10.01.2017 Views

MEDYATABLET 2017 OCAK

Türkiye'nin ilk ve tek dijital medya dergisi MEDYATABLET Ocak sayısı çıktı!

Türkiye'nin ilk ve tek dijital medya dergisi MEDYATABLET Ocak sayısı çıktı!

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Türkiye’nin İlk ve Tek Dijital Medya Dergisi I Ocak <strong>2017</strong><br />

PORTRE<br />

DOSYA<br />

AYIN YAZARI<br />

AYIN DİZİSİ<br />

AYIN OYUNCUSU<br />

OSMAN KILIÇ ÖZEL SÖYLEŞİSİ<br />

BENAN KEPSUTLU<br />

“BU MESLEĞİN BİR ONURU VAR”


BU SAYFAYA<br />

REKLAM VERMEK<br />

ÜCRETSİZ<br />

REKLAM REZERVASYON<br />

hkdijital@gmail.com<br />

*<strong>MEDYATABLET</strong> DERGİSİNE 3 SAYILIK REKLAM VEREN MÜŞTERİLER İÇİN GEÇERLİDİR.


REKLAMLARINIZI<br />

TIME TIME SQUARE’DA<br />

YAYINLAYACAK BÜTÇENİZ YOKSA<br />

YAYINLAYACAK BİZE REKLAM VEREBİLİRSİNİZ<br />

BÜTÇENİZ YOKSA<br />

BİZE <strong>MEDYATABLET</strong>’E REKLAM VEREBİLİRSİNİZ<br />

REKLAM VERMEK<br />

500 TL<br />

iLETiŞiM: hkdijital@gmail.com


PLAY<br />

,,<br />

<strong>MEDYATABLET</strong>, <strong>2017</strong> yılı ile birlikte çok değişti. Hep değişen bir<br />

dergiydiniz zaten diyor olabilirsiniz fakat bu sefer başka… Bu sayımızdan<br />

itibaren dergimizde Söyleşi sayfaları da olacak. Bu arada ilk söyleşimizi de<br />

Habertürk TV programcısı Benan Kepsutlu ile yaptık. Dergimizde bu<br />

sayıdan itibaren olacak olan bir diğer şey ise dergimizin yanında<br />

vereceğimiz ekler olacak. <strong>2017</strong>’nin bu ilk sayısında 2016 yılının enlerini<br />

seçtiğimiz <strong>MEDYATABLET</strong>+PLUS ekini aşağıdaki ekrana tıklayıp<br />

okuyabilirsiniz. Tabi değişiklik de var dergimizde, tasarımımızı baştan<br />

aşağı değiştirdik. Amacımız daha sade bir dergi olmak.<br />

Bu sayımızda neler var? diyorsanız, anlatayım. Ayın Oyuncusu<br />

sayfalarında Vatanım Sensin dizisinde rol alan başarılı oyuncu Halit Ergenç<br />

var. Ayın Dizisi sayfasında Halit Ergenç’in de rol aldığı, son zamanların en<br />

çok konuşulan dizisi Vatanım Sensin var. Ayın Yazarı ise son birkaç yılın en<br />

çok okunan yazarlarından Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil var.<br />

Şimdiden sizlere iyi okumalar.<br />

TIKLA, OKU<br />

MT’EK<br />

*Bu sayıda yayınlanan Portre sayfasındaki yazı Sertaç Dalgalıdere’nin “Türk Televizyon Yayıncılığında<br />

Yabancı Sermaye Fox TV Örneği” başlıklı Yüksek Lisans tezinden yararlanılarak yazılmıştır.<br />

KÜNYE<br />

SAHİBİ<br />

Hatice Kılıç<br />

Yayınlanan İçerikler Kaynak Gösterilmeden Kullanılamaz. Özel Haberler Ek İzne Tabidir. Reklam<br />

GENEL YAYIN Ali Özdemir<br />

İLETİŞİM VE REKLAM<br />

Sorumluluğu Reklam Verene Aittir. Yazıların Sorumluluğu Yazıyı Yazan Kişiye Aittir. Medyatablet Dergisi<br />

YÖNETMENİ<br />

İle İlgili Hukuki Ve Tüm Yasal Sorumluluklar Derginin Genel Yayın Hkdijital@Gmail.Com<br />

Yönetmenine Aittir.<br />

İLETİŞİM: medyatablet@gmail.com I REKLAM: hkdijital@gmail.com<br />

Osman Kılıç<br />

KATKIDA<br />

BULUNANLAR<br />

GENEL YAYIN YÖNETMENİ<br />

Osman Kılıç<br />

KATKIDA BULUNANLAR<br />

İLETİŞİM VE REKLAM<br />

Hkdijital@Gmail.Com<br />

KATKIDA BULUNANLAR<br />

Ali Özdemir, Çağatay Uysal


İÇİNDEKİLER<br />

28<br />

AYIN DİZİSİ<br />

Vatanım Sensin<br />

Halit Ergenç<br />

AYIN OYUNCUSU<br />

10<br />

32 Yılmaz Özdil<br />

AYIN YAZARI<br />

Rupert Murdoch<br />

PORTRE<br />

34<br />

40<br />

Çalışan Gazeteciler Günü<br />

DOSYA<br />

@medyatablet


KURTLAR VADİSİ PUSU BAŞLAYACAK MI?<br />

En son Kanal D’de yayınlanan Kurtlar Vadisi Pusu dizisi uzun süredir ekranlarda<br />

yoktu. Dizide oyuncu olan Defne Samyeli Kurtlar Vadisi Pusu ile ilgili<br />

muhabirlerin sorduğu soruları yanıtladı. Dizi ile ilgili olarak “çekimler<br />

başlayacak” dedi. Milliyet’te yer alan habere göre Samyeli, ayrıca yurtdışında<br />

oyunculuğunu da geliştirdiğini muhabirlere söyledi. Dizinin yayınlanacağı<br />

kanal henüz kesinleşmezken, şuan tekrarlarının yayınlandığı 360 TV’de<br />

yayınlanacağı düşünülüyor.<br />

‘DE ÜST DÜZEY İSTİFA<br />

Almanya’nın en çok satan gazetesi<br />

olan Bild’in genel yayın yönetmeni<br />

Kai Diekmann gazetedeki<br />

görevinden istifa etti. Dünyanın en<br />

büyük medya gruplarından Axel<br />

Springer Media’nın yöneticileri<br />

karardan dolayı üzüntü duyduklarını<br />

dile getirdi. Gazete kararı, internet<br />

sitesinden özel olarak duyurdu.<br />

Diekmann’ın gazeteden ayrılacağı<br />

tarih ise 31 Ocak <strong>2017</strong> olacak,<br />

yerine ise kimin geçeceği henüz<br />

kesinleşmedi.


3 BÜYÜK DERGİ KAPATILDI<br />

Doğan Burda Dergi Grubu <strong>2017</strong> yılına 3 büyük dergisi olmayarak girdi. Grup<br />

Tempo, Haftasonu ve PCNet dergilerini kapatma kararı aldı. Bu dergilerden<br />

Haftasonu, 50 yıllık bir maziye, Tempo, 30 yıllık bir maziye ve PCNet dergisi 20<br />

yıllık bir maziye sahip dergilerdi. Tempo dergisi bir zamanların en çok satan<br />

haber dergisi, Haftasonu ise en beğenilen prestijli bir magazin dergisiydi.<br />

Grubun bu dergileri kapatma gerekçesi ise tasarruf tedbirleri oldu. Diğer bir<br />

yandan ise bu ve benzeri dergi kapatma haberleri basılı yayının sonu mu geldi?<br />

söylentilerine neden oldu.<br />

’NIN 2 KANALI DA KAPANDI<br />

Demet Sabancı’nın sahibi olduğu MediaSA 2<br />

televizyon kanalını da kapatma kararı aldı.<br />

Bunlardan alışveriş kanalı olan MCJ TV, kanalın<br />

Koreli ortağı CJ TV’nin Türkiye’deki yatırımlarını<br />

çekmesi sonucu kapandı. Diğer bir kanal olan<br />

seyahat kanalı World Travel Channel’ınsa<br />

kapatma gerekçesi belirtilmezken, kanalın<br />

izlenme oranının ve etkisinin düşük olması<br />

nedeniyle kapatıldığı düşünülüyor. Bununla<br />

birlikte Sabancıların medyada yalnızca<br />

Fashion&Travel dergisi ve ZTV kaldı.


ÇOBAN YILDIZI GELİYOR<br />

Most Production, Fox TV için yeni bir aşk dizisi hazırlıyor.<br />

Başrollerini yakışıklı oyuncu Şükrü Özyıldız, güzel oyuncu Selin<br />

Şekerci ve Menderes Samancılar gibi birçok ünlü oyuncunun<br />

paylaştığı yeni dizinin paylaştığı adı ise yeni “Çoban dizinin Yıldızı” adı ise oldu. “Çoban Yönetmen Yıldızı”<br />

koltuğuna Gül Oğuz’un oldu. Yönetmen oturacağı koltuğuna dizide Kapadokya’dan<br />

Gül Oğuz’un<br />

İstanbul’a uzanan bir oturacağı aşkın hikayesi dizide anlatılacak. Kapadokya’dan Yeni dizi İstanbul’a Çoban<br />

uzanan bir aşkın Yıldızı, hikayesi yakında anlatılacak. Fox TV’de Yeni olacak. dizi<br />

Çoban Yıldızı, yakında Fox TV’de olacak.<br />

’DEN YENİ DİZİ<br />

Show TV ekranlarında yepyeni bir komedi dizisi başlıyor. Yapımcılığını Ali<br />

Gündoğdu/ Süreç Film’in yaptığı dizinin adı ise “Yeni Gelin” olarak<br />

belirlendi. Dizinin başrollerinde ise Mustafa Avkıran, Sema Keçik ve Zeynep<br />

Kankonde gibi isimler yer alıyor. Yeni dizinin yönetmeni olan Ersoy Güler<br />

aynı zamanda dizinin senaryosunu da yazacak. Yeni dizi “Yeni Gelin”<br />

yakında Show TV ekranlarında izleyicisiyle buluşacak.<br />

“KARAKARGA” ÖTEMEYECEK<br />

Destek Yayınlarının 1 Nisan 2016 yılında<br />

yayınlamaya başladığı kültür ve edebiyat<br />

dergisi Karakarga’nın ömrü kısa oldu. Dergi<br />

2016 yılının Aralık sayısından itibaren<br />

yayınlanmama kararı aldı.


