23.03.2018 Views

Andrews’ Deri Hastalıkları Klinik Dermatoloji

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

382 VİRAL HASTALIKLAR<br />

küntüyle birlikte ağrı olur. Ağrıyı sınıflamak için çeşitli terminolojiler<br />

kullanılmaktadır. En basit yaklaşım, zonadan hemen önce<br />

veya sonra olan tüm ağrıları “zosterle bağlı ağrı” (ZBA) olarak<br />

isimlendirmektir. Başka bir sınıflama sistemi, akut ağrıyı (ilk<br />

30 gün içinde), subakut ağrıyı (30 ile 120. günler arası) ve kronik<br />

ağrıyı (120 günden uzun süren) birbirinden ayırır.<br />

İki farklı mekanizmanın ZBA’ya sebep olduğu ileri sürülmüştür:<br />

sensitizasyon ve deafferentasyon. Nosiseptörler (ağrıya<br />

aracılık eden duyusal sinirler), bir hasarlanmayı izleyerek duyarlı<br />

hale gelirler ve sonuçta, devam eden bir boşalma ve aşırı<br />

uyarılma ortaya çıkar (periferal sensitizasyon). Nosiseptörün<br />

uzamış uyarılması, dorsal kök nöronlarının uyarıyı taşımasını<br />

artırır ve dorsal kök nöronlarının alıcı alanını genişletir (merkezi<br />

sensitizasyon), bu da, allodini ve hiperaljeziye yol açar. Ayrıca,<br />

nöral yıkım, deafferent santral nöronlarda spontan aktiviteye<br />

yol açarak sabit bir ağrı oluşturur. Mekanoreseptörlerin spinal<br />

uçları, daha önce C-liflerinin tuttuğu reseptörlerle temasa<br />

geçerek hiperaljezi ve allodiniye yol açar. Dorsal kök sinirlerinin<br />

fonksiyon kaybı veya ölümü, komşu nöronlar üzerinde inhibitör<br />

etki gösterir ve böylece, spinal korddan yukarı doğru iletilen<br />

bir aktivite artışına katkıda bulunur. Merkezi sensitizasyon başlangıçta<br />

geçicidir (kendi kendini sınırlayıcı) ama zamanla kalıcı<br />

hale gelebilir.<br />

Herpes zostere bağlı ağrının şekli değişkenlik gösterir ancak<br />

3 temel tip tanımlanmıştır. Sabit, monoton, genellikle yanıcı<br />

tarzda veya derin ağrı; vurucu, yakıcı (nöritik) ağrı; ve tetikleyici<br />

ağrı. Sonuncusu, genellikle allodini (hafif dokunma gibi ağrılı<br />

olmayan normal bir uyaranla ağrı olması) veya hiperaljezidir<br />

(normalde hafif ağrı oluşturan bir uyaranla şiddetli ağrı oluşması).<br />

Akut zona ağrısının karakteri ve şekli, farklı mekanizmalarla<br />

oluşmalarına rağmen, deri lezyonları iyileştikten sonra devam<br />

eden ağrıyla aynıdır.<br />

Herpes zoster sonrası ağrının iyileşme süresi için geniş aralıklar<br />

verilmektedir. Şimdi bahsedilecek veriler, prospektif bir çalışmadan<br />

elde edilen verilerdir, herpes zoster için yapılan ilaç çalışmalarından<br />

toplandıkları için, seçilmiş hastaları temsil etmemektedirler.<br />

Kalıcı bir ağrıya sahip olma eğilimi yaşa bağımlıdır,<br />

40 yaşın altındaki kişilerin sadece % 2’sinde 1 aydan uzun süren<br />

ağrı olur. Altmış yaşın üstündeki kişilerin % 50’si ve 70 yaşın üstündekilerinin<br />

