PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
HOTELS & RESORTS
hotelrestaurantmagazine
@Hitechdergisi
hotelrestaurantmagazine
Turizmde yeni gerçeklik
Yeni yıla hızlı bir giriş yaptık… 2025’in ilk çeyreği, turizm ve gastronomi dünyasında hareketli
ve dönüşüm dolu gelişmelere sahne oldu. Konaklama tercihleri değişiyor, maliyetler
yükseliyor, beklentiler dönüşüyor. Yerli ve küresel aktörlerin bu dönüşüme nasıl adapte
olduğunu, sektörün nabzını tutan etkinlikler ve raporlarla birlikte bu sayımızda ele alıyoruz.
Yılın ilk çeyreğinde konaklama tesislerinde yapılan geceleme sayısı %5 düşerken, yazlık
evlere olan ilgi ve talep artışı dikkat çekti. Artan talep ve ekonomik baskılar yazlık kiralarını
%60’a varan oranlarda yükseltti. Otellerde ise F&B ve enerji maliyetlerindeki artış %54’ü
buldu; bu oran TÜFE’nin 12 puan üzerinde gerçekleşti. Tüm bu maliyet baskılarına rağmen
sektör, bankalardan sağladığı 132 milyar TL’lik krediyle ayakta kalmaya devam ediyor.
Haberlerin detaylarını dergimiz sayfalarında bulabilirsiniz.
Yunanistan turizminde neler oluyor? TÜROB’un raporuna göre, Türkiye’den Yunanistan’a
1,4 milyon turist gitmesi bekleniyor, ancak ülkeden Türkiye’ye gelen turist sayısı 800 bin
civarında kalıyor. TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Türkiye ile Yunanistan arasında turizm
potansiyelinin artırılması için ulaşım altyapısının geliştirilmesinin şart olduğunu belirtiyor.
Özellikle Selanik-İstanbul hızlı tren hattının hayata geçirilmesinin önemine dikkat çeken
Eresin, tanıtım çalışmalarının karşılıklı sürdürülmesi ve iki ülkenin birbirini tamamlayan
destinasyonlar olarak pazarlanması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, sezonun uzatılması ve
çeşitlendirilmiş turizm paketlerinin uzak pazarlara ulaşmada etkili olacağını ifade ediyor.
Ayrıntılar “gündem” başlığımızda!
Yolculuklar bugün hızla geçiyor, konfor ön planda. Ama yüzyıllar önce, yorgun seyyahlar
kervansaraylarda mola verir, sıcağında bir çorba, ekmeğinde bir lokma arar ve insanlık
tarihinin tadını çıkarırlardı. Peki, o günlerde kervansaray sofraları nasıl bir deneyim
sunuyordu? İstanbul Gelişim Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı ve
Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim elemanlarından Doç. Dr. Murat Doğan, sizi
bu tarihi yolculuğun derinliklerine davet ediyor, geçmişin lezzetlerine dokunmaya çağırıyor.
Matbah Restaurant, Türk Mutfağı Haftası’nda “Klasik Türk Yemekleri” temasıyla misafirlerini
Tarihi Yarımada’nın kalbinde ağırladı. Osmanlı’dan günümüze uzanan sağlıklı, doğal ve
atıksız lezzetler, Anadolu’nun zengin mirasını modern yorumlarla bir araya getirdi. Türk
mutfağının zenginliğini ve geleneksel lezzetlerini keşfetmek için dergimizin sayfalarını
ziyaret edebilirsiniz.
The Hotel Show Dubai, konaklama, gastronomi ve otel tasarımı alanında dünyanın önde
gelen buluşmalarından biri olarak bu yıl yine 40’tan fazla ülkeden 300’ü aşkın firmayı
ve 33 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırlıyor. Türkiye’den 13 firmanın yer aldığı bu büyük
organizasyonda, otelcilikte yerli üretim gücümüzü temsil eden çözümler sahne alıyor.
Hotel & Restaurant / hi-tech dergisi olarak biz de bu küresel buluşmada yerimizi alıyor, Türk
turizm endüstrisinin dinamizmini Dubai’ye taşıyoruz.
Keyifli okumalar dilerim.
A new reality in tourism
We’ve kicked off the new year with strong momentum… The first quarter of 2025 has been full of
activity and transformation in the tourism and gastronomy sectors. Accommodation preferences
are shifting, costs are rising, and expectations are evolving. In this issue, we delve into how both
local and global players are adapting to these changes, with insights from industry events and
reports.
In the first quarter, overnight stays in accommodation facilities decreased by 5%, while demand
for summer houses increased noticeably. With this surge in demand and mounting economic
pressures, summer rental prices rose by up to 60%. In hotels, F&B and energy costs increased
by 54%, 12 points above the consumer price index (CPI). Despite these financial challenges, the
sector remains resilient, supported by 132 billion TL in bank loans. You’ll find the full details in
our magazine.
What’s happening in Greek tourism? According to a recent report by TÜROB, around 1.4 million
tourists from Türkiye are expected to visit Greece, while only about 800,000 Greek tourists travel to
Türkiye. TÜROB Chairperson Müberra Eresin emphasizes that improving transport infrastructure is
essential to increase tourism potential between the two countries. She highlights the importance
of launching the long-discussed high-speed rail line between Thessaloniki and Istanbul. Eresin
also underlines the need for continued reciprocal promotional efforts and suggests that Türkiye
and Greece should market themselves as complementary, not competing, destinations. Extending
the travel season and diversifying tourism packages to appeal to long-haul markets could bring
significant benefits, she adds. More on this in our “Agenda” section!
Journeys today pass quickly, with comfort taking center stage. But centuries ago, weary travelers
would take a break in caravanserais, seeking a warm bowl of soup, a piece of bread, and a taste
of humanity’s history. So, what kind of experience did caravanserai tables offer back then? Assoc.
Prof. Dr. Murat Doğan, Vice Dean of the Faculty of Fine Arts at Istanbul Gelisim University and a
lecturer in the Department of Gastronomy and Culinary Arts, invites you on a deep journey into the
past —calling you to touch the flavors of history.
Matbah Restaurant welcomed guests in the heart of the Historic Peninsula during Turkish Cuisine
Week, with the theme of “Classic Turkish Dishes.” Offering healthy, natural, and zero-waste flavors
from Ottoman times to today, the restaurant combined Anatolia’s rich heritage with modern
interpretations. Discover more about the richness and tradition of Turkish cuisine in the pages
of our magazine.
One of the world’s leading gatherings in hospitality, gastronomy, and hotel design, The Hotel Show
Dubai hosts over 300 companies from more than 40 countries and welcomes over 33,000 visitors.
This year, 13 companies from Türkiye are showcasing their innovations, representing the strength
of local production in hospitality.
As Hotel & Restaurant / hi-tech magazine, we’re proud to take part in this global event, bringing the
energy and innovation of the Turkish tourism industry to Dubai.
Enjoy the read!
K
GENEL MÜDÜR
(Sorumlu)
REKLAM SATIŞ PAZARLAMA
REKLAM KOORDİNATÖRÜ
Emir Ömer ÖCAL
emir.ocal@img.com.tr
0212 454 22 22
TEKNIK MÜDÜR
BILGI İŞLEM
TOLGA ÇAKMAKLI
tolga.cakmakli@img.com.tr
TAYFUN AYDIN
tayfun.aydin@img.com.tr
İMG WEB TEAM MAIL
web@img.com.tr
Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ
Doç. Dr. MURAT DOĞDUBAY
GÜRKAN BOZTEPE
Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı
TEZER ÖNER
Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve
İşletme Yatırım Danışmanı
HÜSEYİN KURT
Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği
Başkanı
AYDIN DEMIR
Yeditepe Üniversitesi Gastronomi Mutfak
Sanatları Chef Ögretim Görevlisi/
Altunizade Suites İstanbul
Curio Collection by Hilton
F&B Culinary Coordinator
website
www.hotelrestaurantmagazine.com
info@img.com.tr
CTP - BASKI
İRTİBAT BÜROLARIMIZ
ADRES
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL
Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94
www.ihlasmatbaacilik.com
BURSA +90.224 211 44 50-51
KONYA +90.332 238 10 71
İSTMAG
Magazin Gazetecilik Yayıncılık
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.
İHLAS MEDIA CENTER
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi
No: 11 Medya Blok Kat: 1
34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey
Tel: 0212 454 22 22
Faks: 0212 454 22 93
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları
İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır. ISSN:1305-1792
Bu sayımızda
antre
14 Sektörden kısa haberler
gündem
28 Müberra Eresin yeniden
başkan
30 Turizmi şekillendiren 50 lider
kadın açıklandı
32 ISTTA & TravelShop
Turkey’den sürpriz çıkış
44
36 Ersoy, D-8'in turizm
bakanlarıyla buluştu
38 Öner: Turizmde üvey evlat
konusu, spor
40 TÜROB, Yunanistan turizm
dengesini açıkladı
42 Aksu’dan yatırımcıya uyarı
44 Asteria Hotels, saygılı hizmet
anlayışını tanıttı
54 69
46 SENTRUM Birgi Uygulama
Merkezi açıldı
48 Bodrum, Almanya’nın turizm
devleriyle buluştu
50 Sağlık turizminde kayıt dışılık
1,6 milyar dolara ulaştı
yeni yatırımlar
52 Wyndham ve Soliteight
iş birliği yeni anlaşmayla
genişliyor
88
54 Lüksün ve eşsiz deneyimlerin
yeni adresi: Ruins Luxury
Resort
56 Kapadokya’ya Wyndham
imzasıyla lüks mağara oteli
yatırım
58 Lüksü tekrar tanımlıyor: JW
Marriott Residences Marmara
Sea
60 Trakya’nın kalbinde konforun
yorumu: Bakucha
verilerle turizm
62 Enflasyonda oteller rekor
kırdı
64 Gecelemeler %5 düştü
66 Hizmet üretim fiyatı %43,5
yükseldi
67 Tatil bölgelerinde kiralar
uçuşta
96
68 Şehirlerde turizm kredisi ne
oldu?
Yunanistan’ı parlatmaya devam
70 Havada işler karıştı: Türkiye
mi, İstanbul mu?
marka
72 Çikolata üretiminde
temperleme işleminin önemi
74 Gürkaynak: Set üstü
grubundan açık büfeye her
alanda güçleniyoruz
76 Dünya Kahve Kavurma
Şampiyonası'na Porland
imzası
77 HUPALUPA başarısını Türk
basını ile paylaştı
gastro güncel
78 Klasikler Matbah sofrasında
buluştu
80 Doğan: Kervansaray
sofralarında bir yolculuk
gastro aktüel
81 Gastronomi sektöründen
haberler
gastro etkinlik
82 Tayland’ın sokak lezzetleri
Gastronometro’da tanıtıldı
83 Beta Yeni Han, ödüllü kitap
lansmanına ev sahipliği yaptı
fuar
92
84 Otelcilik ve gastronomideki
yenilikler The Hotel Show’da
tanıtılacak
86 Go Green Türkiye, bu yıl
2’ncisini düzenledi
mekan deneyim
88 Bilen: “Balığın Doğrusunu”
Sur Balık Arnavutköy'de
yedim
yeni mekan
90 Roka, Santorini ve
Mallorca’dan sonra
Bodrum’da
92 La Pasta Mamma açıldı
93 Perran lezzetleri, Bodrum
Yalıkavak’ta
94 Köşebaşı yeni şubesiyle
Nakkaştepe'de
95 Shake Shack Antalya
Havalimanı’nda açıldı
96 Doğaya saygılı şıklık: Zuma
Bodrum
98 de la Pau Coffee Co.’dan
Balıkesir’e robotlu şube
HoReCa teknoloji &
sistemleri
100 İbili: Yeşil otel olmanın yolu
enerji tasarruflu ampullerden
geçmiyor
102 Resort Manager uygulaması
artık Oracle Cloud
Marketplace'te
104 Elektrik zammının yükünü
hafifletecek çözüm
www.hotelrestaurantmagazine.com
www
emart
emart
30 Yıllık Deneyimi ile
Dondurma Arabalarında
Kalitenin Adresi EMART
5:17
340 likes
FoodCarts! #carretto #emartmakine
Your story
emart
Emart
340 likes
FoodCarts! #carretto #emartmakine
Onlarca Model
Arasından Arabanızı
İstediğiniz Renk ve
Ebatlarda Kurumsal
Kimliğinize Uygun
Özelleştirin
emart
340 likes
FoodCarts! #carretto #emartmakine
emart
Liked by Benjamin and others
#foodcart #icecream #dondurmaarabalari
0 likes
#emartmakine
340 likes
FoodCarts! #carretto #emartmakine
Emart Dondurma
Arabaları Dikkat
Çeken Tasarımları ve
Enfes Dondurmaları
ile Yaz Akşamlarınızın
Vazgeçilmezi Olacak
14
hotel restaurant
& hi-tech
antre
İspanya 3 ayda 26 milyon ziyaretçi aldı
Turizm Databank’ın İspanya Ulusal
İstatistik Enstitüsü’nden (INE) derlediği
verilere göre, İspanya’ya gelen
ziyaretçi sayısı 2025 yılı Ocak-Mart
döneminde %8,8 artarak 26,4 milyona
ulaştı.
İspanya 2024’de 24,2 milyon dolayında ziyaretçi
ağırlamıştı. Diğer yandan GB hariç toplamda
17 milyon turiste ulaşan ülke 6 artışı yakaladı.
Bu dönemde ülkeye en çok turist girişi 3,1
milyonla İngiltere’den sağlandı. Onu 2,12 ve
2,0 milyonluk seviyelerle Fransa ve Almanya
izledi. Ülkenin eyaletlerinde en çok turist girişi
3-4’er milyonla Kanarya ve Katalonya aldı.
Spain welcomed 26 million
visitors in three months
According to data compiled by Turizm Databank from
the Spanish National Statistics Institute (INE), the
number of visitors to Spain increased by 8.8% in the
January–March 2025 period, reaching 26.4 million.
In the same period of 2024, Spain had hosted around 24.2
million visitors. Excluding the UK, the total number of tourists
Yunan otelleri artışta
Yunanistan’da turizm sektörü şubat ayında olumlu
bir büyüme göstererek, konaklama tesislerine
toplam varışlar 792.580’e ulaştı. Gecelemeler ise
1.736.159 olarak gerçekleşti.
Otellere ve turistik kamp alanlarına gelen turist sayısı %3,9
ve geceleme sayısı %4,9 artış gösterdi. Otellere, benzeri
tesislere, turistik kamp alanlarına ve kısa süreli konaklama
tesislerine (kiralık odalar) toplam varışlar 792.580’e
ulaşırken, gecelemeler ise 1.736.159 olarak gerçekleşti.
Yunan ziyaretçi toplam varışların %64,5’ini ve gecelemelerin
%59,9’unu oluşturdu.
Greek hotels on the rise
In February, the tourism sector in Greece
showed positive growth, with total arrivals at
accommodation facilities reaching 792,580.
The number of overnight stays was recorded at
1,736,159.
The number of tourists arriving at hotels and tourist camps
reached 17 million, showing a 6% increase. During this
period, the highest number of tourist arrivals came from
the United Kingdom with 3.1 million visitors. France and
Germany followed with 2.12 million and 2.0 million visitors,
respectively. Among the country's regions, the Canary Islands
and Catalonia received the most visitors, each with around 3 to
4 million.
increased by 3.9%, while overnight stays rose by 4.9%. The
total number of arrivals at hotels, similar facilities, tourist
camps, and short-term rental accommodations (such as
rented rooms) reached 792,580, with overnight stays totaling
1,736,159. Greek visitors accounted for 64.5% of total arrivals
and 59.9% of all overnight stays.
16
hotel restaurant
& hi-tech
antre
Turizmin kredi borcu
%39 arttı
2025 yılı Ocak-Mart döneminde % 39,2 artarak
1,68 milyar dolar artış gösterdi.
Turizm Databank’ın BDDK verilerinden yaptığı analize göre,
Türkiye’de turizm alanında alınan nakdi banka kredileri
2025 yılı Ocak-Mart döneminde %39,2 artarak 1,68 milyar
dolar artış gösterdi. 2024 yılındaki artış ise 1,20 milyar dolar
dolayındaydı. Gayri nakdi kredilerdeki artış %19 azalarak
262 milyon Dolar oldu. Toplam kredilerin %80,7’si oteller
tarafından kullanıldı. Takipteki kredi oranı Mart ayında %0,91
oldu.
Tourism loan debt increased
by 39%
In the January–March 2025 period, cash bank
loans in the tourism sector increased by 39.2%,
amounting to a rise of $1.68 billion.
According to Turizm Databank’s analysis of data from the
Banking Regulation and Supervision Agency (BDDK), cash
loans received by the tourism sector in Türkiye rose by 39.2%
during the first quarter of 2025, with an increase of $1.68
billion. In comparison, the increase in 2024 was around $1.20
billion.
Non-cash loans, on the other hand, decreased by 19%,
reaching $262 million. Hotels accounted for 80.7% of the total
loans used. The non-performing loan ratio stood at 0.91% in
March.
Rekor büyüme yılı!
2024 yılında, The Club Commercial, otellerin
Gelir, Satış, M&E (Toplantı & Etkinlik), Web ve Ses
stratejileri alanında uzmanlaşmış seçkin bir topluluk
olarak, bu yılı güçlü sinerji, konsolidasyon ve dikkat
çekici bir büyümeyle tamamladı.
2024 yılında the Club; Gelir Yönetimi, Satış Yönetimi, Toplantı
ve Etkinlik Yönetimi, Web Yönetimi ve Ses Yönetiminin stratejik
konsolidasyonu ile olağanüstü bir başarı elde etti ve 48 ay boyunca
en yüksek performanslı RGI (Gelir Üretim Endeksi) skorlarına
ulaşarak gelir artışı ve inovasyon sağladı. Bu entegre yaklaşım,
departmanlar arasında sorunsuz iş birliğini teşvik ederek, tüm
ticari alanlarda hızlı müşteri potansiyeli oluşturma yanıtı ve
daha yüksek dönüşüm oranları sağlıyor. Radisson Otel Grubu
Küresel Ticari Kıdemli Başkan Yardımcısı Gianni di Fede şöyle
vurguladı: “En yetkin yetenekleri bünyemize katma konusundaki
kararlılığımız ve ileri teknolojileri etkin bir şekilde kullanmamız,
otellerimizde gelir optimizasyonunu sağlayarak sektör lideri gelir
ve kârlılık elde etmemizde belirleyici oldu. The Club’ın küresel,
bütünleşik bir ticari organizasyona dönüşümü; oluşturduğumuz
sinerjiler ve geliştirdiğimiz yenilikçi teknolojilerle birleşerek,
bizi sürdürülebilir büyüme ve başarı için stratejik olarak
konumlandırıyor.”
A record year of growth!
In 2024, The Club Commercial, an elite community
specializing in hotel Revenue, Sales, M&E (Meetings
& Events), Web, and Voice strategies, closed the year
with strong synergy, consolidation, and remarkable
growth.
Throughout 2024, the Club achieved outstanding success
by strategically consolidating Revenue Management,
Sales Management, Meetings & Events Management, Web
Management, and Voice Management. Over a 48-month period, it
reached top-performing RGI (Revenue Generation Index) scores,
driving revenue growth and innovation. This integrated approach
fosters seamless collaboration across departments, enabling
faster customer lead generation and higher conversion rates
across all commercial areas. Gianni di Fede, Senior Vice President
Global Commercial at Radisson Hotel Group, emphasized:
“Our commitment to attracting top-tier talent and effectively
leveraging advanced technologies has been key to optimizing
revenue at our hotels and achieving industry-leading profitability.
The Club’s transformation into a global, integrated commercial
organization—combined with the synergies we’ve created and the
innovative technologies we’ve developed—strategically positions
us for sustainable growth and long-term success.”
18
hotel restaurant
& hi-tech
antre
Alman turizmi
hareketlenecek
Otellerde kur-maliyet
makası geriledi
Otellerde kur-maliyet makası 27,7 puana
geriledi.
Turizmdatabank’ın analizine göre, otellerin kur artışı
karşısında maliyet baskısı Mart ayında da ılımlı eğilimde
devam ediyor. TÜİK verilerine göre, otel maliyetleri 2025
yılı Mart ayında %45,5 artarken, dolar kuru da yıllık %17,8
yükseldi. Kur-maliyet makası ise 27,7 puana geriledi.
2024’te 45 puana kadar gerilemişti.
Exchange rate–cost gap narrows
in hotels
The exchange rate–cost gap in hotels dropped
to 27.7 points.
According to an analysis by Turizm Databank, the cost
pressure on hotels in response to exchange rate increases
continued to show a moderate trend in March. Data from
the Turkish Statistical Institute (TÜİK) shows that hotel
costs rose by 45.5% in March 2025, while the USD exchange
rate increased by 17.8% year-on-year. As a result, the
exchange rate–cost gap narrowed to 27.7 points. In 2024,
this gap had declined to as low as 45 points.
Almanya’yı yeniden atağa geçirmeyi hedefleyen
Başbakan Friedrich Merz, turizm sektörüne büyük
önem vereceklerini açıkladı.
Turizm Databank’da yer alan habere göre; Almanya,
gastronomi ve otelcilik sektörlerinde müşteri ve çalışan
memnuniyetini artırırken, bürokrasiyi azaltmak gibi hedefleri
önceliğine aldı. Ülkenin bu yeni dönemde gerçekleştireceği
hamleler arasında; hava trafiği vergisinin indirilmesi, turizm
ve gastronomi çeşitliliği artırılması, paket tur korumaları,
otel ve gastronomide KDV oranlarının %7’ye düşürülmesi
bulunuyor.
German tourism set to gain
momentum
German Chancellor Friedrich Merz has announced
that the tourism sector will be a key priority in the
country’s economic revival strategy.
According to a report on Turizm Databank, Germany aims to
boost customer and employee satisfaction in the gastronomy
and hospitality industries while also reducing bureaucratic
hurdles. Key initiatives in this new phase include reducing the
air traffic tax, enhancing diversity in tourism and gastronomy,
implementing protections for package tours, and lowering the
VAT rate in the hotel and gastronomy sectors to 7%.
USA
UAE
EGYPT
MONTENEGRO
TURKEY
PROJECT SOLUTION
HOTEL FURNITURE
FF&E
VILLA - HOUSING FURNITURE
EDUCATION FURNITURE
HOSPITAL PROJECTS
OFFICE FURNITURE
WOOD WORK
PRODUCTION
PANEL
PRODUCTION
CNC
PRODUCTION
METAL
PRODUCTION
DOOR
PRODUCTION
UPHOLSTERY
PRODUCTION
PAINTING
OPERATIONS
www.watandesign.com
20
hotel restaurant
& hi-tech
antre
Lüks piknik deneyimi
Boğaz'ın kıyısında, renkli bir konseptle
sunulan, Çırağan Sarayı'nın tarihi atmosferiyle
bütünleşen lüks piknik deneyimi, konukları
tarihle iç içe, zarif ve keyifli bir gastronomi
yolculuğuna çıkarıyor.
Çırağan Sarayı’nın ihtişamlı bahçelerinde kurulan bu
deneyimde misafirlere üç farklı menü alternatifi sunuluyor.
Menülerin her biri, özel tarifler ve özenle seçilmiş
malzemelerle hazırlanmış, sofistike bir açık hava sofrası
vadediyor. Denizin ferahlatıcı esintisini andıran karides
kokteyli, ustalıkla füme edilmiş somon, altın rengi kızarmış
mantarlı risotto topları, orman meyveli ve domatesli Fransız
fasulyesi gibi zarif başlangıçlar, misafirlerin damaklarını
lezzetlendirmeye başlıyor. Özenle kavrulmuş, sahanda
hazırlanmış yumurta, menemen ve sucuk eşliğinde bebek
patatesin çıtır dokusu damakları şenlendirirken; mantarlı ve
rokfor peynirli kiş, renk cümbüşü sebzeli mini pizza ve füme
hindili 'croque monsieur' tostlar, Çırağan mutfağının zarif
dokunuşlarıyla sofraları adeta bir sanat eserine dönüştürüyor.
El yapımı kurabiyeler, nefis kekler, tartlar ve turtaların yanında
Saray’ın baklava odasında özel baklava şefleri tarafından
hazırlanan baklavalar, Türk lokumları, fıstıklı kadayıf, cevizli
incir dolması ve taptaze meyveler; konukları Boğaz’ın
büyüleyici manzarası eşliğinde unutulmaz anılara dönüşen bir
tatlı şölenine davet ediyor.
Gece Müzeciliği’nde
sezon başlıyor
Türkiye’nin eşsiz tarihi mekanlarını ve zengin
kültürel miraslarını, gün batımı sonrası
bambaşka bir atmosferde ziyaretçilerle
buluşturan ve ilk yılında yoğun ilgi gören “Gece
Müzeciliği” uygulaması, Haziran ayında yeniden
başlıyor.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Saraylar ve Çanakkale
Alan Başkanlığı’na bağlı müze ve örenyerlerinde, toplam 84
noktada müzelerin bilet ve bilet ürünlerinin geliştirilmesi,
satış kanallarının güçlendirilmesi ve genel olarak ziyaretçi
deneyiminin geliştirilmesi için çalışan SICPA Türkiye, hayata
geçirdiği projelerle Türk turizmine destek olmayı da sürdürüyor.
Firma bu kapsamda 2024 yılında sorumluluk alanındaki 930 bin
metrekarelik Efes Örenyeri’nin 90 bin metrekaresini, 1 milyon
250 bin metrekarelik Denizli Pamukkale Örenyeri’nin de 360 bin
metrekarelik kısmını aydınlatarak gece müzeciliğine kazandırdı.
Uygulama sayesinde, 2024 yılı Nisan - Eylül döneminde her
iki örenyerini yaklaşık 350 bin turist gece gezdi. 1 Haziran’da
Hierapolis, 4 Haziran’da Efes’te yeniden başlayacak Gece
Müzeciliği kapsamında bu örenyerlerini ılık yaz akşamları
yıldızlar altında gezmek ve unutulmaz bir tarih ve kültür
deneyimi yaşamak mümkün olacak.
22
hotel restaurant
& hi-tech
antre
Gökçeada,
ikinci kez Ultra Trail’e
ev sahipliği yapacak
Koşu tutkunlarının yeni adresi Gökçeada
Ultra Trail’in, bu sene ikincisi düzenlenecek.
Birbirinden güzel parkurlarıyla dikkatleri
çeken yarış, Gökçeada’nın eşsiz manzarasında
koşulacak.
Saros Körfezi girişinde 91 km kıyı
şeridi ile gözde tatil beldesi Gökçeada,
bu sene ikincisi gerçekleşecek Ultra
Trail’e ev sahipliği yapacak. 2016
yılından bu yana ‘sakin kent’ler içinde
yer alan Gökçeada, birçok etnik
kökeni içinde barındırdığı gibi kaya
mezarları, kaleleri ile yerli ve yabancı
turistlerin ilgisini çekiyor. Doğa ve
su sporları ile de adından söz ettiren
ada, geçtiğimiz yıldan bu yana ise
koşu tutkunlarının yeni adresi oldu.
Bu sene 30-31 Mayıs tarihlerinde
ikincisi düzenlenecek Gökçeada Ultra Trail’de koşu severleri
yeniden ağırlamaya hazırlanan Gökçeada, katılımcılara eşsiz
Rüya gibi balayı deneyimi
Yeni evli çiftler için Kıbrıs, balayı hayallerini
gerçeğe dönüştüren bir destinasyon olarak öne
çıkıyor. Bu romantik yolculuğu taçlandırmak
için Salamis Bay Conti Resort Hotel, çiftlere özel
sunduğu imkanlarla eşsiz bir balayı deneyimi
vadediyor.
bir ada deneyimi sunacak. Doğa ile iç içe, tarihi dokusu ve
eşsiz manzaralarıyla katılımcılara unutulmaz bir deneyim
sunacak Gökçeada Ultra Trail öncesinde Intersport Türkiye
Genel Müdürü Gökhan Görgülü, “Intersport, sporu branş ayırt
etmeksizin her tarafıyla kucaklıyor ve sporcunun yanında
yer alıyor. Amacımız sadece profesyonel sporculara değil,
sporu yeni keşfedenlere dokunmak ve daha fazla insanı aktif
yaşamaya teşvik etmek. Intersport Türkiye olarak son yıllarda
bu yaklaşımımız sayesinde sporla yeni tanışan binlerce kişiyle
buluştuk. Gökçeada Ultra Trail gibi etkinliklerde yer alarak,
markamızı kitlelerle bir araya getiriyor ve sporun gerçekten
herkes için olduğunu gösteriyoruz.” diye konuştu.
Kıbrıs’ta Salamis
Bay Conti Resort
Hotel, masmavi
denizi ve altın sarısı
kumsallarıyla
çiftlere huzur ve
romantizm dolu
anlar sunuyor.
Otelin lüks villaları,
çiftlere özel
konfor sağlarken,
modern tasarımı
ve geniş yaşam alanı ile evinizdeki rahatlığı sunuyor. Ayrıca
sunduğu kapsamlı spa hizmeti ile kendinizi şımartabilir, özel
masaj ve bakımlar ile yenilenmiş hissedebilirsiniz. Ultra her şey
dahil konsepti, yüksek hizmet kalitesi ve konforlu alanlarıyla
konuklarına unutulmaz bir tatil yaşatan tesis, a la carte
restoranlarında da balayı çiftleri için hazırlanan özel sunumlarla
Akdeniz mutfağının enfes lezzetlerini sunuyor. Denize sıfır
kum plajı ve havuzları, su sporları, animasyonlar, canlı müzik
performansları ve sahne şovları ile her anı eğlence dolu bir tatil
sunan tesis, lezzet ve spa konularındaki iddiasıyla da akıllarda iz
bırakıyor.
