13.06.2025 Views

Tekstil Teknik June 2025

PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!

SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.

June - Haziran 2025






index

index

6 “Sustainability is no longer a choice, but a necessity”

“Sürdürülebilirlik artık tercih değil, zorunluluk”

8 Global recession and the resilience of Turkish textiles:

What awaits the industry in 2025?

Küresel durgunluk ve Türk tekstilinin direnci: 2025’te sektörü

ne bekliyor?

12 A powerful vision from Türkiye: Enes Makine aims

for global leadership in sustainable textile machinery

Türkiye’den güçlü bir vizyon: Enes Makine sürdürülebilir tekstil

makinelerinde küresel liderliği hedefliyor

14 Mimaki Europe unveils future vision and new

product ınnovations at FESPA 2025

Mimaki Europe, FESPA 2025’te gelecek vizyonunu ve yeni

ürünlerini tanıttı

18 Ekonomik kriz dönemlerinde işletmelerde neler

yapılabilir?

Dr. AHMET TEMİROĞLU

Özen Mensucat Genel Müdürü

22 ELiAR sends a clear message to the textile industry:

Time is running out for the green transition

ELiAR’dan tekstil sektörüne net mesaj: Yeşil Dönüşüm için

vakit daralıyor

26 ITALIAN TEXTILE MACHINERY: Orders contınue to fall

in first quarter 2025

İtalyan Tekstil Makineleri: 2025’in ilk çeyreğinde siparişlerde

düşüş sürüyor

30 Opening doors to global markets for women

entrepreneurs

Kadın girişimcilere küresel pazarların kapıları açılıyor

34 A new era in textiles: Strategic transformation

through high-value production

Tekstil sektöründe yeni dönem: Katma değerli üretim ve

stratejik dönüşüm

38 Durak Poly-Strong PC-IR perfects camouflage

invisibility

ARTA Tekstil sürdürülebilir üretim anlayışıyla ihracatını

artırmayı hedefliyor

ARTA Tekstil aims to ıncrease exports through

sustainable production

ARTA Tekstil sürdürülebilir üretim anlayışıyla ihracatını

artırmayı hedefliyor

48 New leadership for Swiss Textile Machinery

Association

İsviçre Tekstil Makineleri Birliği’nde yeni dönem başladı

52 Alarm bells ring across textile and apparel industry:

“We cannot overcome this crisis alone”

Tekstil ve hazır giyimde alarm zilleri: “Bu krizden tek başımıza

çıkamayız”

54 Green transformation in the textile industry: The

future lies in sustainable production

Tekstil sektöründe yeşil dönüşüm: Gelecek sürdürülebilir

üretimde

62 Notable increase in textile machinery exports to

Egypt

Mısır’a yapılan tekstil makinesi ihracatında dikkat çekici artış

64 “Producing is no longer enough; We must produce

smart and export with brands”

“Artık sadece üretmek yetmez; Akıllı üretip markalı ihraç

etmeliyiz”

66 Ahmet Öksüz: “The textile industry must walk the

talk on AI and sustainability”

Ahmet Öksüz: “Tekstil sektörü yapay zekâ ve sürdürülebilirlikte

kararlı adımlar atmalı”

70 Mustafa Paşahan: “Structural support is essential if

the apparel industry is to catch its breath”

Mustafa Paşahan: “Hazır giyim sektörü nefes almak istiyorsa

yapısal destek şart”

6 June Haziran 2025


72 Soaring costs put the squeeze on Türkiye’s textile edge

Artan maliyetler tekstil sektörünün rekabet gücünü zorluyor

76 Pınar Taşdelen Engin: “To stay ahead of the curve, the textile

industry must weave agility, flexibility, and innovation into its

fabric”

Pınar Taşdelen Engin: “Tekstil sektörü geleceği yakalamak için esnek, çevik

ve yenilikçi olmalı”

80 Şenol Şankaya: “The Green Deal is set to rewrite the rulebook for

our industry”

Şenol Şankaya: “Yeşil Mutabakat’a uyum, sektörün geleceğini yeniden

yazacak”

84 Staying strong amid challenges: Strategic moves from the

turkish textile machinery industry

Zorluklara rağmen güçlü kalıyoruz: Türk tekstil makine sektöründen stratejik

hamleler

86 “The key to transformation: Local resources and collective

vision”

“Dönüşümün anahtarı: Yerli ham madde ve ortak akıl”

88 Innovative technology for a sustainable future: An exemplary

vision from Canlar Mekatronik

Yenilikçi teknoloji, sürdürülebilir gelecek: Canlar Mekatronik’ten sektöre

örnek vizyon

90 “Flexibility, innovation and sustainability: The resilience formula

of Turkish Textile”

“Esneklik, yenilik ve sürdürülebilirlik: Türk tekstil sektörünün direnç formülü”

92 Enhanced Rieter Autoconer Performance with Winding Upgrades

Bobinleme Modernizasyonu ile Gelişmiş Rieter Autoconer Performansı

95 Mussan İplik showcases its commitment to quality-driven

production at Hometex 2025

Mükemmelliği iplik iplik işleyen Mussan İplik, Hometex 2025’te kalite odaklı

üretimini sergiledi

98 Lodos Makina showcased its global vision in curtain machinery

technologies at Hometex 2025

Lodos Makina, perde makine teknolojilerinde küresel vizyonunu Hometex

2025’te sergiledi

100 A.I.T. stood out at Hometex 2025 with its AI-powered design

solutions for digital textile printing

Yapay zeka ile tekstil baskısında devrim yapan A.I.T. Bilgisayar, Hometex

2025’te ilgi odağı oldu

INDEX ADS

Brazzolli...................................................................Front Cover

Rieter ...................................................................... Back cover

Eliar............................................................... Inside Front Cover

6S fuarcılık..................................................... Inside Back Cover

Elteksmak............................................................................2-3

Genkim...................................................................................7

Işıksan....................................................................................9

Enes Makina......................................................................... 11

Mer Makina........................................................................... 15

Effe.................................................................................. 14-15

Staubli.................................................................................. 19

Polo Makina.....................................................................20-21

Sertex..............................................................................24-25

İdes......................................................................................27

Canlar Mekatronik............................................................28-29

Repart...................................................................................31

Özen İplik..............................................................................33

Trützschler............................................................................35

Kıray Makina................................................................... 36-37

İnfokolor................................................................................39

Effe....................................................................................... 41

Akbaş Plastik........................................................................43

Sanko...................................................................................45

Winmac.......................................................................... 46-47

Yıldız Makina................................................................... 50-51

ITM.......................................................................................55

GrozBeckert..........................................................................57

Canlar Mekatronik.................................................................59

Lima Lojitik............................................................................61

Effe.......................................................................................69

Elinmac.................................................................................75

Intertextil Shangay.................................................................79

BTKM...................................................................................83

İMTİYAZ SAHİBİ

İSTMAG MAGAZİN

GAZETECİLİK YAYINCILIK

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA

Publisher

H. Ferruh IŞIK

GENEL MÜDÜR (SORUMLU)

General Manager (Responsible)

Mehmet SÖZTUTAN

mehmet.soztutan@img.com.tr

YAZI İŞLERİ DANIŞMANI

Advisory Editor

Ali ERDEM

ali.erdem@img.com.tr

YAYIN KURULU BAŞKANI

Editorial Board Chief

Prof. Dr. Cevza Candan

YAYIN KURULU

Editorial Board

Prof. Dr. Bülent Özipek

Prof. Dr. H. Rıfat Alpay

Prof. Dr. Yalçın Bozkurt

Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş

Prof. Dr. W. Oxenham

Prof. Dr. Emel Önder

Prof. Dr. Yusuf Ulcay

Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN

Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner

PAZARLAMA VE SATIŞ KOORDINATÖRÜ

Marketing & Sales Coordinator

Ömer Faruk GÖRÜN

omer.gorun@img.com.tr

+90 505 299 62 65

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ

Foreign Relations Manager

Mehmet SÖZTUTAN

mehmet.soztutan@img.com.tr

Tel: +90 212 4542222

GSM: +90 5323132211

TEKNİK MÜDÜR

Technical Manager

Tayfun AYDIN

tayfun.aydin@img.com.tr

DANIŞMAN GRAFİK & TASARIM

Advisory Graphics & Design

Tolga ÇAKMAKLI

tolga.cakmakli@img.com.tr

DİJİTAL VARLIKLAR MÜDÜRÜ

Digital Assets Manager

Emre YENER

emre.yener@img.com.tr

ABONE VE DAĞITIM

Subsc rip ti on and Cir cu la ti on

Ma na ger

İsmail ÖZÇELİK

ismail.ozcelik@img.com.tr

AD RES | He ad Of fi ce

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK

YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.

İHLAS MEDIA CENTER

Merkez Mahallesi 29 November

Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1

P.K. 34197 Yenibosna - Bahçelievler

/ İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 454 22 22

Fax: +90 212 454 22 93

BASKI | Printed By | İH LAS

Ga ze te ci lik A.Ş.

İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi

29 November Caddesi No: 11

A/41 Yenibosna - Bahçelievler /

İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 454 30 00

BÖL GE TEM SİL Cİ LİK LE Rİ

BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN

Tel: +90 224 211 44 50

Fax: +90 224 211 44 81

KONYA | Me tin DE MİR

Tel: +90 332 238 10 71

Fax: +90 332 238 01 74

Advertising Representatives

KOREA | Jes Media Int.

Mr. Young Seoah Chinn

Tel: 8224813411 Fax: 8224813414

jesmedia@unitel.co.kr

BİLGİ / Information

Tekstil& Teknik Dergisi’nde yer alan

makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir.

Yayınlanan ilanların sorumluluğu

ilan sahiplerine aittir.

Tekstil & Teknik is published monthly.

Ad ver ti se ments res pon si bi li ti es

pub lis hed in our ma ga zi ne per ta in to

ad ver tisers.

www.tekstilteknik.com.tr

img@img.com.tr

tekstilteknikdergisi

tekstilveteknik

tekstilteknikdergisi

Tekstil Teknik

June Haziran 2025

7


editörden

Ali ERDEM

Yazı İşleri Müdürü

News Editoreditors

“Sustainability is no

longer a choice, but a

necessity”

“Sürdürülebilirlik artık tercih değil,

zorunluluk”

The textile industry has long been a driving

force behind economic development—but

it is also among the sectors with the highest

environmental footprint. From water consumption

and chemical use to carbon emissions and waste

management, it carries major responsibilities. Today,

adopting environmentally conscious production

practices is no longer just an ethical stance—it is a

commercial necessity.

Participating in global supply chains requires compliance

with the sustainability standards of international

brands. In this transition, Turkey’s textile sector

holds a competitive edge with its production capacity

and innovation capabilities. Yet unlocking this

potential demands a holistic approach: Education,

financing, R&D, and public-private collaboration

must work hand in hand.

Recent initiatives by the Ministry of Industry and

Technology to strengthen vocational education and

promote sustainable technologies are steps in the

right direction. We are now in an era where production

that neglects the environment simply cannot

survive.

In this issue of Textile & Technical, we spotlight the

visions and strategies that shape a sustainable future

for our industry. Because we believe:

The future belongs to production that respects

nature, embraces innovation, and carries a sense of

social responsibility.

Tekstil sektörü, ekonomik kalkınmanın itici

gücü olmakla birlikte, çevresel etkisi en yüksek

alanlardan biridir. Su tüketiminden kimyasal

kullanımına, karbon emisyonundan atık yönetimine kadar

pek çok başlıkta ciddi sorumluluklar taşımaktadır.

Artık çevreye duyarlı üretim yapmak sadece etik bir

duruş değil, aynı zamanda ticari bir zorunluluk haline

gelmiştir.

Küresel tedarik zincirlerinde yer almak, markaların

sürdürülebilirlik kriterlerine uyum göstermekle mümkün.

Türkiye tekstil sektörü, bu dönüşüm sürecinde

gerek üretim altyapısı gerekse inovasyon gücüyle avantajlı

bir konuma sahip. Ancak bu potansiyelin gerçeğe

dönüşmesi için bütüncül bir yaklaşım şart: Eğitim,

finansman, Ar-Ge ve kamu-özel iş birliği birlikte

düşünülmeli.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın teknik eğitime verdiği

önem, meslek liselerinin yeniden güçlendirilmesi ve

çevre dostu üretim teknolojilerine olan ilgi umut verici

gelişmeler arasında yer alıyor. Artık çevreyi gözetmeyen

bir üretimin uzun vadede ayakta kalamayacağı bir

dönemdeyiz.

Tekstil & Teknik olarak bu sayımızda, sektörün

geleceğini şekillendiren sürdürülebilirlik vizyonuna ışık

tutan görüşlere yer veriyoruz. Çünkü biz inanıyoruz ki:

Gelecek; çevreye saygılı, teknolojiyle barışık ve

toplumsal sorumluluk taşıyan bir üretim anlayışıyla

inşa edilecek.

8 June Haziran 2025



Global recession and

the resilience of Turkish

textiles: What awaits the

industry in 2025?

Küresel durgunluk ve Türk tekstilinin direnci:

2025’te sektörü ne bekliyor?

Ömer Faruk GÖRÜN

Pazarlama ve Satış Koordinatörü

Marketing & Sales Coordinator

bizden

From us

A world on the brink of

recession

As of 2025, the global economy continues

to feel the impact of structural issues

encountered during the post-pandemic

recovery period. Slowing growth rates in

major economies such as the U.S., EU, and

China, weakening consumer confidence,

and tightening monetary policies have triggered

a period of “economic cooling” on a

global scale. This trend is directly affecting

many industries, including textiles.

Textiles: One of the most

sensitive sectors to recession

The textile industry plays a vital role in

economies due to its high employment

rate, large export volume, and central

position in the supply chain. However, due

to its sensitivity to shifting consumer trends

and input costs, it is among the sectors

most directly impacted during times of

crisis.

Global impacts:

• Demand Contraction: Especially in Europe,

the loss of purchasing power has led

to reduced interest in fashion and ready-towear

products.

• Cost Pressures: Rising prices of raw

materials such as energy, cotton, and dyes

are increasing production costs.

• Supply Chain Disruptions: Logistics

delays are extending delivery times—posing

a significant challenge particularly for

small producers.

Turkish textile ındustry: Facing both challenges

and opportunities

Durgunluğun eşiğinde bir dünya

2025 yılı itibarıyla dünya ekonomisi, pandemi sonrası toparlanma

sürecinde karşılaştığı yapısal sorunların etkisini hâlen

hissettiriyor. ABD, AB ve Çin gibi büyük ekonomilerde büyüme

oranlarının yavaşlaması, tüketici güveninin zayıflaması ve faiz

politikalarının sıkılaşması, küresel çapta bir “ekonomik soğuma”

dönemini tetikledi. Bu durum, birçok sektörde olduğu gibi tekstil

endüstrisini de doğrudan etkiliyor.

Tekstil: Durgunluğun en hassas alanlarından

biri

Tekstil sektörü, yüksek istihdam oranı, geniş ihracat hacmi ve

tedarik zinciri içindeki merkezi rolüyle ekonomilerde önemli bir

yer tutuyor. Ancak tüketici eğilimlerinin değişkenliği ve girdi maliyetlerine

olan duyarlılığı nedeniyle kriz dönemlerinden doğrudan

etkileniyor.

Küresel Etkiler:

• Talep daralması: Özellikle Avrupa’da yaşanan satın alma

gücü kaybı, moda ve hazır giyim ürünlerine olan ilgiyi düşürdü.

• Maliyet baskısı: Enerji, pamuk ve boya gibi hammaddelerdeki

fiyat artışları, üretim maliyetlerini artırıyor.

• Tedarik zinciri sorunları: Lojistik gecikmeler, teslimat sürelerini

uzatıyor; özellikle küçük üreticiler için bu ciddi bir handikap

haline geldi.

Türk tekstil sektörü: Zorluklar kadar

fırsatlarla da karşı karşıya

Türkiye, dünyanın önde gelen tekstil üreticilerinden biri olarak

bu dalgalanmalardan hem etkilenmekte hem de bazı alanlarda

avantaj sağlamaktadır.

1. İhracatta zorlayıcı şartlar

Türk tekstilciler için Avrupa pazarı en önemli ihracat destinasyonu.

Ancak durgunluk, özellikle Almanya, Fransa ve İtalya

gibi büyük alıcılardan gelen siparişlerde azalmaya neden oluyor.

10 June Haziran 2025



As one of the world’s leading textile producers, Turkey is both

affected by these fluctuations and able to leverage certain

advantages.

1. Challenging export conditions

The European market remains the most important export destination

for Turkish textile producers. However, the recession is

leading to a decline in orders, particularly from major buyers

such as Germany, France, and Italy. Additionally, the appreciation

of the Turkish lira may erode the country’s competitive

advantage.

2. Changing consumption habits in the domestic

market

High inflation is forcing consumers to shift their shopping

behaviors. Consumers are now seeking quality at affordable

prices—this benefits value-for-money brands while putting

pressure on luxury labels.

3. Sustainable production is no longer optional

In line with the European Green Deal and ESG criteria, Turkish

textile companies will need to reduce carbon emissions, shift

toward recyclable materials, and enhance transparency in their

supply chains. Post-2025, producers who fail to comply with

these requirements may risk losing their export licenses.

4. Shift to technical textiles and value-added

products

This period demands a move away from low-margin traditional

manufacturing toward niche areas such as technical textiles,

smart fabrics, and medical textiles. Companies catering to

the defense, healthcare, and automotive sectors are especially

well-positioned to lead this transformation.

5. Digitalization and E-Commerce

The power of digital sales channels has increased significantly

after the pandemic. For producers aiming to build strong

brands, investments in e-commerce and social media are no

longer optional—they are essential.

Ayrıca Türk Lirası’nın değerlenmeye başlaması, rekabet avantajını

azaltabiliyor.

2. İç pazarın tüketim alışkanlıkları değişiyor

Yüksek enflasyon, tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarını zorunlu olarak

değiştiriyor. Tüketici artık kaliteyi uygun fiyatla almak istiyor; bu da

fiyat/performans dengesi iyi markaların önünü açarken, lüks markaları

zorluyor.

3. Sürdürülebilir üretim artık bir zorunluluk

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve ESG kriterleri doğrultusunda, Türk tekstil

firmalarının karbon salınımlarını azaltmaları, geri dönüştürülebilir

materyallere yönelmeleri ve tedarik zincirlerinde şeffaflığı artırmaları

gerekecek. 2025 sonrası, bu şartlara uymayan üreticilerin ihracat

lisansları riske girebilir.

4. Teknik tekstil ve katma değerli ürünlere geçiş

Dönem, düşük kâr marjlı klasik üretimden uzaklaşıp teknik tekstil,

akıllı kumaşlar ve medikal tekstil gibi niş alanlara yönelmeyi zorunlu

kılıyor. Özellikle savunma, sağlık ve otomotiv sektörlerine yönelik üretim

yapan firmalar bu dönüşümde öne çıkıyor.

5. Dijitalleşme ve E-Ticaret

Pandemi sonrası dijital satış kanallarının gücü arttı. Markalaşmak

isteyen üreticiler için e-ticaret ve sosyal medya yatırımları artık yalnızca

bir seçenek değil, bir gereklilik.

Sonuç: Fırtınayı atlatmak mümkün, yeter ki

hazırlıklı olalım

2025 yılı Türk tekstil sektörü için zorlu ama aynı zamanda fırsatlarla

dolu bir yıl olabilir. Bu süreçte;

• Sürdürülebilirlik ve çevreci üretim anlayışı benimsenmeli,

• Katma değerli ürün stratejisi geliştirilmelidir.

• İhracat pazarları çeşitlendirilerek, yalnızca Avrupa’ya bağımlı kalınmamalıdır.

• KOBİ’ler dijitalleşme ve otomasyona daha fazla yatırım yapmalıdır.

Conclusion: The storm can be weathered—if

we’re prepared

The year 2025 could be tough but also rich in opportunities for

the Turkish textile industry. To navigate this period successfully:

• A sustainability-focused, eco-friendly production approach

must be adopted,

• A strategy focused on value-added products must be developed,

• Export markets should be diversified to reduce dependence

on Europe,

• SMEs should invest more in digitalization and automation.



A powerful vision from Türkiye:

Enes Makine aims for global

leadership in sustainable textile

machinery

Türkiye’den güçlü bir vizyon:

Enes Makine sürdürülebilir tekstil

makinelerinde küresel liderliği hedefliyor

From Gaziantep to the world, Enes Makine

combines R&D power, energy efficiency,

and customer-oriented innovation to lead

the next generation of dyeing and finishing

machines.

Founded in 1986 in Gaziantep, Enes Makine started its journey

with the mission of providing domestic and high-quality solutions

to the textile industry. Initially focusing on machine revision and

maintenance, the company has now evolved into a fully integrated

manufacturer designing and producing high-tech machinery with an

R&D-driven approach. General Manager Mustafa Enes Akyel and

Factory Manager Halil Çalışıcı underline that Enes Makine is a trusted

solution partner for many leading textile manufacturers in Türkiye and

is rapidly expanding its global footprint.

Strong portfolio with energy-efficient dyeing

technologies

Gaziantep’ten dünyaya uzanan bir

yolculukta, Enes Makine Ar-Ge gücü, enerji

verimliliği ve müşteri odaklı inovasyonla

boyama ve terbiye makinelerinde yeni nesle

yön veriyor.

Enes Makine’s product range includes yarn dyeing machines, fiber

drying systems, fiber cake squeezing machines, and pre-dyeing

preparation systems. In recent years, the company has specialized in

energy-efficient and automation-integrated yarn dyeing technologies.

Their machines stand out with modular designs, PLC-based control

systems, intelligent sensors, and remote access features that increase

operational efficiency while minimizing human error.

General Manager Mustafa Enes Akyel

Factory Manager Halil Çalışıcı

1986 yılında Gaziantep’te kurulan Enes Makine, tekstil sektörüne yerli ve

kaliteli çözümler sunma hedefiyle yola çıktı. Kuruluşunun ilk yıllarında

revizyon ve bakım hizmetlerine odaklanan firma, bugün Ar-Ge odaklı,

yüksek teknolojili makineleri tasarlayıp üretebilen entegre bir yapıya kavuştu.

Genel Müdür Mustafa Enes Akyel ve Fabrika Müdürü Halil Çalışıcı, Enes

Makine’nin Türkiye’de birçok büyük tekstil firmasının çözüm ortağı olduğunu ve

küresel pazarda da hızla büyüdüğünü belirtiyor.

Enerji verimli boyama teknolojileriyle

güçlü ürün portföyü

Enes Makine’nin ürün yelpazesinde iplik boyama makineleri, elyaf kurutma

sistemleri, elyaf bobin sıkma makineleri ve boyama öncesi hazırlık sistemleri yer

alıyor. Son yıllarda özellikle enerji verimliliği yüksek, otomasyonla donatılmış

iplik boyama teknolojilerinde uzmanlaşan firma; modüler tasarımları, PLC

tabanlı kontrol sistemleri, akıllı sensörler ve uzaktan erişim özellikleri ile dikkat

çekiyor. Makineler, müşteri ihtiyaçlarına göre özelleştirilebiliyor ve kullanıcı dostu

arayüzleriyle işlem süresini kısaltırken verimliliği artırıyor. Modüler yapıları

sayesinde de kolayca adapte edilebiliyorlar.

14 June Haziran 2025


The machines are customized based on specific customer needs and

offer significant advantages in process time reduction and user-friendly

interfaces. Thanks to their modular structure, these systems are also easy

to adapt and scale.

Quality-focused production with advanced

R&D breakthroughs

All production is carried out under ISO 9001 quality management

standards. Approximately 90% of the components used are supplied

locally. Each stage of the manufacturing process is closely monitored by

a dedicated quality control team. Machines are subject to post-assembly

tests, followed by demo trials prior to final delivery, ensuring that they

are field-ready.

Enes Makine has increased its R&D budget by 40% over the past two

years. One of the key outcomes of this investment is a newly developed

pump technology that provides up to 25% water savings in dyeing

operations. The company’s new drying machine also enhances energy

efficiency, lowering operational costs. With their remote support module,

Enes Makine offers instant technical assistance to both domestic and

international clients.

Firm steps into new markets with a sustainable

growth strategy

Currently exporting to over 10 countries—including India, Uzbekistan,

Bangladesh, France, and Egypt—Enes Makine is committed to further

expanding its presence in the global market. Their strategic targets

include South America and North Africa for 2025, supported by local

partnerships and distributorship agreements.

Participation in major international fairs such as ITM, ITMA,

CAITME, and INDIA ITME plays a key role in Enes Makine’s global

outreach. These events not only strengthen customer relations but also

pave the way for new collaborations. Looking ahead, Enes Makine

is focusing on new-generation, low-energy machinery that supports

sustainable production. The company is also establishing an R&D

and Testing Center while engaging in strategic partnership talks with a

Belgium-based company to bolster its presence in the European market.

A vision rooted in quality, innovation, and

sustainability

“Our mission is not just to manufacture high-quality machines,” says

Mustafa Enes Akyel, “but to deliver environmentally friendly solutions

that add value to the textile industry. We want to prove that a brand

from Türkiye can compete globally. We owe our growth to our dedicated

team, our trusted partners, and our loyal customers.”

Kalite odaklı üretim ve ileri Ar-Ge atılımlar

Üretim süreci ISO 9001 kalite yönetim sistemi çerçevesinde yürütülüyor.

Makinelerde kullanılan bileşenlerin yaklaşık %90’ı yerli tedarikçilerden temin

ediliyor. Üretimin her aşaması kalite kontrol ekibi tarafından denetleniyor. Montaj

sonrası testlerle makinelerin sahaya hazır hale gelmesi sağlanıyor, teslimat öncesi

demo testleri ile son kontroller yapılıyor.

Enes Makine, son iki yılda Ar-Ge bütçesini %40 oranında artırdı. Bu yatırımlar

sayesinde geliştirilen yeni pompa teknolojisi, boyama işlemlerinde %25’e varan

su tasarrufu sağlıyor. Yeni kurutma makinesi ise enerji verimliliğini artırarak

işletme maliyetlerini düşürüyor. Uzaktan teknik destek modülü sayesinde yurtiçi ve

yurtdışındaki müşterilere anında destek sunuluyor

Sürdürülebilir büyüme stratejisiyle yeni

pazarlara emin adımlar

Bugün Hindistan, Özbekistan, Bangladeş, Fransa ve Mısır başta olmak üzere

10’dan fazla ülkeye ihracat yapan Enes Makine, 2025 yılında Güney Amerika

ve Kuzey Afrika pazarlarında etkinliğini artırmayı hedefliyor. Bu kapsamda yerel

partnerlikler ve distribütörlük anlaşmalarıyla büyümesini sürdürüyor

ITM, ITMA, CAITME ve INDIA ITME gibi fuarlara düzenli olarak katılan

Enes Makine, bu etkinlikler sayesinde hem mevcut müşterileriyle yüz yüze iletişim

kuruyor hem de yeni iş birliklerine kapı aralıyor

2025, Enes Makine için yatırım ve inovasyon yılı olacak. Firma, daha az enerji

tüketen, sürdürülebilir üretimi destekleyen yeni nesil makineler geliştirme sürecinde.

Aynı zamanda Ar-Ge ve Test Merkezi kurulumu da devam ediyor. Avrupa

pazarındaki varlığını güçlendirmek adına Belçika merkezli bir firmayla stratejik

iş birliği görüşmeleri sürdürülüyor.

Kalite, inovasyon ve sürdürülebilirliğe

dayalı bir vizyon

“Bizim hedefimiz yalnızca kaliteli makine üretmek değil,” diyor Mustafa Enes

Akyel, “aynı zamanda çevre dostu çözümler sunarak sektörümüze değer katmak.

Türkiye’den çıkan bir markanın dünya çapında rekabet edebileceğini göstermek

istiyoruz. Bu yolda emeği geçen çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza ve bize güvenen

tüm müşterilerimize teşekkür ediyoruz.”

June Haziran 2025

15


Mimaki Europe unveils future

vision and new product

ınnovations at FESPA 2025

Mimaki Europe, FESPA 2025’te gelecek

vizyonunu ve yeni ürünlerini tanıttı

Celebrating its 50th anniversary, Mimaki

Europe revealed its new vision, leadership

structure and market strategy at FESPA

Global Print Expo 2025, marking a new era

in industrial digital printing with cuttingedge

sustainable inks and versatile printing

technologies.

Mimaki Europe, a leading manufacturer of industrial

inkjet printers and cutting plotters, introduced more than

just new products at FESPA 2025—the company also

presented its forward-looking vision, organizational restructure, and

go-to-market strategy. Over half of Mimaki’s stand was dedicated to

its latest innovations, highlighting the company’s strong commitment

to technology and sustainability. Among the highlights was the

UJV300DTF-75, a UV printer designed to produce high-quality,

durable prints on surfaces previously unsuitable for direct UV printing.

Also debuting at the event were the newly launched ELH and ELS UV

inks, developed without SVHC and, uniquely, without CMR substances.

These inks offer the same high-level performance as conventional

Mimaki inks, but with significantly reduced environmental and health

impacts.

Other key launches included the JV200-160, a user-friendly roll-to-roll

eco-solvent printer ideal for signage production, and the Tx330-

1800, which features a dual-ink system capable of switching between

textile pigment and dye sublimation inks, enabling a wide range of

textile applications. In addition to product innovations, Mimaki also

announced a major change in its leadership. Arjen Evertse has been

promoted to Director of Sales, Mimaki Europe, becoming the first

locally appointed board member in the company’s European history.

Reflecting on this milestone, Evertse stated: “As

we celebrate Mimaki’s 50th anniversary, we’re

not just looking back—we’re looking forward.

Our ‘Print Different’ philosophy reflects our

goal to bring greater flexibility, creativity, and

sustainability to the printing industry.”

Mimaki’s new strategy aims to drive both

horizontal growth—by entering new

markets—and vertical growth—by deepening

its presence across all levels of print production,

from entry-level to industrial scale. Newly established

teams in industrial production and business development,

led by seasoned experts, will play a key role in

executing this vision.

50. yılını kutlayan Mimaki Europe, FESPA

Global Print Expo 2025’te yeni vizyonunu,

yönetim kadrosunu ve stratejisini duyurdu.

Şirket, sürdürülebilir mürekkepler ve çok

yönlü baskı makineleriyle endüstriyel dijital

baskıda yeni bir dönem başlatıyor.

Endüstriyel inkjet yazıcı ve

kesim ploterleri üreticisi

Mimaki Europe, FESPA

2025 fuarında sadece yeni ürünlerini

değil, aynı zamanda geleceğe

yönelik vizyonunu ve yeni yönetim

stratejisini de tanıttı. Fuar standının

yarısından fazlasını kapsayan yeni

ürün gamı, Mimaki’nin teknolojiye

ve sürdürülebilirliğe verdiği önemin

altını çiziyor. Yeni tanıtılanlar

arasında, UJV300DTF-75 model

UV yazıcı dikkat çekti. Bu model,

doğrudan UV baskıya uygun olmayan nesnelerde dahi yüksek kaliteli ve dayanıklı

sonuçlar sunuyor. Öte yandan, geçtiğimiz hafta piyasaya sürülen ve fuarda ilk kez

sergilenen ELH ve ELS mürekkepler, SVHC ve CMR içermeyen formülleriyle

hem çevre hem de insan sağlığı açısından daha güvenli bir alternatif sunuyor. Yeni

tanıtılan diğer ürünlerden biri olan JV200-160, eko-solvent mürekkep ile çalışan

ve tabela üretimi için ideal, kullanımı kolay bir rulo beslemeli yazıcı. Tx330-

1800 ise tekstil sektörüne yönelik geliştirilmiş olup, tekstil pigment ve süblimasyon

mürekkepleri arasında kolay geçiş yapabilen çift mürekkep sistemine sahip.

Mimaki, bu yenilikçi ürün lansmanlarının yanı sıra önemli bir yönetim değişikliği

de duyurdu: Arjen Evertse, Mimaki Europe Satış Direktörlüğü görevine getirildi ve

şirketin Avrupa Yönetim Kurulu’na atanan ilk yerel yönetici oldu.

Evertse, bu yeni dönemi şöyle değerlendirdi:

“50. yılımızı kutlarken sadece geçmişe değil,

geleceğe de yön veriyoruz. ‘Print Different’

sloganımızla baskı endüstrisinde daha

esnek, yaratıcı ve sürdürülebilir çözümler

sunmayı amaçlıyoruz.”

Mimaki’nin yeni stratejisi, hem yeni pazarlarda

büyümeyi hem de giriş seviyesinden endüstriyel ölçeğe

kadar tüm segmentlerde derinleşmeyi hedefliyor. Yeni

oluşturulan iş geliştirme ve endüstriyel üretim ekipleri, bu

dönüşümde kilit rol oynayacak.

16 June Haziran 2025





Ekonomik kriz

dönemlerinde işletmelerde

neler yapılabilir?

Dr. AHMET TEMİROĞLU

Özen Mensucat Genel Müdürü

Bildiğiniz gibi Türkiye, son yıllarda döviz

kuru dalgalanmaları, yüksek enflasyon, faiz

oranlarındaki sert değişimler ve genel ekonomik

daralma gibi birçok zorlukla karşı karşıya

kaldı. Üstelik Türkiye böyle bir durumdayken

genel olarak dünyada da ekonomik, siyasal

, sosyal anlamda bir çok krizler yaşanıyor.

Devam etmekte olan sıcak savaşlar , ekonomik

savaşlar, siyasal savaşlar nedeniyle dünya

ekonomisinde genel olarak büyük bir durgunluk

etkisini göstermektedir. Bu ortamdan bir

çok işletme olumsuz etkilenmekte ve zor duruma

düşmektedir. Yurtdışında ve yurt içindeki

bir çok büyük firmalar bile ayakta kalmanın

yollarını aramaktadırlar.

Böyle bir ortamda şirketlerin ayakta kalması,

finansal sağlamlıkla, stratejik esneklikle, doğru

yönetim anlayışı ve yenilikçi düşünceyle mümkün

olabilir.

Ekonomik krizler, doğru yönetilirse bir şirketin

yalnızca hayatta kalması değil, aynı zamanda

rekabet üstünlüğü kazanması da sağlanabilir.

Peki, Türkiye’de şirketler bu kriz döneminden

en az zararla nasıl çıkabilirler? Bu yazımda

bunu başarmak için yapılması gereken en

önemli şeyleri birkaç başlık altında belirtmek

istiyorum.

