p17h2g1g9g1ndmk9g32q1q1gf9a4.pdf
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
güncel<br />
Yok Artık!<br />
Avrupa Birliği Bakanlığı<br />
Çıldırdı<br />
Avrupa Birliği’nin raporu yayınlaması<br />
gereken gün açıklama yaparak,<br />
‘’Hükümetimize karne verme<br />
yetkisi, milletimizdedir. Bu yüzden<br />
kendi raporumuzu hazırlayacağız’’<br />
diyen Avrupa Birliği Bakanı<br />
ve Başmüzakereci Egemen Bağış<br />
sözünde durdu ve Türkiye Cumhuriyeti<br />
hükümetine ait farklı bir<br />
rapor hazırlattı. Ayrıca Egemen Bağış<br />
raporun değiştirilmesi sonrası<br />
yaptığı konuşmada, ‘’Avrupa’da en<br />
reformist biziz, bizden daha hızlı<br />
reform gerçekleştiren ülke yok,’’<br />
diyerek akıllara, hükümetin 4+4+4<br />
reform sürecindeki hızını getirdi.<br />
Konuşmasının devamında Bağış,<br />
hükümetin özgüveninden ve artık<br />
AB’nin istediği kriterlere tam anlamıyla<br />
uyulduğu için korkuları olmadığından<br />
bahsetti.<br />
Kendi raporunu da hazırlamakla<br />
kalmayan AB Bakanlığı, Avrupa<br />
Birliği İlerleme Raporu’nun çevirisinde<br />
değişiklik yaparak yıllarca<br />
hafızalara tarih kitaplarındaki ayrımcılıkla<br />
kazınan dili kullandı. Bir<br />
ay önce Habertürk’te bir programa<br />
katılan AKP milletvekili ve Anayasa<br />
Komisyonu Başkanı Burhan<br />
Kuzu, orijinal rapor için çöp değerlendirmesi<br />
yapmış, programın<br />
moderatörünün raporu okuduğu<br />
sırada sinirlenerek şov yapmış, raporu<br />
yere fırlatmıştı. ‘’Bizim gibi<br />
çalışkan bir öğrenciye böyle bir rapor<br />
vermek, hiç hoş değil,’’ diyen<br />
Burhan Kuzu’nun ardından Avrupa<br />
Birliği Bakanlığı’nın böyle bir rapor<br />
hazırlaması ise AKP’nin gerçek<br />
rapora bir hayli sinirlendiği fikrini<br />
yarattı.<br />
İki Rapor Arasındaki<br />
Fark<br />
İş Hukuku<br />
Orijinal raporda, İş Hukuku konusunda<br />
hiçbir ilerleme kaydedilmediği,<br />
sendikal haklarda halen<br />
işçilerin aleyhine haksızlıkların<br />
sürdüğü, iş kazaları konusunda hükümetin<br />
olumlu adımlar atmadığı<br />
vurgulanırken, AB Bakanlığı’nın<br />
hazırladığı raporda ise tam tersi<br />
ifadeler bulunuyor. Bu raporun<br />
hazırlanmasından kısa süre sonra,<br />
Zonguldak’ta bir madende gerçekleşen<br />
iş kazasında 8 işçinin ölmesi,<br />
Şişecam ve birçok fabrikada yaşanan<br />
işten çıkarmalar iki rapor arasındaki<br />
doğruluk payını açıklama<br />
gereğine bile yer bırakmıyor.<br />
Yine orijinal raporda, AB Komisyonu<br />
sadece kayıtlı işyerlerinde<br />
62.903 iş kazası gerçekleştiğini ve<br />
bu rakamların yasadışı platformlar<br />
düşünülmediğinde dahi AB’nin<br />
ortalamasının çok fazla üstünde olduğunu<br />
vurguluyor.<br />
Sendika hakları konusunda ise orijinal<br />
raporda şu sözler kullanılıyor;<br />
‘Sendikal hakların uygulanmasındaki<br />
kısıtlayıcı yasal hükümler ve<br />
zorluklar nedeniyle,sendikalaşma<br />
düzeyi ve toplu sözleşme kapsamı<br />
oldukça düşük kalmaya devam etmektedir;<br />
kayıtlı işçilerin %8’inin<br />
bu kapsamda yer aldığı tahmin<br />
edilmektedir. Türkiye Ekonomik ve<br />
Sosyal Konseyi, 2009 yılından bu<br />
yana toplanmamıştır.’<br />
Demokrasi ve Hukukun<br />
