p17h2g1g9g1ndmk9g32q1q1gf9a4.pdf
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
söyleşi<br />
Kürt sorununda barışçıl çözüm ümidinin<br />
yükseldiği yeni bir süreçteyiz. Herkes<br />
İmralı’daki görüşmeleri, PKK’nin silah bırakıp<br />
bırakmayacağını, yeni anayasa ve seçim<br />
yasaları dâhil Türkiye’nin demokratikleşmesi<br />
için bu görüşmelerin sonuç alıcı müzakerelere<br />
dönüşüp dönüşmeyeceğini merak ediyor.<br />
Gelecek gazetesi olarak, Kürt sorununun<br />
barışçıl çözümü için Türk ve Kürt annelerine<br />
ithaf ettiği ‘Gerillanın Barışı’ isimli kitabın<br />
yazarı Metin Yeğin’le bu soruların yanıtlarını<br />
aramaya çalıştık.<br />
METİN YEĞİN:<br />
Öncelikle, ayağınızın tozuyla henüz<br />
gelmiş olduğunuz Havana’dan<br />
FARC ile Kolombiya devleti arasındaki<br />
barış görüşmelerine dair izlenimlerinizi<br />
alalım.<br />
Kolombiya sürecini özetlersek şöyle<br />
ilerledi: RicardoTéllez’in söylediği<br />
gibi, gizli görüşmeler oldu. Sonra<br />
Oslo’da doğrudan açıkça görüşüldü,<br />
ardından görüşmelere Havana’da devam<br />
edilmesi kararı alındı. Yani öncelikle<br />
temaslar oldu, o temasların<br />
ardından açıkça görüşme ilan edildi.<br />
En son durum ise şuydu: Bir ajanda<br />
çıkarmaya çalışıyorlardı. Çıkardıkları<br />
ajandayla da neyi tartışacaklarına,<br />
hangi sorunları ne zaman tartışacaklarına<br />
karar vermeye çalışıyorlardı.<br />
Bu sayede devam eden bir müzakere<br />
süreci başlamış oldu.<br />
Müzakere sürecinin başlaması<br />
barış olacağı anlamına gelmiyor.<br />
Kolombiya’da iki kere açık müzakere<br />
süreci oldu. Hatta neredeyse barış<br />
sağlanıyordu, seçime katıldılar ve<br />
parlamenterler çıkardılar ama sonrasında<br />
parlamenterler tutuklandı. Hatta<br />
bu süreçlerden birinde, M16 adlı<br />
gerilla örgütü silah bıraktı. Dolayısıyla<br />
her şeyi olup bitmiş olarak görmemek<br />
lazım. Ama burada önemli bir<br />
şey var. Birincisi, Kolombiya devleti<br />
niye barış istiyor? Herhalde Latin<br />
Amerika’nın en vahşi devleti. Birçok<br />
Latin Amerika ülkesinde kapitalizm<br />
var. Kapitalizm her yerde yozlaştırıcı,<br />
yok edici, hele neoliberalizm, dehşet<br />
verici. Bütün Latin Amerika’da böyle.<br />
Ama Kolombiya’da bu elli kat daha beter.<br />
Diğer Latin Amerika ülkelerinde<br />
kısmen de olsa sendikal mücadeleler<br />
verebiliyorsunuz ancak Kolombiya’da<br />
böyle bir şey yok. Dünyada sendikacıların<br />
en fazla öldürüldüğü ülke Kolombiya.<br />
Böyle bir faşizmin egemen<br />
olduğu bir ülkede, devlet müzakere<br />
masasına nasıl oturuyor? Sorulardan<br />
biri bu olmalı.<br />
Yanıtına gelirsek, Kolombiya’da gerillanın<br />
elinde olan bölge çok önemli.<br />
Hem maden açısından yeni doğalgaz<br />
rezervlerinin olduğu yer, hem ilaç sanayinin<br />
dünyada en fazla hammaddesinin<br />
elde edildiği yer. Dolayısıyla<br />
uluslararası burjuvazi istikrar istiyor<br />
çünkü orada yatırım yapacak. Aynı<br />
zamanda Kolombiya da ‘klasik burjuvazi’<br />
olarak tanımlayabileceğimiz kesimde<br />
de barış istiyor. Çünkü onların<br />
da kendi güvenliği yok.<br />
ABD de böyle bir barışı ya da en azından<br />
müzakereyi destekliyor. Çünkü<br />
