ULUSLARARASI FAALİYET RAPORU 2015
2bbDWff
2bbDWff
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>ULUSLARARASI</strong><br />
<strong>FAALİYET</strong><br />
<strong>RAPORU</strong> <strong>2015</strong><br />
MEDECINS SANS FRONTIERES<br />
SINIR TANIMAYAN DOKTORLAR<br />
www.msf.org<br />
www.sinirtanimayandoktorlar.org
SINIR TANIMAYAN<br />
DOKTORLAR'IN TÜZÜĞÜ<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), ağırlıklı olarak doktor ve sağlık çalışanlarından oluşan<br />
uluslararası bir sivil toplum kuruluşudur. Dünya çapındaki faaliyetlerini etkin bir şekilde<br />
yürütebilmek için sağlık personelinin yanı sıra diğer meslek gruplarına da ihtiyaç duyar.<br />
Tüm MSF üyeleri aşağıda belirtilen ilkeleri benimsemekle yükümlüdür:<br />
MSF, zor durumdaki insan topluluklarına, doğal veya insan kaynaklı afet mağdurlarına ve<br />
silahlı gruplar tarafından şiddete maruz kalmış kişilere, ırk, din, köken ve siyasi görüş ayrımı<br />
gözetmeksizin yardım ve destek sağlar.<br />
MSF, evrensel tıp ahlakı ve bireylerin insani yardım alma hakkı adına, tarafsızlık ve objektiflik<br />
ilkelerine sıkı sıkıya bağlıdır; faaliyetlerinin sağlıklı biçimde yürütülmesi için özgür çalışma<br />
koşulları talep eder.<br />
Üyelerimiz, mesleki ahlak kurallarına riayet etmenin yanı sıra; her türlü siyasi, ekonomik ve dini<br />
güç odaklarından bağımsız duruşlarını korumakla yükümlüdür.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar'a gönül veren saha çalışanları, üstlendikleri görevlerin risklerini ve<br />
tehlikelerini anlamalı ve bu seçimi yaptıkları için MSF’nin kendilerine sağladığı imkanlar dışında<br />
herhangi bir ödülü veya karşılığı kabul etmemelidir.<br />
Bu belge Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) Ocak ve Aralık <strong>2015</strong> tarihleri arasında dünya çapında yürüttüğü<br />
operasyonları içeren <strong>2015</strong> Uluslararası Faaliyet Raporu’nun Türkçe özetidir. MSF’nin çalıştığı ülkelerin<br />
tamamını göstermekle birlikte faaliyetlerin tüm detaylarını içermemektedir. Bazı hastaların isimleri gizlilik<br />
ilkemizden dolayı değiştirilmiştir.<br />
Faaliyetlerimiz hakkında daha kapsamlı bilgi edinmek isterseniz uluslararası internet sitemizi (www.msf.<br />
org) veya Türkçe internet sitemizi (www.sinirtanimayandoktorlar.org) ziyaret edebilir, bilgi@istanbul.msf.org<br />
adresine yazarak bize ulaşabilirsiniz.
İÇİNDEKİLER<br />
İÇİNDEKİLER<br />
2 DÜNYADA MSF<br />
4 YILIN ÖZETİ<br />
Dr. Joanne Liu, MSF Uluslararası Başkanı<br />
Jérôme Oberreit, MSF Genel Sekreteri<br />
4 Yılın Özeti<br />
8 ÇALIŞMA ALANLARIMIZ<br />
10 HASTALIKLAR VE <strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />
14 YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ<br />
16 KUNDUZ TRAVMA MERKEZİ’NE YÖNELİK SALDIRI<br />
18 ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN<br />
İNSANLAR<br />
14 Yemen’deki İnsani Kriz<br />
22 YOKSULLARIN ECZANESİ HİNDİSTAN: MSF NEDEN<br />
HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR?<br />
24 ÜLKELERE GÖRE <strong>FAALİYET</strong>LER<br />
28 AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI<br />
30 AKDENIZ VE EGE'DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR<br />
32 BALKANLAR<br />
16 Kunduz Travma Merkezi’ne Yönelik Saldırı<br />
52 RAKAMLARLA MSF<br />
56 İLETİŞİM<br />
22 MSF Neden Hindistan’a İhtiyaç Duyuyor?<br />
24 Ülkelere Göre Faaliyetler<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 1
2 Sınır Tanımayan Doktorlar<br />
IRAN<br />
TÜRKIYE<br />
IRAK<br />
GÜRCISTAN<br />
UKRAYNA<br />
BELARUS<br />
AVUSTURYA<br />
MACARISTAN<br />
SIRBISTAN<br />
HIRVATISTAN<br />
SLOVENYA<br />
ERMENISTAN<br />
LÜBNAN<br />
SURIYE<br />
ÜRDÜN<br />
YUNANISTAN<br />
ITALYA<br />
FRANSA<br />
MORITANYA<br />
SUDAN<br />
GÜNEY<br />
SUDAN<br />
ORTA<br />
AFRIKA<br />
CUMHURIYETI<br />
DEMOKRATİK<br />
KONGO<br />
CUMHURİYETİ<br />
ETIYOPYA<br />
KENYA<br />
UGANDA<br />
BURUNDİ<br />
TANZANYA<br />
MALAVİ<br />
ZİMBABVE<br />
MOZAMBİK<br />
MADAGASKAR<br />
SVAZİLAND<br />
LESOTHO<br />
GÜNEY<br />
AFRİKA<br />
BOLIVYA<br />
KOLOMBIYA<br />
HAİTİ<br />
MEKSIKA<br />
HONDURAS<br />
ÇAD<br />
NIJERYA<br />
NIJER<br />
KAMERUN<br />
MALI<br />
GINE<br />
SİERRA LEONE<br />
GUINEA-BISSAU<br />
LIBERYA<br />
FILDIŞI<br />
SAHILI<br />
MISIR<br />
LIBYA<br />
CEZAYIR<br />
FILISTIN<br />
YEMEN<br />
DÜNYADA MSF<br />
DÜNYADA MSF
AFGANISTAN<br />
LIBYA<br />
BANGLADEŞ<br />
LÜBNAN<br />
BELARUS<br />
MADAGASKAR<br />
BOLIVYA<br />
MALAVI<br />
BURUNDI<br />
MALI<br />
ÇAD<br />
MEKSIKA<br />
CEZAYIR<br />
MISIR<br />
STAN<br />
ISTAN<br />
IRAN<br />
RUSYA FEDERASYONU<br />
ÖZBEKISTAN<br />
KIRGIZISTAN<br />
TAJIKISTAN<br />
AFGANISTAN<br />
PAKISTAN<br />
NEPAL<br />
BANGLADEŞ<br />
HINDISTAN<br />
MYANMAR<br />
DEMOKRATIK KONGO<br />
CUMHURIYETI<br />
ERMENISTAN<br />
ETIYOPYA<br />
FILDIŞI SAHILI<br />
FILIPINLER<br />
FILISTIN<br />
FRANSA<br />
GINE<br />
GINE-BISSAU<br />
GÜNEY AFRIKA<br />
MORITANYA<br />
MOZAMBIK<br />
MYANMAR<br />
NEPAL<br />
NIJER<br />
NIJERYA<br />
ORTA AFRIKA<br />
CUMHURIYETI<br />
ÖZBEKISTAN<br />
PAKISTAN<br />
PAPUA YENI GINE<br />
MEN<br />
KAMBOÇYA<br />
FILIPINLER<br />
GÜNEY SUDAN<br />
GÜRCISTAN<br />
HAITI<br />
HINDISTAN<br />
RUSYA<br />
FEDERASYONU<br />
SIERRA LEONE<br />
SUDAN<br />
ENDONEZYA<br />
HONDURAS<br />
SURIYE<br />
SKAR<br />
PAPUA YENI<br />
GINE<br />
IRAK<br />
İRAN<br />
İTALYA<br />
KAMBOÇYA<br />
KAMERUN<br />
KENYA<br />
SVAZILAND<br />
TACIKISTAN<br />
TANZANYA<br />
TÜRKIYE<br />
UGANDA<br />
UKRAYNA<br />
KIRGIZISTAN<br />
ÜRDÜN<br />
KOLOMBIYA<br />
YEMEN<br />
LESOTHO<br />
YUNANISTAN<br />
LIBERYA<br />
ZIMBABVE
YILIN ÖZETİ<br />
YILIN ÖZETİ<br />
Dr. Joanne Liu, Uluslararası Başkan<br />
Jérôme Oberreit, Genel Sekreter<br />
Ekim ayında Sınır Tanımayan<br />
Doktorlar’ın (MSF)<br />
Afganistan’daki Kunduz<br />
Travma Merkezi ABD hava<br />
kuvvetleri tarafından<br />
bombalandı. Saldırı sonucu,<br />
14 çalışan, 24 hasta ve 4<br />
hasta refakatçisi hayatını<br />
kaybetti. Saldırının ardından<br />
kuzeydoğu Afganistan’da<br />
yaşayan bir milyondan<br />
fazla kişi, nitelikli cerrahi<br />
hizmetlerden mahrum kaldı.<br />
Kunduz hastane saldırısında hayatını kaybedenlerin<br />
aileleri ve arkadaşları hala kalbimizde.<br />
Aynı zamanda bu sene Nepal’de<br />
yaşanan trajik helikopter kazasında<br />
kaybettiğimiz meslektaşlarımız ve Orta<br />
Afrika Cumhuriyeti’nde öldürülen çalışanımızı<br />
da unutmadık. Kongo Demoktratik<br />
Cumhuriyeti’nde kaybolan ve hala izini<br />
bulamadığımız iş arkadaşlarımız Philippe,<br />
Richard ve Romy’ye de asla unutulmadıklarını<br />
duyurmak istiyoruz.<br />
Sağlık tesislerine yapılan saldırılar ve bunun<br />
sonucunda yaşanan sivil kayıplar<br />
Bir sağlık tesisine düzenlenen saldırı, bir<br />
anda başlayıp kısa süre sonra bitebilir.<br />
Ancak sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların<br />
etkisi uzun zaman devam eder. Binlerce<br />
sivil, sağlık tesisleri işleyemez hale geldiği<br />
için en çok ihtiyaç duydukları dönemde<br />
temel sağlık hizmetlerinden mahrum kalır.<br />
MSF, verdiği sağlık hizmetlerinin her<br />
daim tarafsız olduğunu vurgulamak için<br />
Afganistan’da çatışan tüm taraflarla ayrı<br />
ayrı görüşmeler yapmış, ABD Hava Hava<br />
Kuvvetleri hastaneyi bombalayana kadar<br />
ancak bu sayede Kunduz’da güvenle çalışmıştır.<br />
İşte tam da bu nedenle, yapılan bu<br />
saldırının etkenleri ve koşulları hakkında<br />
bağımsız ve tarafsız bir soruşturma gerekiyor.<br />
Bizler bu konuda ABD askeri kuvvetlerinin<br />
kendi içinde sürdürdüğü soruşturmaya<br />
güvenemeyiz. Hastanelere saldırı düzenlenmesi<br />
elbette ilk defa görülen bir durum değil.<br />
Ancak bu saldırıları basit bir “hata” olarak<br />
tanımlamamız ve görmezden gelmemiz de<br />
mümkün değil. Kunduz’a yönelik saldırı<br />
medyada büyük yankı uyandırdı çünkü ilk<br />
defa uluslararası bir insani yardım kuruluşu,<br />
resmen ABD askeri kuvvetlerince hedef<br />
© Bruno De Cock/MSF<br />
MSF Afganistan Ülke Temsilcisi, Kunduz’daki MSF Travma Merkezi’ne yapılan saldırıdan bir ay sonra Brüksel’de bir anma töreninde<br />
konuşma yapıyor.<br />
4 Sınır Tanımayan Doktorlar
YILIN ÖZETİ<br />
© MSF<br />
Hava saldırısı sonrası tamamen yerle bir olan, MSF’nin desteklediği Haydan’daki (Yemen) bir hastane. Bölgede açık olan ve 200.000<br />
kişiye hizmet veren tek hastane artık yok.<br />
alındı ve bombalandı. Sağlık merkezlerine<br />
yapılan saldırıların yoğunlaştığı ve bunun<br />
sonucunda en ciddi kaybı yine sivillerin<br />
yaşadığı bu dönemde, MSF, küresel boyutta<br />
etkisi olan, ancak çoğunlukla gözden kaçan<br />
konuların uluslararası mercekte yakın takibe<br />
alındığına emin olana kadar bu olayın<br />
peşinden gidecektir.<br />
Ocak ayında MSF’nin Sudan - Güney<br />
Kordofan’daki hastanesi Sudan Hava<br />
Kuvvetleri tarafından bombalandı. Saldırıda<br />
bir hasta ve bir çalışan yaralandı. Aynı<br />
hastane 2014’ün Haziran ayında da bombalanmıştı.<br />
Sene başında Ukrayna’da da sağlık<br />
tesisleri bombalı saldırılara hedef oldu. Fakat<br />
bilinçli yapılan ve ayrım gözetmeyen şiddet<br />
eylemleri ve en ciddi kayıplara sebep olan<br />
hastane saldırıları Suriye’de gerçekleşti.<br />
2012’de kabul edilen yasalar Suriye’deki<br />
karşıt gruplara sağlık yardımı sağlamanın<br />
yasa dışı olduğunu beyan etti. O tarihten<br />
bu yana hükümet güçleri, korkunç sonuçlar<br />
doğurmuş ve bugüne kadar cezasız kalmış<br />
bazı eylemler gerçekleştirdi. Karşıt gruplara<br />
zarar vermek amacıyla, stratejik bir seçim<br />
olarak, doktor, hemşire ve ambulans sürücüleri<br />
de dahil olmak üzere sağlık personeli ve<br />
sağlık tesisleri hedef alındı. <strong>2015</strong>’te MSF’nin<br />
desteklediği 63 sağlık tesisine toplamda 94<br />
bombalı saldırı düzenlendi. Bu saldırıların<br />
12’sinde tesisler tamamen yerle bir oldu.<br />
MSF destekli tesislerde 81 sağlık personeli<br />
yaralandı ve hayatını kaybetti.<br />
Yıl sonuna yaklaştığımızda, Yemen’deki sağlık<br />
tesisleri de saldırılara hedef olmaya başladı.<br />
Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon<br />
Ekim ayında MSF destekli bir hastaneye<br />
hava saldırısı düzenledi ve bunun sonucunda<br />
200.000’den fazla kişi sağlık hizmeti alamaz<br />
hale geldi. Hastanelere art arda düzenlenen bu<br />
saldırılar sonucunda bazı siviller, acil ihtiyaçları<br />
olmasına rağmen hastanelere giderken yolda<br />
hayatını riske atmak yerine, evinde kalıp dışarı<br />
çıkmamayı tercih etti. “Ne pahasına olursa<br />
olsun güvenlik” mantığı, ancak otoritelerin ve<br />
ülkelerin güvenlik önceliklerine uygun olduğu<br />
takdirde sağlık hizmetlerine izin verilebileceğini<br />
söylüyor. Sağlık hizmetleri, güvenlik önceliklerine<br />
uygun olmadığı takdirde ya engelleniyor<br />
ya da doğrudan saldırıların hedefi oluyor.<br />
Güvenli Yaşam Arayışındaki İnsanlar<br />
Şiddetten kaçanlar<br />
<strong>2015</strong> yılında devam eden çatışmalar ve<br />
şiddet eylemleri yüzbinlerce insanın güvenli<br />
yaşam umuduyla evlerini ve ülkelerini terk<br />
etmesine neden oldu. <strong>2015</strong> başlarında ülkedeki<br />
seçimle ilişkili şiddet olaylarından kaçan<br />
çok sayıda Burundili mülteci Tanzanya’ya<br />
akın etti. <strong>2015</strong>’in Temmuz ayında her hafta<br />
ortalama 3.000 kişi ülkeye giriş yapar oldu.<br />
Hesaplamalarımıza göre yaklaşık 78.000<br />
Burundili Nyarugusu Kampı’na sığındı.<br />
2011’de başlayan ve hala devam eden<br />
Suriye Krizi, bugüne kadar 1,5 milyondan<br />
fazla Suriyeli mülteci ve Suriye’de yaşayan<br />
Filistinli mültecinin Lübnan’a sığınmasıyla<br />
sonuçlandı. Şu anda Lübnan küçük bir ülke<br />
olduğundan bu nüfusun ihtiyaçlarını karşılamakta<br />
zorlanıyor. Ürdün’de ise bugüne kadar<br />
resmi olarak kayıt yaptıran Suriyeli mülteci<br />
sayısı 600.000’i geçti.<br />
Batı Afrika’nın Çad Gölü bölgesinde<br />
Kamerun, Çad, Nijer ve Nijerya’da 2.5 milyon<br />
kişi Boko Haram’ın saldırılarından kaçarak<br />
evlerini terk etmek zorunda kaldı ve ülke<br />
içinde yerinden edilen topluluklar için inşa<br />
edilen kamplara sığındı. Silahlı birliklerin karşı<br />
saldırıları ise, korunma talebinde bulunan<br />
bu insanların ve bölgedeki sivillerin hayatını<br />
daha fazla riske atmaktan başka bir işe yaramadı.<br />
MSF yukarıda bahsi geçen tüm ülkelerde<br />
faaliyet gösteriyor. Tanzanya’da aşı kampanyası<br />
yürütüyor, Lübnan’da kronik hastalıklar<br />
için ücretsiz tedavi sunuyor, Ürdün’de<br />
rekonstrüktif cerrahi projesi yürütüyor ve<br />
güvenlik riskine rağmen sağlık ekiplerini Çad<br />
Gölü çevresinde toplamaya devam ediyor.<br />
Mültecilerin misafir edilmesine yönelik<br />
sorumluluğun aslında tüm dünya ülkeleri<br />
tarafından paylaşılması gerekirken, bu<br />
sorumluluk çoğunlukla çatışma bölgelerine<br />
komşu olan ülkeler tarafından omuzlanıyor ve<br />
ne yazık ki bu gerçekleri haber başlıklarında<br />
göremiyoruz.<br />
Avrupa’ya Yolculuk<br />
<strong>2015</strong> boyunca 3.771’den fazla kişi Avrupa’ya<br />
ulaşmak isterken denizde boğularak hayatını<br />
kaybetti. MSF arama kurtarma çalışmaları<br />
düzenleyerek Avrupa’ya giriş noktalarında<br />
ve “göç rotası” üzerinde göçmenlere tıbbi ve<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 5
YILIN ÖZETİ<br />
© Karin Ekholm/MSF<br />
Güney Sudan’daki Yida mülteci kampında kalan bir çocuk, geniş çaplı aşılama kampanyası kapsamında kızamığa karşı aşılanıyor.<br />
insani yardım sundu. Yerinden edilen çaresiz<br />
insanlara karşı Avrupa’nın benimsediği<br />
tutum kınanırken, güvenli alternatifler olmadığı<br />
için savaş ve şiddetten kaçan insanlar,<br />
daha güvenli ve kaliteli bir hayat için ailelerini<br />
ve kendilerini kaçakçılara emanet etmek<br />
zorunda kaldı. Bu durum ne yazık ki hala<br />
devam ediyor.<br />
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin sınırlarında<br />
gözler önüne serilen küresel insani kriz,<br />
büyük oranda yanlış politikaların sonucunda<br />
bu noktalara geldi. AB’nin etkili ve insani<br />
politikalar üretme konusundaki başarısızlığının<br />
yanı sıra, göçmen akınına yönelik<br />
müdahalelerin yüzeyselliği, durumun bu<br />
denli vahim noktalara gelmesinde büyük rol<br />
oynadı. Kontrol edilmediği takdirde dünyayı<br />
sarsabilecek Ebola salgınıyla mücadele<br />
ederken de çok net gözlemlediğimiz siyasi<br />
tepkisizlik, göç krizinde de aynen yaşandı.<br />
Dünya liderleri yaşanananlara sırtını dönerek<br />
çatışmaların yalnızca bu “uzak” ülkelerin<br />
sınırları içinde kalacağını umdu. Nitekim,<br />
kendilerinin de bu olayların ciddi boyutlara<br />
taşınmasına bazı açılardan katkıda bulundukları<br />
herkesçe biliniyor. BM Güvenlik<br />
Konseyi’nin beş daimi üyesinden dördü<br />
(Rusya, ABD, Fransa ve İngiltere), Suriyeli<br />
sivillerin bombalanmasında doğrudan rol<br />
aldı. Dünyanın geri kalanı ise, garip bir<br />
şekilde, bu insanların ülkelerini neden terk<br />
ettiklerini sorgulamayı ve görmeyi reddetti.<br />
Yalnızca bu göçmenlerin AB topraklarına<br />
adım atmasını engellemek için çaba sarf<br />
ettiler. Açıkça görüldüğü üzere bu çabalar<br />
hiçbir şeyi değiştirmedi.<br />
<strong>2015</strong> yılında Avrupa’ya 1 milyon kişinin<br />
giriş yaptığı tahmin ediliyor. Bu kişilerin<br />
yarısını ise Suriyeli mülteciler oluşturuyor.<br />
Çatışmaların şiddeti arttıkça, ülkelerini terk<br />
eden insanların sayısında da ciddi bir artış<br />
yaşanmaya devam edecek. AB, Suriyeliler’i<br />
kendisinden uzak tutmak amacıyla<br />
Türkiye’nin sınır ülkesi olmasını fırsat bilerek<br />
Türkiye’ye milyarlarca avro para aktardı.<br />
Sınırların kapatılması ise, kapana kısılan<br />
milyonlarca çaresiz ve savunmasız insanı,<br />
yakın tarihte yaşanan en acımasız savaşlardan<br />
birinin tam ortasında bıraktı.<br />
Güney Sudan’da artarak devam eden şiddet<br />
Güney Sudan’da da siviller orantısız şiddete<br />
maruz kalmaya devam ediyor. <strong>2015</strong>’te<br />
tecavüz, adam kaçırma ve idamlar Güney<br />
Sudan’ın bazı bölgelerinde gündelik yaşamın<br />
parçası haline gelirken, bu yaşananları<br />
durdurma konusunda sağlam adımlar atılmadı;<br />
bölgesel ve uluslararası irade çok zayıf<br />
kaldı. Sahadaki MSF ekipleri Unity eyaletinde<br />
köylerin yakıldığına, yağmalandığına,<br />
yerle bir edildiğine tanıklık etti. Yüzbinlerce<br />
insan çalılıklara ve bataklıklara kaçarak<br />
aylarca hiçbir yardım alamadan, buralarda<br />
saklandı, yaşam mücadelesi verdi.<br />
MSF’nin sağlık tesisleri üç kez saldırıya<br />
uğradı ve yağmalandı. Bu olaylar sırasında<br />
beş Güney Sudanlı eski çalışanımız hayatını<br />
kaybetti. MSF çok ciddi kayıpların yaşandığı<br />
bölgelere ulaşma konusunda ciddi<br />
zorluklarla karşılaşmasına rağmen, mobil<br />
klinikler aracılığıyla hayati öneme sahip tıbbi<br />
ekipmanı ve sağlık yardımını, çatışmaların<br />
ön saflarında yer alan savunmasız insanlara<br />
ulaştırmayı başardı. Güney Sudan’daki<br />
insanlık krizi tüm acımasızlığıyla devam<br />
ederken, ülkede faaliyet gösteren MSF ekipleri<br />
aynı zamanda son yıllarda görülen en<br />
ciddi sıtma salgınıyla karşı karşıya kaldı.<br />
Ekipler ayrıca son iki yılda ortaya çıkan ikinci<br />
büyük kolera salgınına tanıklık etti.<br />
Salgınlarla mücadele ve AR-GE çalışmaları<br />
<strong>2015</strong>’in sonlarında Sierra Leone ve Gine’de<br />
Ebola salgınının sona erdiği ilan edildi.<br />
Ancak o günden bu yana zaman zaman<br />
yeni vakalar ortaya çıkmaya devam ediyor.<br />
Batı Afrika’da Ebola’dan etkilenen ülkelerde<br />
sağlık sistemi neredeyse tamamen<br />
çökmüş olduğundan, kızamık, tetanoz ve<br />
çocuk felci gibi rutin aşı kampanyaları da<br />
yarıda kesilmişti. Ebola dışındaki hastalıkların<br />
tedavi edilmesi için gereken sağlık<br />
sistemini yeniden inşa etmek ve insanların<br />
sağlık sistemine güvenmesini sağlamak,<br />
bu salgının sonlandırılması için hayati<br />
önem taşıyordu. Salgının en çok yayıldığı<br />
üç ülkede 880’den fazla sağlık persone-<br />
6 Sınır Tanımayan Doktorlar
YILIN ÖZETİ<br />
linin Ebola virüsünü kaptığı ve bu kişilerin<br />
500’den fazlasının hayatını kaybettiği düşünülüyor.<br />
Ebola’yı atlatan 10.000’den fazla kişi<br />
olmasına rağmen, bu insanların büyük bir<br />
kısmının hala uzun dönem tedavi gerektiren<br />
psikolojik rahatsızlıklar, baş ağrıları, hafıza<br />
kaybı, kas ağrısı ve görme bozuklukları yaşadığı<br />
görülüyor.<br />
Elbette Ebola kitleleri tehdit eden tek<br />
hastalık değil. Kızamık, menenjit, kolera<br />
gibi salgın hastalıklar sıklıkla mülteci kampları<br />
gibi hijyenik olmayan bölgelerde ve<br />
aşılama yapılamayan yerlerde ortaya çıkıyor.<br />
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin Katanga<br />
Bölgesi’nde pek çok kişinin hayatını kaybetmesine<br />
neden olan son kızamık salgınında<br />
görüldüğü üzere, geçtiğimiz 10 yılda<br />
alınan stratejik önlemlerin işe yaramadığı<br />
kanıtlandı. MSF Haziran ve Eylül aylarında<br />
300.000’den fazla çocuğu aşıladı ve 20.000<br />
hastayı tedavi etti. <strong>2015</strong>’te MSF’nin Erişim<br />
Kampanyası (Access Campaign) ekibi, başta<br />
zatürre aşısı olmak üzere dünya çapında aşı<br />
fiyatlarının düşürülmesini talep eden Adil<br />
Aşılama (Fair Shot) kampanyasını başlattı.<br />
Çünkü geçtiğimiz 10 yılda çocuk başına bir<br />
kur aşılamanın maliyeti tam tamına 68 kat<br />
artış gösterdi.<br />
Her ne kadar karşı stratejiler geliştirilmiş<br />
olsa da, sıtma hastalığı hala dünya çapında<br />
büyük bir sorun teşkil ediyor. Aynı zamanda<br />
sıtma kadar yaygın olmasa da sarı humma,<br />
chikungunya ve lassa humması gibi salgınlar<br />
da zaman zaman ortaya çıkmaya devam<br />
ediyor. <strong>2015</strong> yılında Orta ve Latin Amerika’da<br />
Zika virüsü salgını görüldü. Dünya Sağlık<br />
Örgütü 2016’nın başında, insanlarda ilk kez<br />
1952 yılında tespit edilen Zika virüsünün<br />
yarattığı salgına karşı Uluslararası Halk<br />
Sağlığı Acil Durumu ilan etti. Bu virüse karşı<br />
kesin bir aşı ya da tedavi olmamakla beraber<br />
teşhis yöntemlerinin çok kısıtlı olması,<br />
salgının yayıldığı takdirde büyük bir tehlikeye<br />
dönüşebileceğini gözler önüne seriyor.<br />
Etkili, ekonomik ve herkes için erişilebilir<br />
aşılama programları ve teşhis ve tedavi için<br />
AR-GE çalışmaları yürütülürken toplumsal<br />
ve çevresel koşullar gözetilmelidir. Ebola<br />
konusunda yürütülen AR-GE çalışmaları<br />
son yıllarda dünya çapında amacına hizmet<br />
etmedi ve ne yazık ki beklentileri karşılayamadı.<br />
Çünkü acil durumlarda hayat kurtarmaya<br />
yönelik etkili bir yöntem izlenmedi. İki<br />
salgın arasındaki kritik dönemde, bir sonrakine<br />
hazırlıklı olmak için gerekli güvenlik<br />
çalışmalarına yoğunlaşmalı ve tüm etkenleri<br />
etik bir bağlamda değerlendirmeliyiz.<br />
Salgınlar esnasında, özellikle salgının en<br />
yoğun görüldüğü dönemlerde, deneme<br />
aşamasındaki ilaç ve aşıları hızla test ederek,<br />
etkilerini aynı hızla gözlemlemeliyiz. Fakat<br />
günümüzde ancak salgın ortaya çıkıp yayıldıktan<br />
sonra veya salgının şiddeti azalmaya<br />
başladığında harekete geçebiliyoruz. Bu,<br />
derhal çözüm bulmamız gereken bir sorun.<br />
Son yıllarda MSF olarak tıbbi ve insani<br />
yardım çalışmalarımızı değişen koşullara<br />
uyarlamak ve farklı bağlamlarda karşılaştığımız<br />
zorluklar karşısında alternatif yollar<br />
bulmak zorunda kaldık. <strong>2015</strong>’te Suriye’de<br />
sağlık tesisleri kurup bu tesisleri işletmenin<br />
yanı sıra MSF'ye ait olmayan tesislere de<br />
destek verdik. Suriye içindeki bazı hastane<br />
ve kliniklere ilaç ve malzeme bağışladık,<br />
yerel sağlık çalışanları ve sivil toplum kuruluşlarıyla<br />
işbirliği halinde çalıştık. MSF ekipleri,<br />
Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki zorlu<br />
koşullara rağmen 13 kasaba ve 15 köyde<br />
aşı kampanyaları yürüttü, mobil klinikler<br />
kurdu. Cinsel şiddet mağdurları için kişiye<br />
özel hizmetler verdi, beslenme yetersizliğine<br />
müdahale etti ve acil cerrahi hizmetler<br />
sunarak yerel halkın ihtiyacı olan temel ve<br />
acil sağlık hizmetlerine devam etti.<br />
Bu çalışmaların ötesinde, diğerlerine nazaran<br />
geri planda kalmasına rağmen, onbinlerce<br />
MSF çalışanı dünyanın yaklaşık 70 ülkesinde<br />
HIV, tüberküloz, sıtma hastalarını tedavi etti;<br />
beslenme yetersizliğiyle mücadele etti. Anne<br />
ve çocuklara yönelik uzman sağlık hizmetleri<br />
sundu, aşı kampanyaları yürüttü.<br />
Tüm çalışanlarımızı çabalarından dolayı<br />
takdir ediyor ve tüm destekçilerimize bu<br />
hizmetleri mümkün kıldıkları için teşekkür<br />
ediyoruz.<br />
© Helmut Wachter/13photo<br />
Kırgızistan’ın güneyindeki Kara Su’da tedavi gören bir hasta röntgenlerini taşıyor. MSF hastanede yatış süresini düşürmek için bu<br />
bölgede özellikle ayakta tedaviye öncelik veriyor ve hastaların tedaviye bağlı kalmalarına yardımcı oluyor.<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 7
ÇALIŞMA ALANLARIMIZ<br />
ÇALIŞMA<br />
ALANLARIMIZ<br />
Projelerde Yapılan Harcamalara Göre<br />
En Büyük Programlarımız<br />
Proje Yürütülen Bölgeler<br />
Proje Sayısı<br />
1. Demokratik Kongo<br />
Cumhuriyeti<br />
2. Güney Sudan<br />
3. Orta Afrika Cumhuriyeti<br />
4. Yemen<br />
5. Haiti<br />
6. Irak<br />
7. Nijer<br />
8. Afganistan<br />
9. Lübnan<br />
10. Etiyopya<br />
Afrika 256<br />
Asya * 81<br />
Orta Doğu 44<br />
Asya<br />
Avrupa 38<br />
Kuzey ve Güney Amerika 22<br />
Pasifik 5<br />
Afrika<br />
Yukarıdaki 10 ülkede yürütülen programların toplam bütçesi 445.7<br />
milyon avrodur. Bu rakam, Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF)<br />
tüm operasyonları için ayrılan bütçenin %51’ini oluşturmaktadır.<br />
%18<br />
Personel Sayısı<br />
Sahada görev yapan MSF personeli sayısına göre en büyük ülke programları.<br />
Personel sayısı yalnızca tam zamanlı ve sabit pozisyonlar dikkate alınarak<br />
hesaplanmıştır.<br />
1. Güney Sudan 3.322<br />
2. Demokratik Kongo Cumhuriyeti 2.867<br />
3. Orta Afrika Cumhuriyeti 2.629<br />
4. Afganistan 2.303<br />
5. Haiti 1.835<br />
Orta Doğu<br />
%10<br />
Avrupa<br />
%9<br />
Kuzey ve<br />
Güney<br />
Amerika<br />
%5<br />
%57<br />
Pasifik<br />
%1<br />
*Asya’ya Kafkasya da<br />
dahildir.<br />
Ayakta Muayene<br />
Ayakta muayene edilen hasta sayısına göre en büyük ülke programları.<br />
Bu rakamlara uzmanlık gerektiren müdahaleler dâhil edilmemiştir..<br />
Proje Yürütülen Bölgelerin<br />
Durumu<br />
1. Demokratik Kongo Cumhuriyeti 1.652.008<br />
2. Orta Afrika Cumhuriyeti 1.016.096<br />
3. Güney Sudan 915.934<br />
4. Lübnan 683.385<br />
5. Etiyopya 413.195<br />
Proje Sayısı<br />
İstikrarlı 203<br />
Silahlı Çatışma 130<br />
İç İstikrarsızlık 109<br />
Çatışma Sonrası 5<br />
6. Nijer 408.009<br />
7. Afganistan 366.164<br />
8. Pakistan 358.308<br />
9. Suriye 350.348<br />
10. Kenya 281.140<br />
%45<br />
%29<br />
%24<br />
%1<br />
Çatışma<br />
Sonrası<br />
Silahlı Çatışma<br />
İç İstikrarsızlık<br />
İstikrarlı<br />
8 Sınır Tanımayan Doktorlar
ÇALIŞMA ALANLARIMIZ<br />
<strong>2015</strong> <strong>FAALİYET</strong>LERİNDE<br />
ÖNE ÇIKANLAR<br />
8.664.700<br />
Ayakta muayene<br />
598.600<br />
Hastaneye yatırılan<br />
hasta sayısı<br />
2.299.200<br />
Tedavi edilen<br />
sıtma vakaları<br />
60.500<br />
Ayakta veya yatılı<br />
beslenme programlarına<br />
alınan, ileri seviye<br />
beslenme yetersizliği<br />
gösteren çocuk vakaları<br />
340.700<br />
<strong>2015</strong> sonunda kayıt<br />
altında tedavi gören HIV hastaları<br />
236.800<br />
<strong>2015</strong> sonunda birinci<br />
basamak antiretroviral<br />
tedavi gören HIV hastaları<br />
10.200<br />
<strong>2015</strong> sonunda ikinci<br />
basamak antiretroviral<br />
tedavi gören HIV hastaları (birinci<br />
basamak tedavinin başarısız olması<br />
durumunda)<br />
6.800<br />
Anneden bebeğe HIV<br />
geçişinin önlenmesi<br />
(PMTCT) için tedavi gören hamile<br />
kadın sayısı<br />
4.400<br />
HIV temas sonrası<br />
profilaksi tedavisi gören<br />
<strong>2015</strong> doğumlu bebeklerin<br />
sayısı<br />
243.300<br />
Sezaryen ve normal<br />
doğum yapan kadınların<br />
sayısı<br />
106.500<br />
Doğum ameliyatları da<br />
dahil, genel veya<br />
spinal anestezi altında<br />
gerçekleştirilen büyük cerrahi<br />
müdahalelerin sayısı<br />
11.100<br />
Cinsel şiddet<br />
nedeniyle fiziksel<br />
tedavi gören hasta<br />
sayısı<br />
18.100<br />
Birinci basamak<br />
tüberküloz tedavisi gören hasta sayısı<br />
2.000<br />
İkinci basamak çok<br />
ilaca dirençli (MDR)<br />
tüberküloz tedavisi<br />
gören hasta sayısı<br />
184.600<br />
Bireysel terapi<br />
seansı<br />
39.300<br />
Grup terapi seansı<br />
veya ruh sağlığı<br />
danışmanlığı<br />
32.600<br />
Kolera tedavisi<br />
görmüş hasta sayısı<br />
1.537.400<br />
Salgına karşı kızamık<br />
aşısı yapılan kişi sayısı<br />
45.900<br />
Kızamık tedavisi<br />
gören kişi sayısı<br />
326.100<br />
Salgına karşı menenjit<br />
aşısı yapılan kişi sayısı<br />
23.700<br />
Denizden<br />
kurtarılan<br />
ve yardım edilen<br />
göçmen ve mülteci sayısı<br />
Bu veriler, doğrudan ve uzaktan destekle birlikte koordinasyon faaliyetlerini de kapsamaktadır ve MSF’nin çoğu faaliyetine dair genel bir bakış açısı sunmaktadır;<br />
kapsamlı bilgi olarak düşünülmemelidir.<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 9
HASTALIKLAR VE <strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />
HASTALIKLAR VE<br />
<strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />
Acil Yardım Malzemesi Dağıtımı<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) üstlendiği<br />
temel görev sağlık hizmetleri olmakla birlikte<br />
acil durumlarda hayatta kalmaya yönelik acil<br />
yardım malzemeleridağıtımı da yapmaktayız.<br />
Bunlar kıyafet, battaniye, yatak, sığınma,<br />
temizlik malzemeleri, yemek pişirme araçları<br />
ve yakıttır. Çoğu afette, bu yardım malzemeleri<br />
kitler halinde dağıtılır. Mesela yemek<br />
pişirme kitleri, insanların kendileri için yemek<br />
hazırlamasını sağlamak için ocak, tencere,<br />
tabak, kap, kesici aletler ve kavanozlar içerir.<br />
Temizlik kitleri ise sabun, şampuan, diş<br />
fırçası, diş macunu ve deterjandan oluşur.<br />
MSF, kalacak ve sığınacak yeri olmayan,<br />
temel ihtiyaç malzemelerinden yoksun kişiler<br />
için ip, tarpolin, çadır gibi acil yardım malzemeleri<br />
sağlar. MSF ekipleri, soğuk iklimlerde<br />
insanların hayatta kalabilmesi için dayanıklı<br />
çadırlar dağıttığı gibi, bu kişilerin geçici<br />
olarak yerleşebileceği kalıcı yapılar da inşa<br />
ederler.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te 140.400 yardım kiti dağıtmıştır.<br />
..........................................................................<br />
Aşılama<br />
Bağışıklığı güçlendirme, tıbbi müdahaleler<br />
ve kamu sağlığı söz konusu olduğunda en<br />
uygun maliyetli yöntemlerden biridir. Ancak<br />
buna rağmen her yıl yaklaşık iki milyon<br />
insan, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Sınır<br />
Tanımayan Doktorlar (MSF) gibi sağlık kuruluşlarının,<br />
özellikle çocuklar için önerdiği<br />
aşılarla kolaylıkla önlenebilecek hastalıklar<br />
nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bunlar<br />
DTP (difteri, boğmaca, tetanos) kızamık,<br />
çocuk felci, hepatit B, Haemophilus influenzae<br />
tip b (Hib), pnömokoksal hastalıklar,<br />
rota virüs, BCG (TB için), kızamıkçık, sarı<br />
humma, insan papillom virüsü için geliştirilen<br />
aşılardır. Fakat bu aşıların her biri her yer<br />
yerde önerilmez.<br />
Aşılama, MSF için kızamık, sarı humma ve<br />
bazen de menenjit gibi salgınlarla mücadelede<br />
en önemli araçlardan biridir. MSF,<br />
aşılama için ayrılan bütçenin düşük olduğu<br />
ülkelerdeki temel sağlık programları çerçevesinde,<br />
özellikle beş yaş altı çocuklar için<br />
aşılama kampanyaları yürütmektedir. Büyük<br />
ölçekli aşılama kampanyaları, bağışıklık<br />
sisteminin önemi hakkında toplumsal farkındalık<br />
oluşturma amaçlı eğitim faaliyetleri ve<br />
insanların kalabalık gruplar halinde buluştukları<br />
yerlerde oluşturulan aşılama noktalarıyla<br />
desteklenir. Tipik bir aşılama kampanyası iki<br />
ila üç hafta arası sürer ve bu süreçte yüzbinlerce<br />
kişiye ulaşılabilir.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te 258.800 rutin aşılama çalışması<br />
yürütmüştür.<br />
Beslenme Yetersizliği<br />
Yiyecek yetersizliği veya temel besin maddelerinden<br />
yoksun kalma durumu beslenme<br />
yetersizliği olarak adlandırılır. Çocuklarda<br />
büyüme dengesizlikleri görülür ve hastalıklara<br />
yakalanma riski artar. Beslenme yetersizliği<br />
