that

you can go on in every season. Cruise

travel awareness is increasing day

by day. Those who have traveled on a

cruise ship once want to go again with

a rate of over 80 percent. It is always

more advantageous to plan early for

a cruise. We recommend our guests

to act early in order to benefit from

advantageous prices.''


30

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

2024’te otel geceleme fiyatları arttı

İstanbul ve Antalya için durum ne?

Hotel Overnight Prices Increased in 2024:

What’s the Situation in Istanbul and Antalya?

Turizm Databank’ın tahmine göre, Aralık

ayında Antalya otel geceleme fiyatı ortalama

3,9 bin TL’ye yükseldi. İstanbul otel fiyatları da

4,8 bin TL’yi geride bıraktı. Diğer şehirlerde

3,3-4,8 bin TL dolayında seyretti.

According to estimates by Turizm Databank, the

average hotel overnight price in Antalya rose to

3,900 TL in December. In Istanbul, hotel prices

exceeded 4,800 TL. In other cities, prices ranged

between 3,300 TL and 4,800 TL.

2024 yılı Aralık ayında Türkiye’de enflasyon yıllık %44,38

olurken konaklamada gecelik fiyatlar yıllık bazda düşük

oranlarda yükselmeye devam etti. Otel odası fiyatları

TÜİK’e göre yıllık %44,38 ve TurizmDatabank’a göre ise yıllık

%71 dolayında yükseldi. Turizm Databank’ın tahminine göre,

bu ayda, Antalya otel geceleme fiyatı ortalama 3,9 bin TL’ye

yükseldi. İstanbul otel fiyatları da 4,8 bin TL’yi geride bıraktı.

Diğer şehirlerde 3,3-4,8 bin TL dolayında seyretti.

Tatil fiyatları

2024 yılı Aralık ayında bir hafta ve üzeri yurt içi tatil turları fiyatı

%48, yurt dışı tatil fiyatları da %49 arttı. Haftasonu tatil turu

fiyatları da %48 yükseldi.

In December 2024, while annual inflation in Turkiye was 44.38%, hotel

overnight prices continued to rise at lower rates on an annual basis.

According to TÜİK (Turkish Statistical Institute), hotel room prices

increased by 44.38% annually, while Turizm Databank estimated an

annual increase of approximately 71%. For December, Turizm Databank

projected that the average hotel overnight price in Antalya reached 3,900

TL, while Istanbul hotel prices exceeded 4,800 TL. In other cities, prices

ranged between 3,300 TL and 4,800 TL.

Vacation prices

In December 2024, the price of domestic vacation tours lasting one week

or more increased by 48%, while international vacation prices rose by

49%. Weekend vacation tour prices also saw a 48% increase.



32

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

AKDENIZ ÇANAĞINDA GECELEME

ARTIŞINDA TÜRKIYE 4. SIRADA

Türkiye ranked fourth in growth of foreign

overnight stays in the Mediterranean basin

2024’ün Ocak-Ağustos döneminde Türkiye,

yabancı geceleme gelişiminde İtalya’nın

ardından ikinci ve toplam sayıda 4’üncü sırada

yerini aldı.

In the period from January to August 2024,

Türkiye ranked second in foreign overnight

stay growth, following Italy, and fourth in total

overnight stays.

Turizmdatabank’ın yaptığı analize göre, Akdeniz çanağında

tesislerde yapılan toplam gecelemeler açısından

İspanya ilk sırada yer alıyor ve Türkiye ile farkını açtı.

2024’ün Ocak-Ağustos döneminde Türkiye, yabancı geceleme

gelişiminde İtalya’nın ardından ikinci ve toplam sayıda 4’üncü

sırada yerini aldı.

Bölgede, oteller; tatil ve diğer kısa süreli konaklamalar;

kamp alanları, eğlence aracı parkları ve karavan parklarında

gerçekleşen yerli ve yabancı gecelemelerde, İspanya %3,4,

İtalya %5,3, Türkiye %6,8 ve Yunanistan %4,2 dolayında büyüme

gösterdi.

Doluluk lideri Yunanistan

Akdeniz’de Ağustos 2024’te en yüksek net otel dolulukları

%81,6 ile Yunanistan lider. İspanya %80,4 ile ve %78,5 ile İtalya

onu izliyor. Türkiye %71’e ulaşırken Fransa ise %61,9 ile son

sırada.

According to an analysis by TurizmDatabank, Spain ranks first in terms

of total overnight stays in the Mediterranean Basin's establishments,

widening its gap with Türkiye. In the period from January to August 2024,

Türkiye ranked second in foreign overnight stay growth, behind Italy, and

fourth in total overnight stays.

In the region, overnight stays in hotels, holiday and other short-term

accommodations, campgrounds, amusement vehicle parks, and caravan

parks showed growth rates of 3.4% for Spain, 5.3% for Italy, 6.8% for

Türkiye, and 4.2% for Greece.

Occupancy leader Greece

In the Mediterranean, Greece led with the highest net hotel occupancy

rate of 81.6% in August 2024. Spain followed with 80.4%, and Italy with

78.5%. Türkiye reached 71%, while France ranked last with 61.9%.



34

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

İspanya turist sayısında 129 milyonu aştı

Spain surpasses 129 million tourists

İspanya’ya gelen turist sayısı 2024 yılı Ocak-

Kasım döneminde %9 artarak 88,5 milyona

ulaştı.

Turizm Databank’ın İspanya Ulusal İstatistik

Enstitüsü’nden (INE) derlediği verilere göre, İspanya’ya

gelen turist sayısı 2024 yılı Ocak-Kasım döneminde %9

artarak 88,5 milyona ulaştı.

İngiltere önde

İspanya 2023’de 79,9 milyon dolayında turist ağırlamıştı. GB

dahil toplamda 129 milyonu geçti. Bu dönemde ülkeye en çok

turist girişi 17,5 milyonla İngiltere’den sağlandı. Onu 12,2 ve

11,3 milyonluk seviyelerle Fransa ve Almanya izledi. Ülkenin

eyaletlerinde en çok turist girişi 18 milyonla Katalonya ve 15

milyonla Balear izledi.

The number of tourists visiting Spain increased

by 9% in the January-November 2024 period,

reaching 88.5 million.

According to data compiled by Turizm Databank from the Spanish

National Statistics Institute (INE), the number of tourists visiting Spain

grew by 9% in the January-November 2024 period, reaching 88.5 million.

The UK leads

In 2023, Spain hosted approximately 79.9 million tourists, and the total

including domestic visitors exceeded 129 million. During this period, the

highest number of tourists came from the UK, with 17.5 million arrivals,

followed by France and Germany with 12.2 million and 11.3 million,

respectively. Among Spain's regions, Catalonia welcomed the most

tourists at 18 million, followed by the Balearic Islands with 15 million.



36

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

2032’de Avrupa kış turizmi pazarı

322 milyar doları aşacak

Türkiye Turizm Ansiklopedisi'nin Future Market Insights'tın Avrupa Kış Turizmi Pazarı

Raporu'ndan derlediği bilgilere göre, Avrupa Kış Turizmi Pazarının 2032 yılına kadar 322

milyar doları aşacağı tahmin ediliyor.

Future Market Insights'tın (FMI)

raporunda Avrupa'da kış turizminin,

artan rekabet, sürdürülebilirlik

eğilimleri ve macera ile kültürel

deneyimlere olan talebin artmasıyla

birlikte büyümesinin beklendiği görüşüne

yer veriliyor. 2022 yılında toplam hacmi

180 milyar dolara ulaşan Avrupa kış

turizmi pazarının, 2032 yılına kadar

yıllık ortalama yüzde 6’lık büyümelerle

322,35 milyar dolar seviyesine ulaşması

bekleniyor. Kış turizminin tek başına

birkaç Avrupa ülkesinin GSYİH'sine yüzde

1 ila 2 oranında katkıda bulunarak bölge

ekonomisindeki hayati bir rolü olduğu

belirtiliyor.

Avrupa kış turizmi pazarı, tarihi şehirler,

kış sporları aktiviteleri ve kıtanın ünlü

manzaralarının cazibesi gibi sunulan

zengin teklifler nedeniyle gelişmeye

devam etti. İsviçre, Avusturya, Fransa ve

İskandinav ülkeleri gibi ülkelerde hem

macera hem de kültürel deneyimler

arayan uluslararası turist sayısı artıyor.

Sürdürülebilir turizmin öncüleri

Avrupa Seyahat Komisyonu (ETC),

İskandinav ülkelerini başlıca kış turizmi

destinasyonları olarak tanıtmaya önemli

bir vurgu yapıyor. ETC tarafından

başlatılan kampanya, birçoğu COVID-19

salgınından olumsuz etkilenen bu

bölgelerde turizmi canlandırmayı

amaçlıyor. Kampanya, dağlardan ve

buzullardan bozulmamış plajlara kadar

İskandinav manzaralarının güzelliğini

vurgulayıp, macera arayan gezginler için

kayak, buz pateni ve arazi bisikleti gibi

aktiviteleri sergiliyor.

İnovasyon da İskandinav ülkelerinde

turizmin temel taşı olarak öne çıkıyor.

Nordic Innovation girişimi, turizm

istatistikleri için mobil veri toplama,

liman kasabalarında sürdürülebilir

turizmi teşvik etme ve Nordic Travel Tech

Network'ün oluşturulması gibi projeleri

finanse etti.

Dağ ve kar turizmi büyüyor

Dağ turizmi, UNWTO (Birleşmiş Milletler

Dünya Turizm Örgütü) ve Andorra Turizm

Bakanlığı gibi uluslararası kuruluşlar

tarafından desteklenen önemli bir trend

olmaya devam ediyor. Son Dünya Kar

ve Dağ Turizmi Kongresi’nde; İtalya,

Fransa ve Birleşik Krallık gibi büyük

Avrupa ülkelerinden katılımcıların

katılımıyla dağ turizminde inovasyon

ve sürdürülebilirliğin önemi sıkça

vurgulandı.

Büyüyen bu segment, karla kaplı dağları

deneyimlemek, eşsiz manzaraları

keşfetmek ve açık hava aktivitelerine

katılmak isteyen turistleri çektiği gibi, kış

turizmi türünün de en önemli segmenti

haline geliyor.

Çeşitli turizm türleri arasında en

gözdeleri ekolojik ve sürdürülebilir

turlar oluşturuyor. Avrupa'nın engebeli

arazilerinde yürüyüş ve yaban hayatı keşfi

gibi çevre dostu, doğa temelli seyahat

deneyimlerine olan tercih hızla artıyor.

Kentsel yaşamdan kopup, kendilerini

bozulmamış ortamlara kaptırmak isteyen

gezginler, Avrupa ülkelerinin doğal

güzelliklerini tercih ediyor.

Dijitalleşme ve önde gelen

oyuncular

Bu arada turizm sektörü geliştikçe, dijital

platformlara doğru kaymalar da artıyor.

Çevrimiçi rezervasyon platformları,

Avrupa'ya seyahatlerini organize eden

turistler için baskın seçim olarak

karşımıza çıkıyor. Tur operatörleri,

kişiselleştirilmiş paketler ve sorunsuz

rezervasyon deneyimleri sunmak için

internetin gücünden yararlanıyor.

Raporda Avrupa Kış Turizmi pazarın

önde gelen oyuncuları şöyle sıralanıyor:

The Natural Adventure Company,

Topdeck, G Adventures, Intrepid; GJ

Travel, Shamrocker Adventures, Exodus

Travel, On Go tours, Tauck, Expat Explore

Travel, Thomas Cook Travels, Trafalgar,

Wingbuddy ve Euroventures.


The European Winter

Tourism Market will exceed

322 billion dollars by 2032

According to the European Winter Tourism Market Report by Future Market

Insights, compiled by the Turkiye Tourism Encyclopedia, the European Winter

Tourism Market is expected to surpass $322 billion by 2032.

The Future Market Insights (FMI)

report suggests that winter

tourism in Europe is expected to

grow, driven by increasing competition,

sustainability trends, and growing

demand for adventure and cultural

experiences. The European winter

tourism market, which reached a

total volume of $180 billion in 2022,

is expected to grow at an average

annual rate of 6%, reaching $322.35

billion by 2032. It is noted that winter

tourism plays a vital role in the region’s

economy, contributing about 1 to 2

percent to the GDP of several European

countries.

The European winter tourism market

continues to develop due to the rich

offerings of historic cities, winter

sports activities, and the continent’s

famous landscapes. Countries such as

Switzerland, Austria, France, and the

Nordic countries are seeing an increase

in international tourists seeking both

adventure and cultural experiences.

Pioneers of sustainable tourism

The European Travel Commission

(ETC) places a significant emphasis

on promoting the Nordic countries as

key winter tourism destinations. The

campaign launched by ETC aims to

revive tourism in these areas, many of

which were negatively affected by the

COVID-19 pandemic. The campaign

highlights the beauty of Scandinavian

landscapes, from mountains and

glaciers to unspoiled beaches, and

showcases activities such as skiing,

ice skating, and mountain biking for

adventure-seeking travelers.

Innovation is also a key pillar of

tourism in the Nordic countries. The

Nordic Innovation initiative has funded

projects such as mobile data collection

for tourism statistics, promoting

sustainable tourism in port towns, and

establishing the Nordic Travel Tech

Network.

Mountain and snow tourism growth

Mountain tourism continues to be

an important trend supported by

international organizations such as

UNWTO (United Nations World Tourism

Organization) and the Andorra Tourism

Ministry. At the last World Snow and

Mountain Tourism Congress, innovation

and sustainability in mountain tourism

were frequently emphasized, with

participants from major European

countries like Italy, France, and the UK.

This growing segment attracts tourists

who want to experience snow-covered

mountains, explore unique landscapes,

and participate in outdoor activities,

making it one of the most important

segments of winter tourism.

Among various types of tourism,

ecological and sustainable tours are

becoming the most popular. There is a

growing preference for nature-based

travel experiences such as hiking and

wildlife exploration in Europe’s rugged

terrains. Travelers looking to escape

urban life and immerse themselves in

pristine environments are opting for the

natural beauty of European countries.

Digitalization and leading players

As the tourism sector develops, the

shift towards digital platforms is

increasing. Online booking platforms

have become the dominant choice

for tourists organizing their trips to

Europe. Tour operators are leveraging

the power of the internet to offer

personalized packages and seamless

booking experiences.

The report lists the leading players in

the European Winter Tourism Market

as: The Natural Adventure Company,

Topdeck, G Adventures, Intrepid,

GJ Travel, Shamrocker Adventures,

Exodus Travel, On Go Tours, Tauck,

Expat Explore Travel, Thomas Cook

Travels, Trafalgar, Wingbuddy, and

Euroventures.


38

hotel restaurant

& hi-tech

gündem / makale

AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO’su

Tezer Öner

"Seçmece turfanda müdür

mevsimi başladı"

Her zaman yazdığım konuyu tekrar

yazacağım. Ocak ayı ve asgari ücret

belirlenmesi ile birlikte yaz sezonu otelleri

de bu hafta kadro kurma çalışmalarına

başlıyor.

Orta kademe ve hatta üst kademe de dahil

olmak üzere neredeyse tüm kadro yeni

baştan kurulacak. Sonra şubat sonu veya

mart ayında oryantasyon ve kadronun

işletmeyi öğrenmesi, birbirine alışması

ve belki de farklı bir kalite veya servis

anlayışının öğrenilmesi bekleniyor. Nisan

ayı içerisinde veya sonuna doğru da sezonu

açmış olacaklar. Olur mu? Eh bugüne kadar

olduysa gene olur.

Birkaç gün önce yaz otellerinde çalışma

konusunda tecrübeli ve yurt dışından yeni

gelmiş bir arkadaşımla sohbet ettik. Var mı

iş konusunda bir gelişme diye sorduğumda,

"Bekletiyorlar, ocak ortasında görüşmeler

başlayacak. 7-8 adet randevum var, şu anda

bakalım hayırlısı" dedi.

Bu görüşmeler iki hafta sürse ve şubata

girsek, sana alt kadrolar için zaman kalacak

mı kurup hazırlanmaya diye sorduğumda ise,

"Benim alt kadro çevrem geniş hızlı şekilde

kurabilirim" dedi.

Ne kadar enteresan değil mi? Neden böyle

oluyor diye beyin fırtınası yaparken doğal

olarak akla ilk gelen şey, kışı geçirirken

otelin eleman maaşı ödemek istememesi…

Hadi bir yenileme ve tadilat süresi geçirdi.

Bir ay kapattılar oteli diyelim… Bir ay bu

arada yeter de artar. Çok ciddi bir sil baştan

tadilat yapılmayacaksa, işleyen oteller için

eksik gedik kapatma veya bir boya badana ve

temizlik bir iki alt yapı elden geçirmesi falan

bir ay yeter… Ekim ayında sezonu kapatan

bir yaz oteli nisanda sezonu açacaksa

bile mart ayında kadrosunu oluşturmalı.

Demek ki sadece 4 ay maaş ödememekten

bahsediyoruz. Peki bunun maliyeti ne?

Yetişmiş ve oteli tanıyan personel bu arada

boş durmuyor tabii, iş aramaya devam

ediyor. Şehir otellerine kapağı atanlar, 12

ay iş garantili işe girmiş oluyor. Olmadı yurt

dışında dünyanın her yerinde iş bulabilen

nitelikli personeller zaten dışarıya kaçıyor.

Bir de oteller arası iyi personelin kapışıldığı

süreç içerisinde bir önceki sene iyi çalışan

ekibi komşuya kaptırma riski var. Gelen

acemiler mart ayında içi boş otelde rahat

rahat gezip eğitildiklerini zannederken esas

eğitimin mayısta ilk turlarla beraber gelen

turist gruplarının aslında ne kadar eğitici

olduğunu yüzlerine soğuk su vurulmuş gibi

karşı karşıya kalarak öğrenmeleri var… Söz

arası ben hiçbir zaman sezonluk bir otele

sezon başında gitmem… Her türlü aksaklık

ve acemi kadroyla ilk karşılaşmayı yaşamak

beni tatil yerine gergin bir haftaya taşıyabilir

çünkü… Çocuklar zaten gergin oluyor hata

korkusuyla… Sezon ortasında bile neler

yaşandığına bakarsak sezon başı facia

olabilir.

Değer mi acaba? Müdürüne kadar her sene

ekip kur, eğit, gönder, tekrar ekip kur, tekrar

eğit, tekrar gönder… İşletmenin bir şekilde

daraltılmış bir hizmet veya kapasite ile 12

ay çalışmasını mümkün kılamaz mıyız?

Kadronun tamamını elde tutamayabiliriz

ama en azında anahtar kişiler veya önemli

pozisyonları tutmamız bize hem zaman

hem kalite hem de nitelik kazandırmaz mı?

Gelen acemilerin eğitilmesi veya oryantasyon

süreçleri de rahatlamaz mı? Bunu yapmanın

yollarını bulmamız gerekiyor.

Bu yönetici dostumdan öğrendiğime göre,

nitelikli alt kadrolar ve gençler sürekli yurt

dışına kaçmaktaymış. Zaten çoğunu geri

de getiremeyiz artık çünkü bizim yaşam

standartlarımız ve çalışma koşullarımız

ile yabancıların hele Avrupalıların ki

bambaşka… Bizim bu çocukları şu anki

şartlarda ikna edecek çok az argümanımız

var. Dolasıyla diğer taraftan Avrupa,

Amerika, Akdeniz ve Pasifik tatil cennetlerine

eleman yetiştiren ve gönderen bir staj

ülkesi veya kaynak durumuna geldik. Millet

sayemizde iyi elemanları uygun rakamlarla

bizden alıp resmen insan kaynaklarımızı

sağıyorlar. Bu ayrıca ciddi bir sorun. Çünkü

bu sebeple yabancı turistlere tecrübeli ve

yetişmiş elemanlarla servis veremiyoruz.

Çeşitli sitelerdeki yorumlara da baktığımda

genel olarak deniz, güneş, işletme çok güzel

ama servis ve bazı yemek gibi kaliteler orta

sınıf diye yapılıyor. Son olarak da çalışanlar

çok sempatik ve sıcakkanlı yorumuyla

bitiyor. Bu son cümlenin gelinime yazdım

kızım sen anla kısmı aslında çok acemi veya

bilgisiz ama elinden geleni yapmaya ve canla

başla bizi mutlu etmeye çalışıyor anlamı

çıkar. Bu da elemanlarımızın manipülasyona

açık veya iyi niyetlerini suistimal etmeye

kadar çaba sarf ettiren bir turist grubuyla

karşılaşmışlar demektir.

Nitelikli ve üst gelir grubundaki turistler

için insan kaynaklarımızı ve genel çalışma

prensiplerimizi iyileştirmemiz gerekiyor.

İster çok çalışarak ister az çalışıp çok maaş

vererek veya az çalışıp sürekli sözleşmeler

yapmanın bir yolunu bularak bunu sağlamak

zorundayız.

Herkese istediği gibi bir kadro kurabilmesini

dileyerek ve turizm profesyonellerine de

istedikleri işletmelerde istedikleri gibi bir

sözleşme almalarını dileyerek mutlu bir yıl

diliyorum.



40

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

İşte 2024’ün seyahat karnesi!

Online seyahat platformu Turna.com, 2024 yılına ilişkin kullanıcı davranışlarını temel alarak

hazırladığı seyahat raporunu yayınladı.

Online seyahat platformu Turna.com,

2024 yılına ilişkin kullanıcı davranışlarını

temel alarak hazırladığı seyahat

raporunu yayınladı. Uçak, otobüs ve feribot

bileti kategorilerinde seyahat alışkanlıklarını

analiz eden bu rapora göre, 2024 yılında

çiftler daha çok egzotik destinasyonları

tercih ederken, öğrenciler kültürel çeşitliliği

yüksek şehirleri seçti. Yaz aylarında feribot

yolculukları popülerliğini korurken, otobüs

seyahatleri ekonomik bir ulaşım seçeneği

olarak her yaştan yolcunun ilgisini çekti.

İç hat tek yönde en pahalı uçak bileti

Rapora göre, yılın en pahalı gidiş-dönüş

uçak bileti 226 bin TL’ye İstanbul - New York

uçuşunda alıcı buldu. En pahalı tek yön dış

hat uçak bileti ise İstanbul - San Francisco

rotasında 160 bin TL olarak kaydedildi. Dış

hatlarda uçak biletlerinin en pahalı olduğu

dönemler ağustos ve eylül ayları oldu. İç

hatlarda, en pahalı tek yön uçak bileti 12 bin

TL ile Bodrum - İstanbul arasında satılırken,

en pahalı gidiş-dönüş uçak bileti satışı 15 bin

TL ile Ankara - İstanbul rotasında gerçekleşti.

İç hatlarda uçak biletlerinin en pahalı olduğu

dönemler temmuz ve ağustos oldu.

Yılın en ucuz uçuşları

Verilere göre, yılın en ekonomik uçuşları

ocak, nisan ve mayıs aylarında gerçekleşti.

Dış hatlarda en ucuz tek yön uçak bileti 829

TL ile Priştine rotasında, en ucuz gidişdönüş

bileti ise 1.933 TL ile Ankara - Tahran

rotasında satıldı. İç hatlarda ise en ucuz tek

yön uçak bileti 432 TL ile İstanbul - İzmir

arasında, en ekonomik gidiş-dönüş uçak bileti

ise 1.043 TL ile Balıkesir - İstanbul arasında

alıcı buldu.

Uçak bileti fiyatlarının en ekonomik

olduğu dönemler, iç hatlarda nisan ve

ocak, dış hatlarda ise ocak ve mayıs ayları

olarak belirlendi. Yılın en çok iniş yapılan

destinasyonları arasında İstanbul, İzmir,

Ankara, Antalya ve Adana yer alırken, yaş

ortalaması iç hatlarda 36, dış hatlarda ise 35

olarak kaydedildi.

İç ve dış hatlarda en çok tercih edilen

uçuşlar

Seyahat raporunda, en çok sevilen rotalarda

geçtiğimiz yıllardaki yerini koruyan İstanbul,

Antalya ve İzmir’in yanına bu yıl Adana da

eklendi. Sıralamayı Trabzon ve Bodrum takip

etti. Dış hatlarda ise Tahran, Bakü, Bangkok,

Üsküp ve Berlin öne çıkan favori şehirler

oldu. Düsseldorf ve Belgrad da popüler

destinasyonlar arasında yer aldı.

2024’te öğrenciler, iç hatlarda en çok

İstanbul, Antalya ve İzmir’e; dış hatlarda ise

Düsseldorf, Stuttgart ve Berlin’e uçtu. Çiftler

iç hatlarda İzmir, Antalya ve İstanbul’u; dış

hatlarda ise Bangkok, Viyana ve Üsküp’ü

tercih etti. Çocuklu ailelerin tercihi iç hatlarda

İstanbul, Antalya ve Trabzon olurken, dış

hatlarda en çok Bakü, Berlin ve Düsseldorf’a

seyahat ettiler. 65 yaş üzeri yolcular ise

iç hatlarda İstanbul, Antalya, İzmir’e dış

hatlarda Tahran, Düsseldorf, Üsküp’e uçmayı

tercih etti.

Doğu Ekspresi ile başladı, uçak

yolculuğuyla tamamlandı

Son yılların en popüler tren rotaları arasında

bulunan Doğu Ekspresi ile Kars’a seyahat

eden gezginlerin büyük bir kısmı, dönüş

yolculuğunda uçak yolculuğunu tercih etti.

2024 verilerine göre, Kars - İstanbul uçuşları

en yoğun dönemini ocak ayında yaşadı.

Kış aylarında Kars’ın karla kaplı büyüleyici

manzaralarına tanıklık etmek isteyen

seyahat severler, bu deneyimi Doğu Ekspresi

yolculuğu ile başlatıp uçak yolculuğuyla

tamamlamayı seçti.

En fazla talep gören hava yolu

şirketleri

Rapora göre, iç hat uçuşlarda en çok tercih

edilen hava yolları arasında 2024 yılı başında

adı ve kurumsal kimliğiyle yenilenen AJet

yer aldı. Onu, Pegasus, Türk Hava Yolları ve

SunExpress takip etti. Dış hat uçuşlarda ise

SunExpress, Pegasus, AJet ve Türk Hava

Yolları yolcuların en sık tercih ettiği havayolu

firmaları oldu.

Otobüs yolculuklarında en rağbet

gören güzergah

2024 verilerine göre, otobüs yolculukları,

popülerliğini koruyarak seyahat severler

için vazgeçilmez bir seçenek olmaya devam

ediyor. 2024’te İstanbul - Ankara, Bursa

- İstanbul ve Ankara - İstanbul hatları

en çok tercih edilen otobüs yolculuğu

rotaları arasında yer aldı. Temmuz, otobüs

yolculuklarının en yoğun olduğu ay olarak

dikkat çekerken, mart ayı bilet fiyatlarının

en ucuz olduğu dönem oldu. Çiftler otobüs

yolculuklarında genellikle İstanbul, Ankara ve

İzmir’i tercih ederken, 65 yaş üzeri yolcular

İstanbul, İzmir ve Antalya’ya seyahat etmeyi

tercih etti. Gençler ise ağırlıklı olarak İstanbul

- Ankara, Bursa - İstanbul ve İstanbul - İzmir

hatlarında seyahat etti.

Feribot seyahatlerinin yıldızı

Resmi verilere göre, kapı vizesi uygulamasıyla

birlikte 31 Ağustos'a kadar Türkiye’den

toplam 372 bin 495 turist Yunan adalarına

seyahat etti. Turna.com’un 2024 seyahat

raporu da feribot yolculuklarının özellikle yaz

aylarında popüler olduğunu ortaya koyuyor.

Rapora göre, Midilli - Ayvalık, yıl boyunca en

çok tercih edilen feribot rotası oldu. Ağustos,

feribot yolculuklarının en yoğun olduğu ay

olarak öne çıkarken, en avantajlı feribot bileti

fiyatları mayıs ayında sunuldu. Çiftler Sakız

Adası - Çeşme hattını sıklıkla tercih ederken,

çocuklu ailelerin favorisi Fethiye - Rodos hattı

oldu. 65 yaş üzeri yolcular ise Sakız - Çeşme

hattında sıklıkla seyahat etti.


The travel report of 2024!

Online travel platform Turna.com published its travel report based on user

behavior for 2024.

Online travel platform Turna.com has

published its travel report based on

user behavior for 2024. According to

this report, which analyzes travel habits

in the categories of plane, bus and ferry

tickets, couples preferred more exotic

destinations in 2024, while students

chose cities with high cultural diversity.

While ferry travel remained popular in

the summer months, bus travel attracted

passengers of all ages as an economical

transportation option.

Most expensive domestic one-way

airfare

According to the report, the most

expensive round-trip flight ticket of

the year was 226 thousand TRY for the

Istanbul - New York flight. The most

expensive one-way international flight

ticket was 160 thousand TRY on the

Istanbul - San Francisco route. The most

expensive international flights were in

August and September. On domestic

routes, the most expensive one-way

flight ticket was sold between Bodrum

and Istanbul with 12 thousand TRY, while

the most expensive round-trip flight

ticket was sold on the Ankara - Istanbul

route with 15 thousand TRY. The most

expensive domestic flight tickets were

sold in July and August.

Cheapest flights of the year

According to the data, the most

economical flights of the year took place

in January, April and May. The cheapest

one-way flight ticket on international

routes was sold on the Pristina route with

829 TRY, while the cheapest round-trip

ticket was sold on the Ankara - Tehran

route with 1,933 TRY. On domestic routes,

the cheapest one-way flight ticket was

sold between Istanbul and Izmir with 432

TRY, while the cheapest round-trip ticket

was sold between Balıkesir and Istanbul

with 1,043 TRY.

The most economical periods for flight

ticket prices were April and January for

domestic flights and January and May

for international flights. Istanbul, Izmir,

Ankara, Antalya and Adana were among

the most landed destinations of the year,

with an average age of 36 for domestic

flights and 35 for international flights.

Most preferred domestic and

international flights

According to the travel report, Adana was

added this year to Istanbul, Antalya and

Izmir, which maintained their place in the

most popular destinations in the previous

years. Trabzon and Bodrum followed

in the ranking. On international routes,

Tehran, Baku, Bangkok, Skopje and Berlin

were the most popular destinations.

Düsseldorf and Belgrade were also

among the popular destinations.

In 2024, students mostly flew to Istanbul,

Antalya and Izmir on domestic routes,

and to Düsseldorf, Stuttgart and Berlin on

international routes. Couples preferred

Izmir, Antalya and Istanbul for domestic

flights, and Bangkok, Vienna and Skopje

for international flights. Families with

children preferred Istanbul, Antalya

and Trabzon on domestic routes, while

they mostly traveled to Baku, Berlin

and Düsseldorf on international routes.

Passengers over 65 preferred to fly to

Istanbul, Antalya and Izmir on domestic

routes and to Tehran, Düsseldorf and

Skopje on international routes.

Started with the Orient Express,

ended with a plane ride

Most of the travelers who traveled to

Kars by Eastern Express, one of the most

popular train routes of recent years,

preferred to fly on their return journey.

According to 2024 data, Kars - Istanbul

flights experienced their peak period in

January. Travelers who wanted to witness

the fascinating snow-covered landscapes

of Kars during the winter months chose

to start this experience with the Eastern

Express and complete it with a flight.

The most in-demand airlines

According to the report, the most

preferred airline for domestic flights was

AJet, which was renewed with its name

and corporate identity at the beginning of

2024. It was followed by Pegasus, Turkish

Airlines and SunExpress. On international

flights, SunExpress, Pegasus, AJet and

Turkish Airlines were the most preferred

airlines by passengers.

The most popular route for bus

travel

According to 2024 data, bus travel

continues to be an indispensable option

for travel lovers by maintaining its

popularity. In 2024, Istanbul - Ankara,

Bursa - Istanbul and Ankara - Istanbul

lines were among the most preferred

bus travel routes. July attracted attention

as the busiest month for bus trips, while

March was the period with the cheapest

ticket prices. While couples generally

preferred Istanbul, Ankara and Izmir for

their bus trips, passengers over the age

of 65 preferred to travel to Istanbul, Izmir

and Antalya. Young people mainly traveled

on Istanbul - Ankara, Bursa - Istanbul and

Istanbul - Izmir routes.

