You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Turizm Akademisyenleri Derneği Başkanı<br />
Pro. Dr. Muharrem TUNA<br />
UCUZCU TURİST DESTİNASYONU<br />
OLMAK YA DA OLMAMAK!<br />
Uzakrota Travel Summit<br />
17 Kasım’da<br />
Dev zirve için<br />
geri sayım başladı<br />
Sayfa 9 Sayfa 12<br />
Farklı bakış...<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
TURİZM - OTELCİLİK - TATİL - ETKİNLİK - KÜLTÜR - SANAT Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />
HAYALLERİNE<br />
YELKEN<br />
AÇTI<br />
SÖYLEŞİ<br />
BAYRAĞI DAHA<br />
YÜKSEKLERE<br />
TAŞIYACAĞIZ<br />
Sayfa 18<br />
Kazak gazetecilerden<br />
Türkiye temasları<br />
Sayfa<br />
20<br />
Nihan GÜNEŞ AYDIN<br />
Oryantasyon<br />
sürecinin önemi<br />
Sayfa 22<br />
Bentour’un sahibi Kadir Uğur, 17.5 metrelik yatıyla dünya turuna çıktı. “Sadun<br />
Boro’nun izinde, turizmcinin gözünde” sloganıyla yola çıkan Uğur’u, Kuşadası’ndan<br />
yakın dostları uğurladı.. Ünlü turizmci, “Sınırsız bir yolculuğa çıkıyorum. Bu<br />
geziyi 30 senedir yapmak istiyordum. Oralarda Türkiye’yi tanıtacağız” dedi.<br />
Sayfa 4<br />
inceleme<br />
Ömer<br />
Koray<br />
ÜNAL<br />
Sayfa 14 Sayfa 15<br />
geziyorum<br />
Yusuf BAYIRLI<br />
Yunanistan<br />
&<br />
Adalar<br />
İngiliz aktör Larry Lamb ve<br />
oğlu George Lamb, Türkiye’yi<br />
Dünyaya anlatacaklar<br />
Sayfa 4<br />
KURUMSAL ABONELİK SİSTEMİ<br />
Gazetenizi her sabah 06:00-07:30<br />
arasında otelinize biz teslim edelim.<br />
Detaylı bilgi için: okuriletisim@hurriyet.com.tr<br />
0549 794 55 07 yada 0850 224 0 222
Aliye<br />
ÜÇBAŞ<br />
Neler oldu neler…<br />
Gazetemizin ilk sayısını hazırladığımız Ocak ayında,<br />
turizm sektörü kabus gibi bir yılı geride bırakmış, endişe<br />
içinde yeni sezonu bekliyordu. Hemen hemen tüm<br />
toplantıların, panellerin, çalıştayların konusu krizi en az<br />
hasarla atlatabilme üzerineydi. Doğal olarak da yayın<br />
hayatına yeni başlayan gazetemizin de ana konularını kriz<br />
oluşturuyordu.<br />
Deniz sezonun sonuna yaklaştığımız şu günlerde, Ağustos<br />
sayısını hazırlarken, gazetenin haberlerine şöyle bir<br />
baktığımızda, bu defa güzel haberlerle dolu olduğunu sizler<br />
de fark edeceksiniz.<br />
Nedir bunlar?<br />
İçeride ayrıntılarını bulacağınız bu güzel haberleri kısaca<br />
aktarayım:<br />
• Ünlü turizmci Bentour’un sahibi Kadir Uğur, kendi yatıyla<br />
dünya turuna çıktı. Dostları onu Kuşadası’ndan uğurlarken,<br />
Arkadaşımız Volkan Işılay da özel davetli olarak uğurlama<br />
törenine katılırken, yaşananları <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong> okurları için<br />
yazdı.<br />
• Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye’nin dünyaya tanıtımı<br />
için önemli bir adım attı. İngiliz aktör Larry Lamb ve<br />
radyocu oğlu George Lamb, Türkiye’nin tarihi, arkeolojik<br />
ve kültürel değerlerini, seyahat odaklı tek kanal olan Travel<br />
Channel’da dünyaya anlatacak.<br />
• Turizm Bakanlığı, Türkiye’nin uluslararası rekabet<br />
ortamında imajını ve marka değerini yükseltmek, ilgili<br />
çalışmaları ve görüşleri ele almak amacıyla 3. Turizm<br />
Şurasını düzenleme kararı aldı. 1-3 Kasım tarihlerinde<br />
Ankara’da düzenlenecek şuranın hazırlıkları sürerken,<br />
yazarımız Prof. Dr. Muharrem Tuna, “Bilim Kurulu Başkanı” ve<br />
“Turizm Eğitimi/Turist Rehberliği Komisyonu Başkanı” olarak<br />
görevlendirildi.<br />
• İstanbul Otelciler Platformu’nun düzenlediği Workshop<br />
serisinin ikincisi ‘Expedia’ başlığı altında düzenlendi.<br />
Etkinlikte konuşan Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği<br />
Başkan Yardımcısı Ali Güreli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi<br />
ile bir tanıtım projesi başlattıklarının müjdesini verdi. İBB’nin<br />
katkıda bulunduğu bu projeyle İstanbul’u bir sanat şölenine<br />
dönüştürmeyi planladıklarını anlattı. İSTOTEP’in Başkanı<br />
Barış Türer ise öncelikle eğitim toplantılarının her ay devam<br />
edeceğini, Aralık ayında çok büyük bir organizasyon ve<br />
ödül töreni planladıklarını katılımın daha geniş ve daha<br />
kapsamlı olacağını açıkladı.<br />
• Güney’den gelen ardı ardına gelen güzel haberlerle,<br />
artık krizin bittiğini hissettik. Bölgeye gelen turistler arasında<br />
Ruslar rekor kırarak ilk sırayı alırken, birçok ülkenin de turist<br />
sayısında artış olduğunu gördük. Yaptığımız araştırmalarda,<br />
görüşmelerimizde bölgedeki otellerin rezervasyon<br />
taleplerine ‘doluyuz’ dediklerini öğrendik.<br />
• Boğaz’da tekne ve motor turları ve çeşitli turistik<br />
organizasyonlar konusunda hizmet veren Takatuka<br />
Tur, 3. yılını kutladı. Bir boğaz turu düzenleyen şirketin<br />
daveti üzerine bu tura biz de katıldık, hem dostlarımızın<br />
yıldönümünü kutladık hem de krizin sona ermesini…<br />
• Sektörün buluşturan önemli kuruluşlardan Uzakrota,<br />
günden güne gelişiyor. 17 Kasım’da Fairmont Quasar<br />
İstanbul’da düzenlenecek Uzakrota Travel Summit’in, çok<br />
daha yüksek katılımla, çok daha kapsamlı bir buluşma<br />
olarak geçecek. <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>, Uzakrota Travel Summit’in<br />
Medya sponsorları arasında yer aldı. Yani 17 Kasım’da<br />
zirvede açılacak standımızda, biz de orada olmanın<br />
gururunu yaşayacağız.<br />
• Uzakrota Travel Summit, global hedefleri doğrultusunda<br />
yurt dışındaki ilk etkinliğini 27 Ekim’de Belgrad’da<br />
gerçekleştirecek. Bu da kurumun ne kadar büyüdüğünün<br />
önemli bir göstergesi.<br />
• Kazakistan’dan gelen Türk Dili Konuşan Gazeteciler Vakfı<br />
ve Toplumsal Geleşim Derneği üyesi bir grup gazeteci,<br />
Türkiye’de bir dizi temaslarda bulunurken, düzenlenen<br />
bir panelde Yayın Danışmanımız Remzi Yılmaz ve TV<br />
programcısı ve Akademisyen İskender Özturanlı kendilerine<br />
Türk Medyası hakkında sunumlar yaptılar.<br />
• Turizmdeki olumlu gelişmeler sektörün dinamiklerini de<br />
olumlu yönde etkiliyor tabi.. Biz de bu sayımızdan itibaren<br />
gazetemize İnsan Kaynakları sayfamızı ekledik. Bu sayfada<br />
sektördeki atamalar, transferler, eleman ihtiyacı gibi haber<br />
ve ilanlara yer vereceğiz.<br />
Gelecek sayımızda daha güzel haberlerde buluşmak<br />
dileğiyle…<br />
Esentepe Mahallesi Köprülü Sk. 31/A Levent<br />
34394 Şişli / İstanbul<br />
Tel:0212 343 5522 Fax: 0212 343 5521<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
info@hotelgazetesi.com<br />
Haziran 2017 Yıl:1 Sayı: 5<br />
Aylık Süreli Yayın<br />
Turizm Otelcilik Tatil Etkinlik Kültür Sanat<br />
<strong>Gazetesi</strong><br />
‹mtiyaz Sahibi & Genel Yayın Yönetmeni<br />
Mustafa ÜÇBAŞ<br />
mustafa@hotelgazetesi.com<br />
Sorumlu Yazı işleri Müdürü<br />
Aliye ÜÇBAŞ<br />
aliye@hotelgazetesi.com<br />
Yayın Danışmanı<br />
Remzi YILMAZ<br />
editor@hotelgazetesi.com<br />
Danışma Kurulu<br />
Prof. Dr. Muharrem TUNA<br />
Dr. Nebil ‹LSEVEN<br />
‹hsan TÜRKUS<br />
Sevda YILGAZ<br />
Ankara Temsilcisi<br />
Aliihsan ÜÇBAŞ<br />
ankara@hotelgazetesi.com<br />
Grafik Tasarım Uygulama<br />
Nirvana Tanıtım Hizmetleri<br />
Fotograf - Video<br />
Mustafa ÜÇBAŞ - Ahmet Oğuz ÇELiK<br />
Karikatür<br />
Emre Can ÜÇBAŞ<br />
Abone - Reklam<br />
Burcu DENKTEN<br />
hotelgazetesi@nirvanatanitim.com<br />
Dağıtım: Global Dağıtım<br />
Hürriyet Daily News<br />
Baskı: Dünya Süper Veb A.Ş.<br />
100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar/‹stanbul<br />
Gazetemizde yayımlanan haber ve görseller<br />
yasal iznimiz alınmadan kullanılması yasaktır.<br />
yayımlanan köşe yazılarının ve yorumların<br />
sorumluluğu yazarına aittir.içeriklerinden,<br />
<strong>Hotel</strong>gazetesi sorumlu tutulamaz.<br />
Kurban Bayramınızı<br />
Kutlar, Esenlikler Dileriz<br />
<strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>’ne<br />
abone olun<br />
Turizm sektöründeki<br />
gelişmelere<br />
uzak kalmayın<br />
Yıllık abonelik:<br />
120 TL (KDV dahil)<br />
Banka Hesap Numaramız:<br />
Hesap Adı: Mustafa Üçbaş<br />
Yapı Kredi Bankası Şb:<br />
Bayrampaşa / Çarşı / 1276<br />
Hesap No: 47403318<br />
İBAN:<br />
TR27 0006 7010 0000<br />
0047 4033 18<br />
Maden Sahası:<br />
Tel: 0446 711 40 60 Faks: 0446 711 40 24<br />
Öveçler Mh. 8. Cadde 1332. Sokak No: 8/8 Çankaya-ANKARA<br />
Tel: 0312 472 80 51 Faks: 0312 473 55 13<br />
www.AlacerGold.com<br />
www.Anagold.com.tr<br />
Bize yazın!<br />
Kurumunuzda düzenlenen<br />
organizasyon, aktivite ve yaşanan<br />
gelişmeleri bize gönderin,<br />
yayınlayalım. Fotoğraf eklemeyi<br />
unutmayın
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />
3. Turizm<br />
Şurası,<br />
1-3<br />
Kasım’da<br />
Turizm Bakanlığı, Türkiye’nin<br />
uluslararası rekabet ortamında<br />
imajını ve marka değerini yükseltmek,<br />
ilgili çalışmaları ve görüşleri ele almak<br />
amacıyla 3. Turizm Şurasını düzenliyor.<br />
1-3 Kasım tarihlerinde Ankara’da<br />
düzenlenecek şuranın hazırlıkları<br />
sürerken, Kültür ve Turizm Bakanı Numan<br />
Kurtulmuş, sektör temsilcileri,<br />
akademisyenler ve konu ile ilgili uzmanlardan<br />
oluşan 3. Turizm Şurası<br />
komisyon başkanlarıyla bir araya<br />
geldi. Yazarımız Prof. Dr. Muharrem<br />
Tuna’nın, ‘Bilim Kurulu Başkanı’<br />
ve ‘Turizm Eğitimi/Turist Rehberliği<br />
Komisyonu Başkanı’ olarak katıldığı<br />
toplantıda, Bakan Kurtulmuş şurayla<br />
ilgili görüş alışverişinde bulunuldu.<br />
AMAÇ ULUSAL TURİZM<br />
POLİTİKASI OLUŞTURMAK<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığınca<br />
hazırlanan Şura, kamu kurum ve<br />
kuruluşları, turizm meslek örgütleri,<br />
sivil toplum kuruluşları, sektör<br />
temsilcileri ve akademik camianın<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
katılımı ile gerçekleştirilecek. Şurada,<br />
turizm sektörünün mevcut durumunun<br />
değerlendirilmesi, uygulama prensiplerinin<br />
güncellenmesi ve sektörün uzun vadeli,<br />
sağlıklı gelişimini sağlamak üzere ulusal<br />
bir turizm politikasının oluşturulabilmesi<br />
amaçlanıyor. Sahip olduğu doğal,<br />
kültürel güzelliklerle dünyanın sayılı<br />
destinasyonlarından biri olan Türkiye’nin,<br />
turizm potansiyelini daha da geliştirerek<br />
etkin ve doğru şekilde kullanmasının<br />
hedeflendiği şurada değerlendirilmek<br />
üzere birçok konu başlığı ele alınacak.<br />
Turizm ve ihracattaki olumlu<br />
gelişmeler Türk Hava Yolları’nı adeta<br />
uçurdu. Başkan İlker Aycı, şirketin<br />
yılın ilk yarısındaki gelirlerinin 4.6<br />
milyar dolara yükseldiğini açıkladı<br />
THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı,<br />
yılın ilk yarısında turizm ve ihracattaki<br />
gelişmelere paralel olarak Türk Hava<br />
Yollarının gelirlerinde geçen yıla göre artış<br />
kaydedildiğini açıkladı. Bu çeyrekte yolcu<br />
gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine<br />
göre %5 artarak 2.2 milyar dolara, kargo<br />
gelirlerinin ise % 29 artarak 327 milyon<br />
dolara yükseldiğini belirten Aycı: “Toplam<br />
gelirler yüzde 7 artış ile 2.6 milyar dolara<br />
ulaştı. Yılın ilk yarısında ise 4.6 milyar<br />
dolar toplam gelir elde edildi. 2017<br />
yılının ikinci çeyreğinde 189 milyon dolar<br />
esas faaliyet kârı gerçekleştirdik. Yeni<br />
uçak ihtiyacımız doğabilir. İkinci çeyrek<br />
rakamları kalıcı iyileşmeyi gösteriyor” dedi.<br />
haber<br />
THY uçuşa geçti<br />
TEMMUZ’DA REKOR KIRILDI<br />
4<br />
2017 yılında yeni hat açılışları olduğunu<br />
belirten Aycı, “Yılın ilk yarısında açılan 5<br />
yeni dış hat noktası ile birlikte toplam 120<br />
ülkeye uçuş gerçekleştirdik. Filodaki uçak<br />
sayısı da 228’i dar gövde, 93’ü geniş gövde<br />
ve 15’i kargo olmak üzere 336’ya ulaştı.<br />
2017 yılının ikinci çeyreğinde turizmin<br />
canlanmaya başlaması ile beraber taşınan<br />
yolcu sayısı bir önceki yılın aynı dönemine<br />
göre yüzde 8.5 artarak 17.3 milyon olarak<br />
gerçekleşti. Bu rakam temmuz ayında<br />
ise 7 milyonu aşarak rekor kırdı. Doluluk<br />
oranı ise 4.1 puan artışla yüzde 77.7 oldu.<br />
Gelirlerin önemli bir kısmının elde edildiği<br />
yurtdışı uçuşlarının yolcu doluluk oranı ise<br />
4.5 puanlık artış ile yüzde 76.8’e yükseldi.<br />
İlk yarıda 30.3 milyon yolcu taşınmış<br />
olup, yolcu doluluk oranı ise 2.4 puanlık<br />
artışla yüzde 76 olmuştur.” diye konuştu.<br />
Turkish Cargo’nun, dünya hava kargo<br />
pazarındaki payını artırmaya devam<br />
etiğini belirten Aycı, “2017 yılının ikinci<br />
çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine<br />
göre yüzde 31 artışla 289 bin ton kargo<br />
taşıması yapılmış olup, kargo gelirleri bu<br />
çeyrekte yüzde 29 artarak 327 milyon dolar<br />
olarak gerçekleşti. 2016 yılının başlarında<br />
55 olan kargo uçuş noktası, 2017’nin<br />
ikinci yarısında 65’e yükseldi” dedi.<br />
Baba-oğul Türkiye’yi Dünyaya anlatacaklar<br />
İngiliz aktör Larry Lamb ve radyocu oğlu George Lamb, Türkiye’nin tarihi, arkeolojik ve<br />
kültürel değerlerini, seyahat odaklı tek kanal olan Travel Channel’da izleyenlere anlatacak<br />
İngiliz aktör Larry Lamb ve oğlu<br />
tanınmış radyocu George Lamb,<br />
Türkiye’nin tarihi, arkeolojik ve<br />
kültürel değerlerini, seyahat odaklı<br />
tek kanal olma özelliğini taşıyan Travel<br />
Channel’dan dünyaya anlatacak. Travel<br />
Channel, Türkiye’nin tarihi, arkeolojik<br />
ve kültürel değerlerini tanıtmak<br />
amacıyla başlattığı programın<br />
çekimlerini tamamladı. Sunuculuğunu<br />
Superman 1 ve 3 filmleri ile BBC’nin<br />
ünlü dizisi Eastenders’da da oynayan,<br />
tiyatro kökenli Larry Lamb ve oğlu<br />
İngiltere’nin tanınmış radyocularından<br />
George Lamb’ın yaptığı programın<br />
çekimleri için 10 kişilik bir ekip 24 gün<br />
boyunca çalıştı.<br />
EN GÖZDE YERLERİMİZ<br />
TANITILACAK<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ve<br />
organizasyonu ile yapılan çekimlerle,<br />
İstanbul’da tarihi, kültürel alanlar ve<br />
alışveriş, İzmir’de Efes Antik Kenti,<br />
Meryem Ana Evi, Denizli’de UNESCO<br />
Dünya Kültür Miras Listesinde yer<br />
alan Pamukkale’nin simgelerinden<br />
Kleopatra havuzu, Antalya’da Phaselis<br />
sit alanı, Nevşehir Kapadokya’da<br />
balon turu, Ankara’da Baharatçılar<br />
Pazarı, Ankara Kalesi, Beypazarı<br />
ile Ordu’da eski şehir ile Boztepe<br />
teleferiği tanıtıldı.<br />
DÜNYA TÜRKİYE’Yİ<br />
EZBERLEYECEK<br />
Altı bölüm halinde üç yıl boyunca<br />
yayınlanması planlanan programın<br />
Türkiye’nin uluslararası çapta<br />
tanıtımına doğrudan katkı sunması<br />
hedefleniyor. “Turkey: A to B” adlı<br />
programın yayınlanacağı Travel<br />
Channel, 74 ülkede 22 dilde,<br />
61,4 milyon kişiye yayın yapıyor.<br />
Hazırlanan tanıtım filmleri, Kültür ve<br />
Turizm Bakanlığı ile Travel Channel<br />
arasında yapılan üç yıllık anlaşma<br />
çerçevesinde, İngiltere, Orta Doğu,<br />
Doğu, Avrupa ve Afrika ülkelerinde<br />
gösterilecek.
