09.03.2025 Views

NARKOZ SAĞLIK DERGİSİ 34.SAYISI

Narkoz Sağlık Dergisi 34.sayısı okuyucularımız ile buluştu

Narkoz Sağlık Dergisi 34.sayısı okuyucularımız ile buluştu

SHOW MORE
SHOW LESS

PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!

SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.

1 Ocak / Şubat / Mart 2025


2


3 Ocak / Şubat / Mart 2025


4


5 Ocak / Şubat / Mart 2025


İÇİNDEKİLER

OCAK/ŞUBAT/MART

2025

14

YENİLİKÇİ TEDAVİLERLE

SAĞLIKTAKİ

BAŞARILARIMIZI

TAÇLANDIRIYORUZ

Özel Hatem Hastanesi, Gaziantep’ ve

Türkiye’nin dört bir yanından gelen

hastalara yüksek kaliteli sağlık

hizmetleri sunmaktadır. Ayrıca sağlık

turizmi alanında da önemli bir yere

sahiptir. Hastane modern altyapısı,

uzman hekim kadrosu ve son

teknolojik tıbbi cihazları ile hizmet

vermektedir.

6

İÇERİKLER

18

İSKEMİK İNME VE ANJİYO

İLE BEYİN DAMARINDAN

PIHTI ÇIKARMA TEDAVİSİ

İnme, beyni besleyen atardamarların

tıkanması sonucu gelişir. Beyin

görüntülemeleri sonucuna göre

beyinde ana damarları tıkanmış ama

henüz ciddi hasar gelişmemiş ve

uygun zaman dilimindeki hastalara

pıhtı çıkarma işlemi uygulanır.

20

20

“ELDEKİ TENDON

YARALANMALARINDA”

ERKEN MÜDAHALE ÖNEMLİ

Tendon yaralanmalarının tedavisinde erken

müdahale ve doğru tekniklerle eski sağlıklı

fonksiyonların elde edilmesinin mümkün

olduğunu belirten El Cerrahisi ve Mikro

Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Aydoğdu,

“Tendon yaralanmaları, genellikle iş kazaları

ve ev kazaları gibi durumlarda meydana

gelir. Keskin metal, cam veya diğer kesici

objelerin neden olduğu açık yaralanmalar,

tendonları ciddi şekilde etkileyebilir” dedi.

22

GAZİANTEP ŞEHİR HASTANESİ

ULUSLARARASI STANDARTLARDA

SAĞLIK HİZMETİ SUNUYOR

Gaziantep Şehir Hastanesi, son teknolojik cihazlar ve modern

altyapısıyla her türlü tetkik ve tedaviye olanak sağlayan

hizmetiyle, uzman kadrosuyla hastalarına profesyonel ve etkili bir

sağlık hizmeti sunmaktadır.

24

ÇOCUKLARDA

GEÇMEYEN

ÖKSÜRÜK

NEDEN OLUR?

Medical Point Gaziantep

Hastanesi Çocuk Sağlığı ve

Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra

Kilim, çocuklarda uzun

süren öksürüğün ciddi

sağlık sorunlarına işaret

edebileceği konusunda

aileleri uyardı.


BÖLGEDE İLK

ÇOCUK KEMİK İLİĞİ

NAKİL ÜNİTESİ

NAKİL ÜNİTESİ

HİZMETE AÇILDI

Çocuklarımızın sağlığı için

Gaziantep’in ve bölgenin ilk

özel pediatrik kemik iliği

nakil ünitesiyle yanınızdayız.

Prof. Dr. Ekrem Ünal

Prof. Dr. İbrahim Bayram

mph.com.tr - 4443525

7 Ocak / Şubat / Mart 2025


26

TEDAVİ EDİLEBİLİR

KÖRLÜĞÜN EN SIK SEBEBİ

KATARAKTTIR...

Katarakt, göz merceğinin (lens)

saydamlığını kaybederek

bulanıklaşması sonucunda

görme kaybına yol açan bir göz

hastalığıdır.

34

KAHRAMAN ERUSLU

BÖBREK NAKLİ

HASTANESİ 2024

YILINDA BÜYÜK

BAŞARIYA İMZA ATTI

TEKNİK ORTOPEDİ

ÇOK YAKINDA

GAZİANTEP’TE…

MUSTAFA ÜNLÜ

ÖNCÜLÜĞÜNDE

YARIM ASIRDIR

HİZMET VERİYOR

Mustafa Ünlü tarafından 1979 yılında

İzmir’de Protez-Ortez Rehabilitasyon

Merkezi olarak kurulan Teknik

Ortopedi Doğu ve Güneydoğu

Anadolu Bölgesine hizmet vermek

için Gaziantep’te Şube açıyor.

28

GAZİANTEP SAĞLIKTA

BÖLGESEL ÜS OLMA

YOLUNDA BÜYÜK

ADIMLAR ATIYOR

Gaziantep, hem kendi nüfusuna

hem de çevre illerden gelen

vatandaşlara sunduğu sağlık

hizmetleriyle bölgenin en önemli

sağlık üssü haline geldi.

Gaziantep Şehir Hastanesi’nin

açılması ve son yıllarda yapılan

sağlık yatırımlarıyla vatandaşlara

daha etkin ve kapsamlı sağlık

hizmeti sunulmaya başlanmıştır.

30

32

8

Türkiye’nin ilk ve tek böbrek nakli

hastanesi olan Gaziantep Üniversitesi

Kahraman Eruslu Böbrek Nakli

Hastanesi 2024 yılında 152 başarılı

böbrek nakli gerçekleştirdi.

58

ÇOCUKLAR İÇİN SAĞLIKLI

BESLENME ÇANTASI

HAZIRLAMANIN ALTIN

KURALLARI

İstanbul Okan Üniversitesi

Hastanesi Beslenme ve Diyet

Bölümünden Uzm. Dyt. İrem

Aksoy ebeveynlere sağlıklı

beslenme çantası hazırlamanın

altın kurallarından bahsetti.

38

KARDİYOLOJİ UZMANI

DR. SERDAR

KEÇEOĞLU HATEM

HASTANESİ

KADROSUNA KATILDI

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar

Keçeoğlu HATEM Hastanesi

kadrosuna katıldı

42

TÜRKİYE’DE BİR İLK

OSB ACİL TRAVMA VE YANIK HASTANESİ

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin; Gaziantep

Organize Sanayi Bölgesinde hayata geçirilecek olan Acil Travma

ve Yanık Hastanesi’nin Türkiye’de bir ilk olduğunu söyledi.

STRES KONTROLÜ

VE MOTİVASYONU

SAĞLAMANIN PÜF NOKTALARI

54

Yeni yıla girerken dilekler tutuldu, umutlar tazelendi. Şifa Köyü

Kurucusu ve Bütünsel Sağlık Uzmanı Merve Tüfekçi Emre, yeni yılda

stresi kontrol altında tutmanın ve motivasyonu artırmanın püf

noktalarını paylaştı. Ayrıca günlük yaşamda mutlaka yapmamız ve

mutlaka kaçınmamız gereken durumların da altını çizdi.


9 Ocak / Şubat / Mart 2025


10


11 Ocak / Şubat / Mart 2025


Sağlık Dergisi

İMTİYAZ SAHİBİ

Mezine SIRAKAYA

SORUMLU YAZI İŞLERI MÜDÜRÜ

Mezine SIRAKAYA

HUKUK DANIŞMANI

Av. Yaşar SAĞLAM

Av. Zafer TEMUR

YAYIN KURULU

Dr. Cengiz BAYRAM

Uzm. Dr. Ahmet Şükrü DENKER

Mehmet Emin TATLI

DİZGİ TASARIM

Atakan CEHRİ

YÖNETİM YERİ

a j a n s

İncilipınar Mah. 36016 Nolu Sk.

Ali Api Apt. Sit. No: 2/C

Şehitkamil/Gaziantep

BASKI

İHLAS GAZETECİLİK

TEL: 0212 454 30 00

Dergide yayınlanan tüm reklam tasarım ve

haber metinleri Başak Ajans’a aittir.. İzinsiz

alıntı yapılıp çoğaltılamaz.

Dergide yer alan köşe

yazılarından, köşe yazarları sorumludur.

narkozhaber@hotmail.com

narkozhaber@mynet.com

www.narkozgazetesi.com

Sayı: 34 Yıl: 9

Yerel Süreli Yayın

Narkoz Haber Gazetesi

ücretsiz ekidir.

0 535 511 01 95

0 342 232 42 43

Mezine Sırakaya - Gazeteci - Yazar

Bahar ve Mutluluk

Mevsimlerin insan sağlığı üzerindeki etkisini hatırlamak, mevsim geçişlerine göre kendimizi

ruhen ve bedenen hazırlamanın önemine değinelim bu sayımızda…

İnsan psikolojisi hava durumuna, çevreye, ortam değişikliğine ve zamana karşı değişebilir.

Malum, kış aylarının artık sonuna geldik. Son Cemre’nin de düşmesi ile birlikte bahara hazırlanıyoruz.

Benim en sevdiğim mevsimdir BAHAR.

Mutlu hissettiğim ve doğa ile bütünleştiğim en güzel mevsim.

Kuşlar, ağaçlar ve doğa, kendini yeniden doğmuşçasına yeniler ve yaşam enerjisi oldukça artar.

Bu durum biz insanlara huzur verse de sağlık açısından, özellikle de alerjisi olanlar için ciddi

sıkıntıları da beraberinde getirir. İlkbahar mevsimi artan sıcaklık ve nem ile birlikte toz ve

polenlerin de artmasına neden olur. Sağlığımızı ve ruhumuzu etkileyen bu geçişte en önemli

unsur vücudumuzun bozulan düzenini koruyabilmektir. Bu süreçte erken yatarak, kaliteli bir

uyku düzeni ile yaşam kalitemizi artırabiliriz. Dikkat edilmesi gereken bir diğer noktada ısınan

hava ile birlikte artan su ihtiyacını yeterince karşılayabilmektir. Alerjik sorunları olanlar önceden

tedbirini almalı ve daha dikkatli olmalıdır. Ayrıca bedenimize zarar verecek aşırı kafein,

sigara, alkol gibi alışkanlıklardan da uzak durmakta fayda var.

Güneşin varlığından faydalanarak gerekli vitaminleri vücudumuza aldığımızda serotonin

hormonunu da daha fazla sağlamak mümkün. Açık havada yapılan egzersizler, yürüyüş ve

aktiviteler bize iyi gelecektir. Beslenme alışkanlıklarımızı da mevsime göre değiştirmek elbette

ki sağlığımız için çok önemli.

BAHAR VE MUTLULUK

Bahar ve yaz aylarının insanlar üzerinde daha cana yakın, mutlu bir kişilik yapısına sahip olduğu

uzmanlar tarafından kanıtlanmış bir durum.

Tüm bunların yanı sıra bizleri mutsuz eden kişilerden uzak durmak, bize olumlu enerji veren

insanlar ile vakit geçirmek mutlu olmanın başka bir püf noktası. Unutulmamalıdır ki mutluluk

bulaşıcı bir şeydir ve mutluluğu yakalamak bizim elimizdedir. Bahar aylarının bize getirdiği

enerjiyi bir başkasının tüketmesine izin vermeyin. Bazen mutluluk iki kelimeden ibarettir, bazen

de yaşamın akışında karşılaştığımız an ve durumlarda gizlidir..

Birinin adınızı söyleyerek “Sen önemlisin” demesi bile bizi mutlu eder. Ailemizin “Seni Seviyorum”

demesi bile mutluluk kaynağı olabilir.

Mutlu olun! “Yaşamayı ve doğanın bana verdiklerini kabul ediyorum ve mutluyum” diyerek

doğaya da seslenin.

Mevsimler bize enerjisiyle gelir ve biz mevsimlerle, doğada yaşam döngüsünde nefes alır

veririz.

İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış. Her mevsim ayrı bir güzel ancak bahar daha da bir güzel. Bahar

hepinize mutluluk getirsin. Sağlıcakla….

12


13 Ocak / Şubat / Mart 2025


Özel HATEM Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı

M. OKAN

AYTAÇ:

YENİLİKÇİ TEDAVİLERLE

SAĞLIKTAKİ

BAŞARILARIMIZI

TAÇLANDIRIYORUZ

Özel Hatem Hastanesi, Gaziantep ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen

hastalara yüksek kaliteli sağlık hizmetleri sunmaktadır. Ayrıca sağlık turizmi

alanında da önemli bir yere sahiptir. Hastane modern altyapısı, uzman hekim

kadrosu ve son teknolojik tıbbi cihazları ile hizmet vermektedir.

HASTANENIN, birçok

branşta uzmanlık gerektiren

tedavi ve cerrahi

hizmetler sunarak, hem

yerel hem de uluslararası hastalar

için tercih edilen bir sağlık merkezi

olduğunu belirten Gaziantep

Özel Hatem Hastanesi Yönetim

Kurulu Başkanı M. Okan AYTAÇ

hastaların konforu ve tedavi

süreçlerinin verimliliği açısından

hastanenin oldukça donanımlı

olduğunu belirterek her geçen

gün şifa dağıtılan insan sayısının

arttığını ifade etti.

Yönetim kurulu olarak

hedefleriniz nelerdir?

İNSAN SAĞLIĞI IÇIN

GEREKENI VE EN IYISINI

YAPMAK ÖNEMLI VE

ÖNCELIKLI HEDEFIMIZ.

Hasta memnuniyetini ön planda

tutarak kaliteli ve otel konforundaki

hizmet anlayışı ile ülkede

referans bir hastane olarak, sağlık

hizmeti sunmakta hedeflerimiz

arasında. Sağlık alanındaki tüm

gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Sağlık turizminde ülkenin

sağlık üssü olmayı amaçlıyoruz.

Hastanemiz başarılı geçmişi ve

hasta memnuniyeti odaklı çalışmaları

nedeniyle bölge halkından

yoğun talep görüyor. Bu nedenle

mevcut binamızı genişletmeye

karar verdik. Hastanemizin

arkasında bulunan arsayı da hastanemize

katarak fiziksel olarak

büyüme sağlayıp, yatak sayılarını

artırarak otel standardında vip

hizmet vermeyi arzuluyoruz. Böylelikle

hastanemize yeni branşları

da ekleyerek şifa dağıttığımız

insan sayısını artırmayı umut

ediyoruz.

Obezite cerrahisi konusunda

popüler bir hastanesiniz.

Obezite merkeziniz açıldı mı

bizleri bilgilendirebilir misiniz?

Evet obezite merkezimiz açıldı.

“SAĞLIKLI HIJYEN STANDARTLARI VE YÜKSEK

TEDBIRLERLE YAPILAN IŞLEMLER, HASTALARIN

GÜVENLIĞINI ÖN PLANDA TUTARAK HER TÜRLÜ

ESTETIK IHTIYACI KARŞILIYOR.”

14


SAĞLIK ALANINDAKI TÜM GELIŞMELERI

YAKINDAN TAKIP EDIYORUZ. SAĞLIK

TURIZMINDE ÜLKENIN SAĞLIK ÜSSÜ

OLMAYI AMAÇLIYORUZ.

M. Okan Aytaç

Kimdir?

05.06.1994 yılında Gaziantep’te

doğdum. İlkokul,

ortaokul ve lise eğitimimi

Gaziantep Kolej Vakfında

tamamladım. Üniversite

eğitimim için Amerika’ya

gitmeye karar verdim.

2012-2016 yılları arasında

Amerika Miami’de Strayer

University’de İşletme

bölümünü bitirdim. Türkiye’ye

dönüş yapmaya

karar verdim. İzmir Yaşar

Üniversitesinde Yüksek

Lisan Eğitimimi tamamladım.

Akabinde aile

firmamızda yetkili olarak

devam ettim. Yollarımız

Özel Hatem Hastanesi ile

kesişti. 4 yıldır yönetim

kurulu başkanı olarak

yöneticilik yapıyorum.

15 Ocak / Şubat / Mart 2025


“Hastanemizde doktorlar tarafından ameliyata uygun görülen

hastalara obezite cerrahisi başarı bir şekilde uygulanıyor. Bu

konuda hastanemize talep oldukça fazla. Hastanın ameliyat

öncesi, sırasındaki ve sonrasındaki süreçlerin dikkatlice

yönetilmesi, hastaların yalnızca fiziksel değil, psikolojik olarak

da sağlıklı bir şekilde iyileşmelerine katkı sağlıyor.”

Hastanemizde doktorlar tarafından ameliyata

uygun görülen hastalara obezite

cerrahisi başarı bir şekilde uygulanıyor. Bu

konuda hastanemize talep oldukça fazla.

Hastanın ameliyat öncesi, sırasındaki ve

sonrasındaki süreçlerin dikkatlice yönetilmesi,

hastaların yalnızca fiziksel değil,

psikolojik olarak da sağlıklı bir şekilde

iyileşmelerine katkı sağlıyor.

Obezite cerrahisi sonrası hastaların

memnuniyeti ve yaşam kalitelerindeki

belirgin iyileşme ve zayıflama, hastaneye

ve doktora duyulan güvenin en önemli

göstergesi. Bu tür bir hizmetin bir parçası

olmak, hastalarımız için önemli bir fark yaratmaya

vesile olmak bizim için gerçekten

gurur verici bir başarı. Ayrıca hastanemizde

yeni açılan obezite merkezi, bölgeye

ve uluslararası hastalara sunduğumuz

hizmetin kalitesini daha da arttıracaktır.

Merkezin, hem yerel hem de uluslararası

alanda daha fazla hastaya yardımcı olacağını

düşünüyorum.

Hastanenizde Estetik, Plastik ve

Rekonstrüktif Cerrahi kliniği oldukça

kapsamlı. Bu alanda hangi ameliyatlar

yapılıyor?

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi

Kliniğimizde , multidisipliner ekip yaklaşımı

ile gerek rekonstrüktif (onarım)

ameliyatları gerekse estetik ameliyatları

profesyonelce gerçekleştirilmektedir.

Hastaların sadece estetik kaygılarına değil,

sağlık ve iyileşme süreçlerine de katkı

sağlıyoruz.

Bu ameliyatları şöyle sıralayabilirim;

Rinoplasti (Burun Estetigi), Meme Estetiği

(Büyütme/Küçültme), Mastopeksi (Meme

Toparlama), Karın Germe, Jinekomasti,

Liposuction (Yağ Aldırma), BBL ( Brezilya

Popo Estetiği), Göz Kapağı Estetiği, Gummy

Smile (Diş Eti Gülüşü), Kepçe Kulak

Cerrahisi, Genital Estetik, Botox/Dolgu,

Body Shaping (Vücut Şekillendirme), Cilt

Tümörleri, Yüz ve El Travmaları, Annelik

Estetiği, Medikal Estetik Uygulamaları. Bu

tür ameliyatlar, hem estetik kaygıları hem

de sağlık gereksinimlerini karşılamak adına

büyük önem taşıyor.

Hastanenizde uygulanan göz çizdirme

ameliyatı (No Touch Lazer) hakkında

bizi bilgilendirir misiniz?

Gözde miyop, hipermetrop ve astigmat

olarak adlandırılan kırma kusurları, göz

çizdirme ameliyatı (No Touch Lazer) ile

alanında uzman doktor tarafından kalıcı

olarak tedavi edilebilmektedir. Uygulanan

lazer operasyonu sonrasında çok yüksek

oranda kişinin gözlük veya kontakt lens

kullanarak ulaştığı görme düzeyi gözlüksüz

olarak elde edilir. Yani kişi bu ameliyat

sayesinde gözlüklere veda edebiliyor.

