10.02.2020 Views

Hotel_Gazetesi_Agustos_6_sayi

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Turizm Akademisyenleri Derneği Başkanı<br />

Pro. Dr. Muharrem TUNA<br />

UCUZCU TURİST DESTİNASYONU<br />

OLMAK YA DA OLMAMAK!<br />

Uzakrota Travel Summit<br />

17 Kasım’da<br />

Dev zirve için<br />

geri sayım başladı<br />

Sayfa 9 Sayfa 12<br />

Farklı bakış...<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

TURİZM - OTELCİLİK - TATİL - ETKİNLİK - KÜLTÜR - SANAT Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />

HAYALLERİNE<br />

YELKEN<br />

AÇTI<br />

SÖYLEŞİ<br />

BAYRAĞI DAHA<br />

YÜKSEKLERE<br />

TAŞIYACAĞIZ<br />

Sayfa 18<br />

Kazak gazetecilerden<br />

Türkiye temasları<br />

Sayfa<br />

20<br />

Nihan GÜNEŞ AYDIN<br />

Oryantasyon<br />

sürecinin önemi<br />

Sayfa 22<br />

Bentour’un sahibi Kadir Uğur, 17.5 metrelik yatıyla dünya turuna çıktı. “Sadun<br />

Boro’nun izinde, turizmcinin gözünde” sloganıyla yola çıkan Uğur’u, Kuşadası’ndan<br />

yakın dostları uğurladı.. Ünlü turizmci, “Sınırsız bir yolculuğa çıkıyorum. Bu<br />

geziyi 30 senedir yapmak istiyordum. Oralarda Türkiye’yi tanıtacağız” dedi.<br />

Sayfa 4<br />

inceleme<br />

Ömer<br />

Koray<br />

ÜNAL<br />

Sayfa 14 Sayfa 15<br />

geziyorum<br />

Yusuf BAYIRLI<br />

Yunanistan<br />

&<br />

Adalar<br />

İngiliz aktör Larry Lamb ve<br />

oğlu George Lamb, Türkiye’yi<br />

Dünyaya anlatacaklar<br />

Sayfa 4<br />

KURUMSAL ABONELİK SİSTEMİ<br />

Gazetenizi her sabah 06:00-07:30<br />

arasında otelinize biz teslim edelim.<br />

Detaylı bilgi için: okuriletisim@hurriyet.com.tr<br />

0549 794 55 07 yada 0850 224 0 222


Aliye<br />

ÜÇBAŞ<br />

Neler oldu neler…<br />

Gazetemizin ilk sayısını hazırladığımız Ocak ayında,<br />

turizm sektörü kabus gibi bir yılı geride bırakmış, endişe<br />

içinde yeni sezonu bekliyordu. Hemen hemen tüm<br />

toplantıların, panellerin, çalıştayların konusu krizi en az<br />

hasarla atlatabilme üzerineydi. Doğal olarak da yayın<br />

hayatına yeni başlayan gazetemizin de ana konularını kriz<br />

oluşturuyordu.<br />

Deniz sezonun sonuna yaklaştığımız şu günlerde, Ağustos<br />

sayısını hazırlarken, gazetenin haberlerine şöyle bir<br />

baktığımızda, bu defa güzel haberlerle dolu olduğunu sizler<br />

de fark edeceksiniz.<br />

Nedir bunlar?<br />

İçeride ayrıntılarını bulacağınız bu güzel haberleri kısaca<br />

aktarayım:<br />

• Ünlü turizmci Bentour’un sahibi Kadir Uğur, kendi yatıyla<br />

dünya turuna çıktı. Dostları onu Kuşadası’ndan uğurlarken,<br />

Arkadaşımız Volkan Işılay da özel davetli olarak uğurlama<br />

törenine katılırken, yaşananları <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong> okurları için<br />

yazdı.<br />

• Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye’nin dünyaya tanıtımı<br />

için önemli bir adım attı. İngiliz aktör Larry Lamb ve<br />

radyocu oğlu George Lamb, Türkiye’nin tarihi, arkeolojik<br />

ve kültürel değerlerini, seyahat odaklı tek kanal olan Travel<br />

Channel’da dünyaya anlatacak.<br />

• Turizm Bakanlığı, Türkiye’nin uluslararası rekabet<br />

ortamında imajını ve marka değerini yükseltmek, ilgili<br />

çalışmaları ve görüşleri ele almak amacıyla 3. Turizm<br />

Şurasını düzenleme kararı aldı. 1-3 Kasım tarihlerinde<br />

Ankara’da düzenlenecek şuranın hazırlıkları sürerken,<br />

yazarımız Prof. Dr. Muharrem Tuna, “Bilim Kurulu Başkanı” ve<br />

“Turizm Eğitimi/Turist Rehberliği Komisyonu Başkanı” olarak<br />

görevlendirildi.<br />

• İstanbul Otelciler Platformu’nun düzenlediği Workshop<br />

serisinin ikincisi ‘Expedia’ başlığı altında düzenlendi.<br />

Etkinlikte konuşan Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği<br />

Başkan Yardımcısı Ali Güreli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi<br />

ile bir tanıtım projesi başlattıklarının müjdesini verdi. İBB’nin<br />

katkıda bulunduğu bu projeyle İstanbul’u bir sanat şölenine<br />

dönüştürmeyi planladıklarını anlattı. İSTOTEP’in Başkanı<br />

Barış Türer ise öncelikle eğitim toplantılarının her ay devam<br />

edeceğini, Aralık ayında çok büyük bir organizasyon ve<br />

ödül töreni planladıklarını katılımın daha geniş ve daha<br />

kapsamlı olacağını açıkladı.<br />

• Güney’den gelen ardı ardına gelen güzel haberlerle,<br />

artık krizin bittiğini hissettik. Bölgeye gelen turistler arasında<br />

Ruslar rekor kırarak ilk sırayı alırken, birçok ülkenin de turist<br />

sayısında artış olduğunu gördük. Yaptığımız araştırmalarda,<br />

görüşmelerimizde bölgedeki otellerin rezervasyon<br />

taleplerine ‘doluyuz’ dediklerini öğrendik.<br />

• Boğaz’da tekne ve motor turları ve çeşitli turistik<br />

organizasyonlar konusunda hizmet veren Takatuka<br />

Tur, 3. yılını kutladı. Bir boğaz turu düzenleyen şirketin<br />

daveti üzerine bu tura biz de katıldık, hem dostlarımızın<br />

yıldönümünü kutladık hem de krizin sona ermesini…<br />

• Sektörün buluşturan önemli kuruluşlardan Uzakrota,<br />

günden güne gelişiyor. 17 Kasım’da Fairmont Quasar<br />

İstanbul’da düzenlenecek Uzakrota Travel Summit’in, çok<br />

daha yüksek katılımla, çok daha kapsamlı bir buluşma<br />

olarak geçecek. <strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>, Uzakrota Travel Summit’in<br />

Medya sponsorları arasında yer aldı. Yani 17 Kasım’da<br />

zirvede açılacak standımızda, biz de orada olmanın<br />

gururunu yaşayacağız.<br />

• Uzakrota Travel Summit, global hedefleri doğrultusunda<br />

yurt dışındaki ilk etkinliğini 27 Ekim’de Belgrad’da<br />

gerçekleştirecek. Bu da kurumun ne kadar büyüdüğünün<br />

önemli bir göstergesi.<br />

• Kazakistan’dan gelen Türk Dili Konuşan Gazeteciler Vakfı<br />

ve Toplumsal Geleşim Derneği üyesi bir grup gazeteci,<br />

Türkiye’de bir dizi temaslarda bulunurken, düzenlenen<br />

bir panelde Yayın Danışmanımız Remzi Yılmaz ve TV<br />

programcısı ve Akademisyen İskender Özturanlı kendilerine<br />

Türk Medyası hakkında sunumlar yaptılar.<br />

• Turizmdeki olumlu gelişmeler sektörün dinamiklerini de<br />

olumlu yönde etkiliyor tabi.. Biz de bu sayımızdan itibaren<br />

gazetemize İnsan Kaynakları sayfamızı ekledik. Bu sayfada<br />

sektördeki atamalar, transferler, eleman ihtiyacı gibi haber<br />

ve ilanlara yer vereceğiz.<br />

Gelecek sayımızda daha güzel haberlerde buluşmak<br />

dileğiyle…<br />

Esentepe Mahallesi Köprülü Sk. 31/A Levent<br />

34394 Şişli / İstanbul<br />

Tel:0212 343 5522 Fax: 0212 343 5521<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

info@hotelgazetesi.com<br />

Haziran 2017 Yıl:1 Sayı: 5<br />

Aylık Süreli Yayın<br />

Turizm Otelcilik Tatil Etkinlik Kültür Sanat<br />

<strong>Gazetesi</strong><br />

‹mtiyaz Sahibi & Genel Yayın Yönetmeni<br />

Mustafa ÜÇBAŞ<br />

mustafa@hotelgazetesi.com<br />

Sorumlu Yazı işleri Müdürü<br />

Aliye ÜÇBAŞ<br />

aliye@hotelgazetesi.com<br />

Yayın Danışmanı<br />

Remzi YILMAZ<br />

editor@hotelgazetesi.com<br />

Danışma Kurulu<br />

Prof. Dr. Muharrem TUNA<br />

Dr. Nebil ‹LSEVEN<br />

‹hsan TÜRKUS<br />

Sevda YILGAZ<br />

Ankara Temsilcisi<br />

Aliihsan ÜÇBAŞ<br />

ankara@hotelgazetesi.com<br />

Grafik Tasarım Uygulama<br />

Nirvana Tanıtım Hizmetleri<br />

Fotograf - Video<br />

Mustafa ÜÇBAŞ - Ahmet Oğuz ÇELiK<br />

Karikatür<br />

Emre Can ÜÇBAŞ<br />

Abone - Reklam<br />

Burcu DENKTEN<br />

hotelgazetesi@nirvanatanitim.com<br />

Dağıtım: Global Dağıtım<br />

Hürriyet Daily News<br />

Baskı: Dünya Süper Veb A.Ş.<br />

100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar/‹stanbul<br />

Gazetemizde yayımlanan haber ve görseller<br />

yasal iznimiz alınmadan kullanılması yasaktır.<br />

yayımlanan köşe yazılarının ve yorumların<br />

sorumluluğu yazarına aittir.içeriklerinden,<br />

<strong>Hotel</strong>gazetesi sorumlu tutulamaz.<br />

Kurban Bayramınızı<br />

Kutlar, Esenlikler Dileriz<br />

<strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>’ne<br />

abone olun<br />

Turizm sektöründeki<br />

gelişmelere<br />

uzak kalmayın<br />

Yıllık abonelik:<br />

120 TL (KDV dahil)<br />

Banka Hesap Numaramız:<br />

Hesap Adı: Mustafa Üçbaş<br />

Yapı Kredi Bankası Şb:<br />

Bayrampaşa / Çarşı / 1276<br />

Hesap No: 47403318<br />

İBAN:<br />

TR27 0006 7010 0000<br />

0047 4033 18<br />

Maden Sahası:<br />

Tel: 0446 711 40 60 Faks: 0446 711 40 24<br />

Öveçler Mh. 8. Cadde 1332. Sokak No: 8/8 Çankaya-ANKARA<br />

Tel: 0312 472 80 51 Faks: 0312 473 55 13<br />

www.AlacerGold.com<br />

www.Anagold.com.tr<br />

Bize yazın!<br />

Kurumunuzda düzenlenen<br />

organizasyon, aktivite ve yaşanan<br />

gelişmeleri bize gönderin,<br />

yayınlayalım. Fotoğraf eklemeyi<br />

unutmayın


Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />

3. Turizm<br />

Şurası,<br />

1-3<br />

Kasım’da<br />

Turizm Bakanlığı, Türkiye’nin<br />

uluslararası rekabet ortamında<br />

imajını ve marka değerini yükseltmek,<br />

ilgili çalışmaları ve görüşleri ele almak<br />

amacıyla 3. Turizm Şurasını düzenliyor.<br />

1-3 Kasım tarihlerinde Ankara’da<br />

düzenlenecek şuranın hazırlıkları<br />

sürerken, Kültür ve Turizm Bakanı Numan<br />

Kurtulmuş, sektör temsilcileri,<br />

akademisyenler ve konu ile ilgili uzmanlardan<br />

oluşan 3. Turizm Şurası<br />

komisyon başkanlarıyla bir araya<br />

geldi. Yazarımız Prof. Dr. Muharrem<br />

Tuna’nın, ‘Bilim Kurulu Başkanı’<br />

ve ‘Turizm Eğitimi/Turist Rehberliği<br />

Komisyonu Başkanı’ olarak katıldığı<br />

toplantıda, Bakan Kurtulmuş şurayla<br />

ilgili görüş alışverişinde bulunuldu.<br />

AMAÇ ULUSAL TURİZM<br />

POLİTİKASI OLUŞTURMAK<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığınca<br />

hazırlanan Şura, kamu kurum ve<br />

kuruluşları, turizm meslek örgütleri,<br />

sivil toplum kuruluşları, sektör<br />

temsilcileri ve akademik camianın<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

katılımı ile gerçekleştirilecek. Şurada,<br />

turizm sektörünün mevcut durumunun<br />

değerlendirilmesi, uygulama prensiplerinin<br />

güncellenmesi ve sektörün uzun vadeli,<br />

sağlıklı gelişimini sağlamak üzere ulusal<br />

bir turizm politikasının oluşturulabilmesi<br />

amaçlanıyor. Sahip olduğu doğal,<br />

kültürel güzelliklerle dünyanın sayılı<br />

destinasyonlarından biri olan Türkiye’nin,<br />

turizm potansiyelini daha da geliştirerek<br />

etkin ve doğru şekilde kullanmasının<br />

hedeflendiği şurada değerlendirilmek<br />

üzere birçok konu başlığı ele alınacak.<br />

Turizm ve ihracattaki olumlu<br />

gelişmeler Türk Hava Yolları’nı adeta<br />

uçurdu. Başkan İlker Aycı, şirketin<br />

yılın ilk yarısındaki gelirlerinin 4.6<br />

milyar dolara yükseldiğini açıkladı<br />

THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı,<br />

yılın ilk yarısında turizm ve ihracattaki<br />

gelişmelere paralel olarak Türk Hava<br />

Yollarının gelirlerinde geçen yıla göre artış<br />

kaydedildiğini açıkladı. Bu çeyrekte yolcu<br />

gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine<br />

göre %5 artarak 2.2 milyar dolara, kargo<br />

gelirlerinin ise % 29 artarak 327 milyon<br />

dolara yükseldiğini belirten Aycı: “Toplam<br />

gelirler yüzde 7 artış ile 2.6 milyar dolara<br />

ulaştı. Yılın ilk yarısında ise 4.6 milyar<br />

dolar toplam gelir elde edildi. 2017<br />

yılının ikinci çeyreğinde 189 milyon dolar<br />

esas faaliyet kârı gerçekleştirdik. Yeni<br />

uçak ihtiyacımız doğabilir. İkinci çeyrek<br />

rakamları kalıcı iyileşmeyi gösteriyor” dedi.<br />

haber<br />

THY uçuşa geçti<br />

TEMMUZ’DA REKOR KIRILDI<br />

4<br />

2017 yılında yeni hat açılışları olduğunu<br />

belirten Aycı, “Yılın ilk yarısında açılan 5<br />

yeni dış hat noktası ile birlikte toplam 120<br />

ülkeye uçuş gerçekleştirdik. Filodaki uçak<br />

sayısı da 228’i dar gövde, 93’ü geniş gövde<br />

ve 15’i kargo olmak üzere 336’ya ulaştı.<br />

2017 yılının ikinci çeyreğinde turizmin<br />

canlanmaya başlaması ile beraber taşınan<br />

yolcu sayısı bir önceki yılın aynı dönemine<br />

göre yüzde 8.5 artarak 17.3 milyon olarak<br />

gerçekleşti. Bu rakam temmuz ayında<br />

ise 7 milyonu aşarak rekor kırdı. Doluluk<br />

oranı ise 4.1 puan artışla yüzde 77.7 oldu.<br />

Gelirlerin önemli bir kısmının elde edildiği<br />

yurtdışı uçuşlarının yolcu doluluk oranı ise<br />

4.5 puanlık artış ile yüzde 76.8’e yükseldi.<br />

İlk yarıda 30.3 milyon yolcu taşınmış<br />

olup, yolcu doluluk oranı ise 2.4 puanlık<br />

artışla yüzde 76 olmuştur.” diye konuştu.<br />

Turkish Cargo’nun, dünya hava kargo<br />

pazarındaki payını artırmaya devam<br />

etiğini belirten Aycı, “2017 yılının ikinci<br />

çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine<br />

göre yüzde 31 artışla 289 bin ton kargo<br />

taşıması yapılmış olup, kargo gelirleri bu<br />

çeyrekte yüzde 29 artarak 327 milyon dolar<br />

olarak gerçekleşti. 2016 yılının başlarında<br />

55 olan kargo uçuş noktası, 2017’nin<br />

ikinci yarısında 65’e yükseldi” dedi.<br />

Baba-oğul Türkiye’yi Dünyaya anlatacaklar<br />

İngiliz aktör Larry Lamb ve radyocu oğlu George Lamb, Türkiye’nin tarihi, arkeolojik ve<br />

kültürel değerlerini, seyahat odaklı tek kanal olan Travel Channel’da izleyenlere anlatacak<br />

İngiliz aktör Larry Lamb ve oğlu<br />

tanınmış radyocu George Lamb,<br />

Türkiye’nin tarihi, arkeolojik ve<br />

kültürel değerlerini, seyahat odaklı<br />

tek kanal olma özelliğini taşıyan Travel<br />

Channel’dan dünyaya anlatacak. Travel<br />

Channel, Türkiye’nin tarihi, arkeolojik<br />

ve kültürel değerlerini tanıtmak<br />

amacıyla başlattığı programın<br />

çekimlerini tamamladı. Sunuculuğunu<br />

Superman 1 ve 3 filmleri ile BBC’nin<br />

ünlü dizisi Eastenders’da da oynayan,<br />

tiyatro kökenli Larry Lamb ve oğlu<br />

İngiltere’nin tanınmış radyocularından<br />

George Lamb’ın yaptığı programın<br />

çekimleri için 10 kişilik bir ekip 24 gün<br />

boyunca çalıştı.<br />

EN GÖZDE YERLERİMİZ<br />

TANITILACAK<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ve<br />

organizasyonu ile yapılan çekimlerle,<br />

İstanbul’da tarihi, kültürel alanlar ve<br />

alışveriş, İzmir’de Efes Antik Kenti,<br />

Meryem Ana Evi, Denizli’de UNESCO<br />

Dünya Kültür Miras Listesinde yer<br />

alan Pamukkale’nin simgelerinden<br />

Kleopatra havuzu, Antalya’da Phaselis<br />

sit alanı, Nevşehir Kapadokya’da<br />

balon turu, Ankara’da Baharatçılar<br />

Pazarı, Ankara Kalesi, Beypazarı<br />

ile Ordu’da eski şehir ile Boztepe<br />

teleferiği tanıtıldı.<br />

DÜNYA TÜRKİYE’Yİ<br />

EZBERLEYECEK<br />

Altı bölüm halinde üç yıl boyunca<br />

yayınlanması planlanan programın<br />

Türkiye’nin uluslararası çapta<br />

tanıtımına doğrudan katkı sunması<br />

hedefleniyor. “Turkey: A to B” adlı<br />

programın yayınlanacağı Travel<br />

Channel, 74 ülkede 22 dilde,<br />

61,4 milyon kişiye yayın yapıyor.<br />

Hazırlanan tanıtım filmleri, Kültür ve<br />

Turizm Bakanlığı ile Travel Channel<br />

arasında yapılan üç yıllık anlaşma<br />

çerçevesinde, İngiltere, Orta Doğu,<br />

Doğu, Avrupa ve Afrika ülkelerinde<br />

gösterilecek.