5 haber<br />
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
Turizm<br />
açıkları<br />
kapatıyor<br />
Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden<br />
Turizm’deki olumlu<br />
gelişmelerin ülke ekonomisine etkisi<br />
hissedilmeye başlandı. Türkiye<br />
ekonomisinin haziranda verdiği 3<br />
milyar 763 milyon dolar cari açık<br />
piyasa beklentisi olan 3.9 milyar<br />
doların altında kalırken, geçen yılın<br />
haziran ayına göre 1.2 milyar dolar<br />
azaldı. 12 aylık cari açık ise 34.3 milyar<br />
dolar ile mayıstaki 35.5 milyar<br />
doların altına geriledi. Cari açıktaki<br />
kademeli iyileşmede en büyük etkinin<br />
ihracattaki artış ile turizm gelirlerindeki<br />
toparlanmadan geldiği<br />
belirtildi. İhracattaki artış sayesinde<br />
dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına<br />
göre 670 milyon dolar azaldı, turizm<br />
gelirleri ise geçen yıla göre 323 milyon<br />
dolar arttı. Yılın ilk altı ayında<br />
cari açık ise 20.7 milyar dolar oldu.<br />
Kadehlere rekabet ayarı<br />
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, TAPDK tütün<br />
mamulleri ve alkollü içkilerin satış ve sunumuna ilişkin<br />
mevzuatta değişikliğe gitti. Yeni düzenlemeye göre, Türkiye’de<br />
tütün mamulü veya alkollü içki satışı veya sunumu yapmak<br />
isteyenlerin TAPDK’dan yetki alması gerekiyor. Kurum bu yetkiyi,<br />
ilgili mevzuatta aranan şartları sağlayan başvuru sahibi gerçek<br />
veya tüzel kişiler adına “Satış Belgesi” düzenleyerek veriyor.<br />
NELER DEĞİŞTİ?<br />
Yürürlükteki mevzuata göre, açık olarak<br />
(kadehle) alkollü içki satışı yapmak isteyenlerin,<br />
kuruma, açık alkollü içki satış<br />
belgesi başvurusu yapmadan önce<br />
faaliyetin niteliğine göre belediyeden<br />
veya mülki amirden ya da Kültür ve Turizm<br />
Bakanlığından ön izin belgesi alma<br />
zorunluluğu bulunuyordu.<br />
Yönetmelikte yapılan değişiklikle söz<br />
konusu ön izin belgelerine sahip olmayan<br />
ve Kültür ve Turizm Bakanlığından<br />
yatırım belgesi alan kişiler, yatırımlarını<br />
tamamladıktan sonra Kuruma satış belgesi<br />
başvurusu yapabilecek.<br />
Düzenleme tarihinden önce Kültür ve<br />
Turizm Bakanlığından aldığı yatırım belgesiyle<br />
gerçekleştirdiği başvuru üzerine<br />
adına satış belgesi düzenlenen kişilerin<br />
Mart 2019 sonuna kadar yatırımlarını<br />
tamamlaması ve turizm işletmesi belgesi<br />
almaya hak kazanması halinde mevcut<br />
satış belgeleri geçerliliğini koruyacak.<br />
Bu süre zarfında yatırım belgesini turizm<br />
işletmesi belgesine dönüştüremeyen<br />
kişilerin, 2019 yılı süre uzatım işlemi<br />
esnasında uygun faaliyet konulu iş yeri<br />
açma ve çalışma ruhsatı ibraz etmeleri<br />
gerekecek.<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığından turizm<br />
işletmesi veya kısmi turizm işletmesi<br />
belgesi almış kişilerin, satış yapılacak<br />
yerle örgün eğitim kurumları ve dershaneler,<br />
öğrenci yurtları ve ibadethaneler<br />
arasında kapıdan kapıya<br />
en az yüz metre mesafe bulunması<br />
zorunluluğundan muafiyetleri aynen<br />
devam edecek.<br />
ALTERNATİF SUNMAK<br />
ZORUNDA<br />
Ayrıca, yönetmelik değişikliğinden<br />
sonra açık alkollü içki satan işletmeler,<br />
müşterisine aynı kategorideki birden<br />
fazla firmanın ürünleri arasından tercih<br />
imkanı sunmak zorunda. Açık alkollü<br />
içki satıcıları, marka ismi, servis veya<br />
ambalaj hacmi ve fiyat bilgisiyle sınırlı<br />
kalmak koşuluyla satışa sundukları<br />
tüm ürünlere liste halinde menülerinde<br />
yer verecekler. Bu düzenlemeye aykırı<br />
sözleşmelerin bir yıl içinde Yönetmeliğe<br />
uygun hale getirilmesi gerekiyor.<br />
KOKTEYL DERSİ KALDIRILDI<br />
Eğitim-Bir-Sen’in, Temmuz ayında düzenlenen 19. Milli Eğitim Şurası’nda<br />
sunduğu ve Şura kararları arasında yer alan “Anadolu Otelcilik ve<br />
Turizm Meslek Liselerinin Öğretim Programları ve Ders Çizelgelerinden<br />
Alkollü İçki ve Kokteyl Hazırlama Dersi’nin çıkarılması” talebi, Bakanlık<br />
tarafından onaylanmış ve söz konusu dersi ders çizelgesinden kaldırılmıştı.<br />
SEKTÖRDEN TEPKİ<br />
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı<br />
Ali Yalçın, ‘çocukları ve gençleri alkole iten baskılardan korumayı’ ve ‘alkolün<br />
onlara doğrudan veya dolaylı verdiği zararları azaltmayı’ amaçladıklarını öne<br />
sürerken, sektörle ilgili STK’lardan karara tepki geldi. Yiyecek içecek alanında<br />
kalifiye eleman açıkları olduğunu savunan sektör temsilcileri, hizmet kalitesini<br />
devam ettirebilmek adına kararın gözden geçirilmesini savundu. Özellikle<br />
ana pazar olan Avrupalı turiste hizmet edebilmek için bunun mesleki bir<br />
eğitim olduğunun kabul edilmesi gerektiğini savunan turizmciler, yasak<br />
devam ederse eğitimi kendilerinin vermek zorunda kalacaklarını belirttiler.<br />
Yassıada Şantiyesi<br />
Adnan Menderes ve arkadaşlarının<br />
yargılanıp idama mahkûm edildiği 1’inci<br />
derece doğal, tarihi ve arkeolojik sit alanı<br />
olan Yassıada’da, müze ve otel inşaatı<br />
devam ediyor. Eski Başbakan Ahmet<br />
Davutoğlu döneminde temeli atılan<br />
binalar yükseldikçe adanın silüetini<br />
değiştirirken, tıraşlanarak düzleştirilen<br />
tepeyi saran binalarla birlikte, inşaatların<br />
vinçleri de adayı bir şantiye görüntüsüne<br />
çevirdi.<br />
Darbenin izlerini silmek için adı Demokrasi<br />
ve Özgürlük Adası olarak değiştirilen<br />
adanın teknelerin yanaşabileceği en<br />
uygun noktası, dolguyla genişletilirken,<br />
inşaatlara malzeme getiren ve hafriyat<br />
götüren kamyonları buraya yanaşıyor.<br />
İnşaatlar tamamlandığında bu dolgu<br />
alanının iskeleye çevrileceği, Atatürk’ün<br />
yatı SAVARONA’nın da bu iskeleye<br />
çekileceği belirtiliyor.<br />
Adadaki deniz fenerleri ile cami inşaatının<br />
tamamlanmak üzere olduğu belirtiliyor.<br />
Türk siyasi tarihinde oldukça önemli<br />
yer tutan Menderes’in yargılandığı spor<br />
salonu, subayların yatakhanesi olarak<br />
kullanılan bina ile 19. yüzyılda İngiliz Sir<br />
Henry Bulwer’in yaptırdığı şato ise sadece<br />
restore ediliyor. Plana göre adayı kaplayan<br />
ancak inşaatlar nedeniyle sökülen<br />
makilerin yerine ağaçlar dikilip çimlendirilecek.<br />
Adadaki inşaatlar tamamlandığında<br />
TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar<br />
Birliği) tesisleri 30 yıl işlettikten sonra<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile imzaladığı<br />
anlaşma gereği bakanlığa devredecek.<br />
2016’nın Eylül ayında tamamlanması<br />
planlanan restorasyon ve inşaatların bir<br />
yıllık gecikme ile bu yılın sonuna doğru<br />
tamamlanması bekleniyor.
seyahat 6<br />
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
Ünlü turizmci Kadir Uğur hayallerine yelken açtı<br />
Kadir Uğur seyahatinden dakikalar<br />
önce, Turizm Bakanlığı Eski Almanya<br />
Ateşesi Hüsnü Gümüş’ün kendisine<br />
armağan ettiği el yapımı Sinop takası<br />
ve yelkenli tekne maketini havaya<br />
kaldırıp poz verirken.<br />
ÖZEL HABER<br />
17 Ağustos’ta Antalya’dan “Sadun<br />
Boro’nun izinde, turizmcinin<br />
gözünde” sloganıyla yola çıkan<br />
Uğur’un 17,5 metrelik teknesini, 23<br />
Ağustos’ta Kuşadası’ndan yakın<br />
dostları uğurladı. Yapılan uğurlama<br />
törenine, özel davetli olarak<br />
katılan arkadaşımız Volkan Işılay,<br />
o duygusal anları yazdı. 19 Nisan<br />
2019’da Kuşadası’nda<br />
sona erecek tur<br />
boyunca gelişmeleri<br />
yine Volkan Işılay’ın<br />
anlatımıyla<br />
gazetemizden ve<br />
web sitemizden<br />
takip edebilirsiniz<br />
Seyahat acentası Bentour’un sahibi Kadir<br />
Uğur, kendi tabiriyle emekli olup işlerini oğlu<br />
Deniz Uğur’a devrettikten sonra 17.5 metrelik<br />
bir yatla dünya turuna çıktı. 17 Ağustos’ta<br />
Antalya Delphin Be Grand Resort’dan yola<br />
çıkan ve 23 Ağustos günü Kuşadası Palm Bay<br />
Resort’un marinasından “Sadun Boro’nun izinde,<br />
turizmcinin gözünde” sloganıyla dünyaya açılan<br />
Uğur, seyahate çıkmadan önce dostlarıyla iki<br />
buluşma gerçekleştirdi. Kadir Uğur ve dostları<br />
mavi yolculuk öncesinde, 22 Ağustos akşamı<br />
Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı’nın<br />
Değirmen Çiftliği’nde verdiği yemekte bir araya<br />
geldi. Gecede Uğur’a dostları tarafından çeşitli<br />
hediyeler verildi. Özer Kayalı tarafından kendisine<br />
Kuşadası bayrağı da takdim edildi. Sonraki gün<br />
(23 Ağustos) akşam saatlerinde Kuşadası Pine<br />
Bay Resort’un marinasında bir araya gelen<br />
Kadir Uğur’un dostları, dünya turu öncesinde<br />
uğurlama için buluştu. Marinadaki buluşmaya<br />
Kuşadası Kaymakamı Muammer Yılmaz,<br />
Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı, İstanbul<br />
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün<br />
ve eski başbakanlardan Mesut Yılmaz da katıldı.<br />
Akgün <strong>Hotel</strong> İstanbul Marka Direktörü Sevda Yılgaz<br />
“Denizaltı Arkeolojisi” adlı kitap hediye etti
7<br />
seyahat<br />
Sayı:<br />
HAYALLERİNİN PEŞİNDEN<br />
KOŞUYOR<br />
Pine Bay Holiday Resort’un sahibi<br />
Naile Göçer uğurlama programında: “<br />
Kadir Uğur’un hayallerine ulaşmak için<br />
yaptığı çalışmalar beni çok etkiledi.<br />
Çünkü hayallerin peşinden koşmak<br />
başka bir şey. Hayallerinizin peşinden<br />
koşup bunları gerçekleştiriyorsanız<br />
o zaman fark yaratıyorsunuz. Bu<br />
yolculukta Palm Bay’in bir durak<br />
olması çok onur verici” diye konuştu.<br />
MESUT YILMAZ: CESARET İSTER<br />
Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz,<br />
Kadir Uğur ile ortaokul arkadaşı<br />
olduklarını söyleyip: “Ticarete de<br />
ortaokulun kantinini işleterek<br />
başlamıştı (gülüşmeler). Sonra işleri<br />
büyüttü İsviçre’de turizm şirketi kurdu.<br />
Kendisi İsviçre’den Türkiye’ye en fazla<br />
turist gönderen işletmenin sahibi oldu<br />
ve en başarılı yabancı girişimci ödülüne<br />
layık görüldü. Mesleğinin doruk<br />
noktasına gelince ve arkasında başarılı<br />
bir oğlu (Deniz Uğur) olunca –ki kendisi<br />
de genç girişimci ödülü aldı- bir dünya<br />
turuna çıkmaya karar verdi. Böyle<br />
ufak bir tekneyle dünyayı dolaşmak<br />
bir cesaret işidir. Hem cesaret hem de<br />
ustalık ister. Kadir’de her ikisi var ki bu<br />
işe talip oldu. Yola çıkarken onu yalnız<br />
bırakmayan dostlarına, Palm Bay<br />
işletmesine, Kuşadası kaymakamına<br />
ve belediye başkanına teşekkür<br />
ediyorum. Kadir Bey’e rüzgârının bol<br />
olmasını diliyorum. Ne çok olsun ne<br />
az olsun. Uygun olsun” diye konuştu.<br />
UĞUR: 30 YILLIK HAYALİM<br />
Kadir Uğur uğurlama törenine<br />
katılanlara teşekkür ettikten sonra:<br />
“ Nereden nereye geldik. 1968<br />
yılında başlayan bir turizm hayatım<br />
var. Kuşadası o zamanlar Türkiye<br />
turizminin patladığı noktadaydı. 4 tane<br />
otel senede 3 bin turist… 3 bin turiste,<br />
oteller doldu diye bakıyorduk. Buradaki<br />
işletmelere müşteri getiriyorduk.<br />
Bugüne baktığımız zaman Ege<br />
sahilleri çok gürültülü olmaya başladı.<br />
Kuşadası gerçekten tatil yapılacak bir<br />
yöre haline getirilmiş. Bu açıdan sayın<br />
belediye başkanımı ve kaymakamımı<br />
tebrik ediyorum. Kuşadası<br />
Setur Marina’da demirleyerek<br />
teknede kaldık. Gürültü olmadan<br />
eğlenilebilecek bir yer buldum.” dedi<br />
Uğur, dünya turuna çıkmasıyla<br />
ilgili de şunları söyledi. “Gezime<br />
gelince, ben bu geziyi 30 senedir<br />
yapmak istiyordum. İlk firmamı<br />
sattım ve bir tekne yaptırdım fakat<br />
kısmet olmadı. İsviçre’de turizm çıktı<br />
karşıma. O tekneyi sattım ve turizme<br />
tekrar başladım yeni bir firmayla.<br />
70 yaşına gelince; zamanım azaldı<br />
bunu mutlaka yapmam lazım dedim.<br />
Türkiye turizmini de gidilmeyen<br />
yörelerde tanıtmam lazım diye<br />
düşündüm. 3 sene önce Almanya’da<br />
bu tekneyi yaptırdık. Oradan<br />
buraya yelkenle geldik. Buradan<br />
(Kuşadası) da dünyaya açılıyoruz.”.<br />
TÜRKİYE’Yİ DÜNYAYA<br />
TANITACAK<br />
Turizmi bırakmadığını vurgulayan<br />
ünlü turizmci, dünya turuna çıkmak<br />
için yaptığı hazırlıkları ve programı<br />
hakkında şu bilgileri verdi: “Yanıma<br />
500 kilo hatıra eşya aldım Türkiye’den.<br />
Yat limanları ile temastayım. Turizmi<br />
bırakmıyorum. Çünkü oralarda yat<br />
kulüplerine üye olanlara Türkiye<br />
akşamları düzenleyeceğim. Yirmi<br />
kulübe yazdım dört tanesinden<br />
cevap geldi. Kabul ettiler. Diğerleri<br />
ile de irtibata geçip Türkiye’yi<br />
tanıtacağız. Bu gezide bana refakat<br />
edecek iki arkadaşım var; Murat<br />
Baltutan. 2 senedir tekne onun<br />
elinde. Diğer isim ise Volker Braun.<br />
Almaya’dan tekneyi getirirken onu<br />
tanımıştım. Hüzünlüyüm, çünkü<br />
iki sene müddetle Türkiye’den<br />
uzağım. Hem de sevinçliyim, çünkü<br />
sınırsız bir yolculuğa çıkıyorum.”<br />
KİTAP YAZACAK<br />
Bu seyahatin Halit Çelikbudak<br />
tarafından kitaplaştırılacağının da<br />
haberini veren Kadir Uğur, “2 sene<br />
sonra geri döndüğümde inşallah<br />
bu kitapları imzalayıp size verme<br />
şerefine de nail oluruz” dedi.<br />
Kuşadası’na tekrar 19 Nisan 2019’da<br />
giriş yapacaklarını belirten Kadir<br />
Uğur, son durağının doğduğu yer<br />
İstanbul Büyükçekmece olacağını<br />
söyledi. Kadir Uğur: “Hanımım (Anita<br />
Uğur) Barcelona’ya kadar gelecek.<br />
Oradan sonra üç erkek beraber<br />
devam edeceğiz. Hakkınızı helal<br />
edin. Bizi hep düşünün dua edin. Biz<br />
6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
ruhumuzla kalbimizle sizin yanınızda<br />
olacağız” diyerek konuşmasını bitirdi.<br />
PINE BAY’DAN DEMİR ALDI<br />
Konuşmaların ardından dostlarıyla<br />
duygu yüklü bir vedalaşma<br />
gerçekleştiren Kadir Uğur, yol<br />
arkadaşları ve eşi, Pine Bay Resort’un<br />
iskelesinden demir alarak 2 sene<br />
sürecek olan yolculuklarına çıktılar.<br />
Kadir Uğur, Murat Baltutan ve Volker<br />
Braun’dan oluşan kaptan ekibi 17<br />
Ağustos’da Antalya’dan başladıkları<br />
seyahatte Cebelitarık Boğazı’nı geçip<br />
Atlantik Okyanusu’nda ilerleyerek<br />
Karayipler’e, oradan da Panama’ya<br />
ulaşacak. Daha sonra tam beş<br />
hafta boyunca hiçbir kara yüzü<br />
görmeden Pasifik Okyanusu’nda<br />
ilerleyerek Avustralya kıyılarına,<br />
Papua Yeni Gine ve Endonezya’ya<br />
varacak. Hint Okyanusu’nu geçerek<br />
Madagaskar’a gittikten sonra Ümit<br />
Burnu’ndan yukarı çıkıp Afrika<br />
Kıtası’nın Batı kıyılarını dolaşacak<br />
olan ekip Cebelitarık Boğazı’ndan<br />
İstanbul’a geri dönecek. Kadir Uğur ve<br />
mürettebatının nerede olduğu http://<br />
www.bentour-weltumsegelung.<br />
com/ adresinden takip edilebilecek.<br />
fotoğraflar/ Volkan IŞILAY
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
egitim<br />
~<br />
8<br />
Remzi<br />
YILMAZ<br />
TRT’nin ilk spikerlerinden Mesut Mertcan<br />
hayata gözlerini yumdu. Doktoru, 71 yaşında<br />
vefat eden Mesut Mertcan hakkında bilgi<br />
verirken, ‘uzun süredir depresyonda’ olduğunu<br />
belirtmiş, onunla aynı huzurevinde yaşayan<br />
diğerleri ve huzurevi görevlileri, Mesut<br />
Mertcan’ın, geçmiş günlerden bahsetmeyi<br />
sevmediğini söylemişler.<br />
Bir Gazeteci-Televizyoncu olarak Mesut<br />
Mertcan’ın meslektaşım olmasından öte<br />
çok ayrı bir yeri vardı benim için. Televizyon<br />
ekranında ilk gördüğüm ve büyük şaşkınlık<br />
yaşadığım o günkü anlatılmaz duyguları, bugün<br />
hala hissederim.<br />
1974 Ağustos’unda, sınavını kazandığım parasız<br />
yatılı Kastamonu Göl Öğretmen Okulu’na<br />
kayıt için gerekli evrakları hazırlamak üzere,<br />
o dönem bağlı bulunduğumuz Zonguldak’a<br />
gitmiştik. Gündüz işlemler bittikten sonra<br />
babamla akşam sahildeki çay bahçesine<br />
indiğimizde, tanıdık bir sesten haberleri<br />
okuyor, masalardaki herkes kafasını kaldırmış,<br />
bir yere bakıyordu. Yıllarca radyodan tanıdığım<br />
bu ses, çay bahçesinde belli aralıklarla dizilmiş<br />
televizyonlardan geliyor ve herkes haberleri<br />
izliyordu. Masaya oturmadan, ayakta öylece<br />
ekrana bakakalmıştım. Bu 13 yaşında bir çocuk<br />
olarak hem televizyonu, hem de radyodan<br />
duyduğum o sesin sahibi Mesut Mertcan’ı ilk<br />
kez görüyor olmanın karmakarışık duygularıydı<br />
ki, o duyguları bugünkü tecrübemle bile<br />
anlatmam imkansız.<br />
Mesut Mertcan’ın ölüm haberiyle birlikte<br />
o ve ondan sonraki günler, bir bir yeniden<br />
gelip geçti gözümün önünden. Akşam eve<br />