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Kliniğinizin yoğun bir şekilde talep

görmesinin sebebi nedir?

Bebeğin anne karnına düştüğü andan

itibaren başlayıp devam eden süreçte,

hastaların mutluluklarına ve memnuniyetlerine

şahit olmak bizim için oldukça

önemli. Bölgede tek yüksek teknolojili

ultrason cihazlarıyla gebelik takipleri

profesyonelce yönetilmektedir. Ve bunun

“Hastanemiz başarılı

geçmişi ve hasta

memnuniyeti odaklı

çalışmaları nedeniyle

bölge halkından yoğun

talep görüyor. Bu

nedenle mevcut binamızı

genişletmeye karar

verdik. Hastanemizin

arkasında bulunan

arsayı da hastanemize

katarak fiziksel olarak

büyüme sağlayıp, yatak

sayılarını artırarak otel

standardında vip hizmet

vermeyi arzuluyoruz.”

16


için Kadın hastalıkları ve doğum kliniklerimizde

alanında başarılı ve deneyimli

hekimlerimiz ile hizmet vermekteyiz.

Anne adaylarımızın gebelik yolculuğunda

her daim yanınızdayız. Ücretsiz olarak

gebe eğitim ve bebek bakımı eğitimleri

vermekteyiz. Yani doğumdan öncede

sonra da anne adaylarının ve annelerin

yanındayız.

Ayrıca hastanemizde kadın doğum

ekibimiz birçok jinekolojik ameliyatı kapalı

yöntemle uygulayarak başarılı sonuçlar

elde etmektedir.

Estetik ve sağlık merkezinizde verilen

hizmetlerden ve uygulamalardan

bahseder misiniz?

Hastanemizin bünyesinde hizmet veren

Hatem Estetik Merkezinde son teknolojik

cihazlarla, uzman kadrosu ile modern bir

hizmet sunuluyor. En iyi cihazlar ve en

iyi yöntemlerle, en verimli sonuçlar elde

ediliyor.

Merkezimizde uygulanan lazer epilasyon,

botoks, mezoterapi gibi işlemler, özellikle

estetik kaygıları olan kişiler için oldukça

popüler. Ayrıca, ameliyatsız yüz germe ve

cilt gençleştirme yöntemleri gibi yenilikçi

tedaviler, cerrahi müdahalelere alternatif

arayan bireyler için harika seçenekler

sunuyor. Hİ-FU ve altın iğne uygulamaları,

cilt altına ulaşarak daha etkili sonuçlar

elde etmek için oldukça tercih edilen

yöntemler arasında.

Yanık izlerinin tedavisi ve sivilce izlerinin

tedavisi gibi özel tedaviler de, bireylerin

ciltlerinde oluşan kalıcı izlerin giderilmesine

yardımcı olmak için önemli. Ayrıca, cilt

bakımı ve saç ekimi gibi kişisel bakım ve

sağlığa yönelik uygulamalar, uzun vadeli

güzellik ve sağlık hedeflerine ulaşmak için

ideal.

Ayrıca, sağlıklı hijyen standartları ve yüksek

tedbirlerle yapılan işlemler, hastaların

güvenliğini ön planda tutarak her türlü

estetik ihtiyacı karşılıyor.

Estetik ve sağlık merkezimizdeki uygulamalar,

yüksek kalitede ve akademik

ortamda, plastik cerrahi ve dermatoloji

hekimleri gözetiminde uygulanmaktadır.

“HASTA MEMNUNIYETINI

ÖN PLANDA TUTARAK

KALITELI VE OTEL

KONFORUNDAKI HIZMET

ANLAYIŞI ILE ÜLKEDE

REFERANS BIR HASTANE

OLARAK, SAĞLIK

HIZMETI SUNMAKTA

HEDEFLERIMIZ

ARASINDA.”

17 Ocak / Şubat / Mart 2025


İskemik İnme ve anjiyo ile

beyin damarından pıhtı çıkarma tedavisi

İnme, beyni besleyen atardamarların tıkanması sonucu gelişir. Beyin görüntülemeleri

sonucuna göre beyinde ana damarları tıkanmış ama henüz ciddi hasar gelişmemiş ve

uygun zaman dilimindeki hastalara pıhtı çıkarma işlemi uygulanır.

İ

skemik İnme nedir?

SANKO Üniversitesi Tıp

Fakültesi Radyoloji Ana

Bilim Dalı Girişimsel Radyoloji

Ünitesi’nde görev yapan

Doç. Dr. Mehmet Kolu, inmenin

beyni besleyen atardamarların

tıkanması sonucu geliştiğini

söyledi.

Atardamarlardan beyin

dokusuna gelen oksijen ve besinlerin

beyin hücrelerinin canlı

kalmasını sağladığını belirten

Doç. Dr. Kolu, “Beyin damarları

ani tıkandığı zaman, damarın

beslediği bölgedeki hücreler

fonksiyonlarını yerine getiremez

ve kısa bir süre içerisinde beyin

dokusu ölmeye başlar. Atardamar

tıkanıklığının süresi, kritik

bir zamanı geçerse beyindeki

hücre ve doku ölümü genişler

ve hastadaki belirtiler kalıcı hale

gelir” dedi.

İNMEDE ZAMANIN

KRITIK ÖNEMI

Beyin damarlarının tıkalı kaldığı

her saniye ve dakikada yüz binlerce

beyin hücresinin öldüğünü

belirten Doç. Dr. Kolu şunları

kaydetti:

“Mümkün olduğunca fazla

sayıda beyin hücresini kurtarıp,

hastadaki belirti ve şikayetleri

ortadan kaldırabilmek için beyin

damarının en kısa sürede açılması

gereklidir. İnmede zaman

beyin demektir; beyin damarı ne

kadar çok süre kapalı kalırsa o

kadar çok beyin dokusu ölür.

Damar tıkandıktan sonra beyinde

kalıcı hasarın gelişmesi için

gereken kritik süre her insan için

farklıdır. Herkes için ortak bir

kritik süre yoktur. Ancak yapılan

çalışmalar sonucunda 6 saatten

Doç. Dr. Mehmet Kolu

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji

Ana Bilim Dalı Girişimsel Radyoloji Ünitesi

“Özellikle yüzde bir tarafa kayma, kol ve bacakta güç kaybı-his kaybı ya da

konuşma bozukluğu gelişen hastalarda hiç vakit kaybetmeden 112’nin aranması

veya bu hastaların inme tedavisi yapılan bir hastanenin acil servisine ulaştırılmaları

çok önem arz etmektedir.”

18


“İŞLEM BASAMAKLARINI ÖZETLEYECEK OLURSAK; ANJIYO CIHAZI ALTINDA, ÖZEL

MALZEMELER KULLANARAK BEYIN DAMARI IÇERISINDEKI PIHTI TUTULUP DIŞARI

ÇIKARILIR VE BEYIN DAMARI AÇILMIŞ OLUR.”

vakit kaybetmeden 112’nin aranması veya

bu hastaların inme tedavisi yapılan bir

hastanenin acil servisine ulaştırılmaları çok

önem arz etmektedir.”

İNME HASTALARINDA

RADYOLOJIK

GÖRÜNTÜLEMENIN ÖNEMI

Beyin sağ ana damarında

tıkanıklık görüntüsü

uzun süren tıkanıklarda kalıcı beyin hasarı

gelişme ihtimalinin yüksek olduğu görülmüştür.

Bu nedenle, inme şikayetlerinin

başlangıcından itibaren 6 saatten daha

kısa süre geçmiş olan hastalarda, tıkalı damarın

açılması (Pıhtının çıkarılması) hastanın

beyin dokusunu ölümden kurtarıp

felçlik durumunu tamamen düzeltebilir.

Her ne kadar kritik süre ilk 6 saat olsa da

bazı kriterleri karşılayan seçilmiş hastalarda

24 saate kadar da pıhtı çıkarma işlemi

yapılmaktadır.”

İnmede belirtiler nelerdir?

İnme hastasının beyin

damarından çıkarılan pıhtılar

Sağ ana damardaki

tıkanıklığın açılması

İnme gelişen hastada ortaya çıkan klinik

belirti ve bulguların çok çeşitlilik gösterdiğine

dikkat çeken Doç. Dr. Kolu, bu belirtiler

hakkında şu önemli bilgileri paylaştı:

“Beynin değişik bölgelerini besleyen

damarların etkilenmesi, o bölge ile ilgili

işlevlerin bozulmasına yol açar. İnme

hastalarında gördüğümüz bulgular; kol ve

bacaklarda güç kaybı, konuşmada peltekleşme

veya konuşamama, yüzde bir tarafa

kayma, gözlerin bir tarafa sabit bakması,

baş dönmesi, kusma ve dengesizliktir.

Genelde bu şikayetlerin birkaçı bir arada

bulunur.

Özellikle yüzde bir tarafa kayma, kol ve

bacakta güç kaybı-his kaybı ya da konuşma

bozukluğu gelişen hastalarda hiç

İnme hastalarının olabilecek en kısa

sürede hastaneye yetiştirildikten sonra

hızlıca beyin tomografisi ve beyin MR

incelemelerinin yapıldığını vurgulayan

Doç. Dr. Kolu, “Bu görüntülemelerin sonucunda

inme belirtilerinin bir atardamar

tıkanıklığına mı veya beyin kanamasına mı

bağlı olduğu ayırt edilir. Yapılan BT ve MR

incelemesi sonucunda, hangi atardamarın

tıkalı olduğu, beyinde kalıcı bir hasar

gelişip gelişmediği ve hastanın trombektomi

(Pıhtı çıkarma işlemi) için uygun olup

olmadığı anlaşılır” şeklinde konuştu.

İnme hastalarında anjiyo ile pıhtı çıkarma

işlemi nasıl yapılır?

“Acil serviste yapılan beyin görüntülemeleri

sonucunda beyinde ana damarları

tıkanmış, henüz ciddi hasar gelişmemiş

ve uygun zaman diliminde olan hastalara

mekanik trombektomi işlemi uygulanır”

açıklamasında bulunan Doç. Dr. Kolu,

işlem hakkında şu bilgiyi verdi:

“Trombektomi işlemi, anjiyografi cihazı

altında özel malzemeler kullanılarak yapılan

bir operasyondur. Hastanın kasık veya

kol bölgesindeki atardamarından birine

iğne ile giriş yapılıp kateter adı verilen ince

plastik bir tüp yerleştirilir. Anjiyografi cihazı

altında pıhtının bulunduğu atardamar

içerisine kateterlerle (İnce uzun tüp borucuklar)

ulaşılıp, bu iş için geliştirilmiş özel

stent (Metal kafes) ile pıhtılar kateter içine

çekilerek damar açılır.

Çekilen stent, kendisi ile birlikte pıhtıyı içten

sarıp beraberinde getirerek dışarı alınır.

Tıkalı atardamarın açılıp açılmadığı anjiyo

ile kontrol edilir. Damar tam olarak açılmış,

beynin kan akımı normale dönmüşse

işlem sonlandırılır. Tam açılmamışsa aynı

işlem pıhtı çıkarılana kadar birkaç kez

daha tekrarlanır.

İşlem basamaklarını özetleyecek olursak;

anjiyo cihazı altında, özel malzemeler

kullanarak beyin damarı içerisindeki pıhtı

tutulup dışarı çıkarılır ve beyin damarı

açılmış olur.”

19 Ocak / Şubat / Mart 2025


“Eldeki tendon yaralanmalarında”

erken müdahale önemli

Tendon yaralanmalarının tedavisinde erken müdahale ve doğru tekniklerle eski sağlıklı

fonksiyonların elde edilmesinin mümkün olduğunu belirten El Cerrahisi ve Mikro Cerrahi

Uzmanı Op. Dr. Ali Aydoğdu, “Tendon yaralanmaları, genellikle

iş kazaları ve ev kazaları gibi durumlarda meydana gelir.

Keskin metal, cam veya diğer kesici objelerin neden olduğu açık

yaralanmalar, tendonları ciddi şekilde etkileyebilir” dedi.

L

iv Hospital Gaziantep El Cerrahisi

ve Mikro Cerrahi Uzmanı Op.

Dr. Ali Aydoğdu, eldeki tendon

yaralanmalarının nedenleri,

belirtileri ve tedavi süreçleri hakkında

bilgilendirmede bulundu. Tendonların,

kasların ürettiği gücü kemiklere ve

eklemlere ileten ve vücudun hareketini

sağlayan önemli yapılar olduğuna dikkat

çeken Dr. Aydoğdu, tendonların el bileği

ve parmaklardaki hareketlerin temelini

oluşturduğunu vurguladı.

Tendonların, kaslardan gelen gücü, vücutta

doğru şekilde hareket etmemize olanak

tanıyan yapılara ilettiğinin altını çizen Op.

Dr. Aydoğdu, “Özellikle dirsek ve önkol bölgesinden

başlayan kaslar, el bileğine yakın

bölgede tendonlara dönüşerek parmaklara

bağlanır. Bu yapılar sayesinde, günlük yaşamda

nesneleri tutmak, kavramak, taşıma

işlemleri yapmak ve çeşitli hareketleri gerçekleştirmek

mümkün hale gelir” şeklinde

konuştu.

TENDON YARALANMALARI

VE NEDENLERI

Op. Dr. Aydoğdu, tendon yaralanmalarının

genellikle iş kazaları ve ev

kazaları gibi durumlarda meydana

geldiğini ifade etti. Keskin metal,

“Ani ve kuvvetli çekilmelere bağlı olarak da kapalı

tendon yaralanmaları görülebilmektedir. Bu tür

yaralanmalarda, tendonun normal işlevini yerine

getiremeyecek şekilde zarar görmesi, parmak ve elde

hareket kaybına yol açmaktadır”

Op. Dr. Ali Aydoğdu

Liv Hospital Gaziantep El Cerrahisi ve

Mikro Cerrahi Uzmanı

20


“Tendonların, kasların ürettiği gücü kemiklere ve eklemlere

ileten ve vücudun hareketini sağlayan önemli yapılar.”

cam veya diğer kesici objelerin neden

olduğu açık yaralanmalar, tendonları ciddi

şekilde etkileyebileceğine dikkat çeken

Op. Dr. Aydoğdu, “Ayrıca, ani ve kuvvetli

çekilmelere bağlı olarak da kapalı tendon

yaralanmaları görülebilmektedir. Bu tür

yaralanmalarda, tendonun normal işlevini

yerine getiremeyecek şekilde zarar görmesi,

parmak ve elde hareket kaybına yol

açmaktadır” ifadelerini kullandı.

“PARMAKLARDA HAREKET

KAYBINA YOL AÇABILIR”

Tendon yaralanmalarının, parmaklarda

hareket kaybına yol açtığını belirten Op.

Dr. Aydoğdu, bu durumun, tendonun

işlevine bağlı olarak parmağın bükülmesi

veya açılmasında zorluk yaşanması şeklinde

kendini gösterdiğini açıkladı. Bazen

tendonlar kısmi olarak yaralanabileceğini

ve başlangıçta hareket kaybı gözlemlenmeyebileceğine

dikkat çeken Op. Dr.

Aydoğdu, “Ancak zamanla hareket esnasında

ağrı, takılma hissi ve kilitlenme gibi

belirtiler görülebilir. Kısmi yaralanmalar,

tedavi edilmezse, tam yırtılmalara dönüşebilir”

uyarısında bulundu.

“TENDON TAM YIRTILINCA

CERRAHI MÜDAHALE

GEREKIR”

Bir tendon tamamen kesildiğinde veya

koptuğunda, tendon uçlarının birbirinden

ayrıldığını ve bu uçlar arasındaki boşluğun,

tendonun kendi başına iyileşmesini

engellediğini belirten Op. Dr. Aydoğdu,

bu durumda cerrahi müdahalenin gerekli

olduğunu işaret ederek şu bilgileri paylaştı:

“Ameliyatla tendon uçları, sağlam dikiş

ipi-özel teknik kullanılarak onarılır. Eğer

tendonlar uygun şekilde dikilmezse, parmağın

eski fonksiyonlarına geri dönmesi

imkânsız hale gelir. Ayrıca, tendonun

kesilmesi sırasında, tendona komşu olan

sinirler ve kan damarlarının da yaralanabilir.

Bu tür yaralanmalar parmaklarda

uyuşmaya yol açabilir. Kan damarlarındaki

hasar ise parmak dolaşımını bozabilir. Bu

tür eşlik eden hasarların tedavi edilmesi

için mikrocerrahi tekniklerle hastaya müdahale

yapılması gerekebilir.”

“AMELIYAT SONRASI

IYILEŞME SÜRECINE DIKKAT”

Tendon yaralanmalarında cerrahi müdahalenin

ardından iyileşme sürecinin büyük

öneme sahip olduğunu söyleyen Op. Dr.

Aydoğdu, tedavi sürecinde dikkat edilmesi

gereken noktaları paylaştı. Ameliyat sonrası,

tendonun erken dönemde kopmaması

için genellikle koruyucu bir yarım alçı veya

atel uygulaması yapıldığını vurgulayan

Op. Dr. Aydoğdu, “Bu koruma, tendonun

düzgün bir şekilde iyileşmesine yardımcı

olur. Fizik tedavi ise tedavi sürecinde büyük

bir rol oynar. Fizik tedavi ile tendonun

çevre dokulara yapışmasının engellenir ve

tedavi süreci hızlanır. Bu süreç, uzman fizyoterapistler

tarafından yönlendirilmelidir.

Bir tendonun iyileşmesi, eski işlevini ve

gücünü geri kazanması yaklaşık 3 ay sürebilir.

Bu süre zarfında, doktorun önerilerine

uyulması ve düzenli olarak fizik tedaviye

devam edilmesi, iyileşme sürecini olumlu

şekilde etkiler” diye konuştu.

“ESKİ

FONKSİYONLARA

DÖNÜŞ MÜMKÜN

OLABİLİR”

Tendon yaralanmalarında

cerrahi müdahale sonrasında

doğru iyileşme süreci ve

uzman tarafından yapılan

fizik tedavi ile eski işlevselliğin

geri kazanılabileceğini

belirten Op. Dr. Aydoğdu,

hastaların tedavi sürecine

dikkat etmeleri gerektiğinin

altını çizdi. Op. Dr. Aydoğdu,

“Tendon yaralanmalarının

tedavisinde, erken müdahale

ve doğru tekniklerle eski

sağlıklı fonksiyonların elde

edilmesi mümkün olabilir”

diyerek açıklamalarını

sürdürdü.

21 Ocak / Şubat / Mart 2025


Prof. Dr. Ilgın TÜRKÇÜOĞLU

Gaziantep Şehir Hastanesi Başhekimi

GAZİANTEP ŞEHİR HASTANESİ ULUSLARARASI

STANDARTLARDA SAĞLIK HİZMETİ SUNUYOR

Gaziantep Şehir Hastanesi, son teknolojik cihazlar ve modern altyapısıyla her türlü tetkik ve

tedaviye olanak sağlayan hizmetiyle, uzman kadrosuyla hastalarına profesyonel ve etkili bir

sağlık hizmeti sunmaktadır. Uluslararası sağlık standartlarına uygun hizmet veren hastane,

giderek artan kapasitesiyle daha fazla kişiye şifa ulaştırmaya devam etmektedir.

