eMAG | eleman.net Kurumsal Dergisi | Sayı 10 |Eylül-Kasım
Eleman.net Kurumsal Yayınımız e-MAG Eylül-Kasım sayımız çıktı! Bu yeni 2025 sayımızda, Yapay Zeka 360 ürünümüzü öne çıkardık. Bu sayımızda ayrıca: • Teknoloji ihracatındaki gelişmeler • Çözüm ortaklarımızın başarı hikayeleri • İnsan kaynakları profesyonelleriyle özel röportajlar yer alıyor.
Eleman.net Kurumsal Yayınımız e-MAG Eylül-Kasım sayımız çıktı!
Bu yeni 2025 sayımızda, Yapay Zeka 360 ürünümüzü öne çıkardık.
Bu sayımızda ayrıca:
• Teknoloji ihracatındaki gelişmeler
• Çözüm ortaklarımızın başarı hikayeleri
• İnsan kaynakları profesyonelleriyle özel röportajlar
yer alıyor.
PDF'lerinizi Online dergiye dönüştürün ve gelirlerinizi artırın!
SEO uyumlu Online dergiler, güçlü geri bağlantılar ve multimedya içerikleri ile görünürlüğünüzü ve gelirlerinizi artırın.
#10
MAG
eleman.net
KURUMSAL DİJİTAL YAYINI
EYLÜL-KASIM 2025
Yapay zekada “deneme dönemi”
bitti. Teknolojinin getirdiği
yenilikler ve fırsatlar
CV Değerlendirme
Eğitim Otomasyonu
Yetenek Takibi
Akıllı Mülakat
Çalışan Memnuniyeti
Turnover Analizi
HR+
AI
İK'da Yapay Zeka 360 Dönemi
KURUMSAL DİJİTAL YAYINI
EYLÜL-KASIM 2025
CV Değerlendirme
Yetenek Takibi
Çalışan Memnuniyeti
Eğitim Otomasyonu
Akıllı Mülakat
Turnover Analizi
Sunuş
#10
Yapay zekada “deneme dönemi”
bitti. Teknolojinin getirdiği
MAG yenilikler ve fırsatlar
eleman.net
eleman.net
20. Yıl Eylül 2025
10. SAYISI ÇIKTI
HR+
AI
İK'da Yapay Zeka 360 Dönemi
elemannet
elemannet
elemannet
elemannet
eleman-net
+90 (216) 251 5050
elemannet
www.eleman.net
Sevgili Okurlarımız,
Eleman.net olarak, her zaman iş dünyasının ihtiyaçlarını önceleyen,
yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üretmeyi hedefledik. Bu anlayışın en
güncel ve güçlü yansıması ise bu sayımızın da odağında yer alan Yapay
Zeka 360 ürünümüz.
Yapay Zeka 360, başvuru skorlama, ilana özel pozisyona uygunluk testi,
mülakat soruları üretimi ve takvim hatırlatmaları gibi süreçleri uçtan uca
dijitalleştiren yapay zeka destekli bir hizmetler bütünü. Amacımız, işletmelerin
işe alım süreçlerini sadece hızlandırmak değil, aynı zamanda
daha verimli, daha isabetli ve daha insani hale getirmek.
Bugün yapay zeka yalnızca bir teknoloji değil, iş yapma biçimimizi kökten
değiştiren bir dönüşüm aracı. Biz de bu dönüşümün öncülerinden
biri olmaktan gurur duyuyoruz. Adaylar için de süreçleri kolaylaştıran
çözümlerimiz –özellikle yapay zeka destekli özgeçmiş analizi– her geçen
gün daha fazla ilgi görüyor.
Bu sayımızda ayrıca teknoloji ihracatındaki gelişmeleri, çözüm ortağımız
olan firmaların başarı hikayelerini ve insan kaynakları profesyonelleriyle
gerçekleştirdiğimiz röportajları da keyifle okuyacaksınız.
Keyifli Okumalar
Arif Köse
eleman.net Kurucu Ortağı
İmtiyaz Sahibi
Piko Danışmanlık Hizmetleri A.Ş
İbrahim Soylu
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Anıl Ersoy
anil@eleman.net
Editör
Esin Melis Genç
melis@eleman.net
Görsel Yönetmen
Ayhan Özdemir
grafikweb.bilgi@gmail.com
Proje Satış Müdürü
Orkun Aşkan
orkun@eleman.net
Baskı
Ritim Baskı Sanatları Matbaacılık,
San. Tic. Ltd Şti.
Y. Dudullu Mah. Necip Fazıl Bulvarı Cad.
No:44 Keyap Çarşısı
F1 Blok 92 Ümraniye / İstanbul
Tel: 0 216 508 20 20
www.teknikbasim.com
Sertifika No: 45252
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın Yönetim
Yeri ve İletişim
Küçükbakkalköy Mahallesi,
Rüstemaga Sokak No:1 Piko Plaza,
34750 Ataşehir/İstanbul
Bu dergi Basın İlan Kurumu SÜRELİ
YAYINLAR listesinde yer almaktadır.
İÇİNDEKİLER
Yapay Zeka 360
İşe Alım Süreçlerinde Yeni Bir Dönem
Dijital dönüşüm, her sektörde olduğu gibi insan kaynakları alanında da derin etkiler yaratıyor. Özellikle
son yıllarda yapay zekanın gücüyle desteklenen sistemler, işe alım ve aday değerlendirme
süreçlerini kökten değiştiriyor. Eleman.net olarak biz de bu dönüşümün öncülerinden biri olarak,
hem işverenlerin hem de adayların hayatını kolaylaştıran Yapay Zeka 360 adını verdiğimiz kapsamlı
bir hizmet paketi geliştirdik.
Yapay Zeka 360, işe alım sürecinin her aşamasını kapsayan, uçtan uca çözümler sunan bir hizmetler
bütünü. KOBİ’lerden büyük ölçekli firmalara kadar her ölçekteki işverene zaman kazandırmayı,
verimliliği artırmayı ve daha isabetli işe alımlar yapılmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda
adaylara da kariyer yolculuklarında güçlü destekler sunuyoruz
Yapay Zeka ile İlan Yazımı
Kriterleri Siz Belirleyin, Gerisini YZ Halletsin
Dijital dönüşüm, her sektörde olduğu gibi insan kaynakları alanında da derin etkiler yaratıyor. Özellikle
son yıllae alımlar yapılmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda adaylara da kariyer yolculuklarında
güçlü destekler sunuyoruz
Başvuru Skorlama Sistemi
Aday Değerlendirmede 5 Kat Hız
Bir ilana yüzlerce, bazen binlerce başvuru geldiğinde tüm adayları tek tek incelemek hem zaman
kaybına hem de hatalı değerlendirmelere neden olabiliyor. Yapay Zeka destekli Başvuru Değerlendirme
Asistanı, her bir adayın özgeçmişini analiz ederek, ilana uygunluk puanı veriyor. Adayların
güçlü ve gelişime açık yönlerini öne çıkarıyor, pozisyona ne ölçüde uygun olduklarına dair özet
yorumlar sunuyor. Böylece işveren en yüksek puanlı adaylara odaklanarak süreci hızlandırıyor,
verimliliği artırıyor.
İlana Özel Pozisyona Uygunluk Testi
Objektiflik ve İsabetli Seçim Yapmanızı Sağlıyor
Bu sistem sayesinde, her ilan için pozisyona özel bir test oluşturuluyor. Testte yer alan
sorular, yapay zeka tarafından ilgili rolün gerektirdiği yetkinliklere göre oluşturuluyor.
Adayların verdiği yanıtlar ise yine objektif kriterlerle analiz ediliyor. Bu sayede işe alım
kararları yalnızca özgeçmişe değil, adayın gerçek yetkinliklerine de dayanıyor.
Adaylar İçin Yapay Zeka Destekli
Özgeçmiş Analizi
Yapay zeka destekli hizmetlerimiz yalnızca işverenleri değil, adayları da kapsıyor. Eleman.net’te
özgeçmişini oluşturan adaylar, tek bir tuşla özgeçmişlerini analiz ettirebiliyor. Sistem, sektördeki
binlerce ilan ve aday verisini inceleyerek kişiye özel öneriler sunuyor. Bu sayede adaylar, özgeçmişlerini
işverenlerin dikkatini çekecek şekilde optimize edebiliyor.
Mülakat Süreç Yönetim
Etkileşimler Tek Ekranda
Mülakatların planlanması, adaylarla iletişim kurulması, geri bildirim verilmesi gibi aşamalar çoğu
zaman dağınık sistemlerde yürütülüyor. Eleman.net’in sunduğu mülakat yönetimi aracı, bu süreci
dijitalleştiriyor. Tüm adımlar tek platformda yönetiliyor. Şeffaflık, düzen ve hız sağlanıyor. Bu
sadece işveren için değil, aday için de daha profesyonel bir deneyim sunuyor.
İŞİMO
Herkes İçin Akıllı Bir İnsan Kaynakları Asistanı
06
İşe alım ve kariyer yönetimi süreçlerine bir de İŞİMO isminde dijital danışman dokunuşu ekledik.
Hem işverenlere hem adaylara destek sağlayan bu yapay zeka asistanı, mevzuat bilgisi, mülakat
hazırlığı, personel eğitimi gibi konularda anında rehberlik sağlıyor. İŞİMO, aynı zamanda Eleman.-
net platformuna dair her türlü soruya da yanıt verebiliyor. Kısacası, bir İK uzmanı kadar yetkin, bir
chatbot kadar pratik...
12
08
14
10
17
Gündem
06
08
10
12
14
17
Yapay Zeka 360
İşe Alım Süreçlerinde Yeni Bir Dönem
Sosyal Medyanın Zirvesinde Hangi Markalar Var?
Geleceği Ayağa Kaldırmak: TSKB’den Deprem
Bölgesine Sosyal Dönüşüm Raporu
Sektör Yeniden Şekilleniyor
İnovasyonun Kalbi: Teknoparklarda Şirket Kurmak
Yüksek Teknolojide Yeni Küresel Düzen ve Türkiye’nin
Sıçrayışı
Röportaj
20
22
26
27
Perpa Kooperatifi & Ticaret Merkezi Yönetim Kurulu
Başkanı Atakan Yücel
"Biz Sorduk, Atakan Yücel Yanıtladı"
Serkan Yıldırım | Medicana Eğitim Grubu
MBA Okulları İnsan Kaynakları Başkanı
"MBA'de Sen, En İyi Sen!
İş Ortakları
CarrefourSA’dan Güneşe 18 Milyon Dolarlık Yatırım
McDonald’s Türkiye 2 Bin Kişiye Yeni İstihdam
Sağlayacak
4
20 22
30
32
26
37
35
27
38
eleman.net Araştırması:
İş Tanımı Dışında Yaptırılan Görevler
Çalışanların %46’sı
İş Tanımı Dışında Görev Yapıyor!
Çalışanların Yüzde 87’si
Yeni Fırsatlara Açık
28
28
30
Makale
32
35
37
Sütaş’tan Bingöl’e 1.4 Milyar Dolarlık Ekosistem Yatırımı
TAB: Bir Hamburger'den Daha Fazlası
Canan Duman | Yönetim Danışmanı-Eğitmen-Yazar
"Mezunlar iş dünyasına hazır mı? Akademinin yetersizliği
ve işverenlerin yeni beklentileri"
Tuğrul Günal | Danışmanlık Kurucusu, TEDAR Kurucu
Yönetim Kurulu Başkanı
"Yapay Zeka Stratejiyi Yeniden Yazıyor"
Mehmet Ali Akcebe | İnsan Kaynakları Profesyoneli
"İşe Alımın Yeni Gerçeği: İnsan + Dijital İş Gücü"
beklenen görev kapsamını net olarak belirlemesi
ve gerekirse ek görevler için uygun motivasyon
ve destek sağlaması, çalışan memnuniyetini
Bizden Haberler
artırmada önemli bir faktör.
38
Anket
40
İş dünyasında çalışan memnuniyeti ve bağlılığı,
kurumların başarısında kritik rol oynuyor. Eleman.net
olarak gerçekleştirdiğimiz kapsamlı
anket çalışmasıyla, çalışanların iş tanımlarına
yönelik tutumları, iş arama alışkanlıkları ve kariyer
kararlarına ilişkin güncel verileri ortaya
koyduk. Anketimiz, farklı sektörlerden ve pozisyonlardan
binlerce çalışanın katılımıyla gerçekleşti
ve işverenlerin insan kaynakları politikalarını
şekillendirmede önemli ipuçları sundu.
