You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Geleceği şekillendirenler: Turizm
ve gastronomide dönüşüm
Shaping the future: Transformation
in tourism and gastronomy
Turizm ve yiyecek- içecek sektörlerinde düzenlenen etkinliklerin sektöre sağladığı katkılar sıkça
tartışılmakta. Ancak bu organizasyonların sonuçlarının yeterince sorgulanmadığı da aşikar! Turizoom
Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Aksu, sektörel etkinliklerin finansal etkilerinden katılımcılara sağladığı
yeni iş fırsatlarına kadar birçok açıdan analiz edilmesi gerektiğini vurgularken, organizasyonların
başarılarını belirlemek ve gelecekteki stratejilere yön verebilmek için detaylı bir şekilde
değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Haberin detaylarına “gündem” başlığımızdan ulaşabilirsiniz.
Turizm sektaöründe 45 yıllık bir birikime sahip olan Deniz Anapa, Etap İstanbul Oteli’nde stajyer olarak
başladığı kariyerinde, Türkiye Etap Otelleri Satış Müdürlüğüne yükseldi. Inter Hotels ve La Maison gibi
önemli markalarda yöneticilik yaparken, aynı zamanda Skål International İstanbul’da 36 yıllık üyeliği
boyunca Türk turizmini uluslararası arenada temsil etti. Kadınların turizmdeki rolünü güçlendiren bir
ilham kaynağı olan Anapa, sürdürülebilirlik ve kültürel değişim alanlarında da örnek projelere imza
attı. Bugün, Skål International Dünya Yönetim Kurulu Üyesi olarak başarılarını taçlandıran Anapa’nın
dikkat çeken hikayesi bu sayımızda!
The contributions of events organized in the tourism and food & beverage sectors are often discussed.
However, it is evident that the outcomes of these organizations are not sufficiently scrutinized! Ali Can Aksu,
Chairman of Turizoom's Board of Directors, emphasized the need to analyze industry events from various
perspectives, from their financial impacts to the new business opportunities they offer participants. He
highlighted that detailed evaluations are necessary to determine the success of these organizations and
shape future strategies. You can find more details under our “agenda” section.
With 45 years of experience in the tourism industry, Deniz Anapa started her career as an intern at the Etap
Istanbul Hotel, later advancing to the position of Sales Manager for Türkiye Etap Hotels. While managing
prominent brands like Inter Hotels and La Maison, she also represented Turkish tourism on international
platforms during her 36-year membership with Skål International Istanbul. As a role model empowering
women in tourism, Anapa has implemented exemplary projects in sustainability and cultural change. Today,
she crowns her achievements as a member of Skål International's World Board of Directors. Her inspiring
story is featured in this issue!
hotelrestaurantmagazine
@Hitechdergisi
hotelrestaurantmagazine
TURYİD’in Genel Kurul toplantısı geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. TURYİD Başkanı Kaya Demirer,
7. döneme başlarken yaptığı açıklamada derneğin büyüklüğüne ve taşıdığı sorumluluğa dikkat
çekti. Demirer’i bu yeni dönemi ve derneğin ulaştığı büyüklüğü kutluyoruz. Ancak, böylesine güçlü
bir oluşumun, sektördeki küçük ve orta ölçekli işletmeler için de daha fazla destek mekanizması
oluşturmasını ve özellikle yükselen maliyetlerle mücadele konusunda etkin adımlar atmasını temenni
ediyoruz. Gastronominin her segmentini kapsayan bir dayanışma, sektörün tamamını daha güçlü
kılacaktır. Yeni dönemde TURYİD’e başarılar diliyor, sektör adına büyük bir katkı sunmalarını heyecanla
bekliyoruz!
Otelcilik dünyasında önemli gelişmeler yaşanıyor. River Rock Hotels & Resorts, ELT Building ile iş birliği
yaparak Gürcistan’daki ilk La Quinta by Wyndham otelini Mart 2025’te Batum’da açmaya hazırlanıyor.
ATG Hotels, bünyesine 9 otel daha ekleyerek Akdeniz’de lider konuma yükselirken, Anex Turizm Grubu
ile büyüme hedeflerini güçlendiriyor. Ayrıca, Accor tarafından yeniden markalanan Mercure Ankara
Kızılay, misafirlerine keyifli bir konaklama deneyimi sunmak üzere kapılarını açtı. Detaylar ve daha
fazlası yeni yatırımlar sayfamızda sizleri bekliyor!
Anadolu'nun kalbi ve Frigya mutfağının kesişme noktası olan Ankara, yeni bir gastronomi derneğinin
kuruluşuna ev sahipliği yaptı. Deneyimli turizmci Ömer Kartın öncülüğünde JW Marriott Ankara’da
gerçekleştirilen özel bir lansmanla tanıtılan Anadolu Gastro-Turizm Derneği, gönüllülük esasıyla
Türkiye’nin gastronomik zenginliklerini dünyaya tanıtma misyonunu üstleniyor. Türkiye'nin lezzet
haritasını geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlayan bu önemli girişimin, gastronomi ve turizm dünyasında
yeni kapılar açacağına inanıyoruz. Biz de bu değerli çabayı dergi olarak gönülden destekliyor ve
başarılar diliyoruz.
Restoran Modern’in Executive Şefi Tuğçe Mirza’nın mutfakla yolculuğu, İstanbul’da çocukluk yıllarında
başlıyor. Lezzet dolu yemeklerle ilk bağını, anne mutfağında kuruyor. Yemek yapmak, onun için sadece
bir tutku değil, aynı zamanda bir ifade biçimine dönüşüyor. “Her tarif bir keşif, her tat bir yaratıcılık
alanıydı” diyen Mirza, bu sürecin büyüsüne kapılarak aşçılık mesleğine yöneliyor. İlk denemesi
olan anne tarifine sadık bir makarna, onun mutfağa duyduğu ilgiyi daha da güçlendiriyor. Bugün
tabaklarında ruhunu konuşturan Tuğçe Mirza, ilham veren hikayesiyle bu sayımızda!
Keyifli okumalar dilerim.
TURYİD recently held its General Assembly meeting. TURYİD President Kaya Demirer highlighted the
organization's scale and the responsibilities it carries as he began his 7th term. We celebrate Demirer for
this new chapter and the significant growth of the organization. However, we also urge such a strong entity
to establish more support mechanisms for small and medium-sized enterprises in the industry and to take
effective steps in combating rising costs. A solidarity encompassing all segments of gastronomy will make the
entire industry stronger. We wish TURYİD success in the new term and eagerly anticipate their contributions
to the sector!
The hospitality world is witnessing significant developments. River Rock Hotels & Resorts has partnered with
ELT Building to open Georgia's first La Quinta by Wyndham hotel in Batumi in March 2025. ATG Hotels has
added nine more hotels to its portfolio, securing a leading position in the Mediterranean, while strengthening
growth targets with Anex Tourism Group. Additionally, the rebranded Mercure Ankara Kızılay by Accor has
opened its doors, promising a pleasant accommodation experience for its guests. Details and more await
you in our new investments section!
Ankara, the heart of Anatolia and the meeting point of the Phrygian cuisine, has hosted the establishment of
a new gastronomy association. Introduced through a special launch led by experienced tourism professional
Ömer Kartın at JW Marriott Ankara, the Anatolian Gastro-Tourism Association is committed to promoting
Türkiye's gastronomic riches to the world on a voluntary basis. We believe this significant initiative will open
new doors in the worlds of gastronomy and tourism. As a magazine, we wholeheartedly support and wish
success to this valuable endeavor.
The culinary journey of Tuğçe Mirza, Executive Chef of Restoran Modern, began in her childhood in Istanbul.
She made her first connection with flavorful dishes in her mother’s kitchen, where cooking became not just
a passion but also a form of expression. “Every recipe was a discovery, and every flavor was a realm of
creativity,” says Mirza, who was captivated by the magic of this process and pursued a career in culinary arts.
Her first attempt at cooking was a pasta dish made following her mother’s recipe, which further solidified
her interest in the kitchen. Today, Tuğçe Mirza speaks through her plates and shares her inspiring story with
you in this issue!
Enjoy reading!
K
GENEL MÜDÜR
(Sorumlu)
REKLAM SATIŞ PAZARLAMA
REKLAM KOORDİNATÖRÜ
Emir Ömer ÖCAL
emir.ocal@img.com.tr
0212 454 22 22
TEKNIK MÜDÜR
BILGI İŞLEM
TOLGA ÇAKMAKLI
tolga.cakmakli@img.com.tr
TAYFUN AYDIN
tayfun.aydin@img.com.tr
İMG WEB TEAM MAIL
web@img.com.tr
Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ
Doç. Dr. MURAT DOĞDUBAY
GÜRKAN BOZTEPE
Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı
TEZER ÖNER
Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve
İşletme Yatırım Danışmanı
HÜSEYİN KURT
Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği
Başkanı
AYDIN DEMIR
Yeditepe Üniversitesi Gastronmi Mutfak
Sanatları Chef Ögretim Görevlisi/
The Maestro Hotel Executive Chef
website
www.hotelrestaurantmagazine.com
info@img.com.tr
CTP - BASKI
İRTİBAT BÜROLARIMIZ
ADRES
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL
Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94
www.ihlasmatbaacilik.com
BURSA +90.224 211 44 50-51
KONYA +90.332 238 10 71
İSTMAG
Magazin Gazetecilik Yayıncılık
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.
İHLAS MEDIA CENTER
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi
No: 11 Medya Blok Kat: 1
34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey
Tel: 0212 454 22 22
Faks: 0212 454 22 93
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları
İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır. ISSN:1305-1792
Fark yaratan mutfakların
vazgeçilmez lezzetleri
ANFAŞ Food Product 2025'te!
Kahvaltıdan atıștırmalıklara, çay saatinden akșam yemeğine misafirlerinize
gönül rahatlığıyla sunduğunuz lezzetlerinizin birer parçası olan Turyağ ® ,
PROVERSE ® ve Gerkens ® markalarını daha yakından tanımak ve
sizleri bir adım öteye tașıyacak yenilikleri öğrenmek için
standımıza bekleriz.
Anfaș Expo Fuar ve Kongre Merkezi, Antalya
Stand: Hall 2, H01
28-31 Ocak 2025
Bu sayımızda
antre
12 Sektörden kısa haberler
gündem
20 171 yeni otel yolda
22 Kredi kartı harcamaları artışta
24 Otel ve lokanta maliyetleri
zirvede
36
26 Antalya 2024’de 17 milyona
dayandı
28 İşte Celestyal’in 2025 hedefi
30 2024’te otel geceleme fiyatları
arttı
32 Akdeniz çanağında Türkiye 4.
sırada
34 İspanya 129 milyonu aştı
36 Avrupa kış turizmi 322 milyar
doları aşacak
64 60
38 Öner: Seçmece turfanda müdür
mevsimi başladı
40 İşte 2024’ün seyahat karnesi
42 Etkinlik dünyası Kıbrıs’ta
buluştu
44 MICE sektörünün görkemli ödül
gecesi
48 İSATAG’dan destek çağrısı
50 Turizmde yapay zekâ pazarının
2030 hacmi ne olacak
30
52 Low-Cost pazarı 543 milyar
doları aşacak
54 İzmir, sağlık turizmi için
düğmeye bastı
yeni yatırımlar
58 La Quinta by Wyndham
Batumi, River Rock Hotels
yönetimiyle açılacak
60 Accor’un markaladığı otel
Kızılay’da açıldı
62 Asteria Hotels, Anex ile
yeniden canlanacak
iş’te kadın
64 Deniz Anapa ile Skål'dan
küresel etkiye bir serüven
marka
68 Yarım asırdır süregelen
başarı hikayesi: Külsan
82
70 Türer: Marka yaratma süreci
üretim kadar zor
72 Demirel: Sürdürülebilir
gelecek için yenilikçi
çözümler üretiyoruz
74 76 PILOTCAR, P2 City
modelini tanıttı
76 Hotel Design Show’da Global
Project International’dan
geleceğe dokunan oda
tasarımı
78 Feast uyardı!
80 Nestlé Sweetened Condensed
Milk şimdi Türkiye’de
şefin gözünden
82 Tabakta ruhunu konuşturan
şef: Tuğçe Mirza
gastro etkinlik
86 FSUMMIT, 5. yılında bu temayı
benimseyecek
88 Culinary Forum, 26-27
Şubat’ta gerçekleşecek
90 Michelin seçkili 132 restorana
plaket töreni
gastro güncel
92 Anadolu Gastro-Turizm
Derneği kuruldu
102
93 Doğan: Yiyecek-içecek
sektöründe hipergerçeklik
teknolojileri
94 TURYİD “Kaya Demirer ile
yola devam” dedi
95 Aksu: Sektörel etkinliklerin
etki belirsizliği sorgulanmalı
gastro aktüel
96 Gastronomi sektöründen
haberler
yeni mekan
98 23 yıldır lezzet ve eğlencenin
adresi: Havelka
100 Perran, 2. şubesini
Kalamış'ta açacak
101 Shake Shack, şimdi de Mall
of İstanbul’da
102 Lezzet ve eğlenceyi iki
yakada yaşatan adres:
Tamirane
104 Basri Baba Türk Restoranı
İstanbul’da
HoReCa teknoloji &
sistemleri
106 Daikin ile yapay zeka destekli
iklimlendirme deneyimi
108 Protel 2025 yılı hedefini
açıkladı
110 SICPA Türkiye 450 bin m²
alanı aydınlattı
www.hotelrestaurantmagazine.com
12
hotel restaurant
& hi-tech
antre
Turizmde tüketim
2,3 trilyon
Turizmin ekonomik etkilerini arz
ve talep yaklaşımı ile ölçen Turizm
uydu hesabı 2023 sonuçlarına göre,
ülkemizdeki turizm amaçlı toplam
tüketim değeri 2 trilyon 374 milyar
645 milyon 920 bin TL oldu.
Turizm amaçlı toplam tüketim değerinin
toplam yurt içi arz içerisindeki payı %3,7
olarak gerçekleşti. Ülkemizde doğrudan
turizm amaçlı gayrisafi katma değer 2023
yılında 1 trilyon 117 milyar 479 milyon
795 bin TL olarak gerçekleşti. Doğrudan
turizm amaçlı gayrisafi katma değerin
toplam gayrisafi katma değer içerisindeki
payı %4,7 oldu.
Tourism
consumption
hits 2.3
trillion
According to the Tourism Satellite
Account 2023 results, which measures
the economic impact of tourism through
supply and demand approaches, the total
tourism-related consumption value in
Turkey reached 2 trillion 374 billion 645
million 920 thousand Turkish Liras.
The share of tourism-related total
consumption in the total domestic supply was
3.7%. In Turkey, the direct gross value added
for tourism in 2023 was 1 trillion 117 billion 479
million 795 thousand Turkish Liras. The share
of direct tourism-related gross value added in
the total gross value added was 4.7%.
Yabancı
işçi rekor kırdı
2023 yılında, toplamda
1,5 milyon kişiye varan
istihdamın olduğu Türkiye
turizminde yabancılara
verilen çalışma izinleri sayısı
2019 yılını aşarak 34 bin
kişiyi geçti.
Turizmdatabank’ın Çalışma
Bakanlığı’ndan derlediği verilere göre,
2023 yılında, toplamda 1,5 milyon
kişiye varan istihdamın olduğu Türkiye
turizminde yabancılara verilen çalışma
izinleri sayısı 2019 yılını aşarak 34 bin
kişiyi geçti. Yabancılar en çok % 67 ile
konaklama alanında çalışıyor. 2019’da
32 bin yabancı işçi izin almıştı.
Foreign workers set a record
In 2023, the number of work permits granted to foreign workers
in Turkey's tourism sector surpassed 34,000, exceeding the
number in 2019, which was 32,000.
According to data compiled by Turizm Databank from the Ministry of Labor, the total
employment in Turkey's tourism sector reached up to 1.5 million people. Foreign
workers make up 67% of the workforce in the accommodation sector.
www
emart
emart
30 Yıllık Deneyimi ile
Dondurma Arabalarında
Kalitenin Adresi EMART
5:17
340 likes
FoodCarts! #carretto #emartmakine
Your story
emart
Emart
340 likes
FoodCarts! #carretto #emartmakine
Onlarca Model
Arasından Arabanızı
İstediğiniz Renk ve
Ebatlarda Kurumsal
Kimliğinize Uygun
Özelleştirin
emart
340 likes
FoodCarts! #carretto #emartmakine
emart
Liked by Benjamin and others
#foodcart #icecream #dondurmaarabalari
0 likes
#emartmakine
340 likes
FoodCarts! #carretto #emartmakine
Emart Dondurma
Arabaları Dikkat
Çeken Tasarımları ve
Enfes Dondurmaları
ile Yaz Akşamlarınızın
Vazgeçilmezi Olacak
14
hotel restaurant
& hi-tech
antre
Turizmde leasing
%53 arttı
Otel ve restoranlarda leasing yöntemi kullanımı
2024 yılının 10 aylık döneminde %53 artarak
53,2 milyon dolardan 81,4 milyon dolara çıktı.
Turizm Databank’ın BDDK’dan derlediği verilere göre, otel ve
restoranlarda (turizm) leasing yöntemi kullanımı (sözleşme
maliyet değeri ile) 2024 yılının 10 aylık döneminde %53 artarak
53,2 milyon dolardan 81,4 milyon dolara çıktı. Diğer yandan,
kira alacağı değeri de 77,2 milyon dolardan 103,7 milyon
dolara yükseldi.
Turizmde leasing; otel mobilya ve donanımları, restoran
mutfak donanımları, çamaşırhane kuru temizleme,
donanımları, spor salonu ekipmanları, lift (teleski/telesiyej)
sistem ve ekipmanları ve diğer turizm ekipmanlarında
kullanılıyor.
Leasing in tourism,
increased by 53%
The use of leasing in hotels and restaurants
increased by 53% in the first 10 months of 2024,
rising from $53.2 million to $81.4 million.
According to data compiled by Turizm Databank from the
Banking Regulation and Supervision Agency (BRSA), the use
of leasing in hotels and restaurants (based on contract cost
value) increased by 53% in the first 10 months of 2024, from
$53.2 million to $81.4 million. Additionally, the value of rental
receivables also rose from $77.2 million to $103.7 million.
Leasing in tourism is used for hotel furniture and equipment,
restaurant kitchen equipment, laundry and dry cleaning
equipment, gym equipment, lift (ski lifts) systems and
equipment, and other tourism-related equipment.
Havada yolcu sayısı
230 milyona çıktı
Havalimanlarında yolcu trafiği 2024 yılı
Ocak-Aralık döneminde %7,5 artarak 214
milyondan 230 milyona ulaştı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı DHMİ Genel Müdürlüğü
verilerine göre, havalimanlarında yolcu trafiği 2024 yılı Ocak-
Aralık döneminde %7,5 artarak 214 milyondan 230 milyona
ulaştı. Yurt dışı hatlarda %9,6 artışla 134,6 milyona ve yurt
içi hatlarda %4,7 artarak 95,2 milyona yükseldi.
Passenger numbers in the air
reach 230 million
Passenger traffic at airports in 2024
increased by 7.5%, reaching 230 million
from 214 million.
According to data from the Ministry of Transport and
Infrastructure's General Directorate of State Airports Authority
(DHMİ), passenger traffic at airports in 2024 increased by 7.5%
from 214 million to 230 million. International routes saw a
9.6% increase, reaching 134.6 million, while domestic routes
increased by 4.7% to 95.2 million.
16
hotel restaurant
& hi-tech
antre
ISTTA
2025 yılı
projelerini
paylaştı
İstanbul Turizm Derneği (ISTTA), The Marmara
Pera Otel’de düzenlediği yeni yıl kutlama
etkinliğinde turizm sektörünün önde gelen
isimlerini bir araya getirdi. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Turizm Müdürlüğü temsilcilerinin
yanı sıra sektörün önde gelen sivil toplum
kuruluşunun katılım sağladığı etkinlikte, 2025
yılı için sektörün öncelikleri ve yeni projeler
değerlendirildi.
ISTTA Başkanı Murtaza Kalender, yaptığı açılış konuşmasında
2024 yılında gerçekleştirilen çalışmaları özetlerken, 2025 yılı için
iddialı hedefler belirlediklerini vurguladı. Yurtiçi ve dışı tanıtım
faaliyetleri, sektörel eğitimler ve uluslararası fuar katılımlarıyla
İstanbul’a yüksek katma değerli turist çekmeyi amaçladıklarını
belirtti. Ayrıca, şubat ayında gerçekleşecek EMITT Fuarı'nda
özel bir stantla yer alacaklarını duyurdu.
Kalender’in açıklamalarına göre; global tanıtım, güçlü etki,
İstanbul’un tarihi, kültürel ve gastronomik zenginliklerini öne
çıkaran özel projeler, turizmde bilgi güçtür, sektörel eğitimler
ve bilgilendirme faaliyetleri, katma değeri yüksek turist sayı ve
gelirini artırmak, İstanbul’a yüksek gelir bırakan turist sayısını
artırmayı hedefleyen çalışmalar, sürdürülebilir turizm adımları,
çevre dostu turizm projeleri ve sürdürülebilirlik çalışmaları,
kültürel etkinliklerle turizme değer katacak projeler, güçlü iş
birliği ve İstanbul’un marka değeri, sektör paydaşlarıyla daha
güçlü iş birliği ve ortak projeler, şehrin marka değerini artırmayı
hedefleyen kapsamlı çalışmalar derneğin 2025 yılı projeleri
arasında geliyor.
Yiğit Girgin: “Turizmde kalite
ve nicelik dengeli ele alınmalı”
Bodrium Otel & Spa Genel Müdürü ve POYD
Bodrum Temsilcisi Yiğit Girgin, Bodrum'da turizm
sezonunun başarısının sadece turist sayısına göre
değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı.
Turizm sezonunun kalite ve niceliğinin dengeli bir şekilde ele alınması
gerektiğini dile getiren Girgin, turist sayısının yanı sıra; turistlerin ekonomiye
katkılarının da göz önünde bulundurulmasının önemine dikkat çekti. Turizmin
sadece gelen turistin adedine göre şekillenecek bir sektör olmadığını
hatırlatan Girgin, “Gelenlerin ekonomik olarak dağılımı, konaklama ve yeme -
içme harcamaları, aynı zamanda yerel ekonomiye sağladıkları değer de büyük
önem taşıyor. Ayrıca, turizmin sürdürülebilir olması ve bölgemizin doğal ve
kültürel mirasını korumak da en az rakamlar kadar birleştiren bir faktör. Turist
sayısına bağlı olarak genellikle 'rekorlar kırıldı' gibi söylemler üretiyoruz.
Bu işin niteliği ve niceliği de aslında çok önemli. Turist sayısı olarak 1 milyon
hedefimiz vardı ve buna ulaşıldı. Fakat bu sayının ne kadarı Bodrum'da kaldı
bunu bilmiyoruz. Bu sonuçtan mutlu olan mutlu, mutsuz olan da konuşmuyor.
Çünkü Didim'e giden çok sayıda bir turist sayısı da var. Buraya gelen turistlerin
yüzde 40 ile 50’sinin Didim'e gittiğini biliyoruz. Bu iki destinasyonun bir yarışı
değil tabiiki. Ancak, burada toptan pazarlama sürecine bakılmalı. Bodrum'da
bütünlüklü bir turizm bakış açısı yok. Bir turizm politikamız oluşmalı. Biraz
toparlanmamız ve birleşmemiz gerekli diye düşünüyorum” diye konuştu.
18
hotel restaurant
& hi-tech
antre
Yusuf Narlı:
"Çukurova
Uluslararası
Havalimanı, Alman
ve Rus turist sayısını
artırdı"
2024 Ağustos ayında hizmete
giren Çukurova Uluslararası
Havalimanı’nın bölgedeki Alman
ve Rus turist sirkülasyonunu
artırdığını ifade eden Mersin’in
ilk termal oteli BN Hotel
Thermal&Wellness İcra Kurulu
Başkanı Yusuf Narlı, ‘’Geçen
yıla göre termale ilgi yüzde 60
arttı. 2024’te yüzde 60 büyüme
gerçekleştirdik.’’ dedi.
Kış turizmde önemli bir oyuncu olmayı
hedefleyen Mersin’in ilk termal oteli BN
Hotel Thermal&Wellness İcra Kurulu
Başkanı Yusuf Narlı, 2024’te yüzde 60
büyüme gerçekleştirdiklerini, 2025’te
hedeflerinin yüzde 85 doluluk oranına
ulaşmak olduğunu açıkladı. 2024
yılında turizmin etkileyici bir büyüme
gösterdiğine dikkat çeken Yusuf Narlı
‘’2024 yılında ilk dokuz ay sektör gelirleri
46,9 milyar dolara ulaşarak geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde 7 oranında
artış kaydetti. 2024 Ağustos ayında
hizmete giren Çukurova Uluslararası
Havalimanı da bölgemizdeki Alman ve
Rus turistlerin sayısını artırdı.” dedi.
Geçtiğimiz yıla göre termale ilgide yüzde
60 büyüme gerçekleştirdiklerini ifade
eden Narlı, “2024’te yerli turistte en
çok Adana, Mersin, Gaziantep, Konya,
Kayseri, Kahramanmaraş, Ankara ve
İstanbul’dan turist ağırladık. Ruslar
termal otelleri çok seviyor. Ancak termal
oteller için önceden
Avrupa’yı tercih
ederlerdi. Çukurova
Uluslararası
Havalimanı’nın
devreye girmesi,
haftanın 5 günü
direkt uçuşlar
ve Rusya’da
yaptığımız tanıtım çalışmaları sayesinde
Mersin’e gelmeye başladılar. Rusya
dışında Almanya, Hollanda ve Fransa
gibi ülkelerden de termale ilgi yüksek.
Her yıl üzerine koyarak çalışmalarımızı
yürütmeye devam ediyoruz. 2025’te de
termal turizme talebin artarak devam
etmesini bekliyoruz’’ dedi.
Bilet Dükkanı’na
yeni genel müdür
Turizm sektöründe 35 yılı aşkın deneyimi ve teknolojik
yeniliklere olan hakimiyetiyle sektörde fark ortaya koyan
Bilet Dükkanı’nda, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
olarak önemli başarılara imza atan Kadir Tanrısever
Genel Müdürlük görevine atandı.
Kadir Tanrısever, kariyerine Hartur’da Acente Müdürü olarak adım attı ve bu süreçte
birçok başarılı projeye liderlik etti. Seyahat ve turizm alanındaki tecrübesiyle Bilet
Dükkanı’nda Genel Müdür Yardımcısı görevini üstlenerek şirketin operasyonel
ve stratejik hedeflerine değerli katkılarda bulundu. Son olarak şirketteki kariyer
yolculuğuna Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak devam eden Tanrısever,
bu pozisyonda da yönetim mekanizmasında kritik roller üstlendi. Şimdi ise genel
müdür olarak Bilet Dükkanı’nda yeni bir dönemin kapılarını aralamaya hazır.
Bilet Dükkanı Genel Müdürü Kadir Tanrısever, şirketin geleceği hakkında şöyle
konuştu: “Bilet Dükkanı olarak, teknoloji ve turizmi birleştirerek sektörde yeniliklere
öncülük ediyoruz. Uçtan uca seyahat çözümlerimiz ve dijital hizmetlerimizle hem
bireysel hem de kurumsal müşterilerimize eşsiz bir deneyim sunuyoruz. Global
pazarda gücümüzü artırarak, Bilet Dükkanı’nı teknoloji odaklı bir dünya markasına
dönüştürme hedefimizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Seferihisar’dan Gelen Lezzet
Süzme Yoğurt
Kaymaklı
Yoğurt
Yarım Yağlı
Beyaz Peynir
20
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
171 yeni otel yolda!
171 new hotels on the way!
Turizm Databank araştırmasına göre, geneli
4 ve 5 yıldızlı olan 171 yeni otel, toplamda 24
bin oda ve 53 binden fazla yatak kapasitesiyle
faaliyete geçecek. Bu yatırımlar için ayrılan
bütçe ise 50 milyar TL'yi buluyor.
Turizm Databank Araştırmasına göre, 28 Aralık 2024
itibariyle, 2025-2026 döneminde açılacak, geneli 4 ve 5
yıldızlı 171 otelde 24 binden fazla oda ve 53 binden fazla
yatak kapasitesi faaliyete geçecek. Yatırımlara toplamda 50
milyar TL harcanacak. Yatırımlarda Muğla, İstanbul ve Antalya
başı çekerken yenilemeler de artış gösteriyor.
Muğla, İstanbul ve Antalya başı çekiyor
Muğla, İstanbul ve Antalya, hem yeni yatırımlarda hem de otel
yenilemelerinde başı çekerken, sektörde kalite ve kapasitenin
artırılması hedefleniyor. Yeni projeler, turizm potansiyelini
artırırken bölgesel ekonomilere de önemli katkılar sunacak.
According to Tourism Databank research, 171
new hotels, mostly 4 and 5 star hotels, will come
into operation with a total capacity of 24 thousand
rooms and more than 53 thousand beds. The
budget allocated for these investments amounts
to 50 billion TL.
According to the Tourism Databank Research, as of December 28, 2024,
more than 24 thousand rooms and 53 thousand bed capacity will be
operational in 171 hotels, mostly 4 and 5 star hotels, which will open in
2025-2026. A total of 50 billion TL will be spent on investments. Muğla,
Istanbul and Antalya are leading the investments, while renovations are
also on the rise.
Mugla, Istanbul and Antalya lead the way
While Muğla, Istanbul and Antalya are leading the way in both new
investments and hotel renovations, the sector aims to increase quality
and capacity. The new projects will increase tourism potential and make
significant contributions to regional economies.
22
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
Kredi kartı harcamaları artışta:
İşte turizmin öne çıkan alanları!
Credit card spending on the rise: Key areas in tourism!
Yurt içinde kredi kartları ile yapılan turizme
yönelik harcamalar, 2024 yılının Ocak-Kasım
döneminde %27,7 artarak 29,2 milyar dolara
yaklaştı.
Turizm Databank’ın Bankalararası Kart Merkezi BKM’den
derlediği verilere göre; yurt içinde kredi kartları ile yapılan
turizme yönelik harcamalar, 2024 yılının Ocak-Kasım
döneminde %27,7 artarak 29,2 milyar dolara yaklaştı. 2023 yılı
11 ayda harcamalar ise 22,9 milyar dolardı.
Otel ve uçak biletine ne kadar harcandı?
Bu dönemde yurt içinde, kredi ve banka kartları ile yapılan otel
konaklama harcamaları %31 artarak 8,9 milyar dolara ve uçak
bileti harcamaları ise %14 artarak 8,7 milyar dolara çıktı.
Online turizm hizmetleri alımları
Bu dönemde Türkiye’de, yerli ve yabancı kartlarla yapılan
online turizm hizmetleri alımları %26,4 artarak 14,5 milyar
dolar oldu. Havayolları ve acentalar 6,0 milyar dolara yakın
düzeylerle başı çekti.
Temassız yemek harcamaları
Yerli kartlarla yurt içinde ve dışında yapılan temassız yemek
harcamaları da bu dönemde %47 artarak yaklaşık 18,3 milyar
dolar olarak gerçekleşti.
Domestic tourism-related spending with credit
cards in Turkiye increased by 27.7% in the
January-November 2024 period, reaching nearly
$29.2 billion.
According to data compiled by Tourism Databank from the Interbank
Card Center (BKM), domestic credit card spending on tourism in Turkiye
grew by 27.7% in the first 11 months of 2024, reaching $29.2 billion,
compared to $22.9 billion during the same period in 2023.
How much was spent on hotels and flights?
During this period, credit and debit card spending on hotel
accommodations rose by 31%, reaching $8.9 billion, while spending on
airline tickets increased by 14%, totaling $8.7 billion.
Online tourism services purchases
Online tourism service purchases in Turkiye, made with domestic and
foreign cards, grew by 26.4% during this period, reaching $14.5 billion.
Airlines and travel agencies led the way with nearly $6 billion each.
Contactless dining expenses
Contactless dining expenses made with domestic cards both in Turkey
and abroad also surged by 47%, amounting to approximately $18.3
billion during this period.
24
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
Aralık 2024:
Otel ve lokanta
maliyetleri zirvede!
December 2024: Hotel and
restaurant costs at their peak!
2024 Aralık ayında TÜİK’e göre yıllık enflasyon
%44,38’e gerilerken, Turizm Databank
tahminlerine göre otel maliyetlerindeki artış
%71’e ulaştı.
2024 yılının 12. ayında yıllık enflasyon TÜİK’e göre %44,38’e
gerilerken Turizm Databank tahminlerine göre otel
maliyetleri artışı tahminen %71 oldu. Sadece Aralık
2024’te oteller lokantalar vb. yerlerdeki fiyat artışı, TÜİK’e
göre %1,35 artarken yıllık yükseliş %57,13 oldu. Tahmine
göre Aralık ayında otellerde yıllık maliyet artışı; F&B’de %71,
F&B+Enerji’de %60 ve F&B+Enerji+Personel’de %69 dolayında
oldu.
TÜFE’deki (2003=100) değişim 2024 yılı Aralık ayında bir önceki
aya göre %1,03, bir önceki yılın aynı ayına göre %44,38 ve 12
aylık ortalamalara göre %58,51 olarak gerçekleşti.
In December 2024, while annual inflation fell
to 44.38% according to TÜİK, the increase in
hotel costs reached 71% according to Tourism
Databank estimates.
In the 12th month of 2024, annual inflation slowed to 44.38% according
to TÜİK, while hotel costs rose by an estimated 71% according to
Tourism Databank estimates. In December 2024 only, the price increase
in hotels, restaurants, etc. increased by 1.35% according to TÜİK, while
the annual rise was 57.13%. According to the forecast, the annual cost
increase in hotels in December was 71% for F&B, 60% for F&B+Energy
and 69% for F&B+Energy+Personnel.
The change in CPI (2003=100) was realized as 1.03% in December 2024
compared to the previous month, 44.38% compared to the same month
of the previous year and 58.51% compared to the 12-month averages.
26
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
Antalya 2024’de 17 milyona dayandı
Antalya’ya 2024 yılında gelen turist
sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine
göre yüzde 8 artarak 16 milyon 925 bin
349’a ulaştı.
Antalya reaches 17 million in 2024
The number of tourists arriving in Antalya in
2024 increased by 8 percent compared to the
same period last year and reached 16 million 925
thousand 349.
Antalya Havalimanı’ndan giriş yapan 352 bin 754 transfer
yolcu sayısıyla birlikte, 2024 yılında kente gelen toplam
ziyaretçi sayısı 17 milyon 278 bin 103 olarak kaydedildi.
Bu rakamla Antalya, bir yıl içinde ağırladığı toplam ziyaretçi
sayısı bakımından tüm zamanların en yüksek seviyesine erişti.
Rusya yine ilk sırada
Yılın 12 aylık döneminde Antalya’ya en çok turist gönderen
ülkeler sıralamasında Rusya Federasyonu 3 milyon 909 bin 960
ziyaretçi ile birinci; Almanya 3 milyon 517 bin 589 ziyaretçi ile
ikinci; İngiltere 1 milyon 574 bin 167 ziyaretçi ile üçüncü sırada
yer aldı. İngiltere’yi sırasıyla Polonya, Hollanda, Kazakistan,
Romanya, Ukrayna, Çek Cumhuriyeti ve Litvanya takip etti.
Yurt dışı vatandaşlar zirve yaptı
Antalya 2024 yılında yurt dışından gelen Türk vatandaşı
ziyaretçi sayısında da tarihi bir başarıya imza attı. Bir yıl içinde
yurt dışından gelen vatandaş ziyaretçi sayısı ilk kez 1 milyon
barajını aşarak 1 milyon 11 bin 99 oldu. Bu veri, Antalya turizmi
açısından önemli bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti.
Günlük ziyaretçi sayısında tarihi rekor
Hava yoluyla 2024 yılında kente gelen günlük ziyaretçi sayısında
da tarihi bir zirveye ulaşıldı. 3 Ağustos Cumartesi günü Antalya
Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nden giriş yapan 102 bin 755
ziyaretçiyle tüm zamanların en yüksek günlük ziyaretçi sayısı
elde edildi. Bu rakam, Antalya turizminin yoğunluğunu ve
uluslararası cazibesini bir kez daha ortaya koydu.
Aralık ayı ziyaretçi verileri
Antalya’ya aralık ayında gelen turist sayısı, 318 bin 641
olarak kaydedildi. Aralık'ta kente en çok ziyaretçi, 81 bin
244 ile Almanya’dan gelirken Rusya Federasyonu 46 bin
793 ziyaretçiyle ikinci, İngiltere ise 34 bin 170 ziyaretçiyle
üçüncü sırada yer aldı. İngiltere’yi sırasıyla Polonya, Ukrayna,
Bulgaristan, Kazakistan, Hollanda, Romanya ve Belçika takip
etti.
With the number of 352 thousand 754 transfer passengers entering
from Antalya Airport, the total number of visitors to the city in 2024
was recorded as 17 million 278 thousand 103. With this figure, Antalya
reached an all-time high in terms of the total number of visitors it hosted
in a year.
Russia ranks first again
In the ranking of the countries that sent the most tourists to Antalya
in the 12-month period of the year, the Russian Federation ranked
first with 3 million 909 thousand 960 visitors; Germany ranked second
with 3 million 517 thousand 589 visitors; England ranked third with
1 million 574 thousand 167 visitors. The UK was followed by Poland,
the Netherlands, Kazakhstan, Romania, Ukraine, Czech Republic and
Lithuania.
Citizens abroad reached a peak
Antalya achieved a historic success in the number of Turkish citizen
visitors from abroad in 2024. The number of citizen visitors from abroad
exceeded the 1 million threshold for the first time in a year and reached
1 million 11 thousand 99. This data was recorded as an important
milestone for Antalya tourism.
Historic record number of daily visitors
A historical peak was reached in the number of daily visitors arriving to
the city by air in 2024. On Saturday, August 3, the highest number of daily
visitors of all time was achieved with 102,755 visitors entering Antalya
Airport International Terminal. This figure once again revealed the
intensity and international appeal of Antalya tourism.
