08.11.2016 Views

KGC KASIM

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

1cemiyet


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

FİNAL<br />

REKLAMI<br />

2


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

indeks &<br />

künye<br />

3


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Metin Kösedağ<br />

köşe<br />

4


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Bir<br />

Millet<br />

Uyandı<br />

15 Temmuz 2016 akşamı sokaklar, Türk Milletinin<br />

huzurunu bozmak, devletin bekasını çökertmek,<br />

bu güzel vatanımızı kirli düşünceleri ile kirli tuzaklarına<br />

çekmek isteyen grupların ihanetine şahit olmuştur.<br />

Kimse ne olduğunu bilmiyordu. Çünkü hiçbirimiz böyle bir<br />

ihaneti beklemiyorduk. Belki de bekliyorduk ama aklımıza<br />

bile getirmek istemeyeceğimiz bir yerden geldi ihanet. Şanlı<br />

Türk ordusu içinde bulunan hainlerin ihanetinin kokusu<br />

daha saatler öncesinden hissediliyordu. Ordunun içinde ne<br />

kadar bastırılmaya çalışılsa da engel olunamamış ve ihanet<br />

ateşi yakılmıştı. Amaç belliydi, Türkiye’yi bölmek.<br />

5


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

cEMİYET<br />

üyelerİnİn<br />

dar<br />

be<br />

mesajları<br />

Önce tankların ve kara unsurlarının harekete geçerek boğaz<br />

köprüsünü kapatması, uçakların alçak uçuşlar yapması<br />

bir ihanetin habercisiydi. Ama kimse bunun bir darbe girişimi<br />

olduğunu tahmin edememişti. O an elinde silahlarla<br />

Türkiye’nin her yerinde farklı bölgelere baskınlar yapılmaya<br />

başlanması, yavaş yavaş DARBE ismini duyurmaya başladı.<br />

Halka doğrulan silahların, sıkılan kurşunların, atılan bombaların<br />

tek bir amacı vardı; O’ da Türkiye’yi karanlığa boğmaktı.<br />

Herkes büyük bir şaşkınlık içerisinde televizyonlardaki<br />

haberlere bakıyordu. Millet ölmeye hazırdı ve bir işaret kâfiydi.<br />

Bekleyiş uzamadı ve Milletin gönül verdiği Cumhurbaşkanımızın;<br />

Ben buradayım, devletimin başındayım ve<br />

ölüm var dönmek yok, bu bir özgürlük mücadelesidir. Tüm<br />

halkımı Milletin iradesine sahip çıkmaya, meydanları boş<br />

bırakmamaya davet ediyorum çağrısı kulaklarda çınlamaya<br />

başladı. Bu çağrı, ülkemizi karanlığa boğmak isteyenlerinde<br />

sonunun habercisiydi.<br />

ALFABETİK SIRAYLA<br />

AHMET MÜLAYİM<br />

7’den 70’e milyonlar vatan aşkını, bayrak aşkını, adeta canından üstün tutarak<br />

destan yazdı. Ne kadar da birbirimizle kucaklaşmaya hasret kalmışız.<br />

Bin musibet, bir nasihatten iyidir.<br />

BEKİR NURLUKÜLEKÇİ:<br />

Her zaman hür yaşamış ve hür yaşamaya devam edecek olan Türk Milleti’ne karşı<br />

yapılan hain darbe girişimi Yüce Türk Milleti’nin asaleti ve cesareti neticesinde sonlandırılmıştır.<br />

Bu millete mensup bir vatandaş olmaktan ne kadar gurur duysak azdır.<br />

DAVUT GÜLEÇ<br />

Demokrasi; Sağlık ve özgürlük, darbelere yaşadıkça direnmektir. Nene Hatun’un “bebem anasız<br />

büyür de vatansız büyümez”, büyük önder Atatürk’ün ‘Gençliğe hitabe’, Ziya Gökalp’in ‘İstiklal<br />

Marşı’nda mevcut. İnsan, insanın kölesi olamaz. Demokrasi cahil insanların eğitilmesi, kör olanın<br />

gözlerini açmasıdır. Milli Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Darbeyi gören ve yaşayan biri olarak;<br />

en kötü demokrasi bile darbelerden iyidir. Demokrasi, birileri gibi ‘iki yüzlü ve bin bir surat’ değil.<br />

DENİZ M.ÇAĞAN<br />

Milli iradenin ve istikrarın izinde al bayrağımızın gölgesinde vatanımız için azami gayretle, çalışan<br />

yüce Türk milletinin ortaya koyduğu birlik, beraberlik ve cesaret, Devletimizin bütün kurumlarıyla<br />

harekete geçirdiği kararlılık ve dirayet, Siyasi partilerin bütün süreç boyunca devam ettirdiği<br />

dayanışma, dik duruş ve basiret zaferlerle dolu tarihimizin mümtaz sayfaları arasında yer almıştır.<br />

DURSUN AÇIKYÜREK<br />

Aslında darbe girişimi şunu net bir şekilde dünyaya gösterdi. Türkiye’de sağ-sol,<br />

alevi-sunni, Türk-Kürt söylemleri normal yaşam akışında telaffuz ediliyor. Vatanı<br />

savunmada kimse sağına soluna bakmıyor ve tek yumruk olunuyor.<br />

6


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Halkımız, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep<br />

Tayyip ERDOĞAN’ın özgürlük davetini duyar duymaz<br />

sokaklara döküldü. Kimisi abdestini alıp eşiyle vedalaştı. Kimisi<br />

ölüme bile eşiyle çocuklarıyla gitti. Kimisi ise telefonla<br />

arayıp helallik istedi. Amaç belliydi, ölmek var ama Vatanı<br />

bu hainlere teslim etmek yoktu. Halk yeni bir destana<br />

hazırlanıyordu. Bu sefer düşman farklı idi. Ama halk kararlı<br />

idi, sonu ölümde olsa, bu devlet bu hainlere teslim edilmeyecekti.<br />

İhanet içerisinde bulunan askere kurşun sıkmaya<br />

hayâ eden, onları yalvarışlarıyla ikna etmeye çalışan bu aziz<br />

millet, karşısında; üzerlerine kurşunlar, bombalar yağdıran<br />

asker görünümlü bir ihanet çetesi bulmuştu. Halk onca<br />

şeye rağmen bir ümit belki vazgeçerler düşüncesiyle<br />

yalvarışlarını sürdürüyordu.<br />

Ama sıkılan kurşunlar, atılan bombalar birer birer canlarımızı<br />

bizlerden koparıyordu. Halk duruşundan asla vazgeçmedi.<br />

Kararlıydı ölmek var Vatanı teslim etmek yoktu.<br />

Asker görünümlü ihanet çetesi halkın gücü karşısında<br />

yavaş yavaş erimeye başlamıştı. Öldürmeye gelen o ihanet<br />

çetesinin, ölmeye gelen bir millet karşısında asla zafer<br />

alamayacağına herkes öyle inanmıştı ki, ihanetçiler yavaş<br />

yavaş güvenlik güçlerine teslim olmaya başlamıştı. Yerde<br />

yatan şehitler, yaralılar yeni bir Çanakkale destanı yazmışlardı.<br />

Dünya’ya, Türkiye’mizin bölünemeyeceğini bir kez<br />

daha göstermiştik. Ama canımızda yanıyordu, kabullenemiyorduk.<br />

Belki de kabullenmek istemiyorduk. Milletimizi<br />

korumak için görevli askerlerce, milletin uçağı ile millete<br />

bombalar yağdırılmasını, silahların halka doğrultulmasını,<br />

düşmana sıkılacak kurşunların bizlere sıkılmasını düşünmek<br />

bile acıların en büyüğüydü. Mermiler dile gelse belki o<br />

hainlerden hesap sorardı. Kolay değildi evladımız<br />

olarak gördüğümüz askerimizin silahından<br />

çıkan kurşunlarla ölmek.<br />

Ama her ölüm ayrı bir kahramanlık hikâyesi bırakıyordu<br />

gerisinde. Kalbinde Allah korkusu, Peygamber sevgisi vatan<br />

millet aşkı olan bu güç karşısında hangi güç ayakta durabilirdi<br />

ki. Kalbi iman ile kavrulmuş, Bedir, Hendek ve Çanakkale<br />

ruhu ile beslenmiş bu aziz millet karşısında hangi güç<br />

zafer kazanabilirdi. Allah’ın himayesine girmiş bir topluluğa<br />

hangi uçak, hangi tank galip gelebilirdi. ( Ve mekerû Ve<br />

mekerallâh, Vallahu ?ayru-l mâkirîn ) Onlar tuzak kurdular.<br />

Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır(Ali<br />

İmran/54) ayeti her şeyi özetliyordu. Kurulan bu<br />

tuzak yine Allah’ın inayeti ve yardımı ile mağlubiyete uğratılmıştı.<br />

Bu aziz milletimiz sabaha bir kahramanlık destanı<br />

ile uyandı. Bugün bu millet torunlarına yeni bir destanı<br />

miras bıraktı.<br />

7


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

FARUK AYDEMİR<br />

Darbeyi göğsünde iman dolu güce sahip halk püskürtmüştür. Tanklar<br />

sokağa indiğinde gözünü bile kırpmadan meydanlara koşan yüreklerini<br />

tankların önüne koyan bu millet dünyaya bir demokrasi dersi vermiştir.<br />

GÜLER RUHSAR AKTAŞ<br />

Kendi Milletine milletin parası ile alınan, tanklarla, silahlarla saldıracak kadar, alçaklaşanların<br />

kalkıştığı darbe’ye, darbelerden çok çekmiş olan “Türk Milleti” gereken cevabı birlik<br />

içinde en güzel şekilde vermiştir. Yaşananlar aklıma şu cümleyi getiriyor: Türkleri öldürebilirsiniz<br />

ama yenemezsiniz.<br />

GÜVEN KARAOĞLAN<br />

Gece darbeyi püskürtüp, sabah işe, akşam da nöbete giden bu milletin imanını<br />

ve sabrını test etmek yalnızca Allah’a mahsustur. Gün yaşanan kabusu tarihe<br />

gömerek, kardeşliğimizi ve istikbalimizi yeniden inşa etme günüdür...<br />

HACI YAKIŞIKLI<br />

Geceye güvenip darbe yapmaya kalkanlar, milletin ezan ve bayrakla geceyi aydınlatacağını hesaba<br />

katamadılar. Milletin özgürlüğüne ve iradesine dokunanların hesabı sokaklardan döndü. Darbeyi,<br />

uyduruk sanatçı duruşu ve akademisyen bildirileri değil, millet önledi; elitler olmadan da demokrasi<br />

olabileceği anlaşıldı. 100 yıl aradan sonra yine, yeni, yeniden bir tarih yazıldı.<br />

HATİCE ŞİMŞEK<br />

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratik yönetim anlayışına ve Türk milletin özgür iradesine<br />

karşı yapılan ‘15 Temmuz FETÖ darbe girişimi’ ni vatanını seven herkes gibi bizler de lanetliyoruz.<br />

Bu hain planın işlemesine müsaade etmeyen yüce Türk Milleti’nin bir parçası olmaktan gurur<br />

duyuyor uz. Demokrasi şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.<br />

İBRAHİM ZAFER BARIŞ<br />

15 Temmuz akşamı darbe girişimi haberi ile büromuza koşarken kendi kendime ‘’Olamaz,<br />

bu millete bu zulüm yapılamaz. Buna izin verilmez’’ diyordum. Bir üyesi olmaktan büyük<br />

onur ve gurur duyduğum milletime binlerce kez teşekkür ediyorum ki, darbeye izin<br />

vermedi, hainlerin sinsi planını bozdu.<br />

MEHMET YILMAZ<br />

15 Temmuz Hain Askeri Darbenin ardından beni sevindiren tek şey fikri ve inancı ne olursa<br />

olsun bu milletin zor zamanlarda bir araya gelerek tek yürek olması ve ülkesine ve demokrasisine<br />

sahip çıkmasıdır.İrade sadece halka aittir. Namlusunu milletine çevirmiş tanka<br />

selam durmam.<br />

METİN KÖSEDAĞ<br />

“Asla darbe girişimi değildi... Ülkeye ve millete ihanet girişimiydi...”<br />

8


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Bu aziz millete ihanet içerisinde bulunmuş ve bulunmaya<br />

devam edenler bilmeliler ki, Türk milleti gücünü Allah’u<br />

Taâladan almaktadır ve bu güç karşısında hiçbir güç zafer<br />

kazanamayacaktır.<br />

15.07.2016 Cuma günü bir takım hain yapı ve terör örgütlerince<br />

ülkemizin birliğine, beraberliğine kastederek bir darbe<br />

girişimi içerisine giren hainler, Devletimiz ve halkımız<br />

Cumhuriyet tarihince hiç görülmedik bir şekilde kenetlenmesiyle,<br />

planladıkları bu kirli oyunlarında kendileri yok<br />

olup gittiler.<br />

MUSTAFA DURAN<br />

15 Temmuz’da asker kılığına girmiş hain cuntacılar tarafından yapılan kalkışmayı onurlu<br />

Türk halkı engelledi. Türk halkı bu hainlere karşı öylesine dik bir duruş sergiledi ki tüm<br />

dünyaya Türkiye Cumhuriye’nin ne kadar sağlam ve güçlü bir millet olduğu mesajını bir<br />

kez daha verdi.<br />

OLCAY DÜZGÜN<br />

Türk milleti 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu andan itibaren güçlü mücadelesi ile<br />

demokrasi örneği sergiledi. Halk, ülkede artık darbe ile kendi iradesine karşı konulamayacağını<br />

göstermiş oldu. Darbe girişimi karşısında toplumun tüm kesimi birleşerek<br />

birlikte neler yapacağının mesajını çok iyi verdi.<br />

RIFAT YÖRÜK<br />

Kimden gelirse gelsin tüm darbelere ve girişimlerine ‘hayır!’ diyor, çetin 15 Temmuz<br />

imtihanından yüz akı ile çıkan ve birlik-beraberlik içinde fabrika ayarlarına geri dönerek<br />

-inşallah- darbe dönemini kapatan milletimizle gurur duyuyorum.”<br />

SÜLEYMAN KESKİN<br />

Milli İradesi’ne sahip çıkan bu vatansever milleti durduramaz, ne uçak,<br />

ne tank, ne de kurşun. 7 Ağustos’ta Yenikapı’da yaşanan muhteşem tablo,<br />

Pensilvanya’daki hain ve çapulcularına kapak olsun.<br />

ŞEREF KAHRAMAN<br />

Devletimizi bir tümör gibi saran FETÖ kanserini Türk milleti panzehir görevi ile 15<br />

Temmuz’da püskürttü. Temizlik sürüyor ancak başka FETÖ ve benzeri mensuplar<br />

devletimizi bir kez daha ele geçirmeye kalkışmadan cumhuriyetimize sahip çıkalım.<br />

ŞEYDA AŞATIR<br />

Hain darbe girişimine karşı mücadele ederken hayatını kaybeden şehitlerimize<br />

Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Bana göre bu girişimin olumlu<br />

sonuçlarına bakacak olursak; halkın, liderlerin arasındaki bağı kuvvetlendirdi.<br />

9


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Şu gerçek iyi bilinmelidir ki; Türk Milleti darbeci zihniyeti<br />

ilelebet karanlık bir çukura gömmüş ve üzerine toprağı<br />

bizzat kendileri örtmüştür. Ülke olarak kenetlenen bu aziz<br />

Milletimiz, Devletimizin yok olmasını bekleyen her türlü<br />

düşmanlarımıza, TÜRK MİLLETİNİN yok edilemeyecek bir<br />

devlet ve güç olduğunu tekrar ispat etmiştir.<br />

Bugün bu ihanet çetesi, bu hainlikleri ile hem toplum nezdinde<br />

birer hain olarak ilan edilip öyle muamele görmeyi<br />

kendilerine reva gördükleri gibi, bu ihanetleri ile Ahiret<br />

hayatlarını da mahvetmişlerdir.<br />

*cEMİYET<br />

TEVFİK IŞIK<br />

FETÖ’nün darbe girişimi, bir taraftan yıllardır insanların dini duygularını istismar<br />

ederek devletin tüm kurumlarına sinsice yerleşen yapının hainlikte sınır tanımazlığını,<br />

diğer taraftan vatan söz konusu olunca ölüme koşarak giden milletimizin kahramanlık<br />

hikayelerini beynimize kazıdı.<br />

TOLGA YILMAZ<br />

Darbe tecrübesini çok kere yaşamış bir ülkenin henüz izlerini silememiş halkının<br />

‘Ayakta’ olması, yaşıyor olması, ayağa kalkması yalnızca 15 Temmuz’a değil,<br />

ondan önceki tüm darbelere olan başkaldırının refleksidir.<br />

YASİN DALKILIÇ<br />

Bir millet düşünün ki, namlusunu kendi milletine çevirmiş tanklara kendini siper ediyor.<br />

Bomba yüklü savaş uçaklarının üzerine atlamaya çalışıyor. Milletine zulüm edecek<br />

hain askerleri adalete teslim ederken, mazlum olan askerinin gözyaşını siliyor. İşte bu<br />

milletin adı Türk Milletidir.<br />

YAVUZ NAVRUZ<br />

15 Temmuz’da ülkemizde yaşanan darbe girişimi halkın gücüyle engellendi. Millet Türkiye<br />

‘ye sahip çıktı. Halkın gücü tankın gücünü yendi. 15 Temmuz’dan bu yana ülkemizde diriliş<br />

ruhu yeniden canlandı. Halk demokrasi için tek ses, tek nefes, tek yürek oldu. Türk halkı<br />

bütün dünyaya net bir mesaj verdi; eğer ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.’ dedi.<br />

ZEYNEP MÜLAYİM<br />

Yaşasın… Gazi Meclisimiz, Milletimiz, Bayrağımız, mücadelemiz, kardeşliğimiz,<br />

Cumhuriyetimiz. Yıl 1923-2023 ∞ Atamızın söylediği gibi Yurtda<br />

Sulh, Cihanda Sulh…<br />

10


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

REKLAM<br />

11


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

YALNIZ<br />

KALDIK,<br />

YALNIZ<br />

BIRAKILDIK,<br />

KADERİMİZE<br />

TERK EDİLDİK<br />

S A L i H<br />

B A L C I<br />

12


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

ergimizin bu sayısında, Kayseri yerel medyasına büyük emek veren<br />

ve gazeteciliği ile herkese örnek olan gazeteci Salih Balcı’yı konuk ettik.<br />

Kayseri’de yerel medya ile mesleğe başlayan ve yaygın gazetelerde de<br />

başarıyla görev yapan ve mesleğin en zor dönemlerinde yerel medyaya<br />

büyük bir çığır açan Salih Balcı, dergimize önemli açıklamalarda<br />

bulundu. Balcı, yerel medyanın gelişebilmesi için önemli adımlardın<br />

atılması gerektiğini dile getirdi. Duayen Gazeteci Salih Balcı tecrübelerini<br />

dergimize anlattı. Gazetelerin sıkıntı içinde olduğunu dile getiren<br />

Balcı, “İşsiz kalan gazetecilerimize çok üzülüyorum.” dedi.<br />

devrim çalışkan<br />

“Doğruları yazdığımız, vatandaşı doğru bilgilendirdiğimiz için de ‘ÖCÜ’ gösterildik.”<br />