Çalışanların %46’sı
Görev Tanımı Dışında İş Yapıyor
Anket sonuçlarına göre çalışanların %54’ü
sadece iş tanımlarında belirtilen görevleri yaptığını
belirtirken, %46’sı iş tanımı dışında ek
sorumluluklar da üstleniyor. Bu veriler, iş tanımı
dışındaki görevlerin iş hayatında oldukça yaygın
olduğunu gösteriyor. İşverenlerin, çalışanlardan
Çalışanların büyük bir çoğunluğu (%87), aktif ya
da pasif şekilde başka iş ilanlarını takip ettiğini
belirtiyor. Bu durum, iş piyasasında hareketliliğin
yüksek olduğunu ve çalışanların kariyer fırsatlarını
sürekli araştırdığını ortaya koyuyor. Kariyer
gelişimine önem veren çalışanlar, daha iyi koşullar
ve fırsatlar sunan iş ilanlarına karşı daima dikkatli.
İşverenlerin, çalışan bağlılığını artırmak için
rekabetçi ücret politikaları, gelişim fırsatları ve
kariyer planlama desteği sunması gerekiyor.
Çalışanların %97’si Yeni 40
Bir İş
Teklifini Değerlendirmeye Hazır
En çarpıcı sonuçlardan biri ise çalışanların
%97’sinin, yeni bir iş teklifi alsalar bunu değerlendirmeye
açık olmaları oldu. Bu yüksek oran,
işverenlere önemli bir mesaj veriyor: Çalışan
bağlılığı ve motivasyonu artırılmadığı sürece
işgücü kayıpları yaşanabilir. Şirketlerin, çalışanlarının
beklenti ve ihtiyaçlarını anlamak, onları
kurumda tutmak için stratejik adımlar atmak
zorunda olduğu açıkça görülüyor.
Automechanika İstanbul 2025 ve Eleman.net İşbirliğiyle
Kariyer Duvarı Sektöre Can Verdi
eleman.net Araştırması: İş Tanımı Dışında Yaptırılan
Görevler
5
Yapay Zeka 360
İşe Alım Süreçlerinde Yeni Bir Dönem
Dijital dönüşüm, her sektörde olduğu gibi insan kaynakları alanında da derin etkiler yaratıyor.
Özellikle son yıllarda yapay zekanın gücüyle desteklenen sistemler, işe alım ve aday
değerlendirme süreçlerini kökten değiştiriyor. Eleman.net olarak biz de bu dönüşümün
öncülerinden biri olarak, hem işverenlerin hem de adayların hayatını kolaylaştıran Yapay
Zeka 360 adını verdiğimiz kapsamlı bir hizmet paketi geliştirdik.
Yapay Zeka 360, işe alım sürecinin her aşamasını kapsayan, uçtan uca çözümler sunan bir
hizmetler bütünü. KOBİ’lerden büyük ölçekli firmalara kadar her ölçekteki işverene zaman
kazandırmayı, verimliliği artırmayı ve daha isabetli işe alımlar yapılmasını sağlamayı
amaçlıyoruz. Aynı zamanda adaylara da kariyer yolculuklarında güçlü destekler sunuyoruz
Yapay Zeka ile İlan Yazımı
Kriterleri Siz Belirleyin, Gerisini YZ Halletsin
Dijital dönüşüm, her sektörde olduğu gibi insan kaynakları alanında da derin etkiler yaratıyor.
Özellikle son yıllae alımlar yapılmasını sağlamayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda adaylara
da kariyer yolculuklarında güçlü destekler sunuyoruz.
Başvuru Skorlama Sistemi
Aday Değerlendirmede 5 Kat Hız
Bir ilana yüzlerce, bazen binlerce başvuru geldiğinde tüm adayları tek tek incelemek hem
zaman kaybına hem de hatalı değerlendirmelere neden olabiliyor. Yapay Zeka destekli
Başvuru Değerlendirme Asistanı, her bir adayın özgeçmişini analiz ederek, ilana uygunluk
puanı veriyor. Adayların güçlü ve gelişime açık yönlerini öne çıkarıyor, pozisyona ne ölçüde
uygun olduklarına dair özet yorumlar sunuyor. Böylece işveren en yüksek puanlı adaylara
odaklanarak süreci hızlandırıyor, verimliliği artırıyor.
İlana Özel Pozisyona Uygunluk Testi
Objektiflik ve İsabetli Seçim Yapmanızı Sağlıyor
Bu sistem sayesinde, her ilan için pozisyona özel bir test oluşturuluyor. Testte yer alan
sorular, yapay zeka tarafından ilgili rolün gerektirdiği yetkinliklere göre oluşturuluyor.
Adayların verdiği yanıtlar ise yine objektif kriterlerle analiz ediliyor. Bu sayede işe alım
kararları yalnızca özgeçmişe değil, adayın gerçek yetkinliklerine de dayanıyor.
Adaylar İçin Yapay Zeka Destekli
Özgeçmiş Analizi
Yapay zeka destekli hizmetlerimiz yalnızca işverenleri değil, adayları da kapsıyor. Eleman.-
net’te özgeçmişini oluşturan adaylar, tek bir tuşla özgeçmişlerini analiz ettirebiliyor.
Sistem, sektördeki binlerce ilan ve aday verisini inceleyerek kişiye özel öneriler sunuyor. Bu
sayede adaylar, özgeçmişlerini işverenlerin dikkatini çekecek şekilde optimize edebiliyor.
Mülakat Süreç Yönetim
Etkileşimler Tek Ekranda
Mülakatların planlanması, adaylarla iletişim kurulması, geri bildirim verilmesi gibi aşamalar
çoğu zaman dağınık sistemlerde yürütülüyor. Eleman.net’in sunduğu mülakat yönetimi
aracı, bu süreci dijitalleştiriyor. Tüm adımlar tek platformda yönetiliyor. Şeffaflık, düzen ve
hız sağlanıyor. Bu sadece işveren için değil, aday için de daha profesyonel bir deneyim
sunuyor.
İŞİMO
Herkes İçin Akıllı Bir İnsan Kaynakları Asistanı
İşe alım ve kariyer yönetimi süreçlerine bir de İŞİMO isminde dijital danışman dokunuşu
ekledik. Hem işverenlere hem adaylara destek sağlayan bu yapay zeka asistanı, mevzuat
bilgisi, mülakat hazırlığı, personel eğitimi gibi konularda anında rehberlik sağlıyor. İŞİMO,
aynı zamanda Eleman.net platformuna dair her türlü soruya da yanıt verebiliyor. Kısacası,
bir İK uzmanı kadar yetkin, bir chatbot kadar pratik...
Gündem
Sosyal
Medyanın
Zirvesinde
Hangi
Markalar
Var?
Dijital çağın getirdiği dönüşümle birlikte
sosyal medya, markalar için
sadece bir tanıtım aracı olmaktan
çıkarak, güçlü bir rekabet alanına dönüştü.
Markaların dijitalde var olma çabaları, tüketicilerle
kurdukları bağları daha da derinleştirirken,
bu etkileşimlerin performansını ölçmek
de kaçınılmaz hale geldi. Sosyal medya artık
yalnızca görünür olmak için değil; markanın
değerlerini yansıtmak, sadık bir topluluk oluşturmak
ve farklılaşmak için stratejik olarak
kullanılan bir mecra.
Türkiye’de markaların sosyal medya
performanslarını objektif verilere
dayalı olarak değerlendiren SocialBrands,
her ay yayımladığı Top100 listesiyle
sektörün nabzını tutuyor. Takipçi artışı, paylaşım
sıklığı, içerik etkileşim oranı ve kullanıcı
tepkileri gibi 30’dan fazla metriği analiz eden
platform, büyük veri tabanlı yaklaşımıyla dikkat
çekiyor.
Sosyal Medya’nın Lider
Markaları
2024 yılının Ekim ayı itibarıyla yayımlanan en güncel verilere
göre sosyal medyada en başarılı markalar şöyle sıralandı:
Baykar Technologies
Savunma sanayisindeki yenilikçi yaklaşımı sosyal medya içeriklerine
de yansıtan Baykar, özellikle TEKNOFEST içerikleri
ve İHA teknolojileri ile yüksek etkileşim oranları elde ederek
zirveye yerleşti.
Aselsan
Geliştirdiği ileri teknoloji sistemlerle dikkat çeken Aselsan,
sosyal medya stratejisini de güçlü bir şekilde sürdürüyor.
Paylaşımları, özellikle teknoloji ve mühendislik odaklı kitle
tarafından ilgiyle takip ediliyor.
Netflix
Global içerik platformu Netflix, Türkiye’deki sosyal medya
kullanıcılarının dikkatini esprili ve gündemi yakalayan içerikleriyle
çekmeye devam ediyor. Dizi ve film tanıtımlarıyla
sosyal medyada büyük ilgi görüyor.
Madame Coco
Ev dekorasyon ve yaşam ürünleri kategorisinde dijitaldeki
varlığını istikrarlı şekilde sürdüren marka, kampanyaları ve
takipçiye özel içerikleriyle yüksek etkileşim sağladı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ)
Türkiye’nin havacılık alanındaki en önemli aktörlerinden biri
olan TUSAŞ, teknoloji temelli içerik üretimi ve milli projelerle
ilgili paylaşımıyla kullanıcıların dikkatini çekti.
8
Gündem
Petrol Ofisi,
Sektörel gücünü dijital platformlara taşıyan Petrol Ofisi,
özellikle sponsor olduğu organizasyonlar ve nostaljik temalı
içerikleriyle öne çıkıyor.
ROKETSAN, HAVELSAN ve Kwoç Holding gibi markalar da
listedeki üst sıralarda yer aldı ve sosyal medya stratejileriyle
başarılı bir dijital yıl geçirdiler.
Özel Gün İletişimiyle Artan Etkileşim
Ekim ayı boyunca 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için yapılan
paylaşımlar, markaların sosyal medyadaki duyarlılığını ve
kültürel bağ kurma becerilerini bir kez daha gözler önüne
serdi. Özellikle Sabancı Holding’in “Cumhuriyet Seferberliği”
reklam filmi, Eti’nin “101 yıldır mutlulukla yürüyoruz” mesajıyla
hazırladığı video ve Fiba Group’un "29 Ekim Cumhuriyet
Demek!" başlıklı içeriği, geniş bir etkileşim yarattı.
Araştırmanın Metodolojisi
SocialBrands, Kasım 2024 sonuçları için yaptığı değerlendirmede
52 bin sosyal medya hesabından yayımlanan 1 milyon
366 bin içeriği analiz etti. Takipçi artış oranı, paylaşım sıklığı,
beğeni ve yorum sayıları gibi çok sayıda kriter; Facebook,
Instagram ve X (eski adıyla Twitter) üzerinden incelendi. Elde
edilen sonuçlar algoritmik değerlendirmeyle sıralamaya
dönüştürüldü.
9
Gündem
Geleceği Ayağa Kaldırmak:
TSKB’den Deprem Bölgesine
Sosyal Dönüşüm Raporu
Kadınlar, gençler ve engelliler sosyal
toparlanmanın odağında
Türkiye Sınai Kalkınma
Bankası (TSKB),
Kahramanmaraş merkezli
depremlerin ardından
etkilenen bölgelerde
toplumsal iyileşmenin
sürdürülebilir kalkınmayla
birleşebilmesi için önemli
bir çalışmaya imza attı.
“Geleceği Ayağa Kaldırmak:
Deprem Bölgesinde
Sosyal Dönüşüm İçin
İnsan Odaklı Bir Atılım”
başlıklı kapsamlı raporda,
bölgedeki kırılgan
grupların istihdama
katılımı ve bu katılımın
toplumsal sermaye
üzerindeki dönüştürücü
etkileri ele alındı
10
Gündem
Sosyal sermaye
güçlü bir kalkınma
zemini olabilir
Raporda, deprem sonrası toparlanmanın
sadece fiziksel altyapıyla değil,
sosyal dönüşümle de mümkün olacağı
vurgulanıyor. Kadınlar, gençler ve engelli
bireylerin iş gücüne dahil edilmesi;
bölgenin yeniden ayağa kalkmasında
kilit unsur olarak öne çıkıyor. Bu grupların
istihdama katılımının hem sosyal
bağlılığı hem de bölgesel kalkınmayı
güçlendirdiği belirtiliyor.
Kültürel normlar
dönüşmeli,
finansal kaynaklar
yön değiştirilmeli
Rapor, toplumsal dönüşümün yalnızca
ekonomik önlemlerle değil, kültürel
yapının dönüştürülmesiyle de mümkün
olabileceğini savunuyor. Bu kapsamda
sosyal politikaların yeniden
tasarlanması ve uluslararası kalkınma
finansmanının kırılgan grupları merkeze
alacak şekilde yönlendirilmesi gerektiği
belirtiliyor.politikaların önemini bir kez
daha gözler önüne seriyor.
Sürdürülebilir
kalkınmanın temeli
insan
Raporda altı çizilen en önemli mesajlardan
biri şu: Bölgesel kalkınma ancak
insanı merkeze alan politikalarla mümkün
olabilir. Bu nedenle deprem bölgesinde
sadece yeniden inşa değil, yeniden
tasarlanmış bir sosyal yapı ihtiyacı
gün geçtikçe daha fazla hissediliyor.