döndüğümde hala kafamın içinde bir yerlerde<br />
aynı görüntüler dönüp duruyordu.<br />
Yıllar sonra özel televizyonlar devreye<br />
girdiğinde, TRT kökenli birçok spiker, muhabir,<br />
yapımcı, birer birer özel televizyonlara geçip<br />
oralarda görev alırken, TRT’nin ekran disiplinini<br />
de beraberinde götürüp yerleştirdiler. Bu<br />
disiplin yıllar boyunca, ustalar tarafından çeşitli<br />
yollarla gençlere öğretildi, gelecek kuşaklara<br />
aktarıldı.<br />
Mesut Mertcan<br />
neden depresyona<br />
girdi?<br />
Sonra yerel TV’ler devreye girdi.. Onlar<br />
da alabildikleri kadarını alıp, geri kalanını<br />
kendi görgü ve şiveleriyle harmanlayarak<br />
ekranlara taşıdılar.<br />
Mesut Mertcan’ın ölüm haberini aldığım o<br />
gün, akşam eve geldiğimde Galatasaray’ın<br />
Sivasspor’u 3-0 yendiği maç bitmiş,<br />
kanallarda bu maçın yorumları yapılıyordu.<br />
Yolda gelirken otobüste Twitter’dan<br />
görmüştüm, Sadık Söztutan TRT Spor’un<br />
Taha Akgül’le ilgili son dakika ekranını<br />
paylaşmıştı. Son dakika KJ’sinde ‘Taha Akgül<br />
Dünya Şampiyonası’nda Gümüş Madalya<br />
Kazandı’ yazıyor, usta da ‘Gümüş madalya<br />
kazanılmaz, Altın madalya kaybedilir’ diye<br />
uyarıyordu. Sizce haksız mıydı?<br />
Eve geldikten sonra biraz NTV Spor’da<br />
Rıdvan Dilmen’le Murat Kosova’yı, biraz da<br />
TRT Spor’un ‘Başlama Vuruşu’ adıyla verdiği<br />
Galatasaray’ın maç sonu değerlendirme<br />
programını izledim. Maç bitmiş,<br />
değerlendiriyorsun ama programın adı<br />
‘Başlama Vuruşu’.. Onu bırak ekranda üçlü<br />
pencere ve birinde Kaya Çilingiroğlu, cep<br />
telefonuyla ilgileniyor.. Ardından yüzünü<br />
gözünü temizliyor, sonra ‘beni ekrandan<br />
alın’ gibi bir işaret yapıyor. Adam ne de olsa<br />
görgülü, burnunu karıştırırken görünmek<br />
istemiyor sanırım..<br />
NTV Spor’da Erbatur Ergenekon günün<br />
spor haberlerini sunmaya başladı. Bir ara<br />
kameraya bakmadan ‘Ben şu Galatasaray<br />
maç haberini seslendireyim’ dedi. Ben<br />
de ‘yine bir canlı yayın kazası’ diyerek<br />
gülümsedim. Meğer maç haberinin<br />
videosunu yetiştirememişler, o haberi<br />
DSF olarak sunacak ve onun anonsunu<br />
yapıyormuş. Arkasından Fenerbahçe<br />
haberi için de aynı anonsu yaptı, ‘ben şu<br />
Fenerbahçe haberini de seslendireyim’<br />
deyip antrenman haberini, hemen ardından<br />
da aynı sunumla ‘Josef de Souza’nın transfer<br />
haberini’ verdi. Aklıma yine Mesut Mertcan’ı<br />
ekranda ilk görüşüm ve televizyonların o<br />
günden bugüne geçirdikleri evreler geldi.<br />
NTV Spor’un verdiği haberlerin DSF’sinde<br />
Fenerbahçe’nin eskiden yaptığı ve<br />
aralarında başka kulüplere transfer<br />
olmuş eski futbolcularının da bulunduğu<br />
antrenman görüntüleri dönüyordu.<br />
Kayserispor Başkanı Erol Bedir’in ‘Welliton’u<br />
alan bedelini öder’ başlıklı haberinde ise<br />
Başkanın görüntüsü hem bulanık, hem<br />
de o kadar yakından çekilmiş ki, sanırsın<br />
korku filmlerinden bir sahneyi alıp, Erol<br />
Bedir’e benziyor diye onu koymuşlar..<br />
Bu arada haber yine DSF… Yani başkanın<br />
kendi sesi değil. Bu yüzden Başkanın başka<br />
görüntüsünü verebilirsin..<br />
Hey gidi NTV Spor dedim.. Sen ki Spor<br />
Televizyonculuğunun öncüsü, TRT’nin<br />
ustalarından Kenan Onuk’un Türkiye’ye<br />
armağan ettiği ilk spor kanalısın, bir<br />
efsanesin, sen bu hallere mi düşecektin?<br />
Acaba Merhum Kenan Onuk, bunları görse<br />
ne yapardı diye de düşünmeden edemedim.<br />
Sonra yine Mesut Mertcan’ın ölümüne<br />
takıldım, üzüldüm… Benim için bir<br />
dönemin kapanmasıydı o. Tamam, hepimiz<br />
bir gün bu dünyadan göçüp gideceğiz<br />
de, Mertcan’ın depresyona girmesinin<br />
nedeni televizyonların bugünkü haline<br />
dayanamaması olmasın?<br />
İstanbul Otelciler Esnaf Odası<br />
Eğitim Projesi ilk mezunlarını verdi<br />
İstanbul’daki meslek kuruluşları ve bazı otellerle işbirliği yapılarak<br />
düzenlenen proje, hem otellere eleman yetiştirerek turizme hizmet<br />
ediyor, hem de işsiz ve yoksul gençleri ve kadınları meslek sahibi yapıyor<br />
İstanbul Esnaf ve Sanatkarları<br />
Odaları Birliği (İSTESOB) ile İstanbul<br />
Otel Motel Kamping Pansiyoncular<br />
ve Benzerleri Esnaf Odası (İOEO)<br />
işbirliğinde düzenlenen eğitim projesi,<br />
ilk mezunlarını verdi. Küçükçekmece<br />
Mesleki Eğitim Merkezi ve <strong>Hotel</strong> İpek<br />
Palas, Sirkeci Mansion, Fahri Otel,<br />
Maywood Otel ve Saphire Otel’in<br />
iştirakleriyle yürütülen proje, mesleki<br />
eğitim ve iş danışmanlığı hizmetleri ile<br />
İstanbul’daki dezavantajlı gruplardan<br />
yoksulluk bölgesinde yaşayan uzun<br />
süreli işsiz genç ve kadınların ekonomik<br />
ve sosyal hayata katılmalarına ve<br />
uyumuna destek oluyor.<br />
Avrupa Birliği’nin İnsan Kaynaklarının<br />
Geliştirilmesi Programı çerçevesinde<br />
desteklediği ve Çalışma ve Sosyal<br />
Güvenlik Bakanlığının “Dezavantajlı<br />
Kişilerin Sosyal Entegrasyonu ile<br />
Bakırköy’de sahne çocukların<br />
Bakırköy Belediyesi’nin ‘Karne Sizden Yaz Spor<br />
Okulu Bizden’ projesinin finalinde madalya ve<br />
katılım belgelerini alan minikler hem Zeybek<br />
hem de Kafkas danslarından örnekler sahneledi<br />
Bakırköy Belediyesi yaz tatili<br />
boyunca ücretsiz yaz spor okulu<br />
hizmeti sunduğu öğrencilere<br />
yönelik Atatürk Spor ve Yaşam<br />
Köyü’nde düzenlenen ödül<br />
törenine miniklerin yaptığı danslar<br />
damga vurdu... Yaz kursuna<br />
katılım belgeleri ve madalyalarını<br />
alan çocuklar, Zeybek de oynadı<br />
Kafkas danslarından örnekler de<br />
sergiledi. Kapalı spor salonunda<br />
İstihdam Edilebiliirliklerinin Geliştirilmesi<br />
ve Hibe Programı” kapsamında<br />
yürütülen proje ile otellerin nitelikli<br />
eleman ihtiyacı karşılanıyor.<br />
Proje çerçevesinde; gençleri ve<br />
kadınları eğiterek konaklama<br />
tesislerinde istihdamlarını sağlayacak<br />
olan “DEZAVANTAJLI GRUPLARIN<br />
EKONOMİK VE SOSYAL HAYATA<br />
KAZANDIRILMASI PROJESİ’nin 1.<br />
grup Rezervasyon Elemanları Teorik<br />
ve uygulamalı olarak Eğitimlerini<br />
tamamladılar ve sertifikalarını<br />
almaya hak kazandılar. Bu ilk grubun<br />
sertifikaları, geçtiğimiz günlerde<br />
düzenlenen törenle kendilerine takdim<br />
edildi. Teorik ve pratik eğitimlerini<br />
tamamlayarak sertifikalarına kavuşan<br />
kursiyerler, İSTESOB ve İOEO tarafından<br />
yerleştirildikleri otellerde stajlarına<br />
devam ediyorlar.<br />
yoğun katılımla gerçekleşen<br />
törene Cumhuriyet <strong>Gazetesi</strong> Spor<br />
Müdürü Arif Kızılyalın, Türkiye<br />
<strong>Gazetesi</strong> Yazarı Hasan Sarıçiçek,<br />
Gazetemiz yayın danışmanı<br />
Remzi Yılmaz’ın yanı sıra Türk<br />
futbolunun unutulmaz isimleri<br />
Ahmet Akcan, Benhur Babaoğlu<br />
ve Mustafa Arabacıbaşı ile çok<br />
sayıda basın mensubu katıldı.
9 akademik bakısş<br />
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
Prof Dr.<br />
Muharrem<br />
TUNA<br />
Turizm Akademisyenleri Derneği<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
muharrem@gazi.edu.tr<br />
UCUZCU TURİST DESTİNASYONU<br />
OLMAK YA DA OLMAMAK!<br />
“Yorucu bir otomobil yolculuğundan sonra<br />
Antalya’ya tatil yapacağımız beş yıldızlı<br />
otele varmıştık. Odamıza yerleşip biraz<br />
dinlendikten sonra akşam yemeği için otelin<br />
restoranına geçtik. Restoran son derece<br />
zevkli dekore edilmişti ve yemekler de çok<br />
lezzetli görünüyordu. Uzun süre araba<br />
kullanmak ve sonrasında bir şey yemeden<br />
dinlenmeye çekilmek beni oldukça<br />
acıktırmıştı. Açık büfeden yarım kase çorba<br />
ile yemeğe başlamıştım. O sırada açlık<br />
güdümü ortadan kaldırmaya başlamanın<br />
verdiği rahatlamanın etkisiyle çevremde<br />
neler olup bittiğine de vakit ayırmaya<br />
başladım. Tam o anda karşımdaki masada<br />
oturan bir çift dikkatimi çekti. Masaya<br />
getirdikleri tabaklarda ikişer adet kocaman<br />
balık vardı. Masadaki boşlardan daha önce<br />
salata ve çorba yedikleri belli oluyordu.<br />
Hemen akabinde birer tabak kızarmış<br />
tavuk ve sulu yemekler geldi. Tatlı faslına<br />
geçildiğinde getirdikleri tabaklarda altı tane<br />
şeftali, neredeyse bir tüm baton yaş pasta<br />
ve karışık tatlıları gördüm. Bahse konu<br />
olan turist çift, masaya gelen yiyeceklerin<br />
tamamı olmasa da yarısından fazlasını<br />
yediler. Yemeğin sonlarına gelindiğinde bir<br />
ara erkek olan turist boğulacak gibi oldu.<br />
Yiyecekler artık boğazından geçmiyordu.<br />
Eşi ya da sevgilisi olan bayan ayağa kalkarak<br />
sırtına birkaç kez vurdu. Kısa bir süre<br />
önce neredeyse aşırı yemekten boğulup<br />
masada kalma tehlikesi geçiren sevgili<br />
turistimiz içeceğinden birkaç yudum çekti<br />
ve yeniden kendini daha fazla yemek için<br />
zorlamaya başladı. O sırada ben de aslında<br />
sinirden kendi kendimi yiyordum. Otel<br />
yöneticilerinden bu kişilerden ne kadar<br />
gelir sağladıklarını duyunca sinirim daha da<br />
arttı. Otele veya diğer bir ifadeyle Türkiye’ye<br />
bıraktıkları günlük para 55 dolar yani şimdiki<br />
kurla 190 TL idi.<br />
Sezonun tam ortasında bu tesisler bu fiyata<br />
nasıl satılabiliyordu? Acaba o turistin kendi<br />
ülkesinde sadece böyle bir akşam yemeği<br />
için ne kadar hesap ödemesi gerekirdi? Ya<br />
da kendi ülkesinde (eğer varsa) böylesine<br />
lüks bir tesiste herşey dahil konaklamaya<br />
ödemesi gereken tutar ne kadar olurdu?<br />
Tüm bunlar aklımdan geçerken bir taraftan<br />
benim yaptığım ödemenin o turistten<br />
yaklaşık %50 fazla olduğunu düşünüp<br />
hayıflanıyor, diğer taraftan da ülkeye<br />
gelen turist profilinin artması gerektiğini<br />
düşünüyor ve zihnimde buna yönelik fikirler<br />
üretiyordum.<br />
Birkaç gün sonra fırsat bulunca küçük<br />
bir araştırma yaptım ve gerçekten de<br />
uluslararası tur operatörlerinin ülkemizdeki<br />
bu güzelim tesisleri rakip ülkelere oranla<br />
çok düşük ücretler üzerinden satışa<br />
sunduğunu gördüm. Bir örneği sizlerle<br />
paylaşmak istiyorum. Almanya’dan, aynı<br />
havalimanından (Frankfurt), aynı dönem<br />
(26.08-02.09.2017), aynı süre (1 Hafta), aynı<br />
konsepte (5 Yıldızlı Otel-Herşey Dahil) uçak<br />
dahil tatil satış fiyatları şöyle;<br />
Bu tabloya göre, Türkiye fiyatları Mısır hariç<br />
incelediğim örnekteki her ülkenin gerisinde<br />
görünüyor. Özellikle İtalya, İspanya, Tunus<br />
ve Yunanistan fiyatları bizden oldukça<br />
yüksek düzeylerde. Aslında bu veriler<br />
istatistiksel olarak tam manasıyla toplamı<br />
ve ortalamayı göstermez ama fikir vermesi<br />
açısından kanımca önemli. İncelediğim<br />
diğer farklı çıkış noktalarında da fiyat<br />
düzeyleri benzerlik gösteriyor.<br />
Bu durumun en açık göstergelerinden<br />
birisi, 2015 yılı rakamlarına göre en<br />
fazla yabancı turist ağırlayan ülkeler<br />
sıralamasında altıncı sırada olmamıza<br />
rağmen aynı yıl turizm gelirlerinde ancak<br />
onbirincilikte yer bulabiliyor olmamızdı.<br />
2016 yılına gelindiğinde, gelen turist sayısı<br />
yaklaşık %30 düşerken sıralamada dört<br />
basamak geriledik ve kendimize onuncu<br />
sırada yer bulduk. Turizm gelirlerinde ise<br />
tam altı basamak geriledik ve onyedinci<br />
sıraya düştük. Buradan çıkan net sonuç,<br />
kişi başına düşen turist harcamalarının<br />
gittikçe geriliyor olması. 2014 yılında 828<br />
$ olarak gerçekleşen harcamalar, 2015<br />
yılında 756 $’a, 2016 yılında 705 $’a ve 2017<br />
yılının ikinci çeyreğinde 611 $’a geriledi.<br />
Olayın bir de farklı yönü var. Türkiye’ye her<br />
yıl yurtdışında yaşayan yaklaşık 6 milyon<br />
civarında vatandaşımız geliyor. Ülkeye gelen<br />
yabancı turist ve gelir hesabında bu kitle<br />
de dikkate alınıyor ve bu kimseler yabancı<br />
turistlerden neredeyse bir buçuk misli<br />
daha fazla harcama yapıyorlar. Dolayısıyla<br />
vatandaşımız olmayan yabancı turistlerin<br />
harcamaları yukarıda belirtilen rakamların<br />
da altında gerçekleşiyor.<br />
Oysa birçok turizm ülkesinin elde ettiği<br />
gelir kişi başı 1000 $ civarında. Başta ABD<br />
olmak üzere bazı ülkelerde bu rakam 2000<br />
$’ı bulurken, Almanya, İngiltere ve İspanya<br />
gibi ülkeler 1000 $’ın üzerinde kişi başı gelir<br />
elde ediyorlar. Biz ise en iyi olduğumuz<br />
dönemlerde dahi bu alanda 900 $’ı<br />
yakalayamamışız.<br />
Peki, eşsiz tarihi, kültürel ve doğal<br />
güzelliklerimize, yeni ve son derece lüks<br />
tesislerimize rağmen, neden rakiplerimize<br />
göre turistlerden daha az gelir sağlıyoruz?<br />
Belki de turizm bürokrasisi, STK’ları ve daha<br />
da ötesinde tüm turizm camiasının üzerinde<br />
kafa yorması gereken en önemli konu bu.<br />
Bana göre bu sorunun çok farklı nedenleri<br />
var. Öncelikle son dönemde yaşamış<br />
olduğumuz terör olayları ve siyasal<br />
sorunlardan kaynaklanan imaj problemi, bu<br />
düşüşün arkasında yatan en önemli etmen.<br />
Ancak sorunu sadece imaj algısına yüklemek<br />
de tam anlamıyla doğru değil. Buna başka<br />
etmenleri de eklemek mümkün. Bunlardan<br />
bir tanesi birkaç pazara odaklanıp, alternatif<br />
pazarlara gereken önemi vermemek,<br />
yani tüm yumurtaları aynı sepete koymak<br />
olabilir. Çünkü sadece bir ya da birkaç<br />
pazara bağımlı olunması durumunda, söz<br />
konusu ülkelerle yaşanacak siyasi sorunlar<br />
ülkenin turizme olan talebini azaltacak; arz<br />
fazla talep az olduğu durumda da fiyatlar<br />
düşecektir. Buna ek olarak, büyük tur<br />
operatörlerine bağımlılık da bu sorunun<br />
bir başka önemli nedenidir. Yabancı tur<br />
operatörlerinin pazarda tekelleşmesi,<br />
konaklama işletmeleri üzerinde fiyat<br />
baskısı oluşturmalarına yol açmaktadır.<br />
Konaklama işletmelerinin fiyatları aşağı<br />
çekmemesi durumunda da tur operatörleri<br />
talepte bulunan turistleri farklı tesis ya da<br />
ülkelere yönlendirebilmektedir. Finansal<br />
gücü yerinde olmayan birçok işletmeci de<br />
böyle durumlarda fiyatları hemen aşağı<br />
çekme yolunu seçmektedirler. Bir başka<br />
neden de sektörde rekabetin ağırlıklı<br />
olarak fiyat üzerinden yapılıyor olmasıdır.<br />
Otel işletmecileri çoğu destinasyonda,<br />
bu sorunu kendi aralarında yaptıkları<br />
toplantılarda asgari fiyat konusunda<br />
mutabakata vararak çözmektedirler. Ancak<br />
birçok örnekte bazı işletmecilerin, daha<br />
toplantı biter bitmez gelen fiyat düşürme<br />
taleplerine olumlu yanıtlar verdikleri ve<br />
mutabakatı bozdukları bilinmektedir.<br />
Bunun dışında, Türkiye’nin kitle turizmine<br />
odaklanması, turizm türlerini yeterince<br />
çeşitlendirememesi de bu soruna dair<br />
önemli bir handikap olarak gösterilebilir.<br />
Bunlara eklenecek neden sayısını daha da<br />
arttırmak mümkün.<br />
Nedeni her neyse sorun ortada ve çok net.<br />
Fiyat aşağı çekildikçe gelen turistlerin profili<br />
düşüyor. Turizmde amaç uluslararası<br />
pazarlardan düşük profilli çok sayıda turist<br />
çekmek değil daha yüksek profilli gerekirse<br />
daha az turist olmalı. Çünkü çok sayıda<br />
düşük profilli turisti ülkeye getirdiğimizde,<br />
bunun hem sektörün sağladığı katma<br />
değeri azaltacağını hem de olumsuz<br />
çevresel etkilerini arttıracağını gözden<br />
kaçırmamamız gerekir.<br />
Yazının başında anlatmış olduğum<br />
örneklerin benzerleriyle eminim ki<br />
okuyucularımızın büyük bir kısmı karşı<br />
karşıya kalmışlardır. Son yıllarda turizmde<br />
yaşanan gerilemenin de etkisiyle bu<br />
örneklerin sayısı giderek artmakta ve<br />
bunun sonucu olarak Türkiye “düşük gelir<br />
ve eğitime sahip turistlerin destinasyonu”<br />
algısını pekiştirmektedir. Bu husus<br />
sektörün karşısında çözülmesi gereken<br />
kocaman bir sorun olarak duruyor.<br />
Kasım ayı içerisinde Türkiye’nin en önemli<br />
turizm organizasyonu olan “Turizm<br />
Şurası” düzenlenecek. Sektörün sorunlarla<br />
boğuştuğu bu dönemde Şura yapılıyor<br />
olması büyük şans. Bu organizasyonda<br />
ortak akıl ile Türkiye turizminin geleceği<br />
kurgulanacak ve tüm sorunlar masaya<br />
yatırılacak. 2002 yılında yapılan en son<br />
şurada alınan kararların çok önemli bir<br />
kısmı kısa zaman içerisinde uygulamaya<br />
geçmişti. Bu durum, turizmde atılması<br />
gereken radikal adımlar ve yeni hamleler<br />
için hepimize umut aşılıyor. Yazıda konu<br />
edilen uluslararası turizmde düşük fiyat<br />
sorununun da bu platformda tartışılması<br />
ve soruna ilişkin çözüm önerileri getirilmesi<br />
bekleniyor.<br />
Saygılarımla.
