MYSKILIFE 8.SAYI

MART-NİSAN-MAYIS 2017 

SAYI: 8 

9 TL 

“Doğada Hayat”

MART - NİSAN - MAYIS 2017 

Merhaba, 

Ülkemizi ve doğa sporlarını tanıtmak amacıyla mySKI 

ailesi olarak bu sayıda yine birçok farklı konuyla ve özel 

röportajlarla siz okurlarımıza zengin bir içerik hazırladık. 

Kış sporları her geçen gün gerek ülkemizde gerekse 

dünya da yaygınlaşan bir spor. 2017 Kış turizminin ülkemiz 

açısından oldukça verimli geçtiğini söyleyebiliriz. Bu sezon 

da kayak merkezleri kayak severlerin akınına uğradı. 

MySKI 8.sayısında “Trekking” başlığı altında siz severlerimizle 

tekrar buluşmanın heyecanı içerisindeyiz.Trekking için en çok 

tercih edilen mevsimin kış olmadığı aşikar. Fakat maceranın 

yaz’ı ,kış’ı olmaz diyenlerdenseniz trekking özel sayımızı çok 

beğeneceğinize eminiz. 

Nefes kesici yürüyüş rotaları, ilginç kış sporları, film ve kitap 

tanıtımlarıyla zengin içeriğe sahip yeni sayımız, sizlere bir 

rehber niteliğinde. 

Yeni sayılarda ,yeni heyecanlarda buluşmak dileğiyle… 

Keyifli Okumalar. 

Saygılarımla, 

İmtiyaz Sahibi : 

Nurdan Tol Silivri 

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: 

Hüseyin Murat Tol 

Genel Yayın Yönetmeni : 

Neslihan Yıldıran 

Editör : 

Nurdan Rakıcı 

Muhabir : 

Nurdan Rakıcı 

Hukuk Danışmanı : 

Dede Hukuk Bürosu 

Görsel Yönetmen : 

Gökçe Namlı 

Yayına Hazırlık: 

mySKI Medya A.Ş. 

Katkıda Bulunanlar: 

Türkiye Kayak Federasyonu 

Yayın Türü : 

Süreli Yayındır. 

Üç Ayda Bir Yayınlanır. 

Reklam ve Abonelik: 

+90 212 320 68 58 

E-mail: info@myski.com.tr 

Web: www.myski.com.tr 

İçerikte Yer Alan Tüm 

Fotoğrafların Hakkı 

Saklıdır. 

Nurdan Tol Silivri

İçindekiler 

4 Trekking Nedir? 

8 

Trekking Ekipmanları 

12 

Trekking Tutkunu 

Yazılımcı 16 

İbrahim Uylaş 

Ayı Sesi Mi O ?

18 

Ya Kampta 

Biri Kaybolursa? 

32 

En Alışılmadık 

Kış Sporları 

38 

Kuzey Avrupa'da Gidilmesi 

Gereken 3 kayak Merkezi 

50 

Seçkin Süngüç 

Film Köşesi 

54 

60 mySKI Mobile Tanıtım

Trekking Nedir ? 

Trekking, doğada hafif tempolu sportif bir yürüyüştür. Doğada, 

bol oksijen ve tertemiz havada yapılan trekking, dilimize “doğa 

yürüyüşü” olarak geçmiştir. 

Yürüyüş yapmayı seviyor ve doğa tutkunu da bir 

insansanız işte tam sizin sporunuz. Ayrıca koca 

bir hafta şehrin gürültüsünden, iş stresinden ve 

trafikten yorulmuşsanız, hafta sonunuzu trekking ile 

değerlendirmek size gerçekten iyi gelecektir. 

Spor yapmayı bir maliyet olarak görüyor olabilirsiniz ve 

spor salonlarına para ödemek istemiyor olabilirsiniz. 

Trekking için bir ödeme yapmanıza da gerek yok 

ve hafta sonu geldiğinde kendinizi en yakın yeşil 

alana atıp, betonarmeden ve trafik gürültüsünden 

uzaklaşabilirsiniz. Egzoz gazları bulunan bir havayı 

içinize çekmek yerine mis gibi bol oksijeni içinize 

çekebilirsiniz. Korna seslerinden uzaklaşıp kuş cıvıltıları 

ve su sesinde kafanızı dinleyebilirsiniz. İşte tüm bunlar, 

hafif tempolu, sportif bir yürüyüşle birleşerek trekking 

aktivitenizi oluşturuyor. 

4 

MART - NİSAN - MAYIS 2017

Trekking 

Nasıl 

Yapılır ? 

Doğuştan gelen veya sonradan kazanılacak bir yetenekle trekking yapamazsınız. Çünkü 

trekking yapmak için herhangi bir özel yeteneğe ihtiyacınız yoktur. İki ayağınız üzerinde durup 

yürüyebiliyorsanız her şey tamam demektir. Küçük – büyük demeden her yaş grubuna ait kişiler bu 

bol faydalı etkinliği yapabilirler. Ama doğa yürüyüşünde tek başına olmak istiyorsanız, profesyonel 

olmanız gerekiyor ve yürüyüş yapacağını alanı da birilerine söylemenizde fayda var. 

Trekking yapacağınız bölgeyi 

tanıyan bir takım lideri bulur 

ve yanınıza sağlık adına 

gerekli olanları da aldıktan 

sonra doğa yürüyüşünüze 

Trekking için uygun bir 

kıyafet ve ayakkabı seçmeniz 

en önemli nokta diyebiliriz. 

Sağlığınız adına ve yaptığınız 

yürüyüşün faydalı olması 

adına bu noktaya dikkat 

etmelisiniz. Trekking için 

uygun bir kıyafet ve ayakkabı 

seçmeniz en önemli nokta diyebiliriz. Sağlığınız adına ve yaptığınız yürüyüşün faydalı olması adına 

bu noktaya dikkat etmelisiniz. 


5

Trekking Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler 

Yanınızda mutlaka bir uzman ve yürüyüş yapacağınız bölgeyi tanıyan bir rehberiniz olmalıdır. Eğer 

profesyonel bir doğacı değilseniz, tek başınıza yürümemelisiniz. Ayrıca yürüyüş için yanınızda bir arkadaş 

olması motivasyonunuzu da arttıracaktır. Aynı zamanda karşılaşabileceğiniz herhangi bir kaza veya sağlık 

ile ilgili bir sıkıntı yaşanması durumunda yanınızda birinin olması iyi olacaktır. 

Susuz kalmamanız için yanınızda mutlaka su bulundurun ve tüketimine özen gösterin. Yemek yedikten 

sonra yürüyüşe çıkmayın. Kıyafetlerinizin terlemenize neden olan kumaşa sahip olmamasına dikkat edin 

ve vücudunuzun nefes almasına izin verin. Üzerinde adınız, soyadınız, telefon ve adres bulunan bir kağıt 

bulundurun. 

Trekking yaparken istikrarlı olun ve faydalarını aklınızdan çıkarmayın. Şehrin hengamesinden uzak, hem 

kafanızı dağıtacağınız hem de sağlığınız adına gerçekten faydası bulunan bir aktivitedir. Kalbiniz adına 

yapabileceğiniz en büyük iyiliklerden birisi olduğunu da unutmayın. 

6 


Doğa Yürüyüşünün Faydaları Nelerdir ? 

Kalbinizi korumak için birçok uzman yürüyüşe dikkat çekiyor. Bunun kan basıncını düzenlemesi ve kalp kaslarının 

gelişmesi ile direkt alakası var. İşte trekking faydaları: 

- Kalp kası dahil olmak üzere vücudunuzdaki bütün kasları çalıştırabilirsiniz. 

- Kan akışını hızlandırarak dolaşımın daha iyi olmasını sağlayabilirsiniz. 

- Kalp – damar ve beyin damarları ile ilgili rahatsızlıkların riskini önemli ölçüde azaltabilirsiniz. 

- Kan basıncını düzenler ve buna bağlı olarak tansiyon rahatsızlıklarında da azalma görülür. 

- Kalp kasının yan damarlardan beslenmesi sağlanır ve kalp ana damarlarında oluşacak herhangi bir tıkanıklığın 

vereceği zararı azaltır. 

- Kilonun düzenlenmesini sağlar ve şişmanlık riskini azaltır. 

- Beyne oksijen akımı artar ve bu şekilde beyninizi daha iyi kullanmaya başlayabilirsiniz. 

- Sindirimi kolaylaştırır ve kolesterol düzeylerinin dengesini sağlar. 

- Solunum kapasitesini ve aerobik gücünü arttırır. 

- Kemiklerin sertleşmesini, kuvvetlenmesini sağlar ve genel anlamda vücudun dayanıklılığını arttırır. 

- Eklem ve kas esnekliğini arttırır, bel ve boyun ağrılarının hafiflemesini sağlar. 

- Yorgunluk durumunun önüne geçer ve uykusuzluk sorununuzu çözümler. 

- Yaşlanma sürecini geciktirir ve genç görünüme katkısı vardır 


7

TREKKING'DE 

OLMAZSA 

OLMAZ 

EKİPMANLAR 

Her sporun kendine 

özgü ekipmanları 

vardır. Ekipmanlar 

mevsime ve bölgeye 

göre farklılık 

göstermektedir. 

Farklılar dışında 

her sporda olduğu 

gibi Trekking’in 

de olmazsa olmaz 

ekipmanları vardır. 

Trekkingde öncelikli 

malzeme giyimdir. 

Bunun nedeni 

yürüyüşte en önemli 

şeyin vücut sağlığı 

olduğudur.Vücut 

sağlığını bozmayacak 

rahatlıkta ve ferahlıkta 

giyim malzemeleri 

gereklidir. 

1. Yürüyüş için ortopedik, ayağa ve yere iyi tutunan mevsime göre seçilmiş yürüyüş botu 

2. Alüminyumdan yapılmış Su şişesi veya matarası 

3. Düdük. 

4. Çakı 

5. Pusula ( büyük veya küçük fark etmez ) 

6. Şapka 

7. Ateş başlatıcı malzeme ( kibrit, çakmak, varsa magnezyum çubuğu v.b. ) 

8. Rüzgârlık veya yağmurluk 

9. Sırt çantası 

10. Ek gıda ve İlk yardım kiti 

11.Kamp için;çadır,uyku tulumu,mat 

8 


Mevsim ve 

Bölgeye Göre 

( Gerekecek ) 

Malzemeler: 

( Duruma ve 

ihtiyaca göre 

kullanılan 

malzemelerdir. ) 

Bere, eldiven, 

balaklava ( 

maske ) 

İç giyim 

Orta giyim 

Dış giyim 

Baton 

Tozluk 

Mayo, şort 

Spor ayakkabısı, 

sandalet 

Dudak kremi, 

güneş kremi 

Güneş gözlüğü 

Alın veya el 

feneri 

Kamp Kurma Durumunda Kullanılacak Malzemeler: 

Kamp malzemelerinin ABC ( temel ) listesini önem sırasına göre sıralayacak olursak; 

Uyku tulumu 

Mat 

Sırt çantası 

Çadır 

Kamp mutfak seti 

Kamp ocağı 


9

TREKKING 

TUTKUNU 

YAZILIMCI 

İBRAHİM 

UYLAŞ 

ANLATIYOR 

İbrahim Uylaş Kimdir ? 