December visitor data
The number of tourists coming to Antalya in December was recorded as
318 thousand 641. In December, the highest number of visitors to the city
came from Germany with 81 thousand 244, while the Russian Federation
ranked second with 46 thousand 793 visitors and the UK ranked third
with 34 thousand 170 visitors. The UK was followed by Poland, Ukraine,
Bulgaria, Bulgaria, Kazakhstan, the Netherlands, Romania and Belgium.
hakiki kahve keyfi
mehmetefendi.com
#hakikikahvekeyfi
#mehmetefendi
28
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
CELESTYAL’IN 2025 HEDEFI
Daha fazla gemi, daha fazla yolcu!
Türkiye kruvaziyer sektörü, 2024’ü yüzde 30’un üzerinde büyüme ile tamamlıyor.
Celestyal’in 2024’te Türkiye limanlarına 100’ün üzerinde sefer düzenleyip 100 binin
üzerinde yolcu getirdiğini belirten Celestyal Türkiye Direktörü Özgü Alnıtemiz,
"Ülkemiz, kruvaziyer devleri için önemli bir hub. 2025 hedefimiz, 1800 gemi ve 2.3
milyon yolcu." dedi.
2024 yılında Türkiye limanlarına
100’ün üzerinde sefer düzenleyip
100 binin üzerinde yolcu getiren
Celestyal, 2025 yılı için hedef büyüttü.
Sektöre ilişkin çarpıcı açıklamalarda
bulunan Celestyal Türkiye Direktörü
Özgü Alnıtemiz, 2024 yılını hem
sektör hem de marka bazında güzel
gelişmelerle kapattıklarını belirterek
şunları kaydetti: “Kasım sonu itibarıyla
2024 yılı içinde Türkiye limanlarına
toplam 1167 kruvaziyer gemisi gelmiş.
2024 giden yolcu açısından da başarılı
bir yıl oldu. Türkiye limanlarından
gemilerimize 20 bin yolcu bindirdik.
Bunların içinde 12 bini Türk, diğerleri
yabancı misafirlerimizdi. Onları sadece
gemilerimizde ağırlamaktan öte,
ülkemizi keşfetmelerine olanak sunduk.
Öncesi ve sonrasında yakın bölgeleri
gezebilecekleri turlar düzenledik,
ülkemizde de konaklamalarına
fırsat yarattık, dolayısıyla ekonomiye
artı değer sağladık. Bir kruvaziyer
operasyonu sadece cruise tur paketini
içermez. Limanlarımızda biniş ve iniş
yapan her cruise turisti için katma
değerli programlar yapıyor, onları
ülke turizmimize de kazandırıyoruz.
Dolayısıyla 2024 bu açıdan da kazanımlı
bir yıl oldu.’’
“Destinasyon ve memnuniyet
DNA’mızda var”
Celestyal Türkiye Direktörü Özgü
Alnıtemiz; Celestyal’in 2024’te atağa
geçtiğini, Arap Körfezi gibi önemli
bir destinasyonu daha programına
aldığını, bu rotayı uçaklı paketler
oluşturarak Türkiye pazarına açtıklarını
da kaydederek şunları söyledi:
‘’Pandeminin durağan sürecini yatırım
planlamarıyla geçiren Celestyal son
iki yıldır meyvelerini alıyor. Filomuz
yenilendi, filoya eklenen yeni gemiler
baştan sona yeniden renove edildi. Son
olarak Discovery gemimiz de kat sayısı
ve balkonlu süit’lerin eklenmesiyle
baştan sona yepyeni bir tasarımla
hizmete girdi. Zenginleştirilmiş
deneyim, destinasyon odaklı motivasyon
ve yüksek memnuniyeti marka
DNA’sına yerleştiren Celestyal, tüm
pazarlarda ve Türkiye’de sevilen bir
cruise şirketi. Yunan Adaları’ndaki
uzmanlığımızı şimdi yeni rotalarımız
olan Arap Körfezi ve Adriyatik
programlarımıza taşıyoruz. 2025’te
Arap Körfezi programını 12 aya yaymayı
planlıyoruz.’’
"Misafirlerimize erken hareket
etmelerini öneriyoruz’’
Celestyal Türkiye Direktörü Alnıtemiz;
sektör ve marka bazında 2025
tahminlerini ise şöyle aktardı: ‘’2024
Kasım itibarıyla açtığımız erken
rezervasyon döneminde hedeflerimizin
yüzde 50’sini kapattık. 2025 Şubat
Mart sonuna kadar yüzde 70’ine
kadar tutturmayı hedefliyoruz. 2025
hedeflerimiz Celestyal açısından
Türkiye pazarında yine aynı rakamları
oluşturabilmek. Türkiye kruvaziyer
pazarı açısından da gelişmeler
bekliyoruz. Hedeflenen toplam yolcu
sayısı 2.3 milyon. Dünyada kruvaziyer
sektöründe çok ciddi büyüme var,
toplam yolcu sayısının 40 milyona
ulaşması bekleniyor. Cruise seyahatinin
avantajları her geçen gün daha çok
keşfediliyor. Her mevsim çıkabileceğiniz
bir cruise programı var çünkü. Cruise
seyahati farkındalığı gitgide artıyor.
Bir kez cruise gemisi ile yolculuk
edenler, yüzde 80’in üzerinde bir oranla
yeniden binmek istiyor. Cruise’da erken
planlamak her zaman daha avantajlıdır.
Misafirlerimize avantajlı fiyatlardan
yararlanabilmeleri için erken hareket
etmelerini öneriyoruz.’’
Celestyal's 2025 target:
More ships, more passengers!
Türkiye's cruise sector completed 2024 with a growth of more than 30 percent.
Celestyal Türkiye Director Özgü Alnıtemiz stated that Celestyal organized more than
100 voyages to Turkish ports in 2024 and brought more than 100 thousand passengers
and said, “Our country is an important hub for cruise giants. Our 2025 target is 1800
ships and 2.3 million passengers.”
Celestyal, which organized more
than 100 voyages to Turkish ports
in 2024 and brought over 100
thousand passengers, has increased
its target for 2025. Celestyal Türkiye
Director Özgü Alnıtemiz, who made
striking statements about the sector,
stated that they closed the year 2024
with good developments on both
sector and brand basis and said: “As
of the end of November, a total of 1167
cruise ships visited Turkish ports in
2024. 2024 was also a successful year
in terms of outbound passengers. We
embarked 20,000 passengers on our
ships from Turkish ports, 12,000 of
whom were Turkish and the rest were
foreign guests. We not only hosted
them on our ships, but also gave them
the opportunity to discover our country.
We organized tours to visit nearby
regions before and after the cruise,
we generated the opportunity for them
to stay in our country, thus providing
added value to the economy. A cruise
operation does not only include the
cruise tour package. We make valueadded
programs for every cruise tourist
embarking and disembarking at our
ports, and we also bring them to our
country's tourism. Therefore, 2024
was a profitable year in this respect as
well.''
“Destination and satisfaction are in
our DNA”
Celestyal Türkiye Director Özgü
Alnıtemiz said that Celestyal is on the
attack in 2024, has included another
important destination such as the
Arabian Gulf in its program, and that
they have opened this route to the
Turkish market by arranging packages
with airplanes and said: ''Celestyal,
which has spent the stagnant period
of the pandemic with investment
plans, has been reaping the fruits for
the last two years. Our fleet has been
renewed and the new ships added
to the fleet have been completely
renovated. Finally, our Discovery ship
has entered service with a brand new
design from start to finish with the
addition of more storeys and balcony
suites. With enriched experience,
destination-oriented motivation and
high satisfaction built into its brand
DNA, Celestyal is a popular cruise
company in all markets and in Türkiye.
We are now bringing our expertise in
the Greek Islands to our new routes,
the Arabian Gulf and Adriatic programs.
In 2025, we plan to extend the Arabian
Gulf program to 12 months.''
“We advise our guests to move
early''
Celestyal Türkiye Director Alnıtemiz
shared his 2025 forecasts for the sector
and the brand as follows: ''We closed
50 percent of our targets in the early
booking period that we opened as of
November 2024. We aim to meet up
to 70 percent by the end of February
March 2025. Our 2025 targets for
Celestyal are to realize the same
figures in the Turkish market. We also
expect developments in terms of the
Turkish cruise market. The targeted
total number of passengers is 2.3
million. There is a very serious growth
in the cruise sector in the world,
and the total number of passengers
is expected to reach 40 million. The
advantages of cruise travel are being
discovered more and more every day.
Because there is a cruise program that
you can go on in every season. Cruise
travel awareness is increasing day
by day. Those who have traveled on a
cruise ship once want to go again with
a rate of over 80 percent. It is always
more advantageous to plan early for
a cruise. We recommend our guests
to act early in order to benefit from
advantageous prices.''
30
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
2024’te otel geceleme fiyatları arttı
İstanbul ve Antalya için durum ne?
Hotel Overnight Prices Increased in 2024:
What’s the Situation in Istanbul and Antalya?
Turizm Databank’ın tahmine göre, Aralık
ayında Antalya otel geceleme fiyatı ortalama
3,9 bin TL’ye yükseldi. İstanbul otel fiyatları da
4,8 bin TL’yi geride bıraktı. Diğer şehirlerde
3,3-4,8 bin TL dolayında seyretti.
According to estimates by Turizm Databank, the
average hotel overnight price in Antalya rose to
3,900 TL in December. In Istanbul, hotel prices
exceeded 4,800 TL. In other cities, prices ranged
between 3,300 TL and 4,800 TL.
2024 yılı Aralık ayında Türkiye’de enflasyon yıllık %44,38
olurken konaklamada gecelik fiyatlar yıllık bazda düşük
oranlarda yükselmeye devam etti. Otel odası fiyatları
TÜİK’e göre yıllık %44,38 ve TurizmDatabank’a göre ise yıllık
%71 dolayında yükseldi. Turizm Databank’ın tahminine göre,
bu ayda, Antalya otel geceleme fiyatı ortalama 3,9 bin TL’ye
yükseldi. İstanbul otel fiyatları da 4,8 bin TL’yi geride bıraktı.
Diğer şehirlerde 3,3-4,8 bin TL dolayında seyretti.
Tatil fiyatları
2024 yılı Aralık ayında bir hafta ve üzeri yurt içi tatil turları fiyatı
%48, yurt dışı tatil fiyatları da %49 arttı. Haftasonu tatil turu
fiyatları da %48 yükseldi.
In December 2024, while annual inflation in Turkiye was 44.38%, hotel
overnight prices continued to rise at lower rates on an annual basis.
According to TÜİK (Turkish Statistical Institute), hotel room prices
increased by 44.38% annually, while Turizm Databank estimated an
annual increase of approximately 71%. For December, Turizm Databank
projected that the average hotel overnight price in Antalya reached 3,900
TL, while Istanbul hotel prices exceeded 4,800 TL. In other cities, prices
ranged between 3,300 TL and 4,800 TL.
Vacation prices
In December 2024, the price of domestic vacation tours lasting one week
or more increased by 48%, while international vacation prices rose by
49%. Weekend vacation tour prices also saw a 48% increase.
32
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
AKDENIZ ÇANAĞINDA GECELEME
ARTIŞINDA TÜRKIYE 4. SIRADA
Türkiye ranked fourth in growth of foreign
overnight stays in the Mediterranean basin
2024’ün Ocak-Ağustos döneminde Türkiye,
yabancı geceleme gelişiminde İtalya’nın
ardından ikinci ve toplam sayıda 4’üncü sırada
yerini aldı.
In the period from January to August 2024,
Türkiye ranked second in foreign overnight
stay growth, following Italy, and fourth in total
overnight stays.
Turizmdatabank’ın yaptığı analize göre, Akdeniz çanağında
tesislerde yapılan toplam gecelemeler açısından
İspanya ilk sırada yer alıyor ve Türkiye ile farkını açtı.
2024’ün Ocak-Ağustos döneminde Türkiye, yabancı geceleme
gelişiminde İtalya’nın ardından ikinci ve toplam sayıda 4’üncü
sırada yerini aldı.
Bölgede, oteller; tatil ve diğer kısa süreli konaklamalar;
kamp alanları, eğlence aracı parkları ve karavan parklarında
gerçekleşen yerli ve yabancı gecelemelerde, İspanya %3,4,
İtalya %5,3, Türkiye %6,8 ve Yunanistan %4,2 dolayında büyüme
gösterdi.
Doluluk lideri Yunanistan
Akdeniz’de Ağustos 2024’te en yüksek net otel dolulukları
%81,6 ile Yunanistan lider. İspanya %80,4 ile ve %78,5 ile İtalya
onu izliyor. Türkiye %71’e ulaşırken Fransa ise %61,9 ile son
sırada.
According to an analysis by TurizmDatabank, Spain ranks first in terms
of total overnight stays in the Mediterranean Basin's establishments,
widening its gap with Türkiye. In the period from January to August 2024,
Türkiye ranked second in foreign overnight stay growth, behind Italy, and
fourth in total overnight stays.
In the region, overnight stays in hotels, holiday and other short-term
accommodations, campgrounds, amusement vehicle parks, and caravan
parks showed growth rates of 3.4% for Spain, 5.3% for Italy, 6.8% for
Türkiye, and 4.2% for Greece.
Occupancy leader Greece
In the Mediterranean, Greece led with the highest net hotel occupancy
rate of 81.6% in August 2024. Spain followed with 80.4%, and Italy with
78.5%. Türkiye reached 71%, while France ranked last with 61.9%.
34
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
İspanya turist sayısında 129 milyonu aştı
Spain surpasses 129 million tourists
İspanya’ya gelen turist sayısı 2024 yılı Ocak-
Kasım döneminde %9 artarak 88,5 milyona
ulaştı.
Turizm Databank’ın İspanya Ulusal İstatistik
Enstitüsü’nden (INE) derlediği verilere göre, İspanya’ya
gelen turist sayısı 2024 yılı Ocak-Kasım döneminde %9
artarak 88,5 milyona ulaştı.
İngiltere önde
İspanya 2023’de 79,9 milyon dolayında turist ağırlamıştı. GB
dahil toplamda 129 milyonu geçti. Bu dönemde ülkeye en çok
turist girişi 17,5 milyonla İngiltere’den sağlandı. Onu 12,2 ve
11,3 milyonluk seviyelerle Fransa ve Almanya izledi. Ülkenin
eyaletlerinde en çok turist girişi 18 milyonla Katalonya ve 15
milyonla Balear izledi.
The number of tourists visiting Spain increased
by 9% in the January-November 2024 period,
reaching 88.5 million.
According to data compiled by Turizm Databank from the Spanish
National Statistics Institute (INE), the number of tourists visiting Spain
grew by 9% in the January-November 2024 period, reaching 88.5 million.
The UK leads
In 2023, Spain hosted approximately 79.9 million tourists, and the total
including domestic visitors exceeded 129 million. During this period, the
highest number of tourists came from the UK, with 17.5 million arrivals,
followed by France and Germany with 12.2 million and 11.3 million,
respectively. Among Spain's regions, Catalonia welcomed the most
tourists at 18 million, followed by the Balearic Islands with 15 million.
36
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
2032’de Avrupa kış turizmi pazarı
322 milyar doları aşacak
Türkiye Turizm Ansiklopedisi'nin Future Market Insights'tın Avrupa Kış Turizmi Pazarı
Raporu'ndan derlediği bilgilere göre, Avrupa Kış Turizmi Pazarının 2032 yılına kadar 322
milyar doları aşacağı tahmin ediliyor.
Future Market Insights'tın (FMI)
raporunda Avrupa'da kış turizminin,
artan rekabet, sürdürülebilirlik
eğilimleri ve macera ile kültürel
deneyimlere olan talebin artmasıyla
birlikte büyümesinin beklendiği görüşüne
yer veriliyor. 2022 yılında toplam hacmi
180 milyar dolara ulaşan Avrupa kış
turizmi pazarının, 2032 yılına kadar
yıllık ortalama yüzde 6’lık büyümelerle
322,35 milyar dolar seviyesine ulaşması
bekleniyor. Kış turizminin tek başına
birkaç Avrupa ülkesinin GSYİH'sine yüzde
1 ila 2 oranında katkıda bulunarak bölge
ekonomisindeki hayati bir rolü olduğu
belirtiliyor.
Avrupa kış turizmi pazarı, tarihi şehirler,
kış sporları aktiviteleri ve kıtanın ünlü
manzaralarının cazibesi gibi sunulan
zengin teklifler nedeniyle gelişmeye
devam etti. İsviçre, Avusturya, Fransa ve
İskandinav ülkeleri gibi ülkelerde hem
macera hem de kültürel deneyimler
arayan uluslararası turist sayısı artıyor.
Sürdürülebilir turizmin öncüleri
Avrupa Seyahat Komisyonu (ETC),
İskandinav ülkelerini başlıca kış turizmi
destinasyonları olarak tanıtmaya önemli
bir vurgu yapıyor. ETC tarafından
başlatılan kampanya, birçoğu COVID-19
salgınından olumsuz etkilenen bu
bölgelerde turizmi canlandırmayı
amaçlıyor. Kampanya, dağlardan ve
buzullardan bozulmamış plajlara kadar
İskandinav manzaralarının güzelliğini
vurgulayıp, macera arayan gezginler için
kayak, buz pateni ve arazi bisikleti gibi
aktiviteleri sergiliyor.
İnovasyon da İskandinav ülkelerinde
turizmin temel taşı olarak öne çıkıyor.
Nordic Innovation girişimi, turizm
istatistikleri için mobil veri toplama,
liman kasabalarında sürdürülebilir
turizmi teşvik etme ve Nordic Travel Tech
Network'ün oluşturulması gibi projeleri
finanse etti.
Dağ ve kar turizmi büyüyor
Dağ turizmi, UNWTO (Birleşmiş Milletler
Dünya Turizm Örgütü) ve Andorra Turizm
Bakanlığı gibi uluslararası kuruluşlar
tarafından desteklenen önemli bir trend
olmaya devam ediyor. Son Dünya Kar
ve Dağ Turizmi Kongresi’nde; İtalya,
Fransa ve Birleşik Krallık gibi büyük
Avrupa ülkelerinden katılımcıların
katılımıyla dağ turizminde inovasyon
ve sürdürülebilirliğin önemi sıkça
vurgulandı.
Büyüyen bu segment, karla kaplı dağları
deneyimlemek, eşsiz manzaraları
keşfetmek ve açık hava aktivitelerine
katılmak isteyen turistleri çektiği gibi, kış
turizmi türünün de en önemli segmenti
haline geliyor.
Çeşitli turizm türleri arasında en
gözdeleri ekolojik ve sürdürülebilir
turlar oluşturuyor. Avrupa'nın engebeli
arazilerinde yürüyüş ve yaban hayatı keşfi
gibi çevre dostu, doğa temelli seyahat
deneyimlerine olan tercih hızla artıyor.
Kentsel yaşamdan kopup, kendilerini
bozulmamış ortamlara kaptırmak isteyen
gezginler, Avrupa ülkelerinin doğal
güzelliklerini tercih ediyor.
Dijitalleşme ve önde gelen
oyuncular
Bu arada turizm sektörü geliştikçe, dijital
platformlara doğru kaymalar da artıyor.
Çevrimiçi rezervasyon platformları,
Avrupa'ya seyahatlerini organize eden
turistler için baskın seçim olarak
karşımıza çıkıyor. Tur operatörleri,
kişiselleştirilmiş paketler ve sorunsuz
rezervasyon deneyimleri sunmak için
internetin gücünden yararlanıyor.
Raporda Avrupa Kış Turizmi pazarın
önde gelen oyuncuları şöyle sıralanıyor:
The Natural Adventure Company,
Topdeck, G Adventures, Intrepid; GJ
Travel, Shamrocker Adventures, Exodus
Travel, On Go tours, Tauck, Expat Explore
Travel, Thomas Cook Travels, Trafalgar,
Wingbuddy ve Euroventures.
The European Winter
Tourism Market will exceed
322 billion dollars by 2032
According to the European Winter Tourism Market Report by Future Market
Insights, compiled by the Turkiye Tourism Encyclopedia, the European Winter
Tourism Market is expected to surpass $322 billion by 2032.
The Future Market Insights (FMI)
report suggests that winter
tourism in Europe is expected to
grow, driven by increasing competition,
sustainability trends, and growing
demand for adventure and cultural
experiences. The European winter
tourism market, which reached a
total volume of $180 billion in 2022,
is expected to grow at an average
annual rate of 6%, reaching $322.35
billion by 2032. It is noted that winter
tourism plays a vital role in the region’s
economy, contributing about 1 to 2
percent to the GDP of several European
countries.
The European winter tourism market
continues to develop due to the rich
offerings of historic cities, winter
sports activities, and the continent’s
famous landscapes. Countries such as
Switzerland, Austria, France, and the
Nordic countries are seeing an increase
in international tourists seeking both
adventure and cultural experiences.
Pioneers of sustainable tourism
The European Travel Commission
(ETC) places a significant emphasis
on promoting the Nordic countries as
key winter tourism destinations. The
campaign launched by ETC aims to
revive tourism in these areas, many of
which were negatively affected by the
COVID-19 pandemic. The campaign
highlights the beauty of Scandinavian
landscapes, from mountains and
glaciers to unspoiled beaches, and
showcases activities such as skiing,
ice skating, and mountain biking for
adventure-seeking travelers.
Innovation is also a key pillar of
tourism in the Nordic countries. The
Nordic Innovation initiative has funded
projects such as mobile data collection
for tourism statistics, promoting
sustainable tourism in port towns, and
establishing the Nordic Travel Tech
Network.
Mountain and snow tourism growth
Mountain tourism continues to be
an important trend supported by
international organizations such as
UNWTO (United Nations World Tourism
Organization) and the Andorra Tourism
Ministry. At the last World Snow and
Mountain Tourism Congress, innovation
and sustainability in mountain tourism
were frequently emphasized, with
participants from major European
countries like Italy, France, and the UK.
This growing segment attracts tourists
who want to experience snow-covered
mountains, explore unique landscapes,
and participate in outdoor activities,
making it one of the most important
segments of winter tourism.
Among various types of tourism,
ecological and sustainable tours are
becoming the most popular. There is a
growing preference for nature-based
travel experiences such as hiking and
wildlife exploration in Europe’s rugged
terrains. Travelers looking to escape
urban life and immerse themselves in
pristine environments are opting for the
natural beauty of European countries.
Digitalization and leading players
As the tourism sector develops, the
shift towards digital platforms is
increasing. Online booking platforms
have become the dominant choice
for tourists organizing their trips to
Europe. Tour operators are leveraging
the power of the internet to offer
personalized packages and seamless
booking experiences.
The report lists the leading players in
the European Winter Tourism Market
as: The Natural Adventure Company,
Topdeck, G Adventures, Intrepid,
GJ Travel, Shamrocker Adventures,
Exodus Travel, On Go Tours, Tauck,
Expat Explore Travel, Thomas Cook
Travels, Trafalgar, Wingbuddy, and
Euroventures.
38
hotel restaurant
& hi-tech
gündem / makale
AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO’su
Tezer Öner
"Seçmece turfanda müdür
mevsimi başladı"
Her zaman yazdığım konuyu tekrar
yazacağım. Ocak ayı ve asgari ücret
belirlenmesi ile birlikte yaz sezonu otelleri
de bu hafta kadro kurma çalışmalarına
başlıyor.
Orta kademe ve hatta üst kademe de dahil
olmak üzere neredeyse tüm kadro yeni
baştan kurulacak. Sonra şubat sonu veya
mart ayında oryantasyon ve kadronun
işletmeyi öğrenmesi, birbirine alışması
ve belki de farklı bir kalite veya servis
anlayışının öğrenilmesi bekleniyor. Nisan
ayı içerisinde veya sonuna doğru da sezonu
açmış olacaklar. Olur mu? Eh bugüne kadar
olduysa gene olur.
Birkaç gün önce yaz otellerinde çalışma
konusunda tecrübeli ve yurt dışından yeni
gelmiş bir arkadaşımla sohbet ettik. Var mı
iş konusunda bir gelişme diye sorduğumda,
"Bekletiyorlar, ocak ortasında görüşmeler
başlayacak. 7-8 adet randevum var, şu anda
bakalım hayırlısı" dedi.
Bu görüşmeler iki hafta sürse ve şubata
girsek, sana alt kadrolar için zaman kalacak
mı kurup hazırlanmaya diye sorduğumda ise,
"Benim alt kadro çevrem geniş hızlı şekilde
kurabilirim" dedi.
Ne kadar enteresan değil mi? Neden böyle
oluyor diye beyin fırtınası yaparken doğal
olarak akla ilk gelen şey, kışı geçirirken
otelin eleman maaşı ödemek istememesi…
Hadi bir yenileme ve tadilat süresi geçirdi.
Bir ay kapattılar oteli diyelim… Bir ay bu
arada yeter de artar. Çok ciddi bir sil baştan
tadilat yapılmayacaksa, işleyen oteller için
eksik gedik kapatma veya bir boya badana ve
temizlik bir iki alt yapı elden geçirmesi falan
bir ay yeter… Ekim ayında sezonu kapatan
bir yaz oteli nisanda sezonu açacaksa
bile mart ayında kadrosunu oluşturmalı.
Demek ki sadece 4 ay maaş ödememekten
bahsediyoruz. Peki bunun maliyeti ne?
Yetişmiş ve oteli tanıyan personel bu arada
boş durmuyor tabii, iş aramaya devam
ediyor. Şehir otellerine kapağı atanlar, 12
ay iş garantili işe girmiş oluyor. Olmadı yurt
dışında dünyanın her yerinde iş bulabilen
nitelikli personeller zaten dışarıya kaçıyor.
Bir de oteller arası iyi personelin kapışıldığı
süreç içerisinde bir önceki sene iyi çalışan
ekibi komşuya kaptırma riski var. Gelen
acemiler mart ayında içi boş otelde rahat
rahat gezip eğitildiklerini zannederken esas
eğitimin mayısta ilk turlarla beraber gelen
turist gruplarının aslında ne kadar eğitici
olduğunu yüzlerine soğuk su vurulmuş gibi
karşı karşıya kalarak öğrenmeleri var… Söz
arası ben hiçbir zaman sezonluk bir otele
sezon başında gitmem… Her türlü aksaklık
ve acemi kadroyla ilk karşılaşmayı yaşamak
beni tatil yerine gergin bir haftaya taşıyabilir
çünkü… Çocuklar zaten gergin oluyor hata
korkusuyla… Sezon ortasında bile neler
yaşandığına bakarsak sezon başı facia
olabilir.
Değer mi acaba? Müdürüne kadar her sene
ekip kur, eğit, gönder, tekrar ekip kur, tekrar
eğit, tekrar gönder… İşletmenin bir şekilde
daraltılmış bir hizmet veya kapasite ile 12
ay çalışmasını mümkün kılamaz mıyız?
Kadronun tamamını elde tutamayabiliriz
ama en azında anahtar kişiler veya önemli
pozisyonları tutmamız bize hem zaman
hem kalite hem de nitelik kazandırmaz mı?
Gelen acemilerin eğitilmesi veya oryantasyon
süreçleri de rahatlamaz mı? Bunu yapmanın
yollarını bulmamız gerekiyor.
Bu yönetici dostumdan öğrendiğime göre,
nitelikli alt kadrolar ve gençler sürekli yurt
dışına kaçmaktaymış. Zaten çoğunu geri
de getiremeyiz artık çünkü bizim yaşam
standartlarımız ve çalışma koşullarımız
ile yabancıların hele Avrupalıların ki
bambaşka… Bizim bu çocukları şu anki
şartlarda ikna edecek çok az argümanımız
var. Dolasıyla diğer taraftan Avrupa,
Amerika, Akdeniz ve Pasifik tatil cennetlerine
eleman yetiştiren ve gönderen bir staj
ülkesi veya kaynak durumuna geldik. Millet
sayemizde iyi elemanları uygun rakamlarla
bizden alıp resmen insan kaynaklarımızı
sağıyorlar. Bu ayrıca ciddi bir sorun. Çünkü
bu sebeple yabancı turistlere tecrübeli ve
yetişmiş elemanlarla servis veremiyoruz.
Çeşitli sitelerdeki yorumlara da baktığımda
genel olarak deniz, güneş, işletme çok güzel
ama servis ve bazı yemek gibi kaliteler orta
sınıf diye yapılıyor. Son olarak da çalışanlar
çok sempatik ve sıcakkanlı yorumuyla
bitiyor. Bu son cümlenin gelinime yazdım
kızım sen anla kısmı aslında çok acemi veya
bilgisiz ama elinden geleni yapmaya ve canla
başla bizi mutlu etmeye çalışıyor anlamı
çıkar. Bu da elemanlarımızın manipülasyona
açık veya iyi niyetlerini suistimal etmeye
kadar çaba sarf ettiren bir turist grubuyla
karşılaşmışlar demektir.
Nitelikli ve üst gelir grubundaki turistler
için insan kaynaklarımızı ve genel çalışma
prensiplerimizi iyileştirmemiz gerekiyor.
İster çok çalışarak ister az çalışıp çok maaş
vererek veya az çalışıp sürekli sözleşmeler
yapmanın bir yolunu bularak bunu sağlamak
zorundayız.
Herkese istediği gibi bir kadro kurabilmesini
dileyerek ve turizm profesyonellerine de
istedikleri işletmelerde istedikleri gibi bir
sözleşme almalarını dileyerek mutlu bir yıl
diliyorum.
40
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
İşte 2024’ün seyahat karnesi!
Online seyahat platformu Turna.com, 2024 yılına ilişkin kullanıcı davranışlarını temel alarak
hazırladığı seyahat raporunu yayınladı.
Online seyahat platformu Turna.com,
2024 yılına ilişkin kullanıcı davranışlarını
temel alarak hazırladığı seyahat
raporunu yayınladı. Uçak, otobüs ve feribot
bileti kategorilerinde seyahat alışkanlıklarını
analiz eden bu rapora göre, 2024 yılında
çiftler daha çok egzotik destinasyonları
tercih ederken, öğrenciler kültürel çeşitliliği
yüksek şehirleri seçti. Yaz aylarında feribot
yolculukları popülerliğini korurken, otobüs
seyahatleri ekonomik bir ulaşım seçeneği
olarak her yaştan yolcunun ilgisini çekti.
İç hat tek yönde en pahalı uçak bileti
Rapora göre, yılın en pahalı gidiş-dönüş
uçak bileti 226 bin TL’ye İstanbul - New York
uçuşunda alıcı buldu. En pahalı tek yön dış
hat uçak bileti ise İstanbul - San Francisco
rotasında 160 bin TL olarak kaydedildi. Dış
hatlarda uçak biletlerinin en pahalı olduğu
dönemler ağustos ve eylül ayları oldu. İç
hatlarda, en pahalı tek yön uçak bileti 12 bin
TL ile Bodrum - İstanbul arasında satılırken,
en pahalı gidiş-dönüş uçak bileti satışı 15 bin
TL ile Ankara - İstanbul rotasında gerçekleşti.
İç hatlarda uçak biletlerinin en pahalı olduğu
dönemler temmuz ve ağustos oldu.
Yılın en ucuz uçuşları
Verilere göre, yılın en ekonomik uçuşları
ocak, nisan ve mayıs aylarında gerçekleşti.
Dış hatlarda en ucuz tek yön uçak bileti 829
TL ile Priştine rotasında, en ucuz gidişdönüş
bileti ise 1.933 TL ile Ankara - Tahran
rotasında satıldı. İç hatlarda ise en ucuz tek
yön uçak bileti 432 TL ile İstanbul - İzmir
arasında, en ekonomik gidiş-dönüş uçak bileti
ise 1.043 TL ile Balıkesir - İstanbul arasında
alıcı buldu.
Uçak bileti fiyatlarının en ekonomik
olduğu dönemler, iç hatlarda nisan ve
ocak, dış hatlarda ise ocak ve mayıs ayları
olarak belirlendi. Yılın en çok iniş yapılan
destinasyonları arasında İstanbul, İzmir,
Ankara, Antalya ve Adana yer alırken, yaş
ortalaması iç hatlarda 36, dış hatlarda ise 35
olarak kaydedildi.
İç ve dış hatlarda en çok tercih edilen
uçuşlar
Seyahat raporunda, en çok sevilen rotalarda
geçtiğimiz yıllardaki yerini koruyan İstanbul,
Antalya ve İzmir’in yanına bu yıl Adana da
eklendi. Sıralamayı Trabzon ve Bodrum takip
etti. Dış hatlarda ise Tahran, Bakü, Bangkok,
Üsküp ve Berlin öne çıkan favori şehirler
oldu. Düsseldorf ve Belgrad da popüler
destinasyonlar arasında yer aldı.
2024’te öğrenciler, iç hatlarda en çok
İstanbul, Antalya ve İzmir’e; dış hatlarda ise
Düsseldorf, Stuttgart ve Berlin’e uçtu. Çiftler
iç hatlarda İzmir, Antalya ve İstanbul’u; dış
hatlarda ise Bangkok, Viyana ve Üsküp’ü
tercih etti. Çocuklu ailelerin tercihi iç hatlarda
İstanbul, Antalya ve Trabzon olurken, dış
hatlarda en çok Bakü, Berlin ve Düsseldorf’a
seyahat ettiler. 65 yaş üzeri yolcular ise
iç hatlarda İstanbul, Antalya, İzmir’e dış
hatlarda Tahran, Düsseldorf, Üsküp’e uçmayı
tercih etti.
Doğu Ekspresi ile başladı, uçak
yolculuğuyla tamamlandı
Son yılların en popüler tren rotaları arasında
bulunan Doğu Ekspresi ile Kars’a seyahat
eden gezginlerin büyük bir kısmı, dönüş
yolculuğunda uçak yolculuğunu tercih etti.
2024 verilerine göre, Kars - İstanbul uçuşları
en yoğun dönemini ocak ayında yaşadı.
Kış aylarında Kars’ın karla kaplı büyüleyici
manzaralarına tanıklık etmek isteyen
seyahat severler, bu deneyimi Doğu Ekspresi
yolculuğu ile başlatıp uçak yolculuğuyla
tamamlamayı seçti.
En fazla talep gören hava yolu
şirketleri
Rapora göre, iç hat uçuşlarda en çok tercih
edilen hava yolları arasında 2024 yılı başında
adı ve kurumsal kimliğiyle yenilenen AJet
yer aldı. Onu, Pegasus, Türk Hava Yolları ve
SunExpress takip etti. Dış hat uçuşlarda ise
SunExpress, Pegasus, AJet ve Türk Hava
Yolları yolcuların en sık tercih ettiği havayolu
firmaları oldu.
Otobüs yolculuklarında en rağbet
gören güzergah
2024 verilerine göre, otobüs yolculukları,
popülerliğini koruyarak seyahat severler
için vazgeçilmez bir seçenek olmaya devam
ediyor. 2024’te İstanbul - Ankara, Bursa
- İstanbul ve Ankara - İstanbul hatları
en çok tercih edilen otobüs yolculuğu
rotaları arasında yer aldı. Temmuz, otobüs
yolculuklarının en yoğun olduğu ay olarak
dikkat çekerken, mart ayı bilet fiyatlarının
en ucuz olduğu dönem oldu. Çiftler otobüs
yolculuklarında genellikle İstanbul, Ankara ve
İzmir’i tercih ederken, 65 yaş üzeri yolcular
İstanbul, İzmir ve Antalya’ya seyahat etmeyi
tercih etti. Gençler ise ağırlıklı olarak İstanbul
- Ankara, Bursa - İstanbul ve İstanbul - İzmir
hatlarında seyahat etti.
Feribot seyahatlerinin yıldızı
Resmi verilere göre, kapı vizesi uygulamasıyla
birlikte 31 Ağustos'a kadar Türkiye’den
toplam 372 bin 495 turist Yunan adalarına
seyahat etti. Turna.com’un 2024 seyahat
raporu da feribot yolculuklarının özellikle yaz
aylarında popüler olduğunu ortaya koyuyor.
Rapora göre, Midilli - Ayvalık, yıl boyunca en
çok tercih edilen feribot rotası oldu. Ağustos,
feribot yolculuklarının en yoğun olduğu ay
olarak öne çıkarken, en avantajlı feribot bileti
fiyatları mayıs ayında sunuldu. Çiftler Sakız
Adası - Çeşme hattını sıklıkla tercih ederken,
çocuklu ailelerin favorisi Fethiye - Rodos hattı
oldu. 65 yaş üzeri yolcular ise Sakız - Çeşme
hattında sıklıkla seyahat etti.
The travel report of 2024!
Online travel platform Turna.com published its travel report based on user
behavior for 2024.
Online travel platform Turna.com has
published its travel report based on
user behavior for 2024. According to
this report, which analyzes travel habits
in the categories of plane, bus and ferry
tickets, couples preferred more exotic
destinations in 2024, while students
chose cities with high cultural diversity.
While ferry travel remained popular in
the summer months, bus travel attracted
passengers of all ages as an economical
transportation option.
Most expensive domestic one-way
airfare
According to the report, the most
expensive round-trip flight ticket of
the year was 226 thousand TRY for the
Istanbul - New York flight. The most
expensive one-way international flight
ticket was 160 thousand TRY on the
Istanbul - San Francisco route. The most
expensive international flights were in
August and September. On domestic
routes, the most expensive one-way
flight ticket was sold between Bodrum
and Istanbul with 12 thousand TRY, while
the most expensive round-trip flight
ticket was sold on the Ankara - Istanbul
route with 15 thousand TRY. The most
expensive domestic flight tickets were
sold in July and August.
Cheapest flights of the year
According to the data, the most
economical flights of the year took place
in January, April and May. The cheapest
one-way flight ticket on international
routes was sold on the Pristina route with
829 TRY, while the cheapest round-trip
ticket was sold on the Ankara - Tehran
route with 1,933 TRY. On domestic routes,
the cheapest one-way flight ticket was
sold between Istanbul and Izmir with 432
TRY, while the cheapest round-trip ticket
was sold between Balıkesir and Istanbul
with 1,043 TRY.