KANAL D HABERDE KOLTUK DEĞİŞİMİ<br />

Usta gazeteci Mehmet Ali Birand’tan boşalan Kanal D<br />

Haber bülteninin sunucusu bir müddet Serdar Cebe olmuş<br />

ardından ise kısa bir süre Cüneyt Özdemir sunuculuk<br />

yapmış ve yeniden Serdar Cebe göreve devam etmişti.<br />

Kanal D Haberin yeni sunucusu ise grubun gazetesi<br />

Hürriyet’te Hürriyet’te köşe yazarlığı köşe yazarlığı yapan ve yapan grubun ve grubun haber kanalı haber<br />

CNN Türk’te kanalı program CNN Türk’te sunan program Ahmet sunan Hakan Ahmet Coşkun Hakan oldu.<br />

Coşkun daha oldu. önce Coşkun de Kanal daha 7 önce Haberin de Kanal sunuculuğunu 7 Haberin<br />

yapmıştı. Diğer sunuculuğunu bir yandan yapmıştı. ise Coşkun’un Diğer CNN bir yandan Türk’teki ise<br />

programına Coşkun’un devam CNN edip Türk’teki etmeyeceği programına merak konusu devam oldu. edip<br />

etmeyeceği merak konusu oldu.<br />

UMUR TALU YAZARLIĞI BIRAKTI<br />

Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet ve Sabah gibi birçok önemli gazetede<br />

köşe yazarlığı yapmış ve son olarak da Habertürk Gazetesinde köşe<br />

yazarlığı yapan Umur Talu, gazetedeki son yazısında yazarlığı<br />

bıraktığını açıkladı. Talu yazarlığı bırakma sebebini ise şu cümleyle<br />

anlattı; “Benim sağlık sorunlarım, medyanın sağlık sorunları, ülkenin<br />

sağlık ülkenin sorunları.” sağlık sorunları.” Umur Talu’nun Umur Talu’nun yeniden yeniden yazarlığa yazarlığa dönüp<br />

dönmeyeceği dönüp dönmeyeceği konusunda konusunda ise çeşitli ise görüşler ortaya atıldı.<br />

EFSANEVİ GAZETEDE<br />

ÜST DÜZEY DEĞİŞİKLİK<br />

Bir zamanların en büyük medya<br />

patronlarından Dinç Bilgin’in dedesi<br />

tarafından kurulan Türkiye’nin en eski<br />

gazetesi Yeni Asır’da görev değişikliği<br />

yaşandı. Turkuvaz Medya bünyesinde<br />

yayınlanan gazetenin genel yayın<br />

yönetmeni Şebnem Bursalı, grubun<br />

televizyon kanalı olan ATV’nin haber<br />

Ankara temsilcisi oldu. Bursalı’dan<br />

boşalan koltuğa ise kısa süre önce yayın<br />

danışmanı olarak İstanbul’dan gelen<br />

Ercan Demir getirildi.


HALİT ERGENÇ<br />

Ekranların başarılı jönü Halit Ergenç 30 Nisan 1970 yılında İstanbul’da dünyaya<br />

geldi. Babası Mehmet Sait Ergenç başarılı bir oyuncu ve müzisyendi. Anne ve<br />

babası Halit Ergenç daha küçük yaşlardayken ayrıldılar. Ergenç, ilk ve<br />

ortaöğretimini İstanbul’da tamamladı. Henüz lise eğitimini görüyorken okul<br />

orkestrasında solistlik yapıyordu. Hatta öyle ki Ajda Pekkan ve Leman Sam gibi<br />

sanatçılara vokalistlik yaptı. Yükseköğretimine ise ilkin İstanbul Teknik<br />

Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri bölümüyle başladı. Ergenç’in<br />

İstanbul Teknik Üniversitesindeki eğitimi yalnızca 2 yıl sürdü ardından buradan<br />

ayrıldı. İstanbul Teknik Üniversitesinden ayrılan Ergenç, gizlice girdiği<br />

konservatuar sınavını kazandı ve üniversiteye Mimar Sinan Üniversitesi Opera<br />

ve Müzikal Tiyatro Oyunculuğu bölümleriyle devam etti, 1992 yılında buradan<br />

mezun oldu.<br />

Ergenç, üniversiteyi okurken aynı zamanda çalışıyordu. Dişiyle tırnağıyla<br />

çalışan başarılı oyuncu paspas bile sattı. Hayatını idame ettirebilmek için birçok<br />

iş yapan Ergenç, zirveye basamak basamak ilerliyordu.<br />

Yakışıklı oyuncu, hayatını değiştirecek olan oyunculuğa ise 1996 yılında Haldun<br />

Dormen Tiyatrosunda başladı. Yine aynı yıl Kral ve Ben adlı müzikalde başrol<br />

olarak yer aldı. 1996 senesi Ergenç’in televizyonla da tanıştığı sene oldu.<br />

Karamelek adlı dizide Kürşat karakterini canlandırdı. Birçok önemli projelerde<br />

de yer alan Ergenç için en önemli proje ise Amerika’da oynadağı The<br />

Adventures of ZAK adlı müzikal oldu. 2004 yılında başrolünde oynadığı Aliye<br />

Leman Sam gibi<br />

adlı dizi onun televizyon karşısında tanınmasını sağladı. Ergenç, yine aynı<br />

yıllarda ilk sanatçılara<br />

sunuculuk deneyimini de yaşadı. Şimdilerde de ekranlarda yer alan<br />

Var Mısın Yok Musun? gibi yarışmaların da atası olarak kabul edilen Büyük<br />

Teklif vokalistlik adlı yarışma programını yaptı sundu. 2005 yılında Çağan Irmak’ın büyük başarı<br />

toplayan filmi Babam ve Oğlum’da Özkan karakterini canlandırdı. 2006 yılına<br />

gelindiğinde ise hayatının aşkını da tanıyacağı Binbir Gece adlı dizide seyircinin<br />

karşısına çıktı. Halit Ergenç ve Bergüzar Korel çifti dizi bittikten sonra 2009<br />

yılında dünya evine girdi. Çiftin 2010 yılında Ali isminde bir çocukları oldu.<br />

…Ajda Pekkan ve<br />

2010 yılında Dersimiz Atatürk adlı sinema filminde Atatürk rolüyle beyaz<br />

perdede de yer aldı. Halit Ergenç’i tam manasıyla zirveye ulaştıran proje ise<br />

kapısını 2011 yılında çaldı. Timur Savcı’nın yapımcılığını yaptığı, merhum Meral<br />

Okay’ın senaryosunu yazdığı bir tarih dizisinde oynayacaktı. 5 Ocak 2011<br />

yılında Muhteşem Yüzyıl dizisinde Kanuni Sultan Süleyman karakteriyle seyirci<br />

karşısına çıktı. Onun dizideki bu başarısı dizinin 4 sezon 139 bölüm sürmesini


1996 senesi<br />

Ergenç’in<br />

televizyonla da<br />

tanıştığı sene oldu.<br />

Karamelek adlı<br />

dizide Kürşat<br />

karakterini<br />

canlandırdı<br />

Ergenç, üniversiteyi okurken aynı zamanda çalışıyordu. Dişiyle tırnağıyla<br />

çalışan başarılı oyuncu paspas bile sattı. Hayatını idame ettirebilmek için<br />

birçok iş yapan Ergenç, zirveye basamak basamak ilerliyordu.<br />

Yakışıklı oyuncu, hayatını değiştirecek olan oyunculuğa ise 1996 yılında<br />

Haldun Dormen Tiyatrosunda başladı. Yine aynı yıl Kral ve Ben adlı müzikalde<br />

başrol olarak yer aldı. 1996 senesi Ergenç’in televizyonla da tanıştığı sene<br />

oldu. Karamelek adlı dizide Kürşat karakterini canlandırdı. Birçok önemli<br />

projelerde de yer alan Ergenç için en önemli proje ise Amerika’da oynadağı<br />

The Adventures of ZAK adlı müzikal oldu. 2004 yılında başrolünde oynadığı<br />

Aliye adlı dizi onun televizyon karşısında tanınmasını sağladı. Ergenç, yine aynı<br />

yıllarda ilk sunuculuk deneyimini de yaşadı. Şimdilerde de ekranlarda yer alan<br />

Var Mısın Yok Musun? gibi yarışmaların da atası olarak kabul edilen Büyük<br />

Teklif adlı yarışma programını sundu. 2005 yılında Çağan Irmak’ın büyük<br />

başarı toplayan filmi Babam ve Oğlum’da Özkan karakterini canlandırdı. 2006<br />

yılına gelindiğinde ise hayatının aşkını da tanıyacağı Binbir Gece adlı dizide<br />

seyircinin karşısına çıktı. Halit Ergenç ve Bergüzar Korel çifti dizi bittikten sonra<br />

2009 yılında dünya evine girdi. Çiftin 2010 yılında Ali isminde çocukları oldu.<br />

