Tekstil Teknik June 2025
PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
June - Haziran 2025
index
index
6 “Sustainability is no longer a choice, but a necessity”
“Sürdürülebilirlik artık tercih değil, zorunluluk”
8 Global recession and the resilience of Turkish textiles:
What awaits the industry in 2025?
Küresel durgunluk ve Türk tekstilinin direnci: 2025’te sektörü
ne bekliyor?
12 A powerful vision from Türkiye: Enes Makine aims
for global leadership in sustainable textile machinery
Türkiye’den güçlü bir vizyon: Enes Makine sürdürülebilir tekstil
makinelerinde küresel liderliği hedefliyor
14 Mimaki Europe unveils future vision and new
product ınnovations at FESPA 2025
Mimaki Europe, FESPA 2025’te gelecek vizyonunu ve yeni
ürünlerini tanıttı
18 Ekonomik kriz dönemlerinde işletmelerde neler
yapılabilir?
Dr. AHMET TEMİROĞLU
Özen Mensucat Genel Müdürü
22 ELiAR sends a clear message to the textile industry:
Time is running out for the green transition
ELiAR’dan tekstil sektörüne net mesaj: Yeşil Dönüşüm için
vakit daralıyor
26 ITALIAN TEXTILE MACHINERY: Orders contınue to fall
in first quarter 2025
İtalyan Tekstil Makineleri: 2025’in ilk çeyreğinde siparişlerde
düşüş sürüyor
30 Opening doors to global markets for women
entrepreneurs
Kadın girişimcilere küresel pazarların kapıları açılıyor
34 A new era in textiles: Strategic transformation
through high-value production
Tekstil sektöründe yeni dönem: Katma değerli üretim ve
stratejik dönüşüm
38 Durak Poly-Strong PC-IR perfects camouflage
invisibility
ARTA Tekstil sürdürülebilir üretim anlayışıyla ihracatını
artırmayı hedefliyor
ARTA Tekstil aims to ıncrease exports through
sustainable production
ARTA Tekstil sürdürülebilir üretim anlayışıyla ihracatını
artırmayı hedefliyor
48 New leadership for Swiss Textile Machinery
Association
İsviçre Tekstil Makineleri Birliği’nde yeni dönem başladı
52 Alarm bells ring across textile and apparel industry:
“We cannot overcome this crisis alone”
Tekstil ve hazır giyimde alarm zilleri: “Bu krizden tek başımıza
çıkamayız”
54 Green transformation in the textile industry: The
future lies in sustainable production
Tekstil sektöründe yeşil dönüşüm: Gelecek sürdürülebilir
üretimde
62 Notable increase in textile machinery exports to
Egypt
Mısır’a yapılan tekstil makinesi ihracatında dikkat çekici artış
64 “Producing is no longer enough; We must produce
smart and export with brands”
“Artık sadece üretmek yetmez; Akıllı üretip markalı ihraç
etmeliyiz”
66 Ahmet Öksüz: “The textile industry must walk the
talk on AI and sustainability”
Ahmet Öksüz: “Tekstil sektörü yapay zekâ ve sürdürülebilirlikte
kararlı adımlar atmalı”
70 Mustafa Paşahan: “Structural support is essential if
the apparel industry is to catch its breath”
Mustafa Paşahan: “Hazır giyim sektörü nefes almak istiyorsa
yapısal destek şart”
6 June Haziran 2025
72 Soaring costs put the squeeze on Türkiye’s textile edge
Artan maliyetler tekstil sektörünün rekabet gücünü zorluyor
76 Pınar Taşdelen Engin: “To stay ahead of the curve, the textile
industry must weave agility, flexibility, and innovation into its
fabric”
Pınar Taşdelen Engin: “Tekstil sektörü geleceği yakalamak için esnek, çevik
ve yenilikçi olmalı”
80 Şenol Şankaya: “The Green Deal is set to rewrite the rulebook for
our industry”
Şenol Şankaya: “Yeşil Mutabakat’a uyum, sektörün geleceğini yeniden
yazacak”
84 Staying strong amid challenges: Strategic moves from the
turkish textile machinery industry
Zorluklara rağmen güçlü kalıyoruz: Türk tekstil makine sektöründen stratejik
hamleler
86 “The key to transformation: Local resources and collective
vision”
“Dönüşümün anahtarı: Yerli ham madde ve ortak akıl”
88 Innovative technology for a sustainable future: An exemplary
vision from Canlar Mekatronik
Yenilikçi teknoloji, sürdürülebilir gelecek: Canlar Mekatronik’ten sektöre
örnek vizyon
90 “Flexibility, innovation and sustainability: The resilience formula
of Turkish Textile”
“Esneklik, yenilik ve sürdürülebilirlik: Türk tekstil sektörünün direnç formülü”
92 Enhanced Rieter Autoconer Performance with Winding Upgrades
Bobinleme Modernizasyonu ile Gelişmiş Rieter Autoconer Performansı
95 Mussan İplik showcases its commitment to quality-driven
production at Hometex 2025
Mükemmelliği iplik iplik işleyen Mussan İplik, Hometex 2025’te kalite odaklı
üretimini sergiledi
98 Lodos Makina showcased its global vision in curtain machinery
technologies at Hometex 2025
Lodos Makina, perde makine teknolojilerinde küresel vizyonunu Hometex
2025’te sergiledi
100 A.I.T. stood out at Hometex 2025 with its AI-powered design
solutions for digital textile printing
Yapay zeka ile tekstil baskısında devrim yapan A.I.T. Bilgisayar, Hometex
2025’te ilgi odağı oldu
INDEX ADS
Brazzolli...................................................................Front Cover
Rieter ...................................................................... Back cover
Eliar............................................................... Inside Front Cover
6S fuarcılık..................................................... Inside Back Cover
Elteksmak............................................................................2-3
Genkim...................................................................................7
Işıksan....................................................................................9
Enes Makina......................................................................... 11
Mer Makina........................................................................... 15
Effe.................................................................................. 14-15
Staubli.................................................................................. 19
Polo Makina.....................................................................20-21
Sertex..............................................................................24-25
İdes......................................................................................27
Canlar Mekatronik............................................................28-29
Repart...................................................................................31
Özen İplik..............................................................................33
Trützschler............................................................................35
Kıray Makina................................................................... 36-37
İnfokolor................................................................................39
Effe....................................................................................... 41
Akbaş Plastik........................................................................43
Sanko...................................................................................45
Winmac.......................................................................... 46-47
Yıldız Makina................................................................... 50-51
ITM.......................................................................................55
GrozBeckert..........................................................................57
Canlar Mekatronik.................................................................59
Lima Lojitik............................................................................61
Effe.......................................................................................69
Elinmac.................................................................................75
Intertextil Shangay.................................................................79
BTKM...................................................................................83
İMTİYAZ SAHİBİ
İSTMAG MAGAZİN
GAZETECİLİK YAYINCILIK
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA
Publisher
H. Ferruh IŞIK
GENEL MÜDÜR (SORUMLU)
General Manager (Responsible)
Mehmet SÖZTUTAN
mehmet.soztutan@img.com.tr
YAZI İŞLERİ DANIŞMANI
Advisory Editor
Ali ERDEM
ali.erdem@img.com.tr
YAYIN KURULU BAŞKANI
Editorial Board Chief
Prof. Dr. Cevza Candan
YAYIN KURULU
Editorial Board
Prof. Dr. Bülent Özipek
Prof. Dr. H. Rıfat Alpay
Prof. Dr. Yalçın Bozkurt
Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş
Prof. Dr. W. Oxenham
Prof. Dr. Emel Önder
Prof. Dr. Yusuf Ulcay
Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN
Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner
PAZARLAMA VE SATIŞ KOORDINATÖRÜ
Marketing & Sales Coordinator
Ömer Faruk GÖRÜN
omer.gorun@img.com.tr
+90 505 299 62 65
DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ
Foreign Relations Manager
Mehmet SÖZTUTAN
mehmet.soztutan@img.com.tr
Tel: +90 212 4542222
GSM: +90 5323132211
TEKNİK MÜDÜR
Technical Manager
Tayfun AYDIN
tayfun.aydin@img.com.tr
DANIŞMAN GRAFİK & TASARIM
Advisory Graphics & Design
Tolga ÇAKMAKLI
tolga.cakmakli@img.com.tr
DİJİTAL VARLIKLAR MÜDÜRÜ
Digital Assets Manager
Emre YENER
emre.yener@img.com.tr
ABONE VE DAĞITIM
Subsc rip ti on and Cir cu la ti on
Ma na ger
İsmail ÖZÇELİK
ismail.ozcelik@img.com.tr
AD RES | He ad Of fi ce
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK
YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
İHLAS MEDIA CENTER
Merkez Mahallesi 29 November
Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1
P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler
/ İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 22 22
Fax: +90 212 454 22 93
BASKI | Printed By | İH LAS
Ga ze te ci lik A.Ş.
İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi
29 November Caddesi No: 11
A/41 Yenibosna - Bahçelievler /
İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 454 30 00
BÖL GE TEM SİL Cİ LİK LE Rİ
BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN
Tel: +90 224 211 44 50
Fax: +90 224 211 44 81
KONYA | Me tin DE MİR
Tel: +90 332 238 10 71
Fax: +90 332 238 01 74
Advertising Representatives
KOREA | Jes Media Int.
Mr. Young Seoah Chinn
Tel: 8224813411 Fax: 8224813414
jesmedia@unitel.co.kr
BİLGİ / Information
Tekstil& Teknik Dergisi’nde yer alan
makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir.
Yayınlanan ilanların sorumluluğu
ilan sahiplerine aittir.
Tekstil & Teknik is published monthly.
Ad ver ti se ments res pon si bi li ti es
pub lis hed in our ma ga zi ne per ta in to
ad ver tisers.
www.tekstilteknik.com.tr
img@img.com.tr
tekstilteknikdergisi
tekstilveteknik
tekstilteknikdergisi
Tekstil Teknik
June Haziran 2025
7
editörden
Ali ERDEM
Yazı İşleri Müdürü
News Editoreditors
“Sustainability is no
longer a choice, but a
necessity”
“Sürdürülebilirlik artık tercih değil,
zorunluluk”
The textile industry has long been a driving
force behind economic development—but
it is also among the sectors with the highest
environmental footprint. From water consumption
and chemical use to carbon emissions and waste
management, it carries major responsibilities. Today,
adopting environmentally conscious production
practices is no longer just an ethical stance—it is a
commercial necessity.
Participating in global supply chains requires compliance
with the sustainability standards of international
brands. In this transition, Turkey’s textile sector
holds a competitive edge with its production capacity
and innovation capabilities. Yet unlocking this
potential demands a holistic approach: Education,
financing, R&D, and public-private collaboration
must work hand in hand.
Recent initiatives by the Ministry of Industry and
Technology to strengthen vocational education and
promote sustainable technologies are steps in the
right direction. We are now in an era where production
that neglects the environment simply cannot
survive.
In this issue of Textile & Technical, we spotlight the
visions and strategies that shape a sustainable future
for our industry. Because we believe:
The future belongs to production that respects
nature, embraces innovation, and carries a sense of
social responsibility.
Tekstil sektörü, ekonomik kalkınmanın itici
gücü olmakla birlikte, çevresel etkisi en yüksek
alanlardan biridir. Su tüketiminden kimyasal
kullanımına, karbon emisyonundan atık yönetimine kadar
pek çok başlıkta ciddi sorumluluklar taşımaktadır.
Artık çevreye duyarlı üretim yapmak sadece etik bir
duruş değil, aynı zamanda ticari bir zorunluluk haline
gelmiştir.
Küresel tedarik zincirlerinde yer almak, markaların
sürdürülebilirlik kriterlerine uyum göstermekle mümkün.
Türkiye tekstil sektörü, bu dönüşüm sürecinde
gerek üretim altyapısı gerekse inovasyon gücüyle avantajlı
bir konuma sahip. Ancak bu potansiyelin gerçeğe
dönüşmesi için bütüncül bir yaklaşım şart: Eğitim,
finansman, Ar-Ge ve kamu-özel iş birliği birlikte
düşünülmeli.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın teknik eğitime verdiği
önem, meslek liselerinin yeniden güçlendirilmesi ve
çevre dostu üretim teknolojilerine olan ilgi umut verici
gelişmeler arasında yer alıyor. Artık çevreyi gözetmeyen
bir üretimin uzun vadede ayakta kalamayacağı bir
dönemdeyiz.
Tekstil & Teknik olarak bu sayımızda, sektörün
geleceğini şekillendiren sürdürülebilirlik vizyonuna ışık
tutan görüşlere yer veriyoruz. Çünkü biz inanıyoruz ki:
Gelecek; çevreye saygılı, teknolojiyle barışık ve
toplumsal sorumluluk taşıyan bir üretim anlayışıyla
inşa edilecek.
8 June Haziran 2025
Global recession and
the resilience of Turkish
textiles: What awaits the
industry in 2025?
Küresel durgunluk ve Türk tekstilinin direnci:
2025’te sektörü ne bekliyor?
Ömer Faruk GÖRÜN
Pazarlama ve Satış Koordinatörü
Marketing & Sales Coordinator
bizden
From us
A world on the brink of
recession
As of 2025, the global economy continues
to feel the impact of structural issues
encountered during the post-pandemic
recovery period. Slowing growth rates in
major economies such as the U.S., EU, and
China, weakening consumer confidence,
and tightening monetary policies have triggered
a period of “economic cooling” on a
global scale. This trend is directly affecting
many industries, including textiles.
Textiles: One of the most
sensitive sectors to recession
The textile industry plays a vital role in
economies due to its high employment
rate, large export volume, and central
position in the supply chain. However, due
to its sensitivity to shifting consumer trends
and input costs, it is among the sectors
most directly impacted during times of
crisis.
Global impacts:
• Demand Contraction: Especially in Europe,
the loss of purchasing power has led
to reduced interest in fashion and ready-towear
products.
• Cost Pressures: Rising prices of raw
materials such as energy, cotton, and dyes
are increasing production costs.
• Supply Chain Disruptions: Logistics
delays are extending delivery times—posing
a significant challenge particularly for
small producers.
Turkish textile ındustry: Facing both challenges
and opportunities
Durgunluğun eşiğinde bir dünya
2025 yılı itibarıyla dünya ekonomisi, pandemi sonrası toparlanma
sürecinde karşılaştığı yapısal sorunların etkisini hâlen
hissettiriyor. ABD, AB ve Çin gibi büyük ekonomilerde büyüme
oranlarının yavaşlaması, tüketici güveninin zayıflaması ve faiz
politikalarının sıkılaşması, küresel çapta bir “ekonomik soğuma”
dönemini tetikledi. Bu durum, birçok sektörde olduğu gibi tekstil
endüstrisini de doğrudan etkiliyor.
Tekstil: Durgunluğun en hassas alanlarından
biri
Tekstil sektörü, yüksek istihdam oranı, geniş ihracat hacmi ve
tedarik zinciri içindeki merkezi rolüyle ekonomilerde önemli bir
yer tutuyor. Ancak tüketici eğilimlerinin değişkenliği ve girdi maliyetlerine
olan duyarlılığı nedeniyle kriz dönemlerinden doğrudan
etkileniyor.
Küresel Etkiler:
• Talep daralması: Özellikle Avrupa’da yaşanan satın alma
gücü kaybı, moda ve hazır giyim ürünlerine olan ilgiyi düşürdü.
• Maliyet baskısı: Enerji, pamuk ve boya gibi hammaddelerdeki
fiyat artışları, üretim maliyetlerini artırıyor.
• Tedarik zinciri sorunları: Lojistik gecikmeler, teslimat sürelerini
uzatıyor; özellikle küçük üreticiler için bu ciddi bir handikap
haline geldi.
Türk tekstil sektörü: Zorluklar kadar
fırsatlarla da karşı karşıya
Türkiye, dünyanın önde gelen tekstil üreticilerinden biri olarak
bu dalgalanmalardan hem etkilenmekte hem de bazı alanlarda
avantaj sağlamaktadır.
1. İhracatta zorlayıcı şartlar
Türk tekstilciler için Avrupa pazarı en önemli ihracat destinasyonu.
Ancak durgunluk, özellikle Almanya, Fransa ve İtalya
gibi büyük alıcılardan gelen siparişlerde azalmaya neden oluyor.
10 June Haziran 2025
As one of the world’s leading textile producers, Turkey is both
affected by these fluctuations and able to leverage certain
advantages.
1. Challenging export conditions
The European market remains the most important export destination
for Turkish textile producers. However, the recession is
leading to a decline in orders, particularly from major buyers
such as Germany, France, and Italy. Additionally, the appreciation
of the Turkish lira may erode the country’s competitive
advantage.
2. Changing consumption habits in the domestic
market
High inflation is forcing consumers to shift their shopping
behaviors. Consumers are now seeking quality at affordable
prices—this benefits value-for-money brands while putting
pressure on luxury labels.
3. Sustainable production is no longer optional
In line with the European Green Deal and ESG criteria, Turkish
textile companies will need to reduce carbon emissions, shift
toward recyclable materials, and enhance transparency in their
supply chains. Post-2025, producers who fail to comply with
these requirements may risk losing their export licenses.
4. Shift to technical textiles and value-added
products
This period demands a move away from low-margin traditional
manufacturing toward niche areas such as technical textiles,
smart fabrics, and medical textiles. Companies catering to
the defense, healthcare, and automotive sectors are especially
well-positioned to lead this transformation.
5. Digitalization and E-Commerce
The power of digital sales channels has increased significantly
after the pandemic. For producers aiming to build strong
brands, investments in e-commerce and social media are no
longer optional—they are essential.
Ayrıca Türk Lirası’nın değerlenmeye başlaması, rekabet avantajını
azaltabiliyor.
2. İç pazarın tüketim alışkanlıkları değişiyor
Yüksek enflasyon, tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarını zorunlu olarak
değiştiriyor. Tüketici artık kaliteyi uygun fiyatla almak istiyor; bu da
fiyat/performans dengesi iyi markaların önünü açarken, lüks markaları
zorluyor.
3. Sürdürülebilir üretim artık bir zorunluluk
Avrupa Yeşil Mutabakatı ve ESG kriterleri doğrultusunda, Türk tekstil
firmalarının karbon salınımlarını azaltmaları, geri dönüştürülebilir
materyallere yönelmeleri ve tedarik zincirlerinde şeffaflığı artırmaları
gerekecek. 2025 sonrası, bu şartlara uymayan üreticilerin ihracat
lisansları riske girebilir.
4. Teknik tekstil ve katma değerli ürünlere geçiş
Dönem, düşük kâr marjlı klasik üretimden uzaklaşıp teknik tekstil,
akıllı kumaşlar ve medikal tekstil gibi niş alanlara yönelmeyi zorunlu
kılıyor. Özellikle savunma, sağlık ve otomotiv sektörlerine yönelik üretim
yapan firmalar bu dönüşümde öne çıkıyor.
5. Dijitalleşme ve E-Ticaret
Pandemi sonrası dijital satış kanallarının gücü arttı. Markalaşmak
isteyen üreticiler için e-ticaret ve sosyal medya yatırımları artık yalnızca
bir seçenek değil, bir gereklilik.
Sonuç: Fırtınayı atlatmak mümkün, yeter ki
hazırlıklı olalım
2025 yılı Türk tekstil sektörü için zorlu ama aynı zamanda fırsatlarla
dolu bir yıl olabilir. Bu süreçte;
• Sürdürülebilirlik ve çevreci üretim anlayışı benimsenmeli,
• Katma değerli ürün stratejisi geliştirilmelidir.
• İhracat pazarları çeşitlendirilerek, yalnızca Avrupa’ya bağımlı kalınmamalıdır.
• KOBİ’ler dijitalleşme ve otomasyona daha fazla yatırım yapmalıdır.
Conclusion: The storm can be weathered—if
we’re prepared
The year 2025 could be tough but also rich in opportunities for
the Turkish textile industry. To navigate this period successfully:
• A sustainability-focused, eco-friendly production approach
must be adopted,
• A strategy focused on value-added products must be developed,
• Export markets should be diversified to reduce dependence
on Europe,
• SMEs should invest more in digitalization and automation.
A powerful vision from Türkiye:
Enes Makine aims for global
leadership in sustainable textile
machinery
Türkiye’den güçlü bir vizyon:
Enes Makine sürdürülebilir tekstil
makinelerinde küresel liderliği hedefliyor
From Gaziantep to the world, Enes Makine
combines R&D power, energy efficiency,
and customer-oriented innovation to lead
the next generation of dyeing and finishing
machines.
Founded in 1986 in Gaziantep, Enes Makine started its journey
with the mission of providing domestic and high-quality solutions
to the textile industry. Initially focusing on machine revision and
maintenance, the company has now evolved into a fully integrated
manufacturer designing and producing high-tech machinery with an
R&D-driven approach. General Manager Mustafa Enes Akyel and
Factory Manager Halil Çalışıcı underline that Enes Makine is a trusted
solution partner for many leading textile manufacturers in Türkiye and
is rapidly expanding its global footprint.
Strong portfolio with energy-efficient dyeing
technologies
Gaziantep’ten dünyaya uzanan bir
yolculukta, Enes Makine Ar-Ge gücü, enerji
verimliliği ve müşteri odaklı inovasyonla
boyama ve terbiye makinelerinde yeni nesle
yön veriyor.
Enes Makine’s product range includes yarn dyeing machines, fiber
drying systems, fiber cake squeezing machines, and pre-dyeing
preparation systems. In recent years, the company has specialized in
energy-efficient and automation-integrated yarn dyeing technologies.
Their machines stand out with modular designs, PLC-based control
systems, intelligent sensors, and remote access features that increase
operational efficiency while minimizing human error.
General Manager Mustafa Enes Akyel
Factory Manager Halil Çalışıcı
1986 yılında Gaziantep’te kurulan Enes Makine, tekstil sektörüne yerli ve
kaliteli çözümler sunma hedefiyle yola çıktı. Kuruluşunun ilk yıllarında
revizyon ve bakım hizmetlerine odaklanan firma, bugün Ar-Ge odaklı,
yüksek teknolojili makineleri tasarlayıp üretebilen entegre bir yapıya kavuştu.
Genel Müdür Mustafa Enes Akyel ve Fabrika Müdürü Halil Çalışıcı, Enes
Makine’nin Türkiye’de birçok büyük tekstil firmasının çözüm ortağı olduğunu ve
küresel pazarda da hızla büyüdüğünü belirtiyor.
Enerji verimli boyama teknolojileriyle
güçlü ürün portföyü
Enes Makine’nin ürün yelpazesinde iplik boyama makineleri, elyaf kurutma
sistemleri, elyaf bobin sıkma makineleri ve boyama öncesi hazırlık sistemleri yer
alıyor. Son yıllarda özellikle enerji verimliliği yüksek, otomasyonla donatılmış
iplik boyama teknolojilerinde uzmanlaşan firma; modüler tasarımları, PLC
tabanlı kontrol sistemleri, akıllı sensörler ve uzaktan erişim özellikleri ile dikkat
çekiyor. Makineler, müşteri ihtiyaçlarına göre özelleştirilebiliyor ve kullanıcı dostu
arayüzleriyle işlem süresini kısaltırken verimliliği artırıyor. Modüler yapıları
sayesinde de kolayca adapte edilebiliyorlar.
14 June Haziran 2025
The machines are customized based on specific customer needs and
offer significant advantages in process time reduction and user-friendly
interfaces. Thanks to their modular structure, these systems are also easy
to adapt and scale.
Quality-focused production with advanced
R&D breakthroughs
All production is carried out under ISO 9001 quality management
standards. Approximately 90% of the components used are supplied
locally. Each stage of the manufacturing process is closely monitored by
a dedicated quality control team. Machines are subject to post-assembly
tests, followed by demo trials prior to final delivery, ensuring that they
are field-ready.
Enes Makine has increased its R&D budget by 40% over the past two
years. One of the key outcomes of this investment is a newly developed
pump technology that provides up to 25% water savings in dyeing
operations. The company’s new drying machine also enhances energy
efficiency, lowering operational costs. With their remote support module,
Enes Makine offers instant technical assistance to both domestic and
international clients.
Firm steps into new markets with a sustainable
growth strategy
Currently exporting to over 10 countries—including India, Uzbekistan,
Bangladesh, France, and Egypt—Enes Makine is committed to further
expanding its presence in the global market. Their strategic targets
include South America and North Africa for 2025, supported by local
partnerships and distributorship agreements.
Participation in major international fairs such as ITM, ITMA,
CAITME, and INDIA ITME plays a key role in Enes Makine’s global
outreach. These events not only strengthen customer relations but also
pave the way for new collaborations. Looking ahead, Enes Makine
is focusing on new-generation, low-energy machinery that supports
sustainable production. The company is also establishing an R&D
and Testing Center while engaging in strategic partnership talks with a
Belgium-based company to bolster its presence in the European market.
A vision rooted in quality, innovation, and
sustainability
“Our mission is not just to manufacture high-quality machines,” says
Mustafa Enes Akyel, “but to deliver environmentally friendly solutions
that add value to the textile industry. We want to prove that a brand
from Türkiye can compete globally. We owe our growth to our dedicated
team, our trusted partners, and our loyal customers.”
Kalite odaklı üretim ve ileri Ar-Ge atılımlar
Üretim süreci ISO 9001 kalite yönetim sistemi çerçevesinde yürütülüyor.
Makinelerde kullanılan bileşenlerin yaklaşık %90’ı yerli tedarikçilerden temin
ediliyor. Üretimin her aşaması kalite kontrol ekibi tarafından denetleniyor. Montaj
sonrası testlerle makinelerin sahaya hazır hale gelmesi sağlanıyor, teslimat öncesi
demo testleri ile son kontroller yapılıyor.
Enes Makine, son iki yılda Ar-Ge bütçesini %40 oranında artırdı. Bu yatırımlar
sayesinde geliştirilen yeni pompa teknolojisi, boyama işlemlerinde %25’e varan
su tasarrufu sağlıyor. Yeni kurutma makinesi ise enerji verimliliğini artırarak
işletme maliyetlerini düşürüyor. Uzaktan teknik destek modülü sayesinde yurtiçi ve
yurtdışındaki müşterilere anında destek sunuluyor
Sürdürülebilir büyüme stratejisiyle yeni
pazarlara emin adımlar
Bugün Hindistan, Özbekistan, Bangladeş, Fransa ve Mısır başta olmak üzere
10’dan fazla ülkeye ihracat yapan Enes Makine, 2025 yılında Güney Amerika
ve Kuzey Afrika pazarlarında etkinliğini artırmayı hedefliyor. Bu kapsamda yerel
partnerlikler ve distribütörlük anlaşmalarıyla büyümesini sürdürüyor
ITM, ITMA, CAITME ve INDIA ITME gibi fuarlara düzenli olarak katılan
Enes Makine, bu etkinlikler sayesinde hem mevcut müşterileriyle yüz yüze iletişim
kuruyor hem de yeni iş birliklerine kapı aralıyor
2025, Enes Makine için yatırım ve inovasyon yılı olacak. Firma, daha az enerji
tüketen, sürdürülebilir üretimi destekleyen yeni nesil makineler geliştirme sürecinde.
Aynı zamanda Ar-Ge ve Test Merkezi kurulumu da devam ediyor. Avrupa
pazarındaki varlığını güçlendirmek adına Belçika merkezli bir firmayla stratejik
iş birliği görüşmeleri sürdürülüyor.
Kalite, inovasyon ve sürdürülebilirliğe
dayalı bir vizyon
“Bizim hedefimiz yalnızca kaliteli makine üretmek değil,” diyor Mustafa Enes
Akyel, “aynı zamanda çevre dostu çözümler sunarak sektörümüze değer katmak.
Türkiye’den çıkan bir markanın dünya çapında rekabet edebileceğini göstermek
istiyoruz. Bu yolda emeği geçen çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza ve bize güvenen
tüm müşterilerimize teşekkür ediyoruz.”
June Haziran 2025
15
Mimaki Europe unveils future
vision and new product
ınnovations at FESPA 2025
Mimaki Europe, FESPA 2025’te gelecek
vizyonunu ve yeni ürünlerini tanıttı
Celebrating its 50th anniversary, Mimaki
Europe revealed its new vision, leadership
structure and market strategy at FESPA
Global Print Expo 2025, marking a new era
in industrial digital printing with cuttingedge
sustainable inks and versatile printing
technologies.
Mimaki Europe, a leading manufacturer of industrial
inkjet printers and cutting plotters, introduced more than
just new products at FESPA 2025—the company also
presented its forward-looking vision, organizational restructure, and
go-to-market strategy. Over half of Mimaki’s stand was dedicated to
its latest innovations, highlighting the company’s strong commitment
to technology and sustainability. Among the highlights was the
UJV300DTF-75, a UV printer designed to produce high-quality,
durable prints on surfaces previously unsuitable for direct UV printing.
Also debuting at the event were the newly launched ELH and ELS UV
inks, developed without SVHC and, uniquely, without CMR substances.
These inks offer the same high-level performance as conventional
Mimaki inks, but with significantly reduced environmental and health
impacts.
Other key launches included the JV200-160, a user-friendly roll-to-roll
eco-solvent printer ideal for signage production, and the Tx330-
1800, which features a dual-ink system capable of switching between
textile pigment and dye sublimation inks, enabling a wide range of
textile applications. In addition to product innovations, Mimaki also
announced a major change in its leadership. Arjen Evertse has been
promoted to Director of Sales, Mimaki Europe, becoming the first
locally appointed board member in the company’s European history.
Reflecting on this milestone, Evertse stated: “As
we celebrate Mimaki’s 50th anniversary, we’re
not just looking back—we’re looking forward.
Our ‘Print Different’ philosophy reflects our
goal to bring greater flexibility, creativity, and
sustainability to the printing industry.”
Mimaki’s new strategy aims to drive both
horizontal growth—by entering new
markets—and vertical growth—by deepening
its presence across all levels of print production,
from entry-level to industrial scale. Newly established
teams in industrial production and business development,
led by seasoned experts, will play a key role in
executing this vision.
50. yılını kutlayan Mimaki Europe, FESPA
Global Print Expo 2025’te yeni vizyonunu,
yönetim kadrosunu ve stratejisini duyurdu.
Şirket, sürdürülebilir mürekkepler ve çok
yönlü baskı makineleriyle endüstriyel dijital
baskıda yeni bir dönem başlatıyor.
Endüstriyel inkjet yazıcı ve
kesim ploterleri üreticisi
Mimaki Europe, FESPA
2025 fuarında sadece yeni ürünlerini
değil, aynı zamanda geleceğe
yönelik vizyonunu ve yeni yönetim
stratejisini de tanıttı. Fuar standının
yarısından fazlasını kapsayan yeni
ürün gamı, Mimaki’nin teknolojiye
ve sürdürülebilirliğe verdiği önemin
altını çiziyor. Yeni tanıtılanlar
arasında, UJV300DTF-75 model
UV yazıcı dikkat çekti. Bu model,
doğrudan UV baskıya uygun olmayan nesnelerde dahi yüksek kaliteli ve dayanıklı
sonuçlar sunuyor. Öte yandan, geçtiğimiz hafta piyasaya sürülen ve fuarda ilk kez
sergilenen ELH ve ELS mürekkepler, SVHC ve CMR içermeyen formülleriyle
hem çevre hem de insan sağlığı açısından daha güvenli bir alternatif sunuyor. Yeni
tanıtılan diğer ürünlerden biri olan JV200-160, eko-solvent mürekkep ile çalışan
ve tabela üretimi için ideal, kullanımı kolay bir rulo beslemeli yazıcı. Tx330-
1800 ise tekstil sektörüne yönelik geliştirilmiş olup, tekstil pigment ve süblimasyon
mürekkepleri arasında kolay geçiş yapabilen çift mürekkep sistemine sahip.
Mimaki, bu yenilikçi ürün lansmanlarının yanı sıra önemli bir yönetim değişikliği
de duyurdu: Arjen Evertse, Mimaki Europe Satış Direktörlüğü görevine getirildi ve
şirketin Avrupa Yönetim Kurulu’na atanan ilk yerel yönetici oldu.
Evertse, bu yeni dönemi şöyle değerlendirdi:
“50. yılımızı kutlarken sadece geçmişe değil,
geleceğe de yön veriyoruz. ‘Print Different’
sloganımızla baskı endüstrisinde daha
esnek, yaratıcı ve sürdürülebilir çözümler
sunmayı amaçlıyoruz.”
Mimaki’nin yeni stratejisi, hem yeni pazarlarda
büyümeyi hem de giriş seviyesinden endüstriyel ölçeğe
kadar tüm segmentlerde derinleşmeyi hedefliyor. Yeni
oluşturulan iş geliştirme ve endüstriyel üretim ekipleri, bu
dönüşümde kilit rol oynayacak.
16 June Haziran 2025
Ekonomik kriz
dönemlerinde işletmelerde
neler yapılabilir?
Dr. AHMET TEMİROĞLU
Özen Mensucat Genel Müdürü
Bildiğiniz gibi Türkiye, son yıllarda döviz
kuru dalgalanmaları, yüksek enflasyon, faiz
oranlarındaki sert değişimler ve genel ekonomik
daralma gibi birçok zorlukla karşı karşıya
kaldı. Üstelik Türkiye böyle bir durumdayken
genel olarak dünyada da ekonomik, siyasal
, sosyal anlamda bir çok krizler yaşanıyor.
Devam etmekte olan sıcak savaşlar , ekonomik
savaşlar, siyasal savaşlar nedeniyle dünya
ekonomisinde genel olarak büyük bir durgunluk
etkisini göstermektedir. Bu ortamdan bir
çok işletme olumsuz etkilenmekte ve zor duruma
düşmektedir. Yurtdışında ve yurt içindeki
bir çok büyük firmalar bile ayakta kalmanın
yollarını aramaktadırlar.
Böyle bir ortamda şirketlerin ayakta kalması,
finansal sağlamlıkla, stratejik esneklikle, doğru
yönetim anlayışı ve yenilikçi düşünceyle mümkün
olabilir.
Ekonomik krizler, doğru yönetilirse bir şirketin
yalnızca hayatta kalması değil, aynı zamanda
rekabet üstünlüğü kazanması da sağlanabilir.
Peki, Türkiye’de şirketler bu kriz döneminden
en az zararla nasıl çıkabilirler? Bu yazımda
bunu başarmak için yapılması gereken en
önemli şeyleri birkaç başlık altında belirtmek
istiyorum.