The most economical periods for flight
ticket prices were April and January for
domestic flights and January and May
for international flights. Istanbul, Izmir,
Ankara, Antalya and Adana were among
the most landed destinations of the year,
with an average age of 36 for domestic
flights and 35 for international flights.
Most preferred domestic and
international flights
According to the travel report, Adana was
added this year to Istanbul, Antalya and
Izmir, which maintained their place in the
most popular destinations in the previous
years. Trabzon and Bodrum followed
in the ranking. On international routes,
Tehran, Baku, Bangkok, Skopje and Berlin
were the most popular destinations.
Düsseldorf and Belgrade were also
among the popular destinations.
In 2024, students mostly flew to Istanbul,
Antalya and Izmir on domestic routes,
and to Düsseldorf, Stuttgart and Berlin on
international routes. Couples preferred
Izmir, Antalya and Istanbul for domestic
flights, and Bangkok, Vienna and Skopje
for international flights. Families with
children preferred Istanbul, Antalya
and Trabzon on domestic routes, while
they mostly traveled to Baku, Berlin
and Düsseldorf on international routes.
Passengers over 65 preferred to fly to
Istanbul, Antalya and Izmir on domestic
routes and to Tehran, Düsseldorf and
Skopje on international routes.
Started with the Orient Express,
ended with a plane ride
Most of the travelers who traveled to
Kars by Eastern Express, one of the most
popular train routes of recent years,
preferred to fly on their return journey.
According to 2024 data, Kars - Istanbul
flights experienced their peak period in
January. Travelers who wanted to witness
the fascinating snow-covered landscapes
of Kars during the winter months chose
to start this experience with the Eastern
Express and complete it with a flight.
The most in-demand airlines
According to the report, the most
preferred airline for domestic flights was
AJet, which was renewed with its name
and corporate identity at the beginning of
2024. It was followed by Pegasus, Turkish
Airlines and SunExpress. On international
flights, SunExpress, Pegasus, AJet and
Turkish Airlines were the most preferred
airlines by passengers.
The most popular route for bus
travel
According to 2024 data, bus travel
continues to be an indispensable option
for travel lovers by maintaining its
popularity. In 2024, Istanbul - Ankara,
Bursa - Istanbul and Ankara - Istanbul
lines were among the most preferred
bus travel routes. July attracted attention
as the busiest month for bus trips, while
March was the period with the cheapest
ticket prices. While couples generally
preferred Istanbul, Ankara and Izmir for
their bus trips, passengers over the age
of 65 preferred to travel to Istanbul, Izmir
and Antalya. Young people mainly traveled
on Istanbul - Ankara, Bursa - Istanbul and
Istanbul - Izmir routes.
The star of ferry travel
According to official data, a total of
372,495 tourists from Türkiye traveled
to the Greek islands until August 31,
following the introduction of door visas.
Turna.com's 2024 travel report also
reveals that ferry trips are especially
popular in the summer months.
According to the report, Lesbos - Ayvalik
was the most preferred ferry route
throughout the year. August stood out
as the busiest month for ferry trips,
while the most advantageous ferry ticket
prices were offered in May. While couples
frequently preferred the Chios - Çeşme
route, the favorite route for families
with children was Fethiye - Rhodes.
Passengers over 65 traveled frequently on
the Chios - Cesme line.
42
hotel restaurant
& hi-tech
gündem etkinlik
ETKINLIK DÜNYASI 22. ACE OF
M.I.C.E. IÇIN KIBRIS’TA BULUŞTU
22 ACE of M.I.C.E. 2025, 4-5 Ocak tarihlerinde Elexus Hotel’de gerçekleştirildi. Sektörün en
prestijli buluşmalarından biri olan etkinlik, katılımcılara etkileyici oturumlar, networking
fırsatları ve iş dünyasının önemli isimleriyle bir araya gelme şansı sundu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), bu
yıl 22. kez düzenlenen ACE of M.I.C.E.
etkinliğine ev sahipliği yaparak, turizm
ve MICE sektörlerinin ulusal ve uluslararası
devlerini bir araya getirdi. Dream Project
tarafından gerçekleştirilen etkinlik, 4-5
Ocak tarihleri arasında Elexus Hotel &
Convention'da düzenlendi.
Ataman: "Türkiye ve Kıbrıs'ın
marka değerine katkı sağ lıyoruz"
Dream Project Yönetim Kurulu Üyesi ve
CEO’su Volkan Ataman, Kıbrıs ve İstanbul
basınının katılımıyla gerçekleşen toplantıda
ACE of M.I.C.E.'ın turizm ve MICE sektörünü
en üst düzeyde buluşturduğunu vurguladı.
Ataman, “ACE of M.I.C.E., Türkiye ve Kıbrıs'ın
marka değerine ve destinasyon tanıtımına
büyük katkı sunuyor. 2025 yılında da yeni
iş bağlantıları ve networklerin oluşumuna
aracılık ederek sektöre yön vermeye devam
edeceğiz” dedi.
Aydıner: "2025 beklentilerimiz
yüksek"
Elexus Hotel & Convention Genel Müdürü
Görkem Aydıner, yaptığı açıklamada MICE
sektörünün KKTC için önemine dikkat çekti.
Aydıner, “2024 yılı, hem turizm performansı
açısından hem de KKTC ekonomisi için
oldukça verimli geçti. 2025 yılında, bu
başarıların üzerine çıkmayı hedefliyoruz.
ACE of M.I.C.E. organizasyonuna üçünçü kez
ev sahipliği yapmaktan mutluyuz, etkinlik
hem destinasyon tanıtımı hem de iş birlikleri
açısından büyük bir öneme sahip. KKTC’nin
MICE alanında ciddi bir destinasyon haline
geldiğini görmekten gurur duyuyoruz”
ifadelerini kullandı.
KKTC Turizm Bakanı'ndan
dijitalleşme vurgusu
Kuzey Kıbrıs Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu ise,
basın toplantısında MICE turizminin bölgenin
ekonomisindeki kritik rolüne dikkat çekerek,
“Kıbrıs, Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında
stratejik bir konuma sahiptir. Ulaşım kolaylığı,
Türkiye’ye olan yakınlığı ve gelişen altyapısıyla
cazip bir MICE destinasyonu haline gelmiştir.
Dijitalleşmeyi kullanarak KKTC'nin tanıtımını
daha da güçlendirecek projeler üzerinde
çalışıyoruz” dedi. Ataoğlu ayrıca, Türkiye
Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) ile ortak
çalışmaların süreceğini belirtti.
Gelecek Vizyonu: 2025 ve ötesi
ACE of M.I.C.E. etkinliği, yalnızca KKTC değil,
tüm turizm sektörü için güçlü bir başlangıç
noktası oluyor. 2025 yılına yönelik hedefler
arasında, 25-26 Eylül tarihlerinde Yenikapı-
Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde
düzenlenecek İstanbul Turizm Fuarı yer
alıyor. 15.000 turizm profesyonelini bir araya
getirecek olan bu organizasyon, uluslararası
iş birliklerini geliştirmeyi ve sektörel
yenilikleri paylaşmayı hedefliyor.
Uçuş maliyetleri çözüm bekliyor
Kıbrıs, MICE sektöründe sahip olduğu 27.410
kişilik toplantı kapasitesi ve 27.624 yatak
kapasitesiyle bölgede önemli bir merkez
haline gelmeye devam ediyor. Ancak, uçuş
maliyetleri ve altyapı eksiklikleri gibi sorunlar
hala çözüm bekliyor. KKTC, uluslararası
tanınırlığını artırmak ve bu dezavantajları
aşmak için iş birliği ve yenilikçi projelerle
yoluna devam ediyor.
Masters of Events by
ACE M.I.C.E. etkinliği
kapsamında gerçekleşen Moe
Party'de etkinlik satın alıcılar,
uluslararası tur operatörleri,
acente ve etkinlik firmaları
keyifli saatler geçirdi.
44
hotel restaurant
& hi-tech
gündem etkinlik
MICE sektörünün görkemli ödül gecesi
ZIRVEDEKILER BELLI OLDU
Turizm ve etkinlik sektörünün devleri ACE of MICE kapsamında 22. buluşmasını
gerçekleştirdi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, sektörün en büyük organizasyonuna
üçüncü kez ev sahipliği yaptı.
Yaklaşık 14 milyar dolarlık ticaret
hacmine sahip MICE sektörünün
“Oscar”ları olarak bilinen Masters of
Events by ACE of M.I.C.E. Awards, dev bir
organizasyonla gerçekleşti. Dream Project
tarafından bu yıl 22’nci kez düzenlenen
organizasyon, 3500’ün üzerinde B2B
toplantısıyla KKTC’nin ticari hacmine katkı
sağladı. Gala gecesinde, 26 ayrı kategoride
kongre, toplantı, etkinlik ve turizm
sektörünün en iyileri ödüllendirildi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakan
Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve
Çevre Bakanlığı himayelerinde; Elexus Hotel
& Convention ev sahipliğinde ve Cyprus
Royal Turizm’in destekleriyle düzenlenen
organizasyonda, ulusal ve uluslararası
kurumsal firmalar, etkinlik ajansları, oteller,
acenteler ile turizm ve etkinlik sektörü
profesyonelleri ACE of MICE çatısı altında
bir araya geldi.
2 günde 3500’ün üzerinde B2B
toplantı yapıldı
4-5 Ocak tarihleri arasında iki gün boyunca
süren ve 3500’ün üzerinde B2B toplantısıyla
KKTC’nin ticari hacmine katkı sağlayan
organizasyonun sonunda, MICE alanındaki
en başarılı marka ve projeler görkemli bir
ödül töreniyle sahiplerini buldu."
Ercüment Şansal’ın kırmızı halıda
gerçekleştirdiği röportajlarla mekana giriş
yapan misafirler, Ritim Türkiye Karnaval
Ekibi’nin muhteşem şovu ile geceye başladı.
Başak Koç’un sunuculuğunu üstlendiği ödül
töreninde sevilen sanatçı Simge Eğrilmez
sahne alırken, gecede ayrıca Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı
Ersin Tatar, KKTC Başbakan Yardımcısı ve
Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı
Fikri Ataoğlu, Akdeniz Turistik Otelciler
ve İşletmeciler Birliği Başkanı Kaan
Kaşif Kavaloğlu, Cyprus Royal kurucu
ortaklarından Nusret Polat, KKTC Turizm,
Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı
Serhan Aktunç, Swissôtel The Bosphorus
İstanbul Genel Müdürü Utkan Gülaçtı,
Jolly Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar,
Dream Project Yönetim Kurulu üyesi ve
CEO’su Volkan Ataman, tanınmış sunucular
Özlem Yıldız ve İlker Ayrık gibi iş dünyası ve
sanat camiasından ünlü isimler de yer aldı.
Ataman: “Yeni iş birliklerinin
tohumlarını attık”
Yüzlerce kurumsal markanın etkinlik
satın alıcılarının yanı sıra kongre,
acente ve etkinlik firmalarının üst düzey
yöneticilerinin, iki gün boyunca hosted
buyer olarak ağırlandığı Masters of Events
by ACE of M.I.C.E. Awards gala gecesinin
açılış konuşmasını yapan Dream Project
Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Volkan
Ataman, 55 sektörle etkileşim halinde olan,
ülke tanıtımındaki rolü ve 14 milyar dolarlık
ticari hacmi ile ekonomiye önemli katkılar
sağlayan MICE sektörünün, Masters of
Events ACE of M.I.C.E. Awards açısından
büyük önem taşıdığını ifade etti. Ataman
sözlerini şöyle sürdürdü: “Fuar ve ödül
organizasyonlarımızla birlikte bugüne kadar
toplamda 22’nci kez düzenlediğimiz ACE
of M.I.C.E. etkinliğimizin Kıbrıs ayağında
birlikte çok keyifli üç gün geçirdik. B2B
sayımız 3.500’ü aşarak yeni iş birliklerinin
tohumlarını attık ve yeni dostluklara
vesile olduk. Ayrıca etkinliğimiz, Kıbrıs’ın
MICE destinasyonu olarak gelişimine
büyük katkılar sunuyor. Birçok önemli
organizasyona ev sahipliği yapan Kıbrıs,
muhteşem doğası, denizi, lezzetleri, üst
düzey hizmet sunan mükemmel tesisleri,
yeni hatların eklenmesiyle büyüyen uçuş ağı
ve yeni havalimanı ile MICE alanında daha
da güçlenerek yoluna devam ediyor.”
Ödül kazananlar listesi
Konuşmaların ardından, 26 farklı kategoride
projelerin değerlendirildiği gecede; en iyi
etkinlik prodüksiyonundan en iyi dijital
etkinliğe, en iyi incentive etkinliğinden
en iyi spor etkinliğine kadar pek çok ödül
sahiplerini buldu. 22. ACE of M.I.C.E. Awards
Başarı Ödülleri, Skal İzmir, Türkiye Seyahat
Acentaları Birliği ve Onur Altunay’a takdim
edilirken, Özel Ödül Kategorisinde ise Cyper
Drone “En İyi Drone Firması” ödülüne layık
görüldü. Ayrıca, KKTC En İyi Teknik ve Dekor
Firması ödülü de MMT Cyprus’a takdim
edildi.
Gecede ödül kazanan diğer marka
ve projeler ise şu şekilde:
• En İyi Roadshow: Ab Kolektif/Fanta Fest
• En İyi Roadshow Jüri Özel: Türk Telekom/
Selfyfest 2024
• En İyi Kültür & Sanat Etkinliği: Ondokuz
Organizasyon/12. Uluslararası Portakal
Çiçeği Karnavalı - Nisanda Adana'da Kültür
Sanat Vakfı Toyota
• Air France En İyi Etkinlik: Socrates
Creative Events/Hairtopia.2 L'oréal
Professionnel Summit
• En İyi Etkinlik Jüri Özel: Mercedes-Benz /
Project Mondo G
• Lujo Hotel En İyi Festival: Unforbidden
Festival Organizasyon/Unforbidden Festival
• En İyi Incentive Etkinliği: Oksijen/Coca-
Cola İçecek Türkiye 2024 İş Ortakları
Buluşması
• En İyi Davet Etkinliği: Heymo ®️ The
Experience Design Company/Now Yeni Yayın
Dönemi Partisi
• En İyi Halkla İlişkiler Etkinliği: Siemens
Türkiye /Birlikte Yüzyıl Sergisi - Siemens
• En İyi Halkla İlişkiler Etkinliği Jüri Özel:
Bizce Tanıtım-Longines Heritage Konferans
• Qatar Airways En İyi Spor Etkinliği:
Concept/Biz Voleybol Ülkesiyiz-Vestel
• En İyi Lansman Etkinliği: Jules Verne
Travel & Event /Vestel X Aslı Filinta Retro
Serisi
• En İyi Lansman Etkinliği Jüri Özel:
Ondokuz Organizasyon /BYD Bayi & Basın
Lansmanı
• Skyteam Airline Alliance En İyi Sosyal
Sorumluluk Projesi :Trendyol Group/Yarının
Köyleri
• En İyi Moda Etkinliği: By Mustafa
Organizasyon/Alyalina Klass Model Türkiye
2024
• En İyi Etkinlik Prodüksiyonu: Imagina
Productions/Türkiye İş Bankası'nın 100. Yılı
Kutlaması
• En İyi Alışveriş Merkezi Etkinliği:
İstinyeArt İzmir / Concentrix Culture Road
Show
• Çelebi Havacılık Holding En İyi Konser
Etkinliği: Life Park/Kpop Konseri
Dreamcatcher ve Purple Kiss
• En İyi Hibrit/Dijital Etkinlik: Think Event/
Sustainable Brands Türkiye 2024
• En İyi Influencer Kampanyası: Keyevent /
Volkswagen Ticari ID. Buzz Lansmanı
• En İyi Stant ve Etkinlik Alanı Tasarımı:
Unforbidden Festival Organizasyon/
Unforbidden Festival
• En İyi Çıkış Yapan Etkinlik Toplantı
Yönetim Firması: Double Creative Events
• Solo Event En İyi Ses, Işık, Görüntü
Uygulaması: Renault /Haydarpaşa Garı 3d
Mapping Gösterisi
• En İyi Çocuk Etkinliği: Bro Event Spor
Organizasyonları/Decathlon Türkiye’nin En
Hızlısı
• EventMagix En İyi Hibrit/Dijital Etkinlik
Platformu: Ondokuz Organizasyon/Lexus
LM Basın Lansmanı
• Peak Tours En İyi Zirve: Lobby Event
Factory/Türkiye İş Bankası Atatürk Vizyonu
İle Gelecek Yüzyıla Bakış Konferansı
• En İyi Zirve Jüri Özel: Bluechip Creative
Events/Schneider Electric –Innovation
Summit 2024
• En İyi Gerilla Etkinliği: Oksijen
7hepsiburada Turuncu Kamyon
• En İyi Uyarlama Etkinlik: Double Creative
Events/Unilever Food Solutions Geleceğin
Menüleri Lansmanı 2024
• En İyi Sürdürülebilirlik Projesi: Trendyol
Group/Yarının Köyleri
• En İyi Belediye Etkinliği: Küçükçekmece
Belediyesi -V. Uluslararası Masal İstanbul
Festivali "Barış Masalları"
48
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
İSATAG’dan turizmin dönüşümü için orta
ölçekli acentalara destek çağrısı!
2025 yılının turizm sektöründe önemli bir dönüşüm sürecine işaret ettiğine dikkati çeken
İSATAG Başkanı Aylin Özsavaş, bu yılki turizm politikasının temel unsurlarından birinin, orta
ölçekli seyahat acentalarına verilen destekle şekilleneceğini belirterek, “Bu destek, hem
yerel ekonomilere canlılık kazandıracak hem de turizmin daha dengeli bir şekilde yayılmasını
sağlayacaktır.” dedi.
İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve
Geliştirme Derneği (İSATAG) Başkanı Aylin
Özsavaş’ın 2024 yılı değerlendirmesi ve
2025 yılı öngörüleri şöyle:
“2024 yılı, Türk turizminin hem potansiyelini
hem de karşılaştığı zorlukları net bir şekilde
ortaya koyduğu bir dönem oldu. Pandemi
sonrası toparlanma sürecinde, sektör bir
yandan artan turist sayılarıyla umut verici
bir tablo çizerken, diğer yandan ekonomik
ve yapısal sorunlarla mücadele etmek
zorunda kaldı. Türkiye’de yüksek enflasyon,
artan işletme maliyetleri ve döviz kurunun
baskılanmasıyla, turizm işletmelerinin
sürdürülebilir bir hizmet kalitesi sunmasını
zorlaştırdı. Özellikle vize sorunları ve nitelikli
insan kaynağı eksikliği, tur operatörleri
ve seyahat acentalarının uluslararası
pazarlardaki etkinliğini sınırlayan temel
engeller arasında yer aldı. Bununla birlikte,
gastronomi, kültür, sağlık ve doğa turizmi
gibi tematik alanlarda yeni projelerin hayata
geçirilmesi olumlu bir gelişme. Ancak bu
çeşitliliğin uluslararası pazarlarda yeterince
tanıtılamaması, potansiyelin tam anlamıyla
değerlendirilememesine neden oldu.
Aşırı turizm ve alternatif çözümler
Aşırı turizmin etkileri, 2024 yılında hem
Türkiye’de ama özellikle de dünyada
tartışılan önemli konular arasında yer
aldı. Kapasiteyi aşan turist yoğunluğu,
popüler destinasyonlarda doğal kaynakların
tükenmesine, tarihi mirasın zarar görmesine
ve yerel halkın yaşam kalitesinin düşmesine
neden oldu. Türkiye’de özellikle Kapadokya,
Antalya ve İstanbul gibi destinasyonlarda bu
durumun etkileri hissedilirken, çözüm olarak
alternatif turizm türlerine yönelim ön plana
çıktı.
Agro turizm bu bağlamda dikkat çeken
bir alternatif olarak değerlendirilmelidir.
Türkiye’nin zengin tarımsal mirası, agro
turizmi kırsal kalkınmayı destekleyen ve
turizmin daha dengeli yayılmasını sağlayan
bir araç haline getirecektir. Kapadokya’da
bağcılık deneyimleri, Karadeniz’de çay ve
fındık hasadı turları, Ege’de zeytin festivalleri
gibi tematik etkinlikler, hem çevresel
sürdürülebilirliği destekleyecek hem de
turistlere özgün deneyimler sunacaktır.
Sürdürülebilir turizm ve dijital
dönüşüm
Dünya genelinde 2024 yılı, turizmin
sürdürülebilir bir modele geçiş çabalarının
hızlandığı bir yıl oldu. Karbon ayak izini
azaltmaya yönelik projeler, döngüsel
ekonomi uygulamaları ve yeşil turizm
girişimleri sektörün geleceğini şekillendiren
temel unsurlar haline geldi. Dijitalleşme,
turist davranışlarını analiz etmek,
operasyonel verimliliği artırmak ve müşteri
deneyimini geliştirmek adına önemli bir
araç olarak kullanıldı. Ancak bu dönüşüm,
gelişmiş ülkelerde daha hızlı ilerlerken,
gelişmekte olan ülkeler dijitalleşme ve
sürdürülebilirlik alanında adaptasyon
sorunları yaşadı. Aşırı turizmin etkilerini
azaltmak ve turizmi daha sürdürülebilir bir
zemine oturtmak için, destinasyon yönetimi
ve alternatif turizm türlerinin teşviki global
ölçekte öne çıkan stratejiler oldu.
2025: Sürdürülebilirlik ve çevre
dostu projeler
2025 yılı, turizmin bu dönüşüm sürecinde
doğru adımların atılması gereken kritik
bir yıl olarak karşımıza çıkıyor. Öncelikle,
sürdürülebilirlik ve çevre dostu projelere
daha fazla öncelik verilmesi gerekiyor. Enerji
verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı ve
atık yönetimi gibi konularda hem Türkiye’de
hem de dünyada somut adımlar atılmalı.
Dijital dönüşüm yatırımları hızlandırılmalı ve
özellikle küçük ölçekli işletmelerin bu sürece
entegrasyonu sağlanmalı. İnsan kaynağına
yönelik yatırımlar artırılmalı; nitelikli iş
gücünün sektörde tutulması ve gençlerin
turizme teşvik edilmesi için kapsamlı
programlar devreye alınmalı. Türkiye
özelinde, vize kolaylıklarının sağlanması ve
uluslararası tanıtım stratejilerinin yeniden
yapılandırılması, ülkenin turizmdeki rekabet
gücünü artıracak önemli adımlar olacaktır.
Az ama nitelikli turist: Yerel
kalkınmaya katkı
2025 yılında, turizmde kısa vadeli kazanç
odaklı ve aşırı turizmi destekleyen
politikalardan vazgeçilerek, daha
sürdürülebilir yaklaşımlara odaklanılmalıdır.
Popüler destinasyonlardaki yoğunluğu
azaltmak için az bilinen bölgelerin tanıtımına
ağırlık verilmesi ve alternatif turizm
türlerinin teşvik edilmesi büyük önem
taşımaktadır. Turizm politikaları yalnızca
ekonomik kazanç sağlamayı hedeflemekle
kalmamalı, aynı zamanda yerel kalkınmaya
katkı sunmayı ve kültürel değerlerin
korunmasını da öncelik haline getirmelidir.
Bu çerçevede, az ama nitelikli turist
gruplarını getiren ve/veya iç turizmde
az bilinen destinasyonlara yönelik tur
düzenleyen orta ölçekli seyahat acentalarının
maddi ve manevi olarak desteklenmesi kritik
bir strateji olacaktır. Bu destek, hem yerel
ekonomilere canlılık kazandıracak hem de
turizmin daha dengeli bir şekilde yayılmasını
sağlayacaktır.
Böyle bir yaklaşımla Türkiye, hem kendi
içindeki zorlukları aşabilir hem de global
turizm pazarında güçlü bir konuma
ulaşabilir.
2025, turizm sektöründe sürdürülebilir
büyüme ve yenilikçi çözümlerin temel
taşlarının atıldığı bir yıl olmalıdır.
Dileriz ki bu yıl, turizmin yerel kalkınmayı
desteklediği, doğal ve kültürel zenginliklerin
korunduğu, insan odaklı bir dönüşüm
sürecinin başlangıcı olsun.”
50
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
Turizmde yapay zekâ pazarının 2030
hacmi ne olacak?
2024 yılında hacmi 2,95 milyar dolara ulaşan yapay zekâ pazarının 2030’a kadar yıllık ortalama yüzde
26,7’lik büyümelerle 13,38 milyar ABD dolarına ulaşacağı tahmin ediliyor.
14 dilde ulaşılabilen www.
turkiyeturizmansiklopedisi.com’un
Research And Markets’in konuyla ilgili
raporundan derlediği bilgilere göre, 2024
yılında hacmi 2,95 milyar dolara ulaşan yapay
zekâ pazarının 2030’a kadar yıllık ortalama
yüzde 26,7’lik büyümelerle 13,38 milyar ABD
dolarına ulaşacağı tahmin ediliyor.
Yapay zekâ (YZ), turizm sektöründeki
mobilite çözümlerini başta yolculuk
paylaşımı ve hizmetleri olmak üzere büyük
ölçüde iyileştirdi. Veri analitiği ve makine
öğrenimi algoritmaları, seyahat süresini
ile maliyetlerini azaltıyor. Bunun için en
verimli rotaları izleyen araçlara ilişkin
trafik verilerinin ve geçmiş verilerinin
gerçek zamanlı analizine dayalı olarak rota
seçimini iyileştiriyor. Operasyonel verimliliği
arttırdığı gibi, bekleme süresini azaltıp, varış
tahminlerini doğrulayarak daha iyi müşteri
deneyimleri sunuyor.
Tüm ulaşım araçlarında gerçek zamanlı
kullanılabilirlik ve tahmini bakım sağlamak
için yapay zekâ (YZ) odaklı çözümlerden
yararlanılıyor. Denizcilik endüstrilerinde,
yolcu gemileri ve feribot hizmetleri,
analitik yoluyla rota planlamasını,
gemideki deneyimleri ve hatta bir güvenlik
senaryosunun olasılıklarını geliştirmek için
YZ kullanıyor. Havayolları, sohbet robotları
biçiminde müşterilere otomatik hizmet
yoluyla YZ’den yararlanıyor. Uçuşların
iyileştirilmesi, bagaj takibi ve diğer ilgili
şeylerin tümünün daha kaliteli bir deneyime
dönüşmesini sağlıyor. Demiryolu ve karayolu
seyahati, planlama için YZ kullanımı,
yolcularla iletişim ve sağlam güvenlik
önlemlerinin uygulanmasını kullanıyor.
Araç kiralamalar hızlı büyüyecek
Turizm sektöründe, araç kiralama ve
mobilite sağlayıcıları gibi son kullanıcılar,
müşteri hizmetlerinde deneyimi ve
verimliliği iyileştirmek için giderek daha
fazla yapay zekayı kullanıyor. Talep tahmini,
araç kullanılabilirliği yönetimi ve piyasa
koşullarına bağlı olarak fiyatlandırma
stratejilerinin otomasyonu yoluyla filo
yönetimi, yapay zekâ teknolojileri aracılığıyla
elde edilebiliyor. Yapay zekâ tabanlı
uygulamaların diğer avantajlarından bazıları,
seyahati sorunsuz ve verimli hale getirmek
için kullanıcılara özel araç seçimleri, rotalar
ve gerçek zamanlı trafik güncellemeleri
sağlamayı içeriyor.
Yapay zekâ sohbet robotları ve sanal
asistanlar ile otomobil kiralama şirketleri
anında müşteri desteği sağlayabilir,
olası tüm soruları yanıtlayabilir ve daha
düşük işletme maliyetleriyle rezervasyon
yapabiliyor. Sorunsuz bir mobilite çözümüne
olan talebin artmasıyla, yapay zekanın araç
kiralama hizmetine entegrasyonu, şirketlerin
müşterilerini memnun etmelerine yardımcı
olurken, aynı zamanda bu tür hızlı hareket
eden pazarlarda eğrinin önünde olmalarına
da yardımcı olacaktır.
Sektörün büyük oyuncuları kimler?
Raporda bu alanın büyük oyuncuları
hakkında şu bilgilere yer veriliyor: “Turizmde
yapay zeka pazarındaki başlıca oyuncular
arasında Snowflake (ABD), IBM (ABD),
NVIDIA (ABD), Microsoft (ABD), AWS (ABD),
Salesforce (ABD), Appier (Tayvan), Huawei
(Çin), Sabre Corporation (ABD), SAS Institute
(ABD), [24]7.YZ (ABD), Virtusa Corporation
(ABD), Travelport (İngiltere), Amadeus
(İspanya), Devox Software (Polonya),
AltexSoft (ABD), Jio Haptik Technologies
Limited (Hindistan), SHR Group (ABD),
Duve (ABD), Nexscient (ABD), Persado
(ABD), Canary Technologies (ABD), Mize
(ABD), FLYR (ABD), Geovea (ABD), Layla
YZ (Almanya) yer alıyor. Bu oyuncular,
turizmde yapay zekâ pazarındaki ayak izlerini
genişletmek için ortaklıklar yapıyor. Anlaşma
ve iş birlikleriyle, yeni ürün lansmanları,
geliştirmeler ve satın almalar gibi çeşitli
büyüme stratejileri benimsiyorlar”.
What will the market size of AI in
tourism be by 2030?
The artificial intelligence (AI) market, which reached $2.95 billion in 2024, is expected
to grow at an average annual rate of 26.7%, reaching $13.38 billion by 2030.
According to information compiled
from the “Research & Markets”
report by the multilingual website,
www.turkiyeturizmansiklopedisi.com,
the AI market in tourism, valued at
$2.95 billion in 2024, is predicted to
reach $13.38 billion by 2030, with an
average annual growth rate of 26.7%.
AI enhancements in mobility
solutions
AI has significantly improved mobility
solutions in the tourism sector,
especially in ride-sharing and related
services. Data analytics and machine
learning algorithms reduce travel
time and costs by optimizing route
selection based on real-time traffic
data and historical information. These
technologies enhance operational
efficiency, reduce waiting times,
improve arrival predictions, and offer
better customer experiences.
AI-driven solutions are also leveraged
for real-time availability and predictive
maintenance across all modes of
transportation. In maritime industries,
passenger ships and ferry services use
analytics to enhance route planning,
onboard experiences, and even assess
potential security scenarios. Airlines
benefit from AI through automated
customer services in the form of
chatbots, improving flight operations,
baggage tracking, and providing a
higher-quality experience. Rail and
road travel benefit from AI in planning,
passenger communication, and
implementing robust safety measures.
Rapid growth in car rentals
In the tourism sector, end-users
such as car rental and mobility
providers are increasingly adopting
AI to improve customer service and
efficiency. AI technologies facilitate
fleet management through demand
forecasting, vehicle availability
management, and automated pricing
strategies based on market conditions.
Other benefits of AI-based applications
include providing personalized vehicle
selections, routes, and real-time traffic
updates to make travel seamless and
efficient.
With AI chatbots and virtual assistants,
car rental companies can provide
instant customer support, answer
all potential queries, and facilitate
bookings at lower operating costs. As
demand for seamless mobility solutions
rises, the integration of AI into car
rental services helps companies satisfy
customers while staying ahead in fastmoving
markets.
Major players in the industry
The report identifies the major players
in the AI tourism market as:
"Key players in the AI market in
tourism include Snowflake (USA),
IBM (USA), NVIDIA (USA), Microsoft
(USA), AWS (USA), Salesforce (USA),
Appier (Taiwan), Huawei (China), Sabre
Corporation (USA), SAS Institute (USA),
[24]7.ai (USA), Virtusa Corporation
(USA), Travelport (UK), Amadeus
(Spain), Devox Software (Poland),
AltexSoft (USA), Jio Haptik Technologies
Limited (India), SHR Group (USA), Duve
(USA), Nexscient (USA), Persado (USA),
Canary Technologies (USA), Mize (USA),
FLYR (USA), Geovea (USA), and Layla AI
(Germany)."
These players are expanding their
footprint in the AI tourism market
through partnerships. They adopt
various growth strategies, including
agreements and collaborations, new
product launches, developments, and
acquisitions.
52
hotel restaurant
& hi-tech
gündem agenda
Low-Cost pazarı 2034’te 543
milyar doları aşacak
Küresel düşük maliyetli havayolları (Low-Cost) pazarının 2024'ten 2034'e yüzde 5,7'lik
bileşik yıllık büyüme oranıyla 543 milyar doları aşacağı öngörülüyor.
14 dilde ulaşılabilen www.
turkiyeturizmansiklopedisi.
com’un Allied Market Research’ün
konuyla ilgili raporundan derlediği
bilgilere göre, küresel düşük maliyetli
havayolları pazarının hacmi 2023 yılında
298 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Raporda söz konusu pazarın 2024'ten
2034'e kadar yüzde 5,7'lik bileşik yıllık
büyüme oranıyla büyüyüp, 543 milyar
doları aşacağı tahmin ediliyor.
Ekonomik faaliyetlerdeki artış, seyahat
kolaylığı, seyahat ve turizm sektörünün
genişlemesi, hızlı kentleşme, yaşam
tarzındaki değişiklikler, tüketicilerin
düşük maliyetli hizmete, direkt
uçuşlara ve sık hizmete olan tercihi
pazarın büyümesine yol açıyor. Ancak,
dalgalı petrol fiyatı ve terörizm ve
suç oranındaki artış, siyasi belirsizlik
ve doğal afetler gibi faktörler pazar
büyümesini engelliyor. Pazar hedefe
göre, yurt içi ve uluslararası olarak
ikiye, dağıtım kanalına bağlı olarak da
çevrimiçi ve seyahat acentesi olarak
ayrılıyor.
Sektördeki temel eğilimler
Dijital teknolojilerin artan
benimsenmesi, operasyonları
dönüştürerek ve müşteri deneyimlerini
iyileştirerek küresel düşük maliyetli
havayolları pazarı büyümesinde önemli
bir endüstri trendi belirledi. Havayolları,
operasyonel maliyetleri azaltarak ve iş
akışlarını düzene sokarak verimli bilet,
check-in ve biniş süreçleri için gelişmiş
dijital platformlardan yararlandı.
Mobil uygulamalar ve web siteleri,
yolculara daha fazla kolaylık ve kontrol
sağlayarak seyahat rezervasyonu ve
yönetimi için kullanıcı dostu ara yüzler
sunuyor.
Ayrıca, veri analitiği ve yapay zekâ,
uçuş programlarını, fiyatlandırma
stratejilerini ve bakım operasyonlarını
iyileştirmek için kullanılıyor. Bu
da gelişmiş verimlilik ve maliyet
tasarruflarına yol açıyor. Uçak
içi hizmetler, Wi-Fi bağlantısı ve
kişiselleştirilmiş eğlence seçenekleri
gibi dijital yeniliklerle de geliştirildi.
Bu teknolojileri benimseyerek,
düşük maliyetli havayolları müşteri
beklentilerini daha iyi karşılayabiliyor.
Hedeflenen teklifler aracılığıyla yan
geliri artırabilir ve hızla gelişen bir
pazarda rekabet avantajını koruyabilir.
Sektörün büyük oyuncuları
kimlerden oluşuyor?
Düşük maliyetli havayolları pazarında
faaliyet gösteren başlıca oyuncular
arasında Air Arabia PJSC, AirAsia Group
Berhad, Alaska Air Group, Inc., Azul
SA, Easyjet Plc, New World Aviation,
Inc., Norwegian Air Shuttle ASA, Qantas
Airways Limited, Ryanair Holdings Plc.
Ve Westjet Airlines Ltd. gibi firmalar
bulunuyor. Düşük maliyetli havayolları
pazarındaki diğer oyuncular arasında
Southwest Airlines, JetBlue Airways,
Spirit Airlines, Frontier Airlines, Wizz
Air, Vueling Airlines, Pegasus Airlines,
Indigo, SpiceJet, Cebu Pacific ve
diğerleri yer alıyor.
Low-Cost market to exceed $543
billion in 2034
The global low-cost airlines (Low-Cost) market is projected to exceed $543 billion
from 2024 to 2034, with a compound annual growth rate of 5.7 percent.
Available in 14 languages, www.
turkiyeturizmansiklopedisi.
com compiled information from
Allied Market Research's report on
the subject, the volume of the global
low-cost airlines market amounted to
298 billion dollars in 2023. The report
estimates that the market will grow at
a compound annual growth rate of 5.7
percent from 2024 to 2034, exceeding
$543 billion.
The increase in economic activity, ease
of travel, expansion of the travel and
tourism sector, rapid urbanization,
changes in lifestyle, consumers'
preference for low-cost services,
direct flights and frequent services
are driving the growth of the market.
However, factors such as volatile oil
price and increase in terrorism and
crime, political uncertainty and natural
disasters are hampering the market
growth. By destination, the market is
divided into domestic and international,
and by distribution channel into online
and travel agency.
Key trends in the sector
Increased adoption of digital
technologies has set a key industry
trend in global low-cost airlines market
growth by transforming operations
and improving customer experiences.
Airlines have leveraged advanced digital
platforms for efficient ticketing, checkin
and boarding processes, reducing
operational costs and streamlining
workflows. Mobile apps and websites
offer user-friendly interfaces for
travel booking and management,
giving travelers more convenience and
control.
In addition, data analytics and artificial
intelligence are being used to improve
flight schedules, pricing strategies
and maintenance operations. This
leads to improved efficiency and cost
savings. Inflight services have also been
enhanced with digital innovations such
as Wi-Fi connectivity and personalized
entertainment options. By adopting
these technologies, low-cost airlines
can better meet customer expectations.
They can increase ancillary revenue
through targeted offers and maintain
a competitive advantage in a rapidly
evolving market.
Who are the major players in the
industry?