24
hotel restaurant
& hi-tech
antre
İstanbul ilk çeyrekte geriledi
2025 yılının Ocak-Mart
döneminde İstanbul’a yurt
dışından gelen yabancı
ziyaretçi sayısı %0,4 düşerek
3,75 milyon oldu.
Turizm Databank’ın Kültür ve Turizm
Bakanlığı tarafından açıklanan verilere
göre, 2025 yılının Ocak-Mart döneminde
İstanbul’a yurt dışından gelen yabancı
ziyaretçi sayısı %0,4 düşerek 3,75 milyon
oldu. 2024’te 3,76 milyon ziyaretçi gelmişti.
3 ayda Rusya ve İngiltere pazarları %8
düştü. Düşüş İranda sert oldu. ABD, İtalya
ve Özbekistandaki artışlar dikkat çekti.
Istanbul sees decline in
first quarter
The number of foreign visitors arriving in Istanbul
from abroad fell by 0.4% in the January–March
2025 period, totaling 3.75 million.
According to data released by the Ministry of Culture and
Tourism and analyzed by Turizm Databank, Istanbul welcomed
3.75 million foreign visitors in the first quarter of 2025, slightly
down from 3.76 million in the same period of 2024. During this
three-month period, the Russian and UK markets both declined
by 8%. The drop was even more pronounced in the Iranian
market. On the other hand, visitor numbers from the United
States, Italy, and Uzbekistan showed noticeable increases.
İzmir
yabancı ziyaretçide
%9 artıda
2025 yılının Ocak-Mart döneminde
İzmir’e yurt dışından ve yurt içinden
gelen toplam yabancı ziyaretçi sayısı
%9 artarak 155,8 bin oldu.
Turizm Databank’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı
tarafından açıklanan veriden aldığı bilgiye göre,
2025 yılının Ocak-Mart döneminde İzmir’e yurt
dışından ve yurt içinden gelen toplam yabancı
ziyaretçi sayısı %9 artarak 155,8 bin oldu. 2024
yılı aynı dönemde 142,9 bin ziyaretçi gelmişti.
Bu dönemde İzmir, en çok turisti 43,4 bini
aşan Almanya’dan aldı, ama %17 düştü. Onu
13,5 binle İtalya ve 11,1 binle İngiltere izledi.
Bu pazar da %10 geriledi. İldeki artışı gemi
yolcusu desteği ile %375 gelişme kaydeden
İtalya sağladı.
Izmir records
9% increase in
foreign visitors
In the January–March
2025 period, the total
number of foreign visitors
arriving in Izmir—both
from abroad and within
Türkiye—increased by 9%,
reaching 155.8 thousand.
According to data from the
Ministry of Culture and Tourism, cited by Turizm Databank, this figure rose
from 142.9 thousand in the same period of 2024. During this time, Germany
remained the top source market for Izmir with over 43.4 thousand visitors,
despite a 17% decline. Italy followed with 13.5 thousand visitors, and the
United Kingdom ranked third with 11.1 thousand—both showing a 10%
decrease. The sharpest increase came from cruise passenger arrivals from
Italy, which surged by 375%, contributing significantly to the city’s overall
growth.
26
hotel restaurant
& hi-tech
antre
Deneyim müzeleri
öğrencilere kapılarını
indirimli açıyor
Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi ile Efes
Deneyim Müzesi, 16 Mayıs – 16 Haziran
tarihlerinde öğrencilere yüzde 50 indirim fırsatı
sunuyor.
En son teknolojilerle hayata geçirilen, ödüllü müzeler Ayasofya
Tarih ve Deneyim Müzesi ile Efes Deneyim Müzesi, Müzeler
Haftası ve Kurban Bayramı’nı kapsayan özel kampanyasıyla
öğrencilere unutulmaz bir deneyim sunuyor. İlkokuldan
üniversiteye 6-22 yaş arası öğrenciler, tarih ve kültür mirasını
konu alan deneyim müzeciliğinin Türkiye ve dünyadaki ilk
örnekleri olan müzeleri, 16 Mayıs - 16 Haziran 2025 tarihleri
arasında yüzde 50 indirimle keşfetme fırsatı bulacak. Dem
Müzecilik tarafından geliştirilen ve işletilen bu iki ödüllü
müzede kullanılan teknolojilerle, kültürel miras; duygusal
bağ kurduran, yaşayan bir deneyim haline geliyor. Deneyim
müzeciliğini yalnızca turizm açısından değil, aynı zamanda
eğitim ve gelecek kuşaklara miras bırakma sorumluluğu
çerçevesinde ele alan Dem Müzecilik, yıl boyunca düzenlediği
indirim kampanyalarına bir yenisini ekleyerek, Müzeler Haftası
ve Kurban Bayramı’nı kapsayan bir aylık süre boyunca dünyaca
ödüllü müzelerini tüm öğrencilere yüzde 50 indirimle ziyaret
imkânı sunacak.
Tesis
dolulukları
düştü
Kültür ve Turizm Bakanlığı
konaklama istatistiklerinden
derlenen verilere göre,
Türkiye’deki işletme belgeli
ve basit otellerde doluluklar,
2025 yılı Mart ayında 5,5 puan
düşerek %32,32’den %26,79’a
indi.
Antalya’da konaklama tesisi
dolulukları 9 puan düşüşle %26,57’ye
geriledi. İstanbul’da 6 puan düşerek
%39,58’e düştü. Muğla’da tesis
dolulukları %12,68’e gerilerken
İzmir’de %22,92’ye indi. Aydın’da
doluluk %23,27’ye düştü. (Turizm
Databank)
28
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
TÜROB'UN LIDERI DEĞIŞMEDI
MÜBERRA ERESIN
YENIDEN BAŞKAN!
Müberra Eresin, Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB) 25. Olağan Genel Kurulu’nda yapılan
seçimle yeniden TÜROB Başkanı oldu.
Müberra Eresin, yeniden Türkiye
Otelciler Birliği (TÜROB)
Başkanlığı’na seçildi. Türkiye’de
turizm sektörünün en köklü ve en büyük
temsilcilerinden TÜROB’un 25. Olağan
Genel Kurul Toplantısı Çırağan Palace
Kempinski İstanbul’da gerçekleştirildi.
Genel Kurula Kültür ve Turizm Bakanı
Mehmet Nuri Ersoy’un yanı sıra İstanbul
Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç
de katıldı. TÜROB üyelerinin de yoğun
katılımına sahne olan genel kurulda
yapılan oylama sonucunda TÜROB’un
yeni yönetim kurulu belli oldu.
Tek listeyle yapılan seçim sonrasında
gerçekleştirilen yönetim kurulu
toplantısında Müberra Eresin yeniden
Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildi.
Hediye Güral Gür, Taner Yallagöz
ve Temel Aygün Başkan Yardımcısı
olurken, İsmail Taşdemir de
profesyonel Genel Sekreterlik görevine
devam edecek.
TÜROB Yönetim Kurulu şu
isimlerden oluştu:
Müberra Eresin (Başkan)
Hediye Güral Gür (Başkan Yardımcısı)
Taner Yallagöz (Başkan Yardımcısı)
Temel Aygün (Başkan Yardımcısı)
Levent Erdoğan (Sayman)
Kasım Zoto (Koordinatör)
İsmail Taşdemir (Genel Sekreter)
Ayhan Hacıbektaşoğlu
Ayhan Hüzmeli
Banu Dedeman
Göksenin Kürkçü
Murat Tomruk
Mustafa Topaloğlu
Nuri Kalyoncu
Orkun Petekçi
Ziya Cihan
E v e r l a s t i n g Q u a l i t y
www.natsan.com.tr
30
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
TURIZMI ŞEKILLENDIREN
"LIDER KADINLAR" AÇIKLANDI:
İşte Uzakrota Listesindeki
50 Etkili İsim
Dünyaya açılan zirve markası Uzakrota, turizm ve seyahat dünyasına yön veren, artı değer
katan 50 başarılı kadını açıkladı. Havayolu, otelcilik, kruvaziyer, seyahat acentesi, tur
operatörlüğü gibi pek çok kolda fark yaratan ‘’Turizm Sektörünün Önde Gelen 50 Kadın
Yöneticisi’’ne ödülleri, Kasım ayında İstanbul’da gerçekleşecek Uzakrota Global Summit’te
törenle verilecek.
Yönetimde kadın, herbir kararıyla
iddialı duruşunu ortaya koyuyor.
Son yıllarda kadınların güçlü ayak
seslerinin yükseldiği sektörlerden
biri de, turizm! Turizm ve seyahat
alanında rol alan kadınlar son birkaç
yılda neredeyse üçe katlandı, karar
mekanizmalarındaki kadın sayısı arttı.
Turizm orta ve alt kademede pek öyle
olmasa da üst yönetimde diğer pek çok
iş alanında olduğu gibi erkek egemen
bir sektörken son yıllarda ön plana
çıkan kadın yönetici sayısında belirgin
bir artış yaşandı.
Geleneksel ödüllere ‘’Women in
Travel’’ eklendi
10 yılda 5 kıtada düzenlediği 30
zirveyle dünyanın önde gelen turizm
etkinliği olarak kabul gören Uzakrota,
sektörün bu yükselen gücüne ışık tuttu.
Uzakrota Kurucusu Gökhan Erdoğan,
gelenekselleşen Uzakrota Travel
Awards’ta bu yıl ‘’Women in Travel’’
kategorisini de eklediklerini duyurdu:
‘’Turizm sektörü, son yıllarda kadınların
başarılarıyla gelişiyor, büyüyor. Turizm
sektöründeki yükselişin arkasında
kadınların özellikle üst yönetimde
yükselen gücünün olduğuna inanıyoruz.
Kadın yöneticilerin sayısındaki artış
ile paralel olduğunu düşünüyoruz. Bu
bakış açısıyla sektörümüzün kendi
alanlarında son derece başarılı olan 50
kadın yöneticisini ‘Turizm Sektörünün
Önde Gelen 50 Kadın Yöneticisi’ ödülü
ile ödüllendirmek istedik. Bu ödülle
kadınların turizmdeki yükselişinin
gözle görünmesine ve yarattığı
değere katkı sağlamayı amaçlıyoruz.
28 Kasım’da İstanbul’da organize
edeceğimiz Uzakrota Global Summit’te
kendilerine ödüllerini takdim etmek
istiyoruz. Kadınlar her girdiği alanda
fark oluşturuyor. Turizm sektöründe
her ne kadar sayı artsa yeterli değil. Bu
ödüllerle kadınların turizm yönetiminde
daha da çok yer alması için farkındalık
oluşturmayı istiyoruz.’’
İşte turizmi yükselten 50 başarılı
kadın
Uzakrota Travel Awards kapsamında
‘’Women in Travel’’ başlığıyla ödüle
değer görülen ‘’Turizmin Önde Gelen 50
Kadın Yöneticisi’’:
Müberra Eresin – Türkiye Otelciler
Birliği Başkanı
Deniz Sumerpalazoğlu – Emirates
Airline Türkiye Satış Müdürü
Deniz Selen Kılıçözgürler – Gezinomi
Genel Müdürü
Pelin Bengü – Intrepid Travel Türkiye
Genel Müdürü
Yulia Kardesoglu – Divan Hotel Genel
Müdürü
Nesrin Ceran Sander – Middle East
Airlines Genel Müdürü
Nilüfer Aktan – Airfrance-KLM Türkiye
Ticari Müdürü
Ayşe Yağcı – Jules Verne Travel CEO’su
Elif Balcı Fisunoğlu – TGA Genel Müdür
Yardımcısı
Oya Narin – Türkiye Turizm Yatırımcıları
Derneği Başkanı
Yeşim Doğukan – Radisson Hotel Bölge
Pazarlama Müdürü
Nuket Angın – Air Arabia Doğu Avrupa
Müdürü
Birgül Akgül – Barut Hotels Kıdemli
Pazarlama Müdürü
Harika Kızılhan – Türk Ekspres Genel
Müdürü
Nevra Onursal Karaagaç – Hitit CEO’su
Aylin Özsavaş – İstanbul Seyahat
Acentaları Tanıtım ve Geliştirme
Derneği Başkanı
Ferzan Ünlüsoy – APG Network Avrupa
Genel Müdür Yardımcısı
Aslı Acarkan – Expedia Türkiye Genel
Müdürü
Aslı Erkan – Aviareps Türkiye Genel
Müdürü
Mirey Göldağ – Talaviation Genel
Müdürü
Tuğba Atay Gücük – Hepstar Genel
Müdür Yardımcısı
Cansu Varlık – Wtatil Yönetici Ortağı
Pınar Gökçen Boybeyi – Korean Air
Türkiye Satış Müdürü
Sinem Dağtaş – Kuwait Airways Türkiye
Genel Müdürü
Meltem Özkeskin – FlyDubai Türkiye
Genel Müdürü
Figen Erkan – Jolly Yönetim Kurulu
Üyesi
Ece Tonbul – Paloma Hotel Yönetim
Kurulu Üyesi
Seda Akter – Etihad Airways Türkiye
Ticari Müdürü
Zeynep Mutlu – Skyscanner
Destinasyon Ortaklık Müdürü
Nedime Konuksever – Air Canada Doğu
Avrupa Müdürü
Derya Pekruh Gerçeker – Singapore
Airlines Bölge Pazarlama Müdürü
Çiğdem Cengiz – Amadeus Türkiye
Kıdemli Pazarlama Müdürü
Süheyla van Taarling – HotelRunner
Kıdemli Pazarlama Müdürü
Canan Demir – Tatilsepeti Pazarlama
Direktörü
Nihan Çolak Erol – Enuygun Wingie
Group Kurucu Ortağı
Adviye Bergemann – Uluslararası
Sürdürülebilir Turizm Derneği Başkanı
Güliz Öztürk – Pegasus Airlines CEO’su
Ece Yiğit – Vista Turizm Genel Müdürü
Eda Serbest – Ejder Turizm Genel
Müdürü
Sinem Duygu Oral – Rixos Hotels
Pazarlama Direktörü
Tuğçe Tanju Atıl – Honest Holding
Pazarlama Direktörü
Nadya Özcan – Air Astana Türkiye Genel
Müdürü
Damla Bayık – Katar Turizm Ofisi Bölge
Müdürü
Derya Karaagaç – Dubai Turizm
Otoritesi Türkiye Müdürü
Nilda Türe – Selectum Blu Cruise Genel
Müdürü
Müveddet Utku – Gözden GSA Direktörü
Banu Dedeman – Dedeman Hotel
Yönetim Kurulu Üyesi
Hediye Güral Gür – NG Hotel Yönetim
Kurulu Başkanı
Işın Hekimoğlu – MSC Cruises Türkiye
Genel Müdürü
Şebnem Özlem – Antur Genel Müdürü
Özel Ödüller ise şöyle:
Ayrıca, sektöre yaptıkları katkılarla öne
çıkan kadın liderlere de özel ödüller
verilecek:
Didem Kuş – Multinet UP Genel Müdür
Yardımcısı
Gizem Çakı Çolak – İstanbul Havalimanı
Havacılık Geliştirme Müdürü
Emel Yasemin Akçay – Plaza Premium
Avrupa Satış Müdürü
Ayşen Tümbay – Global Tourism and
Organization Yönetim Kurulu Başkanı
Güliz Saral – İstanbul Sabiha Gökçen
Havalimanı Pazarlama Müdürü
32
hotel restaurant
& hi-tech
gündem etkinlik agenda event
ISTTA & TRAVELSHOP
TURKEY’DEN SÜRPRIZ ÇIKIŞ: FILIPINLER!
A bold move from ISTTA & TravelShop Turkey: The Philippines!
ISTTA ve TravelShop Turkey, Asya’da bir ilk
gerçekleştirerek Manila’da uluslararası turizm
profesyonellerini buluşturdu. International Tourism
Summit Asia Conference & B2B Networking etkinliği
ve beraberindeki Fam Trip programı, Türk turizminin
Asya’da güçlü bir çıkış yapmasını sağladı.
20 yılı aşkın süredir Türkiye’nin birçok turizm fuar altyapısını üstlenen,
Hosted Buyer programlarıyla yüzlerce uluslararası etkinlik organize
eden TravelShop Turkey, bu kez İstanbul Turizm Derneği (ISTTA)
iş birliğiyle Asya’nın kalbinde, Manila’da önemli bir zirveye imza attı.
Filipinler, Asya, Avrupa ve Orta Doğu başta olmak üzere dünyanın dört bir
yanından gelen turizm profesyonelleri, 6–12 Mayıs 2025 tarihleri arasında
konferans ve B2B görüşmelerle güçlü iş birliklerinin temelini attı.
Kalender: “Bu başarı, vizyonumuzun bir yansımasıdır”
Etkinliğin mimarı TravelShop Turkey & TravelShop Booking Yönetim
Kurulu Başkanı ve Istanbul İstanbul Turizm Derneği Başkanı Murtaza
Kalender, şu açıklamalarda bulundu: “Turizmin dönüştürücü gücüne
inanıyor, bu sektöre sadece bir iş değil, bir vizyon ve tutku olarak
yaklaşıyoruz. Yeni iş ağlarının kurulmasına öncülük etmek, kalıcı ilişkiler
kurmak ve turizm yoluyla insanların hayatlarına dokunmak bizim
temel motivasyonumuzdur. Bu etkinlik, yalnızca bir organizasyon değil;
Türkiye'nin global turizmdeki iddiasının da güçlü bir yansımasıdır.”
Bu iş birliği ile hedeflerinin katma değeri yüksek turist sayısını artırmak
olduğunu belirten Kalender, önümüzdeki dönemde turizm ürün çeşitliliğini
geliştirmeye ve turizmi 81 ile ve 12 aya yaymaya odaklanacaklarının altını
çizdi.
Sıradaki etkinlikler
Istanbul Tourism Association üyeleri, aşağıdaki organizasyonlara ücretsiz
katılım sağlayabilecek ve B2B masalarında yer alabilecekler: International
Tourism Summit Africa – Morocco (11–14 Eylül 2025), International
Tourism Summit Africa – Tanzania (05–08 Mayıs 2026), International
Tourism Summit Asia – Uzbekistan (04–07 Ağustos 2026)
“Bu daha başlangıç”
Murtaza Kalender, bu etkinliklerin daha bir başlangıç olduğunu belirterek,
“Kıtaları birleştirmeye, daha büyük hayaller kurmaya, turizmde fark
yaratmaya ve dünyaya ilham olmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
In a groundbreaking move for the Asian tourism
sector, ISTTA and TravelShop Turkey brought
international tourism professionals together in
Manila. The International Tourism Summit Asia
Conference & B2B Networking event, along with an
accompanying Fam Trip program, marked a powerful
debut for Turkish tourism in the Asian market.
With over 20 years of
experience in organizing key
tourism trade shows and
hundreds of international
events through its Hosted
Buyer programs, TravelShop
Turkey partnered with
the Istanbul Tourism
Association (ISTTA) to host
a major summit at the
heart of Asia—Manila. From
May 6 to 12, 2025, tourism
professionals from across
the globe—particularly
from the Philippines, Asia,
Europe, and the Middle
East—laid the foundations
for strong partnerships through conferences and B2B meetings.
Kalender: “This success reflects our vision”
Murtaza Kalender, Chairman of TravelShop Turkey & TravelShop
Booking and President of the Istanbul Tourism Association, stated:
“We believe in the transformative power of tourism and approach
this sector not just as a business but as a vision and a passion. Our
core motivation is to lead the creation of new business networks,
foster lasting relationships, and touch people’s lives through
tourism. This event is not just an organization; it’s a powerful
reflection of Türkiye’s global tourism ambitions.”
Emphasizing that their goal is to increase the number of highvalue
tourists through this collaboration, Kalender underlined
their commitment to diversifying tourism offerings and expanding
tourism across all 81 provinces of Türkiye throughout the entire
year.
Upcoming events
Members of the Istanbul Tourism Association will have
complimentary access and participation at B2B tables in the
following upcoming events: International Tourism Summit Africa –
Morocco (September 11–14, 2025), International Tourism Summit
Africa – Tanzania (May 5–8, 2026) and International Tourism
Summit Asia – Uzbekistan (August 4–7, 2026).
“This is just the beginning”
Stating that this is only the beginning, Kalender concluded: “We
will continue to bridge continents, dream bigger, make a difference
in tourism, and inspire the world.”
36
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
KAHIRE'DE TURIZM DIPLOMASISI
ERSOY, D-8'IN TURIZM BAKANLARIYLA
BULUŞTU
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kahire konuşmasında “Türkiye olarak turizmi
yapay zekâ ile yeniden tanımlamak ve ziyaretçi deneyimi maksimum seviyeye çıkarmak
istiyoruz” dedi. Ersoy, Türkiye’nin ‘Güvenli Turizm Programı’nı geliştiren ve uygulayan ilk
ülke olduğu vurgusu yaptı.
Gelişen 8 Ülke Teşkilatı'nın 4. Turizm
Bakanları Toplantısı, Mısır Turizm
ve Eski Eserler Bakanı Sherif
Fathi’nin açılış konuşmasıyla başladı. Fathi,
konuşmasının başında Türkiye Cumhuriyeti’ni
temsilen toplantıya katılan Kültür ve Turizm
Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u, Antalya
şehrinin D-8 ülkeleri tarafından 2025 yılı
Turizm Şehri olarak seçilmesi dolayısıyla
kutladı ve teşekkür etti.
Mısır'ın başkenti Kahire'de gerçekleştirilen
toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet
Nuri Ersoy, Pakistan Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Huzaifa Rehman, İran
İslam Cumhuriyeti Kültürel Miras, Turizm
ve El Sanatları Bakanı Reza Salehi Amiri ve
diğer üye ülkelerin delegasyon başkanları
katıldı.
Toplantının birinci çalışma oturumunda
konuşan Bakan Ersoy, Türkiye’nin turizm
alanında elde ettiği başarıları ve ileriye dönük
hedeflerini paylaştı.
1980’lerden itibaren özellikle son on
yılda turizm alanında önemli ilerlemeler
kaydettiklerini ifade eden Ersoy, Türkiye’nin
dünyanın ilk 10 turizm destinasyonu arasında
yer aldığını belirtti. Ersoy, "2024 yılında
turizm gelirlerimiz yüzde 8 artarak 61 milyar
dolara, ziyaretçi sayımız ise yüzde 9 artışla 62
milyona ulaştı." dedi.
Hükümet olarak arazi tahsisleri, düşük kamu
hizmeti maliyetleri ile vergi indirimleri gibi
teşvikler sağladıklarını ve turizm sektörünün
büyümesini engelleyen bürokratik engelleri
ortadan kaldırdıklarını dile getiren Ersoy,
2019 yılında Türkiye Turizm Tanıtım ve
Geliştirme Ajansı'nı (TGA) kurduklarını
aktardı. TGA'nın Türkiye’yi güçlü bir marka ve
uluslararası pazarlarda lider bir destinasyon
olarak konumlandırmak için çalıştığını ifade
etti.
“Güvenli Turizm Programını
geliştiren ve uygulayan ilk ülkeyiz”
Pandemi döneminde Türkiye'nin dünyaya
örnek olan "Güvenli Turizm Programı"nı
geliştiren ve uygulayan ilk ülke olduğunu
hatırlatan Ersoy, bu programın 2022 yılında
Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi
(GSTC) ile yapılan iş birliği sonucunda
"Sürdürülebilir Turizm Programı"na
dönüştüğünü belirtti. Program kapsamında,
Türkiye'deki tüm konaklama tesislerinin 2030
yılı sonuna kadar sertifikalandırılmasının
hedeflendiğini söyledi.
Bakan Ersoy, Türkiye’nin 2053 turizm
vizyonunu "yeşil altyapı ve sürdürülebilirlik
odaklı" olarak tanımlayarak, "Bu vizyon
kapsamında yapay zekâ ve ileri dijital
teknolojileri en üst düzeyde kullanarak,
turizm gelirleri açısından Türkiye’yi dünyanın
ilk üç ülkesi arasına taşımayı hedefliyoruz."
diye konuştu.
Alternatif turizm ürünlerinin tanıtım
faaliyetlerinin artırılacağını vurgulayan Ersoy,
"Stratejik planlarımız doğrultusunda, turizmi
çeşitlendirerek tüm ülkeye ve yılın 12 ayına
yaymak amacıyla alternatif turizm ürünlerinin
tanıtım faaliyetlerini gerçekleştireceğiz.
Bu çerçevede Amerika ve Uzak Doğu gibi
uzak pazarlara, özellikle üst gelir grubuna
yönelik tanıtımlara ağırlık vereceğiz. Turizm
sertifikasyon programları sayesinde ziyaretçi
başına elde ettiğimiz geliri artıracağız." dedi.
“Yapay zeka turizmde bir
devrimdir”
Akıllı ekonomiler çağında turizmin yalnızca
bir eğlence faaliyeti olmadığını aktaran
Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Turizm
bir ekosistemdir. Kültürdür, diplomasidir,
inovasyondur, ticarettir. Turizm yerel
kalkınmayı teşvik eder, KOBİ’leri destekler,
kadın ve gençlere güç kazandırır, toplumları
birbirine bağlar. Turizmin potansiyelini
kullanarak küresel eğilimlerle uyum içinde
kalmak için yapay zekâyı yakından takip
ediyoruz. Yapay zekâ, insanlık tarihindeki en
hızlı gelişen teknolojilerden biridir ve turizmde
bir devrimdir. Türkiye olarak bu dönüşümde
öncü bir rol üstlenmeye kararlıyız. Turizm
sektörü artık çağın hızına ayak uydurabilmek
için teknolojiyle daha güçlü entegre olmalıdır.
Yapay zekâ ile turizmi yeniden tanımlamak
ve ziyaretçi deneyimini maksimum seviyeye
çıkarmak istiyoruz." Türkiye’nin yapay zekâ
temelli rehberlik sistemlerini müze ve kültürel
alanlarda hayata geçirerek ziyaretçilere daha
interaktif deneyimler sunmayı amaçladığını
belirten Ersoy, "Geleceğin teknolojisiyle
geçmişimizin hikâyesini anlatarak kültürel
dönüşümümüzü dijital ortamda tüm dünyayla
paylaşmak istiyoruz." dedi.
38
hotel restaurant
& hi-tech
gündem / makale
AGON
Tezer
Danışmanlık ve Mümessillik
Öner
Hizmetleri CEO’su
Turizmde üvey evlat konusu, spor!
Her sene yazarım. Bu sene
de yazmazsam olmaz. 60.
Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet
Turu yapıldı ve bitti. TUR 2025'te 3
kıtadan, 13 ülkeden 23 takımın 161
bisikletçisi, 1.153 kilometre boyunca
pedal çevirdi. 5 kıtada 13 dilde 190
ülkeye yayın yapıldı.
Bizim ülkemizde hala bu
organizasyonun yapılıp bittiğinden
haberi olmayan insanlar var.
Halbuki ortalığın yıkılması lazımdı.
Organizasyonu seyretmek için
gelecek turlar olmalıydı. Otellerde
rezervasyon için yer bulunamıyor
olmalıydı. Organizasyonun gazıyla
etapları ve çevresini tanıtacak
yarışma sonrası bisikletli gezi turları
düzenlenmeliydi.
Ama gel gör ki, yol boyu seyirci bile
olmadı gene… F1 de bir zamanlar
onca yatırım ve emeğe karşın seyirci
yokluğu ve bilet fiyatları yüzünden
Türkiye’den çekilmişti. Bisiklette
bilet de yok. Evden bir zahmet
yol boyuna kadar çıkıp dünyaca
meşhur bisikletli ve takımları
seyredebiliyorsun. Ama seyirci yok…
Atletizm müsabakaları olur gene
seyirci yok… Seyirci nerede? Sadece
futbolda ve son yıllarda başarılı
olduğumuzdan dolayı basketbol ve
voleybolda… Diğer sporlar maalesef
üvey evlat!
Tüm dünyada yükselen trend
doğa sporları ve dolayısıyla doğa
turizmi. Bizde de son zamanlarda
insanlar katlanır sandalyesini ve
iki parça yiyecek içeceğini alıp
doğaya kaçmaya başladı çok
şükür. Avrupa’da ise özellikle doğa
sporları yanında bisiklet turları da
çok revaçta. Bizde var mı peki?
Eh azıcık üç beş tur şirketinin
çabalarıyla yapılan işler var. Genelde
Kapadokya, Antalya ve Marmaris
çevresine endekslenmiş bir turizm
etkinliği denebilir. Hatta buna yan
etkinlik denebilir. Deniz, kültür ve
güneş amaçlı gelenlerin biraz da
merakından dolayı bisiklete binme
çabası olarak yorumlayabilirim.
Peki bu turizm kolu üzerine düşsek
satar mı? Şahane satar. Ama bunun
için gene en büyük beklenti devlet
tarafında olacak. Bisiklet yolları
ve parkurları belirlemek, güvenlik
ve sağlık tedbirlerini almak, “Tur
Türkiye” gibi organizasyonları
daha iyi tanıtıp daha çok emek ve
bütçeyle büyütmek gerekiyor. Böyle
bir tanıtım fırsatı bedavadan onca
ülkenin televizyonlarına çıkmak
tadından yenmez aslında…
Neden senelerdir yazıyorum,
münferit çabalar ve azıcık iştahla
yapılan yatırımlar ve onca iyi niyet
neden bu zamana kadar bir türlü
istenilen seviyeye gelemiyor? Hata
nerede veya yapılan yanlış ne?
