13.04.2013 Views

GEREKCELI-KARAR

GEREKCELI-KARAR

GEREKCELI-KARAR

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

T.C.<br />

İSTANBUL<br />

16. AĞIR CEZA MAHKEMESİ<br />

(CMK 250.MADDESİ İLE GÖREVLİ)<br />

DOSYA NO : 2011/63<br />

<strong>KARAR</strong> NO : 2012/71<br />

C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2011/813<br />

GEREKÇELİ <strong>KARAR</strong><br />

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A<br />

BAŞKAN : MEHMET EKİNCİ 39587<br />

ÜYE : HİKMET ŞEN 39730<br />

ÜYE : BÜLENT KINAY 40267<br />

C. SAVCISI : UFUK ERMERTCAN 35205<br />

KATİP : MUSTAFA ALKAN 136217<br />

DAVACI : K.H.<br />

MAĞDUR :1-ŞENEL KAÇMAZ, Ahmet ve Emine oğlu, 02/01/1962<br />

ÇAMLICA doğumlu, GİRESUN, KEŞAP, Çamlıca<br />

mah/köy nüfusunda kayıtlı. Cemal Paşa Mah Fırın Sokak<br />

No:7 D:3Bayrampaşa/ İSTANBUL adresinde oturur. TC<br />

Kimlik No:34909501078<br />

MAĞDUR :2-AHMET BULUT, Mehmet ve Sevim oğlu, 04/07/1969<br />

ADANA doğumlu, ELAZIĞ, MERKEZ, Değirmenönü<br />

Köyü mah/köy nüfusunda kayıtlı. Bebek Özlemli Sok.<br />

Köseoğlu Apt. No:10/1 Beşiktaş/ İSTANBUL adresinde<br />

oturur. TC Kimlik No:13226080428<br />

MAĞDUR :3-FARUK GÜLER, Feyzi ve Yıldız oğlu 1973 d.lu<br />

Mahmutbey yolu Avrupa kontuları atakent 2 sit. B 13 D:3<br />

Halkalı /İSTANBUL TC:10985916920<br />

MAĞDUR : 4-HÜSEYİN VASFİ YOLASIĞMAZ, Ahmet Zühdü ve<br />

Günseli oğlu, 08/05/1962 SULTANSELİM doğumlu,<br />

GİRESUN, MERKEZ, Sultanselim mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Sultanselim Mah. Osman Fikret Topallı Sk.<br />

No:1/5 Merkez/ GİRESUN adresinde oturur. TC Kimlik<br />

No:42157261200<br />

VEKİLİ : Av. EROL GÜNAYDIN, Gazi Cad. Gönül Sok. No:1/3-1<br />

Merkez/ GİRESUN<br />

MAĞDUR : 5-YAKUP AYDIN, Yusuf ve Selime oğlu, 21/05/1984<br />

DERELİ doğumlu, GİRESUN, DERELİ, Çalca mah/köy<br />

1/678


nüfusunda kayıtlı. GemilerçekeğiMah. Kazım Karabekir<br />

Cad. No:6/1 Merkez/ GİRESUN adresinde oturur. TC<br />

Kimlik No:47134084360<br />

MAĞDUR : 6-ALİ AKDAĞ, Mehmet ve Hürmüz oğlu, 01/12/1967<br />

GİRESUN doğumlu, GİRESUN, MERKEZ, Lapa<br />

mah/köy nüfusunda kayıtlı. Hacı Siyam Mahallesi<br />

Atatürk Bulvarı No:79/1 Merkez/ GİRESUN adresinde<br />

oturur. İş adresi: Nizamiye Mah Orhan Yılmaz Cad<br />

No:38 Merkez/ GİRESUN. TC Kimlik No:19655012054<br />

VEKİLİ : Av. ENGİN TEKİN, Alpasalan Cad. Ortaklar İş Merkezi<br />

No:33/1Giresun Merkez/ GİRESUN<br />

MAĞDUR :7-TURGAY DEMİRCAN, Nahit ve Makgüle oğlu,<br />

21/04/1967 ANKARA doğumlu, ORDU, MERKEZ,<br />

Karacaömer mah/köy nüfusunda kayıtlı. Teyyare Düzü<br />

Mahallesi Mollaoğlu Sokak No:33/1Merkez/ GİRESUN<br />

adresinde oturur. TC Kimlik No:49810618142<br />

MAĞDUR :8-MUSTAFA CİCİ, Osman ve Nazmiye oğlu,<br />

10/10/1971 GİRESUN doğumlu, GİRESUN, MERKEZ,<br />

Çaldağ/Osmaniye mah/köy nüfusunda kayıtlı. Fevzi<br />

Çakmak Mahallesi Taş Sokak No:8/3 Merkez/ GİRESUN<br />

adresinde oturur. TC Kimlik No:12611246968<br />

MAĞDUR :9-HAKAN AKBAŞ, Bilenç ve Hatice oğlu, 11/09/1975<br />

GİRESUN doğumlu, GİRESUN, KEŞAP, Fındıklı<br />

mah/köy nüfusunda kayıtlı. Hacı Miktat Mahallesi Suat<br />

Akgün Sokak No:36/4 Merkez/ GİRESUN adresinde<br />

oturur.TC Kimlik No:32893567520<br />

MAĞDUR :10-YAKUP BEKDEMİR, Fehmi ve Emine oğlu,<br />

25/02/1979 GİRESUN doğumlu, GİRESUN, MERKEZ,<br />

Hisargeriş mah/köy nüfusunda kayıtlı. Hacı İlyas Mevkıı<br />

No:34 Hisargeriş KöyüMerkez/ GİRESUN adresinde<br />

oturur.TC Kimlik No:21712943256<br />

MAĞDUR :11-MEVLÜT ENGİN, Recep ve Fatma oğlu, 09/02/1980<br />

GİRESUN doğumlu, GİRESUN, BULANCAK, Yalı<br />

mah/köy nüfusunda kayıtlı. Hacısiyam Mah. Bozbağ<br />

Cad. No:3 İç Kapı No:9Merkez/ GİRESUN adresinde<br />

oturur. TC Kimlik No:33817523462<br />

MAĞDUR :12-BAHRİ KAYA, Osman ve Fatma oğlu, 1957<br />

d.lu2801. SK. NO: 33CV ŞAMLAR<br />

KÖYÜBAŞAKŞEHİR/ İSTANBUL TC:19094757608<br />

2/678


MAĞDUR :13- ERMAN REFİK TOROĞLU, Bekir Nevzat ve<br />

Bedia oğlu 1948 d.lu YUKARI DİKMEN MAH. 638<br />

CAD. NO:1 İÇ KAPI NO:23 Çankaya/ ANKARA<br />

adresinde oturur. Tc kimlik No:13805269688<br />

KATILAN :14-TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU, İstinye<br />

Mah. Daruşşafaka Cad. No: 45 İstinyeİSTANBUL.<br />

VEKİLİ : Av. SERCAN TEKER, İstinye Mah. Darüşşafaka Cad.<br />

No: 45 Kat 3 Sarıyer/ İSTANBUL<br />

KATILAN :15-FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ-FENERBAHÇE<br />

SPORTİF HİZMETLER SAN. VE TİC. A.Ş.<br />

Fenerbahçe Burnu Kadıköy/ İSTANBUL,Recep Peker<br />

Cad. Fenerbahçe Stad AltıKadıköy/ İSTANBUL<br />

VEKİLİ : Av. ECE BELKIS UYSALER, Fenerbahçe Şükrü<br />

Saraçoğlu Stadı Kızıltoprak İSTANBUL<br />

KATILAN :16-TRABZONSPOR KULÜBÜ DERNEĞİ -<br />

TRABZONSPOR SPORTİF A.Ş. - TRABZONSPOR<br />

TİCARİ ÜRÜNLER A.Ş.- TRABZONSPOR<br />

FUTBOL A.Ş. Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri. Üniversite<br />

Mh Ahmet Suat Özyazıcı Cd.No: 31-35TRABZON.<br />

VEKİLLERİ : Av. HAKAN ORHAN, İnönü Cad. Avukatlar İşhanı<br />

No:97 Kat:4 D:7-Trabzon Merkez/ TRABZON<br />

Av. NUSRET YILMAZ, Cumhuriyet Mah. Yavuz Selim<br />

Bulvarı No:191/3 Trabzon Merkez/ TRABZON<br />

KATILAN : 17-ALTAYSPOR KULÜP DERNEĞİ<br />

VEKİLİ :Av. NAMIK KEMAL MARMARA<br />

KATILAN : 18-BUCA SPOR KULÜP DERNEĞİ<br />

VEKİLİ : AV. INANÇ DİNÇSOY<br />

SANIK : 1-OLGUN PEKER (TC.No:38218376266), Celal ve<br />

Huri oğlu, 22/01/1973 GİRESUN doğumlu, GİRESUN,<br />

BULANCAK, Damudere mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Başak Mah. Mevlana Celaleddini Rumi Cad. No:4D İç<br />

Kapı No:17Başakşehir/ İSTANBUL adresinde oturur. İş<br />

adresi: Giresunspor Klüp Başkanlığı İSTANBUL.<br />

VEKİLLERİ : Av. SERDAR ÖKTEM, Gayrettepe Mah. Fahri Gizden<br />

Sok. Yavuz Apt. No:1/5 Şişli/ İSTANBUL<br />

Müdafii Av. MURAT POLAT, Gülfem Hatun Mah. Gülfem<br />

Sk. No:20/2 Üsküdar/ İSTANBUL<br />

3/678


Av. ŞERAFETTİN ADLİĞ, Hamidiye Mah Eşrefbey Cad<br />

No 29/A Sultanbeyli/ İSTANBUL<br />

Av. BÜLENT KILIÇ, Doğu Mahallesı Namık Kemal<br />

Caddesı Yılmaz Apartmanı No:29 Kat:2 Daıre:3 Pendik/<br />

İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 06.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 02/07/2012<br />

SANIK : 2-AZİZ YILDIRIM (TC.No:56572028072), Şevki<br />

Şefik ve Sermet oğlu, 02/11/1952 ERGANİ doğumlu,<br />

İSTANBUL, ÇEKMEKÖY, Reşadiye mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Caddebostan Mah. Mehtap Sk. No:10<br />

İç Kapı No:6Kadıköy/ İSTANBUL adresinde oturur. İş<br />

adresi: Fenerbahçe Spor Kulübü BaşkanıKadıköy/<br />

İSTANBUL.<br />

VEKİLLERİ : Av. AHMET KÖKSAL BAYRAKTAR, Cumhuriyet Cad.<br />

Erk Apt. No:14, Kat: 5, D:10 Elmadağ - Taksim<br />

Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

Av. FAİK IŞIK, Mete Cad. Park Apt. No:24/3 Taksim<br />

Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

Av. ABDULLAH KAYA, Göksu EvleriBegonya Cad. C-<br />

32/3 Anadolu Hisarı Beykoz/ İSTANBUL<br />

Av. ABDURRAHİM EROL, Mete Cad. Park Apt. No: 24/3<br />

Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011 (4 gün)<br />

Yakalama karar tarihi :06/07/2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 10.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 02/07/2012<br />

SANIK : 3-ABDULLAH BAŞAK (TC.No:26335601040), İsmail<br />

ve Ayser oğlu, 25/11/1970 DİYARBAKIR doğumlu,<br />

DİYARBAKIR, MERKEZ, İskenderpaşa Mah mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. İSTANBUL KADIKÖY GÖZTEPE<br />

FAHRETTİN KERİMGÖKAY CAD. DEMİRLİ SİTESİ<br />

NO:229/6 adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. SONER BABALIK, İstiklal Cad. No.431 Santa<br />

Maria Han Kat 3 34433 Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 30/03/2012<br />

SANIK : 4-ABDULLAH CİLA (TC.No:19277153050), İsmail ve<br />

Hayriye oğlu, 28/09/1966 SİVAS doğumlu, SİVAS,<br />

MERKEZ, Çiçekli mah/köy nüfusunda kayıtlı. Yeşilköy<br />

4/678


Mah. Fener Cad. No:14/1 İç Kapı No:1Bakırköy/<br />

İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. MAHİR IŞIKAY, Valikonağı Cad. Çam Apt. No:161<br />

K:4 D:18 Nişantaşı Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK : 5-ABDULLAH EKER (TC.No:47068098440), Yusuf<br />

ve Hava oğlu, 04/12/1986 GİRESUN doğumlu,<br />

GİRESUN, MERKEZ, Çaldağ/Osmaniye mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Fevzi Çakmak Mahallesi Şen Sokak<br />

No 7 Merkez/ GİRESUN adresinde oturur. İş adresi:<br />

Fevzi Çakmak Mahallesi Şen Sokak No 7 Merkez/<br />

GİRESUN.<br />

VEKİLLERİ : Av. ÇAĞDAŞ MIHCI, Hacısiyam Mah. İnönü Cad.<br />

No:20/1 GiresunMerkez/ GİRESUN<br />

Av. MUHAMMET BİLAL ÜZER, Koşuyolu Mah.<br />

Mahmut Yesari Cad. No:94 Kadıköy/İstanbul Kadıköy/<br />

İSTANBUL<br />

Av. HÜSEYİN BADUR, Koşuyolu Mahmut Yesarı Cad.<br />

Kadıköy/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 04.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 30/03/2012<br />

SANIK : 6-ABDULLAH KARAKUZ (TC.No:45085164766),<br />

Hasan ve Zeliha oğlu, 01/04/1969 GİRESUN doğumlu,<br />

GİRESUN, MERKEZ, Uzgur mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Hacımiktat Mah. Yaylı Sok. No:10 Merkez/<br />

GİRESUN adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. YÜCEL KIRIM, Kore Şehitleri Cad.No: Gül Apt. Kat<br />

1 D:4 Zincirlikuyu Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 04.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 30/03/2012<br />

SANIK : 7-ABDURRAHMAN YAKUT (TC.No:13295036166),<br />

Ali ve Sultan oğlu, 01/05/1960 DİYARBAKIR doğumlu,<br />

DİYARBAKIR, SUR, Savaş mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Kooperatifler Mah. Kışla Cad. No:24 İç Kapı<br />

No:15Yenişehir/ DİYARBAKIR adresinde oturur. İş<br />

adresi: Gazi Caddesi Yakut Plaza K.6 Merkez/<br />

DİYARBAKIR.<br />

VEKİLLERİ : Müdafii Av. GÜLENDAM YAKUT YAŞAR, İmrahor<br />

Salacak Mah. Kasap Veli Sk. Martı 2 Apt. No:14/2 D:6<br />

Üsküdar/ İSTANBUL<br />

5/678


Av. AHMET KURTULUŞ, Cami Kebir Mah. Mahmut<br />

Şevket Sok.Anıt Park İş Merkezi Kat:2 No:203 81000<br />

Merkez/ DÜZCE<br />

Av. MURAT AĞAÇHANLI, Aliemri 1.Sk. Yılmaz2004<br />

Apt. 2/5 Yenişehir/Diyarbakır 21100 Merkez/<br />

DİYARBAKIR<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 06.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 12/12/2012<br />

SANIK : 8-ADİL ŞAHİN (TC.No:43288233104), Halil ve Ayşe<br />

oğlu, 25/04/1964 SİNANLI doğumlu, GİRESUN,<br />

YAĞLIDERE, Sinanlı mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Gemiler Çekeği Mah. Tozlu Sokak Kardelen Apt. A Blok<br />

Kat:7 D:30 Merkez/ GİRESUN adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. FİLİZ YÜKSEL, Cumhuriyet Cad. No.125 Dar İş<br />

Merkezi K:4 Harbiye Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 04.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 07.07.2011<br />

SANIK : 9-AHMET ATEŞ (TC.No:31912799720), Mehmet<br />

Yılmaz ve Zerrin oğlu, 27/05/1974 İSTANBUL doğumlu,<br />

İSTANBUL, BEŞİKTAŞ, Etiler mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Murat Reis Mah.Tık Nefes Sokak Demsel Sitesi<br />

B:1 Blok K.3 D:14 Bağlarbaşı Üsküdar Merkez/<br />

İSTANBUL adresinde oturur. İş adresi: Süleyman Seba<br />

Cd N 48 Bjk Plaza B Blok K 3Beşiktaş/ İSTANBUL.<br />

VEKİLLERİ : Av. HAKAN AYRANPINAR, Levent Mah. Yeni Sülün<br />

Sok. No:18 Levent Beşiktaş İstanbul Beşiktaş/<br />

İSTANBUL<br />

Av. AHMET AKPINAR, Ortaklar Cad.Sakızağacı<br />

Sok.No:18/C D:9 Kasap Apt.Mecidiyeköy 34387 Şişli/<br />

İSTANBUL<br />

Av. ALİ RIZA DİZDAR,<br />

GÖZALTI TARİHİ : 12.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 13.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 12/12/2011<br />

SANIK : 10-AHMET ÇELEBİ (TC.No:44173005936), Lebip<br />

Birsen ve Muazzez oğlu, 19/09/1966 DİYARBAKIR<br />

doğumlu, DİYARBAKIR, SUR, Camii Kebir mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Bakırköy / Metris 1 Nolu T Tipi<br />

Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Bakırköy/ İSTANBUL<br />

adresinde oturur. İş adresi: Erenköy Mahallesi, Azim<br />

Sok. Özpınar Apt. No.9/8Kadıköy/ İSTANBUL.<br />

6/678


VEKİLLERİ : Av. ŞEYDA YILDIRIM, Mim Kemal Öke Cad. Lal Apt.<br />

No:23 K:4 D:9 Nişantaşı Şişli/ İSTANBUL<br />

Av. ŞEHMUS TEKİK, Osmaniye Mh. İncirli Çıkmazı<br />

Hukukçular Sitesi B Blok 9/5 Bakırköy/ İSTANBUL<br />

Av. YUSUF DANYAL KILIÇALP, İstanbul Dünya Ticaret<br />

Merkezi B1 Blok No:151-152 K-2 Yeşilköy Bakırköy/<br />

İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 01/06/2012<br />

SANIK : 11-ALAEDDİN YILDIRIM (TC.No:56563028364),<br />

Şevki Şefik ve Sermet oğlu, 30/04/1962 ALANYA<br />

doğumlu, İSTANBUL, ÇEKMEKÖY, Reşadiye mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. KandıllıMah. Ömürtepe Yokuşu Sk.<br />

No:30 İç Kapı No:1Üsküdar/ İSTANBUL adresinde<br />

oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. YASEMİN MERÇİL, Şemsettin Günaltay Cad.<br />

No:185 D:3 Erenköy Kadıköy/ İSTANBUL<br />

Müdafii Av. ÖZGÜR KUMRAL, Değirmentepe Aykan Sk.<br />

No:10 İstınye Sarıyer/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :19.08.2011 ( 1 gün)<br />

SANIK :12-ALİ KIRATLI (TC.No:16397337728), Mehmet ve<br />

Neriman oğlu, 11/07/1964 İSTANBUL doğumlu,<br />

İSTANBUL, FATİH, Kocamustafapaşa mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Eski Bağdat Cad. Sait Ali Bey Apt.<br />

No.63 Kat 2 D.8 Küçükyalı Maltepe/ İSTANBUL<br />

adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. RAMAZAN DİNÇ, Millet Cad. No:95 K:1 D:2 Çapa<br />

Fatih/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 01/06/2012<br />

SANIK : 13-AYKUT AYDIN (TC.No:38128379258), Aslan ve<br />

Asiye oğlu, 29/06/1989 BULANCAK doğumlu,<br />

GİRESUN, BULANCAK, Damudere mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. İhsaniye Mahallesi Zübeyir İbrahim<br />

Sokak No:27 Bulancak/ GİRESUN adresinde oturur.<br />

SANIK : 14-BEŞİR ACAR (TC.No:40169160412), Mehmet<br />

Emin ve Meryem oğlu, 09/10/1983 ŞIRNAK doğumlu,<br />

7/678


ŞIRNAK, MERKEZ, İsmetpaşa mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Çamal Petrol Ürünleri Taşımacılık Balpet<br />

A.Ş.Kazanlı Kasabası Soda Kromsan Fabrikası Karşısı<br />

Merkez/ MERSİN adresinde oturur. İş adresi: Çamal<br />

Petrol Ürünleri Taşımacılık Balpet A.Ş.Kazanlı Kasabası<br />

Soda Kromsan Fabrikası Karşısı Merkez/ MERSİN.<br />

VEKİLİ : Av. SALİH ORHAN, Verda Hukuk Bürosu Acıbadem<br />

Mah. Yeni Yol Sk. No:26 K:3 Polat İş Merkezi Kadıköy/<br />

İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK :15-BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN (TC.<br />

No:55582011456) Ahmet İsmet ve Songül oğlu,<br />

29/06/1964 İSTANBUL doğumlu, İSTANBUL,<br />

BEŞİKTAŞ, Türkali mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Fahrettin Kerim Gökay Cd. Ekşi İş Hanı K:2 No:8<br />

Altunizade Üsküdar/ İSTANBUL adresinde oturur. İş<br />

adresi: Fahrettin Kerim Gökay Cd. Ekşi İş Hanı K:2 No:8<br />

Altunizade Üsküdar/ İSTANBUL.<br />

VEKİLİ : Av. ŞENER ATILGAN, Cumhuriyet Cad.No.147/4<br />

Harbiye Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 01/06/2012<br />

SANIK : 16-BÜLENT UYGUN (TC.No:35158608938), Fikret<br />

ve Elmas oğlu, 01/08/1971 ADAPAZARI doğumlu,<br />

SAKARYA, ADAPAZARI, Cumhuriyet mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Çayiçi Mah. Ayça Sk. No:15 İç Kapı<br />

No:33Sapanca/ SAKARYA adresinde oturur. İş adresi:<br />

Çevreyolu Eskişehirspor Tesisleri ESKİŞEHİR.<br />

VEKİLİ : Av. İSMAİL GÜRSES, Çark Caddesi Hilmi Kayın İş<br />

Merkezik:3 No:200 Merkez/ SAKARYA<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 25/02/2012<br />

SANIK : 17-CANDEMİR SARI (TC.No:40453315948), Ali ve<br />

Emine oğlu, 02/12/1963 KEŞAP doğumlu, GİRESUN,<br />

KEŞAP, Karadere mah/köy nüfusunda kayıtlı. Gedikkaya<br />

Mah. Nihatbey Cad. Işık Sitesi D Blok D:24Merkez/<br />

GİRESUN adresinde oturur. İş adresi: Sultan Selim<br />

Mahallesi Şaircan Sokak Bayazıtoğlu İş Hanı No.306<br />

Merkez/ GİRESUN.<br />

VEKİLİ : Av. EZGİ TÜRK, Rumeli Cad. No:65 Ay Apt. K:5 D:10<br />

Nişantaşı Şişli/ İSTANBUL<br />

8/678


GÖZALTI TARİHİ :04.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 07.07.2011<br />

SANIK : 18-CEMİL TURHAN (TC.No:35645192544), Ruşen ve<br />

Fatma oğlu, 26/02/1947 R-KAVAĞI doğumlu,<br />

TRABZON, AKÇAABAT, Adacık-Benlitaş mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Rıdvanpasa Sk. Göztepe Mah. No:2 İç<br />

Kapı No:8Kadıköy/ İSTANBUL adresinde oturur. İş<br />

adresi: İstasyon Cad. Rıdvan Paşa Sok. Köşem Apt. No. 2<br />

Kat: 8 Göztepe .. Kadıköy/ İSTANBUL.<br />

VEKİLLERİ : Müdafii Av. BİLGEHAN ÖZDEMİR, Altunizade Mah.<br />

Kuşbakışı Cad. No:9 Ekşioğlu Hukuk Bürosu Üsküdar/<br />

İSTANBUL<br />

Av. KADİR AKYILDIZ, ELMADAĞ CUMHURİYET<br />

CAD.ÇINARCIK APT.NO.107/7 BEYOĞLU-<br />

İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 25/02/2012<br />

SANIK : 19-CENGİZ DEMİREL (TC.No:17312145756),<br />

Mahmut ve Şahsenem oğlu, 08/01/1971 SARIYAHŞİ<br />

doğumlu, AKSARAY, SARIYAHŞİ, Şafaktepe mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Özal Mah. Cemal Gürsel Cad. No.<br />

42Sarıyahşi/ AKSARAY adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Müdafii Av. MEHMET SAVRUK, Gevher Nesibe<br />

Mah.Tekin Sk.Hukuk Plaza Kat:10 Kocasinan/<br />

KAYSERİ<br />

Av. SADULLAH COŞKUN, Şehit Ertuğrul Kabataş Cad.<br />

Budak Apt. 20/5 Gülbahar Mah. Şişli/ İSTANBUL<br />

Müdafii Av. KAAN SAVRUK, Gevher Nesibe Mah. Tekin<br />

Sk Hukuk Plaza Kat 10 No 107Kocasinan/ KAYSERİ<br />

Müdafii Av. HASAN AKBIYIK, İkizler İş Merkezi A Blok<br />

Kat :2 No:201 Merkez/ KAYSERİ<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 06.07.2011<br />

SANIK : 20-COŞKUN ÇALIK (TC.No:24337843598), Hüseyin<br />

ve Feride oğlu, 25/05/1970 GÖRELE doğumlu,<br />

GİRESUN, ÇANAKÇI, Akköy mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Yukarı Mevkıı No:75 İç Kapı No:1 Akköy<br />