REFERANS hastane politikası ile

en yüksek standartlarda tanı ve

tedavi hizmeti sunan Gaziantep

Şehir Hastanesi’nin Başhekimi

Prof. Dr. Ilgın TÜRKÇÜOĞLU, hastanenin

hizmetleri, donanımı ve özellikli

ameliyatları hakkında bilgiler verdi.

Sn. Türkçüoğlu öncelikle sizi tanıyabilir

miyiz?

1999 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp

Fakültesi’nden mezun oldum. İhtisasımı

2005 yılında Ankara Üniversitesi Tıp

Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum

Ana Bilim Dalında tamamladım.

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın

Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalın’da

12 yıl boyunca ve Sanko Üniversitesi Tıp

Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum

Anabilim Dalında 4 yıl boyunca öğretim

üyeliği yaptım. 11 Ekim 2024 itibariyle

Gaziantep Şehir Hastanesi Başhekimi

olarak mesleğimi icra etmekteyim.

Kardiyoloji ve KVC alanlarında da

bölgeye hizmet veren bir hastanesiniz,

ayrıca bölgede sadece Gaziantep Şehir

Hastanesinde Aritmi bölümü var. Bu

konuda neler söylemek istersiniz?

Evet, aritmi bölümümüz ile bölgeye

hizmet veriyoruz. 3 boyutlu aritmi

cihazları ile yüksek teknolojik yöntemler

kullanılarak kalp çarpıntısı ve ritim

bozukluğu alanında uzman hekimlerimiz

tarafından başarılı bir şekilde tedavi

ediliyor.

Kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi

alanında bölgenin sağlık üssü

olduğumuzu söyleyebiliriz. Kliniklerimizde

profersörler, doçentler ve uzmanlar

eşliğinde en özellikli işlemler

profesyonel bir şekilde ücretsiz olarak

uygulanmaktadır. Kalp pili uygulaması,

TAVİ yani Transkateter Aort Kapak

22


“1999 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden

mezun oldum. İhtisasımı 2005 yılında Ankara

Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum

Ana Bilim Dalında tamamladım.”

anne-baba olmaları için tıbbi destek

vermekten mutluluk duyuyoruz.

İmplantasyonu gibi uygulamalar

Güneydoğuda en çok Gaziantep Şehir

Hastanesi’nde uygulanıyor.

Organ nakli hizmetinizden

bahsedebilir misiniz? Bu alanda ne gibi

çalışmalarınız var?

Organ nakli hizmetimiz yeni faaliyet

göstermeye başladı. 2 böbrek nakli

ameliyatımızda başarıyla tamamlandı.

Daha sonra karaciğer nakilleri de yapmaya

başlayacağız. Hedefimiz daha çok hastaya

organ nakillerinde umut olabilmek.

Yanık ve yara merkezleriniz ve

hiperbarik oksijen tedavileri ile yine

bölgeye hizmet veren bir hastanesiniz.

Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Yanık merkezinin başarılı faaliyetleri, ekibin

özverili çalışmaları sayesinde bölgenin

hatta ülkenin en iyi yanık merkezlerinden

biri olduğumuzu söyleyebilirim.

Hiperbarik oksijen tedavisi merkezimizde

kronik yaraların iyileşmesini hızlandırmak

için, aniden oluşan işitme ve görme

kaybı yaşayan, kemik enfeksiyonu

olan ve diyabetik ayak yarasını yüksek

basınç altında saf oksijen solunması ile

profesyonel bir ekip tarafından tedavi

edilmektedir.

Sn. Türkçüoğlu, Üremeye Yardımcı

Tedavi Merkezi yani Tüp Bebek

merkezinizden de bizlere bahsedebilir

misiniz?

Hastanemizde Üremeye Yardımcı

Tedavi Merkezimizde çocuk sahibi

olmak isteyen çiftlerimize 9 yıllık

tecrübeli ekibimizle hizmet veriyoruz.

Merkezimizde Kadın Hastalıkları ve

Doğum, Embriyoloji, Üroloji, Perinatoloji

Uzmanları,Psikologlarımız ve Genetik

Uzmanlarımız ile Gaziantep ve çevre

illerden gelen anne-baba adaylarımıza,

Bir kamu hastanesi olarak obezite

merkezinizin olması çok sevindirici.

Merkez ücretsiz mi?

Evet obezite merkezimiz ücretsiz

olarak hizmet vermektedir. Obezite

merkezimize başvuran her birey

öncelikle koordinatörümüz tarafından ilk

değerlendirmesi yapılmaktadır. Obez olan

bireylerin gerekli ölçümleri yapıldıktan

sonra Endokrinoloji ve Metabolizma

Hastalıkları Uzmanı tarafından muayenesi

yapılmaktadır. İlk muayenede ek

hastalıkları, ayrıntılı muayenesi yapılıp

gereken kan testleri istenmektedir.

Hastaların tanı, tedavi ve takipleri

koordinatör, obezite hemşiresi, diyetisyen,

psikolog, fizyoterapist ve gerektiğinde

sosyal çalışmacı eşliğinde yapılmaktadır.

Diyet-egzersiz ve medikal tedavi kararı

verilen hasta grubu obezite merkezimizde

takibe devam ederken, obezite cerrahisi

kararı verilen hastalar hastanemizde

bulunan obezite cerrahi merkezine

yönlendirilmektedir.

23 Ocak / Şubat / Mart 2025


ÇOCUKLARDA GEÇMEYEN

ÖKSÜRÜK NEDEN OLUR?

MEDICAL POINT HASTANESI ÇOCUK UZMANI

DR. ESRA KILIM’DEN ÖNEMLI AÇIKLAMALAR!

Medical Point Gaziantep Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Dr. Esra Kilim, çocuklarda uzun süren öksürüğün ciddi sağlık sorunlarına

işaret edebileceği konusunda aileleri uyardı.

Ç

OCUKLARIN en yaygın sağlık

problemlerinden biri olan

öksürük, çoğu zaman basit

bir soğuk algınlığının belirtisi

olarak düşünülebilir. Ancak öksürük, uzun

süre devam ettiğinde, altta yatan farklı

hastalıkların bir işareti olabilir. Dr. Kilim,

ailelerin bu durumu ciddiye alarak erken

müdahale etmelerinin önemine dikkat

çekti.

ÖKSÜRÜK, BIRÇOK

HASTALIĞIN HABERCISI

OLABILIR!

Uzm. Dr. Esra Kilim, öksürüğün pek

çok farklı sağlık sorununun belirtisi

olabileceğine dikkat çekti. Çocuklarda

uzun süre geçmeyen öksürüğün başlıca

nedenleri arasında astım, alerjik hastalıklar,

solunum yolu enfeksiyonları, reflü, bronşit

ve nadiren de olsa daha ciddi solunum

yolu hastalıkları bulunuyor. Ayrıca,

çevresel faktörler ve sigara dumanı gibi

zararlı maddelerin de çocuklarda öksürüğü

tetikleyebileceği vurgulandı.

AILELERE ÖNEMLI UYARILAR

VE ÖNERILER

Uzm. Dr. Esra Kilim, özellikle 3 hafta ve

daha uzun süren öksürüklerde mutlaka bir

doktora başvurulması gerektiğini belirtti.

Erken müdahale ile öksürüğün nedeninin

doğru bir şekilde tespit edilebileceğini

ve tedavi sürecinin hızlandırılabileceğini

vurguladı. Ayrıca, çocukların bağışıklık

sistemlerini güçlendirmek için dengeli

bir beslenme, yeterli uyku ve temiz hava

gibi basit ama etkili önlemlerin de büyük

önem taşıdığını ifade etti.

NE ZAMAN DOKTORA

BAŞVURULMALI?

Uzm. Dr. Esra Kilim, çocuklarda

öksürüğün ateş, nefes darlığı, burun

tıkanıklığı veya göğüs ağrısı gibi ek

belirtilerle birlikte görülmesi durumunda,

vakit kaybetmeden bir uzmana

başvurulması gerektiğini belirtti. Ayrıca,

öksürüğün uyku düzenini bozması,

beslenme alışkanlıklarını olumsuz

etkilemesi veya çocuğun günlük

Dr. Esra Kilim

Medical Point Gaziantep Hastanesi Çocuk

Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

aktivitelerinde zorluk yaratması halinde

de profesyonel yardım alınmasının büyük

önem taşıdığını vurguladı.

24


MEME SAĞLIĞI

ÜNİTESİ:

KAPSAMLI BAKIM

VE ERKEN TEŞHİS

Ünitemizde uzman muayenesi, ileri

düzeyde mammografi ve ultrason

(USG) hizmetleri sunulmakta.

Düzenli kontrollerle erken

teşhis sağlanmakta.

Kendi Kendine Meme Muayenesi

(KKMM) için danışmanlık verilmekte.

25 Ocak / Şubat / Mart 2025


Tedavi edilebilir körlüğün

en sık sebebi katarakttır...

Katarakt, göz merceğinin (lens) saydamlığını

kaybederek bulanıklaşması sonucunda görme

kaybına yol açan bir göz hastalığıdır.

Normalde göz merceği şeffaf ve

ışığı düzgün bir şekilde retina

üzerine odaklar. Ancak katarakt

geliştiğinde, mercek opaklaşır ve

bu da ışığın düzgün geçmesini

engelleyerek bulanık, sisli veya

dumanlı bir görme ortaya çıkarır.

Bu nedenle halk arasında “aksu”

olarak da bilinir. Katarakt

genellikle yaşlanmanın bir sonucu

olarak ortaya çıksa da, doğuştan,

travma, bazı hastalıklar veya

ilaçlar nedeniyle de gelişebilir.

Tedavisi sadece cerrahi müdahale

ile yapılır. Katarakt ameliyatı ise

bu durumda uygulanan cerrahi

prosedürdür. Bulanıklaşmış

merceğin çıkarılıp yerine yapay

bir mercek yerleştirilmesiyle

gerçekleştirilir.

Opr. Dr. Ömer Koyuncu

Dünyagöz Gaziantep Hastanesi, Göz Hastalıkları Uzmanı

“ÖZELLIKLE AKILLI MERCEKLER HASTALARA

AMELIYAT SONRASI DÖNEMDE CIDDI KONFOR

SAĞLIYOR.BU LENSLER STANDART GÖZ

IÇI LENSLERDEN FARKLI OLARAK, FARKLI

MESAFELERDE NET BIR GÖRÜŞ SAĞLAYABILIR.”

26


KATARAKT AMELIYATI SÜRECI:

Hazırlık: Ameliyat öncesinde göz doktoru, detaylı bir göz muayenesi

yapar ve göz ölçümleri alır. Bu ölçümler, yapay lensin (Göz

İçi Lens) boyutunu ve gücünü belirlemek için kullanılır.

Anestezi: Ameliyat sırasında göz çevresi uyuşturulur. Genel

anestezi genellikle gerekmez; lokal anestezi ile göz ve çevresi

tamamen uyuşur.

İyileşme: Ameliyat genellikle 30 dakika ile 1 saat sürer. İyileşme

süreci hızlıdır, ancak birkaç hafta boyunca damlalar kullanılması

ve gözün korunması gerekir. Ameliyattan sonra bir süre bulanık

görme normaldir, ancak kısa sürede netleşir. Hasta günlük hayatına

çok hızlı şekilde döner.

Riskler: Katarakt ameliyatı genellikle güvenlidir, ancak düşük ihtimalle

enfeksiyon, kanama, retina dekolmanı veya yapay lensin

yer değiştirmesi gibi komplikasyonlar olabilir.Ancak bu riskler

oldukça düşüktür ve modern tekniklerle daha da azaltılmıştır.

Sonuçlar:Katarakt ameliyatı, hastaların büyük çoğunluğunda

görme kalitesini belirgin bir şekilde iyileştirir. Ameliyat sonrası

hastalar genellikle daha canlı renkler görmeye başlar ve daha net

bir görüşe sahip olur.

Artık katarakt ameliyatı sırasında kullandığımız göz içi lensler

açısından da bir çok seçeneğe sahibiz. Özellikle akıllı mercekler

hastalara ameliyat sonrası dönemde ciddi konfor sağlıyor.bu

lensler standart göz içi lenslerden farklı olarak, farklı mesafelerde

net bir görüş sağlayabilir. Bu mercekler sayesinde hastalar genellikle

hem uzak hem de yakın mesafeleri gözlük kullanmadan

görebilirler.

AKILLI MERCEKLERIN AVANTAJLARI:

1. Uzak, yakın ve orta mesafelerde net görüş: Multifokal veya

trifokal özellikleri sayesinde farklı odak noktalarına uyum sağlar.

2.Gözlük bağımlılığının azalması: Özellikle hem uzak hem de

yakın mesafelerde net görüş sağlayarak gözlük ihtiyacını büyük

ölçüde azaltır.

3.Astigmatizma düzeltmesi: Torik özellikli akıllı mercekler,

astigmatizmayı da düzeltebilir.

Bu tedavi genellikle katarakt ameliyatı sırasında yapılır. Günümüzde

bazı hastalar gözlük veya kontakt lens kullanımını azaltmak

amacıyla, kataraktı olmasa bile bu yönteme başvurabilir.

Tedavi, uzman bir göz cerrahı tarafından yapılır ve kişiye en

uygun mercek tipi, gözün yapısına ve hastanın ihtiyaçlarına göre

belirlenir.

“KATARAKT GENELLIKLE YAŞLANMANIN BIR SONUCU OLARAK ORTAYA ÇIKSA DA,

DOĞUŞTAN, TRAVMA, BAZI HASTALIKLAR VEYA ILAÇLAR NEDENIYLE DE GELIŞEBILIR.”

27 Ocak / Şubat / Mart 2025


GAZIANTEP SAĞLIKTA BÖLGESEL ÜS OLMA

YOLUNDA BÜYÜK ADIMLAR ATIYOR

Gaziantep, hem kendi nüfusuna hem de çevre illerden

gelen vatandaşlara sunduğu sağlık hizmetleriyle bölgenin

en önemli sağlık üssü haline geldi. Gaziantep Şehir

Hastanesi’nin açılması ve son yıllarda yapılan sağlık

yatırımlarıyla vatandaşlara daha etkin ve kapsamlı sağlık

hizmeti sunulmaya başlanmıştır.

AYRICA Şehir Hastanesinin açılış

sürecinde ildeki mevcut hastanelerin

kapatılmaması, sağlık

hizmet kapasitesinin arttırılarak

vatandaşlara daha güçlü bir sağlık sistemi

sunulmasını sağladı. Gaziantep, deprem

sonrası çevre illerden gelen vatandaşlara

da sağlık hizmeti sunarak bölgede önemli

bir sağlık üssü haline gelmiştir.

ŞEHIR HASTANESI SAĞLIK

HIZMETINDE ÖNCÜ

Gaziantep Şehir Hastanesi, modern altyapısı

ve geniş personel kadrosuyla

sağlık hizmetlerinde fark yaratıyor.

Hastanede:

• Günlük ortalama 10.000 hasta

muayene edilmekte, bunun 2.000’i

acil başvurulardan oluşuyor.

• Günlük 300 hasta yatışı gerçekleştirilirken,

37 doğum ve 335 ameliyat

yapılmaktadır. Bu ameliyatların %

60’ı nitelikli (ABC grubu) operasyonlardan

oluşuyor.

• Şehir hastanesinde yaklaşık 6.000

sağlık çalışanı görev yapıyor. Bunların

478’i uzman hekim, 159’u ise

eğitim gören asistanlardan oluşuyor.

Hastanenin, eğitim ve araştırma statüsü

kazanmasıyla birlikte 14 farklı branşta

159 asistanın eğitim aldığı bir eğitim kliniği

de hizmet vermeye başlamış durumda.

SAĞLIK HIZMETLERINDE

TEKNOLOJIK VE YAPISAL

İYILEŞTIRMELER

Şehir hastanesi ile birlikte sağlık hizmetlerinin

kalitesinde ve erişilebilirliğinde önemli

gelişmeler sağlandı:

• Anjiyo ve Kalp Damar Cerrahisi (KVC)

hizmetleri tek merkezde toplandı. Daha

önce tek cihazla hizmet veren ilde, artık 5

Dr. Beytullah Şahin

Gaziantep İl Sağlık Müdürü

anjiyo cihazı ve 5 ameliyat salonuyla bu

hizmet sunuluyor.

• İnme Merkezi, 24 saat kesintisiz hizmet

vererek kapasitesini %100 artırdı.

• Tüp bebek merkezi (ÜYTE) gibi

özellikli sağlık hizmetleri, daha modern

ve uygun altyapıya sahip olan

şehir hastanesine taşındı.

• Hiperbarik Oksijen Tedavisi Merkezi’nde,

kronik yaraların iyileşmesini

hızlandırmak, ani işitme ve görme

kaybı yaşayan hastalara destek

olmak, soba zehirlenmelerine maruz

kalan, kemik enfeksiyonu bulunan

ve diyabetik ayak yarasına sahip hastaların

tedavisini sağlamak amacıyla

yüksek basınç altında saf oksijen

solunması yöntemi uygulanmaktadır.

Tedaviler, alanında uzman bir ekip

tarafından gerçekleştirilmektedir.

28


• Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi,

yetişkinler ve çocuklar için ayrı ayrı

tasarlanmış 4 hidroterapi havuzuyla ve

otel konforunda sunulan fizik tedavi hizmetleriyle

dikkat çekiyor. Ayrıca, bölgedeki

ilk robotik yürüme cihazı ile de hizmet

veriliyor.

• Yanık Merkezi’nde gelişmiş ekipmanları,

alanında uzman ekibi ve 44 yatak

kapasitesiyle, hastalara yüksek kaliteli ve

kapsamlı sağlık hizmeti sunuluyor.

GAZIANTEP’TE ORGAN

NAKLI HIZMETLERINDE YENI

DÖNEM

Gaziantep’te Şehir Hastanesi ile birlikte

sağlık hizmetleri alanında önemli bir gelişme

yaşandı. Organ nakli ekibi tarafından

böbrek nakilleri yapılmaya başlandı. Yakında

ise karaciğer nakilleri de başlayacak, bu

da bölgedeki hastalara umut veren önemli

bir hizmet olmaktadır. Bu adım, organ

nakli alanındaki kapasitenin artırılması ve

hastaların tedavi süreçlerinin iyileştirilmesi

açısından büyük bir ilerleme olarak değerlendirilmektedir.

RANDEVU SÜRELERINDE

CIDDI AZALMA

İl genelinde sağlık hizmetlerinde büyük

bir dönüşüm sağlanarak, MR (Manyetik

Rezonans), BT (Bilgisayarlı Tomografi),

ultrason, endoskopi ve genel anestezi

altında yapılan diş tedavisi gibi ileri tanı ve

tedavi yöntemlerine erişim kolaylaştırıldı.

Bu süreçte randevu süreleri önemli ölçüde

kısaltılarak, vatandaşların bu hizmetlere

daha hızlı ulaşması mümkün hale getirildi.

Ayrıca heyet raporu randevularında

yaşanan sorunlar giderildi ve vatandaşların

en geç 15 gün içinde randevu alabilmesi

sağlandı.

