26.07.2017 Views

taslakDEVE

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dur bu uyum aynı zamanda erdemdir. Ruhun üç parçası yani<br />

akıl, irade ve arzu arasında her birinin kendisine özgü işlevi<br />

yerine getirmesinin, diğer parçanın işlevine müdahale etmemesinin<br />

sonucu olan uyum hali olarak tanımlamıştır. Buna göre<br />

akıl; ideaların ve iyi ideasının bilgisine, insan yaşamının amacına<br />

vb. bilgiye sahip olup bütüne yol gösterdiği, iştiha, istek<br />

ve arzularında ölçülü olduğu, can da iştihanın aşırı isteklerine<br />

direnç gösterip, aklın sesini dinlediği zaman, insan kendi özünü<br />

gerçekleştirme, amacına ve doğal iyisine uygun yaşama<br />

anlamında mutlu olur. Platon üç ayrı erdemi dile getirir bilgelik,<br />

yiğitlik ve ölçülülük ve bu üç erdemin birleşmesinden en<br />

yüksek erdem olan adalet erdemi ortaya çıkar. Platon adaleti<br />

şu şekilde tanımlar. “Adalet, her şeyden önce, bilgelik, cesaret<br />

ve ölçülülük üç ana erdemle birlikte sitenin erdemini tamamlayan<br />

erdemdir. Bu erdemlerin hepsini kapsayan bir üst-erdem<br />

olarak adalet, “herkesin kendi işiyle uğraşması”, kendi işini<br />

yapmasıdır.”Platon’a göre bir kişinin mutlu bir hayat yaşayabilmesinin<br />

koşulu adalettir. Mutluluk anlayışının farklı bir<br />

yorumunu Aristoteles’in etik anlayışında da görebiliriz. Aristoteles<br />

bahsettiğimiz filozoflar gibi eudaimoniayı insanın nihai<br />

amacı olarak belirtmiştir. Eudaimonia en yüksek iyidir. Aristoteles<br />

İyi kavramını Nikomakhos Etiği adlı kitabında her şeyin<br />

eğilim duyduğu amaç olarak tanımlamıştır. İyi olan şey<br />

ona göre eudaimoniadır. Eudaimonia ise ruhun erdeme uygun<br />

etkinliğidir. Aristoteles felsefesinde erdemin ne olduğu konusunda<br />

çalışma yaparken insan ruhundan bahsetmiştir çünkü<br />

insansal erdem bedenin değil ruhun erdemidir. Filozof ruhu<br />

akla sahip ve akıldan yoksun olarak ikiye ayırır. Ruhun bu iki<br />

tarafına denk gelen iki çeşit erdem vardır akli erdem ve karakter<br />

erdem. aklî erdemler öğretimden, karakter erdemleri ise<br />

alışkanlıklardan doğar. Aristoteles’e göre erdem akli bir tercihtir.<br />

Ruhun akıllıca yaptığı bir tercihtir. Ruhun akla uygun<br />

olarak kullanılması erdemdir. Erdem bir varlığın işlevini en iyi<br />

şekilde yerine getirmesidir bu insan için aklını iyi ve doğru<br />

kullanmasıyla olmaktadır. Yani erdemli insan mutlu olmaktadır.<br />

Aristoteles’in düşüncesine göre erdemli olmak mutlu yaşam<br />

için yeterli değildir. Hiçbir şeye sahip olmayan bir insanın<br />

mutluluğu elde etmesi çok zor görülmektedir. Bundan dolayı<br />

insanın tam olarak mutluluğu elde etmesi dostluk gibi, servet<br />

gibi, güzel ve tam bir vücuda sahip olması gibi özelliklere de<br />

sahip olması gerekmektedir. Aristoteles’e insanın mutlu olabilmesi<br />

için özgür ve soylu bir aileden gelmesi gerekir. Köleler<br />

mutluluğa ulaşamazlar çünkü özgür değillerdir. Aristoteles’e<br />

göre kadınlarda mutlu olamaz çünkü kadınlar tam anlamıyla<br />

düşünme yeteneğini bütün bir şekilde kullanamazlar.<br />

Kısaca her eylem iyi olanı amaçlamaktadır, iyinin ne olduğu<br />