1. NAKİT AKIŞINI YÖNETMEK VE

GÜÇLENDİRMEK

Kriz dönemlerinde nakit, her şeyden daha

değerlidir. Kârlılıktan çok nakit akışı yönetimi

ön plana çıkar. Şirketlerin bu süreçte:

• Nakit giriş ve çıkışlarını günlük olarak izlemeleri,

• Gereksiz harcamaları kısmaları,

• Tahsilat sürelerini kısaltmaları,

• Tedarikçilerle ödeme vadelerini yeniden

müzakere etmeleri gereklidir.

Ayrıca, kısa vadeli borçların yönetimi için

banka ilişkileri güçlendirilmeli, mümkünse

uzun vadeli düşük faizli kaynaklara erişim

sağlanmalıdır. Zira ani likidite problemleri, iyi

işleyen bir şirketi bile iflasın eşiğine getirebilir.

2. MALİYET KONTROLÜ VE

VERİMLİLİK ARTIŞI

Kriz zamanlarında “kemer sıkmak” kaçınılmazdır,

ancak bu bilinçsiz bir kısıntı değil,

stratejik bir maliyet yönetimi olmalıdır.

Şirketler:

• Maliyet kalemlerini detaylı analiz etmeli,

• Katma değer yaratmayan süreçleri ortadan

kaldırmalı,

• Dijitalleşmeye ve otomasyona yatırım yaparak

verimliliği artırmalıdır.

Ayrıca, özellikle enerji, hammadde ve lojistik

gibi alanlarda tasarruf projeleri geliştirilmelidir.

Verimsiz çalışan şubeler, ürünler ya

da hizmetler sorgulanmalı, gerekirse daralma

veya yeniden yapılandırma adımları atılmalıdır.

3. PAZARLAMA VE MÜŞTERİ

İLİŞKİLERİNİ GÜÇLENDİRMEK

Pek çok şirket kriz döneminde pazarlama

bütçesini kısmayı düşünür; ancak tam tersine,

bu dönem doğru pazarlama stratejileriyle öne

çıkma zamanıdır. Mevcut müşterilerle ilişkilerin

güçlendirilmesi, sadakat programlarının

devreye alınması ve müşteri memnuniyetinin

artırılması çok önemlidir.

Ayrıca kriz dönemleri, rakiplerin zayıfladığı

ve pazar boşluklarının doğduğu zamanlardır.

Şirketler:

• Müşteri beklentilerini analiz ederek yeni

ihtiyaçlara yönelik hızlı çözümler sunmalı,

• Dijital kanallarda daha aktif olmalı,

• Uygun maliyetli ve etkili kampanyalarla

müşteri sadakati yaratmaya çalışmalıdır.

20 June Haziran 2025


4. ESNEK VE HIZLI KARAR ALMA

MEKANİZMALARI KURMAK

Kriz dönemlerinde çevik hareket edebilen şirketler avantaj

sağlar. Bu da hantal bürokratik yapılardan uzaklaşıp, hızlı karar

alabilen bir yönetim anlayışı ile mümkündür. Üst yönetim

ve orta kademe arasında iletişim hatlarının açık olması, saha

verilerinin anlık değerlendirilmesi ve hızlı aksiyon planlarının

hazırlanması kritik rol oynar.

Ayrıca, farklı kriz senaryolarına karşı alternatif planlar (B ve

C planları) önceden oluşturulmalıdır. Böylece ani değişimlere

hazırlıklı olunur.

5. İNSAN KAYNAĞINA YATIRIMI İHMAL

ETMEMEK

Çoğu şirket kriz dönemlerinde personel sayısını azaltmaya

gider. Ancak bu, uzun vadede şirketin toparlanmasını zorlaştırabilir.

Bunun yerine:

• Kritik yeteneklere sahip çalışanları elde tutmak,

• Personelin kriz yönetimi, müşteri ilişkileri ve verimlilik konularında

eğitilmesi,

• Takım ruhunun ve motivasyonun yüksek tutulması hedeflenmelidir.

Unutulmamalıdır ki, kriz sonrası toparlanma süreci için güçlü

bir insan kaynağına ihtiyaç vardır.

6. YENİ FIRSATLARI KOVALAYARAK

YENİLİKÇİ OLMAK

Krizler, aynı zamanda yeni iş modellerinin doğuş zamanlarıdır.

Şirketler:

• Değişen tüketici alışkanlıklarını izlemeli,

• Dijital dönüşümlerini hızlandırmalı,

• Yeni ürün veya hizmet geliştirme konusunda girişimci olmalıdır.

Örneğin pandemiden sonra e-ticaret ve uzaktan çalışma alanlarında

yaşanan hızlı büyüme, bu fırsatların somut örnekleridir.

Görüldüğü gibi krizler iyi yönetilirse yıkım değil, yeniden doğuş

fırsatı olabilir.

Özetleyecek olursak,Türkiye’de ve Dünyada yaşanan mevcut

ekonomik kriz bütün ticari kuruluşlar için zorlu bir sınavdır. Bu

çifte kriz elbette ki zayıf ve küçük şirketleri güçlü şirketlerden daha

çok etkileyecektir. Ancak krizlerde yalnızca güçlü olanlar değil,

küçük de olsalar uyum sağlayabilen ve yenilikçi olan şirketler de

ayakta kalabilir ve hatta bu krizlerden daha güçlü olarak çıkabilirler.

Krizlerden güçlü olarak çıkan şirketler, bu dönemde sadece

savunmada kalmayarak , aktif adımlar atan,cesur ama akıllı riskler

alan ve uzun vadeli düşünen şirketlerdir.

Nakit akışı yönetimi, maliyet optimizasyonu, müşteri odaklılık,

hızlı karar mekanizmaları ve insan kaynağına yatırım, bu süreçte

başarılı olmanın anahtarlarıdır.Ekonomik fırtınalar geçicidir;

sağlam duruş gösteren şirketler, güneş yeniden doğduğunda çok

daha güçlü şekilde yoluna devam edeceklerdir.

Sonsuz seçeneğe sahip Jakarlı kumaşlar için Stäubli

Jakar makineleriyle yaratıcılığınızı özgür bırakın. Basit düz

dokumalardan karmaşık desenli ipek kumaşlara, benzersiz

şeritlerden büyük halılara kadar geniş olanaklarla hayal

gücünüzün peşinden gidin.Dünya çapında yüzlerce

dokuma fabrikası optimum esneklik, sağlamlık ve

maksimum verimlilik için Stäubli Jakar makinelerinin

çeşitliliğine, kalitesine ve hassas işçiliğine güveniyor.

www.staubli.com

Jakar makineleri

ile yaratıcılığınızı sergileyin

June Haziran 2025

21




ELiAR sends a clear message

to the textile industry:

Time is running out for

the green transition

ELiAR’dan tekstil sektörüne net mesaj:

Yeşil Dönüşüm için vakit daralıyor

Sustainability is no longer a choice — it’s a legal requirement. With

its #SustainTheFuture campaign, ELiAR proves that digitalization

is the key to meeting these demands.

Before the regulations outlined in the European Green Deal come into

force in 2026, textile manufacturers must establish digital systems and

ensure their environmental impact is measurable. ELiAR stands out not

only as a technology provider but also as a strategic partner guiding this

vital transition.

Digitalization = Measurable Sustainability

Monitoring energy and water usage in real time, minimizing chemical

waste via precision dosing, and presenting all necessary environmental

data in fully digital formats — these are now achievable goals. With

ELiAR’s advanced automation systems, environmental performance

becomes a data-backed reality rather than a vague concept.

These innovations not only benefit the planet but also improve

operational efficiency. For example, a dyehouse using ELiAR’s systems

can reduce chemical usage by up to 20%. Water savings are also

significant, helping factories meet stricter environmental standards while

lowering operational costs.

#SustainTheFuture: Preparing today for the

demands of tomorrow

The #SustainTheFuture campaign goes far beyond raising awareness.

It represents a structured call for traceable, eco-conscious, and datadriven

production models. ELiAR has co-developed these systems with

manufacturers to ensure they are both realistic and forward-looking.

Sürdürülebilirlik artık bir tercih değil, yasal bir yükümlülük. ELiAR’ın

#SustainTheFuture etiketiyle yürüttüğü kampanya, dijitalleşmenin bu

sürecin anahtarı olduğunu ortaya koyuyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın (Green Deal) şartları 2026 yılında yürürlüğe

girmeden önce, tekstil üreticilerinin dijital altyapılarını kurmaları ve çevresel etki

verilerini ölçülebilir hale getirmeleri gerekiyor. ELiAR, bu dönüşüm sürecinde

yalnızca bir teknoloji tedarikçisi değil, aynı zamanda üreticiler için yol gösterici

bir çözüm ortağı olarak öne çıkıyor.

Dijitalleşme = Ölçülebilir Sürdürülebilirlik

Enerji ve su tüketiminin gerçek zamanlı izlenmesi, kimyasal kullanımının dozaj

sistemleriyle optimize edilmesi ve tüm üretim sürecinin dijital olarak raporlanabilir

hale gelmesi artık mümkün. ELiAR’ın sunduğu otomasyon çözümleri sayesinde

çevresel performans bir varsayımdan çıkarak, veriye dayalı bir gerçekliğe

dönüşüyor. Üstelik bu sistemler sadece çevre için değil, işletme verimliliği açısından

da kritik rol oynuyor.

Örneğin bir boyahane tesisi, ELiAR kontrol sistemleriyle kimyasal tüketimini

%20’ye kadar azaltabiliyor. Aynı şekilde, su tüketimi izleme sistemleri sayesinde

proses başına düşen litre miktarında ciddi iyileşmeler sağlanabiliyor. Bu da

sürdürülebilirliğin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik bir kazanç

anlamına geldiğini ortaya koyuyor.

#SustainTheFuture ile gelecek bugünden başlıyor

ELiAR’ın #SustainTheFuture kampanyası, sürdürülebilirliği sadece geçici bir

trend olarak görmekten uzaklaşıyor. Kampanya, üretim tesislerinde izlenebilir,

çevreye duyarlı ve veriye dayalı bir sistem kurulmasını teşvik ediyor. ELiAR, bu

sistemleri tekstil üreticileriyle birlikte geliştiriyor ve böylece yalnızca bugünün değil,

geleceğin ihtiyaçlarına da yanıt veren çözümler sunuyor.

24 June Haziran 2025


As part of this campaign, ELiAR continues to collaborate with its

partners across Türkiye and internationally to increase awareness

around the urgent need for transformation. Through this shared

knowledge, the company helps position manufacturers to meet growing

expectations from both regulators and customers.

A new sustainability label on the horizon

ELiAR is preparing to launch a new initiative that highlights

the sustainability contribution of each product through the

#SustainTheFuture label. This clear, accessible labeling system will help

textile manufacturers align with global standards and showcase their

environmental commitment to international buyers.It also provides an

advantage for companies participating in international supply chains

where sustainability reporting is increasingly becoming a prerequisite.

Kampanya aynı zamanda sektörde bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

ELiAR, Türkiye’deki ve yurtdışındaki partnerleriyle birlikte yürüttüğü tanıtım

çalışmalarıyla, üreticileri bu dönüşümün gerekliliği konusunda bilinçlendirmeyi

sürdürüyor.

Ürün bazlı sürdürülebilirlik etiketi geliyor

ELiAR, yakın zamanda başlatacağı yeni uygulama ile her ürünün üretim

süreçlerine yaptığı sürdürülebilirlik katkısını #SustainTheFuture etiketiyle açıkça

gösterecek. Bu etiketleme sistemi, üreticilerin daha bilinçli kararlar almasını

sağlayacak pratik bir referans noktası sunacak. Aynı zamanda global pazarda

sürdürülebilirlik kriterlerini yerine getirdiğini belgelemek isteyen firmalar için bu

etiket önemli bir avantaj sağlayacak.

Time is running out: 2026 is the deadline,

not the start date

With the Carbon Border Adjustment Mechanism (CBAM) on the

horizon, measurable, reportable, and traceable metrics — such as

energy, chemicals, and water usage — are becoming mandatory.

Manufacturers who fail to comply risk serious trade disadvantages,

particularly in export markets.

ELiAR, leveraging its nearly four decades of R&D in the textile

industry, continues to support this transition with a full portfolio of

digital twin systems, centralized management software, and automation

technologies. The company’s “Is your factory ready for the future?”

message is more than a slogan — it’s a call to action. Sustainable

production is not just about the planet — it’s a responsibility we all share

for the future.

Zaman daralıyor: Süreç 2026’da başlamayacak,

2026’ya kadar bitmeli

Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM)

ile birlikte enerji kullanımı, kimyasal tüketimi ve su ayak izi gibi çevresel

parametrelerin ölçülebilir, raporlanabilir ve izlenebilir hale gelmesi zorunlu

olacak. Bu nedenle dijital sistemlerin kurulması ve şeffaf veri altyapılarının

oluşturulması artık bir gereklilik. Aksi halde ihracat yapan firmalar ciddi

yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecek.

ELiAR, 1984’ten bu yana sürdürdüğü yenilikçi yaklaşımıyla, dijital ikiz

projelerinden merkezi yönetim yazılımlarına kadar geniş bir çözüm yelpazesi

sunarak bu sürecin merkezinde yer alıyor. Şirket, “Fabrikanız geleceğe hazır

mı?” mottosuyla çıktığı yolda, yalnızca teknolojik dönüşümü değil, zihinsel bir

dönüşümü de teşvik ediyor. Sürdürülebilir üretimin sadece doğaya değil, topluma ve

geleceğe karşı da bir sorumluluk olduğuna inanan ELiAR, dönüşüm yolculuğunda

sektörün yanında olmayı sürdürüyor.

June Haziran 2025

25




ITALIAN TEXTILE MACHINERY:

Orders contınue to fall in first

quarter 2025

İtalyan Tekstil Makineleri: 2025’in ilk

çeyreğinde siparişlerde düşüş sürüyor

In the first quarter of 2025, orders for textile machinery recorded

by ACIMIT, the Association of Italian Textile Machinery

Manufacturers, showed a sharp decline compared to the same

period in 2024, down 29%. The index stood at 41.8 points (base year

2021=100).

The negative result reflects both a significant contraction in the domestic

market and a pronounced slowdown abroad. In Italy, orders dropped

by 57%, while foreign orders fell by 25%. The index for foreign markets

stood at 43.3 points, while the domestic figure dropped to 30.5 points.

The order backlog at the end of the quarter ensured 3.6 months of

production.

The downturn also continues when compared to the previous quarter

(October-December 2024), with overall orders decreasing by 15%.

Marco Salvadè, President of ACIMIT, commented: “The sector started

2025 on an even weaker footing than it ended 2024. On international

markets, the deep uncertainty triggered by last year’s geopolitical

tensions has been further worsened by the tariff decisions implemented

by the Trump administration. In the US, orders remain at a standstill

as the market awaits the next steps from the President. Some glimmers

of hope come from the estimates of global export data for textile

machinery in the first quarter: China, India, and Pakistan—key markets

for technology suppliers—show signs of recovery compared to the same

period in 2024.”

In Italy, the situation is even more critical, with the orders index at

its lowest level, even surpassing the slump of 2020. “We need to look

beyond 2025 and call on the Government to implement targeted,

structural incentives for investments in capital goods, with simple

procedures that allow companies to access them quickly”, Salvadè noted

2025 yılının ilk çeyreğinde, İtalyan Tekstil Makineleri Üreticileri Birliği

(ACIMIT) tarafından kaydedilen tekstil makinesi siparişleri, 2024’ün

aynı dönemine kıyasla %29 oranında keskin bir düşüş gösterdi. Endeks,

2021 baz yılına göre 41,8 puan seviyesinde gerçekleşti.

Bu olumsuz sonuç, hem yurt içi pazarda önemli bir daralmayı hem de yurt

dışında belirgin bir yavaşlamayı yansıtıyor. İtalya’da siparişler %57 oranında

azalırken, yurt dışı siparişlerde %25’lik bir düşüş yaşandı. Yurt dışı pazarlar

için endeks 43,3 puan olurken, yurt içi sipariş endeksi 30,5 puana kadar geriledi.

Çeyrek sonunda mevcut sipariş birikimi, 3,6 aylık üretimi karşılayacak düzeyde

kaldı. Düşüş, 2024 yılı Ekim-Aralık dönemine göre de devam etti; toplam

siparişlerde çeyreklik bazda %15 oranında azalma kaydedildi.

ACIMIT Başkanı Marco Salvadè konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları

söyledi:

“Sektör, 2024’ün sonunda olduğundan daha zayıf bir başlangıçla 2025’e adım

attı. Uluslararası pazarlarda, geçen yılki jeopolitik gerilimlerin yol açtığı derin

belirsizlik, Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu gümrük tarifesi kararlarıyla

daha da kötüleşti. ABD’de siparişler hâlâ durma noktasında; piyasa, Başkan’ın

bir sonraki adımlarını bekliyor. Buna karşın, 2025’in ilk çeyreğine ait küresel

tekstil makineleri ihracat verilerine ilişkin tahminler, Çin, Hindistan ve Pakistan

gibi teknoloji tedarikçileri için kilit öneme sahip pazarlarda 2024’e kıyasla

toparlanma sinyalleri veriyor.”

İtalya’da ise durum çok daha kritik. Sipariş endeksi, 2020’deki düşüşü bile

aşarak en düşük seviyesine geriledi.

“2025’in ötesini düşünmeli ve hükümetten, sermaye mallarına yönelik yatırımları

teşvik edecek, prosedürleri basit ve erişimi kolaylaştırılmış yapısal destekler talep

etmeliyiz,” diye ekledi Salvadè.

28 June Haziran 2025





Opening doors to global

markets for women

entrepreneurs

Kadın girişimcilere küresel pazarların

kapıları açılıyor

Support mechanisms, visionary projects,

and collaborations aimed at boosting

women’s participation in exports were

discussed in Bursa.

Kadın ihracatçılara özel destek

mekanizmaları, vizyon projeleri ve iş

birlikleri Bursa’daki toplantıda masaya

yatırıldı.

Organized by the Turkish Exporters Assembly (TİM), the TİM

WINGS – Roadmap for Women Exporters program was

hosted by the Uludağ Exporters’ Associations (UİB). The

initiative brought together key stakeholders to strengthen the role of

women in the export ecosystem and empower them to compete more

effectively in global markets.

TRY 13.5 Billion support package for women

exporters

In her opening speech, Vice Coordinator of UİB and Chair of the

Uludağ Textile Exporters’ Association (UTİB) Pınar Taşdelen Engin

emphasized the implementation of comprehensive support mechanisms

to increase female representation in exports. “With the TİM

WINGS program, we have provided a tailored roadmap for women

entrepreneurs. So far, 29 companies have received the TSE K 645

Women Entrepreneur Certificate, while six others are still in process. A

total of TRY 13.5 billion in financial support has been made available to

our women exporters,” said Engin.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından kadın girişimcilerin küresel

pazarlarda daha etkin rol almasını sağlamak amacıyla hayata geçirilen

TİM WINGS – Kadın İhracatçılar için Yol Haritası programı, Uludağ

İhracatçı Birlikleri’nin (UİB) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Program, ihracat

ekosisteminde kadınların yerini güçlendirmeye yönelik kapsamlı yol haritalarını ve

destek mekanizmalarını gündeme taşıdı.

13,5 Milyar TL’lik destek paketi kadın

ihracatçıların hizmetinde

UİB Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği

(UTİB) Başkanı Pınar Taşdelen Engin, toplantının açılışında yaptığı

konuşmada, kadınların ihracattaki temsiliyetinin artırılması için çok yönlü

desteklerin uygulamaya alındığını belirtti. Engin, “TİM WINGS programı

kapsamında kadın girişimcilerimize özel bir yol haritası sunduk. 29 firma TSE

K 645 Kadın Girişimci Belgesi aldı, 6 firmanın süreci devam ediyor. Toplamda

13,5 milyar TL’lik bir destek paketi kadın ihracatçılarımızın kullanımına

sunuldu” dedi.

32 June Haziran 2025



Training programs reached 600 women

entrepreneurs

Engin also shared insights on the first-ever women-focused UR-GE

(International Competitiveness Development) Project for the textile

and apparel sectors initiated by TİM. She stated that they are currently

conducting a needs analysis with 25 companies and will soon provide

them with tailored consultancy services to help them strengthen

their presence in international markets. As part of the TİM WINGS

vision, nearly 600 women entrepreneurs received valuable training on

international trade, digital marketing, and financial literacy through the

“Break the Boundaries in Export” program, conducted in collaboration

with Akbank Transformation Academy.

Panel highlighted support mechanisms

The first panel, moderated by TİM representative Meral Beyazıt, hosted

speakers from the Ministry of Trade, the Turkish Standards Institution

(TSE), Export Credit Bank of Turkey (Türk Eximbank), and İhracatı

Geliştirme A.Ş. (İGE). The panel explored a wide range of topics,

including access to finance and the certification process for the TSE

K 645 certificate. Müge Uz from POLYTEKS shared her company’s

success story in obtaining the TSE K 645 certificate and the benefits of

being a certified woman entrepreneur.

Empowering women from local to global

The second panel introduced She Globe Trade, a project led by

BUİKAD (Bursa Businesswomen and Executives Association).

BUİKAD Chair Şeyda Şençayır emphasized the need to make support

mechanisms for women exporters more visible and accessible. “The

world is now shaped by ideas and business models that transcend

borders. Our goal is to ensure that women entrepreneurs are not alone

in this journey and to expand their networks and capabilities from local

to global levels,” she said.

Moderated by BUİKAD Board Member Dr. Arzu Erdi, the panel

featured UTİB Chair Pınar Taşdelen Engin, Veda Girgin Eroğlu

(Founder of VGE Tekstil and BUİKAD member), and UİB Deputy

Secretary General Dr. Ayşe Mehtap Ekinci. Speakers shared their

experiences on export readiness, success stories, and the services offered

by exporters’ associations to support women. The event concluded with

a plaque presentation to panel participants.

600 kadın girişimci eğitim programlarından

yararlandı

Engin, ayrıca TİM tarihinde ilk defa kadınlara özel başlatılan Tekstil ve

Hazır Giyim UR-GE Projesi hakkında da bilgi verdi. 25 firmayla ihtiyaç

analizlerinin sürdüğünü belirten Engin, bireysel danışmanlıklarla bu firmaların

küresel pazarda güçlendirileceğini ifade etti. Akbank Dönüşüm Akademisi iş

birliğiyle düzenlenen “İhracatta Sınırları Aş” eğitim programları kapsamında

ise 600 kadın girişimciye dış ticaret, dijital pazarlama ve finansal okuryazarlık

alanlarında eğitimler verildi.

Destek mekanizmaları panelde ele alındı

Toplantının ilk paneli, TİM Yetkilisi Meral Beyazıt’ın moderatörlüğünde

gerçekleştirildi. Ticaret Bakanlığı, Türk Standartları Enstitüsü (TSE), İhracatı

Geliştirme A.Ş. (İGE) ve Türk Eximbank temsilcileri; finansmana erişim,

sertifikasyon süreçleri ve diğer destek mekanizmalarını detaylı bir şekilde paylaştı.

Panelde ayrıca, POLYTEKS firmasından Müge Uz, TSE K 645 Belgesi alma

sürecindeki deneyimlerini aktararak, belgeli kadın girişimci olmanın sunduğu

avantajları anlattı.

Yerelden küresele kadın güçlenmesi

İkinci panelde, BUİKAD tarafından yürütülen She Globe Trade projesi tanıtıldı.

BUİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Şeyda Şençayır, kadın girişimcilerin

küresel pazarlarda daha görünür olması gerektiğini belirterek, “Amacımız

kadınların yetkinliklerini ve iş ağlarını geliştirerek ihracat yolculuklarında onları

güçlendirmek” dedi.

Panelin moderatörlüğünü BUİKAD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Arzu Erdi

üstlenirken, UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, VGE Tekstil Kurucusu

Veda Girgin Eroğlu ve UİB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Ayşe Mehtap Ekinci,

ihracata hazırlık süreçleri ve kadınlara özel destekler hakkında deneyimlerini

paylaştı. Panel sonunda katılımcılara plaket takdim edildi.

34 June Haziran 2025



A new era in textiles:

Strategic transformation through

high-value production

Tekstil sektöründe yeni dönem: Katma değerli

üretim ve stratejik dönüşüm

Ahmet Fikret Kileci, Chairman of the TİM Textile and

Raw Materials Sector Board, emphasizes that exchange

rates are not the sector’s only issue—what’s truly needed

is a renewed roadmap for competitiveness.

A strategic roadmap for sustainable

competitiveness

The Turkish textile sector has long held a strong position in

global markets. However, in recent years, rising labor costs and

exchange rate volatility have posed new challenges. Ahmet Fikret

Kileci, Chairman of the TİM Textile and Raw Materials Sector

Board, believes that structural transformation is now essential for

the sector to maintain and strengthen its competitive edge.

Labor costs and global competition

While labor costs in Türkiye range between $1,500 and

$2,500 per month, they can fall as low as $200 in countries

like Bangladesh. This disparity makes it increasingly difficult

for Turkish manufacturers to compete purely on low-cost

production. “We can no longer produce T-shirts for $2,”

says Kileci. “But Turkish companies have the experience and

capacity to outsource low-cost production abroad and market

those products globally.”

TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci,

sektörün sadece döviz kuru değil, yapısal dönüşümle rekabet gücünü

artırması gerektiğini vurguluyor.

Rekabet gücünü artırmak için yeni bir yol haritası

Türkiye tekstil sektörü, uzun yıllardır küresel pazarda önemli bir oyuncu olma

konumunu sürdürüyor. Ancak son dönemde artan iş gücü maliyetleri ve döviz kuru

dalgalanmaları, sektörün rekabet gücünü zorluyor. TİM Tekstil ve Hammaddeleri

Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci, bu zorlukların üstesinden gelmek için

sektörde yapısal bir dönüşümün

şart olduğunu belirtiyor.

İş gücü maliyetleri ve

küresel rekabet

Türkiye’de iş gücü maliyetleri aylık

1.500-2.500 dolar arasında

değişirken, Bangladeş gibi ülkelerde

bu rakam 200 dolara kadar

düşüyor. Bu durum, Türk tekstil

sektörünün düşük maliyetli üretimle

rekabet etmesini zorlaştırıyor.

Kileci, “Artık 2 dolara tişört

üretemeyiz. Türk şirketleri ucuz

ürünleri yurtdışında ürettirip,

başka ülkelere satabilecek deneyim

ve güce sahip” diyerek, üretim

stratejilerinin yeniden gözden

geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor.

36 June Haziran 2025


Shifting toward high-value production

Kileci emphasizes that the future of the sector lies in value-added

production. “We must modernize our machinery and focus on

manufacturing advanced, high-tech products. That’s the only way we

can remain key partners for brands in European markets,” he says,

underlining the importance of innovation and investment in technology.

Sustainability and green production

Reaching long-term goals in the sector requires widespread adoption of

sustainable practices. “In the future, production will be shaped entirely

around sustainability and environmental values,” Kileci asserts. He

advocates for investment in renewable energy and eco-friendly processes

to ensure global relevance and environmental compliance.

Strategic partnerships and alternative

production bases

Kileci notes that Turkish textile producers are increasingly exploring

manufacturing opportunities in countries like Egypt, Morocco, and

even Syria. These strategies aim to achieve cost-efficiency while allowing

Türkiye to focus on producing more complex, value-added goods at

home.

Looking ahead: transformation is key

As Kileci highlights, the real challenge for Türkiye’s textile sector is not

merely the exchange rate—it’s the need for a structural overhaul that

prioritizes innovation, sustainability, and international cooperation.

Strategic investments, green practices, and global partnerships will

define the future of Turkish textiles in a rapidly evolving global market.

Katma değerli üretime geçiş

Kileci, sektörün geleceği için katma değerli üretime geçişin kaçınılmaz olduğunu

vurguluyor. “Makine parkımızı yenileyip, ileri teknolojili ürünleri burada üretmeli

ve AB ülkelerindeki markaların partneri olmak zorundayız” diyen Kileci,

teknolojik yatırımların ve inovasyonun önemine dikkat çekiyor.Milliyet

Sürdürülebilirlik ve yeşil üretim

Sektörün sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması için yeşil üretim uygulamalarının

benimsenmesi gerektiğini belirten Kileci, “Gelecekte üretim anlayışı tamamen

sürdürülebilirlik ve çevresel temalar üzerine inşa edilecek” diyor. Bu kapsamda,

yenilenebilir enerji yatırımları ve çevre dostu üretim süreçlerinin teşvik edilmesi

önem taşıyor.

Stratejik işbirlikleri ve yeni pazarlar

Kileci, Türk tekstil sektörünün Mısır, Fas ve hatta Suriye gibi ülkelerde üretim

yapma alternatiflerini değerlendirdiğini belirtiyor. Bu stratejik işbirlikleri, maliyet

avantajı sağlarken, Türkiye’nin yüksek katma değerli ürünlere odaklanmasını

mümkün kılıyor.

Geleceğe yönelik adımlar

Ahmet Fikret Kileci’nin vurguladığı gibi, Türk tekstil sektörünün sadece döviz

kuru dalgalanmalarına odaklanmak yerine, yapısal dönüşüm ve katma değerli

üretim stratejileriyle rekabet gücünü artırması gerekiyor. Sürdürülebilirlik,

teknolojik yatırım ve stratejik işbirlikleri, sektörün geleceğini şekillendirecek

anahtar faktörler olarak öne çıkıyor.

truecycled ®

June Haziran 2025

37




Durak Poly-Strong

PC-IR perfects camouflage

invisibility

ARTA Tekstil sürdürülebilir üretim

anlayışıyla ihracatını artırmayı hedefliyor

Durak Poly-Strong PC-IR, developed to

eliminate the weakness in the stitching

areas of camouflage materials that provide

invisibility against infrared rays (IR), offers

superior performance and durability. This

special technical thread opens the door to new

opportunities in several different areas as well

as military applications.

Durak Poly-Strong PC-IR, developed to

eliminate the weakness in the stitching

areas of camouflage materials that provide

invisibility against infrared rays (IR), offers

superior performance and durability. This

special technical thread opens the door to new

opportunities in several different areas as well

as military applications.

Durak Tekstil, a leading manufacturer of industrial sewing and

embroidery threads, continues to expand its technical product

portfolio. The company has achieved successful results with its

cut-resistant, conductive and insect repellent threads, and has developed

the new Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread, which provides

infrared (IR) invisibility, especially for camouflage applications in military

and security areas. Developed as a solution to the infrared problems

experienced by the military and security industry in the sewing areas of

clothing and other materials, the new IR thread enables the camouflage

feature to be used to its full potential.

Durak Tekstil Board of Directors Vice President Yiğit Durak said that

camouflage is a technique that allows an object or person to become

invisible by blending in with the environment it is in, expressing that

more than traditional methods are needed due to developing new

technologies. “The infrared (IR) wavelength in the 700-1200 nm

range of the electromagnetic spectrum is a spectral area that the

human eye cannot see but can be detected by a few sensors. With new

technological developments, invisibility against radar and IR sensors is

the most important factor for security in the field in military and security

Endüstriyel dikiş ve nakış ipliklerinin önde gelen üreticisi Durak Tekstil,

teknik ürün portföyünü genişletmeyi sürdürüyor. Kesime dirençli, iletken

ve haşere kovucu iplikleriyle başarılı sonuçlar elde eden firma, özellikle

askeri ve güvenlik alanlarındaki kamuflaj uygulamaları için kızılötesi (Infrared -

IR) görünmezlik sağlayan yeni Durak Poly-Strong PC-IR dikiş ipliğini geliştirdi.

Askeri ve güvenlik endüstrisinin giysi ve diğer malzemelerin dikiş bölgelerinde

yaşadığı kızılötesi sorunlara bir çözüm olarak geliştirilen yeni IR ipliği, kamuflaj

özelliğinin tam kapasiteli kullanılmasını sağlıyor.

Kamuflajın bir nesne veya kişinin, içinde bulunduğu ortamla karışarak görünmez

olmasını sağlayan bir teknik olduğunu söyleyen Durak Tekstil Yönetim Kurulu

Başkan Yardımcısı Yiğit Durak, gelişen yeni teknolojiler nedeniyle geleneksel

40 June Haziran 2025



applications. The Poly-Strong PC-IR developed by Durak Tekstil stands

out among the most innovative and ambitious products in this field.

Although camouflage clothing provides IR invisibility, this concealment

could not be fully achieved due to both heat differences and surface

connection gaps due to the stitching areas. With our new thread,

camouflage becomes more perfect and complete invisibility is achieved.

In short, no IR camera in the 700-1200 nm wavelength range can detect

our Poly-Strong PC-IR, it provides real invisibility,” he disclosed.

Durak stated that users gain a great advantage against IR sensors

with special reflection values provided by special prescriptions in the

production process, and emphasized that the dark military green tone of

the thread is ideal for sewing military clothing and camouflage products.

He noted that Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread can also be used

for outdoor sports clothing and materials such as tents.

R&D studies for the new thread started upon the

request of the Polish army

Yiğit Durak informed that the first studies on this thread started with

a request from the Polish military administration, explaining that an

intensive R&D process started for the IR thread after the meetings.

He summarized the process of transition from idea to concept, from

design to final product as follows; “The demand for IR invisibility

has now become a necessity for the military and security industries

due to developing technologies. With the R&D study we initiated, we

determined the technical features of the thread as well as the special

recipes for the production process and achieved successful results in

a short time. Our Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread, which

provides invisibility in the specified IR range, has received approval from

accredited laboratories and international independent institutes. We

believe that this innovative special thread will be one of our strongest

products in the international market”.

yöntemlerden daha fazlasına ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi. Durak şunları

söyledi; “Elektromanyetik spektrumun 700-1200 nm aralığındaki bölgede

bulunan kızılötesi (IR) dalga boyutu insan gözünün göremediği ancak birkaç

sensör tarafından algılanabilen bir spektral alandır. Yeni teknolojik gelişmelerle

birlikte, askeri ve güvenlik uygulamalarında sahada güvenlik için radar ve

IR sensörlerine karşı görünmezlik en önemli faktördür. Durak Tekstil olarak

geliştirdiğimiz Poly-Strong PC-IR ipliği bu alandaki en yenilikçi ve iddialı

ürünler arasında öne çıkıyor. Kamuflaj giysileri IR görünmezlik sağlasa bile dikiş

bölgeleri nedeniyle bu gizlenme gerek ısı farklılığı gerekse yüzey bağlantı boşlukları

nedeniyle tam olarak sağlanamıyordu, yeni ipliğimiz ile kamuflaj daha mükemmel

hale geliyor ve tam bir görünmezlik elde ediliyor. Kısacası, 700-1200 nm dalga

boyu aralığındaki hiçbir IR kamera Poly-Strong PC-IR ipliğimizi tespit edemiyor,

gerçek bir görünmezlik sağlıyor.”