1. NAKİT AKIŞINI YÖNETMEK VE
GÜÇLENDİRMEK
Kriz dönemlerinde nakit, her şeyden daha
değerlidir. Kârlılıktan çok nakit akışı yönetimi
ön plana çıkar. Şirketlerin bu süreçte:
• Nakit giriş ve çıkışlarını günlük olarak izlemeleri,
• Gereksiz harcamaları kısmaları,
• Tahsilat sürelerini kısaltmaları,
• Tedarikçilerle ödeme vadelerini yeniden
müzakere etmeleri gereklidir.
Ayrıca, kısa vadeli borçların yönetimi için
banka ilişkileri güçlendirilmeli, mümkünse
uzun vadeli düşük faizli kaynaklara erişim
sağlanmalıdır. Zira ani likidite problemleri, iyi
işleyen bir şirketi bile iflasın eşiğine getirebilir.
2. MALİYET KONTROLÜ VE
VERİMLİLİK ARTIŞI
Kriz zamanlarında “kemer sıkmak” kaçınılmazdır,
ancak bu bilinçsiz bir kısıntı değil,
stratejik bir maliyet yönetimi olmalıdır.
Şirketler:
• Maliyet kalemlerini detaylı analiz etmeli,
• Katma değer yaratmayan süreçleri ortadan
kaldırmalı,
• Dijitalleşmeye ve otomasyona yatırım yaparak
verimliliği artırmalıdır.
Ayrıca, özellikle enerji, hammadde ve lojistik
gibi alanlarda tasarruf projeleri geliştirilmelidir.
Verimsiz çalışan şubeler, ürünler ya
da hizmetler sorgulanmalı, gerekirse daralma
veya yeniden yapılandırma adımları atılmalıdır.
3. PAZARLAMA VE MÜŞTERİ
İLİŞKİLERİNİ GÜÇLENDİRMEK
Pek çok şirket kriz döneminde pazarlama
bütçesini kısmayı düşünür; ancak tam tersine,
bu dönem doğru pazarlama stratejileriyle öne
çıkma zamanıdır. Mevcut müşterilerle ilişkilerin
güçlendirilmesi, sadakat programlarının
devreye alınması ve müşteri memnuniyetinin
artırılması çok önemlidir.
Ayrıca kriz dönemleri, rakiplerin zayıfladığı
ve pazar boşluklarının doğduğu zamanlardır.
Şirketler:
• Müşteri beklentilerini analiz ederek yeni
ihtiyaçlara yönelik hızlı çözümler sunmalı,
• Dijital kanallarda daha aktif olmalı,
• Uygun maliyetli ve etkili kampanyalarla
müşteri sadakati yaratmaya çalışmalıdır.
20 June Haziran 2025
4. ESNEK VE HIZLI KARAR ALMA
MEKANİZMALARI KURMAK
Kriz dönemlerinde çevik hareket edebilen şirketler avantaj
sağlar. Bu da hantal bürokratik yapılardan uzaklaşıp, hızlı karar
alabilen bir yönetim anlayışı ile mümkündür. Üst yönetim
ve orta kademe arasında iletişim hatlarının açık olması, saha
verilerinin anlık değerlendirilmesi ve hızlı aksiyon planlarının
hazırlanması kritik rol oynar.
Ayrıca, farklı kriz senaryolarına karşı alternatif planlar (B ve
C planları) önceden oluşturulmalıdır. Böylece ani değişimlere
hazırlıklı olunur.
5. İNSAN KAYNAĞINA YATIRIMI İHMAL
ETMEMEK
Çoğu şirket kriz dönemlerinde personel sayısını azaltmaya
gider. Ancak bu, uzun vadede şirketin toparlanmasını zorlaştırabilir.
Bunun yerine:
• Kritik yeteneklere sahip çalışanları elde tutmak,
• Personelin kriz yönetimi, müşteri ilişkileri ve verimlilik konularında
eğitilmesi,
• Takım ruhunun ve motivasyonun yüksek tutulması hedeflenmelidir.
Unutulmamalıdır ki, kriz sonrası toparlanma süreci için güçlü
bir insan kaynağına ihtiyaç vardır.
6. YENİ FIRSATLARI KOVALAYARAK
YENİLİKÇİ OLMAK
Krizler, aynı zamanda yeni iş modellerinin doğuş zamanlarıdır.
Şirketler:
• Değişen tüketici alışkanlıklarını izlemeli,
• Dijital dönüşümlerini hızlandırmalı,
• Yeni ürün veya hizmet geliştirme konusunda girişimci olmalıdır.
Örneğin pandemiden sonra e-ticaret ve uzaktan çalışma alanlarında
yaşanan hızlı büyüme, bu fırsatların somut örnekleridir.
Görüldüğü gibi krizler iyi yönetilirse yıkım değil, yeniden doğuş
fırsatı olabilir.
Özetleyecek olursak,Türkiye’de ve Dünyada yaşanan mevcut
ekonomik kriz bütün ticari kuruluşlar için zorlu bir sınavdır. Bu
çifte kriz elbette ki zayıf ve küçük şirketleri güçlü şirketlerden daha
çok etkileyecektir. Ancak krizlerde yalnızca güçlü olanlar değil,
küçük de olsalar uyum sağlayabilen ve yenilikçi olan şirketler de
ayakta kalabilir ve hatta bu krizlerden daha güçlü olarak çıkabilirler.
Krizlerden güçlü olarak çıkan şirketler, bu dönemde sadece
savunmada kalmayarak , aktif adımlar atan,cesur ama akıllı riskler
alan ve uzun vadeli düşünen şirketlerdir.
Nakit akışı yönetimi, maliyet optimizasyonu, müşteri odaklılık,
hızlı karar mekanizmaları ve insan kaynağına yatırım, bu süreçte
başarılı olmanın anahtarlarıdır.Ekonomik fırtınalar geçicidir;
sağlam duruş gösteren şirketler, güneş yeniden doğduğunda çok
daha güçlü şekilde yoluna devam edeceklerdir.
Sonsuz seçeneğe sahip Jakarlı kumaşlar için Stäubli
Jakar makineleriyle yaratıcılığınızı özgür bırakın. Basit düz
dokumalardan karmaşık desenli ipek kumaşlara, benzersiz
şeritlerden büyük halılara kadar geniş olanaklarla hayal
gücünüzün peşinden gidin.Dünya çapında yüzlerce
dokuma fabrikası optimum esneklik, sağlamlık ve
maksimum verimlilik için Stäubli Jakar makinelerinin
çeşitliliğine, kalitesine ve hassas işçiliğine güveniyor.
www.staubli.com
Jakar makineleri
ile yaratıcılığınızı sergileyin
June Haziran 2025
21
ELiAR sends a clear message
to the textile industry:
Time is running out for
the green transition
ELiAR’dan tekstil sektörüne net mesaj:
Yeşil Dönüşüm için vakit daralıyor
Sustainability is no longer a choice — it’s a legal requirement. With
its #SustainTheFuture campaign, ELiAR proves that digitalization
is the key to meeting these demands.
Before the regulations outlined in the European Green Deal come into
force in 2026, textile manufacturers must establish digital systems and
ensure their environmental impact is measurable. ELiAR stands out not
only as a technology provider but also as a strategic partner guiding this
vital transition.
Digitalization = Measurable Sustainability
Monitoring energy and water usage in real time, minimizing chemical
waste via precision dosing, and presenting all necessary environmental
data in fully digital formats — these are now achievable goals. With
ELiAR’s advanced automation systems, environmental performance
becomes a data-backed reality rather than a vague concept.
These innovations not only benefit the planet but also improve
operational efficiency. For example, a dyehouse using ELiAR’s systems
can reduce chemical usage by up to 20%. Water savings are also
significant, helping factories meet stricter environmental standards while
lowering operational costs.
#SustainTheFuture: Preparing today for the
demands of tomorrow
The #SustainTheFuture campaign goes far beyond raising awareness.
It represents a structured call for traceable, eco-conscious, and datadriven
production models. ELiAR has co-developed these systems with
manufacturers to ensure they are both realistic and forward-looking.
Sürdürülebilirlik artık bir tercih değil, yasal bir yükümlülük. ELiAR’ın
#SustainTheFuture etiketiyle yürüttüğü kampanya, dijitalleşmenin bu
sürecin anahtarı olduğunu ortaya koyuyor.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın (Green Deal) şartları 2026 yılında yürürlüğe
girmeden önce, tekstil üreticilerinin dijital altyapılarını kurmaları ve çevresel etki
verilerini ölçülebilir hale getirmeleri gerekiyor. ELiAR, bu dönüşüm sürecinde
yalnızca bir teknoloji tedarikçisi değil, aynı zamanda üreticiler için yol gösterici
bir çözüm ortağı olarak öne çıkıyor.
Dijitalleşme = Ölçülebilir Sürdürülebilirlik
Enerji ve su tüketiminin gerçek zamanlı izlenmesi, kimyasal kullanımının dozaj
sistemleriyle optimize edilmesi ve tüm üretim sürecinin dijital olarak raporlanabilir
hale gelmesi artık mümkün. ELiAR’ın sunduğu otomasyon çözümleri sayesinde
çevresel performans bir varsayımdan çıkarak, veriye dayalı bir gerçekliğe
dönüşüyor. Üstelik bu sistemler sadece çevre için değil, işletme verimliliği açısından
da kritik rol oynuyor.
Örneğin bir boyahane tesisi, ELiAR kontrol sistemleriyle kimyasal tüketimini
%20’ye kadar azaltabiliyor. Aynı şekilde, su tüketimi izleme sistemleri sayesinde
proses başına düşen litre miktarında ciddi iyileşmeler sağlanabiliyor. Bu da
sürdürülebilirliğin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik bir kazanç
anlamına geldiğini ortaya koyuyor.
#SustainTheFuture ile gelecek bugünden başlıyor
ELiAR’ın #SustainTheFuture kampanyası, sürdürülebilirliği sadece geçici bir
trend olarak görmekten uzaklaşıyor. Kampanya, üretim tesislerinde izlenebilir,
çevreye duyarlı ve veriye dayalı bir sistem kurulmasını teşvik ediyor. ELiAR, bu
sistemleri tekstil üreticileriyle birlikte geliştiriyor ve böylece yalnızca bugünün değil,
geleceğin ihtiyaçlarına da yanıt veren çözümler sunuyor.
24 June Haziran 2025
As part of this campaign, ELiAR continues to collaborate with its
partners across Türkiye and internationally to increase awareness
around the urgent need for transformation. Through this shared
knowledge, the company helps position manufacturers to meet growing
expectations from both regulators and customers.
A new sustainability label on the horizon
ELiAR is preparing to launch a new initiative that highlights
the sustainability contribution of each product through the
#SustainTheFuture label. This clear, accessible labeling system will help
textile manufacturers align with global standards and showcase their
environmental commitment to international buyers.It also provides an
advantage for companies participating in international supply chains
where sustainability reporting is increasingly becoming a prerequisite.
Kampanya aynı zamanda sektörde bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
ELiAR, Türkiye’deki ve yurtdışındaki partnerleriyle birlikte yürüttüğü tanıtım
çalışmalarıyla, üreticileri bu dönüşümün gerekliliği konusunda bilinçlendirmeyi
sürdürüyor.
Ürün bazlı sürdürülebilirlik etiketi geliyor
ELiAR, yakın zamanda başlatacağı yeni uygulama ile her ürünün üretim
süreçlerine yaptığı sürdürülebilirlik katkısını #SustainTheFuture etiketiyle açıkça
gösterecek. Bu etiketleme sistemi, üreticilerin daha bilinçli kararlar almasını
sağlayacak pratik bir referans noktası sunacak. Aynı zamanda global pazarda
sürdürülebilirlik kriterlerini yerine getirdiğini belgelemek isteyen firmalar için bu
etiket önemli bir avantaj sağlayacak.
Time is running out: 2026 is the deadline,
not the start date
With the Carbon Border Adjustment Mechanism (CBAM) on the
horizon, measurable, reportable, and traceable metrics — such as
energy, chemicals, and water usage — are becoming mandatory.
Manufacturers who fail to comply risk serious trade disadvantages,
particularly in export markets.
ELiAR, leveraging its nearly four decades of R&D in the textile
industry, continues to support this transition with a full portfolio of
digital twin systems, centralized management software, and automation
technologies. The company’s “Is your factory ready for the future?”
message is more than a slogan — it’s a call to action. Sustainable
production is not just about the planet — it’s a responsibility we all share
for the future.
Zaman daralıyor: Süreç 2026’da başlamayacak,
2026’ya kadar bitmeli
Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM)
ile birlikte enerji kullanımı, kimyasal tüketimi ve su ayak izi gibi çevresel
parametrelerin ölçülebilir, raporlanabilir ve izlenebilir hale gelmesi zorunlu
olacak. Bu nedenle dijital sistemlerin kurulması ve şeffaf veri altyapılarının
oluşturulması artık bir gereklilik. Aksi halde ihracat yapan firmalar ciddi
yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecek.
ELiAR, 1984’ten bu yana sürdürdüğü yenilikçi yaklaşımıyla, dijital ikiz
projelerinden merkezi yönetim yazılımlarına kadar geniş bir çözüm yelpazesi
sunarak bu sürecin merkezinde yer alıyor. Şirket, “Fabrikanız geleceğe hazır
mı?” mottosuyla çıktığı yolda, yalnızca teknolojik dönüşümü değil, zihinsel bir
dönüşümü de teşvik ediyor. Sürdürülebilir üretimin sadece doğaya değil, topluma ve
geleceğe karşı da bir sorumluluk olduğuna inanan ELiAR, dönüşüm yolculuğunda
sektörün yanında olmayı sürdürüyor.
June Haziran 2025
25
ITALIAN TEXTILE MACHINERY:
Orders contınue to fall in first
quarter 2025
İtalyan Tekstil Makineleri: 2025’in ilk
çeyreğinde siparişlerde düşüş sürüyor
In the first quarter of 2025, orders for textile machinery recorded
by ACIMIT, the Association of Italian Textile Machinery
Manufacturers, showed a sharp decline compared to the same
period in 2024, down 29%. The index stood at 41.8 points (base year
2021=100).
The negative result reflects both a significant contraction in the domestic
market and a pronounced slowdown abroad. In Italy, orders dropped
by 57%, while foreign orders fell by 25%. The index for foreign markets
stood at 43.3 points, while the domestic figure dropped to 30.5 points.
The order backlog at the end of the quarter ensured 3.6 months of
production.
The downturn also continues when compared to the previous quarter
(October-December 2024), with overall orders decreasing by 15%.
Marco Salvadè, President of ACIMIT, commented: “The sector started
2025 on an even weaker footing than it ended 2024. On international
markets, the deep uncertainty triggered by last year’s geopolitical
tensions has been further worsened by the tariff decisions implemented
by the Trump administration. In the US, orders remain at a standstill
as the market awaits the next steps from the President. Some glimmers
of hope come from the estimates of global export data for textile
machinery in the first quarter: China, India, and Pakistan—key markets
for technology suppliers—show signs of recovery compared to the same
period in 2024.”
In Italy, the situation is even more critical, with the orders index at
its lowest level, even surpassing the slump of 2020. “We need to look
beyond 2025 and call on the Government to implement targeted,
structural incentives for investments in capital goods, with simple
procedures that allow companies to access them quickly”, Salvadè noted
2025 yılının ilk çeyreğinde, İtalyan Tekstil Makineleri Üreticileri Birliği
(ACIMIT) tarafından kaydedilen tekstil makinesi siparişleri, 2024’ün
aynı dönemine kıyasla %29 oranında keskin bir düşüş gösterdi. Endeks,
2021 baz yılına göre 41,8 puan seviyesinde gerçekleşti.
Bu olumsuz sonuç, hem yurt içi pazarda önemli bir daralmayı hem de yurt
dışında belirgin bir yavaşlamayı yansıtıyor. İtalya’da siparişler %57 oranında
azalırken, yurt dışı siparişlerde %25’lik bir düşüş yaşandı. Yurt dışı pazarlar
için endeks 43,3 puan olurken, yurt içi sipariş endeksi 30,5 puana kadar geriledi.
Çeyrek sonunda mevcut sipariş birikimi, 3,6 aylık üretimi karşılayacak düzeyde
kaldı. Düşüş, 2024 yılı Ekim-Aralık dönemine göre de devam etti; toplam
siparişlerde çeyreklik bazda %15 oranında azalma kaydedildi.
ACIMIT Başkanı Marco Salvadè konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları
söyledi:
“Sektör, 2024’ün sonunda olduğundan daha zayıf bir başlangıçla 2025’e adım
attı. Uluslararası pazarlarda, geçen yılki jeopolitik gerilimlerin yol açtığı derin
belirsizlik, Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu gümrük tarifesi kararlarıyla
daha da kötüleşti. ABD’de siparişler hâlâ durma noktasında; piyasa, Başkan’ın
bir sonraki adımlarını bekliyor. Buna karşın, 2025’in ilk çeyreğine ait küresel
tekstil makineleri ihracat verilerine ilişkin tahminler, Çin, Hindistan ve Pakistan
gibi teknoloji tedarikçileri için kilit öneme sahip pazarlarda 2024’e kıyasla
toparlanma sinyalleri veriyor.”
İtalya’da ise durum çok daha kritik. Sipariş endeksi, 2020’deki düşüşü bile
aşarak en düşük seviyesine geriledi.
“2025’in ötesini düşünmeli ve hükümetten, sermaye mallarına yönelik yatırımları
teşvik edecek, prosedürleri basit ve erişimi kolaylaştırılmış yapısal destekler talep
etmeliyiz,” diye ekledi Salvadè.
28 June Haziran 2025
Opening doors to global
markets for women
entrepreneurs
Kadın girişimcilere küresel pazarların
kapıları açılıyor
Support mechanisms, visionary projects,
and collaborations aimed at boosting
women’s participation in exports were
discussed in Bursa.
Kadın ihracatçılara özel destek
mekanizmaları, vizyon projeleri ve iş
birlikleri Bursa’daki toplantıda masaya
yatırıldı.
Organized by the Turkish Exporters Assembly (TİM), the TİM
WINGS – Roadmap for Women Exporters program was
hosted by the Uludağ Exporters’ Associations (UİB). The
initiative brought together key stakeholders to strengthen the role of
women in the export ecosystem and empower them to compete more
effectively in global markets.
TRY 13.5 Billion support package for women
exporters
In her opening speech, Vice Coordinator of UİB and Chair of the
Uludağ Textile Exporters’ Association (UTİB) Pınar Taşdelen Engin
emphasized the implementation of comprehensive support mechanisms
to increase female representation in exports. “With the TİM
WINGS program, we have provided a tailored roadmap for women
entrepreneurs. So far, 29 companies have received the TSE K 645
Women Entrepreneur Certificate, while six others are still in process. A
total of TRY 13.5 billion in financial support has been made available to
our women exporters,” said Engin.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından kadın girişimcilerin küresel
pazarlarda daha etkin rol almasını sağlamak amacıyla hayata geçirilen
TİM WINGS – Kadın İhracatçılar için Yol Haritası programı, Uludağ
İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Program, ihracat
ekosisteminde kadınların yerini güçlendirmeye yönelik kapsamlı yol haritalarını ve
destek mekanizmalarını gündeme taşıdı.
13,5 Milyar TL’lik destek paketi kadın
ihracatçıların hizmetinde
UİB Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği
(UTİB) Başkanı Pınar Taşdelen Engin, toplantının açılışında yaptığı
konuşmada, kadınların ihracattaki temsiliyetinin artırılması için çok yönlü
desteklerin uygulamaya alındığını belirtti. Engin, “TİM WINGS programı
kapsamında kadın girişimcilerimize özel bir yol haritası sunduk. 29 firma TSE
K 645 Kadın Girişimci Belgesi aldı, 6 firmanın süreci devam ediyor. Toplamda
13,5 milyar TL’lik bir destek paketi kadın ihracatçılarımızın kullanımına
sunuldu” dedi.
32 June Haziran 2025
Training programs reached 600 women
entrepreneurs
Engin also shared insights on the first-ever women-focused UR-GE
(International Competitiveness Development) Project for the textile
and apparel sectors initiated by TİM. She stated that they are currently
conducting a needs analysis with 25 companies and will soon provide
them with tailored consultancy services to help them strengthen
their presence in international markets. As part of the TİM WINGS
vision, nearly 600 women entrepreneurs received valuable training on
international trade, digital marketing, and financial literacy through the
“Break the Boundaries in Export” program, conducted in collaboration
with Akbank Transformation Academy.
Panel highlighted support mechanisms
The first panel, moderated by TİM representative Meral Beyazıt, hosted
speakers from the Ministry of Trade, the Turkish Standards Institution
(TSE), Export Credit Bank of Turkey (Türk Eximbank), and İhracatı
Geliştirme A.Ş. (İGE). The panel explored a wide range of topics,
including access to finance and the certification process for the TSE
K 645 certificate. Müge Uz from POLYTEKS shared her company’s
success story in obtaining the TSE K 645 certificate and the benefits of
being a certified woman entrepreneur.
Empowering women from local to global
The second panel introduced She Globe Trade, a project led by
BUİKAD (Bursa Businesswomen and Executives Association).
BUİKAD Chair Şeyda Şençayır emphasized the need to make support
mechanisms for women exporters more visible and accessible. “The
world is now shaped by ideas and business models that transcend
borders. Our goal is to ensure that women entrepreneurs are not alone
in this journey and to expand their networks and capabilities from local
to global levels,” she said.
Moderated by BUİKAD Board Member Dr. Arzu Erdi, the panel
featured UTİB Chair Pınar Taşdelen Engin, Veda Girgin Eroğlu
(Founder of VGE Tekstil and BUİKAD member), and UİB Deputy
Secretary General Dr. Ayşe Mehtap Ekinci. Speakers shared their
experiences on export readiness, success stories, and the services offered
by exporters’ associations to support women. The event concluded with
a plaque presentation to panel participants.
600 kadın girişimci eğitim programlarından
yararlandı
Engin, ayrıca TİM tarihinde ilk defa kadınlara özel başlatılan Tekstil ve
Hazır Giyim UR-GE Projesi hakkında da bilgi verdi. 25 firmayla ihtiyaç
analizlerinin sürdüğünü belirten Engin, bireysel danışmanlıklarla bu firmaların
küresel pazarda güçlendirileceğini ifade etti. Akbank Dönüşüm Akademisi iş
birliğiyle düzenlenen “İhracatta Sınırları Aş” eğitim programları kapsamında
ise 600 kadın girişimciye dış ticaret, dijital pazarlama ve finansal okuryazarlık
alanlarında eğitimler verildi.
Destek mekanizmaları panelde ele alındı
Toplantının ilk paneli, TİM Yetkilisi Meral Beyazıt’ın moderatörlüğünde
gerçekleştirildi. Ticaret Bakanlığı, Türk Standartları Enstitüsü (TSE), İhracatı
Geliştirme A.Ş. (İGE) ve Türk Eximbank temsilcileri; finansmana erişim,
sertifikasyon süreçleri ve diğer destek mekanizmalarını detaylı bir şekilde paylaştı.
Panelde ayrıca, POLYTEKS firmasından Müge Uz, TSE K 645 Belgesi alma
sürecindeki deneyimlerini aktararak, belgeli kadın girişimci olmanın sunduğu
avantajları anlattı.
Yerelden küresele kadın güçlenmesi
İkinci panelde, BUİKAD tarafından yürütülen She Globe Trade projesi tanıtıldı.
BUİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Şeyda Şençayır, kadın girişimcilerin
küresel pazarlarda daha görünür olması gerektiğini belirterek, “Amacımız
kadınların yetkinliklerini ve iş ağlarını geliştirerek ihracat yolculuklarında onları
güçlendirmek” dedi.
Panelin moderatörlüğünü BUİKAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Arzu Erdi
üstlenirken, UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, VGE Tekstil Kurucusu
Veda Girgin Eroğlu ve UİB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Ayşe Mehtap Ekinci,
ihracata hazırlık süreçleri ve kadınlara özel destekler hakkında deneyimlerini
paylaştı. Panel sonunda katılımcılara plaket takdim edildi.
34 June Haziran 2025
A new era in textiles:
Strategic transformation through
high-value production
Tekstil sektöründe yeni dönem: Katma değerli
üretim ve stratejik dönüşüm
Ahmet Fikret Kileci, Chairman of the TİM Textile and
Raw Materials Sector Board, emphasizes that exchange
rates are not the sector’s only issue—what’s truly needed
is a renewed roadmap for competitiveness.
A strategic roadmap for sustainable
competitiveness
The Turkish textile sector has long held a strong position in
global markets. However, in recent years, rising labor costs and
exchange rate volatility have posed new challenges. Ahmet Fikret
Kileci, Chairman of the TİM Textile and Raw Materials Sector
Board, believes that structural transformation is now essential for
the sector to maintain and strengthen its competitive edge.
Labor costs and global competition
While labor costs in Türkiye range between $1,500 and
$2,500 per month, they can fall as low as $200 in countries
like Bangladesh. This disparity makes it increasingly difficult
for Turkish manufacturers to compete purely on low-cost
production. “We can no longer produce T-shirts for $2,”
says Kileci. “But Turkish companies have the experience and
capacity to outsource low-cost production abroad and market
those products globally.”
TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci,
sektörün sadece döviz kuru değil, yapısal dönüşümle rekabet gücünü
artırması gerektiğini vurguluyor.
Rekabet gücünü artırmak için yeni bir yol haritası
Türkiye tekstil sektörü, uzun yıllardır küresel pazarda önemli bir oyuncu olma
konumunu sürdürüyor. Ancak son dönemde artan iş gücü maliyetleri ve döviz kuru
dalgalanmaları, sektörün rekabet gücünü zorluyor. TİM Tekstil ve Hammaddeleri
Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci, bu zorlukların üstesinden gelmek için
sektörde yapısal bir dönüşümün
şart olduğunu belirtiyor.
İş gücü maliyetleri ve
küresel rekabet
Türkiye’de iş gücü maliyetleri aylık
1.500-2.500 dolar arasında
değişirken, Bangladeş gibi ülkelerde
bu rakam 200 dolara kadar
düşüyor. Bu durum, Türk tekstil
sektörünün düşük maliyetli üretimle
rekabet etmesini zorlaştırıyor.
Kileci, “Artık 2 dolara tişört
üretemeyiz. Türk şirketleri ucuz
ürünleri yurtdışında ürettirip,
başka ülkelere satabilecek deneyim
ve güce sahip” diyerek, üretim
stratejilerinin yeniden gözden
geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
36 June Haziran 2025
Shifting toward high-value production
Kileci emphasizes that the future of the sector lies in value-added
production. “We must modernize our machinery and focus on
manufacturing advanced, high-tech products. That’s the only way we
can remain key partners for brands in European markets,” he says,
underlining the importance of innovation and investment in technology.
Sustainability and green production
Reaching long-term goals in the sector requires widespread adoption of
sustainable practices. “In the future, production will be shaped entirely
around sustainability and environmental values,” Kileci asserts. He
advocates for investment in renewable energy and eco-friendly processes
to ensure global relevance and environmental compliance.
Strategic partnerships and alternative
production bases
Kileci notes that Turkish textile producers are increasingly exploring
manufacturing opportunities in countries like Egypt, Morocco, and
even Syria. These strategies aim to achieve cost-efficiency while allowing
Türkiye to focus on producing more complex, value-added goods at
home.
Looking ahead: transformation is key
As Kileci highlights, the real challenge for Türkiye’s textile sector is not
merely the exchange rate—it’s the need for a structural overhaul that
prioritizes innovation, sustainability, and international cooperation.
Strategic investments, green practices, and global partnerships will
define the future of Turkish textiles in a rapidly evolving global market.
Katma değerli üretime geçiş
Kileci, sektörün geleceği için katma değerli üretime geçişin kaçınılmaz olduğunu
vurguluyor. “Makine parkımızı yenileyip, ileri teknolojili ürünleri burada üretmeli
ve AB ülkelerindeki markaların partneri olmak zorundayız” diyen Kileci,
teknolojik yatırımların ve inovasyonun önemine dikkat çekiyor.Milliyet
Sürdürülebilirlik ve yeşil üretim
Sektörün sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması için yeşil üretim uygulamalarının
benimsenmesi gerektiğini belirten Kileci, “Gelecekte üretim anlayışı tamamen
sürdürülebilirlik ve çevresel temalar üzerine inşa edilecek” diyor. Bu kapsamda,
yenilenebilir enerji yatırımları ve çevre dostu üretim süreçlerinin teşvik edilmesi
önem taşıyor.
Stratejik işbirlikleri ve yeni pazarlar
Kileci, Türk tekstil sektörünün Mısır, Fas ve hatta Suriye gibi ülkelerde üretim
yapma alternatiflerini değerlendirdiğini belirtiyor. Bu stratejik işbirlikleri, maliyet
avantajı sağlarken, Türkiye’nin yüksek katma değerli ürünlere odaklanmasını
mümkün kılıyor.
Geleceğe yönelik adımlar
Ahmet Fikret Kileci’nin vurguladığı gibi, Türk tekstil sektörünün sadece döviz
kuru dalgalanmalarına odaklanmak yerine, yapısal dönüşüm ve katma değerli
üretim stratejileriyle rekabet gücünü artırması gerekiyor. Sürdürülebilirlik,
teknolojik yatırım ve stratejik işbirlikleri, sektörün geleceğini şekillendirecek
anahtar faktörler olarak öne çıkıyor.
truecycled ®
June Haziran 2025
37
Durak Poly-Strong
PC-IR perfects camouflage
invisibility
ARTA Tekstil sürdürülebilir üretim
anlayışıyla ihracatını artırmayı hedefliyor
Durak Poly-Strong PC-IR, developed to
eliminate the weakness in the stitching
areas of camouflage materials that provide
invisibility against infrared rays (IR), offers
superior performance and durability. This
special technical thread opens the door to new
opportunities in several different areas as well
as military applications.
Durak Poly-Strong PC-IR, developed to
eliminate the weakness in the stitching
areas of camouflage materials that provide
invisibility against infrared rays (IR), offers
superior performance and durability. This
special technical thread opens the door to new
opportunities in several different areas as well
as military applications.
Durak Tekstil, a leading manufacturer of industrial sewing and
embroidery threads, continues to expand its technical product
portfolio. The company has achieved successful results with its
cut-resistant, conductive and insect repellent threads, and has developed
the new Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread, which provides
infrared (IR) invisibility, especially for camouflage applications in military
and security areas. Developed as a solution to the infrared problems
experienced by the military and security industry in the sewing areas of
clothing and other materials, the new IR thread enables the camouflage
feature to be used to its full potential.
Durak Tekstil Board of Directors Vice President Yiğit Durak said that
camouflage is a technique that allows an object or person to become
invisible by blending in with the environment it is in, expressing that
more than traditional methods are needed due to developing new
technologies. “The infrared (IR) wavelength in the 700-1200 nm
range of the electromagnetic spectrum is a spectral area that the
human eye cannot see but can be detected by a few sensors. With new
technological developments, invisibility against radar and IR sensors is
the most important factor for security in the field in military and security
Endüstriyel dikiş ve nakış ipliklerinin önde gelen üreticisi Durak Tekstil,
teknik ürün portföyünü genişletmeyi sürdürüyor. Kesime dirençli, iletken
ve haşere kovucu iplikleriyle başarılı sonuçlar elde eden firma, özellikle
askeri ve güvenlik alanlarındaki kamuflaj uygulamaları için kızılötesi (Infrared -
IR) görünmezlik sağlayan yeni Durak Poly-Strong PC-IR dikiş ipliğini geliştirdi.
Askeri ve güvenlik endüstrisinin giysi ve diğer malzemelerin dikiş bölgelerinde
yaşadığı kızılötesi sorunlara bir çözüm olarak geliştirilen yeni IR ipliği, kamuflaj
özelliğinin tam kapasiteli kullanılmasını sağlıyor.
Kamuflajın bir nesne veya kişinin, içinde bulunduğu ortamla karışarak görünmez
olmasını sağlayan bir teknik olduğunu söyleyen Durak Tekstil Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Yiğit Durak, gelişen yeni teknolojiler nedeniyle geleneksel
40 June Haziran 2025
applications. The Poly-Strong PC-IR developed by Durak Tekstil stands
out among the most innovative and ambitious products in this field.
Although camouflage clothing provides IR invisibility, this concealment
could not be fully achieved due to both heat differences and surface
connection gaps due to the stitching areas. With our new thread,
camouflage becomes more perfect and complete invisibility is achieved.
In short, no IR camera in the 700-1200 nm wavelength range can detect
our Poly-Strong PC-IR, it provides real invisibility,” he disclosed.
Durak stated that users gain a great advantage against IR sensors
with special reflection values provided by special prescriptions in the
production process, and emphasized that the dark military green tone of
the thread is ideal for sewing military clothing and camouflage products.
He noted that Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread can also be used
for outdoor sports clothing and materials such as tents.
R&D studies for the new thread started upon the
request of the Polish army
Yiğit Durak informed that the first studies on this thread started with
a request from the Polish military administration, explaining that an
intensive R&D process started for the IR thread after the meetings.
He summarized the process of transition from idea to concept, from
design to final product as follows; “The demand for IR invisibility
has now become a necessity for the military and security industries
due to developing technologies. With the R&D study we initiated, we
determined the technical features of the thread as well as the special
recipes for the production process and achieved successful results in
a short time. Our Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread, which
provides invisibility in the specified IR range, has received approval from
accredited laboratories and international independent institutes. We
believe that this innovative special thread will be one of our strongest
products in the international market”.
yöntemlerden daha fazlasına ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi. Durak şunları
söyledi; “Elektromanyetik spektrumun 700-1200 nm aralığındaki bölgede
bulunan kızılötesi (IR) dalga boyutu insan gözünün göremediği ancak birkaç
sensör tarafından algılanabilen bir spektral alandır. Yeni teknolojik gelişmelerle
birlikte, askeri ve güvenlik uygulamalarında sahada güvenlik için radar ve
IR sensörlerine karşı görünmezlik en önemli faktördür. Durak Tekstil olarak
geliştirdiğimiz Poly-Strong PC-IR ipliği bu alandaki en yenilikçi ve iddialı
ürünler arasında öne çıkıyor. Kamuflaj giysileri IR görünmezlik sağlasa bile dikiş
bölgeleri nedeniyle bu gizlenme gerek ısı farklılığı gerekse yüzey bağlantı boşlukları
nedeniyle tam olarak sağlanamıyordu, yeni ipliğimiz ile kamuflaj daha mükemmel
hale geliyor ve tam bir görünmezlik elde ediliyor. Kısacası, 700-1200 nm dalga
boyu aralığındaki hiçbir IR kamera Poly-Strong PC-IR ipliğimizi tespit edemiyor,
gerçek bir görünmezlik sağlıyor.”