durumunda kritik dönem, altı ila 24 ay<br />
arasında, anne sütünün takviyeler ile desteklendiği<br />
dönemden sonra başlar. Ancak beş<br />
yaş altı çocuklarda, ergenlik dönemindeki<br />
gençlerde, hamile ve emziren kadınlarda,<br />
yaşlılarda ve kronik rahatsızlığı olanlarda<br />
da sıklıkla görülen bir sorundur. Çocuklarda<br />
beslenme yetersizliği şu yöntemlerle tespit<br />
edilebilir: Boy, kilo veya üst kol çemberi<br />
ölçülür ve bu değerler normal değerlerle<br />
kıyaslanır. Bu ölçümler doğrultusunda<br />
sorunun normal düzeyde mi, yoksa ciddi<br />
boyutta mı olduğu hesaplanır.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) beslenme<br />
yetersizliği tedavisinde terapötik besin<br />
kullanmaktadır. Terapötik besin, besin değeri<br />
yüksek süt tozlarıdır ve ihtiyaç duyulan her<br />
türlü besin maddesini içeren özel karışımlardır.<br />
Raf ömürleri uzun olup hazırlanması<br />
çok kolaydır. Hastanın durumu çok kritik<br />
değilse, bu besinleri alıp evde de kullanabilir<br />
ve bu yolla kaybedilen kilo ve minerallerin<br />
alımı sağlanmış olur. MSF, beslenme yetersizliğinin<br />
ciddi olduğu durumlarda, önleyici<br />
tedavi yaklaşımını benimser ve özellikle<br />
çocuklara ek besin maddeleri dağıtır.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te beslenme programları dahilinde<br />
181.600 çocuğa yatakta veya ayakta tedavi hizmeti<br />
vermiştir.<br />
..........................................................................<br />
Chagas Hastalığı<br />
Chagas genellikle Latin Amerika’da görülmesine<br />
rağmen, uluslararası yolculukların<br />
ve göçlerin artışıyla Kuzey Amerika, Avrupa,<br />
Avustralya ve Japonya’da görülme sıklığı<br />
artmıştır. Chagas hastalığı parazit kaynaklı<br />
olup duvar çatlaklarında, çamur çatılarda ve<br />
saman evlerde yaşayan triatomine böceklerinden<br />
bulaşır. Aynı zamanda kan transferi<br />
yoluyla geçebilir, anne karnındaki ceninlere<br />
taşınabilir ve daha nadir olmakla birlikte<br />
organ nakliyle bulaşabilir. Hastalığın ilk (akut)<br />
evresinde semptomlar belirgin değildir veya<br />
çok hafiftir. Hastalığın kronik evresindeyse<br />
yıllarca belirti gözlenmez. Fakat vücudu<br />
güçten düşüren komplikasyonlar, enfekte<br />
olmuş hastaların yaklaşık %30’unda ortaya<br />
çıkar ve bu kişilerin yaşam sürelerini ortalama<br />
10 yıl azaltır. Kalp yetmezliği, aritmi,<br />
kalp kası rahatsızlıkları gibi komplikasyonlar<br />
yetişkin hastalar için en yaygın ölüm sebebidir.<br />
Hastalığın teşhisi de bir o kadar zordur ve<br />
kan örneklerinden laboratuvar analizi gerektirmektedir.<br />
Bugün itibarıyla dünyada bu<br />
hastalığın tedavisi için yalnızca iki çeşit ilaç<br />
bulunmaktadır: Yaklaşık 40 yıl önce geliştirilmiş<br />
olan benznidazole ve nifurtimox.<br />
Akut vakalarda, bebeklerde ve yeni doğanlarda<br />
iyileşme oranı %100’dür. Ancak enfeksiyon<br />
kapıldığı gün ile tedaviye başlanan gün<br />
arasındaki zaman uzadıkça iyileşme oranı<br />
da buna bağlı olarak azalır. Şu anda uygulanan<br />
tedavi vücutta toksik etki yarattığı için<br />
tamamen uygulanması iki aydan fazla sürebilir.<br />
Daha etkili ve güvenilir ilaçlara yönelik<br />
ihtiyaç çok belirgin olmasına rağmen, geliştirme<br />
aşamasında olan çok az sayıda ilaç<br />
vardır.<br />
..........................................................................<br />
Cinsel Şiddet<br />
Cinsel şiddet tüm toplumlarda ve farklı seviyelerde<br />
görülen bir sorundur. Toplumsal<br />
şartlardaki dengesizlik ve istikrarsızlık, çoğu<br />
zaman şiddet seviyesinin artmasına yol açar.<br />
Buna cinsel şiddet de dahildir. Cinsel şiddete<br />
maruz kalmak, kişinin kendisini toplumda<br />
utanç kaynağı olarak görmesine ve dışlanmış<br />
hissetmesine yol açar. Bu tür şiddet vakalarının<br />
kişi üzerinde son derece karmaşık etkileri<br />
vardır ve uzun süreli, ciddi sağlık problemlerine<br />
yol açabilir.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) cinsel<br />
şiddet mağdurları için yürüttüğü çalışmalar;<br />
HIV, frengi ve belsoğukluğu gibi cinsel yolla<br />
bulaşan hastalıklar için önleyici tedaviler ile<br />
Tetanos ve Hepatit B aşılama programlarını<br />
içerir. Sistematik bakım ve tedavi programları,<br />
aynı zamanda fiziksel yaralanmaların<br />
tedavisi, psikolojik destek, istenmeyen hamilelikleri<br />
önleme ve istenmeyen hamiliklerle<br />
başa çıkma yolları gibi faaliyetlere odaklanır.<br />
MSF tüm şiddet mağdurları için sağlık<br />
raporu temin etmektedir.<br />
MSF’nin cinsel şiddet mağdurlarına yönelik<br />
faaliyetlerinin temelini tıbbi tedavi oluşturur.<br />
Fakat yaftalanma ve dışlanma korkusu,<br />
birçok insanı yardım almaktan alıkoyabilmektedir.<br />
Tedavi ve yardımın ulaşılabilir olduğunu<br />
bu insanlara anlatmak ve farkındalığı<br />
artırmak için aktif bir yaklaşım gereklidir.<br />
MSF, özellikle çatışma ve savaş bölgelerinde<br />
çok sayıda şiddet mağduruyla karşılaştığı<br />
durumlarda, yerel yönetimlerde ve çatışmaları<br />
sürdüren silahlı gruplar arasında farkındalığı<br />
artırmak amacıyla savunuculuk faaliyetlerini<br />
devreye sokar.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te cinsel şiddet mağduru 11.100 kişiyi<br />
şiddet kaynaklı yaralanmalar nedeniyle tedavi<br />
etmiştir.<br />
10 Sınır Tanımayan Doktorlar
HASTALIKLAR VE <strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />
© Giorgio Contessi/MSF<br />
MSF personeli, Orta Afrika Cumhuriyet’indeki Paoua uçak pistinde bir ton tıbbi malzemeyi MSF uçağından indiriyor. Gelen kargoda<br />
sıtma testleri ağırlıkta.<br />
Ebola<br />
Ebola; kan, vücut salgıları, organlar ve<br />
enfekte insanlarla doğrudan temas yoluyla<br />
bulaşan bir virüstür. İlk kez 1976 yılında<br />
ortaya çıkan Ebola’nın çıkış noktası henüz<br />
tam olarak bilinmese de, yarasaların taşıyıcı<br />
olduğu kabul edilmektedir. Sınır Tanımayan<br />
Doktorlar (MSF), son yıllarda yaşanan Ebola<br />
salgınlarının neredeyse tamamına müdahale<br />
etmiştir. Fakat bu salgınlar, 2014 yılına kadar<br />
çoğunlukla coğrafi anlamda dünyanın geri<br />
kalanından kopuk sayılabilecek ücra bölgelerde<br />
ortaya çıkmıştır.<br />
Ebola’nın ölüm oranı yüzde 25 ila 80 arasında<br />
seyretmektedir. Henüz etkili bir aşı veya<br />
tedavi yöntemi geliştirilemediğinden1,<br />
hastanın tedavisi kaybedilen suyu vücuda<br />
geri kazandırma, ateş ve bulantı gibi semptomları<br />
kontrol altında tutma gibi süreçler<br />
üzerine yoğunlaşmıştır. Ebola başlangıçta<br />
gribe benzer semptomlarla kendini gösterir.<br />
Daha sonraki aşamada kusma, ishal ve<br />
bazı vakalarda kanamalara sebep olarak<br />
çoğu zaman hastanın hayatını kaybetmesine<br />
sebep olur. Bu denli ölümcül olmasına<br />
rağmen, Ebola virüsü son derece hassastır<br />
ve güneş ışığı, yüksek ısı, çamaşır suyu, klor<br />
ve hatta su ve sabunla yok edilebilir.<br />
1 Raporun hazırlandığı tarihten sonraki dönemde<br />
Ebola aşısıyla ilgili yapılan araştırma ve geliştirme<br />
çalışmalarının sonuçları için bkz. “Ebola<br />
Aşısı Umut Vadediyor”: http://sinirtanimayandoktorlar.org/saha-projeleri/ebola-asisi-umut-vadediyor/<br />
Bulaşmanın önüne geçmek, salgının önlenmesinde<br />
büyük önem taşır. Hastalar Ebola<br />
kontrol merkezlerinde, son derece katı<br />
enfeksiyon kontrol prosedürleri altında<br />
tedavi edilmektedir. Hastanın temasta bulunduğu<br />
kişileri tespit etmek, güvenli gömü<br />
işlemleri yürütmek kadar hayati öneme<br />
sahiptir. Eşzamanlı olarak insanları olası<br />
tehditler, virüsten korunma yolları ve hastalık<br />
belirtilerini kendilerinde veya yakınlarında<br />
tespit ettikleri takdirde ne yapmaları gerektiği<br />
konusunda bilgilendirmek için halk<br />
sağlığı geliştirme çalışmaları yürütülmektedir.<br />
Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi Programları:<br />
Bu programlar, sağlık hizmetlerinin etkili<br />
kullanımını teşvik etmeyi ve halk sağlığını<br />
iyileştirmeyi amaçlar. Sağlığın teşviki ve<br />
geliştirilmesi çift yönlü bir süreçtir: Çalışma<br />
yürütülen toplumun kültürel değerlerini ve<br />
yaşayışını anlamak, kamuoyunu bilinçlendirmek<br />
kadar önemlidir. Sınır Tanımayan<br />
Doktorlar (MSF), salgınlar veya hastalıklar<br />
sırasında hastalığın nasıl bulaştığı, bu hastalıktan<br />
nasıl korunulabileceği, semptomların<br />
nasıl tespit edilebileceği ve bir kişi hastalandığında<br />
ne yapılması gerektiğiyle ilgili insanlara<br />
bilgi verir, eğitimler düzenler. Örneğin<br />
MSF kolera salgınına müdahale ediyorsa,<br />
ekiplerimiz bölge halkını dezenfeksiyon ve<br />
hijyen yöntemlerinin önemi hakkında bilgilendirir<br />
çünkü bu hastalık kirli su ve yiyeceklerden<br />
veya dezenfekte edilmemiş yüzeylerle<br />
temas yoluyla bulaşmaktadır.<br />
..........................................................................<br />
HIV/AIDS<br />
Türkçe’de İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü<br />
olarak adlandırılan HIV, kan ve vücut salgıları<br />
yoluyla bulaşır ve kişinin bağışıklık sisteminde<br />
genellikle üç ila on beş yıllık zaman<br />
dilimi içerisinde ciddi bozulmaya yol açar.<br />
Bu durum Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği<br />
Sendromu’nu (AIDS) beraberinde getirir.<br />
Virüs zaman içinde ilerledikçe hastalar çeşitli<br />
fırsatçı enfeksiyonlara maruz kalır. AIDS<br />
hastaları arasında sıklıkla ölüme yol açan ve<br />
en yaygın görülen fırsatçı hastalık tüberkülozdur.<br />
HIV, basit kan testleriyle kolaylıkla teşhis<br />
edilebilir. Ancak birçok insan HIV virüsü<br />
taşıdığını bilmeden ve herhangi bir<br />
semptom geliştirmeden yıllarca yaşayabilir.<br />
Antiretroviral (ARV) olarak adlandırılan<br />
ilaç kombinasyonları bu virüsle savaşmada<br />
ve hızla gelişmesini engellemekte etkilidir<br />
ve hastaların yaşam sürelerini ve sağlığını<br />
artırmada önemli rol oynar. ARV’ler aynı<br />
zamanda virüsün bulaşma riskini de azaltır.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), dünya<br />
çapında aktif olarak üstlendiği tedavilerin<br />
yanı sıra, HIV/AIDS hakkında farkındalığı<br />
artırmaya yönelik eğitim-bilgilendirme,<br />
prezervatif dağıtımı, HIV testleri ve danışmanlık<br />
hizmetleri gibi faaliyetler yürütmektedir.<br />
Aynı zamanda anneden çocuğa<br />
bulaşma (PMTCT) riskini azaltmaya dönük<br />
çalışmalar yapmaktadır. PMTCT hizmetleri,<br />
anneye hamilelik, loğusalık ve emzirme<br />
döneminde, bebeğe ise hemen doğum<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 11
HASTALIKLAR VE <strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />
sonrasında uygulanacak olan ARV tedavisini<br />
içermektedir.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te HIV/AIDS ile yaşayan 340.700 kişiye<br />
sağlık hizmeti vermiş ve 247.000 kişiye ARV<br />
tedavisi uygulamıştır.<br />
..........................................................................<br />
Kala Azar (Visceral leishmaniasis)<br />
Kala Azar hastalığı, Akdeniz havzasında<br />
görülmesine rağmen, yüksek gelir seviyesine<br />
sahip ülkelerde bilinmez. Hintçe’de “kara<br />
ateş” anlamına gelen Kala Azar, tropikal,<br />
parazitik bir hastalıktır ve tatarcık sineklerinin<br />
bazı türlerinin ısırması yoluyla bulaşır.<br />
Yılda yaklaşık 200.000 - 400.000 kişi, 76<br />
ülkede endemik olan Kala Azar hastalığına<br />
yakalanır. Hastalığa yakalananların %90’ı<br />
Bangladeş, Hindistan, Güney Sudan, Sudan<br />
ve Brezilya’dadır. Kala Azar’ın karakteristik<br />
olarak ateş, kilo kaybı, dalak ve karaciğerde<br />
büyüme, anemi ve bağışıklık sisteminin<br />
zayıflaması olarak kendini gösterir. Tedavi<br />
edilmediği takdirde neredeyse her vakada<br />
ölümle sonuçlanır.<br />
Hastalık, Asya’da son derece hızlı sonuç<br />
veren testlerle teşhis edilebilir. Fakat bu<br />
testler Afrika’da uygulanabilecek kadar<br />
yüksek hassasiyete sahip değildir çünkü<br />
çoğu zaman dalak, kemik iliği ve lenf<br />
düğümlerinden alınan örneklerin mikroskop<br />
altında analiz edilmesi gerekir. Bu aşamaların<br />
her biri, gelişmekte olan ülkelerde mevcut<br />
olmayan kaynakları gerektiren zorlu ve uzun<br />
süreçleri içerir.<br />
Son yıllarda Kala Azar tedavisine yönelik<br />
seçenekler artmıştır. Liposomal amphotericin<br />
B, tek başına veya kombinasyon tedavisisin<br />
bir parçası olarak Asya’da bir numaralı tedavi<br />
yöntemi olmuştur. Bu yöntem çok daha<br />
güvenlidir ve kısa sürede etki eder. Ancak<br />
intravenöz uygulaması gerektirdiğinden yerel<br />
kliniklerde bu tedavinin yapılması sıkıntılıdır.<br />
Afrika’da hala en geçerli ve uygun tedavi<br />
yöntemi beş duyarlıklı antimonlu ilaç ve<br />
toksik olduğu kadar son derece acılı enjeksiyon<br />
uygulaması gerektiren paromomisin<br />
kullanımıdır. Daha basit bir tedavi öngören<br />
yeni yöntemler geliştirilmektedir ve çok<br />
yakında kullanılabilir hale gelmesi beklenmektedir.<br />
Bir kişide hem Kala Azar hem de<br />
HIV görüldüğü takdirde, durum çok daha<br />
karmaşık bir hal alır çünkü bu iki virüs yüksek<br />
oranda etkileşime girer ve bireyin bağışıklık<br />
sistemine saldırarak direnci kırar.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te Kala Azar teşhisi konan 5.400 hastayı<br />
tedavi etmiştir.<br />
..........................................................................<br />
Kızamık<br />
Kızamık son derece bulaşıcı olan viral bir<br />
hastalıktır. Virüs vücuda girdikten 8 ila 13<br />
gün sonra ilk belirtiler kendini göstermeye<br />
başlar. Burun akıntısı, öksürük, göz enfeksiyonu,<br />
kızarıklıklar ve yüksek ateş, henüz<br />
tedavisi olmayan bu hastalığın en belirgin<br />
semptomlarıdır. Hastalar izole bir yerde A<br />
vitamini ile tedavi edilir. Bu süreçte görme<br />
bozuklukları, viral ağız enfeksiyonu, dehidrasyon,<br />
protein eksikliği ve solunum yolları<br />
enfeksiyonu görülebilir.<br />
Gelişmiş ülkelerde kızamık kapan insanlar<br />
en fazla iki ila üç hafta içinde iyileşir ve<br />
ölüm oranı çok düşüktür. Ancak gelişmekte<br />
olan ülkelerde ölüm oranı yüzde 3 ila 15<br />
arasında seyrederken, bazı bölgelerde bu<br />
oran %20’ye kadar yükselir). Ölüm nedenleri<br />
genellikle ishal, su kaybı, ciddi solunum<br />
yolları enfeksiyonu ve beyin iltihabıdır.<br />
Güvenilir ve uygun maliyetli aşılar piyasada<br />
bulunabilmektedir. Büyük ölçekli aşı<br />
kampanyaları da vaka sayısında ve ölüm<br />
oranlarında ciddi düşüş yaşanmasını sağlamıştır.<br />
Ancak sağlık sisteminin yetersiz<br />
olduğu ve hizmetlere ulaşımın zor olduğu<br />
ülkelerde insanlar kızamık kapmaya çok<br />
yatkındır.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te yaşanan salgınlarda 45.900 kızamık<br />
hastasını tedavi etmiş ve 1.537.400 kişiyi kızamığa<br />
karşı aşılamıştır.<br />
..........................................................................<br />
Kolera<br />
Kolera, Vibrio cholerae bakterisinin su<br />
yoluyla bulaşması sonucunda gelişen<br />
ve sindirim sisteminin akut enfeksiyonuyla<br />
sonuçlanan bir hastalıktır. Kirli su ve yiyeceklerin<br />
tüketilmesi veya kontamine yüzeylere<br />
direkt temas yoluyla bulaşır. Hastalık,<br />
endemik olmayan bölgelerde bir anda ciddi<br />
bir salgına dönüşebilir. Enfekte olan bireylerin<br />
çoğu orta düzeyde bir enfeksiyon<br />
rahatsızlığı yaşar. Bazılarındaysa hastalık<br />
bu aşamaya bile gelmez. Ancak hastalık<br />
çok şiddetli bir şekilde de kendini gösterebilir.<br />
Kolera, çok ciddi su kaybına yol açan<br />
kesintisiz ishal ve kusma yaşandığı takdirde<br />
dehidrasyon sonucu ölüme yol açabilir.<br />
Tedavi, hastanın kaybettiği su miktarının ağız<br />
veya damar yoluyla rehidrasyonu ve kaybedilen<br />
tuz ve minerallerin takviye edilmesini<br />
içerir. Kolera genellikle nüfusun çok yoğun<br />
olduğu, sıhhi temizliğin sağlanamadığı ve<br />
su kaynaklarının güvenilir olmadığı bölgelerde<br />
görülür. Bir salgından şüphelenildiği<br />
takdirde, tüm hastalar enfeksiyon kontrol<br />
önlemleri altında bir tedavi merkezine yerleştirilmeli<br />
ve enfeksiyonun daha fazla kişiye<br />
bulaştırılması engellenmelidir. Katı hijyen<br />
kuralları takip edilerek bol miktarda temiz ve<br />
sağlıklı içme suyu tedarik edilmelidir.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te 32.600 kolera hastasını tedavi<br />
etmiştir.<br />
..........................................................................<br />
Meningokokal Menenjit<br />
Meningokokal menenjit beyin ve omurilik<br />
etrafındaki zarın bakteriyel enfeksiyondur.<br />
Ani ve şiddetli baş ağrısı, kasılmalar, ateş,<br />
kusma, ışığa karşı hassasiyet ve boyun<br />
bölgesinde sertleşme gibi belirtilerle kendini<br />
gösterir. Semptomlar görülmeye başladıktan<br />
yalnızca saatler sonra ölüm gerçekleşebilir.<br />
Enfekte hastaların neredeyse %50’si tedavi<br />
görmeye başlamadan hayatını kaybeder.<br />
Menenjite sebep olan bakteriyi birçok insan<br />
belirti göstermeden veya farkında olmadan<br />
taşıyor olabilir ve öksürük veya hapşurma<br />
yoluyla bu bakteriyi diğer kişilere bulaştırabilir.<br />
Omurilik sıvısından alınan bir örneğin<br />
incelenmesiyle hastalık teşhis edilebilir ve<br />
tedavi özel antibiyotik kullanımını gerektirir.<br />
Ancak tedaviyle bile hastaların %10’dan<br />
fazlası hayatını kaybeder ve hastalığı atlatan<br />
her beş kişiden biri, işitme kaybı ve öğrenme<br />
bozuklukları gibi hastalığın diğer etkilerine<br />
maruz kalır.<br />
Menenjit dünyanın her yerinde görülen bir<br />
hastalıktır, fakat enfeksiyonların ve ölümle<br />
sonuçlanan vakaların çoğu Afrika’da görülür.<br />
“Menenjit Kuşağı” olarak adlandırılan ve<br />
doğu-batı ekseninde Etiyopya’dan Senegal’e<br />
kadar olan bölge dahilinde, salgınların<br />
çoğundan meningokoksik bakteri sorumludur.<br />
Yeni geliştirilen bir aşı en az 10 yıllık<br />
bir koruma sağlarken, sağlıklı bakteri taşıyıcılarının<br />
da hastalığı bulaştırmasının önüne<br />
geçer. Benin, Burkina Faso, Kamerun,<br />
Çad, Gana, Mali, Nijer, Nijerya, Senegal ve<br />
Sudan’da yapılan aşı kampanyaları sonucunda<br />
hastalığın görülme sıklığı büyük<br />
ölçüde azalmıştır.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te menenjit salgınlarında 326.100 kişiyi<br />
aşılamıştır.<br />
..........................................................................<br />
Ruh Sağlığı Tedavisi<br />
Şiddete tanıklık etme, sevdiklerini kaybetme,<br />
geçim kaynaklarının zarar görmesi veya<br />
herhangi bir sebepten ötürü acı çekmek<br />
gibi travmatik olaylar, bir insanın ruh sağlığını<br />
olumsuz yönde etkiler. Sınır Tanımayan<br />
Doktorlar (MSF) bu kişilere psikososyal<br />
destek sağlayarak bireylerin uzun süreli<br />
psikolojik sorunlarını aşmalarına yardımcı<br />
olur.<br />
Psikososyal destek, hastaların yaşadıkları<br />
travmalarla başa çıkabilmek için kendi<br />
yöntemlerini geliştirmelerine odaklanır.<br />
Danışmanlarımız, hastaların yaşadıkları<br />
travmalar hakkında konuşmaları için onları<br />
cesaretlendirir ve duygularını süzgeçten<br />
geçirmelerine yardımcı olur. Bu sayede<br />
bireylerin stresini azaltmayı amaçlar. MSF,<br />
aynı zamanda tamamlayıcı bir çalışma olarak<br />
gruplar için psikolojik danışmanlık da verir.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te 223.900 kişiye ruh sağlığı hizmeti<br />
vermiştir.<br />
..........................................................................<br />
Sıtma<br />
Sıtma hastalığı virüs taşıyan sivrisineklerden<br />
bulaşır. Semptomlar ateş, eklemlerde<br />
ağrı, baş ağrısı, devamlı kusma,<br />
kasılma ve komadır. Şiddetli sıtma çoğu<br />
zaman Plasmodium falciparum parazitinden<br />
kaynaklanır ve bu durum organlara ciddi<br />
hasar vererek tedavi edilmediği takdirde<br />
ölümle sonuçlanır. Sınır Tanımayan Doktorlar<br />
(MSF) tarafından yürütülen saha araştırmaları,<br />
artemisinin temelli kombinasyon terapisinin,<br />
şu ana kadar bu parazitin yol açtığı<br />
sıtma vakalarında en etkili yöntem olduğunu<br />
kanıtlamaya yardımcı olmuştur. Dünya<br />
Sağlık Örgütü’nün 2010 yılında hazırladığı<br />
kılavuzlar, çocuklarda görülen şiddetli sıtma<br />
vakaların tedavisinde arthemeter yerine artesunate<br />
kullanımının desteklenmesi yönünde<br />
değiştirilmiştir.<br />
Uzun etkili böcek kovucu ilaçlarla işlem<br />
görmüş cibinlikler sıtmayı kontrol altında<br />
12 Sınır Tanımayan Doktorlar
HASTALIKLAR VE <strong>FAALİYET</strong>LER SÖZLÜĞÜ<br />
İleri düzeydeki sıtma, hastanın kanında sulanmaya neden olabiliyor.<br />
tutmada çok etkilidir. MSF, endemik bölgelerde<br />
annelere ve yüksek oranda hastalığa<br />
maruz kalabilen beş yaş altı çocuklara<br />
cibinlik dağıtırken, aynı zamanda cibinlik<br />
kullanımı hakkında insanları bilgilendirmektedir.<br />
MSF, 2012’de Çad ve Mali’de ilk kez<br />
dönemsel kemoprevansiyon yöntemini denemiştir.<br />
Hastalığın en yüksek seviyeye çıktığı<br />
dönemde beş yaş altı çocuklara üç ila dört<br />
ay boyunca oral anti-sıtma ilaçları verilmiştir.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te 2.229.200 sıtma hastasını tedavi<br />
etmiştir.<br />
..........................................................................<br />
Su ve Sanitasyon<br />
Yürüttüğümüz sağlık projelerinde temiz su<br />
ve sıhhi temizlik vazgeçilmez öneme sahiptir.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), çalışılan<br />
bölgelerdeki sağlık tesislerinde temiz su<br />
tedariğinin ve atık yönetim sistemlerinin<br />
sorunsuz bir şekilde işlemesini sağlar.<br />
MSF, afet durumunlarında bölge halkına<br />
temiz su tedarik etme ve güvenli sıhhi<br />
temizlik konusunda yardımcı olmaktadır.<br />
İçme suyu tedariği ve atıkların imhası,<br />
MSF’nin her projede öncelik verdiği konular<br />
arasında yer alır. Yakınlarda temiz su kaynakları<br />
olmadığı takdirde bölgeye konteynırlarla<br />
su taşınır. Çalışanlarımız bilgilendirme<br />
kampanyaları düzenleyerek bölge halkını bu<br />
araçların kullanımı konusunda teşvik eder ve<br />
hijyen uygulamalarına ağırlık verir.<br />
..........................................................................<br />
Tüberküloz (TB)<br />
Bugün dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri<br />
Tüberküloz (TB) basili taşıyor. Fakat bu kişilerin<br />
çoğunda hastalık belirti göstermemektedir<br />
ve bulaşma riski yoktur. Özellikle<br />
bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, TB<br />
basili gelişerek akut tüberküloz halini alır.<br />
Her yıl yaklaşık 9 milyon kişi aktif tüberküloz<br />
geliştirir ve bu kişilerin 1,5 milyonu hayatını<br />
kaybeder.<br />
TB basili, enfekte kişiler öksürdüğünde veya<br />
hapşurduğunda hava yoluyla taşınır ve diğer<br />
kişilere bulaşır. Vücuduna TB basili yerleşen<br />
her insanda hastalık baş göstermez, fakat bu<br />
kişilerin yaklaşık %10’unda hayatlarının belli<br />
bir döneminde TB aktif hale gelir. Hastalık<br />
en çok akciğerleri etkiler. Hastalarda sürekli<br />
öksürük, ateş, kilo kaybı, göğüs ağrısı ve<br />
nefes almada zorlanma görülür ve hastalık<br />
tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanır.<br />
Ölümle sonuçlanan TB, HIV hastaları<br />
arasında çok yaygın görülür.<br />
TB’nin teşhis edilmesi için tükürük veya mide<br />
sıvısından örnekler alınması gerekir, fakat<br />
bu işlemin çocuklarda yapılması zordur.<br />
Bugün, yapıldıktan yalnızca iki saat sonra<br />
sonucu alınan ve aynı zamanda ilaca direnç<br />
seviyesini tespit edebilen yeni bir moleküler<br />
test kullanılmaktadır. Test oldukça maliyetli<br />
olmasının yanı sıra ciddi bir güç kaynağı ve<br />
mukus-balgam örneği gerektirir.<br />
Basit TB vakalarında tedavi en az altı ay<br />
sürer. Hastalar birinci basamak tedavide<br />
kullanılan en güçlü iki antibiyotiğe (izoniazid<br />
ve rifampisin) karşı direçliyse, bu kişilerin<br />
Çok İlaca Dirençli Tüberküloz’a (MDR-TB)<br />
sahip olduğu kabul edilir. Bu durumda bile<br />
hastanın tedavisi mümkündür. Fakat kullanılacak<br />
ilaç grupları çok ağırdır ve çok sayıda<br />
yan etki gösterir. Tedavi iki yıla kadar sürebilir.<br />
Yaygın İlaç Dirençli Tüberküloz (XDR-<br />
TB) ise, ikinci basamak ilaçlara dirençli TB<br />
hastalarının tedaviye yanıt vermediği durumlarda<br />
anlaşılır ve bu aşamada hasta için<br />
yapılabilecekler kısıtlıdır.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te 20.100 tüberküloz hastasını ve 2.000<br />
MDR-TB hastasını tedavi etmiştir.<br />
..........................................................................<br />
© Jacob Kuehn/MSF<br />
Uyku Hastalığı (Afrika Tripanosomiyazisi)<br />
Afrika Uyku Hastalığı parazit kaynaklı bir<br />
enfeksiyondur ve Sahra Altı Afrikası’nda<br />
yaygın bulunan çeçe sinekleri tarafından<br />
bulaştırılır. Parazit, hastalığın ileri safhalarında<br />
merkezi sinir sistemini etkiler ve<br />
ciddi nörolojik sorunlara sebep olur. Uyku<br />
Hastalığı tedavi edilmediği takdirde ölümle<br />
sonuçlanır. Rapor edilen hastaların %95’ten<br />
fazlasında hastalığın, Batı ve Orta Afrika<br />
bölgesinde bulunan Trypanosoma brucei<br />
gambiense parazitinden kaynaklandığı görülmüştür.<br />
Vakaların kalan %5’ine ise Doğu<br />
ve Güney Afrika’da bulunan Trypanosoma<br />
brucei rhodesiense paraziti sebep olmuştur.<br />
İlk safhalarda hastalığın tedavisi görece<br />
kolaydır, fakat teşhisi zordur çünkü başlangıçta<br />
görülen ateş ve güçsüzlük hissi semptomları<br />
yalnızca Uyku Hastalığı’na özgü<br />
belirtiler değildir. Hastalığın ikinci safhası,<br />
parazit merkezi sinir sistemine saldırdığı<br />
zaman başlar. Hasta bu aşamada koordinasyon<br />
bozukluğu, kafa karışıklığı, kasılmalar<br />
ve uyku bozukluğu gibi nörolojik ve<br />
psikiyatrik semptomlar göstermeye başlar.<br />
Hastalığın tam teşhis edilmesi için omurilik<br />
sıvısından örnek alınması gerekir.<br />
Nifurtimoks – Eflornitin Kombinasyon<br />
Terapisi (NECT), Sınır Tanımayan Doktorlar<br />
(MSF), İhmal Edilen Hastalıklar İçin İlaç<br />
İnsiyatifi (DNDi) ve Epicentre işbirliğiyle<br />
geliştirilmiştir ve günümüzde Dünya Sağlık<br />
Örgütü’nün (WHO) önerdiği tedavi protokolüdür.<br />
NECT, daha önce bu hastalığa karşı<br />
kullanılan ve arseniğin bir türevi olan melarsoprol<br />
haplarından daha güvenlidir çünkü<br />
melarsoprol kullanımının ciddi yan etkileri<br />
olmakla beraber, bu haplar hastanın ölümüne<br />
de neden olabilmektedir. Klinik deneyleri<br />
devam eden yeni moleküllerin, hastalığın her<br />
iki safhasında da etkili ve güvenilir sonuçlar<br />
verebilecek bir tedavi yöntemi için yol gösterici<br />
olması beklenmektedir.<br />
..........................................................................<br />
Üreme Sağlığı<br />
Kadın doğum ve yeni doğan sağlık hizmeti<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) afet<br />
programlarının bir parçasıdır. Sağlık çalışanlarımız<br />
doğumlara yardımcı olur ve gerekmesi<br />
halinde sezaryen doğum gerçekleştirir.<br />
Hasta veya zayıf doğan bebekler ise, ekiplerimiz<br />
tarafından özel bakıma alınır.<br />
MSF’nin uzun dönem programları, anne ve<br />
çocuk sağlığı konusunda daha kapsamlı<br />
hizmetler sunar. Doğum öncesi hamile<br />
kadınlara yapılan ziyaretler, tıbbi ihtiyaçları<br />
ve doğum sırasında çeşitli komplikasyonlar<br />
yaşayabilecek anne adaylarını tespit<br />
etmek için hayati önem taşır. Doğumdan<br />
sonra annelere yeni doğan bakımıyla<br />
beraber tedavi, danışmanlık, aile planlaması<br />
ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar<br />
hakkında bilgilendirme seansları düzenlenir.<br />
Doğum sonrasında annenin sağlığına dikkat<br />
edildiği ve kişinin bakımına özen gösterildiği<br />
takdirde obstetrik fistül gibi sorunlar<br />
önlenebilir. Obstetrik fistül, özellikle uzun ve<br />
zorlu doğumlar sırasında vajina ve rektum<br />
arasında oluşan bir açıklıktır. İdrarını ve<br />
tuvaletini tutamama gibi sorunlara yol açan<br />
bu durum, kadınların kendini toplumdan<br />
dışlanmış hissetmesine sebep olur. Dünya<br />
çapında bu sorunu yaşayan yaklaşık 2<br />
milyon kadının tedavi göremediği ve her<br />
yıl 50.000 ila 100.000 yeni vakanın oluştuğu<br />
bilinmektedir. Birçok MSF programında<br />
uzman hekimlerin gözetiminde obstetrik<br />
fistül ameliyatları yapılmaktadır.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te 735.800’den fazla doğum öncesi<br />
bakım ve tedavi hizmeti vermiştir.<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 13
YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ<br />
© Benoit Finck/MSF<br />
Dünya kamuoyu tarafından göz ardı edilen Yemen krizi, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) için büyük<br />
öncelik taşıyor. Yemenliler yıllardır yoksulluk, kronik yetersiz beslenme ve gittikçe zayıflayan<br />
sağlık sistemi nedeniyle ülkelerinde yaşam mücadelesi veriyor. Tüm bunların üzerine <strong>2015</strong> yılında<br />
çatışmaların şiddetlenmesi, Yemenliler için hayatta kalmayı daha da zorlaştırdı.<br />
Yemen Devlet Başkanı Salih’in ve Genel<br />
Halk Kongresi Partisi’nin görevden ayrılışıyla<br />
tetiklenen şiddet eylemleri, üç yıldan fazla<br />
süredir devam ediyor. Salih’in rejimiyle ilişkilendirilen<br />
Ensar Allah/Husi partisi şu anda,<br />
diğer körfez ülkeleri ve batı güçlerinden<br />
oluşan Suudi Arabistan öncülüğündeki<br />
koalisyonun askeri desteğiyle hareket eden<br />
Güney Yemen bağımsızlık hareketi, İslami<br />
gruplar, bazı yerel birlikler ve cihatçı güçlerin<br />
oluşturduğu birlikle çatışma halinde. Gruplar<br />
ülke yönetimini ele geçirmek için savaşıyor.<br />
Mart ayında uluslararası koalisyon bir hava<br />
saldırısı kampanyası başlattı. Bombalı saldırıların<br />
bir anda yoğunlaşması, daha fazla<br />
insanın yerinden edilmesi ve sağlık hizmetlerine<br />
erişimin neredeyse imkansız hale gelmesiyle<br />
sonuçlandı. İnsani yardım ve sağlık<br />
hizmetlerine olan ihtiyacın bu kadar yoğun<br />
olduğu bir dönemde, insani yardım kuruluşlarının<br />
çoğu uluslararası ekiplerini tahliye<br />
ederek faaliyetlerini Ürdün’ün başkenti<br />
Amman’a taşımak zorunda kaldı. MSF de<br />
aynı şekilde uluslararası çalışanlarının büyük<br />
kısmını Yemen’den tahliye etti, fakat kilit<br />
pozisyonlarda çalışan personelin bir kısmını<br />
Sana’a ve Aden’de tutma kararı aldı. Aynı<br />
zamanda çatışma bölgelerinde çalışma<br />
konusunda deneyimi olan bazı çalışanlarını<br />
da Yemen’e gönderdi. Bu MSF’nin, lojistik ve<br />
tıp konusundaki uzmanlığını afet durumlarında<br />
yalnızca birkaç gün içinde sahada aktif<br />
hale getirebildiğini kanıtlayan önemli göstergelerden<br />
biridir.<br />
Çatışmanın ilk dönemlerinde Suudi Arabistan<br />
öncülüğündeki koalisyon silahlara ambargo<br />
koymuştu. Ülkeye ihtiyaç malzemeleri<br />
taşıyan çok sayıda gemi ve uçak bu yüzden<br />