Üretim sürecinde özel reçeteler sayesinde sağlanan özel yansıma değerleri ile IR

sensörlerine karşı kullanıcıların büyük bir avantaj elde ettiğini belirten Durak,

ipliğin koyu askeri yeşil tonu, askeri giyim ve kamuflaj ürünlerinin dikimi için

ideal olduğunu vurguladı. Durak, Durak Poly-Strong PC-IR dikiş ipliğinin

ayrıca doğa sporları giysi ve çadır gibi malzemeleri için de kullanılabildiğini

kaydetti.

Polonya ordusunun talebi ile yeni iplik için AR-GE

çalışmalar başladı

Bu iplikle ilgili ilk çalışmaların Polonya askeri yönetiminden gelen bir taleple

başladığı bilgisini veren Yiğit Durak, görüşmeler sonrasında IR ipliği için yoğun

bir AR-GE sürecinin başladığını anlattı. Durak, fikirden konsepte, tasarımdan

nihai ürüne geçiş sürecini şöyle özetledi; “IR görünmezlik talebi gelişen teknolojiler

nedeniyle askeri ve güvenlik endüstrileri için artık bir zorunluluk haline geldi.

Başlattığımız AR-GE çalışması ile ipliğin teknik özelliklerinin yanı sıra, üretim

sürecine ilişkin özel reçetelerini belirledik ve başarılı sonucu kısa sürede aldık.

Belirlenen IR aralığında görünmezlik sağlayan Durak Poly-Strong PC-IR dikiş

ipliğimiz akredite laboratuvarlardan ve uluslararası bağımsız enstitülerden onay

42 June Haziran 2025



Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread can

be used in any application where invisibility is

required

Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread offers solutions to a lot of

different areas, especially the military and security industry. This

innovative thread can be used safely in products such as clothing, tents,

bags and shoes where complete thermal invisibility is desired. The

IR thread, which produces strong and durable seams, currently has a

reflectance value in a safer range than the IR reflectance limit values in

the military field compared to similar products on the market.

Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread, which is offered in different

thicknesses according to customer demand as well as its special khaki

green color, provides textile manufacturers with new advantages for

opening up to new markets and making applications. The thread shows

superior resistance to movement and strain, and has internationally valid

standards for washing, water, friction, hypochlorite, perspiration and

light fastness. Durak Poly-Strong PC-IR also shows high resistance to

mineral acids, alkalis, organic solutions and bleaching, meanwhile has

the best melting, softening and shrinkage values for stable functionality.

This innovative thread, which improves IR invisibility, contributes

to the comfort and health of users by not allowing the formation of

microorganisms such as fungi and mold as well.

“We believe that this new thread will take us to a different point,” said

Yiğit Durak, emphasizing that they aim to expand the markets they

address as a company. He concluded his words as follows; “We want

to have more markets in military equipment production, as in the

footwear and bed industry. Our wide product portfolio distinguishes us

as a manufacturer that addresses different segments. Developing the

production of our Durak Poly-Strong PC-IR sewing thread after the

Polish army’s request and gaining this international experience makes

us stronger. We also think that this product will be an important power

for Turkish military equipment/clothing production. In addition,

camouflage is not only used for military purposes, it is also used in many

different areas such as nature sports, photography and so on. Therefore,

Durak Tekstil, as an expert in technical threads, will have a strong share

in the market in the coming period with Durak Poly-Strong PC-IR

sewing thread.”

almış bulunuyor. Bu yenilikçi özel ipliğimizin uluslararası pazarda en güçlü

ürünlerimizden biri olacağına inanıyoruz.”

Durak Poly-Strong PC-IR ipliği görünmezlik

istenen her uygulamada kullanılabilir

Durak Poly-Strong PC-IR dikiş ipliği başta askeri ve güvenlik endüstrisi

olmak üzere birçok farklı alana çözüm getiriyor. Bu yenilikçi iplik tamamen

termal görünmezlik özelliği istenen giysi, çadır, çanta ve ayakkabı gibi ürünlerde

güvenle kullanılabiliyor. Güçlü ve dayanıklı dikişler üreten IR ipliği halihazırda

pazardaki benzer ürünlere kıyasla askeri alandaki IR yansıtma sınır değerlerinden

daha güvenli bir aralıkta yansıtma değerine sahip bulunuyor.

Özel hâkî yeşil renginin yanı sıra müşteri talebine göre farklı kalınlık çeşitlerinde

sunulan Durak Poly-Strong PC-IR dikiş ipliği, tekstil üreticilerine yeni pazarlara

açılma ve uygulama yapma için yeni avantajlar sağlıyor. Hareket ve zorlanmalara

karşı üstün bir direnç gösteren iplik, yıkama, su, sürtme, hipoklorit, terleme

ve ışık haslığı için uluslararası geçerli standartlara sahip bulunuyor. Mineral

asitlere, alkalilere, organik çözeltilere ve ağartmaya karşı yüksek bir dayanım

gösteren Durak Poly-Strong PC-IR, ayrıca stabil fonksiyonellik için en iyi erime,

yumuşama ve çekme değerlerine sahip. IR görünmezliği geliştiren bu yenilikçi iplik

ayrıca, mantar ve küf gibi mikro organizmaların oluşmasına da izin vermeyerek,

kullanıcıların konfor ve sağlığına da katkı sağlamaktadır.

“Bu yeni ipliğin bizi farklı bir noktaya taşıyacağına inanıyoruz” diyen Yiğit

Durak, firma olarak hitap ettikleri pazarları genişletmeyi hedeflediklerini

vurguladı. Durak sözlerini şöyle tamamladı; “Ayakkabı ve yatak endüstrisinde

olduğu gibi askeri malzeme üretiminde de daha fazla pazara sahip olmak

istiyoruz. Geniş ürün portföyümüz bizi farklı segmentlere hitap eden bir üretici

olarak öne çıkarıyor. Durak Poly-Strong PC-IR dikiş ipliğimizin üretimini

Polonya ordusunun talebi sonrasında geliştirmek ve bu uluslararası deneyimi

kazanmak bizi daha güçlü kılıyor. Bu ürünümüz ayrıca Türk askeri malzeme/

giyim üretimi için de önemli bir güç olacaktır diye düşünüyoruz. Bunun yanı sıra,

kamuflaj sadece askeri amaçlı kullanılmıyor, doğa sporları, fotoğrafçılık ve benzeri

birçok farklı alanda yer alıyor. Bu nedenle artık teknik iplikler konusunda bir

uzman olarak Durak Tekstil, önümüzdeki dönemde Durak Poly-Strong PC-IR

dikiş ipliği ile de pazarda güçlü bir paya sahip olacak.”

44 June Haziran 2025



ARTA Tekstil aims to ıncrease

exports through sustainable

production

ARTA Tekstil sürdürülebilir üretim

anlayışıyla ihracatını artırmayı hedefliyor

Offering high-quality woven and knitted fabrics

to leading global apparel manufacturers, ARTA

Tekstil is working to boost its exports through

a sustainable production approach, despite

exchange rate fluctuations and rising costs.

The company aims to overcome challenging

market conditions with strategies focused on

automation, sustainability, and expansion into

new markets.

Standing out in the textile industry with its environmentally

conscious production processes and sustainability principles,

ARTA Tekstil is determined to navigate through the difficulties

caused by increasing inflation and volatile currency exchange rates

by implementing innovative solutions. Arif Nalbant, Co-Founder

of ARTA Tekstil, stated that while the company achieved $13

million in exports in 2023, this figure dropped to $10 million in

2024. He added, “The main reason behind this decline is that rising

domestic costs have put Turkey at a disadvantage in terms of price

competitiveness in international markets. Labor costs, in particular,

have risen to as much as $1,200 in Turkey, while in countries like

Portugal, Tunisia, Bangladesh, and Morocco, these costs are around

$200–$300, making it difficult for Turkey to compete.”

Sacrificing profit margins

Despite a 13% increase in the Euro and a 50–60% rise in inflation

since last year, customers have not accepted even a 5% price

increase, said Nalbant. “Like almost every other sector, we had

to sacrifice our profit margins. To overcome this, we focused on

further increasing efficiency. In line with our strategy to reach new

markets, we participated in trade fairs in Portugal and Colombia and

established new connections, especially in the Colombian market.

Colombia, known as the textile gateway of Latin America with its

dense apparel production, presented a great opportunity for us.

Thanks to the fair, we discovered a promising new market. Every

garment manufacturer there is a potential customer for us. Colombia

has become a gateway country for us to reach all of Latin America.”

He also noted that they already have an ongoing collaboration

in Spain with the Inditex Group, which includes major brands

like Zara, Bershka, Pull & Bear, and Stradivarius. “Inditex is

undoubtedly very important for the European market, but we also

serve producers in Tunisia and Morocco, who are among our key

customers. We strive to provide excellent service to the group,” he

added.

Sürdürülebilir üretim anlayışıyla dünyanın önde

gelen hazır giyim üreticilerine yüksek kalitede

mamul dokuma ve örme kumaşlar sunan ARTA

Tekstil, döviz kurlarındaki hareketlilik ve artan

maliyetlere rağmen sürdürülebilir üretim

anlayışıyla ihracatını artırma hedefiyle çalışıyor.

Şirket, otomasyon, sürdürülebilirlik ve yeni

pazarlara açılma stratejileriyle zorlu şartları

aşmayı amaçlıyor.

Çevreye duyarlı üretim

süreçleri ve sürdürülebilirlik

anlayışıyla tekstil sektöründe

fark yaratan ARTA Tekstil, artan

enflasyon ve döviz kurlarındaki

hareketlilik nedeniyle ihracatta

zorluklarla karşılaşsa da inovatif

çözümleriyle bu süreci aşmayı

hedefliyor. 2023 yılında 13 milyon

dolarlık ihracat yaptıklarını ancak

2024’te bu rakamın 10 milyon

dolara gerilediğini ifade eden ARTA

Tekstil Kurucu Ortağı Arif Nalbant,

“Bunun en önemli nedeni, iç piyasadaki artan maliyetlerin, yurtdışı pazarlarda

fiyat rekabeti açısından Türkiye’yi dezavantajlı duruma düşürmesi. Özellikle işçilik

maliyetlerinin 1.200 dolara kadar çıkması, Portekiz, Tunus, Bangladeş ve Fas gibi

ülkelerde ise bu maliyetin 200–300 dolar seviyesinde olması, Türkiye’nin bu ülkelerle

rekabet etmesini zorlaştırıyor” dedi.

Kar marjından feragat ediliyor

Geçen yıldan bu yana Euro’da yaşanan yüzde 13’lük, enflasyonda ise yüzde 50

– 60’lık artışa rağmen müşterilerin yüzde 5’lik fiyat farkını dahi kabul etmediğini

belirten Arif Nalbant, “Bu nedenle hemen hemen her sektör gibi biz de kar marjından

fedakarlık etmek zorunda kaldık. Sorunun çözümü olarak verimliliği daha da

artırmaya odaklandık. Yeni pazarlara ulaşarak stratejimiz doğrultusunda Portekiz ve

Kolombiya’daki fuarlara katılarak, özellikle Kolombiya pazarında yeni bağlantılar

kurduk. Kolombiya’nın Latin Amerika’nın tekstil kapısı olarak anılması ve bölgedeki

konfeksiyon üretiminin yoğunluğu, bizim için büyük bir fırsat oluşturdu. Dolayısıyla

fuar sayesinde güzel bir pazarı da keşfetmiş olduk. Orada konfeksiyon üreticisi tüm

firmalar bizim müşteri adayımız. Kolombiya tüm Latin Amerika’ya erişebilmemiz

adına bizim için yeni bir fırsat ülkesi konumunda. İspanya’da halihazırda Inditex

grubu ile iş birliğimiz var. Zara, Bershka, Pull & Bear, Stradivarius gibi dev

markaları bünyesinde barındıran Inditex, Avrupa pazarında tabii ki çok önemli ancak

aynı zamanda Tunus ve Fas’taki üreticileri de müşterilerimiz olarak öne çıkıyor. Biz

de firmaya daha iyi hizmet sunmaya özen gösteriyoruz” dedi.

46 June Haziran 2025





New leadership for Swiss

Textile Machinery Association

İsviçre Tekstil Makineleri Birliği’nde

yeni dönem başladı

Swissmem textile machinery industry sector

elects president and board

Swissmem Tekstil Makineleri Sektörü Yeni

Başkanını ve Yönetim Kurulunu Seçti

The board of the Swiss Textile Machinery Association (left to right): Ralph von Arx, Andreas Conzelmann, Davide Maccabruni,

Cornelia Buchwalder (Secretary General), André Imhof, Beat Meienberger, Martin Zürcher

İsviçre Tekstil Makineleri Birliği Yönetim Kurulu üyeleri (soldan sağa): Ralph von Arx, Andreas Conzelmann, Davide Maccabruni, Cornelia

Buchwalder (Genel Sekreter), André Imhof, Beat Meienberger, Martin Zürcher

The Swiss Textile Machinery Association is the

representative body for Switzerland’s providers of

textile equipment, systems and services. Its general

assembly on May 8 elected experienced industry leaders as

president and board members.

The association’s new president is Davide Maccabruni,

CEO of Uster Technologies AG. His role is to lead the

board in defining strategies and key focus areas. Assessing

the challenges facing the industry, Maccabruni states: “The

Swiss textile machinery industry still holds unique strengths

that can secure its success well into the future. To achieve this,

however, we must focus on aligning our capabilities, working

together, and supporting one another.”

İsviçre tekstil teknolojileri sektörünün küresel vitrini olan İsviçre Tekstil

Makineleri Birliği, 8 Mayıs’ta gerçekleştirdiği genel kurul toplantısıyla yeni

yönetimini belirledi. Sektörün uluslararası düzeyde tanınan firmalarının

temsil edildiği kurulda, Uster Technologies AG CEO’su Davide Maccabruni

birliğin yeni başkanı seçildi.

Maccabruni, görev süresi boyunca birliğin stratejik yönünü belirlemek ve sektörel

dayanışmayı artırmak amacıyla yönetim kuruluna liderlik edecek. Başkanlığa

seçilmesinin ardından yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: “İsviçre tekstil

makineleri endüstrisi hâlâ benzersiz yetkinliklere sahip. Bu gücü geleceğe

taşıyabilmek için tüm paydaşlar olarak kabiliyetlerimizi ortak bir vizyonda

birleştirmeli, birlikte hareket etmeli ve birbirimizi desteklemeliyiz.”

Güçlü Kadro ile Yenilenen Yönetim Kurulu

Genel kurulda, yönetim kuruluna Heberlein Technology AG’den Martin Zürcher

50 June Haziran 2025


Former president Ernesto Maurer and newly elected president Davide Maccabruni

Görevi devreden eski başkan Ernesto Maurer ve yeni başkan Davide Maccabruni

A new member of the association board has also been elected.

He is Martin Zürcher (Heberlein Technology AG), who joins

Beat Meienberger (Benninger AG), André Imhof (Autefa

Solutions Switzerland AG), Andreas Conzelmann (Jakob

Müller AG) and Ralph von Arx (Retech AG), the latter taking

on the role of vice-president.

Davide Maccabruni succeeds Ernesto Maurer, the

association’s president for the past ten years. Maurer has been

an active board member since 2011, becoming president

in 2015. During his service, he has made a significant

contribution to strengthening the innovative power and

international visibility of the Swiss textile machinery industry.

The Swiss Textile Machinery sector was founded in 1940 and

is the longest-established industry sector within Swissmem. It

currently has 42 affiliated companies, including manufacturers

of machines and components, and service providers, for

the textile industry. The association supports its members in

fostering innovation initiatives and education. A major focus

is on joint market access campaigns, through a successful

programme of international symposia. Recent events have

been held in Mexico and the US, and another is planned for

Morocco later this year.

de yeni üye olarak katıldı. Mevcut üyelerden Beat Meienberger (Benninger AG),

André Imhof (Autefa Solutions Switzerland AG), Andreas Conzelmann (Jakob

Müller AG) ve Ralph von Arx (Retech AG), yeni dönemde de görevlerine devam

ediyor. Ralph von Arx ayrıca başkan yardımcılığı görevini üstlendi.

On yıllık hizmetin ardından bir bayrak değişimi

Yeni başkan Davide Maccabruni, görevi 2015 yılından bu yana başkanlık yapan

ve 2011’den itibaren yönetim kurulunda aktif rol üstlenen Ernesto Maurer’den

devraldı. Maurer, görev süresi boyunca İsviçre tekstil makineleri endüstrisinin

inovasyon gücünü artırma ve uluslararası pazarlarda görünürlüğünü güçlendirme

hedefiyle önemli çalışmalara imza attı.

42 üyeyle güçlü bir yapılanma

1940 yılında kurulan İsviçre Tekstil Makineleri Birliği, Swissmem bünyesindeki

en köklü sanayi sektörüdür. Bugün aralarında makine ve bileşen üreticileri ile

hizmet sağlayıcıların da yer aldığı 42 şirket, bu yapının çatısı altında faaliyet

göstermektedir. Birlik; üyelerini inovasyon, eğitim ve uluslararası pazarlara açılım

konularında desteklemeyi sürdürüyor.

Özellikle, farklı ülkelerde düzenlenen uluslararası sempozyumlar, birliğin ortak

pazar erişimi stratejisinin önemli bir ayağını oluşturuyor. Son olarak Meksika ve

ABD’de gerçekleştirilen bu sempozyumların bir yenisi, 2025 yılı içinde Fas’ta

düzenlenecek.

June Haziran 2025

51




Alarm bells ring

across textile and

apparel industry:

“We cannot overcome

this crisis alone”

Tekstil ve hazır giyimde

alarm zilleri: “Bu krizden tek

başımıza çıkamayız”

Soaring costs, declining capacities, increasing import pressure, and

unfair competition... As one of Türkiye’s key industries, textile

and apparel are under intense pressure from ongoing economic

fluctuations. Industry representatives have united in calling for urgent

support measures: “In this challenging period, where our individual

efforts fall short, support mechanisms are more crucial than ever.”

The fabric is fraying—only public support can

keep it stitched

Following the pandemic, the textile and apparel industry has been

grappling with deepening economic volatility, mounting costs, and

unstable exchange rate policies. Leading industry figures warn that the

situation has become unsustainable. Ahmet Öksüz, President of the

Istanbul Textile and Raw Materials Exporters’ Association (İTHİB),

and Toygar Narbay, President of the Turkish Clothing Manufacturers’

Association (TGSD), have outlined the sector’s challenges—ranging

from production to exports, from employment to competitiveness. Their

core message is clear: Navigating this bottleneck without government

support will be extremely difficult.

Mounting costs and import pressure undermine

competitiveness

Ahmet Öksüz noted that production capacities in the textile industry

have dropped to around 50–60%, while rising costs have made imported

products increasingly attractive. He highlighted the misuse of the

Inward Processing Regime (DİR), stressing that it has led to unfair

competition in the domestic market.

“Many of the goods imported under DİR are not actually re-exported,”

said Öksüz. “Instead, they are being sold domestically, leading to

significant tax losses and an imbalance in competition.” He also pointed

out the increase in duty-free imports of products such as yarn and

polyester and emphasized the need for container-based inspections

rather than sample-based checks. “To prevent unfair competition, the

DİR system must be strictly regulated,” he added.

Yüksek maliyetler, düşen kapasiteler, artan ithalat baskısı ve haksız rekabet...

Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden tekstil ve hazır giyim, ekonomik çalkantılar

karşısında alarm veriyor. Sektör temsilcileri acil destek paketi çağrısında birleşti:

“Kendi çabalarımızla sınırlı kaldığımız bu zorlu süreçte, destek mekanizmalarına

ihtiyaç büyüyor.”

Kumaş sökülüyor, dikişi devletle tutarız

Tekstil ve hazır giyim sektörü, pandeminin ardından derinleşen ekonomik

dalgalanmalar, artan maliyetler ve döviz kuru politikalarıyla mücadele ederken,

sektörün önde gelen isimleri durumun sürdürülemez noktaya geldiği konusunda

uyarıyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı

Ahmet Öksüz ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar

Narbay, üretimden ihracata, istihdamdan rekabet gücüne kadar sektörün her alanında

yaşanan sıkıntıları gözler önüne serdi. Ortak mesaj net: Devlet desteği olmadan bu

darboğazdan çıkmak kolay değil.

Yüksek maliyetler ve ithalat baskısı rekabeti

zayıflatıyor

İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, tekstil sektöründeki üretim kapasitelerinin %50-60

seviyelerine kadar gerilediğini belirtirken, artan maliyetlerin ithal ürünleri cazip hale

getirdiğini vurguladı. Dahilde İşleme Rejimi’nin (DİR) suistimal edilmesinin iç

piyasada haksız rekabete neden olduğunu söyleyen Öksüz, “DİR ile gelen mallar

gerçekten ihraç edilmiyor, iç piyasaya sokuluyor. Bu da ciddi bir vergi kaybına ve eşitsiz

rekabete yol açıyor” ifadelerini kullandı.

Sektörde özellikle iplik ve polyester gibi ürünlerde vergisiz girişlerin arttığına

dikkat çeken Öksüz, numune bazlı değil, konteyner bazlı kontrollerin gerekliliğini

vurgulayarak, “Haksız rekabeti sınırlamak için DİR sistemine çekidüzen verilmesi

şart” dedi.

Hazır giyimde üç yıl üst üste zarar dönemi:

“Yalnız bırakılırsak iflaslar kaçınılmaz”

TGSD Başkanı Toygar Narbay ise, 2023 ve 2024’ün ardından 2025’in ilk dört

ayının da zarar hanesiyle kapandığını belirterek, sektörün nefes alamaz hale geldiğini

dile getirdi. Narbay, “Uygulanan faiz politikası enflasyonu körüklüyor. Kur baskısı

54 June Haziran 2025


Ahmet Öksüz

Three consecutive years of losses in apparel:

“Left alone, bankruptcies are inevitable”

TGSD President Toygar Narbay stated that after losses in 2023 and

2024, the first four months of 2025 have also ended in the red. “The

current interest rate policy is fueling inflation. While suppressed

exchange rates are eating into our revenues, rising costs are driving us

under,” he said. “At this point, Turkish apparel products are 60% more

expensive than those from the Far East, and 45% more expensive than

those from North African countries. This is simply not sustainable.”

Narbay emphasized the sector’s contribution to Türkiye’s economy with

over 1 million jobs and $50 billion in production. “Although we are

not responsible for this crisis, we are bearing the brunt of it. We cannot

move forward on our own—public support is no longer optional, it has

become essential,” he said.

Urgent action plan on the table: Currency

support, lower interest, employment incentives

Industry representatives have presented a clear set of urgent measures:

• 10% currency conversion support for net exports

• Rediscount interest rates to be halved relative to policy rates

• Employment support of 2,500 TL per employee

They warn that if these measures are not implemented soon, a new

wave of concordats and bankruptcies may hit the sector. Swift action is

needed to pave the way for recovery.

Hope in the West, competition in the East: Is

Türkiye’s textile balance shifting?

Ahmet Öksüz also shared insights into foreign markets. He underlined

that Uzbekistan, once a major exporter of raw cotton, is shifting toward

exporting finished goods—posing a serious threat to Türkiye’s cotton

textile sector. Regarding the U.S. market, he noted, “With the right

diplomatic steps and a Preferential Trade Agreement in place, our

exports to the U.S. could increase by at least 20%.”

The pulse of production weakens—hope hinges

on collaboration

Facing intense pressure both domestically and in export markets,

Türkiye’s textile and apparel industry—once a driving force of the

national economy—is now fighting for survival. This crisis, with its

domino effects on production, employment, and tax revenues, can

no longer be managed solely by the sector itself. The decisions taken

now will not only shape the fate of this industry but also determine the

broader course of Türkiye’s economy.

Toygar Narbay

gelirlerimizi eritirken, maliyetlerimizi patlattı. Bugün Türk hazır giyim ürünleri

Uzak Doğu’dan %60, Kuzey Afrika’dan ise %45 daha pahalı hale geldi. Bu tablo

sürdürülebilir değil” dedi.

Narbay, sektörün 1 milyon kişilik istihdam ve 50 milyar dolarlık üretim hacmiyle ülke

ekonomisine sağladığı katkıyı hatırlatarak, “Bu krizin sorumlusu olmasak da en büyük

yükü biz üstleniyoruz. Tek başımıza ilerlememiz mümkün değil; kamu desteği artık bir

tercih değil, ihtiyaç haline gelmiştir” diye konuştu.

Acil önlemler listesi masada: Döviz kuru desteği,

faiz indirimi, istihdam teşviki

Hazır giyim ve tekstil sektörü temsilcileri tarafından sunulan acil önlem önerileri ise

oldukça net:

• Net ihracata %10 kur dönüşüm desteği,

• Reeskont faizinin politika faizinin yarısına çekilmesi,

• Çalışan başına 2.500 TL istihdam desteği.

Bu desteklerin hayata geçirilmemesi durumunda sektörde yeni konkordato ve iflas

dalgalarının ortaya çıkabileceği belirtiliyor. Sektörün toparlanabilmesi için çözüm

adımlarının hızla atılması gerektiği vurgulanıyor.

Batı’da umut, Doğu’da rekabet: Türkiye’nin tekstil

dengesi kayıyor mu?

Ahmet Öksüz ayrıca dış pazarlar açısından da uyarılarda bulundu. Özellikle

Özbekistan’ın pamuklu tekstilde ham madde ihracatından mamul ihracata

yönelmesinin Türkiye için ciddi bir rekabet baskısı oluşturduğunu belirtti. ABD ile

Tercihli Ticaret Anlaşması yapılması gerektiğini ifade eden Öksüz, “ABD pazarıyla

doğru temas kurulursa, en az %20 ihracat artışı sağlanabilir” dedi.

Üretimin nabzı zayıflıyor, umut masada

Hem iç pazarda hem ihracatta ciddi zorluklarla karşı karşıya olan tekstil ve hazır

giyim sektörü, geçmişte ülke ekonomisinin lokomotifi olarak öne çıkan bir alanda bugün

ayakta kalma mücadelesi veriyor. Üretimden istihdama, ihracattan vergi gelirlerine

kadar birçok alanda zincirleme etkiler oluşturan bu kriz, sektörün ifadesiyle artık tek

başına aşılabilecek bir durum olmaktan çıkmış durumda. Alınacak kararlar yalnızca

sektörün değil, Türkiye ekonomisinin genel gidişatını da doğrudan etkileyecek nitelikte.

June Haziran 2025

55


Green

transformation in

the textile industry:

The future lies

in sustainable

production

Tekstil sektöründe

yeşil dönüşüm:

Gelecek sürdürülebilir

üretimde

Technologies that reduce carbon footprints,

recyclable raw materials, and systems that

minimize water consumption... In today’s

textile industry, eco-friendly production is no

longer optional—it’s a necessity. Under the

impact of environmental concerns and guided

by technological innovations shaping the

future, the textile sector is undergoing a major

restructuring.

As global crises such as climate change, water scarcity, and

environmental pollution intensify, the textile industry—one of

the sectors with the highest environmental footprint—is being

redefined. Globally responsible for approximately 10% of carbon

emissions and 20% of wastewater, the textile industry is under growing

pressure to adopt sustainable practices. Consumer behavior and

regulatory reforms alike are paving the way for lasting change.

Sustainability is becoming the new standard in

textiles

The climate crisis and depletion of natural resources are pushing

all industries toward greener production models. The textile and

ready-to-wear industries—two of Turkey’s key economic drivers—are

among those most impacted by this shift. In recent years, sustainability

has evolved from a trend into a competitive edge for brands and a

purchasing criterion for consumers. Globally, many major brands

are overhauling their supply chains to reduce carbon emissions,

Karbon ayak izini azaltan teknolojiler, geri

dönüştürülebilir hammaddeler ve su tüketimini

minimize eden sistemler... Tekstil sektöründe

çevre dostu üretim artık bir tercih değil,

zorunluluk haline geliyor. Çevresel etkiler,

önlemler ve geleceği şekillendiren teknolojik

yenilikler ışığında tekstil sektörü yeniden

yapılanıyor

Küresel ısınma, su kıtlığı ve çevresel kirlilik gibi krizlerin derinleştiği bir

dönemde tekstil sektörü, çevresel etkileri en yoğun hissedilen sanayilerden

biri olarak yeniden yapılanıyor. Dünya genelinde yaklaşık %10’luk

karbon salımı ve %20’lik atık su oranı ile tekstil, sürdürülebilirlik açısından

büyük bir dönüşüm baskısı altında. Hem tüketici eğilimleri hem de yasal

düzenlemeler, sektörde kalıcı değişimlere kapı aralıyor.

Sürdürülebilirlik tekstilde yeni standart oluyor

Küresel iklim krizi ve doğal kaynakların tükenmesi, tüm sektörleri daha çevreci

üretim modellerine yönlendiriyor. Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden tekstil

ve hazır giyim endüstrisi de bu dönüşümden en çok etkilenen alanlardan biri.

Son yıllarda sürdürülebilirlik; yalnızca bir kavram değil, markalar için bir

rekabet avantajı, tüketiciler için ise bir satın alma kriteri haline geldi. Dünya

genelinde pek çok büyük marka, tedarik zincirlerinden başlayarak karbon

salımını azaltan, kimyasal kullanımını minimuma indiren ve döngüsel ekonomi

prensiplerine uygun üretim yöntemlerine geçiyor. Türkiye’de de bu dönüşüm

hızla yayılıyor. Geri dönüştürülmüş polyester, organik pamuk, biyolojik olarak

56 June Haziran 2025


Teknik

9-13

JUNE / HAZİRAN 2026

OWNERS

Teknik

with the cooperation

Scan the QR Code for

more information

Follow us!

TÜYAP FAIRS INC.

P : + 90 212 867 11 00

F : + 90 212 886 66 98

www.tuyap.com.tr

TEKNiK FAIRS INC.

P : + 90 212 876 75 06

F : + 90 212 876 06 81

www.teknikfuarcilik.com

Textile Machinery and Accessories Industrialists Association

itmexhibition


minimize chemical use, and adopt circular economy principles. This

transformation is also rapidly accelerating in Turkey. The use of

sustainable materials such as recycled polyester, organic cotton, and

biodegradable fabrics increases with each passing year.

Turkish textile ındustry on the road to

transformation

Turkey’s textile sector has made significant strides in sustainability over

the past few years. To align with the European Green Deal, Turkish

manufacturers are investing strategically in reducing their carbon

footprint, adopting eco-friendly technologies, and using sustainable raw

materials. Since a substantial portion of Turkey’s textile exports go to

EU countries, adopting environmentally friendly standards has become

crucial for maintaining competitiveness. Industry organizations like the

Turkish Clothing Manufacturers’ Association (TGSD) and the Turkish

Textile Employers’ Association (TTSİS) are providing educational

programs and sustainability guides to support companies in this green

transition. According to the Istanbul Textile and Raw Materials

Exporters’ Association (İTHİB), over 30% of Turkish companies

now use recycled materials in their production processes. Meanwhile,

investments in energy-efficient machinery and wastewater treatment

systems are also on the rise.

Turkey’s responsibilities and opportunities

With new regulations such as the European Green Deal, Turkish

textile producers are required to meet international standards on

carbon emissions, water management, and product traceability.

However, this also creates a competitive advantage. Companies with

certified sustainable production practices are increasingly preferred in

environmentally conscious markets like Europe and North America.

Digitalization drives efficiency

Technology plays a key role in meeting sustainability goals. Digital

printing systems reduce waste while saving water and energy during

production. Additionally, AI-powered production tracking systems help

prevent overstocking and energy loss.

çözünebilen kumaşlar gibi çevre dostu hammaddelerin kullanım oranı her geçen

yıl artıyor.

Türk tekstil sektörü dönüşüm yolunda

Türkiye tekstil sektörü, sürdürülebilirlik alanında son yıllarda önemli adımlar

atıyor. Sektör, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın (Green Deal) gereklerine uyum

sağlamak amacıyla karbon ayak izini azaltma, üretim süreçlerinde çevreci

teknolojilere geçiş ve sürdürülebilir hammaddelerin kullanımı konularında stratejik

yatırımlar gerçekleştiriyor. İhracatının büyük bir kısmını AB ülkelerine yapan

Türkiye, sürdürülebilir üretim konusunda rekabet gücünü koruyabilmek için

çevre dostu standartları hızla uygulamaya koyuyor. Türkiye Giyim Sanayicileri

Derneği (TGSD) ve Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TTSİS)

gibi sektör dernekleri, firmaların yeşil dönüşüm sürecini desteklemek üzere çeşitli

eğitim programları ve rehberler hazırlıyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri

İhracatçıları Birliği (İTHİB) verilerine göre, Türk firmalarının %30’dan

fazlası üretim süreçlerinde geri dönüştürülmüş materyalleri kullanıyor. Bunun

yanı sıra, enerji verimliliği sağlayan makineler ve atıksu arıtma sistemleri gibi

çevresel yatırımlar da giderek artıyor.

Türkiye’nin sorumluluğu ve fırsatları

Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi regülasyonlarla, Türkiye’deki tekstil üreticileri de

karbon emisyonu, su yönetimi ve ürün izlenebilirliği konularında uluslararası

standartlara uyum sağlamak zorunda. Ancak bu durum, Türk tekstil sektörüne

rekabet avantajı sağlayacak fırsatları da beraberinde getiriyor. Sertifikalı

sürdürülebilir üretim yapan firmalar, Avrupa ve Kuzey Amerika gibi pazarlarda

tercih ediliyor.

Dijitalleşme ile verimlilik artıyor

Teknolojinin sunduğu olanaklar da sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada büyük

58 June Haziran 2025


Groz Beckert Turkey Tekstil Makine Parç.Tic.Ltd.Şti.

Gen.Ali Rıza Gürcan Cad.

Alparslan İş Merkezi No: 29 / 1-2-3

34169, Merter, İstanbul, Türkiye

Experience

T: 0212-9246868 | F: 0212-9246869

info.turkey@groz-beckert.com

Groz-Beckert her gün yanınızda

Hassas ürünlerimiz tekstil dünyasına hizmet veriyor. Yaklaşık 70.000 çeşit ürünümüz ve kapsamlı

servis hizmetimiz ile, Örme, Dokuma, Nonwoven, Tafting, Dikiş ve İplik endüstrilerini destekliyor ve

günlük yaşantımızın vazgeçilmezi olan örn. giyimden halılara, otomotiv veya tıp sektörü için teknik

tekstillere varan çeşitli tekstillerin üretilmesine yardımcı oluyoruz.

