22.08.2016 Views

ULUSLARARASI FAALİYET RAPORU 2015

2bbDWff

2bbDWff

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>ULUSLARARASI</strong><br />

<strong>FAALİYET</strong><br />

<strong>RAPORU</strong> <strong>2015</strong><br />

MEDECINS SANS FRONTIERES<br />

SINIR TANIMAYAN DOKTORLAR<br />

www.msf.org<br />

www.sinirtanimayandoktorlar.org


SINIR TANIMAYAN<br />

DOKTORLAR'IN TÜZÜĞÜ<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), ağırlıklı olarak doktor ve sağlık çalışanlarından oluşan<br />

uluslararası bir sivil toplum kuruluşudur. Dünya çapındaki faaliyetlerini etkin bir şekilde<br />

yürütebilmek için sağlık personelinin yanı sıra diğer meslek gruplarına da ihtiyaç duyar.<br />

Tüm MSF üyeleri aşağıda belirtilen ilkeleri benimsemekle yükümlüdür:<br />

MSF, zor durumdaki insan topluluklarına, doğal veya insan kaynaklı afet mağdurlarına ve<br />

silahlı gruplar tarafından şiddete maruz kalmış kişilere, ırk, din, köken ve siyasi görüş ayrımı<br />

gözetmeksizin yardım ve destek sağlar.<br />

MSF, evrensel tıp ahlakı ve bireylerin insani yardım alma hakkı adına, tarafsızlık ve objektiflik<br />

ilkelerine sıkı sıkıya bağlıdır; faaliyetlerinin sağlıklı biçimde yürütülmesi için özgür çalışma<br />

koşulları talep eder.<br />

Üyelerimiz, mesleki ahlak kurallarına riayet etmenin yanı sıra; her türlü siyasi, ekonomik ve dini<br />

güç odaklarından bağımsız duruşlarını korumakla yükümlüdür.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar'a gönül veren saha çalışanları, üstlendikleri görevlerin risklerini ve<br />

tehlikelerini anlamalı ve bu seçimi yaptıkları için MSF’nin kendilerine sağladığı imkanlar dışında<br />

herhangi bir ödülü veya karşılığı kabul etmemelidir.<br />

Bu belge Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) Ocak ve Aralık <strong>2015</strong> tarihleri arasında dünya çapında yürüttüğü<br />

operasyonları içeren <strong>2015</strong> Uluslararası Faaliyet Raporu’nun Türkçe özetidir. MSF’nin çalıştığı ülkelerin<br />

tamamını göstermekle birlikte faaliyetlerin tüm detaylarını içermemektedir. Bazı hastaların isimleri gizlilik<br />

ilkemizden dolayı değiştirilmiştir.<br />

Faaliyetlerimiz hakkında daha kapsamlı bilgi edinmek isterseniz uluslararası internet sitemizi (www.msf.<br />

org) veya Türkçe internet sitemizi (www.sinirtanimayandoktorlar.org) ziyaret edebilir, bilgi@istanbul.msf.org<br />

adresine yazarak bize ulaşabilirsiniz.


İÇİNDEKİLER<br />

İÇİNDEKİLER<br />

2 DÜNYADA MSF<br />

4 YILIN ÖZETİ<br />

Dr. Joanne Liu, MSF Uluslararası Başkanı<br />

Jérôme Oberreit, MSF Genel Sekreteri<br />

4 Yılın Özeti<br />

8 ÇALIŞMA ALANLARIMIZ<br />

10 HASTALIKLAR VE <strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />

14 YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ<br />

16 KUNDUZ TRAVMA MERKEZİ’NE YÖNELİK SALDIRI<br />

18 ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN<br />

İNSANLAR<br />

14 Yemen’deki İnsani Kriz<br />

22 YOKSULLARIN ECZANESİ HİNDİSTAN: MSF NEDEN<br />

HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR?<br />

24 ÜLKELERE GÖRE <strong>FAALİYET</strong>LER<br />

28 AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI<br />

30 AKDENIZ VE EGE'DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR<br />

32 BALKANLAR<br />

16 Kunduz Travma Merkezi’ne Yönelik Saldırı<br />

52 RAKAMLARLA MSF<br />

56 İLETİŞİM<br />

22 MSF Neden Hindistan’a İhtiyaç Duyuyor?<br />

24 Ülkelere Göre Faaliyetler<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 1


2 Sınır Tanımayan Doktorlar<br />

IRAN<br />

TÜRKIYE<br />

IRAK<br />

GÜRCISTAN<br />

UKRAYNA<br />

BELARUS<br />

AVUSTURYA<br />

MACARISTAN<br />

SIRBISTAN<br />

HIRVATISTAN<br />

SLOVENYA<br />

ERMENISTAN<br />

LÜBNAN<br />

SURIYE<br />

ÜRDÜN<br />

YUNANISTAN<br />

ITALYA<br />

FRANSA<br />

MORITANYA<br />

SUDAN<br />

GÜNEY<br />

SUDAN<br />

ORTA<br />

AFRIKA<br />

CUMHURIYETI<br />

DEMOKRATİK<br />

KONGO<br />

CUMHURİYETİ<br />

ETIYOPYA<br />

KENYA<br />

UGANDA<br />

BURUNDİ<br />

TANZANYA<br />

MALAVİ<br />

ZİMBABVE<br />

MOZAMBİK<br />

MADAGASKAR<br />

SVAZİLAND<br />

LESOTHO<br />

GÜNEY<br />

AFRİKA<br />

BOLIVYA<br />

KOLOMBIYA<br />

HAİTİ<br />

MEKSIKA<br />

HONDURAS<br />

ÇAD<br />

NIJERYA<br />

NIJER<br />

KAMERUN<br />

MALI<br />

GINE<br />

SİERRA LEONE<br />

GUINEA-BISSAU<br />

LIBERYA<br />

FILDIŞI<br />

SAHILI<br />

MISIR<br />

LIBYA<br />

CEZAYIR<br />

FILISTIN<br />

YEMEN<br />

DÜNYADA MSF<br />

DÜNYADA MSF


AFGANISTAN<br />

LIBYA<br />

BANGLADEŞ<br />

LÜBNAN<br />

BELARUS<br />

MADAGASKAR<br />

BOLIVYA<br />

MALAVI<br />

BURUNDI<br />

MALI<br />

ÇAD<br />

MEKSIKA<br />

CEZAYIR<br />

MISIR<br />

STAN<br />

ISTAN<br />

IRAN<br />

RUSYA FEDERASYONU<br />

ÖZBEKISTAN<br />

KIRGIZISTAN<br />

TAJIKISTAN<br />

AFGANISTAN<br />

PAKISTAN<br />

NEPAL<br />

BANGLADEŞ<br />

HINDISTAN<br />

MYANMAR<br />

DEMOKRATIK KONGO<br />

CUMHURIYETI<br />

ERMENISTAN<br />

ETIYOPYA<br />

FILDIŞI SAHILI<br />

FILIPINLER<br />

FILISTIN<br />

FRANSA<br />

GINE<br />

GINE-BISSAU<br />

GÜNEY AFRIKA<br />

MORITANYA<br />

MOZAMBIK<br />

MYANMAR<br />

NEPAL<br />

NIJER<br />

NIJERYA<br />

ORTA AFRIKA<br />

CUMHURIYETI<br />

ÖZBEKISTAN<br />

PAKISTAN<br />

PAPUA YENI GINE<br />

MEN<br />

KAMBOÇYA<br />

FILIPINLER<br />

GÜNEY SUDAN<br />

GÜRCISTAN<br />

HAITI<br />

HINDISTAN<br />

RUSYA<br />

FEDERASYONU<br />

SIERRA LEONE<br />

SUDAN<br />

ENDONEZYA<br />

HONDURAS<br />

SURIYE<br />

SKAR<br />

PAPUA YENI<br />

GINE<br />

IRAK<br />

İRAN<br />

İTALYA<br />

KAMBOÇYA<br />

KAMERUN<br />

KENYA<br />

SVAZILAND<br />

TACIKISTAN<br />

TANZANYA<br />

TÜRKIYE<br />

UGANDA<br />

UKRAYNA<br />

KIRGIZISTAN<br />

ÜRDÜN<br />

KOLOMBIYA<br />

YEMEN<br />

LESOTHO<br />

YUNANISTAN<br />

LIBERYA<br />

ZIMBABVE


YILIN ÖZETİ<br />

YILIN ÖZETİ<br />

Dr. Joanne Liu, Uluslararası Başkan<br />

Jérôme Oberreit, Genel Sekreter<br />

Ekim ayında Sınır Tanımayan<br />

Doktorlar’ın (MSF)<br />

Afganistan’daki Kunduz<br />

Travma Merkezi ABD hava<br />

kuvvetleri tarafından<br />

bombalandı. Saldırı sonucu,<br />

14 çalışan, 24 hasta ve 4<br />

hasta refakatçisi hayatını<br />

kaybetti. Saldırının ardından<br />

kuzeydoğu Afganistan’da<br />

yaşayan bir milyondan<br />

fazla kişi, nitelikli cerrahi<br />

hizmetlerden mahrum kaldı.<br />

Kunduz hastane saldırısında hayatını kaybedenlerin<br />

aileleri ve arkadaşları hala kalbimizde.<br />

Aynı zamanda bu sene Nepal’de<br />

yaşanan trajik helikopter kazasında<br />

kaybettiğimiz meslektaşlarımız ve Orta<br />

Afrika Cumhuriyeti’nde öldürülen çalışanımızı<br />

da unutmadık. Kongo Demoktratik<br />

Cumhuriyeti’nde kaybolan ve hala izini<br />

bulamadığımız iş arkadaşlarımız Philippe,<br />

Richard ve Romy’ye de asla unutulmadıklarını<br />

duyurmak istiyoruz.<br />

Sağlık tesislerine yapılan saldırılar ve bunun<br />

sonucunda yaşanan sivil kayıplar<br />

Bir sağlık tesisine düzenlenen saldırı, bir<br />

anda başlayıp kısa süre sonra bitebilir.<br />

Ancak sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların<br />

etkisi uzun zaman devam eder. Binlerce<br />

sivil, sağlık tesisleri işleyemez hale geldiği<br />

için en çok ihtiyaç duydukları dönemde<br />

temel sağlık hizmetlerinden mahrum kalır.<br />

MSF, verdiği sağlık hizmetlerinin her<br />

daim tarafsız olduğunu vurgulamak için<br />

Afganistan’da çatışan tüm taraflarla ayrı<br />

ayrı görüşmeler yapmış, ABD Hava Hava<br />

Kuvvetleri hastaneyi bombalayana kadar<br />

ancak bu sayede Kunduz’da güvenle çalışmıştır.<br />

İşte tam da bu nedenle, yapılan bu<br />

saldırının etkenleri ve koşulları hakkında<br />

bağımsız ve tarafsız bir soruşturma gerekiyor.<br />

Bizler bu konuda ABD askeri kuvvetlerinin<br />

kendi içinde sürdürdüğü soruşturmaya<br />

güvenemeyiz. Hastanelere saldırı düzenlenmesi<br />

elbette ilk defa görülen bir durum değil.<br />

Ancak bu saldırıları basit bir “hata” olarak<br />

tanımlamamız ve görmezden gelmemiz de<br />

mümkün değil. Kunduz’a yönelik saldırı<br />

medyada büyük yankı uyandırdı çünkü ilk<br />

defa uluslararası bir insani yardım kuruluşu,<br />

resmen ABD askeri kuvvetlerince hedef<br />

© Bruno De Cock/MSF<br />

MSF Afganistan Ülke Temsilcisi, Kunduz’daki MSF Travma Merkezi’ne yapılan saldırıdan bir ay sonra Brüksel’de bir anma töreninde<br />

konuşma yapıyor.<br />

4 Sınır Tanımayan Doktorlar


YILIN ÖZETİ<br />

© MSF<br />

Hava saldırısı sonrası tamamen yerle bir olan, MSF’nin desteklediği Haydan’daki (Yemen) bir hastane. Bölgede açık olan ve 200.000<br />

kişiye hizmet veren tek hastane artık yok.<br />

alındı ve bombalandı. Sağlık merkezlerine<br />

yapılan saldırıların yoğunlaştığı ve bunun<br />

sonucunda en ciddi kaybı yine sivillerin<br />

yaşadığı bu dönemde, MSF, küresel boyutta<br />

etkisi olan, ancak çoğunlukla gözden kaçan<br />

konuların uluslararası mercekte yakın takibe<br />

alındığına emin olana kadar bu olayın<br />

peşinden gidecektir.<br />

Ocak ayında MSF’nin Sudan - Güney<br />

Kordofan’daki hastanesi Sudan Hava<br />

Kuvvetleri tarafından bombalandı. Saldırıda<br />

bir hasta ve bir çalışan yaralandı. Aynı<br />

hastane 2014’ün Haziran ayında da bombalanmıştı.<br />

Sene başında Ukrayna’da da sağlık<br />

tesisleri bombalı saldırılara hedef oldu. Fakat<br />

bilinçli yapılan ve ayrım gözetmeyen şiddet<br />

eylemleri ve en ciddi kayıplara sebep olan<br />

hastane saldırıları Suriye’de gerçekleşti.<br />

2012’de kabul edilen yasalar Suriye’deki<br />

karşıt gruplara sağlık yardımı sağlamanın<br />

yasa dışı olduğunu beyan etti. O tarihten<br />

bu yana hükümet güçleri, korkunç sonuçlar<br />

doğurmuş ve bugüne kadar cezasız kalmış<br />

bazı eylemler gerçekleştirdi. Karşıt gruplara<br />

zarar vermek amacıyla, stratejik bir seçim<br />

olarak, doktor, hemşire ve ambulans sürücüleri<br />

de dahil olmak üzere sağlık personeli ve<br />

sağlık tesisleri hedef alındı. <strong>2015</strong>’te MSF’nin<br />

desteklediği 63 sağlık tesisine toplamda 94<br />

bombalı saldırı düzenlendi. Bu saldırıların<br />

12’sinde tesisler tamamen yerle bir oldu.<br />

MSF destekli tesislerde 81 sağlık personeli<br />

yaralandı ve hayatını kaybetti.<br />

Yıl sonuna yaklaştığımızda, Yemen’deki sağlık<br />

tesisleri de saldırılara hedef olmaya başladı.<br />

Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon<br />

Ekim ayında MSF destekli bir hastaneye<br />

hava saldırısı düzenledi ve bunun sonucunda<br />

200.000’den fazla kişi sağlık hizmeti alamaz<br />

hale geldi. Hastanelere art arda düzenlenen bu<br />

saldırılar sonucunda bazı siviller, acil ihtiyaçları<br />

olmasına rağmen hastanelere giderken yolda<br />

hayatını riske atmak yerine, evinde kalıp dışarı<br />

çıkmamayı tercih etti. “Ne pahasına olursa<br />

olsun güvenlik” mantığı, ancak otoritelerin ve<br />

ülkelerin güvenlik önceliklerine uygun olduğu<br />

takdirde sağlık hizmetlerine izin verilebileceğini<br />

söylüyor. Sağlık hizmetleri, güvenlik önceliklerine<br />

uygun olmadığı takdirde ya engelleniyor<br />

ya da doğrudan saldırıların hedefi oluyor.<br />

Güvenli Yaşam Arayışındaki İnsanlar<br />

Şiddetten kaçanlar<br />

<strong>2015</strong> yılında devam eden çatışmalar ve<br />

şiddet eylemleri yüzbinlerce insanın güvenli<br />

yaşam umuduyla evlerini ve ülkelerini terk<br />

etmesine neden oldu. <strong>2015</strong> başlarında ülkedeki<br />

seçimle ilişkili şiddet olaylarından kaçan<br />

çok sayıda Burundili mülteci Tanzanya’ya<br />

akın etti. <strong>2015</strong>’in Temmuz ayında her hafta<br />

ortalama 3.000 kişi ülkeye giriş yapar oldu.<br />

Hesaplamalarımıza göre yaklaşık 78.000<br />

Burundili Nyarugusu Kampı’na sığındı.<br />

2011’de başlayan ve hala devam eden<br />

Suriye Krizi, bugüne kadar 1,5 milyondan<br />

fazla Suriyeli mülteci ve Suriye’de yaşayan<br />

Filistinli mültecinin Lübnan’a sığınmasıyla<br />

sonuçlandı. Şu anda Lübnan küçük bir ülke<br />

olduğundan bu nüfusun ihtiyaçlarını karşılamakta<br />

zorlanıyor. Ürdün’de ise bugüne kadar<br />

resmi olarak kayıt yaptıran Suriyeli mülteci<br />

sayısı 600.000’i geçti.<br />

Batı Afrika’nın Çad Gölü bölgesinde<br />

Kamerun, Çad, Nijer ve Nijerya’da 2.5 milyon<br />

kişi Boko Haram’ın saldırılarından kaçarak<br />

evlerini terk etmek zorunda kaldı ve ülke<br />

içinde yerinden edilen topluluklar için inşa<br />

edilen kamplara sığındı. Silahlı birliklerin karşı<br />

saldırıları ise, korunma talebinde bulunan<br />

bu insanların ve bölgedeki sivillerin hayatını<br />

daha fazla riske atmaktan başka bir işe yaramadı.<br />

MSF yukarıda bahsi geçen tüm ülkelerde<br />

faaliyet gösteriyor. Tanzanya’da aşı kampanyası<br />

yürütüyor, Lübnan’da kronik hastalıklar<br />

için ücretsiz tedavi sunuyor, Ürdün’de<br />

rekonstrüktif cerrahi projesi yürütüyor ve<br />

güvenlik riskine rağmen sağlık ekiplerini Çad<br />

Gölü çevresinde toplamaya devam ediyor.<br />

Mültecilerin misafir edilmesine yönelik<br />

sorumluluğun aslında tüm dünya ülkeleri<br />

tarafından paylaşılması gerekirken, bu<br />

sorumluluk çoğunlukla çatışma bölgelerine<br />

komşu olan ülkeler tarafından omuzlanıyor ve<br />

ne yazık ki bu gerçekleri haber başlıklarında<br />

göremiyoruz.<br />

Avrupa’ya Yolculuk<br />

<strong>2015</strong> boyunca 3.771’den fazla kişi Avrupa’ya<br />

ulaşmak isterken denizde boğularak hayatını<br />

kaybetti. MSF arama kurtarma çalışmaları<br />

düzenleyerek Avrupa’ya giriş noktalarında<br />

ve “göç rotası” üzerinde göçmenlere tıbbi ve<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 5


YILIN ÖZETİ<br />

© Karin Ekholm/MSF<br />

Güney Sudan’daki Yida mülteci kampında kalan bir çocuk, geniş çaplı aşılama kampanyası kapsamında kızamığa karşı aşılanıyor.<br />

insani yardım sundu. Yerinden edilen çaresiz<br />

insanlara karşı Avrupa’nın benimsediği<br />

tutum kınanırken, güvenli alternatifler olmadığı<br />

için savaş ve şiddetten kaçan insanlar,<br />

daha güvenli ve kaliteli bir hayat için ailelerini<br />

ve kendilerini kaçakçılara emanet etmek<br />

zorunda kaldı. Bu durum ne yazık ki hala<br />

devam ediyor.<br />

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin sınırlarında<br />

gözler önüne serilen küresel insani kriz,<br />

büyük oranda yanlış politikaların sonucunda<br />

bu noktalara geldi. AB’nin etkili ve insani<br />

politikalar üretme konusundaki başarısızlığının<br />

yanı sıra, göçmen akınına yönelik<br />

müdahalelerin yüzeyselliği, durumun bu<br />

denli vahim noktalara gelmesinde büyük rol<br />

oynadı. Kontrol edilmediği takdirde dünyayı<br />

sarsabilecek Ebola salgınıyla mücadele<br />

ederken de çok net gözlemlediğimiz siyasi<br />

tepkisizlik, göç krizinde de aynen yaşandı.<br />

Dünya liderleri yaşanananlara sırtını dönerek<br />

çatışmaların yalnızca bu “uzak” ülkelerin<br />

sınırları içinde kalacağını umdu. Nitekim,<br />

kendilerinin de bu olayların ciddi boyutlara<br />

taşınmasına bazı açılardan katkıda bulundukları<br />

herkesçe biliniyor. BM Güvenlik<br />

Konseyi’nin beş daimi üyesinden dördü<br />

(Rusya, ABD, Fransa ve İngiltere), Suriyeli<br />

sivillerin bombalanmasında doğrudan rol<br />

aldı. Dünyanın geri kalanı ise, garip bir<br />

şekilde, bu insanların ülkelerini neden terk<br />

ettiklerini sorgulamayı ve görmeyi reddetti.<br />

Yalnızca bu göçmenlerin AB topraklarına<br />

adım atmasını engellemek için çaba sarf<br />

ettiler. Açıkça görüldüğü üzere bu çabalar<br />

hiçbir şeyi değiştirmedi.<br />

<strong>2015</strong> yılında Avrupa’ya 1 milyon kişinin<br />

giriş yaptığı tahmin ediliyor. Bu kişilerin<br />

yarısını ise Suriyeli mülteciler oluşturuyor.<br />

Çatışmaların şiddeti arttıkça, ülkelerini terk<br />

eden insanların sayısında da ciddi bir artış<br />

yaşanmaya devam edecek. AB, Suriyeliler’i<br />

kendisinden uzak tutmak amacıyla<br />

Türkiye’nin sınır ülkesi olmasını fırsat bilerek<br />

Türkiye’ye milyarlarca avro para aktardı.<br />

Sınırların kapatılması ise, kapana kısılan<br />

milyonlarca çaresiz ve savunmasız insanı,<br />

yakın tarihte yaşanan en acımasız savaşlardan<br />

birinin tam ortasında bıraktı.<br />

Güney Sudan’da artarak devam eden şiddet<br />

Güney Sudan’da da siviller orantısız şiddete<br />

maruz kalmaya devam ediyor. <strong>2015</strong>’te<br />

tecavüz, adam kaçırma ve idamlar Güney<br />

Sudan’ın bazı bölgelerinde gündelik yaşamın<br />

parçası haline gelirken, bu yaşananları<br />

durdurma konusunda sağlam adımlar atılmadı;<br />

bölgesel ve uluslararası irade çok zayıf<br />

kaldı. Sahadaki MSF ekipleri Unity eyaletinde<br />

köylerin yakıldığına, yağmalandığına,<br />

yerle bir edildiğine tanıklık etti. Yüzbinlerce<br />

insan çalılıklara ve bataklıklara kaçarak<br />

aylarca hiçbir yardım alamadan, buralarda<br />

saklandı, yaşam mücadelesi verdi.<br />

MSF’nin sağlık tesisleri üç kez saldırıya<br />

uğradı ve yağmalandı. Bu olaylar sırasında<br />

beş Güney Sudanlı eski çalışanımız hayatını<br />

kaybetti. MSF çok ciddi kayıpların yaşandığı<br />

bölgelere ulaşma konusunda ciddi<br />

zorluklarla karşılaşmasına rağmen, mobil<br />

klinikler aracılığıyla hayati öneme sahip tıbbi<br />

ekipmanı ve sağlık yardımını, çatışmaların<br />

ön saflarında yer alan savunmasız insanlara<br />

ulaştırmayı başardı. Güney Sudan’daki<br />

insanlık krizi tüm acımasızlığıyla devam<br />

ederken, ülkede faaliyet gösteren MSF ekipleri<br />

aynı zamanda son yıllarda görülen en<br />

ciddi sıtma salgınıyla karşı karşıya kaldı.<br />

Ekipler ayrıca son iki yılda ortaya çıkan ikinci<br />

büyük kolera salgınına tanıklık etti.<br />

Salgınlarla mücadele ve AR-GE çalışmaları<br />

<strong>2015</strong>’in sonlarında Sierra Leone ve Gine’de<br />

Ebola salgınının sona erdiği ilan edildi.<br />

Ancak o günden bu yana zaman zaman<br />

yeni vakalar ortaya çıkmaya devam ediyor.<br />

Batı Afrika’da Ebola’dan etkilenen ülkelerde<br />

sağlık sistemi neredeyse tamamen<br />

çökmüş olduğundan, kızamık, tetanoz ve<br />

çocuk felci gibi rutin aşı kampanyaları da<br />

yarıda kesilmişti. Ebola dışındaki hastalıkların<br />

tedavi edilmesi için gereken sağlık<br />

sistemini yeniden inşa etmek ve insanların<br />

sağlık sistemine güvenmesini sağlamak,<br />

bu salgının sonlandırılması için hayati<br />

önem taşıyordu. Salgının en çok yayıldığı<br />

üç ülkede 880’den fazla sağlık persone-<br />

6 Sınır Tanımayan Doktorlar


YILIN ÖZETİ<br />

linin Ebola virüsünü kaptığı ve bu kişilerin<br />

500’den fazlasının hayatını kaybettiği düşünülüyor.<br />

Ebola’yı atlatan 10.000’den fazla kişi<br />

olmasına rağmen, bu insanların büyük bir<br />

kısmının hala uzun dönem tedavi gerektiren<br />

psikolojik rahatsızlıklar, baş ağrıları, hafıza<br />

kaybı, kas ağrısı ve görme bozuklukları yaşadığı<br />

görülüyor.<br />

Elbette Ebola kitleleri tehdit eden tek<br />

hastalık değil. Kızamık, menenjit, kolera<br />

gibi salgın hastalıklar sıklıkla mülteci kampları<br />

gibi hijyenik olmayan bölgelerde ve<br />

aşılama yapılamayan yerlerde ortaya çıkıyor.<br />

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin Katanga<br />

Bölgesi’nde pek çok kişinin hayatını kaybetmesine<br />

neden olan son kızamık salgınında<br />

görüldüğü üzere, geçtiğimiz 10 yılda<br />

alınan stratejik önlemlerin işe yaramadığı<br />

kanıtlandı. MSF Haziran ve Eylül aylarında<br />

300.000’den fazla çocuğu aşıladı ve 20.000<br />

hastayı tedavi etti. <strong>2015</strong>’te MSF’nin Erişim<br />

Kampanyası (Access Campaign) ekibi, başta<br />

zatürre aşısı olmak üzere dünya çapında aşı<br />

fiyatlarının düşürülmesini talep eden Adil<br />

Aşılama (Fair Shot) kampanyasını başlattı.<br />

Çünkü geçtiğimiz 10 yılda çocuk başına bir<br />

kur aşılamanın maliyeti tam tamına 68 kat<br />

artış gösterdi.<br />

Her ne kadar karşı stratejiler geliştirilmiş<br />

olsa da, sıtma hastalığı hala dünya çapında<br />

büyük bir sorun teşkil ediyor. Aynı zamanda<br />

sıtma kadar yaygın olmasa da sarı humma,<br />

chikungunya ve lassa humması gibi salgınlar<br />

da zaman zaman ortaya çıkmaya devam<br />

ediyor. <strong>2015</strong> yılında Orta ve Latin Amerika’da<br />

Zika virüsü salgını görüldü. Dünya Sağlık<br />

Örgütü 2016’nın başında, insanlarda ilk kez<br />

1952 yılında tespit edilen Zika virüsünün<br />

yarattığı salgına karşı Uluslararası Halk<br />

Sağlığı Acil Durumu ilan etti. Bu virüse karşı<br />

kesin bir aşı ya da tedavi olmamakla beraber<br />

teşhis yöntemlerinin çok kısıtlı olması,<br />

salgının yayıldığı takdirde büyük bir tehlikeye<br />

dönüşebileceğini gözler önüne seriyor.<br />

Etkili, ekonomik ve herkes için erişilebilir<br />

aşılama programları ve teşhis ve tedavi için<br />

AR-GE çalışmaları yürütülürken toplumsal<br />

ve çevresel koşullar gözetilmelidir. Ebola<br />

konusunda yürütülen AR-GE çalışmaları<br />

son yıllarda dünya çapında amacına hizmet<br />

etmedi ve ne yazık ki beklentileri karşılayamadı.<br />

Çünkü acil durumlarda hayat kurtarmaya<br />

yönelik etkili bir yöntem izlenmedi. İki<br />

salgın arasındaki kritik dönemde, bir sonrakine<br />

hazırlıklı olmak için gerekli güvenlik<br />

çalışmalarına yoğunlaşmalı ve tüm etkenleri<br />

etik bir bağlamda değerlendirmeliyiz.<br />

Salgınlar esnasında, özellikle salgının en<br />

yoğun görüldüğü dönemlerde, deneme<br />

aşamasındaki ilaç ve aşıları hızla test ederek,<br />

etkilerini aynı hızla gözlemlemeliyiz. Fakat<br />

günümüzde ancak salgın ortaya çıkıp yayıldıktan<br />

sonra veya salgının şiddeti azalmaya<br />

başladığında harekete geçebiliyoruz. Bu,<br />

derhal çözüm bulmamız gereken bir sorun.<br />

Son yıllarda MSF olarak tıbbi ve insani<br />

yardım çalışmalarımızı değişen koşullara<br />

uyarlamak ve farklı bağlamlarda karşılaştığımız<br />

zorluklar karşısında alternatif yollar<br />

bulmak zorunda kaldık. <strong>2015</strong>’te Suriye’de<br />

sağlık tesisleri kurup bu tesisleri işletmenin<br />

yanı sıra MSF'ye ait olmayan tesislere de<br />

destek verdik. Suriye içindeki bazı hastane<br />

ve kliniklere ilaç ve malzeme bağışladık,<br />

yerel sağlık çalışanları ve sivil toplum kuruluşlarıyla<br />

işbirliği halinde çalıştık. MSF ekipleri,<br />

Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki zorlu<br />

koşullara rağmen 13 kasaba ve 15 köyde<br />

aşı kampanyaları yürüttü, mobil klinikler<br />

kurdu. Cinsel şiddet mağdurları için kişiye<br />

özel hizmetler verdi, beslenme yetersizliğine<br />

müdahale etti ve acil cerrahi hizmetler<br />

sunarak yerel halkın ihtiyacı olan temel ve<br />

acil sağlık hizmetlerine devam etti.<br />

Bu çalışmaların ötesinde, diğerlerine nazaran<br />

geri planda kalmasına rağmen, onbinlerce<br />

MSF çalışanı dünyanın yaklaşık 70 ülkesinde<br />

HIV, tüberküloz, sıtma hastalarını tedavi etti;<br />

beslenme yetersizliğiyle mücadele etti. Anne<br />

ve çocuklara yönelik uzman sağlık hizmetleri<br />

sundu, aşı kampanyaları yürüttü.<br />

Tüm çalışanlarımızı çabalarından dolayı<br />

takdir ediyor ve tüm destekçilerimize bu<br />

hizmetleri mümkün kıldıkları için teşekkür<br />

ediyoruz.<br />

© Helmut Wachter/13photo<br />

Kırgızistan’ın güneyindeki Kara Su’da tedavi gören bir hasta röntgenlerini taşıyor. MSF hastanede yatış süresini düşürmek için bu<br />

bölgede özellikle ayakta tedaviye öncelik veriyor ve hastaların tedaviye bağlı kalmalarına yardımcı oluyor.<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 7


ÇALIŞMA ALANLARIMIZ<br />

ÇALIŞMA<br />

ALANLARIMIZ<br />

Projelerde Yapılan Harcamalara Göre<br />

En Büyük Programlarımız<br />

Proje Yürütülen Bölgeler<br />

Proje Sayısı<br />

1. Demokratik Kongo<br />

Cumhuriyeti<br />

2. Güney Sudan<br />

3. Orta Afrika Cumhuriyeti<br />

4. Yemen<br />

5. Haiti<br />

6. Irak<br />

7. Nijer<br />

8. Afganistan<br />

9. Lübnan<br />

10. Etiyopya<br />

Afrika 256<br />

Asya * 81<br />

Orta Doğu 44<br />

Asya<br />

Avrupa 38<br />

Kuzey ve Güney Amerika 22<br />

Pasifik 5<br />

Afrika<br />

Yukarıdaki 10 ülkede yürütülen programların toplam bütçesi 445.7<br />

milyon avrodur. Bu rakam, Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF)<br />

tüm operasyonları için ayrılan bütçenin %51’ini oluşturmaktadır.<br />

%18<br />

Personel Sayısı<br />

Sahada görev yapan MSF personeli sayısına göre en büyük ülke programları.<br />

Personel sayısı yalnızca tam zamanlı ve sabit pozisyonlar dikkate alınarak<br />

hesaplanmıştır.<br />

1. Güney Sudan 3.322<br />

2. Demokratik Kongo Cumhuriyeti 2.867<br />

3. Orta Afrika Cumhuriyeti 2.629<br />

4. Afganistan 2.303<br />

5. Haiti 1.835<br />

Orta Doğu<br />

%10<br />

Avrupa<br />

%9<br />

Kuzey ve<br />

Güney<br />

Amerika<br />

%5<br />

%57<br />

Pasifik<br />

%1<br />

*Asya’ya Kafkasya da<br />

dahildir.<br />

Ayakta Muayene<br />

Ayakta muayene edilen hasta sayısına göre en büyük ülke programları.<br />

Bu rakamlara uzmanlık gerektiren müdahaleler dâhil edilmemiştir..<br />

Proje Yürütülen Bölgelerin<br />

Durumu<br />

1. Demokratik Kongo Cumhuriyeti 1.652.008<br />

2. Orta Afrika Cumhuriyeti 1.016.096<br />

3. Güney Sudan 915.934<br />

4. Lübnan 683.385<br />

5. Etiyopya 413.195<br />

Proje Sayısı<br />

İstikrarlı 203<br />

Silahlı Çatışma 130<br />

İç İstikrarsızlık 109<br />

Çatışma Sonrası 5<br />

6. Nijer 408.009<br />

7. Afganistan 366.164<br />

8. Pakistan 358.308<br />

9. Suriye 350.348<br />

10. Kenya 281.140<br />

%45<br />

%29<br />

%24<br />

%1<br />

Çatışma<br />

Sonrası<br />

Silahlı Çatışma<br />

İç İstikrarsızlık<br />

İstikrarlı<br />

8 Sınır Tanımayan Doktorlar


ÇALIŞMA ALANLARIMIZ<br />

<strong>2015</strong> <strong>FAALİYET</strong>LERİNDE<br />

ÖNE ÇIKANLAR<br />

8.664.700<br />

Ayakta muayene<br />

598.600<br />

Hastaneye yatırılan<br />

hasta sayısı<br />

2.299.200<br />

Tedavi edilen<br />

sıtma vakaları<br />

60.500<br />

Ayakta veya yatılı<br />

beslenme programlarına<br />

alınan, ileri seviye<br />

beslenme yetersizliği<br />

gösteren çocuk vakaları<br />

340.700<br />

<strong>2015</strong> sonunda kayıt<br />

altında tedavi gören HIV hastaları<br />

236.800<br />

<strong>2015</strong> sonunda birinci<br />

basamak antiretroviral<br />

tedavi gören HIV hastaları<br />

10.200<br />

<strong>2015</strong> sonunda ikinci<br />

basamak antiretroviral<br />

tedavi gören HIV hastaları (birinci<br />

basamak tedavinin başarısız olması<br />

durumunda)<br />

6.800<br />

Anneden bebeğe HIV<br />

geçişinin önlenmesi<br />

(PMTCT) için tedavi gören hamile<br />

kadın sayısı<br />

4.400<br />

HIV temas sonrası<br />

profilaksi tedavisi gören<br />

<strong>2015</strong> doğumlu bebeklerin<br />

sayısı<br />

243.300<br />

Sezaryen ve normal<br />

doğum yapan kadınların<br />

sayısı<br />

106.500<br />

Doğum ameliyatları da<br />

dahil, genel veya<br />

spinal anestezi altında<br />

gerçekleştirilen büyük cerrahi<br />

müdahalelerin sayısı<br />

11.100<br />

Cinsel şiddet<br />

nedeniyle fiziksel<br />

tedavi gören hasta<br />

sayısı<br />

18.100<br />

Birinci basamak<br />

tüberküloz tedavisi gören hasta sayısı<br />

2.000<br />

İkinci basamak çok<br />

ilaca dirençli (MDR)<br />

tüberküloz tedavisi<br />

gören hasta sayısı<br />

184.600<br />

Bireysel terapi<br />

seansı<br />

39.300<br />

Grup terapi seansı<br />

veya ruh sağlığı<br />

danışmanlığı<br />

32.600<br />

Kolera tedavisi<br />

görmüş hasta sayısı<br />

1.537.400<br />

Salgına karşı kızamık<br />

aşısı yapılan kişi sayısı<br />

45.900<br />

Kızamık tedavisi<br />

gören kişi sayısı<br />

326.100<br />

Salgına karşı menenjit<br />

aşısı yapılan kişi sayısı<br />

23.700<br />

Denizden<br />

kurtarılan<br />

ve yardım edilen<br />

göçmen ve mülteci sayısı<br />

Bu veriler, doğrudan ve uzaktan destekle birlikte koordinasyon faaliyetlerini de kapsamaktadır ve MSF’nin çoğu faaliyetine dair genel bir bakış açısı sunmaktadır;<br />

kapsamlı bilgi olarak düşünülmemelidir.<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 9


HASTALIKLAR VE <strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />

HASTALIKLAR VE<br />

<strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />

Acil Yardım Malzemesi Dağıtımı<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) üstlendiği<br />

temel görev sağlık hizmetleri olmakla birlikte<br />

acil durumlarda hayatta kalmaya yönelik acil<br />

yardım malzemeleridağıtımı da yapmaktayız.<br />

Bunlar kıyafet, battaniye, yatak, sığınma,<br />

temizlik malzemeleri, yemek pişirme araçları<br />

ve yakıttır. Çoğu afette, bu yardım malzemeleri<br />

kitler halinde dağıtılır. Mesela yemek<br />

pişirme kitleri, insanların kendileri için yemek<br />

hazırlamasını sağlamak için ocak, tencere,<br />

tabak, kap, kesici aletler ve kavanozlar içerir.<br />

Temizlik kitleri ise sabun, şampuan, diş<br />

fırçası, diş macunu ve deterjandan oluşur.<br />

MSF, kalacak ve sığınacak yeri olmayan,<br />

temel ihtiyaç malzemelerinden yoksun kişiler<br />

için ip, tarpolin, çadır gibi acil yardım malzemeleri<br />

sağlar. MSF ekipleri, soğuk iklimlerde<br />

insanların hayatta kalabilmesi için dayanıklı<br />

çadırlar dağıttığı gibi, bu kişilerin geçici<br />

olarak yerleşebileceği kalıcı yapılar da inşa<br />

ederler.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te 140.400 yardım kiti dağıtmıştır.<br />