Üretim sürecinde özel reçeteler sayesinde sağlanan özel yansıma değerleri ile IR
sensörlerine karşı kullanıcıların büyük bir avantaj elde ettiğini belirten Durak,
ipliğin koyu askeri yeşil tonu, askeri giyim ve kamuflaj ürünlerinin dikimi için
ideal olduğunu vurguladı. Durak, Durak Poly-Strong PC-IR dikiş ipliğinin
ayrıca doğa sporları giysi ve çadır gibi malzemeleri için de kullanılabildiğini
kaydetti.
Polonya ordusunun talebi ile yeni iplik için AR-GE
çalışmalar başladı
Bu iplikle ilgili ilk çalışmaların Polonya askeri yönetiminden gelen bir taleple
başladığı bilgisini veren Yiğit Durak, görüşmeler sonrasında IR ipliği için yoğun
bir AR-GE sürecinin başladığını anlattı. Durak, fikirden konsepte, tasarımdan
nihai ürüne geçiş sürecini şöyle özetledi; “IR görünmezlik talebi gelişen teknolojiler
nedeniyle askeri ve güvenlik endüstrileri için artık bir zorunluluk haline geldi.
Başlattığımız AR-GE çalışması ile ipliğin teknik özelliklerinin yanı sıra, üretim
sürecine ilişkin özel reçetelerini belirledik ve başarılı sonucu kısa sürede aldık.
Belirlenen IR aralığında görünmezlik sağlayan Durak Poly-Strong PC-IR dikiş
ipliğimiz akredite laboratuvarlardan ve uluslararası bağımsız enstitülerden onay
42 June Haziran 2025
Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread can
be used in any application where invisibility is
required
Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread offers solutions to a lot of
different areas, especially the military and security industry. This
innovative thread can be used safely in products such as clothing, tents,
bags and shoes where complete thermal invisibility is desired. The
IR thread, which produces strong and durable seams, currently has a
reflectance value in a safer range than the IR reflectance limit values in
the military field compared to similar products on the market.
Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread, which is offered in different
thicknesses according to customer demand as well as its special khaki
green color, provides textile manufacturers with new advantages for
opening up to new markets and making applications. The thread shows
superior resistance to movement and strain, and has internationally valid
standards for washing, water, friction, hypochlorite, perspiration and
light fastness. Durak Poly-Strong PC-IR also shows high resistance to
mineral acids, alkalis, organic solutions and bleaching, meanwhile has
the best melting, softening and shrinkage values for stable functionality.
This innovative thread, which improves IR invisibility, contributes
to the comfort and health of users by not allowing the formation of
microorganisms such as fungi and mold as well.
“We believe that this new thread will take us to a different point,” said
Yiğit Durak, emphasizing that they aim to expand the markets they
address as a company. He concluded his words as follows; “We want
to have more markets in military equipment production, as in the
footwear and bed industry. Our wide product portfolio distinguishes us
as a manufacturer that addresses different segments. Developing the
production of our Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread after the
Polish army’s request and gaining this international experience makes
us stronger. We also think that this product will be an important power
for Turkish military equipment/clothing production. In addition,
camouflage is not only used for military purposes, it is also used in many
different areas such as nature sports, photography and so on. Therefore,
Durak Tekstil, as an expert in technical threads, will have a strong share
in the market in the coming period with Durak Poly-Strong PC-IR
sewing thread.”
almış bulunuyor. Bu yenilikçi özel ipliğimizin uluslararası pazarda en güçlü
ürünlerimizden biri olacağına inanıyoruz.”
Durak Poly-Strong PC-IR ipliği görünmezlik
istenen her uygulamada kullanılabilir
Durak Poly-Strong PC-IR dikiş ipliği başta askeri ve güvenlik endüstrisi
olmak üzere birçok farklı alana çözüm getiriyor. Bu yenilikçi iplik tamamen
termal görünmezlik özelliği istenen giysi, çadır, çanta ve ayakkabı gibi ürünlerde
güvenle kullanılabiliyor. Güçlü ve dayanıklı dikişler üreten IR ipliği halihazırda
pazardaki benzer ürünlere kıyasla askeri alandaki IR yansıtma sınır değerlerinden
daha güvenli bir aralıkta yansıtma değerine sahip bulunuyor.
Özel hâkî yeşil renginin yanı sıra müşteri talebine göre farklı kalınlık çeşitlerinde
sunulan Durak Poly-Strong PC-IR dikiş ipliği, tekstil üreticilerine yeni pazarlara
açılma ve uygulama yapma için yeni avantajlar sağlıyor. Hareket ve zorlanmalara
karşı üstün bir direnç gösteren iplik, yıkama, su, sürtme, hipoklorit, terleme
ve ışık haslığı için uluslararası geçerli standartlara sahip bulunuyor. Mineral
asitlere, alkalilere, organik çözeltilere ve ağartmaya karşı yüksek bir dayanım
gösteren Durak Poly-Strong PC-IR, ayrıca stabil fonksiyonellik için en iyi erime,
yumuşama ve çekme değerlerine sahip. IR görünmezliği geliştiren bu yenilikçi iplik
ayrıca, mantar ve küf gibi mikro organizmaların oluşmasına da izin vermeyerek,
kullanıcıların konfor ve sağlığına da katkı sağlamaktadır.
“Bu yeni ipliğin bizi farklı bir noktaya taşıyacağına inanıyoruz” diyen Yiğit
Durak, firma olarak hitap ettikleri pazarları genişletmeyi hedeflediklerini
vurguladı. Durak sözlerini şöyle tamamladı; “Ayakkabı ve yatak endüstrisinde
olduğu gibi askeri malzeme üretiminde de daha fazla pazara sahip olmak
istiyoruz. Geniş ürün portföyümüz bizi farklı segmentlere hitap eden bir üretici
olarak öne çıkarıyor. Durak Poly-Strong PC-IR dikiş ipliğimizin üretimini
Polonya ordusunun talebi sonrasında geliştirmek ve bu uluslararası deneyimi
kazanmak bizi daha güçlü kılıyor. Bu ürünümüz ayrıca Türk askeri malzeme/
giyim üretimi için de önemli bir güç olacaktır diye düşünüyoruz. Bunun yanı sıra,
kamuflaj sadece askeri amaçlı kullanılmıyor, doğa sporları, fotoğrafçılık ve benzeri
birçok farklı alanda yer alıyor. Bu nedenle artık teknik iplikler konusunda bir
uzman olarak Durak Tekstil, önümüzdeki dönemde Durak Poly-Strong PC-IR
dikiş ipliği ile de pazarda güçlü bir paya sahip olacak.”
44 June Haziran 2025
ARTA Tekstil aims to ıncrease
exports through sustainable
production
ARTA Tekstil sürdürülebilir üretim
anlayışıyla ihracatını artırmayı hedefliyor
Offering high-quality woven and knitted fabrics
to leading global apparel manufacturers, ARTA
Tekstil is working to boost its exports through
a sustainable production approach, despite
exchange rate fluctuations and rising costs.
The company aims to overcome challenging
market conditions with strategies focused on
automation, sustainability, and expansion into
new markets.
Standing out in the textile industry with its environmentally
conscious production processes and sustainability principles,
ARTA Tekstil is determined to navigate through the difficulties
caused by increasing inflation and volatile currency exchange rates
by implementing innovative solutions. Arif Nalbant, Co-Founder
of ARTA Tekstil, stated that while the company achieved $13
million in exports in 2023, this figure dropped to $10 million in
2024. He added, “The main reason behind this decline is that rising
domestic costs have put Turkey at a disadvantage in terms of price
competitiveness in international markets. Labor costs, in particular,
have risen to as much as $1,200 in Turkey, while in countries like
Portugal, Tunisia, Bangladesh, and Morocco, these costs are around
$200–$300, making it difficult for Turkey to compete.”
Sacrificing profit margins
Despite a 13% increase in the Euro and a 50–60% rise in inflation
since last year, customers have not accepted even a 5% price
increase, said Nalbant. “Like almost every other sector, we had
to sacrifice our profit margins. To overcome this, we focused on
further increasing efficiency. In line with our strategy to reach new
markets, we participated in trade fairs in Portugal and Colombia and
established new connections, especially in the Colombian market.
Colombia, known as the textile gateway of Latin America with its
dense apparel production, presented a great opportunity for us.
Thanks to the fair, we discovered a promising new market. Every
garment manufacturer there is a potential customer for us. Colombia
has become a gateway country for us to reach all of Latin America.”
He also noted that they already have an ongoing collaboration
in Spain with the Inditex Group, which includes major brands
like Zara, Bershka, Pull & Bear, and Stradivarius. “Inditex is
undoubtedly very important for the European market, but we also
serve producers in Tunisia and Morocco, who are among our key
customers. We strive to provide excellent service to the group,” he
added.
Sürdürülebilir üretim anlayışıyla dünyanın önde
gelen hazır giyim üreticilerine yüksek kalitede
mamul dokuma ve örme kumaşlar sunan ARTA
Tekstil, döviz kurlarındaki hareketlilik ve artan
maliyetlere rağmen sürdürülebilir üretim
anlayışıyla ihracatını artırma hedefiyle çalışıyor.
Şirket, otomasyon, sürdürülebilirlik ve yeni
pazarlara açılma stratejileriyle zorlu şartları
aşmayı amaçlıyor.
Çevreye duyarlı üretim
süreçleri ve sürdürülebilirlik
anlayışıyla tekstil sektöründe
fark yaratan ARTA Tekstil, artan
enflasyon ve döviz kurlarındaki
hareketlilik nedeniyle ihracatta
zorluklarla karşılaşsa da inovatif
çözümleriyle bu süreci aşmayı
hedefliyor. 2023 yılında 13 milyon
dolarlık ihracat yaptıklarını ancak
2024’te bu rakamın 10 milyon
dolara gerilediğini ifade eden ARTA
Tekstil Kurucu Ortağı Arif Nalbant,
“Bunun en önemli nedeni, iç piyasadaki artan maliyetlerin, yurtdışı pazarlarda
fiyat rekabeti açısından Türkiye’yi dezavantajlı duruma düşürmesi. Özellikle işçilik
maliyetlerinin 1.200 dolara kadar çıkması, Portekiz, Tunus, Bangladeş ve Fas gibi
ülkelerde ise bu maliyetin 200–300 dolar seviyesinde olması, Türkiye’nin bu ülkelerle
rekabet etmesini zorlaştırıyor” dedi.
Kar marjından feragat ediliyor
Geçen yıldan bu yana Euro’da yaşanan yüzde 13’lük, enflasyonda ise yüzde 50
– 60’lık artışa rağmen müşterilerin yüzde 5’lik fiyat farkını dahi kabul etmediğini
belirten Arif Nalbant, “Bu nedenle hemen hemen her sektör gibi biz de kar marjından
fedakarlık etmek zorunda kaldık. Sorunun çözümü olarak verimliliği daha da
artırmaya odaklandık. Yeni pazarlara ulaşarak stratejimiz doğrultusunda Portekiz ve
Kolombiya’daki fuarlara katılarak, özellikle Kolombiya pazarında yeni bağlantılar
kurduk. Kolombiya’nın Latin Amerika’nın tekstil kapısı olarak anılması ve bölgedeki
konfeksiyon üretiminin yoğunluğu, bizim için büyük bir fırsat oluşturdu. Dolayısıyla
fuar sayesinde güzel bir pazarı da keşfetmiş olduk. Orada konfeksiyon üreticisi tüm
firmalar bizim müşteri adayımız. Kolombiya tüm Latin Amerika’ya erişebilmemiz
adına bizim için yeni bir fırsat ülkesi konumunda. İspanya’da halihazırda Inditex
grubu ile iş birliğimiz var. Zara, Bershka, Pull & Bear, Stradivarius gibi dev
markaları bünyesinde barındıran Inditex, Avrupa pazarında tabii ki çok önemli ancak
aynı zamanda Tunus ve Fas’taki üreticileri de müşterilerimiz olarak öne çıkıyor. Biz
de firmaya daha iyi hizmet sunmaya özen gösteriyoruz” dedi.
46 June Haziran 2025
New leadership for Swiss
Textile Machinery Association
İsviçre Tekstil Makineleri Birliği’nde
yeni dönem başladı
Swissmem textile machinery industry sector
elects president and board
Swissmem Tekstil Makineleri Sektörü Yeni
Başkanını ve Yönetim Kurulunu Seçti
The board of the Swiss Textile Machinery Association (left to right): Ralph von Arx, Andreas Conzelmann, Davide Maccabruni,
Cornelia Buchwalder (Secretary General), André Imhof, Beat Meienberger, Martin Zürcher
İsviçre Tekstil Makineleri Birliği Yönetim Kurulu üyeleri (soldan sağa): Ralph von Arx, Andreas Conzelmann, Davide Maccabruni, Cornelia
Buchwalder (Genel Sekreter), André Imhof, Beat Meienberger, Martin Zürcher
The Swiss Textile Machinery Association is the
representative body for Switzerland’s providers of
textile equipment, systems and services. Its general
assembly on May 8 elected experienced industry leaders as
president and board members.
The association’s new president is Davide Maccabruni,
CEO of Uster Technologies AG. His role is to lead the
board in defining strategies and key focus areas. Assessing
the challenges facing the industry, Maccabruni states: “The
Swiss textile machinery industry still holds unique strengths
that can secure its success well into the future. To achieve this,
however, we must focus on aligning our capabilities, working
together, and supporting one another.”
İsviçre tekstil teknolojileri sektörünün küresel vitrini olan İsviçre Tekstil
Makineleri Birliği, 8 Mayıs’ta gerçekleştirdiği genel kurul toplantısıyla yeni
yönetimini belirledi. Sektörün uluslararası düzeyde tanınan firmalarının
temsil edildiği kurulda, Uster Technologies AG CEO’su Davide Maccabruni
birliğin yeni başkanı seçildi.
Maccabruni, görev süresi boyunca birliğin stratejik yönünü belirlemek ve sektörel
dayanışmayı artırmak amacıyla yönetim kuruluna liderlik edecek. Başkanlığa
seçilmesinin ardından yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: “İsviçre tekstil
makineleri endüstrisi hâlâ benzersiz yetkinliklere sahip. Bu gücü geleceğe
taşıyabilmek için tüm paydaşlar olarak kabiliyetlerimizi ortak bir vizyonda
birleştirmeli, birlikte hareket etmeli ve birbirimizi desteklemeliyiz.”
Güçlü Kadro ile Yenilenen Yönetim Kurulu
Genel kurulda, yönetim kuruluna Heberlein Technology AG’den Martin Zürcher
50 June Haziran 2025
Former president Ernesto Maurer and newly elected president Davide Maccabruni
Görevi devreden eski başkan Ernesto Maurer ve yeni başkan Davide Maccabruni
A new member of the association board has also been elected.
He is Martin Zürcher (Heberlein Technology AG), who joins
Beat Meienberger (Benninger AG), André Imhof (Autefa
Solutions Switzerland AG), Andreas Conzelmann (Jakob
Müller AG) and Ralph von Arx (Retech AG), the latter taking
on the role of vice-president.
Davide Maccabruni succeeds Ernesto Maurer, the
association’s president for the past ten years. Maurer has been
an active board member since 2011, becoming president
in 2015. During his service, he has made a significant
contribution to strengthening the innovative power and
international visibility of the Swiss textile machinery industry.
The Swiss Textile Machinery sector was founded in 1940 and
is the longest-established industry sector within Swissmem. It
currently has 42 affiliated companies, including manufacturers
of machines and components, and service providers, for
the textile industry. The association supports its members in
fostering innovation initiatives and education. A major focus
is on joint market access campaigns, through a successful
programme of international symposia. Recent events have
been held in Mexico and the US, and another is planned for
Morocco later this year.
de yeni üye olarak katıldı. Mevcut üyelerden Beat Meienberger (Benninger AG),
André Imhof (Autefa Solutions Switzerland AG), Andreas Conzelmann (Jakob
Müller AG) ve Ralph von Arx (Retech AG), yeni dönemde de görevlerine devam
ediyor. Ralph von Arx ayrıca başkan yardımcılığı görevini üstlendi.
On yıllık hizmetin ardından bir bayrak değişimi
Yeni başkan Davide Maccabruni, görevi 2015 yılından bu yana başkanlık yapan
ve 2011’den itibaren yönetim kurulunda aktif rol üstlenen Ernesto Maurer’den
devraldı. Maurer, görev süresi boyunca İsviçre tekstil makineleri endüstrisinin
inovasyon gücünü artırma ve uluslararası pazarlarda görünürlüğünü güçlendirme
hedefiyle önemli çalışmalara imza attı.
42 üyeyle güçlü bir yapılanma
1940 yılında kurulan İsviçre Tekstil Makineleri Birliği, Swissmem bünyesindeki
en köklü sanayi sektörüdür. Bugün aralarında makine ve bileşen üreticileri ile
hizmet sağlayıcıların da yer aldığı 42 şirket, bu yapının çatısı altında faaliyet
göstermektedir. Birlik; üyelerini inovasyon, eğitim ve uluslararası pazarlara açılım
konularında desteklemeyi sürdürüyor.
Özellikle, farklı ülkelerde düzenlenen uluslararası sempozyumlar, birliğin ortak
pazar erişimi stratejisinin önemli bir ayağını oluşturuyor. Son olarak Meksika ve
ABD’de gerçekleştirilen bu sempozyumların bir yenisi, 2025 yılı içinde Fas’ta
düzenlenecek.
June Haziran 2025
51
Alarm bells ring
across textile and
apparel industry:
“We cannot overcome
this crisis alone”
Tekstil ve hazır giyimde
alarm zilleri: “Bu krizden tek
başımıza çıkamayız”
Soaring costs, declining capacities, increasing import pressure, and
unfair competition... As one of Türkiye’s key industries, textile
and apparel are under intense pressure from ongoing economic
fluctuations. Industry representatives have united in calling for urgent
support measures: “In this challenging period, where our individual
efforts fall short, support mechanisms are more crucial than ever.”
The fabric is fraying—only public support can
keep it stitched
Following the pandemic, the textile and apparel industry has been
grappling with deepening economic volatility, mounting costs, and
unstable exchange rate policies. Leading industry figures warn that the
situation has become unsustainable. Ahmet Öksüz, President of the
Istanbul Textile and Raw Materials Exporters’ Association (İTHİB),
and Toygar Narbay, President of the Turkish Clothing Manufacturers’
Association (TGSD), have outlined the sector’s challenges—ranging
from production to exports, from employment to competitiveness. Their
core message is clear: Navigating this bottleneck without government
support will be extremely difficult.
Mounting costs and import pressure undermine
competitiveness
Ahmet Öksüz noted that production capacities in the textile industry
have dropped to around 50–60%, while rising costs have made imported
products increasingly attractive. He highlighted the misuse of the
Inward Processing Regime (DİR), stressing that it has led to unfair
competition in the domestic market.
“Many of the goods imported under DİR are not actually re-exported,”
said Öksüz. “Instead, they are being sold domestically, leading to
significant tax losses and an imbalance in competition.” He also pointed
out the increase in duty-free imports of products such as yarn and
polyester and emphasized the need for container-based inspections
rather than sample-based checks. “To prevent unfair competition, the
DİR system must be strictly regulated,” he added.
Yüksek maliyetler, düşen kapasiteler, artan ithalat baskısı ve haksız rekabet...
Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden tekstil ve hazır giyim, ekonomik çalkantılar
karşısında alarm veriyor. Sektör temsilcileri acil destek paketi çağrısında birleşti:
“Kendi çabalarımızla sınırlı kaldığımız bu zorlu süreçte, destek mekanizmalarına
ihtiyaç büyüyor.”
Kumaş sökülüyor, dikişi devletle tutarız
Tekstil ve hazır giyim sektörü, pandeminin ardından derinleşen ekonomik
dalgalanmalar, artan maliyetler ve döviz kuru politikalarıyla mücadele ederken,
sektörün önde gelen isimleri durumun sürdürülemez noktaya geldiği konusunda
uyarıyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı
Ahmet Öksüz ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar
Narbay, üretimden ihracata, istihdamdan rekabet gücüne kadar sektörün her alanında
yaşanan sıkıntıları gözler önüne serdi. Ortak mesaj net: Devlet desteği olmadan bu
darboğazdan çıkmak kolay değil.
Yüksek maliyetler ve ithalat baskısı rekabeti
zayıflatıyor
İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, tekstil sektöründeki üretim kapasitelerinin %50-60
seviyelerine kadar gerilediğini belirtirken, artan maliyetlerin ithal ürünleri cazip hale
getirdiğini vurguladı. Dahilde İşleme Rejimi’nin (DİR) suistimal edilmesinin iç
piyasada haksız rekabete neden olduğunu söyleyen Öksüz, “DİR ile gelen mallar
gerçekten ihraç edilmiyor, iç piyasaya sokuluyor. Bu da ciddi bir vergi kaybına ve eşitsiz
rekabete yol açıyor” ifadelerini kullandı.
Sektörde özellikle iplik ve polyester gibi ürünlerde vergisiz girişlerin arttığına
dikkat çeken Öksüz, numune bazlı değil, konteyner bazlı kontrollerin gerekliliğini
vurgulayarak, “Haksız rekabeti sınırlamak için DİR sistemine çekidüzen verilmesi
şart” dedi.
Hazır giyimde üç yıl üst üste zarar dönemi:
“Yalnız bırakılırsak iflaslar kaçınılmaz”
TGSD Başkanı Toygar Narbay ise, 2023 ve 2024’ün ardından 2025’in ilk dört
ayının da zarar hanesiyle kapandığını belirterek, sektörün nefes alamaz hale geldiğini
dile getirdi. Narbay, “Uygulanan faiz politikası enflasyonu körüklüyor. Kur baskısı
54 June Haziran 2025
Ahmet Öksüz
Three consecutive years of losses in apparel:
“Left alone, bankruptcies are inevitable”
TGSD President Toygar Narbay stated that after losses in 2023 and
2024, the first four months of 2025 have also ended in the red. “The
current interest rate policy is fueling inflation. While suppressed
exchange rates are eating into our revenues, rising costs are driving us
under,” he said. “At this point, Turkish apparel products are 60% more
expensive than those from the Far East, and 45% more expensive than
those from North African countries. This is simply not sustainable.”
Narbay emphasized the sector’s contribution to Türkiye’s economy with
over 1 million jobs and $50 billion in production. “Although we are
not responsible for this crisis, we are bearing the brunt of it. We cannot
move forward on our own—public support is no longer optional, it has
become essential,” he said.
Urgent action plan on the table: Currency
support, lower interest, employment incentives
Industry representatives have presented a clear set of urgent measures:
• 10% currency conversion support for net exports
• Rediscount interest rates to be halved relative to policy rates
• Employment support of 2,500 TL per employee
They warn that if these measures are not implemented soon, a new
wave of concordats and bankruptcies may hit the sector. Swift action is
needed to pave the way for recovery.
Hope in the West, competition in the East: Is
Türkiye’s textile balance shifting?
Ahmet Öksüz also shared insights into foreign markets. He underlined
that Uzbekistan, once a major exporter of raw cotton, is shifting toward
exporting finished goods—posing a serious threat to Türkiye’s cotton
textile sector. Regarding the U.S. market, he noted, “With the right
diplomatic steps and a Preferential Trade Agreement in place, our
exports to the U.S. could increase by at least 20%.”
The pulse of production weakens—hope hinges
on collaboration
Facing intense pressure both domestically and in export markets,
Türkiye’s textile and apparel industry—once a driving force of the
national economy—is now fighting for survival. This crisis, with its
domino effects on production, employment, and tax revenues, can
no longer be managed solely by the sector itself. The decisions taken
now will not only shape the fate of this industry but also determine the
broader course of Türkiye’s economy.
Toygar Narbay
gelirlerimizi eritirken, maliyetlerimizi patlattı. Bugün Türk hazır giyim ürünleri
Uzak Doğu’dan %60, Kuzey Afrika’dan ise %45 daha pahalı hale geldi. Bu tablo
sürdürülebilir değil” dedi.
Narbay, sektörün 1 milyon kişilik istihdam ve 50 milyar dolarlık üretim hacmiyle ülke
ekonomisine sağladığı katkıyı hatırlatarak, “Bu krizin sorumlusu olmasak da en büyük
yükü biz üstleniyoruz. Tek başımıza ilerlememiz mümkün değil; kamu desteği artık bir
tercih değil, ihtiyaç haline gelmiştir” diye konuştu.
Acil önlemler listesi masada: Döviz kuru desteği,
faiz indirimi, istihdam teşviki
Hazır giyim ve tekstil sektörü temsilcileri tarafından sunulan acil önlem önerileri ise
oldukça net:
• Net ihracata %10 kur dönüşüm desteği,
• Reeskont faizinin politika faizinin yarısına çekilmesi,
• Çalışan başına 2.500 TL istihdam desteği.
Bu desteklerin hayata geçirilmemesi durumunda sektörde yeni konkordato ve iflas
dalgalarının ortaya çıkabileceği belirtiliyor. Sektörün toparlanabilmesi için çözüm
adımlarının hızla atılması gerektiği vurgulanıyor.
Batı’da umut, Doğu’da rekabet: Türkiye’nin tekstil
dengesi kayıyor mu?
Ahmet Öksüz ayrıca dış pazarlar açısından da uyarılarda bulundu. Özellikle
Özbekistan’ın pamuklu tekstilde ham madde ihracatından mamul ihracata
yönelmesinin Türkiye için ciddi bir rekabet baskısı oluşturduğunu belirtti. ABD ile
Tercihli Ticaret Anlaşması yapılması gerektiğini ifade eden Öksüz, “ABD pazarıyla
doğru temas kurulursa, en az %20 ihracat artışı sağlanabilir” dedi.
Üretimin nabzı zayıflıyor, umut masada
Hem iç pazarda hem ihracatta ciddi zorluklarla karşı karşıya olan tekstil ve hazır
giyim sektörü, geçmişte ülke ekonomisinin lokomotifi olarak öne çıkan bir alanda bugün
ayakta kalma mücadelesi veriyor. Üretimden istihdama, ihracattan vergi gelirlerine
kadar birçok alanda zincirleme etkiler oluşturan bu kriz, sektörün ifadesiyle artık tek
başına aşılabilecek bir durum olmaktan çıkmış durumda. Alınacak kararlar yalnızca
sektörün değil, Türkiye ekonomisinin genel gidişatını da doğrudan etkileyecek nitelikte.
June Haziran 2025
55
Green
transformation in
the textile industry:
The future lies
in sustainable
production
Tekstil sektöründe
yeşil dönüşüm:
Gelecek sürdürülebilir
üretimde
Technologies that reduce carbon footprints,
recyclable raw materials, and systems that
minimize water consumption... In today’s
textile industry, eco-friendly production is no
longer optional—it’s a necessity. Under the
impact of environmental concerns and guided
by technological innovations shaping the
future, the textile sector is undergoing a major
restructuring.
As global crises such as climate change, water scarcity, and
environmental pollution intensify, the textile industry—one of
the sectors with the highest environmental footprint—is being
redefined. Globally responsible for approximately 10% of carbon
emissions and 20% of wastewater, the textile industry is under growing
pressure to adopt sustainable practices. Consumer behavior and
regulatory reforms alike are paving the way for lasting change.
Sustainability is becoming the new standard in
textiles
The climate crisis and depletion of natural resources are pushing
all industries toward greener production models. The textile and
ready-to-wear industries—two of Turkey’s key economic drivers—are
among those most impacted by this shift. In recent years, sustainability
has evolved from a trend into a competitive edge for brands and a
purchasing criterion for consumers. Globally, many major brands
are overhauling their supply chains to reduce carbon emissions,
Karbon ayak izini azaltan teknolojiler, geri
dönüştürülebilir hammaddeler ve su tüketimini
minimize eden sistemler... Tekstil sektöründe
çevre dostu üretim artık bir tercih değil,
zorunluluk haline geliyor. Çevresel etkiler,
önlemler ve geleceği şekillendiren teknolojik
yenilikler ışığında tekstil sektörü yeniden
yapılanıyor
Küresel ısınma, su kıtlığı ve çevresel kirlilik gibi krizlerin derinleştiği bir
dönemde tekstil sektörü, çevresel etkileri en yoğun hissedilen sanayilerden
biri olarak yeniden yapılanıyor. Dünya genelinde yaklaşık %10’luk
karbon salımı ve %20’lik atık su oranı ile tekstil, sürdürülebilirlik açısından
büyük bir dönüşüm baskısı altında. Hem tüketici eğilimleri hem de yasal
düzenlemeler, sektörde kalıcı değişimlere kapı aralıyor.
Sürdürülebilirlik tekstilde yeni standart oluyor
Küresel iklim krizi ve doğal kaynakların tükenmesi, tüm sektörleri daha çevreci
üretim modellerine yönlendiriyor. Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden tekstil
ve hazır giyim endüstrisi de bu dönüşümden en çok etkilenen alanlardan biri.
Son yıllarda sürdürülebilirlik; yalnızca bir kavram değil, markalar için bir
rekabet avantajı, tüketiciler için ise bir satın alma kriteri haline geldi. Dünya
genelinde pek çok büyük marka, tedarik zincirlerinden başlayarak karbon
salımını azaltan, kimyasal kullanımını minimuma indiren ve döngüsel ekonomi
prensiplerine uygun üretim yöntemlerine geçiyor. Türkiye’de de bu dönüşüm
hızla yayılıyor. Geri dönüştürülmüş polyester, organik pamuk, biyolojik olarak
56 June Haziran 2025
Teknik
9-13
JUNE / HAZİRAN 2026
OWNERS
Teknik
with the cooperation
Scan the QR Code for
more information
Follow us!
TÜYAP FAIRS INC.
P : + 90 212 867 11 00
F : + 90 212 886 66 98
www.tuyap.com.tr
TEKNiK FAIRS INC.
P : + 90 212 876 75 06
F : + 90 212 876 06 81
www.teknikfuarcilik.com
Textile Machinery and Accessories Industrialists Association
itmexhibition
minimize chemical use, and adopt circular economy principles. This
transformation is also rapidly accelerating in Turkey. The use of
sustainable materials such as recycled polyester, organic cotton, and
biodegradable fabrics increases with each passing year.
Turkish textile ındustry on the road to
transformation
Turkey’s textile sector has made significant strides in sustainability over
the past few years. To align with the European Green Deal, Turkish
manufacturers are investing strategically in reducing their carbon
footprint, adopting eco-friendly technologies, and using sustainable raw
materials. Since a substantial portion of Turkey’s textile exports go to
EU countries, adopting environmentally friendly standards has become
crucial for maintaining competitiveness. Industry organizations like the
Turkish Clothing Manufacturers’ Association (TGSD) and the Turkish
Textile Employers’ Association (TTSİS) are providing educational
programs and sustainability guides to support companies in this green
transition. According to the Istanbul Textile and Raw Materials
Exporters’ Association (İTHİB), over 30% of Turkish companies
now use recycled materials in their production processes. Meanwhile,
investments in energy-efficient machinery and wastewater treatment
systems are also on the rise.
Turkey’s responsibilities and opportunities
With new regulations such as the European Green Deal, Turkish
textile producers are required to meet international standards on
carbon emissions, water management, and product traceability.
However, this also creates a competitive advantage. Companies with
certified sustainable production practices are increasingly preferred in
environmentally conscious markets like Europe and North America.
Digitalization drives efficiency
Technology plays a key role in meeting sustainability goals. Digital
printing systems reduce waste while saving water and energy during
production. Additionally, AI-powered production tracking systems help
prevent overstocking and energy loss.
çözünebilen kumaşlar gibi çevre dostu hammaddelerin kullanım oranı her geçen
yıl artıyor.
Türk tekstil sektörü dönüşüm yolunda
Türkiye tekstil sektörü, sürdürülebilirlik alanında son yıllarda önemli adımlar
atıyor. Sektör, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın (Green Deal) gereklerine uyum
sağlamak amacıyla karbon ayak izini azaltma, üretim süreçlerinde çevreci
teknolojilere geçiş ve sürdürülebilir hammaddelerin kullanımı konularında stratejik
yatırımlar gerçekleştiriyor. İhracatının büyük bir kısmını AB ülkelerine yapan
Türkiye, sürdürülebilir üretim konusunda rekabet gücünü koruyabilmek için
çevre dostu standartları hızla uygulamaya koyuyor. Türkiye Giyim Sanayicileri
Derneği (TGSD) ve Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TTSİS)
gibi sektör dernekleri, firmaların yeşil dönüşüm sürecini desteklemek üzere çeşitli
eğitim programları ve rehberler hazırlıyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri
İhracatçıları Birliği (İTHİB) verilerine göre, Türk firmalarının %30’dan
fazlası üretim süreçlerinde geri dönüştürülmüş materyalleri kullanıyor. Bunun
yanı sıra, enerji verimliliği sağlayan makineler ve atıksu arıtma sistemleri gibi
çevresel yatırımlar da giderek artıyor.
Türkiye’nin sorumluluğu ve fırsatları
Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi regülasyonlarla, Türkiye’deki tekstil üreticileri de
karbon emisyonu, su yönetimi ve ürün izlenebilirliği konularında uluslararası
standartlara uyum sağlamak zorunda. Ancak bu durum, Türk tekstil sektörüne
rekabet avantajı sağlayacak fırsatları da beraberinde getiriyor. Sertifikalı
sürdürülebilir üretim yapan firmalar, Avrupa ve Kuzey Amerika gibi pazarlarda
tercih ediliyor.
Dijitalleşme ile verimlilik artıyor
Teknolojinin sunduğu olanaklar da sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada büyük
58 June Haziran 2025
Groz Beckert Turkey Tekstil Makine Parç.Tic.Ltd.Şti.
Gen.Ali Rıza Gürcan Cad.
Alparslan İş Merkezi No: 29 / 1-2-3
34169, Merter, İstanbul, Türkiye
Experience
T: 0212-9246868 | F: 0212-9246869
info.turkey@groz-beckert.com
Groz-Beckert her gün yanınızda
Hassas ürünlerimiz tekstil dünyasına hizmet veriyor. Yaklaşık 70.000 çeşit ürünümüz ve kapsamlı
servis hizmetimiz ile, Örme, Dokuma, Nonwoven, Tafting, Dikiş ve İplik endüstrilerini destekliyor ve
günlük yaşantımızın vazgeçilmezi olan örn. giyimden halılara, otomotiv veya tıp sektörü için teknik
tekstillere varan çeşitli tekstillerin üretilmesine yardımcı oluyoruz.