170 yılı aşkın bir süre önce Svabya Alplerinde kurulmuş olan Groz-Beckert’in merkezi hala aynı

yerdedir ama artık dünyanın dört bir yanında varlığını korumaktadır. Yaklaşık 9.500 kişilik toplam

işgücümüzün 2.200’den fazlasına Albstadt’taki merkezimizde istihdam sağlamaktayız.

Günlük yaşamın birlikte üstesinden geliyor ve birlikte ilerliyoruz.

www.groz-beckert.com


Sustainability Certifications: A key to global

markets

Sustainability has become a prerequisite for manufacturers seeking

entry into global markets. Certifications such as GOTS, OEKO-TEX,

Bluesign, and ISO 14001 provide environmentally responsible producers

with a competitive edge. These certified firms are more likely to succeed

in markets where environmental awareness is high, such as Europe and

North America.

Consumers are more conscious

Consumers, too, are becoming more informed. A growing number of

buyers now consider not only a product’s design but also how it was

made and its environmental impact. This shift is compelling brands to

adopt more transparent, ethical, and sustainable production practices.

Eco-Friendly manufacturing is shaping the

future

By investing in sustainability-driven technologies, the textile industry

is not only protecting the environment but also enhancing efficiency,

reducing costs, and strengthening its global market position. Green

transformation is no longer a goal for the future—it’s a priority for today.

Environmental impact of the textile sector

From cotton farming to synthetic fiber production, dyeing, and finishing,

various stages of textile manufacturing pose direct environmental risks:

• Water Consumption: Producing 1 kg of cotton requires approximately

10,000 liters of water. Dyeing and washing processes also involve heavy

water and chemical use.

• Chemical Waste: Azo dyes, heavy metals, and microplastics pollute

water sources and threaten ecosystems.

rol oynuyor. Dijital baskı sistemleri, atık oluşumunu azaltırken, üretimde enerji ve

su tasarrufu sağlıyor. Ayrıca yapay zekâ destekli üretim takip sistemleriyle gereksiz

stok ve enerji kaybının önüne geçiliyor.

Sürdürülebilirlik sertifikaları yeni pazarlara giriş

anahtarı

Global pazarda yer almak isteyen üreticiler için sürdürülebilirlik artık bir ön

koşul. GOTS, OEKO-TEX, Bluesign, ISO 14001 gibi sertifikalar, çevreye

duyarlı üretim yapan firmalar için uluslararası pazarda önemli avantajlar

sağlıyor. Sürdürülebilirlik sertifikalarına sahip firmalar, Avrupa ve Kuzey

Amerika gibi çevre bilincinin yüksek olduğu pazarlarda daha fazla tercih ediliyor.

Tüketiciler daha bilinçli

Sadece üreticiler değil, tüketiciler de artık daha bilinçli. Giyim alışverişlerinde

ürünün sadece tasarımına değil, nasıl üretildiğine, çevreye zarar verip vermediğine

de dikkat eden bir müşteri kitlesi büyüyor. Bu da markaları daha şeffaf, etik ve

yeşil bir üretim yapmaya teşvik ediyor.

Çevre duyarlı üretim geleceği şekillendiriyor

Tekstil sektörü, sürdürülebilirlik odaklı teknolojilere yatırım yaparak yalnızca

çevreyi korumakla kalmıyor, aynı zamanda verimliliği artırıyor, maliyetleri

azaltıyor ve küresel pazarda güç kazanıyor. Yeşil dönüşüm, artık geleceğin değil,

bugünün önceliği.

Sürdürülebilirlik artık sadece bir tercih değil, sektörel bir zorunluluk. Tekstil

sektöründe çevreye duyarlı üretim, yalnızca doğayı korumakla kalmıyor; aynı

zamanda markaların gelecekte ayakta kalmasını da garanti altına alıyor. Yenilikçi

teknolojiler ve çevreci politikalar sayesinde sektör, çevreye zarar veren kimliğini

geride bırakıp doğayla uyumlu bir dönüşüm sürecine giriyor.

Tekstil sektörünün çevreye etkileri

Pamuk tarımı, sentetik elyaf üretimi, boyama ve apre işlemleri gibi süreçler

doğrudan çevresel riskler barındırıyor:

60 June Haziran 2025



• Su tüketimi: 1 kg pamuk üretimi yaklaşık 10.000 litre su gerektiriyor. Boyama

ve yıkama işlemleri ise yoğun su ve kimyasal kullanımına neden oluyor.

• Kimyasal atıklar: Azo boyar maddeler, ağır metaller ve mikroplastikler su

kaynaklarını kirletiyor ve ekosistemleri tehdit ediyor.

• Karbon ayak izi: Fosil yakıtlarla çalışan üretim tesisleri ve uzun mesafeli

taşımacılık, karbon salımını artırıyor.

Alınması gereken önlemler

Sürdürülebilir üretim hedefi doğrultusunda firmalar, çevre dostu yöntemlere

yöneliyor:

• Su tüketimini azaltan sistemler: Kapalı devre yıkama sistemleri, ozonla yıkama

ve düşük su tüketimli boyama makineleri yaygınlaşıyor.

• Doğal ve organik ham maddeler: Organik pamuk, keten ve geri dönüştürülmüş

polyester gibi sürdürülebilir elyaflara talep artıyor.

• Kimyasal kullanımının denetimi: ZDHC (Zero Discharge of Hazardous

Chemicals) gibi girişimlerle zararlı kimyasalların üretimden arındırılması

hedefleniyor.

• Enerji verimliliği: Güneş enerjili kurutucular, ısı geri kazanım sistemleri ve

LED aydınlatmalarla enerji tüketimi minimize ediliyor.

Yeni teknolojik gelişmeler

Son yıllarda Ar-Ge faaliyetleri, tekstil makinelerinden malzeme bilimine kadar

birçok alanda sürdürülebilirlik odaklı inovasyonları beraberinde getirdi:

• Carbon Emissions: Fossil fuel-powered facilities and long-distance

transport significantly increase the sector’s carbon footprint.

Preventive measures to adopt

To meet sustainability goals, companies are transitioning to more ecofriendly

practices:

• Water-saving Systems: Closed-loop washing, ozone washing, and lowwater

dyeing technologies are becoming widespread.

• Geri dönüşüm teknolojileri: Kullanılmış tekstil ürünlerinden yeni iplik üretimi

yapan makineler, döngüsel ekonomi anlayışını güçlendiriyor.

• Akıllı üretim sistemleri: IoT (Nesnelerin İnterneti) destekli üretim hatları, enerji

ve su tüketimini gerçek zamanlı izleyerek israfı önlüyor.

• Doğada çözünebilen tekstiller: PLA bazlı biyopolimer elyaflar ve

kompostlanabilir malzemeler çevreye duyarlı yeni ürünlerin temelini oluşturuyor.

• Yapay zekâ destekli planlama: Malzeme israfını ve fazla üretimi önleyen yapay

zekâ tabanlı üretim planlama yazılımları yaygınlaşıyor.

• Natural and Organic Raw Materials: Demand is rising for sustainable

fibers like organic cotton, linen, and recycled polyester.

• Chemical Monitoring: Initiatives like ZDHC (Zero Discharge of

Hazardous Chemicals) aim to eliminate harmful substances from

production.

• Energy Efficiency: Solar-powered dryers, heat recovery systems, and

LED lighting help minimize energy use.

Technological advancements on the horizon

R&D activities in recent years have led to sustainable innovations across

machinery and material science:

• Recycling Technologies: Machines that produce new yarns from used

textile products are boosting the circular economy.

• Smart Production Systems: IoT-enabled production lines monitor

energy and water use in real time, preventing waste.

• Biodegradable Textiles: PLA-based biopolymer fibers and compostable

materials are the foundation of the next generation of eco-conscious

products.

• AI-Based Planning Tools: Artificial intelligence solutions are becoming

more common in production planning to avoid material waste and

overproduction.

62 June Haziran 2025



Notable increase in textile

machinery exports to Egypt

Mısır’a yapılan tekstil makinesi

ihracatında dikkat çekici artış

Despite shrinking domestic sales, Turkish textile

machinery manufacturers are strengthening their

presence in global markets. In 2024, the sector reached

an export value of $995 million with a 20% year-on-year

increase, gaining notable momentum especially in Egypt,

Russia, and South America. TEMSAD Chairman Adil Nalbant

stated, “This growth has been driven by Turkish textile investors

operating in Egypt and the globally competitive standing of our

dyeing and finishing machinery.”

Shrinking domestic market prompts exportoriented

transformation

The slowdown in Türkiye’s textile industry has inevitably

impacted the textile machinery sector. As domestic sales and

imports declined in 2024, companies increasingly focused on

foreign markets. According to Adil Nalbant, Chairman of the

Textile Machinery and Accessories Industrialists’ Association

(TEMSAD), the sector’s total exports rose by 20% compared

to the previous year, reaching $995 million. The strongest gains

were observed in Egypt, Russia, and South American countries.

Nalbant emphasized that Turkish textile investors operating

in Egypt played a pivotal role in this development, as their

Adil Nalbant

Yurt içi satışlar daralsa da, Türk tekstil makine üreticileri ihracatta güçleniyor.

2024’te yüzde 20 artışla 995 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşan sektör,

özellikle Mısır, Rusya ve Güney Amerika pazarlarında etkinliğini artırıyor.

TEMSAD Başkanı Adil Nalbant: “Bu yükselişte, Mısır’a yatırım yapan Türk

tekstilciler ile boya apre makinelerimizin dünya çapındaki güçlü konumu belirleyici

oldu.”

64 June Haziran 2025


machinery needs were directly sourced from Türkiye. In

addition, the exceptional quality and competitiveness of Turkish

dyeing and finishing machinery—which accounted for 70% of

total exports—further reinforced this upward trend.

Türkiye ranks among the world’s top 10

exporters

Nalbant reported that the global textile machinery market is

valued at around $28 billion annually, and Türkiye holds a 3%

share. With this share, Türkiye currently ranks 7th among the

world’s largest exporters. This positioning reflects the sector’s

expanding global reach and reputation.

The upward momentum continued into the first quarter of

2025, with exports increasing by 13% compared to the same

period the previous year. Imports, on the other hand, decreased

by 3%. Highlighting the importance of the U.S. market—

particularly in the field of technical textiles—Nalbant noted

that it remains a key opportunity for Turkish manufacturers.

“We should increase our focus on the U.S. market,” he said. “At

the same time, traditional target markets such as Bangladesh,

Pakistan, and India continue to offer significant potential.”

However, Nalbant also warned that recent boycotts of Turkish

goods in India, triggered by ongoing political tensions with

Pakistan, have adversely affected exports to the region. This

situation, he noted, has been a source of disappointment for

some exporters.

Imports decline but remain substantial

In 2024, Türkiye’s textile machinery imports declined by 21%

compared to the previous year, totaling approximately $1.5

billion. According to Nalbant, the largest import category was

yarn machinery with $536 million, followed by dyeing and

finishing machines at $336 million, and spare parts at $187

million. Imports of weaving machines reached $136 million,

while knitting machines accounted for $134 million.

Türkiye currently holds a 7% share of global textile machinery

imports. Ranking just behind the U.S., China, and India, Türkiye

is the fourth-largest importer worldwide. Despite the overall

decline in imports, this data shows that the domestic market still

depends considerably on external supply.

Expanding export network and strategic

opportunities

The data and insights shared by TEMSAD Chairman Adil

Nalbant indicate that Türkiye’s textile machinery sector is

progressing toward a more competitive and resilient position.

With a growing focus on export-oriented strategies, the sector has

earned its place in international markets through a balance of

high product quality and strong cost-performance advantages.

The presence of Turkish textile investors in business-friendly

countries like Egypt facilitates smoother access for Turkish

machinery manufacturers in those regions. While geopolitical

developments may lead to uncertainties in some markets,

Türkiye’s robust manufacturing capacity and machinery quality

remain key strengths that support the industry’s global ambitions.

Daralan iç pazar, ihracat odaklı bir dönüşüm

getirdi

Türkiye’de tekstil sanayisinin yaşadığı durgunluk, tekstil makineleri sektörüne

de yansıdı. 2024’te yurtiçi satışlar ve ithalat düşerken, sektör firmaları rotayı

dış pazarlara çevirdi. Tekstil Makine ve Aksesuar Sanayicileri Derneği

(TEMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Nalbant, yıl boyunca ihracatın

bir önceki yıla kıyasla %20 artarak 995 milyon dolara ulaştığını açıkladı.

Bu büyümenin arkasında, özellikle Mısır, Rusya ve Güney Amerika ülkelerine

yönelik yoğun ihracat faaliyetleri yer aldı.

Nalbant’a göre Mısır’a yapılan ihracatta öne çıkan unsur, Türk tekstilcilerin

bu ülkeye yaptığı yatırılar sayesinde ihtiyaç duydukları makineleri doğrudan

Türkiye’den tedarik etmeleri oldu. Ayrıca boya apre makinesi üreticilerinin

sunduğu kalite ve rekabet gücü de, toplam ihracatın %70’ini oluşturan bu

ürün grubunun başarısını perçinledi.

Dünya sıralamasında ilk 10’dayız

Adil Nalbant, dünya genelindeki tekstil makinesi ihracatının yıllık ortalama

28 milyar dolar seviyesinde olduğunu, Türkiye’nin bu pazardan %3 pay

aldığını belirtti. Türkiye’nin ihracatçı ülkeler sıralamasında 7. sırada yer

aldığına dikkat çeken Nalbant, bu başarının sektörün küresel düzeyde geldiği

konumu yansıttığını ifade etti.

2025’in ilk üç ayında da ihracattaki ivmenin sürdüğünü aktaran Nalbant,

bu dönemde %13’lük bir artış kaydedildiğini, aynı süreçte ithalatın ise

%3 azaldığını vurguladı. Amerika Birleşik Devletleri’nin özellikle teknik

tekstil üretimindeki ağırlığı sayesinde Türk üreticileri için önemli bir fırsat

pazarı olduğunu söyleyen Nalbant, “ABD’ye daha fazla odaklanmalıyız.

Bununla birlikte Bangladeş, Pakistan ve Hindistan gibi geleneksel hedef

pazarlarımızdaki potansiyel hâlâ güçlü” dedi.

Ancak Nalbant, son dönemde Hindistan’da Türk mallarına yönelik başlatılan

boykotların, bu ülkeye yönelik ihracatı sekteye uğrattığını belirtti. Boykotların

ardında Hindistan–Pakistan arasındaki siyasi gerilimlerin etkili olduğunu

belirten Nalbant, bu durumun bazı ihracatçılar açısından hayal kırıklığı

oluşturduğunu dile getirdi.

İthalat azaldı, ancak hâlâ yüksek seviyede

2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin tekstil makinesi ithalatı bir önceki yıla göre %21

azalarak 1,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Adil Nalbant, ithalat kalemleri

içinde 536 milyon dolar ile iplik makinelerinin ilk sırada yer aldığını, onu 336

milyon dolarlık boya apre makineleri ve 187 milyon dolarlık yedek parçaların

izlediğini açıkladı. Dokuma makineleri ithalatı 136 milyon dolara ulaşırken,

örme makinelerinde bu rakam 134 milyon dolarda kaldı.

Türkiye’nin dünya tekstil makinesi ithalatındaki payı %7 seviyesinde. Bu

alanda en çok ithalat yapan ülkeler arasında Türkiye, ABD, Çin ve Hindistan’ın

ardından 4. sırada yer alıyor. Bu tablo, iç pazardaki daralmaya rağmen dış

tedarike olan ihtiyacın sürdüğünü gösteriyor.

Genişleyen ihracat ağı ve stratejik fırsatlar

TEMSAD Başkanı Adil Nalbant’ın verdiği bilgiler, Türkiye’nin tekstil

makineleri sektöründe daha güçlü bir konum elde ettiğini gösteriyor. İç pazardaki

daralma karşısında ihracat ağırlıklı stratejilerle ilerleyen sektör, hem ürün kalitesi

hem de fiyat-performans avantajı sayesinde yurtdışı pazarlarda önemli bir yer

edindi.

Mısır gibi yatırım dostu ülkelerdeki Türk tekstilcilerin mevcudiyeti,

makinelerimizin bu pazarlarda daha kolay kabul görmesini sağlıyor. Öte yandan

küresel konjonktürde yaşanan siyasi gelişmeler, kimi pazarlarda belirsizlikleri

artırsa da, Türkiye’nin üretim kapasitesi ve makine kalitesi sektörün önünü açık

tutuyor.

June Haziran 2025

65


“Producing is no longer

enough; We must produce

smart and export with

brands”

“Artık sadece üretmek yetmez; Akıllı

üretip markalı ihraç etmeliyiz”

Despite challenging global conditions, the

textile industry achieved an impressive

export performance of $11.5 billion and

was honored at an award ceremony

organized by the Istanbul Textile and Raw

Materials Exporters’ Association (İTHİB).

İTHİB Chairman Ahmet Öksüz emphasized,

“We should not settle for traditional

methods; the key to transformation lies

in added value, technical textiles, and

branding,” offering guidance to the sector.

Zorlu küresel koşullara rağmen 11,5

milyar dolarlık ihracat başarısı yakalayan

tekstil sektörü, İstanbul Tekstil ve

Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin

(İTHİB) düzenlediği ödül töreniyle

onurlandırıldı. İTHİB Başkanı Ahmet

Öksüz, “Klasik yöntemlerle yetinmemeliyiz;

dönüşümün anahtarı katma değer, teknik

tekstil ve markalaşmadır” diyerek sektöre

yön verdi.

The Istanbul Textile and Raw Materials Exporters’ Association

(İTHİB) held its traditional award ceremony in Istanbul to

celebrate the industry’s $11.5 billion export success in 2024.

During the evening, 564 exporting companies were awarded, and the

sector’s vision for transformation and competitiveness was redefined.

The event was hosted by İTHİB Chairman Ahmet Öksüz and attended

by Deputy Minister of Trade Ö. Volkan Ağar, Istanbul Governor Davut

Gül, and numerous industry representatives.

Tekstil sektörünün ihracattaki kararlılığı ödüllendirildi. İstanbul Tekstil

ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) tarafından düzenlenen

geleneksel ödül töreni, sektörün 2024 yılındaki 11,5 milyar dolarlık ihracat

başarısını kutlamak amacıyla İstanbul’da gerçekleştirildi. Gecede 564 ihracatçı firma

ödüllendirilirken, sektörün dönüşüm ve rekabet vizyonu da yeniden tanımlandı. Törene

İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz’ün ev sahipliğinde; Ticaret Bakan

Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, İstanbul Valisi Davut Gül ve çok sayıda sektör temsilcisi

katıldı.

66 June Haziran 2025


The ındustry’s codes are being rewritten

İTHİB Chairman Ahmet Öksüz highlighted that despite the global

trade contraction, the Turkish textile industry has maintained its position

in both the European and U.S. markets. “It’s no longer enough to

simply produce; we must produce smart and export branded products,”

he said. Öksüz underlined that technical textiles, sustainability, and

branding have become the new cornerstones of the industry, adding that

traditional methods are now insufficient.

Targeting top 5 in U.S. exports

Öksüz noted that textile exports to the U.S. exceeded $780 million

in 2024, making Turkey the 8th largest supplier to the U.S. He stated

that the short-term goal is to move into the top five. “However, our

companies are exporting at cost, sacrificing profitability. In the new

era, within the $100 billion trade goal with the U.S., the textile industry

should occupy a strategic position,” he added.

“Reconstruction of Syria could be an

opportunity”

Öksüz pointed out that the lifting of sanctions on Syria presents

opportunities for the sector. He suggested that Syria could play a key

role in reducing production costs through a mutual benefit model, while

Turkey could utilize its idle production capacity. He also stressed the

need to protect domestic production from unfair competition, stating,

“Free Trade Agreements must be reconsidered.”

Ministry: Textile integrated with all sectors

Deputy Minister of Trade Volkan Ağar emphasized that the textile

sector is integrated not only with manufacturing but also with

agriculture, chemicals, healthcare, logistics, and services. “Our export

growth continued in the first four months of 2025. We believe we will

close this year successfully as well,” he said.

“We must differentiate as costs rise”

Istanbul Governor Davut Gül emphasized that in order to remain

competitive globally, it’s no longer enough to rely on labor alone. He

highlighted the importance of creating value in areas such as clean

energy, recycling, design, and brand awareness. “Turkey has the

potential to stand out in this process. We must be prepared,” he said.

Texhibition targets 55,000 visitors

Ahmet Öksüz also shared updates on the Texhibition Istanbul Fair,

which hosted 25,000 visitors in the first part of 2025. He announced

that the goal for 2025 is to attract 55,000 visitors. Calling Texhibition

“the showcase of Turkish textiles,” Öksüz thanked the Ministry of

Trade for helping the fair gain “Prestigious Fair” status.

Sektörün kodları yeniden yazılıyor

İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, küresel ticarette yaşanan daralmaya rağmen Türk

tekstil sektörünün hem Avrupa hem de ABD pazarındaki konumunu koruduğuna

dikkat çekerek, “Artık sadece üretmek değil, akıllı üretmek ve markalı ihraç etmek

zorundayız” dedi. Teknik tekstil, sürdürülebilirlik ve markalaşmanın sektörün yeni

kodları haline geldiğini vurgulayan Öksüz, klasik yöntemlerin yetersiz kaldığını belirtti.

ABD’ye ihracatta ilk 5 hedefi

2024 yılında ABD’ye yapılan tekstil ihracatının 780 milyon doları aştığını belirten

Öksüz, Türkiye’nin ABD’nin 8’inci büyük tedarikçisi konumunda olduğunu aktardı.

Kısa vadeli hedefin bu sıralamayı ilk 5’e taşımak olduğunu ifade eden Öksüz, “Ancak

firmalarımız kârlılıktan ödün vererek maliyetine ihracat yapıyor. Yeni dönemde ABD

ile 100 milyar dolarlık dış ticaret hedefi kapsamında tekstil sektörü stratejik konumda

yer almalı” dedi.

“Yeniden inşa için Suriye fırsat olabilir”

Suriye’ye yönelik yaptırımların kalkmasının sektöre fırsatlar sunduğunu belirten Öksüz,

karşılıklı fayda modeliyle Suriye’nin üretim maliyetlerini azaltmada, Türkiye’deki atıl

kapasitenin devreye alınmasında kilit rol oynayabileceğini söyledi. Aynı zamanda yerli

üretimin haksız rekabete karşı korunması gerektiğine de dikkat çeken Öksüz, “Serbest

Ticaret Anlaşmaları’nın yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor” dedi.

Bakanlık: Tekstil her sektörle entegre

Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, tekstil sektörünün sadece üretim değil;

tarım, kimya, sağlık, lojistik ve hizmet gibi birçok alanla entegre olduğunu belirterek,

“2025’in ilk 4 ayında da ihracat artış hızımız devam ediyor. Hep birlikte bu yılı da

başarıyla tamamlayacağımıza inanıyoruz” dedi.

“Maliyetler artarken farklılaşmalıyız”

İstanbul Valisi Davut Gül ise uluslararası rekabette geri kalmamak için artık sadece

işçilik değil; temiz enerji, geri dönüşüm, tasarım ve tanınırlık gibi alanlarda değer

yaratmak gerektiğini vurguladı. “Türkiye’nin bu süreçte öne çıkma şansı var. Hazırlıklı

olmalıyız” diye konuştu.

Texhibition’da hedef 55 bin ziyaretçi

2025’in ilk döneminde 25 bin ziyaretçiyi ağırlayan Texhibition İstanbul Fuarı’na

dair bilgi de veren Ahmet Öksüz, 2025 hedefinin 55 bin ziyaretçi olduğunu duyurdu.

“Texhibition, Türk tekstilinin vitrinidir” diyen Öksüz, fuara “Prestijli Fuar” statüsü

kazandırılmasında destek sağlayan Ticaret Bakanlığı’na da teşekkür etti.

June Haziran 2025

67


Ahmet Öksüz: “The textile

industry must walk the talk

on AI and sustainability”

Ahmet Öksüz: “Tekstil sektörü yapay

zekâ ve sürdürülebilirlikte kararlı

adımlar atmalı”

Ahmet Öksüz underscores the urgency

of overhauling the current incentive

framework, doubling down on branding

and technical textiles, and making bold

strides in digital transformation and green

production to keep Türkiye’s export engine

running strong.

As part of our special feature for the June 2025 issue,

we gathered valuable insights from Mr. Ahmet Öksüz,

Chairman of the Board of İTHİB, regarding the current

state and future of the textile industry. Addressing the sector’s

need for transformation, export goals, investments in branding

and technical textiles, and a forward-looking vision focused on

artificial intelligence and sustainability, Ahmet Öksüz shared

guidance that serves as a roadmap for the industry.

TRANSFORMATION IS A MUST IN

CHALLENGING TIMES: INCENTIVES MUST

BE RESTRUCTURED

How do you evaluate the difficult period the

Turkish textile industry is currently going

through? In your opinion, what steps should be

taken to overcome these challenges, and what

solutions should be prioritized?

“The global economy is experiencing a challenging period,

and as the Turkish textile industry, we are steadfastly striving to

increase our exports and preserve our market share. The postpandemic

slowdown in global trade, rising production costs, and

shifting demand patterns have had a significant impact on our

sector, just as in many others.

We closed 2024 with $11.5 billion in exports. Our target for

2025 is to reach $12 billion. To achieve this, we are taking steps

to create added value in exports and are investing in technical

textiles and sustainable production models. As labor costs surpass

$1,000 and we begin to compete with Europe, we recognize

the necessity for our sector to undergo a transformation. With

traditional production methods and the current incentive

Ahmet Öksüz, sektörün ihracatta

sürdürülebilir büyüme sağlaması için

teşvik sisteminin yeniden yapılandırılması,

markalaşma ve teknik tekstillere yatırım

yapılması, ayrıca dijital dönüşüm ve çevre

dostu üretim süreçlerinde kararlılıkla

ilerlenmesi gerektiğini vurguluyor.

Ahmet Öksüz

Haziran 2025 sayısı için hazırladığımız özel dosya kapsamında, tekstil

sektörünün mevcut durumu ve geleceği üzerine İTHİB Yönetim Kurulu

Başkanı Sayın Ahmet Öksüz’ün kıymetli değerlendirmelerini aldık. Türk

tekstil sektörünün dönüşüm ihtiyacına, ihracattaki hedeflere, markalaşma ve teknik

tekstillere yönelik yatırımlara ve yapay zekâ ile sürdürülebilirlik eksenindeki vizyonuna

dair önemli açıklamalarda bulunan Ahmet Öksüz, sektöre yol haritası niteliğinde

bilgiler paylaştı.

ZORLU DÖNEMDE DÖNÜŞÜM ŞART:

TEŞVIKLER YENIDEN YAPILANDIRILMALI

Türk tekstil sektörünün içinden geçtiği zorlu

süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sektörün

bu çıkmazdan çıkışı için ne tür adımlar atılmalı,

hangi çözüm yolları öncelikli olmalı?

“Dünya ekonomisinin zorlu bir dönemden geçtiği bu süreçte, Türk tekstil sektörü

68 June Haziran 2025


system, it is not feasible to maintain sustainable competitiveness.

Therefore, our priority is to restructure the incentive mechanisms

to play a leading role in driving this transformation.

However, immediate measures must also be taken to minimize

the impact on our industry in 2025. In this context, the

‘KOSGEB Employment Support Program’ launched by our

Ministry of Industry and Technology has served as a lifeline

for SMEs. We hope that this vital support mechanism will be

expanded to include all firms, regardless of size. At present, a

large portion of our sector falls outside the SME category. In

addition to the high export volumes and employment figures of

large enterprises in the textile and apparel sectors, they play a

central structural role in the industry. Orders received by large

firms often cascade down to micro-scale producers within the

supply chain.

Meanwhile, Türkiye ranks as the 8th largest textile and apparel

supplier to the U.S. In 2024, our textile exports to the U.S.

exceeded $780 million. Our short-term goal is to increase this

figure further. Türkiye needs to make strategic moves to maintain

a sustainable competitive edge in this market. Our trade with

the U.S. is complementary, not competitive. Therefore, we must

overcome high tariff barriers to ensure long-term sustainability.

In this regard, our top priority at İTHİB is to expedite the launch

of preferential trade agreement negotiations with the U.S.,

under the leadership of the Ministry of Trade. A Free Trade

Agreement or Preferential Trade Agreement would mitigate

tariff effects and boost Türkiye’s competitiveness. In Europe,

despite global contraction, we are maintaining our strong

position. The sector’s quick adaptation to green transformation

and digitalization has provided a competitive advantage in the

EU market. We believe that with low carbon footprints and

environmentally friendly production systems, Turkish textiles

will continue to be favored in both European and American

markets.”

olarak ihracatımızı artırma ve pazar payımızı koruma mücadelesini kararlılıkla

sürdürüyoruz. Pandemi sonrası küresel ticarette yaşanan durgunluk, artan üretim

maliyetleri ve değişen talepler; tüm sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüzde de

etkisini güçlü biçimde hissettirdi.

2024 yılını 11,5 milyar dolarlık ihracatla kapattık. 2025 yılı için hedefimiz ise 12

milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşmak. Bu hedef doğrultusunda, ihracatta katma

değer yaratacak adımlar atıyor; teknik tekstiller ve sürdürülebilir üretim modellerine

yatırım yapıyoruz. İşçilik maliyetlerinin bin dolar seviyelerini aştığı ve Avrupa ile

rekabet etmeye başladığı günümüzde, tekstil sektörü olarak dönüşüm sürecinden

geçmemiz gerektiğini gözlemliyoruz. Geleneksel üretim metotları ve mevcut teşvik

mekanizmasıyla bu dönüşüm sürecinde rekabeti sürdürülebilir kılabilmemiz mümkün

değil. Bu çerçevede önceliğimiz teşvik mekanizmalarının sektörlerimizin dönüşümünde

öncü rol oynamasını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmasıdır.

Ancak 2025 yılını tekstil sektörümüzün en az hasarla atlatabilmesi için acil önlemler

de alınması gerekiyor. Bu çerçevede Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından

hayata geçirilen ‘KOSGEB İstihdam Destek Programı’ KOBİ’ler için can suyu

oldu. Bu önemli destek mekanizmasının, KOBİ ayrımı yapmaksızın tüm firmalara

uygulanacak şekilde genişletilmesi için de bakanlığımızın değerli desteklerini bekliyoruz.

Bu noktada, sektörümüzün büyük bir kısmı KOBİ dışında kalıyor. Tekstil ve hazır

giyim sektörlerindeki büyük işletmelerimizin ihracat ve istihdamlarındaki yüksek

hacimleri yanında, sektörde taşıyıcı kolon rolü de bulunmaktadır. Büyük işletmelerin

aldıkları siparişler sadece kendi firmalarıyla sınırlı kalmamakta, sektörümüzdeki büyük

bir firmaya gelen bir sipariş mikro ölçekli firmanın üretimine kadar yansımaktadır.

Bununla birlikte Türkiye, ABD pazarında tekstil ve hazır giyimde 8’inci büyük

tedarikçi konumunda. 2024 yılında ABD’ye gerçekleştirdiğimiz tekstil ihracatımız

780 milyon doları geçti. Hedefimiz, bu rakamı kısa vadede daha yukarı taşımak.

Türkiye’nin bu pazarda sürdürülebilir bir avantaj sağlayabilmesi için stratejik

hamlelere ihtiyacı bulunuyor. ABD ile olan ticaretimiz birbiriyle rekabet eden değil,

birbirini tamamlayıcı sektörler. Dolayısıyla tekstil sektörü olarak bu avantajı uzun

vadede sürdürülebilir kılmamız için yüksek vergi duvarlarını aşmamız gerekiyor. Bu

bağlamda İTHİB olarak en önemli önceliğimiz; Ticaret Bakanlığı öncülüğünde ABD

ile tercihli ticaret anlaşması müzakerelerinin bir an önce hayata geçmesidir. ABD

ile imzalanacak bir Serbest Ticaret Anlaşması ya da Tercihli Ticaret Anlaşması;

tarifelerin etkisini azaltarak Türkiye’nin rekabet gücünü artıracaktır. Avrupa’da ise,

küresel daralmaya rağmen güçlü konumumuzu koruyoruz. Özellikle yeşil dönüşüm

ve dijitalleşme süreçlerinde sektörümüzün hızlı adapte olması, AB pazarında rekabet

avantajı sağlıyor. Karbon ayak izi düşük, çevre dostu üretim sistemleriyle hem Avrupa

hem de Amerika pazarında Türk tekstilinin daha fazla tercih edileceğine inanıyoruz.”

June Haziran 2025

69


TO REMAIN COMPETITIVE, VALUE-ADDED

PRODUCTION AND BRANDING ARE

ESSENTIAL

In this era of intensifying global competition,

what are your differentiation strategies? Which

areas are you investing in to stand out?

“In a climate where production costs in foreign currency have risen

significantly and minimum wages cost employers around $1,000, Türkiye

can no longer rely on price competition for basic goods. However,

our geographic proximity to Europe, supply speed, and the Customs

Union advantage position us strategically. During the COVID-19

pandemic, European companies realized the risks of relying on singlesource

imports. Türkiye, with its location and integrated production

structure, proved itself as a safe harbor for global trade. To maintain

this advantage, branding and value-added production are imperative.

Although we are one of the few countries capable of managing the

entire textile value chain from fiber to ready-to-wear, without branding,

we continue to face challenges related to exchange rates and labor costs.

Türkiye’s textile sector holds significant global advantages thanks

to its diverse production capabilities, skilled workforce, and rapid

manufacturing capacity. In high-standard markets like the U.S.,

our flexibility in meeting small orders promptly earns brand loyalty.

Increasing value-added exports with sustainable and innovative products

is among our top priorities. We believe branding is our greatest leverage.

Greater investments in R&D, innovation, and branding are critical to

creating differentiation.

In technical textiles, we must enhance high-value functional production

and pursue structural reforms in cooperation with relevant ministries

to strengthen our position in branded exports. Our industry is already

accelerating investments in functional products. Unlike decorative or

aesthetic items, these products are manufactured for their technical

and performance properties and are primarily used in defense and

automotive industries.”

