Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

Granülomatöz Yüz Dermatiti
249
Resim 13-32: A ve B: Piyoderma fasiyal
(Curt Samlaska’nın, MD izniyle)
lam dozunun tam olarak uygulanması gerekmektedir. Hastalar
çoğunlukla doğurgan yaşta kadınlar olduğundan gebelik konularının
derinlemesine tartışılması gerekmektedir. Plewig ve
ark’ın hastalarının dördü gebe olduğundan yalnızca eritromisin
kullanmışlardır.
PERİORAL DERMATİT
Bu sık görülen perioral erüpsiyon eritematöz ve bazen skuamlı
bir zeminde belirgin papüller ve püstüllerden oluşur. Ağız çevresinde
simetrik olarak dağılan bir dermatittir ve dudakların
vermilyon sınırıyla etkilenmiş deri arasında yaklaşık 5 mm’lik
lezyonsuz bir bölge vardır (Resim 13-33). Kaşıntı yoktur fakat
rahatsız edici bir yanma hissi olabilir. Hastaların neredeyse tümü
20-35 yaşlarında kadınlardır.
Florlu yerel steroidlerin kullanımı en sık saptanan nedendir.
Maruziyet krem, merhem veya soluma formlarıyla olabilir.
Tedavide topikal steroidler kesilmeli veya deri solunan
üründen korunmalıdır. Ek olarak günde bir kez 250 ila 500mg
tetrasiklin veya günde bir veya iki kez 100mg minosiklin kontrolü
sağlar. Steroid kullanımından sonra alevlenmeyi takrolimus
%0.1 engeller. Steroide maruziyeti kesilen hastalarda oral
veya topikal antibiyotikler, topikal adapalen, azelaik asit ve
metronidazol başarılı olmuştur.
Periorbital Dermatit
Periorbital (perioküler) dermatit perioral dermatitin alt gözkapaklarında
ve göz kapaklarına komşu deride oluşan bir varyantıdır.
Nedeni florlu topikal steroidlerdir. İntranazal soluma steroidler
kullanılıyorsa perinazal dağılım da görülebilir. Perioral
dermatit ile aynı tedaviye hızlı yanıt beklenir.
Resim 13-33 Perioral dermatit
GRANÜLOMATÖZ YÜZ DERMATİTİ
Yüzün granülomlarla seyreden birkaç dermatozu bu kategoride
yer alır. Yüzün bir veya daha fazla dışbükey yüzeyini tutan inatçı
yüz eritemi olan hastalarda histolojik olarak granülomatöz reaksiyon
gösteren lezyonlar mevcuttur ve bunlar rozaseye dahil
edilmektedir. Bazı hastalarda rozasenin diğer belirtileri yoktur
ve bu hastaların nasıl sınıflandırılacağı belirsizdir. Yüzde pembe
papüller olması dışında rozase için diğer hiç bir kritere uymayan
bu hastalıklar burada ele alınmıştır. Skowron ve ark. FI-
GURE teriminin kullanılmasını önermişlerdir (facial idiopathic
granulomas with regressive evolution).
Lupus Miliaris Disseminatus Faciei
Malar bölgelerde, lateral kısımlarda, mandibula altında ve periorifisyal
bölgelerde sert, sarımsı-kahverenkli veya kırmızı 1 ila 3
mm’lik monomorf düzgün yüzeyli papüller görülür (Resim 13-
34). Göz kapağı derisi tipik olarak tutulmuştur. Papüller diaskopiyle
sarımsı-kahverenkli lezyonlar olarak, histolojik olarak ise