1987’de Erzurum’da doğdum. Üniversite yıllarına kadar Erzurum’da 

yaşadım. Sıra üniversiteye gelmişti ve bir tercih yapmalıydım. Çocukken 

amcamı izleyerek özenmiş olduğum yazılım ve bilgisayar dünyası 

için Doğu Akdeniz üniversitesinde bilgisayar mühendisliğini tercih 

ettim. Ailemin maddi ve manevi destekleriyle 2010 yılında mezun 

oldum(kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum). Mezun olur olmaz 

hemen iş aramaya başladım. Özlemle beklemiş olduğum iş hayatıma 

2010 Temmuz ayında başladım. İş hayatıyla ilgili detaylara Linkedin 

üzerinden ulaşabilirsiniz. 

Özetle Ben 

Trekking’e tutkuyla bağlı, doğa sever, gezgin, maceracı ve yazılımla uğraşan bir bilgisayar mühendisiyim. 

12 


Ne Zaman ve Nasıl Başladım? 

Kamp yapıp, sırtçantalarıyla yollarda gezen 

insanlara hep sempatiyle bakardım. Yaptıkları 

spor zordu, ama güzeldi. Medeniyetten uzaklaşık 

doğayla ve kendi benlikleriyle başbaşa kalmak 

çok cesurcaydı. Bizlerin arabalarla yorularak 

aştığı dağları sırtçantalarıyla geçen insanlara 

özenmemek elimde değildi. Bir yerden 

başlamak güzel olurdu ancak bu sporla ilgili 

hiçbir fikrim yoktu. Kamp yapan birkaç arkadaşla 

sohbetten sonra artık ön bilgim olmuştu ve 

bua sporu yapabileceğime inanmıştım. Artık 

kamp/trekking uzaktan kokusunu aldığım 

güzel bir yemek gibi geliyordu. Ateşi yakmak 

için sadece bir kıvılcıma ihtiyacım vardı ve o 

kıvılcımı bulmuştum. Bu işlerde tecrübeli bir 

arkadaşımla ilk kamp malzemelerimi aldıktan 

sonra 2011 Temmuz’unda doğu karadeniz ile 

kamp hayatıma başladım. Orman içerisinde 

yürümek, gece istediğin yerde çadır kurup 

uyumak, kamp ateşi yakmak, gökyüzünü 

izleyip rüzgarın-suyun sesini dinlemek ve en 

güzeli ise doğayla birlikte yaşadığını hissetmek 

benim trekking’e tutkuyla bağlanmama neden 

olmuştu. Sonrasında içimden bir trekking 

canavarı çıktı. 

Nerelere Giderim? 

Neresi olursa :-). Aslında neresi 

olduğundan çok benim için kaç gün 

tatilim olduğu önemlidir. Kaç gün 

tatilim varsa ona göre gidilecek yer 

bulurum. İstanbul’da yaşamamdan 

dolayı çoğunlukla İstanbul’a yakın 

yerlere gitmekteyim. 

Hayallerim Neler? 

Araştırırken gördüğüm veya birisinden 

duyduğum yeni ve güzel bir yer benim 

için yeni bir hayal demek. İnsanın her 

zaman hayallerinin olması gerektiğini 

düşünüyorum. En büyük hayalim ise 

çok sevdiğim ülkemin tüm şehirlerine 

giderek trekking haritasını çıkartmak. 

Belki biraz ütopik gelebilir ama ilk 

fırsatta bu hayalimi gerçekleştirecek 

güce ve cesarete sahip olduğuma 

inanıyorum. 

Selametle… 


13

LİKYA YOLU; DÜNYANIN EN GÜZEL 

YÜRÜYÜŞ ROTALARINDAN 

Likya Yolu, Türkiye’nin ilk uzun mesafeli 

yürüyüş yolu olma özelliğine sahip olmakla 

birlikte, 2015 yılına kadar uzunluğu 509 

km. olan ve Hisarçandır Köy'ünde biten yol, 

yeni eklenen Çıtdibi ve Geyikbayırı etapları 

ile beraber 535 km.'ye ulaşmış olup, 

Geyikbayırı mevkiinde sona ermektedir. 

Fethiye’den başlayarak Antalya’ya kadar 

uzanan ve tarihte Likya olarak adlandırılan 

Teke yarımadasındaki patikalardan bir 

kısmının işaretlenip haritalanması ile 

oluşturulmuş bu yürüyüş rotasıdır. 1992 

yılında parkur çalışmalarına başlanılarak 

1999 yılında turizme açılmıştır. 

Günümüzde ise yerli ve yabancı doğa ve 

yürüyüş tutkunlarına inanılmaz güzellikler 

sunmaktadır. Akdeniz'in güzelliğini ve 

Antik Likya döneminin gizemini biraz 

olsun yaşayabilmek için Likya yolunda 

yapılacak keyifli bir yürüyüş boyunca, yol 

boyunca el değmemiş küçük koylardan, 

çok fazla insanın yaşamadığı dağ ve 

ova köylerinden geçerek yolculuğunuzu 

sürdürürsünüz. Hem Akdeniz kültürünü 

tanımış hem de harika doğa manzaralarına 

şahit olursunuz. 

14 


Likya Yolu, çeşitli kaynaklarca 

dünyanın en iyi 10 uzun 

mesafe yürüyüş rotasından 

biri olarak gösterilir. Parkurun 

tamamı işaretlenmiş olup 

sponsor kuruluşlar ve 

gönüllüler tarafından bakımı 

yapılmaktadır. Fethiye’den 

başlayan yürüyüş yolu 

üzerindeki bazı antik yerler 

ise; Sdyma, Pyndai, Phellos, 

Apelia, Theimussa, Letoon, 

Xanthos, Patara, Antiphellos, 

Apollonia, İdyros, Simena, 

Myra, Limyra, Gagae, 

Olympos, Sura, Belos, 

Phaselis ile birlikte bir çok 

antik ve yeni yerleşim alanı 

görmeniz mümkündür. 

Antalya ilinin batı kesimi, 

Muğla ilinin güneydoğu 

ucu ile Köyceğiz'den 

Antalya'ya çekilecek bir 

çizginin güneyinde kalan 

kısım Lykia'dır. Batı sınırını 

Dalaman çayı, doğusunu 

Phasalis kenti, kuzeyini 

Akdağ sınırlar. 

http://cokgezenadam.com/ 

likya-yolu-yuruyusu-rehberi/ 


15

AYI SESİ Mİ O ? 

Ya kamp alanına ayı gelirse. Hiç kampta ayı sesi duydunuz mu? Bi ses geldi ama 

o ayı mıydı yoksa inek miydi? 

BOZCAARMUT GÖLETİ 26-27 KASIM 2016 

Pazar sabah saat 9 gibi kahvaltı yaparken kahvaltıdan 

sonra yürüyüşe çıkalım diye planlar yapıyorduk. 

Yanımızda da oynak bir köpek, bizden bir şeyler 

koparıp karnını doyurmaya çalışıyor. Zilli kendini 

sevdiriyor da. Birden uzaktan silah sesleri gelmeye 

başladı. Silah sesleriyle birlikte köpekler havlamaya 

başladı. Sonra silah sesleri durdu ve yanımızdaki 

köpek oturduğu yerden kalktı bir kaç defa havladı, 

sonra karşılıklı havlaştılar. Köpek hüzünlendi, 

mızıldamaya başladı. 5 dk önceli şen halinden eser 

kalmamıştı. Ne oldu len neden hüzünlendin desekte 

cevap alamadık tabi. Acaba ne oldu diye düşünsekte 

bir yere varamadık. Avcılar işte dedik geçtik. 

BİR AYI NEDEN VURULUR? 

Yürüyüşe çıktık ve yaklaşık 20km’yi 6 saatte 

yürüyerek kendimizi aştık. Günün sonunda 

epeyde yorulmuştuk. Gölün girişinde bekçiyle 

karşılaştığımızda biz ne kadar da yürüdüğümüzden 

ayı izi ve ayı pisliği gördüğümüzden bahsederken, 

bekçi bize sabah avcıların bir domuz bir de ayı 

vurduklarını söyledi. Kızdık, sinirlendik, üzüldük, 

moralimiz bozuk kamp alanına giderken sabah 

yanımızdaki köpeğin neden hüzünlendiğini 

anlamış olduk. Ya bir ayı neden vurulur, bir hayvan 

neden vurulur gerçekten anlamak güç. Cevabını 

bulamadığımız bir soru. 

16 


AYI SESİ Mİ O? 

Yürüyüşten geç geldiğimiz 

için toparlanmak geç 

vakte kalmıştı. 18:30 

civarı herkesler gitmiş 

ve hava kararmaya 

başlamıştı. Karnımızı 

doyurduk, çayımızı içtik, 

eşyaları toparladık son 

3-5 bişi kaldı yavaştan 

arabaya yerleştiriyoruz 

derken karşı ağaçlıkların 

arasında ayı sesi geldi. 

Laan ayı sesi mi o? Fatih 

abi ayı sesiydi o desemde 

yok inektir dedi. Ya abi 

Allah’ını seversen hiç inek 

gördün mü buralarda, ayı 

intikam almaya geldi. Abi 

hadi hemen eşyaları arabaya atıp gidelim, bak sabah bir ayıyı vurmuşlar gelir hıncını bizden çıkarır abi hadi 

gidelim diyorum. Fatih abi mangal soğumadı diyor :). Ben olacakları düşünerek yusuf yusuf haldeyim ise 

oldukça rahat. Ayı saldırsa zaten şansımız yok. Aslında ayıyla aynı taraftayız ama onun haberi yok. Araba 

dibimizde de değil. Biz arabaya gidene kadar ayı bizi düdükler. Son eşyaları arabaya atarken bir kez daha 

kükredi. Bu sefer ikimizde yusuf yusuf. Hemen eşyaları yükledik ve arabaya atladık. Tam yola çıkacağız biraz 

geri gitmek gerekiyor, Fatih abi İbrahim bir inip arkaya baksana geriyi göremiyorum demez mi? Arkadaş 

zorla beni ayıya kurban edecek. Bir kaç defa kornaya bastık, arabanın ışıklarını açtık(amaç ayıyı kaçırmak) 

sonra indim gel gel yaptım ve yola koyulduk. 