stk 10<br />
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
Asım<br />
TOPÇUOĞLU<br />
Çöpünüzden çıkan<br />
cevherler…<br />
İnsanoğlu dünyanın en zeki bir o kadar da kendisiyle en tezat canlısıdır.<br />
Bilindiği gibi tüm canlılar doğal yollarla beslenir, barınır ve nesillerini devam<br />
ettirirler ama yaşamları boyunca evrenin eritemeyeceği hiçbir şeyi geride<br />
bırakmazlar. Balıklar, kuşlar, omurgalı omurgasız vahşi ya da evcil tüm<br />
hayvanlar.<br />
İnsanoğlunun en büyük ayıbıdır, diğer tüm canlılar gibi yeryüzünü olduğu<br />
gibi bırakamamak. Varoluşlarından bu yana en hızlı gelişen bir canlı<br />
türü olsa bile diğer canlılar gibi kesinlikle olamamışlardır. En belirgin<br />
özellikleridir doyumsuz olmak, kirletmek, paylaşamamak ve bir gün yok<br />
olup gideceklerini bile bile yeryüzüne tamamen sahip olma tutkusuyla<br />
yaşamak.<br />
POYD’DAN GENÇLERE YATIRIM<br />
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Soner Barım, turizm sektöründe son<br />
dönemlerin en çok tartışılan konusu, okullardan<br />
yetişen turizmcilerin başka sektörlere kayması ve<br />
sektörde ortaya çıkan yetişmiş eleman eksikliğine<br />
dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Konuyla ilgili<br />
çözüm önerileri de sunan Barım, POYD’un bu<br />
konudaki çalışmaları hakkında da bilgiler verdi.<br />
İlkel çağlardan bu yana geliştiği düşünülen insanoğlu tarihler ve yüzyıllar<br />
ilerledikçe şehirleşmeye ve sanayileşmeye giden toplum kültürlerinin<br />
gelişmesiyle nerdeyse kendi besinini bulamayıp üretemez hale gelmiştir.<br />
Doğal hayattan uzaklaştırılıp konforlu yaşam tarzına sürüklenerek,<br />
ihtiyacı olan her şey sanayi dünyası tarafından işlenerek ve bazen de<br />
hormonlanarak irili ufaklı ambalajlara sokulmuş ve insanoğlunun<br />
mutfağına kadar getirilmiştir. Bu sayede ticaret dünyasının okları<br />
tamamen tüketiciye yönlendirilmiştir ve doymak bilmeyen insanoğlunun<br />
tüketim grafiği arttıkça üretim çılgınlığı da inanılmaz boyutlara ulaşmış ve<br />
böylece de atık ambalaj dünyası ile neredeyse görünmez bir şekilde çöp<br />
kıtalar oluşturulmaya başlanmıştır. Maalesef ki insanoğlu bunun farkına<br />
varamamaktadır ve kirlenen bu dünyanın önüne geçmemektedir.<br />
İnsan türünün dünyayı olumsuz değiştiren diğer yanı ise mega yerleşim<br />
alanlarını oluştururken binalar, yollar, tüneller ve modern gökdelenler<br />
inşa edip betonlaşmaya giderek tüm doğayı ve ormanları yok etmeleri ve<br />
yeryüzünü acımasızca parçalamalarıdır.<br />
Plansız kullanılan su kaynakları bile gelecek için kötü sinyaller vermekte<br />
ve tüm canlı türlerinin gelecek nesillerini tehlikeye atmakta ve yaşanabilir<br />
bir dünya olmaktan çıkılmaktadır. Tüm canlılara yetecek kadar bir dünya<br />
varken, insan türünün bilinçsiz ve kontrolsüz tüketimi ile her geçen gün<br />
daha da kötüye gitmektedir.<br />
Ayrıca kullanılan petrol, gaz ve sanayi dünyasının diğer kimyasallarıyla<br />
gökyüzü, deniz ve atmosfer de yine bizim insanoğlumuz tarafından hızla<br />
ve hunharca kirletilmektedir. Ne için? Küresel Sermaye daha çok kazansın<br />
diye! Daha çok para, daha çok güç!<br />
Peki, otel işletmeleri olarak biz bu gidişe dur demek için ne kadar faydalı<br />
olabiliriz? Turizm sektörü olarak her gün binlerce milyonlarca insan<br />
ağırlıyoruz. Mutfağından otel odasına, SPA’sından barına tonlarca cam,<br />
plastik, metal, kağıt ambalaj ve yiyecek atığımız oluyor. Birçoğumuz<br />
oturup bunlar nereye gidiyor diye düşünmüyoruz ve atık terörüne biz de<br />
muhteşem katkıda bulunuyoruz farkında olmadan ya da önemsemeden.<br />
Halbuki çöpe gönderdiğimiz bu atıkların bu dünyadan yok olma süreleri<br />
onlarca yüzlerce yılı bulabiliyorken…<br />
Sonuç olarak geri dönüşüm fikirleri bu dünya’da ayrı bir sektör<br />
yaratmışken, biz neden uygulayamıyoruz ve katkıda bulunamıyoruz diye<br />
düşünmek gerekiyor. Tabi ki sözümüz meclisten dışarı, ülkemizde buna<br />
katılan otellerimizin zamanla arttığını ve ciddi başarılar yakaladıklarını<br />
görüyoruz ve onlarla gurur duyuyoruz.<br />
Anlaşıldığı gibi her attığımız çöp çöp değildir, içinden çok değerli bir<br />
bir cevher çıkabilir. Otelimizden çıkan tüm atıklarımız geri dönüşüm<br />
mühendisliği ile değer kazanabilir ve yeryüzünün kirletilmesi bir nebze<br />
engellenebilir. Hem o zaman sadece ciro ve kar başarımızla değil, geri<br />
gönderebildiğimiz çöpümüzle de övünürüz.<br />
Bunlar çok düşük bütçelerle başarılabiliyor, nerdeyse sıfır maliyet<br />
diyebiliriz, işletmelerimizde geri dönüşüm ve atık üniteleri oluşturmak<br />
yeterli, gerisini zaten belediyelerin anlaşmalı firmaları gelip alıyor, geri<br />
dönüşüm tesislerine gönderiyor.<br />
En hassas durum ise kentselleşerek ve betonlaşarak yaşam alanlarını<br />
ellerinden aldığımız değerli dostlarımızı aç bırakmamak. Mutfaklarımızda<br />
hazırlık aşamasında ve tüketim sonrasında artan yiyecek atıklarımızı<br />
bölgelerimizdeki hayvan barınaklarına gönderebiliriz. Atıkları ayırmak ve bir<br />
telefon ile görevlileri aramak sadece, en büyük zahmetimiz. Gönül istiyor ki<br />
hem israf olmasın hem de hiçbir canlı aç kalmasın!<br />
Sektör örgütlerimizden ve kurumlarımızdan bu hassas konularda tüm<br />
işletmecilerimizi ve çalışanlarımızı teşvik etmelerini de içtenlikle bekliyoruz.<br />
Yaşanabilir dünya için banane kültüründen kurtulabilmemiz ümidiyle…<br />
Değerli Arkadaşlar,<br />
Sektörümüzün içinden geçmiş olduğu<br />
bu darboğazın doğurduğu en önemli<br />
sonuçlardan biri Turizm Çalışanlarının<br />
durumu. Bu konu hakkında birkaç kelam<br />
etmek isterim. Hepinizin aslında çok yakından<br />
bildiği ve günlük hayatta birbirimize dert<br />
yandığımız nitelikli eleman bulunamaması<br />
ve özellikle sektörün içerisinde önemli<br />
görevlerde bulunmuş birçok büyüğümüzün,<br />
kardeşimizin bu mevcut<br />
şartlardan dolayı sektör<br />
değiştirmesi veya yurtdışı<br />
fırsatlarına yönelmesi<br />
sektörümüz açısından acil<br />
çözüm bekleyen mühim bir<br />
konu.<br />
Bu durumu doğru analiz edip<br />
doğru stratejik çalışmalar<br />
yapıp, net çözümlere<br />
ihtiyacımız var. Özellikle<br />
son yıllarda Turizm Okullarından mezun<br />
olan kardeşlerimizin çeşitli nedenlerden<br />
dolayı farklı iş kollarında şansını denemesi,<br />
tesislerimiz açısından da büyük bir<br />
dezavantaj. Alttan yetişen kardeşlerimizi<br />
mutlaka kazanmamız gerek. Yoksa yıllardır<br />
ön plana çıkartmaya çalıştığımız “Geleneksel<br />
Türk Misafirperverliği “ ileride sadece bir<br />
slogan haline gelecek. İşletmelerimizin<br />
servis kalitesini arttırmak belirli bir istikrar<br />
yakalamak ve sürdürülebilir kaliteyi<br />
sağlamak için bunu başarmamız şart.<br />
Elbette bu çok kolay olmayacak.<br />
İşe turizm eğitimi veren liselerden başlayarak<br />
yüksekokul ve üniversiteler ile yakın işbirliği<br />
kurmakla başlayabiliriz. Öğrencilerimize<br />
niteliklerine uygun staj imkanı tanımak ve<br />
sektörü sevdirmek en temel görevlerimizden<br />
biri olmalıdır diye düşünüyorum. Staj<br />
aşamasında öğrenci kardeşlerimizi<br />
adeta bedava işgücü olarak görmek,<br />
kapasitelerinin çok üzerinde iş yüklemek<br />
ve öğretici olmaktan uzak menfaatçi bir<br />
yaklaşım içerisinde olmak, alttan gelen<br />
bu kardeşlerimizi kaybetmemize neden<br />
oluyor. Yıllardır söylediğimiz bu konular<br />
bugün içinde bulunduğumuz bu olumsuz<br />
sonucu doğurdu maalesef. Birçok otelimiz<br />
iyi niyetli ancak eğitimsiz servis personeli, kat<br />
personeli, hatta ön büro personeli ile yoluna<br />
devam etmek zorunda kalıyor. Bu aslında<br />
uzun vadede çok büyük kayıplara yol açacak<br />
sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle yöneticiler<br />
olarak kısa vadeli çözümler ile yatırımcıya şirin<br />
gözükmek yerine, bu durum tespitini doğru bir<br />
şekilde ifade ederek, yatırımcılarımızı doğru<br />
bilgilendirerek mevcut durumun değişmesine<br />
çalışmalıyız.<br />
“ İşletmelerin en büyük gider kalemi<br />
personel giderleri” cümlesini çok sık<br />
duysak da İşletmelerin sürdürülebilir<br />
kaliteyi yakalamasının en önemli<br />
şartının da o personel olduğunu<br />
üstüne basa basa söylemeli<br />
ve duyurmalıyız. Bu nedenle<br />
çalışanlarımızı kişisel gelişim<br />
programlarına yönlendirmek,<br />
mesleki bilgilerini geliştirmeye<br />
yönelik çalışmalar yapmak ile<br />
çalışanlarımızın işletmemiz için<br />
değerli olduğunu onlara hissettirmek ve<br />
çalıştıkları işletmeler ile gurur duymalarını<br />
sağlamak, iş gücü devrini çok aşağılara çekeceği<br />
gibi, uzun vadede daimi kaliteyi ve misafir<br />
memnuniyetini beraberinde getirecektir.<br />
POYD İstanbul olarak bu konuda daha önce<br />
üstüne basa açıkladığımız projelerimizi bir bir<br />
hayata geçirmeye başladık.<br />
• Medeniyet Üniversitesi ile kariyer koçluğu<br />
projesi kapsamında karşılıklı protokol<br />
imzalandı. Ve genç kardeşlerimize destek<br />
olacak ekip oluşturuldu.<br />
• Kültür Üniversitesi ile Turizm Müfredatı<br />
konusu görüşüldü. Karşılıklı protokol imzalandı.<br />
Sektörden hoca desteği sağlandı.<br />
• İstanbul Üniversitesi ile Kariyer Koçluğu<br />
projesi kapsamında görüşmeler tamamlandı.<br />
Protokol imza aşamasında. Buradaki<br />
kardeşlerimiz ile ilgilenecek ekip oluşturuldu.<br />
• POYD İstanbul Turizm Akademisyenler<br />
Derneğinin çözüm ortaklarından biri oldu.<br />
• POYD İstanbul - Kırklareli Üniversitesi<br />
istişaresi ile uzaktan erişim ile tez’siz turizm<br />
yüksek lisansı imkanı oluşturuldu ve sektöre<br />
duyurusu yapıldı.
11 tanıtım<br />
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
İSTANBUL’UN KEYFİ BOĞAZ TURU, BOĞAZ TURUNUN KEYFİ<br />
takatukatur<br />
İLE ÇIKAR<br />
Dünyanın 7 kıtasından ikisi Avrupa ile<br />
Asya’yı birleştiren İstanbul, her gün<br />
binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.<br />
Kimi tarihi ve kültürel mekanlarını<br />
görmek, kimi her ilahi dinin kutsal<br />
mabetlerinde tanrıya yakarmak kimi<br />
ise alışveriş ve eğlence merkezlerini<br />
gezmek için İstanbul’a gelirken, bazıları<br />
da bu büyülü kentin dillere destan<br />
gecelerine akmak için uğrar.<br />
Her ne sebeple olursa olsun İstanbul’a<br />
gelen herkesin buluştuğu tek ortak<br />
nokta Boğaz’da tekne turudur.<br />
Bu amaçla kurulan Takatuka Tur,<br />
konuklarının rahatı ve için her türlü<br />
konfor düşünülerek tasarlanmış çeşitli<br />
boyutlardaki tekne ve motorlarla VIP<br />
hizmet sunarak keyfinizin doruğa<br />
çıkmasını sağlıyor.<br />
Kaptanından, hizmet ekibine tüm<br />
mürettebatı mesleki yeterlilik belgesine<br />
sahip olan şirket, ayrıca tecrübesiyle<br />
de kendinizi güvende hissetmenizi<br />
sağlıyor.<br />
Nasıl İtalya’nın Venedik kentine gidip<br />
de gondola binmeden o kentin tadına<br />
varılmazsa, İstanbul’a gelip Boğaz’da<br />
tekne turu yapmadan dönmek de bu<br />
kentin ruhuna aykırıdır.<br />
İstanbul’da bu keyfi yaşamak için<br />
çeşitli şirketler yer alıyor. Bu şirketlerin<br />
arasında, biri var ki her yönüyle<br />
hizmetin en kalitesini sunarak farkını<br />
ortaya koyuyor.<br />
Restaurantında geleneksel Türk<br />
mutfağının seçkin lezzetlerinden<br />
doyumsuz tatlarla hizmet verilirken,<br />
alternatif tercihler için de farklı menü<br />
seçenekleri sunuyor.<br />
Her anı ayrı bir güzellikte olan İstanbul<br />
Boğazı’nı baştan başa turlarken, bir<br />
yandan kentin güzelliğini, tarihi ve<br />
kültürel mekanlarını yakından görüp,<br />
diğer yandan oryantal eşliğinde<br />
eğleniyor, günümüzün en seçkin<br />
eserlerinden örneklerle hem Doğu ve<br />
Batı’yı hem de geçmişi ve geleceği aynı<br />
anda yaşıyorsunuz.<br />
Takatuka Tur, alternatif fiyat<br />
seçenekleriyle, bu doyumsuz İstanbul<br />
masalını yaşamayı sadece yüksek<br />
gelirli grubun tadabileceği bir eğlence<br />
olmaktan çıkarmış.<br />
Bu sadece yaşayarak anlaşılabilecek keyfin tüm ayrıntılarını, şirketin<br />
turist gruplarına verdiği diğer hizmetleri şu adreslerden inceleyebilirsiniz:<br />
Telefon: 0 (212) 565 03 07<br />
Telefon: 0 (546) 565 03 07<br />
E-posta: info@takatukatur.com<br />
Yavuz Sultan Selim Mah. Cibali Cad.<br />
No: 39/B Fatih / İstanbul
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
zirve<br />
12<br />
Serkan<br />
GÜMRÜKÇÜ<br />
EMPATİ<br />
İnsanı hayvanlardan ayıran en temel özellik,<br />
bireyin düşünebilmesi değil, empati kurabilme<br />
yeteneğine sahip olmasıdır.<br />
Bu yeteneğin her insanda olduğu muhakkaktır<br />
ancak kimimizde çok kimimizde az seviyede<br />
gözlemlenir. Empati yeteneğinin en üst seviyede<br />
olduğu insanların hizmet sektöründe çok<br />
başarılı olduğunu görebiliriz. Tabi bu yeteneğin<br />
en az geliştiği insanların da emir ve komuta ile<br />
çalışan, sorgulamayan meslek gruplarında tercih<br />
edildiğini söyleyebiliriz.<br />
Hizmet sektörünün içindeki otelciler dolayısıyla<br />
bu tanım içerisinde önemli bir yere sahiptirler.<br />
Meslek hayatım boyunca yönetimimde çalışan<br />
tüm birim amirlerim ile öncelikler kendilerinin<br />
ve akabinde bağlı personelin empati yeteneğini<br />
geliştirmeye yönelik çalışmalar yaptık. Geniş<br />
kadrolarla çalışılan önceki yıllarda turizm eğitimi<br />
almış personel ile yürüttüğümüz operasyonlarda<br />
elbette eğitim simulasyonlarına daha çok zaman<br />
ve olanak ayırabiliyorduk. Bugün ise maalesef bu<br />
konu biraz daha fedakarlık gerektirerek tatbik<br />
edilen bir faaliyet haline geldi.<br />
Maalesef bugün otellerimizde çalışan<br />
personelimizin çok büyük bir kısmı yaptıkları iş<br />
ile alakalı olarak kendi tesisleri dışında başka bir<br />
otelde müşteri olarak konaklama imkanına sahip<br />
olamamışlardır. Kendi otelleri dışında derken,<br />
‘çalıştıkları otelde konaklamışlardır anlamı<br />
çıkmasın. Otellerimizde çalışan tüm personelinizi;<br />
mutfaktan servise, resepsiyondan teknik servise,<br />
muhasebeden güvenliğe kadar yaptıkları iş ile<br />
alakalı acaba bugüne kadar kaç defa müşteri<br />
pozisyonunda hizmet aldıklarını sordunuz mu?<br />
Peki otelde kalan misafire, hiç otelde kalmamış<br />
bir personelin yüzde yüz başarılı bir hizmet<br />
vermesi mümkün müdür?<br />
Bunun yanı sıra departmanların özellikle<br />
birbiriyle yakın iletişimde çalışan personelinin<br />
birbirlerinin yaptığı işi bizzat yaparak bir empati<br />
geliştirmesine yönetici olarak katkıda bulundunuz<br />
mu? Mesai arkadaşının yaşadığı çalışma ortamını<br />
ve durumunu bizzat yaşayarak, emek vererek<br />
tecrübe edemeyen personelin başarılı olması<br />
mümkün değildir.<br />
Bu örnekleri patron-genel müdür, genel müdürdepartman<br />
müdürü, muhasebe müdürüacente<br />
ya da tedarikçi firma yetkilisi, bellboytaksici,<br />
resepsiyonist-rehber gibi birçok diğer<br />
örnekle arttırabiliriz. Belki otellerimizden gelen<br />
misafirlerimizin hak ettikleri hizmeti almasının<br />
ilk adımı, önce onlardan biri olduğumuzu<br />
anlamamızdan geçiyor, öyle değil mi?<br />
Bu vesileyle ayrıca tüm dostların Kurban<br />
Bayramlarını ve Zafer Bayramlarını içtenlikle<br />
kutluyorum.<br />
Dev zirve için<br />
geri sayım başladı<br />
Uzakrota Travel Summit 17 Kasım’da<br />
Zorlu geçen 2016 yılının ardından, 2017 yılında nefes alan turizm sektörü, yılın<br />
en büyük buluşmasına hazırlanıyor. 17 Kasım’da Fairmont Quasar İstanbul’da<br />
düzenlenecek Uzakrota Travel Summit, bu sene daha da önem kazandı<br />
Yıllardır sektörün nabzını tutan ve<br />
başladığından bu yana her yıl gelişen<br />
Uzakrota Travel Summit, bu yıl tam<br />
tabiriyle tavan yapacak. Geçtiğimiz yıl 18 Kasım’da,<br />
700 sektör temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirilen,<br />
bu yıl 17 Kasım’da düzenlenecek Uzakrota Travel<br />
Summit, diğer yıllardan farklı olarak Lüks, Teknoloji,<br />
Girişim ve Otel Rezervasyon konseptleri altında, 4<br />
ayrı salonda yapılacak. Zirveye geçen seneye ye<br />
oranla %100’lük artışla 1500 profesyonelin katılımı<br />
hedefleniyor. Turizm konusunda etkili blogger’ların<br />
da yer alacağı zirvede düzenlenecek paneller, bu yıl da<br />
içerik olarak çeşitlilik gösterecek ve sektörün güncel<br />
durumuna ışık tutacak konuşmalara yer verilecek.<br />
CRUISE TURİZMİNİN DURUMU<br />
İRDELENECEK<br />
Bölgesel gelişmeler sebebiyle turizm sektörünün<br />
pek iç açıcı bir sezon geçirmediğini söyleyen<br />
Uzakrota kurucusu Gökhan Erdoğan,<br />
zirvede güncel gelişmelerin ve geçen<br />
sezonun deneyimlerinin de yoğun<br />
biçimde konuşulacağını söyledi. Türkiye’de son<br />
yıllarda öne çıkan sağlık turizminde yeni fırsatların bu<br />
yılki zirvede masaya yatırılacağını aktaran Erdoğan<br />
“Özellikle TURSAB’ın sağlık turizmini destekleyecek<br />
çalışmaları anlatılacak. Cruise sektörü de bu yılki<br />
zirvede konuşulacak. Her ne kadar Türkiye pazarında<br />
eski günleri aranıyor olsa da, cruise turizminin<br />
dünya çapındaki durumu irdelenecek.” dedi.<br />
LÜKS TURİZMDE YENİ DENEYİMLER<br />
Bu yılki Uzakrota zirvesinde öne çıkması beklenen<br />
bir başka konu başlığı ise “elit turizm” olacak.<br />
Pek çok sektör uzmanına göre, şu dönemde<br />
lüks turizm hakkında içerikler ön planda olacak.<br />
Modern tüketiciler için lüksün tanımı yeniden<br />
yapılacak ve markalar kendilerini bu açıdan<br />
yeniden konumlandıracak. Panellerde, “Seyahat
13 zirve<br />
şirketleri lüks tüketiciye nasıl ulaşır”<br />
sorusunun da cevabı aranacak.<br />
BAŞARILI GİRİŞİMLER<br />
DESTEKLENECEK<br />
Turizm sektöründe teknoloji pek çok<br />
aşamada devreye giriyor ve hem<br />
kalite, hem kârlılık, hem de verimlilik<br />
açısından önemli kazanımlar<br />
sağlıyor. Sektör için çözüm geliştiren<br />
yeni girişimler de bu yılki zirvede<br />
öne çıkacak. Turizm girişimleri<br />
salonunda 15 startup kendi<br />
çözümlerini anlatacak. Tanınmış<br />
melek yatırımcılara ulaşma şansı elde<br />
edecek girişimler için bu yılki zirve<br />
önemli fırsatlara ev sahipliği yapacak.<br />
İNTERNET FENOMENLERİNE<br />
İLGİ ARTACAK<br />
Farklı sektörlerde bir süredir<br />
gündemde olan “influencer<br />
marketing” konusu turizmciler<br />
için de önemli fırsatlar içeriyor.<br />
Bu yıl Uzakrota Travel Summit’in<br />