5 haber<br />

Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

Turizm<br />

açıkları<br />

kapatıyor<br />

Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden<br />

Turizm’deki olumlu<br />

gelişmelerin ülke ekonomisine etkisi<br />

hissedilmeye başlandı. Türkiye<br />

ekonomisinin haziranda verdiği 3<br />

milyar 763 milyon dolar cari açık<br />

piyasa beklentisi olan 3.9 milyar<br />

doların altında kalırken, geçen yılın<br />

haziran ayına göre 1.2 milyar dolar<br />

azaldı. 12 aylık cari açık ise 34.3 milyar<br />

dolar ile mayıstaki 35.5 milyar<br />

doların altına geriledi. Cari açıktaki<br />

kademeli iyileşmede en büyük etkinin<br />

ihracattaki artış ile turizm gelirlerindeki<br />

toparlanmadan geldiği<br />

belirtildi. İhracattaki artış sayesinde<br />

dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına<br />

göre 670 milyon dolar azaldı, turizm<br />

gelirleri ise geçen yıla göre 323 milyon<br />

dolar arttı. Yılın ilk altı ayında<br />

cari açık ise 20.7 milyar dolar oldu.<br />

Kadehlere rekabet ayarı<br />

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu, TAPDK tütün<br />

mamulleri ve alkollü içkilerin satış ve sunumuna ilişkin<br />

mevzuatta değişikliğe gitti. Yeni düzenlemeye göre, Türkiye’de<br />

tütün mamulü veya alkollü içki satışı veya sunumu yapmak<br />

isteyenlerin TAPDK’dan yetki alması gerekiyor. Kurum bu yetkiyi,<br />

ilgili mevzuatta aranan şartları sağlayan başvuru sahibi gerçek<br />

veya tüzel kişiler adına “Satış Belgesi” düzenleyerek veriyor.<br />

NELER DEĞİŞTİ?<br />

Yürürlükteki mevzuata göre, açık olarak<br />

(kadehle) alkollü içki satışı yapmak isteyenlerin,<br />

kuruma, açık alkollü içki satış<br />

belgesi başvurusu yapmadan önce<br />

faaliyetin niteliğine göre belediyeden<br />

veya mülki amirden ya da Kültür ve Turizm<br />

Bakanlığından ön izin belgesi alma<br />

zorunluluğu bulunuyordu.<br />

Yönetmelikte yapılan değişiklikle söz<br />

konusu ön izin belgelerine sahip olmayan<br />

ve Kültür ve Turizm Bakanlığından<br />

yatırım belgesi alan kişiler, yatırımlarını<br />

tamamladıktan sonra Kuruma satış belgesi<br />

başvurusu yapabilecek.<br />

Düzenleme tarihinden önce Kültür ve<br />

Turizm Bakanlığından aldığı yatırım belgesiyle<br />

gerçekleştirdiği başvuru üzerine<br />

adına satış belgesi düzenlenen kişilerin<br />

Mart 2019 sonuna kadar yatırımlarını<br />

tamamlaması ve turizm işletmesi belgesi<br />

almaya hak kazanması halinde mevcut<br />

satış belgeleri geçerliliğini koruyacak.<br />

Bu süre zarfında yatırım belgesini turizm<br />

işletmesi belgesine dönüştüremeyen<br />

kişilerin, 2019 yılı süre uzatım işlemi<br />

esnasında uygun faaliyet konulu iş yeri<br />

açma ve çalışma ruhsatı ibraz etmeleri<br />

gerekecek.<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığından turizm<br />

işletmesi veya kısmi turizm işletmesi<br />

belgesi almış kişilerin, satış yapılacak<br />

yerle örgün eğitim kurumları ve dershaneler,<br />

öğrenci yurtları ve ibadethaneler<br />

arasında kapıdan kapıya<br />

en az yüz metre mesafe bulunması<br />

zorunluluğundan muafiyetleri aynen<br />

devam edecek.<br />

ALTERNATİF SUNMAK<br />

ZORUNDA<br />

Ayrıca, yönetmelik değişikliğinden<br />

sonra açık alkollü içki satan işletmeler,<br />

müşterisine aynı kategorideki birden<br />

fazla firmanın ürünleri arasından tercih<br />

imkanı sunmak zorunda. Açık alkollü<br />

içki satıcıları, marka ismi, servis veya<br />

ambalaj hacmi ve fiyat bilgisiyle sınırlı<br />

kalmak koşuluyla satışa sundukları<br />

tüm ürünlere liste halinde menülerinde<br />

yer verecekler. Bu düzenlemeye aykırı<br />

sözleşmelerin bir yıl içinde Yönetmeliğe<br />

uygun hale getirilmesi gerekiyor.<br />

KOKTEYL DERSİ KALDIRILDI<br />

Eğitim-Bir-Sen’in, Temmuz ayında düzenlenen 19. Milli Eğitim Şurası’nda<br />

sunduğu ve Şura kararları arasında yer alan “Anadolu Otelcilik ve<br />

Turizm Meslek Liselerinin Öğretim Programları ve Ders Çizelgelerinden<br />

Alkollü İçki ve Kokteyl Hazırlama Dersi’nin çıkarılması” talebi, Bakanlık<br />

tarafından onaylanmış ve söz konusu dersi ders çizelgesinden kaldırılmıştı.<br />

SEKTÖRDEN TEPKİ<br />

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı<br />

Ali Yalçın, ‘çocukları ve gençleri alkole iten baskılardan korumayı’ ve ‘alkolün<br />

onlara doğrudan veya dolaylı verdiği zararları azaltmayı’ amaçladıklarını öne<br />

sürerken, sektörle ilgili STK’lardan karara tepki geldi. Yiyecek içecek alanında<br />

kalifiye eleman açıkları olduğunu savunan sektör temsilcileri, hizmet kalitesini<br />

devam ettirebilmek adına kararın gözden geçirilmesini savundu. Özellikle<br />

ana pazar olan Avrupalı turiste hizmet edebilmek için bunun mesleki bir<br />

eğitim olduğunun kabul edilmesi gerektiğini savunan turizmciler, yasak<br />

devam ederse eğitimi kendilerinin vermek zorunda kalacaklarını belirttiler.<br />

Yassıada Şantiyesi<br />

Adnan Menderes ve arkadaşlarının<br />

yargılanıp idama mahkûm edildiği 1’inci<br />

derece doğal, tarihi ve arkeolojik sit alanı<br />

olan Yassıada’da, müze ve otel inşaatı<br />

devam ediyor. Eski Başbakan Ahmet<br />

Davutoğlu döneminde temeli atılan<br />

binalar yükseldikçe adanın silüetini<br />

değiştirirken, tıraşlanarak düzleştirilen<br />

tepeyi saran binalarla birlikte, inşaatların<br />

vinçleri de adayı bir şantiye görüntüsüne<br />

çevirdi.<br />

Darbenin izlerini silmek için adı Demokrasi<br />

ve Özgürlük Adası olarak değiştirilen<br />

adanın teknelerin yanaşabileceği en<br />

uygun noktası, dolguyla genişletilirken,<br />

inşaatlara malzeme getiren ve hafriyat<br />

götüren kamyonları buraya yanaşıyor.<br />

İnşaatlar tamamlandığında bu dolgu<br />

alanının iskeleye çevrileceği, Atatürk’ün<br />

yatı SAVARONA’nın da bu iskeleye<br />

çekileceği belirtiliyor.<br />

Adadaki deniz fenerleri ile cami inşaatının<br />

tamamlanmak üzere olduğu belirtiliyor.<br />

Türk siyasi tarihinde oldukça önemli<br />

yer tutan Menderes’in yargılandığı spor<br />

salonu, subayların yatakhanesi olarak<br />

kullanılan bina ile 19. yüzyılda İngiliz Sir<br />

Henry Bulwer’in yaptırdığı şato ise sadece<br />

restore ediliyor. Plana göre adayı kaplayan<br />

ancak inşaatlar nedeniyle sökülen<br />

makilerin yerine ağaçlar dikilip çimlendirilecek.<br />

Adadaki inşaatlar tamamlandığında<br />

TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar<br />

Birliği) tesisleri 30 yıl işlettikten sonra<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile imzaladığı<br />

anlaşma gereği bakanlığa devredecek.<br />

2016’nın Eylül ayında tamamlanması<br />

planlanan restorasyon ve inşaatların bir<br />

yıllık gecikme ile bu yılın sonuna doğru<br />

tamamlanması bekleniyor.