Yolda bugün yaşadığımız olayı düşündük, konuştuk. Ayı bi saldırsa bizi patates ederdi. Saldırma eğiliminde 

olsa kükremeden saldırırdı 

zaten. Ama ayı bu ne yapacağı 

belli olmaz. Dönüş yolunda 

aklımızda o sorunun cevabını 

aramaya çalışırken İstanbul’a 

vardık. Bir ayı neden vurulur, 

bir hayvan neden vurulur? 

Yorumlarım: 

İlk defa bir ayının sesini canlı 

olarak duydum. Heyecan 

vericiydi aynı zamanda 

bir ayının öldürüldüğünü 

bildiğim için korku vericiydi. 

Tahminimce ayı bizi uyarmak 

için kükredi, çok zeki hayvanlar 

bunlar. Saldırmak isteseydi 

kükremeden yapardı o işi ve 

çok şansımız olmazdı. Olay 

ayının insiyatifinde. 

Eglenceli ve bir o kadar da 

ilginç yol hikayelerini ve daha 

fazlasını www.yolacikmali. 

com ‘da bulabilirsiniz. 


17

YA KAMPTA 

BİRİ KAYBOLURSA ? 

İbrahim Uylaş 

Kampta hiç kaybolan arkadaşınız oldu mu? Siz kayboldunuz mu? Evet ise ne 

hissettiniz? Bu seferki hikaye kampta kaybolan bir arkadaşımızla ilgili. 

Yaklaşık 4-5 saatlik yürüyüşün ardından kamp alanına 

döndüğümüzde dinlenmek için çadırlarımıza girdik. 

Hava yağmurlu ve sisli. Yağmur bir başlıyor, bir duruyor. 

Sis de aynı şekilde dengesiz. Havanın ne yaptığı belli 

değil. Biraz uzanmak iyi gelecek diyerek ateşi yaktıktan 

sonra dinlenmek için çadıra girdim. Yarım saat bir saat 

dinlendikten sonra hedef yemek yapmak, ateş başında 

muhabbet etmek. Saat 18:15 gibi Emre ve Ramazan 

aksiyona geçtiler ve ateşi harlamaya başladılar. Sonra 

bir ses yükseldi “Sinan nerede?”. Bilmem ben çadıra 

girdiğimde o da çıktı ve arka tarafa bir yere gittiğini 

gördüm, dedim. Ama aradan bayağı geçmişti. Bu kadar 

süredir ortada olmamasında bir gariplik var diyerek 

çadırdan çıktım ki çıkış o çıkış. Sinan gerçekten de yok. 

Nasıl yani? Yok valla, adam nerede bilmiyoruz. Tuvalet 

ihtiyacı için etrafta bir yere gitmiştir, belki düşmüştür, 

bayılmıştır vs. gibi olasılıkları düşünerek yakın çevreyi 

aradık. Ama hala yok. Saat 19 civarı. 1 saatlik yakın çevreyi 

aramamız sonucunda Sinan’ı bulamadık. Bu saydığım 

ihtimaller arasına karşına yabani bir hayvan çıkmıştır ve 

korkup orman içine bir yere dalmıştır senaryosunu da 

ekledik. Başka bir şey olamaz veya bir yere gidemez 

çünkü üzerinde bu yağmurlu serin havada sadece tişört 

vardı. Yaklaşık yarım saat içerisinde hava kararacak ve 

Sinan hala yok. Telefonlar zaten çekmiyor. Kocaeli’nde 

Menekşe Subatımı yaylasındayız. Yardım isteyecek kimse 

yok. Adam 2 saattir piyasada olmadığından artık olayı 

bir üst mercie yani Jandarma’ya taşımaya karar verdik. 

Menekşe yaylası ile Subatımı yaylası arasındaki düzlükte 2 

metre çapında bir yerde telefon çekiyor. Bunu da bir gün 

önce yürüyüş yaparken keşfetmiştik. 

18 


Bize Sorsaydınız Size Oraya Gitmenize İzin 

Vermezdik 

Arabayla düğün konvoyundaymışım gibi korna çalarak 

bu noktaya doğru gittim. Belki yakınlarda bir yerdedir 

arabanın sesini duyarsa gelir umuduyla. Tabi umut 

fakirin ekmeği. Önce 112 yi aradım ve bulunduğumuz 

yeri ve arkadaşımızın kaybolduğunu söyledim. Gelen 

cevap şaşırtıcı; “Burası Bursa acil, siz Kocaeli’ndesiniz 

orayı aramalıydınız.”. Sanki 112 den önce alan kodu 

kodlamışım. Ne bileyim birader hat oraya yönlenmiş 

işte. Sonra telefon numaramı bıraktım ve beni 

aramalarını bekledim. Jandarma aradı, ve aynı durumu 

nöbetçi komutana anlattım. Onun yorumu da oldukça 

ilginçti:”Neden oraya kamp yapmaya gittiniz, bize 

sorsaydınız oraya gitmenize izin vermezdik.”. Tamam, 

bunu biliyorum. Jandarmadan izin almış olmamız 

gerekirdi ama arkadaşımız ortada yok bu durumu 

değiştirmiyor. Aradaşımızın muzip bir tip olmadığını, 

kertenkeleden bile korkabileceğini ve bizi korkutmak 

için böyle bir işe kalkışmayacağını açıkladıktan sonra 

komutan yaylanın bağlı olduğu köyün muhtarını bulup 

birlikte gelecekleri söyledi. Bizden ise kamp yerine 

gidip onları beklememizi istedi. Hava kararmış zaten, 

yağmur deli gibi yağıyor, Sinan ortada yok. Ben Akut’un 

gelmesini beklerken ve isterken komutan onlardan 

yardım istememiz için önce bizim anons yaparak 

çevrede dolaşmamız lazım dedi. Eeee iyi de sanki ben 

korna çalıp gezerek farklı bir şey yapmışım. Bu problem 

çünkü onların gelmesi 10 u bulacak. 1-2 saatlik arama 

sonucunda haber çıkmayınca Akut’dan yardım isteyecek. 

Onlarda en iyi ihtimalle gecenin 3-4’ünde gelecekler. 

Eğer Sinan’ın başına bir şey gelmişse her geçen dk daha 

da önem kazanıyor. 

durumundayız ve aklımızda Sinan’ı 

nasıl bulacağımızın senaryoları fink 

atıyor. Ölü mü, sağ mı? Evet o kadar 

kötü bir durumdayız ve zaman 

ilerledikçe psikolojimiz bozuluyor. 

Yaylaki amcalardan birisi ben o 

delikanlıyı gördüm dedi. Yedi gibi 

buradaydı, yürüyüşe çıkmış ve sizde 

diğer yaylada kamp yapıyormuşsunuz 

dedi. Tarifler uyuyor bu Sinan. Ama 

aradan 1.5 saat geçmiş olmasına 

rağmen hala dönememiş olması 

başına bir şey geldiğini gösteriyor. 

Sinan’ın kendi başına kimseye bir 

şey demeden yürüyüşe çıktığını 

duyunca Ramazan’ın ve benim bir 

anda gözümüz döndü. Sinirden 

deliye döndük. Ama bir yandan da 

umutlandık. Sanki bulacağız gibi. 

Hemen arabaya atladık ve iki yayla 

arasındaki yolda aramak için yola 

koyulduk. En azından arayacağımız yer belliydi. Yolda 

giderken(kornaya devam) bir ışığın birden bize doğru 

döndüğünü gördük. Ohhhh be bulduk Sinan’ı. Sırılsıklam 

olmuş, rengi benzi atmış. Sinan’ı dövmek üzere yola 

koyulmuşken bulunca o kadar çok sevindik ki dövmeyi 

unuttuk. 

Sinan’ın canı sıkılmış ve bizi de rahatsız etmemek için bir 

şey demeden diğer yaylaya kadar yürüyüp geri dönmeye 

karar vermiş. Dönüş yolunda çakallarla karşılaşmış ve 

korkup orman içerisine dalmış. Derken yolunu kaybetmiş. 

Bir ağaç altında oturup kendine geldikten sonra cebinde 

tesadüfen fener olduğunu fark etmiş ve cesaretini 

toplayarak yola koyulmuş. Bir gün önce etrafı gezdirip 

hangi yolun nereden geldiğini anlatmış olmam Sinan’ı 

bize geri getirdi. 

Sonuç olarak yine ucuz atlattığımız ve çok korktuğumuz 

bir olaydı. Sevdiğiniz yakın bir arkadaşınızı ölü mü sağ mı 

bulacağım düşüncesine kapılmak bile oldukça kötüydü. 

Evet siz siz olun, biz biz olalım, herkes herkes olsun 

ayağını denk alsın ve habersiz iş yapmasın. Öyle de 

birader sen de tek başına yollara çıkıyorsun diyebilirsiniz. 

Ama ben hiç bir zaman güvenliğimi riske atmıyor. Yani 

atmamaya çalışıyorum :-) 

Eglenceli ve bir o kadar da ilginç yol hikayelerini ve 

daha fazlasını www.yolacikmali.com ‘da bulabilirsiniz. 

Metanetimizi korumaya çalışarak kamp alanına 

dönerken, diğer yaylaya gidip yardım istemeye en 

azından fikir almaya karar verdik. Çünkü artık panik 


19

Dünyadaki En 

Nefes Kesici 10 

Yürüyüş Rotası 

22 



23

1. ANNAPURNA ROTASI NEPAL 

50-200km uzunluğundaki yürüyüş yolu dünyanın en popülerlerinden. Ormanların, dağların, şelalelerin, 

büyüleyici köylerin ve pirinç tarlalarının arasında unutulmaz bir macera. 

2. KUNGSLEDEN, İSVEÇ 

Kral’ın Rotası! 400 km’lik bozulmamış Avrupa doğası 

24 


3. ZILLERTAL ALPS, AVUSTURYA 

Zillertal Alpleri’nde her seviyeden sporcu için bir rota bulunmakta. Başlangıç için Berliner Höhenweg rotasını 

deneyebilirsiniz. 7 günlük, 65km uzunluğunda nefes kesici bir tecrübe! 