KAMU SAĞLIK

HIZMETLERINDE ARTIŞ

Şehir hastanesinin açılmasıyla birlikte

kamu hastanelerindeki sağlık hizmetlerinde

önemli artışlar yaşandı. Yatak sayısı

%70 oranında artırılırken, yoğun bakım

yatak sayısında ise %50’lik bir artış sağlandı.

Ayrıca, poliklinik odası sayısı %60,

ameliyat odası sayısı ise %136 oranında

artırıldı.

HALK SAĞLIĞI

HIZMETLERINDE YENILIKLER

Gaziantep’te halk sağlığı hizmetleri de

genişlemeye devam ediyor:

• Son bir yıl içinde 40 yeni aile hekimliği

birimi hizmete açıldı.

• 115 yeni aile hekimliği biriminin hizmete

açılması için protokoller tamamlandı.

• Dünya Bankası ve SHIFA projeleri kapsamında

38 aile hekimliği birimi için ihale

süreçleri başlatıldı.

Bağımlılıkla Mücadele ve bebek ölümlerinin

azaltılmasına yönelik çalışmalar hız

kazanırken, Türkiye’de ilk defa düzenlenen

ve 30 kurumdan 71 temsilcinin katılımıyla

“İntiharı Önleme Çalıştayı” ile toplum sağlığına

yönelik önemli adımlar atıldı.

ACIL SAĞLIK

HIZMETLERINDEKI

GELIŞMELER

Gaziantep genelinde acil sağlık hizmetlerinin

daha etkili sunulması için yeni

yatırımlar yapılıyor:

Son bir yıl içinde, Gaziantep’e 9 yeni acil

sağlık istasyonu kazandırıldı. Ayrıca, 10

yeni Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu’nun

daha hizmete açılması planlanmaktadır.

Acil Sağlık Hizmetleri envanterine 7 yeni

Ambulans, 2 Acil Müdahale Ünitesi Aracı,

1 Medikal Kurtarma Aracı ve 1 UMKE

Lojistik Aracı(ATAK) eklendi. Hayırsever

desteğiyle bölgeye büyük bir UMKE lojistik

ve malzeme deposu inşaatına başlandı.

Bu yatırım, afet ve acil durum yönetimi

kapasitesini artırarak, sağlık hizmetlerinin

daha hızlı ve etkin bir şekilde sunulmasını

sağlayacaktır. Ayrıca, orta ve uzun vadede

20’ye yakın yeni Acil Sağlık İstasyonu

yapımının da planlandığı belirtilmektedir.

2024 YILINDA TAMAMLANAN

VE DEVAM EDEN

YATIRIMLAR

Tamamlanan yatırımlar arasında:

1. Nurdağı Acil Durum Hastanesi,

2. Oğuzeli Acil Durum Hastanesi,

3. Yığınlı Aile Sağlığı Merkezi (2 Aile Hekimliği

Birimi) yer alıyor.

Devam eden yatırımlar:

• 400 Yataklı Nizip Devlet Hastanesi (2 ay

içerisinde açılması planlanıyor.)

• 300 Yataklı Kadın Doğum Hastanesi Ek

Hizmet Binası (3 ay içerisinde açılması

planlanıyor)

• 300 Yataklı 25 Aralık Devlet Hastanesi

Ek Hizmet Binası (2025 yıl sonunda açılması

planlanıyor)

• OSB 50 Yataklı Acil Travma Hastanesi (3

ay içerisinde açılması planlanıyor)

Bu projeler, bölgedeki sağlık hizmetlerini

güçlendirerek, daha geniş bir nüfusa

hizmet sunmayı hedefliyor.

GELECEĞE YÖNELIK

PLANLAR

Proje aşamasındaki önemli yatırımlardan

bazıları ise:

• Gaziantep Şehitkamil (Beylerbeyi

Mahallesi) Devlet Hastanesi,

• Dr. Ersin Arslan Eğitim ve

Araştırma Hastanesi,

• Nurdağı İlçe Sağlık Müdürlüğü ve

Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu,

• İslahiye Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi,

• Şehitkamil Merkez Halk Sağlığı Laboratuvarı

gibi projeler yer almaktadır.

Gaziantep’te gerçekleştirilen ve planlanan

bu yatırımlar, bölge halkına sağlık hizmetlerinde

kolaylık ve kalite sunmayı amaçlıyor.

Şehirde sağlık sektörüne yapılan bu

yoğun yatırımlar, bölgeyi Türkiye’nin sağlık

hizmetlerinde öncü şehirlerinden biri

haline getiriyor.

29 Ocak / Şubat / Mart 2025


TEKNİK ORTOPEDİ

ÇOK YAKINDA

GAZİANTEP’TE…

MUSTAFA ÜNLÜ

ÖNCÜLÜĞÜNDE YARIM

ASIRDIR HİZMET VERİYOR

Mustafa Ünlü tarafından 1979 yılında İzmir’de Protez-Ortez Rehabilitasyon

Merkezi olarak kurulan Teknik Ortopedi Doğu ve Güneydoğu Anadolu

Bölgesine hizmet vermek için Gaziantep’te Şube açıyor.

YILLARIN tecrübesiyle

engellilerin eli ayağı olmaya

devam eden Teknik

Ortopedi yarım asırlık

tecrübesini Gaziantep’e taşıyor.

Protez ve Ortez sektörünün öncü

firmalarından olan Teknik ortopedi

Yarım asırlık deneyimi ile engellilerin

hayatını kolaylaştırmaya devam

ediyor.

Teknik Ortopedi, Doğu ve

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde

güçlü bir destek noktası oluşturmak

ve ihtiyaçlara en iyi şekilde cevap

verebilmek için Gaziantep’e şube

açıyor. Teknik Ortopedi 1979 yılında

İzmir’ de Protez-Ortez Rehabilitasyon

Merkezi olarak kurulmuş, kurucusu

Mustafa ÜNLÜ 1964 yılında Ege

Üniversitesi Ortopedi bölümünde

çalışmaya başlayarak sektöre adım

atmış, teknisyen yardımcılığı ve

ustalığa kadar ilerlemiştir. Mustafa

ÜNLÜ, 1971 yılında Almanya’ ya,

Ortopedi konusunda deneyim

kazanmaya gitmiş, dokuz yıl çeşitli

Alman firmalarında çalışmış ve

protez uygulamaları konusunda

tecrübe edinmiştir. Bu zaman

zarfında protez ortez uygulamaları

konusunda edindiği pratik ve teknik

bilginin yanı sıra Almancayı da kendi

dili gibi konuşur hale gelmiştir.

BAŞTA ALMANYA OLMAK

ÜZERE BİRÇOK ÜLKEYE

İHRACAT YAPILIYOR

Teknik Ortopedi, 1986 yılında

Türk Hava Kurumu’na ait Hassas

Döküm Fabrikasında protez ve ortez

komponentleri üretimine geçmiş,

talaşlı imalatını yaparak başta

Almanya olmak üzere birçok ülkeye

İhracata başlamıştır. 1992 ve 1999

yıllarında Alman protez uzmanları

ile beraber, Gülhane Askeri Tıp

Akademisi uzmanlarını geliştirmek

amacıyla seminerler düzenlemiş

böylece yabancı uzmanların bilgi

ve birikimlerinin paylaşılmasını

sağlamıştır. Bu zaman zarfında

bünyesine Alman protez uzmanlarını

da dahil ederek hizmet vermiştir.

Ortopedi Anabilim Dalının gelişmesi

adına Türkiye’de ki bilim adamlarının

ve uzman hekimlerin Almanya’da

30


eğitim ve öğretim görmelerine yardımcı

olmuş, Teknik Ortopedi, yurtdışında da

birçok protez kullanıcısına ulaşmıştır.

Körfez Savaşından sonra Iraklı askerlere

ve sivil halka protez uygulamaları

yapmış, Bosna Savaşı’ndan sonra da

Birleşmiş Milletler tarafından Teknik

Ortopedi kurucusu Mustafa ÜNLÜ Bosna

Hersek’teki seminerlere davet edilmiştir.

2004 yılında da pazar araştırması

amacıyla Çin Halk Cumhuriyeti’ ne

gidilmiş ve bayilikler verilmiştir. Endonezya

ve Malezya’ da da pazar araştırması

çalışmasında bulunulmuştur. Ayrıca

firmamız Endonezya Genel Kurmay

Başkanlığının, Gatot Soebroto Merkez

Askeri Hastanesinde düzenlediği Protez

ve Medikal Rehabilitasyonun geliştirilmesi

ile ilgili sempozyuma davet edilmiş,

beraberindeki Alman protez uzmanlarıyla

Türkiye’yi temsilen bu sempozyuma

katılmıştır. Aynı zamanda Endonezyalı bir

firmayla Teknik Ortopedi Distribütörlüğü

anlaşması yapılmıştır.

OTTOBOCK’UN (DÜNYA

DEVİ ALMAN MARKASI)

ÜRÜNLERİNİ TÜRKİYE’YE

GETİREN İLK FİRMADIR

Ortopedi, 1980 yılında “Modüler Sistem

Bacak Protezi”, 1984 yılında “Myo-Elektrik

Kol Protezi”, 1992 yılında “Akıllı Diz

Protezi” ve 2005 yılında “C-Leg Sistem

Protez” sistemlerini ülkemize getiren ve

hastalarına uygulayan ilk firmadır.

MYO-ELEKTRİK KOL

PROTEZLERİ SERVİS VE

BAKIM ALT YAPISINA SAHİP

TEK FİRMADIR

Yıllardır birçok ihtiyaç sahibine Myo-

Elektrik kol protezi uygulamış ve

uygulamaktadır. Myo-Elektrik kol

protezleri servis ve bakım alt yapısına

sahip olan ve bu alanda hizmet sunan

tek firmadır. Üretici firmanın Türkiye’deki

şubesinin bile bu hizmeti verebilecek

alt yapısı yoktur ve arızalanan parçaları

yurtdışına göndermektedir. Teknik

Ortopedi, ürettiği protez ve ortez

komponentlerini, Amerika Birleşik

Devletleri, Almanya, Yunanistan, İspanya,

İsveç, İsviçre, Suudi Arabistan, Endonezya,

Çin Halk Cumhuriyeti gibi ülkelere ihraç

etmektedir.

Teknik Ortopedi, yurtdışında üretilen

yüksek teknoloji protez ürünlerini

yakından takip ederek Türkiye’de ki

kullanıcılara geciktirmeden uygulayan

öncü firma olup Ortopedi sektöründe

dünyanın en iyi firması olan Ottobock’

un ürünlerini ilk defa Türkiye’ye getirmiş

ve uygulmaştır. Ottobock’ un 14 yıl

Türkiye temsilciliğini yapmıştır. Teknik

Tel:0534 247 99 59

Pancarlı Mahallesi 58066 Nolu Sokak No:3/1

Şehitkamil/Gaziantep

“Teknik Ortopedi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde

güçlü bir destek noktası oluşturmak ve ihtiyaçlara en iyi şekilde

cevap verebilmek için Gaziantep’e şube açıyor.”

31 Ocak / Şubat / Mart 2025


A.H.M.E.T. SYSTEMS İLE

%80 GERÇEK AYAK BİLEĞİ

FONKSİYONUNA SAHİPTİR

A.H.M.E.T. SYSTEMS, diz altı veya

diz üstü alt ekstremite protezlerinde

kullanılan, dayanıklı materyallerden

üretilen, çok fonksiyonlu bir sistemdir.

Dorsifleksiyona, plantar fleksiyona,

eversiyona, inversiyona, süspansiyona ve

torka izin verir. A.H.M.E.T systems’de

bulunan bilek eklemi, gerçek ayak bileği

fonksiyonlarının %80’ini gerçekleştirecek

özellliklere sahiptir. Eğri ve engebeli

zeminlerde protez ayağın bulunduğu

zemine göre adaptasyonunu kolaylıkla

sağlayacak tasarıma sahiptir. Bu özelliği ile

yokuşta, toprak ve taşlık zeminlerde çok

rahat yürüyüş imkanı sunar ve kullanıcının

daha az enerji sarfederek yürümesini

sağlar. Yürüyüş sırasında meydana gelen

kuvvetleri absorbe ederek kullanıcının

tepkileri hissetmesini sağlar. Protez

boyuna göre ayarlanabilir, her fonksiyonel

düzeydeki hastalara uygulanabilir ve

farklı topuk yükseklikliğinde hastalara

uygulanıldığı taktirde dahi yürüme

kalitesinde herhangi bir değişiklik olmaz.

Teknik Ortopedi tarafından birçok ürüne

Patent ve Endüstriyel Tasarım Tescil

belgeleri alınmış olup ISO 9001 Kalite

Yönetim Sistemi belgesine sahiptir ve

ürünlerinde CE Avrupa Birliği Kullanım

Şartlarını taşımakta olup bu işareti

bulundurmaktadır.

AYAK BİLEĞİ ROTATÖRÜ İLE

KULLANICILARIN NAMAZ

KILABİLMESİNE OLANAK

SAĞLANMIŞTIR

Akıllı Diz Protezi” ve 2005 yılında “C-Leg

Sistem Protez” i-limb touch bionics 2008

yılında ve ottobock genium sistemlerini

2011 yılında ülkemize getiren ve

hastalarına uygulayan ilk firmadır. Teknik

Ortopedi, kuruluşundan bu yana protez

kullanıcılarının yaşam kalitesini artırmak

amacıyla yeni ürünler geliştirmekte ve

üretmektedir. Geliştirdiğimiz ürünlerden

biri olan Ayak bileği rotatörü ile protez

kullanıcılarının namaz kılabilmelerine

de olanak sağlanmıştır. Bu ürün ile ilgili

Suudi Profesör Mohammed H.S. Al

Turaiki ile önemli çalışmalar yapılmış ve

ürün tamamlandıktan sonra birçok İslam

ülkesine ihracat yapılmıştır.

Hasan Gezer

Protez Ortez Uzmanı

TEKNİK ORTOPEDİ GAZİANTEP ŞUBESİNDE DENEYİMLİ

UZMAN KADRO İLE UYGULAMAYA BAŞLIYOR

Hasan Gezer, 1991 yılında Adana’da doğdu. İlk ve ortaokul eğitimini

Adana’da tamamladıktan sonra Anadolu Ticaret Lisesi’nden mezun oldu.

Daha sonra çeşitli meslek dallarında çalıştı ve protez ve ortez alanına

yöneldi. Kıbrıs’ta bulunan European University of Lefke’de Ortopedik

Protez Ortez Bölümü’nde eğitimini tamamladı.

Eğitimini bitirdikten sonra, sektörün Alman kökenli global lider firması

Ottobock’ta işe başladı. Burada 3 yıl boyunca kurum içi ve uluslararası

uygulamalı eğitimler aldı. Aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarında

gönüllü olarak görev yaptı.

Ardından, Gaziantep’te bulunan bir kamu-özel işbirliği kurumunda, 6

Şubat depremi sonrası uzuv kaybı yaşayanlar için sosyal sorumluluk

projesinde kurucu olarak görev aldı. 11 ilden gelen deprem mağdurlarına

protez ve ortez hizmeti sağladı.

Bu görevinin ardından, Türkiye’nin protez ve ortez alanında öncü firması

olan Teknik Ortopedi’nin Gaziantep’teki yeni şubesinde Sorumlu Müdür ve

Protez Ortez Uzmanı olarak çalışmaya devam ediyor.

32


33 Ocak / Şubat / Mart 2025


KAHRAMAN ERUSLU

BÖBREK NAKLİ HASTANESİ

2024 YILINDA BÜYÜK BAŞARIYA İMZA ATTI

Yaklaşık 1,5 yıl önce açılan Türkiye’de ilk ve tek olan Kahraman Eruslu Böbrek

Nakli Hastanesi adından başarılarıyla ve ilklerle söz ettirmeye devam ediyor.

17-20 EKIM 2024 tarihinde

Türkiye Organ Nakli Kuruluşları

Koordinasyon Derneği 15. Kongresi

“Transplantasyon’24” toplantısı

ilk olarak; Gaziantep Üniversitesi

Kahraman Eruslu Böbrek Nakli Hastanesi

ev sahipliğinde Sağlık Bakanı Prof. Dr.

Kemal Memişoğlu’nun da katılımıyla

gerçekleştirildi.

Kongre açılış konuşmasında Sağlık

Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu,

ülkemizin organ nakli konusunda büyük

ilerleme kaydettiğini vurgulayarak

“Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’de

76 böbrek, 52 karaciğer, 15 kalp ve 2

akciğer nakil merkezi bulunmakta. Yılda

5 binin üzerinde nakil gerçekleştiriliyor;

bunlar arasında bin 700’ün üzerinde

karaciğer nakli de yer alıyor. Türkiye,

dünyada çoğu yerde yapılamayan çapraz

nakillerle önemli bir nakil merkezi haline

gelmiştir.” Kadavratik organ bağışına da

değinen Bakan Memişoğlu “Bizim gibi

özverisi yüksek olan bir toplumun, daha

çok başkası için çalışan, milletine her türlü

özveriyi veren, bir canı kurtarmak için her

türlü çabayı harcayan Türk toplumunun

kadavratik organ bağışı konusunda

vericinin az olmasının sebebi bizlerin

iyi anlatamamasıdır. Yaşamak güzel

yaşatmak daha güzel diyen bir toplumun

organını bağışlamama şansı yoktur.” Dedi.

GAÜN Öğretim Üyesi ve Yerel

Organizasyon Komitesi Başkanı Prof.

Dr. Sacid Çoban kongrenin organ nakli

34


alanında hem Türkiye’de hem de dünyada

stratejiler geliştirmek için önemli bir

platform oluşturacağını belirtti. Prof.

Dr. Çoban, “Bu kongre ile Türkiye’de ve

dünyada organ nakli konusunda yenilikçi

stratejiler belirlemeyi amaçlıyoruz. Ayrıca,

organ bağışını artırmak için multidisipliner

yaklaşımlar geliştirmeyi hedefliyoruz.” diye

konuştu.

Tüm Türkiye’deki Organ Nakil

Merkezlerinin katılımıyla gerçekleşen

bu kongrede Kahraman Eruslu Böbrek

Nakli Hastanesi’nden canlı bağlantı ile

de böbrek nakil ameliyatı gerçekleştirildi.

Nakil konusundaki güncel bilgiler,

teknikler ve deneyimler tartışıldı.

Kahraman Eruslu Böbrek Nakli Hastanesi

nefroloji direktörü Prof. Dr. Özlem

Usalan; “Bölgemizde maalesef çok fazla

sayıda böbrek yetmezliği hastası mevcut

olduğunu, Kahraman Eruslu Böbrek

Nakli Hastanesi’nin açılmasıyla daha

önceden başka merkezlere nakil için giden

bölgedeki hastaların artık Gaziantep’de

nakil olmayı tercih ettiklerini, böylece zorlu

bir süreç olan nakil sürecinin hastaların

hem konforu hem de kendi bölgelerinde

nakil olmalarının çok daha iyi olduğunu,

artık başka merkezlere gitmek zorunda

kalmadıklarını, bu hastanenin sadece

Gaziantep için değil aynı zamanda hem

bölge hemde tüm Türkiye’ye hizmet

verebilecek kapasitede ve yeterlilikte

olduğunu” ifade etti.

GAZIANTEP’TE BÖBREK

NAKILLERINDE REKOR ARTIŞ!