Major players operating in the lowcost
airlines market include Air Arabia
PJSC, AirAsia Group Berhad, Alaska
Air Group, Inc., Azul SA, Easyjet Plc,
New World Aviation, Inc., Norwegian
Air Shuttle ASA, Qantas Airways
Limited, Ryanair Holdings Plc. and
Westjet Airlines Ltd. Other players in
the low-cost airlines market include
Southwest Airlines, JetBlue Airways,
Spirit Airlines, Frontier Airlines, Wizz
Air, Vueling Airlines, Pegasus Airlines,
Indigo, SpiceJet, Cebu Pacific and
others.
54
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
İzmir, sağlık turizmi için düğmeye
bastı!
Türkiye’nin sağlık turizmi haritasını yeniden şekillendirecek kritik kararlar alan İzmir,
İbn-i Sina Enstitüsü ve Dünya Yaşlanma Konseyi Başkanı Gerontolog Dr. Kemal
Aydın’ın öncülüğünde, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde düzenlenen İzmir Sağlık
Serbest Bölgesi (SASEB) Çalıştayı düzenledi. Çalıştayın en önemli çıktılarından biri,
Türkiye Sağlık Turizmi Ar-Ge ve Veri Merkezi’nin (TUSAVEM) kurulması kararı oldu.
İzmir, sağlık turizmi alanında
uluslararası bir merkez olma yolunda
önemli bir adım atmaya hazırlanıyor.
İbn-i Sina Enstitüsü ve Dünya Yaşlanma
Konseyi Başkanı Gerontolog Dr. Kemal
Aydın’ın öncülüğünde, İzmir Katip Çelebi
Üniversitesi’nde düzenlenen İzmir Sağlık
Serbest Bölgesi (SASEB) Çalıştayı,
Türkiye’nin sağlık turizmi haritasını
yeniden şekillendirecek kararlarla
sonuçlandı. Kamu, akademi, özel sektör,
sivil toplum ve medya temsilcilerinden
50 katılımcının yer aldığı çalıştayın sonuç
bildirisi, sağlık turizmine yönelik üç ana
başlıkta şekillendi.
TUSAVEM: Türkiye sağlık turizmi
için kritik adım
Çalıştayın en önemli çıktılarından biri,
Türkiye Sağlık Turizmi Ar-Ge ve Veri
Merkezi’nin (TUSAVEM) kurulması
kararı oldu. Bu merkezin, Türkiye’nin
sağlık turizmi sektöründe daha sağlam
ve güvenilir bir temel oluşturmak için
hayati bir rol üstleneceği ifade edildi.
TUSAVEM’in odaklanacağı temel alanlar
şunlar olacak:
•Sağlık turizmi verilerinin bilimsel
yöntemlerle toplanması ve analiz
edilmesi.
•Uluslararası trendlerin izlenmesi ve
bu doğrultuda stratejik yol haritalarının
geliştirilmesi.
•Yenilikçi tedavi ve hizmet modelleri
üzerinde çalışılması.
•Türkiye’nin sağlık turizmi markasının
güçlendirilmesi için dijital pazarlama
ve global tanıtım kampanyalarının
düzenlenmesi.
Bu merkezin, İzmir’in liderliğinde
kurulması durumunda, Türkiye’nin
sağlık turizmi alanında uluslararası
rekabet gücünün artacağı ve daha etkili
politikalar geliştirilebileceği öngörülüyor.
İzmir’e GEROPARK: Yaşlı bakımında
yeni bir dönem
Çalıştayda alınan kararlar arasında,
İzmir’in yaşlı bakımında dünyanın
önde gelen merkezlerinden biri
olmasını sağlayacak GEROPARK sağlık
kümelenmelerinin oluşturulması da
yer aldı. Bu kümelenmeler, yaşlılara
yönelik sağlık hizmetlerinin yanı
sıra, rehabilitasyon, uzun yaşam
ve geleneksel tıp uygulamalarını
kapsayacak. Modelin, İzmir’i yaşlı
bakımında uluslararası düzeyde bir
cazibe merkezi haline getireceği
ifade edildi. İzmir’in doğal ve kültürel
zenginliklerinin yanı sıra güçlü sağlık
altyapısının, bu hedefi gerçekleştirmek
için uygun olduğu vurgulandı.
İzmir’de Aralık 2025’te uluslararası
kongre düzenlenecek
Çalıştayda alınan bir diğer önemli karar,
Aralık 2025’te İzmir’de Uluslararası
Sağlık Serbest Bölgesi Kongresi
düzenlenmesi oldu. Bu kongrenin,
sağlık turizmi sektörünün ulusal ve
uluslararası oyuncularını bir araya
getirerek İzmir’in küresel hedeflerini
desteklemesi bekleniyor. Kongrenin,
sağlık turizmi alanında bilgi ve deneyim
paylaşımı için önemli bir platform
oluşturacağı ve kentin sağlık serbest
bölgesi vizyonunu güçlendireceği
belirtildi.
İzmir, sağlık turizminin geleceğine
yön veriyor
İzmir Sağlık Serbest Bölgesi Çalıştayı,
Türkiye’nin sağlık turizmi hedeflerini
belirleyen bir yol haritası çizerek hem
İzmir’in hem de Türkiye’nin uluslararası
sağlık turizmi pazarındaki yerini
56
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
güçlendirmek için kritik adımların
atılmasını sağladı. Bu kararlar, İzmir’in
yalnızca bir sağlık turizmi merkezi değil,
aynı zamanda yaşlı bakımında yenilikçi
çözümler sunan bir lider şehir olma
yolunda hızla ilerlediğini gösteriyor. İzmir,
sağlık turizminde küresel bir marka olma
hedefiyle yeni bir döneme adım atıyor.
İZMİR SASEB Çalıştayı sonuç bildirisi
tam metni
8 Ocak 2025 tarihinde İzmir Kâtip Çelebi
Üniversitesi'nde nitelikli bir katılımla
gerçekleştirilen İzmir Sağlık Serbest
Bölgesi Çalıştayı’nın üç ana başlık
üzerinde şekillendirilen sonuç bildirisinde
şu ifadelere yer verildi:
1. Türkiye Sağlık Turizmi Ar-Ge Veri
Merkezinin (TUSAVEM) Kurulması:
Türkiye'de sağlık turizmi verilerine
yönelik bir ulusal Ar-Ge ve Veri
Merkezi bulunmadığı için sektörde
birbiriyle çelişen farklı rakam
ve sayılar bulunmaktadır. Aynı
karmaşa uluslararası veriler için
de söz konusudur. Bilimsel yollarla
derlenmeyen veriler nedeniyle sağlıklı
politika ve strateji oluşturmak mümkün
olamamaktadır. Bu nedenle Türkiye'de
ivedilikle böyle bir merkezin kurulmasına
ihtiyaç bulunmaktadır. Merkezin
odaklanacağı çalışmalar şunlardır:
a.Akademik ve Bilimsel Çalışmalar
(Araştırma projeleri, yayınlar ve
raporlar, üniversite iş birlikleri, bilimsel
konferanslar ve çalıştaylar)
b.Uluslararası Sağlık Turizmi
Gelişmelerini Takip ve Strateji Geliştirme
(Global trend analizleri, benchmarking,
fiyatlandırma ve fiyat stratejileri
geliştirme, stratejik yol haritaları, hedef/
rakip ülkeler için özel yaklaşım ve
modeller geliştirme)
c.Ulusal ve Uluslararası Veri Bankası
Oluşturma (Veri toplama, veri tabanı
yönetimi, paydaşlarla veri paylaşımı,
raporlama, politika geliştirme desteği,
karar destek sistemlerine veri sunma)
d.Dönemsel (2 veya 3 aylık) Türkçe ve
İngilizce e-Bülten Yayınlama (Sektörel
gelişmelerin paylaşımı, hedef kitleye
ulaşma)
e.Yenilikçi (İnovatif) Tedavi ve Hizmet
Modelleri Geliştirme (Yenilikçi hizmet
modelleri, rehabilitasyon ve wellness
çözümleri, kişiselleştirilmiş sağlık
hizmetleri)
f.Uluslararası Hasta şikâyet Hattı
Oluşturma ve şikâyetleri Analiz Etme
(Geri bildirim sistemleri, memnuniyet
analizleri, süreç iyileştirme sistem ve
mekanizmaları oluşturma)
g.Türkiye Pazarlama ve Reklam
Geliştirme Stratejilerinin Geliştirilmesi
(Dijital pazarlama, global tanıtım
kampanyaları, Türkiye marka
mimarisinin inşası) Merkezin kurulması
için başta İzmir olmak üzere çeşitli illerde
üniversitelerle görüşmeler yapılması
gerekmektedir.
2. İzmir Sağlık Turizmi İhtiyaç Araştırması
Yapılması 2023 yılında Türkiye genelinde
518 sağlık sektörü temsilcisiyle yapılan
bilimsel bir araştırma, İzmir'i SASEB
için en uygun ikinci il olarak ön plana
çıkarmıştır. Bu araştırmanın devamında,
İzmir'e özgü daha ayrıntılı veri elde etmek
amacıyla il genelinde sağlık sektörü
temsilcileri ve kamu yöneticileri ile karar
vericileri içeren kapsamlı bir araştırma
yapılması gerekmektedir. Bilimsel
veriler temelinde, İzmir Sağlık Serbest
Bölgesine ihtiyaç olduğu sonucuna
varılırsa, İzmir Sağlık Serbest Bölgesi
fikrinin projelendirilmesi aşamasına
geçilmesi için adım atılacaktır.
3. Yenilikçi Girişimler: GEROPARK-
Sağlık Kümelenmeleri Sağlık turizminin
hedef kitlesinin büyük kısmını yaşa bağlı
sağlık sorunlarına maruz kalan yaşlılar
oluşturmaktadır. Bu nedenle İzmir'de
GEROPARK sağlık kümelenmelerine
büyük gereksinim duyulmaktadır. Ayrıca
GETAT, longevity ve rehabilitasyon
gibi yenilikçi proje ve oluşumlar sağlık
turizminin sürdürülebilirliği için önem
taşımaktadır.
4. İzmir I. Uluslararası Sağlık Serbest
Bölgesi Kongresi Düzenlenmesi
a.Ulusal ve Uluslararası Katılımlı,
Geniş Kapsamlı ve İçerikli Kongre
Düzenlenmesi (Aralık 2025)
b.Kongre'nin başarılı bir şekilde
düzenlenebilmesi için uzmanlardan
oluşan bir düzenleme kurulu
oluşturulması ve yetkilendirilmesi büyük
önem taşımaktadır.
Ayrıca, çalıştay sonuçlarının bir kitap
haline getirilmesi ve bundan sonraki
çalışmalar için bir kaynak oluşturulması
amacıyla, 8 Ocak 2025 tarihli çalıştayda
gündemin yanı sıra öneri ve görüşlerini
daha ayrıntılı bir şekilde açıklayacak
katılımcıların görüşlerinin Çalıştay
kitabında yer almasına karar verilmiştir.”
58
hotel restaurant
& hi-tech
yeni yatırımlar
La Quinta by Wyndham Batumi,
River Rock Hotels yönetimiyle
Batum’da açılacak
ELT Building ile ortaklık kuran River Rock Hotels & Resorts, La Quinta by Wyndham
Batumi’nin yönetimini üstlenerek prestijli markanın Gürcistan’daki ilk tesisini Mart
2025’te Batum’un Yeni Bulvar bölgesinde açacağını duyurdu.
Türkiye’nin önde gelen konaklama
markalarından biri olan River Rock
Hotels & Resorts, Gürcistan’daki
pozisyonunu Batum’un prestijli Yeni
Bulvar bölgesindeki yeni projelerle
daha da güçlendiriyor. Üç yılı aşkın
süredir Gürcistan’da faaliyet gösteren
şirket, bölgenin turizm sektöründe
dönüştürücü bir rol oynamaya devam
ediyor. ELT Building ile ortaklık
kuran River Rock Hotels & Resorts,
La Quinta by Wyndham Batumi’nin
yönetimini üstlenerek prestijli
markanın Gürcistan’daki ilk tesisinin
açılışını yapacak. Bunun yanı sıra,
aynı bölgede lüks bir otel ve rezidans
kompleksinin inşası için danışmanlık
hizmeti verilmeye başlandığının da
duyurusu yapıldı. Bu stratejik girişimler,
Batum’un Karadeniz üzerindeki önemli
bir destinasyon olarak yükselen
konumunu güçlendirmeyi ve şehrin
turizm ile gayrimenkul sektörlerini
geliştirmeyi hedefliyor.
Berberoğlu: “Projelerimiz, bölgesel
büyüme stratejimizde önemli bir
adım”
River Rock Hotels & Resorts Yönetim
Kurulu Başkanı Buğra Berberoğlu,
şirketin Gürcistan’daki genişlemesi
hakkında şu sözleri söyledi:
River Rock Hotels & Resorts Yönetim Kurulu
Başkanı Buğra Berberoğlu
“Projelerimiz, bölgesel büyüme
stratejimizde önemli bir adımdır. Bu
ELT Building CEO’su Mamuka Makharadze, La Quinta by Wyndham Batumi Genel Müdürü Ünay Türköz (Soldan sağa)
iş birliği sayesinde hem olağanüstü
konaklama deneyimleri sunmayı hem
de Gürcistan’ın turizm sektörünün
gelişimine anlamlı katkılar sağlamayı
hedefliyoruz. ELT Building’in vizyonu
ile operasyonel uzmanlığımızı bir araya
getirerek, ziyaretçiler için simgesel
tesisler hayata geçiriyoruz.”
Mart 2025’de açılıyor
La Quinta by Wyndham Batumi,
Mart 2025’te Batum’un Yeni Bulvar
bölgesinde kapılarını açacak. Wyndham
Hotels & Resorts’un dünya çapında
tanınan standartları ile River Rock
Hotels & Resorts’un kişiselleştirilmiş
hizmet anlayışı ve operasyonel
mükemmeliyetini bir araya getiren
bu proje, şehre modern ve yenilikçi
bir konaklama konsepti sunacak.
Batum’un kalbinde, hem iş hem de tatil
amaçlı seyahat eden misafirlere hitap
edecek şekilde tasarlanan otel, modern
tasarımı, üstün olanakları ve merkezi
konumuyla bölgedeki misafirperverlik
standartlarını yeniden tanımlamayı
hedefliyor.
Türköz: “Yerel turizm sunumunu
zenginleştirecek bir yatırım”
Projenin önemine vurgu yapan
otelin Genel Müdürü Ünay Türköz şu
ifadelerde bulundu:
"Batum’un eşsiz cazibesi ve dinamik
büyümesiyle uyumlu bu yenilikçi projeyi
hayata geçirmekten büyük bir gurur
duyuyoruz. La Quinta by Wyndham
Batumi, üstün hizmet ve modern
olanakları ile yerel turizm sunumunu
zenginleştirecek ve Batum’un dünya
çapında bir destinasyon olması yolunda
konumunu daha da güçlendirecektir."
ELT Quarter
La Quinta by Wyndham’ın yanı sıra
River Rock Hotels & Resorts, ELT
Quarter adlı özel bir sahil kompleksi
projesini de yönetiyor. Lüks bir otel
ve otel tarzı rezidanslardan oluşan bu
kompleks, hem seçici tatilcileri hem de
iş seyahati yapanları kendine çekecek
şekilde tasarlandı. Çağdaş mimari
ve işlevselliği bir araya getiren proje,
binlerce metrekarelik bir alanı kapsıyor.
Zarif bir şekilde döşenmiş odalar ve
süitler, son teknoloji Spa & Wellness
merkezi, açık hava dinlenme alanları
ve özenle tasarlanmış ortak kullanım
alanları ile bu iddialı gelişme, Batum’un
misafirperverlik ve gayrimenkul
sunumlarını bir üst seviyeye taşıyacak.
Makharadze: “Batum turizminin
geleceğini şekillendirecekler”
River Rock Hotels & Resorts ve
ELT Building arasındaki ortaklık,
misafirperverlik alanında mükemmellik
ve yenilik vizyonunu paylaşmaktadır.
ELT Building’in CEO’su Mamuka
Makharadze, iş birliğiyle ilgili şunları
kaydetti: “River Rock Hotels & Resorts,
projelerimize eşsiz bir uzmanlık ve
enerji kattı. Ekiplerinin profesyonelliği
ve stratejik yaklaşımı büyük değer
sağladı ve Batum turizminin geleceğini
şekillendirecek projeler sunmaktan
gurur duyuyoruz.”
River Rock Hotels & Resorts,
bölgedeki yatırımcılar ve
geliştiriciler için güvenilir
bir ortak olarak kendini
kanıtladı. Gürcistan’da
aktif olarak yürütülen sekiz
proje ile şirket, pazarın
değişen ihtiyaçlarına yanıt
veren, yüksek kaliteli ve
misafir odaklı konaklama
çözümleri sunma konusunda
uzmanlığını defalarca
gösterdi. La Quinta by
Wyndham Batumi ve ELT
Quarter gibi projelerle River
Rock Hotels & Resorts,
Batum’un uluslararası
bir destinasyon olarak
statüsünü yükseltmeyi
amaçlıyor. Projeler,
modern tasarımı, dünya
standartlarında olanakları
ve hizmet mükemmeliyetine
olan sarsılmaz bağlılığı
birleştirerek şehrin turizm
potansiyelini artırmayı
vadediyor. River Rock
Hotels & Resorts, yalnızca
Gürcistan’da değil, tüm
bölgede büyüme ve yenilikçilik
sağlama taahhüdüne bağlı
kalmakla beraber söz konusu
bu son girişimler, şirketin lüks
konaklama standartlarını
yeniden tanımlarken, yerel
ekonomiye anlamlı katkılar
sağlama vizyonunu yansıtıyor.
60
hotel restaurant
& hi-tech
yeni yatırımlar
Accor’un
markaladığı
Mercure
Ankara Kızılay
kapılarını açtı
Accor tarafından yeniden markalanan Mercure
Ankara Kızılay hizmete girdi. 72 odalı otel, iş ya
da tatil amaçlı seyahat eden konuklar için rahat
ve keyifli bir konaklama taahhüt ediyor.
Yerelden ilham alan ve otantik
misafirperverliğiyle tanınan Mercure,
Türkiye’nin başkenti Ankara’daki
ilk otelini gururla tanıtıyor. Şehrin
hareketli Kızılay bölgesinde konumlanan
Mercure Ankara Kızılay, modern konforu
Ankara’nın dinamik ruhuyla harmanlayarak,
misafirlerine şehri keşfetme imkanı sunuyor.
Mercure Ankara Kızılay, hareketli alışveriş
caddelerinden kültürel simge yapılarına ve
iş merkezlerine kadar şehrin en popüler
noktalarına kolay erişim sağlıyor. Modern
tasarımı, yerel kültürle derin bir bağla
birleştiren otel, iş veya tatil amacıyla seyahat
eden tüm misafirlere kesintisiz bir deneyim
sunuyor.
Accor tarafından yeniden
markalandı
Dünyanın önde gelen konaklama grubu Accor
tarafından yeniden markalanan Mercure
Ankara Kızılay, modern dekorasyonuyla
Ankara’nın zengin mirasını ve enerjisini
yansıtıyor. Otelde, konfor ve işlevsellik
dengesi gözetilerek yenilenen modern
olanaklarla donatılan 72 oda bulunuyor. Otel
iş ya da tatil amaçlı seyahat eden konuklar
için rahat ve keyifli bir konaklama taahhüt
ediyor.
Otelin gastronomi alanındaki seçenekleri,
misafirlere yerel lezzetleri keşfetme imkanı
sunuyor. Shine Restaurant, samimi bir
atmosferde açık büfe kahvaltı sunarken;
Kentro Café, iç ve dış mekan seçenekleriyle
hafif atıştırmalıklar ve içecekler için ideal
bir ortam sağlıyor. Shine Bar ise öğlen
saatlerinden gece geç saatlere kadar hizmet
vererek, sosyal etkinlikler veya yoğun bir
günün ardından dinlenmek için rahat bir
atmosfer sunuyor.
Yerel kültürü yansıtan özgün bir
deneyim
Accor’un Orta Doğu, Afrika ve Türkiye
Premium, Orta Ölçekli ve Ekonomik Oteller
Bölümü COO’su Paul Stevens şu ifadeleri
kullandı: “Mercure Ankara Kızılay’ın açılışı,
Türkiye’nin başkentindeki varlığımızı
genişletme yolculuğumuzda heyecan
verici bir adımı temsil ederken, bu canlı
semtin dinamizmine ve büyümesine katkıda
bulunuyor. Markanın ruhuna sadık kalarak,
otel, destinasyonun benzersiz karakterini
keşfetmek, bağ kurmak ve deneyimlemek
için misafirlerine sıcak bir davet sunuyor.”
Mercure Ankara Kızılay Genel Müdürü
Abidin Akpınar ise şunları söyledi: “Mercure
Ankara Kızılay’ın kapılarını açmaktan ve
bu özel semtin enerjisini misafirlerimize
sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yerel
kültürü yansıtan özgün bir deneyim sunmaya
kararlıyız. Otelimizde yerel ürünleri öne
çıkararak hem iş hem de tatil amaçlı seyahat
eden konuklarımızın kendilerini evlerinde gibi
hissetmelerini sağlamayı hedefliyoruz.”
120 kişi kapasiteli toplantı odaları
Toplantı ve etkinlikler için Mercure Ankara
Kızılay, çeşitli ihtiyaçlara uygun şekilde
tasarlanmış üç toplantı salonu sunuyor. 120
kişilik kapasiteye sahip toplantı odaları, hem
dinamik organizasyonlar, hem de orta ölçekli
konferanslar için esnek alanlar sunuyor.
Modern olanaklarla donatılmış, gün ışığı
alan ve açık hava molalarına imkan tanıyan
bu alanlar, iş toplantılarından özel davetlere
kadar her tür etkinlik için uygun bir ortam
sağlıyor.
Spor yapmayı seven misafirler için otelin
modern fitness merkezi, kapsamlı kardiyo
ekipmanları ile donatılmış olup, bu alan
konaklama süresince aktif ve enerjik kalmak
isteyen misafirler için sıcak bir ortam
vadediyor.
62
hotel restaurant
& hi-tech
yeni yatırımlar
Asteria Hotels, Anex Turizm Grubu
ile yeniden canlanacak
Geçtiğimiz günlerde bünyesine 9 otel birden ekleyerek, Akdeniz’de en çok yatak
kapasitesine sahip zincir otel konumuna yükselen ATG Hotels, Anex Turizm Grubu
ile yeniden canlanacak!
Geçtiğimiz günlerde ATG Hotels,
bünyesine 9 otel birden ekleyerek,
Akdeniz’de en çok yatak
kapasitesine sahip zincir otel konumuna
yükselmişti. Konaklama sektöründeki
iddialı çalışmaları ve liderliğiyle ön
plana çıkan Anex Turizm Grubu, 2025
yılında Asteria Hotels efsanesine de
yeniden hayat vereceğini duyurdu.
Türkiye’ye gelen Alman misafirlerin
Antalya’daki gözdesi olan ve 1992 yılında
kurulan Asteria Hotels, uzun yıllar
Side ve Belek bölgelerindeki hizmet
kalitesi ve sıcacık misafirperverliği
ile ünlenmişti. İşletme değişikliği ve
yeniden yapılanma süreci nedeniyle,
yedi yıl öncesine kadar sadece Asteria
Family Resort Side hizmet vermekteydi.
9 yatırımının 4’ünü Asteria
markasıyla sürdürecek
ATG Hotels yeni yaptığı otel yatırımları
kapsamında, satın aldığı dokuz otelden
dördünü Asteria markasıyla hizmete
açacak. Aquaworld Belek yeni ismiyle
Asteria Family Resort Belek, Euphoria
Palm Beach yeni ismiyle Asteria
Family Resort Side, Amara Family ve
Excelsior Side otelleri birleşimi ile
Asteria Collection Side olarak hizmet
verecek. Grup bünyesinde yer almakta
olan Selectum For Two markası ise
artık Asteria Bloom Side olarak hizmet
verecek.
Globali de hedefliyor
ATG Hotels, Türkiye’nin yanı sıra,
global turizm sektöründe de iddialı bir
oyuncu olmayı hedefliyor. Yeni yapılan
otel yatırımları ile ATG Hotels çatısı
altında yer alan otel markalarını farklı
beklentilere sahip misafirler için,
kusursuz hizmet sunabilmek adına
segmente ediyor. Grubun bünyesindeki
Selectum Hotels, lüks ve aile dostu
konseptleriyle öne çıkarken; The Norm
Hotels, sofistike ve modern bir hizmet
karşılamayı amaçlıyor. Restoranlarında
uygulayacağı sağlıklı ve özel çocuk
menüleriyle de, aileleri mutlu etmeyi
hedefliyor.
Asteria Family Resort Side
Asteria Family Resort Side ise,
ebeveynlerin keyif alacağı bir tatile
odaklanıyor. Ebeveynlerin tatillerini
keyifle geçirmeleri, çocukların da gün
boyu çocuk etkinlikleri ile eğlenip,
tüm ailenin huzurlu bir tatil geçirmesi
amaçlanıyor.
anlayışıyla dikkat çekiyor. Asteria
Hotels ise geçmişe dayalı köklüsağlam
markasını modern bir yorumla
misafirlerin beğenisine sunuyor.
Ulaşılabilir-bütçe dostu ve kaliteli
hizmet vaadinde
ATG Hotels, sadece otel sayısını
artırmayı değil, aynı zamanda misafir
memnuniyetinde sektördeki çıtayı
daha da yükseltmeyi hedefliyor.
Asteria Hotels’in yeniden doğuşu, ATG
Hotels’in bu stratejik büyümesinin
de önemli bir parçası. Asteria Hotels
markasının yıllar boyu sunduğu
güvenilirlik, sıcak misafirperverlik ve
hizmet kalitesini birleştirerek, bütçe
dostu, tatile daha kolay erişilebilir bir
anlayış benimseniyor. Asteria Hotels,
yeniden doğuşuyla birlikte, Farklı
segmentlerde ve farklı beklentilerde
olan misafirlerine, 2025 sezonunda yeni
konseptiyle hizmet vermeye başlayacak.
Asteria Hotels otelleri-konseptleri
ve sunacağı hizmetler:
Asteria Family Resort Belek
Markanın isminden de anlaşılacağı
üzere, Asteria Family Resort Belek
çocuklu ve geniş aile gruplarına yönelik
kusursuz hizmet anlayışını hedefleyen
bir Asteria markası. Çocuk kulübü
etkinlikleri, mini disko, aquapark
ve su kaydırakları gibi olanaklarıyla
küçük misafirlere eğlenceli bir tatil
sunarken; geniş aile odaları ve swim-up
seçenekleriyle ailelerin beklentilerini
Asteria Bloom Side
Asteria Bloom Side ise gençlere
ve eğlenceye yönelik tatil yapmak
isteyenler için tasarlandı. 18-35 yaş
arası sosyalleşmek isteyen genç
tatilciler ile enerjik-eğlenceli ve keyif
dolu bir tatil arayanlar için ideal.
Canlı DJ performansları, partiler ve
etkinlik ağırlıklı hizmet verecek olan
Asteria Bloom Side, modern tasarımlı
odaları ve gece kulübü ile konfor ve
eğlenceyi bir arada sunuyor. Beach club
hizmetleri de, genç misafirler için keyifli
bir deneyim sunacak.
Asteria Collection Side
Asteria Collection Side ise, her yaştan
tatilciler, aileler ve çiftler için ideal bir
otel. Aile dostu hizmetlerin yanı sıra,
yetişkinlere özel +18 alanlar, SPA, spor
salonu ve wellness imkanlarıyla aynı
otelde farklı beklentileri karşılamayı
amaçlıyor. Bungalow ve swim-up
odaları, hem dinlenmek hem de tatilin
tadını çıkarmak isteyen misafirler için
tasarlanmış.
Asteria Hotels, modernize edilmiş
otel tasarımları, misafir memnuniyeti
odaklı hizmet anlayışı ve yenilikçi
konseptleriyle tatilcilere 2025
sezonunda kapılarını açıyor. Geçmişteki
güçlü itibarını ATG Hotels’in vizyoner
yaklaşımıyla birleştirerek, hem yerli
hem de yabancı misafirler için yeniden
vazgeçilmez ve güçlü bir tatil markası
olmayı hedefliyor.
64
hotel restaurant
& hi-tech
iş’te kadın
Skål'dan
küresel
etkiye:
Deniz
Anapa’nın
45 yıllık
turizm
serüveni
Röportaj: Hatice Ünal Bilen
Turizm sektöründe 45 yıllık köklü bir geçmişi var.
Kariyerine Etap İstanbul Oteli’nde stajyer olarak
başlayıp, 11 yıl sonra Türkiye Etap Otelleri Satış
Müdürlüğüne yükseldikten sonra Inter Hotels ve La
Maison gibi önemli markaların ortağı ve yöneticisi
olarak pozisyon alan Deniz Anapa, bir taraftan da Skål
International İstanbul'daki 36 yıllık üyeliği süresince
Türk turizmini uluslararası platformlarda temsil etti,
kulüp başkanlığından dünya yönetim kurulu üyeliğine
kadar birçok prestijli görevde yer aldı. Kadınların
sektördeki yerini güçlendiren bir örnek olmanın yanı
sıra, kültürel değişim ve sürdürülebilir turizm gibi
konularda da etkin roller üstlenen Anapa, bugünlerde
Skål International Dünya Yönetim Kurulu Üyeliği ile
turizm kariyerini taçlandırıyor.
Turizmin gelişmediği, kadın turizmcilerin sayısının
parmakla sayılacak kadar az olduğu bir dönemden
bugün dünya sahnesine, tecrübeli turizmci Deniz
Anapa’nın ilham verici yolculuğu bu röportajımızda!
Turizm sektörüne ilginiz nasıl başladı?
Aileniz ya da çevreniz üzerinde bir etkisi
oldu mu?
Turizm sektörüne ilk adım atmam, değeri hiçbir
zaman yadsınamaz Boğaziçi Üniversitesi’nde, Turizm
ve Otelcilik İşletmeciliği bölümündeki eğitimimle
başladı. Ailem, hedeflediğim tüm yollarda beni
destekleyen mükemmel bir aile oldu her zaman.
1977 yıllarından söz ediyoruz… Daha turizmin
gelişmediği, kadın turizmcilerin sayısının parmakla
sayılacak kadar az olduğu bir dönem.
Turizm okumak isteyen, otelcilik yapmaya
soyunan, Avusturya Lisesi mezunu ve
Viyana’da ekonomi okumak üzere, tüm
kayıtlarını yaptırmış, ama konu hedef ve
arzulara gelince, Boğaziçi Üniversitesi’ni
ve turizmi seçen bir evlat… Hiç engel
olmadıkları gibi destek oldular.
Bu arada lise eğitimimle paralel,
aynı yıllarda, İstanbul Belediye
konservatuvarı, bale bölümü ve Dilek
Bale dershanesinden de mezun oldum.
Turizm ve bale, en çok hayal ettiklerim,
en çok istediklerim, aşklarım… Ama
ne yazık ki bale hayatım, profesyonel
alana geçemeden, bir kaza sonunda
sakatlandığım için, okul mezuniyetimle
sınırlı kalacaktı. Turizm ise doludizgin
hayatıma girip, ona yön veren oldu.
Bu alandaki ilk deneyiminiz
neydi?
İlk mesleki deneyimim, iki ay mecburi
stajyer görevimi yapmak üzere ön büro
elemanı olarak girdiğim Etap İstanbul
Oteli’dir. İki ay mecburi stajyer olarak
girdiğim Etap Ailesi’nden, tam 11 yıl
sonra Türkiye Etap Otelleri Satış Müdürü
sıfatımla ayrıldım. Ve o dönemdeki Genel
Müdürümüz Turgay Kıran’ın, “Inter
Hotels” adı ile kurduğu, Otel İşletmeciliği
ve Danışmanlık şirketine ortak olarak
katılarak (1988), çok özel birikimlerimin
oluştuğu, sektöre çok katkı verdiğimiz
müthiş bir ekip olduk ve halihazırda bu
ortaklık sürmektedir.
Özellikle de, La Maison markamızla,
hem butik otelcilik konusunda ilklere
imza atarken, yine aynı marka ile anılan
Fransız mutfağının birebir temsilcisi
“Turizm kariyerimde
mentorum, eski genel
müdürüm, sonraki ortağım
Turgay Kıran’dır. Skål
kariyerimde ise tartışmasız,
Skål International Dünya
Başkanım Hülya Aslantaş.
Ve tabii ki, haklarını
ödeyemeceklerim var, bana
karşılıksız destek ve sevgilerini
veren melekler ordusu.”
olmayı ve bu marka ile 18 yıl hizmet
verebilmenin mutluluğunu hala taşıyorum.
Kariyerinizde şimdiye kadar
ulaşmak istediğiniz en büyük
hedefe ne zaman ulaştınız?
Hedefim, insanlarla iç içe olabileceğim,
canlı, hareketli, lisanlarımı kullanabileceğim,
hizmet sektörünün olduğu kesindi. Ama
en üst çıtayı nereye koymak istediğimi
bilmiyordum. Bence çıtam, ne yapıyorsam en
iyisini yapabilmek oldu. La Maison zincirimiz
aşkım oldu. Daha çok La Maisonlar…
Organizasyonlar… Mutlu ayrılan misafirler…
Hep bunu istedim. Çok şükür, bu zevki
yıllarca tattım. Ta ki pandemiye kadar.
Kapattık tüm güzel mekanlarımızı. Şimdi ise
hala araftayım. Tekrar La Maison’lar girmeli
mi hayatıma? Düzeldi mi her şey? Her şey
eskisi gibi olabilir mi? Bilmiyorum, çünkü
insanlar, ortam öyle değişti ki… Bekliyorum…
Skål International Dünya Yönetim
Kurulu Üyesi olmadan önce hangi
pozisyonlarda görev aldınız? Bu
görevleriniz sektöre bakış açınızı
nasıl şekillendirdi?
Dediğim gibi Skål International İstanbul’un
36 yıllık üyesiyim. Dolayısıyla bu uzun yıllara
çok görev sığdı. Her adım, her sorumluluk
büyük tecrübe kuşkusuz. Uluslararası
bir network’ün parçası olmak, Skål’un
birbirinden değerli, üst düzey turizm
profesyonellerinden oluşan, yöneticilerinden
oluşan yapısı, onlarla paylaşımlar, her
şeyden öte, hayat kültürü adına paha
biçilmez…
Skål International İstanbul üyesi olarak 1988
yılından beri derneğe üyeyim. 1999–2002
yılları arasında Skalite Ödülleri organizasyon
komitesinde yer aldım. 2002–2006 yılları
arasında Skål International İstanbul Yönetim
Kurulu Üyesi olarak görev yaptım. Bu süreçte
halkla ilişkiler çalışmalarını yürüttüm ve
Başkan Yardımcılığı görevini üstlendim.
2006–2008 yılları arasında Skål International
İstanbul Başkanlığı yaptım. 2007–2009
yıllarında Skål International Türkiye Ulusal
Komitesi’nde Yönetim Kurulu Üyesi olarak
basın, misafir ilişkileri ve üye kazanımı
çalışmalarını yürüttüm.
2009–2011 yılları arasında yine Ulusal Komite
Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev aldım ve
bu dönemde Kıdemli Başkan Yardımcılığı
yaptım. 2011–2015 yılları arasında iki dönem
üst üste Skål International Türkiye USDF
Başkanlığı görevini yürüttüm. 2015 yılında
Skål International 2020 Projesi’nde ekip
üyesi olarak çalıştım. 2022 yılında Skål
International Kaynak Yaratma Komitesi Eş
Başkanı olarak görev aldım. 2024 yılında
Skål International Üyelik Geliştirme Fonu
ve Young Skål Komitesi’nde hem üye hem
de eş başkanlık görevlerini üstlendim. Aynı
zamanda Bölge 9 Başkan Yardımcısı olarak
seçildim.
Skål International Dünya Yönetim
Kurulu Üyesisiniz, 9.Bölge
Direktörü daha genel açılımıyla
da. Bu unvanınızla sektörün global
ölçekteki gelişimine ne şekilde
katkı sağlamayı hedefliyorsunuz?
Bu yeni pozisyon ile hayata
geçirmek istediğiniz projeleriniz
neler?
Skål International’da görev almak, Skål
içinde emek vermeye, hele ki uluslararası
platformda hizmete hazır olan herkesin
arzulayabileceği hedeflerden biri olabilir.
Ben de çok uzun yıllar, ülkemde, Kulüp
Başkanlığından Türkiye başkanlığına kadar
uzanan yolda görev yaparken, uluslararası
platformda çok değerli işbirlikler ile çok
değerli dostluklar kazandım. Bu pozitif
ilişkiler, yardıma ve hizmete hazır olan
zihniyet, yapıcılık, çalışkanlık, enerji bolluğu
sizi bu göreve doğru hazırlıyor diyelim.
Projelerim ise çok… Öncelikle, dünyanın
içinde bulunduğu problemlerden kuşkusuz
etkilenen kendi Skål ailem içinde yeniden
enerji getirmeyi, sürdürülebilir turizmi
teşvik edebilmeyi, ülkelerarası, üyeler arası
sosyal birlikteliği teşvik edici toplantı ve
geziler düzenlemeyi, ses getiren projelerle
medyada yer alarak, bilinirliğimize
katkı sağlamak hedeflerimden. Tabii ki,
sorumluluk bölgem olan Türkiye’me faydalı
olabilmek en büyük önceliğim.
Küresel turizm sektöründe, liderlik
rolünüzün sektöre olan etkisini
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Görev titrimin sektöre bir etkisi olur mu
bilmiyorum. Ama bildiğim şey, yapıcı ve
çalışkan yapımı bilenlerin, bu göreve
geldiğim için, güzel hedeflerim olabileceğini,
camiaya hareket getireceğimden emin
olabileceklerini düşünüyorum.
66
hotel restaurant
& hi-tech
iş’te kadın
Dünya genelindeki farklı turizm
politikalarını göz önünde
bulundurarak, ülkeler arasındaki
iş birliğini artırmak için hangi
stratejileri benimsiyorsunuz?