4. CROAGH PATRICK, İRLANDA 

5 kilometrelik Croagh Patrick tırmanış rotası yaklaşık 4.5 saat sürüyor. Ancak bu inanılmaz popüler rota 

muhteşem manzaralar sunuyor. 


25

5. KALALAU ROTASI, KAUAI, 

HAWAII,AMERIKA 

Güzel ama tehlikeli! 35km’lik Kauai rotası her yıl hem en iyi yürüyüş rotalarında hem de en tehlikeli yürüyüş 

rotalarında kendisine yer buluyor. 

6. INCA ROTASI, PERU 

Cusco’dan Machu Picchu’ya, Inka rotası 4-5 günde tamamlanıyor. Tarihi köyler ve kalıntılar… Muazzam! 

26 


7. TONGARIRO NORTHERN CIRCUIT, 

NORTH ISLAND, YENI ZELANDA 

Yeni Zelanda’nın Muhteşem Yürüyüşü” olarak boşuna adlandırılmamış. 4 günlük, yaklaşık 45km’lik rota Ngauruhoe 

Dağı etrafında efsanevi Kiwi rotasında yapılıyor. 

8. PETRA’YA ÇÖL ROTASI, ÜRDÜN 

Taşlara oyulmuş tapınaklarla muhteşem bir tecrübe sunan Petra’ya yürüyüş yolu çoğu gezginin mutlaka 

yapılması gerekenler listesinde üst sıralardadır. İsterseniz sıradan insanlar gibi klimalı otobüslerle gidebilirsiniz, 

ya da çölde 7 günlük bir yürüyüş ardından ulaşabilirsiniz. Yürüyüşle gelenler çoğu kişinin görmediği, efsane 

güzellikte bir geçitten sonra Petra’ya ulaşıyor.. 


27

9. HAUTE ROTASI, 

FRANSA – İSVIÇRE 

Tüm zamanların en popüler kayak ve dağcılık rotalarından. 150km’lik rota Fransa‘da Chamonix’den başlayıp, 

İsviçre’de Zermatt’da son buluyor. 

10. WEST COAST TRAIL, 

BRITISH COLUMBIA, KANADA 

Vancouver Adası’nın güneybatısını kapsayan 70km’lik rota aslen 1907 yılında bir gemi enkazından kurtulanlara 

ulaşmak için sahil boyunca oyulmuş. Bugün ülkenin en çok rağbet gören yürüyüş rotalarından. 

28 



29

“İçeride 

hiç çocuk 

kalmasın, 

onları açık 

havaya çıkarın, 

hem de bugün, 

ŞİMDİ!” 

Öğrenmekten zevk alan, heyecan duyan, 

meraklı, araştırmacı, gözlem yapan, çözümler 

üretebilen, tüm zekâ alanlarını aktif şekilde 

kullanabilen, sağlıklı, yaratıcı, stressiz, mutlu, 

çevre ve doğaya önem veren çocuklar 

yetiştirmek için haydi birlikte açık havaya 

çıkalım. Çocuklarımızın doğayla ilgili benzersiz 

deneyimler edinmelerini sağlayalım. 

Araştırmalar, açık havada oynama şansı verilen 

çocukların fiziksel açıdan daha gelişkin, hayal 

gücü daha kuvvetli, daha yaratıcı ve işbirliğine 

daha yatkın çocuklar olduğunu ortaya koyuyor. 

Unutmayın ki, çocukların doğaya olduğu 

kadar doğanın da çocuklara ihtiyacı var. Çocuklar küçük 

yaşlarda doğayla bağ kurmaz, doğayı tanımaz, sevmezlerse 

gelecekte doğayla ilgili sorunlarla kim ilgilenecek? Nesli 

tükenmekte olan hayvan ve bitkiler, küresel ısınma, çevre 

ve doğa kirliliği ile kim mücadele edecek? 

Anne-baba olarak çocuğunuzla açık havaya çıkmak istiyor 

ama nereye gideceğinizi, nereden başlayacağınızı ve ne 

yapacağınızı bilemiyorsanız, Çocuğumla Doğadayız, size 

nereden başlayacağınız ve neler yapabileceğiniz konusunda 

rehber olacak. Siz yeter ki meraklı ve istekli olun. 

Eğitimci ve danışman Nuran Kansu’nun birikim ve 

deneyimlerimden yola çıkarak hazırladığı bu kitapta 

çocuğunuzun ilgisini doğaya çekecek, kolay uygulanan, 

eğlenceli ve aynı zamanda tüm zekâ alanlarının 

kullanılmasını sağlayan etkinlikler bulacaksınız. Bu kitaptaki 

tüm doğa etkinlikleri okul öncesi ve ilköğretim çağındaki 

çocuklara uygun olarak tasarlandı ve hayata geçirildi. 

30 


Bosna Hersek'te Alp Disiplini Çocuk Milli Takımından 2 Madalya 

Alp Disiplini Çocuk Milli Takımımız 27-28 Şubat 2017 tarihlerinde Bjelasnica- Bosna Hersek'te 

6 ülkeden 70 sporcunun katıldığı Fıs Çocuk Kupası'nda yapılan Slalom yarışmalarında 2 

madalya kazanmışlardır. Madalya kazanan sporcularımız: Alp Disiplini Çocuk Milli Takımımız 27- 

28 Şubat 2017 tarihlerinde Bjelasnica- Bosna Hersek'te 6 ülkeden 70 sporcunun katıldığı Fıs 

Çocuk Kupası'nda yapılan Slalom yarışmalarında 2 madalya kazanmışlardır. Madalya kazanan 

sporcularımız: 

U 16 Erkekler kategorisinde : Derin BERKİN 1.'ici 

U 14 Kızlar kategorisinde 

: Maya ÖZHUN 3.'üncü olmuştur. 

Alp Disiplini Çocuk Milli Takımı sporcularımızı ve teknik ekibimizi kutluyoruz. 

Başarılarının devamını diliyoruz. 


31

EN 

ALIŞILMADIK 

KIŞ 

SPORLARI 

Gerek el yordamıyla yapılan kızakları gerekse yüzyılları 

geride bırakan rekabetiyle oldukça orijinal ve sıra dışı 

bir doğa sporu olarak dikkat çeken geleneksel kızaktan 

hareketle, dünyanın farklı yerlerinden alışılmadık kış 

sporlarına bir göz atalım istedik. İşte belki de adını daha 

önce hiç duymadığın 7 kış sporu! 

1-Skijoring 

Leadville'in geleneksel skijoring 

oyunları 

Mekan: Norveç, ABD, Kanada ve Rusya 

Zorluk derecesi: 6 

Maksimum hız: Saatte 80 kilometre, 

kullandığını ata göre değişir 

Amatörler için uygunluk: Yapılabilir 

Alaska ve İskandinavya’da gerçek 

anlamda bir ulaşım aracı olarak 

kullanılan Skijoring, bir ata veya 

köpeğe takılan koşum takımları 

vasıtasıyla insanların kendilerini 

çektirerek kayaklar üzerinde kayması 

anlamına geliyor. Artık eğlence 

amaçlı da kullanılan sporla ilgili dikkat 

edilmesi gereken tek şey, bu sporu bir 

hayvanla birlikte yaptığını unutmamak 

ve onu doğru kontrol edebilmek. 

32 


2-Yukigassen 

Orada ne yaptığını görüyorum... 

Mekan: Japonya, Finlandiya, 

Kanada, Alaska, Norveç 


Maksimum hız: - 

Amatörler için uygunluk: Kolaylıkla 

yapılabilir 

İsmi biraz karmaşık gelebilir ama 

oyunun mantığı gayet basit. Sınırları 

belirlenmiş bir alanda oynanan 

oyunu, yedişer kişiden oluşan 

karşılıklı iki takım oynuyor. Amaç 

karşı takımın bayrağını kapmak. Vurulan oyun dışı kalıyor. Oynarken kask ve yüz koruyucu 

maske giymekte fayda var. Oldukça eğlenceli ve kış için ideal bir spor. 

3-Wok Yarışı 

Wok tavasıyla ne kadar hızlı 

gidilebilir? 

Mekan: Avusturya, Almanya 


Maksimum hız: Saatte 105 

kilometre 

Amatörler için uygunluk: 

Riskli 

Aslında oyunun ismi kendini 

anlatıyor, öyle karışık bir kural 

yok. Biraz irice bir wok tavasının 

üzerine oturup kendini tepeden 

aşağıya bırakıyorsun. Alman 

televizyoncu Stefan Raab 

tarafından icat edilen oyun bir 

süre sonra o kadar popüler 

oldu ki, bazı meraklı yatırımcılar 

bu iş için özel tavalar bile imal 

etmeye başladılar. 

Olimpik bobsled parkurlarından aşağı kayarken 100 km/saat hıza ulaşabilyorsun. Dikkatli 

olmakta fayda var, hazır tavanın içindeyken pişme sakın! 


33

4-Kar Kanosu 

Kürek çekmeye devam et! 

Mekan: Avusturya, ABD, 

Polonya 


Maksimum hız: Saatte 60 

kilometre 


Orta derece 

Bu sporu yapmak için 

bir kano ve kürekten öte 

sağlam bir yürek lazım. 

Red Bull kanocuları sürekli 

olarak dik yamaçlarda ve 

yokuşlarda çalışıyorlar. Kulağa güzel geliyor, öyle değil mi? Ama işin pratiğinde kanonun 

içerisine oturup buzun ve karın içinde yuvarlanarak saatte 60 kilometre hıza çıkmak hiç 

de kolay değil. İyi şanslar! 

5-Cresta Run 

Balıklama dalmak 

derken tam da bunu 

kastediyorduk 

Mekan: İsviçre 


Maksimum hız: 

Saatte 128 kilometre 

Amatörler için 

uygunluk: Yapılabilir, 

kafanızın ne kadar 

iyi olduğuna bağlı 

1870 yılında çılgın bir grup Britanyalı tarafından icat edilen sporun özü, basit bir 

kızak üzerinde zirveden aşağı kafa üstü kaymak. Cresta Run'da kullanacağınız özel bir 

malzeme yok ve durmak veya kızağa yön vermek için kullanılabilecek tek malzeme çivili 

botlar. 