Gaziantep Üniversitesi Organ Nakli

Merkezi, 2010 yılından bu yana

gerçekleştirdiği böbrek nakilleriyle

dikkat çekerken, son yıllarda nakil

sayılarında büyük bir artış yaşandı.

Özellikle Kahraman Eruslu Böbrek

Nakli Hastanesi’nin açılmasıyla bu artış

ivme kazandı. COVID-19 pandemisi

sürecinde alınan tedbirler sayesinde nakil

ameliyatları kesintisiz devam ederken,

2023 yılı sonunda Kahraman Eruslu

Böbrek Nakli Hastanesi’nde aktif olarak

böbrek nakilleri yapılmaya başlandı.

2023 yılında 123, 2024 yılında ise 152

böbrek nakil ameliyatı gerçekleştirildi. Bu

rakamlarla Kahraman Eruslu Böbrek Nakli

Hastanesi, Türkiye’nin en çok nakil yapılan

merkezlerinden biri olmayı başardı.

Gaziantep Üniversitesi Kahraman Eruslu

Böbrek Nakli Hastanesinin deneyimli

sağlık ekibi ve ileri teknolojiye sahip

altyapısı sayesinde hastalara en iyi sağlık

hizmeti sunuluyor. 2024 yılı boyunca

yapılan her bir naklin, bir hayatın

yeniden başlaması anlamına geldiğini

vurgulayan uzmanlar, ameliyat sonrası

bakım süreçlerinin de büyük bir titizlikle

sürdürüldüğünü belirtti.

Nakil sürecinde hastalara destek olan

hasta yakınlarına ve bağışçılara teşekkür

eden yetkililer, organ bağışının hayat

kurtaran kritik bir adım olduğunu

hatırlatıyor. Toplumun bu konuda daha

duyarlı olması gerektiğine dikkat çekerek,

organ bağışının teşvik edilmesi gerektiğini

ifade ediyorlar.

Gaziantep Üniversitesi Organ Nakli

Merkezi, 2025 yılında da aynı kararlılıkla

çalışmalarına devam etmeyi ve daha fazla

hastayı sağlığına kavuşturmayı hedefliyor.

Sağlık alanında öncü olma misyonuyla

hareket eden merkez, her geçen yıl daha

fazla insanın umudu olmaya devam

ediyor.

35 Ocak / Şubat / Mart 2025


SANKO ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ’NDE,

ÜÇ HASTA KADAVRADAN BÖBREK

NAKLİYLE YAŞAMA YENİDEN TUTUNDU

SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil Merkezi (transplANTEPSANKO) yıllardır nakil

bekleyen üç böbrek hastasına kadavradan gerçekleşen böbrek nakilleriyle umut oldu.

KAHRAMANMARAŞ Afşinli

G.T. (55), beş yıl önce böbrek

rahatsızlığı nedeniyle sağlık

sorunlarıyla mücadele etmeye

başladı. G.T. üç yıl önce organ nakli için

SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil

Merkezi’ne başvuruda bulundu.

İki çocuk annesi G.T. kadavradan yapılan

böbrek bağışı nedeniyle SANKO Üniversitesi

Hastanesi’nde nakil ameliyatına alındı.

Başarılı geçen ameliyat sonrası sağlığına

kavuşan G.T. SANKO Üniversitesi Hastanesi

Organ Nakil Merkezi’ne ve organ bağışçısı

aileye teşekkür ederek, “Bu bağış sayesinde

sağlığıma kavuştum. Organ bağışı, bir hayatı

kurtarmak için yapılan en büyük iyiliklerden

biridir” dedi.

G.T.’nin eşi S.T. ise, “2018 yılında elim bir

trafik kazasında oğlumuzun beyin ölümü

gerçekleşti. Oğlumuzu kaybettik ama

aile olarak aldığımız kararla organlarını

bağışladık. Altı ay sonra eşim böbrek hastası

oldu ve bugün bağışlanan böbrekle yaşama

yeniden tutundu. Bağışçı iken yapılan bağışla

yeniden yaşama dönme şansı yakaladık.

Organ bağışının ne kadar önemli olduğunu

bu sıkıntıları bizzat yaşamış bir aile olarak

biliyoruz” şeklinde konuştu.

OSMANİYE’DEN GELEN Ö.Ç.’NİN

HAYATINI DEĞİŞTİREN NAKİL SÜRECİ

Yıllarca böbrek yetmezliği ile mücadele eden

Osmaniyeli Ö.Ç. (58), 2014 yılında organ

nakli için başvuruda bulundu. Ancak uygun

bir donör bulunamayınca 2020 yılında

diyalize girmeye başladı.

SANKO Üniversitesi Hastanesi Organ Nakil

Merkezi tarafından kadavradan gerçekleşen

böbrek nakliyle sağlığına yeniden kavuşan

Ö.Ç. yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Diyalize girmeye başladığımda yaşamım

çok zorlaşmıştı. Kadavradan bağışlanan

böbrekle nakil oldum ve hayatım değişti.

Ameliyattan sonra kendimi çok iyi

hissediyorum. Bu süreçte hayatımda olan,

minnettar olduğum çok insan var. Bağışçı

aileden, doktorlarımdan, hemşirelerimden

Allah razı olsun. Onlara sabır ve huzur

diliyorum. Beni yaşama döndürdüler. Şu an

her şey yolunda, ne kadar şükretsem az. Tek

dileğim, sağlıklı bir şekilde hayatıma devam

edebilmek.”

27 YAŞINDAKİ H.K.Ö’NÜN YAŞAMI

HASTANEDEN GELEN TELEFONLA

DEĞİŞTİ

Hatay Arsuz’dan gelen H.K.Ö (27), 2012

yılından itibaren diyaliz tedavisi görüyordu.

Nakil için SANKO Üniversitesi Hastanesi

Organ Nakil Merkezi’ne başvuran H.K.Ö’nün

yaşamı, hastaneden gelen uygun böbrek

bulunduğu haberiyle değişti.

Kadavradan yapılan başarılı organ nakliyle

sağlığına kavuştuğunu ifade eden H.K.Ö.

nakil süreciyle ilgili şunları söyledi:

“Diyalizle yıllarca mücadele ettikten sonra,

sağlıklı bir şekilde yaşamaya başlamak

gerçekten çok farklı bir duygu. Şu an çok

mutluyum, hayatım artık çok daha güzel.

Organ bağışı, hayat kurtarmak demek. Bu

konuda toplum olarak daha bilinçli olmamız

gerekiyor. Diyalize bağlı hastaların sayısı çok

fazla, herkesin bu konuda duyarlı olması çok

önemli.”

ORGAN BAĞIŞIYLA YAŞAMAYA VE

YAŞATMAYA DEVAM EDEBİLİRSİNİZ

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel

Cerrahi A.B.D. / Organ Nakil Merkezi

Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Yücel Yüksel

ise organ bekleyen binlerce vatandaşın

olduğuna dikkat çekerek, nakil olan

hastalarla ilgili ise şu bilgileri verdi:

“Hastanemizde kadavra bağışı ile bir hafta

içinde üç hastamıza böbrek naklini başarıyla

gerçekleştirdik. Bağışlanan kalp, karaciğer

ve diğer böbrekler ise başka hastaları

yaşatmaya devam ediyor.

12 yaşında diyalize girmeye başlayan

hastamız H.K.Ö, 15 yıldır organ

beklemekteydi. Dile kolay 15 yıldır haftada üç

gün diyalize girdi. Su içmek, normal yemek

yemek gibi çoğu insan için sıradan şeylerden

mahrum kaldı. Diğer hastalarımız ise 7 ve

5 yıldır diyalize giriyordu. Bu hastalarımız

organ bağışıyla diyalizden kurtuldular.

Çok sevdiğiniz birinin beyin ölümü haberini

aldıktan sonra organlarını bağışlama kararını

vermek gerçekten de çok zor. Organ bağışı

yapan ailelere ne kadar teşekkür etsek

az. Organ bağışı için son derece azimle

çalışan ulusal, bölgesel ve hastanelerdeki

yerel organ nakil koordinatörlerine de çok

teşekkür ediyorum. Organ bağışı yaparak,

yaşamınızı kaybettikten sonra da yaşamaya

ve yaşatmaya devam edebilirsiniz.”

36


37 Ocak / Şubat / Mart 2025


AVRUPA VE TÜRK

KARDIYOLOJI DERNEKLERINE

ÜYELIĞI BULUNAN UZM. DR.

SERDAR KEÇEOĞLU GÜNCEL

TEDAVI UYGULAMALARININ

YAKIN TAKIPÇISI

OLMAKLA BIRLIKTE

ULUSAL VE ULUSLARARASI

KONGRELERE KATILIP GEREK

BILIMSEL YAYIN GEREKSE

SUNUMLARLA KARDIYOLOJI

ALANINDA KATKI YAPMAYA

DEVAM EDIYOR.

Kardiyoloji Uzmanı

Dr. Serdar Keçeoğlu

HATEM hastanesi kadrosuna katıldı

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar Keçeoğlu HATEM

Hastanesi kadrosuna katıldı

HATEM Hastanesi, kadrosunu

güçlendirmeye devam ediyor.

Bu bağlamda, Uzm. Dr. Serdar

Keçeoğlu hastanenin Kardiyoloji

bölümünde hasta kabulüne başladı.

Dr. Serdar Keçeoğlu Kimdir?

Kahramanmaraş doğumlu olan Kardiyoloji

Uzmanı Dr. Serdar Keçeoğlu; 2007 yılında

Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden

mezun olduktan sonra 2007-2008 yılında

aynı üniversitede Anatomi Anabilim

Dalında araştırma görevlisi olarak çalıştı.

2008-2013 yılları arasında Bursa Yüksek

İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde

Kardiyoloji ihtisasını tamamlayarak yaklaşık

2 yıl Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesinde

görev yaptı. 10 yıldır Gaziantep’te

muhtelif özel hastanelerde Kardiyoloji

uzmanı olarak görev yaptıktan sonra Gaziantep

HATEM Hastanesi ailesine katıldı.

Avrupa ve Türk Kardiyoloji Derneklerine

üyeliği bulunan Uzm. Dr.

Serdar Keçeoğlu güncel tedavi

uygulamalarının yakın takipçisi

olmakla birlikte ulusal ve

uluslararası kongrelere katılıp

gerek bilimsel yayın gerekse

sunumlarla Kardiyoloji alanında

katkı yapmaya devam

ediyor. Avrupa, Amerika ve

Türkiye’de bulunan çeşitli

saygın tıp dergilerinde; Kalp

yetmezliği, Koroner Arter

Hastalıkları (Açık anjiyografi

balon + stent işlemleri), Kalp ritmi

bozuklukları,kalp pilleri, Kalp kapak

hastalıkları, Aort damarı hastalıkları,

Periferik damar hastalıkları, Hipertansiyon,

Hiperlipidemi/Dislipidemi (Lipit

metabolizma hastalıkları), Doğuştan

kalp hastalıkları konularında çok sayıda

araştırma ve yazısı bulunmaktadır.

38


39 Ocak / Şubat / Mart 2025


GAZİANTEP MODELİ İLE

“SAĞLIK”

PROTOKOLÜ!

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü, hayırsever Recep Gökdemir iş

birliğiyle Gaziantep Valiliği koordinasyonunda, Aile Sağlık Merkezi ile 112 Acil ve Sağlık Hizmetleri

İstasyonu hizmet binası yapılması için protokol imza töreni düzenlendi.

VALILIK’TE gerçekleştirilen

protokol töreninde Gaziantep

Büyükşehir Belediye Başkanı

Fatma Şahin, Gaziantep

Valisi Kemal Çeber, İl Sağlık Müdürü

Dr. Beytullah Şahin, hayırsever vekili Av.

Gökçe Nur Kılıç Bilgin Şahinbey ilçesi

Burç Esentepe Mahallesi’nde hayata

geçirilecek proje için imzalarını attı.

Protokol çerçevesinde Burç Esentepe

Mahallesi’nde 50 yılı aşkın bir süredir

hizmet veren Aile Sağlığı Merkezi ile yine

aynı bölgede bulunan 112 Acil ve Sağlık

Hizmetleri İstasyonu hizmet binasının

yenilenme çalışması yapılacak. Hali

hazırda Aile Sağlığı Merkezi’nde çalışan

3 aile hekimliği kadrosunun yenilenme

çalışmaları sonrasında 4’e çıkarılması

planlanıyor.

BAŞKAN ŞAHİN: GAZİANTEP

MODELİ ÇALIŞIYOR

Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma

Şahin, burada yaptığı konuşmada

Gaziantep Modelinin çalıştığını belirterek,

şunları söyledi: “Hayırseverlerimiz,

hayırseverlikte yarışıyor. Burç bizler

için çok önemli bir belde. Bu bölgenin

ihtiyaçlarını gidermek için bakanlık

dönemimden bu yana ekibimle birlikte

çok yoğun gayret gösteriyoruz. Bölgede

hizmet veren sağlık ocağı çok eskimişti.

Burç artık çok daha büyük bir yer oldu.

Dolayısıyla bu yeni yapılacak Aile Sağlık

Merkezi ile ihtiyaçlar daha iyi karşılanacak.

Bugün atılacak imzalar ile birlikte bu

merkezin ve beraberindeki 112 Acil

İstasyonu için ilk adım atılmış olacak.”

AİLE SAĞLIK MERKEZLERİNİN

SAYISI HIZLA ARTIYOR

Gaziantep Valisi Kemal Çeber, son bir

yılda fiziki yapı olarak birinci basamak

hizmetlerinin arasında bulunan aile

sağlık merkezlerinin sayısını 40 adet

kadar artırdıklarını ifade ederek, “Bu

geçmiş yıllara göre çok ciddi bir artış.

Önümüzdeki bir yıl içerisinde hedefimiz

bu sayıyı 150 daha artırmak. Bunu

başardığımızda hastanelerde, daha üst

kademelerde çok daha rahatlayacağız.

Herkes kendisine en yakın noktada sağlık

hizmetlerinden faydalanabilecek” dedi.

YENİ AİLE SAĞLIK MERKEZİNDE

ÇALIŞACAK DOKTOR SAYISI

ARTACAK

İl Sağlık Müdürü Dr. Beytullah Şahin ise

projenin Şahinbey ilçesi Burç Esentepe

Mahallesi’nde gerçekleşeceğini dile

getirerek, “Mahallede hali hazırda 3 aile

hekimi ile hizmet veren bir aile sağlığı

merkezi var bu merkez 50 yılı aşkın

bir süredir hizmet veriyordu, ömrünü

tamamladı. Bunun yanında orada 112

istasyonumuz da vardı. Bu binaların

yenilenmesi konusunda ortak bir çalışma

gerçekleştirdik” diye konuştu.

Hayırsever Halil ve Sabiha Gökdemir de

projenin Gaziantep’e hayırlı ve uğurlu

olmasını diledi.

40


41 Ocak / Şubat / Mart 2025


TÜRKİYE’DE BİR İLK

OSB ACİL TRAVMA VE YANIK HASTANESİ

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin; Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde

hayata geçirilecek olan Acil Travma ve Yanık Hastanesi’nin Türkiye’de bir ilk olduğunu söyledi.

edilen şeylerin hakkını vermemiz, makam

ile sınav olup buradan çıkmamız gerekiyor.

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde

yıllardır Travmatik Acil Durum Hastanesi

eksikliği yaşanıyordu. Cengiz Başkanımız

ve Yönetimi bu konuda güzel bir çalışma

yaptı. Bu şehrin göz bebeği olan OSB’nin

işçi ve iş güvenliğini sağlamak bizim

görevimiz. Tüm bunlar huzuru, mutluluğu

ve güvenliği de tesis ediyor.

ÇOK ÖNEMLİ BİR

SAĞLIK MERKEZİ OLACAK

Fatma Şahin

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı

GAZIANTEP Büyükşehir

Belediye Başkanı Fatma

Şahin, “OSB’de çalışan 300

bin insanımızın canı bize

emanet. Türkiye’de bir ilk; OSB Acil

Travma ve Yanık Hastanesi. Allah

korusun, bir kazada, acil bir durumda

çok hızlı müdahale edilmesi için yapıldı.

Hastanenin hizmete açılmasıyla herhangi

bir iş kazası durumunda erişim kolaylaşmış

olacak. Hayırda yarışan bir şehrin

Büyükşehir Belediye Başkanı olmanın

onurunu yaşıyorum. Şehrül Emin olmak

demek şehirde yaşayan vatandaşlarımız

bize emanet demektir. Bu bize emanet

6 bin 800 metrekare alana kurulacak

olan Travmatik Acil Durum Hastanesi

6 katlı, 64 yatak kapasitesi, 16 poliklinik,

fizik tedavi merkezi, laboratuvarı, 2 adet

ameliyathane ve 8 adet yoğun bakım

yatağı ünitesiyle çok önemli bir sağlık

merkezi olacak. Hastanemizin bir diğer

özelliği de iş kazalarında uzuv kopmaları

ve dikiş atılmaları vakalarına daha hızlı

müdahale edilmesini sağlayacaktır. Emeği

geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.

Temel atma töreninde konuşma yapan

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi

(GAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz

Şimşek ise “Gaziantep Organize Sanayisi

büyüklüğü ve ekonomiye sağlamış

olduğu katkıyla bizim övünç kaynağımız.

Ancak sağlık yoksa bunların hiçbirinin

anlamı ve önemi yoktur. Gaziantep OSB

Cengiz Şimşek

GAOSB Yönetim Kurulu Başkanı

olarak ulaşımdan çevreye, enerjiden suya,

köprülerden yollara çok sayıda proje ve

çalışmalarımız var. Ancak sağlık alanında

yaptığımız bu projeye çok daha önem

veriyoruz. Gaziantep OSB’de 300 bin kişi

istihdam edilirken her gün on binlerce

kişi iş amaçlı bölgemize gelmekte. Allah

göstermesin bölgemizde meydana

gelebilecek bir iş kazasında en yakın

sağlık kuruluşuna ulaşmamız en az bir

saat sürmektedir. OSB’nin içerisinde yer

alan bu hastanemizin hizmete girmesiyle

birlikte sağlık hizmetinin daha hızlı bir

şekilde sunulması sağlanacaktır” sözlerine

yer verdi.

42


43 Ocak / Şubat / Mart 2025


ELIF KAPLAN,

“HER KALBE DOKUNUŞ”

KITABINI TANITTI

Güzellik Uzmanı ve Öğreticisi Elif Kaplan’ın kaleme aldığı, “Her Kalbe Dokunuş” adlı

kitabın lansmanı Gaziantep Arena Otel’de gerçekleştirildi.

GÜZELLIK Uzmanı ve öğreticisi Elif Kaplan’ın, kaleme

aldığı “ Her Kalbe Dokunuş” adlı kitabının lansmanı çok

sayıda davetlinin katılımı ile Gaziantep Arena Otelde

gerçekleştirildi. İnsanların kalbine dokunun sloganıyla

yola çıkan Güzellik Uzmanı ve Öğreticisi Elif Kaplan çıkarmış

olduğu kitapla aynı zamanda yazarlığa da adım atmış oldu.

Sunuculuğunu Burak Gül’ün yaptığı kitap lansmanında, “Ben pes

etmedim. Başardım sizde başarabilirsiniz” diyerek konuşmasına

başlayan Kaplan, “Herkesin bir hikayesi var. Her şeye yetişmeye

çalışırken, herkesi mutlu etmek isterken kendimize genç kalırız.