TSKB’nin bu kapsamlı raporu, bu ihtiyacın
altını çizmekle kalmıyor; kamu,
özel sektör ve STK'lar için yol gösterici
bir çerçeve sunuyor.
Kadın istihdamında
çarpıcı düşüş
TSKB’nin sahadaki gözlem ve verilerle
desteklediği çalışmaya göre, 2024
sonunda depremden etkilenen 11 ilde
kadınların iş gücüne katılımı yüzde 25’e
gerilemiş durumda. Bu oran, Türkiye
genelinin 9,3 puan altında ve deprem
öncesine göre 1,4 puanlık bir düşüşü
temsil ediyor. Bu durum, özellikle
toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı politikaların
önemini bir kez daha gözler
önüne seriyor.
Nitelikli iş gücüne
duyulan ihtiyaç
artıyor
Deprem bölgesinde teknik ve dijital
becerilere sahip iş gücüne olan talebin
hızla arttığına dikkat çeken TSKB,
bu ihtiyaç doğrultusunda mesleki eğitim
ve beceri geliştirme programlarının
yaygınlaştırılmasının gerekliliğini
vurguluyor.
Ayrıca savunma sanayi ve sivil havacılık
gibi stratejik sektörlerde yapılacak
yeni yatırımların, bölgede genç nüfusun
kalıcılığını artırabileceği ve sosyal ağların
yeniden inşasına katkı sunabileceği
ifade ediliyor.
11
Gündem
EY’nin “Tüketici
Ürünleri Sektörü
2025 Durumu”
başlıklı küresel
raporu, sektörün
yeni dönem
dinamiklerini ortaya
koyuyor. Artan
maliyetler, değişen
tüketici davranışları
ve teknolojik
dönüşüm;
şirketleri geleneksel
stratejilerini
yeniden düşünmeye
zorluyor.
SEKTÖR YENİDEN
ŞEKİLLENİYOR
EY 2025 Tüketici Ürünleri
Raporu: Fiyat Odaklı
Stratejilerin Sonu mu?
12
Gündem
Zorlu Bir Geleceğe
Hazırlık
Dünyanın önde gelen denetim ve danışmanlık
firmalarından EY (Ernst & Young),
küresel ölçekte yürüttüğü çalışmayla
tüketici ürünleri sektörünün yakın
gelecekteki yönünü analiz etti. 500’ü
aşkın üretici ve perakendeci, 20 bin
tüketici ve 190 CEO ile gerçekleştirilen
görüşmeler doğrultusunda hazırlanan
rapor, fiyat odaklı büyüme stratejilerinin
artık yeterli olmadığını net biçimde
ortaya koyuyor.
Artan hayat pahalılığı, düşen tüketici
güveni ve makroekonomik belirsizlikler
nedeniyle sektörün öncelikleri
hızla değişiyor. Rekabet avantajı elde
etmek isteyen firmaların sadece ürün
fiyatlarını değil; inovasyonu, teknoloji
yatırımlarını ve güçlü iş birliklerini
gündemlerinin merkezine almaları
gerekİyor.
Perakendeciler Yeni Güç
Merkezi
Raporun öne çıkan bulgularından biri,
perakendecilerin sektördeki rolünün
daha belirleyici hale gelmiş olması.
Private label markaların yükselişi ve
perakende medya ağlarının yaygınlaşması,
üretici firmaları yeni bir rekabet
ortamına zorluyor.
Perakendecilerin %78’i, yakın gelecekte
raflarda yalnızca tek bir ana akım
markanın kalacağını; geri kalan alanların
ise premium veya niş markalarla
dolacağını öngörüyor. Bu öngörü, raf
rekabetinin artık yalnızca görünürlük
değil, stratejik bir pazarlık unsuru haline
geldiğini gösteriyor.
Kârlılık İçin Yeni Formül:
İnovasyon + İş Birliği +
Teknoloji
Rapora göre tüketici ürünleri şirketlerinin
%77’si, sürdürülebilir başarı için
güçlü iş birliklerinin kritik olduğunu
kabul ediyor. Yapay zekâ, otomasyon
ve veri analitiği gibi teknolojiler yalnızca
yatırım değil; rekabet avantajı elde
edebilmek için iyi entegre edilmesi
gereken araçlar olarak değerlendiriliyor.
Buna rağmen liderlerin sadece %32’si,
yaptıkları teknoloji yatırımlarının kendilerine
belirgin bir avantaj sağladığını
düşünüyor. Bu veri, teknoloji kullanımının
sadece araçlarla değil, bu araçların
stratejiye nasıl entegre edildiğiyle ilgili
olduğunu ortaya koyuyor.
EY Türkiye’den Uyarı:
“Fiyatla Yarışanlar Geride
Kalacak”
EY Türkiye Tüketici Ürünleri ve Perakende
Sektör Lideri Kaan Birdal, raporla
ilgili değerlendirmesinde, sektörün
yalnızca fiyat rekabetiyle ayakta kalamayacağını
vurguluyor:
“Değişen tüketici taleplerine hızla
yanıt verebilen, perakende ortaklıklarını
güçlendirebilen ve dijital
dönüşümünü tamamlamış esnek
yapılara sahip firmalar öne çıkacak.
Gelecek, adaptasyonu yüksek şirketlerin
olacak.”
Birdal, bu yeni dönemde firmaların
odaklanması gereken beş temel stratejik
alanı da şöyle sıralıyor:
● Portföy İnovasyonu
● Birleşme ve Satın Almalar
● Teknoloji Destekli İş Modelleri
● Ticari Mükemmellik
● Veri Odaklı Karar Mekanizmaları
Raporda çizilen çerçeve açık: Artık ürün
kalitesi veya fiyat avantajı tek başına
yeterli değil. Tüketici alışkanlıklarının
hızla değiştiği bir çağda, veriye dayalı,
çevik, teknolojiyi süreçlerine entegre
edebilen ve doğru iş birlikleriyle ilerleyen
yapılar, sektörün kazananları
olacak.
Ürün değil değer satan, işlem değil ilişki
kuran, teknolojiye yatırım değil dönüşüm
sağlayan markalar yeni dönemin
öne çıkan oyuncuları olmaya aday.
Öne Çıkan Göstergeler:
%65 → Liderler, yatırımcı baskısının
stratejiye etkisini kabul ediyor.
.
%78 → Perakendecilere göre raflarda
sadece 1 ana marka kalacak
%81 → M&A işlemlerinde değerleme
farkları sorun yaratıyor
%32 → Teknoloji yatırımlarının fark
yarattığını düşünen lider oranı
%75 → Perakendeciler, başarı için iş
birliğini kritik görüyor.
Raf savaşları başlıyor. Fiyat değil; yenilik,
teknoloji ve ortaklık kazandıracak.
EY 2025 raporu, sektörde sadece bugünü
değil, yarını da kurgulayanlara
sesleniyor.
13
Gündem
Teknopark ve
Teknokent =
Geleceği bİRLİKTE
Kodlayan Akıllı
Bölgeler
Üniversite, sanayi ve girişim
iş birliklerinin geliştiği bu
merkezler, yenilikçi ekonominin
altyapısını kuruyor.
İNOVASYONUN KALBİ
teknoparklarda
şİRKET KURMAK
Girişimcilere Ar-Ge, teşvik ve
iş birliği imkânı sunan teknoloji
geliştirme bölgeleri,
yenilikçi fikirlerin ekonomiye
kazandırılmasında kritik
rol oynuyor.
Teknolojiye dayalı iş fikirlerinin
ekonomik değere dönüşebilmesi
için sadece iyi bir fikre
değil, aynı zamanda doğru bir ekosisteme
ihtiyaç vardır. İşte bu noktada
devreye teknokentler giriyor. Akademi,
sanayi ve girişimcilik dünyasını aynı çatı
altında buluşturan teknokentler; yenilikçi
projelerin gelişmesini destekleyen,
girişimcilerin büyümesini kolaylaştıran
özel alanlar olarak öne çıkıyor.
Peki, bir teknokentte şirket kurmak
neden bu kadar önemli ve nasıl bir
süreç gerektiriyor?
Teknokent Nedir?
Teknokentler, üniversiteler, araştırma
kurumları ve özel sektörün bir araya
gelerek Ar-Ge, inovasyon ve yüksek
teknoloji üretimi gerçekleştirdiği organize
merkezlerdir. Bu merkezlerde girişimciler,
akademik bilgiye erişebilir,
kamu desteklerinden yararlanabilir ve
modern altyapılarla projelerini hayata
geçirebilir.
Türkiye’de “teknokent” ve “teknopark”
kavramları 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme
Bölgeleri Kanunu kapsamında
“teknoloji geliştirme bölgeleri” çatısı
altında tanımlanır.
14
Gündem
AVANTAJLAR
Teknokentte Şirket
Kurmanın Avantajları
Teknokentlerde yer alan girişimciler
hem maddi hem de stratejik birçok
avantajdan yararlanabiliyor:
• Vergi Teşvikleri: Kurumlar vergisi,
gelir vergisi ve KDV istisnaları
sayesinde ciddi maliyet avantajı
elde edilir.
• Mentörlük ve Danışmanlık: İş geliştirme,
pazarlama ve finans gibi
konularda uzman desteği sağlanır.
• Akademik İş Birliği: Üniversitelerle
ortak projeler yürütülebilir, öğretim
üyeleriyle doğrudan iş birliği
yapılabilir.
• Finansal ve Yatırım Desteği: Projeler
için kamu destekleri, yatırımcı bağlantıları
ve tanıtım desteği sunulur.
• Nitelikli Ofis Alanları: Hazır altyapıya
sahip modern çalışma alanları,
girişimlerin başlangıç maliyetlerini
azaltır.
Teknokentte Şirket
Kurma Süreci
Teknoloji geliştirme bölgelerinde şirket
kurmak için izlenmesi gereken temel
adımlar şunlardır:
• Proje Geliştirme: Yenilikçi ve teknolojik
bir iş fikri oluşturulmalı;
Ar-Ge odaklı bir proje planı
hazırlanmalıdır.
• Teknokent Başvurusu: Seçilen teknokent
yönetimine proje dosyası
sunularak başvuru yapılır. Projenin
uygun bulunması hâlinde kabul
edilir.
• Yasal Şirket Kuruluşu: Limited veya
anonim şirket olarak tescil yapılır.
• Ofis Kiralama: Teknokent bünyesinde
bir ofis alanı kiralanarak faaliyetlere
başlanır.
• Raporlama ve Şeffaflık: Tüm faaliyetlerin
teknokent yönetimine düzenli
olarak raporlanması gerekir.
Teşvikler ve Destekler
Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet
gösteren firmalar için sunulan
başlıca destekler:
• Kurumlar Vergisi İstisnası (2028'e
kadar geçerli)
• KDV İstisnası (yazılım ve teknoloji
tabanlı hizmetlerde)
• Gelir Vergisi İndirimi (AR-GE personeli
için)
• SGK İşveren Payı Desteği
15
Gündem
• Temel Bilim Personeli Desteği
• Yabancı Personel Çalıştırma
Kolaylığı
Bu destekler, projelerin sürdürülebilirliğini
artırırken girişimcilerin büyüme
potansiyelini de güçlendiriyor.
Türkiye’de Kaç
Teknopark Var?
Aralık 2024 itibarıyla Türkiye genelinde
105 teknokent bulunuyor. Bunların
bazıları şunlardır:
• ODTÜ Teknokent
• İTÜ ARI Teknokent
• YTÜ Yıldız Teknopark
• Dokuz Eylül Üniversitesi DEPARK
• TÜBİTAK MAM Teknokent
• Van Teknokent
Her biri farklı alanlarda uzmanlaşan
bu merkezler, girişimciler için bölgesel
ihtiyaçlara uygun fırsatlar sunuyor.
Kimler Şirket Kurabilir?
Teknokentlerde şirket kurmak
isteyenlerin;
• Teknoloji odaklı bir fikri olması,
• Ar-Ge veya yazılım geliştirme faaliyetleri
planlaması,
• Uygun bir iş planı sunması,
• Şeffaf ve denetlenebilir bir süreç
yürütmesi beklenir.
Başvurular, teknokent yönetim şirketleri
tarafından oluşturulan komisyonlarca
değerlendirilir. Uygun bulunan
projeler kabul edilerek sözleşme aşamasına
geçilir.
Gelecek Teknokentlerde
Şekilleniyor
Teknokentler, yalnızca birer fiziki merkez
değil; bilgi, iş birliği ve inovasyonun
kesişim noktasıdır. Türkiye’nin dijital
ve teknolojik dönüşümünde önemli
rol oynayan bu bölgeler, girişimciler
için hem güvenli hem de teşvik dolu
bir başlangıç zemini sunuyor. Yenilikçi
fikirlerin ticarileşmesi, yerli üretimin
artması ve küresel rekabet gücünün
yükselmesi teknokentlerin gelişimiyle
doğrudan bağlantılı.