..........................................................................<br />

Aşılama<br />

Bağışıklığı güçlendirme, tıbbi müdahaleler<br />

ve kamu sağlığı söz konusu olduğunda en<br />

uygun maliyetli yöntemlerden biridir. Ancak<br />

buna rağmen her yıl yaklaşık iki milyon<br />

insan, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Sınır<br />

Tanımayan Doktorlar (MSF) gibi sağlık kuruluşlarının,<br />

özellikle çocuklar için önerdiği<br />

aşılarla kolaylıkla önlenebilecek hastalıklar<br />

nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bunlar<br />

DTP (difteri, boğmaca, tetanos) kızamık,<br />

çocuk felci, hepatit B, Haemophilus influenzae<br />

tip b (Hib), pnömokoksal hastalıklar,<br />

rota virüs, BCG (TB için), kızamıkçık, sarı<br />

humma, insan papillom virüsü için geliştirilen<br />

aşılardır. Fakat bu aşıların her biri her yer<br />

yerde önerilmez.<br />

Aşılama, MSF için kızamık, sarı humma ve<br />

bazen de menenjit gibi salgınlarla mücadelede<br />

en önemli araçlardan biridir. MSF,<br />

aşılama için ayrılan bütçenin düşük olduğu<br />

ülkelerdeki temel sağlık programları çerçevesinde,<br />

özellikle beş yaş altı çocuklar için<br />

aşılama kampanyaları yürütmektedir. Büyük<br />

ölçekli aşılama kampanyaları, bağışıklık<br />

sisteminin önemi hakkında toplumsal farkındalık<br />

oluşturma amaçlı eğitim faaliyetleri ve<br />

insanların kalabalık gruplar halinde buluştukları<br />

yerlerde oluşturulan aşılama noktalarıyla<br />

desteklenir. Tipik bir aşılama kampanyası iki<br />

ila üç hafta arası sürer ve bu süreçte yüzbinlerce<br />

kişiye ulaşılabilir.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te 258.800 rutin aşılama çalışması<br />

yürütmüştür.<br />

Beslenme Yetersizliği<br />

Yiyecek yetersizliği veya temel besin maddelerinden<br />

yoksun kalma durumu beslenme<br />

yetersizliği olarak adlandırılır. Çocuklarda<br />

büyüme dengesizlikleri görülür ve hastalıklara<br />

yakalanma riski artar. Beslenme yetersizliği<br />

durumunda kritik dönem, altı ila 24 ay<br />

arasında, anne sütünün takviyeler ile desteklendiği<br />

dönemden sonra başlar. Ancak beş<br />

yaş altı çocuklarda, ergenlik dönemindeki<br />

gençlerde, hamile ve emziren kadınlarda,<br />

yaşlılarda ve kronik rahatsızlığı olanlarda<br />

da sıklıkla görülen bir sorundur. Çocuklarda<br />

beslenme yetersizliği şu yöntemlerle tespit<br />

edilebilir: Boy, kilo veya üst kol çemberi<br />

ölçülür ve bu değerler normal değerlerle<br />

kıyaslanır. Bu ölçümler doğrultusunda<br />

sorunun normal düzeyde mi, yoksa ciddi<br />

boyutta mı olduğu hesaplanır.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) beslenme<br />

yetersizliği tedavisinde terapötik besin<br />

kullanmaktadır. Terapötik besin, besin değeri<br />

yüksek süt tozlarıdır ve ihtiyaç duyulan her<br />

türlü besin maddesini içeren özel karışımlardır.<br />

Raf ömürleri uzun olup hazırlanması<br />

çok kolaydır. Hastanın durumu çok kritik<br />

değilse, bu besinleri alıp evde de kullanabilir<br />

ve bu yolla kaybedilen kilo ve minerallerin<br />

alımı sağlanmış olur. MSF, beslenme yetersizliğinin<br />

ciddi olduğu durumlarda, önleyici<br />

tedavi yaklaşımını benimser ve özellikle<br />

çocuklara ek besin maddeleri dağıtır.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te beslenme programları dahilinde<br />

181.600 çocuğa yatakta veya ayakta tedavi hizmeti<br />

vermiştir.<br />

..........................................................................<br />

Chagas Hastalığı<br />

Chagas genellikle Latin Amerika’da görülmesine<br />

rağmen, uluslararası yolculukların<br />

ve göçlerin artışıyla Kuzey Amerika, Avrupa,<br />

Avustralya ve Japonya’da görülme sıklığı<br />

artmıştır. Chagas hastalığı parazit kaynaklı<br />

olup duvar çatlaklarında, çamur çatılarda ve<br />

saman evlerde yaşayan triatomine böceklerinden<br />

bulaşır. Aynı zamanda kan transferi<br />

yoluyla geçebilir, anne karnındaki ceninlere<br />

taşınabilir ve daha nadir olmakla birlikte<br />

organ nakliyle bulaşabilir. Hastalığın ilk (akut)<br />

evresinde semptomlar belirgin değildir veya<br />

çok hafiftir. Hastalığın kronik evresindeyse<br />

yıllarca belirti gözlenmez. Fakat vücudu<br />

güçten düşüren komplikasyonlar, enfekte<br />

olmuş hastaların yaklaşık %30’unda ortaya<br />

çıkar ve bu kişilerin yaşam sürelerini ortalama<br />

10 yıl azaltır. Kalp yetmezliği, aritmi,<br />

kalp kası rahatsızlıkları gibi komplikasyonlar<br />

yetişkin hastalar için en yaygın ölüm sebebidir.<br />

Hastalığın teşhisi de bir o kadar zordur ve<br />

kan örneklerinden laboratuvar analizi gerektirmektedir.<br />

Bugün itibarıyla dünyada bu<br />

hastalığın tedavisi için yalnızca iki çeşit ilaç<br />

bulunmaktadır: Yaklaşık 40 yıl önce geliştirilmiş<br />

olan benznidazole ve nifurtimox.<br />

Akut vakalarda, bebeklerde ve yeni doğanlarda<br />

iyileşme oranı %100’dür. Ancak enfeksiyon<br />

kapıldığı gün ile tedaviye başlanan gün<br />

arasındaki zaman uzadıkça iyileşme oranı<br />

da buna bağlı olarak azalır. Şu anda uygulanan<br />

tedavi vücutta toksik etki yarattığı için<br />

tamamen uygulanması iki aydan fazla sürebilir.<br />

Daha etkili ve güvenilir ilaçlara yönelik<br />

ihtiyaç çok belirgin olmasına rağmen, geliştirme<br />

aşamasında olan çok az sayıda ilaç<br />

vardır.<br />

..........................................................................<br />

Cinsel Şiddet<br />

Cinsel şiddet tüm toplumlarda ve farklı seviyelerde<br />

görülen bir sorundur. Toplumsal<br />

şartlardaki dengesizlik ve istikrarsızlık, çoğu<br />

zaman şiddet seviyesinin artmasına yol açar.<br />

Buna cinsel şiddet de dahildir. Cinsel şiddete<br />

maruz kalmak, kişinin kendisini toplumda<br />

utanç kaynağı olarak görmesine ve dışlanmış<br />

hissetmesine yol açar. Bu tür şiddet vakalarının<br />

kişi üzerinde son derece karmaşık etkileri<br />

vardır ve uzun süreli, ciddi sağlık problemlerine<br />

yol açabilir.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) cinsel<br />

şiddet mağdurları için yürüttüğü çalışmalar;<br />

HIV, frengi ve belsoğukluğu gibi cinsel yolla<br />

bulaşan hastalıklar için önleyici tedaviler ile<br />

Tetanos ve Hepatit B aşılama programlarını<br />

içerir. Sistematik bakım ve tedavi programları,<br />

aynı zamanda fiziksel yaralanmaların<br />

tedavisi, psikolojik destek, istenmeyen hamilelikleri<br />

önleme ve istenmeyen hamiliklerle<br />

başa çıkma yolları gibi faaliyetlere odaklanır.<br />

MSF tüm şiddet mağdurları için sağlık<br />

raporu temin etmektedir.<br />

MSF’nin cinsel şiddet mağdurlarına yönelik<br />

faaliyetlerinin temelini tıbbi tedavi oluşturur.<br />

Fakat yaftalanma ve dışlanma korkusu,<br />

birçok insanı yardım almaktan alıkoyabilmektedir.<br />

Tedavi ve yardımın ulaşılabilir olduğunu<br />

bu insanlara anlatmak ve farkındalığı<br />

artırmak için aktif bir yaklaşım gereklidir.<br />

MSF, özellikle çatışma ve savaş bölgelerinde<br />

çok sayıda şiddet mağduruyla karşılaştığı<br />

durumlarda, yerel yönetimlerde ve çatışmaları<br />

sürdüren silahlı gruplar arasında farkındalığı<br />

artırmak amacıyla savunuculuk faaliyetlerini<br />

devreye sokar.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te cinsel şiddet mağduru 11.100 kişiyi<br />

şiddet kaynaklı yaralanmalar nedeniyle tedavi<br />

etmiştir.<br />

10 Sınır Tanımayan Doktorlar


HASTALIKLAR VE <strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />

© Giorgio Contessi/MSF<br />

MSF personeli, Orta Afrika Cumhuriyet’indeki Paoua uçak pistinde bir ton tıbbi malzemeyi MSF uçağından indiriyor. Gelen kargoda<br />

sıtma testleri ağırlıkta.<br />

Ebola<br />

Ebola; kan, vücut salgıları, organlar ve<br />

enfekte insanlarla doğrudan temas yoluyla<br />

bulaşan bir virüstür. İlk kez 1976 yılında<br />

ortaya çıkan Ebola’nın çıkış noktası henüz<br />

tam olarak bilinmese de, yarasaların taşıyıcı<br />

olduğu kabul edilmektedir. Sınır Tanımayan<br />

Doktorlar (MSF), son yıllarda yaşanan Ebola<br />

salgınlarının neredeyse tamamına müdahale<br />

etmiştir. Fakat bu salgınlar, 2014 yılına kadar<br />

çoğunlukla coğrafi anlamda dünyanın geri<br />

kalanından kopuk sayılabilecek ücra bölgelerde<br />

ortaya çıkmıştır.<br />

Ebola’nın ölüm oranı yüzde 25 ila 80 arasında<br />

seyretmektedir. Henüz etkili bir aşı veya<br />

tedavi yöntemi geliştirilemediğinden1,<br />

hastanın tedavisi kaybedilen suyu vücuda<br />

geri kazandırma, ateş ve bulantı gibi semptomları<br />

kontrol altında tutma gibi süreçler<br />

üzerine yoğunlaşmıştır. Ebola başlangıçta<br />

gribe benzer semptomlarla kendini gösterir.<br />

Daha sonraki aşamada kusma, ishal ve<br />

bazı vakalarda kanamalara sebep olarak<br />

çoğu zaman hastanın hayatını kaybetmesine<br />

sebep olur. Bu denli ölümcül olmasına<br />

rağmen, Ebola virüsü son derece hassastır<br />

ve güneş ışığı, yüksek ısı, çamaşır suyu, klor<br />

ve hatta su ve sabunla yok edilebilir.<br />

1 Raporun hazırlandığı tarihten sonraki dönemde<br />

Ebola aşısıyla ilgili yapılan araştırma ve geliştirme<br />

çalışmalarının sonuçları için bkz. “Ebola<br />

Aşısı Umut Vadediyor”: http://sinirtanimayandoktorlar.org/saha-projeleri/ebola-asisi-umut-vadediyor/<br />

Bulaşmanın önüne geçmek, salgının önlenmesinde<br />

büyük önem taşır. Hastalar Ebola<br />

kontrol merkezlerinde, son derece katı<br />

enfeksiyon kontrol prosedürleri altında<br />

tedavi edilmektedir. Hastanın temasta bulunduğu<br />

kişileri tespit etmek, güvenli gömü<br />

işlemleri yürütmek kadar hayati öneme<br />

sahiptir. Eşzamanlı olarak insanları olası<br />

tehditler, virüsten korunma yolları ve hastalık<br />

belirtilerini kendilerinde veya yakınlarında<br />

tespit ettikleri takdirde ne yapmaları gerektiği<br />

konusunda bilgilendirmek için halk<br />

sağlığı geliştirme çalışmaları yürütülmektedir.<br />

Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi Programları:<br />

Bu programlar, sağlık hizmetlerinin etkili<br />

kullanımını teşvik etmeyi ve halk sağlığını<br />

iyileştirmeyi amaçlar. Sağlığın teşviki ve<br />

geliştirilmesi çift yönlü bir süreçtir: Çalışma<br />

yürütülen toplumun kültürel değerlerini ve<br />

yaşayışını anlamak, kamuoyunu bilinçlendirmek<br />

kadar önemlidir. Sınır Tanımayan<br />

Doktorlar (MSF), salgınlar veya hastalıklar<br />

sırasında hastalığın nasıl bulaştığı, bu hastalıktan<br />

nasıl korunulabileceği, semptomların<br />

nasıl tespit edilebileceği ve bir kişi hastalandığında<br />

ne yapılması gerektiğiyle ilgili insanlara<br />

bilgi verir, eğitimler düzenler. Örneğin<br />

MSF kolera salgınına müdahale ediyorsa,<br />

ekiplerimiz bölge halkını dezenfeksiyon ve<br />

hijyen yöntemlerinin önemi hakkında bilgilendirir<br />

çünkü bu hastalık kirli su ve yiyeceklerden<br />

veya dezenfekte edilmemiş yüzeylerle<br />

temas yoluyla bulaşmaktadır.<br />

..........................................................................<br />

HIV/AIDS<br />

Türkçe’de İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü<br />

olarak adlandırılan HIV, kan ve vücut salgıları<br />

yoluyla bulaşır ve kişinin bağışıklık sisteminde<br />

genellikle üç ila on beş yıllık zaman<br />

dilimi içerisinde ciddi bozulmaya yol açar.<br />

Bu durum Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği<br />

Sendromu’nu (AIDS) beraberinde getirir.<br />

Virüs zaman içinde ilerledikçe hastalar çeşitli<br />

fırsatçı enfeksiyonlara maruz kalır. AIDS<br />

hastaları arasında sıklıkla ölüme yol açan ve<br />

en yaygın görülen fırsatçı hastalık tüberkülozdur.<br />

HIV, basit kan testleriyle kolaylıkla teşhis<br />

edilebilir. Ancak birçok insan HIV virüsü<br />

taşıdığını bilmeden ve herhangi bir<br />

semptom geliştirmeden yıllarca yaşayabilir.<br />

Antiretroviral (ARV) olarak adlandırılan<br />

ilaç kombinasyonları bu virüsle savaşmada<br />

ve hızla gelişmesini engellemekte etkilidir<br />

ve hastaların yaşam sürelerini ve sağlığını<br />

artırmada önemli rol oynar. ARV’ler aynı<br />

zamanda virüsün bulaşma riskini de azaltır.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), dünya<br />

çapında aktif olarak üstlendiği tedavilerin<br />

yanı sıra, HIV/AIDS hakkında farkındalığı<br />

artırmaya yönelik eğitim-bilgilendirme,<br />

prezervatif dağıtımı, HIV testleri ve danışmanlık<br />

hizmetleri gibi faaliyetler yürütmektedir.<br />

Aynı zamanda anneden çocuğa<br />

bulaşma (PMTCT) riskini azaltmaya dönük<br />

çalışmalar yapmaktadır. PMTCT hizmetleri,<br />

anneye hamilelik, loğusalık ve emzirme<br />

döneminde, bebeğe ise hemen doğum<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 11


HASTALIKLAR VE <strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />

sonrasında uygulanacak olan ARV tedavisini<br />

içermektedir.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te HIV/AIDS ile yaşayan 340.700 kişiye<br />

sağlık hizmeti vermiş ve 247.000 kişiye ARV<br />

tedavisi uygulamıştır.<br />

..........................................................................<br />

Kala Azar (Visceral leishmaniasis)<br />

Kala Azar hastalığı, Akdeniz havzasında<br />

görülmesine rağmen, yüksek gelir seviyesine<br />

sahip ülkelerde bilinmez. Hintçe’de “kara<br />

ateş” anlamına gelen Kala Azar, tropikal,<br />

parazitik bir hastalıktır ve tatarcık sineklerinin<br />

bazı türlerinin ısırması yoluyla bulaşır.<br />

Yılda yaklaşık 200.000 - 400.000 kişi, 76<br />

ülkede endemik olan Kala Azar hastalığına<br />

yakalanır. Hastalığa yakalananların %90’ı<br />

Bangladeş, Hindistan, Güney Sudan, Sudan<br />

ve Brezilya’dadır. Kala Azar’ın karakteristik<br />

olarak ateş, kilo kaybı, dalak ve karaciğerde<br />

büyüme, anemi ve bağışıklık sisteminin<br />

zayıflaması olarak kendini gösterir. Tedavi<br />

edilmediği takdirde neredeyse her vakada<br />

ölümle sonuçlanır.<br />

Hastalık, Asya’da son derece hızlı sonuç<br />

veren testlerle teşhis edilebilir. Fakat bu<br />

testler Afrika’da uygulanabilecek kadar<br />

yüksek hassasiyete sahip değildir çünkü<br />

çoğu zaman dalak, kemik iliği ve lenf<br />

düğümlerinden alınan örneklerin mikroskop<br />

altında analiz edilmesi gerekir. Bu aşamaların<br />

her biri, gelişmekte olan ülkelerde mevcut<br />

olmayan kaynakları gerektiren zorlu ve uzun<br />

süreçleri içerir.<br />

Son yıllarda Kala Azar tedavisine yönelik<br />

seçenekler artmıştır. Liposomal amphotericin<br />

B, tek başına veya kombinasyon tedavisisin<br />

bir parçası olarak Asya’da bir numaralı tedavi<br />

yöntemi olmuştur. Bu yöntem çok daha<br />

güvenlidir ve kısa sürede etki eder. Ancak<br />

intravenöz uygulaması gerektirdiğinden yerel<br />

kliniklerde bu tedavinin yapılması sıkıntılıdır.<br />

Afrika’da hala en geçerli ve uygun tedavi<br />

yöntemi beş duyarlıklı antimonlu ilaç ve<br />

toksik olduğu kadar son derece acılı enjeksiyon<br />

uygulaması gerektiren paromomisin<br />

kullanımıdır. Daha basit bir tedavi öngören<br />

yeni yöntemler geliştirilmektedir ve çok<br />

yakında kullanılabilir hale gelmesi beklenmektedir.<br />

Bir kişide hem Kala Azar hem de<br />

HIV görüldüğü takdirde, durum çok daha<br />

karmaşık bir hal alır çünkü bu iki virüs yüksek<br />

oranda etkileşime girer ve bireyin bağışıklık<br />

sistemine saldırarak direnci kırar.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te Kala Azar teşhisi konan 5.400 hastayı<br />

tedavi etmiştir.<br />

..........................................................................<br />

Kızamık<br />

Kızamık son derece bulaşıcı olan viral bir<br />

hastalıktır. Virüs vücuda girdikten 8 ila 13<br />

gün sonra ilk belirtiler kendini göstermeye<br />

başlar. Burun akıntısı, öksürük, göz enfeksiyonu,<br />

kızarıklıklar ve yüksek ateş, henüz<br />

tedavisi olmayan bu hastalığın en belirgin<br />

semptomlarıdır. Hastalar izole bir yerde A<br />

vitamini ile tedavi edilir. Bu süreçte görme<br />

bozuklukları, viral ağız enfeksiyonu, dehidrasyon,<br />

protein eksikliği ve solunum yolları<br />

enfeksiyonu görülebilir.<br />

Gelişmiş ülkelerde kızamık kapan insanlar<br />

en fazla iki ila üç hafta içinde iyileşir ve<br />

ölüm oranı çok düşüktür. Ancak gelişmekte<br />

olan ülkelerde ölüm oranı yüzde 3 ila 15<br />

arasında seyrederken, bazı bölgelerde bu<br />

oran %20’ye kadar yükselir). Ölüm nedenleri<br />

genellikle ishal, su kaybı, ciddi solunum<br />

yolları enfeksiyonu ve beyin iltihabıdır.<br />

Güvenilir ve uygun maliyetli aşılar piyasada<br />

bulunabilmektedir. Büyük ölçekli aşı<br />

kampanyaları da vaka sayısında ve ölüm<br />

oranlarında ciddi düşüş yaşanmasını sağlamıştır.<br />

Ancak sağlık sisteminin yetersiz<br />

olduğu ve hizmetlere ulaşımın zor olduğu<br />

ülkelerde insanlar kızamık kapmaya çok<br />

yatkındır.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te yaşanan salgınlarda 45.900 kızamık<br />

hastasını tedavi etmiş ve 1.537.400 kişiyi kızamığa<br />

karşı aşılamıştır.<br />

..........................................................................<br />

Kolera<br />

Kolera, Vibrio cholerae bakterisinin su<br />

yoluyla bulaşması sonucunda gelişen<br />

ve sindirim sisteminin akut enfeksiyonuyla<br />

sonuçlanan bir hastalıktır. Kirli su ve yiyeceklerin<br />

tüketilmesi veya kontamine yüzeylere<br />

direkt temas yoluyla bulaşır. Hastalık,<br />

endemik olmayan bölgelerde bir anda ciddi<br />

bir salgına dönüşebilir. Enfekte olan bireylerin<br />

çoğu orta düzeyde bir enfeksiyon<br />

rahatsızlığı yaşar. Bazılarındaysa hastalık<br />

bu aşamaya bile gelmez. Ancak hastalık<br />

çok şiddetli bir şekilde de kendini gösterebilir.<br />

Kolera, çok ciddi su kaybına yol açan<br />

kesintisiz ishal ve kusma yaşandığı takdirde<br />

dehidrasyon sonucu ölüme yol açabilir.<br />

Tedavi, hastanın kaybettiği su miktarının ağız<br />

veya damar yoluyla rehidrasyonu ve kaybedilen<br />

tuz ve minerallerin takviye edilmesini<br />

içerir. Kolera genellikle nüfusun çok yoğun<br />

olduğu, sıhhi temizliğin sağlanamadığı ve<br />

su kaynaklarının güvenilir olmadığı bölgelerde<br />

görülür. Bir salgından şüphelenildiği<br />

takdirde, tüm hastalar enfeksiyon kontrol<br />

önlemleri altında bir tedavi merkezine yerleştirilmeli<br />

ve enfeksiyonun daha fazla kişiye<br />

bulaştırılması engellenmelidir. Katı hijyen<br />

kuralları takip edilerek bol miktarda temiz ve<br />

sağlıklı içme suyu tedarik edilmelidir.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te 32.600 kolera hastasını tedavi<br />

etmiştir.<br />

..........................................................................<br />

Meningokokal Menenjit<br />

Meningokokal menenjit beyin ve omurilik<br />

etrafındaki zarın bakteriyel enfeksiyondur.<br />

Ani ve şiddetli baş ağrısı, kasılmalar, ateş,<br />

kusma, ışığa karşı hassasiyet ve boyun<br />

bölgesinde sertleşme gibi belirtilerle kendini<br />

gösterir. Semptomlar görülmeye başladıktan<br />

yalnızca saatler sonra ölüm gerçekleşebilir.<br />

Enfekte hastaların neredeyse %50’si tedavi<br />

görmeye başlamadan hayatını kaybeder.<br />

Menenjite sebep olan bakteriyi birçok insan<br />

belirti göstermeden veya farkında olmadan<br />

taşıyor olabilir ve öksürük veya hapşurma<br />

yoluyla bu bakteriyi diğer kişilere bulaştırabilir.<br />

Omurilik sıvısından alınan bir örneğin<br />

incelenmesiyle hastalık teşhis edilebilir ve<br />

tedavi özel antibiyotik kullanımını gerektirir.<br />

Ancak tedaviyle bile hastaların %10’dan<br />

fazlası hayatını kaybeder ve hastalığı atlatan<br />

her beş kişiden biri, işitme kaybı ve öğrenme<br />

bozuklukları gibi hastalığın diğer etkilerine<br />

maruz kalır.<br />

Menenjit dünyanın her yerinde görülen bir<br />

hastalıktır, fakat enfeksiyonların ve ölümle<br />

sonuçlanan vakaların çoğu Afrika’da görülür.<br />

“Menenjit Kuşağı” olarak adlandırılan ve<br />

doğu-batı ekseninde Etiyopya’dan Senegal’e<br />

kadar olan bölge dahilinde, salgınların<br />

çoğundan meningokoksik bakteri sorumludur.<br />

Yeni geliştirilen bir aşı en az 10 yıllık<br />

bir koruma sağlarken, sağlıklı bakteri taşıyıcılarının<br />

da hastalığı bulaştırmasının önüne<br />

geçer. Benin, Burkina Faso, Kamerun,<br />

Çad, Gana, Mali, Nijer, Nijerya, Senegal ve<br />

Sudan’da yapılan aşı kampanyaları sonucunda<br />

hastalığın görülme sıklığı büyük<br />

ölçüde azalmıştır.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te menenjit salgınlarında 326.100 kişiyi<br />

aşılamıştır.<br />

..........................................................................<br />

Ruh Sağlığı Tedavisi<br />

Şiddete tanıklık etme, sevdiklerini kaybetme,<br />

geçim kaynaklarının zarar görmesi veya<br />

herhangi bir sebepten ötürü acı çekmek<br />

gibi travmatik olaylar, bir insanın ruh sağlığını<br />

olumsuz yönde etkiler. Sınır Tanımayan<br />

Doktorlar (MSF) bu kişilere psikososyal<br />

destek sağlayarak bireylerin uzun süreli<br />

psikolojik sorunlarını aşmalarına yardımcı<br />

olur.<br />

Psikososyal destek, hastaların yaşadıkları<br />

travmalarla başa çıkabilmek için kendi<br />

yöntemlerini geliştirmelerine odaklanır.<br />

Danışmanlarımız, hastaların yaşadıkları<br />

travmalar hakkında konuşmaları için onları<br />

cesaretlendirir ve duygularını süzgeçten<br />

geçirmelerine yardımcı olur. Bu sayede<br />

bireylerin stresini azaltmayı amaçlar. MSF,<br />

aynı zamanda tamamlayıcı bir çalışma olarak<br />

gruplar için psikolojik danışmanlık da verir.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te 223.900 kişiye ruh sağlığı hizmeti<br />

vermiştir.<br />

..........................................................................<br />

Sıtma<br />

Sıtma hastalığı virüs taşıyan sivrisineklerden<br />

bulaşır. Semptomlar ateş, eklemlerde<br />

ağrı, baş ağrısı, devamlı kusma,<br />

kasılma ve komadır. Şiddetli sıtma çoğu<br />

zaman Plasmodium falciparum parazitinden<br />

kaynaklanır ve bu durum organlara ciddi<br />

hasar vererek tedavi edilmediği takdirde<br />

ölümle sonuçlanır. Sınır Tanımayan Doktorlar<br />

(MSF) tarafından yürütülen saha araştırmaları,<br />

artemisinin temelli kombinasyon terapisinin,<br />

şu ana kadar bu parazitin yol açtığı<br />

sıtma vakalarında en etkili yöntem olduğunu<br />

kanıtlamaya yardımcı olmuştur. Dünya<br />

Sağlık Örgütü’nün 2010 yılında hazırladığı<br />

kılavuzlar, çocuklarda görülen şiddetli sıtma<br />

vakaların tedavisinde arthemeter yerine artesunate<br />

kullanımının desteklenmesi yönünde<br />

değiştirilmiştir.<br />

Uzun etkili böcek kovucu ilaçlarla işlem<br />

görmüş cibinlikler sıtmayı kontrol altında<br />

12 Sınır Tanımayan Doktorlar


HASTALIKLAR VE <strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />

İleri düzeydeki sıtma, hastanın kanında sulanmaya neden olabiliyor.<br />

tutmada çok etkilidir. MSF, endemik bölgelerde<br />

annelere ve yüksek oranda hastalığa<br />

maruz kalabilen beş yaş altı çocuklara<br />

cibinlik dağıtırken, aynı zamanda cibinlik<br />

kullanımı hakkında insanları bilgilendirmektedir.<br />

MSF, 2012’de Çad ve Mali’de ilk kez<br />

dönemsel kemoprevansiyon yöntemini denemiştir.<br />

Hastalığın en yüksek seviyeye çıktığı<br />

dönemde beş yaş altı çocuklara üç ila dört<br />

ay boyunca oral anti-sıtma ilaçları verilmiştir.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te 2.229.200 sıtma hastasını tedavi<br />

etmiştir.<br />

..........................................................................<br />

Su ve Sanitasyon<br />

Yürüttüğümüz sağlık projelerinde temiz su<br />

ve sıhhi temizlik vazgeçilmez öneme sahiptir.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), çalışılan<br />

bölgelerdeki sağlık tesislerinde temiz su<br />

tedariğinin ve atık yönetim sistemlerinin<br />

sorunsuz bir şekilde işlemesini sağlar.<br />

MSF, afet durumunlarında bölge halkına<br />

temiz su tedarik etme ve güvenli sıhhi<br />

temizlik konusunda yardımcı olmaktadır.<br />

İçme suyu tedariği ve atıkların imhası,<br />

MSF’nin her projede öncelik verdiği konular<br />

arasında yer alır. Yakınlarda temiz su kaynakları<br />

olmadığı takdirde bölgeye konteynırlarla<br />

su taşınır. Çalışanlarımız bilgilendirme<br />

kampanyaları düzenleyerek bölge halkını bu<br />

araçların kullanımı konusunda teşvik eder ve<br />

hijyen uygulamalarına ağırlık verir.<br />

..........................................................................<br />

Tüberküloz (TB)<br />

Bugün dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri<br />

Tüberküloz (TB) basili taşıyor. Fakat bu kişilerin<br />

çoğunda hastalık belirti göstermemektedir<br />

ve bulaşma riski yoktur. Özellikle<br />

bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, TB<br />

basili gelişerek akut tüberküloz halini alır.<br />

Her yıl yaklaşık 9 milyon kişi aktif tüberküloz<br />

geliştirir ve bu kişilerin 1,5 milyonu hayatını<br />

kaybeder.<br />

TB basili, enfekte kişiler öksürdüğünde veya<br />

hapşurduğunda hava yoluyla taşınır ve diğer<br />

kişilere bulaşır. Vücuduna TB basili yerleşen<br />

her insanda hastalık baş göstermez, fakat bu<br />

kişilerin yaklaşık %10’unda hayatlarının belli<br />

bir döneminde TB aktif hale gelir. Hastalık<br />

en çok akciğerleri etkiler. Hastalarda sürekli<br />

öksürük, ateş, kilo kaybı, göğüs ağrısı ve<br />

nefes almada zorlanma görülür ve hastalık<br />

tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanır.<br />

Ölümle sonuçlanan TB, HIV hastaları<br />

arasında çok yaygın görülür.<br />

TB’nin teşhis edilmesi için tükürük veya mide<br />

sıvısından örnekler alınması gerekir, fakat<br />

bu işlemin çocuklarda yapılması zordur.<br />

Bugün, yapıldıktan yalnızca iki saat sonra<br />

sonucu alınan ve aynı zamanda ilaca direnç<br />

seviyesini tespit edebilen yeni bir moleküler<br />

test kullanılmaktadır. Test oldukça maliyetli<br />

olmasının yanı sıra ciddi bir güç kaynağı ve<br />

mukus-balgam örneği gerektirir.<br />

Basit TB vakalarında tedavi en az altı ay<br />

sürer. Hastalar birinci basamak tedavide<br />

kullanılan en güçlü iki antibiyotiğe (izoniazid<br />

ve rifampisin) karşı direçliyse, bu kişilerin<br />

Çok İlaca Dirençli Tüberküloz’a (MDR-TB)<br />

sahip olduğu kabul edilir. Bu durumda bile<br />

hastanın tedavisi mümkündür. Fakat kullanılacak<br />

ilaç grupları çok ağırdır ve çok sayıda<br />

yan etki gösterir. Tedavi iki yıla kadar sürebilir.<br />

Yaygın İlaç Dirençli Tüberküloz (XDR-<br />

TB) ise, ikinci basamak ilaçlara dirençli TB<br />

hastalarının tedaviye yanıt vermediği durumlarda<br />

anlaşılır ve bu aşamada hasta için<br />

yapılabilecekler kısıtlıdır.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te 20.100 tüberküloz hastasını ve 2.000<br />

MDR-TB hastasını tedavi etmiştir.<br />

..........................................................................<br />

© Jacob Kuehn/MSF<br />

Uyku Hastalığı (Afrika Tripanosomiyazisi)<br />

Afrika Uyku Hastalığı parazit kaynaklı bir<br />

enfeksiyondur ve Sahra Altı Afrikası’nda<br />

yaygın bulunan çeçe sinekleri tarafından<br />

bulaştırılır. Parazit, hastalığın ileri safhalarında<br />

merkezi sinir sistemini etkiler ve<br />

ciddi nörolojik sorunlara sebep olur. Uyku<br />

Hastalığı tedavi edilmediği takdirde ölümle<br />

sonuçlanır. Rapor edilen hastaların %95’ten<br />

fazlasında hastalığın, Batı ve Orta Afrika<br />

bölgesinde bulunan Trypanosoma brucei<br />

gambiense parazitinden kaynaklandığı görülmüştür.<br />

Vakaların kalan %5’ine ise Doğu<br />

ve Güney Afrika’da bulunan Trypanosoma<br />

brucei rhodesiense paraziti sebep olmuştur.<br />

İlk safhalarda hastalığın tedavisi görece<br />

kolaydır, fakat teşhisi zordur çünkü başlangıçta<br />

görülen ateş ve güçsüzlük hissi semptomları<br />

yalnızca Uyku Hastalığı’na özgü<br />

belirtiler değildir. Hastalığın ikinci safhası,<br />

parazit merkezi sinir sistemine saldırdığı<br />

zaman başlar. Hasta bu aşamada koordinasyon<br />

bozukluğu, kafa karışıklığı, kasılmalar<br />

ve uyku bozukluğu gibi nörolojik ve<br />

psikiyatrik semptomlar göstermeye başlar.<br />

Hastalığın tam teşhis edilmesi için omurilik<br />

sıvısından örnek alınması gerekir.<br />

Nifurtimoks – Eflornitin Kombinasyon<br />

Terapisi (NECT), Sınır Tanımayan Doktorlar<br />

(MSF), İhmal Edilen Hastalıklar İçin İlaç<br />

İnsiyatifi (DNDi) ve Epicentre işbirliğiyle<br />

geliştirilmiştir ve günümüzde Dünya Sağlık<br />

Örgütü’nün (WHO) önerdiği tedavi protokolüdür.<br />

NECT, daha önce bu hastalığa karşı<br />

kullanılan ve arseniğin bir türevi olan melarsoprol<br />

haplarından daha güvenlidir çünkü<br />

melarsoprol kullanımının ciddi yan etkileri<br />

olmakla beraber, bu haplar hastanın ölümüne<br />

de neden olabilmektedir. Klinik deneyleri<br />

devam eden yeni moleküllerin, hastalığın her<br />

iki safhasında da etkili ve güvenilir sonuçlar<br />

verebilecek bir tedavi yöntemi için yol gösterici<br />

olması beklenmektedir.<br />

..........................................................................<br />

Üreme Sağlığı<br />

Kadın doğum ve yeni doğan sağlık hizmeti<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) afet<br />

programlarının bir parçasıdır. Sağlık çalışanlarımız<br />

doğumlara yardımcı olur ve gerekmesi<br />

halinde sezaryen doğum gerçekleştirir.<br />

Hasta veya zayıf doğan bebekler ise, ekiplerimiz<br />

tarafından özel bakıma alınır.<br />

MSF’nin uzun dönem programları, anne ve<br />

çocuk sağlığı konusunda daha kapsamlı<br />

hizmetler sunar. Doğum öncesi hamile<br />

kadınlara yapılan ziyaretler, tıbbi ihtiyaçları<br />

ve doğum sırasında çeşitli komplikasyonlar<br />

yaşayabilecek anne adaylarını tespit<br />

etmek için hayati önem taşır. Doğumdan<br />

sonra annelere yeni doğan bakımıyla<br />

beraber tedavi, danışmanlık, aile planlaması<br />

ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar<br />

hakkında bilgilendirme seansları düzenlenir.<br />

Doğum sonrasında annenin sağlığına dikkat<br />

edildiği ve kişinin bakımına özen gösterildiği<br />

takdirde obstetrik fistül gibi sorunlar<br />

önlenebilir. Obstetrik fistül, özellikle uzun ve<br />

zorlu doğumlar sırasında vajina ve rektum<br />

arasında oluşan bir açıklıktır. İdrarını ve<br />

tuvaletini tutamama gibi sorunlara yol açan<br />

bu durum, kadınların kendini toplumdan<br />

dışlanmış hissetmesine sebep olur. Dünya<br />

çapında bu sorunu yaşayan yaklaşık 2<br />

milyon kadının tedavi göremediği ve her<br />

yıl 50.000 ila 100.000 yeni vakanın oluştuğu<br />

bilinmektedir. Birçok MSF programında<br />

uzman hekimlerin gözetiminde obstetrik<br />

fistül ameliyatları yapılmaktadır.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te 735.800’den fazla doğum öncesi<br />

bakım ve tedavi hizmeti vermiştir.<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 13


YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ<br />

© Benoit Finck/MSF<br />

Dünya kamuoyu tarafından göz ardı edilen Yemen krizi, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) için büyük<br />

öncelik taşıyor. Yemenliler yıllardır yoksulluk, kronik yetersiz beslenme ve gittikçe zayıflayan<br />

sağlık sistemi nedeniyle ülkelerinde yaşam mücadelesi veriyor. Tüm bunların üzerine <strong>2015</strong> yılında<br />

çatışmaların şiddetlenmesi, Yemenliler için hayatta kalmayı daha da zorlaştırdı.<br />

Yemen Devlet Başkanı Salih’in ve Genel<br />

Halk Kongresi Partisi’nin görevden ayrılışıyla<br />

tetiklenen şiddet eylemleri, üç yıldan fazla<br />

süredir devam ediyor. Salih’in rejimiyle ilişkilendirilen<br />

Ensar Allah/Husi partisi şu anda,<br />

diğer körfez ülkeleri ve batı güçlerinden<br />

oluşan Suudi Arabistan öncülüğündeki<br />

koalisyonun askeri desteğiyle hareket eden<br />

Güney Yemen bağımsızlık hareketi, İslami<br />

gruplar, bazı yerel birlikler ve cihatçı güçlerin<br />

oluşturduğu birlikle çatışma halinde. Gruplar<br />

ülke yönetimini ele geçirmek için savaşıyor.<br />

Mart ayında uluslararası koalisyon bir hava<br />

saldırısı kampanyası başlattı. Bombalı saldırıların<br />

bir anda yoğunlaşması, daha fazla<br />

insanın yerinden edilmesi ve sağlık hizmetlerine<br />

erişimin neredeyse imkansız hale gelmesiyle<br />

sonuçlandı. İnsani yardım ve sağlık<br />

hizmetlerine olan ihtiyacın bu kadar yoğun<br />

olduğu bir dönemde, insani yardım kuruluşlarının<br />

çoğu uluslararası ekiplerini tahliye<br />

ederek faaliyetlerini Ürdün’ün başkenti<br />

Amman’a taşımak zorunda kaldı. MSF de<br />

aynı şekilde uluslararası çalışanlarının büyük<br />

kısmını Yemen’den tahliye etti, fakat kilit<br />

pozisyonlarda çalışan personelin bir kısmını<br />

Sana’a ve Aden’de tutma kararı aldı. Aynı<br />

zamanda çatışma bölgelerinde çalışma<br />

konusunda deneyimi olan bazı çalışanlarını<br />

da Yemen’e gönderdi. Bu MSF’nin, lojistik ve<br />

tıp konusundaki uzmanlığını afet durumlarında<br />

yalnızca birkaç gün içinde sahada aktif<br />

hale getirebildiğini kanıtlayan önemli göstergelerden<br />

biridir.<br />

Çatışmanın ilk dönemlerinde Suudi Arabistan<br />

öncülüğündeki koalisyon silahlara ambargo<br />

koymuştu. Ülkeye ihtiyaç malzemeleri<br />

taşıyan çok sayıda gemi ve uçak bu yüzden<br />

durduruldu. İlaç ve yakıt tedariği de bu<br />

yüzden kesintiye uğradı ve ciddi anlamda<br />

yaralanma ve ölüm vakalarının yaşandığı<br />

bu dönemde çok sayıda sağlık tesisi bu<br />

sebeple hizmet veremez oldu. Şu anda hala<br />

açık olan az sayıdaki klinik de yakıt yetersizliğinden<br />

dolayı kapasitesinin altında hizmet<br />

veriyor. Nisan ayında Birleşmiş Milletler<br />

Güvenlik Konseyi de bu ceza uygulamasını<br />

onayladı. Oysa Yemen, son yıllarda şiddetlenen<br />

çatışmaların öncesinde bile ithalata<br />

bağımlı bir ülkeydi. MSF, bu kısıtlamalara<br />

ve ülkedeki havalimanlarının çoğunun yerle<br />

bir edilmiş olmasına rağmen, yerel otoriteler<br />

ve Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonla<br />

anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre<br />

MSF, uluslararası çalışanlarını, tonlarca tıbbi<br />

malzemeyi ve ilacı, Yemen’e uçan charter<br />

uçaklarla Sana’a’ya ve gemilerle Aden’e taşıyabilecekti.<br />

MSF tedarik için bir rota oluşturarak<br />

Yemen’in Aden şehrinde faaliyet gösteren bir<br />

travma cerrahisi merkezini işletmeye devam<br />

etti ve çatışmanın hangi tarafında olduğuna<br />

bakılmaksızın gelen her hastayı tarafsızlık<br />

ilkesi gereğince tedavi etti. Projede<br />

bazı güvenlik vakaları yaşanmasına rağmen,<br />

yakınlarda çatışma yaşandığı durumlarda<br />

bile, tüm kara kuvvetleri ekipleri MSF çalışanlarının<br />

tarafsızlığına olabildiğince saygı<br />

gösterdi. Lahj vilayetinden ve diğer ilçelerden<br />

gelen hastalar için <strong>2015</strong>’te 6.000’den<br />

fazla cerrahi müdahale gerçekleştirildi.<br />

MSF, Taiz’de çatışmaların şiddetlenmesine<br />

rağmen, yazın burada yeni bir proje başlattı.<br />

Cephe hatları üzerinde yer alan bazı hastanelere<br />

ve acil servislere tıbbi malzeme bağışlandı.<br />

Sağlık personeli, yıl sonuna doğru<br />

çatışma kaynaklı yaralanmalarla hastaneye<br />

gelen hasta sayısında ciddi artış yaşandığını<br />

gözlemledi. MSF Kasım ayında Taiz’de<br />

100 yataklı bir anne - çocuk sağlığı hastanesini<br />

faaliyete geçirdi. Bu hastane özel-<br />

» YUKARIDAKİ FOTOĞRAF: Yemen’in Aden şehrinde görev yapan MSF personeli, acil cerrahi ünitenin ameliyathanesinde çalışıyor.<br />