The star of ferry travel

According to official data, a total of

372,495 tourists from Türkiye traveled

to the Greek islands until August 31,

following the introduction of door visas.

Turna.com's 2024 travel report also

reveals that ferry trips are especially

popular in the summer months.

According to the report, Lesbos - Ayvalik

was the most preferred ferry route

throughout the year. August stood out

as the busiest month for ferry trips,

while the most advantageous ferry ticket

prices were offered in May. While couples

frequently preferred the Chios - Çeşme

route, the favorite route for families

with children was Fethiye - Rhodes.

Passengers over 65 traveled frequently on

the Chios - Cesme line.


42

hotel restaurant

& hi-tech

gündem etkinlik

ETKINLIK DÜNYASI 22. ACE OF

M.I.C.E. IÇIN KIBRIS’TA BULUŞTU

22 ACE of M.I.C.E. 2025, 4-5 Ocak tarihlerinde Elexus Hotel’de gerçekleştirildi. Sektörün en

prestijli buluşmalarından biri olan etkinlik, katılımcılara etkileyici oturumlar, networking

fırsatları ve iş dünyasının önemli isimleriyle bir araya gelme şansı sundu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), bu

yıl 22. kez düzenlenen ACE of M.I.C.E.

etkinliğine ev sahipliği yaparak, turizm

ve MICE sektörlerinin ulusal ve uluslararası

devlerini bir araya getirdi. Dream Project

tarafından gerçekleştirilen etkinlik, 4-5

Ocak tarihleri arasında Elexus Hotel &

Convention'da düzenlendi.

Ataman: "Türkiye ve Kıbrıs'ın

marka değerine katkı sağ lıyoruz"

Dream Project Yönetim Kurulu Üyesi ve

CEO’su Volkan Ataman, Kıbrıs ve İstanbul

basınının katılımıyla gerçekleşen toplantıda

ACE of M.I.C.E.'ın turizm ve MICE sektörünü

en üst düzeyde buluşturduğunu vurguladı.

Ataman, “ACE of M.I.C.E., Türkiye ve Kıbrıs'ın

marka değerine ve destinasyon tanıtımına

büyük katkı sunuyor. 2025 yılında da yeni

iş bağlantıları ve networklerin oluşumuna

aracılık ederek sektöre yön vermeye devam

edeceğiz” dedi.

Aydıner: "2025 beklentilerimiz

yüksek"

Elexus Hotel & Convention Genel Müdürü

Görkem Aydıner, yaptığı açıklamada MICE

sektörünün KKTC için önemine dikkat çekti.

Aydıner, “2024 yılı, hem turizm performansı

açısından hem de KKTC ekonomisi için

oldukça verimli geçti. 2025 yılında, bu

başarıların üzerine çıkmayı hedefliyoruz.

ACE of M.I.C.E. organizasyonuna üçünçü kez

ev sahipliği yapmaktan mutluyuz, etkinlik

hem destinasyon tanıtımı hem de iş birlikleri

açısından büyük bir öneme sahip. KKTC’nin

MICE alanında ciddi bir destinasyon haline

geldiğini görmekten gurur duyuyoruz”

ifadelerini kullandı.

KKTC Turizm Bakanı'ndan

dijitalleşme vurgusu

Kuzey Kıbrıs Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu ise,

basın toplantısında MICE turizminin bölgenin

ekonomisindeki kritik rolüne dikkat çekerek,

“Kıbrıs, Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında

stratejik bir konuma sahiptir. Ulaşım kolaylığı,

Türkiye’ye olan yakınlığı ve gelişen altyapısıyla

cazip bir MICE destinasyonu haline gelmiştir.

Dijitalleşmeyi kullanarak KKTC'nin tanıtımını

daha da güçlendirecek projeler üzerinde

çalışıyoruz” dedi. Ataoğlu ayrıca, Türkiye

Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) ile ortak

çalışmaların süreceğini belirtti.

Gelecek Vizyonu: 2025 ve ötesi

ACE of M.I.C.E. etkinliği, yalnızca KKTC değil,

tüm turizm sektörü için güçlü bir başlangıç

noktası oluyor. 2025 yılına yönelik hedefler

arasında, 25-26 Eylül tarihlerinde Yenikapı-

Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde

düzenlenecek İstanbul Turizm Fuarı yer

alıyor. 15.000 turizm profesyonelini bir araya

getirecek olan bu organizasyon, uluslararası

iş birliklerini geliştirmeyi ve sektörel

yenilikleri paylaşmayı hedefliyor.

Uçuş maliyetleri çözüm bekliyor

Kıbrıs, MICE sektöründe sahip olduğu 27.410

kişilik toplantı kapasitesi ve 27.624 yatak

kapasitesiyle bölgede önemli bir merkez

haline gelmeye devam ediyor. Ancak, uçuş

maliyetleri ve altyapı eksiklikleri gibi sorunlar

hala çözüm bekliyor. KKTC, uluslararası

tanınırlığını artırmak ve bu dezavantajları

aşmak için iş birliği ve yenilikçi projelerle

yoluna devam ediyor.

Masters of Events by

ACE M.I.C.E. etkinliği

kapsamında gerçekleşen Moe

Party'de etkinlik satın alıcılar,

uluslararası tur operatörleri,

acente ve etkinlik firmaları

keyifli saatler geçirdi.



44

hotel restaurant

& hi-tech

gündem etkinlik

MICE sektörünün görkemli ödül gecesi

ZIRVEDEKILER BELLI OLDU

Turizm ve etkinlik sektörünün devleri ACE of MICE kapsamında 22. buluşmasını

gerçekleştirdi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, sektörün en büyük organizasyonuna

üçüncü kez ev sahipliği yaptı.

Yaklaşık 14 milyar dolarlık ticaret

hacmine sahip MICE sektörünün

“Oscar”ları olarak bilinen Masters of

Events by ACE of M.I.C.E. Awards, dev bir

organizasyonla gerçekleşti. Dream Project

tarafından bu yıl 22’nci kez düzenlenen

organizasyon, 3500’ün üzerinde B2B

toplantısıyla KKTC’nin ticari hacmine katkı

sağladı. Gala gecesinde, 26 ayrı kategoride

kongre, toplantı, etkinlik ve turizm

sektörünün en iyileri ödüllendirildi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakan

Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve

Çevre Bakanlığı himayelerinde; Elexus Hotel

& Convention ev sahipliğinde ve Cyprus

Royal Turizm’in destekleriyle düzenlenen

organizasyonda, ulusal ve uluslararası

kurumsal firmalar, etkinlik ajansları, oteller,

acenteler ile turizm ve etkinlik sektörü

profesyonelleri ACE of MICE çatısı altında

bir araya geldi.

2 günde 3500’ün üzerinde B2B

toplantı yapıldı

4-5 Ocak tarihleri arasında iki gün boyunca

süren ve 3500’ün üzerinde B2B toplantısıyla

KKTC’nin ticari hacmine katkı sağlayan

organizasyonun sonunda, MICE alanındaki

en başarılı marka ve projeler görkemli bir

ödül töreniyle sahiplerini buldu."

Ercüment Şansal’ın kırmızı halıda

gerçekleştirdiği röportajlarla mekana giriş

yapan misafirler, Ritim Türkiye Karnaval

Ekibi’nin muhteşem şovu ile geceye başladı.

Başak Koç’un sunuculuğunu üstlendiği ödül

töreninde sevilen sanatçı Simge Eğrilmez

sahne alırken, gecede ayrıca Kuzey Kıbrıs

Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı

Ersin Tatar, KKTC Başbakan Yardımcısı ve

Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı

Fikri Ataoğlu, Akdeniz Turistik Otelciler

ve İşletmeciler Birliği Başkanı Kaan

Kaşif Kavaloğlu, Cyprus Royal kurucu

ortaklarından Nusret Polat, KKTC Turizm,

Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı

Serhan Aktunç, Swissôtel The Bosphorus

İstanbul Genel Müdürü Utkan Gülaçtı,

Jolly Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar,

Dream Project Yönetim Kurulu üyesi ve

CEO’su Volkan Ataman, tanınmış sunucular

Özlem Yıldız ve İlker Ayrık gibi iş dünyası ve

sanat camiasından ünlü isimler de yer aldı.

Ataman: “Yeni iş birliklerinin

tohumlarını attık”

Yüzlerce kurumsal markanın etkinlik

satın alıcılarının yanı sıra kongre,

acente ve etkinlik firmalarının üst düzey

yöneticilerinin, iki gün boyunca hosted

buyer olarak ağırlandığı Masters of Events

by ACE of M.I.C.E. Awards gala gecesinin

açılış konuşmasını yapan Dream Project

Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Volkan

Ataman, 55 sektörle etkileşim halinde olan,

ülke tanıtımındaki rolü ve 14 milyar dolarlık

ticari hacmi ile ekonomiye önemli katkılar

sağlayan MICE sektörünün, Masters of

Events ACE of M.I.C.E. Awards açısından

büyük önem taşıdığını ifade etti. Ataman

sözlerini şöyle sürdürdü: “Fuar ve ödül

organizasyonlarımızla birlikte bugüne kadar

toplamda 22’nci kez düzenlediğimiz ACE

of M.I.C.E. etkinliğimizin Kıbrıs ayağında

birlikte çok keyifli üç gün geçirdik. B2B


sayımız 3.500’ü aşarak yeni iş birliklerinin

tohumlarını attık ve yeni dostluklara

vesile olduk. Ayrıca etkinliğimiz, Kıbrıs’ın

MICE destinasyonu olarak gelişimine

büyük katkılar sunuyor. Birçok önemli

organizasyona ev sahipliği yapan Kıbrıs,

muhteşem doğası, denizi, lezzetleri, üst

düzey hizmet sunan mükemmel tesisleri,

yeni hatların eklenmesiyle büyüyen uçuş ağı

ve yeni havalimanı ile MICE alanında daha

da güçlenerek yoluna devam ediyor.”

Ödül kazananlar listesi

Konuşmaların ardından, 26 farklı kategoride

projelerin değerlendirildiği gecede; en iyi

etkinlik prodüksiyonundan en iyi dijital

etkinliğe, en iyi incentive etkinliğinden

en iyi spor etkinliğine kadar pek çok ödül

sahiplerini buldu. 22. ACE of M.I.C.E. Awards

Başarı Ödülleri, Skal İzmir, Türkiye Seyahat

Acentaları Birliği ve Onur Altunay’a takdim

edilirken, Özel Ödül Kategorisinde ise Cyper

Drone “En İyi Drone Firması” ödülüne layık

görüldü. Ayrıca, KKTC En İyi Teknik ve Dekor

Firması ödülü de MMT Cyprus’a takdim

edildi.

Gecede ödül kazanan diğer marka

ve projeler ise şu şekilde:

• En İyi Roadshow: Ab Kolektif/Fanta Fest

• En İyi Roadshow Jüri Özel: Türk Telekom/

Selfyfest 2024

• En İyi Kültür & Sanat Etkinliği: Ondokuz

Organizasyon/12. Uluslararası Portakal

Çiçeği Karnavalı - Nisanda Adana'da Kültür

Sanat Vakfı Toyota

• Air France En İyi Etkinlik: Socrates

Creative Events/Hairtopia.2 L'oréal

Professionnel Summit

• En İyi Etkinlik Jüri Özel: Mercedes-Benz /

Project Mondo G

• Lujo Hotel En İyi Festival: Unforbidden

Festival Organizasyon/Unforbidden Festival

• En İyi Incentive Etkinliği: Oksijen/Coca-

Cola İçecek Türkiye 2024 İş Ortakları

Buluşması

• En İyi Davet Etkinliği: Heymo ®️ The

Experience Design Company/Now Yeni Yayın

Dönemi Partisi

• En İyi Halkla İlişkiler Etkinliği: Siemens

Türkiye /Birlikte Yüzyıl Sergisi - Siemens

• En İyi Halkla İlişkiler Etkinliği Jüri Özel:

Bizce Tanıtım-Longines Heritage Konferans

• Qatar Airways En İyi Spor Etkinliği:

Concept/Biz Voleybol Ülkesiyiz-Vestel

• En İyi Lansman Etkinliği: Jules Verne

Travel & Event /Vestel X Aslı Filinta Retro

Serisi

• En İyi Lansman Etkinliği Jüri Özel:

Ondokuz Organizasyon /BYD Bayi & Basın

Lansmanı

• Skyteam Airline Alliance En İyi Sosyal

Sorumluluk Projesi :Trendyol Group/Yarının

Köyleri

• En İyi Moda Etkinliği: By Mustafa

Organizasyon/Alyalina Klass Model Türkiye

2024

• En İyi Etkinlik Prodüksiyonu: Imagina

Productions/Türkiye İş Bankası'nın 100. Yılı

Kutlaması

• En İyi Alışveriş Merkezi Etkinliği:

İstinyeArt İzmir / Concentrix Culture Road

Show

• Çelebi Havacılık Holding En İyi Konser

Etkinliği: Life Park/Kpop Konseri

Dreamcatcher ve Purple Kiss

• En İyi Hibrit/Dijital Etkinlik: Think Event/

Sustainable Brands Türkiye 2024

• En İyi Influencer Kampanyası: Keyevent /

Volkswagen Ticari ID. Buzz Lansmanı

• En İyi Stant ve Etkinlik Alanı Tasarımı:

Unforbidden Festival Organizasyon/

Unforbidden Festival

• En İyi Çıkış Yapan Etkinlik Toplantı

Yönetim Firması: Double Creative Events

• Solo Event En İyi Ses, Işık, Görüntü

Uygulaması: Renault /Haydarpaşa Garı 3d

Mapping Gösterisi

• En İyi Çocuk Etkinliği: Bro Event Spor

Organizasyonları/Decathlon Türkiye’nin En

Hızlısı

• EventMagix En İyi Hibrit/Dijital Etkinlik

Platformu: Ondokuz Organizasyon/Lexus

LM Basın Lansmanı

• Peak Tours En İyi Zirve: Lobby Event

Factory/Türkiye İş Bankası Atatürk Vizyonu

İle Gelecek Yüzyıla Bakış Konferansı

• En İyi Zirve Jüri Özel: Bluechip Creative

Events/Schneider Electric –Innovation

Summit 2024

• En İyi Gerilla Etkinliği: Oksijen

7hepsiburada Turuncu Kamyon

• En İyi Uyarlama Etkinlik: Double Creative

Events/Unilever Food Solutions Geleceğin

Menüleri Lansmanı 2024

• En İyi Sürdürülebilirlik Projesi: Trendyol

Group/Yarının Köyleri

• En İyi Belediye Etkinliği: Küçükçekmece

Belediyesi -V. Uluslararası Masal İstanbul

Festivali "Barış Masalları"




48

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

İSATAG’dan turizmin dönüşümü için orta

ölçekli acentalara destek çağrısı!

2025 yılının turizm sektöründe önemli bir dönüşüm sürecine işaret ettiğine dikkati çeken

İSATAG Başkanı Aylin Özsavaş, bu yılki turizm politikasının temel unsurlarından birinin, orta

ölçekli seyahat acentalarına verilen destekle şekilleneceğini belirterek, “Bu destek, hem

yerel ekonomilere canlılık kazandıracak hem de turizmin daha dengeli bir şekilde yayılmasını

sağlayacaktır.” dedi.

İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve

Geliştirme Derneği (İSATAG) Başkanı Aylin

Özsavaş’ın 2024 yılı değerlendirmesi ve

2025 yılı öngörüleri şöyle:

“2024 yılı, Türk turizminin hem potansiyelini

hem de karşılaştığı zorlukları net bir şekilde

ortaya koyduğu bir dönem oldu. Pandemi

sonrası toparlanma sürecinde, sektör bir

yandan artan turist sayılarıyla umut verici

bir tablo çizerken, diğer yandan ekonomik

ve yapısal sorunlarla mücadele etmek

zorunda kaldı. Türkiye’de yüksek enflasyon,

artan işletme maliyetleri ve döviz kurunun

baskılanmasıyla, turizm işletmelerinin

sürdürülebilir bir hizmet kalitesi sunmasını

zorlaştırdı. Özellikle vize sorunları ve nitelikli

insan kaynağı eksikliği, tur operatörleri

ve seyahat acentalarının uluslararası

pazarlardaki etkinliğini sınırlayan temel

engeller arasında yer aldı. Bununla birlikte,

gastronomi, kültür, sağlık ve doğa turizmi

gibi tematik alanlarda yeni projelerin hayata

geçirilmesi olumlu bir gelişme. Ancak bu

çeşitliliğin uluslararası pazarlarda yeterince

tanıtılamaması, potansiyelin tam anlamıyla

değerlendirilememesine neden oldu.

Aşırı turizm ve alternatif çözümler

Aşırı turizmin etkileri, 2024 yılında hem

Türkiye’de ama özellikle de dünyada

tartışılan önemli konular arasında yer

aldı. Kapasiteyi aşan turist yoğunluğu,

popüler destinasyonlarda doğal kaynakların

tükenmesine, tarihi mirasın zarar görmesine

ve yerel halkın yaşam kalitesinin düşmesine

neden oldu. Türkiye’de özellikle Kapadokya,

Antalya ve İstanbul gibi destinasyonlarda bu

durumun etkileri hissedilirken, çözüm olarak

alternatif turizm türlerine yönelim ön plana

çıktı.

Agro turizm bu bağlamda dikkat çeken

bir alternatif olarak değerlendirilmelidir.

Türkiye’nin zengin tarımsal mirası, agro

turizmi kırsal kalkınmayı destekleyen ve

turizmin daha dengeli yayılmasını sağlayan

bir araç haline getirecektir. Kapadokya’da

bağcılık deneyimleri, Karadeniz’de çay ve

fındık hasadı turları, Ege’de zeytin festivalleri

gibi tematik etkinlikler, hem çevresel

sürdürülebilirliği destekleyecek hem de

turistlere özgün deneyimler sunacaktır.

Sürdürülebilir turizm ve dijital

dönüşüm

Dünya genelinde 2024 yılı, turizmin

sürdürülebilir bir modele geçiş çabalarının

hızlandığı bir yıl oldu. Karbon ayak izini

azaltmaya yönelik projeler, döngüsel

ekonomi uygulamaları ve yeşil turizm

girişimleri sektörün geleceğini şekillendiren

temel unsurlar haline geldi. Dijitalleşme,

turist davranışlarını analiz etmek,

operasyonel verimliliği artırmak ve müşteri

deneyimini geliştirmek adına önemli bir

araç olarak kullanıldı. Ancak bu dönüşüm,

gelişmiş ülkelerde daha hızlı ilerlerken,

gelişmekte olan ülkeler dijitalleşme ve

sürdürülebilirlik alanında adaptasyon

sorunları yaşadı. Aşırı turizmin etkilerini

azaltmak ve turizmi daha sürdürülebilir bir

zemine oturtmak için, destinasyon yönetimi

ve alternatif turizm türlerinin teşviki global

ölçekte öne çıkan stratejiler oldu.

2025: Sürdürülebilirlik ve çevre

dostu projeler

2025 yılı, turizmin bu dönüşüm sürecinde

doğru adımların atılması gereken kritik

bir yıl olarak karşımıza çıkıyor. Öncelikle,

sürdürülebilirlik ve çevre dostu projelere

daha fazla öncelik verilmesi gerekiyor. Enerji

verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı ve

atık yönetimi gibi konularda hem Türkiye’de

hem de dünyada somut adımlar atılmalı.

Dijital dönüşüm yatırımları hızlandırılmalı ve

özellikle küçük ölçekli işletmelerin bu sürece

entegrasyonu sağlanmalı. İnsan kaynağına

yönelik yatırımlar artırılmalı; nitelikli iş

gücünün sektörde tutulması ve gençlerin

turizme teşvik edilmesi için kapsamlı

programlar devreye alınmalı. Türkiye

özelinde, vize kolaylıklarının sağlanması ve

uluslararası tanıtım stratejilerinin yeniden

yapılandırılması, ülkenin turizmdeki rekabet

gücünü artıracak önemli adımlar olacaktır.

Az ama nitelikli turist: Yerel

kalkınmaya katkı

2025 yılında, turizmde kısa vadeli kazanç

odaklı ve aşırı turizmi destekleyen

politikalardan vazgeçilerek, daha

sürdürülebilir yaklaşımlara odaklanılmalıdır.

Popüler destinasyonlardaki yoğunluğu

azaltmak için az bilinen bölgelerin tanıtımına

ağırlık verilmesi ve alternatif turizm

türlerinin teşvik edilmesi büyük önem

taşımaktadır. Turizm politikaları yalnızca

ekonomik kazanç sağlamayı hedeflemekle

kalmamalı, aynı zamanda yerel kalkınmaya

katkı sunmayı ve kültürel değerlerin

korunmasını da öncelik haline getirmelidir.

Bu çerçevede, az ama nitelikli turist

gruplarını getiren ve/veya iç turizmde

az bilinen destinasyonlara yönelik tur

düzenleyen orta ölçekli seyahat acentalarının

maddi ve manevi olarak desteklenmesi kritik

bir strateji olacaktır. Bu destek, hem yerel

ekonomilere canlılık kazandıracak hem de

turizmin daha dengeli bir şekilde yayılmasını

sağlayacaktır.

Böyle bir yaklaşımla Türkiye, hem kendi

içindeki zorlukları aşabilir hem de global

turizm pazarında güçlü bir konuma

ulaşabilir.

2025, turizm sektöründe sürdürülebilir

büyüme ve yenilikçi çözümlerin temel

taşlarının atıldığı bir yıl olmalıdır.

Dileriz ki bu yıl, turizmin yerel kalkınmayı

desteklediği, doğal ve kültürel zenginliklerin

korunduğu, insan odaklı bir dönüşüm

sürecinin başlangıcı olsun.”



50

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

Turizmde yapay zekâ pazarının 2030

hacmi ne olacak?

2024 yılında hacmi 2,95 milyar dolara ulaşan yapay zekâ pazarının 2030’a kadar yıllık ortalama yüzde

26,7’lik büyümelerle 13,38 milyar ABD dolarına ulaşacağı tahmin ediliyor.

14 dilde ulaşılabilen www.

turkiyeturizmansiklopedisi.com’un

Research And Markets’in konuyla ilgili

raporundan derlediği bilgilere göre, 2024

yılında hacmi 2,95 milyar dolara ulaşan yapay

zekâ pazarının 2030’a kadar yıllık ortalama

yüzde 26,7’lik büyümelerle 13,38 milyar ABD

dolarına ulaşacağı tahmin ediliyor.

Yapay zekâ (YZ), turizm sektöründeki

mobilite çözümlerini başta yolculuk

paylaşımı ve hizmetleri olmak üzere büyük

ölçüde iyileştirdi. Veri analitiği ve makine

öğrenimi algoritmaları, seyahat süresini

ile maliyetlerini azaltıyor. Bunun için en

verimli rotaları izleyen araçlara ilişkin

trafik verilerinin ve geçmiş verilerinin

gerçek zamanlı analizine dayalı olarak rota

seçimini iyileştiriyor. Operasyonel verimliliği

arttırdığı gibi, bekleme süresini azaltıp, varış

tahminlerini doğrulayarak daha iyi müşteri

deneyimleri sunuyor.

Tüm ulaşım araçlarında gerçek zamanlı

kullanılabilirlik ve tahmini bakım sağlamak

için yapay zekâ (YZ) odaklı çözümlerden

yararlanılıyor. Denizcilik endüstrilerinde,

yolcu gemileri ve feribot hizmetleri,

analitik yoluyla rota planlamasını,

gemideki deneyimleri ve hatta bir güvenlik

senaryosunun olasılıklarını geliştirmek için

YZ kullanıyor. Havayolları, sohbet robotları

biçiminde müşterilere otomatik hizmet

yoluyla YZ’den yararlanıyor. Uçuşların

iyileştirilmesi, bagaj takibi ve diğer ilgili

şeylerin tümünün daha kaliteli bir deneyime

dönüşmesini sağlıyor. Demiryolu ve karayolu

seyahati, planlama için YZ kullanımı,

yolcularla iletişim ve sağlam güvenlik

önlemlerinin uygulanmasını kullanıyor.

Araç kiralamalar hızlı büyüyecek

Turizm sektöründe, araç kiralama ve

mobilite sağlayıcıları gibi son kullanıcılar,

müşteri hizmetlerinde deneyimi ve

verimliliği iyileştirmek için giderek daha

fazla yapay zekayı kullanıyor. Talep tahmini,

araç kullanılabilirliği yönetimi ve piyasa

koşullarına bağlı olarak fiyatlandırma

stratejilerinin otomasyonu yoluyla filo

yönetimi, yapay zekâ teknolojileri aracılığıyla

elde edilebiliyor. Yapay zekâ tabanlı

uygulamaların diğer avantajlarından bazıları,

seyahati sorunsuz ve verimli hale getirmek

için kullanıcılara özel araç seçimleri, rotalar

ve gerçek zamanlı trafik güncellemeleri

sağlamayı içeriyor.

Yapay zekâ sohbet robotları ve sanal

asistanlar ile otomobil kiralama şirketleri

anında müşteri desteği sağlayabilir,

olası tüm soruları yanıtlayabilir ve daha

düşük işletme maliyetleriyle rezervasyon

yapabiliyor. Sorunsuz bir mobilite çözümüne

olan talebin artmasıyla, yapay zekanın araç

kiralama hizmetine entegrasyonu, şirketlerin

müşterilerini memnun etmelerine yardımcı

olurken, aynı zamanda bu tür hızlı hareket

eden pazarlarda eğrinin önünde olmalarına

da yardımcı olacaktır.

Sektörün büyük oyuncuları kimler?

Raporda bu alanın büyük oyuncuları

hakkında şu bilgilere yer veriliyor: “Turizmde

yapay zeka pazarındaki başlıca oyuncular

arasında Snowflake (ABD), IBM (ABD),

NVIDIA (ABD), Microsoft (ABD), AWS (ABD),

Salesforce (ABD), Appier (Tayvan), Huawei

(Çin), Sabre Corporation (ABD), SAS Institute

(ABD), [24]7.YZ (ABD), Virtusa Corporation

(ABD), Travelport (İngiltere), Amadeus

(İspanya), Devox Software (Polonya),

AltexSoft (ABD), Jio Haptik Technologies

Limited (Hindistan), SHR Group (ABD),

Duve (ABD), Nexscient (ABD), Persado

(ABD), Canary Technologies (ABD), Mize

(ABD), FLYR (ABD), Geovea (ABD), Layla

YZ (Almanya) yer alıyor. Bu oyuncular,

turizmde yapay zekâ pazarındaki ayak izlerini

genişletmek için ortaklıklar yapıyor. Anlaşma

ve iş birlikleriyle, yeni ürün lansmanları,

geliştirmeler ve satın almalar gibi çeşitli

büyüme stratejileri benimsiyorlar”.


What will the market size of AI in

tourism be by 2030?

The artificial intelligence (AI) market, which reached $2.95 billion in 2024, is expected

to grow at an average annual rate of 26.7%, reaching $13.38 billion by 2030.

According to information compiled

from the “Research & Markets”

report by the multilingual website,

www.turkiyeturizmansiklopedisi.com,

the AI market in tourism, valued at

$2.95 billion in 2024, is predicted to

reach $13.38 billion by 2030, with an

average annual growth rate of 26.7%.

AI enhancements in mobility

solutions

AI has significantly improved mobility

solutions in the tourism sector,

especially in ride-sharing and related

services. Data analytics and machine

learning algorithms reduce travel

time and costs by optimizing route

selection based on real-time traffic

data and historical information. These

technologies enhance operational

efficiency, reduce waiting times,

improve arrival predictions, and offer

better customer experiences.

AI-driven solutions are also leveraged

for real-time availability and predictive

maintenance across all modes of

transportation. In maritime industries,

passenger ships and ferry services use

analytics to enhance route planning,

onboard experiences, and even assess

potential security scenarios. Airlines

benefit from AI through automated

customer services in the form of

chatbots, improving flight operations,

baggage tracking, and providing a

higher-quality experience. Rail and

road travel benefit from AI in planning,

passenger communication, and

implementing robust safety measures.

Rapid growth in car rentals

In the tourism sector, end-users

such as car rental and mobility

providers are increasingly adopting

AI to improve customer service and

efficiency. AI technologies facilitate

fleet management through demand

forecasting, vehicle availability

management, and automated pricing

strategies based on market conditions.

Other benefits of AI-based applications

include providing personalized vehicle

selections, routes, and real-time traffic

updates to make travel seamless and

efficient.

With AI chatbots and virtual assistants,

car rental companies can provide

instant customer support, answer

all potential queries, and facilitate

bookings at lower operating costs. As

demand for seamless mobility solutions

rises, the integration of AI into car

rental services helps companies satisfy

customers while staying ahead in fastmoving

markets.

Major players in the industry

The report identifies the major players

in the AI tourism market as:

"Key players in the AI market in

tourism include Snowflake (USA),

IBM (USA), NVIDIA (USA), Microsoft

(USA), AWS (USA), Salesforce (USA),

Appier (Taiwan), Huawei (China), Sabre

Corporation (USA), SAS Institute (USA),

[24]7.ai (USA), Virtusa Corporation

(USA), Travelport (UK), Amadeus

(Spain), Devox Software (Poland),

AltexSoft (USA), Jio Haptik Technologies

Limited (India), SHR Group (USA), Duve

(USA), Nexscient (USA), Persado (USA),

Canary Technologies (USA), Mize (USA),

FLYR (USA), Geovea (USA), and Layla AI

(Germany)."

These players are expanding their

footprint in the AI tourism market

through partnerships. They adopt

various growth strategies, including

agreements and collaborations, new

product launches, developments, and

acquisitions.


52

hotel restaurant

& hi-tech

gündem agenda

Low-Cost pazarı 2034’te 543

milyar doları aşacak

Küresel düşük maliyetli havayolları (Low-Cost) pazarının 2024'ten 2034'e yüzde 5,7'lik

bileşik yıllık büyüme oranıyla 543 milyar doları aşacağı öngörülüyor.

14 dilde ulaşılabilen www.

turkiyeturizmansiklopedisi.

com’un Allied Market Research’ün

konuyla ilgili raporundan derlediği

bilgilere göre, küresel düşük maliyetli

havayolları pazarının hacmi 2023 yılında

298 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Raporda söz konusu pazarın 2024'ten

2034'e kadar yüzde 5,7'lik bileşik yıllık

büyüme oranıyla büyüyüp, 543 milyar

doları aşacağı tahmin ediliyor.

Ekonomik faaliyetlerdeki artış, seyahat

kolaylığı, seyahat ve turizm sektörünün

genişlemesi, hızlı kentleşme, yaşam

tarzındaki değişiklikler, tüketicilerin

düşük maliyetli hizmete, direkt

uçuşlara ve sık hizmete olan tercihi

pazarın büyümesine yol açıyor. Ancak,

dalgalı petrol fiyatı ve terörizm ve

suç oranındaki artış, siyasi belirsizlik

ve doğal afetler gibi faktörler pazar

büyümesini engelliyor. Pazar hedefe

göre, yurt içi ve uluslararası olarak

ikiye, dağıtım kanalına bağlı olarak da

çevrimiçi ve seyahat acentesi olarak

ayrılıyor.

Sektördeki temel eğilimler

Dijital teknolojilerin artan

benimsenmesi, operasyonları

dönüştürerek ve müşteri deneyimlerini

iyileştirerek küresel düşük maliyetli

havayolları pazarı büyümesinde önemli

bir endüstri trendi belirledi. Havayolları,

operasyonel maliyetleri azaltarak ve iş

akışlarını düzene sokarak verimli bilet,

check-in ve biniş süreçleri için gelişmiş

dijital platformlardan yararlandı.

Mobil uygulamalar ve web siteleri,

yolculara daha fazla kolaylık ve kontrol

sağlayarak seyahat rezervasyonu ve

yönetimi için kullanıcı dostu ara yüzler

sunuyor.

Ayrıca, veri analitiği ve yapay zekâ,

uçuş programlarını, fiyatlandırma

stratejilerini ve bakım operasyonlarını

iyileştirmek için kullanılıyor. Bu

da gelişmiş verimlilik ve maliyet

tasarruflarına yol açıyor. Uçak

içi hizmetler, Wi-Fi bağlantısı ve

kişiselleştirilmiş eğlence seçenekleri

gibi dijital yeniliklerle de geliştirildi.