seyahat 6<br />

Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

Ünlü turizmci Kadir Uğur hayallerine yelken açtı<br />

Kadir Uğur seyahatinden dakikalar<br />

önce, Turizm Bakanlığı Eski Almanya<br />

Ateşesi Hüsnü Gümüş’ün kendisine<br />

armağan ettiği el yapımı Sinop takası<br />

ve yelkenli tekne maketini havaya<br />

kaldırıp poz verirken.<br />

ÖZEL HABER<br />

17 Ağustos’ta Antalya’dan “Sadun<br />

Boro’nun izinde, turizmcinin<br />

gözünde” sloganıyla yola çıkan<br />

Uğur’un 17,5 metrelik teknesini, 23<br />

Ağustos’ta Kuşadası’ndan yakın<br />

dostları uğurladı. Yapılan uğurlama<br />

törenine, özel davetli olarak<br />

katılan arkadaşımız Volkan Işılay,<br />

o duygusal anları yazdı. 19 Nisan<br />

2019’da Kuşadası’nda<br />

sona erecek tur<br />

boyunca gelişmeleri<br />

yine Volkan Işılay’ın<br />

anlatımıyla<br />

gazetemizden ve<br />

web sitemizden<br />

takip edebilirsiniz<br />

Seyahat acentası Bentour’un sahibi Kadir<br />

Uğur, kendi tabiriyle emekli olup işlerini oğlu<br />

Deniz Uğur’a devrettikten sonra 17.5 metrelik<br />

bir yatla dünya turuna çıktı. 17 Ağustos’ta<br />

Antalya Delphin Be Grand Resort’dan yola<br />

çıkan ve 23 Ağustos günü Kuşadası Palm Bay<br />

Resort’un marinasından “Sadun Boro’nun izinde,<br />

turizmcinin gözünde” sloganıyla dünyaya açılan<br />

Uğur, seyahate çıkmadan önce dostlarıyla iki<br />

buluşma gerçekleştirdi. Kadir Uğur ve dostları<br />

mavi yolculuk öncesinde, 22 Ağustos akşamı<br />

Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı’nın<br />

Değirmen Çiftliği’nde verdiği yemekte bir araya<br />

geldi. Gecede Uğur’a dostları tarafından çeşitli<br />

hediyeler verildi. Özer Kayalı tarafından kendisine<br />

Kuşadası bayrağı da takdim edildi. Sonraki gün<br />

(23 Ağustos) akşam saatlerinde Kuşadası Pine<br />

Bay Resort’un marinasında bir araya gelen<br />

Kadir Uğur’un dostları, dünya turu öncesinde<br />

uğurlama için buluştu. Marinadaki buluşmaya<br />

Kuşadası Kaymakamı Muammer Yılmaz,<br />

Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı, İstanbul<br />

Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün<br />

ve eski başbakanlardan Mesut Yılmaz da katıldı.<br />

Akgün <strong>Hotel</strong> İstanbul Marka Direktörü Sevda Yılgaz<br />

“Denizaltı Arkeolojisi” adlı kitap hediye etti


7<br />

seyahat<br />

Sayı:<br />

HAYALLERİNİN PEŞİNDEN<br />

KOŞUYOR<br />

Pine Bay Holiday Resort’un sahibi<br />

Naile Göçer uğurlama programında: “<br />

Kadir Uğur’un hayallerine ulaşmak için<br />

yaptığı çalışmalar beni çok etkiledi.<br />

Çünkü hayallerin peşinden koşmak<br />

başka bir şey. Hayallerinizin peşinden<br />

koşup bunları gerçekleştiriyorsanız<br />

o zaman fark yaratıyorsunuz. Bu<br />

yolculukta Palm Bay’in bir durak<br />

olması çok onur verici” diye konuştu.<br />

MESUT YILMAZ: CESARET İSTER<br />

Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz,<br />

Kadir Uğur ile ortaokul arkadaşı<br />

olduklarını söyleyip: “Ticarete de<br />

ortaokulun kantinini işleterek<br />

başlamıştı (gülüşmeler). Sonra işleri<br />

büyüttü İsviçre’de turizm şirketi kurdu.<br />

Kendisi İsviçre’den Türkiye’ye en fazla<br />

turist gönderen işletmenin sahibi oldu<br />

ve en başarılı yabancı girişimci ödülüne<br />

layık görüldü. Mesleğinin doruk<br />

noktasına gelince ve arkasında başarılı<br />

bir oğlu (Deniz Uğur) olunca –ki kendisi<br />

de genç girişimci ödülü aldı- bir dünya<br />

turuna çıkmaya karar verdi. Böyle<br />

ufak bir tekneyle dünyayı dolaşmak<br />

bir cesaret işidir. Hem cesaret hem de<br />

ustalık ister. Kadir’de her ikisi var ki bu<br />

işe talip oldu. Yola çıkarken onu yalnız<br />

bırakmayan dostlarına, Palm Bay<br />

işletmesine, Kuşadası kaymakamına<br />

ve belediye başkanına teşekkür<br />

ediyorum. Kadir Bey’e rüzgârının bol<br />

olmasını diliyorum. Ne çok olsun ne<br />

az olsun. Uygun olsun” diye konuştu.<br />

UĞUR: 30 YILLIK HAYALİM<br />

Kadir Uğur uğurlama törenine<br />

katılanlara teşekkür ettikten sonra:<br />

“ Nereden nereye geldik. 1968<br />

yılında başlayan bir turizm hayatım<br />

var. Kuşadası o zamanlar Türkiye<br />

turizminin patladığı noktadaydı. 4 tane<br />

otel senede 3 bin turist… 3 bin turiste,<br />

oteller doldu diye bakıyorduk. Buradaki<br />

işletmelere müşteri getiriyorduk.<br />

Bugüne baktığımız zaman Ege<br />

sahilleri çok gürültülü olmaya başladı.<br />

Kuşadası gerçekten tatil yapılacak bir<br />

yöre haline getirilmiş. Bu açıdan sayın<br />

belediye başkanımı ve kaymakamımı<br />

tebrik ediyorum. Kuşadası<br />

Setur Marina’da demirleyerek<br />

teknede kaldık. Gürültü olmadan<br />

eğlenilebilecek bir yer buldum.” dedi<br />

Uğur, dünya turuna çıkmasıyla<br />

ilgili de şunları söyledi. “Gezime<br />

gelince, ben bu geziyi 30 senedir<br />

yapmak istiyordum. İlk firmamı<br />

sattım ve bir tekne yaptırdım fakat<br />

kısmet olmadı. İsviçre’de turizm çıktı<br />

karşıma. O tekneyi sattım ve turizme<br />

tekrar başladım yeni bir firmayla.<br />

70 yaşına gelince; zamanım azaldı<br />

bunu mutlaka yapmam lazım dedim.<br />

Türkiye turizmini de gidilmeyen<br />

yörelerde tanıtmam lazım diye<br />

düşündüm. 3 sene önce Almanya’da<br />

bu tekneyi yaptırdık. Oradan<br />

buraya yelkenle geldik. Buradan<br />

(Kuşadası) da dünyaya açılıyoruz.”.<br />

TÜRKİYE’Yİ DÜNYAYA<br />

TANITACAK<br />

Turizmi bırakmadığını vurgulayan<br />

ünlü turizmci, dünya turuna çıkmak<br />

için yaptığı hazırlıkları ve programı<br />

hakkında şu bilgileri verdi: “Yanıma<br />

500 kilo hatıra eşya aldım Türkiye’den.<br />

Yat limanları ile temastayım. Turizmi<br />

bırakmıyorum. Çünkü oralarda yat<br />

kulüplerine üye olanlara Türkiye<br />

akşamları düzenleyeceğim. Yirmi<br />

kulübe yazdım dört tanesinden<br />

cevap geldi. Kabul ettiler. Diğerleri<br />

ile de irtibata geçip Türkiye’yi<br />

tanıtacağız. Bu gezide bana refakat<br />

edecek iki arkadaşım var; Murat<br />

Baltutan. 2 senedir tekne onun<br />

elinde. Diğer isim ise Volker Braun.<br />

Almaya’dan tekneyi getirirken onu<br />

tanımıştım. Hüzünlüyüm, çünkü<br />

iki sene müddetle Türkiye’den<br />

uzağım. Hem de sevinçliyim, çünkü<br />

sınırsız bir yolculuğa çıkıyorum.”<br />

KİTAP YAZACAK<br />

Bu seyahatin Halit Çelikbudak<br />

tarafından kitaplaştırılacağının da<br />

haberini veren Kadir Uğur, “2 sene<br />

sonra geri döndüğümde inşallah<br />

bu kitapları imzalayıp size verme<br />

şerefine de nail oluruz” dedi.<br />

Kuşadası’na tekrar 19 Nisan 2019’da<br />

giriş yapacaklarını belirten Kadir<br />

Uğur, son durağının doğduğu yer<br />

İstanbul Büyükçekmece olacağını<br />

söyledi. Kadir Uğur: “Hanımım (Anita<br />

Uğur) Barcelona’ya kadar gelecek.<br />

Oradan sonra üç erkek beraber<br />

devam edeceğiz. Hakkınızı helal<br />

edin. Bizi hep düşünün dua edin. Biz<br />

6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

ruhumuzla kalbimizle sizin yanınızda<br />

olacağız” diyerek konuşmasını bitirdi.<br />

PINE BAY’DAN DEMİR ALDI<br />

Konuşmaların ardından dostlarıyla<br />

duygu yüklü bir vedalaşma<br />

gerçekleştiren Kadir Uğur, yol<br />

arkadaşları ve eşi, Pine Bay Resort’un<br />

iskelesinden demir alarak 2 sene<br />

sürecek olan yolculuklarına çıktılar.<br />

Kadir Uğur, Murat Baltutan ve Volker<br />

Braun’dan oluşan kaptan ekibi 17<br />

Ağustos’da Antalya’dan başladıkları<br />

seyahatte Cebelitarık Boğazı’nı geçip<br />

Atlantik Okyanusu’nda ilerleyerek<br />

Karayipler’e, oradan da Panama’ya<br />

ulaşacak. Daha sonra tam beş<br />

hafta boyunca hiçbir kara yüzü<br />

görmeden Pasifik Okyanusu’nda<br />

ilerleyerek Avustralya kıyılarına,<br />

Papua Yeni Gine ve Endonezya’ya<br />

varacak. Hint Okyanusu’nu geçerek<br />

Madagaskar’a gittikten sonra Ümit<br />

Burnu’ndan yukarı çıkıp Afrika<br />

Kıtası’nın Batı kıyılarını dolaşacak<br />

olan ekip Cebelitarık Boğazı’ndan<br />

İstanbul’a geri dönecek. Kadir Uğur ve<br />

mürettebatının nerede olduğu http://<br />

www.bentour-weltumsegelung.<br />

com/ adresinden takip edilebilecek.<br />

fotoğraflar/ Volkan IŞILAY


Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

egitim<br />

~<br />

8<br />

Remzi<br />

YILMAZ<br />

TRT’nin ilk spikerlerinden Mesut Mertcan<br />

hayata gözlerini yumdu. Doktoru, 71 yaşında<br />

vefat eden Mesut Mertcan hakkında bilgi<br />

verirken, ‘uzun süredir depresyonda’ olduğunu<br />

belirtmiş, onunla aynı huzurevinde yaşayan<br />

diğerleri ve huzurevi görevlileri, Mesut<br />

Mertcan’ın, geçmiş günlerden bahsetmeyi<br />

sevmediğini söylemişler.<br />

Bir Gazeteci-Televizyoncu olarak Mesut<br />

Mertcan’ın meslektaşım olmasından öte<br />

çok ayrı bir yeri vardı benim için. Televizyon<br />

ekranında ilk gördüğüm ve büyük şaşkınlık<br />

yaşadığım o günkü anlatılmaz duyguları, bugün<br />

hala hissederim.<br />

1974 Ağustos’unda, sınavını kazandığım parasız<br />

yatılı Kastamonu Göl Öğretmen Okulu’na<br />

kayıt için gerekli evrakları hazırlamak üzere,<br />

o dönem bağlı bulunduğumuz Zonguldak’a<br />

gitmiştik. Gündüz işlemler bittikten sonra<br />

babamla akşam sahildeki çay bahçesine<br />

indiğimizde, tanıdık bir sesten haberleri<br />

okuyor, masalardaki herkes kafasını kaldırmış,<br />

bir yere bakıyordu. Yıllarca radyodan tanıdığım<br />

bu ses, çay bahçesinde belli aralıklarla dizilmiş<br />

televizyonlardan geliyor ve herkes haberleri<br />

izliyordu. Masaya oturmadan, ayakta öylece<br />

ekrana bakakalmıştım. Bu 13 yaşında bir çocuk<br />

olarak hem televizyonu, hem de radyodan<br />

duyduğum o sesin sahibi Mesut Mertcan’ı ilk<br />

kez görüyor olmanın karmakarışık duygularıydı<br />

ki, o duyguları bugünkü tecrübemle bile<br />

anlatmam imkansız.<br />

Mesut Mertcan’ın ölüm haberiyle birlikte<br />

o ve ondan sonraki günler, bir bir yeniden<br />

gelip geçti gözümün önünden. Akşam eve<br />

döndüğümde hala kafamın içinde bir yerlerde<br />

aynı görüntüler dönüp duruyordu.<br />

Yıllar sonra özel televizyonlar devreye<br />

girdiğinde, TRT kökenli birçok spiker, muhabir,<br />

yapımcı, birer birer özel televizyonlara geçip<br />

oralarda görev alırken, TRT’nin ekran disiplinini<br />

de beraberinde götürüp yerleştirdiler. Bu<br />

disiplin yıllar boyunca, ustalar tarafından çeşitli<br />

yollarla gençlere öğretildi, gelecek kuşaklara<br />

aktarıldı.<br />

Mesut Mertcan<br />

neden depresyona<br />

girdi?<br />

Sonra yerel TV’ler devreye girdi.. Onlar<br />

da alabildikleri kadarını alıp, geri kalanını<br />

kendi görgü ve şiveleriyle harmanlayarak<br />

ekranlara taşıdılar.<br />

Mesut Mertcan’ın ölüm haberini aldığım o<br />

gün, akşam eve geldiğimde Galatasaray’ın<br />

Sivasspor’u 3-0 yendiği maç bitmiş,<br />

kanallarda bu maçın yorumları yapılıyordu.<br />

Yolda gelirken otobüste Twitter’dan<br />

görmüştüm, Sadık Söztutan TRT Spor’un<br />

Taha Akgül’le ilgili son dakika ekranını<br />

paylaşmıştı. Son dakika KJ’sinde ‘Taha Akgül<br />

Dünya Şampiyonası’nda Gümüş Madalya<br />

Kazandı’ yazıyor, usta da ‘Gümüş madalya<br />

kazanılmaz, Altın madalya kaybedilir’ diye<br />

uyarıyordu. Sizce haksız mıydı?<br />

Eve geldikten sonra biraz NTV Spor’da<br />

Rıdvan Dilmen’le Murat Kosova’yı, biraz da<br />

TRT Spor’un ‘Başlama Vuruşu’ adıyla verdiği<br />

Galatasaray’ın maç sonu değerlendirme<br />

programını izledim. Maç bitmiş,<br />

değerlendiriyorsun ama programın adı<br />

‘Başlama Vuruşu’.. Onu bırak ekranda üçlü<br />

pencere ve birinde Kaya Çilingiroğlu, cep<br />

telefonuyla ilgileniyor.. Ardından yüzünü<br />

gözünü temizliyor, sonra ‘beni ekrandan<br />

alın’ gibi bir işaret yapıyor. Adam ne de olsa<br />

görgülü, burnunu karıştırırken görünmek<br />

istemiyor sanırım..<br />

NTV Spor’da Erbatur Ergenekon günün<br />

spor haberlerini sunmaya başladı. Bir ara<br />

kameraya bakmadan ‘Ben şu Galatasaray<br />

maç haberini seslendireyim’ dedi. Ben<br />

de ‘yine bir canlı yayın kazası’ diyerek<br />

gülümsedim. Meğer maç haberinin<br />

videosunu yetiştirememişler, o haberi<br />

DSF olarak sunacak ve onun anonsunu<br />

yapıyormuş. Arkasından Fenerbahçe<br />

haberi için de aynı anonsu yaptı, ‘ben şu<br />

Fenerbahçe haberini de seslendireyim’<br />

deyip antrenman haberini, hemen ardından<br />

da aynı sunumla ‘Josef de Souza’nın transfer<br />

haberini’ verdi. Aklıma yine Mesut Mertcan’ı<br />

ekranda ilk görüşüm ve televizyonların o<br />

günden bugüne geçirdikleri evreler geldi.<br />

NTV Spor’un verdiği haberlerin DSF’sinde<br />

Fenerbahçe’nin eskiden yaptığı ve<br />

aralarında başka kulüplere transfer<br />

olmuş eski futbolcularının da bulunduğu<br />

antrenman görüntüleri dönüyordu.<br />

Kayserispor Başkanı Erol Bedir’in ‘Welliton’u<br />

alan bedelini öder’ başlıklı haberinde ise<br />

Başkanın görüntüsü hem bulanık, hem<br />

de o kadar yakından çekilmiş ki, sanırsın<br />

korku filmlerinden bir sahneyi alıp, Erol<br />

Bedir’e benziyor diye onu koymuşlar..<br />

Bu arada haber yine DSF… Yani başkanın<br />

kendi sesi değil. Bu yüzden Başkanın başka<br />

görüntüsünü verebilirsin..<br />

Hey gidi NTV Spor dedim.. Sen ki Spor<br />

Televizyonculuğunun öncüsü, TRT’nin<br />

ustalarından Kenan Onuk’un Türkiye’ye<br />

armağan ettiği ilk spor kanalısın, bir<br />

efsanesin, sen bu hallere mi düşecektin?<br />

Acaba Merhum Kenan Onuk, bunları görse<br />

ne yapardı diye de düşünmeden edemedim.<br />

Sonra yine Mesut Mertcan’ın ölümüne<br />

takıldım, üzüldüm… Benim için bir<br />

dönemin kapanmasıydı o. Tamam, hepimiz<br />

bir gün bu dünyadan göçüp gideceğiz<br />

de, Mertcan’ın depresyona girmesinin<br />

nedeni televizyonların bugünkü haline<br />

dayanamaması olmasın?<br />

İstanbul Otelciler Esnaf Odası<br />

Eğitim Projesi ilk mezunlarını verdi<br />

İstanbul’daki meslek kuruluşları ve bazı otellerle işbirliği yapılarak<br />

düzenlenen proje, hem otellere eleman yetiştirerek turizme hizmet<br />

ediyor, hem de işsiz ve yoksul gençleri ve kadınları meslek sahibi yapıyor<br />

İstanbul Esnaf ve Sanatkarları<br />

Odaları Birliği (İSTESOB) ile İstanbul<br />

Otel Motel Kamping Pansiyoncular<br />

ve Benzerleri Esnaf Odası (İOEO)<br />

işbirliğinde düzenlenen eğitim projesi,<br />

ilk mezunlarını verdi. Küçükçekmece<br />

Mesleki Eğitim Merkezi ve <strong>Hotel</strong> İpek<br />

Palas, Sirkeci Mansion, Fahri Otel,<br />

Maywood Otel ve Saphire Otel’in<br />

iştirakleriyle yürütülen proje, mesleki<br />

eğitim ve iş danışmanlığı hizmetleri ile<br />

İstanbul’daki dezavantajlı gruplardan<br />

yoksulluk bölgesinde yaşayan uzun<br />

süreli işsiz genç ve kadınların ekonomik<br />

ve sosyal hayata katılmalarına ve<br />

uyumuna destek oluyor.<br />

Avrupa Birliği’nin İnsan Kaynaklarının<br />

Geliştirilmesi Programı çerçevesinde<br />

desteklediği ve Çalışma ve Sosyal<br />

Güvenlik Bakanlığının “Dezavantajlı<br />

Kişilerin Sosyal Entegrasyonu ile<br />

Bakırköy’de sahne çocukların<br />

Bakırköy Belediyesi’nin ‘Karne Sizden Yaz Spor<br />

Okulu Bizden’ projesinin finalinde madalya ve<br />

katılım belgelerini alan minikler hem Zeybek<br />

hem de Kafkas danslarından örnekler sahneledi<br />

Bakırköy Belediyesi yaz tatili<br />

boyunca ücretsiz yaz spor okulu<br />

hizmeti sunduğu öğrencilere<br />

yönelik Atatürk Spor ve Yaşam<br />

Köyü’nde düzenlenen ödül<br />

törenine miniklerin yaptığı danslar<br />

damga vurdu... Yaz kursuna<br />

katılım belgeleri ve madalyalarını<br />

alan çocuklar, Zeybek de oynadı<br />

Kafkas danslarından örnekler de<br />

sergiledi. Kapalı spor salonunda<br />

İstihdam Edilebiliirliklerinin Geliştirilmesi<br />

ve Hibe Programı” kapsamında<br />

yürütülen proje ile otellerin nitelikli<br />

eleman ihtiyacı karşılanıyor.<br />

Proje çerçevesinde; gençleri ve<br />

kadınları eğiterek konaklama<br />

tesislerinde istihdamlarını sağlayacak<br />

olan “DEZAVANTAJLI GRUPLARIN<br />

EKONOMİK VE SOSYAL HAYATA<br />

KAZANDIRILMASI PROJESİ’nin 1.<br />

grup Rezervasyon Elemanları Teorik<br />

ve uygulamalı olarak Eğitimlerini<br />

tamamladılar ve sertifikalarını<br />

almaya hak kazandılar. Bu ilk grubun<br />

sertifikaları, geçtiğimiz günlerde<br />

düzenlenen törenle kendilerine takdim<br />

edildi. Teorik ve pratik eğitimlerini<br />

tamamlayarak sertifikalarına kavuşan<br />

kursiyerler, İSTESOB ve İOEO tarafından<br />

yerleştirildikleri otellerde stajlarına<br />

devam ediyorlar.<br />

yoğun katılımla gerçekleşen<br />

törene Cumhuriyet <strong>Gazetesi</strong> Spor<br />

Müdürü Arif Kızılyalın, Türkiye<br />

<strong>Gazetesi</strong> Yazarı Hasan Sarıçiçek,<br />

Gazetemiz yayın danışmanı<br />

Remzi Yılmaz’ın yanı sıra Türk<br />

futbolunun unutulmaz isimleri<br />

Ahmet Akcan, Benhur Babaoğlu<br />

ve Mustafa Arabacıbaşı ile çok<br />

sayıda basın mensubu katıldı.


9 akademik bakısş<br />

Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

Prof Dr.<br />

Muharrem<br />

TUNA<br />

Turizm Akademisyenleri Derneği<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

muharrem@gazi.edu.tr<br />

UCUZCU TURİST DESTİNASYONU<br />

OLMAK YA DA OLMAMAK!<br />

“Yorucu bir otomobil yolculuğundan sonra<br />

Antalya’ya tatil yapacağımız beş yıldızlı<br />

otele varmıştık. Odamıza yerleşip biraz<br />

dinlendikten sonra akşam yemeği için otelin<br />

restoranına geçtik. Restoran son derece<br />

zevkli dekore edilmişti ve yemekler de çok<br />

lezzetli görünüyordu. Uzun süre araba<br />

kullanmak ve sonrasında bir şey yemeden<br />

dinlenmeye çekilmek beni oldukça<br />

acıktırmıştı. Açık büfeden yarım kase çorba<br />

ile yemeğe başlamıştım. O sırada açlık<br />

güdümü ortadan kaldırmaya başlamanın<br />

verdiği rahatlamanın etkisiyle çevremde<br />

neler olup bittiğine de vakit ayırmaya<br />

başladım. Tam o anda karşımdaki masada<br />

oturan bir çift dikkatimi çekti. Masaya<br />

getirdikleri tabaklarda ikişer adet kocaman<br />

balık vardı. Masadaki boşlardan daha önce<br />

salata ve çorba yedikleri belli oluyordu.<br />

Hemen akabinde birer tabak kızarmış<br />

tavuk ve sulu yemekler geldi. Tatlı faslına<br />

geçildiğinde getirdikleri tabaklarda altı tane<br />

şeftali, neredeyse bir tüm baton yaş pasta<br />

ve karışık tatlıları gördüm. Bahse konu<br />

olan turist çift, masaya gelen yiyeceklerin<br />

tamamı olmasa da yarısından fazlasını<br />

yediler. Yemeğin sonlarına gelindiğinde bir<br />

ara erkek olan turist boğulacak gibi oldu.<br />

Yiyecekler artık boğazından geçmiyordu.<br />

Eşi ya da sevgilisi olan bayan ayağa kalkarak<br />

sırtına birkaç kez vurdu. Kısa bir süre<br />

önce neredeyse aşırı yemekten boğulup<br />

masada kalma tehlikesi geçiren sevgili<br />

turistimiz içeceğinden birkaç yudum çekti<br />

ve yeniden kendini daha fazla yemek için<br />

zorlamaya başladı. O sırada ben de aslında<br />

sinirden kendi kendimi yiyordum. Otel<br />

yöneticilerinden bu kişilerden ne kadar<br />

gelir sağladıklarını duyunca sinirim daha da<br />

arttı. Otele veya diğer bir ifadeyle Türkiye’ye<br />

bıraktıkları günlük para 55 dolar yani şimdiki<br />

kurla 190 TL idi.<br />

Sezonun tam ortasında bu tesisler bu fiyata<br />

nasıl satılabiliyordu? Acaba o turistin kendi<br />

ülkesinde sadece böyle bir akşam yemeği<br />

için ne kadar hesap ödemesi gerekirdi? Ya<br />

da kendi ülkesinde (eğer varsa) böylesine<br />

lüks bir tesiste herşey dahil konaklamaya<br />

ödemesi gereken tutar ne kadar olurdu?<br />

Tüm bunlar aklımdan geçerken bir taraftan<br />

benim yaptığım ödemenin o turistten<br />

yaklaşık %50 fazla olduğunu düşünüp<br />

hayıflanıyor, diğer taraftan da ülkeye<br />

gelen turist profilinin artması gerektiğini<br />

düşünüyor ve zihnimde buna yönelik fikirler<br />

üretiyordum.<br />

Birkaç gün sonra fırsat bulunca küçük<br />

bir araştırma yaptım ve gerçekten de<br />

uluslararası tur operatörlerinin ülkemizdeki<br />

bu güzelim tesisleri rakip ülkelere oranla<br />

çok düşük ücretler üzerinden satışa<br />

sunduğunu gördüm. Bir örneği sizlerle<br />

paylaşmak istiyorum. Almanya’dan, aynı<br />

havalimanından (Frankfurt), aynı dönem<br />

(26.08-02.09.2017), aynı süre (1 Hafta), aynı<br />

konsepte (5 Yıldızlı Otel-Herşey Dahil) uçak<br />

dahil tatil satış fiyatları şöyle;<br />

Bu tabloya göre, Türkiye fiyatları Mısır hariç<br />

incelediğim örnekteki her ülkenin gerisinde<br />

görünüyor. Özellikle İtalya, İspanya, Tunus<br />

ve Yunanistan fiyatları bizden oldukça<br />

yüksek düzeylerde. Aslında bu veriler<br />

istatistiksel olarak tam manasıyla toplamı<br />

ve ortalamayı göstermez ama fikir vermesi<br />

açısından kanımca önemli. İncelediğim<br />

diğer farklı çıkış noktalarında da fiyat<br />

düzeyleri benzerlik gösteriyor.<br />

Bu durumun en açık göstergelerinden<br />

birisi, 2015 yılı rakamlarına göre en<br />

fazla yabancı turist ağırlayan ülkeler<br />

sıralamasında altıncı sırada olmamıza<br />

rağmen aynı yıl turizm gelirlerinde ancak<br />

onbirincilikte yer bulabiliyor olmamızdı.<br />

2016 yılına gelindiğinde, gelen turist sayısı<br />

yaklaşık %30 düşerken sıralamada dört<br />

basamak geriledik ve kendimize onuncu<br />

sırada yer bulduk. Turizm gelirlerinde ise<br />

tam altı basamak geriledik ve onyedinci<br />

sıraya düştük. Buradan çıkan net sonuç,<br />

kişi başına düşen turist harcamalarının<br />

gittikçe geriliyor olması. 2014 yılında 828<br />

$ olarak gerçekleşen harcamalar, 2015<br />

yılında 756 $’a, 2016 yılında 705 $’a ve 2017<br />

yılının ikinci çeyreğinde 611 $’a geriledi.<br />

Olayın bir de farklı yönü var. Türkiye’ye her<br />

yıl yurtdışında yaşayan yaklaşık 6 milyon<br />

civarında vatandaşımız geliyor. Ülkeye gelen<br />

yabancı turist ve gelir hesabında bu kitle<br />

de dikkate alınıyor ve bu kimseler yabancı<br />

turistlerden neredeyse bir buçuk misli<br />

daha fazla harcama yapıyorlar. Dolayısıyla<br />

vatandaşımız olmayan yabancı turistlerin<br />

harcamaları yukarıda belirtilen rakamların<br />

da altında gerçekleşiyor.<br />

Oysa birçok turizm ülkesinin elde ettiği<br />

gelir kişi başı 1000 $ civarında. Başta ABD<br />

olmak üzere bazı ülkelerde bu rakam 2000<br />

$’ı bulurken, Almanya, İngiltere ve İspanya<br />

gibi ülkeler 1000 $’ın üzerinde kişi başı gelir<br />

elde ediyorlar. Biz ise en iyi olduğumuz<br />

dönemlerde dahi bu alanda 900 $’ı<br />

yakalayamamışız.<br />

Peki, eşsiz tarihi, kültürel ve doğal<br />

güzelliklerimize, yeni ve son derece lüks<br />

tesislerimize rağmen, neden rakiplerimize<br />

göre turistlerden daha az gelir sağlıyoruz?<br />

Belki de turizm bürokrasisi, STK’ları ve daha<br />

da ötesinde tüm turizm camiasının üzerinde<br />

kafa yorması gereken en önemli konu bu.<br />

Bana göre bu sorunun çok farklı nedenleri<br />

var. Öncelikle son dönemde yaşamış<br />

olduğumuz terör olayları ve siyasal<br />

sorunlardan kaynaklanan imaj problemi, bu<br />

düşüşün arkasında yatan en önemli etmen.<br />

Ancak sorunu sadece imaj algısına yüklemek<br />

de tam anlamıyla doğru değil. Buna başka<br />

etmenleri de eklemek mümkün. Bunlardan<br />

bir tanesi birkaç pazara odaklanıp, alternatif<br />

pazarlara gereken önemi vermemek,<br />

yani tüm yumurtaları aynı sepete koymak<br />

olabilir. Çünkü sadece bir ya da birkaç<br />

pazara bağımlı olunması durumunda, söz<br />

konusu ülkelerle yaşanacak siyasi sorunlar<br />

ülkenin turizme olan talebini azaltacak; arz<br />

fazla talep az olduğu durumda da fiyatlar<br />

düşecektir. Buna ek olarak, büyük tur<br />

operatörlerine bağımlılık da bu sorunun<br />

bir başka önemli nedenidir. Yabancı tur<br />

operatörlerinin pazarda tekelleşmesi,<br />

konaklama işletmeleri üzerinde fiyat<br />

baskısı oluşturmalarına yol açmaktadır.<br />

Konaklama işletmelerinin fiyatları aşağı<br />

çekmemesi durumunda da tur operatörleri<br />

talepte bulunan turistleri farklı tesis ya da<br />

ülkelere yönlendirebilmektedir. Finansal<br />

gücü yerinde olmayan birçok işletmeci de<br />

böyle durumlarda fiyatları hemen aşağı<br />

çekme yolunu seçmektedirler. Bir başka<br />

neden de sektörde rekabetin ağırlıklı<br />

olarak fiyat üzerinden yapılıyor olmasıdır.<br />

Otel işletmecileri çoğu destinasyonda,<br />

bu sorunu kendi aralarında yaptıkları<br />

toplantılarda asgari fiyat konusunda<br />

mutabakata vararak çözmektedirler. Ancak<br />

birçok örnekte bazı işletmecilerin, daha<br />

toplantı biter bitmez gelen fiyat düşürme<br />

taleplerine olumlu yanıtlar verdikleri ve<br />

mutabakatı bozdukları bilinmektedir.<br />

Bunun dışında, Türkiye’nin kitle turizmine<br />

odaklanması, turizm türlerini yeterince<br />

çeşitlendirememesi de bu soruna dair<br />

önemli bir handikap olarak gösterilebilir.<br />

Bunlara eklenecek neden sayısını daha da<br />

arttırmak mümkün.<br />

Nedeni her neyse sorun ortada ve çok net.<br />

Fiyat aşağı çekildikçe gelen turistlerin profili<br />

düşüyor. Turizmde amaç uluslararası<br />

pazarlardan düşük profilli çok sayıda turist<br />

çekmek değil daha yüksek profilli gerekirse<br />

daha az turist olmalı. Çünkü çok sayıda<br />

düşük profilli turisti ülkeye getirdiğimizde,<br />

bunun hem sektörün sağladığı katma<br />

değeri azaltacağını hem de olumsuz<br />

çevresel etkilerini arttıracağını gözden<br />

kaçırmamamız gerekir.<br />

Yazının başında anlatmış olduğum<br />

örneklerin benzerleriyle eminim ki<br />

okuyucularımızın büyük bir kısmı karşı<br />

karşıya kalmışlardır. Son yıllarda turizmde<br />

yaşanan gerilemenin de etkisiyle bu<br />

örneklerin sayısı giderek artmakta ve<br />

bunun sonucu olarak Türkiye “düşük gelir<br />

ve eğitime sahip turistlerin destinasyonu”<br />

algısını pekiştirmektedir. Bu husus<br />

sektörün karşısında çözülmesi gereken<br />

kocaman bir sorun olarak duruyor.<br />

Kasım ayı içerisinde Türkiye’nin en önemli<br />

turizm organizasyonu olan “Turizm<br />

Şurası” düzenlenecek. Sektörün sorunlarla<br />

boğuştuğu bu dönemde Şura yapılıyor<br />

olması büyük şans. Bu organizasyonda<br />

ortak akıl ile Türkiye turizminin geleceği<br />

kurgulanacak ve tüm sorunlar masaya<br />

yatırılacak. 2002 yılında yapılan en son<br />

şurada alınan kararların çok önemli bir<br />

kısmı kısa zaman içerisinde uygulamaya<br />

geçmişti. Bu durum, turizmde atılması<br />

gereken radikal adımlar ve yeni hamleler<br />

için hepimize umut aşılıyor. Yazıda konu<br />

edilen uluslararası turizmde düşük fiyat<br />

sorununun da bu platformda tartışılması<br />

ve soruna ilişkin çözüm önerileri getirilmesi<br />

bekleniyor.<br />

Saygılarımla.