konularından biri de fenomen<br />
etkileşimi olacak. Konvansiyonel<br />
pazarlamadan ziyade, turizm<br />
şirketlerinin fenomenler üzerinden<br />
niş pazarlama yapmasıyla ilgili<br />
gelişmeler, konunun uzmanları<br />
tarafından ele alınacak.<br />
TEKNOLOJİ & FİNANS<br />
İLİŞKİSİ<br />
Bu yılki zirvede öne çıkacak<br />
konulardan birisi de dijital ödeme<br />
sistemleri. Turizm şirketlerinin<br />
özellikle doğrudan kendi sitelerini<br />
kullanarak rezervasyon almayı<br />
tercih etmeye başladığı şu dönemde<br />
teknoloji kullanımı daha da önem<br />
kazanıyor. Son dönemlerde finans<br />
teknolojilerinde yaşanan hızlanmanın<br />
turizm sektörüne etkileri konusunda<br />
da uzmanlar görüş bildirecek.<br />
BİZ DE ORADAYIZ<br />
<strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>, Uzakrota Travel<br />
Summit’in Medya sponsorları<br />
arasında yer aldı. 17 Kasım’da<br />
zirvede açılacak standımızda,<br />
gazetemizin bu güne kadar<br />
yayınlanan tüm sayılarını<br />
inceleyebileceğiniz gibi, bu<br />
dev organizasyonla ilgili tüm<br />
gelişmeleri ayrıntılarıyla <strong>Hotel</strong><br />
<strong>Gazetesi</strong>’nden, anlık gelişmeleri ve<br />
her türlü bilgiyi gazetemizin web<br />
sayfası www.hotelgazetesi.com<br />
adresinden takip edebilirsiniz.<br />
Turizm sektörüne yön veren<br />
bu büyük zirvede, sektörün<br />
gözü, kulağı, sesi olarak yer<br />
almaktan gurur duyduk.<br />
Uzakrota sınırları aştı<br />
Balkanlar’a açılıyor<br />
Türkiye turizm sektörünün önemli etkinliklerinden<br />
Uzakrota Travel Summit, global hedefleri doğrultusunda<br />
yurt dışındaki ilk etkinliğini Belgrad’da gerçekleştirecek<br />
27 Ekim’de Belgrad’da gerçekleşecek Uzakrota<br />
Balkan Travel Summit’in konuşmacı programı da<br />
belli oldu. Balkanlardan 600 turizm profesyonelinin<br />
katılacağı zirveye, turizm konusunda etkin blogger’lar,<br />
medya dünyasından tanınmış isimler de katılacak.<br />
BALKAN TURİZMİNE YÖN<br />
VEREN İSİMLER BİR ARAYA<br />
GELİYOR<br />
Uzakrota Balkan Travel Summit ilk<br />
yılında Balkan turizmine yön veren<br />
önemli isimleri ağırlayacak. Türkiye<br />
ve Balkan turizminin dünyadaki sesi<br />
olan uluslararası ticaret örgütleri de<br />
zirvede yer alacak. İşbirliği örgütleri ve<br />
sektörel birliklerin yöneticileri, turizm<br />
sektöründen yüzlerce katılımcıya çok<br />
değerli bilgi ve deneyimlerini aktaracak.<br />
Zirveye katılacak isimler arasında yer<br />
alan Sırbistan Türkiye Büyükelçisi Tanju<br />
Bilgiç ve Air Serbia Eski CEO’su Vladimir<br />
Ognjenoviç, Balkan turizmindeki<br />
gelişmeleri konuklarına aktaracak.<br />
Zirveye ayrıca AtlasGlobal’in Sırbistan<br />
ve Bosna Ülke Müdürü Ender Karaca,<br />
Yugoslavya Turizm Acentalar Birliği<br />
Başkanı Aleksandar Senicic, Oki Air<br />
ve Montenegro Turizm Acentalar<br />
Birliği Başkanı Orhan Hodzic, DEIK<br />
Türkiye-Sırbistan Ticaret Odası<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Aleksandar<br />
Medjedoviç, BalkanViator Kurucusu<br />
Matija Biljeskovic, Tourism Malaysia’nın<br />
Türkiye, Bulgaristan, Azerbaycan ve<br />
Romanya Pazarlama Müdürü Çağrı Sağlık<br />
konuşmacı olarak zirvede yer alacak.<br />
Konuşmacı listesinde ayrıca Be in<br />
Kosova (Kosova Turizm Ofisi) CEO’su<br />
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />
Alban Rafuna, Makedonya Ticaret<br />
Odası Turizm Bölüm Başkanı Arkan<br />
Kerim, Devim Tours Sarajevo Başkanı<br />
Bülent Biçer, Air Ticket Arena Kurusucu<br />
Kresimir Budinski, Tourism Korea’nın<br />
Türkiye, Bulgaristan, Azerbaycan ve<br />
Romanya Pazarlama Müdürü Erkan<br />
Aslantaş, <strong>Hotel</strong> Runner Kurucusu Arden<br />
Agopyan, Altavia Dekatlon Türkiye<br />
Genel Müdürü Vadi Efe, Wirecard<br />
Türkiye Genel Müdürü Dündar Özdemir,<br />
Mida Ajans Başkanı NikolaPantovic<br />
ve Turizam i Putovanja Başkanı Milan<br />
Stojkovic gibi isimler de bulunuyor.<br />
BALKAN TURİZMİ<br />
DEĞERLENDİRİLECEK<br />
AtlasGlobal’in ana sponsor olduğu<br />
zirvede, Türkiye ve Balkan turizminde<br />
yurtdışından gelen doğrudan yatırımlar,<br />
Balkan turizmindeki coğrafi zorluklar,<br />
Türkiye ve Balkanlardaki sağlık turizm<br />
fırsatları, turizm geleceğini şekillendiren<br />
trendler ve yeni teknolojiler konuşulacak.<br />
Uzakrota Balkan Travel Summit 2017’ye<br />
katılım, program ve konuşmacılar<br />
hakkında daha fazla bilgi almak için<br />
https://www.uzakrota.com/<br />
balkansummit17/ adresinden yayın<br />
yapan etkinlik sayfası ziyaret edilebilir.<br />
Selçuk<br />
KARATEPE<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
ORDAN BURDAN<br />
Özlemiş miyiz ne?<br />
***Oda bulamamayı<br />
***Sürekli shorta düşüp gün boyunca<br />
onları temizlemeye çalışmayı<br />
***Fiyat pazarlıklarını ikinci plana atıp<br />
müsaitlik kavgaları yapmayı<br />
***Sabahın köründen gecenin bilmem<br />
kaçına kadar deli gibi çalışmayı<br />
Ve bu sezonun bizlere yaşattığı diğer<br />
sayamadığım yoğunluk, sıkıntı, stres ve<br />
telaşı özlemiş miyiz ne...<br />
Karlılık mı, doluluk mu?<br />
Sanırım bu sezon hepimiz biraz ters<br />
köşe olduk.<br />
Evet, herhangi bir olay olmazsa<br />
sezonun iyi geçeceğini hepimiz ön<br />
gördük ama bu kadarını çoğumuz<br />
beklemiyorduk.<br />
Haliyle sektörümüzün klasikleri haline<br />
gelmiş soruyu soralım : Karlılık mı,<br />
doluluk mu?<br />
Türkiye ne olursa olsun Turizm<br />
sektöründe bir Dünya markası.<br />
Dolayısıyla bu sezonun sonuna<br />
yaklaşırken ve kış aylarının stratejisini<br />
belirlerken ve hatta ufak ufak 2018<br />
yılının planlamalarını da yapmaya<br />
çalışırken yine ve yeniden buna kafa<br />
yormak gerekir düşüncesindeyim.<br />
Bir de kanımca günü, haftayı, ayı veya<br />
sezonu kurtarma huyumuzdan artık<br />
gerçekten vaz geçmemiz gerekiyor.<br />
İnanın hiç bir faydası olmadığı gibi<br />
inanılmaz büyük zararları var.<br />
Rekabetin bir tarafı tabii ki fiyat<br />
rekabeti ama diğer tarafları da kalite,<br />
hizmet ve marka rekabeti. Sürekli<br />
üstünde konuştuğumuz ama türlü<br />
sebeplerden dolayı fiyat rekabetinin<br />
dışına çıkamadığımız gerçeğini nasıl<br />
aşacağımız sorusu karlılık mı doluluk<br />
mu açmazının temel ve kilit sorusudur.<br />
Peki, hem karlılık hem de doluluk olur<br />
mu? Bence kesinlikle olur. Önceliğimizi<br />
kalite, hizmet ve marka rekabeti<br />
olarak belirlersek, sabırlı olursak, kısa<br />
vadede bazı kayıpları göze alıp uzun<br />
vadeli stratejilerde ısrarcı olursak hem<br />
doluluk olur hem de karlılık.<br />
Tesis ve hizmet kalitesi<br />
Geçen seneden başlayan ve bu<br />
seneye yansıyan krizin etkisiyle<br />
fiyatların düşmesi sonucu alınan<br />
zorunlu önlemler neticesinde tesis ve<br />
hizmet kalitesinin genel anlamda ne<br />
kadar olumsuz etkilendiği hepimizin<br />
malumu.<br />
Tesislerin ve personelin yıpranmalarını<br />
da göz önüne alırsak önümüzdeki<br />
kış bizi zorlu ve başarılması zorunlu<br />
görevler bekliyor.
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
geziyorum 14<br />
YUSUF BAYIRLI<br />
Yunanistan<br />
&<br />
Adaları<br />
Bu yıl, Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerinin göz bebeği olan Yunanistan ve adalarından Avrupa’nın vazgeçmek istemediği gibi biz de vazgeçmek<br />
istemiyoruz. Yeme içme kültürü olarak hiçbir ülkenin bize yakın olmadığı kadar yakınız birbirimize. Arada ince ayrıntıda farklılıklar oluşuyor<br />
tabii ki, sebebi de önemli bir değeri korumaya başardıkları için; Misafirperverlik! Ve bunu da hissettiriyorlar, sıcak, samimi ve sevecen…<br />
Thassos Kavala Turu için yine itina ile adını<br />
vermeyeceğim 2-3 Seyahat acentasına<br />
başvurdum. Öyle indirim, böyle bindirim,<br />
bu ek ücret derken, kendi işimizi kendimiz<br />
organize edelim durumuna geldik yine.<br />
Rahat ve güzel geçen bir geçe yolculuğun<br />
ardından Kavala’ya ulaştık (yerel konforlu<br />
Kavala limanından neredeyse akşam<br />
saatlarine kadar Thassos adasının 2<br />
önemli limanına (Skala Prinos & Limenas)<br />
sürekli seferler var, isterseniz araba<br />
ile de geçebilirsiniz. Yaklaşık bir saatlik<br />
keyifli bir yolculuk sonrası Skala Prinos<br />
limanında inip Prinos Köyü üzerinden<br />
Skala Sotiros’a yürüyerek ulaştık.(Yaklaşık<br />
5 km’lik bir mesafeydi, ulaşım araçları<br />
mevcut ancak bir yürümeyi tercih ettik.)<br />
Küçük bir arazi üzerinde konumlanmış, 8<br />
odalı bir Apart/Pansiyon’a ulaştık. İşletme,<br />
yaklaşık iki yıllıktı ve bir aile işletmesiydi.<br />
İşletme sahiplerinin sevecenliği anlatılmaz<br />
yaşanır… Böyle bir karşılanmayı tarif etmek<br />
çok güç. Daha öncesinde birkaç sorumuz<br />
için kendileriyle telefon üzerinden bağlatı<br />
kurmuştuk ve yine aynı samimiyetle tüm<br />
sorularımız cevaplanmıştı.<br />
diyebiliriz ama ödediğiniz fiyata bakarsanız<br />
buna göz yumarsınız. Örnek olarak ‘2<br />
kişilik kalamar, ikişer duble Ouzo, üç çeşit<br />
meze + peynir’in toplam fiyatı yaklaşık 21-<br />
23 Euro, yani TL kaşılığı olarak 100 TL bile<br />
değil. Ayrıca porsiyonlar aşırı doyurucu<br />
şekilde servis ediliyor (bu arada sular hep<br />
ikramımızdır).<br />
yüce şeyi gülünç haline getirdi. Sicilya seferi<br />
yenilgisinin haberi Atina’ya ulaştığında,<br />
Gigantomachia’ya olan parodisi<br />
gerçekleştirildi: İzleyicilerin bu kadar çok<br />
eğlendikleri söylendi ki, acısını göstermek<br />
için ayrılmak yerine koltuklarında kaldılar.<br />
Ayrıca Eupolis ve Cratinus tarzında<br />
bir otobüs şirketi tercih ettik). Mis gibi<br />
havada sabah daha martılar yeni uyanmaya<br />
başlarken limanda, balıkcılar eşliğinde güzel<br />
lezziz bir kahvaltı yapıldı. Her yer Türkçe<br />
tabelalarla dolu, fark edilen şu ki nerede<br />
Türkçe yazılı bir tabela varsa orada menü<br />
Adayı keşfetmek için hendek atlamanız<br />
gerekmiyor, 2 saate bir tüm adayı turlayan<br />
istediğiniz noktada inip binebileceğiniz<br />
bir belediye otobüsü mevcut. Fiyatları da<br />
euro bazında baktığımızda bizim metro<br />
biletinden (aynı mesafe için) daha uygun.<br />
Thassos merkez & Golden Beach de tabii<br />
ki fiyatlar da gereksiz yere artıyor ve yemek<br />
kalitesi de büyükleşen köyden, küçük şehir<br />
boyutuna geçmek misali tüm dünyada<br />
fark attığı gibi burada da aynı örnek<br />
sergileniyor. Çok para ödemek istiyorsanız<br />
bir Resort Otelde’de kalabilirsiniz ama<br />
bunun için Thassos’a gitmenize gerek yok.<br />
Bizim Antalya yada Ege deniz & kum tatili<br />
için daha yakın sonuçta. Adayı yaşamak için<br />
güzel bir Apart fazlası ile yeterli olacaktır.<br />
yazılmış Philinne adlı bir komedi yazarıydı<br />
ve ünlü bir fahişeye saldırdı. Bazı parodik<br />
heksametrelerini koruyan Athenaeus,<br />
kendisiyle ilgili diğer fıkralarla ilgilidir.<br />
Çokluğun arasında yer almak istemiyorsanız<br />
ve adanın ıssızlığı içerisinde sakin ve kaliteli<br />
günler geçirmek istiyorsanız, gereksiz<br />
harcamalar yapmadan uzak durmanız<br />
gereken yerler, Golden Beach, Potas,<br />
Limenerias & Mermer Beach.<br />
fiyatları hep az da olsa daha yüksek! Lisan<br />
farkını burada Türkler kendi vatandaşlarına<br />
mı ödetmek istiyorlar bilemedim ama<br />
sanırım öyle… Bizim tercihimiz daha uygun<br />
Türkçe bilmeyen mekanlardı ama zaten<br />
herkes az ya da çok İngilizce konuşuyor,<br />
anlaşmada hiç sorun yaşanmıyor. Lokal<br />
otobüs şöförüne dönüp “İngilizce biliyor<br />
musunuz?” sorusuna ’’of course’’ cevabını<br />
vermesi bizi çok sevindirip güldürdü.<br />
Gelelim keşfedilmesi ve gidilmesi şiddetle<br />
tavsiye edilecek yerlere;<br />
Paradise Beach (bu sahilin bir kısmında<br />
bikini yada mayo çizgisi oluşmadan<br />
bronzlaşma ve denize girime şansınız<br />
vardır),<br />
Skala Sotirios & Skala Kallirachi, buralar,<br />
daha bakir kalan Turizmin henüz hüküm<br />
giymemiş bölgeleri, yemekler kaliteli ve<br />
fiyatları çok uygun. Servis biraz eksik<br />
Thassos merkezde MÖ 7 yüzyıl geri giden<br />
tarihi kökler, şair Arhilohos a dayanıyor,<br />
Tasosların Hegemonu, Eski Komedi’nin<br />
bir Yunan yazarıymış. Peloponnezyen<br />
Savaşı sırasında gelişmesi haricinde onun<br />
hakkında pek bir şey bilinmiyor. Aristo’ya<br />
göre bir çeşit parodi mucidi idi; Ünlü<br />
şiirlerdeki ifadeleri hafifçe değiştirerek,<br />
Bu yıl maddi olarak İspanya Avupa’nnın<br />
en kazançlı ve karlı destinasyonu olabilir<br />
ancak Yunanistan’ın da kendi halkına zarar<br />
vermeden, onların yaşam alanlarında<br />
fiyatların tırmanmasına engel olan ve<br />
dengede tutan bir Hükümeti ve Turizm<br />
Bakanı var. Yunanistan’a bu dengeyi böyle<br />
bir yoğun talep yılında kurabildikleri için<br />
saygı duymak gerekiyor..<br />
Önümüzdeki haftalarda farklı denizlere<br />
açılmak üzere bu yılki Yunanistan &<br />
Adalarına gerek iş gerekse keyfi gezileri<br />
kapatmış olacağız.<br />
Bana her daim özelden ulaşabilirsiniz…<br />
Saygı ve Sevgi ile gezin ;)
15 inceleme<br />
Sayı:<br />
6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
1952’den bu yana dünya otel<br />
piyasasının güçlü aktörlerinden<br />
InterContinental <strong>Hotel</strong>s Group’un<br />
Starbucks ile otel lobilerinde yaptıkları<br />
işbirliğini çok doğru buluyorum.<br />
Grubun amacı “open lobby concept”<br />
adıyla misafirlerine otel lobisi<br />
içerisinde kahve deneyimi yaşatmak ve<br />
ayrıca otel lobisini keyifli bir alan haline<br />
getirmek.<br />
Ömer<br />
Koray<br />
ÜNAL<br />
Amsterdam’daki mi,<br />
Bursa’daki<br />
mi<br />
?<br />
Otele kayıt yaptırırken<br />
10 kat üstünüzden<br />
geçen martıları izleyin<br />
Yılın ilk çeyreğinde<br />
İstanbul Yenibosna’da<br />
sıra dışı bir otel açıldı.<br />
Sıra dışı olmak herkesin kendince<br />
anlamlar yüklediği ‘özel’ bir kelime.<br />
Bazıları bu kelimeyi düzene aykırı,<br />
rutinin dışında manası ile ‘olumsuz’<br />
olarak kullanabiliyorken kimisi de<br />
sıradan olmanın dışında, kendini<br />
belli eden manası ile ‘olumlu’ olarak<br />
kullanıyor. Bricks <strong>Hotel</strong>’i anlatırken ben<br />
sıra dışı kelimesinin benim de yanında<br />
olduğum ikinci manasını kullanacağım.<br />
Otel, Yenibosna’da tarihi yarımadaya<br />
giden yol üzerinde, Yenibosna Metro<br />
ve Metrobüs istasyonlarının hemen<br />
yanında, CNR Expo Fuar Merkezi’ne<br />
2 km ve Atatürk Havalimanı’na 3 km<br />
mesafede bulunuyor. Bu konumu<br />
itibariyle Bricks <strong>Hotel</strong>, ilk sıra dışı<br />
özelliğini gösteriyor.<br />
Otele girdiğinizde lobi ile birlikte<br />
sizi otelin çatı katı karşılıyor. Evet;<br />
otelin girişinden otelin çatısını<br />
görebiliyorsunuz. Otelin mimarları bu<br />
harikulade ve kesinlikle sıra dışı tasarım<br />
ile lobiye çatıdan gün ışığı girmesini<br />
sağlamışlar. Bir düşünün, otelinize<br />
geldiniz ve otele kayıt işlemlerinizi<br />
beklerken karışınızda girdiğiniz<br />
kapıdan tavana kadar uzanan 10 bina<br />
katı yüksekliğinde devasa bir cam<br />
var. Yukarıdan geçen martılar veya<br />
havalimanının yakın olması sebebiyle<br />
uçakları izlemek çok keyifli oluyor.<br />
Bu camın nihayete erdiği en üst katta<br />
yer alan restoran kısmından lobiyi ve<br />
devasa camın ardından İstanbul’da<br />
hayatın akışını bütün gerçekliğiyle<br />
izleyebiliyorsunuz.<br />
Amerikan ekonomisinin bu iki güçlü<br />
şirketinin ülkemiz toprakları da<br />
dahil olmak üzere pek çok otelinde<br />
gerçekleştirdiği bu marka işbirliğinin,<br />
ülkemizde de Anemon Otel ile Kahve<br />
Dünyası’nın yapmasını dilemiş; iç<br />
geçirmiştim.<br />
Bricks’e ziyaretimde bu sıra<br />
dışı düşüncenin harikulade bir<br />
uygulamasına da tanıklık etmiş oldum.<br />
Otel lobisinin içinde Bricks Coffee<br />
devasa bir alanda hizmet veriyor.<br />
Tüm ülke kahvelerinin bulunduğu bu<br />
mekanda leziz tatlılar ve aperatifler de<br />
misafirlerin beğenisine sunulmuş.<br />
Hizmet sektöründe fark yaratmak<br />
için standartların bir noktada dışına<br />
çıkmak zorundasınız. Bricks <strong>Hotel</strong><br />
kendi segmenti içinde birçok farklılığı<br />
içinde barındırıyor. Pek çok otelin<br />
imkan sağlayamacağı farklılıkları<br />
ile Bricks <strong>Hotel</strong>, İstanbul’da turizm<br />
deneyimine 138 odası ile sıra dışı bir<br />
zenginlik katıyor<br />
Geçtiğimiz ay ufak bir gezi için<br />
Amsterdam’a gittim. Buradaki otel<br />
tercihim Türkiye’den de tanıdığım<br />
bir marka olan Mercure oldu, ancak<br />
Mercure Amsterdam’a girdiğimde<br />
hayal kırıklığına uğradım. Daha<br />
otele girişte resepsiyonda yalnızca<br />
bir personel vardı ve bu kişinin<br />
haricinde de görünürde kimse<br />
yoktu. Görevli kadın, önünde otele<br />
kayıt yaptırmak için sıralanan<br />
kuyruğu bıktırmadan giriş ve çıkış<br />
işlemlerini güler yüzle yapıyordu,<br />
ancak kuyrukta bekleyenler bir<br />
turun kafilesi olmayıp, münferit<br />
olarak gelen turistlerden oluştuğu<br />
için kayıt işlemleri bir hayli uzun<br />
sürdü.<br />
Önümdeki kuyruğa ve otelin loş<br />
ve basit dekorlu lobisine bakarken<br />
aklıma üç ay evvel açılışına<br />
gittiğim Mercure Bursa oteli geldi.<br />
Girişinde ferah bir peyzaj çalışması<br />
ve aydınlık bir ortamı olan bir<br />
otel burası. Tavandaki sarı, beyaz<br />
ve mavi renklerdeki camlardan<br />
imal edilmiş onlarca kuş mekana<br />
bambaşka bir hava katarken,<br />
mermer ve ahşabın harikulade<br />
uyumu ile dökme demirden imal<br />
edilmiş güzel bir sehpa ortama<br />
bütünlük kazandırıyor.<br />
Oda-kahvaltı hizmetiyle satışa<br />
sunulan, personel sayısı açısında<br />
tatminkar olan Bursa’daki ile<br />
Amsterdam’da konakladığım<br />
Mercure otelleri arasında onlarca<br />
fark var. Mesela, Bursa’daki<br />
otelin her detayında zevkli bir<br />
dokunuş bulunurken, aynısını<br />
Amsterdam’daki otel için<br />
söyleyemeyeceğim.<br />
Sanırım Türk misafirperverliği<br />
uluslararası otel zincirlerine çok<br />
farklı bir boyut kazandırıyor. Cavit<br />
Çağlar’ın Bursa’daki bu harikulade<br />
yatırımını gördükten sonra ister<br />
istemez kendime şu soruyu<br />
sordum: Amsterdam Mercure<br />
mü? Yoksa Bursa’da Cavit Çağlar’ın<br />
Mercure’ü mü?<br />
Karlılığını bilemiyorum ama bir<br />
turist olarak konaklamak için kesin<br />
tercihim Bursa Mercure olurdu!
