gazete-sayi-1
gazete-sayi-1
gazete-sayi-1
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
mans artırıcı beslenme” adında iki kitap hazırladım.<br />
Türkiye judosundaki eksiklere gelince; benim gördüğüm<br />
eksikleri, zaten herkes görüyordur. Antrenörlerimiz iyi ama<br />
bazı bölgelerde kendini henüz tam yetiştirememiş hocalarımız<br />
var. Tabii onlar da çok yeni. Onların yetiştirdiği çocuk<br />
Milli Takıma geliyor ya, o yüzden antrenör eğitimi önemli.<br />
Kulüp antrenörlerinin daha iyi seviyeye getirilmesi lazım.<br />
Judo, motorik özelliklerin önemli olduğu bir spor. Bu anlamda<br />
hocaların kuvvet antrenmanı yapmış olması, halter bilmesi<br />
yararlı olur. Jimnastikçi esnekliğini bilmek gerekiyor.<br />
Bir de “playing coach” denilen, müsabakayı yeni bırakmış<br />
ama içeri girip, çocuklara antrenman veren koçlar var. Dünya<br />
judosunu tanıyan playing coach’lardan faydalanılması da<br />
önemli. Turnuvaların da daha çok olması gerekiyor. Bir çocuk<br />
yılın 11 ayını kulübünde geçiyor, bir ayını Milli Takım kampında.<br />
Bu yüzden Kulüp çok önemli. Milli Takım kampına<br />
malzeme alıyoruz, ama çocuk bizim elimizde zaten bir ay kalıyor,<br />
kulübünde aynı malzemeyi bulamayınca faydası olmuyor.<br />
JUDO, SAVAŞÇI RUHLU İNSANLARIN SPORU<br />
Londra 2012’ye iki judocuyla katıldık. Bu konudaki görüşleriniz<br />
nedir?<br />
Sezer (Huysuz) ile Gülşah (Kocatürk) harika judocular. Her<br />
insanın kalbinde bir olimpiyata gitmek yatar. Sezer olimpiyat<br />
öncesi menisküs ve bağ ameliyatları geçirdi, toparlandı, şampiyonluklar<br />
aldı ve o kadar puan topladı. Onu takip eden<br />
Hasan Vanlıoğlu’nun da önü çok açık, daha 24 yaşında. O da<br />
olimpiyata gidecek. Judoya bu kadar emeği geçen ve hakkıyla<br />
puan toplayan Sezer’in gitmesi burada doğru olarak karşımıza<br />
çıkıyor. Madalya alsaydı başka konuşulacaktı ama olmayınca<br />
daima olumsuz tarafı konuşuluyor. Gülşah için de aynı şeyler<br />
geçerli. Eksikler var mı dersen, tabii ki var. Bunları bizim kapatmamız<br />
lazım. Yetişme anında daha iyi imkanlar sunmak<br />
gerekiyor. Hülya Şenyurt 1992’de olimpiyat üçüncü oldu.<br />
Demek ki bu çocuklar bunu başarabiliyor.<br />
Judo felsefesi için neler söylemek istersiniz?<br />
Judo, savaşçı ruhlu insanların sporu. Zor olduğu için kolaycılar<br />
tercih etmiyor. Mesela çocuklar hemen pes ediyor, gidip<br />
karate ve taekwondo yapıyor. Çünkü onları ilk günden öğreniyor<br />
ama judoda birdenbire seni tutan birini atma şansın yok.<br />
Aylarca düşmeleri, giriş-çıkışları öğreniyorsun. Hocam Hofmann’ın<br />
kitabının başında “bu yolda birisi sabırlı olmalıdır”<br />
yazar. Japon atasözleri de hep sabır üstüne kuruludur. Judocular<br />
değişik bir felsefeye sahiptir. Japonya’da judocuyum dediğin<br />
zaman herkes ayağa kalkıp, saygı duyar.<br />
Do; yol demektir. Do, kendini eğittiğin ve iyi insan yaptığın<br />
yol anlamına geliyor. Judo; karşılıklı arkadaşlık, anlaşma ve<br />
enerjinin en verimli, en doğru kullanımıdır. Judo felsefe-<br />
NAMIK EKİN’DEN İNCİLER…<br />
3<br />
3<br />
3<br />
Judo Türkiye’ye 1962’de, yani çok geç geldi ama<br />
yine de bizim çocuklar arayı çok güzel kapattı.<br />
Acı, ter, kan ve gözyaşıyla yetmiş yaşıma geldim.<br />
Sonunda judoya hizmet ederek ölmek isterim.<br />
Vefa Stadyumu’nda müdürlük yaptım. Hâlbuki<br />
ben futbol topunu görsem bomba sanıp, karakol’a<br />
götürürüm.<br />
3<br />
Judo dünyanın en zor sporu. Judocular bir antrenman<br />
boyunca 200 kere yere düşüyorlar. Antrenmanda<br />
200 kere yere düşülen başka bir spor yok.<br />
3<br />
Emekli olunca beş kere dünya turu bileti verdiler,<br />
beş yıldızlı otellerde ücretsiz konaklamalı. Sadece<br />
birini kullanabildim.<br />
3<br />
Yüzme Milli Takımı’na antrenman planı çıkaracak<br />
bilgiye sahibim. Judo kendi branşım ama Fatih<br />
Uysal hariç, hiç kimse bu yönümden istifade etmedi.<br />