14 Sınır Tanımayan Doktorlar


YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ<br />

likle gebelik, kadın hastalıkları ve pediyatri<br />

konusunda savaşın yıprattığı bu kentte ana<br />

sevk merkezi olarak hizmet verdi. Ekiplerimiz<br />

Saada, Amran ve Hacca gibi kuzey vilayetlerinde<br />

yürütülen faaliyetleri de artırma kararı<br />

aldı.<br />

Bu yıl, kuşatmalar gibi dış kaynaklı engellemeler,<br />

acil tıbbi yardıma ihtiyaç duyan<br />

Yemen halkının karşılaştığı tek zorluk değildi.<br />

Gittikçe daha da kutuplaşan, bölünen<br />

ve devamlı olarak değişen cephe hatlarının<br />

olduğu bu ülkede, insanlar sokaktaki<br />

kontrol noktalarında öldürüleceklerinden<br />

endişe ettiği için sağlık tesislerine gitmekten<br />

vazgeçti. Hatta bazı sağlık tesislerinin bilinçli<br />

olarak hava saldırılarına hedef olması sonucunda<br />

hastaneler de güvenli bölge olarak<br />

görülmekten çıktı. Ekim ayında Haydan’daki<br />

MSF destekli bir hastane hava saldırısıyla<br />

bombalandı ve yerle bir edildi. Aralık<br />

ayında Taiz’deki bir MSF kliniği bombalanması<br />

sonucunda dokuz kişi yaralandı. Bu<br />

bölgelerde sağlık tesislerinin çoğu kapandı<br />

ve olayların hemen ardından MSF’nin<br />

tekrar faaliyete geçmesi zaman aldı. Çoğu<br />

Yemenli hayatından endişe ettiği için, tedaviye<br />

ne kadar ihtiyaç duyarsa duysun, sağlık<br />

merkezlerine adım atmaya çekinir hale geldi.<br />

Yemen çapında yaşananların boyutu düşünüldüğünde,<br />

uluslararası afet müdahalesinin<br />

çok kısıtlı kaldığı açıkça görülebiliyor. Hatta<br />

uluslararası düzeyde gönderilen yardımlar,<br />

basit bir “yara bandı” etkisinden öteye geçemedi.<br />

İnsani yardım kuruluşlarının daha fazla<br />

ihtiyaca yanıt vermesi gerekiyor. Yemen<br />

halkına yardım sağlanması gibi üstün gayret<br />

isteyen bir müdahale, ülkede halihazırda<br />

çalışmakta olan birkaç kuruluşa bırakılmamalı.<br />

Çatışma bölgelerinde korunmasız ve<br />

savunmasız bir şekilde yaşam mücadelesi<br />

veren Yemenlilere, bağımsız ve tarafsız bir<br />

şekilde, deneyimli saha çalışanlarının eşliğinde<br />

nitelikli sağlık hizmeti ve insani yardım<br />

götürülmelidir. Yemen’deki acil müdahale<br />

ekiplerinin karşı karşıya olduğu risklere<br />

rağmen, ihtiyaçların kritik boyutlara ulaştığı<br />

düşünüldüğünde, MSF’nin de aralarında<br />

bulunduğu bazı kuruluşlar hala ülkede etkili<br />

hizmet verilebildiğini kanıtlamıştır.<br />

Savaşan taraflar Yemenli sivillerin can<br />

güvenliğini gözetmedikçe ve şiddetin boyutunu<br />

azaltmadıkça, Yemen’e yapılan tüm<br />

yardımlar ve Yemen halkına yönelik gösterilen<br />

tüm iyi niyet hiçbir şekilde amacına<br />

ulaşamayacaktır. Ateşkesi ve barışın inşasını<br />

teşvik eden uluslararası anlaşmalar yapılarak<br />

bölge halkının çatışmalardan göreceği zarar<br />

en aza indirilmeli, temel tedariklerin ulaştırılmasına<br />

ve sağlık hizmetlerine erişime bir an<br />

önce izin verilmelidir.<br />

© Malak Shaher/MSF<br />

Beslenme yetersizliği nedeniyle hastaneye yatırılan Najeeba, Yemen'in Kamer kasabasında yer alan MSF hastanesi Al Salam'da tedavi görüyor.<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 15


KUNDUZ TRAVMA<br />

MERKEZİ’NE YÖNELİK<br />

SALDIRI<br />

© Victor J.<br />

Afganistan’ın Kunduz şehrinde faaliyet gösteren Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) Travma<br />

Merkezi, 3 Ekim <strong>2015</strong> tarihinde ABD Hava Kuvvetleri tarafından hedef gözetilerek aralıksız bir<br />

biçimde bombalandı.<br />

Hastane yerleşkesinin yerle bir olduğu saldırıda 24 hasta, dört hasta bakıcı ve 14 sağlık personeli hayatını kaybetmiştir. 2011 yılında açılan bu hastanede,<br />

travma mağdurlarına nitelikli ve ücretsiz tıbbi ve cerrahi hizmet verilmekteydi. 2014’te hastanede 22.000 kişi tedavi görmüş, 6.000’e yakın cerrahi müdahale<br />

gerçekleştirilmişti. Aşağıda, Kunduz Travma Merkezi'nde görev yapmış olan iki sağlık personelinin, 42 kişinin hayatını kaybettiği olay gecesi yaşadıkları<br />

anlatılmaktadır. MSF’nin Afganistan’daki faaliyetleri hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için 43. ve 44. sayfalara bakınız.<br />

Sayed Hamed Hashemy – Afganistanlı cerrah<br />

Bombalar hastaneyi vurmaya başladığı sırada Dr.<br />

Hashemy bir hastayı ameliyat ediyordu. Hashemy,<br />

saldırıdan iki hafta sonra hastanenin yıkıntılarını<br />

ziyaret etti.<br />

Hastane enkazında dolaşırken binanın yerle<br />

bir olduğunu görmek beni çok etkiledi. Her<br />

şey yanmıştı. Saldırı esnasında ameliyat<br />

yaptığım odanın tavanı ve duvarları deliklerle<br />

doluydu. Oksijen şişeleri ve ameliyat masası<br />

paramparça olmuştu. C kol (ortopedik<br />

görüntüleme sistemi) tamamen dağılmıştı.<br />

Bazı yerlerde hastanenin çatısı da çökmüştü.<br />

Bir anda zaman durdu. Herkesin neler<br />

olduğunu anlamak için bir anda çalışmayı<br />

bıraktığı ana tekrar dönüyor, bu anı<br />

iliklerinizde hissediyordunuz. Binayı bu<br />

halde görmek çok dokunaklıydı. Hayatını<br />

kaybeden hastaları ve meslektaşlarımızı<br />

düşündüğümde göğsümde yoğun bir acı<br />

hissettim.<br />

Saldırı gecesi nöbetçi cerrahtım. Uluslararası<br />

bir çalışanımızla ameliyathanedeydim<br />

ve hemen yakınımızda bir patlama<br />

duyduğumuzda, çoktan karmaşık bir<br />

işleme başlamış ve yoğunlaşmıştık. Yerimizi<br />

değiştirmedik; binadan çıkmaya çalışmadık<br />

çünkü hiçbirimiz ikinci bir patlamayı<br />

beklemiyorduk. Hemen ardından ikinci<br />

patlamayı duyduk ve bir anda odanın ışıkları<br />

söndü.<br />

İş arkadaşlarım koridorda koşuyor,<br />

pencerelerden atlıyordu. Herkes güvenli bir<br />

yere sığınma telaşındaydı. Duvarlar başımıza<br />

yıkılıyor, eşyalar üzerimize düşüyordu. Yangın<br />

yayılmıştı ve dumandan göz gözü görmez<br />

olmuştu. Hala patlama sesleri duyuyor,<br />

sarsıntıları hissediyorduk.<br />

Sterilizasyon odasına koştuk ama yakıt<br />

stoğumuz da bu odadaydı. Bu yüzden<br />

güvende hissetmedik. Tekrar koridora koştuk<br />

ve bodruma ulaşmak istedik. Sonra tekrar<br />

fikir değiştirip buranın da güvenli olmadığını<br />

hissedip ameliyathanenin koridoruna<br />

ilerledik.<br />

Korku içindeydik. Herkes çığlık çığlığaydı.<br />

Tavandan, pencerelerden ve kapılardan<br />

kopan parçalar her yere yayılmıştı. Kaosun<br />

içinde yolumuzu bulmaya çalışırken<br />

harcadığımız dakikalardan sonra nihayet<br />

kendimizi binanın dışına atabildik. En<br />

yakınımızdaki bina birkaç metre uzaktaydı<br />

ama oraya giderek kendimizi riske<br />

atamazdık. Yerin yaklaşık iki metre altında<br />

bulunan bir yapı bulup içine girdik. Orada<br />

yaklaşık bir saat bekledik ama ana binanın<br />

pencerelerinin yandığını görünce oradan<br />

da çıkmaya karar verdik. Saklandığımız<br />

yerden birkaç metre uzaktaki hasta bakıcı<br />

odasına koştuk ve patlamaların durduğuna<br />

emin olana dek orada saklandık. O sırada<br />

arkadaşlarımı bir daha görebilecek miyim<br />

diye düşünüyordum.<br />

Patlamalar kesildikten hemen sonra yaralıları<br />

arayan iş arkadaşlarımın seslerini duydum.<br />

Toplantı odasına gittim, gerçekten çok sarsıcı<br />

bir andı. Herkes ağlıyor, birbirine sarılıyordu.<br />

Yaralılara yardım etmeye başladık. Göğüs<br />

tüpleri yerleştirdik ve kanamalı yaraları<br />

durdurmaya odaklandık. Kısıtlı imkanlara<br />

rağmen ağır yaralı bir doktor arkadaşımıza<br />

laparatomi yapabildik. Ama çok kan<br />

kaybetmişti ve müdahalemizden kısa süre<br />

sonra hayatını kaybetti.<br />

Patlamadan bir hafta önceki yoğunlukta<br />

durmaksızın çalışmıştım ve annem<br />

güvenliğimden de endişe ediyordu. Ama<br />

bana bu kadar ihtiyaç duyulan bir anda<br />

evde kalmayı düşünemezdim bile. Bir doktor<br />

olarak kendimi ihtiyaç duyulduğu anda<br />

herkese yardım etmeye adamıştım. Bugün<br />

hastaneye tekrar geldim. Kunduz, şimdi<br />

yıkılmış, yanmış, yerle bir olmuş, terk edilmiş<br />

durumda. Burada hiç umut kalmamış.<br />

» YUKARIDAKİ FOTOĞRAF: Kunduz Travma Merkezi’ne yapılan uzun süreli saldırılar sırasında duvarda açılan bir füze deliği. Aralarında 22<br />

MSF personeli ve hastasının da yer aldığı 42 kişi saldırı sırasında öldürüldü.<br />

16 Sınır Tanımayan Doktorlar


KUNDUZ TRAVMA MERKEZİ’NE YÖNELİK SALDIRI<br />

Dr. Kathleen Thomas - Avustralyalı yoğun bakım uzman doktoru<br />

Her sabah 07:35’te dünyanın dört bir yanından<br />

gelen uluslararası MSF çalışanları, iki farklı<br />

MSF Land Cruiser’ına doluşur. Bu araçlardan<br />

biri kadınlar, biri erkekler içindir. Hastaneye<br />

gidene kadar aracın patlamaya karşı filmlenmiş<br />

camından dışarıyı izleriz. Bu saatlerde<br />

Kunduz’daki rutin gündelik koşuşturmacanın<br />

başladığını görebilirsiniz. İdare memurumuz<br />

Mujeeb hastaneye yürüyerek, veri memurumuz<br />

Najib de bisikletiyle gelir. Diğer herkes<br />

gibi işbaşı yapmak için koşturanlar arasında<br />

her sabah yolda ikisini de görürüz.<br />

Saat 10:00 civarında her zaman olduğu gibi<br />

hastanenin günlük telaşı başlar. Ben koğuştaki<br />

bir hastaya bakmak için yoğun bakım<br />

ünitesinden çıkarım. Patolojide mikroskobunun<br />

üzerine eğilmiş, bir şeyler inceleyen<br />

laboratuvar teknisyeninin yanından geçerim.<br />

Acil servise gelirim ve ameliyathanelerin<br />

yanından geçerim. Bir hasta, yerel ve uluslararası<br />

uzman sağlık personeli tarafından<br />

gerçekleştirilecek özel bir travma ameliyatına<br />

girmek için koğuştan sedyeyle taşınır. Kuzey<br />

Afganistan’da bu tip bir operasyon geçirebileceğiniz,<br />

uzman sağlık hizmeti veren tek<br />

hastane burasıdır.<br />

Hava saldırısından 6 gün önce<br />

O gece, sabahın 02:00’sinde bir anda yoğun<br />

çatışma sesleriyle uyandım. Beş aydır<br />

“çatışma mevsimi”nde Kunduz’da bulunuyordum<br />

ve savaş seslerine alışmıştım. Ama<br />

bunda farklı bir şey vardı. Çok yakından<br />

geliyordu, çok şiddetliydi ve çatışma dört<br />

bir yana yayılmış gibiydi. Hastaneden, acil<br />

servise hasta akını olduğunu bildiren bir<br />

telefon bekledim. Çok yakında benden yardım<br />

isteyeceklerini tahmin etmiştim. Çatışma o<br />

kadar yoğundu ki, yaralıların hastaneye ulaştırılması<br />

muhtemelen saatler sürüyordu. O gün,<br />

gün ağarırken beklediğim telefon geldi ve<br />

hayatımın en uzun haftası başladı.<br />

İlk gün tam anlamıyla kaostu. Birkaç saat<br />

içinde 130’dan fazla yaralı hastane kapılarına<br />

yığılmıştı. Tüm personelimiz durmaksızın<br />

çalışmasına rağmen durumun ciddiyeti<br />

bizi çok zorladı. Herkese yetişmekte çok<br />

zorlandık. O günü düşündüğümde acil servise<br />

yayılmış olan yoğun bir kan kokusu hatırlıyorum.<br />

Onlarla ilgilenmem için önlüğümü<br />

çeken, koluma dokunan, sevdiklerini iyileştirmem<br />

için yalvaran insanlar... Ağlamalar,<br />

kaza kurşunuyla ağır yaralanmış olan ve<br />

daha sonra hayatını kaybeden çocuğun<br />

mahvolmuş anne - babasının olayın şokunu<br />

atlatamaması, çoktan dolup taşan acil servise<br />

ardı ardına getirilip yer olmadığı için yere yatırılan<br />

her bir hasta... Ve bu insanların durumunu<br />

gördükçe yaşadığım panik duygusu...<br />

Tüm bunların yanı sıra dışarıdan rahatsız edici<br />

derecede yakından gelen ve dinmek bilmeyen<br />

makineli tüfek sesleri, patlamalar...<br />

O hafta hastanede kapasitemizin çok<br />

üstünde çalıştık. Hasta servislerinde tüm<br />

yatakları birbirine yapıştırıp yere olabildiğinde<br />

fazla mat serdik. Yoğun bakıma<br />

alınması gereken çok hasta vardı. Kısıtılı<br />

kaynaklarımızı elimizden geldiğince verimli<br />

kullanmaya çalıştık. Ama maalesef normal<br />

şartlarda hayatta kalabilecek çok sayıda<br />

hastanın ölümüne şahit olduk. Nadir kan<br />

gruplarına talep arttığı için kan gerekliydi<br />

ama kimse hastaneye kan bağışlamaya<br />

gelecek durumda değildi. Suni solunum<br />

cihazına ihtiyacı olan çok hasta vardı, ama<br />

bizde sadece dört makine vardı. Herkese<br />

yetişemiyorduk. Duyduğumuz kadarıyla bazı<br />

yaralılar da evlerinde kapana kısılmış, dışarı<br />

adım atamamıştı. Günler sonra hastaneye<br />

ulaştıklarında vücutları çoktan enfeksiyona<br />

yenik düşmüştü.<br />

ABD Hava Kuvvetleri’nin ilk saldırısı yoğun<br />

bakım ünitesinin bulunduğu yeri hedef aldı.<br />

Biri dışında orada bulunan tüm hastalar<br />

hayatını kaybetti. Hasta bakıcılar da hastalarla<br />

beraber yaşamını yitirdi. Dr. Osmani’yi<br />

kaybettik. Yoğun bakım hemşireleri Zia ve<br />

“güçlü” Naseer’i kaybettik. Temizlikçimiz<br />

Nasir’i kaybettik. Tüm kalbimle umuyorum ki,<br />

o gün yatıştırıcı verdiğimiz üç hastamız neler<br />

olup bittiğini hissetmeden ölmüşlerdir; ama<br />

sanmıyorum… Yataklarından kalkamadan<br />

alevler arasında can verdiler. Tüm bu kaosun<br />

içinde tek küçük tesellimiz yoğun bakım<br />

hemşiremiz Toorialay’ın hayatta kalması<br />

ve tüm cesaretiyle hasta yatağından alıp<br />

binanın dışına kadar götürdüğü küçük bir kız<br />

çocuğuyla beraber kaçabilmiş olmasıydı.<br />

Yoğun bakımı sarsan bu korkunç olay hastanenin<br />

diğer kısımlarında da yaşandı. İş<br />

arkadaşlarımız ve meslektaşlarımız filmlerdeki<br />

gibi huzur içinde ölmedi. Acı çekerek,<br />

yavaşça öldüler ve çaresizce bağırarak asla<br />

gelemeyecek olan yardımı beklediler. Yalnız<br />

ve korkmuş bir şekilde, yaralarının ne denli<br />

ölümcül olduğunu bile bile, sona geldiklerinin<br />

bilincinde öldüler. Çok sayıda personel<br />

ve hasta yaralandı. Kolları ve bacakları<br />

parçalandı, koptu; vücutlarına şarapnel<br />

parçaları saplandı, her yerlerinde yanıklar<br />

oluştu. Akciğerleri, gözleri ve kulaklarında<br />

basınç dalgasından kaynaklanan yaralanmalar<br />

meydana geldi. Bu yaralanmaların<br />

çoğu onlarda kalıcı hasar bıraktı. Kabustan<br />

öte, korkunç bir geceydi ve o gece yaşadıklarımız<br />

sonsuza dek aklımdan çıkmayacak.<br />

*Bazı isimler değiştirilmiştir.<br />

Bir MSF çalışanı, ABD hava saldırısı sonucu yıkılan Kunduz Travma Merkezi’nin yanan<br />

enkazı arasında çevresini inceliyor.<br />

© MSF<br />

<strong>2015</strong>’te MSF’ye ait ve MSF’nin desteklediği toplam 75 hastane 106<br />

farklı hava saldırısının hedefi oldu.<br />

Bu hastanelerin 63’ü Suriye’de, beşi Yemen’de, beşi<br />

Ukrayna’da, biri Afganistan’da ve biri de Sudan’daydı.<br />

Ekim ayında Kunduz’daki hastanenin hedef alınmasından<br />

sonra kuzeydoğu Afganistan’da bir milyondan fazla kişi nitelikli<br />

cerrahi hizmetten yoksun kaldı. Yemen’deki Haydan Hastanesi<br />

ise yine bir hava saldırısıyla yerle bir edildi. 200.000 kişilik bir<br />

bölgede hizmet veren bu hastane, çatışmalardan geriye kalan<br />

tek hastaneydi. Sivillerin hedef alındığı her saldırıda yerel halk<br />

tarafından işletilen düzinelerce hastane bombalandı ve çoğu<br />

zaman hasarın boyutu raporlara geçmedi veya hiçbir zaman<br />

dünya kamuoyunda yankı uyandırmadı.<br />

Orta Afrika Cumhuriyeti’nde <strong>2015</strong> yılında kimliği belirlenemeyen<br />

iki kişinin silahlı saldırısı sonrasında MSF, Kabo Hastane’sindeki<br />

faaliyetlerinin bir kısmını askıya almak zorunda kaldı. Güney<br />

Sudan Dethoma’daki hastane, ofis ve eczaneler, Melut’ta da<br />

yerinden edilenlerin kaldığı bir kamp yağmalandı ve saldırıya<br />

uğradı. Leer’deki MSF yerleşkesi de silahlı adamlar tarafından<br />

iki kez yağmalandı. Ekipler tahliye edilmek zorunda kaldı ve zor<br />

durumdaki birçok insan tedaviden yoksun kaldı.<br />

Sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların her biri, onbinlerce insanın<br />

sağlık hizmetlerinden ve acil tıbbi yardımdan mahrum kalmasına<br />

neden oluyor.<br />

Ekipler tahliye edilmek zorunda kaldı ve zor durumdaki birçok<br />

insan tedaviden yoksun kaldı.<br />

Sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların her biri, onbinlerce insanın<br />

sağlık hizmetlerinden ve acil tıbbi yardımdan mahrum kalmasına<br />

neden oluyor.<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 17


ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR<br />

ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE<br />

KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR<br />

Çad, Kamerun, Nijerya ve Nijer sınırlarının<br />

birleştiği noktada, Orta-Batı<br />

Afrika'nın temiz su kaynağı olan Çad<br />

Gölü ve çevresi, son yıllarda bölgede<br />

artan şiddetin merkez üssü haline<br />

geldi. Şiddetin neden olduğu toplu<br />

göçler ve acılar, Sınır Tanımayan<br />

Doktorlar'ın (MSF) göl çevresindeki<br />

projelerini genişletmesine sebep<br />

oldu. Ancak ne yazık ki insani krizin<br />

ne denli ciddi boyutlara ulaştığı<br />

halen tam olarak idrak edilebilmiş<br />

değil.<br />

NİJER<br />

DIFFA TOWN<br />

NGUIGMI<br />

NGALEWA<br />

BAROUA<br />

TOUMOUR<br />

NGARWA<br />

CHETIMARI<br />

ASSAGA<br />

CAMP<br />

YEBI<br />

GUESKEROU<br />

ÇAD GÖLÜ<br />

BAGA SOLA<br />

BOL<br />

ÇAD<br />

Gölün uzun yıllar boyunca giderek küçülmesi,<br />

bölge halkını kaynak arayışında rekabete<br />

sürüklemiş, bu da zaman içinde çatışmalar,<br />

gıda güvensizliği, hayvan ölümleri ve giderek<br />

artan yoksulluğa yol açmıştır. Sürekli tekrarlayan<br />

salgınlarla baş etmek zorunda kalan<br />

Çad Gölü çevresinde sağlık hizmetleri yok<br />

denecek kadar azdır.<br />

DAMATURU<br />

MAIDUGURI<br />

KOUSSERI<br />

NDJAMENA<br />

Boko Haram olarak da bilinen İslam<br />

Devleti'nin Batı Afrika Eyaleti (ISWAP),<br />

2013’ün Mayıs ayından bu yana bölge halkı<br />

üzerinde daha fazla baskı kurmuş, binlerce<br />

insanı yaşadıkları bölgeden kaçmaya zorlayarak<br />

sınır ötesine itmiştir. Hükümetin misilleme<br />

olarak gerçekleştirdiği askeri operasyonlar<br />

da kitlesel yer değiştirmelere yol<br />

açmıştı. Halihazırda 2,5 milyondan fazla kişi<br />

şiddet vakaları nedeniyle evsiz kalmıştır. Çad<br />

Gölü çevresi, son yıllarda Afrika'nın en geniş<br />

çaplı yer değiştirme krizinin merkezi haline<br />

gelmek üzeredir. Bu durum, halihazırda son<br />

derece vahim olan yaşam şartlarını daha da<br />

ciddi bir boyuta taşımaktadır.<br />

NIJERYA<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler,<br />

kasabalar, köyler ve kamplar<br />

KAMERUN<br />

MORA<br />

MOKOLO<br />

MAROUA<br />

MINAWAO<br />

"Bu insani krizin en dikkat çekici özelliği,<br />

insanların maruz kaldığı terördür.<br />

Saldırılar, ibadet yerleri, okullar ve<br />

pazar yerlerinde meydana geliyor ve<br />

halk arasında büyük bir korku yaratıyor.<br />

Süregelen şiddet ve karşı taarruzlar,<br />

insanları güven ve barış içinde yaşayacakları<br />

bir yer bulmak için köylerini terk<br />

etmeye zorluyor. İnsanlar kendilerini<br />

tehlikede hissediyorlar ve artık evlerine<br />

dönmek istemiyorlar. Gelecekte onları<br />

nasıl bir yaşam bekliyor gerçekten bilmiyorum."<br />

MSF Operasyon Direktörü Dr. Jean-<br />

Clément Cabrol<br />

© MSF<br />

18 Sınır Tanımayan Doktorlar


ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR<br />

ISWAP, <strong>2015</strong>’in Nisan ayında<br />

Karamga Adası’nda Nijer askerlerini<br />

ve Nijerli sivilleri öldürdü. Çad<br />

Gölü'ndeki 100 ada köyünün<br />

çevresinde yaşayan binlerce kişi,<br />

bu saldırının ardından yetkililer<br />

tarafından uyarıldı ve bölgeyi tahliye<br />

etmeleri emredildi. Evlerini terk<br />

etmek zorunda kalan bölge halkı, göl<br />

çevresindeki kısıtlı barınma imkanları<br />

nedeniyle korkunç şartlarda<br />

yaşamaya başladılar.<br />

“Hükümet, güvenlik sıkıntısını<br />

gerekçe göstererek bizden köyümüzü<br />

terk etmemizi istedi. Bu yeri<br />

kendimiz bulduk. O zamandan<br />

beri kimse bizi ziyaret etmedi. Şu<br />

anda neyimiz varsa, ne bulabilirsek<br />

onunla yaşıyoruz. Elimizden başka<br />

hiçbir şey gelmiyor.”<br />

© MSF<br />

Nijerya'dan gelen ve şu anda<br />

Çad'da yaşayan Muhammed<br />

© Sylvain Cherkaoui/Cosmos for MSF<br />

"Boko Haram militanları gece yarısı köyümüze saldırdı. Babamı,<br />

kız kardeşimi ve pek çok kişiyi öldürdüler. Biz kaçmaya çalışırken<br />

yolda yeniden saldırdılar. Annem ve ablam geride kaldı. Umarım<br />

bir gün onları bulabilirim. İki gün yürüdükten sonra 9 aylık kızım<br />

ve14 yaşındaki kız kardeşimle Kamerun'a vardım."<br />

24 yaşındaki Nijeryalı Esther<br />

Bölgede az sayıda sağlık kurumu var. Ulaşım ise oldukça zor.<br />

Sağlık merkezlerinin bazıları temel ilaç, donanım veya sağlık<br />

personeli eksikliği nedeniyle kapanmış durumda. Güvenlik<br />

sorunları ve yollardaki şiddet eylemleri ise, binlerce insanın<br />

ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerine erişimini engelliyor. Bu<br />

durum özellikle yağmur mevsiminde büyük bir sorun teşkil<br />

ediyor çünkü bu dönemde sıtma ve ishal gibi su kaynaklı<br />

hastalıklara yakalanan insanların sayısında artış yaşanıyor. Bu<br />

hastalıklar beslenme yetersizliğiyle birleştiğinde, çocuklar için<br />

son derece tehlikeli bir hal alabiliyor.<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 19


ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR<br />

© MSF<br />

MSF Çad'da Baga<br />

Sola yakınındaki Dar<br />

as Salam mülteci<br />

kampında faaliyet<br />

gösteriyor ve çoğu<br />

depresyon/anksiyete<br />

belirtileri gösteren<br />

mültecilere ruh sağlığı<br />

hizmeti sunuyor. <strong>2015</strong><br />

yılında düzenlenen<br />

çocuklara yönelik<br />

haftalık seanslar,<br />

çocukları şahit<br />

oldukları olayları<br />

çizmeye ve duygularını<br />

bu şekilde ifade<br />

etmeye teşvik ederken,<br />

Nijer'in Diffa şehrindeki<br />

MSF ekipleri de<br />

artan şiddet olayları<br />

nedeniyle bölge<br />

halkına psikososyal<br />

destek vermeyi<br />

amaçlayan bir proje<br />

geliştirdi.<br />

Yerinden edilmiş bölge halkının ve Çad Gölü çevresindeki<br />

mültecilerin yaşam koşulları kritik bir noktaya ulaşmış<br />

durumda. Temiz su ve sanitasyon imkanları olmayan bu<br />

insanlar, bu çorak bölgede tarlalarını hasat edemiyor, gıda<br />

fiyatları önemli ölçüde arttığı için beslenme yetersizliği<br />

çekiyor. Bu durum, temel hizmetlerin kısıtlığı olduğu Çad Gölü<br />

çevresindeki baskıyı artırıyor. Büyük zorluklarla göç eden<br />

yüzbinlerce insan, sınırlı imkanlarla hayatta kalma mücadelesi<br />

verdiği için bölge halkı tarafından destekleniyor.<br />

"Köyümüzden kaçarken balıkçılık<br />

malzemelerimizi arkamızda<br />

bırakmak zorunda kaldık. Bu şekilde<br />

hayatta kalmak çok zor. Elimizde<br />

malzemelerimiz olsaydı, hayatta<br />

kalmak için balık tutabilecektik."<br />

Nijerya'dan gelen ve şu anda<br />

Çad'a yaşayan Hassan<br />

© Sylvain Cherkaoui/Cosmos for MSF<br />

20 Sınır Tanımayan Doktorlar


ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR<br />

Kamerun – Nijerya sınırı boyunca ciddi boyutta güvenlik tehditleri var. Her gün<br />

100'den fazla mülteci, Extreme North bölgesinde ulusal yetkililer tarafından kurulmuş<br />

olan kampa gelmeye devam ediyor. Kampta temel sağlık hizmetleri sunan MSF, aynı<br />

zamanda beslenme yetersizliğine yönelik muayeneler gerçekleştiriyor. Sahadaki MSF<br />

ekipleri ayrıca onbinlerce kişinin şehrin etrafına dağıldığı Çad sınırındaki Kousseri’de<br />

de faaliyet gösteriyor.<br />

© Christelle Ntsama/MSF<br />

İlk kolera vakaları<br />

Ağustos ayı ortalarında<br />

Nijerya'daki kamplarda<br />

baş gösterdi. Hastalıkla<br />

mücadele için sağlık<br />

hizmetlerinin yanı sıra<br />

hijyen ve sanitasyon<br />

faaliyetlerine öncelik<br />

vermek gerekiyordu.<br />

Kolera yoğun nüfuslu<br />

bölgelerde daha sık<br />

görülüyor ve enfeksiyon<br />

hızla yayılabiliyor.<br />

© Adavize BAIYE/MSF<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 21


YOKSULLARIN ECZANESİ<br />

HİNDİSTAN: MSF NEDEN<br />

HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR?<br />

© Brendan Bannon<br />

Carmen Jose Panti 36 yaşında. Mozambik’in başkenti Tete’de eşi ve iki çocuğuyla<br />

beraber yaşıyor. Evinde küçük bir iş kurmuş; sabun ve tuz gibi ürünler satıyor. Aynı<br />

zamanda bir klinikte hasta dosyalarını düzenliyor.<br />

Hem anne, hem eş, hem iş sahibi, hem işçi,<br />

hem de bir topluluk üyesi olan Carmen, aynı<br />

zaman HIV pozitif.<br />

2007 yılında virüsü taşıdığını ve enfekte<br />

olduğunu öğrenen Carmen, 2009’da ARV<br />

tedavisine başladı. Ama Carmen hayatına<br />

devam ediyor; üstelik sağlıklı ve içinde yaşadığı<br />

topluma devamlı katkıda bulunan bir<br />

kadın. Hayatına olduğu gibi devam edebilmesinin<br />

sebebi, Hindistan’da üretilen jenerik<br />

HIV ilaçlarını (ARV’leri) kullanıyor olması.<br />

Carmen dünyada HIV ile yaşamayı öğrenen<br />

230.000 kişiden biri ve tedavisine MSF’nin<br />

desteklediği HIV programlarıyla devam<br />

ediyor. Yakın zamanda MSF’nin saha programlarında<br />

kullanılacak ilaçların alımı konusunda<br />

yapılan bir ankete göre, HIV ile<br />

yaşayan kişilerin %97’sinin kullandığı jenerik<br />

ilaçlar Hindistan’da üretiliyor. MSF’nin<br />

Hindistan‘a bağlı olduğu ilaçlar yalnızca<br />

ARV’ler değil. MSF’nin tedavi ettiği 23.000<br />

tüberküloz hastasının %77’sinin ilaçları ve<br />

2.1 milyon sıtma hastasını tedavi etmek için<br />

kullandığı ilaçların %22’si de Hindistan’da<br />

üretilen jenerik ilaçlardan oluşuyor.<br />

Hindistan, gelişmekte olan ülkelerde Carmen<br />

gibi insanlara sağladığı uygun fiyatlı jenerik<br />

ilaçların hacminden dolayı “gelişmekte olan<br />

ülkelerin eczanesi” olarak biliniyor.<br />

Hindistan nasıl oldu da bu role büründü?<br />

ABD ile beraber İsviçre ve diğer gelişmiş<br />

ülkeler ilaçlar üzerine patent tekeli koydular.<br />

Bu, şirketlerin tek imtiyaz sahibi olarak ilaçları<br />

istediği süre boyunca istediği fiyata<br />

satabileceği anlamına geliyor. Hindistan<br />

2005’e kadar bu firmalara izin vermiyordu.<br />

Çünkü ilaçların temel bir gereklilik olarak,<br />

çok sayıda tedarikçi arasından uygun fiyata<br />

alınabilmesi gerektiği savunuluyordu.<br />

2005 yılında bazı uluslararası ticaret yasaları<br />

ilaçlara ürün patenti koyması konusunda<br />

Hindistan’ı zorlamasına rağmen, Hindistan<br />

buna olabildiğince direndi. Sonuç olarak bu<br />

patentlere belirli katı parametreler dahilinde<br />

izin verildi; ancak yüksek gelirli ülkelerden<br />

ve gelişmekte olan çoğu ülkeden daha<br />

katı koşullar çerçevesinde... Aynı zamanda<br />

patent yasasında halihazırda üretilmekte<br />

olan jenerik ilaçların üretiminin devamına<br />

izin veren toplum yanlısı sağlık koşullarını da<br />

kapsamına aldı.<br />

Bu gelişmeler Hindistan’daki jenerik ilaç<br />

endüstrisinin meyve verdiğini ve aynı ilaçların<br />

orijinallerinden daha uygun fiyata üretilmesinin<br />

mümkün olduğunu gösterdi. 2001<br />

yılında HIV tedavisinde kullanılan antiretroviral<br />

ilaçların fiyatı hasta başına yılda<br />

10.000 dolara kadar yükseldi. Bugüne kadar<br />

Afrika’da ve diğer gelişmekte olan bölgelerde<br />

HIV ile yaşamak zorunda olan milyonlarca<br />

kişi hayatını kaybetti. Hindistan’daki<br />

jenerik ilaç şirketi Cipla günde 1 dolardan<br />

daha düşük fiyata 3 farklı hapı bir hapta<br />

birleştiren bir kombinasyon üretmeyi<br />

başardı. 15 sene sonra, şu anda Carmen gibi<br />

yaklaşık 16 milyon kişi HIV tedavisi görüyor.<br />

Ve bugün yıllık standart HIV tedavisi kişi<br />

başına yılda 100 doları buluyor.<br />

22 Sınır Tanımayan Doktorlar


YOKSULLARIN ECZANESİ HİNDİSTAN: MSF NEDEN HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR?<br />

Hindistan’ın jenerik ilaç endüstrisi tehdit<br />

altında<br />

Hindistan’ın jenerik ilaçların en güçlü üreticisi<br />

haline gelmesini sağlayan yasalar ve<br />

politikalar bugün devamlı artan bir tehditle<br />

karşı karşıya. Novartis gibi dünya piyasasında<br />

öncü ilaç firmalarının bazıları 2006<br />

yılında bu yasalara karşı savaşmaya başladı.<br />

İsviçreli ilaç firması Novartis’in Hindistan’da<br />

bir kanser ilacının patentini alması engellendiği<br />

zaman, Novartis yasal olarak bu<br />

patent yasasıyla mücadeleye başladı. Eğer<br />

Novartis bu mücadeleyi kazansaydı ülkenin<br />

jenerik ilaç üretim kapasitesinde ciddi bir<br />

değişim yaşanacaktı. Çünkü bu değişim,<br />

Hindistan Patent Ofisi’ni Hint Kamu Sağlığı<br />

Sistemi’nde ve yenilikçi yasalarda yararlanılamayan<br />

ilaçlara patent verilmesi için zorlayacaktı.<br />

Dava yedi yıl sürdü ve Hindistan<br />

Anayasa Mahkemesi’ne kadar gitti. Nihayet<br />

Nisan 2013’te MSF’yi ve dünya çapında<br />

milyonlarca insanı tedirgin eden bu dava<br />

sonuçlandı ve Novartis davayı kaybetti.<br />

Hindistan’ın yasaları değişmedi.<br />

AB ise Hindistan’a başka türlü bir baskı<br />

uyguluyor: Jenerik ilaçların üretimini ciddi<br />

anlamda kısıtlayacak bir serbest ticaret<br />

antlaşmasını imzalatmak için çabalıyor.<br />

Görüşmeler dokuz yıldır devam ediyor.<br />

Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık<br />

çerçevesinde Japonya ve Güney Kore gibi<br />

kalkınmış ülkeler, Güney ve Güneydoğu<br />

Asya’yı kapsayan bir başka anlaşma ile<br />

gelişmekte olan ülkelerdeki jenerik ilaç ticaretinin<br />

önünü kesecek olan hükümler uygulamaya<br />

koymak için çabalıyor.<br />

Ancak bu konuda en ciddi baskı ABD’den<br />

geliyor. ABD Ticaret Temsilcisi, Hindistan’ı<br />

ABD ilaç firmalarının çıkarı için kendi hükümetinin<br />

patent yasasına karşı adım atması ve<br />

daha fazla patent uygulamaya koyması için<br />

zorluyor. Aksi takdirde, Hindistan’ı uygulanacak<br />

olan ticari yaptırımlarla tehdit ediyor.<br />

Yıllar içinde Hindistanlı bakanlar, karar vericiler<br />

ve devlet memurları bu baskılara karşı<br />

koymayı başardı. Ancak şimdi Hindistan<br />

hükümetinin tasarladığı yeni bir fikir hakları<br />

politikası, patent yasasının yeniden yorumlanması<br />

ve ilaçlara patent verilmesi baskısını<br />

yaratarak yakın zamanda değişim yaşanacağının<br />

sinyalleri veriyor. Bu politika, zamanla<br />

Hindistan’ın gelişmekte olan ülkelerin eczanesi<br />

olarak görülmesini sağlayan uygulamalarda<br />

kalıcı yasal değişimlere sebep olabilir<br />

MSF, projelerinde çoğunlukla Hindistan’dan<br />

alınan jenerik ilaçları kullandığından Erişim<br />

Kampanyası’yla (Access Campaign) ülkedeki<br />

gelişmeleri yakından takip ediyor. Kanunlar<br />

ve politikalar değişirse yeni nesil ilaçlar<br />

jenerik üretilemeyecek ve MSF’nin tedavi<br />

ettiği kişi sayısında düşüş yaşanması kaçınılmaz<br />

olacak. Yeni kısıtlamalar HIV tedavisinde<br />

kullanılan ilaçların pediyatrik versiyonları<br />

ve kombinasyonlarının üretimini de<br />

durduracak -ki bu ilaçlar hem sağlık çalışanları<br />

hem de hastalar için tedavi sürecini<br />

çok kolaylaştıran ilaçlardır. Bu, gelecekte<br />

sağlık personelimizin tedavi olması gereken<br />

Carmen gibi hastalara yardım etmekte<br />

yetersiz kalabileceğini gösteriyor.<br />

MSF’nin bu konuya dikkat çekmek için<br />

kampanya yürütmesinin ve sesini yükseltmesinin<br />

nedeni Hindistan’ın milyonlarca<br />

insanın yararı için şu anki durumunu gelecekte<br />

de sürdürmesi gerektiğindendir. MSF,<br />

<strong>2015</strong>’te Erişim Kampanyası’yla beraber<br />

“İlaçlarımızdan elinizi çekin” kampanyasını<br />

başlatmış ve Hindistan’ın tüm bu baskıların<br />

altında ezilmeden durabilmesi ve erişilebilir<br />

fiyatlı ilaçların üretiminde kısıtlamaya gidilmemesi<br />

için Hindistan’ı desteklemiştir.<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 23