stk 10<br />

Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

Asım<br />

TOPÇUOĞLU<br />

Çöpünüzden çıkan<br />

cevherler…<br />

İnsanoğlu dünyanın en zeki bir o kadar da kendisiyle en tezat canlısıdır.<br />

Bilindiği gibi tüm canlılar doğal yollarla beslenir, barınır ve nesillerini devam<br />

ettirirler ama yaşamları boyunca evrenin eritemeyeceği hiçbir şeyi geride<br />

bırakmazlar. Balıklar, kuşlar, omurgalı omurgasız vahşi ya da evcil tüm<br />

hayvanlar.<br />

İnsanoğlunun en büyük ayıbıdır, diğer tüm canlılar gibi yeryüzünü olduğu<br />

gibi bırakamamak. Varoluşlarından bu yana en hızlı gelişen bir canlı<br />

türü olsa bile diğer canlılar gibi kesinlikle olamamışlardır. En belirgin<br />

özellikleridir doyumsuz olmak, kirletmek, paylaşamamak ve bir gün yok<br />

olup gideceklerini bile bile yeryüzüne tamamen sahip olma tutkusuyla<br />

yaşamak.<br />

POYD’DAN GENÇLERE YATIRIM<br />

Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Soner Barım, turizm sektöründe son<br />

dönemlerin en çok tartışılan konusu, okullardan<br />

yetişen turizmcilerin başka sektörlere kayması ve<br />

sektörde ortaya çıkan yetişmiş eleman eksikliğine<br />

dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Konuyla ilgili<br />

çözüm önerileri de sunan Barım, POYD’un bu<br />

konudaki çalışmaları hakkında da bilgiler verdi.<br />

İlkel çağlardan bu yana geliştiği düşünülen insanoğlu tarihler ve yüzyıllar<br />

ilerledikçe şehirleşmeye ve sanayileşmeye giden toplum kültürlerinin<br />

gelişmesiyle nerdeyse kendi besinini bulamayıp üretemez hale gelmiştir.<br />

Doğal hayattan uzaklaştırılıp konforlu yaşam tarzına sürüklenerek,<br />

ihtiyacı olan her şey sanayi dünyası tarafından işlenerek ve bazen de<br />

hormonlanarak irili ufaklı ambalajlara sokulmuş ve insanoğlunun<br />

mutfağına kadar getirilmiştir. Bu sayede ticaret dünyasının okları<br />

tamamen tüketiciye yönlendirilmiştir ve doymak bilmeyen insanoğlunun<br />

tüketim grafiği arttıkça üretim çılgınlığı da inanılmaz boyutlara ulaşmış ve<br />

böylece de atık ambalaj dünyası ile neredeyse görünmez bir şekilde çöp<br />

kıtalar oluşturulmaya başlanmıştır. Maalesef ki insanoğlu bunun farkına<br />

varamamaktadır ve kirlenen bu dünyanın önüne geçmemektedir.<br />

İnsan türünün dünyayı olumsuz değiştiren diğer yanı ise mega yerleşim<br />

alanlarını oluştururken binalar, yollar, tüneller ve modern gökdelenler<br />

inşa edip betonlaşmaya giderek tüm doğayı ve ormanları yok etmeleri ve<br />

yeryüzünü acımasızca parçalamalarıdır.<br />

Plansız kullanılan su kaynakları bile gelecek için kötü sinyaller vermekte<br />

ve tüm canlı türlerinin gelecek nesillerini tehlikeye atmakta ve yaşanabilir<br />

bir dünya olmaktan çıkılmaktadır. Tüm canlılara yetecek kadar bir dünya<br />

varken, insan türünün bilinçsiz ve kontrolsüz tüketimi ile her geçen gün<br />

daha da kötüye gitmektedir.<br />

Ayrıca kullanılan petrol, gaz ve sanayi dünyasının diğer kimyasallarıyla<br />

gökyüzü, deniz ve atmosfer de yine bizim insanoğlumuz tarafından hızla<br />

ve hunharca kirletilmektedir. Ne için? Küresel Sermaye daha çok kazansın<br />

diye! Daha çok para, daha çok güç!<br />

Peki, otel işletmeleri olarak biz bu gidişe dur demek için ne kadar faydalı<br />

olabiliriz? Turizm sektörü olarak her gün binlerce milyonlarca insan<br />

ağırlıyoruz. Mutfağından otel odasına, SPA’sından barına tonlarca cam,<br />

plastik, metal, kağıt ambalaj ve yiyecek atığımız oluyor. Birçoğumuz<br />

oturup bunlar nereye gidiyor diye düşünmüyoruz ve atık terörüne biz de<br />

muhteşem katkıda bulunuyoruz farkında olmadan ya da önemsemeden.<br />

Halbuki çöpe gönderdiğimiz bu atıkların bu dünyadan yok olma süreleri<br />

onlarca yüzlerce yılı bulabiliyorken…<br />

Sonuç olarak geri dönüşüm fikirleri bu dünya’da ayrı bir sektör<br />

yaratmışken, biz neden uygulayamıyoruz ve katkıda bulunamıyoruz diye<br />

düşünmek gerekiyor. Tabi ki sözümüz meclisten dışarı, ülkemizde buna<br />

katılan otellerimizin zamanla arttığını ve ciddi başarılar yakaladıklarını<br />

görüyoruz ve onlarla gurur duyuyoruz.<br />

Anlaşıldığı gibi her attığımız çöp çöp değildir, içinden çok değerli bir<br />

bir cevher çıkabilir. Otelimizden çıkan tüm atıklarımız geri dönüşüm<br />

mühendisliği ile değer kazanabilir ve yeryüzünün kirletilmesi bir nebze<br />

engellenebilir. Hem o zaman sadece ciro ve kar başarımızla değil, geri<br />

gönderebildiğimiz çöpümüzle de övünürüz.<br />

Bunlar çok düşük bütçelerle başarılabiliyor, nerdeyse sıfır maliyet<br />

diyebiliriz, işletmelerimizde geri dönüşüm ve atık üniteleri oluşturmak<br />

yeterli, gerisini zaten belediyelerin anlaşmalı firmaları gelip alıyor, geri<br />

dönüşüm tesislerine gönderiyor.<br />

En hassas durum ise kentselleşerek ve betonlaşarak yaşam alanlarını<br />

ellerinden aldığımız değerli dostlarımızı aç bırakmamak. Mutfaklarımızda<br />

hazırlık aşamasında ve tüketim sonrasında artan yiyecek atıklarımızı<br />

bölgelerimizdeki hayvan barınaklarına gönderebiliriz. Atıkları ayırmak ve bir<br />

telefon ile görevlileri aramak sadece, en büyük zahmetimiz. Gönül istiyor ki<br />

hem israf olmasın hem de hiçbir canlı aç kalmasın!<br />

Sektör örgütlerimizden ve kurumlarımızdan bu hassas konularda tüm<br />

işletmecilerimizi ve çalışanlarımızı teşvik etmelerini de içtenlikle bekliyoruz.<br />

Yaşanabilir dünya için banane kültüründen kurtulabilmemiz ümidiyle…<br />

Değerli Arkadaşlar,<br />

Sektörümüzün içinden geçmiş olduğu<br />

bu darboğazın doğurduğu en önemli<br />

sonuçlardan biri Turizm Çalışanlarının<br />

durumu. Bu konu hakkında birkaç kelam<br />

etmek isterim. Hepinizin aslında çok yakından<br />

bildiği ve günlük hayatta birbirimize dert<br />

yandığımız nitelikli eleman bulunamaması<br />

ve özellikle sektörün içerisinde önemli<br />

görevlerde bulunmuş birçok büyüğümüzün,<br />

kardeşimizin bu mevcut<br />

şartlardan dolayı sektör<br />

değiştirmesi veya yurtdışı<br />

fırsatlarına yönelmesi<br />

sektörümüz açısından acil<br />

çözüm bekleyen mühim bir<br />

konu.<br />

Bu durumu doğru analiz edip<br />

doğru stratejik çalışmalar<br />

yapıp, net çözümlere<br />

ihtiyacımız var. Özellikle<br />

son yıllarda Turizm Okullarından mezun<br />

olan kardeşlerimizin çeşitli nedenlerden<br />

dolayı farklı iş kollarında şansını denemesi,<br />

tesislerimiz açısından da büyük bir<br />

dezavantaj. Alttan yetişen kardeşlerimizi<br />

mutlaka kazanmamız gerek. Yoksa yıllardır<br />

ön plana çıkartmaya çalıştığımız “Geleneksel<br />

Türk Misafirperverliği “ ileride sadece bir<br />

slogan haline gelecek. İşletmelerimizin<br />

servis kalitesini arttırmak belirli bir istikrar<br />

yakalamak ve sürdürülebilir kaliteyi<br />

sağlamak için bunu başarmamız şart.<br />

Elbette bu çok kolay olmayacak.<br />

İşe turizm eğitimi veren liselerden başlayarak<br />

yüksekokul ve üniversiteler ile yakın işbirliği<br />

kurmakla başlayabiliriz. Öğrencilerimize<br />

niteliklerine uygun staj imkanı tanımak ve<br />

sektörü sevdirmek en temel görevlerimizden<br />

biri olmalıdır diye düşünüyorum. Staj<br />

aşamasında öğrenci kardeşlerimizi<br />

adeta bedava işgücü olarak görmek,<br />

kapasitelerinin çok üzerinde iş yüklemek<br />

ve öğretici olmaktan uzak menfaatçi bir<br />

yaklaşım içerisinde olmak, alttan gelen<br />

bu kardeşlerimizi kaybetmemize neden<br />

oluyor. Yıllardır söylediğimiz bu konular<br />

bugün içinde bulunduğumuz bu olumsuz<br />

sonucu doğurdu maalesef. Birçok otelimiz<br />

iyi niyetli ancak eğitimsiz servis personeli, kat<br />

personeli, hatta ön büro personeli ile yoluna<br />

devam etmek zorunda kalıyor. Bu aslında<br />

uzun vadede çok büyük kayıplara yol açacak<br />

sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle yöneticiler<br />

olarak kısa vadeli çözümler ile yatırımcıya şirin<br />

gözükmek yerine, bu durum tespitini doğru bir<br />

şekilde ifade ederek, yatırımcılarımızı doğru<br />

bilgilendirerek mevcut durumun değişmesine<br />

çalışmalıyız.<br />

“ İşletmelerin en büyük gider kalemi<br />

personel giderleri” cümlesini çok sık<br />

duysak da İşletmelerin sürdürülebilir<br />

kaliteyi yakalamasının en önemli<br />

şartının da o personel olduğunu<br />

üstüne basa basa söylemeli<br />

ve duyurmalıyız. Bu nedenle<br />

çalışanlarımızı kişisel gelişim<br />

programlarına yönlendirmek,<br />

mesleki bilgilerini geliştirmeye<br />

yönelik çalışmalar yapmak ile<br />

çalışanlarımızın işletmemiz için<br />

değerli olduğunu onlara hissettirmek ve<br />

çalıştıkları işletmeler ile gurur duymalarını<br />

sağlamak, iş gücü devrini çok aşağılara çekeceği<br />

gibi, uzun vadede daimi kaliteyi ve misafir<br />

memnuniyetini beraberinde getirecektir.<br />

POYD İstanbul olarak bu konuda daha önce<br />

üstüne basa açıkladığımız projelerimizi bir bir<br />

hayata geçirmeye başladık.<br />

• Medeniyet Üniversitesi ile kariyer koçluğu<br />

projesi kapsamında karşılıklı protokol<br />

imzalandı. Ve genç kardeşlerimize destek<br />

olacak ekip oluşturuldu.<br />

• Kültür Üniversitesi ile Turizm Müfredatı<br />

konusu görüşüldü. Karşılıklı protokol imzalandı.<br />

Sektörden hoca desteği sağlandı.<br />

• İstanbul Üniversitesi ile Kariyer Koçluğu<br />

projesi kapsamında görüşmeler tamamlandı.<br />

Protokol imza aşamasında. Buradaki<br />

kardeşlerimiz ile ilgilenecek ekip oluşturuldu.<br />

• POYD İstanbul Turizm Akademisyenler<br />

Derneğinin çözüm ortaklarından biri oldu.<br />

• POYD İstanbul - Kırklareli Üniversitesi<br />

istişaresi ile uzaktan erişim ile tez’siz turizm<br />

yüksek lisansı imkanı oluşturuldu ve sektöre<br />

duyurusu yapıldı.


11 tanıtım<br />

Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

İSTANBUL’UN KEYFİ BOĞAZ TURU, BOĞAZ TURUNUN KEYFİ<br />

takatukatur<br />

İLE ÇIKAR<br />

Dünyanın 7 kıtasından ikisi Avrupa ile<br />

Asya’yı birleştiren İstanbul, her gün<br />

binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.<br />

Kimi tarihi ve kültürel mekanlarını<br />

görmek, kimi her ilahi dinin kutsal<br />

mabetlerinde tanrıya yakarmak kimi<br />

ise alışveriş ve eğlence merkezlerini<br />

gezmek için İstanbul’a gelirken, bazıları<br />

da bu büyülü kentin dillere destan<br />

gecelerine akmak için uğrar.<br />

Her ne sebeple olursa olsun İstanbul’a<br />

gelen herkesin buluştuğu tek ortak<br />

nokta Boğaz’da tekne turudur.<br />

Bu amaçla kurulan Takatuka Tur,<br />

konuklarının rahatı ve için her türlü<br />

konfor düşünülerek tasarlanmış çeşitli<br />

boyutlardaki tekne ve motorlarla VIP<br />

hizmet sunarak keyfinizin doruğa<br />

çıkmasını sağlıyor.<br />

Kaptanından, hizmet ekibine tüm<br />

mürettebatı mesleki yeterlilik belgesine<br />

sahip olan şirket, ayrıca tecrübesiyle<br />

de kendinizi güvende hissetmenizi<br />

sağlıyor.<br />

Nasıl İtalya’nın Venedik kentine gidip<br />

de gondola binmeden o kentin tadına<br />

varılmazsa, İstanbul’a gelip Boğaz’da<br />

tekne turu yapmadan dönmek de bu<br />

kentin ruhuna aykırıdır.<br />

İstanbul’da bu keyfi yaşamak için<br />

çeşitli şirketler yer alıyor. Bu şirketlerin<br />

arasında, biri var ki her yönüyle<br />

hizmetin en kalitesini sunarak farkını<br />

ortaya koyuyor.<br />

Restaurantında geleneksel Türk<br />

mutfağının seçkin lezzetlerinden<br />

doyumsuz tatlarla hizmet verilirken,<br />

alternatif tercihler için de farklı menü<br />

seçenekleri sunuyor.<br />

Her anı ayrı bir güzellikte olan İstanbul<br />

Boğazı’nı baştan başa turlarken, bir<br />

yandan kentin güzelliğini, tarihi ve<br />

kültürel mekanlarını yakından görüp,<br />

diğer yandan oryantal eşliğinde<br />

eğleniyor, günümüzün en seçkin<br />

eserlerinden örneklerle hem Doğu ve<br />

Batı’yı hem de geçmişi ve geleceği aynı<br />

anda yaşıyorsunuz.<br />

Takatuka Tur, alternatif fiyat<br />

seçenekleriyle, bu doyumsuz İstanbul<br />

masalını yaşamayı sadece yüksek<br />

gelirli grubun tadabileceği bir eğlence<br />

olmaktan çıkarmış.<br />

Bu sadece yaşayarak anlaşılabilecek keyfin tüm ayrıntılarını, şirketin<br />

turist gruplarına verdiği diğer hizmetleri şu adreslerden inceleyebilirsiniz:<br />

Telefon: 0 (212) 565 03 07<br />

Telefon: 0 (546) 565 03 07<br />

E-posta: info@takatukatur.com<br />

Yavuz Sultan Selim Mah. Cibali Cad.<br />

No: 39/B Fatih / İstanbul


Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

zirve<br />

12<br />

Serkan<br />

GÜMRÜKÇÜ<br />

EMPATİ<br />

İnsanı hayvanlardan ayıran en temel özellik,<br />

bireyin düşünebilmesi değil, empati kurabilme<br />

yeteneğine sahip olmasıdır.<br />

Bu yeteneğin her insanda olduğu muhakkaktır<br />

ancak kimimizde çok kimimizde az seviyede<br />

gözlemlenir. Empati yeteneğinin en üst seviyede<br />

olduğu insanların hizmet sektöründe çok<br />

başarılı olduğunu görebiliriz. Tabi bu yeteneğin<br />

en az geliştiği insanların da emir ve komuta ile<br />

çalışan, sorgulamayan meslek gruplarında tercih<br />

edildiğini söyleyebiliriz.<br />

Hizmet sektörünün içindeki otelciler dolayısıyla<br />

bu tanım içerisinde önemli bir yere sahiptirler.<br />

Meslek hayatım boyunca yönetimimde çalışan<br />

tüm birim amirlerim ile öncelikler kendilerinin<br />

ve akabinde bağlı personelin empati yeteneğini<br />

geliştirmeye yönelik çalışmalar yaptık. Geniş<br />

kadrolarla çalışılan önceki yıllarda turizm eğitimi<br />

almış personel ile yürüttüğümüz operasyonlarda<br />

elbette eğitim simulasyonlarına daha çok zaman<br />

ve olanak ayırabiliyorduk. Bugün ise maalesef bu<br />

konu biraz daha fedakarlık gerektirerek tatbik<br />

edilen bir faaliyet haline geldi.<br />

Maalesef bugün otellerimizde çalışan<br />

personelimizin çok büyük bir kısmı yaptıkları iş<br />

ile alakalı olarak kendi tesisleri dışında başka bir<br />

otelde müşteri olarak konaklama imkanına sahip<br />

olamamışlardır. Kendi otelleri dışında derken,<br />

‘çalıştıkları otelde konaklamışlardır anlamı<br />

çıkmasın. Otellerimizde çalışan tüm personelinizi;<br />

mutfaktan servise, resepsiyondan teknik servise,<br />

muhasebeden güvenliğe kadar yaptıkları iş ile<br />

alakalı acaba bugüne kadar kaç defa müşteri<br />

pozisyonunda hizmet aldıklarını sordunuz mu?<br />

Peki otelde kalan misafire, hiç otelde kalmamış<br />

bir personelin yüzde yüz başarılı bir hizmet<br />

vermesi mümkün müdür?<br />

Bunun yanı sıra departmanların özellikle<br />

birbiriyle yakın iletişimde çalışan personelinin<br />

birbirlerinin yaptığı işi bizzat yaparak bir empati<br />

geliştirmesine yönetici olarak katkıda bulundunuz<br />

mu? Mesai arkadaşının yaşadığı çalışma ortamını<br />

ve durumunu bizzat yaşayarak, emek vererek<br />

tecrübe edemeyen personelin başarılı olması<br />

mümkün değildir.<br />

Bu örnekleri patron-genel müdür, genel müdürdepartman<br />

müdürü, muhasebe müdürüacente<br />

ya da tedarikçi firma yetkilisi, bellboytaksici,<br />

resepsiyonist-rehber gibi birçok diğer<br />

örnekle arttırabiliriz. Belki otellerimizden gelen<br />

misafirlerimizin hak ettikleri hizmeti almasının<br />

ilk adımı, önce onlardan biri olduğumuzu<br />

anlamamızdan geçiyor, öyle değil mi?<br />

Bu vesileyle ayrıca tüm dostların Kurban<br />

Bayramlarını ve Zafer Bayramlarını içtenlikle<br />

kutluyorum.<br />

Dev zirve için<br />

geri sayım başladı<br />

Uzakrota Travel Summit 17 Kasım’da<br />

Zorlu geçen 2016 yılının ardından, 2017 yılında nefes alan turizm sektörü, yılın<br />

en büyük buluşmasına hazırlanıyor. 17 Kasım’da Fairmont Quasar İstanbul’da<br />

düzenlenecek Uzakrota Travel Summit, bu sene daha da önem kazandı<br />

Yıllardır sektörün nabzını tutan ve<br />

başladığından bu yana her yıl gelişen<br />

Uzakrota Travel Summit, bu yıl tam<br />

tabiriyle tavan yapacak. Geçtiğimiz yıl 18 Kasım’da,<br />

700 sektör temsilcisinin katılımıyla gerçekleştirilen,<br />

bu yıl 17 Kasım’da düzenlenecek Uzakrota Travel<br />

Summit, diğer yıllardan farklı olarak Lüks, Teknoloji,<br />

Girişim ve Otel Rezervasyon konseptleri altında, 4<br />

ayrı salonda yapılacak. Zirveye geçen seneye ye<br />

oranla %100’lük artışla 1500 profesyonelin katılımı<br />

hedefleniyor. Turizm konusunda etkili blogger’ların<br />

da yer alacağı zirvede düzenlenecek paneller, bu yıl da<br />

içerik olarak çeşitlilik gösterecek ve sektörün güncel<br />

durumuna ışık tutacak konuşmalara yer verilecek.<br />

CRUISE TURİZMİNİN DURUMU<br />

İRDELENECEK<br />

Bölgesel gelişmeler sebebiyle turizm sektörünün<br />

pek iç açıcı bir sezon geçirmediğini söyleyen<br />

Uzakrota kurucusu Gökhan Erdoğan,<br />

zirvede güncel gelişmelerin ve geçen<br />

sezonun deneyimlerinin de yoğun<br />

biçimde konuşulacağını söyledi. Türkiye’de son<br />

yıllarda öne çıkan sağlık turizminde yeni fırsatların bu<br />

yılki zirvede masaya yatırılacağını aktaran Erdoğan<br />

“Özellikle TURSAB’ın sağlık turizmini destekleyecek<br />

çalışmaları anlatılacak. Cruise sektörü de bu yılki<br />

zirvede konuşulacak. Her ne kadar Türkiye pazarında<br />

eski günleri aranıyor olsa da, cruise turizminin<br />

dünya çapındaki durumu irdelenecek.” dedi.<br />

LÜKS TURİZMDE YENİ DENEYİMLER<br />

Bu yılki Uzakrota zirvesinde öne çıkması beklenen<br />

bir başka konu başlığı ise “elit turizm” olacak.<br />

Pek çok sektör uzmanına göre, şu dönemde<br />

lüks turizm hakkında içerikler ön planda olacak.<br />

Modern tüketiciler için lüksün tanımı yeniden<br />

yapılacak ve markalar kendilerini bu açıdan<br />

yeniden konumlandıracak. Panellerde, “Seyahat


13 zirve<br />

şirketleri lüks tüketiciye nasıl ulaşır”<br />

sorusunun da cevabı aranacak.<br />

BAŞARILI GİRİŞİMLER<br />

DESTEKLENECEK<br />

Turizm sektöründe teknoloji pek çok<br />

aşamada devreye giriyor ve hem<br />

kalite, hem kârlılık, hem de verimlilik<br />

açısından önemli kazanımlar<br />

sağlıyor. Sektör için çözüm geliştiren<br />

yeni girişimler de bu yılki zirvede<br />

öne çıkacak. Turizm girişimleri<br />

salonunda 15 startup kendi<br />

çözümlerini anlatacak. Tanınmış<br />

melek yatırımcılara ulaşma şansı elde<br />

edecek girişimler için bu yılki zirve<br />

önemli fırsatlara ev sahipliği yapacak.<br />

İNTERNET FENOMENLERİNE<br />

İLGİ ARTACAK<br />

Farklı sektörlerde bir süredir<br />

gündemde olan “influencer<br />

marketing” konusu turizmciler<br />

için de önemli fırsatlar içeriyor.<br />

Bu yıl Uzakrota Travel Summit’in<br />

konularından biri de fenomen<br />

etkileşimi olacak. Konvansiyonel<br />

pazarlamadan ziyade, turizm<br />

şirketlerinin fenomenler üzerinden<br />

niş pazarlama yapmasıyla ilgili<br />

gelişmeler, konunun uzmanları<br />

tarafından ele alınacak.<br />

TEKNOLOJİ & FİNANS<br />

İLİŞKİSİ<br />

Bu yılki zirvede öne çıkacak<br />

konulardan birisi de dijital ödeme<br />

sistemleri. Turizm şirketlerinin<br />

özellikle doğrudan kendi sitelerini<br />

kullanarak rezervasyon almayı<br />

tercih etmeye başladığı şu dönemde<br />

teknoloji kullanımı daha da önem<br />

kazanıyor. Son dönemlerde finans<br />

teknolojilerinde yaşanan hızlanmanın<br />

turizm sektörüne etkileri konusunda<br />

da uzmanlar görüş bildirecek.<br />

BİZ DE ORADAYIZ<br />

<strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong>, Uzakrota Travel<br />