DIGITAL TRANSFORMATION IS NO LONGER

A LUXURY—IT’S A NECESSITY

Are we ready for the future? Do you believe the

Turkish textile sector is moving fast enough

in areas like AI, sustainability, and digital

transformation? What role does İTHİB play in

this process?

“Thanks to its strong production infrastructure and entrepreneurial

spirit, the Turkish textile sector has always had the adaptive capacity to

answer ‘yes’ to this question. However, in areas like artificial intelligence,

sustainability, and digital transformation, readiness alone is not enough—

we must also act swiftly and decisively. AI and data analytics have

become key factors in enhancing competitiveness. With smart sensors

and advanced data collection and analysis systems, production processes

are becoming more flexible, traceable, and cost-efficient. At this point,

İTHİB assumes a guiding and supportive role for the industry.

Sustainability is no longer an option but a necessity for our sector.

International frameworks such as the EU Green Deal are increasing

pressure to make production more eco-friendly. From fiber to finished

garments, the entire production chain must align with shared

environmental goals. In summary, the Turkish textile industry is

fully aware of this transformation and is embracing it. To support

this transition, İTHİB offers its member firms certifications for

environmentally friendly production, consulting services, and hands-on

training programs. We are developing projects to spread the sustainability

vision across the industry and facilitating access to international funding

for Turkish companies.”

REKABET GÜCÜ IÇIN MARKALAŞMA VE KATMA

DEĞERLI ÜRETIM ÖNE ÇIKIYOR

Küresel rekabetin hızla arttığı bu dönemde,

sektörünüzün farklılaşma stratejileri nelerdir?

Hangi alanlara yatırım yaparak öne çıkmayı

hedefliyorsunuz?

“Üretim maliyetlerimizin döviz bazında ciddi biçimde arttığı, asgari ücretlerin işverene

maliyetinin bin dolar civarında olduğu bir ortamda, Türkiye artık temel ürünlerle

fiyat rekabeti yapabilecek bir ülke değil. Ancak Avrupa’ya olan coğrafi yakınlığımız,

tedarik hızımız ve Gümrük Birliği avantajımız bizi stratejik bir noktaya taşıyor.

Bunu koronavirüs salgını sürecinde Avrupalı firmalar tecrübe etti ve tek Pazar odaklı

ithalat yapan firmaların tedarik zinciri kırıldı. Türkiye ise coğrafi avantajı ve entegre

üretim yapısıyla koronavirüs salgınında dünya ticaretinin güvenli limanı olduğunu

çok güçlü bir şekilde kanıtladı. Bu avantajı sürdürülebilmek için ise markalaşma ve

katma değerli üretim şart. Çünkü tekstil sektöründe her ne kadar elyaftan hazır giyime

kadar dünyada sektörün tüm üretim aşamalarını tek başına gerçekleştirebilen birkaç

ülkeden biri olsak da markalaşamadığımız zaman döviz kuru, istihdam maliyeti gibi

problemlerle karşılaşıyoruz.

Türkiye’nin tekstil sektörü, üretim çeşitliliği, nitelikli iş gücü ve hızlı üretim kabiliyetiyle

küresel pazarda önemli bir avantaja sahip. Özellikle ABD gibi yüksek standartlara

sahip pazarlarda, küçük siparişlere hızlı dönüş yapabilme esnekliğimiz, firmalarımıza

marka sadakati kazandırıyor. Sürdürülebilir ve yenilikçi ürünlerle katma değerli

ihracatı artırmak önceliklerimiz arasında. Bu noktada en büyük çıkış noktamızın

markalaşma olduğuna inanıyoruz. Ar-Ge, inovasyon ve markalaşmaya daha fazla

yatırım yaparak fark yaratmamız önemli.

Teknik tekstillerde ise yüksek katma değerli işlevsel üretimi artırmalı, ilgili

Bakanlıklarımızla iş birliği içinde yapısal reformlarla markalı ihracatta daha güçlü

bir konuma gelmeliyiz. Bu kapsamda sektörümüz, fonksiyonel ürün yatırımlarını da

hızla artırıyor. Estetik ve dekoratif özelliklerinden ziyade, sahip oldukları teknik ve

performans özellikleri için imal edilen bu ürünler, başta savunma sanayi ve otomotivde

tercih ediliyor.”

DIJITAL DÖNÜŞÜM BIR LÜKS DEĞIL,

ZORUNLULUK

Geleceği yakalamak için hazır mıyız? Sizce Türk

tekstil sektörü yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve

dijital dönüşüm gibi alanlarda yeterince hızlı

hareket ediyor mu? İTHİB bu dönüşüm sürecinde

nasıl bir rol üstleniyor?

“Türk tekstil sektörü, geçmişten gelen güçlü üretim altyapısı ve girişimci ruhuyla bu

soruya her zaman “evet” diyebilme adaptasyon gücüne sahip. Ancak yapay zekâ,

sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm gibi alanlarda sadece hazır olmak yetmiyor; aynı

zamanda hızlı ve kararlı adımlar atmak gerekiyor. Yapay zekâ ve veri analitiği sektörün

rekabet gücünü artıran en önemli faktörlerden biri hâline geldi. Akıllı sensörler, veri

toplama ve analiz sistemleri sayesinde üretim süreçleri daha esnek, izlenebilir ve düşük

maliyetli hale geliyor. İşte bu noktada İTHİB olarak sektöre yön veren, rehberlik eden

ve destekleyen bir misyon üstleniyoruz.

Sürdürülebilirlik artık sektörümüz için bir tercih değil, zorunluluktur. Avrupa Yeşil

Mutabakatı gibi uluslararası düzenlemeler, üretim süreçlerini çevre dostu hale getirme

baskısını artırıyor. Elyaftan hazır giyime kadar tüm üretim zincirinin, ortak çevresel

hedeflerle uyum içinde hareket etmesi gerekiyor. Özetle; Türk tekstil sektörü, dönüşümün

farkında ve bu süreci sahiplenmiş durumda. Bu dönüşümün sağlıklı gerçekleşmesi

adına İTHİB olarak firmalarımıza çevre dostu üretim sertifikaları, danışmanlık

hizmetleri ve uygulamalı eğitim programları sunuyoruz. Sürdürülebilirlik vizyonunun

tabana yayılması için projeler geliştiriyor, uluslararası fonların Türkiye’ye gelmesine

aracılık ediyoruz.”

70 June Haziran 2025



Mustafa Paşahan: “Structural

support is essential if the apparel

industry is to catch its breath”

Mustafa Paşahan: “Hazır giyim sektörü

nefes almak istiyorsa yapısal destek şart”

Türkiye’s apparel industry is at a critical

crossroads. According to Mustafa

Paşahan, the sector won’t be able to get

back on its feet—or back in the game—

unless policymakers move the needle on

structural reforms. That means striking

a real balance between rising costs and

currency rates, expanding employment

support across the board, and rolling out

twin transformation projects that reach

every corner of the SME ecosystem.

Paşahan, sektörün tekrar ayağa kalkması

için maliyet-kur dengesinin sağlanması,

istihdam desteklerinin yaygınlaştırılması

ve ikiz dönüşüm projelerinin tüm

KOBİ’lere yayılması gerektiğini belirtiyor.

As part of our special feature for the June 2025 issue, we spoke

with Mr. Mustafa Paşahan, Vice President of the Istanbul

Apparel Exporters’ Association (İHKİB), about the sector’s

ongoing crisis and its digital transformation journey. Highlighting the

loss of competitiveness due to rising costs and exchange rate imbalances,

Paşahan noted that thousands of manufacturers have been forced out

of production. Nonetheless, he underlined that Türkiye is setting a

benchmark in digital and green transformation through pioneering

initiatives.

THE SECTOR IS UNDER PRESSURE:

FACTORIES ARE CLOSING, EXPORTS

SHRINKING, JOBS VANISHING

How do you evaluate the current challenges in

Türkiye’s apparel industry? In your opinion,

what steps must be taken to overcome this

bottleneck, and what should be prioritized?

“Türkiye’s apparel and ready-wear industry has been a trailblazer across

many domains. The foundations of industrialization in our country were

laid through textiles and apparel. It was these two sectors that led the

way in opening Türkiye to international markets through exports. For

many years, we ranked first among the top exporting sectors. Today, we

are the 7th largest supplier globally and the 3rd largest to the European

Union in ready-to-wear exports. We account for 3.2% of global apparel

exports.

The last two and a half years have been particularly tough for this

strategically vital industry. There are two main reasons behind this

strain. First, global demand has slowed down significantly, affecting all

suppliers. But what sets Türkiye apart from other countries is something

Mustafa Paşahan

Haziran 2025 sayımız için hazırladığımız özel dosya kapsamında, hazır

giyim sektörünün içinden geçtiği zorlu süreci ve dijital dönüşüm yolculuğunu

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB)

Başkan Yardımcısı Sayın Mustafa Paşahan ile konuştuk. Paşahan, maliyet baskısı

ve kur dengesizliği nedeniyle sektörün rekabetçiliğini kaybettiğini, binlerce firmanın

üretim dışı kaldığını belirtti. Ancak buna rağmen dijital ve yeşil dönüşüm alanında

Türkiye’nin örnek alınacak projelere imza attığını da vurguladı.

SEKTÖR ALARM VERIYOR: ÜRETICI KAPANIYOR,

IHRACAT DÜŞÜYOR, ISTIHDAM ERIYOR

Türk hazır giyim sektörünün içinden geçtiği zorlu

süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sektörün

bu çıkmazdan çıkışı için ne tür adımlar atılmalı,

hangi çözüm yolları öncelikli olmalı?

“Hazır giyim ve konfeksiyon, Türkiye’de birçok alanda ilkleri gerçekleştirdi. Ülkemizde

72 June Haziran 2025


far more critical: we’ve become a high-cost production country. Let

me share three data points. Since January 2022, the minimum wage

has increased by 420%, inflation by 278%, while the exchange rate

has risen only 167%. As a result, our production costs have become

50–60% higher than those of our competitors. This has eroded our

competitiveness not only in apparel but in many other sectors as well.

Our apparel exports, which totaled $21.2 billion in 2022, dropped to

$17.9 billion in 2024. This downward trend continues in 2025—exports

were down 6% in the first four months compared to the same period last

year. Meanwhile, our imports rose from $2.6 billion in 2022 to $4 billion

in 2024.

A decline in exports paired with a rise in imports translates into

shuttered factories and lost jobs. Since 2022, 5,500 manufacturing firms

have shut down. At least 3,000 companies are no longer in a position to

export. By February 2025, employment in the sector had dropped from

738,000 at the end of 2022 to 560,000. To summarize: in two years,

13% of manufacturing firms have closed, the number of exporters has

dropped by 13%, and we’ve lost 24% of our workforce.

Our apparel industry doesn’t deserve this outcome. We prepared

proposals months ago to help get the sector back on its feet. We have

shared these with the public and relevant authorities repeatedly. In

summary, our key recommendations are as follows:

• The gap between cost inputs and exchange rates must be narrowed

and rebalanced.

• All firms—without exception—should benefit from the Ministry of

Industry and Technology’s Employment Protection Support Program.

• The 5-point SSI premium discount currently applied to some sectors

including apparel should be raised to 10 points for two years.

• For labor-intensive sectors, loans with under 20% interest and a twoyear

grace period must be provided.

If the sector receives support on these four fronts, we can bounce back

and recover our export volumes rapidly.”

A ROADMAP FOR TWIN TRANSFORMATION:

EU-FUNDED PROJECTS PAVING THE WAY

Are we ready for the future? Do you think

Türkiye’s textile sector is moving fast

enough in AI, sustainability, and digital

transformation? What role is İHKİB playing in

this transformation process?

“As I mentioned earlier, apparel is one of the pioneering sectors in

Türkiye’s industrial landscape. And now, in what’s known as twin

transformation—digital and green—we’re again setting an example for

others to follow. We are determined to complete this process quickly and

turn it into a competitive advantage. İHKİB is among the most effective

associations in leveraging European Union funding for transformation.

So far, we’ve secured €37 million in grants from the EU.

We successfully completed our METAMORPHOSIS project under the

IPA-2 framework, with its closing ceremony held in February. One of its

core elements—the Digital Transformation Center—is now operational

and serving the industry. In May, we launched our new EU-funded

MIDAS Project, which will provide SME-scale manufacturers with the

infrastructure needed for twin transformation. We also plan to roll out

our ‘Carbon Footprint Monitoring and Reduction’ project this year,

again with EU funding.

Through all these efforts, we’re proactively shaping the future of our

fashion industry today—because we firmly believe it will continue to

hold strategic importance for the national economy for years to come.”

sanayileşmenin temelleri hazır giyim ve tekstille atıldı. İhracatla dışa açılmaya yine bu

iki sektör öncülük etti. En çok ihracat yapan sektörler arasında yıllarca ilk sırada yer

aldık. Bugün hazır giyimde dünyanın yedinci, Avrupa Birliği’nin (AB) üçüncü büyük

tedarikçisiyiz. Küresel hazır giyim ihracatının yüzde 3,2’sini gerçekleştiriyoruz.

Ülke ekonomisi için stratejik önemi bulunan sektörde son 2,5 yıl zor geçti.

Zorlanmamız temel olarak iki nedenden kaynaklanıyor. Birincisi küresel talep yavaş

seyrediyor. Talebin yavaş seyri bütün tedarikçileri olumsuz etkiliyor. Ama bizi diğer

tedarikçi ülkelerden ayıran çok daha önemli bir neden var. Türkiye, üretimde pahalı

bir ülke haline geldi. Burada üç veriyi paylaşmak istiyorum. Ocak 2022’den bu

yana, asgari ücret yüzde 420, enflasyon yüzde 278 artarken kurdaki artış yüzde

167’de kaldı. İşte bu tablo bizi üretim maliyetlerinde rakiplerimize göre yüzde 50-60

daha pahalı hale getirdi. Dolayısıyla hazır giyim başta olmak üzere birçok sektörde

rekabetçiliğimiz zayıfladı. 2022’de 21,2 milyar dolar olan hazır giyim ihracatımız,

2024’te 17,9 milyar dolara geriledi. İhracatımızdaki daralma bu yıl da devam ediyor.

İlk dört ayı geçen yıla göre yüzde 6 ekside tamamladık. 2022’de 2,6 milyar dolar olan

ithalatımız 2024’te 4 milyar dolara yükseldi.

İhracat daralırken ithalatın artması kapanan fabrika, kaybedilen istihdam anlamına

geliyor. 2022’den bu yana 5 bin 500 imalatçı firmamız kapandı. En az 3 bin

firmamız ihracat yapamayacak noktaya geldi. 2022 sonunda 738 bin olan

istihdamımız, Şubat 2025 itibarıyla 560 bine geriledi. Özetlemek gerekirse iki yılda;

imalatçı firmalarımızın yüzde 13’ü kapandı. İhracatçı firmalarımızın sayısı yüzde

13 azaldı. İstihdamımızın yüzde 24 ünü kaybettik.

Hazır giyim endüstrimiz böyle bir tabloyu hak etmiyor. Sektörü yeniden ayağa

kaldıracak önerilerimizi aylar önce hazırladık. İlgili kurumlarımızla ve kamuyuyla her

fırsatta paylaştığımız önerileri şöyle özetleyebilirim:

• Girdi maliyetleriyle kur arasında denge yeniden sağlanmalı.

• Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının İstihdam Koruma Destek Programı’ndan ayrım

gözetilmeksizin tüm firmalarımız yararlandırılmalı.

• Hazır giyimin de aralarında bulunduğu bazı sektörlerde uygulanan 5 puanlık prim

indirimi, iki yıl boyunca 10 puana çıkarılmalı.

• Emek yoğun sektörler için iki yıl ödemesiz, yüzde 20’nin altında faizle kredi imkânı

sağlanmalı.

Bu dört konuda sektörün desteklenmesi halinde ihracatımızı hızla toparlayabiliriz.”

İKIZ DÖNÜŞÜMDE YOL HARITASI HAZIR:

AB FONLARIYLA GÜÇLENEN DÖNÜŞÜM

PROJELERI

Geleceği yakalamak için hazır mıyız? Sizce Türk

tekstil sektörü yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve

dijital dönüşüm gibi alanlarda yeterince hızlı

hareket ediyor mu? İHKİB bu dönüşüm sürecinde

nasıl bir rol üstleniyor?

“Az önce de söylediğim gibi hazır giyim, ülkemizde ilklere imza atan sektörlerin

başında geliyor. Kısaca ikiz dönüşüm olarak adlandırılan dijital ve yeşil dönüşüm

konusunda da diğer sektörlere ilham verecek çalışmalar yapıyoruz. Çünkü süreci

hızla tamamlayarak rakiplerimize karşı artılarımıza bir yenisini eklemek istiyoruz.

İHKİB, dönüşüm için Avrupa Birliği’nin kaynaklarını en etkili şekilde kullanan

birliklerin başında geliyor. Bugüne kadar AB’den 37 milyon euro hibe desteği almaya

hak kazandık. IPA-2 kapsamında hazırladığımız, METAMORPHOSIS projemizi

başarıyla tamamladık ve şubat ayında kapanışını yaptık. Projenin ana unsurlarından

biri olan Dijital Dönüşüm Merkezi’ni sektörün hizmetine sunduk. Yine AB fonuyla

gerçekleştireceğimiz Midas Projemizi mayıs ayında başlattık. Bu projeyle KOBİ

ölçeğindeki üreticilerimize ikiz dönüşüm için gereken altyapıyı sağlayacağız. Bu yıl

başlatacağımız ‘Karbon Ayak İzinin Takibi ve Azaltılması’ projemizi de AB fonu

ile gerçekleştireceğiz. Bütün bu çalışmalarla moda endüstrimizin geleceğini bugünden

kurguluyoruz. Çünkü biz, moda endüstrimizin ülke ekonomisi için uzun yıllar stratejik

önemini koruyacağına inanıyoruz.”

June Haziran 2025

73


Soaring costs put the squeeze

on Türkiye’s textile edge

Artan maliyetler tekstil sektörünün

rekabet gücünü zorluyor

Burkay emphasizes that in order for

the industry to navigate its way out

of this bottleneck, it is essential to

differentiate in production, generate lasting

value, strengthen university-industry

collaboration, invest in technical textiles,

and implement sustainable policies.

Burkay, sektörün bu darboğazdan

çıkabilmesi için üretimde farklılaşma,

kalıcı değer üretme, üniversite-sanayi

iş birliği, teknik tekstillere yönelim

ve sürdürülebilir politikaların hayata

geçirilmesinin şart olduğunu vurguluyor.

As part of our special feature for the June 2025 issue, we

spoke with Mr. İbrahim Burkay, Chairman of the Bursa

Chamber of Commerce and Industry (BTSO), about

the current challenges facing the textile industry and its strategies

for the future. Highlighting the pressure caused by soaring costs,

undervalued exchange rates, and difficulties in accessing finance,

Burkay pointed to value-driven production, strategic investments,

and a green transformation vision as key solutions. Projects

like BUTEKOM, which boost R&D and technical production

capabilities in textiles, showcase BTSO’s leadership in shaping

the industry’s future direction.

İbrahim Burkay, Chairman of the Bursa Chamber of

Commerce and Industry (BTSO), stated that rising costs,

undervalued exchange rates, and difficulties in accessing

financing have weakened the competitiveness of Türkiye’s

textile sector. He highlighted that the TRY 30 billion credit

package supported by the Credit Guarantee Fund (KGF), along

with employment incentives tailored for the textile industry,

are important steps. Burkay emphasized that raising limits and

expanding these support mechanisms is of great importance for

the business community. To ease short-term pressures, he called

for the reinstatement of short-term employment allowance and

a reduction in the cost of rediscount loans. He added, “Through

our committees and councils, we have conveyed all sectoral

concerns to the relevant authorities. We see a strong willingness

to implement non-budgetary incentives swiftly.”

“We must differentiate our production”

Despite the negative impact of rising costs and low exchange

rates on exports, Burkay expressed confidence in Türkiye’s ability

to weather these difficulties thanks to its deep-rooted expertise

and innovative mindset. “Despite all challenges, Türkiye remains

one of the world’s most significant textile manufacturing and

exporting hubs,” he said. “The sector currently provides direct

employment to 1.5 million people and continues to act as a

locomotive for the Turkish economy. But global competition

İbrahim Burkay

Haziran 2025 sayımız için hazırladığımız özel dosya kapsamında, tekstil

sektörünün güncel zorluklarını ve geleceğe yönelik stratejilerini Bursa Ticaret

ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İbrahim

Burkay ile konuştuk. Yüksek maliyetler, düşük kur politikaları ve finansmana erişim

sıkıntılarının sektörü baskı altına aldığını belirten Burkay, çözüm için değer odaklı

üretim, stratejik yatırımlar ve yeşil dönüşüm vizyonuna dikkat çekti. BUTEKOM gibi

projelerle tekstilde Ar-Ge ve teknik üretim kapasitesini artıran BTSO’nun, sektöre yön

verecek çalışmaları öne çıkıyor.

74 June Haziran 2025


intensifies every year—differentiation in production is now a

must.”

“We must translate knowledge into production

value”

Burkay underlined that in a global economy where old rules

no longer apply, Türkiye must adopt a new growth strategy

built on added value. “In an ecosystem where quality surpasses

quantity, we need to generate long-term, sustainable value rather

than quick fixes,” he stated. He also highlighted the importance

of interface institutes that accelerate collaboration between

academia and industry.

BUTEKOM: A strategic base for textile

innovation

One of the best examples of this interface model is BUTEKOM

(Bursa Technology Coordination and R&D Center), established

under the umbrella of BTSO. Initially founded as a research

unit under UTİB in 2008, BUTEKOM evolved into an

integrated center of excellence in 2013. Burkay noted that today,

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay,

yüksek maliyetler, enflasyonun altında değerlenen döviz kurları ve finansmana erişimde

yaşanan zorlukların tekstil sektörünün rekabet gücünü olumsuz etkilediğini söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 30 milyar TL’lik KGF destekli

kredi paketi ile tekstil sektörü özelinde uygulanan istihdam desteklerinin önemli adımlar

olduğunu vurgulayan Burkay, limitlerin artırılması ve destek mekanizmalarının

genişletilmesinin iş dünyası için büyük önem taşıdığını dile getirdi. İş dünyasının

kısa vadede nefes alabilmesi için kısa çalışma ödeneğinin yeniden devreye alınması

gerektiğini belirten Burkay, reeskont kredilerinin maliyetlerinin de düşürülmesini

talep etti. Komite ve konsey çalışmalarıyla sektörün tüm sorunlarını ilgili kurumlara

ilettiklerini ifade eden Burkay, “Özellikle bütçeye dayalı olmayan desteklerin hızla

hayata geçmesi için ciddi bir irade olduğunu görüyoruz.” dedi.

“Üretimde farklılaşmak zorundayız”

Artan maliyetler ve düşük döviz kurlarının ihracatı olumsuz etkilediğini ancak Türk

tekstil sektörünün tarihsel birikimi, tecrübesi ve yenilikçi yaklaşımıyla dönemsel

zorlukları aşacak güçte olduğunu dile getiren İbrahim Burkay, “Tüm zorluklara

karşın Türkiye, tekstil sektöründe hala dünyanın en önemli üretim ve ihracat merkezleri

arasında. Bugün 1,5 milyon kişiye doğrudan istihdam sağlayan tekstil sektörü,

Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumunda. Ancak küresel ticarette rekabet her geçen

yıl daha da artıyor. Bu durum üretimde farklılaşmayı zorunlu kılmaktadır.” diye

konuştu.

“Bilginin değerini üretime taşımalıyız”

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Burkay, küresel ekonomide ezberlerin bozulduğu,

yeni nesil hammaddeler, karbon nötr hedefleri ve döngüselliğin ön plana çıktığı bir

dönemde Türkiye’nin katma değere dayalı yeni bir büyüme stratejisine ihtiyacı olduğunu

vurguladı. “Niteliğin niceliğin önüne geçtiği bir ekosistemde, kısa vadeli çözümler

yerine uzun soluklu, kalıcı değerler üretmeliyiz.” diyen İbrahim Burkay, bu kapsamda

üniversitelerle sanayi arasında hızlandırıcı rol oynayan ara yüz enstitülerin önemine

dikkat çekti.

BUTEKOM tekstilin geleceği için stratejik üs

BTSO çatısı altında faaliyet gösteren BUTEKOM’un bu alandaki en önemli

örneklerden biri olduğunu kaydeden Burkay, 2008 yılında UTİB bünyesinde

araştırma birimi olarak kurulan BUTEKOM’un, 2013 yılından itibaren

mükemmeliyet merkezleriyle donatılmış entegre bir yapıya dönüştüğünü ifade etti.

BUTEKOM’un bugün araştırma merkezi kimliğiyle birlikte teknik tekstiller ve

June Haziran 2025

75


BUTEKOM operates not only as a research hub but also as

a model production center in technical textiles and advanced

materials, with thousands of companies, hundreds of academics,

and R&D centers working on joint projects.

Green Deal: No longer optional

Commenting on the EU’s 2030 Textile Strategy, Burkay stated

that resilient, recyclable, environmentally friendly production

processes that respect social rights are becoming essential.

He emphasized that Türkiye could gain a stronger foothold

in the European market if it successfully manages the twin

transformation processes. As part of the BUTEXCOMP project,

BTSO has launched a Green Product Program, with the goal of

expanding it into large-scale initiatives.

Technical textiles could reshape the ecosystem

Burkay stressed the need to increase value-added production

and boost Türkiye’s share in global technical textile trade, which

currently stands below 5%. “The more we increase this share, the

closer we get to a more competitive and sustainable production

ecosystem,” he added.

Design and innovation: Pillars of future growth

Burkay also pointed to the Textile Council and Local Strategy

report prepared in collaboration with public institutions, local

authorities, universities, and chambers as roadmaps for the sector.

Through projects like BUTEKOM, the Model Factory, the

Energy Efficiency Center, and BUTGEM, BTSO offers tangible

solutions in technical textiles, clean production, water recycling,

and employment. “Increasing the number of such projects will

bring long-term and sustainable solutions to industry challenges,”

he noted. “Our vision is to transform the textile industry into a

platform where labor is enriched with innovation and design.”

Burkay concluded by emphasizing that Türkiye is one of only

two countries in the world with an integrated textile production

capacity—from fiber to fabric, and from ready-to-wear to

home textiles. “Just like in the past, our industry today has the

dynamism to turn crises into opportunities. But this potential

must be activated with sustainable policy support,” he said.

ileri malzemeler alanında üretim yapan bir model haline geldiğini belirten Burkay,

“Binlerce firmamız, yüzlerce akademisyenimiz, Ar-Ge merkezlerimiz bu yapıda ortak

projeler yürütüyor.” diye konuştu.

Yeşil Mutabakat artık tercih değil

AB’nin 2030 Tekstil Stratejisi doğrultusunda, dayanıklı, geri dönüştürülebilir, çevre

dostu yöntemlerle ve sosyal haklara duyarlı üretim süreçlerinin öne çıktığını kaydeden

Burkay, Türkiye’nin ikiz dönüşüm süreçlerini başarıyla yönetmesi halinde Avrupa

pazarında çok daha etkili olabileceğini ifade etti. BUTEXCOMP projesi kapsamında

Yeşil Ürün Programı’nı hayata geçirdiklerini de belirten İbrahim Burkay, bu programı

büyük ölçekli projelerle büyütmeyi hedeflediklerini söyledi.

Teknik Tekstil ekosistemi değiştirebilir

İbrahim Burkay, “Tekstil sektöründe artık katma değerli üretimi ve teknik tekstildeki

payımızı artırmamız gerekiyor. Teknik tekstilde dünya ticaretinden aldığımız

pay %5’in altında. Bu oranı ne kadar yukarı taşıyabilirsek, o denli rekabetçi ve

sürdürülebilir bir üretim ekosistemini de oluşturmuş olacağız.” dedi.

Tasarım ve inovasyonla büyüme hedefi

İbrahim Burkay, BTSO bünyesinde sektör temsilcileri, kamu ve yerel yönetimler,

üniversiteler ve akademik odalarla birlikte ortak akıl platformu olan Tekstil Konseyi’nin

çalışmalarıyla hazırlanan Tekstil Sektör Raporu ve Yerel Strateji’nin sektöre yol

gösterici olduğuna dikkat çekti. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın, BUTEKOM,

Model Fabrika, Enerji Verimliliği Merkezi ve BUTGEM gibi projelerimizle sektörde

teknik tekstil, temiz üretim, su geri kazanımı ve istihdam alanlarında çözümler

sunduğunu belirten Burkay, “Bu tür projelerin artması, sektördeki sorunlara kalıcı ve

sürdürülebilir çözümler getirecektir. Tekstil sektörümüzü emeğin inovasyonla, tasarımla

yoğrulduğu bir platforma dönüştürmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu.

Türkiye’nin iplikten kumaşa, hazır giyimden ev tekstiline kadar entegre üretim

kapasitesine sahip dünyadaki iki ülkeden biri olduğunu belirten Burkay, “Sektörümüz,

geçmişte olduğu gibi bugün de krizleri fırsata çevirebilecek dinamizme sahip. Ancak bu

potansiyelin harekete geçmesi için sürdürülebilir politikalarla desteklenmesi gerekiyor.”

ifadelerini kullandı.

76 June Haziran 2025



Pınar Taşdelen Engin: “To stay ahead

of the curve, the textile industry

must weave agility, flexibility, and

innovation into its fabric”

Pınar Taşdelen Engin: “Tekstil sektörü geleceği

yakalamak için esnek, çevik ve yenilikçi olmalı”

Engin highlights that for the industry

to stay in the game and not fall behind,

it must pivot toward agile and adaptive

models, rally stronger public backing for

the green and digital shift, and ensure that

SMEs aren’t left out in the cold by building

accessible and robust financial support

mechanisms.

Engin, tekstil sektöründe rekabeti

sürdürebilmek için esnek ve çevik

modellerin benimsenmesi, dijital ve yeşil

dönüşüm alanlarında kamu desteklerinin

artması ve KOBİ’ler için uygun finansal

mekanizmaların şart olduğunu söylüyor.

As part of our special feature for the June 2025 issue, we

spoke with Ms. Pınar Taşdelen Engin, Chairwoman

of the Uludağ Textile Exporters’ Association (UTİB)

and Polyteks Tekstil AŞ, about the global challenges facing the

textile industry and its path toward sustainability and digital

transformation. Engin stressed that rising inflation, weakening

demand, and shifting global trade dynamics have deeply affected

the industry—and that strategies focused on green transition,

digitalization, and innovation are essential for shaping a resilient

future.

A COMPASS IN UNCERTAINTY: FLEXIBILITY,

INNOVATION, AND COLLABORATION

How do you evaluate the difficult period that

the Turkish textile industry is currently going

through? In your view, what steps are needed

to overcome this bottleneck? What should be

prioritized?

“Last year was a particularly challenging period for our

industry, heavily influenced by global and regional economic

developments, and now we’ve entered 2025 amidst great

uncertainty. Wars, political and economic shifts, contraction

in the EU, protectionist measures in the U.S., new power

balances, and tariff wars—these complex dynamics are making

it increasingly difficult for producers and exporters to plan.

The textile sector is among the most vulnerable to global crises.

Economic contraction is forcing consumers to focus on basic

needs and reduce spending on textiles. Intense competition and

Pınar Taşdelen Engin

Haziran 2025 sayımız için hazırladığımız özel dosya kapsamında, tekstil

sektörünün karşı karşıya olduğu küresel zorlukları, sürdürülebilirlik ve

dijital dönüşüm perspektiflerini Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB)

Yönetim Kurulu Başkanı ve Polyteks Tekstil AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sayın

Pınar Taşdelen Engin ile konuştuk. Engin, yüksek enflasyon, daralan talepler ve

küresel ticaret dengelerindeki değişimlerin sektörü derinden etkilediğini belirtirken, yeşil

mutabakat, dijitalleşme ve inovasyon odaklı stratejilerin geleceği inşaa etmek için şart

olduğunu vurguladı.

78 June Haziran 2025


high inflation are driving up costs and cutting into profitability.

Companies must focus on cost control, diversifying supply

chains, entering new markets, and embracing digital and green

transformation strategies. Success in this environment requires a

flexible, agile, and innovative mindset.

To fully leverage the new global context, we need government

support to lower costs and strategic public-private collaboration

to increase our competitiveness. While the industry is doing its

part, we believe state support must be expanded, exchange rate

policies should become more production- and export-friendly,

and adjustments in energy and labor costs are urgently needed.

Providing SMEs with access to appropriate financing will be

key to maintaining industry viability and ensuring sustainable

growth.”

DIGITAL TRANSFORMATION AND

SUSTAINABILITY: THE NEW WEAPONS OF

GLOBAL COMPETITION

In today’s fiercely competitive global landscape,

how are your member companies differentiating

themselves? What areas are they investing in to

stand out?

“Textile companies under our Association are now prioritizing

sustainability, digital transformation, R&D, and innovation as

their main strategies for differentiation and growth. With its

deep-rooted textile heritage and robust infrastructure, Bursa

plays a major role in this transformation. Our companies

are investing heavily in sustainable production processes to

align with the EU Green Deal and minimize environmental

impact. Compared to traditional methods, technologies such as

digital printing consume less water and electricity. Wastewater

recycling systems and energy-efficient machinery are becoming

widespread. We promote the use of environmentally friendly raw

materials such as organic cotton and recycled fibers. Sustainable

fabrics and eco-designs are being developed. Roadmaps for

carbon footprint measurement, reporting, and reduction are

also being established. Clean production techniques and digital

sustainability practices are in motion.

We are also promoting circular economy principles such as

offering textile products as services, rental models, secondhand

and repair services to reduce waste. We recognize that

digitalization across the entire value chain—from production to

design—is a critical factor in boosting competitiveness. That’s

why we’ve long supported projects and initiatives in this field.

Robotic automation and data analytics systems are helping

increase efficiency and quality. In some companies, real-time

monitoring systems are used for optimizing production planning.

AI applications are expected to become widespread in fabric and

yarn quality control, error detection, demand forecasting, and

inventory management. Thanks to digitalization, companies can

respond to customer demands more rapidly and gain an edge in

global markets through quick product development and delivery.

Looking ahead, one of the biggest challenges our sector faces is

the shortage of skilled labor. We must invest more in vocational

training and competency development programs and introduce

incentives to retain qualified talent in the industry. Beyond

large-scale enterprises, SMEs also need enhanced financial and

technical support to adapt to digital transformation. In the area of

BELIRSIZLIK IÇINDE PUSULA: ESNEKLIK,

YENILIK VE IŞ BIRLIĞI

Türk tekstil sektörünün içinden geçtiği zorlu

süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sektörün

bu çıkmazdan çıkışı için ne tür adımlar atılmalı,

hangi çözüm yolları öncelikli olmalı?