Bu teknolojileri benimseyerek,

düşük maliyetli havayolları müşteri

beklentilerini daha iyi karşılayabiliyor.

Hedeflenen teklifler aracılığıyla yan

geliri artırabilir ve hızla gelişen bir

pazarda rekabet avantajını koruyabilir.

Sektörün büyük oyuncuları

kimlerden oluşuyor?

Düşük maliyetli havayolları pazarında

faaliyet gösteren başlıca oyuncular

arasında Air Arabia PJSC, AirAsia Group

Berhad, Alaska Air Group, Inc., Azul

SA, Easyjet Plc, New World Aviation,

Inc., Norwegian Air Shuttle ASA, Qantas

Airways Limited, Ryanair Holdings Plc.

Ve Westjet Airlines Ltd. gibi firmalar

bulunuyor. Düşük maliyetli havayolları

pazarındaki diğer oyuncular arasında

Southwest Airlines, JetBlue Airways,

Spirit Airlines, Frontier Airlines, Wizz

Air, Vueling Airlines, Pegasus Airlines,

Indigo, SpiceJet, Cebu Pacific ve

diğerleri yer alıyor.


Low-Cost market to exceed $543

billion in 2034

The global low-cost airlines (Low-Cost) market is projected to exceed $543 billion

from 2024 to 2034, with a compound annual growth rate of 5.7 percent.

Available in 14 languages, www.

turkiyeturizmansiklopedisi.

com compiled information from

Allied Market Research's report on

the subject, the volume of the global

low-cost airlines market amounted to

298 billion dollars in 2023. The report

estimates that the market will grow at

a compound annual growth rate of 5.7

percent from 2024 to 2034, exceeding

$543 billion.

The increase in economic activity, ease

of travel, expansion of the travel and

tourism sector, rapid urbanization,

changes in lifestyle, consumers'

preference for low-cost services,

direct flights and frequent services

are driving the growth of the market.

However, factors such as volatile oil

price and increase in terrorism and

crime, political uncertainty and natural

disasters are hampering the market

growth. By destination, the market is

divided into domestic and international,

and by distribution channel into online

and travel agency.

Key trends in the sector

Increased adoption of digital

technologies has set a key industry

trend in global low-cost airlines market

growth by transforming operations

and improving customer experiences.

Airlines have leveraged advanced digital

platforms for efficient ticketing, checkin

and boarding processes, reducing

operational costs and streamlining

workflows. Mobile apps and websites

offer user-friendly interfaces for

travel booking and management,

giving travelers more convenience and

control.

In addition, data analytics and artificial

intelligence are being used to improve

flight schedules, pricing strategies

and maintenance operations. This

leads to improved efficiency and cost

savings. Inflight services have also been

enhanced with digital innovations such

as Wi-Fi connectivity and personalized

entertainment options. By adopting

these technologies, low-cost airlines

can better meet customer expectations.

They can increase ancillary revenue

through targeted offers and maintain

a competitive advantage in a rapidly

evolving market.

Who are the major players in the

industry?

Major players operating in the lowcost

airlines market include Air Arabia

PJSC, AirAsia Group Berhad, Alaska

Air Group, Inc., Azul SA, Easyjet Plc,

New World Aviation, Inc., Norwegian

Air Shuttle ASA, Qantas Airways

Limited, Ryanair Holdings Plc. and

Westjet Airlines Ltd. Other players in

the low-cost airlines market include

Southwest Airlines, JetBlue Airways,

Spirit Airlines, Frontier Airlines, Wizz

Air, Vueling Airlines, Pegasus Airlines,

Indigo, SpiceJet, Cebu Pacific and

others.


54

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

İzmir, sağlık turizmi için düğmeye

bastı!

Türkiye’nin sağlık turizmi haritasını yeniden şekillendirecek kritik kararlar alan İzmir,

İbn-i Sina Enstitüsü ve Dünya Yaşlanma Konseyi Başkanı Gerontolog Dr. Kemal

Aydın’ın öncülüğünde, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde düzenlenen İzmir Sağlık

Serbest Bölgesi (SASEB) Çalıştayı düzenledi. Çalıştayın en önemli çıktılarından biri,

Türkiye Sağlık Turizmi Ar-Ge ve Veri Merkezi’nin (TUSAVEM) kurulması kararı oldu.

İzmir, sağlık turizmi alanında

uluslararası bir merkez olma yolunda

önemli bir adım atmaya hazırlanıyor.

İbn-i Sina Enstitüsü ve Dünya Yaşlanma

Konseyi Başkanı Gerontolog Dr. Kemal

Aydın’ın öncülüğünde, İzmir Katip Çelebi

Üniversitesi’nde düzenlenen İzmir Sağlık

Serbest Bölgesi (SASEB) Çalıştayı,

Türkiye’nin sağlık turizmi haritasını

yeniden şekillendirecek kararlarla

sonuçlandı. Kamu, akademi, özel sektör,

sivil toplum ve medya temsilcilerinden

50 katılımcının yer aldığı çalıştayın sonuç

bildirisi, sağlık turizmine yönelik üç ana

başlıkta şekillendi.

TUSAVEM: Türkiye sağlık turizmi

için kritik adım

Çalıştayın en önemli çıktılarından biri,

Türkiye Sağlık Turizmi Ar-Ge ve Veri

Merkezi’nin (TUSAVEM) kurulması

kararı oldu. Bu merkezin, Türkiye’nin

sağlık turizmi sektöründe daha sağlam

ve güvenilir bir temel oluşturmak için

hayati bir rol üstleneceği ifade edildi.

TUSAVEM’in odaklanacağı temel alanlar

şunlar olacak:

•Sağlık turizmi verilerinin bilimsel

yöntemlerle toplanması ve analiz

edilmesi.

•Uluslararası trendlerin izlenmesi ve

bu doğrultuda stratejik yol haritalarının

geliştirilmesi.

•Yenilikçi tedavi ve hizmet modelleri

üzerinde çalışılması.

•Türkiye’nin sağlık turizmi markasının

güçlendirilmesi için dijital pazarlama

ve global tanıtım kampanyalarının

düzenlenmesi.

Bu merkezin, İzmir’in liderliğinde

kurulması durumunda, Türkiye’nin

sağlık turizmi alanında uluslararası

rekabet gücünün artacağı ve daha etkili

politikalar geliştirilebileceği öngörülüyor.

İzmir’e GEROPARK: Yaşlı bakımında

yeni bir dönem

Çalıştayda alınan kararlar arasında,

İzmir’in yaşlı bakımında dünyanın

önde gelen merkezlerinden biri

olmasını sağlayacak GEROPARK sağlık

kümelenmelerinin oluşturulması da

yer aldı. Bu kümelenmeler, yaşlılara

yönelik sağlık hizmetlerinin yanı

sıra, rehabilitasyon, uzun yaşam

ve geleneksel tıp uygulamalarını

kapsayacak. Modelin, İzmir’i yaşlı

bakımında uluslararası düzeyde bir

cazibe merkezi haline getireceği

ifade edildi. İzmir’in doğal ve kültürel

zenginliklerinin yanı sıra güçlü sağlık

altyapısının, bu hedefi gerçekleştirmek

için uygun olduğu vurgulandı.

İzmir’de Aralık 2025’te uluslararası

kongre düzenlenecek

Çalıştayda alınan bir diğer önemli karar,

Aralık 2025’te İzmir’de Uluslararası

Sağlık Serbest Bölgesi Kongresi

düzenlenmesi oldu. Bu kongrenin,

sağlık turizmi sektörünün ulusal ve

uluslararası oyuncularını bir araya

getirerek İzmir’in küresel hedeflerini

desteklemesi bekleniyor. Kongrenin,

sağlık turizmi alanında bilgi ve deneyim

paylaşımı için önemli bir platform

oluşturacağı ve kentin sağlık serbest

bölgesi vizyonunu güçlendireceği

belirtildi.

İzmir, sağlık turizminin geleceğine

yön veriyor

İzmir Sağlık Serbest Bölgesi Çalıştayı,

Türkiye’nin sağlık turizmi hedeflerini

belirleyen bir yol haritası çizerek hem

İzmir’in hem de Türkiye’nin uluslararası

sağlık turizmi pazarındaki yerini



56

hotel restaurant

& hi-tech

gündem

güçlendirmek için kritik adımların

atılmasını sağladı. Bu kararlar, İzmir’in

yalnızca bir sağlık turizmi merkezi değil,

aynı zamanda yaşlı bakımında yenilikçi

çözümler sunan bir lider şehir olma

yolunda hızla ilerlediğini gösteriyor. İzmir,

sağlık turizminde küresel bir marka olma

hedefiyle yeni bir döneme adım atıyor.

İZMİR SASEB Çalıştayı sonuç bildirisi

tam metni

8 Ocak 2025 tarihinde İzmir Kâtip Çelebi

Üniversitesi'nde nitelikli bir katılımla

gerçekleştirilen İzmir Sağlık Serbest

Bölgesi Çalıştayı’nın üç ana başlık

üzerinde şekillendirilen sonuç bildirisinde

şu ifadelere yer verildi:

1. Türkiye Sağlık Turizmi Ar-Ge Veri

Merkezinin (TUSAVEM) Kurulması:

Türkiye'de sağlık turizmi verilerine

yönelik bir ulusal Ar-Ge ve Veri

Merkezi bulunmadığı için sektörde

birbiriyle çelişen farklı rakam

ve sayılar bulunmaktadır. Aynı

karmaşa uluslararası veriler için

de söz konusudur. Bilimsel yollarla

derlenmeyen veriler nedeniyle sağlıklı

politika ve strateji oluşturmak mümkün

olamamaktadır. Bu nedenle Türkiye'de

ivedilikle böyle bir merkezin kurulmasına

ihtiyaç bulunmaktadır. Merkezin

odaklanacağı çalışmalar şunlardır:

a.Akademik ve Bilimsel Çalışmalar

(Araştırma projeleri, yayınlar ve

raporlar, üniversite iş birlikleri, bilimsel

konferanslar ve çalıştaylar)

b.Uluslararası Sağlık Turizmi

Gelişmelerini Takip ve Strateji Geliştirme

(Global trend analizleri, benchmarking,

fiyatlandırma ve fiyat stratejileri

geliştirme, stratejik yol haritaları, hedef/

rakip ülkeler için özel yaklaşım ve

modeller geliştirme)

c.Ulusal ve Uluslararası Veri Bankası

Oluşturma (Veri toplama, veri tabanı

yönetimi, paydaşlarla veri paylaşımı,

raporlama, politika geliştirme desteği,

karar destek sistemlerine veri sunma)

d.Dönemsel (2 veya 3 aylık) Türkçe ve

İngilizce e-Bülten Yayınlama (Sektörel

gelişmelerin paylaşımı, hedef kitleye

ulaşma)

e.Yenilikçi (İnovatif) Tedavi ve Hizmet

Modelleri Geliştirme (Yenilikçi hizmet

modelleri, rehabilitasyon ve wellness

çözümleri, kişiselleştirilmiş sağlık

hizmetleri)

f.Uluslararası Hasta şikâyet Hattı

Oluşturma ve şikâyetleri Analiz Etme

(Geri bildirim sistemleri, memnuniyet

analizleri, süreç iyileştirme sistem ve

mekanizmaları oluşturma)

g.Türkiye Pazarlama ve Reklam

Geliştirme Stratejilerinin Geliştirilmesi

(Dijital pazarlama, global tanıtım

kampanyaları, Türkiye marka

mimarisinin inşası) Merkezin kurulması

için başta İzmir olmak üzere çeşitli illerde

üniversitelerle görüşmeler yapılması

gerekmektedir.

2. İzmir Sağlık Turizmi İhtiyaç Araştırması

Yapılması 2023 yılında Türkiye genelinde

518 sağlık sektörü temsilcisiyle yapılan

bilimsel bir araştırma, İzmir'i SASEB

için en uygun ikinci il olarak ön plana

çıkarmıştır. Bu araştırmanın devamında,

İzmir'e özgü daha ayrıntılı veri elde etmek

amacıyla il genelinde sağlık sektörü

temsilcileri ve kamu yöneticileri ile karar

vericileri içeren kapsamlı bir araştırma

yapılması gerekmektedir. Bilimsel

veriler temelinde, İzmir Sağlık Serbest

Bölgesine ihtiyaç olduğu sonucuna

varılırsa, İzmir Sağlık Serbest Bölgesi

fikrinin projelendirilmesi aşamasına

geçilmesi için adım atılacaktır.

3. Yenilikçi Girişimler: GEROPARK-

Sağlık Kümelenmeleri Sağlık turizminin

hedef kitlesinin büyük kısmını yaşa bağlı

sağlık sorunlarına maruz kalan yaşlılar

oluşturmaktadır. Bu nedenle İzmir'de

GEROPARK sağlık kümelenmelerine

büyük gereksinim duyulmaktadır. Ayrıca

GETAT, longevity ve rehabilitasyon

gibi yenilikçi proje ve oluşumlar sağlık

turizminin sürdürülebilirliği için önem

taşımaktadır.

4. İzmir I. Uluslararası Sağlık Serbest

Bölgesi Kongresi Düzenlenmesi

a.Ulusal ve Uluslararası Katılımlı,

Geniş Kapsamlı ve İçerikli Kongre

Düzenlenmesi (Aralık 2025)

b.Kongre'nin başarılı bir şekilde

düzenlenebilmesi için uzmanlardan

oluşan bir düzenleme kurulu

oluşturulması ve yetkilendirilmesi büyük

önem taşımaktadır.

Ayrıca, çalıştay sonuçlarının bir kitap

haline getirilmesi ve bundan sonraki

çalışmalar için bir kaynak oluşturulması

amacıyla, 8 Ocak 2025 tarihli çalıştayda

gündemin yanı sıra öneri ve görüşlerini

daha ayrıntılı bir şekilde açıklayacak

katılımcıların görüşlerinin Çalıştay

kitabında yer almasına karar verilmiştir.”



58

hotel restaurant

& hi-tech

yeni yatırımlar

La Quinta by Wyndham Batumi,

River Rock Hotels yönetimiyle

Batum’da açılacak

ELT Building ile ortaklık kuran River Rock Hotels & Resorts, La Quinta by Wyndham

Batumi’nin yönetimini üstlenerek prestijli markanın Gürcistan’daki ilk tesisini Mart

2025’te Batum’un Yeni Bulvar bölgesinde açacağını duyurdu.

Türkiye’nin önde gelen konaklama

markalarından biri olan River Rock

Hotels & Resorts, Gürcistan’daki

pozisyonunu Batum’un prestijli Yeni

Bulvar bölgesindeki yeni projelerle

daha da güçlendiriyor. Üç yılı aşkın

süredir Gürcistan’da faaliyet gösteren

şirket, bölgenin turizm sektöründe

dönüştürücü bir rol oynamaya devam

ediyor. ELT Building ile ortaklık

kuran River Rock Hotels & Resorts,

La Quinta by Wyndham Batumi’nin

yönetimini üstlenerek prestijli

markanın Gürcistan’daki ilk tesisinin

açılışını yapacak. Bunun yanı sıra,

aynı bölgede lüks bir otel ve rezidans

kompleksinin inşası için danışmanlık

hizmeti verilmeye başlandığının da

duyurusu yapıldı. Bu stratejik girişimler,

Batum’un Karadeniz üzerindeki önemli

bir destinasyon olarak yükselen

konumunu güçlendirmeyi ve şehrin

turizm ile gayrimenkul sektörlerini

geliştirmeyi hedefliyor.

Berberoğlu: “Projelerimiz, bölgesel

büyüme stratejimizde önemli bir

adım”

River Rock Hotels & Resorts Yönetim

Kurulu Başkanı Buğra Berberoğlu,

şirketin Gürcistan’daki genişlemesi

hakkında şu sözleri söyledi:

River Rock Hotels & Resorts Yönetim Kurulu

Başkanı Buğra Berberoğlu

“Projelerimiz, bölgesel büyüme

stratejimizde önemli bir adımdır. Bu


ELT Building CEO’su Mamuka Makharadze, La Quinta by Wyndham Batumi Genel Müdürü Ünay Türköz (Soldan sağa)

iş birliği sayesinde hem olağanüstü

konaklama deneyimleri sunmayı hem

de Gürcistan’ın turizm sektörünün

gelişimine anlamlı katkılar sağlamayı

hedefliyoruz. ELT Building’in vizyonu

ile operasyonel uzmanlığımızı bir araya

getirerek, ziyaretçiler için simgesel

tesisler hayata geçiriyoruz.”

Mart 2025’de açılıyor

La Quinta by Wyndham Batumi,

Mart 2025’te Batum’un Yeni Bulvar

bölgesinde kapılarını açacak. Wyndham

Hotels & Resorts’un dünya çapında

tanınan standartları ile River Rock

Hotels & Resorts’un kişiselleştirilmiş

hizmet anlayışı ve operasyonel

mükemmeliyetini bir araya getiren

bu proje, şehre modern ve yenilikçi

bir konaklama konsepti sunacak.

Batum’un kalbinde, hem iş hem de tatil

amaçlı seyahat eden misafirlere hitap

edecek şekilde tasarlanan otel, modern

tasarımı, üstün olanakları ve merkezi

konumuyla bölgedeki misafirperverlik

standartlarını yeniden tanımlamayı

hedefliyor.

Türköz: “Yerel turizm sunumunu

zenginleştirecek bir yatırım”

Projenin önemine vurgu yapan

otelin Genel Müdürü Ünay Türköz şu

ifadelerde bulundu:

"Batum’un eşsiz cazibesi ve dinamik

büyümesiyle uyumlu bu yenilikçi projeyi

hayata geçirmekten büyük bir gurur

duyuyoruz. La Quinta by Wyndham

Batumi, üstün hizmet ve modern

olanakları ile yerel turizm sunumunu

zenginleştirecek ve Batum’un dünya

çapında bir destinasyon olması yolunda

konumunu daha da güçlendirecektir."

ELT Quarter

La Quinta by Wyndham’ın yanı sıra

River Rock Hotels & Resorts, ELT

Quarter adlı özel bir sahil kompleksi

projesini de yönetiyor. Lüks bir otel

ve otel tarzı rezidanslardan oluşan bu

kompleks, hem seçici tatilcileri hem de

iş seyahati yapanları kendine çekecek

şekilde tasarlandı. Çağdaş mimari

ve işlevselliği bir araya getiren proje,

binlerce metrekarelik bir alanı kapsıyor.

Zarif bir şekilde döşenmiş odalar ve

süitler, son teknoloji Spa & Wellness

merkezi, açık hava dinlenme alanları

ve özenle tasarlanmış ortak kullanım

alanları ile bu iddialı gelişme, Batum’un

misafirperverlik ve gayrimenkul

sunumlarını bir üst seviyeye taşıyacak.

Makharadze: “Batum turizminin

geleceğini şekillendirecekler”

River Rock Hotels & Resorts ve

ELT Building arasındaki ortaklık,

misafirperverlik alanında mükemmellik

ve yenilik vizyonunu paylaşmaktadır.

ELT Building’in CEO’su Mamuka

Makharadze, iş birliğiyle ilgili şunları

kaydetti: “River Rock Hotels & Resorts,

projelerimize eşsiz bir uzmanlık ve

enerji kattı. Ekiplerinin profesyonelliği

ve stratejik yaklaşımı büyük değer

sağladı ve Batum turizminin geleceğini

şekillendirecek projeler sunmaktan

gurur duyuyoruz.”

River Rock Hotels & Resorts,

bölgedeki yatırımcılar ve

geliştiriciler için güvenilir

bir ortak olarak kendini

kanıtladı. Gürcistan’da

aktif olarak yürütülen sekiz

proje ile şirket, pazarın

değişen ihtiyaçlarına yanıt

veren, yüksek kaliteli ve

misafir odaklı konaklama

çözümleri sunma konusunda

uzmanlığını defalarca

gösterdi. La Quinta by

Wyndham Batumi ve ELT

Quarter gibi projelerle River

Rock Hotels & Resorts,

Batum’un uluslararası

bir destinasyon olarak

statüsünü yükseltmeyi

amaçlıyor. Projeler,

modern tasarımı, dünya

standartlarında olanakları

ve hizmet mükemmeliyetine

olan sarsılmaz bağlılığı

birleştirerek şehrin turizm

potansiyelini artırmayı

vadediyor. River Rock

Hotels & Resorts, yalnızca

Gürcistan’da değil, tüm

bölgede büyüme ve yenilikçilik

sağlama taahhüdüne bağlı

kalmakla beraber söz konusu

bu son girişimler, şirketin lüks

konaklama standartlarını

yeniden tanımlarken, yerel

ekonomiye anlamlı katkılar

sağlama vizyonunu yansıtıyor.


60

hotel restaurant

& hi-tech

yeni yatırımlar

Accor’un

markaladığı

Mercure

Ankara Kızılay

kapılarını açtı

Accor tarafından yeniden markalanan Mercure

Ankara Kızılay hizmete girdi. 72 odalı otel, iş ya

da tatil amaçlı seyahat eden konuklar için rahat

ve keyifli bir konaklama taahhüt ediyor.

Yerelden ilham alan ve otantik

misafirperverliğiyle tanınan Mercure,

Türkiye’nin başkenti Ankara’daki

ilk otelini gururla tanıtıyor. Şehrin

hareketli Kızılay bölgesinde konumlanan

Mercure Ankara Kızılay, modern konforu

Ankara’nın dinamik ruhuyla harmanlayarak,

misafirlerine şehri keşfetme imkanı sunuyor.

Mercure Ankara Kızılay, hareketli alışveriş

caddelerinden kültürel simge yapılarına ve

iş merkezlerine kadar şehrin en popüler

noktalarına kolay erişim sağlıyor. Modern

tasarımı, yerel kültürle derin bir bağla

birleştiren otel, iş veya tatil amacıyla seyahat

eden tüm misafirlere kesintisiz bir deneyim

sunuyor.

Accor tarafından yeniden

markalandı

Dünyanın önde gelen konaklama grubu Accor

tarafından yeniden markalanan Mercure

Ankara Kızılay, modern dekorasyonuyla

Ankara’nın zengin mirasını ve enerjisini

yansıtıyor. Otelde, konfor ve işlevsellik

dengesi gözetilerek yenilenen modern

olanaklarla donatılan 72 oda bulunuyor. Otel

iş ya da tatil amaçlı seyahat eden konuklar

için rahat ve keyifli bir konaklama taahhüt

ediyor.

Otelin gastronomi alanındaki seçenekleri,

misafirlere yerel lezzetleri keşfetme imkanı

sunuyor. Shine Restaurant, samimi bir

atmosferde açık büfe kahvaltı sunarken;

Kentro Café, iç ve dış mekan seçenekleriyle

hafif atıştırmalıklar ve içecekler için ideal

bir ortam sağlıyor. Shine Bar ise öğlen

saatlerinden gece geç saatlere kadar hizmet

vererek, sosyal etkinlikler veya yoğun bir

günün ardından dinlenmek için rahat bir

atmosfer sunuyor.

Yerel kültürü yansıtan özgün bir

deneyim

Accor’un Orta Doğu, Afrika ve Türkiye

Premium, Orta Ölçekli ve Ekonomik Oteller

Bölümü COO’su Paul Stevens şu ifadeleri

kullandı: “Mercure Ankara Kızılay’ın açılışı,

Türkiye’nin başkentindeki varlığımızı

genişletme yolculuğumuzda heyecan

verici bir adımı temsil ederken, bu canlı

semtin dinamizmine ve büyümesine katkıda

bulunuyor. Markanın ruhuna sadık kalarak,

otel, destinasyonun benzersiz karakterini

keşfetmek, bağ kurmak ve deneyimlemek

için misafirlerine sıcak bir davet sunuyor.”

Mercure Ankara Kızılay Genel Müdürü

Abidin Akpınar ise şunları söyledi: “Mercure

Ankara Kızılay’ın kapılarını açmaktan ve

bu özel semtin enerjisini misafirlerimize

sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yerel

kültürü yansıtan özgün bir deneyim sunmaya

kararlıyız. Otelimizde yerel ürünleri öne

çıkararak hem iş hem de tatil amaçlı seyahat

eden konuklarımızın kendilerini evlerinde gibi

hissetmelerini sağlamayı hedefliyoruz.”

120 kişi kapasiteli toplantı odaları

Toplantı ve etkinlikler için Mercure Ankara

Kızılay, çeşitli ihtiyaçlara uygun şekilde

tasarlanmış üç toplantı salonu sunuyor. 120

kişilik kapasiteye sahip toplantı odaları, hem

dinamik organizasyonlar, hem de orta ölçekli

konferanslar için esnek alanlar sunuyor.

Modern olanaklarla donatılmış, gün ışığı

alan ve açık hava molalarına imkan tanıyan

bu alanlar, iş toplantılarından özel davetlere

kadar her tür etkinlik için uygun bir ortam

sağlıyor.

Spor yapmayı seven misafirler için otelin

modern fitness merkezi, kapsamlı kardiyo

ekipmanları ile donatılmış olup, bu alan

konaklama süresince aktif ve enerjik kalmak

isteyen misafirler için sıcak bir ortam

vadediyor.



62

hotel restaurant

& hi-tech

yeni yatırımlar

Asteria Hotels, Anex Turizm Grubu

ile yeniden canlanacak

Geçtiğimiz günlerde bünyesine 9 otel birden ekleyerek, Akdeniz’de en çok yatak

kapasitesine sahip zincir otel konumuna yükselen ATG Hotels, Anex Turizm Grubu

ile yeniden canlanacak!

Geçtiğimiz günlerde ATG Hotels,

bünyesine 9 otel birden ekleyerek,

Akdeniz’de en çok yatak

kapasitesine sahip zincir otel konumuna

yükselmişti. Konaklama sektöründeki

iddialı çalışmaları ve liderliğiyle ön

plana çıkan Anex Turizm Grubu, 2025

yılında Asteria Hotels efsanesine de

yeniden hayat vereceğini duyurdu.

Türkiye’ye gelen Alman misafirlerin

Antalya’daki gözdesi olan ve 1992 yılında

kurulan Asteria Hotels, uzun yıllar

Side ve Belek bölgelerindeki hizmet

kalitesi ve sıcacık misafirperverliği

ile ünlenmişti. İşletme değişikliği ve

yeniden yapılanma süreci nedeniyle,

yedi yıl öncesine kadar sadece Asteria

Family Resort Side hizmet vermekteydi.

9 yatırımının 4’ünü Asteria

markasıyla sürdürecek

ATG Hotels yeni yaptığı otel yatırımları

kapsamında, satın aldığı dokuz otelden

dördünü Asteria markasıyla hizmete

açacak. Aquaworld Belek yeni ismiyle

Asteria Family Resort Belek, Euphoria

Palm Beach yeni ismiyle Asteria

Family Resort Side, Amara Family ve

Excelsior Side otelleri birleşimi ile

Asteria Collection Side olarak hizmet

verecek. Grup bünyesinde yer almakta

olan Selectum For Two markası ise

artık Asteria Bloom Side olarak hizmet

verecek.

Globali de hedefliyor

ATG Hotels, Türkiye’nin yanı sıra,

global turizm sektöründe de iddialı bir

oyuncu olmayı hedefliyor. Yeni yapılan

otel yatırımları ile ATG Hotels çatısı

altında yer alan otel markalarını farklı

beklentilere sahip misafirler için,

kusursuz hizmet sunabilmek adına

segmente ediyor. Grubun bünyesindeki

Selectum Hotels, lüks ve aile dostu

konseptleriyle öne çıkarken; The Norm

Hotels, sofistike ve modern bir hizmet


karşılamayı amaçlıyor. Restoranlarında

uygulayacağı sağlıklı ve özel çocuk

menüleriyle de, aileleri mutlu etmeyi

hedefliyor.

Asteria Family Resort Side

Asteria Family Resort Side ise,

ebeveynlerin keyif alacağı bir tatile

odaklanıyor. Ebeveynlerin tatillerini

keyifle geçirmeleri, çocukların da gün

boyu çocuk etkinlikleri ile eğlenip,

tüm ailenin huzurlu bir tatil geçirmesi

amaçlanıyor.

anlayışıyla dikkat çekiyor. Asteria

Hotels ise geçmişe dayalı köklüsağlam

markasını modern bir yorumla

misafirlerin beğenisine sunuyor.

Ulaşılabilir-bütçe dostu ve kaliteli

hizmet vaadinde

ATG Hotels, sadece otel sayısını

artırmayı değil, aynı zamanda misafir

memnuniyetinde sektördeki çıtayı

daha da yükseltmeyi hedefliyor.

Asteria Hotels’in yeniden doğuşu, ATG

Hotels’in bu stratejik büyümesinin

de önemli bir parçası. Asteria Hotels

markasının yıllar boyu sunduğu

güvenilirlik, sıcak misafirperverlik ve

hizmet kalitesini birleştirerek, bütçe

dostu, tatile daha kolay erişilebilir bir

anlayış benimseniyor. Asteria Hotels,

yeniden doğuşuyla birlikte, Farklı

segmentlerde ve farklı beklentilerde

olan misafirlerine, 2025 sezonunda yeni

konseptiyle hizmet vermeye başlayacak.

Asteria Hotels otelleri-konseptleri

ve sunacağı hizmetler:

Asteria Family Resort Belek

Markanın isminden de anlaşılacağı

üzere, Asteria Family Resort Belek

çocuklu ve geniş aile gruplarına yönelik

kusursuz hizmet anlayışını hedefleyen

bir Asteria markası. Çocuk kulübü

etkinlikleri, mini disko, aquapark

ve su kaydırakları gibi olanaklarıyla

küçük misafirlere eğlenceli bir tatil

sunarken; geniş aile odaları ve swim-up

seçenekleriyle ailelerin beklentilerini

Asteria Bloom Side

Asteria Bloom Side ise gençlere

ve eğlenceye yönelik tatil yapmak

isteyenler için tasarlandı. 18-35 yaş

arası sosyalleşmek isteyen genç

tatilciler ile enerjik-eğlenceli ve keyif

dolu bir tatil arayanlar için ideal.

Canlı DJ performansları, partiler ve

etkinlik ağırlıklı hizmet verecek olan

Asteria Bloom Side, modern tasarımlı

odaları ve gece kulübü ile konfor ve

eğlenceyi bir arada sunuyor. Beach club

hizmetleri de, genç misafirler için keyifli

bir deneyim sunacak.

Asteria Collection Side

Asteria Collection Side ise, her yaştan

tatilciler, aileler ve çiftler için ideal bir

otel. Aile dostu hizmetlerin yanı sıra,

yetişkinlere özel +18 alanlar, SPA, spor

salonu ve wellness imkanlarıyla aynı

otelde farklı beklentileri karşılamayı

amaçlıyor. Bungalow ve swim-up

odaları, hem dinlenmek hem de tatilin

tadını çıkarmak isteyen misafirler için

tasarlanmış.

Asteria Hotels, modernize edilmiş

otel tasarımları, misafir memnuniyeti

odaklı hizmet anlayışı ve yenilikçi

konseptleriyle tatilcilere 2025

sezonunda kapılarını açıyor. Geçmişteki

güçlü itibarını ATG Hotels’in vizyoner

yaklaşımıyla birleştirerek, hem yerli

hem de yabancı misafirler için yeniden

vazgeçilmez ve güçlü bir tatil markası

olmayı hedefliyor.


64

hotel restaurant

& hi-tech

iş’te kadın

Skål'dan

küresel

etkiye:

Deniz

Anapa’nın

45 yıllık

turizm

serüveni

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Turizm sektöründe 45 yıllık köklü bir geçmişi var.

Kariyerine Etap İstanbul Oteli’nde stajyer olarak

başlayıp, 11 yıl sonra Türkiye Etap Otelleri Satış

Müdürlüğüne yükseldikten sonra Inter Hotels ve La

Maison gibi önemli markaların ortağı ve yöneticisi

olarak pozisyon alan Deniz Anapa, bir taraftan da Skål

International İstanbul'daki 36 yıllık üyeliği süresince

Türk turizmini uluslararası platformlarda temsil etti,

kulüp başkanlığından dünya yönetim kurulu üyeliğine

kadar birçok prestijli görevde yer aldı. Kadınların

sektördeki yerini güçlendiren bir örnek olmanın yanı

sıra, kültürel değişim ve sürdürülebilir turizm gibi

konularda da etkin roller üstlenen Anapa, bugünlerde

Skål International Dünya Yönetim Kurulu Üyeliği ile

turizm kariyerini taçlandırıyor.