Birincil olarak, kültürel değişim. Kültürel
değişim programları ile ülkeler arasındaki
bağlar güçlendirilebilir. Ortak pazarlama
ikincisi. Küresel tanıtım kampanyalarıyla
geniş kitlelere ulaşılabilir. Sürdürülebilirlik
önemli. Ortak çevre dostu turizm politikaları,
uzun vadeli büyümeyi destekler. Eğitim
ve bilgi paylaşımı ve arkasından. Sektör
profesyonelleri arasında eğitimler
düzenlenebilir. Vize kolaylıkları kritik bir
mevzu. Ortak vize sistemleri turistlerin
seyahatini kolaylaştırır. Dijital altyapı, bir
diğeri. Teknoloji ve dijital platformlarla
seyahat deneyimi geliştirilir. Bu stratejiler,
ülkeler arasındaki turizm iş birliğini
artırabilir.
Skål International Dünya Yönetim
Kurulu Üyeliği dışında, sektördeki
diğer girişimleriniz, şapkalarınız,
projeleriniz hakkında bilgi verebilir
misiniz?
Skål International Dünya Yönetim Kurulu’nda
olmak, başlı başına çok detaylı bir görev, çok
emek ve özveri isteyen. Pazarlama ve müşteri
geliştirme konularındaki danışmanlığımın
devam etmesi ile dolu dolu çalışacağım bir
süreç içerisindeyim. Turizm dışında, harika
bir hobim ve uğraşım var. O da briç oynamak.
Umarım bu görevlerimin arasında istediğim
süreci verebilirim brice.
Turizm sektöründe kadın olmak
size nasıl bir deneyim sundu? Kadın
liderlerin sektördeki rolü hakkında
ne düşünüyorsunuz? Sektördeki
cinsiyet eşitliği konusunda ilerleme
kaydedildi mi?
Kendi sektörümde bu ayrımı hiç
hissetmedim. Hep el üstünde idik. İlk yıllar,
yukarıda da bahsettiğim gibi, çok az kadın
turizmciydik. Hep onore edildik, teşvik
edildik, ama hiç de kayrılmadık doğrusu. Hak
ettiğimizin karşılığını bulduk hep.
Kadınların turizm sektörü liderlik
pozisyonlarında daha fazla yer
alması için hangi adımlar atılmalı?
Bu konuda öneriler verebilirim. Başarılı
kadınları izlemeye devam edin. Hiç ayrımı
düşünmeyin. Kıskananlara aldırmayın. Hedef
koyun. Çok çalışın. Araştırın. Okuyun. Proje
üretmek için gayretli olun. İyi insan olun.
Sosyal olun. Liderlik istiyorsanız gelir zaten.
Gelecekteki kadın liderlerin
sektörde daha güçlü bir yer
edinmesi için Skål kadınları ne
şekilde destekliyor? Türkiye ve
dünyadaki durum ne?
Özel bir çalışmamız var mı diye
düşünüyorum. Sanırım yok. Zaten Skål
kadınları hep çok başarılı. Onlar da sektör
içinde haliyle güçlü yerlere sahipler.
Biraz da sizi konuşalım isterim. Bize
evdeki ve profesyonel yaşamdaki
Deniz Anapa’yı nasıl anlatırsınız?
Satırlar içinde hep ben vardım zaten.
Önerilerim de de vardım. Çalışkan,
projesever, başarısever, insansever,
canlıların hepsini çok sever, profesyonel bilgi
donanımlı ama çok güvenen olduğu için,
günümüz koşulları için, biraz da saf, sosyal,
güleryüzlü, arkadaş canlısı, iyi biri Deniz
Anapa. Sokak hayvanları, kediler, köpekler
olmazsa olmazları hayatında. Onları sevenleri
daha çok sever hatta…
Ev işlerini sever mi? Çok sevmez gibi. Ama
evi sevdikleriyle dolup taşsın ister hep. Anne,
babasının kızı ve de harika ablalarının kardeşi
ne de olsa. Evimizde yenilsin , içilsin ister
hep.
Bundan sonrası için planlarınız ne?
Skål International’daki görevimi
öncelikle, başarı ile tamamlamak. Çünkü
çok güvendiler bana biliyorum. Neler
yapabileceklerimi biliyorlar. Önce bekleneni
verebilmeliyim. Danışmanlıklara devam.
Seyahatlerim olmalı bu arada doyasıya. Briç
oynamalıyım. Yazmak istiyorum esasında.
Kitap yazmayı istiyorum. Çok istiyor çevrem.
Tecrübelerimi, yaşadıklarımı aktarmamı,
hayattan bahsetmemi istiyorlar. Buna vakit
ayırmalıyım, ben de istiyorum bu anılar dolu
kitabımı yazmayı. Bakalım, yaşam sürem el
verecek mi?
Önümüzdeki yıllarda turizm sektörü
ile ilgili hedefleriniz ve projeleriniz
var mı?
Gençler gelsin artık… Gençlere ileteceğimiz
çok şeyler var. Projelerimden, sektöre bakış
açımdan söz ettim hep satırlar arasında En
önemlisi barış gelsin ülkeme ve dünyaya.
Barış olsun yeter ki, öyle güzel olur ki bu
cihan. Sevgiyle kalın.
“2006 Skål International
Başarı Ödülü, 2006 Dünya
Başkanı’nın Özel Ödülü, 2007
Skål International İstanbul’un
Dünya’nın En İyi Kulübü 2.lik
Ödülü bulunuyor. Ayrıca, 2006
yılında İstanbul’u tanıtmak
amacıyla hazırlanan ve dünya
çapında 22.000 Skål üyesine
gönderilen bir tanıtım CD’sinin
yaratıcısı oldum.”
68
hotel restaurant
& hi-tech
marka röportaj brand interview
Yarım asırdır süregelen başarı hikayesi
KÜLSAN
1974 yılında İstanbul’da küçük bir atölyede başlayan Külsan’ın yolculuğu, bugün 5 kıtada 65’ten
fazla ülkeye ulaşan uluslararası bir başarı hikayesine dönüştü. Thermoset melamin masaüstü ve
servis ekipmanları alanında kırılmaz, çizilmez ve dayanıklı ürünleriyle sektörde öncü olan firma,
çevre dostu üretim anlayışı ve yenilikçi yaklaşımlarıyla fark oluşturmaya devam ediyor.
ISO ve SEDEX gibi uluslararası sertifikalara
sahip üretim tesisleri, sürdürülebilir
enerji yatırımları ve çevreye duyarlılık
politikalarıyla öne çıkan Külsan, aynı
zamanda %100 müşteri memnuniyetini
esas alan bir vizyona sahip. Külsan şirket
ortağı ve İhracat Müdürü Yeşim Külahçıoğlu
Özsan, markanın kuruluşundan bugüne
gelen başarılarını, üretim süreçlerini ve
sürdürülebilirlik hedeflerini anlattı.
Külsan’ın kuruluş hikayesini
paylaşır mısınız?
Babam Hasan Külahçıoğlu ve halam
Yurdagül Külahçıoğlu tarafından 1974
yılında İstanbul’da kurulan ilk atölyemizle
başladığımız başarı yolculuğumuza şu anda
Çerkezköy-Kapaklı’daki fabrikamızda devam
ediyoruz. O dönemde küçük bir atölye ile
başlayan serüvenimiz, bugün uluslararası
alanda tanınan ve tercih edilen bir marka
olmamızı sağladı.
Markalarınız ve hedef kitleniz
hakkında bilgi verebilir misiniz?
50 yıllık tecrübemizle, sektörümüzde
yeniliklerin öncüsü konumundayız.
Ürünlerimizin kırılmaz, çizilmez ve
dayanıklı yapısı sayesinde profesyonellerin
tercihi olmaya devam ediyoruz. Arcoform,
Happy Chef, DecoBoutique ve Thermoset
markalarımızla profesyonel mutfaklara ve
tüketicilere hitap ediyoruz.
Ürünlerinizin özelliklerinden ve
üretim anlayışınızdan bahseder
misiniz?
Kalite, hijyen ve yenilikçi tasarımı her zaman
ön planda tuttuğumuz ürünlerimizle şık ve
uzun ömürlü Thermoset melamin masaüstü
ve servis ekipmanları üretiyoruz. Üretimde
yüksek kalite standartlarını benimseyerek,
kullanıcıların ihtiyaçlarına uygun, estetik ve
dayanıklı çözümler sunuyoruz.
Hangi ülkelere ihracat
yapıyorsunuz?
Bugün 5 kıtada 65’ten fazla ülkeye ürün
satışı gerçekleştiriyoruz. Uzman kadromuzla
aralıksız sürdürdüğümüz AR-GE çalışmaları
sayesinde kaliteyi müşterilerimizle
buluşturuyoruz. Ayrıca profesyonel tasarım
ekibimiz ve %100 müşteri memnuniyetini
prensip edinmiş kadromuzla hayatı
kolaylaştıran ve şıklığı ön planda tutan
ürünler geliştiriyoruz.
Fabrikanızın kalite belgeleri ve
üretim kapasitesi hakkında bilgi
verir misiniz?
Fabrikamız ISO 9001, ISO 10002, ISO 14001,
ISO 22000 ve ISO 45001 sertifikalarına
sahiptir. Ayrıca SEDEX belgelendirmesi
sürecini yakında başlatıyoruz.
Ürünlerimiz, her yıl uluslararası akredite
laboratuvarlarda test edilmekte ve AB,
LFGB ve FDA yönetmeliklerine uygun
olarak onaylanmaktadır. Külsan, her yıl
gelişen makine parkuru ve robotik polisaj
teknolojisiyle yılda en az 12 milyon parça
üretim kapasitesine sahiptir.
Ürün sevkiyat süreciniz nasıl
işliyor?
Külsan fabrikasına gelen siparişler Depo
Yönetim Yazılımı üzerinden sisteme iletiliyor.
Son teknoloji termal okuyucular ile raflardan
toplanan ürünler sevkiyata hazır hale
getirilerek yüklemeler gerçekleştiriliyor.
Sevkiyatlarımız 2 hafta içerisinde
müşterilerimize ulaşıyor. Bu süreçte hız ve
güvenilirlik önceliklerimiz arasında yer alıyor.
Çevreye duyarlılık konusunda ne
gibi adımlar atıyorsunuz?
Çevre duyarlılığı bizim için büyük önem
taşıyor. Fabrikamız her ay 20 ton atığı geri
dönüşüme kazandırarak karbon salımını
azaltıyor. Ayrıca, 1250 güneş enerjisi
panelimizle aylık 640 kW elektrik üretiyoruz
ve tükettiğimiz elektriğin yaklaşık %75'ini
karşılıyoruz. Çevre politikamız kapsamında
sürdürülebilir enerji kullanımına odaklanarak
1,5 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirdik.
Bu adımlar, çevre dostu üretim anlayışımızı
güçlendiriyor.
Firmanızın gelecekteki hedefleri
nelerdir?
Her yıl artan ciromuzla ve 110 kişilik
kadromuzla, üretimimizin yarısını ihraç
ederek ülke ekonomisine katkıda bulunmaya
devam ediyoruz. Gelecekte daha fazla ülkeye
ulaşmayı, çevre dostu üretim anlayışımızı
daha da geliştirmeyi ve ürünlerimizle
sektördeki liderliğimizi sürdürmeyi
hedefliyoruz. Külsan olarak, kaliteyi ve
yeniliği bir araya getiren ürünlerimizle hem
müşterilerimize hem de çevreye değer
katmaya devam edeceğiz.
A half-century long success story
KÜLSAN
Külsan's journey, which started in 1974 with a small atelier in Istanbul, has today turned into an
international success story, reaching over 65 countries across 5 continents. The company, a leader
in the field of thermoset melamine tableware and service equipment, is known for its high quality,
break resistant and durable products, and continues to make a difference with its environmentally
friendly production approach and innovative strategies.
With internationally recognized
certifications such as ISO and
SEDEX, sustainable energy
investments, and policies focused on
environmental sensitivity, Külsan also stands
out with a vision based on 100% customer
satisfaction. Yeşim Külahçıoğlu Özsan, the
shareholder and Export Manager of Külsan,
shared the company's achievements since
its establishment, production processes, and
sustainability goals.
Can you share the story of Külsan's
founding?
Külsan was founded in 1974 by my father,
Hasan Külahçıoğlu, and my aunt, Yurdagül
Külahçıoğlu in Istanbul. We continue our
success journey today in our factory in
Çerkezköy-Kapaklı. What started as a small
atelier in those days has made us a wellknown
and a global brand today..
Can you tell us about your brands
and target markets ?
With our 50 years of experience, we are
pioneers of innovation in our industry. Thanks
to the high quality, break resistant, and
durable nature of our products, we continue
to be the choice of professionals. Our brands
Arcoform, Happy Chef, DecoBoutique, and
Thermoset appeal mainly to the Horeca
market.
Can you talk about the features of
your products and your production
philosophy?
We produce stylish and long-lasting
Thermoset melamine tabletop and service
equipment by always prioritizing quality,
hygiene, and innovative design. By adopting
high-quality standards in production, we offer
elegant and durable food service solutions
tailored to the needs of users.
Which countries do you export to?
Today, we export products to over 65
countries across 5 continents. Through
continuous R&D efforts carried out by our
experienced team,
we aim to create
a difference in
the market. Our
professional design
team and staff are
dedicated to 100%
customer satisfaction
and developing
products that make
life easier.
Can you tell
us about your
factory’s quality certifications and
production capacity?
Our factory holds certifications including
ISO 9001, ISO 10002, ISO 14001, ISO 22000,
and ISO 45001. We will soon start the SEDEX
certification process. Our products are
tested annually at internationally accredited
laboratories and are certified in compliance
with EU, LFGB, and FDA regulations. With
our constantly developing machinery and
auto polishing technology, we reach a
production capacity of minimum 12 million
pieces per year.
How does your product shipment
process work?
Orders received by Külsan are entered into
the system via the Warehouse Management
Software. Products collected from shelves
using the latest thermal readers are
prepared for shipment and loading. Our
shipments reach customers within two
weeks. Speed and reliability are our priorities
in this process.
What steps are you taking in terms
of environmental awareness?
Environmental sustainability is of great
importance to us. Our factory recycles 20
tons of waste every month contributing to
reducing carbon emissions. In addition,
we generate 640 kW of electricity per
month with 1,250 solar panels, which
covers approximately 75% of our electricity
consumption. As part of our environmental
policy, we have made a $1.5 million
investment in sustainable energy usage.
These steps strengthen our environmentally
friendly production approach.
What are your company’s goals for
the future?
With our increasing annual turnover and a
team of 110 people, we continue to contribute
to the country's economy by exporting half
of our production. In the future, we aim
to reach more countries, further develop
our environmentally friendly production
approach, and maintain our leadership in the
industry with our products. As Külsan, we will
continue to add value to both our customers
and the environment with our products
combining quality with innovation.
70
hotel restaurant
& hi-tech
marka röportaj
BATUHAN TÜRER
“MARKA YARATMA SÜRECI ÜRETIM
KADAR ZOR”
İzmir'in Seferihisar ilçesinde 2010 yılında kurulan Kecheese, Türkiye'nin inatçı lezzetlerinden
biri olarak dikkat çekiyor. Keçi sütünün yanı sıra inek ve koyun sütlerinden ürettiği katma değerli
ürünlerle öne çıkan Kecheese, peynir, tereyağı, dondurma, yoğurt ve pastörize süt ürünleriyle
yakın gelecekte adından daha da fazla söz ettirecek.
Türer A.Ş.’nin faaliyetlerini, Kecheese’in
doğuş hikayesini, HoReCa sektörüne
yönelik hedeflerini Türer A.Ş Yönetim
Kurulu Üyesi Batuhan Türer ile konuştuk.
Batuhan Bey, öncelikle sizi
tanıyabilir miyiz?
1996 doğumluyum. İzmir Ekonomi
Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü
mezunuyum. Küçüklüğümden beri aile
işletmemizde çalıştım, okulumu bitirdikten
sonra da yine aile şirketi bünyemizde olan
mandıramızın başına geçtim. Üniversite
okurken de öncesinde de okul sonrası
vaktimi çiftlikte geçirirdim ve mandıraya
bakıyordum. Birbirinin devamı yaklaşık 6
farklı sektörde faaliyet gösteren bir aile
işletmesiyiz. Ben daha çok mandırayla
ilgilendiğim için mandırada çuval
taşımaktan, kamyon indirmeye kadar en alt
kademeden çalışmaya başladım. O zamanlar
kızıyordum, niye böyle eziyet çekiyorum
diyordum, ancak bugün bakınca iyi ki o
işleri yapmışım diyorum. Bugün süt işleme
tesisimin başındayım, ekibimle beraber
Kecheese markamızı yarattık, tüm dünyaya
lezzetlerimizi ulaştırmak için gece gündüz
çalışıyoruz. Bugün bana çok gençsin diyenler
oluyor, genç olabilirim ama iş tecrübem fazla
bir iş insanıyım. Bugün Kecheese dışında
uluslararası baharat deviyle güçlerimizi
birleştirmemiz sonucu ortaya çıkan yeni
ortaklık olan baharat şirketinde de hisse
sahibiyim. Kurumsal yönetim, organizasyon,
finansman ve satıştan sorumlu yönetim
kurulu üyesiyim ayrıca ortaklarla ikili ilişkileri
yönetiyorum.
Kecheese’e geçmeden önce
Türer A.Ş.’yi kuruluşu ve faaliyet
kollarıyla tanıtır mısınnız?
Türer A.Ş. bir aile şirketi. Kurucusu babam
Özer Türer. Babam Seferihisar Sığacık’da
doğmuş. O zamanlar Sığacık küçük bir köy,
2 bin nüfuslu. Gençliğinin ilk yıllarında ve
çocukluğunda dedemin keçi, koyun gibi
küçükbaş hayvanları ile ilgilenmiş. 4 kardeşin
en küçüğü olan babam, amcam ile beraber
İzmir’de ticaret yapmaya karar vermişler.
Dedem istemiyor aslında gitmelerini. Ancak
dinlemiyorlar ve İzmir’de ticarete atılıyorlar,
al sat yapıyorlar. Babam ilk şirketini 21
yaşında, kuruyor, 1985 yılında. Bu şirket
ile baharat al satına devam ediyorlar.
Alsancak’ta bir ofis tutarak işi büyütüyorlar.
Sonrasında Ödemiş’te bir fabrika kurarak
üretime ve ihracata başlıyorlar. 2007 yılında
ilk ihracatı yapmışlar. O zamanlar baharat
üretimi de ihracatı da çok azmış. Sonrasında
amcam ile ayrılıyorlar. Bugün iki Türer
firması var, biri Kemalpaşa’da Türer Tarım
amcama ait, bizim firmamız ise Türer Bitkisel
A.Ş.
O ayrılık sonrası Seferihisar’daki bu çiftliği
kuruyoruz. Hayvancılık ile başlanıyor işe.
2001 yılında burada, tarıma elverişsiz denen,
taşlık bir alanda, 1000 dönüm üzerinde tesisi
kurmaya başlamış babam. Ancak babam
tarıma elverişli değil denen bu araziye
mandalina ve zeytin ağacı dikiyor. Bugün
15 bin zeytin ağacı büyüdü. Seferihisar
mandalinası, limon, nar ve çam fıstığı
ağaçlarımızla birlikte bünyemizde yaklaşık
40 bin adet meyve ağacı bugün çiftliğimiz
bünyesinde bulunuyor. 2004 yılında da
firmamızı tamamen buraya taşımış olduk.
Bugün neler yapıyorsunuz?
Bünyemizde 7 şirketimiz bulunuyor. Bunların
genelde faaliyet alanı gıda ürünleri ve tarıma
dayalı ürünler. İhracat yaptığımız, baharat
tarafında ortaklı bir yapımız var. Hintli bir
firma ile bu tarafı yönetiyoruz. Dünya’da lider
konumdalar, o alanda ortaklıkla yürüyoruz.
Tarım tarafında zeytin ve mandalina
ağaçlarımız var. Hayvancılık yapıyoruz,
küçükbaş ve kümes hayvanlarına yönelik
bir faaliyetimiz mevcut. Türkiye’de öncü bir
modelle, Süt ve süt ürünleri üretimimiz söz
konusu. Kecheese markamızda; yalnızca inek
sütünü kooperatiflerden tedarik ediyoruz,
keçi ve koyun sütünü kendimiz üretiyor,
kendimiz işliyor ve kendimiz satıyoruz.
Kecheese’e gelirsek, üretim
çalışmalarınızdan bahseder
misiniz?
4500 metrekare kapalı alana sahip
mandıramızda günlük 300 ton süt işleme
kapasitemiz ile süt ve süt ürünleri üretiyoruz.
Bunu da Kecheese markasıyla yapıyoruz. Bu
markayı yaratırken mandıranın her alanında
çalışmış olmamın büyük faydasını gördüm.
Üniversite okurken arta kalan zamanlarda
mandırada çalışırdım. Mesela tır geliyordu
indirilmesine yardım ediyordum. Ellerim su
toplamış eve dönüyordum, babam mutlu
oluyordu su toplanmış ellerimi görünce.
Bu şekilde çalıştım. Sonrasında üretime de
girdim. Bir peynir çeşidi var, köy peynirine
benziyor, 60 derecede su var, o derecedeki
suya elini sokup suyu karıştırman gerekiyor.
Bugün çay falan elime dökülsün elim
yanmaz. Alışmışız.
Keçi denince Türkiye’de ilk akla
gelen markalardan; Kecheese, bu
başarının ardında ne yatıyor?
İçeriden eğitimler vererek kadro
oluşturmanın faydasını gördüğümü
düşünüyorum. Paketlemede çalışan bir
personeli eğiterek ustabaşı yaptık. Öncesinde
sadece makine sorumlusu kişiden şu an
komple sütün gönderilmesi, transferi,
derecelendirmesi ile ilgilenen bir insan
yarattık. En yaşlımız 45 yaşında, gençlik
faktörü de var. Babamın müdahalesinin
olmamasının da bu başarıya etkisi oldu
diyebilirim. Babam 2 sene önce devretti
şirketi, 1 buçuk senedir şirketin kapısından
girmedi. Bana verdiği sorumluluğu benim
gördüğüm gibi ekibim de görüyor. O sebeple
benim yönetimim ve kararlarımın gücü de
yükselmiş oldu. Çalışanlarım ile beraberim,
ortadaki menemene beraber ekmek
banıyoruz, iş dışı sohbetlerimizi de yapıyoruz,
aile gibiyiz burada. Onun da büyük bir etkisi
olduğunu düşünüyorum.
Kısa sürede büyüdüğünüzü
düşünürsek 2025 beklentiniz nedir?
Evet Kecheese’de üretime 200 kilogram
tereyağı ile başladık. 2 senede yüzde 450
büyüdük. 20 çeşit peynir, 20 çeşit dondurma,
tereyağı, kaymaklı ve süzme yoğurt
üretiyoruz. Ustamız değişmedi, aynı ekip
devam ediyor, en ilginci yeni müşteriyle,
pazarla değil mevcut müşteriyle satışı
arttırarak bu büyümeyi yakaladık. Müşterinin
beklentilerine yönelik kendimizi dönüştürdük.
Ekipte sadece büyüme var. Yurt içi peynir,
yoğurt ve dondurma pazarımızı oturttuk bu
sene hedeflerimiz HoReCa grubunda yurt içi
ve yurt dışında güçlü bir konuma gelebilmek.
Üretim ile satışta güzel bir koordinasyon
var, genelde üretim ile satış arasında her
zaman bir çatışma vardır. Bizde ise uyum söz
konusu. Bizim ürünümüz canlı bir ürün.
Ustaların arasında bir söz vardır, ‘Cenaze
bekler, süt beklemez’ diye. Hava koşullarına
göre sütün oranı bile değişiyor. O sebeple
üründe değişiklikler olur, peynirde bu
böyledir. Standart ürün üretimi ancak taze
ürünlerde olur, o üretim tekniğinde sütün
içinde hiçbir organizma kalmadığı için
standart bir üretim sağlarsın ama bizim
insanımız o peynirlerden çok özellikli ürünleri
sever, tulum peyniri yer mesela. O sebeple
üretimde her parti arasında bazı farklılıklar
olabilir. Bu son müşteriden geri bildirim
pazarlama satışçı ekibe geldiğinde, satış
ekibi üretim ekibine “Sen peyniri değiştirdin,
üretemedin” diye suçlar, üretici de “sen
ürünü satamadın, beklettin, ondan bu oldu”
diyerek satış pazarlamayı suçlar. O sebeple
bu sektörde üretim ile satış arasında hep bir
çatışma var. Ancak biz eğitim kapsamında
satışçıları üretime, üreticileri müşteriye
götürdük. Birbirlerinin iş alanlarını görünce,
sahada yaşadıkları zorlukları görünce
birbirlerini anlar hale geldiler. O sebeple
güzel bir uyuma sahibiz, bu da başarıya
yansıyor.
Marka oluşturma sürecini nasıl
başardınız?
Çoğu şirket şundan
kaybediyor, ‘Ben sadece
niş ürün yapıp satacağım,
başka alana girmeyeceğim’.
Ancak istediğiniz kadar
niş ürün yaratın, orada her
zaman rekabet var, istediğin
kadar farklı ürün yap. Yüzde
100 keçi sütünden sadece
çok özel ürün yapacağız
diye yola çıkarsanız, 10
teneke bir yere 5 teneke
bir yere vererek şirketi,
tesisi döndüremezsiniz.
Niş bir şey yapacaksanız
onu finanse edecek seri
üretiminiz olmalı. Biz otel
kanalına, restoran tarafına
girmemiştik, sadece
mağazalarda vardık. Koşan
ürün İzmir tulumu mu,
beyaz peynir mi onu yaptık,
otellere, restoranlara
binlerce teneke üretip
verdik. Oradan elde ettiğimiz gelir özel
markanıza sermaye oluyor, bunu başardık.
Markayı böyle yaratırsınız.
1000 teneke ürün satıyorum, yüzde 100
keçi sütünden döner peynir yapıyorum,
etkinlikte ücretsiz dağıtıyorum. Markayı böyle
bilinir hale getirdik. Kolay iş değil. Bugün
internette Kecheese diye aratın, ilk çıkan
ürün dondurmamızdır. Toplam pazarımın
yüzde 1’i dondurma. Ama yüzümüz oldu. Biz
de bunu kullandık, fuarlarda, mesela; Forum
Bornova’da dondurma dağıttık. Kecheese
fabrika dükkanı açtık Sığacık’ta, orada satışa
başladık. Tek satış noktası ile marka olduk.
20 kişilik ana ekibimizle 12 bayimiz ile süreci
götürüyoruz.
HoReCa sektörüne yönelik hangi
ürünleri üretiyorsunuz?
Otel, restoran ve kafeler için yepyeni marka
yeni bir soluk getiriyoruz. Seferihisar’dan
Gelen Lezzet: “Türer Çiftliği”. Seferihisar'ın
yemyeşil doğasında, modern süt işleme
tesisimizde geleneksel hayvancılık
yöntemlerini en iyi teknolojiyle birleştiriyoruz.
Seferihisar'ın eşsiz otlaklarında doğal
beslenen hayvanlardan sağlıklı ve mutlu
ortamları sayesinde elde ettiğimiz sütlerle
ürettiğimiz; peynir, dondurma, tereyağı ve
yoğurt doğal lezzetiyle öne çıkıyor.
Türer Çiftliği HoReCa ürünleri
arasında neler var?
Geleneksel yöntemlerle hazırlanan, lezzeti
ve kalitesiyle ön plana çıkan peynirlerimiz,
doğal ve katkı maddesi içermeyen, keçi
sütüyle yapılan Türk usulü dondurmalarımız,
zengin aromasıyla mutfaklarınızı süsleyecek
tereyağlarımız, kaymaklı ve süzme
yoğurtlarımız öne çıkan ürünlerimiz arasında
geliyor.
72
hotel restaurant
& hi-tech
marka röportaj
TOLGA DEMIREL
“Sürdürülebilir gelecek için yenilikçi
çözümler üretiyoruz”
160 yıllık deneyimiyle Cargill, Türkiye'de 65 yıldır yerel üreticilerle iş birliği yaparak sektöre
inovatif çözümler sunuyor.
PROVERSE ve Turyağ markalarıyla
HoReCa sektöründe yüksek kalite
ve sürdürülebilirliği ön planda tutan
Cargill, yerel üreticilere Ar-Ge desteği
vererek Türk gıda sektörünün küresel
pazarda rekabet gücünü artırmayı hedefliyor.
“Tedarik zincirindeki merkezi rolümüzle,
sürdürülebilirlik taahhütlerimizle çevresel
ve toplumsal etkilerimizi azaltarak daha iyi
bir gelecek inşa etmeye yönelik yenilikçi
çözümler üretiyoruz” ifadelerini kullanan
Cargill Türkiye Genel Müdürü Tolga Demirel
ile şirketin HoReCa sektörüne hitap eden
yenilikçi ürünlerini, sürdürülebilirlik
yaklaşımını ve gelecek planlarını konuştuk.
HoReCa sektöründeki yenilikçi
ürünlerinizden bahseder misiniz?
Hangi ihtiyaçlara yönelik çözümler
sunuyorsunuz?
HoReCa sektöründe, profesyonellerin
verimlilik, kalite ve sürdürülebilirlik
ihtiyaçlarını karşılayan yenilikçi ürünler
geliştiriyoruz. Özellikle PROVERSE
markamız, sektöre bitkisel bazlı ve yüksek
performanslı çözümler sunmaktadır.
PROVERSE ürünlerimiz, bölgesel Ar-Ge
çalışmalarıyla yüksek performans ve kaliteyi
bir araya getiriyor. Ayrıca erişilebilir bir fiyat
noktasında yüksek kalite bir çözüm olarak da
öne çıkıyor. Örneğin “PROVERSE Sıvı Şanti”,
değişen ortam sıcaklıklarında bile hacimde
yüksek performans sunarak çatlama
yapmıyor. Bitkisel
bazlı ürün,
meyve, kakao gibi
farklı malzemeler
ve gıda
renklendiricileri
ile sorunsuz
uyum sağlıyor,
hacminden ödün
vermiyor.
“PROVERSE
Pişirme Kreması”
ise, içerdiği
yağsız süt tozu
ile hibrit bir ürün
olma özelliği
taşıyor. Servis
öncesinde bekletilse dahi pütürlenmeyen,
yüksek sıcaklığa dayanıklı yapısıyla fark
oluşturuyor.
Sektör profesyonellerine yönelik
özel ürün tasarımlarınız var mı?
Hangi özellikleriyle öne çıkıyorlar?
Cargill olarak HoReCa sektörünün ihtiyaç
ve beklentilerine, PROVERSE ve Turyağ
markalarımızla sunduğumuz geniş
çözüm yelpazesindeki ürünlerimizle yanıt
veriyoruz. 160 yıllık küresel deneyimimizi
kullanarak yerli üreticilere yenilikçi ürünler
ve çözümlerle güç veriyoruz. Türkiye’deki
uygulama tesisimizde çalışan Ar-Ge ekibimiz,
yerel HoReCa profesyonellerinin ihtiyaçlarını
karşılayacak yenilikçi ürünler geliştirmek
üzere çalışıyor.
Yerli ham madde kaynağı ile ülkemizde
ürettiğimiz PROVERSE ve Turyağ
markalarımız, tedarik zinciri risklerini
azaltan ve sürdürülebilirliği teşvik eden yerel
üretim taahhütlerimiz doğrultusunda faaliyet
gösteriyor.
PROVERSE sıvı şanti ve pişirme kremalarının
yanı sıra endüstriyel ve sıvı yağ sektörünün
lider ve güvenilir markası Turyağ’ın
“Maestro Gusto”, “Turyağ ÂL” ve “Turyağ
Kruvasan” gibi yüksek kaliteli ürünlerini
mutfak profesyonelleriyle buluşturuyoruz.
Ürünlerimiz, yüksek performans ve kaliteyi
bir araya getirirken profesyonel mutfakların
ihtiyaçlarına yönelik çözüm oluyor. Ayrıca
erişilebilir bir fiyat noktasında yüksek kalite
bir çözüm olarak da öne çıkıyor.
Örneğin Maestro Gusto ürünümüz tek
seferde yüzde 25 oranında daha fazla ürün
kızartma fırsatı verirken, Turyağ Kruvasan
ülkemizde artan kruvasan talebine yanıt
vermek üzere kruvasana has katmanlı iç
yapıyı mükemmel sağlayabiliyor. Aynı şekilde
Turyağ ÂLÂ, yüzde 90 yağ içeriğiyle pastacılık
ürünlerinin tamamında yüksek performans
sağlıyor.
Yerli ham madde kullanımının
sektöre sağladığı avantajları nasıl
değerlendiriyorsunuz? Cargill
olarak bu konuda nasıl bir strateji
izliyorsunuz?
Yerli ham madde kullanımı, gıda sektöründe
sürdürülebilirlik, maliyet etkinliği ve tedarik
zinciri güvenliği açısından önemli avantajlar
sağlıyor. Cargill olarak bu alanda izlediğimiz
strateji, ithal bağımlılığını azaltarak yerel
üretimi desteklemek ve yarattığımız katma
değeri ülke ekonomisinde tutmaktır. Bursa
Orhangazi’deki INFUSE Uygulama Merkezi,
bu yaklaşımımızın somut bir örneğidir.
INFUSE Uygulama Merkezi, yerli üreticilere
uluslararası Ar-Ge hizmeti sunarak ithal
ikamesi ürünlerin Türkiye’de daha düşük
maliyetle ve daha hızlı geliştirilmesine olanak
tanıyor. Son teknolojiye sahip ekipmanlarla
donatılan merkezimiz, süt ürünleri başta
olmak üzere farklı gıda kategorilerinde
üreticilerle
birlikte inovatif
çözümler
geliştiriyor.
Bu tesis, ürün
geliştirme
sürecinde
üretim hattını
durdurma
gerekliliğini
ortadan
kaldırarak maliyet ve hız avantajı sağlarken
aynı zamanda yüksek kaliteli prototiplerin
pazara sunulmasını hızlandırıyor. Balıkesir
Turyağ fabrikamızdaki merkezimiz de aynı
vizyonla çalışıyor.
Türk tarımına destek
Cargill olarak yerli ham madde kullanımını
artırmak, sürdürülebilirlik taahhütlerimizi
yerine getirmenin yanı sıra, Türk gıda
sektörünün küresel pazarda daha rekabetçi
bir konuma ulaşmasına da katkı sağlıyor.
Yerli üretim süreçlerinde, hem Türk tarımını
destekliyor hem de biyoendüstri ve hayvan
beslemesi gibi farklı alanlarda değer
oluşturuyoruz. 65 yıldır Türkiye’de faaliyet
gösteren bir şirket olarak, yerel iş birlikleriyle
inovasyon süreçlerini desteklemeye ve global
bilgi birikimimizi yerel üreticilere aktararak
sektöre yol arkadaşlığı yapmaya devam
ediyoruz. Bu stratejiyle, yerel kaynakların
en verimli şekilde kullanılmasını sağlarken
hem çevresel sürdürülebilirliğe hem de yerel
ekonominin güçlenmesine katkı sağlıyoruz.
Bitkisel çözümler ve sağlıklı
alternatiflerin gıda sektöründeki
önemini nasıl görüyorsunuz? Cargill
olarak bu alandaki gelişmeleri nasıl
takip ediyorsunuz?
Cargill olarak büyük şirketlerin iyilik yapması
gerektiğine inanıyor; amacımızı “Dünyayı
güvenli, sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde
beslemek” olarak tanımlıyoruz. Yaşam için
hayati önem taşıyan gıda, bileşenler, tarımsal
çözümler ve endüstriyel ürünler sunuyoruz.
Sadece beklentilere yanıt vermekle
kalmayıp en son teknolojilerin uygulanması
yoluyla yenilikçi, sürdürülebilir odaklı ve
katma değerli ürünler sunuyoruz. Küresel
tüketici trendlerine ve aynı zamanda
Türkiye pazarının gelişen taleplerine de
yanıt veriyoruz. Örneğin her sene “Trend
Tracker” adını verdiğimiz bir içgörü
araştırması yapıyoruz. Burada öne çıkan
trendlerin en başında “Benim için sağlıklı”
geliyor. Tüketiciler artık bütüncül olarak
fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlıklarına
hiç olmadığı kadar dikkat ediyor ve daha
iyi yaş almak için kendilerine iyi gelecek
özellikte gıdaları tercih ediyor. Buna bağlı
olarak da bitki bazlı beslenmenin giderek
artığını görüyoruz. Cargill olarak, bu değişimi
yalnızca bir trend olarak değil, geleceğin
beslenme biçimlerini şekillendiren önemli bir
dönüşüm olarak değerlendiriyoruz.
Balıkesir’de bulunan Turyağ fabrikamızda
son teknolojiyle Türkiye’de bir ilk olan
yağ pilot tesisimizi kurduk. Ar-Ge
çalışmalarımızla yerel üretim tohum yağları
bulunan sağlık ve lezzet odaklı yeni nesil
yağlara odaklandık. Bursa Orhangazi’de
hayata geçirdiğimiz ve bir inovasyon sahası
olarak çalışan INFUSE Uygulama Merkezi’yle
de tüketici ihtiyaçlarına uygun, hızlı ve
düşük maliyetli içerik karışımları ile gıda
üreticilerine çözümler sunuyoruz.
Ar-Ge çalışmalarınız,
profesyonellere nasıl fayda
sağlıyor? Özellikle hangi ürünlerde
Ar-Ge yatırımlarınız daha fazla
yoğunlaşıyor?
Turyağ çatısı altında sektörün ihtiyaçlarına
yanıt verecek kaliteli, lezzetli, kullanımı kolay
ve maliyet avantajlı ürünler geliştirmeye
devam ediyoruz. Geniş ürün yelpazemizin
yanı sıra tüketicilerin beklentilerini ve
ustalarımızın ihtiyacını anlayıp doğru yanıt
verme yönünde gelişmiş kaslarımız var.