sorusuna ise mutluluk cevabını veren Aristoteles, mutluluğun<br />

ne olduğu sorusuna da “erdeme uygun etkinliktir” demiştir.<br />

Sokrates’e göre erdem bilgidir. Bilgi bilgelik, cesurluk,<br />

ölçülülük ve adaletin bilgisidir. Platon’a göre erdem ruhun her<br />

bir parçasının kendi görevini yapmasıdır. Aklın görevi bilmektir<br />

arzunun görevi ise fiziki tatminlerde aşırıya kaçmayıp ölçülü<br />

olmaktır. Aristoteles’e göre erdem bir varlığın işlevini en iyi<br />

şekilde yerine getirmesidir. Mutluluk insanın yukarıdaki erdemlere<br />

uygun yaşayarak varabileceği bir amaçtır. Amaç olarak<br />

gösterilen eudaimonia kavramı bahsettiğimiz filozofların<br />

felsefesinde ortaktır fakat aynı kavram farklı anlamlar üzerinden<br />

yorumlanmıştır.<br />

Bahsi geçen filozoflara göre mutluluğun araç olabileceği<br />

bir amaç yoktur. İnsan mutluluğu herhangi bir şey için istemez<br />

mutluluk insanın eylemlerinin ve hayatının bir sonucudur bundan<br />

dolayı mutluluk insanın temel amacıdır. İnsanın bu temel<br />

amacına ulaşması için ahlaklı veya erdemli bir yaşam sürmesi<br />

gerekir. Eudaimonianın göreceli olması durumu burada ortaya<br />

çıkar. Erdemin ne olduğu insandan insana değişebilir. Erdemin<br />

göreceli olmasıyla birlikte insanın erdemli yaşamı da göreceli<br />

olmaktadır. Bu görecelikse bizi farklı eudaimonialara çıkarır.<br />

Farklı yaşam tarzlarına çıkarır. Mesela tek-dünyalı bir hayat<br />

görüşünün benimsenmesi bizi farklı eudaimonialara ya da<br />

farklı bir değişle farklı mutluluk algılarına çıkarmıştır. Tekdünyalı<br />

bir hayat görüşünde mutluluk özneldir. Çift dünyalı<br />

hayat görüşlerine baktığımızda ise mutluluk tek bir yere varmıştır.<br />

Burada mutluluk nesnelleşmiştir. Kısaca bahsetmek<br />

gerekirse insanların erdem anlayışı veya ahlak anlayışının değişimiyle<br />

bile filozofların insanın bir amacı olarak gördükleri<br />

mutlulukta değişir. Bu öznellikle yani farklı anlayışlarla İnsanlar<br />

aynı kavramı amacı olarak görüp aslında farklı şeylere yönelmiştir.<br />

İnsan mutluluğu farklı biçimlerde yorumlamıştır.<br />

İnsanlar önlerine koydukları bir amaç ile eylemlerini saçmalıktan<br />

uzaklaştırıp anlamlandırmaya çalışmıştır. İnsanın ahlaklı<br />

oluşu saçma değil bir amaç içindi artık. Böylece farklı etik<br />

anlayışları ortaya çıkmıştır.<br />

Antik yunan felsefesinde eudaimonia kavramı bahsi geçen<br />

filozoflar tarafından insanın nihai amacını kast etmek maksadında<br />

kullanılmıştır. Eudaimonia bir şeyin aracı olmayan bir<br />

amaçtı onlar için. Eudaimonia kimi zaman insan ruhunun sakin<br />

ve ölçülü olmasıyken başka bir filozof için insan ruhunun<br />

huzur haliydi. Eudaimonia kavramı üzerinden çok çeşitli etik<br />

anlayışları ortaya çıkmıştır. Bahsettiğimiz filozofların etik<br />

anlayışları farklıydı fakat aynı kavramın etrafında şekillenmişti.<br />

Aynı kavram etrafında farklı etik anlayışlarının ortaya çıkmasıyla<br />

insan biricik iyisine ulaşamamıştır. İnsanoğlu ise bu<br />

öznellik ışığında hala mutluluğu aramaktadır<br />

10

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!