1313


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

“Hang ş adamımızın<br />

br basın brm var?<br />

Hang patronun br<br />

basın danışmanı var?<br />

Brer tane alsalar ne<br />

olur? Hem bu kardeşlermz<br />

ekmek yer, hem<br />

de blg akışının sağlıklı<br />

akmasını sağlar”<br />

“Bu şehrin ilanlarını 14 ay<br />

kesip 14 gazeteyi perişan<br />

edenler utansın. Bugün FETÖ<br />

deniliyor değil mi? Biz bunun<br />

acısını iki yıl önce yaşadık. O<br />

zaman kimse kılını kıpırdatmadı.<br />

O Bülent Arınç’a bunu<br />

da sorsunlar. O İbrahim Delibaş’a<br />

bunu da sorsunlar.”<br />

“MESLEĞİ DOĞRU KİŞİLERDEN<br />

ÖĞRENDİM”<br />

CEMİYET: Salih Bey gazeteciliğe ne<br />

zaman başladınız, hangi gazetelerde<br />

ne görevlerde çalıştınız, ilk göreve<br />

başladığınızda neler hissettiniz?<br />

BALCI: Tercüman gazetesi Orta<br />

Anadolu bürosunda başladım. Hislerim<br />

yoğundu. Çünkü Murat Taşkın<br />

gibi bir usta gazetecinin yanında<br />

başlamıştım. Tabi Mehmet Kiracıoğlu,<br />

Nazım Uslu, Ahmet Çınar gibi<br />

ağabeylerimde bana yardımcı oldu.<br />

Mesleği doğru kişilerden öğrendiğim<br />

içinde, her zaman Murat Taşkını<br />

rahmetle anarım...<br />

Daha sonra yine bir başka usta<br />

isim Şemsettin Çetinsöz ile, hem<br />

Kayseri Haber, hemde Kayseri Olay<br />

gibi gazetelerde çalıştım. Kayseri<br />

Haber’de adliye-polis muhabiriydim.<br />

Kayseri Olay’da ise spor müdürlüğü<br />

yaptım. Olay Gazetesi el değiştirince,<br />

Anadolu Haber gazetesinde çalıştım<br />

ve 10 yıl spor müdürlüğü görevinde<br />

bulundum. Anadolu Haber’den ayrıldıktan<br />

sonra kısa bir süre Kayseri<br />

Flaş isimli gazeteyi yayın hayatına<br />

başlattık. Bu gazetede kapana<br />

kadar genel müdürlük yaptım. Flaş<br />

Gazetesi yayın hayatını sonlandırınca,<br />

rahmetli Hacı Ali Şapçı’nın Akın<br />

Günlük gazetesine geçtim. Tabi bu<br />

geçişte halen genç olmasına rağmen<br />

saygı duyduğum Cemal Şapçı<br />

ve Veysel Varinli’nin büyük ısrarı<br />

vardı. Akın Günlük gazetesine spor<br />

sorumlu müdürü olarak geldim,<br />

ama Üstün Tuncer Büyük Kayseri’yi<br />

kurup ayrılınca genel yayın yönetmenliği<br />

görevini üstlendim. Gazete<br />

Eras Medya gruba geçinceye kadar<br />

ve takip eden yıllarda da genel yayın<br />

yönetmenliğini sürdürdüm. Yani<br />

hem Hacı Ali Şapçı patronluğunda<br />

hemde Mustafa Eraslan patronluğunda<br />

genel yayın yönetmeni olarak<br />

çalıştım. Eras gruptan emekli olup<br />

ayrılınca da kendi adıma Kayserimaç<br />

gazetesini kurdum ve 12 yıl yayın<br />

hayatında kaldıktan sonra ekonomik<br />

sıkıntılar sebebiyle onunda yayın<br />

hayatına son verdik.<br />

“HEM ÖVÜLDÜK HEM DE<br />

TEHDİT EDİLDİK”<br />

CEMİYET: Yerel medya gibi ulusal<br />

medyada da uzun süre görev yaptınız.<br />

O dönemdeki gazeteciliği ve<br />

gazeteleri bize anlatır mısınız?<br />

BALCI: Evet hem yerel hemde<br />

ulusal gazetelerde çalıştım. Örneğin<br />

Milliyet gazetesinde 10 yılı aşkın<br />

spor muhabirliği yaptım. Ardından<br />

Sabah Gazetesi ve ATV’nin İç Anadolu<br />

temsilciliği görevinde bulundum.<br />

Son olarak Star grubun yani Cem<br />

Uzan patronluğundaki Star grubun<br />

hem gazete hem de Tv’nin İç Anadolu<br />

temsilciliği görevinde bulundum.<br />

Ulusal gazeteciliğimde Star grubunda<br />

sonlandı…<br />

O dönemdeki gazetecilik gerçekten<br />

iyiydi. Hani hep söylenir ya, “Nerede<br />

o eski bayramlar” diye. Eski gazetecilikte<br />

bizler günü bir gün önce<br />

yaşıyorduk. Çünkü böyle internet<br />

ortamı yoktu. Bilgi önce bize ondan<br />

sonra vatandaşa ulaşıyordu. Yani<br />

bilgiyi vatandaşa ulaştırmanın<br />

hazını her zaman yaşadım. Bu çok<br />

önemli bir şey. Hem ulusalda hem<br />

yerelde hep haberleri önce biz duyuyor,<br />

onu daha iyi hale getirerek hiç<br />

soru işareti bırakmaksızın vatandaşa<br />

iletiyorduk. Şimdi öyle değil.<br />

İnternetten bir bilgi aktarılıyor doğru<br />

veya yanlış olduğuna bakılmaksızın<br />

14


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

“Gazetec<br />

şsz,<br />

kalırsa<br />

hemen<br />

dışlanır.”<br />

her yere ulaşıyor. Bizde haber önce<br />

teyit edilir, sonra o çok meşhur “5 N1 K<br />

“ ilkesine göre vatandaşa ulaştırılırdı.<br />

Gazetelerin okunurluk oranı yüksekti.<br />

Dergilerin ilgilenirliği yüksekti. Yani<br />

yazılı basın önemliydi. Yazılı basın ne<br />

zaman zaafa uğradı; TV’ler ve radyolar<br />

çoğalınca. Çünkü vatandaş okuma<br />

zahmetine katlanmadan haberi dinleme<br />

yolunu seçti.<br />

Şimdiki gibi değildi, çünkü bir çaba<br />

ortaya konuyordu. Bugün halen<br />

koşturmaya devam eden Oktay Ensari<br />

bizim zamanımızın yaşan en güzel<br />

örneğidir. Oktay 40 yıl önce de aynı<br />

heyecanı duyuyordu, şimdi bakıyorum<br />

halen kaybettiği hiçbir şey yok.<br />

Aynı heyecanı duyuyor. Farkı görmek<br />

için Oktay’ı izlemek yeterli. Çünkü<br />

bizde yıllarca aynı heyecanla çalıştık,<br />

aynı şevkle koşturduk. Övüldüğümüzde<br />

çok oldu, tehdit edildiğimizde<br />

çok oldu.<br />

Ama hiçbir zaman dürüstlükten,<br />

doğruluktan ayrılmadık. Hiçbir zaman<br />

kalemimize uşaklık yaptırmadık.<br />

Doğru bildiğimiz ne ise belgeli olanları<br />

neşrettik: Bugün işler farklı yürüyor.<br />

İlkenin yerini bugün rant aldı, dürüstlüğün<br />

yerini birilerinin uşağı olmak<br />

aldı, doğruluğun yerini ise yalancılık<br />

aldı. Bunun önüne geçilmeden bu sektörün<br />

düzeleceğini sanmıyorum. Tabi<br />

bunu derken Kayseri’yi ayrı tutuyorum.<br />

Çünkü Kayseri bazıları hariç hep<br />

sıkıntıdaydı, hem mesleğin çilesini<br />

çekti, halen de hem sıkıntı hem çile<br />

devam ediyor.<br />

“EN KÖTÜ DEMOKRASİ GERÇEKTEN<br />

EN İYİ DARBEDEN İYİDİR”<br />

CEMİYET: Gazetecilik zor ve bir o<br />

kadar da kutsal bir meslek. İlk başladığınız<br />

dönemden bu güne kadar<br />

gelirsek, hangi dönemde gazetecilik<br />

daha zordu neden?<br />

BALCI: Gazetecilik aslında her zaman<br />

zordur. Bunun dönemi falan yok.<br />

Çünkü gazeteci görevini yaptığı<br />

sürece kimseyi memnun edemez<br />

ve onun içinde hep sıkıntılıdır. Ama,<br />

darbe dönemleri sıkıntılıdır. Biz bunu<br />

1980 ihtilalinde yaşadık. Hürriyetimiz<br />

kısıtlandı, haber akışımız engellendi,<br />

o dönem çalıştığımız gazetede haber<br />

verme açısından 8 sayfalık gazetede<br />

yarım sayfa yerimiz ya vardı ya yoktu.<br />

Çünkü, “Sıkıyönetim bültenleri “ gazetenin<br />

tamamını kapladığı oluyordu.<br />

Halkın ilgileneceği ve halkı ilgilendiren<br />

hiçbir haberi yapamıyorduk.<br />

Çünkü hesabını veriyorduk, İnanır<br />

mısınız, spor haberleri bile kontrol<br />

altındaydı. Onun için Allah bu millete<br />

asla darbe göstermesin. Çünkü<br />

en kötü demokrasi gerçekten en iyi<br />

darbeden iyidir.<br />

Zaman zaman siyasilerden dolayı<br />

sıkıntılı günler olmuştur. Örneğin,<br />

tek partilerin iktidar olduğu dönemlerde.<br />

Ama bunlar çabuk aşılır, çünkü<br />

sizinde belirttiğiniz gibi kutsal bir<br />

meslektir. Gereğini yaparsan çok çok<br />

dua alırsın. Çünkü yaptığın iş illaki<br />

vatandaşın lehine olur. 4.kuvvettir.<br />

Yaptırımı vardır, ortadan kaktı deseler<br />

de demokrasilerin vazgeçilmesidir ve<br />

bana göre her zaman 4.kuvvettir.<br />

“KAYSERİ’DE GAZETELERİN SAYISI<br />

DÜŞÜRÜLMELİ”<br />

CEMİYET: Yerel medyanın sorunlarına<br />

kesin çözüm bulunabilmesi için<br />

hangi adımların atılması lazım?<br />

BALCI: Yerel medyanın sorunları gerçekten<br />

çözümü zor sorunlardır. Halkın<br />

25 kuruş verip bir gazete alma alışkanlığını<br />

inşa etmek lazım. Buda kaliteli<br />

gazete yapmaktan geçer, kaliteli gazeteden<br />

kastım renkli pırıl pırıl baskı<br />

değil tabi ki. Buda olması lazım ama<br />

önemli olan dolu dolu gazete olmasıdır.<br />

Doğruları yazmalı ve kimsenin<br />

adamı olmamalıdır. İkincisi gazete<br />

sayısı az olmalı. Bu mutlaka yapılmalıdır,<br />

çünkü gerçek gazete yapılır, gerçek<br />

gelir elde edilir, 4.kuvvet olur.<br />

Burada bir örnek vermek gerekirse,<br />

Bursa’da her ulusal gazete alan kişi<br />

destek olsun dile bir yerel gazete<br />

mutlaka alır. Çünkü sayı azdır ve yerel<br />

gazetelerin desteklenmesine yürekten<br />

inanılır biz de öyle bir şey yok.<br />

Adamın kendisi ile ilgili haber yazsan,<br />

bayiden gazete almaz. Gazete idarehanesine<br />

şoförünü gönderip oradan<br />

alır. Zihniyet budur, farkta budur.<br />

Sorunların çözülmesine birinci şart,<br />

sayının küçülmesi, ikincisi doğru ve<br />

kaliteli habercilik, üçüncüsü kalite.<br />

Yani liyakat arkası kendiliğinden gelir.<br />

Ama okutmak için bayiden satış için<br />

bunlar gerekli.<br />

15


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

“15 TEMMUZ DARBE-<br />

Sİ BAŞARILI OLSAYDI<br />

TÜRKİYE’DE OLUK OLUK<br />

KAN AKARDI”<br />

CEMİYET: Biliyorsunuz<br />

15 Temmuz’da bir darbe<br />

yapılması çalışıldı ama<br />

Tük Halkı bu darbeyi<br />

canıyla ve kanıyla engelledi.<br />

Siz bunun gibi birçok<br />

darbeye şahitlik yapmış<br />

birisiniz. 1980 darbesini<br />

de bire bir yaşamış bir<br />

gazeteci olarak neler söylemek<br />

istersiniz.<br />

BALCI: Evet bu darbeyi<br />

halkımız savuşturdu, halk<br />

sokaklara, meydanlara dökülmeseydi<br />

herkes evine<br />

işyerine sinseydi, Türkiye,<br />

bu güzelim ülke 50 değil<br />

100 yıl geri giderdi. Çünkü<br />

amaç sadece meclisi<br />

feshetmek, idarecileri<br />

sorgulamak değil, sistemi<br />

değiştirmekti. Kan oluk<br />

oluk akar, ülke parçalanır,<br />

bir daha da belini<br />

doğrultamazdı. Çünkü 15<br />

Temmuz farklıydı. 1980<br />

ihtilalini hemde çocukken<br />

falan değil biz zat gazetede<br />

idareciyken yaşadım.<br />

O bile sadece idareyi<br />

düzeltmek içindi. Çok çok<br />

sıkıntı verdi ve 50 yıl geriye<br />

götürdü. Ama bu farklı<br />

olacaktı. Hedef İslam<br />

devletiydi, yani şeriat gelecek<br />

diğerleri gidecekti,<br />

ya kesilecek ya asılacaktı.<br />

Bunun sinyalleri daha ilk<br />

saatte ortaya çıktı. Vatan-<br />

daşa silah sıktılar, vatandaşa<br />

bomba<br />

attılar,<br />

meclisi<br />

bombaladılar,<br />

özel<br />

harekatı<br />

vurdular,<br />

bunların yetkiyi ellerine<br />

geçirdiğini düşünemiyorum<br />

bile...<br />

1980’ de siyasi hükümet<br />

tutuklandı, hükümete<br />

atama yapıldı, anayasa<br />

değiştirildi, vatandaş<br />

yani Ülkücüler ve Sosyal<br />

demokratlar hariç normal<br />

vatandaş çok zarar görmedi.<br />

Bunlar oraları da<br />

parçalayacaklar, her yeri<br />

talan edip değişik bir ülke<br />

yapacaklardı. Allahtan<br />

olmadı. Bu uğurda halkımıza<br />

herkesin şükran<br />

duyması şarttır. Şehitlerde<br />

tüm geriye kalan<br />

vatandaşlarda..<br />

“KOSKOCA VE TERTEMİZ<br />

KURULUŞA ELBİRLİĞİ<br />

İLE YAZIK ETTİK”<br />

CEMİYET: Gelelim<br />

“Kayserimaç” gazetesine.<br />

Kayseri’de tek olmak<br />

önemliydi. Kayserimaç<br />

Gazetesi evladınız gibiydi<br />

sanırım. Gazete olarak<br />

Spor’da önemli işlere<br />

imza attınız desek yanlış<br />

olmaz değil mi?<br />

BALCI: Evet sadece Kayseri’de<br />

değil bu konsepte<br />

bir gazete Türkiye’de<br />

ilkti. Ama gerçekten yazık<br />

oldu, evladımızdı. Kayserinin<br />

evladıydı, ama kimse<br />

destek olmadı. Doğruları<br />

yazdığımız vatandaşı<br />

doğru bilgilendirdiğimiz<br />

için de, “ÖCÜ” gösterildik.<br />

Aslına bakılırsa eleştirile-<br />

rimiz yapıcıydı, iyiyi de<br />

övüyorduk, ama ne<br />

kulüplerimiz<br />

ne vatandaşlarımız<br />

günde 25<br />

kuruşu<br />

verip bizi<br />

ayakta<br />

tutamadı.<br />

Koskoca ve<br />

tertemiz kuruluşa<br />

elbirliği<br />

ile<br />

yazık ettik. Yeri gelmişken<br />

şunu özellikle vurgulamakta<br />

yarar var. Gazetecilik<br />

yüzdeye vuracak<br />

olursak; yüzde 70 tenkit,<br />

yüzde 30 alkış ilkesine<br />

göre yapılır. Ama maalesef<br />

bencil idareciler sayesinde<br />

bu alkış oranı yüzde<br />

90’lara çıktı, ama yinede<br />

kimseyi memnun edemedik.<br />

Sonuçta kepenklerimizi<br />

indirdik. Daha açık<br />

belirtmek gerekirse yalnız<br />

kaldık, yalnız bırakıldık,<br />

kaderimize terk edildik.<br />

Biz hem memleketin<br />

sporuna hizmet veriyor<br />

hemde 11 SGK kişiye iş veriyorduk.<br />

Ne oldu şimdi?<br />

Kim kazandı? Bana göre<br />

herkes kaybetti. Çünkü<br />

tedarikçileri saymıyorum<br />

11 kişi bugün itibarı ile<br />

işsizler ordusuna katıldı.<br />

Gazete için ayrı üzülüyor,<br />

bu arkadaşlar için ayrı<br />

üzülüyorum. Gerçekten<br />

pırıl pırıl delikanlılardı.<br />

Canan Bayram, Devrim<br />

Çalışkan, Duran Uruç,<br />

Sabri Gülmez, Gözde<br />

Tezcan ve matbaa çalışanları<br />

hepsi memleket<br />

için çalışan kin gütmeyen<br />

çocuklardı. Bunlara<br />

da yazık oldu. Ama ne<br />

dileyim bu zemini hazırlayanlar<br />

utansın. Bu şehrin<br />

ilanlarını 14 ay kesip 14<br />

gazeteyi perişan edenler<br />

utansın. Bugün FETÖ<br />

deniliyor değil mi? Biz<br />

bunun acısını iki yıl önce<br />

yaşadık. O zaman kimse<br />

kılını kıpırdatmadı. O<br />

Bülent Arınç’a bunu da<br />

sorsunlar. O İbrahim Delibaş’a<br />

bunu da sorsunlar.<br />

Haklarımız var ve helal<br />

etmiyoruz. Ben kendi adıma<br />

değil 14 gazete sahibi<br />

adına söylüyorum.<br />

“GAZETECİ İŞSİZ KALIR-<br />

SA HEMEN DIŞLANIR”<br />

CEMİYET: Gazeteciliğin<br />

belki de en önemli<br />

sorunu işsizlik.<br />

Duayen ve<br />

örnek bir<br />

gazeteci olarak gazetecilerin<br />

işsiz kalmaması<br />

için nelerin yapılması<br />

gerektiğini bizlere anlatır<br />

mısınız?<br />

BALCI: Gazetecinin işsiz<br />

kalmaması lazım. Gazeteci<br />

işsiz kalırsa hemen<br />

dışlanır.<br />

Çünkü toplumun öndeki<br />

insanlarıdır, seveni<br />

de olur sevmeyeni de<br />

ama gazeteci işsiz kalırsa<br />

sevmeyenleri ağır<br />

basar: Kıskananlar ağır<br />

basar, kin güdenler, ağır<br />

basar ve hemen dışlanır<br />

gencecik insanlara yazık<br />

olur. Onun için siyasetin,<br />

belediyelerin sahip çıkması<br />

bu gençleri sokakta<br />

bırakmaması gerekir.<br />

Gazete patronlarına bir<br />

şey diyemiyorum. Çünkü<br />

maaş vermekte gerçekten<br />

zorlanıyorlar, yoksa<br />

onlar istemez mi yetişmiş<br />

liyakat sahibi gençlerle<br />

çalışmayı. Ama ekonomik<br />

imkanları kısıtlı. Onun<br />

içinde üzülseler de bir<br />

şey yapamıyorlar. Hal<br />

böyle iken, sahip çıkması<br />

gerekenler siyasiler ve iş<br />

adamları. Hangi iş adamımızın<br />

bir basın birimi var?<br />

Hangi patronun bir basın<br />

danışmanı var? Birer tane<br />

alsalar ne olur? Hem bu<br />

kardeşlerimiz ekmek<br />

yer, hem de bilgi akışının<br />

sağlıklı akmasını sağlar.<br />

Bakınız birkaç TSK da bu<br />

birimler var ama çalışanların<br />

hiçbiri gazeteci kökenli<br />

değil, eş dost ağırlaması.<br />

Yazıktır yapmayalım<br />

sahiplenelim. Kefil isterler<br />

bizimde kefaletimizi<br />

kabul ederlerse sonuna<br />

kadar bu kardeşlerimize<br />

isim ayırt etmeden kefil<br />

olurum, oluruz.<br />

Lütfen ama lütfen sahip<br />

çıkalım ve sokakta bırakmayalım.<br />

Bu çocuklar<br />

bizim çocuklarımız. İşsiz,<br />

ekmeksiz bırakmayalım.<br />

İş adamlarına çağrım; “<br />

Özellikle sahip çıkın. Zarar<br />

değil fayda göreceğinizden<br />

eminim”…<br />

16


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

REKLAM<br />

17


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

MİLADIN YENİ TARİHİ:<br />

15 Temmuz<br />

Fakat unuttukları bir şey<br />

vardı bu hainlerin:<br />

Ömer Faruk Hamurcu<br />

İsimsiz kahramanlar ve<br />

çilekeş, asil halkımız.<br />

Türkiye, darbelerle<br />

ve darbe<br />

girişimleriyle<br />

iyice yorulmuştu.<br />

Yaklaşık<br />

10 yılda bir<br />

yapılan darbeler ve değişik<br />

türdeki darbe teşebbüsleri<br />

Türkiye’nin moral gücünü<br />

ve ekonomik dinamizmini<br />

büyük ölçüde sıfırlamıştı.<br />

Parlamenter sisteme<br />

dayanan çoğulcu ve çok<br />

partili sistemle yürütülmeye<br />

çalışılan demokrasi<br />

yapımız erken kalkanın<br />

darbe yaptığı ve değişik<br />

anti demokratik güçleri<br />

yanına alarak teşebbüste<br />

bulunduğu darbe girişimleri<br />

ile çok yıpratılmıştı.<br />

Darbelerden sonra yönetime<br />

gelen idareler tamamen<br />

kaynakları lojmanlar, tatil<br />

köyleri ve sosyal tesislere<br />

yatırdıkları yetmiyormuş<br />

gibi darbe yapan askerlerin<br />

ömür boyunca değişik<br />

kılıflar adı altında parlamentoda<br />

veya parlamento<br />

üstü yapılarda yer almasını<br />

sağlamışlardı<br />

1960 yılında yapılan darbeden<br />

sonra darbeyi gerçekleştiren<br />

askerler Milli Birlik<br />

Komitesi adı altında ölene<br />

kadar devam edecek olan<br />

cumhuriyet senatosunda<br />

-tabii senatörlük ünvanını<br />

kendilerine vererek- “saltanat”<br />

sürmüşlerdi.<br />

Saltanatlarını başka bir<br />

darbe sonlandırdı: 1980<br />

12 Eylül darbesi Senato<br />

ve Milli Birlik Komitesi’ni<br />

kaldırdı. Bu kez 80 darbesini<br />

gerçekleştiren askerler<br />

hem bir anayasa gerçekleştirdiler<br />

hem de anayasaya<br />

eklenen bir geçici madde<br />

ile darbe liderini Cumhurbaşkanı<br />

yaptılar.<br />

Peki ya diğerleri? Onlar<br />

unutulur mu hiç !<br />

Milli Güvenlik Konseyi adı<br />

altında 7 yıl boyunca orada<br />

varlıklarını ve hakimiyetlerini<br />

sürdürdüler. Darbeyle<br />

geçen süreyi de sayacak<br />

olursak 1980-1990 arası da<br />

darbe yapanların gölgesinde<br />

geçti.<br />

Bitti mi? Hayır!<br />

60 ve 80 arasındaki ortalama<br />

10 yılın nasıl geçtiğini<br />

biliyorsunuz. 1971’de “meşhur”<br />

bir muhtıra ile hükümet<br />

devrildi ve zorlama bir<br />

hükümetle iktidar değişti.<br />

90’lı yıllardan sonra<br />

değişen küresel düzen ve<br />

gelişen teknolojiye ayak<br />

uyduran darbeciler muhtıraları<br />

da darbeleri de bu<br />

düzlemde yaptılar.<br />

İşte Türkiye postmodern<br />

darbelerle ve muhtıralarla<br />

bu süreçten sonra tanıştı.<br />

Milli iradeyi hiçe sayan,<br />

halkın egemenliğini takmayan,<br />

tamamıyla kendi<br />

dalkavuklukları içerisinde<br />

Türkiye’yi yönetmeye çalışan<br />

anti demokratik güçler<br />

akla hayale gelmedik her<br />

yolu deneyerek Türkiye’nin<br />

gelişimine çok büyük bir<br />

darbe vurdular.<br />

Onlara göre halk: Cahil,<br />

göbeğini<br />

kaşıyan<br />

dı.<br />

Onların oyu<br />

çobanın oyuyla asla bir<br />

olamazdı.<br />

Halk ne bilirdi!<br />

Kökü dışarıda, milli<br />

iradeden nasibini almamış<br />

kişiler hangi elbiseyi<br />

dikerse millet onu giymek<br />

zorunda adamdiyorlardı.<br />

Bu ruh hali içerisinde<br />

yıllardır milleti kene gibi<br />

sömüren, milletin hayırseverlik<br />

duygularını istismar<br />

ederek gizli emellerle para-<br />

lel bir devlet yapılanmasına<br />

kalkışan hain Fetö terör<br />

örgütü asker kıyafeti giyen<br />

terörist işbirlikçileri ile 15<br />

Temmuz’da hedeflerine<br />

ulaşacaklarını zannederek<br />

yeniden bir darbe girişiminde<br />

bulundular.<br />

Bu tarihe gelene dek hain<br />

Fetö terör örgütü sayısız<br />

metotlarla farklı darbe girişiminde<br />

bulunmuştu. Bu<br />

bazen siyasi bazen yargısal<br />

yolla olmuştu. Daha sonra<br />

ekonomik yolla iktidarı<br />

ele geçirmeye çalışan hain<br />

yapılanma son girişimini<br />

silahlı kuvvetlerin<br />

içine sızan<br />

terörist yandaşları ve<br />

yapmaya kalktı.<br />

İşte, 15 Temmuz böyle bir<br />

ortamda geldi...<br />

Darbenin Genelkurmay<br />

bölümünü yöneten hain<br />

Fetö’cü teröristin “bu iş çok<br />

kolay olacak, güle oynaya<br />

bu işi bitireceğiz” demesi<br />

ruh yapılarını anlatması<br />

bakımından son derece<br />

önemliydi.<br />

18


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Fakat unuttukları bir şey<br />

vardı bu hainlerin:<br />

İsimsiz kahramanlar ve<br />

çilekeş, asil halkımız.<br />

Her şeyi yıllardır bir<br />

kuyumcu titizliğiyle hesap<br />

edenler, bu milletin boyun<br />

eğmeyeceğini ve ölümü<br />

düğüne gider gibi karşılayacaklarını<br />

hesap edememişlerdi.<br />

Hainler çok kötü yanıldı.<br />

Resmen çuvalladılar.<br />

Ezanın susmayacağını…<br />

Şanlı bayrağımızın işbirlikçiler<br />

tarafından peşkeş<br />

çekilemeyeceğini...<br />

Tankların, paletlerinin<br />

altına yatıp kurşunlara<br />

insanımızın<br />

darbenin nasıl püskürtüleceğini<br />

tüm dünyaya<br />

gösterdiler.<br />

O gün, Cumhurbaşkanı ve<br />

Başkomutanımızın direktifleriyle<br />

tüm Türkiye’nin<br />

meydanlarını dolduran<br />

milyonlar milli iradeye,<br />

kendi egemenliğine ve demokrasiye<br />

sahip çıkmıştı.<br />

Dünya’da başka bir örneği<br />

olmayan kahramanlık<br />

destanı idi bu.<br />

15 Temmuz; tanklara, uçaklara<br />

ve gözü dönmüş hain<br />

darbecilere karşı sarsılmaz<br />

imanı ve davası için<br />

çarpan yüreğinin<br />

dışında hiçbir şeyi olmayan<br />

cesur insanımızın tarihe<br />

attığı bir imzadır.<br />

Bu imza egemenliğin,<br />

demokrasinin nasıl korunup<br />

kollanmasını tarihe<br />

yeniden not düşen gerçek<br />

bir destandır.<br />

Bu mücadelede kahraman<br />

polisimizi ve darbeye karşı<br />

çıkan silahlı kuvvetlerimi-<br />

zin temel yapısını da her<br />

zaman saygıyla ve takdirle<br />

yad edeceğiz.<br />

Bu mücadelede şehit olan<br />

asker polis ve<br />

sivil<br />

vatandaşlarımızı asla unutmayacağız<br />

Onlar, tarihin altın sayfalarına<br />

kazınan bu mücadelenin<br />

unutulmaz sembol<br />

isimleri oldular.<br />

Astsubay Ömer Halisdemir<br />

artık bir efsanedir.<br />

Mücadelesi ve şahadeti ile<br />

yeni neslin idol kahramanı-<br />

dır artık.<br />

Asla unutmayacağız.<br />

Şehit olan özel harekatçı<br />

polislerimiz, hiç bitmeyecek<br />

özgürlük mücadelesinde<br />

her zaman<br />

yaşayacak ve<br />

yaşatılacaktır.<br />

Selam olsun.<br />

göğsünü siper<br />

eden kahraman<br />

19


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

BÜYÜKŞEHİRDEN<br />

TARİHİ<br />

RESTARASYON<br />

40 MİLYONLUK<br />

YATIRIM<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Mustafa Çelik, Kayseri<br />

Kalesi restorasyon çalışmalarıyla<br />

ilgili basın mensuplarına<br />

bilgi verdi ve ilk harcı<br />

koyarak restorasyon çalışmasını<br />

başlattı. Başkan Çelik,<br />

Kayseri'nin yaşam merkezi<br />

olacak olan Kayseri Kalesi<br />

için 40 milyon TL'lik bir yatırım<br />

yaptıklarını belirtti.<br />

Kale içindeki Arkeoloji Müzesi'ni<br />

de basın mensupları<br />

ile gezen Başkan Mustafa<br />

Çelik, Türkiye'nin en büyük<br />

arkeoloji müzelerinden birisini<br />

yaptıklarını kaydetti.<br />

Büyükşehir<br />

Belediyesi<br />

tarafından<br />

İç Kale’de<br />

başlayan restorasyon<br />

çalışması<br />

ile ilgili<br />

basın mensupları ve Kayseri<br />

kamuoyuna bilgi verildi.<br />

Restorasyon çalışmalarının<br />

başlaması nedeniyle düzenlenen<br />

törende bir konuşma<br />

yapan Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Mustafa Çelik, Kayseri<br />

Kalesi’nin tarihi önemini vurgulayarak,<br />

“Şehrimiz tarihi ve<br />

kültürel açıdan adeta bir müze<br />

kent durumunda. Pek çok<br />

tarihi değere sahibiz. Bunların<br />

en haşmetlisi de Kayseri<br />

Kalesi” dedi.<br />

“KAYSERİ’NİN YENİ YAŞAM<br />

MERKEZİ OLACAK”<br />

Kayseri Kalesi’nin yüksek<br />

bir tepede yer almayıp ova<br />

içerisinde bulunan bir kale<br />

olmasıyla türünün ender<br />

örneklerinden birisi olduğunu<br />

dile getiren Başkan Mustafa<br />

Çelik, iç kaledeki restorasyon<br />

ihtiyacının ilk bakışta dahi<br />

fark edildiğini belirtti. Kale İçi<br />

Kültür Sanat Merkezi projesiyle<br />

Kayseri Kalesi’nin şehrin<br />

adeta yaşam alanı olacağını<br />

vurgulayan ve bu nedenle restorasyonun<br />

gerekliliğini dile<br />

getiren Başkan Çelik, “Derzleri<br />

dökülen, bazı taşları kaybolan,<br />

göçme sebebiyle bazı kısımlarına<br />

girilemeyen iç kalede<br />

onarım ve restorasyon ihtiyacı<br />

gözle bile görülebilmektedir.<br />

Hatırlanacağı üzere geçmişte<br />

göçük olayı da yaşanmıştı.<br />

Başka acı olayların yaşanmaması<br />

için 20 milyon TL daha<br />

harcayarak geniş kapsamlı bir<br />

restorasyon çalışması yapma<br />

kararı aldık” diye konuştu.<br />

“25 BİN METREKAREDE<br />

RESTORASYON YAPILACAK”<br />

İç kale duvarlarının yaklaşık<br />

25 bin metrekare olduğunu ve<br />

bu kadar alanda restorasyon<br />

çalışması yapılacağını ifade<br />

eden Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Çelik, arkeoloji müzesi<br />

ve kültür sanat merkezinin<br />

diğer bölümleri hizmet<br />

verirken de restorasyon<br />

çalışmasının devam edeceğini<br />

belirtti. Restorasyonda ana<br />

prensiplerinin mevcut hali<br />

ve orijinalliği bozmayacak<br />

şekilde minimum müdahale<br />

edilerek beden duvarlarının<br />

sağlamlaştırılması olduğunu<br />

dile getiren Başkan Mustafa<br />

Çelik, “Restorasyonun aslına<br />

uygun yapılması için üniversitelerden<br />

ve diğer kurumlardan<br />

5 kişilik bir bilim kurulu<br />

oluşturduk. Kalenin restorasyonunu<br />

bu kurul kontrol<br />

edecek” dedi.<br />

Kale içine yapılacak birimler<br />

hakkında da bilgi veren Başkan<br />

Mustafa Çelik, “Burçların<br />

içleri elden geçirilerek buralar<br />

20


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

sanat atölyeleri haline getirilecek. Meydan ve Hunat’a<br />

bakan burçların üzerine asansör ve merdiven ile<br />

ulaşım sağlanacak. Buralarda seyir terasları ve kafeler<br />

oluşturulacak. Kale içinde bodrum ve asma katlarda<br />

Kayseri Arkeoloji Müzesi ile kent arşivi, kütüphane,<br />

100 kişilik konferans salonu, idari ofisleri gibi müştemilatları<br />

bulunacak. Zemin katında kültür-sanat<br />

faaliyetlerinin yapılacağı sosyal alanlar ile kafeler,<br />

sanatçılar sokağı, sanat galerileri, açık oturma alanları,<br />

açık hava müzesi ve seyir alanları yer alacak” diye konuştu.<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Çelik, kale içinde<br />

yer alan caminin de restore edildiğini ifade etti.<br />

40 MİLYON TL’LİK BİR YATIRIM<br />

Restorasyon çalışmalarının maliyetinin 20 milyon<br />

TL olduğunu, Arkeoloji Müzesi ve diğer bölümlerle<br />

birlikte Kale İçi Kültür Sanat Merkezi Projesinin 40<br />

milyon TL’yi mal olacağını dile getiren Başkan Mustafa<br />

Çelik, “Bu yatırım Kayseri Kalesi’ne ve Kayseri’ye<br />

değer bir yatırım olacak. İnşallah kazasız belasız<br />

bitirerek hemşehrilerimizin ve şehrimize gelen misafirlerin<br />

kullanımına açacağız” dedi.<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, konuşmasının<br />

ardından restorasyon çalışmalarının ilk<br />

harcını attı ve sıva yaptı.<br />

ARKEOLOJİ MÜZESİ İNŞAATI TAMAMLANDI<br />

Başkan Mustafa Çelik, basın mensupları ve katılımcılarla<br />

kale içine yapılan Arkeoloji Müzesi’ni de gezdi.<br />

Müze inşaatının tamamlandığını, teşhir ve tanzim<br />

ihalesinin de yapıldığını ifade eden Başkan Çelik,<br />

proje üzerinden çalışmaların son durumuna ilişkin<br />

bilgi aldı. Müzede, Kültepe’den Osmanlı dönemine<br />

kadar eserlerin sergileneceğini dile getiren Başkan<br />

Çelik, dünyadaki son teknikler kullanılarak yapılan<br />

müzenin Türkiye’nin en büyük arkeoloji müzelerinden<br />

birisi olacağını kaydetti. Başkan Mustafa Çelik,<br />

müzenin içine yapılacak olan Kültepe evi, teşhir<br />

alanları, konferans salonu ve diğer bölümler ile üst<br />

katındaki dış mekan sergi ve gösteri alanlarını gezdi.<br />

21


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

REKLAM<br />

22


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

ERKEK VE<br />

KADINLARIN<br />

Estetk operasyonlar<br />

son zamanlarda arttı. Başta<br />

yüz ve burun estetğ<br />

olmak üzere vücudun çeştl<br />

yerlerne brçok estetk<br />

operasyonla müdahale<br />

edleblyor. Şmdlerde<br />

kadınlarda ve erkeklerde<br />

se gamze estetğ revaçta.<br />

haber: güler ruhsar aktaş<br />

fotoğraf: cafer zengin<br />

23


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Plastik Cerrahi Uzmanı Doktor<br />

Umut Özbebit:<br />

Gamze genetik bir kusur<br />

ama operasyonla gamze<br />

yaptırmak isteyen çok<br />

sayıda kadın ve erkek<br />

hastam oldu<br />

Estetik operasyonlar<br />

son<br />

zamanlarda arttı.<br />

Başta yüz ve<br />

burun estetiği<br />

olmak üzere vücudun çeşitli<br />

yerlerine birçok estetik<br />

operasyonla müdahale<br />

edilebiliyor. Şimdilerde<br />

kadınlarda ve<br />

er-<br />

kek-<br />

lerde ise gamze<br />

estetiği revaçta. Gamze<br />

tıpta bir yüz kusuru oysa<br />

birçok insan plastik cerrahi<br />

yardımı ile daha güzel göründüğüne<br />

inanıp operasyonla<br />

bir gamze yaptırıyor.<br />

Ve yaklaşık 20 dakika süren<br />

bir operasyonun ardından<br />

hayata gamzeli olarak<br />

devam ediyor. Acıbadem<br />

Hastanesi Plastik Cerrahi<br />

Uzmanı Doktor Umut<br />

Özbebit gamze operasyonu<br />

için başvuran kadın ve<br />

erkek hastaların sayısının<br />

oldukça yüksek<br />

olduğunu<br />

belirterek:<br />

“Gamze<br />

genetik bir<br />

kusurdur.<br />

İnsanla-<br />

rın<br />

sonradan gamzeli olmayı<br />

istemesi ironidir. Ama<br />

kendilerini gamze ile mutlu<br />

hissedeceklerse bu isteklerine<br />

de estetik cerrahi ile<br />

cevap vermek mümkündür”<br />

dedi.<br />

Estetik operasyonlar son<br />

zamanlarda en çok tercih<br />

edilen yöntemlerden birisi...<br />

Yüz ve burun estetiğine<br />

bir yenisi daha eklendi.<br />

Kadınların ve erkeklerin<br />

gamze estetiği için estetik<br />

uzmanlarından yardım<br />

istediğine dikkat çeken uzmanlar<br />

gamze estetiği için<br />

gelen hastalarına uygunsa<br />

bu operasyonu 20 dakika<br />

gibi bir zaman diliminde<br />

yapıp hastalarının bundan<br />

sonraki hayatına<br />

gamzeli devam etmesini<br />

sağlıyorlar.<br />

Bu konuda sorularımızı<br />

cevaplandıran<br />

Acıbadem<br />

Hastanesi Plastik<br />

Cerrahi Uzmanı<br />

Doktor Umut<br />

Özbebit Gamzenin<br />

genetik<br />

bir kusur; doğuştan<br />

kas<br />

ya da doku<br />

eksikliği<br />

ile ve ya<br />

sonradan<br />

travmatik<br />

olarak<br />

ortaya çıkmış<br />

bir problem olduğunu<br />

belirterek : “ Bazı insanlar<br />

gamzeli olmak ister , bazı<br />

insanlar da kendilerinde<br />

olan gamzenin yakıştığını<br />

düşünürler. Kimileri içinse<br />

önemsiz bir ayrıntıdır ya da<br />

kötü bir görüntüdür. Tamamen<br />

kişisel bakış açısına<br />

göre değişen bir defekttir<br />

aslında gamze.”dedi.<br />

Operasyonla gamze yapması<br />

için hem erkek hem<br />

de kadın çok sayıda başvuran<br />

hastası olduğunu belirten<br />

Uzman Doktor Özbebit:<br />

Gamze operasyonunu,<br />

bazı hastalarım için uygun<br />

görmedim, diğerlerine ise<br />

bu fizyolojik defekti operasyonla<br />

yaptım ve çok beğendiler.<br />

İnsanlar neden gamze<br />

ister; bu bir ironidir diye<br />

düşünürüm ben. Sonuçta<br />

benim gamzem yok ama<br />

olmasını da istemedim. Bu<br />

bir doku defekti sonuçta.<br />

Sanırım isteyen hastalarım<br />

kendilerini gamze ile<br />

daha mutlu hissedecekleri<br />

için onların bu isteklerini<br />

cevapsız bırakmamak gerekir<br />

diye düşünüyorum.”<br />

açıklamasında bulundu.<br />

Plastik Cerrahi<br />

Uzmanı Doktor<br />

Umut Özbebit:<br />

Gamze operasyonunu,<br />

bazı<br />

hastalarım için<br />

uygun görmedim,<br />

diğerlerine<br />

ise bu fizyolojik<br />

defekti operasyonla<br />

yaptım ve<br />

çok beğendiler.<br />

İnsanlar neden<br />

gamze ister; bu<br />

bir ironidir diye<br />

düşünürüm.<br />

24


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

ERCİYESSPOR GİTTİ GİDİYOR,<br />

SIRA KAYSERİSPOR’DA MI?<br />

Yavuz Navruz<br />

Kaybettiği zaman bile sempatiyle bakılan<br />

bir kulüp Türkiye’nin en çok sevilen takımlarının<br />

başında gelen Erciyesspor’a sihirli<br />

bir değnek dokundu ve toz duman oldu<br />

Ne kadar acı değil<br />

mi? Yıllanmış<br />

bir çınar<br />

göz göre göre<br />

devrilip gidecek.<br />

Erciyesspor’un geldiği<br />

durum gerçekten içler acısı.<br />

3-5 acemi yönetici yüzünden<br />

köklü bir kulübe kilit<br />

vurulmak üzere. Tarihi başarılarla,<br />

sevinçlerle, üzüntülerle<br />

dolu. Kaybettiği zaman<br />

bile sempatiyle bakılan bir<br />

kulüp Türkiye’nin en çok<br />

sevilen takımlarının başında<br />

gelen Erciyesspor’a sihirli bir<br />

değnek dokundu ve toz duman<br />

oldu. İşlerini başarılı bir<br />

şekilde yöneten Ziya Eren iş<br />

Erciyesspor’a gelince adeta<br />

dirseğini gösterdi. Yaptığı<br />

başarısız çalışmalar ve ben<br />

yaptım oldu zihniyetiyle<br />

Erciyesspor’u yönetmeye<br />

çalıştı. Sonuç ortada tam<br />

bir fiyasko. Koskocaman bir<br />

sıfır . Menajerlerin ve teknik<br />

direktörlerin gazına gelerek<br />

yerli yersiz transferler yaparak<br />

kulübü borç batağına<br />

iten Ziya Başkan şimdi hiç<br />

bir şey olmamış gibi yan<br />

çiziyor. Bu nasıl bir zihniyet.<br />

İyi niyet olsa takımı aldığı<br />

yerde teslim eder. Allah aşkına<br />

Ziya Eren’i kim tanırdı. Erciyesspor<br />

sayesinde tanınan<br />

bir isim oldu. Şimdi yapması<br />

gereken, daha doğrusu yakışanı<br />

yapması Erciyesspor’u<br />

düşürdüğü bu bataktan<br />

tutup çıkarmasıdır. Gözler<br />

sende Ziya Başkan yakışanı<br />

yap, yoksa bu şehir seni hiç<br />

mi hiç unutmayacak.<br />

Kayserispor’a<br />

gelince bakıldığın<br />

da bir ileri<br />

iki geri yapmaya<br />

devam ediyor.<br />

İstikrarsız mehter takımı<br />

gibi . Kayserispor’da ne yazık<br />

ki işler iyi gitmiyor. Takım<br />

kör topal yuvarlanarak gitse<br />

de borçlar her geçen gün<br />

artıyor. Kayserispor yönetiminin<br />

şehrin ileri gelenlerini<br />

yanına alamayınca bu iş<br />

daha da zorlaşıyor. Ben<br />

buradan uyarıyorum, bu<br />

gidişe birileri dur demez ise<br />

Kayserispor’un akibeti de<br />

Erciyesspor gibi olur. Ne<br />

yazık ki siyasette , ticarette<br />

ve sanayide ki büyümede<br />

örnek şehir olarak gösterilen<br />

Kayseri’de futbol adına<br />

olumlu bir adım atarak<br />

ilerleyemiyoruz. Kendi evlatlarımıza<br />

şans vermiyoruz.<br />

Dışarıdan acemi tayfalarını<br />

parlatmak için çırpınıp<br />

duruyoruz. Kayserispor da<br />

oynayan Kayserili futbolcu<br />

yok. Bu nasıl bir anlayış<br />

Allah aşkına anlam veremiyorum.<br />

Alt yapıdan bir tane<br />

futbolcu çıkaramıyoruz.<br />

Geçmişte yaptığımız 3-5<br />

transferle övünüp duruyoruz.<br />

Bu işler bu şekilde<br />

devam ederse başarı hayal<br />

olur. Sizce de öyle değil mi?<br />

25


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Kayseri Sanayi Odası<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Mehmet Büyüksmtc<br />