Yaratıcı bir fikriniz varsa ve bu fikri teknolojiyle
birleştirip geleceğe taşımak
istiyorsanız, ilk adımınız bir teknokente
başvurmak olabilir.
16
Gündem
Yüksek teknolojide yeni küresel
düzen ve Türkiye’nin sıçrayışı
Teknolojik rekabetin yeniden şekillendiği bir dönemde,
ülkelerin ekonomik, siyasi ve stratejik gücü büyük ölçüde
nitelikli teknoloji üretme ve ihraç etme kabiliyetine dayanıyor.
Gelişmeler sadece sektörleri değil, küresel dengeleri de
etkiliyor. Peki, bu tabloda Türkiye’nin yeri nerede? Son
verilere göre ülkemiz nasıl bir yolculuk içinde?
Küresel Rekabetin
Yeni Cephesi: Derin
Teknoloji
Günümüzde çip üretimi, yapay zeka,
elektrikli araçlar ve batarya teknolojileri
gibi alanlar, ülkeler arasında stratejik
üstünlük savaşlarının ana hattını
oluşturuyor. Çin merkezli yapay zeka
firması DeepSeek’in düşük çip kullanımına
rağmen yüksek performanslı
büyük dil modeli geliştirmesi, küresel
teknoloji dünyasında ezberleri bozdu.
Bu gibi gelişmeler, artık teknolojik sıçramaların
sadece birkaç ülkeyle sınırlı
kalmadığını gösteriyor. Nitekim bu
haberin ardından, dev Amerikan çip
üreticisi Nvidia’nın piyasa değerinde
yaşanan 500 milyar dolarlık günlük
düşüş, teknoloji yarışının ekonomik
etkilerini gözler önüne serdi.-
Türkiye’nin
Teknoloji
Yolculuğu:
Rakamlarla
Değişim
Türkiye’nin teknoloji ihracatı, son 30
yılda önemli bir ivme kazandı. 1990’da
1,8 milyar dolar olan yüksek teknoloji
ihracatı, 2023’te 8,5 milyar dolara
çıkarak ülkemizi dünya sıralamasında
42’ncilikten 35’inci sıraya taşıdı.
Bu gelişme özellikle son yıllarda hız
kazandı.
İşte öne çıkan bazı
veriler:
● 2010’da yüksek teknoloji ihracatında
Türkiye 1,9 milyar dolar ile
42. sıradaydı.
● 2023’te bu rakam 8,5 milyar dolara
ulaşarak 35. sıraya yükseldi.
● 5 milyar doların üzerinde yüksek
teknoloji ihracatı yapan 40 ülke
arasında, 2010–2023 döneminde
en fazla artış oranına sahip 3. ülke
Türkiye oldu.
● Türkiye, bu süreçte Finlandiya,
Brezilya, Norveç ve Avustralya gibi
ülkeleri geride bıraktı.
Bu yükseliş özellikle savunma sanayii,
havacılık ve elektronik sektörlerinde
yoğunlaştı. Aynı zamanda ilaç ve yazılım
alanlarındaki gelişmeler de dikkat
çekici düzeyde ilerledi.
AR-GE ve
İnovasyon: Kalıcı
Başarının Temeli
Yüksek teknoloji ihracatını sürdürülebilir
hale getirmenin yolu AR-GE
ve inovasyon kapasitesinden geçiyor.
Bu alandaki performansımıza
baktığımızda umut verici adımlar
görülüyor:
● OECD verilerine göre Türkiye, son
5 yılda araştırmacı istihdamı artışında
1. sırada.
● AR-GE harcamalarında da artış
trendi devam ediyor.
● Patent başvuruları, özellikle ulusal
düzeyde artış göstermekte.
● Yazılım, havacılık ve elektronik sektörlerinde
istihdam ve ciro önemli
seviyelere ulaştı.
Ancak gelişmeye açık alanlar da yok
değil. Türkiye’de yaklaşık 200 bin AR-GE
personeli bulunmasına rağmen, bunların
yalnızca 6 bini doktora mezunu.
Üniversite-sanayi işbirliğinin hala istenilen
düzeyde olmaması, teknolojik
dönüşümün niteliğini sınırlayan unsurlardan
biri olarak karşımıza çıkıyor.
Yatırım ve Derin
Teknoloji Açığı
Türkiye’de girişim sermayesi pazarı,
birkaç istisnai yatırım dışında henüz
1 milyar dolar seviyesine ulaşabilmiş
değil. Bu durum, özellikle derin teknoloji
girişimlerinin (Deep Tech) finansal
sürdürülebilirliğini zorlaştırıyor. Yazılım
sektöründeki büyümeye rağmen, bu
büyümenin içindeki Ar-Ge yoğun alt
segmentlerin payı hâlâ sınırlı.
17
Gündem
Stratejik
Odaklanma Şart
2021 sonrası hız kazanan yüksek teknoloji
ihracatı, Türkiye’nin gelecekte
bu alanda küresel oyuncular arasında
kalıcı yer edinme potansiyelini
ortaya koyuyor. Ancak bunun için şu
konularda stratejik adımlar atılması
gerekiyor:
● Entelektüel sermayeye yatırım,
özellikle doktoralı araştırmacıların
sanayiye entegrasyonu,
● Uluslararası patent üretiminde artış,
● Girişim sermayesi kapasitesinin
genişletilmesi,
● Derin teknoloji şirketlerinin
desteklenmesi,
● Kurumsal AR-GE yapılarını güçlendirecek
mevzuat ve destek
sistemleri.
Türkiye Yarışta Öne
Çıkıyor Ama Yol
Uzun
Türkiye, 2010 sonrası özellikle savunma
sanayii ve elektronik alanındaki
atılımlarla yüksek teknoloji ihracatında
büyük bir ivme yakaladı. Ancak
bu başarıyı sürdürülebilir kılmak için
niteliksel dönüşüme odaklanmak ve
AR-GE ile inovasyon ekosistemini daha
da güçlendirmek gerekiyor.
Bugün ortaya çıkan veriler, Türkiye'nin
bu yarışta yükselen oyunculardan biri
olduğunu gösteriyor. Ancak kalıcı başarı,
bu ivmenin stratejik adımlarla desteklenmesine
bağlı. Gerekli reformlar ve
yatırımlarla Türkiye, yalnızca tüketen
değil, aynı zamanda teknoloji geliştiren
ve ihraç eden lider ülkelerden biri
haline gelebilir.
18
İş Görüşmeleri Artık Planlı,
Süreçler Daha Akıllı!
Hiçbir aday unutulmuyor, hiçbir görüşme aksatılmıyor.
Eleman.net’in yeni Mülakat Organizasyon Sistemi ile
işe alım süreci artık daha planlı ve sorunsuz.
Akıllı hatırlatıcılar
Otomatik mülakat gönderimi
SMS ve e-posta ile aday bilgilendirme
Röportaj
"Biz Sorduk, Atakan Yücel Yanıtladı"
Perpa Kooperatifi & Ticaret Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Atakan Yücel
ile Özel Röportaj
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Nerede doğdunuz, eğitim hayatınız
nasıl geçti? Akademik ve profesyonel
kariyer yolculuğunuzdan bahseder
misiniz? Hangi bölümlerden
mezun oldunuz, lisans ve yüksek
lisans deneyimleriniz nelerdir?
1980 Siirt doğumluyum. Lise eğitimimi
Tuzla Teknik Lisesi Elektrik Bölümü'nde,
lisans eğitimimi ise Marmara Üniversitesi
Elektrik Teknolojileri Mühendisliği
Bölümü'nde tamamladım. Ardından,
Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü Elektrik Ana Bilim Dalı'nda
yüksek lisans yaptım.
Üniversite hayatım boyunca çeşitli
kulüp ve derneklerde yöneticilik görevleri
üstlendim. 2002'de Marmara Üniversitesi
Öğrenci Konseyi Başkanı, 2003'te
ise Türkiye Üniversiteleri Öğrenci Konseyleri
Başkanı oldum.
PERPA'da 2008 yılından beri iki firmamla,
Elcon Elektrik Otomasyon ve
Ens. Isıtma Sistemleri San. Tic Ltd. Şti
ve My Sky Vista Mimarlık İnşaat Turizm
Ltd. Şti ile faaliyet gösteriyorum.
Sivil toplum alanında da aktifim. Önceki
dönemlerde PER-DER (Perpa Kat Maliki,
Kiracıları ve İş İnsanları Derneği)
Başkanlığını yürüttüm. Halen İstanbul
Ticaret Odası (İTO) 67 No'lu Telekomünikasyon
Komitesi, İhracatçılar Meclisi
ve Beşiktaş Kongre üyesiyim.
Perpa B Blok Yönetim Kurulu Başkanı
olarak göreve ne zaman başladınız?
Görev süreciniz boyunca öncelikleriniz
neler oldu?
5 Haziran 2024 tarihinde göreve başladıktan
sonra önceliğim PERPA’yı iş
güvenliğine ve sağlığına uygun, yenilikçi,
modern bir yapıya kavuşturmak oldu.
Kat maliklerimizin yatırımlarına değer
katmak, kiracı, çalışan ve ziyaretçilerimizi
rahat ettirmek için durmadan çalışıyoruz.
İşe binamızı boyatarak başladık.
Otopark HGS ve plaka tanıma sistemini
kurduk. Bina içi alt yapı, modernleşme
ve dekorasyon çalışmalarımıza devam
ediyoruz. Yeni dönemde ilk hedefimiz
ana kapılarımızı yenilemek.
B Blok’un yönetiminde sizin rolünüz
ve sorumluluk alanlarınız nelerdir?
Karaköy Perşembe Pazarı Toplu İş
Yeri Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu
Başkanlığı ve aynı zamanda Perpa B
Blok Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini
icra etmekteyim. Her iki görev de
Perşembe Pazarı esnafının ahilik geleneğiyle
yoğrulmuştur. Yaklaşık 4500
işyeri, 25 bin çalışan, ortalama günlük
40 bin ziyaretçi ağırlayan ülkemizin en
önemli ticaret merkezlerinden biri Perpa.
Dediğim gibi önceliğimiz binamızın
fiziki şartlarını yenilemek ve modern
bir ticaret merkezi haline gelmesini
20
Röportaj
sağlamaktır. Tabi buradaki görev ve
sorumluluğumuz sadece ticaret merkezinin
fiziki yapısına değil aynı zamanda
ticaretin ruhuna da sihirli dokunuşlar
yapmamız gerekiyor.
B Blok’ta faaliyet gösteren esnaflar
ve iş insanları için sağladığınız avantajlar
nelerdir?
İstanbul Ticaret Odası ve diğer odalarla
iş birliği içinde esnafımızın sorunlarını
bakanlıklara iletip, günümüz koşul ve
şartlarında giderek zorlaşan ticari hayatın
yeniden reforme edilmesi için köprü
görevi üstlendik. Firmalarımıza markalaşma,
istihdam, ihracata başlangıç ve
ekonomi alanlarında eğitim faaliyetleri
düzenledik. Teknoparklarla iletişim
halinde teknoloji transfer merkezleri
oluşturmayı hedefliyoruz. Bu konuda
birkaç üniversitemiz ile görüşme halindeyiz.
Perpa’yı yabancı katılımcıları
da içine çekebilecek bir fuar alanına
döndürmek için çalışmalara başladık.
Türkiye’de ticaret ve girişimcilik ekosistemi
hakkında ne düşünüyorsunuz?
Özellikle Perpa’daki iş dünyasını
nasıl etkiliyor?
Ülkemizde girişimcilik hem KOSGEB
hem de diğer teşviklerle destekleniyor
olsa da maalesef belli bir kontrol veya
planlama içinde yapılmamaktadır. Girişimcilik
yaşadığımız coğrafyanın ihtiyaçlarının
iyi belirlenmesi, uygun ürünlerin
üretilmesi ve satışı ile gerçekleşir.
Son dönemde gençlerimiz özellikle
savunma sanayinde ve belirli yazılımlarla
isimlerini sıklıkla duyurmakta ve
ülkemiz için gurur vesilesi olmaktadır.
Ülkemizde yapılan teknofestler de en
büyük girişimcilik ekosistemidir. Perpa
Ticaret Merkezi yenilikçi ve modern bir
ürün yelpazesine sahiptir. Bu yüzden
teknoloji ile anlık yaşayan bir esnaf
kültürüne sahibiz. Son yıllarda ülke
genelinde stabil devam eden ticari
hayat Perpa’daki esnafımızı da etkiledi.
Fakat günden güne değişen ihtiyaçlar
karşısında tedarik zincirinin en
temel halkası yine Perpa’dan İstanbul
ve Anadolu’daki sanayi kuruluşlarına
gönderilen ürünlerdir.
Pandemi ve sonrası süreç B Blok’ta
iş yapmayı nasıl etkiledi? Karşılaştığınız
zorluklar ve fırsatlar nelerdir?