Turizmin gelişmediği, kadın turizmcilerin sayısının

parmakla sayılacak kadar az olduğu bir dönemden

bugün dünya sahnesine, tecrübeli turizmci Deniz

Anapa’nın ilham verici yolculuğu bu röportajımızda!

Turizm sektörüne ilginiz nasıl başladı?

Aileniz ya da çevreniz üzerinde bir etkisi

oldu mu?

Turizm sektörüne ilk adım atmam, değeri hiçbir

zaman yadsınamaz Boğaziçi Üniversitesi’nde, Turizm

ve Otelcilik İşletmeciliği bölümündeki eğitimimle

başladı. Ailem, hedeflediğim tüm yollarda beni

destekleyen mükemmel bir aile oldu her zaman.

1977 yıllarından söz ediyoruz… Daha turizmin

gelişmediği, kadın turizmcilerin sayısının parmakla

sayılacak kadar az olduğu bir dönem.

Turizm okumak isteyen, otelcilik yapmaya

soyunan, Avusturya Lisesi mezunu ve

Viyana’da ekonomi okumak üzere, tüm

kayıtlarını yaptırmış, ama konu hedef ve

arzulara gelince, Boğaziçi Üniversitesi’ni

ve turizmi seçen bir evlat… Hiç engel

olmadıkları gibi destek oldular.

Bu arada lise eğitimimle paralel,

aynı yıllarda, İstanbul Belediye

konservatuvarı, bale bölümü ve Dilek

Bale dershanesinden de mezun oldum.

Turizm ve bale, en çok hayal ettiklerim,

en çok istediklerim, aşklarım… Ama

ne yazık ki bale hayatım, profesyonel

alana geçemeden, bir kaza sonunda

sakatlandığım için, okul mezuniyetimle

sınırlı kalacaktı. Turizm ise doludizgin

hayatıma girip, ona yön veren oldu.

Bu alandaki ilk deneyiminiz

neydi?

İlk mesleki deneyimim, iki ay mecburi

stajyer görevimi yapmak üzere ön büro

elemanı olarak girdiğim Etap İstanbul

Oteli’dir. İki ay mecburi stajyer olarak

girdiğim Etap Ailesi’nden, tam 11 yıl

sonra Türkiye Etap Otelleri Satış Müdürü

sıfatımla ayrıldım. Ve o dönemdeki Genel

Müdürümüz Turgay Kıran’ın, “Inter

Hotels” adı ile kurduğu, Otel İşletmeciliği

ve Danışmanlık şirketine ortak olarak

katılarak (1988), çok özel birikimlerimin

oluştuğu, sektöre çok katkı verdiğimiz

müthiş bir ekip olduk ve halihazırda bu

ortaklık sürmektedir.

Özellikle de, La Maison markamızla,

hem butik otelcilik konusunda ilklere

imza atarken, yine aynı marka ile anılan

Fransız mutfağının birebir temsilcisi


“Turizm kariyerimde

mentorum, eski genel

müdürüm, sonraki ortağım

Turgay Kıran’dır. Skål

kariyerimde ise tartışmasız,

Skål International Dünya

Başkanım Hülya Aslantaş.

Ve tabii ki, haklarını

ödeyemeceklerim var, bana

karşılıksız destek ve sevgilerini

veren melekler ordusu.”

olmayı ve bu marka ile 18 yıl hizmet

verebilmenin mutluluğunu hala taşıyorum.

Kariyerinizde şimdiye kadar

ulaşmak istediğiniz en büyük

hedefe ne zaman ulaştınız?

Hedefim, insanlarla iç içe olabileceğim,

canlı, hareketli, lisanlarımı kullanabileceğim,

hizmet sektörünün olduğu kesindi. Ama

en üst çıtayı nereye koymak istediğimi

bilmiyordum. Bence çıtam, ne yapıyorsam en

iyisini yapabilmek oldu. La Maison zincirimiz

aşkım oldu. Daha çok La Maisonlar…

Organizasyonlar… Mutlu ayrılan misafirler…

Hep bunu istedim. Çok şükür, bu zevki

yıllarca tattım. Ta ki pandemiye kadar.

Kapattık tüm güzel mekanlarımızı. Şimdi ise

hala araftayım. Tekrar La Maison’lar girmeli

mi hayatıma? Düzeldi mi her şey? Her şey

eskisi gibi olabilir mi? Bilmiyorum, çünkü

insanlar, ortam öyle değişti ki… Bekliyorum…

Skål International Dünya Yönetim

Kurulu Üyesi olmadan önce hangi

pozisyonlarda görev aldınız? Bu

görevleriniz sektöre bakış açınızı

nasıl şekillendirdi?

Dediğim gibi Skål International İstanbul’un

36 yıllık üyesiyim. Dolayısıyla bu uzun yıllara

çok görev sığdı. Her adım, her sorumluluk

büyük tecrübe kuşkusuz. Uluslararası

bir network’ün parçası olmak, Skål’un

birbirinden değerli, üst düzey turizm

profesyonellerinden oluşan, yöneticilerinden

oluşan yapısı, onlarla paylaşımlar, her

şeyden öte, hayat kültürü adına paha

biçilmez…

Skål International İstanbul üyesi olarak 1988

yılından beri derneğe üyeyim. 1999–2002

yılları arasında Skalite Ödülleri organizasyon

komitesinde yer aldım. 2002–2006 yılları

arasında Skål International İstanbul Yönetim

Kurulu Üyesi olarak görev yaptım. Bu süreçte

halkla ilişkiler çalışmalarını yürüttüm ve

Başkan Yardımcılığı görevini üstlendim.

2006–2008 yılları arasında Skål International

İstanbul Başkanlığı yaptım. 2007–2009

yıllarında Skål International Türkiye Ulusal

Komitesi’nde Yönetim Kurulu Üyesi olarak

basın, misafir ilişkileri ve üye kazanımı

çalışmalarını yürüttüm.

2009–2011 yılları arasında yine Ulusal Komite

Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev aldım ve

bu dönemde Kıdemli Başkan Yardımcılığı

yaptım. 2011–2015 yılları arasında iki dönem

üst üste Skål International Türkiye USDF

Başkanlığı görevini yürüttüm. 2015 yılında

Skål International 2020 Projesi’nde ekip

üyesi olarak çalıştım. 2022 yılında Skål

International Kaynak Yaratma Komitesi Eş

Başkanı olarak görev aldım. 2024 yılında

Skål International Üyelik Geliştirme Fonu

ve Young Skål Komitesi’nde hem üye hem

de eş başkanlık görevlerini üstlendim. Aynı

zamanda Bölge 9 Başkan Yardımcısı olarak

seçildim.

Skål International Dünya Yönetim

Kurulu Üyesisiniz, 9.Bölge

Direktörü daha genel açılımıyla

da. Bu unvanınızla sektörün global

ölçekteki gelişimine ne şekilde

katkı sağlamayı hedefliyorsunuz?

Bu yeni pozisyon ile hayata

geçirmek istediğiniz projeleriniz

neler?

Skål International’da görev almak, Skål

içinde emek vermeye, hele ki uluslararası

platformda hizmete hazır olan herkesin

arzulayabileceği hedeflerden biri olabilir.

Ben de çok uzun yıllar, ülkemde, Kulüp

Başkanlığından Türkiye başkanlığına kadar

uzanan yolda görev yaparken, uluslararası

platformda çok değerli işbirlikler ile çok

değerli dostluklar kazandım. Bu pozitif

ilişkiler, yardıma ve hizmete hazır olan

zihniyet, yapıcılık, çalışkanlık, enerji bolluğu

sizi bu göreve doğru hazırlıyor diyelim.

Projelerim ise çok… Öncelikle, dünyanın

içinde bulunduğu problemlerden kuşkusuz

etkilenen kendi Skål ailem içinde yeniden

enerji getirmeyi, sürdürülebilir turizmi

teşvik edebilmeyi, ülkelerarası, üyeler arası

sosyal birlikteliği teşvik edici toplantı ve

geziler düzenlemeyi, ses getiren projelerle

medyada yer alarak, bilinirliğimize

katkı sağlamak hedeflerimden. Tabii ki,

sorumluluk bölgem olan Türkiye’me faydalı

olabilmek en büyük önceliğim.

Küresel turizm sektöründe, liderlik

rolünüzün sektöre olan etkisini

nasıl değerlendiriyorsunuz?

Görev titrimin sektöre bir etkisi olur mu

bilmiyorum. Ama bildiğim şey, yapıcı ve

çalışkan yapımı bilenlerin, bu göreve

geldiğim için, güzel hedeflerim olabileceğini,

camiaya hareket getireceğimden emin

olabileceklerini düşünüyorum.


66

hotel restaurant

& hi-tech

iş’te kadın

Dünya genelindeki farklı turizm

politikalarını göz önünde

bulundurarak, ülkeler arasındaki

iş birliğini artırmak için hangi

stratejileri benimsiyorsunuz?

Birincil olarak, kültürel değişim. Kültürel

değişim programları ile ülkeler arasındaki

bağlar güçlendirilebilir. Ortak pazarlama

ikincisi. Küresel tanıtım kampanyalarıyla

geniş kitlelere ulaşılabilir. Sürdürülebilirlik

önemli. Ortak çevre dostu turizm politikaları,

uzun vadeli büyümeyi destekler. Eğitim

ve bilgi paylaşımı ve arkasından. Sektör

profesyonelleri arasında eğitimler

düzenlenebilir. Vize kolaylıkları kritik bir

mevzu. Ortak vize sistemleri turistlerin

seyahatini kolaylaştırır. Dijital altyapı, bir

diğeri. Teknoloji ve dijital platformlarla

seyahat deneyimi geliştirilir. Bu stratejiler,

ülkeler arasındaki turizm iş birliğini

artırabilir.

Skål International Dünya Yönetim

Kurulu Üyeliği dışında, sektördeki

diğer girişimleriniz, şapkalarınız,

projeleriniz hakkında bilgi verebilir

misiniz?

Skål International Dünya Yönetim Kurulu’nda

olmak, başlı başına çok detaylı bir görev, çok

emek ve özveri isteyen. Pazarlama ve müşteri

geliştirme konularındaki danışmanlığımın

devam etmesi ile dolu dolu çalışacağım bir

süreç içerisindeyim. Turizm dışında, harika

bir hobim ve uğraşım var. O da briç oynamak.

Umarım bu görevlerimin arasında istediğim

süreci verebilirim brice.

Turizm sektöründe kadın olmak

size nasıl bir deneyim sundu? Kadın

liderlerin sektördeki rolü hakkında

ne düşünüyorsunuz? Sektördeki

cinsiyet eşitliği konusunda ilerleme

kaydedildi mi?

Kendi sektörümde bu ayrımı hiç

hissetmedim. Hep el üstünde idik. İlk yıllar,

yukarıda da bahsettiğim gibi, çok az kadın

turizmciydik. Hep onore edildik, teşvik

edildik, ama hiç de kayrılmadık doğrusu. Hak

ettiğimizin karşılığını bulduk hep.

Kadınların turizm sektörü liderlik

pozisyonlarında daha fazla yer

alması için hangi adımlar atılmalı?

Bu konuda öneriler verebilirim. Başarılı

kadınları izlemeye devam edin. Hiç ayrımı

düşünmeyin. Kıskananlara aldırmayın. Hedef

koyun. Çok çalışın. Araştırın. Okuyun. Proje

üretmek için gayretli olun. İyi insan olun.

Sosyal olun. Liderlik istiyorsanız gelir zaten.

Gelecekteki kadın liderlerin

sektörde daha güçlü bir yer

edinmesi için Skål kadınları ne

şekilde destekliyor? Türkiye ve

dünyadaki durum ne?

Özel bir çalışmamız var mı diye

düşünüyorum. Sanırım yok. Zaten Skål

kadınları hep çok başarılı. Onlar da sektör

içinde haliyle güçlü yerlere sahipler.

Biraz da sizi konuşalım isterim. Bize

evdeki ve profesyonel yaşamdaki

Deniz Anapa’yı nasıl anlatırsınız?

Satırlar içinde hep ben vardım zaten.

Önerilerim de de vardım. Çalışkan,

projesever, başarısever, insansever,

canlıların hepsini çok sever, profesyonel bilgi

donanımlı ama çok güvenen olduğu için,

günümüz koşulları için, biraz da saf, sosyal,

güleryüzlü, arkadaş canlısı, iyi biri Deniz

Anapa. Sokak hayvanları, kediler, köpekler

olmazsa olmazları hayatında. Onları sevenleri

daha çok sever hatta…

Ev işlerini sever mi? Çok sevmez gibi. Ama

evi sevdikleriyle dolup taşsın ister hep. Anne,

babasının kızı ve de harika ablalarının kardeşi

ne de olsa. Evimizde yenilsin , içilsin ister

hep.

Bundan sonrası için planlarınız ne?

Skål International’daki görevimi

öncelikle, başarı ile tamamlamak. Çünkü

çok güvendiler bana biliyorum. Neler

yapabileceklerimi biliyorlar. Önce bekleneni

verebilmeliyim. Danışmanlıklara devam.

Seyahatlerim olmalı bu arada doyasıya. Briç

oynamalıyım. Yazmak istiyorum esasında.

Kitap yazmayı istiyorum. Çok istiyor çevrem.

Tecrübelerimi, yaşadıklarımı aktarmamı,

hayattan bahsetmemi istiyorlar. Buna vakit

ayırmalıyım, ben de istiyorum bu anılar dolu

kitabımı yazmayı. Bakalım, yaşam sürem el

verecek mi?

Önümüzdeki yıllarda turizm sektörü

ile ilgili hedefleriniz ve projeleriniz

var mı?

Gençler gelsin artık… Gençlere ileteceğimiz

çok şeyler var. Projelerimden, sektöre bakış

açımdan söz ettim hep satırlar arasında En

önemlisi barış gelsin ülkeme ve dünyaya.

Barış olsun yeter ki, öyle güzel olur ki bu

cihan. Sevgiyle kalın.

“2006 Skål International

Başarı Ödülü, 2006 Dünya

Başkanı’nın Özel Ödülü, 2007

Skål International İstanbul’un

Dünya’nın En İyi Kulübü 2.lik

Ödülü bulunuyor. Ayrıca, 2006

yılında İstanbul’u tanıtmak

amacıyla hazırlanan ve dünya

çapında 22.000 Skål üyesine

gönderilen bir tanıtım CD’sinin

yaratıcısı oldum.”



68

hotel restaurant

& hi-tech

marka röportaj brand interview

Yarım asırdır süregelen başarı hikayesi

KÜLSAN

1974 yılında İstanbul’da küçük bir atölyede başlayan Külsan’ın yolculuğu, bugün 5 kıtada 65’ten

fazla ülkeye ulaşan uluslararası bir başarı hikayesine dönüştü. Thermoset melamin masaüstü ve

servis ekipmanları alanında kırılmaz, çizilmez ve dayanıklı ürünleriyle sektörde öncü olan firma,

çevre dostu üretim anlayışı ve yenilikçi yaklaşımlarıyla fark oluşturmaya devam ediyor.

ISO ve SEDEX gibi uluslararası sertifikalara

sahip üretim tesisleri, sürdürülebilir

enerji yatırımları ve çevreye duyarlılık

politikalarıyla öne çıkan Külsan, aynı

zamanda %100 müşteri memnuniyetini

esas alan bir vizyona sahip. Külsan şirket

ortağı ve İhracat Müdürü Yeşim Külahçıoğlu

Özsan, markanın kuruluşundan bugüne

gelen başarılarını, üretim süreçlerini ve

sürdürülebilirlik hedeflerini anlattı.

Külsan’ın kuruluş hikayesini

paylaşır mısınız?

Babam Hasan Külahçıoğlu ve halam

Yurdagül Külahçıoğlu tarafından 1974

yılında İstanbul’da kurulan ilk atölyemizle

başladığımız başarı yolculuğumuza şu anda

Çerkezköy-Kapaklı’daki fabrikamızda devam

ediyoruz. O dönemde küçük bir atölye ile

başlayan serüvenimiz, bugün uluslararası

alanda tanınan ve tercih edilen bir marka

olmamızı sağladı.

Markalarınız ve hedef kitleniz

hakkında bilgi verebilir misiniz?

50 yıllık tecrübemizle, sektörümüzde

yeniliklerin öncüsü konumundayız.

Ürünlerimizin kırılmaz, çizilmez ve

dayanıklı yapısı sayesinde profesyonellerin

tercihi olmaya devam ediyoruz. Arcoform,

Happy Chef, DecoBoutique ve Thermoset

markalarımızla profesyonel mutfaklara ve

tüketicilere hitap ediyoruz.

Ürünlerinizin özelliklerinden ve

üretim anlayışınızdan bahseder

misiniz?

Kalite, hijyen ve yenilikçi tasarımı her zaman

ön planda tuttuğumuz ürünlerimizle şık ve

uzun ömürlü Thermoset melamin masaüstü

ve servis ekipmanları üretiyoruz. Üretimde

yüksek kalite standartlarını benimseyerek,

kullanıcıların ihtiyaçlarına uygun, estetik ve

dayanıklı çözümler sunuyoruz.

Hangi ülkelere ihracat

yapıyorsunuz?

Bugün 5 kıtada 65’ten fazla ülkeye ürün

satışı gerçekleştiriyoruz. Uzman kadromuzla

aralıksız sürdürdüğümüz AR-GE çalışmaları

sayesinde kaliteyi müşterilerimizle

buluşturuyoruz. Ayrıca profesyonel tasarım

ekibimiz ve %100 müşteri memnuniyetini

prensip edinmiş kadromuzla hayatı

kolaylaştıran ve şıklığı ön planda tutan

ürünler geliştiriyoruz.

Fabrikanızın kalite belgeleri ve

üretim kapasitesi hakkında bilgi

verir misiniz?

Fabrikamız ISO 9001, ISO 10002, ISO 14001,

ISO 22000 ve ISO 45001 sertifikalarına

sahiptir. Ayrıca SEDEX belgelendirmesi

sürecini yakında başlatıyoruz.

Ürünlerimiz, her yıl uluslararası akredite

laboratuvarlarda test edilmekte ve AB,

LFGB ve FDA yönetmeliklerine uygun

olarak onaylanmaktadır. Külsan, her yıl

gelişen makine parkuru ve robotik polisaj

teknolojisiyle yılda en az 12 milyon parça

üretim kapasitesine sahiptir.

Ürün sevkiyat süreciniz nasıl

işliyor?

Külsan fabrikasına gelen siparişler Depo

Yönetim Yazılımı üzerinden sisteme iletiliyor.

Son teknoloji termal okuyucular ile raflardan

toplanan ürünler sevkiyata hazır hale

getirilerek yüklemeler gerçekleştiriliyor.

Sevkiyatlarımız 2 hafta içerisinde

müşterilerimize ulaşıyor. Bu süreçte hız ve

güvenilirlik önceliklerimiz arasında yer alıyor.

Çevreye duyarlılık konusunda ne

gibi adımlar atıyorsunuz?

Çevre duyarlılığı bizim için büyük önem

taşıyor. Fabrikamız her ay 20 ton atığı geri

dönüşüme kazandırarak karbon salımını

azaltıyor. Ayrıca, 1250 güneş enerjisi

panelimizle aylık 640 kW elektrik üretiyoruz

ve tükettiğimiz elektriğin yaklaşık %75'ini

karşılıyoruz. Çevre politikamız kapsamında

sürdürülebilir enerji kullanımına odaklanarak

1,5 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirdik.

Bu adımlar, çevre dostu üretim anlayışımızı

güçlendiriyor.

Firmanızın gelecekteki hedefleri

nelerdir?

Her yıl artan ciromuzla ve 110 kişilik

kadromuzla, üretimimizin yarısını ihraç

ederek ülke ekonomisine katkıda bulunmaya

devam ediyoruz. Gelecekte daha fazla ülkeye

ulaşmayı, çevre dostu üretim anlayışımızı

daha da geliştirmeyi ve ürünlerimizle

sektördeki liderliğimizi sürdürmeyi

hedefliyoruz. Külsan olarak, kaliteyi ve

yeniliği bir araya getiren ürünlerimizle hem

müşterilerimize hem de çevreye değer

katmaya devam edeceğiz.


A half-century long success story

KÜLSAN

Külsan's journey, which started in 1974 with a small atelier in Istanbul, has today turned into an

international success story, reaching over 65 countries across 5 continents. The company, a leader

in the field of thermoset melamine tableware and service equipment, is known for its high quality,

break resistant and durable products, and continues to make a difference with its environmentally

friendly production approach and innovative strategies.

With internationally recognized

certifications such as ISO and

SEDEX, sustainable energy

investments, and policies focused on

environmental sensitivity, Külsan also stands

out with a vision based on 100% customer

satisfaction. Yeşim Külahçıoğlu Özsan, the

shareholder and Export Manager of Külsan,

shared the company's achievements since

its establishment, production processes, and

sustainability goals.

Can you share the story of Külsan's

founding?

Külsan was founded in 1974 by my father,

Hasan Külahçıoğlu, and my aunt, Yurdagül

Külahçıoğlu in Istanbul. We continue our

success journey today in our factory in

Çerkezköy-Kapaklı. What started as a small

atelier in those days has made us a wellknown

and a global brand today..

Can you tell us about your brands

and target markets ?

With our 50 years of experience, we are

pioneers of innovation in our industry. Thanks

to the high quality, break resistant, and

durable nature of our products, we continue

to be the choice of professionals. Our brands

Arcoform, Happy Chef, DecoBoutique, and

Thermoset appeal mainly to the Horeca

market.

Can you talk about the features of

your products and your production

philosophy?

We produce stylish and long-lasting

Thermoset melamine tabletop and service

equipment by always prioritizing quality,

hygiene, and innovative design. By adopting

high-quality standards in production, we offer

elegant and durable food service solutions

tailored to the needs of users.

Which countries do you export to?

Today, we export products to over 65

countries across 5 continents. Through

continuous R&D efforts carried out by our

experienced team,

we aim to create

a difference in

the market. Our

professional design

team and staff are

dedicated to 100%

customer satisfaction

and developing

products that make

life easier.

Can you tell

us about your

factory’s quality certifications and

production capacity?

Our factory holds certifications including

ISO 9001, ISO 10002, ISO 14001, ISO 22000,

and ISO 45001. We will soon start the SEDEX

certification process. Our products are

tested annually at internationally accredited

laboratories and are certified in compliance

with EU, LFGB, and FDA regulations. With

our constantly developing machinery and

auto polishing technology, we reach a

production capacity of minimum 12 million

pieces per year.

How does your product shipment

process work?

Orders received by Külsan are entered into

the system via the Warehouse Management

Software. Products collected from shelves

using the latest thermal readers are

prepared for shipment and loading. Our

shipments reach customers within two

weeks. Speed and reliability are our priorities

in this process.

What steps are you taking in terms

of environmental awareness?

Environmental sustainability is of great

importance to us. Our factory recycles 20

tons of waste every month contributing to

reducing carbon emissions. In addition,

we generate 640 kW of electricity per

month with 1,250 solar panels, which

covers approximately 75% of our electricity

consumption. As part of our environmental

policy, we have made a $1.5 million

investment in sustainable energy usage.

These steps strengthen our environmentally

friendly production approach.

What are your company’s goals for

the future?

With our increasing annual turnover and a

team of 110 people, we continue to contribute

to the country's economy by exporting half

of our production. In the future, we aim

to reach more countries, further develop

our environmentally friendly production

approach, and maintain our leadership in the

industry with our products. As Külsan, we will

continue to add value to both our customers

and the environment with our products

combining quality with innovation.


70

hotel restaurant

& hi-tech

marka röportaj

BATUHAN TÜRER

“MARKA YARATMA SÜRECI ÜRETIM

KADAR ZOR”

İzmir'in Seferihisar ilçesinde 2010 yılında kurulan Kecheese, Türkiye'nin inatçı lezzetlerinden

biri olarak dikkat çekiyor. Keçi sütünün yanı sıra inek ve koyun sütlerinden ürettiği katma değerli

ürünlerle öne çıkan Kecheese, peynir, tereyağı, dondurma, yoğurt ve pastörize süt ürünleriyle

yakın gelecekte adından daha da fazla söz ettirecek.

Türer A.Ş.’nin faaliyetlerini, Kecheese’in

doğuş hikayesini, HoReCa sektörüne

yönelik hedeflerini Türer A.Ş Yönetim

Kurulu Üyesi Batuhan Türer ile konuştuk.

Batuhan Bey, öncelikle sizi

tanıyabilir miyiz?

1996 doğumluyum. İzmir Ekonomi

Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü

mezunuyum. Küçüklüğümden beri aile

işletmemizde çalıştım, okulumu bitirdikten

sonra da yine aile şirketi bünyemizde olan

mandıramızın başına geçtim. Üniversite

okurken de öncesinde de okul sonrası

vaktimi çiftlikte geçirirdim ve mandıraya

bakıyordum. Birbirinin devamı yaklaşık 6

farklı sektörde faaliyet gösteren bir aile

işletmesiyiz. Ben daha çok mandırayla

ilgilendiğim için mandırada çuval

taşımaktan, kamyon indirmeye kadar en alt

kademeden çalışmaya başladım. O zamanlar

kızıyordum, niye böyle eziyet çekiyorum

diyordum, ancak bugün bakınca iyi ki o

işleri yapmışım diyorum. Bugün süt işleme

tesisimin başındayım, ekibimle beraber

Kecheese markamızı yarattık, tüm dünyaya

lezzetlerimizi ulaştırmak için gece gündüz

çalışıyoruz. Bugün bana çok gençsin diyenler

oluyor, genç olabilirim ama iş tecrübem fazla

bir iş insanıyım. Bugün Kecheese dışında

uluslararası baharat deviyle güçlerimizi

birleştirmemiz sonucu ortaya çıkan yeni

ortaklık olan baharat şirketinde de hisse

sahibiyim. Kurumsal yönetim, organizasyon,

finansman ve satıştan sorumlu yönetim

kurulu üyesiyim ayrıca ortaklarla ikili ilişkileri

yönetiyorum.

Kecheese’e geçmeden önce

Türer A.Ş.’yi kuruluşu ve faaliyet

kollarıyla tanıtır mısınnız?

Türer A.Ş. bir aile şirketi. Kurucusu babam

Özer Türer. Babam Seferihisar Sığacık’da

doğmuş. O zamanlar Sığacık küçük bir köy,

2 bin nüfuslu. Gençliğinin ilk yıllarında ve

çocukluğunda dedemin keçi, koyun gibi

küçükbaş hayvanları ile ilgilenmiş. 4 kardeşin

en küçüğü olan babam, amcam ile beraber

İzmir’de ticaret yapmaya karar vermişler.

Dedem istemiyor aslında gitmelerini. Ancak

dinlemiyorlar ve İzmir’de ticarete atılıyorlar,

al sat yapıyorlar. Babam ilk şirketini 21

yaşında, kuruyor, 1985 yılında. Bu şirket

ile baharat al satına devam ediyorlar.

Alsancak’ta bir ofis tutarak işi büyütüyorlar.

Sonrasında Ödemiş’te bir fabrika kurarak

üretime ve ihracata başlıyorlar. 2007 yılında

ilk ihracatı yapmışlar. O zamanlar baharat

üretimi de ihracatı da çok azmış. Sonrasında

amcam ile ayrılıyorlar. Bugün iki Türer

firması var, biri Kemalpaşa’da Türer Tarım

amcama ait, bizim firmamız ise Türer Bitkisel

A.Ş.

O ayrılık sonrası Seferihisar’daki bu çiftliği

kuruyoruz. Hayvancılık ile başlanıyor işe.

2001 yılında burada, tarıma elverişsiz denen,

taşlık bir alanda, 1000 dönüm üzerinde tesisi

kurmaya başlamış babam. Ancak babam

tarıma elverişli değil denen bu araziye

mandalina ve zeytin ağacı dikiyor. Bugün

15 bin zeytin ağacı büyüdü. Seferihisar

mandalinası, limon, nar ve çam fıstığı

ağaçlarımızla birlikte bünyemizde yaklaşık

40 bin adet meyve ağacı bugün çiftliğimiz

bünyesinde bulunuyor. 2004 yılında da

firmamızı tamamen buraya taşımış olduk.

Bugün neler yapıyorsunuz?

Bünyemizde 7 şirketimiz bulunuyor. Bunların

genelde faaliyet alanı gıda ürünleri ve tarıma

dayalı ürünler. İhracat yaptığımız, baharat

tarafında ortaklı bir yapımız var. Hintli bir

firma ile bu tarafı yönetiyoruz. Dünya’da lider

konumdalar, o alanda ortaklıkla yürüyoruz.

Tarım tarafında zeytin ve mandalina

ağaçlarımız var. Hayvancılık yapıyoruz,

küçükbaş ve kümes hayvanlarına yönelik

bir faaliyetimiz mevcut. Türkiye’de öncü bir

modelle, Süt ve süt ürünleri üretimimiz söz

konusu. Kecheese markamızda; yalnızca inek

sütünü kooperatiflerden tedarik ediyoruz,

keçi ve koyun sütünü kendimiz üretiyor,

kendimiz işliyor ve kendimiz satıyoruz.

Kecheese’e gelirsek, üretim

çalışmalarınızdan bahseder

misiniz?

4500 metrekare kapalı alana sahip

mandıramızda günlük 300 ton süt işleme

kapasitemiz ile süt ve süt ürünleri üretiyoruz.

Bunu da Kecheese markasıyla yapıyoruz. Bu

markayı yaratırken mandıranın her alanında

çalışmış olmamın büyük faydasını gördüm.

Üniversite okurken arta kalan zamanlarda

mandırada çalışırdım. Mesela tır geliyordu


indirilmesine yardım ediyordum. Ellerim su

toplamış eve dönüyordum, babam mutlu

oluyordu su toplanmış ellerimi görünce.

Bu şekilde çalıştım. Sonrasında üretime de

girdim. Bir peynir çeşidi var, köy peynirine

benziyor, 60 derecede su var, o derecedeki

suya elini sokup suyu karıştırman gerekiyor.

Bugün çay falan elime dökülsün elim

yanmaz. Alışmışız.

Keçi denince Türkiye’de ilk akla

gelen markalardan; Kecheese, bu

başarının ardında ne yatıyor?

İçeriden eğitimler vererek kadro

oluşturmanın faydasını gördüğümü

düşünüyorum. Paketlemede çalışan bir

personeli eğiterek ustabaşı yaptık. Öncesinde

sadece makine sorumlusu kişiden şu an

komple sütün gönderilmesi, transferi,

derecelendirmesi ile ilgilenen bir insan

yarattık. En yaşlımız 45 yaşında, gençlik

faktörü de var. Babamın müdahalesinin

olmamasının da bu başarıya etkisi oldu

diyebilirim. Babam 2 sene önce devretti

şirketi, 1 buçuk senedir şirketin kapısından

girmedi. Bana verdiği sorumluluğu benim

gördüğüm gibi ekibim de görüyor. O sebeple

benim yönetimim ve kararlarımın gücü de

yükselmiş oldu. Çalışanlarım ile beraberim,

ortadaki menemene beraber ekmek

banıyoruz, iş dışı sohbetlerimizi de yapıyoruz,

aile gibiyiz burada. Onun da büyük bir etkisi

olduğunu düşünüyorum.

Kısa sürede büyüdüğünüzü

düşünürsek 2025 beklentiniz nedir?

Evet Kecheese’de üretime 200 kilogram

tereyağı ile başladık. 2 senede yüzde 450

büyüdük. 20 çeşit peynir, 20 çeşit dondurma,

tereyağı, kaymaklı ve süzme yoğurt

üretiyoruz. Ustamız değişmedi, aynı ekip

devam ediyor, en ilginci yeni müşteriyle,

pazarla değil mevcut müşteriyle satışı

arttırarak bu büyümeyi yakaladık. Müşterinin

beklentilerine yönelik kendimizi dönüştürdük.

Ekipte sadece büyüme var. Yurt içi peynir,

yoğurt ve dondurma pazarımızı oturttuk bu

sene hedeflerimiz HoReCa grubunda yurt içi

ve yurt dışında güçlü bir konuma gelebilmek.