Summit’in Medya sponsorları<br />

arasında yer aldı. 17 Kasım’da<br />

zirvede açılacak standımızda,<br />

gazetemizin bu güne kadar<br />

yayınlanan tüm sayılarını<br />

inceleyebileceğiniz gibi, bu<br />

dev organizasyonla ilgili tüm<br />

gelişmeleri ayrıntılarıyla <strong>Hotel</strong><br />

<strong>Gazetesi</strong>’nden, anlık gelişmeleri ve<br />

her türlü bilgiyi gazetemizin web<br />

sayfası www.hotelgazetesi.com<br />

adresinden takip edebilirsiniz.<br />

Turizm sektörüne yön veren<br />

bu büyük zirvede, sektörün<br />

gözü, kulağı, sesi olarak yer<br />

almaktan gurur duyduk.<br />

Uzakrota sınırları aştı<br />

Balkanlar’a açılıyor<br />

Türkiye turizm sektörünün önemli etkinliklerinden<br />

Uzakrota Travel Summit, global hedefleri doğrultusunda<br />

yurt dışındaki ilk etkinliğini Belgrad’da gerçekleştirecek<br />

27 Ekim’de Belgrad’da gerçekleşecek Uzakrota<br />

Balkan Travel Summit’in konuşmacı programı da<br />

belli oldu. Balkanlardan 600 turizm profesyonelinin<br />

katılacağı zirveye, turizm konusunda etkin blogger’lar,<br />

medya dünyasından tanınmış isimler de katılacak.<br />

BALKAN TURİZMİNE YÖN<br />

VEREN İSİMLER BİR ARAYA<br />

GELİYOR<br />

Uzakrota Balkan Travel Summit ilk<br />

yılında Balkan turizmine yön veren<br />

önemli isimleri ağırlayacak. Türkiye<br />

ve Balkan turizminin dünyadaki sesi<br />

olan uluslararası ticaret örgütleri de<br />

zirvede yer alacak. İşbirliği örgütleri ve<br />

sektörel birliklerin yöneticileri, turizm<br />

sektöründen yüzlerce katılımcıya çok<br />

değerli bilgi ve deneyimlerini aktaracak.<br />

Zirveye katılacak isimler arasında yer<br />

alan Sırbistan Türkiye Büyükelçisi Tanju<br />

Bilgiç ve Air Serbia Eski CEO’su Vladimir<br />

Ognjenoviç, Balkan turizmindeki<br />

gelişmeleri konuklarına aktaracak.<br />

Zirveye ayrıca AtlasGlobal’in Sırbistan<br />

ve Bosna Ülke Müdürü Ender Karaca,<br />

Yugoslavya Turizm Acentalar Birliği<br />

Başkanı Aleksandar Senicic, Oki Air<br />

ve Montenegro Turizm Acentalar<br />

Birliği Başkanı Orhan Hodzic, DEIK<br />

Türkiye-Sırbistan Ticaret Odası<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Aleksandar<br />

Medjedoviç, BalkanViator Kurucusu<br />

Matija Biljeskovic, Tourism Malaysia’nın<br />

Türkiye, Bulgaristan, Azerbaycan ve<br />

Romanya Pazarlama Müdürü Çağrı Sağlık<br />

konuşmacı olarak zirvede yer alacak.<br />

Konuşmacı listesinde ayrıca Be in<br />

Kosova (Kosova Turizm Ofisi) CEO’su<br />

Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />

Alban Rafuna, Makedonya Ticaret<br />

Odası Turizm Bölüm Başkanı Arkan<br />

Kerim, Devim Tours Sarajevo Başkanı<br />

Bülent Biçer, Air Ticket Arena Kurusucu<br />

Kresimir Budinski, Tourism Korea’nın<br />

Türkiye, Bulgaristan, Azerbaycan ve<br />

Romanya Pazarlama Müdürü Erkan<br />

Aslantaş, <strong>Hotel</strong> Runner Kurucusu Arden<br />

Agopyan, Altavia Dekatlon Türkiye<br />

Genel Müdürü Vadi Efe, Wirecard<br />

Türkiye Genel Müdürü Dündar Özdemir,<br />

Mida Ajans Başkanı NikolaPantovic<br />

ve Turizam i Putovanja Başkanı Milan<br />

Stojkovic gibi isimler de bulunuyor.<br />

BALKAN TURİZMİ<br />

DEĞERLENDİRİLECEK<br />

AtlasGlobal’in ana sponsor olduğu<br />

zirvede, Türkiye ve Balkan turizminde<br />

yurtdışından gelen doğrudan yatırımlar,<br />

Balkan turizmindeki coğrafi zorluklar,<br />

Türkiye ve Balkanlardaki sağlık turizm<br />

fırsatları, turizm geleceğini şekillendiren<br />

trendler ve yeni teknolojiler konuşulacak.<br />

Uzakrota Balkan Travel Summit 2017’ye<br />

katılım, program ve konuşmacılar<br />

hakkında daha fazla bilgi almak için<br />

https://www.uzakrota.com/<br />

balkansummit17/ adresinden yayın<br />

yapan etkinlik sayfası ziyaret edilebilir.<br />

Selçuk<br />

KARATEPE<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

ORDAN BURDAN<br />

Özlemiş miyiz ne?<br />

***Oda bulamamayı<br />

***Sürekli shorta düşüp gün boyunca<br />

onları temizlemeye çalışmayı<br />

***Fiyat pazarlıklarını ikinci plana atıp<br />

müsaitlik kavgaları yapmayı<br />

***Sabahın köründen gecenin bilmem<br />

kaçına kadar deli gibi çalışmayı<br />

Ve bu sezonun bizlere yaşattığı diğer<br />

sayamadığım yoğunluk, sıkıntı, stres ve<br />

telaşı özlemiş miyiz ne...<br />

Karlılık mı, doluluk mu?<br />

Sanırım bu sezon hepimiz biraz ters<br />

köşe olduk.<br />

Evet, herhangi bir olay olmazsa<br />

sezonun iyi geçeceğini hepimiz ön<br />

gördük ama bu kadarını çoğumuz<br />

beklemiyorduk.<br />

Haliyle sektörümüzün klasikleri haline<br />

gelmiş soruyu soralım : Karlılık mı,<br />

doluluk mu?<br />

Türkiye ne olursa olsun Turizm<br />

sektöründe bir Dünya markası.<br />

Dolayısıyla bu sezonun sonuna<br />

yaklaşırken ve kış aylarının stratejisini<br />

belirlerken ve hatta ufak ufak 2018<br />

yılının planlamalarını da yapmaya<br />

çalışırken yine ve yeniden buna kafa<br />

yormak gerekir düşüncesindeyim.<br />

Bir de kanımca günü, haftayı, ayı veya<br />

sezonu kurtarma huyumuzdan artık<br />

gerçekten vaz geçmemiz gerekiyor.<br />

İnanın hiç bir faydası olmadığı gibi<br />

inanılmaz büyük zararları var.<br />

Rekabetin bir tarafı tabii ki fiyat<br />

rekabeti ama diğer tarafları da kalite,<br />

hizmet ve marka rekabeti. Sürekli<br />

üstünde konuştuğumuz ama türlü<br />

sebeplerden dolayı fiyat rekabetinin<br />

dışına çıkamadığımız gerçeğini nasıl<br />

aşacağımız sorusu karlılık mı doluluk<br />

mu açmazının temel ve kilit sorusudur.<br />

Peki, hem karlılık hem de doluluk olur<br />

mu? Bence kesinlikle olur. Önceliğimizi<br />

kalite, hizmet ve marka rekabeti<br />

olarak belirlersek, sabırlı olursak, kısa<br />

vadede bazı kayıpları göze alıp uzun<br />

vadeli stratejilerde ısrarcı olursak hem<br />

doluluk olur hem de karlılık.<br />

Tesis ve hizmet kalitesi<br />

Geçen seneden başlayan ve bu<br />

seneye yansıyan krizin etkisiyle<br />

fiyatların düşmesi sonucu alınan<br />

zorunlu önlemler neticesinde tesis ve<br />

hizmet kalitesinin genel anlamda ne<br />

kadar olumsuz etkilendiği hepimizin<br />

malumu.<br />

Tesislerin ve personelin yıpranmalarını<br />

da göz önüne alırsak önümüzdeki<br />

kış bizi zorlu ve başarılması zorunlu<br />

görevler bekliyor.


Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

geziyorum 14<br />

YUSUF BAYIRLI<br />

Yunanistan<br />

&<br />

Adaları<br />

Bu yıl, Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerinin göz bebeği olan Yunanistan ve adalarından Avrupa’nın vazgeçmek istemediği gibi biz de vazgeçmek<br />

istemiyoruz. Yeme içme kültürü olarak hiçbir ülkenin bize yakın olmadığı kadar yakınız birbirimize. Arada ince ayrıntıda farklılıklar oluşuyor<br />

tabii ki, sebebi de önemli bir değeri korumaya başardıkları için; Misafirperverlik! Ve bunu da hissettiriyorlar, sıcak, samimi ve sevecen…<br />

Thassos Kavala Turu için yine itina ile adını<br />

vermeyeceğim 2-3 Seyahat acentasına<br />

başvurdum. Öyle indirim, böyle bindirim,<br />

bu ek ücret derken, kendi işimizi kendimiz<br />

organize edelim durumuna geldik yine.<br />

Rahat ve güzel geçen bir geçe yolculuğun<br />

ardından Kavala’ya ulaştık (yerel konforlu<br />

Kavala limanından neredeyse akşam<br />

saatlarine kadar Thassos adasının 2<br />

önemli limanına (Skala Prinos & Limenas)<br />

sürekli seferler var, isterseniz araba<br />

ile de geçebilirsiniz. Yaklaşık bir saatlik<br />

keyifli bir yolculuk sonrası Skala Prinos<br />

limanında inip Prinos Köyü üzerinden<br />

Skala Sotiros’a yürüyerek ulaştık.(Yaklaşık<br />

5 km’lik bir mesafeydi, ulaşım araçları<br />

mevcut ancak bir yürümeyi tercih ettik.)<br />

Küçük bir arazi üzerinde konumlanmış, 8<br />

odalı bir Apart/Pansiyon’a ulaştık. İşletme,<br />

yaklaşık iki yıllıktı ve bir aile işletmesiydi.<br />

İşletme sahiplerinin sevecenliği anlatılmaz<br />

yaşanır… Böyle bir karşılanmayı tarif etmek<br />

çok güç. Daha öncesinde birkaç sorumuz<br />

için kendileriyle telefon üzerinden bağlatı<br />

kurmuştuk ve yine aynı samimiyetle tüm<br />

sorularımız cevaplanmıştı.<br />

diyebiliriz ama ödediğiniz fiyata bakarsanız<br />

buna göz yumarsınız. Örnek olarak ‘2<br />

kişilik kalamar, ikişer duble Ouzo, üç çeşit<br />

meze + peynir’in toplam fiyatı yaklaşık 21-<br />

23 Euro, yani TL kaşılığı olarak 100 TL bile<br />

değil. Ayrıca porsiyonlar aşırı doyurucu<br />

şekilde servis ediliyor (bu arada sular hep<br />

ikramımızdır).<br />

yüce şeyi gülünç haline getirdi. Sicilya seferi<br />

yenilgisinin haberi Atina’ya ulaştığında,<br />

Gigantomachia’ya olan parodisi<br />

gerçekleştirildi: İzleyicilerin bu kadar çok<br />

eğlendikleri söylendi ki, acısını göstermek<br />

için ayrılmak yerine koltuklarında kaldılar.<br />

Ayrıca Eupolis ve Cratinus tarzında<br />

bir otobüs şirketi tercih ettik). Mis gibi<br />

havada sabah daha martılar yeni uyanmaya<br />

başlarken limanda, balıkcılar eşliğinde güzel<br />

lezziz bir kahvaltı yapıldı. Her yer Türkçe<br />

tabelalarla dolu, fark edilen şu ki nerede<br />

Türkçe yazılı bir tabela varsa orada menü<br />

Adayı keşfetmek için hendek atlamanız<br />

gerekmiyor, 2 saate bir tüm adayı turlayan<br />

istediğiniz noktada inip binebileceğiniz<br />

bir belediye otobüsü mevcut. Fiyatları da<br />

euro bazında baktığımızda bizim metro<br />

biletinden (aynı mesafe için) daha uygun.<br />

Thassos merkez & Golden Beach de tabii<br />

ki fiyatlar da gereksiz yere artıyor ve yemek<br />

kalitesi de büyükleşen köyden, küçük şehir<br />

boyutuna geçmek misali tüm dünyada<br />

fark attığı gibi burada da aynı örnek<br />

sergileniyor. Çok para ödemek istiyorsanız<br />

bir Resort Otelde’de kalabilirsiniz ama<br />

bunun için Thassos’a gitmenize gerek yok.<br />

Bizim Antalya yada Ege deniz & kum tatili<br />

için daha yakın sonuçta. Adayı yaşamak için<br />

güzel bir Apart fazlası ile yeterli olacaktır.<br />

yazılmış Philinne adlı bir komedi yazarıydı<br />

ve ünlü bir fahişeye saldırdı. Bazı parodik<br />

heksametrelerini koruyan Athenaeus,<br />

kendisiyle ilgili diğer fıkralarla ilgilidir.<br />

Çokluğun arasında yer almak istemiyorsanız<br />

ve adanın ıssızlığı içerisinde sakin ve kaliteli<br />

günler geçirmek istiyorsanız, gereksiz<br />

harcamalar yapmadan uzak durmanız<br />

gereken yerler, Golden Beach, Potas,<br />

Limenerias & Mermer Beach.<br />

fiyatları hep az da olsa daha yüksek! Lisan<br />

farkını burada Türkler kendi vatandaşlarına<br />

mı ödetmek istiyorlar bilemedim ama<br />

sanırım öyle… Bizim tercihimiz daha uygun<br />

Türkçe bilmeyen mekanlardı ama zaten<br />

herkes az ya da çok İngilizce konuşuyor,<br />

anlaşmada hiç sorun yaşanmıyor. Lokal<br />

otobüs şöförüne dönüp “İngilizce biliyor<br />

musunuz?” sorusuna ’’of course’’ cevabını<br />

vermesi bizi çok sevindirip güldürdü.<br />

Gelelim keşfedilmesi ve gidilmesi şiddetle<br />

tavsiye edilecek yerlere;<br />

Paradise Beach (bu sahilin bir kısmında<br />

bikini yada mayo çizgisi oluşmadan<br />

bronzlaşma ve denize girime şansınız<br />

vardır),<br />

Skala Sotirios & Skala Kallirachi, buralar,<br />

daha bakir kalan Turizmin henüz hüküm<br />

giymemiş bölgeleri, yemekler kaliteli ve<br />

fiyatları çok uygun. Servis biraz eksik<br />

Thassos merkezde MÖ 7 yüzyıl geri giden<br />

tarihi kökler, şair Arhilohos a dayanıyor,<br />

Tasosların Hegemonu, Eski Komedi’nin<br />

bir Yunan yazarıymış. Peloponnezyen<br />

Savaşı sırasında gelişmesi haricinde onun<br />

hakkında pek bir şey bilinmiyor. Aristo’ya<br />

göre bir çeşit parodi mucidi idi; Ünlü<br />

şiirlerdeki ifadeleri hafifçe değiştirerek,<br />

Bu yıl maddi olarak İspanya Avupa’nnın<br />

en kazançlı ve karlı destinasyonu olabilir<br />

ancak Yunanistan’ın da kendi halkına zarar<br />

vermeden, onların yaşam alanlarında<br />

fiyatların tırmanmasına engel olan ve<br />

dengede tutan bir Hükümeti ve Turizm<br />

Bakanı var. Yunanistan’a bu dengeyi böyle<br />

bir yoğun talep yılında kurabildikleri için<br />

saygı duymak gerekiyor..<br />

Önümüzdeki haftalarda farklı denizlere<br />

açılmak üzere bu yılki Yunanistan &<br />

Adalarına gerek iş gerekse keyfi gezileri<br />

kapatmış olacağız.<br />

Bana her daim özelden ulaşabilirsiniz…<br />

Saygı ve Sevgi ile gezin ;)


15 inceleme<br />

Sayı:<br />

6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

1952’den bu yana dünya otel<br />

piyasasının güçlü aktörlerinden<br />

InterContinental <strong>Hotel</strong>s Group’un<br />

Starbucks ile otel lobilerinde yaptıkları<br />

işbirliğini çok doğru buluyorum.<br />

Grubun amacı “open lobby concept”<br />

adıyla misafirlerine otel lobisi<br />

içerisinde kahve deneyimi yaşatmak ve<br />

ayrıca otel lobisini keyifli bir alan haline<br />

getirmek.<br />

Ömer<br />

Koray<br />

ÜNAL<br />

Amsterdam’daki mi,<br />

Bursa’daki<br />

mi<br />

?<br />

Otele kayıt yaptırırken<br />

10 kat üstünüzden<br />

geçen martıları izleyin<br />

Yılın ilk çeyreğinde<br />

İstanbul Yenibosna’da<br />

sıra dışı bir otel açıldı.<br />

Sıra dışı olmak herkesin kendince<br />

anlamlar yüklediği ‘özel’ bir kelime.<br />

Bazıları bu kelimeyi düzene aykırı,<br />

rutinin dışında manası ile ‘olumsuz’<br />

olarak kullanabiliyorken kimisi de<br />

sıradan olmanın dışında, kendini<br />

belli eden manası ile ‘olumlu’ olarak<br />

kullanıyor. Bricks <strong>Hotel</strong>’i anlatırken ben<br />

sıra dışı kelimesinin benim de yanında<br />

olduğum ikinci manasını kullanacağım.<br />

Otel, Yenibosna’da tarihi yarımadaya<br />

giden yol üzerinde, Yenibosna Metro<br />

ve Metrobüs istasyonlarının hemen<br />

yanında, CNR Expo Fuar Merkezi’ne<br />

2 km ve Atatürk Havalimanı’na 3 km<br />

mesafede bulunuyor. Bu konumu<br />

itibariyle Bricks <strong>Hotel</strong>, ilk sıra dışı<br />

özelliğini gösteriyor.<br />

Otele girdiğinizde lobi ile birlikte<br />

sizi otelin çatı katı karşılıyor. Evet;<br />

otelin girişinden otelin çatısını<br />

görebiliyorsunuz. Otelin mimarları bu<br />

harikulade ve kesinlikle sıra dışı tasarım<br />

ile lobiye çatıdan gün ışığı girmesini<br />

sağlamışlar. Bir düşünün, otelinize<br />

geldiniz ve otele kayıt işlemlerinizi<br />

beklerken karışınızda girdiğiniz<br />

kapıdan tavana kadar uzanan 10 bina<br />

katı yüksekliğinde devasa bir cam<br />

var. Yukarıdan geçen martılar veya<br />

havalimanının yakın olması sebebiyle<br />

uçakları izlemek çok keyifli oluyor.<br />

Bu camın nihayete erdiği en üst katta<br />

yer alan restoran kısmından lobiyi ve<br />

devasa camın ardından İstanbul’da<br />

hayatın akışını bütün gerçekliğiyle<br />

izleyebiliyorsunuz.<br />

Amerikan ekonomisinin bu iki güçlü<br />

şirketinin ülkemiz toprakları da<br />

dahil olmak üzere pek çok otelinde<br />

gerçekleştirdiği bu marka işbirliğinin,<br />

ülkemizde de Anemon Otel ile Kahve<br />

Dünyası’nın yapmasını dilemiş; iç<br />

geçirmiştim.<br />

Bricks’e ziyaretimde bu sıra<br />

dışı düşüncenin harikulade bir<br />

uygulamasına da tanıklık etmiş oldum.<br />

Otel lobisinin içinde Bricks Coffee<br />

devasa bir alanda hizmet veriyor.<br />

Tüm ülke kahvelerinin bulunduğu bu<br />

mekanda leziz tatlılar ve aperatifler de<br />

misafirlerin beğenisine sunulmuş.<br />

Hizmet sektöründe fark yaratmak<br />

için standartların bir noktada dışına<br />

çıkmak zorundasınız. Bricks <strong>Hotel</strong><br />

kendi segmenti içinde birçok farklılığı<br />

içinde barındırıyor. Pek çok otelin<br />

imkan sağlayamacağı farklılıkları<br />

ile Bricks <strong>Hotel</strong>, İstanbul’da turizm<br />

deneyimine 138 odası ile sıra dışı bir<br />

zenginlik katıyor<br />

Geçtiğimiz ay ufak bir gezi için<br />

Amsterdam’a gittim. Buradaki otel<br />

tercihim Türkiye’den de tanıdığım<br />

bir marka olan Mercure oldu, ancak<br />

Mercure Amsterdam’a girdiğimde<br />

hayal kırıklığına uğradım. Daha<br />

otele girişte resepsiyonda yalnızca<br />

bir personel vardı ve bu kişinin<br />

haricinde de görünürde kimse<br />

yoktu. Görevli kadın, önünde otele<br />

kayıt yaptırmak için sıralanan<br />

kuyruğu bıktırmadan giriş ve çıkış<br />

işlemlerini güler yüzle yapıyordu,<br />

ancak kuyrukta bekleyenler bir<br />

turun kafilesi olmayıp, münferit<br />

olarak gelen turistlerden oluştuğu<br />

için kayıt işlemleri bir hayli uzun<br />

sürdü.<br />

Önümdeki kuyruğa ve otelin loş<br />

ve basit dekorlu lobisine bakarken<br />

aklıma üç ay evvel açılışına<br />

gittiğim Mercure Bursa oteli geldi.<br />

Girişinde ferah bir peyzaj çalışması<br />

ve aydınlık bir ortamı olan bir<br />

otel burası. Tavandaki sarı, beyaz<br />

ve mavi renklerdeki camlardan<br />

imal edilmiş onlarca kuş mekana<br />

bambaşka bir hava katarken,<br />

mermer ve ahşabın harikulade<br />

uyumu ile dökme demirden imal<br />

edilmiş güzel bir sehpa ortama<br />

bütünlük kazandırıyor.<br />

Oda-kahvaltı hizmetiyle satışa<br />

sunulan, personel sayısı açısında<br />

tatminkar olan Bursa’daki ile<br />

Amsterdam’da konakladığım<br />

Mercure otelleri arasında onlarca<br />

fark var. Mesela, Bursa’daki<br />

otelin her detayında zevkli bir<br />

dokunuş bulunurken, aynısını<br />

Amsterdam’daki otel için<br />

söyleyemeyeceğim.<br />

Sanırım Türk misafirperverliği<br />

uluslararası otel zincirlerine çok<br />

farklı bir boyut kazandırıyor. Cavit<br />

Çağlar’ın Bursa’daki bu harikulade<br />

yatırımını gördükten sonra ister<br />

istemez kendime şu soruyu<br />

sordum: Amsterdam Mercure<br />

mü? Yoksa Bursa’da Cavit Çağlar’ın<br />

Mercure’ü mü?<br />

Karlılığını bilemiyorum ama bir<br />

turist olarak konaklamak için kesin<br />

tercihim Bursa Mercure olurdu!


Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağutos 2017<br />

İhsan<br />

TÜRKUS<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

KAPIDAKİ TEHLİKE 2...<br />

2015 haziranından bu yana ağır yaralı turizm.<br />

Peşpeşe patlayan, patlatılan bombalar,<br />

İç politikaya kurban edilen dış ilişkiler, kendi görevlerini<br />

başarıyla yerine getirmeye çalışan turizmcileri, bir anda ne<br />

yapacağını bilemez duruma düşürdü..<br />

Gene de yılmadan, sıkılmadan tüm fuarlara, tanıtım günlerine<br />

katılmaktan geri durmadılar.<br />

Bilhassa AB ülkelerindeki fuarlarda ilgi görmemelerine<br />

rağmen, ilişkileri düzeltebilmek adına neredeyse birer<br />

diplomat gibi çalıştılar...<br />

2016 beklendiği gibi çok kötü bir yıl olarak geçti turizm<br />

tarihimize.<br />

Fiyatlar, doluluklar aşağılara inerken, eğitimli personel kaybı<br />

da yaşandı sektörde.<br />

Neyse ki 2017’ye girerken Rusya ile ilişkiler yumuşadı.<br />

Haliyle sevindik.<br />

Kötünün iyisi olur diyerek umutlandık..<br />

Sezon başında, güneyden gelen haberlerde, otelden ayrılan<br />

konukların valizlerinden çıkanların, resimleri ilk ip uçlarıydı.<br />

Onlarca sabun, şampuan, kilolarca portakal, elma, boy boy<br />

havlular...<br />

Hem kalitesiz, hem de ucuz müşterinin yaratacağı tahribatı<br />

haber verir gibiydi..<br />

Açık büfelere giriş, çıkışlarını anlatmaya gerek yok...<br />

Büfedekilerin yarısı çöpe....<br />

Bu arada, İstanbul’un anlı şanlı otellerinin balkonlarından<br />

çekilen resimlerde de her renkten iç çamaşırı görebilmek<br />

mümkün...<br />

O çamaşırları asanların, otel lobilerindeki oturuşlarını,<br />

çıplak ayaklarını sehpalara dayayıp, cep telefonlarıyla, sanki<br />

akrabaları ile yıllardır hiç görüşmemişcesine bağıra bağıra<br />

konuşmalarını, müzik dinlemelerini anlatabilmek mümkün<br />

değil...<br />

Hele hele, bu değerli konukların kaldıkları odaları<br />

temizleyebilmek için uğraş veren insanlarımızın, odalara<br />

girdiklerinde karşılaştıkları manzarayı anlatmaya kelimeler<br />

yetmiyor.<br />

Sahillerde çalışan arkadaşlarımız, içi otel malzemesi<br />

dolu müşteri valizlerinin resimlerini çekerken, İstanbullu<br />

arkadaşlar da, birbirlerine, müşterisi yeni ayrılmış odaların<br />

resimlerini göstererek nazire yapıyor, Bu oda nasıl temizlenir<br />

diye görüş alışverişinde bulunuyorlar..<br />

Kısacası milyar dolarlarla ifade ettiğimiz tesislerimiz ağır bir<br />

tahribat altında...<br />

Bardağın yarısı dolu diyerek, “hiç olmazsa 2016’ya göre<br />

daha iyiyiz” düşüncesi hakim olsa da, açıkçası hala önümüzü<br />

görememek, acı gerçeğimiz...<br />

TÜROB açıkladı; sadece İstanbul’un ilk altı aydaki gelir kaybı<br />

1 milyon euro..<br />

Vergileri düşünürseniz devletin de neler kaybettiğini<br />

anlayabilirsiniz..<br />

Yazık oluyor, hem de çok yazık...<br />

Bu güzelim ülkenin turizmi düşük fiyatlarla gelen, kalitesiz<br />

müşterilere mahkum edilmemeli..<br />

Geçtim tesisleri, İstanbul’un en güzide yerleri bile bu<br />

zevksizliğe ve kalitesizliğe yenik düşmemeli...<br />

Biz “BARIŞIN OLMADIĞI YERDE TURİZM OLMAZ” dedikçe,<br />

birileri hala OHAL’ den medet umuyorsa, 2014 gibi yıllar<br />

hep hayal olarak kalacak hatıralarımızda....<br />

Ruslar yüzleri<br />

güldürdü<br />

Antalya’ya Bağımsız Devletler Topluluğu<br />

ülkelerinden gelen turist sayısı, 31 Temmuz<br />

itibariyle 5 milyon 205 bine ulaştı. Geçen yılın<br />

temmuz ayında sadece 15 bin Rus’un geldiği<br />

kente bu yılın aynı ayında 684 bin Rus geldi<br />

Yaz turizmi denince ilk akla gelen bölgemiz<br />

Antalya, adeta Rus istilasına uğradı. Antalya<br />

Havalimanı Mülki İdare Amirliği’nce açıklanan<br />

verilere göre, bu yılın 7 aylık döneminde<br />

Antalya’ya gelen turist sayısı toplamı, geçen yılın<br />

aynı dönemine göre yüzde 63 artışla 5 milyon<br />

205 bin 117 kişiye ulaştı. Temmuz ayında kente<br />

toplam 1 milyon 819 bin 502 turist gelirken,<br />

geçen yılın aynı ayına göre yüzde 79 artış<br />

kaydedildiği bildirildi.<br />

RUS TURİST REKORU<br />

1 Ocak- 31 Temmuz tarihleri arasında Antalya’ya<br />

gelen turist sayısı 5 milyon 205 bin. Bu rakamın<br />

yarısını (2 milyon 5 bin 467) Ruslar oluştururken,<br />

Rus turist sayısı geçen yılın 7 ayına göre<br />

yüzde 4 bin 6 artışla rekor kırdı. Geçen yıl aynı<br />

dönemde 48 bin 827 Rus turistin geldiği kente<br />

bu yıl 2 milyon 5 bin 467 Rus gelirken, Rusya<br />

bölgeye gelen toplam turist sayısının yüzde<br />

33.5’ini oluşturarak en büyük paya sahip ülke<br />

konumuna geldi.<br />

AVRUPALILARIN DÜŞÜŞÜ SÜRÜYOR<br />

Antalya’ya gelen Almanlar, toplam turist sayısının<br />

%16,8’in oluşturarak en çok turist gönderen ikinci<br />

ülke olurken, bu ülkeden gelen turist sayısı en<br />

kötü sezon olan 2016’ya göre bile azaldı. Geçen<br />

yıla göre yüzde 21 eksilen Alman turist sayısı 825<br />

bin 303 kişide kaldı. Geçen yıldan itibaren büyük<br />

bir yükseliş gösteren Ukrayna pazarı bu yılın 7<br />

aylık döneminde yüzde 33 artarak, en çok turist<br />

gönderen ülkeler sıralamasında üçüncü oldu.<br />

Ukrayna’nın, bu yıl toplam turist sayısındaki payı<br />

421 bin 263 turist ile yüzde 8.09 oldu. İngiltere<br />

ise 189 bin 490 turistle geçen yılla aynı düzeyde<br />

seyretti.<br />

Hollanda’dan yüzde 27 düşüşle 132 bin 22,<br />

Belçika’dan yüzde 11 düşüşle 75 bin 947,<br />

Danimarka’dan yüzde 18 düşüşle 74 bin 257,<br />

İsveç’ten yüzde 36 düşüşle 56 bin 653, İsviçre’den<br />

yüzde 20 düşüşle 34 bin 984, Norveç’ten yüzde<br />

42 düşüşle 34 bin 537, Avusturya’dan yüzde 45<br />

düşüşle 27 bin 162, Finlandiya’dan yüzde 51<br />

düşüşle 18 bin 613, İtalya’dan yüzde 5 düşüşle<br />

5 bin 399, Slovenya’dan yüzde 21 düşüşle 2 bin<br />

629 turist geldi. İran’dan da yüzde 2 düşüşle 63<br />

bin 916 turist geldi.<br />

YÜKSELEN ÜLKELER<br />

Antalya turizminde bu yıl Rusya ve Ukrayna’nın<br />

dışında artış gösteren ülkeler Kazakistan, Beyaz<br />

Rusya, Polonya, İsrail, Romanya, Litvanya, Çek<br />

Cumhuriyeti, Slovakya, Fransa ve Macaristan.<br />

Kazakistan’dan yüzde 105 artışla 146 bin<br />

581, Beyaz Rusya’dan yüzde 182 artışla 93<br />

bin 603, Polonya’dan yüzde 11 artışla 84 bin<br />

111, İsrail’den yüzde 11 artışla 83 bin 789,<br />

Romanya’dan yüzde 18 artışla 61 bin 929,<br />

Litvanya’dan yüzde 20 artışla 43 bin 183 turist<br />

geldi. Çek Cumhuriyeti’nden yüzde 71 artışla<br />

40 bin 229, Slovakya’dan yüzde 82 artışla 38 bin<br />

730 kişi geldi. Fransa’dan yüzde 10 artışla 30 bin<br />

590, Macaristan’dan yüzde 49 artışla 19 bin 865<br />

turist geldi. Toplamda 2 bin turistin altında turist<br />

gönderen çok sayıdaki ülkenin toplam turist<br />

sayısı ise diğer ülkeler olarak sınıflandırılarak<br />

yüzde 34 artışla 298 bin 717 kişi oldu.<br />

atılım<br />

16<br />

Azerbeycan çıkarması<br />

TUROYD Yonetim Kurulu, Rusya , Çin ve<br />

İran’dan sonra Türk Turizmini tanitmak<br />

amacıyla Azerbaycan’a ziyarette bulundu.<br />

Azerbaycan Yürütme Kurulu Baskanı Halil Duru’nun<br />

organize ettiği toplantıya; Turizm Otel Yöneticileri<br />

Derneği Yönetim Kurulu Baskani Ali Can Aksu,<br />

Azerbaycan Bölgesel Yürütme Kurulu Baskani Halil<br />

Duru; Başkan Yardimcisi Murat Yumak, Yönetim<br />

Kurulu Üyelerinden Hatice Şule Gökirmak ve Tarkan<br />

Akyuz ile Yönetim Kurulu Asistani Selen Ertunga’nin<br />

da aralarında olduğu heyet TC Bakü Büyükelciligi<br />

Kültür ve Tanitma Musaviri Dr. Irfan Ciftci ile bir<br />

araya geldi. Toplantıda Türk Turizmi ve Azerbaycan<br />

Turizmi’nin geliştirilmesine yönelik istişarelerde<br />

bulunuldu, Turizm Otel Yoneticileri Dernegi TUROYD<br />

hakkında Buyukelcilik bilgilendirildi.<br />

TUROYD Azerbaycan Heyeti’nin bu seyahatindeki<br />

ikinci durağı Türk İşadamlari TUIB (Turkiye ve<br />

Azerbaycan Is Adamlari ve Sanayiciler Ictimal Birligi)<br />

oldu. TUIB Idare Heyeti Baskani Ali Ihsan Genc<br />

ve Yönetim Kurulu Uyeleri ile yapılan temaslarda<br />

bolgede yasayan isadamlarının TUROYD hakkında<br />

bilgilendirileceği ve TUIB ile birlikte karsilikli<br />

yatirimlar yapilacaginin sozu verildi. Görüşmenin<br />

ardından Azerbaycan Turizm Bakanligi ziyaret edildi.<br />

Turizm Bakan Yardimcisi Nazim Samedov ve Turizm<br />

Bakanlik Heyeti ile yapılan toplantıda Türk ve Azeri<br />

Turizmi konuları tartışıldı, birlikte ortak projeler<br />

uretme kararı verildi.


17 proje<br />

Kaz Dağlarında<br />

hayata<br />

geçecek proje,<br />

hem bölge<br />

halkına hem<br />

yatırımcılara<br />

yepyeni bir<br />

yaşam sunacak<br />

Dünyanın<br />

Kalbi<br />

Hayalet Köyü<br />

Canlandıracak<br />

Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />

<strong>Hotel</strong> <strong>Gazetesi</strong> okurlarına bu ay spor turizmine farklı bir soluk getirecek, yeni bir projeyi tanıtmak amacıyla, projenin<br />

sahibi Murat Ceylan ile röportaj yaptık. Kaz Dağlarında ‘Dünyanın Kalbi’ adıyla hayata geçecek olan bu proje<br />

tamamlandığında, yatırımcılarına farklı bir yaşam tarzı sunarken, çevre köylerin de yaşamını olumlu yönde etkileyecek..<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