Örneğin yakın zamanda pastane, geleneksel
tatlı ve oteller için şef ve ustalarımızın
beğenisine yeni baklava yağımızı sunacağız.
PROVERSE markamızın ilk kuruluş hedefi
profesyonel mutfakların aradığı kalite ve
özgünlüğü yerel üretimle ulaşılabilir fiyata
sağlamaktı. Bu doğrultuda yakın zamanda
tüketicilerin artan talebini de gözeterek bitki
bazlı burger ürünümüzü çıkaracağız. Saha
denemelerinde şeflerden tam not alan bu
ürünümüzle özellikle vegan, vejetaryen ve
fleksiteryan menülerde fark yaratacağımızı
düşünüyoruz. PROVERSE’ün farklı
kategorilerde ürün gamını geliştirmek için
çalışmalarımıza ayrıca devam ediyoruz.
Gıda sektöründe sürdürülebilirlik
konusunda Cargill'in yaklaşımını
ve gelecekteki planlarını bizimle
paylaşır mısınız?
Cargill olarak tedarik zincirinin merkezindeki
konumumuzla benzersiz bir yetenek ve
sorumluluğa sahibiz. Dünyanın dört bir
yanındaki ekiplerimiz, sürdürülebilirliği
yaptığımız her işe entegre ederek
amaç odaklı yenilikler üretiyor. Metan
emisyonlarını azaltan yemler geliştiriyor,
atıkları yenilenebilir yakıta dönüştürüyor,
onarıcı tarıma odaklanarak çiftçilerle
iş birliği yapıyor ve çevresel etkilerini
azaltmalarına yardımcı oluyoruz.
Küresel sürdürülebilirlik vizyonumuz en
büyük etkiyi oluşturabileceğimiz üç alanda
sürdürülebilirlik odaklı farklılık ortaya
koymak: “İnsanlar, toprak ve su, ve iklim” Bu
kapsamda kesin taahhütlerimiz bulunuyor.
İnsanlar: Öncelikle Evrensel İnsan Hakları
Bildirgesi’nde belirtilen şekilde insan
haklarını teşvik ediyor ve saygı gösteriyoruz.
2030 yılına kadar sürdürülebilir tarım
uygulamaları ve pazarlara daha iyi erişim
konusunda eğitimlerle 10 milyon çiftçinin
refahını sağlama taahhüdümüz bulunuyor.
Toprak ve Su: Doğal kaynakları ve biyolojik
çeşitliliği koruyoruz ve tarım arazileri ile su
kaynaklarının sorumlu ve daha sürdürülebilir
bir şekilde kullanımını destekliyoruz. 2030
yılına kadar tarımsal tedarik zincirlerini
orman tahribatından arındırmayı ve
operasyonlarımızda, tedarik zincirlerimizde
ve topluluklarımızda 2030 yılına kadar su
pozitif bir etki yaratmayı hedefliyoruz.
İklim: 2025 yılına kadar kendi
operasyonlarımızdaki sera gazı emisyonlarını
%10 oranında azaltmayı ve 2030 yılına kadar
tedarik zincirimizde, satılan ürün başına sera
gazı emisyonlarını %30 oranında azaltmayı
taahhüt ediyoruz.
Bu hedefler doğrultusunda küresel
olarak birden fazla tedarik zincirinin yanı
sıra çevresel ve sosyal uygulamaları
iyileştirebilmek için de önemli bir
pozisyondayız. İklim ve gıda tedarik
zorluklarını
aşarken,
dünyanın
güvenli, sorumlu
ve sürdürülebilir
bir şekilde
beslenmesi için
çalışıyoruz.
74
hotel restaurant
& hi-tech
marka röportaj brand interview
PILOTCAR, P2 City modelini tanıttı
PILOTCAR Introduces the P2 City Model
Türkiye'nin en büyük golf ve hizmet
aracı üreticisi PILOTCAR, P2 City
modelini üretmeye hazır!
Türkiye’s largest golf and service vehicle manufacturer,
PILOTCAR, is ready to produce its P2 City model!
Türkiye'nin en büyük golf ve hizmet aracı üreticisi
olan Bursalı PILOTCAR, otomotiv sektörüne yön
veren yenilikçi ürünleri ile adından sıkça söz
ettirmeye devam ediyor. Markanın yeni nesil elektrikli
aracı P2 City, Paris Otomobil Fuarı 2024'te global
pazara tanıtıldı. Şehir içi ulaşımda çevreci ve pratik
çözümler sunan P2 City, fuarda büyük ilgi gördü ve
ziyaretçilerin beğenisini kazandı.
Elektrikli mobilitede yeni bir çağ: P2 City
Elektrikli araç sektöründe yaptığı yatırımlarla dikkat
çeken PILOTCAR, çevreci mobilite anlayışını P2 City
ile bir adım daha ileri taşıyor. İki kişilik mini otomobil
olarak tasarlanan P2 City, şehir içinde ihtiyaç duyulan
kompakt, çevik ve kullanışlı bir ulaşım alternatifi olarak
öne çıkıyor. Bu model, özellikle kalabalık şehirlerde
araç kullanmanın getirdiği park ve trafik sorunlarına
çözüm sunarken, düşük emisyon değerleriyle de çevre
dostu bir seçenek sağlıyor.
P2 City'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri,
maksimum 80 km/h hız kapasitesine sahip olması.
Şehir içi trafiğine uyumlu bu hız, güvenli ve akıcı bir
sürüş deneyimi sağlıyor. Ayrıca araç, tam dolu şarjla
150 km menzil sunarak, günlük kullanım için ideal
bir performans vadediyor. Elektrikli araç pazarındaki
rekabeti yeni bir boyuta taşıyan bu özellikler,
kullanıcıların enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik
ihtiyaçlarına doğrudan cevap veriyor.
Kompakt tasarım, yüksek performans
P2 City, minimalist ve şık tasarımı ile fuarda
ziyaretçilerin beğenisini kazandı. Araç, modern ve
teknolojik tasarım çizgileriyle hem göz alıcı hem de
işlevsel bir yapı sunuyor. Kompakt yapısı sayesinde
dar alanlarda kolayca hareket edebilme kabiliyetine
sahip olan P2 City, şehir yaşamına mükemmel bir
uyum sağlıyor. Sade tasarımı ve kullanıcı dostu
teknolojileriyle, hem bireysel kullanıcılar hem de
kurumsal müşteriler için cazip bir seçenek haline
geliyor.
Çevre dostu ve ekonomik çözüm
P2 City, sadece teknolojik özellikleri ve şık tasarımıyla
değil, aynı zamanda çevreci yapısıyla da dikkat çekiyor.
Elektrikli motoru sayesinde sıfır emisyon üreten araç,
çevreye zarar vermeyen bir ulaşım çözümü sunuyor.
Şehirlerdeki karbon ayak izini azaltma hedefine yönelik
geliştirilen bu model, çevre dostu teknolojilere olan
talebin artmasıyla birlikte daha fazla ön plana çıkıyor.
Ekonomik anlamda da avantajlar sunan P2 City,
elektrikli motoru sayesinde geleneksel içten yanmalı
motorlara kıyasla daha düşük işletme maliyetlerine
sahip. Bu da kullanıcılar için uzun vadede tasarruf
sağlıyor. Üstelik P2 City’nin satış fiyatı yaklaşık 590.000
TL olarak belirlenmiş durumda. Bu fiyat, araçta sunulan
teknoloji, performans ve tasarım özellikleri dikkate
alındığında oldukça rekabetçi bir seviyede yer alıyor.
PILOTCAR, based in Bursa and known as Türkiye's largest manufacturer of golf and
service vehicles, continues to make a name for itself with innovative products that
shape the automotive industry. The brand's next-generation electric vehicle, the P2
City, was introduced to the global market at the 2024 Paris Motor Show. Offering
eco-friendly and practical solutions for urban transportation, the P2 City attracted
great attention at the fair and won the admiration of visitors.
A new era in electric mobility: P2 City
PILOTCAR, with its investments in the electric vehicle sector, is taking its ecofriendly
mobility approach a step further with the P2 City. Designed as a two-seat
mini car, the P2 City stands out as a compact, agile, and practical transportation
alternative needed in the city. This model offers a solution to parking and traffic
problems, which are common in crowded cities, while providing an environmentally
friendly option with low emission values.
One of the most striking features of the P2 City is its maximum speed capacity of 80
km/h. This speed, compatible with city traffic, provides a safe and smooth driving
experience. Additionally, the vehicle offers a range of 150 km on a full charge,
making it an ideal performance option for daily use. These features, which take the
electric vehicle market competition to a new level, directly address users' needs for
energy efficiency and sustainability.
Compact design, high performance
The P2 City won visitors over with its minimalist and sleek design at the fair. The
vehicle presents a structure that is both visually striking and functional, with
modern and technological design lines. Thanks to its compact size, the P2 City can
easily maneuver in tight spaces, making it a perfect fit for city life. With its simple
design and user-friendly technologies, it becomes an attractive option for both
individual users and corporate clients.
Eco-friendly and economic solution
The P2 City not only stands out for its technological features and sleek design but
also for its eco-friendly nature. Thanks to its electric motor, the vehicle produces
zero emissions, offering an environmentally harmless transportation solution.
Developed with the aim of reducing the carbon footprint in cities, this model is
becoming increasingly prominent as demand for eco-friendly technologies rises.
In terms of economics, the P2 City offers advantages as well. Its electric motor
results in lower operating costs compared to traditional internal combustion
engines, providing long-term savings for users. Additionally, the sale price of the
P2 City is set at approximately 590,000 TRY. Given the technology, performance, and
design features offered, this price is considered highly competitive.
76
hotel restaurant
& hi-tech
marka
Hotel Design Show’da Global Project
International’dan geleceğe dokunan oda
tasarımı
Hotel Design Show’da sergilenen “Gelecek” temalı 10 otel odası konseptinden biri olan, Global
Project International Proje Koordinatörü Özge Topuzlu’nun tasarladığı oda, organizasyonun en
dikkat çeken projeleri arasında yer aldı.
ANFAŞ Hotel Equipment Fuarı
kapsamında düzenlenen etkinlikte,
farklı mimarların yaratıcı
vizyonlarını yansıtan özgün tasarımlar
büyük ilgi gördü. Topuzlu’nun minimalist
estetik ve futuristik vizyonu bir araya
getiren tasarımı, ziyaretçilerden yoğun
beğeni topladı.
Gelecek vizyonundan ilham alan
tasarımlar
Global Project International Proje
Koordinatörü Özge Topuzlu, tasarım
hakkında şunları söyledi: “Tasarımımız,
yarının ileri görüşlü estetik anlayışını
yansıtırken, klasikleşmiş ve kültürel
öneme sahip detayları da barındırıyor.
Çağdaş tasarım kültürünün zamansız
parçalarını entegre ederek, modern
yaşamın dinamikleriyle uyumlu ve
futuristik bir atmosfer oluşturduk.”
Malzeme ve detaylardaki hassasiyet
Topuzlu, malzeme seçiminde konfor,
işlevsellik ve zarafeti artırmak için
titizlikle çalıştıklarını belirtti. “Bu
tasarımda yalnızca bir konaklama alanı
değil, geçmiş ve geleceğin birleştiği
avangart bir anlatı sunarak, ziyaretçileri
vizyoner bir dünyaya davet ettik” dedi.
Minimalist estetikle futuristik bir his
yaratmayı amaçladıklarını ifade eden
Topuzlu, fuarda sofistike ve yenilikçi bir
deneyim sunmayı hedeflediklerini ekledi.
Hotel Design Show’da
sergilenen bu vizyoner
tasarımlar, sektör
profesyonelleri ve
ziyaretçilerden büyük ilgi
gördü. Global Project
International, geleceğin
otel tasarımı trendlerini
şekillendirerek, modern
konaklama deneyimine
yeni bir soluk kazandırmayı
amaçlıyor. Futuristik
vizyonunu çağdaş tasarım
kültürü ve yüksek estetik
anlayışıyla harmanlayarak
sektör standartlarını yeniden
tanımlıyor.
78
hotel restaurant
& hi-tech
marka
Feast uyardı:
Gıda güvenliği ve sürdürülebilirliği çevre ve
insan sağlığını tehdit ediyor!
E. Özgörkey Grup’un dondurulmuş gıda markası Feast, son dönemde gıda güvenliği konusunda
gündeme gelen konulara dikkat çekerek, “Gıda güvenliği ve sürdürülebilirliği çevre ve insan
sağlığını tehdit ediyor” uyarısında bulundu.
Gıda güvenliği ve
sürdürülebilirliği, günümüzde
insan sağlığını ve çevreyi
korumak adına önemli bir odak
noktası haline geldi. Artan nüfus,
iklim değişikliği ve kaynakların
sınırlı olması, gıda üreticilerinin
daha sorumlu ve bilinçli bir şekilde
faaliyet göstermesini gerektiren
unsurlar olarak öne çıkıyor. Bu
bağlamda, gıda üreticilerinin güvenli,
sağlıklı ve sürdürülebilir gıda üretim
süreçlerine yönelik yatırımları
ve uygulamaları, yalnızca bugünün değil,
gelecek nesillerin de sağlıklı bir dünyada
yaşamasına destek olacak. E. Özgörkey
Grup’un dondurulmuş gıda markası Feast,
son dönemde gıda güvenliği konusunda
gündeme gelen konulara dikkat çekti.
Gıda Güvenliği: İnsan sağlığının
teminatı
Gıda güvenliği, üretimden tüketime kadar
her aşamada, gıda ürünlerinin sağlıklı
ve güvenilir olmasını sağlamak amacıyla
uygulanan bir dizi önlem ve standardı
içmektedir. Gıda üreticilerinin en büyük
sorumluluklarından biri de, hijyenik
koşullarda üretim ve doğru etiketleme
yaparak tüketicilere güvenli ürünler
sunmaktır. Dünya genelinde gıda kaynaklı
hastalıklar, milyonlarca insanı etkilemekte
ve sağlık sistemleri üzerinde büyük bir
yük oluşturmaktadır. Bu nedenle, gıda
güvenliği uygulamalarına yatırım yapmak,
hem bireylerin sağlığını korumak hem de
toplumların refahını desteklemek için çok
önemlidir.
Bununla birlikte, gıda güvenliği sadece
üretim sürecinde değil, aynı zamanda
gıda tedarik zincirinde de önemli bir rol
oynamaktadır. Gıda üreticilerinin, ürünlerini
izlenebilir hale getirmeleri ve kalite
kontrollerini titizlikle yapmaları, küresel
gıda güvenliğini sağlamada büyük bir
adımdır. BRCGS, ISO 22000 gibi küresel gıda
güvenliği standartlarına uyum sağlamak,
gıda üreticilerinin hem iç süreçlerini
iyileştirmelerine hem de tüketicilere güvenilir
ürünler sunmalarına yardımcı olur.
Sürdürülebilirlik: Geleceğe yatırım
Sürdürülebilirlik, gıda üreticilerinin çevresel,
ekonomik ve sosyal sorumluluklarını
göz önünde bulundurarak faaliyetlerini
sürdürmelerini ifade eder. Gıda üretiminde
kaynakların verimli kullanılması, atıkların en
aza indirilmesi ve çevreye duyarlı yöntemlerin
benimsenmesi, sürdürülebilirliğin temel
taşlarındandır.
Tarım alanlarında yapılan yanlış uygulamalar,
su kaynaklarının aşırı kullanımı, toprak
erozyonu ve biyolojik çeşitliliğin yok
olması gibi sorunlar, hem çevreyi hem
de insan sağlığını tehdit etmektedir. Gıda
üreticilerinin, bu çevresel zorluklara karşı
çözüm üretmek adına atacakları adımlar,
uzun vadede sadece çevrenin korunmasına
değil, aynı zamanda işletmelerin de
sürdürülebilir büyümesine katkı sağlar.
Enerji tasarrufu sağlayan teknolojiler, geri
dönüşüm sistemleri ve su yönetimi gibi
uygulamalar, hem doğanın korunmasına
yardımcı olur hem de maliyetleri düşürerek
işletmelerin verimliliğini artırır. Ayrıca,
karbon ayak izinin azaltılması ve çevre
dostu üretim süreçlerinin benimsenmesi,
işletmelerin toplumda güvenilirliklerini
artırmalarına ve rekabet avantajı
sağlamalarına olanak tanır.
Gıda üreticilerinin yatırım yapması
gereken alanlar
Gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik
konularında atılacak adımlar, yalnızca
çevreyi ve insan sağlığını korumakla kalmaz,
aynı zamanda gıda üreticilerinin uzun
vadeli başarısını garanti altına alır.
Bu alanda yapılacak yatırımlar, daha
verimli ve güvenli üretim süreçleri için
temel oluşturur. Gıda üreticilerinin
odaklanması gereken bazı önemli
alanlar şunlardır:
•Teknoloji ve Ar-Ge Yatırımları: Yenilikçi
üretim teknikleri ve sürdürülebilir
teknolojilerin geliştirilmesi, üretim
süreçlerinin daha verimli ve çevre dostu
hale gelmesini sağlar.
•Eğitim ve Bilinçlendirme: Çalışanların
gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik
konularında eğitilmesi, her aşamada kalite ve
güvenliğin artırılmasına yardımcı olur.
•Sürdürülebilir Tarım Uygulamaları: Doğal
kaynakların korunması ve çevreye duyarlı
üretim yöntemlerinin benimsenmesi, uzun
vadeli gıda güvenliğini ve çevreyi korumayı
sağlar.
•Şeffaflık ve İzlenebilirlik: Ürünlerin
kaynağından tüketime kadar olan
süreçlerinin izlenebilir hale getirilmesi,
güvenli ve sürdürülebilir gıda üretiminin
temelini oluşturur.
Üst üste 5. kez AA+ derecesi aldı
BRCGS, yaklaşık 25 yıldır dünya genelinde
gıda güvenliği, bütünlüğü, yasallığı ve kalite
yönetimi konusunda referans standartlardan
biri olarak kabul edilmektedir. Gıda ve
gıda girdisi üreten, işleyen ve paketleyen
endüstrilere yönelik bu standart, global
izlenebilirlik için bir güvenlik çerçevesi
sunar. 130'dan fazla ülkede 22.000’den fazla
otorite tarafından benimsenen BRCGS,
dünya çapındaki en büyük 10 perakendecinin
%70’i, hızlı servis restoranlarının %60’ı ve
önde gelen 25 üreticinin %50’si tarafından
uygulanmaktadır. Feast, gıda güvenliği
ve sürdürülebilirlik konusundaki yüksek
standartlarını bir kez daha kanıtladı. Feast,
BRCGS Küresel Gıda Güvenliği Standardı
sertifikasyonu için gerçekleştirilen denetimi
üst üste 5. kez AA+ derecesiyle tamamladı.
Feast’in bu başarısı, standartlara tam
uyum ve tüm operasyonel süreçlerdeki titiz
uygulamaların bir sonucudur. Şirket, gıda
güvenliği ve çevreye duyarlılık konusunda en
yüksek kriterleri uygulamaya devam ediyor.
80
hotel restaurant
& hi-tech
marka brand
Nestlé Sweetened
Condensed Milk şimdi Türkiye’de!
Nestlé Sweetened Condensed Milk is Now in Türkiye!
Şef ve işletmecilerin özellikle global reçetelerde
rastladığı Condensed Milk şimdi Nestlé kalitesi
ile Türkiye’de!
Chefs and operators can now find the globally
renowned Condensed Milk in Türkiye, brought
to you with Nestlé quality!
Ev dışı tüketim sektöründe oluşturduğu
inovatif ve lezzetli çözümleriyle sektör
profesyonellerine hizmet veren Nestlé
Professional Türkiye, bir ilke daha imza
atarak, tatlı ve içecek reçetelerinde sıklıkla
kullanılan Nestlé Sweetened Condensed
Milk’i şef ve işletmecilerle buluşturuyor.
Tatlı ve içecek reçetelerine süt lezzeti
veriyor
Yoğunlaştırılmış süt, sütün uzun süre
kısık ateşte kaynatılması ile elde ediliyor.
Nestlé Sweetened Condensed Milk,
içeriğindeki yüksek süt oranı ve yoğun
kıvamı ile tatlı ve içecek reçetelerine süt
lezzeti katıyor. Nestlé Professional’in ev dışı
tüketime uygun 1 litrelik teneke ambalajda
piyasaya sürdüğü ürün, kolay kullanımı ile
reçetelerde fark oluşturma imkanı sağlıyor.
Cheesecake gibi geleneksel tatlılar ve
son dönemin trendi Banoffee Pie, Magnolia gibi farklı tatlı
reçetelerinde kullanılabilen Nestlé Sweetened Condensed
Milk, yoğun süt lezzetiyle fark oluşturmak isteyen şeflerin
tercihi olmayı hedefliyor. Baristaların ve miksologların da
vazgeçilmezi olmaya aday Nestlé Sweetened Condensed
Milk, yoğun süt lezzeti ve ideal kıvamı ile içecek trendlerinde
öne çıkan Spanish Latte, Matcha Latte ve Chai Tea Latte
gibi lezzetlerle içecek menülerinde yer alıyor. Son dönemin
popüler içeceklerinden Brezilya limonatasının orijinal
reçetesinde de yoğunlaştırılmış süt bulunuyor.
Viganò: “Türkiye’de uzun zamandır beklenen bir
üründü”
Nestlé Professional Genel Müdürü Lorenzo Viganò, yeni
ürünleri hakkında; “Nestlé Sweetened Condensed Milk,
Türkiye’de uzun zamandır beklenen bir üründü. Nestlé
Professional Türkiye olarak, son dönemlerde global pazarda
ve sosyal medyada trend olan tatlı ve içeceklerin içeriğinde
bulunan yoğunlaştırılmış sütü, Türkiye pazarında sektör
profesyonellerine sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.
Şeflerimiz ve işletmecilerimizin, Nestlé Sweetened
Condensed Milk ile misafirlerine reçetelerini hazırlarken,
sunumlarında farklılaşmalarına destek olmayı amaçlıyoruz.
Ev dışı tüketim sektörünün ihtiyaçlarına yönelik farklı,
lezzetli çözümler üreterek, çalışmalarımızı hız kesmeden
sürdüreceğiz” dedi.
Nestlé Professional Türkiye, known for
its innovative and delicious solutions
for the out-of-home consumption
sector, has achieved another milestone
by introducing Nestlé Sweetened
Condensed Milk to chefs and operators
for use in dessert and beverage
recipes.
Adds a milky taste to dessert and
beverage recipes
Condensed milk is obtained by slowly
simmering milk over low heat for an
extended period. Nestlé Sweetened
Condensed Milk, with its high milk
content and creamy consistency,
adds a rich, milky flavor to dessert
and beverage recipes. The product
is offered in a convenient 1-liter tin
package, designed for out-of-home consumption, making
it an ideal choice for realizing distinctive recipes. Suitable
for traditional desserts like cheesecake or trendy treats like
Banoffee Pie and Magnolia, Nestlé Sweetened Condensed
Milk is set to become a favorite for chefs looking to elevate
their list with its rich milk flavor.
Baristas and mixologists will also find Nestlé Sweetened
Condensed Milk indispensable, as it adds a creamy, smooth
touch to trending beverages such as Spanish Latte, Matcha
Latte, and Chai Tea Latte. Additionally, the popular Brazilian
Limeade, a trending drink, includes condensed milk in its
original recipe.
Viganò: "A long-awaited product in Türkiye"
Nestlé Professional General Manager Lorenzo Viganò
shared his thoughts on the new product: "Nestlé Sweetened
Condensed Milk has been a long-awaited product in
Türkiye. At Nestlé Professional Türkiye, we are delighted
to introduce condensed milk, an ingredient featured in
globally trending desserts and beverages, to the Turkish
market for industry professionals. We aim to support our
chefs and operators in differentiating their presentations
and preparing unique recipes for their guests using Nestlé
Sweetened Condensed Milk. We will continue to provide
innovative and delicious solutions tailored to the needs of
the out-of-home consumption sector."
WORKSHOP I TALK I PASTACILIK YARIŞMASI I ÇİKOLATA YARIŞMASI ÇİKOLATA ELBİSELİ FASHION SHOW I ÇİKOLATA SERGİSİ
ÇİKOLATA I PASTACILIK I ARTİZAN BAKERY I DONDURMA I KAHVE I ŞEKERLEME
BİLETLER İÇİN
“CREATIVE TASTES”
SALONDUCHOCOLATISTANBUL
SALONDUCHOCOLATISTANBUL.COM
82
hotel restaurant
& hi-tech
şefin gözünden
TABAKTA
RUHUNU
KONUŞTURAN
ŞEF
TUĞÇE
MIRZA
Röportaj: Hatice Ünal Bilen
Mutfakla tanışması çocukluk yıllarında
başlıyor. İstanbul'da dünyaya gelen
Restoran Modern’in Executive Şefi
Tuğçe Mirza, lezzet dolu yemeklerle ilk
bağını anne mutfağıyla kuruyor. Ailesinde
tek bir mutfak erbabı olmamasına karşın
üstelik de!
Büyüdüğü evde yemek yapmak, bir tutku
olarak kalırken aynı zamanda geleneksel bir
simgeyi de çağrıştırıyor, hatırladığınca. Ah
o anne yemekleri! Nasıl da içindeki ilhamı
tetikliyor. Yeni reçeteler oluşturmak ve
değişik tatları birleştirmek pek bir heyecan
veriyor, Mirza’ya. Ancak gün geçtikçe
de mutfakta geçirdiği saatlerin yemek
yapmaktan çok daha fazlası olduğunu
kavrıyor. “Mutfak, bir süreçti, bir yaratıcılık
alanıydı. Her tarif, bir keşif, her tat bir
ifade biçimiydi.” diyen tecrübeli şef, aşçılık
mesleğine yönelmesinin nedeninin bu süreci
daha derinlemesine keşfetmek hevesi
olduğunu da sözlerine ekliyor.
Şef Tuğçe’nin ilk yaptığı yemek, anne
tarifine sadık kalarak pişirdiği makarnası.
O an, mutfağa olan ilgisinin daha da
somutlaştığını dile getiren Mirza, yemeği
ailesine sunduğu andaki mutluluğu ise asla
unutamıyor. O kadar ki, kendi becerilerine
duyduğu güvenin bir kat daha arttığından
ve başarıyla hazırladığı yemeğin tatmin
edici duygusunu ruhunun derinliklerinde
hissettiğinden söz ediyor.
İlham veren mentoru, Esben Şef
Tuğçe Mirza, mutfaktaki yolculuğunda pek
çok ilham kaynağına sahip olsa da, özellikle
Norveç'te çalıştığı Esben Şef ve ekibi, ona
derinden etkileyen bir deneyim yaşatıyor.
Mutfak, her biri farklı bir kültürden gelen,
dünyanın dört bir yanından toplanmış
insanlarla dolu bir alan haline geliyor.
Buradaki tek amaç ise çok net! Mükemmel
bir yemek deneyimi sunmak! “Hepimiz farklı
kültürlerden geliyorduk ama amacımız bir
araya gelerek en iyi sonucu elde etmekti”
sözleriyle kelimelere döküyor, o anki
hisleriyle.
Her gün, zorlu bir tempoyla 16 saat boyunca
mutfakta geçen zaman, sadece fiziksel
olarak değil, duygusal olarak da yorucu
oluyor. Gelin görün ki tüm bu meşakkatli
süreçlerin sonunda, yemeğin servisiyle
birlikte yüzlerindeki tatmin ifadesi, Mirza’ya
inanılmaz bir keyif veriyor. O an, bir yemeğin
sadece yemek yapmaktan çok daha fazlası
olduğunu bir kez daha fark ediyor, “Ekip
olarak birlikte başarmanın verdiği bir haz
vardı, bu çok özel bir duyguydu” sözlerini de
ekleyerek.
Esben Şef ve ekibinin her bir üyesi, Mirza’ya
mutfağın ne kadar güçlü bir birliktelik
oluşturma aracı olduğunu öğretiyor. Bu
deneyim, onun için yemek yapmanın
ötesinde bir anlam taşımaya başlıyor.
“Mutfak, bir sanatın ötesinde, insanları bir
araya getiren ve onlara farklı kültürleri,
fikirleri, duyguları paylaşma fırsatı sunan bir
alan. Yemek yapmanın gücünü ve anlamını
bana bir kez daha hatırlattı” diyerek ifade
ediyor duygularını da.
Yeni ufuklar: Gaea, Osteria &
Salvatore
Aşçılık, sabırla yoğrulan, tutkuyla mayalanan
bir yolculuk... Tuğçe Mirza bu büyülü
yolculuğa Yeditepe Üniversitesi Gastronomi
ve Mutfak Sanatları Bölümü’nde ilk adımını
attığını dile getiriyor devamında. Teoriyi
pratiğe, bilgiyi tutkuya dönüştüren bu eğitim
süreci, onun için yalnızca bir başlangıç
noktası değil, aynı zamanda sağlam bir
Restoran Modern’de
yemek yemek, sadece bir
tat deneyimi değil, aynı
zamanda Türk mutfağının
derin kültürünü modern bir
bakış açısıyla keşfetmek
demek. Tuğçe Mirza'nın
mutfağında, her tabak sadece
yenilecek bir yemek değil;
o tabak, geçmişle geleceğin
birleşiminden doğan bir
hikaye oluyor. Kış menüsüne
gelir isem; Terbiyeli İçli
Köfte, Siron ve Boğaz’daki
deniz mahsulleriyle
harmanlanmış Kuskus gibi
öne çıkan lezzetler, sadece
birer yemek değil; onlar,
geçmişin en güzel anılarını
modern bir dokunuşla
yeniden yaşatıyor. Her bir
lokma, İstanbul’un ruhunu
ve Türk mutfağının kalbini
taşıyor, Şef Tuğçe’nin
menüsünde.
temel de oluyor. Diplomasını eline aldığında
ise asıl mutfak macerası başlıyor.
Restoran Modern’in ödüllü şefi, kendini
keşfetmek için rotasını farklı mutfaklara
çeviriyor. Gaea’nın sofistike tabaklarından
Osteria & Salvatore’un sıcacık atmosferine
uzanan bu yolculukta, yalnızca yemek
pişirmeyi değil, aynı zamanda bir hikaye
anlatmayı da öğrendiğinden bahsediyor.
Üretkenlik sınırlarını zorladığı bu süreç,
ona mutfakta bir sanatçı olmanın ne demek
olduğunu tüm incelikleriyle öğretiyor adeta.
Ancak belki de en unutulmaz sayfasını,
Norveç’teki Maaemo Restoran’da yazıyor.
Michelin yıldızlı bir şefle aynı mutfağı
paylaşma şansı, Mirza için yalnızca
bir deneyim değil, adeta bir dönüşüm
oluyor. “Her mutfak, her tabak bir hikaye
anlatır” diyen Mirza, soğuk kuzeyin sert
rüzgarlarında bile üretken enerjisiyle sıcacık
hikayeler anlatmayı öğreniyor. Her tabak,
bir hikayeye dönüşüyor. Her malzeme, bir
karaktere…
Hız ve disiplinin dansı
Şef Tuğçe, mutfakla ilk buluşmasında
her şeyin hızla döndüğünü ve disiplinin
ne kadar önemli olduğunu fark ediyor.
İlk profesyonel deneyiminde, mutfağın
sadece teknik becerilerle değil, duygusal
zekâyla da şekillendiğini öğreniyor. Her
bir hareketin, her bir tabakla anlatılacak
bir hikaye olduğunu anlıyor, sanatını ifade
ederken aynı zamanda güçlü bir iletişim
kurmanın gerekliliğini kalpten hissediyor.
Büyük bir ekiple çalışırken, uyum içinde
hareket etmenin ne kadar önemli olduğunu
keşfetmeye başlıyor. Her şeyin hızlı
bir tempoda geliştiği mutfakta, takım
çalışmasının anahtar rol oynadığını kavrıyor.
Ancak bu süreç, yemek pişirmenin
ötesine geçiyor, mutfağın bir sanat haline
geldiğini de anlıyor. Nitekim de Mirza,
mutfakta sadece yemek yapmadığını, aynı
zamanda insanlarla bağ kurduğunu ve her
tabakta bir anlam oluşturmanın gücünü
keşfetmeye başlıyor. Mutfak, onun için
hızla değişen bir dünya oluyor, ancak bir
o kadar da üretime açık bir alan. Takım
ruhuyla hareket ederken, her bir adımında
yeniliklere doğru adımlar atıyor. Birlikte bir
şeyler başarmanın büyüsü, ona mutfağın
sınırlarını aşmanın keyfini tattırıyor.
Her bir lokmada ‘İstanbul ruhu’
Ya Restoran Modern hikayesi nasıl başlıyor?
Akdeniz ve Çağdaş Türk mutfağının
klasik örneklerini günümüz lezzetleriyle
yorumlayan restoranla yolları, Türk
mutfağını modernleştirme hayaliyle
kesişiyor. Mirza, restoranın kapısından adım
attığında, geleneksel lezzetlerin modern
bir dokunuşla buluştuğu o eşsiz deneyimi
hissediyor. Burada yemek yapmak, hem
geçmişin mutfak geleneklerine saygı
duymak hem de yeni bir vizyonla onları
günümüze taşımak anlamına geliyor.
Mutfakta, her tabak bir hikaye anlatıyor;
her malzeme, geçmişin izlerini taşıyor, ama
aynı zamanda geleceğin mutfak dünyasını
şekillendiriyor.
İstanbul’da yemek yapmak, şehrin her
köşesinden aldığı enerjiyi mutfağına
yansıtmak demek, genç şef için. Restoran
Modern’de çalışırken, Tuğçe Mirza,
İstanbul’un benzersiz dokusunu her tabakta
hissediyor. Boğaz’ın kıyısındaki o derin
tarih ve kültür, her yemeğe dokunduğunda,
mutfakta bir sanat eserine dönüşüyor. Her
gün, Türk mutfağının zengin geçmişiyle
sanatını harmanlıyor, hem teknik hem de
duygusal anlamda mutfak yolculuğuna
çıkıyor.
84
hotel restaurant
& hi-tech
şefin gözünden
Sade tasarımlar, çarpıcı lezzetler
Şef Tuğçe Mirza, mutfakta bir tabloya
imzasını koyarken, bunu sade ama etkileyici
bir estetikle yapmayı seçiyor. Her tabağın
bir anlamı ve bir dili olduğuna inanıyor
çünkü. Kompozisyon oluştururken, yemeğin
lezzetinin yanı sıra görsel cazibesini de öne
çıkarmaya çabalıyor daima. Her malzeme,
sanki dans eden birer figür gibi bir araya
geliyor; renkler, dokular, kontrastlar...
Sadelikten yana olduğunu belirtiyor, çünkü
bazen en basit sunumlar, en güçlü etkileri
oluşturuyor. Ve işte, o sade ama kusursuz
estetik, onun mutfakta ortaya koyduğu
kimliğin tam kalbini oluşturuyor.
Ana yemek ve garnitür eşleştirmelerine
gelince... Şef Mirza, tatların uyum içinde
olması gerektiğini söylüyor. Ağır bir et
yemeğiyle hafif ve asidik bir garnitür ya
da tatlı bir garnitürle dengeyi kurmak,
ona göre bir yemeği gerçekten etkileyici
yapan şeylerden. Baharatlar ve aromalar,
tabaktaki tüm bileşenlerle uyum içinde
olmalı; işte o zaman gerçek bir gastronomik
deneyim ortaya çıkıyor.
Terbiyeli İçli Köfte, şefin mutfağındaki
imzası haline gelmiş bir yemek. Hem
geleneksel tarifin sadık bir temsilcisi
hem de modern dokunuşlarla yeniden
şekillendirilen bir lezzet. Aynı şekilde İçli
Köfte de deneyimli şefin Türk mutfağına
olan derin bağlılığını ve ona olan sevgisini
en güzel şekilde yansıtıyor. Her lokma, ona
göre sadece bir yemek değil, kültürel bir
yolculuk ve mutfak sanatının bir dışavurumu
adeta.
İlhamını doğadan ve mevsimsel
malzemelerden alıyor
Kendi tariflerini oluştururken, Şef Mirza'nın
ilham kaynağı genellikle çevresindeki
doğa ve mevsimsel malzemeler oluyor.
Ancak ilham, yalnızca doğadan ya da
taze ürünlerden gelmiyor. Gezdiği yerler,
deneyimlediği farklı kültürler ve insanlarla
olan etkileşimler de tariflerinde kendine yer
buluyor. Yaratıcılığını besleyen en önemli
unsurlar, mutfakta geçirdiği zaman ve
etrafındaki doğal zenginlikler.
Mutfakta onu en çok motive eden şey,
yemek yapmanın ve üretmenin gücü. Hem
kendisi hem de başkaları için bir şeyler
ortaya koyma isteği, şefin tutkusunun
kaynağını oluşturuyor. Her yeni tarif, yeni
bir yolculuk, yeni bir keşif. Ama belki de en
büyük motivasyonu, mutfağında yaptığı her
yemeğin son noktasına geldiğinde, o tabağın
sofrada yerini almasını görmek. Ekip
çalışması, her aşamada birlikte ilerlemek,
herkesin katkısının birleşerek mükemmel
bir sonuca ulaşması, onu her zaman daha
ileriye taşımaya devam ediyor.
Doğal tatlar, modern dokunuşlar
Şef Tuğçe Mirza, mutfakta bir sanatçı, her
tabakta bir hikaye anlatan bir profesyonel.
Lezzetin sırrını sadece malzemelerde
değil; tekniklerde, sunumda, hatta ortamda
buluyor. Her adım, her detay, bir yolculuğa
dönüşüyor. Peki, bu yolculuğun püf noktaları
neler?
Lezzet, şefin mutfakta dokunuşu ve
malzeme seçiminde gizli. Onun için, en
önemli kural, kullandığı malzemelerin taze
ve yerel olması. Mevsimine uygun ürünler
kullanmak, yemeğin ruhunu daha derinden
hissettirmek için vazgeçilmez. “Lezzet,
sadece doğru malzemeyi seçmekle değil,
o malzemeyle ilişki kurmakla ilgilidir”
diyor. Baharatlar, tuz oranı, pişirme
süresi. Bu detaylar, yemeğin karakterini
şekillendiriyor. Tabii ki, hijyen ve düzen
de her zaman ön planda. Çünkü temiz
bir mutfak, sağlıklı ve lezzetli yemeklerin
başlangıç noktasıdır.” diye de ekliyor.