2010 yılında Dersimiz Atatürk adlı sinema filminde Atatürk rolüyle beyaz<br />

perdede de yer aldı. Halit Ergenç’i tam manasıyla zirveye ulaştıran proje ise


2010 yılında Dersimiz Atatürk adlı sinema<br />

filminde Atatürk rolüyle beyaz perdede de yer<br />

aldı. Halit Ergenç’i tam manasıyla zirveye<br />

ulaştıran proje ise kapısını 2011 yılında çaldı.<br />

Timur Savcı’nın yapımcılığını yaptığı, merhum<br />

Meral Okay’ın senaryosunu yazdığı bir tarih<br />

dizisinde oynayacaktı. 5 Ocak 2011 yılında<br />

Muhteşem Yüzyıl dizisinde Kanuni Sultan<br />

Süleyman karakteriyle seyirci karşısına çıktı.<br />

Onun dizideki bu başarısı dizinin 4 sezon 139<br />

bölüm sürmesini sağladı. Onu zirveye taşıyan<br />

dizi Muhteşem Yüzyıl’ın final yapması ile<br />

ekranlara kısa bir ara verdi. 2016 yılında ise<br />

yine muhteşem bir dizi projesi ile ekranlara<br />

döndü. Yine bir tarih dizisi olan Vatanım Sensin<br />

dizisiyle ekranlara dönen Ergenç’in bu dizideki<br />

başarısı da oldukça beğenildi.<br />

Ergenç ayrıca çeşitli yatırımlarda yaptı. Bu<br />

yatırımlarından birisi de 2014 yılında kurduğu<br />

Pondr adlı sosyal ağ oldu. Başarılı sanatçı rol<br />

aldığı projelerden de çeşitli ödüllere layık<br />

görüldü. Bunlardan bazıları; 2006 yılında Binbir<br />

Gece dizisi ile aldığı Altın Kelebek En İyi Erkek<br />

Oyuncu ödülü ve Muhteşem Yüzyıl dizisindeki<br />

karakteriyle yine Altın Kelebek En İyi Erkek<br />

Oyuncu ödülünü kazandı.<br />

Onu zirveye taşıyan dizi<br />

Muhteşem Yüzyıl’ın final<br />

yapması ile ekranlara<br />

kısa bir ara verdi


Türkiye’nin ilk ve tek dijital medya dergisi <strong>MEDYATABLET</strong>’te<br />

yazı yazmak için, medyatablet@gmail.com adresine yazınızı<br />

bir adet fotoğrafınızla birlikte yollayın yayınlayalım.Yazılarınız<br />

beğenilirse <strong>MEDYATABLET</strong>’in sürekli yazarı olun.<br />

<strong>MEDYATABLET</strong>’e yollayacağınız yazı; Medya, Televizyon,<br />

Gazete, Dergi ve bunların alt kategorileriyle alakalı olmalıdır.


Osman KILIÇ<br />

sadece<br />

MEDYA<br />

osmankilicOK<br />

osmankilic1<br />

osmankilicc<br />

Ailemizin Dergisi Kapatıldı<br />

Annemin dediğine göre ben çok küçükken evimize hep Tempo dergisi girermiş.<br />

90’lı yıllardan bahsediyorum, haber dergisiymiş o zamanlar Tempo, yani<br />

şimdiki gibi bir dergi değilmiş. Ne yazık ki ben Tempo’yu son birkaç yıldır takip<br />

etmeye başladım. Derginin, 2016 yılında başladığı bu değişime ben de destek<br />

verdim ve sürekli okuyucusu haline geldim. Açıkçası ilk birkaç ay gayet güzel bir<br />

dergiydi. Yayın yönetmeni Ayşegül Savur’un da dediği gibi tam bir “üstün kültür<br />

dergisi” idi. Aylar geçtikte bu “üstün kültür”, popüler kültüre hatta popüler<br />

moda kültürüne ters yönde bir evrim yaşadı. Derginin okunmamasının bir<br />

nedeni de bu olabilir mi?<br />

Tempo’nun okunmayıp kapanmasının bir diğer nedenine gelecek olursak.<br />

Türkiye 90’lı yıllarda olduğu gibi dergi okuyan bir toplum değil, hatta son<br />

zamanlarda gazete bile okumuyor. Bunu dijital yayıncılık çağına<br />

bağlayabilirsiniz ama bütün suçu da dijital yayıncılık çağına atıp sıyrılamazsınız<br />

işin içinden. Bir düşünün Allah aşkına gazeteler mesela, internet sitelerinden<br />

farklı ne veriyor? Konuyu fazla dağıtmadan Tempo’ya geri döneyim. Yek cümle;<br />

toplum bu tarz dergileri okumaz. Bu tarz dergilerin okuyucusu da gelinlik<br />

modellerinin yer aldığı bir dergi okumaz! Ve beklenilen oldu, Tempo dergisi<br />

ekonomik küçülme bahane edilerek kapatıldı. Fakat işin aslı tiajıydı. Üzüldüm,<br />

ailemizin dergisi dediğim bir derginin kapatılmasına çok üzüldüm.<br />

BU TARZ DERGİLERİN OKUYUCUSU<br />

DA GELİNLİK MODELLERİNİN YER<br />

ALDIĞI BİR DERGİ OKUMAZ!


SÖYLESI<br />

OSMAN KILIÇsordu<br />

BENAN KEPSUTLU<br />

sordu<br />

yanıtladı


“BU MESLEĞİN BİR ONURU VAR”<br />

Dergimizin ilk söyleşisi bu, devamı da gelecek. Bu ilk söyleşimizi başarılı<br />

gazeteci ve yazar Benan Kepsutlu ile yaptım. İyi okumalar.<br />

Gazeteciliğe nerede başladınız ve nerelerde devam ettirdiniz?<br />

İlk stajla başlayalım. TRT 1, Ankara, 1999 yılı. Daha sonra TV8, İstanbul, yine<br />

staj. Çünkü bizim meslekte staj yapmak önemlidir işin mutfağını da iyice<br />

görmek için. Akabinde Kanal D haber, yine staj, stajdan sonrasında kadroya<br />

geçmiştim zaten Kanal D’de. Kanal D’de çalıştığım dönemde BBC News,<br />

Londra’ya gidip geldim.<br />

BBC’de haber de sundunuz değil mi?<br />

Eğitim kapsamında gitmiştim aslında. O arada öyle bir tecrübemiz de olmuştu.<br />

Hatta BBC’de kalmam için o dönem bir teklif almıştım Londra’dan ama Kanal<br />

D’ye geri döndüm. Mehmet Ali Birand’la çalışıyordum o dönem, BBC’ye<br />

gidişimde de Birand’ın desteği çok olmuştu. Sonra CNN Türk, Mehmet Ali<br />

Birand’ın yönetimine geçtiği dönemdi. Oradan sonra TRT Türk’ün ilk Erbil<br />

temsilcisi oldum. Erbil’e yerleştim. Daha sonra Habertürk’ten bir teklif<br />

almıştım. Habertürk’e editör ve program sunucusu olarak geçtim. O dönem<br />

Ajanda’ya başladım. 2009’du Ajanda’yı Habertürk’te ilk yapmamız. Sonra<br />

haber spikerliği de yaptım Habertürk’te.<br />

Spikerliğe Habertürk’te mi başladınız?<br />

Evet, spikerliğe Habertürk’te başladım. Sonrasında A Haber’e geçtim. A<br />

Haber’de sabah kuşağını hazırlayıp sundum. Ondan sonra sektöre biraz ara<br />

verdim. Bambaşka bir yöne doğru ilerledim. 2012’de Akademisyenliğe<br />

başladım. Şuanda da Habertürk’te 2009’da yapmaya başladığım Ajanda<br />

programını tekrar yapıyorum.


“GÖNÜL İSTER Kİ BİZ BU MESLEĞİ 70 YAŞIMIZA<br />

80 YAŞIMIZA KADAR SAHADA YAPABİLELİM”<br />

Spikerliğe Habertürk’te mi başladınız?<br />

Evet, spikerliğe Habertürk’te başladım. Sonrasında A Haber’e geçtim. A<br />

Haber’de sabah kuşağını hazırlayıp sundum. Ondan sonra sektöre biraz ara<br />

verdim. Bambaşka bir yöne doğru ilerledim. 2012’de Akademisyenliğe<br />

başladım. Şuanda da Habertürk’te 2009’da yapmaya başladığım Ajanda<br />

programını tekrar yapıyorum.<br />

Gazetecilik yapıyorsunuz, yazarlık yapıyorsunuz bir de üniversite hocalığı<br />

yapıyorsunuz. Kendinizi nasıl tanımlarsınız?<br />

Televizyon habercisi olarak tanımlarım. Fakat şöyle, hem Türkiye’nin<br />

şartlarında, hem kadın olarak düşündüğümüzde gönül ister ki biz bu mesleği<br />

70 yaşımıza 80 yaşımıza kadar sahada yapabilelim. Televizyonda, gazetede<br />

çalışıyorsak, gazete de yer sıkıntısı olmayabiliyor ama sahada olmak için enerji<br />

gerekiyor. Yurtdışına baktığımızda oranın muhabirlerinin 50 yaş ve üstünde<br />

olduğunu görebiliyoruz ama Türkiye’deki şartlar ve beklenti bunu<br />

karşılamıyor. O yüzden belli bir yaştan sonra masaya geçiliyor. Bende şuanda<br />

iki farklı mesleğim var diyorum. Hem akademisyenim hem haberciyim. Aslında<br />

ikisi de birbirini destekleyen şeyler, böyle bakmak lazım. Benim eğitimimde<br />

doktoram Ortadoğu üzerine, sahada gazeteci olarak çalıştığımda ağırlıklı<br />

olarak Ortadoğu bölgelerinde bulundum. Akademisyen olarak ise şuanda Yeni<br />

Medya bölümündeyim Bahçeşehir Üniversitesinde, geçen yıl da Siyaset Bilimi<br />

Uluslararası İlişkiler bölümü yüksek lisans öğrencileriyle birlikteydim.<br />

Dolayısıyla iki tane mesleğim, iki branşım var.<br />

Gazeteci olarak birçok kurumda görev aldınız. Çalışmayı en sevdiğiniz kurum<br />

hangisi oldu?<br />

Her kurumun benim için önemi farklı. Bizim işimizde öğrenmenin sonu yok.<br />

Yaptığım işler de her birinde daha farklı, hepsinin de benim kişisel gelişimimde<br />

katkısı oldu. Benim de kurumlara katkım oldu. Hepsinden de keyif aldım. O<br />

yüzden ayırt edemiyorum. Ayırt etmek doğru değil, haksızlık etmiş olurum.