Bende onlardan biriydi. Başkalarını mutlu etmek isterken

kendime geç kaldığımı fark ettim. Hayallerime, hedeflerime

ulaşmaya hala da adım adım ilerliyorum. Yeter ki isteyin” dedi.

İNSANLARIN KALBİNE DOKUNUN

Yazar Elif Kaplan; amacının sadece fiziksel

güzellikleri değil insanların içsel güzelliklerini

de ortaya çıkarmak olduğunu söyledi. Kaplan

yaptığı açıklamada; “İsmet Özel’in dediği gibi: “

Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar.”

Bir güzellik uzmanı olarak amacım sadece fiziksel

güzelliklerinizin değil içsel güzelliklerinizi de

ortaya çıkararak farkında olmanızı sağlamaktır.

Başarmak için yaşın ve zamanın bir önemi yoktur.

Hiç kimse tam değildir, her insanın eksiklikleri

vardır. İnsanların kalbine dokunun ve benliğinizin

farkına varın. Başkalarının hikayeleri ile değil kendi

hikayeniz ile mutluluğu aramayı öğrenin. Sizlerde

mutlu olmayı, gerçek sevgiyi ve sizin olanla mutlu

olmayı öğrenmek için mutlaka adım atın” ifadelerini

kullandı.

Güzellik Uzmanı ve öğreticisi ve aynı zamanda Yazar

Elif Kaplan, kitap tanıtımının ardından kurulan stant

da “Her Kalbe Dokunuş” adlı kitabını imzalayarak,

katılımcılara hediye etti.

44


45 Ocak / Şubat / Mart 2025


GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR VE KIZILAY ARASINDA

İNSANİ YARDIM ALANINDA İŞ BİRLİĞİ!

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Türk Kızılay’ı arasında insani yardım alanında

iş birliği protokolü imzalandı.

MZA töreninde Gaziantep

İBüyükşehir Belediye Başkanı

Fatma Şahin, “Yeni dönemde

Suriye’ye geri dönmek isteyenlerle

daha önce kurduğumuz Göç Şube

Müdürlüğü’nün yanına bunu koordine

edecek, geri dönüş desteği verecek bir

çalışma yapılacak” diye konuştu.

İç savaşın son bulduğu Suriye’de yapılacak

insani faaliyetler için geniş bir çalışma

alanını kapsayan iş birliği protokolü,

düzenlenen törenle Gaziantep Büyükşehir

Belediyesi Başkanlık Makamı’nda

imzalandı. Büyükşehir Belediye Başkanı

Fatma Şahin ve Türk Kızılay Genel

Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz’ın

imzaladığı protokollerle eğitim, etki

merkezi çalışmaları, kan hizmetleri, afet,

sosyal hizmetler konularda iş birliği

yapılacak.

PROTOKOL İLE BİRÇOK ALANDA

ORTAK ÇALIŞILACAK

Protokol kapsamında ayrıca kırılgan

gruplara yönelik koruma faaliyetleri,

kaynak yönetimi, destek programları,

atıkların geri dönüşümü ve ikinci el tekstil

ürünlerinin kaynağından toplanarak geri

kazanılması başlıklarında da faaliyetler

ile projelerde kurumlar birbirine destek

verecek.

Destek olunacak konularda imzacı

kurumlar, projeler, faaliyetler ve acil

durumlarda lojistik destekler, insan

kaynağı kullanımı, eğitim, bilimsel

araştırma ve geliştirme, kültürel, akademik,

sosyal faaliyetler geliştirilmesinde gibi

birçok alanlarda ortak çalışılacak.

GERİ DÖNÜŞLER İÇİN

DESTEK VERİLECEK

Ortak yürütülecek çalışma kapsamında iç

savaş sonucu yaralarını saran Suriye’nin

yeniden imarı, güvenliği, yaşamın sağlıklı

bir şekilde sürdürülebilmesi için ortak

faaliyet yürütülecek. Gönüllü geri dönüş

yapmak isteyen için ise destekler verilecek.

ŞAHİN: GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR

BELEDİYESİ OLARAK GÖÇÜ

EN İYİ YÖNETEN, GÖÇÜ GÜCE

DÖNÜŞTÜRMÜŞ BELEDİYEYİZ

Protokol töreninde konuşma yapan

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı

Fatma Şahin Türk Kızılay’ını değerli

ve ülkenin en kıymetli markası olarak

aktararak şunları söyledi: “Yeni bir şey

söylemek için buradayız. Ensar- muhacir

ilişkisiyle 13 yıldır misafirlerimizi hiç

incitmedik, üzmedik. Bunu iyi yönetişime

dönüştürdük. Yerelden yerele, sivilden

sivile Gaziantep Modeli hem sivil toplum

hem de Türkiye Yüzyılı belediyeciliğini

ve devlet aklını besleyen bir üçgen

sistemiyle çalıştık. Bu iyi yönetişim bir

Gaziantep Modeli oluşturdu. Gaziantep

Modeli’nin en iyi örnek ve uygulaması

Cerablus oldu. Gaziantep Büyükşehir

Belediyesi olarak yaptığımız çalışmalarla

geri dönüşü insani ve vicdani bir şekilde

tesis edecek sistemi kurduk. Aslında

Cerablus örneğini Halep’e uygulamak

istiyoruz. Çok yalın, basit bir uygulama.

Çünkü biz Halep ile kardeş belediyeyiz.

Bu kardeşliğin güncellenmesi noktasında

da onurlu, güvenli geri dönüşü isteyenlere

işi kolay kılacağız. Gaziantep Modeli’nde

bu yeni dönemde, genel başkanımızla

aldığımız çalışmada, biz akıllı şehiriz.

21’inci yüzyıl veri yüzyılı. Başkanımızın

elindeki verilerle bizim verileri kullanacak,

kümeleştirecek ve hızlı bir şekilde

sayıları tespit edeceğiz. Yeni dönemde

geri dönmek isteyenlerle daha önce

kurduğumuz Göç Şube Müdürlüğü’nün

yanına bunu koordine edecek, geri

dönüş desteği verecek bir çalışma

yapılacak. Tamamen insani, vicdani,

aynı şekilde Türkiye Yüzyılı Belediyeciliği

kapsamında bunun kurumsal altyapısını

oluşturacak bir çalışma için buradayız.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak

Türkiye Yüzyılı Belediyeciliği’nde göçü

en iyi yöneten, göçü güce dönüştürmüş

belediyeyiz. Bu yüzden bunu yaptığımızda

aileler ve çocuklar sağlıklı ve güvenli bir

şekilde incitmeden getirdik incitmeden

de göndereceğiz. Bütün dünya için bu

modeli dünya modeline dönüştüreceğiz.”

YILMAZ: PROTOKOLLE BUGÜN

ÇOK KIYMETLİ BİR DESTEK

ALMIŞ OLDUK

Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma

Meriç Yılmaz ise kurum olarak Gaziantep

Büyükşehir Belediyesi ile sosyal alanda en

iyi şekilde çalıştıklarını ifade ederek şunları

söyledi: “Uluslararası konjonktür bizi

belirli zamanlarda belirli projeler üzerinde

yoğunlaşmaya itiyor. Suriye’deki yeni

dönmede Şam’ı, Halep’i gördüğümüzde

çok fazla ihtiyacın olduğunu ve özellikle

oraya kendisi geri dönme isteğini beyan

etmiş olan ve şu anda Gaziantep’te olan

Suriyelileri geriye dönerken ihtiyaçları

olan misafirler var. Bizler 13 senedir Türk

halkı olarak elimizden geleni yaptık.

Geriye dönmek isteyenlere de el vererek

onların güvenli, gönüllü ve onurlu olarak

dönmek isteyenlere aslında bir iş yapalım

diyerek bir araya geldik. Bunun için

arka planda yaptığımız çalışmalar var.

Senelerdir irtibat halinde olduğumuz

misafirlerimizden en az yüzde 30’u

kısa sürede dönmek istediğini belirtiyor.

Yeni dönemde güneye doğru hizmetleri

indirmeye çalışıyoruz. Suriye Kızılay’ı ile

beraber iyi niyet anlaşmasını imzaladık.

İhtiyaçları belirliyor, faaliyetler yönetiyoruz.

Protokolle bugün çok kıymetli bir destek

almış olduk. Gaziantep Büyükşehir

Belediyesi çok güçlü ve iki güçlü ekip bir

araya geldiğimizde çok daha fazlasını

yapabileceğimizi düşünüyoruz.”

46


47 Ocak / Şubat / Mart 2025


GAZİANTEP’TE

TER TESTİ UYGULANMAYA

BAŞLADI

GAZIANTEP ŞEHIR HASTANESI’NDE KISTIK FIBROZIS HASTALIĞININ TEŞHISI

IÇIN GEREKLI OLAN TER TESTI YAPILMAYA BAŞLANDI.

GAZIANTEP Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ilgın

TÜRKÇÜOĞLU birimi ziyaret ederek yapılan çalışmaların

ve testin bölgeye de hizmet edeceğini ifade etti.

KISTIK FIBROZIS HASTALARI IÇIN

ERKEN TEŞHIS ÇOK ÖNEMLI

T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan Yenidoğan Tarama

Programı’nda testi pozitif sonuçlanan bebeklere veya herhangi bir

yaşta bu hastalığın şüphesi olanlara ter testinin mutlaka uygulanması

gerektiğini ifade eden Gaziantep Şehir Hastanesi Çocuk Göğüs

Hastalıkları Uzmanı Dr. Pelin Asfuroğlu ‘Kistik Fibrozis, anne ve

babadan geçen genetik bir hastalıktır ve herhangi bir yaşta ortaya

çıkabilmektedir. Bu hastalıkta doğumdan itibaren başta akciğerler

olmak üzere pek çok organda hasar olabilmektedir. Hastalarda sık

akciğer enfeksiyonu, ishal (bol, yağlı ve kötü kokulu), karında gaz ve

şişkinlik, kilo alamama, vitamin eksiklikleri ve büyüme-gelişme geriliği

görülebilmektedir’ dedi.

TER TESTI BÖLGEYE DE

HIZMET VERIYOR

Tekrarlayan akciğer enfeksiyonu geçiren,

uzun süre balgamlı öksürüğü, yağlı ishali

olan, iştahı iyi olmasına rağmen kilo

alamayan hastalarda Kistik Fibrozis akla

gelmekte ve Ter Testi yapılmaktadır.

Gaziantep Şehir Hastanesi Göğüs

Hastalıkları bölümü Kistik Fibrozis ve

diğer kronik akciğer hastalıklarına yönelik

Gaziantep ilinin yanı sıra bölgeye de

hizmet sunmaktadır.

48


49 Ocak / Şubat / Mart 2025


SERTİFİKA ALARAK İŞ SAĞLIĞI VE

GÜVENLİĞİ UZMANI OLABİLİRSİNİZ

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 6’ncı maddesi ile tüm kamu iş yerleri ile 50’den az

çalışanı olan ve “az tehlikeli” sınıfta yer alan iş yerleri için İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı

çalıştırılması hususu 1 Ocak 2025’te yürürlüğe girdi.

RAMAZAN YILMAZ

Sosyal Güvenlik Uzmanı

İletişim : 0 342 221 08 06

0 542 258 08 48

E-mail : sgugaziante@gmail.com

Ş SAĞLIĞI VE GÜVENLIĞI

İ

KANUNU’NUN 6’ncı maddesi

kapsamında 50’den az çalışanı

olan ve “az tehlikeli” sınıfta bulunan

iş yerlerinin işvereni veya işveren

vekillerinin, bu yükümlülüğü tercih

edecekleri çeşitli alternatif yöntemlerle

yerine getirmek zorunda.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETİ

KİMLERDEN ALINABİLİR

İşveren veya işveren vekilleri bu

yükümlülüğü; çalışanları arasından iş

güvenliği uzmanı veya iş yeri hekimi

görevlendirerek, Hizmetin tamamını

veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik

birimlerinden veya ÇASMER’lerden

hizmet alarak, belirlenen niteliklere ve

gerekli belgeye sahip olunması halinde

İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetlerini bizzat

kendi üstlenerek veya T.C. Çalışma ve

Sosyal Güvenlik Bakanlığınca ilan edilen

eğitimi tamamlamak şartıyla iş güvenliği

uzmanı ve iş yeri hekimi görevlendirme

şartı olmaksızın işe giriş ve periyodik

muayeneler ve tetkikler hariç iş sağlığı ve

güvenliği hizmetlerini bizzat üstlenmek

suretiyle bu görevi yürütebilecek.

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ İLE

BAKANLIK ARASINDA PROTOKOL

İMZALANDI

Ayrıca bu görevin gerçekleştirilebilmesi

için Anadolu Üniversitesi ile T.C. Çalışma

ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında

İşyerlerinde İşveren veya İşveren Vekili

Tarafından Yürütülecek İş Sağlığı ve

Güvenliği Hizmetleri Eğitim, Sınav

ve Belgelendirme işbirliği protokolü

imzalanmış olup hazırlanan sertifika

programına katılarak başarılı olan

işveren veya işveren vekilleri elliden

az çalışanı bulunan ve az tehlikeli

sınıfta yer alan işyerlerinde, iş sağlığı

ve güvenliği hizmetlerini kendileri

yürütebilecektir. Herhangi bir diploma

derecesi aranmaksızın programa 18 yaşını

doldurmuş herkes başvurabilecektir.

50


51 Ocak / Şubat / Mart 2025


52


53 Ocak / Şubat / Mart 2025


STRES KONTROLÜ VE MOTIVASYONU

SAĞLAMANIN PÜF NOKTALARI

Yeni yıla girerken dilekler tutuldu, umutlar tazelendi. Şifa Köyü Kurucusu ve Bütünsel

Sağlık Uzmanı Merve Tüfekçi Emre, yeni yılda stresi kontrol altında tutmanın ve

motivasyonu artırmanın püf noktalarını paylaştı. Ayrıca günlük yaşamda mutlaka

yapmamız ve mutlaka kaçınmamız gereken durumların da altını çizdi.

KENDIMIZE IYI BAKALIM. YENI

YILIN BIZE HER AN GETIRDIĞI

BEREKETI, IYILIKLERI SEVGIYLE

KUCAKLAYALIM.

Yeni yılda kendimizi yenilemenin basit bir formülü var mı?

Evet, yeni yıla kendimizi yenileyerek girmek için kendimize

dürüst bir şekilde dönüp bakmak, gereksiz yüklerden kurtulmak

ve geleceğe yönelik net bir niyet belirlemek basit ama etkili bir

formüldür.

Bu formül nedir? Açıklayabilir misiniz?

Bırak, arın, niyet et ve harekete geç!”

Bırak: Eski alışkanlıklar, düşünce kalıpları veya bizi aşağı çeken

ilişkiler gibi gereksiz yüklerden kurtulalım. Kendimize şu soruyu

soralım: “Bana hizmet etmeyen neyi bırakabilirim?”

Arın: Fiziksel ve zihinsel olarak arınmaya odaklanalım. Bir

detoks programı uygulayarak, organik ürünlerle sebze ağırlıklı

beslenerek, alkali su içerek, düzenli meditasyon veya nefes ve

şifa çalışmaları yaparak enerjimizi temizleyelim.

Niyet Et: Yeni yıl için net niyetler belirleyelim. “Bu yıl hayatımda

neleri hayata geçirmek istiyorum?” sorusuna cevap vererek

hedeflerimizi şekillendirelim.

2025 için temiz bir niyet defteri edinebilir ve tüm niyetlerimizi

şimdiki zaman kipiyle buraya yazalım. Yazdığımız zaman zihnimizdekileri

somutlaştırmış oluruz.

Harekete Geç: Küçük adımlarla başlayalım. Gerçek bir değişim

için harekete geçmeden sadece düşünmek yeterli değildir. Her

an yeniden başlayabiliriz. Geçmişin bizi geri çekmesine izin

vermeyelim. Her an yeni bir insanız. Harekete geçelim.

Motivasyonu ve enerjimizi kendi başımıza yükseltmek için

bir öneriniz var mı?

Evet, basit bir önerim var: “5-5-5 Kuralı”

5 Dakika Nefes Çalışması: Sabah uyandığınızda derin nefes

alıp vererek zihninizi sakinleştirin ve güne gülümseyerek, pozitif

başlayın.

5 Dakika Şükran Listesi: Günlük olarak şükrettiğiniz 3 şeyi

yazın. Bu, enerjinizi yükseltir ve pozitif düşünceyi teşvik eder.

5 Dakika Hedefe Odaklanma: Gün boyunca yapmanız

gereken bir hedef belirleyin ve bu hedefi zihninizde canlandırın,

ona odaklanın, hedefinize ulaştığınızı zihninizde imgeleyin ve

ulaştığınız hedefinize gülümseyin.

54


GERÇEK BIR DEĞIŞIM IÇIN

HAREKETE GEÇMEDEN

SADECE DÜŞÜNMEK YETERLI

DEĞILDIR. HER AN YENIDEN

BAŞLAYABILIRIZ. GEÇMIŞIN

BIZI GERI ÇEKMESINE IZIN

VERMEYELIM. HER AN YENI BIR

INSANIZ. HAREKETE GEÇELIM.

Şifa Köyü Kurucusu ve Bütünsel Sağlık Uzmanı Merve Tüfekçi Emre

Bu küçük adımlar motivasyonumuzu

artırır ve enerjimizi dengede tutar.

Mutlaka yapmamız ve mutlaka

kaçınmamız gereken durumları

sıralayabilir misiniz?

Mutlaka Yapmamızda Fayda Olanlar:

Kendimize günlük 10-15 dakika yalnız

kalma ve içe dönme zamanı ayıralım.

Meditasyon yapalım.

Hareket edelim

(yürüyüş, yoga veya dans, egzersiz gibi).

Şükran pratiği geliştirelim.

Sağlıklı bir uyku düzeni oluşturalım.

Pozitif düşünelim. Pozitife odaklanalım.

Gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler koyalım.

Kaçınılması Gerekenler:

Geçmişteki pişmanlıklara ya da geleceğe

dair endişelere takılı kalmayalım.

Sürekli sosyal medyada vakit geçirerek

enerjimizi tüketmeyelim.

Kendimizi başkalarıyla kıyaslamayalım.

Negatif insanlara ya da olaylara odaklanmayalım.

Değişiklikler yapmayı sürekli ertelemeyelim.

Her an motive ve yüksek enerjili

olmak mümkün mü? Yoksa denge mi

önemlidir?

Hayır, her an motive ve enerjik olmak

mümkün değildir çünkü insan doğası

gereği dalgalanır. Burada önemli olan

dengeyi bulmaktır.

Yüksek enerjili olmayı sürekli hedeflemek

yerine, enerjimizin azaldığı zamanlarda

bunun geçici olduğunu kabul edelim ve

kendimize nazik davranalım.

Dengeli bir yaşam, düzenli dinlenme, doğru

bir beslenme ve sağlıklı sosyal ilişkilerle

mümkündür.

Stresimizi kontrol altına almanın basit

bir formülü var mı?

Evet, stres yönetimi için “Nefes + Farkındalık

+ Hareket” üçlüsünü uygulayabiliriz:

Nefes: Derin ve yavaş nefes alarak vagus

sinirini aktive edin. Bu, sinir sisteminizi

sakinleştirir. (4-7-8 nefes tekniğini deneyebilirsiniz:

4 saniye nefes al, 7 saniye tut, 8

saniyede ver.)