170 yılı aşkın bir süre önce Svabya Alplerinde kurulmuş olan Groz-Beckert’in merkezi hala aynı
yerdedir ama artık dünyanın dört bir yanında varlığını korumaktadır. Yaklaşık 9.500 kişilik toplam
işgücümüzün 2.200’den fazlasına Albstadt’taki merkezimizde istihdam sağlamaktayız.
Günlük yaşamın birlikte üstesinden geliyor ve birlikte ilerliyoruz.
www.groz-beckert.com
Sustainability Certifications: A key to global
markets
Sustainability has become a prerequisite for manufacturers seeking
entry into global markets. Certifications such as GOTS, OEKO-TEX,
Bluesign, and ISO 14001 provide environmentally responsible producers
with a competitive edge. These certified firms are more likely to succeed
in markets where environmental awareness is high, such as Europe and
North America.
Consumers are more conscious
Consumers, too, are becoming more informed. A growing number of
buyers now consider not only a product’s design but also how it was
made and its environmental impact. This shift is compelling brands to
adopt more transparent, ethical, and sustainable production practices.
Eco-Friendly manufacturing is shaping the
future
By investing in sustainability-driven technologies, the textile industry
is not only protecting the environment but also enhancing efficiency,
reducing costs, and strengthening its global market position. Green
transformation is no longer a goal for the future—it’s a priority for today.
Environmental impact of the textile sector
From cotton farming to synthetic fiber production, dyeing, and finishing,
various stages of textile manufacturing pose direct environmental risks:
• Water Consumption: Producing 1 kg of cotton requires approximately
10,000 liters of water. Dyeing and washing processes also involve heavy
water and chemical use.
• Chemical Waste: Azo dyes, heavy metals, and microplastics pollute
water sources and threaten ecosystems.
rol oynuyor. Dijital baskı sistemleri, atık oluşumunu azaltırken, üretimde enerji ve
su tasarrufu sağlıyor. Ayrıca yapay zekâ destekli üretim takip sistemleriyle gereksiz
stok ve enerji kaybının önüne geçiliyor.
Sürdürülebilirlik sertifikaları yeni pazarlara giriş
anahtarı
Global pazarda yer almak isteyen üreticiler için sürdürülebilirlik artık bir ön
koşul. GOTS, OEKO-TEX, Bluesign, ISO 14001 gibi sertifikalar, çevreye
duyarlı üretim yapan firmalar için uluslararası pazarda önemli avantajlar
sağlıyor. Sürdürülebilirlik sertifikalarına sahip firmalar, Avrupa ve Kuzey
Amerika gibi çevre bilincinin yüksek olduğu pazarlarda daha fazla tercih ediliyor.
Tüketiciler daha bilinçli
Sadece üreticiler değil, tüketiciler de artık daha bilinçli. Giyim alışverişlerinde
ürünün sadece tasarımına değil, nasıl üretildiğine, çevreye zarar verip vermediğine
de dikkat eden bir müşteri kitlesi büyüyor. Bu da markaları daha şeffaf, etik ve
yeşil bir üretim yapmaya teşvik ediyor.
Çevre duyarlı üretim geleceği şekillendiriyor
Tekstil sektörü, sürdürülebilirlik odaklı teknolojilere yatırım yaparak yalnızca
çevreyi korumakla kalmıyor, aynı zamanda verimliliği artırıyor, maliyetleri
azaltıyor ve küresel pazarda güç kazanıyor. Yeşil dönüşüm, artık geleceğin değil,
bugünün önceliği.
Sürdürülebilirlik artık sadece bir tercih değil, sektörel bir zorunluluk. Tekstil
sektöründe çevreye duyarlı üretim, yalnızca doğayı korumakla kalmıyor; aynı
zamanda markaların gelecekte ayakta kalmasını da garanti altına alıyor. Yenilikçi
teknolojiler ve çevreci politikalar sayesinde sektör, çevreye zarar veren kimliğini
geride bırakıp doğayla uyumlu bir dönüşüm sürecine giriyor.
Tekstil sektörünün çevreye etkileri
Pamuk tarımı, sentetik elyaf üretimi, boyama ve apre işlemleri gibi süreçler
doğrudan çevresel riskler barındırıyor:
60 June Haziran 2025
• Su tüketimi: 1 kg pamuk üretimi yaklaşık 10.000 litre su gerektiriyor. Boyama
ve yıkama işlemleri ise yoğun su ve kimyasal kullanımına neden oluyor.
• Kimyasal atıklar: Azo boyar maddeler, ağır metaller ve mikroplastikler su
kaynaklarını kirletiyor ve ekosistemleri tehdit ediyor.
• Karbon ayak izi: Fosil yakıtlarla çalışan üretim tesisleri ve uzun mesafeli
taşımacılık, karbon salımını artırıyor.
Alınması gereken önlemler
Sürdürülebilir üretim hedefi doğrultusunda firmalar, çevre dostu yöntemlere
yöneliyor:
• Su tüketimini azaltan sistemler: Kapalı devre yıkama sistemleri, ozonla yıkama
ve düşük su tüketimli boyama makineleri yaygınlaşıyor.
• Doğal ve organik ham maddeler: Organik pamuk, keten ve geri dönüştürülmüş
polyester gibi sürdürülebilir elyaflara talep artıyor.
• Kimyasal kullanımının denetimi: ZDHC (Zero Discharge of Hazardous
Chemicals) gibi girişimlerle zararlı kimyasalların üretimden arındırılması
hedefleniyor.
• Enerji verimliliği: Güneş enerjili kurutucular, ısı geri kazanım sistemleri ve
LED aydınlatmalarla enerji tüketimi minimize ediliyor.
Yeni teknolojik gelişmeler
Son yıllarda Ar-Ge faaliyetleri, tekstil makinelerinden malzeme bilimine kadar
birçok alanda sürdürülebilirlik odaklı inovasyonları beraberinde getirdi:
• Carbon Emissions: Fossil fuel-powered facilities and long-distance
transport significantly increase the sector’s carbon footprint.
Preventive measures to adopt
To meet sustainability goals, companies are transitioning to more ecofriendly
practices:
• Water-saving Systems: Closed-loop washing, ozone washing, and lowwater
dyeing technologies are becoming widespread.
• Geri dönüşüm teknolojileri: Kullanılmış tekstil ürünlerinden yeni iplik üretimi
yapan makineler, döngüsel ekonomi anlayışını güçlendiriyor.
• Akıllı üretim sistemleri: IoT (Nesnelerin İnterneti) destekli üretim hatları, enerji
ve su tüketimini gerçek zamanlı izleyerek israfı önlüyor.
• Doğada çözünebilen tekstiller: PLA bazlı biyopolimer elyaflar ve
kompostlanabilir malzemeler çevreye duyarlı yeni ürünlerin temelini oluşturuyor.
• Yapay zekâ destekli planlama: Malzeme israfını ve fazla üretimi önleyen yapay
zekâ tabanlı üretim planlama yazılımları yaygınlaşıyor.
• Natural and Organic Raw Materials: Demand is rising for sustainable
fibers like organic cotton, linen, and recycled polyester.
• Chemical Monitoring: Initiatives like ZDHC (Zero Discharge of
Hazardous Chemicals) aim to eliminate harmful substances from
production.
• Energy Efficiency: Solar-powered dryers, heat recovery systems, and
LED lighting help minimize energy use.
Technological advancements on the horizon
R&D activities in recent years have led to sustainable innovations across
machinery and material science:
• Recycling Technologies: Machines that produce new yarns from used
textile products are boosting the circular economy.
• Smart Production Systems: IoT-enabled production lines monitor
energy and water use in real time, preventing waste.
• Biodegradable Textiles: PLA-based biopolymer fibers and compostable
materials are the foundation of the next generation of eco-conscious
products.
• AI-Based Planning Tools: Artificial intelligence solutions are becoming
more common in production planning to avoid material waste and
overproduction.
62 June Haziran 2025
Notable increase in textile
machinery exports to Egypt
Mısır’a yapılan tekstil makinesi
ihracatında dikkat çekici artış
Despite shrinking domestic sales, Turkish textile
machinery manufacturers are strengthening their
presence in global markets. In 2024, the sector reached
an export value of $995 million with a 20% year-on-year
increase, gaining notable momentum especially in Egypt,
Russia, and South America. TEMSAD Chairman Adil Nalbant
stated, “This growth has been driven by Turkish textile investors
operating in Egypt and the globally competitive standing of our
dyeing and finishing machinery.”
Shrinking domestic market prompts exportoriented
transformation
The slowdown in Türkiye’s textile industry has inevitably
impacted the textile machinery sector. As domestic sales and
imports declined in 2024, companies increasingly focused on
foreign markets. According to Adil Nalbant, Chairman of the
Textile Machinery and Accessories Industrialists’ Association
(TEMSAD), the sector’s total exports rose by 20% compared
to the previous year, reaching $995 million. The strongest gains
were observed in Egypt, Russia, and South American countries.
Nalbant emphasized that Turkish textile investors operating
in Egypt played a pivotal role in this development, as their
Adil Nalbant
Yurt içi satışlar daralsa da, Türk tekstil makine üreticileri ihracatta güçleniyor.
2024’te yüzde 20 artışla 995 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşan sektör,
özellikle Mısır, Rusya ve Güney Amerika pazarlarında etkinliğini artırıyor.
TEMSAD Başkanı Adil Nalbant: “Bu yükselişte, Mısır’a yatırım yapan Türk
tekstilciler ile boya apre makinelerimizin dünya çapındaki güçlü konumu belirleyici
oldu.”
64 June Haziran 2025
machinery needs were directly sourced from Türkiye. In
addition, the exceptional quality and competitiveness of Turkish
dyeing and finishing machinery—which accounted for 70% of
total exports—further reinforced this upward trend.
Türkiye ranks among the world’s top 10
exporters
Nalbant reported that the global textile machinery market is
valued at around $28 billion annually, and Türkiye holds a 3%
share. With this share, Türkiye currently ranks 7th among the
world’s largest exporters. This positioning reflects the sector’s
expanding global reach and reputation.
The upward momentum continued into the first quarter of
2025, with exports increasing by 13% compared to the same
period the previous year. Imports, on the other hand, decreased
by 3%. Highlighting the importance of the U.S. market—
particularly in the field of technical textiles—Nalbant noted
that it remains a key opportunity for Turkish manufacturers.
“We should increase our focus on the U.S. market,” he said. “At
the same time, traditional target markets such as Bangladesh,
Pakistan, and India continue to offer significant potential.”
However, Nalbant also warned that recent boycotts of Turkish
goods in India, triggered by ongoing political tensions with
Pakistan, have adversely affected exports to the region. This
situation, he noted, has been a source of disappointment for
some exporters.
Imports decline but remain substantial
In 2024, Türkiye’s textile machinery imports declined by 21%
compared to the previous year, totaling approximately $1.5
billion. According to Nalbant, the largest import category was
yarn machinery with $536 million, followed by dyeing and
finishing machines at $336 million, and spare parts at $187
million. Imports of weaving machines reached $136 million,
while knitting machines accounted for $134 million.
Türkiye currently holds a 7% share of global textile machinery
imports. Ranking just behind the U.S., China, and India, Türkiye
is the fourth-largest importer worldwide. Despite the overall
decline in imports, this data shows that the domestic market still
depends considerably on external supply.
Expanding export network and strategic
opportunities
The data and insights shared by TEMSAD Chairman Adil
Nalbant indicate that Türkiye’s textile machinery sector is
progressing toward a more competitive and resilient position.
With a growing focus on export-oriented strategies, the sector has
earned its place in international markets through a balance of
high product quality and strong cost-performance advantages.
The presence of Turkish textile investors in business-friendly
countries like Egypt facilitates smoother access for Turkish
machinery manufacturers in those regions. While geopolitical
developments may lead to uncertainties in some markets,
Türkiye’s robust manufacturing capacity and machinery quality
remain key strengths that support the industry’s global ambitions.
Daralan iç pazar, ihracat odaklı bir dönüşüm
getirdi
Türkiye’de tekstil sanayisinin yaşadığı durgunluk, tekstil makineleri sektörüne
de yansıdı. 2024’te yurtiçi satışlar ve ithalat düşerken, sektör firmaları rotayı
dış pazarlara çevirdi. Tekstil Makine ve Aksesuar Sanayicileri Derneği
(TEMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Nalbant, yıl boyunca ihracatın
bir önceki yıla kıyasla %20 artarak 995 milyon dolara ulaştığını açıkladı.
Bu büyümenin arkasında, özellikle Mısır, Rusya ve Güney Amerika ülkelerine
yönelik yoğun ihracat faaliyetleri yer aldı.
Nalbant’a göre Mısır’a yapılan ihracatta öne çıkan unsur, Türk tekstilcilerin
bu ülkeye yaptığı yatırılar sayesinde ihtiyaç duydukları makineleri doğrudan
Türkiye’den tedarik etmeleri oldu. Ayrıca boya apre makinesi üreticilerinin
sunduğu kalite ve rekabet gücü de, toplam ihracatın %70’ini oluşturan bu
ürün grubunun başarısını perçinledi.
Dünya sıralamasında ilk 10’dayız
Adil Nalbant, dünya genelindeki tekstil makinesi ihracatının yıllık ortalama
28 milyar dolar seviyesinde olduğunu, Türkiye’nin bu pazardan %3 pay
aldığını belirtti. Türkiye’nin ihracatçı ülkeler sıralamasında 7. sırada yer
aldığına dikkat çeken Nalbant, bu başarının sektörün küresel düzeyde geldiği
konumu yansıttığını ifade etti.
2025’in ilk üç ayında da ihracattaki ivmenin sürdüğünü aktaran Nalbant,
bu dönemde %13’lük bir artış kaydedildiğini, aynı süreçte ithalatın ise
%3 azaldığını vurguladı. Amerika Birleşik Devletleri’nin özellikle teknik
tekstil üretimindeki ağırlığı sayesinde Türk üreticileri için önemli bir fırsat
pazarı olduğunu söyleyen Nalbant, “ABD’ye daha fazla odaklanmalıyız.
Bununla birlikte Bangladeş, Pakistan ve Hindistan gibi geleneksel hedef
pazarlarımızdaki potansiyel hâlâ güçlü” dedi.
Ancak Nalbant, son dönemde Hindistan’da Türk mallarına yönelik başlatılan
boykotların, bu ülkeye yönelik ihracatı sekteye uğrattığını belirtti. Boykotların
ardında Hindistan–Pakistan arasındaki siyasi gerilimlerin etkili olduğunu
belirten Nalbant, bu durumun bazı ihracatçılar açısından hayal kırıklığı
oluşturduğunu dile getirdi.
İthalat azaldı, ancak hâlâ yüksek seviyede
2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin tekstil makinesi ithalatı bir önceki yıla göre %21
azalarak 1,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Adil Nalbant, ithalat kalemleri
içinde 536 milyon dolar ile iplik makinelerinin ilk sırada yer aldığını, onu 336
milyon dolarlık boya apre makineleri ve 187 milyon dolarlık yedek parçaların
izlediğini açıkladı. Dokuma makineleri ithalatı 136 milyon dolara ulaşırken,
örme makinelerinde bu rakam 134 milyon dolarda kaldı.
Türkiye’nin dünya tekstil makinesi ithalatındaki payı %7 seviyesinde. Bu
alanda en çok ithalat yapan ülkeler arasında Türkiye, ABD, Çin ve Hindistan’ın
ardından 4. sırada yer alıyor. Bu tablo, iç pazardaki daralmaya rağmen dış
tedarike olan ihtiyacın sürdüğünü gösteriyor.
Genişleyen ihracat ağı ve stratejik fırsatlar
TEMSAD Başkanı Adil Nalbant’ın verdiği bilgiler, Türkiye’nin tekstil
makineleri sektöründe daha güçlü bir konum elde ettiğini gösteriyor. İç pazardaki
daralma karşısında ihracat ağırlıklı stratejilerle ilerleyen sektör, hem ürün kalitesi
hem de fiyat-performans avantajı sayesinde yurtdışı pazarlarda önemli bir yer
edindi.
Mısır gibi yatırım dostu ülkelerdeki Türk tekstilcilerin mevcudiyeti,
makinelerimizin bu pazarlarda daha kolay kabul görmesini sağlıyor. Öte yandan
küresel konjonktürde yaşanan siyasi gelişmeler, kimi pazarlarda belirsizlikleri
artırsa da, Türkiye’nin üretim kapasitesi ve makine kalitesi sektörün önünü açık
tutuyor.
June Haziran 2025
65
“Producing is no longer
enough; We must produce
smart and export with
brands”
“Artık sadece üretmek yetmez; Akıllı
üretip markalı ihraç etmeliyiz”
Despite challenging global conditions, the
textile industry achieved an impressive
export performance of $11.5 billion and
was honored at an award ceremony
organized by the Istanbul Textile and Raw
Materials Exporters’ Association (İTHİB).
İTHİB Chairman Ahmet Öksüz emphasized,
“We should not settle for traditional
methods; the key to transformation lies
in added value, technical textiles, and
branding,” offering guidance to the sector.
Zorlu küresel koşullara rağmen 11,5
milyar dolarlık ihracat başarısı yakalayan
tekstil sektörü, İstanbul Tekstil ve
Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin
(İTHİB) düzenlediği ödül töreniyle
onurlandırıldı. İTHİB Başkanı Ahmet
Öksüz, “Klasik yöntemlerle yetinmemeliyiz;
dönüşümün anahtarı katma değer, teknik
tekstil ve markalaşmadır” diyerek sektöre
yön verdi.
The Istanbul Textile and Raw Materials Exporters’ Association
(İTHİB) held its traditional award ceremony in Istanbul to
celebrate the industry’s $11.5 billion export success in 2024.
During the evening, 564 exporting companies were awarded, and the
sector’s vision for transformation and competitiveness was redefined.
The event was hosted by İTHİB Chairman Ahmet Öksüz and attended
by Deputy Minister of Trade Ö. Volkan Ağar, Istanbul Governor Davut
Gül, and numerous industry representatives.
Tekstil sektörünün ihracattaki kararlılığı ödüllendirildi. İstanbul Tekstil
ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) tarafından düzenlenen
geleneksel ödül töreni, sektörün 2024 yılındaki 11,5 milyar dolarlık ihracat
başarısını kutlamak amacıyla İstanbul’da gerçekleştirildi. Gecede 564 ihracatçı firma
ödüllendirilirken, sektörün dönüşüm ve rekabet vizyonu da yeniden tanımlandı. Törene
İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz’ün ev sahipliğinde; Ticaret Bakan
Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, İstanbul Valisi Davut Gül ve çok sayıda sektör temsilcisi
katıldı.
66 June Haziran 2025
The ındustry’s codes are being rewritten
İTHİB Chairman Ahmet Öksüz highlighted that despite the global
trade contraction, the Turkish textile industry has maintained its position
in both the European and U.S. markets. “It’s no longer enough to
simply produce; we must produce smart and export branded products,”
he said. Öksüz underlined that technical textiles, sustainability, and
branding have become the new cornerstones of the industry, adding that
traditional methods are now insufficient.
Targeting top 5 in U.S. exports
Öksüz noted that textile exports to the U.S. exceeded $780 million
in 2024, making Turkey the 8th largest supplier to the U.S. He stated
that the short-term goal is to move into the top five. “However, our
companies are exporting at cost, sacrificing profitability. In the new
era, within the $100 billion trade goal with the U.S., the textile industry
should occupy a strategic position,” he added.
“Reconstruction of Syria could be an
opportunity”
Öksüz pointed out that the lifting of sanctions on Syria presents
opportunities for the sector. He suggested that Syria could play a key
role in reducing production costs through a mutual benefit model, while
Turkey could utilize its idle production capacity. He also stressed the
need to protect domestic production from unfair competition, stating,
“Free Trade Agreements must be reconsidered.”
Ministry: Textile integrated with all sectors
Deputy Minister of Trade Volkan Ağar emphasized that the textile
sector is integrated not only with manufacturing but also with
agriculture, chemicals, healthcare, logistics, and services. “Our export
growth continued in the first four months of 2025. We believe we will
close this year successfully as well,” he said.
“We must differentiate as costs rise”
Istanbul Governor Davut Gül emphasized that in order to remain
competitive globally, it’s no longer enough to rely on labor alone. He
highlighted the importance of creating value in areas such as clean
energy, recycling, design, and brand awareness. “Turkey has the
potential to stand out in this process. We must be prepared,” he said.
Texhibition targets 55,000 visitors
Ahmet Öksüz also shared updates on the Texhibition Istanbul Fair,
which hosted 25,000 visitors in the first part of 2025. He announced
that the goal for 2025 is to attract 55,000 visitors. Calling Texhibition
“the showcase of Turkish textiles,” Öksüz thanked the Ministry of
Trade for helping the fair gain “Prestigious Fair” status.
Sektörün kodları yeniden yazılıyor
İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, küresel ticarette yaşanan daralmaya rağmen Türk
tekstil sektörünün hem Avrupa hem de ABD pazarındaki konumunu koruduğuna
dikkat çekerek, “Artık sadece üretmek değil, akıllı üretmek ve markalı ihraç etmek
zorundayız” dedi. Teknik tekstil, sürdürülebilirlik ve markalaşmanın sektörün yeni
kodları haline geldiğini vurgulayan Öksüz, klasik yöntemlerin yetersiz kaldığını belirtti.
ABD’ye ihracatta ilk 5 hedefi
2024 yılında ABD’ye yapılan tekstil ihracatının 780 milyon doları aştığını belirten
Öksüz, Türkiye’nin ABD’nin 8’inci büyük tedarikçisi konumunda olduğunu aktardı.
Kısa vadeli hedefin bu sıralamayı ilk 5’e taşımak olduğunu ifade eden Öksüz, “Ancak
firmalarımız kârlılıktan ödün vererek maliyetine ihracat yapıyor. Yeni dönemde ABD
ile 100 milyar dolarlık dış ticaret hedefi kapsamında tekstil sektörü stratejik konumda
yer almalı” dedi.
“Yeniden inşa için Suriye fırsat olabilir”
Suriye’ye yönelik yaptırımların kalkmasının sektöre fırsatlar sunduğunu belirten Öksüz,
karşılıklı fayda modeliyle Suriye’nin üretim maliyetlerini azaltmada, Türkiye’deki atıl
kapasitenin devreye alınmasında kilit rol oynayabileceğini söyledi. Aynı zamanda yerli
üretimin haksız rekabete karşı korunması gerektiğine de dikkat çeken Öksüz, “Serbest
Ticaret Anlaşmaları’nın yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor” dedi.
Bakanlık: Tekstil her sektörle entegre
Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, tekstil sektörünün sadece üretim değil;
tarım, kimya, sağlık, lojistik ve hizmet gibi birçok alanla entegre olduğunu belirterek,
“2025’in ilk 4 ayında da ihracat artış hızımız devam ediyor. Hep birlikte bu yılı da
başarıyla tamamlayacağımıza inanıyoruz” dedi.
“Maliyetler artarken farklılaşmalıyız”
İstanbul Valisi Davut Gül ise uluslararası rekabette geri kalmamak için artık sadece
işçilik değil; temiz enerji, geri dönüşüm, tasarım ve tanınırlık gibi alanlarda değer
yaratmak gerektiğini vurguladı. “Türkiye’nin bu süreçte öne çıkma şansı var. Hazırlıklı
olmalıyız” diye konuştu.
Texhibition’da hedef 55 bin ziyaretçi
2025’in ilk döneminde 25 bin ziyaretçiyi ağırlayan Texhibition İstanbul Fuarı’na
dair bilgi de veren Ahmet Öksüz, 2025 hedefinin 55 bin ziyaretçi olduğunu duyurdu.
“Texhibition, Türk tekstilinin vitrinidir” diyen Öksüz, fuara “Prestijli Fuar” statüsü
kazandırılmasında destek sağlayan Ticaret Bakanlığı’na da teşekkür etti.
June Haziran 2025
67
Ahmet Öksüz: “The textile
industry must walk the talk
on AI and sustainability”
Ahmet Öksüz: “Tekstil sektörü yapay
zekâ ve sürdürülebilirlikte kararlı
adımlar atmalı”
Ahmet Öksüz underscores the urgency
of overhauling the current incentive
framework, doubling down on branding
and technical textiles, and making bold
strides in digital transformation and green
production to keep Türkiye’s export engine
running strong.
As part of our special feature for the June 2025 issue,
we gathered valuable insights from Mr. Ahmet Öksüz,
Chairman of the Board of İTHİB, regarding the current
state and future of the textile industry. Addressing the sector’s
need for transformation, export goals, investments in branding
and technical textiles, and a forward-looking vision focused on
artificial intelligence and sustainability, Ahmet Öksüz shared
guidance that serves as a roadmap for the industry.
TRANSFORMATION IS A MUST IN
CHALLENGING TIMES: INCENTIVES MUST
BE RESTRUCTURED
How do you evaluate the difficult period the
Turkish textile industry is currently going
through? In your opinion, what steps should be
taken to overcome these challenges, and what
solutions should be prioritized?
“The global economy is experiencing a challenging period,
and as the Turkish textile industry, we are steadfastly striving to
increase our exports and preserve our market share. The postpandemic
slowdown in global trade, rising production costs, and
shifting demand patterns have had a significant impact on our
sector, just as in many others.
We closed 2024 with $11.5 billion in exports. Our target for
2025 is to reach $12 billion. To achieve this, we are taking steps
to create added value in exports and are investing in technical
textiles and sustainable production models. As labor costs surpass
$1,000 and we begin to compete with Europe, we recognize
the necessity for our sector to undergo a transformation. With
traditional production methods and the current incentive
Ahmet Öksüz, sektörün ihracatta
sürdürülebilir büyüme sağlaması için
teşvik sisteminin yeniden yapılandırılması,
markalaşma ve teknik tekstillere yatırım
yapılması, ayrıca dijital dönüşüm ve çevre
dostu üretim süreçlerinde kararlılıkla
ilerlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Ahmet Öksüz
Haziran 2025 sayısı için hazırladığımız özel dosya kapsamında, tekstil
sektörünün mevcut durumu ve geleceği üzerine İTHİB Yönetim Kurulu
Başkanı Sayın Ahmet Öksüz’ün kıymetli değerlendirmelerini aldık. Türk
tekstil sektörünün dönüşüm ihtiyacına, ihracattaki hedeflere, markalaşma ve teknik
tekstillere yönelik yatırımlara ve yapay zekâ ile sürdürülebilirlik eksenindeki vizyonuna
dair önemli açıklamalarda bulunan Ahmet Öksüz, sektöre yol haritası niteliğinde
bilgiler paylaştı.
ZORLU DÖNEMDE DÖNÜŞÜM ŞART:
TEŞVIKLER YENIDEN YAPILANDIRILMALI
Türk tekstil sektörünün içinden geçtiği zorlu
süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sektörün
bu çıkmazdan çıkışı için ne tür adımlar atılmalı,
hangi çözüm yolları öncelikli olmalı?
“Dünya ekonomisinin zorlu bir dönemden geçtiği bu süreçte, Türk tekstil sektörü
68 June Haziran 2025
system, it is not feasible to maintain sustainable competitiveness.
Therefore, our priority is to restructure the incentive mechanisms
to play a leading role in driving this transformation.
However, immediate measures must also be taken to minimize
the impact on our industry in 2025. In this context, the
‘KOSGEB Employment Support Program’ launched by our
Ministry of Industry and Technology has served as a lifeline
for SMEs. We hope that this vital support mechanism will be
expanded to include all firms, regardless of size. At present, a
large portion of our sector falls outside the SME category. In
addition to the high export volumes and employment figures of
large enterprises in the textile and apparel sectors, they play a
central structural role in the industry. Orders received by large
firms often cascade down to micro-scale producers within the
supply chain.
Meanwhile, Türkiye ranks as the 8th largest textile and apparel
supplier to the U.S. In 2024, our textile exports to the U.S.
exceeded $780 million. Our short-term goal is to increase this
figure further. Türkiye needs to make strategic moves to maintain
a sustainable competitive edge in this market. Our trade with
the U.S. is complementary, not competitive. Therefore, we must
overcome high tariff barriers to ensure long-term sustainability.
In this regard, our top priority at İTHİB is to expedite the launch
of preferential trade agreement negotiations with the U.S.,
under the leadership of the Ministry of Trade. A Free Trade
Agreement or Preferential Trade Agreement would mitigate
tariff effects and boost Türkiye’s competitiveness. In Europe,
despite global contraction, we are maintaining our strong
position. The sector’s quick adaptation to green transformation
and digitalization has provided a competitive advantage in the
EU market. We believe that with low carbon footprints and
environmentally friendly production systems, Turkish textiles
will continue to be favored in both European and American
markets.”
olarak ihracatımızı artırma ve pazar payımızı koruma mücadelesini kararlılıkla
sürdürüyoruz. Pandemi sonrası küresel ticarette yaşanan durgunluk, artan üretim
maliyetleri ve değişen talepler; tüm sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüzde de
etkisini güçlü biçimde hissettirdi.
2024 yılını 11,5 milyar dolarlık ihracatla kapattık. 2025 yılı için hedefimiz ise 12
milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşmak. Bu hedef doğrultusunda, ihracatta katma
değer yaratacak adımlar atıyor; teknik tekstiller ve sürdürülebilir üretim modellerine
yatırım yapıyoruz. İşçilik maliyetlerinin bin dolar seviyelerini aştığı ve Avrupa ile
rekabet etmeye başladığı günümüzde, tekstil sektörü olarak dönüşüm sürecinden
geçmemiz gerektiğini gözlemliyoruz. Geleneksel üretim metotları ve mevcut teşvik
mekanizmasıyla bu dönüşüm sürecinde rekabeti sürdürülebilir kılabilmemiz mümkün
değil. Bu çerçevede önceliğimiz teşvik mekanizmalarının sektörlerimizin dönüşümünde
öncü rol oynamasını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmasıdır.
Ancak 2025 yılını tekstil sektörümüzün en az hasarla atlatabilmesi için acil önlemler
de alınması gerekiyor. Bu çerçevede Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından
hayata geçirilen ‘KOSGEB İstihdam Destek Programı’ KOBİ’ler için can suyu
oldu. Bu önemli destek mekanizmasının, KOBİ ayrımı yapmaksızın tüm firmalara
uygulanacak şekilde genişletilmesi için de bakanlığımızın değerli desteklerini bekliyoruz.
Bu noktada, sektörümüzün büyük bir kısmı KOBİ dışında kalıyor. Tekstil ve hazır
giyim sektörlerindeki büyük işletmelerimizin ihracat ve istihdamlarındaki yüksek
hacimleri yanında, sektörde taşıyıcı kolon rolü de bulunmaktadır. Büyük işletmelerin
aldıkları siparişler sadece kendi firmalarıyla sınırlı kalmamakta, sektörümüzdeki büyük
bir firmaya gelen bir sipariş mikro ölçekli firmanın üretimine kadar yansımaktadır.
Bununla birlikte Türkiye, ABD pazarında tekstil ve hazır giyimde 8’inci büyük
tedarikçi konumunda. 2024 yılında ABD’ye gerçekleştirdiğimiz tekstil ihracatımız
780 milyon doları geçti. Hedefimiz, bu rakamı kısa vadede daha yukarı taşımak.
Türkiye’nin bu pazarda sürdürülebilir bir avantaj sağlayabilmesi için stratejik
hamlelere ihtiyacı bulunuyor. ABD ile olan ticaretimiz birbiriyle rekabet eden değil,
birbirini tamamlayıcı sektörler. Dolayısıyla tekstil sektörü olarak bu avantajı uzun
vadede sürdürülebilir kılmamız için yüksek vergi duvarlarını aşmamız gerekiyor. Bu
bağlamda İTHİB olarak en önemli önceliğimiz; Ticaret Bakanlığı öncülüğünde ABD
ile tercihli ticaret anlaşması müzakerelerinin bir an önce hayata geçmesidir. ABD
ile imzalanacak bir Serbest Ticaret Anlaşması ya da Tercihli Ticaret Anlaşması;
tarifelerin etkisini azaltarak Türkiye’nin rekabet gücünü artıracaktır. Avrupa’da ise,
küresel daralmaya rağmen güçlü konumumuzu koruyoruz. Özellikle yeşil dönüşüm
ve dijitalleşme süreçlerinde sektörümüzün hızlı adapte olması, AB pazarında rekabet
avantajı sağlıyor. Karbon ayak izi düşük, çevre dostu üretim sistemleriyle hem Avrupa
hem de Amerika pazarında Türk tekstilinin daha fazla tercih edileceğine inanıyoruz.”
June Haziran 2025
69
TO REMAIN COMPETITIVE, VALUE-ADDED
PRODUCTION AND BRANDING ARE
ESSENTIAL
In this era of intensifying global competition,
what are your differentiation strategies? Which
areas are you investing in to stand out?
“In a climate where production costs in foreign currency have risen
significantly and minimum wages cost employers around $1,000, Türkiye
can no longer rely on price competition for basic goods. However,
our geographic proximity to Europe, supply speed, and the Customs
Union advantage position us strategically. During the COVID-19
pandemic, European companies realized the risks of relying on singlesource
imports. Türkiye, with its location and integrated production
structure, proved itself as a safe harbor for global trade. To maintain
this advantage, branding and value-added production are imperative.
Although we are one of the few countries capable of managing the
entire textile value chain from fiber to ready-to-wear, without branding,
we continue to face challenges related to exchange rates and labor costs.
Türkiye’s textile sector holds significant global advantages thanks
to its diverse production capabilities, skilled workforce, and rapid
manufacturing capacity. In high-standard markets like the U.S.,
our flexibility in meeting small orders promptly earns brand loyalty.
Increasing value-added exports with sustainable and innovative products
is among our top priorities. We believe branding is our greatest leverage.
Greater investments in R&D, innovation, and branding are critical to
creating differentiation.
In technical textiles, we must enhance high-value functional production
and pursue structural reforms in cooperation with relevant ministries
to strengthen our position in branded exports. Our industry is already
accelerating investments in functional products. Unlike decorative or
aesthetic items, these products are manufactured for their technical
and performance properties and are primarily used in defense and
automotive industries.”
DIGITAL TRANSFORMATION IS NO LONGER
A LUXURY—IT’S A NECESSITY
Are we ready for the future? Do you believe the
Turkish textile sector is moving fast enough
in areas like AI, sustainability, and digital
transformation? What role does İTHİB play in
this process?