Birkaç kişi çıkıp diyecek ki, biz her
sorunun cevabını biliyoruz. O zaman
neden kimse sizi dinlemiyor? Bu bir
sorun ve bunu çözmemiz lazım!
Türkiye müthiş parkurları olan,
harika gezi rotalarına sahip,
konaklama ve yiyecek içecek
sıkıntısı çekmeyen mükemmel bir
bisiklet ve doğa gezileri memleketi.
Bunun yanında yurt dışında Avrupa,
Amerika ve Uzakdoğu’da da ciddi
sayıda bu işe gönüllü müşteri
kitlesi var. Yatak sayımız da yeterli…
Nispeten boş geçen bahar ayları
da tam gezmek ve bisiklet için
ideal… O zaman ne duruyoruz? Neyi
bekliyoruz?
Haydi!..
40
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
TÜROB, YUNANISTAN
TURIZM DENGESINI AÇIKLADI:
TÜRKIYE’DEN GIDEN DAHA FAZLA!
Türkiye’den tatilcilerin en fazla ilgi gösterdiği ülkelerin başında gelen Yunanistan ile turizm
ilişkileri hareketleniyor. TÜROB’un raporuna göre, bu yıl Türkiye’den Yunanistan’a 1,4 milyon
ziyaretçinin gitmesi, Yunanistan’dan Türkiye’ye ise 800 bin ziyaretçinin gelmesi öngörülüyor.
Türkiye’den giden tatilcilerin en fazla
ilgi gösterdiği ülkelerin başında
gelen Yunanistan ile turizm ilişkileri
hareketleniyor. Türkiye Otelciler Birliği’nin
(TÜROB) araştırma raporuna göre, bu
yıl Türkiye’den Yunanistan’a 1,4 milyon,
Yunanistan’dan Türkiye’ye ise 800 bin ziyaretçi
sayısına ulaşılması öngörülürken, iki ülke
turizmcileri karşılıklı turizm potansiyelini
artırmak için iş birliği imkanlarını genişletiyor.
Geçen yıl Türkiye’den 1,2 milyon kişi
Yunanistan’a giderken, Yunanistan’dan
Türkiye’ye 707 bin kişi gelmişti.
TÜROB, Türkiye’nin en önemli turizm
pazarlarından Yunanistan’ın Atina ve Selanik
şehirlerinde kısa bir süre önce gerçekleştirilen
‘GoTurkiye Destination Promotion Event’
etkinliği sonrası, Yunanistan turizm pazarını
mercek altına alan bir araştırma raporu
hazırladı. Raporda görüşleri yer alan TÜROB
Başkanı Müberra Eresin, iki ülke arasında
toplam turizm potansiyelinin 3 milyon kişiye
ulaşabileceğini, bu hedefe ancak ulaşım
alternatiflerinin etkin olarak kullanılması
halinde ulaşılabileceğini vurguladı.
TÜROB’UN Önerileri:
Ulaşım öncelikli olmalı, hızlı tren için
adım atılmalı
TÜROB raporunda iki ülke arasında turizm
ilişkilerinin geliştirilmesi için şu öneriler
sunuldu:
Tanıtım çalışmalarının karşılıklı olarak
sürdürülmesi önemli ve gereklidir. Bu
kapsamda Türkiye’nin 14-16 Kasım 2025’te
Selanik’te düzenlenecek Philoxenia Turizm
Fuarına katılması yararlı olacaktır.
Yunan ziyaretçiler için en popüler
destinasyonlar İstanbul, Edirne, Kapadokya,
Bursa, Ayvalık, İzmir ve Trabzon olarak
sıralanıyor.
Skyexpress seferlere başladı
İki ülke arasında uçak sefer sayıları artmakla
birlikte özellikle Atina ve Selanik’ten AB
ülkelerindeki ücret seviyelerine yakın lowcost
seferlerin başlatılması her iki ülkenin
turist sayısına önemli katkı yapacaktır. Son
dönemde Skyexpress Havayolları’nın Türkiye
ile Yunanistan arasında seferlere başlaması
olumlu bir gelişmedir.
Selanik-İstanbul arasında tren yolu hattının
altyapısının hızlı tren seferlerine göre
düzenleneceği uzun yıllardır gündemde yerini
koruyor ancak bir ilerleme sağlanamadı.
Ege Denizi’ndeki feribot seferlerinin turizme
katkısı dikkate alındığında, Selanik-İstanbul
hızlı treninin iki ülke turizmine beklentilerin
üzerinde katkı vereceği değerlendirilmektedir.
Türkiye ve Yunanistan’ın sunduğu turizm
ürünü birbirinin rakibi değil tamamlayıcısıdır.
Özellikle uzak destinasyonlardan turizm
talebinin 2 ülkeyi kapsayacak paketlerle
pazarlanmasının turizm talebinde önemli
katkı yaratacağına inanıyoruz. THY ve Star
Alliance’ın içerisinde yer alan havayolu
şirketlerinin sunduğu geniş bağlantı imkanları
dikkate alınarak, uzun yıllardır konuşulan
ancak henüz hayata geçirilemeyen bu konuda
artık zamanın geldiğini ve ortak adım atılması
gerektiğini belirtiyoruz. Kruvaziyer turizm ile
birlikte adım atılması bu çalışmada önemli bir
başlangıç olabilir.
1.3 milyon Türk ziyaretçi 1 milyar
euro harcadı
Özellikle Kapadokya bölgesinde dini
grupların ayin için izin süreçlerinin
oldukça uzun sürdüğü, izinlerin önceki
dönemlerde olduğu üzere İl Kültür ve Turizm
Müdürlükleri tarafından kısa süre içerisinde
sonuçlandırılmasının beklendiği ifade
edilmektedir.
Yunan vatandaşları başta Noel ve Paskalya
dönemleri olmak üzere yıl genelinde yurtdışı
tatili yapmaktadırlar. Yunan vatandaşlarının
yurtdışı seyahatlerinde tercih ettiği turizm
türleri kültür turizmi, şehir turizmi, inanç
turizmi, yat turizmi, alışveriş ve gastronomidir.
Yunanistan 2024 yılında ağırladığı yabancı
ziyaretçilerin 21.8 milyonunu AB ülkelerinden,
14.1 milyonunu ise AB dışı ülkelerden aldı.
En çok ziyaretçi sıralamasında Almanya (5,4
milyon), İngiltere (4,6 milyon), İtalya (2,02
milyon), Fransa (2 milyon), ABD (1,6 milyon)
ve Türkiye (1,2 milyon) yer aldı. 2024 yılında
Yunanistan’ı ziyaret eden 1,2 milyon Türk
yaklaşık 1 milyar Euro turizm harcaması yaptı.
Türkiye, Yunan vatandaşları arasında en
çok tercih edilen ikinci ülke konumunda
bulunuyor.
Selanik ve Atina’da workshop
Diğer yandan TÜROB raporunda,
Yunanistan’ın Atina ve Selanik şehirlerinde
‘GoTurkiye Destination Promotion Event’
workshop etkinliği hakkında da bilgi verildi.
Workshop, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı
(TGA) organizasyonu, Yunanistan Kültür ve
Tanıtma Müşavirliği, TÜROB, Yunanistan
Seyahat Acentaları Birliği ve Yunanistan
Seyahat Acentaları Federasyonu iş birliğinde
gerçekleştirildi. Atina Büyükelçisi Çağatay
Erciyes, Selanik Başkonsolosu Serkan Gedik,
Atina Kültür ve Tanıtma Müşaviri Prof. Dr. Veli
Aydın, TGA Ülke Pazarlama Müdürü Zeynep
Üçok Çelikağ, TÜROB Başkanı Müberra
Eresin ile FedHATTA-Yunanistan Seyahat
Acentaları Federasyonu Başkanı Lysandros
Tsilidis'in de katıldığı etkinlikte Türkiye’den
otel ve seyahat acentası temsilcileri ile Yunan
seyahat acentesi temsilcileri görüşmeler yaptı,
iş birliği olanaklarını değerlendirdiler. TÜROB
Başkanı Müberra Eresin, karşılıklı tanıtım
çalışmalarının devam etmesi gerektiğine
işaret ederken, söz konusu etkinlikte
destekleri için Kültür ve Turizm Bakanlığı ve
TGA yetkililerine de teşekkürlerini sundu.
Rekor Pandemi Öncesi 2019’da
Yıl
2019 836 bin 882
2020 136 bin 305
2021 157 bin 723
2022 569 bin 795
2023 686 bin 480
2024 707 bin 133
2025 (ilk çeyrek) 149.616
Türkiye’ye Gelen Yunan
Ziyaretçi Sayısı
42
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
AKSU’DAN
YATIRIMCIYA UYARI
“MARKA YETMEZ, STRATEJI ŞART”
TURIZOOM Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Aksu, otel yatırımlarında yalnızca marka
seçiminin yeterli olmadığını, doğru yönetim ve sürdürülebilir stratejinin başarıyı
belirlediğini vurguladı.
Ali Can Aksu’nun konuyla ilgili
değerlendirmeleri şöyle:
“Turizm sektörünün giderek daha
rekabetçi hale geldiği günümüzde,
otel yatırımcıları için doğru stratejiyi
belirlemek her zamankinden daha kritik
bir hale geldi. Bu bağlamda, birçok
yatırımcı uluslararası otel markalarıyla
iş birliğini “başarı garantisi” olarak
görmekte. Ancak sektörel gerçeklikler
gösteriyor ki, sadece güçlü bir marka
ismi taşımak, sürdürülebilir başarıyı
garanti etmiyor.
Marka gücü önemli ama yeterli
değil
Elbette ki, global zincirlerle yapılan iş
birlikleri; tanınırlık, güven, uluslararası
satış kanallarına erişim ve operasyonel
bilgi birikimi gibi önemli avantajlar
sağlar. Ancak bu avantajlar, yerel pazar
koşullarına uygun doğru stratejilerle
desteklenmediğinde, yatırımcı için
beklenen getiriyi sağlayamayabilir.
Lokasyon, pazar uyumu ve işletme
yetkinliği belirleyici unsurlar
Uluslararası bir marka çatısı altında
faaliyet göstermek, yanlış lokasyon
seçimi veya yetersiz fizibilite analizlerini
telafi etmez. Hedef pazara uygun
segmentasyon, rekabet analizi ve doğru
fiyatlandırma stratejileri olmadan,
marka etkisi sınırlı kalır. Ayrıca
markanın belirlediği standartlar, yerel
operasyonlara uymadığı takdirde,
misafir memnuniyeti ve kârlılık
hedeflerinin uzağında kalınabilir.
Yönetim modeli ve yatırımcı rolü de
kritik
Marka seçiminden önce, otelin
yönetim modeli iyi tanımlanmalıdır.
Kimi yatırımcılar için franchise modeli
daha esnek bir yapı sunarken, kimileri
için yönetim anlaşmalarıyla marka
tarafından işletilmek daha avantajlı
olabilir. Ancak her iki durumda da,
yatırımcının profesyonel yöneticileri işin
içinde aktif olarak yer alması, süreci
doğru yönlendirmesi gerekir.
Sonuç: marka değil, doğru strateji
kazandırır
Otel yatırımlarında uzun vadeli başarı;
sadece bir marka tercihiyle değil, pazar
odaklı bir strateji, yerel dinamiklere
hakimiyet, güçlü operasyonel yönetim
ve finansal disiplinle mümkün olur.
Uluslararası veya yerli bir markayla
çalışmak, doğru stratejinin bir parçası
olabilir; ancak tek başına başarıyı
getirecek sihirli bir formül değildir.”
44
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
ASTERIA HOTELS,
SAYGILI HIZMET ANLAYIŞINI
TANITTI
Asteria Hotels & Resorts “RESPECTFUL” mottosuyla saygılı otelcilik hizmeti anlayışını
geliştirdi. Doğaya, insana ve topluma duyulan saygıyı temel alan yaklaşım, otelin tüm
hizmetlerinde kendini gösteriyor.
Asteria Hotels & Resorts,
sadece misafirlerine değil, tüm
paydaşlarına karşı sorumluluk
bilinciyle hareket ediyor. Asteria
Family Resort Belek, Asteria Family
Resort Side, Asteria Bloom Side,
Asteria Collection Side otelleri ile
çevrenin korunması, ulusal ve yöresel
değerlerin yaşatılması, kültürel
mirasın korunması, sosyal projelerin
desteklenmesi ve eğitim faaliyetlerine
katkı sağlanması gibi alanlarda aktif rol
alıyor. Çevre duyarlılığı ve toplumsal
gelişimi teşvik eden uygulamalarıyla
sektörde fark oluşturmayı amaçlıyor.
Çevre ve doğal bitki örtüsüne saygı
Çalışanların bilgilendirilmesi, enerji
tasarrufu uygulamaları, atık azaltmaya
yönelik uygulamalar ve doğa dostu
teknolojiler ile çevreye olan olumsuz
etkileri azaltmaya çalışıyor. Bu
bağlamda deterjan kullanımının
azaltılması ile doğaya zarar veren
atıkların azaltılmasını hedeflerken,
misafirlerini gereksiz tüketimin önüne
geçmek i için de teşvik ediyor. Bu
konuda kısa zaman içinde, sadakat
programı eşliğinde tüm misafirlerinin
katılımıyla bir doğa korumasını
amaçladığı projesinin hazırlıklarına
devam ediyor. Tesislerinde bulunan,
bölgeye özel endemik bitki örtüsünü
korumaya yönelik çalışmalar yürütüyor.
Bu konuda bölgesel çalışmalara
destek vererek, misafirlerini de katılım
için cesaretlendiriyor. Asteria Hotels
& Resorts, yeşil bir alan içerisinde
bulunan Asteria Family Resort Belek
başta olmak üzere tüm otellerinde
Chef’s Garden’lar oluşturarak organik
ve doğal ürünler yetiştiriyor. Bu özel
bahçelerde, özellikle bar alanlarında
kullanılan taze otlar ve aromatik
bitkiler - nane, fesleğen, biberiye gibi
- ile çeşitli yeşillikler yetiştirilerek,
misafirlere doğadan sofraya uzanan bir
deneyim sunuluyor.
Çalışan güvenliği ve memnuniyeti
Asteria Hotels & Resorts misafir
memnuniyeti ve başarısının
gücünü, birbirinden değerli insan
kaynaklarından aldığının bilincinde.
Personelinin saygın ve desteklenmiş
hissetmeleri için çalışıyor. Öncelikle
insan ve çalışan haklarına saygılı, iş
sağlığı ve güvenliğini gözeten, kişisel
gelişime - eğitimlere önem veren adil
bir yönetim anlayışını benimsiyor.
Çalışan memnuniyeti takibi ve bu
memnuniyeti geliştirme çalışmaları
yapıyor.
Sosyal ve kültürel mirasın
korunması
Tesislerinin yer aldığı habitat başta
olmak üzere, kültürel ve sosyal
mirasın korunması ve gelecek
nesillere aktarılmasına önem veriyor.
Bu düşünceyle, grup destekleri
kapsamında kısa bir zaman önce Side
Liman Kutsal alanı Hamam Yapısının
Kazı ve Onarımına katkı vererek, gün
yüzüne çıkarılmasını sağlamıştı. Bunun
yanı sıra, misafirlerini yerel kültür ve
tarih hakkında bilgi edinmeleri için
teşvik ediyor. Marka ayrıca toplumsal
sorunların çözümünde, yerel kuruluşlar
ile de iş birliği yapıyor.
Hayvan haklarına saygı
Bütün canlıların yaşama hakkına sahip
olduğunun ve saygı gösterilmeyi hak
ettiğinin bilincinde olarak, dezavantajlı
bir grup olan sokak hayvanlarına sahip
çıkıyor. Sokak hayvanlarına mama
desteği sağlıyor. Tesislerinde yer alan
özel kedi evleriyle sahipsiz dostlara da
kucak açıyor. Misafirlerinin huzurla
vakit geçirdiği bu alanlarda, kediler
güvenli, sağlıklı ve sevgi dolu bir
ortamda yaşamlarını sürdürüyor.
Enerji verimliliği
Kaynaklarımızın sınırsız olmadığının ve
gelecek nesillere yaşanılabilir bir dünya
bırakmanın bilinciyle yenilenebilir enerji
kaynaklarını tercih edip, çevre etkisini
en aza indirecek sistemler kuruyor.
Buna uygun yeni teknoloji yatırımları
yapıyor. Farkındalık oluşturmak için
misafirler ve markanın tüm paydaşlarını
bilgilendirip iş birliğine teşvik ediyor.
Satın almada tedarik bilinci
Hammadde temininden atık yönetimine
kadar olan tedarik sürecinde, çevreye
minimum zarar verirken topluma en
yüksek faydayı sağlamak amacıyla
çevresel, sosyal ve ekonomik etkiyi
önceliklendiriyor. Bu sebeple; hizmet
alımında çok uluslu şirketler yerine
lokal ürünler üreten yerel şirketleri ilk
sırada tercih ediyor. Satın alınacak ürün
seçimlerinde çevre sertifikalı ürünlere
öncelik gösteriyor.
46
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
SENTRUM BIRGI
UYGULAMA MERKEZI AÇILDI
SENTRUM Projesi ile İzmir’in tarihi Birgi köyünde yerel kalkınma desteklenirken,
destinasyonun sürdürülebilir dönüşümünün sağlanması için yürütülen tüm çalışmaların
merkez üssü ise köyde yeni açılan Uygulama Merkezi olacak.
Enerjisa Enerji ve Birleşmiş
Milletler Kalkınma Programı
(UNDP) öncülüğünde başlayan
ve ardından T.C. Kültür ve Turizm
Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve
Geliştirme Ajansı (TGA) destekleriyle
güçlenen SENTRUM Projesi’nin
Uygulama Merkezi açılışı İzmir’in tarihi
Birgi köyünde yapıldı. Proje kapsamında
Birgi’de yürütülen çalışmalar, Birgi’nin
Küresel Sürdürülebilir Turizm
Konseyi (GSTC) kriterleriyle uyumlu
bir sürdürülebilir turizm modeline
dönüşmesini destekliyor. Birgi, bu
dönüşümle birlikte çevresel, kültürel
ve sosyo-ekonomik açıdan güçlenmeye
devam ediyor. Bu kapsamda bugüne
dek yürütülen çalışmalarla yerel
değerleri ön plana çıkaracak eğitim
programları ve atölyeler düzenlendi.
Turizm işletmelerinin temsilcileri,
kadınlar, gençler ve çocuklardan
oluşan toplam 1000 kişi 21 farklı eğitim
programına katıldı. Yerel aktörlerle
birlikte sürdürülebilir turizm, toplumsal
cinsiyet eşitliği ve küresel standartlara
uyum başlıklarında kapsamlı toplantılar
düzenlendi.
Fisunoğlu: “Sürdürülebilir
kalkınma vizyonumuzu sahaya
taşıyan öncü bir modeldir”
TGA Genel Müdür Yardımcısı Dr. Elif
Balcı Fisunoğlu düzenlenen törende,
“SENTRUM Projesi, sürdürülebilir
kalkınma vizyonumuzu sahaya taşıyan
öncü bir modeldir. Bugün açılışını
gerçekleştirdiğimiz SENTRUM
Birgi Ofisi, bu vizyonun yereldeki
uygulama merkezidir. Kadınlar,
gençler, çocuklar ve yerel işletmeler
için önemli bir buluşma noktası
olan bu ofis, farkındalık, eğitim ve
katılımcılıkla sürdürülebilir turizmi
sahada güçlendirecektir. GSTC
ile imzaladığımız ulusal program
çerçevesinde, Türkiye sürdürülebilir
turizmde küresel standartlara yön veren
ülkeler arasında lider konumdadır.
SENTRUM ise bu dönüşümün yerel
ölçekteki en güçlü yansımalarından biri
olacaktır.” diye konuştu.
Yerelden küresele sürdürülebilirlik
hikayesi
Birgi Uygulama Merkezi’nin açılışıyla
bir adım daha ileriye taşınan SENTRUM
projesi ile sadece sürdürülebilir turizm
değil, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi
sosyal dönüşüm hedeflerine de katkı
sağlanıyor. Kadınların karar alma ve
uygulama süreçlerine aktif katılımı
desteklenirken, sürdürülebilirlik
odaklı turizm yaklaşımıyla bölgedeki
ziyaretçi akışının yıl geneline dengeli
biçimde yayılması hedefleniyor.
Birgi’nin sürdürülebilir bir turizm
destinasyonuna dönüşümünde önemli
bir kilometre taşı olan SENTRUM
Uygulama Merkezi, önümüzdeki
dönemde artan iş birlikleri ve
etkileşimle yerel kalkınmayı
desteklemeye devam edecek.
Spezial-Reiniger
Special detergent
Winterhalter’da Parlak bir sonuç için
sonuna kadar temizlik !
+ Kullanıcı Dostu
+ Size Özel Çözüm
+ Tasarruflu ve Ekonomik
SEZGİSEL VE KONFORLU
KULLANIM İÇİN
akıllı dokunmatik ekran
GÜVENLİK
Daha fazla güvenlik ve verim için
dijital ağa bağlı
YENİLİKÇİ YIKAMA ALANI
Akış optimizasyonlu ve yeni jet
geometrisiyle %25’e kadar su
tasarrufu sağlar
UC-L
F 420 e
HİJYEN
Bulaşık kimyasallarının her ikisine de
önemli bir etkisi vardır. Dolayısıyla kimyasallar,
bütünlüklü Winterhalter sisteminin önemli
birleşenleridir.
BİRİNCİ SINIF YIKAMA
Almanyada’daki genel merkezimizdeki daha
yıllar öncesinden kendi laboratuvarı olan bir
araştırma ve geliştirme depertmanına sahip
olmamızın nedeni de budur.Burada, oldukça
etkili temizlik ve hijyen ürünleri üretilmek için
formüller geliştirip test ediyoruz.
TERS OSMOZ
En yüksek su kalitesi beklentileri için entegre ters
osmozlu UC Excellence-i var . Elle parlatmaya gerek
kalmadan bardakların pırıl pırıl, çatal-kaşık-bıçakların
ışıl ışıl olmasını sağlar.Ek olarak entegre su yumuşatıcısına
sahip UC Excellence iPlus’taki VarioAqua fonksiyonu
sayesinde bardaklar osmoz su ve bulaşıklar yumuşatılmış
su ile yıkanabilir.
AT-Excellence S
ENTEGRE SU YUMUŞATICI
Daha iyi yıkama sonuçları ve makinenin korunması
için:Her UC isteğe bağlı olarak entegre su yumuşatma
işleviyle donatılabilir.
Winterhalter Türkiye | Aktürk Dış Tic. ve Kimya Sanayi Ltd. Şti. | Deliklikaya Mah.Kitabe Cad. No:8 Teskoop Sanayi Sitesi
Arnavutköy/İstanbul Tel: +90 (0)212 447 29 99 | Faks: +90 (0)212 447 39 99 | info@winterhalter.com.tr | www.winterhalter.com.tr
akturk.mutfak
www.akturkmutfak.com
48
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
BODRUM, ALMANYA’NIN TURIZM
DEVLERIYLE BULUŞTU
Schmetterling International'ın yıllık toplantısı, 600 Alman seyahat acentesini üç gün boyunca
Bodrum’da buluşturdu. Etkinlikler, panel, fuar ve iş birlikleri ile Almanya-Türkiye turizm
hattına ivme kazandırdı…
Almanya'nın en büyük seyahat
acentesi zincirlerinden
Schmetterling International'ın
yıllık toplantısı Bodrum'da
gerçekleştirildi. Almanya turizm
sektörünün önde gelen temsilcilerinin
ağırlandığı bu dev etkinlik, sektöre yön
veren paneller ve büyük bir seyahat
fuarı ile üç gün boyunca Bodrum için
eşsiz bir tanıtım fırsatı oldu.
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme
Ajansı (TGA), Bodrum Otelciler Derneği
(BODER), SunExpress ve Bentour
Reisen işbirliği ile Lujo Bodrum, Duja
Bodrum, Voyage Hotel, Titanic Luxury
Collection Bodrum, La Blanche Island
Bodrum ve Hyde Bodrum olmak üzere
altı otele yayılan bu dev organizasyona,
Almanya'dan 600 seyahat acentesi
katıldı. "Augenhöhe shafft starke - Göz
hizası güç yaratır" temalı etkinliğin Lujo
Bodrum Otel'de gerçekleştirilen açılış
toplantısına, Türkiye-Almanya turizm
iş birliklerine ilişkin verilen önemli
mesajlar damga vurdu.
Türkiye'nin St. Tropez'i Bodrum
Schmetterling International CEO'su
Ömer Karaca, Bodrum'un doğa, tarih ve
kültür güzelliklerini anlatarak başladığı
konuşmasında, Akdeniz havası, modern
yaşam tarzı ve lüksü birleştiren
özellikleriyle Bodrum yarımadasını
‘Türkiye'nin St. Tropez'i’ olarak niteledi.
Alman turizmcilere 'Bodrum'a daha
çok gelin' çağrısı yapan Karaca, yerel
otelcilerle iş birliği olanaklarına dikkat
çekti.
Schmetterling'in son verilerini iş
ortaklarıyla paylaşan Ömer Karaca,
geçen yıl bin 854 seyahat acentesini
daha bünyelerine kattıklarını ve 1.5
milyar euro gelir elde ettiklerini söyledi.
Her geçen gün sayıları çoğalan üye
seyahat acentelerinin bu yaz en
çok Türkiye, İspanya, Yunanistan
ve Mısır'a paket tur sattığını ifade
eden Karaca, “Sektörümüzün ‘büyük
oyuncuları’ sıralamada başı çekiyor.
Bu yılın ilk çeyreği satışlarında önemli
artış kaydeden tur operatörleri; TUI,
DERTOUR, Alltours, Schauinsland-
Reisen ve AIDA oldu. Ana sponsorumuz
Bentour Reisen gibi orta ölçekli tur
operatörlerinin satışlarında da önemli
artışlar yaşandı” dedi.
FTI’nin biletleme sistemini
satın aldı
Schmetterling’teki son gelişmelere
ilişkin bilgi veren Karaca, yan
kuruluşları Air Conso’yu güçlendiren
bir adım attıklarını ve geçen yıl iflas
eden tur operatörü FTI’nin biletleme
sistemini satın aldıklarını duyurdu.
Karaca, “FareWizzard+ gibi teknik
çözümleri, FTI Ticketshop GmbH'den
devraldık ve en kısa sürede pazara
sunacağız. Önceki gün anlaşmayı
imzaladık. Teknik kapasitemizi daha da
güçlendireceğiz” diye konuştu.
Fiyat artışlarına dikkat!
Almanya’daki paket tur satışlarındaki
fiyat artışlarına da dikkat çeken Ömer
Karaca, “Akdeniz'de, Türkiye’nin de
aralarında olduğu ülkelerde, fiyatlar
genel olarak yükseldi. Son üç yılda
yüzde 50’nin üzerinde gelen zam,
satışlarımızı zorluyor. Bazı otellerin
dolulukları düştü. Bu nedenle Mısır,
Tunus ve Bulgaristan gibi daha
erşilebilir destinasyonlara ilgi arttı”
ifadelerini kullandı.
Fiyat-performans oranının, kısıtlı
bütçesi olan tüm aileleri ve gezginleri
kapsayacak düzeyde olması gerektiğini
dile getiren Karaca, şöyle devam
etti: “Türkiye, tatil destinasyonu
olarak her zaman önemli bir yere
sahip. Ancak genel olarak Akdeniz
bölgesindeki fiyat artışları nedeniyle,
Mısır, Tunus ve Bulgaristan gibi
alternatif destinasyonlara olan
talebin artmasından da memnuniyet
duyuyoruz. Amacımız, misafirlerimize
daha fazla tatil seçeneği sunabilmek.
Elbette Türkiye dahil olmak üzere
tüm bölgelerde, daha düşük bütçeli
misafirler için uygun fiyatlı teklifler de
verilmesini arzu ediyoruz.”
50
hotel restaurant
& hi-tech
gündem
SAĞLIK TURIZMINDE KAYIT DIŞILIK
1,6 MILYAR DOLARA ULAŞTI
Sağlık turizmindeki kayıt dışılığın sektörün sürdürülebilirliği ve ülke ekonomisi açısından ciddi
sorunlara yol açtığını belirten Hop Health Kurucusu ve CEO’su Dr. Eren Ünal, sorunun mali
işlemlerin şeffaf hale getirilerek çözülebileceğinin altını çizdi.
Dünyada sağlık turizmi 100
milyar dolara ulaştı. Türkiye’ye
geçen yıl yaklaşık 3 milyon kişi
sağlık hizmeti almak için gelirken; bu
hastaların bıraktığı gelir ise yaklaşık 4
milyar dolara ulaştı. Bununla beraber
sağlık turizmi alanında kayıt dışı
çalışanların oranı yüzde 40'a ulaşmış
durumda. Bu ise yıllık yaklaşık 4 milyar
dolar getirisi olan sağlık turizminde 1,6
milyar dolar kayıt dışı gelirin olduğu
anlamına geliyor. Bu ekonomik kaybın
yanı sıra sektördeki kayıt dışılığın
yol açtığı pek çok sorun bulunuyor ki
bunlar arasında hastaların sağlığını
tehlikeye atma ve ülke imajının,
itibarının zedelenmesi ilk sıralarda yer
alıyor. Güvensiz ortamda gerçekleşen
ameliyatlar, hastalar için ciddi bir tehdit
oluşturuyor. Hastalar, yeterli tıbbi
donanıma sahip olmayan tesislerde
tedavi edildikten sonra enfeksiyon
nedeniyle geri dönüşü olmayan
şekil bozukluklarına ve işlev kaybına
uğrayabiliyor; bu prosedürler ölümle
bile sonuçlanabiliyor. Yasal güvencenin
olmaması da hastaların haklarını
savunamaz hale getiriyor.