ASIL OLAN<br />

İŞİ LAYIĞI İLE<br />

YAPABİLMEK<br />

Kayseri Sanayi Odası Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Mehmet<br />

Büyüksimitci, Gazeteciler<br />

Cemiyetimizin dergisinin konuğu<br />

oldu. Gazeteci ve Gazeteciler<br />

Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi olan<br />

Devrim Çalışkan’ın sorularını<br />

yanıtlayan Büyüksimitci, Türkiye<br />

ve özellikle de Kayseri sanayisi ile<br />

önemli açıklamalar yaptı. Dergimizin<br />

sorularını içtenlikle yanıtlayan<br />

KAYSO Başkanı Büyüksimitci,<br />

Kayseri sanayisini bir adım daha<br />

ileriye götürmek için ellerinden<br />

gelenin fazlasını yapacaklarını<br />

dile getirdi.<br />

“BİZİ BU SANAYİYE ÇİVİ<br />

ÇAKANLARDAN, KATKI<br />

VERENLERDEN OLMAYI<br />

NASİP ETSİN”<br />

26


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Mehmet Büyüksimitci<br />

Devrim Çalışkan<br />

CEMİYET: Sanayi Odasının<br />

çiçeği burnunda başkanısınız.<br />

Bu görevin size<br />

verileceğini hiç tahmin<br />

ediyor muydunuz?<br />

MEHMET BÜYÜKSİ-<br />

MİTCİ: Aslında biz yönetim<br />

olarak 2005 yılında<br />

seçildik. Ben KAYSO’da<br />

yönetim kurulu olarak ve<br />

Mimarsinan OSB’de ise<br />

KAYSO temsilcisi olarak<br />

göreve başladım. Aslında<br />

çok yeni birisi değilim.<br />

Ama bu son süreçte<br />

başkanımız Mustafa<br />

Boydak’ın HES kablodaki<br />

görevinin sona ermesinden<br />

kaynaklanan bir istifa<br />

söz konusu oldu. Dolayısı<br />

ile biraz ani gelişen<br />

bir süreç oldu. Görevde<br />

birine verilince görevden<br />

kaçma gibi bir durumda<br />

söz konusu da değil.<br />

Sanayi Odasına da çok<br />

yabancı değilim. Kalan<br />

bir yılı tamamlamak için<br />

yönetim kurulu üyelerimiz<br />

arasından yapılan<br />

seçimle başkan oldum.<br />

Tabi ki yaptığınız görev<br />

bir günde olsa, bir yıllık<br />

yada on yıllık ta olsa, hakkıyla<br />

ve layığı ile yapmaktır.<br />

İnşallah rabbim doğru<br />

hizmetler yapmayı nasip<br />

etsin. Bu sanayiye çivi çakanlardan,<br />

katkı verenlerden<br />

olmayı nasip etsin. O<br />

yüzden çok beklediğimiz<br />

bir görev değildi. Bugüne<br />

kadar da hiçbir göreve de<br />

talip olmadım. Biz 2000<br />

yılında kendi işimize<br />

başladık ve halen de büyümeye<br />

devam eden bir<br />

şirketiz. Orada da yapacak<br />

çok işimiz var.<br />

“ÜZERİMİZE<br />

VAZİFE DÜŞERSE<br />

YENİDEN ADAY<br />

OLURUM “<br />

CEMİYET: Sanayi Odası<br />

seçimlerine 1 yıl gibi bir<br />

süre var. Yeniden adaylığınız<br />

söz konusu olacak<br />

mı?<br />

MEHMET BÜYÜKSİ-<br />

MİTCİ: Aslına bakarsanız<br />

1 yıl sonrasını düşünmememiz<br />

lazım. O hesaba<br />

girersek bugün ki hizmetlerin<br />

doğru yapacağımızı<br />

düşünmüyorum. Yani,<br />

seçilmek veya seçilmemek<br />

konusunda çok fazla<br />

bu hesapları yapmamak<br />

lazım. Önemli olan<br />

yaptığımız görevi layığı ile<br />

yapmak. Ondan sonrasını<br />

ona göre değerlendirmek<br />

lazım. O yüzden, ben hiçbir<br />

zaman hiçbir göreve<br />

talip olmadım. 1 yıl sonra<br />

eğer üzerimize vazife düşerse<br />

o zaman ki imkanlarımıza<br />

bakarız. Devam<br />

edebilecek durumdaysak<br />

devam ederiz. Nihayetinde<br />

de bir seçim o. Yok bu<br />

işi yapabilecek daha iyi<br />

abilerimiz çıkarsa onlara<br />

anlımızın akıyla görevimizi<br />

teslim edebilirsek<br />

bizden daha mutlu kimse<br />

olmaz. O yüzden seçime<br />

girelim girmeyelim diye<br />

bir durum söz konusu<br />

değil. Böyle bir şeyi de<br />

düşünmüyoruz.<br />

KAYSO’da<br />

yönetim kurulu<br />

olarak ve<br />

Mimarsinan<br />

OSB’de ise KAY-<br />

SO temsilcisi<br />

olarak göreve<br />

başladım. Aslında<br />

çok yeni<br />

birisi değilim.<br />

Ama bu son<br />

süreçte başkanımız<br />

Mustafa<br />

Boydak’ın<br />

HES kablodaki<br />

görevinin sona<br />

ermesinden<br />

kaynaklanan<br />

bir istifa söz<br />

konusu oldu.<br />

Dolayısı ile biraz<br />

ani gelişen<br />

bir süreç oldu.<br />

27


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

“DIŞ ETKENLERİ BAHANE ETMEMELİYİZ”<br />

CEMİYET: Yaşanan son<br />

süreçte Kayseri ekonomisinde<br />

bir düşüş olduğunu<br />

biliyoruz. Bu noktada<br />

Kayseri ekonomisini nasıl<br />

canlandırabiliriz?<br />

MEHMET BÜYÜK-<br />

SİMİTCİ: 2015 yılında<br />

özellikle yurt dışı kaynaklı<br />

ekonomide bir daralma<br />

vardı. Ve yakın coğrafyamızdan<br />

olan iç savaşlar,<br />

bir takım terör eylemleri<br />

bizim pazarımızı daralttı.<br />

Kayseri olarak bu pazarlara<br />

ciddi satışlarımız vardı.<br />

Oralarda ister istemez<br />

ihracatımız daralmıştı.<br />

Avrupa’da ciddi bir durgunluk<br />

vardı. O durgunluk<br />

neticesinde yine bir<br />

miktar gerileme yaşandı.<br />

Geçen gün mecliste de<br />

söyledim. Özelikle de<br />

dünyadaki durgunluğun<br />

yanı sıra, ham petrol<br />

fiyatları düştü. Biz teknik<br />

olarak incelediğimizde,<br />

ihracatımızın düşüşünde<br />

ana etkenler belli. Yakın<br />

coğrafyada ve yakın<br />

çevredeki daralmaları<br />

görüyoruz. Ama biz dış<br />

etkenleri bahane etmemeliyiz.<br />

Türk şirketlerinin<br />

büyümesi gerektiğini her<br />

platformda söylüyoruz.<br />

Türkiye’nin büyümesiyle<br />

de şehirlerin büyümesinin<br />

orantılı olacağını<br />

düşünüyoruz. Yani biz,<br />

Kayseri’yi büyütebilirsek,<br />

Türkiye’nin büyümesine<br />

de katkı olacağımızı<br />

söylüyoruz. Kayseri’de<br />

mutlak surette, ürün<br />

çeşidi açısından katma<br />

değeri yüksek ürünler<br />

için çalışmalar yapmalıyız.<br />

Belli pazarlara ağırlık<br />

verirseniz, sürekli işin<br />

kolay tarafından ihracat<br />

yapmaya devam ederseniz,<br />

zaten bu dünya<br />

pazarlarında da böyledir,<br />

katma değeri arttıramazsınız.<br />

Bu noktada bir çok<br />

ülke ve devletler ihracat<br />

noktasında oyunlar<br />

oynuyor ve bu da bizi<br />

etkiliyor. Türkiye’nin bu<br />

noktada durma şansı yok.<br />

Türkiye inşallah hedefine<br />

emin adımlarla devam<br />

edecektir. Gerekirse daha<br />

uzaklara gidip ürünlerimizi<br />

satmak zorundayız.<br />

Her şeye rağmen ihracat<br />

rakamlarımızda, üretim<br />

rakamlarımızda artış<br />

yapmak zorundayız.<br />

“TEKNOPARK’TA<br />

320 MİLYON DO-<br />

LAR AR-GE CİRO-<br />

SU VAR”<br />

CEMİYET: Kayseri’de<br />

sanayi olarak yeterince<br />

AR-GE çalışması yapılmadığı<br />

dillendiriliyor. Siz<br />

buna katılıyor musunuz?<br />

MEHMET BÜYÜKSİ-<br />

MİTCİ: Aslında Kayseri<br />

sanayisinde Ar-Ge yok<br />

diye düşünülüyor. Sanayi<br />

Odasının yıllardır yaptığı<br />

çok güzel çalışmaları var.<br />

Bizden önceki başkanlarda<br />

bu noktada yoğun<br />

çalışmalar yaptı. Üniversitelerle<br />

ortak büyük<br />

çalışmalar var. Ama<br />

bugüne kadar çok fazla<br />

sonuç alınamamış. Son<br />

Teknoparklar Kanunu ile<br />

Kayseri’de kurulan Teknopark’ta<br />

ciddi rakamlar<br />

harcanıyor. 194’e aşkın<br />

şirketimiz var Teknopark’ta.<br />

Ve çok ciddi işler<br />

yapılıyor. Ar-Ge yapmak<br />

kolay bir iş değil. Yetişmiş<br />

elemanlarla yapılan bir iş.<br />

Şu anda 730 tane proje<br />

yürütülüyor. Bununla<br />

birlikte Teknoparklar’da<br />

çalışan personelinde işinin<br />

ehli olması da önemli.<br />

O nedendir ki, Teknopark’ta<br />

103 tane doktora<br />

ve üssü mezunu var. 80<br />

yüksek lisans mezunu ve<br />

339 tanede lisans mezunu<br />

var. 320 milyon<br />

civarında Ar-Ge<br />

cirosu var.<br />

Yapılan<br />

çalışmalar sonrasında<br />

da 15 milyon dolarlıkta<br />

Ar-Ge ihracatı yapılmış. O<br />

yüzden Kayseri’de Ar-Ge<br />

yok diyemeyiz. Ar-Ge<br />

çalışmalarını tabana yaymak<br />

zorundayız. Burada<br />

Sanayi Odası olarak yeni<br />

bir proje odası oluşturacağız.<br />

Devlet şu anda<br />

Ar-Ge ve inovasyona çok<br />

büyük destekler veriyor.<br />

Kayseri’de ki firmalarımız<br />

bu yönde teşvik etmek<br />

için çalışma yapacağız.<br />

Güzel örnekler alacağız.<br />

Kayseri’de Ar-Ge ve<br />

inovasyon ile ilgili diğer<br />

kurum ve kuruluşlarla da<br />

ortak çalışma yapacağız.<br />

Bu iş artık ben-sen meselesinden<br />

öte Kayseri’nin<br />

ortak değeri olmalı. Bu<br />

konu neyse herkes bir<br />

araya gelecek. Ben buna<br />

eminim. Aslında herkesin<br />

amacı o. Bu iş ve görevimiz<br />

bittiğinde bu adamlar<br />

görevini layığı ile yaptı<br />

dedirtiriz.<br />

“BİZ KOŞTURMA-<br />

YA DEVAM<br />

ETMELİYİZ”<br />

CEMİYET: Irak ve<br />

Suriye’de yaşanan savaş<br />

Kayseri ihracatını hangi<br />

alanlarda daralttı.?<br />

Kayseri Sanayi Odası<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Mehmet Büyüksmtc<br />

28


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

“BEDAVA ARSA VERİLDİ, YİNE GELMEDİLER”<br />

MEHMET BÜYÜKSİ-<br />

MİTCİ: Yakın coğrafyamıza<br />

yaptığımız rakam<br />

350 milyon dolar. Rusya<br />

ile bildiğiniz gibi bir sıkıntı<br />

vardı. Daha yeni yeni<br />

açılmasını bekliyoruz.<br />

Ukrayna’da da bir karışlık<br />

var. Yakın Coğrafyada<br />

paranın değeri bir anda<br />

düştü. 20 yıl öncesini de<br />

biz iyi biliriz. Bir sabah<br />

kalktığınızda paranızın<br />

bir anda yarı değerini<br />

kaybetmiş olabilirdi.<br />

Şimdi oralarda böyle bir<br />

durum var. O yüzde de<br />

sadece Suriye ve Irak’la<br />

sınırlı bırakmamak lazım.<br />

Çok etken vardı. Şu<br />

anda Devletimiz Rusya<br />

ile yeniden iyi ilişkiler<br />

içerisinde. Orayla başlayacağız.<br />

Diğer devletlerle<br />

de başlayacağız. Baktığınızda<br />

tek bir etken yok.<br />

Bizim ihracattaki düşüş<br />

rakamlarımızı Suriye ve<br />

Irak’a bağlamamak lazım.<br />

Mesela biz 2014 zirve<br />

yaptık ve 2 milyar doları<br />

geçtik. Şu anda geriye<br />

doğru geldiğimizde,<br />

net ihracat rakamımız 1<br />

milyar 650 milyar dolar<br />

civarında. 200 milyon<br />

dolar bir kaybımız var<br />

gibi gözüküyor. Ama bu<br />

tür işler bir anda olacak<br />

işler değil. İnşallah düzelecek.<br />

Ama bu sürede biz<br />

onları beklemeyeceğiz.<br />

Ne yapabilirizi düşünüp<br />

koşturacağız.<br />

CEMİYET : Kayseri’de<br />

havacılık sektörü ile ciddi<br />

alt yapının olduğunu<br />

biliyoruz. Böyle bir alt yapının<br />

olduğu Kayseri’de<br />

neden havacılık sektörü<br />

ile ilgili ciddi yatırımlar<br />

yapılamıyor?<br />

MEHMET BÜYÜK-<br />

SİMİTCİ: Evet doğru<br />

söylüyorsunuz. Bu konuda<br />

Eskişehir ve Ankara<br />

havacılık sanayide çok<br />

ileri durumdalar. Birazcık<br />

bu tür ihalelerin Ankara’da<br />

yapılmış olması,<br />

oralardaki sanayinin gelişmiş<br />

olmasında önemli<br />

bir payı var. Eskişehir’de<br />

bir hava ikmal bakım<br />

merkezide var. Ankara’da<br />

yine önemli kuruluşlar<br />

var. Kayseri’de havacılık<br />

konusunda alt yapısı<br />

kesinlikle var. Bu işle ilgili<br />

çalışma yapan arkadaşlarımız<br />

var. Bu olayı<br />

biraz daha kurumsal bir<br />

yapıda yapmamız lazım.<br />

Böyle olursa havacılık<br />

sanayinin organize<br />

sanayinin içinde özel bir<br />

yerde bir bölüm hazırlanarak<br />

yapılabilir. Bunu<br />

Büyükşehir Belediye<br />

Başkanımız Mustafa<br />

Çelik’de dillendirdi. Başkanımızla<br />

da her konuda<br />

konuşuyoruz. Havacılık<br />

sektörü konusunda<br />

bizlerin biraz koşması<br />

gerekiyor. El birliği ile<br />

çalışmalar yapmalıyız.<br />

Burada belediyelerimizin<br />

de mutlaka katkısı olacaktır.<br />

Çünkü savunma<br />

sanayi omuz verilmesi<br />

gereken bir iş. Bu ülkenin<br />

ihtiyacı olan havacılıktan<br />

işe girerseniz katma<br />

değerde de yüksek işler<br />

yapma ihtimaliniz var.<br />

Şu anda ürün yapan ve<br />

satan arkadaşlarımız var.<br />

Atak helikopteri ürün<br />

yapan arkadaşlarımız<br />

var. Bir takım çalışmaları<br />

olan arkadaşlarımız da<br />

var. İnşallah bu konuda<br />

biz de katkı vereceğiz.<br />

Mutlak surette havacılık<br />

konusunda Kayseri’de bir<br />

organize faaliyet başlamamız<br />

lazım.<br />

“BÜYÜKKILIÇ<br />

BAŞKANIMIZ<br />

BEDAVA ARSA<br />

VERDİ AMA YİNE<br />

GELMEDİLER”<br />

CEMİYET : Havacılık<br />

sektörünün yanı sıra<br />

otomotiv sektöründe de<br />

Kayseri istediğini bir türlü<br />

alamadı. Bu nokta da<br />

büyük otomotiv firmaları<br />

Kayseri’ye nasıl getiririz?<br />

MEHMET BÜYÜK-<br />

SİMİTCİ: Otomotiv<br />

sektörünü havacılıkla<br />

mukayese ettiğinizde,<br />

havacılık daha çok katma<br />

değer getirisi olan bir<br />

iş. Otomotivde, büyük<br />

otomotiv firmalarının<br />

Kayseri’ye gelip gelmeyeceği<br />

konusunda<br />

yıllardır tartışmalar<br />

oluyor. Ben konuda çokta<br />

fikir betan etmedim. Bu<br />

birazda devlet politikası<br />

ve devletin vereceği<br />

teşviklerle ilgili bir konu.<br />

Sadece Kayseri ile alakalı<br />

bir durum değil. Serbest<br />

Bölgesi Başkanımız<br />

Memduh Büyükkılıç,”<br />

Gelsinler bedava arsa<br />

veririm demişti.” Ama<br />

ona rağmen de otomotiv<br />

firmalar Kayseri’yi tercih<br />

etmedi. Genel teşvikle<br />

ilgili olabilir. Limanla<br />

alakalı bir düşünceler<br />

olabilir. Kayseri’de biliyorsunuz<br />

liman yok. O<br />

yüzden bu biraz devlet<br />

politikasıdır. Bu anlamda<br />

böyle bir yatırımcı gelirse<br />

Başkanımız Memduh<br />

Büyükkılıç açıklıkla söyledi.<br />

Yani, hiç kimsenin<br />

kimseye bir metrekare<br />

toprağı vermediği yerde<br />

sanayi parseli olarak bir<br />

tahsis ederiz dedi. Bizde<br />

Otomotiv sektörüne yan sanayi olarak çalışan firmalarımız<br />

var. Seri imalatlarda katma değeri çok yüksek ürünler yan<br />

sanayi olarak çalıştığınız da yok. Onun için kendi tasarladığınız<br />

ve markalaştırdığınız dünya çapında servisini kurduğunuz<br />

bir yapı olursa ancak o şekilde para kazanabilirsiniz.<br />

29


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

elimizden geleni yaparız<br />

tabi ki. Otomotiv sektörüne<br />

yan sanayi olarak<br />

çalışan firmalarımız var.<br />

Seri imalatlarda katma<br />

değeri çok yüksek ürünler<br />

yan sanayi olarak<br />

çalıştığınız da yok. Onun<br />

için kendi tasarladığınız<br />

ve markalaştırdığınız<br />

dünya çapında servisini<br />

kurduğunuz bir yapı<br />

olursa ancak o şekilde<br />

para kazanabilirsiniz.<br />

“BELEDİYELERİ-<br />

MİZ ÇOK ÖNEM-<br />

Lİ İŞLERE İMZA<br />

ATIYORLAR”<br />

CEMİYET : Kayseri’nin<br />

son yıllarda yaşadığı gelişmeyi<br />

nasıl değerlendiriyorsunuz.<br />

Kayseri’de<br />

herkesin dile getirdiği<br />

gibi sosyal yaşam yok<br />

mu?<br />

MEHMET BÜYÜK-<br />

SİMİTCİ: Ben aslında<br />

asosyal birisiyim.<br />

Bundan 20 yıl önce<br />

İstanbul’dan biriyle iş<br />

görüşmesi yaptık. Kayseri’ye<br />

gelir misin dedik.<br />

O arkadaşımız bize<br />

Kayseri ile ilgili birkaç<br />

soru sordu. Kayseri’de<br />

kaç tane sinema var. Kaç<br />

tane okul var. Kaç tane<br />

tiyatro oyunu oluyor. Bu<br />

ve bunun gibi bir çok<br />

soru. Ben de İstanbul’da<br />

yaşamış birisiyim. Bizde<br />

o arkadaşımızda sen<br />

çalışma hayatında İstanbul’da<br />

bir yıl içerisinde<br />

kaç kere sinemeye gittin.<br />

Kaç kere tiyatro izlemeye<br />

gittin diye sorduk.<br />

Düşündü ver hiçbir zaman<br />

fırsat olmadı. Tabi<br />

ki insanlar gitmese de<br />

orada bu tür etkinlikleri<br />

var olmasını istiyor. Ben<br />

belediyelerimizin yaptığı<br />

çalışmaları çok gayretli<br />

ve özelliklede sosyal<br />

ve kültürel alanda inanılmaz<br />

başarılı buluyorum.<br />

İstanbul’a ve Avrupa’ya<br />

baktığınız bu tür işleri<br />

genellikle özel sektörler<br />

yapar. Bu noktada biz<br />

talep edeceğiz ve özel<br />

sektörde bu işe girecek.<br />

Ama belediye bu işlerin<br />

öncülüğünü yapıyor. Belediyecilik<br />

konusunda<br />

Kayseri beledilerimizin<br />

çok güzel işlere imza<br />

attıklarını düşünüyorum.<br />

Haseki Başkanımızın<br />

yaptığı çalışmalar<br />

ortada. Bu çalışmaları<br />

Çelik Başkanımız ve<br />

diğer ilçe başkanlarımız<br />

üzerlerine koyarak yaptıklarına<br />

inanıyorum. Bir<br />

de bütün başkanlarımız<br />

istişareye açıklar. Bu konuda<br />

her türlü talebimizi<br />

dinliyorlar. Bu konuda<br />

kendilerine teşekkür<br />

ediyorum. Eleştirilerimiz<br />

de direk kedilerine<br />

söylüyoruz. Güzel olan<br />

şey şehirdeki ahenk<br />

oldukça iyi. Bunu devam<br />

ettirirsek bu şehir<br />

açısından daha hayırlı<br />

işler ortaya çıkacaktır.<br />

Ben belediyelerimizin<br />

yaptığı<br />

çalışmaları<br />

çok gayretli ve<br />

özelliklede<br />

sosyal ve kültürel<br />

alanda<br />

inanılmaz başarılı<br />

buluyorum.<br />

İstanbul’a ve<br />

Avrupa’ya baktığınız<br />

bu tür<br />

işleri genellikle<br />

özel sektörler<br />

yapar. Bu noktada<br />

biz talep<br />

edeceğiz ve<br />

özel sektörde<br />

bu işe girecek.<br />

Ama belediye<br />

bu işlerin öncülüğünü<br />

yapıyor.<br />

30


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

REKLAM<br />

31


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

FİTNEYE MEYİL VERMEYİN!<br />

Ahmet Şan<br />

Bu günlerde en çok vatan hainlerinin<br />

mağduriyetinden bahsediliyor. Bu ülkede<br />

asıl mağdurlardan hiç kimse bahsetmiyorsa,<br />

demek ki bu işte bir iş var deyip,<br />

fitnenin çıkarılmaya çalışıldığını hepimizin<br />

ayıkması ve tedbirli davranması lazım.<br />

15<br />

Temmuz’da<br />

büyük<br />

bir sınavdan<br />

geçen ve yeniden Kurtuluş<br />

mücadelesi veren milletimizi<br />

yürekten kutlarken,<br />

aziz şehitlerimizi rahmetle<br />

ve minnetle anıyoruz. Vatanı<br />

ve devleti için sokaklara<br />

dökülüp canını, malını hiçe<br />

sayan milletimizi şimdide<br />

fitne ile bölmeye çalışıyorlar.<br />

Bu nedenle her ferdin<br />

her vatan evladının bu<br />

dakikadan sonra fitneye<br />

prim vermemesi ve ağzına<br />

gelen her şeyi her de<br />

söylememesi gerektiğini<br />

düşünüyorum. Hassas bir<br />

dönemden geçtiğimizi<br />

hatırlatırken, “aman fitneye<br />

meyil vermeyin” diye uyarmadan<br />

geçemiyorum!.<br />

Aziz Türk milletin ne kadar<br />

büyük ve o kadarda vatanse-<br />

ver bir toplum olduğunu 15<br />

Temmuz gecesi gördük. Ülkemize<br />

son 10 yıla baktığımızda<br />

neredeyse herkesin<br />

paracı, paradan başka bir<br />

şey düşünmeyen bir tip olduğunu<br />

zanneder konuma<br />

gelmiştik. Ancak iş Vatan,<br />

Devlett, Millet mücadelesine<br />

dönüşünce aziz Türk<br />

milletinin ne kadar büyük<br />

bir millet olduğunu açıkca<br />

görebildik. 15 Temmuz’da<br />

Darbeye teşebbüs eden<br />

hain fetö teröristlerine bu<br />

ülkenin sahipsiz olmadığını<br />

canımız pahasına<br />

gösderdik.<br />

Bu görüntü hem kendi<br />

adımıza hem de Dünya<br />

milletleri adına bir milat<br />

oldu. Türk milleti vatanı<br />

için ölümü hiçe saydı. Türk<br />

milleti Devleti için her şeye<br />

razıydı. Türk milleti bugüne<br />

kadar ezildi, hakkını<br />

alamadı; ama söz konusu<br />

vatan olunca canını ortaya<br />

koyup başarıyı yakaladı.<br />

Şimdi vatan haini fetöcülerin<br />

bir çoğuyla<br />

ilgili mağduriyet<br />

beyanları yapılıyor.<br />

Bu millet bu fitneye<br />

de müsaade etmeyecek.<br />

İnsan bir tek<br />

ölürken yaşadıklarını<br />

unutmazmış. Bu<br />

millette 15 Temmuz’da<br />

ölüyordu ve asla yaşadıklarını<br />

unutmayacak.<br />

Buna kalkışanları affetmeyecek!.<br />

Bunlara müsamaha gösterenleri<br />

de , affetmeyecek.<br />

Bu milletin gücünü lider<br />

statüsüyle arkasına alan<br />

Cumhurbaşkanımız Recep<br />

Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız<br />

Binali Yıldırım hep<br />

bizim aklımızdaki liderler<br />

konumuna geldiler. İyi de<br />

bir tandem oluşturdular.<br />

Milletin beklentilerini<br />

karşılık veren liderler olma<br />

yolunda ciddi adımlar attılar.<br />

Bu işin biraz daha içinin<br />

doldurulması lazım. Başta<br />

Başkanlık sistemi getirilmeli,<br />

ardından bu ülkede<br />

40-50 yıldır yok edilmeye<br />

çalışılan adaletin yeniden<br />

inşa edilmesi elzem oldu.<br />

Her vatanseverinde fitneye<br />

müsaade etmeden ülkesi,<br />

vatanı ve geleceği için bu<br />

adıma destek olması şart.<br />

Bu günlerde en çok vatan<br />

hainlerinin mağduriyetinden<br />

bahsediliyor. Bu<br />

ülkede asıl mağdurlardan<br />

hiç kimse bahsetmiyorsa,<br />

demek ki bu işte bir iş var<br />

deyip, fitnenin çıkarılmaya<br />

çalışıldığını hepimizin ayıkması<br />

ve tedbirli davranması<br />

lazım.<br />

Sözün özü şu; 15 Temmuz’da<br />

ülke ve millet<br />

olarak büyük bir badire<br />

atlattık. Bu saatten sonra<br />

fitne çıkaranlara karşı<br />

önemli adımları atmalıyız.<br />

Bir vatandaş olarak<br />

öncelikle fitnenin en alt<br />

tabanındaki insanlar olarak<br />

gereğini yapalım. Herkes<br />

üzerine düşen görevi en iyi<br />

şekilde yapmalı, yapılması<br />

içinde tarafını, etrafını<br />

uyarmalı. Bugünden sonra<br />

sokaklarda konuşulan her<br />

kelimeye bir vatansever<br />

olarak müdahale etmeliyiz.<br />

Unutmayalım ki bizler<br />

vatansız yaşayamayız. 15<br />

Temmuz ruhunu sıcak<br />

tutup bunun bir kurtuluş<br />

mücadelesi olduğunu<br />

unutmamalı ve unutturmamalıyız.<br />

Türk milletinin<br />

düşmanları çoktur, lakin<br />

en büyük düşmanı kendi<br />

içerisinde ( bu da genellikle<br />

rahatlıktan kaynaklanır)<br />

fitne üretmesidir. Bırakın<br />

devlet gerekeni yapsın,<br />

idam cezasını çıkarsın,<br />

ama asla 15 Temmuz’da<br />

vatanımıza, cumhurbaşkanımıza,<br />

TBMM’ne ve<br />

bizlerin canlarına kasteden,<br />

şehit vermemize neden<br />

olan bu hainlere gerekli cezalar<br />

verilmeli. Bunu biz; ‘15<br />

Temmuz ruhunu unutmayacağız,<br />

unutturmayacağız,<br />

fitneye meyil vermeyeceğiz’<br />

sözünün arkasında<br />

durarak yapacağız.<br />

Merhum Akif’in dediği gibi ;<br />

‘ Allah bir daha bizlere İstiklal<br />

Marşı yazdırmasın.’<br />

Kalın sağlıcakla.<br />

32


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

MOBiTEK<br />

TÜRKiYE’YE<br />

ÖRNEK!<br />

vizyon jeleri birer<br />

probirer<br />

hayata<br />

geçiren Kocasinan<br />

Belediye<br />

Başkanı<br />

Ahmet Çolakbayrakdar,<br />

MOBİTEK<br />

Projesi inşaat<br />

alanını yerinde inceleyerek,<br />

projenin<br />

son durumu hakkında<br />

bilgi aldı. Başkan<br />

Çolakbayrakdar,<br />

inceleme sonrası<br />

yaptığı değerlendirmede,<br />

projenin şimdiden<br />

Türkiye örnek<br />

olduğunu söyledi.<br />

33


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

“Son teknoloji ile<br />

üretim yapılacak”<br />

‘İnsan<br />

odaklı hizmet’ anlayışı ile takdir toplayan Başkan Çolakbayrakdar, kısa adı MOBİTEK olan ve<br />