“UZUN ZAMAN SONRA İLK DEFA ONUN<br />

CENAZESİNDE AĞLADIM”<br />

Birçok gazeteci gibi sizde Mehmet Ali Birand’ın yanında yetişmişsiniz. Onun<br />

size kattığı neler oldu?<br />

Televizyon haberciliği. Ama burada sadece Mehmet Ali Birand demeyelim.<br />

Birand benim için çok önemli bir faktör, değerli bir hoca. Onunla birlikte<br />

çalıştığım dönemde Ayşenur Arslan Kanal D’nin haber koordinatörüydü. Keza,<br />

Deniz Arman hafta sonu haberlerini sunardı, Süleyman Sarılar o ekipteydi.<br />

Uygar Eremekter o ekipteydi, Mustafa Aşçıoğlu o ekipteydi. Yani bir bütün<br />

olarak bakmak gerekiyor. Tabii ki Birand’ın bana kattıkları… Bir BBC konusunda<br />

destek olması, 32. Gün kültürünü aşılaması. Ayrıca beni sıcak haberle tanıştırdı<br />

ve sevdirdi. Birand ve Ayşenur Arslan bana Ortadoğu’yu sevdirdi. Zaten benim<br />

de inanılmaz merakım vardı.<br />

Birand, benim önümü açtı özetle.<br />

32. Gün’de muhabir miydiniz?<br />

Hayır, 32. Gün içerisinde aktif çalışmadım, Kanal D haberde aktif çalıştım. Ama<br />

Kanal D haberde çalışırken 32. Gün’e destek oluyorduk. Birand sinerjiyi<br />

sağlıyordu 32.Gün ile Kanal D haber arasında.<br />

Onun ölümü sizi nasıl etkiledi?<br />

Hala bazen görüyorum onu program sunduğum stüdyoda karşımda, hatta<br />

diyorum ki deliriyorum galiba artık. Etkiledi, çok etkiledi. Nasıl söyleyeyim<br />

yani. Uzun zaman sonra ilk defa onun cenazesinde ağladım. Çok büyük kayıp,<br />

çok arıyorum, çok özlüyorum. Telefonumun ucundaydı bir şey sormam<br />

gerektiğinde, Kanal D’den ayrıldıktan sonra da, Irak’a yerleştiğimde de,<br />

Habertürk’te çalışırken de, A Haber’de çalıştığım dönemde de… bir şey sormak<br />

için arardım. Birand’ı artık arayamıyorum. Şimdi ne yapıyorum, onun bir<br />

korkusu vardı, unutulmak. Dolayısıyla ben onu kendi öğrencilerime<br />

unutturmamaya çalışıyorum, onun kitaplarını okutuyorum, onun<br />

programlarını ve belgesellerini izlettiriyorum, hatta ödev olarak veriyorum.<br />

Yani onu ben kendi hayatımda öldürmemeye çalışıyorum.


“ÇALIŞIRKEN EN KEYİF ALDIĞIM İKİ BÖLGE VAR,<br />

BİRİNCİSİ GAZZE, İKİNCİSİ BAĞDAT”<br />

Gazetecilik hayal ettiğiniz bir meslek<br />

miydi?<br />

Evet. Ortadoğu’ya olan ilgim de<br />

oradan geliyor. Çünkü 32. Gün<br />

izleyerek büyüdük biz. Ayda bir kere<br />

olan bir programdı. Hep sahada olan,<br />

hep sıcak haberlerin olduğu, ağırlıklı<br />

olarak Ortadoğu’da geçen haberler,<br />

yani Doğusuyla Batısıyla dış haberdi.<br />

Son haberinizi yapıyor olsaydınız<br />

neyin haberini yapmak isterdiniz?<br />

Çok zor ve çok güzel bir soru. Hiçbir<br />

habere son haberimmiş gibi bakmak<br />

istemediğim için bunun üzerine<br />

düşünmek istemiyorum. Yani bir<br />

haberci için çok zor bir şeydir bu.<br />

Mesleğiniz gereği onlarca ülkeye<br />

gittiniz. En etkilendiğiniz ülke hangisi<br />

oldu?<br />

Filistin ve Irak. Şöyle aslında,<br />

çalışırken en keyif aldığım iki bölge<br />

var, birincisi Gazze, ikincisi Bağdat.<br />

Malezya da ilginçti. Türkiye, Malezya<br />

olur mu? tartışması zamanında<br />

gitmiştim. Pakistan, Afganistan,<br />

Suriye de güzeldi.<br />

Beğendiğiniz bir haber spikeri var<br />

mı?<br />

Kaan Yakuphan. Benim de hocam<br />

gibidir. TV8’de staj yaptığım dönem<br />

Kaan Yakuphan orada haber<br />

spikeriydi. Çok değerli haber<br />

spikerlerimiz var onlara da ayıp<br />

olmasın. Julide Ateş’i de çok severim.<br />

Duygu Canbaş da var.


“MESLEĞİMİ YAPTIĞIM ANDA KİMLİK KARTIMDA<br />

TC YAZMAZ, GAZETECİ YAZAR”<br />

Şuana kadar çalıştığınız bir kurumda yaptığınız haberlerin kısıtlandığı oldu<br />

mu?<br />

Neyi önerip neyi önermemiz gerektiği bilinçaltımıza işlendi mi acaba? o<br />

yüzden mi acaba reddedilmiyoruz. Bilmiyorum ki ama şuana kadar<br />

reddedilmedim. Ancak şöyle olabilir. Yapmak istediğim bir şey vardır, o anda<br />

gündem yoğundur o yüzden ya onu değil de bunu yapalım diyen olmuştur.<br />

Ama kesinlikle bunu yapamayız diyen olmadı.<br />

İlla siyasi olmasına gerek yok. Patronunuzun istemediği bir haber olmadı<br />

mı?<br />

Aksine, şahane habermiş yapalım dediler.<br />

Birçok liderle röportaj yaptınız. Asla röportaj yapmayacağınız bir lider var<br />

mı?<br />

Hayır. Herkesle yaparım asla seçmem. Mesleğimi yaptığım anda kimlik<br />

kartımda TC yazmaz, gazeteci yazar. Yani o tarafa da bakmak zorundayım, bu<br />

tarafa da bakmak zorundayım.<br />

Gazeteci adaylarına tavsiyeleriniz var mı?<br />

Bu mesleğin bir onuru var. Halen kaldı mı? diyenler oluyor ama ben bu<br />

meslekten para kazanıyorum. Bizim PR şirketi olmadığımızı, bizim halkla<br />

ilişkiler şirketi olmadığımızı çok iyi anlamaları gerekiyor. Buna göre sektöre<br />

girmeleri gerekiyor. Çünkü eğer iç politikaya göre haber yapılacaksa giderim<br />

bir partinin halkla ilişkilerinde çalışırım. Çünkü ben dışarıdan bakan bir<br />

gözüm. İkincisi, gazeteci refleksiyle son dakikalarda çok ani ve teyitsiz<br />

haberler verilebiliyor zaman zaman. Bizim dönemdekiler, bizler, çok şükür<br />

ben yapmadım ama Ergenekon ve Balyozla ilgili haberler yaptık. Daha sonra<br />

o insanların suçsuz olduğu anlaşıldı. Bir insana bir şeyi yakıştırmak, çamur<br />

atmak o kadar kolay ki. Daha sonra onun vicdani sorumluluğu ve<br />

yükümlülüğü var. Ben birine suçlu diye bakmam, birine tutuklandı demek ki<br />

suçluymuş diyemem, çünkü ben yargı mercii değilim. Mesleğe yeni adım<br />

atacak arkadaşların bunlara dikkat etmesini tavsiye ediyorum. Ve<br />

önyargılardan uzak durmasını tavsiye ediyorum.


“ABD’NİN ORTADOĞU POLİTİKASI AYNIDIR, PETROLDÜR İSRAİL’DİR<br />

ÖNCELİKLİ OLARAK GİBİ BİR ŞEY VAR. BEN BUNA KATILMIYORUM”<br />

Aynı zamanda Ortadoğu uzmanısınız. Ortadoğu’nun şuandaki durumuyla<br />

ilgili ne düşünüyorsunuz?<br />

Her zamanki gibi kaotik. Güçler dengesinin dışarıdan sağlanmaya çalışıldığı<br />

ancak sağlanamadığı ve gittikçe daha karmaşaya sürüklenen bir süreç<br />

içerisinde.<br />

ABD Başkanının değişmesi bu süreçte bir değişiklik yaratır mı?<br />

Yani yaratabilir. ABD’nin Ortadoğu politikası aynıdır, petroldür İsrail’dir<br />

öncelikli olarak gibi bir şey var. Ben buna katılmıyorum, artık öncesinde ikisi<br />

ile ilgili konuşabiliyorduk ama şuanda öyle olmadığını görüyoruz. Baktığımızda<br />

bunların yanına yeni başlıkların eklendiğini görüyoruz. Bölgedeki Kürtlerin<br />

durumu, antiAmerikanizm, Şii korkusu, İslami radikalizm, terör vurgusu ve<br />

Rusya faktörü tekrar devreye girmeye başladı. Dolayısıyla o bölgede ülkenin<br />

çıkarları neye hizmet ediyorsa o yönde hareket edilir. Donald Trump gelince<br />

de Amerika’nın çıkarlarına ne hizmet edecek o dönem zarfında ona göre<br />

politikalar belirlenir. Şuanda görünen o ki biraz daha içeriye dönük politikalar<br />

izleyecek. Öncelikli olarak Amerika halkının ekonomisini geliştirmeye yönelik<br />

çalışacak gibi görünüyor. Ama Bush döneminde “sürpriz” gibi ne olmuştu? İkiz<br />

kulelere saldırı. Bill Clinton döneminde Pentegon’a yapılan saldırı… Obama<br />

bambaşka bir süreçte kendini buldu. Irak’tan ABD askerlerini çekeceğiniz<br />

söyledi, ona göre ilerledi. Bakalım Trump’ın başına neler gelecek ya da<br />

önceden kurgulanan ABD politikası bölgeye yönelik nasıl değişecek. Ortadoğu<br />

denince uluslararası ilişkilerde kesin konuşmak doğru değildir. Biz bugün<br />

Türkiye’nin Suriye politikasını konuşurken iki yıl öncesinden belki daha farklı<br />

bir sürece gireceğiz önümüzdeki dönemde. Onun 4-5 yıl öncesinde daha farklı<br />

bir Suriye politikası vardı. Ya da keza İran’la ilişkiler de aynı şekilde,<br />

Ermenistan’la ilişkiler de aynı şekilde… bakın bir anda bir şey oluyor Rusya ile<br />

uçak krizi, bir anda her şey duruyor. Sonra bir günde, iki günde tekrar masa<br />

başına oturulabiliyor. Bu da uluslararası ilişkilerin ve siyasetin kuralları.