© Louise Annaud/MSF<br />

Tanzanya’daki Nyagurusu Mülteci Kampı’nda kalan bir çocuk ve annesi. MSF burada 130.000’den fazla mülteciyi kolera salgınına karşı<br />

korumak için kapsamlı bir aşılama programı yürüttü.<br />

ÜLKELERE GÖRE <strong>FAALİYET</strong>LER<br />

25 TÜRKİYE<br />

26 SURİYE<br />

28 AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI<br />

30 AKDENİZ VE EGE'DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR<br />

31 YUNANİSTAN<br />

32 BALKANLAR<br />

33 İTALYA<br />

35 FRANSA<br />

36 ÜRDÜN<br />

37 IRAK<br />

39 LÜBNAN<br />

40 FİLİSTİN<br />

41 YEMEN<br />

43 AFGANİSTAN<br />

45 PAKİSTAN<br />

47 ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ<br />

49 LİBERYA<br />

50 NEPAL


TÜRKİYE<br />

TÜRKİYE<br />

Harcama: 1,8 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1999 | msf.org/turkey | @MSF_Turkiye<br />

turkiye<br />

KİLİS<br />

ŞANLIURFA<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler<br />

GAZİANTEP<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

2.400 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />

danışmanlığı<br />

Kyrgyzstan<br />

<strong>2015</strong>’te 2,5 milyondan fazla<br />

Suriyeli Türkiye'ye sığındı.<br />

Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteciler için<br />

durum son derece kritik. Mültecilerin büyük<br />

çoğunluğu iş imkanlarına ve sağlık hizmetlerine<br />

erişimde sıkıntı yaşamaktadır. Çoğu,<br />

şehirlerde, gecekondu mahallelerinde kötü<br />

koşullarda yaşamaktadır. Suriye'deki çatışmaların<br />

başladığı 2011 yılından bu yana<br />

67.000'den fazla Suriyeli çocuk Türkiye'de<br />

dünyaya gelmiştir.<br />

Türkiye hükümeti, mültecilerin sayısındaki<br />

artışı göz önünde bulundurarak tıbbi ve<br />

insani yardım faaliyetlerine destek vermek<br />

üzere Haziran ayında Sınır Tanımayan<br />

Doktorlar'a (MSF) yetki vermiştir.<br />

Suriye-Türkiye sınırında gerçekleştirilen<br />

faaliyetler<br />

MSF Hatay'da Tıbbi Bakım ve Yardım<br />

Kuruluşları Birliği (UOSSM) ile işbirliği içinde<br />

rekonstrüktif cerrahi faaliyetleri yürütmektedir.<br />

Ayrıca UOSSM tarafından işletilen ruh<br />

sağlığı kliniğine de destek verilmektedir.<br />

Kilis'te görev yapan MSF ekipleri ise<br />

Helsinki Yurttaşlar Derneği ile çalışmaktadır.<br />

Derneğin kliniğinde Suriyeli mültecilere ruh<br />

sağlığı hizmetleri de dahil olmak üzere temel<br />

sağlık hizmetleri sunulmaktadır. Klinikte<br />

<strong>2015</strong> yılında 35.636 ayakta tedavi ve 10.508<br />

doğum öncesi ve sonrası muayene gerçekleştirilmiştir.<br />

MSF Aralık ayı sonunda Gaziantep'te<br />

Kıtalararası Doktorlar Derneği (PAC) ile<br />

işbirliği içinde Suriyeli kadın ve çocuklara<br />

ücretsiz sağlık hizmetleri sunan yeni bir<br />

tesis açmıştır. Kadın doğum uzmanları ve<br />

ebelerden oluşan Suriyeli bir ekip, mültecilere<br />

doğum öncesi ve sonrası bakım, aile<br />

planlaması hizmetleri ve jinekolojik muayeneler<br />

sağlamaktadır. PAC ise pediatri hizmetlerine<br />

odaklanmaktadır. MSF, ayda 2.000<br />

üreme sağlığı muayanesi gerçekleştirme<br />

kapasitesine sahip olan klinikte, 21 Aralık'tan<br />

yıl sonuna kadar 117 hastayı tedavi<br />

etmiştir. Doğumlar ve daha zor vakalar ise<br />

Gaziantep’teki bir hastaneye sevk edilmektedir.<br />

MSF Şanlıurfa'da Suriyeli mültecilere yönelik<br />

ruh sağlığı programının uygulanması sürecinde<br />

Hayata Destek Derneği’ni (Support to<br />

Life) desteklemeye devam etmiştir. Mayıs<br />

ayında Suruç’ta su ve sanitasyon projesi<br />

hayata geçirilmiştir. Bu proje kapsamında,<br />

2014 Eylül ayından bu yana geçici kamplarda<br />

yaşamış olan ve Suriye’nin Ayn el-Arap<br />

bölgesinden gelen mülteciler için tuvalet<br />

kabinleri, duşlar ve su temin edilmiştir. MSF<br />

ayrıca Hayata Destek Derneği ile işbirliği<br />

içinde Haziran’dan Eylül’e kadar, Suriye'nin<br />

Tel Abyad şehrinden Akçakale'ye gelen<br />

20.000 mülteciye gıda ve temizlik malzemeleri<br />

dağıtmıştır. MSF aynı zamanda<br />

Akçakale'de Suriyeli mültecilere sağlık<br />

hizmeti sunan Uluslararası Mavi Hilal İnsani<br />

Yardım ve Kalkınma Vakfı'nın ruh sağlığı<br />

hizmetleri merkezini de desteklemiştir.<br />

MSF ülkede ilk kez 1999 yılında faaliyet<br />

göstermiştir.<br />

URL: msf.org/turkey<br />

© Diala Ghassan/MSF<br />

Suriyeli çocuk mültecilerin çoğu, evlerini ve akrabalarını geride bırakırken en yakın arkadaşlarıyla da vedalaşmak zorunda kalıyorlar.<br />

Fakat gittikleri ülkelerde her koşulda yeni dostluklar kurmanın çocuksu heyecanını yaşayabiliyorlar. Bu kare, Türkiye’deki bir mülteci<br />

kampındaki üç yakın arkadaşın hatırası.<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 25


SURİYE<br />

SURİYE<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 494 | Harcama: 18,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2009 | msf.org/syria blogs.msf.org/syria | @MSF_Syria<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

HALEP<br />

İDLİP<br />

HAMA<br />

TÜRKİYE<br />

AYN EL-ARAP<br />

HASEKE<br />

350.300 ayakta muayene<br />

9.500 yardım malzemesi dağıtımı<br />

LAZKİYE<br />

7.000 cerrahi müdahale<br />

ŞAM<br />

IRAK<br />

2.000 doğum<br />

HUMUS<br />

DERA<br />

ÜRDÜN<br />

<strong>2015</strong>'te MSF'nin işlettiği sağlık<br />

merkezlerinin yaklaşık konumu<br />

MSF'nin tıbbi malzeme ve teknik<br />

destek verdiği Suriyeli doktorların<br />

çalıştığı sağlık tesisleri<br />

2011 yılında başlayan<br />

Suriye Savaşı, İkinci Dünya<br />

Savaşı'ndan bu yana en<br />

büyük göç krizini ortaya<br />

çıkardı. İnsani yardıma<br />

ulaşamayan milyonlarca<br />

Suriyeli hayatta kalma<br />

mücadelesi veriyor.<br />

Hükümet birlikleri, muhalif güçler ve isyancı<br />

gruplar, güç ve toprakların kontrolü için<br />

savaşırken yaklaşık 4,3 milyon kişi ülkeden<br />

kaçmış ve tahmini 6,6 milyon kişi de ülke<br />

içinde yer değiştirmiştir. Bölgedeki karmaşık<br />

savaşın en belirgin özelliği aşırı şiddettir:<br />

Sivil alanlar rutin olarak bombalanmıştır. Bu<br />

saldırıların çoğunda "çifte vuruş" adı verilen<br />

yöntem kullanılmıştır. Bu yöntem, ilk hava<br />

saldırısının ardından yaralıları alandan uzaklaştırmaya<br />

çalışan kurtarma ekiplerini ve<br />

çevredeki sağlık tesislerini hedef alan ikinci<br />

bir hava saldırısını içermektedir. Bazı saldırılarda<br />

ise kimyasal maddelere maruz kalındığına<br />

dair belirtiler tespit edilmiştir. En az<br />

1,5 milyon kişi hala insani yardım, sağlık<br />

hizmetleri ve tıbbi tahliyeye erişim olmadan,<br />

kuşatma altındaki alanlarda sıkışıp kalmış<br />

durumdadır.<br />

Suriye hükümeti, Sınır Tanımayan<br />

Doktorlar’ın (MSF) hükümet kontrolündeki<br />

bölgelere erişim sağlamaya yönelik taleplerini<br />

reddetmeye devam etmektedir. MSF’nin<br />

en önemli sağlık projelerinden bazılarını<br />

gerçekleştirebileceği bir ülkede, bölge<br />

halkının ihtiyaçlarına zamanında cevap<br />

verme imkanı son derece sınırlı kalmıştır. Bu<br />

durum, sağlık hizmetlerine erişim hakkına<br />

katiyen saygı gösterilmediğini bize bir kez<br />

daha hatırlatmaktadır. Aynı zamanda sağlık<br />

hizmetlerinin çatışmayı sürdüren taraflarca<br />

nasıl hedef alındığını veya siyasi çıkarlar<br />

uğruna nasıl kullanıldığını tüm çıplaklığıyla<br />

kanıtlamaktadır.<br />

Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) MSF çalışanlarını<br />

2014 yılında kaçırması ve serbest<br />

bırakmalarının ardından MSF hastalarına<br />

ve personeline zarar verilmeyeceğine dair<br />

gerekli teminatın IŞİD liderleri tarafından<br />

verilmemesi nedeniyle, MSF IŞİD kontrolündeki<br />

bölgelerden çekilmek zorunda kalmıştır.<br />

Bu nedenle MSF’nin faaliyetleri muhalif<br />

güçlerin kontrolü altında olan bölgelerle<br />

sınırlı kalmıştır. Suriye içindeki sağlık tesislerine<br />

ve çalışanlarına ulaştırılan yardımlar,<br />

sınır ötesinden ve cephe hattı çevresindeki<br />

projelerle yönetilmiştir.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te Kuzey Suriye’nin farklı bölgelerindeki<br />

altı sağlık tesisini işletmeye devam<br />

etmiştir. Sağlık hizmetlerinin gecikmesi, tıbbi<br />

komplikasyon yaşayan kişilerin sayısında<br />

artışa neden olurken, antibiyotik sıkıntısı<br />

da enfeksiyon ve ölüm vakalarında bir artış<br />

yaşanmasına neden olmuştur.<br />

MSF ayrıca kuşatma altındaki bölgelere<br />

odaklanarak Suriyeli doktorlar tarafından<br />

işletilen yaklaşık 70 sağlık tesisine<br />

verdiği desteği artırmıştır. Syria Destek programları<br />

kapsamında sağlık çalışanlarına<br />

teknik danışmanlık, tıbbi malzeme, maaş<br />

ve yakıt temin eden MSF, aynı zamanda<br />

hasar görmüş binaları yeniden inşa etmeye<br />

yardımcı olmaktadır. 80 sağlık tesisine geçici<br />

destek veren MSF, belirli bir bölgede yaralıların<br />

sayısında ani bir artış yaşanması durumunda<br />

veya benzer afet durumlarında bu<br />

tesislere tıbbi malzeme bağışı yapmaktadır.<br />

Desteklenen bu tesislerde MSF personeli<br />

çalışmamaktadır.<br />

<strong>2015</strong> boyunca MSF’nin destek verdiği 23<br />

Suriyeli sağlık çalışanı öldürülmüş, 58'i yaralanmıştır.<br />

Ayrıca <strong>2015</strong>’te MSF destekli 63<br />

hastane ve klinik 94 farklı saldırıyla bombalanmış<br />

veya tahrip edilmiştir. Sözkonusu<br />

tesislerden 12 tanesi tamamen yıkılmıştır.<br />

Halep eyaleti<br />

MSF Mart ayında Halep eyaletinde tıbbi ve<br />

insani yardım tedarikinin zorluklarını ortaya<br />

koyan bir rapor yayınlamıştır 1 . MSF’nin<br />

doğrudan deneyimlediği vakaları temel alan<br />

araştırma, aynı zamanda MSF tarafından<br />

desteklenen Suriyeli sağlık çalışanlarının ve<br />

sağlık tesislerinin maruz kaldığı şiddeti gün<br />

ışığına çıkarmıştır.<br />

Halep’teki yaşam şartları <strong>2015</strong> yılı boyunca<br />

gözle görülür bir şekilde kötüleşmiştir.<br />

Saldırılarda pazar yerleri, su kaynakları ve<br />

sağlık tesisleri gibi sivil altyapılar hedef alınmıştır.<br />

Hama ve İdlip şehirlerinde çatışmaların<br />

yoğunlaşması sonucu binlerce aile<br />

Halep eyaletine kaçmak zorunda kalmıştır.<br />

Azez’deki 28 yataklı MSF hastanesinde<br />

görev yapan MSF personeli, 32.500'den<br />

fazla ayakta tedavi ve 17.000 acil muayene<br />

gerçekleştirmiş, 1.200 cerrahi müdahalede<br />

bulunmuştur. 6.000 hasta için doğum öncesi,<br />

doğum sonrası ve aile planlaması muayeneleri<br />

gerçekleştiren ekip, burada 409 doğuma<br />

yardım etmiştir.<br />

MSF Mayıs ayında Halep civarındaki dokuz<br />

sağlık tesisine saldırı düzenlendiğine dair<br />

ihbarlar almıştır. Bu tesislerden altısı hastane<br />

olarak hizmet vermektedir. Bu saldırılardan<br />

biri, birbirini takip eden günlerde iki<br />

defa bombalandıktan sonra faaliyetlerini<br />

durdurmak zorunda kalan Halep kentindeki<br />

MSF destekli Al Sakhour hastanesinde<br />

meydana gelmiştir. MSF bölgedeki<br />

güvenlik ortamının giderek bozulması nedeniyle<br />

Haziran ayında Maskan Hastanesi’ni<br />

1 http://www.msf.org/sites/msf.org/files/alepposyria_medical_aid_besieged_9march<strong>2015</strong>.<br />

pdf<br />

26 Sınır Tanımayan Doktorlar


SURİYE<br />

kapatmak zorunda kalmıştır. Hastane kapanmadan<br />

önce sağlık çalışanları 5.834 ayakta<br />

tedavi, 2.495 acil muayene ve 51 doğum<br />

gerçekleştirmiştir. Hastanede yürütülen<br />

faaliyetler ise daha sonra Suriyeli doktor ve<br />

hemşirelere devredilmiştir. MSF Ağustos<br />

ayında Azez’de kimyasal maddelere maruz<br />

kalma belirtileri gösteren hastaları tedavi<br />

etmiştir.<br />

Aralık ayı başında temel yardım malzemelerini<br />

taşıyan konvoylar hedef alınmıştır.<br />

Bu durum bölgedeki hastane hizmetlerini<br />

geçici olarak azaltmış, MSF’nin Halep Eyaleti<br />

Konseyi ile işbirliği içinde dağıttığı sıcak<br />

tutan giysiler, battaniye, el feneri ve sabun<br />

gibi malzemeleri içeren kış mevsimi kitlerinin<br />

ve acil yardım malzemelerinin yerinden<br />

edilmiş ailelere ulaştırılmasını geciktirmiştir.<br />

Yıl sonuna kadar bölgede 7.800'den fazla kit<br />

dağıtılmıştır.<br />

MSF Ayn el-Arap’taki geniş çaplı tahribatın<br />

ardından bölgedeki sağlık sistemleri<br />

ve sağlık altyapısının yeniden kurulması ve<br />

iyileştirilmesi için büyük çaba harcamıştır.<br />

MSF bu amaçla geçici bir hastane inşa<br />

etmiş, fakat bu hastane de Haziran ayında<br />

düzenlenen bir saldırı sonucu yıkılmıştır.<br />

MSF ekipleri ayakta tedavi gerçekleştiren<br />

iki kentsel sağlık ocağını ve üç kırsal sağlık<br />

ocağını desteklerken, aynı zamanda kasabada<br />

yatakta tedavi ve acil servis hizmeti<br />

sunan küçük bir sağlık ocağına da yardım<br />

temin etmiştir. Bu süreçte rutin aşılama programlarına<br />

devam edilmiş ve 4.000 haneye<br />

yardım malzemeleri dağıtılmıştır.<br />

Haseke eyaleti<br />

Silahlı gruplar arasındaki çatışmalar <strong>2015</strong>’te<br />

Suriye'nin kuzeydoğusunda yoğunlaşmıştır.<br />

MSF bölgede 393’ü sezaryen olmak üzere<br />

1.559 doğumun gerçekleştirildiği bir doğum<br />

hastanesinde faaliyet göstermiştir. Düzenli<br />

olarak tıbbi ekipman ve malzeme hibe<br />

eden MSF, bölgedeki üç kliniği aracılığıyla<br />

35.000'den fazla ayakta muayene gerçekleştirmiştir.<br />

Yerinden edilen topluluklara<br />

ve bölge halkına sunulan sağlık hizmetleri<br />

arasında kronik hastalıklara ve anne - çocuk<br />

sağlığına yönelik muayeneler de yer almaktadır.<br />

İdlip eyaleti<br />

MSF <strong>2015</strong>’te, 6.800'den fazla tıbbi muayene<br />

ve 5.500 cerrahi müdahalenin gerçekleştirildiği,<br />

3.100 hastanın da ruh sağlığı hizmetlerine<br />

kabul edildiği İdlip eyaletindeki Atmeh<br />

Yanık Birimi’ni işletmeye devam etmiştir.<br />

Burada 7.000 'den fazla çocuğa kızamık<br />

aşısı yapılmış ve 3.500'den fazla yeni doğan<br />

hepatit B'ye karşı aşılanmıştır.<br />

Humus ve Şam eyaletlerindeki kuşatma<br />

altındaki bölgeler<br />

Şam ve Humus eyaletlerinde muhaliflerin<br />

kontrolündeki bölgelerde yaşayan bir<br />

milyondan fazla kişi askeri kuşatma altında<br />

kalmıştır. Buna, MSF’nin tıbbi ve insani<br />

yardım faaliyetlerini ulaştıramadığı Deyrizor<br />

ve diğer bölgelerdeki yüzbinlerce kişi de<br />

dahildir. Tıbbi yardımların resmi kanallarla<br />

Şam'dan bu bölgelere teslimi son<br />

derece sınırlıdır. Nadir olarak bu bölgelere<br />

konvoyların girişine izin verildiğinde, cerrahi<br />

Suriye’nin İdlip bölgesinde yerinden edilmiş insanları ağırlayan Atme Kampı’nda<br />

barınma imkanları ve temel hizmetler son derece kısıtlı.<br />

malzeme, antibiyotik ve terapötik gıda gibi<br />

kritik malzemeler, genellikle kontrol noktalarından<br />

geçememektedir. Sağlık durumu kritik<br />

düzeyde olan hastaların tıbbi tahliyelerine ise<br />

neredeyse hiç izin verilmemektedir. Eyalet<br />

sınırları içinde kalan bölgeler <strong>2015</strong> boyunca<br />

sürekli olarak bombalanmış ve tahrip edilmiştir.<br />

Ayda ortalama 300.000'den fazla<br />

hasta, kuşatma altındaki bölgelerde MSF<br />

tarafından desteklenen sağlık kuruluşlarında<br />

muayene edilmiştir.<br />

Dera eyaleti<br />

MSF Dera genelinde altı hastaneye ve<br />

sağlık merkezine tıbbi bağış yapmış, yardım<br />

malzemeleri ve teknik destek sağlamıştır.<br />

Suriyeli sağlık çalışanları bu sayede 118.000<br />

ayakta tedavi gerçekleştirmiş, 5.800 hastayı<br />

tedaviye almış ve 2.000'den fazla doğuma<br />

yardımcı olmuştur. Bu sağlık tesislerinde aynı<br />

zamanda 8.000'den fazla şiddet mağduru<br />

tedavi edilmiştir.<br />

Savaş mağdurlarına dair MSF raporu<br />

MSF tarafından derlenen ve 2016 başında<br />

yayınlanan bir rapor 2 , savaşta yaralanan<br />

154.647 kişinin <strong>2015</strong> yılında Kuzeybatı, Batı<br />

ve Orta Suriye'deki (Halep, Humus, Hama,<br />

İdlib, Lazkiye ve Şam eyaletlerinde) MSF<br />

destekli hastane ve kliniklere kabul edildiklerini<br />

göstermiştir. <strong>2015</strong>’te ayrıca savaşla ilişkili<br />

7.009 ölüm vakası belgelenmiştir. Kadınlar<br />

ve çocuklar, şiddet mağdurlarının %30 ila<br />

40'ını oluşturmuştur. Okul ve çocuk parklarının<br />

bombalanması gibi saldırılar sonucu<br />

meydana gelen, rapor edilmiş toplu zayiat<br />

vakalarının 10’unda, mağdurların %60 ila 90'ı<br />

kadın ve çocuklardan oluşmaktadır.<br />

MSF ülkede ilk kez 2009 yılında faaliyet<br />

göstermiştir.<br />

2 http://sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/<br />

uploads/2016/02/syria_<strong>2015</strong>_war-dead_and_<br />

war-wounded_report_tr.pdf (TR)<br />

https://www.msf.org/sites/msf.org/files/<br />

syria_<strong>2015</strong>_war-dead_and_war-wounded_<br />

report_en.pdf (EN)<br />

Bir MSF çalışanının ağzından...<br />

Şam yakınlarındaki MSF destekli bir<br />

hastanede hastane yöneticisi, insan<br />

kaynakları yöneticisi, cerrah ve üst<br />

düzey doktor olarak faaliyet gösteren<br />

bir tıp doktoru:<br />

"Ağustos ayı [burada] tıbbi anlamda yaşadığımız<br />

en kötü aydı. Hastaneye yüzlerce yaralı<br />

geldi. Bazen iki veya üç gün hiç uyumadan<br />

hastaneye gitmek zorunda kaldık. Sağlık çalışanları<br />

olarak elimizden geleni yapmaya,<br />

hayat kurtarmaya çalışıyoruz. Bize devam<br />

etme gücü veren de bu. Kuşatma konusundaysa<br />

elimizden bir şey gelmiyor. Biz sadece<br />

hayatta kalmak için mücadele veriyoruz. Tabii<br />

ki umudumu kaybetmemem gerekiyor. Her<br />

zaman bir umut vardır.<br />

Bölge halkı arasında çok ciddi bir korku ve<br />

depresyon durumu hakim. Nereye giderseniz<br />

gidin bunu hissediyorsunuz. Ne zaman<br />

bir bomba veya uçak sesi duyulsa, herkes<br />

çaresizlik içinde evine veya en yakın sığınağa<br />

doğru koşmaya başlıyor. Gökyüzünden<br />

yayılan uçak sesleri gerçekten de dehşet<br />

verici. Sahada durumun nasıl olduğunu<br />

anlatmak zor. İnanması güç olsa da olan<br />

biteni anlamak için bunları kendi gözlerinizle<br />

görmeniz gerekiyor. Örneğin, geçtiğimiz<br />

ay yaralı sayısında müthiş bir artış yalandı.<br />

Eğer bugüne kadar Suriye’de yaralanmadıysanız<br />

veya ölmediyseniz, kendinizi çok şanslı<br />

hissetmelisiniz. İşte biz bu koşullar altında<br />

yaşıyoruz.<br />

Tıbbi anlamda duruma alışmak zorundaydık.<br />

Bu nedenle ilaçları bile karneyle dağıtmamız<br />

gerekti. Tayınlama, faaliyetlerimizin önemli bir<br />

kısmını oluşturdu. Başka seçeneğimiz yoktu;<br />

elimizde ne varsa onu en adil şekilde dağıtmamız<br />

gerekiyordu. O kadar çok hasta ve<br />

anlatacak o kadar çok hikaye var ki, nereden<br />

başlayacağımı bilmiyorum. Ama özellikle bir<br />

çocuk, Suriye’de yaşanan insani krizin çılgınlığını<br />

tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.<br />

Çocuk, yüzündeki, kollarındaki ve bacaklarındaki<br />

derin yaralara rağmen hala yüzündeki<br />

o gülümsemeyle bana bakıyordu. Genellikle<br />

çocuklar iğneden korkarlar ama o korkmuyordu;<br />

sadece gülüyordu. O gülümsemeyi<br />

ölene kadar unutmayacağım...”<br />

© MSF<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 27


AVRUPA'NIN<br />

TUZAKLARLA DOLU<br />

GÖÇ YOLLARI<br />

<strong>2015</strong> sonu itibarıyla çatışmalar, zulüm ve ülkelerinin yaşanılmaz hale gelmesinden dolayı<br />

dünya çapında 60 milyon insanın yerinden edildiği tahmin ediliyor. Ortalama olarak her gün<br />

yaklaşık 4.600 kişi ülkesini terk etmeye zorlanıyor. Dünya genelinde süregelen iç ve dış<br />

göçlerde Suriye Savaşı başlı başına en büyük sebep olmaya devam ediyor.<br />

© Ikram N'gadi/MSF<br />

MSF ve MOAS (Açıkdeniz Göçmen Yardım İstasyonu), Akdeniz’de ölümcül bir tehlike atlatan 18 metrelik ahşap bir balıkçı teknesinden<br />

561 kişiyi kurtarıyor.


AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI TITLE<br />

Tehlikeli yolculukları göze alarak Akdeniz’i<br />

geçmeye çalışan insanların sayısının her<br />

geçen gün arttığının ve denizde arama ve<br />

kurtarma operasyonlarının somut bir eksiklik<br />

olduğunun farkına varan Sınır Tanımayan<br />

Doktorlar (MSF), binlerce insanı boğulmaktan<br />

kurtarmanın insani bir sorumluluk haline<br />

geldiğine karar vermiştir. MSF, bu kararı<br />

verdikten üç hafta sonra Akdeniz’de üç<br />

farklı arama kurtarma gemisi çalıştırmaya<br />

başlamıştır (Bu gemilerin faaliyetleri hakkında<br />

daha ayrıntılı bilgi almak için bkz. sayfa 30).<br />

MSF aynı zamanda sahile vuran boğulmuş<br />

insanların sayısındaki artış nedeniyle Libya<br />

Kızılay’ını ceset yönetimi konusunda eğitmek<br />

için Tunus’a bir ekip göndermiştir.<br />

Bu yıl yaklaşık bir milyon göçmen ve<br />

mülteci Avrupa’ya geçmiştir. MSF, daha<br />

önce görülmemiş boyutlara ulaşan göç<br />

dalgası sırasında insanların ihtiyaçlarını<br />

karşılayabilmek için mobil kliniklere<br />

öncelik vererek operasyonlarını artırmıştır.<br />

Bu insanlara destek ve bilgi sağlamak<br />

için gönüllüler düzeyinde çalışmalar<br />

yürütülmesine rağmen çoğu, korkunç ve<br />

insanlık dışı karşılama koşullarıyla, jiletli<br />

tel örgüler, askerler ve kapalı sınırlarla<br />

karşılaşmışlardır (MSF’nin Yunanistan,<br />

İtalya, Fransa ve Batı Balkan rotası boyunca<br />

yürüttüğü faaliyetlerin detayları için bkz.<br />

sayfa 31-35).<br />

Anavatanını terketmek zorunda kalan<br />

mülteci sayısındaki artış, onları ağırlayan<br />

ülkeler üzerindeki baskıyı da her geçen<br />

gün artırmaktadır. Dünyada en fazla sayıda<br />

mülteciye ev sahipliği yapan ülke Türkiye<br />

iken, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında<br />

kişi başına düşen mülteci sayısının en<br />

fazla olduğu ülke de Lübnan olarak<br />

göze çarpmaktadır. Mültecileri ağırlama<br />

sorumluluğu dünya ülkelerinin paylaşması<br />

gereken ortak bir görev olmasına rağmen,<br />

sadece çatışma bölgelerine doğrudan sınırı<br />

olan ülkeler bu sorumluluğu üstlenmektedir.<br />

“Çocuklarımızın güvenliği için Avrupa’ya<br />

kaçmak zorunda kaldık; güvende olduklarından<br />

emin olmak ve iyi eğitim almalarını<br />

sağlamak için. Çünkü Suriye’de hiçbir<br />

şey kalmadı. Yaşadığım şehir yerle bir<br />

oldu. Avrupa’ya ulaşmanın bu kadar zor<br />

olduğunu bilseydim, onları bu yolculuğa<br />

asla çıkarmazdım. Bunları yaşayacağıma<br />

Suriye’de ölmeyi tercih ederdim. Avrupa’da<br />

insanların bize iyi davranacağını düşünmüştüm.<br />

Yolculuk sırasında yaşanan zorluklardan<br />

ötürü bazılarımız pes edip Suriye’ye<br />

geri döndü. Şimdi hepsi öldürüldü. Bu<br />

yolculuk sırasında 33 kere tutuklandım.<br />

Yunanistan’da, Makedonya’da, Sırbistan’da<br />

ve Macaristan’da hapse atıldım. Neden?<br />

Gerçekten anlamıyorum. Yanlış bir şey<br />

yapmadım. Ne bir şey çaldım, ne de birini<br />

öldürdüm. Ölümden kaçarken bulduğum<br />

tek şey yine ölüm oldu. Benim geleceğim<br />

çocuklarımın geleceği ama nerede olduklarını<br />

bile bilmiyorum.”<br />

Karısı ve dört çocuğunun izini<br />

kaybettikten sonra ormanda yalnız<br />

yaşayan bir Suriyeli<br />

GRANDE-SYNTHE<br />

POLONYA<br />

CALAIS<br />

ALMANYA<br />

ÇEK<br />

CUMHURİYETİ<br />

UKRAYNA<br />

GRAZ<br />

NICKELSDORF<br />

AVUSTURYA<br />

FRANSA<br />

ISVIÇRE<br />

GORIZIA<br />

SPIELFELD<br />

BREZICE<br />

MACARİSTAN<br />

ROSZKE &<br />

HORGOŠ<br />

SUBOTICA<br />

ROMANYA<br />

SLOVENYA<br />

OPATOVAC<br />

& TOVARNIK<br />

BELGRAD<br />

İTALYA<br />

HIRVATİSTAN<br />

BAPSKA/SID<br />

SIRBİSTAN<br />

MIRATOVAC<br />

& PRESEVO<br />

ROMA<br />

İDOMENİ<br />

YUNANİSTAN<br />

MİDİLLİ<br />

ATİNA<br />

SİSAM<br />

TUNUS<br />

POZZALLO<br />

CEZAYİR<br />

ZARZIS<br />

ON IKI ADA<br />

MSF projeleri<br />

Arama ve kurtarma gemisi<br />

Balkan rotası<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 29


TITLE AKDENİZ VE EGE’DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR<br />

AKDENİZ VE<br />

EGE’DE YÜRÜTÜLEN<br />

OPERASYONLAR<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), <strong>2015</strong>’te diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte denizdeki ölümleri azaltmak<br />

ve tehlikeli deniz yolculuklarından sağ kalan insanlara acil tıbbi yardım götürmek için arama ve kurtarma<br />

operasyonları başlattı.<br />

Zor durumdaki yüz binlerce mülteci ve<br />

göçmen, Avrupa’ya deniz yoluyla ulaşmak<br />

için insan kaçakçılarına büyük miktarlarda<br />

para vermektedir. Bu rakam, bazılarının tüm<br />

hayat birikimlerini kapsamaktadır. Çoğu,<br />

Doğu Akdeniz boyunca 45 dakika ila üç<br />

saat arasında değişen yolculuklar yaparak<br />

Türkiye’den Yunanistan’a geçiş yapmaktadır.<br />

Diğerleri ise, Libya’dan İtalya’ya günlerce<br />

sürebilen deniz aşırı yolculuklara çıkmaktadır.<br />

Özellikle hava şartlarının kötü olduğu<br />

zamanlarda deniz kazaları oldukça yaygın<br />

görülmektedir. Yolculuklar için çoğunlukla<br />

küçük şişme Zodyak botlar ya da eski<br />

ahşap balıkçı gemileri kullanılmaktadır. Bu<br />

taşıtlar genellikle denize çıkmaya elverişsiz<br />

olmakta ve hemen hemen her zaman<br />

yolcu kapasitesini aşmaktadır. Denizde hiç<br />

tecrübesi olmayan birçok mülteci ve göçmen,<br />

çoğu zaman navigasyon cihazı bulunmadan<br />

ve az miktarda yakıtla denizin ortasında<br />

yalnız bırakılmaktadır. Bu şartlarda yola çıkan<br />

taşıtların kısa süre sonra sorun yaşaması<br />

beklenen bir durumdur. <strong>2015</strong> yılında 3.700’den<br />

fazla insan denizde hayatını kaybetmiştir.<br />

AB ve İtalya, Akdeniz’de İtalyan donanması<br />

tarafından yürütülen ve 170.000 kişinin<br />

hayatını kurtaran büyük çaplı kurtarma<br />

operasyonu Mare Nostrum’u durdurma<br />

kararı almıştır. Bunun üzerine MSF, arama<br />

ve kurtarma operasyonları başlatmak için<br />

harekete geçmiştir. <strong>2015</strong>’te Akdeniz’de<br />

devriye gezen üç MSF gemisi, 120 farklı<br />

kurtarma operasyonunda tehlike altındaki<br />

23.000’in üstünde insana yardım etmiştir. Bu<br />

operasyonlar sırasında insanların bir kısmı<br />

doğrudan denizden kurtarılmış, bir kısmı ise<br />

güvenli taşıtlara aktarılmıştır.<br />

MSF Gemileri: MY Phoenix, Bourbon Argos ve<br />

Dignity I<br />

MSF, MOAS (Açıkdeniz Göçmen Yardım<br />

İstasyonu) ile işbirliği içinde Mayıs ve Eylül<br />

ayları arasında Phoenix gemisiyle Orta<br />

Akdeniz’de arama-kurtarma operasyonları<br />

ve kurtarma sonrası sağlık hizmeti<br />

çalışmaları yürütmüştür. MSF ve MOAS,<br />

büyük çoğunluğu Eritreli olan 6.985 kişiyi<br />

denizden kurtarmıştır. Kurtarılan 1.646 kişi<br />

doktorlarımız tarafından tedavi edilirken,<br />

hamile kadınların da içinde bulunduğu<br />

durumları çok daha kritik olanlar, karaya<br />

ayak bastıktan sonra İtalya Sağlık Bakanlığı<br />

bünyesindeki kurumlara sevk edilmiştir.<br />

Uzman bir arama-kurtarma ekibi ve 10 MSF<br />

personeliyle denizde operasyon yürüten<br />

ikinci gemimiz Bourbon Argos, 700 kişiyi<br />

karaya taşımış, Aralık ayına kadar 4.443<br />

kişiye sağlık hizmeti vermiştir. Denizde<br />

geçirilen sekiz ay boyunca toplam 9.560 kişi<br />

Argos’la kurtarılmıştır.<br />

Üçüncü gemimiz Dignity I ise, sağlık<br />

personeli de dâhil olmak üzere toplam 18<br />

kişilik ekibiyle Haziran ayında Barselona’dan<br />

yola çıkmıştır. 300 kişilik kapasitesi olan<br />

gemi, altı aylık görev süresi boyunca<br />

çoğunlukla Libya kıyısı boyunca 6.000’den<br />

fazla insanın hayatını kurtarmıştır.<br />

Libya’daki korkunç şartlar ve mülteci<br />

gemilerinin insanlık dışı durumu çeşitli<br />

tıbbi ve insanı ihtiyaçları da beraberinde<br />

getirmiştir. MSF ekipleri, denizde kurtarılan<br />

insanlara sağlık hizmetinin yanı sıra<br />

yiyecek, su, giyecek ve barınma konusunda<br />

yardım sunmuş, süreç hakkında bireyleri<br />

bilgilendirerek onlara güvence sağlamıştır.<br />

Baş ağrısı, aşırı yorgunluk, deri ve üst<br />

solunum yolu enfeksiyonları, uyuz, deniz<br />

tutması ve hipotermi en yaygın görülen sağlık<br />

sorunları arasındadır. Bazı insanlarda ciddi<br />

derecede su kaybı görülürken, bazıları aşırı<br />

kalabalık ahşap gemilerde tıkılı kalmaktan<br />

nefes alma problemleri yaşamaktadır.<br />

Personelimiz aynı zamanda, teknelerin yakıt<br />

tankından sıçrayan kimyasal yanıkları ve<br />

tecavüzün de içinde bulunduğu cinsel taciz<br />

sonucu bulaşan enfeksiyonları tedavi etmiştir.<br />

Ege Denizi’nde MSF ve Greenpeace<br />

Yalnızca Kasım <strong>2015</strong>’te yaklaşık 150.000<br />

kişi, kötüleşen hava koşullarına rağmen<br />

Türkiye kıyılarından Yunan adalarına geçiş<br />

yapmıştır. Bu insanların büyük bir kısmı<br />

Midilli Adası’na ulaşmıştır. Eylül ve Kasım<br />

ayları arasında çoğu çocuk 320’den fazla<br />

kişi, Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken Ege<br />

Denizi’nde hayatını kaybetmiştir. MSF,<br />

Greenpeace ile birlikte Midilli Adası kıyılarında<br />

batma tehlikesi olan bot ve gemilerdeki<br />

insanlara yardım etmiştir. 7 - 28 Aralık tarihleri<br />

arasında 143 ayrı operasyonla 6.055 kişiye<br />

yardım götürülmüştür. Bu insanların 455’i<br />

boğulmaktan kurtarılmış, 5.600’ü ise güvenli<br />

bir bölgeye yönlendirilmiştir. Varış noktalarında<br />

gelenleri tedavi eden MSF ekipleri, travma<br />

geçirmiş olan 30 kişiyi daha kapsamlı tıbbi<br />

yardım için hastaneye sevk etmiştir.<br />

Lastik bir botta 95 kişi, yardım ekiplerinin müdahalesini beklerken bir ticari kargo<br />

gemisi rüzgar ve dalgalara karşı onlara koruma sağlıyor.<br />

© Gabriele François Casini/MSF<br />

30 Sınır Tanımayan Doktorlar


YUNANİSTAN TITLE<br />

YUNANİSTAN<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 12 | Harcama: 1,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1991 | msf.org/greece<br />