Orta Anadolu Kalkınma Birliği tarafından yürütülen Mobilya Üretim Altyapısını Güçlendirme<br />

Projesi’nin inşaat alanını tek tek kontrol etti. İnceleme sonrası konuşma yapan Başkan Çolakbayrakdar, MOBİ-<br />

TEK projesinin büyük bir proje olduğunu vurgulayarak, mobilya alanında faaliyet gösteren küçük ve orta boy<br />

ölçekli işletmelerin MOBİTEK’ de, çok daha modern ve son teknolojik imkanlarla üretim yapabileceğini söyledi.<br />

“BU PROJENİN BİR PAYDAŞI<br />

OLMAKTAN GURURLUYUZ”<br />

“Mobilya<br />

üreticilerinin alt yapılarını güçlendirerek, dünya markası olma yolunda ilerledik-<br />

lerini ifade eden Başkan Çolakbayrakdar, “MOBİTEK projesinin inşaat faaliyetleri<br />

devam ediyor. İnşallah önümüzdeki yıl içerisinde açılışını gerçekleştireceğiz. İnşaat kısımları tamamlan-<br />

dığı zaman makina ve teknik içeriğiyle birlikte bu bölge tamamen mobilya sektörüne hizmet edecek.<br />

İmalat sektöründeki nihai ürünlerin pazarlanması ve yurt dışına açılmasıyla hem Kayseri hem de Türkiye<br />

ekonomisine ciddi manada katkı koyacak. Bu projenin bir paydaşı olmadan gururluyuz.” diye konuştu.<br />

34


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

“MOBİLYA<br />

SEKTÖRÜ<br />

BÜYÜYECEK”<br />

“Şimdiden MOBİTEK projesi<br />

Türkiye’ye örnek bir proje<br />

oldu.” diyen Başkan Çolakbayrakdar,<br />

şunları kaydetti:<br />

“Önümüzdeki yıllarda<br />

itibaren bu projenin hayata<br />

geçmesiyle gerek Kayseri<br />

gerek ise Ülkemizdeki<br />

mobilya sektörünün kazanımları<br />

gözle görünür bir<br />

şekilde artacak. Eminim ki<br />

bu gibi projelerin artmasıyla<br />

birlikte 2023 hedeflerine<br />

doğru koşar adım ilerlemiş<br />

olacağız. Şehrimize gelip de<br />

bu projeleri yerinde inceleyen<br />

iş adamları ve belediye<br />

başkanları, kendi şehirlerine<br />

aynısını uygulamak istiyorlar.<br />

Şehirler içerisinde örnek<br />

olmak çok gurur verici. Bu<br />

işin bu aşamaya gelmesinde<br />

Bakanımız Mehmet Özhaseki,<br />

Milletvekilimiz Mustafa<br />

Elitaş ve Bekir Yıldız’ın<br />

büyük emekleri var. Bundan<br />

dolayı gayret gösteren<br />

emeği geçen herkese teşekkür<br />

ediyorum. Şimdiden<br />

şehrimize ve sektöre hayırlı<br />

uğurlu olsun.”dedi. Başkan<br />

Çolakbayrakdar sözlerini<br />

“Projelerimizle hem Kayseri’ye<br />

hem de Ülke ekonomisine<br />

katkı sunmaya devam<br />

edeceğiz” diyerek noktaladı.<br />

35


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

REKLAM<br />

36


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Devrim Çalışkan<br />

Samimi olalım yeter!<br />

Artık iş aslanın midesinde. Ona ulaşmak<br />

o kadar kolay değil. Ama ben kim hangi<br />

işten anlıyorsa o iş ile ilgili yönlendirilmeli<br />

ve o işe alınmalı. Kesinlikle ve kesinlikle “<br />

Liyakat” ön planda tutulmalı.<br />

Kendimizi bildiğimiz<br />

bileli işsizlik<br />

her zaman tartışılan<br />

bir konudur.<br />

Aslında bu noktada<br />

herkesin samimi olması<br />

lazım. İşsizlik, bu ülkenin başının<br />

belasıdır. Aslında işsizliği<br />

iş beğenmemeye bağlamakta<br />

yanlış bur durum.<br />

Kardeşim sen çalıştırdığın<br />

elemanın çalışma şartlarını<br />

iyileştir bakalım, iş beğenmeme<br />

diye bir şey kalıyor mu?<br />

Hem istenilen maaş verilmez,<br />

İşçinin pul kadar değeri<br />

olmaz,<br />

İşçiyi fazla çalıştırmak için<br />

elinden gelen her şey yapılır.<br />

Sosyal hakları her geçen yıl<br />

törpülenir.<br />

Bir saatlik yemek molasını<br />

bile çok görürsünüz, ondan<br />

sonrada iş beğenmemelik var<br />

dersiniz.<br />

Geçin bunları.<br />

Bununla ilintili olarak şu<br />

noktayı da dile getirmeden<br />

geçemem.<br />

Şimdiki moda laf “ Liyakat”<br />

Yıllarca bu laf hiç mi ortada<br />

yoktu. Kimse dillendirmiyordu.<br />

Şimdi ise kimsenin<br />

dilinden düşmüyor. Ne için<br />

söylüyorlar?<br />

Tabi ki iş için. Yani, artık<br />

liyakatlı olan işi kapacak. İşin<br />

özü, işin uzmanı olan uzman<br />

olduğu işe atanacak.<br />

Peki, sizce bu böyle olur mu?<br />

Bence olmaz. İyi bir iş istiyorsan<br />

mutlaka ve mutlaka çevren<br />

sağlam olmalı. Ankara’da<br />

mutlaka bir “ Dayın” olmalı.<br />

Yoksa çok ama çok zor.<br />

Artık iş aslanın midesinde.<br />

Ona ulaşmak o kadar kolay<br />

değil. Ama ben kim hangi<br />

işten anlıyorsa o iş ile ilgili<br />

yönlendirilmeli ve o işe alınmalı.<br />

Kesinlikle ve kesinlikle “<br />

Liyakat” ön planda tutulmalı.<br />

Herkese hakkı sonuna kadar<br />

verilmeli. Kim olduğu, siyasi<br />

görüşü, etnik kimliği, ismi<br />

yada nereli olduğuna bakılmamalı.<br />

Bu konuda bunu göre<br />

hareket edildiği takdirde hiçbir<br />

şekilde düzen değişmez. Yine<br />

“Dayısını” bulan istediği yere<br />

rahatlıkla gelebilir.<br />

Buna da kimse sesini bile<br />

çıkaramaz. Bundan sonra hak<br />

eden hak ettiği yere gelmeli.<br />

İş bilmeyenleri, bilmediği<br />

işe getirilmemeli. Bunu<br />

başarmak gerçekten çok zor<br />

değil. Neden kolayı dururken<br />

işi zora sokuyoruz onu hiç<br />

anlamıyorum. Bir adama iş<br />

verecekseniz önce geçmişe<br />

bakacaksınız. Hırlımı, hırsız<br />

mı, yalancımı, dolandırıcımı,<br />

çıkarları için her şeyi yapacak<br />

kadar aciz mi, tüm bunları<br />

göz önünde bulundurmak<br />

zorundasınız.<br />

Maalesef ki, bunların hiç birini<br />

göz önüne almadan kendi işi<br />

olmadığı halde o işe veriyoruz.<br />

Eğer “Liyakat” bu kadar önemli<br />

ise, yapın da biz de görelim<br />

ve mutlu olalım.<br />

37


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Gesi Mahalle halkı ve esnaf ziyaretinde bulunan Melikgazi<br />

Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Gesi’nin sadece<br />

Kayseri için değil Anadolu kültür mirası içinde önemli bir<br />

yeri olduğunu, tarih yapıları, doğal yapısı ve gelişen<br />

mahalleleri ile bir bütünlük sağlamak istediklerini söyledi<br />

38


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Melikgazi’den<br />

Gesi’ye<br />

özel ilgi<br />

SAYFA OTUZDOKUZ<br />

39


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

“ÇOK MERKEZLİ BİR ŞEHİRCİLİK<br />

PLANI İLE İŞE KOYULDUK”<br />

Gesi Mahalle halkı ve esnaf ziyaretinde bulunan Başkan Memduh<br />

Büyükkılıç, Gesi’nin sadece Kayseri için değil Anadolu kültür mirası<br />

içinde önemli bir yeri olduğunu, tarih yapıları, doğal yapısı ve gelişen<br />

mahalleleri ile bir bütünlük sağlamak istediklerini söyledi. Gesi Bölgesinde<br />

gerçekleştirilen belediye çalışmaları ile ilgili olarak mahalle<br />

halkına memnuniyetlerini soran Başkan Memduh Büyükkılıç, bölgenin<br />

barındırdığı nüfus, yerel ve tarihsel yapıları yanında doğal yapısı<br />

ile Melikgazi için farklı bir yaşam alanı olduğunu kaydetti.<br />

Gesi kendine özgü mimari yapıları<br />

olan ve tarihsel yapıları ile çevresi<br />

ile bütünleşmiş bir semtimizdir.<br />

Şehrimizin otantik mahalleleri<br />

arasında yer alan Gesi, gelişime<br />

açık bir mahallemizdir<br />

Memduh<br />

Büyükkılıç<br />

Meligazi Belediye Başkanı<br />

40


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

BÜYÜKKILIÇ ÇALIŞMALARI YERİNDE İNCELEDİ<br />

İlçe sınırları içerisinde semtler arasında farklılık ve hizmet kalitesi gözetmeksizin<br />

yatırımların yapıldığını ancak şehirleşme de çok merkezli<br />

bir planı önemsediklerini ifade eden Başkan Büyükkılıç “Melikgazi<br />

hizmetleri her yerde ilkesi ile çalışmalarımız aralıksız devam etmektedir.<br />

Bugün Gesi Bölgesinde yapılan çalışmaları yerinde görmek için<br />

incelemelerde bulunduk. Gesi Meydan çalışması ile ilgili olarak proje<br />

hazırladık. Yerinde inceleyerek çevresi, doğal yapısı ve tarihsel birikimi<br />

ile bütünleşen bir meydan düzenlemesi yapmak istiyoruz. Çünkü<br />

Gesi, türkülere konu olmuş şirin bir yerleşim bölgesidir. Gesi kendine<br />

özgü mimari yapıları olan ve tarihsel yapıları ile çevresi ile bütünleşmiş<br />

bir semtimizdir. Şehrimizin otantik mahalleleri arasında yer alan<br />

Gesi, gelişime açık bir mahallemizdir.” dedi. Mahallede bulunan fırın,<br />

şarküteri ve manav esnafı ile sohbet eden Başkan Memduh Büyükkılıç,<br />

gerçekleştirilecek olan meydan çalışmasının Gesi’ye yeni bir<br />

misyon katacağını sözlerine ekledi.<br />

41


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Artılar, eksiler..<br />

Davut Güleç<br />

Birilerinin yıllardır anlattıklarına,<br />

yaptıkları ‘Model’ projelere bakın.<br />

O günden sonra ki o ‘model’ diye yutturulan<br />

ve bugün sorun olan yatırımlara da.<br />

gibi olmasın<br />

ama Kayserili<br />

işini bilir.’<br />

‘Övünmek<br />

‘Kayserili<br />

hayırseverdir’<br />

‘Kayserili yatırımcıdır’<br />

‘Kayserili çek-senet ile borç<br />

alıp vermez’<br />

‘Kayserili gittiği yeri kalkındırır’<br />

‘Kayserili zekidir, çalışkandır,<br />

ticareti, siyaseti, ibadeti<br />

iyi bilir’<br />

‘Kayserili ilk’lerin şehridir’<br />

‘Dünyanın ilk ticaret merkezi,<br />

hastanesi, Tayyare<br />

fabrikası Kayseri’dedir’<br />

‘Kayserili bir sonraki seçimin<br />

sonucunu ve hangi<br />

partinin kazanacağını<br />

sandıkta gösterir’<br />

‘Kurtuluş Savaşı’nın önemli<br />

merkezi, karargahları Kayseri’dedir’<br />

Tarihte Ahi Evran, Nasrettin<br />

Hoca, Aslı ile Kerem,<br />

Seyyid<br />

Burhanettin’in kandığı yer.<br />

‘Ünlüleri yetiştiren ve<br />

Kurtuluş savaşında son<br />

sınıftan mezun veremeyen<br />

Kayseri Lisesi’de’<br />

‘Bir çok Ünlünün kaldığı<br />

cezaevi de Kayseri’de’<br />

‘Kayserili milliyetçi,<br />

muhafazakar, mutaassıp,<br />

yatırımcı, teşvikçidir’<br />

‘Kayseri kendi modelini,<br />

markasını, patentini yaratır’<br />

‘Kayseri, tüm Türkiye’ye<br />

model yatırımlara imza<br />

atar’<br />

Yahudi tüccarlara ders<br />

veren ‘Borcu Erciyes’in<br />

karı eriyince öderim’ diyen<br />

şehir.<br />

Günümüzde de ‘yanan<br />

gemiyi dürbünle ücretli’<br />

seyrettiren<br />

Kayseri için daha bu ve<br />

benzeri sözleri çoğaltmak<br />

mümkün.<br />

Hatta ‘Kayseri fıkraları,<br />

deyimleri, deyişleri, konuşmaları<br />

tüm Dünyada<br />

meşhurdur’<br />

‘Doğduğum ve doyduğum<br />

topraklarla ödeşmeye geldim’<br />

diyenleri yetiştiren<br />

merkez.<br />

O günlerden bu günlere<br />

gelelim.<br />

Hele hele de son zamanlardaki<br />

düştüğü<br />

ve düşürüldüğü içler<br />

acısı duruma bakalım.<br />

Bölge illere göre nüfus<br />

hızla artıyor.<br />

İlçelerindeki nüfus hızla<br />

azalıyor.<br />

Şehir merkezindeki nüfus<br />

artışı, her zaman dediğim<br />

gibi yurtiçi ve yurtdışı çeşitlenirken<br />

BM’nin toplama<br />

merkezi gibi.<br />

Üretim, ihracat, yatırımlar,<br />

sabit nüfusun çalışma alanları,<br />

devlete katkı, önemli<br />

tesisler azalıyor.<br />

Bu şehrin gelenek-göreneğindeki<br />

‘haftalık ev ve bağ<br />

toplantıları’ bile korkutur<br />

oldu.<br />

Buna karşın suçlar, suçlular,<br />

kaçakçılık, uyuşturucu,<br />

boşanmalar, fuhuş, vergi<br />

kaçakçılığı, sigortasız ve<br />

ucuz çalıştırma, her türlü<br />

aftan yararlananlar, lüks,<br />

dedikodulu, özentili yaşam<br />

artıyor.<br />

Türkler ‘Avrupa’ya Medeniyeti<br />

götürdü’ diye övünürken<br />

bugün durumumuz<br />

tartışılıyor.<br />

Kayseri’nin bu durumu da<br />

benzer.<br />

Dünyanın ilk ticaret<br />

merkezi ‘Kaniş-Karum’daki<br />

kazılarla ortaya çıkartılan<br />

eserler müzelerde tanıtılmaya<br />

hazırlanırken, şehir<br />

merkezindeki tarih yok<br />

ediliyor.<br />

‘Gece kepçe yanlışlıkla<br />

yıkmış’<br />

Verimli araziler betonlaşırken,<br />

birileri köşe dönüyor.<br />

Nüfus ve araç sayısı<br />

tırmanıyor, yollar yetmiyor,<br />

ışıklar, kavşaklar düzeltilemiyor.<br />

Giderek zenginlik abidesi<br />

bloklar ‘mezar evlere’ dönüyor,<br />

doğal yaşam alanları<br />

aranıyor.<br />

Belediyelerin ‘hobi bahçeleri’<br />

ile bu çözülmeye<br />

çalışılıyor.<br />

Kültür, sanat, spor da ha<br />

varız, ha yokuz.<br />

Bermuda üçgeni denilen<br />

‘siyaset, ticaret, ibadet’imiz<br />

bile tartışılıyor.<br />

‘Bilmeyen, duymayan, görmeyen’i<br />

oynayan bu şehirde<br />

gerçek Kayserili nüfus<br />

azaldıkça sorunlar gelecek<br />

adına endişe veriyor.<br />

Bu şehri yönetenler bence<br />

başlarını iki ellerinin arasına<br />

almalı.<br />

Hacıbektaş’ın ‘Eline, beline,<br />

diline sahip çık’ sözünü bir<br />

daha düşünmeli.<br />

Kayseri deyimi ‘Ütüyor<br />

muyuz’, yoksa birileri kendi<br />

hayalleri ve kurdukları, yaşadıkları<br />

kendi dünyalıkları<br />

ile ‘ütüyor mu?’<br />

Birilerinin yıllardır anlattıklarına,<br />

yaptıkları ‘Model’<br />

projelere bakın.<br />

O günden sonra ki o<br />

‘model’ diye yutturulan ve<br />

bugün sorun olan yatırımlara<br />

da.<br />

Bu yazımı okuduktan<br />

sonra, ‘tarihteki Kayseri’,<br />

büyüklerimizin anlattıkları,<br />

eserlerimiz, kalanlar, yapılanlar,<br />

yıkılanlar hepsini bir<br />

film şeridi gibi gözlerinizin<br />

önüne getirin.<br />

Kayseri artıda mı, ekside<br />

mi?<br />

42


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

KALiTELi<br />

EGiTiM<br />

ŞART<br />

Türkiye Sürücü<br />

Kursları ve Eğitimcileri<br />

Konfederasyonu<br />

Genel<br />

Başkan Vekili<br />

Mesut Uçan<br />

sayıları bir hayli<br />

fazla olan sürücü<br />

kurslarının<br />

kendi aralarında<br />

yaşadığı rekabet<br />

yüzünden ortaya<br />

kaliteli eğitim<br />

çıkmadığını dile<br />

getirerek sıkıntılardan<br />

bahsetti.<br />

Türkiye<br />

Sürücü Kursları<br />

ve Eğitimcileri<br />

Konfederasyonu<br />

Genel Başkan Vekili<br />

Mesut Uçan<br />

43


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

KALiTELiEGiTiMŞART<br />

Sınav sistemine ilişkin açıklamalarda yapan Uçan: ‘Bizim beklentimiz profesyonel<br />

KALiTELiEGiTiMŞART<br />

sınav<br />

sistemine geçilmesi. Sınav yapan kişilerin işi sadece bu olmalı’<br />

Sözlerine ‘Kayseri’de<br />

60’a yakın<br />

sürücü kursu var.<br />

Sürücü kurslarının<br />

sorunu<br />

sadece Kayseri’de değil,<br />

ülkemizin her yerindeki<br />

sorular aynı sorunlar’<br />

diyerek başlayan Türkiye<br />

Sürücü Kursları ve Eğitimcileri<br />

Konfederasyonu<br />

Genel Başkan Vekili Mesut<br />

Uçan; ‘Sürücü kurslarındaki<br />

sayının fazla olması,<br />

fiyatta rekabete yol açtı.<br />

Buda eğitimde kalitenin<br />

düşmesine yol açtı. Bunun<br />

önüne geçilebilmesi için<br />

Konfederasyonumuz<br />

tarafından önümüzdeki<br />

süreçte taban fiyat uygulamasına<br />

geçilecek. Sürücü<br />

kurslarının en baştaki<br />

sıkıntısı parasal rekabetle<br />

alakalı konuda. Çünkü<br />

eğitimde standart sağlanamadığı<br />

için tamamen<br />

fiyatta rekabete gidilmekte.<br />

Aslında bu lehine gibi gözüküyor<br />

ama sonuçta tam<br />

anlamıyla eğitim verilerek<br />

sürücü yapamıyorsunuz.<br />

Hak edilen eğitimi vererek<br />

hak ettiğiniz ücreti almak<br />

zorundasınız. Dediğim gibi<br />

Sürücü kurslarının öncelikli<br />

sorunu bu’ dedi<br />

Sınav sistemine ilişkin<br />

açıklamalarda yapan<br />

Uçan ‘Bizim beklentimiz<br />

Profesyonel sınav sistemine<br />

geçilmesi. Sınav<br />

yapan kişilerin işi sadece<br />

bu olmalı. Sadece cumartesi-Pazar<br />

yoğunlukta<br />

sınav yapılması yerine<br />

hafta içerisinde de sınav<br />

yapılarak kişi denenebilir.<br />

Sadece bir güzergahta değil<br />

de bir çok güzergahta sınav<br />

yapılabilir. Beklentimiz profesyonel<br />

sınav yapıcılarının<br />

oluşturulması yönünde.<br />

Bu da zaten önümüzdeki<br />

günlerde Milli Eğitim Müdürlüklerinin<br />

ve Bakanlığın<br />

gündeminde olan bir konu’<br />

diye konuştu.<br />

Sözlerini 2016 yılının<br />

başlamasıyla yürürlüğe<br />

konulacak olan yeni<br />

ehliyet yasası hakkında<br />

bilgiler vererek sürdüren<br />

Mesut Uçan şu bilgileri<br />

verdi:<br />

’17 nisan 2015 tarihinde<br />

bazı uygulamalar yürürlüğe<br />

konulurken, bazıları ise<br />

ile 2016 yılının başlamasıyla<br />

yürürlüğe girdi. Neler değişti<br />

diye bakacak olursak,<br />

2 aşama karşımıza çıkıyor.<br />

Bunlardan ilki mevcut<br />

sürücüler, diğeri de ilk kez<br />

alacaklar. Şu anda ehliyeti<br />

olanlar 01 ocak 2016’dan<br />

itibaren 5 yıl içerisinde<br />

kendi ehliyet sınıflarına<br />

uygun olan ehliyetle değiştirmek<br />

zorunda. Bu sürede<br />

değiştirilmediği takdirde<br />

ehliyeti geçersiz sayılacak.<br />

Buradaki en önemli yenilik<br />

hususi ve ticari araç kullananların<br />

10 yılda bir sağlık<br />

kontrolünden geçecek<br />

olmaları. Bize göre olumlu<br />

bir karar. Bunun dışında<br />

bir de ilk kez alacak olanlar<br />

var. Bu kişiler 31.12.2015<br />

tarihine kadar sertifikasıyla<br />

Emniyete giderek<br />

ehliyete dönüştürmüş<br />

ise yeni yasadan etkilenmez.<br />

Diğer yandan aday<br />

sertifikasını almış dahi olsa,<br />

ya da eğitimi 01 ocak 2016<br />

taşmış birisi yeni yasadan<br />

etkilenecek. Bunlardan<br />

en önemlisi stajer sürücü<br />

belgesi. Dolayısıyla bu<br />

tarihten sonra sertifikasını<br />

alan birisi trafikten Stajer<br />

sürücü belgesini alarak<br />

dosyasını açtıracak ve<br />

iki yıl geçen sürede bu<br />

belgeyle araç kullanacak.<br />

Bu süre sonunda ise belirli<br />

kuralları ihlal etmez ise<br />

de ehliyetini almış olacak.<br />

Stajer sürücü belgesi<br />

olan birisiyle ilgili olarak<br />

kamuoyunda bir söylenti<br />

var. Oda Stajer sürücünün<br />

yanında ehliyetli birisinin<br />

bulunması gerektiği. Böyle<br />

bir şey yok. İstedikleri yere<br />

tek başlarına gidip gelebilirler.<br />

Her hangi bir kısıtlama<br />

yok. Şu an ülkemizin en<br />

önemli sorunu terör olarak<br />

görülüyor. Evet bu Doğru.<br />

Diğer yandan trafiğe<br />

baktığımızda insan kaybı<br />

açısından, maddi bakımdan<br />

korkunç bir kaybı var.<br />

Bu kaybı devlet olarak,<br />

vatandaş olarak önlemek<br />

zorundayız. Bunun için<br />

herkese görev düşüyor.<br />

Sürücülerimiz mutlaka<br />

kurallara uymalı. Yoksa<br />

telafisi mümkün olmayan<br />

sonuçlar çıkıyor.”<br />

44


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Diğer yandan<br />

trafiğe baktığımızda<br />

insan kaybı<br />

açısından, maddi<br />

bakımdan korkunç<br />

bir kaybı var.<br />

Bu kaybı devlet<br />

olarak, vatandaş<br />

olarak önlemek<br />

zorundayız. Bunun<br />

için herkese<br />

görev düşüyor.<br />

Sürücülerimiz<br />

mutlaka kurallara<br />

uymalı.<br />

Mesut Uçan<br />

Türkiye<br />

Sürücü Kursları<br />

ve Eğitimcileri<br />

Konfederasyonu Genel<br />

Başkan Vekili<br />

45


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

DÖNÜŞÜM<br />

İldeki mobilya üreticileri, tasarım ve<br />

Türkiye’de mobilya üretiminin yüzde<br />

40’ını Kayseri tek başına karşılıyor. İlde<br />

sanayi sektörünün yaklaşık yüzde<br />

30’unu mobilya üreticileri oluşturuyor.<br />

Seri üretim yapma kabiliyetine sahip<br />

tesisleri sayesinde Kayseri, Türkiye’nin<br />

mobilya merkezi’ ünvanını çoktan hak<br />

etmiş durumda. Bunu göstergeler de<br />

doğruluyor. Öyle ki, Türkiye mobilya<br />

ihracatının yüzde 25’ini tek başına<br />

Kayseri gerçekleştiriyor. Kentin 2015<br />

yılı ihracatı 384 mlyon dolar. Bu<br />

rakam ilin toplam ihracatının yüzde<br />

24’üne tekabül ediyor. Yurt genelinde<br />

bir günde üretilen 20 bn yatağın 10<br />

bn, 19 bn kanepenin 12 bn, 2 bn<br />

500 koltuk takımının bin takımı<br />

Kayseri’de üretiliyor. Panel mobilya<br />

üretiminin ise yarısı yine Kayseri’ye ait.<br />

Hatice ŞİMŞEK<br />

Dünya Gazetesi Bölge Temsilcisi<br />

Türkiye mobilya<br />

üretiminde<br />

Kayseri<br />

oldukça<br />

önemli bir<br />

yere sahip<br />

olmasına<br />

rağmen tasarım ve Ar-Ge’ye<br />

gereği gibi özen gösterilemiyor.<br />

Dahası, Ar-Ge’ye dayalı<br />

yatırım yapılamıyor olması<br />

sektörün uluslararası rekabet<br />

gücünü zayıflatıyor. Kentin<br />

geleneksel üretim yapısı, üretim<br />

teknolojilerinin yeterince<br />

gelişmemiş olması, uluslararası<br />

standartlar ile kalite<br />

noksanlığı ve haksız rekabet<br />

koşulları, Kayseri mobilya<br />

sektörünün önümüzdeki<br />

dönemde de aşmaya çalışacağı<br />

sorunlar olarak ön plana<br />

çıkıyor.<br />

Buna karşın ihracatın artırılmasına<br />

yönelik tasarım, markalaşma,<br />

özellikle de yurtdışı<br />

mağazalaşma çalışmalarında<br />

ciddi kıpırdanmalar var.<br />

Kayseri , mobilyada ileri<br />

düzeyde bir alt yapıya sahip.<br />

19’u büyük ölçekli, 73’ü orta,<br />

239’u küçük ölçekli geriye<br />

kalanı mikro ölçekli olmak<br />

üzere bin 500 dolayında<br />

mobilya üreticisi var. Bilim<br />

Sanayi Teknoloji İl Müdürlüğü<br />

verilerine göre ; sektör 26<br />

bin 200 kişi istihdam ediyor.<br />

Söz konusu bu firmalar,<br />

oturma grubu, kanepe ve<br />

ofis mobilyası üretiyor.Kayseri<br />

, modüler tip mutfak ve<br />

banyo mobilyası üretiminde<br />

de iddialı.<br />

Kayseri’nin sanayi sektöründeki<br />

üretim kapasitesi ve<br />

ürün çeşitliliği ilin dış ticaretinin<br />

gelişmesinde etkin rol<br />

oynuyor. Mobilya, bu ürünler<br />

arasında önemli bir paya sahip.<br />

Mobilyanın son yıllarda<br />

sadece iç pazarda değil, dış<br />

pazarda da ilgi görmesi, üreticileri<br />

ihracat ağırlıklı üretime<br />

yönlendiriyor. Günümüze<br />

kadar Ortadoğu ,Orta Asya,-<br />

Balkanlar ve Kuzey Afrika<br />

Ülkeleri’nde kendisine pazar<br />

bulan Kayseri mobilyası<br />

artık ,Amerika, İngiltere,<br />

Fransa ,Almanya gibi Batı<br />

ülkelerinde de kendine<br />

yeni pazarlar bulma uğraşı<br />

veriyor.<br />

46


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

ARAYIŞI<br />

katma değerle dönüşüm arayışında…<br />

‘Çek-yat’ tan modern mobilya<br />

takımlarına…<br />

Kayseri’de endüstriyel hareketlenme tekstil ve madeni<br />

eşya imalat sanayi gibi sektörlerin ön plana çıkması ile<br />

başladı. Teknoloji içerikli üretim gerektiren bu sektörlerin<br />

ardından mobilya sektörü devreye girdi. Mobilyada üretim<br />

bugüne kadar teknolojiye gerek duyulmadan işlevini sürdürdü.<br />

Günümüzde ise tüketici tercihleri değişti, talepler<br />

kaliteli ürüne yoğunlaştı. Tercihler doğrultusunda üretim<br />

kaçınılmaz hale geldi.<br />

Derken, adına “çek-yat” denilen kanepe ile başlayıp, sonra<br />

dekoratif oturma gruplarına yönelen sektör, tekstilin<br />

tahtına oturdu. Üretici artık, yeni pazarların, bu pazarlarda<br />

önemi artan rekabetin, markanın önünü açacak tasarımın,<br />

kısacası, estetik ve fonksiyonelliğin peşinde.<br />

Sektör temsilcileri Kayseri mobilyasının dünya pazarlarında<br />

hak ettiği yerini alması ve Türkiye pazarında marka<br />

değerini artırması adına bir dizi faaliyet yürütüyor.<br />

Sanayi odası, ticaret odası, OSB’ler, mobilyacılar odası ile<br />

Kayseri Mobilyacılar Derneği gerek kendi içlerinde, gerekse<br />

bir araya gelerek projeler geliştiriyor.<br />

Kayseri Marangozlar ve Mobilyacılar Odası’nın, Orta<br />

Anadolu Kalkınma Birliği ile Kocasinan Belediyesi’nin de<br />

desteğini alarak etap etap hayata geçirdiği Kayseri Mobilyakent<br />

bunlardan biri. Mobilyacılar odası gelecek yıl tamamlanması<br />

planlanan ;743 mikro KOBİ’yi aynı çatı altında bir<br />

araya getirerek ortak kullanıma açık, teknoloji donanımlı<br />

‘Mobitek’ ile üreticinin ufkunu açmaya hazırlanıyor.<br />

Mobilyakent ile KOBİ ölçekli mobilyacılar<br />

atağa hazırlanıyor…<br />

Kayseri Marangozlar, Mobilyacılar ve Döşemeciler Odası<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Çevrim, “Türkiye’nin<br />