Üretim ile satışta güzel bir koordinasyon

var, genelde üretim ile satış arasında her

zaman bir çatışma vardır. Bizde ise uyum söz

konusu. Bizim ürünümüz canlı bir ürün.

Ustaların arasında bir söz vardır, ‘Cenaze

bekler, süt beklemez’ diye. Hava koşullarına

göre sütün oranı bile değişiyor. O sebeple

üründe değişiklikler olur, peynirde bu

böyledir. Standart ürün üretimi ancak taze

ürünlerde olur, o üretim tekniğinde sütün

içinde hiçbir organizma kalmadığı için

standart bir üretim sağlarsın ama bizim

insanımız o peynirlerden çok özellikli ürünleri

sever, tulum peyniri yer mesela. O sebeple

üretimde her parti arasında bazı farklılıklar

olabilir. Bu son müşteriden geri bildirim

pazarlama satışçı ekibe geldiğinde, satış

ekibi üretim ekibine “Sen peyniri değiştirdin,

üretemedin” diye suçlar, üretici de “sen

ürünü satamadın, beklettin, ondan bu oldu”

diyerek satış pazarlamayı suçlar. O sebeple

bu sektörde üretim ile satış arasında hep bir

çatışma var. Ancak biz eğitim kapsamında

satışçıları üretime, üreticileri müşteriye

götürdük. Birbirlerinin iş alanlarını görünce,

sahada yaşadıkları zorlukları görünce

birbirlerini anlar hale geldiler. O sebeple

güzel bir uyuma sahibiz, bu da başarıya

yansıyor.

Marka oluşturma sürecini nasıl

başardınız?

Çoğu şirket şundan

kaybediyor, ‘Ben sadece

niş ürün yapıp satacağım,

başka alana girmeyeceğim’.

Ancak istediğiniz kadar

niş ürün yaratın, orada her

zaman rekabet var, istediğin

kadar farklı ürün yap. Yüzde

100 keçi sütünden sadece

çok özel ürün yapacağız

diye yola çıkarsanız, 10

teneke bir yere 5 teneke

bir yere vererek şirketi,

tesisi döndüremezsiniz.

Niş bir şey yapacaksanız

onu finanse edecek seri

üretiminiz olmalı. Biz otel

kanalına, restoran tarafına

girmemiştik, sadece

mağazalarda vardık. Koşan

ürün İzmir tulumu mu,

beyaz peynir mi onu yaptık,

otellere, restoranlara

binlerce teneke üretip

verdik. Oradan elde ettiğimiz gelir özel

markanıza sermaye oluyor, bunu başardık.

Markayı böyle yaratırsınız.

1000 teneke ürün satıyorum, yüzde 100

keçi sütünden döner peynir yapıyorum,

etkinlikte ücretsiz dağıtıyorum. Markayı böyle

bilinir hale getirdik. Kolay iş değil. Bugün

internette Kecheese diye aratın, ilk çıkan

ürün dondurmamızdır. Toplam pazarımın

yüzde 1’i dondurma. Ama yüzümüz oldu. Biz

de bunu kullandık, fuarlarda, mesela; Forum

Bornova’da dondurma dağıttık. Kecheese

fabrika dükkanı açtık Sığacık’ta, orada satışa

başladık. Tek satış noktası ile marka olduk.

20 kişilik ana ekibimizle 12 bayimiz ile süreci

götürüyoruz.

HoReCa sektörüne yönelik hangi

ürünleri üretiyorsunuz?

Otel, restoran ve kafeler için yepyeni marka

yeni bir soluk getiriyoruz. Seferihisar’dan

Gelen Lezzet: “Türer Çiftliği”. Seferihisar'ın

yemyeşil doğasında, modern süt işleme

tesisimizde geleneksel hayvancılık

yöntemlerini en iyi teknolojiyle birleştiriyoruz.

Seferihisar'ın eşsiz otlaklarında doğal

beslenen hayvanlardan sağlıklı ve mutlu

ortamları sayesinde elde ettiğimiz sütlerle

ürettiğimiz; peynir, dondurma, tereyağı ve

yoğurt doğal lezzetiyle öne çıkıyor.

Türer Çiftliği HoReCa ürünleri

arasında neler var?

Geleneksel yöntemlerle hazırlanan, lezzeti

ve kalitesiyle ön plana çıkan peynirlerimiz,

doğal ve katkı maddesi içermeyen, keçi

sütüyle yapılan Türk usulü dondurmalarımız,

zengin aromasıyla mutfaklarınızı süsleyecek

tereyağlarımız, kaymaklı ve süzme

yoğurtlarımız öne çıkan ürünlerimiz arasında

geliyor.


72

hotel restaurant

& hi-tech

marka röportaj

TOLGA DEMIREL

“Sürdürülebilir gelecek için yenilikçi

çözümler üretiyoruz”

160 yıllık deneyimiyle Cargill, Türkiye'de 65 yıldır yerel üreticilerle iş birliği yaparak sektöre

inovatif çözümler sunuyor.

PROVERSE ve Turyağ markalarıyla

HoReCa sektöründe yüksek kalite

ve sürdürülebilirliği ön planda tutan

Cargill, yerel üreticilere Ar-Ge desteği

vererek Türk gıda sektörünün küresel

pazarda rekabet gücünü artırmayı hedefliyor.

“Tedarik zincirindeki merkezi rolümüzle,

sürdürülebilirlik taahhütlerimizle çevresel

ve toplumsal etkilerimizi azaltarak daha iyi

bir gelecek inşa etmeye yönelik yenilikçi

çözümler üretiyoruz” ifadelerini kullanan

Cargill Türkiye Genel Müdürü Tolga Demirel

ile şirketin HoReCa sektörüne hitap eden

yenilikçi ürünlerini, sürdürülebilirlik

yaklaşımını ve gelecek planlarını konuştuk.

HoReCa sektöründeki yenilikçi

ürünlerinizden bahseder misiniz?

Hangi ihtiyaçlara yönelik çözümler

sunuyorsunuz?

HoReCa sektöründe, profesyonellerin

verimlilik, kalite ve sürdürülebilirlik

ihtiyaçlarını karşılayan yenilikçi ürünler

geliştiriyoruz. Özellikle PROVERSE

markamız, sektöre bitkisel bazlı ve yüksek

performanslı çözümler sunmaktadır.

PROVERSE ürünlerimiz, bölgesel Ar-Ge

çalışmalarıyla yüksek performans ve kaliteyi

bir araya getiriyor. Ayrıca erişilebilir bir fiyat

noktasında yüksek kalite bir çözüm olarak da

öne çıkıyor. Örneğin “PROVERSE Sıvı Şanti”,

değişen ortam sıcaklıklarında bile hacimde

yüksek performans sunarak çatlama

yapmıyor. Bitkisel

bazlı ürün,

meyve, kakao gibi

farklı malzemeler

ve gıda

renklendiricileri

ile sorunsuz

uyum sağlıyor,

hacminden ödün

vermiyor.

“PROVERSE

Pişirme Kreması”

ise, içerdiği

yağsız süt tozu

ile hibrit bir ürün

olma özelliği

taşıyor. Servis

öncesinde bekletilse dahi pütürlenmeyen,

yüksek sıcaklığa dayanıklı yapısıyla fark

oluşturuyor.

Sektör profesyonellerine yönelik

özel ürün tasarımlarınız var mı?

Hangi özellikleriyle öne çıkıyorlar?

Cargill olarak HoReCa sektörünün ihtiyaç

ve beklentilerine, PROVERSE ve Turyağ

markalarımızla sunduğumuz geniş

çözüm yelpazesindeki ürünlerimizle yanıt

veriyoruz. 160 yıllık küresel deneyimimizi

kullanarak yerli üreticilere yenilikçi ürünler

ve çözümlerle güç veriyoruz. Türkiye’deki

uygulama tesisimizde çalışan Ar-Ge ekibimiz,

yerel HoReCa profesyonellerinin ihtiyaçlarını

karşılayacak yenilikçi ürünler geliştirmek

üzere çalışıyor.

Yerli ham madde kaynağı ile ülkemizde

ürettiğimiz PROVERSE ve Turyağ

markalarımız, tedarik zinciri risklerini

azaltan ve sürdürülebilirliği teşvik eden yerel

üretim taahhütlerimiz doğrultusunda faaliyet

gösteriyor.

PROVERSE sıvı şanti ve pişirme kremalarının

yanı sıra endüstriyel ve sıvı yağ sektörünün

lider ve güvenilir markası Turyağ’ın

“Maestro Gusto”, “Turyağ ÂL” ve “Turyağ

Kruvasan” gibi yüksek kaliteli ürünlerini

mutfak profesyonelleriyle buluşturuyoruz.

Ürünlerimiz, yüksek performans ve kaliteyi

bir araya getirirken profesyonel mutfakların

ihtiyaçlarına yönelik çözüm oluyor. Ayrıca

erişilebilir bir fiyat noktasında yüksek kalite

bir çözüm olarak da öne çıkıyor.

Örneğin Maestro Gusto ürünümüz tek

seferde yüzde 25 oranında daha fazla ürün

kızartma fırsatı verirken, Turyağ Kruvasan

ülkemizde artan kruvasan talebine yanıt

vermek üzere kruvasana has katmanlı iç

yapıyı mükemmel sağlayabiliyor. Aynı şekilde

Turyağ ÂLÂ, yüzde 90 yağ içeriğiyle pastacılık

ürünlerinin tamamında yüksek performans

sağlıyor.

Yerli ham madde kullanımının

sektöre sağladığı avantajları nasıl

değerlendiriyorsunuz? Cargill

olarak bu konuda nasıl bir strateji

izliyorsunuz?

Yerli ham madde kullanımı, gıda sektöründe

sürdürülebilirlik, maliyet etkinliği ve tedarik

zinciri güvenliği açısından önemli avantajlar

sağlıyor. Cargill olarak bu alanda izlediğimiz

strateji, ithal bağımlılığını azaltarak yerel

üretimi desteklemek ve yarattığımız katma

değeri ülke ekonomisinde tutmaktır. Bursa

Orhangazi’deki INFUSE Uygulama Merkezi,

bu yaklaşımımızın somut bir örneğidir.

INFUSE Uygulama Merkezi, yerli üreticilere

uluslararası Ar-Ge hizmeti sunarak ithal

ikamesi ürünlerin Türkiye’de daha düşük

maliyetle ve daha hızlı geliştirilmesine olanak

tanıyor. Son teknolojiye sahip ekipmanlarla

donatılan merkezimiz, süt ürünleri başta

olmak üzere farklı gıda kategorilerinde

üreticilerle

birlikte inovatif

çözümler

geliştiriyor.

Bu tesis, ürün

geliştirme

sürecinde

üretim hattını

durdurma

gerekliliğini

ortadan


kaldırarak maliyet ve hız avantajı sağlarken

aynı zamanda yüksek kaliteli prototiplerin

pazara sunulmasını hızlandırıyor. Balıkesir

Turyağ fabrikamızdaki merkezimiz de aynı

vizyonla çalışıyor.

Türk tarımına destek

Cargill olarak yerli ham madde kullanımını

artırmak, sürdürülebilirlik taahhütlerimizi

yerine getirmenin yanı sıra, Türk gıda

sektörünün küresel pazarda daha rekabetçi

bir konuma ulaşmasına da katkı sağlıyor.

Yerli üretim süreçlerinde, hem Türk tarımını

destekliyor hem de biyoendüstri ve hayvan

beslemesi gibi farklı alanlarda değer

oluşturuyoruz. 65 yıldır Türkiye’de faaliyet

gösteren bir şirket olarak, yerel iş birlikleriyle

inovasyon süreçlerini desteklemeye ve global

bilgi birikimimizi yerel üreticilere aktararak

sektöre yol arkadaşlığı yapmaya devam

ediyoruz. Bu stratejiyle, yerel kaynakların

en verimli şekilde kullanılmasını sağlarken

hem çevresel sürdürülebilirliğe hem de yerel

ekonominin güçlenmesine katkı sağlıyoruz.

Bitkisel çözümler ve sağlıklı

alternatiflerin gıda sektöründeki

önemini nasıl görüyorsunuz? Cargill

olarak bu alandaki gelişmeleri nasıl

takip ediyorsunuz?

Cargill olarak büyük şirketlerin iyilik yapması

gerektiğine inanıyor; amacımızı “Dünyayı

güvenli, sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde

beslemek” olarak tanımlıyoruz. Yaşam için

hayati önem taşıyan gıda, bileşenler, tarımsal

çözümler ve endüstriyel ürünler sunuyoruz.

Sadece beklentilere yanıt vermekle

kalmayıp en son teknolojilerin uygulanması

yoluyla yenilikçi, sürdürülebilir odaklı ve

katma değerli ürünler sunuyoruz. Küresel

tüketici trendlerine ve aynı zamanda

Türkiye pazarının gelişen taleplerine de

yanıt veriyoruz. Örneğin her sene “Trend

Tracker” adını verdiğimiz bir içgörü

araştırması yapıyoruz. Burada öne çıkan

trendlerin en başında “Benim için sağlıklı”

geliyor. Tüketiciler artık bütüncül olarak

fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlıklarına

hiç olmadığı kadar dikkat ediyor ve daha

iyi yaş almak için kendilerine iyi gelecek

özellikte gıdaları tercih ediyor. Buna bağlı

olarak da bitki bazlı beslenmenin giderek

artığını görüyoruz. Cargill olarak, bu değişimi

yalnızca bir trend olarak değil, geleceğin

beslenme biçimlerini şekillendiren önemli bir

dönüşüm olarak değerlendiriyoruz.

Balıkesir’de bulunan Turyağ fabrikamızda

son teknolojiyle Türkiye’de bir ilk olan

yağ pilot tesisimizi kurduk. Ar-Ge

çalışmalarımızla yerel üretim tohum yağları

bulunan sağlık ve lezzet odaklı yeni nesil

yağlara odaklandık. Bursa Orhangazi’de

hayata geçirdiğimiz ve bir inovasyon sahası

olarak çalışan INFUSE Uygulama Merkezi’yle

de tüketici ihtiyaçlarına uygun, hızlı ve

düşük maliyetli içerik karışımları ile gıda

üreticilerine çözümler sunuyoruz.

Ar-Ge çalışmalarınız,

profesyonellere nasıl fayda

sağlıyor? Özellikle hangi ürünlerde

Ar-Ge yatırımlarınız daha fazla

yoğunlaşıyor?

Turyağ çatısı altında sektörün ihtiyaçlarına

yanıt verecek kaliteli, lezzetli, kullanımı kolay

ve maliyet avantajlı ürünler geliştirmeye

devam ediyoruz. Geniş ürün yelpazemizin

yanı sıra tüketicilerin beklentilerini ve

ustalarımızın ihtiyacını anlayıp doğru yanıt

verme yönünde gelişmiş kaslarımız var.

Örneğin yakın zamanda pastane, geleneksel

tatlı ve oteller için şef ve ustalarımızın

beğenisine yeni baklava yağımızı sunacağız.

PROVERSE markamızın ilk kuruluş hedefi

profesyonel mutfakların aradığı kalite ve

özgünlüğü yerel üretimle ulaşılabilir fiyata

sağlamaktı. Bu doğrultuda yakın zamanda

tüketicilerin artan talebini de gözeterek bitki

bazlı burger ürünümüzü çıkaracağız. Saha

denemelerinde şeflerden tam not alan bu

ürünümüzle özellikle vegan, vejetaryen ve

fleksiteryan menülerde fark yaratacağımızı

düşünüyoruz. PROVERSE’ün farklı

kategorilerde ürün gamını geliştirmek için

çalışmalarımıza ayrıca devam ediyoruz.

Gıda sektöründe sürdürülebilirlik

konusunda Cargill'in yaklaşımını

ve gelecekteki planlarını bizimle

paylaşır mısınız?

Cargill olarak tedarik zincirinin merkezindeki

konumumuzla benzersiz bir yetenek ve

sorumluluğa sahibiz. Dünyanın dört bir

yanındaki ekiplerimiz, sürdürülebilirliği

yaptığımız her işe entegre ederek

amaç odaklı yenilikler üretiyor. Metan

emisyonlarını azaltan yemler geliştiriyor,

atıkları yenilenebilir yakıta dönüştürüyor,

onarıcı tarıma odaklanarak çiftçilerle

iş birliği yapıyor ve çevresel etkilerini

azaltmalarına yardımcı oluyoruz.

Küresel sürdürülebilirlik vizyonumuz en

büyük etkiyi oluşturabileceğimiz üç alanda

sürdürülebilirlik odaklı farklılık ortaya

koymak: “İnsanlar, toprak ve su, ve iklim” Bu

kapsamda kesin taahhütlerimiz bulunuyor.

İnsanlar: Öncelikle Evrensel İnsan Hakları

Bildirgesi’nde belirtilen şekilde insan

haklarını teşvik ediyor ve saygı gösteriyoruz.

2030 yılına kadar sürdürülebilir tarım

uygulamaları ve pazarlara daha iyi erişim

konusunda eğitimlerle 10 milyon çiftçinin

refahını sağlama taahhüdümüz bulunuyor.

Toprak ve Su: Doğal kaynakları ve biyolojik

çeşitliliği koruyoruz ve tarım arazileri ile su

kaynaklarının sorumlu ve daha sürdürülebilir

bir şekilde kullanımını destekliyoruz. 2030

yılına kadar tarımsal tedarik zincirlerini

orman tahribatından arındırmayı ve

operasyonlarımızda, tedarik zincirlerimizde

ve topluluklarımızda 2030 yılına kadar su

pozitif bir etki yaratmayı hedefliyoruz.

İklim: 2025 yılına kadar kendi

operasyonlarımızdaki sera gazı emisyonlarını

%10 oranında azaltmayı ve 2030 yılına kadar

tedarik zincirimizde, satılan ürün başına sera

gazı emisyonlarını %30 oranında azaltmayı

taahhüt ediyoruz.

Bu hedefler doğrultusunda küresel

olarak birden fazla tedarik zincirinin yanı

sıra çevresel ve sosyal uygulamaları

iyileştirebilmek için de önemli bir

pozisyondayız. İklim ve gıda tedarik

zorluklarını

aşarken,

dünyanın

güvenli, sorumlu

ve sürdürülebilir

bir şekilde

beslenmesi için

çalışıyoruz.


74

hotel restaurant

& hi-tech

marka röportaj brand interview

PILOTCAR, P2 City modelini tanıttı

PILOTCAR Introduces the P2 City Model

Türkiye'nin en büyük golf ve hizmet

aracı üreticisi PILOTCAR, P2 City

modelini üretmeye hazır!

Türkiye’s largest golf and service vehicle manufacturer,

PILOTCAR, is ready to produce its P2 City model!

Türkiye'nin en büyük golf ve hizmet aracı üreticisi

olan Bursalı PILOTCAR, otomotiv sektörüne yön

veren yenilikçi ürünleri ile adından sıkça söz

ettirmeye devam ediyor. Markanın yeni nesil elektrikli

aracı P2 City, Paris Otomobil Fuarı 2024'te global

pazara tanıtıldı. Şehir içi ulaşımda çevreci ve pratik

çözümler sunan P2 City, fuarda büyük ilgi gördü ve

ziyaretçilerin beğenisini kazandı.

Elektrikli mobilitede yeni bir çağ: P2 City

Elektrikli araç sektöründe yaptığı yatırımlarla dikkat

çeken PILOTCAR, çevreci mobilite anlayışını P2 City

ile bir adım daha ileri taşıyor. İki kişilik mini otomobil

olarak tasarlanan P2 City, şehir içinde ihtiyaç duyulan

kompakt, çevik ve kullanışlı bir ulaşım alternatifi olarak

öne çıkıyor. Bu model, özellikle kalabalık şehirlerde

araç kullanmanın getirdiği park ve trafik sorunlarına

çözüm sunarken, düşük emisyon değerleriyle de çevre

dostu bir seçenek sağlıyor.

P2 City'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri,

maksimum 80 km/h hız kapasitesine sahip olması.

Şehir içi trafiğine uyumlu bu hız, güvenli ve akıcı bir

sürüş deneyimi sağlıyor. Ayrıca araç, tam dolu şarjla

150 km menzil sunarak, günlük kullanım için ideal

bir performans vadediyor. Elektrikli araç pazarındaki

rekabeti yeni bir boyuta taşıyan bu özellikler,

kullanıcıların enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik

ihtiyaçlarına doğrudan cevap veriyor.

Kompakt tasarım, yüksek performans

P2 City, minimalist ve şık tasarımı ile fuarda

ziyaretçilerin beğenisini kazandı. Araç, modern ve

teknolojik tasarım çizgileriyle hem göz alıcı hem de

işlevsel bir yapı sunuyor. Kompakt yapısı sayesinde

dar alanlarda kolayca hareket edebilme kabiliyetine

sahip olan P2 City, şehir yaşamına mükemmel bir

uyum sağlıyor. Sade tasarımı ve kullanıcı dostu

teknolojileriyle, hem bireysel kullanıcılar hem de

kurumsal müşteriler için cazip bir seçenek haline

geliyor.

Çevre dostu ve ekonomik çözüm

P2 City, sadece teknolojik özellikleri ve şık tasarımıyla

değil, aynı zamanda çevreci yapısıyla da dikkat çekiyor.

Elektrikli motoru sayesinde sıfır emisyon üreten araç,

çevreye zarar vermeyen bir ulaşım çözümü sunuyor.

Şehirlerdeki karbon ayak izini azaltma hedefine yönelik

geliştirilen bu model, çevre dostu teknolojilere olan

talebin artmasıyla birlikte daha fazla ön plana çıkıyor.

Ekonomik anlamda da avantajlar sunan P2 City,

elektrikli motoru sayesinde geleneksel içten yanmalı

motorlara kıyasla daha düşük işletme maliyetlerine

sahip. Bu da kullanıcılar için uzun vadede tasarruf

sağlıyor. Üstelik P2 City’nin satış fiyatı yaklaşık 590.000

TL olarak belirlenmiş durumda. Bu fiyat, araçta sunulan

teknoloji, performans ve tasarım özellikleri dikkate

alındığında oldukça rekabetçi bir seviyede yer alıyor.

PILOTCAR, based in Bursa and known as Türkiye's largest manufacturer of golf and

service vehicles, continues to make a name for itself with innovative products that

shape the automotive industry. The brand's next-generation electric vehicle, the P2

City, was introduced to the global market at the 2024 Paris Motor Show. Offering

eco-friendly and practical solutions for urban transportation, the P2 City attracted

great attention at the fair and won the admiration of visitors.

A new era in electric mobility: P2 City

PILOTCAR, with its investments in the electric vehicle sector, is taking its ecofriendly

mobility approach a step further with the P2 City. Designed as a two-seat

mini car, the P2 City stands out as a compact, agile, and practical transportation

alternative needed in the city. This model offers a solution to parking and traffic

problems, which are common in crowded cities, while providing an environmentally

friendly option with low emission values.

One of the most striking features of the P2 City is its maximum speed capacity of 80

km/h. This speed, compatible with city traffic, provides a safe and smooth driving

experience. Additionally, the vehicle offers a range of 150 km on a full charge,

making it an ideal performance option for daily use. These features, which take the

electric vehicle market competition to a new level, directly address users' needs for

energy efficiency and sustainability.

Compact design, high performance

The P2 City won visitors over with its minimalist and sleek design at the fair. The

vehicle presents a structure that is both visually striking and functional, with

modern and technological design lines. Thanks to its compact size, the P2 City can

easily maneuver in tight spaces, making it a perfect fit for city life. With its simple

design and user-friendly technologies, it becomes an attractive option for both

individual users and corporate clients.

Eco-friendly and economic solution

The P2 City not only stands out for its technological features and sleek design but

also for its eco-friendly nature. Thanks to its electric motor, the vehicle produces

zero emissions, offering an environmentally harmless transportation solution.

Developed with the aim of reducing the carbon footprint in cities, this model is

becoming increasingly prominent as demand for eco-friendly technologies rises.

In terms of economics, the P2 City offers advantages as well. Its electric motor

results in lower operating costs compared to traditional internal combustion

engines, providing long-term savings for users. Additionally, the sale price of the

P2 City is set at approximately 590,000 TRY. Given the technology, performance, and

design features offered, this price is considered highly competitive.



76

hotel restaurant

& hi-tech

marka

Hotel Design Show’da Global Project

International’dan geleceğe dokunan oda

tasarımı

Hotel Design Show’da sergilenen “Gelecek” temalı 10 otel odası konseptinden biri olan, Global

Project International Proje Koordinatörü Özge Topuzlu’nun tasarladığı oda, organizasyonun en

dikkat çeken projeleri arasında yer aldı.

ANFAŞ Hotel Equipment Fuarı

kapsamında düzenlenen etkinlikte,

farklı mimarların yaratıcı

vizyonlarını yansıtan özgün tasarımlar

büyük ilgi gördü. Topuzlu’nun minimalist

estetik ve futuristik vizyonu bir araya

getiren tasarımı, ziyaretçilerden yoğun

beğeni topladı.

Gelecek vizyonundan ilham alan

tasarımlar

Global Project International Proje

Koordinatörü Özge Topuzlu, tasarım

hakkında şunları söyledi: “Tasarımımız,

yarının ileri görüşlü estetik anlayışını

yansıtırken, klasikleşmiş ve kültürel

öneme sahip detayları da barındırıyor.

Çağdaş tasarım kültürünün zamansız

parçalarını entegre ederek, modern

yaşamın dinamikleriyle uyumlu ve

futuristik bir atmosfer oluşturduk.”

Malzeme ve detaylardaki hassasiyet

Topuzlu, malzeme seçiminde konfor,

işlevsellik ve zarafeti artırmak için

titizlikle çalıştıklarını belirtti. “Bu

tasarımda yalnızca bir konaklama alanı

değil, geçmiş ve geleceğin birleştiği

avangart bir anlatı sunarak, ziyaretçileri

vizyoner bir dünyaya davet ettik” dedi.

Minimalist estetikle futuristik bir his

yaratmayı amaçladıklarını ifade eden

Topuzlu, fuarda sofistike ve yenilikçi bir

deneyim sunmayı hedeflediklerini ekledi.

Hotel Design Show’da

sergilenen bu vizyoner

tasarımlar, sektör

profesyonelleri ve

ziyaretçilerden büyük ilgi

gördü. Global Project

International, geleceğin

otel tasarımı trendlerini

şekillendirerek, modern

konaklama deneyimine

yeni bir soluk kazandırmayı

amaçlıyor. Futuristik

vizyonunu çağdaş tasarım

kültürü ve yüksek estetik

anlayışıyla harmanlayarak

sektör standartlarını yeniden

tanımlıyor.



78

hotel restaurant

& hi-tech

marka

Feast uyardı:

Gıda güvenliği ve sürdürülebilirliği çevre ve

insan sağlığını tehdit ediyor!

E. Özgörkey Grup’un dondurulmuş gıda markası Feast, son dönemde gıda güvenliği konusunda

gündeme gelen konulara dikkat çekerek, “Gıda güvenliği ve sürdürülebilirliği çevre ve insan

sağlığını tehdit ediyor” uyarısında bulundu.

Gıda güvenliği ve

sürdürülebilirliği, günümüzde

insan sağlığını ve çevreyi

korumak adına önemli bir odak

noktası haline geldi. Artan nüfus,

iklim değişikliği ve kaynakların

sınırlı olması, gıda üreticilerinin

daha sorumlu ve bilinçli bir şekilde

faaliyet göstermesini gerektiren

unsurlar olarak öne çıkıyor. Bu

bağlamda, gıda üreticilerinin güvenli,

sağlıklı ve sürdürülebilir gıda üretim

süreçlerine yönelik yatırımları

ve uygulamaları, yalnızca bugünün değil,

gelecek nesillerin de sağlıklı bir dünyada

yaşamasına destek olacak. E. Özgörkey

Grup’un dondurulmuş gıda markası Feast,

son dönemde gıda güvenliği konusunda

gündeme gelen konulara dikkat çekti.

Gıda Güvenliği: İnsan sağlığının

teminatı

Gıda güvenliği, üretimden tüketime kadar

her aşamada, gıda ürünlerinin sağlıklı

ve güvenilir olmasını sağlamak amacıyla

uygulanan bir dizi önlem ve standardı

içmektedir. Gıda üreticilerinin en büyük

sorumluluklarından biri de, hijyenik

koşullarda üretim ve doğru etiketleme

yaparak tüketicilere güvenli ürünler

sunmaktır. Dünya genelinde gıda kaynaklı

hastalıklar, milyonlarca insanı etkilemekte

ve sağlık sistemleri üzerinde büyük bir

yük oluşturmaktadır. Bu nedenle, gıda

güvenliği uygulamalarına yatırım yapmak,

hem bireylerin sağlığını korumak hem de

toplumların refahını desteklemek için çok

önemlidir.

Bununla birlikte, gıda güvenliği sadece

üretim sürecinde değil, aynı zamanda

gıda tedarik zincirinde de önemli bir rol

oynamaktadır. Gıda üreticilerinin, ürünlerini

izlenebilir hale getirmeleri ve kalite

kontrollerini titizlikle yapmaları, küresel

gıda güvenliğini sağlamada büyük bir

adımdır. BRCGS, ISO 22000 gibi küresel gıda

güvenliği standartlarına uyum sağlamak,

gıda üreticilerinin hem iç süreçlerini

iyileştirmelerine hem de tüketicilere güvenilir

ürünler sunmalarına yardımcı olur.

Sürdürülebilirlik: Geleceğe yatırım

Sürdürülebilirlik, gıda üreticilerinin çevresel,

ekonomik ve sosyal sorumluluklarını

göz önünde bulundurarak faaliyetlerini

sürdürmelerini ifade eder. Gıda üretiminde

kaynakların verimli kullanılması, atıkların en

aza indirilmesi ve çevreye duyarlı yöntemlerin

benimsenmesi, sürdürülebilirliğin temel

taşlarındandır.

Tarım alanlarında yapılan yanlış uygulamalar,

su kaynaklarının aşırı kullanımı, toprak

erozyonu ve biyolojik çeşitliliğin yok

olması gibi sorunlar, hem çevreyi hem

de insan sağlığını tehdit etmektedir. Gıda

üreticilerinin, bu çevresel zorluklara karşı

çözüm üretmek adına atacakları adımlar,

uzun vadede sadece çevrenin korunmasına

değil, aynı zamanda işletmelerin de

sürdürülebilir büyümesine katkı sağlar.

Enerji tasarrufu sağlayan teknolojiler, geri

dönüşüm sistemleri ve su yönetimi gibi

uygulamalar, hem doğanın korunmasına

yardımcı olur hem de maliyetleri düşürerek

işletmelerin verimliliğini artırır. Ayrıca,

karbon ayak izinin azaltılması ve çevre

dostu üretim süreçlerinin benimsenmesi,

işletmelerin toplumda güvenilirliklerini

artırmalarına ve rekabet avantajı

sağlamalarına olanak tanır.

Gıda üreticilerinin yatırım yapması

gereken alanlar

Gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik

konularında atılacak adımlar, yalnızca

çevreyi ve insan sağlığını korumakla kalmaz,

aynı zamanda gıda üreticilerinin uzun

vadeli başarısını garanti altına alır.

Bu alanda yapılacak yatırımlar, daha

verimli ve güvenli üretim süreçleri için

temel oluşturur. Gıda üreticilerinin

odaklanması gereken bazı önemli

alanlar şunlardır:

•Teknoloji ve Ar-Ge Yatırımları: Yenilikçi

üretim teknikleri ve sürdürülebilir

teknolojilerin geliştirilmesi, üretim

süreçlerinin daha verimli ve çevre dostu

hale gelmesini sağlar.

•Eğitim ve Bilinçlendirme: Çalışanların

gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik

konularında eğitilmesi, her aşamada kalite ve

güvenliğin artırılmasına yardımcı olur.

•Sürdürülebilir Tarım Uygulamaları: Doğal

kaynakların korunması ve çevreye duyarlı

üretim yöntemlerinin benimsenmesi, uzun

vadeli gıda güvenliğini ve çevreyi korumayı

sağlar.

•Şeffaflık ve İzlenebilirlik: Ürünlerin

kaynağından tüketime kadar olan

süreçlerinin izlenebilir hale getirilmesi,

güvenli ve sürdürülebilir gıda üretiminin

temelini oluşturur.