İsviçre’nin St. Moritz kayak merkezindeki 1.2 kilometrelik pistte yapılan yarışın seyircileri 

de oyunun geleneklerine gayet bağlı. Sporcular tepeden aşağı kayarken sıklıkla yaşanan 

kazaları büyük bir coşkuyla alkışlamak yarışmayı takip edenler için cazip ve eğlenceli 

kılıyor. Bu etkinliğe katılmak isteyenlerin, yarışmadan önce kol ve bacak kırıklarının 

anlatıldığı güvenlik brifingine katılmalarını şiddetle öneririz. 

34 


6- Buz Pateniyle 

Downhill Yarışı 

Buzda kros 

yapmak karadakine 

benzemiyor 

Mekan: Kanada, ABD, 

Finlandiya ve Kuzey 

İrlanda 


Maksimum hız: Saatte 

70 kilometre 

Amatörler için 

uygunluk: Evden 

izleseniz daha iyi 

Bu defa işin özüne hakimiz, çünkü Red Bull Crashed Ice yabancısı olduğumuz bir spor 

değil. Her yıl dünyanın en iyi buz patencileri bir araya geliyorlar ve tonlarca metal, 

dev soğutucular ve binlerce metrekare donmuş su ile oluşturulan eğimli pistten aşağı 

kayıyorlar. İtmek, çekmek ve dirsek atmak yasak ama onun dışında, 70 kilometre hızla 

giderken öne geçmek için yapılacak her şey serbest. Sona kalan içkileri ısmarlar! 

7-Kar Sörfü 

Rüzgar yine lazım ama 

suya gerek yok 

Mekan: Rüzgar ve kar 

olan her yer 


Maksimum hız: Bilinmiyor 


Mutlaka sağlık sigortası 

yaptırmalı 

Kar sörfü, denizde yapılan 

rüzgar sörfünün yakın bir 

akrabası. Yine bir sörf tahtası 

ve yelken var ama bu defa 

dalgaları yararak değil, buzun 

üzerinden kayarak yol alıyorsun. 

Bütün donmuş göller ve dağlar, 

biraz da rüzgarın yardımıyla 

senin sörf alanına dönüşebilir. 


35

3 KAYAK M 

KUZEY AV 

GİDİLMESİ 

38 


RUPA'DA 

GEREKEN 

ERKEZİ 


39

Kış gelene kadar uykuda olan bu Fin 

merkezi insanın içine işleyen bir yer. 

Gökyüzünün sarı ve mor tonları; uçsuz 

bucaksız, baş döndürücü yamaçlar; çam 

ormanlarına, bataklıklara, tundralara ve 

taygalara uzanan pist dışı alanlar… Bu 

uyuyan köyün tamamını kayaklarla gezmek 

mümkünken kimin yollara ihtiyacı var ki? 

Ylläs, adeta Noel Baba, Pamuk Prenses 

ve Yeti ailelerinin hemen köşe başında 

beklediği bir fantezi diyarı. Burada 

Kuzey Işıkları’yla karşılaşma ihtimalin, 

bir Ren geyiği ile karşılaşma ihtimalinle 

aynı – ikincisini yamaçlarda veya loş ışıklı 

restoranda tereyağında sotelenmiş olarak 

bulabilirsin. Burası gerçekten de bir kayak 

merkezinden öte bir yer. 

Ylläs kayak merkezinden bir gece manzarası. 

Ylläs, Finlandiya 

40 


Trysil’in karlı tepelerine bir bakış; Norveç’in biraz pahalı ama buna değen bir kayak merkezi 

Trysil, Norveç 

Bir yaşam boyu süren bir origami projesi 

gibi, Norveç’te yer alan Trysil’in her bir köşesi 

elle şekil verilerek mühendislik harikası bir 

deneyime dönüştürüldü. Ancak bu yapısal 

mükemmelliğin bedeli, ancak varlıklı aileler 

ve faturayı bölüşmeye hazır topluluklar 

tarafından karşılanabilecek türden yüksek 

bir giriş ücreti olarak yansıyor. 

Bir kar makinesi ordusu karın sürekliliğini 

sağlıyor ama inişler çok aşırı zorlukta 

değil. Zorluk arayan uzman kayakçılar 

snowboard ve kros kayağına yöneliyorlar. 

Kayak faaliyetlerinin çoğu ağaç sınırının 

altında gerçekleşmekte ama dizlerine 

kadar ulaşan yumuşak kara meydan 

okuyup, yılbaşı kartpostallarına layık bir 

selfie için en tepeye çıkabilirsin.

İsveç’te ailece kayak tatilleri için mükemmel bir yer olan Åre kayak merkezinin manzarası. 

Åre, İsveç 

Eğer Alpler buzlu viskiyse, Åre de 

yumuşak bir likör kokteylidir; yani içimi 

kolaydır ve yeni başlayanlar için de 

mükemmeldir. Başka nerede donmuş 

mağaraları keşfedip, lezzetli bir yahniyi 

mideye indirip, gündüz de köpek 

kızaklarına binebilirsin ki? 

Kayaklarına tam hakim olamıyor musun? 

Åre-Björnen’i dene. Kırmızı yanaklı 

çocuklarıyla bir örnek takımlar giyen 

ebeveynler arasında tıpkı bir profesyonel 

gibi görüneceksin. Kayak sonrasında 

veya kayak dışında yapacak bir şeyler 

ararsan da yukarı bakman yeterli: İsveç’in 

en yüksekteki kafesi tıpkı pastanın 

üzerindeki bir çilek gibi Åreskutan’ın 

zirvesine tünemiştir. 

42 


kayak 

modası 

Moda hayatımızın her döneminde 

bizimle beraber.Her sporun 

kendine özgü kıyafet stilleri ve 

modelleri var.Spor kıyafetleri 

de dönemden döneme faklılık 

göstermiştir. “Modaya uyma “ 

spor için de geçerli hale gelmiştir. 

Gelelim bizi ilgilendiren kış sporlarına. Kayak sporu 1800’lu yıllara dayanıyor. Pek çok yeniliğin 

ortaya çıkma şekli gibi kayak da ilk olarak askeri alanda karşımıza çıkmıştır. 1900’lü yıllarda 

elit kesimlerin dağlara çıkmalarıyla spor amaçlı kayak yapılmaya başlanmıştır. 

1900’lü yıllarda insanlar kayak yaparken ne 

giyiyordu? 

1900’lü yıllarda kadınlar etek ve elbiselerle 

kayak yapıyorlarmış. 

Günümüzde etek,ceket ve ya elbiseyle 

kayak yapan görsek nasıl tepki verirdik 

acaba. 

Elbise ve ya etekle kaymak çok sürmemiş. 

1.Dünya savaşıyla beraber kayak kıyafeti 

oluşmaya başlamış.İnsanlar rahat,pratik 

giyinmeye yönelmişler. 

Bu dönemde tulum kullanılmaya başlanmıştır.Tulum 

geçmişten bu güne kullanılmış hala daha kullanılan bir 

giysidir.Yıllar geçtikçe modayla birleşmiş ve kendine 

özgü tasarımlarıyla kayak merkezlerinin vazgeçilmez 

kıyafeti haline gelmiştir. 

44 


Daha önce de söylediğim 

gibi kayak bu dönemde 

elit kesime ait spordu. 

Zamanla ünlüler,sanatçılar 

da kayağa yönelmeye 

başladı. 

45’li yıllara gelindiğinde 

üst-alt olarak ikili 

kıyafetlerin ortaya çıktığını 

görüyoruz.Bu yıllardan 

sonra yavaş yavaş 

kayak modası ortaya 

çıkmaya başlamıştır. 

Zamanla kıyafetler 

renklenmiş,şekillenmiş ve 

farklı bir giyim türü haline 

gelmiştir. 

1960’lı yıllardan sonra kayak 

sporu elit ve ünlü kesime ait 

olmaktan çıkmıştır.Zengin 

kesime hitap eden mağazaların 

yanı sıra orta gelirdeki insanlara 

da hitap eden mağazalar 

açılmaya başlamıştır artık. 

Günümüzde insanlar 

kayağa giderken ne giysem 

düşüncesine girmiş durumda. 

Geçen sene şu renk takım 

giymiştim. Bu sene farklı 

ne tarz yapabilirim?diye 

konuşmalar çevremde dolanıp 

duruyor.Lüx markalar,lüx 

kayak ekipmanları ile moda 

düşkünlerini içine çekiyor. 


45

Snowboard Heyecanı Sona Erdi 

2017 FIS Snowboard Dünya Kupası şampiyonları belli oldu 

Uluslararası Kayak Federasyonu (FIS) Snowboard Dünya Kupası'nı, genel klasmanda erkeklerde 

Bulgaristan'dan Radoslav Yankov, kadınlarda ise Rusya'dan Alena Zavarzina şampiyon 

tamamladı. 

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Erciyes AŞ ve Türkiye Kayak Federasyonu iş birliğiyle, 

İstikbal ana sponsorluğunda FIS tarafından Kayseri Erciyes Kayak Merkezi'nde gerçekleştirilen 

organizasyona 19 ülkeden 104 sporcu katıldı. 

Carezza (İtalya), Rogla (Slovenya), Bansko (Bulgaristan), Bokwang (Güney Kore) ve 

Kazan'da (Rusya) yapılan yarışların ardından final etabı, Develi Kapı'da hazırlanan özel pistte 

gerçekleştirilen mücadelelerle son buldu. 

Erkekler genel klasmanda Bulgaristan'dan Radoslav Yankov şampiyon oldu. İkinciliği Avusturyalı 

Andreas Prommegger'in elde ettiği organizasyonda, üçüncü basamakta ise aynı ülkeden Karl 

Benjamin yer aldı. 

Kadınlar genel klasmanında ise yarışmayı Rusya'dan Alena Zavarzina şampiyon tamamladı. 

İsviçre'den Patrizia Kummer'in ikinci basamakta yer aldığı organizasyonda, Çekya'dan Ester 

Ledecka üçüncü oldu. 

Şampiyonanın Kayseri etabında ise kadınlarda Alena Zavarzina (Rusya) birinci, Ester Ledecka 

(Çekya) ikinci, Patrizia Kummer (İsviçre) üçüncü sırayı aldı. Erkeklerde ise Avusturyalı Andreas 

Prommegger'in birinciliği elde ettiği Kayseri etabında, Radoslav Yankov (Bulgaristan) ikinci, Karl 

Benjamin (Avusturya) ise üçüncü geldi. 

46 


Ödül Töreni 

Yarışmanın sonunda 

Kayseri Valisi Süleyman 

Kamçı ve Kayseri 

Büyükşehir Belediye 

Başkanı Mustafa Çelik 

ile Türkiye Kayak 

Federasyonu Başkanı 

Erol Yarar dereceye giren 

sporculara ödüllerini 

verdi. 