İDOMENİ<br />

ATİNA<br />

MSF projeleri<br />

<strong>2015</strong> yılında 856.000'den fazla<br />

mülteci ve göçmen deniz veya<br />

kara yoluyla Yunanistan'a<br />

gelerek burayı Avrupa'ya<br />

ulaşmaya çalışan insanlar için<br />

ana giriş noktası haline getirdi.<br />

Gönüllüler ve sivil toplum kuruluşları ülkeye<br />

yeni gelenlere yardımcı olmak için seferber<br />

olurken, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF)<br />

sağlık hizmetleri sunmak üzere faaliyetlerini<br />

yoğunlaştırmıştır. <strong>2015</strong>’te Yunanistan<br />

kıyılarına varanların üçte biri kadın ve çocuklardan<br />

oluşmaktadır. Bu kişilerin yaklaşık<br />

%91'i ağırlıklı olarak Suriye, Afganistan,<br />

Irak ve Somali olmak üzere savaşa ve şiddet<br />

eylemlerine maruz kalmış ülkelerden<br />

gelmiştir. Bu insanların çoğu Midilli (Lesbos),<br />

Sisam (Samos), Sakız (Khios), İstanköy (Kos)<br />

ve İleriye (Leros) adalarına ulaşmış, Ekim<br />

ayına gelindiğindeyse neredeyse her gün<br />

sadece Midilli Adası’na yaklaşık 6.000 kişi<br />

çıkmıştır.<br />

Midilli ve Sisam<br />

MİDİLLİ<br />

SİSAM<br />

AGATHONİSİ<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />

Oniki Ada: İstanköy (Kos) ve İleriye (Leros)<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

ONİKİ ADA<br />

46.300 ayakta muayene<br />

35.400 yardım malzemesi dağıtımı<br />

3.400 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />

danışmanlığı<br />

MSF, Temmuz ayında Midilli Adası’nda bulunan<br />

Moria ve Kara Tepe kamplarında klinikler<br />

açmış ve Atina'ya geçiş yapmayı planlayan<br />

binlerce insanın bunaltıcı sıcaklar altında<br />

dışarıda beklediği limanda bir mobil klinik<br />

kurmuştur.<br />

Moria'da su ve sanitasyon tesislerini<br />

iyileştiren MSF ekipleri, aynı zamanda atık<br />

yönetimini sağlamış, kamp çevresine kimyasal<br />

tuvaletler ve çeşmeler yerleştirmiştir.<br />

MSF ayrıca yeni gelenleri 70 kilometre uzaklıkta<br />

bulunan kayıt merkezlerine ve tıbbi<br />

sevk noktalarına taşımak için otobüs seferleri<br />

düzenlemiştir. Yeni gelenlere barınma,<br />

ulaşım, gıda ve battaniyenin yanı sıra, arkadaşları<br />

ve aileleriyle iletişimi sağlayan<br />

kablosuz internet hizmetlerini de içeren bir<br />

destek mekanizması oluşturmak amacıyla<br />

Matamados'da bir transit merkezi açılmıştır.<br />

16.100'den fazla tıbbi muayene gerçekleştirilmiş<br />

ve 3.000 kişiye ruh sağlığı desteği verilmiştir.<br />

Sisam’da ise MSF tarafından mobil bir ekip<br />

kurulmuştur. Bu ekip Ekim ayından itibaren<br />

Sisam’a gelenleri karşılamış, MSF personelinin<br />

tıbbi muayeneler gerçekleştirdiği, ana<br />

limandaki kayıt merkezine göçmenleri transfer<br />

etmiştir. Ekip aynı zamanda kabul merkezinde<br />

yaşayan kişilere yardım malzemeleri<br />

götürmüş, günde yaklaşık 540 yemek dağıtmıştır.<br />

MSF Sisam yakınlarında küçük bir ada olan<br />

Agathonisi'de faaliyet gösteren tek insani<br />

yardım örgütüdür. Adaya gelenleri karşılayan<br />

MSF ekibi, mülteci ve göçmenlere sağlık<br />

hizmeti ve barınma imkanı sunmuştur.<br />

Oniki Ada<br />

Oniki Ada’nın herhangi birinde bir resmi<br />

kabul sistemi mevcut olmadığı için MSF<br />

Mart ayında, İstanköy'de barınma ve gıda<br />

desteği gibi insani yardım faaliyetlerinin yanı<br />

sıra sağlık taramalarına başlamıştır. Yerel<br />

makamlar Eylül ayında sığınmacılar tarafından<br />

geçici sığınma merkezi olarak kullanılan<br />

ve MSF’nin temel acil destek sunmak için<br />

kullandığı, terk edilmiş bir otel olan Kaptan<br />

Elias Kampı’nı kapatmışlardır. Göçmenler ve<br />

mülteciler için dışarıda uyumaktan başka bir<br />

çare kalmamıştır. MSF kısa sürede arkeolojik<br />

bir alanın yakınlarında bir kamp çadırı kurmuş<br />

ve ihtiyacı olanlara temel tıbbi ve insani<br />

yardım hizmeti sunabilmek için için başka<br />

sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmıştır.<br />

MSF Haziran ayında İleriye (Leros), Sömbeki<br />

(Symi), İlyaki (Tilos) ve Kilimli (Kalymnos)<br />

adalarını ziyaret ederek mobil bir klinikte faaliyetlerine<br />

başlamıştır. Eylül ayında İleriye’de<br />

hizmetlerini kalıcı hale getiren MSF ekipleri,<br />

burada barınma, su ve sanitasyon çalışmalarını<br />

sürdürmüş, göçmen ve mültecilere<br />

temel sağlık hizmetlerinin yanı sıra ruh sağlığı<br />

desteği de vermiştir. MSF ekipleri İstanköy<br />

ve İleriye çevresinde 14.000'in üzerinde tıbbi<br />

Afganistanlı bir aile, İstanköy (Kos)<br />

Adası’nın iskelesinde bekliyor. <strong>2015</strong>’te<br />

Yunanistan sahillerine gelenlerin<br />

%95’ini Suriye, Afganistan, Irak ve<br />

Somali vatandaşları oluşturdu.<br />

muayene gerçekleştirmiş ve 6.000 kişiye<br />

ruh sağlığı desteği sağlamıştır. MSF ekipleri<br />

ayrıca yolculuk esnasında eşyalarını kaybetmiş<br />

kişilere 35.358 adet yardım kiti (sabun,<br />

battaniye, vs.) de dağıtmıştır.<br />

Yunanistan Anakara<br />

Atina’da da çalışmalarını sürdüren MSF,<br />

Yunanistan'a sığınma başvurusu yapmak<br />

isteyen kişilere ev sahipliği yapan Eleonas<br />

Transit Merkezi’nde 708 tıbbi muayene<br />

gerçekleştirmiştir. İşkence mağduru olarak<br />

tanımlanan kişilere Kypseli Rehabilitasyon<br />

Merkezi’nde özel bir tedavi uygulamıştır. Bu<br />

hizmetler, Babel ve Mülteciler için Yunan<br />

Konseyi ile işbirliği içinde yürütülmüştür.<br />

MSF, Makedonya sınırına yakın İdomeni<br />

Transit Geçiş Kampı’nda temel sağlık<br />

hizmetleri ve ruh sağlığı desteği sunan bir<br />

mobil klinik işletmiş, göçmen ve mültecilere<br />

battaniye ve yıkanma kitleri gibi yardım malzemeleri<br />

dağıtmıştır. Kampta Nisan ve Aralık<br />

ayları arasında 13.000 muayene gerçekleştirilmiştir.<br />

İdomeni’de 1.500'den fazla kişi<br />

için barınak, duş ve tuvalet inşa eden<br />

MSF ekipleri, elektrik temini ve sanitasyon<br />

hizmetlerini de sürdürmüştür.<br />

MSF’nin psikososyal destek ekipleri, Haziran<br />

ve Aralık ayları arasında 14.000'in üzerinde<br />

kişiye bireysel ve grup terapi seansları<br />

düzenlemiştir. İdomeni Kampı kapatıldığında<br />

ise, Makedonya sınırına doğru yol alan<br />

mülteci ve göçmenler yaklaşık 20 uzaklıktaki<br />

Polykastro benzin istasyonunda saatlerce<br />

beklemek zorunda kalmıştır. MSF sınır<br />

bölgesine doğru yol üzerindeki toplanma<br />

noktalarında kurduğu barınma alanlarında<br />

sağlık hizmeti sunmuş, su ve gıda desteği<br />

sağlamıştır.<br />

© Alessandro Penso<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 31


BALKANLAR<br />

BALKANLAR<br />

<strong>2015</strong> yılında, farklı rotalardan<br />

Yunanistan’a ulaşan göçmen<br />

ve mülteciler, Batı Avrupa’ya<br />

ilerlemek için Balkan Rotası<br />

üzerinden yollarına devam ettiler.<br />

Yunanistan sınırından geçen insanlar öncelikle<br />

Makedonya ve Sırbistan’a ulaşmaktadır.<br />

Daha sonra sınırların açıklık durumuna göre<br />

Macaristan, Hırvatistan veya Slovenya’ya<br />

geçiş yapmak üzere yollarına devam etmektedir.<br />

Kimileri daha sonra kuzeye, Avusturya<br />

ve ötesine ulaşmayı hedeflemektedir. MSF bu<br />

rota üzerinde, sağlıksız koşullarda yolculuk<br />

etmiş olan 40.000 kişiye sağlık hizmetleri<br />

sunmuş ve yaşam kitleriyle destek vermiştir.<br />

Sırbistan<br />

MSF Sırbistan’ın dört bir yanındaki mültecilere<br />

ulaşabilmek için birçok yerde mobil ekiplerle<br />

sağlık hizmeti vermiştir. Makedonya<br />

sınırında barınacak yeri olmayan 4.000<br />

kişinin kayıt olmak için kötü hava koşullarında<br />

bekletildiği Miratovaç ve Preşevo’da<br />

çalışmaya başlayan MSF, hem sınır yakınındaki<br />

transit kampta hem de kayıt merkezinin<br />

yakınında kurduğu kliniklerde temel sağlık<br />

hizmetleri ve ruh sağlığı hizmetleri vermiştir.<br />

Ekiplerimiz duş kitleri, yiyecek, çadır, battaniye<br />

ve yağmurluk dağıtırken, aynı zamanda<br />

kötü hava koşullarından dolayı yaygınlaşan<br />

solunum yolları enfeksiyonu, soğuk algınlığı<br />

ve hipotermi gibi sağlık sorunlarına müdahale<br />

etmiştir. MSF aynı zamanda çöp ve<br />

atık toplama, seyyar tuvalet, engelliler için<br />

ulaşım gibi konularda da göçmenlere destek<br />

vermiştir. Ekiplerimiz Kasım ayında 1,5 kilometrelik<br />

bozuk bir yolu onarmış, binlerce<br />

GRAZ<br />

SPIELFELD<br />

SLOVENYA<br />

BREZICE<br />

AVUSTURYA<br />

HIRVATİSTAN<br />

OPATOVAC &<br />

TOVARNIK<br />

NICKELSDORF<br />

MACARISTAN<br />

SIRBISTAN<br />

ROSZKE &<br />

HORGOŠ<br />

SUBOTICA<br />

BAPSKA/SID<br />

insanın güvenli geçişine yardım etmiş ve 270<br />

kişi kapasiteli ve ısıtmalı altı çadır kurmuştur.<br />

Haziran ve Aralık ayları arasında ekiplerimiz<br />

9.184 kişiye sağlık hizmeti vermiştir.<br />

Belgrad’da tren istasyonu ve otobüs duraklarının<br />

yakınındaki iki parkta yaşayan mülteciler<br />

için Nisan ile Eylül ayları arasında 3.950<br />

kişiye sağlık hizmeti verilmiştir.<br />

BELGRAD<br />

MIRATOVAC/<br />

köyler<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve<br />

Sırbistan’da bazen yaklaşık 3.000 kişi<br />

gece vaktine kadar kayıt kuyruğunda saatlerce<br />

bekletilmekteydi. Hırvatistan sınırından<br />

geçiş yapamayanlar ise sokaklarda<br />

uyumak zorunda kalıyordu. Bu nedenle geçiş<br />

noktalarındaki insanlar için mobil klinikler<br />

kurulmuş, örneğin Sid’de transit için tren<br />

bekleyen insanlara destek vermek için istasyona<br />

ekipler gönderilmiştir. Bunun yanı sıra<br />

yetkililerin belirlediği yeni transit noktalarında<br />

2.000’den fazla kişi için sekiz ısıtmalı<br />

çadır kurulmuştur. Eylül ortasından Aralık<br />

başına kadar 15.200 kişi sağlık kontrolünden<br />

geçmiştir.<br />

Macaristan<br />

MSF Eylül ayında her gün 2.000 ila 4.000<br />

kişinin Sırbistan’dan geçiş yaptığı sınır kasabası<br />

Röszke’de bir mobil klinik kurmuştur. 14<br />

Eylül’de sınırın dikenli tellerle kapatılmasına<br />

kadar geçen dört günde 400 kişiye gerekli<br />

sağlık hizmetleri verilmiştir. Sınır kapatıldıktan<br />

sonra insanların batıya yönelmesi sonucunda<br />

batıdaki sınır kapısı da 17 Ekim’de kapatılmış,<br />

bu kez göçmenler Slovenya sınırına<br />

ilerlemeye başlamıştır. Röszke’deki hastaların<br />

çoğu, solunum yolları problemi olan çocuklar,<br />

hamile kadınlar ve uzun yürüyüşlerdeki zorlu<br />

koşullar sebebiyle yaralanan ve enfeksiyon<br />

kapan erkeklerlerden oluşmaktadır.<br />

Sırbistan-Hırvatistan arasında Bapska sınır geçişinde yeğeniyle beraber bir kadın MSF<br />

doktorları tarafından muayene ediliyor.<br />

© Achilleas Zavallis<br />

Slovenya ve Hırvatistan<br />

Eylül ve Ekim ayları boyunca çoğu aile<br />

olmak üzere her gün yaklaşık 10.000 ila<br />

15.000 kişi Slovenya ve Hırvatistan’a geçiş<br />

yapmıştır. İki ülke arasındaki koordinasyon<br />

ve iletişim eksikliği nedeniyle Slovenya’nın<br />

karşılama merkezleri tamamen dolmuş ve<br />

yetkililer gelen mülteci akınını yönetmekte<br />

zorlanmıştır. MSF, Ekim ve Kasım aylarında<br />

Hırvatistan sınırında bulunan Brežice<br />

geçiş merkezinde Sağlık Bakanlığı’na destek<br />

vermiş ve Slovenya topraklarına adım atan<br />

herkes için 24 saat sağlık hizmeti sağlamıştır.<br />

Hırvatistan’dan ayarlanan trenle bu<br />

kişiler Slovenya- Avusturya sınırına götürülene<br />

kadar MSF burada çalışmayı sürdürmüştür.<br />

Hırvatistan’da bulunan MSF ekipleri<br />

Hırvatistan - Sırbistan sınırı yakınlarındaki<br />

Tovarnik’ten 15 km uzakta bulunan transit<br />

kampında bir klinik kurmuş ve Macaristan’a<br />

geçiş için bekleyen mültecilere sağlık hizmeti<br />

vermiştir. Klinikte her gün yaklaşık 5.000 kişi<br />

tedavi edilmiştir.<br />

32 Sınır Tanımayan Doktorlar


İTALYA<br />

İTALYA<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 28 | Harcama: 8,7 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1999 | msf.org/italy<br />

RAGUSA<br />

MSF projeleri<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

GORİZİA<br />

ROMA<br />

AUGUSTA<br />

POZZALLO<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />

9.400 ayakta muayene<br />

2.200 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />

danışmanlığı<br />

İtalya, göçmenler ve mülteciler<br />

için uzun süre bir varış noktası<br />

görevi gördü. <strong>2015</strong> yılında<br />

ağırlıklı olarak Eritre, Nijerya,<br />

Somali, Sudan ve Suriye gibi<br />

ülkelerden gelen 153.000'den<br />

fazla kişi deniz yoluyla İtalya’ya<br />

ulaştı.<br />

Ülkedeki ana varış limanları Augusta,<br />

Pozzallo, Palermo, Reggio Calabria ve<br />

Lampedusa’dır. Siyasi iradenin yeni gelenleri<br />

idare etme konusundaki isteksizliği,<br />

İtalya'daki kabul sisteminde ciddi eksikliklerin<br />

meydana gelmesine neden olmuştur.<br />

İnsani yardıma ve uluslararası korumaya ihtiyacı<br />

olan kişilerin, bu tür bir desteğe erişimi<br />

hiçbir şekilde garanti edilmemektedir.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), <strong>2015</strong><br />

yılında ülkeye yeni gelenlere tıbbi tarama<br />

yaparak ve 24 saat sağlık hizmeti vererek<br />

Ragusa İl Sağlık Ajansı'nı desteklemiştir.<br />

Pozzallo'daki İlk Kabul Merkezi’nde de<br />

faaliyet gösteren MSF, yıl sonuna kadar<br />

3.000'den fazla muayene gerçekleştirilmiştir.<br />

Genellikle Libya'daki kötü yaşam koşullarının<br />

bir sonucu olarak birçok hastada cilt<br />

hastalıkları, solunum yolu enfeksiyonları ve<br />

şüpheli tüberküloz (TB) ve travma vakaları<br />

gözlemlenmiştir.<br />

MSF aynı zamanda 400 mülteci ve göçmene<br />

geçici olarak ev sahipliği yapan Sicilya'nın<br />

Ragusa eyaletindeki 16 kabul merkezinde ruh<br />

sağlığına odaklanan bir program başlatmıştır.<br />

İki psikolog ve kültürel aracılardan oluşan bir<br />

ekip, psikolojik sıkıntı ve travma konusunda<br />

yeni gelenleri incelemiş ve ihtiyacı olanlara<br />

yardım sağlamıştır. 1.052 bireysel ruh sağlığı<br />

muayenesi gerçekleştiren ekip, 549 kişi için<br />

69 grup seansı düzenlemiştir. Hastaların<br />

Italy<br />

çoğu Nijerya, Gambiya, Senegal, Mali ve<br />

Bangladeş'ten gelmektedir ve yüzde 41'inde<br />

post-travmatik stres bozukluğu belirtileri<br />

vardır. Diğerleri ise, psikolojik sıkıntı veya<br />

depresyondan mustariptir.<br />

MSF İtalyan kabul sistemindeki eksiklikleri<br />

gidermek için <strong>2015</strong> yılı boyunca ikili<br />

görüşmeler gerçekleştirmiş ve kamuoyu<br />

nezdinde savunuculuk faaliyetlerini yürütmüştür.<br />

Pozzallo’da gözlemlenen kalabalık<br />

ve kötü hijyen koşulları gibi sorunları<br />

detaylandıran ve şartların iyileştirilmesi için<br />

önerilerde bulunan bir rapor, Kasım ayında<br />

İtalyan Parlamentosu'na sunulmuştur. Fakat<br />

bu konuda hiçbir olumlu adım atılmaması<br />

nedeniyle MSF ekipleri zor bir karar alarak<br />

merkezdeki faaliyetlerine yıl sonunda son<br />

vermiştir.<br />

Psikolojik ilk yardım<br />

Göçmenler ve mülteciler zorlu ve genellikle<br />

travmatik yolculuklar geçirmektedirler. Bu<br />

nedenle MSF, Sicilya’ya vardıklarında acil<br />

desteğe ihtiyacı olanlara psikolojik ilk yardım<br />

sunabilmek için Mayıs ayından itibaren özel<br />

bir ekip oluşturmuştur. Kültürel aracılardan<br />

oluşan bir ekip, yardım çağrısı aldıktan<br />

sonraki 72 saat içinde İtalya'daki farklı varış<br />

limanlarına bir psikolog eşliğinde gidebilmek<br />

için hazırda bekletilmiştir. Ekip 14 farklı operasyon<br />

ile 2.500 kişiye psikolojik ilk yardım<br />

desteği vermiştir.<br />

Roma'da bulunan bir MSF ekibi ise, sivil<br />

toplum kuruluşları tarafından yönetilen bir<br />

geçiş merkezindeki göçmen ve mültecilere<br />

psikolojik ilk yardım sağlamıştır. Merkezde<br />

kalanların çoğu, varış tarihinden birkaç gün<br />

sonra Kuzey Avrupa'ya doğru yola çıkmıştır.<br />

MSF ekipleri, 16 Temmuz ve 1 Kasım tarihleri<br />

​arasında bireysel ve grup seansları<br />

aracılığıyla 6.540 kişiye bilgi vererek 903<br />

kişiye ruh sağlığı desteği vermiş, 79 bireysel<br />

psikolojik muayene gerçekleştirmişlerdir.<br />

MSF aynı zamanda Roma'da Medici Contro<br />

la Tortura ile işbirliği içinde işkence mağduru<br />

sığınmacılar için Ekim ayında bir proje başlatmıştır.<br />

Proje kapsamında 340'dan fazla<br />

muayene gerçekleştirilmiştir. Merkez, kökeni<br />

veya yasal statüsü ne olursa olsun işkence<br />

veya şiddet görmüş göçmen, mülteci veya<br />

sığınmacılara tıbbi, psikolojik ve sosyohukuki<br />

yardım sunmaktadır.<br />

Gorizia'da barınma ve sağlık hizmetleri<br />

Yıl sonuna doğru Slovenya sınırında<br />

bulunan Kuzey Gorizia kentinde bir nehrin<br />

yanında açık havada uyuyan yüzlerce<br />

mülteciye barınma imkanı ve sağlık hizmeti<br />

sunulmuştur. MSF Aralık ayında 25 taşıma<br />

konteynırından meydana gelen, 96 yatak<br />

kapasiteli geçici bir merkez açmıştır. Ekip,<br />

yerel sağlık ekipleri ve Kızıl Haç ile işbirliği<br />

içinde faaliyet göstererek merkezde kalanlara<br />

hijyen kitleri gibi yardım malzemeleri<br />

dağıtmıştır. Gorizia'daki göçmen ve<br />

mülteciler, çoğunlukla Balkanlarda uzun<br />

bir yolculuktan sonra İtalya'ya varmış olan<br />

Pakistan ve Afganistan vatandaşlarından<br />

meydana gelmektedir. Projenin ilk üç<br />

haftasında 200'den fazla kişiye geçici<br />

barınma desteği verilmiştir.<br />

Eski bir öğretmen olan bu Sudanlı adam, arama-kurtarma gemisi Phoenix tarafından<br />

batmak üzere olan ufak bir tekneden kurtarıldı. Şu anda tek hayali Avrupa’da öğrenim<br />

görmek.<br />

© Gabriele François Casini/MSF<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 33


© Eloisa D'orsi<br />

<strong>2015</strong> yazında binlerce insan, Yunanistan ve Makedonya sınırı arasında sıkışıp kaldı. Sınırların kapatılması kaosa yol açtı. Kalabalıkları<br />

dağıtmak içinse biber gazına başvuruldu.<br />

34 Sınır Tanımayan Doktorlar


FRANSA<br />

FRANSA<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 9 | Harcama: 1 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1987 | msf.org/france<br />

CALAIS<br />

GRANDE-SYNTHE<br />

© Jon Levy/MSF<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar, <strong>2015</strong><br />

yılının Eylül ayında “Jungle”<br />

olarak bilinen Calais'deki<br />

mülteci kampında, mülteci<br />

ve göçmenlere tıbbi destek<br />

sunmaya başladı.<br />

2016 yılı başlarında "Jungle" 'kampında<br />

kalan mülteci ve göçmenlerin sayısı<br />

6.000’e yaklaşmıştır. Kar amacı gütmeyen<br />

kuruluşların çabalarına ve yerel<br />

hayırseverlerin girişimlerine rağmen buradaki<br />

yaşam koşulları korkunçtur. Calais, Fransa ve<br />

İngiltere arasındaki bir demiryolu bağlantısı<br />

olan Manş Tüneli’ne yakın bir konumda yer<br />

almaktadır. Mülteci ve göçmenler, son birkaç<br />

yıldır tünel üzerinden kamyonlarla İngiltere'ye<br />

ulaşmaya çalışmaktadır.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Eylül ayında<br />

Dünya Doktorları ile birlikte kamp sakinlerine<br />

tıbbi hizmet vermeye başlamıştır. Daha<br />

sonra ekip, arazinin selden etkilenme riskine<br />

karşılık, çalışma koşullarını iyileştirmek ve<br />

hasta bakımını geliştirmek amacıyla ayakta<br />

tedavi departmanını kurmuştur. Her gün 100<br />

Dunkirk yakınlarındaki Grande Synthe mülteci kampının sakinleri, yoğun yağış ve<br />

dondurucu soğukta ısınabilmek için bir ateşin etrafında toplanıyor.<br />

ila 120 kişi burada muayene edilmiş ve tıbbi<br />

danışmanlık, hemşire bakımı ve fizyoterapi<br />

hizmetlerinden yararlanmıştır.<br />

Ekip ayrıca su ve sanitasyon faaliyetlerini<br />

de üstlenerek kampa 66 kimyasal tuvalet<br />

inşa etmiş ve atık yönetimi için bir sistem<br />

kurmuştur. İnsanlar yağışlı havalarda ve kış<br />

koşullarında küçük ve kalitesiz çadırlarda<br />

yaşadıkları için, MSF her biri dört ila beş<br />

kişiye konaklama imkanı sağlayan 80 ahşap<br />

barınak inşa etmiştir.<br />

Grande-Synthe, Dunkirk<br />

2.500 civarında mülteci ve göçmen, Dunkirk<br />

limanı yakınlarında, Calais'nin kuzeyinde<br />

yer alan Grande-Synthe'de uzun süre<br />

korkunç koşullar altında yaşamıştır. MSF bu<br />

kampta 22 tuvalet ve iki çeşme inşa etmiştir.<br />

Kamp sakinlerine ise haftada üç gün tıbbi<br />

muayene hizmeti vermiştir. MSF ayrıca<br />

belediye meclisinin de desteğiyle daha iyi<br />

barınma ve yaşam koşulları sağlayan yeni<br />

bir alan inşa etmeye karar vermiştir.<br />

Kasım ve Aralık aylarında bu bölgede<br />

2.100'den fazla tıbbi muayene<br />

gerçekleştirilmiş, ağırlıklı olarak hijyen ve<br />

sanitasyon yetersizliğinin yol açtığı solunum<br />

yolu enfeksiyonları ve uyuz vakalarıyla<br />

karşılaşılmıştır.<br />

<strong>2015</strong>’te @MSF_Sea’nin En Etkileyici TWEET’leri<br />

@MSF_Sea; MSF’nin Avrupa sınırlarında, Ege ve Akdeniz sularında göçmenlere yönelik çalışmalarını canlı olarak aktaran bir MSF hesabıdır.<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 35


ÜRDÜN<br />

ÜRDÜN<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 529 | Harcama: 12,9 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2006 | msf.org/jordan<br />

İRBİD<br />

AMMAN<br />

AR RAMTHA<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

ZAATARİ KAMPI<br />

5.400 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />

danışmanlığı<br />

1.700 cerrahi müdahale<br />

Jordan<br />

Çalışma izinlerine ilişkin<br />

kısıtlamalar ve uluslararası<br />

yardımın azaltılması,<br />

Ürdün'de yaşayan Suriyeli<br />

mültecilerin sağlık<br />

hizmetlerine erişimini daha<br />

da zorlaştırdı.<br />

Acil sezaryen doğumları ise Şubat ayından<br />

itibaren burada gerçekleştirilmiştir. MSF<br />

ekipleri, yıl sonu itibarıyla 3.900 hamile<br />

kadını kabul etmiş ve 3.400 doğuma<br />

girmiştir. MSF aynı zamanda 274 hasta<br />

için ruh sağlığı seansları düzenlemiştir. Bu<br />

hastaların dörtte üçü şiddetli bir ölüme şahit<br />

olmuş, üçte biri ise bir yakınını ve/veya<br />

evini kaybetmiştir. <strong>2015</strong> yılında yenidoğan<br />

yoğun bakım ünitesine (NICU) sekiz yatak,<br />

dört kuvöz ve dört beşik eklenirken, sürekli<br />

pozitif hava yolu basıncı problemine sahip<br />

ilk hasta Şubat ayında tedavi edilmiştir. Yıl<br />

içinde NICU'ya toplamda 498 bebek kabul<br />

edilmiştir.<br />

Travma cerrahisi ve ameliyat sonrası bakım<br />

MSF Suriye sınırındaki İrbid vilayetinde Ar<br />

Ramtha hükümet hastanesinde savaşta<br />

yaralanan Suriyelileri tedavi etmeye devam<br />

etmektedir. Sağlık Bakanlığı ile ortak çalışan<br />

MSF, acil cerrahi ve yatarak tedavinin yanı<br />

sıra fizyoterapi ve psikososyal destek seansları<br />

da düzenlemektedir. Acil serviste çalışan<br />

ekip, <strong>2015</strong> yılında 315'i ameliyata kabul<br />

edilen toplam 863 yaralıyı tedavi etmiş,<br />

1.600'dan fazla kişisel danışmanlık seansı<br />

düzenlemiştir.<br />

MSF aynı zamanda Mafrak vilayetindeki<br />

Zaatari Mülteci Kampı’nda bulunan<br />

40 yataklı ameliyat sonrası bakım tesisini<br />

de işletmektedir. Tesis nekahet bakımı<br />

için Ar Ramtha Hastanesi’nden ve diğer<br />

Ürdün hastanelerinden hasta kabul etmektedir.<br />

<strong>2015</strong> yılında 1.540 psikososyal seans<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

Amman'da rekonstrüktif cerrahi<br />

Amman'daki rekonstrüktif cerrahi projesi,<br />

fizyoterapi ve ruh sağlığı desteği ile birlikte<br />

ortopedik, maksillofasiyal ve plastik cerrahi<br />

hizmetleri sunmaktadır. Projenin öncelikli<br />

hedef kitlesi, uzmanlık gerektiren bu tür<br />

tedavilere erişimi olmayan ve komşu ülkelerden<br />

gelen savaşta yaralanmış kişilerdir.<br />

Proje Şubat ayında cerrahların 880'den fazla<br />

cerrahi müdahale gerçekleştirdiği yeni bir<br />

hastaneye taşınmıştır. Bölgedeki doktorlar<br />

hastaları buraya sevk etmektedir. <strong>2015</strong>’te<br />

hastaneye kabul edilen hastaların %58'si<br />

Suriye'den, %30'u Irak'tan ve %7'si de<br />

Filistin'den gelmiştir.<br />

MSF yaralanmalardan kaynaklanan enfeksiyonlu<br />

hastaların tedavi kalitesini iyileştirmek<br />

amacıyla hastanede tam donanımlı<br />

bir mikrobiyoloji laboratuvarı açmıştır.<br />

Antibiyotik dirençli enfeksiyonlar, bölgede<br />

yaygın ve önemli bir tıbbi sorun teşkil etmektedir.<br />

Laboratuvar, infeksiyöz komplikasyonları<br />

olan, çatışma kaynaklı yaralanmalara<br />

sahip hastalar için tıbbi müdahalelerin kalitesini<br />

artıracaktır.<br />

Bölgedeki istikrarlı birkaç ülkeden biri olan<br />

Ürdün, Suriye'deki çatışmanın başlangıcından<br />

bu yana BMMYK verilerine göre<br />

600.000 Suriyeli mülteciyi kayıt altına<br />

almıştır. Bu rakam bile ülkenin altyapısı<br />

üzerinde belirgin ve anlaşılır bir baskı<br />

meydana getirmiştir. Suriyeliler 2014’ün<br />

Kasım ayından itibaren devlet hastanelerinde<br />

sağlık hizmeti almak istediklerinde bunun<br />

için ödeme yapmak zorunda kalmıştır. Bunun<br />

nedeni ülkede yasal olarak çalışma izinlerinin<br />

olmamasıdır. Yardım projelerine sağlanan<br />

uluslararası fon ise zaman içinde azalmıştır.<br />

Ülkede bulaşıcı olmayan hastalıkların tedavisi<br />

konusunda ciddi bir açık vardır. Bu<br />

nedenle Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF)<br />

<strong>2015</strong> yılında Suriyeli mültecilere ve hipertansiyon,<br />

diyabet, kalp - damar hastalıkları<br />

ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı<br />

olan Ürdünlülere tedavi hizmeti sunan bir<br />

proje geliştirmiştir. Çalışmalar İrbid’de Sağlık<br />

Bakanlığı'nın İbn Sina temel sağlık kliniği<br />

ve yerel bir sivil toplum kuruluşu ile işbirliği<br />

içinde Nisan ayı ortasında açılan İbn Rushd<br />

adlı ikinci bir klinikte devam etmiştir. Ev ziyaretleri<br />

ise Ağustos ayında devreye sokulmuştur.<br />

Yıl boyunca bu kliniklerde 20.000'i<br />

aşkın muayene gerçekleştirilmiştir.<br />

Doğum öncesi bakım hizmetleri<br />

MSF tarafından yürütülen anne ve yenidoğan<br />

programı, Ocak ayında bu alanda<br />

uzmanlaşmış bir hastaneye taşınmıştır.<br />

Zaatari Mülteci Kampı’nda hastaların ameliyat sonrası fizik tedavi ve iyileştirici bakım<br />

hizmeti aldıkları MSF sağlık tesisinden bir kare.<br />

© Isidro Serrano Selva<br />

36 Sınır Tanımayan Doktorlar


TITLE IRAK<br />

IRAK<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 547 | Harcama: 31,2 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2003 | msf.org/iraq | @MSF_Iraq<br />

NİNOVA<br />

SELAHADDİN<br />

BAĞDAT<br />

KERBELA<br />

NECEF<br />

MSF projeleri<br />

DOHUK<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

ERBİL<br />

KERKÜK<br />

DİVANİYE<br />

SÜLEYMANİYE<br />

DİYALA<br />

BABİL<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />

Iraq<br />

218.300 ayakta muayene<br />

20.700 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />

danışmanlığı<br />

12.500 yardım malzemesi dağıtımı<br />

Irak'taki çatışmalar<br />

toplu göçlere ve halkın<br />

büyük yaşam mücadelesi<br />

vermesine neden olurken,<br />

finansman kaynaklarının<br />

azalması ve daha güvenli<br />

olan Kürt bölgesine kayması<br />

uluslararası yardımı sekteye<br />

uğratıyor.<br />

MSF personeli tarafından gözlemlenen sağlık<br />

sorunlarının çoğu, kötü yaşam koşullarına<br />

bağlı olarak gelişen rahatsızlıklardır ve<br />

çoğunlukla solunum ve idrar yolu enfeksiyonları,<br />

gastrointestinal rahatsızlıklar, artrit<br />

ve cilt hastalıklarını içermektedir.<br />

Anne ve çocuk sağlığı alanında da hizmet<br />

veren MSF’nin Irak’ta yoğunlaştığı bir<br />

diğer konu ise, hipertansiyon ve diyabet<br />

gibi kronik hastalıklardır. Kadınların kliniklere<br />

düzenli olarak gelmesini sağlamak ve<br />

devamlılığı teşvik etmek için kadın sağlık<br />

personelleri de görev yapmaktadır.<br />

Ruh sağlığı faaliyetleri<br />

MSF, bu yıl Irak’ta özellikle ruh sağlığı<br />

hizmetlerine odaklanmıştır. Sürekli tekrarlayan<br />

şiddet vakalarının ve istikrarsız yaşam<br />

koşullarının yarattığı travma ile başa çıkmaya<br />

çalışan Kerbela, Necef ve Babil vilayetlerindeki<br />

Iraklılara yardım ederek ruh sağlığı<br />

programlarına düzenli olarak devam etmiştir.<br />

1.500'den fazla bireysel terapi seansı<br />

tamamlayan MSF ekiplerinin verdiği eğitimlere,<br />

çocuk ve ruh sağlığı alanında çalışan<br />

9.220 kişi katılmıştır. MSF aynı zamanda<br />

öğretmenlere ve Sağlık Bakanlığı personeline<br />

psikososyal grup terapisi eğitimleri vermiştir.<br />

MSF Erbil vilayetinde psikolog ve psikiyatristlerinden<br />

oluşan bir ekip ile Kawargosk,<br />

Gawilan ve Darashakran kamplarında<br />

Suriyeli mültecilere destek sağlamıştır.<br />

Mobil sağlık hizmetleri<br />

<strong>2015</strong>’in büyük bir kısmında MSF sağlık ekipleri<br />

Dohuk vilayetinde inşaatı tamamlanmamış<br />

binalarda barınan yerinden edilmiş<br />

topluluklara sağlık hizmetleri sunmuş, 21.775<br />

muayene gerçekleştirmiştir. Halk yavaş<br />

yavaş sağlık hizmetleri sunan resmi kamplara<br />

taşındığı için, MSF de faaliyetlerini tıbbi<br />

altyapıların çatışmalar sırasında yıkıldığı ve<br />

ihtiyaçların çok yüksek olduğu Ninova vilayetindeki<br />

Tel Afar bölgesine yöneltmiştir.<br />

Ekipler çalışmalarını bölge halkının sağlık<br />

tesislerine ulaşmak için uzun mesafeleri kat<br />

etmeyi göze alamadıkları bölgelere veya<br />

hareket etmekten çekindikleri cephe hatlarına<br />

yakın kliniklere yoğunlaştırmıştır.<br />

Mobil ekipler, yerinden edilmiş kişiler ve ev<br />

sahibi topluluklara yönelik kronik hastalıklar,<br />

üreme sağlığı ve ruh sağlığı alanında<br />

19.505 ayakta muayene gerçekleştirmiştir.<br />

MSF ekipleri, Musul ve Erbil arasındaki diğer<br />

birçok yerde de mobil klinik işletmiş, bu<br />

bölgede silahlı çatışmalardan doğrudan etkilenen<br />

insanları tedavi edebilmek amacıyla<br />

acil bir cerrahi birim kurmuştur.<br />

İki mobil ekip, Kerkük ve çevresindeki<br />

yerlerde temel sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı<br />

danışmanlığı sunmuştur. Üçüncü bir ekip<br />

ise, Laylan kampında kronik hastalık yönetimi<br />

ve üreme sağlığı konusunda Sağlık<br />

Müdürlüğü'ne destek vermiştir. Toplamda<br />

48.895 muayene gerçekleştirilmiştir. Yıl<br />

sonuna doğru diğer tıbbi insani yardım<br />

örgütleri Kerkük'e taşındığı için, MSF de<br />

Kerkük’teki faaliyetlerinin çoğunu diğer<br />

sivil toplum kuruluşlarına devretmiştir. MSF<br />

ekipleri de bu sayede merkez dışında kalan<br />

bölgelerde ve Bağdat yolu üzerindeki Tuz<br />

Kurmato yerleşkesinde kalan yerinden<br />

edilmiş topluluklara ulaşabilmiş, tıbbi destek<br />

almak için askeri bölgelerden geçmekten<br />

korkan Iraklılara mobil klinikler aracılığıyla<br />

Yerinden edilmiş 3,2 milyondan fazla<br />

Iraklı, halihazırda göç ettikleri bölgelerde<br />

yaşayan ev sahibi nüfus üzerinde ciddi<br />

bir baskı oluşturmaktadır. Sınır Tanımayan<br />

Doktorlar (MSF), <strong>2015</strong> yılında Dohuk, Erbil,<br />

Süleymaniye, Ninova, Kerkük, Selahaddin,<br />

Diyala, Bağdat, Necef, Kerbela ve Babil<br />

olmak üzere 11 vilayette yerinden edilmiş<br />

ailelere, ülkelerine geri dönenlere, yoksullukla<br />

boğuşan ev sahibi nüfusa ve Suriyeli<br />

mültecilere temel sağlık ve insani yardım<br />

hizmetleri sağlamak amacıyla faaliyetlerinin<br />

kapsamını genişletmiştir.<br />

MSF bu vilayetler boyunca hareket kısıtlılığı<br />

ve güvenlik riskleri nedeniyle sağlık tesislerine<br />

ulaşamayanlara tıbbi destek sunmak<br />

amacıyla mobil klinikler kurmuştur. Ekipler,<br />

klinik, çadır ve otobüslerde konaklayarak<br />

düzenli olarak farklı bölgeleri ziyaret etmişlerdir.<br />

Doktorlar yoğun olarak asker konuşlandırılmış<br />

alanlarda, ikinci basamak sağlık<br />

tesislerinde tedaviye ihtiyacı olan hastalar<br />

için güvenli bir geçiş sağlamak amacıyla<br />

sevk belgeleri temin etmişlerdir. MSF ekipleri<br />

gittikleri yerlerde olası salgın hastalıkları da<br />

takip etmişlerdir.<br />

Oğluyla birlikte yerinden edilen ve Hacca’daki evini terk etmek zorunda kalan bir kadın,<br />

beslenme yetersizliği belirtileri gösteren oğlunu MSF doktorlarına gösteriyor.<br />