Her tabak bir dil gibi
Peki ya reçetelendirme ve standardizasyon?
Şef Tuğçe için bu, sadece mutfakta
verimliliği artırmak değil, her tabakta aynı
lezzet deneyimini sunabilmek için kritik bir
adım. Her şeyin doğru ölçülerde olması,
malzeme miktarının net olması ve pişirme
yöntemlerinin tutarlı olması gerektiğine
inanıyor. Fakat bunun yanında esneklikten
de ödün vermiyor. Çünkü mutfak, her an
değişebilecek koşullarla karşı karşıya
ve yenilikçi bir yaklaşım, her zaman taze
kalmanın anahtarı. Yemeklerinin sadece
bir lezzet deneyimi sunmadığını, aynı
zamanda kültürel bir değer taşıdığını
vurguluyor. Her tabak, bir dil gibi. Konuşan,
anlatan ve bazen de çağıran bir dil... Kendi
mutfak felsefesinde, doğayı, çevreyi ve
kültürleri bir araya getirerek, yemeklere
sadece bir tat değil, bir anlam katıyor.
Ve o anlam, mutfakla, yerel ürünlerle,
sürdürülebilirlikle, olağanüstü dokunuşlarla
birleşiyor. Her yemeğiyle bir hikaye
anlatıyor, her tabakla bir duygu uyandırıyor.
Mutfaktaki dersleri: Başarı,
sabır, empati
Tuğçe Mirza'nın mutfakla olan ilişkisi, bir
yemek pişirmenin ötesinde, kültürleri ve
duyguları bir araya getiren bir deneyim
de aynı zamanda. “Mutfak, sadece yemek
yapılan bir alan değil, aynı zamanda
insanların bir araya gelip duygusal bağlar
kurduğu bir yer” diyor Mirza. Onun için
Yerellik ve sürdürülebilirlik,
Şef Tuğçe için yalnızca
modaya uygun bir trend
değil, mutfaktaki derin bir
felsefe. Yerel üreticilerle
çalışmak, o bölgenin
mutfağına saygı göstermek
ve taze malzemelerle
lezzetleri güçlendirmek
bir yana, çevreye duyarlı
olmak da büyük bir
öncelik. Gıda israfını
önlemek, doğal kaynakları
dikkatli kullanmak ve geri
dönüşümü teşvik etmek,
onun mutfak anlayışının
ayrılmaz bir parçası.
mutfak, her tabakta bir kültürün, bir
geçmişin izlerini taşıyor. Her yemeğin
ardında bir hikaye, bir anı, bir deneyim var.
“Yiyecekler, insanlar arasında bağ kurmanın
en etkili yollarından biri” diyerek bu bağın
önemini vurguluyor.
Aşçılık kariyerinde aldığı en değerli dersi,
‘Her zaman öğrenmeye açık olmak ve
sabırlı olmak.’ Mirza, mutfakta çalışan her
bireyin farklı hızlarda ve farklı yöntemlerle
öğrenebileceğini, bu yüzden sabır ve empati
ile yaklaşmanın önemini vurguluyor. “İnsan
ilişkileri, mutfaktaki başarının temelini
oluşturuyor. Bir takımın gücü, sadece teknik
bilgiden değil, aynı zamanda iletişim ve
empati ile sağlanır” diyerek, başarılı bir lider
olmanın gerekliliklerini de dile getiriyor.
Genç ve deneyimli şefin mesleğinde
karşılaştığı en büyük zorluk ise, mutfak
personelini eğitmek oluyor. Bu zorluk,
sadece teknik bilgi aktarımıyla sınırlı değil;
aynı zamanda, duygusal ve psikolojik
anlamda da doğru bir yol göstermek
gerekiyor. “Mutfakta sadece yemek
tarifleri değil, aynı zamanda bir insanın
gelişimini yönlendirmek çok önemli” diyor.
Bu sürecin zorluklarını aşarken, empati
kurarak ve öğrendiklerini paylaşarak,
ekip arkadaşlarının gelişimine katkı
sağladığını belirtiyor. “Bir insanın doğru
bir şekilde yönlendirilmesi, ona sadece
bir tarif öğretmekten çok daha fazlasıdır.
Bu, yaşamlarına dokunmaktır” şeklinde
anlatıyor.
Anneden ilham, Türk mutfağından
gurur
Mutfak, bir şefin kalbi gibidir, ancak her
mutfak kültürü, kendine özgü bir dil ve
hikaye taşır. Şef Tuğçe Mirza'nın en çok
etkilendiği mutfak kültürü, tabiatıyla Türk
mutfağı oluyor. “Türk mutfağının derinliği ve
zenginliği, bana her zaman ilham vermiştir.
Her yemeğin arkasında bir hikaye, bir kültür
vardır. Anadolu’nun geleneksel yemekleri,
bana bir zaman yolculuğuna çıkma hissi
verir,” diyor mutfağa olan tutkusundan
bahsederken.
Türk mutfağının çeşitliliği ve tarihî derinliği,
sadece damak zevkini değil, kültürel
bir mirası da yansıtır. “Türk mutfağını
dünyaya tanıtmak, hem gurur verici hem
de büyük bir sorumluluk” diyen Mirza,
bu sorumluluğun mutfaktaki her tabakta
hissedilmesi gerektiğinin altını çiziyor. “Her
bir yemek, sadece lezzet değil, bir kültürün
de taşıyıcısıdır” sözleriyle Türk mutfağının
önemine de vurgu yaparak.
Tuğçe Şef’in en sevdiği yemeklerin başında
ise annesinin yemekleri geliyor. “Annemin
yağlaması, çocukken her şeyden önce
gelen bir tat. O yemeğin tadı, benim için bir
zamanın ruhunu taşıyor.” Gelişen damak
zevkinin, zamanla değişse de bir yerlerde
o ilk dengeleri aramaktan vazgeçilmediğini
söylüyor.
Türk mutfağını keşfe davet ediyor
Restoran Modern’in Executive Şefi Tuğçe
Mirza, bundan sonrası için daha fazla
insanı Türk mutfağını keşfetmeye davet
etmek istiyor. Bu hedef, onun sadece
gastronomik başarısı değil, aynı zamanda
kültürleri ve geleneksel lezzetleri dünyaya
tanıtma arzusunu da yansıtıyor. “Türk
mutfağını daha fazla insanla buluşturmak
istiyorum” diyen Mirza, bu amacını sadece
yemek yapmakla değil, aynı zamanda
sürdürülebilirlik ve sağlıklı yaşamı ön
plana çıkaran projelerle desteklemeyi
planlıyor. Mutfakta hem geleneksel
tariflere saygı gösterirken hem de modern
yaşamın gerekliliklerine uygun bir yaklaşım
geliştirmeyi hedefliyor.
86
hotel restaurant
& hi-tech
gastro etkinlik
FSUMMIT 2025
5. yılında turizm ve gastronomide
çeşitlilik temasını benimseyecek
Sözen Organizasyon’un bu yıl beşincisini düzenlemeye hazırlandığı “Turizm ve Gastronomi
Sektöründe Çeşitlilik” temalı Uluslararası Turizm Gastronomisi Yatırımları ve Ağırlama
Zirvesi FSUMMIT, 1-2 Şubat 2025 tarihlerinde, NEST Kongre Merkezi’nde düzenlenecek.
Sözen Organizasyon, Türkiye’yi
turizm, ağırlama ve gastronomi
alanlarında dünya çapında öncü
bir destinasyon markası haline getirme
vizyonuyla, ulusal ve uluslararası
düzeyde sektörün gelişimine öncülük
etmeye devam ediyor. Gastronomi
turizminin geleceğini şekillendirmek
ve Türkiye’yi bu alanda cazibe merkezi
olarak markalaştırmak hedefiyle, bu
yıl da FSUMMIT’i hayata geçiriyor. 5.
Uluslararası Turizm Gastronomisi
Yatırımları ve Ağırlama Zirvesi
FSUMMIT, 1-2 Şubat 2025 tarihlerinde
Antalya’daki NEST Kongre Merkezi’nde
düzenlenecek. “Diversity in Hospitality”
(Turizm ve Gastronomi Sektöründe
Çeşitlilik) temasıyla gerçekleşecek
zirve, sektörün öncü isimlerini bir araya
getirerek dikkat çekecek.
Ağırlamada farklılık ve teknoloji
konuşulacak
Ağırlama sektörü, kültürel çeşitlilik ve
teknolojik yeniliklerden etkilenerek,
misafirlerin beklenti ve deneyim
arayışlarına göre şekilleniyor.
İşletmeler, yerel ve uluslararası
stratejilerle misafir ihtiyaçlarına
odaklanıyor ve benzersiz hizmet
anlayışlarıyla rekabet ediyor. Sektör,
farklı kültürel anlayışlar, gelenekler,
ekonomik yapılar ve teknolojik
gelişmelerle şekilleniyor. Misafirlerin
beklentileri, destinasyonların kültürüne,
sosyo-ekonomik seviyelerine ve kişisel
tercihlerine göre değişiyor. Örneğin
Batı kültürlerinde lüks ve konfor ön
planda tutulurken, Doğu kültürlerinde
misafire gösterilen misafirperverlik
ve geleneksel hizmet anlayışları öne
çıkıyor. Bunun yanı sıra, dijitalleşmenin
etkisiyle hızla gelişen teknolojiler,
konaklama işletmelerinin sunduğu
hizmetleri daha erişilebilir, hızlı ve
kişisel hale getiriyor.
Teknolojinin sunduğu fırsatlar,
misafirlere daha özgün deneyimler
yaşatmayı hedefleyen işletmeler
tarafından inovatif bir şekilde
kullanılıyor. Bu farklılıklar, her bir
otelin sunduğu deneyimi, konukların
beklentilerini ve sektördeki rekabetin
şekillenmesini doğrudan etkiliyor.
Ağırlama sektörü, sadece fiziksel bir
barınma alanı sunmanın ötesinde,
misafirlerin kültürel birikimlerini,
duygusal ihtiyaçlarını ve sosyal
etkileşimlerini dikkate alarak her birine
özel bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Bu
durum, ağırlama sektörünün sürekli
gelişen, çeşitlenen ve yeniliklere açık
bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.
Tüm bu veriler ışığında bu yılki zirvede,
‘Turizm ve Gastronomi Sektöründe
Çeşitlilik’ teması ile ağırlama
sektöründe kültürel farklılıkların rolü,
teknolojinin sektördeki yeri ve sunduğu
yenilikler, misafir beklentilerindeki
çeşitlilik, sürdürülebilirlik ve çevre
dostu uygulamalar gibi konular
sektörün önde gelen profesyonelleri,
yatırımcıları ve uzmanları tarafından
ele alınacak. Paneller ve söyleşiler,
katılımcılara sektördeki yenilikçi
yaklaşımları ve geleceğe dair öngörüleri
sunacak.
Zengin içerik, geniş katılımcı profili
Uluslararası Turizm Gastronomisi
Yatırımları ve Ağırlama Zirvesi
FSUMMIT, her sene olduğu gibi yeni
temasında da gastronomi sektörünün
önde gelen isimleri ile birlikte turizm ve
ağırlama sektörünün yatırımcıları, otel
ve restoranların üst düzey yöneticileri,
gastronomi profesyonelleri, F&B
direktörleri, satın alma müdürleri,
şefler, gastronomi yazarları,
gastronomi ve turizm endüstrisinin
destekçileri, seyahat acenteleri ve
marin turizmi profesyonelleri gibi
sektöre değer katan önemli isimleri
buluşturacak.
88
hotel restaurant
& hi-tech
gastro etkinlik
Culinary Forum, 26-27 Şubat’ta
Antalya’da gerçekleşecek
Gastronomi alanında eğitim ve yenilikleri teşvik etmek amacıyla düzenlenen
Culinary Forum, bu yıl “XPERIENCE” temasıyla 26-27 Şubat 2025 tarihlerinde
Antalya Nirvana Cosmopolitan Hotel’de gerçekleştirilecek.
Gastronomi alanında eğitim
ve yenilikçi fikirleri teşvik
etmek amacıyla 2021'den beri
düzenlenen Culinary Forum, bu yıl
“XPERIENCE” temasıyla 26-27 Şubat
2025 tarihlerinde Antalya Nirvana
Cosmopolitan Hotel'de yapılacak.
Bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek olan
Culinary Forum, yeni kuşak gastronomi
uzmanları ile deneyimli profesyoneller
arasında diyalog ve ortaklık köprüleri
kurarak, sektördeki bağlantıların
güçlenmesine öncülük ederken aynı
zamanda gastronomi eğitimine katkı
sağlamayı hedefliyor.
2024’de 7 bin kişi ziyaret etti
İlki 2022 Mart ayında gerçekleşen
Culinary Forum’u yüzde 60’ını
Türkiye’nin her yerinden gastronomi
ve aşçılık öğrencilerinin oluşturduğu
5.486 ziyaretçi katıldı. Geçtiğimiz yıl
ise kitleleri bir araya getirerek katılım
sayısında büyük ivme yakalayan etkinliği
yaklaşık 7 bin kişi ziyaret etti.
Gastronomi eğitimine destek veren
tek organizasyon
Eğitim odaklı içerikleriyle fark
oluşturan Culinary Forum, Türkiye'nin
dört bir yanından gelen öğrenci
ve akademisyenlerle gastronomi
eğitimini desteklemeyi amaçlayan tek
organizasyon olma unvanını taşıyor.
Etkinlik, yenilikçi fikirlerin ve vizyonların
paylaşıldığı, sektörün geleceğine yön
verecek önemli adımların atıldığı bir
platform olarak nitelendiriliyor.
90
hotel restaurant
& hi-tech
gastro etkinlik
MICHELIN SEÇKILI 132 RESTORANA
GASTRONOMETRO’DA PLAKET TÖRENI
Michelin Rehberi’nin 2025 seçkisinde yer alan restoranlar, gururla sergileyecekleri
plaketlerine Metro Türkiye tarafından 9 Ocak’ta Gastronometro’da düzenlenen özel bir
törenle kavuştu.
Yeme içme sektörünün 35 yıldır en
önemli iş ortaklarından biri olarak Türk
mutfağının uluslararası platformlarda
hak ettiği yere gelmesi için çalışmalarını
sürdüren Metro Türkiye, dünyanın en itibarlı
restoran derecelendirme sistemi olarak
kabul edilen Michelin Rehberi’nin bu yıl da
ana partneri olmaya devam ediyor. Michelin
Rehberi’nin 2025 İstanbul, İzmir ve Muğla
seçkisinde yer alan toplam 132 restoran,
plaketlerini 9 Ocak Perşembe günü
ülkemizin ilk gastronomi keşif platformu
Gastronometro’da Metro Türkiye tarafından
düzenlenen özel törende teslim aldı.
Antunes: “Seçkide 132 restoranın
yer alması çok kıymetli”
Michelin Rehberi’nin 2025 İstanbul, İzmir
ve Muğla seçkisinde yer alan restoranların
şefleri ile yeme içme sektörünün
temsilcilerinin katıldığı plaket töreninde
yaptığı konuşmada Metro Türkiye CEO’su
David Antunes, Türkiye’ye yatırım yapan ilk
uluslararası perakendeci olarak ilk günden
bu yana Türk mutfağının gelişimi ve hak
ettiği yere gelmesi misyonuyla çalıştıklarına
dikkat çekerek, "Türk mutfağının tüm
dünyada daha fazla tanınması ve şefleriyle
birlikte hakettiği değeri görmesi için
üzerimize düşen görev ve sorumlulukları en
iyi şekilde yerine getirmek için çalışıyoruz.
Bu doğrultuda ana partneri olduğumuz
Michelin Rehberi, Türk restoranlarını
dünyaya tanıtılması ve gastronomi turizmi
açısından da çok büyük bir öneme sahip.
Türkiye’deki destinasyonlarının artmasıyla
birlikte, Türk mutfağının bilinirliği daha da
artıyor. Michelin Rehberi 2025 seçkisinde
132 restoranın yer alması çok kıymetli.
Sürdürülebilirliğin sektörümüz için git
gide daha da önem kazandığı günümüzde
10 restoranın yeşil yıldız alması ise Türk
şeflerinin duyarlı yaklaşımının bir sonucu.
Şefleriyle, üreticisiyle, servis ekipleriyle bu
listenin çok daha genişleyeceğine gönülden
inanıyorum” dedi.
Türkiye’de gastronomi sektörünü
geliştirmeye devam ediyor
Yerel değerleri evrensel bakış açısıyla ele
almanın büyük önem taşıdığına inanan
Metro Türkiye, ulusal ve uluslararası
yarışmalara verdiği destek, Michelin yıldızlı
restoranların şefleriyle gerçekleştirdiği
eğitimler ile dünya mutfaklarının karşılıklı
ilham almasına katkıda bulunuyor.
Yerel ve coğrafi işaret tescilli ürünlerin
Türk mutfağında geleneksel ve modern
yorumlarla daha çok yer alması için
çalışmalarını sürdürürken, global arenada
tanıtılması için de projeler yürütüyor. 2015
yılında yatırımını gerçekleştirdiği ve bugün
10. yılına giren Türkiye’nin ilk gastronomi
keşif platformu Gastronometro’da ise sektör
profesyonellerine ve şef adaylarına yönelik
organize ettiği eğitimler, buluşmalar ve ürün
gelişimine katkı sağladığı ÜR-GE faaliyetleri
ile binlerce sektör çalışanına rehberlik
etmeye devam ediyor.
92
hotel restaurant
& hi-tech
gastro güncel
Anadolu Gastro-Turizm Derneği Ömer
Kartın öncülüğünde kuruldu
Anadolu'nun kalbi ve Frigya mutfağının kesişme noktası olan Ankara, yeni bir
gastronomi derneğinin kuruluşuna ev sahipliği yaptı. Deneyimli turizmci Ömer
Kartın öncülüğünde JW Marriott Ankara’da özel bir lansmanla tanıtılan Anadolu
Gastro-Turizm Derneği, tamamen gönüllülük esasıyla Türkiye’nin gastronomik
zenginliklerini dünyaya tanıtacak!
Anadolu Gastro-Turizm Derneği,
10 Ocak Cuma akşamı JW
Marriott Ankara Hotel’in ev
sahipliğinde düzenlenen özel bir
lansman davetiyle tanıtıldı. Lansmana,
gastronomi, turizm ve iş dünyasından
birçok seçkin isim katıldı. Etkinlikte,
Dernek Başkanı Ömer Kartın, derneğin
vizyonu ve projeleri hakkında bilgi verdi.
Kartın: “Gastro Tren Projemiz
dünyada bir ilk olacak”
Ömer Kartın, yaptığı konuşmada bu
yıl hayata geçirilecek Gastro Tren
Projesine dikkat çekerek, bu projenin
dünyada bir ilk olacağını vurguladı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın
desteğiyle gerçekleşecek olan projeyle
Türkiye’nin keşfedilmemiş gastronomik
hazineleri hem yerli hem de yabancı
turistlerle buluşacak. Kartın, “Bu tren
projesi sayesinde, gastronomi turizmine
ilgi duyan özel turistleri, Türkiye’nin
keşfedilmemiş bölgelerine götürerek
unutulmaz bir deneyim yaşatacağız”
dedi.
“Ankara, Anadolu’nun kalbi ve
Frigya mutfağının kesiştiği nokta”
Kartın, derneğin neden Ankara’da
kurulduğuna da değinerek,
“Anadolu’nun kalbinde, gastronomi
açısından stratejik bir konumda
olan Ankara’da bu derneği kurduk.
Türkiye’nin her ilinde ve ilçesinde büyük
bir gastronomik hazine yatıyor. Ankara
ise Frigya mutfağının kesiştiği noktada
yer alıyor ve bu alanda önemli projeler
geliştirmek için bir merkez olacak”
ifadelerini kullandı.
Tamamen gönüllülük esasına dayalı
çalışacak
Dernek, tamamen gönüllülük esasına
dayalı bir yapı ile Türkiye’nin zengin
gastronomik değerlerini tanıtarak, yerli
ve yabancı turistler için marka kentler
oluşturmayı hedefliyor. Lansman gecesi
boyunca, JW Marriott Ankara Hotel’in
Genel Müdürü Hakan Arslan ve ekibinin
profesyonel ev sahipliği de katılımcılar
tarafından takdirle karşılandı. Anadolu
Gastro-Turizm Derneği, bu iş birliği
için JW Marriott Ankara Hotel ekibine
teşekkürlerini iletti.
Türkiye’nin gastronomik
zenginliklerini dünya çapında
tanıtacak
Gastro Tren Projesi ve derneğin
gelecek vizyonu, gastronomi ve turizm
dünyasında şimdiden büyük bir heyecan
oluşturmuş durumda. Projenin detayları
ve tanıtım faaliyetleri, önümüzdeki
aylarda kamuoyuyla paylaşılacak.
Anadolu Gastro-Turizm Derneği’nin
bu anlamlı girişimleri, Türkiye’nin
gastronomik zenginliklerinin dünya
çapında tanınmasına katkı sağlamayı
hedefliyor.
DrṀurat
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Dogan
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı
Doç.
)
Yiyecek-içecek sektöründe
hipergerçeklik teknolojileri
Değerli okurlarım birkaç yazımda yiyecekiçecek
sektöründe uygulanabilecek yenilikçi
yaklaşımları kaleme aldım. Bu ayki yazımda
da Türkiye’de çok fazla uygulaması olmayan,
ancak dünyada çok yeni, çok az uygulaması
olan hipergerçeklik teknolojilerinden söz
edeceğim.
Bir süredir doktora öğrencimle
“hipergerçeklik” üzerine çalışıyoruz. Bilimsel
çıktılarını ise yakın bir zamanda uluslararası
bir kongrede bildiri olarak sunduk. Yaptığımız
bilimsel çalışmalara da güvenerek, sizlere
konuyu yalın bir şekilde anlatmaya çalışacağım.
Hipergerçeklik nedir?
Hipergerçeklik teknolojilerini açıklamaya
geçmeden önce hipergerçeklik nedir, onu
açmakta fayda var. Matrix filmini izlemeyeniz
yoktur diye düşünüyorum. Hatırlarsanız
Matrix içinde yaşayanların tümü aslında bir
simülasyon içindelerdi ve bunun farkında da
bile değillerdi. Matrix filmi hipergerçekliği
tam olarak anlatmasa da kavramın
unsurlarını görselleştirmek adına iyi bir örnek.
Hipergerçeklik fenomeni ilk defa Fransız
düşünür ve sosyolog Jean Baudrillard (Jan
Bodriya) tarafından ortaya atılmıştır. Ona göre
hipergerçeklik, teknolojik olarak gelişmiş
postmodern toplumlarda, insan bilincinin
simülasyonu gerçeklikten ayırt edememesi
durumudur. Kısaca hipergerçeklik gerçek ile
kopyanın farkının kalmaması halidir.
Hipergerçeklik örnekleri
İlk olarak Lascaux (Lesko) Mağarası ve
simülasyonu olan Lascaux II’den bahsetmek
istiyorum. Lascaux Mağarası, Fransa'nın
güneybatısında yer alan, tahmini MÖ 17.000 ila
15.000’li yıllar arası ve üst Paleolitik döneme
ait 600'den fazla hayvan çizimi ve 1400 gravür
içeren bir mağaradır. Mağara 1940'ta dört
çocuk tarafından keşfedilmiş, 1948'de halka
açılmış olup duvarlarında alglerin büyümesi
üzerine 1963 yılında kapatılmıştır. Mağaranın
birebir kopyası olan Lascaux II, 1983 yılında
gerçek mağaranın sadece iki yüz metre
uzaklığına inşa edilmiştir. Başka bir örnek
ise Disneyland’tır ki, ABD’nin kültürünü
minyatürleştirerek hipergerçek bir dünya
oluşturmuştur.
Hipergerçeklik teknolojileri ve yiyecekiçecek
sektörü
Hipergerçeklik teknolojileri günümüz insanının
gerçeklik algısını kökten değiştirmeye adaydır.
Sosyal medya, artırılmış gerçeklik (AR),
sanal gerçeklik (VR) vb. teknolojiler bireysel
deneyimlerle hayatımızın her alanına girmeye
başladı. Hatta yiyecek-içecek sektörü için
hipergerçeklik teknolojilerinin stratejik öneme
sahip olacağını düşünmekteyim. Bu bağlamda
hipergerçeklik teknolojileri işletmelere pazarda
rekabet avantajı sağlama fırsatları sunabilir.
İyi şekilde tasarlanmış stratejik planlama ile
teknolojik yatırım ve eğitimle, hipergerçeklik
teknolojileri işletmelerin inovasyonlarını
güçlendirebilir ve eş zamanlı müşteri
deneyimlerini derinleştirebilir. Ancak bu
teknolojilerin sektördeki uygulama potansiyeli
henüz anlaşılamamıştır. Buna ek olarak
sektörün, hipergerçeklik teknolojilerinden
yararlanabilmesi için altyapı, maliyet, kültür,
gelenek vb. zorlukları aşması da önemlidir.
Baudrillard; günümüzde teknolojik
gelişmelerin getirdiği imkânlar sayesinde
her şeyin gerçeklikten ayırt edilemeyecek
kadar simüle edilebileceğini öne sürmektedir.
Konuyu yiyecek-içecek sektörü üzerinden
anlamlandırmaya çalıştığımızda; simüle
edilebilecek somut ve soyut şeylerle ilgili
sembollerin gerçekliğin yerine geçebileceğini
rahatlıkla iddia edebiliriz.
Yiyecek-içecek sektöründe hipergerçeklik
teknolojilerine örnekler
Geçmişte yiyecek-içecek mekânları yalnız
yemek yenen yerlerden ibaretti. Günümüzde
ise bu mekanlar statü göstergesi, saygınlık
kazanma ve prestij gibi unsurları da
içermektedir. Bu nedenle batıda restoranların
bir kısmının adeta laboratuvara dönüşümünü
izledik. Bu dönüşümü Şef Heston
Blumenthal’ın restoranı Fat Duck’ta ve Şef
Ferran Adria’nın 2011 yılında kapanan El Bulli
restoranında gözlemleyebiliriz. Bana haklı
olarak şunu sorabilirsiniz. “Dönüşüm bu
yönde ise El Bulli neden kapandı?” Bana göre
o yıllar bu tür yenilikler için henüz erkendi.
Şef Adria’nın El Bulli’si sonraki yıllarda
mutfak inovasyonu için fikir veren öncü bir
vakfa dönüştü. Yiyecek-içecek işletmelerinde
atmosfer, misafir algısı ve işletme performansı
açısından kritik rol oynamaktadır. Mekân
tasarımı, müzik, aydınlatma ve hizmet kalitesi,
yani kısacası ambiyans misafirlerde duygusal
etkiler oluşturarak, satın alma kararlarını
etkilemektedir. Günümüz restoranları içinde
hipergerçeklik teknolojilerini kullanan
işletmeler arasındaki en iyi örneklerden biri
Vampir Cafe’dir.
Neden Vampir Café?
Vampir temasıyla fantezi dünyasına gerçeküstü
bir kaçış vadeden, Tokyo’da hizmet veren
hipergerçek bir restorandır. Bu restoranın
dekorasyonu temaya uygun olarak korkutucu
tabutlar, kırmızı mefruşat ve siyah mobilya
ile gotik bir tarzda tasarlanmıştır. Ayrıca
restoranda ürkütücü müzikler eşliğinde vampir
kostümlü garsonlar yemek servisi yapmaktadır.
Sublimotion Ibiza
İspanya’da sanal bir dinamik ortam sunan
restorandır. Sublimotion’da artırılmış gerçeklik
(AR), sanal gerçeklik (VR) ve projeksiyon
haritalama teknolojisi kullanılarak sürükleyici
hologramlar eşliğinde akıcı bir hikaye anlatımı
ile yemekler sunulmaktadır. Böylece restoran
misafirlerine yemek deneyimi ile son teknolojiyi
buluşturarak, hipergerçekçi duyusal bir
deneyim yaşatmaktadır. Son örneğimizi Çin’den
verelim.
Paul Pairet'in Ultraviolet’i
Paul Pairet'in Ultraviolet'i Fransız şef Paul
Pairet tarafından Çin’in Şanghay şehrinde
açılan, tek masalı olmasına karşın üç Michelin
yıldızını haketmiş bir restorandır. Restoran;
video projeksiyonları, koku yayıcılar, ses
efektleri ve özel aydınlatmayı da içeren
çok duyulu (multi-sensory) bir teknolojiyi
kullanmaktadır. Misafirlerin, sunulan
yemeklerden alacağı lezzeti geliştirebilen farklı
görseller ile özel bir ambiyansı eşleştirerek,
onlara duyusal bir derinlik ve deneyim yaşatır.
Aslında restoranda olan şey, lezzet algısını
güçlendirmek için hipergerçeklik teknolojilerini
kullanan, sürükleyici bir yemek yolculuğudur.
Sonuç olarak, gelecekte hipergerçeklik
teknolojilerinin ve konseptlerinin bir yemeği
nasıl çok duyulu, dinamik, sürükleyici ve
unutulmaz bir deneyime dönüştürdüğünü
izleyeceğiz gibi görünüyor.
94
hotel restaurant
& hi-tech
gastro güncel
TURYİD
“Kaya Demirer ile yola devam” dedi
Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD),
sektörün önde gelen isimlerini Sunset Grill & Bar’da düzenlenen 14. Olağan Genel
Kurulu’nda bir araya getirdi. Genel Kurul’da Kaya Demirer, yedinci kez Yönetim
Kurulu Başkanlığı’na seçilirken, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları ve üyeleri de
belirlendi.
TURYİD'in 14. Olağan Genel Kurul
Toplantısı 13 Ocak Pazartesi
günü Sunset Grill & Bar’da
gerçekleştirildi. Olağan Genel Kurul
toplantısında, turizmin önde gelen
yeme-içme-eğlence sektörünün
yatırımcıları, gastronomi tesisi
işletmecileri ve tedarikçilerinden
oluşan üyeler, görev süreleri sona
eren yönetim kurulu üyeleri ve diğer
kurulların üyeleri oy birliği ile ibra
edildi. Kurulda yeni dönem için dernek
organlarının seçimi de gerçekleştirildi.
Bu dönem faaliyetlerinde aktif
çalışacak komitelerin başında Başkan
Yardımcılarının yer alması yönünde
karar alındı. 7 adet başlık altında
çalışmalarını yürütecek olan söz
konusu komiteler ve sorumlu olan
komite başkanları şu şekilde belirlendi;
Kamu İlişkileri, Hukuk ve Mevzuat
Komitesi / Kaya Demirer, Basın Yayın
ve Halkla İlişkiler Komitesi / Yaprak
Baltacı, Zirve ve Yurtiçi-Yurtdışı
Etkinlikler / Ebru Koralı, Üye İletişim
ve Geliştirme Komitesi / Nuri Develi,
Gelir Getirici Faaliyetler Komitesi /
Yücel Özalp, Sürdürülebilirlik ve Sosyal
Sorumluluk Komitesi / Volkan Akkaş,
İnsan Kaynakları ve Eğitim Komitesi /
Onur Tahincioğlu.
Yeni dönemde sektörün genç
isimlerine de Yönetim Kurulu’nda yer
vermek amacıyla, geçtiğimiz dönem
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
olarak görev yapan Ayhan Çarıkçılar(
midpoint) ve Gamze Cizreli( bigchefs)
danışman olarak TURYİD’in bir üst
kurulu olan Yüksek İstişare Kurulu’na
katıldı. Eski Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcılarından Barış Tansever ise
Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığı’na
devam edecek.
Demirer: “Çabalamaya devam
edeceğiz”
Yeni dönemin başlangıcı olan Genel
Kurul sonrasında TURYİD’in yeni
yönetimi, gastronomi dünyasının
önemli isimleriyle de bir araya geldi.
TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı olarak
7. dönemine başlayacak olan Kaya
Demirer seçimin ardından şunları
söyledi: “2003 yılında 37 kurucu
üyenin bir araya gelmesi ile hayata
geçen TURYİD, bugün yurt içinde
3150, yurt dışında 250’nin üzerinde
işletme büyüklüğüne ve 6 milyar doları
aşan cirosu ile sektöründe %26’lık
bölümü temsil eden güce ulaştı. Bu
rakamlar sektörün gelişmesine yönelik
olarak yapacaklarımıza dair hepimize
sorumluluk yüklüyor. Geçmişte olduğu
gibi, yoğun ve konsantre vaziyette
çalışmaya devam edeceğiz. Aramıza
katılan yeni ve genç kuşak yönetim
kurulu üyeleri ve başkan yardımcıları
ile sektörümüzün yarınlara taşınması,
gastronomi sektörünün hak ettiği
potansiyele ve itibara ulaşması için
çabalarımıza ara vermeden devam
edeceğiz”.
ALI CAN AKSU
“SEKTÖREL ETKINLIKLERIN ETKISI
BELIRSIZ: ARTIK SORGULANMALI”
“Turizm sektörü ve yiyecek içecek sektörüne yılda onlarca organizasyon ve
etkinlikler düzenlenmekte ve bu etkinliklere sektör temsilcileri büyük maddi
bedeller harcayarak katılmakta. Peki bu organizasyonların sonucu sorgulandı mı?”
Turizm ve yiyecek- içecek
sektörlerinde düzenlenen
etkinliklerin sektöre sağladığı
katkılar sıkça tartışılmakta. Ancak
bu organizasyonların sonuçlarının
yeterince sorgulanmadığı da aşikar!
Turizoom Yönetim Kurulu Başkanı Ali
Can Aksu, sektörel etkinliklerin finansal
etkilerinden katılımcılara sağladığı
yeni iş fırsatlarına kadar birçok açıdan
analiz edilmesi gerektiğini vurgularken,
organizasyonların başarılarını
belirlemek ve gelecekteki stratejilere
yön verebilmek için detaylı bir şekilde
değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Bunun başarılamaması halinde
Aksu’nun çözüm önerisi ise,
fiziki etkinliklere katılım yerine
dijital dünyaya hızlı entegrasyonu
sağlayabilmek!
İşte Ali Can Aksu’nun konuya ilişkin
tespit ve önerileri:
“Turizm sektörü ve yiyecek içecek
sektörüne yılda onlarca organizasyon
ve etkinlikler düzenlenmekte ve bu
etkinliklere sektör temsilcileri büyük
maddi bedeller harcayarak katılmakta.
Peki bu organizasyonların sonucu
sorgulandı mı?
Oysa ki;
Sektörel etkinliklerin etkileri ve sonuç
bildirgeleri turizm, otelcilik ve yiyecek
içecek sektöründe hem operasyonel
verimlilik hem de stratejik planlama
açısından oldukça önemlidir.
Firmalar bu tür etkinliklerin etkilerini
ve sonuç bildirgelerini analiz etmek
zorundadır.
Bunun için;
Finansal etkiler, gelir ve maliyet analizi
yapıldı mı?
Etkinlik, katılımcı oteller veya
destinasyonlar için nasıl bir ekonomik
değer ortaya koydu?
Etkinlik, markanızın bilinirliğini veya
itibarını artırdı mı?
Yeni iş ortaklıkları veya müşteri grupları
kazandırdı mı?
Katılımcılar arasında bilgi paylaşımı ve
iş birliği fırsatları oluşturuldu mu?
Yeni teknolojik gelişmeler veya trendler
sektöre tanıtıldı mı?
Sürdürülebilirlik konularında ilerleme
kaydedildi mi?
Toplum üzerindeki olumlu veya
olumsuz etkiler analiz edildi mi?
Sonuç bildirgelerinde ise, hedeflere
ulaşım noktası sorgulanmalı;
Etkinlik öncesi belirlenen hedeflere ne
derece ulaşıldı?
Katılımcılardan alınan geri bildirimler
doğrultusunda hedeflerin uygunluğu
sorgulandı mı?
Bildirgede yer alan öneriler veya
kararlar sektörde uygulanabilir mi?
Bu süreçte detaylı bir analiz yapmak,
elde edilen sonuçları sektörel
politikalarla entegre etmek, katılımcı
firmaların geleceği açısından kritik
öneme sahiptir.
Sonuç negatif yönde ise, bu etkinliklere
katılmak yerine dijital dünyayı
daha fazla düşünmemiz gerektiğini
vurgulamak isterim.”
96
hotel restaurant
& hi-tech
gastro aktüel
Canton
Red’de şans
ve bereket
sofrası
The Peninsula London’ın zarif
Kanton restoranı Canton Blue,
Çin Lunar Yeni Yılı dönemi için 18
Ocak - 8 Şubat tarihleri arasında
'Canton Red'e dönüşüyor.
Kırmızı, Çin kültüründe özel
bir renk olarak kabul edilen
ve iyi şans, refah, mutluluk ve
canlılığı simgeliyor. Bu dönemde Canton Blue’nun ikonik parlak
mavi giriş kapıları, kırmızı süslemelerle bezenirken, iç mekânlar
canlı kırmızı çiçekler ve ışıl ışıl Çin fenerleriyle donatılıyor. Canton
Red misafirlerini, bu özel dönemi taçlandırmak üzere hazırlanmış
özel menüsüyle Lunar Yeni Yılını kutlamaya davet ediyor. Canton
Red'de ağırlanan konuklara, Çinli bir kaligraf tarafından hazırlanacak
önümüzdeki yıl için kişiye özel bereket ve şans mesajları bulunduran
geleneksel kırmızı bir zarf verilecek. Üç çeşit yemek olarak
sunulacak set menü, kişi başı £188 (içecekler hariç) olup hem öğle
hem de akşam yemeği saatlerinde servis edilecek.