Hasta güvenliği, sektörün itibarı
ve haksız rekabet gibi sorunlar
doğuruyor
Dünyanın her yerinden doktorlar
ile hastaları bir araya getirmek için
geliştirilen yeni nesil sağlık platformu
Dr. Eren Ünal, sağlık turizmindeki kayıt
dışılığın sektörün sürdürülebilirliği
ve ülke ekonomisi açısından ciddi
sorunlara yol açtığının altını çizdi. Kayıt
dışı sağlık hizmetlerinin güvenlik ve
kalite standartlarına uygun olmayan
ortamlarda sunulmasının, Türkiye’nin
sağlık turizmi alanındaki uluslararası
itibarını zedelediğini belirten Dr. Ünal
şunları söyledi: “Sağlık turizminde
güven kaybı yaşanması ise uzun vadede
hastaların Türkiye’yi tercih etme
oranlarını düşürebilir. Ayrıca, kayıt
dışı çalışanların ve kuruluşların, yasal
yükümlülüklerini yerine getiren sağlık
merkezlerine karşı adil olmayan bir
rekabet ortamı yarattığını düşünüyoruz.
Bu durum, sektörde hizmet kalitesinin
düşmesine ve etik dışı uygulamaların
yaygınlaşmasına yol açar. Özetle kayıt
dışılık; ekonomik kayıpların yanı sıra
hasta güvenliği, sektörün itibarı ve
haksız rekabet gibi hayati alanlarda
önemli sorunlar doğurmaya devam
ediyor.”
Mali işlemler şeffaf hale geliyor
Bu noktada HOP Health olarak
sektördeki kayıt dışılığı azaltmak ve
daha şeffaf bir yapı oluşturmak için
yenilikçi çözümler geliştirdiklerini
vurgulayan Dr. Ünal, HOP Health’in
hasta kayıtları, tedavi süreçleri ve
ödeme işlemleri gibi kritik verileri
güvenli bir şekilde saklayan ve takip
eden GDPR’ye (Genel Veri Koruma
Yönetmeliği) uyumlu bir altyapıya sahip
olduğunu kaydetti. HOP Health olarak
sundukları dijital ödeme sistemlerinin,
kayıt dışı ödeme yöntemlerinin önüne
geçerek gelirlerin resmi olarak kayıt
altına alınmasını sağladığını ifade
eden Dr. Ünal, “Bu sistem hem vergi
takibini kolaylaştırıyor hem de sağlık
merkezleri ile hastalar arasındaki
mali işlemleri şeffaf hale getiriyor.
Dijital takip çözümleri sayesinde tüm
süreçler izlenebilir, denetlenebiliyor ve
raporlanabilir hale geliyor” dedi.
HOP Health olarak sağlık turizminde
güvenilirlik ve kaliteyi ön planda
tuttuklarını ve bu doğrultuda yalnızca
Sağlık Turizmi Yetki Belgesi’ne
sahip doktorlar, sağlık kurumları
ve kuruluşlarla iş birliği yaptıklarını
söyleyen Dr. Ünal, “Bu yaklaşımımız,
hastalarımızın uluslararası
standartlarda hizmet almasını
sağlarken, aynı zamanda yasal
düzenlemelere tam uyum göstererek
Türkiye’nin sağlık turizmindeki
güvenilirliğine katkı sunuyor. Hastaların
tedavi süreçlerini şeffaf ve güvenilir bir
platform üzerinden yönetirken, aynı
zamanda Türk sağlık hizmetlerinin
ve Türk doktorlarının küresel itibarını
güçlendiren bir marka olmayı
amaçlıyoruz. Türkiye’nin sağlık turizmi
alanındaki başarısını en iyi şekilde
yansıtarak, ülkemizi global arenada
öncü bir sağlık destinasyonu haline
getirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
52
hotel restaurant
& hi-tech
yeni yatırımlar new investments
WYNDHAM VE SOLITEIGHT IŞ BIRLIĞI
YENI ANLAŞMAYLA GENIŞLIYOR
Wyndham and Soliteight expand partnership with new development deal
Wyndham ile uzun vadeli franchise ortağı
arasındaki iş birliği, yeni münhasır geliştirme
anlaşmasıyla genişliyor.
The long-term franchise partnership between Wyndham
Hotels & Resorts and Soliteight Hotel Projects SA is
expanding through a new exclusive development agreement.
Wyndham Hotels & Resorts, Soliteight Hotel Projects SA
ile Super 8 by Wyndham markasını İber yarımadasıyla
buluşturmak için bir münhasır geliştirme anlaşması
imzaladı. Anlaşma kapsamında, Wyndham’ın mevcut franchise
ortaklarından olan otel geliştirme ve yatırım şirketi Soliteight,
önümüzdeki 10 yıl içinde İspanya ve Portekiz’de 40 adet Super 8
oteli geliştirecek ve açacak.
Ekonomi segmentindeki Super 8 markası dünya genelinde
misafirperverlik anlayışı, güvenilir kalitesi ve uygun fiyatlarıyla
tanınıyor ve şimdi de İspanya ve Portekiz’de bütçe dostu
konaklama seçeneklerini ziyaretçilerle buluşturacak. İki ülkede
turizm sektörü rekor seviyelerde büyürken, ekonomi segmentinde
güvenilir ve yüksek kaliteli konaklama hizmetlerine yönelik
talep de artıyor. Wyndham’ın şu anda EMEA bölgesi genelinde,
Almanya, Birleşik Krallık ve Suudi Arabistan’dakiler dahil olmak
üzere 14 adet Super 8 oteli bulunuyor.
Otellerin ilki 2027 sonunda açılacak
Yeni anlaşma kapsamındaki otellerin ilki Potekiz’in Leiria
kentinde, 2027 yılının dördüncü çeyreğinde açılacak. İlerleyen
açılışların da birinci ve ikinci kademedeki şehirlerde,
havalimanları, gözde alışveriş merkezleri ve başlıca ulaşım yolları
üzerindeki küçük şehirlerde açılması bekleniyor. Geliştirilen
otellerin önemli bir kısmı verimlilik ve sürdürülebilirliği öne
çıkaran akıllı modüler tasarıma sahip yeni inşaat projeleri olacak.
Under the deal, Soliteight -a hotel development
and investment company and an existing Wyndham
franchise partner -will develop and open 40 Super 8 by
Wyndham hotels across Spain and Portugal over the
next 10 years.
The Super 8 brand, known globally for its welcoming
service, reliable quality, and affordable rates in the
economy segment, will now offer budget-friendly
accommodation options for travelers in the Iberian
Peninsula. As the tourism sector in Spain and Portugal
continues to grow at record levels, demand for trusted,
high-quality economy lodging is on the rise. Wyndham
currently operates 14 Super 8 hotels across the EMEA
region, including in Germany, the United Kingdom, and
Saudi Arabia.
First hotel to open by late 2027
The first hotel under the new agreement is scheduled
to open in Leiria, Portugal, in the fourth quarter of
2027. Future openings are expected in both primary
and secondary cities, as well as near airports, popular
shopping areas, and major transport routes. Many of the
new properties will be newly built with a smart modular
design that emphasizes efficiency and sustainability.
54
hotel restaurant
& hi-tech
yeni yatırımlar new investments
LÜKSÜN VE EŞSIZ
DENEYIMLERIN YENI ADRESI
RUINS LUXURY RESORT
Ruins Luxury Resort, Yalıkavak’ın etkileyici doğasında, antik şehirlerden ilham alan
mimarisi ve duyulara hitap eden deneyimleriyle kapılarını ilk defa bu yıl misafirlerine
açıyor. 11 uluslararası ödüllü sanat filmine sahip olan Ruins, yalnızca bir konaklama değil,
bir yolculuk vadediyor.
Her biri sanat eseri gibi
tasarlanmış odaları, özel villaları
ve incelikle işlenmiş detaylarıyla
Ruins, ruhu olan bir mekân. Ünlü
mimar Sinan Kafadar’ın dokunuşlarıyla
yeniden şekillenen yapısı, antik
geçmişle bugünü zarif bir çizgide
buluşturuyor. Burada her adım, her
ışık oyunu ve her manzara, size özel bir
hikâye anlatıyor.
Ruins’in açılışı, en büyüleyici antik
kentlerden Stratonikeia’da, zamanın
durduğu bir gecede Türkiye'de ilk
kez kutlanacak. Bu gecede yalnızca
sezon değil, aynı zamanda antik tarih
ve modern mimarinin eşsiz birleşimi
gerçekleşecek.
Lüks barıyla çıtayı yükseltecek
Gastronomide ise çıta daha da yüksek…
Barcelona merkezli, “Dünyanın En İyi
50 Barı” arasında 3. sırada yer alan
Sips Barcelona ile Sips Bodrum olarak
yapılan iş birliği, Bodrum’daki ilk lüks
bar iş birliğini temsil ediyor. Otelin imza
restoranı Miraj, otantik Muğla mutfağını
modern dokunuşlarla harmanlarken;
Michelin yıldızlı şef Atilla Heilbronn
sezon boyunca mutfağın üretken
ruhunu temsil edecek.
Sanat, wellness, eğlence bir
arada
Ruins, aynı zamanda sanatın,
wellness’ın ve seçkin eğlencenin
de buluşma noktası. Tara De Vries
ile hayata geçirilen özel wellness
programları ve Mercedes-Benz iş
birliğiyle sunulan seçkin deneyimler,
bu yazın hafızalara kazınacak detayları
arasında olacak.
Denize uzanan özel plaj
alanı, sezona yayılan
sanatsal etkinlikler
ve Bodrum’un en özel
lokasyonlarında planlanan
sürpriz deneyimlerle,
Ruins Luxury Resort
2025 yazının duygusunu
ve zarafetini taşıyan
bir destinasyon merkezi
olmaya hazır.
The new address of
luxury and unique experiences
Ruins Luxury Resort
Ruins Luxury Resort opens its doors for the first time this year in the captivating nature of
Yalıkavak, offering an architecture inspired by ancient cities and sensory-driven experiences.
With 11 internationally awarded art films, Ruins promises not just a stay, but a journey.
With rooms designed like
works of art, private villas,
and meticulously crafted
details, Ruins is a place with a soul.
Reimagined by renowned architect
Sinan Kafadar, its structure brings
together the elegance of ancient history
and modern life. Here, every step, every
play of light, and every view tells a story
that belongs to you.
The grand opening of Ruins will be
celebrated for the first time in Türkiye
at Stratonikeia—one of the most
enchanting ancient cities—on a night
where time stands still. On this night,
not only the season begins, but also
the unique fusion of ancient history and
modern architecture comes to life.
Raising the bar in luxury gastronomy
When it comes to gastronomy, the bar
is set even higher... The collaboration
with Sips Barcelona, ranked 3rd
among the “World’s 50 Best Bars” and
now arriving as Sips Bodrum, marks
Bodrum’s first luxury bar partnership.
The hotel’s signature restaurant Miraj
blends the authentic Muğla cuisine with
modern touches, while Michelin-starred
chef Atilla Heilbronn will embody the
kitchen’s creative spirit throughout the
season.
Where art, wellness, and refined
entertainment converge
Ruins is also a meeting point for
art, wellness, and distinguished
entertainment. Special wellness
programs created with Tara De Vries,
and refined experiences offered in
collaboration with Mercedes-Benz, will
be among the unforgettable highlights
of this summer.
With its private beach
stretching into the sea,
year-round art events,
and surprise experiences
planned across Bodrum’s
most exclusive locations,
Ruins Luxury Resort
is ready to become the
destination that embodies
the emotion and elegance
of summer 2025.
56
hotel restaurant
& hi-tech
yeni yatırımlar new investments
KAPADOKYA’YA WYNDHAM IMZASIYLA
LÜKS MAĞARA OTELI
A luxury cave hotel in Cappadocia under the Wyndham signature
Kapadokya’nın büyüleyici atmosferinde konumlanan
Signature Cave Cappadocia Trademark Collection
by Wyndham, bölgenin ilk ve tek uluslararası zincir
mağara oteli olarak hizmete girdi.
Located in the enchanting landscape of Cappadocia,
Signature Cave Cappadocia Trademark Collection by
Wyndham has opened its doors as the region’s first
and only international cave hotel.
Bu dönüşüm, aynı zamanda otelin bağlı olduğu Honest
Holding için de önemli bir adımı temsil ediyor. Holding,
daha önce Ramada Resort by Wyndham Pamukkale
Thermal yatırımıyla Wyndham çatısı altındaki ilk markasını
hayata geçirmişti. Signature Cave Cappadocia ile birlikte
Wyndham bünyesindeki ikinci yatırımını da gerçekleştirmiş oldu.
Yereli kalkındıracak
Wyndham’ın “Trademark Collection” markası altında
konumlanan otel, Kapadokya’yı dünya turizm sahnesinde daha
görünür kılmayı amaçlıyor. Yalnızca benzersiz bir konaklama
deneyimi sunmakla kalmayan tesis, istihdama sağladığı katkı ve
bölge ekonomisine yönelik etkisiyle de dikkat çekiyor.
Honest Holding’den ikinci güçlü imza
Turizm alanındaki yenilikçi yaklaşımıyla öne çıkan Honest
Holding, bu yatırımıyla sadece Kapadokya’ya değil, Türkiye’nin
turizm markalaşmasına da katkı sunuyor. Otelin açılmasıyla
birlikte artan
istihdam ve
sürdürülebilir
turizm vizyonu,
sosyal sorumluluk
anlayışının da bir
yansıması olarak öne
çıkıyor.
This transformation also marks a major milestone for
Honest Holding, the group behind the project. Having
previously launched Ramada Resort by Wyndham
Pamukkale Thermal, Honest Holding is now making its
second investment under the Wyndham umbrella with
Signature Cave Cappadocia.
Empowering the local economy
Positioned under Wyndham’s Trademark Collection brand,
the hotel aims to boost Cappadocia’s visibility on the
global tourism map. In addition to offering a truly unique
accommodation experience, it draws attention for its
contribution to local employment and positive impact on
the regional economy.
Honest Holding’s second bold move
With its innovative approach in the tourism industry,
Honest Holding is not only investing in Cappadocia but also
contributing to Türkiye’s broader tourism branding efforts.
The hotel’s opening has led to an increase in job
opportunities and supports the region’s sustainable
tourism vision, reflecting the group’s strong sense of
social responsibility.
58
hotel restaurant
& hi-tech
yatırım investment
LÜKSÜ TEKRAR TANIMLIYOR
JW MARRIOTT RESIDENCES ISTANBUL
MARMARA SEA
Redefining luxury: JW Marriott Residences Istanbul Marmara Sea
JW Marriott Residences Istanbul Marmara Sea,
stüdyo, 1+1, 2+1 ve 3+1 seçeneklerine şimdi 4+1
rezidanslarını da ekleyerek, farklı yaşam tarzlarına
hitap eden konaklama seçeneklerini genişletiyor.
JW Marriott Residences Istanbul Marmara Sea is
expanding its accommodation options to cater to
diverse lifestyles by adding new 4-bedroom residences
to its existing studio, 1+1, 2+1, and 3+1 units.
Ataköy’ün nezih atmosferinde, Marmara Denizi’nin eşsiz
manzarasına hakim konumda yer alan JW Marriott
Residences, özellikle geniş ailelerin ihtiyaçlarına uygun
olarak tasarlanan Extensive Dört Yatak Odalı Aile Rezidansı
ile dikkat çekiyor. 250 metrekarelik yaşam alanı sunan bu
rezidans; dört yatak odası, üç ayrı banyo, tam donanımlı mutfağı
ve ferah oturma odasıyla hem fonksiyonelliği hem de konforu
bir araya getiriyor.Modern tasarımı, son teknoloji donanımları ve
geniş yaşam alanıyla lüksü yeniden tanımlayan 4+1 rezidanslar,
özellikle kalabalık aileler ve uzun konaklamalar için huzurlu ve
şık bir yaşam sunuyor.
Denize sıfır lüks yaşam
JW Marriott Residences konukları, otelin deneyimli
concierge ekibi sayesinde İstanbul’un tarihi, kültürel ve
turistik zenginliklerini keşfetme fırsatı yakalıyor. Ayrıca otel
bünyesindeki seçkin markalar ve çevredeki alışveriş merkezleri
de misafirlerin şehirde geçirecekleri zamanı daha keyifli hale
getiriyor.
İstanbul Havalimanı’na arabayla 45 dakika, özel jetlere hizmet
veren Atatürk Havalimanı’na ise 9 dakika mesafede bulunan JW
Marriott Residences Istanbul Marmara Sea, şehrin merkezinde,
denize sıfır lüks ve huzurlu bir yaşam sunuyor.
Located in Ataköy’s elegant neighborhood and boasting
breathtaking views of the Marmara Sea, the residence
draws particular attention with its Extensive Four-
Bedroom Family Residence, specially designed for large
families. Offering 250 square meters of living space,
this residence includes four bedrooms, three separate
bathrooms, a fully equipped kitchen, and a spacious living
room—delivering both functionality and comfort.
With modern design, state-of-the-art features, and
generous living areas, the 4+1 residences redefine the
concept of luxury, offering a serene and stylish lifestyle
ideal for large families and long-term stays.
Seafront luxury living
Guests of JW Marriott Residences can discover Istanbul’s
rich historical, cultural, and touristic attractions with the
help of the hotel’s experienced concierge team. Premium
brands within the hotel and nearby shopping malls also
enhance the overall guest experience.
Located just 45 minutes by car from Istanbul Airport and
only 9 minutes from Atatürk Airport, which serves private
jets, JW Marriott Residences Istanbul Marmara Sea offers
a luxurious and peaceful lifestyle in the heart of the city—
right on the seafront.
60
hotel restaurant
& hi-tech
yatırım investment
TRAKYA’NIN KALBINDE KONFORUN YORUMU
BAKUCHA VINEYARD HOTEL
A new take on comfort in the heart of Thrace
Bakucha Vineyard Hotel
Üzüm bağlarının ortasında konumlanan Bakucha
Vineyard Hotel & Spa, sürdürülebilir konfor anlayışıyla
hizmet veriyor. Tesis; huzur ve sadeliğin yanı sıra
gastronomi, kültür ve doğa alanlarında da misafirlerine
beklentilerinin ötesini sunmayı vadediyor.
Nestled among vineyards, Bakucha Vineyard Hotel &
Spa offers a sustainable approach to comfort. Beyond
tranquility and simplicity, the property also promises
its guests exceptional experiences in gastronomy,
culture, and nature.
Kuzey Trakya’nın el değmemiş coğrafyasında, doğanın kucağında
keyifli bir yaşam alanı sunan Bakucha Vineyard Hotel, şehrin
karmaşasından uzaklaşmak isteyenlere huzurlu ve bilinçli bir kaçış
imkanı sunuyor. Hamitabat ve Çeşmekolu köyleri arasında yer alan
Arcadia Bağları’nda konumlanan bu özel tesis, doğa ile bütünleşmiş sade
yaşam felsefesini esas alan bir anlayışla misafirlerini bekliyor.
Bakucha, sadece konaklamak için değil; yavaşlamaya, nefes almaya,
doğayla yeniden bağ kurmaya ihtiyaç duyan herkes için alternatif bir
deneyim vadediyor. 200 hektarlık bir alana yayılan üzüm bağları, ormanlık
alanlar, bostanlar ve meyve bahçeleriyle çevrelenmiş tesis, konuklarını
adeta zamanın yavaş aktığı bir evrene davet ediyor.
Doğaya dost ve minimalist
Bakucha’nın mimarisi, gösterişten uzak olmasının yanı sıra kendine has
bir ruha sahip. Mimarisinde ve dekorasyonunda doğal malzemelerin
öne çıktığı yapıların her detayı, çevresel uyumu ve konforu gözeterek
planlanmış. Tesiste yer alan 26 odanın her biri, muhteşem doğa
manzarası ve kendine ait açık alanları ile misafirlere ihtiyaç duydukları
kişisel alanı sunuyor.
Sessizliğin dinlendirdiği, temiz hava ve doğa’nın ruha, mevsimsel
lezzetlerin damaklara hitap ettiği tesiste; sıcak renkler, doğal dokular
ve doğrudan gün ışığı alan mekanlarla, ruh, beden ve zihin bütünlüğünü
elde etmeye yardımcı oluyor.
Dünyaya karşı sorumluluk sahibi: Sürdürülebilirlik
Bakucha’nın temelinde; yalnızca keyifli bir konaklama değil, doğayla
uyumlu bir yaşam pratiği oluşturma arzusu da yer alıyor. Arcadia Bağları
çatısı altındaki bu proje, uzun yıllardır sürdürülebilirlik prensipleriyle
yönetiliyor. Kimyasallardan arındırılmış topraklarda, mevsimine uygun
yöntemlerle üretilen ürünler doğrudan mutfağa ulaşıyor.
Otelde sunulan yemeklerin büyük bölümü tesisin kendi bostanlarında
yetişen sebze ve meyvelerle hazırlanıyor. Bölgedeki üreticilerle kurulan
yakın iş birliği hem yerel ekonomiye katkı sağlıyor hem de karbon ayak
izini azaltıyor.
Misafirler dilerse hasat etkinliklerine ya da doğa temelli atölyelere
katılarak bu döngünün parçası olabiliyor.
Tarih, kültür ve tabiatın kucağında
Bakucha, çevresindeki kültürel ve doğal alanlara yakınlığı sayesinde
aynı zamanda keşif odaklı bir deneyim merkezi. Edirne’nin tarih kokan
sokaklarından Dupnisa Mağarası’nın serin derinliklerine, İğneada
Longozları’nın sularla iç içe ormanlarına kadar birçok destinasyona
günübirlik geziler düzenlenebiliyor.
Located in the unspoiled landscape of Northern Thrace, Bakucha
Vineyard Hotel provides a peaceful and mindful escape for those
looking to get away from the chaos of city life. Situated within
the Arcadia Vineyards between the villages of Hamitabat and
Çeşmekolu, this unique destination welcomes guests with a
philosophy of simple living in harmony with nature.
Bakucha is not just a place to stay—it is an alternative experience
for those who seek to slow down, breathe, and reconnect with the
natural world. Surrounded by 200 hectares of vineyards, forests,
vegetable gardens, and orchards, the hotel invites guests into a
realm where time seems to slow down.
Eco-friendly and minimalist
Bakucha's architecture is unpretentious yet full of character.
Every detail of the buildings, which emphasize natural materials
in both design and décor, is planned with environmental harmony
and comfort in mind. Each of the 26 rooms offers magnificent
nature views and private outdoor spaces, providing guests with
the personal space they need.
With its peaceful silence, fresh air, and seasonal flavors, the hotel
aims to restore the body, mind, and soul through warm colors,
natural textures, and spaces filled with daylight.
A responsible approach: Sustainability
At its core, Bakucha is about more than just comfortable
accommodation—it embodies a lifestyle in tune with nature.
As part of the Arcadia Vineyards project, the property has long
operated under sustainability principles. Produce grown on
chemical-free soil using seasonal methods goes straight from the
fields to the kitchen.
Most of the meals served at the hotel are prepared with fruits and
vegetables grown in the hotel’s own gardens. Close cooperation
with local producers supports the regional economy and helps
reduce the carbon footprint. Guests can also participate in harvest
events or nature-based workshops to become part of this cycle.
At the crossroads of history, culture, and nature
Thanks to its proximity to cultural and natural attractions,
Bakucha also serves as a hub for discovery. From the historic
streets of Edirne to the cool depths of Dupnisa Cave and the
water-filled forests of İğneada Floodplain Forests, guests can
take day trips to a variety of destinations.
62
hotel restaurant
& hi-tech
verilerle turizm tourism with data
ENFLASYONDA OTELLER REKOR KIRDI
Otel, pansiyon vb. yerlerde konaklama
hizmetlerinde fiyat atışları aylık %7,53 ile
rekor kırdı.
Hotels set inflation record
Accommodation services at hotels, guesthouses,
and similar establishments recorded a monthly price
increase of 7.53%, marking a new record.
TÜFE’deki (2003=100)
değişim, 2025 yılı Nisan
ayında bir önceki aya göre
%3,00 artış, bir önceki yılın aynı
ayına göre %37,86 artış ve on iki
aylık ortalamalara göre %48,73
artış olarak gerçekleşti. Ancak
otel, pansyion vb. yerlerde
konaklama hizmetlerinde fiyat atışları aylık %7,53 ile rekor
kırdı. Turizm Databank’ın tahminlerine göre, bu ayda otellerde
F&B + enerji maliyet artışı yıllık %54,2 oldu. Böylece maliyetler
enflasyonun 12 puan üzerinde artmış oldu. Bu dönemde
konaklama tesislerinde F&B+Enerji+personel maliyetlerindeki
artış da %54,2 oldu.
According to the Consumer Price Index (CPI, 2003=100),
Türkiye experienced a 3.00% monthly increase, a 37.86%
year-on-year increase, and a 48.73% rise based on
twelve-month averages in April 2025. However, the
monthly rise in accommodation prices for hotels and
similar services stood out at 7.53%, setting a new record.
According to estimates by Turizm Databank, food &
beverage (F&B) and energy costs in hotels increased by
54.2% year-on-year in April. This means that these costs
rose 12 percentage points above the general inflation
rate. In the same period, the combined rise in F&B,
energy, and personnel costs in accommodation facilities
also reached 54.2%.
64
hotel restaurant
& hi-tech
verilerle turizm tourism with data
GECELEMELER %5 DÜŞTÜ
Overnight stays decline by 5%
2025 Ocak-Mart döneminde tesislerde yapılan
toplam geceleme sayısı %5 düşerek 25,37
milyona geriledi.
During the January–March 2025 period, the total
number of overnight stays at accommodation facilities
in Türkiye fell by 5%, dropping to 25.37 million.
Kültür ve Turizm Bakanlığı konaklama istatistiklerinden
derlenen verilere göre, 2025 Ocak-Mart döneminde
tesislerde yapılan toplam geceleme sayısı %5 düşerek
25,37 milyona geriledi. 2024 yılı anı dönemde 26,48 milyondu.
Yabancıların tesislerde yaptıkları
gecelemeler %8,4 düşerek
11,34 milyon olurken, vatandaş
gecelemeri %0,5 düşüşle 14,02
milyon oldu.
Tesislerde Toplam Geceleme Sayısı (ocak-Mart)
Overnight stays at facilities (January–March)
According to data compiled from the accommodation
statistics of the Ministry of Culture and Tourism, the total
number of overnight stays at registered facilities between
January and March 2025 decreased to 25,371,912,
compared to 26,481,390 in the same period of 2024.
Yabancı Foreign Yerli Domestic Toplam Total
2024 12.384.322 14.097.068 26.481.390
2025 11.346.783 14.025.129 25.371.912
Değişim Change -8,38 -0,51 -4,19
Overnight stays by foreign
visitors declined by 8.4%,
totaling 11.35 million, while
overnight stays by domestic
travelers fell marginally by
0.5%, reaching 14.02 million.
66
hotel restaurant
& hi-tech
verilerle turizm tourism with data
HIZMET ÜRETIM FIYATI %43,5 YÜKSELDI
Service production prices increased by 43.5%
2025 yılı Mart ayında turizm sahasında hizmet
üretim fiyatları yıllık %43,5 yükseldi.
Turizm Databank analizine göre, hizmet sektöründeki
hizmet üretim fiyatlarındaki azalma 2024-2025 yılında
devam etti. TÜİK’in verilerine göre ise, 2025 yılı Mart ayında
turizm sahasında hizmet üretim fiyatları yıllık %43,5 yükseldi.
Konaklamada hizmet üretim fiyatları yıllık %39,9 yükseldi.
2024’teki yükseliş %78,1 dolayında idi. En yüksek oran %44,7 ile
FB’de ve %43,5 ile Konaklama-F&B gerçekleşti.
Hizmet üretim fiyatı nedir?
Fiyat kapsamı: Üretici fiyatı, ülke ekonomisinde üretimi yapılan
hizmetlerin, KDV ve benzeri vergiler hariç satış fiyatıdır.
Üreticiden işletmelere (B-to-B), üreticiden tüketiciye (B-to-C),
üreticiden yurt dışına (B-to-E) olmak üzere, tüm satışlar endeks
kapsamındadır.
In March 2025, service production prices in the
tourism sector rose by 43.5% year-on-year.
According to Turizm Databank analysis, the slowdown in service
production price growth in the services sector continued in
2024–2025. However, data from the Turkish Statistical Institute
(TÜİK) shows that in March 2025, service production prices in
the tourism field increased by 43.5% year-on-year. Prices in
accommodation services rose by 39.9%. In comparison, the
increase in 2024 had been around 78.1%. The highest rate was
recorded in full board (FB) services with 44.7%, followed by
accommodation and F&B services with 43.5%.
What s the service production price?
Price scope: The producer price refers to the sale price of
services produced in the national economy, excluding VAT
and similar taxes. The index covers all sales from producer to
business (B-to-B), producer to consumer (B-to-C), and producer
to abroad (B-to-E).
