16.01.2013 Views

p17h2g1g9g1ndmk9g32q1q1gf9a4.pdf

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

güncel<br />

BDP Grubu Önce Basına Kapalı Toplandı<br />

7 Ocak Pazartesi günü BDP grubu Ankara’da basına kapalı<br />

olarak toplandı. Bu toplantının ardından DTK Eşbaşkanı<br />

Ahmet Türk bir açıklama yaparak “İmralı’nın<br />

talepleri, devleti zorlamayacak türden talepler. Her demokratik<br />

ülkede yerine getirilebilecek taleplerdir” dedi<br />

ve süreçten umutlu olduklarını belirtti.<br />

BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise, “BDP bu görüşme<br />

kanalının sürekli açık olmasını istiyor. Önemli<br />

olan görüşmelerin müzakereye dönmesidir” dedi.<br />

İmralı’da her görüşme için ayrı başvuru yapılmasına<br />

gerek olmadığını, daha önceden yapılmış başvurular<br />

bulunduğunu ve gerekli prosedürün şu anda mevcut<br />

olduğunu söyleyen Baluken, “Önemli olan oradaki görüşmenin<br />

bir müzakereye doğru evrilmesidir. Bu konuda<br />

üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye<br />

hazırız. Ancak şu an hala İmralı’da bu görüşmelerin bir<br />

tarafı olan Öcalan’ın koşulları, müzakere yapmaya uygun<br />

koşullar değil. Dolayısıyla eğer bir müzakere süreci<br />

işleyecekse bununla ilgili durumun mutlaka gözden<br />

geçirilmesi gerekiyor. Görüşmeleri bir müzakere süreci<br />

olarak nitelendirmiyoruz” dedi. Baluken, 8 Ocak günü<br />

yapılacak grup toplantısında BDP Eş Genel Başkanı<br />

Selahattin Demirtaş’ın geniş açıklama yapacağını da<br />

belirtti.<br />

Demirtaş Grupta Konuştu!<br />

8 Ocak Salı günü Meclis’te basına açık yapılan grup<br />

toplantısında konuşan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş<br />