önde gelen mobilya üretim merkezlerinden biri olan<br />

ilimizde sektörün üretim, satış ve pazarlama sorunlarına<br />

çözüm getirmek ve dünya mobilya sektöründeki payını<br />

artırmak amacı ile Mobilyakent Projesi’ne başladık” diyor<br />

ve şunları ekliyor: “ KOBİ ölçekli firmalar fuar ve tanıtım<br />

gibi dış ticareti artıracak aktivitelerden yoksun kaldılar. Bu<br />

yoksunluğu , söz konusu Mobilyakent’in bünyesinde yer<br />

alacak uluslararası standartlara sahip fuarla , satış reyonları<br />

giderecek”<br />

Çevrim’in verdiği bilgiye göre 3 ana bölümden oluşan<br />

Mobilyakent’te mikro KOBİ’ler için yaptırılan 743 iş yeri<br />

tamamlandı. Bunlardan 400’ü yeni işyerlerine taşınarak<br />

üretime başladı. Bu iş yerleri 270 metrekare ile bin 300<br />

metrekare arasında değişen büyüklüklere sahip. Büyüme<br />

potansiyeli olmasına rağmen CNC makine koyacak alana<br />

sahip olmayan KOBİ’ler , Mobilyakent’te sağlanan yeni<br />

alanlar ile hem makine ekipmanı, hem de istihdamda<br />

büyüme sağlayabilecekler.<br />

Projenin ikinci bölümü ise; mobilya ve diğer ev dekorasyonu<br />

ürünlerinin sergileneceği, Türkiye’de mobilya<br />

sektörünün en büyük Alış Veriş Merkezi özelliğini taşıyacak<br />

teşhir alanından oluşuyor. Başkan Çevrim , “Mobilya,<br />

teşhir edilmeyi yani sergilenmeyi isteyen bir ürün. Toptan<br />

satışlarda kâr marjları düşük. Bu nedenle Mobilyakent<br />

bünyesinde uluslararası standartlara sahip bir fuar inşaa<br />

ediyoruz. Amacımız yurtiçi ve yurtdışına toptan satış<br />

47


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Erciyes Teknopark Yönetim<br />

Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr.<br />

Abdulhakim Coşkun:<br />

“Kayser, ulusal çaptak en<br />

öneml moblya markalarını<br />

üreteblmş br şehr.<br />

Yakaladığımız bu fırsatı tasarımla,<br />

teknolojyle brlkte y<br />

değerlendrmemz gerekyor”<br />

yapabilmek , yurtiçinde perakende<br />

olarak daha yüksek kârlılığa ulaşmak.<br />

Örneğin 330 bin metrekarelik kapalı<br />

alanlı fuarımızda sadece mobilya<br />

ürünleri değil halı, perde, aydınlatma,<br />

ev tekstili, beyaz eşya gibi dekorasyonu<br />

tamamlayıcı yan ürünlerde sergilenecek<br />

ve satışa sunulacak. Ana teşhir<br />

ürününü mobilyanın oluşturacağı<br />

fuarımızı 2017 yılı sonunda açıyoruz<br />

.Bununla da yetinmeyecek gerek yurtiçinde<br />

gerekse Çin ,İtalya, Almanya gibi<br />

nüfus yoğunluklu ülkelerdeki mobilya<br />

fuarlarında standlar açarak , Kayseri’de<br />

üretilen mobilyalarla yan ürünlerinin<br />

tanıtımını yapacağız. Bu fuarlarda dış<br />

ticaret ilişkilerimizi geliştirecek yeni<br />

ihracat pazarları arayışına gireceğiz. Fuarımız<br />

bir bakıma mobilya sektörünün<br />

AVM kimliğinde faaliyet gösterecek.<br />

Ürünler fuarda yer alacak 400 mağazada<br />

sergilenecek” dedi.<br />

Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan<br />

Mobilya üretim merkezinin temel direğini<br />

Mobilya Alt Yapısını Güçlendirme<br />

Projesi, kısa adıyla MOBİTEK oluşturuyor.<br />

Mobitek, uygulaması iki aşamalı<br />

olarak yürütülen projenin ‘ortak<br />

kullanıma açık’ teknoloji donanımlı<br />

48


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

üretim merkezi. Kompleksin ’beyni’<br />

olarak tanımlanıyor. Finansmanı<br />

AB fonundan sağlanan Mobitek’in<br />

mali potresi 8.6 milyon euro. İhale<br />

aşamasındaki Mobitek 8 bin 500<br />

metrekarelik alan üzerinde kuruluyor.<br />

Mobilyada yeni modeller Mobitek’in<br />

Ar-Ge ve tasarım bölümlerinde hazırlanacak.<br />

İleri teknoloji ürünü makinelerde<br />

şekillenecek. Sonra tüketiciye<br />

iletilecek. Mobitek, aynı zamanda bir<br />

eğitim üssü gibi faaliyet gösterecek<br />

.KOBİ çalışanlarının düzenli şekilde<br />

tasarım, teknoloji yoğun üretim, teşhir<br />

ve pazarlama konularında eğitilmelerini<br />

sağlayacak. Kayseri Mobilyacılar<br />

Odası Başkanı Mehmet Ali Çevrim ,<br />

743 işyerinin hak sahiplerine teslim<br />

edilmesiyle Mobilyakent’te üretim<br />

sürecine girildiğini belirtti. Çevrim,<br />

“Sevinçliyiz, çünkü gecikmeli de olsa<br />

bugüne kadar zor şartlarda üretim<br />

yapan küçük ölçekli mobilya üreticisinin<br />

rekabet gücünü artırmaya yönelik<br />

hayaller gerçek oluyor. Etap etap<br />

üretime hazırlanan Mobilyakent, teknoloji<br />

donanımlı ‘ortak kullanıma açık’<br />

kendine özgü bir üretim üssü. Merkez<br />

sayesinde hem dağınık haldeki işletmeler<br />

bir araya getirilerek dayanışma<br />

modelli üretimin önü açılmış, hem de<br />

OSB’lere gidemeyen küçük işletmelerin<br />

kiracılık yükünden kurtarılmaları<br />

sağlanmış oldu. Tabii, merkezin sağlayacağı<br />

imkanlar sayesinde ürünlerin<br />

iç ve<br />

dış pazarlara<br />

tanıtımını yapan , Ar-Ge<br />

ve Tasarım Merkezi ile işletmelere<br />

inovatif hizmet ortamı sağlamak<br />

, ortak teknoloji parkı ile yetersiz<br />

teknoloji ve sermaye israfına son<br />

vermek , firmaların standartlaşma ve<br />

kalite sorunlarına çözüm üretmek de<br />

mümkün olacak. Dahası , Kayseri’yi<br />

Anadolu’nun en modern fuar alanına<br />

sahip ‘Mobilyakent’i konumuna getirmek<br />

de merkezin amaçları arasında<br />

yer alıyor “dedi.<br />

Büyük ve orta ölçekli mobilya işletmeleri,<br />

Kayseri OSB’de kümelenmiş<br />

durumda. OSB yetkililerinin verdiği<br />

bilgiye göre , bu firmalara bölge<br />

bünyesinde faaliyet gösteren Endüstriyel<br />

Tasarım Merkezi (ETM) aracılığı<br />

ile Ar-Ge ve tasarım desteği veriliyor.<br />

OSB Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Tahir Nursaçan ; “ Bölgemizde ETM<br />

kurduk. Çözüm odaklı niteliği olan bu<br />

merkez , Üniversite - Sanayi İşbirliği<br />

çerçevesinde sanayi sektörüne açılan<br />

bir kapı olarak, başta mobilya firmaları<br />

olmak üzere bölgemizde yoğunlaşan<br />

elektrikli ev aletleri, ev gereçleri ve<br />

çelik kapı sektörüne tasarım desteği<br />

veriyor.” diyor<br />

Dış pazarda rekabet<br />

gücünün artırılması şart...<br />

Kayseri’de aile boyu küçük atölyelerde<br />

başlayan, sonrasında ise atak<br />

yaparak başlı başına bir sektöre dönüşen<br />

mobilya sanayi, gerek iç gerekse<br />

dış pazarlarda kendini kabul ettirmiş<br />

bir sektör. Ancak gene de çözüm<br />

bekleyen bünyesel sorunlardan kurtulamıyor.<br />

Örneğin , modern tasarımlı<br />

mobilya üretiminde başarı sağlandığı<br />

söylenemez. Ar-Ge çalışmaları<br />

yetersiz. Sadece Kayseri’de değil , yurt<br />

genelindeki mobilya üretim merkezlerinde<br />

de endüstriyel tasarıma önem<br />

verilmesi şart. Sektörde öne çıkan üreticilerin<br />

markalaşmaya verdiği önemi<br />

tüm sektöre yaymak ve kalıcı marka<br />

kimliği geliştirmek gerek. Sektörün<br />

rekabetçi olabilmesi için yetişmiş<br />

, üretim ihtiyaçlarını karşılayacak<br />

kalifiye eleman sorununa çözüm<br />

getirilmesi lazım. Eleman sorunu<br />

genellikle KOBİ ölçekli firmaların en<br />

temel sorunlarından biri.Mobilya, dekorasyon<br />

ve modern tasarım eğitimi<br />

veren kurumlara, okullara ihtiyaç var.<br />

Sektörde üniversite –sanayi işbirliğinin<br />

geliştirilmesi de bu konuda önem<br />

taşıyor. Ambalajlama ve ürün standart<br />

ölçü eksikliğinden ve düşük ihracat<br />

miktarı yüzünden, ürün başına düşen<br />

birim ambalaj ve nakliye ,kısacası<br />

navlun maliyeti çok yüksek.<br />

Türkiye’nin mobilyada ihracat hedefi<br />

,potansiyelinin çok altında. İhracatta<br />

dünyanın ilk 20’si içinde bile henüz<br />

yer alamadığı söyleniyor. Hedeflere<br />

ulaşılabilmesi ve dış pazarlarda rekabet<br />

gücünün artırılması için temsilciliklere<br />

,tanıtım bürolarına ve tanıtım<br />

ajanslarına ; sermaye sorunu yaşayan<br />

işletmelerin ,ihracata yönelik teşviklerin<br />

finansal yeterliliğinin sağlanması<br />

için de başta Eximbank ve KOSGEB<br />

olmak üzere benzer finans kuruluşlarının<br />

desteklerine ihtiyaç var.<br />

‘Kayseri teknolojik<br />

mobilyalar da üretmelidir’<br />

Mobilya sektöründe katma değerin<br />

artırılması konusunda bilgi ve<br />

teknolojinin önemli bir yeri olduğunu<br />

ifade eden Erciyes Teknopark<br />

A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili<br />

Abdulhakim Coşkun , Kayseri’de<br />

teknik mobilya üretiminin yapılması<br />

gerektiğini vurguladı.<br />

Coşkun, “Kayseri’de mobilya konusu<br />

çok sağlıklı tartışılamıyor ve mobilyaya<br />

haksızlık yapılıyor. Kayseri’nin<br />

Türkiye’de en önemli, en büyük merkez<br />

olma fırsatı yakaladığı tek sektör,<br />

mobilya sektörü. Kayseri ,ulusal çaptaki<br />

en önemli mobilya markalarını<br />

üretebilmiş bir şehir. Yakaladığımız bu<br />

fırsatı tasarımla, teknolojiyle birlikte<br />

iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Teknoparkımızdaki<br />

firmaların bir kısmı<br />

mobilya sektörüne çalışıyor. Yazılım,<br />

ürün tasarımı gibi noktalarda destek<br />

sağlıyor. Mobilya sektörü, aslında teknoloji<br />

ile çok içli dışlı olan bir sektör.<br />

Kayserili mobilyacılar daha teknolojik<br />

mobilyalar da üreterek katma değeri<br />

artırabilirler. Mesela bir firmamız<br />

mobilyaya teknoloji de ekleyerek,<br />

hastane yatağı üretti. Önemli başarılara<br />

imza attı. Başka bir mobilyacı uçak<br />

koltuğu da üretebilir. Kayseri, mobilya<br />

sektöründeki tecrübesini farklı<br />

endüstriyel alanlara aktarabilmelidir<br />

.Mevcut yapısını ve üretimini de daha<br />

fazla tasarımla ,daha fazla teknoloji ile<br />

ilerletmeli ve katma değerini artırmalı<br />

.Sadece ev mobilyası değil, taşıt mobilyası,<br />

uçak mobilyası, şehir ,hastane<br />

mobilyası gibi teknolojiyi ilgilendiren<br />

çok sayıda endüstriyel mobilya çeşitlerini<br />

üretebilmeliyiz” dedi.<br />

49


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

KOCASİNAN’DA<br />

ÇOCUK OLMAK<br />

BİR BAŞKA GÜZEL<br />

Eğitime verdiği destekle<br />

dikkat çeken Kocasinan<br />

Belediye Başkanı Ahmet<br />

Çolakbayrakdar, Ziya Gökalp<br />

Mahallesindeki Zübeyde<br />

Hanım İlkokulu’nu ziyaret<br />

ederek öğretmen ve öğrencilerle<br />

bir araya geldi. Milli ve<br />

manevi duyguların çocukların<br />

hayatında sağlamlaşması için<br />

birbirinden özel çalışmalara<br />

imza atan Başkan Çolakbayrakdar,<br />

öğrencilere Kocasinan<br />

Çocuk Dergisini hediye ederken,<br />

okul koridorlarında Kocasinan<br />

Belediyesi tarafından<br />

oluşturulan Milli Mücadele ve<br />

15 Temmuz fotoğraf çalışmalarını<br />

da tanıttı.<br />

Programda konuşan<br />

Başkan Çolakbayrakdar,<br />

Kocasinan Belediyesi<br />

olarak 7’den<br />

70’e her kesimden<br />

ilçe sakininin mutluluğu,<br />

huzuru ve daha<br />

iyi şartlarda yaşamaları<br />

için çalıştıklarını vurgulayarak,<br />

“Önemli konu başlıklarımızdan bir<br />

tanesi gençlerimiz ve çocuklarımızdır.<br />

Konu çocuklarımız ve gençlerimiz<br />

olduğunda her zaman için pozitif ayrımcılık<br />

var. Çocuklarımız her zaman<br />

önceliğimizdir.” diye konuştu.<br />

Kocasinan Belediyesi olarak bugüne<br />

kadar eğitim için hiçbir fedakarlıktan<br />

kaçınmadan tüm imkanları seferber<br />

ettiklerine dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar,<br />

eğitime yapılan yatırımların<br />

önemli olduğunu belirtti.<br />

Öğrencilere hitaben “Büyük ve Güçlü<br />

Türkiye’nin geleceğisiniz. Türkiye’nin<br />

yapı yaşları sizlersiniz” diyen Başkan<br />

Çolakbayrakdar, “Geleceğimiz çocukları<br />

için ne kadar hizmet etsek azdır.<br />

Biz bu bakış açısıyla sizlere hizmet<br />

etmeye devam edeceğiz. Kocasinan<br />

Belediyesi olarak ilçedeki okulların<br />

spor, oyun ve bahçe alanlarını oluşturuyoruz.<br />

Bununla kalmayıp okullarda<br />

fiziki olarak yapılması gereken her<br />

türlü tadilatı yapıyoruz. Biliyoruz ki;<br />

fiziki temizlikle başlayan temizlik, ruhi<br />

temizliği de getirecek. Bunun için bu<br />

sene Kayseri’de yine bir ilki gerçekleştirerek<br />

‘Okul Temizlik Hijyen Ekibi’<br />

uygulamasını başlattık. Dinimizin<br />

gereği hem örfi hem de ahlaki olarak<br />

okullarımızdaki sıhhi mekanların<br />

temizliğini üstlendik. Kocasinan’da<br />

bütün okulların temizliğini yapıyoruz.<br />

Bu sizlere ve geleceğimize ne kadar<br />

önem verdiğimizin bir göstergesidir. ”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

Başkan Çolakbayrakdar, okullarda<br />

başlatılan ‘Okullar Renklensin Çocuklar<br />

Şenlensin’ projesi hakkında da<br />

bilgiler verdi. Başkan Çolakbayrakdar,<br />

şunları kaydetti: “Geleneksel oyunlarımızı<br />

paylaşsınlar ve bir sonraki<br />

kuşaklara aktarılması konusu açısından<br />

bütün okullarımızın bahçelerinde<br />

‘Okullar Renklensin Çocuklar Şenlensin’<br />

adlı projeyi başlattık. Geleneksel<br />

oyunlarımızın oynanabileceği mekanlar<br />

hazırladık. Kültürel bir süreklilik<br />

açısından bu proje değerliydi. Ürettiğimiz<br />

projelerle Kocasinan’a kattığımız<br />

değerle önümüzdeki zaman dilimin<br />

de Kocasinan’da yaşamak ayrıcalık<br />

olacak. Herkes Kocasinan’da yaşamak<br />

için gayret edecek.”<br />

50


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

ÇOLAKBAYRAKDAR: “Sağlam adımlarla sizler Büyük Türkiye’yi oluşturmak<br />

için yürüyeceksiniz. Biz de sizler için var gücümüzle çalışacağız”<br />

Kocasinan Belediyesi tarafından hazırlanan çocuklara özel, ‘Kocasinan Çocuk Dergisi’ni<br />

de tanıtan Başkan Çolakbayrakdar, “İçerisinde milli ve manevi değerlerimizi anlatan<br />

çizgi kahramanlarla sizlere eğitici ve öğretici bilgiler veren dolu dolu bir dergi oldu.<br />

Çocuklarımız dergi içerisindekilerle hem eğlenmeyi, hem paylaşmayı hem de yardımlaşmanın<br />

ne kadar önemli bir olgu olduğunu öğreniyorlar. Biz onların geleceği için,<br />

yarınları için, huzurlu ve mutlu olmaları için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.<br />

Çünkü çocuklarımız geleceğimizi emanet edeceğimiz güçlü bireylerdir. O yüzden kültürel<br />

değerlerimiz, geleneksel değerlerimizi artırmak adına projeler gerçekleştiriyoruz.”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Daha iyi yarınlar için öğrencilere nasihatlerde de bulunan Başkan Çolakbayrakdar, “15<br />

Temmuz da bazı hainler sizin geleceğinizi umutlarınızı çalmak istedi. Milletimiz buna<br />

fırsat vermedi. İnşallah bundan sonrada vermeyeceğiz. Sağlam adımlarla sizler Büyük<br />

Türkiye’yi oluşturmak için yürüyeceksiniz. Biz de sizler için var gücümüzle çalışacağız.”<br />

dedi.<br />

Başkan Çolakbayrakdar protokol ile birlikte, okul koridorlarında Kocasinan Belediyesi<br />

tarafından hazırlatılan 15 Temmuz ve Çanakkale zaferini anlatan fotoğraf sergisini gezdi.<br />

Sonrasında bir konuşma yapan Başkan Çolakbayrakdar, “15 Temmuz’un hatırlanması<br />

için, o gün yaşanan süreci saat saat anlattık. Bir koridorumuzda 15 Temmuz, diğer koridorumuzda<br />

ise Çanakkale’yi anlattık. 15 Tem-<br />

muz ile Çanakkale<br />

arasında pek bir fark yok. Çanakkale de o gün<br />

için varlık yokluk mücadelesiydi. O günde<br />

topraklarımıza kast eden ebedi yurdumuzdan<br />

bizi alıkoymak isteyen bir düşman vardı. 15<br />

Temmuzda benzer bir düşman saldırısıydı.<br />

Bir istilaydı. Çocuklarımızın bunu iyi anlaması<br />

ve iyi görmesi noktasında son derece<br />

önemlidir.” ifadelerini kullandı.<br />

15 Temmuz<br />

ile Çanakkale<br />

arasında pek<br />

bir fark yok.<br />

15 Temmuz<br />

da benzer<br />

bir düşman<br />

saldırısıydı.<br />

Bir istilaydı.<br />

Çocuklarımızın<br />

bunu iyi<br />

anlaması ve<br />

iyi görmesi<br />

noktasında<br />

son derece<br />

önemlidir<br />

Ahmet Çolakbayrakar<br />

Kocasinan Belediye Başkanı<br />

Başkan Çolakbayrakdar’ın, mutlulukları<br />

yüzlerine yansıyan minik çocuklarla bol<br />

bol hatıra fotoğrafı çektirmesiyle program<br />

sona erdi.<br />

51


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

UTANAN VİCDAN VAR MI?<br />

Selahattin Karakoç<br />

Aslında bu anlattıklarımın<br />

hiçbirinin gerçek İslam ile ilişkisi<br />

yoktur ve olamaz, olmamalıdır.<br />

Sevgili okuyucular,<br />

siz hiç Yahudilerin,<br />

Yezidilerin,<br />

Ermenilerin,<br />

Hristiyanların(-<br />

Haçlıların) din uğruna<br />

birbirlerini öldürdüğünü,-<br />

kafasını kestiğini gördünüz<br />

mü, duydunuz mu Allah<br />

aşkına?<br />

Üstelik Dünyanın gözü<br />

önünde,Amerika,İngiltere<br />

ve Fransa’nın katkılarıyla,<br />

İsrail bir Yahudi,bir din<br />

devleti olarak Ortadoğu’ya<br />

kurulmuştur.<br />

Irak’tan sonra Suriye’de,<br />

Musul’da yani komşumuz<br />

olan ülkelerde devam eden<br />

iç savaşta, ister rejim ister<br />

muhalifler tarafından olsun<br />

tümü Müslüman 250 bine<br />

yakın insan öldürüldü.<br />

Ölen Allah-U Ekber Diyerek<br />

Ölüyor, Öldüren Allah-U<br />

Ekber Diyerek Öldürüyor.<br />

Bu nasıl Müslümanlık,bu<br />

nasıl insanlık,bunlar,yani bu<br />

katiler nasıl olurda iki cihan<br />

güneşi Peygamber’mizin<br />

Hz.Muhammed (sav) ‘in<br />

ümmeti olurlar,anlamak<br />

mümkün değildir.<br />

Acı olan şu; Müslüman<br />

gruplar, din kardeşleri bile<br />

birbirini boğazlıyor.<br />

Suriyeli askerin yüreğini<br />

söküp kanını içen muhalifi<br />

başka bir ülkeden mi geldi<br />

oraya. Bunlar başka bir dine<br />

mi mensuplar hayır bu<br />

yaşananları herkes görüyor<br />

ve de bizati şahit oluyor.<br />

Allah aşkına bu ne biçim<br />

Müslümanlık?<br />

Bu nasıl bir inanç grubu?<br />

İşte komşumuz Irak’ta ise<br />

Şii Sünni iç savaş çatışmalarında<br />

en az 300’bine<br />

yakın Müslüman ve bunların<br />

arasında, bu bölgelerde<br />

yaşayan başka dinlere<br />

mensup olan insanlarda<br />

öldürüldü.Örnekleri çoğaltabilirim<br />

ama bu kadarı<br />

yeterli sanırım.<br />

Peki, bu durumda bir Yahudi<br />

ya da Hristiyan normal<br />

koşullarda rahat bir şekilde<br />

Müslüman olabilir mi?<br />

Buna sıcak bakabilir mı?<br />

İslam dinine katkı sunabilir<br />

mi?<br />

Aslında bu anlattıklarımın<br />

hiçbirinin gerçek İslam ile<br />

ilişkisi yoktur ve olamaz,<br />

olmamalıdır.<br />

Çünkü semavi dinlerin<br />

tümü barıştan yana, kardeşlikten<br />

yanadır.<br />

Günümüze baktığımızda<br />

birçok Müslüman daha<br />

onurlu bir yaşam için, vahşi<br />

ortamlardan kurtulmak<br />

adına kendi topraklarını<br />

bırakmak suretiyle, kâfir dediği<br />

Hristiyan dediği (Haçlı)<br />

ülkelerine göç ediyor,<br />

etmek zorunda kalıyor,üç<br />

peş kuruşa yada karın<br />

tokluğuna onların hizmet<br />

karı oluyor.<br />

İnsanlığın kurtuluşunun<br />

simgesi olan İslam dinine<br />

ve Hakikati insanlık âlemine<br />

sunmak adına yeryüzüne<br />

indirilen muhteşem bir<br />

Kur’an’a ve harika bir Peygambere<br />

sahip olan İslam<br />

âlemi nasıl olurda bu hale<br />

gelir, getirilir, kanlıgaflet<br />

içerisine düşer, düşürülür?<br />

Özellikle İslam alemi topluluğunun<br />

bunu iyi düşünmemiz<br />

lazımdır…<br />

Başta Amerika Birleşik<br />

Devletleri olmak üzere<br />

İngiltere ve Fransa merkezli<br />

“böl ve parçala ve işlevsiz<br />

hala” getir politikaları<br />

bölgede acımasızca devam<br />

etmekte.Üretdikleri silahları<br />

ister Sünni olsun ister Şii<br />

olsun Müslümanların<br />

ellerine vermek suretiyle<br />

bölgeyi kan gölüne çevirdikleri<br />

apaçık ortadadır.Emperyalist<br />

güçlerin’ fitnenin’<br />

kucağına düşenlere,kardeş<br />

kardeşi öldürenlere, şimdi<br />

soruyorum;Bu olanlar<br />

karşısında,Utanan vicdan<br />

var mı?<br />

52


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

ANADOLU MEDYASININ NABZI<br />

AYDIN’DA ATTI<br />

Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun 52. Başkanlar Konseyi toplantısı, Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nin<br />

muhteşem ev sahipliği ile rekor bir katılımla gerçekleşti.<br />

53


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Ülkemizin en deneyimli ve en büyük basın meslek kuruluşu olan Türkiye Gazeteciler<br />

Federasyonu’nun Aydın’daki 52. Başkanlar Konseyi toplantısı, Anadolu basınının 150’yi<br />