Kanyon Le Pain
Quotidien yenilendi
Le Pain Quotidien
Türkiye, Kanyon şubesinin
renovasyon sürecini
tamamlayarak yenilenen
yüzüyle misafirlerini
ağırlamaya başladı. 14
Kasım Perşembe günü
yeniden kapılarını açan
Kanyon şubesi, daha
ferah, modern ve samimi bir atmosfer sunuyor. Le Pain
Quotidien’in sıcak ambiyansı, misafirler için keyifli bir
buluşma noktası olmaya devam ediyor. Yeni dekorasyon
ve genişletilen alanıyla Kanyon şubesi, ziyaretçilerine
rahat ve huzurlu bir ortam sunarken, imza niteliğindeki
komünal masa da sevdiklerinizle birlikte unutulmaz anların
paylaşıldığı bir buluşma yeri olmaya hazır. İş yemeklerinden
günlük molalara kadar her anınıza eşlik eden mekan,
unutulmaz anlar paylaşmak için ideal bir atmosfer sağlıyor.
Le Pain Quotidien’in imza niteliğindeki komünal masası,
hem iş hem de sosyal buluşmalar için keyifli bir ortam
sunuyor. Le Pain Quotidien’in temel felsefesini yansıtan
yeni menü, ‘Daha İyi Yaşamanın Tadını Çıkar’ konseptiyle
organik, taze ve sağlıklı lezzetler sunuyor.
SushiCo’da
üst düzey atama
SushiCo’nun Pazarlama
Direktörü pozisyonuna
Pazarlama, Marka
Yönetimi ve İletişim
alanlarında 25 yılı
aşkın süredir sektör
deneyimine sahip
Tülin Karaman atandı.
SushiCo’nun sektördeki
güçlü konumunu daha da
ileriye taşımayı, mevcut
marka mirasına değer
katmayı ve yenilik odaklı
pazarlama kampanyaları
ile Uzak Doğu mutfağının zenginliğini daha geniş kitlelere ulaştırmayı
hedefleyen Karaman, üniversite öğrenimini İstanbul Üniversitesi İletişim
Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünde tamamladı. Kariyerine
reklam profesyoneli olarak başlayıp Türkiye’nin önde gelen ajanslarında
yönetici olarak görev alan Karaman, marka stratejisi ve yönetimi
konusundaki uzmanlığıyla, 50'yi aşkın başarılı reklam kampanyasında
aktif rol oynadı, pek çok yerel ve global markayla çalıştı. Pazarlama
stratejilerinin belirlenmesi, marka kimliği ve iletişim stratejilerinin
oluşturulması, ürün geliştirme ve yönetimi gibi birçok alanda
derin deneyimler kazanan Karaman, son olarak gıda çözümleri ve
perakendesi alanındaki bir markada kurucu yönetici ekipte Pazarlama
Direktörlüğü görevini üstlendi.
Hedeflerine başarıyla ulaştı
Türkiye’nin
yerli markası
Terra Pizza,
200 restoran
hedefine ulaşarak
sektördeki
büyümesini
hız kesmeden
sürdürüyor.
2024 yılında büyük bir başarıya imza atarak 58 yeni şube
açan restoran markası, toplamda 47 ilde 200 restorana
ulaştı. Yıl boyunca gerçekleştirdiği stratejik büyüme ile daha
fazla tüketiciyle buluşan Terra Pizza, lezzetli ürünlerini
geniş kitlelere sunarak pazardaki etkisini artırmaya devam
edecek. Marka, tüketici beklentilerini ön planda tutarak
gerçekleştirdiği Ar-Ge çalışmaları ile, ürün yelpazesinde
önemli genişlemelere gitti. Yıl içerisinde pizza kategorisine
dahil olan Cheddarlı Dev Karışık ve Dev Sucuklu pizzalar çok
sevildi. Geçtiğimiz aylarda menüye dahil edilen ve sıcak pizza
hamurundan yapılan Dev Sandviçler, Karışık ve Çıtır Tavuklu
çeşitleri ile pizzaseverlerle buluştu. 2025 yılında 250 şubeye
ulaşmayı planlayan markanın büyüme stratejisinin odağında
lezzet, müşteri memnuniyeti, kalite ve güvenilirlik bulunuyor.
Ayrıca, dijitalleşme yatırımlarıyla sipariş süreçlerini
hızlandırarak, kullanıcı dostu deneyimler sunmayı amaçlıyor.
Sinan Damgacıoğlu’na “Japon
Mutfağı İyi Niyet Elçisi” unvanı
Japon mutfağının
tanıtılmasına yaptığı
katkılarla dikkat çeken
Uzakdoğu Mutfak
Akademisi Kurucu
Ortağı Şef Sinan
Damgacıoğlu, Japonya
Tarım, Ormancılık ve
Balıkçılık Bakanlığı
(MAFF) tarafından Japon
Mutfağı “İyi Niyet Elçisi”
unvanına layık görüldü.
Bu prestijli unvan, Japon
mutfağı için verilen en
önemli ödüllerden biri
olup, ilk kez bir Türk
şef tarafından kazanıldı.
Damgacıoğlu, Japonya’nın
ünlü şeflerinden Masahiro
Kasahara’nın Tokyo’daki
“Sanpi Ryoron Kaiseki”
restoranında çalışarak,
Japon tekniklerinin en seçkin örneklerinin uygulandığı kaiseki
mutfağı üzerine yoğunlaştı. Japonya’da yaşadığı süreçte halkın
günlük yemek kültürünü ve mutfak alışkanlıklarını da özümseme
fırsatı buldu. Ayrıca Japon mutfağının sadece elit kesimlere değil,
herkes için erişilebilir bir deneyim olması gerektiği fikrini de
benimseyerek, menü tasarımlarında Japonların günlük tükettikleri
yemeklere de yer verdi. Japon mutfağının geleneksel lezzetlerinin
korunarak servis edilmesine odaklanan şef, Japonya’nın sokak
lezzetlerinden geleneksel yemeklere kadar pek çok farklı alanda
çalışmalar yaptı.
Mado salep aşkına
yarışma düzenledi
Mado saleple ilgili farkındalık oluşturmak, salebe dikkat çekmek
gayesiyle sektörde yapılmayan bir proje ile “Salep Challenge”
yarışması düzenledi. Milli Piyango izinleri ile 9 -22 aralık arasında
sosyal medyada gerçekleştirilen saleple hazırlanan tariflerden
oluşan yarışma büyük ilgi gördü ve gelen yüzlerce tarif arasından
ön eleme jürisi finalistleri belirlendi. 6 Ocak tarihinde ise, 9 finalist
salepli tarhana çorbasından balkabaklı salepli sütlaca, salep
kremalı cupcakeden frambuazlı salepli tarta, kestaneli salepli
pilavdan salepli brioche çöreğine kadar çok farklı tarifler ile jüri
karşısında yarıştı. Özel jüri üyesi Master chef 2022 şampiyonu
Metin Yavuz yarışmacıların istasyonlarını sürekli ziyaret ederek
onlara tüyolar verirken Mado Yönetim Kurulu başkanı Mehmet
Kanbur yaptığı Salep Show ile misafirlerin ilgi odağı oldu. Etkinlik
sonunda açıklamalarda bulunan Mado Kanbur, salebe verdikleri
önemi, tüm dünyaya salebi duyurmak için yaptıkları çalışmaları
aktararak tüm yaş gruplarına ve damak zevklerine hitap
edebilmek adına salebin fıstıklısından türk kahvelisine veganından
incirli şekersizine kadar hem sıcak hem soğuk içilebilen salep
seçenekleri sunduklarından bahsetti. Ayrıca salep üreticilerine
verdikleri desteği de açıklayan Kanbur, 10 yıl alım garantisi
verdiklerini ifade etti.
Park Inn by Radisson
İzmir’e yeni Executive Şef
Park Inn by Radisson İzmir, Gamze
Canseven’i yeni mutfak şefi olarak
atadığını duyurdu. Canseven, 14 yıllık
kariyerine henüz öğrenciyken İzmir’in
önde gelen 5 yıldızlı otellerinde farklı
pozisyonlarda görev alarak başladı.
2012 yılında Hilton İzmir’de aşçı olarak
başlayan profesyonel yolculuğu,
Swissotel Büyük Efes İzmir, Park Inn
by Radisson İzmir ve Wyndham Grand
İzmir’de demi şef, aşçı yardımcısı ve
mutfak bölüm şefi olarak devam etti.
Ardından Arkas Holding’de özel şef
olarak edindiği değerli deneyimlerle
mesleki vizyonunu daha da geliştirdi.
Şimdi, kariyerindeki bu birikim ve
yenilikçi bakış açısıyla Park Inn by
Radisson İzmir’in Mutfak Şefi olarak
görev alacak. Canseven, duygularını şu
sözlerle paylaştı: “Park Inn by Radisson
İzmir'deki mutfak şefliği görevim,
kariyerime yeni bir yön çizmem için eşsiz
bir fırsat sundu ve bu yeni başlangıç
bana büyük bir heyecan katıyor.
Mutfaktaki birikimlerimi ve yenilikçi
dokunuşları ekibimizle birleştirerek,
misafirlerimizin hafızalarına
kazınacak lezzetler yaratmak için
sabırsızlanıyorum. Konuklarımızın
deneyimlerini daha da unutulmaz
kılmak ve Park Inn by Radisson İzmir’de
her anlarını keyif dolu bir serüvene
dönüştürmek için çalışmak benim için
tarifsiz bir mutluluk.”
98
hotel restaurant
& hi-tech
yeni mekan
23 yıldır
lezzet ve
eğlencenin
adresi
Havelka
İstanbul'un keyifli buluşma
noktalarından biri olan
Havelka, sunduğu farklı
lezzetler ve samimi
atmosferiyle 23 yıldır
misafirlerine unutulmaz
anlar yaşatıyor. Zengin
menüsüyle her damak tadına
hitap eden mekan, iki farklı
şubesiyle İstanbulluları her
damak tadına hitap eden
menüsüyle ağırlıyor.
Şehrin en samimi ve özgün
mekanlarından biri olan Havelka,
2002 yılından bu yana zengin
menüsü ve özenli hizmet anlayışı ile
İstanbul’a değer katmaya devam ediyor.
Caddebostan ve Hilltown AVM olmak
üzere, iki farklı şubesiyle misafirlerine
sıcak ve rahat bir atmosfer sunan
Havelka, her detayda konuklarının özel
hissetmesini sağlıyor.
Her damak tadına hitap ediyor
Havelka’nın geniş menüsü, her
damak tadına hitap eden bir çeşitlilik
sunuyor. Atıştırmalıklardan salatalara,
özenle hazırlanan pizzalardan
burgerlere kadar pek çok farklı lezzet,
ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim
vadediyor. Mekan, misafirlerinin
dostlarıyla keyifli anlar geçirebileceği
sıcak bir ortam sunuyor. Havelka’nın
öne çıkan bazı lezzetleri arasında, çıtır
çıtır kızarmış tavuk göğüs, mor lahana,
sriracha ve mayonezle hazırlanan
Chicken Sando; baby patates ve
coleslaw ile servis edilen Frankfurter
Tabağı, nefis bir Steak Bowl; sucuk,
jambon, salam, siyah zeytin ve
mısırla tatlandırılan ve menüde 23
yıldır değişmeyen favori lezzetlerden
Rusticana Pizza gibi damaklarda
unutulmaz izler bırakan seçenekler yer
alıyor.
Sadece lezzet değil, eğlence
mekanı da!
Havelka, sadece leziz yemekleriyle
değil, aynı zamanda eğlenceli
aktiviteleriyle de misafirlerine eşsiz
bir deneyim sunuyor. Shuffleboard ve
langırt gibi oyunlarla ziyaretçilerine
keyifli vakit geçirme imkanı tanıyan
mekan, misafirlerinin unutulmaz
ve keyifli anlar geçirmesine olanak
sağlıyor.
Havelka’nın öne çıkan
bazı lezzetleri arasında,
çıtır çıtır kızarmış tavuk
göğüs, mor lahana,
sriracha ve mayonezle
hazırlanan Chicken
Sando; baby patates
ve coleslaw ile servis
edilen Frankfurter
Tabağı, nefis bir Steak
Bowl; sucuk, jambon,
salam, siyah zeytin ve
mısırla tatlandırılan
ve menüde 23 yıldır
değişmeyen favori
lezzetlerden Rusticana
Pizza gibi damaklarda
unutulmaz izler
bırakan seçenekler yer
alıyor.
100
hotel restaurant
& hi-tech
yeni mekan
Perran
Ocakbaşı,
2. şubesini
Wyndham
Grand
Kalamış'ta
açacak
Doğu ve Güneydoğu
Anadolu’nun kadim
kültüründen günümüze
gelen yöresel lezzetlerini
yeni nesil ocakbaşı
konseptiyle buluşturan
ve kısa sürede geniş bir
müdavim kitlesine kavuşan
Perran, İstanbul’daki ikinci
şubesini Wyndham Grand
Kalamış Hotel’de hizmete
açmaya hazırlanıyor.
İlk restoranını geçtiğimiz yıl
Caddebostan’da açan ve ocakbaşı
konseptine getirdiği yeni dokunuşlarıyla
kısa sürede lezzet tutkunlarının müdavimi
haline geldiği Perran Ocakbaşı, gördüğü
yoğun ilgi üzerine İstanbul’daki ikinci
şubesini Kalamış’ta açıyor. Perran
Ocakbaşı’nın ödüllü şefi Mehmet Keskin,
“Gerek ambiyansımız gerekse sunduğumuz
lezzetlerle İstanbul’un ocakbaşı konseptine
farklı, yeni bir soluk getirdiğimize
inanıyoruz. 3K yani kaliteli ürün, kaliteli
işçilik ve kaliteli servis felsefesiyle hizmet
misafirlerimizi ağırlıyoruz. Menümüzde
kullandığımız pek çok ürünü doğrudan
kendi yöresinden getiriyoruz ve her şeyin
en doğalını kullanmaya gayret gösteriyoruz.
Bu da lezzetlerimize yansıyor. İstanbullular,
Perran Ocakbaşı’nı çok sevdi. Biz de bu
sevgiye ikinci şubeyle karşılık vermeye
hazırlanıyoruz” dedi.
Kadim lezzetlere, mekana özgü
tarifler eşlik ediyor
Kalamış şubesi için hazırlıkların sürdüğü
Perran Ocakbaşı’nın menüsünde,
Muhammara, Mütebbel, Süryani Usulü
Haşlanmış Köfte, Perde Pilavı, Uykuluk,
Kurabiye, Tike Kebabı, Haşhaş Kebabı, Beyti
gibi birbirinden özel mezeler ve et yemekleri
yanı sıra Urfa ve Adana’nın meşhur kebap ve
lahmacunları gibi efsane klasikler bir arada
yer alıyor.
Burgerseverlere müjde:
Shake Shack, şimdi de Mall of
İstanbul’da!
Burger tutkunlarının dünya çapında favorisi olan ünlü restoran zinciri Shake Shack,
Türkiye’deki yeni şubesini Mall of İstanbul’da açtı.
Türkiye’de ilk şubesini 2013 yılında
İstanbul’da İstinye Park’ta açan
Shake Shack, şehrin en popüler
alışveriş merkezlerinden biri olan Mall
of İstanbul’da lezzetseverlerle buluştu.
26 Aralık’ta gerçekleşen açılışta
burgerseverler, eşsiz DJ performansı,
birbirinden eğlenceli etkinlikler ve iştah
kabartan lezzetli ikramlarla unutulmaz
bir gün geçirdi.
Her bir lokmasında tazelik ve
lezzet...
Daha sağlıklı ve kaliteli içeriklerden
oluşan menüsüyle yeni bir fast food
anlayışı benimseyen Shake Shack,
her bir lokmasında tazeliği ve lezzeti
bir araya getiriyor. Her sipariş için
özel hazırlanan ShakeBurger’lerden,
katkı maddesi içermeyen özel soslara,
taptaze crinkle cut patateslerden
günlük taze sıkılmış limonata ve
milkshake’lere kadar zengin menüsü
ile Shake Shack, lezzetseverlere
eşsiz bir deneyim sunarken dönemsel
olarak Baklava Shake, Turkish Coffee
Shake, Pastırma Burger gibi yerel
tatlarla zenginleştirilen menüleriyle de
damakları şenlendiriyor.
Mall of İstanbul’da
açılan yeni Shake Shack
şubesi, modern detaylarla
tasarlanmış, ferah iç mekanı
ve sıcak atmosferi ile
misafirlerine keyifli bir yemek
deneyimi sunuyor. Yeni şube
hem iç hem de dış mekanda
sunduğu konforlu oturma
alanları ve ezber bozan
lezzetleri ile bölgenin yeni
buluşma noktalarından biri
olmaya aday.
102
hotel restaurant
& hi-tech
mekan
Lezzet ve eğlenceyi şehrin
iki yakasında yaşatan adres
TAMİRANE
15 yıllık köklü geçmişiyle Tamirane, eşsiz lezzetleri, canlı müzik etkinlikleri ve özgün
atmosferiyle misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Maslak UNIQ İstanbul ve Akasya
AVM’deki şubeleriyle İstanbul’un her iki yakasında kültürü ve eğlenceyi bir arada yaşatan
Tamirane, şehrin vazgeçilmez adreslerinden biri olmayı sürdürüyor.
İstanbul'un önde gelen mekanlarından
Tamirane, misafirlerine unutulmaz
bir eğlence deneyimi sunarken,
lezzetleriyle de damaklarda unutulmaz
izler bırakıyor. 2009 yılında "Repair &
Enjoy Yourself" mottosuyla yola çıkan
mekan, kaliteli hizmet anlayışı ve
yenilikçi yaklaşımıyla lezzet, müzik ve
eğlenceyi benzersiz bir atmosferde bir
araya getiriyor.
Her ziyareti unutulmaz bir deneyim
Her ziyareti unutulmaz bir deneyime
dönüştüren Tamirane, taptaze ve
kaliteli malzemelerle hazırlanan
pizzalar, burgerler ve ızgara çeşitleri
ile dünya mutfağından seçkin lezzetler
sunuyor. Tamirane’nin menüsünde
Soğuk Başlangıçlar arasında çeri
domateslerle hazırlanan Tulumlu Tatlı
Domates Salatası ve ince dilimlenmiş
avokado ile servis edilen Avokadolu
Patates Salatası dikkat çekerken;
Sıcak Başlangıçlar arasında Mantarlı
ve Köz Biberli Humus öne çıkıyor. Ana
yemeklerde ise Şımarık Pizza, Acılı
ve Ananaslı Tavuk Burger, Schnitzel
lezzetleri yer alıyor. Ana yemeğin
ardından ise Üç Çikolatalı Brownie,
tatlıseverleri mest eden bir final
sunuyor.
Kurumsal etkinlikler için de ideal!
Tamirane, kurumsal etkinlikler için
kusursuz bir atmosfer sunuyor. Üst
düzey ses ve görüntü sistemleriyle
donatılmış olan mekan, 450 kişiye
kadar kapasitesiyle iş yemekleri,
ekip motivasyon etkinlikleri ve özel
toplantılar gibi organizasyonlara ev
sahipliği yapıyor. Hem şık hem de
konforlu bir ortamda, iş dünyasının
ihtiyaçlarına yönelik her detayı özenle
karşılayan Tamirane, kurumsal
etkinlikleri unutulmaz kılacak bir
mekan olarak öne çıkıyor.
Maslak UNIQ İstanbul
ve AKASYA AVM’deki
şubeleriyle İstanbul’un iki
yakasını lezzet ve eğlenceyle
buluşturan Tamirane, tüm
misafirlerini keyif dolu bir
atmosferde ağırlamaya devam
edecek.
104
hotel restaurant
& hi-tech
yeni mekan
BASRI BABA TÜRK RESTORANI
ÖZBEKISTAN’DAN SONRA
İSTANBUL’DA!
Taşkent’te Anadolu mutfağının otantik lezzetlerini lezzetseverlerle buluşturan Basri
Baba Türk Restoranı, Özbekistan’dan sonra şimdi de İstanbul’da!
Markanın kurucusu Basri Türkeri
ve ekibi, Taşkent’te başlattıkları
lezzet yolculuğunda, yılların
birikimiyle oluşturdukları menüleri
ve profesyonel yönetim anlayışlarıyla
Özbekistan’da adından sıkça söz ettirdi.
Taşkent’te gastronomi standartlarını
belirleyen işletme, başarısını
İstanbul’a taşımaya karar verdi. Basri
Baba markasını sektöre kazandıran
isim, logo, kurumsal kimlik, mimari
projelendirme ve ekipman dahil
uygulamayı da yapan Horeca Mimarlık,
yine bu projede de yine Ferah Güneri
Bircan’ın danışmanlığında, uygulama
yönetimini gerçekleştirdi.
Anadolu’nun lezzetleri tek çatı
altında
Basri Baba Anadolu Kebapları,
menüsünde Anadolu mutfağının dört
bir yanından gelen coğrafi işaretli
kebaplar, köfteler, lahmacunlar,
taş fırın ürünleri, mezeler ve pilav
çeşitlerine yer veriyor. Kadın emeği ve
sürdürülebilirlik ilkeleriyle hazırlanan
reçeteler, Anadolu’nun otantik
lezzetlerini misafirlere sunuyor.
Sabahları şarküteri çeşitliliğiyle
zenginleştirilmiş kahvaltı, gün boyu
ise alakart menü seçeneklerinin yanı
sıra Asur, Hitit, Lidya, Likya ve Truva
tadım menüleriyle misafirlere eşsiz bir
deneyim yaşatılıyor.
Yeni gastronomi merkezi
Anadolu’nun tarihsel ve kültürel
zenginliklerini mutfak sanatına
yansıtan Basri Baba Anadolu Kebapları,
İstanbul’da hem lezzet tutkunlarının
hem de iş dünyasının buluşma noktası
olmaya aday.
106
hotel restaurant
& hi-tech
horeca teknolojileri horeca technologies
Daikin ile yapay zeka destekli
iklimlendirme deneyimi
Yapay zeka teknolojisini de yakından takip eden Daikin, ürünlerinde gelişmiş dijital teknolojilerin
yanı sıra Daikin mAP, Daikin Eye, Daikin Cloud, IEQ Sensor gibi birçok yapay zeka destekli
uygulamayla birlikte uzaktan ve akıllı kontrol sistemlerini de yoğun olarak kullanıyor.
İklimlendirme sektörünün 100 yıllık öncü
markası Daikin, kurulduğu günden bugüne
geliştirdiği teknolojilerle sektörüne değer
katmaya devam ediyor. Buluşları ve
patentleriyle sektörüne öncülük eden Daikin,
ürünlerinde gelişmiş dijital teknolojilerin yanı
sıra Daikin mAP, Daikin Eye, Daikin Cloud,
IEQ Sensor gibi birçok yapay zeka destekli
uygulamayla birlikte uzaktan ve akıllı kontrol
sistemlerini de yoğun olarak kullanıyor. Bu
uygulamalar kullanıcıların zamandan ve
paradan tasarruf etmesini sağlarken konforu
da üst düzeye çıkarıyor.
İklimlendirme sistemini telefon ile
kontrol imkanı
Daikin kullanıcı deneyimini iyileştirmek
amacıyla geliştirdiği teknolojik ve yapay
zeka destekli uygulamalarla iklimlendirme
deneyimini konforlu ve kolay hale getirmeye
devam ediyor. Bu kapsamda geliştirilen
Onecta uygulaması, klimaların akıllı
telefonlardan kontrol edilmesine imkan
tanırken, sesli kontrol özelliğiyle de hızlı ve
kolay kullanım imkanı sunuyor. Daikin’in
klimalara özel bir diğer özelliği Daikin Eye,
hareket algılama sensörleri kullanarak
verimlilik ve konforu en üst düzeye çıkarıyor.
Daikin Eye’da bulunan varlık sensörü yani
odadaki hareketi algılayan sensör, odada
kimseyi belirlemezse ayar noktasını ona göre
ayarlayarak kullanıcıya yüzde 27’ye varan
tasarruf sağlıyor. Ayrıca hava akışını otomatik
olarak insandan uzağa doğru yönlendirdiği
için konfor düzeyini artırıyor, tavan ile zemin
arasında eşit sıcaklık dağılımı sağlıyor.
Bir diğer hayat kolaylaştıran ürünü Madoka
Assistant, akıllı telefonlar üzerinden
klimalara gelişmiş ayarlar yapmaya olanak
tanıyarak sistemi daha ayrıntılı yönetme
becerisi sağlıyor. Daikin tarafından
kombilerinde kullanılan yapay zeka destekli
Daikin D-Sense Online Modülasyonlu
Termostat ise kombinin uzaktan kontrolüne
olanak tanırken, pencere açık kaldığında
kombiyi kapatabiliyor ve pek çok özelliğinin
yanı sıra hata sinyallerini cep telefonuna
bildiriyor.
Akıllı ürünlerle daha fazla konfor ve
tasarruf
Daikin, geniş ürün yelpazesiyle her türlü
iklimlendirme ihtiyacına yanıt veren çözümler
sunuyor. Ev ortamları için tasarlanan
kompakt cihazlardan büyük ölçekli ticari
sistemlere kadar geniş bir ürün gamına sahip
olan Daikin, tüm ürünlerini son teknoloji
ve yapay zeka destekli akıllı uygulamalarla
donatıyor. Kullanıcı dostu özelliklerle
zenginleştirilen bu ürünler, müşterilere
en üst düzeyde konfor, verimlilik ve enerji
tasarrufu sağlamayı hedefleyerek sektörde
fark oluşturuyor.
Soğutucular ve Air Handling Units’lar (AHU/
Klima Santralleri) için geliştirilen yeni mobil
uygulama Daikin mAP, ünite kontrolcüsüne
doğrudan erişerek iletişim ve kontrol
sağlıyor. Bir diğer Daikin uygulaması Daikin
iCM, soğutma grubu kapasitesini ve yükünü
çalışma talebine göre kontrol ederek enerji
tasarrufu sağlıyor. A'dan Z'ye eksiksiz bir
kontrol sistemiyle maksimum performans
ve güvenilirliğin yanı sıra, uzaktan takip ve
kontrol imkanı da veriyor. Bulut tabanlı bir
uzaktan izleme ve kontrol sistemi olan Daikin
on Site uygul aması sayesinde kullanıcılar,
soğutma grupları ve klima santrallerine
istedikleri zaman istedikleri yerden
erişebiliyor.
Daikin, kullanıcılarının konforunu sağlamak
ve bina yaşam döngüsü boyunca çevresel
performansı optimize etmek için HVAC
sistemlerini uzaktan kontrol etmelerini
sağlayan web tabanlı bir uzaktan izleme
ve servis çözümü olan Daikin Cloud Plus’ı
oluşturdu. Daikin Cloud Plus, kullanıcıların
HVAC sistemlerini her yerden yönetmesine,
optimize etmesine ve kontrol etmesine
olanak tanıyor.
Geleceğin iklimlendirme çözümleri
için tam güvence!
Yapay zeka destekli teknolojilerle donatılan
Daikin ürünleri, enerji verimliliğini artırırken
sürdürülebilir bir geleceğe katkıda
bulunuyor. Daikin, akıllı uygulamalarıyla
kullanıcıların günlük yaşamlarına kolaylık,
tasarruf ve konfor sağlarken; çevre dostu
çözümleriyle de sektörün lideri olma
konumunu sürdürüyor. Yaşam alanlarını
daha akıllı hale getirerek kullanıcılarına
uzun vadeli değer sunuyor. İklimlendirme
ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunma
hedefiyle ilerleyen Daikin, kullanıcılarına
sunduğu değerle sektörde fark yaratmaya
devam ederken sunduğu yapay zeka destekli
ürünlerle sektörde liderliğini sürdürüyor.
AI-powered climate control
experience with Daikin
Always staying at the forefront of AI technology, Daikin integrates advanced digital technologies
into its products, alongside AI-powered applications such as Daikin mAP, Daikin Eye, Daikin Cloud,
and IEQ Sensor, offering smart and remote control systems to enhance user convenience.
As a pioneering brand in the climate
control industry for over 100
years, Daikin continues to add
value to the sector with its cutting-edge
technologies. With its groundbreaking
innovations and patents, Daikin leads
the way by incorporating advanced
digital technologies and AI-powered
applications, including Daikin mAP,
Daikin Eye, Daikin Cloud, and IEQ
Sensor. These systems not only provide
users with significant time and cost
savings but also elevate comfort to new
levels.
Climate control at your fingertips
Daikin enhances the climate control
experience by introducing innovative
and AI-driven applications designed for
optimal comfort and convenience. The
Onecta app, for instance, allows users
to control their air conditioners via
smartphones while offering quick and
easy voice control options.
Another standout feature is Daikin
Eye, which employs motion-detecting
sensors to maximize efficiency and
comfort. Its occupancy sensor adjusts
settings when no movement is detected
in the room, offering up to 27% energy
savings. Additionally, the system
redirects airflow away from occupants
for enhanced comfort and ensures
consistent temperature distribution
between the ceiling and floor.
The Madoka Assistant simplifies life
further by enabling users to make
advanced adjustments to their air
conditioners through smartphones,
providing detailed control over the
system. For heating needs, Daikin’s
AI-powered D-Sense Online Modulating
Thermostat allows for remote operation
of boilers. It can shut off the boiler if a
window is left open and notifies users
of errors via their phones, among other
features.
Enhanced comfort and savings with
smart products
Daikin offers a broad product range to
meet diverse climate control needs,
from compact residential devices to
large-scale commercial systems. Each
product is equipped with state-of-theart
technology and AI-powered smart
applications, delivering superior comfort,
efficiency, and energy savings for users
while standing out in the market.
The Daikin mAP mobile app, designed
for chillers and Air Handling Units
(AHUs), provides direct communication
and control over unit controllers.
Another application, Daikin iCM,
manages cooling group capacity and
load based on operational demand,
contributing to energy efficiency. Both
applications provide comprehensive
control, maximum performance, and
remote monitoring capabilities.
With the cloud-based Daikin on Site
monitoring and control system, users
can access chillers and AHUs anytime,
anywhere. For comprehensive HVAC
management, Daikin has developed
Daikin Cloud Plus—a web-based remote
monitoring and service solution that
allows users to manage, optimize, and
control their HVAC systems from any
location, ensuring optimal performance
and environmental efficiency throughout
a building's lifecycle.
Full assurance for future climate
solutions
Daikin's AI-powered technologies
enhance energy efficiency while
contributing to a sustainable future. The
company’s smart applications provide
users with convenience, savings, and
comfort in daily life, reinforcing its
leadership in the industry with ecofriendly
solutions. By transforming living
spaces into smarter environments,
Daikin delivers long-term value to
its customers. With a commitment
to offering the most suitable climate
solutions, Daikin continues to lead the
sector, setting benchmarks with its AIsupported
products.
108
hotel restaurant
& hi-tech
HoReCa teknolojileri
PROTEL'IN 2025 YILI HEDEFI
Sürdürülebilir turizm ve teknolojik
çözümler
2025 yılında da Ar-Ge ekibiyle, yapay zeka ile atık yönetimi ve tahminleme gibi
projeler üzerinde çalışacak olan Protel, sürdürülebilir turizm için teknolojik
çözümler geliştirerek sektördeki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.
Konuk ağırlama ve yiyecek-içecek
sektöründeki, otel, restoran,
konferans merkezleri, kafe, bar,
pastane, plaj ve benzeri işletmeler
için teknolojik çözümler sunan Protel,
2024 yılında büyümesini sürdürdü. İki
ana ürünü OPERA Cloud ve Simphony
Cloud ile birçok yeni kullanıcıya
ulaşarak sektördeki dijital dönüşüme
olan katkısını daha da artıran Protel,
Oracle'ın Türkiye distribütörü olarak
da ürünlerini sektörle buluşturmaya
devam etti. Opera Cloud ile birlikte
bedelsiz olarak sunulan NOR1 eklentisi
makine öğrenmesi algoritması
kullanarak analiz ettiği müşterilere
otomatik olarak oda upgrade önerileri
yapan Protel, bu sayede müşterilerinin
anlamlı bir ek gelir elde etmelerini
sağlayarak, müşteri memnuniyetini
artırdı. Şirket, 2025 yılında global
ölçekte büyümesini hızlandırarak daha
fazla işletmeye yenilikçi dijital çözümler
sunmayı ve sektördeki liderliğini
pekiştirmeyi hedefliyor.
“Geleceğin teknolojilerini bugünden
sunmaya devam ediyoruz”
Protel'in kurucusu Metin Arghan
konuyla ilgili değerlendirmesinde, “2024
yılı, Protel için dijital dönüşüm alanında
gerçekleştirdiğimiz yenilikçi projelerle
hem sektöre katkıda bulunduğumuz
hem de büyümemizi sürdürülebilir bir
şekilde ilerlettiğimiz bir yıl oldu. 2025
yılı hedeflerimiz doğrultusunda, küresel
ölçekte büyümemizi hızlandırmayı ve
yenilikçi dijital çözümlerimizi daha fazla
işletmeye ulaştırmayı amaçlıyoruz.
Sektördeki liderliğimizi pekiştirmek
için teknolojiyi iş süreçlerine entegre
eden, verimliliği artıran ve işletmelere
rekabet avantajı sunan çözümler
geliştirmeye devam edeceğiz.
Böylece yerel başarılarımızı küresel
platformlara taşıyarak sürdürülebilir bir
büyüme yolunda ilerlemeyi hedefliyoruz.
Operasyonel süreçleri daha etkin
hale getiren ürün ve hizmetlerimizle,
geleceğin teknolojilerini bugünden
sunmaya devam ediyoruz” dedi.
Hedef dijital gelecek
Sürdürülebilirlik odaklı teknolojiler,
yapay zeka ve bulut tabanlı çözümler
üzerine yatırımlarını artırarak,
operasyonel verimlilik ve çevre dostu
süreçler sunmayı hedefleyen Protel,
atık yönetiminden ödeme sistemlerine
kadar geniş bir yelpazede yenilikçi
projelerle, küresel pazarlarda daha
güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyor.
100 kişinin üzerindeki Ar-Ge ekibiyle
yapay zeka ile atık yönetimini daha
verimli hale getirecek projeler üzerinde
çalışacak olan şirket, sürdürülebilir
turizm için teknolojik çözümler
geliştirerek sektördeki konumunu
güçlendirmeyi amaçlıyor.
Ödüllerle dolu bir yıl
Protel, 2024 yılında bilişim sektörünün
önemli referans kaynağı olan Bilişim500
listesinde 10 farklı kategoride yer
alarak sektördeki güçlü konumunu bir
kez daha gösterdi. Dijital dönüşümdeki
yenilikçi çalışmalarını ileri taşımaya
devam eden Protel, Digitopia ile dijital
yeteneklerini güçlendirmek için yaptığı
iş birliği ve POYD üyelerine sunduğu
eğitim fırsatlarıyla sektöre katkıda
bulunma hedefini destekledi.
110
hotel restaurant
& hi-tech
HoReCa teknolojileri
SICPA Türkiye’nin
“Gece Müzeciliği” projesi
450 bin m 2 alanı aydınlattı
SICPA Türkiye, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayelerinde hayata geçirdiği “Gece
Müzeciliği” projesiyle 450 bin m² alanı aydınlattı, yaklaşık 350 bin ziyaretçiyi gece ağırladı.
SICPA Türkiye, T.C. Kültür ve
Turizm Bakanlığı himayelerinde
hayata geçirdiği “Gece Müzeciliği”
projesiyle, Hierapolis ve Efes
Örenyerlerinin geceleri de ziyaret
edilebilmesini sağladı. Gece müzeciliği
uygulaması sayesinde, sıcak havalardan
dolayı gündüz gelemeyen yerli ve
yabancı ziyaretçiler, her iki örenyerini
de gece 00.00’a kadar gezebilme
fırsatı buldu. “930 bin metrekarelik
alana sahip Efes Örenyeri’nin 90 bin
metrekaresini ışıklandırdık. Yine
sorumluluk alanımızdaki 1 milyon 250
bin metrekarelik Denizli Pamukkale
Örenyeri’nin de 360 bin metrekaresini
aydınlatarak gece müzeciliğine
kazandırdık” diyen SICPA Türkiye
CEO’su Sami Çebi, 2024 yılı Nisan-Eylül
ayları arasındaki turizm sezonunda,
geceleri Efes Örenyeri’ni 260 binden
fazla, Denizli Hierapolis Örenyeri’ni de
76 binden fazla ziyaretçinin gezdiğini
söyledi.
Çebi: “8 milyondan fazla ziyaretin
yüzde 87’si dijital müzekart ile
yapıldı”
Türkiye’de ilk defa Efes Örenyeri’nde
ardından da Hierapolis Antik Kenti’nde
hayata geçirilen gece müzeciliği
uygulamasının yerli ve yabancı
ziyaretçilerden büyük ilgi gördüğünü
ifade eden Sami Çebi, SICPA Türkiye’nin
hizmet verdiği 84 müze ve örenyerinde
bu yıl gerçekleşen 8 milyondan fazla
müzekartlı geçişin yüzde 87’sinin dijital
müzekart ile yapıldığını açıkladı.
Topkapı Sarayı’ndan Efes’e,
Göbeklitepe’den Galata ve Kız
Kuleleri’ne, Nemrut Dağı’ndan
Patara’ya kadar şu anda 42 müze
ve örenyerinde, işaret dili ile birlikte
17 farklı dilde sundukları sesli
rehberlik uygulamasını da dijitale
taşıdıklarını belirten Çebi; “Telefona
kolayca indirilen Türkiye’nin Müzeleri
uygulaması sayesinde, yerli ve yabancı
ziyaretçilerimiz, o sırada bulundukları
müze veya örenyeri ile ilgili detayları
kendi dillerinde dinleyebiliyor” dedi.
“SICPA Türkiye olarak ülkemizin
eşsiz tarihi ve kültür mirasını dünyaya
tanıtacak farklı yenilikleri hayata
geçirmenin hazırlığı içindeyiz” diyen
Çebi, turizmin geleceğine ilham
olacak projelerle, dünya turizm
liginde Türkiye’yi daha da yukarıya
taşıyabileceklerine inançlarının tam
olduğunu vurguladı.
Topkapı