gerillayı ortadan kaldıramayacaklarını<br />
bir kez daha anladılar. O bölge<br />
onlar için çok önemli. Gerillanın<br />
kontrolünde olan bölgenin hemen kıyısında<br />
doğalgaz var. Bunların hepsi<br />
uluslararası burjuvazinin ağzını su-<br />
landırıyor. Ve bunun için biraz daha<br />
barış istiyor. Peki, gerilla neden barış<br />
istiyor? Ya da neden masaya oturuyor<br />
en azından?<br />
Gerilla diyor ki: “Biz kan dökülmesinin<br />
durmasını istiyoruz. Tutuklanmaların<br />
durmasını istiyoruz. Çünkü<br />
biz politika yapmak istiyoruz. Biz politikayı<br />
başka şekliyle sürdüremediğimiz<br />
için silahlı mücadele yürüttük.<br />
Onun için bize doğru düzgün politika<br />
sürdürme zemini sağlandığında, daha<br />
açık bir demokrasi oluşturulduğunda<br />
biz bunu kabul ederiz.” Ayrıca gerillanın<br />
en azından müzakere için söylediği<br />
en önemli şey; “Şimdi sen bana<br />
daha düne kadar terörist diyordun,<br />
birden masaya oturdun benimle, be-<br />
sayfa 12 | 10 ocak 2013 | gelecek<br />
Anlaşma dediğimiz şey kağıt üzerinde olan bir şey değildir, somut olarak ne yaşandığıdır. Devlet meşruiyet<br />
üzerinden var olur. Saldırmayacağım dediğinde verdikleri sözü tutmazlarsa zaten meşruiyet yıkılır.<br />
nim bir özgürlük hareketi olduğumu<br />
kabul ettin artık.” Yani bu görüşmeler<br />
nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, masaya<br />
oturur oturmaz gerillanın avantajı<br />
var zaten.<br />
Bunu Türkiye için de genelleyebilir<br />
miyiz?<br />
Evet, burası için de geçerli. Burada<br />
önemli bir noktaya değineceğim.<br />
Geçen hafta El-Salvador’da “Barıştan<br />
sonraki 21 yıl” adlı bir panel vardı.<br />
El-Salvador’daki gerilla hareketi ile<br />
devlet arasında 89 yılında Meksika’da<br />
ilk görüşmeler başladı. 91 yılında barış<br />
imzaladılar. O barış görüşmelerini<br />
yürüten delegelerin konuşmacı olduğu<br />
bir panel vardı. Görüşmeleri anlatıyorlardı.<br />
Şöyle ki, hem faşist parti<br />
ARENA’nın delegesi hem de o dönemin<br />
gerilla komutanı, gerillanın delegesi<br />
Roberto Canas var. Bunlar ilk<br />
görüşmede bir masaya oturup tartıştıktan<br />
sonra öğle yemeğinde Meksika<br />
devleti gerillaya ayrı masalar hazırlıyor.<br />
Çünkü gerillaya haydut olarak<br />
baktıklarından, onlarla aynı masada<br />
yemek yenmez diye düşünüyorlar.<br />
Buna karşı bence Kürt hareketinin<br />
burada yapması gereken şey, Zapatistaların<br />
yaptığı gibi bütün görüşmeleri<br />
doğrudan açıklamaktır.<br />
Kolombiya’daki görüşmelerde oluyor<br />
mu bu söylediğiniz?<br />
Şu an basına kapalı oradaki görüşmeler.<br />
Ama FARC’ın son bir deklarasyonu<br />
var. Diyor ki: “Biz burada görüşüyoruz<br />
ama bu iş masada bitmez. Esas<br />
mesele sizin masanın ardından harekete<br />
geçmeniz. Biz buradan köylülere,<br />
hareketimize, öğrencilere, arabuluculara,<br />
akademisyenlere, aydınlara sesleniyoruz:<br />
Mesela tarım sorununun<br />
ne olduğunu bize sizin söylemeniz<br />
gerekiyor. Çünkü bu masada ancak<br />
sizin düşüncelerinizi de birlikte aktarabilirsek<br />
sürdürebiliriz. Biz sadece<br />
sizin delegeleriniziz, bu masada oturup<br />
kendi kendimize kararlar vermeyeceğiz.”