3<br />
Annem medyumdu, bana da geçmiş. Bir rekoru<br />
kırıp kıramayacağım gece kulağıma fısıldanır. Altıncı<br />
hissim çok kuvvetlidir.<br />
1961Balkan Jimnastik<br />
Festivali<br />
birincisi Namık<br />
Ekin, FenerbahçeStadı’ndaki<br />
19 Mayıs<br />
gösterileri<br />
sırasında.<br />
Köln Spor Akademisi’nde judo ihtisası<br />
yaptığı yıllardan iki fotoğraf.<br />
sinde; kötülük yapmayacaksın, ilim adamı olacaksın, saygılı<br />
olacaksın, boşa vakit harcamayacaksın, daima eğileceksin, çalışkan<br />
olacaksın ve üretken olacaksın. İşte bu judonun yoludur.<br />
Baktığın zaman sen rakibini atıyorsun ama aslında iki kişi<br />
birleşip bir oyunu meydana getiriyorsun. Yin-yang gibi. Sen<br />
olmadan, rakibin olmadan bu durum meydana gelmiyor. İnsanlar<br />
daima beraber bir şeyler yapabiliyorlar. Daima yuvarlak,<br />
akıcı, yol verici olmak lazım. Judo elbisesi beyazdır.<br />
Müsabakalarda mavi de giyilir ama elbise genelde beyazdır<br />
çünkü saflığı, temizliği temsil eder. Yoksa Kung Fu elbisesi<br />
gibi simsiyah olurdu.<br />
Spora adanmış hayatınızı pek çok rekorla süslediniz.<br />
Tüm rekorlardan bahsetmeye kalksak sayfalar yetmez.<br />
Son olarak bir rekor da judo için kırdınız.<br />
1977-1992 arasında Hollanda Kraliyet Havayolları’nda<br />
görev yaptım ve Ortadoğu Güvenlik Müdürlüğüne kadar yükseldim.<br />
Yaşım ilerlerken, “ne yapayım ne edeyim” dedim ve<br />
rekorlar kırmaya karar verdim. 14 temmuz, 1970’te Amerika’da<br />
11 mil yüzmüştüm. Amerika Silahlı Kuvvetlerinde en<br />
uzun mesafe yüzen asker seçildim. 1963’te SAT’tayken 11 saatte<br />
Karamürsel burnundan Gölcük’e, akıntıya karşı yüzmüştük.<br />
Daha o zamandan bu işleri yaparım diyordum ama<br />
güvenemiyordum.<br />
1976’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan yazı geldi. Bir<br />
Hollandalı suyun altında 36 saatte 40 kilometre yüzmüş, bana<br />
“37 saat yüzer misin” dediler. “Denerim efendim” dedim. 1<br />
Temmuz 1976’da, Denizcilik Bayramında Heybeliada’da 37<br />
saat altı dakika suyun altında kaldım ve 48 kilometre yüzdüm.<br />
Hürriyet <strong>gazete</strong>sinde günlerce birinci sayfa oldum. Hürriyet<br />
bir milyonun üstünde satarak, rekor tiraj yaptı. Erol Simavi<br />
beni çağırıp, teşekkür etmişti.<br />
Daha sonra rekorlar birbirini izledi. Su altında onbir rekor<br />
kırdım. Üçer kez Karadeniz’den Marmara’ya ve Kanlıca’dan<br />
Ortaköy’e su altından yüzdüm. 2004’te 38 saatte Mersin’den<br />
Kıbrıs’a su altından gittim. 2005’te 5 gün 5 gece su altında kaldım.<br />
2008’de 24 saatte Rodos’tan Marmaris’e yüzdüm.<br />
TATAMİDE GÖZYAŞLARI<br />
Geçen sene Judo Federasyonu 50’nci yılını kutladı. O vesileyle<br />
Fatih Başkan’a bir şeyler yapalım dedim ve 24 saat judo<br />
atışı rekoru kırmaya karar verdim ama omuz yırtık, belde sakatlıklar<br />
var, dizim de ameliyatlı. Su altı benim federasyonum<br />
olmadığı için başarısız olursam önemi yoktu, çünkü bana bir<br />
şey vermediler. Ama judo bana çok şey verdi. İlk Milli Takım<br />
antrenörüyüm, binlerce sporcu yetiştirdim. Yani judoyu hayal<br />
kırıklığına uğratmak istemem. Rekorun öncesinde gece uyuyamadım<br />
ve uyku hapı aldım. Sabah kalktım lapa gibiyim.<br />
Rekor saat 10’da başlayacak, sekiz buçuk gibi salona gittim<br />
ama ayakta duracak halim yoktu. Önce Fatih Başkanı attım ve<br />
rekor başladı. İki-üç saat uyku hapının etkisinden çıkamadım.<br />
Ben altı bin atış yaparım diye hesaplıyordum ama molaları, yemeği<br />
hesaba katmamışım. Yanlış hesap Bağdat’tan döndü; rakamlar<br />
tahminimin altında gitti. Dört saat sonunda belim<br />
ağrımaya başladı, yere yattım ve çocuklar masaj yapmaya başladı.<br />
O esnada düşünmeye başladım ve gözümden iki damla<br />
yaş geldi. “Sen bunu yaparsın” dedi Allah. Bel ağrısı kötüleşince<br />
iğne oldum ama 24 saatte 4627 atışla rekoru kırdım.<br />
ÇÇÇOCAK 2013 SÖYLEŞİ<br />
5