aşkın temsilcisini bir araya getirdi.<br />

5<br />

gün süren ve yüreğimize su serpmiştir.<br />

Aydın Gazeteciler Devletimizin temsilcilerinin<br />

tamamı bu düşünce de<br />

Cemiyeti’nin ev<br />

sahipliğini yaptığı olsa, yerel basının yaşadığı<br />

etkinlikte rekor bir çok yönlü sorunlar mümkün<br />

olduğunca minimize<br />

katılım gerçekleşirken, Anadolu<br />

medyasının nabzı tam edilir. TGF olarak çeşitli<br />

anlamıyla Efeler Diyarı’nda illerimizde yaptığımız toplantılarda<br />

o yörenin sorun-<br />

atıyor. Dolu dolu geçen<br />

büyük organizasyonun ilk larını irdelemekle kalmıyor,<br />

gününde, Anadolu basınının<br />

temsilcisi gazeteciler, yerel basında görev yapan<br />

Anadolu medyasının ve<br />

ilk olarak Aydın Valisi Ömer gazetecilerin sorunlarını<br />

Faruk Koçak’ı, ardından da tartışıp, kamuoyuyla<br />

da Adnan Menderes<br />

paylaşıyoruz” şeklinde<br />

Üniversitesi Rektörü Prof. konuştu. Aydın Gazeteciler<br />

Dr. Cavit Bircan’ı ziyaret Cemiyeti Başkanı Semra<br />

ettiler. Vali Koçak, ziyarette Şener ise organizasyonda<br />

yerel medyanın önemine emeği geçen kurum ve<br />

özellikle vurgu yaparken, kuruluşların temsilcilerine<br />

“Türkiye’nin nabzını aslında tek tek teşekkür etti. TGF<br />

Anadolu basını tutuyor. Heyeti Vali ziyaretinden<br />

Tirajları veya reytingleri sonra Adnan Menderes<br />

yaygın medyaya oranla düşük<br />

olsa da, bana göre yerel Dr. Cavit Bircan ile bir araya<br />

Üniversitesi Rektörü Prof.<br />

medyanın etki gücü çok geldi. İletişim Fakültesi<br />

daha fazladır. Halkın büyük yetkililerinin de katıldığı<br />

bölümü kendisini ilgilendiren<br />

haberlerin bir çoğunu luşları ile üniversitelerin<br />

toplantıda basın kuru-<br />

yerel medya sayesinde öğreniyor.<br />

O nedenle Anadolu olunması yönünde değer-<br />

daha yakın ilişki içerisinde<br />

basınına hepimiz sahip lendirmelerde bulunuldu.<br />

çıkıp destek olmalıyız” dedi. Daha sonra Üniversite<br />

TGF Genel Başkanı Yılmaz Konferans Salonu’nda “15<br />

Karaca da Vali Koçak’ın yerel<br />

basına yönelik değerlen-<br />

konulu konferans verildi.<br />

Temmuz’da Türk Basını”<br />

dirmesinin mutluluk verici Konferansta Anadolu medyası<br />

adına belgesel yapım-<br />

olduğunu belirtti. Karaca,<br />

“Sayın Vali’nin Anadolu cısı ve gazeteci yazar İsmail<br />

basını hakkındaki yorumu Kahraman’ın sunumu<br />

izlendi. Konferans öncesi<br />

ise “Tarihçi gözüyle Adnan<br />

Menderes” ve “Akademisyen<br />

gözüyle medyadaki 15<br />

Temmuz” konulu sunumlar<br />

gerçekleştirildi. Aynı<br />

gün akşamı Efeler Belediye<br />

Başkanı Mesut Özakcan’ın<br />

ev sahipliğinde verilen<br />

“hoşgeldiniz” yemeğine katılan<br />

TGF Heyeti, etkinliğin<br />

ikinci gününe Seçilmişler<br />

Kurulları toplantılarıyla<br />

başladı. Yönetim, Yüksek<br />

İstişare, Denetim ve Onur<br />

Kurulları’nın toplantılarında<br />

TGF’nin iç işleyiş<br />

konuları ile güncel mesleki<br />

değerlendirmeler ele<br />

alındı. Ardından gazeteciler<br />

Aydın Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun<br />

resepsiyonunda<br />

bir araya geldi. Sonrasında<br />

Başkan Çerçioğlu ile birlikte<br />

Adnan Menderes’in doğup<br />

büyüdüğü Çakırbeyli<br />

Köyü’nü gezen Anadolu<br />

basını temsilcileri, öğleden<br />

sonraki bölümde Karacasu<br />

ilçesindeki ünlü antik kent<br />

olan Afrodisias’ta incelemelerde<br />

bulundu. Daha sonra<br />

Nazilli’ye geçen TGF Heyeti,<br />

Belediye Başkanı Haluk<br />

Alıcık’ın konuğu oldu.<br />

Belediye önünde Mehter<br />

Bandosu ve Efelerin gösterisi<br />

ile karşılanan gazeteciler,<br />

Atatürk’ün kurdurduğu<br />

Türkiye’nin ilk basma<br />

fabrikası olan Sümerbank<br />

Merinos’u tanırken, Devlet<br />

Demir Yolları dışındaki ilk<br />

demiryolu yatırımı olma<br />

özelliği taşıyan “Gıdı Gıdı<br />

Treni” ile sembolik bir gezi<br />

yaptı. Nazilli Belediyesi’nin<br />

Türkiye’de bir ilk olan<br />

“Alzheimer<br />

Hastaları Bakım Evi” ve<br />

engelliler için özel olarak<br />

tasarlanan “ Sağlıklı ve<br />

Tehlikesiz Yaşam Evi”ni inceleyen<br />

yerel medya temsilcileri,<br />

akşam da Başkan<br />

Alıcık’ın verdiği yemekte<br />

bir aradaydılar. Türkiye<br />

genelinden ve KKTC’den<br />

olmak üzere 150’yi aşkın<br />

gazetecinin katıldığı Büyük<br />

organizasyon, üçüncü<br />

gündeki, TGF 52. Başkanlar<br />

Konseyi Ana Toplantısı, Didim<br />

Programı ve akşam da<br />

Aydın Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun<br />

davetiyle yapılacak<br />

Cumhuriyet Yemeği ile<br />

sürecek. Dördüncü gün Kuşadası<br />

programıyla devam<br />

edecek olan geniş kapsamlı<br />

etkinlikler, 30 Ekim’de konuk<br />

gazetecilerin Aydın’dan<br />

ayrılmaları ile sona erdi.<br />

Kayseri’yi temsilen TGF<br />

Genel Başkan Yardımcısı<br />

Veli Altınkaya temsil etti.<br />

54


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Amaç hedefe varmaksa!<br />

Tolgay Yılmaz<br />

Kendi halinde küçük<br />

bir esnafken az<br />

kazanıp az tüketiyor,<br />

ailenle birlikte sıcak<br />

yuvanda mutlu bir<br />

hayat sürüyordun. Fazlasında<br />

hiç gözün yoktu. Dini inançlarını<br />

da yerine getirip Allah’a<br />

dua ederken arada kimsenin<br />

olmasına gerek olmadığını da<br />

biliyordun. Hiçbir zaman gözün<br />

yükseklerde, çokta olmadı. Aza<br />

kanaat etmek senin ve ailen için<br />

mutluluğun kapısının anahtarı<br />

sayılırdı. Ama konu komşu<br />

durmuyor, etrafındakileri etkiliyordu.<br />

İçinde hiçbir kötülük<br />

olmayanları, içinde hiçbir art niyet<br />

barındırmayanları, iyilikten<br />

başka bir dünyanın mümkün<br />

olmadığına inananları toplamak<br />

için gayret gösteriyordu konu<br />

komşu. Neden?<br />

Çünkü kendileri bir bataklığa<br />

batmış ve o bataklığın sahiplerinin<br />

daha fazla insanı bataklıkta<br />

buluşturmak istedikleri<br />

kaçınılmazdı. Senin dükkanına<br />

gelen komşun ilk olarak seni en<br />

zayıf yerinden yani, hayır diyemeyeceğin<br />

dini değerlerinden<br />

yakalayıverdi seni!<br />

-Bu akşam dini sohbet toplantımız<br />

var. Sende gelmek ister<br />

misin?<br />

Buna hayır diyebilmek mümkün<br />

mü? Tabii değil. Düşünmeden<br />

kabul ettin. Sohbet<br />

ortamına giderken neler düşündüğünü<br />

biliyorum. Manevi<br />

değerlerine olan bağlılığını daha<br />

da artırmak, mazlum insanlara<br />

daha yakın olmak, ezilmişlere,<br />

yardım bekleyenlere, dışlanmışlara<br />

yakın olmak, onların refaha<br />

kavuşması için çırpınan bir<br />

yapının parçası olmak düşüncesine<br />

dayalı hayaller kurarak<br />

gittiğini biliyorum.<br />

Sohbet ortamına katıldıktan<br />

sonra konuşulanların dini sohbet<br />

ortamından uzak olmasının<br />

senin için de bir önemi yoktu<br />

zaten. Çünkü sen oraya bir gözle<br />

gittin, bir inançla gittin. Hiçbir<br />

çıkar menfaat gözetmeksin<br />

gittin. Bulunduğunu ortamın<br />

arkasında kim var, bu ortam<br />

kime yarar, kime zarar sağlıyor<br />

gibi düşüncelerle kalbini<br />

bozmak istemiyordun. Kısa dini<br />

sohbetin ardından “Mazlumlar<br />

için yardım toplanacak” sözüne<br />

kalbini bozmadan daha ilk günden<br />

biat ettin! Senin için esas<br />

olanın ne olduğunu biliyorum.<br />

Zamanla senin için esas olanları<br />

çürütmeye başlayacaklarından<br />

habersizdin. Çünkü sen gözü<br />

açılmamış bir toydun ve onlar<br />

için biçilmiş kaftandın.<br />

Herkese tek tek ne kadar tutar<br />

yardımda bulunacağı soruldu.<br />

Sıra sana geldiğinde ise boğazın<br />

düğümlendi. Çünkü senin<br />

ekonomik durumun ortadaydı<br />

ve yapacağın en küçük bir<br />

maddi yardım çocuklarının<br />

rızkı sayılmaktaydı. Ama sen<br />

hiç düşünmeden cebindekileri<br />

çıkartıp oraya bağışladın. En<br />

insani bir davranıştır yardımlaşmak<br />

ama amacından<br />

saptırılmadığı sürece anlamlıdır.<br />

İlk sohbet sonrası evine geldin<br />

ve ailene anlata anlata, öve öve<br />

bitiremedin gittiğin ortamı.<br />

-Ne güzel insanlarla tanıştım,<br />

ne güzel insanların arasında<br />

kendime yer buldum. Üstelik bu<br />

adamlar senin benim ulaşamadığın<br />

her yere ulaşabiliyorlar.<br />

O yüzden Afrika’nın bilmem<br />

neresindeki yardıma muhtaç<br />

birine artık bizde yardım ulaştırabileceğiz.<br />

Ailende tıpkı senin kadar etkilendiler<br />

senin bu reaksiyonuna.<br />

Kendin aç kalırsın ama bir başkasının<br />

aç kalmasına vicdanının<br />

razı gelmeyeceğini bildiğinden<br />

varını yoğunu paylaşıyorsun.<br />

Saf ve sadelik dolu dünyanda<br />

başlayan değişimi artık fark<br />

etme zamanın geldi!<br />

İkinci toplantı, üçüncü toplantı<br />

derken baktın ki ortamda<br />

dini sohbetten ziyade para<br />

konuşuluyor! Sürekli yardım<br />

toplanılmasından bahsediliyor,<br />

sürekli kendilerinden olan ve<br />

dar boğazda bulunan küçük<br />

işletmelerin büyütülmesinden<br />

bahsediliyor, sürekli altta<br />

bulunan kişilerin taşınabilecek<br />

kadar zirveye taşınmasından<br />

bahsediliyor! Hak, hukuk, eşitlik<br />

kavramlarının içi boşaltılıyor,<br />

vicdanı kimse o ortamdayken<br />

yanında bulundurmuyordu!<br />

Ailene bu yanlışları anlatamıyordun.<br />

Çünkü biliyordun ki<br />

ailen bu işe hiç razı gelmeyecek.<br />

Sana bundan sonra tek seçenek<br />

kalıyor. Ya o ortamın her şeyini<br />

kabul edecek, sesini çıkartmadan<br />

düzene ayak uyduracaksın,<br />

ya da onurundan, şerefinde,<br />

vicdanından taviz vermemek<br />

adına çekip gideceksin. Birçoğunuzda<br />

senin gibi ailesinden<br />

habersiz kararlar alıp, birinci<br />

seçeneği tercih etti. o ortamlara<br />

gittiğini bile ailenden saklar hale<br />

geldin. “Neredeydin” sorusuna<br />

her hafta farklı yalanlarla<br />

cevaplar verdin. Yaşamak için<br />

gerekli olanın onur değil, para<br />

olduğunu düşünenlerle dolu bir<br />

ortamda bulunmak artık seni<br />

de mutlu eder hale geldi. Artık<br />

o eski halinden eser kalmadı.<br />

Gözün açıldıkça açılıyor, daha<br />

fazlasına sahip olma arzusuyla<br />

yanıp tutuşur duruma erişiyordun.<br />

Ne olsa dini sömürenlerin<br />

arasına sen sonradan katıldın<br />

ve ortada suç varsa da eğer sana<br />

ait değil sandın! Çünkü senden<br />

önce kurulmuştu sistem.<br />

Oysaki her kişinin kendinden<br />

sorumlu olduğunu bir anda<br />

unuttun. Hak, hukuk çiğneyenlerin,<br />

eşitliği ayaklar altına<br />

alanların, ‘himmet’ adı altında<br />

toplanan yardımların yalanların,<br />

dolanların kol gezdiği, dürüstlük,<br />

samimiyet, gerçek inanç<br />

gibi sadeliğin hiç bulunmadığı<br />

bir suç örgütünün artık değişmez<br />

bir parçası haline geldin.<br />

Umurunda değil ki senin. Ne<br />

olsa o ortamlarda kutsal sayılan<br />

tek varlık Fethullah Gülen!<br />

İktidar, süper güçler, istihbarat<br />

teşkilatları ne ararsan arkanızda<br />

artık. Sırtınız yere de gelmez. Ye<br />

kürküm ye. Ne yersen ye. İster<br />

kul hakkı ye, ister masumların,<br />

ezilenlerin hukukunu çiğne<br />

fark etmez. Yüce yaratanla<br />

konuştuğunu iddia eden hasta<br />

bir yaratık sizi her türlü kötülüklerden,<br />

belalardan, şerden korur!<br />

Çünkü o şüphesiz her şeyi<br />

görendir ve her türlü ihtiyaca<br />

cevap verendir!<br />

Bir anda az kazanıp, az tüketen<br />

bir ailenin reisi ne hale geldi!<br />

Kendin bile şaşırdın değil mi<br />

eriştiğin konumuna? Kapı<br />

kapı gezip mazlumları bahane<br />

ederek onlar üzerine din ile<br />

bezenmiş sömürü politikanız<br />

zaten her yerde kabul görüyor.<br />

Yardım yapmayan kişi kendini<br />

Müslüman mı değil mi sorgular<br />

hale getirdiniz!<br />

İktidar partisi ile her şeyi ortak<br />

yapan FETÖ örgütü ile iktidar<br />

partisinin arası rant yüzünden<br />

açıldı. Oluk oluk akan paradan<br />

iki tarafta fazla pay almak<br />

isteyince gerilen ve gevşetilmeyen<br />

ipler koptu. Birbirinizi<br />

açık etmeye başladınız. Medya<br />

ile gücüne güç katan iktidar<br />

sizi her ortamda alt etti, siz ise<br />

konuşacak bir ortam bulamadığınızdan<br />

kendinizi anlatacak<br />

bir mecra bulamadınız. Artık bu<br />

yapı bir terör örgütü olarak ifşa<br />

edildi. Sizlere karşı başlatılan<br />

operasyonlarda sıkışmaya başladınız<br />

ya itirafçı olmayı kabul<br />

edip kısa süre öncesine kadar<br />

bağlı olduğun yapıyı deşifre<br />

ettiniz, ya da kaçtınız!<br />

Onur ve şerefini yitiren biri bağlı<br />

olduğu yapıyı deşifre etmiş ne<br />

önemi var!<br />

“Haksızlık karşısında susan<br />

dilsiz şeytandır” ama siz bir<br />

melekten farksızsınız. Neden<br />

mi? Biat ettiğiniz kişi yüce yaratanla<br />

konuşmuş! Yüce yaratan<br />

ona “Kainatı Hz. Muhammed<br />

için yarattım, senin için devam<br />

ettiriyorum!” bu türden ahmaklıklarla<br />

milyonlarca insanı<br />

etkisi altına alan birinin yanında<br />

olmak sizler için elzem, sayıldı.<br />

Bulunduğunuz konumdan<br />

eriştiğiniz konumun hayalini<br />

dahi kuramazken bugün bambaşka<br />

biri oldun! Ne olsa yüce<br />

Allah’ın son ve en güzel dinini<br />

kötüye yormuşsun, insanlığını<br />

yitirmişsin, onurunu satmışsın<br />

seni en tepeye çıkaran sistemi<br />

mi satmayacaksın. “Hedefe varmak<br />

için yürüdüğünüz yolda<br />

yapacağınız her şey mubahtır”<br />

anlayışına olan bağlılığınız<br />

devam ede dursun.<br />

55


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

YENİ<br />

D O Ğ<br />

56


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

BİR KENT<br />

A C A K<br />

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik,<br />

Sahabiye Kentsel Dönüşüm projesinde<br />

son hazırlıkların tamamlandığını söyledi<br />

57


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Kayseri Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Mustafa Çelik,<br />

Sahabiye Kentsel Dönüşüm<br />

projesinde son hazırlıkların<br />

tamamlandığını söyledi.<br />

Başkan Çelik, Kasım ayında<br />

açılacak olan Sahabiye<br />

Kentsel Dönüşüm ofisinde<br />

hak sahipleriyle görüşmelere<br />

başlayacaklarını açıkladı.<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Mustafa Çelik, Sahabiye<br />

Kentsel Dönüşüm Projesi’nde<br />

gelinen son noktayla ilgili<br />

açıklamalarda bulundu. Projeyle<br />

ilgili yoğun bir çalışma<br />

yaptıklarını ve son hazırlıkların<br />

tamamlandığını ifade<br />

eden Başkan Çelik, “Kasım ayı<br />

içinde birinci etapta bulunan<br />

hak sahipleri ile görüşmelere<br />

başlıyoruz” dedi.<br />

Büyükşehir Belediyesi<br />

hizmet binası yanında<br />

Sahabiye Kentsel Dönüşüm<br />

Ofisi oluşturduklarını ve<br />

Kasım ayında açacaklarını<br />

dile getiren Başkan Çelik, “Bu<br />

ofis içinde görüşme odaları,<br />

maket ve broşürler ile<br />

ekranlarda sunumlar olacak.<br />

Vatandaşımız ofise geldiğinde<br />

projenin mevcut durumunu,<br />

kendi mülkünün puanını ve o<br />

puana karşılık gelen daire ya<br />

da ofisleri görebilecek. Kasım<br />

ayı içinde bu ofisi de açarak<br />

görüşmelere başlayacağız”<br />

diye konuştu.<br />

YIKIMA BAŞLANARAK TEMEL ATILACAK<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Çelik, Sahabiye Kentsel Dönüşüm Projesi’nde hızlı bir<br />

şekilde ilerlediklerini ve iyi bir yolda olduklarını söyledi. Başkan Mustafa Çelik, hedeflerinin<br />

önümüzdeki yılın ilk aylarında yıkıma başlamak ve temel atmak olduğunu belirtti.<br />

58


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Bu kitapları okuyun!<br />

Hacı Yakışıklı<br />

Evet, okumak güzeldir; lakin yaşamak daha güzeldir.<br />

Hem okuyup hem yaşamak ise paha biçilemez.<br />

Başta Kur’an-ı Kerim<br />

okunmalı elbette, çünkü<br />

tüm kitaplar sadece<br />

bir kitabı anlamak için<br />

okunur. Tüm kelimeler sadece<br />

bir kitabın etrafında döner<br />

durur! O kitap Kur’an’dır!<br />

Elimizde Allah’tan bize gelen<br />

başka bir kitap yok, diğerleri<br />

insan eliyle tarümar edilmiş ve<br />

az bir bedel karşılığında satılmış!<br />

Dün Tevrat’ı ve İncil’i bozuk<br />

para gibi harcayıp satanlar;<br />

bugün insanı ve insanlığı<br />

harcıyor! Şayet güçleri yetseydi<br />

yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’i<br />

de değiştirirlerdi. “Onu biz<br />

indirdik, biz koruyacağız” diyen<br />

bir irade karşısında sonsuzluk<br />

bile aciz kalır. Yüce Rabbim iyi ki<br />

dinimizi insanların eline bırakmamış.<br />

Aynısını 15 Temmuz’da<br />

da gördük. O gece bir rahmet eli<br />

etrafımızda dolaştı ve Allah’ın<br />

izniyle imanlı göğüsler tanklara<br />

dayanıp onları durdurdu.<br />

NECİP FAZIL KISAKÜREK; “Sanat<br />

Allah’ı aramaktır” der. CAHİT<br />

ZARİFOĞLU; “Ben her şeyden<br />

önce Müslüman bir şairim” diye<br />

söyler. Bu tarifler çok doğrudur.<br />

Allah’ın -hâşâ- olmadığı bir<br />

sanatı biz elimizin tersiyle iteriz.<br />

Şiir bizi İslam’a aykırı bir yola<br />

itiyorsa tüm süslü kelimeler<br />

sadece birer bataklık gülüdür.<br />

Şöyle aklıma gelen birkaç kitabı<br />

sayayım:<br />

Necip Fazıl Kısakürek, Çile<br />

isimli kitabı! Üstadın tüm şiirleri<br />

bu kitaptadır. Cahit Zarifoğlu,<br />

bütün şiirlerinin toplandığı tek<br />

bir kitap var. Bunun yanında<br />

hikâyeleri ve anı kitabı var,<br />

hepsini okuyun, çok samimi<br />

yazılmış. İSMET ÖZEL, yine<br />

tüm şiirlerinin toplandığı kitabı<br />

var. Bir de “Şiir Okuma Kılavuzu”<br />

eseri okunasıdır. İsmet Özel çok<br />

farklıdır, anlamak uzun bir süreç<br />

gerektirir. Siz zoraki anlamaya<br />

çalışmayın, üzerinizde bıraktığı<br />

etki farklı bir bakış açısı yakalamanızı<br />

sağlayabilir.<br />

ÖZDEMİR ASAF’ın kitaplarında<br />

tam bir kelime işçiliği görürsünüz.<br />

Tüm kitaplarını alın, kelime<br />

dünyanızın sayısal olarak<br />

değil de mana olarak arttığını<br />

fark edersiniz. CAHİT SITKI<br />

TARANCI, CAHİT KÜLEBİ,<br />

ORHAN VELİ KANIK okunabilir.<br />

Tabii ki tavsiye ettiklerimizin<br />

bütün yazdıklarını veya şiirlerini<br />

“onaylıyor” değiliz. Mesela Orhan<br />

Veli’nin “Rakı şişesinde balık<br />

olsam” mısrası iğrenç ötesidir.<br />

Yani kitapları okurken “aklınızı<br />

ve ruhunuzu” kullanmayı unutmayın!<br />

O yüzden başta Kuran’ı<br />

tavsiye ettik, çünkü bizim çıkış<br />

noktamız odur.<br />

MEHMET AKİF ERSOY’un Safahat’ını<br />

okurken yanınızda FERİT<br />

DEVELLİOĞLU’nun Osmanlıca-Türkçe<br />

Sözlüğü bulunmalı!<br />

Bu sözlüğü sahaflardan ucuza<br />

bulabilirsiniz, bir miktar kalındır.<br />

Profesör MEHMET KAPLAN’ın<br />

1969’da yazdığı “Büyük Türkiye<br />

Rüyası” kitabı okunmalı. Bakmayın<br />

akademisyen olduğuna,<br />

Türkiye’yi ve toplumu çok iyi<br />

analiz eder. Kitap eski, fikirler<br />

yenidir.<br />

İSKENDER PALA özellikle<br />

Osmanlı Dönemi Divan Edebiyatı’na<br />

ilgi duyanlar için güzel<br />

bir başlangıç olabilir. Eğer bir<br />

kitabını severseniz adım adım<br />

diğerlerini de okuyun.<br />

ŞEYH SADİ ŞİRAZİ’nin “Bostan<br />

ve Gülistan” muhakkak<br />

okunmalı, ruhu dinlendiriyor.<br />

EMİNE ŞENLİKOĞLU’nun<br />

“Gençliğimin İmanını Sorularla<br />

Çaldılar” kitabını alın. NAZAN<br />

BEKİROĞLU’nun “Yusuf ve<br />

Züleyha” kitabını alıp bir çırpıda<br />

okuyabilirsiniz.<br />

Bizim cenahın yazarı değildir<br />

ama farklı bir eser okumak istiyorsanız<br />

OĞUZ ATAY’ın “Tutunamayanlar”<br />

romanını okuyun.<br />

Ama sabırla okumanız lazım,<br />

romanın her yerini anlamanız<br />

mümkün değil, zaten kendisinin<br />

“anlaşılmak” gibi bir derdi<br />

yok! Eserin sonunda “bir kenara<br />

itilmiş” insanların yavaşça yanınıza<br />

geldiğini görebilirsiniz.<br />

HÜSEYİN NİHAL ATSIZ’ın “Bozkurtlar’ın<br />

Ölümü” kitabı okunmalı,<br />

CENGİZ AYTMATOV’un<br />

“Selvi Boylum” okunabilir.<br />

Aytmotov’unki biraz da teknik<br />

olarak güzeldir. İç sesler falan!<br />

Filmi de çekildi ama müstehcen<br />

öğeler var maalesef!<br />

Şinasi, Ahmet Mithat Efendi, Recaizade<br />

Mahmut Ekrem, Namık<br />

Kemal, Tevfik Fikret, Mehmet<br />

Rauf, Yakup Kadri Karaosmanoğlu<br />

gibi isimlerden kesinlikle<br />

UZAK DURUN! Bunları edebiyat<br />

dalında uzmanlaşmak isteyen<br />

kişiler okusun; kitaplar fena halde<br />

sıkıcıdır, bazılarından ideoloji<br />

fışkırır, çoğu batı özentisidir.<br />

Tekrar söyleyeyim, tavsiye<br />

ettiğim kitapların her cümlesine<br />

kefil değilim, aklınızı kullanarak<br />

okuyun! Ayrıca yazıyı yazarken<br />

direkt zihnime ilk gelenleri<br />

yazdım, kütüphaneye falan<br />

bakmadım! Daha ismini yazmadığım<br />

birçok kıymetli yazar var,<br />

hatta illa yazmam gerekip de<br />

unuttuklarım vardır. Haklarını<br />

helal etsinler, başka bir yazıda<br />

onlara da yer veririz.<br />

Tüm bu tavsiye edilen eserleri<br />

okuduktan sonra zaten kendinize<br />

yeni bir yol bulursunuz.<br />

Yeni kitapları ve yeni yazarları<br />

artık kimsenin tavsiyesine gerek<br />

duymadan kendiniz keşfedebilirsiniz.<br />

Evet, okumak güzeldir;<br />

lakin yaşamak daha güzeldir.<br />

Hem okuyup hem yaşamak ise<br />

paha biçilemez. İşte o, peygamberimizin(sav)<br />

güzel yoludur.<br />

59


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

REKLAM<br />

60


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet<br />

Özhaseki, ülkedeki sorunları el ele<br />

vererek çözebileceklerini söyledi<br />

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki:<br />

El ele<br />

vererek<br />

sorunları<br />

çözeceğiz<br />

61


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

62


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Bakan Özhaseki: “Binlerce yıldır yaşayan kadim medeniyetler üzerinde kurulmuş<br />

bin yıldır da kendimize has medeniyetimizi inşa ettiğimiz şu dönemde<br />

sıfır şehirler inşa etmek kadar işimiz kolay değil”<br />

Gittiğimiz illerde<br />

o ilin ve ilçelerinin<br />

sıkıntıları konusunda<br />

formüller<br />

üretmemiz gerekiyor.<br />

Biz ağıt ve<br />

şikayet makamında<br />

değiliz, aksine<br />

çözüm makamındayız.<br />

Bu konuda<br />

gerekirse inisiyatif<br />

almaktan çekinmiyoruz.<br />

Mehmet<br />

Özhasek<br />

Çevre ve<br />

Şehircilik Bakanı<br />

Bakan Özhaseki, yaptığı<br />

açıklamada, bakanlık olarak<br />

Türkiye’yi karış karış<br />

gezerek daha modern<br />

ve çarpık kentleşmenin<br />

olmadığı şehirler oluşturmak<br />

için çabaladıklarını<br />

söyledi.<br />

Ankara’da oturarak Türkiye’nin<br />

idare edilemeyeceğini<br />

belirten Özhaseki,<br />

“Türkiye’deki yapı<br />

stokunun yaklaşık yüzde<br />

50’ye yakını sağlıklı yapılardan<br />

oluşmuyor, ciddi<br />

depremlerde yıkılma<br />

tehdidi ile karşı karşıya.<br />

Aynı zamanda dönüşüm<br />

ilan edip de yaptığımız<br />

veya sağlam olarak<br />

gördüğümüz yapılarda da<br />

kimliksiz yapılarla karşı<br />

karşıyayız.” dedi.<br />

Bir şehirdeki yapıların,<br />

siluet olarak bakıldığında<br />

o şehirde yaşayanların<br />

inanışları, örfleri, adetleri,<br />

sosyal yaşam biçimleri<br />

hatta dini inançları<br />

hakkında bilgi verdiğini<br />

aktaran Bakan Özhaseki,<br />

şunları kaydetti: “Şimdi<br />

şehirlere baktığımız<br />

zaman ne yazık ki bizim<br />

kendi has değerlerimize<br />

ait değerler taşıyan<br />

kimliklerle karşı karşıya<br />

değiliz. Bunlar bizim<br />

içimizde bir yara. Tabii<br />

binlerce yıldır yaşayan<br />

kadim medeniyetler<br />

üzerinde kurulmuş bin<br />

yıldır da kendimize has<br />

medeniyetimizi inşa ettiğimiz<br />

şu dönemde sıfır<br />

şehirler inşa etmek kadar<br />

işimiz kolay değil. Burada<br />

gelinen noktadan itibaren<br />

nelerin yapılacağı hususu<br />

da bakanlığımızın birinci<br />

önceliğini oluşturuyor.<br />

Kentsel dönüşümle ilgili<br />

partimizin atmış olduğu<br />

adımlarda bizim de çok<br />

hızlı davranmamız icap<br />

ediyor.”<br />

Bakan Mehmet Özhaseki,<br />

bakanlık olarak sorunlu<br />

yerlere gidip yerinde<br />

tespitlerde bulunduklarını<br />

ve en hızlı formül<br />

bulmak için çalışma<br />

yaptıklarını dile getirdi.<br />

Parti ayırımı yapmadan<br />

bütün belediyelerle iyi<br />

ilişkiler içinde oldukları<br />

belirten Özhaseki, “Biz<br />

işin genel kurallarını<br />

koyarak, belediyelerin<br />

yapmış olduğu çalışmaları<br />

değerlendirerek<br />

bakanlıkta, Ankara’da<br />

oturarak kendi koltuğumuzdan<br />

Türkiye’yi idare<br />

edemeyiz. Biz buna karar<br />

verdik. Gittiğimiz illerde o<br />

ilin ve ilçelerinin sıkıntıları<br />

konusunda formüller<br />

üretmemiz gerekiyor. Biz<br />

ağıt ve şikayet makamında<br />

değiliz, aksine çözüm<br />

makamındayız. Bu konuda<br />

gerekirse inisiyatif<br />

almaktan çekinmiyoruz.<br />

Yeter ki vicdani ve doğru<br />

olsun. Bu anlamda burada<br />

çalışmamızı yapacağız.<br />

Sonra başka ile doğru<br />

hareket edeceğiz.”<br />

63


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI<br />

AÇISINDAN<br />

KAYSERi TAM<br />

BR ENKAZ<br />

64


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Kayseri Gazeteciler Cemiyetimizin Dergisi için Kayseri’de tanınan, sevilen<br />

ve Bir dönem Diş Hekimleri Odası Başkanlığını da yapan Diş Hekimi<br />

Umut Kural’a konuk olduk. Sayın Kural ile hem Kayseri’nin hem de Türkiye’yi<br />

diş sağlığını masaya yatırdık. Oldukça samimi bir ortamda geçen<br />

röportajda, Sayın Kural’ın Dergimize olan ilgisi bizleri oldukça mutlu etti.<br />