Farkındalık: Gün içinde stresli hissettiğinizde

kendinize şu soruları sorun: “Şu

anda kontrol edebileceğim ne var? Kontrol

edemediğim neyi bırakmalıyım?”

Hareket: Kısa bir yürüyüş yapmak ya da

5 dakikalık esneme egzersizleri bile stres

seviyemizi düşürebilir.

Stresi yönetmek, her gün küçük pratiklerle

mümkündür ve bu alışkanlıklar uzun

vadede büyük fark yaratır. Kendimize iyi

bakalım. Yeni yılın bize her an getirdiği

bereketi, iyilikleri sevgiyle kucaklayalım.

55 Ocak / Şubat / Mart 2025


ÇOCUKLAR BİR YILIN 140 GÜNÜNÜ

ÖKSÜREREK GEÇİREBİLİYOR!

Bir ebeveyn olarak çocuğunuzun

öksürdüğünü duymak sizi rahatsız edebilir.

Ancak ara sıra olan öksürük her zaman bir

sorun olduğunu göstermez.

KSÜRÜK

Ö

çocuğunuzun

vücudunu,

solunum

yolundan

mukusu, tahriş

edici maddeleri ve enfeksiyonları

temizleyerek korur. Çocuklar

günde birkaç kez öksürebilir veya

viral enfeksiyonları varsa birkaç

haftaya kadar süren öksürük

nöbetleri de geçirebilir. Ancak

iki ila üç haftadan uzun süren

öksürük görüldüğünde bir uzmana

başvurulmalıdır. Memorial Antalya

Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Bölümü’nden Uzm. Dr. Mehmet Ali

Duman, çocuklarda görülen öksürük ve

nedenlerini anlattı.

HER ÇOCUKTA GÖRÜLEBILIR

Öksürük çocuklarda çok yaygın bir

sorundur. Öksürüğün en yaygın

Uzm. Dr. Mehmet Ali Duman

Memorial Antalya Hastanesi Çocuk

Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü

nedeni soğuk algınlığı gibi solunum

yolu enfeksiyonlarıdır. Küçük çocuklar

genellikle yılda altı ila 12 solunum yolu

enfeksiyonu geçirirler ve bu enfeksiyonlar

genellikle virüslerden kaynaklanır.

Antibiyotikler virüslerin neden olduğu

öksürüklere yardımcı olmaz. Bazen

öksürük boğazda veya göğüste

oluşan bakteriyel bir enfeksiyondan da

kaynaklanabilir. Grip, soğuk algınlığı gibi

enfeksiyonlarda, öksürüğün süresi 10 ila

56


“BRONŞLARDA ORTAYA ÇIKAN ÖKSÜRÜK, ORADAKI MUKUSU VE YABANCI CISMI

ATMAYA YÖNELIK BIR REFLEKS OLARAK GELIŞEBILIR. BU, BOĞULMAYI IŞARET

EDEN BIR DURUMDAN DA SONRA OLABILIR. ÖZELLIKLE KÜÇÜK ÇOCUKLARDA

ART ARDA GELEN ÖKSÜRÜKLERDE, ÇOCUK KONTROL EDILMELI, BIR BOĞULMA

OLMADIĞINDAN EMIN OLUNMALIDIR.”

14 gün arasında değişir. Bu

durumda bir çocuk senenin

ortalama 140 gününü

öksürerek geçirebilir.

BOĞULMAYA

DIKKAT EDIN!

Öksürük kendi başına bir

hastalık değildir. Akciğer

enfeksiyonlarının, akciğer

hastalıklarının, üst solunum

yolu enfeksiyonlarının bir

belirtisi olarak ortaya çıkan

öksürük, özellikle sonbaharkış

mevsiminde yaygınlaşır.

Virüsler büyük çocuklarda

nezleye neden olurken,

bebeklerin alt solunum yollarını

ve akciğerlerini etkileyerek

ciddi solunum zorluğuna yol

açabilmektedir. Bu nedenle

bebeklerde öksürüğün

sürmesi durumunda zaman

kaybetmeden bir uzmana

başvurmak önemlidir.

Bronşlarda ortaya çıkan

öksürük, oradaki mukusu ve

yabancı cismi atmaya yönelik

bir refleks olarak gelişebilir.

Bu, boğulmayı işaret eden bir

durumdan da sonra olabilir.

Özellikle küçük çocuklarda

art arda gelen öksürüklerde,

çocuk kontrol edilmeli, bir

boğulma olmadığından emin

olunmalıdır.

ALERJI DE ÖKSÜRÜK

YAPABILIR

1 aydan 1 yaşına kadar olan süt

çocukluğu döneminde viral üst

solunum yolu enfeksiyonları,

reflü, zatürre ve bronşit gibi

alerjik hastalıklar öksürüğe

neden olabilir. Okul çağı

öncesi çocuklarda öksürüğün

en sık nedenleri yine viral üst

solunum yolu enfeksiyonlarıdır.

Özellikle alerjik yatkınlığı olan

çocuklarda öksürük çok sık

görülmektedir. Öte yandan

çocuk bilmeden yabancı cisim

yuttuysa bu da öksürüğe yol

açar. Öksürüğün nedeni olan

diğer nadir problemler arasında

tümör, yapısal anormaller ve

bazı çocuk hastalıkları yer alır.

Bunların dışında çocuklarda

kronik öksürüğe neden olan

hastalıklar da vardır. Astım,

sinüs hastalıkları, mide ve

bağırsak rahatsızlıkları gibi

durumlar çocuklarda öksürüğü

kalıcı hale getirebilir.

ÇOCUĞUNUZ ÖKSÜRÜYORSA

EVDE ALACAĞINIZ BASIT

ÖNLEMLER ŞUNLARDIR;

• Sigara dumanı öksürüğü daha da

kötüleştireceğinden, çocuğunuzu dumana maruz

bırakmamanız önemlidir.

• Öksürük ilaçları çocuklarda öksürüğü tedavi

etmede işe yaramaz; aslında, son çalışmalar bazı

öksürük ilaçlarının küçük çocuklar için zararlı

olabileceğini öne sürüyor. Öksürük ilaçları altı

yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır.

• Altı yaşından büyük çocuklar öksürük ilaçlarını

yalnızca bir sağlık uzmanının tavsiyesi üzerine

almalıdır. Ancak, öksürük ilaçlarının faydalı

olacağına dair bilimsel bir kanıt yoktur.

• Balın öksürüğün şiddetini ve süresini

azaltabileceğine dair bazı kanıtlar vardır. Kısa

vadeli bir çözüm olarak, yatmadan 30 dakika önce

alınan bir ila iki çay kaşığı bal, 12 aydan büyük

çocuklar için faydalı olabilir.

• Çocuğunuzun bol sıvı tükettiğinden emin olun.

• Evinizde, özellikle çocuğunuzun zaman geçirdiği

mekanlarda havadaki nemi artırın.

• Çocuğunuzun tozlu ve nemli ortamlardan

korumaya özen gösterin.

• İki haftadan uzun süren öksürük kronik olarak

kabul edilir. Astım, alerjik rinit (saman nezlesi),

reflü veya diğer nedenlerden kaynaklanabilir. Bu

nedenle alerji uzmanına başvurmanız gerekebilir.

57 Ocak / Şubat / Mart 2025


ÇOCUKLAR

İÇIN SAĞLIKLI

BESLENME ÇANTASI

HAZIRLAMANIN

ALTIN KURALLARI

O

KUL çağındaki

çocukların

beslenme

alışkanlıklarının

şekillendiği en

önemli yer okullardır.

Dolayısıyla günlük

almaları gereken kalorinin

çoğunu okulda tükettikleri

yiyecek ve içeceklerden

alırlar. Bu durumda sağlıklı

beslenme alışkanlığı kazanmaları

için önemli belirleyiciler

okuldaki beslenme çantaları,

okul yemekhanesi veya okulda

ulaşabilecekleri besinlerdir.

Ebeveynler ve öğretmenler

çocukların bu süreci yönetmeleri

konusunda destek olmalıdırlar.

ŞEKERLI

ATIŞTIRMALIKLARDAN

KAÇININ!

İlkokul öğrencilerinin beslenme

çantalarını değerlendirmek amacıyla

yürütülen bir çalışmanın sonucuna

göre düzenli olarak beslenme çantası

getiren öğrenci sayısının oldukça düşük

olduğu ve beslenme çantalarında

sağlıksız olarak nitelendirdiğimiz; kek,

hazır poğaça, çikolata, şekerli-asitli

içecekler, bisküvi, kraker gibi ürünlerin

yer aldığı görülmüştür. Bu durum

çocukların sadece okul başarısını etki-

Uzm. Dyt. İrem Aksoy

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi

Beslenme ve Diyet Bölümü

Çocuklar için sağlıklı bir

beslenme çantası dengeli ve

besleyici yiyeceklerle dolu

olmalıdır. Sağlıklı yiyecekler

çocukların hem bedensel

hem de zihinsel gelişimlerinde

büyük rol oynar. İstanbul

Okan Üniversitesi Hastanesi

Beslenme ve Diyet

Bölümünden Uzm. Dyt.

İrem Aksoy ebeveynlere

sağlıklı beslenme çantası

hazırlamanın altın

kurallarından bahsetti.

58


lemekle kalmayıp büyüme gelişmelerini de olumsuz etkileyebileceği ve

çeşitli sağlık sorunları yaratabileceği ciddiye alınmalıdır. Özellikle çocukluk

çağında sıklıkla rastlanan yeme bozuklukları çocukların psikolojik ve

fiziksel gelişimlerini etkileyebilir.

Örneğin yetersiz ve dengesiz beslenmeyle beraber obezite, malnütrisyon,

kalp hastalıkları ve diyabet gibi hastalıklara yakalanma riskleri

artabilir. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, mümkünse bir

beslenme uzmanı desteği alarak ebeveynler ve öğretmenlerin iş birliğiyle

çocuklara sağlıklı beslenme eğitimi verilmelidir.

Okul döneminde bazı öğünleri okulda yapmak durumunda olan

çocukların sadece evdeki beslenmelerini iyileştirmek yeterli olmayacak,

okuldaki beslenme düzenlerini de sağlıklı hale getirmek gerekecektir.

ÇOCUKLARA SAĞLIKLI BESIN SEÇIMLERI

KONUSUNDA NASIL YARDIMCI OLABILIRIZ?

Eğitici ve öğretici kitaplar, videolar ve beslenme uzmanları tarafından

verilen eğitimler gibi içerikleri çocuklara keyifli halde sunan ebeveynler

ve öğretmenler çocukların doğru ve sağlıklı beslenmeyi öğrenmelerine

destek olacaktır. Daha sonra ise okulda ulaşabilecekleri yiyecekleri

kontrol ediyor olmak ve beslenme çantalarını sağlıklı halde hazırlamak

çocukların beslenmesi için yapılabilecek en önemli adımlardır.

SAĞLIKLI, YETERLI VE DENGELI BESLENME

ÇANTASI NASIL OLMALI?

Beslenme çantalarındaki yiyeceklerin çocukların ihtiyaçlarını karşılayacak

yeterlilikte ve içerikte olması çocukların öğrenme ve kavrama

yeteneklerini, büyüme, gelişmelerini ve bağışıklıklarını önemli düzeyde

etkiliyor. Çocukların mutlu bir halde süreci yönetmeleri için beslenme

çantalarında yer alacak besinler lezzet, görünüş ve onların sevdiği,

istediği besinler önemsenerek hazırlanmalıdır.

Beslenme çantaları hazırlanırken sağlıklı ve dengeli olduğundan emin

olmak için sağlıklı hazırlama yöntemleri kullanılarak dört temel besin

grubuna da yeterli porsiyonlarda yer verilmelidir.

DÖRT TEMEL BESIN GRUBU NEDIR?

• Süt grubu; süt, ayran, yoğurt, peynir, kefir,

• Et, yumurta ve baklagil grubu; et, tavuk, balık, yumurta, nohut, mercimek,

fasulye gibi baklagiller ve ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar,

• Sebze ve meyve grubu; bütün sebze ve meyveler,

• Ekmek ve tahıl grubu; buğday, çavdar, yulaf, pirinç, mısır gibi besinler

ve bunlardan oluşan bulgur, makarna, un gibi besinler.

DENGELI BESIN

GRUPLARINA YER VERIN

Beslenme çantası için örnek menü önerilerini

Uzm. Dyt. İrem Aksoy şu şekilde sıraladı;

• Tam tahıllı ekmekle hazırlanmış peynirli sebzeli

tost + ayran

• Ev yapımı zeytinli ve patatesli poğaça + kefir

• Cevizli tarçınlı ev keki + süt

• Tam buğday unu ve sütle hazırlanmış krep

içerisine beyaz peynir + ıhlamur-şekersiz

• Sebzeli börek +ayran

Okulda bulunma süresi uzun olan çocuklar için

açlık sürelerini ve iştahlarını kontrol altına almak

amacıyla beslenme çantalarına ek olarak ara

öğün alternatifleri de sağlanabilir.

*Ara öğün atıştırmalıkları önerisi; çiğ

kuruyemişler + taze veya kuru meyveler, ev

yapımı kurabiyeler, evde hazırlanmış meyveli

yoğurt gibi sağlıklı içerikler verilebilir.

Çocukların doğru beslenme alışkanlıkları

edinmelerine ek olarak onları su tüketimi ve

fiziksel aktivite konusunda da teşvik edici

davranmanız onlar için yapılabilecek en önemli

iyiliklerden biri olacaktır.

59 Ocak / Şubat / Mart 2025


Şiddetli kemik ağrıları ve nedensiz kırıklara dikkat!

MULTİPL MİYELOM

KEMİKLERİ TEHDİT EDİYOR!

Multipl miyelom, kemik iliğinde plazma hücresi adı verilen

bir grup hücrenin kontrol dışı ve anormal artışına bağlı

olarak gelişen bir kanser türü.

HEMATOLOJIK kanserler arasında

her 10 kanserden 1’inde

görülen multipl miyelom

genellikle 60 yaş üstü

kişilerde gelişse de hastaların yüzde

5-10’unu 40 yaşından genç kişiler

oluşturuyor. Toplum tarafından az

bilinen ve hekimlerin ‘esrarengiz’

olarak tanımladığı multipl miyelomun

en yaygın belirtisi şiddetli kemik

ağrıları ve travma olmadan gelişen

kırıklar oluyor. Kansızlık ise diğer önemli

sinyalini oluşturuyor. Bu hastalıktan

aynı zamanda böbrekler de etkileniyor

ve aniden böbrek yetmezliği gelişebiliyor.

Tıp dünyasından gelen güzel haberler ise

yüreklere su serpiyor! Acıbadem Maslak

Hastanesi Hematoloji Uzmanı Prof. Dr.

Mustafa Çetiner, özellikle son yıllarda tıp

dünyasında yaşanan baş döndürücü gelişmelerin

hastalığın tedavisinde umutları

hızla arttırdığına dikkat çekerek, “Akıllı

ilaçlar ve kemik ilgi nakli nakli sayesinde

eskisine oranla çok daha başarılı sonuçlar

Prof. Dr. Mustafa Çetiner

Acıbadem Maslak Hastanesi

Hematoloji Uzmanı

alınıyor ve hastaların yaşam süresi ile

kalitesi artıyor” diyor.

TEK TIP ÜRETILEN

PROTEINLER SORUMLU

OLUYOR!

Multipl miyelom, kemik iliğinde bağışıklık

sistemimizin bir bölümünden sorumlu

olan plazma hücrelerinin hastalığı. Normal

koşullarda plazma hücreleri bağışıklık

sistemimizde kilit rol oynayan ve immün

globülin adı verilen bir grup protein (antikor)

salgılıyor. Ancak bazen artan plazma

hücreleri, sadece tek tip, fonksiyonu

olmayan anormal bir protein salınımına

neden oluyor. Bu anormal durum normal

antikorların yapımında da ciddi eksiklikler

oluşturuyor. Kemik iliğinde sayıca

artan plazma hücreleri, diğer normal

kemik iliği hücrelerinin yapımına

engel olabiliyor. Bunun sonucunda da

multipl miyelom kanseri gelişiyor.

ERKEKLERDE DAHA FAZLA

GÖRÜLÜYOR

Multipl miyelom hastalığının neden oluştuğu

henüz bilinmese de bazı faktörlerin

riski artırdığı belirtiliyor. Yapılan araştırmalara

göre; multipl miyelom erkeklerde,

ileri yaşlarda (ortalama görülme yaşı 60)

ve aile öyküsü olan kişilerde daha yaygın

görülüyor. Bunların yanı sıra “radyasyona

maruz kalmak, enfeksiyonlar, kronik inflamasyon,

böcek öldürücü tarım ilaçlarına

maruz kalmak, petrokimya endüstrisinde

veya ahşap işlerinde çalışmak” da riski

artıran etkenler arasında yer alıyor.

DÜNYADA EN ÇOK KEMIK

ILIĞI NAKLI YAPILAN

HASTALIK

Multipl miyelomun tedavisinde amaç,

hastaların yaşam sürelerini uzatmak ve

“Günümüzde kemoterapi yaklaşımları giderek azalıyor ve

bunların yerini hedefe yönelik antikor tedavileri, hücre içi sinyal

iletilerini hedef alan ve hücreleri ölüme sürükleyen tedaviler alıyor.

Bu tedavilerle ortalama 5 yıl olarak bildirilen sağ kalım süreleri 10

yılın üstüne çıktı ve bu gidişle çok daha artacağa benziyor”

60


kaliteli bir yaşam sürmelerini sağlamak. Hematoloji Uzmanı

Prof. Dr. Mustafa Çetiner, multipl miyelomun dünyada

en çok kök hücre transplantasyonu, bir başka deyişle

kemik ilgi nakli yapılan bir hastalık olduğunu belirterek,

“Günümüzde kemoterapi yaklaşımları giderek azalıyor ve

bunların yerini hedefe yönelik antikor tedavileri, hücre içi

sinyal iletilerini hedef alan ve hücreleri ölüme sürükleyen

tedaviler alıyor. Bu tedavilerle ortalama 5 yıl olarak bildirilen

sağ kalım süreleri 10 yılın üstüne çıktı ve bu gidişle çok

daha artacağa benziyor” diyor.

EN SIK GÖRÜLEN 3 BELİRTİSİNE DİKKAT!

Multipl miyelom hastalığında üç temel belirti ön plana

çıkıyor. Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner, bu

belirtileri şöyle özetliyor:

normal fonksiyonunu yapamadığında bundan en çok

kan hücreleri etkileniyor ve kansızlık oluşuyor. Hematoloji

Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner, bu nedenle yüksek

sedimantasyon değeri olan ve nedeni gösterilemeyen

kansızlık sorunu yaşayan orta yaş üstü hastalarda multipl

miyelomun mutlaka akla gelmesi gerektiğini vurguluyor.

Sebebi anlaşılamayan böbrek yetmezliği

Multipl miyelomun bir diğer bulgusu ise nedeni anlaşılamayan

böbrek yetmezliği olabiliyor. Anormal plazma

hücrelerinin salgıladığı anormal proteinler böbreklerden

atılırken fonksiyonlarını bozabiliyor. Kanda kalsiyum değeri

yükselebiliyor ve buna bağlı olarak böbrek yetmezliği, yorgunluk,

kalp ritim bozukluğu, mide bulantısı ile kusma gibi

sorunlar ortaya çıkabiliyor.

