10.11.2016 Views

MUSTAFA CECELİ

2016-ocak

2016-ocak

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

YAZI DİZİSİ<br />

tarımı, koyunculuk ve başta bağcılık<br />

olmak üzere meyve yetiştiriciliği de<br />

önde gelen tarımsal faaliyetler arasında<br />

yer alıyordu. Bugünkü Çekmeköy İlçesi’nin<br />

temelini oluşturan köyler her ne<br />

kadar başkent İstanbul’a yakın ve bağlı<br />

birer yerleşim birimi olsa da kent niteliği<br />

taşımıyorlardı. Dolayısıyla ülkenin diğer<br />

taşra bölgelerindeki köy yapılarından<br />

çok da farkları yoktu. Osmanlı köylerinin<br />

genelinde olduğu gibi buradaki köyler<br />

de kendi geçimlerini sağlayacak derecede<br />

zirai üretim yapmaktaydı. Çekmeköy’ün<br />

köylerinde yetiştirilen tarım<br />

ürünleri ile ilgili bilgiler 1844 yılı temettüat<br />

defterlerinde bulunuyor. 1840 kayıtlarında<br />

ürün cinsleri ile ilgili bilgi bulunmuyordu.<br />

Dolayısıyla değerlendirmeler 1844<br />

yılı temettuat defterleri üzerinden<br />

yapıldı. Köylerde yetiştirilen tarım<br />

ürünleri içinde başı tahıllar çekmekteydi.<br />

Buğday, yulaf, keten tohumu ve arpa<br />

buralarda yetiştirilen ürünleri oluşturuyordu.<br />

Nohut, mercimek, fasulye gibi baklagil<br />

türü kayıtlarına rastlanılmamıştı. Bağ ve<br />

bahçelerde yetiştirilen meyve ve sebzelerin<br />

isimleri ve ne kadar yetiştirildiği<br />

hakkında ayrıntılı bilgi verilmemişti.<br />

Defter kayıtlarında ara sıra bağ ve<br />

bahçelerde yetiştirilen ürünlerin sadece<br />

sebze ya da meyve olduğu belirtilmişti.<br />

Tahıl ürünlerinin miktarı belirtilirken<br />

ölçü birimi olarak “kile” kullanılmıştı.<br />

Kile Osmanlı coğrafyasında her yerde<br />

aynı ağırlığı temsil etmezdi. Bölgeden<br />

bölgeye hatta birbirine yakın şehirlerde<br />

bile değişiklik gösteren bu ağırlık ölçüsü<br />

İstanbul’da 25.6 kiloya tekabül ediyordu.<br />

Çekmeköy İlçesi’ni oluşturan<br />

köylerde yetiştirilen hububat çeşitleri<br />

buğday, arpa, yulaf ve keten tohumuydu.<br />

Köy sakinleri tarlalarına genellikle<br />

buğday, keten tohumu ve yulaf ekiyordu.<br />

Hüseyinli, Koçullu ve Ömerli’de<br />

bunlara ilave olarak az da olsa arpa ekildiği<br />

görülüyordu. Bunların içerisinde temel<br />

besin maddesi olan buğdayın diğer ürünlere<br />

nazaran oldukça fazla yetiştirilmesi<br />

dikkat çekiciydi. Kullanım alanı geniş<br />

olan buğday, ekmek yapımında kullanıldığı<br />

gibi tanesinden de bulgur elde<br />

edilirdi. Bir müddet suda bekletilen buğdayın<br />

çıkan nişastasından da faydalanılır, ayrıca<br />

kepeği ve taneleri alınmış başaklar hayvanlara<br />

yem olarak verilirdi. Diğer bir<br />

hububat çeşidi olan yulaf ise her türlü<br />

arazide ekilebilirdi. Üzerinde bulunan<br />

taneleri aynı zamanda gelişemediğinden<br />

yulafların alt taraflarının da sararması<br />

beklenirdi. Genellikle hayvan yemi<br />

olarak kullanılırdı. Bugünkü Çekmeköy<br />

İlçesi’ni oluşturulan köyler 1844 yılında<br />

Beykoz’a bağlı idi. Şükriye Pınar Yavuztürk’ün<br />

yaptığı çalışmaya göre zirai faaliyetler<br />

hususunda bu köylerin Beykoz’a<br />

bağlı yerleşim birimleri içerisinde önemli<br />

bir yeri vardı. Beykoz’a bağlı Tepeviran<br />

ve Kurtdoğmuş köylerinden sonra<br />

Ömerli, Hüseyinli ve Çekmeköy bölgede<br />

en fazla hububatın yetiştirildiği yerlerdi.<br />

Aynı şekilde kaza genelinde yetiştirilen<br />

yulafın da önemli bir bölümü Tepeviran’dan<br />

sonra Ömerli ve Hüseyinli’den<br />

elde ediliyordu.<br />

ÜRÜNLERİN MİKTARI<br />

Temettüat defterlerinde ürünlerin isimleri<br />

olmakla birlikte yıllık ne kadar ürün<br />

elde edildiği ile ilgili kayıt yer almıyor.<br />

Sadece bir yılda ne kadar ürünün aşar<br />

(öşr) olarak verildiği belirtilmişti. Buradan<br />

hareketle yetiştirilen ürün miktarını<br />

bulabiliriz. Arapça onda bir demek<br />

olan öşr, terim olarak hububattan alınan<br />

vergi yerinde kullanılmıştı. Tanzimattan<br />

sonra maarif ve menafi' hisseleri artırılmak<br />

suretiyle hububattan alınan vergi<br />

sekizde bir olmuştu. Köylerde yetiştirilen<br />

ürünlerin miktarı hesaplanırken, o yıl<br />

aşar olarak verilen miktarın 8 katı bir<br />

yılda yetiştirilmiş kabul edilmeli.<br />

İstanbul’un Yaşam Pınarı Çekmeköy<br />

Kitabından alınmıştır.<br />

Çekmeköy2023 - 41

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!