“Thanks to its strong production infrastructure and entrepreneurial
spirit, the Turkish textile sector has always had the adaptive capacity to
answer ‘yes’ to this question. However, in areas like artificial intelligence,
sustainability, and digital transformation, readiness alone is not enough—
we must also act swiftly and decisively. AI and data analytics have
become key factors in enhancing competitiveness. With smart sensors
and advanced data collection and analysis systems, production processes
are becoming more flexible, traceable, and cost-efficient. At this point,
İTHİB assumes a guiding and supportive role for the industry.
Sustainability is no longer an option but a necessity for our sector.
International frameworks such as the EU Green Deal are increasing
pressure to make production more eco-friendly. From fiber to finished
garments, the entire production chain must align with shared
environmental goals. In summary, the Turkish textile industry is
fully aware of this transformation and is embracing it. To support
this transition, İTHİB offers its member firms certifications for
environmentally friendly production, consulting services, and hands-on
training programs. We are developing projects to spread the sustainability
vision across the industry and facilitating access to international funding
for Turkish companies.”
REKABET GÜCÜ IÇIN MARKALAŞMA VE KATMA
DEĞERLI ÜRETIM ÖNE ÇIKIYOR
Küresel rekabetin hızla arttığı bu dönemde,
sektörünüzün farklılaşma stratejileri nelerdir?
Hangi alanlara yatırım yaparak öne çıkmayı
hedefliyorsunuz?
“Üretim maliyetlerimizin döviz bazında ciddi biçimde arttığı, asgari ücretlerin işverene
maliyetinin bin dolar civarında olduğu bir ortamda, Türkiye artık temel ürünlerle
fiyat rekabeti yapabilecek bir ülke değil. Ancak Avrupa’ya olan coğrafi yakınlığımız,
tedarik hızımız ve Gümrük Birliği avantajımız bizi stratejik bir noktaya taşıyor.
Bunu koronavirüs salgını sürecinde Avrupalı firmalar tecrübe etti ve tek Pazar odaklı
ithalat yapan firmaların tedarik zinciri kırıldı. Türkiye ise coğrafi avantajı ve entegre
üretim yapısıyla koronavirüs salgınında dünya ticaretinin güvenli limanı olduğunu
çok güçlü bir şekilde kanıtladı. Bu avantajı sürdürülebilmek için ise markalaşma ve
katma değerli üretim şart. Çünkü tekstil sektöründe her ne kadar elyaftan hazır giyime
kadar dünyada sektörün tüm üretim aşamalarını tek başına gerçekleştirebilen birkaç
ülkeden biri olsak da markalaşamadığımız zaman döviz kuru, istihdam maliyeti gibi
problemlerle karşılaşıyoruz.
Türkiye’nin tekstil sektörü, üretim çeşitliliği, nitelikli iş gücü ve hızlı üretim kabiliyetiyle
küresel pazarda önemli bir avantaja sahip. Özellikle ABD gibi yüksek standartlara
sahip pazarlarda, küçük siparişlere hızlı dönüş yapabilme esnekliğimiz, firmalarımıza
marka sadakati kazandırıyor. Sürdürülebilir ve yenilikçi ürünlerle katma değerli
ihracatı artırmak önceliklerimiz arasında. Bu noktada en büyük çıkış noktamızın
markalaşma olduğuna inanıyoruz. Ar-Ge, inovasyon ve markalaşmaya daha fazla
yatırım yaparak fark yaratmamız önemli.
Teknik tekstillerde ise yüksek katma değerli işlevsel üretimi artırmalı, ilgili
Bakanlıklarımızla iş birliği içinde yapısal reformlarla markalı ihracatta daha güçlü
bir konuma gelmeliyiz. Bu kapsamda sektörümüz, fonksiyonel ürün yatırımlarını da
hızla artırıyor. Estetik ve dekoratif özelliklerinden ziyade, sahip oldukları teknik ve
performans özellikleri için imal edilen bu ürünler, başta savunma sanayi ve otomotivde
tercih ediliyor.”
DIJITAL DÖNÜŞÜM BIR LÜKS DEĞIL,
ZORUNLULUK
Geleceği yakalamak için hazır mıyız? Sizce Türk
tekstil sektörü yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve
dijital dönüşüm gibi alanlarda yeterince hızlı
hareket ediyor mu? İTHİB bu dönüşüm sürecinde
nasıl bir rol üstleniyor?
“Türk tekstil sektörü, geçmişten gelen güçlü üretim altyapısı ve girişimci ruhuyla bu
soruya her zaman “evet” diyebilme adaptasyon gücüne sahip. Ancak yapay zekâ,
sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm gibi alanlarda sadece hazır olmak yetmiyor; aynı
zamanda hızlı ve kararlı adımlar atmak gerekiyor. Yapay zekâ ve veri analitiği sektörün
rekabet gücünü artıran en önemli faktörlerden biri hâline geldi. Akıllı sensörler, veri
toplama ve analiz sistemleri sayesinde üretim süreçleri daha esnek, izlenebilir ve düşük
maliyetli hale geliyor. İşte bu noktada İTHİB olarak sektöre yön veren, rehberlik eden
ve destekleyen bir misyon üstleniyoruz.
Sürdürülebilirlik artık sektörümüz için bir tercih değil, zorunluluktur. Avrupa Yeşil
Mutabakatı gibi uluslararası düzenlemeler, üretim süreçlerini çevre dostu hale getirme
baskısını artırıyor. Elyaftan hazır giyime kadar tüm üretim zincirinin, ortak çevresel
hedeflerle uyum içinde hareket etmesi gerekiyor. Özetle; Türk tekstil sektörü, dönüşümün
farkında ve bu süreci sahiplenmiş durumda. Bu dönüşümün sağlıklı gerçekleşmesi
adına İTHİB olarak firmalarımıza çevre dostu üretim sertifikaları, danışmanlık
hizmetleri ve uygulamalı eğitim programları sunuyoruz. Sürdürülebilirlik vizyonunun
tabana yayılması için projeler geliştiriyor, uluslararası fonların Türkiye’ye gelmesine
aracılık ediyoruz.”
70 June Haziran 2025
Mustafa Paşahan: “Structural
support is essential if the apparel
industry is to catch its breath”
Mustafa Paşahan: “Hazır giyim sektörü
nefes almak istiyorsa yapısal destek şart”
Türkiye’s apparel industry is at a critical
crossroads. According to Mustafa
Paşahan, the sector won’t be able to get
back on its feet—or back in the game—
unless policymakers move the needle on
structural reforms. That means striking
a real balance between rising costs and
currency rates, expanding employment
support across the board, and rolling out
twin transformation projects that reach
every corner of the SME ecosystem.
Paşahan, sektörün tekrar ayağa kalkması
için maliyet-kur dengesinin sağlanması,
istihdam desteklerinin yaygınlaştırılması
ve ikiz dönüşüm projelerinin tüm
KOBİ’lere yayılması gerektiğini belirtiyor.
As part of our special feature for the June 2025 issue, we spoke
with Mr. Mustafa Paşahan, Vice President of the Istanbul
Apparel Exporters’ Association (İHKİB), about the sector’s
ongoing crisis and its digital transformation journey. Highlighting the
loss of competitiveness due to rising costs and exchange rate imbalances,
Paşahan noted that thousands of manufacturers have been forced out
of production. Nonetheless, he underlined that Türkiye is setting a
benchmark in digital and green transformation through pioneering
initiatives.
THE SECTOR IS UNDER PRESSURE:
FACTORIES ARE CLOSING, EXPORTS
SHRINKING, JOBS VANISHING
How do you evaluate the current challenges in
Türkiye’s apparel industry? In your opinion,
what steps must be taken to overcome this
bottleneck, and what should be prioritized?
“Türkiye’s apparel and ready-wear industry has been a trailblazer across
many domains. The foundations of industrialization in our country were
laid through textiles and apparel. It was these two sectors that led the
way in opening Türkiye to international markets through exports. For
many years, we ranked first among the top exporting sectors. Today, we
are the 7th largest supplier globally and the 3rd largest to the European
Union in ready-to-wear exports. We account for 3.2% of global apparel
exports.
The last two and a half years have been particularly tough for this
strategically vital industry. There are two main reasons behind this
strain. First, global demand has slowed down significantly, affecting all
suppliers. But what sets Türkiye apart from other countries is something
Mustafa Paşahan
Haziran 2025 sayımız için hazırladığımız özel dosya kapsamında, hazır
giyim sektörünün içinden geçtiği zorlu süreci ve dijital dönüşüm yolculuğunu
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB)
Başkan Yardımcısı Sayın Mustafa Paşahan ile konuştuk. Paşahan, maliyet baskısı
ve kur dengesizliği nedeniyle sektörün rekabetçiliğini kaybettiğini, binlerce firmanın
üretim dışı kaldığını belirtti. Ancak buna rağmen dijital ve yeşil dönüşüm alanında
Türkiye’nin örnek alınacak projelere imza attığını da vurguladı.
SEKTÖR ALARM VERIYOR: ÜRETICI KAPANIYOR,
IHRACAT DÜŞÜYOR, ISTIHDAM ERIYOR
Türk hazır giyim sektörünün içinden geçtiği zorlu
süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sektörün
bu çıkmazdan çıkışı için ne tür adımlar atılmalı,
hangi çözüm yolları öncelikli olmalı?
“Hazır giyim ve konfeksiyon, Türkiye’de birçok alanda ilkleri gerçekleştirdi. Ülkemizde
72 June Haziran 2025
far more critical: we’ve become a high-cost production country. Let
me share three data points. Since January 2022, the minimum wage
has increased by 420%, inflation by 278%, while the exchange rate
has risen only 167%. As a result, our production costs have become
50–60% higher than those of our competitors. This has eroded our
competitiveness not only in apparel but in many other sectors as well.
Our apparel exports, which totaled $21.2 billion in 2022, dropped to
$17.9 billion in 2024. This downward trend continues in 2025—exports
were down 6% in the first four months compared to the same period last
year. Meanwhile, our imports rose from $2.6 billion in 2022 to $4 billion
in 2024.
A decline in exports paired with a rise in imports translates into
shuttered factories and lost jobs. Since 2022, 5,500 manufacturing firms
have shut down. At least 3,000 companies are no longer in a position to
export. By February 2025, employment in the sector had dropped from
738,000 at the end of 2022 to 560,000. To summarize: in two years,
13% of manufacturing firms have closed, the number of exporters has
dropped by 13%, and we’ve lost 24% of our workforce.
Our apparel industry doesn’t deserve this outcome. We prepared
proposals months ago to help get the sector back on its feet. We have
shared these with the public and relevant authorities repeatedly. In
summary, our key recommendations are as follows:
• The gap between cost inputs and exchange rates must be narrowed
and rebalanced.
• All firms—without exception—should benefit from the Ministry of
Industry and Technology’s Employment Protection Support Program.
• The 5-point SSI premium discount currently applied to some sectors
including apparel should be raised to 10 points for two years.
• For labor-intensive sectors, loans with under 20% interest and a twoyear
grace period must be provided.
If the sector receives support on these four fronts, we can bounce back
and recover our export volumes rapidly.”
A ROADMAP FOR TWIN TRANSFORMATION:
EU-FUNDED PROJECTS PAVING THE WAY
Are we ready for the future? Do you think
Türkiye’s textile sector is moving fast
enough in AI, sustainability, and digital
transformation? What role is İHKİB playing in
this transformation process?
“As I mentioned earlier, apparel is one of the pioneering sectors in
Türkiye’s industrial landscape. And now, in what’s known as twin
transformation—digital and green—we’re again setting an example for
others to follow. We are determined to complete this process quickly and
turn it into a competitive advantage. İHKİB is among the most effective
associations in leveraging European Union funding for transformation.
So far, we’ve secured €37 million in grants from the EU.
We successfully completed our METAMORPHOSIS project under the
IPA-2 framework, with its closing ceremony held in February. One of its
core elements—the Digital Transformation Center—is now operational
and serving the industry. In May, we launched our new EU-funded
MIDAS Project, which will provide SME-scale manufacturers with the
infrastructure needed for twin transformation. We also plan to roll out
our ‘Carbon Footprint Monitoring and Reduction’ project this year,
again with EU funding.
Through all these efforts, we’re proactively shaping the future of our
fashion industry today—because we firmly believe it will continue to
hold strategic importance for the national economy for years to come.”
sanayileşmenin temelleri hazır giyim ve tekstille atıldı. İhracatla dışa açılmaya yine bu
iki sektör öncülük etti. En çok ihracat yapan sektörler arasında yıllarca ilk sırada yer
aldık. Bugün hazır giyimde dünyanın yedinci, Avrupa Birliği’nin (AB) üçüncü büyük
tedarikçisiyiz. Küresel hazır giyim ihracatının yüzde 3,2’sini gerçekleştiriyoruz.
Ülke ekonomisi için stratejik önemi bulunan sektörde son 2,5 yıl zor geçti.
Zorlanmamız temel olarak iki nedenden kaynaklanıyor. Birincisi küresel talep yavaş
seyrediyor. Talebin yavaş seyri bütün tedarikçileri olumsuz etkiliyor. Ama bizi diğer
tedarikçi ülkelerden ayıran çok daha önemli bir neden var. Türkiye, üretimde pahalı
bir ülke haline geldi. Burada üç veriyi paylaşmak istiyorum. Ocak 2022’den bu
yana, asgari ücret yüzde 420, enflasyon yüzde 278 artarken kurdaki artış yüzde
167’de kaldı. İşte bu tablo bizi üretim maliyetlerinde rakiplerimize göre yüzde 50-60
daha pahalı hale getirdi. Dolayısıyla hazır giyim başta olmak üzere birçok sektörde
rekabetçiliğimiz zayıfladı. 2022’de 21,2 milyar dolar olan hazır giyim ihracatımız,
2024’te 17,9 milyar dolara geriledi. İhracatımızdaki daralma bu yıl da devam ediyor.
İlk dört ayı geçen yıla göre yüzde 6 ekside tamamladık. 2022’de 2,6 milyar dolar olan
ithalatımız 2024’te 4 milyar dolara yükseldi.
İhracat daralırken ithalatın artması kapanan fabrika, kaybedilen istihdam anlamına
geliyor. 2022’den bu yana 5 bin 500 imalatçı firmamız kapandı. En az 3 bin
firmamız ihracat yapamayacak noktaya geldi. 2022 sonunda 738 bin olan
istihdamımız, Şubat 2025 itibarıyla 560 bine geriledi. Özetlemek gerekirse iki yılda;
imalatçı firmalarımızın yüzde 13’ü kapandı. İhracatçı firmalarımızın sayısı yüzde
13 azaldı. İstihdamımızın yüzde 24 ünü kaybettik.
Hazır giyim endüstrimiz böyle bir tabloyu hak etmiyor. Sektörü yeniden ayağa
kaldıracak önerilerimizi aylar önce hazırladık. İlgili kurumlarımızla ve kamuyuyla her
fırsatta paylaştığımız önerileri şöyle özetleyebilirim:
• Girdi maliyetleriyle kur arasında denge yeniden sağlanmalı.
• Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının İstihdam Koruma Destek Programı’ndan ayrım
gözetilmeksizin tüm firmalarımız yararlandırılmalı.
• Hazır giyimin de aralarında bulunduğu bazı sektörlerde uygulanan 5 puanlık prim
indirimi, iki yıl boyunca 10 puana çıkarılmalı.
• Emek yoğun sektörler için iki yıl ödemesiz, yüzde 20’nin altında faizle kredi imkânı
sağlanmalı.
Bu dört konuda sektörün desteklenmesi halinde ihracatımızı hızla toparlayabiliriz.”
İKIZ DÖNÜŞÜMDE YOL HARITASI HAZIR:
AB FONLARIYLA GÜÇLENEN DÖNÜŞÜM
PROJELERI
Geleceği yakalamak için hazır mıyız? Sizce Türk
tekstil sektörü yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve
dijital dönüşüm gibi alanlarda yeterince hızlı
hareket ediyor mu? İHKİB bu dönüşüm sürecinde
nasıl bir rol üstleniyor?
“Az önce de söylediğim gibi hazır giyim, ülkemizde ilklere imza atan sektörlerin
başında geliyor. Kısaca ikiz dönüşüm olarak adlandırılan dijital ve yeşil dönüşüm
konusunda da diğer sektörlere ilham verecek çalışmalar yapıyoruz. Çünkü süreci
hızla tamamlayarak rakiplerimize karşı artılarımıza bir yenisini eklemek istiyoruz.
İHKİB, dönüşüm için Avrupa Birliği’nin kaynaklarını en etkili şekilde kullanan
birliklerin başında geliyor. Bugüne kadar AB’den 37 milyon euro hibe desteği almaya
hak kazandık. IPA-2 kapsamında hazırladığımız, METAMORPHOSIS projemizi
başarıyla tamamladık ve şubat ayında kapanışını yaptık. Projenin ana unsurlarından
biri olan Dijital Dönüşüm Merkezi’ni sektörün hizmetine sunduk. Yine AB fonuyla
gerçekleştireceğimiz Midas Projemizi mayıs ayında başlattık. Bu projeyle KOBİ
ölçeğindeki üreticilerimize ikiz dönüşüm için gereken altyapıyı sağlayacağız. Bu yıl
başlatacağımız ‘Karbon Ayak İzinin Takibi ve Azaltılması’ projemizi de AB fonu
ile gerçekleştireceğiz. Bütün bu çalışmalarla moda endüstrimizin geleceğini bugünden
kurguluyoruz. Çünkü biz, moda endüstrimizin ülke ekonomisi için uzun yıllar stratejik
önemini koruyacağına inanıyoruz.”
June Haziran 2025
73
Soaring costs put the squeeze
on Türkiye’s textile edge
Artan maliyetler tekstil sektörünün
rekabet gücünü zorluyor
Burkay emphasizes that in order for
the industry to navigate its way out
of this bottleneck, it is essential to
differentiate in production, generate lasting
value, strengthen university-industry
collaboration, invest in technical textiles,
and implement sustainable policies.
Burkay, sektörün bu darboğazdan
çıkabilmesi için üretimde farklılaşma,
kalıcı değer üretme, üniversite-sanayi
iş birliği, teknik tekstillere yönelim
ve sürdürülebilir politikaların hayata
geçirilmesinin şart olduğunu vurguluyor.
As part of our special feature for the June 2025 issue, we
spoke with Mr. İbrahim Burkay, Chairman of the Bursa
Chamber of Commerce and Industry (BTSO), about
the current challenges facing the textile industry and its strategies
for the future. Highlighting the pressure caused by soaring costs,
undervalued exchange rates, and difficulties in accessing finance,
Burkay pointed to value-driven production, strategic investments,
and a green transformation vision as key solutions. Projects
like BUTEKOM, which boost R&D and technical production
capabilities in textiles, showcase BTSO’s leadership in shaping
the industry’s future direction.
İbrahim Burkay, Chairman of the Bursa Chamber of
Commerce and Industry (BTSO), stated that rising costs,
undervalued exchange rates, and difficulties in accessing
financing have weakened the competitiveness of Türkiye’s
textile sector. He highlighted that the TRY 30 billion credit
package supported by the Credit Guarantee Fund (KGF), along
with employment incentives tailored for the textile industry,
are important steps. Burkay emphasized that raising limits and
expanding these support mechanisms is of great importance for
the business community. To ease short-term pressures, he called
for the reinstatement of short-term employment allowance and
a reduction in the cost of rediscount loans. He added, “Through
our committees and councils, we have conveyed all sectoral
concerns to the relevant authorities. We see a strong willingness
to implement non-budgetary incentives swiftly.”
“We must differentiate our production”
Despite the negative impact of rising costs and low exchange
rates on exports, Burkay expressed confidence in Türkiye’s ability
to weather these difficulties thanks to its deep-rooted expertise
and innovative mindset. “Despite all challenges, Türkiye remains
one of the world’s most significant textile manufacturing and
exporting hubs,” he said. “The sector currently provides direct
employment to 1.5 million people and continues to act as a
locomotive for the Turkish economy. But global competition
İbrahim Burkay
Haziran 2025 sayımız için hazırladığımız özel dosya kapsamında, tekstil
sektörünün güncel zorluklarını ve geleceğe yönelik stratejilerini Bursa Ticaret
ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İbrahim
Burkay ile konuştuk. Yüksek maliyetler, düşük kur politikaları ve finansmana erişim
sıkıntılarının sektörü baskı altına aldığını belirten Burkay, çözüm için değer odaklı
üretim, stratejik yatırımlar ve yeşil dönüşüm vizyonuna dikkat çekti. BUTEKOM gibi
projelerle tekstilde Ar-Ge ve teknik üretim kapasitesini artıran BTSO’nun, sektöre yön
verecek çalışmaları öne çıkıyor.
74 June Haziran 2025
intensifies every year—differentiation in production is now a
must.”
“We must translate knowledge into production
value”
Burkay underlined that in a global economy where old rules
no longer apply, Türkiye must adopt a new growth strategy
built on added value. “In an ecosystem where quality surpasses
quantity, we need to generate long-term, sustainable value rather
than quick fixes,” he stated. He also highlighted the importance
of interface institutes that accelerate collaboration between
academia and industry.
BUTEKOM: A strategic base for textile
innovation
One of the best examples of this interface model is BUTEKOM
(Bursa Technology Coordination and R&D Center), established
under the umbrella of BTSO. Initially founded as a research
unit under UTİB in 2008, BUTEKOM evolved into an
integrated center of excellence in 2013. Burkay noted that today,
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay,
yüksek maliyetler, enflasyonun altında değerlenen döviz kurları ve finansmana erişimde
yaşanan zorlukların tekstil sektörünün rekabet gücünü olumsuz etkilediğini söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 30 milyar TL’lik KGF destekli
kredi paketi ile tekstil sektörü özelinde uygulanan istihdam desteklerinin önemli adımlar
olduğunu vurgulayan Burkay, limitlerin artırılması ve destek mekanizmalarının
genişletilmesinin iş dünyası için büyük önem taşıdığını dile getirdi. İş dünyasının
kısa vadede nefes alabilmesi için kısa çalışma ödeneğinin yeniden devreye alınması
gerektiğini belirten Burkay, reeskont kredilerinin maliyetlerinin de düşürülmesini
talep etti. Komite ve konsey çalışmalarıyla sektörün tüm sorunlarını ilgili kurumlara
ilettiklerini ifade eden Burkay, “Özellikle bütçeye dayalı olmayan desteklerin hızla
hayata geçmesi için ciddi bir irade olduğunu görüyoruz.” dedi.
“Üretimde farklılaşmak zorundayız”
Artan maliyetler ve düşük döviz kurlarının ihracatı olumsuz etkilediğini ancak Türk
tekstil sektörünün tarihsel birikimi, tecrübesi ve yenilikçi yaklaşımıyla dönemsel
zorlukları aşacak güçte olduğunu dile getiren İbrahim Burkay, “Tüm zorluklara
karşın Türkiye, tekstil sektöründe hala dünyanın en önemli üretim ve ihracat merkezleri
arasında. Bugün 1,5 milyon kişiye doğrudan istihdam sağlayan tekstil sektörü,
Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumunda. Ancak küresel ticarette rekabet her geçen
yıl daha da artıyor. Bu durum üretimde farklılaşmayı zorunlu kılmaktadır.” diye
konuştu.
“Bilginin değerini üretime taşımalıyız”
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Burkay, küresel ekonomide ezberlerin bozulduğu,
yeni nesil hammaddeler, karbon nötr hedefleri ve döngüselliğin ön plana çıktığı bir
dönemde Türkiye’nin katma değere dayalı yeni bir büyüme stratejisine ihtiyacı olduğunu
vurguladı. “Niteliğin niceliğin önüne geçtiği bir ekosistemde, kısa vadeli çözümler
yerine uzun soluklu, kalıcı değerler üretmeliyiz.” diyen İbrahim Burkay, bu kapsamda
üniversitelerle sanayi arasında hızlandırıcı rol oynayan ara yüz enstitülerin önemine
dikkat çekti.
BUTEKOM tekstilin geleceği için stratejik üs
BTSO çatısı altında faaliyet gösteren BUTEKOM’un bu alandaki en önemli
örneklerden biri olduğunu kaydeden Burkay, 2008 yılında UTİB bünyesinde
araştırma birimi olarak kurulan BUTEKOM’un, 2013 yılından itibaren
mükemmeliyet merkezleriyle donatılmış entegre bir yapıya dönüştüğünü ifade etti.
BUTEKOM’un bugün araştırma merkezi kimliğiyle birlikte teknik tekstiller ve
June Haziran 2025
75
BUTEKOM operates not only as a research hub but also as
a model production center in technical textiles and advanced
materials, with thousands of companies, hundreds of academics,
and R&D centers working on joint projects.
Green Deal: No longer optional
Commenting on the EU’s 2030 Textile Strategy, Burkay stated
that resilient, recyclable, environmentally friendly production
processes that respect social rights are becoming essential.
He emphasized that Türkiye could gain a stronger foothold
in the European market if it successfully manages the twin
transformation processes. As part of the BUTEXCOMP project,
BTSO has launched a Green Product Program, with the goal of
expanding it into large-scale initiatives.
Technical textiles could reshape the ecosystem
Burkay stressed the need to increase value-added production
and boost Türkiye’s share in global technical textile trade, which
currently stands below 5%. “The more we increase this share, the
closer we get to a more competitive and sustainable production
ecosystem,” he added.
Design and innovation: Pillars of future growth
Burkay also pointed to the Textile Council and Local Strategy
report prepared in collaboration with public institutions, local
authorities, universities, and chambers as roadmaps for the sector.
Through projects like BUTEKOM, the Model Factory, the
Energy Efficiency Center, and BUTGEM, BTSO offers tangible
solutions in technical textiles, clean production, water recycling,
and employment. “Increasing the number of such projects will
bring long-term and sustainable solutions to industry challenges,”
he noted. “Our vision is to transform the textile industry into a
platform where labor is enriched with innovation and design.”
Burkay concluded by emphasizing that Türkiye is one of only
two countries in the world with an integrated textile production
capacity—from fiber to fabric, and from ready-to-wear to
home textiles. “Just like in the past, our industry today has the
dynamism to turn crises into opportunities. But this potential
must be activated with sustainable policy support,” he said.
ileri malzemeler alanında üretim yapan bir model haline geldiğini belirten Burkay,
“Binlerce firmamız, yüzlerce akademisyenimiz, Ar-Ge merkezlerimiz bu yapıda ortak
projeler yürütüyor.” diye konuştu.
Yeşil Mutabakat artık tercih değil
AB’nin 2030 Tekstil Stratejisi doğrultusunda, dayanıklı, geri dönüştürülebilir, çevre
dostu yöntemlerle ve sosyal haklara duyarlı üretim süreçlerinin öne çıktığını kaydeden
Burkay, Türkiye’nin ikiz dönüşüm süreçlerini başarıyla yönetmesi halinde Avrupa
pazarında çok daha etkili olabileceğini ifade etti. BUTEXCOMP projesi kapsamında
Yeşil Ürün Programı’nı hayata geçirdiklerini de belirten İbrahim Burkay, bu programı
büyük ölçekli projelerle büyütmeyi hedeflediklerini söyledi.
Teknik Tekstil ekosistemi değiştirebilir
İbrahim Burkay, “Tekstil sektöründe artık katma değerli üretimi ve teknik tekstildeki
payımızı artırmamız gerekiyor. Teknik tekstilde dünya ticaretinden aldığımız
pay %5’in altında. Bu oranı ne kadar yukarı taşıyabilirsek, o denli rekabetçi ve
sürdürülebilir bir üretim ekosistemini de oluşturmuş olacağız.” dedi.
Tasarım ve inovasyonla büyüme hedefi
İbrahim Burkay, BTSO bünyesinde sektör temsilcileri, kamu ve yerel yönetimler,
üniversiteler ve akademik odalarla birlikte ortak akıl platformu olan Tekstil Konseyi’nin
çalışmalarıyla hazırlanan Tekstil Sektör Raporu ve Yerel Strateji’nin sektöre yol
gösterici olduğuna dikkat çekti. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın, BUTEKOM,
Model Fabrika, Enerji Verimliliği Merkezi ve BUTGEM gibi projelerimizle sektörde
teknik tekstil, temiz üretim, su geri kazanımı ve istihdam alanlarında çözümler
sunduğunu belirten Burkay, “Bu tür projelerin artması, sektördeki sorunlara kalıcı ve
sürdürülebilir çözümler getirecektir. Tekstil sektörümüzü emeğin inovasyonla, tasarımla
yoğrulduğu bir platforma dönüştürmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’nin iplikten kumaşa, hazır giyimden ev tekstiline kadar entegre üretim
kapasitesine sahip dünyadaki iki ülkeden biri olduğunu belirten Burkay, “Sektörümüz,
geçmişte olduğu gibi bugün de krizleri fırsata çevirebilecek dinamizme sahip. Ancak bu
potansiyelin harekete geçmesi için sürdürülebilir politikalarla desteklenmesi gerekiyor.”
ifadelerini kullandı.
76 June Haziran 2025
Pınar Taşdelen Engin: “To stay ahead
of the curve, the textile industry
must weave agility, flexibility, and
innovation into its fabric”
Pınar Taşdelen Engin: “Tekstil sektörü geleceği
yakalamak için esnek, çevik ve yenilikçi olmalı”
Engin highlights that for the industry
to stay in the game and not fall behind,
it must pivot toward agile and adaptive
models, rally stronger public backing for
the green and digital shift, and ensure that
SMEs aren’t left out in the cold by building
accessible and robust financial support
mechanisms.
Engin, tekstil sektöründe rekabeti
sürdürebilmek için esnek ve çevik
modellerin benimsenmesi, dijital ve yeşil
dönüşüm alanlarında kamu desteklerinin
artması ve KOBİ’ler için uygun finansal
mekanizmaların şart olduğunu söylüyor.
As part of our special feature for the June 2025 issue, we
spoke with Ms. Pınar Taşdelen Engin, Chairwoman
of the Uludağ Textile Exporters’ Association (UTİB)
and Polyteks Tekstil AŞ, about the global challenges facing the
textile industry and its path toward sustainability and digital
transformation. Engin stressed that rising inflation, weakening
demand, and shifting global trade dynamics have deeply affected
the industry—and that strategies focused on green transition,
digitalization, and innovation are essential for shaping a resilient
future.
A COMPASS IN UNCERTAINTY: FLEXIBILITY,
INNOVATION, AND COLLABORATION
How do you evaluate the difficult period that
the Turkish textile industry is currently going
through? In your view, what steps are needed
to overcome this bottleneck? What should be
prioritized?
“Last year was a particularly challenging period for our
industry, heavily influenced by global and regional economic
developments, and now we’ve entered 2025 amidst great
uncertainty. Wars, political and economic shifts, contraction
in the EU, protectionist measures in the U.S., new power
balances, and tariff wars—these complex dynamics are making
it increasingly difficult for producers and exporters to plan.
The textile sector is among the most vulnerable to global crises.
Economic contraction is forcing consumers to focus on basic
needs and reduce spending on textiles. Intense competition and
Pınar Taşdelen Engin
Haziran 2025 sayımız için hazırladığımız özel dosya kapsamında, tekstil
sektörünün karşı karşıya olduğu küresel zorlukları, sürdürülebilirlik ve
dijital dönüşüm perspektiflerini Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB)
Yönetim Kurulu Başkanı ve Polyteks Tekstil AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sayın
Pınar Taşdelen Engin ile konuştuk. Engin, yüksek enflasyon, daralan talepler ve
küresel ticaret dengelerindeki değişimlerin sektörü derinden etkilediğini belirtirken, yeşil
mutabakat, dijitalleşme ve inovasyon odaklı stratejilerin geleceği inşaa etmek için şart
olduğunu vurguladı.
78 June Haziran 2025
high inflation are driving up costs and cutting into profitability.
Companies must focus on cost control, diversifying supply
chains, entering new markets, and embracing digital and green
transformation strategies. Success in this environment requires a
flexible, agile, and innovative mindset.
To fully leverage the new global context, we need government
support to lower costs and strategic public-private collaboration
to increase our competitiveness. While the industry is doing its
part, we believe state support must be expanded, exchange rate
policies should become more production- and export-friendly,
and adjustments in energy and labor costs are urgently needed.
Providing SMEs with access to appropriate financing will be
key to maintaining industry viability and ensuring sustainable
growth.”
DIGITAL TRANSFORMATION AND
SUSTAINABILITY: THE NEW WEAPONS OF
GLOBAL COMPETITION
In today’s fiercely competitive global landscape,
how are your member companies differentiating
themselves? What areas are they investing in to
stand out?
“Textile companies under our Association are now prioritizing
sustainability, digital transformation, R&D, and innovation as
their main strategies for differentiation and growth. With its
deep-rooted textile heritage and robust infrastructure, Bursa
plays a major role in this transformation. Our companies
are investing heavily in sustainable production processes to
align with the EU Green Deal and minimize environmental
impact. Compared to traditional methods, technologies such as
digital printing consume less water and electricity. Wastewater
recycling systems and energy-efficient machinery are becoming
widespread. We promote the use of environmentally friendly raw
materials such as organic cotton and recycled fibers. Sustainable
fabrics and eco-designs are being developed. Roadmaps for
carbon footprint measurement, reporting, and reduction are
also being established. Clean production techniques and digital
sustainability practices are in motion.
We are also promoting circular economy principles such as
offering textile products as services, rental models, secondhand
and repair services to reduce waste. We recognize that
digitalization across the entire value chain—from production to
design—is a critical factor in boosting competitiveness. That’s
why we’ve long supported projects and initiatives in this field.
Robotic automation and data analytics systems are helping
increase efficiency and quality. In some companies, real-time
monitoring systems are used for optimizing production planning.
AI applications are expected to become widespread in fabric and
yarn quality control, error detection, demand forecasting, and
inventory management. Thanks to digitalization, companies can
respond to customer demands more rapidly and gain an edge in
global markets through quick product development and delivery.
Looking ahead, one of the biggest challenges our sector faces is
the shortage of skilled labor. We must invest more in vocational
training and competency development programs and introduce
incentives to retain qualified talent in the industry. Beyond
large-scale enterprises, SMEs also need enhanced financial and
technical support to adapt to digital transformation. In the area of
BELIRSIZLIK IÇINDE PUSULA: ESNEKLIK,
YENILIK VE IŞ BIRLIĞI
Türk tekstil sektörünün içinden geçtiği zorlu
süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sektörün
bu çıkmazdan çıkışı için ne tür adımlar atılmalı,
hangi çözüm yolları öncelikli olmalı?