© Gabriella Bianchi/MSF<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 37


TITLE IRAK<br />

© Gabrielle Klein/MSF<br />

Kuzey Irak’taki Dalal Kampı’nda kalan mülteciler yardım kiti almak için sıra beklerken MSF çalışanlarından biri, sağlığın teşviki ve geliştirilmesine<br />

yönelik farkındalık yaratmak için kamp sakinlerine bilgi veriyor.<br />

sağlık hizmeti sunabilmiştir.<br />

Bağdat'taki faaliyetler, Ebu-Garib ve<br />

Al-Salam kamplarında yaşayan yerinden<br />

edilmiş kişilere ve ev sahibi topluluklara<br />

hizmet veren bir mobil klinik ile Mart ayında<br />

başlamıştır. Yoksul bölge halkının ihtiyaçlarını<br />

karşılayabilmek için Eylül ayında ikinci bir<br />

ekip oluşturulmuş, sağlık hizmetleri çevredeki<br />

kasaba ve köylere yayılmıştır.<br />

MSF ayrıca Sağlık Bakanlığı tesislerinde<br />

kuzey Germiyan ve komşu Diyala vilayetindeki<br />

yerinden edilmiş kişilere ve ev sahibi<br />

topluluğa temel sağlık hizmetlerinden mobil<br />

kliniklere kadar uzanan faaliyetlerle yardımcı<br />

olmuştur. Ekipler, Hanekin - Diyala'daki üç<br />

kampta ruh sağlığı hizmetleri sunmuştur.<br />

Kolera salgını<br />

MSF Eylül ayında Irak merkeze yayılmış olan,<br />

Dohuk, Kerkük, Erbil, Bağdat, Diyala, Necef,<br />

Divaniye ve Babil'i de etkilemiş olan kolera<br />

salgınına karşı harekete geçmiştir. Su ve sanitasyon<br />

çalışmaları salgından etkilenen bütün<br />

bölgelerde gerçekleştirilmiştir. MSF ekipleri<br />

salgın ile mücadele ederek bütün hastanelerde<br />

eğitim ve bilinçlendirme programlarının<br />

yanı sıra hijyen ve enfeksiyon kontrol faaliyetleri<br />

ile Sağlık Bakanlığı'na destek vermiştir.<br />

Irak Kürt Bölgesi<br />

MSF 2012 yılının Mayıs ayından bu yana<br />

40.000 mülteciye ev sahipliği yapan<br />

ve Irak'ın en büyük mülteci kampı olan<br />

Domiz’de Suriyeli mültecilere sağlık hizmetleri<br />

sunmaya devam etmektedir. Dohuk<br />

Sağlık Müdürlüğü ile işbirliği içinde çalışan<br />

MSF, bu süre içinde bölgedeki en önemli<br />

tıbbi ve insani yardım kuruluşlarından biri<br />

haline gelmiştir.<br />

Genel sağlık hizmetleri Ekim ayında Sağlık<br />

Müdürlüğü tarafından yürütülürken, MSF de<br />

kronik hastalıklar, üreme sağlığı ve ruh sağlığı<br />

hizmetlerinin yanı sıra, düzenli olarak bilinçlendirme<br />

faaliyetlerini sürdürmüştür. Ekip bu<br />

yıl içinde 1.155 doğum gerçekleştirmiştir.<br />

Sahadaki MSF ekipleri su, sanitasyon ve<br />

sağlığın teşvikine yönelik eğitim faaliyetlerini<br />

üstlenerek Süleymaniye ve Arabat kamplarında<br />

da faaliyet göstermiştir. MSF Aralık<br />

ayında personel eğitimi ve tıbbi bağışlarla<br />

Kalar doğumevini de desteklemeye başlamıştır.<br />

Yerinden edilmiş toplulukların ihtiyaçlarına<br />

odaklanana saha ekipleri, aynı zamanda<br />

Diyala eyaletinde bulunan bir klinikte temel<br />

sağlık hizmeti ve ruh sağlığı hizmetleri<br />

vermeye başlamıştır.<br />

Ürdün'de rekonstrüktif cerrahi<br />

2006 yılının Ağustos ayından beri Iraklı<br />

doktorlardan oluşan bir grup, Irak'ın dört<br />

bir yanındaki şiddet mağdurlarını MSF’nin<br />

Ürdün’deki Amman rekonstrüktif cerrahi<br />

hastanesine sevk etmiştir. Ekip, özellikle<br />

baş, boyun, yüz, çene ve sinüsler ile ilgili<br />

maksillofasiyal travma, ortopedik ve rekonstrüktif<br />

yanık cerrahide tedavinin birden<br />

fazla aşaması için gereken karmaşık cerrahi<br />

operasyonlarında uzmanlaşmıştır.<br />

Sağlık Bakanlığı'na ek destek<br />

MSF Irak’ta belirli dönemlerde Iraklı<br />

doktorlar için tıbbi eğitim programları düzenlemektedir.<br />

Sağlık Bakanlığı ile birlikte<br />

düzenlenen bu kurslara, <strong>2015</strong>’te 12 Iraklı<br />

fizyoterapist katılmış, 10 haftalık fizyoterapi<br />

eğitimi almıştır.<br />

MSF Sağlık Bakanlığı tarafından elde edilmesi<br />

zor olan panzehiri temin ederek uzun<br />

yıllar Bağdat merkezli Zehirlenme Kontrol<br />

Merkezi'ne destek vermiştir.<br />

38 Sınır Tanımayan Doktorlar


LÜBNAN TITLE<br />

LÜBNAN<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 343 | Harcama: 27,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1976 | msf.org/lebanon | @MSF_Lebanon<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

683.400 ayakta muayene<br />

26.300 doğum<br />

23.000 cerrahi müdahale<br />

AKKAR<br />

EL ABDA<br />

TRİPOLİ<br />

KUZEY LÜBNAN<br />

BEYRUT<br />

HERMEL<br />

BAALBEK-HERMEL<br />

AARSAL<br />

BAALBEK<br />

e<br />

Uzun süredir kendi insani<br />

krizleri ve sağlık sorunlarıyla<br />

boğuşan Lübnan'a, Suriye<br />

krizinin başladığı 2011<br />

yılından bu yana 1,5<br />

milyondan fazla Suriyeli ve<br />

Filistinli mültecinin geldiği<br />

tahmin ediliyor.<br />

Suriye Savaşı beşinci yılını doldururken,<br />

mültecilerin çoğu hayatta kalmak için<br />

gerekli olan insani yardımlara hala büyük<br />

ölçüde bağımlı durumdadır. Bugüne kadar<br />

ülkede resmi mülteci kampı kurulmamıştır.<br />

Bu nedenle aileler garaj, çiftlik, eski<br />

okul veya tamamlanmamış bina gibi gayriresmi<br />

yerleşim yerlerinde yaşamak zorunda<br />

kalmaktadır.<br />

Yaşam alanlarının aşırı kalabalık olması,<br />

gıda, su ve barınma gibi imkanların kısıtlı<br />

olması halk sağlığı üzerinde olumsuz bir<br />

etki yaratmıştır. Buna karşılık Lübnan’daki<br />

göçmen ve mülteciler hala ihtiyaç duydukları<br />

sağlık hizmetlerine erişememektedir. Sınır<br />

Tanımayan Doktorlar (MSF), savaş nedeniyle<br />

diyabet, hipertansiyon ve astım gibi<br />

kronik hastalıkların düzenli tedavileri kesintiye<br />

uğramış olan mültecilere sağlık hizmeti<br />

sunmaktadır. MSF ekipleri aynı zamanda<br />

gebelikleri esnasında özel bir bakıma veya<br />

tıbbi takibe erişememiş anne adaylarına da<br />

bakım ve tedavi desteği sunmaktadır.<br />

Bekaa Vadisi<br />

MSF Suriye sınırına yakın Bekaa Vadisi'nde<br />

yaşayan Lübnanlı ve Suriyeli mültecilere<br />

temel sağlık, ruh sağlığı, üreme sağlığı<br />

danışmanlığı ve kronik hastalıklar için tedavi<br />

hizmetlerinin yanı sıra sağlığın teşviki ve<br />

geliştirilmesine yönelik hizmetler sunmaya<br />

devam etmektedir. Baalbek, Majdal Anjar,<br />

Aarsal ve Hermel kliniklerinde çalışan ekipler,<br />

yıl boyunca 126.000 ayakta muayene ve 768<br />

doğum gerçekleştirmiştir.<br />

SAYDA<br />

GÜNEY LÜBNAN<br />

BEKAA<br />

Beyrut<br />

MSF Güney Beyrut'ta Şatila Kampı’nda<br />

çalışmaktadır. Tarihi 1949 yılına uzanan ve<br />

ağırlıklı olarak Filistinli mültecilerin yaşadığı<br />

kampta, Suriye'den yeni gelen Filistinli<br />

mülteciler ve Suriyeliler de bulunmaktadır.<br />

Kamptaki MSF sağlık ekipleri, kayıt<br />

altına alınmadığı için resmi yardımlardan<br />

faydalanma hakkına sahip olmayan ve<br />

BMMYK’nın uygunluk kriterleri dışında kalan<br />

kayıtlı mültecilere odaklanmaktadır. MSF, 15<br />

yaşından küçük çocuklar için temel sağlık<br />

hizmetleri sunarken, aynı zamanda kronik<br />

hastalıkların tedavisine ve ruh sağlığı destek<br />

hizmetlerine ağırlık vermektedir. Ayda<br />

yaklaşık 170 doğum gerçekleştirilen kadın<br />

sağlığı merkezinde de görev yapan MSF<br />

ekipleri, doğum komplikasyonları ve yüksek<br />

riskli hamilelik yaşayan kadınların sezaryen<br />

doğumları gibi uzman tıbbi müdahale gerektiren<br />

hastalar için bir sevk sistemi oluşturmuştur.<br />

Kuzey Lübnan<br />

Kuzey Lübnan halihazırda çok sayıda<br />

Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmaktadır.<br />

Trablus'a komşu Ebu Samra'da çalışan MSF<br />

ekibi, burada üreme sağlığı, danışmanlık,<br />

rutin aşılama, akut ve kronik hastalıklar için<br />

tedavi gibi hizmetler sunmaktadır.<br />

Diğer MSF ekipleriyse yerel topluluklar<br />

arasındaki çatışmanın şiddetlendiği Trablus,<br />

Cebel Mohsen ve Bab el Tabbaneh bölgelerinde<br />

faaliyet göstermektedir. Bölge halkına<br />

akut hastalıkların tedavisinde yardım eden<br />

MSF, aynı zamanda üreme sağlığı ve danışmanlık<br />

hizmetleri de sunmaktadır. Cebel<br />

Mohsen Kliniği’nde görev yapan MSF ekipleri<br />

ise, hastaneye getirilmeden önce hastaları<br />

stabilize etmek için gerçekleştirilen<br />

ameliyatlara destek olmaktadır.<br />

MSF, şiddetli bir fırtına ve sıfırın altındaki<br />

sıcaklıkların hemen ardından ülkenin kuzeydoğusundaki<br />

dağlık Akkar bölgesinde, ülkelerine<br />

geri gönderilme korkusuyla yaşayan<br />

Suriyeli mültecilere ulaşmıştır. Kış şartlarında<br />

acil ihtiyaçlara yanıt veren MSF ekipleri,<br />

yaklaşık 4.700 kişiden oluşan 900 aileye<br />

soba, yakıt veya battaniye gibi temel ihtiyaç<br />

malzemeleri dağıtmıştır. Bölgede faaliyet<br />

MECDEL ANCAR<br />

MSF projeleri<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />

Suriyeli mülteciler, Lübnan’da<br />

400.000’den fazla insanın geçici<br />

kamplarda yaşadığı Bekaa Vadisi’nde<br />

sert kış şartlarıyla yüzleşiyor.<br />

gösteren birkaç kuruluş daha vardır.<br />

MSF Nisan ayından bu yana El Abdeh<br />

şehrinde akut ve kronik hastalıkların tedavisini<br />

gerçekleştirmiş, doğum öncesi ve<br />

sonrası bakım hizmeti vermiştir.<br />

© Ghazal Sotoudeh/MSF<br />

Güney Lübnan<br />

MSF Sidon bölgesindeki Filistinli nüfusa<br />

yönelik uzun soluklu ruh sağlığı programını,<br />

Yakın Doğu'daki Filistinli Mülteciler<br />

için Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık<br />

Ajansı'na devretmiştir. Ekibin odak noktası<br />

Suriyeliler, Lübnan'dan gelen Filistinliler<br />

ve Suriye'den yeni gelen Filistinli mültecilerdir.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te akut/kronik hastalıkların<br />

tedavisi, ruh sağlığı desteği ve üreme/anne<br />

sağlığı programlarını hayata geçirmiş, üç<br />

sağlık merkezine destek vermiş ve uzmanlık<br />

gerektiren bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan<br />

hastalar için de bir sevk sistemine destek<br />

vermiştir. Lebanon<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 39


TITLE FİLİSTİN<br />

FİLİSTİN<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 132 | Harcama: 5,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1989 | msf.org/Palestine<br />

KALKİLYA<br />

GAZZE ŞERİDİ<br />

EL HALİL<br />

NABLUS<br />

DOĞU KUDÜS<br />

© Susanne Doettling/MSF<br />

MSF projeleri<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

5.800 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />

danışmanlığı<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar<br />

(MSF) Filistin'de devam OPT eden<br />

çatışmalardan etkilenen<br />

insanlara tıbbi ve psikolojik<br />

yardım sağlamaktadır.<br />

5 yaşında bir çocuk, MSF’nin Gazze’deki Han Yunus çadır kliniğinde anestezi altında sargı değişimi<br />

için hazırlanıyor.<br />

İsrail yerleşimlerinin Batı Şeria'da sürekli<br />

genişlemesi, <strong>2015</strong>’te şiddet eylemlerini ve<br />

toplumsal gerginliği büyük ölçüde artırmıştır.<br />

Temmuz ayında bir Filistinli aile kundaklama<br />

eylemi sonucu hayatını kaybetmiş,<br />

Ekim ayında ise kundaklama eyleminin intikamı<br />

olduğu düşünülen bir başka saldırıda<br />

iki kişi hayatını kaybetmiştir. Gazze sakinleri<br />

hala 2014’te meydana gelen ve 50 gün süren<br />

savaşın sonuçları nedeniyle acı çekmektedir.<br />

İnşaat malzemelerinin ithalatına ilişkin kısıtlamalar<br />

ise, bölge halkının evlerini yeniden<br />

inşa etmesini engellemektedir.<br />

Birleşmiş Milletler verilerine göre, <strong>2015</strong>’te<br />

170 Filistinli ve 26 İsrailli öldürülmüş,<br />

15.300'den fazla Filistinli ve 350 İsrailli yaralanmıştır.<br />

Kudüs ve Batı Şeria<br />

MSF’nin ruh sağlığı programları, El-Halil,<br />

Nablus, Qalqilya ve Doğu Kudüs'te siyasi<br />

şiddet mağdurlarına psikolojik ve sosyal<br />

destek sağlamıştır. MSF <strong>2015</strong>’te El-Halil’de<br />

5.522 bireysel ve grup muayenesi yürütmüştür.<br />

Muayenelerin %50’sinden fazlası<br />

(2.959) El-Halil’de yapılmıştır. Ekim ayından<br />

itibaren bölgedeki şiddetin giderek artması,<br />

özellikle eski şehrin 'H2' alanında yürütülen<br />

faaliyetlerde önemli bir artışa yol<br />

açmıştır. Gerilim ve korkunun hakim olduğu<br />

bir atmosferde birçok kişi, uyku, öfke ve<br />

anksiyete ile ilgili sorunlar nedeniyle yardım<br />

talebinde bulunmuştur. Çok sayıda çocuk,<br />

kabus görme ve yatak ıslatma sorunuyla<br />

MSF’ye başvurmuştur. 5.300'den fazla kişi,<br />

MSF tarafından verilen psiko-eğitim seanslarına<br />

katılmıştır. MSF ayrıca sağlık personeline,<br />

öğretmenlere ve danışmanlara da eğitim<br />

vermiştir.<br />

MSF <strong>2015</strong>’te Filistin'deki ruh sağlığı hizmetlerinin<br />

önemine vurgu yapmak için çeşitli<br />

etkinlikler düzenleyerek Nablus'taki faaliyetlerinin<br />

10. yılını kutlamıştır. Bu süreçte<br />

bir kamuoyu tartışması ve psikolojik yardım<br />

hakkında bir konferansı düzenlenirken, interaktif<br />

bir oyun ve MSF hastalarının öykülerini<br />

konu alan üç çizgi roman hazırlanmıştır.<br />

MSF Ekim ayında tıbbi ve psikolojik desteğe<br />

ihtiyacı olan insanlara ulaşabilmek için<br />

yerel bir sivil toplum kuruluşu olan İşkence<br />

Mağdurları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi<br />

(TRC) ile Doğu Kudüs'te bir ortaklık başlatmıştır.<br />

Gazze Şeridi<br />

MSF’nin Gazze ve Han Yunus'taki yanık<br />

ve travma merkezleri, çoğu çocuklardan<br />

oluşan 2.500'ten fazla hastayı tedavi etmiştir.<br />

Personel, 35.000'den fazla fizyoterapi ve<br />

1.000 mesleki terapi seansı gerçekleştirmiştir.<br />

Hastaların çoğunda, çatışmalarda<br />

hasar görmüş evlerde gerçekleşen ev kazalarının<br />

bir sonucu olarak yanıklar oluşmuştur.<br />

MSF Eylül ayında Gazze'nin kuzeyinde<br />

üçüncü bir uzman klinik açmak için yetki<br />

istemiştir. MSF’nin düzenlediği farkındalık<br />

kampanyası, 2014 sonundan <strong>2015</strong><br />

Nisan ayına kadar okullarda ve kreşlerde<br />

35.500'den fazla çocuğa ulaşmıştır. Kasım<br />

ayında yeni bir kampanya başlatılmıştır.<br />

Al Shifa ve Nasser hastanelerinde Sağlık<br />

Bakanlığı ile işbirliği içinde cerrahi programlar<br />

yürüten MSF, toplam 390 cerrahi<br />

müdahalede bulunmuştur. Hastaların<br />

çoğunda yanık vakaları tespit edilmiştir.<br />

Gazze'de tedavi edilemeyen zorlu vakalar,<br />

MSF’nin Ürdün’deki rekonstrüktif cerrahi<br />

hastanesine sevk edilmektedir. Fakat sevk<br />

sistemindeki idari sorunlar gecikmelere<br />

neden olduğu için <strong>2015</strong>’te 67 hastadan<br />

sadece altısı başarıyla sevk edilebilmiştir.<br />

MSF 2014 yılında savaş boyunca Gazze'deki<br />

ruh sağlığı faaliyetlerini sürdürmüştür.<br />

Fakat Nisan ayında Sağlık Bakanlığı tarafından<br />

faaliyetlerin askıya alınmasına yönelik<br />

talimat geldiği için MSF ekipleri yıl sonuna<br />

kadar faaliyetlerine yeniden başlayamamıştır.<br />

40 Sınır Tanımayan Doktorlar


YEMEN TITLE<br />

YEMEN<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 551 | Harcama: 40,2 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1994 | msf.org/yemen | blogs.msf.org/yemen | @msf_yemen<br />

AMRAN<br />

HACCA<br />

SANAA<br />

İB<br />

TAİZ<br />

SAADA<br />

LEHC<br />

ED<br />

DALİ<br />

ADEN<br />

HADRAMUT<br />

ABYAN<br />

© Guillaume Binet/MYOP<br />

MSF projeleri<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

Yemen<br />

151.000 ayakta muayene<br />

14.700 hastaneye kabul edilen hasta<br />

imi<br />

11.700 şiddet ve savaş mağduru<br />

hasta<br />

10.400 cerrahi müdahale<br />

Aden’de MSF tarafından işletilen bir hastanede, savaşta yaralanan hastalara acil<br />

müdahale yapılıyor.<br />

9.800 doğum öncesi bakım<br />

muayenesi<br />

Yemen’deki silahlı<br />

çatışmalar, <strong>2015</strong>’te topyekün<br />

bir savaşa dönüştü.<br />

Bu durum, zaten kritik<br />

düzeyde olan tıbbi ve insani<br />

ihtiyaçları daha da artırdı ve<br />

sağlık hizmetlerine erişimini<br />

ciddi anlamda kısıtladı.<br />

Husiler, Ocak ayında Yemen’in başkentindeki<br />

Sanaa Başkanlık Sarayı’nı ele geçirerek<br />

<strong>2015</strong> boyunca ülke içinde ilerlemeye<br />

devam etmiştir. Cumhurbaşkanı Hadi Aden'e<br />

kaçarken, hükümeti destekleyen Suudi liderliğindeki<br />

koalisyon ise Aden Limanı da dahil<br />

olmak üzere kaybedilen toprakları geri almak<br />

için hava saldırılarına başlamıştır. Bu süre<br />

içinde savaş, El Kaide ve İslam Devleti (IŞİD)<br />

savaşçılarının ülkedeki varlıklarını güçlendirmelerine<br />

yardımcı olmuştur.<br />

Birleşmiş Milletler yıl sonu itibarıyla 2.800<br />

kişinin öldürüldüğünü ve yaklaşık 2,5 milyon<br />

kişinin ülke içinde yerinden edildiğini tahmin<br />

etmektedir. Ülkedeki sağlık sistemi tamamen<br />

çökmüştür: Sağlık personeli ülkeyi terk<br />

ederken, tesisler yıkılmış, tıbbi malzeme<br />

tedariki ise kesilmiştir (Yemen'deki insani<br />

kriz hakkında daha fazla bilgi edinmek için,<br />

14 ve 15. sayfalarına bakınız).<br />

Aden şehri, bir cephe hattı ile bölündüğünde<br />

MSF de şehirdeki faaliyetlerini sürdürmeyi<br />

başarmıştır. MSF ekipleri, güvenlik koşulları<br />

el verdiği sürece diğer bölgelerdeki faaliyetlerini<br />

genişletirken, bu süre içinde çok sayıda<br />

hastane saldırısına da tanıklık etmiştir.<br />

26 Ekim’de Saada eyaletindeki Haydan<br />

şehrinde MSF destekli bir hastane saldırı<br />

sonucu yıkılmış, 2 Aralık’ta da Taiz eyaletinin<br />

El-Huban şehrindeki çadır klinik<br />

dokuz kişinin yaralandığı bir başka saldırıya<br />

maruz kalmıştır. Yakıt girişinin engellenmesi,<br />

yardımların ulaştırılmasını ve dağıtımını<br />

engellerken, çatışmalar, değişen cephe<br />

hatları ve hava saldırıları ise, bölge halkının<br />

ve insani kuruluşların hareket alanını ve<br />

özgürlüğünü büyük ölçüde kısıtlamıştır.<br />

Saada<br />

Saada eyaleti savaştan en çok etkilenen<br />

bölgelerden biri olmuştur. Mart ayından<br />

itibaren sağlık tesisleri de dahil olmak üzere<br />

birçok sivil alanı hedef alan hava saldırıları<br />

neredeyse her gün şehri yerle bir etmiş,<br />

sağlık hizmetlerine erişimi özellikle bazı ilçelerde<br />

neredeyse imkansız hale gelmiştir.<br />

MSF, Nisan ayında Haydan Hastanesi’nin acil<br />

servis ve doğum hizmetlerini desteklemeye<br />

başlamıştır. Fakat Ekim ayında gerçekleşen<br />

hava saldırısını takiben faaliyetlerini askıya<br />

almak zorunda kalmıştır.<br />

Aralık’ta faaliyetlerini yeniden başlatan MSF,<br />

binanın tahrip olmamış bir kısmını kullanarak<br />

sağlık hizmetlerine devam etmiştir.<br />

Mayıs ayında MSF ekipleri Saada şehrindeki<br />

Al Jomhouri Hastanesi’nde görev<br />

yapmaya başlamış, yaklaşık 700.000 kişilik<br />

bir nüfusa acil servis, yatakta tedavi, yoğun<br />

bakım, anne sağlığı ve ruh sağlığı hizmetleri<br />

vermeye başlamıştır. <strong>2015</strong>’te bu hastanede<br />

6.110'dan fazla hasta acil servise kabul<br />

edilmiş, 2.900'dan fazla ameliyat gerçekleştirilmiştir.<br />

Kasım ayında bir başka ekip Razeh ilçesindeki<br />

Shiara Hastanesi’ne destek vermeye<br />

başlamıştır. Her hafta 100'den fazla doğuma<br />

yardımcı olan ekip, <strong>2015</strong>’te 1.000'den fazla<br />

hastayı acil servise kabul edilmiştir. Personel<br />

yıl sonuna doğru Majz ve Nushur hastanelerinde<br />

de hazır bulunmuştur.<br />

Ed Dali<br />

Nisan ayında Ed Dali eyaletinde patlak veren<br />

şiddetli çatışma, cephe hattının İb'e doğru<br />

taşınmasıyla birlikte Ağustos ayında yatışmıştır.<br />

Çatışma alanlarında sıkışıp kalan<br />

bölge halkı, savaşla ilişkili yaralanmalardan<br />

kaynaklanan birçok ölüm vakasına şahit<br />

olmuştur. MSF burada ayakta tedavi, acil<br />

muayene, ameliyat, yatakta bakım ve üreme<br />

sağlığı hizmetleri sunarak, El Salaam ve El<br />

Azariq gibi Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelere<br />

ve temel sağlık hizmetlerine odaklanan<br />

kliniklere destek vermiştir. Ekipler,<br />

60.000 ayakta tedavi ve acil muayene<br />

yapmış, 700'den fazla cerrahi müdahale ve<br />

yaklaşık 1.000 sevk gerçekleştirmiştir.<br />

Aden<br />

Mart ve Temmuz ayları arasında Aden'de<br />

yoğun bir çatışma yaşanmıştır. MSF, Aden<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 41


TITLE YEMEN<br />

şehrinin Şeyh Osman ilçesinde bir acil servis<br />

odası, iki ameliyathane, bir yoğun bakım<br />

ünitesi ve bir yataklı koğuşu olan acil travma<br />

merkezini işletmeye devam etmiştir. Ruh<br />

sağlığı ve fizyoterapi muayeneleri de yapan<br />

MSF ekipleri, her seferinde 100’den fazla<br />

hastayı içeren kitlesel yaralanma vakalarına<br />

yanıt verebilmek için yatak kapasitesini<br />

45'ten 74'e çıkarmayı başarmıştır. Hastaların<br />

çoğu kara mayınları ve patlamamış ağır<br />

toplar tarafından yaralanmış çocuklardan<br />

oluşmaktadır. Ekipler, toplamda 7.778 acil<br />

muayene ve şiddete bağlı yaralanmalara<br />

yönelik 4.300 cerrahi müdahale gerçekleştirmiştir.<br />

Çatışmaların zirveye ulaştığı sırada<br />

ise, sağlık hizmetlerine erişimin çok sınırlı<br />

olduğu ilçelerdeki üç sağlık kliniğinde acil<br />

sağlık hizmetleri sunulmuştur.<br />

Taiz<br />

Taiz şehri, yaklaşık 600.000 olduğu tahmin<br />

edilen nüfusu ile Temmuz ayında yoğun<br />

çatışmalara sahne olmuştur. Taizlilerin bir<br />

kısmı, kuşatma altındaki bir yerleşim bölgesinin<br />

içinde sıkışıp kalmıştır. Ağustos’ta tıbbi<br />

malzeme girişlerinin engellenmesi, sağlık<br />

hizmetlerine erişimi olumsuz yönde etkilemiştir.<br />

MSF hastanelere tıbbi malzeme bağışlayarak,<br />

cephe hattının her iki tarafındaki<br />

sağlık tesislerine destek vermeyi başarmıştır.<br />

El-Huban’da Yemeni International and El<br />

Risalah askeri hastanesine destek veren<br />

MSF, aynı zamanda kuşatma altındaki<br />

yerleşim bölgesinde yer alan Al-Thawra ve<br />

Al-Rawda hastanelerine de yardım ulaştırmıştır.<br />

MSF ekipleri burada 15.400'ten<br />

fazla acil servis muayenesi, savaşta yaralanan<br />

kişilere yönelik 6.800 muayene, 1.100<br />

cerrahi müdahale ve 10.900 yara pansumanu<br />

gerçekleştirmiştir. Battaniye, gıda ve bidon<br />

gibi yardım malzemeleri de, şehirde yerinden<br />

edilmiş ailelere dağıtılmıştır.<br />

MSF, Kasım ayında El-Huban’da anne ve<br />

çocuk hastanesi açmıştır. Acil servis ve<br />

üreme sağlığı hizmetlerinin sunulduğu hastanede,<br />

aynı zamanda 10 yaş altı çocuklar için<br />

ayakta tedavi departmanı açılmıştır. MSF<br />

ekipleri bu hastanede yaklaşık 7.800 ayakta<br />

muayene ve 7.500 acil servis muayenesi<br />

gerçekleştirmiştir.<br />

Amran<br />

MSF Amran’da acil servis, anne bakımı,<br />

yatakta ve ayakta tedavi hizmetleri<br />

sağlayan El Salam Hastanesi’ndeki projesine<br />

devam etmiştir. Diğer sağlık tesislerindeki<br />

hizmetlere erişim ciddi oranda azaldığı<br />

için MSF 3.000 cerrahi müdahale ve<br />

28,200 acil muayene gerçekleştirerek Amran<br />

Hastanesi’ndeki faaliyetlerini <strong>2015</strong>’te artırmıştır.<br />

5.500'den fazla hasta hastaneye yatırılmış,<br />

2.900'un üzerinde doğum gerçekleştirilmiştir.<br />

Huth sağlık merkezine destek<br />

veren MSF ekipleri, burada 9.300 acil<br />

muayene gerçekleştirmiş, eyaletin kuzeyindeki<br />

üç tesise de ilaç bağışlarında bulunmuş<br />

ve sağlık personeline eğitim vermiştir.<br />

Çatışmalar nedeniyle ülke içinde yer değiştirmeler<br />

arttığı için, MSF de sağlık hizmetlerine<br />

erişimi artırmak amacıyla bölgede mobil<br />

klinikler açmıştır. Aynı zamanda Khamir ve<br />

Huth şehirlerinde su ve sanitasyon faaliyetlerine<br />

yardımcı olmuştur.<br />

Hacca<br />

MSF, Mayıs ayında Beni Hassan Sağlık<br />

Merkezi’ni desteklemek ve mobil klinikler<br />

aracılığıyla ülkesinde yerinden edilmiş<br />

15.000 kişiye tıbbi yardım sağlamak<br />

amacıyla Hacca’da bir proje başlatmıştır.<br />

Proje kapsamında ayakta tedavi hizmetlerine<br />

odaklanan ekip, aynı zamanda bölge halkına<br />

günde 240.000 litreye kadar su ve yardım<br />

malzemesi ulaştırmıştır. Bu program, daha<br />

sonra bölge halkına daha geniş bir hizmet<br />

yelpazesi sunmak amacıyla Temmuz ayında<br />

Abs ilçesindeki bir başka tesise taşınmıştır.<br />

Bu tesiste acil servis, anne sağlığı ve cerrahi<br />

müdahale hizmetleri de verilmiştir.<br />

Ağustos ayından bu yana Hacca’daki Al<br />

Jamoorhi Hastanesi’ne destek veren MSF<br />

ekipleri, burada acil vakalara hızla müdahale<br />

etmiş ve savaş yaralılarını tedaviye almıştır.<br />

Ekipler aynı zamanda yatakta tedavi birimindeki<br />

sağlık çalışanlarına destek olmuş ve<br />

ameliyatlara girmiştir. <strong>2015</strong>’te 4.550'den fazla<br />

hasta acil servise alınmıştır.<br />

Sanaa<br />

MSF, Sanaa'daki Al Gumhuri Hastanesi’nde<br />

devam eden HIV programına destek<br />

vermiştir. <strong>2015</strong>’te 770 kişiye antiretroviral<br />

tedavi sağlanmıştır.<br />

Hadramut<br />

Kasım ayında Yemen'in güneydoğu kıyılarında<br />

iki siklon meydana gelmiştir. MSF evlerini<br />

kaybeden ailelere yardımcı olmak için<br />

Mukalla'da mobil bir klinik kurmuş, yerel<br />

hastanelere ve kan bankasına bağışta bulunmuştur.<br />

Bu süreçte yaklaşık 300 muayene<br />

gerçekleştirilmiştir. Yerinden edilmiş 200<br />

aileye battaniye, bidon ve yıkama kitleri<br />

dağıtılmıştır. Ekip, Batı kıyısına yaklaşık 50<br />

kilometre uzaklıktaki Borom Mayfa ilçesinde<br />

yerinden edilmiş 400'den fazla aileye su<br />

temin etmek amacıyla 14 su tankı kurmuştur.<br />

MSF çalışanının ağzından...<br />

© Rawan Shaif/MSF<br />

Aden’de görev yapan MSF Danışman<br />

Hemşiresi Hüsnü Mansur:<br />

"En büyük korkumuz çatışmaların hastaneye<br />

sıçraması. Daha önce çatışmalar<br />

şiddetlendiğinde pek çok kez bodruma<br />

indik. Ama bu aslında başka bir sorun<br />

teşkil ediyor. Biz kendimizi kurtarmadan<br />

önce, pencerelerin yakınında yatan<br />

hastaları daha güvenli bir yere taşıyoruz.<br />

Bombardıman veya hava saldırısı seslerini<br />

duyduğumuz anda, kendimiz için<br />

güvenli bir yer bulmadan önce, bütün<br />

hastaları daha güvenli bir yere taşıyoruz.<br />

Hastanedeki camlar daha önce çok kez<br />

kırıldı. Hatta mermiler içeri girdi. Neyse<br />

ki hastanede kalan hasta ve sağlık çalışanlarından<br />

hiçbiri bugüne kadar yaralanmadı."<br />

Bir adam, Haydan’daki MSF destekli bir hastanenin çatısını temizliyor. MSF logosunun<br />

göründüğü çatı, hastaneye yönelik saldırıdan sonra enkaz parçalarıyla dolmuştu.<br />

42 Sınır Tanımayan Doktorlar


AFGANISTAN TITLE<br />

AFGANİSTAN<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 2.303 | Harcama: 28,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1980 | msf.org/afghanistan | blogs.msf.org/afghanistan<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

ÖZBEKİSTAN<br />

366.200 ayakta muayene<br />

TÜRKMENİSTAN<br />

KUNDUZ<br />

55.800 doğum<br />

LEŞKERGAH<br />

KABİL<br />

HOST<br />

8.100 cerrahi müdahale<br />

PAKİSTAN<br />

köyler<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve<br />

Afganistan'ın Kunduz<br />

şehrinde faaliyet gösteren<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar'ın<br />

Travma Merkezi, 3 Ekim <strong>2015</strong><br />

tarihinde gerçekleştirilen<br />

hava saldırıları sonucunda<br />

yıkıldı. Saldırılarda 14'ü<br />

MSF personeli, 24'ü hasta<br />

ve 4'ü hasta refakatçisi<br />

olmak üzere 42 kişi hayatını<br />

kaybetti.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), bu raporun<br />

basıma hazırlandığı sırada Kunduz'daki tıbbi<br />

faaliyetlerini yeniden başlatma konusunda<br />

somut bir karar almamış, saldırının meydana<br />

gelme koşullarını anlama ve analiz etme<br />

aşamasındadır. MSF, Afgan yetkililer ve ABD<br />

ordusu da dahil olmak üzere çatışmalarda<br />

müdahil olan tüm taraflardan MSF’nin sağlık<br />

tesislerine, personeline, hastalarına veya<br />

ambulanslarına askeri müdahalede bulunulmayacağına<br />

veya güç kullanılmayacağına<br />

dair açık bir anlaşma talep etmektedir. Aynı<br />

şekilde MSF personelinin ayrım yapmaksızın,<br />

hastaların dini, siyasi veya askeri aidiyetleri<br />

sorgulanmaksızın, sadece tıbbi ihtiyaca<br />

dayalı sağlık hizmeti sunabilmesi konusunda<br />

da taraflardan teminat beklemektedir.<br />

MSF’nin çatışma ve trafik kazası gibi sebeplere<br />

bağlı yaralanma ve genel travma vakalarına<br />

ücretsiz ve yüksek kaliteli cerrahi<br />

bakım sağlamak amacıyla 2011 yılının<br />

Ağustos ayında Kunduz’da açtığı hastane<br />

Afganistan'ın kuzeydoğusunda bulunan ve<br />

bölgenin tamamına bu tür bir hizmet sunan<br />

tek tesistir. MSF tarafından bağımsız bir<br />

şekilde işletilen 84 yataklı hastanede bir<br />

acil odası, bir yoğun bakım ünitesi ve üç<br />

ameliyathane yer almaktadır. Aynı zamanda<br />

bir fizyoterapi bölümü, bir laboratuvar, bir<br />

röntgen odası ve bir eczanenin yanı sıra<br />

kadın ve erkek hastalar için ayrı cerrahi<br />

servisleri olan ayakta ve yatarak tedavi<br />

bölümleri vardır. Ruh sağlığı ile sağlığın<br />

teşviki ve geliştirilmesi ise, hastanede verilen<br />

diğer hizmetler arasındadır. Hastane, sadece<br />

Kunduz şehri sakinlerine değil, Badahşan,<br />

Takhar, Baghlan, Belh ve Samangan gibi<br />

komşu şehirlerden gelen hastalara da hizmet<br />

sunmuştur. Bombalanmadan hemen önce,<br />

Eylül <strong>2015</strong>'te, hastanenin kapasitesi 92<br />

yatağa ulaşmıştır.<br />

Afghanistan<br />

Ocak ve Ağustos ayları arasında, çoğu<br />

(%88) yol veya ev kazalarında yaralanmış<br />

2.400'den fazla hasta merkeze kabul edilmiştir.<br />

Hastaların %12’si patlama, silahlı<br />

veya bombalı saldırı sonucu yaralanmış kişilerdir.<br />

Aynı dönemde 18.088 ayakta muayene<br />

gerçekleştiren MSF sağlık personeli, kırık<br />

internal fiksasyon tekniklerini içeren ortopedik<br />

ameliyatlar da dahil olmak üzere 4.667<br />

cerrahi müdahale gerçekleştirmiştir.<br />

Mayıs ve Haziran aylarında Kunduz’da<br />

şiddetini artıran çatışmaların ardından<br />

hastaneye başvuran yaralı sayısında büyük<br />

bir artış yaşanmıştır. Yıllık "savaş sezonu"<br />

başlangıcının ilan edilmesinden üç hafta<br />

sonra sağlık personeli, savaşta yaralanan<br />

204 kişiyi tedavi etmiştir. Bu yaralıların 51'i<br />

kadın ve çocuklardan oluşmaktadır.<br />

Kunduz’a 15 kilometre mesafede yer alan<br />

Chahardara şehri sakinlerinin travma merkezine<br />

ulaşması, çatışmalar, kontrol noktaları<br />

ve yolların kapatılması nedeniyle son<br />

derece zor olduğu için, MSF Haziran ayında<br />

MSF’nin Afganistan’daki Kunduz Travma Merkezi’nde görev yapan doktorlar bir<br />