KöyüÇanakçı/ GİRESUN adresinde oturur. İş adresi: .<br />

VEKİLLERİ : Av. ABDULLAH SORAN, Tercüman Sıtesı A-5 Blok<br />

Zemın Kat D:3 Cevızlıbağ/Istanbul Zeytinburnu/<br />

İSTANBUL<br />

Av. ALİ YAVUZ ÖZEK, Hakimiyet-İ Milliye Cad. Eski<br />

Mahkeme Sok. No:14/3 Üsküdar/ İSTANBUL<br />

9/678


Müdafii Av. YILMAZ EKİNCİ, Büyükdere Cad. No:151<br />

B-Blok Yonca Apt.Kat:5 D:27 Zincirlikuyu Şişli/<br />

İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 06.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 25/02/2012<br />

SANIK : 21-DOĞAN ERCAN (TC.No:21515563828), Turan ve<br />

İfakat oğlu, 28/12/1970 MESUDİYE doğumlu, ORDU,<br />

MESUDİYE, Arpaalan mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Ataköy 3-4-11. Mah. Gençler Cad. No:3/1 İç Kapı<br />

No:2Bakırköy/ İSTANBUL adresinde oturur. İş adresi: .<br />

VEKİLLERİ : Av. MÜMİN ADIGÜZEL, Şenlikköy Mah.Florya<br />

Cad.Florya Konakları No:63 A Bl K:1 D:3 Florya<br />

Bakırköy/ İSTANBUL<br />

Av. MESUT METİN, Şenlikköy Mah. Florya Asfaltı Cad.<br />

Florya Konakları No:63 A Bl K:1 D:3 Florya Bakırköy/<br />

İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 06.07.2011<br />

SANIK :22-EMNANUEL CHINENYE EMENIKE, EMENIKE<br />

ve LUCY oğlu, 01/01/1987 OTUUOCHA doğumlu,<br />

Spartak Moskova SK İdari Binası, Krasnopresnenskaya<br />

Nab. 10 Bld. 4/Moskova/ RUSYAadresinde oturur.<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 06.07.2011<br />

SANIK : 23-ERDEM KONYAR (TC.No:10975933838), Ömer<br />

Bülent ve Şerife oğlu, 23/01/1985 LAMBERTH-<br />

İNGİLTERE doğumlu, BURSA, MUDANYA, Rüştüipar<br />

mah/köy nüfusunda kayıtlı. Kirazlıbağlar Sk. Özyurt Apt.<br />

No:27/2 Yeniköy Sarıyer/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. REZAN EPÖZDEMİR, Merkezefendi Mah.<br />

Tercüman Sitesi A/7 Blok Daire:7 Cevizlibağ<br />

Zeytinburnu/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 06.07.2011<br />

SANIK :24-ERKAN KORKMAZ (TC.No:27080392528),<br />

Osman ve Hatice oğlu, 10/03/1971 ÜMRANİYE<br />

doğumlu, RİZE, KALKANDERE, Cevizlik mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Ferah Mah.Mehmet Akif Ersoy<br />

Cad.Çamlıca Konakları A Blok D:11 Üsküdar/<br />

İSTANBUL adresinde oturur.<br />

10/678


GÖZALTI TARİHİ :09.09.2011 (1 gün)<br />

SANIK : 25-ERMAN ERTAŞ (TC.No:25286107472), Mehmet<br />

ve Ömriye oğlu, 05/08/1974 İZMİR doğumlu, İZMİR,<br />

ÖDEMİŞ, Yusufdere mah/köy nüfusunda kayıtlı. Yeşil<br />

Mah. 40/5 Sk. No:7/1Gaziemir/ İZMİR adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. ORÇUN SERTÇETİN, Yalı Cad. No:156/3 Karşıyaka<br />

İZMİR<br />

Av. TAYFUN OZANKAYA, Sakarya Cad. No:77 K:7<br />

D:26 Manavkuyu Bayraklı/ İZMİR<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK : 26-EVREN KIMIL (TC.No:20806954734), Adil ve<br />

Bağdagül oğlu, 24/12/1985 KADIKÖY doğumlu,<br />

GİRESUN, ALUCRA, Hacıhasan mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Hacımiktat Mahallesi Yaylı Sokak No:8 Merkez/<br />

GİRESUN adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. EZGİ TÜRK, Rumeli Cad. No:65 Ay Apt. K:5 D:10<br />

Nişantaşı Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :04.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 07.07.2011<br />

SANIK : 27-FARUK TAŞSETEN (TC.No:14438314424), Ömer<br />

ve Rabia oğlu, 01/01/1960 SİVAS doğumlu, SİVAS,<br />

MERKEZ, Ece mah/köy nüfusunda kayıtlı. Gültepe Mah.<br />

Erzincan Çevre Yolu Sivas Spor TesisleriMerkez/ SİVAS<br />

adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. DİDEM SUNNA, Kuleli Cad. Kaptanı Derya<br />

Çıkmazı No:11/1 Çengelköy Üsküdar/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :22.08.2011 – (1gün)FARİH AKBABA<br />

SANIK : 28-FARUK YAŞAR (TC.No:37220225340), Hıdır ve<br />

Yüksel oğlu, 09/10/1964 ZONGULDAK doğumlu,<br />

ZONGULDAK, MERKEZ, Baştarla mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Acıbadem Mah. Çeçen Sk. No:19B9 İç Kapı<br />

No:3Üsküdar/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. HÜSEYİN KARAAHMETOĞLU, Büyükdere Cad.<br />

Kasap Sk. Eser Apt. No:20 C Blok K:5 D:43 Esentepe<br />

Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :23.08.2011 (1 gün)<br />

11/678


SANIK : 29-FATİH AKBABA (TC.No:43891590458), Hikmet<br />

ve Fatma oğlu, 22/11/1977 SAKARYA doğumlu,<br />

KOCAELİ, KARTEPE, Eşme Ahmediye mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Benli Sk. Arabacıalanı Mah. No:10 İç<br />

Kapı No:4Serdivan/ SAKARYA adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. İSMAİL GÜRSES, Çark Caddesi Hilmi Kayın İş<br />

Merkezik:3 No:200 Merkez/ SAKARYA<br />

GÖZALTI TARİHİ :01.08.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 04.08.2011<br />

SANIK : 30-FATİH SANDAL (TC.No:11312290256), Hasan ve<br />

Hava oğlu, 01/05/1977 GİRESUN doğumlu, GİRESUN,<br />

MERKEZ, Çaldağ/Osmaniye mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Hacı Siyam Mah. Kuşkonmaz Sok. No:18/9 Merkez/<br />

GİRESUN adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. ÇAĞDAŞ MIHCI, Hacısiyam Mah. İnönü Cad.<br />

No:20/1 GiresunMerkez/ GİRESUN<br />

GÖZALTI TARİHİ :04.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 07.07.2011<br />

SANIK : 31-GÖKÇEK VEDERSON (TC.No:55909684950),<br />

Luız Claudıo Venancıo ve Claudıa Marcıa Soares Da<br />

Sılva oğlu, 22/07/1981 CAMPOS DOS<br />

GOYTACAZES/RJ doğumlu, ANKARA, ÇANKAYA,<br />

İlkadım Mah. mah/köy nüfusunda kayıtlı.adresinde<br />

oturur.<br />

VEKİLİ : Av. ÖZGÜR ALPASLAN SÜMER, KIBRIS ŞEHİTLERİ<br />

CAD. GÜLER SOKAK. BANUŞOĞLU İŞ MERKESİ<br />

KAT:1 NO:7 ULUYOL / BURSA<br />

SANIK : 32-GÖKSEL GÜMÜŞDAĞ (TC.No:30481868806),<br />

Hasan ve Fethiye oğlu, 10/10/1972 İSTANBUL<br />

doğumlu, İSTANBUL, FATİH, Silivrikapı mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor<br />

Kulubü Derneği İSTANBUL adresinde oturur. İş adresi:<br />

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulubü Derneği<br />

İSTANBUL.<br />

VEKİLLERİ : Av. MURAT BALCI, Nuh Kuyusu Cad. No: 215/3<br />

Osmanoğlu Apt. K:3, Altunızade Üsküdar/ İSTANBUL<br />

Av. NAGEHAN BARDAKÇI, Dünya Tic.Merkezi B1<br />

Blok K 15 Yeşilköy Bakırköy/ İSTANBUL<br />

Av. CANSU ŞAHİN, Nuhkuyusu Cad. Osmanoğlu Apt.<br />

No:215 Kat:3 Altunızade Üsküdar/ İSTANBUL<br />

SANIK : 33-HAKAN KARAAHMET (TC.No:15224142528),<br />

Oktay ve Perihan oğlu, 04/05/1975 BULANCAK<br />

12/678


doğumlu, GİRESUN, BULANCAK, Ucarlı mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Gaziler Mah. 160 Nolu Sk. No:8 İç<br />

Kapı No:4Merkez/ GİRESUN adresinde oturur. İş adresi:<br />

Ahmet Bayman Cad. No:2/2 Huzur Mah.Şişli/<br />

İSTANBUL.<br />

VEKİLLERİ : Av. BEYZA NUR ÇELİK, Dünya Ticaret Merkezi B-3<br />

Blok Kat:17 Yeşilköy Bakırköy/ İSTANBUL<br />

Av. MEHMET ALİ DEVECİOĞLU, Millet Cad. Karagül<br />

İş Merkezi No:84 D:187 Fındıkzade Fatih/ İSTANBUL<br />

Av. AHMET ALİ BANZAROĞLU, İstanbul Dünya<br />

Ticaret Merkezi Egs Blokları B3-Blok K:17 D:469<br />

Yeşilköy Bakırköy/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 06.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 30/03/2012<br />

SANIK :34-HALDUN ŞENMAN (TC.No:21068166224),<br />

Gıyasettin ve Hatice oğlu, 19/07/1974 ANKARA<br />

doğumlu, İSTANBUL, BEYOĞLU, Çatmamescit<br />

mah/köy nüfusunda kayıtlı. Yeniköy Mah. Ayazma<br />

Çıkmazı Sk. No:6 İç Kapı No:2Sarıyer/ İSTANBUL<br />

adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. ALİ RIZA DİZDAR,<br />

GÖZALTI TARİHİ : 05.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 06.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 01/06/2012<br />

SANIK : 35-HALİL KÖNTEK (TC.No:63058220332), Mehmet<br />

ve Neşe oğlu, 09/09/1983 KADIKÖY doğumlu,<br />

SAMSUN, İLKADIM, Kılıçdede mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Feyzullah Mah. Plaj Yolu Sk. No:20 İç Kapı<br />

No:8Maltepe/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. ERSÜ OKTAY HUDUTİ, Huzur Mah Oyak Sitesi<br />

N:27 D:29 Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK : 36-HASAN ÇETİNKAYA (TC.No:18370260894),<br />

Ömer ve Cennet oğlu, 05/08/1981 ESKİŞEHİR doğumlu,<br />

AFYONKARAHİSAR, DİNAR, Afşar Köyü mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Gaziantep Spor Klübü<br />

TesisleriGAZİANTEP adresinde oturur. İş adresi:<br />

Gaziantep Spor Klübü TesisleriGAZİANTEP.<br />

VEKİLİ : Av. ELİF ARAYAN, İnönü Cad.Gözcü Apt.No.35/5<br />

Gümüşsuyu Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

13/678


GÖZALTI TARİHİ :29.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 30.07.2011<br />

SANIK : 37-HIRÇIN KIMIL (TC.No:20803954898), Adil ve<br />

Bağdagül oğlu, 28/07/1989 GİRESUN doğumlu,<br />

GİRESUN, ALUCRA, Hacıhasan mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Hacı Miktat Mahallesi Yaylı Sokak No:8 Merkez/<br />

GİRESUN adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. İLKER BOZATLIOĞLU, Rumeli Cad.Ay<br />

Apt.No.65/5-10 Nişantaşı Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 04.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 07.07.2011<br />

SANIK : 38-HİKMET KARAMAN (TC.No:32155602228),<br />

Mustafa Kemal ve Münüre oğlu, 09/03/1960<br />

HASANEYİN doğumlu, GİRESUN, TİREBOLU,<br />

Arageriş mah/köy nüfusunda kayıtlı. Dedeman Gaziantep<br />

Oteli Nesimi Mah Gaziantep Cad No:160 27120<br />

AktoprakMerkez/ GAZİANTEP adresinde oturur. İş<br />

adresi: Gaziantep Spor Kulübü Teknik Direktörü Celal<br />

Doğan Tesisleri Merkez/ GAZİANTEP.<br />

VEKİLİ : Av. DİDEM SUNNA, Kuleli Cad. Kaptanı Derya<br />

Çıkmazı No:11/1 Çengelköy Üsküdar/ İSTANBUL<br />

SANIK : 39-İBRAHİM AKIN (TC.No:35137767458), Erdoğan<br />

ve Neşe oğlu, 04/01/1984 İZMİR doğumlu, İZMİR,<br />

KARŞIYAKA, Donanmacı mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Batıkent M. 119.S.Soydinç Plaza K:2 D:3<br />

İbrahimliMerkez/ GAZİANTEP adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. MEHMET ALİ BİLEN, Fevzipaşa Caddesi Mütercim<br />

Asım Sokak No: 10/2 Fatih -İstanbul Fatih/ İSTANBUL<br />

Av. HAKKI KURTULUŞ, Halitağa Caddesi 82/7 Kadıköy/<br />

İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 12.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 13.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 12/12/2011<br />

SANIK : 40-İLHAN ÇELİKAY (TC.No:22484773164), Yunus<br />

ve Nuran oğlu, 29/10/1984 SAFRANBOLU doğumlu,<br />

KARABÜK, SAFRANBOLU, Konarı mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Bahçelievler Mah. Çaldıran Sk. No:22<br />

İç Kapı No:4Bahçelievler/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. LEYLA ALBAYRAK YERLİ, Yeşılkent Mah Nazım<br />

Hıkmet Bulv N:55 Innovıa-2Sıt.B Blk D:170 Esenyurt/<br />

İSTANBUL<br />

14/678


Av. AYDA SEZGİN, Talatpaşa Mh. Alakoç Sok. No:2 D:1<br />

Kağıthane/Ist. Kağıthane/ İSTANBUL<br />

Av. ALİ RIZA DİZDAR, BİLİNMİYOR<br />

GÖZALTI TARİHİ :29.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 30.07.2011<br />

SANIK :41-İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU (TC.No:<br />

19871235220), Aslan ve Nezahat oğlu, 29/07/1966<br />

İSTANBUL doğumlu, İSTANBUL, KADIKÖY,<br />

Caferağa mah/köy nüfusunda kayıtlı. KandıllıMah.<br />

Hıdrellez Sk. No:2/4 İç Kapı No:1Üsküdar/ İSTANBUL<br />

adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. ERSAN ŞEN, Altunizade, Kuşbakışı Cad. No:9/2<br />

Üsküdar/ İSTANBUL<br />

Av. ADNAN EKŞİOĞLU, Altunizade Kuşbakışı Cad. No:<br />

9 K.2 Üsküdar/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 02.07.2012<br />

SANIK :42-İSKENDER ALIN (TC.No:25973000826), Nazım ve<br />

Nermin oğlu, 28/02/1984 BEYKOZ doğumlu,<br />

İSTANBUL, BEYKOZ, Çavuşbaşı mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Soğuksu Mah. Salkım Sk. No:72 İç Kapı<br />

No:9Beykoz/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. MEHMET ALİ BİLEN, Fevzipaşa Caddesi Mütercim<br />

Asım Sokak No: 10/2 Fatih -İstanbul Fatih/ İSTANBUL<br />

Av. ALİ RIZA DİZDAR, BİLİNMİYOR<br />

GÖZALTI TARİHİ : 12.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 13.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 12/12/2011<br />

SANIK : 43-KENAN YARALI (TC. No:56803260820), Ali<br />

Kemal ve Neval oğlu, 30/08/1961 MANİSA doğumlu,<br />

MANİSA, SARUHANLI, Atatürk mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. İnönü Mh. Üçtepeler Mevkii 6/7 Muradiye<br />

Merkez/ MANİSA adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. ŞEBNEM IŞIK, Büyükdere Cad. Gazi Güçnar Sk.<br />

Uygur Apt. No:102 Kat 5 Zincirlikuyu Beşiktaş/<br />

İSTANBUL<br />

Av. SİNEM OSKAY BAŞ, Hacı İlyas Mah. Ulubatlı Hasan<br />

Bulvarı Alp İş Merkezi No:101 K:8-9-10-11 Osmangazi/<br />

BURSA<br />

Av. GÜNSEL DEDE, HACI İLYAS MAH. ULUBATLI<br />

HASAN BULVARI ALP İŞ MERKEZİ NO:101 K:10<br />

OSMANGAZİ-BURSA<br />

15/678


SANIK : 44-KORCAN ÇELİKAY (TC.No:22481773228), Yunus<br />

ve Nuran oğlu, 31/12/1987 SAFRANBOLU doğumlu,<br />

KARABÜK, SAFRANBOLU, Konarı mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Gültepe Mah.Ankara-Erzincan Yolu<br />

Sivasspor Tesisleri-Sivas SİVAS adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. OSMAN RAHMİ OFLUOĞLU, Veko Giz Plaza<br />

Meydan Sokak No:3 K:14 1406 Maslak Şişli/<br />

İSTANBUL<br />

Müdafii Av. SAVAŞ ADALET, Millet Cad. Karagül İş<br />

Merkezi K:5 D:244 Fındıkzade Fatih/ İSTANBUL<br />

Av. ALİ RIZA DİZDAR, BİLİNMİYOR<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 12/12/2011<br />

SANIK : 45-LEVENT ERİŞ (TC.No:50005270076), Zeki ve<br />

Zeliha Sevim oğlu, 17/09/1962 İZMİR doğumlu, İZMİR,<br />

KONAK, Altıntaş mah/köy nüfusunda kayıtlı. Mithatpaşa<br />

Cad. Gazme Apt. No.796 No.2 Küçükyalı Merkez/<br />

İZMİR adresinde oturur. İş adresi: B.Evleri<br />

Mahallesi84025 SokakNo:8/A Çukurova ADANA.<br />

VEKİLİ : Av. HASAN AHİ, İsmet İnönü Bulv. Nail Göksu İşh.<br />

K:2/18 Akdeniz/ MERSİN<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK : 46-MAHMUT BOZ (TC No:19063969070), Selami ve<br />

Hatice oğlu, 16/04/1991 ESKİŞEHİR doğumlu,<br />

ESKİŞEHİR, ODUNPAZARI, Karapazar mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Ihlamurkent Mh.Aladağ SkNo.3/4<br />

Merkez/ ESKİŞEHİR adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. HASAN ADİL ATABAY, Müselles Sk. Kartal Apt.<br />

No:12 K:6 D:19 Esentepe Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011 (1 gün)<br />

SANIK :47-MAHMUT GÜNEŞ (TC.No:41230104960),<br />

Şeyhmus ve Kadriye oğlu, 29/10/1977 DİYARBAKIR<br />

doğumlu, DİYARBAKIR, SUR, Melikahmet mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. GüzeltepeMah. Şenay Sk. No:5 İç<br />

Kapı No:4Üsküdar/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. BAYRAM GÜNDOĞDU, Kartaltepe Mah. Ahu Sk.<br />

Dörtler Apt. 30/7 Bakırköy/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

16/678


SANIK : 48-MECNUN OTYAKMAZ (TC.No:51940063648),<br />

Memet ve Fatma oğlu, 10/02/1965 REŞADİYE doğumlu,<br />

SİVAS, DOĞANŞAR, Ortaköy mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. İnönü Cd Erenköy Apt. No:81/19 Kozyatağı<br />

Merkez/ İSTANBUL adresinde oturur. İş adresi: Erzincan<br />

Çevre Yolu Gültepe Mahallesi Sivasspor<br />

TesisleriMerkez/ SİVAS.<br />

VEKİLLERİ : Av. MEHMET BENAN ÜLGEN, Abıde-I Hürrıyet Cad.<br />

Zambak Apt.No:207 D:4 Şişli/ İSTANBUL<br />

Av. MECİT CEYLAN, Abide-İHürriyet Cad. Zambak Apt.<br />

No:207 K:1 D:4 Şişli/ İSTANBUL<br />

Av. KEREM ORKAN, Abide-İHürriyet Cad. Zambak Apt.<br />

No:207 K:1 D:4 Şişli/ İSTANBUL<br />

Av. BELGİN SÜTÇÜOĞLU EDEN, İnönü Cad. Alaybey<br />

İş Hanı No:45 Büro:20-21 Ayvalık/ BALIKESİR<br />

Av. ORHAN ERDEMLİ, Hürriyet Mah. Yurt Sk. No:30<br />

K:3 Kağıthane/ İSTANBUL<br />

Av. SERHAT ÇETİN, Sahrayıcedid Mah. Şemsettin<br />

Günaltay Cad. No.258/21 Kadıköy/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 25.02.2012<br />

SANIK : 49-MEHMET ŞEKİP MOSTUROĞLU (TC.No:<br />

51160179730), Sabahattin ve Taliha oğlu, 20/04/1966<br />

İSTANBUL doğumlu, İSTANBUL, FATİH, Şehremini<br />

mah/köy nüfusunda kayıtlı. Cumhuriyet Cad. Ka - Han<br />

No:40/6 Elmadağ Şişli/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. NAİM KARAKAYA, Yıldız Posta Cad. Bulvar Apt.<br />

No:15 D:17 Gayrettepe Şişli/ İSTANBUL<br />

Av. CEMALETTİN MUTLU, Merkez Efendi Mah. Güney<br />

Yanyolu Sok. Tercüman Sit. B-1 Bolk.K:4D:19<br />

Cevizlibağ Zeytinburnu/ İSTANBUL<br />

Av. MEHMET AYHAN ÇOPUROĞLU, Cumhuriyet<br />

Cad.No.16 Kat 6 Ka-Han. Elmadağ Şişli/ İSTANBUL<br />

Av. NAGEHAN BARDAKÇI, Dünya Tic.Merkezi B1<br />

Blok K 15 Yeşilköy Bakırköy/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 25/02/2012<br />

SANIK : 50-MEHMET ŞEN (TC.No:10063574714), Yılmaz ve<br />

Hayat oğlu, 14/01/1965 ANKARA doğumlu,<br />

17/678


AFYONKARAHİSAR, SANDIKLI,mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Bilkent Bahçe Konutları Serpmeleri Küme Evlerı<br />

Beytepe Mah. No:13Çankaya/ ANKARA adresinde<br />

oturur. İş adresi: .<br />

VEKİLLERİ : Av. YASEMİN YURTTAŞ, Kuşbakışı Cad. No:9<br />

Altunizade Üsküdar/ İSTANBUL<br />

Av. HALUK ATALAN, Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi<br />

33/2Çukurambar Çankaya/ ANKARA<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 06.07.2011<br />

SANIK :51-MEHMET YENİCE (TC.No:10723281778),<br />

Abdullah ve Makbule oğlu, 10/06/1947<br />

KIZILCAHAMAM doğumlu, ANKARA,<br />

KIZILCAHAMAM, Yenice mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Yenice Mah. Milli Egemenlik Cad. No:21 İç Kapı<br />

No:5Kızılcahamam/ ANKARA adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. ÖZKAN KÖYLÜOĞLU, İncirli Çıkmazı Sk. Yeni<br />

Adliye Sarayı Karşısı Hukukçular Sitesi D Blok D:10<br />

Bakırköy/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 25/02/2012<br />

SANIK :52-MEHMET YILDIZ (TC.No:73060010760), Satılmış<br />

ve Satı oğlu, 14/09/1981 YOZGAT doğumlu, YOZGAT,<br />

MERKEZ,mah/köy nüfusunda kayıtlı. İnönü Mahallesi<br />

Kazancılar Caddesi Gülhilas Apt. A Blok D:20 Merkez/<br />

SİVAS adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. KENAN ELİBOLCA, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı<br />

47/23Demirtepe Çankaya/ ANKARA<br />

Av. ÜNAL YILMAZ, Sirer Cad. Sağlık Sitesi Kat:1/6<br />

Sivas Merkez/ SİVAS<br />

Müdafii Av. POLAT KÜÇÜK, Bozkurt Mah. Ergenekon<br />

Cad. No:79 Kat:2 Daire:19 Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK :53-MESUT ERDOĞAN (TC.No:10613313626), Hikmet<br />

ve Ayşe oğlu, 20/04/1981 GİRESUN doğumlu,<br />

GİRESUN, MERKEZ, Sayca mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Çıtlakkale Mah. Atatürk Bulvarı No:167 İç Kapı<br />

No:2Merkez/ GİRESUN adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. FİLİZ YÜKSEL, Cumhuriyet Cad. No.125 Dar İş<br />

Merkezi K:4 Harbiye Şişli/ İSTANBUL<br />

18/678


GÖZALTI TARİHİ :04.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 07.07.2011<br />

SANIK :54-METİN KORKMAZ (TC.No:42295459460),<br />

Sadullah ve Ganimet oğlu, 04/08/1969 İSTANBUL<br />

doğumlu, İSTANBUL, BEYOĞLU, Kaptanpaşa mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Otakçılar Tüfekçi Sok. No.16<br />

D.4Eyüp/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

SANIK : 55-MİTHAT HALİS (TC.No:22988407268), Abbas ve<br />

Fikriye oğlu, 20/09/1962 HENDEK doğumlu,<br />

SAKARYA, HENDEK, Kalayık Köyü mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Adnan Kahveci Cad. Gediktepe 4. Sk.<br />

No 5 Alemdağ Ümraniye/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. MUHARREM MURAT BAYRAM, Bahariye Cad.<br />

No:37 D:109 Kadıköy/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :14.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 15.07.2011<br />

SANIK : 56-MUHAMMET ŞENYÜZ (TC.No:28789642174),<br />

Kebir ve Hanife oğlu, 02/12/1969 ESKİŞEHİR doğumlu,<br />

ESKİŞEHİR, TEPEBAŞI, Bahçelievler mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Sümer Mah. Çiftçi Sk. No:14 İç Kapı<br />