durduruldu. İlaç ve yakıt tedariği de bu<br />
yüzden kesintiye uğradı ve ciddi anlamda<br />
yaralanma ve ölüm vakalarının yaşandığı<br />
bu dönemde çok sayıda sağlık tesisi bu<br />
sebeple hizmet veremez oldu. Şu anda hala<br />
açık olan az sayıdaki klinik de yakıt yetersizliğinden<br />
dolayı kapasitesinin altında hizmet<br />
veriyor. Nisan ayında Birleşmiş Milletler<br />
Güvenlik Konseyi de bu ceza uygulamasını<br />
onayladı. Oysa Yemen, son yıllarda şiddetlenen<br />
çatışmaların öncesinde bile ithalata<br />
bağımlı bir ülkeydi. MSF, bu kısıtlamalara<br />
ve ülkedeki havalimanlarının çoğunun yerle<br />
bir edilmiş olmasına rağmen, yerel otoriteler<br />
ve Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonla<br />
anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre<br />
MSF, uluslararası çalışanlarını, tonlarca tıbbi<br />
malzemeyi ve ilacı, Yemen’e uçan charter<br />
uçaklarla Sana’a’ya ve gemilerle Aden’e taşıyabilecekti.<br />
MSF tedarik için bir rota oluşturarak<br />
Yemen’in Aden şehrinde faaliyet gösteren bir<br />
travma cerrahisi merkezini işletmeye devam<br />
etti ve çatışmanın hangi tarafında olduğuna<br />
bakılmaksızın gelen her hastayı tarafsızlık<br />
ilkesi gereğince tedavi etti. Projede<br />
bazı güvenlik vakaları yaşanmasına rağmen,<br />
yakınlarda çatışma yaşandığı durumlarda<br />
bile, tüm kara kuvvetleri ekipleri MSF çalışanlarının<br />
tarafsızlığına olabildiğince saygı<br />
gösterdi. Lahj vilayetinden ve diğer ilçelerden<br />
gelen hastalar için <strong>2015</strong>’te 6.000’den<br />
fazla cerrahi müdahale gerçekleştirildi.<br />
MSF, Taiz’de çatışmaların şiddetlenmesine<br />
rağmen, yazın burada yeni bir proje başlattı.<br />
Cephe hatları üzerinde yer alan bazı hastanelere<br />
ve acil servislere tıbbi malzeme bağışlandı.<br />
Sağlık personeli, yıl sonuna doğru<br />
çatışma kaynaklı yaralanmalarla hastaneye<br />
gelen hasta sayısında ciddi artış yaşandığını<br />
gözlemledi. MSF Kasım ayında Taiz’de<br />
100 yataklı bir anne - çocuk sağlığı hastanesini<br />
faaliyete geçirdi. Bu hastane özel-<br />
» YUKARIDAKİ FOTOĞRAF: Yemen’in Aden şehrinde görev yapan MSF personeli, acil cerrahi ünitenin ameliyathanesinde çalışıyor.<br />
14 Sınır Tanımayan Doktorlar
YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ<br />
likle gebelik, kadın hastalıkları ve pediyatri<br />
konusunda savaşın yıprattığı bu kentte ana<br />
sevk merkezi olarak hizmet verdi. Ekiplerimiz<br />
Saada, Amran ve Hacca gibi kuzey vilayetlerinde<br />
yürütülen faaliyetleri de artırma kararı<br />
aldı.<br />
Bu yıl, kuşatmalar gibi dış kaynaklı engellemeler,<br />
acil tıbbi yardıma ihtiyaç duyan<br />
Yemen halkının karşılaştığı tek zorluk değildi.<br />
Gittikçe daha da kutuplaşan, bölünen<br />
ve devamlı olarak değişen cephe hatlarının<br />
olduğu bu ülkede, insanlar sokaktaki<br />
kontrol noktalarında öldürüleceklerinden<br />
endişe ettiği için sağlık tesislerine gitmekten<br />
vazgeçti. Hatta bazı sağlık tesislerinin bilinçli<br />
olarak hava saldırılarına hedef olması sonucunda<br />
hastaneler de güvenli bölge olarak<br />
görülmekten çıktı. Ekim ayında Haydan’daki<br />
MSF destekli bir hastane hava saldırısıyla<br />
bombalandı ve yerle bir edildi. Aralık<br />
ayında Taiz’deki bir MSF kliniği bombalanması<br />
sonucunda dokuz kişi yaralandı. Bu<br />
bölgelerde sağlık tesislerinin çoğu kapandı<br />
ve olayların hemen ardından MSF’nin<br />
tekrar faaliyete geçmesi zaman aldı. Çoğu<br />
Yemenli hayatından endişe ettiği için, tedaviye<br />
ne kadar ihtiyaç duyarsa duysun, sağlık<br />
merkezlerine adım atmaya çekinir hale geldi.<br />
Yemen çapında yaşananların boyutu düşünüldüğünde,<br />
uluslararası afet müdahalesinin<br />
çok kısıtlı kaldığı açıkça görülebiliyor. Hatta<br />
uluslararası düzeyde gönderilen yardımlar,<br />
basit bir “yara bandı” etkisinden öteye geçemedi.<br />
İnsani yardım kuruluşlarının daha fazla<br />
ihtiyaca yanıt vermesi gerekiyor. Yemen<br />
halkına yardım sağlanması gibi üstün gayret<br />
isteyen bir müdahale, ülkede halihazırda<br />
çalışmakta olan birkaç kuruluşa bırakılmamalı.<br />
Çatışma bölgelerinde korunmasız ve<br />
savunmasız bir şekilde yaşam mücadelesi<br />
veren Yemenlilere, bağımsız ve tarafsız bir<br />
şekilde, deneyimli saha çalışanlarının eşliğinde<br />
nitelikli sağlık hizmeti ve insani yardım<br />
götürülmelidir. Yemen’deki acil müdahale<br />
ekiplerinin karşı karşıya olduğu risklere<br />
rağmen, ihtiyaçların kritik boyutlara ulaştığı<br />
düşünüldüğünde, MSF’nin de aralarında<br />
bulunduğu bazı kuruluşlar hala ülkede etkili<br />
hizmet verilebildiğini kanıtlamıştır.<br />
Savaşan taraflar Yemenli sivillerin can<br />
güvenliğini gözetmedikçe ve şiddetin boyutunu<br />
azaltmadıkça, Yemen’e yapılan tüm<br />
yardımlar ve Yemen halkına yönelik gösterilen<br />
tüm iyi niyet hiçbir şekilde amacına<br />
ulaşamayacaktır. Ateşkesi ve barışın inşasını<br />
teşvik eden uluslararası anlaşmalar yapılarak<br />
bölge halkının çatışmalardan göreceği zarar<br />
en aza indirilmeli, temel tedariklerin ulaştırılmasına<br />
ve sağlık hizmetlerine erişime bir an<br />
önce izin verilmelidir.<br />
© Malak Shaher/MSF<br />
Beslenme yetersizliği nedeniyle hastaneye yatırılan Najeeba, Yemen'in Kamer kasabasında yer alan MSF hastanesi Al Salam'da tedavi görüyor.<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 15
KUNDUZ TRAVMA<br />
MERKEZİ’NE YÖNELİK<br />
SALDIRI<br />
© Victor J.<br />
Afganistan’ın Kunduz şehrinde faaliyet gösteren Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) Travma<br />
Merkezi, 3 Ekim <strong>2015</strong> tarihinde ABD Hava Kuvvetleri tarafından hedef gözetilerek aralıksız bir<br />
biçimde bombalandı.<br />
Hastane yerleşkesinin yerle bir olduğu saldırıda 24 hasta, dört hasta bakıcı ve 14 sağlık personeli hayatını kaybetmiştir. 2011 yılında açılan bu hastanede,<br />
travma mağdurlarına nitelikli ve ücretsiz tıbbi ve cerrahi hizmet verilmekteydi. 2014’te hastanede 22.000 kişi tedavi görmüş, 6.000’e yakın cerrahi müdahale<br />
gerçekleştirilmişti. Aşağıda, Kunduz Travma Merkezi'nde görev yapmış olan iki sağlık personelinin, 42 kişinin hayatını kaybettiği olay gecesi yaşadıkları<br />
anlatılmaktadır. MSF’nin Afganistan’daki faaliyetleri hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için 43. ve 44. sayfalara bakınız.<br />
Sayed Hamed Hashemy – Afganistanlı cerrah<br />
Bombalar hastaneyi vurmaya başladığı sırada Dr.<br />
Hashemy bir hastayı ameliyat ediyordu. Hashemy,<br />
saldırıdan iki hafta sonra hastanenin yıkıntılarını<br />
ziyaret etti.<br />
Hastane enkazında dolaşırken binanın yerle<br />
bir olduğunu görmek beni çok etkiledi. Her<br />
şey yanmıştı. Saldırı esnasında ameliyat<br />
yaptığım odanın tavanı ve duvarları deliklerle<br />
doluydu. Oksijen şişeleri ve ameliyat masası<br />
paramparça olmuştu. C kol (ortopedik<br />
görüntüleme sistemi) tamamen dağılmıştı.<br />
Bazı yerlerde hastanenin çatısı da çökmüştü.<br />
Bir anda zaman durdu. Herkesin neler<br />
olduğunu anlamak için bir anda çalışmayı<br />
bıraktığı ana tekrar dönüyor, bu anı<br />
iliklerinizde hissediyordunuz. Binayı bu<br />
halde görmek çok dokunaklıydı. Hayatını<br />
kaybeden hastaları ve meslektaşlarımızı<br />
düşündüğümde göğsümde yoğun bir acı<br />
hissettim.<br />
Saldırı gecesi nöbetçi cerrahtım. Uluslararası<br />
bir çalışanımızla ameliyathanedeydim<br />
ve hemen yakınımızda bir patlama<br />
duyduğumuzda, çoktan karmaşık bir<br />
işleme başlamış ve yoğunlaşmıştık. Yerimizi<br />
değiştirmedik; binadan çıkmaya çalışmadık<br />
çünkü hiçbirimiz ikinci bir patlamayı<br />
beklemiyorduk. Hemen ardından ikinci<br />
patlamayı duyduk ve bir anda odanın ışıkları<br />
söndü.<br />
İş arkadaşlarım koridorda koşuyor,<br />
pencerelerden atlıyordu. Herkes güvenli bir<br />
yere sığınma telaşındaydı. Duvarlar başımıza<br />
yıkılıyor, eşyalar üzerimize düşüyordu. Yangın<br />
yayılmıştı ve dumandan göz gözü görmez<br />
olmuştu. Hala patlama sesleri duyuyor,<br />
sarsıntıları hissediyorduk.<br />
Sterilizasyon odasına koştuk ama yakıt<br />
stoğumuz da bu odadaydı. Bu yüzden<br />
güvende hissetmedik. Tekrar koridora koştuk<br />
ve bodruma ulaşmak istedik. Sonra tekrar<br />
fikir değiştirip buranın da güvenli olmadığını<br />
hissedip ameliyathanenin koridoruna<br />
ilerledik.<br />
Korku içindeydik. Herkes çığlık çığlığaydı.<br />
Tavandan, pencerelerden ve kapılardan<br />
kopan parçalar her yere yayılmıştı. Kaosun<br />
içinde yolumuzu bulmaya çalışırken<br />
harcadığımız dakikalardan sonra nihayet<br />
kendimizi binanın dışına atabildik. En<br />
yakınımızdaki bina birkaç metre uzaktaydı<br />
ama oraya giderek kendimizi riske<br />
atamazdık. Yerin yaklaşık iki metre altında<br />
bulunan bir yapı bulup içine girdik. Orada<br />
yaklaşık bir saat bekledik ama ana binanın<br />
pencerelerinin yandığını görünce oradan<br />
da çıkmaya karar verdik. Saklandığımız<br />
yerden birkaç metre uzaktaki hasta bakıcı<br />
odasına koştuk ve patlamaların durduğuna<br />
emin olana dek orada saklandık. O sırada<br />
arkadaşlarımı bir daha görebilecek miyim<br />
diye düşünüyordum.<br />
Patlamalar kesildikten hemen sonra yaralıları<br />
arayan iş arkadaşlarımın seslerini duydum.<br />
Toplantı odasına gittim, gerçekten çok sarsıcı<br />
bir andı. Herkes ağlıyor, birbirine sarılıyordu.<br />
Yaralılara yardım etmeye başladık. Göğüs<br />
tüpleri yerleştirdik ve kanamalı yaraları<br />
durdurmaya odaklandık. Kısıtlı imkanlara<br />
rağmen ağır yaralı bir doktor arkadaşımıza<br />
laparatomi yapabildik. Ama çok kan<br />
kaybetmişti ve müdahalemizden kısa süre<br />
sonra hayatını kaybetti.<br />
Patlamadan bir hafta önceki yoğunlukta<br />
durmaksızın çalışmıştım ve annem<br />
güvenliğimden de endişe ediyordu. Ama<br />
bana bu kadar ihtiyaç duyulan bir anda<br />
evde kalmayı düşünemezdim bile. Bir doktor<br />
olarak kendimi ihtiyaç duyulduğu anda<br />
herkese yardım etmeye adamıştım. Bugün<br />
hastaneye tekrar geldim. Kunduz, şimdi<br />
yıkılmış, yanmış, yerle bir olmuş, terk edilmiş<br />
durumda. Burada hiç umut kalmamış.<br />
» YUKARIDAKİ FOTOĞRAF: Kunduz Travma Merkezi’ne yapılan uzun süreli saldırılar sırasında duvarda açılan bir füze deliği. Aralarında 22<br />
MSF personeli ve hastasının da yer aldığı 42 kişi saldırı sırasında öldürüldü.<br />
16 Sınır Tanımayan Doktorlar
KUNDUZ TRAVMA MERKEZİ’NE YÖNELİK SALDIRI<br />
Dr. Kathleen Thomas - Avustralyalı yoğun bakım uzman doktoru<br />
Her sabah 07:35’te dünyanın dört bir yanından<br />
gelen uluslararası MSF çalışanları, iki farklı<br />
MSF Land Cruiser’ına doluşur. Bu araçlardan<br />
biri kadınlar, biri erkekler içindir. Hastaneye<br />
gidene kadar aracın patlamaya karşı filmlenmiş<br />
camından dışarıyı izleriz. Bu saatlerde<br />
Kunduz’daki rutin gündelik koşuşturmacanın<br />
başladığını görebilirsiniz. İdare memurumuz<br />
Mujeeb hastaneye yürüyerek, veri memurumuz<br />
Najib de bisikletiyle gelir. Diğer herkes<br />
gibi işbaşı yapmak için koşturanlar arasında<br />
her sabah yolda ikisini de görürüz.<br />
Saat 10:00 civarında her zaman olduğu gibi<br />
hastanenin günlük telaşı başlar. Ben koğuştaki<br />
bir hastaya bakmak için yoğun bakım<br />
ünitesinden çıkarım. Patolojide mikroskobunun<br />
üzerine eğilmiş, bir şeyler inceleyen<br />
laboratuvar teknisyeninin yanından geçerim.<br />
Acil servise gelirim ve ameliyathanelerin<br />
yanından geçerim. Bir hasta, yerel ve uluslararası<br />
uzman sağlık personeli tarafından<br />
gerçekleştirilecek özel bir travma ameliyatına<br />
girmek için koğuştan sedyeyle taşınır. Kuzey<br />
Afganistan’da bu tip bir operasyon geçirebileceğiniz,<br />
uzman sağlık hizmeti veren tek<br />
hastane burasıdır.<br />
Hava saldırısından 6 gün önce<br />
O gece, sabahın 02:00’sinde bir anda yoğun<br />
çatışma sesleriyle uyandım. Beş aydır<br />
“çatışma mevsimi”nde Kunduz’da bulunuyordum<br />
ve savaş seslerine alışmıştım. Ama<br />
bunda farklı bir şey vardı. Çok yakından<br />
geliyordu, çok şiddetliydi ve çatışma dört<br />
bir yana yayılmış gibiydi. Hastaneden, acil<br />
servise hasta akını olduğunu bildiren bir<br />
telefon bekledim. Çok yakında benden yardım<br />
isteyeceklerini tahmin etmiştim. Çatışma o<br />
kadar yoğundu ki, yaralıların hastaneye ulaştırılması<br />
muhtemelen saatler sürüyordu. O gün,<br />
gün ağarırken beklediğim telefon geldi ve<br />
hayatımın en uzun haftası başladı.<br />
İlk gün tam anlamıyla kaostu. Birkaç saat<br />
içinde 130’dan fazla yaralı hastane kapılarına<br />
yığılmıştı. Tüm personelimiz durmaksızın<br />
çalışmasına rağmen durumun ciddiyeti<br />
bizi çok zorladı. Herkese yetişmekte çok<br />
zorlandık. O günü düşündüğümde acil servise<br />
yayılmış olan yoğun bir kan kokusu hatırlıyorum.<br />
Onlarla ilgilenmem için önlüğümü<br />
çeken, koluma dokunan, sevdiklerini iyileştirmem<br />
için yalvaran insanlar... Ağlamalar,<br />
kaza kurşunuyla ağır yaralanmış olan ve<br />
daha sonra hayatını kaybeden çocuğun<br />
mahvolmuş anne - babasının olayın şokunu<br />
atlatamaması, çoktan dolup taşan acil servise<br />
ardı ardına getirilip yer olmadığı için yere yatırılan<br />
her bir hasta... Ve bu insanların durumunu<br />
gördükçe yaşadığım panik duygusu...<br />
Tüm bunların yanı sıra dışarıdan rahatsız edici<br />
derecede yakından gelen ve dinmek bilmeyen<br />
makineli tüfek sesleri, patlamalar...<br />
O hafta hastanede kapasitemizin çok<br />
üstünde çalıştık. Hasta servislerinde tüm<br />
yatakları birbirine yapıştırıp yere olabildiğinde<br />
fazla mat serdik. Yoğun bakıma<br />
alınması gereken çok hasta vardı. Kısıtılı<br />
kaynaklarımızı elimizden geldiğince verimli<br />
kullanmaya çalıştık. Ama maalesef normal<br />
şartlarda hayatta kalabilecek çok sayıda<br />
hastanın ölümüne şahit olduk. Nadir kan<br />
gruplarına talep arttığı için kan gerekliydi<br />
ama kimse hastaneye kan bağışlamaya<br />
gelecek durumda değildi. Suni solunum<br />
cihazına ihtiyacı olan çok hasta vardı, ama<br />
bizde sadece dört makine vardı. Herkese<br />
yetişemiyorduk. Duyduğumuz kadarıyla bazı<br />
yaralılar da evlerinde kapana kısılmış, dışarı<br />
adım atamamıştı. Günler sonra hastaneye<br />
ulaştıklarında vücutları çoktan enfeksiyona<br />
yenik düşmüştü.<br />
ABD Hava Kuvvetleri’nin ilk saldırısı yoğun<br />
bakım ünitesinin bulunduğu yeri hedef aldı.<br />
Biri dışında orada bulunan tüm hastalar<br />
hayatını kaybetti. Hasta bakıcılar da hastalarla<br />
beraber yaşamını yitirdi. Dr. Osmani’yi<br />
kaybettik. Yoğun bakım hemşireleri Zia ve<br />
“güçlü” Naseer’i kaybettik. Temizlikçimiz<br />
Nasir’i kaybettik. Tüm kalbimle umuyorum ki,<br />
o gün yatıştırıcı verdiğimiz üç hastamız neler<br />
olup bittiğini hissetmeden ölmüşlerdir; ama<br />
sanmıyorum… Yataklarından kalkamadan<br />
alevler arasında can verdiler. Tüm bu kaosun<br />
içinde tek küçük tesellimiz yoğun bakım<br />
hemşiremiz Toorialay’ın hayatta kalması<br />
ve tüm cesaretiyle hasta yatağından alıp<br />
binanın dışına kadar götürdüğü küçük bir kız<br />
çocuğuyla beraber kaçabilmiş olmasıydı.<br />
Yoğun bakımı sarsan bu korkunç olay hastanenin<br />
diğer kısımlarında da yaşandı. İş<br />
arkadaşlarımız ve meslektaşlarımız filmlerdeki<br />
gibi huzur içinde ölmedi. Acı çekerek,<br />
yavaşça öldüler ve çaresizce bağırarak asla<br />
gelemeyecek olan yardımı beklediler. Yalnız<br />
ve korkmuş bir şekilde, yaralarının ne denli<br />
ölümcül olduğunu bile bile, sona geldiklerinin<br />
bilincinde öldüler. Çok sayıda personel<br />
ve hasta yaralandı. Kolları ve bacakları<br />
parçalandı, koptu; vücutlarına şarapnel<br />
parçaları saplandı, her yerlerinde yanıklar<br />
oluştu. Akciğerleri, gözleri ve kulaklarında<br />
basınç dalgasından kaynaklanan yaralanmalar<br />
meydana geldi. Bu yaralanmaların<br />
çoğu onlarda kalıcı hasar bıraktı. Kabustan<br />
öte, korkunç bir geceydi ve o gece yaşadıklarımız<br />
sonsuza dek aklımdan çıkmayacak.<br />
*Bazı isimler değiştirilmiştir.<br />
Bir MSF çalışanı, ABD hava saldırısı sonucu yıkılan Kunduz Travma Merkezi’nin yanan<br />
enkazı arasında çevresini inceliyor.<br />
© MSF<br />
<strong>2015</strong>’te MSF’ye ait ve MSF’nin desteklediği toplam 75 hastane 106<br />
farklı hava saldırısının hedefi oldu.<br />
Bu hastanelerin 63’ü Suriye’de, beşi Yemen’de, beşi<br />
Ukrayna’da, biri Afganistan’da ve biri de Sudan’daydı.<br />
Ekim ayında Kunduz’daki hastanenin hedef alınmasından<br />
sonra kuzeydoğu Afganistan’da bir milyondan fazla kişi nitelikli<br />
cerrahi hizmetten yoksun kaldı. Yemen’deki Haydan Hastanesi<br />
ise yine bir hava saldırısıyla yerle bir edildi. 200.000 kişilik bir<br />
bölgede hizmet veren bu hastane, çatışmalardan geriye kalan<br />
tek hastaneydi. Sivillerin hedef alındığı her saldırıda yerel halk<br />
tarafından işletilen düzinelerce hastane bombalandı ve çoğu<br />
zaman hasarın boyutu raporlara geçmedi veya hiçbir zaman<br />
dünya kamuoyunda yankı uyandırmadı.<br />
Orta Afrika Cumhuriyeti’nde <strong>2015</strong> yılında kimliği belirlenemeyen<br />
iki kişinin silahlı saldırısı sonrasında MSF, Kabo Hastane’sindeki<br />
faaliyetlerinin bir kısmını askıya almak zorunda kaldı. Güney<br />
Sudan Dethoma’daki hastane, ofis ve eczaneler, Melut’ta da<br />
yerinden edilenlerin kaldığı bir kamp yağmalandı ve saldırıya<br />
uğradı. Leer’deki MSF yerleşkesi de silahlı adamlar tarafından<br />
iki kez yağmalandı. Ekipler tahliye edilmek zorunda kaldı ve zor<br />
durumdaki birçok insan tedaviden yoksun kaldı.<br />
Sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların her biri, onbinlerce insanın<br />
sağlık hizmetlerinden ve acil tıbbi yardımdan mahrum kalmasına<br />
neden oluyor.<br />
Ekipler tahliye edilmek zorunda kaldı ve zor durumdaki birçok<br />
insan tedaviden yoksun kaldı.<br />
Sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların her biri, onbinlerce insanın<br />
sağlık hizmetlerinden ve acil tıbbi yardımdan mahrum kalmasına<br />
neden oluyor.<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 17
ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR<br />
ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE<br />
KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR<br />
Çad, Kamerun, Nijerya ve Nijer sınırlarının<br />
birleştiği noktada, Orta-Batı<br />
Afrika'nın temiz su kaynağı olan Çad<br />
Gölü ve çevresi, son yıllarda bölgede<br />
artan şiddetin merkez üssü haline<br />
geldi. Şiddetin neden olduğu toplu<br />
göçler ve acılar, Sınır Tanımayan<br />
Doktorlar'ın (MSF) göl çevresindeki<br />
projelerini genişletmesine sebep<br />
oldu. Ancak ne yazık ki insani krizin<br />
ne denli ciddi boyutlara ulaştığı<br />
halen tam olarak idrak edilebilmiş<br />
değil.<br />
NİJER<br />
DIFFA TOWN<br />
NGUIGMI<br />
NGALEWA<br />
BAROUA<br />
TOUMOUR<br />
NGARWA<br />
CHETIMARI<br />
ASSAGA<br />
CAMP<br />
YEBI<br />
GUESKEROU<br />
ÇAD GÖLÜ<br />
BAGA SOLA<br />
BOL<br />
ÇAD<br />
Gölün uzun yıllar boyunca giderek küçülmesi,<br />
bölge halkını kaynak arayışında rekabete<br />
sürüklemiş, bu da zaman içinde çatışmalar,<br />
gıda güvensizliği, hayvan ölümleri ve giderek<br />
artan yoksulluğa yol açmıştır. Sürekli tekrarlayan<br />
salgınlarla baş etmek zorunda kalan<br />
Çad Gölü çevresinde sağlık hizmetleri yok<br />
denecek kadar azdır.<br />
DAMATURU<br />
MAIDUGURI<br />
KOUSSERI<br />
NDJAMENA<br />
Boko Haram olarak da bilinen İslam<br />
Devleti'nin Batı Afrika Eyaleti (ISWAP),<br />
2013’ün Mayıs ayından bu yana bölge halkı<br />
üzerinde daha fazla baskı kurmuş, binlerce<br />
insanı yaşadıkları bölgeden kaçmaya zorlayarak<br />
sınır ötesine itmiştir. Hükümetin misilleme<br />
olarak gerçekleştirdiği askeri operasyonlar<br />
da kitlesel yer değiştirmelere yol<br />
açmıştı. Halihazırda 2,5 milyondan fazla kişi<br />
şiddet vakaları nedeniyle evsiz kalmıştır. Çad<br />
Gölü çevresi, son yıllarda Afrika'nın en geniş<br />
çaplı yer değiştirme krizinin merkezi haline<br />
gelmek üzeredir. Bu durum, halihazırda son<br />
derece vahim olan yaşam şartlarını daha da<br />
ciddi bir boyuta taşımaktadır.<br />
NIJERYA<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler,<br />
kasabalar, köyler ve kamplar<br />
KAMERUN<br />
MORA<br />
MOKOLO<br />
MAROUA<br />
MINAWAO<br />
"Bu insani krizin en dikkat çekici özelliği,<br />
insanların maruz kaldığı terördür.<br />
Saldırılar, ibadet yerleri, okullar ve<br />
pazar yerlerinde meydana geliyor ve<br />
halk arasında büyük bir korku yaratıyor.<br />
Süregelen şiddet ve karşı taarruzlar,<br />
insanları güven ve barış içinde yaşayacakları<br />
bir yer bulmak için köylerini terk<br />
etmeye zorluyor. İnsanlar kendilerini<br />
tehlikede hissediyorlar ve artık evlerine<br />
dönmek istemiyorlar. Gelecekte onları<br />
nasıl bir yaşam bekliyor gerçekten bilmiyorum."<br />
MSF Operasyon Direktörü Dr. Jean-<br />
Clément Cabrol<br />
© MSF<br />
18 Sınır Tanımayan Doktorlar
ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR<br />
ISWAP, <strong>2015</strong>’in Nisan ayında<br />
Karamga Adası’nda Nijer askerlerini<br />
ve Nijerli sivilleri öldürdü. Çad<br />
Gölü'ndeki 100 ada köyünün<br />
çevresinde yaşayan binlerce kişi,<br />
bu saldırının ardından yetkililer<br />
tarafından uyarıldı ve bölgeyi tahliye<br />
etmeleri emredildi. Evlerini terk<br />
etmek zorunda kalan bölge halkı, göl<br />
çevresindeki kısıtlı barınma imkanları<br />
nedeniyle korkunç şartlarda<br />
yaşamaya başladılar.<br />
“Hükümet, güvenlik sıkıntısını<br />
gerekçe göstererek bizden köyümüzü<br />
terk etmemizi istedi. Bu yeri<br />
kendimiz bulduk. O zamandan<br />
beri kimse bizi ziyaret etmedi. Şu<br />
anda neyimiz varsa, ne bulabilirsek<br />
onunla yaşıyoruz. Elimizden başka<br />
hiçbir şey gelmiyor.”<br />
© MSF<br />
Nijerya'dan gelen ve şu anda<br />
Çad'da yaşayan Muhammed<br />
© Sylvain Cherkaoui/Cosmos for MSF<br />
"Boko Haram militanları gece yarısı köyümüze saldırdı. Babamı,<br />
kız kardeşimi ve pek çok kişiyi öldürdüler. Biz kaçmaya çalışırken<br />
yolda yeniden saldırdılar. Annem ve ablam geride kaldı. Umarım<br />
bir gün onları bulabilirim. İki gün yürüdükten sonra 9 aylık kızım<br />
ve14 yaşındaki kız kardeşimle Kamerun'a vardım."<br />
24 yaşındaki Nijeryalı Esther<br />
Bölgede az sayıda sağlık kurumu var. Ulaşım ise oldukça zor.<br />
Sağlık merkezlerinin bazıları temel ilaç, donanım veya sağlık<br />
personeli eksikliği nedeniyle kapanmış durumda. Güvenlik<br />
sorunları ve yollardaki şiddet eylemleri ise, binlerce insanın<br />
ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerine erişimini engelliyor. Bu<br />
durum özellikle yağmur mevsiminde büyük bir sorun teşkil<br />
ediyor çünkü bu dönemde sıtma ve ishal gibi su kaynaklı<br />
hastalıklara yakalanan insanların sayısında artış yaşanıyor. Bu<br />
hastalıklar beslenme yetersizliğiyle birleştiğinde, çocuklar için<br />
son derece tehlikeli bir hal alabiliyor.<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 19
ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR<br />
© MSF<br />
MSF Çad'da Baga<br />
Sola yakınındaki Dar<br />
as Salam mülteci<br />
kampında faaliyet<br />
gösteriyor ve çoğu<br />
depresyon/anksiyete<br />
belirtileri gösteren<br />
mültecilere ruh sağlığı<br />
hizmeti sunuyor. <strong>2015</strong><br />
yılında düzenlenen<br />
çocuklara yönelik<br />
haftalık seanslar,<br />
çocukları şahit<br />
oldukları olayları<br />
çizmeye ve duygularını<br />
bu şekilde ifade<br />
etmeye teşvik ederken,<br />
Nijer'in Diffa şehrindeki<br />
MSF ekipleri de<br />
artan şiddet olayları<br />
nedeniyle bölge<br />
halkına psikososyal<br />
destek vermeyi<br />
amaçlayan bir proje<br />
geliştirdi.<br />
Yerinden edilmiş bölge halkının ve Çad Gölü çevresindeki<br />
mültecilerin yaşam koşulları kritik bir noktaya ulaşmış<br />
durumda. Temiz su ve sanitasyon imkanları olmayan bu<br />
insanlar, bu çorak bölgede tarlalarını hasat edemiyor, gıda<br />
fiyatları önemli ölçüde arttığı için beslenme yetersizliği<br />
çekiyor. Bu durum, temel hizmetlerin kısıtlığı olduğu Çad Gölü<br />
çevresindeki baskıyı artırıyor. Büyük zorluklarla göç eden<br />
yüzbinlerce insan, sınırlı imkanlarla hayatta kalma mücadelesi<br />
verdiği için bölge halkı tarafından destekleniyor.<br />
"Köyümüzden kaçarken balıkçılık<br />
malzemelerimizi arkamızda<br />
bırakmak zorunda kaldık. Bu şekilde<br />
hayatta kalmak çok zor. Elimizde<br />
malzemelerimiz olsaydı, hayatta<br />
kalmak için balık tutabilecektik."<br />
Nijerya'dan gelen ve şu anda<br />
Çad'a yaşayan Hassan<br />
© Sylvain Cherkaoui/Cosmos for MSF<br />
20 Sınır Tanımayan Doktorlar
ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR<br />
Kamerun – Nijerya sınırı boyunca ciddi boyutta güvenlik tehditleri var. Her gün<br />
100'den fazla mülteci, Extreme North bölgesinde ulusal yetkililer tarafından kurulmuş<br />
olan kampa gelmeye devam ediyor. Kampta temel sağlık hizmetleri sunan MSF, aynı<br />
zamanda beslenme yetersizliğine yönelik muayeneler gerçekleştiriyor. Sahadaki MSF<br />
ekipleri ayrıca onbinlerce kişinin şehrin etrafına dağıldığı Çad sınırındaki Kousseri’de<br />
de faaliyet gösteriyor.<br />
© Christelle Ntsama/MSF<br />
İlk kolera vakaları<br />
Ağustos ayı ortalarında<br />
Nijerya'daki kamplarda<br />
baş gösterdi. Hastalıkla<br />
mücadele için sağlık<br />
hizmetlerinin yanı sıra<br />
hijyen ve sanitasyon<br />
faaliyetlerine öncelik<br />
vermek gerekiyordu.<br />
Kolera yoğun nüfuslu<br />
bölgelerde daha sık<br />
görülüyor ve enfeksiyon<br />
hızla yayılabiliyor.<br />
© Adavize BAIYE/MSF<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 21
YOKSULLARIN ECZANESİ<br />
HİNDİSTAN: MSF NEDEN<br />
HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR?<br />
© Brendan Bannon<br />
Carmen Jose Panti 36 yaşında. Mozambik’in başkenti Tete’de eşi ve iki çocuğuyla<br />
beraber yaşıyor. Evinde küçük bir iş kurmuş; sabun ve tuz gibi ürünler satıyor. Aynı<br />
zamanda bir klinikte hasta dosyalarını düzenliyor.<br />
Hem anne, hem eş, hem iş sahibi, hem işçi,<br />
hem de bir topluluk üyesi olan Carmen, aynı<br />
zaman HIV pozitif.<br />
2007 yılında virüsü taşıdığını ve enfekte<br />
olduğunu öğrenen Carmen, 2009’da ARV<br />
tedavisine başladı. Ama Carmen hayatına<br />
devam ediyor; üstelik sağlıklı ve içinde yaşadığı<br />
topluma devamlı katkıda bulunan bir<br />
kadın. Hayatına olduğu gibi devam edebilmesinin<br />
sebebi, Hindistan’da üretilen jenerik<br />
HIV ilaçlarını (ARV’leri) kullanıyor olması.<br />
Carmen dünyada HIV ile yaşamayı öğrenen<br />
230.000 kişiden biri ve tedavisine MSF’nin<br />
desteklediği HIV programlarıyla devam<br />
ediyor. Yakın zamanda MSF’nin saha programlarında<br />
kullanılacak ilaçların alımı konusunda<br />
yapılan bir ankete göre, HIV ile<br />
yaşayan kişilerin %97’sinin kullandığı jenerik<br />
ilaçlar Hindistan’da üretiliyor. MSF’nin<br />
Hindistan‘a bağlı olduğu ilaçlar yalnızca<br />
ARV’ler değil. MSF’nin tedavi ettiği 23.000<br />
tüberküloz hastasının %77’sinin ilaçları ve<br />
2.1 milyon sıtma hastasını tedavi etmek için<br />
kullandığı ilaçların %22’si de Hindistan’da<br />
üretilen jenerik ilaçlardan oluşuyor.<br />
Hindistan, gelişmekte olan ülkelerde Carmen<br />
gibi insanlara sağladığı uygun fiyatlı jenerik<br />
ilaçların hacminden dolayı “gelişmekte olan<br />
ülkelerin eczanesi” olarak biliniyor.<br />
Hindistan nasıl oldu da bu role büründü?<br />
ABD ile beraber İsviçre ve diğer gelişmiş<br />
ülkeler ilaçlar üzerine patent tekeli koydular.<br />
Bu, şirketlerin tek imtiyaz sahibi olarak ilaçları<br />
istediği süre boyunca istediği fiyata<br />
satabileceği anlamına geliyor. Hindistan<br />
2005’e kadar bu firmalara izin vermiyordu.<br />
Çünkü ilaçların temel bir gereklilik olarak,<br />
çok sayıda tedarikçi arasından uygun fiyata<br />
alınabilmesi gerektiği savunuluyordu.<br />
2005 yılında bazı uluslararası ticaret yasaları<br />
ilaçlara ürün patenti koyması konusunda<br />
Hindistan’ı zorlamasına rağmen, Hindistan<br />
buna olabildiğince direndi. Sonuç olarak bu<br />
patentlere belirli katı parametreler dahilinde<br />
izin verildi; ancak yüksek gelirli ülkelerden<br />
ve gelişmekte olan çoğu ülkeden daha<br />
katı koşullar çerçevesinde... Aynı zamanda<br />
patent yasasında halihazırda üretilmekte<br />
olan jenerik ilaçların üretiminin devamına<br />
izin veren toplum yanlısı sağlık koşullarını da<br />
kapsamına aldı.<br />
Bu gelişmeler Hindistan’daki jenerik ilaç<br />
endüstrisinin meyve verdiğini ve aynı ilaçların<br />
orijinallerinden daha uygun fiyata üretilmesinin<br />
mümkün olduğunu gösterdi. 2001<br />
yılında HIV tedavisinde kullanılan antiretroviral<br />
ilaçların fiyatı hasta başına yılda<br />
10.000 dolara kadar yükseldi. Bugüne kadar<br />
Afrika’da ve diğer gelişmekte olan bölgelerde<br />
HIV ile yaşamak zorunda olan milyonlarca<br />
kişi hayatını kaybetti. Hindistan’daki<br />
jenerik ilaç şirketi Cipla günde 1 dolardan<br />
daha düşük fiyata 3 farklı hapı bir hapta<br />
birleştiren bir kombinasyon üretmeyi<br />
başardı. 15 sene sonra, şu anda Carmen gibi<br />
yaklaşık 16 milyon kişi HIV tedavisi görüyor.<br />
Ve bugün yıllık standart HIV tedavisi kişi<br />
başına yılda 100 doları buluyor.<br />
22 Sınır Tanımayan Doktorlar
YOKSULLARIN ECZANESİ HİNDİSTAN: MSF NEDEN HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR?<br />
Hindistan’ın jenerik ilaç endüstrisi tehdit<br />
altında<br />
Hindistan’ın jenerik ilaçların en güçlü üreticisi<br />
haline gelmesini sağlayan yasalar ve<br />
politikalar bugün devamlı artan bir tehditle<br />
karşı karşıya. Novartis gibi dünya piyasasında<br />
öncü ilaç firmalarının bazıları 2006<br />
yılında bu yasalara karşı savaşmaya başladı.<br />
İsviçreli ilaç firması Novartis’in Hindistan’da<br />
bir kanser ilacının patentini alması engellendiği<br />
zaman, Novartis yasal olarak bu<br />
patent yasasıyla mücadeleye başladı. Eğer<br />
Novartis bu mücadeleyi kazansaydı ülkenin<br />
jenerik ilaç üretim kapasitesinde ciddi bir<br />
değişim yaşanacaktı. Çünkü bu değişim,<br />
Hindistan Patent Ofisi’ni Hint Kamu Sağlığı<br />
Sistemi’nde ve yenilikçi yasalarda yararlanılamayan<br />
ilaçlara patent verilmesi için zorlayacaktı.<br />
Dava yedi yıl sürdü ve Hindistan<br />
Anayasa Mahkemesi’ne kadar gitti. Nihayet<br />
Nisan 2013’te MSF’yi ve dünya çapında<br />
milyonlarca insanı tedirgin eden bu dava<br />
sonuçlandı ve Novartis davayı kaybetti.<br />
Hindistan’ın yasaları değişmedi.<br />
AB ise Hindistan’a başka türlü bir baskı<br />
uyguluyor: Jenerik ilaçların üretimini ciddi<br />
anlamda kısıtlayacak bir serbest ticaret<br />
antlaşmasını imzalatmak için çabalıyor.<br />
Görüşmeler dokuz yıldır devam ediyor.<br />
Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık<br />
çerçevesinde Japonya ve Güney Kore gibi<br />