“BUSH ABD BAŞKANI OLSAYDI KUVVETLE MUHTEMEL<br />

SURİYE’YE ASKERİ BİR HAREKAT YAPILMIŞTI”<br />

Ortadoğuyla ilgili bilgilerinizden yola çıkarak yazdığınız Amerikanın<br />

Ortadoğu Politikası, 90’dan Bu Güne Başkandan Başkana kitabınızdan biraz<br />

bahseder misiniz?<br />

Asıl temel Bill Clinton, Bush ve Barack Obama’yı kıyaslamaktı. Bunu yaparken<br />

de Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasındaki keskin çizgileri anlatmaktı.<br />

ABD’nin, biraz önce bahsettiğim gibi Ortadoğu politikasında öne çıkan<br />

faktörlerin 10 yıl öncesine göre geliştiği ve arttığını belirtmekti. İtirazım şu oldu<br />

benim orada, hep derler ki Başkandan başkana ABD’nin Ortadoğu politikası<br />

değişmez. İtirazımı bu çalışma içerisinde kanıtlamaya çalıştım. ABD’nin<br />

Ortadoğu politikasını petrol ve İsrail’le sınırlı tutmak çok da doğru değil<br />

günümüz koşullarında. İkincisi, Başkandan Başkana değişiyor ABD’nin<br />

Ortadoğu politikası. Tabii ki ABD büyük bir devlet, tabii ki devlet politikası<br />

yönünde ilerlerken halkının ekonomik çıkarlarını ve güvenliğini göz önünde<br />

bulunduruyor. Öte taraftan asıl itiraz şuna, amaç aynı olabilir ama uygulayış<br />

şekilleri farklı olunca sonuç da farklı olabiliyor. Obama döneminde Obama<br />

değil de Bush ABD Başkanı olsaydı kuvvetle muhtemel Suriye’ye askeri bir<br />

harekat yapılmıştı. Suriye topraklarında da Irak gibi Amerikan askeri görme<br />

olasılığımız çok yüksekti. Obama’ya baktığımızda biraz daha geriden, gerek<br />

NATO’ya gerek BM’ye “abilik” yaptı. Amerika, öte taraftan Libya’da<br />

gördüğümüz gibi müttefiklerini öne sürdü. Başkanların uluslararası bakışları ve<br />

uygulama şekilleri farklı olabiliyor. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler kendi<br />

aralarında ayrılıyorlar. Demokratlardan bahsediyorsak Bill Clinton ile Barack<br />

Obama’nın uygulamaları da birbirinden çok farklıydı. Hem dönemin<br />

getirdikleri de bunu etkiliyor. Bir diğeri de bakış açıları ve politikaya<br />

yaklaşımları. Bill Clinton daha çok entegrasyona yönelik bir politika izledi<br />

Ortadoğu’da. Bush ise ya bendensin ya onlardan diyerek çok keskin bir ayrım<br />

yaptı. Obama biraz daha yapmaya çalıştı ama yapamadı, Arap Baharı’na denk<br />

geldi.


“ACUN’U ŞANSLI BULUYORUM BİRAZ DA ÇALIŞKAN<br />

BULUYORUM, EŞİTTİR BAŞARI”<br />

Aynı zamanda üniversitede hocalık yapıyorsunuz. Nasıl bir hocasınız?<br />

Arkadaş gibi bir hocayım. Yeni Medya bölümü için şunu söylemek istiyorum.<br />

Not kriter olmamalı, not önemli tabii ki bir notlandırmamız olmalı. Çok ödev<br />

veren bir hocayım. Ağırlıklı olarak uygulamaya yönelik ve proje ödevleri veren<br />

bir hocayım. Biraz onları zorladığımın farkındayım ama daha sonrasında, hatta<br />

geçmiş yıllardaki öğrenciler bile hocam iyi ki bunu yapmışız diyorlar.<br />

Öğrencilerim bazen programımı ziyaret etmeye geliyorlar, bu benim için<br />

önemli.<br />

Televizyon izliyor musunuz?<br />

Ender.<br />

Ne izlersiniz, neleri izlersiniz?<br />

Belgesel izliyorum ben ama bazen ailecek eğlence programlarına göz atıyoruz.<br />

Çok yoğun gündemden onlar da yorulmuş oluyorlar. Tercihen tartışma<br />

programı izlemiyorum, süreleri çok uzun ve konukları çok fazla.<br />

Hangi eğlence programlarını izlersiniz?<br />

O Ses Türkiye’yi ailemler çok izlediği için onlarla beraber izliyorum. Babam,<br />

Güldür Güldür Show’u izliyor.<br />

O Ses Türkiye demişken Acun Ilıcalı’yı nasıl buluyorsunuz?<br />

Gayet başarılı buluyorum. Çok hızlı bir yükseliş sergiledi. Bizim işte hedef<br />

koyma ve çok çalışma önemlidir. Biraz da şans faktörü etkili. Acun’u şanslı<br />

buluyorum biraz da çalışkan buluyorum, eşittir başarı. Ve Acun’u zeki<br />

buluyorum. Şöyle bir denklem yapayım şans artı parantez içerisinde zekilik artı<br />

çalışkanlık eşittir başarı.


“AJANDA PROGRAMININ EKİBİ KOCAMAN BİR EKİP ZANNEDİLMESİN…”<br />

Günlük hayatınızda neler yaparsınız?<br />

Son 1-1,5 yıl çok yoğun geçti benim için, biraz sosyal hayatımdan feragat<br />

etmek zorunda kaldığım bir sürece girdim. Doktora devam ediyor Marmara<br />

Üniversitesinde Ortadoğu Siyasal Tarihi ve Uluslararası ilişkiler bölümünde…<br />

Şöyle özetleyeyim. Pazartesi boş günüm, Salı günü yarım gün Bahçeşehir<br />

Üniversitesinde derse gidiyorum ondan sonra Habertürk’e gidiyorum,<br />

Çarşamba günü akşama kadar dersim var 6’ya kadar, 6’dan sonra Habertürk’e<br />

gidiyorum, Perşembe günü sabah doktora dersim var öğlenden sonra<br />

Habertürk’e gidiyorum, Cuma günü sabah Habertürk’e gidiyorum öğlenden<br />

sonra doktora dersim var, Cumartesi günü Ajanda programına hazırlanıyorum,<br />

Pazar günü ise Ajanda programı var. Bu arada kitap çıktı geçen Mart’ta, geçen<br />

sene Bursa’daki Bahçeşehir Üniversitesine de gidiyordum geldiğimde ise<br />

direkt Habertürk’te haber sunuyordum. Yani 24 saatim uykusuz geçiyordu.<br />

Arada arkadaşlarımla görüşmeye çalışıyorum, çok fazla arkadaşım var ama bu<br />

süre zarfında ihmal ettiğim arkadaşlarım var ama ne kadar yoğun olduğumu<br />

görüyorlar. O yüzden gönül koymadıklarını tahmin ediyorum. Bundan birkaç<br />

ay öncesine kadar spor yapıyordum işin yoğunluğundan maalesef yarım kaldı<br />

tekrar spor yapmaya başlayacağım. Fırsat buldukça yurtdışına gitmeye<br />

çalışıyorum.<br />

Önceden haber spikerliği yapıyordunuz. Haber spikerliği daha mı rahattı?<br />

Daha rahat demeyelim. Ama burada şöyle bir ayrım var ikisini birbirine<br />

karıştırmamız lazım. Çalışacağımız yayın saatlerimiz belli, bir editörle<br />

çalışıyorsunuz orada, işin prodüksiyon kısmına karışmıyorsunuz. Zaten<br />

haberler hazır oluyor. Biraz editörle konuşup ve inceleyip direkt habere<br />

giriyorsunuz. Spikerlik yaptığım dönem son dakikaların ağırlıkta olduğu bir<br />

dönemdi. Şimdi mesela ilk IŞİD operasyonunda ben yayındaydım, Atatürk<br />

Havaalanı saldırısında ben yayındaydım, Süleyman Demirel’in vefatında ben<br />

yayındaydım, darbe girişimi gecesi ben yayındaydım. Son dakikalar çok<br />

önemlidir. Yayında kalma rekorum 11 saat. Yani haber spikerliğinin ayrı bir<br />

dinamizmi var. Ajanda programına geldiğimizde ise mesela haftada bir<br />

program yapmak zordur. Bir hafta sonrasını görebilmeniz gerekir. Programda<br />

üretiyorsunuz daha fazla ve programın editörü de benim. Ajanda programının<br />

ekibi kocaman bir ekip zannedilmesin ben ve bir öğrencim var. Bizimle 1-2 gün<br />

çalışan bir prodüktör arkadaşımız var. Beyin takımına baktığımızda metinleri<br />

ben yazıyorum, konuları ben önermeye çalışıyorum, akışı ben yapıyorum, ben<br />

sunuyorum, ben seslendiriyorum, montajını takip ediyorum…


“<strong>MEDYATABLET</strong>, KEYİFLE 24 SAAT<br />

OKUYABİLECEKLERİ BİR DERGİ”<br />

Titiz davrandığınızdan dolayı mı tüm işleri siz yapıyorsunuz?<br />

Titizimdir, çok obsesifimdir. Çok kolay beğenmem. Yani olabilir.<br />

Hayatınızda değiştirmek istediğiniz bir yönünüz var mı?<br />

Obsesifliğim ve şüpheciliğim.<br />

Dergimizin okuyucularına söylemek istediğiniz bir şey var mı?<br />

Artık tabii internet ve dijital medya eski klasik medyanın önüne geçmeye<br />

başladı. Okunması ve ulaşılması çok daha kolay, bulamadım, bitmiş derdi yok.<br />