Kamçı, Çelik ve Yarar 

yarışmacıları göstermiş 

oldukları başarıdan dolayı 

tebrik etti. 

Öte yandan, toplam 165 

bin lira değerindeki para 

ödülü sporculara dağıtıldı.

Kar tanelerinin 

mükemmel tasarımının 

nasıl oluştuğunu hiç 

düşündünüz mü? 

Kar taneleri mükemmel geometrik şekilleriyle adeta 

gökyüzü çiçeklerine benziyor.Bir tanesini bile en 

dahi mimar dakikalarca uğraşmadan çizemeyeceği 

halde,ALLAH milyarlarcasını her saniyede 

şekillendirip,eşit ağırlıklarda kesip yeryüzüne gönderiyor. 

İngiliz bilim adamı 24 bin kar tanesi üzerinde yaptığı 

araştırmada hiçbirisinin birbirine benzemediğini ve 

hepsinin harikulade motiflerle süslendiğini görüyor ve 

sonunda şu kanıya varıyor. dünyanın yaratılışından bu 

yana yağan kar tanelerinin hiçbirisi birbirine benzemiyor. 

Yağmur ve kar,fırtınalı havalarda dahi yağarken 

birbirleriyle çarpışmaz.Eğer çarpışsalar yeryüzüne 

gelinceye kadar dev kütleler oluşturup bizlere zarar 

vereceklerdi.Bu da kütlelerinin en hassas terazilerin 

ölçemeyeceği hassasiyette birbirine eşit olduğunu 

gösteriyor.Zira birbirinden ağır maddeler düşerken,ağır 

olanı daha hızlı yol alarak önünde bulunana çarpabilir. 

Ve kar tanelerinde de birleşme özelliği olduğundan 

zararlı kütleler oluşturabilirlerdi. 

HARİKA SANAT ESERİ KAR TANELERİ 

Her bir kar kristali, gök yüzünden inen muhteşem bir 

tablo kadar sanatlıdır ve su zerrelerinden meydana 

gelen bu tablolar, yine bir su zerresinden yaratılan 

insanoğluna yaratıcısını göstermeye kafidir. Bu kadar 

çok kar kristalleri arasında mutlaka benzer birkaç tane 

bulunabileceğini zannedebilirsiniz. Fakat insanların 

parmak izleri gibi, hiçbir kar kristali de bir diğerinin aynı 

değildir. Şimdiye kadar kar tanecikleri arasında aynı 

büyüklükte, aynı şekilde ve aynı sayıda su molekülü 

ihtiva eden iki kristal dahi bulunamamıştır. Evet 

Cenab-ı Hak her kar tanesini diğerinden farklı olarak 

şekillendirmekte ve sanatının yüceliğine birer örnek 

olarak insanların nazarına sunmaktadır. 

48 


KAR 

HAKKINDA 

İLGİNÇ 

BİLGİLER 

Dünyayı beyaz bir örtü gibi saran kara ilişkin çok ilginç bilgiler var 

- Kar aynı elmas ve tuz gibi bir 

mineraldir 

- Kar tanelerinin pek çoğu aslında 

çocukların katlanmış kağıtlardan 

keserek yaptığı dantel benzeri 

süslemelere benzemez. Taneler 

genellikle mükemmel simetrik kristal 

demetlerinin birbirine yapışmış halidir. 

-Bir kar kristalinin genişliği, kalınlığının 

50 katı kadar olabilir. örneğin 

laboratuvarda oluşturulan 5 cm'den 

daha geniş bir kar kristalinin kalınlığı bir 

kağıttan hayli incedir. 

-Neredeyse bütün kar kristallerinin 

ortası küçük bir toz zerreceği gibidir. 

Kristal, bu zerreceğin çevresinde 

oluşurken, şekli neme, sıcaklığa ve 

rüzgara bağlı olarak değişir. 

-Yeni yağmış kar yüzde 90 - 95 

oranında hava içerir ki, bu kar 

tanelerine iyi ısıl yalıtkan olma özelliğini 

kazandırır. 

-Kar korkusuna kionofobi deniyor. 

-Ortalama büyüklükteki bir kar tanesi 

saatte 5 kilometre hızla düşer. 

-Gök gürültüsü ve yıldırım eşliğinde kar 

fırtınası nadiren görülür. Ancak kimi 

bilim insanları tüm şimşeklerin gözle 

göremediğimiz kardan oluştuğunu 

düşünüyor. Bulutların içindeki buz 

kristalleri birbirine çarparak elektrik 

üretir. 

-Guinness Dünya Rekorları kitabına 

göre bugüne dek kayda geçirilmiş 

en büyük kar tanesi, 1887 yılında 

Montana'nın Fort Keogh bölgesine 

düşen yaklaşık 38 santimetrelik kar 

tanesidir. 

-Karın zaman zaman polenlere, rüzgarla 

uçuşan tozlara, küllere bağlı olarak 

kırmızı, sarı ya da siyah renkte yağdığı 

belirtilir. Sakın kırmızı kar yemeyin. 

Karpuz karı denilen ve yeni kesilmiş 

karpuz gibi kokan kırmızı kar, rengini 

buzda çoğalabilen yosundan alıyor. çok 

leziz olduğu belirtilen kırmızı karı yemek 

sindirim sisteminizi bozabilir. 

-ABD'nin en beyaz bölgesi petrol 

sızıntısı nedeniyle kötü bir üne sahip 

olan Alaska'nın Valdez Bölgesi'dir. 

Bölgeye yılda ortalama 8 metre kar 

yağıyor. Kutuplarda bile bu kadar çok 

kar yağmıyor. Buralardaki pek çok kar 

fırtınası, çevrede uçuşan daha önce 

yağmış kardan oluşuyor. 

-Antarktika'daki sert ve yassı kar, ses 

dalgalarını inanılmaz biçimde yansıtma 

özelliğine sahiptir. Bazı araştırmacılara 

göre, bu sayede bir buçuk kilometre 

ötedeki insanların sesleri duyulabiliyor. 

-'Kar Tanesi' lakaplı Wilson Bentley 

1885 yılında kar kristalinin fotoğrafını 

çeken ilk kişi. 'Kar Tanesi' Bentley 

bir mikroskoba bağladığı körüklü 

kamerasıyla 5 binden fazla kristal 

fotoğrafı çekti. Bentley'in ölüm nedeni 

zatürre. 

-'Kartopu Dünya' kuramına göre 

yaklaşık 650 milyon yıl önce 

gezegenimiz tamamen karla ve buzla 

kaplıydı. Kurama karşı olanlar ise 

bu koşullarda karmaşık bir yaşamın 

varlığının mümkün olamayacağını öne 

sürüyor. 

-Kayağa ve kar arabası düşkünlüğüne 

bağlı olarak son 55 yılda ABD'de çığ 

altında kalarak hayatını kaybedenlerin 

sayısında önemli bir artış olduğu tespit 

edildi 

Kaynak: TüBİTAK Bilim ve Teknik / Ocak 

2015 


49

Bize biraz kendinizden bahseder 

misiniz? Seçkin kimdir, nelerden 

hoşlanır? 

Aslında uzun zamandır sektörde make 

up artist olarak tanınıyordum. Şimdiye 

kadar bir çok ünlü sanatçının makyajını 

yaptım ve halen de severek yapıyorum. 

Yıllardıır tutkunu olduğum müziğe 

profesyonel bir adım attım. Müzik 

ve makyaj yapmak zaten hoşlanarak 

yaptığım mesleklerim. Şu an onun 

dışında sinemaya gitmek, spor yapmak, 

alışveriş yapmak ve dünyayı gezmek 

hoşlandığım şeyler arasında. 

Sizi müziğe yönlendiren ne oldu? 

Asıl gönlümde yatan zaten müzikti. 

Doğru zaman çok önemli. Benim 

doğru zamanımın bu an olduğunu 

düşünüyorum. Yıllardır makyaj 

yapıyorum ama tesadüfi bir şekilde 

girdiğim bir meslekti ve çok başarılı 

oldum. 

Single'ınız hayırlı olsun. Müzik 

dünyasına "Yokuş" ile hızlı bir giriş 

yaptınız. Neler hissediyorsunuz? 

SEÇKİN 

Uzun yıllardır hayalini kurduğum bir 

şeyi hayata geçirmenin mutluluğunu 

yaşıyorum. Gerçekten çok istediğim 

bir şeydi single çıkarmak. Sevdiğim 

meslekleri yapmak harika bir şey. Hala 

çok heyecanlı ve çok mutluyum. 

Fotoğraf: Nihat Odabaşı 

“Yokuş” nasıl hayata geçti? Simge Sağın ile nasıl bir araya geldiniz? 

Tesadüf eseri bir gün arkadaşım Hande Ünsal'ın Yokuş şarkısının demosunu dinletmesiyle başladı 

her şey. Dinler dinlemez beklediğim müzikal girişim için ilk adımı atmış oldum. Hemen şarkıyı 

alıp, stüdyoya girdik. Kısa süre içinde de şarkımı çıkardım. Simgeyle uzun yıllardır çalışıyorum 

ve çok da yakın arkadaşız. Şarkıyı dinlettiğimde ve vokalleri için teklif ettiğimde seve seve kabul 

etti sağ olsun. Simge'nin yaptığı çok büyük bir dostluk örneği. Sizin vesilenizle de tekrardan çok 

teşekkür ederim. 

50 


Müzik dünyasında hedefiniz var mı? 

Hedefim şarkımın büyük kitlelerce dinlenip, 

beğenilmesi ve ardından kısa aralıklarla şarkılar 

üretip, onları paylaşmak, konserler vermek ve 

bol bol şarkı söylemek. 

Yakın zamanda planladığınız konser 

etkinliğiniz var mı? 

Şu an hazırlıklarımız devam ediyor. Konserler 

olacak. Zaten sosyal medya hesaplarımdan da 

etkinlik takvimlerini duyuruyor olacağım. 

Sporun hayatınızdaki öneminden 

bahseder misiniz? 

Sporun hayatımdaki yeri çok önemli. Haftada 

3-4 gün düzenli spor yapmaya çalışıyorum. 

Beslenmeme de aynı şekilde dikkat ediyorum. 

Neredeyse 10 yıldır aralıksız yapıyorum spor. Fit 

ve sağlıklı görünmek için önemli bir etken tabii 

ki. 

Hangi spor dallarıyla ilgileniyorsunuz? 

Fitness yapıyorum. Ayrıca yüzmeyi de 

seviyorum. 


51

Kış sezonunda kayak merkezine 

gittiniz mi? 