Pandemi döneminde en düzenli çalışma
sanırım Perpa’da gerçekleşmiştir.
Hem lojistik hem de ürün stoklarını
yönetme işini ustalıkla gerçekleştirdik.
Pandemi sonrasında piyasalarda ciddi
bir sirkülasyon ve yüksek satış ciroları
gerçekleşti. Depolama alanlarına olan
ihtiyaçlar arttı. Üzülerek söylüyorum
en büyük zorluğumuz artan depolama
ihtiyacı karışından kiraların yükselmesi,
reel iş yeri yerine bazı iş yerlerinin
depo olarak kullanılması oldu ki bu
da Perpa Ticaret Merkezi’nin müşteri
sirkülasyonunu etkiledi.
Fırsat olarak düşük kredi imkanları ve
pandemi sonrası ticari hayatın canlanması
arz-talep dengesindeki artışlar
ticaretin hızlı seyretmesini sağladı. Bu
da bazı firmalarımız için hızlı büyümeyi
getirdi.
Perpa’da iş kurmak isteyen genç girişimcilere
ne gibi tavsiyeler vermek
istersiniz?
Ticari hayatıma ve girişimciliğime ilk
başladığım yerdir Perpa Ticaret Merkezi.
Girişimciler ve iş kurmak isteyenler
için bir fırsat kapısıdır. Bunun birçok
nedeni var. Öncelikle ticaret merkezinin
müşteri yoğunluğu ve bilinirliği.
Sonrasında ise kolay ve hızlı lojistik.
Tabi ki bunun yanında bankalar, noter
ve ticaret odasının da aynı merkezde
olması işlerinizi kolaylaştırıp zaman
tasarrufu sağlıyor.
Perpa Ticaret Merkezi’nde, küçük bir
ofisten başlayıp ülkemizin büyük sanayicisi
haline gelen birçok firmamız var.
Bu yüzden PERPA yeni girişimciler
için bir hikâyenin başlangıç ve odak
noktasıdır.
Son olarak Perpa B Blok ve genel
olarak Perpa Ticaret Merkezi için
önümüzdeki 5–10 yıl içindeki stratejik
hedefleriniz nelerdir? Altyapı,
teknoloji, esnaf ve girişimcilere sunduğunuz
imkanlar açısından nasıl bir
gelecek planlıyorsunuz?
Bizim göreve gelirken temel amaçlarımız
binanın fiziki yapısını bir an önce
düzeltip ticari ruhunu zenginleştirmekti.
Perpa Ticaret Merkezi 7 gün 24 saat
yaşayan bir fuar merkezidir. Teknoloji
ve altyapı yatırımlarımıza devam edeceğiz.
Önceliğimiz firmalarımızı ihracata
yönelik ar-ge firmaları haline getirebilmektir.
Bu konuda teknoparklarla
görüşmeler halindeyiz. Perpa’da teknoloji
transfer merkezi kurma girişimimiz
başladı. Yurtdışı fuarcılık firmaları ile
görüşmeler halindeyiz, özellikle uluslararası
fuarlardan sonra gelen yabancı
portföyü ticaret merkezimize ziyaretçi
olarak çekmek istiyoruz. Perpa Ticaret
Merkezi’ni modern yüzyılın ticaret merkezi
haline getirmek için çalışmalara
devam edeceğiz.
21
Röportaj
MBA'de Sen,
En İyi Sen!
Yenilikçi Eğitim Ekosistemi Yaklaşımını, Modern Müfredat Vizyonunu
ve Kişiselleştirilmiş Başarı Tasarımını referans alan Medicana
Eğitim Grubu MBA Okulları, 2025-2026 akademik yılına 17 şehir, 27
kampüsünde yapay zekâ ve insan odaklı yatırımlarla giriyor. MBA
Okulları İnsan Kaynakları, bu yıl odağına “Takdir Kültürü”nü alıyor.
Öğretmenlerini sadece bir çalışan değil, gelişim yolculuğunda bir
birey olarak gören MBA Okulları; bireysel farkındalık, tutku alanlarını
destekleme, dijitalleşme ve iç iletişim temelli uygulamalarla İK
süreçlerini yeniden şekillendiriyor. Biz de bu dönüşüm sürecini Medicana
Eğitim Grubu MBA Okulları İnsan Kaynakları Başkanı Serkan YILDIRIM
ile konuştuk; eğitimde insan faktörünü merkeze alan vizyonlarını,
büyüme stratejilerini ve yenilikçi uygulama öngörülerini dinledik.
Geçtiğimiz röportajda 1000 yeni çalışanı
bünyenize katmayı hedeflediğinizi
söylemiştiniz, bu hedefiniz
hangi noktada gerçekleşti?
Serkan Yıldırım | Medicana Eğitim Grubu MBA Okulları İnsan Kaynakları Başkanı
Geçtiğimiz yıl 7 şehir 14 kampüs iken
belirlediğimiz 1000 kişilik istihdam
hedefimize, 17 Şehir 27 kampüs olarak
ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Özellikle yeni kampüs açılışları ve büyüme
stratejimiz doğrultusunda, Türkiye
genelinde farklı branş ve kademelerde
öğretmen ve idari personel alımı
gerçekleştirerek liderliğimizi sürdürülebilir
kılıyor, eğitim sektörüne yön
veren bir kurum olma vizyonumuzu
güçlendiriyoruz.
22
Röportaj
Bugün itibarıyla MBA Okullarının kadro
yapısı ve çalışan sayısı hakkında
bize güncel bilgiler verebilir misiniz?
2025 yılı itibariyle MBA Okulları çatısı
altında yaklaşık 2.000 çalışan görev yapmaktadır.
Bunun %80’ini öğretmenler,
%15’ini idari personel ve %5’ini destek
birimleri oluşturmaktadır. Yapımız;
güçlü bir yönetici kadro, sürekli gelişen
eğitimciler ve deneyimli idari ekiplerle
desteklenmektedir. Eğitim haricindeki
tüm destek hizmetlerimiz, grup şirketimiz
FSS tarafından en iyi hizmet anlayışı
ile yürütülmektedir.
İnsan kaynağı eğitim kurumları için
çok kritik, MBA Okullarının öğretmen
ve idari kadro seçiminde en çok dikkat
ettiği kriterler neler?
Öğretmen seçiminde pedagojik yetkinlik,
alan bilgisi, iletişim becerileri ve
teknoloji okuryazarlığı kadar; adayın
öğrenmeye açık, tutkulu ve kurumsal
değerlerimize uyumlu olması bizim için
çok önemli bir husus. Özellikle “model
öğrenen öğretmen" yaklaşımına sahip
eğitimcileri tercih ediyoruz. İdari kadrolarda
ise liderlik becerisi, ekip yönetimi
ve süreç odaklı çalışma kültürü
aradığımız başlıca kriterler arasında.
Dijitalleşme, yapay zekâ ve eğitim
teknolojileri eğitim kurumlarını
dönüştürüyor. MBA Okulları bu alanda
nasıl bir yol haritası izliyor?
Dijitalleşme MBA Okullarının temel
strateji odaklarından biri. Bu eğitim-öğretim
döneminde, yapay zekâ
tabanlı öğrenme analitiği, değerlendirme
sistemleri ve geribildirim kültürünü
destekleyen dijital portalları
devreye aldık. Ayrıca Yapay Zekâ Sınıf
Öğretmeni Fedu ile öğrencilerimizin
öğrenme süreçlerini kişiselleştiriyor,
öğretmenlerimizin sınıf içi uygulamalarına
güçlü bir destek sunuyoruz.
Kurum içinde öğretmenlerin kariyer
gelişimi için ne gibi destekler sağlıyorsunuz?
(Eğitim, seminer, yurt dışı
programı vb.)
Öğrenme ve Gelişim Merkezi çatısı altında;
yıl boyunca sürekli olarak seminerler,
fonksiyonel eğitimler, liderlik modülleri
ve eğitim iş birlikleri gerçekleştiriyoruz.
Bu projelerin en önemli noktası, Türkiye’nin
önde gelen üniversitelerinin
akademik kadrolarından oluşan seçkin
Bilim Kurulumuzun önderliğinde
belirlenen eğitim içerikleri ve öğrenim
yöntemleriyle bireysel farkındalığı, aktif
öğrenmeyi ve yaşam boyu öğrenmeyi
desteklememizdir.
Bu yıl itibarıyla takdir kültürünü destekleyen,
öğretmenlerimizin geliştirilmesi
gereken yetkinliklerine bireysel
bazda odaklanarak tutku alanlarına
yönelik kişisel eğitim planları da sunmaya
başladık. Multidisipliner eğitim
sistemi anlayışımızı, yetişkin öğrenmesine
entegre ederek eğitimleri hibrit
23
Röportaj
deneyim yöntemleriyle dijital kaynaklarımızdan
da faydalanarak gerçekleştirmek;
Öğrenme ve Gelişim Merkezimizin
bu yılki elzem hedeflerinden biri olacak.
Çalışanların motivasyonu ve kuruma
bağlılığını artırmak için hangi
uygulamaları hayata geçiriyorsunuz?
Bu yıl odaklandığımız ana tema olan
Takdir Kültürü çalışan mutluluğu stratejimizin
merkezinde yer alıyor. Gözlem
ve ölçümleme temelli takdir sistemi,
başarı hikâyelerinin görünür hâle getirilmesi,
öğretmenler arası “ilham veren
uygulamalar” paylaşımı ve bireysel
ödüllendirme modelleri aktif olarak
uygulanıyor. Belirlenen başarı kriterleri
çerçevesinde yıl boyunca bireysel
başarı elde eden öğretmenlerimiz için
MBA İK Ödüllerin düzenliyoruz, öğretmenlerimizin,
bireysel katkılarının ve
performans odağının görünür olduğunu
bilmeleri, İnsan Kaynakları olarak bizi
de çok motive eden bir unsur.
Bu sene, çalışanlarımızla şeffaf ve çift
yönlü iletişim kültürümüzü geliştirmek
üzerine projeler üreteceğiz. Öğretmenlerimizin
sesine kulak verdiğimiz iç iletişim
platformları ve belli aralıklarla bir
kupa kahve eşliğinde düzenlediğimiz
“Gelişim Diyalogları” uygulamamızın
büyük ilgi göreceğine inanıyoruz. Benzerlerini
geçmişte de hayata geçirdiğimiz
bu uygulamalarla öğretmenlerimizin
ihtiyaçlarını birebir onlardan
duyuyor ve süreçlerimize dair geliştirme
önerileri üretme fırsatı buluyoruz.
Kadın istihdamı, fırsat eşitliği ve
çeşitlilik politikalarınızdan bahsedebilir
misiniz?
Toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlayacak
bir organizasyon yapısı kurmak,
MBA Okullarının temel değerlerinden
hareketle İnsan Kaynaklarının hassasiyet
gösterdiği bir konu başlığı. Kadın
istihdamı konusunda çok güçlü bir
yapıya sahibiz. Tüm çalışanlarımızın
%68’i kadın ve özellikle C-level yönetim
pozisyonlarında kadın oranımız çok
yüksek seviyelerde. Fırsat eşitliği ilkesini
sadece cinsiyet değil, tüm çeşitlilik
unsurlarıyla birlikte ele alıyoruz. Kariyer
planlamalarında liyakat esastır ve çeşitlilik
politikamız her pozisyonda temsil
adaletini sağlamayı amaçlamaktadır.
Önümüzdeki beş yıl için MBA Okullarının
İnsan Kaynakları vizyonunu
nasıl tanımlarsınız?
Gelecek beş yıl için MBA Okullarının
İnsan Kaynakları vizyonu, teknolojiyi
insani dokunuşla buluşturan, çalışanların
yalnızca görev tanımlarıyla değil
tutkuları, potansiyelleri ve değerleriyle
önceliklendirildiği bir sistem inşa etmeyi
hedeflemektedir. Bu vizyon, dijitalleşmeyi
yapay zekâ ile entegre eden,
veriye dayalı karar mekanizmalarıyla
şeffaf ve ölçülebilir süreçler sunan, aynı
zamanda takdir kültürünü kurumsal
davranış haline getiren bir yaklaşıma
dayanmaktadır. Bu doğrultuda;
sürekli öğrenmeyi teşvik eden dijital
platformlar, mentörlük sistemleri ve
mikro gelişim modülleri ile çalışanların
hem mesleki hem kişisel gelişimleri
desteklenecektir.Vizyonumuz; çeşitliliği
ve kapsayıcılığı temel alan bir kültürün
inşasını kapsar. Her bireyin farklılıklarını
bir zenginlik olarak gören, eşit fırsatlarla
gelişim sağlayan bir yapı kurmak
sadece bir hedef değil, kurumsal bir
sorumluluktur.