kalkınmış ülkeler, Güney ve Güneydoğu<br />
Asya’yı kapsayan bir başka anlaşma ile<br />
gelişmekte olan ülkelerdeki jenerik ilaç ticaretinin<br />
önünü kesecek olan hükümler uygulamaya<br />
koymak için çabalıyor.<br />
Ancak bu konuda en ciddi baskı ABD’den<br />
geliyor. ABD Ticaret Temsilcisi, Hindistan’ı<br />
ABD ilaç firmalarının çıkarı için kendi hükümetinin<br />
patent yasasına karşı adım atması ve<br />
daha fazla patent uygulamaya koyması için<br />
zorluyor. Aksi takdirde, Hindistan’ı uygulanacak<br />
olan ticari yaptırımlarla tehdit ediyor.<br />
Yıllar içinde Hindistanlı bakanlar, karar vericiler<br />
ve devlet memurları bu baskılara karşı<br />
koymayı başardı. Ancak şimdi Hindistan<br />
hükümetinin tasarladığı yeni bir fikir hakları<br />
politikası, patent yasasının yeniden yorumlanması<br />
ve ilaçlara patent verilmesi baskısını<br />
yaratarak yakın zamanda değişim yaşanacağının<br />
sinyalleri veriyor. Bu politika, zamanla<br />
Hindistan’ın gelişmekte olan ülkelerin eczanesi<br />
olarak görülmesini sağlayan uygulamalarda<br />
kalıcı yasal değişimlere sebep olabilir<br />
MSF, projelerinde çoğunlukla Hindistan’dan<br />
alınan jenerik ilaçları kullandığından Erişim<br />
Kampanyası’yla (Access Campaign) ülkedeki<br />
gelişmeleri yakından takip ediyor. Kanunlar<br />
ve politikalar değişirse yeni nesil ilaçlar<br />
jenerik üretilemeyecek ve MSF’nin tedavi<br />
ettiği kişi sayısında düşüş yaşanması kaçınılmaz<br />
olacak. Yeni kısıtlamalar HIV tedavisinde<br />
kullanılan ilaçların pediyatrik versiyonları<br />
ve kombinasyonlarının üretimini de<br />
durduracak -ki bu ilaçlar hem sağlık çalışanları<br />
hem de hastalar için tedavi sürecini<br />
çok kolaylaştıran ilaçlardır. Bu, gelecekte<br />
sağlık personelimizin tedavi olması gereken<br />
Carmen gibi hastalara yardım etmekte<br />
yetersiz kalabileceğini gösteriyor.<br />
MSF’nin bu konuya dikkat çekmek için<br />
kampanya yürütmesinin ve sesini yükseltmesinin<br />
nedeni Hindistan’ın milyonlarca<br />
insanın yararı için şu anki durumunu gelecekte<br />
de sürdürmesi gerektiğindendir. MSF,<br />
<strong>2015</strong>’te Erişim Kampanyası’yla beraber<br />
“İlaçlarımızdan elinizi çekin” kampanyasını<br />
başlatmış ve Hindistan’ın tüm bu baskıların<br />
altında ezilmeden durabilmesi ve erişilebilir<br />
fiyatlı ilaçların üretiminde kısıtlamaya gidilmemesi<br />
için Hindistan’ı desteklemiştir.<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 23
© Louise Annaud/MSF<br />
Tanzanya’daki Nyagurusu Mülteci Kampı’nda kalan bir çocuk ve annesi. MSF burada 130.000’den fazla mülteciyi kolera salgınına karşı<br />
korumak için kapsamlı bir aşılama programı yürüttü.<br />
ÜLKELERE GÖRE <strong>FAALİYET</strong>LER<br />
25 TÜRKİYE<br />
26 SURİYE<br />
28 AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI<br />
30 AKDENİZ VE EGE'DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR<br />
31 YUNANİSTAN<br />
32 BALKANLAR<br />
33 İTALYA<br />
35 FRANSA<br />
36 ÜRDÜN<br />
37 IRAK<br />
39 LÜBNAN<br />
40 FİLİSTİN<br />
41 YEMEN<br />
43 AFGANİSTAN<br />
45 PAKİSTAN<br />
47 ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ<br />
49 LİBERYA<br />
50 NEPAL
TÜRKİYE<br />
TÜRKİYE<br />
Harcama: 1,8 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1999 | msf.org/turkey | @MSF_Turkiye<br />
turkiye<br />
KİLİS<br />
ŞANLIURFA<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler<br />
GAZİANTEP<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
2.400 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />
danışmanlığı<br />
Kyrgyzstan<br />
<strong>2015</strong>’te 2,5 milyondan fazla<br />
Suriyeli Türkiye'ye sığındı.<br />
Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteciler için<br />
durum son derece kritik. Mültecilerin büyük<br />
çoğunluğu iş imkanlarına ve sağlık hizmetlerine<br />
erişimde sıkıntı yaşamaktadır. Çoğu,<br />
şehirlerde, gecekondu mahallelerinde kötü<br />
koşullarda yaşamaktadır. Suriye'deki çatışmaların<br />
başladığı 2011 yılından bu yana<br />
67.000'den fazla Suriyeli çocuk Türkiye'de<br />
dünyaya gelmiştir.<br />
Türkiye hükümeti, mültecilerin sayısındaki<br />
artışı göz önünde bulundurarak tıbbi ve<br />
insani yardım faaliyetlerine destek vermek<br />
üzere Haziran ayında Sınır Tanımayan<br />
Doktorlar'a (MSF) yetki vermiştir.<br />
Suriye-Türkiye sınırında gerçekleştirilen<br />
faaliyetler<br />
MSF Hatay'da Tıbbi Bakım ve Yardım<br />
Kuruluşları Birliği (UOSSM) ile işbirliği içinde<br />
rekonstrüktif cerrahi faaliyetleri yürütmektedir.<br />
Ayrıca UOSSM tarafından işletilen ruh<br />
sağlığı kliniğine de destek verilmektedir.<br />
Kilis'te görev yapan MSF ekipleri ise<br />
Helsinki Yurttaşlar Derneği ile çalışmaktadır.<br />
Derneğin kliniğinde Suriyeli mültecilere ruh<br />
sağlığı hizmetleri de dahil olmak üzere temel<br />
sağlık hizmetleri sunulmaktadır. Klinikte<br />
<strong>2015</strong> yılında 35.636 ayakta tedavi ve 10.508<br />
doğum öncesi ve sonrası muayene gerçekleştirilmiştir.<br />
MSF Aralık ayı sonunda Gaziantep'te<br />
Kıtalararası Doktorlar Derneği (PAC) ile<br />
işbirliği içinde Suriyeli kadın ve çocuklara<br />
ücretsiz sağlık hizmetleri sunan yeni bir<br />
tesis açmıştır. Kadın doğum uzmanları ve<br />
ebelerden oluşan Suriyeli bir ekip, mültecilere<br />
doğum öncesi ve sonrası bakım, aile<br />
planlaması hizmetleri ve jinekolojik muayeneler<br />
sağlamaktadır. PAC ise pediatri hizmetlerine<br />
odaklanmaktadır. MSF, ayda 2.000<br />
üreme sağlığı muayanesi gerçekleştirme<br />
kapasitesine sahip olan klinikte, 21 Aralık'tan<br />
yıl sonuna kadar 117 hastayı tedavi<br />
etmiştir. Doğumlar ve daha zor vakalar ise<br />
Gaziantep’teki bir hastaneye sevk edilmektedir.<br />
MSF Şanlıurfa'da Suriyeli mültecilere yönelik<br />
ruh sağlığı programının uygulanması sürecinde<br />
Hayata Destek Derneği’ni (Support to<br />
Life) desteklemeye devam etmiştir. Mayıs<br />
ayında Suruç’ta su ve sanitasyon projesi<br />
hayata geçirilmiştir. Bu proje kapsamında,<br />
2014 Eylül ayından bu yana geçici kamplarda<br />
yaşamış olan ve Suriye’nin Ayn el-Arap<br />
bölgesinden gelen mülteciler için tuvalet<br />
kabinleri, duşlar ve su temin edilmiştir. MSF<br />
ayrıca Hayata Destek Derneği ile işbirliği<br />
içinde Haziran’dan Eylül’e kadar, Suriye'nin<br />
Tel Abyad şehrinden Akçakale'ye gelen<br />
20.000 mülteciye gıda ve temizlik malzemeleri<br />
dağıtmıştır. MSF aynı zamanda<br />
Akçakale'de Suriyeli mültecilere sağlık<br />
hizmeti sunan Uluslararası Mavi Hilal İnsani<br />
Yardım ve Kalkınma Vakfı'nın ruh sağlığı<br />
hizmetleri merkezini de desteklemiştir.<br />
MSF ülkede ilk kez 1999 yılında faaliyet<br />
göstermiştir.<br />
URL: msf.org/turkey<br />
© Diala Ghassan/MSF<br />
Suriyeli çocuk mültecilerin çoğu, evlerini ve akrabalarını geride bırakırken en yakın arkadaşlarıyla da vedalaşmak zorunda kalıyorlar.<br />
Fakat gittikleri ülkelerde her koşulda yeni dostluklar kurmanın çocuksu heyecanını yaşayabiliyorlar. Bu kare, Türkiye’deki bir mülteci<br />
kampındaki üç yakın arkadaşın hatırası.<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 25
SURİYE<br />
SURİYE<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 494 | Harcama: 18,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2009 | msf.org/syria blogs.msf.org/syria | @MSF_Syria<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
HALEP<br />
İDLİP<br />
HAMA<br />
TÜRKİYE<br />
AYN EL-ARAP<br />
HASEKE<br />
350.300 ayakta muayene<br />
9.500 yardım malzemesi dağıtımı<br />
LAZKİYE<br />
7.000 cerrahi müdahale<br />
ŞAM<br />
IRAK<br />
2.000 doğum<br />
HUMUS<br />
DERA<br />
ÜRDÜN<br />
<strong>2015</strong>'te MSF'nin işlettiği sağlık<br />
merkezlerinin yaklaşık konumu<br />
MSF'nin tıbbi malzeme ve teknik<br />
destek verdiği Suriyeli doktorların<br />
çalıştığı sağlık tesisleri<br />
2011 yılında başlayan<br />
Suriye Savaşı, İkinci Dünya<br />
Savaşı'ndan bu yana en<br />
büyük göç krizini ortaya<br />
çıkardı. İnsani yardıma<br />
ulaşamayan milyonlarca<br />
Suriyeli hayatta kalma<br />
mücadelesi veriyor.<br />
Hükümet birlikleri, muhalif güçler ve isyancı<br />
gruplar, güç ve toprakların kontrolü için<br />
savaşırken yaklaşık 4,3 milyon kişi ülkeden<br />
kaçmış ve tahmini 6,6 milyon kişi de ülke<br />
içinde yer değiştirmiştir. Bölgedeki karmaşık<br />
savaşın en belirgin özelliği aşırı şiddettir:<br />
Sivil alanlar rutin olarak bombalanmıştır. Bu<br />
saldırıların çoğunda "çifte vuruş" adı verilen<br />
yöntem kullanılmıştır. Bu yöntem, ilk hava<br />
saldırısının ardından yaralıları alandan uzaklaştırmaya<br />
çalışan kurtarma ekiplerini ve<br />
çevredeki sağlık tesislerini hedef alan ikinci<br />
bir hava saldırısını içermektedir. Bazı saldırılarda<br />
ise kimyasal maddelere maruz kalındığına<br />
dair belirtiler tespit edilmiştir. En az<br />
1,5 milyon kişi hala insani yardım, sağlık<br />
hizmetleri ve tıbbi tahliyeye erişim olmadan,<br />
kuşatma altındaki alanlarda sıkışıp kalmış<br />
durumdadır.<br />
Suriye hükümeti, Sınır Tanımayan<br />
Doktorlar’ın (MSF) hükümet kontrolündeki<br />
bölgelere erişim sağlamaya yönelik taleplerini<br />
reddetmeye devam etmektedir. MSF’nin<br />
en önemli sağlık projelerinden bazılarını<br />
gerçekleştirebileceği bir ülkede, bölge<br />
halkının ihtiyaçlarına zamanında cevap<br />
verme imkanı son derece sınırlı kalmıştır. Bu<br />
durum, sağlık hizmetlerine erişim hakkına<br />
katiyen saygı gösterilmediğini bize bir kez<br />
daha hatırlatmaktadır. Aynı zamanda sağlık<br />
hizmetlerinin çatışmayı sürdüren taraflarca<br />
nasıl hedef alındığını veya siyasi çıkarlar<br />
uğruna nasıl kullanıldığını tüm çıplaklığıyla<br />
kanıtlamaktadır.<br />
Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) MSF çalışanlarını<br />
2014 yılında kaçırması ve serbest<br />
bırakmalarının ardından MSF hastalarına<br />
ve personeline zarar verilmeyeceğine dair<br />
gerekli teminatın IŞİD liderleri tarafından<br />
verilmemesi nedeniyle, MSF IŞİD kontrolündeki<br />
bölgelerden çekilmek zorunda kalmıştır.<br />
Bu nedenle MSF’nin faaliyetleri muhalif<br />
güçlerin kontrolü altında olan bölgelerle<br />
sınırlı kalmıştır. Suriye içindeki sağlık tesislerine<br />
ve çalışanlarına ulaştırılan yardımlar,<br />
sınır ötesinden ve cephe hattı çevresindeki<br />
projelerle yönetilmiştir.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te Kuzey Suriye’nin farklı bölgelerindeki<br />
altı sağlık tesisini işletmeye devam<br />
etmiştir. Sağlık hizmetlerinin gecikmesi, tıbbi<br />
komplikasyon yaşayan kişilerin sayısında<br />
artışa neden olurken, antibiyotik sıkıntısı<br />
da enfeksiyon ve ölüm vakalarında bir artış<br />
yaşanmasına neden olmuştur.<br />
MSF ayrıca kuşatma altındaki bölgelere<br />
odaklanarak Suriyeli doktorlar tarafından<br />
işletilen yaklaşık 70 sağlık tesisine<br />
verdiği desteği artırmıştır. Syria Destek programları<br />
kapsamında sağlık çalışanlarına<br />
teknik danışmanlık, tıbbi malzeme, maaş<br />
ve yakıt temin eden MSF, aynı zamanda<br />
hasar görmüş binaları yeniden inşa etmeye<br />
yardımcı olmaktadır. 80 sağlık tesisine geçici<br />
destek veren MSF, belirli bir bölgede yaralıların<br />
sayısında ani bir artış yaşanması durumunda<br />
veya benzer afet durumlarında bu<br />
tesislere tıbbi malzeme bağışı yapmaktadır.<br />
Desteklenen bu tesislerde MSF personeli<br />
çalışmamaktadır.<br />
<strong>2015</strong> boyunca MSF’nin destek verdiği 23<br />
Suriyeli sağlık çalışanı öldürülmüş, 58'i yaralanmıştır.<br />
Ayrıca <strong>2015</strong>’te MSF destekli 63<br />
hastane ve klinik 94 farklı saldırıyla bombalanmış<br />
veya tahrip edilmiştir. Sözkonusu<br />
tesislerden 12 tanesi tamamen yıkılmıştır.<br />
Halep eyaleti<br />
MSF Mart ayında Halep eyaletinde tıbbi ve<br />
insani yardım tedarikinin zorluklarını ortaya<br />
koyan bir rapor yayınlamıştır 1 . MSF’nin<br />
doğrudan deneyimlediği vakaları temel alan<br />
araştırma, aynı zamanda MSF tarafından<br />
desteklenen Suriyeli sağlık çalışanlarının ve<br />
sağlık tesislerinin maruz kaldığı şiddeti gün<br />
ışığına çıkarmıştır.<br />
Halep’teki yaşam şartları <strong>2015</strong> yılı boyunca<br />
gözle görülür bir şekilde kötüleşmiştir.<br />
Saldırılarda pazar yerleri, su kaynakları ve<br />
sağlık tesisleri gibi sivil altyapılar hedef alınmıştır.<br />
Hama ve İdlip şehirlerinde çatışmaların<br />
yoğunlaşması sonucu binlerce aile<br />
Halep eyaletine kaçmak zorunda kalmıştır.<br />
Azez’deki 28 yataklı MSF hastanesinde<br />
görev yapan MSF personeli, 32.500'den<br />
fazla ayakta tedavi ve 17.000 acil muayene<br />
gerçekleştirmiş, 1.200 cerrahi müdahalede<br />
bulunmuştur. 6.000 hasta için doğum öncesi,<br />
doğum sonrası ve aile planlaması muayeneleri<br />
gerçekleştiren ekip, burada 409 doğuma<br />
yardım etmiştir.<br />
MSF Mayıs ayında Halep civarındaki dokuz<br />
sağlık tesisine saldırı düzenlendiğine dair<br />
ihbarlar almıştır. Bu tesislerden altısı hastane<br />
olarak hizmet vermektedir. Bu saldırılardan<br />
biri, birbirini takip eden günlerde iki<br />
defa bombalandıktan sonra faaliyetlerini<br />
durdurmak zorunda kalan Halep kentindeki<br />
MSF destekli Al Sakhour hastanesinde<br />
meydana gelmiştir. MSF bölgedeki<br />
güvenlik ortamının giderek bozulması nedeniyle<br />
Haziran ayında Maskan Hastanesi’ni<br />
1 http://www.msf.org/sites/msf.org/files/alepposyria_medical_aid_besieged_9march<strong>2015</strong>.<br />
pdf<br />
26 Sınır Tanımayan Doktorlar
SURİYE<br />
kapatmak zorunda kalmıştır. Hastane kapanmadan<br />
önce sağlık çalışanları 5.834 ayakta<br />
tedavi, 2.495 acil muayene ve 51 doğum<br />
gerçekleştirmiştir. Hastanede yürütülen<br />
faaliyetler ise daha sonra Suriyeli doktor ve<br />
hemşirelere devredilmiştir. MSF Ağustos<br />
ayında Azez’de kimyasal maddelere maruz<br />
kalma belirtileri gösteren hastaları tedavi<br />
etmiştir.<br />
Aralık ayı başında temel yardım malzemelerini<br />
taşıyan konvoylar hedef alınmıştır.<br />
Bu durum bölgedeki hastane hizmetlerini<br />
geçici olarak azaltmış, MSF’nin Halep Eyaleti<br />
Konseyi ile işbirliği içinde dağıttığı sıcak<br />
tutan giysiler, battaniye, el feneri ve sabun<br />
gibi malzemeleri içeren kış mevsimi kitlerinin<br />
ve acil yardım malzemelerinin yerinden<br />
edilmiş ailelere ulaştırılmasını geciktirmiştir.<br />
Yıl sonuna kadar bölgede 7.800'den fazla kit<br />
dağıtılmıştır.<br />
MSF Ayn el-Arap’taki geniş çaplı tahribatın<br />
ardından bölgedeki sağlık sistemleri<br />
ve sağlık altyapısının yeniden kurulması ve<br />
iyileştirilmesi için büyük çaba harcamıştır.<br />
MSF bu amaçla geçici bir hastane inşa<br />
etmiş, fakat bu hastane de Haziran ayında<br />
düzenlenen bir saldırı sonucu yıkılmıştır.<br />
MSF ekipleri ayakta tedavi gerçekleştiren<br />
iki kentsel sağlık ocağını ve üç kırsal sağlık<br />
ocağını desteklerken, aynı zamanda kasabada<br />
yatakta tedavi ve acil servis hizmeti<br />
sunan küçük bir sağlık ocağına da yardım<br />
temin etmiştir. Bu süreçte rutin aşılama programlarına<br />
devam edilmiş ve 4.000 haneye<br />
yardım malzemeleri dağıtılmıştır.<br />
Haseke eyaleti<br />
Silahlı gruplar arasındaki çatışmalar <strong>2015</strong>’te<br />
Suriye'nin kuzeydoğusunda yoğunlaşmıştır.<br />
MSF bölgede 393’ü sezaryen olmak üzere<br />
1.559 doğumun gerçekleştirildiği bir doğum<br />
hastanesinde faaliyet göstermiştir. Düzenli<br />
olarak tıbbi ekipman ve malzeme hibe<br />
eden MSF, bölgedeki üç kliniği aracılığıyla<br />
35.000'den fazla ayakta muayene gerçekleştirmiştir.<br />
Yerinden edilen topluluklara<br />
ve bölge halkına sunulan sağlık hizmetleri<br />
arasında kronik hastalıklara ve anne - çocuk<br />
sağlığına yönelik muayeneler de yer almaktadır.<br />
İdlip eyaleti<br />
MSF <strong>2015</strong>’te, 6.800'den fazla tıbbi muayene<br />
ve 5.500 cerrahi müdahalenin gerçekleştirildiği,<br />
3.100 hastanın da ruh sağlığı hizmetlerine<br />
kabul edildiği İdlip eyaletindeki Atmeh<br />
Yanık Birimi’ni işletmeye devam etmiştir.<br />
Burada 7.000 'den fazla çocuğa kızamık<br />
aşısı yapılmış ve 3.500'den fazla yeni doğan<br />
hepatit B'ye karşı aşılanmıştır.<br />
Humus ve Şam eyaletlerindeki kuşatma<br />
altındaki bölgeler<br />
Şam ve Humus eyaletlerinde muhaliflerin<br />
kontrolündeki bölgelerde yaşayan bir<br />
milyondan fazla kişi askeri kuşatma altında<br />
kalmıştır. Buna, MSF’nin tıbbi ve insani<br />
yardım faaliyetlerini ulaştıramadığı Deyrizor<br />
ve diğer bölgelerdeki yüzbinlerce kişi de<br />
dahildir. Tıbbi yardımların resmi kanallarla<br />
Şam'dan bu bölgelere teslimi son<br />
derece sınırlıdır. Nadir olarak bu bölgelere<br />
konvoyların girişine izin verildiğinde, cerrahi<br />
Suriye’nin İdlip bölgesinde yerinden edilmiş insanları ağırlayan Atme Kampı’nda<br />
barınma imkanları ve temel hizmetler son derece kısıtlı.<br />
malzeme, antibiyotik ve terapötik gıda gibi<br />
kritik malzemeler, genellikle kontrol noktalarından<br />
geçememektedir. Sağlık durumu kritik<br />
düzeyde olan hastaların tıbbi tahliyelerine ise<br />
neredeyse hiç izin verilmemektedir. Eyalet<br />
sınırları içinde kalan bölgeler <strong>2015</strong> boyunca<br />
sürekli olarak bombalanmış ve tahrip edilmiştir.<br />
Ayda ortalama 300.000'den fazla<br />
hasta, kuşatma altındaki bölgelerde MSF<br />
tarafından desteklenen sağlık kuruluşlarında<br />
muayene edilmiştir.<br />
Dera eyaleti<br />
MSF Dera genelinde altı hastaneye ve<br />
sağlık merkezine tıbbi bağış yapmış, yardım<br />
malzemeleri ve teknik destek sağlamıştır.<br />
Suriyeli sağlık çalışanları bu sayede 118.000<br />
ayakta tedavi gerçekleştirmiş, 5.800 hastayı<br />
tedaviye almış ve 2.000'den fazla doğuma<br />
yardımcı olmuştur. Bu sağlık tesislerinde aynı<br />
zamanda 8.000'den fazla şiddet mağduru<br />
tedavi edilmiştir.<br />
Savaş mağdurlarına dair MSF raporu<br />
MSF tarafından derlenen ve 2016 başında<br />
yayınlanan bir rapor 2 , savaşta yaralanan<br />
154.647 kişinin <strong>2015</strong> yılında Kuzeybatı, Batı<br />
ve Orta Suriye'deki (Halep, Humus, Hama,<br />
İdlib, Lazkiye ve Şam eyaletlerinde) MSF<br />
destekli hastane ve kliniklere kabul edildiklerini<br />
göstermiştir. <strong>2015</strong>’te ayrıca savaşla ilişkili<br />
7.009 ölüm vakası belgelenmiştir. Kadınlar<br />
ve çocuklar, şiddet mağdurlarının %30 ila<br />
40'ını oluşturmuştur. Okul ve çocuk parklarının<br />
bombalanması gibi saldırılar sonucu<br />
meydana gelen, rapor edilmiş toplu zayiat<br />
vakalarının 10’unda, mağdurların %60 ila 90'ı<br />
kadın ve çocuklardan oluşmaktadır.<br />
MSF ülkede ilk kez 2009 yılında faaliyet<br />
göstermiştir.<br />
2 http://sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/<br />
uploads/2016/02/syria_<strong>2015</strong>_war-dead_and_<br />
war-wounded_report_tr.pdf (TR)<br />
https://www.msf.org/sites/msf.org/files/<br />
syria_<strong>2015</strong>_war-dead_and_war-wounded_<br />
report_en.pdf (EN)<br />
Bir MSF çalışanının ağzından...<br />
Şam yakınlarındaki MSF destekli bir<br />
hastanede hastane yöneticisi, insan<br />
kaynakları yöneticisi, cerrah ve üst<br />
düzey doktor olarak faaliyet gösteren<br />
bir tıp doktoru:<br />
"Ağustos ayı [burada] tıbbi anlamda yaşadığımız<br />
en kötü aydı. Hastaneye yüzlerce yaralı<br />
geldi. Bazen iki veya üç gün hiç uyumadan<br />
hastaneye gitmek zorunda kaldık. Sağlık çalışanları<br />
olarak elimizden geleni yapmaya,<br />
hayat kurtarmaya çalışıyoruz. Bize devam<br />
etme gücü veren de bu. Kuşatma konusundaysa<br />
elimizden bir şey gelmiyor. Biz sadece<br />
hayatta kalmak için mücadele veriyoruz. Tabii<br />
ki umudumu kaybetmemem gerekiyor. Her<br />
zaman bir umut vardır.<br />
Bölge halkı arasında çok ciddi bir korku ve<br />
depresyon durumu hakim. Nereye giderseniz<br />
gidin bunu hissediyorsunuz. Ne zaman<br />
bir bomba veya uçak sesi duyulsa, herkes<br />
çaresizlik içinde evine veya en yakın sığınağa<br />
doğru koşmaya başlıyor. Gökyüzünden<br />
yayılan uçak sesleri gerçekten de dehşet<br />
verici. Sahada durumun nasıl olduğunu<br />
anlatmak zor. İnanması güç olsa da olan<br />
biteni anlamak için bunları kendi gözlerinizle<br />
görmeniz gerekiyor. Örneğin, geçtiğimiz<br />
ay yaralı sayısında müthiş bir artış yalandı.<br />
Eğer bugüne kadar Suriye’de yaralanmadıysanız<br />
veya ölmediyseniz, kendinizi çok şanslı<br />
hissetmelisiniz. İşte biz bu koşullar altında<br />
yaşıyoruz.<br />
Tıbbi anlamda duruma alışmak zorundaydık.<br />
Bu nedenle ilaçları bile karneyle dağıtmamız<br />
gerekti. Tayınlama, faaliyetlerimizin önemli bir<br />
kısmını oluşturdu. Başka seçeneğimiz yoktu;<br />
elimizde ne varsa onu en adil şekilde dağıtmamız<br />
gerekiyordu. O kadar çok hasta ve<br />
anlatacak o kadar çok hikaye var ki, nereden<br />
başlayacağımı bilmiyorum. Ama özellikle bir<br />
çocuk, Suriye’de yaşanan insani krizin çılgınlığını<br />
tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.<br />
Çocuk, yüzündeki, kollarındaki ve bacaklarındaki<br />
derin yaralara rağmen hala yüzündeki<br />
o gülümsemeyle bana bakıyordu. Genellikle<br />
çocuklar iğneden korkarlar ama o korkmuyordu;<br />
sadece gülüyordu. O gülümsemeyi<br />
ölene kadar unutmayacağım...”<br />
© MSF<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 27
AVRUPA'NIN<br />
TUZAKLARLA DOLU<br />
GÖÇ YOLLARI<br />
<strong>2015</strong> sonu itibarıyla çatışmalar, zulüm ve ülkelerinin yaşanılmaz hale gelmesinden dolayı<br />
dünya çapında 60 milyon insanın yerinden edildiği tahmin ediliyor. Ortalama olarak her gün<br />
yaklaşık 4.600 kişi ülkesini terk etmeye zorlanıyor. Dünya genelinde süregelen iç ve dış<br />
göçlerde Suriye Savaşı başlı başına en büyük sebep olmaya devam ediyor.<br />
© Ikram N'gadi/MSF<br />
MSF ve MOAS (Açıkdeniz Göçmen Yardım İstasyonu), Akdeniz’de ölümcül bir tehlike atlatan 18 metrelik ahşap bir balıkçı teknesinden<br />
561 kişiyi kurtarıyor.
AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI TITLE<br />
Tehlikeli yolculukları göze alarak Akdeniz’i<br />
geçmeye çalışan insanların sayısının her<br />
geçen gün arttığının ve denizde arama ve<br />
kurtarma operasyonlarının somut bir eksiklik<br />
olduğunun farkına varan Sınır Tanımayan<br />
Doktorlar (MSF), binlerce insanı boğulmaktan<br />
kurtarmanın insani bir sorumluluk haline<br />
geldiğine karar vermiştir. MSF, bu kararı<br />
verdikten üç hafta sonra Akdeniz’de üç<br />
farklı arama kurtarma gemisi çalıştırmaya<br />
başlamıştır (Bu gemilerin faaliyetleri hakkında<br />
daha ayrıntılı bilgi almak için bkz. sayfa 30).<br />
MSF aynı zamanda sahile vuran boğulmuş<br />
insanların sayısındaki artış nedeniyle Libya<br />
Kızılay’ını ceset yönetimi konusunda eğitmek<br />
için Tunus’a bir ekip göndermiştir.<br />
Bu yıl yaklaşık bir milyon göçmen ve<br />
mülteci Avrupa’ya geçmiştir. MSF, daha<br />
önce görülmemiş boyutlara ulaşan göç<br />
dalgası sırasında insanların ihtiyaçlarını<br />
karşılayabilmek için mobil kliniklere<br />
öncelik vererek operasyonlarını artırmıştır.<br />
Bu insanlara destek ve bilgi sağlamak<br />
için gönüllüler düzeyinde çalışmalar<br />
yürütülmesine rağmen çoğu, korkunç ve<br />
insanlık dışı karşılama koşullarıyla, jiletli<br />
tel örgüler, askerler ve kapalı sınırlarla<br />
karşılaşmışlardır (MSF’nin Yunanistan,<br />
İtalya, Fransa ve Batı Balkan rotası boyunca<br />
yürüttüğü faaliyetlerin detayları için bkz.<br />
sayfa 31-35).<br />
Anavatanını terketmek zorunda kalan<br />
mülteci sayısındaki artış, onları ağırlayan<br />
ülkeler üzerindeki baskıyı da her geçen<br />
gün artırmaktadır. Dünyada en fazla sayıda<br />
mülteciye ev sahipliği yapan ülke Türkiye<br />
iken, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında<br />
kişi başına düşen mülteci sayısının en<br />
fazla olduğu ülke de Lübnan olarak<br />
göze çarpmaktadır. Mültecileri ağırlama<br />
sorumluluğu dünya ülkelerinin paylaşması<br />
gereken ortak bir görev olmasına rağmen,<br />
sadece çatışma bölgelerine doğrudan sınırı<br />
olan ülkeler bu sorumluluğu üstlenmektedir.<br />
“Çocuklarımızın güvenliği için Avrupa’ya<br />
kaçmak zorunda kaldık; güvende olduklarından<br />
emin olmak ve iyi eğitim almalarını<br />
sağlamak için. Çünkü Suriye’de hiçbir<br />
şey kalmadı. Yaşadığım şehir yerle bir<br />
oldu. Avrupa’ya ulaşmanın bu kadar zor<br />
olduğunu bilseydim, onları bu yolculuğa<br />
asla çıkarmazdım. Bunları yaşayacağıma<br />
Suriye’de ölmeyi tercih ederdim. Avrupa’da<br />
insanların bize iyi davranacağını düşünmüştüm.<br />
Yolculuk sırasında yaşanan zorluklardan<br />
ötürü bazılarımız pes edip Suriye’ye<br />
geri döndü. Şimdi hepsi öldürüldü. Bu<br />
yolculuk sırasında 33 kere tutuklandım.<br />
Yunanistan’da, Makedonya’da, Sırbistan’da<br />
ve Macaristan’da hapse atıldım. Neden?<br />
Gerçekten anlamıyorum. Yanlış bir şey<br />
yapmadım. Ne bir şey çaldım, ne de birini<br />
öldürdüm. Ölümden kaçarken bulduğum<br />
tek şey yine ölüm oldu. Benim geleceğim<br />
çocuklarımın geleceği ama nerede olduklarını<br />
bile bilmiyorum.”<br />
Karısı ve dört çocuğunun izini<br />
kaybettikten sonra ormanda yalnız<br />
yaşayan bir Suriyeli<br />
GRANDE-SYNTHE<br />
POLONYA<br />
CALAIS<br />
ALMANYA<br />
ÇEK<br />
CUMHURİYETİ<br />
UKRAYNA<br />
GRAZ<br />
NICKELSDORF<br />
AVUSTURYA<br />
FRANSA<br />
ISVIÇRE<br />
GORIZIA<br />
SPIELFELD<br />
BREZICE<br />
MACARİSTAN<br />
ROSZKE &<br />
HORGOŠ<br />
SUBOTICA<br />
ROMANYA<br />
SLOVENYA<br />
OPATOVAC<br />
& TOVARNIK<br />
BELGRAD<br />
İTALYA<br />
HIRVATİSTAN<br />
BAPSKA/SID<br />
SIRBİSTAN<br />
MIRATOVAC<br />
& PRESEVO<br />
ROMA<br />
İDOMENİ<br />
YUNANİSTAN<br />
MİDİLLİ<br />
ATİNA<br />
SİSAM<br />
TUNUS<br />
POZZALLO<br />
CEZAYİR<br />
ZARZIS<br />
ON IKI ADA<br />
MSF projeleri<br />
Arama ve kurtarma gemisi<br />
Balkan rotası<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 29
TITLE AKDENİZ VE EGE’DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR<br />
AKDENİZ VE<br />
EGE’DE YÜRÜTÜLEN<br />
OPERASYONLAR<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), <strong>2015</strong>’te diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte denizdeki ölümleri azaltmak<br />
ve tehlikeli deniz yolculuklarından sağ kalan insanlara acil tıbbi yardım götürmek için arama ve kurtarma<br />
operasyonları başlattı.<br />
Zor durumdaki yüz binlerce mülteci ve<br />
göçmen, Avrupa’ya deniz yoluyla ulaşmak<br />
için insan kaçakçılarına büyük miktarlarda<br />
para vermektedir. Bu rakam, bazılarının tüm<br />
hayat birikimlerini kapsamaktadır. Çoğu,<br />
Doğu Akdeniz boyunca 45 dakika ila üç<br />
saat arasında değişen yolculuklar yaparak<br />
Türkiye’den Yunanistan’a geçiş yapmaktadır.<br />
Diğerleri ise, Libya’dan İtalya’ya günlerce<br />
sürebilen deniz aşırı yolculuklara çıkmaktadır.<br />
Özellikle hava şartlarının kötü olduğu<br />
zamanlarda deniz kazaları oldukça yaygın<br />
görülmektedir. Yolculuklar için çoğunlukla<br />
küçük şişme Zodyak botlar ya da eski<br />
ahşap balıkçı gemileri kullanılmaktadır. Bu<br />
taşıtlar genellikle denize çıkmaya elverişsiz<br />
olmakta ve hemen hemen her zaman<br />
yolcu kapasitesini aşmaktadır. Denizde hiç<br />
tecrübesi olmayan birçok mülteci ve göçmen,<br />
çoğu zaman navigasyon cihazı bulunmadan<br />
ve az miktarda yakıtla denizin ortasında<br />
yalnız bırakılmaktadır. Bu şartlarda yola çıkan<br />
taşıtların kısa süre sonra sorun yaşaması<br />
beklenen bir durumdur. <strong>2015</strong> yılında 3.700’den<br />
fazla insan denizde hayatını kaybetmiştir.<br />
AB ve İtalya, Akdeniz’de İtalyan donanması<br />
tarafından yürütülen ve 170.000 kişinin<br />
hayatını kurtaran büyük çaplı kurtarma<br />
operasyonu Mare Nostrum’u durdurma<br />
kararı almıştır. Bunun üzerine MSF, arama<br />
ve kurtarma operasyonları başlatmak için<br />
harekete geçmiştir. <strong>2015</strong>’te Akdeniz’de<br />
devriye gezen üç MSF gemisi, 120 farklı<br />
kurtarma operasyonunda tehlike altındaki<br />
23.000’in üstünde insana yardım etmiştir. Bu<br />
operasyonlar sırasında insanların bir kısmı<br />
doğrudan denizden kurtarılmış, bir kısmı ise<br />
güvenli taşıtlara aktarılmıştır.<br />
MSF Gemileri: MY Phoenix, Bourbon Argos ve<br />
Dignity I<br />
MSF, MOAS (Açıkdeniz Göçmen Yardım<br />
İstasyonu) ile işbirliği içinde Mayıs ve Eylül<br />
ayları arasında Phoenix gemisiyle Orta<br />
Akdeniz’de arama-kurtarma operasyonları<br />
ve kurtarma sonrası sağlık hizmeti<br />
çalışmaları yürütmüştür. MSF ve MOAS,<br />
büyük çoğunluğu Eritreli olan 6.985 kişiyi<br />
denizden kurtarmıştır. Kurtarılan 1.646 kişi<br />
doktorlarımız tarafından tedavi edilirken,<br />
hamile kadınların da içinde bulunduğu<br />
durumları çok daha kritik olanlar, karaya<br />
ayak bastıktan sonra İtalya Sağlık Bakanlığı<br />
bünyesindeki kurumlara sevk edilmiştir.<br />
Uzman bir arama-kurtarma ekibi ve 10 MSF<br />
personeliyle denizde operasyon yürüten<br />
ikinci gemimiz Bourbon Argos, 700 kişiyi<br />
karaya taşımış, Aralık ayına kadar 4.443<br />
kişiye sağlık hizmeti vermiştir. Denizde<br />
geçirilen sekiz ay boyunca toplam 9.560 kişi<br />
Argos’la kurtarılmıştır.<br />
Üçüncü gemimiz Dignity I ise, sağlık<br />
personeli de dâhil olmak üzere toplam 18<br />
kişilik ekibiyle Haziran ayında Barselona’dan<br />
yola çıkmıştır. 300 kişilik kapasitesi olan<br />
gemi, altı aylık görev süresi boyunca<br />
çoğunlukla Libya kıyısı boyunca 6.000’den<br />
fazla insanın hayatını kurtarmıştır.<br />
Libya’daki korkunç şartlar ve mülteci<br />
gemilerinin insanlık dışı durumu çeşitli<br />
tıbbi ve insanı ihtiyaçları da beraberinde<br />
getirmiştir. MSF ekipleri, denizde kurtarılan<br />
insanlara sağlık hizmetinin yanı sıra<br />
yiyecek, su, giyecek ve barınma konusunda<br />
yardım sunmuş, süreç hakkında bireyleri<br />
bilgilendirerek onlara güvence sağlamıştır.<br />
Baş ağrısı, aşırı yorgunluk, deri ve üst<br />
solunum yolu enfeksiyonları, uyuz, deniz<br />
tutması ve hipotermi en yaygın görülen sağlık<br />
sorunları arasındadır. Bazı insanlarda ciddi<br />
derecede su kaybı görülürken, bazıları aşırı<br />
kalabalık ahşap gemilerde tıkılı kalmaktan<br />
nefes alma problemleri yaşamaktadır.<br />
Personelimiz aynı zamanda, teknelerin yakıt<br />
tankından sıçrayan kimyasal yanıkları ve<br />
tecavüzün de içinde bulunduğu cinsel taciz<br />
sonucu bulaşan enfeksiyonları tedavi etmiştir.<br />
Ege Denizi’nde MSF ve Greenpeace<br />
Yalnızca Kasım <strong>2015</strong>’te yaklaşık 150.000<br />
kişi, kötüleşen hava koşullarına rağmen<br />
Türkiye kıyılarından Yunan adalarına geçiş<br />
yapmıştır. Bu insanların büyük bir kısmı<br />
Midilli Adası’na ulaşmıştır. Eylül ve Kasım<br />
ayları arasında çoğu çocuk 320’den fazla<br />
kişi, Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken Ege<br />
Denizi’nde hayatını kaybetmiştir. MSF,<br />