Dolayısıyla keyifle 24 saat okuyabilecekleri bir dergi. Okumak güzel şey neyi<br />

okuduğunuzun çok önemi yok bence. İçerik olarak zengin bir içerik yapmaya<br />

çalışıyorsunuz o yüzden okumaya devam etmeliler. Herkesin yeni yılını<br />

kutluyorum. Huzur dolu, başarılı bir yıl geçirmelerini diliyorum.<br />

Siz hangisinden okursunuz. Dijitalden mi kağıttan mı?<br />

Kağıttan okurum.<br />

Bu eski bir gazeteci olmanızdan gelen bir alışkanlık mı?<br />

Olabilir. Ama benim bir şey okurken çizmem için kalem kullanmam lazım.<br />

Duygusal bir bağ değil.


haber<br />

news<br />

أخبار<br />

nouvelles<br />

nachrichten<br />

новости<br />

ニュース<br />

新 聞<br />

notizie<br />

nuus<br />

ειδήσεις<br />

חדשות<br />

DİLLER DEĞİŞİR AMA HABER HEP AYNIDIR<br />

Haber Kaynağı<br />

YAKINDA<br />

REKLAM REZERVASYON: medyahk@gmail.com -<br />

Erken Rezervasyona %10 İndirim Fırsatını Kaçırmayın


27 Ekim 2016 tarihinde yayına başlayan dizi Vatanım Sensin’de olaylar<br />

Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında cereyan etmektedir. Dizide Balkan<br />

Savaşının sonlarına doğru Selanikli Osmanlı askeri Binbaşı Cevdet ve ailesinin<br />

hikayesi anlatılmaktadır. Cevdet’in kan kardeşi Tevfik Yunanlıların Selanik’i<br />

işgali öncesi vatan topraklarını vermek istemeyen Cevdet’i sırtından<br />

vurmuştur. Fakat bunu Cevdet bilmemektedir. Öldü sanılan Cevdet’in ailesi<br />

ise Miralay Tevfik tarafından İzmir’e götürülür. Tevfik, Cevdet’in yokluğunda<br />

sürekli onun ailesinin yanında olur. İlk günlerden beridir de kan kardeşi<br />

Cevdet’in karısı Azize’ye bir sevgi beslemektedir. Azize ise kocasının<br />

yokluğunda sürekli ailesi için çalışmış elinde avucunda ne varsa satmıştır.<br />

Cevdet ve Azize’nin biri üvey 3 çocukları vardır. Üvey olan çocukları Ali Kemal,<br />

Cevdet tarafından bir savaştan kurtarılmış ve evlat edinilmiştir, Ali Kemal<br />

başıboş dolaşan bir gençtir ilk zamanlarda ama ilerleyen zaman içinde bir<br />

tefecinin yanında işe başlar. Diğer 2 çocuklarından Yıldız ise gözü yükseklerde<br />

olan bir genç kızdır. Ailenin küçük kızı Hilal ise adeta bir vatan sevdalısıdır,<br />

Hilal ayrıca Milli Mücadele için gizli olarak çıkarılan bir gazetede<br />

çalışmaktadır. Bir de ailenin büyüğü, Cevdet’in annesi Hasibe vardır ki tüm<br />

dertler sanki adeta onda toplanmış gibidir. Hasibe’nin kocası ise Osmanlı<br />

askeri iken şehit düşmüştür.<br />

Yıllar geçer<br />

Miralay<br />

Yunanlılar<br />

Tevfik’in<br />

artık İzmir’e<br />

Cevdet’i<br />

doğru<br />

sırtından<br />

ilerlemişlerdir. İzmir’i işgale gelen<br />

Yunan askerleri<br />

vurduğu<br />

arasında<br />

sahneyi<br />

Azize<br />

bu<br />

ve<br />

alana<br />

ailesinin<br />

tıkla,<br />

hayatını<br />

izle<br />

değiştirecek bir şey olur.<br />

Yunanlıların gelişinin kutlandığı bir miting alanında vatan sevdalısı olan<br />

ailenin küçük kızı Hilal, Yunan komutanını öldürmek ister. Hilal silahı tam<br />

kaldıracakken abisi Ali Kemal silahı elinden alır ve silah patlar. Bunun üzerine<br />

Ali Kemal, Yunan askerleri tarafından kurşuna dizilecektir. Fakat Yunan<br />

komutanı bunu öyle birisinin yapmasını ister ki, işte olaylar o zaman başlar.<br />

Ali Kemal’i öldürecek kişi üvey babası, onu savaştan kurtarıp evlatlık alan,<br />

yıllar önce Selanik’te öldü zannedilen babası Cevdet’tir. Cevdet yıllar önce<br />

kan kardeşi Miralay Tevfik tarafından sırtından vurulmuştur. Onun ölmediğini<br />

gören Yunan askerleriyse onu çalıştırmak için esir alırlar. Cevdet, Yunanlar<br />

lehine öyle şeyler yapar ki Yunan komutanı onu yanına asker olarak alır. Fakat<br />

Cevdet’in bu yaptıklarının sebebi Yunanlıların içine sızmaktır. Artık bir Yunan<br />

askeri görüntüsünde olan Cevdet, İzmir’e gelmiş ve hemen peşinden kendi<br />

çocuğunu öldürmesi istenmiştir. Cevdet öldüreceği gencin kendi çocuğu<br />

olduğunu bilmez. Diğer bir yandan ise Cevdet’in karısı Azize başka yapacak<br />

bir şey olmadığı için Miralay Tevfik ile nikah masasındadır. Hilal’in tam nikah<br />

kıyılmadan Ali Kemal’in kurşuna dizileceğini haber vermesi üzerine Azize


Yıllar geçer Yunanlılar artık İzmir’e doğru ilerlemişlerdir. İzmir’i işgale gelen<br />

Yunan askerleri arasında Azize ve ailesinin hayatını değiştirecek bir şey olur.<br />

Yunanlıların gelişinin kutlandığı bir miting alanında vatan sevdalısı olan<br />

ailenin küçük kızı Hilal, Yunan komutanını öldürmek ister. Hilal silahı tam<br />

kaldıracakken abisi Ali Kemal silahı elinden alır ve silah patlar. Bunun üzerine<br />

Ali Kemal, Yunan askerleri tarafından kurşuna dizilecektir. Fakat Yunan<br />

komutanı bunu öyle birisinin yapmasını ister ki, işte olaylar o zaman başlar.<br />

Ali Kemal’i öldürecek kişi üvey babası, onu savaştan kurtarıp evlatlık alan,<br />

yıllar önce Selanik’te öldü zannedilen babası Cevdet’tir. Cevdet yıllar önce<br />

kan kardeşi Miralay Tevfik tarafından sırtından vurulmuştur. Onun ölmediğini<br />

gören Yunan askerleriyse onu çalıştırmak için esir alırlar. Cevdet, Yunanlar<br />

lehine öyle şeyler yapar ki Yunan komutanı onu yanına asker olarak alır. Fakat<br />

Cevdet’in bu yaptıklarının sebebi Yunanlıların içine sızmaktır. Artık bir Yunan<br />

askeri görüntüsünde olan Cevdet, İzmir’e gelmiş ve hemen peşinden kendi<br />

çocuğunu öldürmesi istenmiştir. Cevdet öldüreceği gencin kendi çocuğu<br />

olduğunu bilmez. Diğer bir yandan ise Cevdet’in karısı Azize başka yapacak<br />

bir şey olmadığı için Miralay Tevfik ile nikah masasındadır. Hilal’in tam nikah<br />

kıyılmadan Ali Kemal’in kurşuna dizileceğini haber vermesi üzerine Azize<br />

koşarak meydana gider. Azize meydanda gördüğü vaziyet karşısında şok<br />

olmuştur. Kocası yaşıyor fakat Yunan askeridir. Üstelik kocası oğluna silah<br />

doğrultmuş öldürmek istemektedir. Azize’nin bağırması sonucu Cevdet, Ali<br />

Kemal’i azat eder.<br />

Cevdet’in ailesi ona kin kusmaktadır. Aileden onu tek destekleyen kişi ise kızı<br />

Yıldız’dır. Cevdet’in Yunanlıların içine sızma nedenini ailesi bilmemektedir.<br />

Oysa Cevdet, Milli Mücadelenin kazanılması için Osmanlı ordusundaki kayıp<br />

silahları aramaktadır. Olayların bu yönde cereyan ettiği dizi Cevdet’in içinde<br />

bulunduğu yalnızlığı ve ailenin perişan durumunu anlatmaktadır.