No:2Odunpazarı/ ESKİŞEHİR adresinde oturur. İş<br />

adresi: Kızılcık Mah. Mehmet Pehlivan Cad. No:17/A<br />

Merkez/ ESKİŞEHİR.<br />

VEKİLİ : Av. CAHİT DOĞDU, Ortaklar Cad. Bahçeler Sk. Somay<br />

İş Merkezi No:9 C Blok K:1 D:3 Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :12.08.2011 (1 gün)<br />

SANIK : 57-MURAT ÖZTÜRK (TC.No:16450091758), Kayim<br />

ve Türkan oğlu, 05/12/1969 SİVAS doğumlu, ANKARA,<br />

MAMAK, Demirlibahçe mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Sakacı Sk. Kozyatağı Mah. No:16 D İç Kapı<br />

No:98Kadıköy/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. AYHAN CESUR, Fenerbahçe Mah. Bağdat Cad.<br />

No:94 D:4 Ülgen Apt. Kadıköy/ İSTANBUL<br />

SANIK :58-MURAT YAKARIŞIK (TC.No:43987201206),<br />

Yılmaz ve Nebahat oğlu, 20/10/1971 GİRESUN<br />

doğumlu, GİRESUN, MERKEZ, Seyit mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Hacımiktat Mah.Orhan Yılmaz<br />

Cad.Nod:96 Merkez/ GİRESUN adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. OZAN KAYAHAN, Karanfil Cd. No:24 Levent<br />

Kağıthane/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :04.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 07.07.2011<br />

19/678


SANIK : 59-MURAT ŞAHİN (TC.No:54463083148), Yusuf ve<br />

Meliha oğlu, 04/02/1976 KADIKÖY doğumlu,<br />

İSTANBUL, KADIKÖY, Osmanağa Mah. mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Necip Fazıl Mah. Gaffar Okkan Cad.<br />

No.6Ek/1Ümraniye/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. HASAN MUSTAFA SAĞLAR, Hüsrev Gerede<br />

Cad.Fehmi Sabuncugil Apt.No.82/5 Teşvikiye Şişli/<br />

İSTANBUL<br />

Av. SEZGİN GÜRASLAN, Nispetiye Mah. Adnan Saygun<br />

Cad. Belediye Sitesi A/2 Blok No:7/G Ulus Beşiktaş/<br />

İSTANBUL<br />

SANIK : 60-MUSTAFA SANİ ŞENER (TC.No:22628641168),<br />

Ahmet ve Feride oğlu, 14/02/1955 GİRESUN doğumlu,<br />

TRABZON, MERKEZ, 1 Nolu Erdoğdu mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Tav Havalimanı İşletmeleri Aş Adnan<br />

Menderes Havalimanı Dışhatlar TerminaliGaziemir/<br />

İZMİR adresinde oturur.<br />

SANIK :61-MUSTAFA ULAŞ ORTAKAYA (TC.No:<br />

52984426932), İdris ve Hatice oğlu, 27/09/1976<br />

ANKARA doğumlu, VAN, ERCİŞ, Alkanat mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Sümer Mh Çifçi Sk Ünka Evleri A Bl<br />

N 1/1 Merkez/ ESKİŞEHİR adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. SEZGİN GÜRASLAN, Nispetiye Mah. Adnan<br />

Saygun Cad. Belediye Sitesi A/2 Blok No:7/G Ulus<br />

Beşiktaş/ İSTANBUL<br />

SANIK : 62-NEVZAT ŞAKAR (TC.No:60877367026), Ziya ve<br />

Melahat oğlu, 25/03/1954 TRABZON doğumlu,<br />

TRABZON, MERKEZ, Kireçhane mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Nemlioğlu Cemal Sk. Cumhuriyet Mah. No:18 İç<br />

Kapı No:4Merkez/ TRABZON adresinde oturur. İş<br />

adresi: Nemlioğlu Cemal Sk. Cumhuriyet Mah. No:18 İç<br />

Kapı No:4Merkez/ TRABZON.<br />

VEKİLLERİ : Müdafii Av. ALİ MESUT SEÇKİN, Gümüşsuyu, İnönü<br />

Cad. Gözcü Apt. No: 35/5 Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

Müdafii Av. İNCİ SÜNBÜLOĞLU, İnönü Cad Gözcü Apt<br />

No 35/5 Gümüşsuyu Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

Av. DURSUN ALİ GÜMÜŞ, Cumhuriyet Cad. No:147/4<br />

Harbiye Şişli/ İSTANBUL<br />

Av. OĞUZ KAĞITCI, Guraba Hüseyinağa Mah. Kakmacı<br />

Sok. İnci Apt. No:10 K:2 D:7 Fatih/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :11.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 15.07.2011<br />

20/678


SANIK :63-ÖMER ÜLKÜ (TC.No:16202115480), Şükrü ve<br />

Emine oğlu, 01/01/1956 UNACA doğumlu, GİRESUN,<br />

DERELİ, Güdül mah/köy nüfusunda kayıtlı. Katip<br />

Mustafa Çelebi Mah. Abdullah Sok No 3 Daire 3<br />

Beyoğlu/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. NURAY MERCİMEK, Acıbadem Tekin Sok.No.17<br />

Erdem Sitesi C Blok D.8 Acıbadem Kadıköy/<br />

İSTANBUL<br />

Av. ŞÜKRÜ KOCUK, Cemal Gürsel Cad. No:77/1<br />

GİRESUN<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 06.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 25/02/2012<br />

SANIK :64-ÖZCAN ÜSTÜNTAŞ (TC.No:17212704206),<br />

Osman ve Gülten oğlu, 17/09/1971 İNEGÖL doğumlu,<br />

BURSA, İNEGÖL, Muratbey mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Karaağaç Mah. Şabanbahçe Sk. No:8 İç Kapı<br />

No:3Yıldırım/ BURSA adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. ŞULE İYEM, Ergenekon Mah Halaskargazı<br />

Cad.Konak Iş Merkezı No:5/8 Harbıye Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK : 65-ÖZDEN ASLAN (TC.No:60589412274), Nurettin<br />

ve Ayşe oğlu, 01/09/1965 EŞME doğumlu, UŞAK,<br />

EŞME, Elvanlar mah/köy nüfusunda kayıtlı. Gürsel Mah.<br />

Mercan Sok. Tombul Apt.Merkez/ İSTANBUL adresinde<br />

oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. ORÇUN SERTÇETİN, Yalı Cad. No:156/3 Karşıyaka<br />

İZMİR<br />

Av. SERKAN BARIŞ KOŞAL, Merkez Mahallesi Şamlı<br />

Sokak Ergül Çakıcı İş Merkezi No:27 Kat:5 Büro No:102<br />

Avcılar/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK : 66-ÖZDEN TÜTÜNCÜ (TC.No:15173160598), Kerim<br />

ve Gülhatun oğlu, 09/01/1984 GİRESUN doğumlu,<br />

GİRESUN, MERKEZ, Hacısiyam mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Nizamiye Mah. Orhan Yılmaz Cad. Dilek Apt.<br />

No: 59/2 Merkez/ GİRESUN adresinde oturur.<br />

21/678


VEKİLİ : Av. OZAN KAYAHAN, Karanfil Cd. No:24 Levent<br />

Kağıthane/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK : 67-SADRİ ŞENER (TC.No:22631641094), Ahmet ve<br />

Feride oğlu, 21/08/1951 TRABZON doğumlu,<br />

TRABZON, MERKEZ, 1 Nolu Erdoğdu mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. AltunızadeMah. Aksoy Sk. No:7A İç<br />

Kapı No:4Üsküdar/ İSTANBUL adresinde oturur. İş<br />

adresi: Sedat Kent N 1049 Büyükdere Trabzonspor Klb<br />

Bşk Merkez/ İSTANBUL.<br />

VEKİLLERİ : Müdafii Av. ALİ MESUT SEÇKİN, Gümüşsuyu, İnönü<br />

Cad. Gözcü Apt. No: 35/5 Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

Müdafii Av. İNCİ SÜNBÜLOĞLU, İnönü Cad Gözcü Apt<br />

No 35/5 Gümüşsuyu Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

Av. HALİL İBRAHİM KOCA, Cumhuriyet Cad. No:25<br />

K.5 Çınar Apt. Taksim Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

Av. ALİ ÇELİK, Ahmediye Cd. Hacı Salih Sok.<br />

No:1/5Aksaray-Fatih/İstanbul Fatih/ İSTANBUL<br />

Av. OĞUZ KAĞITCI, Guraba Hüseyinağa Mah. Kakmacı<br />

Sok. İnci Apt. No:10 K:2 D:7 Fatih/ İSTANBUL<br />

Av. NEBİL ŞAHİN, Cumhuriyet Cad.Çınar Apt.No.47/1<br />

Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :11.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 12.07.2011<br />

SANIK : 68-SAMET ERDEMİR (TC.No:33514546900), Savaş<br />

ve Zeynep oğlu, 09/05/1991 İSTANBUL doğumlu,<br />

GİRESUN, KEŞAP, Altınpınar mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. İncirtepe Mah. Alatay Cad. 281. Sok. No:16<br />

K.3Esenyurt/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. ÇAĞDAŞ MIHCI, Hacısiyam Mah. İnönü Cad.<br />

No:20/1 GiresunMerkez/ GİRESUN<br />

GÖZALTI TARİHİ :04.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 07.07.2011<br />

SANIK : 69-SAMET GÜZEL (TC.No:33560405848), Mustafa<br />

Bülent ve Canan oğlu, 01/03/1985 KADIKÖY doğumlu,<br />

KİLİS, MERKEZ, Abdioymağı mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Ortadağ Mevkii Fener Bahce Spor Kukubu<br />

Antreman Tesisleri . Samandıra 34885 Kartal/<br />

İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. YASEMİN MERÇİL, Şemsettin Günaltay Cad.<br />

No:185 D:3 Erenköy Kadıköy/ İSTANBUL<br />

Av. EMİNE YAZICIOĞLU, Kızıltoprak Bağdat Cad.<br />

No.6-8 Sağlık Apt.D.9 Kadıköy/ İSTANBUL<br />

22/678


SANIK : 70-SAMİ DİNÇ (TC No:23620511572), Tarık ve<br />

Ruhiye oğlu, 10/06/1980 İSTANBUL doğumlu, BURSA,<br />

MUDANYA, Rüştüipar mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Büyükdere Cad. Üçyol Mevkii No:237 Noramin İş<br />

Merkezi A-102 Şişli/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. ATAHAN SEVİMLİ, Şahkulu Mah., İstiklal Cad.,<br />

Union Han No: 483 (Yeni No:237) / 2 Beyoğlu - Istanbul<br />

Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

Av. ERDENER YURTCAN, Tarabya Yokuşu,Nurol Sitesi<br />

C 8 D:4 Tarabya Sarıyer/ İSTANBUL<br />

Av. ZEYNEP GÖNENÇ PARMAKSIZOĞLU, Arıköy<br />

SitesiAlışveriş A Blok K:1 No:29-30 Uskumruköy<br />

Sarıyer/ İSTANBUL<br />

Av. AYNUR TUNCEL YAZGAN, Arıköy Sitesi Alış Veriş<br />

Merkezi A Blok 628 Pafta Nr. 29/30 Uskumruköy<br />

Sarıyer/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 01/06/2012<br />

SANIK : 71-SELİM KIMIL (TC.No:20839953650), Adil ve<br />

Bağdagül oğlu, 10/08/1982 ALUCRA doğumlu,<br />

GİRESUN, ALUCRA, Hacıhasan mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Hacı Miktat Mh.Yaylı Sk.No:7/2Merkez/<br />

GİRESUN adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. EZGİ TÜRK, Rumeli Cad. No:65 Ay Apt. K:5 D:10<br />

Nişantaşı Şişli/ İSTANBUL<br />

Av. MUHAMMET BİLAL ÜZER, Koşuyolu Mah.<br />

Mahmut Yesari Cad. No:94 Kadıköy/İstanbul Kadıköy/<br />

İSTANBUL<br />

Av. HÜSEYİN BADUR, Koşuyolu Mahmut Yesarı Cad.<br />

Kadıköy/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 04.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 30/03/2012<br />

SANIK : 72-SERCAN YILDIRIM (TC.No:33013211194),<br />

Kenan ve Şükran oğlu, 05/04/1990 OSMANGAZİ<br />

doğumlu, BURSA, OSMANGAZİ, Maksem mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. N. Kemal Mah. Oral Sok. No. 19/1 K:<br />

2Osmangazi/ BURSA adresinde oturur. İş adresi: Bursa<br />

Spor Özlüce TesisleriNilüfer/ BURSA.<br />

SANIK : 73-SERDAL ADALI (TC.No:18130149872), Hasan ve<br />

Özen oğlu, 01/02/1964 ADANA doğumlu, ADANA,<br />

23/678


SEYHAN, Alidede mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Büyükdere Caddesi Yapı KrediPlaza C Blok K:12/3<br />

Levent Beşiktaş/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. ÖMER DURAK, Balmumcu Mah.İtri Sok. No:4 K:3-<br />

4-5 Balmumcu 34349 Beşiktaş/ İSTANBUL<br />

Av. ÖMER CAN YILMAZ, Sümer Sk. Sümko Sitesi M7-<br />

A Blok K:5 D:22 Kozyatağı Kadıköy/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :12.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 13.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 12.12.2011<br />

SANIK : 74-SERDAR BERKİN (TC.No:24488122900), Nuri ve<br />

Güner oğlu, 26/01/1963 İZMİR doğumlu, İZMİR,<br />

KONAK, Selçuk mah/köy nüfusunda kayıtlı. Basın Sitesi<br />

Mah. İnönü Cad. No:371 İç Kapı No:3Karabağlar/<br />

İZMİR adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. ÖZGÜR CEVAT ALTUNTAŞ, İzzetpaşa Mah. Deniz<br />

Sok. Yıldız Apt.No:13 D:4Şişli Şişli/ İSTANBUL<br />

Av. BAHTİYAR KURT, İzzetpaşa Mah. Deniz Sok. Yıldız<br />

Apt. No:13,D.4 Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK : 75-SERDAR KULBİLGE (TC.No:12338956232),<br />

Mustafa ve Zeliha oğlu, 07/07/1980 HAYRABOLU<br />

doğumlu, TEKİRDAĞ, HAYRABOLU, Hisar mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Çiftlik Caddesi No:30 06510 Beştepe<br />

Merkez/ ANKARA adresinde oturur. İş adresi: Çiftlik<br />

Caddesi No:30 06510 Beştepe Merkez/ ANKARA.<br />

VEKİLLERİ : Av. İSMAİL GÜRSES, Çark Caddesi Hilmi Kayın İş<br />

Merkezik:3 No:200 Merkez/ SAKARYA<br />

Av. ALİRIZA DİZDAR, Millet Cad.Karagül İş<br />

Merkezi.Kat:5 No:244 Fındıkzade Fatih/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :11.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 14.07.2011<br />

SANIK : 76-SERKAN ACAR (TC.No:31384891670), Mustafa<br />

ve Sabahat oğlu, 31/08/1948 ANKARA doğumlu,<br />

İZMİR, KONAK, Göztepe mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

YeşilçamSk. No:1H İç Kapı No:1 Reşadiye<br />

KöyüÇekmeköy/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. ABDURRAHİM EROL, Mete Cad. Park Apt. No:<br />

24/3 Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 19.08.2011 (1 gün)<br />

24/678


SANIK :77-SEYİT İBRAHİM KALENDER (TC.No:<br />

10369090222), Hasan ve Miyaser oğlu, 09/03/1972<br />

ANKARA doğumlu, ANKARA, ALTINDAĞ, Solfasol<br />

mah/köy nüfusunda kayıtlı. Baraj Cad. Bağlariçi Mah.<br />

No:26 İç Kapı No:1Altındağ/ ANKARA adresinde oturur.<br />

GÖZALTI TARİHİ :11.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 14.07.2011<br />

SANIK : 78-SEZER ÖZTÜRK (TC.No:29824971518), İsmail ve<br />

Nebahat oğlu, 03/11/1985 KÖLN ALMANYA doğumlu,<br />

KARS, MERKEZ, Subatan mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Uncubozköy Mh. Belgin Sk 2000 Sitesi H Blok No:7<br />

45020 Merkez/ MANİSA adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. ENGİN ÇELEBİ, Çağlayan Mah. Vatan Cad. İstanbul<br />

İş Merkezi No:8 K:7 D:26 Kağıthane/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 06.07.2011<br />

SANIK : 79-ŞÜKRÜ ONGAN (TC.No:28579917604), Abdullah<br />

ve Fikriye oğlu, 20/10/1967 BAKIRKÖY doğumlu,<br />

İSTANBUL, BEYOĞLU, Yahya Kahya mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Altayçeşme Mah. Begonya Sk. No:22<br />

İç Kapı No:28Maltepe/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. İSMAİL GÜRSES, Çark Caddesi Hilmi Kayın İş<br />

Merkezik:3 No:200 Merkez/ SAKARYA<br />

GÖZALTI TARİHİ :12.08.2011 ( 1 gün)<br />

SANIK : 80-TALAT EMRE KOÇAK (TC.No:11173531192),<br />

Mustafa ve Aynur oğlu, 24/11/1980 İSTANBUL<br />

doğumlu, AFYONKARAHİSAR, MERKEZ, Saraydüzü<br />

mah/köy nüfusunda kayıtlı. Büyükdere Cad. Üçyol<br />

Mevkii No:237 Norami İş Merkezi A-102 Şişli/<br />

İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. MUHAMMET BİLAL ÜZER, Koşuyolu Mah.<br />

Mahmut Yesari Cad. No:94 Kadıköy/İstanbul Kadıköy/<br />

İSTANBUL<br />

Av. MİKAİL HASBEK, İstasyon Caddesi Erçil Apt. Kat:1<br />

No:18/2 Sivas Merkez/ SİVAS<br />

Av. MUSTAFA KOÇAK, Cumhurıyet Caddesı No:40 Kat:<br />

9 Elmada? Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 06.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 30/03/2012<br />

25/678


SANIK : 81-TAMER YELKOVAN (TC.No:13142459728),<br />

Burhanettin ve Saniye Sabiha oğlu, 16/05/1954<br />

ANKARA doğumlu, İSTANBUL, KADIKÖY, Erenköy<br />

mah/köy nüfusunda kayıtlı. Sarıgül Sk. Caddebostan<br />

Mah. No:11 İç Kapı No:18Kadıköy/ İSTANBUL<br />

adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. GÜLÇİN KAYA, Göksu Evleri Nilüfer Sok. No.68<br />

Anadoluhisarı Beykoz/ İSTANBUL<br />

Av. ASLI AYDINÖZ, Sıraselviler Cd. Taksim Sitesi No.35<br />

K:3 D:5 Taksim Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

Av. FEHMİ SOMAY TÜMERKAN, Mürverçiçeği<br />

Sk.Yandaş İşhanı No.14/5 Kadıköy/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 04/05/2012<br />

SANIK : 82-TARIK ÖZASLAN (TC.No:29542940780), Osman<br />

ve Leman oğlu, 01/10/1980 İZMİR doğumlu, İZMİR,<br />

ÇEŞME, Sakarya mah/köy nüfusunda kayıtlı. Kemal<br />

Reis Mah. Şükrü Saraçoğlu Cad. No:86 İç Kapı<br />

No:5Konak/ İZMİR adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. DENİZ GÜLTEKİN, Velibaba Mahallesi Tarih Sokak<br />

2-6/7 Pendik / İst. Pendik/ İSTANBUL<br />

SANIK : 83-TAYFUR HAVUTCU (TC.No:58597220592), Ersin<br />

ve Neziha oğlu, 23/04/1970 HANAU doğumlu,<br />

SAKARYA, HENDEK, Soğuksu mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Acarkent A Kapısı 1. Cad. B 135Beykoz/<br />

İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. MUHAMMET AKSAN, Meclis-İ Mebusan Cad.<br />

No:39 Salıpazarı Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

Av. YAĞIZ NAİL GÖNENLİ, Meclisi Mebusan Cad.<br />

No:39 Salıpazarı Beyoğlu/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 12.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 13.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 12/12/2011<br />

SANIK : 84-TUĞRUL ÇAĞRI ÜZER (TC No:41695494798),<br />

Recep ve Muhterem oğlu, 30/01/1972 ÜSKÜDAR<br />

doğumlu, İSTANBUL, FATİH, Ayvansaray mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Zeytinlik Mah. Fazıl Paşa Sk. No:19/1<br />

İç Kapı No:5Bakırköy/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. ERKAN TUNÇ BAL, Mustafa Kemal Cad. Trabzon<br />

Sk. No:14 K:2 D:5 Cevizli Kartal/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 06.07.2011<br />

26/678


SANIK : 85-ÜMİT AYDIN (TC.No:21971186296), Orhan ve<br />

Şerbin oğlu, 16/01/1980 İSTANBUL doğumlu,<br />

İSTANBUL, ZEYTİNBURNU, Nuripaşa mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Madenler Mah. İdealist Kent Cad.<br />

No:4Ch İç Kapı No:1Ümraniye/ İSTANBUL adresinde<br />

oturur.<br />

VEKİLİ : Av. MEHMET PARLAK, Merkez Mah. Perihan Sk.<br />

No:131 Deniz Apt. D:3 Şişli/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK : 86-ÜMİT KARAN (TC.No:16192214118), Süleyman<br />

ve Tülay oğlu, 01/10/1976 BERLİN doğumlu, ADANA,<br />

SEYHAN, Akkapı mah/köy nüfusunda kayıtlı.<br />

Çobançeşme Mah. Sanayi Cad. Nish İstanbul No:44 C<br />

Blok D:70Bahçelievler/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. İSA AKKURT, Perihan Sok.No:2/1 Kat:4 Şişli/<br />

İSTANBUL<br />

Av. AYHAN SAĞIROĞLU, Setüstü Taşlı Çıkış Sok.<br />

No:1/3KabataşBeyoğlu/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 12/12/2011<br />

SANIK : 87-VOLKAN BAHÇEKAPILI (TC. No:66514177096)<br />

Ahmet Sami ve Sebahat oğlu, 10/04/1985 FATİH<br />

doğumlu, TRABZON, MAÇKA, Sevinç mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Gökalp Mahalllesi 39/4 Sk No: 31 D:<br />

13 Zeytinburnu/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. HAKAN AYRANPINAR, Levent Mah. Yeni Sülün<br />

Sok. No:18 Levent Beşiktaş İstanbul Beşiktaş/<br />

İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 05.07.2011<br />

SANIK : 88-YADİGAR BOĞA (TC.No:34648212594), Osman<br />

ve Türkan oğlu, 01/02/1949 KURŞUNLU doğumlu,<br />

ÇANKIRI, KURŞUNLU, Hacıbekir mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. Akçay Mah. Halil Arslan Sk. No:5 İç Kapı<br />

No:6Kızılcahamam/ ANKARA adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. AVNİ GÜÇLÜ SEVİMLİ, Ortabayır Mah. Talatpaşa<br />

Cd. Bacadıbı Sk. N:3 K:2 Gültepe/Istanbul Kağıthane/<br />

İSTANBUL<br />

27/678


Av. ÖZKAN KÖYLÜOĞLU, İncirli Çıkmazı Sk. Yeni<br />

Adliye Sarayı Karşısı Hukukçular Sitesi D Blok D:10<br />

Bakırköy/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :23.08.2011 ( 1 gün)<br />

SANIK : 89-YAVUZ AĞIRGÖL (TC.No:11474478578), Mehmet<br />

ve Gonca oğlu, 02/09/1939 KARS doğumlu,<br />

İSTANBUL, BAHÇELİEVLER, Bahçelievler mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Merkez Mah.Talatpaşa CadNo: 33/A<br />

Bahçelievler/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLİ : Av. İSMAİL TEPECİK, Dr.Faruk Ayanoğlu Cad.<br />

Ayanoğlu Apt. No:7 K:3 D:6 Fenerbahçe Kadıköy/<br />

İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :03.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 06.07.2011<br />

SANIK :90-YUSUF TURANLI (TC.No:12740473198),<br />

Hayrullah ve Sabahat oğlu, 04/07/1973 ÜSKÜDAR<br />

doğumlu, İSTANBUL, KADIKÖY, Erenköy mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Acıbadem Mah. Çeçen Sk. No:19B13<br />

İç Kapı No:3Üsküdar/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. ADİL GÜREŞÇİ, Meşrutiyet Mah. Halaskargazi Cad.<br />

Şirin Apt. No:144 K:2 D:2 Şişli/ İSTANBUL<br />

Av. VEHBİ KAHVECİ, Levent Mh. Menekşeli Sk. No:4İç<br />

Levent Beşiktaş/ İSTANBUL<br />

Av. ESRA YENİDÜNYA, Barbaros Mah. Dereboyu Cad.<br />

Fesleğen Sok. Uphıll Towers Resıdence A Blok Kat:27<br />

D:150 Ataşehir/ İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ : 03.07.2011<br />

TUTUKLAMA TARİHİ : 07.07.2011<br />

TAHLİYE TARİHİ : 02/07/2012<br />

SANIK : 91-ZAFER ÖNDER İPEK (TC.No:12955201678),<br />

Celal ve Ayşe oğlu, 13/01/1971 ANAKARA doğumlu,<br />

ANKARA, KIZILCAHAMAM, Gökbel Köyü mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Uzayçağı Cad. Mücevherkent<br />

Konutları F5 Bolk No:28 Ostim Yenimahalle/ ANKARA<br />

adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. TUBA ATLAS, Barbaros Bulvarı Ertuğrul Sıtesı<br />