Takdir kültürü de bu yapının kalbinde
yer alır; başarıların görünür kılındığı,
katkıların anında ve anlamlı biçimde
takdir edildiği bir sistem, çalışan
bağlılığını ve kurumsal aidiyeti
güçlendirecektir.
Son olarak hem mevcut hem de yeni
dönemde MBA Okulları ailesine katılmak
isteyen öğretmen ve çalışan
adaylarına vermek istediğiniz bir
mesajınız var mı?
MBA Okullarında yalnızca bir iş değil, bir
gelişim yolculuğu sizi bekliyor. Tutkularınıza
alan açan, sizi birey olarak gören
ve emeğinizi takdir eden bir kurum kültürü
sunuyoruz. Öğretmenlik mesleğine
değer katmak, öğrenmeye ve gelişmeye
açık olmak isteyen tüm eğitimcileri,
“MBA’DE SEN, EN İYİ SEN!” yolculuğuna
davet ediyoruz.
24
Röportaj
4 5
11 12 13
17 18 19
25
İş Ortakları
CarrefourSA’dan
Güneşe 18 Milyon
Dolarlık Yatırım
CarrefourSA, Şanlıurfa’da kuracağı GES ile
yılda 53 milyon kWh elektrik üretecek. Şirketin
karbon ayak izi ise 27 bin ton azalacak.
Sabancı Holding ve Carrefour Grup
ortaklığıyla Türkiye perakende sektörünün
güçlü oyuncularından biri olan
CarrefourSA, sürdürülebilirlik alanındaki
yatırımlarını hız kesmeden sürdürüyor.
Şirket, bu vizyon doğrultusunda
Şanlıurfa’da 297 dönümlük bir arazi
üzerine 18 milyon dolarlık Güneş Enerji
Santrali (GES) kuruyor.
Kurulu gücü 29,3 MWp olan bu dev
yatırım tamamlandığında, Carrefour-
SA’nın yıllık elektrik ihtiyacının yüzde
35’ini karşılayacak. Santralin yıllık üretim
kapasitesi ise yaklaşık 53 milyon
kilovatsaat (kWh). Bu üretim, 20 bin
hanenin yıllık elektrik ihtiyacını karşılayabilecek
düzeyde.
bu yatırımın şirketin uzun vadeli vizyonunun
bir parçası olduğunu vurguluyor:
“2020 yılında hız verdiğimiz enerji yatırımlarıyla
CO2e emisyonlarımızı 25 bin
ton azalttık. 400 mağazamızda 50 bin
MWh elektrik tasarrufu sağladık. Şimdi
bu tasarruflara Şanlıurfa’daki GES projemizle
bir yenisini ekliyoruz. CarrefourSA
olarak sürdürülebilirliği tüm operasyonlarımızın
merkezine alıyor, doğayla
uyumlu büyümeyi hedefliyoruz.”
74 ilde 1250'yi aşkın mağazası ve 15
bin kişilik kadrosuyla Türkiye’nin dört
bir yanına ulaşan CarrefourSA, “Yaşam
için Doğrusu” ilkesiyle çevresel sorumluluklarını
iş yapış biçiminin ayrılmaz bir
parçası haline getirmeye devam ediyor.
Karbon Emisyonunda 27
Bin Tonluk Azalma
Yalnızca enerji üretimiyle değil, çevresel
etkileriyle de dikkat çeken proje, yılda
yaklaşık 27 bin ton karbon emisyonunun
önüne geçecek. Bu rakam, yaklaşık
1,2 milyon ağacın yıllık karbon emilim
kapasitesine eşdeğer.
Enerji Performans Sözleşmesi kapsamında
Girişim Elektrik Sanayi Taahhüt
ve Ticaret A.Ş. ile hayata geçirilen
projede inşaat çalışmaları başlamış
durumda. Tam kapasiteyle faaliyete
geçmesi 6 ila 9 ay içinde planlanıyor.
"Yaşam için
Doğrusu"ndan
Sapmadan
CarrefourSA İcra Kurulu Üyesi Bulut
Batum, enerji verimliliğine odaklanan
26
İş Ortakları
McDonald’s
Türkiye 2 Bin Kişiye
Yeni İstihdam
Sağlayacak
Türkiye’nin önde gelen hızlı servis restoran zincirlerinden McDonald’s,
yaz dönemine özel başlattığı istihdam seferberliğiyle ülke genelinde 2
bin kişiyi işe almayı planlıyor. Esnek çalışma koşulları ve genç odaklı
yapısıyla dikkat çeken McDonald’s, bu alımla birlikte hem ekonomiye
katkı sağlamayı hem de binlerce kişiye iş fırsatı sunmayı hedefliyor.
McDonald’s Türkiye 66
Bin Kişinin Geçimine
Katkı Sağlıyor
1986 yılında Türkiye pazarına giren
McDonald’s, bugün 8 binden fazla çalışanı
ve yılda 100 milyon müşteriye ulaşan
operasyon hacmiyle faaliyet gösteriyor.
Şirketin CEO’su Mwaffak Kanjee
yaptığı açıklamada, istihdamın sadece
kendi bünyelerinde değil, tedarik zinciri
ve dolaylı etkileriyle birlikte 66 bin
kişiye ekonomik katkı sağladıklarını
ifade etti. Kanjee, “Yeni işe alım kampanyamız
kapsamında, ülkemizin dört
bir yanında her yaştan bireye iş imkânı
sunacağız” dedi.
Gençlere İlk İş Deneyimi:
McDonald’s’ta Kariyer
Başlıyor
Ortalama çalışan yaşı 26,6 olan McDonald’s
Türkiye, gençler için hem eğitimlerini
sürdürürken çalışabilecekleri hem
de iş hayatına adım atabilecekleri bir
platform sunuyor. Şirket, esnek vardiya
sistemleriyle üniversite öğrencileri ve
yeni mezunlara avantaj sağlarken, aynı
zamanda kariyer gelişim fırsatları da
sunuyor. Kanjee, ekip pozisyonlarından
başlayarak yönetici kademelerine kadar
yükselen çok sayıda genç çalışanları
olduğunu vurguladı.
Kadın İstihdamında
Sektörün Üzerinde
Kadın çalışan oranı %48,9 olan McDonald’s
Türkiye, yönetici pozisyonlarında
da kadın temsilini artırmayı sürdürüyor.
2025 itibarıyla üst ve orta düzey yöneticilerde
kadın oranı %40,3’e ulaşmış
durumda. Şirket, işe alım süreçlerinde
kadınlara öncelik vererek toplumsal
cinsiyet eşitliğine katkı sağlamayı
amaçlıyor.
McDonald’s İş İlanları
Eleman.net’te
McDonald’s Türkiye, istihdam kampanyası
kapsamında pek çok pozisyon için
başvuru almaya devam ediyor. Güncel
iş ilanlarına Eleman.net üzerinden
ulaşabilir, konum ve pozisyona göre
filtreleyerek size en uygun fırsatlara
başvurabilirsiniz.
27
İş Ortakları
Sütaş’tan Bingöl’e
1.4 Milyar Dolarlık
Ekosistem Yatırımı
Sütaş, Bingöl Entegre Tesisiyle bölge ekonomisine can suyu
olacak. 2033 yılına kadar 1.4 milyar dolarlık katkı ve 9 bine
yakın kişiye istihdam hedefleniyor.
Türkiye’nin süt ve süt ürünleri
alanındaki öncü markası
Sütaş, 50. yılını kutladığı bu
dönemde en büyük yatırımlarından
birini Bingöl’e yaptı. Bingöl’de 3.200
dekarlık alanda kurulan Sütaş Bingöl
Entegre Tesisi, yalnızca bir üretim
merkezi değil, aynı zamanda tarım ve
hayvancılığı kapsayan geniş bir ekosistemi
de beraberinde getiriyor. Tesisin
tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde
bölgeye 1.4 milyar dolarlık ekonomik
katkı sağlaması bekleniyor.
Süt Ekonomisinde Yeni
Dönem
Sütaş’ın Karacabey, Aksaray ve Tire'deki
yatırımlarına Bingöl de eklenirken,
yeni tesisin günlük 1.000 ton süt işleme
kapasitesi bulunuyor. Aynı anda 18 farklı
ürünün üretim ve paketlemesi yapılabilen
tesiste, bugüne kadar 201 milyon
doları aşkın yatırım gerçekleştirildi.
Tam kapasiteye ulaşıldığında bölgedeki
etkisinin Bingöl’ün GSYH’sının yüzde
61,5’ine denk geleceği tahmin ediliyor.
Tesis, halihazırda 15.618 büyükbaş hayvana
ev sahipliği yaparken bu sayının
22 bini aşması hedefleniyor.
Yatırım Sadece Fabrika
Değil, Bölgesel Kalkınma
Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem
Yılmaz, Bingöl yatırımının sadece
üretim kapasitesini artırmakla kalmadığını,
aynı zamanda bölgenin sosyal ve
ekonomik dokusunu dönüştürdüğünü
ifade etti. Bugün itibariyle süt ihtiyacının
%90’ını bölgedeki çiftçilerden temin
eden Sütaş, 2024 yılında sadece bitkisel
üretimle bölge çiftçisine 250 milyon TL
kazandırdı.
Bu rakamın önümüzdeki yıllarda
1 milyar dolara çıkması bekleniyor.
Ayrıca, Sütaş yatırımı sayesinde Bingöl’ün
2033’teki kişi başı gelirinin 7.322
dolardan 10.221 dolara yükseleceği
öngörülüyor.
28
İş Ortakları
İstihdam ve Vergi Geliri de Artıyor
Sütaş’ın bölgeye katkısı sadece üretimle sınırlı değil. Yatırım tamamlandığında
8.611 kişilik dolaylı ve doğrudan istihdam yaratılması
bekleniyor. Vergi gelirlerinde ise ciddi bir artış öngörülüyor: 2033
yılına kadar 404 milyon dolarlık vergi geliri, Sütaş yatırımı sayesinde
elde edilecek.
Gübreden Enerjiye, Sürdürülebilir Üretim
Sütaş Bingöl Tesisleri, enerji ihtiyacının %92’sini gübre ve organik
atıklardan elde edilen yenilenebilir enerjiyle karşılıyor. 2024 yılında
223 bin MWh enerji üreten biyogaz tesisi ve çatıya kurulu GES sistemleriyle
toplam 48,6 MW enerji kapasitesine ulaşıldı. Sütaş, 2025
yılı itibarıyla tesisin tüm elektrik ihtiyacını kendi üretimiyle karşılamayı
hedefliyor.
Eğitim ve Ar-Ge ile Sektöre Nitelikli Katkı
Bingöl Entegre Tesisi, sadece üretim değil, bilgi ve teknoloji merkezi
olarak da faaliyet gösteriyor. Tesis bünyesindeki Süt Hayvancılığı
Eğitim Merkezi, üreticilere ve gençlere hayvancılık eğitimi verirken,
Ar-Ge merkezinde genetik geliştirme, embriyo transferi ve sperma
üretimi gibi ileri düzey biyoteknolojik çalışmalar yürütülüyor.
50 Yıldır Sadece Süt
Her gün 6.8 milyon adet paket süt dağıtıyoruz.
180 bin satış noktasındayız.
Sütaşmarket ile doğrudan tüketiciye
ulaşıp gıdanın güvenliğini taahhüt
ediyoruz. Marmara (Karacabey), İç
Anadolu (Aksaray), Ege-Akdeniz (Tire)
ve Doğu-Güneydoğu Anadolu (Bingöl)
bölgelerindeki 4 entegre tesisiyle
Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış
durumdayız. 47 ülkeye de ihracat yapıyoruz.
50’nci yılımızda İSO 500’de 50’nci
olduk” dedi.
29
İş Ortakları
30
İş Ortakları
Türkiye’nin hızlı servis restoran sektörünün
liderlerinden TAB Gıda, ilk sürdürülebilirlik raporunu
yayımladı. GRI standartlarında hazırlanan rapor,
şirketin çevre, insan ve gıda alanındaki taahhütlerini
gözler önüne seriyor.
Türkiye’nin dört bir yanında
1.800’ü aşkın restoranıyla hizmet
veren TAB Gıda, sürdürülebilirlik
alanında attığı adımları ilk kez
resmi bir raporla paylaştı. “Bir hamburgerden
daha fazlasıyız” mottosuyla
yayımlanan rapor, şirketin sadece
hızlı servis restoran alanında değil,
aynı zamanda toplumsal ve çevresel
sorumluluk anlamında da güçlü bir
oyuncu olduğunu kanıtlıyor.
Gıdaya Saygı, Gezegene
Özen, İnsana Değer
TAB Gıda'nın sürdürülebilirlik yaklaşımı
üç temel odak alanı üzerine inşa
ediliyor: Gıda, Gezegen ve İnsan. Gıda
güvenliğini bir prosedür değil, temel
değer olarak benimseyen şirket, üretimden
servise kadar olan her aşamada
kalite, şeffaflık ve israfı önlemeye
odaklanıyor. “Ne Yediğini Bil” platformu
sayesinde tüketiciler ürünlerin kaynağından
sertifikalarına kadar her bilgiyi
kolayca edinebiliyor.