Üst üste 5. kez AA+ derecesi aldı

BRCGS, yaklaşık 25 yıldır dünya genelinde

gıda güvenliği, bütünlüğü, yasallığı ve kalite

yönetimi konusunda referans standartlardan

biri olarak kabul edilmektedir. Gıda ve

gıda girdisi üreten, işleyen ve paketleyen

endüstrilere yönelik bu standart, global

izlenebilirlik için bir güvenlik çerçevesi

sunar. 130'dan fazla ülkede 22.000’den fazla

otorite tarafından benimsenen BRCGS,

dünya çapındaki en büyük 10 perakendecinin

%70’i, hızlı servis restoranlarının %60’ı ve

önde gelen 25 üreticinin %50’si tarafından

uygulanmaktadır. Feast, gıda güvenliği

ve sürdürülebilirlik konusundaki yüksek

standartlarını bir kez daha kanıtladı. Feast,

BRCGS Küresel Gıda Güvenliği Standardı

sertifikasyonu için gerçekleştirilen denetimi

üst üste 5. kez AA+ derecesiyle tamamladı.

Feast’in bu başarısı, standartlara tam

uyum ve tüm operasyonel süreçlerdeki titiz

uygulamaların bir sonucudur. Şirket, gıda

güvenliği ve çevreye duyarlılık konusunda en

yüksek kriterleri uygulamaya devam ediyor.



80

hotel restaurant

& hi-tech

marka brand

Nestlé Sweetened

Condensed Milk şimdi Türkiye’de!

Nestlé Sweetened Condensed Milk is Now in Türkiye!

Şef ve işletmecilerin özellikle global reçetelerde

rastladığı Condensed Milk şimdi Nestlé kalitesi

ile Türkiye’de!

Chefs and operators can now find the globally

renowned Condensed Milk in Türkiye, brought

to you with Nestlé quality!

Ev dışı tüketim sektöründe oluşturduğu

inovatif ve lezzetli çözümleriyle sektör

profesyonellerine hizmet veren Nestlé

Professional Türkiye, bir ilke daha imza

atarak, tatlı ve içecek reçetelerinde sıklıkla

kullanılan Nestlé Sweetened Condensed

Milk’i şef ve işletmecilerle buluşturuyor.

Tatlı ve içecek reçetelerine süt lezzeti

veriyor

Yoğunlaştırılmış süt, sütün uzun süre

kısık ateşte kaynatılması ile elde ediliyor.

Nestlé Sweetened Condensed Milk,

içeriğindeki yüksek süt oranı ve yoğun

kıvamı ile tatlı ve içecek reçetelerine süt

lezzeti katıyor. Nestlé Professional’in ev dışı

tüketime uygun 1 litrelik teneke ambalajda

piyasaya sürdüğü ürün, kolay kullanımı ile

reçetelerde fark oluşturma imkanı sağlıyor.

Cheesecake gibi geleneksel tatlılar ve

son dönemin trendi Banoffee Pie, Magnolia gibi farklı tatlı

reçetelerinde kullanılabilen Nestlé Sweetened Condensed

Milk, yoğun süt lezzetiyle fark oluşturmak isteyen şeflerin

tercihi olmayı hedefliyor. Baristaların ve miksologların da

vazgeçilmezi olmaya aday Nestlé Sweetened Condensed

Milk, yoğun süt lezzeti ve ideal kıvamı ile içecek trendlerinde

öne çıkan Spanish Latte, Matcha Latte ve Chai Tea Latte

gibi lezzetlerle içecek menülerinde yer alıyor. Son dönemin

popüler içeceklerinden Brezilya limonatasının orijinal

reçetesinde de yoğunlaştırılmış süt bulunuyor.

Viganò: “Türkiye’de uzun zamandır beklenen bir

üründü”

Nestlé Professional Genel Müdürü Lorenzo Viganò, yeni

ürünleri hakkında; “Nestlé Sweetened Condensed Milk,

Türkiye’de uzun zamandır beklenen bir üründü. Nestlé

Professional Türkiye olarak, son dönemlerde global pazarda

ve sosyal medyada trend olan tatlı ve içeceklerin içeriğinde

bulunan yoğunlaştırılmış sütü, Türkiye pazarında sektör

profesyonellerine sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

Şeflerimiz ve işletmecilerimizin, Nestlé Sweetened

Condensed Milk ile misafirlerine reçetelerini hazırlarken,

sunumlarında farklılaşmalarına destek olmayı amaçlıyoruz.

Ev dışı tüketim sektörünün ihtiyaçlarına yönelik farklı,

lezzetli çözümler üreterek, çalışmalarımızı hız kesmeden

sürdüreceğiz” dedi.

Nestlé Professional Türkiye, known for

its innovative and delicious solutions

for the out-of-home consumption

sector, has achieved another milestone

by introducing Nestlé Sweetened

Condensed Milk to chefs and operators

for use in dessert and beverage

recipes.

Adds a milky taste to dessert and

beverage recipes

Condensed milk is obtained by slowly

simmering milk over low heat for an

extended period. Nestlé Sweetened

Condensed Milk, with its high milk

content and creamy consistency,

adds a rich, milky flavor to dessert

and beverage recipes. The product

is offered in a convenient 1-liter tin

package, designed for out-of-home consumption, making

it an ideal choice for realizing distinctive recipes. Suitable

for traditional desserts like cheesecake or trendy treats like

Banoffee Pie and Magnolia, Nestlé Sweetened Condensed

Milk is set to become a favorite for chefs looking to elevate

their list with its rich milk flavor.

Baristas and mixologists will also find Nestlé Sweetened

Condensed Milk indispensable, as it adds a creamy, smooth

touch to trending beverages such as Spanish Latte, Matcha

Latte, and Chai Tea Latte. Additionally, the popular Brazilian

Limeade, a trending drink, includes condensed milk in its

original recipe.

Viganò: "A long-awaited product in Türkiye"

Nestlé Professional General Manager Lorenzo Viganò

shared his thoughts on the new product: "Nestlé Sweetened

Condensed Milk has been a long-awaited product in

Türkiye. At Nestlé Professional Türkiye, we are delighted

to introduce condensed milk, an ingredient featured in

globally trending desserts and beverages, to the Turkish

market for industry professionals. We aim to support our

chefs and operators in differentiating their presentations

and preparing unique recipes for their guests using Nestlé

Sweetened Condensed Milk. We will continue to provide

innovative and delicious solutions tailored to the needs of

the out-of-home consumption sector."


WORKSHOP I TALK I PASTACILIK YARIŞMASI I ÇİKOLATA YARIŞMASI ÇİKOLATA ELBİSELİ FASHION SHOW I ÇİKOLATA SERGİSİ

ÇİKOLATA I PASTACILIK I ARTİZAN BAKERY I DONDURMA I KAHVE I ŞEKERLEME

BİLETLER İÇİN

“CREATIVE TASTES”

SALONDUCHOCOLATISTANBUL

SALONDUCHOCOLATISTANBUL.COM


82

hotel restaurant

& hi-tech

şefin gözünden

TABAKTA

RUHUNU

KONUŞTURAN

ŞEF

TUĞÇE

MIRZA

Röportaj: Hatice Ünal Bilen

Mutfakla tanışması çocukluk yıllarında

başlıyor. İstanbul'da dünyaya gelen

Restoran Modern’in Executive Şefi

Tuğçe Mirza, lezzet dolu yemeklerle ilk

bağını anne mutfağıyla kuruyor. Ailesinde

tek bir mutfak erbabı olmamasına karşın

üstelik de!

Büyüdüğü evde yemek yapmak, bir tutku

olarak kalırken aynı zamanda geleneksel bir

simgeyi de çağrıştırıyor, hatırladığınca. Ah

o anne yemekleri! Nasıl da içindeki ilhamı

tetikliyor. Yeni reçeteler oluşturmak ve

değişik tatları birleştirmek pek bir heyecan

veriyor, Mirza’ya. Ancak gün geçtikçe

de mutfakta geçirdiği saatlerin yemek

yapmaktan çok daha fazlası olduğunu

kavrıyor. “Mutfak, bir süreçti, bir yaratıcılık

alanıydı. Her tarif, bir keşif, her tat bir

ifade biçimiydi.” diyen tecrübeli şef, aşçılık

mesleğine yönelmesinin nedeninin bu süreci

daha derinlemesine keşfetmek hevesi

olduğunu da sözlerine ekliyor.

Şef Tuğçe’nin ilk yaptığı yemek, anne

tarifine sadık kalarak pişirdiği makarnası.

O an, mutfağa olan ilgisinin daha da

somutlaştığını dile getiren Mirza, yemeği

ailesine sunduğu andaki mutluluğu ise asla

unutamıyor. O kadar ki, kendi becerilerine

duyduğu güvenin bir kat daha arttığından

ve başarıyla hazırladığı yemeğin tatmin

edici duygusunu ruhunun derinliklerinde

hissettiğinden söz ediyor.

İlham veren mentoru, Esben Şef

Tuğçe Mirza, mutfaktaki yolculuğunda pek

çok ilham kaynağına sahip olsa da, özellikle

Norveç'te çalıştığı Esben Şef ve ekibi, ona

derinden etkileyen bir deneyim yaşatıyor.

Mutfak, her biri farklı bir kültürden gelen,

dünyanın dört bir yanından toplanmış

insanlarla dolu bir alan haline geliyor.

Buradaki tek amaç ise çok net! Mükemmel

bir yemek deneyimi sunmak! “Hepimiz farklı

kültürlerden geliyorduk ama amacımız bir

araya gelerek en iyi sonucu elde etmekti”

sözleriyle kelimelere döküyor, o anki

hisleriyle.

Her gün, zorlu bir tempoyla 16 saat boyunca

mutfakta geçen zaman, sadece fiziksel

olarak değil, duygusal olarak da yorucu

oluyor. Gelin görün ki tüm bu meşakkatli

süreçlerin sonunda, yemeğin servisiyle

birlikte yüzlerindeki tatmin ifadesi, Mirza’ya

inanılmaz bir keyif veriyor. O an, bir yemeğin

sadece yemek yapmaktan çok daha fazlası

olduğunu bir kez daha fark ediyor, “Ekip

olarak birlikte başarmanın verdiği bir haz

vardı, bu çok özel bir duyguydu” sözlerini de

ekleyerek.

Esben Şef ve ekibinin her bir üyesi, Mirza’ya

mutfağın ne kadar güçlü bir birliktelik

oluşturma aracı olduğunu öğretiyor. Bu

deneyim, onun için yemek yapmanın

ötesinde bir anlam taşımaya başlıyor.

“Mutfak, bir sanatın ötesinde, insanları bir

araya getiren ve onlara farklı kültürleri,

fikirleri, duyguları paylaşma fırsatı sunan bir

alan. Yemek yapmanın gücünü ve anlamını

bana bir kez daha hatırlattı” diyerek ifade

ediyor duygularını da.

Yeni ufuklar: Gaea, Osteria &

Salvatore

Aşçılık, sabırla yoğrulan, tutkuyla mayalanan

bir yolculuk... Tuğçe Mirza bu büyülü

yolculuğa Yeditepe Üniversitesi Gastronomi

ve Mutfak Sanatları Bölümü’nde ilk adımını

attığını dile getiriyor devamında. Teoriyi

pratiğe, bilgiyi tutkuya dönüştüren bu eğitim

süreci, onun için yalnızca bir başlangıç

noktası değil, aynı zamanda sağlam bir


Restoran Modern’de

yemek yemek, sadece bir

tat deneyimi değil, aynı

zamanda Türk mutfağının

derin kültürünü modern bir

bakış açısıyla keşfetmek

demek. Tuğçe Mirza'nın

mutfağında, her tabak sadece

yenilecek bir yemek değil;

o tabak, geçmişle geleceğin

birleşiminden doğan bir

hikaye oluyor. Kış menüsüne

gelir isem; Terbiyeli İçli

Köfte, Siron ve Boğaz’daki

deniz mahsulleriyle

harmanlanmış Kuskus gibi

öne çıkan lezzetler, sadece

birer yemek değil; onlar,

geçmişin en güzel anılarını

modern bir dokunuşla

yeniden yaşatıyor. Her bir

lokma, İstanbul’un ruhunu

ve Türk mutfağının kalbini

taşıyor, Şef Tuğçe’nin

menüsünde.

temel de oluyor. Diplomasını eline aldığında

ise asıl mutfak macerası başlıyor.

Restoran Modern’in ödüllü şefi, kendini

keşfetmek için rotasını farklı mutfaklara

çeviriyor. Gaea’nın sofistike tabaklarından

Osteria & Salvatore’un sıcacık atmosferine

uzanan bu yolculukta, yalnızca yemek

pişirmeyi değil, aynı zamanda bir hikaye

anlatmayı da öğrendiğinden bahsediyor.

Üretkenlik sınırlarını zorladığı bu süreç,

ona mutfakta bir sanatçı olmanın ne demek

olduğunu tüm incelikleriyle öğretiyor adeta.

Ancak belki de en unutulmaz sayfasını,

Norveç’teki Maaemo Restoran’da yazıyor.

Michelin yıldızlı bir şefle aynı mutfağı

paylaşma şansı, Mirza için yalnızca

bir deneyim değil, adeta bir dönüşüm

oluyor. “Her mutfak, her tabak bir hikaye

anlatır” diyen Mirza, soğuk kuzeyin sert

rüzgarlarında bile üretken enerjisiyle sıcacık

hikayeler anlatmayı öğreniyor. Her tabak,

bir hikayeye dönüşüyor. Her malzeme, bir

karaktere…

Hız ve disiplinin dansı

Şef Tuğçe, mutfakla ilk buluşmasında

her şeyin hızla döndüğünü ve disiplinin

ne kadar önemli olduğunu fark ediyor.

İlk profesyonel deneyiminde, mutfağın

sadece teknik becerilerle değil, duygusal

zekâyla da şekillendiğini öğreniyor. Her

bir hareketin, her bir tabakla anlatılacak

bir hikaye olduğunu anlıyor, sanatını ifade

ederken aynı zamanda güçlü bir iletişim

kurmanın gerekliliğini kalpten hissediyor.

Büyük bir ekiple çalışırken, uyum içinde

hareket etmenin ne kadar önemli olduğunu

keşfetmeye başlıyor. Her şeyin hızlı

bir tempoda geliştiği mutfakta, takım

çalışmasının anahtar rol oynadığını kavrıyor.

Ancak bu süreç, yemek pişirmenin

ötesine geçiyor, mutfağın bir sanat haline

geldiğini de anlıyor. Nitekim de Mirza,

mutfakta sadece yemek yapmadığını, aynı

zamanda insanlarla bağ kurduğunu ve her

tabakta bir anlam oluşturmanın gücünü

keşfetmeye başlıyor. Mutfak, onun için

hızla değişen bir dünya oluyor, ancak bir

o kadar da üretime açık bir alan. Takım

ruhuyla hareket ederken, her bir adımında

yeniliklere doğru adımlar atıyor. Birlikte bir

şeyler başarmanın büyüsü, ona mutfağın

sınırlarını aşmanın keyfini tattırıyor.

Her bir lokmada ‘İstanbul ruhu’

Ya Restoran Modern hikayesi nasıl başlıyor?

Akdeniz ve Çağdaş Türk mutfağının

klasik örneklerini günümüz lezzetleriyle

yorumlayan restoranla yolları, Türk

mutfağını modernleştirme hayaliyle

kesişiyor. Mirza, restoranın kapısından adım

attığında, geleneksel lezzetlerin modern

bir dokunuşla buluştuğu o eşsiz deneyimi

hissediyor. Burada yemek yapmak, hem

geçmişin mutfak geleneklerine saygı

duymak hem de yeni bir vizyonla onları

günümüze taşımak anlamına geliyor.

Mutfakta, her tabak bir hikaye anlatıyor;

her malzeme, geçmişin izlerini taşıyor, ama

aynı zamanda geleceğin mutfak dünyasını

şekillendiriyor.

İstanbul’da yemek yapmak, şehrin her

köşesinden aldığı enerjiyi mutfağına

yansıtmak demek, genç şef için. Restoran

Modern’de çalışırken, Tuğçe Mirza,

İstanbul’un benzersiz dokusunu her tabakta

hissediyor. Boğaz’ın kıyısındaki o derin

tarih ve kültür, her yemeğe dokunduğunda,

mutfakta bir sanat eserine dönüşüyor. Her

gün, Türk mutfağının zengin geçmişiyle

sanatını harmanlıyor, hem teknik hem de

duygusal anlamda mutfak yolculuğuna

çıkıyor.


84

hotel restaurant

& hi-tech

şefin gözünden

Sade tasarımlar, çarpıcı lezzetler

Şef Tuğçe Mirza, mutfakta bir tabloya

imzasını koyarken, bunu sade ama etkileyici

bir estetikle yapmayı seçiyor. Her tabağın

bir anlamı ve bir dili olduğuna inanıyor

çünkü. Kompozisyon oluştururken, yemeğin

lezzetinin yanı sıra görsel cazibesini de öne

çıkarmaya çabalıyor daima. Her malzeme,

sanki dans eden birer figür gibi bir araya

geliyor; renkler, dokular, kontrastlar...

Sadelikten yana olduğunu belirtiyor, çünkü

bazen en basit sunumlar, en güçlü etkileri

oluşturuyor. Ve işte, o sade ama kusursuz

estetik, onun mutfakta ortaya koyduğu

kimliğin tam kalbini oluşturuyor.

Ana yemek ve garnitür eşleştirmelerine

gelince... Şef Mirza, tatların uyum içinde

olması gerektiğini söylüyor. Ağır bir et

yemeğiyle hafif ve asidik bir garnitür ya

da tatlı bir garnitürle dengeyi kurmak,

ona göre bir yemeği gerçekten etkileyici

yapan şeylerden. Baharatlar ve aromalar,

tabaktaki tüm bileşenlerle uyum içinde

olmalı; işte o zaman gerçek bir gastronomik

deneyim ortaya çıkıyor.

Terbiyeli İçli Köfte, şefin mutfağındaki

imzası haline gelmiş bir yemek. Hem

geleneksel tarifin sadık bir temsilcisi

hem de modern dokunuşlarla yeniden

şekillendirilen bir lezzet. Aynı şekilde İçli

Köfte de deneyimli şefin Türk mutfağına

olan derin bağlılığını ve ona olan sevgisini

en güzel şekilde yansıtıyor. Her lokma, ona

göre sadece bir yemek değil, kültürel bir

yolculuk ve mutfak sanatının bir dışavurumu

adeta.

İlhamını doğadan ve mevsimsel

malzemelerden alıyor

Kendi tariflerini oluştururken, Şef Mirza'nın

ilham kaynağı genellikle çevresindeki

doğa ve mevsimsel malzemeler oluyor.

Ancak ilham, yalnızca doğadan ya da

taze ürünlerden gelmiyor. Gezdiği yerler,

deneyimlediği farklı kültürler ve insanlarla

olan etkileşimler de tariflerinde kendine yer

buluyor. Yaratıcılığını besleyen en önemli

unsurlar, mutfakta geçirdiği zaman ve

etrafındaki doğal zenginlikler.

Mutfakta onu en çok motive eden şey,

yemek yapmanın ve üretmenin gücü. Hem

kendisi hem de başkaları için bir şeyler

ortaya koyma isteği, şefin tutkusunun

kaynağını oluşturuyor. Her yeni tarif, yeni

bir yolculuk, yeni bir keşif. Ama belki de en

büyük motivasyonu, mutfağında yaptığı her

yemeğin son noktasına geldiğinde, o tabağın

sofrada yerini almasını görmek. Ekip

çalışması, her aşamada birlikte ilerlemek,

herkesin katkısının birleşerek mükemmel

bir sonuca ulaşması, onu her zaman daha

ileriye taşımaya devam ediyor.

Doğal tatlar, modern dokunuşlar

Şef Tuğçe Mirza, mutfakta bir sanatçı, her

tabakta bir hikaye anlatan bir profesyonel.

Lezzetin sırrını sadece malzemelerde

değil; tekniklerde, sunumda, hatta ortamda

buluyor. Her adım, her detay, bir yolculuğa

dönüşüyor. Peki, bu yolculuğun püf noktaları

neler?

Lezzet, şefin mutfakta dokunuşu ve

malzeme seçiminde gizli. Onun için, en

önemli kural, kullandığı malzemelerin taze

ve yerel olması. Mevsimine uygun ürünler

kullanmak, yemeğin ruhunu daha derinden

hissettirmek için vazgeçilmez. “Lezzet,

sadece doğru malzemeyi seçmekle değil,

o malzemeyle ilişki kurmakla ilgilidir”

diyor. Baharatlar, tuz oranı, pişirme

süresi. Bu detaylar, yemeğin karakterini

şekillendiriyor. Tabii ki, hijyen ve düzen

de her zaman ön planda. Çünkü temiz

bir mutfak, sağlıklı ve lezzetli yemeklerin

başlangıç noktasıdır.” diye de ekliyor.

Her tabak bir dil gibi

Peki ya reçetelendirme ve standardizasyon?

Şef Tuğçe için bu, sadece mutfakta

verimliliği artırmak değil, her tabakta aynı

lezzet deneyimini sunabilmek için kritik bir

adım. Her şeyin doğru ölçülerde olması,

malzeme miktarının net olması ve pişirme

yöntemlerinin tutarlı olması gerektiğine

inanıyor. Fakat bunun yanında esneklikten

de ödün vermiyor. Çünkü mutfak, her an

değişebilecek koşullarla karşı karşıya

ve yenilikçi bir yaklaşım, her zaman taze

kalmanın anahtarı. Yemeklerinin sadece

bir lezzet deneyimi sunmadığını, aynı

zamanda kültürel bir değer taşıdığını

vurguluyor. Her tabak, bir dil gibi. Konuşan,

anlatan ve bazen de çağıran bir dil... Kendi

mutfak felsefesinde, doğayı, çevreyi ve

kültürleri bir araya getirerek, yemeklere

sadece bir tat değil, bir anlam katıyor.

Ve o anlam, mutfakla, yerel ürünlerle,

sürdürülebilirlikle, olağanüstü dokunuşlarla

birleşiyor. Her yemeğiyle bir hikaye

anlatıyor, her tabakla bir duygu uyandırıyor.

Mutfaktaki dersleri: Başarı,

sabır, empati

Tuğçe Mirza'nın mutfakla olan ilişkisi, bir

yemek pişirmenin ötesinde, kültürleri ve

duyguları bir araya getiren bir deneyim

de aynı zamanda. “Mutfak, sadece yemek

yapılan bir alan değil, aynı zamanda

insanların bir araya gelip duygusal bağlar

kurduğu bir yer” diyor Mirza. Onun için


Yerellik ve sürdürülebilirlik,

Şef Tuğçe için yalnızca

modaya uygun bir trend

değil, mutfaktaki derin bir

felsefe. Yerel üreticilerle

çalışmak, o bölgenin

mutfağına saygı göstermek

ve taze malzemelerle

lezzetleri güçlendirmek

bir yana, çevreye duyarlı

olmak da büyük bir

öncelik. Gıda israfını

önlemek, doğal kaynakları

dikkatli kullanmak ve geri

dönüşümü teşvik etmek,

onun mutfak anlayışının

ayrılmaz bir parçası.

mutfak, her tabakta bir kültürün, bir

geçmişin izlerini taşıyor. Her yemeğin

ardında bir hikaye, bir anı, bir deneyim var.

“Yiyecekler, insanlar arasında bağ kurmanın

en etkili yollarından biri” diyerek bu bağın

önemini vurguluyor.

Aşçılık kariyerinde aldığı en değerli dersi,

‘Her zaman öğrenmeye açık olmak ve

sabırlı olmak.’ Mirza, mutfakta çalışan her

bireyin farklı hızlarda ve farklı yöntemlerle

öğrenebileceğini, bu yüzden sabır ve empati

ile yaklaşmanın önemini vurguluyor. “İnsan

ilişkileri, mutfaktaki başarının temelini

oluşturuyor. Bir takımın gücü, sadece teknik

bilgiden değil, aynı zamanda iletişim ve

empati ile sağlanır” diyerek, başarılı bir lider

olmanın gerekliliklerini de dile getiriyor.

Genç ve deneyimli şefin mesleğinde

karşılaştığı en büyük zorluk ise, mutfak

personelini eğitmek oluyor. Bu zorluk,

sadece teknik bilgi aktarımıyla sınırlı değil;

aynı zamanda, duygusal ve psikolojik

anlamda da doğru bir yol göstermek

gerekiyor. “Mutfakta sadece yemek

tarifleri değil, aynı zamanda bir insanın

gelişimini yönlendirmek çok önemli” diyor.

Bu sürecin zorluklarını aşarken, empati

kurarak ve öğrendiklerini paylaşarak,

ekip arkadaşlarının gelişimine katkı

sağladığını belirtiyor. “Bir insanın doğru

bir şekilde yönlendirilmesi, ona sadece

bir tarif öğretmekten çok daha fazlasıdır.

Bu, yaşamlarına dokunmaktır” şeklinde

anlatıyor.

Anneden ilham, Türk mutfağından

gurur

Mutfak, bir şefin kalbi gibidir, ancak her

mutfak kültürü, kendine özgü bir dil ve

hikaye taşır. Şef Tuğçe Mirza'nın en çok

etkilendiği mutfak kültürü, tabiatıyla Türk

mutfağı oluyor. “Türk mutfağının derinliği ve

zenginliği, bana her zaman ilham vermiştir.

Her yemeğin arkasında bir hikaye, bir kültür

vardır. Anadolu’nun geleneksel yemekleri,

bana bir zaman yolculuğuna çıkma hissi

verir,” diyor mutfağa olan tutkusundan

bahsederken.

Türk mutfağının çeşitliliği ve tarihî derinliği,

sadece damak zevkini değil, kültürel

bir mirası da yansıtır. “Türk mutfağını

dünyaya tanıtmak, hem gurur verici hem

de büyük bir sorumluluk” diyen Mirza,

bu sorumluluğun mutfaktaki her tabakta

hissedilmesi gerektiğinin altını çiziyor. “Her

bir yemek, sadece lezzet değil, bir kültürün

de taşıyıcısıdır” sözleriyle Türk mutfağının

önemine de vurgu yaparak.

Tuğçe Şef’in en sevdiği yemeklerin başında

ise annesinin yemekleri geliyor. “Annemin

yağlaması, çocukken her şeyden önce

gelen bir tat. O yemeğin tadı, benim için bir

zamanın ruhunu taşıyor.” Gelişen damak

zevkinin, zamanla değişse de bir yerlerde

o ilk dengeleri aramaktan vazgeçilmediğini

söylüyor.

Türk mutfağını keşfe davet ediyor

Restoran Modern’in Executive Şefi Tuğçe

Mirza, bundan sonrası için daha fazla

insanı Türk mutfağını keşfetmeye davet

etmek istiyor. Bu hedef, onun sadece

gastronomik başarısı değil, aynı zamanda

kültürleri ve geleneksel lezzetleri dünyaya

tanıtma arzusunu da yansıtıyor. “Türk

mutfağını daha fazla insanla buluşturmak

istiyorum” diyen Mirza, bu amacını sadece

yemek yapmakla değil, aynı zamanda

sürdürülebilirlik ve sağlıklı yaşamı ön

plana çıkaran projelerle desteklemeyi

planlıyor. Mutfakta hem geleneksel

tariflere saygı gösterirken hem de modern

yaşamın gerekliliklerine uygun bir yaklaşım

geliştirmeyi hedefliyor.


86

hotel restaurant

& hi-tech

gastro etkinlik

FSUMMIT 2025

5. yılında turizm ve gastronomide

çeşitlilik temasını benimseyecek

Sözen Organizasyon’un bu yıl beşincisini düzenlemeye hazırlandığı “Turizm ve Gastronomi

Sektöründe Çeşitlilik” temalı Uluslararası Turizm Gastronomisi Yatırımları ve Ağırlama

Zirvesi FSUMMIT, 1-2 Şubat 2025 tarihlerinde, NEST Kongre Merkezi’nde düzenlenecek.

Sözen Organizasyon, Türkiye’yi

turizm, ağırlama ve gastronomi

alanlarında dünya çapında öncü

bir destinasyon markası haline getirme

vizyonuyla, ulusal ve uluslararası

düzeyde sektörün gelişimine öncülük

etmeye devam ediyor. Gastronomi

turizminin geleceğini şekillendirmek

ve Türkiye’yi bu alanda cazibe merkezi

olarak markalaştırmak hedefiyle, bu

yıl da FSUMMIT’i hayata geçiriyor. 5.

Uluslararası Turizm Gastronomisi

Yatırımları ve Ağırlama Zirvesi

FSUMMIT, 1-2 Şubat 2025 tarihlerinde

Antalya’daki NEST Kongre Merkezi’nde

düzenlenecek. “Diversity in Hospitality”

(Turizm ve Gastronomi Sektöründe

Çeşitlilik) temasıyla gerçekleşecek

zirve, sektörün öncü isimlerini bir araya

getirerek dikkat çekecek.

Ağırlamada farklılık ve teknoloji

konuşulacak

Ağırlama sektörü, kültürel çeşitlilik ve

teknolojik yeniliklerden etkilenerek,

misafirlerin beklenti ve deneyim

arayışlarına göre şekilleniyor.

İşletmeler, yerel ve uluslararası

stratejilerle misafir ihtiyaçlarına

odaklanıyor ve benzersiz hizmet

anlayışlarıyla rekabet ediyor. Sektör,

farklı kültürel anlayışlar, gelenekler,

ekonomik yapılar ve teknolojik

gelişmelerle şekilleniyor. Misafirlerin

beklentileri, destinasyonların kültürüne,

sosyo-ekonomik seviyelerine ve kişisel

tercihlerine göre değişiyor. Örneğin


Batı kültürlerinde lüks ve konfor ön

planda tutulurken, Doğu kültürlerinde

misafire gösterilen misafirperverlik

ve geleneksel hizmet anlayışları öne

çıkıyor. Bunun yanı sıra, dijitalleşmenin

etkisiyle hızla gelişen teknolojiler,

konaklama işletmelerinin sunduğu

hizmetleri daha erişilebilir, hızlı ve

kişisel hale getiriyor.

Teknolojinin sunduğu fırsatlar,

misafirlere daha özgün deneyimler

yaşatmayı hedefleyen işletmeler

tarafından inovatif bir şekilde

kullanılıyor. Bu farklılıklar, her bir

otelin sunduğu deneyimi, konukların

beklentilerini ve sektördeki rekabetin

şekillenmesini doğrudan etkiliyor.

Ağırlama sektörü, sadece fiziksel bir

barınma alanı sunmanın ötesinde,

misafirlerin kültürel birikimlerini,

duygusal ihtiyaçlarını ve sosyal

etkileşimlerini dikkate alarak her birine

özel bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Bu

durum, ağırlama sektörünün sürekli

gelişen, çeşitlenen ve yeniliklere açık

bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.

Tüm bu veriler ışığında bu yılki zirvede,

‘Turizm ve Gastronomi Sektöründe

Çeşitlilik’ teması ile ağırlama

sektöründe kültürel farklılıkların rolü,

teknolojinin sektördeki yeri ve sunduğu

yenilikler, misafir beklentilerindeki

çeşitlilik, sürdürülebilirlik ve çevre

dostu uygulamalar gibi konular

sektörün önde gelen profesyonelleri,

yatırımcıları ve uzmanları tarafından

ele alınacak. Paneller ve söyleşiler,

katılımcılara sektördeki yenilikçi

yaklaşımları ve geleceğe dair öngörüleri

sunacak.

Zengin içerik, geniş katılımcı profili

Uluslararası Turizm Gastronomisi

Yatırımları ve Ağırlama Zirvesi

FSUMMIT, her sene olduğu gibi yeni

temasında da gastronomi sektörünün

önde gelen isimleri ile birlikte turizm ve

ağırlama sektörünün yatırımcıları, otel

ve restoranların üst düzey yöneticileri,

gastronomi profesyonelleri, F&B

direktörleri, satın alma müdürleri,

şefler, gastronomi yazarları,

gastronomi ve turizm endüstrisinin

destekçileri, seyahat acenteleri ve

marin turizmi profesyonelleri gibi

sektöre değer katan önemli isimleri

buluşturacak.