No:129 K:7 D:13 Beşiktaş/ İSTANBUL<br />

Av. ANIL GÜRSOY ARTAN, Üsküp<br />

Caddesi16/28Kavaklıdere Çankaya/ ANKARA<br />

GÖZALTI TARİHİ :29.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 30.07.2011<br />

28/678


SANIK : 92-ZAFER TÜZÜN (TC.No:35245426810), Ferhan ve<br />

Güner oğlu, 30/08/1962 ESKİŞEHİR doğumlu,<br />

ESKİŞEHİR, ODUNPAZARI, Akçağlan mah/köy<br />

nüfusunda kayıtlı. Zambak Sk. Kordonboyu Mah. No:9<br />

İç Kapı No:5Kartal/ İSTANBUL adresinde oturur.<br />

VEKİLLERİ : Av. ORHAN YÖRÜR, Tercüman Sitesi A-9 Blok K:11<br />

D:45 Cevizlibağ Zeytinburnu/ İSTANBUL<br />

Av. MURAT ALTUN, Hacı Halil Mh. 1210 Sk. No:10 K:1<br />

Gebze/ KOCAELİ<br />

Müdafii Av. ÖMER YILMAZ, Semerciler Mah.Saraçlar<br />

Sok. Nur İş Merkezi K/2/69 Merkez/ SAKARYA<br />

GÖZALTI TARİHİ :12.08.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 12.08.2011<br />

SANIK : 93-ZEKİ MAZLUM (TC.No:49228755552), Mehmet<br />

ve Asiye oğlu, 15/11/1971 TRABZON doğumlu,<br />

TRABZON, MERKEZ, Yeşilova mah/köy nüfusunda<br />

kayıtlı. 2 Nolu Beşirli Mah.Dev.Sahil Yolu Caddesi. 41<br />

0 Merkez/ TRABZON adresinde oturur. İş adresi: 100.<br />

Yıl Parkı Yanı Forum Avm. Süleyman Restaurant<br />

Merkez/ TRABZON.<br />

VEKİLLERİ : Av. ALİ SÜRMEN, K.Maraş Cad.Maraş Apt.No:51 Kat:4<br />

D:12 Merkez/ TRABZON<br />

Av. HASAN TÜRKMEN, Şehitmuhtar Cad.Tokatlı<br />

Apt.N.33/7 34437 Taksim İSTANBUL<br />

GÖZALTI TARİHİ :11.07.2011<br />

SALIVERME TARİHİ : 14.07.2011<br />

SUÇ : Şike, Suç İşlemek Amacıyla Kurulan Örgüte Üye<br />

Olma,Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme, Suç<br />

Örgütlerinin İsimlerini Kullanarak Tehditte Bulunmak,<br />

Mala Zarar Verme, Ruhsatsız Ateşli Silahlarla Mermileri<br />

Satın Alma veya Taşıma veya Bulundurma, Birden Fazla<br />

Kişi İle Tehdit, Nitelikli Olarak Konut Dokunulmazlığını<br />

İhlal Etme, Rüşvet Almak ve Vermek, Özel Belgede<br />

Sahtecilik, Kamu Kurum ve Kuruluşları, vb.Tüzel<br />

Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle<br />

Dolandırıcılık, Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Maksadıyla<br />

Yağma,<br />

SUÇ TARİHİ / SAATİ : 2009 - 2010 - 2011<br />

SUÇ YERİ : İSTANBUL/ MERKEZ - KADIKÖY, GİRESUN/<br />

MERKEZ<br />

<strong>KARAR</strong> TARİHİ : 02/07/2012<br />

sonunda:<br />

Yukarıda açık kimliği yazılı sanıklar hakkında mahkememizde yapılan duruşma<br />

29/678


GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:<br />

İDDİA:<br />

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 02/12/2011 tarih ve 2010/2287-2011/813-598<br />

sayılı iddianamesi ile;<br />

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne; Asayiş Şube Müdürlüğünce<br />

23.11.2010 tarih ve B.05.1.EGM. 4.34.(16755).22115-2700 sayılı yazı ile gönderilen raporda;<br />

“2009 yılı içerisinde Almanya adli makamlarınca yürütülen şike ve bahis<br />

soruşturmasının Türkiye’de oynanan müsabakaları da içine alacak şekilde genişlediği, sonucunda<br />

Türkiye Futbol Federasyonu'nun da şikayeti ile Sarıyer C. Başsavcılığınca konu hakkında<br />

soruşturma başlatıldığı, birçok futbolcu, teknik direktör, kulüp yöneticisi hakkında adli işlem<br />

yapıldığı, bir kısmının tutuklandığı, yaşanan olaylar üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü görevlilerce<br />

istihbarı mahiyette çalışmalar yapıldığı, bu çalışmalarda, Türkiye'de futbolun 1980 sonrasında,<br />

suç örgütlerini para trafiği yönünden cezbetmeye başladığı, suç örgütlerinin zamanla futbol<br />

camiası içerisinde yerini aldığı, örneğin suç örgütü lideri Sedat Peker'in Fenerbahçe tribünlerinde<br />

amigo iken hızla mafya lideri olduğu, yine Sedat Peker grubu içinde bulunan Mecnun<br />

Odyakmaz'ın Sivas Spor Başkanı, Olgun Peker'in ise Giresun Spor Başkanı olduğu, bunun<br />

yanında birçok kulüpte yine bu gruba bağlı şahısların bulunduğu, özellikle TFF içinde de etkin<br />

oldukları, Sedat Peker liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan kaydı bulunan Olgun Peker'in;<br />

kendisine veya örgütüne bağlı bir çok spor adamı adına açılmış 26 ayrı futbolcu menajerliği<br />

şirketi bulunduğu, doğrudan veya dolaylı bağlantılarının olduğu, çeşitli liglerde futbol<br />

kulüplerinin olduğu, belirtilen menajerlik şirketlerine bağlı yüzlerce futbolcunun farklı liglerde<br />

oynadıkları, bu futbolculardan birçoğunun örgüt liderleri adına futbol oynadıkları, lig<br />

müsabakalarında şike olaylarını gerçekleştirdikleri, örgüt liderleri adına suç unsuru işleri<br />

yaparken de kendi aralarında yasa dışı bahis oynadıklarının hem basın yayın hem de çevreden<br />

alınan bilgilerden anlaşıldığı, birçok vasat futbolcunun büyük kulüplerde kendilerine bağlı teknik<br />

direktör ve menajerler vasıtasıyla kulüp başkanları kandırılarak veya ortak hareketle fahiş<br />

fiyatlara satıldıkları” istihbaratına ulaşıldığı,<br />

Giresun Spor Kulübü Başkanı Osman Çırak’ın yapılan mülakatta; “2010 yılında<br />

Giresunspor'a başkan olduğunu, başkanlık seçimi sürecinde eski başkan Olgun Peker ve<br />

adamlarından tehdit ve uyarı aldığını, seçimden bir gün önce Olgun Peker ve adamlarının 170<br />

kongre üyesini üyelikten ihraç edip kendi adamlarını üye yaptıklarını, buna rağmen seçimi<br />

kendisinin 6 oy farkla kazandığını, seçim sonrasında Olgun Peker'in menajerlik şirketine bağlı ve<br />

Giresunsporda futbol oynayan tüm futbolcuların şehri terk ettiğini, bu konuyu araştırdığında,<br />

futbolcularla TFF yönetmeliklerine aykırı şekilde yapılan sözleşmeler gereği seçim sonrasında<br />

serbest kaldıklarını öğrendiğini, Kulübün hesap hareketlerini incelediğinde bir çok kanun<br />

dışılıkla karşılaşması üzerine Giresun’da bir mali müşavirlik şirketine yetki vererek araştırma<br />

yaptırdığını, mali müşavirlik şirketinin sahibinin sözlü olarak kulüp hesaplarında kanun dışı işler<br />

olduğunu beyan ettiğini, ancak mali müşavirin Olgun Peker ve adamları tarafından tehdit<br />

edilmesi nedeniyle resmi olarak rapor hazırlamadıklarını kendisine söylediğini, yönetimi<br />

devraldıktan sonra futbolcuların üst üste müsabaka kaybetmeleri üzerine bazı futbolcularla<br />

yapılan görüşmelerde Olgun Peker ve adamlarının çeşitli defalar kulübü bastıklarını ve<br />

futbolcuların yeni yönetimi zor duruma düşürmek için tehdit edilip oynamamaya zorlandıklarını<br />

belirttiklerini, 10.11.2010 günü ise kulüp basın sözcüsü Ali Akdağ'ın basında eski yönetim<br />

hakkındaki beyanları nedeniyle bazı şahıslar tarafından darp edildiğini, şikayetçi olması<br />

durumunda çocuklarına zarar verileceği tehdidinde bulunulduğunu, kendi imkanları ile olayları<br />

araştırdığında Olgun Peker ve adamlarının TFF’deki etkili kişiler tarafından korunduğunu ve bu<br />

kişiler tarafından tehdit edilerek uyarıldığını” belirttiği,<br />

30/678


Bu bilgilerin yanı sıra “İstanbul’da bulunan Anadolu Hisar futbol kulübünün Peker<br />

grubu tarafından yönetildiğinin, bu kulüp çatısı altında suç örgütü üyesi bir çok kişiye askerlikle<br />

ilgili sorunlarının çözülmesi için futbolcu lisansı çıkarıldığının, bazılarının da bu lisanslarla<br />

futbol oynamadıkları halde futbolcu gibi denetimi altında tuttukları diğer kulüplere satılmış gibi<br />

gösterildiğinin” istihbar edildiği,<br />

Konuyla ilgili Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalarda;<br />

“Olgun Peker'in 2004 yılında Sedat Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütüne<br />

yönelik operasyon kapsamında, kendisini çevresine Sedat Peker'in manevi oğlu olarak tanıttığı<br />

bilgilerinin yer aldığı, şahsın 12.11.2003 tarihinde ‘Aydın’ olan soyadını ‘Peker’ olarak<br />

değiştirdiği, 12.06.2010’a kadar Giresun Spor Kulübünün Başkanlığını yürüttüğü, Refleks<br />

Menajerlik Şirketinin ortağı olduğu,<br />

Beşiktaş İlçesi Ulus semti Nispetiye A.Adnan Saygun cad. Gümüş Sok. Beyazgül Apt.<br />

No: 6 A-Blok Daire: 1 sayılı adreste faaliyet gösteren Refleks Menajerlik Sportif Faaliyetler ve<br />

Turizm Limited Şirketi'nin 2002 yılında çalışmaya başladığı, Olgun Peker ve Özcan Üstüntaş'ın<br />

şirketin ortakları olduğu, Bülent Uygun'un 2010 yılı Ağustos ayına kadar şirket ortağı<br />

konumunda bulunduğu, Bülent Uygun'un Fenerbahçe Spor Kulübünde futbol oynayıp gol kralı<br />

olduktan sonra Teknik Direktörlüğe başladığı, bir dönem menajerlik yaptığı, Sivas Spor<br />

Kulübünü çalıştırdıktan sonra halen Eskişehir Sporda teknik direktörlük görevine devam ettiği,<br />

Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Temsilcileri Talimatına göre TFF nezdinde<br />

profesyonel futbolcu sözleşmesi müzakerelerinin yalnızca menajerler (futbol temsilcileri)<br />

aracılığı ile yürütülebileceği, menajerlerin ise bu faaliyetleri gerçek kişi olarak<br />

yapabileceklerinin belirtildiği, adı geçen Olgun Peker, Özcan Üstüntaş, Bülent Uygun 'un<br />

menajerlik yetkilerinin bulunmaması nedeniyle şirketleri aracılığıyla yaptıkları transferleri 0053<br />

Futbol Temsilcisi Lisans nolu Ömer Cincil üzerinden yaptıkları, Ömer Cincil'in de Refleks<br />

Menajerlik Şirket çalışanı olduğu,<br />

Hali hazırda TFF tarafından da yetkisiz menajerlik ile ilgili bir soruşturma<br />

yürütüldüğü, Refleks Menajerlik Şirketinin de bu soruşturma kapsamında bulunduğu” tespit<br />

edilmiş,<br />

2004 yılında Sedat Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik operasyonda<br />

Peker grubunun; futbol camiasında hâkimiyet kurma amaçlı olarak, kendi aralarında ve futbol<br />

camiasından şahıslarla görüşmeler yaptıklarının tespit edildiği, bu tespitlerde daha çok Olgun<br />

Peker'in adının geçtiği, Fatih Tekke ve Gökdeniz Karadeniz isimli futbolcuların 2006 yılında<br />

araçlarının kurşunlanmasıyla ilgili olarakta Olgun Peker'in azmettirici olarak adının geçtiği,<br />

bu nedenle geçmiş dönemlerde de Olgun Peker'in futbol camiasında söz sahibi olmak için<br />

çalışmalarının olduğunun görüldüğü,<br />

Türkiye’de Süper Lig takımlarından birçoğu için Refleks Menajerlik Şirketi tarafından<br />

futbolcu transferleri yapıldığı, Olgun Peker'in şirketine bazı büyük kulüplerinin yetki vererek<br />

transfer çalışmalarını bu şirket aracılığı ile yürüttükleri, Olgun Peker'in Refleks Menajerlik<br />

dışında gayri resmi olarak başka şirketlerinin de bulunduğu,<br />

Olgun Peker'in Refleks Menajerlik Şirketi ve kendi kontrolünde olan menajerlik<br />

şirketleri bünyesinde bulunan şahısları da etrafına toplayarak bir suç örgütü yapılanması içerisine<br />

girdiği, bu şirketler aracılığıyla futbolcu transferlerinde etkin olduğu, bu transferlerde vasat<br />

oyuncular için değerlerinden yüksek miktarlarda transfer ücretleri ödendiği, daha sonra bu<br />

futbolcuların örgüt adına futbol oynadıkları, müsabakalarda iyi oynamamaları yönünde talimat<br />

verilerek şike yapıldığı, bu yolla örgütün yüksek miktarlarda kazanç elde ettiği, vasat oyunculara<br />

yüksek meblağlar ödenerek transfer yapılması ile ilgili basın-yayın kuruluşlarında bir çok<br />

31/678


haberin yer aldığı, Beşiktaş Spor Kulübünde Tomas Zapatoncny ve Tomas Sivok transferlerinde<br />

bu durumun yaşandığı, Beşiktaş Spor Kulübünün Menajeri Sinan Engin'in de örgüt ile bağlantılı<br />

olduğu, hatta transfer döneminde Refleks Menajerlik şirketi ile birlikte hareket ettiği yolunda<br />

basın yayın kuruluşlarında haberlerin yer aldığı,<br />

Olgun Peker'in; Sedat Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütü yapılanmasıyla<br />

bağlantılı olduğunun kamu nezdinde bilindiği, örgüt tarafından da Peker adının bir baskı aracı<br />

olarak kullanıldığı, örgütün gayrimeşru âlemdeki ününü kullanarak kimi futbolculara baskı<br />

yapıldığı, özellikle Olgun Peker'in suç geçmişi nedeniyle; bazı futbolcuları direk tehdit etmenin<br />

yanısıra müsabakalarda nasıl oynamaları gerektiğini söylemesinin dahi futbolcular açısından<br />

zımni bir tehdit oluşturduğu, futbolcuların bu durumda örgüte karşı gelemedikleri, futbolcuların<br />

oynadıkları maçları kaybetmeleri veya iyi oynamamaları yönünde örgüt tarafından tehdit<br />

edildikleri, futbolcuların maçta oynamaması ve takımın kaybetmesi sonucunda bahis yoluyla suç<br />

örgütünün yüksek miktarlarda kazanç temin ettiği” değerlendirilmiş,<br />

İlgili kolluk birimi tarafından 01.12.2010 günü; Organize Suçlarla Mücadele Şube<br />

Müdürlüğü görevlilerince tanzim edilen rapor, Asayiş Şube Müdürlüğü görevlilerince tanzim<br />

edilen rapor, Refleks Menajerlik Sportif Faaliyetler ve Turizm LTD.ŞTİ isimli şirkete ait Tescil<br />

Kayıtları ile adı geçen şahıslara ait GBT ve Suç Kayıt Formları yazı ekinde gönderilerek,<br />

belirtilen hususların teyidi ve adı geçen şahısların illegal bir oluşum içerisinde bulunup<br />

bulunmadıklarının tespit edilmesi, illegal bir oluşumun tespit edilmesi halinde çıkar amaçlı suç<br />

örgütünün yapısının ve faaliyetlerinin tüm yönleriyle deşifre edilebilmesi, suç örgütünün<br />

gerçekleştirdiği eylemlerin ve örgüt adına hareket eden şahısların ortaya çıkartılabilmesi<br />

amacıyla soruşturma talimatı talep edilmiş, Cumhuriyet Başsavcılığımızca talep yerinde<br />

görülerek iddiaları araştırmak üzere 02.12.2010 tarihinde 2010/2287 soruşturma kayıt numarası<br />

ile soruşturma başlatılmış ardından 08.12.2010 günü gerekli mahkeme kararları alınarak<br />

şüpheliler hakkında iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlanmıştır.<br />

Bu doğrultuda öncelikli olarak Olgun Peker ile birlikte hareket eden ve çeşitli cebir ve<br />

tehdit içerikli eylemlerde yer aldıkları değerlendirilen Hakan Karaahmet, Özden Tütüncü, Selim<br />

Kımıl, Candemir Sarı, Murat Yakarışık ve Adil Şahin hakkında iletişim tespiti yapılmış, Olgun<br />

Peker’in aynı zamanda Refleks Menajerlik isimli şirket adı altında yetkisiz menajerlik<br />

faaliyetlerinde bulunduğu ve yüksek miktarda haksız kazanç temin ettiğinin belirlenmesi üzerine<br />

bu şirkette Olgun Peker ile birlikte hareket eden Bülent Uygun ve Özcan Üstüntaş hakkında da<br />

adli çalışmalara başlanmıştır.<br />

Yapılan çalışmalarda Olgun Peker’in futbol camiası içerisinde son derece etkin<br />

konumda bulunduğu, futbolcu transferlerinde söz sahibi olduğu, bunun yanında birçok cebir ve<br />

tehdit içerikli suç faaliyetleri içerisinde yer aldığı, özellikle Giresunspor kulübünün yönetimini<br />

ele geçirmeye çalıştığı, Giresunspor başkanlığı için yapılan seçimlerde Giresun’da bulunan<br />

adamları vasıtasıyla seçimi yönlendirmeye çalıştığı ve desteklediği Ömer Ülkü’nün Giresunspor<br />

başkanı olmasını sağladığı anlaşılmış, bu durum üzerine 27.12.2010 günü Giresunspor Başkanı<br />

Ömer Ülkü hakkında da iletişim tespiti ve kayda alınmasına başlanmıştır.<br />

25.12.2010 günü Giresunspor başkanı Ömer Ülkü’nün İstanbul’da darp edilmesi<br />

sonrasında, Olgun Peker ve Kürşat Yılmaz’ın oğlu Alpaslan Yılmaz arasında Giresunsporun<br />

yönetimini ele geçirme amaçlı olarak bir rekabetin yaşandığı, rekabetin 2 grup arasında<br />

çatışmaya dönme riskinin bulunduğu, bu süreç içerisinde Alpaslan Yılmaz ile Olgun Peker’in<br />

yüzyüze görüşmeler yaptıkları, görüşmelerin son derece hararetli geçtiği anlaşılmış, Giresunspor<br />

Başkanı Ömer Ülkü’nün Olgun Peker ile birlikte hareket etmesi nedeniyle Alpaslan Yılmaz ve<br />

yanındakiler tarafından darp edilmesi sonrasında Alpaslan Yılmaz ve birlikte hareket ettiği<br />

değerlendirilen Battal Gazi Özdemir hakkında da 30.12.2010 günü iletişim tespiti başlatılmıştır.<br />

32/678


Giresunspor yönetimini, adamı Ömer Ülkü vasıtası ile elinde bulunduran Olgun<br />

Peker’in, Giresunspor’un Türkiye Futbol Federasyonu nezdinde yaşadığı sorunları da çözmeye<br />

çalıştığı, Giresunspor’a yönelik transfer yasağının kaldırılması amacıyla TFF Başkanı Mahmut<br />

Özgener nezdinde girişimlerde bulunduğu görülmüş, bu durum üzerine 04.02.2011 günü<br />

Mahmut Özgener hakkında iletişim tespiti çalışmalarına başlanmıştır.<br />

Mahmut Özgener’e yönelik iletişim tespitlerinde, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı<br />

Aziz Yıldırım’ın; şüphe çeken bazı görüşmelerinin olduğu, aracılar üzerinden görüşüp<br />

buluştukları, Aziz Yıldırım’ın; Fenerbahçe futbol takımının oynayacağı müsabakalarda görev<br />

alacak hakemlerin Fenerbahçe aleyhine karar vermemesi için girişimlerde bulunduğu, bazı<br />

müsabakalar için hakem ayarlaması yapmaya çalıştığı, Mahmut Özgener’in; karşılığında futbol<br />

camiası içerisinde etkin konumda bulunan Aziz Yıldırım’ın desteğini almayı hedeflediği ve bu<br />

maksatla Aziz Yıldırım’dan gelen her türlü talebe olumlu cevap vermeye çalıştığı görülmüş,<br />

ardından Aziz Yıldırım hakkında da örgütsel ilişkilerinin tespiti ve ortaya çıkarılması için<br />

17.02.2011 günü adli çalışmalara başlanmıştır.<br />

Aziz Yıldırım hakkında yapılan teknik takip çalışmalarında Fenerbahçe yöneticisi<br />

İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun Aziz Yıldırım ile yaptığı telefon konuşmalarında “Tarladaki İşçiler”<br />

ve “Ne Zaman Böyle Dikim Yapsak Olmuyor” gibi ifadeler kullanması üzerine şahısların kendi<br />

aralarında şifreli konuştukları dikkat çekmiş, yapılan çalışmalarda bu ifadelerin futbol<br />

maçlarında yapılan şike faaliyetleri ile ilgili olduğu, İşçi olarak tabir edilenin futbolcu, tarla<br />

olarak tabir edilenin futbol maçı, dikim olarak konuşulan konunun ise şike yapılması anlamlarına<br />

geldiği tespit edilmiş, bu tespitler üzerine 22.02.2011 günü İlhan Yüksel Ekşioğlu hakkında da<br />

iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlanmıştır.<br />

Aziz Yıldırım ve İlhan Yüksel Ekşioğlu arasında 02.03.2011 günü yapılan telefon<br />

görüşmesinde şahısların “Üç Tarlayı Da Sürdük” şeklinde şifreli konuşmalar yaptıkları<br />

anlaşılmış, bu şifrenin deşifresine yönelik çalışmalarda şahısların ligin 24. haftasında<br />

04.03.2011 günü oynanan Kayserispor-Manisaspor, 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB<br />

Spor, 06.03.2011 günü oynanan Beşiktaş-Trabzonspor müsabakalarında şike ve teşvik primi<br />

faaliyetlerinin yürütüldüğünü kastettikleri, yine aynı hafta 07.03.2011 günü oynanan<br />

Gençlerbirliği-Fenerbahçe müsabakasında da şahısların şike faaliyeti yürüttükleri görülmüş, bu<br />

bilgiler ışığında şahısların şike faaliyetlerinin deşifresine yönelik olarak; 01.03.2011 günü<br />

menajer Doğan Ercan, 02.03.2011 günü Fenerbahçe Mali İşler Sorumlusu Tamer Yelkovan,<br />

03.03.2011 günü Ali Kıratlı, 08.03.2011 günü menajer Mehmet Şen, 10.03.2011 günü menajer<br />

Yusuf Turanlı hakkında şike faaliyetleri içerisinde yer aldıklarının değerlendirilmesi sonucunda<br />

iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlanmış, yine aynı hafta 10.03.2011 günü<br />

Cengiz Demirel, 14.03.2011 günü kaleci Serdar Kulbilge hakkında da iletişim tespiti<br />

çalışmalarına başlanmıştır.<br />

Bu süreç içerisinde Menajer Serdar Berkin’in Ömer Ülkü ve Olgun Peker ile birlikte<br />

hareket ederek Giresunspor kulübünden alacakları olan futbolculara alacaklarından vazgeçmeleri<br />

için baskı yaptığının değerlendirilmesi üzerine 23.02.2011 günü hakkında iletişimin tespiti ve<br />

kayda alınması çalışmalarına başlanmış, bu çalışmalarda şahsın Ömer Ülkü ile birlikte hareket<br />

ederek 1.Lig maçlarında şike yaptıkları yönünde deliller elde edilmiştir.<br />

Alaeddin Yıldırım’ın da şike faaliyetlerinde İlhan Yüksel Ekşioğlu ile birlikte hareket<br />

ettiğinin değerlendirilmesi üzerine şahıs hakkında 18.03.2011 günü iletişimin tespiti ve kayda<br />

alınmasına başlanmıştır.<br />

13.03.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Konyaspor maçı ile ilgili olarak Cemil<br />

Turhan’ın müsabaka sonucunu Fenerbahçe lehine etkileme amaçlı bir takım girişimlerde<br />

33/678


ulunması üzerine 15.03.2011 günü şahıs hakkında iletişimin tespiti ve kaydan alınması<br />

çalışmalarına başlanmıştır.<br />

Olgun Peker’in de bu süreç içerisinde Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz ve Ahmet<br />

Çelebi ile yakın ilişki içerisinde bulunduğu, Sivassporun ligde kalma mücadelesinde bir takım<br />

illegal girişimlerde bulunabilecekleri değerlendirildiğinden 08.03.2011 günü şahıslar hakkında<br />

iletişim tespit çalışmalarına başlanmıştır.<br />

Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun TFF içerisindeki bağlantılarını kullanarak suç örgütü<br />

adına menfaat elde etmeye çalıştığının değerlendirilmesi üzerine 15.03.2011 günü hakkında<br />

iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlanmış, Şekip Mosturoğlu’na yönelik teknik<br />

takip çalışmalarında Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması amacıyla futbolcu Ümit<br />