“Sektörümüz için geçtiğimiz yıl, küresel ve bölgesel ekonomik gelişmelerin etkilerinin

çokça görüldüğü zorlu bir dönem oldu ve ardından bilinmezlerle dolu 2025’e adım

attık. Savaşlar, siyasi ve ekonomik değişimler, AB’deki daralma ve ABD’nin korumacı

önlemleri, yeni güç dengeleri, tarife savaşları gibi çok sayıda denklem üreticiler ve

ihracatçılar için planlamayı zorlaştırıyor. Tekstil sektörü küresel krizlerden en çok

etkilenen sektörler arasında yer alıyor. Ekonomik daralma, tüketicileri zorunlu

ihtiyaçlara yönlendirirken, tekstil alanındaki harcamalarını kısıtlıyor. Artan rekabet

ve yüksek enflasyon, maliyetleri yükseltirken, kârlılığı olumsuz etkiliyor. Şirketler,

operasyonlarını devam ettirebilmek için maliyet kontrolü, tedarik zinciri çeşitlendirmesi,

yeni pazarlara açılma, dijital ve yeşil dönüşüm gibi stratejiler geliştirmeli. Başarılı

olmak için esnek, çevik ve yenilikçi bir yaklaşım şart.

Sektörün yeni konjönktürü en iyi şekilde değerlendirebilmesi için ülkemizde kamu

destekleri ile maliyetleri düşürme ve özel sektör devlet işbirliği ile rekabet gücümüzü

artırmaya yönelik stratejiler büyük önem taşıyacak. Sektör elinden geleni yaparken,

devlet desteklerinin artırılması, kur politikalarının üretici ve ihracatçı dostu bir yapıya

kavuşması ve enerji ile işçilik maliyetlerinde düzenlemelerin yapılması gerektiğine

inanıyoruz. Özellikle KOBİ’lerimiz için uygun finansman imkanlarının sağlanması,

sektörümüzün ayakta kalması ve sürdürülebilir büyümeyi sürdürmesi açısından kritik

önem taşıyor.”

DIJITAL DÖNÜŞÜM VE SÜRDÜRÜLEBILIRLIK,

REKABETIN YENI SILAHLARI

Küresel rekabetin hızla arttığı bu dönemde,

sektördeki üye firmalarınızın farklılaşma

stratejileri nelerdir? Hangi alanlara yatırım

yaparak öne çıkmayı hedefliyorsunuz?

“Küresel rekabetin hızla arttığı günümüzde, Birliğimiz üyesi tekstil firmaları,

sürdürülebilirliği, dijital dönüşümü, Ar-Ge ve inovasyonu merkeze alarak farklılaşma

ve öne çıkma stratejileri geliştiriyor. Bursa, köklü tekstil geleneği ve güçlü altyapısıyla

bu dönüşümde önemli bir rol üstlenmiş durumda. Tekstil firmalarımız, Avrupa

Yeşil Mutabakatına uyum sağlamak ve çevresel etkilerini minimize etmek adına

sürdürülebilir üretim süreçlerine yatırım yapmaya devam ediyor. Dijital baskı sistemleri

gibi geleneksel tekniklere göre daha az su ve elektrik tüketen teknolojiler kullanılıyor.

Atık su geri dönüşüm sistemleri ve enerji verimliliği sağlayan makineler yaygınlık

kazanıyor. Organik pamuk ve geri dönüştürülmüş elyaflar gibi çevresel etkileri daha

düşük hammaddelerin kullanımı teşvik ediyoruz. Sürdürülebilir kumaşlar ve ekotasarımlar

geliştirilmekte. Karbon ayak izi ölçümü, raporlaması ve azaltımına yönelik

yol haritaları oluşturuluyor. Temiz üretim yöntemleri ve sürdürülebilirlikte dijital

uygulamalar konularında da çalışmalar devam ediyor. Ürünlerin hizmet kapsamında

sunulması, kiralama, ikinci el ve tamirat hizmetleri gibi döngüsel ekonomi prensipleri

benimsenerek atık miktarının azaltılmasını hedefliyoruz. Üretimden tasarıma kadar

tüm süreçlerde dijitalleşmenin, sektörümüzdeki tekstil firmalarının rekabet gücünü

artıracak temel unsurlardan biri olduğunu biliyoruz, bu konuda da uzun zamandır

projeleri ve girişimleri destekliyoruz. Üretim süreçlerinde robotik otomasyonlar ve veri

analizi sistemleri kullanılarak verimlilik ve kalite artırılabiliyor. Bazı firmalarda anlık

izlenebilirlik sağlayan dijital sistemlerle üretim planlaması optimizasyonu sağlanıyor.

Kumaş ve iplik kalite kontrolünde yapay zeka destekli hata tespiti, tahmini analizler

ile talep öngörüsü ve stok yönetimi gibi alanlarda yapay zeka kullanımı yaygınlaşacak.

Dijitalleşme sayesinde firmalar, müşteri taleplerine daha hızlı yanıt verebilir hale

geliyor, hızlı ürün hazırlama ve teslimat konseptleriyle küresel pazarda avantaj

sağlayabiliyor.

Gelecek için yapılması gerekenlere baktığımızda sektördeki en büyük sıkıntılardan biri

olan nitelikli eleman açığının giderilmesi için mesleki eğitimlere ve yetkinlik geliştirme

programlarına daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Yetişmiş insan gücünün sektörde

kalıcılığını sağlayacak teşvikleri oluşturmalıyız. Büyük firmaların yanı sıra, küçük

ve orta ölçekli işletmelerin dijital dönüşüme uyum sağlamaları için finansal ve teknik

June Haziran 2025

79


social sustainability, we are already in a better position compared

to our competitors in North Africa and the Far East, but we will

continue improving practices related to human rights, fair working

conditions, and decent work environments. With these strategies, our

textile and apparel companies will be able to grow stronger in global

competition and adapt to future market dynamics.”

TECHXTILE CHALLENGE: FOSTERING A

STARTUP ECOSYSTEM IN TEXTILES

Are we ready to embrace the future? In your

opinion, is the Turkish textile sector moving

fast enough in areas like artificial intelligence,

sustainability, and digital transformation? What

role does UTİB play in this journey?

“Green transformation has become a top priority, especially

for European countries. The European Green Deal, a major

EU initiative to combat climate change, is now impacting all

sectors. As an industry closely linked to the European market,

we are following developments related to sustainability and

green transformation from the EU, UN, and other international

institutions very closely. In this context, we support our members

in key areas such as carbon footprint reduction, renewable energy

transition, energy and water efficiency, waste management, and

circular economy practices. We also promote sustainable business

models.

Through the UTİB Academy, we offer in-person and online

trainings designed to raise awareness and improve our members’

compliance with global developments. Our programs support

exporters with critical information on the European Green Deal,

carbon footprint management, circular economy, green financing,

and sustainable supply chain management. In addition, our

monthly UTİB Green Bulletin shares best practices and industry

updates to build awareness.

As UTİB, we have made significant efforts to promote R&D

and innovation across Türkiye. We believe our country holds

tremendous untapped talent and creative minds. With this belief,

we launched a project six years ago that has now evolved into a

full-fledged entrepreneurial ecosystem for textiles: the TechXtile

Challenge. Organized in coordination with the Turkish Exporters

Assembly (TİM) and with the support of the Ministry of Trade,

this year’s competition again centered around the theme of

sustainability. Applications were evaluated in two categories:

‘Level Up’ for idea-stage entrepreneurs, and ‘Scale Up’ for those

with scalable products or services beyond the idea phase.

Our aim is to increase value-added exports, integrate new

technologies and methods into production, foster a culture of

innovation and entrepreneurship, strengthen university-industry

collaboration, and support the development of original Turkish

products for global markets. With the 6th edition of the TechXtile

Challenge, we hope to help individuals with promising ideas and

products in key areas of R&D and innovation to benefit from

seminars and mentoring opportunities. Instead of offering cash

prizes as in previous years, we now provide tailored support tools

that entrepreneurs truly need to thrive—such as mentorship,

company formation support, and media exposure. Alongside

this, we are continuing to deliver dozens of training programs in

artificial intelligence, sustainability, and digital transformation.”

destek mekanizmaları güçlendirilmeli. Sosyal Sürdürülebilirlik alanında aslında

kuzey afrika ve uzak doğudaki rakiplerimize göre çok daha iyi konumdayız ancak

yine de insan hakları, adil çalışma koşulları ve insana yakışır iş olanakları gibi sosyal

sürdürülebilirlik konularında iyileştirmelere devam edeceğiz. Sektörümüzdeki tekstil ve

konfeksiyon firmaları, tüm bu stratejileri etkin bir şekilde uygulayarak küresel rekabette

daha da güçlenecek ve gelecekteki pazar dinamiklerine uyum sağlayacaktır.”

TECHXTILE CHALLENGE ILE TEKSTILDE

GIRIŞIMCILIK EKOSISTEMI GELIŞIYOR

Geleceği yakalamak için hazır mıyız? Sizce Türk

tekstil sektörü yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve

dijital dönüşüm gibi alanlarda yeterince hızlı

hareket ediyor mu? Uludağ Tekstil İhracatçıları

Birliği bu dönüşüm sürecinde nasıl bir rol

üstleniyor?

“Yeşil dönüşüm özellikle Avrupa ülkelerinin öncelikli gündemi konumunda. İklim

Kriziyle mücadele etmek için Avrupa Birliği’nin yaptığı önemli bir çalışma olan

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın etkileri tüm sektörlerde hissedilmeye başlandı. Biz de

Avrupa pazarıyla yakın ilişkileri olan bir sektör olarak gerek AB gerek BM gerekse

diğer kuruluşlar ve ülkelerin yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlikle ilgili çalışmalarını

yakından takip ediyoruz. Bu doğrultuda, karbon ayak izinin azaltılması, yenilenebilir

enerjiye geçiş, su ve enerji verimliliği, atık yönetimi ve döngüsel ekonomi uygulamaları

gibi kritik konularda üyelerimizi destekliyor, sürdürülebilir çalışma modellerini

teşvik ediyoruz. UİB, üyelerini sürdürülebilirlik konusunda bilinçlendirmek ve

küresel gelişmelere uyumlarını sağlamak ve bilinç seviyelerini yükseltmek amacıyla

oluşturulan UİB Akademi bünyesinde gerçekleştirilen yüz yüze ve çevrimiçi eğitimler,

ihracatçı firmalara Yeşil Mutabakat, karbon ayak izi yönetimi, döngüsel ekonomi,

yeşil finansman ve sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi gibi kritik konularda bilgi ve

destek sağlıyor. Her ay düzenli olarak yayımlanan UİB Yeşil Bülten ile UİB, güncel

gelişmeleri ve en iyi uygulamaları firmalarla paylaşarak farkındalık oluşturmayı

amaçlıyoruz.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak, Ar-Ge ve İnovasyonun önemini ülke

genelinde yaymak için bugüne kadar birçok konu ve proje üzerinde çalıştık ve bu

konuda önemli bir atım attık. Ülkemizin, keşfedilmeyi bekleyen birçok yeteneği ve

hazine sayılabilecek zihinleri bünyesinde barındırdığına inanarak, birçok sektör için

de rol model haline gelen bir projemizi, son altı yılda “TechXtile Challenge” adıyla

tekstilde bir girişimcilik ekosistemine dönüştürdük. Türkiye İhracatçılar Meclisi

(TİM) koordinatörlüğü ve T.C. Ticaret Bakanlığımızın destekleri ile düzenlediğimiz

TechXtile Challenge Tasarım Yarışması’nın ana temasını “Sürdürülebilirlik” olarak

belirledik. Bu yıl platformumuza gelen başvuruları yine iki kategoride değerlendirdik.

Girişimleri henüz fikir aşamasında olan projelerin yarışacağı Fikir Aşaması Girişimci

Kategorisi (Level Up) ve girişimleri fikir aşamasını geçmiş, ticarileşme ve ölçeklenme

potansiyeline sahip ürün veya hizmeti geliştirmiş girişimcilerin yarışacağı Hizmet

Geliştirmiş Girişimci Kategorisi (Scale Up) Amacımız; tekstil sektöründe 2028 yılı

İhracat vizyonu çerçevesinde ihracatta katma değerin arttırılması, yeni teknoloji ve

metotların üretim sistemine kazandırılması, yenilikçi ürünler tasarlanması, girişimcilik

ve inovasyon kültürünün oluşturulması, üniversite-sanayi iş birliğinin güçlendirilmesi,

sürdürülebilir olması ve ülkemiz ihracatçıları tarafından özgün ürünlerin dünya

pazarlarına sunulmasına katkı sağlanması. Bu kapsamdan yola çıkarak, 6. TechXtile

Challenge Tasarım Yarışması ile tekstil sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin üzerinde

çalıştığı, Ar-Ge ve inovasyon için bütçe harcadığı, iş birlikleri aradığı teknolojik

alanlarda veya odaklarda dikkate değer fikir ve ürün geliştiren herkesin, seminer ve

mentorluk imkânlarından yararlanması, kendisini geliştirmesini hedefledik. Son

yıllarda dereceye girenlere direkt nakit ödülü uygulamasının yerine, girişimcilerin

iş yaşamlarında ve kariyerlerinde ihtiyaç duyabilecekleri tüm donanımlara sahip

olabilecekleri destekleri sağlıyoruz. Seminerler ve mentorluk hizmetlerinin yanı sıra yeni

şirket kurma, medya desteği gibi birçok imkân sunuyoruz. Bu çalışmamızın yanı sıra

yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm gibi alanların alt konularında onlarca

eğitim faaliyetimiz de devam ediyor.”

80 June Haziran 2025



Şenol Şankaya: “The Green

Deal is set to rewrite the

rulebook for our industry”

Şenol Şankaya: “Yeşil Mutabakat’a

uyum, sektörün geleceğini yeniden

yazacak”

Şankaya stresses the urgent need for

policies that bring production costs under

control, while highlighting how Yeşim

Group has stayed ahead of the curve—

boosting its edge through digitalization,

sustainability, and a fully integrated

production model.

As part of our June 2025 special feature for Tekstil Teknik

magazine, we interviewed Şenol Şankaya, Chairman of

the Board at Yeşim Group and Almaxtex Tekstil, about

the sector’s recent export downturn, its loss of competitiveness,

and potential solutions. Şankaya also shared compelling insights

into how Yeşim Group is navigating these challenges through

automation, R&D, and sustainability investments—particularly

in Egypt—as well as how the company is preparing for

upcoming EU regulations with green energy initiatives.

EXPORT LOSSES ARE MOUNTING, BUT

PRODUCTIVITY IS PROTECTED THROUGH

STRATEGIC INVESTMENT

How do you evaluate the current crisis in

Türkiye’s textile industry? What steps do

you think are necessary to overcome these

challenges, and what solutions should be

prioritized?

“Over the past two years, the apparel and textile sector has

suffered significant losses in exports. The foreign exchange

rate has not kept pace with inflation, making it increasingly

difficult to cover rising costs. When energy and labor expenses

couldn’t be reflected in prices, companies first lowered their

profit margins and then turned to downsizing. In the January–

September 2024 period, Türkiye’s apparel exports fell by 8.5%

compared to the same period last year. During this time, some

clients shifted their production to regions such as the Far East

and North Africa. Although 2024 was a challenging year for the

sector, we at Yeşim Group managed this period through strategic

steps. We maintained our production activities in Türkiye with

Şankaya, sektörde maliyetleri

dengeleyecek politikalara ihtiyaç olduğunu

belirtirken, Yeşim Grup’un dijitalleşme,

sürdürülebilirlik ve entegre üretim gücü

sayesinde rekabet avantajını büyüterek

koruduğunu vurguluyor.

Tekstil Teknik dergisinin Haziran 2025 özel dosyası kapsamında görüştüğümüz

Yeşim Grup ve Almaxtex Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Şankaya,

sektörde yaşanan ihracat daralmasını, rekabet gücü kaybını ve çözüm yollarını

değerlendirdi. Yeşim Grup’un otomasyon, Ar-Ge ve sürdürülebilirlik yatırımlarıyla

süreci nasıl yönettiğini aktaran Şankaya, Mısır operasyonları, yeşil enerji yatırımları ve

Avrupa Birliği regülasyonlarına hazırlık sürecine dair çarpıcı bilgiler paylaştı.

İHRACATTA KAYIP BÜYÜK AMA ÜRETIMDE

VERIMLILIK STRATEJIK YATIRIMLA

KORUNUYOR

Türk tekstil sektörünün içinden geçtiği zorlu

süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sektörün

bu çıkmazdan çıkışı için ne tür adımlar atılmalı,

hangi çözüm yolları öncelikli olmalı?

“Son iki yılda hazır giyim ve tekstil sektöründe ciddi ihracat kayıpları yaşandı.

Şenol Şankaya

82 June Haziran 2025


value-added, design-focused products. We closed the year with

a total export figure of $490 million. Thanks to automation

investments we have prioritized over the last two years, we

improved per-person productivity by about 3%. By the end of

2025, we aim to exceed $500 million in total exports and reach

$250 million in exports from Egypt with 14% growth. To help

the sector overcome this bottleneck, foreign exchange policies

must be revised to support exporters. Supportive measures

are also needed to balance production costs, particularly in

energy and labor. Additionally, improving access to finance

and launching low-interest loan mechanisms will be critical for

business sustainability. In the medium and long term, investments

focused on value-added production, digitalization, automation,

and sustainability within the Green Deal framework will increase

the sector’s competitiveness.”

TO ACHIEVE SUSTAINABLE

COMPETITIVENESS: DIGITALIZATION, R&D,

AND GREEN ENERGY INVESTMENT

In today’s rapidly intensifying global

competition, what are your company’s

differentiation strategies? Which areas are you

investing in to stand out?

“At Yeşim Group, we are maximizing Türkiye’s strong production

infrastructure and geographical advantage. We continue to maintain

a strong presence in the European, American, and Middle Eastern

markets. Exports account for 95% of our total sales—an important

indicator of our global competitiveness. Rather than focusing

on growth in 2025, we have prioritized enhancing sustainable

competitiveness. In addition to expanding our apparel facility in

Egypt, we have also initiated investments to establish an integrated

fabric and yarn factory. We plan to complete this investment by

2027 and increase employment capacity in the region. Our top

priorities include digital transformation, automation, sustainability,

and R&D investments. We are especially investing in green energy

and environmentally friendly technologies to comply with new

Döviz kurunun enflasyon karşısında yeterince artmaması, maliyetlerin karşılanmasını

zorlaştırdı. Artan enerji ve işçilik giderleri fiyatlara yansıtılamayınca firmalar önce kâr

marjlarını düşürdü, ardından küçülmeye yöneldi. 2024’ün Ocak-Eylül döneminde

Türkiye’nin hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre %8,5

azaldı. Bu süreçte bazı müşteriler, üretimi Uzak Doğu ve Kuzey Afrika gibi bölgelere

kaydırdı.

2024, sektör açısından zorlu bir yıl olsa da Yeşim Grup olarak bu dönemi stratejik

adımlarla yönetmeye çalıştık. Katma değerli ve tasarıma dayalı ürünlerle Türkiye’deki

üretim faaliyetlerimizi sürdürdük. Yılı toplam 490 milyon dolar ihracatla kapattık.

Son iki yıldır ağırlık verdiğimiz otomasyon yatırımları sayesinde kişi başı üretim

çıktısını artırarak yaklaşık %3 oranında verimlilik sağladık. 2025 sonunda ise toplam

ihracatımızı 500 milyon doların üzerine çıkarmayı, Mısır’da ise %14 büyümeyle

250 milyon dolarlık ihracata ulaşmayı hedefliyoruz.

Sektörün bu çıkmazdan çıkışı için döviz kuru politikalarının ihracatçıyı destekleyecek

şekilde gözden geçirilmesi büyük önem taşıyor. Üretim maliyetlerini dengelemek adına

enerji ve işçilik giderlerinde destekleyici adımlar atılmalı. Ayrıca finansmana erişimin

kolaylaştırılması ve uygun faizli kredi mekanizmalarının devreye alınması firmaların

sürdürülebilirliği açısından kritik. Orta ve uzun vadede ise katma değerli üretim,

dijitalleşme, otomasyon ve Yeşil Mutabakat çerçevesinde sürdürülebilirlik odaklı

yatırımlar sektörün rekabet gücünü artıracaktır.”

SÜRDÜRÜLEBILIR REKABET GÜCÜ IÇIN

DIJITALLEŞME, AR-GE VE YEŞIL ENERJI

YATIRIMI

Küresel rekabetin hızla arttığı bu dönemde,

firmanızın farklılaşma stratejileri nelerdir?

Hangi alanlara yatırım yaparak öne çıkmayı

hedefliyorsunuz?

“Yeşim Grup olarak, Türkiye’nin güçlü üretim altyapısı ve coğrafi avantajlarını en iyi

şekilde kullanıyoruz. Avrupa, Amerika ve Orta Doğu pazarlarındaki güçlü varlığımızı

sürdürüyoruz. Toplam satışlarımızın %95’ini ihracat oluşturuyor. Bu, küresel

ölçekteki rekabet gücümüzün en önemli göstergesi.

2025 yılı için büyümeden ziyade sürdürülebilir rekabet gücünü artırmaya odaklandık.

Mısır’daki hazır giyim tesisimizi büyütmenin yanı sıra, entegre bir kumaş ve

iplik fabrikası kurma yatırımlarına başladık. 2027 yılına kadar bu yatırımın

tamamlanmasını ve bölgedeki istihdam kapasitemizin artırılmasını planlıyoruz.

June Haziran 2025

83


regulations such as carbon border taxes. In this way, we aim to

optimize costs while fulfilling our environmental responsibilities.”

A SUSTAINABILITY MODEL THAT LOOKS

BEYOND TODAY

Are we ready for the future? Do you believe

Türkiye’s textile sector is moving fast enough in

AI, sustainability, and digital transformation?

What role is Yeşim Group playing in this

process?

“While the textile industry has made significant progress in

artificial intelligence and digitalization, it is difficult to say that it

has fully realized its potential. At Yeşim Group, we have adopted

a proactive approach to this process. For the past two years, we

have been working on automation projects at our facilities in

Egypt and focusing on future-oriented production technologies.

Additionally, we have established a strong R&D infrastructure for

developing environmentally friendly and sustainable products. By

the end of 2024, our R&D expenditures accounted for 1.5% of our

revenue. During the same period, we ran 18 active R&D projects

and increased employment in this area to 48 people. Among the

innovative products we have developed are eco-friendly fabrics that

minimize chemical use, textiles made from bio-based raw materials,

and products with unique characteristics achieved through special

washing techniques. This perspective not only helps us improve our

internal processes but also allows us to develop practices that are

recognized as industry benchmarks. Through projects aligned with

our ‘sustainable future’ vision, we have achieved major successes.

Notably, in December, we were recognized in the inaugural

‘Türkiye EN-VERİM 100’ ranking conducted in cooperation with

the Ministry of Energy and Natural Resources and EYODER.

Our Bursa-based Almaxtex Tekstil plant made us proud with its

performance. Ranking 6th among companies that invested most in

energy audits, we demonstrated that our investments were not only

timely but also effective. All these achievements reflect a mindset

focused not just on today but on the future. Moreover, the inclusion

of our Co-CEO Selim Şankaya among ‘Türkiye’s 50 Sustainability

Leaders’ is an additional source of motivation, acknowledging our

long-standing commitment to sustainability.”

A ROBUST MODEL BUILT TODAY, DESIGNED

FOR TOMORROW

Would you like to add any final thoughts or

additional insights on these topics?

“At Yeşim Group, we are strengthening our sustainability strategies

under the European Green Deal. We are increasing our use of

renewable energy in production processes, minimizing water

consumption, and making systematic investments to reduce

our carbon footprint. Through these steps, we are reducing our

environmental impact and building a sustainable business model.

The future of the sector will be shaped by sustainable production,

skilled labor, and digital transformation. As long as we can combine

Türkiye’s advantages—such as quality, location, and production

strength—with this transformation, we can further strengthen our

position in global markets. Our products span a wide range of

applications, from apparel to home textiles. Thanks to our fully

integrated structure, we manage all processes from yarn to finished

product under one roof. This provides speed, flexibility, and cost

advantages in supply chain management. By offering end-to-end

solutions to our customers, we enhance both our brand’s and

Türkiye’s competitive power in global markets.”

Öncelikli alanlarımız arasında dijital dönüşüm, otomasyon, sürdürülebilirlik ve Ar-Ge

yatırımları yer alıyor. Özellikle karbon sınır vergisi gibi yeni regülasyonlara uyum

sağlamak amacıyla yeşil enerji ve çevre dostu teknolojilere yatırım yapıyoruz. Bu sayede,

maliyetleri optimize ederken çevresel sorumluluklarımızı da yerine getiriyoruz.”

YALNIZCA BUGÜNÜ DEĞIL YARINI DÜŞÜNEN

SÜRDÜRÜLEBILIRLIK MODELI

Geleceği yakalamak için hazır mıyız? Sizce Türk

tekstil sektörü yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve

dijital dönüşüm gibi alanlarda yeterince hızlı

hareket ediyor mu? Yeşim Grup bu dönüşüm

sürecinde nasıl bir rol üstleniyor?

“Tekstil sektörü, yapay zekâ ve dijitalleşme alanında önemli ilerlemeler kaydetmiş olsa

da hâlâ potansiyelinin tamamını yansıttığını söylemek zor. Bu süreçte Yeşim Grup

olarak proaktif bir yaklaşım benimsedik. Özellikle Mısır’daki üretim tesislerimizde,

son iki yıldır otomasyon projeleri üzerinde çalışıyor ve geleceğin üretim teknolojilerine

odaklanıyoruz.

Bununla birlikte, çevre dostu ve sürdürülebilir ürün geliştirme konusunda da güçlü

bir Ar-Ge altyapısı oluşturduk. 2024 yılı sonu itibarıyla Ar-Ge harcamalarımızın

ciromuzdaki payı %1,5 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde 18 aktif Ar-Ge projesi

yürütürken, bu alandaki istihdamımız da 48 kişiye ulaştı.

Bu çalışmalar neticesinde geliştirdiğimiz ürünler arasında; kimyasal kullanımını

minimize eden çevre dostu kumaşlar, biyobazlı hammaddelerden üretilen tekstiller ve

özel yıkama teknikleriyle farklılık yaratan ürünler yer almakta.

Bu bakış açısıyla yalnızca iç süreçlerimizi iyileştirmekle kalmıyor, aynı zamanda

sektörde örnek gösterilen uygulamalar geliştirmeye devam ediyoruz. “Sürdürülebilir

gelecek” hedefimiz doğrultusunda hayata geçirdiğimiz projelerle önemli başarılara

imza atıyoruz. Özellikle Aralık ayında, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

ile EYODER iş birliğinde ilk kez gerçekleştirilen “Türkiye EN-VERİM 100”

araştırmasında elde ettiğimiz dereceler, enerji verimliliğine verdiğimiz önemin somut bir

göstergesi oldu.

Yeşim Grup’un Bursa merkez fabrikası Almaxtex Tekstil, bu bağlamda sergilediği

performansla bizlere büyük bir gurur yaşattı. Enerji etüdüne en fazla yatırım yapan

firmalar arasında 6. sırada yer almamız, süreçlerimizi doğru yönettiğimizin ve

yaptığımız yatırımların ne denli isabetli olduğunun bir göstergesi niteliğinde.

Tüm bu başarılar, yalnızca bugünü değil, yarını da düşünen bir anlayışla hareket

etmemizin bir sonucu. Ayrıca, Co-CEO’muz Selim Şankaya’nın “Türkiye’nin 50

Sürdürülebilirlik Lideri” arasında yer alması, yıllardır kararlılıkla sürdürdüğümüz

sürdürülebilirlik çalışmalarının takdir edilmesi açısından bizler için ayrı bir

motivasyon kaynağı.”

BUGÜNDEN YARINA UZANAN

GÜÇLÜ BIR MODEL

Bu başlıkların dışında, önemine binaen eklemek

istediğiniz başka bir değerlendirme var mı?

“Yeşim Grup olarak Yeşil Mutabakat kapsamındaki sürdürülebilirlik stratejilerimizi

güçlendiriyoruz. Üretim süreçlerimizde yenilenebilir enerji kullanımını artırıyor, su

tüketimini minimize ediyor ve karbon ayak izimizi azaltmak için sistematik yatırımlar

yapıyoruz. Bu adımlar sayesinde çevresel etkilerimizi azaltarak, sürdürülebilir bir iş

modeli inşa ediyoruz.

Sektörün geleceği, sürdürülebilir üretim, nitelikli iş gücü ve dijital dönüşümle

şekillenecek. Türkiye’nin sahip olduğu kalite, lokasyon ve üretim gücü gibi avantajları,

bu dönüşümle birleştirebildiğimiz sürece küresel pazardaki konumumuzu daha da

güçlendirebiliriz.

Ürünlerimiz; hazır giyimden ev tekstiline kadar geniş bir kullanım alanına sahip. Tam

entegre yapımız sayesinde iplikten mamul ürüne kadar tüm süreçleri tek çatı altında

yönetiyoruz. Bu da tedarik zinciri yönetiminde hız, esneklik ve maliyet avantajı sağlıyor.

Müşterilerimize uçtan uca çözümler sunarak hem markamızın hem de Türkiye’nin

küresel pazardaki rekabet gücünü artırıyoruz.”

84 June Haziran 2025



Staying strong amid challenges:

Strategic moves from the turkish

textile machinery industry

Zorluklara rağmen güçlü kalıyoruz: Türk tekstil

makine sektöründen stratejik hamleler

TEMSAD Chairman Adil Nalbant shares

key insights on sustainability, export

strategies, financing obstacles, and global

competitiveness. TEMSAD Chairman

Adil Nalbant emphasizes the necessity

of strategic thinking and collective

transformation as he analyzes the textile

machinery sector under the shadow of

global turbulence and domestic challenges:

“What we need most is strategic thinking

and a united transformation.”

TEMSAD Başkanı Adil Nalbant, küresel

dalgalanmaların ve iç dinamiklerin

etkilediği Türk tekstil makine sektörünü

değerlendirirken sürdürülebilirlikten ihracat

stratejilerine, finansman zorluklarından

uluslararası rekabet gücüne kadar sektörün

geleceğine yön veren kritik başlıklarda

önemli mesajlar veriyor: “Stratejik akıl ve

birlikte dönüşüm en büyük ihtiyacımız.”

TEMSAD Chairman Adil Nalbant offers an in-depth analysis of

the textile and textile machinery sectors, evaluating the impact

of global economic stagnation and Turkey’s internal structural

issues. Despite ongoing difficulties, the transformation of the textile

sector—one of the main drivers of Turkish industry—along with rising

export figures and sustainability-centered developments, offers hope for

the future.

Global pressures and internal dynamics:

Disruptive forces

“Wars in different parts of the world and global economic contraction

are not just macroeconomic issues—they directly impact our sector,”

says Nalbant. He points out that loss of production and employment

in Turkey’s textile industry weakens the sector’s primary customer

base. Factors such as exchange rate pressures, soaring costs, and

Europe’s drive for market diversification have cornered Turkish textile

producers. Nalbant emphasizes that rising costs and difficulties in

accessing financing have significantly reduced textile and ready-to-wear

production capacities in Turkey, noting the relocation of manufacturing

facilities abroad—especially to Egypt—as clear evidence.

The textile industry cannot be replaced—but it

needs smart strategy

“The textile industry is one of this country’s deeply rooted sectors—

it cannot simply vanish,” says Nalbant, underlining its strategic

importance. He highlights the rise of technical textiles in export figures,

contrasted by declines in woven and knitted fabrics. “Just as the defense

industry is indispensable to our nation, so too is the textile industry,” he

says, stressing the need for innovative strategies to revitalize the sector.

TEMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Adil Nalbant, hem küresel ekonomik

sıkışıklıkların hem de Türkiye’ye özgü yapısal sorunların gölgesinde

tekstil ve tekstil makineleri sektörünü detaylı bir şekilde analiz etti. Türk

sanayisinin lokomotiflerinden biri olan tekstil sektörünün geçirdiği değişim, ihracat

rakamlarındaki yükseliş ve sürdürülebilirlik odaklı dönüşüm çabaları, sektörün

geleceği açısından umut vaat ediyor.

Küresel baskılar ve içsel dinamikler: Sektörü

sarsan etkenler

“Dünyanın farklı noktalarında yaşanan savaşlar ve global ekonomik daralma

yalnızca makroekonomiyi değil, sektörümüzü de doğrudan etkiledi. Özellikle

tekstil sanayimizdeki üretim ve istihdam kayıpları, sektörümüz açısından en

önemli müşteri grubunun zayıflamasına yol açtı,” diyen Nalbant, yüksek kur,

artan maliyetler ve Avrupa’nın pazar çeşitliliğini artırması gibi unsurların Türk

tekstil sektörünü köşeye sıkıştırdığına dikkat çekiyor. Maliyet baskısı ve finansman

erişimindeki zorlukların, Türkiye’deki tekstil ve hazır giyim üretim kapasitesini

düşürdüğünü söyleyen Nalbant, son dönemde başta Mısır olmak üzere yurtdışına

taşınan üretim tesislerinin bu durumun en somut göstergesi olduğunu belirtiyor.

86 June Haziran 2025


Tekstil bitmez, ancak akılcı stratejiler şart

“Tekstil sektörü bu ülkenin köklerinden biridir; bitmesi mümkün değildir,”

diyerek sektörün stratejik önemini vurgulayan Nalbant, teknik tekstillerin

ihracatta öne çıktığını, dokuma ve örme kumaşların ise gerilediğini ifade ediyor.

“Savunma sanayisi bizim için ne kadar vazgeçilmezse, tekstil de aynı şekilde

vazgeçilmezdir,” diyen Nalbant, sektörün yenilikçi çözümlerle yeniden güç

kazanması gerektiğini vurguluyor.

İhracat artıyor, odağımızda global pazarlar var

Export is growing—global markets are our focus

Despite contraction in the domestic market, Nalbant states that exportdriven

strategies are delivering results: “In 2024, we increased our

exports by 20%, reaching $995 million. Our influence in markets like

Egypt, Russia, and South America continues to grow.”

He adds that dyeing and finishing machines make up 70% of exports,

thanks to their globally competitive quality and performance. For the

first three months of 2025, exports grew by an additional 13%, with

second-hand machinery sales contributing significantly to this growth.

