12.02.2018 Views

Norman Davies - Avrupa Tarihi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

lisyonlar zafere ulaştı; savaş sonrası eğitim, medya ve tarih kitaplarına egemen<br />

olan yorumlar da onların yorumlarıydı. Yenilen ulusların temsilcilerinin kendi<br />

özel savaş suçlarını itiraf etmeye zorlandıkları 1918'den sonra, bu "Mütlefik<br />

yorumuna" ilk defa resmi bir inanıhrhk verilmişti. Bu durum 1945'te kendisini<br />

özel olarak düşmanın savaş suçlarını yargılamak için görevlendiren bir<br />

Müttefik mahkemesi kurulduğunda daha da sağlamlaştırılmıştı. Müttefikleri<br />

aynı araç ve standartlarla yargılayacak hiçbir kamu girişimi politik olarak olanaklı<br />

değildi. Resmi savaş müzeleri Lambeht'ten Moskova ve Washington'a kadar<br />

kötülüklere ve kahramanlığa ilişkin tek yanlı görüşü sergilemeye devanı<br />

etti. Kaybedenlerin ele geçirilen arşivleri bütün korkunç ayrıntılarına kadar<br />

ulaşılabilir durumdaydı; kazanan tarafın anahtar konumdaki arşivleriyse sıkı<br />

bir şekilde kilitliydi. Adil ve nesnel bir bilançonun çıkartılması için elli yıl<br />

sonrası bite hâla çok erkendi.<br />

Yorum cephesındeyse, bazı tarihçilerin "<strong>Avrupa</strong> iç savaşının" birliği üzerinde<br />

düşünmeye başlamalarından önce aradan birçok yıl geçmişti, tki Dünya<br />

Savaşını yaşamış insanlar sık sık görülen kopukluklardan etkilenmişlerdi.<br />

1914-1918 yılları arasındaki "askerlerin savaşının", 1939-1945 arasındaki<br />

"halkların savaşından" çok farklı olduğu düşünülüyordu. Komünizm ile faşizm<br />

arasındaki kan davasına katılmış herkes iki hareketi benzer karşıtlar olarak<br />

düşünmeye yüreklendirildi. Şimdi gerçekten ne olduğunu bilmenin avantajıyla<br />

birbirini izleyen çatışmaların dinamik bir sürecin parçasını oluşturdukları<br />

gittikçe daha açık hale geliyor; İki Dünya Savaşı da aynı oyunun değişik<br />

perdeleriydi. Her şeyden önemlisi, İkinci Dünya Savaşının esas katılımcılarının,<br />

birincisinin sona erdirilmemiş sorunu tarafından yaratılmalarıdır. <strong>Avrupa</strong><br />

devletleri 1914'te askeri çatışmaya girerek, içinden bir değil iki devrimci hareket<br />

çıkacak kargaşayı serbest bıraktılar; bunların birisi 1945'te ezildi, diğeri ise<br />

1989-1991 yıllarının dramatik olaylarında çöküşe terk edildi (Bkz. Bölüm XII).<br />

Önce Alman yayılmacılığı, sonra ikiz komünizm ve faşizm canavarlarıyla<br />

karşılaşan demokratik <strong>Avrupa</strong> Güçleri, ilk olarak 1917-1918 ve ikinci olarak<br />

da 1941 -1945'te varlıklarını sadece ABD'yi çağırarak devam ettirebildiler.<br />

1945'ten sonra şişmiş Sovyet İmparatorluğunun meydan okuyuşuna karşı koyabilmek<br />

için büyük oranda Amerikan kasına dayandılar. <strong>Avrupa</strong> halkları, Almanya'nın<br />

yeniden birleştiği ve Sovyet imparatorluğunun bir çöküş içinde olduğu<br />

19901ı yıllarda, 1914'ün o güze! yazında sert bir şekilde kesilmiş olan<br />

doğal gelişme süreçlerine yeniden başlayabildiler.<br />

Bu nedenle, 1914 ile 1945 arası dönem, bu senaryoda, uzun süren on dokuzuncu<br />

yüzyıl sonu barışıyla, hâlâ devam eden "Soğuk Savaş"ın uzun barışı,<br />

dönemini dolduran <strong>Avrupa</strong> sorunlarının dönemi gibi görünmektedir. Kıta yüzeyinin<br />

yavaş yavaş kayması ve bir depremler dönemiyle sonuçlanmasına benzetilebilir.<br />

Bu sorunlar, ilk önce 1914-1918'in askeri depremlerinin, dört imparatorluğun<br />

çöküşünün, Rusya'da komünist devrimle yarım düzine yeni egemen<br />

devletin ortaya çıkışının, iki savaş arası dönemde silahlı ateşkesin varlığının,<br />

İtalya, Almanya ve İspanya'da faşistlerin iktidarı ele geçirmesinin ve ikinci

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!