“Sektörümüz için geçtiğimiz yıl, küresel ve bölgesel ekonomik gelişmelerin etkilerinin
çokça görüldüğü zorlu bir dönem oldu ve ardından bilinmezlerle dolu 2025’e adım
attık. Savaşlar, siyasi ve ekonomik değişimler, AB’deki daralma ve ABD’nin korumacı
önlemleri, yeni güç dengeleri, tarife savaşları gibi çok sayıda denklem üreticiler ve
ihracatçılar için planlamayı zorlaştırıyor. Tekstil sektörü küresel krizlerden en çok
etkilenen sektörler arasında yer alıyor. Ekonomik daralma, tüketicileri zorunlu
ihtiyaçlara yönlendirirken, tekstil alanındaki harcamalarını kısıtlıyor. Artan rekabet
ve yüksek enflasyon, maliyetleri yükseltirken, kârlılığı olumsuz etkiliyor. Şirketler,
operasyonlarını devam ettirebilmek için maliyet kontrolü, tedarik zinciri çeşitlendirmesi,
yeni pazarlara açılma, dijital ve yeşil dönüşüm gibi stratejiler geliştirmeli. Başarılı
olmak için esnek, çevik ve yenilikçi bir yaklaşım şart.
Sektörün yeni konjönktürü en iyi şekilde değerlendirebilmesi için ülkemizde kamu
destekleri ile maliyetleri düşürme ve özel sektör devlet işbirliği ile rekabet gücümüzü
artırmaya yönelik stratejiler büyük önem taşıyacak. Sektör elinden geleni yaparken,
devlet desteklerinin artırılması, kur politikalarının üretici ve ihracatçı dostu bir yapıya
kavuşması ve enerji ile işçilik maliyetlerinde düzenlemelerin yapılması gerektiğine
inanıyoruz. Özellikle KOBİ’lerimiz için uygun finansman imkanlarının sağlanması,
sektörümüzün ayakta kalması ve sürdürülebilir büyümeyi sürdürmesi açısından kritik
önem taşıyor.”
DIJITAL DÖNÜŞÜM VE SÜRDÜRÜLEBILIRLIK,
REKABETIN YENI SILAHLARI
Küresel rekabetin hızla arttığı bu dönemde,
sektördeki üye firmalarınızın farklılaşma
stratejileri nelerdir? Hangi alanlara yatırım
yaparak öne çıkmayı hedefliyorsunuz?
“Küresel rekabetin hızla arttığı günümüzde, Birliğimiz üyesi tekstil firmaları,
sürdürülebilirliği, dijital dönüşümü, Ar-Ge ve inovasyonu merkeze alarak farklılaşma
ve öne çıkma stratejileri geliştiriyor. Bursa, köklü tekstil geleneği ve güçlü altyapısıyla
bu dönüşümde önemli bir rol üstlenmiş durumda. Tekstil firmalarımız, Avrupa
Yeşil Mutabakatına uyum sağlamak ve çevresel etkilerini minimize etmek adına
sürdürülebilir üretim süreçlerine yatırım yapmaya devam ediyor. Dijital baskı sistemleri
gibi geleneksel tekniklere göre daha az su ve elektrik tüketen teknolojiler kullanılıyor.
Atık su geri dönüşüm sistemleri ve enerji verimliliği sağlayan makineler yaygınlık
kazanıyor. Organik pamuk ve geri dönüştürülmüş elyaflar gibi çevresel etkileri daha
düşük hammaddelerin kullanımı teşvik ediyoruz. Sürdürülebilir kumaşlar ve ekotasarımlar
geliştirilmekte. Karbon ayak izi ölçümü, raporlaması ve azaltımına yönelik
yol haritaları oluşturuluyor. Temiz üretim yöntemleri ve sürdürülebilirlikte dijital
uygulamalar konularında da çalışmalar devam ediyor. Ürünlerin hizmet kapsamında
sunulması, kiralama, ikinci el ve tamirat hizmetleri gibi döngüsel ekonomi prensipleri
benimsenerek atık miktarının azaltılmasını hedefliyoruz. Üretimden tasarıma kadar
tüm süreçlerde dijitalleşmenin, sektörümüzdeki tekstil firmalarının rekabet gücünü
artıracak temel unsurlardan biri olduğunu biliyoruz, bu konuda da uzun zamandır
projeleri ve girişimleri destekliyoruz. Üretim süreçlerinde robotik otomasyonlar ve veri
analizi sistemleri kullanılarak verimlilik ve kalite artırılabiliyor. Bazı firmalarda anlık
izlenebilirlik sağlayan dijital sistemlerle üretim planlaması optimizasyonu sağlanıyor.
Kumaş ve iplik kalite kontrolünde yapay zeka destekli hata tespiti, tahmini analizler
ile talep öngörüsü ve stok yönetimi gibi alanlarda yapay zeka kullanımı yaygınlaşacak.
Dijitalleşme sayesinde firmalar, müşteri taleplerine daha hızlı yanıt verebilir hale
geliyor, hızlı ürün hazırlama ve teslimat konseptleriyle küresel pazarda avantaj
sağlayabiliyor.
Gelecek için yapılması gerekenlere baktığımızda sektördeki en büyük sıkıntılardan biri
olan nitelikli eleman açığının giderilmesi için mesleki eğitimlere ve yetkinlik geliştirme
programlarına daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Yetişmiş insan gücünün sektörde
kalıcılığını sağlayacak teşvikleri oluşturmalıyız. Büyük firmaların yanı sıra, küçük
ve orta ölçekli işletmelerin dijital dönüşüme uyum sağlamaları için finansal ve teknik
June Haziran 2025
79
social sustainability, we are already in a better position compared
to our competitors in North Africa and the Far East, but we will
continue improving practices related to human rights, fair working
conditions, and decent work environments. With these strategies, our
textile and apparel companies will be able to grow stronger in global
competition and adapt to future market dynamics.”
TECHXTILE CHALLENGE: FOSTERING A
STARTUP ECOSYSTEM IN TEXTILES
Are we ready to embrace the future? In your
opinion, is the Turkish textile sector moving
fast enough in areas like artificial intelligence,
sustainability, and digital transformation? What
role does UTİB play in this journey?
“Green transformation has become a top priority, especially
for European countries. The European Green Deal, a major
EU initiative to combat climate change, is now impacting all
sectors. As an industry closely linked to the European market,
we are following developments related to sustainability and
green transformation from the EU, UN, and other international
institutions very closely. In this context, we support our members
in key areas such as carbon footprint reduction, renewable energy
transition, energy and water efficiency, waste management, and
circular economy practices. We also promote sustainable business
models.
Through the UTİB Academy, we offer in-person and online
trainings designed to raise awareness and improve our members’
compliance with global developments. Our programs support
exporters with critical information on the European Green Deal,
carbon footprint management, circular economy, green financing,
and sustainable supply chain management. In addition, our
monthly UTİB Green Bulletin shares best practices and industry
updates to build awareness.
As UTİB, we have made significant efforts to promote R&D
and innovation across Türkiye. We believe our country holds
tremendous untapped talent and creative minds. With this belief,
we launched a project six years ago that has now evolved into a
full-fledged entrepreneurial ecosystem for textiles: the TechXtile
Challenge. Organized in coordination with the Turkish Exporters
Assembly (TİM) and with the support of the Ministry of Trade,
this year’s competition again centered around the theme of
sustainability. Applications were evaluated in two categories:
‘Level Up’ for idea-stage entrepreneurs, and ‘Scale Up’ for those
with scalable products or services beyond the idea phase.
Our aim is to increase value-added exports, integrate new
technologies and methods into production, foster a culture of
innovation and entrepreneurship, strengthen university-industry
collaboration, and support the development of original Turkish
products for global markets. With the 6th edition of the TechXtile
Challenge, we hope to help individuals with promising ideas and
products in key areas of R&D and innovation to benefit from
seminars and mentoring opportunities. Instead of offering cash
prizes as in previous years, we now provide tailored support tools
that entrepreneurs truly need to thrive—such as mentorship,
company formation support, and media exposure. Alongside
this, we are continuing to deliver dozens of training programs in
artificial intelligence, sustainability, and digital transformation.”
destek mekanizmaları güçlendirilmeli. Sosyal Sürdürülebilirlik alanında aslında
kuzey afrika ve uzak doğudaki rakiplerimize göre çok daha iyi konumdayız ancak
yine de insan hakları, adil çalışma koşulları ve insana yakışır iş olanakları gibi sosyal
sürdürülebilirlik konularında iyileştirmelere devam edeceğiz. Sektörümüzdeki tekstil ve
konfeksiyon firmaları, tüm bu stratejileri etkin bir şekilde uygulayarak küresel rekabette
daha da güçlenecek ve gelecekteki pazar dinamiklerine uyum sağlayacaktır.”
TECHXTILE CHALLENGE ILE TEKSTILDE
GIRIŞIMCILIK EKOSISTEMI GELIŞIYOR
Geleceği yakalamak için hazır mıyız? Sizce Türk
tekstil sektörü yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve
dijital dönüşüm gibi alanlarda yeterince hızlı
hareket ediyor mu? Uludağ Tekstil İhracatçıları
Birliği bu dönüşüm sürecinde nasıl bir rol
üstleniyor?
“Yeşil dönüşüm özellikle Avrupa ülkelerinin öncelikli gündemi konumunda. İklim
Kriziyle mücadele etmek için Avrupa Birliği’nin yaptığı önemli bir çalışma olan
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın etkileri tüm sektörlerde hissedilmeye başlandı. Biz de
Avrupa pazarıyla yakın ilişkileri olan bir sektör olarak gerek AB gerek BM gerekse
diğer kuruluşlar ve ülkelerin yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlikle ilgili çalışmalarını
yakından takip ediyoruz. Bu doğrultuda, karbon ayak izinin azaltılması, yenilenebilir
enerjiye geçiş, su ve enerji verimliliği, atık yönetimi ve döngüsel ekonomi uygulamaları
gibi kritik konularda üyelerimizi destekliyor, sürdürülebilir çalışma modellerini
teşvik ediyoruz. UİB, üyelerini sürdürülebilirlik konusunda bilinçlendirmek ve
küresel gelişmelere uyumlarını sağlamak ve bilinç seviyelerini yükseltmek amacıyla
oluşturulan UİB Akademi bünyesinde gerçekleştirilen yüz yüze ve çevrimiçi eğitimler,
ihracatçı firmalara Yeşil Mutabakat, karbon ayak izi yönetimi, döngüsel ekonomi,
yeşil finansman ve sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi gibi kritik konularda bilgi ve
destek sağlıyor. Her ay düzenli olarak yayımlanan UİB Yeşil Bülten ile UİB, güncel
gelişmeleri ve en iyi uygulamaları firmalarla paylaşarak farkındalık oluşturmayı
amaçlıyoruz.
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak, Ar-Ge ve İnovasyonun önemini ülke
genelinde yaymak için bugüne kadar birçok konu ve proje üzerinde çalıştık ve bu
konuda önemli bir atım attık. Ülkemizin, keşfedilmeyi bekleyen birçok yeteneği ve
hazine sayılabilecek zihinleri bünyesinde barındırdığına inanarak, birçok sektör için
de rol model haline gelen bir projemizi, son altı yılda “TechXtile Challenge” adıyla
tekstilde bir girişimcilik ekosistemine dönüştürdük. Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) koordinatörlüğü ve T.C. Ticaret Bakanlığımızın destekleri ile düzenlediğimiz
TechXtile Challenge Tasarım Yarışması’nın ana temasını “Sürdürülebilirlik” olarak
belirledik. Bu yıl platformumuza gelen başvuruları yine iki kategoride değerlendirdik.
Girişimleri henüz fikir aşamasında olan projelerin yarışacağı Fikir Aşaması Girişimci
Kategorisi (Level Up) ve girişimleri fikir aşamasını geçmiş, ticarileşme ve ölçeklenme
potansiyeline sahip ürün veya hizmeti geliştirmiş girişimcilerin yarışacağı Hizmet
Geliştirmiş Girişimci Kategorisi (Scale Up) Amacımız; tekstil sektöründe 2028 yılı
İhracat vizyonu çerçevesinde ihracatta katma değerin arttırılması, yeni teknoloji ve
metotların üretim sistemine kazandırılması, yenilikçi ürünler tasarlanması, girişimcilik
ve inovasyon kültürünün oluşturulması, üniversite-sanayi iş birliğinin güçlendirilmesi,
sürdürülebilir olması ve ülkemiz ihracatçıları tarafından özgün ürünlerin dünya
pazarlarına sunulmasına katkı sağlanması. Bu kapsamdan yola çıkarak, 6. TechXtile
Challenge Tasarım Yarışması ile tekstil sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin üzerinde
çalıştığı, Ar-Ge ve inovasyon için bütçe harcadığı, iş birlikleri aradığı teknolojik
alanlarda veya odaklarda dikkate değer fikir ve ürün geliştiren herkesin, seminer ve
mentorluk imkânlarından yararlanması, kendisini geliştirmesini hedefledik. Son
yıllarda dereceye girenlere direkt nakit ödülü uygulamasının yerine, girişimcilerin
iş yaşamlarında ve kariyerlerinde ihtiyaç duyabilecekleri tüm donanımlara sahip
olabilecekleri destekleri sağlıyoruz. Seminerler ve mentorluk hizmetlerinin yanı sıra yeni
şirket kurma, medya desteği gibi birçok imkân sunuyoruz. Bu çalışmamızın yanı sıra
yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm gibi alanların alt konularında onlarca
eğitim faaliyetimiz de devam ediyor.”
80 June Haziran 2025
Şenol Şankaya: “The Green
Deal is set to rewrite the
rulebook for our industry”
Şenol Şankaya: “Yeşil Mutabakat’a
uyum, sektörün geleceğini yeniden
yazacak”
Şankaya stresses the urgent need for
policies that bring production costs under
control, while highlighting how Yeşim
Group has stayed ahead of the curve—
boosting its edge through digitalization,
sustainability, and a fully integrated
production model.
As part of our June 2025 special feature for Tekstil Teknik
magazine, we interviewed Şenol Şankaya, Chairman of
the Board at Yeşim Group and Almaxtex Tekstil, about
the sector’s recent export downturn, its loss of competitiveness,
and potential solutions. Şankaya also shared compelling insights
into how Yeşim Group is navigating these challenges through
automation, R&D, and sustainability investments—particularly
in Egypt—as well as how the company is preparing for
upcoming EU regulations with green energy initiatives.
EXPORT LOSSES ARE MOUNTING, BUT
PRODUCTIVITY IS PROTECTED THROUGH
STRATEGIC INVESTMENT
How do you evaluate the current crisis in
Türkiye’s textile industry? What steps do
you think are necessary to overcome these
challenges, and what solutions should be
prioritized?
“Over the past two years, the apparel and textile sector has
suffered significant losses in exports. The foreign exchange
rate has not kept pace with inflation, making it increasingly
difficult to cover rising costs. When energy and labor expenses
couldn’t be reflected in prices, companies first lowered their
profit margins and then turned to downsizing. In the January–
September 2024 period, Türkiye’s apparel exports fell by 8.5%
compared to the same period last year. During this time, some
clients shifted their production to regions such as the Far East
and North Africa. Although 2024 was a challenging year for the
sector, we at Yeşim Group managed this period through strategic
steps. We maintained our production activities in Türkiye with
Şankaya, sektörde maliyetleri
dengeleyecek politikalara ihtiyaç olduğunu
belirtirken, Yeşim Grup’un dijitalleşme,
sürdürülebilirlik ve entegre üretim gücü
sayesinde rekabet avantajını büyüterek
koruduğunu vurguluyor.
Tekstil Teknik dergisinin Haziran 2025 özel dosyası kapsamında görüştüğümüz
Yeşim Grup ve Almaxtex Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Şankaya,
sektörde yaşanan ihracat daralmasını, rekabet gücü kaybını ve çözüm yollarını
değerlendirdi. Yeşim Grup’un otomasyon, Ar-Ge ve sürdürülebilirlik yatırımlarıyla
süreci nasıl yönettiğini aktaran Şankaya, Mısır operasyonları, yeşil enerji yatırımları ve
Avrupa Birliği regülasyonlarına hazırlık sürecine dair çarpıcı bilgiler paylaştı.
İHRACATTA KAYIP BÜYÜK AMA ÜRETIMDE
VERIMLILIK STRATEJIK YATIRIMLA
KORUNUYOR
Türk tekstil sektörünün içinden geçtiği zorlu
süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sektörün
bu çıkmazdan çıkışı için ne tür adımlar atılmalı,
hangi çözüm yolları öncelikli olmalı?
“Son iki yılda hazır giyim ve tekstil sektöründe ciddi ihracat kayıpları yaşandı.
Şenol Şankaya
82 June Haziran 2025
value-added, design-focused products. We closed the year with
a total export figure of $490 million. Thanks to automation
investments we have prioritized over the last two years, we
improved per-person productivity by about 3%. By the end of
2025, we aim to exceed $500 million in total exports and reach
$250 million in exports from Egypt with 14% growth. To help
the sector overcome this bottleneck, foreign exchange policies
must be revised to support exporters. Supportive measures
are also needed to balance production costs, particularly in
energy and labor. Additionally, improving access to finance
and launching low-interest loan mechanisms will be critical for
business sustainability. In the medium and long term, investments
focused on value-added production, digitalization, automation,
and sustainability within the Green Deal framework will increase
the sector’s competitiveness.”
TO ACHIEVE SUSTAINABLE
COMPETITIVENESS: DIGITALIZATION, R&D,
AND GREEN ENERGY INVESTMENT
In today’s rapidly intensifying global
competition, what are your company’s
differentiation strategies? Which areas are you
investing in to stand out?
“At Yeşim Group, we are maximizing Türkiye’s strong production
infrastructure and geographical advantage. We continue to maintain
a strong presence in the European, American, and Middle Eastern
markets. Exports account for 95% of our total sales—an important
indicator of our global competitiveness. Rather than focusing
on growth in 2025, we have prioritized enhancing sustainable
competitiveness. In addition to expanding our apparel facility in
Egypt, we have also initiated investments to establish an integrated
fabric and yarn factory. We plan to complete this investment by
2027 and increase employment capacity in the region. Our top
priorities include digital transformation, automation, sustainability,
and R&D investments. We are especially investing in green energy
and environmentally friendly technologies to comply with new
Döviz kurunun enflasyon karşısında yeterince artmaması, maliyetlerin karşılanmasını
zorlaştırdı. Artan enerji ve işçilik giderleri fiyatlara yansıtılamayınca firmalar önce kâr
marjlarını düşürdü, ardından küçülmeye yöneldi. 2024’ün Ocak-Eylül döneminde
Türkiye’nin hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre %8,5
azaldı. Bu süreçte bazı müşteriler, üretimi Uzak Doğu ve Kuzey Afrika gibi bölgelere
kaydırdı.
2024, sektör açısından zorlu bir yıl olsa da Yeşim Grup olarak bu dönemi stratejik
adımlarla yönetmeye çalıştık. Katma değerli ve tasarıma dayalı ürünlerle Türkiye’deki
üretim faaliyetlerimizi sürdürdük. Yılı toplam 490 milyon dolar ihracatla kapattık.
Son iki yıldır ağırlık verdiğimiz otomasyon yatırımları sayesinde kişi başı üretim
çıktısını artırarak yaklaşık %3 oranında verimlilik sağladık. 2025 sonunda ise toplam
ihracatımızı 500 milyon doların üzerine çıkarmayı, Mısır’da ise %14 büyümeyle
250 milyon dolarlık ihracata ulaşmayı hedefliyoruz.
Sektörün bu çıkmazdan çıkışı için döviz kuru politikalarının ihracatçıyı destekleyecek
şekilde gözden geçirilmesi büyük önem taşıyor. Üretim maliyetlerini dengelemek adına
enerji ve işçilik giderlerinde destekleyici adımlar atılmalı. Ayrıca finansmana erişimin
kolaylaştırılması ve uygun faizli kredi mekanizmalarının devreye alınması firmaların
sürdürülebilirliği açısından kritik. Orta ve uzun vadede ise katma değerli üretim,
dijitalleşme, otomasyon ve Yeşil Mutabakat çerçevesinde sürdürülebilirlik odaklı
yatırımlar sektörün rekabet gücünü artıracaktır.”
SÜRDÜRÜLEBILIR REKABET GÜCÜ IÇIN
DIJITALLEŞME, AR-GE VE YEŞIL ENERJI
YATIRIMI
Küresel rekabetin hızla arttığı bu dönemde,
firmanızın farklılaşma stratejileri nelerdir?
Hangi alanlara yatırım yaparak öne çıkmayı
hedefliyorsunuz?
“Yeşim Grup olarak, Türkiye’nin güçlü üretim altyapısı ve coğrafi avantajlarını en iyi
şekilde kullanıyoruz. Avrupa, Amerika ve Orta Doğu pazarlarındaki güçlü varlığımızı
sürdürüyoruz. Toplam satışlarımızın %95’ini ihracat oluşturuyor. Bu, küresel
ölçekteki rekabet gücümüzün en önemli göstergesi.
2025 yılı için büyümeden ziyade sürdürülebilir rekabet gücünü artırmaya odaklandık.
Mısır’daki hazır giyim tesisimizi büyütmenin yanı sıra, entegre bir kumaş ve
iplik fabrikası kurma yatırımlarına başladık. 2027 yılına kadar bu yatırımın
tamamlanmasını ve bölgedeki istihdam kapasitemizin artırılmasını planlıyoruz.
June Haziran 2025
83
regulations such as carbon border taxes. In this way, we aim to
optimize costs while fulfilling our environmental responsibilities.”
A SUSTAINABILITY MODEL THAT LOOKS
BEYOND TODAY
Are we ready for the future? Do you believe
Türkiye’s textile sector is moving fast enough in
AI, sustainability, and digital transformation?
What role is Yeşim Group playing in this
process?
“While the textile industry has made significant progress in
artificial intelligence and digitalization, it is difficult to say that it
has fully realized its potential. At Yeşim Group, we have adopted
a proactive approach to this process. For the past two years, we
have been working on automation projects at our facilities in
Egypt and focusing on future-oriented production technologies.
Additionally, we have established a strong R&D infrastructure for
developing environmentally friendly and sustainable products. By
the end of 2024, our R&D expenditures accounted for 1.5% of our
revenue. During the same period, we ran 18 active R&D projects
and increased employment in this area to 48 people. Among the
innovative products we have developed are eco-friendly fabrics that
minimize chemical use, textiles made from bio-based raw materials,
and products with unique characteristics achieved through special
washing techniques. This perspective not only helps us improve our
internal processes but also allows us to develop practices that are
recognized as industry benchmarks. Through projects aligned with
our ‘sustainable future’ vision, we have achieved major successes.
Notably, in December, we were recognized in the inaugural
‘Türkiye EN-VERİM 100’ ranking conducted in cooperation with
the Ministry of Energy and Natural Resources and EYODER.
Our Bursa-based Almaxtex Tekstil plant made us proud with its
performance. Ranking 6th among companies that invested most in
energy audits, we demonstrated that our investments were not only
timely but also effective. All these achievements reflect a mindset
focused not just on today but on the future. Moreover, the inclusion
of our Co-CEO Selim Şankaya among ‘Türkiye’s 50 Sustainability
Leaders’ is an additional source of motivation, acknowledging our
long-standing commitment to sustainability.”
A ROBUST MODEL BUILT TODAY, DESIGNED
FOR TOMORROW
Would you like to add any final thoughts or
additional insights on these topics?
“At Yeşim Group, we are strengthening our sustainability strategies
under the European Green Deal. We are increasing our use of
renewable energy in production processes, minimizing water
consumption, and making systematic investments to reduce
our carbon footprint. Through these steps, we are reducing our
environmental impact and building a sustainable business model.
The future of the sector will be shaped by sustainable production,
skilled labor, and digital transformation. As long as we can combine
Türkiye’s advantages—such as quality, location, and production
strength—with this transformation, we can further strengthen our
position in global markets. Our products span a wide range of
applications, from apparel to home textiles. Thanks to our fully
integrated structure, we manage all processes from yarn to finished
product under one roof. This provides speed, flexibility, and cost
advantages in supply chain management. By offering end-to-end
solutions to our customers, we enhance both our brand’s and
Türkiye’s competitive power in global markets.”
Öncelikli alanlarımız arasında dijital dönüşüm, otomasyon, sürdürülebilirlik ve Ar-Ge
yatırımları yer alıyor. Özellikle karbon sınır vergisi gibi yeni regülasyonlara uyum
sağlamak amacıyla yeşil enerji ve çevre dostu teknolojilere yatırım yapıyoruz. Bu sayede,
maliyetleri optimize ederken çevresel sorumluluklarımızı da yerine getiriyoruz.”
YALNIZCA BUGÜNÜ DEĞIL YARINI DÜŞÜNEN
SÜRDÜRÜLEBILIRLIK MODELI
Geleceği yakalamak için hazır mıyız? Sizce Türk
tekstil sektörü yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve
dijital dönüşüm gibi alanlarda yeterince hızlı
hareket ediyor mu? Yeşim Grup bu dönüşüm
sürecinde nasıl bir rol üstleniyor?
“Tekstil sektörü, yapay zekâ ve dijitalleşme alanında önemli ilerlemeler kaydetmiş olsa
da hâlâ potansiyelinin tamamını yansıttığını söylemek zor. Bu süreçte Yeşim Grup
olarak proaktif bir yaklaşım benimsedik. Özellikle Mısır’daki üretim tesislerimizde,
son iki yıldır otomasyon projeleri üzerinde çalışıyor ve geleceğin üretim teknolojilerine
odaklanıyoruz.
Bununla birlikte, çevre dostu ve sürdürülebilir ürün geliştirme konusunda da güçlü
bir Ar-Ge altyapısı oluşturduk. 2024 yılı sonu itibarıyla Ar-Ge harcamalarımızın
ciromuzdaki payı %1,5 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde 18 aktif Ar-Ge projesi
yürütürken, bu alandaki istihdamımız da 48 kişiye ulaştı.
Bu çalışmalar neticesinde geliştirdiğimiz ürünler arasında; kimyasal kullanımını
minimize eden çevre dostu kumaşlar, biyobazlı hammaddelerden üretilen tekstiller ve
özel yıkama teknikleriyle farklılık yaratan ürünler yer almakta.
Bu bakış açısıyla yalnızca iç süreçlerimizi iyileştirmekle kalmıyor, aynı zamanda
sektörde örnek gösterilen uygulamalar geliştirmeye devam ediyoruz. “Sürdürülebilir
gelecek” hedefimiz doğrultusunda hayata geçirdiğimiz projelerle önemli başarılara
imza atıyoruz. Özellikle Aralık ayında, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
ile EYODER iş birliğinde ilk kez gerçekleştirilen “Türkiye EN-VERİM 100”
araştırmasında elde ettiğimiz dereceler, enerji verimliliğine verdiğimiz önemin somut bir
göstergesi oldu.
Yeşim Grup’un Bursa merkez fabrikası Almaxtex Tekstil, bu bağlamda sergilediği
performansla bizlere büyük bir gurur yaşattı. Enerji etüdüne en fazla yatırım yapan
firmalar arasında 6. sırada yer almamız, süreçlerimizi doğru yönettiğimizin ve
yaptığımız yatırımların ne denli isabetli olduğunun bir göstergesi niteliğinde.
Tüm bu başarılar, yalnızca bugünü değil, yarını da düşünen bir anlayışla hareket
etmemizin bir sonucu. Ayrıca, Co-CEO’muz Selim Şankaya’nın “Türkiye’nin 50
Sürdürülebilirlik Lideri” arasında yer alması, yıllardır kararlılıkla sürdürdüğümüz
sürdürülebilirlik çalışmalarının takdir edilmesi açısından bizler için ayrı bir
motivasyon kaynağı.”
BUGÜNDEN YARINA UZANAN
GÜÇLÜ BIR MODEL
Bu başlıkların dışında, önemine binaen eklemek
istediğiniz başka bir değerlendirme var mı?
“Yeşim Grup olarak Yeşil Mutabakat kapsamındaki sürdürülebilirlik stratejilerimizi
güçlendiriyoruz. Üretim süreçlerimizde yenilenebilir enerji kullanımını artırıyor, su
tüketimini minimize ediyor ve karbon ayak izimizi azaltmak için sistematik yatırımlar
yapıyoruz. Bu adımlar sayesinde çevresel etkilerimizi azaltarak, sürdürülebilir bir iş
modeli inşa ediyoruz.
Sektörün geleceği, sürdürülebilir üretim, nitelikli iş gücü ve dijital dönüşümle
şekillenecek. Türkiye’nin sahip olduğu kalite, lokasyon ve üretim gücü gibi avantajları,
bu dönüşümle birleştirebildiğimiz sürece küresel pazardaki konumumuzu daha da
güçlendirebiliriz.
Ürünlerimiz; hazır giyimden ev tekstiline kadar geniş bir kullanım alanına sahip. Tam
entegre yapımız sayesinde iplikten mamul ürüne kadar tüm süreçleri tek çatı altında
yönetiyoruz. Bu da tedarik zinciri yönetiminde hız, esneklik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Müşterilerimize uçtan uca çözümler sunarak hem markamızın hem de Türkiye’nin
küresel pazardaki rekabet gücünü artırıyoruz.”
84 June Haziran 2025
Staying strong amid challenges:
Strategic moves from the turkish
textile machinery industry
Zorluklara rağmen güçlü kalıyoruz: Türk tekstil
makine sektöründen stratejik hamleler
TEMSAD Chairman Adil Nalbant shares
key insights on sustainability, export
strategies, financing obstacles, and global
competitiveness. TEMSAD Chairman
Adil Nalbant emphasizes the necessity
of strategic thinking and collective
transformation as he analyzes the textile
machinery sector under the shadow of
global turbulence and domestic challenges:
“What we need most is strategic thinking
and a united transformation.”
TEMSAD Başkanı Adil Nalbant, küresel
dalgalanmaların ve iç dinamiklerin
etkilediği Türk tekstil makine sektörünü
değerlendirirken sürdürülebilirlikten ihracat
stratejilerine, finansman zorluklarından
uluslararası rekabet gücüne kadar sektörün
geleceğine yön veren kritik başlıklarda
önemli mesajlar veriyor: “Stratejik akıl ve
birlikte dönüşüm en büyük ihtiyacımız.”
TEMSAD Chairman Adil Nalbant offers an in-depth analysis of
the textile and textile machinery sectors, evaluating the impact
of global economic stagnation and Turkey’s internal structural
issues. Despite ongoing difficulties, the transformation of the textile
sector—one of the main drivers of Turkish industry—along with rising
export figures and sustainability-centered developments, offers hope for
the future.
Global pressures and internal dynamics:
Disruptive forces
“Wars in different parts of the world and global economic contraction
are not just macroeconomic issues—they directly impact our sector,”
says Nalbant. He points out that loss of production and employment
in Turkey’s textile industry weakens the sector’s primary customer
base. Factors such as exchange rate pressures, soaring costs, and
Europe’s drive for market diversification have cornered Turkish textile
producers. Nalbant emphasizes that rising costs and difficulties in
accessing financing have significantly reduced textile and ready-to-wear
production capacities in Turkey, noting the relocation of manufacturing
facilities abroad—especially to Egypt—as clear evidence.
The textile industry cannot be replaced—but it
needs smart strategy
“The textile industry is one of this country’s deeply rooted sectors—
it cannot simply vanish,” says Nalbant, underlining its strategic
importance. He highlights the rise of technical textiles in export figures,
contrasted by declines in woven and knitted fabrics. “Just as the defense
industry is indispensable to our nation, so too is the textile industry,” he
says, stressing the need for innovative strategies to revitalize the sector.
TEMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Adil Nalbant, hem küresel ekonomik
sıkışıklıkların hem de Türkiye’ye özgü yapısal sorunların gölgesinde
tekstil ve tekstil makineleri sektörünü detaylı bir şekilde analiz etti. Türk
sanayisinin lokomotiflerinden biri olan tekstil sektörünün geçirdiği değişim, ihracat
rakamlarındaki yükseliş ve sürdürülebilirlik odaklı dönüşüm çabaları, sektörün
geleceği açısından umut vaat ediyor.
Küresel baskılar ve içsel dinamikler: Sektörü
sarsan etkenler
“Dünyanın farklı noktalarında yaşanan savaşlar ve global ekonomik daralma
yalnızca makroekonomiyi değil, sektörümüzü de doğrudan etkiledi. Özellikle
tekstil sanayimizdeki üretim ve istihdam kayıpları, sektörümüz açısından en
önemli müşteri grubunun zayıflamasına yol açtı,” diyen Nalbant, yüksek kur,
artan maliyetler ve Avrupa’nın pazar çeşitliliğini artırması gibi unsurların Türk
tekstil sektörünü köşeye sıkıştırdığına dikkat çekiyor. Maliyet baskısı ve finansman
erişimindeki zorlukların, Türkiye’deki tekstil ve hazır giyim üretim kapasitesini
düşürdüğünü söyleyen Nalbant, son dönemde başta Mısır olmak üzere yurtdışına
taşınan üretim tesislerinin bu durumun en somut göstergesi olduğunu belirtiyor.
86 June Haziran 2025
Tekstil bitmez, ancak akılcı stratejiler şart
“Tekstil sektörü bu ülkenin köklerinden biridir; bitmesi mümkün değildir,”
diyerek sektörün stratejik önemini vurgulayan Nalbant, teknik tekstillerin
ihracatta öne çıktığını, dokuma ve örme kumaşların ise gerilediğini ifade ediyor.
“Savunma sanayisi bizim için ne kadar vazgeçilmezse, tekstil de aynı şekilde
vazgeçilmezdir,” diyen Nalbant, sektörün yenilikçi çözümlerle yeniden güç
kazanması gerektiğini vurguluyor.
İhracat artıyor, odağımızda global pazarlar var
Export is growing—global markets are our focus
Despite contraction in the domestic market, Nalbant states that exportdriven
strategies are delivering results: “In 2024, we increased our
exports by 20%, reaching $995 million. Our influence in markets like
Egypt, Russia, and South America continues to grow.”
He adds that dyeing and finishing machines make up 70% of exports,
thanks to their globally competitive quality and performance. For the
first three months of 2025, exports grew by an additional 13%, with
second-hand machinery sales contributing significantly to this growth.