Greenpeace ile birlikte Midilli Adası kıyılarında<br />
batma tehlikesi olan bot ve gemilerdeki<br />
insanlara yardım etmiştir. 7 - 28 Aralık tarihleri<br />
arasında 143 ayrı operasyonla 6.055 kişiye<br />
yardım götürülmüştür. Bu insanların 455’i<br />
boğulmaktan kurtarılmış, 5.600’ü ise güvenli<br />
bir bölgeye yönlendirilmiştir. Varış noktalarında<br />
gelenleri tedavi eden MSF ekipleri, travma<br />
geçirmiş olan 30 kişiyi daha kapsamlı tıbbi<br />
yardım için hastaneye sevk etmiştir.<br />
Lastik bir botta 95 kişi, yardım ekiplerinin müdahalesini beklerken bir ticari kargo<br />
gemisi rüzgar ve dalgalara karşı onlara koruma sağlıyor.<br />
© Gabriele François Casini/MSF<br />
30 Sınır Tanımayan Doktorlar
YUNANİSTAN TITLE<br />
YUNANİSTAN<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 12 | Harcama: 1,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1991 | msf.org/greece<br />
İDOMENİ<br />
ATİNA<br />
MSF projeleri<br />
<strong>2015</strong> yılında 856.000'den fazla<br />
mülteci ve göçmen deniz veya<br />
kara yoluyla Yunanistan'a<br />
gelerek burayı Avrupa'ya<br />
ulaşmaya çalışan insanlar için<br />
ana giriş noktası haline getirdi.<br />
Gönüllüler ve sivil toplum kuruluşları ülkeye<br />
yeni gelenlere yardımcı olmak için seferber<br />
olurken, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF)<br />
sağlık hizmetleri sunmak üzere faaliyetlerini<br />
yoğunlaştırmıştır. <strong>2015</strong>’te Yunanistan<br />
kıyılarına varanların üçte biri kadın ve çocuklardan<br />
oluşmaktadır. Bu kişilerin yaklaşık<br />
%91'i ağırlıklı olarak Suriye, Afganistan,<br />
Irak ve Somali olmak üzere savaşa ve şiddet<br />
eylemlerine maruz kalmış ülkelerden<br />
gelmiştir. Bu insanların çoğu Midilli (Lesbos),<br />
Sisam (Samos), Sakız (Khios), İstanköy (Kos)<br />
ve İleriye (Leros) adalarına ulaşmış, Ekim<br />
ayına gelindiğindeyse neredeyse her gün<br />
sadece Midilli Adası’na yaklaşık 6.000 kişi<br />
çıkmıştır.<br />
Midilli ve Sisam<br />
MİDİLLİ<br />
SİSAM<br />
AGATHONİSİ<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />
Oniki Ada: İstanköy (Kos) ve İleriye (Leros)<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
ONİKİ ADA<br />
46.300 ayakta muayene<br />
35.400 yardım malzemesi dağıtımı<br />
3.400 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />
danışmanlığı<br />
MSF, Temmuz ayında Midilli Adası’nda bulunan<br />
Moria ve Kara Tepe kamplarında klinikler<br />
açmış ve Atina'ya geçiş yapmayı planlayan<br />
binlerce insanın bunaltıcı sıcaklar altında<br />
dışarıda beklediği limanda bir mobil klinik<br />
kurmuştur.<br />
Moria'da su ve sanitasyon tesislerini<br />
iyileştiren MSF ekipleri, aynı zamanda atık<br />
yönetimini sağlamış, kamp çevresine kimyasal<br />
tuvaletler ve çeşmeler yerleştirmiştir.<br />
MSF ayrıca yeni gelenleri 70 kilometre uzaklıkta<br />
bulunan kayıt merkezlerine ve tıbbi<br />
sevk noktalarına taşımak için otobüs seferleri<br />
düzenlemiştir. Yeni gelenlere barınma,<br />
ulaşım, gıda ve battaniyenin yanı sıra, arkadaşları<br />
ve aileleriyle iletişimi sağlayan<br />
kablosuz internet hizmetlerini de içeren bir<br />
destek mekanizması oluşturmak amacıyla<br />
Matamados'da bir transit merkezi açılmıştır.<br />
16.100'den fazla tıbbi muayene gerçekleştirilmiş<br />
ve 3.000 kişiye ruh sağlığı desteği verilmiştir.<br />
Sisam’da ise MSF tarafından mobil bir ekip<br />
kurulmuştur. Bu ekip Ekim ayından itibaren<br />
Sisam’a gelenleri karşılamış, MSF personelinin<br />
tıbbi muayeneler gerçekleştirdiği, ana<br />
limandaki kayıt merkezine göçmenleri transfer<br />
etmiştir. Ekip aynı zamanda kabul merkezinde<br />
yaşayan kişilere yardım malzemeleri<br />
götürmüş, günde yaklaşık 540 yemek dağıtmıştır.<br />
MSF Sisam yakınlarında küçük bir ada olan<br />
Agathonisi'de faaliyet gösteren tek insani<br />
yardım örgütüdür. Adaya gelenleri karşılayan<br />
MSF ekibi, mülteci ve göçmenlere sağlık<br />
hizmeti ve barınma imkanı sunmuştur.<br />
Oniki Ada<br />
Oniki Ada’nın herhangi birinde bir resmi<br />
kabul sistemi mevcut olmadığı için MSF<br />
Mart ayında, İstanköy'de barınma ve gıda<br />
desteği gibi insani yardım faaliyetlerinin yanı<br />
sıra sağlık taramalarına başlamıştır. Yerel<br />
makamlar Eylül ayında sığınmacılar tarafından<br />
geçici sığınma merkezi olarak kullanılan<br />
ve MSF’nin temel acil destek sunmak için<br />
kullandığı, terk edilmiş bir otel olan Kaptan<br />
Elias Kampı’nı kapatmışlardır. Göçmenler ve<br />
mülteciler için dışarıda uyumaktan başka bir<br />
çare kalmamıştır. MSF kısa sürede arkeolojik<br />
bir alanın yakınlarında bir kamp çadırı kurmuş<br />
ve ihtiyacı olanlara temel tıbbi ve insani<br />
yardım hizmeti sunabilmek için için başka<br />
sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmıştır.<br />
MSF Haziran ayında İleriye (Leros), Sömbeki<br />
(Symi), İlyaki (Tilos) ve Kilimli (Kalymnos)<br />
adalarını ziyaret ederek mobil bir klinikte faaliyetlerine<br />
başlamıştır. Eylül ayında İleriye’de<br />
hizmetlerini kalıcı hale getiren MSF ekipleri,<br />
burada barınma, su ve sanitasyon çalışmalarını<br />
sürdürmüş, göçmen ve mültecilere<br />
temel sağlık hizmetlerinin yanı sıra ruh sağlığı<br />
desteği de vermiştir. MSF ekipleri İstanköy<br />
ve İleriye çevresinde 14.000'in üzerinde tıbbi<br />
Afganistanlı bir aile, İstanköy (Kos)<br />
Adası’nın iskelesinde bekliyor. <strong>2015</strong>’te<br />
Yunanistan sahillerine gelenlerin<br />
%95’ini Suriye, Afganistan, Irak ve<br />
Somali vatandaşları oluşturdu.<br />
muayene gerçekleştirmiş ve 6.000 kişiye<br />
ruh sağlığı desteği sağlamıştır. MSF ekipleri<br />
ayrıca yolculuk esnasında eşyalarını kaybetmiş<br />
kişilere 35.358 adet yardım kiti (sabun,<br />
battaniye, vs.) de dağıtmıştır.<br />
Yunanistan Anakara<br />
Atina’da da çalışmalarını sürdüren MSF,<br />
Yunanistan'a sığınma başvurusu yapmak<br />
isteyen kişilere ev sahipliği yapan Eleonas<br />
Transit Merkezi’nde 708 tıbbi muayene<br />
gerçekleştirmiştir. İşkence mağduru olarak<br />
tanımlanan kişilere Kypseli Rehabilitasyon<br />
Merkezi’nde özel bir tedavi uygulamıştır. Bu<br />
hizmetler, Babel ve Mülteciler için Yunan<br />
Konseyi ile işbirliği içinde yürütülmüştür.<br />
MSF, Makedonya sınırına yakın İdomeni<br />
Transit Geçiş Kampı’nda temel sağlık<br />
hizmetleri ve ruh sağlığı desteği sunan bir<br />
mobil klinik işletmiş, göçmen ve mültecilere<br />
battaniye ve yıkanma kitleri gibi yardım malzemeleri<br />
dağıtmıştır. Kampta Nisan ve Aralık<br />
ayları arasında 13.000 muayene gerçekleştirilmiştir.<br />
İdomeni’de 1.500'den fazla kişi<br />
için barınak, duş ve tuvalet inşa eden<br />
MSF ekipleri, elektrik temini ve sanitasyon<br />
hizmetlerini de sürdürmüştür.<br />
MSF’nin psikososyal destek ekipleri, Haziran<br />
ve Aralık ayları arasında 14.000'in üzerinde<br />
kişiye bireysel ve grup terapi seansları<br />
düzenlemiştir. İdomeni Kampı kapatıldığında<br />
ise, Makedonya sınırına doğru yol alan<br />
mülteci ve göçmenler yaklaşık 20 uzaklıktaki<br />
Polykastro benzin istasyonunda saatlerce<br />
beklemek zorunda kalmıştır. MSF sınır<br />
bölgesine doğru yol üzerindeki toplanma<br />
noktalarında kurduğu barınma alanlarında<br />
sağlık hizmeti sunmuş, su ve gıda desteği<br />
sağlamıştır.<br />
© Alessandro Penso<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 31
BALKANLAR<br />
BALKANLAR<br />
<strong>2015</strong> yılında, farklı rotalardan<br />
Yunanistan’a ulaşan göçmen<br />
ve mülteciler, Batı Avrupa’ya<br />
ilerlemek için Balkan Rotası<br />
üzerinden yollarına devam ettiler.<br />
Yunanistan sınırından geçen insanlar öncelikle<br />
Makedonya ve Sırbistan’a ulaşmaktadır.<br />
Daha sonra sınırların açıklık durumuna göre<br />
Macaristan, Hırvatistan veya Slovenya’ya<br />
geçiş yapmak üzere yollarına devam etmektedir.<br />
Kimileri daha sonra kuzeye, Avusturya<br />
ve ötesine ulaşmayı hedeflemektedir. MSF bu<br />
rota üzerinde, sağlıksız koşullarda yolculuk<br />
etmiş olan 40.000 kişiye sağlık hizmetleri<br />
sunmuş ve yaşam kitleriyle destek vermiştir.<br />
Sırbistan<br />
MSF Sırbistan’ın dört bir yanındaki mültecilere<br />
ulaşabilmek için birçok yerde mobil ekiplerle<br />
sağlık hizmeti vermiştir. Makedonya<br />
sınırında barınacak yeri olmayan 4.000<br />
kişinin kayıt olmak için kötü hava koşullarında<br />
bekletildiği Miratovaç ve Preşevo’da<br />
çalışmaya başlayan MSF, hem sınır yakınındaki<br />
transit kampta hem de kayıt merkezinin<br />
yakınında kurduğu kliniklerde temel sağlık<br />
hizmetleri ve ruh sağlığı hizmetleri vermiştir.<br />
Ekiplerimiz duş kitleri, yiyecek, çadır, battaniye<br />
ve yağmurluk dağıtırken, aynı zamanda<br />
kötü hava koşullarından dolayı yaygınlaşan<br />
solunum yolları enfeksiyonu, soğuk algınlığı<br />
ve hipotermi gibi sağlık sorunlarına müdahale<br />
etmiştir. MSF aynı zamanda çöp ve<br />
atık toplama, seyyar tuvalet, engelliler için<br />
ulaşım gibi konularda da göçmenlere destek<br />
vermiştir. Ekiplerimiz Kasım ayında 1,5 kilometrelik<br />
bozuk bir yolu onarmış, binlerce<br />
GRAZ<br />
SPIELFELD<br />
SLOVENYA<br />
BREZICE<br />
AVUSTURYA<br />
HIRVATİSTAN<br />
OPATOVAC &<br />
TOVARNIK<br />
NICKELSDORF<br />
MACARISTAN<br />
SIRBISTAN<br />
ROSZKE &<br />
HORGOŠ<br />
SUBOTICA<br />
BAPSKA/SID<br />
insanın güvenli geçişine yardım etmiş ve 270<br />
kişi kapasiteli ve ısıtmalı altı çadır kurmuştur.<br />
Haziran ve Aralık ayları arasında ekiplerimiz<br />
9.184 kişiye sağlık hizmeti vermiştir.<br />
Belgrad’da tren istasyonu ve otobüs duraklarının<br />
yakınındaki iki parkta yaşayan mülteciler<br />
için Nisan ile Eylül ayları arasında 3.950<br />
kişiye sağlık hizmeti verilmiştir.<br />
BELGRAD<br />
MIRATOVAC/<br />
köyler<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve<br />
Sırbistan’da bazen yaklaşık 3.000 kişi<br />
gece vaktine kadar kayıt kuyruğunda saatlerce<br />
bekletilmekteydi. Hırvatistan sınırından<br />
geçiş yapamayanlar ise sokaklarda<br />
uyumak zorunda kalıyordu. Bu nedenle geçiş<br />
noktalarındaki insanlar için mobil klinikler<br />
kurulmuş, örneğin Sid’de transit için tren<br />
bekleyen insanlara destek vermek için istasyona<br />
ekipler gönderilmiştir. Bunun yanı sıra<br />
yetkililerin belirlediği yeni transit noktalarında<br />
2.000’den fazla kişi için sekiz ısıtmalı<br />
çadır kurulmuştur. Eylül ortasından Aralık<br />
başına kadar 15.200 kişi sağlık kontrolünden<br />
geçmiştir.<br />
Macaristan<br />
MSF Eylül ayında her gün 2.000 ila 4.000<br />
kişinin Sırbistan’dan geçiş yaptığı sınır kasabası<br />
Röszke’de bir mobil klinik kurmuştur. 14<br />
Eylül’de sınırın dikenli tellerle kapatılmasına<br />
kadar geçen dört günde 400 kişiye gerekli<br />
sağlık hizmetleri verilmiştir. Sınır kapatıldıktan<br />
sonra insanların batıya yönelmesi sonucunda<br />
batıdaki sınır kapısı da 17 Ekim’de kapatılmış,<br />
bu kez göçmenler Slovenya sınırına<br />
ilerlemeye başlamıştır. Röszke’deki hastaların<br />
çoğu, solunum yolları problemi olan çocuklar,<br />
hamile kadınlar ve uzun yürüyüşlerdeki zorlu<br />
koşullar sebebiyle yaralanan ve enfeksiyon<br />
kapan erkeklerlerden oluşmaktadır.<br />
Sırbistan-Hırvatistan arasında Bapska sınır geçişinde yeğeniyle beraber bir kadın MSF<br />
doktorları tarafından muayene ediliyor.<br />
© Achilleas Zavallis<br />
Slovenya ve Hırvatistan<br />
Eylül ve Ekim ayları boyunca çoğu aile<br />
olmak üzere her gün yaklaşık 10.000 ila<br />
15.000 kişi Slovenya ve Hırvatistan’a geçiş<br />
yapmıştır. İki ülke arasındaki koordinasyon<br />
ve iletişim eksikliği nedeniyle Slovenya’nın<br />
karşılama merkezleri tamamen dolmuş ve<br />
yetkililer gelen mülteci akınını yönetmekte<br />
zorlanmıştır. MSF, Ekim ve Kasım aylarında<br />
Hırvatistan sınırında bulunan Brežice<br />
geçiş merkezinde Sağlık Bakanlığı’na destek<br />
vermiş ve Slovenya topraklarına adım atan<br />
herkes için 24 saat sağlık hizmeti sağlamıştır.<br />
Hırvatistan’dan ayarlanan trenle bu<br />
kişiler Slovenya- Avusturya sınırına götürülene<br />
kadar MSF burada çalışmayı sürdürmüştür.<br />
Hırvatistan’da bulunan MSF ekipleri<br />
Hırvatistan - Sırbistan sınırı yakınlarındaki<br />
Tovarnik’ten 15 km uzakta bulunan transit<br />
kampında bir klinik kurmuş ve Macaristan’a<br />
geçiş için bekleyen mültecilere sağlık hizmeti<br />
vermiştir. Klinikte her gün yaklaşık 5.000 kişi<br />
tedavi edilmiştir.<br />
32 Sınır Tanımayan Doktorlar
İTALYA<br />
İTALYA<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 28 | Harcama: 8,7 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1999 | msf.org/italy<br />
RAGUSA<br />
MSF projeleri<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
GORİZİA<br />
ROMA<br />
AUGUSTA<br />
POZZALLO<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />
9.400 ayakta muayene<br />
2.200 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />
danışmanlığı<br />
İtalya, göçmenler ve mülteciler<br />
için uzun süre bir varış noktası<br />
görevi gördü. <strong>2015</strong> yılında<br />
ağırlıklı olarak Eritre, Nijerya,<br />
Somali, Sudan ve Suriye gibi<br />
ülkelerden gelen 153.000'den<br />
fazla kişi deniz yoluyla İtalya’ya<br />
ulaştı.<br />
Ülkedeki ana varış limanları Augusta,<br />
Pozzallo, Palermo, Reggio Calabria ve<br />
Lampedusa’dır. Siyasi iradenin yeni gelenleri<br />
idare etme konusundaki isteksizliği,<br />
İtalya'daki kabul sisteminde ciddi eksikliklerin<br />
meydana gelmesine neden olmuştur.<br />
İnsani yardıma ve uluslararası korumaya ihtiyacı<br />
olan kişilerin, bu tür bir desteğe erişimi<br />
hiçbir şekilde garanti edilmemektedir.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), <strong>2015</strong><br />
yılında ülkeye yeni gelenlere tıbbi tarama<br />
yaparak ve 24 saat sağlık hizmeti vererek<br />
Ragusa İl Sağlık Ajansı'nı desteklemiştir.<br />
Pozzallo'daki İlk Kabul Merkezi’nde de<br />
faaliyet gösteren MSF, yıl sonuna kadar<br />
3.000'den fazla muayene gerçekleştirilmiştir.<br />
Genellikle Libya'daki kötü yaşam koşullarının<br />
bir sonucu olarak birçok hastada cilt<br />
hastalıkları, solunum yolu enfeksiyonları ve<br />
şüpheli tüberküloz (TB) ve travma vakaları<br />
gözlemlenmiştir.<br />
MSF aynı zamanda 400 mülteci ve göçmene<br />
geçici olarak ev sahipliği yapan Sicilya'nın<br />
Ragusa eyaletindeki 16 kabul merkezinde ruh<br />
sağlığına odaklanan bir program başlatmıştır.<br />
İki psikolog ve kültürel aracılardan oluşan bir<br />
ekip, psikolojik sıkıntı ve travma konusunda<br />
yeni gelenleri incelemiş ve ihtiyacı olanlara<br />
yardım sağlamıştır. 1.052 bireysel ruh sağlığı<br />
muayenesi gerçekleştiren ekip, 549 kişi için<br />
69 grup seansı düzenlemiştir. Hastaların<br />
Italy<br />
çoğu Nijerya, Gambiya, Senegal, Mali ve<br />
Bangladeş'ten gelmektedir ve yüzde 41'inde<br />
post-travmatik stres bozukluğu belirtileri<br />
vardır. Diğerleri ise, psikolojik sıkıntı veya<br />
depresyondan mustariptir.<br />
MSF İtalyan kabul sistemindeki eksiklikleri<br />
gidermek için <strong>2015</strong> yılı boyunca ikili<br />
görüşmeler gerçekleştirmiş ve kamuoyu<br />
nezdinde savunuculuk faaliyetlerini yürütmüştür.<br />
Pozzallo’da gözlemlenen kalabalık<br />
ve kötü hijyen koşulları gibi sorunları<br />
detaylandıran ve şartların iyileştirilmesi için<br />
önerilerde bulunan bir rapor, Kasım ayında<br />
İtalyan Parlamentosu'na sunulmuştur. Fakat<br />
bu konuda hiçbir olumlu adım atılmaması<br />
nedeniyle MSF ekipleri zor bir karar alarak<br />
merkezdeki faaliyetlerine yıl sonunda son<br />
vermiştir.<br />
Psikolojik ilk yardım<br />
Göçmenler ve mülteciler zorlu ve genellikle<br />
travmatik yolculuklar geçirmektedirler. Bu<br />
nedenle MSF, Sicilya’ya vardıklarında acil<br />
desteğe ihtiyacı olanlara psikolojik ilk yardım<br />
sunabilmek için Mayıs ayından itibaren özel<br />
bir ekip oluşturmuştur. Kültürel aracılardan<br />
oluşan bir ekip, yardım çağrısı aldıktan<br />
sonraki 72 saat içinde İtalya'daki farklı varış<br />
limanlarına bir psikolog eşliğinde gidebilmek<br />
için hazırda bekletilmiştir. Ekip 14 farklı operasyon<br />
ile 2.500 kişiye psikolojik ilk yardım<br />
desteği vermiştir.<br />
Roma'da bulunan bir MSF ekibi ise, sivil<br />
toplum kuruluşları tarafından yönetilen bir<br />
geçiş merkezindeki göçmen ve mültecilere<br />
psikolojik ilk yardım sağlamıştır. Merkezde<br />
kalanların çoğu, varış tarihinden birkaç gün<br />
sonra Kuzey Avrupa'ya doğru yola çıkmıştır.<br />
MSF ekipleri, 16 Temmuz ve 1 Kasım tarihleri<br />
arasında bireysel ve grup seansları<br />
aracılığıyla 6.540 kişiye bilgi vererek 903<br />
kişiye ruh sağlığı desteği vermiş, 79 bireysel<br />
psikolojik muayene gerçekleştirmişlerdir.<br />
MSF aynı zamanda Roma'da Medici Contro<br />
la Tortura ile işbirliği içinde işkence mağduru<br />
sığınmacılar için Ekim ayında bir proje başlatmıştır.<br />
Proje kapsamında 340'dan fazla<br />
muayene gerçekleştirilmiştir. Merkez, kökeni<br />
veya yasal statüsü ne olursa olsun işkence<br />
veya şiddet görmüş göçmen, mülteci veya<br />
sığınmacılara tıbbi, psikolojik ve sosyohukuki<br />
yardım sunmaktadır.<br />
Gorizia'da barınma ve sağlık hizmetleri<br />
Yıl sonuna doğru Slovenya sınırında<br />
bulunan Kuzey Gorizia kentinde bir nehrin<br />
yanında açık havada uyuyan yüzlerce<br />
mülteciye barınma imkanı ve sağlık hizmeti<br />
sunulmuştur. MSF Aralık ayında 25 taşıma<br />
konteynırından meydana gelen, 96 yatak<br />
kapasiteli geçici bir merkez açmıştır. Ekip,<br />
yerel sağlık ekipleri ve Kızıl Haç ile işbirliği<br />
içinde faaliyet göstererek merkezde kalanlara<br />
hijyen kitleri gibi yardım malzemeleri<br />
dağıtmıştır. Gorizia'daki göçmen ve<br />
mülteciler, çoğunlukla Balkanlarda uzun<br />
bir yolculuktan sonra İtalya'ya varmış olan<br />
Pakistan ve Afganistan vatandaşlarından<br />
meydana gelmektedir. Projenin ilk üç<br />
haftasında 200'den fazla kişiye geçici<br />
barınma desteği verilmiştir.<br />
Eski bir öğretmen olan bu Sudanlı adam, arama-kurtarma gemisi Phoenix tarafından<br />
batmak üzere olan ufak bir tekneden kurtarıldı. Şu anda tek hayali Avrupa’da öğrenim<br />
görmek.<br />
© Gabriele François Casini/MSF<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 33
© Eloisa D'orsi<br />
<strong>2015</strong> yazında binlerce insan, Yunanistan ve Makedonya sınırı arasında sıkışıp kaldı. Sınırların kapatılması kaosa yol açtı. Kalabalıkları<br />
dağıtmak içinse biber gazına başvuruldu.<br />
34 Sınır Tanımayan Doktorlar
FRANSA<br />
FRANSA<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 9 | Harcama: 1 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1987 | msf.org/france<br />
CALAIS<br />
GRANDE-SYNTHE<br />
© Jon Levy/MSF<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar, <strong>2015</strong><br />
yılının Eylül ayında “Jungle”<br />
olarak bilinen Calais'deki<br />
mülteci kampında, mülteci<br />
ve göçmenlere tıbbi destek<br />
sunmaya başladı.<br />
2016 yılı başlarında "Jungle" 'kampında<br />
kalan mülteci ve göçmenlerin sayısı<br />
6.000’e yaklaşmıştır. Kar amacı gütmeyen<br />
kuruluşların çabalarına ve yerel<br />
hayırseverlerin girişimlerine rağmen buradaki<br />
yaşam koşulları korkunçtur. Calais, Fransa ve<br />
İngiltere arasındaki bir demiryolu bağlantısı<br />
olan Manş Tüneli’ne yakın bir konumda yer<br />
almaktadır. Mülteci ve göçmenler, son birkaç<br />
yıldır tünel üzerinden kamyonlarla İngiltere'ye<br />
ulaşmaya çalışmaktadır.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Eylül ayında<br />
Dünya Doktorları ile birlikte kamp sakinlerine<br />
tıbbi hizmet vermeye başlamıştır. Daha<br />
sonra ekip, arazinin selden etkilenme riskine<br />
karşılık, çalışma koşullarını iyileştirmek ve<br />
hasta bakımını geliştirmek amacıyla ayakta<br />
tedavi departmanını kurmuştur. Her gün 100<br />
Dunkirk yakınlarındaki Grande Synthe mülteci kampının sakinleri, yoğun yağış ve<br />
dondurucu soğukta ısınabilmek için bir ateşin etrafında toplanıyor.<br />
ila 120 kişi burada muayene edilmiş ve tıbbi<br />
danışmanlık, hemşire bakımı ve fizyoterapi<br />
hizmetlerinden yararlanmıştır.<br />
Ekip ayrıca su ve sanitasyon faaliyetlerini<br />
de üstlenerek kampa 66 kimyasal tuvalet<br />
inşa etmiş ve atık yönetimi için bir sistem<br />
kurmuştur. İnsanlar yağışlı havalarda ve kış<br />
koşullarında küçük ve kalitesiz çadırlarda<br />
yaşadıkları için, MSF her biri dört ila beş<br />
kişiye konaklama imkanı sağlayan 80 ahşap<br />
barınak inşa etmiştir.<br />
Grande-Synthe, Dunkirk<br />
2.500 civarında mülteci ve göçmen, Dunkirk<br />
limanı yakınlarında, Calais'nin kuzeyinde<br />
yer alan Grande-Synthe'de uzun süre<br />
korkunç koşullar altında yaşamıştır. MSF bu<br />
kampta 22 tuvalet ve iki çeşme inşa etmiştir.<br />
Kamp sakinlerine ise haftada üç gün tıbbi<br />
muayene hizmeti vermiştir. MSF ayrıca<br />
belediye meclisinin de desteğiyle daha iyi<br />
barınma ve yaşam koşulları sağlayan yeni<br />
bir alan inşa etmeye karar vermiştir.<br />
Kasım ve Aralık aylarında bu bölgede<br />
2.100'den fazla tıbbi muayene<br />
gerçekleştirilmiş, ağırlıklı olarak hijyen ve<br />
sanitasyon yetersizliğinin yol açtığı solunum<br />
yolu enfeksiyonları ve uyuz vakalarıyla<br />
karşılaşılmıştır.<br />
<strong>2015</strong>’te @MSF_Sea’nin En Etkileyici TWEET’leri<br />
@MSF_Sea; MSF’nin Avrupa sınırlarında, Ege ve Akdeniz sularında göçmenlere yönelik çalışmalarını canlı olarak aktaran bir MSF hesabıdır.<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 35
ÜRDÜN<br />
ÜRDÜN<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 529 | Harcama: 12,9 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2006 | msf.org/jordan<br />
İRBİD<br />
AMMAN<br />
AR RAMTHA<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
ZAATARİ KAMPI<br />
5.400 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />
danışmanlığı<br />
1.700 cerrahi müdahale<br />
Jordan<br />
Çalışma izinlerine ilişkin<br />
kısıtlamalar ve uluslararası<br />
yardımın azaltılması,<br />
Ürdün'de yaşayan Suriyeli<br />
mültecilerin sağlık<br />
hizmetlerine erişimini daha<br />
da zorlaştırdı.<br />
Acil sezaryen doğumları ise Şubat ayından<br />
itibaren burada gerçekleştirilmiştir. MSF<br />
ekipleri, yıl sonu itibarıyla 3.900 hamile<br />
kadını kabul etmiş ve 3.400 doğuma<br />
girmiştir. MSF aynı zamanda 274 hasta<br />
için ruh sağlığı seansları düzenlemiştir. Bu<br />
hastaların dörtte üçü şiddetli bir ölüme şahit<br />
olmuş, üçte biri ise bir yakınını ve/veya<br />
evini kaybetmiştir. <strong>2015</strong> yılında yenidoğan<br />
yoğun bakım ünitesine (NICU) sekiz yatak,<br />
dört kuvöz ve dört beşik eklenirken, sürekli<br />
pozitif hava yolu basıncı problemine sahip<br />
ilk hasta Şubat ayında tedavi edilmiştir. Yıl<br />
içinde NICU'ya toplamda 498 bebek kabul<br />
edilmiştir.<br />
Travma cerrahisi ve ameliyat sonrası bakım<br />
MSF Suriye sınırındaki İrbid vilayetinde Ar<br />
Ramtha hükümet hastanesinde savaşta<br />
yaralanan Suriyelileri tedavi etmeye devam<br />
etmektedir. Sağlık Bakanlığı ile ortak çalışan<br />
MSF, acil cerrahi ve yatarak tedavinin yanı<br />
sıra fizyoterapi ve psikososyal destek seansları<br />
da düzenlemektedir. Acil serviste çalışan<br />
ekip, <strong>2015</strong> yılında 315'i ameliyata kabul<br />
edilen toplam 863 yaralıyı tedavi etmiş,<br />
1.600'dan fazla kişisel danışmanlık seansı<br />
düzenlemiştir.<br />
MSF aynı zamanda Mafrak vilayetindeki<br />
Zaatari Mülteci Kampı’nda bulunan<br />
40 yataklı ameliyat sonrası bakım tesisini<br />
de işletmektedir. Tesis nekahet bakımı<br />
için Ar Ramtha Hastanesi’nden ve diğer<br />
Ürdün hastanelerinden hasta kabul etmektedir.<br />
<strong>2015</strong> yılında 1.540 psikososyal seans<br />
gerçekleştirilmiştir.<br />
Amman'da rekonstrüktif cerrahi<br />
Amman'daki rekonstrüktif cerrahi projesi,<br />
fizyoterapi ve ruh sağlığı desteği ile birlikte<br />
ortopedik, maksillofasiyal ve plastik cerrahi<br />
hizmetleri sunmaktadır. Projenin öncelikli<br />
hedef kitlesi, uzmanlık gerektiren bu tür<br />
tedavilere erişimi olmayan ve komşu ülkelerden<br />
gelen savaşta yaralanmış kişilerdir.<br />
Proje Şubat ayında cerrahların 880'den fazla<br />
cerrahi müdahale gerçekleştirdiği yeni bir<br />
hastaneye taşınmıştır. Bölgedeki doktorlar<br />
hastaları buraya sevk etmektedir. <strong>2015</strong>’te<br />
hastaneye kabul edilen hastaların %58'si<br />
Suriye'den, %30'u Irak'tan ve %7'si de<br />
Filistin'den gelmiştir.<br />
MSF yaralanmalardan kaynaklanan enfeksiyonlu<br />
hastaların tedavi kalitesini iyileştirmek<br />
amacıyla hastanede tam donanımlı<br />
bir mikrobiyoloji laboratuvarı açmıştır.<br />
Antibiyotik dirençli enfeksiyonlar, bölgede<br />
yaygın ve önemli bir tıbbi sorun teşkil etmektedir.<br />
Laboratuvar, infeksiyöz komplikasyonları<br />
olan, çatışma kaynaklı yaralanmalara<br />
sahip hastalar için tıbbi müdahalelerin kalitesini<br />
artıracaktır.<br />
Bölgedeki istikrarlı birkaç ülkeden biri olan<br />
Ürdün, Suriye'deki çatışmanın başlangıcından<br />
bu yana BMMYK verilerine göre<br />
600.000 Suriyeli mülteciyi kayıt altına<br />
almıştır. Bu rakam bile ülkenin altyapısı<br />
üzerinde belirgin ve anlaşılır bir baskı<br />
meydana getirmiştir. Suriyeliler 2014’ün<br />
Kasım ayından itibaren devlet hastanelerinde<br />
sağlık hizmeti almak istediklerinde bunun<br />
için ödeme yapmak zorunda kalmıştır. Bunun<br />
nedeni ülkede yasal olarak çalışma izinlerinin<br />
olmamasıdır. Yardım projelerine sağlanan<br />
uluslararası fon ise zaman içinde azalmıştır.<br />
Ülkede bulaşıcı olmayan hastalıkların tedavisi<br />
konusunda ciddi bir açık vardır. Bu<br />
nedenle Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF)<br />
<strong>2015</strong> yılında Suriyeli mültecilere ve hipertansiyon,<br />
diyabet, kalp - damar hastalıkları<br />
ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı<br />
olan Ürdünlülere tedavi hizmeti sunan bir<br />
proje geliştirmiştir. Çalışmalar İrbid’de Sağlık<br />
Bakanlığı'nın İbn Sina temel sağlık kliniği<br />
ve yerel bir sivil toplum kuruluşu ile işbirliği<br />
içinde Nisan ayı ortasında açılan İbn Rushd<br />
adlı ikinci bir klinikte devam etmiştir. Ev ziyaretleri<br />
ise Ağustos ayında devreye sokulmuştur.<br />
Yıl boyunca bu kliniklerde 20.000'i<br />
aşkın muayene gerçekleştirilmiştir.<br />
Doğum öncesi bakım hizmetleri<br />
MSF tarafından yürütülen anne ve yenidoğan<br />
programı, Ocak ayında bu alanda<br />
uzmanlaşmış bir hastaneye taşınmıştır.<br />
Zaatari Mülteci Kampı’nda hastaların ameliyat sonrası fizik tedavi ve iyileştirici bakım<br />
hizmeti aldıkları MSF sağlık tesisinden bir kare.<br />
© Isidro Serrano Selva<br />
36 Sınır Tanımayan Doktorlar
TITLE IRAK<br />
IRAK<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 547 | Harcama: 31,2 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2003 | msf.org/iraq | @MSF_Iraq<br />
NİNOVA<br />
SELAHADDİN<br />
BAĞDAT<br />
KERBELA<br />
NECEF<br />
MSF projeleri<br />
DOHUK<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
ERBİL<br />
KERKÜK<br />
DİVANİYE<br />
SÜLEYMANİYE<br />
DİYALA<br />
BABİL<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />
Iraq<br />
218.300 ayakta muayene<br />
20.700 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />
danışmanlığı<br />
12.500 yardım malzemesi dağıtımı<br />
Irak'taki çatışmalar<br />
toplu göçlere ve halkın<br />
büyük yaşam mücadelesi<br />
vermesine neden olurken,<br />
finansman kaynaklarının<br />
azalması ve daha güvenli<br />
olan Kürt bölgesine kayması<br />
uluslararası yardımı sekteye<br />
uğratıyor.<br />
MSF personeli tarafından gözlemlenen sağlık<br />
sorunlarının çoğu, kötü yaşam koşullarına<br />
bağlı olarak gelişen rahatsızlıklardır ve<br />
çoğunlukla solunum ve idrar yolu enfeksiyonları,<br />
gastrointestinal rahatsızlıklar, artrit<br />
ve cilt hastalıklarını içermektedir.<br />
Anne ve çocuk sağlığı alanında da hizmet<br />
veren MSF’nin Irak’ta yoğunlaştığı bir<br />
diğer konu ise, hipertansiyon ve diyabet<br />
gibi kronik hastalıklardır. Kadınların kliniklere<br />
düzenli olarak gelmesini sağlamak ve<br />
devamlılığı teşvik etmek için kadın sağlık<br />
personelleri de görev yapmaktadır.<br />
Ruh sağlığı faaliyetleri<br />
MSF, bu yıl Irak’ta özellikle ruh sağlığı<br />
hizmetlerine odaklanmıştır. Sürekli tekrarlayan<br />
şiddet vakalarının ve istikrarsız yaşam<br />
koşullarının yarattığı travma ile başa çıkmaya<br />
çalışan Kerbela, Necef ve Babil vilayetlerindeki<br />
Iraklılara yardım ederek ruh sağlığı<br />
programlarına düzenli olarak devam etmiştir.<br />
1.500'den fazla bireysel terapi seansı<br />
tamamlayan MSF ekiplerinin verdiği eğitimlere,<br />
çocuk ve ruh sağlığı alanında çalışan<br />
9.220 kişi katılmıştır. MSF aynı zamanda<br />
öğretmenlere ve Sağlık Bakanlığı personeline<br />
psikososyal grup terapisi eğitimleri vermiştir.<br />
MSF Erbil vilayetinde psikolog ve psikiyatristlerinden<br />
oluşan bir ekip ile Kawargosk,<br />
Gawilan ve Darashakran kamplarında<br />
Suriyeli mültecilere destek sağlamıştır.<br />
Mobil sağlık hizmetleri<br />
<strong>2015</strong>’in büyük bir kısmında MSF sağlık ekipleri<br />
Dohuk vilayetinde inşaatı tamamlanmamış<br />
binalarda barınan yerinden edilmiş<br />
topluluklara sağlık hizmetleri sunmuş, 21.775<br />
muayene gerçekleştirmiştir. Halk yavaş<br />
yavaş sağlık hizmetleri sunan resmi kamplara<br />
taşındığı için, MSF de faaliyetlerini tıbbi<br />
altyapıların çatışmalar sırasında yıkıldığı ve<br />
ihtiyaçların çok yüksek olduğu Ninova vilayetindeki<br />
Tel Afar bölgesine yöneltmiştir.<br />
Ekipler çalışmalarını bölge halkının sağlık<br />
tesislerine ulaşmak için uzun mesafeleri kat<br />
etmeyi göze alamadıkları bölgelere veya<br />
hareket etmekten çekindikleri cephe hatlarına<br />
yakın kliniklere yoğunlaştırmıştır.<br />
Mobil ekipler, yerinden edilmiş kişiler ve ev<br />
sahibi topluluklara yönelik kronik hastalıklar,<br />
üreme sağlığı ve ruh sağlığı alanında<br />
19.505 ayakta muayene gerçekleştirmiştir.<br />
MSF ekipleri, Musul ve Erbil arasındaki diğer<br />
birçok yerde de mobil klinik işletmiş, bu<br />
bölgede silahlı çatışmalardan doğrudan etkilenen<br />
insanları tedavi edebilmek amacıyla<br />
acil bir cerrahi birim kurmuştur.<br />
İki mobil ekip, Kerkük ve çevresindeki<br />
yerlerde temel sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı<br />
danışmanlığı sunmuştur. Üçüncü bir ekip<br />
ise, Laylan kampında kronik hastalık yönetimi<br />
ve üreme sağlığı konusunda Sağlık<br />
Müdürlüğü'ne destek vermiştir. Toplamda<br />
48.895 muayene gerçekleştirilmiştir. Yıl<br />
sonuna doğru diğer tıbbi insani yardım<br />
örgütleri Kerkük'e taşındığı için, MSF de<br />
Kerkük’teki faaliyetlerinin çoğunu diğer<br />
sivil toplum kuruluşlarına devretmiştir. MSF<br />