TATIL BÖLGELERINDE
KIRALAR UÇUŞTA!
Son dört yıldır yükselen fiyatlar gündemde önemli bir yer tutarken, bu yıl da artan
talep ve enflasyon gibi ekonomik faktörler, yazlık kiralarında yükselişe sebep
olmaya devam ediyor.
Pandemi sonrası dönemde tatil
anlayışındaki değişiklikler, yazlık
evlere olan ilgiyi artırdı. Kalabalık
oteller yerine daha izole ve konforlu
alanlar tercih edilirken, bu durum
özellikle popüler tatil bölgelerinde
erken rezervasyonlara olan talebi
artırdı. Artan talep ve enflasyon gibi
ekonomik faktörler, yazlık kiralarında
yükselişe sebep olmaya devam ediyor.
EVA Gayrimenkul Değerleme Genel
Müdür Yardımcısı Zuhal Balsarı,
popüler tatil bölgelerini mercek
altına aldı. Balsarı; “2025 yılında
yazlık kiralama fiyatlarında %40 ila
%60 arasında artışlar gözlemlendi.
Popüler tatil bölgelerinde haftalık
kiralamalarda fiyatlar 15.000 TL’den
başlayarak lüks villalarda 330.000 TL’ye
kadar çıkabiliyor. Günlük kiralamalarda
ise lüks segmentte 10.000 TL’ye kadar
ulaşan fiyatlar görülürken, daha
mütevazı seçeneklerde bu rakam 3.000
TL ile 6.000 TL arasında değişiyor.
Ayvalık, Alaçatı, Çeşme yine revaçta
Ege Bölgesi’ndeki Ayvalık, Alaçatı,
Çeşme gibi geleneksel tatil noktaları
hâlâ en çok tercih edilen yerler
arasında. Ancak artan fiyatlar, tatilcileri
Urla, Foça, Dikili, Seferihisar ve
Gökçeada gibi daha sakin bölgelere
yönlendiriyor. Bu bölgelerde de son
yıllarda fiyat artışları gözlemlenmekle
birlikte, hala popüler destinasyonlara
kıyasla daha ulaşılabilir seçenekler
sunuluyor. Dijital platformlar üzerinden
yapılan kiralama işlemlerinin artışı,
pazardaki dinamikleri değiştiren
önemli bir faktör olmaya devam
ediyor. Bu platformlar, tatilciler için
daha fazla seçenek sunarken, ev
sahiplerine de daha geniş bir kitleye
ulaşma fırsatı veriyor. Yazlık kiralama
piyasasının hareketliliğinin, yaz ayları
yaklaştıkça daha da artması bekleniyor.
Ancak ekonomik belirsizlikler ve
yüksek fiyatlar, pazarın dinamiklerini
etkilemeye devam edecek gibi
görünüyor.” dedi.
Yunan Adaları, popülerliğini
koruyor
Yunan Adalarına gösterilen ilgi ve
yazlık eve getirilen kısıtlamaların
kiralama fiyatlarına nasıl yansıdığını
da değerlendiren Balsarı, “Yunan
Adaları, Türk turistler arasında
popülerliğini koruyor. Özellikle
Rodos, Kos, Samos, Midilli ve Sakız
Adaları'na yönelik vizesiz seyahat
imkanı, bu ilgiyi artırmaktadır. Yunan
Adaları'na olan ilgi ve yazlık evlere
getirilen kısıtlamalar, Türkiye'deki
yazlık ev kiralarının aşırı artışını bir
miktar frenleyebilir. Özellikle premium
bölgelerde fiyatların stabil kalması
veya daha makul artışlar göstermesi
beklenebilir. Yazlık evlere getirilen
kiralama sürelerine veya kullanım
amaçlarına yönelik düzenlemeler,
kiralama pazarını doğrudan
etkileyebilir. Günlük ve haftalık gibi
kısa süreli kiralamalara getirilen
kısıtlamalar, 1-3 ay gibi uzun dönemli
kiralama talebini artırabilir. Bu durum,
özellikle uzaktan çalışanlar için cazip
hale gelebilir.” diye konuştu.
68
hotel restaurant
& hi-tech
verilerle turizm tourism with data
ŞEHIRLERDE
TURIZM
KREDISI NE
OLDU?
What happened to
tourism loans in
Turkish cities?
Turizm Databank’ın BDDK verilerinden
yaptığı hesaplamaya göre, 2025 yılının Ocak-
Mart döneminde Türkiye şehirlerinde turizm
sektörünün bankalardan kullandığı toplam
kredi, %34,4 yükselerek 132,1 milyar TL arttı.
2024 yılı 3 aylık artışı 136,0 milyar TL dolayında
gerçekleşmişti. Öte yandan bu dönemde turizmde takibe
düşen kredilerdeki miktar da 1,4 milyar TL düştü. 2024’de
0,5 milyar TL artmıştı. Aynı dönemde turizmin aldığı gayri nakdi
kredilerdeki artış 31,7 milyardan 19,2 milyar TL’ye geriledi.
Antalya’nın aldığı pay
Toplam turizm kredilerinden Antalya’nın aldığı pay %43,2 iken
2025’te %43,1 oldu. İstanbul’un payı da% 32,5’den %30,1’e düştü.
Muğla’nın payı %5,1’den %6,7’ye yükseldi. İzmir’de %1,9’dan
%2,1’e çıktı. Zamanında ödenmeyen ve takibe düşen toplam
kredilerin dağılımında İstanbul 1 puan artışla %55,5 payla ilk
sırada. Takiplerde Antalya’nın payı ise %17,3’den %12,3’e düştü.
According to calculations by Turizm Databank
based on data from the Banking Regulation and
Supervision Agency (BDDK), total loans used by
the tourism sector from banks in Turkish cities
increased by 34.4% in the January–March 2025
period, rising by TRY 132.1 billion.
In comparison, the loan increase in the same three-month
period of 2024 had been approximately TRY 136.0 billion.
Meanwhile, the amount of non-performing loans in the tourism
sector decreased by TRY 1.4 billion during this period—whereas
in 2024, it had increased by TRY 0.5 billion. Additionally, noncash
loans in tourism dropped from TRY 31.7 billion to TRY 19.2
billion in the same timeframe.
Antalya takes the lead
Antalya’s share of total tourism loans was 43.2% in 2024 and
slightly decreased to 43.1% in 2025. Istanbul’s share fell from
32.5% to 30.1%, while Muğla’s share rose from 5.1% to 6.7%,
and İzmir’s from 1.9% to 2.1%. In the distribution of overdue
and non-performing loans, Istanbul ranked first with a 1-point
increase to 55.5%. Antalya’s share of non-performing loans, on
the other hand, dropped significantly from 17.3% to 12.3%.
YUNANISTAN’I
PARLATMAYA DEVAM!
Greece continues to shine!
Avrupa Seyahat Komisyonu (ETC) tarafından
yayınlanan son “Avrupa Turizmi: Trendler
ve Beklentiler” raporunda Yunanistan öne
çıkıyor. 2025’in başlarında (Ocak-Mart)
Avrupa’nın en iyi beş destinasyonu arasında
Türkiye yok!
Uygun fiyatlı ancak yüksek kaliteli seyahat deneyimleri
sunan destinsyonlar arasında İtalya, Kıbrıs, Malta ve San
Marino ile birlikte Yunanistan var. ETC verilerine göre,
Yunanistan’ın 2024’teki uluslararası varışları 2019’a kıyasla
%14,7 ve 2023’e kıyasla %9,8 arttı. Bu ivme 2025’e taşındı ve
Ocak varışları 2019’un aynı ayına göre %24,5 ve Ocak 2024’e göre
%11,4 arttı.
In the latest edition of “European Tourism: Trends
& Prospects”, published by the European Travel
Commission (ETC), Greece emerges as a standout
destination. Notably, Türkiye is absent from the
list of Europe’s top five destinations for early 2025
(January–March).
Greece ranks among the destinations offering affordable yet
high-quality travel experiences, alongside Italy, Cyprus, Malta,
and San Marino. According to ETC data, international arrivals to
Greece in 2024 were up by 14.7% compared to 2019, and by 9.8%
compared to 2023. This upward momentum has continued into
2025: January arrivals were 24.5% higher than January 2019,
and 11.4% higher than January 2024.
Uzatılmış sezon teklifleri, güçlü hava bağlantısı
Yunanistan’ın değerinin, uzatılmış sezon teklifleri ve güçlü hava
bağlantısı konusundaki büyüyen itibarına bağlanırken İngiltere
ve Almanya pazarları Yunanistan’ın 2025 başındaki büyümesini
yönlendiriyor.
ETC’nin raporu ayrıca Yunanistan’ın konaklama seçeneklerinin
istikrarlı bir şekilde genişlemeye devam ettiğini gösteriyor.
Lighthouse’un ETC raporunda sunduğu verilere göre, Şubat
2025 itibarıyla ülke, Şubat 2024’e kıyasla kısa dönemli kiralama
arzında yıllık bazda %10’luk bir artış kaydetti.
Extended seasons and strong air connectivity
Greece’s growing reputation for extended season offerings
and robust air connectivity is cited as the key driver behind its
value appeal. The UK and German markets are particularly
instrumental in propelling Greece’s growth at the start of 2025.
The ETC report also highlights that Greece’s accommodation
offerings continue to expand steadily. According to data from
Lighthouse presented in the report, as of February 2025, the
country recorded a 10% year-on-year increase in short-term
rental supply compared to February 2024.
70
hotel restaurant
& hi-tech
verilerle turizm tourism with data
HAVADA IŞLER
KARIŞTI!
TÜRKIYE MI,
İSTANBUL MU?
Turbulence in the skies:
Is it Türkiye or just Istanbul?
Havalimanları Konseyi (ACI Europe) son trafik
raporuna göre, ülkedeki havalimanlarındaki
yolcu sayısı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla
1. çeyrekte yüzde 8,8 arttı. AB pazarında
kaydedilen ortalama yüzde 4,1’lik büyüme
oranının iki katından fazla. Bu güçlü performans,
Yunanistan’ı kıtanın en hızlı toparlanan seyahat
destinasyonları arasına soktu.
Bu büyümenin merkezinde, geçen yıla göre yüzde 11,4’lük bir trafik
artışı yaşayan Atina Uluslararası Havalimanı (AIA) yer aldı. Bu
artış, Atina’yı 2025’in ilk çeyreğinde Milano Malpensa, Kopenhag,
Manchester ve Malaga ile birlikte en iyi performans gösteren beş
“Mega” havalimanı (yılda 25 ila 40 milyon yolcuya hizmet veren) arasına
yerleştirdi.
Büyümenin tek itici gücü
ACI Europe, 2025’in 1. çeyreğinde Avrupa havalimanı ağında yolcu
trafiğinin bir önceki yıla göre %4,3 arttığını, bunun 2024’ün 1. çeyreğinde
görülen %10,2’lik artışa göre belirgin bir yavaşlama olduğunu bildirdi.
Büyümenin tek itici gücü %5,7 artışla uluslararası seyahatler olurken, iç
hat trafiği durgun kaldı.
Türkiye yatay seyretti
Bu arada, Türkiye’deki havalimanlarında yolcu trafiği yatay seyrederken,
Rusya’da azalmaya devam etti. Majors (40 milyondan fazla yolcu)
2025’in ilk çeyreğinde % 3 oranında daha yavaş bir büyüme kaydetti.
Majörlerde en iyi sonuçlar Roma-Fiumicino (+%9,4) ve İstanbul Sabiha
Gökçen’den (+%9,0) geldi.
Londra-Heathrow elektrik kesintisinden etkilendi
Avrupa’nın en yoğun havalimanlarından biri olmaya devam eden
Londra-Heathrow (-%1,5) Mart ayında yaşanan büyük elektrik
kesintisinden etkilendi. İstanbul (+%1,6) ikinci sırada yer alırken, onu
Paris-CDG (+%5,6) ve Madrid (+%4,5) takip etti; Madrid, dördüncü
sıradaki Amsterdam-Schiphol’un (+%3) yerini aldı. Öte yandan
Frankfurt’ta yolcu trafiği %0,9 gerilerken, Alman aktarma merkezi 6.
sıradaki yerini korudu.
According to the latest traffic report by ACI Europe
(Airports Council International), passenger
numbers at airports across Türkiye increased by
8.8% in the first quarter of the year compared to
the same period last year—more than double the
average growth rate of 4.1% recorded across the
EU market. This strong performance has positioned
Greece as one of the fastest-recovering travel
destinations in Europe.
At the heart of this growth lies Athens International Airport
(AIA), which saw an 11.4% increase in passenger traffic yearover-year.
This surge placed Athens among the top five bestperforming
“Mega” airports in the first quarter of 2025—those
serving 25 to 40 million passengers annually—alongside Milan
Malpensa, Copenhagen, Manchester, and Malaga.
International demand drives growth
ACI Europe reported that passenger traffic across the European
airport network rose by 4.3% in Q1 2025 compared to the same
period in 2024, signaling a noticeable slowdown from the 10.2%
growth recorded in Q1 2024. The sole engine of growth was
international travel, up by 5.7%, while domestic traffic remained
flat.
Türkiye shows flat trend
Meanwhile, passenger traffic at Turkish airports remained
flat, and volumes continued to decline in Russia. Among
the “Majors”—airports handling over 40 million passengers
annually—growth slowed to 3% in Q1 2025. The top performers
in this category were Rome Fiumicino (+9.4%) and Istanbul
Sabiha Gökçen (+9.0%).
Power outage disrupts London Heathrow
Despite maintaining its status as one of Europe’s busiest hubs,
London Heathrow (-1.5%) was impacted by a major power
outage in March. Istanbul Airport secured the second spot with
a 1.6% increase, followed by Paris-CDG (+5.6%) and Madrid
(+4.5%), which overtook Amsterdam-Schiphol (+3%) to claim
fourth place. On the other hand, Frankfurt saw a 0.9% decline
in traffic but held on to sixth position among Europe’s busiest
airports.
72
hotel restaurant
& hi-tech
marka
ÇIKOLATA ÜRETIMINDE
TEMPERLEME
IŞLEMININ ÖNEMI
Çikolata temperleme, çikolatanın parlak, pürüzsüz ve çıtır bir
dokuya sahip olması için uygulanan özel bir eritme ve soğutma
işlemidir. Profesyonel çikolatacılar, şefler ve evde çikolata ile
çalışan herkes için önemli bir tekniktir...
Temperlemenin amacı, yeterli
sayıda başlangıç kristali
oluşturarak, çikolatadaki
kakao yağının doğru ve en kararlı
kristal yapıda olmasını sağlamaktır.
Temperlemenin iyi olması, çikolatanın
yeterli derecede ufalarak kalıplardan
çıkmasını, yüzeyinin parlamasını,
istenen sertlikte olmasını ve daha
kararlı bir kristal yapının olmasını
sağlamaktadır.
Temperleme işlemi, çikolatanın
içindeki kakao yağının kristal yapısını
kontrol etmeyi sağlar. Kakao yağı farklı
sıcaklıklarda farklı kristal formlarına
ayrılır. En ideal olanı, çikolatanın sert,
parlak ve kırılgan olmasını sağlayan
Beta kristalleridir.
Çikolata temperleme makineleri,
büyük ölçekli üretimde ve profesyonel
mutfaklarda çikolatanın doğru
sıcaklıkta temperlenmesini sağlayan
özel cihazlardır. Bu makineler,
çikolatanın kakao yağının ideal kristal
yapısını korumasına yardımcı olarak
parlak, pürüzsüz ve kırılgan bir doku
elde edilmesini sağlamaktadır.
Temperleme
makinesi
ile çikolata
temperleme
adımları
Çikolatanın
Eritilmesi
Çikolata
temperleme
makinesine
küçük
parçalar
halinde
eklenir.
Reşat CEVAHİR
Bitter Çikolata: Bitter çikolatanın
içeriğindeki kakao yağı, daha yüksek
sıcaklıklarda erir. Bu sebeple, 45–50°C
aralığı bitter çikolatayı homojen ve tam
erimeye ulaştırmak için idealdir.
Sütlü Çikolata: Sütlü çikolata,
içerdiği süt ve şeker nedeniyle daha
alçak bir erime sıcaklığına ihtiyaç
duyar. Genellikle 40–45°C arası,
sütlü çikolatayı nazikçe eritmek için
yeterlidir.
Bu süreçte makinenin karıştırma
mekanizması çikolatanın eşit şekilde
erimesini sağlamaktadır.
Soğutma ve kristalizasyon
Bitter çikolata için ideal soğuma
sıcaklığı yaklaşık 28-29°C, sütlü
çikolata için ise 26–27°C civarındadır.
Soğutma aşaması, kakao yağı
içindeki Beta kristallerinin oluşmasını
sağlamaktadır. Beta kristalleri
temperlenmiş çikolatanın oluşması
gereken kristal yapıdır.
Çikolatanın stabil bir yapıya kavuşması
için sürekli karıştırma yapılır.
Kullanım
Çikolata makinesi tarafından
temperlenmiş çikolata; dökme,
kalıplama ve dekorasyon amacıyla
kullanıma hazır hale gelmiş demektir.
Temperleme makinesi kullanmanın
avantajları
Otomatik Sıcaklık Kontrolü: Çikolata
sıcaklığını sürekli takip etmenize gerek
kalmaz.
Tutarlı Sonuçlar: Her seferinde parlak
ve pürüzsüz çikolata elde edilir.
Zamandan Tasarruf: Manuel
temperleme yöntemlerine kıyasla daha
hızlıdır.
Büyük Ölçekli Üretime Uygun: Çikolata
fabrikaları ve pastaneler için idealdir.
74
hotel restaurant
& hi-tech
brand interview
AHMET GÜRKAYNAK
“WE ARE GROWING STRONGER IN ALL AREAS,
FROM COUNTERTOP EQUIPMENT TO OPEN BUFFET”
Operating in the HoReCa sector since
1977, KAPP Mutfak and its affiliated
brand Plastport Plastik draw attention
with their innovative solutions in professional
kitchen equipment and open buffet product
groups. The company, which continues
its R&D efforts without interruption, is
strengthening its claim for the 2025 season
with new products in both the open buffet
group and countertop equipment. Chafing
Dishes with patented heated glasses, which
are their own production, bring a fresh
breath to the industry with 8 different color
alternatives, while the latest technology
products have also been introduced to the
market in the electrical appliances group.
We spoke with Ahmet Gürkaynak, Chairman
of the Board of KAPP Mutfak / Plastport
Plastik, about the company's growth targets
in the HoReCa sector and its investments for
the upcoming period.
KAPP Mutfak has been operating
in the sector since 1977. What are
the most important factors that
reinforce the company’s leading
position in the HoReCa sector?
As you mentioned, for many years we have
continued to serve and grow in the HoReCa
sector in both Türkiye and in more than 70
countries around the world. The biggest
factor in our progress
is always working in
communication with the
people in the sector—
employees, chefs, and
F&Bs. Our priority has
always been to act
according to the needs
of the industry. Since we
follow trends and updates
very closely, we aim to
respond to needs very
quickly in every period.
How would you
evaluate the first
quarter performance
of 2025? What
innovative products
and technologies did
you introduce this
year?
In 2025, we introduced
products that we had been planning,
preparing, and completing for a long
time. First of all, our Chafing Dishes with
patented heated glasses, which are our
own production. We introduced this product
to users in previous years, designed and
produced it from scratch completely based
on the needs of the sector. Since we received
very positive feedback from the sector for
this product, which is completely
domestically produced, we again
brought an innovation this year
and launched 8 different color
alternatives for our customers.
In addition to our Chafing
Dishes, we also added many new
and category-leading machines
to our product range in the
electric appliances group; from
convection ovens to frozen food
mixers, from induction cooking
robots to the latest technology
brushless motor hand mixers.
KAPP focuses not only
on the functionality of
products but also on
aesthetics. How do you
prioritize visual design
in your new product
designs?
In addition to the R&D of our
products, we also work with an awardwinning
designer for their designs. Especially
in the open buffet group, we constantly follow
trends to produce alternative designs that
will adapt to the different concepts of hotels
and catering companies, and we strive to
create new alternatives.
How do you contribute to the
development of the HoReCa sector?
As the KAPP family, we always take steps in
line with our company mission, which is to
develop the gastronomy sector in Türkiye and
carry its recognition to a worldwide level. In
this direction, we try to sponsor young chefs,
culinary associations, competitions both in
Türkiye and abroad, events, conferences, and
congresses as much as we can.
In addition, we always follow what’s
happening in the world in terms of product
development and stay up to date, so that
when our chefs in Türkiye want to reach any
product or technology in the world, we can
provide it to them.
Among your social responsibility
projects, your support for culinary
schools and vocational high schools
stands out. Can you tell us about
your work in this area?
In the same direction, our doors are always
open to culinary schools and vocational
high schools. We both host students at our
factory to show them the technology and
sustainability behind the products they use
and will use, and we also provide training
about product usage. In addition, within the
scope of sponsorship, we try to help schools
with the materials they need.
You export to more than 70
countries. Can you talk about your
target markets and key products?
We have had very strong brand recognition
for many years in Europe, Eurasia, and the
Arabian Peninsula. In 2022, we established
our own warehouse in America, and we
continue to grow on the American continent.
Our priority product group in the export
market has always consisted of our
own production: Stainless Steel Pot and
Pan Group, Stainless Steel Gastronorm
Containers, Chafing Dishes, PC Gastronorm
Containers, Thermobox, Salad Spinner,
Service Trolley — all produced in Türkiye.
What is your position in the
countertop machines segment? Can
you tell us about the development
process of this product group?
Since 2010, we have been serving our
customers with Italian brand Sirman’s
countertop machines. In 2025, upon the
demand of our chefs and dealers, we added
many new brands and new countertop
machine groups to our portfolio, including
coffee machines, as a result of the research
we’ve been conducting for many years.
Among these are our “SousChef” brand hand
and bar blenders, which offer longer lifespan
and stronger performance with Brushless
Motor Technology. We also added unique
technologies in the industry, such as the
“Taurus” brand MyCook Induction Cooking
Robot and the Rowzer Frozen Food Mixer
(Emulsifier), which are leaders in their own
categories.
What kind of advantages do
countertop machine group products
provide in terms of functionality
in kitchens? How do they perform
especially in high-usage areas?
Countertop machine groups become the
right-hand assistants of chefs in the kitchen.
They provide speed and practicality, helping
chefs work faster and be more creative in
the hustle of the kitchen. As we all know,
kitchens are places where time is short, and
there’s a lot of movement. All service must
be completed within a certain time frame.
That’s where countertop machines come in,
providing ease and consistency to kitchen
teams with their professional performance
and durability within this tight-time, highmovement
equation.
Coffee machines hold an important
place in kitchen equipment. What is
your approach to coffee machines
as KAPP, and how do you follow
innovations in this field?
Coffee is, of course, one of the
indispensables of the food and beverage
world. We’ve had coffee machines in our
portfolio for a while. In 2025, we added the
Italian brand La Carimali to our product
group and are now offering a wider product
range to our customers in the coffee
category. Customers can now find everything
they’re looking for under the KAPP brand in
this group from A to Z.
The role of plastic products in
kitchens is increasing. In which
operations are Plastport’s products
more preferred in professional
kitchens?
Especially being unbreakable and
lightweight makes plastic product groups
preferable in kitchens. From polycarbonate
glasses and plates used on the table to
Gastronorm Containers, Salad Spinners,
and Thermoboxes used in preparation and
transportation, we have a wide product
variety that appeals to different functions in
the kitchen.
So from tabletop to preparation, from
transportation to collection, Plastport Plastik
products are indispensable in every stage of
the kitchen. Every year we add new products
to our product range to maintain and expand
this diversity, aiming to make kitchens even
easier.
Under the Plastport brand, you
have diversified your product range
by using different raw materials.
How do you manage this variety
and what are your thoughts on the
advantages of each material?
While managing product diversity, we again
consider user needs. We research and find
the most suitable raw material for the need
and decide on the best one after many tests.
For example, a glass used by the pool
should be unbreakable, but also elegant and
aesthetic in appearance. We evaluate all
these requirements together and choose the
raw material most suitable for design and
usage. For these glasses, polycarbonate is
preferred, while in a product like Thermobox,
which requires thermal insulation, durability,
and lightness, we use a combination of
polycarbonate and polyurethane. All these
factors and needs are evaluated by our R&D
and design teams and our products are
developed accordingly.
Hygiene and
durability are among
the standout features
of Plastport. How
do you ensure the
performance of your
products in this
area?
The raw materials we use
are certified and original.
To guarantee performance, we manufacture
entirely with virgin material without mixing
in scrap raw materials. This reflects on the
product’s durability during use. Since our
number one priority is always quality, we
produce at A-grade quality to ensure that our
customers do not encounter any problems.
What innovative products do you
plan to launch in the upcoming
period for KAPP Mutfak and
Plastport?
We have ongoing R&D for both KAPP and
Plastport Plastik products. For KAPP,
our work continues in the open buffet
group. Also, new products will be added to
countertop equipment. Together with our
consultant chefs, we are working for every
kind of innovation and convenience. For
Plastport Plastik, we are focusing more on
the tableware group in the new season. New
models and designs will be revealed in the
coming days.
76
hotel restaurant
& hi-tech
marka
Dünya Kahve Kavurma
Şampiyonası'na Porland imzası
Türkiye’nin köklü porselen markası Porland’ın destek sponsoru olduğu ve Özel Kahve Birliği
(Specialty Coffee Association – SCA) tarafından düzenlenen 11. Dünya Kahve Kavurma
Şampiyonası’nın (World Coffee Roasting Championship) kazananları açıklandı. Porland
cupping ürünlerinin kullanıldığı şampiyonada birincilik Fransa’dan Mikael Portannier’in oldu.
25-27 Nisan 2025 tarihlerinde
Houston Teksas'ta düzenlenen
ve 22 yarışmacının katılımıyla
gerçekleşen şampiyonada 569 puan
alan Mikael Portannier zirvede yer
aldı. Tayvanlı Ashton Huang 551
puanla ikinci, Taylandlı Naruepon
Wuttipappinyo 546 puanla üçüncü
oldu. Çin Halk Cumhuriyeti'nden Song
Chundan ise 535 puanla dördüncü
sırayı aldı.
“Kahve sanatının zirvesinde
Porland imzası var”
Global kahve kültürünü ve bu alandaki
yükselişi dikkatle takip ettiklerini
belirten Porland Yönetim Kurulu
Üyesi İmge Pamukçu, şampiyonanın
ardından yaptığı değerlendirmede
şunları söyledi: "Küresel kahve
kültürünün kalitesini ve çeşitliliğini
yansıtan bu prestijli organizasyona
sponsor olarak verdiğimiz desteği bu
yıl da sürdürmenin gururunu yaşıyoruz.
Dünya çapında uzmanların katıldığı
bu şampiyona, yalnızca kavurma
becerilerini değil, porselenin kahve
deneyimindeki kritik rolünü de öne
çıkarıyor. Porland olarak, yarışmaya
özel ürettiğimiz cupping ürünlerimizle
kahve uzmanlarının en iyi performansı
sergilemelerine destek olduk. Bu
iş birliği, markamızın uluslararası
arenadaki liderliğini pekiştirirken,
Türkiye’yi kahve endüstrisinin
merkezine taşıyor."
“Dünya kahve kavurma
şampiyonasına damga vurduk”
Dünya Kahve Kavurma Şampiyonasının
uzmanlığı ve detaycılığı ön plana
çıkaran uluslararası bir sahne
olduğunun altını çizen Pamukçu,
sözlerine şöyle devam etti: "Her yıl
daha da büyüyen kahve topluluğunun
bir parçası olmak hem markamızın
küresel vizyonuna hem de gastronomi
alanındaki derin uzmanlığımıza
ışık tutuyor. Bu yıl da dereceye
giren yarışmacılar arasındaki puan
farkının azlığı, kavurma sürecindeki
her detayın, özellikle de kullanılan
ekipmanların kalitesinin ne kadar
belirleyici olduğunu gösterdi. Bu zorlu
mücadelede kahve uzmanlarının
tutarlılık ve kontrolünü en üst seviyeye
taşıdığımız için gururluyuz. HORECA
alanındaki 50 yıllık deneyimimizle,
kahve kavurma sanatının uluslararası
geleceğini şekillendirmeye devam
edeceğiz."
HUPALUPA
başarısını Türk basını ile paylaştı
Türk markalarının global alanda kendilerini kanıtladığı ve yeni iş birliktelikleri geliştirdiği
önemli bir platform olan MAPIC 2024’te "Yılın Eğlence Markası" ödülünü kazanan ilk Türk
Basın mensuplarının yoğun ilgi
gösterdiği lansmanda ödülü
kazanma süreci, hedefler ve
sektöre dair bilgiler aktarıldı. 2019
yılında pandemi başlangıç sürecinde
açılan HUPALUPA kısa sürede olumsuz
toplumsal süreçlere rağmen 5 milyon
ziyaretçiye ulaştı. Toplantıya aynı
zamanda Yönetim Kurulu Üyesi İlknur
Timurlenk ve Yönetim Kurulu Üyesi
Kaan Şengül de katıldı.
markası HUPALUPA, basın mensupları ile bir araya geldi.