Karan’a ulaşılmaya çalışılması üzerine 10.04.2011 günü şahıs hakkında iletişimin tespiti ve<br />

kayda alınması çalışmalarına başlanmıştır.<br />

Av. Sami Dinç‘in Olgun Peker ile bağlantılı olarak Türkiye Futbol Federasyonu<br />

nezdinde bazı örgütsel faaliyetler içerisinde bulunduğunun değerlendirilmesi üzerine 18.03.2011<br />

günü hakkında iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlanmış, şahıs hakkında<br />

çalışmalar devam ederken yaptığı görüşmelerde TFF tarafından 31.03.2011 günü gerçekleştirilen<br />

Futbolcu Temsilciliği sınav sorularının suç örgütü tarafından ele geçirilmiş olabileceği<br />

değerlendirilmiş ve soruşturma bu yönde genişletilmiştir. Devam eden çalışmalarda soruların<br />

TFF Profesyonel İşler Müdürü Haldun Şenman tarafından şahıslara para karşılığında satılmış<br />

olabileceği görülmüş, 07.04.2011 günü hakkında iletişimin tespiti ve kayda alınması<br />

çalışmalarına başlanmıştır. Akabinde sınav sorularının ele geçirilmesi ve adaylara satılması ile<br />

bağlantılı olarak 14.04.2011 günü Av. Talat Emre Koçak ve menajerler Abdullah Cila, Erman<br />

Ertaş, Mahmut Güneş, Özden Aslan, Tarık Özaslan, Ümit Aydın ve Volkan Bahçekapılı hakkında<br />

da teknik takip çalışmaları başlatılmıştır. Haldun Şenman’ın sınav sorularını TFF Genel Sekreter<br />

vekili Ali Parlak aracılığı ile almış olabileceği değerlendirildiğinden şahıs hakkında da<br />

21.04.2011 günü iletişimin tespiti ve kayda alınmasına başlanmıştır.<br />

TFF tarafından; sınav sorularının adaylarca sınav öncesi ele geçirilmiş olabileceğinden<br />

bahisle 14.04.2011 günü Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ve<br />

2011/3341 sayısına kayden soruşturma başlatılmıştır. Tarafımızca yürütülen örgüt<br />

soruşturmasının deşifre olmaması adına iki soruşturma ayrı yürütülmüş ve dosyamız<br />

kapsamındaki delillerin açıklanması için operasyon zamanı beklenmiştir.<br />

Sınav sorularının Olgun Peker tarafından da ele geçirilmesi ve menajerlik yetkisi<br />

alabilme adına kendisinin de bu sınava girmiş olması sonrasında, sınav sorularının ele<br />

geçirildiğinin açığa çıkabileceği endişesi üzerine, herhangi bir soruşturmaya konu olmama adına<br />

Olgun Peker 02.04.2011 günü yurtdışına çıkmış ve uzun süre yurda giriş yapmamıştır.<br />

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne Olgun Peker tarafından bazı<br />

futbolcuların tehdit edildikleri ve zorla senet imzalatıldığı yönünde gelen ihbara istinaden, Olgun<br />

Peker’in sahibi olduğu Refleks Menajerlik isimli şirkette 07.04.2011 günü arama yapılmıştır.<br />

Bahse konu ihbar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/14858 sayılı soruşturmasına kayden<br />

işlem görmüştür. Yapılan arama sonucunda Gökdeniz Karadeniz’in 2004-2005 sezonu için<br />

Fenerbahçe Spor Kulübüne transferi ile ilgili olarak Olgun Peker ve Aziz Yıldırım arasında<br />

imzalanan bir transfer sözleşmesi, bir çok spor kulübünden Refleks Menajerlik isimli şirkete<br />

yapılan ödemeleri gösteren belgeler ile bazı futbolcuların imzaladığı senetler ele geçirilmiştir. Bu<br />

arama sonucunda Olgun Peker’in yetkisiz olarak menajerlik faaliyeti yürüterek yüksek<br />

miktarlarda kazanç temin ettiği, futbolcu transferlerinde etkin olduğu, ayrıca Aziz Yıldırım ile<br />

ilişki içerisinde olduğu anlaşılmış, Gökdeniz Karadeniz’in Fenerbahçe takımında hiç oynamadığı<br />

buna rağmen Fenerbahçe Kulübü tarafından Olgun Peker’e bu sözleşmeyle bağlantılı olarak<br />

34/678


Gökdeniz Karadeniz transferi karşılığında 100.000 dolar ödeme yapıldığı tespit edilmiş, Aziz<br />

Yıldırım tarafından Olgun Peker’e sanki transfer çalışmalarında harcanmış gibi gösterilerek para<br />

aktarıldığı değerlendirilmiştir. Olaya ilişkin İstanbul Cumuhriyet Başsavcılığınca 2011/14858<br />

sırasına kayden yürütülen soruşturma evrakı görevsizlik kararı ekinde Cumhuriyet<br />

Başsavcılığına gönderilmiş ve evrak soruşturma dosyamızla birleştirilmiştir<br />

Soruşturma devam ettiği esnada 09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor- Fenerbahçe<br />

müsabakası ile ilgili olarak şahısların kendi aralarında yaptıkları görüşmelerde; Eskişehirspor<br />

teknik direktörü Bülent Uygun’a Fenerbahçe yöneticileri haricinde de bazı kişilerin ulaştığına,<br />

maçı kazanması halinde kendisine yüksek meblağda para ödeneceğine ancak bu girişimlerin<br />

engellendiğine dair mevzuların geçtiği görülmüş, bu müsabakanın aynı zamanda Trabzonspor<br />

Kulübünün şampiyon olabilmesi içinde son derece önemli olduğu gözönüne alınarak bazı<br />

Trabzonsporlu yöneticilerin de şike faaliyetleri içerisinde bulunabilecekleri değerlendirildiğinden<br />

22.04.2011 günü Trabzonsporlu yöneticiler Sadri Şener, Nevzat Şakar, Hasan Yener, Temel Tarık<br />

Kazancıoğlu ve Süleyman Atal hakkında iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına<br />

başlanmış, Trabzonsporlu yöneticilerin kendi aralarında yaptıkları telefon görüşmelerinde şike<br />

faaliyeti yürüttükleri şüphesi üzerine soruşturma genişletilerek 13.05.2011 günü Zeki Mazlum,<br />

Caner Cuvalcıoğlu ve Recep Denizer hakkında da iletişimin tespiti ve kayda alınması<br />

çalışmalarına başlanmıştır.<br />

24.04.2011 günü Bucaspor-Fenerbahçe maçı oynanmış, maçta Bülent İbrahim İşçen ve<br />

Abdullah Başak tarafından Fenerbahçe lehine olacak şekilde şike amaçlı bazı faaliyetler<br />

yürütülmüş, Bucasporlu futbolcular Onur Tuncer ve Musa Aydın’a ulaşılmaya çalışılmış,<br />

konunun aydınlatılabilmesi amacıyla şahıslar hakkında 24.04.2011 günü iletişimin tespiti ve<br />

kayda alınması çalışmalarına başlanmıştır.<br />

İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı ve Yusuf Turanlı gibi aracılarla İ.B.B. Spor<br />

kulübünde oynayan bazı futbolcuların gıyabında görüşmeler yaptığı, 01.05.2011 günü oynanacak<br />

Fenerbahçe-İ.B.B. Spor karşılaşması için bu futbolculara ulaşarak şike yapabileceklerinin<br />

değerlendirilmesi üzerine İ.B.B. Spor kulübü futbolcuları İbrahim Akın, Can Arat, Metin Depe,<br />

Zeki Korkmaz hakkında 08.04.2011 günü, İskender Alın hakkında ise 27.04.2011 günü iletişimin<br />

tespiti ve kayda alınması başlatılmıştır.<br />

Suç örgütü adına hareket eden ve yetkisiz menajerlik yapan Yusuf Turanlı hakkında<br />

yapılan teknik takip çalışmalarında 11.05.2011 günü oynanan İ.B.B. Spor-Beşiktaş kupa finali<br />

maçı için Beşiktaş Spor Kulübü yöneticisi Serdar Adalı, teknik direktör Tayfur Havutçu ve<br />

Ahmet Ateş’in Yusuf Turanlı aracılığı ile İ.B.B. Spor futbolcuları İbrahim Akın ve İskender<br />

Alın’a ulaşarak şike yapabileceklerinin değerlendirilmesi üzerine şahıslar hakkında 09.05.2011<br />

günü iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmaları başlatılmıştır.<br />

Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü ile birlikte hareket eden Diyarbakırspor eski Başkanı<br />

Abdurrahman Yakut’un 1.Lig maçlarında şike faaliyeti içerisinde bulunduğunun anlaşılması<br />

üzerine 15.04.2011 günü hakkında iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlanmış,<br />

şahısların Diyarbakırspor-Giresunspor maçı ve bazı 1.Lig maçlarında şike faaliyeti içerisinde<br />

bulundukları anlaşılmıştır.<br />

08.05.2011 günü oynanan Karabükspor-Fenerbahçe maçında Şekip Mosturoğlu ve<br />

Sami Dinç’in, futbolcu Emmanuel Emenike’nin menajeri Erdem Konyar aracılığıyla futbolcunun<br />

maçta bilerek oynamamasını sağlayarak şike faaliyetinde bulundukları görülmüş, bunun üzerine<br />

02.05.2011 günü Erdem Konyar hakkında da adli çalışmalara başlanmıştır.<br />

15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçı için şüphelilerin günler<br />

öncesinden şike faaliyetlerine başladıkları, özellikle İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Cemil Turhan’ın,<br />

35/678


Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl aracılığıyla Ankaragücü takımında oynayan futbolculara<br />

ulaşmaya çalıştıkları, bu amaçla Mehmet Yenice’ye İlhan Yüksel Ekşioğlu tarafından 400.000<br />

dolar ödeme yapıldığı anlaşılmış, bahse konu para Mehmet Yenice’nin üzerindeyken şahıs fiziki<br />

takibe alınmış, yapılan takip esnasında arabasıyla seyir halinde olan şahıs rutin polis güvenlik<br />

kontrolüne girmiş, kolluk birimlerinin araç üzerinde yaptıkları uygulama fiziki takibi sürdüren<br />

görevlilerce kamera çekimi ile kayıt altına alınmış, bu çekimler esnasında şahsın üzerinde<br />

bulunan para görüntülenerek delillendirilmiştir. Ancak soruşturmanın deşifre olmaması için<br />

herhangi bir işlem yapılmamıştır.<br />

Ligin son haftasında 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçı için de<br />

şüphelilerin şike faaliyeti içerisinde bulundukları belirlenmiş, Aziz Yıldırım’ın Mecnun<br />

Otyakmaz üzerinden yaptığı şike girişimlerinin yanı sıra, şüphelilerin Yusuf Turanlı ve Ahmet<br />

Çelebi aracılığıyla futbolcu Korcan Çelikay ve Mehmet Yıldız’a ulaşarak şike girişiminde<br />

bulunacaklarının anlaşılması üzerine şahıslar hakkında 16.05.2011 günü iletişimin tespiti ve<br />

kayda alınması çalışmalarına başlanmıştır.<br />

22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçıyla lig sona ermiş ancak<br />

şüphelilere yönelik operasyon kararı alınmasında yurt dışında bulunan Olgun Peker’in dönüşü<br />

beklenmiş, ayrıca suç örgütünün tüm yönleriyle deşifre edilebilmesi, Lig bitiminden sonra şike<br />

faaliyetlerinin başarıya ulaşması nedeniyle başta şüpheliler Yusuf Turanlı, Abdullah Başak ve Ali<br />

Kıratlı olmak üzere futbolcularla birebir irtibat kuran ve şike faaliyetlerinde etkin olan örgüt<br />

elemanlarına yapılacağı anlaşılan ödemelerin ve şahıslar arasındaki örgütsel ilişkinin deşifresi<br />

için de şüphelilere yönelik operasyon bekletilmiş, süreç yakından takip edilmiş, şüpheli Abdullah<br />

Başak’a şike faaliyetleri karşılığında İlhan Yüksel Ekşioğlu tarafından 04.06.2011 günü Mini-<br />

Cooper marka bir araç satın alındığı, aracın örgüt bağlantısının deşifre olmaması adına üçüncü<br />

bir şahıs adına tescil ettirildiği belirlenmiştir.<br />

Olgun Peker’in 19.06.2011 günü yurtdışından dönüşü sonrasında operasyon için<br />

çalışmalara başlanılmış, gerekli hazırlıklar yapılmış ve 04.07.2011 günü sabahı için operasyon<br />

kararı alınmıştır. Ancak 02.07.2011 günü yapılan teknik takip çalışmalarında; Aziz Yıldırım ve<br />

Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun haklarında soruşturma yürütüldüğünden haberdar olabilecekleri<br />

değerlendirilmiş ve soruşturma bu yönde genişletilmiş, Organize Suçlarla Mücadele Şube<br />

Müdürlüğünde görevli polis memuru Erdem Gökşen’in soruşturma hakkında yakın arkadaşı<br />

Şevki Mustafa Çetinkaya ile üstü örtülü şekilde konuşmalar yaptığı, bu durumu da şahsın Şekip<br />

Mosturoğlu’na iletmesi sonrasında Aziz Yıldırım ve bazı şüphelilerin bir araya gelerek toplantı<br />

yaptıkları ve durumdan şüphelendiklerinin anlaşılması üzerine şahıslar yakın takibe alınmış,<br />

02.07.2011 günü Şekip Mosturoğlu’nun bilgiyi teyit etme amacıyla polis memuru Erdem<br />

Gökşen’e ulaştığı ve şahısla buluştukları belirlenmiş bu yaşanan gelişmeler sonrasında<br />

operasyon 1 gün öne alınarak 03.07.2011 günü gerçekleştirilmiştir. (Polis Memuru Erdam<br />

Gökşen ve Şevki Mustafa Çetinkaya hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından<br />

2011/110924 sayılı soruşturma numarasına kayden soruşturmanın gizliliğini ihlal suçundan işlem<br />

yapılmış ve şahıslar hakkında dava açılmıştır.)<br />

Yürütülen soruşturma kapsamında elde edilen deliller doğrultusunda 03.07.2011 günü<br />

İstanbul başta olmak üzere Ankara, Giresun, Bursa, Antalya, Eskişehir, Sakarya, Sivas, Kocaeli,<br />

Diyarbakır, Mersin, İzmir, Muğla ve Trabzon illerinde eşzamanlı olarak operasyon yapılmıştır.<br />

OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA AMAÇLI<br />

SUÇ ÖRGÜTÜ<br />

1973 yılında Giresun’da doğduğu, 1984 yılında henüz 11 yaşında iş amacıyla<br />

İstanbul'a geldiği, 1990 yılında kafe işletmeciliğine başladığı, 1993 yılında, 20 yaşında, Kocaeli<br />

Gebze’de bir şahsı silahla yaralayarak ilk suçunu işlediği, bu suçtan dolayı 4 ay cezaevinde<br />

36/678


kaldıktan sonra memleketine döndüğü, burada bir süre kaldıktan sonra önce Balıkesir’e,<br />

ardından tekrar İstanbul’a geldiği, silahla yaralama suçundan mahkum olunca yakalanarak 18 ay<br />

cezaevinde yattığı, 1993 yılında; silahlı suç örgütü lideri Sedat Peker ile tanışan şüphelinin bu<br />

tarihten sonra Sedat Peker’le eylem ve fikir birliği içerisinde hareket etmeye başladığı, bu<br />

tarihten sonra anılan suç örgütüne üye olmaktan birçok kez hakkında işlem yapıldığı, 2000<br />

yılında Sedat Peker'in desteğiyle Etiler'de işletme açtığı, aynı dönemde Sedat Peker’in desteği ve<br />

refaransıyla Fenerbahçe Spor Kulübüne üye olduğu ve bir süre Şükrü Saraçoğlu Stadının VİP<br />

tribünü sorumlusu olarak görev yaptığı, bu şekilde futbol camiasına giren şüphelinin 2002<br />

yılında Özcan Üstüntaş’la birlikte Refleks Menajerlik şirketini kurarak futbolcu transferlerinde<br />

aracılık yapmaya başladığı,<br />

Sedat Peker isminin medyada suç örgütü lideri olarak duyulması, şahsın kamuoyunda<br />

en güçlü mafya liderlerinden biri olarak kabul görmesi, şahsın soyadının dahi korku, caydırma<br />

unsuru haline gelmesi nedeniyle; hem bu etki ve güçten faydalanmak, hem de şahısla olan<br />

birlikteliğini kuvvetlendirmek amacıyla; "Aydın" olan soyadını, Akkuş Asliye Ceza Mah.in<br />

2003/177 Esas kararı ile, "Peker" olarak değiştirdiği,<br />

2004 yılında Sedat Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik<br />

gerçekleştirilen “Kelebek” kod adlı operasyon kapsamında gözaltına alındığı, bu dosya<br />

kapsamında yapılan teknik takiplerde, Olgun Peker’in anılan dönemde de soruşturma<br />

dosyamızda tahkikat konusu edilen eylemlere benzer faaliyetlerde bulunduğunun görüldüğü,<br />

Sedat Peker'in yapılan operasyon neticesinde tutuklanarak cezaevine girmesinden<br />

sonra Olgun Peker’in; hem Sedat Peker'in soyadını hem de "Ben Sedat Peker'in manevi<br />

oğluyum." söylemlerini kullanarak zamanla futbol camiası içerisinde sözü geçen bir konuma<br />

geldiği, futbolcu transferlerinde söz sahibi olduğu, neticesinde ise 2008 - 2010 yılları arasında<br />

Futbol 1.Lig takımlarından Giresunspor Kulübünün Başkanlığı’nı yürüttüğü,<br />

Bu faaliyetlerinin yanısıra 2002 yılında Beşiktaş ilçesinde Özcan Üstüntaş’la birlikte<br />

açtıkları Refleks Menajerlik isimli şirket aracılığıyla -Türkiye Futbol Federasyonu nezdinde<br />

menajerlik yapma yetkisi bulunmamasına rağmen- yetkisiz menajerlik yaptığı,<br />

Menajerlik ve kulüp başkanlığı yaptığı bu dönem içerisinde çevresinde topladığı<br />

şahıslarla birlikte futbol müsabakalarının sonuçlarını etkileyebilmek, futbolcu transferlerinden<br />

para kazanabilmek amacıyla suç örgütü yapılanması içine girdiği, belirlenmiştir.<br />

ÖRGÜTÜN YAPISI<br />

Cebir ve tehdit uygulayıp, sindirme, korkutma, yıldırma yöntemlerini kullanarak;<br />

ekonomik çıkar sağlamak amacıyla, nitelikli bir birliktelik içerisinde bulunan, bünyesinde dikey<br />

yapılanma olan ve hiyerarşi bulunduran, eylem, faaliyet ve birliktelikleri süreklilik arzeden, 3<br />

veya daha fazla kişi tarafından kurulan, amaç suçları işlemeye elverişli araç ve gerece sahip<br />

bulunan ve TCK’nın 220.maddesinde tarif edilip müeyyidelenen suç örgütlerinin; haksız<br />

ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş suç örgütleri olarak kabul edildikleri,<br />

Bu suç örgütlerinin genellikle, suçtan elde ettikleri gelirleri aklamak için, devlet<br />

tarafından denetimin zor olduğu ve teknik bilgi ve beceri gerektirmeyen ticari alanları seçtikleri,<br />

örgütlerin işledikleri suçların boyutu ilerledikçe ve bunlardan elde edilen kazançta büyüdükçe;<br />

örgüt liderlerinin, kendilerini, -toplumda bir suç lideri olarak değil de- toplumun faydası için<br />

çalışan insanlar gibi göstermeye özen göstermeye başladıkları, ülkemizde son 15-20 yıllık<br />

süreçte organize suç örgütlerine yönelik yapılan operasyonlar neticesinde suç örgütlerinin bir<br />

kısmının; dünyada ve ülkemizde popülaritesi artan ve hatırı sayılır ölçüde kazanç imkanı da<br />

sağlayan spor aktivitelerine -özellikle de futbol– yöneldikleri, bu alanda oluşan büyük<br />

37/678


sermayenin denetlenmesinin zor olması, sporun ülkeler tarafından teşvik ve takdir edilmesi<br />

nedeniyle vergi alanında sağlanan kolaylıklar, kamuoyunda oluşturduğu etki ve güçle orantılı<br />

olarak bu spor kulüplerine -özellikle futbol alanında faaliyet yürüten kulüplere – yönelik yapılan<br />

denetimlerin sınırlı ve etkiden uzak oluşunun da bir sonucu olarak, suç örgütlerinin buradan pay<br />

alabilmek ve daha rahat faaliyet yürütebilmek amacıyla bu alana yöneldikleri, zaman içerisinde<br />

spor kulüplerinin statlara gelen taraftar çevresinden suç eğilimi bulunan bazı insanların tribün<br />

amigoluğundan suç dünyası içerisine girdikleri, tribün içerisindeki birlikteliklerini ve<br />

samimiyetlerini suç örgütü kurma yönünde kullandıkları,<br />

Sedat Peker liderliğindeki oluşumun bu tür yapılanmalara örnek teşkil ettiği, 2004<br />

yılında Kelebek kod adlı operasyon kapsamında hakkında işlem yapılan Sedat Peker'in; bazı<br />

futbol kulüplerinin başkan ve yöneticileriyle, tribün amigoluğu yaptığı dönemde kurduğu irtibat<br />

ve ilişkileri de kullanarak futbol camiası içerisine girdiği, buradan bazı maçların sonucuna tesir<br />

ederek veya futbolcu transferlerinde etkin rol oynayarak çıkar elde etmeye çalıştığı, yapılan<br />

operasyon öncesinde ve sonrasında Sedat Peker liderliğinde hareket eden Mecnun Odyakmaz<br />

(Sivasspor Kulübü Başkanı) ve Olgun Peker'in (Giresunspor Kulübü Eski Başkanı) futbol<br />

dünyasındaki irtibatlarını kullanarak suç örgütünün açıklarını kapatacak ve bu sektörden rant<br />

edebilecek hale geldikleri, Kelebek operasyonu kapsamında yapılan iletişim tespit çalışmalarında<br />

Olgun Peker'in futbol camiası ile birebir irtibatlı olduğunun ve futbol müsabakalarının<br />

sonuçlarını etkileyebilecek birçok görüşmesinin olduğunun görüldüğü, Olgun Peker'in bu dönem<br />

içerisinde Sedat Peker'in (örgüt üyelerinin tabiriyle “Reis’in”) ismini kullanarak futbol kulüpleri<br />

üzerinde baskı kurmaya, dönem içerisinde hakem atamalarında etkin olmaya çalıştığı,<br />

Kelebek kod adlı operasyonda Sedat Peker'in tutuklanarak cezaevine girmesinin<br />

ardından Olgun Peker’in; Peker isminin toplumda yarattığı baskı ve sindirme gücünü kullanarak,<br />

çevresindeki insanlara "Sedat Peker'in manevi oğluyum" şeklinde söylemlerde bulunarak,<br />

üzerlerinde baskı kurmaya devam ettiği,<br />

Cezaevinde bulunan örgüt lideri Sedat Peker’le irtibat ve koordinasyonu; gerek 2004<br />

yılında Sedat Peker liderliğindeki suç örgütüne yönelik gerçekleştirilen Kelebek operasyonunda,<br />

gerekse 1998 yılında Peker grubu ile birlikte gözaltına alınan, Sedat Peker ile yakın ilişki<br />

içerisinde olan, Sedat Peker’in halen cezaevinde bulunması nedeniyle dışarıyla bağlantısını<br />

sağlayan, soruşturmamız kapsamında şüpheli konumunda bulunan bir çok şahısla irtibatlı olan ve<br />

Sedat Peker’in mesajlarını bu şahıslara ileten, Sedat Peker’e para veya hediye göndermek<br />

isteyen şahıslara aracılık eden örgüt üyesi şüpheli Erkan Korkmaz üzerinden sağladığı,<br />

Suç faaliyetlerini ve burdan elde ettiği gelirleri legalize etmek amacıyla 2002 yılında<br />

Özcan Üstüntaş ile birlikte Beşiktaş ilçesinde kurduğu "Refleks Menajerlik Şirketi" ile;<br />

kontrolünde olan menajerlik şirketleri bünyesindeki şahısları etrafına toplayarak bir suç örgütü<br />

yapılanması içerisine girdiği, menajerlik şirketi bünyesinde bulunan bazı futbolcuları<br />

müsabakalarda kaybetmeleri yönünde tehdit ettirerek, baskı uygulayıp sindirerek, kendi çıkarları<br />

doğrultusunda maçların sonuçlarını etkilemeye çalıştığı, Refleks Menajerlik şirketi aracılığıyla,<br />

örgüt üyesi şüpheli Özcan Üstüntaş’ı sevk edip yönlendirerek Sedat Peker’e yakınlığını ve<br />

şahsın futbol camiası içerisindeki temsilcisi görünümünün getirdiği avantajı da kullanarak yetkisi<br />

olmadığı halde menajerlik faaliyetlerinde bulunmaya başladığı, bir çok ünlü futbolcunun<br />

temsilciliğini (menajerliğini) üstlendiği, Avrupa kulüpleri dahil olmak üzere Türkiye’deki çeşitli<br />

kulüplere menajerlik faaliyetleri yürüttüğü, menajerlik hizmet bedeli adı altında faturalar keserek<br />

kazancını arttırdığı ve bu suretle haksız şekilde yüksek meblağlarda kazanç elde ettiği, bazı spor<br />

kulübü yetkililerinin şahsın menajerlik yapma yetkisinin olmadığını bildikleri halde kendisiyle<br />

ortak hareket ederek şahsa menfaat sağladıkları, Olgun Peker tarafından bu şekilde; Fatih Tekke<br />

ve Hakan Arıkan isimli futbolcuların Beşiktaş Spor Kulübüne, Ali Turan isimli futbolcunun<br />