ekipleri de bu sayede merkez dışında kalan<br />
bölgelerde ve Bağdat yolu üzerindeki Tuz<br />
Kurmato yerleşkesinde kalan yerinden<br />
edilmiş topluluklara ulaşabilmiş, tıbbi destek<br />
almak için askeri bölgelerden geçmekten<br />
korkan Iraklılara mobil klinikler aracılığıyla<br />
Yerinden edilmiş 3,2 milyondan fazla<br />
Iraklı, halihazırda göç ettikleri bölgelerde<br />
yaşayan ev sahibi nüfus üzerinde ciddi<br />
bir baskı oluşturmaktadır. Sınır Tanımayan<br />
Doktorlar (MSF), <strong>2015</strong> yılında Dohuk, Erbil,<br />
Süleymaniye, Ninova, Kerkük, Selahaddin,<br />
Diyala, Bağdat, Necef, Kerbela ve Babil<br />
olmak üzere 11 vilayette yerinden edilmiş<br />
ailelere, ülkelerine geri dönenlere, yoksullukla<br />
boğuşan ev sahibi nüfusa ve Suriyeli<br />
mültecilere temel sağlık ve insani yardım<br />
hizmetleri sağlamak amacıyla faaliyetlerinin<br />
kapsamını genişletmiştir.<br />
MSF bu vilayetler boyunca hareket kısıtlılığı<br />
ve güvenlik riskleri nedeniyle sağlık tesislerine<br />
ulaşamayanlara tıbbi destek sunmak<br />
amacıyla mobil klinikler kurmuştur. Ekipler,<br />
klinik, çadır ve otobüslerde konaklayarak<br />
düzenli olarak farklı bölgeleri ziyaret etmişlerdir.<br />
Doktorlar yoğun olarak asker konuşlandırılmış<br />
alanlarda, ikinci basamak sağlık<br />
tesislerinde tedaviye ihtiyacı olan hastalar<br />
için güvenli bir geçiş sağlamak amacıyla<br />
sevk belgeleri temin etmişlerdir. MSF ekipleri<br />
gittikleri yerlerde olası salgın hastalıkları da<br />
takip etmişlerdir.<br />
Oğluyla birlikte yerinden edilen ve Hacca’daki evini terk etmek zorunda kalan bir kadın,<br />
beslenme yetersizliği belirtileri gösteren oğlunu MSF doktorlarına gösteriyor.<br />
© Gabriella Bianchi/MSF<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 37
TITLE IRAK<br />
© Gabrielle Klein/MSF<br />
Kuzey Irak’taki Dalal Kampı’nda kalan mülteciler yardım kiti almak için sıra beklerken MSF çalışanlarından biri, sağlığın teşviki ve geliştirilmesine<br />
yönelik farkındalık yaratmak için kamp sakinlerine bilgi veriyor.<br />
sağlık hizmeti sunabilmiştir.<br />
Bağdat'taki faaliyetler, Ebu-Garib ve<br />
Al-Salam kamplarında yaşayan yerinden<br />
edilmiş kişilere ve ev sahibi topluluklara<br />
hizmet veren bir mobil klinik ile Mart ayında<br />
başlamıştır. Yoksul bölge halkının ihtiyaçlarını<br />
karşılayabilmek için Eylül ayında ikinci bir<br />
ekip oluşturulmuş, sağlık hizmetleri çevredeki<br />
kasaba ve köylere yayılmıştır.<br />
MSF ayrıca Sağlık Bakanlığı tesislerinde<br />
kuzey Germiyan ve komşu Diyala vilayetindeki<br />
yerinden edilmiş kişilere ve ev sahibi<br />
topluluğa temel sağlık hizmetlerinden mobil<br />
kliniklere kadar uzanan faaliyetlerle yardımcı<br />
olmuştur. Ekipler, Hanekin - Diyala'daki üç<br />
kampta ruh sağlığı hizmetleri sunmuştur.<br />
Kolera salgını<br />
MSF Eylül ayında Irak merkeze yayılmış olan,<br />
Dohuk, Kerkük, Erbil, Bağdat, Diyala, Necef,<br />
Divaniye ve Babil'i de etkilemiş olan kolera<br />
salgınına karşı harekete geçmiştir. Su ve sanitasyon<br />
çalışmaları salgından etkilenen bütün<br />
bölgelerde gerçekleştirilmiştir. MSF ekipleri<br />
salgın ile mücadele ederek bütün hastanelerde<br />
eğitim ve bilinçlendirme programlarının<br />
yanı sıra hijyen ve enfeksiyon kontrol faaliyetleri<br />
ile Sağlık Bakanlığı'na destek vermiştir.<br />
Irak Kürt Bölgesi<br />
MSF 2012 yılının Mayıs ayından bu yana<br />
40.000 mülteciye ev sahipliği yapan<br />
ve Irak'ın en büyük mülteci kampı olan<br />
Domiz’de Suriyeli mültecilere sağlık hizmetleri<br />
sunmaya devam etmektedir. Dohuk<br />
Sağlık Müdürlüğü ile işbirliği içinde çalışan<br />
MSF, bu süre içinde bölgedeki en önemli<br />
tıbbi ve insani yardım kuruluşlarından biri<br />
haline gelmiştir.<br />
Genel sağlık hizmetleri Ekim ayında Sağlık<br />
Müdürlüğü tarafından yürütülürken, MSF de<br />
kronik hastalıklar, üreme sağlığı ve ruh sağlığı<br />
hizmetlerinin yanı sıra, düzenli olarak bilinçlendirme<br />
faaliyetlerini sürdürmüştür. Ekip bu<br />
yıl içinde 1.155 doğum gerçekleştirmiştir.<br />
Sahadaki MSF ekipleri su, sanitasyon ve<br />
sağlığın teşvikine yönelik eğitim faaliyetlerini<br />
üstlenerek Süleymaniye ve Arabat kamplarında<br />
da faaliyet göstermiştir. MSF Aralık<br />
ayında personel eğitimi ve tıbbi bağışlarla<br />
Kalar doğumevini de desteklemeye başlamıştır.<br />
Yerinden edilmiş toplulukların ihtiyaçlarına<br />
odaklanana saha ekipleri, aynı zamanda<br />
Diyala eyaletinde bulunan bir klinikte temel<br />
sağlık hizmeti ve ruh sağlığı hizmetleri<br />
vermeye başlamıştır.<br />
Ürdün'de rekonstrüktif cerrahi<br />
2006 yılının Ağustos ayından beri Iraklı<br />
doktorlardan oluşan bir grup, Irak'ın dört<br />
bir yanındaki şiddet mağdurlarını MSF’nin<br />
Ürdün’deki Amman rekonstrüktif cerrahi<br />
hastanesine sevk etmiştir. Ekip, özellikle<br />
baş, boyun, yüz, çene ve sinüsler ile ilgili<br />
maksillofasiyal travma, ortopedik ve rekonstrüktif<br />
yanık cerrahide tedavinin birden<br />
fazla aşaması için gereken karmaşık cerrahi<br />
operasyonlarında uzmanlaşmıştır.<br />
Sağlık Bakanlığı'na ek destek<br />
MSF Irak’ta belirli dönemlerde Iraklı<br />
doktorlar için tıbbi eğitim programları düzenlemektedir.<br />
Sağlık Bakanlığı ile birlikte<br />
düzenlenen bu kurslara, <strong>2015</strong>’te 12 Iraklı<br />
fizyoterapist katılmış, 10 haftalık fizyoterapi<br />
eğitimi almıştır.<br />
MSF Sağlık Bakanlığı tarafından elde edilmesi<br />
zor olan panzehiri temin ederek uzun<br />
yıllar Bağdat merkezli Zehirlenme Kontrol<br />
Merkezi'ne destek vermiştir.<br />
38 Sınır Tanımayan Doktorlar
LÜBNAN TITLE<br />
LÜBNAN<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 343 | Harcama: 27,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1976 | msf.org/lebanon | @MSF_Lebanon<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
683.400 ayakta muayene<br />
26.300 doğum<br />
23.000 cerrahi müdahale<br />
AKKAR<br />
EL ABDA<br />
TRİPOLİ<br />
KUZEY LÜBNAN<br />
BEYRUT<br />
HERMEL<br />
BAALBEK-HERMEL<br />
AARSAL<br />
BAALBEK<br />
e<br />
Uzun süredir kendi insani<br />
krizleri ve sağlık sorunlarıyla<br />
boğuşan Lübnan'a, Suriye<br />
krizinin başladığı 2011<br />
yılından bu yana 1,5<br />
milyondan fazla Suriyeli ve<br />
Filistinli mültecinin geldiği<br />
tahmin ediliyor.<br />
Suriye Savaşı beşinci yılını doldururken,<br />
mültecilerin çoğu hayatta kalmak için<br />
gerekli olan insani yardımlara hala büyük<br />
ölçüde bağımlı durumdadır. Bugüne kadar<br />
ülkede resmi mülteci kampı kurulmamıştır.<br />
Bu nedenle aileler garaj, çiftlik, eski<br />
okul veya tamamlanmamış bina gibi gayriresmi<br />
yerleşim yerlerinde yaşamak zorunda<br />
kalmaktadır.<br />
Yaşam alanlarının aşırı kalabalık olması,<br />
gıda, su ve barınma gibi imkanların kısıtlı<br />
olması halk sağlığı üzerinde olumsuz bir<br />
etki yaratmıştır. Buna karşılık Lübnan’daki<br />
göçmen ve mülteciler hala ihtiyaç duydukları<br />
sağlık hizmetlerine erişememektedir. Sınır<br />
Tanımayan Doktorlar (MSF), savaş nedeniyle<br />
diyabet, hipertansiyon ve astım gibi<br />
kronik hastalıkların düzenli tedavileri kesintiye<br />
uğramış olan mültecilere sağlık hizmeti<br />
sunmaktadır. MSF ekipleri aynı zamanda<br />
gebelikleri esnasında özel bir bakıma veya<br />
tıbbi takibe erişememiş anne adaylarına da<br />
bakım ve tedavi desteği sunmaktadır.<br />
Bekaa Vadisi<br />
MSF Suriye sınırına yakın Bekaa Vadisi'nde<br />
yaşayan Lübnanlı ve Suriyeli mültecilere<br />
temel sağlık, ruh sağlığı, üreme sağlığı<br />
danışmanlığı ve kronik hastalıklar için tedavi<br />
hizmetlerinin yanı sıra sağlığın teşviki ve<br />
geliştirilmesine yönelik hizmetler sunmaya<br />
devam etmektedir. Baalbek, Majdal Anjar,<br />
Aarsal ve Hermel kliniklerinde çalışan ekipler,<br />
yıl boyunca 126.000 ayakta muayene ve 768<br />
doğum gerçekleştirmiştir.<br />
SAYDA<br />
GÜNEY LÜBNAN<br />
BEKAA<br />
Beyrut<br />
MSF Güney Beyrut'ta Şatila Kampı’nda<br />
çalışmaktadır. Tarihi 1949 yılına uzanan ve<br />
ağırlıklı olarak Filistinli mültecilerin yaşadığı<br />
kampta, Suriye'den yeni gelen Filistinli<br />
mülteciler ve Suriyeliler de bulunmaktadır.<br />
Kamptaki MSF sağlık ekipleri, kayıt<br />
altına alınmadığı için resmi yardımlardan<br />
faydalanma hakkına sahip olmayan ve<br />
BMMYK’nın uygunluk kriterleri dışında kalan<br />
kayıtlı mültecilere odaklanmaktadır. MSF, 15<br />
yaşından küçük çocuklar için temel sağlık<br />
hizmetleri sunarken, aynı zamanda kronik<br />
hastalıkların tedavisine ve ruh sağlığı destek<br />
hizmetlerine ağırlık vermektedir. Ayda<br />
yaklaşık 170 doğum gerçekleştirilen kadın<br />
sağlığı merkezinde de görev yapan MSF<br />
ekipleri, doğum komplikasyonları ve yüksek<br />
riskli hamilelik yaşayan kadınların sezaryen<br />
doğumları gibi uzman tıbbi müdahale gerektiren<br />
hastalar için bir sevk sistemi oluşturmuştur.<br />
Kuzey Lübnan<br />
Kuzey Lübnan halihazırda çok sayıda<br />
Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmaktadır.<br />
Trablus'a komşu Ebu Samra'da çalışan MSF<br />
ekibi, burada üreme sağlığı, danışmanlık,<br />
rutin aşılama, akut ve kronik hastalıklar için<br />
tedavi gibi hizmetler sunmaktadır.<br />
Diğer MSF ekipleriyse yerel topluluklar<br />
arasındaki çatışmanın şiddetlendiği Trablus,<br />
Cebel Mohsen ve Bab el Tabbaneh bölgelerinde<br />
faaliyet göstermektedir. Bölge halkına<br />
akut hastalıkların tedavisinde yardım eden<br />
MSF, aynı zamanda üreme sağlığı ve danışmanlık<br />
hizmetleri de sunmaktadır. Cebel<br />
Mohsen Kliniği’nde görev yapan MSF ekipleri<br />
ise, hastaneye getirilmeden önce hastaları<br />
stabilize etmek için gerçekleştirilen<br />
ameliyatlara destek olmaktadır.<br />
MSF, şiddetli bir fırtına ve sıfırın altındaki<br />
sıcaklıkların hemen ardından ülkenin kuzeydoğusundaki<br />
dağlık Akkar bölgesinde, ülkelerine<br />
geri gönderilme korkusuyla yaşayan<br />
Suriyeli mültecilere ulaşmıştır. Kış şartlarında<br />
acil ihtiyaçlara yanıt veren MSF ekipleri,<br />
yaklaşık 4.700 kişiden oluşan 900 aileye<br />
soba, yakıt veya battaniye gibi temel ihtiyaç<br />
malzemeleri dağıtmıştır. Bölgede faaliyet<br />
MECDEL ANCAR<br />
MSF projeleri<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />
Suriyeli mülteciler, Lübnan’da<br />
400.000’den fazla insanın geçici<br />
kamplarda yaşadığı Bekaa Vadisi’nde<br />
sert kış şartlarıyla yüzleşiyor.<br />
gösteren birkaç kuruluş daha vardır.<br />
MSF Nisan ayından bu yana El Abdeh<br />
şehrinde akut ve kronik hastalıkların tedavisini<br />
gerçekleştirmiş, doğum öncesi ve<br />
sonrası bakım hizmeti vermiştir.<br />
© Ghazal Sotoudeh/MSF<br />
Güney Lübnan<br />
MSF Sidon bölgesindeki Filistinli nüfusa<br />
yönelik uzun soluklu ruh sağlığı programını,<br />
Yakın Doğu'daki Filistinli Mülteciler<br />
için Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık<br />
Ajansı'na devretmiştir. Ekibin odak noktası<br />
Suriyeliler, Lübnan'dan gelen Filistinliler<br />
ve Suriye'den yeni gelen Filistinli mültecilerdir.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te akut/kronik hastalıkların<br />
tedavisi, ruh sağlığı desteği ve üreme/anne<br />
sağlığı programlarını hayata geçirmiş, üç<br />
sağlık merkezine destek vermiş ve uzmanlık<br />
gerektiren bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan<br />
hastalar için de bir sevk sistemine destek<br />
vermiştir. Lebanon<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 39
TITLE FİLİSTİN<br />
FİLİSTİN<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 132 | Harcama: 5,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1989 | msf.org/Palestine<br />
KALKİLYA<br />
GAZZE ŞERİDİ<br />
EL HALİL<br />
NABLUS<br />
DOĞU KUDÜS<br />
© Susanne Doettling/MSF<br />
MSF projeleri<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
5.800 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />
danışmanlığı<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar<br />
(MSF) Filistin'de devam OPT eden<br />
çatışmalardan etkilenen<br />
insanlara tıbbi ve psikolojik<br />
yardım sağlamaktadır.<br />
5 yaşında bir çocuk, MSF’nin Gazze’deki Han Yunus çadır kliniğinde anestezi altında sargı değişimi<br />
için hazırlanıyor.<br />
İsrail yerleşimlerinin Batı Şeria'da sürekli<br />
genişlemesi, <strong>2015</strong>’te şiddet eylemlerini ve<br />
toplumsal gerginliği büyük ölçüde artırmıştır.<br />
Temmuz ayında bir Filistinli aile kundaklama<br />
eylemi sonucu hayatını kaybetmiş,<br />
Ekim ayında ise kundaklama eyleminin intikamı<br />
olduğu düşünülen bir başka saldırıda<br />
iki kişi hayatını kaybetmiştir. Gazze sakinleri<br />
hala 2014’te meydana gelen ve 50 gün süren<br />
savaşın sonuçları nedeniyle acı çekmektedir.<br />
İnşaat malzemelerinin ithalatına ilişkin kısıtlamalar<br />
ise, bölge halkının evlerini yeniden<br />
inşa etmesini engellemektedir.<br />
Birleşmiş Milletler verilerine göre, <strong>2015</strong>’te<br />
170 Filistinli ve 26 İsrailli öldürülmüş,<br />
15.300'den fazla Filistinli ve 350 İsrailli yaralanmıştır.<br />
Kudüs ve Batı Şeria<br />
MSF’nin ruh sağlığı programları, El-Halil,<br />
Nablus, Qalqilya ve Doğu Kudüs'te siyasi<br />
şiddet mağdurlarına psikolojik ve sosyal<br />
destek sağlamıştır. MSF <strong>2015</strong>’te El-Halil’de<br />
5.522 bireysel ve grup muayenesi yürütmüştür.<br />
Muayenelerin %50’sinden fazlası<br />
(2.959) El-Halil’de yapılmıştır. Ekim ayından<br />
itibaren bölgedeki şiddetin giderek artması,<br />
özellikle eski şehrin 'H2' alanında yürütülen<br />
faaliyetlerde önemli bir artışa yol<br />
açmıştır. Gerilim ve korkunun hakim olduğu<br />
bir atmosferde birçok kişi, uyku, öfke ve<br />
anksiyete ile ilgili sorunlar nedeniyle yardım<br />
talebinde bulunmuştur. Çok sayıda çocuk,<br />
kabus görme ve yatak ıslatma sorunuyla<br />
MSF’ye başvurmuştur. 5.300'den fazla kişi,<br />
MSF tarafından verilen psiko-eğitim seanslarına<br />
katılmıştır. MSF ayrıca sağlık personeline,<br />
öğretmenlere ve danışmanlara da eğitim<br />
vermiştir.<br />
MSF <strong>2015</strong>’te Filistin'deki ruh sağlığı hizmetlerinin<br />
önemine vurgu yapmak için çeşitli<br />
etkinlikler düzenleyerek Nablus'taki faaliyetlerinin<br />
10. yılını kutlamıştır. Bu süreçte<br />
bir kamuoyu tartışması ve psikolojik yardım<br />
hakkında bir konferansı düzenlenirken, interaktif<br />
bir oyun ve MSF hastalarının öykülerini<br />
konu alan üç çizgi roman hazırlanmıştır.<br />
MSF Ekim ayında tıbbi ve psikolojik desteğe<br />
ihtiyacı olan insanlara ulaşabilmek için<br />
yerel bir sivil toplum kuruluşu olan İşkence<br />
Mağdurları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi<br />
(TRC) ile Doğu Kudüs'te bir ortaklık başlatmıştır.<br />
Gazze Şeridi<br />
MSF’nin Gazze ve Han Yunus'taki yanık<br />
ve travma merkezleri, çoğu çocuklardan<br />
oluşan 2.500'ten fazla hastayı tedavi etmiştir.<br />
Personel, 35.000'den fazla fizyoterapi ve<br />
1.000 mesleki terapi seansı gerçekleştirmiştir.<br />
Hastaların çoğunda, çatışmalarda<br />
hasar görmüş evlerde gerçekleşen ev kazalarının<br />
bir sonucu olarak yanıklar oluşmuştur.<br />
MSF Eylül ayında Gazze'nin kuzeyinde<br />
üçüncü bir uzman klinik açmak için yetki<br />
istemiştir. MSF’nin düzenlediği farkındalık<br />
kampanyası, 2014 sonundan <strong>2015</strong><br />
Nisan ayına kadar okullarda ve kreşlerde<br />
35.500'den fazla çocuğa ulaşmıştır. Kasım<br />
ayında yeni bir kampanya başlatılmıştır.<br />
Al Shifa ve Nasser hastanelerinde Sağlık<br />
Bakanlığı ile işbirliği içinde cerrahi programlar<br />
yürüten MSF, toplam 390 cerrahi<br />
müdahalede bulunmuştur. Hastaların<br />
çoğunda yanık vakaları tespit edilmiştir.<br />
Gazze'de tedavi edilemeyen zorlu vakalar,<br />
MSF’nin Ürdün’deki rekonstrüktif cerrahi<br />
hastanesine sevk edilmektedir. Fakat sevk<br />
sistemindeki idari sorunlar gecikmelere<br />
neden olduğu için <strong>2015</strong>’te 67 hastadan<br />
sadece altısı başarıyla sevk edilebilmiştir.<br />
MSF 2014 yılında savaş boyunca Gazze'deki<br />
ruh sağlığı faaliyetlerini sürdürmüştür.<br />
Fakat Nisan ayında Sağlık Bakanlığı tarafından<br />
faaliyetlerin askıya alınmasına yönelik<br />
talimat geldiği için MSF ekipleri yıl sonuna<br />
kadar faaliyetlerine yeniden başlayamamıştır.<br />
40 Sınır Tanımayan Doktorlar
YEMEN TITLE<br />
YEMEN<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 551 | Harcama: 40,2 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1994 | msf.org/yemen | blogs.msf.org/yemen | @msf_yemen<br />
AMRAN<br />
HACCA<br />
SANAA<br />
İB<br />
TAİZ<br />
SAADA<br />
LEHC<br />
ED<br />
DALİ<br />
ADEN<br />
HADRAMUT<br />
ABYAN<br />
© Guillaume Binet/MYOP<br />
MSF projeleri<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
Yemen<br />
151.000 ayakta muayene<br />
14.700 hastaneye kabul edilen hasta<br />
imi<br />
11.700 şiddet ve savaş mağduru<br />
hasta<br />
10.400 cerrahi müdahale<br />
Aden’de MSF tarafından işletilen bir hastanede, savaşta yaralanan hastalara acil<br />
müdahale yapılıyor.<br />
9.800 doğum öncesi bakım<br />
muayenesi<br />
Yemen’deki silahlı<br />
çatışmalar, <strong>2015</strong>’te topyekün<br />
bir savaşa dönüştü.<br />
Bu durum, zaten kritik<br />
düzeyde olan tıbbi ve insani<br />
ihtiyaçları daha da artırdı ve<br />
sağlık hizmetlerine erişimini<br />
ciddi anlamda kısıtladı.<br />
Husiler, Ocak ayında Yemen’in başkentindeki<br />
Sanaa Başkanlık Sarayı’nı ele geçirerek<br />
<strong>2015</strong> boyunca ülke içinde ilerlemeye<br />
devam etmiştir. Cumhurbaşkanı Hadi Aden'e<br />
kaçarken, hükümeti destekleyen Suudi liderliğindeki<br />
koalisyon ise Aden Limanı da dahil<br />
olmak üzere kaybedilen toprakları geri almak<br />
için hava saldırılarına başlamıştır. Bu süre<br />
içinde savaş, El Kaide ve İslam Devleti (IŞİD)<br />
savaşçılarının ülkedeki varlıklarını güçlendirmelerine<br />
yardımcı olmuştur.<br />
Birleşmiş Milletler yıl sonu itibarıyla 2.800<br />
kişinin öldürüldüğünü ve yaklaşık 2,5 milyon<br />
kişinin ülke içinde yerinden edildiğini tahmin<br />
etmektedir. Ülkedeki sağlık sistemi tamamen<br />
çökmüştür: Sağlık personeli ülkeyi terk<br />
ederken, tesisler yıkılmış, tıbbi malzeme<br />
tedariki ise kesilmiştir (Yemen'deki insani<br />
kriz hakkında daha fazla bilgi edinmek için,<br />
14 ve 15. sayfalarına bakınız).<br />
Aden şehri, bir cephe hattı ile bölündüğünde<br />
MSF de şehirdeki faaliyetlerini sürdürmeyi<br />
başarmıştır. MSF ekipleri, güvenlik koşulları<br />
el verdiği sürece diğer bölgelerdeki faaliyetlerini<br />
genişletirken, bu süre içinde çok sayıda<br />
hastane saldırısına da tanıklık etmiştir.<br />
26 Ekim’de Saada eyaletindeki Haydan<br />
şehrinde MSF destekli bir hastane saldırı<br />
sonucu yıkılmış, 2 Aralık’ta da Taiz eyaletinin<br />
El-Huban şehrindeki çadır klinik<br />
dokuz kişinin yaralandığı bir başka saldırıya<br />
maruz kalmıştır. Yakıt girişinin engellenmesi,<br />
yardımların ulaştırılmasını ve dağıtımını<br />
engellerken, çatışmalar, değişen cephe<br />
hatları ve hava saldırıları ise, bölge halkının<br />
ve insani kuruluşların hareket alanını ve<br />
özgürlüğünü büyük ölçüde kısıtlamıştır.<br />
Saada<br />
Saada eyaleti savaştan en çok etkilenen<br />
bölgelerden biri olmuştur. Mart ayından<br />
itibaren sağlık tesisleri de dahil olmak üzere<br />
birçok sivil alanı hedef alan hava saldırıları<br />
neredeyse her gün şehri yerle bir etmiş,<br />
sağlık hizmetlerine erişimi özellikle bazı ilçelerde<br />
neredeyse imkansız hale gelmiştir.<br />
MSF, Nisan ayında Haydan Hastanesi’nin acil<br />
servis ve doğum hizmetlerini desteklemeye<br />
başlamıştır. Fakat Ekim ayında gerçekleşen<br />
hava saldırısını takiben faaliyetlerini askıya<br />
almak zorunda kalmıştır.<br />
Aralık’ta faaliyetlerini yeniden başlatan MSF,<br />
binanın tahrip olmamış bir kısmını kullanarak<br />
sağlık hizmetlerine devam etmiştir.<br />
Mayıs ayında MSF ekipleri Saada şehrindeki<br />
Al Jomhouri Hastanesi’nde görev<br />
yapmaya başlamış, yaklaşık 700.000 kişilik<br />
bir nüfusa acil servis, yatakta tedavi, yoğun<br />
bakım, anne sağlığı ve ruh sağlığı hizmetleri<br />
vermeye başlamıştır. <strong>2015</strong>’te bu hastanede<br />
6.110'dan fazla hasta acil servise kabul<br />
edilmiş, 2.900'dan fazla ameliyat gerçekleştirilmiştir.<br />
Kasım ayında bir başka ekip Razeh ilçesindeki<br />
Shiara Hastanesi’ne destek vermeye<br />
başlamıştır. Her hafta 100'den fazla doğuma<br />
yardımcı olan ekip, <strong>2015</strong>’te 1.000'den fazla<br />
hastayı acil servise kabul edilmiştir. Personel<br />
yıl sonuna doğru Majz ve Nushur hastanelerinde<br />
de hazır bulunmuştur.<br />
Ed Dali<br />
Nisan ayında Ed Dali eyaletinde patlak veren<br />
şiddetli çatışma, cephe hattının İb'e doğru<br />
taşınmasıyla birlikte Ağustos ayında yatışmıştır.<br />
Çatışma alanlarında sıkışıp kalan<br />
bölge halkı, savaşla ilişkili yaralanmalardan<br />
kaynaklanan birçok ölüm vakasına şahit<br />
olmuştur. MSF burada ayakta tedavi, acil<br />
muayene, ameliyat, yatakta bakım ve üreme<br />
sağlığı hizmetleri sunarak, El Salaam ve El<br />
Azariq gibi Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelere<br />
ve temel sağlık hizmetlerine odaklanan<br />
kliniklere destek vermiştir. Ekipler,<br />
60.000 ayakta tedavi ve acil muayene<br />
yapmış, 700'den fazla cerrahi müdahale ve<br />
yaklaşık 1.000 sevk gerçekleştirmiştir.<br />
Aden<br />
Mart ve Temmuz ayları arasında Aden'de<br />
yoğun bir çatışma yaşanmıştır. MSF, Aden<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 41
TITLE YEMEN<br />
şehrinin Şeyh Osman ilçesinde bir acil servis<br />
odası, iki ameliyathane, bir yoğun bakım<br />
ünitesi ve bir yataklı koğuşu olan acil travma<br />
merkezini işletmeye devam etmiştir. Ruh<br />
sağlığı ve fizyoterapi muayeneleri de yapan<br />
MSF ekipleri, her seferinde 100’den fazla<br />
hastayı içeren kitlesel yaralanma vakalarına<br />
yanıt verebilmek için yatak kapasitesini<br />
45'ten 74'e çıkarmayı başarmıştır. Hastaların<br />
çoğu kara mayınları ve patlamamış ağır<br />
toplar tarafından yaralanmış çocuklardan<br />
oluşmaktadır. Ekipler, toplamda 7.778 acil<br />
muayene ve şiddete bağlı yaralanmalara<br />
yönelik 4.300 cerrahi müdahale gerçekleştirmiştir.<br />
Çatışmaların zirveye ulaştığı sırada<br />
ise, sağlık hizmetlerine erişimin çok sınırlı<br />
olduğu ilçelerdeki üç sağlık kliniğinde acil<br />
sağlık hizmetleri sunulmuştur.<br />
Taiz<br />
Taiz şehri, yaklaşık 600.000 olduğu tahmin<br />
edilen nüfusu ile Temmuz ayında yoğun<br />
çatışmalara sahne olmuştur. Taizlilerin bir<br />
kısmı, kuşatma altındaki bir yerleşim bölgesinin<br />
içinde sıkışıp kalmıştır. Ağustos’ta tıbbi<br />
malzeme girişlerinin engellenmesi, sağlık<br />
hizmetlerine erişimi olumsuz yönde etkilemiştir.<br />
MSF hastanelere tıbbi malzeme bağışlayarak,<br />
cephe hattının her iki tarafındaki<br />
sağlık tesislerine destek vermeyi başarmıştır.<br />
El-Huban’da Yemeni International and El<br />
Risalah askeri hastanesine destek veren<br />
MSF, aynı zamanda kuşatma altındaki<br />
yerleşim bölgesinde yer alan Al-Thawra ve<br />
Al-Rawda hastanelerine de yardım ulaştırmıştır.<br />
MSF ekipleri burada 15.400'ten<br />
fazla acil servis muayenesi, savaşta yaralanan<br />
kişilere yönelik 6.800 muayene, 1.100<br />
cerrahi müdahale ve 10.900 yara pansumanu<br />
gerçekleştirmiştir. Battaniye, gıda ve bidon<br />
gibi yardım malzemeleri de, şehirde yerinden<br />
edilmiş ailelere dağıtılmıştır.<br />
MSF, Kasım ayında El-Huban’da anne ve<br />
çocuk hastanesi açmıştır. Acil servis ve<br />
üreme sağlığı hizmetlerinin sunulduğu hastanede,<br />
aynı zamanda 10 yaş altı çocuklar için<br />
ayakta tedavi departmanı açılmıştır. MSF<br />
ekipleri bu hastanede yaklaşık 7.800 ayakta<br />
muayene ve 7.500 acil servis muayenesi<br />
gerçekleştirmiştir.<br />
Amran<br />
MSF Amran’da acil servis, anne bakımı,<br />
yatakta ve ayakta tedavi hizmetleri<br />
sağlayan El Salam Hastanesi’ndeki projesine<br />
devam etmiştir. Diğer sağlık tesislerindeki<br />
hizmetlere erişim ciddi oranda azaldığı<br />
için MSF 3.000 cerrahi müdahale ve<br />
28,200 acil muayene gerçekleştirerek Amran<br />
Hastanesi’ndeki faaliyetlerini <strong>2015</strong>’te artırmıştır.<br />
5.500'den fazla hasta hastaneye yatırılmış,<br />
2.900'un üzerinde doğum gerçekleştirilmiştir.<br />
Huth sağlık merkezine destek<br />
veren MSF ekipleri, burada 9.300 acil<br />
muayene gerçekleştirmiş, eyaletin kuzeyindeki<br />
üç tesise de ilaç bağışlarında bulunmuş<br />
ve sağlık personeline eğitim vermiştir.<br />
Çatışmalar nedeniyle ülke içinde yer değiştirmeler<br />
arttığı için, MSF de sağlık hizmetlerine<br />
erişimi artırmak amacıyla bölgede mobil<br />
klinikler açmıştır. Aynı zamanda Khamir ve<br />
Huth şehirlerinde su ve sanitasyon faaliyetlerine<br />
yardımcı olmuştur.<br />
Hacca<br />
MSF, Mayıs ayında Beni Hassan Sağlık<br />
Merkezi’ni desteklemek ve mobil klinikler<br />
aracılığıyla ülkesinde yerinden edilmiş<br />
15.000 kişiye tıbbi yardım sağlamak<br />
amacıyla Hacca’da bir proje başlatmıştır.<br />
Proje kapsamında ayakta tedavi hizmetlerine<br />
odaklanan ekip, aynı zamanda bölge halkına<br />
günde 240.000 litreye kadar su ve yardım<br />
malzemesi ulaştırmıştır. Bu program, daha<br />
sonra bölge halkına daha geniş bir hizmet<br />
yelpazesi sunmak amacıyla Temmuz ayında<br />
Abs ilçesindeki bir başka tesise taşınmıştır.<br />
Bu tesiste acil servis, anne sağlığı ve cerrahi<br />
müdahale hizmetleri de verilmiştir.<br />
Ağustos ayından bu yana Hacca’daki Al<br />
Jamoorhi Hastanesi’ne destek veren MSF<br />
ekipleri, burada acil vakalara hızla müdahale<br />
etmiş ve savaş yaralılarını tedaviye almıştır.<br />
Ekipler aynı zamanda yatakta tedavi birimindeki<br />
sağlık çalışanlarına destek olmuş ve<br />
ameliyatlara girmiştir. <strong>2015</strong>’te 4.550'den fazla<br />
hasta acil servise alınmıştır.<br />
Sanaa<br />
MSF, Sanaa'daki Al Gumhuri Hastanesi’nde<br />
devam eden HIV programına destek<br />
vermiştir. <strong>2015</strong>’te 770 kişiye antiretroviral<br />
tedavi sağlanmıştır.<br />
Hadramut<br />
Kasım ayında Yemen'in güneydoğu kıyılarında<br />
iki siklon meydana gelmiştir. MSF evlerini<br />
kaybeden ailelere yardımcı olmak için<br />
Mukalla'da mobil bir klinik kurmuş, yerel<br />
hastanelere ve kan bankasına bağışta bulunmuştur.<br />
Bu süreçte yaklaşık 300 muayene<br />
gerçekleştirilmiştir. Yerinden edilmiş 200<br />
aileye battaniye, bidon ve yıkama kitleri<br />
dağıtılmıştır. Ekip, Batı kıyısına yaklaşık 50<br />
kilometre uzaklıktaki Borom Mayfa ilçesinde<br />
yerinden edilmiş 400'den fazla aileye su<br />
temin etmek amacıyla 14 su tankı kurmuştur.<br />
MSF çalışanının ağzından...<br />
© Rawan Shaif/MSF<br />
Aden’de görev yapan MSF Danışman<br />
Hemşiresi Hüsnü Mansur:<br />
"En büyük korkumuz çatışmaların hastaneye<br />
sıçraması. Daha önce çatışmalar<br />
şiddetlendiğinde pek çok kez bodruma<br />
indik. Ama bu aslında başka bir sorun<br />
teşkil ediyor. Biz kendimizi kurtarmadan<br />
önce, pencerelerin yakınında yatan<br />
hastaları daha güvenli bir yere taşıyoruz.<br />
Bombardıman veya hava saldırısı seslerini<br />
duyduğumuz anda, kendimiz için<br />
güvenli bir yer bulmadan önce, bütün<br />
hastaları daha güvenli bir yere taşıyoruz.<br />
Hastanedeki camlar daha önce çok kez<br />
kırıldı. Hatta mermiler içeri girdi. Neyse<br />
ki hastanede kalan hasta ve sağlık çalışanlarından<br />
hiçbiri bugüne kadar yaralanmadı."<br />
Bir adam, Haydan’daki MSF destekli bir hastanenin çatısını temizliyor. MSF logosunun<br />
göründüğü çatı, hastaneye yönelik saldırıdan sonra enkaz parçalarıyla dolmuştu.<br />
42 Sınır Tanımayan Doktorlar
AFGANISTAN TITLE<br />
AFGANİSTAN<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 2.303 | Harcama: 28,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1980 | msf.org/afghanistan | blogs.msf.org/afghanistan<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
ÖZBEKİSTAN<br />
366.200 ayakta muayene<br />
TÜRKMENİSTAN<br />
KUNDUZ<br />
55.800 doğum<br />
LEŞKERGAH<br />
KABİL<br />
HOST<br />
8.100 cerrahi müdahale<br />
PAKİSTAN<br />
köyler<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve<br />
Afganistan'ın Kunduz<br />
şehrinde faaliyet gösteren<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar'ın<br />
Travma Merkezi, 3 Ekim <strong>2015</strong><br />
tarihinde gerçekleştirilen<br />
hava saldırıları sonucunda<br />
yıkıldı. Saldırılarda 14'ü<br />
MSF personeli, 24'ü hasta<br />
ve 4'ü hasta refakatçisi<br />
olmak üzere 42 kişi hayatını<br />
kaybetti.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), bu raporun<br />
basıma hazırlandığı sırada Kunduz'daki tıbbi<br />
faaliyetlerini yeniden başlatma konusunda<br />
somut bir karar almamış, saldırının meydana<br />
gelme koşullarını anlama ve analiz etme<br />
aşamasındadır. MSF, Afgan yetkililer ve ABD<br />
ordusu da dahil olmak üzere çatışmalarda<br />
müdahil olan tüm taraflardan MSF’nin sağlık<br />
tesislerine, personeline, hastalarına veya<br />
ambulanslarına askeri müdahalede bulunulmayacağına<br />
veya güç kullanılmayacağına<br />
dair açık bir anlaşma talep etmektedir. Aynı<br />
şekilde MSF personelinin ayrım yapmaksızın,<br />
hastaların dini, siyasi veya askeri aidiyetleri<br />
sorgulanmaksızın, sadece tıbbi ihtiyaca<br />
dayalı sağlık hizmeti sunabilmesi konusunda<br />
da taraflardan teminat beklemektedir.<br />
MSF’nin çatışma ve trafik kazası gibi sebeplere<br />
bağlı yaralanma ve genel travma vakalarına<br />
ücretsiz ve yüksek kaliteli cerrahi<br />
bakım sağlamak amacıyla 2011 yılının<br />
Ağustos ayında Kunduz’da açtığı hastane<br />
Afganistan'ın kuzeydoğusunda bulunan ve<br />
bölgenin tamamına bu tür bir hizmet sunan<br />
tek tesistir. MSF tarafından bağımsız bir<br />
şekilde işletilen 84 yataklı hastanede bir<br />
acil odası, bir yoğun bakım ünitesi ve üç<br />
ameliyathane yer almaktadır. Aynı zamanda<br />
bir fizyoterapi bölümü, bir laboratuvar, bir<br />
röntgen odası ve bir eczanenin yanı sıra<br />
kadın ve erkek hastalar için ayrı cerrahi<br />
servisleri olan ayakta ve yatarak tedavi<br />
bölümleri vardır. Ruh sağlığı ile sağlığın<br />
teşviki ve geliştirilmesi ise, hastanede verilen<br />
diğer hizmetler arasındadır. Hastane, sadece<br />
Kunduz şehri sakinlerine değil, Badahşan,<br />
Takhar, Baghlan, Belh ve Samangan gibi<br />
komşu şehirlerden gelen hastalara da hizmet<br />
sunmuştur. Bombalanmadan hemen önce,<br />
Eylül <strong>2015</strong>'te, hastanenin kapasitesi 92<br />
yatağa ulaşmıştır.<br />
Afghanistan<br />
Ocak ve Ağustos ayları arasında, çoğu<br />
(%88) yol veya ev kazalarında yaralanmış<br />
2.400'den fazla hasta merkeze kabul edilmiştir.<br />
Hastaların %12’si patlama, silahlı<br />