Şengül: “Dijital, fiziksel ve sosyal
etkileşim dengesini koruyoruz”
HUPALUPA Yönetim Kurulu Üyesi
Merve Timurlenk Şengül: “HUPALUPA,
kapalı alan aile eğlence merkezi
konsepti ile çıktığı yolda, farklı
festival kurguları, lisanslı sergilere
ev sahiplikleri ve hızla şubeleşen
mağazalarıyla, marka çatısı altında
yatay bir büyüme sağladı. Sadece
çocuklara değil, tüm aile bireylerine
hitap eden kapsamıyla dikkat çekti,
fark yarattı. HUPALUPA, konfor ve
eğlenceyi bir arada sunarak yeni bir
deneyim standardı oluşturdu. Hem
ailelerin hem de çocuklar ve gençlerin
eğlenebileceği alanlar sunarak,
eğlencenin birleştirici gücünü gösterdi.
Teknolojik çağda büyüyen çocuklar
ve gençler, dijital dünyanın sunduğu
fırsatları keşfederken, bazen fiziksel
aktivite ve sosyal etkileşimden de
uzaklaşabiliyorlar. HUPALUPA, dijital
deneyimleri, fiziksel aktiviteleri ve
sosyal etkileşimi bir araya getirerek bu
üç unsuru dengede tutuyor ve eğlenceyi
sadece ekrandan değil, gerçek hayattan
da yaşanabilir kılıyor. Bu da ulusal
arenada bile fark oluşturmamıza,
dikkat çekmemize, öne çıkmamızı
sağlıyor” ifadelerini kullandı.
“Global pazarda etkili bir Türk
markası olacağız”
HUPALUPA bünyesindeki markalardan
bahseden Şengül, “HUPALUPA EXPO
eğlenceyi, eğitimi ve deneyimi bir araya
getiren bir konsept olarak öne çıkıyor.
NASA Uzay Sergisi, NBA Sergisi, Body
Worlds gibi uluslararası lisans sahibi
ve prestijli sergilerle, çocuklar ve
aileler için farklı dünyalar sunuyoruz.
İkinci markamız olan HUPALUPA
GO, Türkiye’nin her yerine eğlenceyi
götürdüğümüz bir festival serisi olarak
büyük önem taşıyor. Bu festivallerde,
farklı oyun parkurları, yarışmalar ve
sahne gösterileri gibi çeşitli deneyimlerle
geniş bir yelpazede etkinlikler sunuyoruz.
HUPALUPA STORE markamızla
ise, eğlenceyi alışveriş deneyimiyle
birleştiriyor ve ziyaretçilerimize premium
kategorideki renkli ve trend ürünlere
ulaşma imkanı sunuyoruz. Son bir yıl
içinde 11 şubeye ulaşarak, büyüme
ivmemizle bu alanda da ülkemizde
lider konuma geldik. MAPIC ödülü ile
başladığımız bu global yolculukta, 2025
hedeflerimiz arasında HUPALUPA'nın
eğlence anlayışını ve marka değerlerini
bir Türk markası olarak tüm dünyaya
taşımak yer alıyor. Aynı zamanda, global
pazarda etkili bir oyuncu olmayı ve
sürdürülebilir gelişim sağlamak için
kararlılıkla ilerliyoruz” dedi.
78
hotel restaurant
& hi-tech
gastro güncel gastro current
KLASIKLER
MATBAH SOFRASINDA BULUŞTU
Tarihi Yarımada’nın kalbindeki Matbah Restaurant, Türk Mutfağı Haftası’nda klasik lezzetleri
tarihsel köklerine sadık kalarak yeniden yorumladı; konuklarını hem damakta hem hafızada
iz bırakan bir lezzet yolculuğuna çıkardı.
Ottoman Hotel Imperial bünyesinde
yer alan Matbah Restaurant,
yüzyıllar boyu Osmanlı
İmparatorluğuna ev sahipliği yapan
Tarihi Yarımada’da “Buram Buram
Tarih Kokan Ambiyansı” ile 21–27
Mayıs tarihleri arasında kutlanan Türk
Mutfağı Haftası kapsamında, “Türk
Mutfağı’nın Klasik Yemekleri” temasıyla
misafirlerini ağırladı.
Türk mutfağının geleneksel, sağlıklı
ve atıksız mirasının taşıyıcısı olan bu
“klasikler”, mutfağımızın doğallığının,
lezzetinin ve özgün saklama-pişirme
tekniklerinin parıldayan cevheri olarak
ön plana çıktı. Anadolu’nun bereketli
topraklarından süzülen yüzyıllık
geleneklerin izlerini taşıyan bu eşsiz
lezzetler, Türk mutfağının hem zengin
çeşitliliğini hem de evrensel değerini bir
kez daha gözler önüne serdi.
Türk mutfağının köklerinden dünya
mutfaklarına
Uluslararası alanda isimleri bilinse
de reçeteleri çok fazla tanınmayan
klasik yemekler, hafta boyunca tarihsel
köklerine sadık kalınarak dünya ile
paylaşıldı. Bu özel hafta, geleneksel
tariflerin modern dünyada nasıl
sürdürülebilir ve sağlıklı biçimde
yaşatılabileceğini de örnekleriyle
ortaya koydu. Klasik yemeklerle
gerçekleştirilen bu kutlama, kadim
mutfak uygulamalarının günümüzde
nasıl anlam kazandığını gösteren
etkileyici bir deneyime dönüştü.
81 ilin yerel mutfağından ilham
Sadece bir dizi tariften ibaret olmayan
Türk Mutfağı Klasikleri, insanları aynı
sofrada buluşturarak kültürel bir
bağ kurdu. Türk kültürünü yakından
tanımak isteyenler içinse adeta aile
sıcaklığında bir başlangıç sundu.
Ottoman Hotel Group Genel Müdürü
Serdar Balta, etkinlikle ilgili olarak,
“Yurt içindeki kutlamalarda 81 ilin yerel
mutfağını oluşturan temel reçeteler
ve ürünler, renkli bir lezzet yelpazesi
sundu. Türkiye Cumhuriyeti’nin yurt dışı
temsilciliklerindeki etkinlikler ise, farklı
kültürlerin masalarımızda bir araya
geldiği ve önyargısız biçimde birbirlerini
tanıdığı misafirperverliğimizin
samimiyetini yaşattı.” açıklamasında
bulundu.
Classics meet at
the Matbah table
In the heart of Istanbul’s Historic Peninsula, Matbah
Restaurant reinterpreted classic flavors with faithful
dedication to their historical roots during Turkish Cuisine
Week—taking guests on a memorable journey of taste that
lingered both on the palate and in the mind.
Located within the Ottoman Hotel
Imperial, Matbah Restaurant
welcomed its guests with the
theme “Classical Dishes of Turkish
Cuisine” between May 21 and 27,
surrounded by an atmosphere steeped
in centuries of history from the former
Ottoman capital.
These “classics,” which represent the
traditional, healthy, and waste-free
heritage of Turkish cuisine, stood out
as shimmering gems reflecting the
natural richness, unique flavor, and
time-honored preservation and cooking
techniques of Anatolia. Carrying the
traces of centuries-old traditions that
have flowed from the fertile lands of
Anatolia, these unique flavors once
again revealed the profound diversity
and universal appeal of Turkish
gastronomy.
From the roots of Turkish cuisine to
global culinary platforms
Although the names of these dishes
are internationally recognized, their
authentic recipes remain lesser-known.
Throughout the week, these timeless
dishes were shared with the world
while staying true to their origins. This
special occasion also served as a vivid
example of how traditional recipes
can be preserved in a sustainable and
healthy way in the modern world. The
celebration through classical dishes
turned into an inspiring experience that
highlighted the contemporary relevance
of ancient culinary practices.
Inspired by local kitchens across 81
provinces
More than a mere collection of recipes,
the classics of Turkish cuisine formed
a cultural bond by bringing people
together at the same table. For those
seeking to explore Turkish culture, it
offered a warm, familial introduction.
Commenting on the event, Serdar
Balta, General Manager of the Ottoman
Hotel Groups, said: “The domestic
celebrations offered a rich palette of
flavors by showcasing essential recipes
and ingredients that make up the local
cuisines of all 81 provinces of Türkiye.
Events organized by the Republic of
Türkiye’s foreign missions, on the other
hand, reflected the sincerity of our
hospitality—where different cultures
came together around our tables
and embraced each other without
prejudice.”
80
hotel restaurant
& hi-tech
gastro güncel / makale
DrṀurat
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Dogan
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı
Doç.
)
Günümüzde uzun yol yolculuklarımızı
genellikle havayolu ve karayolu ile yapmayı
tercih ediyoruz. Bundan yirmi yıl önceki
otobüs yolculuklarını hatırlıyorum da, yan
koltukta oturan tanımadığımız yolcularla
yiyeceklerimizi paylaşırdık. Aslında yolda
bir yiyeceği başkasıyla paylaşmakta derin
bir insanilik var. Bugün, yol güzergâhındaki
restoranlarda, lokantalarda veya dinlenme
tesislerinde duruyoruz. Ancak yüzyıllar
önce yorgun seyyahlar, İpek ve Baharat
Yolu ve Osmanlı ticaret rotalarının görkemli
durakları olan kervansaraylarda konakladı.
Oralarda ne yiyorlardı? Kervansaraylarda
yemekler nasıl hazırlanıyor, servis ediliyor
ve tüketiliyordu? Eski seyahatnamelere
dağılmış cevaplardan, hem biraz yabancı
hem de biraz garip ancak tanıdık bir resim
çizeceğim.
Ocak ve yol
17. yüzyılda yaşadığınızı hayal edin. İlk durak
olan İstanbul Bağdat Caddesi’nden başlayan
kervan yolculuğunuz Bağdat’ta sonlanacak.
Deve, at veya katır üstünde yola çıkarsınız.
İzmit, Sapanca, Bolu, Tosya güzergâhından
geçerek günlerce süren bir yolculuk sonrası,
duraklardan biri olan Merzifon Kara Mustafa
Paşa Kervansarayı’na üstünüz başınız toz
içinde, bitkin ve aç olarak ulaşırsınız. Önce
şunu söyleyeyim, kervansarayın standart
bir lokantasını ve incelenecek bir menüsü
bulamazsınız. Yemek saatlerinde aşhaneden
bir aşçı, size basit bir yemek ikram eder.
Birazdan neler ikram edilir, ondan da söz
edeceğim.
Şimdide kalacak yere gelelim. Günümüzdeki
gibi bir otel odası bulmak ne mümkün.
Ancak kervansarayın bir misafiri olarak
sizi bir sekiye yerleştirirler. Seki ne ola ki
diyeceğinizi düşünüyorum. Günümüzün
otel odalarının muadili dersem hatalı
olmam. Biraz daha açarsam. Kervansarayın
iç duvarları boyunca yerden bir metre
yükseklikte bir alan düşünün. İçten tonozlu
ve dıştan çatılıdır, yani üstü örtülüdür. Size
burada hayvanınızla birlikte konaklama
imkânı sunarlar. Sekilerin duvarlarında ocak
Türk mutfağının gizli kimyası: Gelenek
moleküler eşleşmeyle buluştuğunda
yerleri mevcuttur. Bu ocaklar ısınma veya
yemek pişirme amaçlı kullanılabilmektedir.
Sekiler yeri gelir yemek sofrası yeri gelir
geceyi geçirecek bir yatak olur. Yanınızda
getirmiş olduğunuz bir parça kavurmanız
varsa ocakta sebzelerle pişirebilirsiniz.
Birçok batılı seyyah, pişen güveç etinin mis
gibi kokusunu seyahatnamelerinde iştahla
anlatmıştır. Ya da seyyahların yazdığı gibi
yolcuların elindeki bir avuç hurma, bir
parça peynir veya bulgur; farklı ve yaratıcı
yemeklere dönüşürdü.
Yolculuğun menüsü
Biraz önce kervansarayın incelecek bir
menüsü yok dediğime bakmayın. Evet,
konuk olduğunuz kervansarayda ne yerdik?
Seyahatnameleri incelediğimiz de yemek
manzaralarının çok çeşitli olduğunu
görmekteyiz.
Merzifon Kara Mustafa Paşa Kervansarayı’na
perşembe günü bayram arefesinde
ulaştığımızı hayal edelim. Bugün akşam,
aşhanenin menüsü basit ve standart
yemeklerden oluşmakta. Ancak vakıf
kervansarayı olduğu için han ücreti olmadığı
gibi yemekte ücretsiz ve doyurucu. Menü
bir somun ekmek, buğday çorbası, bulgur
pilavı, yoğurt ve bal helvasından oluşmakta.
Bal helvası cuma gününe özel ikram olarak
dağıtılır.
Çoğumuz bilir, Osmanlı’da kameri takvime
göre perşembe akşamı cuma gecesi olarak
kabul edilmekteydi. Bulgur pilavının yerine
bazen pirinç pilavının da çıktığı olurdu. Eğer
bayram günü kervansarayda konaklamaya
devam ediyorsanız, çok şanslısınız. Mideniz
bayram edecektir. Yine olmazsa olmaz bir
somun ekmek yanında maydanozlu pirinç
çorbası, kuzu yahni, ayran ve tatlı olarak
aşure verilirdi. Sonrası, Türk kahvesi
keyfine gelirdi. Tabii sabah kahvelerini de
unutmayalım.
Fransız bir seyyah ‘Şafak sökmeden
hemen önce, kervanlar yola çıkmak üzere
hazırlanırken, karanlıkta pirinç kapların
şıngırtısı ve taze pişen kahvenin kokusu
etrafa yayılıyordu. Kahveciler, ellerindeki
cezvelerle adeta bir ritüeli icra eder
gibi çalışıyor; bu dingin sabah vaktinde,
yolculara enerji verecek olan o koyu ve
cezbedici içeceği hazırlıyorlardı.’ şeklinde
aktarmaktadır.
Sofranın ruhu
O dönemlerde beni en çok etkileyen şey
yemeğin kendisi değil, nasıl paylaşıldığıydı.
Yemekler kervansaraylarda genellikle
ücretsizdi. Polonyalı bir gezgin bu durumu
‘Allah rızası için veriliyormuş’ diyerek
hayretle aktarmıştır. Sakalar, kurak
duraklara tulumlar taşıyarak Müslüman
ve Hristiyanlara hayırseverlerin hayrına
su ve içecek ikram ederdi. Bazı batılı
seyyahlar ise, Türk yemeklerinin sadeliğine
burun kıvırmıştır: ‘Az yerler; ekmek,
soğan, kesilmiş süt (yoğurt) onlara yeter.’
şeklinde ifade etmiştir. Yine de o bile,
Batılıların başlangıçta şüpheyle baktığı o
kesilmiş sütteki dehayı kabul etmiştir. Su
ve ufalanmış ekmekle karıştırıldığında, İpek
Yolu tüccarları için orijinal protein shake
olmuştur.
Sınır tanımayan bir sofra
Kervansaraylar dünyanın mikrokozmosları
sayılır. Burada, bir İranlı bir tüccar ile
Venedikli bir tüccar ekmeğini bölüşebilir
ve ikisi de aynı ekşi aş (yoğurt çorbası)
tenceresine kaşık sallayabilirdi. Yemek
mütevazıydı, ancak onu paylaşma eylemi
dil ve inancın ötesindeydi. Bugün, ülke
sınırlarını ve aidiyeti tartışırken, o günlerde
bu kadim mola yerlerinde şiirimsi bir hava
esmektedir. Aslında bir yemeğin asla
sadece bir yemek olmadığı, aynı yolda
yürüyen yabancılar arasındaki sessiz bir
uzlaşı olduğudur. Belki de kervansarayların
gerçek mirası budur. Yemek veya ocaklar
değil, açlığın, yolculuk gibi, evrensel bir dil
olduğunun hatırlatıcısı olmasıdır. Ve bazen,
en basit bir yemek tozlu bir zeminde tonozlu
çatı altında bir lütuf gibi tadılırdı.
Sağlıcakla kalın…
Pizza Italiante’de opera
ezgileri yükseliyor
Pizza Italiante’ye gelenler, piyano eşliğinde opera sanatçılarının
seslendirdiği aryaların büyüsüne kapılıyor.
Ankara'nın gözde mekanlarından birisi haline gelen Pizza Italiante’de, keyifle yemeğinizi
yerken, hiç beklemediğiniz bir anda opera sanatçıları muhteşem ezgilerle gecenizi
renklendirebilir. İlk olarak Ankara’da Armada AVM ile Maidan İş ve Yaşam Merkezi’nde
İtalyan lezzet yolculuğunu başlatan Pizza Italiante, kültür ve sanat etkinlikleriyle de fark
oluşturmaya devam ediyor. Mekana gelen misafirler, İtalyan mutfağının özel seçkilerini
tadarken, bir yandan da piyano eşliğinde opera sanatçılarının aryalarını dinliyor.
Pizza Italiante’de opera ezgileri, kimi zaman planlı bir etkinlik olarak, kimi zaman da
tamamen doğaçlama biçimde ortaya çıkıyor. Restoranın bir köşesinden aniden beliren
bir tenor odak noktası olmuşken, o anda diğer köşeden başka bir alto veya soprano,
aryalara eşlik etmeye başlıyor ve mekan bir anda adeta opera salonuna dönüşüyor.
Oğuz Uysal yönetiminde Işıl Helin Sarı, Burak Metehan Öztürk ve Ekin Erkoç’tan oluşan
Italiante opera ekibi, Pizza İtaliante’nin lezzet yolculuğuna güçlü sesleri ve her biri farklı
konseptlerde düzenlenecek opera geceleriyle eşlik etmeye devam edecek.
Opera melodies rise at Pizza Italiante
Visitors to Pizza Italiante find themselves enchanted
by the magic of arias performed by opera singers
accompanied by piano.
Now one of Ankara’s most popular venues, Pizza Italiante adds an
unexpected touch of art to the dining experience—at any given moment,
opera singers may surprise guests with stunning melodies as they
enjoy their meal. Having first embarked on its Italian culinary journey in
Ankara’s Armada Shopping Mall and Maidan Business & Life Center,
Pizza Italiante continues to set itself apart with its cultural and artistic
events. While savoring select dishes from the Italian kitchen, guests are
also treated to arias performed by opera singers accompanied by live
piano music. Sometimes a planned event, sometimes a spontaneous
moment of surprise, opera at Pizza Italiante transforms the venue into a
stage. A tenor may suddenly emerge from one corner of the restaurant,
captivating attention, while an alto or soprano from another corner joins
in—turning the entire place into an opera hall in an instant.
Led by Oğuz Uysal, the Italiante opera team—composed of Işıl Helin Sarı,
Burak Metehan Öztürk, and Ekin Erkoç—will continue to accompany
Pizza Italiante’s flavorful journey with their powerful voices and themed
opera nights.
Ceviz tabağa değil,
sağlığa da katkı
sunuyor
Yeni bir çalışma, cevizin antiinflamatuar
gücünü ve kolon
kanseri riskini azaltmadaki
etkisini gözler önüne seriyor.
Yeni bir araştırma, günlük ceviz
tüketiminin kolon sağlığı üzerinde
koruyucu etkiler yaratabileceğini
ortaya koyuyor. Cancer Prevention Research dergisinde yayımlanan
çalışmaya göre, üç hafta boyunca her gün 55 gram ceviz tüketen 50-
65 yaş arası bireylerde, inflamasyon belirteçlerinde düşüş ve kolon
kanseriyle ilişkilendirilen risk faktörlerinde iyileşme gözlemlendi.
Bu etkinin, cevizin içerdiği ellagitanninlerden bağırsakta oluşan
ürolitin A sayesinde gerçekleştiği düşünülüyor. Araştırma ayrıca,
ceviz tüketiminin kolon poliplerinde bazı koruyucu değişikliklere
neden olabileceğini ve ürolitin A’nın bu süreçte kilit rol oynadığını
vurguluyor. Connecticut Üniversitesi Tıp Fakültesi Moleküler
Onkoloji Merkezi’nde araştırmacı olan Dr. Daniel W. Rosenberg,
“Ceviz, ellagitannin adı verilen sağlığı pekiştirici besinlerin harika bir
kaynağıdır. Bu besinler bağırsak mikrobiyomu tarafından parçalanarak
ürolitin A'yı oluşturduğunda inflamasyonu azalttığı ve kolon kanseri
riskini azaltmaktan sorumlu olabileceği düşünülmektedir.” ifadelerini
kullandı.
Walnuts: A treat
for your health, not just
your plate
A new study highlights the antiinflammatory
power of walnuts
and their potential role in
reducing the risk of colon cancer.
According to research published in the journal
Cancer Prevention Research, consuming
55 grams of walnuts daily for three weeks
showed promising effects in individuals aged
50 to 65. The findings revealed a decrease in inflammation markers
and improvements in risk factors associated with colon cancer. This
beneficial effect is believed to stem from urolithin A, a compound
produced in the gut from ellagitannins—bioactive compounds
found in walnuts. The study also suggests that walnut consumption
may lead to protective changes in colon polyps, with urolithin A
playing a central role in this process. Dr. Daniel W. Rosenberg, a
researcher at the Center for Molecular Oncology at the University of
Connecticut School of Medicine, noted, “Walnuts are a great source
of health-promoting compounds known as ellagitannins. When
these are broken down by the gut microbiome into urolithin A, they
are believed to help reduce inflammation and lower the risk of colon
cancer.”
82
hotel restaurant
& hi-tech
gastro etkinlik
TAYLAND MUTFAĞININ SOKAK LEZZETLERI
GASTRONOMETRO’DA TANITILDI
Ünlü Thai Şef Pailin Chongchitnant’ı iki gün boyunca hem şef adaylarıyla hem de sektör
profesyonelleri ile Gastronometro’daki mutfak atölyelerinde bir araya getiren Metro
Türkiye, Thai mutfağına dair mutfak tekniklerini ve püf noktalarını Thai mutfağı sevenler
ile buluşturdu.
Pek çok Michelin yıldızlı ve dünyaca
ünlü şefi bünyesinde Türk şeflerle
bir araya getiren Gastronometro,
son olarak Thai Konsolosluğu iş birliğiyle
ünlü şef Pailin Chongchitnant’ı ağırladı.
İki gün süren etkinlik kapsamında ilk gün
100’e yakın gastronomi ve aşçılık öğrencisi,
ikinci gün ise sektör profesyonelleri ile
buluşan Thai Şef Pailin Chongchitnant, sos
ve baharatlarla tanınan Thai mutfağının
inceliklerini ortaya koyan bir yemek
sunumu hazırlamanın yanı sıra mutfak
konusundaki yaklaşımını ve ilham veren
deneyimlerini paylaştı. Şef Chongchitnant’ın
gerçekleştirdiği yemek sunumunun
ardından Metro Türkiye’nin raflarında
sunduğu ürünlerle hazırlanan Thai
mutfağının sokak lezzetleri, katılımcılardan
tam not aldı.
Baykal: “Mutfak kültürleri arasında
köprü kuruyoruz”
Gastronometro’yu 10 yıl önce şeflerin
gelişimini desteklemek, kültürel etkileşimi
artırmak ve gastronomi dünyasına ilham
vermek amacıyla hayata geçirdiklerini
vurgulayan Metro Türkiye Satın Alma
Direktörü Hamit Baykal, " Bu platformda
bugüne dek birçok uluslararası şefi
ağırlayarak genç şeflerle buluşturduk;
ilhamı, bilgiyi ve teknikleri paylaşabileceğimiz
ortamlar oluşturduk. Şef Pailin’in katılımıyla
gerçekleşen bu etkinlikte Thai mutfağını
daha yakından tanıyarak, mutfak kültürleri
arasında kurduğumuz köprüye bir yenisini
daha ekledik. Sosları ve baharatlarıyla çok
sevilen Thai mutfağına menülerde daha
fazla rastlamaya başladık. Tüketicilerin
ve müşterilerimizin değişen talep ve
ihtiyaçlarına sürekli cevap vererek kendi
markamız Metro Chef ile Sriracha, Hindistan
Cevizi Sütü gibi Thai mutfağında sıkça
kullanılan ürünler başta olmak üzere Uzak
doğu mutfağı için gereken birçok malzemeyi
de raflarımıza taşıyoruz” dedi.
Chongchinant: “Teşvik edebildiysem
ne mutlu bana”
Thai mutfağının kendine has tatlar ve
tekniklerle zenginleşmiş bambaşka
bir mutfak olduğunu aktaran Şef Pailin
Chongchinant ise, “Thai mutfağını
Türkiye’deki yeme-içme profesyonelleriyle
buluşturmak benim için çok kıymetli
bir deneyimdi. Tayland yemekleri Türk
mutfağından oldukça farklı olsa da
Gastronometro şefleri yalnızca birkaç gün
içerisinde Thai reçetelerini öğrenerek
profesyonel bir özenle uyguladı. Metro
Türkiye’deki herkes son derece nazik,
misafirperver ve ilgiliydi. Katılımcıları
Thai mutfağını daha yakından tanımaya ve
mutfaklarında Thai reçeteleri denemeye
teşvik edebildiysem ne mutlu bana” diye
konuştu.
Metro Türkiye raflarında sadece
Thai mutfağı değil geleneksel
Uzak Doğu mutfağına ait pek
çok ürün de bulmak mümkün.
Metro Chef markasıyla Sriracha
ve Soya Sosu başta olmak üzere
Hot Chili, Tatlı Ekşi, Sarımsak
Chili, Teriyaki, Sweet Chili gibi
Uzak Doğu soslarına, Japon
mutfağının vazgeçilmezlerinden
sushi için ihtiyaç duyulan Istakoz
ve Karides Surimiden Sushi
Pirinci’ne, gıdaları kızartırken
kaplama için kullanılarak çıtırlık
sağlayan Panko’dan Tempura
Unu’na ve başlangıç tabaklarında
yer verilebilecek Edamame’ye
kadar pek çok ürün, Metro
mağazalarında.
KAHVENIN SIFIR NOKTASI, ÖDÜLLÜ KITAP
LANSMANINA EV SAHIPLIĞI YAPTI…
Gastronomi ve kahve alanında Türkiye’nin en önemli isimlerinden Best of the Best ödüllü
yazar ve kahve danışmanı Cenk R. Girginol, Best in the World ve Best of the Best 30
years dahil olmak üzere 11 uluslararası ödüle sahip ilk iki kitabının tamamen yenilenmiş
versiyonlarının Beta Yeni Han’da basın ve özel davetlilere lansmanını gerçekleştirdi.
16. yüzyılda İstanbul’da kahvenin ilk
kavrulduğu yer olarak bilinen tarihi
Beta Yeni Han, bu kez kitap ve kahve
tutkunlarının buluşma noktası oldu. Tarihi
han, 6 Mayıs Salı günü, Türkiye’nin en önemli
gastronomi yazarlarından Kahve Gurmesi
Cenk R.Girginol’u ağırladı. Eminönü-
Tahtakale’de yer alan ve tarihte bilinen
İstanbul’un ilk kahvehanesi olma özelliğini
taşıyan Beta Yeni Han’da kitap ve kahve
severlerle bir araya gelen Girginol, hem
Mundi Yayınları tarafından yeniden basılan
ödüllü kitaplarını imzaladı hem de kahve
çekirdeğinin yolculuğu üzerine keyifli bir
sohbet gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını
Beta Gıda İstanbul Şube Müdürü Hatice
Uğur’un yaptığı etkinliğe kitapseverlerin yanı
sıra cemiyet, iş ve kahve sektöründen de
önemli isimler ilgi gösterdi.
Kahve dalında dünyanın en iyi
kitapları arasında
“Gastronominin Oscar’ı” olarak görülen,
Uluslararası Gourmand Cook Book
Awards’da Best of the Best ve Best in the
World dahil olmak üzere 11 ödül sahibi
olan iki eserini; Topraktan Fincana Kahve
ve Fincandan Lezzete Kahve kitaplarının
yenilenen versiyonlarını anlatan ünlü
gastronomi yazarı, kahvenin çiğ halde
toplanma tekniklerinden kavurma
derecelerine, kahve türlerinden demleme
yöntemlerine, ideal kahve reçetelerinden
kahveli tariflere, bir kahve severin bilmesi
gereken tüm bilgileri samimiyetle paylaştı.
Girginol, kahvenin tadı ve geçirdiği işlemlerin
yanı sıra tarihteki dönüm noktalarını ve kahve
üstüne anlatılmış masalsı hikâyeleri de
kahve severlere keyifli bir sohbetle aktardı.
Bu keyifli sohbete Brezilya, Kostarika,
Guetemala ve Endonezya gibi yöresel
kahveler ve kumda pişirilen A’la Türk
kahveleri de eşlik etti.
İstanbul’un ilk kahve müzesini
ziyaret ettiler
İmza günü etkinliği için İstanbul’da kahvenin
ilk kavrulduğu yer olan tarihi Beta Yeni
Han’ı tercih etmesinden dolayı duydukları
mutluluğu aktaran Beta Gıda İstanbul Şube
Müdürü Hatice Uğur, Cenk R. Girginol’a
teşekkürlerini sunarken, Beta Yeni Han’ın
İstanbul’un ve kahvenin tarihindeki önemine
değindi. Uğur, “Geçmişte sırasıyla Emin Han,
Tahmis Han, Hasırcılar Han isimleriyle anılan
ve bugün Beta Yeni Han olarak bilinen bu
yapının Osmanlı Kahve kültürünün doğduğu
bölgedeki mimari ve sosyal bağlamı ile
tarihte halen kullanılan 1554'te açılmış ilk
kahvehane olma özelliğini taşıdığını” ifade
etti. Beta Gıda tarafından tarihi dokusu
korunarak yapılan restorasyon sırasında gün
yüzüne çıkarılan tarihi kahve fırınını ve onu
nasıl müze haline getirdiklerini de anlatan
Uğur, katılımcıları İstanbul’un Kültür ve
Turizm Bakanlığı onaylı ilk kahve müzesini
ziyaret etmeye davet etti.