CEMİYET: Öncelikle Umut<br />

Kural’ı tanıyabilir miyiz. Diş Hekimi<br />

Kural kimdir kendinizi<br />

bize anlatabilir misiniz?<br />

UMUT KURAL:<br />

1977 Kayseri-Yenimahalle<br />

doğumluyum.<br />

Sümerbank torunu ve oğluyum.<br />

Alpaslan İlkokulu, Sümer Ortaokulu<br />

ve Lisesinden sonra yüksek lisans<br />

eğitimimi Ankara Üniversitesi Diş<br />

hekimliği Fakültesinde 1999 yılında<br />

tamamladım. Değişik kamu kurumlarında<br />

ve özel sağlık kuruluşlarında<br />

çalıştıktan sonra, serbest diş<br />

hekimliği yapmaya başladım. Son<br />

14 yılı muayenehanemde olmak<br />

üzere, 20 yıldır klinisyen olarak,<br />

aktif ve kesintisiz çalışmaktayım.<br />

Klinisyenliğimin yanı sıra Kayseri<br />

(Kırşehir, Nevşehir, Niğde) Diş<br />

hekimleri Odası’nda ve Türk Diş<br />

hekimleri Birliği’nde, toplum ağız diş<br />

sağlığı konusunda ve meslektaşlarımızın<br />

güncel ihtiyaçları konusunda,<br />

topluma hizmet etmekteyim. Evli<br />

ve 2 çocuk babasıyım.<br />

“Çocuklarımıza rol model olmuyoruz, denetlemyoruz, ödül-ceza<br />

sstemn devreye sokmuyor ve teşvk etmyoruz.” Umut Kural<br />

Kayseri Türkiye’nin<br />

aynasıdır.<br />

İlimizin öyle bir<br />

özelliği var ki;<br />

Kayseri’yi 81 ile<br />

çarpınca Türkiye’yi<br />

veriyor.<br />

Yüzölçümü,<br />

nüfusu, gelir<br />

durumu, hekim<br />

sayısı, toplum<br />

ağız diş sağlığı<br />

seviyesi…<br />

EMİYET: Kayseri’nin diş<br />

sağlığını yorumlarsanız,<br />

nasıl bir tablo karşımıza<br />

çıkıyor.?<br />

UMUT KURAL: Kayseri<br />

Türkiye’nin aynasıdır.<br />

İlimizin öyle bir özelliği var<br />

ki; Kayseri’yi 81 ile çarpınca<br />

Türkiye’yi veriyor. Yüzölçümü,<br />

nüfusu, gelir durumu,<br />

hekim sayısı, toplum ağız<br />

diş sağlığı seviyesi… Yıllar<br />

önce Kayseri’de 1 tam gün<br />

boyunca yaptırdığım bir<br />

taramada rastgele örnekleme<br />

metoduna göre<br />

vatandaşlarımızın %99’undan<br />

fazlasında acil tedavi<br />

edilmesi gereken rahatsızlık<br />

olduğunu tespit etmiştik.<br />

Vatandaşlarımızdan sadece<br />

2 tanesinde sağlıklı ağız<br />

diş sağlığı rapor edilmişti.<br />

Dikkatimi çekti ve bu 2<br />

kişiye özellikle baktım.<br />

İlki zaten ağzında hiç diş<br />

kalmamış yaşlı bir vatandaşımızdı<br />

diğeri ise daimi<br />

dişleri yeni sürmekte olan<br />

genç bir kardeşimizdi. Şunu<br />

çok rahatlıkla söyleyebilirim<br />

ki; Kayseri, ağız diş sağlığı<br />

açısından tam bir enkazdır.<br />

Türk Diş Hekimleri Birliğinin<br />

yapmış olduğu bir diğer<br />

araştırmaya göre yarından<br />

itibaren mevcut diş<br />

hekimlerimizin hepsi aynı<br />

anda tam kapasite çalışmaya<br />

başlasa toplum ağız diş<br />

sağlığı ancak 50 sene sonra<br />

gelişmiş bir ülke seviyesine<br />

gelebiliyor.<br />

CEMİYET: Diş Sağlığımıza<br />

neden önem vermek istemiyoruz.?<br />

Bir uzman olarak<br />

bu psikolojiyi bize anlatır<br />

mısınız?<br />

UMUT KURAL: Bu konu bireysellikten<br />

uzak toplumsal<br />

bir hadisedir. Toplumumuz<br />

diş fırçalamanın gerekliliğini<br />

ve kazanılması gereken<br />

iyi bir alışkanlık olduğunu<br />

biliyor lakin rol model ve<br />

teşvik eksikliğimiz var. Aile<br />

içerisinde ve günlük hayatta<br />

diş fırçalama olmasa da olur<br />

kategorisinde. Ebeveynler<br />

bu işin ilk halkası, çocuklarımızın<br />

ödevlerini yapmasını<br />

telkin ediyor, denetliyor,<br />

gerektiğinde yardım ediyor,<br />

birlikte ödev yapıyor ve<br />

hatta ödül-ceza ile teşvik<br />

ediyoruz. Diş fırçalamada<br />

ise sadece telkin ediyoruz.<br />

Çocuklarımıza rol model<br />

olmuyoruz, denetlemiyoruz,<br />

ödül-ceza sistemini<br />

devreye sokmuyor ve teşvik<br />

etmiyoruz. İkinci halkamız<br />

öğretmenlerimiz, eğitim<br />

– öğretim hayatımızda müfredatta<br />

öğrettiğimiz ağız diş<br />

sağlığı, pratikte, uygulamada<br />

ve tekrarda destek bulmuyor.<br />

Medya işin bir diğer<br />

boyutu, yabancı filmlerde<br />

oyuncular yatmadan önce<br />

mutlaka diş fırçalar çocuklar<br />

dua eder bu sahneler bilinç<br />

altında ben de yapmalıyım<br />

yapmazsam eksik kalırım<br />

duygusunu doğurur. Türk<br />

yapımlarının hiçbirinde diş<br />

fırçalama sahnesi göremiyoruz.<br />

En son ve en önemli<br />

konu; Ağız ve diş bakımını<br />

dişerin ağrımaması için<br />

yapılan bir eylem zannediyoruz.<br />

Kısa dönemde<br />

dişlerimiz ağrımadığı için ilk<br />

diş ağrısına kadar fırçalama<br />

alışkanlığını bırakıyoruz.<br />

Ağız ve diş bakımı; el yıkama,<br />

tırnak kesme, tıraş olma<br />

gibi periyodik bir bakımdır.<br />

Dişler günde iki kez fırçalanıp<br />

temizlenmeye ihtiyaç<br />

duyarlar. Okuyucularımıza<br />

65


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

. Türk Diş Hekimleri<br />

Birliğinin<br />

yapmış<br />

olduğu bir diğer<br />

araştırmaya göre<br />

yarından itibaren<br />

mevcut diş<br />

hekimlerimizin<br />

hepsi aynı anda<br />

tam kapasite çalışmaya<br />

başlasa<br />

toplum ağız diş<br />

sağlığı ancak<br />

50 sene sonra<br />

gelişmiş bir ülke<br />

seviyesine gelebiliyor.<br />

bu konudaki önerim, Gece<br />

yatmadan önce mutlaka<br />

dişlerimizi fırçalayalım ve<br />

çocuklarımıza rol model olalım.<br />

Çocuklarımızın dişlerini<br />

fırçalamadan yatmalarına<br />

müsaade etmeyelim. Sabah<br />

kahvaltıdan sonra da aynı<br />

şekilde dişlerimizi fırçalayalım.<br />

4 yaşa kadar çocukların<br />

diş fırçalamalarına ebeveynler<br />

yardım etmeli, 4<br />

yaştan sonra tüm çocuklar<br />

dişlerini kendileri fırçalayacak<br />

seviyeye gelmelidirler.<br />

Okul öncesi ve sonrası tüm<br />

çocuklar için diş fırçalama,<br />

el kaslarının gelişmesi için<br />

de iyi bir fırsat olacaktır.<br />

CEMİYET: Halk arasında<br />

diş fırçalarken, her zaman<br />

diş macunun ıslatırız. Bunun<br />

diş sağlığına her hangi<br />

bir zararı var mıdır?<br />

UMUT KURAL: Diş fırçalama<br />

ile musluk arasında<br />

hiçbir bağ yoktur. Olmamalıdır.<br />

Gerek fırçalama gerekse<br />

durulama esnasında su<br />

kullanmamalıyız. Fırçalamadan<br />

sonra ağzımızdaki<br />

fazla köpüğü tükürüp diş<br />

üzerinde kalan diş macunu<br />

tabakasını korumalıyız. Su<br />

kullanmak macunun etkisini<br />

yitirmesine sebep olur.<br />

CEMİYET: Türkiye’nin Diş<br />

sağlığının her geçen gün<br />

geriye gittiğini biliyoruz.<br />

Sizce bunun nedenleri ne<br />

olabilir?<br />

UMUT KURAL: Bu konu<br />

hakkında devletin ve<br />

dişhekimliği camiasının<br />

her kademesi ile görüşme<br />

yapmış, işin epidemiyolojisine<br />

hakim bir bilirkişi<br />

olarak net söyleyebilirim<br />

ki; Devlet, ağız diş sağlığı<br />

sorununun net çözümü<br />

için uğraşmıyor, uğraşmak<br />

da istemiyor, yorucu ve<br />

zahmetli geliyor ve bunların<br />

yanı sıra esas önemli olan,<br />

konuyu önemsemiyor. An<br />

itibarıyla kaplıcaya giden<br />

vatandaşlarımız dahi maddi<br />

olarak desteklenirken,<br />

sabaha kadar diş ağrısıyla<br />

kıvranmış hastalara dahi<br />

maddi yardım yapılmıyor.<br />

Devlet kısıtlı sayıda hekimle<br />

diş sorununu çözmeye çalışıyor.<br />

Aylar sonraya verilen<br />

randevular, tedavi yerine diş<br />

çekimi, bugün git yarın gel<br />

rutin hale gelmiş durumda.<br />

Koruyucu, önleyici tedaviler<br />

ise yok denilecek düzeyde.<br />

Yapılması gereken, öncelenecek<br />

olan mevcut “atıl” dişhekimlerine<br />

halka ulaşımını<br />

sağlamaktı. Herkesin hayatını,<br />

beden ve ruh sağlığı<br />

içinde sürdürmesi ülküsünden<br />

hareketle, mevcut<br />

kapasiteyi azami verimle<br />

kullanıp, bunun yanı sıra<br />

yeni ve nitelikli diş hekimi<br />

yetişmesini sağlamaktı. Bunun<br />

yerine verimsiz çalışan<br />

diş hekimlerine yenileri<br />

eklendi.<br />

Diş hekimlerinin %60’ı özel<br />

serbest diş hekimliği yaptığı<br />

için devletin hiçbir yardım<br />

yapmadığı özel muayenehanelerden,<br />

sıradan vatandaşın<br />

faydalanması zorlaşmaktadır.<br />

Kamu kurumlarındaki<br />

meslektaşlarımız hasta<br />

yoğunluğu altında ezilirken,<br />

serbest diş hekimleri boş<br />

vakitlerden dert yanmaktadır.<br />

Türkiye’de hali hazırda<br />

30 bin diş hekiminin yarısından<br />

fazlası SGK için atıl<br />

vaziyettedir.<br />

Planlayıcılar, iktisat ve<br />

işletme kurallarına göre arzı<br />

arttırıp talebi düşürebileceklerini<br />

öngörmüşler lakin<br />

aynen bizim söylediğimiz<br />

gibi diş hekimi sayısını<br />

artınca, nicelik artmış ve<br />

fakat nitelik ciddi kayba<br />

uğramıştır. Bunun yanı sıra<br />

yetiştirilen yeni diş hekimlerinin<br />

istihdamı da sağlanamayınca,<br />

Türkiye’nin diş<br />

hekimi sorununda ilerleme<br />

kaydedilememiştir. T.C. Sağlık<br />

Bakanlığı’nın verilerinde<br />

de olduğu gibi hizmet veren<br />

birimlerin çoğalmasına<br />

rağmen halkın memnuniyetinin<br />

bu oranda artmamış<br />

olması, söylemlerimin<br />

sağlaması niteliğindedir.<br />

Bu noktada önemli bir<br />

avantajdan faydalanmak<br />

gerekiyor: diş hastalıklarının<br />

tamamı önlenebilir hastalıklardır.<br />

İvedilikle çocuklar<br />

öncelenmeli, koruyucu ve<br />

önleyici tedavileri ve rutin<br />

kontrolleri, tüm çocuklara<br />

pozitif ayrımcılık yapılarak<br />

ülkenin geleceği kurtarılmalıdır.<br />

Mevcut diş hekimlerinden<br />

azami faydalanmalıdır.<br />

Ülkenin manevi olanakları<br />

kullanılmalı toplum ağız diş<br />

sağlığı bilinci yükseltilmeli,<br />

bu işin alfabesi olan “akşam<br />

yatmadan diş fırçalama”<br />

rutin hale getirilmelidir.<br />

Kısacası halkın hekime<br />

ulaşımını sağlamadan bu<br />

sorun çözülemez.<br />

CEMİYET: Birçok vatandaşımız<br />

diş eti hastalığı ile<br />

karşı karşıya kalabiliyor. Diş<br />

hastalığı genetik bir durumu<br />

yoksa bakımsızlıktan mı<br />

kaynaklı?<br />

UMUT KURAL: En sık<br />

görülen hastalık maalesef<br />

ki dişeti hastalığı, dişeti<br />

hastalığı %90 ları geçmiş<br />

durumda. Dişlerin sağlığı<br />

konusunda genetik faktörler<br />

önemlidir lakin irsi olarak en<br />

şanssız dişlerin dahi günlük<br />

bakım ve periyodik hekim<br />

kontrolü ile tamamen<br />

sağlıklı olması sağlanabilir.<br />

Önceden de belirttiğim gibi<br />

diş hastalıklarının tamamı<br />

önlenebilir hastalık kategorisindedir.<br />

Bu bağlamda<br />

“benim dişlerim genetik<br />

olarak bozuk, diş rahatsızlığım<br />

kaçınılmaz” söyleminin<br />

gerçekle uzaktan yakından<br />

66


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

bağlantısı yoktur. Olsa olsa<br />

iyi bir “züğürt tesellisi” olur.<br />

.<br />

CEMİYET: Vatandaşların en<br />

çok şikayetlerinden birisi<br />

de diş kaynaklı ağız kokusu.<br />

Bunun için nasıl bir yol<br />

izlenmeli?<br />

UMUT KURAL: Ağız kokusu;<br />

çoğu kişide olan ama eş,<br />

dost, hısım, akrabanın çoğu<br />

kez söyleyemediği ve kişinin<br />

de kendi kendine fark<br />

edemediği ciddi bir rahatsızlıktır<br />

ve büyük bir tabu<br />

olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />

Ağız kokusu yoğunlukla<br />

ağız diş sağlığı bozukluğundan<br />

kaynaklanır ve tedavi<br />

edilmediği sürece sürekli<br />

artarak devam eder. Çürük,<br />

dişeti sorunu ve genel tabiri<br />

ile hastalık, ağız kokusunun<br />

en önemli sebebidir. Gargara,<br />

sakız, sprey gibi uygulamalar<br />

geçici çözümlerdir,<br />

sağlıklı bir bireyde süreğen<br />

ağız kokusu olmamalıdır.<br />

Peki, ağzım kokuyor mu?<br />

Bu sorunun cevabı kolaylıkla<br />

bulunabilir, temiz bir<br />

pamuk parçası ile tüm dişleri,<br />

dili, yanağı ve damağı<br />

silmek ve bir diş ipi ile tüm<br />

dişlerin arasını temizlemek<br />

sorumuzun cevabını verecektir.<br />

Temizlikte kullandığımız<br />

pamuk ve ipi koklayınca<br />

diğer insanlara nasıl<br />

koktuğumuzu anlayabiliriz.<br />

Ağız kokusu konusunda<br />

hastalarımızın kokuyu<br />

bastırmaya çalışmaktan<br />

başka yapacağı hiçbir şey<br />

yoktur. Hekim muayenesi<br />

ile kokuya neden olan tüm<br />

sorunların tespit edilip<br />

tedavi edilmesi gerekir.<br />

CEMİYET: Bazı yayın<br />

organlarında diş tedavileri<br />

ilgili harıl harıl reklam<br />

yapılıyor. İnsan sağlığı<br />

için önemli olan böyle bir<br />

konuda insanları reklamla<br />

çekebilmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

UMUT KURAL: Sağlık,<br />

reklam yapılması yasak bir<br />

alandır. Sağlığın ticari bir<br />

hal alması, istenilmeyen ve<br />

kötü sonuçlar doğuracak bir<br />

hadisedir. Sağlıkta olması<br />

gereken bilgilendirme ve<br />

farkındalık oluşturmaktır.<br />

Reklam ile bilinçlendirme<br />

arasında sadece nüans<br />

vardır. Bu nüansa dikkat<br />

etmediğimiz takdirde işler<br />

çığırından çıkar. ; insanları<br />

yanıltıcı, paniğe düşürücü,<br />

yanlış yönlendirici, abartılı,<br />

doğruluğu bilimsel olarak<br />

kanıtlanmamış bilgilerin<br />

olumsuz etki yapacağı aşikardır.<br />

Bu konuda okuyucularımız<br />

ticari bir meta olarak<br />

kullanılmak istemiyorlarsa,<br />

zaten kullanımı yasak olan<br />

şu kelimeleri gördükleri<br />

yerlerden arkalarına bakmadan<br />

kaçsınlar; ‘ilk’, ‘tek’,<br />

‘üstün teknolojik yatırım’,<br />

‘bu hastalıkta uygulanması<br />

gereken en uygun metod’,<br />

‘deneyimli’, ‘farklı bir<br />

anlayışla’, ‘güçlü ve uzman<br />

kadro’, ‘sağlıkta kalite’, ‘daha<br />

az komplikasyon, daha<br />

çok hasta konforu, daha<br />

erken taburcu olma imkanı’,<br />

‘fark edilen güzelliğin fark<br />

yaratan adresi’, ‘bu hastalıkta<br />

uygulanması gereken en<br />

uygun metod’, ‘herkes en<br />

az bir defa yaptırmalı’, ‘çok<br />

kısa bir sürede ağrısız, acısız<br />

bir şekilde kurtulabilirsiniz’,<br />

, ‘bıçaksız lazer teknolojisi<br />

ile HD kalitesi’, ‘bu cihazla<br />

hiçbir şey saklanmaz’,<br />

CEMİYET: Sağlıklı ağız ve<br />

diş sağlığı için sizin önerileriniz<br />

neler olacak?<br />

UMUT KURAL: Maddeler<br />

halinde yazarsam daha<br />

rahat okunabilir diye düşünüyorum;<br />

• Bu işin olmazsa<br />

olmazı fırçalamak.<br />

• Çürük yapabilen<br />

yiyeceklerden uzak<br />

durmak, tüketildiğinde ise<br />

dişleri fırçalamak.<br />

• Erken müdahale<br />

tüm tedavilerde olduğu gibi<br />

diş hekimliğinde de çok<br />

önemli bir yer tutuyor. Lütfen<br />

aynanın karşısına geçin<br />

ve tüm dişlerinize bakın,<br />

çürük dişiniz varsa, dişetlerinde,<br />

dilde, damakta ya da<br />

yanakta şişlik görüyorsanız,<br />

dişetlerinizin rengi pembeden<br />

kırmızıya dönmüşse,<br />

ağzınıza tuzlu bir tat geliyorsa,<br />

kanamalı bölgeler varsa<br />

hiç vakit kaybetmeden bir<br />

diş hekimine görünün.<br />

• 20 yaş dişlerinizin<br />

durumunu mutlaka kontrol<br />

ettirin.<br />

• Orta sert diş fırçası<br />

veya yumuşak diş fırçası<br />

kullanın. Her ne durum<br />

olursa olsun “orta sert”<br />

diş fırçasından daha sert<br />

türde fırça kullanmayın.<br />

Diş macunu seçiminde<br />

hekiminiz tarafından özel<br />

bir macun önerilmedi ise<br />

bilindik markaların en sade<br />

diş macununu kullanmak<br />

yeterli olacaktır. Diş macunu<br />

marka ve türünü sürekli<br />

değiştirmekte bir diğer<br />

önlemdir. Hekim kontrolü<br />

olmadan kullanılan ve kısa<br />

sürede diş beyazlatan her<br />

ürün sürekli kullanımda<br />

dişlere zarar verir. Diş<br />

macununuzu denemek<br />

için macunu, iki parmağınız<br />

arasında ezin, kum gibi<br />

parçalar elinize değiyorsa,<br />

o macunu günlük rutin<br />

fırçalamada kullanmayın.<br />

• Diş fırçalama<br />

esnasında macunu ya da fırçayı<br />

ıslatmayın, kuru olarak<br />

fırçalayın ve fırçalamadan<br />

sonra ağzı su ile durulamayın<br />

köpüren macun fazlasını<br />

ise tükürün, yutmayın.<br />

• Diş fırçalama en<br />

az 2 dakika sürmelidir. Bunun<br />

altındaki sürelerde dişleri<br />

temizlemek mümkün<br />

değildir. Ayna karşısında 2<br />

dakika çok uzun gelebilir,<br />

fırçalama süresi boyunca<br />

sabit durmayıp, dişlerimizi<br />

gezerek fırçalamak süreyi<br />

sabırla tamamlamamıza<br />

yardımcı olacaktır. Dişler<br />

fırçalandıktan sonra dil ve<br />

yanağı da fırçalamak gerekir.<br />

• Fırçalamanın<br />

yapılamadığı zamanlarda<br />

son lokma olarak peynir,<br />

yerfıstığı gibi ağız içi asit<br />

seviyesini düşüren yiyecekler<br />

yemek; elma, havuç<br />

gibi sert, dişlerin mekanik<br />

temizliğini sağlayacak olan<br />

yiyecekler yemek, hiçbir<br />

şey yapılamıyorsa su ile gargara<br />

yapmak ciddi faydalı<br />

olacaktır.<br />

• İdeal bir ağız<br />

bakımı, diş ipi ve ilaç mahiyetinde<br />

olmayan gargara<br />

kullanımı ile desteklenmelidir.<br />

• Beyazlatıcı özellikli<br />

her tür üründen mümkün<br />

olduğu kadar uzak durun.<br />

• Sirke, karbonat,<br />

muz, limon suyu, tuz gibi<br />

“doğal” maddelerle diş<br />

fırçalamak da aynı şekilde<br />

dişlere geri dönüşümsüz<br />

zararlar vermektedir.<br />

• Dişlerimizi<br />

fırçalarken dişler ve dişeti<br />

üzerinde minik yuvarlaklar<br />

çizerek fırçalamak gerekir.<br />

Yuvarlak çizerek fırçalayamadığımız<br />

bölgeleri, yönü<br />

dişetinden dişe olmak<br />

üzere, süpürme hareketi ile<br />

fırçalamak gerekir. İleri geri<br />

fırçalamak dişlerimize zarar<br />

verir. Dişleri fırçalarken fazla<br />

baskı uygulamamak gerekir.<br />

Elinizde 0,5 basmalı kurşun<br />

kalem olduğunu düşünün,<br />

onun ucunu kıracak seviyedeki<br />

baskı dahi fazladır.<br />

• Normal bireylerde<br />

bilinen diş macunlarının en<br />

sade formu diş temizliği için<br />

67


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Diş fırçalama ile<br />

musluk arasında<br />

hiçbir bağ yoktur.<br />

Olmamalıdır.<br />

Gerek fırçalama<br />

gerekse durulama<br />

esnasında su<br />

kullanmamalıyız.<br />

uygundur. Yoğun diş taşı<br />

oluşumu, yoğun çürük, aşırı<br />

hassasiyet, dişeti hastalıkları<br />

gibi özel durumlarda diş<br />

macunu seçimini dişhekiminizle<br />

birlikte yapın. Diş<br />

temizliğinde esas unsur<br />

fırçalama işlemidir. Macunu,<br />

macun reklamlarındaki<br />

kadar çok kullanmak faydadan<br />

çok zarar verir. Kullanabileceğimiz<br />

en fazla macun<br />

miktarı mercimek tanesi<br />

kadar olmalıdır.<br />

• Son dönemlerde<br />

“doğal diş macunu” “doğal<br />

gargara” gibi birçok ürünle<br />

beynimiz yıkanmaktadır.<br />

Ağız diş sağlığında da birçok<br />

kandırmaya sahne olan bu<br />

ürünlere itibar etmemek<br />

gerekir. Doğal olan her<br />

şey sağlıklı değildir, doğal<br />

mantarın bir zehir, doğal<br />

koka bitkisinin kokain, her<br />

yönü ile doğal olan arının<br />

ve hatta masum görülen<br />

kayısı çekirdeğinin dahi<br />

özelliklede çocukları ölüme<br />

götürecek derecede tehlikeli<br />

olması gibi. Sağlığımız için<br />

kullandığımız doğal ya da<br />

sentetik her ürünün bilindik<br />

firmaların ürünleri olmasına,<br />

Sağlık Bakanlığı gibi kurum<br />

onaylarının olmasına<br />

dikkat etmeliyiz.<br />

• Dişetleri kanamaya<br />

başladı ise bu “köprüden<br />

önce son çıkış” anlamına<br />

gelir. Dişlerin kanamasına<br />

aldırış etmeden yumuşak<br />

bir diş fırçası ile fırçalamaya<br />

devam etmek ve acilen<br />

diş hekimine başvurmak<br />

gerekir. Kanayan dişetleri<br />

çoğunlukla diş taşlarının ve<br />

sağlıksız dişetinin habercisidir.<br />

Kanayan dişetleri ile<br />

hastalarımızın mücadele<br />

etmesi arı kovanının içinde<br />

arı sokmasına karşı ilaç<br />

kullanmaya benzer. Arılar<br />

uzaklaştırılmadan yani<br />

diş taşları temizlenmeden<br />

kanama ve dişeti sorununu<br />

tedavi etmek imkânsızdır.<br />

Diş çürükleri sınırlı sayıda<br />

dişi, değişik dönemlerde<br />

etkilerken; dişeti sorunları<br />

tüm dişlerin aynı anda<br />

kaybına neden olur.<br />

• Diş taşı oluşmuşsa<br />

temizlenmesi gerekir. Bu<br />

tedavi bir yönü ile damar<br />

tıkanıklığına benzer. İnsan<br />

yaşamını tehlikeye sokan<br />

damar tıkanıklıklarını<br />

“yeniden oluşuyormuş”<br />

“vücuda zarar veriyormuş”<br />

diyerek tedavi ettirmemek<br />

ölüme neden oluyorsa,<br />

dişeti tedavisini ve diş taşı<br />

temizliğini değişik gerekçelerle<br />

ertelemek çoklu diş<br />

kayıplarına neden olur.<br />

• Ağız kokusu; çoğu<br />

kişide olan ama eş, dost,<br />

hısım, akrabanın çoğu kez<br />

söyleyemediği bir rahatsızlıktır<br />

ve büyük bir tabu<br />

olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />

Ağız kokusu yoğunlukla<br />

ağız diş sağlığı bozukluğundan<br />

kaynaklanır ve sürekli<br />

devam eder. Çürük, dişeti<br />

sorunu ve genel tabiri ile<br />

iltihap ağız kokusunun en<br />

önemli sebebidir. Gargara,<br />

sakız, sprey gibi uygulamalar<br />

geçici çözümlerdir,<br />

sağlıklı bir bireyde süreğen<br />

ağız kokusu olmaz.<br />

• Peki, ağzım kokuyor<br />

mu? Bu sorunun cevabı<br />

kolaylıkla bulunabilir, temiz<br />

bir pamuk parçası ile tüm<br />

dişleri, dili, yanağı ve damağı<br />

silmek ve bir diş ipi ile tüm<br />

dişlerin arasını temizlemek<br />

sorumuzun cevabını verecektir.<br />

Temizlikte kullandığımız<br />

pamuk ve ipi koklayınca<br />

diğer insanlara nasıl<br />

koktuğumuzu anlayabiliriz.<br />

• Ağrıyan dişe; aspirin,<br />

kolonya, hidrolik yağı,<br />

eczanelerde satılan ilaçlar<br />

da dâhil olmak üzere hiçbir<br />

şey konulmaz, diş ağrısı<br />

için hastanın yapabileceği<br />

tek şey en kısa zamanda<br />

hekimine danışmaktır.<br />

• Diş eksikliği<br />

durumunda eğer yapılabiliyorsa<br />

implant yaptırmak<br />

en akılcı çözümdür. İmplant<br />

uygulamasının dezavantajları,<br />

pahalı olması ve diğer<br />

tedavi seçeneklerine göre<br />

genel itibarı ile daha uzun<br />

bir sürece ihtiyaç duyul-<br />

68


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

masıdır. İmplant da dâhil<br />

olmak üzere tüm yapma<br />

dişler, sağlıklı doğal dişinizden<br />

daha kötüdür ve doğal<br />

dişlerden daha fazla bakıma<br />

ihtiyaç duyarlar. Takıp<br />

çıkarılabilen protezlerde<br />

mutlaka temizliğe ihtiyaç<br />

duyarlar, protezlerinizi<br />

hekim tavsiyesine uygun<br />

olarak temizledikten sonra<br />

ağız içerisinin de temizlenmesi<br />

gerekir.<br />

• Ebeveyn iseniz<br />

çocuklarınızın ağız diş sağlığından<br />

öncelikli sorumlu<br />

olduğunuzu unutmayın,<br />

şartlar ne olursa olsun<br />

akşam dişlerini fırçalamadan<br />

yatmalarına müsaade<br />

etmeyin. Gelişmiş ülkelerdeki<br />

filmlere, programlara<br />

bakın. Hiçbir programda<br />

çocukların dişlerini fırçalamadan<br />

yattığını göremezsiniz.<br />

Çünkü programın<br />

yapımcısı biliyor ki, eğer<br />

onu dişini fırçalamadan<br />

yatırırsa toplum kendine<br />

inanmayacak. Bizim<br />

yaptığımız dizilerde ise diş<br />

fırçalamadan yatmak bana<br />

dahi doğal geliyor. Bu ciddi<br />

bir tespittir. Bütün bunlar<br />

toplumun alışkanlığıdır.<br />

Bu alışkanlığı kazanmamız<br />

lazım. Diş hastalıklarının<br />

yüzde 100’ü önlenebilir<br />

hastalıklardır. Bu alışkanlığı<br />

kazandığımızda hastalıklar<br />

önlenebilecektir. Çocuklarımızın<br />

ağız diş sağlığı için<br />

yapılabilecek en iyi yatırım<br />

gece yatmadan önce diş<br />

fırçalamanın rutin hale<br />

gelmesidir. Unutulmamalıdır<br />

ki “En güzel nasihat rol<br />

model olmaktır”.<br />

• Annelerde her<br />

bebek bir diş götürür şeklinde<br />

bir yanlış anlaşılma<br />

vardır. Anne karnındaki<br />

bebek, dişlerden kalsiyum<br />

ya da başka herhangi bir<br />

mineral çekemez, dişleri<br />

bu yolla zayıflatamaz.<br />

Hamilelikte ağız içi denge<br />

de değişmektedir. Ağız<br />

içerisi, çürüklere ve dişeti<br />

hastalıklarına karşı daha<br />

korumasız hale gelmektedir,<br />

lakin iyi bir ağız bakımı<br />

ile hamilelik sürecinin<br />

sorunsuz geçmesi sağlanabilir.<br />

Planlı gebeliklerden<br />

önce annenin ağız diş sağlığını<br />

kontrol ettirmesi ve<br />

gerekli önlemlerin alınması<br />

sağlanmalıdır.<br />

• Bebeklerde diş çıkarma<br />

ateşli olmaz. Dişeme<br />

dönemi 6. aydan başlayıp<br />

24. aya kadar uzanan bir<br />

periyottur ve bu dönemde<br />

her ay bir diş çıkar. Eğer iddia<br />

edildiği gibi diş çıkarma<br />

hastalık nedeni olsa, bebeğin<br />

2 yaşına kadar sürekli<br />

hasta olması gerekirdi. Bu<br />

yanlış kanının esas sebebi<br />

bebeğin sürekli dişlerinde<br />

kaşınma hissi olmasıdır.<br />

Bebek bu dönemde eline<br />

ne geçirdi ise damağına<br />

sürer ve kirli materyallerden<br />

mikrop kapma olasılığı<br />

olur. Bebeğin diş kaşıma<br />

oyuncakları temiz tutulur<br />

ve ebeveynler kaşınan yerlere<br />

temiz masaj yaparlarsa<br />

bu dönemin sorunsuz<br />

atlatılması sağlanır.<br />

• Bebeklerde biberon<br />

ve emzik kullanımı en<br />

geç 2 yaşında son bulmalıdır.<br />

Aksi takdirde ağız ve<br />

diş yapısında bozukluk<br />

olması kaçınılmazdır. İdeal<br />

olan bebeklerin 2 yaşına<br />

kadar emzirilmesidir.<br />

• Biberonların ağzı<br />

genişletilmemelidir, bu<br />

işlem bebeğe faydadan çok<br />

zarar verir.<br />

• İnek sütünde,<br />

anne sütünden daha fazla<br />

şeker vardır. Bebeklere<br />

özellikle de gece uyurken<br />

bisküvili, reçelli, şekerli<br />

biberon veya emzik vermek<br />

çok zararlıdır. Bebeğin<br />

ihtiyaç duyduğu şeker<br />

sütün muhteviyatında<br />

fazlasıyla vardır. Bebeklerimize<br />

gereksiz yere şeker<br />

yüklemememiz gerekir.<br />

• Süt dişleri 12-13<br />

yaşına kadar ağızda duracaktır.<br />

Bu yaşa kadar dişeri<br />

çürüksüz tutmak zorundayız,<br />

biberon çürüğü denilen<br />

tablo ortaya çıktığında<br />

3 yaşında diş çekimleri<br />

gerekmekte, çocuk 10 yıl<br />

boyunca beslenme sorunları<br />

yaşamakta, gelişimi ve<br />

genel sağlığı, hem yetersiz<br />

beslenmeden hem de<br />

enfeksiyonlardan dolayı<br />

bozulmaktadır. Süt dişleri<br />

ebeveynlerin, daimi dişler<br />

bireyin sorumluluğundadır.<br />

• Yere düşen<br />

emzik ve biberonlar,<br />

üretici talimatlarına uygun<br />

şekilde temizlenmelidir,<br />

ebeveynlerin kirli emzik ve<br />

biberonları kendi ağızlarına<br />

sokarak temizleme alışkanlığı,<br />

bebeği daha fazla risk<br />

altına sokmaktadır.<br />

• Çocuklar 2 yaşında<br />

ilk diş hekimi ziyaretlerini<br />

gerçekleştirmelidirler.<br />

Sonrasında her 6 ayda<br />

yapılan rutin diş hekimi<br />

ziyaretleri, oluşabilecek<br />

ağız diş sağlığı problemlerini<br />

engeller ve diş hekimi<br />

fobisinin önüne geçer.<br />

Çocukları doktorla, iğneyle<br />

korkutmak yapılabilecek<br />

en kötü ebeveyn davranışlarından<br />

biridir. Diş<br />

hastalıkları yapı itibarı ile<br />

önlenebilir hastalıklardır.<br />

Çürük oluşmuş her dişe<br />

müdahale edilmesi gerekir<br />

ve hatta dişler çürümeden<br />

koruyucu vernikler ve<br />

dolgular ile sağlıklı dişlerin<br />

çürümesi engellenmelidir.<br />

• Muayene sadece<br />

kliniklerde olmaz. Üzülerek<br />

görüyoruz ki anne-babalar,<br />

teyzeler, amcalar, dedeler<br />

çocukların dişlerini bizlerle<br />

birlikte klinikte ilk kez görüyorlar.<br />

Bu yazıyı okuyan<br />

her yetişkin çocuğunun<br />

dişine baksa dahi bir çok<br />

çocuk yüzünün davul gibi<br />

şişmesinden, uykusuz<br />

ağrılı stresli gecelerden<br />

kurtulacaktır. Sadece gözle<br />

alt üst tüm dişlere bakılıp<br />

yoğun çürüklü dişler tespit<br />

edilebilir. Bizlerde kanal<br />

tedavisi ve çekim gibi hem<br />

çocuklar için hem de bizim<br />

için daha sıkıntılı işlemler<br />

yerine minik dolgularla<br />

çürüklerin tedavisini, genel<br />

vücut sağlığını tehdit etmeden<br />

yapabiliriz.<br />

CEMİYET: Diş hekimlerinin<br />

Türkiye ortamında ne<br />

tür sıkıntılarınız var?<br />

UMUT KURAL: Problemlerden<br />

bahsetmek<br />

bana hep kolaycılık olarak<br />

gelmiştir. Sıkıntılar çözülmek<br />

içindir. Bizler ağız diş<br />

sağlığının profesyonelleriyiz.<br />

Karşılaştığımız her<br />

türlü sıkıntıyı mecrasında,<br />

muhatabıyla, yasal, teamül<br />

ve etik kurallar çerçevesinde<br />

çözmek zaten<br />

görevimiz, bu prensipler<br />

doğrultusunda ve karineler<br />

ışığında bütün açmazları<br />

çözme yoluna gidiyor ve<br />

çoğunda da başarılı oluyoruz.<br />

Çözemediğimiz, bizi<br />

aşan tek konu ise hastalıkla<br />

boğuşan hastalarımıza<br />

ulaşamamak.<br />

CEMİYET: Bize zaman<br />

ayırdığınız için teşekkür<br />

ediyoruz. Eklemek istediğiniz<br />

varsa alabiliriz.<br />

UMUT KURAL: Bu fırsatı<br />

sunduğunuz için ben sizlere<br />

teşekkür ediyorum ve<br />

bu röportajı sonuna kadar<br />

okumuş olan değerli okuyucularımızı<br />

kendi ağız-diş<br />

sağlıklarına vermiş oldukları<br />

önem ve alakadan ötürü<br />

tebrik ediyorum.<br />

69


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

REKLAM<br />

70


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Kayseri<br />

Büyükşehir<br />

Belediye<br />

Başkanı<br />

Mustafa Çelik<br />

KAYSERi YiNE<br />

ALiMLER SEHRi OLARAK<br />

ANlLSlN<br />

Büyükşehir Belediyesi kültür ve eğitime yönelik önemli bir projeyi<br />

hayata geçirdi. Başkan Mustafa Çelik, 800 kişilik kütüphanenin<br />

açılışında Kayseri ile ilgili hedefini açıkladı<br />

71


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Büyükşehir Belediyesi kültür ve eğitime yönelik önemli<br />