% 75’inde ağrı 1 aydan uzun sürer. Doğal seyir,<br />

genellikle, 70 yaşın üstündeki kişilerde aşamalı olarak düzelme<br />

şeklinde olmasına rağmen, % 25’inde 3. ayda, % 10’unda ise 1.<br />

yılda ağrı devam etmektedir. Bir yıldan uzun süren şiddetli ağrı<br />

nadirdir ancak 1. yılda, 60 yaşın üstündeki kişilerin % 8’inin hafif,<br />

% 2’sinin ise orta şiddette ağrısı halen bulunmaktadır.<br />

ZBA, özellikle de uzun süreli olduğunda, genellikle çok zor<br />

tedavi edilir. Ağrıyı kontrol altına alabilmek için, ilk vizitten itibaren<br />

yeterli tedavi verilmelidir. Nöropatik ağrının, bir kere ortaya<br />

çıktıktan sonra kontrol altına alınması çok zordur. Nöron<br />

hasarını önlemek için her türlü çaba gösterilmelidir. Ayrıca, kronik<br />

ağrı depresyona yol açabilir ki, bu da ağrının tedavisini<br />

komplike eder. Orta-şiddetli kalıcı ağrısı olan hastalar, bir ağrı<br />

kliniğine yönlendirmeden yararlanabilirler. Böyle bir zeminde,<br />

erken ve yeterli antiviral tedavinin ve ağrı kontrolünün önemi<br />

üzerinde aşırı durulması abartı sayılamaz.<br />

Elli yaşın üzerinde, ağrısı olan ve vezikülleri bulunan tüm<br />

hastalarda oral antiviral ajanlar, döküntünün ilk 96 saati içinde<br />

verilmeseler bile, önerilmektedir. Asetaminofen, nonsteroidal<br />

anti-enflamatuar ilaçlar (NSAEİlar) ve gerektiğinde de opiat<br />

analjezikler kullanılarak oral analjezinin en üst seviyede yapılması<br />

gereklidir. Birkaç saatte bir topikal olarak kapsaisin kullanılması<br />

ağrıyı azaltabilir ancak bu ajanın kendisi yanmaya sebep<br />

olabilir ve yararları da orta derecededir. Jel formunda % 10<br />

lidokain, % 5 lidokain-prilokain veya lidokain yamalar (Lidoderm)<br />

gibi lokal anestezikler ağrıyı akut olarak azaltabilir. Bu<br />

topikal önlemler, kısa süreli bir analjezik etki sağlayabilir, ancak,<br />

ZBA’nın şiddetini veya prevalansını azaltma yönünde herhangi<br />

bir uzun süreli yararları yok gibi gözükmektedir. Sublezyonal<br />

anestezi, epidural bloklar ve kortikosteroidlerle birlikte veya<br />

kortikosteroidler kullanılmaksızın sempatetik bloklar geniş serilerde<br />

bildirilmekle birlikte kontrollü bir şekilde çok nadiren<br />

çalışılmıştır. Bunlar ağrıda akut bir rahatlama sağlarlar. Sinir<br />

bloklarının, kalıcı ZBA’yı önleme veya tedavi etmedeki yararının<br />

kanıtlanması gerekmektedir ancak eğer hasta çok şiddetli<br />

ağrı çekiyorsa (yemek yiyemiyor ve uyuyamıyorsa) ve oral tedavinin<br />

etkili olmasının beklenme süresi içerisindeyse, sinir<br />

bloklarının, akut olarak kullanımı oldukça akılcıdır. Sinir blokları,<br />

aşağıda listelenmiş olan standart tedavinin başarısız olduğu<br />

hastalarda da kullanılabilir. Kalıcı nöralji için bir TENS ünitesi<br />

yararlı olabilir. Gövdede zona sonrası ağrının en şiddetli olduğu<br />

bölgeye 20 U Botulinum toksini uygulanması, 1 hastada<br />

ağrının tam olarak geçmesine yol açmıştır.<br />

Sistemik kortikosteroid tedavisinin, postherpetik nöraljinin<br />

önlenmesindeki değeri tartışmalıdır. Yeni çalışmaların çoğu,<br />

eğer aynı anda bir antiviral de verildiyse, ZBA’nın süresini azaltabildiklerini<br />

gösterememiştir. Kortikosteroidler, akut ZBA’nın<br />

genel şiddetini azaltır, yaşam kalitesini artırır ve hastanın günlük<br />

aktivitesine tam olarak dönmesini hızlandırır. Bu nedenle,<br />

eğer bir kontrendikasyon yoksa, verilmeleri gereklidir. 40 ile 60<br />

mg/gün dozundan başlayarak 3 haftalık bir süre içinde azaltılacak<br />

şekilde kullanılmaları önerilmektedir. Sistemik kortikosteroidler,<br />

immünsuprese konaklarda kontrendikedir. Ancak, sistemik<br />

steroidler, immün sistemi sağlam konaklarda komplikasyonları<br />

artırmaz.<br />

Gabapentin (Neurontin) tek ajan olarak etkilidir, günde 3 kere<br />

100 mg dozundan başlanarak, 1800 ile 3600 mg/gün hedef<br />

dozuna kadar çıkılabilir, trisiklik antidepresanlarla tedavi edilen<br />

hastalarda ek bir yarar sağlayabilir. Amitriptilin (veya nortriptilin)<br />

gibi trisiklikler ve desipramin, gece 25 mg (veya 65-70<br />

yaşın üstündekilerde 10 mg) dozunda başlanır. Doz, ağrı kontrolü<br />

sağlanana kadar veya maksimum doza ulaşılana kadar,<br />

aynı miktarda artırılır. Son ulaşılacak doz, tek seferde ve gece<br />

verilmek üzere, 25 ile 100 mg arasındadır. Amitriptilinin erken<br />

kullanımı, 6. aydaki ağrı prevalansını azaltabilmiştir, bu da, erken<br />

müdahalenin uygun olduğunu göstermektedir. Trisiklikleri<br />

tolere edemeyen hastalarda velafaksin (Effexor) kullanılabilir.<br />

Başlangıç dozu, gece 25 mg şeklindedir ve doz aşamalı olarak<br />

gerektiği kadar artırılır. Antikonvülzanlardan difenilhidantoin,<br />

karbamazepin ve valproat; nöroleptiklerden klorprotiksen ve<br />

fenotiazinler; simetidin gibi H2 blokerler önerilemez çünkü<br />

bunlar kritik olarak çalışılmamıştır, çoğunun yaşlı hastalar tarafından<br />

toleransı kötüdür ve bazılarının önemli yan etkileri bulunmaktadır.<br />

Eğer hasta lokal önlemlere, opiatlar dahil olmak<br />

üzere oral analjeziklere, trisikliklere, gabapentin ve velafaksine<br />

cevap vermezse, bir ağrı merkezine yönlendirilmesi gereklidir.<br />

İmmünsuprese Hastalar<br />

Malinitesi olan hastalar (özellikle<br />

Hodgkin hastalığı ve lösemi), yaş uyumlu kişilerle karşılaştırıldığında,<br />

5 kat fazla zona geliştirme eğilimindedir. Yüksek<br />

zona insidansı olan hastalar içinde, ayrıca, organ transplantasyonu<br />

ya da konnektif doku hastalığı nedeniyle veya bu hastalık-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!