Murat CEYLAN<br />

Murat bey öncelikle , ülkemize ait<br />

tarihi, doğal ve kültürel güzelliklere<br />

sahip çıktığınız için, sizi tebrik<br />

ediyoruz. “Dünyanın Kalbi” projenizi<br />

nasıl anlatırsınız?<br />

Merhaba, teşekkür ederim, bilmenizi<br />

isterim ki, Dünyanın Kalbi projem,<br />

herkes kadar benim için de tatlı bir<br />

heyecan sebebidir. Bizler, Turizme yeni<br />

bir soluk aldıracak, dünya insanlarını<br />

bizim insanlarımızla çok anlamlı ve<br />

kaliteli bir projede birleştirmek adına,<br />

bu yolculuğa çıktık. Bu projedeki<br />

öncelikli amacımız Kaz Dağlarının<br />

tabiat güzelliklerini, kültürel ve tarihi<br />

dokusunu sadace ülke insanımıza değil,<br />

tüm dünya insanlarına anlatabilmekti.<br />

Bu amacımız doğrultusunda bölgede<br />

bulunan ve adı “Hayalet Köy” olan bir<br />

köyü satın alarak, şuan da tüm ülke<br />

gündeminde olan “İda Theraphy &<br />

Dünyanın Kalbi” projesinin startını<br />

verdik. Birbirine bağlı onlarca alt<br />

projeden oluşan, projede yer alan tüm<br />

arazi ve dağ evi sahibi arkadaşlarımız, bu<br />

köyde ve çevresindeki pek çok sportif,<br />

sanatsal ve kültürel organizasyonu,<br />

uzman eğitmenler eşliğinde<br />

uygulayacakları gibi, son yıllarda artık<br />

kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelen<br />

ekolojik tarım, hayvancılık ve tamamen<br />

doğal besinlere de en güvenilir haliyle<br />

ulaşabilme şansını yakalayacakları, çok<br />

sesli ve çok büyük bir organizasyondur.<br />

Özetlemem gerekirse geçen yıla kadar<br />

adı “Hayalet Köy” olan o köyün yeni adı;<br />

artık “Hayal Et Köy” oldu.<br />

Peki, projeye katılan diğer insanlarda<br />

sizin gibi spor ve doğayı seven<br />

insanlar mı?<br />

Evet, kesinlikle spor ve tabiat sever<br />

insanlar. Tüm komşularımızı çok ciddi<br />

bir seçimden sonra köye kabul ettik,<br />

öncelikle bu konu da hassasiyetlerimiz<br />

var. Köye artı değer katmayacak hiç<br />

kimseye arsa satmadık. Projemiz<br />

kapsamında pek çok değerli sporcu ve<br />

müzik ve sanat insanı arkadaşımızla<br />

beraber yol alıyoruz.<br />

Projenin başlangıç aşamasında hiç<br />

bölgesel zorluklarla karşılaştınız mı?<br />

Genelde böylesi projeler oldukça<br />

marjinal görünür ve bölge halkınca<br />

desteklenmez.<br />

Aslında bölge halkınca son derece içten<br />

ve sıcak karşılandık. Sıkıntı yaşadığımız<br />

en önemli nokta projenin ilk başlarında,<br />

tüm iyi niyetli insanlar gibi insanlara<br />

güvenmek isteğimizin, maalesef,<br />

aslında çok romantik bir düşünce<br />

olduğunu, görmemiz oldu. Projenin ilk<br />

başında bize çeşitli vaatlerde bulunan<br />

kimi insanlarca; maddi, manevi<br />

anlamda dolandırıldık. Konunun maddi<br />

tarafı çok etkilemedi ama manevi tarafı<br />

oldukça etkiledi.<br />

Şu andaki gelinen noktada proje<br />

ne durumda? Köyün yeniden imara<br />

açılması noktasında ne gibi sorunlar<br />

yaşadınız?<br />

Dünyanın Kalbi projemiz karşılaştığımız<br />

pek çok zorluğa rağmen, hedeflediğimiz<br />

doğrultuda yoluna devam ediyor.<br />

Bu yılın ekim ayından itibaren pek<br />

çok evin inşaatına başlanacak. Ben<br />

yasalar çerçevesinde kalıcı projelere<br />

imza atmaya özen gösteren biriyim,<br />

tüm yasal prosedürleri bitirmeden<br />

projeye start vermek istemedim. Köyün<br />

yeniden imara açılması için oldukça<br />

zorlu mücadeleler verdim, sadece il<br />

imar müdürlüğüne 22 bireysel başvuru<br />

yaptım ki, bu da 22 defa İstanbul’dan<br />

Çanakkale’ye gitmem demektir. Ayrıca<br />

köye yeni su ve yollarında yeniden<br />

projeye uygun hale getirilmesi gibi<br />

onlarca farklı prosedürle uğraştım,<br />

nihayetinde tüm bu sorunları geride<br />

bıraktık ve dediğim gibi yakında<br />

inşaatlara başlıyoruz.<br />

Böylesine farklı ve büyük bir projeyi<br />

çok büyük bir ekiple idare ediyor<br />

olmalısınız.<br />

Aslına bakarsanız bir kaç idealist<br />

dostumdan başka bir ekibim yok. Tüm<br />

sunumları bizzat kendim hazırladım,<br />

web sitemizi yakın bir dostum yaptı,<br />

sitenin yönetimini bir turizm web<br />

duayeni olan sevgili Fatih Öncel<br />

yapmakta, bir inşaat uzmanı olan<br />

Haydar Adıyaman tüm projeleri bizzat<br />

yönetmekte ve sevgili Nihan Heper de<br />

tüm projenin saha idaresini ele alınca,<br />

açık olmam gerekirse artı bir ekibe<br />

ihtiyaç duymadım. Zaten bölgede çok<br />

yakın olduğum birçok idealist dostum<br />

var, onlar da bu konuda her türlü<br />

desteği vermekteler.<br />

Dünyanın Kalbi’nde pek çok alt<br />

projemiz daha var dediniz, bu<br />

projeler hakkında kısa bilgiler rica<br />

edebilir miyiz?<br />

Evet, Dünyanın Kalbi projesi<br />

kapsamında pek çok alt projemiz var.<br />

Bunlar Kalkım - Yenice bölgesinde<br />

startını vereceğimiz, “İda Extreme<br />

Sports - İda Yatırım - Kazdağları Yatırım<br />

- İnci Kolye ve Dünyanın Kalbi Sportif<br />

faaliyetler şirketinin kurulmasıdır.<br />

Ayrıca Tüm Kaz Dağları kasabaları<br />

gençlerine, çocuk ve kadınlarına<br />

ücretsiz bir ekotarım, doğal ve ilaçsız<br />

ürün yetiştirme, müzik, tiyatro ve<br />

Sportif eğitimler alabilecekleri modern<br />

bir “Köy enstitüsü“ kurabilmek gibi bir<br />

amacım var.<br />

Bu bölgede yatırım yapmayı<br />

planlayanları neler bekliyor?<br />

Dünyanın Kalbi projemiz kapsamında,<br />

köye yerleşen herkes için, hayatlarını<br />

idame ettirebilecekleri bir sürekli<br />

gelir kapısı hazırladım. Bu amaçla da<br />

Kaz Dağları Yatırım şirketimizi hayata<br />

geçirdim. Kaz Dağları yatırım projemiz;<br />

Kaz Dağlarının eşsiz tabiatına, halk<br />

kültürlerine ve değerlerine saygılı<br />

duruşuyla; bölgede yerleşik halkların,<br />

güven içerisinde arazilerini satmalarına,<br />

kiralamalarına ve ortak ekotarım -<br />

ekoturizm yapabilmelerine, saygıdeğer<br />

yatırımcılarımızın, satın aldıkları<br />

arsalara ve arazilere, kira getirisi<br />

garantili, huzurlu, sağlıklı ve güvenilir<br />

yasal yatırımlarını, yapılarını – dağ<br />

evlerini yapabilmelerine aracı olmak,<br />

yatırımcısına ve yerel halklarına, aynı<br />

anda kazandırabilmeyi, öncelikli hedefi<br />

olarak, benimsemiş bir yapılanmadır.<br />

Şahsen böylesine bir yapının içerisinde<br />

yer aldığım için, son derece mutluyum.<br />

Bölgede yatırım yapmak veya daha<br />

doğal, daha sağlıklı bir yaşama adım<br />

atmak isteyen herkese en güvenilir<br />

şekilde yardımcı olmaktayız.<br />

Murat Bey son olarak eklemek<br />

istediğiniz bir şey var mı?<br />

Evet, bizler bugün de yine kalbimizin<br />

toprağına insan, tabiat, hayvan<br />

sevgisi ve özgürlük ekelim... Elbette<br />

her bereketli toprağın; ayrık otları<br />

olacaktır, tabiat bu otları ayıklayacak,<br />

özgürlüğünüz ve kaliteli hasadınız,<br />

size ait kalacak.. Dünyanın Kalbinden,<br />

Dünyanın Kalplerine Sevgilerimle...<br />

Proje hakkında daha ayrıntılı bilgi için:<br />

www.kazdaglariyatirim.com<br />

www.dunyaninkalbi.net<br />

www.dogavemacera.com.tr


söylesi 18<br />

Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

Bosphorus Line’nın<br />

ortaklarından<br />

Barbaros Kıvrak’ın<br />

ayrılmasıyla<br />

sektörde ortaya<br />

atılan söylentilere<br />

diğer ortak Erol<br />

Kıtay açıklık getirdi<br />

BAYRAĞI DAHA<br />

YÜKSEKLERE<br />

TAŞIYACAĞIZ<br />

2009 yılında iki<br />

turizmci Erol Kıtay ve<br />

Barbaros Kıvrak’ın<br />

birlikte kurdukları<br />

turizm şirketi<br />

Bosphorus Line,<br />

sektörün yaşadığı her<br />

türlü kriz ve soruna<br />

rağmen, yoluna emin<br />

adımlarla devam<br />

ediyor. Şirketin<br />

kurucularından<br />

Erol Kıtay, Genel<br />

Yayın Yönetmenimiz<br />

Mustafa Üçbaş’a<br />

verdiği röportajda,<br />

Bosphorus Line’ın<br />

kuruluşundan bu<br />

güne geride kalan<br />

8 yılda geçirdiği<br />

evreleri ve şirketin<br />

gelişme sürecini<br />

anlatırken, söz<br />

konusu ayrılığın<br />

nedenlerine de<br />

açıklık getirdi.<br />

Mustafa ÜÇBAŞ<br />

Birlikteliklerinden dolayı Barbaros<br />

Kıvrak’a teşekkür eden Erol Kıtay,<br />

“Bundan sonra yeni ekibimiz ve yeni<br />

hizmet anlayışımızla daha büyük<br />

hedefleri kovalayacağız” dedi<br />

Öncelikle Bosphorus Line fikri nasıl<br />

doğdu, dilerseniz oradan başlayalım.<br />

O Dönemde Barbaros Bey başka biir<br />

acentada çalışıyordu bende Grand<br />

<strong>Hotel</strong> Gülsoy’da ön büro müdürüydüm.<br />

Bir akşam Birlikte Bauhaus’a alışverişe<br />

giderken fikrimi ona açtım. Dedim ki<br />

‘ikimizin de çevresi var. Neden birlikte<br />

bir iş yapmıyoruz?’ Laleli’de küçük bir<br />

ofis tuttuk, 3 tane 2. el masa aldık, bir<br />

tek eleman aldık ve çalışmaya başladık.<br />

Barbaros Kıvrak bey acentada çalışıyor,<br />

ben de otelde devam ediyorum. Böyle<br />

giderken, bir anda yoğunluk başladı. 4<br />

ay sonra Şehzadebaşı’na, şimdiki ofise<br />

geçtik. Tabii işler de yoğunlaşmaya<br />

başladı. Ben de günün yarısını otelde,<br />

diğer yarısın ofiste geçiriyorum.<br />

Neden Bosphorus Line ?<br />

Şirketin isminin neden Bosphorus Line<br />

olduğunu şöyle anlatayım.. Bu arada<br />

ben bir de Mütahsin Bey’in sahibi<br />

olduğu Turna Tur’un eski ortağıyım. O<br />

günlerde Erbilli çok misafirimiz vardı.<br />

O zamanlar çalıştığım Gürsoy Otel’deki<br />

138 odanın 120’si Erbilli idi. 2002 yılında<br />

yoğun bir kar yağışı oldu. Uçaklar iptal<br />

edildi. Pazar günü herkes otelde. Bizde<br />

de Bulgar bir müzisyen grubu var. Ne<br />

yapalım diye düşünürken, öğlen bütün<br />

müşterilere “25 dolar’a sizi Boğaz’da<br />

eğlenceye götürüyoruz, canlı müzik te<br />

var. (Bizim Bulgar grup) Yeme içme fiyata<br />

dahil” dedik. Tekneyi ayarladık, otobüs<br />

çağırdık, otelin garsonlarını ayarladık ve<br />

gittik. Otel çalışanlarıyla Pazar günü öğlen<br />

Türk gecesi formatıyla 150 kişiye bir parti<br />

yaptık. Ondan sonra Mütahsin’le dedik<br />

ki ‘hadi biz bunu Türk gecesi formatıyla<br />

acenta ve otellere bu hizmeti sunalım’<br />

Tekne konusunu nasıl<br />

çözdünüz?<br />

Bir tekne kiraladık, tabi<br />

ilk sene sancılı oldu.<br />

Evimiz ipotek ettik,<br />

arabalarımızı sattık. Çünkü<br />

her gün program var, folklor ekibi<br />

geliyor, oryantal geliyor ama bazen 10<br />

kişiyle kalkıyorsun, bazen bir fırtına<br />

çıkıyor, 2 kişiyle kalkıyorsun. Kimseyi geri<br />

çevirmiyorduk. Bir sene sonra Mütahsin<br />

Bey dedi ‘ben kendim devam etmek<br />

istiyorum.’ Ben de oteldeydim dedim, sen<br />

yoluna devam et ben sonra gelirim sana<br />

yetişirim. Bosphorus Line ismi buradan<br />

geliyor.<br />

IRAK’TAKİ SORUNU YENİ<br />

ORTAĞIMIZLA ÇÖZDÜK<br />

Barbaros Bey ile 2009 Mart ayında şirketi<br />

açtık, kısa zamanda iyi yol kat ettik, sonra<br />

Dinner cruise işine girdik ve uzun yıllar<br />

devam ettik. Son zamanlarda turizmdeki<br />

kötü gidişat, bir de bu işi yapanların<br />

sayısının çok fazla artmasıyla fiyatlar dibe<br />

vurdu. Avrupalı turist gelmedi. En son<br />

kiralamayı 2015’te yaptık. Büyük bir tekne<br />

kiralamamıza rağmen maalesef işler<br />

beklediğimiz gibi olmadı. Aynı zamanda<br />

Erbil’de 2 otel işletiyorduk. Yaklaşık 3<br />

sene iyi işler yaptık. Ama son IŞİD olayları<br />

yüzünden, otelleri devrettik.<br />

Kriz dönemi nasıl geçti Bosphorus Line<br />

açısından?<br />

TÜRSAB’a yeni ortağımız Ahmet Taha<br />

ile beraber yüklü bir teminat vererek<br />

Türkiye vizesi alma gücünü de elimize<br />

alarak Irak vatandaşlarına Türkiye’nin<br />

her bölgesinde vizeli Otel,uçak bileti ve<br />

tur paketleri satışları yapmaya başladık.<br />

Geçen yıl sadece Irak’tan yaklaşık 25 bin<br />

kişi getirdik. Irak’a uçan tüm havayolları ile<br />

özel anlaşmalar yaparak yolumuza devam<br />

ettik.Ülkemizde kriz varken dışarıda<br />

özellikle Irak’tan bir şeyler yapmaya<br />

çalıştık. Ama boş durmadık, ülkemize<br />

katkı sağlamak için hep arayştaydık.<br />

Barbaros Bey ile neden ayrıldınız?<br />

Problem neydi?<br />

Barbaros Bey ticaret hayatına başka<br />

sektörde başka projelerle devam<br />

edeceğini, ömrümün kalan kısmını biraz<br />

stressiz geçirmek istediğini söyledi. O<br />

da hassas bir insan, biraz duygusal.<br />

Herhangi bir sıkıntımız olmadı, bayrağı<br />

ben devraldım.. Sağ olsun bize de çok<br />

yardımcı oldu. Ondan çok şey öğrendik…<br />

Ama ticaret, bu karı koca bile ayrılabiliyor.<br />

Dost olarak ayrıldık.. Tabi piyasada bu<br />

ayrılık farklı konuşuluyor. “Aldı gitti, kaçtı<br />

gitti, Erol Bey gitti, başka şirket açtı”<br />

diyenler var. Biz zaten 2016’dan beri<br />

Barbaros-Ahmed Taha ve ben üçümüz<br />

ortaktık. 2. şirket olarak 4 ay önce sadece<br />

vize işlerini yapmak için farklı bir acenta<br />

açtık. Bu şirket genelde sadece vize için.<br />

Çoğunlukla Libya, Cezayir ve Irak’tan vize<br />

işi yapıyor.<br />

Orta Doğu ve Kuzay Afrika’daki işleriniz<br />

nasıl gidiyor?<br />

Konaklama, uçak bileti, charter, bunları<br />

çok yaptık zamanında, halen devam


19<br />

söylesi<br />

Sayı:<br />

6 Yıl: 1 / Ağustos 2017 www.hotelgazetesi.com<br />

ediyor. Tabi bu arada biz Irak’ta<br />

da acenta açtık, ortaklığımız vardı.<br />

Bu ortaklığımız yaklaşık 2015 yılına<br />

kadar devam etti. Ortağımız Sayın<br />

Bayar Hanari’yle de 2010 yılında hem<br />

Erbil’de otel işletmeciliği, hem de<br />

acenta ortaklığımız oldu. Çok ortak<br />

olunca maalesef 3’ünün de kafası eşit<br />

olmuyor ve 2015 yılında Bayar Bey ile<br />

ortaklığımızı ayırdık ama ticaretimiz<br />

devam etti. Onların da Bosphorus<br />

Line olarak Irak’ta 8 tane ofisleri var.<br />

Irak’ın en büyük turizm acentalarından<br />

biri oldular. Daha çok devlete iş<br />

yapıyorlar. Bizlere de çok yoğun yolcu<br />

gönderiyorlar ama üst kategori genelde<br />

A+ yolcu gönderiyorlar.<br />

Bu 8 acentayla sizin bağlantınız ne<br />

durumda?<br />

Orası da Irak’ta Bosphorus Line olarak<br />

tanındığı için bu isimle devam ediyor.<br />

Ticari bağlantı olarak onlarla sadece<br />

paslaşıyoruz. Onlar THY’yi bizden alıyor,<br />

biz Irak Air’i onlardan alıyoruz. Yoğun<br />

konaklamalar oluyor, özellikle Güney,<br />

Bodrum, Fethiye, Antalya çok yoğun<br />

konaklamalar oluyor ama hepsi butik<br />

yolcular bunlar. Yani Irak’tan gelen<br />

kapalı gruplar değil. Tabi bu kapalı<br />

gruplara da kapımızın açık olduğunu<br />

belirtelim. Biraz da arayışımız butik<br />

hizmet, yani ülkeye de faydası var onun.<br />

TÜRSAB ile işbirliğinizden, size<br />

desteğinden söz eder misiniz?<br />

TÜRSAB’ın Bosphorus Line’a desteği<br />

vize konusunda oldu. 2015’in sonu<br />

gibiydi, diğer acentalar gibi biz de<br />

vize konusunda bir talepte bulunduk,<br />

TÜRSAB da aracı oldu. Başaran<br />

Ulusoy Bey, Dışişileri Bakanlığı ile<br />

protokol yaptı ama bunun karşılığında<br />

acentalardan teminat istendi. Teminatı<br />

veren acentalar vize işlerini yapmaya<br />

başladı, yani iyi de para kazanıldı vize<br />

paketlerinden. Çünkü Irak’tan hiç kimse<br />

gelemiyordu. 1 kişi gelmek istesin,<br />

konsolosluğa gidiyor aylarca bekliyor,<br />

Irak’ta zaten Musul Konsolosluğu<br />

da gidince bir Bağdat kaldı, bir Erbil<br />

kaldı. O zor şartlarda biz gerekli devlet<br />

büyüklerimize taleplerimizi ileterek vize<br />

konusunda sorumluluğumuzu da alarak<br />

ülkemize turist getirmeye başladık.<br />

Sonra Libya kapandı biliyorsunuz.<br />

Libya’dan inanılmaz gelir oluyordu<br />

ülkemize. Orada da yine Başaran Bey<br />

müdahil oldu, acentalar da getiriği<br />

turistlerden sorumlu oldu.Bu ülkelerle<br />

de yoğun bir şekilde turizm hareketi<br />

oldu ve halen devam etmekte. Cezayir<br />

de aynı şekilde.<br />

Sözünü ettiğiniz ülkelerden gelen<br />

turistleri nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Libya’dan genellikle tüccarlar geliyor.<br />

Bir tüccar burada her geldiği zaman<br />

50-100 bin dolarlık mal gönderiyor,<br />

bu da 100 turiste bedel olabiliyor.<br />

Ukrayna Kiev’de de ofisimizi 2016<br />

yılında açarak Ukrayna’dan da ülkemize<br />

yoğun bir şekilde turist getirmeye<br />

başladık. Yine müşteri kitlemiz A+ idi.<br />

Özellikle Anastasya Hanım ve Kiew<br />

ofis müdürümüz Andrey Bey’in yoğun<br />

çalışmaları bize oldukça fayda sağladı.<br />

2016’da ortaklığa başladığınız Ahmed<br />

Salahuddin Taha’dan söz eder<br />

misiniz? Bu ortaklık ne kazandırdı<br />

Bosphorus Line’a?<br />

Ahmed Bey daha önce Bosphorus Line<br />

eski müşterilerindendi.Kriz döneminde<br />

kendisiyle Bosphorus Line’a ortaklık ve<br />

yatırımlar konusunda görüşmelerimiz<br />

oldu. Neticesinde ortaklığımız başladı.<br />

İthalat ihracat işleriyle daha çok<br />

ilgileniyordu. Özellikle en son Katar<br />

krizinden bir gün sonra ben Katar’a<br />

gittim ne yapabiliriz diye araştırmalarda<br />

bulundum.İnanılmaz bir ambargo var<br />

Katar’a, Gittik marketleri vs. gezdik, hızlı<br />

tükenen ürünlere baktık, para var ama<br />

amborgadan dolayı bir şey gelmiyor.<br />

Bu arada Ahmed Bey’le bu konuyu<br />

paylaştık, orada da eski Bosphorus Line<br />

müşterilerinden tüccarlar vardı. Ahmet<br />

Bey ile onları bir araya getirdik. Şimdi<br />

her gün Türkiye’den Katar’a mal gidiyor.<br />

Mersin’den sebze-meyve, yumurta,<br />

tavuk, yağ vb. ürünler ihraç ediliyor.<br />

Türkiye’den Katar’a inanılmaz akış var.<br />

Başaran Ulusoy’la ilgili sektörde<br />

eleştiriler de var ama siz Ulusoy için<br />

olumlu düşünenlerdensiniz..<br />

Hem acenta hem de otelci gözüyle<br />

baktığın zaman tabi Başaran Ulusoy’un<br />

katkısı çok büyük, şu anda otellerin<br />

dolu olmasının başlıca sebebi Başaran<br />

Ulusoy. Ben de Başaran Ulusoy’cu<br />

değilim bu arada. Ama turizm şu<br />

anda var ise en büyük etkeni Başaran<br />

Ulusoy’dur. Özellikle vize uyguladığımız<br />

ülkelere çözüm ortağı olduğu için iyi bir<br />

sezon geçiriyoruz.<br />

Son olarak eklemek istediğiniz bir<br />

konu var mı?<br />

Turizm sektöründe otelciliğe başladığım<br />

yıllarda 12 yıl yanlarında çalıştığım<br />

Gülsoy <strong>Hotel</strong> ve Gülsoy Otomotiv’in<br />

yönetim kurulu başkanı sayın Abdullah<br />

Gülsoy’a bu süreçlerin hepsinde maddi<br />

ve manevi destekleri için şahsım adına<br />

teşekkürü bir borç bilirim.<br />

Ülkemize yatırımlar yaparak ülke<br />

ekonomimize katkı sağlayan sayın<br />

ortağımız Ahmet Salahuttin Taha beye<br />

de teşekkür ediyorum.<br />

Gülsoy <strong>Hotel</strong> eski işletmecisi ve Antis<br />

<strong>Hotel</strong>’in sahibi sayın Semih Cemali beye<br />

de şahsıma yaptığı destekleri için de<br />

ayrıca teşekkür ederim.<br />

Bu süreçte yoğun destekleri için DSN<br />

Turizm Akademi Kongre sayın Serhat<br />

Sarıoğlu Bey’e de teşekkür ederim.


Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

~<br />

egitim 20<br />

Kazak gazetecilerden<br />

Türkiye temasları<br />

Kazakistan’dan gelen Türk Dili Konuşan<br />

Gazeteciler Vakfı ve Toplumsal<br />

Geleşim Derneği üyesi bir grup<br />

gazeteci, Türkiye’ye gelerek bir dizi<br />

temaslarda bulundu. Gazeteci Naziya<br />

Joyamergen başkanlığındaki grup<br />

ziyaretlerinin ilk gününde, kendileri<br />

için düzenlenen panele katıldı.<br />

Türk medyası hakkında bilgi aldı.<br />

All Seasons <strong>Hotel</strong>’de düzenlenen<br />

panelde, otelin sahibi ve Genel<br />

Müdürü Mustafa Topaloğlu, All<br />

Seasons’ın pazarlama ve tanıtım<br />

teknikleri hakkında konuşurken,<br />

Yayın Danışmanımız Remzi Yılmaz<br />

ve TV programcısı ve Akademisyen<br />

İskender Özturanlı, Türk Medyası<br />

hakkında sunumlar yaptılar.<br />

Panelin sonunda Vakıf Başkanı Naziya<br />

Joyamergen All Sezons <strong>Hotel</strong>’in sahibi<br />

Mustafa Topaloğlu ve diğer katılımcılara<br />

plaket sunarak teşekkür etti.<br />

Grup, daha sonra İstanbul Üniversitesi<br />

İletişim Fakültesi’ni ziyaret ederek,<br />

Türkiye medyası, İÜ İletişim Fakültesi<br />

ve uygulama birimleri hakkında bilgi<br />

aldı. İkinci gün Eskişehir’e geçen Kazak<br />

gazeteciler, buradaki temaslarının<br />

ardından Türkiye’den ayrıldılar.<br />

İSTOTEP’in Expedia buluşması büyük ilgi gördü<br />

Sofa <strong>Hotel</strong>’de<br />

düzenlenen<br />

panelin ana<br />

teması Expedia<br />

oldu. Türkiye’nin<br />

değişik<br />

bölgelerinden<br />

gelen otel<br />

yöneticilerinin<br />

buluştuğu ve<br />

beklenenin<br />

üstünde ilgi<br />

gören panelde,<br />

sektördeki<br />

gelişmeler<br />

masaya yatırıldı<br />

İstanbul Otelciler Platformu’nun<br />

düzenlediği Workshop serisinin ikincisi<br />

‘Expedia’ başlığı altında düzenlendi. The<br />

Sofa <strong>Hotel</strong> Nişantaşı’ndaki etkinliğe,<br />

ISTOTEP Başkanı Barış Türer, Başkan<br />

Yardımcısı İlker Karadağ, The Sofa <strong>Hotel</strong><br />

Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Turizm<br />

Yatırımcıları Derneği Başkan Yardımcısı<br />

Ali Güreli, The Sofa <strong>Hotel</strong> Genel Müdürü<br />

Cantekin Temizer konuşmacı olarak katıldı.<br />

Tecrübeli otel yöneticisi ve World Tourism<br />

Forum eski Genel Sekreteri Ünay Türköz’ün<br />

moderatörlüğünde düzenlenen panel<br />

Expedia’nın sunumuyla başladı. Ardından<br />

kürsüye gelerek sektörün gündemini<br />

oluşturan konularda görüşlerini açıklayan<br />

konuşmacılar, daha sonra katılımcıların<br />

sorularını yanıtladılar. İSTOTEB’in daha<br />

önce düzenlediği Workshop, sektör<br />

temsilcilerinin ilgisini çekmişti. İlkinde<br />

olduğu gibi ikincisi de büyük ilgi gören<br />

organizasyonda, sektörün ağır topları,<br />

İstanbul otelcilerini heyecanlandıracak<br />

açıklamalarda bulundular.<br />

ALİ GÜRELİ: SIKINTILARI<br />

KONUŞARAK VAKİT<br />

KAYBETMEYELİM<br />

Panelin açılışında turizm sektöründeki<br />

gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde<br />

bulunan Türkiye Turizm Yatırımcıları<br />

Derneği Başkan Yardımcısı Ali Güreli,<br />

2016 yılında kan kaybeden turizmin<br />

sıkıntılarının 2017 yılında da ciddi şekilde<br />

devam ettiğini belirtti. Bu dönemi fırsata<br />

dönüştürmenin sektör adına önemli bir<br />

adım olacağını ifade eden Güreli, “Her<br />

sıkıntının yanında bir avantaj, bir fırsat<br />

vardır çünkü. Sıkıntıları konuşarak da vakit<br />

kaybetmeyin.” dedi.<br />

İBB İLE İŞBİRLİĞİ<br />

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile<br />

Contemporary paralelinde bir tanıtım<br />

projesi başlattıklarının müjdesini<br />

veren Güreli, İBB’nin 50 milyon TL’lik<br />

bir sermayeyle katkıda bulunduğu bu<br />

projeyle İstanbul’u bir sanat şölenine<br />

dönüştürmeyi planladıklarını anlattı.<br />

Projenin Contemporary ile sınırlı<br />

kalmayacağını söyleyen Güreli, 2017<br />

yılında başlayan projenin 2024 yılına kadar<br />

hız kesmeden devam edeceğini aktardı.<br />

TEMİZER: GLOBALLEŞMELİYİZ<br />

Organizasyonun bir diğer konuşmacısı ise<br />

The Sofa <strong>Hotel</strong> Genel Müdürü Cantekin<br />

Temizer’di. İstanbul’un markalaşmasında<br />

algı yönetiminin önemine dikkat çeken<br />

Temizer, bu yolda sektörün birlikte hareket<br />

etmesinin değerine işaret ederken, büyük<br />

hedefler için global olmanın gerekliliğine<br />

dikkat çekti. Temizer şöyle konuştu:<br />

“Bunu yapmanızı çok saygıdeğer ve<br />

önemli buluyorum. Tek başına ve global<br />

değilseniz, platformda kat hizmetlisi ve<br />

SPA müdürü kalmaya mahkum olursunuz.<br />

Bu platformda yapılan aktiviteleri,<br />

TÜROB, TÜROFED gibi derneklerle<br />

koordinasyonlu olarak yapmak lazım.<br />

Çünkü oradaki arkadaşlarımız da çok<br />

tecrübeliler. Bu aşamada kısa orta ve uzun<br />

vadede hedefler koymalısınız. Müşteri<br />

çeşitlendirmesini çok dikkatli yapmamız<br />

lazım. Expedia’yı zorlamamız lazım.”<br />

EN İYİLERE ÖDÜL<br />

Son olarak kürsüye gelen İSTOTEP<br />

Başkanı Barış Türer ise öncelikle eğitim<br />

toplantılarının her ay devam edeceğini<br />

açıkladı. Türer, “Aralık ayında çok büyük<br />

bir ödül töreni yapılacak. İstanbul Otelciler<br />

Platformu olarak, İstanbul’un en iyi genel<br />

müdürü, en iyi ön büro müdürü, en iyi iş<br />

oteli kategorilerinde sizlerin huzurunda<br />

hak eden ödülleri dağıtmayı planlıyoruz.”<br />

diye konuştu.