38/678


Galatasaray Spor Kulübüne, Gökdeniz Karadeniz isimli futbolcunun Fenerbahçe Spor Kulübüne<br />

transferlerinin yapıldığı, elde edilen bu kazançla cezaevinde bulunan Sedat Peker’i finanse<br />

ettiği, menajerlik yaparak futbol dünyasında isim yapmasının da etkisiyle 2008 yılı içerisinde<br />

Giresunspor Kulübüne başkan olduğu,<br />

2008 yılı Aralık ayında Giresunspor Klübünü Süper Lige çıkarma vaadiyle kulüp<br />

başkanı olan örgüt lideri Olgun Peker’in başkanlık yaptığı iki sezon boyunca Giresunspor<br />

kulübünü süper lige çıkaramaması ve Giresunspor kulübünün Bank Asya 1.Liginde ilk 6 sıraya<br />

giremeyerek play oflara kalamaması sonucunda 2010 yılı Mayıs ayında kulübü kongreye<br />

götürmek zorunda kaldığı ve görevinden ayrıldığı, Giresunspor kulübü üzerindeki etkisini<br />

kaybetmek istemeyen Olgun Peker’in kongrede örgüt üyesi şüphelilerden Hakan Karaahmet’i<br />

desteklediği, kongrede çıkan olaylar sebebiyle adaylardan Ferhat Abidinoğlu’nun adaylıktan<br />

çekilmesi üzerine kongreyi 6-7 oy farkla başkan adaylarından Osman Çırak kazandığı, Osman<br />

Çırak’ın başkanlığı döneminde kulübü mali yönden kontrol ve denetim altında tutmaya çalıştığı,<br />

bununda bir sonucu olarak Giresunspor futbol takımının Bank Asya birinci liginde alt sıralarda<br />

kaldığı ve düşme riskininin bulunduğu, bunun üzerine taraftar ve yerel medya tarafından istifa<br />

etmesi yönünde baskıların geldiği, baskılara dayanamayan Osman Çırak’ın kulübü kongreye<br />

götürdüğü, bu seçimde de Olgun Peker’in Giresunspor klübü üzerindeki etkinliğini kaybetmeme<br />

adına büyük çaba sarfettiği, kulüp başkanlığı seçiminde; adamı olan ve kendisiyle eylem ve fikir<br />

birliği içerisinde hareket eden örgüt üyesi şüpheli Ömer Ülkü’yü desteklediği, şahsın kongrede<br />

başkanlığı kazandığı,<br />

Olgun Peker ve Ömer Ülkü’nün bu süreçte Giresunsporu kontrollerinde tutmak<br />

amacıyla aşırı çaba sarfettikleri, kulüpten alacakları olduğu için kulübü federasyona şikayet eden<br />

futbolcular üzerinde baskı oluşturarak alacaklarından vazgeçirmeye çalıştıkları, bu alacaklar<br />

nedeniyle TFF tarafından transfer tahtası kapatılan Giresunspor kulübünün transfer tahtasını<br />

açarak bazı transferler yapabilme ve bu amaçla küme düşmesini önleme adına federasyon<br />

nezdinde yoğun çaba sarfettikleri, bu süreçte kulüpten alacaklı olan futbolculardan<br />

alacaklarından vazgeçmeleri, yahut alacaklı olmadıklarına dair belge vermeleri için bu<br />

futbolculara aşırı baskı uyguladıkları, bazılarını tehdit ettikleri, bu şekilde bazı futbolcuları ikna<br />

ettikleri yine Giresunspor’u 1. Lig’de tutabilme adına Ömer Ülkü’nün, Olgun Peker’in bilgi ve<br />

gözetiminde oynanacak müsabakalar öncesinde şike faaliyetlerinde bulunduğu, örgüt üyesi<br />

şüphelilerden Coşkun Çalık ile Serdar Berkin’in bu süreçte Ömer Ülkü’ye yardım ettikleri, aktif<br />

şekilde şike faaliyetlerinde bulundukları,<br />

Örgüt üyesi şüphelilerden Coşkun Çalık’ın kulüpte danışmanlık yaptığı, Selim<br />

Kımıl’ın kulübe araç kiraladığı, yine örgüt üyesi şüphelilere bu dönemde ücretsiz toplu halde<br />

bilet verilmek suretiyle kazanç elde etmelerinin sağlandığı, bu surette örgüt üyesi şüphelilerin<br />

maddi yönden kulüp üzerinden desteklendikleri ayrıca Giresun Spor Kulübü defterleri üzerinde<br />

yapılan usulsüzlüklerle örgüte para aktarıldığı,<br />

Olgun Peker’in gerek Giresun Spor Kulüp Başkanlığı yaptığı dönemde gerekse<br />

bıraktıktan sonra; Giresunspor camiası üzerindeki gücünü koruma ve çıkar elde etme<br />

düşüncesiyle taraftar grupları üzerindeki baskı ve etkisini arttırdığı, bu amaçla; örgütte yönetici<br />

konumunda olan şüpheli Hakan Karaahmet’in; sevk edip yönlendirdiği, taraftarlar arasında suça<br />

yatkın kişilik ve kimlikleriyle bilinen ve Deli Adil'in oğulları olarak tanınan Selim Kımıl, Evren<br />

Kımıl, Hırçın Kımıl kardeşlerle, taraftar grubu lideri Özden Tütüncü’yü, Abdullah Eker’i, Samet<br />

Erdemir’i, Abdullah Karakuz’u, Aykut Aydın’ı, Coşkun Çalık’ı ve Fatih Sandal’ı, yanına çekip<br />

denetimine aldığı, bu şahısları sevk edip yönlendirerek; kulüpte yaptığı usulsüzleri araştırmak<br />

isteyenleri, istediği gibi oynamayan, alacaklarını zamanında alamadıkları için kulübü<br />

39/678


federasyona şikâyet etmek isteyen futbolcuları, rakiplerini; tehdit ettirip yıldırdığı, bazılarına<br />

zorla senetler imzalattığı,<br />

Deşifre olmama, faaliyetlerini sorunsuz şekilde devam ettirebilme, eylemlerini<br />

gizleyebilme adına basını yönlendiren, basın yayın kuruluşlarını kendi menfaatleri doğrultusunda<br />

kullanmaya ve lehe haber yaptırmaya çalışan Olgun Peker liderliğindeki suç örgütünün, yerel<br />

medyayı kullanarak taraftarları yönlendirmek ve etkinliğini sürdürmek amacıyla Giresun<br />

genelinde yayın yapan basın yayın kuruluşları üzerinde hakimiyet kurduğu, medya içerisinde<br />

Hakan Karaahmet (Giresun Öncü Gazetesi Kurucu Ortağı) aracılığıyla örgütlendiği, gerek bu<br />

şahsı gerekse Candemir Sarı (Giresun Öncü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni), Mesut Erdoğan<br />

(Giresun Ekspres Gazetesi Spor Yönetmeni), Murat Yakarışık (Giresun Öncü Gazetesi Kurucu<br />

Ortağı) ve Adil Şahin (TV 28 isimli internet televizyonu kurucusu) gibi yerel medya<br />

mensuplarını talimatlarla yönlendirerek kulüp taraftarını istediği şekilde etkilediği, rakip<br />

gördüğü insanları yıldırdığı, örgüt üyesi olmayan bu şüphelilerin; Olgun Peker ve arkadaşlarının<br />

örgütsel ilişkilerini, örgüt üyesi sıfat ve kimliklerini bilerek kendileriyle irtibat kurup kendilerine<br />

yardım ettikleri, şahsın talimatlarına uygun şekilde örgüt propagandası yaptıkları, örgüt içindeki<br />

hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyere yardım ettikleri,<br />

Olgun Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütünün; ülke genelinde bilinen ve<br />

faaliyet yürüten büyük çaplı diğer suç örgütlerinde olduğu gibi üst düzey kamu yöneticileriyle<br />

ilişki ve irtibat kurmaya özen gösterdiği, bazı kamu görevlileriyle menfaat ilişkisi içerisinde<br />

olduğu, bu şekilde hem eylem kapasitesini arttırdığı, hem örgüte ya da mensuplarına yönelik adli<br />

ve kolluk birimleri tarafından yapılabilecek olası adli işlemleri önceden haber alma veya<br />

örgütün kamudan daha rahat rant elde edebilmesini amaçladığı,<br />

Örgütün; varlığını devam ettirebilmek, eylem sürekliliğini sağlayabilmek ve örgüt<br />

üyelerinin süreklilik gösteren bireysel ekonomik ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla, örgüt<br />

içerisinde, kolluk kuvvetlerinin kendilerine karşı yapabileceği teknik takip, fiziki takip, iletişim<br />

tespit ve kayıt altına alma çalışmalarına karşı duyarlı ve tedbirli davrandıkları, kendi aralarında<br />

yaptıkları görüşme ve konuşmalarda gizliliğe riayet ettikleri, olası teknik takiplerden kurtulmak<br />

amacıyla suç içerikli görüşmelerini telefonda yapmamaya özen gösterdikleri, önemli<br />

görüşmeleri yüzyüze yaptıkları, zorunlu hallerde önceden kendi aralarında belirledikleri şifreli<br />

kelimeleri kullanarak konuştukları, cep telefonlarıyla görüşmek yerine bulundukları yerde sabit<br />

telefon araştırarak o hat üzerinden görüştükleri,<br />

Olgun Peker’in, uzun yıllar Sedat Peker liderliğindeki suç örgütü bünyesinde<br />

bulunmasından dolayı ülke içerisinde bulunan birçok silahlı suç örgütü yöneticisi ve lideriyle de<br />

tanışıklığının ve irtibatının olduğu, yaptıkları işlerin doğası gereği, suç örgütlerinin; varlıklarını,<br />

etkilerini ve güçlerini devam ettirebilmek amacıyla diğer suç örgütleriyle herdaim irtibat halinde<br />

oldukları, ortak hasımlara karşı birlikte hareket ettikleri, bazen karşılıklı güç gösterisinde<br />

bulundukları, gruplar arasındaki husumetlerde uzlaştırıcı-barıştırıcı olmaya özen gösterdikleri,<br />

bu şekilde konumlarını güçlendirip pekiştirdikleri, suç örgütü lider ve yöneticilerinin özellikle<br />

cenaze, düğün vb. gibi insanların bir araya geldikleri etkinliklerde boy göstermeyi ve gövde<br />

gösterisi yapmayı tercih ettikleri bilinmekte olup, Olgun Peker’in de, bu noktada tipik bir mafya<br />

lideri gibi hareket ettiği açıkça görülmüştür.<br />

SİLAHLI SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERİ SEDAT PEKER'LE İLİŞKİLERİ<br />

Türkiye’nin en etkin ve en güçlü suç örgütlerinin başında gelen Sedat Peker<br />

liderliğindeki oluşumun; örgüt liderinin tutuklanıp cezaevine girmesinden sonra da devamlılığını<br />

ve sürekliliğini koruduğu, suç örgütü lider ve üyelerinin cezaevine girmesi üzerine örgütün<br />

40/678


liderliğine/yöneticiliğine lidere yakınlığı ve bağlılığıyla bilinen Olgun Peker’in geçtiği, gerek<br />

Sedat Peker’le irtibatlı olup dışarıda bulunan gerekse çevresinde topladığı şahıslarla birlikte suç<br />

örgütünü tekrar canlandırıp örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, devam eden süreçte cezaevinde<br />

bulunanların, şahsi ve aile fertlerinin ihtiyaçlarının Olgun Peker başta olmak üzere dışarıda kalan<br />

örgüt üyeleri ve yöneticileri tarafından karşılandığı, her ne kadar liderin cezaevine girmesiyle<br />

örgüt güç kaybetmiş olsa da, örgütün varlığını devam ettirmek için Olgun Peker’in denetim ve<br />

kontrolündeki örgüt üyelerinin suç işlemeye devam ettikleri, bu şekilde hem maddi<br />

gereksinimlerin karşılandığı hem de örgütün bitmediği/tükenmediği algısının oluşturulduğu,<br />

Sedat Peker ile arasındaki suç birlikteliği, duyduğu bağlılık ve yakınlık, Olgun<br />

Peker'in; Sedat Peker'in suç örgütünü yönetirken kullandığı yöntem ve sistemi kendi kurduğu suç<br />

örgütünde de uygulamasına yol açtığı, şahsın örgüt içinde otoriteyi tek başına kendi elinde<br />

bulundurduğu, örgüt yönetici ve üyelerinin Olgun Peker'in talimatları ile hareket ettikleri,<br />

kendisine suç örgütü üyeleri tarafından Sedat Peker’e hitap edildiği gibi "Başkan, Reis" şeklinde<br />

-liderliğine ve yöneticiliğine sürekli vurgu yapılmak suretiyle- hitap edildiği, eylemlerin çoğuna<br />

doğrudan iştirak etmeyerek yöneticilere verdiği talimatlarla örgütü yönettiği, suç örgütünün<br />

devamlılığını sağlamak ve elde edilen kazancı sürekli hale getirebilmek amacıyla yönetici ve<br />

üyeleri sürekli olarak kontrol altında tuttuğu, Sedat Peker cezaevine girmeden önce başladığı<br />

futbolcu menajerliğine şahıs cezaevine girdikten sonra da devam ettiği, anlaşılmıştır.<br />

Sedat Peker’le dışardakilerin irtibatını ve iletişimini sağlayan örgüt üyesi Erkan<br />

Korkmaz’ın; Olgun Peker başta olmak üzere, Mecnun Odyakmaz, Bülent Uygun, Ahmet Çelebi,<br />

Ali Kıratlı ve Yusuf Turanlı isimli şüphelilerle Sedat Peker’in bağlantısını da sağladığı<br />

belirlenmiştir.<br />

Olgun Peker'in Sedat Peker'e gönderdiği mektuplara yer verilmiştir. Suretlerine yer<br />

verilen mektupların içeriğinden de anlaşılacağı gibi Olgun Peker'in Sedat Peker'e devamlı<br />

surette "baba" diye hitap ettiği, kendini "oğlunuz" şeklinde takdim ettiği ve bu şekilde saygısını<br />

ve bağlılığını ortaya koyduğu görülmüştür.<br />

C- Olgun Peker'in cezaevinde bulunan Sedat Peker'e maddi yardımda<br />

bulunması<br />

Olgun Peker’in 2011 yılı şubat ayı içerisinde 20.000 tl civarinda parayı Erkan<br />

Korkmaz aracılığıyla cezaevinde bulunan Sedat Peker'e gönderdiği belirlenmiş olup, buna ilişkin<br />

iletişim tespit tutanaklarına yer verilmiştir.<br />

OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA AMAÇLI<br />

SİLAHLI SUÇ ÖRGÜTÜNÜN CEBİR / TEHDİT İÇEREN EYLEMLERİ<br />

1- 12.05.2011 GÜNÜ GECELEYİN, GİRESUN’DA ORTA KAHVE İSİMLİ<br />

İŞYERİNDE GERÇEKLEŞEN “MALA ZARAR VERME VE KONUT<br />

DOKUNULMAZLIĞINI İHLAL” EYLEMİ<br />

Şüpheli Hakan Karaahmet’in talimat ve yönlendirmeleriyle hareket eden örgüt üyesi<br />

şüpheliler Evren Kımıl, Abdullah Eker ve Samet Erdemir’in; müşteki Vasfi Yolasığmaz’a ait<br />

Orta Kahve isimli işyerine, 12.05.2011 günü geceleyin alkollü şekilde geldikleri, yemek yeme<br />

bahanesiyle huzursuzluk çıkarıp işyeri çalışanlarıyla tartıştıkları, ardından işyerini dağıtıp,<br />

camları, işyeri içerisinde bulunan cam, tabak, bardak türünden eşyaları kırarak zarar verdikleri,<br />

işyeri çalışanı Yakup Aydın’ı basit şekilde darp ettikleri (şahsın şikayetçi olmaması nedeniyle<br />

kasten yaralama suçundan sevk maddeleri tanzim edilmemiştir.), faillerin suçüstünün devamında<br />

yakalandıkları belirlenmiştir. Eylemin; şüpheli Selim Kımıl’ın azmettirmesiyle, planlı ve<br />

organize şekilde, haraç alma öncesi, baskı ve tehdit uygulayarak güç gösterisinde bulunup<br />

korkutma amaçlı icra edildiği anlaşılmıştir.<br />

41/678


Giresun Cumhuriyet Başsavcılığınca eyleme ilişkin 2011/2450 sırasına kayden<br />

yürütülen soruşturma evrakı, soruşturma dosyamız kapsamında elde edilen yeni bilgiler ışığında<br />

tekrar soruşturmaya kaydedilip getirtilerek, soruşturma dosyamızla birleştirilmiştir.<br />

2- 10.12.2010 GÜNÜ ALPER BÜFE İSİMLİ İŞYERİNE ZARAR VERME<br />

EYLEMİ<br />

Giresun’da faaliyet gösteren Alper Büfe isimli işyerinin sahibi Yakup Bekdemir’e<br />

gözdağı vermek amacıyla; Abdullah Karakuz’un Selim Kımıl’ı aradığı ve talimat verdiği, Selim<br />

Kımıl’ın da 10.12.2010 günü Alper Büfe isimli işyerine Hırçın Kımıl ve Samet Erdemir’i 28 AU<br />

261 plakalı Dodge marka kamyonetle gönderdiği, işyerine planlı ve organize şekilde eylem<br />

yapma amaçlı gelen şüphelilerin; Alper Büfe’nin sahibi Yakup Bekdemir’le tartıştıkları, Yakup<br />

Bekdemir’in şüphelileri işyerinden dışarıya çıkardığı, Samet Erdemir’in dışarıda bulunan<br />

kamyoneti alarak Alper Büfeye çarparak zarar verdiği,<br />

Olaydan sonra, Hırçın Kımıl ve Samet Erdemir’in olay yerinden uzaklaştıkları, 28 AU<br />

261 plakalı aracı olay yerinden uzak bir yere park ettikleri, olayı öğrenen Selim Kımıl’ın da<br />

ardından Alper Büfe’ye giderek 2.kez olay çıkardığı ancak olay yerine gelen polisler tarafından<br />

yakalandığı ve hastaneye götürüldüğü, bunun üzerine Samet Erdemir ve Hırçın Kımıl’ın da<br />

hastaneyi giderek teslim oldukları,<br />

Hırçın Kımıl’ın olay sonrası yaptığı bir görüşmede “...onun dükkanına girdim, sonra<br />

gittim paşanınkine girdim” diyerek olayı gerçekleştirdiğini ve olayı Selim Kımıl’ın azmettirmesi<br />

ile yaptığını “bana vurdu git bul dedi, bende gittim böyle yaptım” şeklinde sözlerle itiraf ettiği,<br />

Olaydan sonra örgüt yöneticisi Hakan Karaahmet’in konu hakkında bilgi aldığı,<br />

alınacak darp ve cebir raporu için Giresun Devlet Hastanesinde Başhekim olarak çalışan bir<br />

doktorla irtibata geçtiği, ardından şüphelilerin serbest bırakılması için Giresun adliyesinde<br />

görevli bir savcıyla irtibat kurduğu,<br />

İşyerine zarar verilmesi eylemini; şüpheli Hakan Karaahmet’in talimat ve<br />

yönlendirmeleriyle hareket eden şüpheliler Abdullah Karakuz ve Selim Kımıl’ın<br />

azmettirmesiyle, şüpheliler Hırçın Kımıl ve Samet Erdemir’in gerçekleştirdikleri, bu eylemin<br />

müştekiye gözdağı vermek amacıyla örgüt üyeleri tarafından icra edildiği belirlenmiş olup bu<br />

nedenle şüpheliler hakkında tehdit suçundan da sevk maddeleri tanzim edilmiştir.<br />

Giresun Cumhuriyet Başsavcılığınca eyleme ilişkin 2010/6329 sırasına kayden<br />

yürütülen soruşturmada; 08.02.2011 günü hazırlanan iddianamede; şüpheli Hırçın Kımıl<br />

hakkında mala zarar vermek suçundan kamu davası açılmış, Samet Erdemir hakkında ise Ek<br />

Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmiş olup, soruşturma dosyamız kapsamında elde<br />

edilen deliller ışığında anılan dosyanın kovuşturma evresinde getirtilerek dosyamızla<br />

birleştirilmesi ve şahısların bu eylemden ötürü tekrar yargılanmalarının gerektiği<br />

değerlendirilmektedir. Ayrıca eylemi gerçekleştiren tüm şüpheliler hakkında olay tarihinde işlem<br />

yapılmamış olması nedeniyle bu eylemden ötürü şüpheliler hakkında sevk maddeleri tanzim<br />

edilmiştir.<br />

3- 25.06.2009 GÜNÜ GİRESUN'DA, GİRESUN FM RADYO BÜROSUNA<br />

GİRİLEREK MUSTAFA CİCİ VE HAKAN AKBAŞ’IN TEHDİT EDİLİP<br />

DÖVÜLMELERİ VE İŞYERİNE ZARAR VERİLMESİ EYLEMİ (Kl:67, Dizi:206-304<br />

arası)<br />

Giresun’da yayın yapan Giresun FM isimli radyonun müdürü Mustafa Cici ve radyo<br />

sahibi Hakan Akbaş'ın Giresun’da yapılan fuar organizasyonunun ve Giresunsporun başarısızlığı<br />

42/678


hakkında yazdıkları yazıların ve bu konu hakkında yaptıkları yayınların örgüt üyelerini rahatsız<br />

ettiği,<br />

Örgüt üyeleri Selim Kımıl ve taraftar grubu lideri Özden Tütüncü'nün Giresun FM<br />

isimli radyoya giderek Mustafa Cici ile görüşme yaptıkları ve şahsı bu tür yazılar yazmaması ve<br />

yayınlar yapmaması konusunda uyarıp tehdit ettikleri, Mustafa Cici'nin bu durumu<br />

kabullenmediği, Selim Kımıl'ın Özden Tütüncü ile birlikte radyodan ayrıldığı, şahısların<br />

radyodan ayrılmalarından bir müddet sonra Selim Kımıl'ın kardeşi Evren Kımıl’ın, yanında<br />

Samet Erdemir ve Aykut Aydın ile birlikte Giresun FM isimli radyoya tekrar gittiği, şahısların<br />

Mustafa Cici ile özel görüşmek istediklerini bahane ederek, Avukat Yavuz Akbulut, gazeteci<br />

Gülcan Şahin ve DP İlçe Başkanı Miktat Kaya'nın dışarı çıkmalarını istedikleri, tanıkların<br />

görüşmenin ses kayıt cihazı ile kayıt altına alınması koşulu ile odadan çıkmaları üzerine, Evren<br />

Kımıl ve yanındaki şahısların oda kapısını kapatarak içeride bulunan Mustafa Cici ve Hakan<br />

Akbaş’ı darp etmeye başladıkları, odada bulunan bilgisayar ve sandalyeleri yere fırlattıkları,<br />

tanık şahısların odaya girmeleri üzerine şahısların olay yerinden kaçtıkları,<br />

Mustafa Cici ve Hakan Akbaş’ın Giresunspor'un Olgun Peker döneminde başarısız<br />

olduğu ve fuar organizasyonlarının etkisiz kaldığı yönünde yazılar yazıp, yayınlar yapmaları<br />

sebebiyle tehdit ve darp edildiği, olayı Olgun Peker ve Hakan Karaahmet'in azmettirmesi sonucu<br />

Selim Kımıl, Özden Tütüncü, Evren Kımıl, Samet Erdemir ve Aykut Aydın isimli şahısların<br />

gerçekleştirdiği, anlaşılmıştır.<br />

Giresun Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin 2009/2838 sırasına kayden yürütülen<br />

ve takipsizlik kararı verilen soruşturma evrakı, soruşturma dosyamız kapsamında elde edilen<br />

yeni bilgiler ışığında tekrar soruşturmaya kaydedilip getirtilerek soruşturma dosyamızla<br />

birleştirilmiştir.<br />

4- 25.12.2010 GÜNÜ SUÇ ÖRGÜTLERİNİN MENFAAT ÇATIŞMASI SONUCU<br />

ÖMER ÜLKÜ’NÜN İŞYERİNİN BASILMASI VE DARP EDİLMESİ EYLEMİ<br />

Giresunspor Klübü başkanlık seçimine katılmayan örgüt lideri Olgun Peker’in; verdiği<br />

her talimatı yerine getiren Ömer Ülkü’yü destekleyerek bu şahsın kazanmasında etkin rol aldığı,<br />

Olgun’un H.A.ile yaptığı görüşmede “Ömer Ülkü’nün yanında olacaksınız” diyerek desteğini<br />

açıktan beyan ettiği, Ömer’in ise seçimi kazandıktan hemen sonra Olgun Peker’i arayıp “bir<br />

emrin var mı” diye sorarak bağlılığını gösterdiği, Olgun Peker’in Giresunspor’un başına teknik<br />

direktör olarak Levent Eriş’i getirmek istediği, bu yönde Ömer Ülkü’ye talimat verdiği ve<br />

devamında Levent Eriş’in Giresunspor’a teknik direktör olabilmesi için yönetimden karar<br />

çıkartıldığı anlaşılmıştır.<br />

Çıkar amaçlı silahlı örgüt liderlerinden Kürşad Yılmaz’ın oğlu Alparslan Yılmaz ve<br />

kendisiyle irtibatlı Battal Gazi Özdemir’in de Giresunspor yönetiminde yer aldıkları, bu<br />