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağutos 2017<br />
İhsan<br />
TÜRKUS<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
KAPIDAKİ TEHLİKE 2...<br />
2015 haziranından bu yana ağır yaralı turizm.<br />
Peşpeşe patlayan, patlatılan bombalar,<br />
İç politikaya kurban edilen dış ilişkiler, kendi görevlerini<br />
başarıyla yerine getirmeye çalışan turizmcileri, bir anda ne<br />
yapacağını bilemez duruma düşürdü..<br />
Gene de yılmadan, sıkılmadan tüm fuarlara, tanıtım günlerine<br />
katılmaktan geri durmadılar.<br />
Bilhassa AB ülkelerindeki fuarlarda ilgi görmemelerine<br />
rağmen, ilişkileri düzeltebilmek adına neredeyse birer<br />
diplomat gibi çalıştılar...<br />
2016 beklendiği gibi çok kötü bir yıl olarak geçti turizm<br />
tarihimize.<br />
Fiyatlar, doluluklar aşağılara inerken, eğitimli personel kaybı<br />
da yaşandı sektörde.<br />
Neyse ki 2017’ye girerken Rusya ile ilişkiler yumuşadı.<br />
Haliyle sevindik.<br />
Kötünün iyisi olur diyerek umutlandık..<br />
Sezon başında, güneyden gelen haberlerde, otelden ayrılan<br />
konukların valizlerinden çıkanların, resimleri ilk ip uçlarıydı.<br />
Onlarca sabun, şampuan, kilolarca portakal, elma, boy boy<br />
havlular...<br />
Hem kalitesiz, hem de ucuz müşterinin yaratacağı tahribatı<br />
haber verir gibiydi..<br />
Açık büfelere giriş, çıkışlarını anlatmaya gerek yok...<br />
Büfedekilerin yarısı çöpe....<br />
Bu arada, İstanbul’un anlı şanlı otellerinin balkonlarından<br />
çekilen resimlerde de her renkten iç çamaşırı görebilmek<br />
mümkün...<br />
O çamaşırları asanların, otel lobilerindeki oturuşlarını,<br />
çıplak ayaklarını sehpalara dayayıp, cep telefonlarıyla, sanki<br />
akrabaları ile yıllardır hiç görüşmemişcesine bağıra bağıra<br />
konuşmalarını, müzik dinlemelerini anlatabilmek mümkün<br />
değil...<br />
Hele hele, bu değerli konukların kaldıkları odaları<br />
temizleyebilmek için uğraş veren insanlarımızın, odalara<br />
girdiklerinde karşılaştıkları manzarayı anlatmaya kelimeler<br />
yetmiyor.<br />
Sahillerde çalışan arkadaşlarımız, içi otel malzemesi<br />
dolu müşteri valizlerinin resimlerini çekerken, İstanbullu<br />
arkadaşlar da, birbirlerine, müşterisi yeni ayrılmış odaların<br />
resimlerini göstererek nazire yapıyor, Bu oda nasıl temizlenir<br />
diye görüş alışverişinde bulunuyorlar..<br />
Kısacası milyar dolarlarla ifade ettiğimiz tesislerimiz ağır bir<br />
tahribat altında...<br />
Bardağın yarısı dolu diyerek, “hiç olmazsa 2016’ya göre<br />
daha iyiyiz” düşüncesi hakim olsa da, açıkçası hala önümüzü<br />
görememek, acı gerçeğimiz...<br />
TÜROB açıkladı; sadece İstanbul’un ilk altı aydaki gelir kaybı<br />
1 milyon euro..<br />
Vergileri düşünürseniz devletin de neler kaybettiğini<br />
anlayabilirsiniz..<br />
Yazık oluyor, hem de çok yazık...<br />
Bu güzelim ülkenin turizmi düşük fiyatlarla gelen, kalitesiz<br />
müşterilere mahkum edilmemeli..<br />
Geçtim tesisleri, İstanbul’un en güzide yerleri bile bu<br />
zevksizliğe ve kalitesizliğe yenik düşmemeli...<br />
Biz “BARIŞIN OLMADIĞI YERDE TURİZM OLMAZ” dedikçe,<br />
birileri hala OHAL’ den medet umuyorsa, 2014 gibi yıllar<br />
hep hayal olarak kalacak hatıralarımızda....<br />
Ruslar yüzleri<br />
güldürdü<br />
Antalya’ya Bağımsız Devletler Topluluğu<br />
ülkelerinden gelen turist sayısı, 31 Temmuz<br />
itibariyle 5 milyon 205 bine ulaştı. Geçen yılın<br />
temmuz ayında sadece 15 bin Rus’un geldiği<br />
kente bu yılın aynı ayında 684 bin Rus geldi<br />
Yaz turizmi denince ilk akla gelen bölgemiz<br />
Antalya, adeta Rus istilasına uğradı. Antalya<br />
Havalimanı Mülki İdare Amirliği’nce açıklanan<br />
verilere göre, bu yılın 7 aylık döneminde<br />
Antalya’ya gelen turist sayısı toplamı, geçen yılın<br />
aynı dönemine göre yüzde 63 artışla 5 milyon<br />
205 bin 117 kişiye ulaştı. Temmuz ayında kente<br />
toplam 1 milyon 819 bin 502 turist gelirken,<br />
geçen yılın aynı ayına göre yüzde 79 artış<br />
kaydedildiği bildirildi.<br />
RUS TURİST REKORU<br />
1 Ocak- 31 Temmuz tarihleri arasında Antalya’ya<br />
gelen turist sayısı 5 milyon 205 bin. Bu rakamın<br />
yarısını (2 milyon 5 bin 467) Ruslar oluştururken,<br />
Rus turist sayısı geçen yılın 7 ayına göre<br />
yüzde 4 bin 6 artışla rekor kırdı. Geçen yıl aynı<br />
dönemde 48 bin 827 Rus turistin geldiği kente<br />
bu yıl 2 milyon 5 bin 467 Rus gelirken, Rusya<br />
bölgeye gelen toplam turist sayısının yüzde<br />
33.5’ini oluşturarak en büyük paya sahip ülke<br />
konumuna geldi.<br />
AVRUPALILARIN DÜŞÜŞÜ SÜRÜYOR<br />
Antalya’ya gelen Almanlar, toplam turist sayısının<br />
%16,8’in oluşturarak en çok turist gönderen ikinci<br />
ülke olurken, bu ülkeden gelen turist sayısı en<br />
kötü sezon olan 2016’ya göre bile azaldı. Geçen<br />
yıla göre yüzde 21 eksilen Alman turist sayısı 825<br />
bin 303 kişide kaldı. Geçen yıldan itibaren büyük<br />
bir yükseliş gösteren Ukrayna pazarı bu yılın 7<br />
aylık döneminde yüzde 33 artarak, en çok turist<br />
gönderen ülkeler sıralamasında üçüncü oldu.<br />
Ukrayna’nın, bu yıl toplam turist sayısındaki payı<br />
421 bin 263 turist ile yüzde 8.09 oldu. İngiltere<br />
ise 189 bin 490 turistle geçen yılla aynı düzeyde<br />
seyretti.<br />
Hollanda’dan yüzde 27 düşüşle 132 bin 22,<br />
Belçika’dan yüzde 11 düşüşle 75 bin 947,<br />
Danimarka’dan yüzde 18 düşüşle 74 bin 257,<br />
İsveç’ten yüzde 36 düşüşle 56 bin 653, İsviçre’den<br />
yüzde 20 düşüşle 34 bin 984, Norveç’ten yüzde<br />
42 düşüşle 34 bin 537, Avusturya’dan yüzde 45<br />
düşüşle 27 bin 162, Finlandiya’dan yüzde 51<br />
düşüşle 18 bin 613, İtalya’dan yüzde 5 düşüşle<br />
5 bin 399, Slovenya’dan yüzde 21 düşüşle 2 bin<br />
629 turist geldi. İran’dan da yüzde 2 düşüşle 63<br />
bin 916 turist geldi.<br />
YÜKSELEN ÜLKELER<br />
Antalya turizminde bu yıl Rusya ve Ukrayna’nın<br />
dışında artış gösteren ülkeler Kazakistan, Beyaz<br />
Rusya, Polonya, İsrail, Romanya, Litvanya, Çek<br />
Cumhuriyeti, Slovakya, Fransa ve Macaristan.<br />
Kazakistan’dan yüzde 105 artışla 146 bin<br />
581, Beyaz Rusya’dan yüzde 182 artışla 93<br />
bin 603, Polonya’dan yüzde 11 artışla 84 bin<br />
111, İsrail’den yüzde 11 artışla 83 bin 789,<br />
Romanya’dan yüzde 18 artışla 61 bin 929,<br />
Litvanya’dan yüzde 20 artışla 43 bin 183 turist<br />
geldi. Çek Cumhuriyeti’nden yüzde 71 artışla<br />
40 bin 229, Slovakya’dan yüzde 82 artışla 38 bin<br />
730 kişi geldi. Fransa’dan yüzde 10 artışla 30 bin<br />
590, Macaristan’dan yüzde 49 artışla 19 bin 865<br />
turist geldi. Toplamda 2 bin turistin altında turist<br />
gönderen çok sayıdaki ülkenin toplam turist<br />
sayısı ise diğer ülkeler olarak sınıflandırılarak<br />
yüzde 34 artışla 298 bin 717 kişi oldu.<br />
atılım<br />
16<br />
Azerbeycan çıkarması<br />
TUROYD Yonetim Kurulu, Rusya , Çin ve<br />
İran’dan sonra Türk Turizmini tanitmak<br />
amacıyla Azerbaycan’a ziyarette bulundu.<br />
Azerbaycan Yürütme Kurulu Baskanı Halil Duru’nun<br />
organize ettiği toplantıya; Turizm Otel Yöneticileri<br />
Derneği Yönetim Kurulu Baskani Ali Can Aksu,<br />
Azerbaycan Bölgesel Yürütme Kurulu Baskani Halil<br />
Duru; Başkan Yardimcisi Murat Yumak, Yönetim<br />
Kurulu Üyelerinden Hatice Şule Gökirmak ve Tarkan<br />
Akyuz ile Yönetim Kurulu Asistani Selen Ertunga’nin<br />
da aralarında olduğu heyet TC Bakü Büyükelciligi<br />
Kültür ve Tanitma Musaviri Dr. Irfan Ciftci ile bir<br />
araya geldi. Toplantıda Türk Turizmi ve Azerbaycan<br />
Turizmi’nin geliştirilmesine yönelik istişarelerde<br />
bulunuldu, Turizm Otel Yoneticileri Dernegi TUROYD<br />
hakkında Buyukelcilik bilgilendirildi.<br />
TUROYD Azerbaycan Heyeti’nin bu seyahatindeki<br />
ikinci durağı Türk İşadamlari TUIB (Turkiye ve<br />
Azerbaycan Is Adamlari ve Sanayiciler Ictimal Birligi)<br />
oldu. TUIB Idare Heyeti Baskani Ali Ihsan Genc<br />
ve Yönetim Kurulu Uyeleri ile yapılan temaslarda<br />
bolgede yasayan isadamlarının TUROYD hakkında<br />
bilgilendirileceği ve TUIB ile birlikte karsilikli<br />
yatirimlar yapilacaginin sozu verildi. Görüşmenin<br />
ardından Azerbaycan Turizm Bakanligi ziyaret edildi.<br />
Turizm Bakan Yardimcisi Nazim Samedov ve Turizm<br />
Bakanlik Heyeti ile yapılan toplantıda Türk ve Azeri<br />
Turizmi konuları tartışıldı, birlikte ortak projeler<br />
uretme kararı verildi.
17 proje<br />
Kaz Dağlarında<br />
hayata<br />
geçecek proje,<br />
hem bölge<br />
halkına hem<br />
yatırımcılara<br />
yepyeni bir<br />
yaşam sunacak<br />
Dünyanın<br />
Kalbi<br />
Hayalet Köyü<br />
Canlandıracak<br />
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />
<strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong> okurlarına bu ay spor turizmine farklı bir soluk getirecek, yeni bir projeyi tanıtmak amacıyla, projenin<br />
sahibi Murat Ceylan ile röportaj yaptık. Kaz Dağlarında ‘Dünyanın Kalbi’ adıyla hayata geçecek olan bu proje<br />
tamamlandığında, yatırımcılarına farklı bir yaşam tarzı sunarken, çevre köylerin de yaşamını olumlu yönde etkileyecek..<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
Murat CEYLAN<br />
Murat bey öncelikle , ülkemize ait<br />
tarihi, doğal ve kültürel güzelliklere<br />
sahip çıktığınız için, sizi tebrik<br />
ediyoruz. “Dünyanın Kalbi” projenizi<br />
nasıl anlatırsınız?<br />
Merhaba, teşekkür ederim, bilmenizi<br />
isterim ki, Dünyanın Kalbi projem,<br />
herkes kadar benim için de tatlı bir<br />
heyecan sebebidir. Bizler, Turizme yeni<br />
bir soluk aldıracak, dünya insanlarını<br />
bizim insanlarımızla çok anlamlı ve<br />
kaliteli bir projede birleştirmek adına,<br />
bu yolculuğa çıktık. Bu projedeki<br />
öncelikli amacımız Kaz Dağlarının<br />
tabiat güzelliklerini, kültürel ve tarihi<br />
dokusunu sadace ülke insanımıza değil,<br />
tüm dünya insanlarına anlatabilmekti.<br />
Bu amacımız doğrultusunda bölgede<br />
bulunan ve adı “Hayalet Köy” olan bir<br />
köyü satın alarak, şuan da tüm ülke<br />
gündeminde olan “İda Theraphy &<br />
Dünyanın Kalbi” projesinin startını<br />
verdik. Birbirine bağlı onlarca alt<br />
projeden oluşan, projede yer alan tüm<br />
arazi ve dağ evi sahibi arkadaşlarımız, bu<br />
köyde ve çevresindeki pek çok sportif,<br />
sanatsal ve kültürel organizasyonu,<br />
uzman eğitmenler eşliğinde<br />
uygulayacakları gibi, son yıllarda artık<br />
kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelen<br />
ekolojik tarım, hayvancılık ve tamamen<br />
doğal besinlere de en güvenilir haliyle<br />
ulaşabilme şansını yakalayacakları, çok<br />
sesli ve çok büyük bir organizasyondur.<br />
Özetlemem gerekirse geçen yıla kadar<br />
adı “Hayalet Köy” olan o köyün yeni adı;<br />
artık “Hayal Et Köy” oldu.<br />
Peki, projeye katılan diğer insanlarda<br />
sizin gibi spor ve doğayı seven<br />
insanlar mı?<br />
Evet, kesinlikle spor ve tabiat sever<br />
insanlar. Tüm komşularımızı çok ciddi<br />
bir seçimden sonra köye kabul ettik,<br />
öncelikle bu konu da hassasiyetlerimiz<br />
var. Köye artı değer katmayacak hiç<br />
kimseye arsa satmadık. Projemiz<br />
kapsamında pek çok değerli sporcu ve<br />
müzik ve sanat insanı arkadaşımızla<br />
beraber yol alıyoruz.<br />
Projenin başlangıç aşamasında hiç<br />
bölgesel zorluklarla karşılaştınız mı?<br />
Genelde böylesi projeler oldukça<br />
marjinal görünür ve bölge halkınca<br />
desteklenmez.<br />
Aslında bölge halkınca son derece içten<br />
ve sıcak karşılandık. Sıkıntı yaşadığımız<br />
en önemli nokta projenin ilk başlarında,<br />
tüm iyi niyetli insanlar gibi insanlara<br />
güvenmek isteğimizin, maalesef,<br />
aslında çok romantik bir düşünce<br />
olduğunu, görmemiz oldu. Projenin ilk<br />
başında bize çeşitli vaatlerde bulunan<br />
kimi insanlarca; maddi, manevi<br />
anlamda dolandırıldık. Konunun maddi<br />
tarafı çok etkilemedi ama manevi tarafı<br />
oldukça etkiledi.<br />
Şu andaki gelinen noktada proje<br />
ne durumda? Köyün yeniden imara<br />
açılması noktasında ne gibi sorunlar<br />
yaşadınız?<br />
Dünyanın Kalbi projemiz karşılaştığımız<br />
pek çok zorluğa rağmen, hedeflediğimiz<br />
doğrultuda yoluna devam ediyor.<br />
Bu yılın ekim ayından itibaren pek<br />
çok evin inşaatına başlanacak. Ben<br />
yasalar çerçevesinde kalıcı projelere<br />
imza atmaya özen gösteren biriyim,<br />
tüm yasal prosedürleri bitirmeden<br />
projeye start vermek istemedim. Köyün<br />
yeniden imara açılması için oldukça<br />
zorlu mücadeleler verdim, sadece il<br />
imar müdürlüğüne 22 bireysel başvuru<br />
yaptım ki, bu da 22 defa İstanbul’dan<br />
Çanakkale’ye gitmem demektir. Ayrıca<br />
köye yeni su ve yollarında yeniden<br />
projeye uygun hale getirilmesi gibi<br />
onlarca farklı prosedürle uğraştım,<br />
nihayetinde tüm bu sorunları geride<br />
bıraktık ve dediğim gibi yakında<br />
inşaatlara başlıyoruz.<br />
Böylesine farklı ve büyük bir projeyi<br />
çok büyük bir ekiple idare ediyor<br />
olmalısınız.<br />
Aslına bakarsanız bir kaç idealist<br />
dostumdan başka bir ekibim yok. Tüm<br />
sunumları bizzat kendim hazırladım,<br />
web sitemizi yakın bir dostum yaptı,<br />
sitenin yönetimini bir turizm web<br />
duayeni olan sevgili Fatih Öncel<br />
yapmakta, bir inşaat uzmanı olan<br />
Haydar Adıyaman tüm projeleri bizzat<br />
yönetmekte ve sevgili Nihan Heper de<br />
tüm projenin saha idaresini ele alınca,<br />
açık olmam gerekirse artı bir ekibe<br />
ihtiyaç duymadım. Zaten bölgede çok<br />
yakın olduğum birçok idealist dostum<br />
var, onlar da bu konuda her türlü<br />
desteği vermekteler.<br />
Dünyanın Kalbi’nde pek çok alt<br />
projemiz daha var dediniz, bu<br />
projeler hakkında kısa bilgiler rica<br />
edebilir miyiz?<br />
Evet, Dünyanın Kalbi projesi<br />
kapsamında pek çok alt projemiz var.<br />
Bunlar Kalkım - Yenice bölgesinde<br />
startını vereceğimiz, “İda Extreme<br />
Sports - İda Yatırım - Kazdağları Yatırım<br />
- İnci Kolye ve Dünyanın Kalbi Sportif<br />
faaliyetler şirketinin kurulmasıdır.<br />
Ayrıca Tüm Kaz Dağları kasabaları<br />
gençlerine, çocuk ve kadınlarına<br />
ücretsiz bir ekotarım, doğal ve ilaçsız<br />
ürün yetiştirme, müzik, tiyatro ve<br />
Sportif eğitimler alabilecekleri modern<br />
bir “Köy enstitüsü“ kurabilmek gibi bir<br />
amacım var.<br />
Bu bölgede yatırım yapmayı<br />
planlayanları neler bekliyor?<br />
Dünyanın Kalbi projemiz kapsamında,<br />
köye yerleşen herkes için, hayatlarını<br />
idame ettirebilecekleri bir sürekli<br />
gelir kapısı hazırladım. Bu amaçla da<br />
Kaz Dağları Yatırım şirketimizi hayata<br />
geçirdim. Kaz Dağları yatırım projemiz;<br />
Kaz Dağlarının eşsiz tabiatına, halk<br />
kültürlerine ve değerlerine saygılı<br />
duruşuyla; bölgede yerleşik halkların,<br />
güven içerisinde arazilerini satmalarına,<br />
kiralamalarına ve ortak ekotarım -<br />
ekoturizm yapabilmelerine, saygıdeğer<br />
yatırımcılarımızın, satın aldıkları<br />
arsalara ve arazilere, kira getirisi<br />
garantili, huzurlu, sağlıklı ve güvenilir<br />
yasal yatırımlarını, yapılarını – dağ<br />
evlerini yapabilmelerine aracı olmak,<br />
yatırımcısına ve yerel halklarına, aynı<br />
anda kazandırabilmeyi, öncelikli hedefi<br />
olarak, benimsemiş bir yapılanmadır.<br />
Şahsen böylesine bir yapının içerisinde<br />
yer aldığım için, son derece mutluyum.<br />
Bölgede yatırım yapmak veya daha<br />
doğal, daha sağlıklı bir yaşama adım<br />
atmak isteyen herkese en güvenilir<br />
şekilde yardımcı olmaktayız.<br />
Murat Bey son olarak eklemek<br />
istediğiniz bir şey var mı?<br />
Evet, bizler bugün de yine kalbimizin<br />
toprağına insan, tabiat, hayvan<br />
sevgisi ve özgürlük ekelim... Elbette<br />
her bereketli toprağın; ayrık otları<br />
olacaktır, tabiat bu otları ayıklayacak,<br />
özgürlüğünüz ve kaliteli hasadınız,<br />
size ait kalacak.. Dünyanın Kalbinden,<br />
Dünyanın Kalplerine Sevgilerimle...<br />
Proje hakkında daha ayrıntılı bilgi için:<br />
www.kazdaglariyatirim.com<br />
www.dunyaninkalbi.net<br />
www.dogavemacera.com.tr
söylesi 18<br />
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
Bosphorus Line’nın<br />
ortaklarından<br />
Barbaros Kıvrak’ın<br />
ayrılmasıyla<br />
sektörde ortaya<br />
atılan söylentilere<br />
diğer ortak Erol<br />
Kıtay açıklık getirdi<br />
BAYRAĞI DAHA<br />
YÜKSEKLERE<br />
TAŞIYACAĞIZ<br />
2009 yılında iki<br />
turizmci Erol Kıtay ve<br />
Barbaros Kıvrak’ın<br />
birlikte kurdukları<br />
turizm şirketi<br />
Bosphorus Line,<br />
sektörün yaşadığı her<br />