OYUNCULAR<br />

Halit Ergenç<br />

CEVDET<br />

Bergüzar Korel<br />

AZİZE<br />

Onur Saylak<br />

TEVFİK<br />

Baki Davrak<br />

VASİLİ<br />

Şebnem Hass.<br />

EFTALYA<br />

Miray Daner<br />

HİLAL<br />

Boran Kuzum<br />

LEON<br />

Pınar Deniz<br />

YILDIZ<br />

KÜNYE<br />

TAKiP ET<br />

YAPIMCI<br />

Nermin Eroğlu/ O3 Medya<br />

YÖNETMEN<br />

Yağmur Taylan, Durul Taylan<br />

SENARYO<br />

Necati Şahin, Nuran Evren Şit<br />

Vatanım Sensin<br />

dizisinin Mustafa<br />

Kemal Sahnesini<br />

bu alana tıkla, izle


YILMAZ ÖZDİL<br />

2 Ocak 1965 yılında İzmir'de doğmuştur. Aslen Aksaray'lı olan Özdil,<br />

İzmir’deki ilköğretim eğitiminin ardından yine İzmir'de Atatürk Lisesinde lise<br />

eğitimini tamamlamıştır. Üniversite eğitimini Ege Üniversitesi Basın ve Yayın<br />

Meslek Yüksekokulu gazetecilik bölümünde tamamlamıştır. Özdil, böylelikle<br />

eğitiminin tamamını doğduğu şehir olan İzmir'de tamamlamıştır. Usta<br />

gazetecinin gazetecilik mesleğine başlaması ise yine İzmir'in bir gazetesi<br />

olan Yeni Asır Gazetesi ile olmuştur. Bu gazetede muhabirlik yapmıştır. 1994<br />

yılında hızlı bir yükselişle Milliyet Gazetesine geçerek gazetenin yazı işleri<br />

müdürü olmuştur. Milliyetteki görevi yalnızca 1 yıl sürmüş ve 1995 yılında<br />

yine aynı görevle Sabah Gazetesine geçmiştir. 1999 yılında Sabah<br />

Gazetesinden ayrılarak Cem Uzan'ın kurduğu, Fatih Çekirge'nin genel yayın<br />

yönetmenliği yaptığı Star Gazetesinin kuruluşunda yer almıştır. Star<br />

Gazetesinde uzun bir dönem yer aldıktan sonra yeniden Sabah Gazetesine<br />

geçmiş ve grubun televizyon kanalı ATV'nin haber genel yayın yönetmeni<br />

olmuştur. ATV ve Sabah Gazetesinin TMSF yönetimine geçmesiyle gruptan<br />

tamamen ayrılmıştır. Özdil'in yeni adresi Hürriyet Gazetesi olmuştur. Bu<br />

grupta da grubun televizyon kanalı Star TV'nin haber genel yayın yönetmeni<br />

olmuştur. Hürriyet Gazetesinde köşe yazarlığı da yapan Özdil, ilkin bu<br />

görevinden ardından da Hürriyet görevinden Gazetesindeki ardından görevinden da Hürriyet istifa Gazetesindeki etmiştir.<br />

Ünlü köşe yazarı 2014 görevinden yılından istifa beridir etmiştir. Sözcü Ünlü Gazetesinde köşe yazarı köşe 2014 yazarlığı yılından<br />

yapmaktadır. Ayrıca evlidir beridir ve Sözcü 1 kız Gazetesinde çocuğu vardır. köşe yazarlığı yapmaktadır.<br />

Ayrıca evlidir ve 1 kız çocuğu vardır.<br />

…eğitiminin<br />

tamamını doğduğu<br />

şehir olan İzmir'de<br />

tamamlamıştır


İmparator’un Felsefesi; “Önce Ödünç Al, Sonra Satın Al”<br />

RUPERT MURDOCH


İMPARATOR’UN FELSEFESİ; “ÖNCE ÖDÜNÇ AL, SONRA SATIN AL”<br />

RUPERT MURDOCH<br />

1931 yılında Avustralya’nın Melbourne şehrinde dünyaya gelmiştir. Dedesi<br />

Hristiyan bir din adamı olan Murdoch’un babası ise onun imparatorluğunun<br />

temellerini atan bir gazeteci ve gazete sahibidir. Hatta babası Keith Murdoch,<br />

Çanakkale Savaşında Avustralya’nın resmi muhabiri olarak yer almıştır. Rupert<br />

Murdoch henüz 22 yaşındayken babası vefat etmiş, babasının kasabada<br />

çıkardığı bir yerel gazete olan Adelaide News ise ona kalmıştır. Hemen<br />

gazetenin başına geçen genç Murdoch kısa süre içerisinde kendini bu meslekte<br />

kanıtlamıştır.<br />

İşte genç Murdoch’un imparatorluğa uzanacak savaşı başlamıştır. İlk savaşını<br />

Sunday Mirror gazetesine açan Murdoch, gazetenin meşhur Pazar ekinin<br />

benzerini yayınlamış ve Sunday Mirror gazetesini tahtından etmiştir. Gazete,<br />

Murdoch ile ortak olmak zorunda kalmıştır. Bu olay genç Murdoch’un<br />

kazandığı ilk zaferdir. Murdoch, 30 yaşına geldiğinde ise ülke çapında<br />

yayınlanacak bir gazete olan The Australian gazetesini çıkarmıştır.<br />

Murdoch’un genç yaşlardaki bu başarısı ve hızla yükselişi tüm dünyanın da<br />

ilgisini çekmiştir. Genç Murdoch’un stratejisi ilgisini ise çekmiştir. gayet basittir: Genç “Önce Murdoch’un ödünç<br />

al, sonra satın al”<br />

stratejisi ise gayet basittir: “Önce<br />

ödünç al, sonra satın al”<br />

Kurduğu gazetelerden ziyade birçok gazete de satın alan Murdoch 1960<br />

yılında, henüz 29 yaşındayken İngiltere’nin Kurduğu en çok satan gazetelerden gazetesi ziyade News Of birçok The<br />

World ve onun hemen hemen bundan sonraki gazete tüm de satın yayınlarında alan Murdoch kullanacağı 1960<br />

çizgisini oluşturan The Sun gazetesini satın yılında, almıştır. henüz Onu bir 29 dünya yaşındayken devi yapan<br />

ülke ise Amerika olmuştur. 1973 yılında San İngiltere’nin Antonio Express en çok News satan gazetesini<br />

satın alarak Amerikan medyasına da giriş News …babası yapmıştır. Of The Gözü World Keith kara ve Murdoch, onun hemen hiç<br />

bilmediği bu ülkede yine bir gazete, New hemen Murdoch, York Post’u bundan Çanakkale<br />

satın sonraki almıştır. Bu tüm 2<br />

gazeteyi de İngiltere’de satın aldığı The Sun yayınlarında Savaşında<br />

gazetesinin kullanacağı çizgisine getirmiş çizgisini ve<br />

başarılı olmuştur.<br />

oluşturan<br />

Avustralya’nın<br />

The Sun gazetesini<br />

resmi<br />

satın<br />

almıştır. Onu bir dünya devi yapan<br />

Murdoch’un dünya çapında bir gazeteye muhabiri sahip olması olarak ise Londra yer merkezli<br />

ülke ise Amerika olmuştur. 1973<br />

Times ve Sunday Times gazetelerini satın almasıyla gerçekleşmiştir. Murdoch<br />

yılında almıştır San Antonio Express News<br />

artık tüm dünyada tanınmış ve dünyaca ünlü TIME dergisine kapak dahi<br />

gazetesini satın alarak Amerikan<br />

olmuştur. 17 Ocak 1977 yılında yayınlanan TIME dergisinde yer alan kapakta<br />

medyasına da giriş yapmıştır. Gözü<br />

Murdoch, elinde New York Post gazetesiyle King Kong olarak gösterilmiş ve<br />

kara Murdoch, hiç bilmediği bu<br />

kapakta, “Avustralyalı basın lordu New York şehrini korkutuyor” başlığı<br />

ülkede yine bir gazete, New York<br />

kullanılmıştır. Onun Amerika’ya açılması dünyaya açılması demektir, öyle de<br />

Post’u satın almıştır. Bu 2 gazeteyi<br />

olur. Burada dünyanın en büyük medya grubu News Corp’u kurar. 1979 yılında<br />

de İngiltere’de satın aldığı The Sun<br />

kurduğu News Corp ile Murdoch’un şirketleri Amerika’dan Avrupa’ya


Kurduğu gazetelerden ziyade birçok gazete de satın alan Murdoch 1960<br />

yılında, henüz 29 yaşındayken İngiltere’nin en çok satan gazetesi News Of The<br />

World ve onun hemen hemen bundan sonraki tüm yayınlarında kullanacağı<br />

çizgisini oluşturan The Sun gazetesini satın almıştır. Onu bir dünya devi yapan<br />

ülke ise Amerika olmuştur. 1973 yılında San Antonio Express News gazetesini<br />

satın alarak Amerikan medyasına da giriş yapmıştır. Gözü kara Murdoch, hiç<br />

bilmediği bu ülkede yine bir gazete, New York Post’u satın almıştır. Bu 2<br />

gazeteyi de İngiltere’de satın aldığı The Sun gazetesinin çizgisine getirmiş ve<br />

başarılı olmuştur.<br />

Murdoch’un dünya çapında bir gazeteye sahip olması ise Londra merkezli<br />

Times ve Sunday Times gazetelerini satın almasıyla gerçekleşmiştir. Murdoch<br />

artık tüm dünyada tanınmış ve dünyaca ünlü TIME dergisine kapak dahi<br />

olmuştur. 17 Ocak 1977 yılında yayınlanan TIME dergisinde yer alan kapakta<br />

Murdoch, elinde New York Post gazetesiyle King Kong olarak gösterilmiş ve<br />

kapakta, “Avustralyalı basın lordu New York şehrini korkutuyor” başlığı<br />

kullanılmıştır. Onun Amerika’ya açılması dünyaya açılması demektir, öyle de<br />

olur. Burada dünyanın en büyük medya grubu News Corp’u kurar. 1979 yılında<br />

kurduğu News Corp ile Murdoch’un şirketleri Amerika’dan Avrupa’ya<br />

dünyanın dört bir yanında var olur.<br />

1983 yılında gazetecilikte gösterdiği bu başarıyı televizyon sektöründe de<br />

TIME:<br />

göstermek<br />

“Avustralyalı<br />

ister. 52 yaşında<br />

basın<br />

başladığı<br />

lordu<br />

televizyon<br />

New York<br />

işine<br />

şehrini<br />

yorgun ve<br />

korkutuyor”<br />

bitkin değil,<br />

her zamanki hırsıyla ve cesaretiyle girer. İngiltere’nin büyük televizyon<br />

kanallarından Satellite Television’u satın alır. İlk işi bu televizyon kanalının


1983 yılında gazetecilikte gösterdiği bu başarıyı televizyon sektöründe de<br />

göstermek ister. 52 yaşında başladığı televizyon işine yorgun ve bitkin değil,<br />