veya bombalı saldırı sonucu yaralanmış kişilerdir.<br />
Aynı dönemde 18.088 ayakta muayene<br />
gerçekleştiren MSF sağlık personeli, kırık<br />
internal fiksasyon tekniklerini içeren ortopedik<br />
ameliyatlar da dahil olmak üzere 4.667<br />
cerrahi müdahale gerçekleştirmiştir.<br />
Mayıs ve Haziran aylarında Kunduz’da<br />
şiddetini artıran çatışmaların ardından<br />
hastaneye başvuran yaralı sayısında büyük<br />
bir artış yaşanmıştır. Yıllık "savaş sezonu"<br />
başlangıcının ilan edilmesinden üç hafta<br />
sonra sağlık personeli, savaşta yaralanan<br />
204 kişiyi tedavi etmiştir. Bu yaralıların 51'i<br />
kadın ve çocuklardan oluşmaktadır.<br />
Kunduz’a 15 kilometre mesafede yer alan<br />
Chahardara şehri sakinlerinin travma merkezine<br />
ulaşması, çatışmalar, kontrol noktaları<br />
ve yolların kapatılması nedeniyle son<br />
derece zor olduğu için, MSF Haziran ayında<br />
MSF’nin Afganistan’daki Kunduz Travma Merkezi’nde görev yapan doktorlar bir<br />
çocuğun bacağını muayene ediyor. Ekim ayında ABD’nin hava saldırısı sonucu yıkılan<br />
tesis, artık bölgedeki bir milyondan fazla insana nitelikli cerrahi operasyon hizmeti<br />
veremiyor.<br />
© Andrew Quilty/Oculi<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 43
TITLE AFGANISTAN<br />
Chahardara’da bir stabilizasyon kliniği olan<br />
ileri seviye bir ilçe sağlık merkezi açmıştır.<br />
Merkezde görev yapan hemşireler yaralılara<br />
ilk müdahaleyi yaptıktan sonra daha ileri<br />
seviyede bir bakım için hastaların Kunduz<br />
Travma Merkezi’ne transferlerini sağlamışlardır.<br />
Chahardara’daki hemşireler, hastanelerin<br />
kapalı olması nedeniyle bölge halkının<br />
ihtiyaç duyduğu temel sağlık hizmetlerini<br />
sağlayabilecek tek yetkili haline gelmiştir.<br />
1 Temmuz tarihinde ağır silahlı Afgan Özel<br />
Kuvvetleri'ne mensup kişiler MSF hastanesine<br />
girmiş, personelini tehdit ederek fiziksel<br />
saldırıda bulunmuş ve üç hastayı tutuklamışlardır.<br />
Bir saat sonra sözkonusu kişiler<br />
hastaları serbest bırakarak hastaneyi terk<br />
etmişlerdir. MSF, tıbbi hizmetleri saldırılardan<br />
koruyan uluslararası insani hukuğun kabul<br />
edilemez bir ihlali olarak nitelendirdiği bu<br />
olayı şiddetle kınamıştır.<br />
Kunduz Travma Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />
saldırılar hakkındaki ifadeleri okumak için, 16<br />
ve 17. sayfalara bakınız.<br />
Ahmed Şah Baba Hastanesi, Kabil<br />
MSF, Doğu Kabil'de bulunan Ahmed Şah<br />
Baba Hastanesi’nde, bölgede artan nüfusun<br />
ihtiyaçlarına etkili bir şekilde cevap verebilmek<br />
amacıyla tesisin iyileştirilmesi için<br />
çaba harcamaktadır. 58 yatak kapasitesine<br />
yükseltilen hastanede özellikle acil<br />
servis ve anne sağlığına yönelik ücretsiz<br />
ve yüksek kaliteli hizmetler sunulmaktadır.<br />
MSF burada Sağlık Bakanlığı ile birlikte<br />
çalışarak beslenme yetersizliği tedavisi,<br />
pediatrik bakım, aile planlaması hizmetleri,<br />
sağlığı geliştirici faaliyetler ve aşılama programları<br />
gerçekleştirmektedir. Hastanenin<br />
laboratuvar, röntgen bölümü ve Sağlık<br />
Bakanlığı'nın tüberküloz (TB) tedavi programını<br />
da destekleyen MSF, ayrıca Uluslararası<br />
Psikososyal Örgütü ile ortaklaşa olarak ruh<br />
sağlığı ve psikolojik danışmanlık hizmetleri<br />
de sunmaktadır.<br />
Nüfusun giderek artması ve MSF’nin bölgedeki<br />
üst seviyede kadın doğum hizmeti<br />
sunması, zaman içinde doğum departmanını<br />
hastanenin en yoğun bölümlerinden<br />
biri haline getirmiştir. Her ay yaklaşık 1.400<br />
doğum ve bir yıl boyunca 16.654 doğum<br />
öncesi muayane gerçekleştirilmiştir.<br />
MSF beş yaş altı çocuklar için önleyici ve<br />
tedavi edici tıbbi bakıma erişimi artırmak için<br />
Doğu Kabil'in banliyölerinin en uzak noktalarında<br />
ücretsiz ve yüksek kaliteli hizmet<br />
sunduğu mobil klinikler işletmeye devam<br />
etmektedir. Ağır hastalar ise Ahmed Şah<br />
Baba Hastanesi’ne sevk edilmektedir. <strong>2015</strong><br />
yılında 5.370'den fazla hamile kadın aşılanmış<br />
ve beş yaş altı 6.721 çocuk beslenme yetersizliğine<br />
karşı kontrolden geçmiştir.<br />
Dasht-e-Barchi Hastanesi, Kabil<br />
MSF, doğum komplikasyonları, yenidoğan ve<br />
obstetrik acil durumlara yönelik hizmet veren<br />
Dasht-e-Barchi Hastanesi’ndeki doğum<br />
bölümünde faaliyet göstermeye devam<br />
etmiştir. Dasht-e-Barchi nüfusunun son on<br />
yıl içinde on kat arttığı tahmin edilmektedir.<br />
Bölgedeki kısıtlı kamu sağlık hizmetleri ise<br />
nüfus patlamasına ayak uydurmakta zorluk<br />
çekmiştir. Bugün Dasht-e-Barchi Hastanesi<br />
Batı Kabil’deki Dasht-e-Barchi Hastanesi’nde MSF’nin işlettiği anne sağlığı ünitesinde<br />
bir anne, bebeğini emzirmeye alıştırmak için şırınga yöntemini kullanıyor.<br />
ve üç küçük sağlık merkezi, ilçede kamu<br />
sağlık hizmeti veren tek tesislerdir.<br />
Kasım 2014’te açılan doğum departmanı gün<br />
boyunca açıktır ve ücretsiz sağlık hizmeti<br />
sunmaktadır. İlk yılda 10.727 doğum, 558<br />
sezaryen gerçekleştirilmiş, 1.303 bebek,<br />
hipoglisemi gibi komplikasyonlar ile yenidoğan<br />
ünitesine kabul edilmiştir. Yılın<br />
sonunda her hafta 300'e yakın kadın doğumhaneye<br />
kabul edilmiş ve her gün 40 bebek<br />
dünyaya gelmiştir.<br />
Host Doğum Hastanesi<br />
Afganistan, hamilelik veya doğum sancısı<br />
sırasında hayatını kaybeden kadın sayısının<br />
yüksekliği nedeniyle doğum gerçekleştirmek<br />
için dünyanın en tehlikeli yerlerden biri olarak<br />
kabul edilmektedir. Host şehrinde bulunan<br />
uzmanlaşmış doğum hastanesi, ücretsiz ve<br />
yüksek kaliteli anne ve yenidoğan bakımı<br />
sağlayarak şehirdeki anne ölümlerini azaltmayı<br />
amaçlamaktadır. Kırsal alanlarda ve büyük<br />
şehirlerden uzak bölgelerde yaşayan kadınların<br />
çoğu, temel obstetrik bakıma tam anlamıyla<br />
erişememektedir ve Host gibi yerlerde,<br />
sınırlı sayıda kadın ebe ve doktor mevcut<br />
olduğu için bu imkan daha da kısıtlıdır.<br />
<strong>2015</strong> yılında Host şehrinde doğan yaklaşık<br />
her üç bebekten biri, MSF’nin doğum hastanesinde<br />
dünyaya gelmiştir. Yalnızca Aralık<br />
ayında bir ay içinde 1.733 doğum gerçekleştirilmiştir<br />
(günde yaklaşık 58 doğum).<br />
Bu rakam Host'ta doğumların en yüksek<br />
seviyeye ulaştığı dönem olarak kayıtlara<br />
geçmiştir.<br />
Hastanede, doğumhaneye ek olarak iki<br />
ameliyathane, bir yenidoğan ünitesi ve kadınlara<br />
ayrılmış bir sağlık kliniği de bulunmaktadır.<br />
MSF burada yenidoğanlar için aşılama<br />
programları, aile planlaması ve sağlığı geliştirme<br />
faaliyetleri gerçekleştirmektedir.<br />
MSF, doğum komplikasyonları yaşayan<br />
ve ölüm riski taşıyan kadınların bakımına<br />
yoğunlaşmak ve daha fazla sayıda<br />
hastaya ulaşabilmek için Sağlık Bakanlığı<br />
Hastanesi'ne sevk sistemini geliştirmek için<br />
çalışmaktadır. MSF’nin doğum hastanesi<br />
maksimum kapasiteye ulaştığında, komplikasyon<br />
belirtileri gözlemlenmeyen hastalar il<br />
hastanesine sevk edilmektedir.<br />
Boost Hastanesi, Helmand ili, Leşkergâh<br />
Leşkergâh çevresindeki birçok bölge<br />
<strong>2015</strong>’te aktif olarak çatışmalara sahne olmasına<br />
rağmen, MSF’nin Boost Hastanesi<br />
eyalet başkentindeki faaliyetlerini sürdürebilmiştir.<br />
MSF, geçtiğimiz altı yıl boyunca<br />
Afganistan'ın güneyindeki üç sevk hastanesinden<br />
biri olan Boost Hastanesi’ni desteklemiştir<br />
ve <strong>2015</strong>’te hastane binasının kapsamlı<br />
olarak geliştirilmesine başlamıştır. Hastaneye<br />
modern merkezi ısıtma sistemi kurulmuş ve<br />
daha etkili bir enfeksiyon kontrolü sağlamak<br />
amacıyla iç kısımlar boyanmış ve yenilenmiştir.<br />
54 yataklı yeni bir doğumevi, 24<br />
yataklı yenidoğan yoğun bakım ünitesi ve<br />
10 yataklı çocuk yoğun bakım ünitesi de<br />
inşa edilmiştir. Yıl sonuna kadar hastanede<br />
12.721 bebek dünyaya gelmiştir.<br />
© Kate Stegeman/MSF<br />
MSF hastaneyi, cerrahi hizmetler, dahiliye<br />
hizmetleri, acil servisler ve yoğun bakım<br />
hizmetleri ile desteklemektedir. <strong>2015</strong> yılının<br />
ortalarında MSF ekipleri Afganistan'da son<br />
derece ciddi boyutlara ulaşan, fakat henüz<br />
tam olarak rapor haline getirilmemiş bir<br />
kamu sağlık sorununu ele alarak tüberküloz<br />
(TB) hastalarının teşhis ve takibini de<br />
desteklemeye başlamıştır. Bu sayede 181<br />
hasta, birinci basamak TB tedavisine başlamıştır.<br />
Yıl sonunda MSF tarafından görevlendirilen<br />
bir cerrahi yanık uzmanı, çok sayıdaki<br />
yanık vakasının tedavisinde ilerleme<br />
kaydetmek amacıyla hastane personeline<br />
eğitim vermiştir.<br />
Beslenme yetersizliği, bölgede çocuk<br />
ölümlerinin başlıca nedenlerinden biridir.<br />
Hastanenin yoğun bakım beslenme merkezinde<br />
görev yapan uzmanlar, çoğu ileri<br />
seviye beslenme yetersizliği belirtileri<br />
gösteren 2.281 çocuğu tedavi etmiştir.<br />
44 Sınır Tanımayan Doktorlar
PAKISTAN TITLE<br />
PAKISTAN<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 1,636 | Harcama: 20,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1986 | blogs.msf.org/pakistan | @MSFPakistan<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
AŞİRETLER<br />
BÖLGESİ<br />
AFGANİSTAN<br />
SİND<br />
KİBER PAKTUNKVA<br />
358.300 ayakta muayene<br />
27.700 doğum<br />
12.300 beslenme merkezlerinde tedavi<br />
edilen hasta<br />
HİNDİSTAN<br />
12.000 bireysel ve grup ruh sağlığı<br />
danışmanlığı<br />
BELUCİSTAN<br />
MSF projeleri<br />
Kullanılan haritalar ve yer isimleri, bu<br />
bölgelerin yasal statüsüne dair MSF'nin<br />
resmi duruşunu temsil etmemektedir.<br />
2.600 cerrahi müdahale<br />
1.400 kutanöz layşmanyazis tedavisi<br />
gören hasta<br />
Nitelikli sağlık hizmetlerine<br />
erişim Pakistan'daki pek<br />
çok kişi için önemli bir<br />
sorun olmaya devam devam<br />
ediyor. Özellikle bulaşıcı<br />
hastalıkların tedavisine ve<br />
ileri seviye doğum/yenidoğan<br />
hizmetlerine yönelik ihtiyaç<br />
çok yüksek seviyede.<br />
Pakistan ve Afganistan arasındaki dağlık<br />
alanlarda ve çatışmadan etkilenen bölgelerde<br />
yaşamlarını sürdüren Afgan mülteciler<br />
ve gecekondu sakinleri, tıbbi yardıma en<br />
çok ihtiyaç duyan savunmasız gruplardan<br />
bazılarıdır. Kadınlar ve çocuklara yönelik<br />
sağlık hizmetleri özel bir endişe konusudur.<br />
Çünkü kadınlar önlenebilir komplikasyonlar<br />
yüzünden gebelik sırasında hayatını kaybetmekte,<br />
birçoğu ise yenidoğan bakımından<br />
faydalanamamaktadır.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), her 10<br />
çocuktan birinin beş yaşına gelmeden hayatını<br />
kaybettiği Pakistan’da en acil ihtiyaçların<br />
bazılarını karşılayarak il ve ilçe sağlık<br />
yetkililerine destek vermeye devam etmektedir.<br />
MSF’nin Pakistan'daki etkinlikleri kamu<br />
kurumlarından ve hükümetten herhangi bir<br />
destek almadan, sadece dünya çapındaki<br />
bireysel bağışlar ile finanse edilmektedir.<br />
Pakistan<br />
Belucistan'da anne ve çocuk sağlığı<br />
Belucistan’ın başkenti Quetta'da hükümet<br />
tarafından finanse edilen yatakta pediatrik<br />
bakım, nüfusun ihtiyaçlarınına cevap<br />
vermede yetersiz kalmaktadır ve birçok kişi<br />
özel kliniklerin masraflarını karşılayamamaktadır.<br />
2011 yılında 67 yataklı Quetta Çocuk<br />
Hastanesi’ni açan MSF, burada bir yenidoğan<br />
ünitesi, ileri seviye beslenme yetersizliği<br />
çeken çocuklar için yatakta beslenme<br />
tedavi merkezi ve genel ve izolasyon koğuşlarını<br />
faaliyete sokmuştur. <strong>2015</strong>’te yaklaşık<br />
1.300 hasta bu hastaneye kabul edilmiş, ileri<br />
seviye beslenme yetersizliği çeken 1.900'den<br />
fazla çocuk tedavi edilmiştir. <strong>2015</strong>’te<br />
4.000'den fazla bireysel ve grup ruh sağlığı<br />
muayenesi gerçekleştirilmiştir.<br />
MSF, Quetta'nın 20 kilometre kuzeyindeki<br />
Kuchlak'ta ayakta tedavi, 24 saat acil<br />
kadın doğum ve beş yaş altı çocuklar için<br />
besin desteği sunan bir anne ve çocuk<br />
sağlığı merkezi işletmektedir. <strong>2015</strong> yılında<br />
9.100'den fazla çocuk çocuk hastalıklarına<br />
karşı aşılanmıştır. MSF ayrıca eski Marriabad<br />
kasabasındaki Kuchlak ve Benazir Butto<br />
Sadda’da MSF kliğinin önünde oturan kadınlar ve çocuklar.<br />
Hastanesi’nde tatarcıktan bulaşan kutanöz<br />
layşmanyaz taşıyıcısı 1.700'den fazla hastayı<br />
tedavi etmiştir. Bu parazit hastalığı, tedavi<br />
edilmediği takdirde hastaların zayıf düşmesine<br />
ve vücutta şekil bozukluğuna neden<br />
olmaktadır.<br />
MSF Afgan sınırında yer alan Chaman'da İlçe<br />
Sağlık Müdürlüğü ile işbirliği halinde bölge<br />
sakinlerine, Afgan mültecilere ve tıbbi destek<br />
arayışı içinde sınırı geçmiş olan kişilere<br />
ücretsiz sağlık hizmeti sunmaktadır. Sağlık<br />
yetkilileri ile birlikte faaliyet göstermektedir.<br />
Kadın ve çocuklara yönelik hizmetler, üreme<br />
sağlığı, yenidoğan ve çocuk sağlığı hizmetlerini<br />
kapsamaktadır. Ekipler, <strong>2015</strong>’te 10.900<br />
doğum öncesi muayene ve 4.400 doğum<br />
geçekleştirmiştir.<br />
© Sa'adia Khan/MSF<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 45
TITLE PAKİSTAN<br />
MSF Machar Colony'de gerçekleştirdiği kızamık aşılama programıyla 31.000 kişiye<br />
ulaştı.<br />
İlçe Hastanesi’nde ayrıca travma vakaları<br />
için bir acil servis odası bulunmaktadır. MSF<br />
çalışanları bu yıl 5.800'den fazla hastayı<br />
acil servise kabul etmiştir. Beslenme yetersizliği<br />
çeken beş yaş altındaki 1.500'den<br />
fazla çocuk beslenme programı kapsamında<br />
tedavi edilmiş, 8.200 çocuk ise temel<br />
aşılama programı dahilinde aşılanmıştır. MSF<br />
ekipleri, sağlık eğitimi seansları düzenleyerek<br />
özellikle hamilelik döneminde tıbbi<br />
yardımın zamanında alınmasının önemine<br />
dikkat çekmiştir. MSF aynı zamanda devlet<br />
personeli tarafından yönetilen kadınlara<br />
yönelik ayakta tedavi departmanını da<br />
denetlemektedir.<br />
MSF, Doğu Belucistan'da yer alan Dera<br />
Murad Jamali'deki merkez ilçe hastanesinde,<br />
ileri seviye beslenme yetersizliği çeken<br />
çocuklar için yatarak beslenme tedavisi<br />
merkezinin yanı sıra genel pediatri ve yenidoğan<br />
koğuşlarını da desteklemeye devam<br />
etmektedir. <strong>2015</strong>’te ileri seviye besin yetersizliği<br />
olan 8.000 'den fazla çocuk beslenme<br />
programı dahilinde tedavi görmüştür.<br />
Aşiretler Bölgesi (FATA)<br />
MSF, en kuzeydeki aşiret bölgelerinden<br />
biri olan Bajaur’daki savunmasız topluluklara<br />
tıbbi destek sunmaktadır. Uluslararası<br />
personelin hala Bajaur'a erişimi olmadığı<br />
için yerel çalışanlardan oluşan bir<br />
ekip projeyi yönetmektedir. MSF ekipleri<br />
Nawagai Halk Hastanesi’nde 43.000 ayakta<br />
ve 30.000 acil muayene gerçekleştirmiş,<br />
© Husni Mubarak Zainal/MSF<br />
anne ve çocuk sağlığı bölümüne destek<br />
vermiştir. Pediatrik hizmetler, Beslenme<br />
Yetersizliği Olan Çocuklar için Genişletilmiş<br />
Ulusal Bağışıklama ve Beslenme Tedavisi<br />
Programı'nın desteği ile aşılama programlarını<br />
içermektedir. <strong>2015</strong>’te 12.500'den fazla<br />
çocuk, beslenme yetersizliği taramasından<br />
geçmiştir. MSF ayrıca Talai ve Bilot'taki iki<br />
temel sağlık hizmetleri merkezine ilaç ve<br />
tıbbi ekipman bağışında bulunarak ayakta<br />
tedavi ve doğum öncesi hizmetleri desteklemiştir.<br />
MSF, Kurram bölgesindeki Sadda Tehsil<br />
Merkez Hastanesi’nde 12 yaş altı çocuklar<br />
için yatarak tedavi hizmeti sunmuş, haftada<br />
ortalama 600 muayene gerçekleştirmiştir.<br />
<strong>2015</strong>’te kızamık ve kızamık sonrası komplikasyonlar<br />
nedeniyle 300 çocuk hastaneye<br />
yatırılmıştır. MSF ayrıca kutanöz layşmanyaz<br />
tedavisi sağlamakta ve hastanenin doğum<br />
ve genel acil sevk hizmetlerini yönetmektedir.<br />
Daha küçük olan Alizai Hastanesi’nde<br />
ise her hafta 12 yaş altı yaklaşık 100 çocuk<br />
muayene olmaktadır.<br />
Hayber-Pahtunhva'da acil bakım hizmetleri<br />
ve anne bakımı<br />
MSF komplike gebelik geçiren ve/veya zor<br />
doğum öyküsü olan hastalar için Peşaver<br />
Kadın Hastanesi’nde kapsamlı acil obstetrik<br />
hizmetler sunmaktadır. Hastaların çoğu FATA<br />
ve Peşaver çevresindeki ilçelerden gelmektedir.<br />
Hastane, aynı zamanda kadın mültecileri<br />
ve Peşaver ilçesinde yaşayan yerinden<br />
edilmiş kişileri kabul etmektedir. Yenidoğan<br />
ünitesinde 33 obstetrik yatak ve 18 yatak<br />
bulunmaktadır. <strong>2015</strong>’te hastaneye 5.200'den<br />
fazla hasta kabul edilmiş ve 4.700 doğum<br />
gerçekleştirilmiştir. MSF ekibi ayrıca hastanenin<br />
sevk ağı dahilindeki temel sağlık<br />
hizmetleri tesislerinde görev yapan personele,<br />
yüksek riskli obstetrik bakım ve anne<br />
bakımı konusunda eğitim vermiştir.<br />
MSF, Peşaver'in yaklaşık 200 kilometre kuzeyinde<br />
yer alan Timurgara'daki Merkez İlçe<br />
Hastanesi’nde acil servis, resüsitasyon,<br />
müşahede odası ve yenidoğan ünitesinde<br />
hastane çalışanlarına destek vermektedir.<br />
Bu alanlarda tıbbi uzmanlığa sahip olan<br />
personel, cerrahi müdahale de dahil olmak<br />
üzere zor obstetrik vakalarda tedavi sağlamaktadır.<br />
<strong>2015</strong>’te 8.395 doğum gerçekleştiren<br />
MSF ekipleri, Mart ayında akut koroner<br />
sendromu olan hastaları tedavi etmek için<br />
bir 'kalp köşe ünitesi' kurmuş ve yıl boyunca<br />
560 hastayı hastaneye kabul etmiştir. 4.500<br />
ruh sağlığı danışmanlığı gerçekleştiren ekip,<br />
ayrıca Dang humması hakkında bölge halkını<br />
bilgilendirmek için bilinçlendirme faaliyetleri<br />
yürütmüştür. Sağlığın teşviki ve geliştirilmesi<br />
konusunda 6.600'dan fazla seans gerçekleştirilmiştir.<br />
Hangu acil cerrahi projesindeki ekip ise<br />
15.000'in üzerinde acil servis muayenesi ve<br />
800 cerrahi müdahale geçekleştirmiştir. MSF<br />
Eylül ayında faaliyetleri yerel sağlık otoritelerine<br />
devretmeden önce 3.202 doğuma<br />
yardımcı olmuştur.<br />
Machar Colony’ye yönelik sağlık hizmetleri<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve SİNA<br />
Sağlık, Eğitim ve Refah Vakfı tarafından<br />
birlikte yürütülen, Machar Colony gecekondu<br />
bölgesindeki bir klinik, <strong>2015</strong> yılında<br />
102.000'den fazla muayene gerçekleştirmiştir.<br />
Machar, Karaçi'deki limanın kenarında<br />
kirli, sağlıksız koşullarda yaşayan ve<br />
yaklaşık 115.000 kişilik yoğun bir nüfusa<br />
sahip bir topluluktur. Program, temel, acil,<br />
obstetrik ve doğum sonrası sağlık hizmetlerinin<br />
yanı sıra ruh sağlığı hizmetlerini de içermektedir.<br />
Halk sağlığı gönüllüleri, ebeveynler<br />
ve çocuklar için, hastalıkları önlemeyi<br />
amaçlayan eğitim, sağlık ve hijyen sesansları<br />
yürütmektedir. Ekip, Nisan ayındaki<br />
15 günlük bir kampanya boyunca, 31.000<br />
çocuğa kızamık aşısı yapılmış ve hepatit<br />
C'ye yakalanmış kişiler için bir tedavi programı<br />
başlatmıştır. Sözkonusu tedavi sayesinde,<br />
hastalar, hastaneye uzun mesafeler<br />
kat etmeden ücretsiz teşhis ve yüksek kaliteli<br />
tedaviye erişim sağlayabilmiştir.<br />
Depremzedelere yardım<br />
26 Ekim’de Afganistan ve Pakistan'ın<br />
kuzeydoğusunda Richter ölçeğine göre 7,5<br />
şiddetinde bir deprem meydana gelmiştir.<br />
MSF Bajaur bölgesindeki Timurgara İlçe<br />
Hastanesi’nde ve Khar Hastanesi’nde<br />
meydana gelen 250 kişilik bir göç dalgasına<br />
hızlıca yanıt vemiş ve daha ağır yaralı<br />
hastalara tamamlayıcı tedavi sağlayarak<br />
Sağlık Bakanlığı'nı da desteklemiştir. Sabun,<br />
çamaşır tozu, kova ve pişirme kapları gibi<br />
malzemeleri içeren 2.100 kit, Timurgara ve<br />
çevresindeki ilçelere, Chitral’daki çeşitli<br />
köylere dağıtılmıştır.<br />
46 Sınır Tanımayan Doktorlar
ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ TITLE<br />
ORTA AFRİKA<br />
CUMHURİYETİ<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 2.629 | Harcama: 55,1 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1997 | msf.org/car | blogs.msf.org/car<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
1.016.100 ayakta muayene<br />
NİJER<br />
ÇAD<br />
OUHAM-PENDÉ<br />
BAMINGUI-BANGORAN<br />
585.100 sıtma tedavisi gören hasta<br />
NANA-<br />
MAMBÉRÉ<br />
MAMBÉRÉ-KADÉÏ<br />
OMBELLA M’POKO<br />
BANGUI<br />
OUHAM<br />
KÉMO<br />
HAUTE-KOTTO<br />
OUAKA<br />
MBOMOU<br />
HAUT-<br />
MBOMOU<br />
71.800 hastaneye kabul edilen hasta<br />
51.500 rutin aşılama<br />
10.800 beslenme merkezlerinde<br />
tedavi edilen hasta<br />
köyler<br />
MSF projeleri<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve<br />
9.500 cerrahi müdahale<br />
Mayıs ayında yapılan<br />
uzlaşma görüşmelerinin<br />
ardından Orta Afrika<br />
Cumhuriyeti'nde (OAC) barış<br />
için bir umut ortamı oluştu.<br />
Fakat zaman zaman meydana<br />
gelen şiddet olayları ülke<br />
genelinde devam etti ve Eylül<br />
ayında Bangui'de tırmanışa<br />
geçti. Bu durum acil insani<br />
yardım ihtiyacını da artırdı.<br />
2013 yılında şiddetli çatışmaları alevlendiren<br />
siyasi kriz hala çözülememiş ve ülkedeki<br />
acil tıbbi ve insani yardım ihtiyacını artırmıştır.<br />
Silahlı gruplar çatışmaları sürdürürken<br />
447.000 kişi yerinden edilmiştir. Onbinlerce<br />
insan, yeterli yemek, su, sanitasyon ve sağlık<br />
hizmetlerine erişimi olmayan okul ve kilise<br />
gibi yerlere sığınmış, plansız bir şekilde<br />
kurulan bu kalabalık merkezlerde yaşamlarını<br />
sürdürmeye çalışmıştır. Sağlık tesislerinin<br />
%70'inden fazlası hasar görmüş veya yıkılmıştır.<br />
Eğitimli sağlık personeli konusunda<br />
da bir eksiklik görülmektedir. Birçok kişi halihazırda<br />
hizmet veren sağlık merkezlerine<br />
yolculuk etmekten korkmakta veya tedavi<br />
masraflarını karşılayamamaktadır.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve diğer<br />
sivil toplum kuruluşları (STK) sağlık hizmetlerinin<br />
çoğunu sağlasa da, silahlı gruplar<br />
ve organize suçlar nedeniyle tıbbi destek<br />
sürekli olarak engellenmektedir. Bu yıl Kabo,<br />
Bambari ve Boguila bölgelerinde mobil<br />
klinikler, destek faaliyetleri ve aşı kampanyalarına<br />
birçok kez ara vermek zorunda kalınmıştır.<br />
MSF ile birlikte diğer STK'ların tesisleri<br />
ise, pek çok kez hırsızlığa ve saldırıya<br />
uğramış, birkaç kez de yağmalanmıştır. Bu<br />
CAR<br />
güvensizlik atmosferinde tıbbi malzemelerin<br />
tedarikini sağlamakta da güçlük çekilmiştir.<br />
MSF, farklı milis gruplar tarafından kontrol<br />
edilen bölgeler arasındaki cephe hattında<br />
yer alan Batangafo'daki sevk merkezinde<br />
ve beş sağlık ocağında temel ve uzmanlık<br />
gerektiren sağlık hizmetleri sunmaya devam<br />
etmiştir. Bunlara ayakta muyaneler, cerrahi<br />
müdahaleler ve anne - çocuk sağlığı hizmetleri<br />
de dahildir. OAC'nin en tehlikeli bölgelerinden<br />
biri olan Batango, ülke sınırları içinde<br />
yerinden edilmiş 30.000'den fazla insan<br />
ile ülkenin en geniş kamplarından birine<br />
de sahiptir. Ekim ayında şehirde şiddetli<br />
çatışmaların patlak vermesinin ardından<br />
10.000'den fazla kişi hastane kompleksine<br />
sığınmıştır.<br />
MSF çatışmalara rağmen hem MSF hastanelerinde<br />
hem de halk sağlığı merkezlerinde,<br />
tıbbi ve insani yardıma ihtiyacı olan insanlara<br />
temel ve acil yardım sağlık hizmetlerinden<br />
meydana gelen önemli bir program<br />
yürütmeye devam etmiştir. 13 valilik ve 15<br />
bölge genelinde faaliyet gösteren ekipler,<br />
aşı kampanyaları gerçekleştirmiş ve mobil<br />
klinikler işletmiştir. Doğum hizmetleri ile<br />
beslenme yetersizliği tedavisinin yanı sıra,<br />
HIV ve tüberküloz (TB) hastalarına ve cinsel<br />
şiddet mağdurlarına acil özel bakım hizmetleri<br />
sunmuşlardır.<br />
Çocuklara yönelik hizmetler<br />
Sıtma ülkede en çok ölüme yol açan hastalıktır<br />
ve beş yaş altı çocuklarda en önemli<br />
ölüm nedenidir. Önleyici sıtma tedavisinin üç<br />
aşaması, Temmuz ve Kasım ayları arasında<br />
Ndele, Kabo ve Batangafo'da tamamlanmıştır<br />
ve bu süre içinde yaklaşık 14.000<br />
çocuğa ulaşılmıştır. Beslenme yetersizliğinin<br />
ülke çapında yüksek olması ve aşılama<br />
kampanyalarının yetersiz kalması da, çocukların<br />
sağlığını etkilemekte ve yaşam sürelerini<br />
kısaltmaktadır. Bir yaş altı çocukların<br />
sadece yüzde 13'üne tam bir aşı paketi<br />
sağlanabilmektedir. MSF Temmuz ayında<br />
difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci, B tipi<br />
Hemofilus influenza, hepatit B, pnömokok<br />
(zatürre), kızamık ve sarı hummaya karşı<br />
kapsamlı bir aşılama için beş yaş altındaki<br />
220.000 çocuğu hedefleyen ve 13 vilayette<br />
bir yıl süren bir kampanya başlatmıştır.<br />
Bangui'de sağlık hizmetleri<br />
MSF, şiddet olaylarının son derece yaygın<br />
olduğu Bangui'nin başkentinde acil servis<br />
hizmetlerine odaklanmıştır. MSF ekipleri<br />
<strong>2015</strong>’te şehirdeki tam teşekküllü hastanede<br />
4.100 cerrahi müdahale gerçekleştirmiş ve<br />
675 cinsel şiddet mağduruna tıbbi ve psikolojik<br />
destek sağlamıştır. Acil vakalara cerrahi<br />
operasyonlara odaklanması planlanan yeni<br />
bir hastane yapım aşamasındadır ve 2016’da<br />
açılması öngörülmektedir. MSF, Büyük Cami<br />
(Grand Mosque) bölgesinde yaşayan her<br />
yaştan insanı ve Mamadou Mbaïki sağlık<br />
merkezindeki 15 yaşından küçük çocukları<br />
tedavi ederek, ağırlıklı olarak Müslüman olan<br />
PK5 yerleşim bölgesinde 37.000 muayene<br />
gerçekleştirmiştir.<br />
MSF yıl boyunca havaalanındaki kampta yer<br />
alan M’poko Hastanesi’nde günde 400'den<br />
fazla muayene gerçekleştirmiş, 15.400 acil<br />
vaka tedavi etmiş ve/veya Bangui'deki tesislere<br />
sevk etmiştir. MSF aynı zamanda Castor<br />
sağlık merkezinde şiddet mağdurlarını tedavi<br />
etmeye ve gece ve gündüz ücretsiz doğum<br />
ve acil sağlık hizmetleri sunmaya devam<br />
etmiştir. Ekip burada 7.400 doğum gerçek-<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 47
TITLE ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ<br />
leştirmiş, hastaneye 10.500 kişi kabul etmiş<br />
ve 275 cinsel şiddet mağduruna kapsamlı bir<br />
tedavi sunmuştur.<br />
26 Eylül tarihinde bir motosikletli taksi sürücüsünün<br />
ölümü, geçici hükümete ve barış<br />
için ülkede bulunan uluslararası arabuluculara<br />
karşı misilleme şiddet eylemlerine yol<br />
açmıştır. Binalar yağmalanmış ve 44.000'den<br />
fazla kişi yerinden edilmiştir. MSF yalnızca iki<br />
günde, çoğu silahlı yaralanmalardan oluşan<br />
yaklaşık 200 vakayı tedavi etmiştir. Yerinden<br />
edilen insanların sayısındaki artışla birlikte<br />
farklı bölgelerde mobil klinikler açılmış, Ekim<br />
ve Aralık ayları arasında 9.800 muayene<br />
gerçekleştirilmiştir.<br />
Kapsamlı tedavi projeleri<br />
MSF, Kabo (Ouham), Boguila (Ouham-<br />
Pendé), Paoua (Ouham-Pendé), Carnot<br />
(Mambéré-Kadéȉ) ve Ndélé'deki (Bamingui-<br />
Bangoran) devam eden projelerinde,<br />
yerinden edilmiş kişilere ve bölge sakinlerine<br />
kapsamlı sağlık hizmeti sunmaya devam<br />
etmiştir. Ayakta ve yatarak tedavi hizmetleri<br />
kapsamında, sağlık muayeneleri, acil<br />
servis, doğum ve çocuk sağlığı hizmetleri,<br />
HIV ve TB için teşhis ve tedavi yer almaktadır.<br />
Çok sayıda sağlık merkezi ve/veya<br />
yan sağlık ocağı da bu projeler aracılığıyla<br />
desteklenmiştir. Nisan ayında, Paoua<br />
Hastanesi’nin doğum ve cerrahi bölümleri<br />
Sağlık Bakanlığı'na devredilmiştir.<br />
2013 yılında Bossangoa'da (Ouham) başlatılan<br />
kapsamlı acil durum projesi, Nana-<br />
Bakassa'daki bir hastane ve bir sağlık<br />
merkezi aracılığıyla temel ve uzmanlık<br />
gerektiren bakım sunmaya devam etmiş ve<br />
üç sağlık merkezini (Bowara, Benzambé<br />
ve Kouki) desteklemiştir. Bir yoğun bakım<br />
ünitesi ve bir TB binası bu yıl inşa edilmiştir.<br />
Beslenme programı ve poliklinik Mayıs<br />
ayında Sağlık Bakanlığı'na devredilmiştir.<br />
MSF ekipleri Berberati'de (Mambéré-Kadéȉ)<br />
bölge hastanesinin yanı sıra beş yaş altı<br />
çocuklar ve hamile kadınların tedavisi için<br />
dört sağlık merkezini desteklemiştir. <strong>2015</strong>’te<br />
yaklaşık 6.000 çocuk hastaneye kabul<br />
edilmiş ve dört sağlık merkezinde 20.000'den<br />
fazla ayakta muayene gerçekleştirilmiştir.<br />
Toplamda 1.800 çocuk, ileri seviye beslenme<br />
yetersizliği tanısıyla tedavi edilmiştir.<br />
Mayıs ayında Berberati ve Mbako'da, altı ay<br />
ve 10 yaş arasındaki 28.000 çocuğa kızamık<br />
aşısı yapılmıştır. MSF Bambari'de (Ouaka)<br />
sağlık merkezi, mobil klinikler ve dokuz<br />
sıtma tedavi noktasıyla, ev sahibi nüfusun ve<br />
kamplarda yaşayan yaklaşık 80.000 kişinin<br />
temel tıbbi bakımını sağlanmıştır. Beslenme<br />
rehabilitasyonu programının önemli bir bölümüdür.<br />
Bu nedenle ileri seviye beslenme<br />
yetersizliği tanısıyla 1.380 çocuk tedaviye<br />
alınmıştır.<br />
MSF Bria'da (Haute-Kotto) 15 yaş altı çocuklara<br />
HIV tedavisi de dahil olmak üzere sağlık<br />
hizmetleri sağlamış, Mart ayında 16.600<br />
çocuğa kızamık aşısı yapılmıştır. Ekipler<br />
Zémio'da (Haut-Mbomou) özellikle HIV tedavisine<br />
yönelik temel ve uzmanlık gerektiren<br />
hizmetler sunmuş, bölgedeki dört sağlık<br />
ocağı ile sekiz sıtma tedavisi noktasını<br />
desteklemiştir.<br />
MSF, Mbomou vilayetinin başkenti olan<br />
Bangassou'da anne - çocuk sağlığı ve<br />
cerrahi hizmetler de dahil olmak üzere temel<br />
ve uzmanlık gerektiren sağlık hizmetlerine<br />
sevk hastanesinde devam etmiştir. Bölgede<br />
yaşayan 120.000’den fazla kişi Bangassou<br />
Hastanesi’ne bağlıdır ve <strong>2015</strong>’te hastanede<br />
48.000'den fazla ayakta muayene gerçekleştirilmiştir.<br />
Ekipler, aynı zamanda bu yıl Niakari ve<br />
Yongofongo'daki sağlık merkezlerini desteklemeye<br />
başlamıştır. MSF Şubat ayında<br />
Rafaï'da yaklaşık 4.900 çocuğu kızamığa<br />
karşı aşılamış, Ağustos ayında da<br />
Bangassou'da yaklaşık 37.000 çocuğa<br />
ulaşan bir başka aşı kampanyası başlatmıştır.<br />
BLOG<br />
Benjamin Black, Kadın Doğum Uzmanı<br />
BÜTÜN İMKANSIZLIKLARA RAĞMEN<br />
Acil müdahale ekibi<br />
MSF’nin Acil Müdahale Ekibi RCA (Eureca)<br />
bölgesel düzeyde meydana gelen acil<br />
durumlara müdahalede bulunmuştur.<br />
Eureca, Nisan ve Eylül ayları arasında 80<br />
Sağlık Bakanlığı personelini eğittiği ve beş<br />
sağlık ocağına ilaç bağışında bulunduğu<br />
Kouango ve Vakaga'da, acil tıbbi müdahalelerini<br />
ve beslenme programlarını tamamlamıştır.<br />
Eureca ekibi aynı zamanda Aralık<br />
ayında Gadzi'deki 9.700 çocuğa kızamık ve<br />
pnömokok aşısı yapmış, Eylül ayında ise<br />
Bangui'de meydana gelen şiddet olaylarının<br />
hemen sonrasında yerinden edilmiş kişilere<br />
sağlık hizmetleri sağlamıştır.<br />