Hayır.Daha doğrusu ,gittim ama sadece iş 

amaçlı ziyaretlerdi. Kayakla aram pek yok, 

daha doğrusu deneme fırsatım olmadı 

daha önce. 

Kayak sporu neden ilginizi çekmedi? 

İlgimi çekiyor ama biraz tedirgin oluyorum 

sanırım. Sakatlanmaktan korkuyorum 

galiba :) 

Adrenalin sporları hakkında 

ne düşünüyorsunuz? Mesela 

Trekking,bisiklet gibi sporlara ilginiz 

var mı? 

Adrenalin sporlarını uzaktan izlemeyi çok 

seviyorum. Yaptığım özel bir adrenalin 

sporu yok. Bisiklet ise benim için yurt 

dışında çok zevkli bir gezme aracından 

ibaret. 

Beslenmenize dikkat ettiğinizi 

söylediniz.Bize ne tür 

beslendiğinizden bahsedebilir 

misiniz.Okuyucularımıza beslenme 

önerileriniz var mı? 

Protein ağırlıklı beslenmeye çalışıyorum. 

Sabahları 3-4 yumurta yerim mutlaka. 

Diğer öğünlerde de değiştirerek et, tavuk, balık yemeye çalışıyorum. Bunların yanında ölçülü 

karbonhidrat da alıyorum tabii. Hayatımda hiç sigara içmedim. Okuyucularınıza da sağlıklı bir 

yaşam için öncelikle sigaradan uzak durmalarını tavsiye ederim. Hayatınızı, temponuzu gerçekten 

yavaşlatan bir etken bence. 

MYSKI hakkında düşünceleriniz nedir? 

İnsanların spora daha çok ilgi duyması ve spor konusunda bilgilenmeleri için çok güzel bir iş 

yaptığınızı düşünüyorum 

Geldiğiniz için, misafirimiz olduğunuz için çok teşekkür ederiz. MYSKI olarak 

başarılarınızın devamını dileriz. Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı? 

Ben teşekkür ederim. Tüm okurlarınıza sevgilerimi sunuyorum. 

52 


Ana Kampta 40 Gün 

Vancouver International Film Festival 

Banff Mountain Film Festival 

Trento Film Festival 

Yönetmen : Dianne Whelan 

Dianne Whelan Kanada’nın ödüllü fotoğraf ve film yapımcısıdır. 2010 

senesinde Nepal ve Everest Dağı Ana kampına giden Whelan, Ana Kampta 

40 gün belgeselini çekmiş ve aynı adlı kitabının tanıtımını yapmaktadır. 

“Bu yok olan ülke” adlı ilk kitabı bir medya üyesi olarak Kanada’nın kutup 

bölgesindeki tarihi bağımsızlık devriyesindeki tecrübelerini anlatır. Bu 

yolculuğa dayanan ve Ulusal Film Kurulu tarafından yayınlanan son belgeseli 

“Bu ülke” Toronto’daki Focus Film Festivalinde kısa belgesel filmi ödülü ve 

BC film ve televizyonunun 

2010 Leo Ödülleri gibi birçok Festivalde ödül aldı. Bir multimedya web 

projesi olan kutup yolculuğu Haziran 2010 da yayınlandı ve en iyi küçük 

multimedya sayfası Online Gazetecilik ödülü kazandı. 

Orjinal Ad 40 Days At Base Camp 

Yönetmen Dianne Whelan 

Yıl 2011 

Ülke Kanada 

Dakika 88 dk. 

Dil İngilizce 

Alt Yazı Türkçe 

Belgesel film yapımcısı Dianne Whelan 

2010 Nisan ayında kendisini, sınırlarını 

zorlayacak ve bir o kadar büyüleyecek, 

deniz seviyesinden 5486 Metre 

yükseklikteki Everest ana kampının 

dünyasına bıraktı. Bu belgesel ana 

kampta 40 gün boyunca, muhteşem 

dağların kadrajındaki 3 tırmanış 

ekibinin merak uyandıran ve çok 

kişisel zirve yolculuğunu anlatıyor. 

Her bahar, bu deneyim için kendi imkânları 

ya da kurumsal destekleyiciler sayesinde 800 

dağcı, en az 100’000 USD vererek, Everest’te 

zirve yapabilmek umuduyla geliyor. 

Film ekibi 40 gün boyunca, ana kamp hayatının bir parçası olarak, dünyanın en yüksek 

zirvesini kişisel başarılarının basamağı ya da yaşam sebeplerinin kürsüsü olarak seçen 

3 tırmanış ekibini izledi. Ana kampta 40 gün, Kolombiyalı, Hint ve Kanadalı tırmanış 

ekiplerinin video günlükleriyle birleştirilmiş, sinema üslubunda örülmüş hikâyeleriyle 

buluşturuyor bizi. 

54 


Orjinal Ad Almost Ablaze 

Yönetmen Todd Jones, Steve Jones, 

Blake Campbell 

Yıl 2014 

Ülke A.B.D. 

Dakika 77 dk. 

Dil İngilizce 


Aydınlığın Kıyısında 

Almost Ablaze, büyüleyici yerleri, 

üst düzey kayağı ve macera arayan 

sporcuların dünya etrafındaki 

yaşam biçimlerini anlatıyor. Ekip, 

Teton Sıradağlarına kamp kuruyor. 

Saraybosna’nın savaşta harap olmuş Kış 

Olimpiyat alanlarından ekibin geçişini 

izleyeceksiniz. 

İtalya’daki el değmemiş Sella Nevea’yı inanılmaz soğuklukta kar altında kalmadan keşfetmeye 

çalışmalarını göreceksiniz. Son olarak da tüm ekibin dünyadaki en farklı kayak şekillerini gerçekleştirmek 

için Revelstoke’ta içine girdikleri bu çılgınlığa tanık olacaksınız. Almost Ablaze sizi sınırlarınızın ötesine 

götürüyor. 


55

Jurek 

Orjinal Ad Jurek 

Yönetmen Pawel 

Wysoczanski 

Yıl 2014 

Ülke Polonya 

Dakika 73 dk. 

Dil Polish,Japan, 

English, 

Korean,Italian 


Jerzy Kukuczka 24 Ekim 1989 da Lhotse 

tırmanışı sırasında hayatını kaybetti. Bu 

tırmanışı, onun Himalayalara para, uygun 

ekipman ve uluslararası bir şöhretle 

gidebildiği ilk seferiydi. 

Pawel Wysoczanski nin bu filmde altını çizmek 

istediği asıl nokta, Kukuczka nın gizemli ölümü değil. 

"Jurek" zirvedeki bir insanın öyküsünü abartısız ve 

mecazi bir dille anlatıyor. Kukuczka, uluslararası 

üne kavuşmuş sosyalist bir işçiydi. Ev yapımı 

malzemelerini kullanarak, Himalayalardaki en yüksek 

zirvelerde dönemimin tartışılmaz en iyisi Reinhold 

Messner ile kıyasıya rekabet etmiş yoksul bir 

dağcıydı. Bu filmdeki ailesi ve arkadaşlarıyla yapılmış 

röportajlar, arşiv kayıtları ve TV yayınları 1980 lerdeki Polonya tırmanış camiasının bir portresini çiziyor. Film, 

idealizmin şöhretten daha fazla takdir gördüğü Polonya dağcılığının bu altın çağındaki zorlu ama cezbedici 

ortamına vurgu yapıyor. 

7th Baghdad International Film Festival, Iraq, 2015 (competition) 

18th Vancouver International Mountain Film Festival, Canada, 2015 (Grand Prix) 

Hory a Mesto, Slovakia, 2015 (Cena V4) 

Reykjavik Shorts&Docs Festival, Iceland, 2015 (competition) 

International Mountaineering FF Teplice nad Metují, Czech Republic, 2015 (Grand Prix) 

16th Los Angeles Film Festival, USA, 2015 (competition) 

23rd International Festival of Mountain Films Poprad, Slovakia, 2015 (Grand Prix) 

13th Tegernsee International Mountain Film Festival, Germany, 2015 (Special Mention by Jury) 

BANFF Mountain Film and Book Festival, Canada, 2015 (competition) 

Graz Mountain Festival, Austria, 2015 (competition) 

Bansko Mountain Film Fest, Bulgaria, 2015 (Award for Movie about mountaineering, adventure and 

exploration) 

Danish Adventure Film Festival, Denmark, 2015 (competition ,Special Award) 

Autrans Mountain Film Festival, France, 2015 (Mountain Guides Prize) 

13th Kathmandu International Mountain Film Festival, Nepal, 2015 (2ed Runner Up Award) 

8th Bilbao Mendi Film Festival, Spain, 2015 (Best Mountaneering Film) 

10th Mountain Film Festival Domzale, Slovenia, 2016 (competition) 

55th Krakow Film Festival, Poland, 2015 (screening) 

7th Baghdad International Film Festival, Iraq, 2015 (screening) 

56 


The Way 

Orjinal Ad The Way 

Yönetmen Emilio 

Estevez 

Yıl 2010 

Ülke İspanya | U.S.A 

Dakika 123 dk. 

Dil İngilizce, 

İspanyolca 

Fransızca 


The Way aile, dostlar ve bu 

sürekli değişen karmaşık 

dünyada karşılaştığımız 

zorlukları anlatan güçlü ve 

ilham verici bir film. 

Martin Sheen, Saint James’in 

Yolu ismiyle de bilinen Camino 

de Santiago’da yürürken çıkan 

fırtına yüzünden ölen oğlunun 

cenazesini almak için Fransa’daki 

St. Jean Pied de Port’a gelen 

Amerikalı doktor Tom karakterini 

canlandırıyor. Tom eve geri 

dönmek yerine, oğlunun geziyi 

bitirme arzusunu gerçekleştirmek 

için tarihi yolculuğa çıkmaya karar 

verir. 

Tom’un planlamadığı şey ise bu 

yolculuğun üzerinde bırakacağı 

etkidir. Çok fazla yürüyüş deneyimi 

olmayan Tom kısa bir süre sonra 

yolculuğunda yalnız olmadığını 

fark eder. 

Yol boyunca dünyanın dört bir 

yanından gelmiş birçok insanla 

tanışır. Bu insanların her birinin 

kendi problemleri vardır ve 

hayatlarında anlam arayışına 

çıkmışlardır bir Alman, bir Kanadalı 

ve bir türlü yazmaya başlayamayan 

İrlandalı bir yazar. 