88

hotel restaurant

& hi-tech

gastro etkinlik

Culinary Forum, 26-27 Şubat’ta

Antalya’da gerçekleşecek

Gastronomi alanında eğitim ve yenilikleri teşvik etmek amacıyla düzenlenen

Culinary Forum, bu yıl “XPERIENCE” temasıyla 26-27 Şubat 2025 tarihlerinde

Antalya Nirvana Cosmopolitan Hotel’de gerçekleştirilecek.

Gastronomi alanında eğitim

ve yenilikçi fikirleri teşvik

etmek amacıyla 2021'den beri

düzenlenen Culinary Forum, bu yıl

“XPERIENCE” temasıyla 26-27 Şubat

2025 tarihlerinde Antalya Nirvana

Cosmopolitan Hotel'de yapılacak.

Bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek olan

Culinary Forum, yeni kuşak gastronomi

uzmanları ile deneyimli profesyoneller

arasında diyalog ve ortaklık köprüleri

kurarak, sektördeki bağlantıların

güçlenmesine öncülük ederken aynı

zamanda gastronomi eğitimine katkı

sağlamayı hedefliyor.

2024’de 7 bin kişi ziyaret etti

İlki 2022 Mart ayında gerçekleşen

Culinary Forum’u yüzde 60’ını

Türkiye’nin her yerinden gastronomi

ve aşçılık öğrencilerinin oluşturduğu

5.486 ziyaretçi katıldı. Geçtiğimiz yıl

ise kitleleri bir araya getirerek katılım

sayısında büyük ivme yakalayan etkinliği

yaklaşık 7 bin kişi ziyaret etti.

Gastronomi eğitimine destek veren

tek organizasyon

Eğitim odaklı içerikleriyle fark

oluşturan Culinary Forum, Türkiye'nin

dört bir yanından gelen öğrenci

ve akademisyenlerle gastronomi

eğitimini desteklemeyi amaçlayan tek

organizasyon olma unvanını taşıyor.

Etkinlik, yenilikçi fikirlerin ve vizyonların

paylaşıldığı, sektörün geleceğine yön

verecek önemli adımların atıldığı bir

platform olarak nitelendiriliyor.



90

hotel restaurant

& hi-tech

gastro etkinlik

MICHELIN SEÇKILI 132 RESTORANA

GASTRONOMETRO’DA PLAKET TÖRENI

Michelin Rehberi’nin 2025 seçkisinde yer alan restoranlar, gururla sergileyecekleri

plaketlerine Metro Türkiye tarafından 9 Ocak’ta Gastronometro’da düzenlenen özel bir

törenle kavuştu.

Yeme içme sektörünün 35 yıldır en

önemli iş ortaklarından biri olarak Türk

mutfağının uluslararası platformlarda

hak ettiği yere gelmesi için çalışmalarını

sürdüren Metro Türkiye, dünyanın en itibarlı

restoran derecelendirme sistemi olarak

kabul edilen Michelin Rehberi’nin bu yıl da

ana partneri olmaya devam ediyor. Michelin

Rehberi’nin 2025 İstanbul, İzmir ve Muğla

seçkisinde yer alan toplam 132 restoran,

plaketlerini 9 Ocak Perşembe günü

ülkemizin ilk gastronomi keşif platformu

Gastronometro’da Metro Türkiye tarafından

düzenlenen özel törende teslim aldı.

Antunes: “Seçkide 132 restoranın

yer alması çok kıymetli”

Michelin Rehberi’nin 2025 İstanbul, İzmir

ve Muğla seçkisinde yer alan restoranların

şefleri ile yeme içme sektörünün

temsilcilerinin katıldığı plaket töreninde

yaptığı konuşmada Metro Türkiye CEO’su

David Antunes, Türkiye’ye yatırım yapan ilk

uluslararası perakendeci olarak ilk günden

bu yana Türk mutfağının gelişimi ve hak

ettiği yere gelmesi misyonuyla çalıştıklarına

dikkat çekerek, "Türk mutfağının tüm

dünyada daha fazla tanınması ve şefleriyle

birlikte hakettiği değeri görmesi için

üzerimize düşen görev ve sorumlulukları en

iyi şekilde yerine getirmek için çalışıyoruz.

Bu doğrultuda ana partneri olduğumuz

Michelin Rehberi, Türk restoranlarını

dünyaya tanıtılması ve gastronomi turizmi

açısından da çok büyük bir öneme sahip.

Türkiye’deki destinasyonlarının artmasıyla

birlikte, Türk mutfağının bilinirliği daha da

artıyor. Michelin Rehberi 2025 seçkisinde

132 restoranın yer alması çok kıymetli.

Sürdürülebilirliğin sektörümüz için git

gide daha da önem kazandığı günümüzde

10 restoranın yeşil yıldız alması ise Türk

şeflerinin duyarlı yaklaşımının bir sonucu.

Şefleriyle, üreticisiyle, servis ekipleriyle bu

listenin çok daha genişleyeceğine gönülden

inanıyorum” dedi.

Türkiye’de gastronomi sektörünü

geliştirmeye devam ediyor

Yerel değerleri evrensel bakış açısıyla ele

almanın büyük önem taşıdığına inanan

Metro Türkiye, ulusal ve uluslararası

yarışmalara verdiği destek, Michelin yıldızlı

restoranların şefleriyle gerçekleştirdiği

eğitimler ile dünya mutfaklarının karşılıklı

ilham almasına katkıda bulunuyor.

Yerel ve coğrafi işaret tescilli ürünlerin

Türk mutfağında geleneksel ve modern

yorumlarla daha çok yer alması için

çalışmalarını sürdürürken, global arenada

tanıtılması için de projeler yürütüyor. 2015

yılında yatırımını gerçekleştirdiği ve bugün

10. yılına giren Türkiye’nin ilk gastronomi

keşif platformu Gastronometro’da ise sektör

profesyonellerine ve şef adaylarına yönelik

organize ettiği eğitimler, buluşmalar ve ürün

gelişimine katkı sağladığı ÜR-GE faaliyetleri

ile binlerce sektör çalışanına rehberlik

etmeye devam ediyor.



92

hotel restaurant

& hi-tech

gastro güncel

Anadolu Gastro-Turizm Derneği Ömer

Kartın öncülüğünde kuruldu

Anadolu'nun kalbi ve Frigya mutfağının kesişme noktası olan Ankara, yeni bir

gastronomi derneğinin kuruluşuna ev sahipliği yaptı. Deneyimli turizmci Ömer

Kartın öncülüğünde JW Marriott Ankara’da özel bir lansmanla tanıtılan Anadolu

Gastro-Turizm Derneği, tamamen gönüllülük esasıyla Türkiye’nin gastronomik

zenginliklerini dünyaya tanıtacak!

Anadolu Gastro-Turizm Derneği,

10 Ocak Cuma akşamı JW

Marriott Ankara Hotel’in ev

sahipliğinde düzenlenen özel bir

lansman davetiyle tanıtıldı. Lansmana,

gastronomi, turizm ve iş dünyasından

birçok seçkin isim katıldı. Etkinlikte,

Dernek Başkanı Ömer Kartın, derneğin

vizyonu ve projeleri hakkında bilgi verdi.

Kartın: “Gastro Tren Projemiz

dünyada bir ilk olacak”

Ömer Kartın, yaptığı konuşmada bu

yıl hayata geçirilecek Gastro Tren

Projesine dikkat çekerek, bu projenin

dünyada bir ilk olacağını vurguladı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın

desteğiyle gerçekleşecek olan projeyle

Türkiye’nin keşfedilmemiş gastronomik

hazineleri hem yerli hem de yabancı

turistlerle buluşacak. Kartın, “Bu tren

projesi sayesinde, gastronomi turizmine

ilgi duyan özel turistleri, Türkiye’nin

keşfedilmemiş bölgelerine götürerek

unutulmaz bir deneyim yaşatacağız”

dedi.

“Ankara, Anadolu’nun kalbi ve

Frigya mutfağının kesiştiği nokta”

Kartın, derneğin neden Ankara’da

kurulduğuna da değinerek,

“Anadolu’nun kalbinde, gastronomi

açısından stratejik bir konumda

olan Ankara’da bu derneği kurduk.

Türkiye’nin her ilinde ve ilçesinde büyük

bir gastronomik hazine yatıyor. Ankara

ise Frigya mutfağının kesiştiği noktada

yer alıyor ve bu alanda önemli projeler

geliştirmek için bir merkez olacak”

ifadelerini kullandı.

Tamamen gönüllülük esasına dayalı

çalışacak

Dernek, tamamen gönüllülük esasına

dayalı bir yapı ile Türkiye’nin zengin

gastronomik değerlerini tanıtarak, yerli

ve yabancı turistler için marka kentler

oluşturmayı hedefliyor. Lansman gecesi

boyunca, JW Marriott Ankara Hotel’in

Genel Müdürü Hakan Arslan ve ekibinin

profesyonel ev sahipliği de katılımcılar

tarafından takdirle karşılandı. Anadolu

Gastro-Turizm Derneği, bu iş birliği

için JW Marriott Ankara Hotel ekibine

teşekkürlerini iletti.

Türkiye’nin gastronomik

zenginliklerini dünya çapında

tanıtacak

Gastro Tren Projesi ve derneğin

gelecek vizyonu, gastronomi ve turizm

dünyasında şimdiden büyük bir heyecan

oluşturmuş durumda. Projenin detayları

ve tanıtım faaliyetleri, önümüzdeki

aylarda kamuoyuyla paylaşılacak.

Anadolu Gastro-Turizm Derneği’nin

bu anlamlı girişimleri, Türkiye’nin

gastronomik zenginliklerinin dünya

çapında tanınmasına katkı sağlamayı

hedefliyor.


DrṀurat

İstanbul Gelişim Üniversitesi

Dogan

Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı

Doç.

)

Yiyecek-içecek sektöründe

hipergerçeklik teknolojileri

Değerli okurlarım birkaç yazımda yiyecekiçecek

sektöründe uygulanabilecek yenilikçi

yaklaşımları kaleme aldım. Bu ayki yazımda

da Türkiye’de çok fazla uygulaması olmayan,

ancak dünyada çok yeni, çok az uygulaması

olan hipergerçeklik teknolojilerinden söz

edeceğim.

Bir süredir doktora öğrencimle

“hipergerçeklik” üzerine çalışıyoruz. Bilimsel

çıktılarını ise yakın bir zamanda uluslararası

bir kongrede bildiri olarak sunduk. Yaptığımız

bilimsel çalışmalara da güvenerek, sizlere

konuyu yalın bir şekilde anlatmaya çalışacağım.

Hipergerçeklik nedir?

Hipergerçeklik teknolojilerini açıklamaya

geçmeden önce hipergerçeklik nedir, onu

açmakta fayda var. Matrix filmini izlemeyeniz

yoktur diye düşünüyorum. Hatırlarsanız

Matrix içinde yaşayanların tümü aslında bir

simülasyon içindelerdi ve bunun farkında da

bile değillerdi. Matrix filmi hipergerçekliği

tam olarak anlatmasa da kavramın

unsurlarını görselleştirmek adına iyi bir örnek.

Hipergerçeklik fenomeni ilk defa Fransız

düşünür ve sosyolog Jean Baudrillard (Jan

Bodriya) tarafından ortaya atılmıştır. Ona göre

hipergerçeklik, teknolojik olarak gelişmiş

postmodern toplumlarda, insan bilincinin

simülasyonu gerçeklikten ayırt edememesi

durumudur. Kısaca hipergerçeklik gerçek ile

kopyanın farkının kalmaması halidir.

Hipergerçeklik örnekleri

İlk olarak Lascaux (Lesko) Mağarası ve

simülasyonu olan Lascaux II’den bahsetmek

istiyorum. Lascaux Mağarası, Fransa'nın

güneybatısında yer alan, tahmini MÖ 17.000 ila

15.000’li yıllar arası ve üst Paleolitik döneme

ait 600'den fazla hayvan çizimi ve 1400 gravür

içeren bir mağaradır. Mağara 1940'ta dört

çocuk tarafından keşfedilmiş, 1948'de halka

açılmış olup duvarlarında alglerin büyümesi

üzerine 1963 yılında kapatılmıştır. Mağaranın

birebir kopyası olan Lascaux II, 1983 yılında

gerçek mağaranın sadece iki yüz metre

uzaklığına inşa edilmiştir. Başka bir örnek

ise Disneyland’tır ki, ABD’nin kültürünü

minyatürleştirerek hipergerçek bir dünya

oluşturmuştur.

Hipergerçeklik teknolojileri ve yiyecekiçecek

sektörü

Hipergerçeklik teknolojileri günümüz insanının

gerçeklik algısını kökten değiştirmeye adaydır.

Sosyal medya, artırılmış gerçeklik (AR),

sanal gerçeklik (VR) vb. teknolojiler bireysel

deneyimlerle hayatımızın her alanına girmeye

başladı. Hatta yiyecek-içecek sektörü için

hipergerçeklik teknolojilerinin stratejik öneme

sahip olacağını düşünmekteyim. Bu bağlamda

hipergerçeklik teknolojileri işletmelere pazarda

rekabet avantajı sağlama fırsatları sunabilir.

İyi şekilde tasarlanmış stratejik planlama ile

teknolojik yatırım ve eğitimle, hipergerçeklik

teknolojileri işletmelerin inovasyonlarını

güçlendirebilir ve eş zamanlı müşteri

deneyimlerini derinleştirebilir. Ancak bu

teknolojilerin sektördeki uygulama potansiyeli

henüz anlaşılamamıştır. Buna ek olarak

sektörün, hipergerçeklik teknolojilerinden

yararlanabilmesi için altyapı, maliyet, kültür,

gelenek vb. zorlukları aşması da önemlidir.

Baudrillard; günümüzde teknolojik

gelişmelerin getirdiği imkânlar sayesinde

her şeyin gerçeklikten ayırt edilemeyecek

kadar simüle edilebileceğini öne sürmektedir.

Konuyu yiyecek-içecek sektörü üzerinden

anlamlandırmaya çalıştığımızda; simüle

edilebilecek somut ve soyut şeylerle ilgili

sembollerin gerçekliğin yerine geçebileceğini

rahatlıkla iddia edebiliriz.

Yiyecek-içecek sektöründe hipergerçeklik

teknolojilerine örnekler

Geçmişte yiyecek-içecek mekânları yalnız

yemek yenen yerlerden ibaretti. Günümüzde

ise bu mekanlar statü göstergesi, saygınlık

kazanma ve prestij gibi unsurları da

içermektedir. Bu nedenle batıda restoranların

bir kısmının adeta laboratuvara dönüşümünü

izledik. Bu dönüşümü Şef Heston

Blumenthal’ın restoranı Fat Duck’ta ve Şef

Ferran Adria’nın 2011 yılında kapanan El Bulli

restoranında gözlemleyebiliriz. Bana haklı

olarak şunu sorabilirsiniz. “Dönüşüm bu

yönde ise El Bulli neden kapandı?” Bana göre

o yıllar bu tür yenilikler için henüz erkendi.

Şef Adria’nın El Bulli’si sonraki yıllarda

mutfak inovasyonu için fikir veren öncü bir

vakfa dönüştü. Yiyecek-içecek işletmelerinde

atmosfer, misafir algısı ve işletme performansı

açısından kritik rol oynamaktadır. Mekân

tasarımı, müzik, aydınlatma ve hizmet kalitesi,

yani kısacası ambiyans misafirlerde duygusal

etkiler oluşturarak, satın alma kararlarını

etkilemektedir. Günümüz restoranları içinde

hipergerçeklik teknolojilerini kullanan

işletmeler arasındaki en iyi örneklerden biri

Vampir Cafe’dir.

Neden Vampir Café?

Vampir temasıyla fantezi dünyasına gerçeküstü

bir kaçış vadeden, Tokyo’da hizmet veren

hipergerçek bir restorandır. Bu restoranın

dekorasyonu temaya uygun olarak korkutucu

tabutlar, kırmızı mefruşat ve siyah mobilya

ile gotik bir tarzda tasarlanmıştır. Ayrıca

restoranda ürkütücü müzikler eşliğinde vampir

kostümlü garsonlar yemek servisi yapmaktadır.

Sublimotion Ibiza

İspanya’da sanal bir dinamik ortam sunan

restorandır. Sublimotion’da artırılmış gerçeklik

(AR), sanal gerçeklik (VR) ve projeksiyon

haritalama teknolojisi kullanılarak sürükleyici

hologramlar eşliğinde akıcı bir hikaye anlatımı

ile yemekler sunulmaktadır. Böylece restoran

misafirlerine yemek deneyimi ile son teknolojiyi

buluşturarak, hipergerçekçi duyusal bir

deneyim yaşatmaktadır. Son örneğimizi Çin’den

verelim.

Paul Pairet'in Ultraviolet’i

Paul Pairet'in Ultraviolet'i Fransız şef Paul

Pairet tarafından Çin’in Şanghay şehrinde

açılan, tek masalı olmasına karşın üç Michelin

yıldızını haketmiş bir restorandır. Restoran;

video projeksiyonları, koku yayıcılar, ses

efektleri ve özel aydınlatmayı da içeren

çok duyulu (multi-sensory) bir teknolojiyi

kullanmaktadır. Misafirlerin, sunulan

yemeklerden alacağı lezzeti geliştirebilen farklı

görseller ile özel bir ambiyansı eşleştirerek,

onlara duyusal bir derinlik ve deneyim yaşatır.

Aslında restoranda olan şey, lezzet algısını

güçlendirmek için hipergerçeklik teknolojilerini

kullanan, sürükleyici bir yemek yolculuğudur.

Sonuç olarak, gelecekte hipergerçeklik

teknolojilerinin ve konseptlerinin bir yemeği

nasıl çok duyulu, dinamik, sürükleyici ve

unutulmaz bir deneyime dönüştürdüğünü

izleyeceğiz gibi görünüyor.


94

hotel restaurant

& hi-tech

gastro güncel

TURYİD

“Kaya Demirer ile yola devam” dedi

Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD),

sektörün önde gelen isimlerini Sunset Grill & Bar’da düzenlenen 14. Olağan Genel

Kurulu’nda bir araya getirdi. Genel Kurul’da Kaya Demirer, yedinci kez Yönetim

Kurulu Başkanlığı’na seçilirken, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları ve üyeleri de

belirlendi.

TURYİD'in 14. Olağan Genel Kurul

Toplantısı 13 Ocak Pazartesi

günü Sunset Grill & Bar’da

gerçekleştirildi. Olağan Genel Kurul

toplantısında, turizmin önde gelen

yeme-içme-eğlence sektörünün

yatırımcıları, gastronomi tesisi

işletmecileri ve tedarikçilerinden

oluşan üyeler, görev süreleri sona

eren yönetim kurulu üyeleri ve diğer

kurulların üyeleri oy birliği ile ibra

edildi. Kurulda yeni dönem için dernek

organlarının seçimi de gerçekleştirildi.

Bu dönem faaliyetlerinde aktif

çalışacak komitelerin başında Başkan

Yardımcılarının yer alması yönünde

karar alındı. 7 adet başlık altında

çalışmalarını yürütecek olan söz

konusu komiteler ve sorumlu olan

komite başkanları şu şekilde belirlendi;

Kamu İlişkileri, Hukuk ve Mevzuat

Komitesi / Kaya Demirer, Basın Yayın

ve Halkla İlişkiler Komitesi / Yaprak

Baltacı, Zirve ve Yurtiçi-Yurtdışı

Etkinlikler / Ebru Koralı, Üye İletişim

ve Geliştirme Komitesi / Nuri Develi,

Gelir Getirici Faaliyetler Komitesi /

Yücel Özalp, Sürdürülebilirlik ve Sosyal

Sorumluluk Komitesi / Volkan Akkaş,

İnsan Kaynakları ve Eğitim Komitesi /

Onur Tahincioğlu.

Yeni dönemde sektörün genç

isimlerine de Yönetim Kurulu’nda yer

vermek amacıyla, geçtiğimiz dönem

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

olarak görev yapan Ayhan Çarıkçılar(

midpoint) ve Gamze Cizreli( bigchefs)

danışman olarak TURYİD’in bir üst

kurulu olan Yüksek İstişare Kurulu’na

katıldı. Eski Yönetim Kurulu Başkan

Yardımcılarından Barış Tansever ise

Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığı’na

devam edecek.

Demirer: “Çabalamaya devam

edeceğiz”

Yeni dönemin başlangıcı olan Genel

Kurul sonrasında TURYİD’in yeni

yönetimi, gastronomi dünyasının

önemli isimleriyle de bir araya geldi.

TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı olarak

7. dönemine başlayacak olan Kaya

Demirer seçimin ardından şunları

söyledi: “2003 yılında 37 kurucu

üyenin bir araya gelmesi ile hayata

geçen TURYİD, bugün yurt içinde

3150, yurt dışında 250’nin üzerinde

işletme büyüklüğüne ve 6 milyar doları

aşan cirosu ile sektöründe %26’lık

bölümü temsil eden güce ulaştı. Bu

rakamlar sektörün gelişmesine yönelik

olarak yapacaklarımıza dair hepimize

sorumluluk yüklüyor. Geçmişte olduğu

gibi, yoğun ve konsantre vaziyette

çalışmaya devam edeceğiz. Aramıza

katılan yeni ve genç kuşak yönetim

kurulu üyeleri ve başkan yardımcıları

ile sektörümüzün yarınlara taşınması,

gastronomi sektörünün hak ettiği

potansiyele ve itibara ulaşması için

çabalarımıza ara vermeden devam

edeceğiz”.


ALI CAN AKSU

“SEKTÖREL ETKINLIKLERIN ETKISI

BELIRSIZ: ARTIK SORGULANMALI”

“Turizm sektörü ve yiyecek içecek sektörüne yılda onlarca organizasyon ve

etkinlikler düzenlenmekte ve bu etkinliklere sektör temsilcileri büyük maddi

bedeller harcayarak katılmakta. Peki bu organizasyonların sonucu sorgulandı mı?”

Turizm ve yiyecek- içecek

sektörlerinde düzenlenen

etkinliklerin sektöre sağladığı

katkılar sıkça tartışılmakta. Ancak

bu organizasyonların sonuçlarının

yeterince sorgulanmadığı da aşikar!

Turizoom Yönetim Kurulu Başkanı Ali

Can Aksu, sektörel etkinliklerin finansal

etkilerinden katılımcılara sağladığı

yeni iş fırsatlarına kadar birçok açıdan

analiz edilmesi gerektiğini vurgularken,

organizasyonların başarılarını

belirlemek ve gelecekteki stratejilere

yön verebilmek için detaylı bir şekilde

değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Bunun başarılamaması halinde

Aksu’nun çözüm önerisi ise,

fiziki etkinliklere katılım yerine

dijital dünyaya hızlı entegrasyonu

sağlayabilmek!

İşte Ali Can Aksu’nun konuya ilişkin

tespit ve önerileri:

“Turizm sektörü ve yiyecek içecek

sektörüne yılda onlarca organizasyon

ve etkinlikler düzenlenmekte ve bu

etkinliklere sektör temsilcileri büyük

maddi bedeller harcayarak katılmakta.

Peki bu organizasyonların sonucu

sorgulandı mı?

Oysa ki;

Sektörel etkinliklerin etkileri ve sonuç

bildirgeleri turizm, otelcilik ve yiyecek

içecek sektöründe hem operasyonel

verimlilik hem de stratejik planlama

açısından oldukça önemlidir.

Firmalar bu tür etkinliklerin etkilerini

ve sonuç bildirgelerini analiz etmek

zorundadır.

Bunun için;

Finansal etkiler, gelir ve maliyet analizi

yapıldı mı?

Etkinlik, katılımcı oteller veya

destinasyonlar için nasıl bir ekonomik

değer ortaya koydu?

Etkinlik, markanızın bilinirliğini veya

itibarını artırdı mı?

Yeni iş ortaklıkları veya müşteri grupları

kazandırdı mı?

Katılımcılar arasında bilgi paylaşımı ve

iş birliği fırsatları oluşturuldu mu?

Yeni teknolojik gelişmeler veya trendler

sektöre tanıtıldı mı?

Sürdürülebilirlik konularında ilerleme

kaydedildi mi?

Toplum üzerindeki olumlu veya

olumsuz etkiler analiz edildi mi?

Sonuç bildirgelerinde ise, hedeflere

ulaşım noktası sorgulanmalı;

Etkinlik öncesi belirlenen hedeflere ne

derece ulaşıldı?

Katılımcılardan alınan geri bildirimler

doğrultusunda hedeflerin uygunluğu

sorgulandı mı?

Bildirgede yer alan öneriler veya

kararlar sektörde uygulanabilir mi?

Bu süreçte detaylı bir analiz yapmak,

elde edilen sonuçları sektörel

politikalarla entegre etmek, katılımcı

firmaların geleceği açısından kritik

öneme sahiptir.

Sonuç negatif yönde ise, bu etkinliklere

katılmak yerine dijital dünyayı

daha fazla düşünmemiz gerektiğini

vurgulamak isterim.”


96

hotel restaurant

& hi-tech

gastro aktüel

Canton

Red’de şans

ve bereket

sofrası

The Peninsula London’ın zarif

Kanton restoranı Canton Blue,

Çin Lunar Yeni Yılı dönemi için 18

Ocak - 8 Şubat tarihleri arasında

'Canton Red'e dönüşüyor.

Kırmızı, Çin kültüründe özel

bir renk olarak kabul edilen

ve iyi şans, refah, mutluluk ve

canlılığı simgeliyor. Bu dönemde Canton Blue’nun ikonik parlak

mavi giriş kapıları, kırmızı süslemelerle bezenirken, iç mekânlar

canlı kırmızı çiçekler ve ışıl ışıl Çin fenerleriyle donatılıyor. Canton

Red misafirlerini, bu özel dönemi taçlandırmak üzere hazırlanmış

özel menüsüyle Lunar Yeni Yılını kutlamaya davet ediyor. Canton

Red'de ağırlanan konuklara, Çinli bir kaligraf tarafından hazırlanacak

önümüzdeki yıl için kişiye özel bereket ve şans mesajları bulunduran

geleneksel kırmızı bir zarf verilecek. Üç çeşit yemek olarak

sunulacak set menü, kişi başı £188 (içecekler hariç) olup hem öğle

hem de akşam yemeği saatlerinde servis edilecek.

Kanyon Le Pain

Quotidien yenilendi

Le Pain Quotidien

Türkiye, Kanyon şubesinin

renovasyon sürecini

tamamlayarak yenilenen

yüzüyle misafirlerini

ağırlamaya başladı. 14

Kasım Perşembe günü

yeniden kapılarını açan

Kanyon şubesi, daha

ferah, modern ve samimi bir atmosfer sunuyor. Le Pain

Quotidien’in sıcak ambiyansı, misafirler için keyifli bir

buluşma noktası olmaya devam ediyor. Yeni dekorasyon

ve genişletilen alanıyla Kanyon şubesi, ziyaretçilerine

rahat ve huzurlu bir ortam sunarken, imza niteliğindeki

komünal masa da sevdiklerinizle birlikte unutulmaz anların

paylaşıldığı bir buluşma yeri olmaya hazır. İş yemeklerinden

günlük molalara kadar her anınıza eşlik eden mekan,

unutulmaz anlar paylaşmak için ideal bir atmosfer sağlıyor.

Le Pain Quotidien’in imza niteliğindeki komünal masası,

hem iş hem de sosyal buluşmalar için keyifli bir ortam

sunuyor. Le Pain Quotidien’in temel felsefesini yansıtan

yeni menü, ‘Daha İyi Yaşamanın Tadını Çıkar’ konseptiyle

organik, taze ve sağlıklı lezzetler sunuyor.

SushiCo’da

üst düzey atama

SushiCo’nun Pazarlama

Direktörü pozisyonuna

Pazarlama, Marka

Yönetimi ve İletişim

alanlarında 25 yılı

aşkın süredir sektör

deneyimine sahip

Tülin Karaman atandı.

SushiCo’nun sektördeki

güçlü konumunu daha da

ileriye taşımayı, mevcut

marka mirasına değer

katmayı ve yenilik odaklı

pazarlama kampanyaları

ile Uzak Doğu mutfağının zenginliğini daha geniş kitlelere ulaştırmayı

hedefleyen Karaman, üniversite öğrenimini İstanbul Üniversitesi İletişim

Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünde tamamladı. Kariyerine

reklam profesyoneli olarak başlayıp Türkiye’nin önde gelen ajanslarında

yönetici olarak görev alan Karaman, marka stratejisi ve yönetimi

konusundaki uzmanlığıyla, 50'yi aşkın başarılı reklam kampanyasında

aktif rol oynadı, pek çok yerel ve global markayla çalıştı. Pazarlama

stratejilerinin belirlenmesi, marka kimliği ve iletişim stratejilerinin

oluşturulması, ürün geliştirme ve yönetimi gibi birçok alanda

derin deneyimler kazanan Karaman, son olarak gıda çözümleri ve

perakendesi alanındaki bir markada kurucu yönetici ekipte Pazarlama

Direktörlüğü görevini üstlendi.

Hedeflerine başarıyla ulaştı

Türkiye’nin

yerli markası

Terra Pizza,

200 restoran

hedefine ulaşarak

sektördeki

büyümesini

hız kesmeden

sürdürüyor.

2024 yılında büyük bir başarıya imza atarak 58 yeni şube

açan restoran markası, toplamda 47 ilde 200 restorana

ulaştı. Yıl boyunca gerçekleştirdiği stratejik büyüme ile daha

fazla tüketiciyle buluşan Terra Pizza, lezzetli ürünlerini

geniş kitlelere sunarak pazardaki etkisini artırmaya devam

edecek. Marka, tüketici beklentilerini ön planda tutarak

gerçekleştirdiği Ar-Ge çalışmaları ile, ürün yelpazesinde

önemli genişlemelere gitti. Yıl içerisinde pizza kategorisine

dahil olan Cheddarlı Dev Karışık ve Dev Sucuklu pizzalar çok

sevildi. Geçtiğimiz aylarda menüye dahil edilen ve sıcak pizza

hamurundan yapılan Dev Sandviçler, Karışık ve Çıtır Tavuklu

çeşitleri ile pizzaseverlerle buluştu. 2025 yılında 250 şubeye

ulaşmayı planlayan markanın büyüme stratejisinin odağında

lezzet, müşteri memnuniyeti, kalite ve güvenilirlik bulunuyor.

Ayrıca, dijitalleşme yatırımlarıyla sipariş süreçlerini

hızlandırarak, kullanıcı dostu deneyimler sunmayı amaçlıyor.


Sinan Damgacıoğlu’na “Japon

Mutfağı İyi Niyet Elçisi” unvanı

Japon mutfağının

tanıtılmasına yaptığı

katkılarla dikkat çeken

Uzakdoğu Mutfak

Akademisi Kurucu

Ortağı Şef Sinan

Damgacıoğlu, Japonya

Tarım, Ormancılık ve

Balıkçılık Bakanlığı

(MAFF) tarafından Japon

Mutfağı “İyi Niyet Elçisi”

unvanına layık görüldü.

Bu prestijli unvan, Japon

mutfağı için verilen en

önemli ödüllerden biri

olup, ilk kez bir Türk

şef tarafından kazanıldı.

Damgacıoğlu, Japonya’nın

ünlü şeflerinden Masahiro

Kasahara’nın Tokyo’daki

“Sanpi Ryoron Kaiseki”

restoranında çalışarak,

Japon tekniklerinin en seçkin örneklerinin uygulandığı kaiseki

mutfağı üzerine yoğunlaştı. Japonya’da yaşadığı süreçte halkın

günlük yemek kültürünü ve mutfak alışkanlıklarını da özümseme

fırsatı buldu. Ayrıca Japon mutfağının sadece elit kesimlere değil,

herkes için erişilebilir bir deneyim olması gerektiği fikrini de

benimseyerek, menü tasarımlarında Japonların günlük tükettikleri

yemeklere de yer verdi. Japon mutfağının geleneksel lezzetlerinin

korunarak servis edilmesine odaklanan şef, Japonya’nın sokak

lezzetlerinden geleneksel yemeklere kadar pek çok farklı alanda

çalışmalar yaptı.