Strategic position in global trade: Turkey ranks

among the top 10

Turkey holds a 3% share in the global textile machinery exports,

amounting to $28 billion annually, and ranks 7th among exporting

countries. China, Germany, and Japan occupy the top spots. Meanwhile,

a 21% drop in Turkey’s textile machinery imports to $1.5 billion

highlights the contraction of the domestic market.

Sustainability and green transformation: A shift

in vision

“Green transformation is no longer a choice—it’s a necessity,” says

Nalbant. He notes that TEMSAD has taken several steps in this

direction: “Last year, we held a joint consultation meeting with the

Turkish Exporters Assembly (TİM), where 25 member companies

presented their sustainability-driven innovations.”

Nalbant also shares that Turkish textile machinery manufacturers

are actively working to integrate into INDITEX’s sustainable supply

platform, emphasizing that such collaborations will increase in the

future.

Policy support: New ıncentives for domestic

production

Through ongoing cooperation with the Ministry of Industry and

Technology, TEMSAD secured investment incentives for strategic

product groups like dyeing and finishing machines to encourage

domestic sourcing. Nalbant confirms efforts to expand this product list

and calls for increased import tariffs to counter growing pressure from

China. He states that these demands will soon be submitted to the

Ministry of Trade.

Sektördeki daralmaya rağmen ihracat odaklı büyüme stratejilerinin sonuç

verdiğini belirten Nalbant, “2024’te ihracatımızı %20 artırarak 995 milyon

dolara ulaştırdık. Mısır, Rusya ve Güney Amerika gibi pazarlardaki etkimiz

güçleniyor,” diyor. İhracatın %70’ini boya apre makinelerinin oluşturduğunu

ifade eden Nalbant, bu alandaki kalite ve rekabet gücünün dünya genelinde Türk

makinelerini öne çıkardığını belirtiyor. 2025’in ilk üç ayında ihracattaki artışın

%13’e ulaştığını da aktaran Nalbant, ikinci el makinelerin bu artışta etkili

olduğuna dikkat çekiyor.

Dış ticarette stratejik konum: Türkiye ilk 10’da

Dünya genelinde yıllık yaklaşık 28 milyar dolarlık tekstil makine ihracatında

Türkiye’nin %3’lük bir pay aldığını ve 7. sırada yer aldığını belirten Nalbant,

Çin, Almanya, Japonya gibi ülkelerin ön sıralarda olduğunu hatırlatıyor.

Öte yandan ithalatın %21 düşerek 1,5 milyar dolara gerilemesi, iç pazarın

daralmasının açık bir göstergesi.

Sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm: Vizyon

değişiyor

“Yeşil dönüşüm artık bir tercih değil zorunluluk,” diyen Nalbant, TEMSAD

olarak bu alandaki katkılarını da paylaşıyor: “Geçtiğimiz yıl TİM ile ortak bir

istişare toplantısı düzenledik, 25 üyemizin sürdürülebilirlik odaklı yeniliklerini

kamuoyuna sunduk.” INDITEX’in sürdürülebilir tedarik platformuna Türk

makinelerinin entegrasyonu için de aktif rol aldıklarını belirten Nalbant, bu tür iş

birliklerinin artarak süreceğini ifade ediyor.

Politika desteği: Yerli üretim için yeni teşvikler

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yürütülen çalışmalar sonucunda, boya apre

makineleri gibi stratejik ürünlerde yerli tercihlerin yatırım teşvik belgeleriyle

desteklenmesini sağladıklarını anlatan Nalbant, bu listenin genişletilmesi için

de çalışmalara devam ettiklerini belirtiyor. Ayrıca, Çin baskısına karşı ithalat

vergilerinin artırılması gerektiğini vurgulayan Nalbant, bu taleplerini Ticaret

Bakanlığı’na ileteceklerini belirtiyor.

Yeni dönem için ortak akıl şart

Sözlerini, tekstil sanayisinin tüm paydaşlarını bir araya getirecek bir çalıştay

çağrısıyla sonlandıran Nalbant: “Ülkemizin tekstil sanayisi, bilinçli ve

stratejik bir dönüşüme muhtaç. Bu süreçte biz tekstil makine üreticilerine düşen

sorumluluğun farkındayız. Ancak bu değişim, tüm paydaşların ortak aklıyla

mümkün olacaktır.”

Collective wisdom is the key to a new era

Nalbant concludes with a call to action: “Turkey’s textile industry

urgently needs a conscious and strategic transformation. As textile

machinery manufacturers, we are fully aware of our responsibility in

this process. But real change can only be achieved through the collective

wisdom of all stakeholders.”

June Haziran 2025

87


“The key to transformation:

Local resources and collective vision”

“Dönüşümün anahtarı: Yerli ham

madde ve ortak akıl”

Ömer Ünsal, Chairman of the Board at

Tekay Kimya, clearly outlines the structural

problems currently facing the Turkish

textile industry and proposes strategic

solutions. According to Ünsal, prioritizing

domestic cotton and polyester production,

adopting environmentally friendly

production as a professional responsibility,

and strengthening public-private

cooperation are the fundamental steps that

will shape the future of the sector.

Tekay Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Ömer

Ünsal, Türk tekstil sanayisinin mevcut

yapısal sorunlarını ve çıkış rotalarını net

biçimde ortaya koyuyor. Ünsal’a göre; yerli

pamuk ve polyester üretiminin stratejik

öncelik haline gelmesi, çevreye duyarlı

üretimin mesleki bir sorumluluk olarak

benimsenmesi ve kamu-özel sektör

iş birliğinin güçlendirilmesi, sektörün

geleceğini şekillendirecek temel adımlardır.

As Textile & Technical, we interviewed Tekay Kimya Chairman

Ömer Ünsal as part of our special feature shedding light on

the current state and future of the Turkish textile industry. We

discussed a wide range of topics from overcoming sectoral bottlenecks to

environmental responsibility.

The Turkish textile industry has been going

through a challenging period in recent years.

In your opinion, how should this process be

managed? What should be the priority areas for

solutions?

“First and foremost, we need a solution-oriented approach that

acknowledges the evolution of the textile industry. Textile is not limited

to apparel—it feeds many sectors from automotive to construction

and footwear. This makes it strategically important. At the core of

today’s problems lies raw material supply. Cotton is a strategic product

for Turkey. A comprehensive program is needed to support cotton

production and reduce costs. Likewise, synthetic fiber production, such

as polyester, must be addressed. Additionally, access to finance should

be made easier so that companies can balance labor costs and continue

production. Businesses are currently experiencing serious capital

constraints, which is hindering growth.”

Considering global developments, what is your

view on overseas investments in our sector?

“The trade tension between the U.S. and China presents opportunities

for the EU to diversify production. Our textile and ready-wear sector

can strategically position itself by calmly tracking global trends. In

past crises, Europe continued to buy products, but demand has since

declined. Globally, the textile industry is now experiencing its toughest

period, which brings with it the risk of contraction. Some suggest Egypt

as an attractive investment destination, but investing there contributes

little to our country. In fact, products made there are sold more cheaply

Tekstil & Teknik olarak, Türk tekstil sektörünün mevcut durumuna ve

geleceğine ışık tutacak özel dosyamız kapsamında Tekay Kimya Yönetim

Kurulu Başkanı Ömer Ünsal ile görüştük. Sektörel darboğazdan çıkış

yollarından çevresel sorumluluğa kadar birçok konuyu ele aldık.

Türk tekstil sektörü son yıllarda oldukça zorlu bir

süreçten geçiyor. Sizce bu süreç nasıl yönetilmeli?

Öncelikli çözüm alanları neler olmalı?

“Öncelikle tekstilin nereden nereye geldiğini görerek çözüm odaklı bir yaklaşım

benimsemeliyiz. Tekstil yalnızca konfeksiyon değil; otomotivden inşaata,

ayakkabıya kadar birçok sektörü besleyen bir alandır. Bu sebeple stratejik önemi

büyük. Bugünkü sorunların temelinde ham madde temini yer alıyor. Türkiye için

pamuk stratejik bir üründür. Ciddi bir programla pamuk üretiminin desteklenmesi

ve maliyetlerin düşürülmesi gerekiyor. Aynı şekilde polyester gibi sentetik elyaf

üretimi de ele alınmalı. Ayrıca, firmaların işçilik maliyetlerini dengeleyebilmesi

ve üretime devam edebilmesi için finansmana erişim kolaylaştırılmalı. Şu anda

işletmeler ciddi bir sermaye dar boğazı içinde. Bu da büyümeyi engelliyor.”

88 June Haziran 2025


Dünyadaki gelişmeleri

dikkate alarak,

sektörümüzün yurtdışı

yatırımları hakkında neler

söylemek istersiniz?

than those produced in Turkey—there is a ‘country price’ reality. The

solution, in my opinion, lies in finance. Businesses lack sufficient working

capital. The reason is simple: A product that used to cost 1 lira now

costs much more in a short time, but sales prices have remained the

same or even decreased. This triggered the capital bottleneck, which

worsened with rising interest rates and limited access to loans. As a

result, companies have been dragged into very difficult circumstances.

Exchange rate volatility has further complicated things for exporters,

and obtaining credit has become increasingly difficult.”

How does your company differentiate itself

in this increasingly competitive global

environment?

“At Tekay Kimya, our differentiation strategy is built on developing

innovative products, targeting new markets, and offering sustainable

solutions. We also focus on creating new pricing models based on cost

analysis and providing customized solutions for our clients. Competition

today is no longer just about price—it’s also about value and

environmental responsibility.”

Topics like sustainability, digitalization, and

artificial intelligence are now central to the

agenda. Can the Turkish textile industry keep up

with this transformation?

“If we want to catch up with the future, employers and the public

sector must act together. Self-serving mindsets are no longer sustainable.

Environmentally responsible production is not a choice anymore—it’s

a professional obligation. Education plays a major role in this regard.

The Ministry’s initiatives targeting technical high schools are promising.

Since Minister of Industry and Technology Mr. Fatih Kaçır took office,

there has been renewed momentum to develop and expand technical

schools. This is essential for the continuity of businesses. Looking at

developed countries, Germany is a prime example (I won’t go into more

detail). We must guide future generations toward high value-added and

technologically advanced products. We need to further strengthen our

capabilities in education, branding, design, R&D, and sustainability.

Goals should include developing innovative products, targeting new

market routes, identifying new customer groups, and creating new

pricing models through cost analysis.”

“Amerika – Çin arasındaki ticari çekişme

bize AB de yeni bir üretim çeşitlemesi

yapılabilir, tekstil ve hazır giyim Stres

yapmadan piyasadaki ve Dünyadaki

hareketleri takip ederek ona göre pozisyon

alabilir. Daha önceki senelerde yaşanmış

zorluklarda Avrupa ürün alıyordu. Şimdi

bu geriledi, tekstil globalde en zor dönemi

yaşıyor, bu da küçülme riskini doğuruyor.

Bazı kesimler Mısır’ı daha cazip göstererek

orada yatırım yapmak ülkemize fazla bir şey katmaz. Kaldı ki orada üretilen

ürün fiyatları ülkemizde üretilenden daha ucuza satılmaktadır. Yani ülke fiyatı

vardır. Bunun çözümü bana göre finansmanda yatmaktadır. İşletme sermayeleri

yetmiyor. Sebep çok basit. Bir liraya mal olan ürün bir liranın üzerine çok kısa

sürede mal oldu. Satış fiyatı eski oranda kaldı ve kısmen düşüş oldu. İşte sermaye

dar boğazı böylece başladı ve büyüyor, buna bankalardan erişilemeyen yüksek

faiz dahil oldu. Böylece işletmeler çok zor bir duruma sürüklendi. Kur hareketleri

eklenince ihracatçının bu boşlukları kapatma durumu zorlaştı. Ayrıca krediye

ulaşmak çok zor bir döneme girdi.”

Küresel rekabetin arttığı bu dönemde, firmanız

nasıl bir farklılaşma stratejisi izliyor?

“Biz Tekay Kimya olarak farklılaşmayı; yenilikçi ürünler geliştirmek, yeni

pazarlar hedeflemek ve sürdürülebilir çözümler üretmek üzerine kurduk. Aynı

zamanda, maliyet analizlerine dayalı yeni fiyatlama modelleri oluşturmayı ve

müşterilerimize özel çözümler sunmayı önemsiyoruz. Rekabet artık sadece fiyatla

değil, değerle ve çevreye duyarlılıkla da şekilleniyor.”

Sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve yapay zekâ

gibi konular gündemin merkezinde. Türk tekstil

sektörü bu dönüşüme ayak uydurabiliyor mu?

“Geleceği yakalamak istiyorsak işverenler ve kamu birlikte hareket etmek zorunda.

Sadece kendi çıkarını gözeten anlayışlar artık sürdürülebilir değil. Çevreye duyarlı

üretim artık bir tercih değil, mesleki bir sorumluluk. Bu konuda eğitimin rolü çok

büyük. Bakanlığımızın teknik liselere yönelik çalışmaları umut verici. Sanayi ve

Teknoloji Bakanımız Fatih Kaçır bey göreve başladığından beri teknik liselerin

( sanat okulları) geliştirilmesi ve çoğaltılması için çok büyük çabası ile yeni bir

ivme kazandı. Çünkü işletmelerin devamlılığı buna bağlıdır. Gelişmiş ülkeler

incelendiğinde Almanya buna bir örnektir (daha detaya girmek istemiyorum).

Gelecek nesilleri yüksek katma değerli ve üretimi zor ürünlere yönlendirmek

zorundayız. Eğitim, markalaşma, tasarım, Ar-Ge ve sürdürülebilirlik alanlarında

daha da güçlenmemiz gerekiyor. Yenilikçi ürün geliştirmek, pazarda yeni rotalar

hedeflemek, yeni müşteri gurupları oluşturmak, yeni fiyatlama modelleri ile maliyet

analizleri yapmak hedefler içinde olmalıdır.”

June Haziran 2025

89


Innovative technology for a

sustainable future: An exemplary

vision from Canlar Mekatronik

Yenilikçi teknoloji, sürdürülebilir gelecek:

Canlar Mekatronik’ten sektöre örnek vizyon

Kaan Çakıcı, Board Member of Canlar

Mekatronik, shares powerful insights on

sustainability, digitalization, domestic

manufacturing, and global competition

in the textile machinery sector: “We are

working tirelessly to keep pace with the

future and continue investing to prove that

we are even ahead of Europe.”

Canlar Mekatronik Yönetim Kurulu Üyesi

Kaan Çakıcı, tekstil makine sektöründe

sürdürülebilirlikten dijitalleşmeye, yerli

üretimden küresel rekabete kadar pek çok

başlıkta güçlü mesajlar verdi: “Geleceği

yakalamak için durmaksızın çalışıyor,

Avrupa’nın bile önünde olduğumuzu

göstermek için yatırımlarımıza hız

kesmeden devam ediyoruz.”

As Tekstil & Teknik, we spoke with Kaan Çakıcı, Board Member

of Canlar Mekatronik, as part of our special report shedding

light on the current state and future of the Turkish textile

industry. Our conversation covered a wide range of topics, from

overcoming sectoral bottlenecks to environmental responsibility, energy

efficiency, and digital transformation.

Tekstil & Teknik olarak, Türk tekstil sektörünün mevcut durumuna ve

geleceğine ışık tutacak özel dosyamız kapsamında Canlar Mekatronik

Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Çakıcı ile görüştük. Sektörel darboğazdan

çıkış yollarından çevresel sorumluluğa, enerji verimliliğinden dijital dönüşüme

kadar birçok konuyu ele aldık.

90 June Haziran 2025


How do you evaluate the challenging period the

Turkish textile industry is going through? In

your opinion, what kind of steps should be taken

to overcome this impasse, and which solutions

should be prioritized?

“The Turkish textile machinery sector holds a competitive position

on a global scale. However, providing more support to machinery

manufacturers is crucial for the sustainability of the sector. The

textile industry should give greater support to domestic machinery

producers. At Canlar Mekatronik, our manufacturing approach aligns

with international quality and standards, placing us ahead of many

European competitors. We believe all players in the textile sector must

take ownership of domestic production. Additionally, regulations

surrounding the import of used machinery pose a barrier to the

development of our machinery industry. Therefore, stricter standards

that consider performance, energy, and water consumption should be

implemented.”

Türk tekstil sektörünün içinden geçtiği zorlu

süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce sektörün

bu çıkmazdan çıkışı için ne tür adımlar atılmalı,

hangi çözüm yolları öncelikli olmalı?

“Türkiye tekstil makineleri sektörü, dünya genelinde rekabetçi bir konuma sahip.

Ancak makine üreticilerinin daha fazla desteklenmesi, sektörün sürdürülebilirliği

açısından büyük önem taşıyor. Tekstil sektörü, yerli makine imalatçılarına daha

fazla destek vermeli. Bizler Canlar Mekatronik olarak, uluslararası kalite ve

standartlara uygun üretim anlayışımızla, Avrupalı rakiplerimizin çoğunun önünde

yer alıyoruz. Bu noktada, tekstil sektöründeki tüm oyuncuların yerli üretime sahip

çıkması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca, kullanılmış makine ithalatına yönelik

düzenlemeler de makine sanayimizin gelişiminin önünde bir engel. Bu nedenle

performans, enerji ve su tüketimi gibi kriterlerin gözetildiği daha sıkı standartlar

getirilmesi gerekiyor.”

In a time of rapidly increasing global

competition, what are your company’s strategies

for differentiation? In which areas are you

investing to stand out?

“At Canlar Mekatronik, we offer a broad production range in the

field of fabric dyeing and finishing machines. We export 60% of our

production and manufacture around 500 machines annually in our

30,000-square-meter facility. Through our R&D investments, we

minimize energy, water, and chemical consumption in our machines and

reduce our carbon emissions year by year. Four years ago, we installed

a solar panel system at our factory, allowing us to source a significant

portion of our energy from renewable sources. Our investments in this

area will continue to grow. Additionally, by participating in domestic and

international trade fairs and being featured in industry publications, we

are increasing our brand awareness.”

Are we ready to embrace the future? Do you

think the Turkish textile industry is moving fast

enough in areas such as artificial intelligence,

sustainability, and digital transformation?

“Innovation and digitalization are key components in keeping up

with the future. We have made significant progress in this regard.

To reduce our carbon footprint, we implement

sustainable solutions not only in our production

processes but also in our company vehicles and waste

management practices. We place great importance

on recycling processes. Moreover, we believe that

environmental responsibility should not rest solely

on producers—it must also be embraced by

public authorities and purchasing companies.

At Canlar Mekatronik, our goal is to

become one of the companies that

sets global standards by keeping

technology at the heart of what

we do.”

Küresel rekabetin hızla arttığı bu dönemde,

firmanızın farklılaşma stratejileri nelerdir?

Hangi alanlara yatırım yaparak öne çıkmayı

hedefliyorsunuz?

“Canlar Mekatronik olarak kumaş boyama ve finisaj makineleri alanında çok

geniş bir üretim yelpazemiz var. Üretimimizin yüzde 60’ını ihraç ediyoruz ve

30 bin metrekarelik tesisimizde yılda yaklaşık 500 makine üretiyoruz. Ar-Ge

yatırımlarımızla makinelerimizde enerji, su ve kimyasal kullanımını minimize

ediyor, karbon emisyonumuzu her yıl düşürüyoruz. Dört yıl önce fabrikamıza

kurduğumuz solar panel sistemi ile enerjimizin önemli bir kısmını yenilenebilir

kaynaklardan sağlıyoruz. Bu alandaki yatırımlarımız artarak sürecek. Ayrıca

hem yurtiçi hem yurtdışında sektörel fuarlara katılarak ve sektörel dergilerde yer

alarak marka bilinirliğimizi artırıyoruz.”

Geleceği yakalamak için hazır mıyız? Sizce Türk

tekstil sektörü yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve

dijital dönüşüm gibi alanlarda yeterince hızlı

hareket ediyor mu?

“Geleceği yakalamak için inovasyon ve dijitalleşme en önemli unsurlar arasında.

Biz bu doğrultuda ciddi ilerlemeler kaydettik. Karbon ayak izimizi azaltmak için

sadece üretim süreçlerimizde değil, şirket araçlarımızdan atık yönetimimize kadar

her alanda sürdürülebilir çözümler uyguluyoruz. Geri dönüşüm süreçlerine büyük

önem veriyoruz. Ayrıca, sektör genelinde sadece üreticilerin değil, kamu otoriteleri

ve alıcı firmaların da çevresel sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğine

inanıyoruz. Canlar Mekatronik olarak teknolojiyi odağımıza alarak, dünya

standartlarını belirleyen firmalardan biri olmayı hedefliyoruz.”

June Haziran 2025

91


“Flexibility, innovation and

sustainability: The resilience

formula of Turkish Textile”

“Esneklik, yenilik ve sürdürülebilirlik: Türk

tekstil sektörünün direnç formülü”

Despite challenges such as rising energy

costs, shrinking domestic demand and

global competition, the Turkish textile

industry is taking strong steps in areas

such as technical expertise, sustainability

and digital transformation.

Enerji maliyetleri, daralan iç pazar ve

küresel rekabet gibi zorluklara rağmen;

teknik uzmanlık, sürdürülebilirlik ve dijital

dönüşüm ekseninde güçlü adımlar atan Türk

tekstil sektörü, geleceğe umutla bakıyor.

As part of our special “Sector Outlook” report for the June

2025 issue, we spoke with leading industry representatives to

gain insights into the current state and future of the Turkish

textile industry. According to the firm representative, the sector faces

multifaceted pressures, including global economic fluctuations, rising

energy costs and difficulties in accessing finance. However, Turkey’s

strengths—such as flexible production capabilities, skilled workforce and

proximity to Europe—are seen as significant advantages in overcoming

these challenges.

Haziran 2025 sayımız için özel olarak hazırladığımız “Sektör

Değerlendirmeleri” dosyamız kapsamında görüştüğümüz sektör

temsilcileri, Türk tekstil sektörünün mevcut durumu ve geleceğine dair

önemli tespitlerde bulundu. Sektörün karşı karşıya olduğu zorlukları çok boyutlu

olarak değerlendiren firma temsilcisi, özellikle küresel ekonomik dalgalanmalar,

enerji maliyetlerindeki artış ve finansmana erişim sorunlarına dikkat çekti. Ancak

Türkiye’nin esnek üretim kabiliyeti, kalifiye insan kaynağı ve Avrupa pazarına

yakınlığı gibi avantajlarının bu zorlukları aşmada önemli rol oynayacağını

vurguladı.

92 June Haziran 2025


The roadmap for overcoming the crisis includes a focus on high valueadded

production, branding and diversification in export markets.

Simplifying government incentives and enhancing the effectiveness of

R&D and design centers are also seen as critical steps to strengthen the

sector’s resilience.

The company positions its differentiation strategy on technical expertise,

sustainable chemicals, technical textiles and customer-oriented R&D

solutions. Investments are primarily focused on next-generation raw

materials, digital production systems and international collaborations.

Regarding readiness for the future, the sector is determined, but it’s

noted that SMEs are adapting more slowly than larger companies

in areas like AI, sustainability and digital transformation. A more

systematic and widespread transformation is needed to remain

competitive in global markets.

Sektörden çıkışın yol haritasında ise katma değerli üretim, markalaşma ve ihracat

pazarlarında çeşitlenme ön planda. Devlet desteklerinin sadeleştirilmesi, Ar-Ge

ve tasarım merkezlerinin daha etkin çalışması da sektörün direncini artıracak

başlıklar arasında yer alıyor.

Firma, kendi farklılaşma stratejilerini teknik uzmanlık, sürdürülebilir

kimyasallar, teknik tekstiller ve müşteri odaklı Ar-Ge çözümleri üzerine

kurmuş durumda. Özellikle yeni nesil hammaddeler, dijital üretim sistemleri ve

uluslararası iş birlikleri öncelikli yatırım alanları arasında.

Geleceğe hazırlık konusunda ise sektörün kararlı olduğu, ancak hız konusunda

KOBİ’lerin büyük firmalara kıyasla daha yavaş hareket ettiği ifade edildi. Yapay

zekâ, sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm gibi alanlarda daha sistematik ve yaygın

bir dönüşüm gerektiği vurgulandı.

June Haziran 2025

93


Enhanced Rieter Autoconer

Performance with Winding

Upgrades

Bobinleme Modernizasyonu ile Gelişmiş

Rieter Autoconer Performansı

Rieter offers upgrades for existing

winding machines, incorporating the latest

features from the Autoconer X6. These

upgrades enable significant improvements

in machine efficiency, energy savings

and package quality, ensuring a more

economical and sustainable production

process.

Rieter mevcut bobin makinaları için

Autoconer X6’nın en yeni özelliklerini

içeren modernizasyonlar sunar. Bu

modernizasyonlar makina verimliliğinde,

enerji tasarrufunda ve bobin kalitesinde

önemli iyileştirmeler sağlayarak daha

ekonomik ve sürdürülebilir bir üretim

sürecini garanti eder.

Fig.1: The latest Autoconer X6 features are available as upgrade and improve efficiency and conversion cost.

Şek. 1: En yeni Autoconer X6 özellikleri modernizasyon olarak mevcuttur ve verimliliği ve dönüştürme maliyetini iyileştirir

Winding machines are the final quality assurance in the

spinning process. They produce process-optimized packages,

which are the key to high performance of subsequent process

steps. Continuous technical and technological advancements are pivotal

in maintaining efficiency and competitiveness. To optimize winding

operations, the latest innovations from the Rieter winding machine

Autoconer X6 (Fig.1) are now available as upgrades and retrofits for

existing machines. These enhancements significantly boost efficiency,

reliability and sustainability, ensuring that winding machines continue to

perform at their best.

Bobin makinaları, eğirme prosesinde nihai kalite güvence adımıdır.

Süreçlere uygun şekilde optimize edilmiş bobinler üretirler ve bu bobinler,

sonraki üretim adımlarının yüksek performansla çalışabilmesinin

anahtarıdır. Verimlilik ve rekabet gücünü koruyabilmek için sürekli teknik ve

teknolojik gelişmeler kritik öneme sahiptir. Bobinleme işlemlerini optimize etmek

amacıyla, Rieter’in Autoconer X6 bobin makinasına ait en son yenilikler (Şekil

1), artık mevcut makinalar için modernizasyon ve retrofit seçenekleri olarak

sunulmaktadır. Bu iyileştirmeler, verimlilik, güvenilirlik ve sürdürülebilirlik

açısından ciddi artışlar sağlayarak bobin makinalarının en üst düzeyde

performans göstermeye devam etmesini sağlar.

94 June Haziran 2025


Fig.2: The flow-optimized, aerodynamically designed suction nozzle reduces energy consumption up to 17%.

Şek.2: Akışı optimize edilmiş, aerodinamik olarak tasarlanmış emiş düzesi enerji tüketimini %17’ye varan oranda azaltır.

Key winding upgrades for enhanced machine

performance

Rieter has developed a range of upgrade and retrofit solutions

designed to increase machine efficiency and performance. Key

upgrades include the suction nozzle, the Smartjet power nozzle,

the valve block and the open prism.

Optimized suction nozzle enables up to 17%

energy savings

The flow-optimized, aerodynamically designed suction nozzle

ensures efficient air guidance (Fig. 2). This design enables

effective upper yarn pickup even at reduced suction pressure,

leading to lower energy consumption and improved operational

efficiency. Field test results have shown energy savings of up to

17% with the installation of the new suction nozzle, with a return

on investment achieved in less than 16 months.

Makina performansının iyileştirilmesi için önemli

modernizasyon çalışmaları

Rieter, makina verimliliğini ve performansını artırmak için geliştirilmiş çeşitli

modernizasyon ve retrofit çözümleri geliştirmiştir. Önemli modernizasyon arasında

emiş düzesi, Smartjet güç düzesi, valf bloğu ve açık prizma bulunmaktadır.

Optimize edilmiş emiş düzesi %17’ye varan enerji

tasarrufu sağlamaktadır

Akış optimizasyonuna sahip, aerodinamik tasarımlı emiş düzesi verimli hava

yönlendirmesi sağlar (Şekil 2). Bu tasarım, düşük emiş basıncında dahi etkin üst

iplik yakalaması sağlayarak daha düşük enerji tüketimi ve daha iyi operasyonel

verimlilik sağlar. Saha test sonuçları, yeni emiş memesi kurulumu ile %17’ye

varan enerji tasarrufu sağlandığını ve yatırımın geri dönüşünün 16 aydan kısa

sürede gerçekleştiğini göstermiştir.

Smartjet ile makina verimliliği %3 oranında artar

Machine efficiency rises by up to 3% with

Smartjet

Installed on the package doffer, Smartjet (Fig.3) enhances the

efficiency of upper yarn search by significantly increasing the

success rate of yarn pick-up during the winding cycle. The effort

required for manual upper yarn searching thus fell by around

50% to 80%. This improves overall process reliability and

reduces machine stoppages. Customer studies have shown that

the Smartjet upgrade can boost machine efficiency by up to 3%.

Up to 30% reduced maintenance cost with valve

block

The improved white splicing valve block (Fig.4) increases process

reliability during splicing. This provides a longer lifetime thanks

to its updated design and material compared to the already

Fig.3: The Smartjet upgrade installed on the doffer helps to improve the machine

efficiency by up to 3%.

Şek.3: Dofere takılan Smartjet modernizasyonu, makina verimliliğini %3’e varan oranda

artırmaya yardımcı olur.

June Haziran 2025

95


Bobin doferine monte edilen Smartjet (Şekil 3), sarım döngüsü sırasında

iplik ucu yakalama başarı oranını önemli ölçüde artırarak üst iplik arama

verimliliğini iyileştirir. Böylece manuel olarak üst iplik aramadaki iş

gücü kaybı yaklaşık olarak %50 ila %80 oranında azaltılır. Bu, genel

proses güvenilirliğini artırır ve makina duruş sürelerini azaltır. Müşteri

araştırmaları, Smartjet yükseltmesinin makina verimliliğini %3’e varan

oranda artırabildiğini göstermiştir.

Valf bloğuyla %30’a kadar daha düşük bakım

maliyeti

Geliştirilmiş beyaz splays valf bloğu (Şekil 4) ekleme sırasında proses

güvenilirliğini artırır. Bu, mevcut siyah-beyaz valf bloğuyla kıyaslandığında

geliştirilmiş tasarımı ve malzemesi sayesinde daha uzun bir kullanım ömrü

sağlar. Ayrıca, tespit edilemeyen basınçlı hava kaybı riskini de azaltır.

Araştırmalar, yeni valf bloğunun bakım maliyetlerini %30’a kadar

düşürmeye yardımcı olduğunu göstermektedir.

Geliştirilmiş ekleme ve açık prizmalarla daha

kolay çalışma

Fig.4: New improved valve block reduces maintenance costs by up to 30%.

Şek.4: Yeni geliştirilmiş valf bloğuyla bakım maliyetleri %30’a varan oranda azaltılmaktadır.

existing black and white valve block. In addition, it reduces the

risk of undetected compressed air loss. The study shows that the

new valve block helps reduce maintenance costs by up to 30%.

Improved splices and simplified operation with

open prisms

With the latest innovation, the open prism splice technology (Fig.5) using

the prisms OZ1, OZ2 and OS, customers benefit from improvements

in the splice process and splice quality. This upgrade enables spinning

mills to handle a wider range of yarn counts with ease. Additionally, all

splicing parameters can be set centrally by the operator with just a few

clicks, ensuring consistent quality and simplified operation.

En son yenilik olan ve OZ1, OZ2 ve OS prizmalarını kullanan açık

prizma ekleme teknolojisi (Şek. 5) ile müşteriler ekleme prosesinde ve ekleme

kalitesinde iyileştirmelerden faydalanır. Bu modernizasyon, iplikhanelerin

daha geniş iplik numara aralığında kolay bir şekilde çalışmasını mümkün

kılar. Ayrıca tüm ekleme parametreleri operatör tarafından yalnızca birkaç

tıklamayla merkezi olarak ayarlanabilir ve böylece sürdürülebilir kalite ve

daha kolay bir operasyon sağlanır.

Bu modernizasyonlar, eskiyen makinaların oluşturduğu zorluklara çözüm

sunarken, iplikhaneler için geleceğe hazır çözümler sağlayarak genel

performansı artırır. Müşteriler, en son teknolojik modernizasyonları mevcut

bobin makinalarına entegre ederek daha yüksek üretkenlik, üstün bobin

kalitesi ve uygun maliyetli iş akışları elde edebilir.

Bu modernizasyonlar ve faydaları hakkında daha fazla ayrıntı için lütfen

QR kodunu taratın.

These upgrades provide future-ready solutions for spinning mills,

addressing the challenges of aging

machinery while improving overall

performance. By integrating stateof-the-art

technology upgrades into

existing winding machines, customers

can achieve higher productivity, superior

package quality and cost-effective

operations.

For more details on these upgrades and

their benefits, please scan the QR code.

Scan the QR code to explore the

winding upgrades and their benefit.

Bobinleme modernizasyonlarını ve

faydalarını keşfetmek için QR kodunu

taratın.

Fig.5: Open prism splice technology designed for universal use can cover a wider yarn count range.

Şek.5: Evrensel bir kullanım için tasarlanan açık prizma splays (ekleme) teknolojisi daha geniş bir iplik numarası aralığını kapsayabilir.

96 June Haziran 2025


Mussan İplik showcases its

commitment to quality-driven

production at Hometex 2025

Mükemmelliği iplik iplik işleyen Mussan İplik,

Hometex 2025’te kalite odaklı üretimini sergiledi

Since 1976, Mussan İplik has been a key player in nylon and

polyester yarn production. At the Hometex 2025 Fair, the

company shared its sustainability-based production philosophy,

high-quality standards, and customer-oriented approach with industry

professionals.

A production hub where color meets quality

Mussan İplik San. ve Tic. A.Ş. specializes in colored dyeing, twisting,

rewinding, and fancy yarn production in polyester and polyamide

(nylon) yarns. With its wide product range and unlimited color options,

the company serves a broad customer portfolio across sectors such as

home textiles, knitting, narrow weaving, labeling, and apparel. Mussan

İplik aims to be a trusted solution partner for all colored yarn needs,

securing a leading and respected position in its market.