çocuğun bacağını muayene ediyor. Ekim ayında ABD’nin hava saldırısı sonucu yıkılan<br />

tesis, artık bölgedeki bir milyondan fazla insana nitelikli cerrahi operasyon hizmeti<br />

veremiyor.<br />

© Andrew Quilty/Oculi<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 43


TITLE AFGANISTAN<br />

Chahardara’da bir stabilizasyon kliniği olan<br />

ileri seviye bir ilçe sağlık merkezi açmıştır.<br />

Merkezde görev yapan hemşireler yaralılara<br />

ilk müdahaleyi yaptıktan sonra daha ileri<br />

seviyede bir bakım için hastaların Kunduz<br />

Travma Merkezi’ne transferlerini sağlamışlardır.<br />

Chahardara’daki hemşireler, hastanelerin<br />

kapalı olması nedeniyle bölge halkının<br />

ihtiyaç duyduğu temel sağlık hizmetlerini<br />

sağlayabilecek tek yetkili haline gelmiştir.<br />

1 Temmuz tarihinde ağır silahlı Afgan Özel<br />

Kuvvetleri'ne mensup kişiler MSF hastanesine<br />

girmiş, personelini tehdit ederek fiziksel<br />

saldırıda bulunmuş ve üç hastayı tutuklamışlardır.<br />

Bir saat sonra sözkonusu kişiler<br />

hastaları serbest bırakarak hastaneyi terk<br />

etmişlerdir. MSF, tıbbi hizmetleri saldırılardan<br />

koruyan uluslararası insani hukuğun kabul<br />

edilemez bir ihlali olarak nitelendirdiği bu<br />

olayı şiddetle kınamıştır.<br />

Kunduz Travma Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />

saldırılar hakkındaki ifadeleri okumak için, 16<br />

ve 17. sayfalara bakınız.<br />

Ahmed Şah Baba Hastanesi, Kabil<br />

MSF, Doğu Kabil'de bulunan Ahmed Şah<br />

Baba Hastanesi’nde, bölgede artan nüfusun<br />

ihtiyaçlarına etkili bir şekilde cevap verebilmek<br />

amacıyla tesisin iyileştirilmesi için<br />

çaba harcamaktadır. 58 yatak kapasitesine<br />

yükseltilen hastanede özellikle acil<br />

servis ve anne sağlığına yönelik ücretsiz<br />

ve yüksek kaliteli hizmetler sunulmaktadır.<br />

MSF burada Sağlık Bakanlığı ile birlikte<br />

çalışarak beslenme yetersizliği tedavisi,<br />

pediatrik bakım, aile planlaması hizmetleri,<br />

sağlığı geliştirici faaliyetler ve aşılama programları<br />

gerçekleştirmektedir. Hastanenin<br />

laboratuvar, röntgen bölümü ve Sağlık<br />

Bakanlığı'nın tüberküloz (TB) tedavi programını<br />

da destekleyen MSF, ayrıca Uluslararası<br />

Psikososyal Örgütü ile ortaklaşa olarak ruh<br />

sağlığı ve psikolojik danışmanlık hizmetleri<br />

de sunmaktadır.<br />

Nüfusun giderek artması ve MSF’nin bölgedeki<br />

üst seviyede kadın doğum hizmeti<br />

sunması, zaman içinde doğum departmanını<br />

hastanenin en yoğun bölümlerinden<br />

biri haline getirmiştir. Her ay yaklaşık 1.400<br />

doğum ve bir yıl boyunca 16.654 doğum<br />

öncesi muayane gerçekleştirilmiştir.<br />

MSF beş yaş altı çocuklar için önleyici ve<br />

tedavi edici tıbbi bakıma erişimi artırmak için<br />

Doğu Kabil'in banliyölerinin en uzak noktalarında<br />

ücretsiz ve yüksek kaliteli hizmet<br />

sunduğu mobil klinikler işletmeye devam<br />

etmektedir. Ağır hastalar ise Ahmed Şah<br />

Baba Hastanesi’ne sevk edilmektedir. <strong>2015</strong><br />

yılında 5.370'den fazla hamile kadın aşılanmış<br />

ve beş yaş altı 6.721 çocuk beslenme yetersizliğine<br />

karşı kontrolden geçmiştir.<br />

Dasht-e-Barchi Hastanesi, Kabil<br />

MSF, doğum komplikasyonları, yenidoğan ve<br />

obstetrik acil durumlara yönelik hizmet veren<br />

Dasht-e-Barchi Hastanesi’ndeki doğum<br />

bölümünde faaliyet göstermeye devam<br />

etmiştir. Dasht-e-Barchi nüfusunun son on<br />

yıl içinde on kat arttığı tahmin edilmektedir.<br />

Bölgedeki kısıtlı kamu sağlık hizmetleri ise<br />

nüfus patlamasına ayak uydurmakta zorluk<br />

çekmiştir. Bugün Dasht-e-Barchi Hastanesi<br />

Batı Kabil’deki Dasht-e-Barchi Hastanesi’nde MSF’nin işlettiği anne sağlığı ünitesinde<br />

bir anne, bebeğini emzirmeye alıştırmak için şırınga yöntemini kullanıyor.<br />

ve üç küçük sağlık merkezi, ilçede kamu<br />

sağlık hizmeti veren tek tesislerdir.<br />

Kasım 2014’te açılan doğum departmanı gün<br />

boyunca açıktır ve ücretsiz sağlık hizmeti<br />

sunmaktadır. İlk yılda 10.727 doğum, 558<br />

sezaryen gerçekleştirilmiş, 1.303 bebek,<br />

hipoglisemi gibi komplikasyonlar ile yenidoğan<br />

ünitesine kabul edilmiştir. Yılın<br />

sonunda her hafta 300'e yakın kadın doğumhaneye<br />

kabul edilmiş ve her gün 40 bebek<br />

dünyaya gelmiştir.<br />

Host Doğum Hastanesi<br />

Afganistan, hamilelik veya doğum sancısı<br />

sırasında hayatını kaybeden kadın sayısının<br />

yüksekliği nedeniyle doğum gerçekleştirmek<br />

için dünyanın en tehlikeli yerlerden biri olarak<br />

kabul edilmektedir. Host şehrinde bulunan<br />

uzmanlaşmış doğum hastanesi, ücretsiz ve<br />

yüksek kaliteli anne ve yenidoğan bakımı<br />

sağlayarak şehirdeki anne ölümlerini azaltmayı<br />

amaçlamaktadır. Kırsal alanlarda ve büyük<br />

şehirlerden uzak bölgelerde yaşayan kadınların<br />

çoğu, temel obstetrik bakıma tam anlamıyla<br />

erişememektedir ve Host gibi yerlerde,<br />

sınırlı sayıda kadın ebe ve doktor mevcut<br />

olduğu için bu imkan daha da kısıtlıdır.<br />

<strong>2015</strong> yılında Host şehrinde doğan yaklaşık<br />

her üç bebekten biri, MSF’nin doğum hastanesinde<br />

dünyaya gelmiştir. Yalnızca Aralık<br />

ayında bir ay içinde 1.733 doğum gerçekleştirilmiştir<br />

(günde yaklaşık 58 doğum).<br />

Bu rakam Host'ta doğumların en yüksek<br />

seviyeye ulaştığı dönem olarak kayıtlara<br />

geçmiştir.<br />

Hastanede, doğumhaneye ek olarak iki<br />

ameliyathane, bir yenidoğan ünitesi ve kadınlara<br />

ayrılmış bir sağlık kliniği de bulunmaktadır.<br />

MSF burada yenidoğanlar için aşılama<br />

programları, aile planlaması ve sağlığı geliştirme<br />

faaliyetleri gerçekleştirmektedir.<br />

MSF, doğum komplikasyonları yaşayan<br />

ve ölüm riski taşıyan kadınların bakımına<br />

yoğunlaşmak ve daha fazla sayıda<br />

hastaya ulaşabilmek için Sağlık Bakanlığı<br />

Hastanesi'ne sevk sistemini geliştirmek için<br />

çalışmaktadır. MSF’nin doğum hastanesi<br />

maksimum kapasiteye ulaştığında, komplikasyon<br />

belirtileri gözlemlenmeyen hastalar il<br />

hastanesine sevk edilmektedir.<br />

Boost Hastanesi, Helmand ili, Leşkergâh<br />

Leşkergâh çevresindeki birçok bölge<br />

<strong>2015</strong>’te aktif olarak çatışmalara sahne olmasına<br />

rağmen, MSF’nin Boost Hastanesi<br />

eyalet başkentindeki faaliyetlerini sürdürebilmiştir.<br />

MSF, geçtiğimiz altı yıl boyunca<br />

Afganistan'ın güneyindeki üç sevk hastanesinden<br />

biri olan Boost Hastanesi’ni desteklemiştir<br />

ve <strong>2015</strong>’te hastane binasının kapsamlı<br />

olarak geliştirilmesine başlamıştır. Hastaneye<br />

modern merkezi ısıtma sistemi kurulmuş ve<br />

daha etkili bir enfeksiyon kontrolü sağlamak<br />

amacıyla iç kısımlar boyanmış ve yenilenmiştir.<br />

54 yataklı yeni bir doğumevi, 24<br />

yataklı yenidoğan yoğun bakım ünitesi ve<br />

10 yataklı çocuk yoğun bakım ünitesi de<br />

inşa edilmiştir. Yıl sonuna kadar hastanede<br />

12.721 bebek dünyaya gelmiştir.<br />

© Kate Stegeman/MSF<br />

MSF hastaneyi, cerrahi hizmetler, dahiliye<br />

hizmetleri, acil servisler ve yoğun bakım<br />

hizmetleri ile desteklemektedir. <strong>2015</strong> yılının<br />

ortalarında MSF ekipleri Afganistan'da son<br />

derece ciddi boyutlara ulaşan, fakat henüz<br />

tam olarak rapor haline getirilmemiş bir<br />

kamu sağlık sorununu ele alarak tüberküloz<br />

(TB) hastalarının teşhis ve takibini de<br />

desteklemeye başlamıştır. Bu sayede 181<br />

hasta, birinci basamak TB tedavisine başlamıştır.<br />

Yıl sonunda MSF tarafından görevlendirilen<br />

bir cerrahi yanık uzmanı, çok sayıdaki<br />

yanık vakasının tedavisinde ilerleme<br />

kaydetmek amacıyla hastane personeline<br />

eğitim vermiştir.<br />

Beslenme yetersizliği, bölgede çocuk<br />

ölümlerinin başlıca nedenlerinden biridir.<br />

Hastanenin yoğun bakım beslenme merkezinde<br />

görev yapan uzmanlar, çoğu ileri<br />

seviye beslenme yetersizliği belirtileri<br />

gösteren 2.281 çocuğu tedavi etmiştir.<br />

44 Sınır Tanımayan Doktorlar


PAKISTAN TITLE<br />

PAKISTAN<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 1,636 | Harcama: 20,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1986 | blogs.msf.org/pakistan | @MSFPakistan<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

AŞİRETLER<br />

BÖLGESİ<br />

AFGANİSTAN<br />

SİND<br />

KİBER PAKTUNKVA<br />

358.300 ayakta muayene<br />

27.700 doğum<br />

12.300 beslenme merkezlerinde tedavi<br />

edilen hasta<br />

HİNDİSTAN<br />

12.000 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />

danışmanlığı<br />

BELUCİSTAN<br />

MSF projeleri<br />

Kullanılan haritalar ve yer isimleri, bu<br />

bölgelerin yasal statüsüne dair MSF'nin<br />

resmi duruşunu temsil etmemektedir.<br />

2.600 cerrahi müdahale<br />

1.400 kutanöz layşmanyazis tedavisi<br />

gören hasta<br />

Nitelikli sağlık hizmetlerine<br />

erişim Pakistan'daki pek<br />

çok kişi için önemli bir<br />

sorun olmaya devam devam<br />

ediyor. Özellikle bulaşıcı<br />

hastalıkların tedavisine ve<br />

ileri seviye doğum/yenidoğan<br />

hizmetlerine yönelik ihtiyaç<br />

çok yüksek seviyede.<br />

Pakistan ve Afganistan arasındaki dağlık<br />

alanlarda ve çatışmadan etkilenen bölgelerde<br />

yaşamlarını sürdüren Afgan mülteciler<br />

ve gecekondu sakinleri, tıbbi yardıma en<br />

çok ihtiyaç duyan savunmasız gruplardan<br />

bazılarıdır. Kadınlar ve çocuklara yönelik<br />

sağlık hizmetleri özel bir endişe konusudur.<br />

Çünkü kadınlar önlenebilir komplikasyonlar<br />

yüzünden gebelik sırasında hayatını kaybetmekte,<br />

birçoğu ise yenidoğan bakımından<br />

faydalanamamaktadır.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), her 10<br />

çocuktan birinin beş yaşına gelmeden hayatını<br />

kaybettiği Pakistan’da en acil ihtiyaçların<br />

bazılarını karşılayarak il ve ilçe sağlık<br />

yetkililerine destek vermeye devam etmektedir.<br />

MSF’nin Pakistan'daki etkinlikleri kamu<br />

kurumlarından ve hükümetten herhangi bir<br />

destek almadan, sadece dünya çapındaki<br />

bireysel bağışlar ile finanse edilmektedir.<br />

Pakistan<br />

Belucistan'da anne ve çocuk sağlığı<br />

Belucistan’ın başkenti Quetta'da hükümet<br />

tarafından finanse edilen yatakta pediatrik<br />

bakım, nüfusun ihtiyaçlarınına cevap<br />

vermede yetersiz kalmaktadır ve birçok kişi<br />

özel kliniklerin masraflarını karşılayamamaktadır.<br />

2011 yılında 67 yataklı Quetta Çocuk<br />

Hastanesi’ni açan MSF, burada bir yenidoğan<br />

ünitesi, ileri seviye beslenme yetersizliği<br />

çeken çocuklar için yatakta beslenme<br />

tedavi merkezi ve genel ve izolasyon koğuşlarını<br />

faaliyete sokmuştur. <strong>2015</strong>’te yaklaşık<br />

1.300 hasta bu hastaneye kabul edilmiş, ileri<br />

seviye beslenme yetersizliği çeken 1.900'den<br />

fazla çocuk tedavi edilmiştir. <strong>2015</strong>’te<br />

4.000'den fazla bireysel ve grup ruh sağlığı<br />

muayenesi gerçekleştirilmiştir.<br />

MSF, Quetta'nın 20 kilometre kuzeyindeki<br />

Kuchlak'ta ayakta tedavi, 24 saat acil<br />

kadın doğum ve beş yaş altı çocuklar için<br />

besin desteği sunan bir anne ve çocuk<br />

sağlığı merkezi işletmektedir. <strong>2015</strong> yılında<br />

9.100'den fazla çocuk çocuk hastalıklarına<br />

karşı aşılanmıştır. MSF ayrıca eski Marriabad<br />

kasabasındaki Kuchlak ve Benazir Butto<br />

Sadda’da MSF kliğinin önünde oturan kadınlar ve çocuklar.<br />

Hastanesi’nde tatarcıktan bulaşan kutanöz<br />

layşmanyaz taşıyıcısı 1.700'den fazla hastayı<br />

tedavi etmiştir. Bu parazit hastalığı, tedavi<br />

edilmediği takdirde hastaların zayıf düşmesine<br />

ve vücutta şekil bozukluğuna neden<br />

olmaktadır.<br />

MSF Afgan sınırında yer alan Chaman'da İlçe<br />

Sağlık Müdürlüğü ile işbirliği halinde bölge<br />

sakinlerine, Afgan mültecilere ve tıbbi destek<br />

arayışı içinde sınırı geçmiş olan kişilere<br />

ücretsiz sağlık hizmeti sunmaktadır. Sağlık<br />

yetkilileri ile birlikte faaliyet göstermektedir.<br />

Kadın ve çocuklara yönelik hizmetler, üreme<br />

sağlığı, yenidoğan ve çocuk sağlığı hizmetlerini<br />

kapsamaktadır. Ekipler, <strong>2015</strong>’te 10.900<br />

doğum öncesi muayene ve 4.400 doğum<br />

geçekleştirmiştir.<br />

© Sa'adia Khan/MSF<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 45


TITLE PAKİSTAN<br />

MSF Machar Colony'de gerçekleştirdiği kızamık aşılama programıyla 31.000 kişiye<br />

ulaştı.<br />

İlçe Hastanesi’nde ayrıca travma vakaları<br />

için bir acil servis odası bulunmaktadır. MSF<br />

çalışanları bu yıl 5.800'den fazla hastayı<br />

acil servise kabul etmiştir. Beslenme yetersizliği<br />

çeken beş yaş altındaki 1.500'den<br />

fazla çocuk beslenme programı kapsamında<br />

tedavi edilmiş, 8.200 çocuk ise temel<br />

aşılama programı dahilinde aşılanmıştır. MSF<br />

ekipleri, sağlık eğitimi seansları düzenleyerek<br />

özellikle hamilelik döneminde tıbbi<br />

yardımın zamanında alınmasının önemine<br />

dikkat çekmiştir. MSF aynı zamanda devlet<br />

personeli tarafından yönetilen kadınlara<br />

yönelik ayakta tedavi departmanını da<br />

denetlemektedir.<br />

MSF, Doğu Belucistan'da yer alan Dera<br />

Murad Jamali'deki merkez ilçe hastanesinde,<br />

ileri seviye beslenme yetersizliği çeken<br />

çocuklar için yatarak beslenme tedavisi<br />

merkezinin yanı sıra genel pediatri ve yenidoğan<br />

koğuşlarını da desteklemeye devam<br />

etmektedir. <strong>2015</strong>’te ileri seviye besin yetersizliği<br />

olan 8.000 'den fazla çocuk beslenme<br />

programı dahilinde tedavi görmüştür.<br />

Aşiretler Bölgesi (FATA)<br />

MSF, en kuzeydeki aşiret bölgelerinden<br />

biri olan Bajaur’daki savunmasız topluluklara<br />

tıbbi destek sunmaktadır. Uluslararası<br />

personelin hala Bajaur'a erişimi olmadığı<br />

için yerel çalışanlardan oluşan bir<br />

ekip projeyi yönetmektedir. MSF ekipleri<br />

Nawagai Halk Hastanesi’nde 43.000 ayakta<br />

ve 30.000 acil muayene gerçekleştirmiş,<br />

© Husni Mubarak Zainal/MSF<br />

anne ve çocuk sağlığı bölümüne destek<br />

vermiştir. Pediatrik hizmetler, Beslenme<br />

Yetersizliği Olan Çocuklar için Genişletilmiş<br />

Ulusal Bağışıklama ve Beslenme Tedavisi<br />

Programı'nın desteği ile aşılama programlarını<br />

içermektedir. <strong>2015</strong>’te 12.500'den fazla<br />

çocuk, beslenme yetersizliği taramasından<br />

geçmiştir. MSF ayrıca Talai ve Bilot'taki iki<br />

temel sağlık hizmetleri merkezine ilaç ve<br />

tıbbi ekipman bağışında bulunarak ayakta<br />

tedavi ve doğum öncesi hizmetleri desteklemiştir.<br />

MSF, Kurram bölgesindeki Sadda Tehsil<br />

Merkez Hastanesi’nde 12 yaş altı çocuklar<br />

için yatarak tedavi hizmeti sunmuş, haftada<br />

ortalama 600 muayene gerçekleştirmiştir.<br />

<strong>2015</strong>’te kızamık ve kızamık sonrası komplikasyonlar<br />

nedeniyle 300 çocuk hastaneye<br />

yatırılmıştır. MSF ayrıca kutanöz layşmanyaz<br />

tedavisi sağlamakta ve hastanenin doğum<br />

ve genel acil sevk hizmetlerini yönetmektedir.<br />

Daha küçük olan Alizai Hastanesi’nde<br />

ise her hafta 12 yaş altı yaklaşık 100 çocuk<br />

muayene olmaktadır.<br />

Hayber-Pahtunhva'da acil bakım hizmetleri<br />

ve anne bakımı<br />

MSF komplike gebelik geçiren ve/veya zor<br />

doğum öyküsü olan hastalar için Peşaver<br />

Kadın Hastanesi’nde kapsamlı acil obstetrik<br />

hizmetler sunmaktadır. Hastaların çoğu FATA<br />

ve Peşaver çevresindeki ilçelerden gelmektedir.<br />

Hastane, aynı zamanda kadın mültecileri<br />

ve Peşaver ilçesinde yaşayan yerinden<br />

edilmiş kişileri kabul etmektedir. Yenidoğan<br />

ünitesinde 33 obstetrik yatak ve 18 yatak<br />

bulunmaktadır. <strong>2015</strong>’te hastaneye 5.200'den<br />

fazla hasta kabul edilmiş ve 4.700 doğum<br />

gerçekleştirilmiştir. MSF ekibi ayrıca hastanenin<br />

sevk ağı dahilindeki temel sağlık<br />

hizmetleri tesislerinde görev yapan personele,<br />

yüksek riskli obstetrik bakım ve anne<br />

bakımı konusunda eğitim vermiştir.<br />

MSF, Peşaver'in yaklaşık 200 kilometre kuzeyinde<br />

yer alan Timurgara'daki Merkez İlçe<br />

Hastanesi’nde acil servis, resüsitasyon,<br />

müşahede odası ve yenidoğan ünitesinde<br />

hastane çalışanlarına destek vermektedir.<br />

Bu alanlarda tıbbi uzmanlığa sahip olan<br />

personel, cerrahi müdahale de dahil olmak<br />

üzere zor obstetrik vakalarda tedavi sağlamaktadır.<br />

<strong>2015</strong>’te 8.395 doğum gerçekleştiren<br />

MSF ekipleri, Mart ayında akut koroner<br />

sendromu olan hastaları tedavi etmek için<br />

bir 'kalp köşe ünitesi' kurmuş ve yıl boyunca<br />

560 hastayı hastaneye kabul etmiştir. 4.500<br />

ruh sağlığı danışmanlığı gerçekleştiren ekip,<br />

ayrıca Dang humması hakkında bölge halkını<br />

bilgilendirmek için bilinçlendirme faaliyetleri<br />

yürütmüştür. Sağlığın teşviki ve geliştirilmesi<br />

konusunda 6.600'dan fazla seans gerçekleştirilmiştir.<br />

Hangu acil cerrahi projesindeki ekip ise<br />

15.000'in üzerinde acil servis muayenesi ve<br />

800 cerrahi müdahale geçekleştirmiştir. MSF<br />

Eylül ayında faaliyetleri yerel sağlık otoritelerine<br />

devretmeden önce 3.202 doğuma<br />

yardımcı olmuştur.<br />

Machar Colony’ye yönelik sağlık hizmetleri<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve SİNA<br />

Sağlık, Eğitim ve Refah Vakfı tarafından<br />

birlikte yürütülen, Machar Colony gecekondu<br />

bölgesindeki bir klinik, <strong>2015</strong> yılında<br />

102.000'den fazla muayene gerçekleştirmiştir.<br />

Machar, Karaçi'deki limanın kenarında<br />

kirli, sağlıksız koşullarda yaşayan ve<br />

yaklaşık 115.000 kişilik yoğun bir nüfusa<br />

sahip bir topluluktur. Program, temel, acil,<br />

obstetrik ve doğum sonrası sağlık hizmetlerinin<br />

yanı sıra ruh sağlığı hizmetlerini de içermektedir.<br />

Halk sağlığı gönüllüleri, ebeveynler<br />

ve çocuklar için, hastalıkları önlemeyi<br />

amaçlayan eğitim, sağlık ve hijyen sesansları<br />

yürütmektedir. Ekip, Nisan ayındaki<br />

15 günlük bir kampanya boyunca, 31.000<br />

çocuğa kızamık aşısı yapılmış ve hepatit<br />

C'ye yakalanmış kişiler için bir tedavi programı<br />

başlatmıştır. Sözkonusu tedavi sayesinde,<br />

hastalar, hastaneye uzun mesafeler<br />

kat etmeden ücretsiz teşhis ve yüksek kaliteli<br />

tedaviye erişim sağlayabilmiştir.<br />

Depremzedelere yardım<br />

26 Ekim’de Afganistan ve Pakistan'ın<br />

kuzeydoğusunda Richter ölçeğine göre 7,5<br />

şiddetinde bir deprem meydana gelmiştir.<br />

MSF Bajaur bölgesindeki Timurgara İlçe<br />

Hastanesi’nde ve Khar Hastanesi’nde<br />

meydana gelen 250 kişilik bir göç dalgasına<br />

hızlıca yanıt vemiş ve daha ağır yaralı<br />

hastalara tamamlayıcı tedavi sağlayarak<br />

Sağlık Bakanlığı'nı da desteklemiştir. Sabun,<br />

çamaşır tozu, kova ve pişirme kapları gibi<br />

malzemeleri içeren 2.100 kit, Timurgara ve<br />

çevresindeki ilçelere, Chitral’daki çeşitli<br />

köylere dağıtılmıştır.<br />

46 Sınır Tanımayan Doktorlar


ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ TITLE<br />

ORTA AFRİKA<br />

CUMHURİYETİ<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 2.629 | Harcama: 55,1 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1997 | msf.org/car | blogs.msf.org/car<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

1.016.100 ayakta muayene<br />

NİJER<br />

ÇAD<br />

OUHAM-PENDÉ<br />

BAMINGUI-BANGORAN<br />

585.100 sıtma tedavisi gören hasta<br />

NANA-<br />

MAMBÉRÉ<br />

MAMBÉRÉ-KADÉÏ<br />

OMBELLA M’POKO<br />

BANGUI<br />

OUHAM<br />

KÉMO<br />

HAUTE-KOTTO<br />

OUAKA<br />

MBOMOU<br />

HAUT-<br />

MBOMOU<br />

71.800 hastaneye kabul edilen hasta<br />

51.500 rutin aşılama<br />

10.800 beslenme merkezlerinde<br />

tedavi edilen hasta<br />

köyler<br />

MSF projeleri<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve<br />

9.500 cerrahi müdahale<br />

Mayıs ayında yapılan<br />

uzlaşma görüşmelerinin<br />

ardından Orta Afrika<br />

Cumhuriyeti'nde (OAC) barış<br />

için bir umut ortamı oluştu.<br />

Fakat zaman zaman meydana<br />

gelen şiddet olayları ülke<br />

genelinde devam etti ve Eylül<br />

ayında Bangui'de tırmanışa<br />

geçti. Bu durum acil insani<br />

yardım ihtiyacını da artırdı.<br />

2013 yılında şiddetli çatışmaları alevlendiren<br />

siyasi kriz hala çözülememiş ve ülkedeki<br />

acil tıbbi ve insani yardım ihtiyacını artırmıştır.<br />

Silahlı gruplar çatışmaları sürdürürken<br />

447.000 kişi yerinden edilmiştir. Onbinlerce<br />

insan, yeterli yemek, su, sanitasyon ve sağlık<br />

hizmetlerine erişimi olmayan okul ve kilise<br />

gibi yerlere sığınmış, plansız bir şekilde<br />

kurulan bu kalabalık merkezlerde yaşamlarını<br />

sürdürmeye çalışmıştır. Sağlık tesislerinin<br />

%70'inden fazlası hasar görmüş veya yıkılmıştır.<br />

Eğitimli sağlık personeli konusunda<br />

da bir eksiklik görülmektedir. Birçok kişi halihazırda<br />

hizmet veren sağlık merkezlerine<br />

yolculuk etmekten korkmakta veya tedavi<br />

masraflarını karşılayamamaktadır.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve diğer<br />

sivil toplum kuruluşları (STK) sağlık hizmetlerinin<br />

çoğunu sağlasa da, silahlı gruplar<br />

ve organize suçlar nedeniyle tıbbi destek<br />

sürekli olarak engellenmektedir. Bu yıl Kabo,<br />

Bambari ve Boguila bölgelerinde mobil<br />

klinikler, destek faaliyetleri ve aşı kampanyalarına<br />

birçok kez ara vermek zorunda kalınmıştır.<br />

MSF ile birlikte diğer STK'ların tesisleri<br />

ise, pek çok kez hırsızlığa ve saldırıya<br />

uğramış, birkaç kez de yağmalanmıştır. Bu<br />

CAR<br />

güvensizlik atmosferinde tıbbi malzemelerin<br />

tedarikini sağlamakta da güçlük çekilmiştir.<br />

MSF, farklı milis gruplar tarafından kontrol<br />

edilen bölgeler arasındaki cephe hattında<br />

yer alan Batangafo'daki sevk merkezinde<br />

ve beş sağlık ocağında temel ve uzmanlık<br />

gerektiren sağlık hizmetleri sunmaya devam<br />

etmiştir. Bunlara ayakta muyaneler, cerrahi<br />

müdahaleler ve anne - çocuk sağlığı hizmetleri<br />

de dahildir. OAC'nin en tehlikeli bölgelerinden<br />

biri olan Batango, ülke sınırları içinde<br />

yerinden edilmiş 30.000'den fazla insan<br />

ile ülkenin en geniş kamplarından birine<br />

de sahiptir. Ekim ayında şehirde şiddetli<br />

çatışmaların patlak vermesinin ardından<br />

10.000'den fazla kişi hastane kompleksine<br />

sığınmıştır.<br />

MSF çatışmalara rağmen hem MSF hastanelerinde<br />

hem de halk sağlığı merkezlerinde,<br />

tıbbi ve insani yardıma ihtiyacı olan insanlara<br />

temel ve acil yardım sağlık hizmetlerinden<br />

meydana gelen önemli bir program<br />

yürütmeye devam etmiştir. 13 valilik ve 15<br />

bölge genelinde faaliyet gösteren ekipler,<br />

aşı kampanyaları gerçekleştirmiş ve mobil<br />

klinikler işletmiştir. Doğum hizmetleri ile<br />

beslenme yetersizliği tedavisinin yanı sıra,<br />

HIV ve tüberküloz (TB) hastalarına ve cinsel<br />

şiddet mağdurlarına acil özel bakım hizmetleri<br />

sunmuşlardır.<br />

Çocuklara yönelik hizmetler<br />

Sıtma ülkede en çok ölüme yol açan hastalıktır<br />

ve beş yaş altı çocuklarda en önemli<br />

ölüm nedenidir. Önleyici sıtma tedavisinin üç<br />

aşaması, Temmuz ve Kasım ayları arasında<br />

Ndele, Kabo ve Batangafo'da tamamlanmıştır<br />

ve bu süre içinde yaklaşık 14.000<br />

çocuğa ulaşılmıştır. Beslenme yetersizliğinin<br />

ülke çapında yüksek olması ve aşılama<br />

kampanyalarının yetersiz kalması da, çocukların<br />

sağlığını etkilemekte ve yaşam sürelerini<br />

kısaltmaktadır. Bir yaş altı çocukların<br />

sadece yüzde 13'üne tam bir aşı paketi<br />

sağlanabilmektedir. MSF Temmuz ayında<br />

difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci, B tipi<br />

Hemofilus influenza, hepatit B, pnömokok<br />

(zatürre), kızamık ve sarı hummaya karşı<br />

kapsamlı bir aşılama için beş yaş altındaki<br />

220.000 çocuğu hedefleyen ve 13 vilayette<br />

bir yıl süren bir kampanya başlatmıştır.<br />

Bangui'de sağlık hizmetleri<br />

MSF, şiddet olaylarının son derece yaygın<br />

olduğu Bangui'nin başkentinde acil servis<br />

hizmetlerine odaklanmıştır. MSF ekipleri<br />

<strong>2015</strong>’te şehirdeki tam teşekküllü hastanede<br />

4.100 cerrahi müdahale gerçekleştirmiş ve<br />

675 cinsel şiddet mağduruna tıbbi ve psikolojik<br />

destek sağlamıştır. Acil vakalara cerrahi<br />

operasyonlara odaklanması planlanan yeni<br />

bir hastane yapım aşamasındadır ve 2016’da<br />

açılması öngörülmektedir. MSF, Büyük Cami<br />

(Grand Mosque) bölgesinde yaşayan her<br />

yaştan insanı ve Mamadou Mbaïki sağlık<br />

merkezindeki 15 yaşından küçük çocukları<br />

tedavi ederek, ağırlıklı olarak Müslüman olan<br />

PK5 yerleşim bölgesinde 37.000 muayene<br />

gerçekleştirmiştir.<br />

MSF yıl boyunca havaalanındaki kampta yer<br />

alan M’poko Hastanesi’nde günde 400'den<br />

fazla muayene gerçekleştirmiş, 15.400 acil<br />

vaka tedavi etmiş ve/veya Bangui'deki tesislere<br />

sevk etmiştir. MSF aynı zamanda Castor<br />

sağlık merkezinde şiddet mağdurlarını tedavi<br />

etmeye ve gece ve gündüz ücretsiz doğum<br />

ve acil sağlık hizmetleri sunmaya devam<br />

etmiştir. Ekip burada 7.400 doğum gerçek-<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 47


TITLE ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ<br />

leştirmiş, hastaneye 10.500 kişi kabul etmiş<br />

ve 275 cinsel şiddet mağduruna kapsamlı bir<br />

tedavi sunmuştur.<br />

26 Eylül tarihinde bir motosikletli taksi sürücüsünün<br />

ölümü, geçici hükümete ve barış<br />

için ülkede bulunan uluslararası arabuluculara<br />

karşı misilleme şiddet eylemlerine yol<br />

açmıştır. Binalar yağmalanmış ve 44.000'den<br />

fazla kişi yerinden edilmiştir. MSF yalnızca iki<br />

günde, çoğu silahlı yaralanmalardan oluşan<br />

yaklaşık 200 vakayı tedavi etmiştir. Yerinden<br />

edilen insanların sayısındaki artışla birlikte<br />

farklı bölgelerde mobil klinikler açılmış, Ekim<br />

ve Aralık ayları arasında 9.800 muayene<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

Kapsamlı tedavi projeleri<br />

MSF, Kabo (Ouham), Boguila (Ouham-<br />

Pendé), Paoua (Ouham-Pendé), Carnot<br />

(Mambéré-Kadéȉ) ve Ndélé'deki (Bamingui-<br />

Bangoran) devam eden projelerinde,<br />

yerinden edilmiş kişilere ve bölge sakinlerine<br />

kapsamlı sağlık hizmeti sunmaya devam<br />

etmiştir. Ayakta ve yatarak tedavi hizmetleri<br />

kapsamında, sağlık muayeneleri, acil<br />

servis, doğum ve çocuk sağlığı hizmetleri,<br />

HIV ve TB için teşhis ve tedavi yer almaktadır.<br />

Çok sayıda sağlık merkezi ve/veya<br />

yan sağlık ocağı da bu projeler aracılığıyla<br />

desteklenmiştir. Nisan ayında, Paoua<br />

Hastanesi’nin doğum ve cerrahi bölümleri<br />

Sağlık Bakanlığı'na devredilmiştir.<br />

2013 yılında Bossangoa'da (Ouham) başlatılan<br />

kapsamlı acil durum projesi, Nana-<br />

Bakassa'daki bir hastane ve bir sağlık<br />

merkezi aracılığıyla temel ve uzmanlık<br />

gerektiren bakım sunmaya devam etmiş ve<br />

üç sağlık merkezini (Bowara, Benzambé<br />

ve Kouki) desteklemiştir. Bir yoğun bakım<br />

ünitesi ve bir TB binası bu yıl inşa edilmiştir.<br />

Beslenme programı ve poliklinik Mayıs<br />

ayında Sağlık Bakanlığı'na devredilmiştir.<br />

MSF ekipleri Berberati'de (Mambéré-Kadéȉ)<br />

bölge hastanesinin yanı sıra beş yaş altı<br />

çocuklar ve hamile kadınların tedavisi için<br />

dört sağlık merkezini desteklemiştir. <strong>2015</strong>’te<br />

yaklaşık 6.000 çocuk hastaneye kabul<br />

edilmiş ve dört sağlık merkezinde 20.000'den<br />

fazla ayakta muayene gerçekleştirilmiştir.<br />

Toplamda 1.800 çocuk, ileri seviye beslenme<br />

yetersizliği tanısıyla tedavi edilmiştir.<br />

Mayıs ayında Berberati ve Mbako'da, altı ay<br />

ve 10 yaş arasındaki 28.000 çocuğa kızamık<br />

aşısı yapılmıştır. MSF Bambari'de (Ouaka)<br />

sağlık merkezi, mobil klinikler ve dokuz<br />

sıtma tedavi noktasıyla, ev sahibi nüfusun ve<br />

kamplarda yaşayan yaklaşık 80.000 kişinin<br />

temel tıbbi bakımını sağlanmıştır. Beslenme<br />

rehabilitasyonu programının önemli bir bölümüdür.<br />

Bu nedenle ileri seviye beslenme<br />

yetersizliği tanısıyla 1.380 çocuk tedaviye<br />

alınmıştır.<br />

MSF Bria'da (Haute-Kotto) 15 yaş altı çocuklara<br />

HIV tedavisi de dahil olmak üzere sağlık<br />

hizmetleri sağlamış, Mart ayında 16.600<br />

çocuğa kızamık aşısı yapılmıştır. Ekipler<br />

Zémio'da (Haut-Mbomou) özellikle HIV tedavisine<br />

yönelik temel ve uzmanlık gerektiren<br />

hizmetler sunmuş, bölgedeki dört sağlık<br />

ocağı ile sekiz sıtma tedavisi noktasını<br />

desteklemiştir.<br />

MSF, Mbomou vilayetinin başkenti olan<br />

Bangassou'da anne - çocuk sağlığı ve<br />

cerrahi hizmetler de dahil olmak üzere temel<br />

ve uzmanlık gerektiren sağlık hizmetlerine<br />

sevk hastanesinde devam etmiştir. Bölgede<br />

yaşayan 120.000’den fazla kişi Bangassou<br />

Hastanesi’ne bağlıdır ve <strong>2015</strong>’te hastanede<br />

48.000'den fazla ayakta muayene gerçekleştirilmiştir.<br />

Ekipler, aynı zamanda bu yıl Niakari ve<br />

Yongofongo'daki sağlık merkezlerini desteklemeye<br />

başlamıştır. MSF Şubat ayında<br />

Rafaï'da yaklaşık 4.900 çocuğu kızamığa<br />

karşı aşılamış, Ağustos ayında da<br />

Bangassou'da yaklaşık 37.000 çocuğa<br />

ulaşan bir başka aşı kampanyası başlatmıştır.<br />

BLOG<br />

Benjamin Black, Kadın Doğum Uzmanı<br />

BÜTÜN İMKANSIZLIKLARA RAĞMEN<br />

Acil müdahale ekibi<br />

MSF’nin Acil Müdahale Ekibi RCA (Eureca)<br />

bölgesel düzeyde meydana gelen acil<br />

durumlara müdahalede bulunmuştur.<br />

Eureca, Nisan ve Eylül ayları arasında 80<br />

Sağlık Bakanlığı personelini eğittiği ve beş<br />

sağlık ocağına ilaç bağışında bulunduğu<br />

Kouango ve Vakaga'da, acil tıbbi müdahalelerini<br />

ve beslenme programlarını tamamlamıştır.<br />

Eureca ekibi aynı zamanda Aralık<br />

ayında Gadzi'deki 9.700 çocuğa kızamık ve<br />

pnömokok aşısı yapmış, Eylül ayında ise<br />

Bangui'de meydana gelen şiddet olaylarının<br />

hemen sonrasında yerinden edilmiş kişilere<br />

sağlık hizmetleri sağlamıştır.<br />

MSF ülkede ilk kez 1997 yılında faaliyet<br />

göstermiştir.<br />

Bria’da bir anne ve çocuğu MSF doktorlarından birine muayene oluyor. MSF burada 15<br />

yaş altı çocuklara yönelik pediatri programı yürütüyor.<br />

"Ben otomatik pilotu çalıştırdım ve bilgi toplamaya devam ettiğim için bir damar içi sonda<br />

yerleştirdim. Şimdiden ameliyathaneye gidişimizi planlıyordum. Zaman kaybetmeden<br />

serum vermeye başladım ve ebeden damar içinden antibiyotiğe başlamasını istedim.<br />