türlü kriz ve soruna<br />
rağmen, yoluna emin<br />
adımlarla devam<br />
ediyor. Şirketin<br />
kurucularından<br />
Erol Kıtay, Genel<br />
Yayın Yönetmenimiz<br />
Mustafa Üçbaş’a<br />
verdiği röportajda,<br />
Bosphorus Line’ın<br />
kuruluşundan bu<br />
güne geride kalan<br />
8 yılda geçirdiği<br />
evreleri ve şirketin<br />
gelişme sürecini<br />
anlatırken, söz<br />
konusu ayrılığın<br />
nedenlerine de<br />
açıklık getirdi.<br />
Mustafa ÜÇBAŞ<br />
Birlikteliklerinden dolayı Barbaros<br />
Kıvrak’a teşekkür eden Erol Kıtay,<br />
“Bundan sonra yeni ekibimiz ve yeni<br />
hizmet anlayışımızla daha büyük<br />
hedefleri kovalayacağız” dedi<br />
Öncelikle Bosphorus Line fikri nasıl<br />
doğdu, dilerseniz oradan başlayalım.<br />
O Dönemde Barbaros Bey başka biir<br />
acentada çalışıyordu bende Grand<br />
<strong>Hotel</strong> Gülsoy’da ön büro müdürüydüm.<br />
Bir akşam Birlikte Bauhaus’a alışverişe<br />
giderken fikrimi ona açtım. Dedim ki<br />
‘ikimizin de çevresi var. Neden birlikte<br />
bir iş yapmıyoruz?’ Laleli’de küçük bir<br />
ofis tuttuk, 3 tane 2. el masa aldık, bir<br />
tek eleman aldık ve çalışmaya başladık.<br />
Barbaros Kıvrak bey acentada çalışıyor,<br />
ben de otelde devam ediyorum. Böyle<br />
giderken, bir anda yoğunluk başladı. 4<br />
ay sonra Şehzadebaşı’na, şimdiki ofise<br />
geçtik. Tabii işler de yoğunlaşmaya<br />
başladı. Ben de günün yarısını otelde,<br />
diğer yarısın ofiste geçiriyorum.<br />
Neden Bosphorus Line ?<br />
Şirketin isminin neden Bosphorus Line<br />
olduğunu şöyle anlatayım.. Bu arada<br />
ben bir de Mütahsin Bey’in sahibi<br />
olduğu Turna Tur’un eski ortağıyım. O<br />
günlerde Erbilli çok misafirimiz vardı.<br />
O zamanlar çalıştığım Gürsoy Otel’deki<br />
138 odanın 120’si Erbilli idi. 2002 yılında<br />
yoğun bir kar yağışı oldu. Uçaklar iptal<br />
edildi. Pazar günü herkes otelde. Bizde<br />
de Bulgar bir müzisyen grubu var. Ne<br />
yapalım diye düşünürken, öğlen bütün<br />
müşterilere “25 dolar’a sizi Boğaz’da<br />
eğlenceye götürüyoruz, canlı müzik te<br />
var. (Bizim Bulgar grup) Yeme içme fiyata<br />
dahil” dedik. Tekneyi ayarladık, otobüs<br />
çağırdık, otelin garsonlarını ayarladık ve<br />
gittik. Otel çalışanlarıyla Pazar günü öğlen<br />
Türk gecesi formatıyla 150 kişiye bir parti<br />
yaptık. Ondan sonra Mütahsin’le dedik<br />
ki ‘hadi biz bunu Türk gecesi formatıyla<br />
acenta ve otellere bu hizmeti sunalım’<br />
Tekne konusunu nasıl<br />
çözdünüz?<br />
Bir tekne kiraladık, tabi<br />
ilk sene sancılı oldu.<br />
Evimiz ipotek ettik,<br />
arabalarımızı sattık. Çünkü<br />
her gün program var, folklor ekibi<br />
geliyor, oryantal geliyor ama bazen 10<br />
kişiyle kalkıyorsun, bazen bir fırtına<br />
çıkıyor, 2 kişiyle kalkıyorsun. Kimseyi geri<br />
çevirmiyorduk. Bir sene sonra Mütahsin<br />
Bey dedi ‘ben kendim devam etmek<br />
istiyorum.’ Ben de oteldeydim dedim, sen<br />
yoluna devam et ben sonra gelirim sana<br />
yetişirim. Bosphorus Line ismi buradan<br />
geliyor.<br />
IRAK’TAKİ SORUNU YENİ<br />
ORTAĞIMIZLA ÇÖZDÜK<br />
Barbaros Bey ile 2009 Mart ayında şirketi<br />
açtık, kısa zamanda iyi yol kat ettik, sonra<br />
Dinner cruise işine girdik ve uzun yıllar<br />
devam ettik. Son zamanlarda turizmdeki<br />
kötü gidişat, bir de bu işi yapanların<br />
sayısının çok fazla artmasıyla fiyatlar dibe<br />
vurdu. Avrupalı turist gelmedi. En son<br />
kiralamayı 2015’te yaptık. Büyük bir tekne<br />
kiralamamıza rağmen maalesef işler<br />
beklediğimiz gibi olmadı. Aynı zamanda<br />
Erbil’de 2 otel işletiyorduk. Yaklaşık 3<br />
sene iyi işler yaptık. Ama son IŞİD olayları<br />
yüzünden, otelleri devrettik.<br />
Kriz dönemi nasıl geçti Bosphorus Line<br />
açısından?<br />
TÜRSAB’a yeni ortağımız Ahmet Taha<br />
ile beraber yüklü bir teminat vererek<br />
Türkiye vizesi alma gücünü de elimize<br />
alarak Irak vatandaşlarına Türkiye’nin<br />
her bölgesinde vizeli Otel,uçak bileti ve<br />
tur paketleri satışları yapmaya başladık.<br />
Geçen yıl sadece Irak’tan yaklaşık 25 bin<br />
kişi getirdik. Irak’a uçan tüm havayolları ile<br />
özel anlaşmalar yaparak yolumuza devam<br />
ettik.Ülkemizde kriz varken dışarıda<br />
özellikle Irak’tan bir şeyler yapmaya<br />
çalıştık. Ama boş durmadık, ülkemize<br />
katkı sağlamak için hep arayştaydık.<br />
Barbaros Bey ile neden ayrıldınız?<br />
Problem neydi?<br />
Barbaros Bey ticaret hayatına başka<br />
sektörde başka projelerle devam<br />
edeceğini, ömrümün kalan kısmını biraz<br />
stressiz geçirmek istediğini söyledi. O<br />
da hassas bir insan, biraz duygusal.<br />
Herhangi bir sıkıntımız olmadı, bayrağı<br />
ben devraldım.. Sağ olsun bize de çok<br />
yardımcı oldu. Ondan çok şey öğrendik…<br />
Ama ticaret, bu karı koca bile ayrılabiliyor.<br />
Dost olarak ayrıldık.. Tabi piyasada bu<br />
ayrılık farklı konuşuluyor. “Aldı gitti, kaçtı<br />
gitti, Erol Bey gitti, başka şirket açtı”<br />
diyenler var. Biz zaten 2016’dan beri<br />
Barbaros-Ahmed Taha ve ben üçümüz<br />
ortaktık. 2. şirket olarak 4 ay önce sadece<br />
vize işlerini yapmak için farklı bir acenta<br />
açtık. Bu şirket genelde sadece vize için.<br />
Çoğunlukla Libya, Cezayir ve Irak’tan vize<br />
işi yapıyor.<br />
Orta Doğu ve Kuzay Afrika’daki işleriniz<br />
nasıl gidiyor?<br />
Konaklama, uçak bileti, charter, bunları<br />
çok yaptık zamanında, halen devam
19<br />
söylesi<br />
Sayı:<br />
6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />
ediyor. Tabi bu arada biz Irak’ta<br />
da acenta açtık, ortaklığımız vardı.<br />
Bu ortaklığımız yaklaşık 2015 yılına<br />
kadar devam etti. Ortağımız Sayın<br />
Bayar Hanari’yle de 2010 yılında hem<br />
Erbil’de otel işletmeciliği, hem de<br />
acenta ortaklığımız oldu. Çok ortak<br />
olunca maalesef 3’ünün de kafası eşit<br />
olmuyor ve 2015 yılında Bayar Bey ile<br />
ortaklığımızı ayırdık ama ticaretimiz<br />
devam etti. Onların da Bosphorus<br />
Line olarak Irak’ta 8 tane ofisleri var.<br />
Irak’ın en büyük turizm acentalarından<br />
biri oldular. Daha çok devlete iş<br />
yapıyorlar. Bizlere de çok yoğun yolcu<br />
gönderiyorlar ama üst kategori genelde<br />
A+ yolcu gönderiyorlar.<br />
Bu 8 acentayla sizin bağlantınız ne<br />
durumda?<br />
Orası da Irak’ta Bosphorus Line olarak<br />
tanındığı için bu isimle devam ediyor.<br />
Ticari bağlantı olarak onlarla sadece<br />
paslaşıyoruz. Onlar THY’yi bizden alıyor,<br />
biz Irak Air’i onlardan alıyoruz. Yoğun<br />
konaklamalar oluyor, özellikle Güney,<br />
Bodrum, Fethiye, Antalya çok yoğun<br />
konaklamalar oluyor ama hepsi butik<br />
yolcular bunlar. Yani Irak’tan gelen<br />
kapalı gruplar değil. Tabi bu kapalı<br />
gruplara da kapımızın açık olduğunu<br />
belirtelim. Biraz da arayışımız butik<br />
hizmet, yani ülkeye de faydası var onun.<br />
TÜRSAB ile işbirliğinizden, size<br />
desteğinden söz eder misiniz?<br />
TÜRSAB’ın Bosphorus Line’a desteği<br />
vize konusunda oldu. 2015’in sonu<br />
gibiydi, diğer acentalar gibi biz de<br />
vize konusunda bir talepte bulunduk,<br />
TÜRSAB da aracı oldu. Başaran<br />
Ulusoy Bey, Dışişileri Bakanlığı ile<br />
protokol yaptı ama bunun karşılığında<br />
acentalardan teminat istendi. Teminatı<br />
veren acentalar vize işlerini yapmaya<br />
başladı, yani iyi de para kazanıldı vize<br />
paketlerinden. Çünkü Irak’tan hiç kimse<br />
gelemiyordu. 1 kişi gelmek istesin,<br />
konsolosluğa gidiyor aylarca bekliyor,<br />
Irak’ta zaten Musul Konsolosluğu<br />
da gidince bir Bağdat kaldı, bir Erbil<br />
kaldı. O zor şartlarda biz gerekli devlet<br />
büyüklerimize taleplerimizi ileterek vize<br />
konusunda sorumluluğumuzu da alarak<br />
ülkemize turist getirmeye başladık.<br />
Sonra Libya kapandı biliyorsunuz.<br />
Libya’dan inanılmaz gelir oluyordu<br />
ülkemize. Orada da yine Başaran Bey<br />
müdahil oldu, acentalar da getiriği<br />
turistlerden sorumlu oldu.Bu ülkelerle<br />
de yoğun bir şekilde turizm hareketi<br />
oldu ve halen devam etmekte. Cezayir<br />
de aynı şekilde.<br />
Sözünü ettiğiniz ülkelerden gelen<br />
turistleri nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Libya’dan genellikle tüccarlar geliyor.<br />
Bir tüccar burada her geldiği zaman<br />
50-100 bin dolarlık mal gönderiyor,<br />
bu da 100 turiste bedel olabiliyor.<br />
Ukrayna Kiev’de de ofisimizi 2016<br />
yılında açarak Ukrayna’dan da ülkemize<br />
yoğun bir şekilde turist getirmeye<br />
başladık. Yine müşteri kitlemiz A+ idi.<br />
Özellikle Anastasya Hanım ve Kiew<br />
ofis müdürümüz Andrey Bey’in yoğun<br />
çalışmaları bize oldukça fayda sağladı.<br />
2016’da ortaklığa başladığınız Ahmed<br />
Salahuddin Taha’dan söz eder<br />
misiniz? Bu ortaklık ne kazandırdı<br />
Bosphorus Line’a?<br />
Ahmed Bey daha önce Bosphorus Line<br />
eski müşterilerindendi.Kriz döneminde<br />
kendisiyle Bosphorus Line’a ortaklık ve<br />
yatırımlar konusunda görüşmelerimiz<br />
oldu. Neticesinde ortaklığımız başladı.<br />
İthalat ihracat işleriyle daha çok<br />
ilgileniyordu. Özellikle en son Katar<br />
krizinden bir gün sonra ben Katar’a<br />
gittim ne yapabiliriz diye araştırmalarda<br />
bulundum.İnanılmaz bir ambargo var<br />
Katar’a, Gittik marketleri vs. gezdik, hızlı<br />
tükenen ürünlere baktık, para var ama<br />
amborgadan dolayı bir şey gelmiyor.<br />
Bu arada Ahmed Bey’le bu konuyu<br />
paylaştık, orada da eski Bosphorus Line<br />
müşterilerinden tüccarlar vardı. Ahmet<br />
Bey ile onları bir araya getirdik. Şimdi<br />
her gün Türkiye’den Katar’a mal gidiyor.<br />
Mersin’den sebze-meyve, yumurta,<br />
tavuk, yağ vb. ürünler ihraç ediliyor.<br />
Türkiye’den Katar’a inanılmaz akış var.<br />
Başaran Ulusoy’la ilgili sektörde<br />
eleştiriler de var ama siz Ulusoy için<br />
olumlu düşünenlerdensiniz..<br />
Hem acenta hem de otelci gözüyle<br />
baktığın zaman tabi Başaran Ulusoy’un<br />
katkısı çok büyük, şu anda otellerin<br />
dolu olmasının başlıca sebebi Başaran<br />
Ulusoy. Ben de Başaran Ulusoy’cu<br />
değilim bu arada. Ama turizm şu<br />
anda var ise en büyük etkeni Başaran<br />
Ulusoy’dur. Özellikle vize uyguladığımız<br />
ülkelere çözüm ortağı olduğu için iyi bir<br />
sezon geçiriyoruz.<br />
Son olarak eklemek istediğiniz bir<br />
konu var mı?<br />
Turizm sektöründe otelciliğe başladığım<br />
yıllarda 12 yıl yanlarında çalıştığım<br />
Gülsoy <strong>Hotel</strong> ve Gülsoy Otomotiv’in<br />
yönetim kurulu başkanı sayın Abdullah<br />
Gülsoy’a bu süreçlerin hepsinde maddi<br />
ve manevi destekleri için şahsım adına<br />
teşekkürü bir borç bilirim.<br />
Ülkemize yatırımlar yaparak ülke<br />
ekonomimize katkı sağlayan sayın<br />
ortağımız Ahmet Salahuttin Taha beye<br />
de teşekkür ediyorum.<br />
Gülsoy <strong>Hotel</strong> eski işletmecisi ve Antis<br />
<strong>Hotel</strong>’in sahibi sayın Semih Cemali beye<br />
de şahsıma yaptığı destekleri için de<br />
ayrıca teşekkür ederim.<br />
Bu süreçte yoğun destekleri için DSN<br />
Turizm Akademi Kongre sayın Serhat<br />
Sarıoğlu Bey’e de teşekkür ederim.
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
~<br />
egitim 20<br />
Kazak gazetecilerden<br />
Türkiye temasları<br />
Kazakistan’dan gelen Türk Dili Konuşan<br />
Gazeteciler Vakfı ve Toplumsal<br />
Geleşim Derneği üyesi bir grup<br />
gazeteci, Türkiye’ye gelerek bir dizi<br />
temaslarda bulundu. Gazeteci Naziya<br />
Joyamergen başkanlığındaki grup<br />
ziyaretlerinin ilk gününde, kendileri<br />
için düzenlenen panele katıldı.<br />
Türk medyası hakkında bilgi aldı.<br />
All Seasons <strong>Hotel</strong>’de düzenlenen<br />
panelde, otelin sahibi ve Genel<br />
Müdürü Mustafa Topaloğlu, All<br />
Seasons’ın pazarlama ve tanıtım<br />
teknikleri hakkında konuşurken,<br />
Yayın Danışmanımız Remzi Yılmaz<br />
ve TV programcısı ve Akademisyen<br />
İskender Özturanlı, Türk Medyası<br />
hakkında sunumlar yaptılar.<br />
Panelin sonunda Vakıf Başkanı Naziya<br />
Joyamergen All Sezons <strong>Hotel</strong>’in sahibi<br />
Mustafa Topaloğlu ve diğer katılımcılara<br />
plaket sunarak teşekkür etti.<br />
Grup, daha sonra İstanbul Üniversitesi<br />
İletişim Fakültesi’ni ziyaret ederek,<br />
Türkiye medyası, İÜ İletişim Fakültesi<br />
ve uygulama birimleri hakkında bilgi<br />
aldı. İkinci gün Eskişehir’e geçen Kazak<br />
gazeteciler, buradaki temaslarının<br />
ardından Türkiye’den ayrıldılar.<br />
İSTOTEP’in Expedia buluşması büyük ilgi gördü<br />
Sofa <strong>Hotel</strong>’de<br />
düzenlenen<br />
panelin ana<br />
teması Expedia<br />
oldu. Türkiye’nin<br />
değişik<br />
bölgelerinden<br />
gelen otel<br />
yöneticilerinin<br />
buluştuğu ve<br />
beklenenin<br />
üstünde ilgi<br />
gören panelde,<br />
sektördeki<br />
gelişmeler<br />
masaya yatırıldı<br />
İstanbul Otelciler Platformu’nun<br />
düzenlediği Workshop serisinin ikincisi<br />
‘Expedia’ başlığı altında düzenlendi. The<br />
Sofa <strong>Hotel</strong> Nişantaşı’ndaki etkinliğe,<br />
ISTOTEP Başkanı Barış Türer, Başkan<br />
Yardımcısı İlker Karadağ, The Sofa <strong>Hotel</strong><br />
Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Turizm<br />
Yatırımcıları Derneği Başkan Yardımcısı<br />
Ali Güreli, The Sofa <strong>Hotel</strong> Genel Müdürü<br />
Cantekin Temizer konuşmacı olarak katıldı.<br />
Tecrübeli otel yöneticisi ve World Tourism<br />
Forum eski Genel Sekreteri Ünay Türköz’ün<br />
moderatörlüğünde düzenlenen panel<br />
Expedia’nın sunumuyla başladı. Ardından<br />
kürsüye gelerek sektörün gündemini<br />
oluşturan konularda görüşlerini açıklayan<br />
konuşmacılar, daha sonra katılımcıların<br />
sorularını yanıtladılar. İSTOTEB’in daha<br />
önce düzenlediği Workshop, sektör<br />
temsilcilerinin ilgisini çekmişti. İlkinde<br />
olduğu gibi ikincisi de büyük ilgi gören<br />
organizasyonda, sektörün ağır topları,<br />
İstanbul otelcilerini heyecanlandıracak<br />
açıklamalarda bulundular.<br />
ALİ GÜRELİ: SIKINTILARI<br />
KONUŞARAK VAKİT<br />
KAYBETMEYELİM<br />
Panelin açılışında turizm sektöründeki<br />
gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde<br />
bulunan Türkiye Turizm Yatırımcıları<br />
Derneği Başkan Yardımcısı Ali Güreli,<br />
2016 yılında kan kaybeden turizmin<br />
sıkıntılarının 2017 yılında da ciddi şekilde<br />
devam ettiğini belirtti. Bu dönemi fırsata<br />
dönüştürmenin sektör adına önemli bir<br />
adım olacağını ifade eden Güreli, “Her<br />
sıkıntının yanında bir avantaj, bir fırsat<br />
vardır çünkü. Sıkıntıları konuşarak da vakit<br />
kaybetmeyin.” dedi.<br />
İBB İLE İŞBİRLİĞİ<br />
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile<br />
Contemporary paralelinde bir tanıtım<br />
projesi başlattıklarının müjdesini<br />
veren Güreli, İBB’nin 50 milyon TL’lik<br />
bir sermayeyle katkıda bulunduğu bu<br />
projeyle İstanbul’u bir sanat şölenine<br />
dönüştürmeyi planladıklarını anlattı.<br />
Projenin Contemporary ile sınırlı<br />
kalmayacağını söyleyen Güreli, 2017<br />
yılında başlayan projenin 2024 yılına kadar<br />
hız kesmeden devam edeceğini aktardı.<br />
TEMİZER: GLOBALLEŞMELİYİZ<br />
Organizasyonun bir diğer konuşmacısı ise<br />
The Sofa <strong>Hotel</strong> Genel Müdürü Cantekin<br />
Temizer’di. İstanbul’un markalaşmasında<br />
algı yönetiminin önemine dikkat çeken<br />
Temizer, bu yolda sektörün birlikte hareket<br />
etmesinin değerine işaret ederken, büyük<br />
hedefler için global olmanın gerekliliğine<br />
dikkat çekti. Temizer şöyle konuştu:<br />
“Bunu yapmanızı çok saygıdeğer ve<br />
önemli buluyorum. Tek başına ve global<br />
değilseniz, platformda kat hizmetlisi ve<br />
SPA müdürü kalmaya mahkum olursunuz.<br />
Bu platformda yapılan aktiviteleri,<br />
TÜROB, TÜROFED gibi derneklerle<br />
koordinasyonlu olarak yapmak lazım.<br />
Çünkü oradaki arkadaşlarımız da çok<br />
tecrübeliler. Bu aşamada kısa orta ve uzun<br />
vadede hedefler koymalısınız. Müşteri<br />
çeşitlendirmesini çok dikkatli yapmamız<br />
lazım. Expedia’yı zorlamamız lazım.”<br />
EN İYİLERE ÖDÜL<br />
Son olarak kürsüye gelen İSTOTEP<br />
Başkanı Barış Türer ise öncelikle eğitim<br />
toplantılarının her ay devam edeceğini<br />
açıkladı. Türer, “Aralık ayında çok büyük<br />
bir ödül töreni yapılacak. İstanbul Otelciler<br />
Platformu olarak, İstanbul’un en iyi genel<br />
müdürü, en iyi ön büro müdürü, en iyi iş<br />
oteli kategorilerinde sizlerin huzurunda<br />
hak eden ödülleri dağıtmayı planlıyoruz.”<br />
diye konuştu.