Şirketin lojistik merkezleri BRCGS Küresel
Depolama ve Dağıtım Standardı
Sertifikası’na sahip. Tüm hammadde
tedariği ise TAB Gıda ekosisteminde
yer alan grup şirketleri aracılığıyla sağlanıyor.
Bu yapı, kalite ve sürdürülebilirlik
hedeflerinde bütüncül bir kontrol
mekanizması sunuyor.
İklimle Uyumlu Büyüme
Stratejisi
TAB Gıda, çevresel sürdürülebilirlik
alanında kararlı adımlar atıyor. Yenilenebilir
enerji kaynakları ve enerji
verimliliğine yönelik projeler, karbon
ayak izinin azaltılmasına doğrudan katkı
sunuyor. 2024 yılında restoranların
elektrik tüketiminin %39,4’ü YEK-G sertifikalı
yenilenebilir enerji kaynaklarından
karşılandı. Cadde restoranlarında
ise bu oran %100’e ulaştı.
Kapsam 1, 2 ve 3 emisyonlar GHG protokolüne
uygun biçimde hesaplanarak
bağımsız denetime tabi tutuluyor. Su
ve atık yönetiminde ise tasarruf odaklı,
döngüsel ekonomiyle uyumlu modeller
devreye alınıyor. 2024 sonunda 148
restoran “Sıfır Atık Belgesi” almaya hak
kazandı. Plastik tüketimi %21,7, kâğıt
tüketimi ise %8,4 oranında azaltıldı.
İnsana Değer Veren Bir
Kurum Kültürü
22 binden fazla kişiye doğrudan istihdam
sağlayan TAB Gıda, insan kaynağını
sürdürülebilirliğin merkezine koyuyor.
Eğitim, çeşitlilik ve kapsayıcılık konularında
örnek uygulamalara imza atan
şirket, kadın çalışan oranını %45’e çıkardı.
TAB Akademi ve Yeni Nesil Yönetici
Adayı Geliştirme Programı ile çalışanların
yıllık ortalama 172 saat eğitim
alması sağlandı.
Sayılarla 2024
Sürdürülebilirlik Karnesi
● 148 restoran “Sıfır Atık” belgesi aldı.
● Elektrik tüketiminin %39,4’ü yenilenebilir
kaynaklardan karşılandı.
● Plastik tüketimi %21,7, kâğıt tüketimi
%8,4 azaltıldı.
● Kadın çalışan oranı %45’e ulaştı.
● Dijital sipariş deneyimi 1.359 akıllı
kiosk ile genişledi, dijital satışların
oranı %35’e yükseldi.
● Tedarik zincirinde FSC ve RSPO gibi
sertifikalı sürdürülebilir malzemelere
geçildi.
● Şikâyet oranlarında %4 iyileşme
sağlandı.
“Gerçek Sürdürülebilirlik,
Yarın İçin Bugünden
Harekete Geçmektir”
TFI TAB Gıda Yatırımları - Grup Şirketleri
Sürdürülebilirlik Başkanı Ecehan Kurdoğlu,
bu ilk raporun şirketin sorumluluk
bilinciyle attığı adımların bir yansıması
olduğunu belirtiyor:
“Sürdürülebilirliği sadece bugünü değil,
yarını düşünerek ele alıyoruz. Bu rapor
hem geldiğimiz noktayı hem de ulaşmak
istediğimiz hedefleri ortaya koyuyor.
Şeffaf, ölçülebilir ve stratejik bir yaklaşımla
yolumuza devam edeceğiz.”
31
Makale
Mezunlar iş
dünyasına hazır
mı? Akademinin
yetersizliği ve
işverenlerin yeni
beklentileri
Canan Duman |
Yönetim Danışmanı-Eğitmen-Yazar
Her yıl Türkiye’de binlerce genç, diplomalarını alarak iş dünyasına adım
atmaya hazırlanıyor. Ancak işverenler giderek artan bir şekilde rahatsız
edici bir gerçeği dile getiriyor: Mezunlar iş gücüne hazır değil.
Eğitim sisteminin akademik çabalarına rağmen, iş dünyasına katılan
mezunlar uyum sağlamakta zorlanıyor. Peki, bu uyumsuzluk neden
kaynaklanıyor? İş dünyası mezunlardan ne bekliyor, akademi ne sunuyor?
Üniversiteler mezunları
gerçekten hazırlıyor mu?
Uzun yıllardır üniversiteler, mezunları iş
dünyasına hazırlamakla yükümlü görülüyordu.
Ancak bu model artık işlevsiz
hale geldi. İş dünyası hızla değişirken,
akademik sistem eski paradigmalar
üzerinden ilerlemeye devam ediyor.
Diplomanın iş gücü piyasasında artık
tek başına bir değer ifade etmediğini
kabul etmeliyiz. İşverenler dinamik
yetkinlikler, çeviklik, yaratıcı düşünme
ve dayanıklılık arıyor. Ancak mezunlar,
genellikle bu becerilerle donatılmadan
akademik hayattan çıkıyor.
Türkiye’deki güncel veriler ne
söylüyor?
Türkiye’de iş gücüne hazırlık konusunda
ciddi bir kriz yaşanıyor. İş dünyasında
genç istihdamına dair bazı çarpıcı
veriler:
• Genç işsizlik oranı: 2025’in ilk çeyreğinde
%15 olarak açıklandı. Bu,
yeni mezunların iş bulma sürecindeki
zorlukları gösteriyor.
• Geniş tanımlı işsizlik: Resmi rakamlara
göre işsizlik %8,2 olsa
da geniş tanımlı işsizlik %28
seviyesinde.
32
Makale
• İşverenlerin değerlendirmesi:
Türkiye’de yapılan sektör araştırmaları,
şirketlerin %70’inin yeni
mezunları iş dünyasına hazır bulmadığını
ortaya koyuyor.
Bu veriler, üniversitelerin mezunları iş
dünyasına ne kadar hazırladığı konusunda
ciddi sorular doğuruyor. Diplomalar
artık tek başına yeterli değil.
İş dünyasının mezunlardan
beklentisi ne?
Türkiye’de işverenlerin yeni mezunlardan
beklediği yetkinlikler artık yalnızca
salt akademik bilgiyle sınırlı değil. İş
dünyası, problem çözme, iletişim becerileri,
çeviklik ve sahiplenme zihniyeti
gibi temel niteliklere öncelik veriyor.
Ancak birçok mezun, bu becerilerle
donatılmadan piyasaya çıkıyor.
İş dünyasında özellikle üç büyük eksiklik
öne çıkıyor:
• Bağlamsal problem çözme: Teorik
bilgi ile donatılan mezunlar, bu
bilgiyi gerçek iş süreçlerinde uygulamakta
zorlanıyor.
• İletişim netliği: Karmaşık konuları
açık ve etkili şekilde ifade edebilme
becerisi eksik.
• Sahiplenme zihniyeti: Mezunlar,
görevlerin sorumluluğunu alma konusunda
isteksiz olabiliyor, bu da
oryantasyon sürecini uzatıyor.-*-*–*
dünyası artık statik kimlik bilgileri
ile değil, dinami**k yeteneklerle
ilgileniyor. Hazırlık, bilgiyle ilgili
değil. Yapmakla ilgili. Belirsizlik altında
hızlı karar alabilme ve etkili
çözüm üretme yetkinliği, modern
organizasyonların en kritik ihtiyacı
haline gelmiş durumda.
Özellikle Z Kuşağı, yapay zeka tarafından
dönüştürülmüş bir iş gücüne girerken,
işletmelerin bu yeni nesil çalışanlarla
uyum sağlaması artık zorunluluk
haline geldi. Teknolojinin iş süreçlerini
bu denli şekillendirdiği bir dönemde,
eleştirel düşünme, iletişim ve bilginin
uygulanması artık pazarlık konusu
olamaz.
Bu beceriler eksik olduğunda sadece işe
başlama süreçleri uzamıyor, üretkenlik
ve entegrasyon uzun vadede zarar görüyor.
Mezunlar, teknolojiyle iç içe geçmiş
yeni çalışma modellerine hızla adapte
olmalı ve geleneksel eğitim sistemlerinden
daha fazlasını talep etmelidir.
Radikal bir değişim gerekiyor!
İş dünyası ile akademi arasındaki uyumsuzluğu
gidermek için şu adımlar kritik
önem taşıyor:
• Müfredat doğrudan iş dünyası ile
uyumlu hale getirilmeli. İş dünyasıyla
ortak projeler ve güncel sektör
bilgileri akademiye entegre
edilmelidir.
• Stajlar ve proje bazlı öğrenme zorunlu
hale getirilmelidir. Mezunlar,
iş dünyasına adım atmadan önce
gerçek iş deneyimi kazanmalıdır.
• Dereceye dayalı işe alım terk edilmeli,
beceri bazlı değerlendirmeler
yaygınlaşmalıdır. İş dünyası
yalnızca diploma değil, yetkinlik ve
adaptasyon kapasitesini aramalıdır.
33
Makale
• Akademi-iş dünyası iş birlikleri
artırılmalıdır. İşverenler, üniversitelerin
müfredat geliştirme
süreçlerine doğrudan katkıda
bulunmalıdır.
Bunun yanı sıra işverenler artık pasif işe
alım yapmak yerine müfredatı şekillendirmek,
proje bazlı stajlar sunmak ve
hatta kendi “bitirme okullarını” inşa
etmek zorunda.
Sonuç: Mezuniyet yeterli değil,
yetkinlik şart!
Türkiye’de akademi ve iş dünyası arasındaki
uyumsuzluk artık çözülmesi
gereken kritik bir mesele haline geldi.
İşverenler, mezunlardan diplomadan
daha fazlasını bekliyor. Ancak eğitim
sistemleri, iş dünyasının hızına yetişmekte
zorlanıyor. Mezuniyet artık bir
son değil, yeni bir başlangıç olarak
görülmeli. İş dünyasının talep ettiği
yetkinlikler kazandırılmadıkça, diplomalar
iş dünyasında sadece bir sembol
olarak kalmaya devam edecek.
Türkiye küresel yetenek merkezi olmak
istiyorsa, eğitim sistemlerini iş dünyasının
gerçekleriyle uyumlu hale getirmek
zorunda. Müfredattan değerlendirme
süreçlerine, işe alımdan kariyer
gelişimine kadar tüm sistem baştan
tasarlanmalı.
Mezuniyet artık bilginin kanıtı değil,
yetkinliğin göstergesi olmalı. İş dünyası
değişime açık ve dinamik bireyleri
arıyor. Eğitim sistemleri de bu değişimi
yansıtmalı ve gençleri gerçek iş dünyasına
hazırlamalı.
34
Makale
Yapay Zeka,
Stratejiyi
Yeniden
Yazıyor
İk ve Tedarik Zinciri
Yönetiminde Sistemsel
Dönüşümün Eşiğindeyiz
Tuğrul Günal | Danışmanlık Kurucusu, TEDAR
Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı
Dijitalleşmenin ilk dalgası süreçleri
hızlandırdı; ikinci dalgası
iş modellerini değiştirdi.
Bugünse üçüncü ve en derin dalgayla
karşı karşıyayız: Karar alma biçimimizin
yeniden yapılanması.
Bu dönüşümün kalbinde ise yalnızca
veriye erişim değil; veriden anlam
çıkaran, seçenekler sunan ve stratejik
içgörü üreten yapay zekâ sistemleri
var. Etkisi en görünür biçimde iki temel
alanda hissediliyor: İnsan Kaynakları
ve Tedarik Zinciri Yönetimi.
Ancak burada söz konusu olan sadece
verimlilik değil; organizasyonel zeka,
kültürel dayanıklılık ve geleceğe hazırlık
kapasitesinin yeniden tasarımı.
İK: Yeteneği Yönetmenin Ötesi, Geleceği
Şekillendirmek
Bugün İnsan Kaynakları’nı hâlâ işe alım
ve bordro yönetimiyle tanımlamak, satranç
tahtasında sadece piyonları hareket
ettirmekle yetinmeye benziyor. Oysa
geleceği kuran organizasyonlar için İK,
artık sadece “iş gücü” değil, kültürel
kodları yöneten, stratejik yön değişimlerini
tetikleyen ve entelektüel sermayeyi
örgütleyen bir yapı haline geliyor.
Yapay zekâ bu noktada operasyonel
kolaylaştırıcı değil; stratejik sezgiye
sahip bir yol arkadaşı. Artık kurumlar,
hangi rolün dolması gerektiğini
değil, henüz tanımlanmamış rollerin ne
zaman, neden ve nasıl ortaya çıkacağını
öngörmek zorunda. Ve bu öngörü,
sadece iç kaynak planlamasıyla değil,
dışsal beceri evrenlerinin modellenmesi
ile mümkün.