21 kültür<br />

Sayı: 6 Yıl: 1 / Ağustos 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

Afrodisias<br />

Antik Kenti<br />

UNESCO<br />

Dünya Mirası<br />

Listesi’nde<br />

UNESCO’nun Polonya’da gerçekleştirilen 41. Dünya Miras Komitesi toplantısında, Türkiye’nin<br />

bir tarihi kültürel varlığı daha Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Aydın’ın Karacasu ilçesindeki<br />

Afrodisias Antik Kenti’nin “Yunan-Roma dönemi mimari ve kent özelliklerini çok iyi yansıtan<br />

bir yerleşim yeri” olduğu belirtildi. Kentteki Afrodit Tapınağı milattan önce 3’üncü yüzyıla,<br />

kentin kendisi ise bir yüzyıl sonraya dayanıyor. Bölge, Afrodisias Arkeolojik Kenti ve kentin<br />

kuzeyindeki mermer ocaklarından oluşuyor. Zenginliği ise mermer ocaklarından geliyor.<br />

AKDENİZ HAVZASINDA<br />

BIRAKTIĞI DERİN KÜLTÜREL<br />

ETKİ UNESCO<br />

Türkiye’nin sitesinde, Antik Kentin<br />

‘Yunan-Roma dönemi mimari ve kent<br />

özelliklerini çok iyi yansıtan bir yerleşim<br />

yeri olduğu’ ve alanın Dünya Mirası<br />

Listesine kaydedilmesini sağlayan<br />

‘Üstün Evrensel Değeri’ oluşturan<br />

özelliklerden en önemlisinin ‘Varlık<br />

Alanı içinde bulunan ocaklardan<br />

çıkartılan mermerden, yerel okullarca<br />

işlenen heykeltıraşlık eserlerinin<br />

yayıldığı Akdeniz havzasında bıraktığı<br />

derin kültürel etki’ olduğu belirtildi.<br />

Afrodisias Arkeolojik Kenti’nde<br />

tapınaklar, bir tiyatro, bir toplanma<br />

yeri ve iki hamam bulunuyor.<br />

ARA GÜLER ORTAYA ÇIKARDI<br />

1958 yılında Aydın’ın Geyre<br />

beldesinde bir baraj açılışı için<br />

bölgeye gazeteci olarak giden ve<br />

dönüşte yolunu kaybeden Ara Güler,<br />

bir köyden geçerken köylülerin<br />

tarihle içiçe yaşadığını görür. Köyde<br />

yaşayan insanlar tarafından Roma<br />

sütunları ve mimari parçaları hala<br />

kullanılmaktadır. Köyde yer alan her<br />

türlü mimari yapı, Roma dönemi<br />

eserlerini de barındırmaktadır. Tarihi<br />

lahitler bile üzüm şırası süzmek için<br />

kullanılmaktadır ve köyün her yeri<br />

tarihi eserlerle doludur.<br />

KİMSE İLGİLENMEDİ<br />

Ara Güler, şaşkınlık içinde bu<br />

güzelliklere baktıktan sonra köyün<br />

çeşitli yerlerinden onlarca fotoğraf<br />

çeker ve İstanbul’a döndükten sonra<br />

bu bölgeyi araştırmaya başlar. Fakat<br />

hiçbir bilgiye ulaşamaz. Kimsenin<br />

buradan haberi olmadığını fark<br />

eden Güler, çektiği fotoğrafları çeşitli<br />

kuruluşlara gönderir fakat beklediği<br />

ilgiyi bulamaz. En sonunda fotoğrafları<br />

Times’a gönderir. Times fotoğrafların<br />

renkli olanlarını çekmesini ister ve Ara<br />

Güler tekrar aynı köye giderek renkli<br />

fotoğraflar çeker. Bu yolla dünya<br />

basınına dağıtılan fotoğraflar bir anda<br />

büyük yankı uyandırır. Amerika’dan<br />

gelen arkeologlar Geyre’de araştırma<br />

yapmaya başladıklarında burasının<br />

Roma İmparatorluğu’na ait, tarihi MÖ.<br />

500’li yıllara dayanan ve ismini tanrıça<br />

Afrodit’ten alan Aphrodisias antik<br />

kenti olduğu anlar.<br />

LİSTEDEKİ 17. VARLIĞIMIZ<br />

Afrodisias ile birlikte Türkiye’nin Dünya Mirası<br />

Listesi’ndeki varlık sayısı 17 oldu. İşte o liste:<br />

1) İstanbul [1985]<br />

2) Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas) [1985]<br />

3) Hattuşa (Boğazköy) - Hitit Başkenti (Çorum) [1986]<br />

4) Nemrut Dağı (Adıyaman - Kahta) [1987]<br />

5) Xanthos-Letoon (Antalya - Muğla) [1988]<br />

6) Safranbolu Şehri (Karabük) [1994]<br />

7) Troya Antik Kenti (Çanakkale) [1998]<br />

8) Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) [2011]<br />

9) Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya) [2012]<br />

10) Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) [2014]<br />

11) Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa) [2014]<br />

12) Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri [2015]<br />

13) Efes (İzmir) [2015]<br />

14) Ani Arkeolojik Alanı (Kars) [2016]<br />

15) Frodisias (Aydın) [2017]<br />

16 Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) [1985]<br />

17) Pamukkale-Hierapolis (Denizli) [1988]<br />

SIRADA GÖBEKLİTEPE VAR<br />

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’ne<br />

(UNESCO) bağlı Dünya Miras Komitesi’nin, gelecek yıl<br />

Türkiye’nin adayı, Doğuş Grubu’nun da tanıtımına<br />

önemli bir destek verdiği Şanlıurfa’daki Göbeklitepe<br />

Arkeolojik Alanı’nın listeye alması bekleniyor.


Sayı: 5 Yıl: 1 / Temmuz 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

ik<br />

22<br />

Nihan<br />

Güneş<br />

AYDIN<br />

Oryantasyon sürecinin önemi<br />

Gülümseyin hayatınızın yeni ve en uzun dönemi<br />

başlıyor..<br />

Cv’nizi hazırladınız, başvurularınızı yaptınız ve<br />

mülakatlarınız başarı ile sonuçlandı, işi kaptınız,<br />

hoş geldiniz… İş hayatına merhaba, iş arama<br />

süreci, yoğun, stresli bir dönem, uzun zaman işsiz<br />

kalmış olabilir, çalıştığınız iş yerinde mutsuz olabilir,<br />

fırsatları değerlendirmek için yoğun iş arayışında<br />

olabilir ya da okuldan yeni mezun olmuş olabilirsiniz.<br />

İş bulana kadar geçen sürede bunalsanız, sıkılsanız<br />

da hayatımızın çok büyük bir bölümünü kaplayan<br />

iş hayatına hoş geldiniz!!! ‘Okul yılları en güzel<br />

zamanlarımızdı’ diye başlayan cümleler artık sizi de<br />

ifade edecek…<br />

Yeni işe başladığınız kuruma, işletmeye vs.. başka<br />

bir firmadan transfer olmuş olabilirsiniz, ilk iş yeriniz<br />

olabilir, uzun zamandır iş arayışında olabilirsiniz<br />

ve beklenen gün geldi çattı, ilk iş gününüz hayırlı<br />

olsun!! Her zaman çok heyecanlı geçen ilk iş<br />

gününde kendinizi terk edilmiş bir kedi yavrusu<br />

gibi hissedebilir, departman müdürünüzü, sizinle<br />

ilgilenecek herhangi birini akşam saatlerine kadar<br />

köşede kimseyi rahatsız etmeden bekleyebilirsiniz,<br />

çayı kahveyi nereden alabileceğinizi gösteren bir<br />

kişiyi bulabilmek adına karşınıza çıkan her insanla<br />

göz teması kurarsınız…<br />

İşte tam burada devreye girer ‘Oryantasyon Süreci’.<br />

İş yeri ve personel için en önemli süreçlerden<br />

biridir, çoğu zaman atlanan, üstün körü geçiştirilen,<br />

vakit ayrılmayan yoğunluk bahaneleri bulunan<br />

dönemdir… Mülakatlardan elenerek seçilen çok<br />

doğru bir karar olduğuna inandığınız, umutlandığınız<br />

adayınızı doğru ve yeterli yapılmayan oryantasyon<br />

sürecinin sonunda kaybedebilirsiniz, iş veren zaman,<br />

iş gücü ve maddi kayıplar yaşarken, aynı kayıpları<br />

hayal kırıklığı ile birlikte personel de yaşamaktadır.<br />

Oryantasyon süreci personellerin aidiyet duygusunu<br />

artıran, işletme içinde kaynaşmayı sağlayan,eksiksiz<br />

tamamlandığında umutlandığınız adayınızın sizlere<br />

mucizeler yaratabileceğine şahitlik edersiniz!!!<br />

Mesleki ve kurumsal oryantasyon süreci olarak<br />

ikiye ayrılan dönemin kurumsal oryantasyon<br />

bölümünü insan kaynakları departmanları, mesleki<br />

oryantasyon bölümünü departman şefleri, amirleri,<br />

müdürleri yapmaktadır.<br />

Doğru konumlandırma kadar eksiksiz yapılan<br />

oryantasyon da yeni başlayan personelin<br />

performansını doğrudan etkiler. Aidiyet hissinin<br />

oluşmaması ve eksik kalan parçalar ile personel en<br />

zayıf halka haline gelebilir. Bir flört dönemi olarak<br />

değerlendirilebilecek olan süreçte işletmeler ve<br />

personeller birbirlerini daha yakından tanırlar,<br />

misyon vizyon değerleri hakkında bilgi edinirler,<br />

kendilerini bu işletmenin neresinde gördüklerine<br />

karar verirler, sisteme kendilerini entegre ederler<br />

ya da edemezler… Oryantasyon sürelerinde<br />

kendilerinin yanlış seçim yaptığını düşünen<br />

işletme sahipleri veya personeller olabilir, her iki<br />

tarafın beklentilerinin altında kalabilir, aidiyet hissi<br />

oluşmayabilir, mutlu olunamayabilir..<br />

İşletmeniz, kurumunuz vs.. belki de sizi çok daha iyi<br />

yerlere taşıyabilecek, isminizi adınızı en iyi şekilde<br />

temsil edecek bir personelle birlikte, ya da kariyerinizin<br />

fırsatını yakaladığınız kendinizi inanılmaz geliştirip<br />

ilerletebileceğiniz bir işletmede veya kurumdasınız…<br />

Kurumsal kimlik adına oryantasyon süreçleri mutlak<br />

önem taşımaktadır. Bu süreç geleneksel bir ritüel<br />

haline getirilmelidir. Eksiksiz yapılan oryantasyonun<br />

sonundaki kazanımlara paha biçilemeyecektir.<br />

A+<br />

BURASI SİZİN SAYFANIZ<br />

Turizm,<br />

Türkiye’nin lokomotif<br />

sektörlerinden biri.. Dolayısıyla hemen her<br />

gün, insan kaynakları alanında gelişmeler<br />

oluyor. Bir gün bir atama, diğer gün bir<br />

ayrılık, bir başka gün ise terfi olabiliyor. Biz de<br />

sektörün sesi olarak bundan böyle bu konuya<br />

bir sayfa ayırmaya karar verdik. Sizin de<br />

kurumunuzdaki gelişmeleri bize bildirmeniz<br />

halinde sayfalarımızda yer vermekten<br />

mutluluk duyarız..<br />

TURİZM ÇALIŞANLARINA VARDİYA DÜZENLEMESİ<br />

Çalışma ve Sosyal Güvenlik<br />

Bakanlığınca aralarında turizm<br />

sektörünün de bulunduğu<br />

bazı sektörlerin, gece<br />

çalışma sürelerine yönelik<br />

düzenlemeye gidildi. Buna<br />

göre, turizm, özel güvenlik ve<br />

sağlık hizmeti yürütülen işlerde<br />

ve bu işlerin yürütüldüğü iş<br />

yerlerinde faaliyet gösteren alt<br />

işveren tarafından yürütülen<br />

işlerde vardiya sayısı 24 saatte<br />

iki vardiya olacak şekilde<br />

yapılabilecek.<br />

GECE ÇALIŞANLARINA 7,5<br />

SAAT SINIRLAMASI<br />

Ayrıca yönetmeliğin 7.<br />

maddesinde yapılan değişiklikle<br />

gece çalışanlarına yönelik<br />

düzenlemeye gidildi. Söz konusu<br />

madde, “vardiyalar halinde<br />

işçi çalıştırılarak yürütülen<br />

işlerde, 4857 sayılı Kanunun<br />

42 ve 43’üncü maddeleri ile<br />

70’inci maddesinde öngörülen<br />

yönetmelikte belirtilen<br />

haller dışında işçilerin gece<br />

mesailerinde 7,5 saatten çok<br />

çalıştırılmaları yasaktır. Ancak<br />

turizm, özel güvenlik ve sağlık<br />

hizmeti yürütülen işlerde işçinin<br />

yazılı onayının alınması şartıyla<br />

yedi buçuk saatin üzerinde<br />

gece çalışması yaptırılabilir.”<br />

şeklinde değiştirildi.<br />

Yönetmelikte belirtilen “Turizm hizmeti yürütülen işler”<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca turizm işletmesi belgesi<br />

veya turizm yatırımı belgesi verilen ya da belediye<br />

tarafından turizm işletmesi olarak faaliyet göstermek<br />

üzere işletme belgesi verilen tesislerde çalışanları kapsıyor.<br />

atamalar<br />

Gaye Azami Kurt<br />

Sheraton Ataköy<br />

Istanbul’a satış ve<br />

pazarlama direktörü<br />

olarak atandı.<br />

Volkan Kalkan<br />

Mersin Wonasis Aqua<br />

Resort <strong>Hotel</strong>’in genel<br />

müdürü oldu.<br />

Özgür Aldemir<br />

Göçtur Turizm‘e<br />

satış ve pazarlama<br />

direktörü oldu.<br />

Elif Tanyel<br />

Hilton Garden Inn<br />

İstanbul Airport satış<br />

müdürü oldu.<br />

Damla Özmen<br />

D&B MICE Solutions’da<br />

MICE müdürü oldu.<br />

Gürsel Karadeniz<br />

Makedonya Ramada<br />

Plaza Gevgelija’nın<br />

genel müdürü oldu.<br />

Yunus Heyal<br />

Jolly Tur’un ticari<br />

direktörü oldu.<br />

Erdinç Savul<br />

Mauritius Maritim<br />

Crystals Beach <strong>Hotel</strong>`e<br />

Genel Müdür oldu.<br />

Tuğba Akça<br />

İzmir, İsmira Otel’in<br />

satış ve pazarlama ve<br />

de ön büro müdürü<br />

oldu.<br />

Ayşen İnce<br />

Radisson Blu<br />

Conference&Airport<br />

<strong>Hotel</strong>’de satış ve<br />

pazarlama direktör<br />

yardımcısı oldu.<br />

Ercüment Uluçer<br />

Titanic Business<br />

Bayrampaşa oteli<br />

genel müdürü oldu.<br />

Aydın Duran<br />

Divan Cizre genel<br />

müdürlüğünü üstlendi.<br />

Rob Kucera<br />

Radisson Blu<br />

Bosphorus <strong>Hotel</strong><br />

Istanbul Genel<br />

Müdürlüğü’ne atandı.


23 kutlama<br />

Sayı: 5 Yıl: 1 / Temmuz 2017<br />

www.hotelgazetesi.com<br />

Otelcilik mesleğine<br />

farklı bir bakış<br />

Nice yıllara Takatuka Tur<br />

Turizm sektörü içerisinde yaşananları<br />

hicveden kitap turizm yazarı Emir<br />

HEPOĞLU’nun yayınladığı ikinci kitabı<br />

Otel Faresi, aynı zamanda A7 Yayıncılık<br />

etiketiyle okuyucu ile buluşan ilk kitap<br />

olma özelliğini de taşımakta. Tüm<br />

büyük kitapevlerinden ve internet<br />

üzerinden ulaşabileceğiniz kitap, kısa<br />

sürede adından fazlasıyla söz ettirmiş<br />

durumda.<br />

2014 yılında faaliyete başlayan Takatuka Tur, kuruluşunun 3. yıldönümünü kutladı<br />

Boğaz’da tekne ve motor turları<br />

ve çeşitli turistik organizasyonlar<br />

konusunda hizmet veren<br />

Takatuka Tur, bu mutlu gününü<br />

sektördeki dostlarıyla birlikte<br />

kutladı. 3. kuruluş yılı nedeniyle,<br />

hizmet verdikleri teknede bir<br />

parti düzenleyen Takatuka Tur<br />

yetkilileri, İstanbul’daki otellerin<br />

yöneticileri ve sektörün önde<br />

gelen isimlerini ağırladı. Takatuka<br />

Tur’un kurucusu Kaptan Şemsettin<br />

Demir, Satış Müdürü, Kaptan Arif<br />

Kararoğlu, Halkla İlişkiler ve Sosyal<br />

Medya Uzmanı Yakup Demir, 5 saat<br />

boyunca konuklarına doyumsuz<br />

bir gece yaşattı. Cibali’den hareket<br />

eden tekne, konuklarına İstanbul<br />

gecelerinin olmazsa olmazı<br />

Boğaz’ı turlarken, konuklar müzik<br />

ve oryantal eşliğinde eğlencenin<br />

doruğuna çıktılar. Boğaz turu,<br />

Haluk Levent’in İzmir Marşı<br />

eşliğinde teknenin Cibali İskelesine<br />

yanaşmasıyla noktalanırken,<br />

konuklar hep birlikte marşa eşlik<br />

ettiler.<br />

Türkiye otellerinde zaman içerisinde yaşananların<br />

aktarıldığı bu kitaptaki kişilerin ve kurumların<br />

tamamen hayal ürünü olma ihtimali mümkündür.<br />

Zira bir kısmı, hayatta ya da vefat etmiş Otel<br />

Fareleri tarafından kuşaktan kuşağa aktarılmış<br />

yaşanmışlıkların özetinden ibarettir. Her ne<br />

kadar bazıları da yazarın bizzat mabadı vasıtası<br />

ile uydurduğu tiplemeler olsa da, benzerlerine<br />

günlük yaşamımızda ya da TV ekranlarında rast<br />

gelmemiz gayet olasıdır. Hele ki bu renkli ülkede!<br />

Kitap içerisinde muhtelif bölümlere serpiştirilmiş<br />

masal tadında kısa hikayeler muhteviyatında,<br />

zaman, mekan ve isim bilgileri içermemektedir.<br />

Sırf bu yüzden hayal gücünüzü azıcıkta olsa<br />

zorlamanız ve bazen de geriye dönük olarak<br />

hatıraları canlandırmanız işinizi kolaylaştıracak<br />

ve öznedeki kişi ya da kişileri gözünüzün önünde<br />

canlandırmanıza bizzat vesile olacaktır.<br />

OTEL FARESİ bütünü itibari bir otel kitabıdır. Oteller<br />

her gün, çalışanlarından misafirlerine kadar hayata<br />

bizzat katılan taptaze, sıcacık yeni ve enteresan<br />

olaylara gebedir. Bazen bu olayları duyarsınız,<br />

bazen de dört duvar arasında yıllar boyu saklı<br />

kalır. Kitabı okurken de sadece konukların değil,<br />

bizzat çalışanlarında komik, enteresan bazen<br />

de absürt hikayelerine rastlayacaksınız. Kimisi<br />

daha önce kaleme alınmış makalelerden oluşan<br />

bu eğlenceli hikayeleri keyifle okumanızı, bolca<br />

gülmenizi ve kitabı bitirdiğinizde bir dostunuzla<br />

paylaşmanızı temenni ederiz.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!