şahısların takımın başında teknik direktör olarak Bahri Kaya’yı istedikleri ayrıca Ömer Ülkü’nün<br />

sürekli Olgun Peker’in talimatları doğrultusunda hareket etmesinden rahatsızlık duydukları,<br />

Giresunspor Klübünün yönetiminin bu şekilde kamuoyunda Sedat Peker ve Kürşad Yılmaz<br />

isimleriyle bilinen suç örgütlerinin rant merkezi haline geldiği ve bundan dolayı her 2 suç örgütü<br />

arasında menfaat çatışmasının başladığı,<br />

Bu anlaşmazlıklardan kaynaklı olarak Giresunspor Klübü Başkanı Ömer Ülkü’nün<br />

25.12.2010 günü Beyoğlu’nda bulunan işyerinde darp edildiği, olay sonrası Olgun Peker’i<br />

arayan Ömer Ülkü’nün “Olgun Peker’in adamı olduğumuz için bizi dövdüler...(Battal Gazi<br />

Özdemir) Battal Hoca ile (Kürşad Yılmaz) Kürşat’ın oğlu geldi, sen dediler Olgun ile hareket<br />

ediyorsun, sen dediler bize yanlış yaptın dediler, onlar çıktı arkadan 2 kişi daha geldi Ömer Ülkü<br />

43/678


sen misin dediler başladılar bana çalmaya”, diyerek Olgun Peker’e olan bağlılığını ortaya koyup,<br />

eylemin sebebini ve olayın azmettiricilerinin Alparslan Yılmaz ve Battal Gazi Özdemir olduğunu<br />

beyan ettiği,<br />

Ömer Ülkü’nün kollukta ise bu konulardan bahsetmediği, olayın çözümü için örgüt<br />

lideri Olgun Peker’e başvurarak problemin suç örgütleri arasında çözülmesini istediği,<br />

Yapılan görüşmenin akabinde Olgun’un Nizamettin Kılıç’a Alparslan Yılmaz’a<br />

ulaşması yönünde talimat verdiği ve Alparslan ile 25.12.2010 günü “Legacy Ottoman” isimli<br />

otelde görüşme yaptığı fakat görüşmede olumlu sonuç alınamadığı, ertesi gün Olgun’un; Ömer<br />

Ülkü’yü arayıp “senin her türlü yanındayım, kimse senin yanına yaklaşamaz,...olan varsa<br />

yaklaşsın bu saatten sonra” diyerek desteğini verdiği, ardından Giresun Express Gazetesi Spor<br />

Yönetmeni Mesut Erdoğan’ı arayarak Ömer Ülkü’nün darp edilmesiyle ilgili haber yapmasını<br />

isteyerek örgütün medya yapılanmasını da faaliyete geçirdiği,<br />

“Peker” ve “Yılmaz” grubu olarak da bilinen suç örgütleri arasındaki menfaat<br />

çatışmasından doğan gerginliğin tırmanması üzerine cezaevinde bulunan örgüt liderlerinin de<br />

konuya müdahil oldukları, Kürşad Yılmaz grubu yöneticisi olmaktan hala Kastamonu<br />

Cezaevinde bulunan Ehat Akyol’un Olgun Peker’i arayarak “Alparslan’ı da çağırttırdım ben dün<br />

Alparslan’da geldi bana (Kürşat Yılmaz’ı kastederek) Kirve haber gönderiyor Tekirdağ’dan<br />

ikinizin de cahillikleri var ben mevzuları dinledim bizim için önemli olan senin sorumlu olduğun<br />

(Sedat Peker’i kastederek) abin benim de kirvem” diyerek olayların büyümeden yatışmasını<br />

istediği, (Ehat Akyol’un 07.12.2010 günü Kastamonu Devlet Hastanesine yatış yaptığı,<br />

03.01.2011 günü cezaevine döndüğü, Olgun Peker ile görüşme yaptığı tarihte hastanede olduğu<br />

tespit edilmiştir).<br />

Battal Gazi Özdemir’in Ömer Ülkü’yü arayarak ”(Alparslan Yılmaz’ı kastederek) o<br />

arkadaşın konumunu biraz erteleyelim yumuşatalım halledeceğim ben (Alparslan’ın babası<br />

Kürşad Yılmaz’ı kastederek) babasıyla da görüştüm” dediği, darp olayından yaklaşık bir hafta<br />

sonra Alparslan Yılmaz’ın bir şahısla yaptığı görüşmede “İstanbul’dan çıkarken ufak tefek bir<br />

şeyler yaptım da (25.12.2010 tarihini kastediyor) cumartesi gecesi ne yaptığımı sorarsan o söyler<br />

sana” diyerek Ömer Ülkü’ye karşı gerçekleştirilen eylemden bahsettiği,<br />

Olgun Peker’in eylem sonrası süreçte Sedat Peker grubuna üye olmaktan suç kaydı<br />

bulunan Ali Dinçer Çolak, Metin Süs ve Barış Salman gibi isimlerle görüşmesini sıklaştırdığı,<br />

Sonuç olarak; suç örgütlerinin menfaat çatışmasından dolayı meydana gelen Ömer<br />

Ülkü’nün darp edilme olayını Alparslan Yılmaz ve Battal Gazi Özdemir’in azmettirdikleri, Ömer<br />

Ülkü’nün konunun suç örgütleri arasında yapılacak anlaşma ile çözülmesini istediği, Olgun<br />

Peker’in bu maksatla devreye girdiği; müşteki beyanı, 17.01.2011 günü Beyoğlu Asayiş Büro<br />

Amirliği görevlilerince tanzim edilen cd çözümleme ve teşhis tutanağı, Kastamonu E Tipi Kapalı<br />

Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 2011/2198 sayılı 23.02.2011 tarihli yazısı ve iletişim tespit<br />

tutanakları içeriklerinden belirlenmiş, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığınca 2011/1580<br />

soruşturma numarasıyla yürütülen soruşturmaya ilişkin evrak; eylemin suç örgütü tarafından<br />

değil, aksine suç örgütüne karşı gerçekleşen bir eylem olması nedeniyle soruşturma dosyamıza<br />

dahil edilmemiş, ancak suç örgütünün yapısı, diğer suç örgütleriyle yaşadığı çatışmalar,<br />

şüpheliler arasındaki örgütsel ilişki ve irtibatları göstermesi açısından burada eylemden kısaca<br />

bahsedilmiştir.<br />

SUÇ ÖRGÜTLERİ ARASINDA MENFAAT ÇATIŞMASINI GÖSTERİR<br />

MEKTUP<br />

Olay sonrası şüpheli Olgun Peker tarafından; suç örgütü lideri Kürşat Yılmaz’ın oğlu<br />

Alparslan Yılmaz’a gönderilen ve şüpheli Coşkun Çalık’ta bulunan mektup avukatı tarafından<br />

44/678


04.07.2011 günü kolluk görevlilerine teslim edilmiş, (Şüpheli Coşkun Çalık kolluk ifadesinde,<br />

bahse konu mektubun kendisinde bulunmasının sebebini; “Bu mektubu bana Ömer Ülkü zarf<br />

içerisinde verdi ve bana al bu sende dursun ben senden alırım dedi, bende mektubu kapalı zarf<br />

içinde aldım, ancak içini açmadım ne yazdığını da bilmiyorum” şeklinde açıklamıştır.) taraflar<br />

arasındaki ilişkiyi ve husumeti göstermesi açısından mektubun bir suretine yer verilmiştir.<br />

5- TEKNİK DİREKTÖR BAHRİ KAYA’NIN TAKIMDAN AYRILMASI İÇİN<br />

TEHDİT EDİLMESİ EYLEMİ<br />

Giresunspor klübünde 14.01.2011 günü yapılan kongrede, örgüt lideri Olgun Peker’in<br />

de desteğini alan Ömer Ülkü’nün başkanlığı kazandığı, Olgun Peker’in klüpte teknik direktörlük<br />

görevini yürüten Bahri Kaya’nın yerine Boluspor’da görev yapan Levent Eriş’i getirmek istediği<br />

ve bu doğrultuda Giresunspor Basın Sözcüsü Fatih Sandal’ı arayarak “Bu hocayı gönderin gitsin<br />

kardeşim” diye talimat verdiği, Bahri Kaya’nın tazminat bedelinin 500.000 TL. olması nedeniyle<br />

istifa etmesi için kendisine baskı yapıldığı, buna ilişkin iletişim tespit tutanaklarına yer verildiği<br />

görülmüştür.<br />

6-MENAJER FARUK GÜLER’İN ALACAĞINI TALEP ETMESİ NEDENİYLE<br />

TEHDİT EDİLMESİ EYLEMİ<br />

Örgüt lideri Olgun Peker’in; Giresunspor transfer tahtasının açılabilmesi için, alacaklı<br />

olarak Futbol Federasyonuna başvuran sporcu ve menajerleri, alacaklarından vazgeçmeleri için<br />

faaliyetlerde bulunduğu, bu menajerlerden birinin de Giresunspor’da oynayan birçok<br />

futbolcunun menajerlik faaliyetlerini yürüten Faruk Güler olduğu, süreçte; Olgun Peker’in<br />

Özcan Üstüntaş’a “Faruk şerefsizini dün aradık, o çocuğa söyle şansını fazla zorlamasın” diyerek<br />

Faruk’u tehdit etmesi için talimatı verdiği, ardından Giresun Express Gazetesi Spor Yönetmeni<br />

Mesut Erdoğan’a Faruk Güler hakkında olumsuz haber yapması için talimat vererek şahsın<br />

futbol kamuoyundaki prestijini zedelemeye çalıştığı, Antalya’da bir otel lobisinde<br />

karşılaştıklarında “Dua et buradasın yoksa canını alırdım” diyerek bizzat tehdit ettiği,<br />

anlaşılmıştır.<br />

OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA AMAÇLI<br />

SİLAHLI SUÇ ÖRGÜTÜNÜN ŞİKE EYLEMLERİ<br />

1- 04.04.2011 GÜNÜ OYNANAN DİYARBAKIR-GİRESUNSPOR FUTBOL<br />

MAÇINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

Bankasya 1. Lig takımlarından Giresunspor’un ligin 27 haftasında 25 puanla küme<br />

düşme hattında bulunduğu, Diyarbakırspor’un 10 puanla lig sonuncusu olduğu ve kümede<br />

kalabilme ihtimalinin düşük olduğu,<br />

Olgun Peker liderliğindeki suç örgütü yöneticilerinden Giresunspor Başkanı Ömer<br />

Ülkü’nün Bankasya 1.Lig 2010-2011 sezonunda takımının ligde kalabilmesi için örgüt üyeleriyle<br />

birlikte şike faaliyeti içerisinde bulunduğu, bu bağlamda; 04.04.2011 günü oynanan Diyarbakır-<br />

Giresun futbol müsabakası öncesi Ömer’in Levent Eriş’e Diyarbakır’da oynayan Giresunspor’un<br />

eski oyuncularından Kürşat Ergun Aydın’la görüşmesini istediği, Levent’in; “Sen rahat ol”<br />

şeklinde cevap verdiği,<br />

Maça 1 hafta kala Ömer’in Serdar Berkin ile yoğun bir görüşme trafiğine girdiği,<br />

Serdar’a “Diyarbakır var şimdi, o çocukla görüştün mü sen, sıkıntı yaratmasın bize” demesi<br />

üzerine Serdar’ın: “Ben onunla devamlı görüşüyorum abi” diyerek sorun olmadığını söylediği,<br />

görüşmeden birkaç gün sonra Serdar’ı tekrar arayıp “Diyarbakır tamam değil mi?” diyerek<br />

Diyarbakırspor maçını çözüp çözmediğini sorduğu, Serdar’ın çözüldüğünü kastederek “evet<br />

abi”,şeklinde cevap verdiği, devamında Ömer’in Diyarbakırspor kalecisini kastederek “kaleciyle<br />

45/678


de görüştün mü?” diye sorması üzerine Serdar’ın akşam görüşeceğini söylediği, maça 1 gün kala<br />

tekrar arayarak; “Bi gelişme var mı bizim işlerden” diye sorduğu, Serdar’ın Giresunspor’un maçı<br />

kazanacağını ima ederek “Abi hayırlısıyla her şey iyi biter”, dediği,<br />

Maç günü Ömer’in Giresunspor Transfer Komitesi Başkanı Hüseyin Adanur ile yaptığı<br />

görüşmede Diyarbakırspor eski Başkanı Abdurrahman Yakut ile görüşme yaptığını ve kendi<br />

lehlerine maçın sonuçlanacağı konusunda herhangi bir problemin olmadığını söylediği, maça<br />

saatler kala Ömer Ülkü’yü Abdurrahman Yakut’un arayarak “Abi rahat ol tamamdır kimseye bir<br />

şey söyleme %100 bitti, senin dışında kimse bilmesin” diyerek maçın Giresunspor lehine<br />

sonuçlanacağını söylediği,<br />

04.04.2011 günü saat:20.00’de başlayan Diyarbakır-Giresun maçının 2-0 skorla<br />

Giresunspor lehine sonuçlandığı,<br />

Müsabakadan 1 gün sonra Ömer Ülkü’nün; Asbaşkanlık Danışmanı örgüt üyesi<br />

Coşkun Çalık’ı arayıp “Paranın gözünü seveyim para olunca işte,...Diyarbakırspor’a para verdik”<br />

diyerek maçı kazanabilmek için para karşılığında şike yaptığını belirttiği belirlenmiştir.<br />

Sonuç olarak Ömer Ülkü, Abdurrahman Yakut, Serdar Berkin ve Levent Eriş’in<br />

04.04.2010 günü oynanan Diyarbakır-Giresun maçının Giresunspor lehine sonuçlanması için<br />

şike faaliyetlerinde bulundukları ve netice aldıkları anlaşılmıştır.<br />

İletişim tespit tutanaklarına yer verilmiştir.<br />

2-18.04.2011 GÜNÜ OYNANAN KARŞIYAKA-GİRESUNSPOR FUTBOL<br />

MAÇINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

Giresunspor’un ligin 30. haftasına girerken 31 puanla küme düşme hattında<br />

bulunduğu, Karşıyaka’nın 36 puanla ligin 10. sırasında düşme riskinden uzak olduğu,<br />

Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü’nün, takımının ligde kalabilmesi için,18.04.2011 günü oynanan<br />

Karşıyaka- Giresunspor maçına yönelik, Diyarbakırspor kulübü eski başkanı Abdurrahman<br />

Yakut üzerinden şike faaliyetlerinde bulunduğu,<br />

Ömer Ülkü’nün maç öncesi (05.04.2011 günü) Abdurrahman Yakut’la yaptığı bir<br />

görüşmede Karşıyaka Kulübünde oynayan futbolcuyla (Mustafa Ulaş Ortakaya’yı kastederek)<br />

görüşüp görüşmediğini sorduğu, Abdurrahman’ın “Aradım cebi kapalıydı,.. daha teslim etmedim<br />

(şike için verilecek parayı kastederek), onu çözeceğim sen rahat ol, o benim evladımdır, o orda<br />

bir ikiyi de şey yapar düşürür yani” diyerek, futbolcuyu şike amaçlı aracılık yapması için<br />

aradığını ve işi halledeceğini söylediği, aynı gün Coşkun Çalık’ı arayan Ömer Ülkü'nün<br />

"Karşıyaka maçını da satın alacağım" diyerek yaptıkları şikeyi itiraf ettiği, ardından saat 19:04<br />

te Ömer Ülkü ile Abdurrahman arasında yapılan görüşmede Abdurrahman'ın "ben o çocukla<br />

konuştum Ulaş'la, bana döndü hemen o sabah ...dedim ozaman bir çalışma yapacağız<br />

önümüzdeki haftaki bir misafir için, dedi tamam abi başım üstüne" diyerek futbolcuyla şikeye<br />

aracılık yapması için anlaştığını söylediği, yapılan telefon detay inceleme ve analiz çalışmasında;<br />

05.04.2011 günü saat:11:46’da görüşme içeriğiyle uyumlu şekilde Abdurrahman Yakut’un<br />

M.Ulaş Ortakaya tarafından arandığı, aralarında 241 saniyelik bir görüşme gerçekleştiğinin<br />

belirlendiği,<br />

18.04.2010 günü saat:20.00’de başlayan Karşıyaka-Giresun maçının 0-1 skorla<br />

Giresunspor lehine sonuçlandığı,<br />

Sonuç olarak Ömer Ülkü ve Abdurrahman Yakut’un, Karşıyaka’lı futbolcu Mustafa<br />

Ulaş Ortakaya üzerinden ulaştıkları bazı Karşıyaka’lı futbolcularla şike anlaşmasına varıp (bu<br />

futbolcuların kimler olduğu belirlenememiştir), 18.04.2010 günü oynanan Karşıyaka-Giresun<br />

maçının Giresunspor lehine sonuçlanmasını sağlayarak şike yaptıkları tespit edilmiştir.<br />

46/678


Mustafa Ulaş Ortakaya ile Abdurrahman Yakut’un maç günü (18.04.2011) ve<br />

öncesinde karşılıklı irtibat halinde oldukları, Ömer Ülkü ile Abdurrahman Yakut’un maç öncesi<br />

ve sonrasında birçok defa karşılıklı irtibat halinde oldukları yapılan telefon detay incelemesi<br />

sonucunda tespit edilmiştir.<br />

3-30.04.2011 GÜNÜ OYNANAN GİRESUN-MERSİN İDMAN YURDU<br />

MAÇINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

Giresunspor’un ligin 31. haftasına girerken 34 puanla küme düşme riskinden<br />

kurtulduğu, Mersin İdman Yurdu’nun şampiyonluğa oynadığı, bu nedenle de puan kaybına<br />

tahammülünün olmadığı,<br />

24.04.2011 günü oynanan Giresun-Mersin İdman Yurdu futbol müsabakası öncesi<br />

Mersin İdman Yurdu Asbaşkanı Beşir Acar’ın, Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü’yle irtibata<br />

geçerek şike amaçlı görüşmeler yaptığı, bu görüşmelerde, Beşir’in; küme düşme potasında<br />

bulunan ve Giresunspor’un rakipleri olan Akhisar ve Güngören’i yenerek Giresun’un küme<br />

düşme riskini azalttıklarını kastederek “Biz görevimizi yaptık, senle görüştüklerimizi<br />

unutmayalım”, diyerek şike amaçlı desteğini istediği, Ömer’in de: “Yav birşeyler yapacağız işte,<br />

sizin için gerekeni yapalım” diyerek maçın Mersin lehine sonuçlanacağı yönünde imada<br />

bulunduğu,<br />

Ayrıca maç öncesi Mersin İdman Yurdu Taraftar Derneği Yöneticisi Murat Tanış ile<br />

Giresun Çotanak Taraftar Lideri Özden Tütüncü’nün samimi görüşmeler yaptıkları, Çotanakların<br />

maçta “Mersin İdman Yurdu” lehine tezahurat yaptıkları, 24.04.2010 günü saat:20.00’de<br />

başlayan Giresun-Mersin İdman Yurdu maçının 1-2 skorla Mersin İdman Yurdu lehine<br />

sonuçlandığı,<br />

25.04.2011 günü Ömer’in Hacı isimli şahısla yaptığı görüşmede “Bu hafta maçı sattık”<br />

diyerek yaptıkları şikeyi itiraf ettiği,<br />

Sonuç olarak Ömer Ülkü ve Beşir Acar’ın 24.04.2010 günü oynanan Giresun-Mersin<br />

İdman Yurdu maçının Mersin lehine sonuçlanmasını sağlayarak şike yaptıkları tespit edilmiştir.<br />

1- 2010 YILI HAZİRAN / TEMMUZ AYLARINDA GİRESUN’DA MÜŞTEKİ<br />

ALİ AKDAĞ’IN ALACAK TAHSİLİ AMACIYLA DÖVÜLMESİ EYLEMİ<br />

Örgüt üyelerinden Selim Kımıl'ın Giresunspor'a araç kiralamak suretiyle maddi kazanç<br />

sağladığı, bu şekilde kiralanan bir aracı kullanan Giresunspor’lu futbolcu Petrial'in eşinin kaza<br />

yaptığı ve araçta maddi hasar meydana geldiği, Selim Kımıl’ın aracın maddi hasarını<br />

Giresunspor Kulubünden tahsil etmeye çalıştığı fakat bir sonuca ulaşamadığı, bunun üzerine<br />

Hakan Karaahmet’le irtibat kurduğu, Hakan Karaahmet'in de parayı Giresunspor Basın Sözcüsü<br />

Ali Akdağ’dan talep ettiği, fakat bir sonuç alınamayınca Hakan Karaahmet'in talimatı Selim<br />

Kımıl'ın yönlendirmesiyle, Hırçın Kımıl’la Samet Erdemir’in birlikte; Ali Akdağ'ın yanına<br />

giderek şahıstan aracın tamir parasını istedikleri, müştekinin paranın kendilerine sonra<br />

verileceğini söylemesi üzerine, şahsı alacağı tahsil amacıyla evinin önünde dövdükleri<br />

anlaşılmıştır.<br />

Taraftar kod adlı gizli tanık beyanında;“Ali Akdağ isimli şahsın Giresunspor kulüp<br />

sözcüsü olmadan önce, Hakan Karaahmet’in Selim Kımıl adına araç kiralayarak şuan<br />

Sivasspor’da oynayan Petriel isimli futbolcuya aracı kiraya verdiğini, futbolcunun eşinin kaza<br />

yapması sonrasında Hakan Karaahmet’in kazanın parasını Giresunspor Basın Sözcüsü Ali<br />

Akdağ’dan istediğini, Ali Akdağ’ın da parayı vermemesi üzerine Hakan Karaahmet’in<br />

47/678


talimatıyla Selim Kımıl tarafından Ali Akdağ’ın korkutulmak suretiyle darp edildiğini”<br />

belirtmiştir.<br />

Mesut Erdoğan Giresun Kom Şube Müd.de 09.08.2011 günü alınan beyanında;“Ali<br />

Akdağ’ın dövülme olayını Samet Erdemir ve Hırçın Kımıl’ın yaptığını gazeteci olmasından<br />

dolayı etraftan duyduğunu” beyan etmiştir.<br />

Müştekinin örgüt üyesi Selim Kımıl’ın talimatıyla örgüt üyeleri Hırçın Kımıl ve Samet<br />

Erdemir tarafından basit şekilde dövülerek yaralandığı anlaşılmış, şikayet yokluğundan<br />

şüpheliler hakkında eylem nedeniyle sevk maddeleri tanzim edilmemiş, ancak örgütün yapısını,<br />

şüpheliler arasındaki ilişkiyi ve hiyerarşiyi, cebir, tehdit uygulayan yapısını göstermesi<br />

açısından eylemden bahsedilmiştir.<br />

2- 2009 YILI İÇERİSİNDE GİRESUN’DA MEVLÜT ENGİN’İN DÖVÜLMESİ<br />

EYLEMİ<br />

Giresunspor'da malzemeci olarak çalışan Mevlüt Engin’in, Olgun Peker'in başkanlığı<br />

döneminde maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle belediyeye başvurduğu, bu durumu öğrenen<br />

Olgun Peker'in kendisinden habersiz bir şekilde belediyeye gitmesi nedeniyle şahsı dövdüğü<br />

anlaşılmış, müşteki ifadesinde olayın sürecini doğrulamış fakat darp edilmediğini sadece şahısla<br />

görüşme yaptığını belirtmiştir.<br />

Taraftar kod adlı gizli tanık ifadesinde; “Giresunspor’da malzemeci olarak çalışan<br />

Mevlüt Engin’in Giresunspor’da servis şoförü olan Veli isimli şahısla birlikte Giresun<br />

Belediyesine giderek belediye başkanından kulüpten alamadıkları maaşlarını istediklerini, bu<br />

olayı da eski Giresunspor kulüp başkanı Olgun Peker’in öğrenerek malzemeci olarak çalışan<br />

Mevlüt Engin’i darp ettiğini” belirtmiştir.<br />

Müştekinin örgüt lideri Olgun Peker tarafından basit şekilde dövülerek yaralandığı<br />

anlaşılmış, şikayet yokluğundan şüpheli hakkında eylem nedeniyle sevk maddeleri tanzim<br />

edilmemiş, ancak örgütün cebir, tehdit uygulayan yapısını göstermesi açısından eylemden<br />

bahsedilmiştir.<br />

3- 2009 YILI İÇERİSİNDE GİRESUN’DA TURGAY DEMİRCAN’IN<br />

YAĞMALANMASI EYLEMİ<br />

Turgay Demircan isimli şahsa 2008 yılının Kasım ayında sayısal lotodan 1.500.000 TL<br />

para çıktığı, olay tarihi öncesinde kurduğu çıkar amaçlı suç örgütüyle; yağma, yaralama, tehdit<br />

ve benzeri suçları işleyen ve işleten ve liderliğini Olgun Peker’in yaptığı suç örgütünün; Turgay<br />

Demircan’ın Lotodan para kazandığından haberdar oldukları, karşılıksız ve bedelsiz şekilde<br />

yüklü miktarda para kazandığını düşündükleri için bu paradan “paylarını almak için” örgüt lideri<br />