Abdullah Öcalan ile başlatılan görüşmelerle<br />

ilgili önemli mesajlar verdi. Konuşmasına Şerafettin<br />

Elçi’nin ve Kozlu’da ölen madencilerin ailelerine başsağlığı<br />

dileğiyle başlayan Selahattin Demirtaş ‘Bir defa<br />

başlayan sürecin, bir AKP-BDP ortaklaşması olmadığını<br />

net şekilde tespit etmek lazım’ dedi. Sözlerine<br />

‘Bizim hükümetle öncesinden oturup tartıştığımız bir<br />

süreç söz konusu değildir. Bu AKP’nin, hükümetin<br />

İmralı’da sayın Öcalan ile başlattığı süreçtir. Partimiz,<br />

iki arkadaşımızın İmralı’ya gidişiyle birlikte süreçten<br />

doğrudan haberdar olmuştur. Bir AKP-BDP ortak çalışması<br />

söz konusu değildir.’ diyerek devam eden Demirtaş<br />

‘Her şeyden önce İmralı’da bir heyetin resmi bir<br />

heyetin Sayın Öcalan ile görüşmesi bizler açısından<br />

önemlidir. Bunun aleniyet kazanmış olması bunun<br />

önemini değerini artırır. Çünkü bu sıradan bir gelişme<br />

değildir, aslında çok gecikmiş bir gelişmedir. Ama 14<br />

yıl aradan sonra İmralı’da aleniyet kazanılarak, kısmen<br />

şeffaf olarak bu sürecin girişiminin başlanmış olması,<br />

bütün tahlillerin dışında önemlidir’ diyerek konuşma-<br />

sını sürdürdü.<br />

Konuşmasında hükümetin bundan sonra alması gereken<br />

tutum ve geliştirmesi gereken dil üzerine de değinen<br />

BDP Eşbaşkanı ‘Hele hele askeri operasyonlar,<br />

tutuklamalar devam edecekse, bunun adına da entegre<br />

proje denilerek bu süreç sürecekse kimse birbirini<br />

yormasın. Silahsız kansız olsun acısız olsun, ama kimse<br />

hükümetin ciddi politikası vardır demesin. Öyle<br />

yendik, bitirdik, ezdik, şimdi sıra teslim almaya geldik<br />

yaklaşımını kimseye anlatamazsınız. Zaten İmralı’ya<br />

giden heyetiniz de böyle denmediğini biliyor. Yendiyseniz<br />

neyi müzakere ediyorsunuz? Yenme ve yenilme<br />

üzerine kurduğunuz diyalog süreci sakıncalı olacaktır.’<br />

dedi. Başlatılmış bir müzakerenin söz konusu olmadığını,<br />

müzakere başladığına dair kendilerine henüz<br />

ulaşmış bir olmadığını belirten Demirtaş, henüz sadece<br />

müzakere arayışından söz edilebileceğini söyledi.<br />

Konuşmasında şehit ailelerine de çağrı yapan Selahattin<br />

Demirtaş şehit ailelerinin bu sürece sahip çıkmasını<br />

ve hükümetin barıştan yana olmasını sağlamalarını<br />

istedi.<br />

sayfa 4 | 10 ocak 2013 | gelecek<br />

Demokrasi güçleri de sürece temkinli yaklaşıyor<br />

Savaşın Dilini Konuşarak Barış İnşa Edilmez!<br />

Konuşulan konu barıştır, muhatap alınan koca bir halkın<br />

temsilcileridir. Masaya oturmak için uzun bir yoldan<br />

geçildi. Siyasi soykırımlarla, askeri operasyonlarla<br />

Kürt halkı susturulmak istendi. Hükümet öncelikle<br />

masaya oturduğu taraflarla eşit koşullarda olduğunu<br />

kabul etmelidir. Devlet ancak adım adım uygulayacağı<br />

barış politikaları ile barış yapmakta samimi ve kararlı<br />

olduğunu gösterecektir. Bu konuda hızla atılması gereken<br />

adımlar ortadır. İvedilikle operasyonlara, sınıra<br />

askeri yığınak yapmaya ve savaş dönemine özgü<br />

politikalara son vermelidir. Öcalan’ın mevcut statüsü<br />

köklü bir biçimde iyileştirilerek değiştirilmeli, siyasi<br />

tutsaklar serbest bırakılmalıdır. Kürtlerin kolektif varlığı,<br />

kimliği, dili kabul edilmeli ve temel kolektif haklarının<br />

iade edileceği, bu paralelde muhatabın Kürt<br />

halkı, onun politik iradesi Kürt Özgürlük Hareketi ve<br />

önderliği olan Abdullah Öcalan olduğu ilan edilmelidir.<br />

Koruculuk ve tüm özel savaş birimleri dağıtılmalı,<br />

göç edenlerin yurtlarına dönmesi sağlanmalı, zararları<br />

tazmin edilmelidir. İfade özgürlüğünün önündeki yasal<br />

engeller kaldırılmalı ve özgür tartışma ortamının<br />

sağlanmasının imkanları yaratılmalı, tüm kurumlarda<br />

anadilde eğitim olanağı sağlanmalıdır. Devam eden<br />

yeni anayasa çalışmaları demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi<br />

bir anayasa temelinde yürütülmeli ve bu anayasanın<br />

gerektirdiği yasal düzenlemelerin yapılmasına<br />

derhal başlanılmalıdır. Bahsettiklerimizin tümü barış<br />

politikalarıdır.<br />

Özel savaş baronlarını kendine danışman yapmaktan<br />

çekinmeyen Başbakan’ın ve tarihinin her durağında<br />

halklara zulümden başka bir şey bahşetmemiş devletin<br />

ve onun hilebaz geleneğinin samimi olduğuna<br />

inanmamız ancak barış politikalarının kararlılıkla uygulanması<br />

ile mümkün olacaktır. Aksi taktirde devlete<br />

inanmamız için hiçbir somut neden ortada yoktur.<br />

Akan kanın durması en büyük ihtiyaçtır. Barış sadece<br />

Kürtlerin değil Türklerin de ihtiyacıdır. Şimdi barış<br />

için ısrar etmek gerekiyor. İzlemek değil taraf olmak<br />

sahip çıkmak gerekiyor.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!