Şiddetli kemik ağrısı

Multipl miyelom hastalığının en yaygın belirtisini kemiklerde

zımba ile delinmiş gibi bir görüntüye sahip olan doku

kaybı oluşturuyor. Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa

Çetiner, doku kaybına bağlı olarak şiddetli kemik ağrısı

ve kendiliğinden oluşan kırıklar gelişebileceğini belirterek,

“Dolayısıyla şiddetli kemik ağrıları ve nedensiz

kırıklarda bu hastalığı düşünmek gerekir” diyor.

Nedeni belirlenemeyen kansızlık

Plazma hücreleri tarafından işgal edilen kemik iliği

“Multipl miyelom

genellikle 60 yaş

üstü kişilerde

gelişse de hastaların

yüzde 5-10’unu

40 yaşından genç

kişiler oluşturuyor.

Toplum tarafından az

bilinen ve hekimlerin

‘esrarengiz’ olarak

tanımladığı multipl

miyelomun en yaygın

belirtisi şiddetli kemik

ağrıları ve travma

olmadan gelişen

kırıklar oluyor.”

61 Ocak / Şubat / Mart 2025


KALP KRIZI SONRASI

ÖLÜMLERDE AB BIRINCISIYIZ

Türkiye’de kalp ve damar hastalıkları, ölümlerin başlıca nedenleri arasında yer almaya devam ederken,

kalp krizi vakalarındaki yüksek oranlar alarm vermeye devam ediyor. Her yıl yaklaşık 300 bin kişinin kalp

krizi geçirdiğini belirten uzmanlar, bu vakaların yaklaşık yüzde 66’sının ölümle sonuçlandığını vurguluyor.

Kalp krizi kaynaklı ölümlerde Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyaslandığında birinci sıraya yükseliyor.

H

ER 100.000 KIŞIDEN 353’Ü

KALP KRIZI GEÇIRIYOR

Uluslararası Minimal İnvaziv Kardiyotorasik

Cerrahi Derneği üyesi Prof. Dr. Serkan Durdu, konu ile

ilgili yaptığı açıklamada Türkiye’de kalp krizi oranlarının

yüksekliğine dikkat çekerek, her 100.000 kişiden yaklaşık

353’ünün kalp krizi geçirdiğini ifade etti. Almanya’da

bu oranın 399 iken, Fransa’da 179 ve Birleşik Krallık’ta

149 seviyesinde olduğunu belirten Prof. Serkan Durdu,

Türkiye’deki en önemli sorunun, kalp krizi geçirenlerin hayatta

kalma oranının düşüklüğü olduğunu söyledi. Prof.

Durdu, “Kalp krizi sonrası hayatta kalma oranı Türkiye’de

oldukça düşük. Her yıl yaklaşık 200 bin kişi kalp krizi nedeniyle

hayatını kaybediyor. Bu oran Almanya’da yüzde

45, Birleşik Krallık’ta yüzde 30, Fransa’da ise yüzde 33.

Türkiye’de ise yüzde 66 ile kriz geçirenlerin üçte ikisi hayatını

kaybediyor. Bu tablo, acil müdahale sistemlerimizin

güçlendirilmesi gerektiğini açıkça gösteriyor.” dedi.

Prof. Dr. Serkan Durdu

Uluslararası Minimal İnvaziv Kardiyotorasik Cerrahi Derneği üyesi

“Göğüs ağrısı, nefes darlığı, terleme

ve çarpıntı gibi belirtileri ihmal etmek,

geri dönüşü olmayan sonuçlara yol

açabilir. Kalp krizi belirtilerini fark

eder etmez 112 acil yardım hattını

aramak ve en kısa sürede bir sağlık

kuruluşuna başvurmak çok önemli.

Zamanında müdahale, hayatta kalma

oranlarını ciddi şekilde artırabilir.”

62


“ERKEN

MÜDAHALE

HAYATI

ÖNEM TAŞIYOR”

Kalp krizinin sinsi

ilerleyebileceğini ve belirtilerinin

erken fark edilmesinin hayat

kurtarıcı olduğunu vurgulayan

Prof. Dr. Serkan Durdu, şöyle

devam etti; “Göğüs ağrısı, nefes

darlığı, terleme ve çarpıntı gibi

belirtileri ihmal etmek, geri

dönüşü olmayan sonuçlara yol

açabilir. Kalp krizi belirtilerini fark

eder etmez 112 acil yardım hattını

aramak ve en kısa sürede bir

sağlık kuruluşuna başvurmak çok

önemli. Zamanında müdahale,

hayatta kalma oranlarını ciddi

şekilde artırabilir.”

KALP KRIZI SONRASI

ÖLÜMLERDE ALMANYA,

BIRLEŞIK KRALLIK VE

FRANSA’NIN ÖNÜNDEYIZ

“SAĞLIKLI YAŞAM ALIŞKANLIKLARI YAYGINLAŞTIRILMALI”

Kalp krizinden korunmanın mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Durdu, sağlıklı yaşam

alışkanlıklarının önemine dikkat çekerek, “Dengeli beslenme, düzenli egzersiz, sigaradan

uzak durma ve stresi yönetmek, kalp sağlığını korumak için temel adımlardır. Ayrıca, risk

faktörlerine sahip bireylerin düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemesi gerekir. Kalbinizi

korumak, hayatınızı korumaktır.” Dedi.

“Sağlık sistemine erken erişimdeki zorluklar ve halkın kalp sağlığı

konusunda yeterince bilinçli olmaması bizi olumsuz etkiliyor. Bunun

yanında düzenli sağlık kontrollerinin ihmal edilmemesi gerekir”

Türkiye’nin kalp krizi verileri, benzer nüfusa

sahip ülkelerle kıyaslandığında dikkat

çekici farklar ortaya koyuyor. Almanya’da

her 100 bin kişiden 399’u kalp krizi geçirirken,

ölüm oranı daha düşük seviyede.

Fransa ve Birleşik Krallık ise gerek kriz

geçirme oranlarında gerekse ölüm oranlarında

Türkiye’nin çok gerisinde.

Bu durumun başlıca nedenlerini açıklayan

Prof. Durdu, “Sağlık sistemine erken

erişimdeki zorluklar ve halkın kalp sağlığı

konusunda yeterince bilinçli olmaması bizi

olumsuz etkiliyor. Bunun yanında düzenli

sağlık kontrollerinin ihmal edilmemesi

gerekir” şeklinde konuştu.

63 Ocak / Şubat / Mart 2025


Uzmanından Uyarı:

DEPRESYON VAKALARI ENDIŞE

VERICI ŞEKILDE ARTIYOR!

Depresyon, bireylerin

kendini psikolojik olarak iyi

hissetmediği, çok uzun süreler

devam edebilen ve günlük hayatı

etkileyen ruhsal bir bozukluktur.

Bu psikolojik rahatsızlığın

birey üzerine bıraktığı etkileri

ve tedavi sürecini İstanbul

Okan Üniversitesi Hastanesi

Psikiyatri bölümünden Dr. Öğr.

Üyesi Davut Genç önemli yerlere

değinerek detaylandırdı.

DEPRESYON YAYGIN BIR

RUHSAL SAĞLIK SORUNU’

Depresyon, bireyin duygusal, fiziksel ve zihinsel sağlığını

derinden etkileyen yaygın bir ruhsal sağlık sorunudur. Bu durum,

kişinin günlük hayatını önemli ölçüde zorlaştırabilir ve yaşam

kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre,

dünya genelinde yaklaşık 264 milyon insan depresyondan muzdariptir.

Bu yaygınlık, depresyonun sadece bir moral bozukluğu

değil, ciddi bir tıbbi durum olduğunu açıkça göstermektedir.

EN BELIRGIN BELIRTISI ‘UMUTSUZLUK HISSI’

Depresyonun belirtileri çok çeşitlidir ve her kişide farklı şekillerde

ortaya çıkabilir. Sürekli bir üzüntü, boşluk ya da umutsuzluk hissi

en belirgin belirtilerden biridir. Bu duyguların yanında, bireyin

daha önce keyif aldığı aktivitelere karşı ilgisini kaybetmesi de yaygındır.

Fiziksel belirtiler arasında enerji eksikliği, sürekli yorgunluk,

uyku düzeninde bozulmalar (uykusuzluk veya aşırı uyuma), iştah

değişiklikleri (aşırı yeme veya iştahsızlık) ve buna bağlı olarak kilo

değişiklikleri bulunur. Ayrıca, baş ağrıları ve sindirim sorunları gibi

açıklanamayan fiziksel şikayetler de depresyon belirtileri arasında

yer alabilir. Zihinsel belirtiler de oldukça önemlidir; kişi konsantrasyon

zorluğu, karar verme güçlüğü, geleceğe dair karamsarlık

ve umutsuzluk hissedebilir. En ciddi belirtilerden biri ise ölüm ya

da intihar düşünceleridir. Bu tür düşünceler, depresyonun ciddiyetini

ve aciliyetini gösterir ve mutlaka dikkate alınmalıdır.

‘AILEDE DEPRESYON GÖRÜLMESI BIREYI

DAHA DA ETKILEMEKTE’

Depresyonun tek bir nedeni yoktur ve genellikle birden fazla

faktörün birleşimi sonucunda ortaya çıkar. Biyolojik, psikolojik

ve çevresel etkenlerin etkileşimi, depresyonun oluşumunda

önemli rol oynar. Genetik yatkınlık, depresyonun biyolojik

nedenleri arasında sayılır; ailesinde depresyon öyküsü olan

bireylerde bu rahatsızlığın görülme riski daha yüksektir. Beyindeki

kimyasal dengesizlikler (serotonin, norepinefrin ve dopamin)

de depresyon riskini artırabilir. Psikolojik ve sosyal etkenler de

“DEPRESYON BELIRTILERI GÖSTEREN

KIŞILERIN BIR SAĞLIK PROFESYONELINE

BAŞVURMALARI ÖNEMLIDIR. ERKEN TEŞHIS

VE TEDAVI, DEPRESYONUN ETKILERINI

MINIMIZE EDEBILIR VE KIŞININ YAŞAM

KALITESINI ARTIRABILIR. DESTEK ARAMAKTAN

ÇEKINMEYIN; DEPRESYON TEDAVI EDILEBILIR

BIR DURUMDUR VE PROFESYONEL YARDIM

ALMAK BU SÜRECIN EN ÖNEMLI ADIMIDIR.”

64


depresyonun nedenleri arasında önemli

yer tutar. Travmatik yaşam olayları,

sevilen birinin kaybı, iş kaybı, ekonomik

zorluklar veya ciddi hastalıklar gibi

durumlar depresyon riskini artırabilir.

Çocuklukta yaşanan travmalar ve kötüye

kullanım da depresyonun gelişiminde rol

oynayabilir. Sosyal izolasyon ve yalnızlık

bu durumu daha da kötüleştirebilir. Ayrıca,

sürekli olumsuz düşünceler ve düşük

özgüven, depresyonun ortaya çıkmasını

tetikleyebilir.

‘TEDAVISI KIŞIYE

ÖZEL OLMALI’

Depresyon tedavisinde erken müdahale

ve kişiye özel tedavi planları oldukça

önemlidir. Psikoterapi, depresyon

tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir

yöntemdir. Antidepresanlar, depresyon

tedavisinde sıkça kullanılan bir başka

yöntemdir. Beyindeki kimyasal dengesizlikleri

düzeltmeye yardımcı olan bu ilaçlar,

genellikle birkaç hafta içinde etkilerini

göstermeye başlar. Ancak, antidepresanlarla

ilgili toplumda yaygın bazı önyargılar

bulunmaktadır. Örneğin, birçok kişi antidepresanların

bağımlılık yapıcı olduğunu

düşünür. Oysa ki, antidepresanlar, doğru

kullanıldığında bağımlılık yapmazlar.

Bir başka önyargı ise antidepresanların

kişiliği değiştirdiği yönündedir. Gerçekte,

antidepresanlar depresyon belirtilerini

hafifletmeye yardımcı olur ve kişinin kendisini

daha iyi hissetmesini sağlar, kişiliğini

değiştirmezler. Bazı kişiler de antidepresanların

etkisiz olduğunu ya da sadece bir

STRESI AZALTMA

TEKNIKLERI ARASINDA

MEDITASYON, YOGA VE

NEFES EGZERSIZLERI

SAYILABILIR.

Dr. Öğr. Üyesi Davut Genç

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri bölümü

“plasebo” etkisi yarattığını düşünür. Ancak,

birçok bilimsel araştırma, antidepresanların

depresyon tedavisinde etkili olduğunu

kanıtlamıştır. Bu ilaçlar, depresyonun

biyokimyasal bileşenlerini hedef alarak,

kişinin günlük işlevlerini geri kazanmasına

yardımcı olabilir.

MEDITASYON, YOGA VE

NEFES EGZERSIZLERI

DEPRESYONA İYI GELIYOR

Yaşam tarzı değişiklikleri de depresyon

belirtilerini hafifletebilir. Düzenli egzersiz,

sağlıklı beslenme ve yeterli uyku, depresyonun

etkilerini azaltmada önemli rol

oynar. Alkol ve madde kullanımından kaçınmak

da tedavi sürecini destekler. Stresi

azaltma teknikleri arasında meditasyon,

yoga ve nefes egzersizleri sayılabilir.

‘PROFESYONEL YARDIM EN

ÖNEMLI İLK ADIM’

Depresyon belirtileri gösteren kişilerin bir

sağlık profesyoneline başvurmaları önemlidir.

Erken teşhis ve tedavi, depresyonun

etkilerini minimize edebilir ve kişinin yaşam

kalitesini artırabilir. Destek aramaktan

çekinmeyin; depresyon tedavi edilebilir bir

durumdur ve profesyonel yardım almak

bu sürecin en önemli adımıdır. Unutmayın,

yalnız değilsiniz ve yardım istemek

güçsüzlük değil, aksine önemli bir adımdır.

Kendi sağlığınıza ve iyiliğinize değer verin;

gerekli desteği arayarak daha iyi bir yaşam

kalitesine ulaşabilirsiniz.

65 Ocak / Şubat / Mart 2025


KALP AMELIYATI

OLANLARA UZMANINDAN

HAYATI SIGARA UYARISI…

Uzmanı uyardı! Herhangi bir kalp ameliyatı geçirmiş,

stent ya da balon uygulaması yapılmış kalp hastalarının

sigaraya yeniden başlaması hayati risk oluşturuyor.

SIGARANIN içinde bulunan

kimyasal ve zehirli maddelerin

insan sağlığı üzerindeki olumsuz

etkileri saymakla bitmiyor.

Uzmanlar özellikle kalp ameliyatı olmuş

kişilere ciddi uyarılarda bulunuyor. Kalp

ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr.

Ünal Aydın, kalp rahatsızlığı nedeni

ile tedavi görmüş hastalara önemli

uyarılarda bulunarak, “Herhangi bir kalp

ve damar işlemi geçirmiş, stent, balon

gibi uygulamalar yapılmış ya da ameliyat

geçirmiş hastaların bu uyarıyı dikkate

almalarını istiyorum. Bu hastalar ameliyat

sonrası dönemi atlattıktan sonra genelde

rahatlamış oluyorlar. Kendilerini rahat

hissettikleri için de eski alışkanlıklarına

dönebileceklerini düşünüyorlar. Özellikle

sigaraya yeninden başlamaları hastalığın

yeniden ve daha ciddi bir şekilde

nüks etmesinin yanı sıra hayati risk de

oluşturabiliyor” dedi.

SIGARA DOKU HARABIYETINI

ARTIRIYOR

Kalp ve damar hastalarının sigarayı

mutlaka hayatlarından çıkarmaları

gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Ünal

Aydın, “Kalp ve damar rahatsızlıklarında

sigara önemli bir negatif etkendir. Kalp ve

damar hastalığının artışına, ilerlemesine

neden olmakta ve dokularda ciddi bir

harabiyet yaratmaktadır. Dolayısıyla

hastaların sigarayı mutlaka yaşamlarından

çıkarmaları gerekmektedir. Biz genelde

kalp ve damar rahatsızlığı çok ilerlemiş

hastaların stent, balon, anjiyo ya da

ameliyattan sonra sigarayı yüzde 99

bıraktıklarını görmekteyiz. Bu kişiler

İyileşene kadar bu sigarasız döneme

devam etmektedirler. Ancak işlemler

başarılı olmuş hasta rahat ve normal

yaşamına döndükten sonra sigaraya

yeniden meyledebiliyor. Dolayısıyla bu

yeniden sigaraya başlama dönemi normal

bir hastanın, normal bir popülasyonun

sigara içmesi gibi değildir. Bu hastaların

damarlarına işlem yapılmış oluyor,

ameliyat olmuş dokularda belli bir

reaksiyon oluyor ve bu dokular sigaraya

yeninden başlanması ile tahribatı

artırmaktadır. Zaten işlem yapıldığı

için altta yatan bir plak, altta yatan bir

nekroz olduğu için problemli bir damarda

damarın ikinci kez sigarayla tahribatı

oradaki yangını, alevi artırmaktadır. Buna

bağlı olarak da hastanın işlem sonrası

uzaması planlanan sağlıklı ve konforlu

dönemi tam tersine kısalmaktadır”

şeklinde konuştu.

SIGARA TAMAMEN

BIRAKILDIĞINDA DAMAR

DAHA UZUN SÜRE AÇIK

KALABILIYOR

İşlem yapılmış damarların uzun süre açık

kalmasının sigaranın tamamen bırakılması

ile mümkün olduğunu ifade eden Prof. Dr.

Ünal Aydın sözlerine şöyle devam etti.

“Bu hastaların ameliyat sonrasında

sigarayı tamamen bırakması hem genel

vücut sağlıkları hem de kalp ve damar

sağlıkları için çok önemlidir. İşlem yapılan

Prof. Dr. Ünal Aydın

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı

bölgenin ve işlem yapılan damarın uzun

vadede sağlıklı kalmasına çok büyük

katkısı olmaktadır. Bu hastalara en büyük

önerimiz en önemli önerimiz sigarasız

dönemi tüm ömürlerine yaymalarıdır.

Dokunun sağlığa ulaştırılmış olması,

damarların normal akıma ulaştırılmış

olması; damarların ve kalbin bu süreci

sağlıklı ve sorunsuz bir şekilde devam

ettirmelerine yardımcı olacaktır. Aksi halde

burada hem akım, hem doku kanlanması

tekrar bozulacak ve öncekinden daha

fazla doku tahribatına neden olacağı için

hastalık daha ilerlemiş bir şekilde kendini

tekrarlayacaktır. Hastanın uzun vadede

sağlığı için ve dokularının sağlığı için,

yapılan işlemlerin uzun vadede başarısı

için mutlaka sigarasız dönemi tüm

hayatına yaymalı ve sigarayı bırakmalıdır.

“Kalp ve damar

rahatsızlıklarında sigara

önemli bir negatif etkendir.

Kalp ve damar hastalığının

artışına, ilerlemesine neden

olmakta ve dokularda ciddi

bir harabiyet yaratmaktadır.”

66


67 Ocak / Şubat / Mart 2025


68

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!