57

2000 yılında küçük bir kulüp olarak 

kurulan KUDAK (Koç Üniversitesi 

Dağcılık Kulübü) özellikle 2011 yılı 

ve sonrasında üye sayısını arttırmış 

ve faaliyetlerini hızlandırmıştır. 

2008’e kadar küçük kamplar ve 

dağ faaliyetleri ile faaliyet gösteren 

kulüp, 2011 yılından beri okulumuzun 

en aktif kulüpleri arasında yer 

almaktadır. 

Kulübümüzün 

kuruluşundan 

itibaren yolu 

KUDAK’a düşmüş 600’e 

yakın öğrenciye ilaveten 

2016-2017 öğretim yılının 

başında yaklaşık 55 yeni 

üye kulübümüze dahil 

olmuştur. Bu yılki kulüp 

başkanımız ise Batuhan 

Atılgan’dır. Kulübümüzün 

ana hedef kitlesi dağcılığa 

gönül vermiş ve doğayla 

birlikte doğa sporlarıyla 

iç içe yaşayan çiçeği 

burnunda dağcılardır. 

Kulübün yönetim kurulu 

olarak bu yılki hedefimiz 

yeni üye grubumuzun 

donanımlı ve deneyimli 

birer dağcı olmalarına 

katkıda bulunmak iken, 

gelişim grubumuzun 

da kendini sürekli 

olarak geliştirmesi ve 

yenilemesidir. Bunlara ek 

olarak, sene içerisinde 

görmediğimiz tırmanış 

bölgelerini deneyimlemek, 

gerçekleştirmediğimiz 

zirve çıkışlarını yapmak 

ve tırmanış festivalleri 

ve yarışmalarında aktif 

rol almak istiyoruz. Sene 

sonu zirve hedeflerimiz ise 

Alpler ve Elbruz Dağı. 

58 


2011 yılından bu yana KUDAK, başta 

Sultan Dağları Kırtaş Zirvesi ilk kış 

çıkışı, Ağrı Dağı, Erciyes Şeytan 

rotası, Giden Gelmez Dağları Akdağ 

zirvesi 2016 yılı ilk kış çıkışı, Kazbek 

Dağı (Gürcistan) gibi önemli birçok 

faaliyete imza atmıştır. Aladağlar, 

Bolkar Dağları, Kızlar Zirvesi, Hasan 

Dağı ve Ilgaz Dağları da faaliyet 

düzenlediğimiz bölgelerden birkaçıdır. 

KUDAK, büyük dağ faaliyetlerinin 

yanı sıra Ballıkayalar, Menekşe 

Yaylası gibi kampçılığın öğretildiği 

birçok faaliyet gerçekleştirerek okul 

içinde doğa sporlarının sevilmesine 

katkıda bulunmuştur. Ayrıca Bilecik, 

Harmankaya bölgesine tırmanış 

faaliyetleri düzenleyerek bölgenin 

dağcılık camiasına tanıtılmasına da 

yardımcı olmaktadır. 

Bu yılki pratik/teorik eğitimlerimize 

ve iki haftada bir düzenlediğimiz 

faaliyetlerimize eğitmenimiz Mustafa 

Kalaycı ile devam edeceğiz. Bununla 

birlikte kulübümüze yalnızca Koç 

Üniversitesi öğrencileri katılabiliyor 

ama düzenlediğimiz faaliyetlerde 

yeterli kontenjan olması durumunda 

okul dışından da katılımcı 

alabiliyoruz. 

Kulübümüzü daha yakından tanıyıp 

düzenlediğimiz faaliyetleri detaylarıyla 

incelemek isterseniz internet sitemizi 

ziyaret edebilirsiniz: http://kudak. 

ku.edu.tr/ 


59

Başla 

mySKI Uygul 

Hareket Hareket Etmey 

Dünyadan kayak, bisiklet, 

atletizm, dağcılık 

eventlerinin haberlerini 

anlık olarak takip edin. 

Eğlenceli fotoğraflar ve 

videolar ile gününüzü 

renklendirin. 

62 


ulamasıyla 

e Etmeye 

Başlayın ! ! 

yın 

Kolay kullanım imkanı 

sağlayan menüsü ile 

istediklerinize anında ulaşın. 

Yeni aktivite başlatın, daha 

önceki aktivitelerinizi görün, 

aktivitelerinizden 

kazandığınız loyalty puanları 

görün, istatiklerinizi takip 

edin, zor durumda iseniz 

anında SOS gönderin. 


63

mySKI STATISTICS 

Bütün aktivitelerinizin toplam 

istatistiklerini görün ve bunları 

arkadaşlarınızla paylaşın. 

64 



65

mySKI LOYALTY 

+50 

+25 

66 


Yaptığınız her aktiviteden 

mySKI PARA kazanın. Kazandığınız 

puanları mySKI SHOP'ta dilediğiniz 

gibi harcayın. 


67

mySKI ACTIVITY 

mySKI Activities ile daha önce 

yaptığınız tüm aktiviteleri 

kaydedip dosyalar haline 

getirin ve istediğiniz zaman 

kolayca ulaşın. 

68 


Dosyalar halinde kaydettiğiniz 

aktivitelerin içeriğine bakın 

tüm bilgilerinizi aktivite 

sırasında fotoğraflara ve 

bilgilerine ulaşın. 


69

mySKI ACTIVITY 

70 


Akvitelerinizin içeriğinde 

bulunan haritadan başlangıç 

bitiş noktalarınızı, rotanızı ve 

fotoğraf çektiğiniz noktaları 

görün. Paylaşma özelliği ile 

aktivitelerinizi arkadaşlarınızla 

paylaşın. 


71

Snowboard Dünya Kupası'nda Onurlandıran Başarı 

Snowboard Dünya Kupası'nda ülkemizi temsil eden 

sporcularımızdan Hamza Polat yeni bir ilke imza attı 

Uluslararası Kayak Federasyonu (FIS) ve Türkiye Kayak Federasyonu tarafından Erciyes Kayak 

Merkezi'nde düzenlenen 

‘Snowboard Dünya 

Kupası’nda, tarihimize 

yeni bir başarı eklendi. 

Snowboard Dünya 

Kupası'nda ülkemizi 

uluslararası arenada 

temsil eden Hamza 

Polat, 17,30 puanıyla ilk 

kez Dünya Kupası'nda 

puan alan sporcu olarak 

ülkemizi onurlandırdı. 

Sporcumuzun 

başarılarının devamını 

dileriz. 

72 


A Grubu 40 Kişi İle Doğa Yürüyüşü Yaptı 

Eskişehir Doğa Aktiviteleri Grubu (ESDAG) tarafından “Ayılı Vadi” 

olarak bilinen Tandır Köyü’nden başlayıp Dağ Küplü Köyü’ne 

uzanan vadide 40 katılımcı ile doğa yürüyüşü gerçekleşti. 

Tandır Köyü’nde diz boyu karda başlayan etkinlik 4 kilometre sonra yerini daha ılıman bir havaya 

bıraktı. Karda yürümek sporcuları bir hayli yordu. Ancak vadiden aşağı inildikçe hava ısındı. Ara ara 

sağnak yağmur geçişleri oldu. Ormanın derinliklerinde gerçekleşen etkinlikte katılımcılar oksijenin 

ciğerlerine doldurdular. Toplamda 10 kilometre olan parkurun son kısmında yer alan şelalede 

mola verip doğanın güzellikleri eşliğinde adeta doğayla iç içe oldular. 

ESDAG tarafından yapılan etkinlikler 

Gençlik ve Spor Bakanlığı çatısı 

altında gerçekleştiriliyor. Katılımcılar 

kayıt altına alınarak spora ilk adım 

atmalarına olanak sağlanıyor. Milli 

Antrenörler Gökay ve Eda Konuk 

kardeşler öncülüğünde çalışmalar 

sürüyor. Bir hafta bisiklet bir hafta 

yürüyüş etkinliği olarak etkinlikleri 

devam ediyor. Zorlu geçen kış 

mevsiminin sonlarına yaklaşmanın 

mutluluğuyla doğada enerji depolayan 

sporcuların etkinlikleri devam edecek. 


73

KIŞ UYKUSUNA YATAN HAYVANLAR 

NASIL BESLENİR? 

Kış uykusuna yatan hayvanlar 

beslenmezler. Vücut ısılarını ve 

hayati fonksiyonlarını(ÖR.kalp 

atışı,metabolizma hızı) düşürerek 

enerji gereksinimlerini azaltırlar. 

Gereken minimum enerjiyi de daha 

önce bedenlerinde depoladıkları 

yağları yakarak elde ederler. 

GÜNEŞE DAHA ÇOK YAKLAŞTIĞIMIZ 

HALDE DAĞLARIN TEPELERİ NEDEN 

DAHA SOĞUKTUR? 

Bunun sebebi dağların tepelerinin 

merkeze uzak olmasından dolayı yer 

çekiminin görece azalmış olması,sonuç 

olarak da buralarda hava tabakasının 

incelerek ısıyı daha az tutabilmesidir. 

Ayrıca bir dağın tepesinde bulunmanın 

sonucu olarak Güneş ‘e yaklaştığımızı 

düşündüğümüz mesafe ,orantısal 

olarak düşünürsek,Güneş ile Dünya 

arasındaki asıl uzaklık ele alındığında 

oldukça önemsiz bir büyüklükte. 

ÇÖLDE KAR YAĞAR MI? 

Çöllerin genellikle kurak ve sıcak 

bölgeler olduğu düşünülür. Bu ,bazı 

çöller için doğrudur,ancak hepsi için 

değil. Dünyanın sıcak bölgelerindeki 

çöller yıl boyunca sıcak olur.Ancak,bu 

çöllerde bile geceleri çok soğuk olur. 

Dünyanın daha serin bölgelerindeki 

çöllerde de geceler soğuk olur;bu 

bölgelerde soğuk kış mevsimleri de 

söz konusudur. Birçok soğuk bölgede 

de çöl bulunur. Örneğin,Grönland.İster 

sıcak ister soğuk olsun tüm çöllere 

yağmur yağar. Yağmur yalnızca birkaç 

dakika sürer. Hatta yağış yalnızca yılda 

bir kez olabilir. Kışın soğuk bir çöle 

düşen yağış kara dönüşebilir. Öyle 

ki soğuk çöllerdeki yüksek dağların 

tepesi karla kaplanır. Sonuç olarak 

“evet,çöllere de kar yağabilir”. 

76 


Bulmaca 

1-Labirent 

2-Sudoku 

3- İki Resim Arasındaki 7 Farkı Bulun 


77

MYSKILIFE 8.SAYI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?