MSF ülkede ilk kez 1997 yılında faaliyet<br />
göstermiştir.<br />
Bria’da bir anne ve çocuğu MSF doktorlarından birine muayene oluyor. MSF burada 15<br />
yaş altı çocuklara yönelik pediatri programı yürütüyor.<br />
"Ben otomatik pilotu çalıştırdım ve bilgi toplamaya devam ettiğim için bir damar içi sonda<br />
yerleştirdim. Şimdiden ameliyathaneye gidişimizi planlıyordum. Zaman kaybetmeden<br />
serum vermeye başladım ve ebeden damar içinden antibiyotiğe başlamasını istedim.<br />
Tıbben hastanın karnını hissetmeye başladım. Bebeğin kafası aşağıda olmasına rağmen<br />
henüz hala yüksekteydi.<br />
OAC'de geçirdiğim zaman boyunca, doğum sancısı sırasında cerrahi müdahaleye ihtiyaç<br />
duyan kadınların %17'si uterus rüptüründen muzdaripti. Bu sorun, en ciddi ve en riskli<br />
obstetrik komplikasyonlardan biridir. Bu kadınların hepsi daha önce en az bir sezaryen<br />
doğum yaşamıştı. Biz acil sezaryen doğumlara yardımcı olabilecek teknik ve kültürel<br />
altyapıya sahibiz. Peki ya bu kadınlar? Ülkede giderek artan sosyal, ekonomik ve siyasi<br />
sorunlar göz önüne alındığında, bu kadınların bizlerle aynı şansa sahip olduğunu söyleyemeyeceğim.<br />
Burada doğum oranı çok yüksekken, aile planlaması programlarına erişim çok düşük,<br />
altyapı ise çok zayıf. Bu kadın sezaryenle doğum gerçekleştirirse, hastaneye ulaşma süresinin<br />
aynı olduğunu düşünürsek, daha sonraki 6 ila 10 doğumunda komplikasyon veya<br />
ölüm riski ne olacak sizce?"<br />
Benjamin'in kararını ve annenin evine sağlıklı bir bebekle nasıl döndüğünü<br />
öğrenmek için, http://blogs.msf.org/en/staff/blogs/may-the-forceps-be-with-you/<br />
against-the-odds adresini kullanarak MSF Blog’unu ziyaret edebilirsiniz.<br />
© Lexie Cole/MSF<br />
48 Sınır Tanımayan Doktorlar
LİBERYA<br />
LİBERYA<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 535 | Harcama: 10,6 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1990 | msf.org/liberia | blogs.msf.org/ebola<br />
MONROVİA<br />
MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
35.200 kişiye kızamık salgınına<br />
karşı aşılama<br />
Liberia<br />
145 hemorajik ateş tedavisi gören<br />
hasta<br />
Liberya'daki Ebola salgını<br />
<strong>2015</strong> yılında neredeyse sona<br />
erdi. Ancak ülkenin, ortaya<br />
çıkan yeni salgınlarla başa<br />
çıkmak ve sağlık sistemini<br />
yeniden inşa etmek için hala<br />
desteğe ihtiyacı var.<br />
Liberya'daki sağlık sistemi, Ebola salgınından<br />
önce bile son derece istikrarsız ve<br />
zayıftı. Salgın sağlık hizmetlerini daha da<br />
perişan hale getirmiştir. 2014 yılında çok<br />
sayıda hastane kapatılmış ve bir daha açılmamıştır.<br />
Sağlık çalışanlarının %8’inin virüs<br />
nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir.<br />
Bazı sağlık çalışanları ise bir daha<br />
işe dönememiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar<br />
(MSF), ülkede sağlık hizmetlerine erişimi<br />
geliştirmek için Sağlık Bakanlığı'na destek<br />
vermektedir.<br />
Liberya, <strong>2015</strong> yılının Mayıs ayında Ebola'nın<br />
ülke sınırları içinde sona erdiğini ilan etmesine<br />
rağmen, Temmuz ve Kasım aylarında yeni<br />
vakalar bildirilmiştir. MSF, Sağlık Bakanlığı'nın<br />
ulusal planının bir parçası olarak ülkenin dört<br />
farklı bölgesinde Ebola Ekiplerinin Tecrit ve<br />
Tedavileri hakkında eğitim seansları düzenlemiştir.<br />
Ayrıca Monrovia'daki bazı sağlık<br />
merkezlerinde tecrit alanları kurarak enfeksiyon<br />
önleme ve kontrol önlemlerinin geliştirilmesini<br />
desteklemiştir.<br />
Monrovia’da binlerce çocuk, Mayıs ayında yapılan Ebola sonrası ilk aşılama kampanyasında<br />
kurtçuk, çocuk felci ve sıtmaya karşı aşılandı.<br />
MSF Monrovia'daki Ebola geçiş ünitesini<br />
Mart ayında Uluslararası Kurtarma Ekibi'ne,<br />
Ebola Tedavi Merkezi’ni (ETC) ise Mayıs<br />
ayında Sağlık Bakanlığı'na devretmiştir.<br />
Yılın ilk aylarında geçiş ünitesi ekibi hastalara<br />
teşhis koymuş ve Ebola virüsü taşıyanları<br />
izole ederek ihtiyacı olanları bir ETC'ye<br />
sevk etmiştir. 81 hasta sınıflandırılmış ve yedi<br />
tanesine Ebola teşhisi konmuştur.<br />
Monrovia ve Montserrado County bölgesinde<br />
hem eklem ağrısı hem de göz sorunlarından<br />
muzdarip yaklaşık 1.000 kişinin<br />
Ebola'dan kurtulduğu tahmin edilmektedir.<br />
Bu insanların çoğu hasta oldukları<br />
süre boyunca toplum tarafından dışlanmışlardır.<br />
MSF Ocak ayında Monrovia'da, ayakta<br />
tedavi ve ruh sağlığı muayeneleri gerçekleştirilen<br />
ve 500'den fazla kişinin sevkini<br />
sağlayan bir klinik açmıştır. MSF ekipleri<br />
ayrıca ETC'den sertifika edinmemiş, bu<br />
nedenle resmi olarak “kurtulan hasta” olarak<br />
sınıflandırılmamış hastaları da tedavi etmektedir.<br />
Bu kişiler, sağlık hizmetlerine erişmekte<br />
daha büyük zorluklar yaşamaktadır.<br />
Monrovia'da pediatrik bakım<br />
1,4 milyonluk Monrovia nüfusunun %17'sinin<br />
beş yaş altı çocuklardan meydana geldiği<br />
tahmin edilmektedir. Pediatri koğuşları ve<br />
hastaneler, Ebola salgını sırasında kapanmıştır.<br />
MSF Nisan ayında küçük çocuklar<br />
için uzmanlık gerektiren tıbbi bakım uygulamalarındaki<br />
ciddi eksiklikleri gidermek için<br />
74 yataklı Bardnesville Junction Pediatri<br />
Hastanesi’ni açmıştır. Tesis, 10 yataklı bir<br />
yoğun bakım ünitesi, bir acil durum odası,<br />
bir yenidoğan ünitesi, bir tedavi beslenme<br />
merkezi ve de bir yataklı koğuş içermektedir.<br />
Yıl sonunda hastanenin kapasitesi 91 yatağa<br />
ulaşmıştır.<br />
Kızamığa karşı mücadele<br />
<strong>2015</strong> yılı başlarında Monrovia'da bir kızamık<br />
salgını bildirilmiştir. Bunun üzerine MSF Mart<br />
ayında Peace Island bölgesinde iki günlük<br />
bir aşı kampanyası düzenleyerek 542 çocuğa<br />
ulaşmıştır. MSF ekipleri, süregelen Ebola<br />
riski nedeniyle kampanya için küçük alanlar<br />
seçmiş ve sıkı önleme ve kontrol tedbirleri<br />
almıştır. Bu protokol, Sağlık Bakanlığı’nın<br />
ülke çapında MSF tarafından desteklenen<br />
bir aşı kampanyası yürüttüğü Mayıs ayında<br />
tekrarlanmıştır.<br />
© Adolphus Mawolo/MSF<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 49
NEPAL<br />
NEPAL<br />
<strong>2015</strong>’te çalışan sayısı: 58 | Harcama: 10,9 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2002 | msf.org/nepal | blogs.msf.org/nepal<br />
GORKHA<br />
HİNDİSTAN<br />
DHADING<br />
MSF projeleri<br />
RASUWA<br />
NUWAKOT<br />
ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER:<br />
SINDHUPALCHOWK<br />
DOLAKHA<br />
2.100 ayakta Nepal muayene<br />
14.800 yardım malzemesi dağıtımı<br />
25 Nisan ve 12 Mayıs<br />
<strong>2015</strong> tarihlerinde Nepal'de<br />
meydana gelen iki deprem<br />
sonucunda yaklaşık 20.000<br />
kişi yaralandı, 8.500 kişi<br />
hayatını kaybetti.<br />
7,8 büyüklüğündeki ilk depremden sonra<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) hızla<br />
ülkeye gelmiş ve uzak dağlık bölgelerde<br />
yaşayan insanlara ulaşmak için çalışmalara<br />
başlamıştır. Depremin merkez üssü<br />
Kathmandu'nun 80 kilometre batısındaki<br />
Gorkha ilçesidir.<br />
MSF acil durumlar için sağlık hizmetleri<br />
ve hastane sevklerini sağlamak amacıyla<br />
bir helikopter klinik sistemi yürütmüştür.<br />
Düzenli olarak gerçekleştirilen klinikler,<br />
Gorkha, Dhading, Nuwakot, Rasuwa,<br />
Sindhupalchowk ve Dolakha ilçeleri<br />
boyunca yer alan köylerde gerçekleştirilmiştir.<br />
Topluluklar tarafından ifade edilen<br />
ihtiyaçların temelinde beş yaşının altındaki<br />
çocuklar, hamile kadınlar ve ruh sağlığı ihtiyaçları<br />
gelmektedir.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Gorkha'nın<br />
bir ilçesi olan Arughat'ta, bir ameliyathane,<br />
acil durum, doğum ve resüsitasyon odaları<br />
ile 20 yataklı şişme bir hastane kurmuştur.<br />
Bu hastane, Sağlık Bakanlığı Haziran ayının<br />
sonunda yarı kalıcı bir tesis açana kadar,<br />
deprem sonucu yıkılan sağlık merkezinin<br />
yerine geçmiştir.<br />
Ayrıca Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),<br />
Dhading'in bir ilçesi olan ve depremden<br />
yoğun olarak etkilenen Chhapchet'te geçici<br />
bir çadır kliniği açmıştır. Personel, temel<br />
sağlık hizmetleri sağlamış ve örneğin yaraları<br />
enfekte olmuş hastalar üzerinde küçük çaplı<br />
cerrahi müdahaleler gerçekleştirmiştir.<br />
MSF ekipleri, 12 Mayıs'ta meydana gelen<br />
deprem sırasında ülkede operasyonel<br />
durumda faaliyet göstermiş ve depremi takip<br />
eden saatlerde sağlık hizmetleri sunmaya<br />
başlayabilmiştir.<br />
Hızla yaklaşan muson sezonu nedeniyle<br />
tamamen yerle bir olmuş ücra birçok köyde<br />
barınak dağıtımı ve sanitasyon çalışmalarına<br />
öncelik verilmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar<br />
(MSF), yaklaşık 6.000 aile kapasiteli çadırları<br />
-ve daha kalıcı konutların inşası için yaklaşık<br />
13.000 demir levha ile 3.000 inşaat kitinihem<br />
kara hem de hava yoluyla dağlık bölgelere<br />
ulaştırmıştır. Muson sezonu geldiğinde,<br />
Dhading, Nuwakot, Dolakha, Gorkha şehirlerinde<br />
ve Budhy Gandaki vadisindeki diğer<br />
yerlerde yaşayan 10.000 hane, barınaklara<br />
sahip olabilmiştir.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Nisan ve<br />
Temmuz ayları arasında 2.500'den fazla<br />
sağlık muayenesi gerçekleştirmiş ve özellikle<br />
helikopter aracılığıyla 7.000'i aşkın<br />
kişiye psikolojik destek sağlamıştır. Ayrıca,<br />
personel, acil müdahale gereken 240 hastayı<br />
tedavi etmiş ve Katmandu ortopedi hastanesinde<br />
1.200 fizyoterapi seansı gerçekleştirmiştir.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),<br />
yaklaşık 15.000 haneye gıda, barınma,<br />
yemek ve hijyen malzemeleri dağıtmıştır.<br />
Buna ek olarak, ekipler, Katmandu'daki<br />
Cheechipathi kampında bulunan 7.000<br />
yerinden edilmiş kişi için bir su tedarik ağı ve<br />
şehrin etrafındaki bir takım başka kamplarda<br />
sanitasyon sistemleri oluşturmuştur.<br />
Hızla müdahale edilmesi gereken acil durum<br />
aşamasını takiben, Sınır Tanımayan Doktorlar<br />
(MSF), <strong>2015</strong> yılının Temmuz ayında faaliyetlerini<br />
azaltmış ancak Sangha ve Charikot'taki<br />
iki proje aracılığıyla çalışmalarına devam<br />
etmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),<br />
Sangha'da, Katmandu'nun doğusunda<br />
Bir MSF ekibi doğum sancısı başlayan hamile bir kadını taşıyor.<br />
yer alan 50 yataklı bir tesis olan bir Omur<br />
Yaralanmaları Rehabilitasyon Merkezi'nde<br />
faaliyet göstermiştir. Depremden sonra,<br />
özellikle alt uzuv yaralanmaları için yüksek<br />
sayıda hastanın ameliyat olması gerekmiştir.<br />
Hasar görmüş uzuvlara (bir atel veya alçı ile<br />
kırılmış kemiklerin uçlarını stabilize etmek ve<br />
birleştirmek için kullanılan bir prosedür olan)<br />
eksternal fiksatör yerleştirilmiş veya bunlar<br />
çekilmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF),<br />
fizyoterapi, yara kapamalar, tıbbi takip ve ruh<br />
sağlık hizmetleri ile ameliyat sonrası hastaları<br />
için genel rehabilitasyon konusunda ek<br />
kapasite sağlamış ve 50 hastalık bir kapasite<br />
ile genel rehabilitasyon için yeni bir koğuş<br />
inşa etmiştir. Yılın sonuna kadar, tüm faaliyetler<br />
Omur Yaralanmaları Rehabilitasyon<br />
Merkezi'ne devredilmiştir.<br />
Bir başka Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF)<br />
ekibi, (ikinci depremin merkez üssü olan)<br />
Dolakha ilçesinin bir köyü olan Charikot'ta<br />
birinci basamak sağlık hizmetleri merkezinde,<br />
acil serviste, yatakta tedavi departmanında<br />
ve ameliyat odasında Sağlık Bakanlığı<br />
personeli ile faaliyet göstermiş ve laboratuvar<br />
ve röntgen hizmetlerini desteklemiştir.<br />
Tüm bu faaliyetler <strong>2015</strong> yılı sonuna kadar,<br />
kamu-özel sektör ortaklığına devredilmiştir.<br />
Üç meslektaşımız bir helikopter kazasında<br />
hayatını kaybetti<br />
2 Haziran tarihinde bir klinik sırasında, üç<br />
meslektaşımız ve pilotları bir helikopter kazasında<br />
hayatlarını kaybettiler. Sandeep Mahat,<br />
Jessica Wilford, Sher Bahadur Karki (Raj) ve<br />
pilotları Subek Shrestha, Sindhupalchowk<br />
ilçesindeki köylere yardım sağladıktan sonra<br />
Kathmandu'ya geri dönmek için yola çıkmışlardı.<br />
Meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz.<br />
© Emma Pedley/MSF<br />
50 Sınır Tanımayan Doktorlar
25 Nisan'da Nepal'de meydana gelen 7.8 büyüklükteki deprem, 8.500 kişinin ölümüne neden oldu. Deprem sonucunda binlerce insan<br />
evsiz kalırken, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan çok sayıda tapınak da yerle bir oldu. Deprem sonrası sağlık durumu kritik<br />
olanlar bölgeden tahliye edilirken, çığ ve toprak kayması nedeniyle yolları kapanan köylülerin bir kısmı da evlerinde mahsur kaldı.<br />
MSF saha ekipleri bu süreçte ulaşılamayan dağlık bölgelere helikopterle yardım taşıdı ve köyde kalan depremzedelere mobil klinikler<br />
aracılığıyla temel sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı danışmanlığı verdi. MSF aynı zamanda bölge halkına acil insani yardım malzemeleri<br />
içeren çok sayıda yardım kiti dağıttı.<br />
© Jean Pletinckx
RAKAMLARLA MSF<br />
RAKAMLARLA MSF<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans<br />
Frontières - MSF), kar amacı gütmeyen bağımsız<br />
ve uluslararası bir kuruluştur.<br />
MSF; Avustralya, Avusturya, Belçika, Brezilya, Kanada, Danimarka,<br />
Fransa, Almanya, Yunanistan, Hollanda, Hong Kong, İtalya,<br />
Japonya, Lüksemburg, Norveç, Güney Afrika, İspanya, İsveç,<br />
İsviçre, İngiltere ve ABD olmak üzere 21 ulusal ofisten oluşmaktadır.<br />
Arjantin, Çek Cumhuriyeti, Hindistan, Güney Kore ve İrlanda'da<br />
da MSF ofisleri bulunmaktadır. MSF'nin uluslararası merkezi ise<br />
Cenevre-İsviçre'dedir.<br />
MSF, projelerinin etkinliğini artırmak amacıyla “uydu kuruluş” olarak<br />
adlandırılan, sosyal eylem faaliyetleri ve insani yardım tedarikinden<br />
epidemiyolojik ve tıbbi araştırmalara kadar farklı konularda projeler<br />
yürüten, kendi alanında uzmanlaşmış 11 farklı kuruluşu hayata<br />
geçirmiştir. Ulusal ofislerimize bağlı birimler olarak düşünülebilecek<br />
olan bu uydular; MSF Supply, MSF Logistique, Epicentre, Fondation<br />
MSF, Fondation MSF Belgique, Etat d'Urgence Production, MSF<br />
Assistance, SCI MSF, SCI Sabin, Ärzte Ohne Grenzen Foundation<br />
ve MSF Enterprises Limited'ten oluşmaktadır. Bu kuruluşlar MSF<br />
tarafından denetlendiğinden, MSF Finansal Raporu'na ve burada<br />
ifade edilen rakamsal verilerin kapsamına dahil edilir.<br />
MSF'nin uluslararası düzeyde birleştirilen finansman verilerini ortaya<br />
koyan bu rakamlar, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları<br />
(IFRS) ile büyük ölçüde örtüşen MSF uluslararası muhasebe standartlarına<br />
uygun olarak hazırlanmıştır. Rapordaki rakamsal veriler,<br />
muhasebe firmaları KPMG ve Ernst & Young tarafından Uluslararası<br />
Denetleme Standartları'na uygun olarak denetlenmiştir. <strong>2015</strong><br />
Finansal Raporumuzun bir kopyası www.msf.org adresinden edinilebilir.<br />
Dünya çapındaki tüm MSF ofislerinin kendi ulusal muhasebe,<br />
denetleme ve mevzuat politikalarına göre hazırladığı, denetlenmiş<br />
Finansal Tabloların kopyaları ise, ilgili ofislerimizden talep edilebilmektedir.<br />
Raporda görülen rakamsal veriler <strong>2015</strong> yılına aittir ve tüm meblağlar<br />
milyon avro ile temsil edilir.<br />
KAYNAKLARIMIZ NASIL KULLANILDI?<br />
Program Harcamaları<br />
Personel<br />
Sağlık ve Beslenme<br />
Ulaşım, Nakliye ve Depolama<br />
%45<br />
%19<br />
%17<br />
Bütçemizin en büyük kısmı sahada çalışan ekiplerimiz için harcanmaktadır.<br />
Fonlarımızın yaklaşık %45’i işe alınan yerel ve uluslarası<br />
çalışanlarımızın uçak biletleri, sağlık sigortası, kalacak yer vb.<br />
harcamaları için kullanılmaktadır.<br />
Sağlık ve beslenme harcamaları; ilaçlar, tıbbi ekipmanlar, aşılar,<br />
hastane harcamaları ve tedavi amaçlı besin takviyelerinden oluşmaktadır.<br />
Bu malzemelerin ihtiyaç duyulan bölgelere gönderilmesi<br />
için gerekli olan nakliye işlemleri ise, depolama ve ulaştırma<br />
hizmetleri kategorisine dahildir.<br />
Lojistik ve sanitasyon harcamaları; sağlık merkezlerimizin kurulumu<br />
ve inşaası için gereken yapı malzemeleri, su, sıhhi temizlik<br />
malzemeleri ve lojistik tedariklerini kapsamaktadır.<br />
Avrupa<br />
% 6<br />
Öngörülmeyen<br />
Kuzey ve<br />
Güney Amerika<br />
%5<br />
%2 Okyanusya<br />
%1<br />
Ofis giderleri<br />
%8<br />
Kıtalara göre<br />
program harcamaları<br />
Lojistik ve Sanitasyon<br />
%7<br />
Asya<br />
%28<br />
Afrika<br />
%59<br />
Diğer<br />
İletişim<br />
%3<br />
%2<br />
52 Sınır Tanımayan Doktorlar
RAKAMLARLA MSF<br />
EN ÇOK HARCAMA YAPTIĞIMIZ ÜLKELER<br />
120<br />
MSF harcamalarının 15 milyon avroyu aştığı ülkeler<br />
100<br />
80<br />
miyon €<br />
60<br />
40<br />
20<br />
0<br />
DKC<br />
Güney Sudan<br />
Orta Afrika Cumhuriyeti<br />
Yemen<br />
Haiti<br />
Irak<br />
Nijer<br />
Afganistan<br />
Lübnan<br />
Etiyopya<br />
Kenya<br />
Pakistan<br />
Çad<br />
Gine<br />
Sierra Leone<br />
Suriye<br />
Nijerya<br />
Myanmar/Burma<br />
Ukrayna<br />
<strong>2015</strong> 2014<br />
AFRİKA milyon €<br />
Demokratik Kongo Cumhuriyeti 100,3<br />
120<br />
Güney Sudan 81,7<br />
100<br />
Orta Afrika Cumhuriyeti 52,9<br />
80<br />
Nijer 28,5<br />
Etiyopya 26,6<br />
60<br />
Kenya 22,4<br />
40<br />
Çad 19,5<br />
20<br />
Gine 19,2<br />
0<br />
Sierra Leone 18,2<br />
Nijerya 17,2<br />
Kamerun 12,2<br />
Mali 11,5<br />
Sudan 10,9<br />
Liberya 10,5<br />
Zimbabve 10,4<br />
Mozambik 10,0<br />
Svaziland 9,4<br />
Malavi 9,0<br />
Güney Afrika 8,6<br />
Tanzanya 6,1<br />
Uganda 5,4<br />
Moritanya 4,9<br />
Libya 4,4<br />
Burundi 3,9<br />
Fildişi Sahili 3,6<br />
Gine-Bissau 2,6<br />
Mısır 2,5<br />
Madagaskar 1,8<br />
Diğer ülkeler * 1,8<br />
Afrika Toplam 515,9<br />
ASYA VE ORTA DOĞU milyon €<br />
Yemen 38,4<br />
Irak 31,0<br />
Afganistan 27,2<br />
Lübnan 27,1<br />
Pakistan 20,1<br />
Suriye 17,8<br />
Myanmar/Burma 16,4<br />
Ürdün 12,9<br />
Hindistan 11,7<br />
Nepal 10,1<br />
Özbekistan 7,8<br />
Filistin 5,5<br />
Bangladeş 3,6<br />
Ermenistan 2,3<br />
Kırgızistan 2,2<br />
Türkiye 1,8<br />
Kamboçya 1,8<br />
Tacikistan 1,8<br />
Filipinler 1,4<br />
Gürcistan 1,3<br />
Diğer ülkeler * 2,5<br />
Asya Toplam 244,6<br />
KUZEY VE GÜNEY AMERİKA milyon €<br />
Haiti 32,1<br />
Meksika 3,4<br />
Kolombiya 2,5<br />
Honduras 1,2<br />
Diğer ülkeler * 0,7<br />
Kuzey ve Güney Amerika Toplam 39,8<br />
AVRUPA milyon €<br />
Doğu Avrupa göçmen desteği 16,3<br />
Ukrayna 15,5<br />
İtalya 8,5<br />
Çeçenistan / İnguşya / Dağıstan 5,4<br />
Yunanistan 1,4<br />
Diğer ülkeler * 1,7<br />
Avrupa Toplam 48,9<br />
OKYANUSYA milyon €<br />
Papua Yeni Gine 5,3<br />
Diğer ülkeler * 0,1<br />
Okyanusya Toplam 6,9<br />
ÖNGÖRÜLMEYEN milyon €<br />
Diğer ülkeler 7,0<br />
Bağlantılı faaliyetler 5,0<br />
Akdeniz Operasyonları 4,2<br />
Toplam 16,2<br />
Toplam Program Harcamaları 872,2<br />
* “Diğer ülkeler” kategorisi, program<br />
harcamaları 1 milyon avronun altında olan tüm<br />
ülkeleri kapsamaktadır<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 53
RAKAMLARLA MSF<br />
KAYNAKLARIMIZ<br />
NEREDEN GELDİ? <strong>2015</strong> 2014<br />
milyon € yüzde milyon € yüzde<br />
Bireysel 1.332,1 %92 1.142 %89<br />
Kamu Kurumları 94,6 %7 115 %9<br />
Diğer 17,1 %1 24 %2<br />
Kamu Kurumları<br />
%7<br />
Diğer<br />
%1<br />
Gelir 1.443,8 %100 1.280,3 %100<br />
Kaynaklarımız<br />
Nereden Geldi̇?<br />
KAYNAKLARIMIZ NASIL KULLANILDI? <strong>2015</strong> 2014<br />
milyon € yüzde milyon € yüzde<br />
Programlar 872,2 %68 699,1 %66<br />
Merkez ofis program desteği 134,8 %11 113,9 %11<br />
Tanıklık etme (témoignage)/farkındalık<br />
yaratma<br />
37,2 %3 31,1 %3<br />
Diğer insani yardım faaliyetleri 13,3 %1 14,1 %1<br />
Sosyal sorumluluk 1.057,6 %82 858,1 %80<br />
Bağış toplama 163,8 %13 147,2 %14<br />
İdari masraflar 61,3 %5 60,2 %6<br />
Gelir vergisi 0 – 0,6 –<br />
Bağış toplama<br />
%13<br />
Tanıklık etme<br />
(témoignage)/<br />
farkındalık<br />
yaratma<br />
%3<br />
Bireysel<br />
%92<br />
İdari masraflar<br />
%5<br />
Diğer insani yardım<br />
faaliyetleri<br />
%1<br />
Diğer harcamalar 225,1 %18 207,9 %20<br />
Giderler 1.282,8 %100 1,066,1 %100<br />
Kur karları/zararları 5,7 9,7<br />
Bütçe fazlası/Bütçe açığı 166,8 223,9<br />
Kaynaklarımız<br />
Nasıl Kullanıldı?<br />
5,7<br />
MİLYON<br />
bireysel bağışçı<br />
Gelir Kaynaklarımız<br />
Merkez ofis program<br />
desteği<br />
%11<br />
Programlar<br />
%68<br />
MSF, bağımsızlığını korumak ve kuruluşun toplumla olan bağını<br />
güçlendirmek için bireysel gelirleri yüksek düzeyde tutmaya<br />
çalışmaktadır. <strong>2015</strong> yılında MSF gelirinin %92’si bireysel kaynaklar<br />
tarafından oluşturulmuştur. Bu başarı, dünya genelinde 5.7 milyon<br />
bireysel bağışçının ve özel vakıfların yardımıyla mümkün olmuştur.<br />
MSF’ye fon sağlayan kamu kurumlarından bazıları şunlardır:<br />
Avrupa Topluluğu İnsani Yardım Bürosu (ECHO) ve Avusturya,<br />
Belçika, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Almanya,<br />
Hollanda, İrlanda, İtalya, Japonya, Lüksemburg, İspanya, İsviçre<br />
ve İngiltere hükümetleri.<br />
54 Sınır Tanımayan Doktorlar
RAKAMLARLA MSF<br />
İNSAN KAYNAKLARI İSTATİSTİKLERİ <strong>2015</strong> 2014<br />
Doktorlar 1.787 %23 1.836 %26<br />
Hemşireler ve diğer sağlık çalışanları 2.469 %32 2.298 %32<br />
Sağlık alanı dışında çalışanlar 3.515 %45 2.952 %42<br />
Uluslararası görev yapan personel (yıl boyunca) 7.771 %100 7.086 %100<br />
Personel<br />
sayısı<br />
yüzde<br />
Personel<br />
sayısı<br />
Yerel personel 30.988 %84 31.052 %85<br />
Uluslararası personel 2.924 %8 2.769 %8<br />
yüzde<br />
Uluslararası<br />
personel<br />
%8<br />
Merkez ofis<br />
pozisyonları<br />
%8<br />
Saha pozisyonları 33.912 %92 33.821 %93<br />
Merkez ofis pozisyonları 2.970 %8 2.661 %7<br />
Toplam personel 36.882 %100 36.482 %100<br />
İnsan Kaynakları<br />
İstatistikleri<br />
MSF personelinin %84’ü, proje yürüttüğümüz ülkelerin vatandaşlarından meydana<br />
gelmektedir. Merkez ofis çalışanları, tüm personelin %8’ine denk gelmektedir.<br />
Yerel personel<br />
%84<br />
Finansal Raporumuzun tamamına www.msf.org adresinden ulaşabilirsiniz.<br />
Uluslararası Faaliyet Raporu <strong>2015</strong> 55
İLETİŞİM<br />
İLETİŞİM<br />
Uluslararası Sınır Tanımayan Doktorlar<br />
78 rue de Lausanne Case Postale 116<br />
1211 Geneva 21 Switzerland<br />
T +41 22 849 84 84 msf.org<br />
Humanitarian Advocacy and Representation<br />
team<br />
(UN, African Union, ASEAN, EU, Middle East)<br />
T +41 22 849 84 84<br />
MSF Erişim Kampanyası<br />
78 rue de Lausanne Case Postale 116<br />
1211 Geneva 21 Switzerland<br />
T +41 22 849 8405 msfaccess.org<br />
ABD Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Doctors Without Borders<br />
333 7th Avenue 2nd Floor New York<br />
NY 10001-5004 USA<br />
T +1 212 679 6800<br />
info@doctorswithoutborders.org<br />
doctorswithoutborders.org<br />
Almanya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Ärzte Ohne Grenzen<br />
Am Köllnischen Park 1 10179 Berlin<br />
Germany<br />
T +49 30 700 13 00<br />
office@berlin.msf.org<br />
aerzte-ohne-grenzen.de<br />
Avustralya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Doctors Without Borders<br />
Level 4 1–9 Glebe Point Road<br />
Glebe NSW 2037 Australia<br />
T +61 28 570 2600<br />
office@sydney.msf.org msf.org.au<br />
Avusturya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Ärzte Ohne Grenzen<br />
Taborstraße 10 A-1020 Vienna Austria<br />
T +43 1 409 7276<br />
office@aerzte-ohne-grenzen.at<br />
aerzte-ohne-grenzen.at<br />
Belçika Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Artsen Zonder Grenzen<br />
Rue de l'Arbre Bénit 46<br />
1050 Brussels Belgium<br />
T +32 2 474 74 74<br />
msf-azg.be<br />
Brezilya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Médicos Sem Fronteiras<br />
Rua do Catete, 84 Catete Rio de Janeiro RJ<br />
CEP 22220-000 Brazil<br />
T +55 21 3527 3636<br />
info@msf.org.br msf.org.br<br />
Danimarka Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Læger uden Grænser<br />
Dronningensgade 68, 3. DK-1420<br />
København K<br />
Denmark<br />
T +45 39 77 56 00<br />
info@msf.dk msf.dk<br />
Fransa Sınır Tanımayan Doktorlar<br />
8, rue Saint Sabin 75011 Paris France<br />
T +33 1 40 21 29 29<br />
office@paris.msf.org msf.fr<br />
Güney Afrika Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Doctors Without Borders<br />
70 Fox Street 7th Floor Marshalltown<br />
Johannesburg South Africa<br />
T +27 11 403 44 40<br />
office-joburg@joburg.msf.org msf.org.za<br />
Hollanda Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Artsen zonder Grenzen<br />
Plantage Middenlaan 14 1018 DD<br />
Amsterdam<br />
Netherlands<br />
T +31 20 520 8700<br />
info@amsterdam.msf.org<br />
artsenzondergrenzen.nl<br />
Hong Kong Sınır Tanımayan Doktorlar<br />
無 國 界 醫 生 / 无 国 界 医 生<br />
22/F Pacific Plaza<br />
410– 418 Des Voeux Road West<br />
Sai Wan Hong Kong<br />
T +852 2959 4229<br />
office@msf.org.hk msf.org.hk<br />
İngiltere Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Doctors Without Borders<br />
Lower Ground Floor Chancery Exchange<br />
10 Furnival Street London EC4A 1AB UK<br />
T +44 20 7404 6600<br />
office-ldn@london.msf.org msf.org.uk<br />
İspanya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Médicos Sin Fronteras<br />
Nou de la Rambla 26 08001 Barcelona Spain<br />
T +34 93 304 6100<br />
oficina@barcelona.msf.org msf.es<br />
İsveç Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Läkare Utan Gränser<br />
Fredsborgsgatan 24 4 trappor Box 47021<br />
100 74 Stockholm Sweden<br />
T +46 10 199 33 00<br />
info.sweden@msf.org<br />
lakareutangranser.se<br />
İsviçre Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Ärzte Ohne Grenzen<br />
78 rue de Lausanne Case Postale 116<br />
CH-1211 Geneva 21 Switzerland<br />
T +41 22 849 84 84<br />
office-gva@geneva.msf.org msf.ch<br />
İtalya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Medici Senza Frontiere<br />
Via Magenta 5 00185 Rome Italy<br />
T +39 06 88 80 60 00<br />
msf@msf.it medicisenzafrontiere.it<br />
Japonya Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
国 境 なき 医 師 団 日 本<br />
3rd Fl. Forecast Waseda First 1-1<br />
Babashita-cho<br />
Shinjuku-ku Tokyo 162-0045 Japan<br />
T +81 3 5286 6123<br />
office@tokyo.msf.org msf.or.jp<br />
Kanada Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Doctors Without Borders<br />
720 Spadina Avenue, Suite 402 Toronto<br />
Ontario M5S 2T9 Canada<br />
T +1 416 964 0619<br />
msfcan@msf.ca msf.ca<br />
Lüksemburg Sınır Tanımayan Doktorlar<br />
68, rue de Gasperich L-1617 Luxembourg<br />
Luxembourg<br />
T +352 33 25 15<br />
info@msf.lu msf.lu<br />
Norveç Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
Leger Uten Grenser<br />
Hausmannsgate 6 0186 Oslo Norway<br />
T +47 23 31 66 00<br />
epost@legerutengrenser.no<br />
legerutengrenser.no<br />
Yunanistan Sınır Tanımayan Doktorlar /<br />
15 Xenias St. 115 27 Athens Greece<br />
T + 30 210 5 200 500<br />
info@msf.gr msf.gr<br />
Şubeler<br />
Arjantin<br />
Carlos Pellegrini 587 11th floor<br />
C1009ABK<br />
Ciudad de Buenos Aires Argentina<br />
T +54 11 5290 9991<br />
info@msf.org.ar msf.org.ar<br />
Birleşik Arap Emirlikleri<br />
P.O. Box 65650 Dubai UAE<br />
T +971 4457 9255<br />
office-dubai@msf.org msf-me.org<br />
Çek Cumhuriyeti<br />
Lékari bez hranic, o.p.s Seifertova 555/47<br />
130 00 Praha 3 – Žižkov Czech Republic<br />
T +420 257 090 150<br />
office@lekari-bez-hranic.cz<br />
lekari-bez-hranic.cz<br />
Güney Kore<br />
5 Floor Joy Tower B/D 7 Teheran Road<br />
37-gil<br />
Gangnam-gu Seoul 135-915 South Korea<br />
T +82 2 3703 3500<br />
office@seoul.msf.org msf.or.kr<br />
Hindistan<br />
AISF Building 1st & 2nd Floor Amar<br />
Colony,<br />
Lajpat Nagar IV New Delhi 110024 India<br />
T +91 11 490 10 000<br />
india.office.hrm@new-delhi.msf.org<br />
msfindia.in<br />
İrlanda<br />
9–11 Upper Baggot Street Dublin 4<br />
Ireland<br />
T +353 1 660 3337<br />
office.dublin@dublin.msf.org msf.ie<br />
Meksika<br />
Cuauhtémoc #16 Terraza Col. Doctores<br />
CP 06720 Mexico<br />
T +52 55 5256 4139<br />
msfch-mexico@geneva.msf.org msf.mx<br />
56 Sınır Tanımayan Doktorlar
RAPOR HAKKINDA<br />
Katkıda bulunanlar<br />
Halimatou Amadou, Valérie Babize, Corinne Baker, Liz Barling, Tarak Bach Baouab,<br />
Niklas Bergstrand, Brigitte Breuillac, Andrea Bussotti, Lali Cambra, Philippe Carr,<br />
Amandine Colin, Sara Creta, Julie Damond, Silvia Fernández, Mathieu Fortoul,<br />
Amelia Freelander, Diala Ghassan, Wairimu Gitau, Corinne Grant, Tahar Hani,<br />
Solenn Honorine, Jean-Marc Jacobs, Joanna Keenan, Jacob Kuehn, Jo Kuper,<br />
Alexandra Malm, Laetitia Martin, Sally McMillan, Robin Meldrum, Isabelle Merny,<br />
José Luis Michelena, Pau Miranda, Charlotte Nouette-Delorme, Martin Searle,<br />
Alessandro Siclari, Sandra Smiley, Kate Stegeman, Shumpei Tachi, Clara Tarrero,<br />
Delphine Van Durme.<br />
Teşekkürler<br />
Kate de Rivero, Marc Gastellu Etchegorry, Jérôme Oberreit.<br />
Raporla ilgili verileri toplayan ve derleyen sahadaki, operasyondaki ve iletişim<br />
departmanlarımızdaki ekiplerimize ayrıca teşekkür ederiz.<br />
Orijinal Tasarım<br />
ACW, London, UK<br />
www.acw.uk.com<br />
Türkçeleştirilmiş Tasarım<br />
Gökçen Ergüven
Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières<br />
- MSF) silahlı çatışma, salgın hastalık, doğal afet<br />
durumlarından etkilenen veya sağlık hizmetlerinden<br />
mahrum bırakılan insanlara acil yardım hizmeti sunan<br />
uluslararası bağımsız tıbbi insani yardım kuruluşudur. Sınır<br />
Tanımayan Doktorlar, dil, din, ırk, cinsiyet ve siyasi görüş<br />
ayrımı gözetmeksizin yalnızca ihtiyaca dayalı olarak sağlık<br />
hizmeti sunar.<br />
Sınır Tanımayan Doktorlar'ın faaliyetleri tamamen tıp etiğini<br />
ve tarafsızlık ilkesini temel alır.<br />
MSF International<br />
78 rue de Lausanne, Cp 116, Ch-1211,<br />
Cenevre 21, İsviçre<br />
Tel: +41 (0)22 849 8400, Faks: +41 (0)22 849 8404<br />
@MSF<br />
msf.english<br />
MSF Türki̇ye<br />
MSF Ankara<br />
Gaziosmanpaşa Mah.<br />
Boğaz Sok. No: 5/8<br />
Çankaya/ANKARA<br />
MSF İstanbul<br />
General Asım Gündüz Cad.<br />
No: 37/4<br />
Kadıköy/İSTANBUL<br />
e-posta: bilgi@istanbul.msf.org<br />
MSFTurkiye<br />
MSF_Turkiye<br />
MSF_Turkiye<br />
MSF Turkiye<br />
KAPAK FOTOĞRAFI<br />
Güney Sudan’ın Agok şehrindeki MSF hastanesinde görev yapan bir cerrah, silah<br />
yarası olan bir kadını ameliyat ediyor. © Pierre-Yves Bernard/MSF