her zamanki hırsıyla ve cesaretiyle girer. İngiltere’nin büyük televizyon<br />

kanallarından Satellite Television’u satın alır. İlk işi bu televizyon kanalının<br />

adını değiştirmek olur ve Sky TV doğar. Fakat Murdoch’un gazetecilikte<br />

gösterdiği başarı televizyonda olmamış ve televizyon kanalı kısa süre içerisinde<br />

zarar etmiştir. Murdoch ise yine bir yenilik peşindedir. Hemen kanalın adını<br />

yeniden değiştirir ve BSkyB TV yapar. Pes etmeyen Murdoch, uzun sürse de 13<br />

yıl sonra Sky TV’yi büyük karlar elde eden bir kanal haline getirmiştir.<br />

1985 yılında tam 1,9 Milyar Dolara 7 Metro Media televizyon kanalını satın<br />

almıştır. Yine aynı yıl film sektörüne de giriş yapmış, 20 Centurty Fox film<br />

stüdyolarını satın almıştır. Murdoch’un bu durdurulamaz yükselişinde küçü bir<br />

aksaklık yaşanır. ABD’de yabancıların çok fazla kanal almalarını yasaklayan<br />

kanun çıkmıştır. Ama Murdoch bunun da üstesinden gelecektir. Murdoch,<br />

çözümü ABD vatandaşı olarak aşmayı başarır. Bu küçük aksaklık onun<br />

başarısına başarı katmış ve Murdoch, 1987 yılında Fox TV’yi kurmuştur. Sky<br />

TV’nin başlangıcında olduğu gibi Fox TV’nin başlangıcında büyük zarara<br />

uğramıştır. Murdoch yine yılmamış, yine pes etmemiştir. Her zamanki hırslı ve<br />

cesaretli tavrıyla bu işin de üzerine giderek 2 yıl içinde Fox TV’yi Amerika’nın<br />

büyük çoğunluğunun izlediği bir kanal haline getirmiştir. Fox’un bu başarısı ise<br />

Murdoch’un Fox’u kurduğu sene satın aldığı TV Guide dergisi sayesinde<br />

olmuştur. Murdoch, 17 Milyon tirajlı bu dergiyi tam 3 Milyar Dolara satın<br />

almıştır.<br />

1990’lara gelindiğinde Murdoch, medya ağına bu sefer de Asya bölgesini<br />

katmıştır. Asya’nın en büyük televizyon kanallarından Star TV’yi hisse paylarını<br />

Pes etmeyen Murdoch, uzun<br />

yükselte yükselte, yavaş yavaş satın almıştır. Rakip ve kural tanımayan<br />

Murdoch<br />

sürse<br />

şimdi<br />

de 13<br />

de CNN’in<br />

yıl sonra<br />

etkinliğini<br />

Sky<br />

yok edecek bir haber kanalı kurmaya<br />

karar TV’yi vermiştir. büyük 1997 karlar yılında Fox elde News’i eden kurar. Bu televizyon kanalında da The<br />

Sun bir gazetesindeki kanal haline stratejiyi getirmiştir<br />

uygulamaya sokan Murdoch, kısa süre içerisinde<br />

başarıya ulaşır. En büyük gazetelerin, dergilerin, televizyon kanallarının sahibi<br />

ve rakipsiz bir medya imparatorluğunun patronu olmuştur. News Corp medya<br />

imparatorluğunun patronu olan Rupert Murdoch şirketini şu şekilde<br />

tanımlamaktadır: “Zaman ve yine. Yapılamaz denmişti. Zaman tekrar etti ve<br />

yine biz yaptık. Geçen süreçte milyarlarca insana seçkin haberler sunduk. Eğer<br />

geleneksel bilgeliği dinleseydik ve gayret etmeseydik bugün olduğumuz yerde<br />

olmayacaktık. Küresel medya işinde 53.000 hırslı çalışanı ve 30 Milyar Dolar<br />

geliri ile her gün 1 Milyar insana ulaşıyoruz.”


1990’lara gelindiğinde Murdoch, medya ağına bu sefer de Asya bölgesini<br />

katmıştır. Asya’nın en büyük televizyon kanallarından Star TV’yi hisse<br />

paylarını yükselte yükselte, yavaş yavaş satın almıştır. Rakip ve kural<br />

tanımayan Murdoch şimdi de CNN’in etkinliğini yok edecek bir haber<br />

kanalı kurmaya karar vermiştir. 1997 yılında Fox News’i kurar. Bu<br />

televizyon kanalında da The Sun gazetesindeki stratejiyi uygulamaya sokan<br />

Murdoch, kısa süre içerisinde başarıya ulaşır. En büyük gazetelerin,<br />

dergilerin, televizyon kanallarının sahibi ve rakipsiz bir medya<br />

imparatorluğunun patronu olmuştur. News Corp medya<br />

imparatorluğunun patronu olan Rupert Murdoch şirketini şu şekilde<br />

tanımlamaktadır:<br />

Pes etmeyen Murdoch, uzun<br />

sürse de 13 yıl sonra Sky<br />

TV’yi büyük karlar elde eden<br />

bir kanal haline getirmiştir


Osman KILIÇ<br />

her<br />

şey<br />

osmankilicOK<br />

osmankilic1<br />

osmankilicc<br />

Biz Erkek Miyiz?<br />

TDK sözlüğüne göre erkek kelimesinin sıfat anlamı “sözüne güvenilir, mert”<br />

demek. Birde erkek olarak ben ve hemcinslerim varız. Yani cinsiyet olan erkek<br />

kelimesi çıkıyor karşımıza. Kelimenin kökeninden ziyade bir sorgulama yazısı<br />

yazacağım.<br />

Her gün bir cinayet haberi görmekten sıkıldık değil mi? Birde bu cinayetlerde<br />

acıları yaşayanlar, canını kaybedenler var. Yabancı olmadınız herhalde konuya,<br />

kadın cinayetlerinden bahsediyorum. Bunların öldürmeyenleri var, onlarda<br />

dövüyorlar. Aslında kadını bu aşağılık bir varlıkmış gibi görmek çoğu toplumun<br />

geleneğinde var. Geleneğiniz batsın! “Kadın onu yapmaz, kadın şunu yapmaz,<br />

kadın yapamaz, kadına yakışmaz, kadındır olmaz…” Ne çok duymuşuzdur bu<br />

cümleleri değil mi? Belki artık normal bile geliyordur. Gelin görün ki bu sözleri<br />

söyleyeni doğuran da bir kadın.<br />

Biz erkeklerin bacağını aça aça oturması normal, kadının ayak ayak üstüne<br />

atması değil. Biz erkeklerin kahkahalarla böğüre böğüre gülmesi normal, kadın<br />

kahkaha atarsa millet ne der?, Biz erkeklerin kaslı baklavalı fotoğraflarını<br />

paylaşması karizma, kadın bir yeri açık fotoğraf paylaşırsa …! Allah aşkına neyiz<br />

biz? Sorgulayıcı mı? Kural koyucu mu? Biz erkekler ne zannediyoruz kendimizi?<br />

Dövüyoruz, kızıyoruz, karışıyoruz yetmiyor öldürüyoruz. Ben bir erkek olarak<br />

hemcinslerimin yaptıkları karşısında utanıyorum. Bu cani hemcinslerimin<br />

kendilerini, biz erkek miyiz? diye sorgulamaları gerekiyor. Şimdi size<br />

soruyorum bunlar erkek mi? yoksa bir cani mi?<br />

BİZ ERKEKLERİN KASLI BAKLAVALI<br />

FOTOĞRAFLARINI PAYLAŞMASI<br />

KARİZMA, KADIN BİR YERİ AÇIK<br />

FOTOĞRAF PAYLAŞIRSA …!


DOSYA<br />

ÇALIŞAN<br />

GAZETECİLER<br />

GÜNÜ


ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ<br />

1961 yılından beridir yalnızca ülkemizde kutlanan bir gündür. Amaç bu mesleği<br />

yapanları onurlandırmak ve mesleği yapanlara saygı duymaktır. Gün, 1971<br />

yılına dek “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanmıştır. 1971’de ise ülkede<br />

askeri müdahale yaşanmış bu müdahaleyle gazetecilerin bazı hakları<br />

kısıtlanmıştır. Müdahale bittikten sonra gazeteciler haklarını geri almış ve<br />

bayram 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü adıyla kutlanmaya devam etmiştir.<br />

Günün 10 Ocak olarak seçilme nedeni ise şöyledir. 1961 yılında gazetecilerin<br />

bazı haklarını güvence altına alan 212 Sayılı kanunun 4 Ocak’ta çıkmış olması<br />

fakat Resmi Gazetede yayınlanış tarihinin 10 Ocak olmasından dolayıdır.<br />

Kanuna gelinecek olursa; Kanunda gazetecilerin iş sözleşmelerinin yazılı olarak<br />

yapılması ve sözleşmelere işin türü ve ücret miktarının da yazılacaktır. Fakat<br />

bu yasayı, Akşam, Hürriyet, Cumhuriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Dünya,<br />

Yeni İstanbul ve Yeni Sabah gazetelerinin patronları işlerine gelmediği için<br />

kabul etmemiştir. Kabul etmemelerinin bir diğer gerekçesi ise 195 ve 212 sayılı<br />

yasanın sakıncalar doğuracağıdır. Patronlar bu nedenler ortak bir kararla 3 gün<br />

boyunca gazete çıkarmazlar. Bu gelişmeler üzerine gazeteciler ise boykot<br />

boyunca Basın adında bir gazete çıkarırlar. İşte bu gün ilk olarak Çalışan<br />

Gazeteciler Bayramı, ardından ise Çalışan Gazeteciler günü olarak kutlanmaya<br />

devam etti.<br />

Gün, 1971 yılına dek “Çalışan<br />

Gazeteciler Günü” olarak kutlanmıştır


REKLAM<br />

VERMEK<br />

KIZ TARAFINA MI?<br />

ERKEK TARAFINA MI?<br />

AiT<br />

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK DİJİTAL<br />

DÜĞÜN VE YAŞAM DERGİSİ

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!