Strategic position in global trade: Turkey ranks
among the top 10
Turkey holds a 3% share in the global textile machinery exports,
amounting to $28 billion annually, and ranks 7th among exporting
countries. China, Germany, and Japan occupy the top spots. Meanwhile,
a 21% drop in Turkey’s textile machinery imports to $1.5 billion
highlights the contraction of the domestic market.
Sustainability and green transformation: A shift
in vision
“Green transformation is no longer a choice—it’s a necessity,” says
Nalbant. He notes that TEMSAD has taken several steps in this
direction: “Last year, we held a joint consultation meeting with the
Turkish Exporters Assembly (TİM), where 25 member companies
presented their sustainability-driven innovations.”
Nalbant also shares that Turkish textile machinery manufacturers
are actively working to integrate into INDITEX’s sustainable supply
platform, emphasizing that such collaborations will increase in the
future.
Policy support: New ıncentives for domestic
production
Through ongoing cooperation with the Ministry of Industry and
Technology, TEMSAD secured investment incentives for strategic
product groups like dyeing and finishing machines to encourage
domestic sourcing. Nalbant confirms efforts to expand this product list
and calls for increased import tariffs to counter growing pressure from
China. He states that these demands will soon be submitted to the
Ministry of Trade.
Sektördeki daralmaya rağmen ihracat odaklı büyüme stratejilerinin sonuç
verdiğini belirten Nalbant, “2024’te ihracatımızı %20 artırarak 995 milyon
dolara ulaştırdık. Mısır, Rusya ve Güney Amerika gibi pazarlardaki etkimiz
güçleniyor,” diyor. İhracatın %70’ini boya apre makinelerinin oluşturduğunu
ifade eden Nalbant, bu alandaki kalite ve rekabet gücünün dünya genelinde Türk
makinelerini öne çıkardığını belirtiyor. 2025’in ilk üç ayında ihracattaki artışın
%13’e ulaştığını da aktaran Nalbant, ikinci el makinelerin bu artışta etkili
olduğuna dikkat çekiyor.
Dış ticarette stratejik konum: Türkiye ilk 10’da
Dünya genelinde yıllık yaklaşık 28 milyar dolarlık tekstil makine ihracatında
Türkiye’nin %3’lük bir pay aldığını ve 7. sırada yer aldığını belirten Nalbant,
Çin, Almanya, Japonya gibi ülkelerin ön sıralarda olduğunu hatırlatıyor.
Öte yandan ithalatın %21 düşerek 1,5 milyar dolara gerilemesi, iç pazarın
daralmasının açık bir göstergesi.
Sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm: Vizyon
değişiyor
“Yeşil dönüşüm artık bir tercih değil zorunluluk,” diyen Nalbant, TEMSAD
olarak bu alandaki katkılarını da paylaşıyor: “Geçtiğimiz yıl TİM ile ortak bir
istişare toplantısı düzenledik, 25 üyemizin sürdürülebilirlik odaklı yeniliklerini
kamuoyuna sunduk.” INDITEX’in sürdürülebilir tedarik platformuna Türk
makinelerinin entegrasyonu için de aktif rol aldıklarını belirten Nalbant, bu tür iş
birliklerinin artarak süreceğini ifade ediyor.
Politika desteği: Yerli üretim için yeni teşvikler
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yürütülen çalışmalar sonucunda, boya apre
makineleri gibi stratejik ürünlerde yerli tercihlerin yatırım teşvik belgeleriyle
desteklenmesini sağladıklarını anlatan Nalbant, bu listenin genişletilmesi için
de çalışmalara devam ettiklerini belirtiyor. Ayrıca, Çin baskısına karşı ithalat
vergilerinin artırılması gerektiğini vurgulayan Nalbant, bu taleplerini Ticaret
Bakanlığı’na ileteceklerini belirtiyor.
Yeni dönem için ortak akıl şart
Sözlerini, tekstil sanayisinin tüm paydaşlarını bir araya getirecek bir çalıştay
çağrısıyla sonlandıran Nalbant: “Ülkemizin tekstil sanayisi, bilinçli ve
stratejik bir dönüşüme muhtaç. Bu süreçte biz tekstil makine üreticilerine düşen
sorumluluğun farkındayız. Ancak bu değişim, tüm paydaşların ortak aklıyla
mümkün olacaktır.”
Collective wisdom is the key to a new era
Nalbant concludes with a call to action: “Turkey’s textile industry
urgently needs a conscious and strategic transformation. As textile
machinery manufacturers, we are fully aware of our responsibility in
this process. But real change can only be achieved through the collective
wisdom of all stakeholders.”
June Haziran 2025
87
“The key to transformation:
Local resources and collective vision”
“Dönüşümün anahtarı: Yerli ham
madde ve ortak akıl”
Ömer Ünsal, Chairman of the Board at
Tekay Kimya, clearly outlines the structural
problems currently facing the Turkish
textile industry and proposes strategic
solutions. According to Ünsal, prioritizing
domestic cotton and polyester production,
adopting environmentally friendly
production as a professional responsibility,
and strengthening public-private
cooperation are the fundamental steps that
will shape the future of the sector.
Tekay Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Ömer
Ünsal, Türk tekstil sanayisinin mevcut
yapısal sorunlarını ve çıkış rotalarını net
biçimde ortaya koyuyor. Ünsal’a göre; yerli
pamuk ve polyester üretiminin stratejik
öncelik haline gelmesi, çevreye duyarlı
üretimin mesleki bir sorumluluk olarak
benimsenmesi ve kamu-özel sektör
iş birliğinin güçlendirilmesi, sektörün
geleceğini şekillendirecek temel adımlardır.
As Textile & Technical, we interviewed Tekay Kimya Chairman
Ömer Ünsal as part of our special feature shedding light on
the current state and future of the Turkish textile industry. We
discussed a wide range of topics from overcoming sectoral bottlenecks to
environmental responsibility.
The Turkish textile industry has been going
through a challenging period in recent years.
In your opinion, how should this process be
managed? What should be the priority areas for
solutions?
“First and foremost, we need a solution-oriented approach that
acknowledges the evolution of the textile industry. Textile is not limited
to apparel—it feeds many sectors from automotive to construction
and footwear. This makes it strategically important. At the core of
today’s problems lies raw material supply. Cotton is a strategic product
for Turkey. A comprehensive program is needed to support cotton
production and reduce costs. Likewise, synthetic fiber production, such
as polyester, must be addressed. Additionally, access to finance should
be made easier so that companies can balance labor costs and continue
production. Businesses are currently experiencing serious capital
constraints, which is hindering growth.”
Considering global developments, what is your
view on overseas investments in our sector?
“The trade tension between the U.S. and China presents opportunities
for the EU to diversify production. Our textile and ready-wear sector
can strategically position itself by calmly tracking global trends. In
past crises, Europe continued to buy products, but demand has since
declined. Globally, the textile industry is now experiencing its toughest
period, which brings with it the risk of contraction. Some suggest Egypt
as an attractive investment destination, but investing there contributes
little to our country. In fact, products made there are sold more cheaply
Tekstil & Teknik olarak, Türk tekstil sektörünün mevcut durumuna ve
geleceğine ışık tutacak özel dosyamız kapsamında Tekay Kimya Yönetim
Kurulu Başkanı Ömer Ünsal ile görüştük. Sektörel darboğazdan çıkış
yollarından çevresel sorumluluğa kadar birçok konuyu ele aldık.
Türk tekstil sektörü son yıllarda oldukça zorlu bir
süreçten geçiyor. Sizce bu süreç nasıl yönetilmeli?
Öncelikli çözüm alanları neler olmalı?
“Öncelikle tekstilin nereden nereye geldiğini görerek çözüm odaklı bir yaklaşım
benimsemeliyiz. Tekstil yalnızca konfeksiyon değil; otomotivden inşaata,
ayakkabıya kadar birçok sektörü besleyen bir alandır. Bu sebeple stratejik önemi
büyük. Bugünkü sorunların temelinde ham madde temini yer alıyor. Türkiye için
pamuk stratejik bir üründür. Ciddi bir programla pamuk üretiminin desteklenmesi
ve maliyetlerin düşürülmesi gerekiyor. Aynı şekilde polyester gibi sentetik elyaf
üretimi de ele alınmalı. Ayrıca, firmaların işçilik maliyetlerini dengeleyebilmesi
ve üretime devam edebilmesi için finansmana erişim kolaylaştırılmalı. Şu anda
işletmeler ciddi bir sermaye dar boğazı içinde. Bu da büyümeyi engelliyor.”
88 June Haziran 2025
Dünyadaki gelişmeleri
dikkate alarak,
sektörümüzün yurtdışı
yatırımları hakkında neler
söylemek istersiniz?
than those produced in Turkey—there is a ‘country price’ reality. The
solution, in my opinion, lies in finance. Businesses lack sufficient working
capital. The reason is simple: A product that used to cost 1 lira now
costs much more in a short time, but sales prices have remained the
same or even decreased. This triggered the capital bottleneck, which
worsened with rising interest rates and limited access to loans. As a
result, companies have been dragged into very difficult circumstances.
Exchange rate volatility has further complicated things for exporters,
and obtaining credit has become increasingly difficult.”
How does your company differentiate itself
in this increasingly competitive global
environment?
“At Tekay Kimya, our differentiation strategy is built on developing
innovative products, targeting new markets, and offering sustainable
solutions. We also focus on creating new pricing models based on cost
analysis and providing customized solutions for our clients. Competition
today is no longer just about price—it’s also about value and
environmental responsibility.”
Topics like sustainability, digitalization, and
artificial intelligence are now central to the
agenda. Can the Turkish textile industry keep up
with this transformation?
“If we want to catch up with the future, employers and the public
sector must act together. Self-serving mindsets are no longer sustainable.
Environmentally responsible production is not a choice anymore—it’s
a professional obligation. Education plays a major role in this regard.
The Ministry’s initiatives targeting technical high schools are promising.
Since Minister of Industry and Technology Mr. Fatih Kaçır took office,
there has been renewed momentum to develop and expand technical
schools. This is essential for the continuity of businesses. Looking at
developed countries, Germany is a prime example (I won’t go into more
detail). We must guide future generations toward high value-added and
technologically advanced products. We need to further strengthen our
capabilities in education, branding, design, R&D, and sustainability.
Goals should include developing innovative products, targeting new
market routes, identifying new customer groups, and creating new
pricing models through cost analysis.”
“Amerika – Çin arasındaki ticari çekişme
bize AB de yeni bir üretim çeşitlemesi
yapılabilir, tekstil ve hazır giyim Stres
yapmadan piyasadaki ve Dünyadaki
hareketleri takip ederek ona göre pozisyon
alabilir. Daha önceki senelerde yaşanmış
zorluklarda Avrupa ürün alıyordu. Şimdi
bu geriledi, tekstil globalde en zor dönemi
yaşıyor, bu da küçülme riskini doğuruyor.
Bazı kesimler Mısır’ı daha cazip göstererek
orada yatırım yapmak ülkemize fazla bir şey katmaz. Kaldı ki orada üretilen
ürün fiyatları ülkemizde üretilenden daha ucuza satılmaktadır. Yani ülke fiyatı
vardır. Bunun çözümü bana göre finansmanda yatmaktadır. İşletme sermayeleri
yetmiyor. Sebep çok basit. Bir liraya mal olan ürün bir liranın üzerine çok kısa
sürede mal oldu. Satış fiyatı eski oranda kaldı ve kısmen düşüş oldu. İşte sermaye
dar boğazı böylece başladı ve büyüyor, buna bankalardan erişilemeyen yüksek
faiz dahil oldu. Böylece işletmeler çok zor bir duruma sürüklendi. Kur hareketleri
eklenince ihracatçının bu boşlukları kapatma durumu zorlaştı. Ayrıca krediye
ulaşmak çok zor bir döneme girdi.”
Küresel rekabetin arttığı bu dönemde, firmanız
nasıl bir farklılaşma stratejisi izliyor?
“Biz Tekay Kimya olarak farklılaşmayı; yenilikçi ürünler geliştirmek, yeni
pazarlar hedeflemek ve sürdürülebilir çözümler üretmek üzerine kurduk. Aynı
zamanda, maliyet analizlerine dayalı yeni fiyatlama modelleri oluşturmayı ve
müşterilerimize özel çözümler sunmayı önemsiyoruz. Rekabet artık sadece fiyatla
değil, değerle ve çevreye duyarlılıkla da şekilleniyor.”
Sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve yapay zekâ
gibi konular gündemin merkezinde. Türk tekstil
sektörü bu dönüşüme ayak uydurabiliyor mu?
“Geleceği yakalamak istiyorsak işverenler ve kamu birlikte hareket etmek zorunda.
Sadece kendi çıkarını gözeten anlayışlar artık sürdürülebilir değil. Çevreye duyarlı
üretim artık bir tercih değil, mesleki bir sorumluluk. Bu konuda eğitimin rolü çok
büyük. Bakanlığımızın teknik liselere yönelik çalışmaları umut verici. Sanayi ve
Teknoloji Bakanımız Fatih Kaçır bey göreve başladığından beri teknik liselerin
( sanat okulları) geliştirilmesi ve çoğaltılması için çok büyük çabası ile yeni bir
ivme kazandı. Çünkü işletmelerin devamlılığı buna bağlıdır. Gelişmiş ülkeler
incelendiğinde Almanya buna bir örnektir (daha detaya girmek istemiyorum).
Gelecek nesilleri yüksek katma değerli ve üretimi zor ürünlere yönlendirmek
zorundayız. Eğitim, markalaşma, tasarım, Ar-Ge ve sürdürülebilirlik alanlarında
daha da güçlenmemiz gerekiyor. Yenilikçi ürün geliştirmek, pazarda yeni rotalar
hedeflemek, yeni müşteri gurupları oluşturmak, yeni fiyatlama modelleri ile maliyet
analizleri yapmak hedefler içinde olmalıdır.”
June Haziran 2025
89
Innovative technology for a
sustainable future: An exemplary
vision from Canlar Mekatronik
Yenilikçi teknoloji, sürdürülebilir gelecek:
Canlar Mekatronik’ten sektöre örnek vizyon
Kaan Çakıcı, Board Member of Canlar
Mekatronik, shares powerful insights on
sustainability, digitalization, domestic
manufacturing, and global competition
in the textile machinery sector: “We are
working tirelessly to keep pace with the
future and continue investing to prove that
we are even ahead of Europe.”
Canlar Mekatronik Yönetim Kurulu Üyesi
Kaan Çakıcı, tekstil makine sektöründe
sürdürülebilirlikten dijitalleşmeye, yerli
üretimden küresel rekabete kadar pek çok
başlıkta güçlü mesajlar verdi: “Geleceği
yakalamak için durmaksızın çalışıyor,
Avrupa’nın bile önünde olduğumuzu
göstermek için yatırımlarımıza hız
kesmeden devam ediyoruz.”
As Tekstil & Teknik, we spoke with Kaan Çakıcı, Board Member
of Canlar Mekatronik, as part of our special report shedding
light on the current state and future of the Turkish textile
industry. Our conversation covered a wide range of topics, from
overcoming sectoral bottlenecks to environmental responsibility, energy
efficiency, and digital transformation.
Tekstil & Teknik olarak, Türk tekstil sektörünün mevcut durumuna ve
geleceğine ışık tutacak özel dosyamız kapsamında Canlar Mekatronik
Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Çakıcı ile görüştük. Sektörel darboğazdan
çıkış yollarından çevresel sorumluluğa, enerji verimliliğinden dijital dönüşüme
kadar birçok konuyu ele aldık.
90 June Haziran 2025
How do you evaluate the challenging period the
Turkish textile industry is going through? In
your opinion, what kind of steps should be taken
to overcome this impasse, and which solutions
should be prioritized?
“The Turkish textile machinery sector holds a competitive position
on a global scale. However, providing more support to machinery
manufacturers is crucial for the sustainability of the sector. The
textile industry should give greater support to domestic machinery
producers. At Canlar Mekatronik, our manufacturing approach aligns
with international quality and standards, placing us ahead of many
European competitors. We believe all players in the textile sector must
take ownership of domestic production. Additionally, regulations
surrounding the import of used machinery pose a barrier to the
development of our machinery industry. Therefore, stricter standards
that consider performance, energy, and water consumption should be
implemented.”
Türk tekstil sektörünün içinden geçtiği zorlu
süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sektörün
bu çıkmazdan çıkışı için ne tür adımlar atılmalı,
hangi çözüm yolları öncelikli olmalı?
“Türkiye tekstil makineleri sektörü, dünya genelinde rekabetçi bir konuma sahip.
Ancak makine üreticilerinin daha fazla desteklenmesi, sektörün sürdürülebilirliği
açısından büyük önem taşıyor. Tekstil sektörü, yerli makine imalatçılarına daha
fazla destek vermeli. Bizler Canlar Mekatronik olarak, uluslararası kalite ve
standartlara uygun üretim anlayışımızla, Avrupalı rakiplerimizin çoğunun önünde
yer alıyoruz. Bu noktada, tekstil sektöründeki tüm oyuncuların yerli üretime sahip
çıkması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca, kullanılmış makine ithalatına yönelik
düzenlemeler de makine sanayimizin gelişiminin önünde bir engel. Bu nedenle
performans, enerji ve su tüketimi gibi kriterlerin gözetildiği daha sıkı standartlar
getirilmesi gerekiyor.”
In a time of rapidly increasing global
competition, what are your company’s strategies
for differentiation? In which areas are you
investing to stand out?
“At Canlar Mekatronik, we offer a broad production range in the
field of fabric dyeing and finishing machines. We export 60% of our
production and manufacture around 500 machines annually in our
30,000-square-meter facility. Through our R&D investments, we
minimize energy, water, and chemical consumption in our machines and
reduce our carbon emissions year by year. Four years ago, we installed
a solar panel system at our factory, allowing us to source a significant
portion of our energy from renewable sources. Our investments in this
area will continue to grow. Additionally, by participating in domestic and
international trade fairs and being featured in industry publications, we
are increasing our brand awareness.”
Are we ready to embrace the future? Do you
think the Turkish textile industry is moving fast
enough in areas such as artificial intelligence,
sustainability, and digital transformation?
“Innovation and digitalization are key components in keeping up
with the future. We have made significant progress in this regard.
To reduce our carbon footprint, we implement
sustainable solutions not only in our production
processes but also in our company vehicles and waste
management practices. We place great importance
on recycling processes. Moreover, we believe that
environmental responsibility should not rest solely
on producers—it must also be embraced by
public authorities and purchasing companies.
At Canlar Mekatronik, our goal is to
become one of the companies that
sets global standards by keeping
technology at the heart of what
we do.”
Küresel rekabetin hızla arttığı bu dönemde,
firmanızın farklılaşma stratejileri nelerdir?
Hangi alanlara yatırım yaparak öne çıkmayı
hedefliyorsunuz?
“Canlar Mekatronik olarak kumaş boyama ve finisaj makineleri alanında çok
geniş bir üretim yelpazemiz var. Üretimimizin yüzde 60’ını ihraç ediyoruz ve
30 bin metrekarelik tesisimizde yılda yaklaşık 500 makine üretiyoruz. Ar-Ge
yatırımlarımızla makinelerimizde enerji, su ve kimyasal kullanımını minimize
ediyor, karbon emisyonumuzu her yıl düşürüyoruz. Dört yıl önce fabrikamıza
kurduğumuz solar panel sistemi ile enerjimizin önemli bir kısmını yenilenebilir
kaynaklardan sağlıyoruz. Bu alandaki yatırımlarımız artarak sürecek. Ayrıca
hem yurtiçi hem yurtdışında sektörel fuarlara katılarak ve sektörel dergilerde yer
alarak marka bilinirliğimizi artırıyoruz.”
Geleceği yakalamak için hazır mıyız? Sizce Türk
tekstil sektörü yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve
dijital dönüşüm gibi alanlarda yeterince hızlı
hareket ediyor mu?
“Geleceği yakalamak için inovasyon ve dijitalleşme en önemli unsurlar arasında.
Biz bu doğrultuda ciddi ilerlemeler kaydettik. Karbon ayak izimizi azaltmak için
sadece üretim süreçlerimizde değil, şirket araçlarımızdan atık yönetimimize kadar
her alanda sürdürülebilir çözümler uyguluyoruz. Geri dönüşüm süreçlerine büyük
önem veriyoruz. Ayrıca, sektör genelinde sadece üreticilerin değil, kamu otoriteleri
ve alıcı firmaların da çevresel sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğine
inanıyoruz. Canlar Mekatronik olarak teknolojiyi odağımıza alarak, dünya
standartlarını belirleyen firmalardan biri olmayı hedefliyoruz.”
June Haziran 2025
91
“Flexibility, innovation and
sustainability: The resilience
formula of Turkish Textile”
“Esneklik, yenilik ve sürdürülebilirlik: Türk
tekstil sektörünün direnç formülü”
Despite challenges such as rising energy
costs, shrinking domestic demand and
global competition, the Turkish textile
industry is taking strong steps in areas
such as technical expertise, sustainability
and digital transformation.
Enerji maliyetleri, daralan iç pazar ve
küresel rekabet gibi zorluklara rağmen;
teknik uzmanlık, sürdürülebilirlik ve dijital
dönüşüm ekseninde güçlü adımlar atan Türk
tekstil sektörü, geleceğe umutla bakıyor.
As part of our special “Sector Outlook” report for the June
2025 issue, we spoke with leading industry representatives to
gain insights into the current state and future of the Turkish
textile industry. According to the firm representative, the sector faces
multifaceted pressures, including global economic fluctuations, rising
energy costs and difficulties in accessing finance. However, Turkey’s
strengths—such as flexible production capabilities, skilled workforce and
proximity to Europe—are seen as significant advantages in overcoming
these challenges.
Haziran 2025 sayımız için özel olarak hazırladığımız “Sektör
Değerlendirmeleri” dosyamız kapsamında görüştüğümüz sektör
temsilcileri, Türk tekstil sektörünün mevcut durumu ve geleceğine dair
önemli tespitlerde bulundu. Sektörün karşı karşıya olduğu zorlukları çok boyutlu
olarak değerlendiren firma temsilcisi, özellikle küresel ekonomik dalgalanmalar,
enerji maliyetlerindeki artış ve finansmana erişim sorunlarına dikkat çekti. Ancak
Türkiye’nin esnek üretim kabiliyeti, kalifiye insan kaynağı ve Avrupa pazarına
yakınlığı gibi avantajlarının bu zorlukları aşmada önemli rol oynayacağını
vurguladı.
92 June Haziran 2025
The roadmap for overcoming the crisis includes a focus on high valueadded
production, branding and diversification in export markets.
Simplifying government incentives and enhancing the effectiveness of
R&D and design centers are also seen as critical steps to strengthen the
sector’s resilience.
The company positions its differentiation strategy on technical expertise,
sustainable chemicals, technical textiles and customer-oriented R&D
solutions. Investments are primarily focused on next-generation raw
materials, digital production systems and international collaborations.
Regarding readiness for the future, the sector is determined, but it’s
noted that SMEs are adapting more slowly than larger companies
in areas like AI, sustainability and digital transformation. A more
systematic and widespread transformation is needed to remain
competitive in global markets.
Sektörden çıkışın yol haritasında ise katma değerli üretim, markalaşma ve ihracat
pazarlarında çeşitlenme ön planda. Devlet desteklerinin sadeleştirilmesi, Ar-Ge
ve tasarım merkezlerinin daha etkin çalışması da sektörün direncini artıracak
başlıklar arasında yer alıyor.
Firma, kendi farklılaşma stratejilerini teknik uzmanlık, sürdürülebilir
kimyasallar, teknik tekstiller ve müşteri odaklı Ar-Ge çözümleri üzerine
kurmuş durumda. Özellikle yeni nesil hammaddeler, dijital üretim sistemleri ve
uluslararası iş birlikleri öncelikli yatırım alanları arasında.
Geleceğe hazırlık konusunda ise sektörün kararlı olduğu, ancak hız konusunda
KOBİ’lerin büyük firmalara kıyasla daha yavaş hareket ettiği ifade edildi. Yapay
zekâ, sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm gibi alanlarda daha sistematik ve yaygın
bir dönüşüm gerektiği vurgulandı.
June Haziran 2025
93
Enhanced Rieter Autoconer
Performance with Winding
Upgrades
Bobinleme Modernizasyonu ile Gelişmiş
Rieter Autoconer Performansı
Rieter offers upgrades for existing
winding machines, incorporating the latest
features from the Autoconer X6. These
upgrades enable significant improvements
in machine efficiency, energy savings
and package quality, ensuring a more
economical and sustainable production
process.
Rieter mevcut bobin makinaları için
Autoconer X6’nın en yeni özelliklerini
içeren modernizasyonlar sunar. Bu
modernizasyonlar makina verimliliğinde,
enerji tasarrufunda ve bobin kalitesinde
önemli iyileştirmeler sağlayarak daha
ekonomik ve sürdürülebilir bir üretim
sürecini garanti eder.
Fig.1: The latest Autoconer X6 features are available as upgrade and improve efficiency and conversion cost.
Şek. 1: En yeni Autoconer X6 özellikleri modernizasyon olarak mevcuttur ve verimliliği ve dönüştürme maliyetini iyileştirir
Winding machines are the final quality assurance in the
spinning process. They produce process-optimized packages,
which are the key to high performance of subsequent process
steps. Continuous technical and technological advancements are pivotal
in maintaining efficiency and competitiveness. To optimize winding
operations, the latest innovations from the Rieter winding machine
Autoconer X6 (Fig.1) are now available as upgrades and retrofits for
existing machines. These enhancements significantly boost efficiency,
reliability and sustainability, ensuring that winding machines continue to
perform at their best.
Bobin makinaları, eğirme prosesinde nihai kalite güvence adımıdır.
Süreçlere uygun şekilde optimize edilmiş bobinler üretirler ve bu bobinler,
sonraki üretim adımlarının yüksek performansla çalışabilmesinin
anahtarıdır. Verimlilik ve rekabet gücünü koruyabilmek için sürekli teknik ve
teknolojik gelişmeler kritik öneme sahiptir. Bobinleme işlemlerini optimize etmek
amacıyla, Rieter’in Autoconer X6 bobin makinasına ait en son yenilikler (Şekil
1), artık mevcut makinalar için modernizasyon ve retrofit seçenekleri olarak
sunulmaktadır. Bu iyileştirmeler, verimlilik, güvenilirlik ve sürdürülebilirlik
açısından ciddi artışlar sağlayarak bobin makinalarının en üst düzeyde
performans göstermeye devam etmesini sağlar.
94 June Haziran 2025
Fig.2: The flow-optimized, aerodynamically designed suction nozzle reduces energy consumption up to 17%.
Şek.2: Akışı optimize edilmiş, aerodinamik olarak tasarlanmış emiş düzesi enerji tüketimini %17’ye varan oranda azaltır.
Key winding upgrades for enhanced machine
performance
Rieter has developed a range of upgrade and retrofit solutions
designed to increase machine efficiency and performance. Key
upgrades include the suction nozzle, the Smartjet power nozzle,
the valve block and the open prism.
Optimized suction nozzle enables up to 17%
energy savings
The flow-optimized, aerodynamically designed suction nozzle
ensures efficient air guidance (Fig. 2). This design enables
effective upper yarn pickup even at reduced suction pressure,
leading to lower energy consumption and improved operational
efficiency. Field test results have shown energy savings of up to
17% with the installation of the new suction nozzle, with a return
on investment achieved in less than 16 months.
Makina performansının iyileştirilmesi için önemli
modernizasyon çalışmaları
Rieter, makina verimliliğini ve performansını artırmak için geliştirilmiş çeşitli
modernizasyon ve retrofit çözümleri geliştirmiştir. Önemli modernizasyon arasında
emiş düzesi, Smartjet güç düzesi, valf bloğu ve açık prizma bulunmaktadır.
Optimize edilmiş emiş düzesi %17’ye varan enerji
tasarrufu sağlamaktadır
Akış optimizasyonuna sahip, aerodinamik tasarımlı emiş düzesi verimli hava
yönlendirmesi sağlar (Şekil 2). Bu tasarım, düşük emiş basıncında dahi etkin üst
iplik yakalaması sağlayarak daha düşük enerji tüketimi ve daha iyi operasyonel
verimlilik sağlar. Saha test sonuçları, yeni emiş memesi kurulumu ile %17’ye
varan enerji tasarrufu sağlandığını ve yatırımın geri dönüşünün 16 aydan kısa
sürede gerçekleştiğini göstermiştir.
Smartjet ile makina verimliliği %3 oranında artar
Machine efficiency rises by up to 3% with
Smartjet
Installed on the package doffer, Smartjet (Fig.3) enhances the
efficiency of upper yarn search by significantly increasing the
success rate of yarn pick-up during the winding cycle. The effort
required for manual upper yarn searching thus fell by around
50% to 80%. This improves overall process reliability and
reduces machine stoppages. Customer studies have shown that
the Smartjet upgrade can boost machine efficiency by up to 3%.
Up to 30% reduced maintenance cost with valve
block
The improved white splicing valve block (Fig.4) increases process
reliability during splicing. This provides a longer lifetime thanks
to its updated design and material compared to the already
Fig.3: The Smartjet upgrade installed on the doffer helps to improve the machine
efficiency by up to 3%.
Şek.3: Dofere takılan Smartjet modernizasyonu, makina verimliliğini %3’e varan oranda
artırmaya yardımcı olur.
June Haziran 2025
95
Bobin doferine monte edilen Smartjet (Şekil 3), sarım döngüsü sırasında
iplik ucu yakalama başarı oranını önemli ölçüde artırarak üst iplik arama
verimliliğini iyileştirir. Böylece manuel olarak üst iplik aramadaki iş
gücü kaybı yaklaşık olarak %50 ila %80 oranında azaltılır. Bu, genel
proses güvenilirliğini artırır ve makina duruş sürelerini azaltır. Müşteri
araştırmaları, Smartjet yükseltmesinin makina verimliliğini %3’e varan
oranda artırabildiğini göstermiştir.
Valf bloğuyla %30’a kadar daha düşük bakım
maliyeti
Geliştirilmiş beyaz splays valf bloğu (Şekil 4) ekleme sırasında proses
güvenilirliğini artırır. Bu, mevcut siyah-beyaz valf bloğuyla kıyaslandığında
geliştirilmiş tasarımı ve malzemesi sayesinde daha uzun bir kullanım ömrü
sağlar. Ayrıca, tespit edilemeyen basınçlı hava kaybı riskini de azaltır.
Araştırmalar, yeni valf bloğunun bakım maliyetlerini %30’a kadar
düşürmeye yardımcı olduğunu göstermektedir.
Geliştirilmiş ekleme ve açık prizmalarla daha
kolay çalışma
Fig.4: New improved valve block reduces maintenance costs by up to 30%.
Şek.4: Yeni geliştirilmiş valf bloğuyla bakım maliyetleri %30’a varan oranda azaltılmaktadır.
existing black and white valve block. In addition, it reduces the
risk of undetected compressed air loss. The study shows that the
new valve block helps reduce maintenance costs by up to 30%.
Improved splices and simplified operation with
open prisms
With the latest innovation, the open prism splice technology (Fig.5) using
the prisms OZ1, OZ2 and OS, customers benefit from improvements
in the splice process and splice quality. This upgrade enables spinning
mills to handle a wider range of yarn counts with ease. Additionally, all
splicing parameters can be set centrally by the operator with just a few
clicks, ensuring consistent quality and simplified operation.
En son yenilik olan ve OZ1, OZ2 ve OS prizmalarını kullanan açık
prizma ekleme teknolojisi (Şek. 5) ile müşteriler ekleme prosesinde ve ekleme
kalitesinde iyileştirmelerden faydalanır. Bu modernizasyon, iplikhanelerin
daha geniş iplik numara aralığında kolay bir şekilde çalışmasını mümkün
kılar. Ayrıca tüm ekleme parametreleri operatör tarafından yalnızca birkaç
tıklamayla merkezi olarak ayarlanabilir ve böylece sürdürülebilir kalite ve
daha kolay bir operasyon sağlanır.
Bu modernizasyonlar, eskiyen makinaların oluşturduğu zorluklara çözüm
sunarken, iplikhaneler için geleceğe hazır çözümler sağlayarak genel
performansı artırır. Müşteriler, en son teknolojik modernizasyonları mevcut
bobin makinalarına entegre ederek daha yüksek üretkenlik, üstün bobin
kalitesi ve uygun maliyetli iş akışları elde edebilir.
Bu modernizasyonlar ve faydaları hakkında daha fazla ayrıntı için lütfen
QR kodunu taratın.
These upgrades provide future-ready solutions for spinning mills,
addressing the challenges of aging
machinery while improving overall
performance. By integrating stateof-the-art
technology upgrades into
existing winding machines, customers
can achieve higher productivity, superior
package quality and cost-effective
operations.
For more details on these upgrades and
their benefits, please scan the QR code.
Scan the QR code to explore the
winding upgrades and their benefit.
Bobinleme modernizasyonlarını ve
faydalarını keşfetmek için QR kodunu
taratın.
Fig.5: Open prism splice technology designed for universal use can cover a wider yarn count range.
Şek.5: Evrensel bir kullanım için tasarlanan açık prizma splays (ekleme) teknolojisi daha geniş bir iplik numarası aralığını kapsayabilir.
96 June Haziran 2025
Mussan İplik showcases its
commitment to quality-driven
production at Hometex 2025
Mükemmelliği iplik iplik işleyen Mussan İplik,
Hometex 2025’te kalite odaklı üretimini sergiledi
Since 1976, Mussan İplik has been a key player in nylon and
polyester yarn production. At the Hometex 2025 Fair, the
company shared its sustainability-based production philosophy,
high-quality standards, and customer-oriented approach with industry
professionals.
A production hub where color meets quality
Mussan İplik San. ve Tic. A.Ş. specializes in colored dyeing, twisting,
rewinding, and fancy yarn production in polyester and polyamide
(nylon) yarns. With its wide product range and unlimited color options,
the company serves a broad customer portfolio across sectors such as
home textiles, knitting, narrow weaving, labeling, and apparel. Mussan
İplik aims to be a trusted solution partner for all colored yarn needs,
securing a leading and respected position in its market.
A strong structure across three centers
The company’s main office and warehouse are located in Bayrampaşa,
Istanbul, operating within a 1,000 m² facility. To meet retail demand, a
800 m² retail store was launched in 2000 in Merter, Istanbul, offering
fast and expert service to knitting and narrow weaving companies in
Naylon ve polyester iplik üretiminde 1976’dan bu yana faaliyet gösteren
Mussan İplik, Hometex 2025 Fuarı’nda sürdürülebilirlik temelli
üretim anlayışını, yüksek kalite standartlarını ve müşteri odaklı
yaklaşımını sektör profesyonelleriyle paylaştı.