Kitapların Editörü, Can Yayınları ve Mundi
Kitap’ın da editörü Merin Sever de yaptığı
konuşmada böyle önemli eserlerin okuyucu
ile buluşmasında Mundi ekibi ile inanılmaz
bir çalışma ve titizlikle kitapların ele alındığı
ve bu değerli eserlerin yazar ve yayınevi
birlikteliğinden dolayı çok mutlu olduklarını
ifade etti.
Cenk R.Girginol da hem yazım süreci hem
Çince ve İngilizce olarak yurtdışındaki temsili
hem de bu süreç içindeki deneyimlerinden
hikayelerinden ve duyduğu mutluluktan
bahsederek teşekkürlerini iletti.
84
hotel restaurant
& hi-tech
fuar fair
OTELCILIK VE GASTRONOMI
SEKTÖRÜNE YÖN VERECEK YENILIKLER
THE HOTEL SHOW’DA TANITILACAK
Konaklama, gastronomi ve mimari donanım alanlarında 25 yıldır dünyanın dört bir yanından
sektör profesyonellerini buluşturan The Hotel Show Dubai, bu yıl da 40’tan fazla ülkeden
300’ü aşkın firmayı ve 33.000'in üzerinde ziyaretçiyi ağırlamaya hazırlanıyor. Fuarda
Türkiye’den 13 firma otel çözümlerini Orta Doğu pazarıyla buluşturacak.
Orta Doğu’nun otel, restoran, SPA
ve yiyecek-içecek sektörlerine
yönelik en köklü ticaret fuarı olan
The Hotel Show Dubai, 27 – 29 Mayıs
2025 tarihlerinde Dubai World Trade
Centre'da 25. kez düzenlenecek. Sheikh
Saeed Halls 1 – 3’te gerçekleşecek bu
etkinlik, sadece bir ürün sergileme
platformu değil, aynı zamanda sektörün
geleceğini tartışma ve ortaklık kurma
alanı olacak.
Fuar kapsamında; otel mobilyaları,
temizlik çözümleri, tekstil ürünleri,
seramik, banyo ve mutfak ekipmanları,
minibar sistemleri, aydınlatma ve
hediyelik eşyalar gibi çok sayıda
segmentte en yeni ürün ve teknolojiler
ziyaretçilere sunulacak. Özellikle
Körfez ülkelerinde hızla artan lüks otel
yatırımları göz önüne alındığında, The
Hotel Show Dubai 2025, bu gelişmelere
ayak uydurmak isteyen üretici ve
ihracatçılar için büyük önem taşıyor.
Bir fuardan fazlası: Konferanslar,
paneller, özel oturumlar
Fuar boyunca eş zamanlı olarak
düzenlenecek olan HITEC Dubai,
Hospitality Leadership & F&B Forum,
UAE Professional Housekeepers Group
Meeting ve Hospitality Engineers
Middle East Konferansı ile sektör
profesyonelleri bilgi alışverişi yapma ve
fikir liderlerini dinleme şansına sahip
olacak. Ayrıca yapay zeka, sürdürülebilir
otel çözümleri ve akıllı mutfak
sistemleri gibi temalar da gündeme
taşınacak.
Ziyaretçiler; ürünleri deneyimlemenin
yanı sıra otel zincirleri yöneticileri,
yatırımcılar, mimarlar, iç mimarlar
ve distribütörlerle doğrudan bağlantı
kurma imkânı bulacaklar. Bu da The
Hotel Show’u sadece bir
sergi değil, aynı zamanda
yeni iş birliklerinin kapısını
aralayan stratejik bir
buluşma noktası haline
getiriyor.
Türkiye’nin güçlü katılımı:
13 firma ile dikkat çekiyor
Türkiye, otel tekstili, mobilya,
iç mimari donanımlar ve
temizlik ürünleri alanında
sunduğu kaliteli ve
rekabetçi çözümlerle bölge
pazarlarında her geçen yıl daha da fazla
tercih ediliyor. 2025 yılında da bu trend
devam ediyor ve Türkiye'den 13 firma
fuarda yer alıyor.
Katılımcı Türk firmaları, Alphavoid
E-Ticaret, Bahamas Tekstil,
Baytaşclean End. Temizlik, Bilginay
Tekstil, Draakon Uluslararası, Gastrun,
Gemex İnşaat Mermer, Heriş Seramik,
Kapka Hediyelik, Kleo Minibar, Merinos
Halı, Siham Mimarlık Reklam Gıda ve
Tasarım, WD
Grup Otel Mobilyaları.
Bu firmalar, fuarda otellerin
ihtiyaç duyduğu inovatif ürünlerini
sergileyecek. İç mimari tasarımdan
minibar sistemlerine, otel tekstilinden
temizlik teknolojilerine kadar farklı
alanlardaki çözümleriyle Türkiye’nin
sektör gücünü küresel pazara taşımaya
devam ediyorlar.
Uluslararası katılımcı karması, vizyoner
forumları ve geleceğe yön veren
yenilikleriyle The Hotel Show Dubai
2025, değişen konaklama sektöründe
öne geçmek isteyen profesyoneller için
dönüm noktası niteliğinde bir etkinlik
olmaya hazırlanıyor.
GAME-CHANGING INNOVATIONS IN
HOSPITALITY AND GASTRONOMY TO TAKE THE
STAGE AT THE HOTEL SHOW
Bringing together professionals from around the world for a quarter of a century, The Hotel
Show Dubai has become the go-to event for those working in accommodation, gastronomy,
and architectural design. This year’s edition will welcome over 300 exhibitors from more
than 40 countries, alongside an anticipated 33,000+ trade visitors. A total of 13 companies
from Türkiye will be showcasing their innovative hotel solutions to the Gulf market.
As the longest-standing trade
event in the Middle East for the
hotel, restaurant, spa, and food
& beverage sectors, The Hotel Show
Dubai returns for its 25th edition from
27–29 May 2025 at the Dubai World
Trade Centre, occupying the Sheikh
Saeed Halls 1–3. More than just a
traditional exhibition, the event serves
as a forward-thinking platform for
knowledge exchange and partnership
building within the global hospitality
ecosystem.
From rooms to restaurants: Fullscale
innovation on display
The exhibition will cover the latest
advancements in hotel furniture,
cleaning solutions, textiles, ceramics,
bathroom and kitchen equipment,
minibar systems, lighting, and giftware.
Given the sharp rise in luxury hotel
developments across the Gulf region,
The Hotel Show Dubai 2025 presents a
valuable opportunity for manufacturers
and exporters who want to stay ahead
of the curve and engage with one of
the world’s most lucrative hospitality
markets.
More than an expo: Insightful
forums, panels, and think tanks
Running alongside the exhibition are
several prestigious forums including
HITEC Dubai, the Hospitality Leadership
& F&B Forum, the UAE Professional
Housekeepers Group Meeting, and
the Hospitality Engineers Middle East
Conference. Topics such as artificial
intelligence in hospitality, sustainable
hotel solutions, and smart kitchen
systems will dominate the agenda.
In addition to experiencing the products
firsthand, attendees will be able to
connect directly with hotel chain
executives, investors, architects,
interior designers, and regional
distributors. This positions The Hotel
Show not only as a marketplace but as
a strategic hub for building long-term
business partnerships.
Türkiye in the spotlight: 13
powerful participants lead the way
With its strong manufacturing base and
competitive, design-driven solutions in
hotel textiles, furniture, interior fittings,
and cleaning technologies, Türkiye is
increasingly preferred in the region’s
hospitality procurement landscape. The
trend continues in 2025, with 13 Turkish
companies preparing to exhibit their
latest innovations.
Participating Turkish companies
include: Alphavoid E-Ticaret, Bahamas
Tekstil, Baytaşclean End. Temizlik,
Bilginay Tekstil, Draakon Uluslararası,
Gastrun, Gemex İnşaat Mermer,
Heriş Seramik, Kapka Hediyelik, Kleo
Minibar, Merinos Halı, Siham Mimarlık
Reklam Gıda ve Tasarım, WD Grup Otel
Mobilyaları.
These exhibitors will present
cutting-edge products tailored to
the operational and aesthetic needs
of modern hotels—from interior
architecture and minibar systems
to hospitality textiles and hygiene
innovations. Through this presence,
Türkiye continues to reinforce its role
as a global solution provider in the
hospitality and gastronomy industries.
With its dynamic mix of global
exhibitors, thought-leading forums,
and future-forward innovations, The
Hotel Show Dubai 2025 is set to be
a milestone event for professionals
seeking to stay ahead in the everevolving
hospitality landscape.
86
hotel restaurant
& hi-tech
fuar
GO GREEN TÜRKIYE
BU YIL 2’NCISINI DÜZENLEDI
Türkiye’nin öncü elektrikli araç fuarı Go Green Türkiye, bu yıl 2’nci kez düzenlendi. Bursa
Fuar Merkezi’nde elektrikli araçlardan şarj teknolojilerine, ekipman ve donanımlarına kadar
yeni nesil mobilitenin her unsuruna ev sahipliği yaptı.
Dünyada otomotivin geleceğini
temsil eden elektrikli araçlar,
ülkemizde de hızla sürücülerin
tercihleri arasına girmeyi başardı. Pek
çok büyük otomobil üreticisinin yeni
model tanıtımlarında elektrikli araçlara
odaklanması, başta Avrupa olmak
üzere verilen önemli destekler ve artan
çevre bilinci ile sıkı emisyon kuralları,
elektrikli araçların satış ivmesini
artırmaya devam ediyor. Bu kapsamda
sektörün en önemli fuarlarından “Go
Green Türkiye” Elektrikli Araçlar, Şarj
Teknolojileri, Ekipman ve Donanımları
Fuarı, ikinci kez kapılarını açtı.
Elektrikli araç dünyasına dair her
şey tek çatı altında buluştu
Sürdürülebilir yaşam ve çevre için sıfır
emisyon hedefiyle, Türkiye’de elektrikli
araç ve şarj teknolojileri sektörünün
gelişmesi ve tüm sektör paydaşlarını bir
araya getirmek misyonuyla yola çıkan,
60’tan fazla markanın katıldığı ve birçok
yeni ürün lansmanının yapıldığı fuar, 08-
10 Mayıs 2025 tarihleri arasında Bursa
Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi
Organizatör No On Fuarcılığın Genel
Müdürü Haydar İlk, “Go Green
Türkiye Fuarı, elektrikli araçlar ve
şarj teknolojileri alanında sektör
profesyonellerini bir araya getirirken,
aynı zamanda bilgi paylaşımını ve
teknoloji deneyimini zenginleştiren
bir dizi etkinlikle katılımcılarına
yeni deneyimler sunduk. 7’den 70’e
çok geniş bir kitleye ulaşan fuar
kapsamında, ayrıca sürdürülebilir
ulaşım ve çevre dostu teknolojiler
üzerine odaklanan konferanslar
ve elektrikli araç test sürüşleri
düzenledik.” diye konuştu.
88
hotel restaurant
& hi-tech
mekan deneyim
"BALIĞIN DOĞRUSUNU"
SUR BALIK ARNAVUTKÖY'DE YEDIM
Yazan: Hatice Ünal Bilen
Günlerden 1 Mayıs; ulaşım zor, yollar
kapalı ama kararlıyım. Rotam belli:
Arnavutköy, Sur Balık’ın Boğaz’a karşı
kurulan en güzel manzaralı masalarından
biri. Şehir arkada kalıyor, önümde deniz…
Mekâna adımımı atar atmaz karşılayan
sadece Boğaz manzarası değil… Bir de martı
var ki, pencereye tüneyip öylece bakıyor.
Sanki mutfağı da konukları da tanıyor. Hani
Eskikaraağaç’ın “Yaren Leylek”i gibi… Bu da
bizim “Sadık Martı”mız. Onun damak tadı da
en az mekân müdavimleri kadar gelişmiş
olacak ki, levreği öyle bir kapıyor… Ağzının
tadını biliyor vesselam!
Masada ise beni karşılayan isim, Sur Balık
Arnavutköy'ün işletme ortaklarından Zeki
Tasasız. Tecrübeli restoran işletmecisinin
mutfakla tanışıklığı çocuk yaşta. Bingöl’den
İstanbul’a uzanan bir yolculuk. 13 yaşında
mutfağa girmiş; Sheraton Istanbul Hotel,
Teras Restoran derken Mavi Balık’ta 10
yıl şeflik ve müdürlük. Sonra Dorak Group
bünyesindeki Sur Balık işletmelerinden
Arnavutköy'e ortağı Nevzat Özcan ile birlikte
2009 yılında hissedar olmuş. Anlayacağınız,
sadece bir işletmeci değil, balığın tarihini
taşıyan biri o.
25 çeşit deniz ürünü meze
Sur Balık’ın menüsünde tam 25 çeşit
meze yer alıyor. Çoğu deniz ürünü odaklı,
rafine ve klasiklerin güçlü yorumları.
Taraması özenle hazırlanıyor, lakerda
ise mevsiminde alınan en iyi torikten,
mutfakta ustalıkla tuzlanıp dinlendiriliyor.
Avokadolu karides son dönemin yükselen
yıldızlarından; beğenildiği için menüye dahil
edilmiş. Ahtapot ve kalamar konusunda da
oldukça iddialılar. Kalamarı mevsiminde
alıp stokluyorlar; Zeki Tasasız, ızgarasını
özellikle tavsiye ediyor. Tempura tarzı da
denemişler ama ızgara ve tava daha çok
ilgi görüyor. Ahtapot daima taze, ızgarası
masada öne çıkanlardan.
Mezeler, İstanbul Boğazı'na yakışır
zariflikte. Yoğurtlu çeşitler kısıtlı tutulmuş;
arada bir yoğurtlu semizotu ya da köpoğlu
çıksa da, ana hat deniz ürünleri üzerine.
Atom ise sonradan eklenen bir trend
mezesi. İsotlu karides, tereyağında mantarlı
yorumuyla farklı bir lezzet sunuyor. Bu
arada isotu Urfa’dan getiriyorlar; dengeli,
tatlı-acı profilde. Domates-soğan salatası
ise yerelliğin sadelikle buluştuğu bir başka
örnek. İstanbul Salatası olarak da bilinse de
burada farkı, mevsiminde en iyi domatesin
seçilmesi ve Ayvalık’tan gelen soğuk sıkım
özel üretim zeytinyağıyla harmanlanması.
Patlıcan salatası da bu özenin bir yansıması.
Patlıcanlar közde pişiyor, ne yoğurt var ne
mayonez -sadece zeytinyağıyla buluşup
tabağa geliyor. Katkısız, saf ve gerçek; tıpkı
olması gerektiği gibi.
Bodrum zeytini, Çanakkale Ezinesi:
Hepsi memleket işi
Mezeler sofraya dizilmişken, Zeki Tasasız,
tabakların arkasındaki detayları bir bir
anlatmaya devam ediyor... "Bakın Hatice
Hanım” diyor, masaya gelen zeytin
tabağını eliyle işaret ederek, “Bunlar
Bodrum’un kuver zeytini. Ezine peyniri
de Çanakkale’den, zeytinyağı Ayvalık’tan.
Mısır ekmeği ise Rize usulü, bildiğimiz taş
değirmende çekilmiş mısır unundan. Yani
sofraya ne geliyorsa hepsi memleket işi,
özenle seçiliyor. Bizim için bunlar sadece
başlangıç değil, kimliğimizin parçası. Sur
Balık’ın tüm şubelerinde bu özeni aynı
şekilde görürsünüz. Gelen misafir, nereye
giderse gitsin aynı tadı alır.”
Başlangıçların ardından, ara sıcaklara
geçmeden önce masaya minik ama
ferahlatıcı bir dokunuş geliyor: satsuma
mandarin sorbe. Bodrum mandalinasından,
şekersiz hazırlanmış. Yanında taptaze nane
yapraklarıyla. Damakta adeta bir reset tuşu
-ferahlık, denge ve sonrasına hazırlık!
Doğru balıkçılık, doğal lezzet
Sur Balık felsefesinde balık tedarikinde
hiçbir taviz verilmiyor ve en kaliteli, taze
ürünlere odaklanılıyor. Menüdeki mevsim
balıkları, İstanbul’un denizlerinden gelenin
en taze haliyle servis ediliyor. Lüfer ve
kalkan, bu dönemde sofraların vazgeçilmezi.
Lağos da yavaş yavaş menüye girmeye
başlamış. Tasasız’ın anlattığına göre, “Her
balığın mevsimi vardır, biz o mevsimi iyi
takip ediyoruz ve taze balıkları alıyoruz.”
Örneğin, Bodrum’dan dil balığı alınıyor,
Samsun’dan levrek, Van’dan ise lüfer
getirtiliyor. En taze balıkları almak için
anlaşmalı balıkçılardan alım yapıyorlar.
“Burada balık ne zaman yeniyorsa o zaman
taze alınır" diyor ve ekliyor: "Eğer bizde
yoksa, başka bir yerde de bulmanız zor.”
Çupra ve mercan gibi klasik seçenekler
de her zaman mevcut, ancak taze lüfer ve
sarıkanat gibi sezonluk balıklar menünün
yıldızları arasında. Eğer işin içinde ızgara
varsa, hele ki konu kalkan gibi karakterli
bir balıksa, o zaman mutfakta sadece
ustalık değil, adeta bir sahne performansı
gerekiyor. 45 yıllık meslek tecrübesiyle
“Kalkan ya tavada olur ya da kömür
ızgarasında” diyor Tasasız. Tandırda
pişirdikleri kalkanla da bir hayli iddialı. Ona
göre doğru pişirim, balığa duyulan saygının
ilk adımı. Bu konuda da hiç mütevazı değil;
çünkü hem damak tadına hem de şefin
elinin ayarına fazlasıyla güveniyor. Ve haklı
da. Tabağa gelen her lokma, ustalığın ve
özenin bir yansıması gibi.
“Yeni nesil balıkçılık yapmıyoruz"
Masanın üstü mevsimin yıldızlarıyla
donanmış. Kalamar çıtır, ahtapot
yumuşacık. Ama asıl yıldız tabii ki mevsim
balığı. O gün levrek ve sarı kanat vardı
mesela; tabakta sadece lezzet değil, incelik
de vardı. Bu özenin sırrını sorduğumda
Tasasız şöyle diyor: “Biz sofrayı donatmak
için değil, bir anı paylaşmak için servis
yaparız. Misafir memnun ayrılacak, bizim
tek ölçümüz bu.”
Sur Balık Arnavutköy'ün işletme ortağı,
“Yeni nesil balıkçılık yapmıyoruz” diyor net
bir dille devamında. “Mevsiminde, taze,
doğru pişmiş balıkları sunuyoruz. Tazelik
bizim kırmızı çizgimiz. Avlandığı günü
bilmediğimiz balığı menüye koymayız. Doğru
ürün, doğru pişirme, hijyen. Gerisi hikâye.”
Balık sofrasının tatlı finali
Bitmiyor... Tatlılar bir anda masayı
dolduruyor. Hepsi aynı anda. Sıcak, soğuk,
geleneksel ve modern bir arada. Şov yok,
abartı yok. Ama her biri kendi halinde
iddialı! Benim favorim, dondurmalı irmik
helvası. Kıvam yerinde, şeker dengesi
iyi. Sütle kavrulmuş helva, dondurmayla
eriyor; hem tanıdık, hem tatmin edici.
Zeki Tasasız’ın favorisi ise ayva tatlısı.
Çekirdekten gelen rengiyle doğal, içindeki
elma parçalarıyla sürprizli. Kaymağı bol. “En
çok bunu seviyorum” diyor. O da güçlü bir
seçim! Opera tatlısıysa menünün en yenisi.
Kat kat çikolata, kahve kreması... Fransız
usulü ama damakta yumuşak bir Türk
yorumuyla iniyor. Baklava son dokunuş...
Hafif, çıtır. Bahsettiğine göre, önce dışarıdan
almışlar, sonra kendi yapmaya başlamışlar.
İyi ki de öyle. “Ben günde dört tane yerim”
diyor, Tasasız.
Tahin helvası da başka bir dünya. Tahin,
azıcık süt ve limonla çırpılıp fırınlanıyor.
Alışılmamış, rafine bir tatlı dokunuşu. Sur
Balık, tatlıyla bile sadelikten şaşmadan
farkını ortaya koyuyor.
“Boğaz Köprüsü sanki bizim için
yapılmış”
Boğaz zaten başlı başına bir davet. Sur
Balık Arnavutköy, sadece bir restoran
değil; İstanbul’un boğaza açılan en
özel sofralarından biri. Zeki Tasasız’ın
deyimiyle, “Sanki Boğaz Köprüsü’nü bizim
için yapmışlar, Kuleli’yi tam karşımıza
koymuşlar.” Manzara bir yana, burada
asıl mesele lezzet ve istikrar. Ortaköy’den
Bebek’e kadar uzanan o kalabalık restoran
hattında, herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor
ama Sur Balık’ın farkı gelen misafirlerin
dilinden dökülüyor: “Sizin lezzetlerinizi
başka yerde bulamıyoruz.”
Bu farkı oluşturan ise detaylara verilen
özen. Müşterilerin yaklaşık yüzde 35-40’ını
oluşturan yabancı konuklar, otellerin özel
tavsiyesiyle geliyor. Özellikle Uzak Doğu
ve Orta Doğu’dan gelen kapalı gruplar, a
la carte menüyle tanışıyor burada. Yani
ne tesadüf ne şans bu doluluk; tamamen
bilinçli tercih. Ve Zeki Tasasız’ın altını çizdiği
gibi, “Siz çok iyisiniz” denildiğinde bile işin
orada bitmediğini biliyorlar. Her gün yeniden
başlıyorlar; araştırıyor, deniyor, kendilerini
tazelemeyi sürdürüyorlar.
Ve tabii Sadık Martı hâlâ bizimle. Arada göz
göze geliyoruz. Sanki o da lüferin tadını
biliyor ama protokol gereği karışmıyor.
Günün sonunda Sur Balık’tan sadece güzel
bir tabakla değil, güzel bir anla ayrılıyorsun.
Boğaz’ın suyu gibi serinleten, sohbetin tadı
gibi damakta kalan bir anı bu. Ve evet, Sadık
Martı da orada. Bir dahaki gelişimde selam
vereceğimden eminim.
90
hotel restaurant
& hi-tech
yeni mekan new place
ROKA, SANTORINI VE MALLORCA’DAN
SONRA BODRUM’DA
Ege’nin doğallığını, Japon zarafetiyle bir araya getiren özgün havasıyla Roka Restaurant ve
sahilden sadece birkaç adım ötede yer alan Roka by the Beach ile iki farklı alan oluşturan
Roka Bodrum, 130 kişilik bir kapasiteyle 21 Mayıs’ta kapılarını açtı.
Çağdaş Japon robatayaki
mutfağının öncüsü Roka, dünyanın
en seçkin sahillerinden sonra
Bodrum’un göz alıcı kıyısında yerini aldı.
Roka, İstanbul'daki başarısının ardından
Bodrum’a geliyor, Mandarin Oriental,
Bodrum’da yer alan iki farklı alanıyla,
Ege'nin mavisiyle Japon mutfağının
ustalığını buluşturuyor.
İki farklı alan, iki farklı atmosfer
Roka Bodrum, Ege kıyısının
muhteşem manzarasına karşı, açık
havada konumlanan iki ayrı alanıyla,
Bodrum’da gündüz ve geceyi birbirinden
farklı atmosferlerle yaşatıyor. Ege’nin
doğallığını, Japon zarafetiyle bir
araya getiren özgün havasıyla Roka
Restaurant ve sahilden sadece birkaç
adım ötede yer alan Roka by the Beach
ile iki farklı alan sunan Roka Bodrum,
130 kişilik bir kapasiteyle 21 Mayıs’ta
kapılarını açtı.
Akşam saatlerinde hizmet veren Roka
Restaurant, DJ performanslarına ve
hareketli bir atmosfere ev sahipliği
yapıyor. Açık hava robata ızgarasında
hazırlanan Japon robatayaki mutfağının
en özel lezzetleri, Roka misafirleriyle
buluşuyor. Çağdaş Japon mutfağının
önde gelen temsilcisi Roka Bodrum,
her gün 18:30 - 23:30 saatleri arasında
açık olan restoranıyla gastronomi
meraklılarını davet ediyor.
Tamamen açık havada
Roka, Yuzu kosho ve avokadolu ıstakoz
maki, Yuzu trüf soslu ince dilimlenmiş
akya sashimi, Robata ızgarasından
zencefilli ve acılı bonfile ve tatlı
olarak da Çilek, yuzu ve siyah susamlı
cheesecake gibi lezzetlerle dikkat
çekiyor.
Ege kıyısının ruhunu Japon mutfağıyla
buluşturan Roka Bodrum, yerelden
ilham alan bir tasarım anlayışını
benimsiyor. Her iki alanıyla tamamen
açık havada konumlanan ilk Roka olma
özelliğini barındıran Roka Bodrum,
Türk baharatlarından esinlenerek,
portakal ve nar renklerinin kullanıldığı
tasarımıyladikkat çekiyor.
Her gün 12:00 - 17:30 saatleri
arasında açık olan Roka by the
Beach ise gündüz saatlerinde
deniz kenarında, kumsalın hemen
yanı başında rahat ve şık bir
sahil deneyimi sunuyor. İmza
kokteyllerin ve hafif seçeneklerin
yer aldığı menüsüyle keyifli bir
öğle yemeği veya güneşlenirken
dinlendirici bir mola için ideal bir
seçenek oluyor. Roka’nın sevilen
atmosferini denizin yanı başına
taşıyan Roka by the Beach, gündüz
saatleri için sakin ve lezzetli bir
alternatif.
AFTER SANTORINI AND MALLORCA,
ROKA ARRIVES IN BODRUM
Blending the natural charm of the Aegean with Japanese elegance, Roka Bodrum opened
its doors on May 21 with a capacity of 130 guests, offering two distinct spaces: the refined
Roka Restaurant and the laid-back Roka by the Beach, just steps from the shoreline.
A
pioneer of contemporary
Japanese robatayaki cuisine,
Roka has made its mark on some
of the world’s most iconic coastlines—
and now brings its distinctive spirit
to the stunning shores of Bodrum.
Following its success in Istanbul, Roka
expands to Bodrum with two outdoor
concepts nestled within the Mandarin
Oriental, Bodrum, offering a seamless
fusion of Aegean blue and Japanese
culinary artistry.
location of its kind. Inspired by local
design and Turkish flavors, the venue
incorporates hues of orange and
pomegranate, creating an aesthetic
that captures the spirit of the Aegean
coastline in harmony with Japanese
culinary finesse.
Two venues, two unique
atmospheres
Roka Bodrum brings day and night to
life with two distinct open-air settings
overlooking the Aegean
Set against the magnificent backdrop
of the Aegean coastline, Roka Bodrum
offers two unique open-air venues that
deliver contrasting atmospheres for day
and night. With its signature blend of
Aegean natural beauty and Japanese
elegance, Roka introduces two
different experiences: the refined Roka
Restaurant and the laid-back Roka by
the Beach, located just steps from the
shore. The venue opened on May 21
with a total capacity of 130 guests.
Serving in the evening hours, Roka
Restaurant comes alive with DJ
performances and a vibrant ambiance.
Guests are treated to the finest
examples of Japanese robatayaki
cuisine, prepared on an open-air
robata grill. As a leading name in
contemporary Japanese dining, Roka
Bodrum welcomes food lovers daily
between 6:30 PM and 11:30 PM.
Fully open-air, fully Aegean
The menu features standouts like
lobster maki with yuzu kosho and
avocado, thinly sliced amberjack
sashimi with yuzu truffle dressing, and
spicy ginger beef tenderloin from the
robata grill. For dessert, highlights
include cheesecake with strawberry,
yuzu, and black sesame.
With an open-air concept in both
spaces, Roka Bodrum is the first Roka
Roka by the Beach, open daily
from 12:00 PM to 5:30 PM,
provides a stylish yet relaxed
beachfront setting—ideal for
a light lunch or a refreshing
break while sunbathing. With its
menu of signature cocktails and
light bites, it’s a perfect daytime
escape. Carrying Roka’s signature
atmosphere right to the shoreline,
this venue offers a tranquil and
delicious alternative for daytime
guests.
92
hotel restaurant
& hi-tech
yeni mekan
İYI MALZEME VE GERÇEK
MAKARNANIN YENI ADRESI
LA PASTA MAMMA
Geleneksel İtalyan tarifleriyle hazırlanan gerçek makarnanın yeni temsilcisi La
Pasta Mamma, “İyi Malzeme, Gerçek Makarna” mottosuyla Kadıköy’de misafirlerini
ağırlamaya başladı.
İtalyan şef Davide Boggian’ın geleneksel
tariflerinden ilhamla hazırlanan
makarnalar, 1946’dan beri yalnızca orijinal
reçetelere sadık kalınarak hazırlanıyor.
Her gün taze olarak yoğrulan ve siparişle
pişirilen yumurtalı makarnalar, Parmesan
Reggiano, soğuk sıkım sızma zeytinyağı ve
yerel pazarlardan tedarik edilen mevsim
ürünleriyle birleşiyor. Menüde sekiz çeşit
makarna yer alıyor; restoranın spesiyali
olan limonlu “Fettuccine al Limone”, yavaş
pişirilmiş kuzu etli “Fettuccine Agnello” ve
üç çeşit mantarla hazırlanan “Fettuccine
ai Funghi di Casa” gibi lezzetler öne
çıkıyor. Dileyenler günlük hazırlanan taze
makarnaları evde pişirmek üzere paketli
olarak da satın alabiliyor.