21 kültür<br />
Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
Afrodisias<br />
Antik Kenti<br />
UNESCO<br />
Dünya Mirası<br />
Listesi’nde<br />
UNESCO’nun Polonya’da gerçekleştirilen 41. Dünya Miras Komitesi toplantısında, Türkiye’nin<br />
bir tarihi kültürel varlığı daha Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Aydın’ın Karacasu ilçesindeki<br />
Afrodisias Antik Kenti’nin “Yunan-Roma dönemi mimari ve kent özelliklerini çok iyi yansıtan<br />
bir yerleşim yeri” olduğu belirtildi. Kentteki Afrodit Tapınağı milattan önce 3’üncü yüzyıla,<br />
kentin kendisi ise bir yüzyıl sonraya dayanıyor. Bölge, Afrodisias Arkeolojik Kenti ve kentin<br />
kuzeyindeki mermer ocaklarından oluşuyor. Zenginliği ise mermer ocaklarından geliyor.<br />
AKDENİZ HAVZASINDA<br />
BIRAKTIĞI DERİN KÜLTÜREL<br />
ETKİ UNESCO<br />
Türkiye’nin sitesinde, Antik Kentin<br />
‘Yunan-Roma dönemi mimari ve kent<br />
özelliklerini çok iyi yansıtan bir yerleşim<br />
yeri olduğu’ ve alanın Dünya Mirası<br />
Listesine kaydedilmesini sağlayan<br />
‘Üstün Evrensel Değeri’ oluşturan<br />
özelliklerden en önemlisinin ‘Varlık<br />
Alanı içinde bulunan ocaklardan<br />
çıkartılan mermerden, yerel okullarca<br />
işlenen heykeltıraşlık eserlerinin<br />
yayıldığı Akdeniz havzasında bıraktığı<br />
derin kültürel etki’ olduğu belirtildi.<br />
Afrodisias Arkeolojik Kenti’nde<br />
tapınaklar, bir tiyatro, bir toplanma<br />
yeri ve iki hamam bulunuyor.<br />
ARA GÜLER ORTAYA ÇIKARDI<br />
1958 yılında Aydın’ın Geyre<br />
beldesinde bir baraj açılışı için<br />
bölgeye gazeteci olarak giden ve<br />
dönüşte yolunu kaybeden Ara Güler,<br />
bir köyden geçerken köylülerin<br />
tarihle içiçe yaşadığını görür. Köyde<br />
yaşayan insanlar tarafından Roma<br />
sütunları ve mimari parçaları hala<br />
kullanılmaktadır. Köyde yer alan her<br />
türlü mimari yapı, Roma dönemi<br />
eserlerini de barındırmaktadır. Tarihi<br />
lahitler bile üzüm şırası süzmek için<br />
kullanılmaktadır ve köyün her yeri<br />
tarihi eserlerle doludur.<br />
KİMSE İLGİLENMEDİ<br />
Ara Güler, şaşkınlık içinde bu<br />
güzelliklere baktıktan sonra köyün<br />
çeşitli yerlerinden onlarca fotoğraf<br />
çeker ve İstanbul’a döndükten sonra<br />
bu bölgeyi araştırmaya başlar. Fakat<br />
hiçbir bilgiye ulaşamaz. Kimsenin<br />
buradan haberi olmadığını fark<br />
eden Güler, çektiği fotoğrafları çeşitli<br />
kuruluşlara gönderir fakat beklediği<br />
ilgiyi bulamaz. En sonunda fotoğrafları<br />
Times’a gönderir. Times fotoğrafların<br />
renkli olanlarını çekmesini ister ve Ara<br />
Güler tekrar aynı köye giderek renkli<br />
fotoğraflar çeker. Bu yolla dünya<br />
basınına dağıtılan fotoğraflar bir anda<br />
büyük yankı uyandırır. Amerika’dan<br />
gelen arkeologlar Geyre’de araştırma<br />
yapmaya başladıklarında burasının<br />
Roma İmparatorluğu’na ait, tarihi MÖ.<br />
500’li yıllara dayanan ve ismini tanrıça<br />
Afrodit’ten alan Aphrodisias antik<br />
kenti olduğu anlar.<br />
LİSTEDEKİ 17. VARLIĞIMIZ<br />
Afrodisias ile birlikte Türkiye’nin Dünya Mirası<br />
Listesi’ndeki varlık sayısı 17 oldu. İşte o liste:<br />
1) İstanbul [1985]<br />
2) Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas) [1985]<br />
3) Hattuşa (Boğazköy) - Hitit Başkenti (Çorum) [1986]<br />
4) Nemrut Dağı (Adıyaman - Kahta) [1987]<br />
5) Xanthos-Letoon (Antalya - Muğla) [1988]<br />
6) Safranbolu Şehri (Karabük) [1994]<br />
7) Troya Antik Kenti (Çanakkale) [1998]<br />
8) Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) [2011]<br />
9) Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya) [2012]<br />
10) Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) [2014]<br />
11) Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa) [2014]<br />
12) Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri [2015]<br />
13) Efes (İzmir) [2015]<br />
14) Ani Arkeolojik Alanı (Kars) [2016]<br />
15) Frodisias (Aydın) [2017]<br />
16 Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) [1985]<br />
17) Pamukkale-Hierapolis (Denizli) [1988]<br />
SIRADA GÖBEKLİTEPE VAR<br />
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’ne<br />
(UNESCO) bağlı Dünya Miras Komitesi’nin, gelecek yıl<br />
Türkiye’nin adayı, Doğuş Grubu’nun da tanıtımına<br />
önemli bir destek verdiği Şanlıurfa’daki Göbeklitepe<br />
Arkeolojik Alanı’nın listeye alması bekleniyor.
Sayı: 5 Yıl: 1 / Temmuz 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
ik<br />
22<br />
Nihan<br />
Güneş<br />
AYDIN<br />
Oryantasyon sürecinin önemi<br />
Gülümseyin hayatınızın yeni ve en uzun dönemi<br />
başlıyor..<br />
Cv’nizi hazırladınız, başvurularınızı yaptınız ve<br />
mülakatlarınız başarı ile sonuçlandı, işi kaptınız,<br />
hoş geldiniz… İş hayatına merhaba, iş arama<br />
süreci, yoğun, stresli bir dönem, uzun zaman işsiz<br />
kalmış olabilir, çalıştığınız iş yerinde mutsuz olabilir,<br />
fırsatları değerlendirmek için yoğun iş arayışında<br />
olabilir ya da okuldan yeni mezun olmuş olabilirsiniz.<br />
İş bulana kadar geçen sürede bunalsanız, sıkılsanız<br />
da hayatımızın çok büyük bir bölümünü kaplayan<br />
iş hayatına hoş geldiniz!!! ‘Okul yılları en güzel<br />
zamanlarımızdı’ diye başlayan cümleler artık sizi de<br />
ifade edecek…<br />
Yeni işe başladığınız kuruma, işletmeye vs.. başka<br />
bir firmadan transfer olmuş olabilirsiniz, ilk iş yeriniz<br />
olabilir, uzun zamandır iş arayışında olabilirsiniz<br />
ve beklenen gün geldi çattı, ilk iş gününüz hayırlı<br />
olsun!! Her zaman çok heyecanlı geçen ilk iş<br />
gününde kendinizi terk edilmiş bir kedi yavrusu<br />
gibi hissedebilir, departman müdürünüzü, sizinle<br />
ilgilenecek herhangi birini akşam saatlerine kadar<br />
köşede kimseyi rahatsız etmeden bekleyebilirsiniz,<br />
çayı kahveyi nereden alabileceğinizi gösteren bir<br />
kişiyi bulabilmek adına karşınıza çıkan her insanla<br />
göz teması kurarsınız…<br />
İşte tam burada devreye girer ‘Oryantasyon Süreci’.<br />
İş yeri ve personel için en önemli süreçlerden<br />
biridir, çoğu zaman atlanan, üstün körü geçiştirilen,<br />
vakit ayrılmayan yoğunluk bahaneleri bulunan<br />
dönemdir… Mülakatlardan elenerek seçilen çok<br />
doğru bir karar olduğuna inandığınız, umutlandığınız<br />
adayınızı doğru ve yeterli yapılmayan oryantasyon<br />
sürecinin sonunda kaybedebilirsiniz, iş veren zaman,<br />
iş gücü ve maddi kayıplar yaşarken, aynı kayıpları<br />
hayal kırıklığı ile birlikte personel de yaşamaktadır.<br />
Oryantasyon süreci personellerin aidiyet duygusunu<br />
artıran, işletme içinde kaynaşmayı sağlayan,eksiksiz<br />
tamamlandığında umutlandığınız adayınızın sizlere<br />
mucizeler yaratabileceğine şahitlik edersiniz!!!<br />
Mesleki ve kurumsal oryantasyon süreci olarak<br />
ikiye ayrılan dönemin kurumsal oryantasyon<br />
bölümünü insan kaynakları departmanları, mesleki<br />
oryantasyon bölümünü departman şefleri, amirleri,<br />
müdürleri yapmaktadır.<br />
Doğru konumlandırma kadar eksiksiz yapılan<br />
oryantasyon da yeni başlayan personelin<br />
performansını doğrudan etkiler. Aidiyet hissinin<br />
oluşmaması ve eksik kalan parçalar ile personel en<br />
zayıf halka haline gelebilir. Bir flört dönemi olarak<br />
değerlendirilebilecek olan süreçte işletmeler ve<br />
personeller birbirlerini daha yakından tanırlar,<br />
misyon vizyon değerleri hakkında bilgi edinirler,<br />
kendilerini bu işletmenin neresinde gördüklerine<br />
karar verirler, sisteme kendilerini entegre ederler<br />
ya da edemezler… Oryantasyon sürelerinde<br />
kendilerinin yanlış seçim yaptığını düşünen<br />
işletme sahipleri veya personeller olabilir, her iki<br />
tarafın beklentilerinin altında kalabilir, aidiyet hissi<br />
oluşmayabilir, mutlu olunamayabilir..<br />
İşletmeniz, kurumunuz vs.. belki de sizi çok daha iyi<br />
yerlere taşıyabilecek, isminizi adınızı en iyi şekilde<br />
temsil edecek bir personelle birlikte, ya da kariyerinizin<br />
fırsatını yakaladığınız kendinizi inanılmaz geliştirip<br />
ilerletebileceğiniz bir işletmede veya kurumdasınız…<br />
Kurumsal kimlik adına oryantasyon süreçleri mutlak<br />
önem taşımaktadır. Bu süreç geleneksel bir ritüel<br />
haline getirilmelidir. Eksiksiz yapılan oryantasyonun<br />
sonundaki kazanımlara paha biçilemeyecektir.<br />
A+<br />
BURASI SİZİN SAYFANIZ<br />
Turizm,<br />
Türkiye’nin lokomotif<br />
sektörlerinden biri.. Dolayısıyla hemen her<br />
gün, insan kaynakları alanında gelişmeler<br />
oluyor. Bir gün bir atama, diğer gün bir<br />
ayrılık, bir başka gün ise terfi olabiliyor. Biz de<br />
sektörün sesi olarak bundan böyle bu konuya<br />
bir sayfa ayırmaya karar verdik. Sizin de<br />
kurumunuzdaki gelişmeleri bize bildirmeniz<br />
halinde sayfalarımızda yer vermekten<br />
mutluluk duyarız..<br />
TURİZM ÇALIŞANLARINA VARDİYA DÜZENLEMESİ<br />
Çalışma ve Sosyal Güvenlik<br />
Bakanlığınca aralarında turizm<br />
sektörünün de bulunduğu<br />
bazı sektörlerin, gece<br />
çalışma sürelerine yönelik<br />
düzenlemeye gidildi. Buna<br />
göre, turizm, özel güvenlik ve<br />
sağlık hizmeti yürütülen işlerde<br />
ve bu işlerin yürütüldüğü iş<br />
yerlerinde faaliyet gösteren alt<br />
işveren tarafından yürütülen<br />
işlerde vardiya sayısı 24 saatte<br />
iki vardiya olacak şekilde<br />
yapılabilecek.<br />
GECE ÇALIŞANLARINA 7,5<br />
SAAT SINIRLAMASI<br />
Ayrıca yönetmeliğin 7.<br />
maddesinde yapılan değişiklikle<br />
gece çalışanlarına yönelik<br />
düzenlemeye gidildi. Söz konusu<br />
madde, “vardiyalar halinde<br />
işçi çalıştırılarak yürütülen<br />
işlerde, 4857 sayılı Kanunun<br />
42 ve 43’üncü maddeleri ile<br />
70’inci maddesinde öngörülen<br />
yönetmelikte belirtilen<br />
haller dışında işçilerin gece<br />
mesailerinde 7,5 saatten çok<br />
çalıştırılmaları yasaktır. Ancak<br />
turizm, özel güvenlik ve sağlık<br />
hizmeti yürütülen işlerde işçinin<br />
yazılı onayının alınması şartıyla<br />
yedi buçuk saatin üzerinde<br />
gece çalışması yaptırılabilir.”<br />
şeklinde değiştirildi.<br />
Yönetmelikte belirtilen “Turizm hizmeti yürütülen işler”<br />
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca turizm işletmesi belgesi<br />
veya turizm yatırımı belgesi verilen ya da belediye<br />
tarafından turizm işletmesi olarak faaliyet göstermek<br />
üzere işletme belgesi verilen tesislerde çalışanları kapsıyor.<br />
atamalar<br />
Gaye Azami Kurt<br />
Sheraton Ataköy<br />
Istanbul’a satış ve<br />
pazarlama direktörü<br />
olarak atandı.<br />
Volkan Kalkan<br />
Mersin Wonasis Aqua<br />
Resort <strong>Hotel</strong>’in genel<br />
müdürü oldu.<br />
Özgür Aldemir<br />
Göçtur Turizm‘e<br />
satış ve pazarlama<br />
direktörü oldu.<br />
Elif Tanyel<br />
Hilton Garden Inn<br />
İstanbul Airport satış<br />
müdürü oldu.<br />
Damla Özmen<br />
D&B MICE Solutions’da<br />
MICE müdürü oldu.<br />
Gürsel Karadeniz<br />
Makedonya Ramada<br />
Plaza Gevgelija’nın<br />
genel müdürü oldu.<br />
Yunus Heyal<br />
Jolly Tur’un ticari<br />
direktörü oldu.<br />
Erdinç Savul<br />
Mauritius Maritim<br />
Crystals Beach <strong>Hotel</strong>`e<br />
Genel Müdür oldu.<br />
Tuğba Akça<br />
İzmir, İsmira Otel’in<br />
satış ve pazarlama ve<br />
de ön büro müdürü<br />
oldu.<br />
Ayşen İnce<br />
Radisson Blu<br />
Conference&Airport<br />
<strong>Hotel</strong>’de satış ve<br />
pazarlama direktör<br />
yardımcısı oldu.<br />
Ercüment Uluçer<br />
Titanic Business<br />
Bayrampaşa oteli<br />
genel müdürü oldu.<br />
Aydın Duran<br />
Divan Cizre genel<br />
müdürlüğünü üstlendi.<br />
Rob Kucera<br />
Radisson Blu<br />
Bosphorus <strong>Hotel</strong><br />
Istanbul Genel<br />
Müdürlüğü’ne atandı.
23 kutlama<br />
Sayı: 5 Yıl: 1 / Temmuz 2017<br />
www.hotelgazetesi.com<br />
Otelcilik mesleğine<br />
farklı bir bakış<br />
Nice yıllara Takatuka Tur<br />
Turizm sektörü içerisinde yaşananları<br />
hicveden kitap turizm yazarı Emir<br />
HEPOĞLU’nun yayınladığı ikinci kitabı<br />
Otel Faresi, aynı zamanda A7 Yayıncılık<br />
etiketiyle okuyucu ile buluşan ilk kitap<br />
olma özelliğini de taşımakta. Tüm<br />
büyük kitapevlerinden ve internet<br />
üzerinden ulaşabileceğiniz kitap, kısa<br />
sürede adından fazlasıyla söz ettirmiş<br />
durumda.<br />
2014 yılında faaliyete başlayan Takatuka Tur, kuruluşunun 3. yıldönümünü kutladı<br />
Boğaz’da tekne ve motor turları<br />
ve çeşitli turistik organizasyonlar<br />
konusunda hizmet veren<br />
Takatuka Tur, bu mutlu gününü<br />
sektördeki dostlarıyla birlikte<br />
kutladı. 3. kuruluş yılı nedeniyle,<br />
hizmet verdikleri teknede bir<br />
parti düzenleyen Takatuka Tur<br />
yetkilileri, İstanbul’daki otellerin<br />
yöneticileri ve sektörün önde<br />
gelen isimlerini ağırladı. Takatuka<br />
Tur’un kurucusu Kaptan Şemsettin<br />
Demir, Satış Müdürü, Kaptan Arif<br />
Kararoğlu, Halkla İlişkiler ve Sosyal<br />
Medya Uzmanı Yakup Demir, 5 saat<br />
boyunca konuklarına doyumsuz<br />
bir gece yaşattı. Cibali’den hareket<br />
eden tekne, konuklarına İstanbul<br />
gecelerinin olmazsa olmazı<br />
Boğaz’ı turlarken, konuklar müzik<br />
ve oryantal eşliğinde eğlencenin<br />
doruğuna çıktılar. Boğaz turu,<br />
Haluk Levent’in İzmir Marşı<br />
eşliğinde teknenin Cibali İskelesine<br />
yanaşmasıyla noktalanırken,<br />
konuklar hep birlikte marşa eşlik<br />
ettiler.<br />
Türkiye otellerinde zaman içerisinde yaşananların<br />
aktarıldığı bu kitaptaki kişilerin ve kurumların<br />
tamamen hayal ürünü olma ihtimali mümkündür.<br />
Zira bir kısmı, hayatta ya da vefat etmiş Otel<br />
Fareleri tarafından kuşaktan kuşağa aktarılmış<br />
yaşanmışlıkların özetinden ibarettir. Her ne<br />
kadar bazıları da yazarın bizzat mabadı vasıtası<br />
ile uydurduğu tiplemeler olsa da, benzerlerine<br />
günlük yaşamımızda ya da TV ekranlarında rast<br />
gelmemiz gayet olasıdır. Hele ki bu renkli ülkede!<br />
Kitap içerisinde muhtelif bölümlere serpiştirilmiş<br />
masal tadında kısa hikayeler muhteviyatında,<br />
zaman, mekan ve isim bilgileri içermemektedir.<br />
Sırf bu yüzden hayal gücünüzü azıcıkta olsa<br />
zorlamanız ve bazen de geriye dönük olarak<br />
hatıraları canlandırmanız işinizi kolaylaştıracak<br />
ve öznedeki kişi ya da kişileri gözünüzün önünde<br />
canlandırmanıza bizzat vesile olacaktır.<br />
OTEL FARESİ bütünü itibari bir otel kitabıdır. Oteller<br />
her gün, çalışanlarından misafirlerine kadar hayata<br />
bizzat katılan taptaze, sıcacık yeni ve enteresan<br />
olaylara gebedir. Bazen bu olayları duyarsınız,<br />
bazen de dört duvar arasında yıllar boyu saklı<br />
kalır. Kitabı okurken de sadece konukların değil,<br />
bizzat çalışanlarında komik, enteresan bazen<br />
de absürt hikayelerine rastlayacaksınız. Kimisi<br />
daha önce kaleme alınmış makalelerden oluşan<br />
bu eğlenceli hikayeleri keyifle okumanızı, bolca<br />
gülmenizi ve kitabı bitirdiğinizde bir dostunuzla<br />
paylaşmanızı temenni ederiz.