Tıbben hastanın karnını hissetmeye başladım. Bebeğin kafası aşağıda olmasına rağmen<br />

henüz hala yüksekteydi.<br />

OAC'de geçirdiğim zaman boyunca, doğum sancısı sırasında cerrahi müdahaleye ihtiyaç<br />

duyan kadınların %17'si uterus rüptüründen muzdaripti. Bu sorun, en ciddi ve en riskli<br />

obstetrik komplikasyonlardan biridir. Bu kadınların hepsi daha önce en az bir sezaryen<br />

doğum yaşamıştı. Biz acil sezaryen doğumlara yardımcı olabilecek teknik ve kültürel<br />

altyapıya sahibiz. Peki ya bu kadınlar? Ülkede giderek artan sosyal, ekonomik ve siyasi<br />

sorunlar göz önüne alındığında, bu kadınların bizlerle aynı şansa sahip olduğunu söyleyemeyeceğim.<br />

Burada doğum oranı çok yüksekken, aile planlaması programlarına erişim çok düşük,<br />

altyapı ise çok zayıf. Bu kadın sezaryenle doğum gerçekleştirirse, hastaneye ulaşma süresinin<br />

aynı olduğunu düşünürsek, daha sonraki 6 ila 10 doğumunda komplikasyon veya<br />

ölüm riski ne olacak sizce?"<br />

Benjamin'in kararını ve annenin evine sağlıklı bir bebekle nasıl döndüğünü<br />

öğrenmek için, http://blogs.msf.org/en/staff/blogs/may-the-forceps-be-with-you/<br />

against-the-odds adresini kullanarak MSF Blog’unu ziyaret edebilirsiniz.<br />

© Lexie Cole/MSF<br />

48 Sınır Tanımayan Doktorlar


LİBERYA<br />

LİBERYA<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 535 | Harcama: 10,6 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1990 | msf.org/liberia | blogs.msf.org/ebola<br />

MONROVİA<br />

MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

35.200 kişiye kızamık salgınına<br />

karşı aşılama<br />

Liberia<br />

145 hemorajik ateş tedavisi gören<br />

hasta<br />

Liberya'daki Ebola salgını<br />

<strong>2015</strong> yılında neredeyse sona<br />

erdi. Ancak ülkenin, ortaya<br />

çıkan yeni salgınlarla başa<br />

çıkmak ve sağlık sistemini<br />

yeniden inşa etmek için hala<br />

desteğe ihtiyacı var.<br />

Liberya'daki sağlık sistemi, Ebola salgınından<br />

önce bile son derece istikrarsız ve<br />

zayıftı. Salgın sağlık hizmetlerini daha da<br />

perişan hale getirmiştir. 2014 yılında çok<br />

sayıda hastane kapatılmış ve bir daha açılmamıştır.<br />

Sağlık çalışanlarının %8’inin virüs<br />

nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir.<br />

Bazı sağlık çalışanları ise bir daha<br />

işe dönememiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar<br />

(MSF), ülkede sağlık hizmetlerine erişimi<br />

geliştirmek için Sağlık Bakanlığı'na destek<br />

vermektedir.<br />

Liberya, <strong>2015</strong> yılının Mayıs ayında Ebola'nın<br />

ülke sınırları içinde sona erdiğini ilan etmesine<br />

rağmen, Temmuz ve Kasım aylarında yeni<br />

vakalar bildirilmiştir. MSF, Sağlık Bakanlığı'nın<br />

ulusal planının bir parçası olarak ülkenin dört<br />

farklı bölgesinde Ebola Ekiplerinin Tecrit ve<br />

Tedavileri hakkında eğitim seansları düzenlemiştir.<br />

Ayrıca Monrovia'daki bazı sağlık<br />

merkezlerinde tecrit alanları kurarak enfeksiyon<br />

önleme ve kontrol önlemlerinin geliştirilmesini<br />

desteklemiştir.<br />

Monrovia’da binlerce çocuk, Mayıs ayında yapılan Ebola sonrası ilk aşılama kampanyasında<br />

kurtçuk, çocuk felci ve sıtmaya karşı aşılandı.<br />

MSF Monrovia'daki Ebola geçiş ünitesini<br />

Mart ayında Uluslararası Kurtarma Ekibi'ne,<br />

Ebola Tedavi Merkezi’ni (ETC) ise Mayıs<br />

ayında Sağlık Bakanlığı'na devretmiştir.<br />

Yılın ilk aylarında geçiş ünitesi ekibi hastalara<br />

teşhis koymuş ve Ebola virüsü taşıyanları<br />

izole ederek ihtiyacı olanları bir ETC'ye<br />

sevk etmiştir. 81 hasta sınıflandırılmış ve yedi<br />

tanesine Ebola teşhisi konmuştur.<br />

Monrovia ve Montserrado County bölgesinde<br />

hem eklem ağrısı hem de göz sorunlarından<br />

muzdarip yaklaşık 1.000 kişinin<br />

Ebola'dan kurtulduğu tahmin edilmektedir.<br />

Bu insanların çoğu hasta oldukları<br />

süre boyunca toplum tarafından dışlanmışlardır.<br />

MSF Ocak ayında Monrovia'da, ayakta<br />

tedavi ve ruh sağlığı muayeneleri gerçekleştirilen<br />

ve 500'den fazla kişinin sevkini<br />

sağlayan bir klinik açmıştır. MSF ekipleri<br />

ayrıca ETC'den sertifika edinmemiş, bu<br />

nedenle resmi olarak “kurtulan hasta” olarak<br />

sınıflandırılmamış hastaları da tedavi etmektedir.<br />

Bu kişiler, sağlık hizmetlerine erişmekte<br />

daha büyük zorluklar yaşamaktadır.<br />

Monrovia'da pediatrik bakım<br />

1,4 milyonluk Monrovia nüfusunun %17'sinin<br />

beş yaş altı çocuklardan meydana geldiği<br />

tahmin edilmektedir. Pediatri koğuşları ve<br />

hastaneler, Ebola salgını sırasında kapanmıştır.<br />

MSF Nisan ayında küçük çocuklar<br />

için uzmanlık gerektiren tıbbi bakım uygulamalarındaki<br />

ciddi eksiklikleri gidermek için<br />

74 yataklı Bardnesville Junction Pediatri<br />

Hastanesi’ni açmıştır. Tesis, 10 yataklı bir<br />

yoğun bakım ünitesi, bir acil durum odası,<br />

bir yenidoğan ünitesi, bir tedavi beslenme<br />

merkezi ve de bir yataklı koğuş içermektedir.<br />

Yıl sonunda hastanenin kapasitesi 91 yatağa<br />

ulaşmıştır.<br />

Kızamığa karşı mücadele<br />

<strong>2015</strong> yılı başlarında Monrovia'da bir kızamık<br />

salgını bildirilmiştir. Bunun üzerine MSF Mart<br />

ayında Peace Island bölgesinde iki günlük<br />

bir aşı kampanyası düzenleyerek 542 çocuğa<br />

ulaşmıştır. MSF ekipleri, süregelen Ebola<br />

riski nedeniyle kampanya için küçük alanlar<br />

seçmiş ve sıkı önleme ve kontrol tedbirleri<br />

almıştır. Bu protokol, Sağlık Bakanlığı’nın<br />

ülke çapında MSF tarafından desteklenen<br />

bir aşı kampanyası yürüttüğü Mayıs ayında<br />

tekrarlanmıştır.<br />

© Adolphus Mawolo/MSF<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 49


NEPAL<br />

NEPAL<br />

<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 58 | Harcama: 10,9 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2002 | msf.org/nepal | blogs.msf.org/nepal<br />

GORKHA<br />

HİNDİSTAN<br />

DHADING<br />

MSF projeleri<br />

RASUWA<br />

NUWAKOT<br />

ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />

SINDHUPALCHOWK<br />

DOLAKHA<br />

2.100 ayakta Nepal muayene<br />

14.800 yardım malzemesi dağıtımı<br />

25 Nisan ve 12 Mayıs<br />

<strong>2015</strong> tarihlerinde Nepal'de<br />

meydana gelen iki deprem<br />

sonucunda yaklaşık 20.000<br />

kişi yaralandı, 8.500 kişi<br />

hayatını kaybetti.<br />

7,8 büyüklüğündeki ilk depremden sonra<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) hızla<br />

ülkeye gelmiş ve uzak dağlık bölgelerde<br />

yaşayan insanlara ulaşmak için çalışmalara<br />

başlamıştır. Depremin merkez üssü<br />

Kathmandu'nun 80 kilometre batısındaki<br />

Gorkha ilçesidir.<br />

MSF acil durumlar için sağlık hizmetleri<br />

ve hastane sevklerini sağlamak amacıyla<br />

bir helikopter klinik sistemi yürütmüştür.<br />

Düzenli olarak gerçekleştirilen klinikler,<br />

Gorkha, Dhading, Nuwakot, Rasuwa,<br />

Sindhupalchowk ve Dolakha ilçeleri<br />

boyunca yer alan köylerde gerçekleştirilmiştir.<br />

Topluluklar tarafından ifade edilen<br />

ihtiyaçların temelinde beş yaşının altındaki<br />

çocuklar, hamile kadınlar ve ruh sağlığı ihtiyaçları<br />

gelmektedir.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Gorkha'nın<br />

bir ilçesi olan Arughat'ta, bir ameliyathane,<br />

acil durum, doğum ve resüsitasyon odaları<br />

ile 20 yataklı şişme bir hastane kurmuştur.<br />

Bu hastane, Sağlık Bakanlığı Haziran ayının<br />

sonunda yarı kalıcı bir tesis açana kadar,<br />

deprem sonucu yıkılan sağlık merkezinin<br />

yerine geçmiştir.<br />

Ayrıca Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),<br />

Dhading'in bir ilçesi olan ve depremden<br />

yoğun olarak etkilenen Chhapchet'te geçici<br />

bir çadır kliniği açmıştır. Personel, temel<br />

sağlık hizmetleri sağlamış ve örneğin yaraları<br />

enfekte olmuş hastalar üzerinde küçük çaplı<br />

cerrahi müdahaleler gerçekleştirmiştir.<br />

MSF ekipleri, 12 Mayıs'ta meydana gelen<br />

deprem sırasında ülkede operasyonel<br />

durumda faaliyet göstermiş ve depremi takip<br />

eden saatlerde sağlık hizmetleri sunmaya<br />

başlayabilmiştir.<br />

Hızla yaklaşan muson sezonu nedeniyle<br />

tamamen yerle bir olmuş ücra birçok köyde<br />

barınak dağıtımı ve sanitasyon çalışmalarına<br />

öncelik verilmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar<br />

(MSF), yaklaşık 6.000 aile kapasiteli çadırları<br />

-ve daha kalıcı konutların inşası için yaklaşık<br />

13.000 demir levha ile 3.000 inşaat kitinihem<br />

kara hem de hava yoluyla dağlık bölgelere<br />

ulaştırmıştır. Muson sezonu geldiğinde,<br />

Dhading, Nuwakot, Dolakha, Gorkha şehirlerinde<br />

ve Budhy Gandaki vadisindeki diğer<br />

yerlerde yaşayan 10.000 hane, barınaklara<br />

sahip olabilmiştir.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Nisan ve<br />

Temmuz ayları arasında 2.500'den fazla<br />

sağlık muayenesi gerçekleştirmiş ve özellikle<br />

helikopter aracılığıyla 7.000'i aşkın<br />

kişiye psikolojik destek sağlamıştır. Ayrıca,<br />

personel, acil müdahale gereken 240 hastayı<br />

tedavi etmiş ve Katmandu ortopedi hastanesinde<br />

1.200 fizyoterapi seansı gerçekleştirmiştir.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),<br />

yaklaşık 15.000 haneye gıda, barınma,<br />

yemek ve hijyen malzemeleri dağıtmıştır.<br />

Buna ek olarak, ekipler, Katmandu'daki<br />

Cheechipathi kampında bulunan 7.000<br />

yerinden edilmiş kişi için bir su tedarik ağı ve<br />

şehrin etrafındaki bir takım başka kamplarda<br />

sanitasyon sistemleri oluşturmuştur.<br />

Hızla müdahale edilmesi gereken acil durum<br />

aşamasını takiben, Sınır Tanımayan Doktorlar<br />

(MSF), <strong>2015</strong> yılının Temmuz ayında faaliyetlerini<br />

azaltmış ancak Sangha ve Charikot'taki<br />

iki proje aracılığıyla çalışmalarına devam<br />

etmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),<br />

Sangha'da, Katmandu'nun doğusunda<br />

Bir MSF ekibi doğum sancısı başlayan hamile bir kadını taşıyor.<br />

yer alan 50 yataklı bir tesis olan bir Omur<br />

Yaralanmaları Rehabilitasyon Merkezi'nde<br />

faaliyet göstermiştir. Depremden sonra,<br />

özellikle alt uzuv yaralanmaları için yüksek<br />

sayıda hastanın ameliyat olması gerekmiştir.<br />

Hasar görmüş uzuvlara (bir atel veya alçı ile<br />

kırılmış kemiklerin uçlarını stabilize etmek ve<br />

birleştirmek için kullanılan bir prosedür olan)<br />

eksternal fiksatör yerleştirilmiş veya bunlar<br />

çekilmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),<br />

fizyoterapi, yara kapamalar, tıbbi takip ve ruh<br />

sağlık hizmetleri ile ameliyat sonrası hastaları<br />

için genel rehabilitasyon konusunda ek<br />

kapasite sağlamış ve 50 hastalık bir kapasite<br />

ile genel rehabilitasyon için yeni bir koğuş<br />

inşa etmiştir. Yılın sonuna kadar, tüm faaliyetler<br />

Omur Yaralanmaları Rehabilitasyon<br />

Merkezi'ne devredilmiştir.<br />

Bir başka Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF)<br />

ekibi, (ikinci depremin merkez üssü olan)<br />

Dolakha ilçesinin bir köyü olan Charikot'ta<br />

birinci basamak sağlık hizmetleri merkezinde,<br />

acil serviste, yatakta tedavi departmanında<br />

ve ameliyat odasında Sağlık Bakanlığı<br />

personeli ile faaliyet göstermiş ve laboratuvar<br />

ve röntgen hizmetlerini desteklemiştir.<br />

Tüm bu faaliyetler <strong>2015</strong> yılı sonuna kadar,<br />

kamu-özel sektör ortaklığına devredilmiştir.<br />

Üç meslektaşımız bir helikopter kazasında<br />

hayatını kaybetti<br />

2 Haziran tarihinde bir klinik sırasında, üç<br />

meslektaşımız ve pilotları bir helikopter kazasında<br />

hayatlarını kaybettiler. Sandeep Mahat,<br />

Jessica Wilford, Sher Bahadur Karki (Raj) ve<br />

pilotları Subek Shrestha, Sindhupalchowk<br />

ilçesindeki köylere yardım sağladıktan sonra<br />

Kathmandu'ya geri dönmek için yola çıkmışlardı.<br />

Meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz.<br />

© Emma Pedley/MSF<br />

50 Sınır Tanımayan Doktorlar


25 Nisan'da Nepal'de meydana gelen 7.8 büyüklükteki deprem, 8.500 kişinin ölümüne neden oldu. Deprem sonucunda binlerce insan<br />

evsiz kalırken, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan çok sayıda tapınak da yerle bir oldu. Deprem sonrası sağlık durumu kritik<br />

olanlar bölgeden tahliye edilirken, çığ ve toprak kayması nedeniyle yolları kapanan köylülerin bir kısmı da evlerinde mahsur kaldı.<br />

MSF saha ekipleri bu süreçte ulaşılamayan dağlık bölgelere helikopterle yardım taşıdı ve köyde kalan depremzedelere mobil klinikler<br />

aracılığıyla temel sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı danışmanlığı verdi. MSF aynı zamanda bölge halkına acil insani yardım malzemeleri<br />

içeren çok sayıda yardım kiti dağıttı.<br />

© Jean Pletinckx


RAKAMLARLA MSF<br />

RAKAMLARLA MSF<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans<br />

Frontières - MSF), kar amacı gütmeyen bağımsız<br />

ve uluslararası bir kuruluştur.<br />

MSF; Avustralya, Avusturya, Belçika, Brezilya, Kanada, Danimarka,<br />

Fransa, Almanya, Yunanistan, Hollanda, Hong Kong, İtalya,<br />

Japonya, Lüksemburg, Norveç, Güney Afrika, İspanya, İsveç,<br />

İsviçre, İngiltere ve ABD olmak üzere 21 ulusal ofisten oluşmaktadır.<br />

Arjantin, Çek Cumhuriyeti, Hindistan, Güney Kore ve İrlanda'da<br />

da MSF ofisleri bulunmaktadır. MSF'nin uluslararası merkezi ise<br />

Cenevre-İsviçre'dedir.<br />

MSF, projelerinin etkinliğini artırmak amacıyla “uydu kuruluş” olarak<br />

adlandırılan, sosyal eylem faaliyetleri ve insani yardım tedarikinden<br />

epidemiyolojik ve tıbbi araştırmalara kadar farklı konularda projeler<br />

yürüten, kendi alanında uzmanlaşmış 11 farklı kuruluşu hayata<br />

geçirmiştir. Ulusal ofislerimize bağlı birimler olarak düşünülebilecek<br />

olan bu uydular; MSF Supply, MSF Logistique, Epicentre, Fondation<br />

MSF, Fondation MSF Belgique, Etat d'Urgence Production, MSF<br />

Assistance, SCI MSF, SCI Sabin, Ärzte Ohne Grenzen Foundation<br />

ve MSF Enterprises Limited'ten oluşmaktadır. Bu kuruluşlar MSF<br />

tarafından denetlendiğinden, MSF Finansal Raporu'na ve burada<br />

ifade edilen rakamsal verilerin kapsamına dahil edilir.<br />

MSF'nin uluslararası düzeyde birleştirilen finansman verilerini ortaya<br />

koyan bu rakamlar, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları<br />

(IFRS) ile büyük ölçüde örtüşen MSF uluslararası muhasebe standartlarına<br />

uygun olarak hazırlanmıştır. Rapordaki rakamsal veriler,<br />

muhasebe firmaları KPMG ve Ernst & Young tarafından Uluslararası<br />

Denetleme Standartları'na uygun olarak denetlenmiştir. <strong>2015</strong><br />

Finansal Raporumuzun bir kopyası www.msf.org adresinden edinilebilir.<br />

Dünya çapındaki tüm MSF ofislerinin kendi ulusal muhasebe,<br />

denetleme ve mevzuat politikalarına göre hazırladığı, denetlenmiş<br />

Finansal Tabloların kopyaları ise, ilgili ofislerimizden talep edilebilmektedir.<br />

Raporda görülen rakamsal veriler <strong>2015</strong> yılına aittir ve tüm meblağlar<br />

milyon avro ile temsil edilir.<br />

KAYNAKLARIMIZ NASIL KULLANILDI?<br />

Program Harcamaları<br />

Personel<br />

Sağlık ve Beslenme<br />

Ulaşım, Nakliye ve Depolama<br />

%45<br />

%19<br />

%17<br />

Bütçemizin en büyük kısmı sahada çalışan ekiplerimiz için harcanmaktadır.<br />

Fonlarımızın yaklaşık %45’i işe alınan yerel ve uluslarası<br />

çalışanlarımızın uçak biletleri, sağlık sigortası, kalacak yer vb.<br />

harcamaları için kullanılmaktadır.<br />

Sağlık ve beslenme harcamaları; ilaçlar, tıbbi ekipmanlar, aşılar,<br />

hastane harcamaları ve tedavi amaçlı besin takviyelerinden oluşmaktadır.<br />

Bu malzemelerin ihtiyaç duyulan bölgelere gönderilmesi<br />

için gerekli olan nakliye işlemleri ise, depolama ve ulaştırma<br />

hizmetleri kategorisine dahildir.<br />

Lojistik ve sanitasyon harcamaları; sağlık merkezlerimizin kurulumu<br />

ve inşaası için gereken yapı malzemeleri, su, sıhhi temizlik<br />

malzemeleri ve lojistik tedariklerini kapsamaktadır.<br />

Avrupa<br />

% 6<br />

Öngörülmeyen<br />

Kuzey ve<br />

Güney Amerika<br />

%5<br />

%2 Okyanusya<br />

%1<br />

Ofis giderleri<br />

%8<br />

Kıtalara göre<br />

program harcamaları<br />

Lojistik ve Sanitasyon<br />

%7<br />

Asya<br />

%28<br />

Afrika<br />

%59<br />

Diğer<br />

İletişim<br />

%3<br />

%2<br />

52 Sınır Tanımayan Doktorlar


RAKAMLARLA MSF<br />

EN ÇOK HARCAMA YAPTIĞIMIZ ÜLKELER<br />

120<br />

MSF harcamalarının 15 milyon avroyu aştığı ülkeler<br />

100<br />

80<br />

miyon €<br />

60<br />

40<br />

20<br />

0<br />

DKC<br />

Güney Sudan<br />

Orta Afrika Cumhuriyeti<br />

Yemen<br />

Haiti<br />

Irak<br />

Nijer<br />

Afganistan<br />

Lübnan<br />

Etiyopya<br />

Kenya<br />

Pakistan<br />

Çad<br />

Gine<br />

Sierra Leone<br />

Suriye<br />

Nijerya<br />

Myanmar/Burma<br />

Ukrayna<br />

<strong>2015</strong> 2014<br />

AFRİKA milyon €<br />

Demokratik Kongo Cumhuriyeti 100,3<br />

120<br />

Güney Sudan 81,7<br />

100<br />

Orta Afrika Cumhuriyeti 52,9<br />

80<br />

Nijer 28,5<br />

Etiyopya 26,6<br />

60<br />

Kenya 22,4<br />

40<br />

Çad 19,5<br />

20<br />

Gine 19,2<br />

0<br />

Sierra Leone 18,2<br />

Nijerya 17,2<br />

Kamerun 12,2<br />

Mali 11,5<br />

Sudan 10,9<br />

Liberya 10,5<br />

Zimbabve 10,4<br />

Mozambik 10,0<br />

Svaziland 9,4<br />

Malavi 9,0<br />

Güney Afrika 8,6<br />

Tanzanya 6,1<br />

Uganda 5,4<br />

Moritanya 4,9<br />

Libya 4,4<br />

Burundi 3,9<br />

Fildişi Sahili 3,6<br />

Gine-Bissau 2,6<br />

Mısır 2,5<br />

Madagaskar 1,8<br />

Diğer ülkeler * 1,8<br />

Afrika Toplam 515,9<br />

ASYA VE ORTA DOĞU milyon €<br />

Yemen 38,4<br />

Irak 31,0<br />

Afganistan 27,2<br />

Lübnan 27,1<br />

Pakistan 20,1<br />

Suriye 17,8<br />

Myanmar/Burma 16,4<br />

Ürdün 12,9<br />

Hindistan 11,7<br />

Nepal 10,1<br />

Özbekistan 7,8<br />

Filistin 5,5<br />

Bangladeş 3,6<br />

Ermenistan 2,3<br />

Kırgızistan 2,2<br />

Türkiye 1,8<br />

Kamboçya 1,8<br />

Tacikistan 1,8<br />

Filipinler 1,4<br />

Gürcistan 1,3<br />

Diğer ülkeler * 2,5<br />

Asya Toplam 244,6<br />

KUZEY VE GÜNEY AMERİKA milyon €<br />

Haiti 32,1<br />

Meksika 3,4<br />

Kolombiya 2,5<br />

Honduras 1,2<br />

Diğer ülkeler * 0,7<br />

Kuzey ve Güney Amerika Toplam 39,8<br />

AVRUPA milyon €<br />

Doğu Avrupa göçmen desteği 16,3<br />

Ukrayna 15,5<br />

İtalya 8,5<br />

Çeçenistan / İnguşya / Dağıstan 5,4<br />

Yunanistan 1,4<br />

Diğer ülkeler * 1,7<br />

Avrupa Toplam 48,9<br />

OKYANUSYA milyon €<br />

Papua Yeni Gine 5,3<br />

Diğer ülkeler * 0,1<br />

Okyanusya Toplam 6,9<br />

ÖNGÖRÜLMEYEN milyon €<br />

Diğer ülkeler 7,0<br />

Bağlantılı faaliyetler 5,0<br />

Akdeniz Operasyonları 4,2<br />

Toplam 16,2<br />

Toplam Program Harcamaları 872,2<br />

* “Diğer ülkeler” kategorisi, program<br />

harcamaları 1 milyon avronun altında olan tüm<br />

ülkeleri kapsamaktadır<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 53


RAKAMLARLA MSF<br />

KAYNAKLARIMIZ<br />

NEREDEN GELDİ? <strong>2015</strong> 2014<br />

milyon € yüzde milyon € yüzde<br />

Bireysel 1.332,1 %92 1.142 %89<br />

Kamu Kurumları 94,6 %7 115 %9<br />

Diğer 17,1 %1 24 %2<br />

Kamu Kurumları<br />

%7<br />

Diğer<br />

%1<br />

Gelir 1.443,8 %100 1.280,3 %100<br />

Kaynaklarımız<br />

Nereden Geldi̇?<br />

KAYNAKLARIMIZ NASIL KULLANILDI? <strong>2015</strong> 2014<br />

milyon € yüzde milyon € yüzde<br />

Programlar 872,2 %68 699,1 %66<br />

Merkez ofis program desteği 134,8 %11 113,9 %11<br />

Tanıklık etme (témoignage)/farkındalık<br />

yaratma<br />

37,2 %3 31,1 %3<br />

Diğer insani yardım faaliyetleri 13,3 %1 14,1 %1<br />

Sosyal sorumluluk 1.057,6 %82 858,1 %80<br />

Bağış toplama 163,8 %13 147,2 %14<br />

İdari masraflar 61,3 %5 60,2 %6<br />

Gelir vergisi 0 – 0,6 –<br />

Bağış toplama<br />

%13<br />

Tanıklık etme<br />

(témoignage)/<br />

farkındalık<br />

yaratma<br />

%3<br />

Bireysel<br />

%92<br />

İdari masraflar<br />

%5<br />

Diğer insani yardım<br />

faaliyetleri<br />

%1<br />

Diğer harcamalar 225,1 %18 207,9 %20<br />

Giderler 1.282,8 %100 1,066,1 %100<br />

Kur karları/zararları 5,7 9,7<br />

Bütçe fazlası/Bütçe açığı 166,8 223,9<br />

Kaynaklarımız<br />

Nasıl Kullanıldı?<br />

5,7<br />

MİLYON<br />

bireysel bağışçı<br />

Gelir Kaynaklarımız<br />

Merkez ofis program<br />

desteği<br />

%11<br />

Programlar<br />

%68<br />

MSF, bağımsızlığını korumak ve kuruluşun toplumla olan bağını<br />

güçlendirmek için bireysel gelirleri yüksek düzeyde tutmaya<br />

çalışmaktadır. <strong>2015</strong> yılında MSF gelirinin %92’si bireysel kaynaklar<br />

tarafından oluşturulmuştur. Bu başarı, dünya genelinde 5.7 milyon<br />

bireysel bağışçının ve özel vakıfların yardımıyla mümkün olmuştur.<br />

MSF’ye fon sağlayan kamu kurumlarından bazıları şunlardır:<br />

Avrupa Topluluğu İnsani Yardım Bürosu (ECHO) ve Avusturya,<br />

Belçika, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Almanya,<br />

Hollanda, İrlanda, İtalya, Japonya, Lüksemburg, İspanya, İsviçre<br />

ve İngiltere hükümetleri.<br />

54 Sınır Tanımayan Doktorlar


RAKAMLARLA MSF<br />

İNSAN KAYNAKLARI İSTATİSTİKLERİ <strong>2015</strong> 2014<br />

Doktorlar 1.787 %23 1.836 %26<br />

Hemşireler ve diğer sağlık çalışanları 2.469 %32 2.298 %32<br />

Sağlık alanı dışında çalışanlar 3.515 %45 2.952 %42<br />

Uluslararası görev yapan personel (yıl boyunca) 7.771 %100 7.086 %100<br />

Personel<br />

sayısı<br />

yüzde<br />

Personel<br />

sayısı<br />

Yerel personel 30.988 %84 31.052 %85<br />

Uluslararası personel 2.924 %8 2.769 %8<br />

yüzde<br />

Uluslararası<br />

personel<br />

%8<br />

Merkez ofis<br />

pozisyonları<br />

%8<br />

Saha pozisyonları 33.912 %92 33.821 %93<br />

Merkez ofis pozisyonları 2.970 %8 2.661 %7<br />

Toplam personel 36.882 %100 36.482 %100<br />

İnsan Kaynakları<br />

İstatistikleri<br />

MSF personelinin %84’ü, proje yürüttüğümüz ülkelerin vatandaşlarından meydana<br />

gelmektedir. Merkez ofis çalışanları, tüm personelin %8’ine denk gelmektedir.<br />

Yerel personel<br />

%84<br />

Finansal Raporumuzun tamamına www.msf.org adresinden ulaşabilirsiniz.<br />

Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 55


İLETİŞİM<br />

İLETİŞİM<br />

Uluslararası Sınır Tanımayan Doktorlar<br />

78 rue de Lausanne Case Postale 116<br />

1211 Geneva 21 Switzerland<br />

T +41 22 849 84 84 msf.org<br />

Humanitarian Advocacy and Representation<br />

team<br />

(UN, African Union, ASEAN, EU, Middle East)<br />

T +41 22 849 84 84<br />

MSF Erişim Kampanyası<br />

78 rue de Lausanne Case Postale 116<br />

1211 Geneva 21 Switzerland<br />

T +41 22 849 8405 msfaccess.org<br />

ABD Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Doctors Without Borders<br />

333 7th Avenue 2nd Floor New York<br />

NY 10001-5004 USA<br />

T +1 212 679 6800<br />

info@doctorswithoutborders.org<br />

doctorswithoutborders.org<br />

Almanya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Ärzte Ohne Grenzen<br />

Am Köllnischen Park 1 10179 Berlin<br />

Germany<br />

T +49 30 700 13 00<br />

office@berlin.msf.org<br />

aerzte-ohne-grenzen.de<br />

Avustralya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Doctors Without Borders<br />

Level 4 1–9 Glebe Point Road<br />

Glebe NSW 2037 Australia<br />

T +61 28 570 2600<br />

office@sydney.msf.org msf.org.au<br />

Avusturya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Ärzte Ohne Grenzen<br />

Taborstraße 10 A-1020 Vienna Austria<br />

T +43 1 409 7276<br />

office@aerzte-ohne-grenzen.at<br />

aerzte-ohne-grenzen.at<br />

Belçika Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Artsen Zonder Grenzen<br />

Rue de l'Arbre Bénit 46<br />

1050 Brussels Belgium<br />

T +32 2 474 74 74<br />

msf-azg.be<br />

Brezilya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Médicos Sem Fronteiras<br />

Rua do Catete, 84 Catete Rio de Janeiro RJ<br />

CEP 22220-000 Brazil<br />

T +55 21 3527 3636<br />

info@msf.org.br msf.org.br<br />

Danimarka Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Læger uden Grænser<br />

Dronningensgade 68, 3. DK-1420<br />

København K<br />

Denmark<br />

T +45 39 77 56 00<br />

info@msf.dk msf.dk<br />

Fransa Sınır Tanımayan Doktorlar<br />

8, rue Saint Sabin 75011 Paris France<br />

T +33 1 40 21 29 29<br />

office@paris.msf.org msf.fr<br />

Güney Afrika Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Doctors Without Borders<br />

70 Fox Street 7th Floor Marshalltown<br />

Johannesburg South Africa<br />

T +27 11 403 44 40<br />

office-joburg@joburg.msf.org msf.org.za<br />

Hollanda Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Artsen zonder Grenzen<br />

Plantage Middenlaan 14 1018 DD<br />

Amsterdam<br />

Netherlands<br />

T +31 20 520 8700<br />

info@amsterdam.msf.org<br />

artsenzondergrenzen.nl<br />

Hong Kong Sınır Tanımayan Doktorlar<br />

無 國 界 醫 生 / 无 国 界 医 生<br />

22/F Pacific Plaza<br />

410– 418 Des Voeux Road West<br />

Sai Wan Hong Kong<br />

T +852 2959 4229<br />

office@msf.org.hk msf.org.hk<br />

İngiltere Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Doctors Without Borders<br />

Lower Ground Floor Chancery Exchange<br />

10 Furnival Street London EC4A 1AB UK<br />

T +44 20 7404 6600<br />

office-ldn@london.msf.org msf.org.uk<br />

İspanya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Médicos Sin Fronteras<br />

Nou de la Rambla 26 08001 Barcelona Spain<br />

T +34 93 304 6100<br />

oficina@barcelona.msf.org msf.es<br />

İsveç Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Läkare Utan Gränser<br />

Fredsborgsgatan 24 4 trappor Box 47021<br />

100 74 Stockholm Sweden<br />

T +46 10 199 33 00<br />

info.sweden@msf.org<br />

lakareutangranser.se<br />

İsviçre Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Ärzte Ohne Grenzen<br />

78 rue de Lausanne Case Postale 116<br />

CH-1211 Geneva 21 Switzerland<br />

T +41 22 849 84 84<br />

office-gva@geneva.msf.org msf.ch<br />

İtalya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Medici Senza Frontiere<br />

Via Magenta 5 00185 Rome Italy<br />

T +39 06 88 80 60 00<br />

msf@msf.it medicisenzafrontiere.it<br />

Japonya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

国 境 なき 医 師 団 日 本<br />

3rd Fl. Forecast Waseda First 1-1<br />

Babashita-cho<br />

Shinjuku-ku Tokyo 162-0045 Japan<br />

T +81 3 5286 6123<br />

office@tokyo.msf.org msf.or.jp<br />

Kanada Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Doctors Without Borders<br />

720 Spadina Avenue, Suite 402 Toronto<br />

Ontario M5S 2T9 Canada<br />

T +1 416 964 0619<br />

msfcan@msf.ca msf.ca<br />

Lüksemburg Sınır Tanımayan Doktorlar<br />

68, rue de Gasperich L-1617 Luxembourg<br />

Luxembourg<br />

T +352 33 25 15<br />

info@msf.lu msf.lu<br />

Norveç Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

Leger Uten Grenser<br />

Hausmannsgate 6 0186 Oslo Norway<br />

T +47 23 31 66 00<br />

epost@legerutengrenser.no<br />

legerutengrenser.no<br />

Yunanistan Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />

15 Xenias St. 115 27 Athens Greece<br />

T + 30 210 5 200 500<br />

info@msf.gr msf.gr<br />

Şubeler<br />

Arjantin<br />

Carlos Pellegrini 587 11th floor<br />

C1009ABK<br />

Ciudad de Buenos Aires Argentina<br />

T +54 11 5290 9991<br />

info@msf.org.ar msf.org.ar<br />

Birleşik Arap Emirlikleri<br />

P.O. Box 65650 Dubai UAE<br />

T +971 4457 9255<br />

office-dubai@msf.org msf-me.org<br />

Çek Cumhuriyeti<br />

Lékari bez hranic, o.p.s Seifertova 555/47<br />

130 00 Praha 3 – Žižkov Czech Republic<br />

T +420 257 090 150<br />

office@lekari-bez-hranic.cz<br />

lekari-bez-hranic.cz<br />

Güney Kore<br />

5 Floor Joy Tower B/D 7 Teheran Road<br />

37-gil<br />

Gangnam-gu Seoul 135-915 South Korea<br />

T +82 2 3703 3500<br />

office@seoul.msf.org msf.or.kr<br />

Hindistan<br />

AISF Building 1st & 2nd Floor Amar<br />

Colony,<br />

Lajpat Nagar IV New Delhi 110024 India<br />

T +91 11 490 10 000<br />

india.office.hrm@new-delhi.msf.org<br />

msfindia.in<br />

İrlanda<br />

9–11 Upper Baggot Street Dublin 4<br />

Ireland<br />

T +353 1 660 3337<br />

office.dublin@dublin.msf.org msf.ie<br />

Meksika<br />

Cuauhtémoc #16 Terraza Col. Doctores<br />

CP 06720 Mexico<br />

T +52 55 5256 4139<br />

msfch-mexico@geneva.msf.org msf.mx<br />

56 Sınır Tanımayan Doktorlar


RAPOR HAKKINDA<br />

Katkıda bulunanlar<br />

Halimatou Amadou, Valérie Babize, Corinne Baker, Liz Barling, Tarak Bach Baouab,<br />

Niklas Bergstrand, Brigitte Breuillac, Andrea Bussotti, Lali Cambra, Philippe Carr,<br />

Amandine Colin, Sara Creta, Julie Damond, Silvia Fernández, Mathieu Fortoul,<br />

Amelia Freelander, Diala Ghassan, Wairimu Gitau, Corinne Grant, Tahar Hani,<br />

Solenn Honorine, Jean-Marc Jacobs, Joanna Keenan, Jacob Kuehn, Jo Kuper,<br />

Alexandra Malm, Laetitia Martin, Sally McMillan, Robin Meldrum, Isabelle Merny,<br />

José Luis Michelena, Pau Miranda, Charlotte Nouette-Delorme, Martin Searle,<br />

Alessandro Siclari, Sandra Smiley, Kate Stegeman, Shumpei Tachi, Clara Tarrero,<br />

Delphine Van Durme.<br />

Teşekkürler<br />

Kate de Rivero, Marc Gastellu Etchegorry, Jérôme Oberreit.<br />

Raporla ilgili verileri toplayan ve derleyen sahadaki, operasyondaki ve iletişim<br />

departmanlarımızdaki ekiplerimize ayrıca teşekkür ederiz.<br />

Orijinal Tasarım<br />

ACW, London, UK<br />

www.acw.uk.com<br />

Türkçeleştirilmiş Tasarım<br />

Gökçen Ergüven


Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières<br />

- MSF) silahlı çatışma, salgın hastalık, doğal afet<br />

durumlarından etkilenen veya sağlık hizmetlerinden<br />

mahrum bırakılan insanlara acil yardım hizmeti sunan<br />

uluslararası bağımsız tıbbi insani yardım kuruluşudur. Sınır<br />

Tanımayan Doktorlar, dil, din, ırk, cinsiyet ve siyasi görüş<br />

ayrımı gözetmeksizin yalnızca ihtiyaca dayalı olarak sağlık<br />

hizmeti sunar.<br />

Sınır Tanımayan Doktorlar'ın faaliyetleri tamamen tıp etiğini<br />

ve tarafsızlık ilkesini temel alır.<br />

MSF International<br />

78 rue de Lausanne, Cp 116, Ch-1211,<br />

Cenevre 21, İsviçre<br />

Tel: +41 (0)22 849 8400, Faks: +41 (0)22 849 8404<br />

@MSF<br />

msf.english<br />

MSF Türki̇ye<br />

MSF Ankara<br />

Gaziosmanpaşa Mah.<br />

Boğaz Sok. No: 5/8<br />

Çankaya/ANKARA<br />

MSF İstanbul<br />

General Asım Gündüz Cad.<br />

No: 37/4<br />

Kadıköy/İSTANBUL<br />

e-posta: bilgi@istanbul.msf.org<br />

MSFTurkiye<br />

MSF_Turkiye<br />

MSF_Turkiye<br />

MSF Turkiye<br />

KAPAK FOTOĞRAFI<br />

Güney Sudan’ın Agok şehrindeki MSF hastanesinde görev yapan bir cerrah, silah<br />

yarası olan bir kadını ameliyat ediyor. © Pierre-Yves Bernard/MSF

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!