40 kişilik kapasitesiyle her ihtiyaca karşılık
verecek şekilde tasarlanan mekânda;
açık mutfağa karşı konumlanan chef’s
table’da makarnanın taze taze kesilmesini
izleyerek yemeğinizi yiyebilir, iki kişilik
bir akşam yemeği için sakin köşeleri
tercih edebilirsiniz. 6 ve 8 kişilik gruplar
için ise restoranın tam kalbinde ahşabın
sıcaklığı hissedeceğiniz büyük bir masa
konumlanıyor.
İyi yemeğin samimi hâli
La Pasta Mamma, yalnızca lezzetiyle değil,
arkasındaki vizyonla da dikkat çekiyor.
Dünyanın en büyük entegre yengeç işleme
tesisinin kurucusu olan Selçuk Güler,
bu alandaki tecrübesini ve girişimcilik
ruhunu şimdi artizan taze makarna alanına
taşıyor. Türkiye’ye soslu mısır çerezini
ilk getiren, midye dolmayı zincir mağaza
formatına taşıyan ve altın çileği pazara
kazandıran Güler, insanı iki ortağı birlikte
yeni bir büyüme yolculuğuna çıkıyor. “Temel
amacımız, fiyatı yüzünden lüks olarak
görülen artizan taze makarnayı ulaşılabilir
kılmak. Şu anda bir İtalyan restoranında
kaliteli bir makarna tabağını 1.000 liranın
altında yiyemiyorsunuz. Biz bu tabağı 400–
500 lira bandında, aynı kalite ve konforda
sunmak istiyoruz” diyerek bu yeni yatırımın
hedefini özetliyor.
12.00-00.00 arası hizmet veren
La Pasta Mamma, casual ama
rafine havasıyla özel günler
için farklı bir deneyim arayan
genç profesyonellerin, keyifli ve
lezzetli bir deneyim yaşamak
isteyen çocuklu ailelerin, Yel
değirmeni’nin tasarımla oluşan
ruhunu lezzetle buluşturmak
isteyenlerin yeni favorisi olmaya
hazır. Menü, mevsime göre
yenileniyor ve her detay “iyi
yemek” felsefesine hizmet ediyor.
İçecek kategorisinde şişelenmiş
su dışında limonlu ve alkali su ve
artizan limonata da sunuluyor.
Perran
lezzetleri,
Bodrum
Yalıkavak’ta
Türkiye’nin ödüllü kebap
ustası Şef Mehmet Keskin’in
Caddebostan ve Kalamış’ta
hizmete açtığı Perran
Ocakbaşı, yaz sezonunda
misafirlerini Bodrum
Yalıkavak Tilkicik Koyu’ndaki
yeni mekanında ağırlayacak.
Perran’ın, denizle iç içe konumlanan Bodrum Yalıkavak Tilkicik
Koyu’ndaki yeni mekanında geleneksel tatlar, Ege'nin eşsiz manzarası
eşliğinde yeniden hayat bulacak.
Masmavi denizi, cennet koyları,
çam ağaçlarıyla çevrili
tepeleri, serin yaz akşamları ve
muhteşem gün batımlarıyla Ege’nin
incisi Yalıkavak, bu yaz çok özel bir
lezzet noktasına kavuşuyor. Yeni
nesil ocakbaşı konseptiyle İstanbul
gastronomi dünyasında fark oluşturan
Perran, Caddebostan ve Kalamış’tan
sonra Yalıkavak’ta açmaya hazırlandığı
yazlık mekanında, Mehmet Şef’in,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya özgü
malzemelerle hazırladığı zengin et
ve kebap çeşitleri ile birbirinden özel
mezelerini misafirlerinin beğenisine
sunacak.
Lezzetli bir yaz başlıyor
Perran’ın mutfağında, özenle marine
edilmiş kebap çeşitlerinden yöresel
mezelere, taş fırın ürünlerinden
farklı coğrafyaların baharatlarıyla
harmanlanmış et tabaklarına kadar
zengin bir yelpaze yer alıyor. Perran
Yalıkavak’ta misafirlerin masasına
gelen her bir tabak, hem otantik hem
de yenilikçi bir gastronomi deneyimi
sunuyor.
Ege’nin masmavi sularıyla iç içe
konumu, damak çatlatan lezzetleri,
kaliteli hizmet anlayışı ve geleneksel
mutfağa getirdiği modern yorumuyla
Perran, bu yaz Yalıkavak’ın vazgeçilmez
adreslerinden biri olmayı hedefliyor.
94
hotel restaurant
& hi-tech
yeni mekan
Köşebaşı
yeni şubesiyle
Nakkaştepe'de!
19. şubesini İstanbul’un en özel manzara noktalarından biri olan Nakkaştepe’de açan
Köşebaşı, Boğaz’ın eşsiz siluetine karşı misafirlerini ağırlamaya başladı.
Köşebaşı Nakkaştepe, günün
her saatini ayrı bir hikâyeye
dönüştüren konumuyla dikkat
çekiyor. Sabahın ilk ışıklarında
Boğaz’dan yükselen huzurlu esinti,
öğle saatlerinde doğayla iç içe keyifli
buluşmalar ve akşamüstü gökyüzünü
boyayan gün batımı... Her anın bir fon
müziği, her yemeğin bir manzarası var.
Adana ve Tarsus mutfağından ilham
alan zengin menüsü, geleneksel
tariflere sadık kalan ama her detayı
incelikle düşünülmüş sunumlarıyla
buluşuyor. Usta şeflerin elinden çıkan
kebaplar, zeytinyağlılar ve taş fırın
lezzetleri; manzaranın büyüsüyle
birleşerek çok duyulu bir gastronomi
deneyimi sunuyor.
Zamanın yavaş aktığı bir atmosferde
Restoranın mimarisi, Boğaz’a karşı
zamanın yavaş aktığı bir atmosfer
sunuyor. Geleneksel çizgilerle modern
detayların dengelendiği tasarım dili,
iç ve dış mekânlarda geniş oturma
alternatifleriyle buluşuyor. Doğallığı
ön planda tutan yaklaşımıyla kendi
bostanından gelen sebzeleri ile
menüsünü zenginleştiren mekan,
sadece lezzeti değil, yaşamı da sofraya
taşıyor.
LEZZET
UÇUŞA GEÇTI
SHAKE SHACK
ANTALYA
HAVALIMANI’NDA
Flavor took flight
Shake Shack is at Antalya Airport
Dünyada burger tutkunlarının favorisi olan
ünlü gurme hamburgerci Shake Shack,
Antalya Havalimanı Dış Hatlar Giden Yolcu
Terminali’nde hizmete girdi.
Dünyada burger tutkunlarının favorisi olan ünlü gurme
hamburgerci Shake Shack, Türkiye’deki yeni şubesini
17 Nisan’da Antalya Havalimanı Dış Hatlar Giden Yolcu
Terminali’nde açtı.
Yolcular için yepyeni bir alternatif
Seyahat öncesi lezzetli bir mola vermek isteyen yolcular için
yepyeni bir alternatif sunan Shake Shack, her zamanki gibi taze
ve kaliteli içerikleriyle farkını ortaya koyuyor. Katkı maddesi
içermeyen özel soslarla hazır-lanan burgerlerden, günlük taze
sıkılmış limonatalara ve milkshakelere kadar zengin menüsüyle
fast food anlayışına yepyeni bir soluk getiriyor.
The world-famous gourmet burger joint,
a favorite among burger lovers worldwide,
Shake Shack has started serving at the
International Departures Terminal of Antalya
Airport.
The world-famous gourmet burger joint, a favorite
among burger lovers worldwide, Shake Shack opened
its new branch in Türkiye on April 17 at the International
Departures Terminal of Antalya Airport.
A brand new alternative for travelers
Offering a fresh alternative for passengers looking to
enjoy a tasty break before their flight, Shake Shack,
as always, stands out with its fresh and high-quality
ingredients. From burgers made with additive-free special
sauces to freshly squeezed lemonades and milkshakes,
its rich menu brings a whole new breath to the fast food
concept.
hotel restaurant
96 & hi-tech
mekan
Doğaya
saygılı
şıklık
Zuma
Bodrum
Türkiye'de İstanbul,
Bodrum ve D Maris olmak
üzere üç özel restoranı ile
misafirlerine benzersiz
bir deneyim sunan
Zuma, Bodrum Yalıkavak
Marina’daki eşsiz konumuna
yenilenmiş tasarımıyla geri
döndü.
İş ve cemiyet hayatının en sevilen
destinasyonlarından biri haline gelen
Zuma, Bodrum’da da Yalıkavak
Marina’daki eşsiz konumunda 2025
yaz sezonuna yenilenmiş tasarımıyla
geri döndü. Bodrum’un büyüleyici
atmosferinde yer alan Zuma Bodrum,
kapsamlı bir kış renovasyonunun
ardından 15 Mayıs’ta misafirlerini
yeniden ağırlamaya başladı.
Sade şıklık
Doğayla uyumlu malzemeler ve sade
şıklıkla yeniden tasarlanan Zuma
Bodrum, sonsuzluk havuzu yanında
konumlanan zarif masa düzeni, nefes
kesen deniz manzarası ve etkileyici gün
batımlarıyla bu yaz da misafirlerine
sofistike bir buluşma noktası sunmaya
devam ediyor.
Efsaneleşmiş lezzetler
Zuma Türkiye Executive Chef’i
Emrah Orak önderliğinde hazırlanan
menüde; hoba yaprağına sarılı miso
ile marine edilmiş morina balığı, tatlı
miso ve karabiberle hazırlanan kuzu
pirzolalar, seçkin sushi ve sashimi
çeşitleri gibi imza lezzetler yer alıyor.
Bodrum’a özel “Ponzu Lime” ve
“Tereyağlı Kral Yengeç” tabakları da
menüyü zenginleştiriyor. Menünün
vazgeçilmezleri arasında yer alan
Zuma’nın efsaneleşmiş tatlı tabağı, bu
sezon da özel yerini koruyor.
İstanbul’da bir ikon
İstinyePark açık alanında
İstanbulluların buluşma adresi
olan Zuma İstanbul, muhteşem
ambiyansı ve özel sunumlarıyla akşam
yemeklerini lezzetli bir kutlamaya
dönüştürürken, şehrin dinamiğine ritim
tutmaya devam ediyor. İstanbul’un en
prestijli mekanlarından biri olarak,
zarif iç mekan tasarımı ve etkileyici
atmosferiyle misafirlerine unutulmaz
bir yemek deneyimi sunuyor.
Mayıs ayından itibaren
misafirler, Zuma’nın
imzası haline gelen izakaya
tarzı yemek deneyimini
Türkiye’de Bodrum ve D
Maris’in yanı sıra ilk kez
bu yaz açılan St. Tropez
ile birlikte Cannes, Capri,
Porto Cervo, Mykonos ve
Ibiza gibi en gözde sahil
destinasyonlarında yeniden
yaşayabilecek.
Marmaris’te lüks ve doğal güzellik
bir arada
Marmaris Körfezi’nin büyüleyici
manzarasında, D Maris Bay Resort
içinde yer alan Zuma D Maris, 25
Nisan’da kapılarını açarak açık hava
konseptiyle şık ve rahat bir yemek
deneyimi sunuyor. Ege'nin suları ve On
İki Ada manzarası eşliğinde, doğayla iç
içe bir atmosferde konuklarını ağırlıyor.
Barın enerjisiyle yükselen gün batımı,
yerli DJ performansları ve hazırlanan
özel kokteyller eşliğinde keyifli bir
akşam deneyimi sunuluyor.
98
hotel restaurant
& hi-tech
yeni mekan
de la Pau Coffee Co.’dan
Balıkesir’e robotlu şube
Dünyanın dört bir yanından özenle seçtiği kahve çekirdeklerini kendi tesisinde
işleyerek benzersiz tatlara dönüştüren de la Pau Coffee Co., İstanbul’un ardından
ikinci şubesini Balıkesir’de açtı. Yeni şube, kahve tutkunlarını yalnızca lezzetle değil,
servis robotlarıyla sunulan yenilikçi bir deneyimle de buluşturuyor.
2023’ten bu yana kahve deneyimini lezzet
yolculuğuna dönüştüren de la Pau,
İstanbul Ataşehir’deki mağazasının
ardından Balıkesir'de ilk, Türkiye’de ise
ikinci şubesini 10 Mayıs’ta açtı. İlk şubesinde
kafe konseptinde hizmet veren marka,
ikramların, performans gösterilerinin ve
hediye kazanma oyunlarının bulunduğu
bir etkinlikle Edremit’te açılan yeni
şubesinde nitelikli kahve deneyimini çağdaş
gastronomi anlayışıyla buluşturuyor.
Kaliteli yemek de sunacak
Şubede, kahve lezzetlerinin yanı sıra özenle
hazırlanan zengin bir yemek menüsü de
misafirlere sunulacak. Fine dining olarak da
bilinen "kaliteli yemek" felsefesini taşıyan
bu yeni konseptte, siparişler servis robotları
aracılığıyla masalara ulaştırılarak, hızlı ve
modern bir hizmet deneyimi sağlanıyor.
Ayrıca kahve deneyim alanları ve önceden
rezerve edilebilir ortak çalışma alanları ile
de la Pau Coffee and Bistro, misafirlerine
uzun soluklu, konforlu ve üretken yaşam
alanları yaratıyor. Yeni şube, nitelikli kahve
kültürünü, çağdaş gastronomi anlayışıyla
bütünleştirerek şehirli tüketicinin değişen
beklentilerine ve yaşam dinamiklerine
uyumlanan kapsayıcı bir yaklaşımı temsil
ediyor.
Kahve ve gastronomide yeni nesil
deneyim
de la Pau Coffee Co. Kurucu Ortağı ve
CEO'su Serap Akçay, markanın büyüme
vizyonunu şu sözlerle özetledi: "Kahve
üretimi bizim en güçlü kasımız. Dünya
çapında seçtiğimiz nitelikli çekirdeklerle,
kendi tesisimizde gerçekleştirdiğimiz
kavurma ve öğütme süreçleriyle hem
sektördeki hakimiyetimizi güçlendiriyor hem
de nihai tüketicilere kaliteyi ulaştırıyoruz.
Tüm Türkiye’de premium kanallarda
bilinen, tercih edilen bir marka olma
yolunda sağlam adımlarla ilerliyoruz. Şehirli
tüketicinin çalışabildiği, sosyalleşebildiği
ve ilham alabileceği bir yaşam alanı
oluşturmak hedefiyle yola çıktık. Edremit
şubemiz, yalnızca nitelikli kahve deneyimi
sunmakla kalmıyor; aynı zamanda çağdaş
gastronomi anlayışı ve rezerve edilebilir
ortak çalışma alanlarıyla yeni nesil bir
buluşma noktası vadediyor.”
Nitelikli kahve ve modern yaşam
tarzı bir arada
Türkiye’nin nitelikli kahve sahnesine güçlü
bir soluk getiren de la Pau Coffee Co.,
büyüme yolculuğuna Edremit’te açtığı
yeni şubesiyle devam ediyor. Kendi üretim
tesisinde özenle kavurduğu kahveleriyle
bilinen marka, yeni şubesinde sunduğu
deneyimle kahve tutkusunu modern
yaşamla buluşturuyor. Toptan tedarik
hizmetleri ile sektörde sağlam bir yer
edinen de la Pau, şimdi premium market
zincirlerinde konumlanma çalışmalarıyla
da kahvenin en seçkin halini tüketiciyle
buluşturma hedefini güçlendiriyor. Markanın
merkezinde ise her zaman değişmeyen
bir tutkuları olan nitelikli kahve üretimini
yerleştiriyor.
Bistro konseptiyle çağdaş
gastronomiyle birleşiyor
de la Pau Coffee and Bistro, bistro
konseptiyle sunduğu çağdaş gastronomi
anlayışıyla kahve deneyimini daha da
zenginleştiriyor. Edremit şubesinde ise bunu
bir adım ileri taşıyarak modern bireylerin
değişen ihtiyaçlarına kapsayıcı bir çözüm
sunuyor. Misafirlerine sadece kaliteli
kahve ve lezzetler sunmakla kalmayan
de la Pau, aynı zamanda önceden rezerve
edilebilir çalışma alanları ve ortak kullanım
alanlarıyla üretkenliği ve yaratıcılığı
destekleyen yeni bir yaşam alanı inşa ediyor.
100
hotel restaurant
& hi-tech
HoReCa teknoloji & sistemleri
TEOMAN İBILI
“YEŞIL OTEL OLMANIN YOLU SADECE
ENERJI TASARRUFLU AMPULLERDEN
GEÇMIYOR”
Dünyada artan çevresel hassasiyetle birlikte, “yeşil otel” kavramı turizmin olmazsa
olmazı hâline geldi. Türkiye’de de bu dönüşüm, yapay zekâ destekli sistemlerle
ivme kazanıyor. Elektraweb Yazılım Grubu, otellerin atık yönetiminden enerji
tüketimine kadar birçok süreci yapay zekâ ile analiz ederek, sürdürülebilirlik yol
haritası sunuyor.
Yeşil turizm, sürdürülebilirlik
ve çevre dostu uygulamaların
ön planda olduğu bir seyahat
anlayışını ifade ederken, bu yaklaşım,
hem doğayı korumayı hem de yerel
toplulukları desteklemeyi amaçlıyor.
Yeşil oteller ise bu felsefeyi hayata
geçiren, enerji verimliliği sağlayan, su
tüketimini minimize eden ve atıkları
azaltan tesisler olarak öne çıkıyor. Bu
oteller, misafirlerine çevre dostu bir
konaklama deneyimi sunarken, aynı
zamanda doğaya zarar vermemek için
teknolojiden de faydalanıyor.
“Tüm süreçler veriye dayalı
izlenebilir olmalı”
Elektraweb Yazılım Grubu Başkanı
Teoman İbili, konuyla ilgili şunları
ifade etti: “Artık yeşil otel kavramı ön
plana çıkıyor. Türkiye’de bu konuda
önemli adımlar atılıyor ve Kültür ve
Turizm Bakanlığı desteğiyle yeşil
otel uygulamaları hız kazanıyor.
Ancak, sadece yeşil boyama
yapmanın ötesinde, tüm süreçlerin
dijital ortamda izlenmesi gerekiyor.
Oteller, çevre dostu bir yaklaşım
sergileyerek, hem maliyetlerini
hem de çevresel etkilerini minimize
edebiliyor. Yeşil otel olmanın yolu
sadece enerji tasarruflu ampullerden
geçmiyor. Tüm süreçlerin veriye
dayalı izlenebilir olması gerekiyor.
Bu da ancak yazılım ve yapay zekâ
entegrasyonuyla mümkün. Bugün
Türkiye, bu konuda çok önemli bir
eşiği aşıyor.
Yapay zekânın dönüşüme etkisi
Yapay zekâ bu dönüşümde önemli
bir rol oynuyor. Yapay zekâ
enerji tüketimini optimize etme,
müşterilerin ihtiyaçlarını önceden
tahmin etme, operasyonel verimliliği
artırma ve çevresel etkiyi azaltma
gibi birçok alanda yeşil turizmle
birleşerek sektörde devrim yapıyor.
Otel yönetim sistemlerinden oda içi
cihazlara kadar, yapay zekâ destekli
çözümler, sürdürülebilirliği daha
erişilebilir ve etkin hale getiriyor. Bu
birleşim, hem çevreyi koruma hem
de işletme maliyetlerini düşürme
konusunda büyük bir potansiyele
sahip. Kültür ve Turizm Bakanlığı
destekli projeler sayesinde otellerin
tek bir veri havuzuna bağlanarak
kolektif bir sürdürülebilirlik sistemine
adım attığını belirtiyor. Bu sayede
hem misafir memnuniyeti artıyor hem
de çevresel yük minimize ediliyor.”
TEOMAN İBİLİ: “BEING A GREEN HOTEL
TAKES MORE THAN JUST USING ENERGY-SAVING
LIGHT BULBS”
With growing global environmental awareness, the concept of the “green hotel” has become
an essential part of tourism. In Türkiye, this transformation is gaining momentum through
AI-powered systems. Elektraweb Software Group analyzes many processes in hotels—
from waste management to energy consumption—using artificial intelligence, and offers a
roadmap for sustainability.
While green tourism reflects
a travel approach focused
on sustainability and
environmentally friendly practices, it
aims not only to protect nature but
also to support local communities.
Green hotels stand out as facilities
that embody this philosophy, achieving
energy efficiency, minimizing water
consumption, and reducing waste.
These hotels offer guests an ecofriendly
accommodation experience
while also leveraging technology to
avoid harming the environment.
“All processes must be data-driven
and traceable”
Teoman İbili, President of Elektraweb
Software Group, shared the following:
“The concept of the green hotel is now
coming to the forefront. Significant
steps are being taken in Türkiye, and
green hotel practices are gaining speed
with the support of the Ministry of
Culture and Tourism. However, beyond
just greenwashing, all processes must
be monitored in a digital environment.
By adopting an eco-friendly approach,
hotels can minimize both their costs
and environmental impact.
Being a green hotel takes more than
just using energy-saving light bulbs.
All processes must be data-driven and
traceable. This is only possible through
software and artificial intelligence
integration. Today, Türkiye is crossing
a very important threshold in this
regard.”
The impact of AI on the
transformation
Artificial intelligence plays a key role
in this transformation. By optimizing
energy consumption, anticipating
guest needs, improving operational
efficiency, and reducing environmental
impact, AI is revolutionizing the sector
by merging with green tourism. From
hotel management systems to in-room
devices, AI-powered solutions are
making sustainability more accessible
and effective. This fusion holds great
potential for both protecting the
environment and reducing operating
costs.
Supported by projects backed by the
Ministry of Culture and Tourism, hotels
are now connecting to a centralized
data pool, taking a collective step
toward a sustainable system. As a
result, guest satisfaction increases
while environmental impact is
minimized.
102
hotel restaurant
& hi-tech
HoReCa teknoloji & sistemleri
Resort Manager uygulaması artık
Oracle Cloud Marketplace'te
Resort Manager, OPERA Cloud kullanıcılarının tur operatörleri ve acentelerle
yaptıkları sözleşmeleri tek bir platform üzerinden verimli bir şekilde yönetmelerini
sağlamak üzere tasarlandı.
Lider konaklama çözümleri sağlayıcısı
ve Oracle PartnerNetwork (OPN) üyesi
Protel, Resort Manager'ın Oracle Cloud
Marketplace'te kullanıma sunulduğunu
duyurdu. Resort Manager, Oracle Cloud
Infrastructure (Oracle Cloud) üzerinde
kurulabiliyor ve Oracle Hospitality Integration
Platform (OHIP) aracılığıyla OPERA Cloud ile
entegre olabiliyor. Oracle Cloud Marketplace,
Oracle ve Oracle iş ortakları tarafından
sunulan kurumsal uygulamaların merkezi bir
deposu olarak tanımlanıyor.
Resort Manager, kullanıcıların birden fazla
sözleşmeyi tek bir ekrandan yönetmesini
sağlıyor. OHIP'nin entegrasyon yetenekleri,
rezervasyonların gerçek zamanlı olarak
iki taraflı güncellenmesini ve en yoğun
dönemlerde bile acente rezervasyonlarının
kusursuz bir şekilde yapılmasını garanti
etmeye yardımcı oluyor. Resort Manager,
fiyatların özelleştirilmesi ve promosyonların
belirlenmesi sürecini kolaylaştırıyor. Ayrıca
yolcu sayısı, yaşları ve oda tipi gibi faktörleri
göz önünde bulundurarak sözleşme
koşullarına göre fiyatlandırmada hassasiyet
sağlıyor. Oracle Cloud Marketplace, Oracle
Fusion Bulut Uygulamalarını genişletenler de
dahil olmak üzere benzersiz çözümler sunan
güvenilir iş uygulamaları ve hizmetleri arayan
Oracle müşterileri için tek durak noktası.
Ölçeklenebilir, güvenli
OCI, uygulama geliştirme, iş analitiği, veri
yönetimi, güvenlik, yapay zekâ ve altyapı
hizmetleri (Kubernetes ve VMware dahil
olmak üzere) gibi birçok alanda ölçeklenebilir,
güvenli ve yüksek performanslı bir altyapı
sunuyor. Multicloud, hibrit bulut, genel
bulut ve özel bulut seçenekleriyle OCI,
kullanıcıların veri konumlandırması, yerel
regülasyonlar ve kontrol konularında esneklik
kazanmasını sağlıyor. Bu sayede, kurumlar
farklı bulutlar arasında çalışma yaparken bile
regülasyonlara uygun, hızlı ve verimli geçişler
gerçekleştirebiliyor.
OCI, müşterilerin ölçeklenebilir, güvenli,
yüksek oranda kullanılabilir ve yüksek
performanslı bir ortamda çok çeşitli
uygulamalar oluşturmasına ve çalıştırmasına
olanak tanıyan derin ve geniş bir bulut altyapı
hizmetleri platformu. Uygulama geliştirme
ve iş analitiğinden veri yönetimi, entegrasyon,
güvenlik, yapay zeka ve Kubernetes ve
VMware gibi altyapı hizmetlerine kadar OCI,
kapsamlı güvenlik, performans ve maliyet
tasarrufu sağlıyor. Buna ek olarak, çoklu
bulut, hibrit bulut, genel bulut ve özel bulut
seçenekleriyle OCI'nin dağıtılmış bulutu,
müşterilere birden fazla bulutta bile veri
yerleşimi, yerellik ve yetki üzerinde daha fazla
kontrol ile bulutun avantajlarını sunar. Sonuç
olarak, müşteriler kurumsal iş yüklerini hızlı
ve verimli bir şekilde buluta taşıyabilir ve
en katı yasal uyumluluk gereksinimlerinin
karşılanmasına yardımcı olabiliyor.
Tenel: “Gücünden yararlanmayı
dört gözle bekliyoruz”
Protel Satış Direktörü Fatih Tenel, konuyla
ilgili şunları dile getirdi: “Önceliğimiz
her zaman müşterilerimiz için neredeyse
kesintisiz operasyonları kolaylaştırmak
olmuştur. Bu taahhüdümüze uygun olarak,
çabalarımızı Oracle Cloud'un tesislerde
kullanımını artırmaya ve sözleşmelerinin
zahmetsizce yönetilmesini sağlamaya
yoğunlaştırdık. Protel'in Oracle Cloud
Marketplace'e katılımı, Oracle topluluğuna
olan bağlılığımızı daha da genişletiyor
ve müşterilerin Resort Manager'ın
avantajlarından kolayca yararlanmasını
sağlıyor. İş hedeflerimize ulaşmamıza
yardımcı olması için OCI'nin gücünden
yararlanmayı dört gözle bekliyoruz.”
104
hotel restaurant
& hi-tech
HoReCa teknoloji & sistemleri
Elektrik zammının yükünü
hafifletecek çözüm
Çukurova Isı, elektriği yüzde 15 zamlı olarak kullanmaya başlayan kafe ve restoranların,
ısıtmadan kaynaklı enerji tüketimlerini yüzde 40’a varan oranda azaltabileceklerini açıkladı.
Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu (EPDK), enerji üretim
maliyetlerindeki artış nedeniyle
özel hizmetler sektörü abone grubu için
elektrik kullanım bedelinin yüzde 15
zamlandığını açıkladı. Elektrik fiyatında
yaşanan artış, birçok sektör gibi kafe ve
restoran sektörüne de ciddi bir maliyet
yükü getirdi. Elektrik fiyatlarındaki
artışla ilgili değerlendirmede bulunan
Çukurova Isı Pazarlama Müdürü
Osman Ünlü, kafe ve restoranları,
doğru teknolojilerle ısıtarak elektrik
zamlarının neden olduğu maliyet
yükünün hafifletilebileceğini açıkladı.
“Kafe ve restoranlar, soğuk havalarda
yalnızca kapalı alanlarda değil,
teras, veranda ve balkon gibi açık
alanlarda da ısıtma yapıyor. Bu durum
ise işletmelerin elektrik tüketimini
artırıyor. Kafe ve restoranlarda, elektrik
faturalarında yaşanan artışın etkisini
hafifletmek ve aynı zamanda konforlu
mekânlar yaratmak için ısıtmayı, doğru
elektrikli ısıtıcı ile yapmak gerekiyor.
Çünkü doğru elektrikli ısıtıcı, enerji
tüketimini yüzde 40’a varan oranda
azaltarak, işletmelerin ekonomik olarak
sürdürülebilirliğinin sağlanmasına
katkıda bulunuyor.
Yüzde 40 daha verimli
IP55 su ve toz koruma standartlarına
uygun olarak ürettiğimiz Goldsun Supra
Plus ve Goldsun Aqua serisi elektrikli
ısıtıcılarımız da sahip oldukları yüksek
yoğunluklu halojen ampul sayesinde
harcadıkları elektrik enerjisinin yüzde
99’unu ısıya dönüştürerek, standart
rezistanslı elektrikli ısıtıcılara göre
yüzde 40 daha verimli bir ısıtma
sağlıyor. Goldsun Supra Plus ve
Goldsun Aqua’nın verimli çalışma
özelliği sayesinde elde edilen tasarruf
ile sistem 1 ila 3 yıl kadar kısa sürede
kendini amorti ediyor.” dedi.
jumbo.com.tr
/jumboturkiye