Üstünlüğü<br />
AB’nin hazırladığı raporda, Kürt<br />
Sorunu konusunda göstermelik<br />
birkaç adım atılmasına rağmen<br />
devamının gelmediğinden, milletvekillerinin<br />
halen hapishanelerde<br />
bulunduğundan, politikacıların,<br />
belediye başkanlarının sudan sebeplerle<br />
tutuklandıklarından ve<br />
AKP’nin siyasi bir savaş sürdürdüğünden<br />
bahsedilirken AB Bakanlığı<br />
bu konuya değinme gereksinimi<br />
bile duymamış.<br />
Raporun devamında, AİHM’e<br />
Türkiye’nin aleyhinde açılan davalarda<br />
son 6 yıldır artışın devam<br />
ettiği, Türkiye’nin AİHM’e dava<br />
açma konusunu zorlaştıracak şekilde<br />
çıkarttığı yasaların hukuk<br />
devletini yansıtmadığı ve şuanda<br />
Türkiye’nin aleyhinde açılan 16.641<br />
dosyanın halen beklemekte olduğu<br />
vurgulanılırken, ‘Çoğunlukla terörle<br />
mücadele mevzuatı çerçevesinde<br />
olmak üzere, kamuoyunun dikkatini<br />
çeken davalar ve insan hakları<br />
savunucularınakarşı başlatılan bireysel<br />
cezai kovuşturma<br />
ve soruşturmalar<br />
artmıştır’ sözleriyle<br />
Türkiye’nin son yıllardaki<br />
durumu açıklanmış.<br />
Buna karşılık,<br />
Bakanlık ise daha çok<br />
neoliberal politikalara<br />
geçişte yaşadıkları başarılardan<br />
bahsetmeyi<br />
sayfa 16 | 10 ocak 2013 | gelecek<br />
Avrupa Birliği’nin, dönem başkanlığının 15 yıldır hazırladığı Türkiye İlerleme<br />
Raporu’nda bu yıl bir ilk yaşandı. Başbakanlığa bağlı Avrupa Birliği Bakanlığı,<br />
Avrupa Birliği’nin orjinal raporunu beğenmeyince kendi raporunu hazırladı.<br />
Ayrıca bununla da yetinmeyen Bakanlık, orijinal metindeki tanımlarda kendi<br />
dilini kullanarak çeviride değişiklik yaptı.<br />
seçmiş ve bu konuya raporunda yer<br />
vermemiştir.<br />
Orijinal raporda ayrıca %10’luk<br />
seçim barajının halen Avrupa’daki<br />
en yüksek baraj olduğundan; siyasi<br />
partilerin kapatılması ve siyasi<br />
partilerin seçim kampanyalarının<br />
finanse edilmesi konusunda AB<br />
yasalarına uyumsuzluğun devam<br />
ettiğinden; askeri hapishanelerde<br />
halen vicdani retçilerin kötü muamele<br />
ve işkenceye maruz kaldığından<br />
bahsedilmekte.AB Komisyonu<br />
ifade özgürlüğü ihlalindeki artıştan,<br />
basın özgürlüğündeki kısıtlamalardan<br />
bahsederken yine AB<br />
Bakanlığı’nın hazırladığı raporda<br />
bu konulara değinilmemektedir.<br />
Çevirideki Fark<br />
Orijinal raporu beğenmeyerek<br />
ülkeyi cennete benzetecek kadar<br />
iyimser bir rapor hazırlayan AB<br />
Bakanlığı’nın bununla yetinmeyerek<br />
orijinal raporu da değiştirerek<br />
yayınlaması ve burada tarih kitaplarında<br />
sıkça geçen ayrımcı tanımları<br />
kullanması dikkatlerden kaçmadı.<br />
Örneğin; Avrupa Birliği Komisyonu<br />
ilerleme raporunda yer<br />
alan”Ermeni”kelimesi AB Bakanlığınca<br />
‘’sözde’’ kelimesi eklenerek;<br />
‘’Ekümenik Patrik’’ tanımı ‘’Rum<br />
Patriği’’ olarak; ‘’Kıbrıs Cumhuriyeti’’<br />
‘’Kıbrıs Rum kesimi’’ olarak<br />
değiştirilmiş. Ayrıca Avrupa Komisyonu,<br />
Roboski katliamı için<br />
‘’TSK tarafından katledilen 34 sivil’’<br />
ifadesine yer verirken, Bakanlık<br />
bunu ‘’Uludere’de hayatını kaybedenler’’<br />
olarak değiştirmiş.