Renk ve kaliteyi buluşturan bir üretim merkezi
Polyester ve poliamid (naylon) ipliklerde renkli boyama, büküm, aktarma
ve fantezi iplik üretimi gerçekleştiren Mussan İplik San. ve Tic. A.Ş., geniş
ürün yelpazesi ve sınırsız renk seçeneğiyle; ev tekstili, örme, dar dokuma, etiket
ve konfeksiyon gibi birçok sektöre hizmet veriyor. Sektördeki tüm renkli iplik
ihtiyaçlarına çözüm sunmayı hedefleyen firma, müşteri portföyüyle birlikte
pazarında öncü ve saygın bir konuma ulaşmayı başarmış durumda.
Üç merkezde güçlü yapılanma
Firmanın İstanbul Bayrampaşa’da bulunan merkez binası 1000 m²’lik alanda
yönetim ve ana depo işlevi görürken, İstanbul Merter’de 2000 yılında açılan 800
m²’lik perakende satış mağazası ise bölgedeki örme ve dar dokuma firmalarının
acil renkli iplik taleplerine yanıt veriyor. Bu mağazada uzman satış ekibiyle
doğrudan yönlendirme ve hızlı hizmet sağlanıyor. Mussan İplik’in üretim merkezi
ise Tekirdağ Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alıyor. 20.000 m²
June Haziran 2025
97
kapalı alana sahip fabrikada, son teknoloji aktarma ve büküm makineleriyle
özellikle ev tekstilinde kullanılan fantezi ipliklerin üretimi gerçekleştiriliyor.
Kalite sonradan kontrol edilmez, baştan üretilir
Kurulduğu günden bu yana kaliteyi sadece bir hedef değil, üretimin doğal başlangıç
noktası olarak benimseyen Mussan İplik, “kalite kontrol edilmez, kalite üretilir”
anlayışıyla çalışmalarını sürdürüyor. Bu yaklaşımın sonucu olarak firmanın tüm
ürünleri, Hohenstein Oeko-Tex Enstitüsü iş birliğiyle alınan Oeko-Tex belgesiyle
tescillenmiş durumda. Mussan İplik’ten ürün alan müşteriler, kansorejen ve sağlıksız
maddelerden uzak, güvenilir bir üretim sürecinin parçası olmanın huzurunu yaşıyor.
Ev tekstili sektöründe dünyanın lider tekstil firmalarını ağırlayan, Avrupa, ABD,
Orta Doğu ve Afrika’nın en büyük tekstil buluşması Hometex, 20-23 Mayıs
2025 tarihinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlendi. Ev tekstilinde dünyanın en
prestijli fuarlarından biri olan Hometex, sektörün ulusal ve uluslararası oyuncularını
İstanbul’da buluşturdu. Bu firmalardan İstanbul merkezli Mussan İplik, 1976’dan
bu yana naylon ve polyester iplik üretiminde gösterdiği kalite odaklı yaklaşımıyla
sunduğu ürünlerle fuarın en çok ziyaret edilen firmalarından biri olmayı başardı.
Kendileriyle görüştüğümüz Yönetim Kurulu Başkanı Halil Sözüer ve Genel Müdür
ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tahsin Sözüer, Hometex 2025 Fuarı’nda
firmanın geçmişini, üretim anlayışını ve gelecek hedeflerini Tekstil Teknik okurlarıyla
paylaştı.
Sektörde neredeyse yarım asırlık bir tecrübe
the area. Mussan İplik’s manufacturing plant is located in the Tekirdağ
Çerkezköy Organized Industrial Zone, with 20,000 m² of indoor space.
Equipped with the latest twisting and rewinding machinery, the facility
primarily produces fancy yarns used in home textiles.
Quality is not controlled later; it is built from the
beginning
Since its foundation, Mussan İplik has embraced quality not as an
endpoint but as the starting point of production. The company firmly
believes that quality cannot be added after production—it must be
created from the outset. As a result, all of Mussan İplik’s products
are certified with the Oeko-Tex label through collaboration with the
Hohenstein Oeko-Tex Institute, ensuring a safe and reliable production
process free from carcinogenic or harmful substances.
1976 yılında şahıs firması olarak kurulan Mussan İplik, iplik sektöründe derinleşmiş
bir deneyimle bugünlere ulaştı. İlk olarak naylon iplik üretimiyle başlayan faaliyetler,
zamanla polyester ipliğe doğru evrildi. Ardından firma, her iki grubu da kapsayacak
şekilde yeniden yapılanarak; renkli naylon ve polyester iplik üretiminde uzmanlaştı.
Renkli ipliklerin boyama, bobinleme ve kalite kontrol aşamaları firmanın kendi
tesislerinde titizlikle yürütülüyor. Bu süreçler sayesinde Mussan İplik, ipliğin sadece
hammaddesiyle değil, her aşamasıyla kalite üreten bir marka haline geldi.
Üretim gücü Çerkezköy OSB’de
Firmanın merkezi İstanbul’da yer alıyor ancak üretim faaliyetleri Tekirdağ Çerkezköy
Organize Sanayi Bölgesi’ndeki modern tesislerinde gerçekleştiriliyor. Tam donanımlı
üretim altyapısı sayesinde yüksek standartlarda üretim yapan Mussan İplik,
müşterilerine kesintisiz kalite ve sürdürülebilir hizmet sunmayı hedefliyor.
“Kalite en önemli farkımız”
Mussan İplik Yönetim Kurulu Başkanı Halil Sözüer, Hometex Fuarı’na bu
yıl yaklaşık 20. kez katıldıklarını belirterek, yerli ziyaretçilerin yoğun olduğu bu
Hometex 2025 hosts global leaders in home
textiles
One of the most prestigious home textile fairs in the world, Hometex
2025 was held from May 20–23, 2025, at the Istanbul Expo Center,
attracting top textile companies from Europe, the U.S., the Middle East,
and Africa. Among these was Mussan İplik, which has been serving
the industry with quality-focused nylon and polyester yarns since 1976.
The company stood out as one of the most visited exhibitors at the
fair. Chairman of the Board Halil Sözüer and General Manager &
Vice Chairman Tahsin Sözüer shared the company’s story, production
philosophy, and future vision with Tekstil Teknik readers.
Nearly half a century of expertise
Established in 1976 as a sole proprietorship, Mussan İplik has grown
through decades of experience in the yarn industry. Starting with
nylon yarn, the company later added polyester to its production line
and ultimately restructured to specialize in colored yarns. All dyeing,
winding, and quality control processes are conducted in-house with
meticulous care—making Mussan İplik a brand that delivers quality at
every stage, not just in raw materials.
98 June Haziran 2025
organizasyonun kendi müşteri portföylerine ulaşma açısından yine de değerli olduğunu
ifade etti. Firma olarak özellikle tül perde ihracatçılarını hedeflediklerini belirten Sözüer,
“Zaten birlikte çalıştığımız birçok marka var; bu fuarda henüz tanışmadıklarımızla
da görüşme fırsatı bulduk,” dedi. Üretimde en yüksek kaliteye ulaşmayı hedeflediklerini
vurgulayan Sözüer, “En iyi şartlarda, en iyi üretim alanında çalışıyoruz. Bu sektörde
fark oluşturduğumuza inanıyoruz,” ifadelerini kullandı.
Sürdürülebilirlik öncelikli gündemde
Firmanın yakın dönem odak noktalarından biri de çevreye duyarlı üretim. Geri
dönüşümlü iplik üretimi konusunda adımlar attıklarını açıklayan, Genel Müdür ve
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tahsin Sözüer, “Recycle bazlı iplikler üzerine
çalışıyoruz ve üretim kalemlerimizin içine dahil ettik. Gelecekte bu ürünlerin daha da
önem kazanacağını düşünüyoruz,” dedi. Bu yaklaşım, Mussan İplik’in sadece bugünü
değil yarını da planlayan bir firma olduğunun göstergesi.
Aile şirketi dayanışması ve kalite belgeleriyle
güçleniyor
Firma, tüm ulusal ve uluslararası kalite belgelerine (Oeko-Tex, Inditex vb.) sahip
bulunuyor. Kalite, hizmet ve süreklilikle tanınmayı tercih eden firma; ürününü alan,
satan ve üretenin belli olduğu ham madde sektöründe sadakati bu yolla sağlıyor.
Production power rooted in Çerkezköy OSB
While headquartered in Istanbul, Mussan İplik’s production operations
are based in a modern facility at the Tekirdağ Çerkezköy Organized
Industrial Zone. With a fully equipped infrastructure, the company is
committed to providing high-standard, sustainable production with
consistent quality.
“Quality is our most defining trait”
Chairman Halil Sözüer shared that they have participated in the
Hometex Fair nearly 20 times. Despite the local visitor focus this year,
the fair remains valuable for reaching key clients. “Our main target
group is curtain exporters. We already work with many of them, and
this fair gave us a chance to meet new potential partners,” he said.
Emphasizing their goal of achieving the highest quality, Sözüer noted,
“We work under the best conditions, in the best facilities. We believe we
are creating a real difference in the industry.”
Sustainability takes center stage
One of the company’s main focus areas in recent years has been
environmentally conscious production. “We have begun developing
recycled yarns and incorporated them into our product line. We
believe these products will become even more significant in the future,”
explained General Manager and Vice Chairman Tahsin Sözüer. This
initiative is proof that Mussan İplik is not only focused on today but also
shaping the future.
Family-run strength, certified excellence
Mussan İplik holds all key national and international quality
certifications, including Oeko-Tex and Inditex. The company prefers to
be recognized for its quality, service, and consistency rather than social
media presence. In a raw materials sector where the buyer, seller, and
producer are all clearly defined, Mussan İplik builds lasting relationships
through reliability.
June Haziran 2025
99
Lodos Makina showcased its
global vision in curtain machinery
technologies at Hometex 2025
Lodos Makina, perde makine teknolojilerinde küresel
vizyonunu Hometex 2025’te sergiledi
With its extensive product portfolio and
advanced technology solutions, Lodos
Makina stood out as one of the key players
of the fair.
Lodos Makina geniş ürün portföyü ve ileri
teknoloji çözümleriyle fuarın öne çıkan
markalarından biri oldu.
Hometex 2025, one of the most prestigious gatherings
in the global home textile industry, was held between
May 20–23 at the Istanbul Expo Center. Recognized
as the largest textile fair across Europe, the USA, the Middle
East, and Africa, this year’s edition hosted over 800 domestic
and international companies presenting their latest innovations.
Thousands of business meetings held during the four-day
event contributed significantly to both the industry’s future and
Türkiye’s economy.
Among the most prominent participants was Lodos Makina
A.Ş., a company renowned for its expertise in curtain machinery
technologies. Originally established in 1988 under Tunca Teknik
in Bursa, the company restructured in 2022 under the name
Lodos Makina. Today, it continues its production activities in its
modern facility located in the Nilüfer Organized Industrial Zone,
offering a wide range of specialized machinery for vertical tulle,
roller, zebra, pleated, zip curtains, and wooden venetian blinds.
Standing out with a diverse product range
Currently offering more than 20 types of machines, Lodos
Makina serves as a reliable partner for curtain manufacturers
both in Türkiye and abroad with its user-friendly and highly
efficient machinery.
Ev tekstili dünyasının küresel ölçekte en prestijli buluşmalarından biri olan
Hometex 2025, 20-23 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde
düzenlendi. Avrupa, ABD, Orta Doğu ve Afrika’nın en büyük tekstil fuarı
unvanını taşıyan etkinlikte bu yıl, 800’ü aşkın yerli ve yabancı firma son teknoloji
ürünlerini sergiledi. Fuar süresince gerçekleşen binlerce iş görüşmesiyle hem sektörün
geleceğine yön verildi hem de ülke ekonomisine katkı sağlandı.
Bu dev buluşmada dikkat çeken firmalardan biri de perde makine teknolojilerinde
uzmanlığıyla tanınan Lodos Makina A.Ş. oldu. 1988 yılında Bursa’da Tunca
Teknik bünyesinde kurulan ve 2022 yılında Lodos Makina adıyla yeniden
yapılandırılan firma, bugün Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’ndeki modern
fabrikasında üretim faaliyetlerini sürdürüyor. Firma, dikey tül, stor, zebra, plise, zip
perde ve ahşap jaluzi sistemlerine özel makine üretimiyle sektöre katma değer sunuyor.
Ürün yelpazesiyle farkını ortaya koydu
Günümüzde 20’nin üzerinde farklı ürünle hizmet veren Lodos Makina, kullanıcı
dostu ve yüksek verimliliğe sahip makineleriyle Türkiye’nin yanı sıra yurt dışında da
perde üreticilerinin çözüm ortağı konumunda.
Firma ürün gamında şu makineler öne çıkıyor: Boru çıta & kasa kesim makinası,
zebra–stor etek kesim makinası, stor zebra en-boy kesim makinası, CNC stor & zebra
kesim makinası, dikey tül perde ütüleme makinası, çıta çakma makinası, dikey tül
perde manuel kesim makinası, plise threading table, kalite kontrol makinası, plise fabric
machine, dikey tül perde tela yapıştırma makinası, plise fabric drilling machine, dikey
tül perde otomatik kesim makinası, ultrasonik kesim makinası, automatic ve manual
Venetian (wooden) blind machine, middle & big size lazer kesim makinası, aluminium
plise profile cutting machine, zip perde kesim makinası, kumaş sarma makinası, ahşap
100 June Haziran 2025
kalite kontrol makinası, ahşap jaluzi alüminyum ve metal kasa delme makinası,
kuşgözü makinası, dikey kumaş perde dikiş makinası, lazer kesim makinası, stor &
zebra etek kesim makinası.
Bu geniş yelpaze, firmanın hem perakende hem endüstriyel ölçekte çözüm sunabilen
esnek yapısını yansıtıyor.
Hometex 2025’te yoğun ilgi ve yeni iş bağlantıları
The company’s product lineup includes: pipe profile & box
cutting machine, zebra–roller hem cutting machine, roller
zebra width-length cutting machine, CNC roller & zebra
cutting machine, vertical tulle curtain ironing machine, profile
nailing machine, manual vertical tulle cutting machine, pleated
threading table, quality control machine, pleated fabric machine,
vertical tulle interlining pressing machine, pleated fabric drilling
machine, automatic vertical tulle cutting machine, ultrasonic
cutting machine, automatic and manual Venetian (wooden) blind
machine, middle & big size laser cutting machines, aluminium
pleated profile cutting machine, zip curtain cutting machine,
fabric rolling machine, wooden quality control machine,
aluminium and metal casing drilling machine for wooden blinds,
eyelet punching machine, vertical fabric curtain sewing machine,
laser cutting machine, and hem cutting machine for roller &
zebra systems.
Fuarda özellikle ahşap jaluzi makineleri, plise üretim çözümleri ve yedek parça
hizmetleri ile büyük beğeni toplayan Lodos Makina standı, yerli ve yabancı ziyaretçiler
tarafından yoğun şekilde ziyaret edildi. Orta Doğu, Avrupa ve Kuzey Afrika başta
olmak üzere farklı pazarlardan gelen sektör profesyonelleriyle yeni iş bağlantıları
kuruldu.
Firma fuar katılımını yalnızca ürün tanıtımı olarak değil, aynı zamanda sektörel
çözüm ortaklıklarını geliştirme, üretim teknolojilerindeki son yenilikleri paylaşma ve
pazar çeşitliliğini artırma fırsatı olarak değerlendirdi. Bu yönüyle Hometex 2025,
firmanın tanıtım hedeflerini fazlasıyla karşıladı.
Kalite ve müşteri memnuniyeti odağında üretim
Lodos Makina, ileri teknoloji ekipmanlarla donatılmış üretim altyapısı ve deneyimli
mühendis kadrosu sayesinde, perde üreticilerinin ihtiyaçlarını karşılayan pratik, hızlı ve
kaliteli çözümler geliştirmeyi sürdürüyor. Firma, müşteri memnuniyetini en üst düzeye
taşımayı hedefleyen üretim anlayışıyla, sadece bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarını da
gözeten yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor.
This broad and adaptable product portfolio highlights the
company’s flexibility in delivering both retail and industrial-scale
solutions.
Strong interest and new partnerships at
Hometex 2025
At the fair, Lodos Makina drew significant attention—especially
for its wooden venetian blind machines, pleated curtain
production systems, and spare parts services. Its booth welcomed
a high number of local and international visitors, including
industry professionals from key target regions such as the Middle
East, Europe, and North Africa.
Lodos Makina approached Hometex 2025 not only as a product
showcase, but also as an opportunity to strengthen sectoral
partnerships, present its latest technologies, and expand its
market reach. From this perspective, the fair successfully met the
company’s promotional and networking goals.
Production focused on quality and customer
satisfaction
With a production infrastructure equipped with cutting-edge
technology and a team of experienced engineers, Lodos Makina
continues to develop practical, fast, and high-quality solutions
tailored to the needs of curtain manufacturers. The company
remains committed to maximizing customer satisfaction while
also investing to meet not only today’s industry demands but also
tomorrow’s expectations.
June Haziran 2025
101
A.I.T. stood out at Hometex
2025 with its AI-powered
design solutions for digital
textile printing
Yapay zeka ile tekstil baskısında devrim yapan
A.I.T. Bilgisayar, Hometex 2025’te ilgi odağı oldu
Since 1996, A.I.T. (Advanced Information
Technologies) has been at the heart of the
textile-tech intersection, offering tailormade
software and hardware solutions,
the company’s AI Tools turned heads with
their game-changing approach to design
automation at Hometex 2025 exhibition.
1996’dan bu yana tekstil sektörüne hem
yazılım hem de donanım alanında hizmet
veren A.I.T. Bilgisayar, Hometex 2025
Fuarı’nda AI Tools ile yapay zeka destekli
yenilikçi desen tasarım çözümleriyle
ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.
As Türkiye’s first and only company to offer software,
hardware, and technical support for electronic variant design,
pattern creation, and digital printing in the textile sector,
A.I.T. Bilgisayar has been at the forefront of the industry’s digital
transformation since 1996. The company focuses on electronic pattern
development, digital sampling, and production printing, offering an
integrated approach that combines software, hardware, consumables,
and technical support.
Tekstil sektörüne elektronik ortamda varyant tasarım, desen tasarım, dijital baskı
konularında da yazılım, donanım ve teknik destek sağlayan Türkiye’nin ilk ve
tek kuruluşu olan A.I.T. Bilgisayar, 1996 yılından bu yana sektöre sunduğu
dijital çözümlerle tekstilin dönüşüm sürecinde ön saflarda yer alıyor. Elektronik ortamda
varyant tasarım, desen oluşturma, dijital numune ve metraj baskı süreçlerine odaklanan
firma; yazılım, donanım, sarf malzeme ve teknik destek hizmetlerini bütüncül bir
yapıyla sunuyor.
102 June Haziran 2025
Headquartered in Bursa, A.I.T. supports textile manufacturers in
various production hubs across Türkiye—especially in Istanbul and
Denizli—with high-efficiency solutions. In addition to product and
software development, the company provides professional consulting
and technical services tailored to the industry’s needs.
A.I.T. stands out with its adaptability to emerging technologies and
conducts significant R&D in AI-based software and color separation
technologies. With growing investments in these fields each year, the
company aims to make digital textile production processes faster, safer,
and more effective.
The Miracle software series, developed in line with user needs, brings
together professional functionalities such as color variants, pattern
archiving, and print preparation within a single system. Tools like
Miracle Colorway, Miracle ColorSEP Panels, Miracle Power RIP4,
and Miracle Wear Design enable more efficient and faster pattern
production and printing workflows.
The company also supplies consumables for digital printing systems,
including inks, papers, spare machine parts, and winding systems.
Thanks to this holistic approach, A.I.T. is positioned as one of the key
players driving digital transformation in the textile industry.
Innovative solutions lighting the way to the
future
In an interview with Tekstil Teknik during Hometex 2025, Umut S.
Çeliker, R&D Team Leader at A.I.T. Bilgisayar, shared detailed insights
about their latest technologies that merge textiles and digital innovation.
“Where there’s printing, we’re there”
Umut Çeliker emphasized that every textile facility applying print is
a potential business partner for them, stating: “We know textiles well,
and we’re confident in our expertise. We’ve been involved in printing
processes since 1996. We have solid experience in both software
Merkezi Bursa’da olan A.I.T., İstanbul ve Denizli başta olmak üzere Türkiye’nin
farklı üretim bölgelerinde faaliyet gösteren tekstil firmalarına yüksek verimli çözümlerle
katkı sağlıyor. Ürün ve yazılım geliştirmeye ek olarak, sektörel teknik danışmanlık ve
profesyonel destek hizmetleriyle de müşterilerinin yanında yer alıyor.
Yeni teknolojilere hızla uyum sağlayan yapısıyla dikkat çeken A.I.T., özellikle yapay
zeka tabanlı yazılımlar ve renk ayrımı teknolojileri konusunda önemli AR-GE
çalışmaları yürütüyor. Bu alandaki yatırımlarını her geçen yıl artıran firma, dijital
tekstil üretim süreçlerini daha hızlı, güvenli ve etkili hale getirmeyi hedefliyor.
Geliştirdiği Miracle serisi yazılımlar, kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda
şekillendirilmiş olup; renk varyantları, desen arşivleme ve baskı ön hazırlık gibi birçok
profesyonel fonksiyonu tek sistemde bir araya getiriyor. Miracle Colorway, Miracle
ColorSEP Panels, Miracle Power RIP4 ve Miracle Wear Design gibi araçlar, desen
üretim ve baskı süreçlerini daha kısa sürede ve daha verimli bir şekilde yürütme imkânı
tanıyor.
Firma aynı zamanda dijital baskı sistemlerine yönelik boya, kâğıt, makine yedek
parçaları ve sarım sistemleri gibi sarf malzemelerin tedarikini de üstleniyor. Bu
kapsamlı yaklaşımıyla A.I.T., dijital dönüşüm sürecine yön veren kuruluşlardan biri
konumunda.
Geleceğe ışık tutan inovatif çözümler
A.I.T. Bilgisayar Ar-Ge Takım Lideri Umut S. Çeliker, Hometex 2025 Fuarı’nda
Tekstil Teknik’e verdiği röportajda tekstil ve teknolojiyi bir araya getirdikleri yeni
çözümler hakkında detaylı bilgiler verdi.
“Baskı varsa, biz oradayız”
Umut Çeliker, baskı uygulanan her tekstil üretim tesisinin kendileri için bir potansiyel iş
ortağı olduğunu belirterek şunları aktardı: “Tekstili iyi tanıyoruz. Bu konuda oldukça
iddialıyız. 1996’dan beri baskı süreçlerinin içindeyiz. Yazılımda da donanımda da
ciddi birikimimiz var. Desen tasarımı ve koleksiyon geliştirme gibi alanlarda faaliyet
gösteren firmalar bizim için ana hedef kitledir. Bu süreçlere yapay zeka destekli
yazılımlarımızla hız ve verim kazandırıyoruz.”
AI Tools ile desen tasarımında yeni dönem
Fuar standında sergilenen AI Tools yapay zeka tabanlı yazılımlar, kullanıcılara
saniyeler içinde sıfırdan desen oluşturma, raportlama ve metraj desene dönüştürme
gibi işlemleri gerçekleştirme imkânı tanıyor. Umut Çeliker: “Desinatörlerin teknik
bilgi birikimine büyük değer veriyoruz. Bu çözümlerle onların zamanını daha stratejik
alanlara ayırmasını sağlıyor, teknik yüklerini hafifletiyoruz.”
Fuar izlenimleri: Az ama öz temaslar
Fuarın ikinci gününde A.I.T. standı teknik etkileşim açısından oldukça hareketliydi.
Çeliker, 19 Mayıs tatilinin ardından yaşanan kısa süreli durgunluğa rağmen, nitelikli
ziyaretçilerin ilgisinin memnuniyet verici olduğunu vurguladı: “Gelen ziyaretçilerin çoğu
ne aradığını bilen, konuya hâkim insanlardı. Sayı azdı ama temaslarımız çok güçlü
geçti.”
Kısa dönem hedefler: Yapay zekâ ile dönüşüm
June Haziran 2025
103
and hardware. Companies focused on pattern design and collection
development are our primary target group. With our AI-assisted
software, we bring speed and efficiency to these processes.”
A new era in pattern design with AI Tools
At their booth, A.I.T. showcased AI Tools—artificial intelligence-based
software that allows users to create patterns from scratch, build repeats,
and convert to production-ready designs within seconds. Çeliker noted:
“We highly value the technical expertise of pattern designers. With these
tools, we help them dedicate more time to strategic work by reducing
their technical workload.”
Fair impressions: Fewer but stronger
connections
On the second day of the fair, the A.I.T. booth was bustling with
technical exchanges. Despite a temporary lull due to the May 19 holiday,
Çeliker underlined the quality of engagement: “Most visitors knew
exactly what they were looking for and had a solid understanding of
the subject. The numbers may have been low, but our interactions were
strong.”
Short-term goals: Transformation with artificial
intelligence
A.I.T. continues to invest in AI-powered software to bring speed,
flexibility, and quality to textile printing processes. As Çeliker
summarized: “Transferring a design to digital format and preparing it
for print now takes seconds—not minutes. We believe we’re pioneers in
this technological breakthrough.”
Technical consulting and sustainable support
In addition to product and software development, the company also
offers tailored consulting and ongoing support to textile producers.
With over 25 years of industry experience, A.I.T. provides maintenance,
technical service, and consumable supply for digital printing machines.
Growth driven by R&D
By increasing its investments in artificial intelligence and color-based
digital solutions, A.I.T. continues to offer innovative services to producers
in the textile and related industries. The company adopts a customeroriented
growth model by directly integrating user feedback into
software development processes.
A.I.T., tekstil baskı süreçlerine hız, esneklik ve kalite kazandırmak amacıyla yapay
zeka destekli yazılım yatırımlarını sürdürüyor. Umut Çeliker durumu şöyle özetliyor:
“Bir desenin dijital ortama aktarılması ve baskıya hazırlanması artık dakikalar
değil, saniyeler içinde tamamlanabiliyor. Bu teknolojik atılımda öncü olduğumuza
inanıyoruz.”
Teknik danışmanlık ve sürdürülebilir destek
Firma, ürün ve yazılım geliştirmenin yanı sıra, tekstil üreticilerine özel danışmanlık ve
destek hizmetleri de sağlıyor. 25 yılı aşan sektör tecrübesiyle dijital baskı makinelerine
yönelik bakım, teknik servis ve sarf malzeme tedarik hizmetlerini de sürdürüyor.
Ar-Ge odaklı büyüme
A.I.T., yapay zeka ve özellikle renk bazlı dijital çözümler üzerine yatırımlarını
artırarak hem tekstil hem de ilgili sektörlerdeki üreticilere yenilikçi çözümler sunmaya
devam ediyor. Firma, kullanıcı geri bildirimlerini yazılım geliştirme süreçlerine
doğrudan entegre ederek müşteri memnuniyetine dayalı bir büyüme anlayışı benimsiyor.
104 June Haziran 2025
B.I.G. Yarns strengthens
European market position with
major investment in state-ofthe-art
Yarn production
B.I.G. Yarns, son teknoloji iplik üretimine yaptığı büyük
yatırımla Avrupa pazarındaki konumunu güçlendiriyor
B.I.G. Yarns, a leading designer and manufacturer of polyamide
(PA), polypropylene (PP), and polyester (PET) carpet yarns for
commercial, automotive, residential, and technical applications, is
proud to announce a significant investment of €25 million in its French
yarn production site. This investment reinforces its commitment to
innovation, sustainability, and European manufacturing. It includes the
installation of cutting-edge BCF lines, enhancing B.I.G. Yarns’ leadership
in one-step 3-ply yarns and further solidifying its position as a key
player in the global market.
B.I.G. Yarns focuses on the development and production of 1-step 3-ply
yarns using the latest technology to meet the need for flexibility and
broader design possibilities in the carpet tile segment. The newly developed
machine park represents a crucial step in B.I.G. Yarns’ growth
strategy, ensuring a more energy-efficient, faster, and more flexible
production system. By enabling smaller batch sizes and more adaptable
production runs, B.I.G. Yarns will provide its contract customers with
Ticari, otomotiv, konut ve teknik uygulamalar için poliamid (PA), polipropilen
(PP) ve polyester (PET) halı iplikleri tasarlayıp üreten lider firmalardan
B.I.G. Yarns, Fransa’daki iplik üretim tesisine yaptığı 25 milyon Euro’luk
önemli yatırımı duyurmaktan gurur duyar. Bu yatırım, şirketin inovasyon,
sürdürülebilirlik ve Avrupa’da üretim taahhüdünü güçlendiriyor. Yatırım kapsamında
kurulan son teknoloji BCF hatları, B.I.G. Yarns’ın tek adımda 3 katmanlı iplikler
konusundaki liderliğini pekiştiriyor ve firmanın küresel pazardaki konumunu daha
da sağlamlaştırıyor.
B.I.G. Yarns, halı karo segmentinde esneklik ve geniş tasarım olanaklarına olan
ihtiyacı karşılamak üzere, en son teknolojiyi kullanarak tek adımda 3 katmanlı
ipliklerin geliştirilmesine ve üretimine odaklanıyor. Yeni geliştirilen makine parkı,
B.I.G. Yarns’ın büyüme stratejisinde önemli bir adımı temsil ediyor ve daha enerji
verimli, hızlı ve esnek bir üretim sistemi sağlıyor. Daha küçük parti boyutları ve
daha uyarlanabilir üretim akışlarına imkân tanıyan bu sistem sayesinde B.I.G.
Yarns, kurumsal müşterilerine rekabetçi ve sürdürülebilir ürünler sunabilecek.
June Haziran 2025
105
a highly competitive and sustainable product offering. B.I.G. Yarns’
advanced yarn technology increases design, contrast, and color freedom
for carpet tile manufacturers while improving flexibility and service level.
“At B.I.G. Yarns, we believe in the power of innovation and operation
expertise to offer our customers best in class solutions,” said Emmanuel
Colchen, General Manager at B.I.G. Yarns. “This investment underscores
our long-term commitment to the European market and our
ability to deliver superior and sustainable yarn solutions that meet the
evolving needs of our customers.”
By continuing to also invest in Europe, B.I.G. Yarns is making a strong
statement about its dedication to local entrenchment in a highly
competitive industry. While market pressure continues to grow from
manufacturers in the Middle East and Asia, B.I.G. Yarns leverages its
strategic location in Europe—within 500 km of its most important
customers—to ensure faster delivery, closer collaboration, and an unparalleled
service level. This bold step not only strengthens B.I.G. Yarns’
market leadership in 1-step 3-ply yarns but also highlights its vision for a
more sustainable and innovative future in yarn production.
An invitation to discover the endless possibilities
of our sustainable yarns
The B.I.G. Yarns team is looking forward to meeting you at the upcoming
Clerkenwell Design Week 2025 from May 20 to 22 in London and
discovering the endless possibilities of our sustainable yarns firsthand.
Discover our latest innovations in design, color and contrast, and see
how our advanced 1-step 3-layer yarns can enhance your carpet tile
creations.
B.I.G. Yarns’ın ileri düzey iplik teknolojisi, halı karo üreticilerine tasarımda,
kontrastta ve renk seçeneklerinde daha fazla özgürlük sunarken; esneklik ve hizmet
kalitesini de artırıyor. B.I.G. Yarns Genel Müdürü Emmanuel Colchen şunları
söyledi: “B.I.G. Yarns olarak, müşterilerimize en iyi çözümleri sunmak adına
inovasyonun ve operasyonel uzmanlığın gücüne inanıyoruz. Bu yatırım, Avrupa
pazarına olan uzun vadeli bağlılığımızın ve müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarını
karşılayan üstün, sürdürülebilir iplik çözümleri sunma kapasitemizin altını çiziyor.”
Avrupa’daki yatırımlarını sürdüren B.I.G. Yarns, son derece rekabetçi bir sektörde
yerel üretimle güçlü bir şekilde varlık göstermeye devam ediyor. Orta Doğu ve
Asya’daki üreticilerden gelen pazar baskısı artarken, B.I.G. Yarns Avrupa’daki
stratejik konumunu — en önemli müşterilerinin 500 km yakınında bulunmasını
— daha hızlı teslimat, daha yakın iş birliği ve benzersiz hizmet seviyesi sağlamak
için kullanıyor. Bu cesur adım, B.I.G. Yarns’ın tek adımda 3 katmanlı ipliklerdeki
liderliğini pekiştirmenin yanı sıra, iplik üretiminde daha sürdürülebilir ve yenilikçi
bir gelecek vizyonunu da ortaya koyuyor.
Sürdürülebilir ipliklerimizin sonsuz olanaklarını
keşfetmeye davetlisiniz
B.I.G. Yarns ekibi, 20–22 Mayıs 2025 tarihlerinde Londra’da gerçekleşecek
Clerkenwell Design Week’te sizlerle tanışmayı ve sürdürülebilir ipliklerimizin
sunduğu sınırsız olanakları birlikte keşfetmeyi sabırsızlıkla bekliyor. Tasarım,
renk ve kontrast konularındaki en son yeniliklerimizi görün; gelişmiş tek adımda 3
katmanlı ipliklerimizin halı karo tasarımlarınıza nasıl değer katabileceğini keşfedin.
106 June Haziran 2025
Make the Difference
Emiş düzesi
Etkin iplik yakalama ile
enerji tasarruflu çözüm
Smartjet
yileştirilmiş üst iplik
araması ile makina
verimliliği artar
Açık prizma
teknolojisi
Ekleme prosesi ve
ekleme kalitesindeki
iyileştirmeler
Vana bloğu
Yüksek aşınma direnci
sayesinde daha düşük
bakım masrafları
Modernizasyonlar ile geliştirilmiş
Autoconer performansı
Autoconer X6’nın en son özellikleriyle donatılmış Rieter bobinleme modernizasyonları;
makina verimliliği, enerji tasarrufu ve bobin kalitesinde önemli iyileştirmeler
sağlamaktadır. Bu modernizasyonlar, mevcut Autoconer makinalarının güncel kalmasını
sağlayarak daha ekonomik ve sürdürülebilir bir üretim prosesini destekler. Daha fazla
bilgi edinmek için QR kodunu taratın.
l.ead.me/bfz9YC
www.rieter.com