bir projeyi hayata geçirdi. 800 kişilik kütüphane<br />

törenle hizmete açıldı. Törende konuşan Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı Mustafa Çelik, okuma alışkanlığının<br />

kazandırılması için bir dizi projeyi hayata geçireceklerini<br />

belirterek, Kayseri’yi tarihinde olduğu gibi “Makarr-ı<br />

Ulema” (Alimler Şehri) yapmak istediklerini söyledi.<br />

üyükşehir Belediyesi yanında<br />

hizmet verecek olan<br />

800 kişilik kütüphanenin<br />

açılışına Başkan Mustafa<br />

Çelik’in yanı sıra Vali Süleyman<br />

Kamçı, 2. Hava İkmal<br />

Bakım Merkezi ve Garnizon<br />

Komutanı Tuğgeneral Ercan<br />

Teke, 12. Hava Ulaştırma<br />

Ana Üs Komutanı Tuğgeneral<br />

Selçuk Aygün, AK Parti<br />

İl Başkanı Hüseyin Cahit<br />

Özden, ilçe belediye başkanları,<br />

bürokratlar, yazarlar ve<br />

vatandaşlar katıldı.<br />

“DURMAK YOK HİZMETE<br />

DEVAM”<br />

Törende yaptığı konuşmada<br />

yoğun bir şekilde çalıştıklarını<br />

belirten Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı Mustafa<br />

Çelik, “Her gün bir açılış<br />

ya da temel atma töreni<br />

yapıyoruz. Geçen Pazar<br />

günü Tomarza’da<br />

açılışlar yaptık,<br />

pazartesi günü<br />

Asri Mezarlıkta<br />

bazı projelerin<br />

temelini<br />

attık, bugün<br />

kütüphane<br />

açılışındayız,<br />

cumartesi<br />

günü Felahiye’de açılışlar<br />

yapacağız, pazartesi günü<br />

Sahaniye Kentsel Dönüşüm<br />

Ofisini açacağız. Dolayısıyla<br />

durmak yok, hizmete<br />

devam” dedi.<br />

Sözlerine halkımızın<br />

okuma alışkanlığı ile ilgili<br />

tespitlerde bulunarak devam<br />

eden Başkan Mustafa<br />

Çelik, şöyle konuştu: “Yüce<br />

dinimizin ilk emri olmasına<br />

rağmen okuma alışkanlığını<br />

bir türlü kazanamadığımız<br />

bir gerçek. Herkes, okuyamamasına<br />

gerekçe olarak<br />

kendisine göre bahaneler<br />

üretiyor. Bizler de yerel<br />

yönetimler olarak bu bahaneleri<br />

ortadan kaldırmak<br />

istiyoruz. Bunun için de bir<br />

dizi projeyi hayata geçireceğiz.<br />

Bu projelerimizden<br />

birisi olan 800 kişilik son<br />

derece modern Kent Kütüphanemizi<br />

hizmete açıyor<br />

olmaktan büyük mutluluk<br />

duyuyorum.”<br />

Ülkemizdeki okuma<br />

alışkanlığının yetersizliğini<br />

vurgulayan pek çok araştırma<br />

olduğunu dile getiren<br />

Başkan Çelik, “Bunlardan<br />

birisi olan Birleşmiş Milletler<br />

Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu<br />

UNESCO’nun, dünyadaki<br />

okuma alışkanlıklarıyla<br />

ilgili raporunda Türkiye,<br />

kitap okuma oranında dünya<br />

ülkeleri arasında 86’ncı<br />

sırada yer alıyor. Bir başka<br />

araştırmaya göre ülkemizde<br />

bir yılda kitaba ayrılan<br />

süre bir günlük televizyon<br />

izleme süresiyle aynı.<br />

Araştırmalara göre, günde<br />

ortalama 6 saat televizyon<br />

izleyip 3 saat internette<br />

geziniyor; ama buna karşılık<br />

ne yazık ki, okumaya yılda<br />

sadece 6 saatimizi ayırıyoruz.<br />

Kayseri’nin yeri de farklı<br />

değil” dedi.<br />

“YENİDEN MAKARR-I<br />

ULEMA ŞEHRİ OLARAK<br />

ANILALIM”<br />

Kayseri’nin geçmişinde<br />

Makarr-ı Ulema (Alimler<br />

Şehri) sıfatı bulunduğunu<br />

hatırlatan ve Kayseri’nin<br />

yine Alimler Şehri olarak<br />

anılmasını istediklerini ifade<br />

eden Başkan Mustafa Çelik,<br />

kütüphane ve okumanın<br />

artması için yapılacak yeni<br />

projeler hakkında da bilgi<br />

vererek şöyle devam etti:<br />

“Okumak iyi bir gelecek için<br />

en güzel yatırımdır. Yerel<br />

yönetimler için de insanlara<br />

iyi bir gelecek sağlayacak<br />

projeler en güzel yatırımlardır.<br />

Bu kapsamda açılışını<br />

yapacağımız 800 kişilik<br />

kütüphanemiz başta gençlerimiz<br />

olmak üzere Kayseri<br />

halkına iyi bir gelecek sağlamak<br />

için faaliyet gösterecek<br />

bir eğitim yuvası olacaktır.<br />

Son derece modern bir<br />

şekilde donattığımız kütüphanemizde<br />

15 bin basılı,<br />

15 bin elektronik, 3 bin de<br />

sesli kitap bulunuyor. Ferah<br />

ders çalışma üniteleri, kitap<br />

cafe, bilgisayar odası, şifreli<br />

emanet dolapları ve masaj<br />

koltuklarının da yer aldığı<br />

72


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

kütüphanemizde 50 adet güncel dergi ile gazeteler de<br />

yer alacak. Üç kattan oluşan, üyelik sistemi ve turnikeli<br />

geçiş sistemi ile hizmet verecek olan kütüphanemiz<br />

toplam 1500 metrekare büyüklüğe sahip. Burada hem<br />

kütüphane hem de etüt imkanını bir arada sunacağız.<br />

Açılışını yapacağımız kütüphanemizin hemşehrilerimize<br />

okuma alışkanlığı kazandıracak projelerimizden<br />

sadece biri olduğunu belirtmiştim. Kayseri’ye kazandıracağımız<br />

24 saat açık kent kütüphanesi için de<br />

çalışmalarımız sürüyor. 24 saat açık Kent Kütüphanesi<br />

haline getireceğimiz Meryem Ana Kilisesi’nin restorasyon<br />

çalışmaları başladı. Teşhir-tanzim projemiz de büyük<br />

ölçüde tamamlandı. Daha çok ihtisas kütüphanesi<br />

olarak hizmet verecek olan kütüphanemizde yaklaşık<br />

50 bin kitap bulunacak. Gerek bireysel gerek grup<br />

çalışmalarının yapılabileceği Kent Kütüphanemizde,<br />

dijital servislerden elektronik kitap ve dokümanlara<br />

da ulaşılabilecek. 24 saat açık kalacak kütüphanemizi<br />

de 2017 yılının Sonbaharında hizmete açmayı<br />

planlıyoruz. Okuma alışkanlığının gelişmesine yönelik<br />

bir başka projemiz de Mobil Kütüphaneler olacak.<br />

İnsan yoğunluğu bulunan alanlarda kent mobilyaları<br />

uygulamamız başladı. Mobil kütüphaneler, Bürüngüz<br />

Camii yanında başladığımız kent mobilyası uygulamasını<br />

kültürel anlamda destekleyecek bir unsur olacak.<br />

Şehrin birçok noktasına mobil kütüphaneler koyarak<br />

insanların boş vakitlerinde kitaba yönelmelerini sağlamayı<br />

amaçlıyoruz.”<br />

“OKUMA ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMAK ÖNEMLİ BİR<br />

SORUMLULUK”<br />

Törene katılan Vali Süleyman Kamçı da konuşmasında<br />

okumanın insan dünyasına yön veren en etkili<br />

eğitim yolu olduğunu söyledi. Çocuklara ve gençlere<br />

kitap okuma alışkanlığını kazandırmanın en önemli<br />

sorumluluklardan olduğunu vurgulayan Vali Kamçı,<br />

okuma alışkanlığını kazanan çocuklar ve gençlerin<br />

günlük hayatlarında daha başarılı bireyler olduğunu<br />

belirtti. Toplumun tüm kesimlerinin bilgi ve belgeye<br />

ulaşması açısından kütüphanelerin önemli bir<br />

işlev gördüğünü dile getiren Vali Süleyman Kamçı,<br />

engellilere de okuma imkanı sağlayan yeni kütüphane<br />

için başta Başkan Mustafa Çelik olmak üzere emeği<br />

geçenlere teşekkür etti.<br />

“Yüce dnmzn lk emr olmasına<br />

rağmen okuma alışkanlığını br türlü<br />

kazanamadığımız br gerçek. Herkes,<br />

okuyamamasına gerekçe olarak kendsne<br />

göre bahaneler üretyor. Bzler<br />

de yerel yönetmler olarak bu bahaneler<br />

ortadan kaldırmak styoruz.”<br />

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik<br />

73


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

“Şehrn brçok noktasına<br />

mobl kütüphaneler koyarak<br />

nsanların boş vaktlernde<br />

ktaba yönelmelern<br />

sağlamayı amaçlıyoruz”<br />

Büyükşehr Beledye<br />

Başkanı Mustafa Çelk<br />

Konuşmaların ardından 800 kişilik kütüphanenin<br />

açılışı yapıldı. Açılıştan sonra Kayseri Organize Sanayi<br />

Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan,<br />

Vali Kamçı ve Başkan Çelik’e Kültür Bakanlığı yayını<br />

olan Yavuz Sultan Selim Divanı’nı hediye etti. Başkan<br />

Çelik daha sonra Kayseri’nin en modern kütüphanesini<br />

katılımcılara gezdirdi. Vali Kamçı ve Başkan<br />

Çelik, bir ara kütüphaneden yararlanan çocuklarla<br />

sohbet etti.<br />

74


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

REKLAM<br />

75


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Ahmet<br />

Çolakbayrakdar<br />

Kocasinan Belediye Başkanı<br />

76


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Kocasinan’ı geleceğe<br />

taşıyacak dev projeleri bir<br />

bir hayata geçiren Başkan<br />

Çolakbayrakdar, İlçe de<br />

hanımların sosyal hayatını daha da<br />

zenginleştirmek ve onları daha da<br />

mutlu etmek için birbirinden önemli<br />

yatırımları hayata geçirmeye devam<br />

ediyor.<br />

Kocasinan Belediyesi tarafından<br />

yaptırılan Yakut Mahallesi’ndeki<br />

‘Kadın Gelişim Merkezi’ni yerinde<br />

inceleyen Başkan Çolakbayrakdar,<br />

tesisisin son kontrolleri gerçekleştirdi.<br />

Sosyal tesisin odalarını tek<br />

tek dolaşarak, inceleyen Başkan<br />

Çolakbayrakdar’a, Başkan Yardımcısı<br />

Ali Bulu’ da eşlik etti.<br />

İnceleme sonrası kısa bir konuşma<br />

yapan Başkan Çolakbayrakdar, tesisin<br />

en son teknolojiyle donatıldığını<br />

vurgulayarak, “Otomatik sensörlü<br />

düş kabinler, akıllı tahtadan oluşan<br />

derslikler, fanlı ısıtmalı yüzme<br />

havuzu, fıtness, çocuk bakımı odası<br />

ve birçok sosyal faaliyet bölümleri ile<br />

birlikte farklı, yeni ve fonksiyonel bir<br />

‘Kadın Gelişim Merkezi’ni kadınların<br />

hizmetine sunacağız. Burada bütün<br />

faaliyetlerin odak noktasında hanımlar<br />

var. Hanımlarımız sosyal hayatın<br />

içerisinde daha da aktif olmalarını<br />

bir yandan beceri kursları ile kendilerini<br />

geliştirecekler” diye konuştu.<br />

Başkan Çolakbayrakdar, şunları kaydetti:<br />

“Tesisin son rötuşları yapıp iç<br />

tefrişiyle tamamlayıp önümüzdeki<br />

günlerde vatandaşımızın hizmetine<br />

açacağız. Bunun yanında yapılması<br />

gereken planlarımızı hazırlıyoruz.<br />

‘Kocasinan Akademi’nin de burada<br />

eğitim faaliyetlerini yürütebileceği<br />

dersliklerinde olduğu çok geniş kapsamlı<br />

bir sosyal tesis olacak. Kocasinan<br />

Belediyesi’nin bu mana da ilk<br />

sosyal tesisi olacak. Hanım kardeşlerimize<br />

hizmet verecek ilk birimimiz<br />

burada olacak. Sosyal tesisimiz, diğer<br />

mahallelerimize de hizmet verecek.<br />

Bu ve benzeri sosyal merkezlerimizin<br />

sayısını artıracağız”.<br />

Başkan Çolakbayrakdar sözlerini,<br />

Kocasinan Belediyesi olarak her<br />

zaman hanımların yanında olduklarını<br />

vurgulayarak, “Tesisin şimdiden<br />

Kocasinan ve Kayseri’ye hayırlı<br />

uğurlu olsun” diyerek noktaladı.<br />

Kocasinan’da<br />

7’den 70’e herkese<br />

yönelik hizmetler ile<br />

vatandaşın gönlünü<br />

ve takdirini kazanan<br />

Kocasinan Belediye<br />

Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar,<br />

hanımlara<br />

özel en son teknolojiyle<br />

donatılmış ‘Kadın<br />

Gençlik Merkezi’ni ilçe<br />

sakinlerinin hizmetine<br />

sunacak.<br />

77


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

KTO<br />

YÖREX’TE<br />

YERİNİ ALDI<br />

78


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Türkiye Odalar ve Borsalar<br />

Birliği’nin (TOBB) desteği ile<br />

Antalya Ticaret Borsası tarafından<br />

bu yıl 7’ncisi<br />

düzenlenen Yöresel<br />

Ürünler Fuarı<br />

(YÖREX), Antalya<br />

Expo Center Fuar merkezinde<br />

kapılarını açtı.<br />

Kayseri Ticaret<br />

Odası da Kayseri<br />

Ticaret Borsası ile<br />

ortaklaşa kurulan<br />

stand ile fuarda<br />

yerini alarak, Kayseri’nin<br />

yöresel ürünlerinin tanıtımını<br />

gerçekleştirdi. Gümrük ve Ticaret<br />

Bakanı Bülent Tüfenkci<br />

ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun<br />

ziyaret ettiği<br />

Kayseri standı, önceki yıllarda<br />

olduğu gibi bu yıl da YÖREX<br />

fuarına damga vurdu.<br />

Fuarın açılışı için Antalya’da<br />

bulunan Kayseri Ticaret Odası<br />

heyetinde; Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Mahmut Hiçyılmaz,<br />

Meclis Başkanı Ömer<br />

Gülsoy’un yanı sıra yönetim<br />

kurulu ve meclis başkanlık<br />

divanı üyeleri yer aldı.<br />

Kayseri standının en fazla ilgi<br />

gören stantlar arasında yer aldığı<br />

Yöresel Ürünler Fuarında;<br />

Kayseri Pastırması, Kayseri<br />

Sucuğu, Kayseri Mantısı<br />

başta olmak üzere şehre özgü<br />

ürünlerin tanıtımı yapıldı.<br />

Kayseri Ticaret Odası Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Mahmut<br />

Hiçyılmaz, fuara ilişkin yaptığı<br />

açıklamada, yöresel ürünlerin<br />

yer aldığı YÖREX’in şehirlerin<br />

ve ürünlerin tanıtımı bakımından<br />

çok önemli olduğunu<br />

belirtti.<br />

Hiçyılmaz, YÖREX fuarının<br />

düzenlenmesinden dolayı,<br />

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu<br />

başta olmak üzere<br />

Antalya Valiliği ve Antalya<br />

Ticaret Borsası yetkililerine<br />

teşekkür ettiklerini belirterek,<br />

Kayseri’nin yöresel ürünlerinin<br />

tanıtımı için gayret sarf<br />

ettiklerini vurguladı.<br />

Bakan Tüfenkci ve TOBB<br />

Başkanı Hisarcıklıoğlu Kayseri<br />

Standını Ziyaret Etti<br />

Gümrük ve Ticaret Bakanı<br />

Bülent Tüfenkci, Türkiye<br />

Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı<br />

M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve<br />

TOBB yönetim kurulu üyeleri,<br />

Antalya Valisi Münir Karaloğlu<br />

ve protokol üyeleri Kayseri<br />

standını ziyaret etti.<br />

Kayseri Ticaret Odası’nın konuğu<br />

olan ve kurulan sofrada<br />

Kayseri’nin yöresel ürünlerinin<br />

tadına Bakan Tüfenkci<br />

ve Hisarcıklıoğlu, Kayseri<br />

mantısı yapımını da izledi.<br />

Stantta pastırma doğrayan<br />

Bakan Tüfenkci, katılımcılara<br />

pastırma ikram etmeyi de<br />

ihmal etmedi.<br />

Kayseri standını ziyaret eden<br />

Bakan Tüfenkci ve Hisarcıklıoğlu’na<br />

teşekkür eden Başkan<br />

Hiçyılmaz, YÖREX ziyaretçilerine<br />

Kayseri’nin yöresel<br />

ürünlerini mutlaka tatmaları<br />

tavsiyesinde bulundu.<br />

KTO Heyetinde; KTO Yönetim<br />

Kurulu Başkan Yardımcısı<br />

Celal Hasnalçacı, Yönetim<br />

Kurulu Üyeleri; Nedim Olgunharputlu,<br />

Mustafa Dulda,<br />

Ersan Özbek, Serkan Topsakal<br />

ve Veysel Uslu ile Meclis<br />

Başkanlık Divanı Üyeleri Halit<br />

Suvar ve Selda Duruöz yer<br />

aldı.<br />

79


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Tarihi dokuyu ortaya çıkarmak için başlattığı çalışmalarla, ilçenin gizli güzelliklerini ortaya çıkaran<br />

Talas Belediyesi’nin “Tablakaya Mahallesi Sokak Sağlıklaştırma Projesi”nde sona yaklaşılıyor<br />

80


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

TARİHİ TABLAKAYA’NIN<br />

İLK ETABINDA<br />

SONA DOĞRU<br />

81


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Bu projeden<br />

çok memnunuz.<br />

Tarih<br />

ayağa kalkacak<br />

inşallah.<br />

Çamurdan<br />

bizi<br />

kurtardınız<br />

TABLAKAYA<br />

Mahalle sakinleri<br />

Tarihi dokuyu ortaya çıkarmak için başlattığı<br />

çalışmalarla, ilçenin gizli güzelliklerini<br />

ortaya çıkaran Talas Belediyesi’nin<br />

“Tablakaya Mahallesi Sokak Sağlıklaştırma<br />

Projesi”nde sona yaklaşılıyor. Eski belediye<br />

binası başta olmak üzere meydan peyzajı<br />

ve tarihi yapıların restorasyonunu kapsayan<br />

tarihi projede birinci etap bitmek üzereyken projenin<br />

ikinci etabı yakın zamanda başlayacak.<br />

Mahalle sakinlerinin projeden oldukça memnun olduğunu<br />

söyleyen Tablakaya Mahalle Muhtarı Şaban Ünal, yok<br />

olmak üzere olan bir mahalleyi ayağa kaldıran Başkan<br />

Mustafa Palancıoğlu’na teşekkür ederek, “2014 seçimlerinde<br />

muhtar seçilip buraya geldiğimde çok sağlıksız bir<br />

mahalleydi. Eski dokuyu canlandırmak için Başkan Beyle<br />

görüşmeler yaptık. Alt yapının yenilenmesi, doğalgaz<br />

gitmeyen bütün yerlere doğalgazın ulaşması için çalışmalar<br />

yapıldı. Alt yapı tamamen yenilendi. Mahallemize<br />

sağolsun Sayın Başkanımız Mustafa Palancıoğlu el attı.<br />

Alt yapımız bittikten sonra Arnavut kaldırımları döşendi.<br />

Binalar restore edildi. Bağ ve bahçe duvarları yenilendi.<br />

Kötü görüntü ortadan kaldırıldı. Eski Talas’ın gün yüzüne<br />

çıkarılması için büyük gayret gösterildi. Şuan birinci etap<br />

bitmek üzere. İkinci etap olarak Muammer Bey Caddesi<br />

ve Baykara Sokağa ağırlık verilecek. Meydan projesi de<br />

yakında başlıyor. Belediye binamızın da restorasyonu<br />

bitti. Yakında faaliyete geçecek. Çok güzel bir çalışma oldu.<br />

Başkanımıza Tablakaya Mahallesini ele aldığından dolayı<br />

çok teşekkür ediyoruz.” dedi.<br />

Tablakaya Mahallesi Sokak Sağlıklaştırma Projesi hakkında<br />

düşüncelerini ifade eden mahalle sakinleri ise şunları<br />

söyledi:<br />

“Mahalle sakinleri olarak bu kadar temiz bir iş şimdiye<br />

kadar görmedik. Sağolsun Başkanımız bu güzel eserleri<br />

ortaya çıkardı. Bu projeden çok memnunuz. Tarih ayağa<br />

kalkacak inşallah. Çamurdan bizi kurtardınız. Elektrik ve<br />

suyumuzu yenilediniz. Belediyemize ve devletimize çok<br />

dua ediyoruz. Tarihimiz yok olup gitmedi. Emeklerinden<br />

dolayı Başkanımıza ve Talas Belediye personeline çok<br />

teşekkür ederiz.”<br />

82


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

REKLAM<br />

83


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

84


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

“YETENEK AVCISI” ŞAHİN !<br />

Kayser amatör futbolunun “sembol” smlernden ve Kayserspor’un kuruluşundak<br />

lk yılında forma gyen oyuncularından tecrübel antrenör Şahn<br />

Kublay 73 yaşına gelmesne rağmen futboldan kopamıyor. 1966 yılında<br />

Erciyes Gençlik, Sanayispor ve Orta Anadolu takımlarının birleşmesiyle kurulan<br />

ve ertesi sezon Türkiye Profesyonel 2. Ligi’nde boy göstermeye başlayan Kayserispor’un<br />

ilk yıllardaki kadrosunda yer alan Şahin Kubilay futbol yaşamına daha<br />

sonraları Kayseri Yolspor’da devam etmiş, faal futbola vedası sonrasında da Türk<br />

ve Kayseri sporuna futbol hakemi olarak önemli hizmetler vermişti.<br />

H a b e r - F o t o : B e k i r D e m i r a ğ<br />

85


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

Hakem Şahin Kubilay Hürriyetspor-YSE maçında... Kayserispor’un 1967 Mehmet Topuz’lu Yolspor...<br />

ÇALIŞMADIĞI KULÜP KALMADI…<br />

Faal futbol hakemliğini<br />

bıraktıktan sonra antrenör<br />

olarak şehrimizde Yolspor<br />

,Kayseri Erciyesspor,Yeni<br />

Mahalle, Argıncıkspor,<br />

Kıranardı Belediyespor, Argıncık<br />

Esnafspor, İncesu Belediyespor,Ağırnas<br />

(Kocasinan ) Şimşekspor, Fevzi<br />

Çakmakspor, Y.Hisarcıkspor ve Yeni<br />

DSİ Spor gibi Kayseri’mizin önemli<br />

takımlarında görev yapan Şahin Kubilay,<br />

halen Fenerbahçe’de forma giyen<br />

Mehmet Topuz başta olmak üzere<br />

pek çok genç yeteneği keşfederek<br />

Türk futboluna kazandırmıştı.<br />

Yolspor Genç takımında Mehmet Topuz’un<br />

antrenörlüğünü yapan Şahin<br />

Kubilay, oğlu Mustafa Ahmet’in de iyi<br />

bir futbolcu olması için büyük çaba<br />

harcamıştı. Yeni DSİ Spor, Kayseri Şekerspor<br />

ve Talasgücü Belediyespor’da<br />

forma giyen Mustafa Ahmet Kubilay,<br />

sonrasında bir ara Gheorge Hagi’nin<br />

teknik direktör olarak çalıştığı<br />

dönemde (2004) Bursaspor’da da<br />

oynamıştı.<br />

FUTBOL EN BÜYÜK TUTKUSU…<br />

Son çalıştığı Kayseri Yeni DSİ Spor’un<br />

futbol şubesi kapatılıp kapısına kara<br />

kilit asıldıktan sonra içindeki futbol<br />

aşkına karşı duramayan ve halen<br />

Keykubat Mahallesi’ndeki sentetik<br />

çim sahada çevredeki mahallelerden<br />

gelen 10-12 yaşlarındaki çocuklara<br />

futbolun inceliklerini öğretme çabasında<br />

olan tecrübeli antrenör Şahin<br />

Kubilay, haftanın 3 günü çalıştırdığı<br />

ve sayıları zaman zaman 50’yi bulan<br />

bu miniklerden çok ama çok umutlu.<br />

Ancak, aynı zamanda onlar adına<br />

hayli karamsar da !<br />

Antrenör Kubilay, içlerinden bazılarının<br />

çok iyi futbolcular olacağına<br />

inandığı o miniklerin gelecekte<br />

amatörden öteye geçemeyecekleri<br />

ve “olacakları kadar olamayacakları”<br />

yönünde epey kaygılı. Anlayacağınız,<br />

Şahin hoca deyim yerinde ise “ Bir<br />

dokun , bin ah işit… “ görünümünde.<br />

Ama yine de yağmur-çamur , sıcaksoğuk<br />

demeden semtin futbola<br />

hevesli miniklerine yararlı olmak için<br />

emek veriyor, kafa yoruyor.Onları<br />

spor ile meşgul ederek zararlı alışkanlıklardan<br />

uzakta tutmak ise başta<br />

gelen dileği…<br />

VİTRİNİ KARARTMIŞLAR !<br />

Keykubat semtindeki sentetik çim sahadaki<br />

çalışmaları yerinde takip eden<br />

gazeteci arkadaşımız Bekir Demirağ’a<br />

özel açıklamalarda bulunan tecrübeli<br />

çalıştırıcı Şahin Kubilay, “ Kayseri<br />

amatör futbolu her geçen yıl kan<br />

kaybediyor. Kalite yok, bünyemizden<br />

sivrilip çıkan yetenekli topçu da tabii…<br />

Kayseri amatör futbolu özellikle<br />

son 10-15 yıldır şehrin profesyonel<br />

takımlarına hiç futbolcu da veremiyor.<br />

Bir başka yanlışlık da şehrimizin<br />

profesyonel takımları sürekli “ hazır<br />

oyuncu” peşinde koştuklarından yetenekli<br />

gençleri görmezden geliyorlar.<br />

Bu çok yanlış…Üzülerek görüyorum,<br />

Kayseri’de faaliyette bulunan onlarca<br />

amatör kulüp mevcut ve onların yanı<br />

sıra profesyonel liglerdeki Kayserispor<br />

ile Kayseri Erciyesspor’un alt<br />

yapıları da nasılsa üst takımlarına<br />

futbolcu gönderemiyor? Hal böyle<br />

iken de amatör gençlerin kendilerine<br />

örnek alacakları biri bulunmadığı gibi<br />

86


KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />

...Antrenör Şahin Kubilay<br />

Antrenör Şahin Kubilay ve çalıştırdığı gruplardan biri...<br />

geleceğe yönelik “Ben de ileride aynen Mehmet Topuz abim gibi büyük bir takımda<br />

oynayacağım” diye bir hedefleri de olamıyor. Çünkü, ışıltılı vitrin birilerince karartılmış.<br />

Bölgesel Amatör Lig bile onlar için ulaşılması zor bir hedef, aşılması çok güç<br />

yüksek bir çıta sanki (!)… Duyuyorum, Kayserispor ki bu şehrin abi takımı, nüfus cüzdanında<br />

“doğum yeri Kayseri “ yazan oyuncu bulunmuyor. Bu nasıl iş Allah aşkına<br />

? Bence bu işte bir yanlışlık var… Önce bu yanlışa neşter vurulmalı , gereken tedbirler<br />

zaman geçirmeden acil olarak alınmalı. Ömrünü sahalarda tüketmiş biri olarak soruyorum<br />

: Bu şehrin futbola gönül veren gençleri bu kadar mı yeteneksiz yahu, öyleyse<br />

bu kadar amatör kulüp- bu gerçekten herkesi imrendirecek sahalar niçin var? Kayseri<br />

artık neden bir Ali Turan, bir Mehmet Topuz, bir Erdinç Yavuz, bir İbrahim Öztürk<br />

çıkartamıyor ? Açıkçası insanın aklı almıyor. ” diye dert yandı.<br />

Tabii bu sorunun muhatabı da Kayseri’mizdeki kulüplerimizi yönetip-yönlendirenler.<br />

Bize düşen, yılların eskitemediği tecrübeli teknik adam ve gerçek bir “yetenek avcısı”<br />

Şahin Kubilay’ın bu gerçekten çok haklı ve üzerinde durulması gereken serzenişlerini<br />

spor kamuoyuyla paylaşmak…<br />

Gerisi futbolumuzu yönetip-yönlendirenlere kalmış!..<br />

Kayserispor’un<br />

kuruluşundaki<br />

ilk yılında forma<br />

giyen oyuncularından<br />

tecrübeli<br />

antrenör Şahin<br />

Kubilay<br />

73 yaşına<br />

gelmesne<br />

rağmen<br />

futboldan<br />

kopamıyor.<br />

Amatör gençlerin kendilerine örnek alacakları biri bulunmadığı gibi geleceğe<br />

yönelik “Ben de ileride aynen Mehmet Topuz abim gibi büyük bir takımda<br />

oynayacağım” diye bir hedefleri de olamıyor | ŞAHİN KUBİLAY<br />

Şahin Kubilay ekibi..<br />

87

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!