Mado salep aşkına

yarışma düzenledi

Mado saleple ilgili farkındalık oluşturmak, salebe dikkat çekmek

gayesiyle sektörde yapılmayan bir proje ile “Salep Challenge”

yarışması düzenledi. Milli Piyango izinleri ile 9 -22 aralık arasında

sosyal medyada gerçekleştirilen saleple hazırlanan tariflerden

oluşan yarışma büyük ilgi gördü ve gelen yüzlerce tarif arasından

ön eleme jürisi finalistleri belirlendi. 6 Ocak tarihinde ise, 9 finalist

salepli tarhana çorbasından balkabaklı salepli sütlaca, salep

kremalı cupcakeden frambuazlı salepli tarta, kestaneli salepli

pilavdan salepli brioche çöreğine kadar çok farklı tarifler ile jüri

karşısında yarıştı. Özel jüri üyesi Master chef 2022 şampiyonu

Metin Yavuz yarışmacıların istasyonlarını sürekli ziyaret ederek

onlara tüyolar verirken Mado Yönetim Kurulu başkanı Mehmet

Kanbur yaptığı Salep Show ile misafirlerin ilgi odağı oldu. Etkinlik

sonunda açıklamalarda bulunan Mado Kanbur, salebe verdikleri

önemi, tüm dünyaya salebi duyurmak için yaptıkları çalışmaları

aktararak tüm yaş gruplarına ve damak zevklerine hitap

edebilmek adına salebin fıstıklısından türk kahvelisine veganından

incirli şekersizine kadar hem sıcak hem soğuk içilebilen salep

seçenekleri sunduklarından bahsetti. Ayrıca salep üreticilerine

verdikleri desteği de açıklayan Kanbur, 10 yıl alım garantisi

verdiklerini ifade etti.

Park Inn by Radisson

İzmir’e yeni Executive Şef

Park Inn by Radisson İzmir, Gamze

Canseven’i yeni mutfak şefi olarak

atadığını duyurdu. Canseven, 14 yıllık

kariyerine henüz öğrenciyken İzmir’in

önde gelen 5 yıldızlı otellerinde farklı

pozisyonlarda görev alarak başladı.

2012 yılında Hilton İzmir’de aşçı olarak

başlayan profesyonel yolculuğu,

Swissotel Büyük Efes İzmir, Park Inn

by Radisson İzmir ve Wyndham Grand

İzmir’de demi şef, aşçı yardımcısı ve

mutfak bölüm şefi olarak devam etti.

Ardından Arkas Holding’de özel şef

olarak edindiği değerli deneyimlerle

mesleki vizyonunu daha da geliştirdi.

Şimdi, kariyerindeki bu birikim ve

yenilikçi bakış açısıyla Park Inn by

Radisson İzmir’in Mutfak Şefi olarak

görev alacak. Canseven, duygularını şu

sözlerle paylaştı: “Park Inn by Radisson

İzmir'deki mutfak şefliği görevim,

kariyerime yeni bir yön çizmem için eşsiz

bir fırsat sundu ve bu yeni başlangıç

bana büyük bir heyecan katıyor.

Mutfaktaki birikimlerimi ve yenilikçi

dokunuşları ekibimizle birleştirerek,

misafirlerimizin hafızalarına

kazınacak lezzetler yaratmak için

sabırsızlanıyorum. Konuklarımızın

deneyimlerini daha da unutulmaz

kılmak ve Park Inn by Radisson İzmir’de

her anlarını keyif dolu bir serüvene

dönüştürmek için çalışmak benim için

tarifsiz bir mutluluk.”


98

hotel restaurant

& hi-tech

yeni mekan

23 yıldır

lezzet ve

eğlencenin

adresi

Havelka

İstanbul'un keyifli buluşma

noktalarından biri olan

Havelka, sunduğu farklı

lezzetler ve samimi

atmosferiyle 23 yıldır

misafirlerine unutulmaz

anlar yaşatıyor. Zengin

menüsüyle her damak tadına

hitap eden mekan, iki farklı

şubesiyle İstanbulluları her

damak tadına hitap eden

menüsüyle ağırlıyor.

Şehrin en samimi ve özgün

mekanlarından biri olan Havelka,

2002 yılından bu yana zengin

menüsü ve özenli hizmet anlayışı ile

İstanbul’a değer katmaya devam ediyor.

Caddebostan ve Hilltown AVM olmak

üzere, iki farklı şubesiyle misafirlerine

sıcak ve rahat bir atmosfer sunan

Havelka, her detayda konuklarının özel

hissetmesini sağlıyor.

Her damak tadına hitap ediyor

Havelka’nın geniş menüsü, her

damak tadına hitap eden bir çeşitlilik

sunuyor. Atıştırmalıklardan salatalara,

özenle hazırlanan pizzalardan

burgerlere kadar pek çok farklı lezzet,

ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim

vadediyor. Mekan, misafirlerinin

dostlarıyla keyifli anlar geçirebileceği

sıcak bir ortam sunuyor. Havelka’nın

öne çıkan bazı lezzetleri arasında, çıtır

çıtır kızarmış tavuk göğüs, mor lahana,

sriracha ve mayonezle hazırlanan

Chicken Sando; baby patates ve

coleslaw ile servis edilen Frankfurter

Tabağı, nefis bir Steak Bowl; sucuk,

jambon, salam, siyah zeytin ve

mısırla tatlandırılan ve menüde 23


yıldır değişmeyen favori lezzetlerden

Rusticana Pizza gibi damaklarda

unutulmaz izler bırakan seçenekler yer

alıyor.

Sadece lezzet değil, eğlence

mekanı da!

Havelka, sadece leziz yemekleriyle

değil, aynı zamanda eğlenceli

aktiviteleriyle de misafirlerine eşsiz

bir deneyim sunuyor. Shuffleboard ve

langırt gibi oyunlarla ziyaretçilerine

keyifli vakit geçirme imkanı tanıyan

mekan, misafirlerinin unutulmaz

ve keyifli anlar geçirmesine olanak

sağlıyor.

Havelka’nın öne çıkan

bazı lezzetleri arasında,

çıtır çıtır kızarmış tavuk

göğüs, mor lahana,

sriracha ve mayonezle

hazırlanan Chicken

Sando; baby patates

ve coleslaw ile servis

edilen Frankfurter

Tabağı, nefis bir Steak

Bowl; sucuk, jambon,

salam, siyah zeytin ve

mısırla tatlandırılan

ve menüde 23 yıldır

değişmeyen favori

lezzetlerden Rusticana

Pizza gibi damaklarda

unutulmaz izler

bırakan seçenekler yer

alıyor.


100

hotel restaurant

& hi-tech

yeni mekan

Perran

Ocakbaşı,

2. şubesini

Wyndham

Grand

Kalamış'ta

açacak

Doğu ve Güneydoğu

Anadolu’nun kadim

kültüründen günümüze

gelen yöresel lezzetlerini

yeni nesil ocakbaşı

konseptiyle buluşturan

ve kısa sürede geniş bir

müdavim kitlesine kavuşan

Perran, İstanbul’daki ikinci

şubesini Wyndham Grand

Kalamış Hotel’de hizmete

açmaya hazırlanıyor.

İlk restoranını geçtiğimiz yıl

Caddebostan’da açan ve ocakbaşı

konseptine getirdiği yeni dokunuşlarıyla

kısa sürede lezzet tutkunlarının müdavimi

haline geldiği Perran Ocakbaşı, gördüğü

yoğun ilgi üzerine İstanbul’daki ikinci

şubesini Kalamış’ta açıyor. Perran

Ocakbaşı’nın ödüllü şefi Mehmet Keskin,

“Gerek ambiyansımız gerekse sunduğumuz

lezzetlerle İstanbul’un ocakbaşı konseptine

farklı, yeni bir soluk getirdiğimize

inanıyoruz. 3K yani kaliteli ürün, kaliteli

işçilik ve kaliteli servis felsefesiyle hizmet

misafirlerimizi ağırlıyoruz. Menümüzde

kullandığımız pek çok ürünü doğrudan

kendi yöresinden getiriyoruz ve her şeyin

en doğalını kullanmaya gayret gösteriyoruz.

Bu da lezzetlerimize yansıyor. İstanbullular,

Perran Ocakbaşı’nı çok sevdi. Biz de bu

sevgiye ikinci şubeyle karşılık vermeye

hazırlanıyoruz” dedi.

Kadim lezzetlere, mekana özgü

tarifler eşlik ediyor

Kalamış şubesi için hazırlıkların sürdüğü

Perran Ocakbaşı’nın menüsünde,

Muhammara, Mütebbel, Süryani Usulü

Haşlanmış Köfte, Perde Pilavı, Uykuluk,

Kurabiye, Tike Kebabı, Haşhaş Kebabı, Beyti

gibi birbirinden özel mezeler ve et yemekleri

yanı sıra Urfa ve Adana’nın meşhur kebap ve

lahmacunları gibi efsane klasikler bir arada

yer alıyor.


Burgerseverlere müjde:

Shake Shack, şimdi de Mall of

İstanbul’da!

Burger tutkunlarının dünya çapında favorisi olan ünlü restoran zinciri Shake Shack,

Türkiye’deki yeni şubesini Mall of İstanbul’da açtı.

Türkiye’de ilk şubesini 2013 yılında

İstanbul’da İstinye Park’ta açan

Shake Shack, şehrin en popüler

alışveriş merkezlerinden biri olan Mall

of İstanbul’da lezzetseverlerle buluştu.

26 Aralık’ta gerçekleşen açılışta

burgerseverler, eşsiz DJ performansı,

birbirinden eğlenceli etkinlikler ve iştah

kabartan lezzetli ikramlarla unutulmaz

bir gün geçirdi.

Her bir lokmasında tazelik ve

lezzet...

Daha sağlıklı ve kaliteli içeriklerden

oluşan menüsüyle yeni bir fast food

anlayışı benimseyen Shake Shack,

her bir lokmasında tazeliği ve lezzeti

bir araya getiriyor. Her sipariş için

özel hazırlanan ShakeBurger’lerden,

katkı maddesi içermeyen özel soslara,

taptaze crinkle cut patateslerden

günlük taze sıkılmış limonata ve

milkshake’lere kadar zengin menüsü

ile Shake Shack, lezzetseverlere

eşsiz bir deneyim sunarken dönemsel

olarak Baklava Shake, Turkish Coffee

Shake, Pastırma Burger gibi yerel

tatlarla zenginleştirilen menüleriyle de

damakları şenlendiriyor.

Mall of İstanbul’da

açılan yeni Shake Shack

şubesi, modern detaylarla

tasarlanmış, ferah iç mekanı

ve sıcak atmosferi ile

misafirlerine keyifli bir yemek

deneyimi sunuyor. Yeni şube

hem iç hem de dış mekanda

sunduğu konforlu oturma

alanları ve ezber bozan

lezzetleri ile bölgenin yeni

buluşma noktalarından biri

olmaya aday.


102

hotel restaurant

& hi-tech

mekan

Lezzet ve eğlenceyi şehrin

iki yakasında yaşatan adres

TAMİRANE

15 yıllık köklü geçmişiyle Tamirane, eşsiz lezzetleri, canlı müzik etkinlikleri ve özgün

atmosferiyle misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Maslak UNIQ İstanbul ve Akasya

AVM’deki şubeleriyle İstanbul’un her iki yakasında kültürü ve eğlenceyi bir arada yaşatan

Tamirane, şehrin vazgeçilmez adreslerinden biri olmayı sürdürüyor.

İstanbul'un önde gelen mekanlarından

Tamirane, misafirlerine unutulmaz

bir eğlence deneyimi sunarken,

lezzetleriyle de damaklarda unutulmaz

izler bırakıyor. 2009 yılında "Repair &

Enjoy Yourself" mottosuyla yola çıkan

mekan, kaliteli hizmet anlayışı ve

yenilikçi yaklaşımıyla lezzet, müzik ve

eğlenceyi benzersiz bir atmosferde bir

araya getiriyor.

Her ziyareti unutulmaz bir deneyim

Her ziyareti unutulmaz bir deneyime

dönüştüren Tamirane, taptaze ve

kaliteli malzemelerle hazırlanan

pizzalar, burgerler ve ızgara çeşitleri

ile dünya mutfağından seçkin lezzetler

sunuyor. Tamirane’nin menüsünde

Soğuk Başlangıçlar arasında çeri

domateslerle hazırlanan Tulumlu Tatlı

Domates Salatası ve ince dilimlenmiş

avokado ile servis edilen Avokadolu

Patates Salatası dikkat çekerken;

Sıcak Başlangıçlar arasında Mantarlı

ve Köz Biberli Humus öne çıkıyor. Ana

yemeklerde ise Şımarık Pizza, Acılı

ve Ananaslı Tavuk Burger, Schnitzel

lezzetleri yer alıyor. Ana yemeğin

ardından ise Üç Çikolatalı Brownie,

tatlıseverleri mest eden bir final

sunuyor.

Kurumsal etkinlikler için de ideal!

Tamirane, kurumsal etkinlikler için

kusursuz bir atmosfer sunuyor. Üst

düzey ses ve görüntü sistemleriyle

donatılmış olan mekan, 450 kişiye

kadar kapasitesiyle iş yemekleri,

ekip motivasyon etkinlikleri ve özel

toplantılar gibi organizasyonlara ev

sahipliği yapıyor. Hem şık hem de

konforlu bir ortamda, iş dünyasının

ihtiyaçlarına yönelik her detayı özenle

karşılayan Tamirane, kurumsal

etkinlikleri unutulmaz kılacak bir

mekan olarak öne çıkıyor.

Maslak UNIQ İstanbul

ve AKASYA AVM’deki

şubeleriyle İstanbul’un iki

yakasını lezzet ve eğlenceyle

buluşturan Tamirane, tüm

misafirlerini keyif dolu bir

atmosferde ağırlamaya devam

edecek.



104

hotel restaurant

& hi-tech

yeni mekan

BASRI BABA TÜRK RESTORANI

ÖZBEKISTAN’DAN SONRA

İSTANBUL’DA!

Taşkent’te Anadolu mutfağının otantik lezzetlerini lezzetseverlerle buluşturan Basri

Baba Türk Restoranı, Özbekistan’dan sonra şimdi de İstanbul’da!

Markanın kurucusu Basri Türkeri

ve ekibi, Taşkent’te başlattıkları

lezzet yolculuğunda, yılların

birikimiyle oluşturdukları menüleri

ve profesyonel yönetim anlayışlarıyla

Özbekistan’da adından sıkça söz ettirdi.

Taşkent’te gastronomi standartlarını

belirleyen işletme, başarısını

İstanbul’a taşımaya karar verdi. Basri

Baba markasını sektöre kazandıran

isim, logo, kurumsal kimlik, mimari

projelendirme ve ekipman dahil

uygulamayı da yapan Horeca Mimarlık,

yine bu projede de yine Ferah Güneri

Bircan’ın danışmanlığında, uygulama

yönetimini gerçekleştirdi.

Anadolu’nun lezzetleri tek çatı

altında

Basri Baba Anadolu Kebapları,

menüsünde Anadolu mutfağının dört

bir yanından gelen coğrafi işaretli

kebaplar, köfteler, lahmacunlar,

taş fırın ürünleri, mezeler ve pilav

çeşitlerine yer veriyor. Kadın emeği ve

sürdürülebilirlik ilkeleriyle hazırlanan

reçeteler, Anadolu’nun otantik

lezzetlerini misafirlere sunuyor.

Sabahları şarküteri çeşitliliğiyle

zenginleştirilmiş kahvaltı, gün boyu

ise alakart menü seçeneklerinin yanı

sıra Asur, Hitit, Lidya, Likya ve Truva

tadım menüleriyle misafirlere eşsiz bir

deneyim yaşatılıyor.

Yeni gastronomi merkezi

Anadolu’nun tarihsel ve kültürel

zenginliklerini mutfak sanatına

yansıtan Basri Baba Anadolu Kebapları,

İstanbul’da hem lezzet tutkunlarının

hem de iş dünyasının buluşma noktası

olmaya aday.



106

hotel restaurant

& hi-tech

horeca teknolojileri horeca technologies

Daikin ile yapay zeka destekli

iklimlendirme deneyimi

Yapay zeka teknolojisini de yakından takip eden Daikin, ürünlerinde gelişmiş dijital teknolojilerin

yanı sıra Daikin mAP, Daikin Eye, Daikin Cloud, IEQ Sensor gibi birçok yapay zeka destekli

uygulamayla birlikte uzaktan ve akıllı kontrol sistemlerini de yoğun olarak kullanıyor.

İklimlendirme sektörünün 100 yıllık öncü

markası Daikin, kurulduğu günden bugüne

geliştirdiği teknolojilerle sektörüne değer

katmaya devam ediyor. Buluşları ve

patentleriyle sektörüne öncülük eden Daikin,

ürünlerinde gelişmiş dijital teknolojilerin yanı

sıra Daikin mAP, Daikin Eye, Daikin Cloud,

IEQ Sensor gibi birçok yapay zeka destekli

uygulamayla birlikte uzaktan ve akıllı kontrol

sistemlerini de yoğun olarak kullanıyor. Bu

uygulamalar kullanıcıların zamandan ve

paradan tasarruf etmesini sağlarken konforu

da üst düzeye çıkarıyor.

İklimlendirme sistemini telefon ile

kontrol imkanı

Daikin kullanıcı deneyimini iyileştirmek

amacıyla geliştirdiği teknolojik ve yapay

zeka destekli uygulamalarla iklimlendirme

deneyimini konforlu ve kolay hale getirmeye

devam ediyor. Bu kapsamda geliştirilen

Onecta uygulaması, klimaların akıllı

telefonlardan kontrol edilmesine imkan

tanırken, sesli kontrol özelliğiyle de hızlı ve

kolay kullanım imkanı sunuyor. Daikin’in

klimalara özel bir diğer özelliği Daikin Eye,

hareket algılama sensörleri kullanarak

verimlilik ve konforu en üst düzeye çıkarıyor.

Daikin Eye’da bulunan varlık sensörü yani

odadaki hareketi algılayan sensör, odada

kimseyi belirlemezse ayar noktasını ona göre

ayarlayarak kullanıcıya yüzde 27’ye varan

tasarruf sağlıyor. Ayrıca hava akışını otomatik

olarak insandan uzağa doğru yönlendirdiği

için konfor düzeyini artırıyor, tavan ile zemin

arasında eşit sıcaklık dağılımı sağlıyor.

Bir diğer hayat kolaylaştıran ürünü Madoka

Assistant, akıllı telefonlar üzerinden

klimalara gelişmiş ayarlar yapmaya olanak

tanıyarak sistemi daha ayrıntılı yönetme

becerisi sağlıyor. Daikin tarafından

kombilerinde kullanılan yapay zeka destekli

Daikin D-Sense Online Modülasyonlu

Termostat ise kombinin uzaktan kontrolüne

olanak tanırken, pencere açık kaldığında

kombiyi kapatabiliyor ve pek çok özelliğinin

yanı sıra hata sinyallerini cep telefonuna

bildiriyor.

Akıllı ürünlerle daha fazla konfor ve

tasarruf

Daikin, geniş ürün yelpazesiyle her türlü

iklimlendirme ihtiyacına yanıt veren çözümler

sunuyor. Ev ortamları için tasarlanan

kompakt cihazlardan büyük ölçekli ticari

sistemlere kadar geniş bir ürün gamına sahip

olan Daikin, tüm ürünlerini son teknoloji

ve yapay zeka destekli akıllı uygulamalarla

donatıyor. Kullanıcı dostu özelliklerle

zenginleştirilen bu ürünler, müşterilere

en üst düzeyde konfor, verimlilik ve enerji

tasarrufu sağlamayı hedefleyerek sektörde

fark oluşturuyor.

Soğutucular ve Air Handling Units’lar (AHU/

Klima Santralleri) için geliştirilen yeni mobil

uygulama Daikin mAP, ünite kontrolcüsüne

doğrudan erişerek iletişim ve kontrol

sağlıyor. Bir diğer Daikin uygulaması Daikin

iCM, soğutma grubu kapasitesini ve yükünü

çalışma talebine göre kontrol ederek enerji

tasarrufu sağlıyor. A'dan Z'ye eksiksiz bir

kontrol sistemiyle maksimum performans

ve güvenilirliğin yanı sıra, uzaktan takip ve

kontrol imkanı da veriyor. Bulut tabanlı bir

uzaktan izleme ve kontrol sistemi olan Daikin

on Site uygul aması sayesinde kullanıcılar,

soğutma grupları ve klima santrallerine

istedikleri zaman istedikleri yerden

erişebiliyor.

Daikin, kullanıcılarının konforunu sağlamak

ve bina yaşam döngüsü boyunca çevresel

performansı optimize etmek için HVAC

sistemlerini uzaktan kontrol etmelerini

sağlayan web tabanlı bir uzaktan izleme

ve servis çözümü olan Daikin Cloud Plus’ı

oluşturdu. Daikin Cloud Plus, kullanıcıların

HVAC sistemlerini her yerden yönetmesine,

optimize etmesine ve kontrol etmesine

olanak tanıyor.

Geleceğin iklimlendirme çözümleri

için tam güvence!

Yapay zeka destekli teknolojilerle donatılan

Daikin ürünleri, enerji verimliliğini artırırken

sürdürülebilir bir geleceğe katkıda

bulunuyor. Daikin, akıllı uygulamalarıyla

kullanıcıların günlük yaşamlarına kolaylık,

tasarruf ve konfor sağlarken; çevre dostu

çözümleriyle de sektörün lideri olma

konumunu sürdürüyor. Yaşam alanlarını

daha akıllı hale getirerek kullanıcılarına

uzun vadeli değer sunuyor. İklimlendirme

ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunma

hedefiyle ilerleyen Daikin, kullanıcılarına

sunduğu değerle sektörde fark yaratmaya

devam ederken sunduğu yapay zeka destekli

ürünlerle sektörde liderliğini sürdürüyor.


AI-powered climate control

experience with Daikin

Always staying at the forefront of AI technology, Daikin integrates advanced digital technologies

into its products, alongside AI-powered applications such as Daikin mAP, Daikin Eye, Daikin Cloud,

and IEQ Sensor, offering smart and remote control systems to enhance user convenience.

As a pioneering brand in the climate

control industry for over 100

years, Daikin continues to add

value to the sector with its cutting-edge

technologies. With its groundbreaking

innovations and patents, Daikin leads

the way by incorporating advanced

digital technologies and AI-powered

applications, including Daikin mAP,

Daikin Eye, Daikin Cloud, and IEQ

Sensor. These systems not only provide

users with significant time and cost

savings but also elevate comfort to new

levels.

Climate control at your fingertips

Daikin enhances the climate control

experience by introducing innovative

and AI-driven applications designed for

optimal comfort and convenience. The

Onecta app, for instance, allows users

to control their air conditioners via

smartphones while offering quick and

easy voice control options.

Another standout feature is Daikin

Eye, which employs motion-detecting

sensors to maximize efficiency and

comfort. Its occupancy sensor adjusts

settings when no movement is detected

in the room, offering up to 27% energy

savings. Additionally, the system

redirects airflow away from occupants

for enhanced comfort and ensures

consistent temperature distribution

between the ceiling and floor.

The Madoka Assistant simplifies life

further by enabling users to make

advanced adjustments to their air

conditioners through smartphones,

providing detailed control over the

system. For heating needs, Daikin’s

AI-powered D-Sense Online Modulating

Thermostat allows for remote operation

of boilers. It can shut off the boiler if a

window is left open and notifies users

of errors via their phones, among other

features.

Enhanced comfort and savings with

smart products

Daikin offers a broad product range to

meet diverse climate control needs,

from compact residential devices to

large-scale commercial systems. Each

product is equipped with state-of-theart

technology and AI-powered smart

applications, delivering superior comfort,

efficiency, and energy savings for users

while standing out in the market.

The Daikin mAP mobile app, designed

for chillers and Air Handling Units

(AHUs), provides direct communication

and control over unit controllers.

Another application, Daikin iCM,

manages cooling group capacity and

load based on operational demand,

contributing to energy efficiency. Both

applications provide comprehensive

control, maximum performance, and

remote monitoring capabilities.

With the cloud-based Daikin on Site

monitoring and control system, users

can access chillers and AHUs anytime,

anywhere. For comprehensive HVAC

management, Daikin has developed

Daikin Cloud Plus—a web-based remote

monitoring and service solution that

allows users to manage, optimize, and

control their HVAC systems from any

location, ensuring optimal performance

and environmental efficiency throughout

a building's lifecycle.

Full assurance for future climate

solutions

Daikin's AI-powered technologies

enhance energy efficiency while

contributing to a sustainable future. The

company’s smart applications provide

users with convenience, savings, and

comfort in daily life, reinforcing its

leadership in the industry with ecofriendly

solutions. By transforming living

spaces into smarter environments,

Daikin delivers long-term value to

its customers. With a commitment

to offering the most suitable climate

solutions, Daikin continues to lead the

sector, setting benchmarks with its AIsupported

products.


108

hotel restaurant

& hi-tech

HoReCa teknolojileri

PROTEL'IN 2025 YILI HEDEFI

Sürdürülebilir turizm ve teknolojik

çözümler

2025 yılında da Ar-Ge ekibiyle, yapay zeka ile atık yönetimi ve tahminleme gibi

projeler üzerinde çalışacak olan Protel, sürdürülebilir turizm için teknolojik

çözümler geliştirerek sektördeki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.

Konuk ağırlama ve yiyecek-içecek

sektöründeki, otel, restoran,

konferans merkezleri, kafe, bar,

pastane, plaj ve benzeri işletmeler

için teknolojik çözümler sunan Protel,

2024 yılında büyümesini sürdürdü. İki

ana ürünü OPERA Cloud ve Simphony

Cloud ile birçok yeni kullanıcıya

ulaşarak sektördeki dijital dönüşüme

olan katkısını daha da artıran Protel,

Oracle'ın Türkiye distribütörü olarak

da ürünlerini sektörle buluşturmaya

devam etti. Opera Cloud ile birlikte

bedelsiz olarak sunulan NOR1 eklentisi

makine öğrenmesi algoritması

kullanarak analiz ettiği müşterilere

otomatik olarak oda upgrade önerileri

yapan Protel, bu sayede müşterilerinin

anlamlı bir ek gelir elde etmelerini

sağlayarak, müşteri memnuniyetini

artırdı. Şirket, 2025 yılında global

ölçekte büyümesini hızlandırarak daha

fazla işletmeye yenilikçi dijital çözümler

sunmayı ve sektördeki liderliğini

pekiştirmeyi hedefliyor.

“Geleceğin teknolojilerini bugünden

sunmaya devam ediyoruz”

Protel'in kurucusu Metin Arghan

konuyla ilgili değerlendirmesinde, “2024

yılı, Protel için dijital dönüşüm alanında

gerçekleştirdiğimiz yenilikçi projelerle

hem sektöre katkıda bulunduğumuz

hem de büyümemizi sürdürülebilir bir

şekilde ilerlettiğimiz bir yıl oldu. 2025

yılı hedeflerimiz doğrultusunda, küresel

ölçekte büyümemizi hızlandırmayı ve

yenilikçi dijital çözümlerimizi daha fazla

işletmeye ulaştırmayı amaçlıyoruz.

Sektördeki liderliğimizi pekiştirmek

için teknolojiyi iş süreçlerine entegre

eden, verimliliği artıran ve işletmelere

rekabet avantajı sunan çözümler

geliştirmeye devam edeceğiz.

Böylece yerel başarılarımızı küresel

platformlara taşıyarak sürdürülebilir bir

büyüme yolunda ilerlemeyi hedefliyoruz.

Operasyonel süreçleri daha etkin

hale getiren ürün ve hizmetlerimizle,

geleceğin teknolojilerini bugünden

sunmaya devam ediyoruz” dedi.

Hedef dijital gelecek

Sürdürülebilirlik odaklı teknolojiler,

yapay zeka ve bulut tabanlı çözümler

üzerine yatırımlarını artırarak,

operasyonel verimlilik ve çevre dostu

süreçler sunmayı hedefleyen Protel,

atık yönetiminden ödeme sistemlerine

kadar geniş bir yelpazede yenilikçi

projelerle, küresel pazarlarda daha

güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyor.

100 kişinin üzerindeki Ar-Ge ekibiyle

yapay zeka ile atık yönetimini daha

verimli hale getirecek projeler üzerinde

çalışacak olan şirket, sürdürülebilir

turizm için teknolojik çözümler

geliştirerek sektördeki konumunu

güçlendirmeyi amaçlıyor.

Ödüllerle dolu bir yıl

Protel, 2024 yılında bilişim sektörünün

önemli referans kaynağı olan Bilişim500

listesinde 10 farklı kategoride yer

alarak sektördeki güçlü konumunu bir

kez daha gösterdi. Dijital dönüşümdeki

yenilikçi çalışmalarını ileri taşımaya

devam eden Protel, Digitopia ile dijital

yeteneklerini güçlendirmek için yaptığı

iş birliği ve POYD üyelerine sunduğu

eğitim fırsatlarıyla sektöre katkıda

bulunma hedefini destekledi.



110

hotel restaurant

& hi-tech

HoReCa teknolojileri

SICPA Türkiye’nin

“Gece Müzeciliği” projesi

450 bin m 2 alanı aydınlattı

SICPA Türkiye, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayelerinde hayata geçirdiği “Gece

Müzeciliği” projesiyle 450 bin m² alanı aydınlattı, yaklaşık 350 bin ziyaretçiyi gece ağırladı.

SICPA Türkiye, T.C. Kültür ve

Turizm Bakanlığı himayelerinde

hayata geçirdiği “Gece Müzeciliği”

projesiyle, Hierapolis ve Efes

Örenyerlerinin geceleri de ziyaret

edilebilmesini sağladı. Gece müzeciliği

uygulaması sayesinde, sıcak havalardan

dolayı gündüz gelemeyen yerli ve

yabancı ziyaretçiler, her iki örenyerini

de gece 00.00’a kadar gezebilme

fırsatı buldu. “930 bin metrekarelik

alana sahip Efes Örenyeri’nin 90 bin

metrekaresini ışıklandırdık. Yine

sorumluluk alanımızdaki 1 milyon 250

bin metrekarelik Denizli Pamukkale

Örenyeri’nin de 360 bin metrekaresini

aydınlatarak gece müzeciliğine

kazandırdık” diyen SICPA Türkiye

CEO’su Sami Çebi, 2024 yılı Nisan-Eylül

ayları arasındaki turizm sezonunda,

geceleri Efes Örenyeri’ni 260 binden

fazla, Denizli Hierapolis Örenyeri’ni de

76 binden fazla ziyaretçinin gezdiğini

söyledi.

Çebi: “8 milyondan fazla ziyaretin

yüzde 87’si dijital müzekart ile

yapıldı”

Türkiye’de ilk defa Efes Örenyeri’nde

ardından da Hierapolis Antik Kenti’nde

hayata geçirilen gece müzeciliği

uygulamasının yerli ve yabancı

ziyaretçilerden büyük ilgi gördüğünü

ifade eden Sami Çebi, SICPA Türkiye’nin

hizmet verdiği 84 müze ve örenyerinde

bu yıl gerçekleşen 8 milyondan fazla

müzekartlı geçişin yüzde 87’sinin dijital

müzekart ile yapıldığını açıkladı.

Topkapı Sarayı’ndan Efes’e,

Göbeklitepe’den Galata ve Kız

Kuleleri’ne, Nemrut Dağı’ndan

Patara’ya kadar şu anda 42 müze

ve örenyerinde, işaret dili ile birlikte

17 farklı dilde sundukları sesli

rehberlik uygulamasını da dijitale

taşıdıklarını belirten Çebi; “Telefona

kolayca indirilen Türkiye’nin Müzeleri

uygulaması sayesinde, yerli ve yabancı

ziyaretçilerimiz, o sırada bulundukları

müze veya örenyeri ile ilgili detayları

kendi dillerinde dinleyebiliyor” dedi.

“SICPA Türkiye olarak ülkemizin

eşsiz tarihi ve kültür mirasını dünyaya

tanıtacak farklı yenilikleri hayata

geçirmenin hazırlığı içindeyiz” diyen

Çebi, turizmin geleceğine ilham

olacak projelerle, dünya turizm

liginde Türkiye’yi daha da yukarıya

taşıyabileceklerine inançlarının tam

olduğunu vurguladı.




Topkapı


Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!