A strong structure across three centers

The company’s main office and warehouse are located in Bayrampaşa,

Istanbul, operating within a 1,000 m² facility. To meet retail demand, a

800 m² retail store was launched in 2000 in Merter, Istanbul, offering

fast and expert service to knitting and narrow weaving companies in

Naylon ve polyester iplik üretiminde 1976’dan bu yana faaliyet gösteren

Mussan İplik, Hometex 2025 Fuarı’nda sürdürülebilirlik temelli

üretim anlayışını, yüksek kalite standartlarını ve müşteri odaklı

yaklaşımını sektör profesyonelleriyle paylaştı.

Renk ve kaliteyi buluşturan bir üretim merkezi

Polyester ve poliamid (naylon) ipliklerde renkli boyama, büküm, aktarma

ve fantezi iplik üretimi gerçekleştiren Mussan İplik San. ve Tic. A.Ş., geniş

ürün yelpazesi ve sınırsız renk seçeneğiyle; ev tekstili, örme, dar dokuma, etiket

ve konfeksiyon gibi birçok sektöre hizmet veriyor. Sektördeki tüm renkli iplik

ihtiyaçlarına çözüm sunmayı hedefleyen firma, müşteri portföyüyle birlikte

pazarında öncü ve saygın bir konuma ulaşmayı başarmış durumda.

Üç merkezde güçlü yapılanma

Firmanın İstanbul Bayrampaşa’da bulunan merkez binası 1000 m²’lik alanda

yönetim ve ana depo işlevi görürken, İstanbul Merter’de 2000 yılında açılan 800

m²’lik perakende satış mağazası ise bölgedeki örme ve dar dokuma firmalarının

acil renkli iplik taleplerine yanıt veriyor. Bu mağazada uzman satış ekibiyle

doğrudan yönlendirme ve hızlı hizmet sağlanıyor. Mussan İplik’in üretim merkezi

ise Tekirdağ Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alıyor. 20.000 m²

June Haziran 2025

97


kapalı alana sahip fabrikada, son teknoloji aktarma ve büküm makineleriyle

özellikle ev tekstilinde kullanılan fantezi ipliklerin üretimi gerçekleştiriliyor.

Kalite sonradan kontrol edilmez, baştan üretilir

Kurulduğu günden bu yana kaliteyi sadece bir hedef değil, üretimin doğal başlangıç

noktası olarak benimseyen Mussan İplik, “kalite kontrol edilmez, kalite üretilir”

anlayışıyla çalışmalarını sürdürüyor. Bu yaklaşımın sonucu olarak firmanın tüm

ürünleri, Hohenstein Oeko-Tex Enstitüsü iş birliğiyle alınan Oeko-Tex belgesiyle

tescillenmiş durumda. Mussan İplik’ten ürün alan müşteriler, kansorejen ve sağlıksız

maddelerden uzak, güvenilir bir üretim sürecinin parçası olmanın huzurunu yaşıyor.

Ev tekstili sektöründe dünyanın lider tekstil firmalarını ağırlayan, Avrupa, ABD,

Orta Doğu ve Afrika’nın en büyük tekstil buluşması Hometex, 20-23 Mayıs

2025 tarihinde İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlendi. Ev tekstilinde dünyanın en

prestijli fuarlarından biri olan Hometex, sektörün ulusal ve uluslararası oyuncularını

İstanbul’da buluşturdu. Bu firmalardan İstanbul merkezli Mussan İplik, 1976’dan

bu yana naylon ve polyester iplik üretiminde gösterdiği kalite odaklı yaklaşımıyla

sunduğu ürünlerle fuarın en çok ziyaret edilen firmalarından biri olmayı başardı.

Kendileriyle görüştüğümüz Yönetim Kurulu Başkanı Halil Sözüer ve Genel Müdür

ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tahsin Sözüer, Hometex 2025 Fuarı’nda

firmanın geçmişini, üretim anlayışını ve gelecek hedeflerini Tekstil Teknik okurlarıyla

paylaştı.

Sektörde neredeyse yarım asırlık bir tecrübe

the area. Mussan İplik’s manufacturing plant is located in the Tekirdağ

Çerkezköy Organized Industrial Zone, with 20,000 m² of indoor space.

Equipped with the latest twisting and rewinding machinery, the facility

primarily produces fancy yarns used in home textiles.

Quality is not controlled later; it is built from the

beginning

Since its foundation, Mussan İplik has embraced quality not as an

endpoint but as the starting point of production. The company firmly

believes that quality cannot be added after production—it must be

created from the outset. As a result, all of Mussan İplik’s products

are certified with the Oeko-Tex label through collaboration with the

Hohenstein Oeko-Tex Institute, ensuring a safe and reliable production

process free from carcinogenic or harmful substances.

1976 yılında şahıs firması olarak kurulan Mussan İplik, iplik sektöründe derinleşmiş

bir deneyimle bugünlere ulaştı. İlk olarak naylon iplik üretimiyle başlayan faaliyetler,

zamanla polyester ipliğe doğru evrildi. Ardından firma, her iki grubu da kapsayacak

şekilde yeniden yapılanarak; renkli naylon ve polyester iplik üretiminde uzmanlaştı.

Renkli ipliklerin boyama, bobinleme ve kalite kontrol aşamaları firmanın kendi

tesislerinde titizlikle yürütülüyor. Bu süreçler sayesinde Mussan İplik, ipliğin sadece

hammaddesiyle değil, her aşamasıyla kalite üreten bir marka haline geldi.

Üretim gücü Çerkezköy OSB’de

Firmanın merkezi İstanbul’da yer alıyor ancak üretim faaliyetleri Tekirdağ Çerkezköy

Organize Sanayi Bölgesi’ndeki modern tesislerinde gerçekleştiriliyor. Tam donanımlı

üretim altyapısı sayesinde yüksek standartlarda üretim yapan Mussan İplik,

müşterilerine kesintisiz kalite ve sürdürülebilir hizmet sunmayı hedefliyor.

“Kalite en önemli farkımız”

Mussan İplik Yönetim Kurulu Başkanı Halil Sözüer, Hometex Fuarı’na bu

yıl yaklaşık 20. kez katıldıklarını belirterek, yerli ziyaretçilerin yoğun olduğu bu

Hometex 2025 hosts global leaders in home

textiles

One of the most prestigious home textile fairs in the world, Hometex

2025 was held from May 20–23, 2025, at the Istanbul Expo Center,

attracting top textile companies from Europe, the U.S., the Middle East,

and Africa. Among these was Mussan İplik, which has been serving

the industry with quality-focused nylon and polyester yarns since 1976.

The company stood out as one of the most visited exhibitors at the

fair. Chairman of the Board Halil Sözüer and General Manager &

Vice Chairman Tahsin Sözüer shared the company’s story, production

philosophy, and future vision with Tekstil Teknik readers.

Nearly half a century of expertise

Established in 1976 as a sole proprietorship, Mussan İplik has grown

through decades of experience in the yarn industry. Starting with

nylon yarn, the company later added polyester to its production line

and ultimately restructured to specialize in colored yarns. All dyeing,

winding, and quality control processes are conducted in-house with

meticulous care—making Mussan İplik a brand that delivers quality at

every stage, not just in raw materials.

98 June Haziran 2025


organizasyonun kendi müşteri portföylerine ulaşma açısından yine de değerli olduğunu

ifade etti. Firma olarak özellikle tül perde ihracatçılarını hedeflediklerini belirten Sözüer,

“Zaten birlikte çalıştığımız birçok marka var; bu fuarda henüz tanışmadıklarımızla

da görüşme fırsatı bulduk,” dedi. Üretimde en yüksek kaliteye ulaşmayı hedeflediklerini

vurgulayan Sözüer, “En iyi şartlarda, en iyi üretim alanında çalışıyoruz. Bu sektörde

fark oluşturduğumuza inanıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Sürdürülebilirlik öncelikli gündemde

Firmanın yakın dönem odak noktalarından biri de çevreye duyarlı üretim. Geri

dönüşümlü iplik üretimi konusunda adımlar attıklarını açıklayan, Genel Müdür ve

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tahsin Sözüer, “Recycle bazlı iplikler üzerine

çalışıyoruz ve üretim kalemlerimizin içine dahil ettik. Gelecekte bu ürünlerin daha da

önem kazanacağını düşünüyoruz,” dedi. Bu yaklaşım, Mussan İplik’in sadece bugünü

değil yarını da planlayan bir firma olduğunun göstergesi.

Aile şirketi dayanışması ve kalite belgeleriyle

güçleniyor

Firma, tüm ulusal ve uluslararası kalite belgelerine (Oeko-Tex, Inditex vb.) sahip

bulunuyor. Kalite, hizmet ve süreklilikle tanınmayı tercih eden firma; ürününü alan,

satan ve üretenin belli olduğu ham madde sektöründe sadakati bu yolla sağlıyor.

Production power rooted in Çerkezköy OSB

While headquartered in Istanbul, Mussan İplik’s production operations

are based in a modern facility at the Tekirdağ Çerkezköy Organized

Industrial Zone. With a fully equipped infrastructure, the company is

committed to providing high-standard, sustainable production with

consistent quality.

“Quality is our most defining trait”

Chairman Halil Sözüer shared that they have participated in the

Hometex Fair nearly 20 times. Despite the local visitor focus this year,

the fair remains valuable for reaching key clients. “Our main target

group is curtain exporters. We already work with many of them, and

this fair gave us a chance to meet new potential partners,” he said.

Emphasizing their goal of achieving the highest quality, Sözüer noted,

“We work under the best conditions, in the best facilities. We believe we

are creating a real difference in the industry.”

Sustainability takes center stage

One of the company’s main focus areas in recent years has been

environmentally conscious production. “We have begun developing

recycled yarns and incorporated them into our product line. We

believe these products will become even more significant in the future,”

explained General Manager and Vice Chairman Tahsin Sözüer. This

initiative is proof that Mussan İplik is not only focused on today but also

shaping the future.

Family-run strength, certified excellence

Mussan İplik holds all key national and international quality

certifications, including Oeko-Tex and Inditex. The company prefers to

be recognized for its quality, service, and consistency rather than social

media presence. In a raw materials sector where the buyer, seller, and

producer are all clearly defined, Mussan İplik builds lasting relationships

through reliability.

June Haziran 2025

99


Lodos Makina showcased its

global vision in curtain machinery

technologies at Hometex 2025

Lodos Makina, perde makine teknolojilerinde küresel

vizyonunu Hometex 2025’te sergiledi

With its extensive product portfolio and

advanced technology solutions, Lodos

Makina stood out as one of the key players

of the fair.

Lodos Makina geniş ürün portföyü ve ileri

teknoloji çözümleriyle fuarın öne çıkan

markalarından biri oldu.

Hometex 2025, one of the most prestigious gatherings

in the global home textile industry, was held between

May 20–23 at the Istanbul Expo Center. Recognized

as the largest textile fair across Europe, the USA, the Middle

East, and Africa, this year’s edition hosted over 800 domestic

and international companies presenting their latest innovations.

Thousands of business meetings held during the four-day

event contributed significantly to both the industry’s future and

Türkiye’s economy.

Among the most prominent participants was Lodos Makina

A.Ş., a company renowned for its expertise in curtain machinery

technologies. Originally established in 1988 under Tunca Teknik

in Bursa, the company restructured in 2022 under the name

Lodos Makina. Today, it continues its production activities in its

modern facility located in the Nilüfer Organized Industrial Zone,

offering a wide range of specialized machinery for vertical tulle,

roller, zebra, pleated, zip curtains, and wooden venetian blinds.

Standing out with a diverse product range

Currently offering more than 20 types of machines, Lodos

Makina serves as a reliable partner for curtain manufacturers

both in Türkiye and abroad with its user-friendly and highly

efficient machinery.

Ev tekstili dünyasının küresel ölçekte en prestijli buluşmalarından biri olan

Hometex 2025, 20-23 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde

düzenlendi. Avrupa, ABD, Orta Doğu ve Afrika’nın en büyük tekstil fuarı

unvanını taşıyan etkinlikte bu yıl, 800’ü aşkın yerli ve yabancı firma son teknoloji

ürünlerini sergiledi. Fuar süresince gerçekleşen binlerce iş görüşmesiyle hem sektörün

geleceğine yön verildi hem de ülke ekonomisine katkı sağlandı.

Bu dev buluşmada dikkat çeken firmalardan biri de perde makine teknolojilerinde

uzmanlığıyla tanınan Lodos Makina A.Ş. oldu. 1988 yılında Bursa’da Tunca

Teknik bünyesinde kurulan ve 2022 yılında Lodos Makina adıyla yeniden

yapılandırılan firma, bugün Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’ndeki modern

fabrikasında üretim faaliyetlerini sürdürüyor. Firma, dikey tül, stor, zebra, plise, zip

perde ve ahşap jaluzi sistemlerine özel makine üretimiyle sektöre katma değer sunuyor.

Ürün yelpazesiyle farkını ortaya koydu

Günümüzde 20’nin üzerinde farklı ürünle hizmet veren Lodos Makina, kullanıcı

dostu ve yüksek verimliliğe sahip makineleriyle Türkiye’nin yanı sıra yurt dışında da

perde üreticilerinin çözüm ortağı konumunda.

Firma ürün gamında şu makineler öne çıkıyor: Boru çıta & kasa kesim makinası,

zebra–stor etek kesim makinası, stor zebra en-boy kesim makinası, CNC stor & zebra

kesim makinası, dikey tül perde ütüleme makinası, çıta çakma makinası, dikey tül

perde manuel kesim makinası, plise threading table, kalite kontrol makinası, plise fabric

machine, dikey tül perde tela yapıştırma makinası, plise fabric drilling machine, dikey

tül perde otomatik kesim makinası, ultrasonik kesim makinası, automatic ve manual

Venetian (wooden) blind machine, middle & big size lazer kesim makinası, aluminium

plise profile cutting machine, zip perde kesim makinası, kumaş sarma makinası, ahşap

100 June Haziran 2025


kalite kontrol makinası, ahşap jaluzi alüminyum ve metal kasa delme makinası,

kuşgözü makinası, dikey kumaş perde dikiş makinası, lazer kesim makinası, stor &

zebra etek kesim makinası.

Bu geniş yelpaze, firmanın hem perakende hem endüstriyel ölçekte çözüm sunabilen

esnek yapısını yansıtıyor.

Hometex 2025’te yoğun ilgi ve yeni iş bağlantıları

The company’s product lineup includes: pipe profile & box

cutting machine, zebra–roller hem cutting machine, roller

zebra width-length cutting machine, CNC roller & zebra

cutting machine, vertical tulle curtain ironing machine, profile

nailing machine, manual vertical tulle cutting machine, pleated

threading table, quality control machine, pleated fabric machine,

vertical tulle interlining pressing machine, pleated fabric drilling

machine, automatic vertical tulle cutting machine, ultrasonic

cutting machine, automatic and manual Venetian (wooden) blind

machine, middle & big size laser cutting machines, aluminium

pleated profile cutting machine, zip curtain cutting machine,

fabric rolling machine, wooden quality control machine,

aluminium and metal casing drilling machine for wooden blinds,

eyelet punching machine, vertical fabric curtain sewing machine,

laser cutting machine, and hem cutting machine for roller &

zebra systems.

Fuarda özellikle ahşap jaluzi makineleri, plise üretim çözümleri ve yedek parça

hizmetleri ile büyük beğeni toplayan Lodos Makina standı, yerli ve yabancı ziyaretçiler

tarafından yoğun şekilde ziyaret edildi. Orta Doğu, Avrupa ve Kuzey Afrika başta

olmak üzere farklı pazarlardan gelen sektör profesyonelleriyle yeni iş bağlantıları

kuruldu.

Firma fuar katılımını yalnızca ürün tanıtımı olarak değil, aynı zamanda sektörel

çözüm ortaklıklarını geliştirme, üretim teknolojilerindeki son yenilikleri paylaşma ve

pazar çeşitliliğini artırma fırsatı olarak değerlendirdi. Bu yönüyle Hometex 2025,

firmanın tanıtım hedeflerini fazlasıyla karşıladı.

Kalite ve müşteri memnuniyeti odağında üretim

Lodos Makina, ileri teknoloji ekipmanlarla donatılmış üretim altyapısı ve deneyimli

mühendis kadrosu sayesinde, perde üreticilerinin ihtiyaçlarını karşılayan pratik, hızlı ve

kaliteli çözümler geliştirmeyi sürdürüyor. Firma, müşteri memnuniyetini en üst düzeye

taşımayı hedefleyen üretim anlayışıyla, sadece bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarını da

gözeten yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor.

This broad and adaptable product portfolio highlights the

company’s flexibility in delivering both retail and industrial-scale

solutions.

Strong interest and new partnerships at

Hometex 2025

At the fair, Lodos Makina drew significant attention—especially

for its wooden venetian blind machines, pleated curtain

production systems, and spare parts services. Its booth welcomed

a high number of local and international visitors, including

industry professionals from key target regions such as the Middle

East, Europe, and North Africa.

Lodos Makina approached Hometex 2025 not only as a product

showcase, but also as an opportunity to strengthen sectoral

partnerships, present its latest technologies, and expand its

market reach. From this perspective, the fair successfully met the

company’s promotional and networking goals.

Production focused on quality and customer

satisfaction

With a production infrastructure equipped with cutting-edge

technology and a team of experienced engineers, Lodos Makina

continues to develop practical, fast, and high-quality solutions

tailored to the needs of curtain manufacturers. The company

remains committed to maximizing customer satisfaction while

also investing to meet not only today’s industry demands but also

tomorrow’s expectations.

June Haziran 2025

101


A.I.T. stood out at Hometex

2025 with its AI-powered

design solutions for digital

textile printing

Yapay zeka ile tekstil baskısında devrim yapan

A.I.T. Bilgisayar, Hometex 2025’te ilgi odağı oldu

Since 1996, A.I.T. (Advanced Information

Technologies) has been at the heart of the

textile-tech intersection, offering tailormade

software and hardware solutions,

the company’s AI Tools turned heads with

their game-changing approach to design

automation at Hometex 2025 exhibition.

1996’dan bu yana tekstil sektörüne hem

yazılım hem de donanım alanında hizmet

veren A.I.T. Bilgisayar, Hometex 2025

Fuarı’nda AI Tools ile yapay zeka destekli

yenilikçi desen tasarım çözümleriyle

ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.

As Türkiye’s first and only company to offer software,

hardware, and technical support for electronic variant design,

pattern creation, and digital printing in the textile sector,

A.I.T. Bilgisayar has been at the forefront of the industry’s digital

transformation since 1996. The company focuses on electronic pattern

development, digital sampling, and production printing, offering an

integrated approach that combines software, hardware, consumables,

and technical support.

Tekstil sektörüne elektronik ortamda varyant tasarım, desen tasarım, dijital baskı

konularında da yazılım, donanım ve teknik destek sağlayan Türkiye’nin ilk ve

tek kuruluşu olan A.I.T. Bilgisayar, 1996 yılından bu yana sektöre sunduğu

dijital çözümlerle tekstilin dönüşüm sürecinde ön saflarda yer alıyor. Elektronik ortamda

varyant tasarım, desen oluşturma, dijital numune ve metraj baskı süreçlerine odaklanan

firma; yazılım, donanım, sarf malzeme ve teknik destek hizmetlerini bütüncül bir

yapıyla sunuyor.

102 June Haziran 2025


Headquartered in Bursa, A.I.T. supports textile manufacturers in

various production hubs across Türkiye—especially in Istanbul and

Denizli—with high-efficiency solutions. In addition to product and

software development, the company provides professional consulting

and technical services tailored to the industry’s needs.

A.I.T. stands out with its adaptability to emerging technologies and

conducts significant R&D in AI-based software and color separation

technologies. With growing investments in these fields each year, the

company aims to make digital textile production processes faster, safer,

and more effective.

The Miracle software series, developed in line with user needs, brings

together professional functionalities such as color variants, pattern

archiving, and print preparation within a single system. Tools like

Miracle Colorway, Miracle ColorSEP Panels, Miracle Power RIP4,

and Miracle Wear Design enable more efficient and faster pattern

production and printing workflows.

The company also supplies consumables for digital printing systems,

including inks, papers, spare machine parts, and winding systems.

Thanks to this holistic approach, A.I.T. is positioned as one of the key

players driving digital transformation in the textile industry.

Innovative solutions lighting the way to the

future

In an interview with Tekstil Teknik during Hometex 2025, Umut S.

Çeliker, R&D Team Leader at A.I.T. Bilgisayar, shared detailed insights

about their latest technologies that merge textiles and digital innovation.

“Where there’s printing, we’re there”

Umut Çeliker emphasized that every textile facility applying print is

a potential business partner for them, stating: “We know textiles well,

and we’re confident in our expertise. We’ve been involved in printing

processes since 1996. We have solid experience in both software

Merkezi Bursa’da olan A.I.T., İstanbul ve Denizli başta olmak üzere Türkiye’nin

farklı üretim bölgelerinde faaliyet gösteren tekstil firmalarına yüksek verimli çözümlerle

katkı sağlıyor. Ürün ve yazılım geliştirmeye ek olarak, sektörel teknik danışmanlık ve

profesyonel destek hizmetleriyle de müşterilerinin yanında yer alıyor.

Yeni teknolojilere hızla uyum sağlayan yapısıyla dikkat çeken A.I.T., özellikle yapay

zeka tabanlı yazılımlar ve renk ayrımı teknolojileri konusunda önemli AR-GE

çalışmaları yürütüyor. Bu alandaki yatırımlarını her geçen yıl artıran firma, dijital

tekstil üretim süreçlerini daha hızlı, güvenli ve etkili hale getirmeyi hedefliyor.

Geliştirdiği Miracle serisi yazılımlar, kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda

şekillendirilmiş olup; renk varyantları, desen arşivleme ve baskı ön hazırlık gibi birçok

profesyonel fonksiyonu tek sistemde bir araya getiriyor. Miracle Colorway, Miracle

ColorSEP Panels, Miracle Power RIP4 ve Miracle Wear Design gibi araçlar, desen

üretim ve baskı süreçlerini daha kısa sürede ve daha verimli bir şekilde yürütme imkânı

tanıyor.

Firma aynı zamanda dijital baskı sistemlerine yönelik boya, kâğıt, makine yedek

parçaları ve sarım sistemleri gibi sarf malzemelerin tedarikini de üstleniyor. Bu

kapsamlı yaklaşımıyla A.I.T., dijital dönüşüm sürecine yön veren kuruluşlardan biri

konumunda.

Geleceğe ışık tutan inovatif çözümler

A.I.T. Bilgisayar Ar-Ge Takım Lideri Umut S. Çeliker, Hometex 2025 Fuarı’nda

Tekstil Teknik’e verdiği röportajda tekstil ve teknolojiyi bir araya getirdikleri yeni

çözümler hakkında detaylı bilgiler verdi.

“Baskı varsa, biz oradayız”

Umut Çeliker, baskı uygulanan her tekstil üretim tesisinin kendileri için bir potansiyel iş

ortağı olduğunu belirterek şunları aktardı: “Tekstili iyi tanıyoruz. Bu konuda oldukça

iddialıyız. 1996’dan beri baskı süreçlerinin içindeyiz. Yazılımda da donanımda da

ciddi birikimimiz var. Desen tasarımı ve koleksiyon geliştirme gibi alanlarda faaliyet

gösteren firmalar bizim için ana hedef kitledir. Bu süreçlere yapay zeka destekli

yazılımlarımızla hız ve verim kazandırıyoruz.”

AI Tools ile desen tasarımında yeni dönem

Fuar standında sergilenen AI Tools yapay zeka tabanlı yazılımlar, kullanıcılara

saniyeler içinde sıfırdan desen oluşturma, raportlama ve metraj desene dönüştürme

gibi işlemleri gerçekleştirme imkânı tanıyor. Umut Çeliker: “Desinatörlerin teknik

bilgi birikimine büyük değer veriyoruz. Bu çözümlerle onların zamanını daha stratejik

alanlara ayırmasını sağlıyor, teknik yüklerini hafifletiyoruz.”

Fuar izlenimleri: Az ama öz temaslar

Fuarın ikinci gününde A.I.T. standı teknik etkileşim açısından oldukça hareketliydi.

Çeliker, 19 Mayıs tatilinin ardından yaşanan kısa süreli durgunluğa rağmen, nitelikli

ziyaretçilerin ilgisinin memnuniyet verici olduğunu vurguladı: “Gelen ziyaretçilerin çoğu

ne aradığını bilen, konuya hâkim insanlardı. Sayı azdı ama temaslarımız çok güçlü

geçti.”

Kısa dönem hedefler: Yapay zekâ ile dönüşüm

June Haziran 2025

103


and hardware. Companies focused on pattern design and collection

development are our primary target group. With our AI-assisted

software, we bring speed and efficiency to these processes.”

A new era in pattern design with AI Tools

At their booth, A.I.T. showcased AI Tools—artificial intelligence-based

software that allows users to create patterns from scratch, build repeats,

and convert to production-ready designs within seconds. Çeliker noted:

“We highly value the technical expertise of pattern designers. With these

tools, we help them dedicate more time to strategic work by reducing

their technical workload.”

Fair impressions: Fewer but stronger

connections

On the second day of the fair, the A.I.T. booth was bustling with

technical exchanges. Despite a temporary lull due to the May 19 holiday,

Çeliker underlined the quality of engagement: “Most visitors knew

exactly what they were looking for and had a solid understanding of

the subject. The numbers may have been low, but our interactions were

strong.”

Short-term goals: Transformation with artificial

intelligence

A.I.T. continues to invest in AI-powered software to bring speed,

flexibility, and quality to textile printing processes. As Çeliker

summarized: “Transferring a design to digital format and preparing it

for print now takes seconds—not minutes. We believe we’re pioneers in

this technological breakthrough.”

Technical consulting and sustainable support

In addition to product and software development, the company also

offers tailored consulting and ongoing support to textile producers.

With over 25 years of industry experience, A.I.T. provides maintenance,

technical service, and consumable supply for digital printing machines.

Growth driven by R&D

By increasing its investments in artificial intelligence and color-based

digital solutions, A.I.T. continues to offer innovative services to producers

in the textile and related industries. The company adopts a customeroriented

growth model by directly integrating user feedback into

software development processes.

A.I.T., tekstil baskı süreçlerine hız, esneklik ve kalite kazandırmak amacıyla yapay

zeka destekli yazılım yatırımlarını sürdürüyor. Umut Çeliker durumu şöyle özetliyor:

“Bir desenin dijital ortama aktarılması ve baskıya hazırlanması artık dakikalar

değil, saniyeler içinde tamamlanabiliyor. Bu teknolojik atılımda öncü olduğumuza

inanıyoruz.”

Teknik danışmanlık ve sürdürülebilir destek

Firma, ürün ve yazılım geliştirmenin yanı sıra, tekstil üreticilerine özel danışmanlık ve

destek hizmetleri de sağlıyor. 25 yılı aşan sektör tecrübesiyle dijital baskı makinelerine

yönelik bakım, teknik servis ve sarf malzeme tedarik hizmetlerini de sürdürüyor.

Ar-Ge odaklı büyüme

A.I.T., yapay zeka ve özellikle renk bazlı dijital çözümler üzerine yatırımlarını

artırarak hem tekstil hem de ilgili sektörlerdeki üreticilere yenilikçi çözümler sunmaya

devam ediyor. Firma, kullanıcı geri bildirimlerini yazılım geliştirme süreçlerine

doğrudan entegre ederek müşteri memnuniyetine dayalı bir büyüme anlayışı benimsiyor.

104 June Haziran 2025


B.I.G. Yarns strengthens

European market position with

major investment in state-ofthe-art

Yarn production

B.I.G. Yarns, son teknoloji iplik üretimine yaptığı büyük

yatırımla Avrupa pazarındaki konumunu güçlendiriyor

B.I.G. Yarns, a leading designer and manufacturer of polyamide

(PA), polypropylene (PP), and polyester (PET) carpet yarns for

commercial, automotive, residential, and technical applications, is

proud to announce a significant investment of €25 million in its French

yarn production site. This investment reinforces its commitment to

innovation, sustainability, and European manufacturing. It includes the

installation of cutting-edge BCF lines, enhancing B.I.G. Yarns’ leadership

in one-step 3-ply yarns and further solidifying its position as a key

player in the global market.

B.I.G. Yarns focuses on the development and production of 1-step 3-ply

yarns using the latest technology to meet the need for flexibility and

broader design possibilities in the carpet tile segment. The newly developed

machine park represents a crucial step in B.I.G. Yarns’ growth

strategy, ensuring a more energy-efficient, faster, and more flexible

production system. By enabling smaller batch sizes and more adaptable

production runs, B.I.G. Yarns will provide its contract customers with

Ticari, otomotiv, konut ve teknik uygulamalar için poliamid (PA), polipropilen

(PP) ve polyester (PET) halı iplikleri tasarlayıp üreten lider firmalardan

B.I.G. Yarns, Fransa’daki iplik üretim tesisine yaptığı 25 milyon Euro’luk

önemli yatırımı duyurmaktan gurur duyar. Bu yatırım, şirketin inovasyon,

sürdürülebilirlik ve Avrupa’da üretim taahhüdünü güçlendiriyor. Yatırım kapsamında

kurulan son teknoloji BCF hatları, B.I.G. Yarns’ın tek adımda 3 katmanlı iplikler

konusundaki liderliğini pekiştiriyor ve firmanın küresel pazardaki konumunu daha

da sağlamlaştırıyor.

B.I.G. Yarns, halı karo segmentinde esneklik ve geniş tasarım olanaklarına olan

ihtiyacı karşılamak üzere, en son teknolojiyi kullanarak tek adımda 3 katmanlı

ipliklerin geliştirilmesine ve üretimine odaklanıyor. Yeni geliştirilen makine parkı,

B.I.G. Yarns’ın büyüme stratejisinde önemli bir adımı temsil ediyor ve daha enerji

verimli, hızlı ve esnek bir üretim sistemi sağlıyor. Daha küçük parti boyutları ve

daha uyarlanabilir üretim akışlarına imkân tanıyan bu sistem sayesinde B.I.G.

Yarns, kurumsal müşterilerine rekabetçi ve sürdürülebilir ürünler sunabilecek.

June Haziran 2025

105


a highly competitive and sustainable product offering. B.I.G. Yarns’

advanced yarn technology increases design, contrast, and color freedom

for carpet tile manufacturers while improving flexibility and service level.

“At B.I.G. Yarns, we believe in the power of innovation and operation

expertise to offer our customers best in class solutions,” said Emmanuel

Colchen, General Manager at B.I.G. Yarns. “This investment underscores

our long-term commitment to the European market and our

ability to deliver superior and sustainable yarn solutions that meet the

evolving needs of our customers.”

By continuing to also invest in Europe, B.I.G. Yarns is making a strong

statement about its dedication to local entrenchment in a highly

competitive industry. While market pressure continues to grow from

manufacturers in the Middle East and Asia, B.I.G. Yarns leverages its

strategic location in Europe—within 500 km of its most important

customers—to ensure faster delivery, closer collaboration, and an unparalleled

service level. This bold step not only strengthens B.I.G. Yarns’

market leadership in 1-step 3-ply yarns but also highlights its vision for a

more sustainable and innovative future in yarn production.

An invitation to discover the endless possibilities

of our sustainable yarns

The B.I.G. Yarns team is looking forward to meeting you at the upcoming

Clerkenwell Design Week 2025 from May 20 to 22 in London and

discovering the endless possibilities of our sustainable yarns firsthand.

Discover our latest innovations in design, color and contrast, and see

how our advanced 1-step 3-layer yarns can enhance your carpet tile

creations.

B.I.G. Yarns’ın ileri düzey iplik teknolojisi, halı karo üreticilerine tasarımda,

kontrastta ve renk seçeneklerinde daha fazla özgürlük sunarken; esneklik ve hizmet

kalitesini de artırıyor. B.I.G. Yarns Genel Müdürü Emmanuel Colchen şunları

söyledi: “B.I.G. Yarns olarak, müşterilerimize en iyi çözümleri sunmak adına

inovasyonun ve operasyonel uzmanlığın gücüne inanıyoruz. Bu yatırım, Avrupa

pazarına olan uzun vadeli bağlılığımızın ve müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarını

karşılayan üstün, sürdürülebilir iplik çözümleri sunma kapasitemizin altını çiziyor.”

Avrupa’daki yatırımlarını sürdüren B.I.G. Yarns, son derece rekabetçi bir sektörde

yerel üretimle güçlü bir şekilde varlık göstermeye devam ediyor. Orta Doğu ve

Asya’daki üreticilerden gelen pazar baskısı artarken, B.I.G. Yarns Avrupa’daki

stratejik konumunu — en önemli müşterilerinin 500 km yakınında bulunmasını

— daha hızlı teslimat, daha yakın iş birliği ve benzersiz hizmet seviyesi sağlamak

için kullanıyor. Bu cesur adım, B.I.G. Yarns’ın tek adımda 3 katmanlı ipliklerdeki

liderliğini pekiştirmenin yanı sıra, iplik üretiminde daha sürdürülebilir ve yenilikçi

bir gelecek vizyonunu da ortaya koyuyor.

Sürdürülebilir ipliklerimizin sonsuz olanaklarını

keşfetmeye davetlisiniz

B.I.G. Yarns ekibi, 20–22 Mayıs 2025 tarihlerinde Londra’da gerçekleşecek

Clerkenwell Design Week’te sizlerle tanışmayı ve sürdürülebilir ipliklerimizin

sunduğu sınırsız olanakları birlikte keşfetmeyi sabırsızlıkla bekliyor. Tasarım,

renk ve kontrast konularındaki en son yeniliklerimizi görün; gelişmiş tek adımda 3

katmanlı ipliklerimizin halı karo tasarımlarınıza nasıl değer katabileceğini keşfedin.

106 June Haziran 2025



Make the Difference

Emiş düzesi

Etkin iplik yakalama ile

enerji tasarruflu çözüm

Smartjet

yileştirilmiş üst iplik

araması ile makina

verimliliği artar

Açık prizma

teknolojisi

Ekleme prosesi ve

ekleme kalitesindeki

iyileştirmeler

Vana bloğu

Yüksek aşınma direnci

sayesinde daha düşük

bakım masrafları

Modernizasyonlar ile geliştirilmiş

Autoconer performansı

Autoconer X6’nın en son özellikleriyle donatılmış Rieter bobinleme modernizasyonları;

makina verimliliği, enerji tasarrufu ve bobin kalitesinde önemli iyileştirmeler

sağlamaktadır. Bu modernizasyonlar, mevcut Autoconer makinalarının güncel kalmasını

sağlayarak daha ekonomik ve sürdürülebilir bir üretim prosesini destekler. Daha fazla

bilgi edinmek için QR kodunu taratın.

l.ead.me/bfz9YC

www.rieter.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!