Bu bağlamda yapay zekâ, kurumlara şu
tür stratejik katkılar sunuyor:
●
●
Organizasyonel sinir ağı analizleriyle,
hangi birimin karar alma gücünü
nasıl etkilediğini, nerede bilgi akışının
tıkandığını ya da hangi alanların
dönüşüm direnci gösterdiğini
tespit ediyor.
Beceri mimarisi haritalaması yaparak
yalnızca mevcut yetenek
havuzunu değil, gelecekte değer
yaratacak yetkinlik kümelerini şekillendiriyor.
Bu, "kim var" sorusunu
değil, "kim olmalı?" sorusunu
veriyle yanıtlıyor.
Kurumsal kültürün ölçülebilir dijital
ikizini oluşturarak, organizasyonel
uyum, liderlik etkisi ve kültürel direnç
noktalarını stratejik önceliklere göre
modelleyebiliyor.
Artık İK’nın asıl rolü şudur: Yapay zekâyı
yalnızca bir analiz aracı değil, karar
ortağı olarak konumlandırmak ve bu
ortaklıkla organizasyonun kendini yeniden
icat etmesini sağlamak.
Bu, sadece performansı artırmak
değil; kurumun düşünce biçimini
dönüştürmektir.
35
Makale
Tedarik Zinciri: Küresel
Belirsizliğe Karşı Stratejik Direnç
Tasarımı
Tedarik zinciri yönetimi artık sadece
lojistikle ya da maliyet optimizasyonuyla
açıklanabilecek bir alan değil.
Küresel sistemde yaşanan her kırılma
– ister bir enerji krizi, ister siyasi bir
istikrarsızlık, isterse çevresel bir felaket
olsun – tedarik zincirlerini stratejik
birer kırılganlık alanı haline getiriyor.
Bugün yöneticilere düşen sorumluluk,
bu zinciri yalnızca daha verimli değil,
daha öngörülü, daha esnek ve daha
dirençli hale getirmek.
İşte tam burada yapay zekâ devreye
giriyor. Ancak sadece süreç takibiyle
değil; kurumsal karar alma reflekslerini
yeniden şekillendiren bir strateji
katmanı olarak. Artık "tedarik zinciri
görünürlüğü", bir dashboard tablosundan
ibaret değil; çok boyutlu, çok
zamanlı, çok değişkenli bir karar destek
haritasına evrilmiş durumda.
Yapay zekâ sayesinde artık kurumlar:
● Dinamik senaryo simülasyonlarıyla,
olası kırılma noktalarını
proaktif şekilde test ediyor. Hangi
tedarikçi ağının hangi coğrafi
riske ne kadar açık olduğu, hangi
rota değişikliklerinin hangi finansal
etkileri yaratacağı artık yalnızca
sezgiye değil, algoritmik öngörüye
dayanıyor.
● Değer zinciri üzerinden stratejik
esneklik analizi yaparak, sadece
malzeme akışını değil; itibar riskini,
düzenleyici uyumu ve sürdürülebilirlik
metriklerini birlikte değerlendiriyor.
Böylece tedarik zinciri
artık sadece “teslimat hattı” değil,
stratejik kırılma ve iyileşme alanı
haline geliyor.
● Kurumsal karar mekanizmaları,
artık sadece geçmiş performans
verisiyle değil; anlık dışsal göstergelere
ve sistemsel stres senaryolarına
göre pozisyon alabiliyor.
Bu da tedarik zincirini reaktif olmaktan
çıkarıp, kendi içinde yönetişimsel
zekâ barındıran bir
yapıya dönüştürüyor.
Bu bağlamda yapay zekâ, tedarik zinciri
alanında yalnızca dijitalleşmeyi değil,
kurumsal adaptasyon kabiliyetinin yeniden
tanımını mümkün kılıyor. Bugünün
rekabet avantajı, yalnızca hızda değil;
esneklik, öngörü ve sürdürülebilir tepki
verebilme kapasitesinde yatıyor.
Ve bunu inşa edebilenler, tedarik zincirini
bir operasyon alanından çıkarıp
kurumun stratejik bağışıklık sistemine
dönüştürebilenler olacak.
36
Makale
İşe Alımın
Yeni Gerçeği:
İnsan + Dijital
İş Gücü
Mehmet Ali Akcebe | İnsan Kaynakları
Profesyoneli
“Çalışan” denilince akla yalnızca insan
geliyor. Ünvanlar, özgeçmişler canlanıyor
gözümüzün önünde… Ve
tüm bu sürecin merkezinde İnsan
Kaynakları departmanı yer alıyor.
Şimdi ise “çalışan” kelimesinin içeriği
değişiyor.
Artık çalışan yalnızca insanı değil, bir
yazılımı ya da algoritmayı da tanımlayabiliyor.
Dilimize yeni bir kavram daha
giriyor: dijital çalışan.
Üstelik bu durum sonucunda yalnızca iş
tanımları değil, organizasyon yapıları da
hızla değişiyor. Çalışan kavramı dönüşürken,
işe alım anlayışı da bununla
birlikte evrim geçiriyor.
İşe alım süreçleri artık yalnızca insanı
işe almakla sınırlı değil. Yerine göre bir
dijital çalışan da işe alınabiliyor. Hatta
kimi zaman en doğru çözüm, insan
ve dijital çalışanın birlikte görev aldığı
hibrit yapılar olabiliyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025
Future of Jobs Raporu’na göre, 2030’a
kadar 170 milyon yeni iş yaratılacak,
92 milyon iş ise ortadan kalkacak. Bu
dijital dönüşüme adapte olamayan
organizasyonlar için büyük bir risk
anlamına geliyor.
Dijital İş Gücünün
Kurumlara Entegrasyonu
Günümüzde birçok işyerinde dijital
çalışanlarla birlikte çalışıyoruz. Otomasyon
botları, yapay zeka destekli
yazılımlar, iş takibi yapan sistemler…
Bunlar sadece destek olmakla kalmıyor,
karar süreçlerine de dahil oluyor.
Örneğin bazı yöneticiler, çalışanların
e-posta analizlerinden performans
değerlendirmelerine kadar birçok
konuyu yapay zeka ile takip ediyor.
GPT tabanlı sistemlerle özgeçmiş değerlendirmesi
yapan şirket sayısı da her
geçen gün artıyor. Yani bugün işe alınan
yalnızca insanlar değil. Yazılım tabanlı
sistemler de iş gücüne katılıyor.
Burada da şu soru ortaya çıkıyor:
Bu dijital çalışanları kim işe alacak?
Geleneksel olarak işe alım süreci İnsan
Kaynaklarının sorumluluğundaydı.
İhtiyaç belirlenir, ilan yayımlanır, adaylar
değerlendirilir ve yerleştirme yapılırdı.
Ancak dijital çalışanlar söz konusu olduğunda
süreç değişiyor.
Bir sistemin seçimi, güvenliği, uyumu
ve entegrasyonu gibi teknik detaylar
devreye giriyor.
Dolayısıyla Bilgi Teknolojileri departmanı
da bu sürecin aktif bir oyuncusu
haline geliyor.
37
Bizden Haberler
Automechanika İstanbul 2025 ve Eleman.net
İşbirliğiyle Kariyer Duvarı Sektöre Can Verdi
Otomotiv satış sonrası sektörünün
bölgedeki en büyük
buluşma noktası Automechanika
Istanbul 2025, bu yıl 145
ülkeden 57.748 profesyoneli ağırladı.
Eleman.net olarak bizler de bu önemli
etkinlikte yerimizi aldık ve fuar süresince
sektörün istihdam ihtiyaçlarına
katkı sağladık.
12-15 Haziran 2025 tarihleri arasında
İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde
düzenlenen fuarda, 40 ülkeden
1.500 katılımcı firma ve 57.748
ziyaretçi ağırlandı. Bu dev buluşmada
Eleman.net ekibi, özel olarak tasarlanan
Kariyer Duvarı alanında aktif
rol oynadı.
Eleman.net Ekibi Fuar
Süresince Aktif Rol Aldı
Automechanika Istanbul 2025 kapsamında
oluşturulan Kariyer Duvarı,
işverenlerle iş arayan adayları bir araya
getiren önemli bir platform olarak öne
çıktı. Eleman.net ekibi, fuar boyunca
Kariyer Duvarı alanında adaylara rehberlik
etti, işverenlerle birebir iletişim
kurarak ihtiyaçlarını analiz etti ve etkin
çözümler sundu.
Kariyer Duvarı ile Hem
İşveren Hem Adaylar
Kazandı
Eleman.net’in fuarda açtığı ücretsiz iş
ilanları sayesinde, etkinlikte yer alan
hemen hemen tüm firmalar, nitelikli
38
Bizden Haberler
adaylarla doğrudan buluşma fırsatı
yakaladı. Kariyer Duvarı, hem işveren
profillerini hem de iş arayan adayları
bir araya getiren güçlü bir platform
olarak öne çıktı.
doldu taştı. 145 ülkeden gelen 57.748
profesyonel arasında, Eleman.net’in
etkin rolü sektördeki insan kaynakları
çözümlerine yeni bir soluk getirdi.,
● Firmalar, Eleman.net üzerinden
ücretsiz iş ilanı açarak doğru adaylara
erişti.
● Adaylar, fuar alanında ilanlara kolayca
yönlendirilerek iş başvurularını
hızlıca gerçekleştirdi.
● Bu işbirliği, otomotiv sektöründe
işgücü bulma süreçlerini hızlandırırken,
kalifiye personel ihtiyacının
karşılanmasına büyük destek
sundu.
Uluslararası Fuar ve İş
İstihdamı İçin Benzersiz
Bir Deneyim
Automechanika Istanbul 2025, 45.000 m²
alanda gerçekleştirilen organizasyonda
Türkiye başta olmak üzere Çin, Almanya,
Hindistan gibi sektörün öncü ülkelerinden
gelen katılımcılar ve ziyaretçilerle
39
Anket
eleman.net Araştırması:
İş Tanımı Dışında Yaptırılan Görevler
Çalışanların %46’sı
İş Tanımı Dışında Görev Yapıyor!
İş dünyasında çalışan memnuniyeti ve bağlılığı,
kurumların başarısında kritik rol oynuyor. Eleman.net
olarak gerçekleştirdiğimiz kapsamlı
anket çalışmasıyla, çalışanların iş tanımlarına
yönelik tutumları, iş arama alışkanlıkları ve kariyer
kararlarına ilişkin güncel verileri ortaya
koyduk. Anketimiz, farklı sektörlerden ve pozisyonlardan
binlerce çalışanın katılımıyla gerçekleşti
ve işverenlerin insan kaynakları politikalarını
şekillendirmede önemli ipuçları sundu.
Çalışanların %46’sı
Görev Tanımı Dışında İş Yapıyor
Anket sonuçlarına göre çalışanların %54’ü
sadece iş tanımlarında belirtilen görevleri yaptığını
belirtirken, %46’sı iş tanımı dışında ek
sorumluluklar da üstleniyor. Bu veriler, iş tanımı
dışındaki görevlerin iş hayatında oldukça yaygın
olduğunu gösteriyor. İşverenlerin, çalışanlardan
beklenen görev kapsamını net olarak belirlemesi
ve gerekirse ek görevler için uygun motivasyon
ve destek sağlaması, çalışan memnuniyetini
artırmada önemli bir faktör.
40
Anket
Çalışanların Yüzde 87’si
Yeni Fırsatlara Açık
Çalışanların büyük bir çoğunluğu (%87), aktif ya
da pasif şekilde başka iş ilanlarını takip ettiğini
belirtiyor. Bu durum, iş piyasasında hareketliliğin
yüksek olduğunu ve çalışanların kariyer fırsatlarını
sürekli araştırdığını ortaya koyuyor. Kariyer
gelişimine önem veren çalışanlar, daha iyi koşullar
ve fırsatlar sunan iş ilanlarına karşı daima dikkatli.
İşverenlerin, çalışan bağlılığını artırmak için
rekabetçi ücret politikaları, gelişim fırsatları ve
kariyer planlama desteği sunması gerekiyor.
Çalışanların %97’si Yeni Bir İş
Teklifini Değerlendirmeye Hazır
En çarpıcı sonuçlardan biri ise çalışanların
%97’sinin, yeni bir iş teklifi alsalar bunu değerlendirmeye
açık olmaları oldu. Bu yüksek oran,
işverenlere önemli bir mesaj veriyor: Çalışan
bağlılığı ve motivasyonu artırılmadığı sürece
işgücü kayıpları yaşanabilir. Şirketlerin, çalışanlarının
beklenti ve ihtiyaçlarını anlamak, onları
kurumda tutmak için stratejik adımlar atmak
zorunda olduğu açıkça görülüyor.
41
20 Yıldır
İş Arayanların İstihdam Kaynağı,
İşverenlerin Çözüm Ortağı
20. Yıl Filmimiz