Olgun Peker'in müştekiyle; Giresunspor Kulübü yönetimine alma bahanesiyle irtibat kurduğu,<br />

fakat Turgay Demircan'ın bunu kabul etmediği, bunun üzerine Olgun Peker’in: ““Yönetim<br />

kurulu toplantılarına katıl, adamın kafasını bozma” diyerek şahsı tehdit etmeye başladığı, şahsın<br />

da; Olgun Peker’in suç örgütü lideri olarak tanınması, kendisiyle birlikte hareket eden ve suça<br />

yatkın kişilikleriyle bilinen çok sayıda kişinin yanında bulunması nedeniyle korkup paniğe<br />

kapıldığı ve tekliflerini kabul etmek zorunda kaldığı, müştekiye zorla transferden sorumlu<br />

yönetim kurulu üyeliği görevinin verildiği, sembolik olarak müştekide olan bu görevi fiilen,<br />

bütün transfer ve futbolcu satış işlemlerini de kapsayacak şekilde Olgun Peker’in yönettiği,<br />

süreçte Hakan Karaahmet'in Olgun Peker'in bilgisi dahilinde Turgay Demircan'ı kampa çağırdığı<br />

48/678


ve futbolcu alacakları için para istediği, şahsın da her seferinde muayyen bedellerde para<br />

ödemesi yaptığı, Fatih Sandal ve Hakan Karaahmet'in bu şekilde devamlı şahıstan para isteyip<br />

aldıkları, aynı şekilde Olgun Peker'in de müştekiyi telefonla arayarak kulüp harcamaları için para<br />

istediği, müştekinin Olgun Peker'den ve kendisiyle birlikte hareket eden şüphelilerden çekindiği<br />

için toplamda 500.000 TL para ödemek zorunda kaldığı, ödenen paralardan bir kısmının örgütsel<br />

faaliyetlerde kullanıldığı ve bu surette örgüte yüklü miktarda ekonomik kazanç ve gelir<br />

sağlandığı, şahsın bu surette; Olgun Peker’in liderliğini yaptığı suç örgütünün Giresun ve<br />

çevresinde oluşturduğu korkutucu güçten yararlanılarak, örgüte yarar sağlanmak maksadıyla,<br />

birden fazla kişi tarafından yağmalandığı tespit edilmiştir.<br />

Taraftar kod adlı Gizli Tanık ifadesinde;“Giresun GCTIY isimli iş merkezinde Pizza<br />

pizzanın sahibi olan Turgay Demircan isimli şahsa sayısal lotodan 1.500.000 TL para çıktığını<br />

öğrenen, Giresunspor eski başkanı Olgun Aydın Peker’in Giresunspor kulübüne para istiyorum<br />

diyerek 750.000 TL para aldığını” belirtmiştir.<br />

4-2009 YILI VE DEVAM EDEN SÜREÇTE MÜŞTEKİ ŞENEL KAÇMAZ’IN<br />

HAKAN KARAAHMET TARAFINDAN YAĞMA AMAÇLI TEHDİT EDİLMESİ<br />

EYLEMİ<br />

Anılan dönemde Olgun Peker'in Giresunspor SK'nün başkanlığını yaptığı, Hakan<br />

Karaahmet'in yönetimde görevli olduğu ve Tempo Tv isimli Giresun’da yayın yapan yerel<br />

televizyon kanalının sahibi olduğu, bu kanalın İstanbul’da da ulusal yayın yaptığı, Hakan<br />

Karaahmet'in Olgun Peker liderliğinde faaliyet yürüten haksız ekonomik çıkar sağlama amaçlı<br />

silahlı suç örgütünde yönetici konumunda olduğu ve özellikle Giresun genelinde Deli Adilin<br />

Oğulları olarak bilinen Evren Kımıl, Selim Kımıl ve Hırçın Kımıl kardeşleri sevk edip<br />

yönlendirerek bir çok yaralama, tehdit, gasp eylemlerini organize ettiği, gerek Olgun Peker’e<br />

yakınlığı gerekse bu faaliyetlerinden ötürü Giresun genelinde kendisinden korkulduğu,<br />

çekinildiği,<br />

2008 yılı içerisinde Hakan Karaahmet'in, Almanya’da yaşayan Şenel Kaçmaz'a<br />

İstanbul Tempo TV'ye ortak olmasını teklif ettiği, teklifi kabul eden Şenel Kaçmaz'ın<br />

karşılığında Hakan Karaahmet'e 340.000 dolar para verdiği, ortaklık işlemlerinin noterde<br />

yapıldığı, bu paranın yanı sıra Hakan Karaahmet'e aynı dönemde 110.000 tl de borç para verdiği,<br />

İlerleyen süreçte Hakan Karaahmet'in Şenel Kaçmaz'ın televizyona ortak olmadığı<br />

şeklinde söylentiler çıkardığı, Hakan Karaahmet ile bu mevzuyu görüşmek isteyen müştekinin<br />

gerek şahıstan gerekse çevresinde bulunanlardan korktuğu için ortağı olduğu televizyona<br />

gidemediği, dava açarak televizyonun yüzde otuz hissesini alabildiği, Şenel Kaçmaz'ın alacağını<br />

ise, Hakan Karaahmet'in Olgun Peker’le olan birlikteliği ve suç örgütünün adını kullanarak<br />

çevresine baskı yapması nedeniyle tahsil edemediği,<br />

Süreçte Olgun Peker’in yönlendirmesiyle şüpheli Hakan Karaahmet tarafından<br />

müştekiye önce itimat ve güven telkin edildikten sonra birlikte iş yapılacakmış gibi gösterilerek<br />

kendisiyle ticari ilişkiye girildiği, hileli yöntemlerle 340.000 dolar parası alınarak Hakan<br />

Karaahmet’e ait yerel televizyon kanalına ortak edildiği, aynı zamanda 110.000 tl parasının borç<br />

adı altında alındığı, ardından şahsın ortaklığına -kendisine hiç bir ödeme yapılmaksızın- son<br />

verildiği, müştekinin ortaklık için ve borç olarak verdiği parasına el konulduğu, müştekinin<br />

Hakan Karaahmet ile yaşanan sorunları konuşma/çözüme kavuşturma sürecinde örgüt lideri<br />

Olgun Peker’le muhatap olma zorunda bırakıldığı, şüphelilerin gerçek kimliğini ve niyetlerini<br />

öğrenen ve yaptığı araştırmalarda çevrede ne kadar korku oluşturduklarını fark eden müştekinin<br />

iş yerine gidemediği ve parasını geri alamadığı, bu şekilde Olgun Peker ve adamlarının hukuki<br />

49/678


ilişki tarzında başlayan bir ortaklığın devamında hile ve desiseler ile müştekiyi kandırıp 340.000<br />

dolar ve 110.000 tl nakit parasını almak suretiyle; tehditle ve varsayılan suç örgütünün<br />

oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak yağmaladıkları, anlaşılmıştır.<br />

Taraftar kod adlı Gizli Tanık Savcılık ifadesinde;Şenel Kaçmaz isimli şahsın Hakan<br />

Karahamet ile birlikte geçmiş zamanda Tempo Tv isimli işyerinin ortağı olduğunu, Şenel<br />

Kaçmaz’ı Keşap İlçesinden tanıdığını, şahsın Hakan Karaahmet’ten korktuğu için ortaklıktan<br />

ayrılarak yurt dışına kaçtığını belirtmiştir.<br />

OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ SUÇ ÖRGÜTÜNÜN YETKİSİZ<br />

MENAJERLİK FAALİYET-LERİ<br />

Olgun Peker liderliğindeki haksız çıkar sağlama amaçlı kurulmuş silahlı suç<br />

örgütünün, aşağıda ayrıntılı şekilde irdelenen; iletişim tespit tutanakları, ifadeler, yapılan<br />

aramalarda ele geçirilen sözleşme ve fatura içeriklerinden de anlaşılacağı üzere; Refleks<br />

Menajerlik Hizmetleri şirketini kullanarak, yetkisiz bir şekilde futbolcu menajerliği (temsilciliği)<br />

faaliyetlerinde bulunarak usulsüz kazanç sağladığı, bazı spor kulüplerinin de bu duruma göz<br />

yumarak şahısla birlikte hareket ettikleri ve sözleşmeler yaptıkları tespit edilmiştir.<br />

B- BAZI EYLEMLER:<br />

1-Fatih Tekke’nin önce Beşiktaş Spor Kulübüne, ardından bu kulüpten<br />

Ankaragücü Spor Kulübüne transfer edilmesi<br />

20.09.2010 günü Fatih Tekke’nin Beşiktaş Spor Kulubüne transfer edilmesiyle ilgili<br />

Refleks Menajerlik Ltd. Şti.(Olgun Peker imzasıyla) ile Beşiktaş Futbol Yatırımları San. ve Tic.<br />

A.Ş.arasında sözleşme imzalandığı belirlenmiş, sözleşmenin bir sureti soruşturma dosyasına konmuştur<br />

2- Ali Turan’ın önce Galatasaray Spor Kulübüne, bu kulüpten de Antalya Spora<br />

transfer edilmesi<br />

19.04.2010 günü Ali Turan’ın Galatasaray Spor Kulubüne transfer edilmesiyle ilgili<br />

Refleks Menajerlik ile Galatasaray Spor Kulubü yetkilileri Haldun Üstünel ve Adnan Sezgin<br />

arasında sözleşme imzalandığı belirlenmiş, sözleşmenin bir sureti soruşturma dosyasına<br />

konmuştur.<br />

3-Gökdeniz Karadeniz’in Fenerbahçe Spor Kulübüne transfer edilmesi<br />

Aziz Yıldırım, Gökdeniz Karadeniz ve Olgun Peker arasında; Gökdeniz’in<br />

Fenerbahçeye transferine yönelik tarihsiz bir sözleşme imzalandığı belirlenmiştir.(Bu konu Aziz<br />

Yıldırım’a ilişkin anlatımların bulunduğu bölümde ayrı bir başlık altında ayrıca irdelenmiştir)<br />

4-Hakan Arıkan’ın Beşiktaş Spor Kulübüne transfer edilmesi<br />

Hakan Arıkan’ın 21.06.2010 günü Beşiktaş Spor Kulubüne transfer edilmesiyle ilgili<br />

Refleks Menajerlik isimli şirket ile Beşiktaş Spor Kulubü arasında sözleşme imzalandığı,<br />

bununla bağlantılı olarak Refleks Menajerlik şirketi tarafından 106.200 YTL lik fatura tanzim<br />

edildiği belirlenmiş, sözleşmenin bir sureti soruşturma dosyasına konmuştur.<br />

C- Refleks Menajerlik İsimli Şirket Tarafından Çeşitli Kulüpler Adına<br />

Menajerlik Hizmet Bedeli Adı Altında Fatura Kesilmesi:<br />

Yapılan aramalarda menajerlik yapma yetkisi bulunmayan Refleks Menajerlik isimli<br />

şirket tarafından usulsüz yapılan bu işlemler karşılığında yüklü miktarlarda faturalar<br />

düzenlendiği belirlenmiş olup, birer sureti soruşturma dosyasında mevcut bu faturalardan<br />

anlaşılacağı üzere Refleks Menajerlik faaliyetlerini yürüten Olgun Peker'in çeşitli kulüplere<br />

50/678


yetkisi olmamasına rağmen menajerlik faaliyeti yürüterek hizmet bedeli altında fatura kesip<br />

kazanç elde ettiği ve bu kazancı örgütsel faaliyetlerde kullandığı belirlenmiştir.<br />

Galatasaray Spor Kulübü adına düzenlenen 118.000 TL meblağlı iki adet senet,<br />

Beşiktaş Spor Kulübü adına düzenlenen 206.500, 590, 206.500, 88.500 TL meblağlı senetler,<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü adına düzenlenen 295.000 TL meblağlı senetler, Kocaeli Spor Kulübü<br />

adına düzenlenen 47.200 ve 40.020 TL meblağlı senetler, Adana Spor Kulübü adına düzenlenen<br />

30.000 TL meblağlı senet, Denizli Spor Kulübü adına düzenlenen 47.200 TL meblağlı senet,<br />

Karşıyaka Spor Kulübü adına düzenlenen 59.000 TL meblağlı senet, Adana Demir Spor Kulübü<br />

adına düzenlenen 20.000 TL meblağlı senet ve Brussels Kulübü adına düzenlenen 50.000,<br />

50.000 ve 25.000 Euro bedelli senetlerin bir sureti soruşturma dosyasına konulmuştur.<br />

MENAJERLİK SORULARININ ELE GEÇİRİLEREK SINAVDA<br />

USÜLSÜZLÜK YAPILMASI, RÜŞVET ALMA-VERME, RESMİ BELGEDE<br />

SAHTECİLİK, BU SUÇA İŞTİRAK, NİTELİKLİ DOLANDIRICILIĞA TEŞEBBÜS<br />

Olaya ilişkin Türkiye Futbol Federasyonunun suç duyurusu üzerine Sarıyer<br />

Cumhuriyet Başsavcılığınca 2011/3341 sırasına kayden yürütülen soruşturma evrakı Görevsizlik<br />

kararına rapten Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmiş, tahkikat evrakı soruşturma<br />

dosyamızla birleştirilmiştir.<br />

Kamuoyunda menajerlik olarak adlandırılan “Futbolcu Temsilciliğinin” FİFA<br />

tarafından verilen lisansla yürütülebildiği, TFF tarafından hazırlanan Futbolcu Temsilcileri<br />

Talimatı’nda temsilciliğin sadece gerçek kişiler tarafından yürütülebileceğinin belirtildiği, lisans<br />

sahibi olmadan yapılan temsilcilik işlemlerinin “yetkisiz menajerlik” olarak adlandırıldığı ve<br />

tespiti halinde TFF tarafından maddi ve idari yaptırımların uygulandığı, Mart ve Eylül aylarında<br />

olmak üzere yılda 2 defa Futbolcu Temsilciliği sınavının yapıldığı, sınavda sorulan 20 sorudan<br />

15 tanesinin FİFA, 5 sorunun ise üye ülke federasyonu tarafından hazırlandığı,<br />

TFF tarafından 2011 yılı Mart ayında yapılan Futbolcu Temsilciliği sınavının;<br />

31.03.2011 saat: 10.20’de başlayıp 11.50’de sona erdiği, sınav öncesinde soruların FİFA<br />

tarafından 25.03.2011 günü kargo yoluyla gönderilerek Genel Sekreter Ali Parlak’a teslim<br />

edildiği, aynı anda 24.03.2011 günü TFF Baş Hukuk Müşavir Vekili Ömer Bedük’ün mail<br />

adresine FİFA tarafından İngilizce olarak geldiği, 25.03.2011 günü tercüme edilmesi için NPU<br />

Tercüme Bürosunda mail ortamında gönderildiği, tercüme sonrası 28.03.2011 günü dağıtımlı<br />

olarak TFF 1.Başkan Vekili Lütfi Arıboğan, Hukuktan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Yunus<br />

Egemenoğlu, Federasyon avukatları Ömer Bedük, Murat Aygörmez, Billur Tuğba Kakışım,<br />

Hazer Akil ve Ergin Akçay’a yine mail ortamında geldiği, 30.03.2011 günü soruların Kitapçık<br />

halinde hazırlandığı, sınav konusunda esas yetkinin Haldun Şenman’ın başkanlığını yaptığı<br />

Profesyonel İşler Müdürlüğünde bulunduğu,<br />

Örgüt lideri Olgun Peker’in menajerlik sınavına girmeden önce Haldun Şenman'la<br />

sınav hakkında görüştüğü, aynı şekilde sınavdan bir gün önce TFF Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Mehmet Levent Kızıl’la İstinyepark AVM’de Masa adlı lokantada buluştuğu, buluşma sırasında<br />

TFF’de görevli Ali Parlak’ı arayarak sınav hakkında bilgi alan Levent Kızıl’ın bu bilgiyi Olgun<br />

Peker’e aktardığı,<br />

Bir yandan Haldun Şenman üzerinden sorulara ulaşmaya çalışan Olgun Peker’in diğer<br />

yandan sınav öncesi Avukat Sami Dinç’le de görüşerek sınavın çok yaklaştığını belirtip sorulara<br />

ulaşmak için yardım istediği, Sami’nin kendisine; Avukat Talat Emre Koçak’tan soruları<br />

51/678


alabileceğini söylediği, Olgun’un; “O da aynı işleri yapabilir değil mi?” diyerek Emre’nin<br />

soruları alıp alamayacağı teyit etmeye çalıştığı, Sami’nin “Hiç şüphe yok” diyerek Emre’nin<br />

sorulara ulaşabileceğini belirttiği, Sami ile de görüşüp anlaşan Olgun Peker’in sınav sonrası<br />

Sami ile yaptığı bir telefon görüşmesinde dile getirdiği “Samicim o dediğim konuyu hallettim”<br />

sözlerinden de anlaşılacağı üzere Haldun Şenman üzerinden sorulara ulaştığı ve bu iş<br />

karşılığında Haldun’a rüşvet verdiği,<br />

30.03.2011 gecesi saat: 23.00 sıralarında Olgun’un sınava gireceklerden Abdullah Cila<br />

ile buluştuğu ve elde ettiği sınav soru ve cevaplarını paylaştığı,<br />

Sınava giren şüphelilerden Özden Aslan’ın sorulara ulaşabilmek için Altay Spor Genel<br />

Müdürü Erman Ertaş ile birlikte hareket ettiği ve bu konu ile ilgili gelişmeleri Serdar Berkin ile<br />

paylaştığı, ardından Özden’in Erman aracılığıyla soruları alabilmek için 17.500 dolar<br />

karşılığında Haldun Şenman ile anlaştığı ve bu parayı bankadan kredi çekmek suretiyle tedarik<br />

edip sınavdan bir gün önce Haldun Şenman’a verdiği, Özden Aslan’ın hesap hareketlerinin<br />

incelemesinde; 30.03.2011 günü Türkiye İş Bankası Zincirlikuyu İstanbul Şubesinden 23.000 TL<br />

para çektiğinin tespit edildiği, Özden’in Serdar ile görüşmesinde “Yemek yedik beraber Haldun<br />

filan...parayı istedi ben vermedim, soruyu vereceğim dedi, 17.500 dolar bu, belgemi vereceksiniz<br />

parayı alacaksınız dedim” diyerek Haldun Şenman’la menajerlik belgesini alma karşılığında<br />

17.500 dolara anlaştıklarını söylediği, aynı gün saat: 21.45 sıralarında Özden’in sınav cevaplarını<br />

almaya gittiği ve FİFA’nın hazırlamış olduğu 15 sorunun cevabını Haldun’dan aldığı,<br />

Sami Dinç’in olay öncesi menajerlik sınavına girecek Olgun Peker, Ümit Aydın,<br />

Mahmut Güneş, Tarık Özaslan ve Volkan Bahçekapılı ile birlikte hareket ederek bu şahısların<br />

sınavdan geçer puan alabilmesi için cevaplara ulaşmaya çalıştığı, bu bağlamda TFF Tahkim<br />

Kurulu eski üyesi avukat Talat Emre Koçak ile yaptıkları çalışmalar sonucunda Haldun Şenman<br />

üzerinden sorulara ulaştıkları, Talat Emre’nin soruları çözerek Sami ile birlikte adı geçen<br />

şahıslara para karşılığında sattığı, (Emre’nin FİFA tarafından hazırlanan 15 soruyu çözerken 2<br />

soruyu yanlış cevapladığı, soruları sattıkları şahısların 13 doğru ile sınavdan kaldıkları, bundan<br />

dolayı Talat Emre ile Sami Dinç’in aldıkları paraları iade etmeye karar verdikleri),<br />

TFF tarafından Futbolcu Temsilcisi (Menajerlik) Sınavının 31.03.2011 günü yapıldığı,<br />

sınavda toplam 20 soru sorulduğu, bu soruların 15 tanesinin FİFA tarafından hazırlanarak<br />

Federasyona gönderildiği, 5 sorunun ise TFF tarafından bizzat hazırlandığı, sınava toplam 120<br />

kişinin başvuruda bulunduğu, başvuruda bulunan 118 kişinin sınava katıldığı, 2 kişinin sınava<br />

katılmadığı, sınava katılan 38 şahsın (14 ve daha fazla doğru cevaplayarak) sınavda başarılı<br />

oldukları, geri kalan 80 kişinin sınavda başarısız oldukları, Sınav kağıtları üzerinde yapılan<br />

incelemede; sınava katılan adaylardan Olgun Peker, Özden Aslan, Abdullah Cila, Mahmut<br />

Güneş, Ümit Aydın ve Volkan Bahçekapılı’nın sınavda FİFA’nın hazırladığı 15 soruda birebir<br />

aynı şıkları işaretleyerek 12 soruya doğru, 3 soruya da yanlış cevap verdikleri, şahısların<br />

hesaplama gerektiren soruların çözümüne yönelik olarak hiçbir hesaplama, karalama<br />

yapmadıkları veya not yazmadıkları, Mahmut Güneş’in sadece sınav Kitapçığının 1. sayfasının<br />

ön ve arka yüzünde karalama yaptığı, Tarık Özaslan’ın bu kişilerden sadece 1 şıkkı farklı olarak<br />

işaretlediği ve sınav Kitapçığının 1. 2. ve 3. sayfalarda karalama yaptığı, TFF tarafından<br />

hazırlanan 5 sorudan 3’üne Olgun Peker ve Tarık Özaslan’ın doğru cevap vererek başarılı<br />

olduğu, Özden Arslan’ın 2’sine doğru cevap vererek başarılı olduğu, Abdullah Cila, Ümit Aydın,<br />

Mahmut Güneş ve Volkan Bahçekapılı’nın ise sadece 1 soruya doğru cevap vererek başarısız<br />

oldukları,<br />

Olgun Peker, Özden Aslan, Tarık Özaslan, Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş<br />

ve Volkan Bahçekapılı’nın FİFA tarafından hazırlanarak gönderilen sorulardan aynı sorulara aynı<br />

52/678


şıkları işaretleyerek yanlış cevap verdikleri, TFF tarafından hazırlanan sorulara verdikleri<br />

cevaplar incelendiğinde birbirlerinden farklı cevaplar olduğu,<br />

Yapılan sınavda geçerli puanı alamayan Ümit Aydın, Mahmut Güneş ve Volkan<br />

Bahçekapılı’nın sınav sonrası verdikleri itiraz dilekçelerinin birebir aynı oldukları ve aynı tarihte<br />

(04.04.2011 günü) verildikleri,<br />

Ayrıca menajerlik sınavına girmek için Lise Mezunu olma şartı arandığı, Olgun<br />

Peker’in ise lise mezunu olmadığı halde sınava girebilmek için Bulgaristan Cumhuriyeti Milli<br />

Eğitim Bakanlığı Tenço Hubenov Mekanik ve Teknik Lisesi Elektrik Bölümü’nce hazırlanan, B-<br />

0 0014326 seri, 0116/04.07.1992 kayıt numaralı, Olgun Peker adına düzenlenen sahte diploma<br />

ile başvuru yaptığı, Bulgaristan Makamları ile yapılan yazışmalarda böyle bir diplomanın<br />

bulunmadığının ve diplomada yer alan 7301224652 birey vatandaşlık numarasının Reni<br />

Alyoşeva İvanova isimli bayan şahsa ait olduğunun anlaşıldığı,<br />

İlkokul mezunu olan Olgun Peker’in sınavı kazanmasından kuşkulanan TFF<br />

görevlilerinin sınavda soruların sızdırıldığını ve kopya çekildiğini anladıkları, ancak bu olayın<br />

yurtdışı kaynaklı olduğunu düşündükleri, olay sonrası Sami Dinç’in Şekip Mosturoğlu ile<br />

görüşerek soruları Talat Emre Koçak’ın çözdüğünü ve adları kopya olayına karışan şahıslara para<br />

karşılığı sattıklarını anlattığı, Şekip Mosturoğlu’nun sınavın iptal edilmesini isteyip<br />

istemediklerini sorması üzerine Sami’nin; soruları sattıkları şahısların sınavda kalmalarından<br />

dolayı iptal edilmesini istediğini söylediği, Şekip Mosturoğlu’nun TFF Başkanı Mahmut<br />

Özgener’e isim vermeden sınavda şaibe olduğunu ve “Biz kaynaklı, bu bizden kaynaklanıyor,<br />

para karşılığı aldığını söyleyen insanlar var” diyerek kopya olayının yurtiçi kaynaklı olduğunu<br />

ima ettiği,<br />

Şekip Mosturoğlu’nun konu hakkında Mahmut Özgener’e bilgi aktardığını öğrenen<br />

Talat Emre Koçak’ın menajerlik sınav sorularını çözerek para karşılığı sattığının ortaya<br />

çıkacağından endişelenmeye başladığı, 12.04.2011 günü Futbol Federasyonu tarafından<br />

menajerlik sınavının iptal edilmesi üzerine Emre Koçak’ın Resfleks Menajerlik çalışanı Neşe<br />

Ciddi’ye “Olgun Bey ile görüştüm ve kendisi beni carsamba günü Brüksel’e çağırdı” diye mesaj<br />

atarak Olgun Peker’in talimatları üzerine hareket ettiğini gösterdiği ve devam eden süreçte<br />

Brüksel’e giderek iptal edilen sınav hakkında ayrıntılı bilgi aktardığı,<br />

Kopya olayına dahli bulunmayan Şekip Mosturoğlu’nun; Sami Dinç ve Talat Emre<br />

Koçak’ın futbol camiasında kendi ekibinden bilinmeleri ve soruların dışarıya sızmasının bu<br />

ekipten kaynaklandığının ortaya çıkmasının prestiji açısından tehlike oluşturacağını düşündüğü<br />

için soruların bu şüphelilerden sızdığının ortaya çıkmasını engellenmek için Sami ve Emre ile<br />

koordineli şekilde gayret sarfettiği,<br />

Sınav sonuçları açıklandığı zaman Abdullah Cila’nın; Olgun Peker’i arayıp aynı<br />

cevapları yaptıkları halde Olgun’un sınavı geçtiğini kendisinin ve Volkan Bahçekapılı’nın ise<br />

kaldığını söyleyerek sorulara daha önceden ulaştıklarını itiraf ettiği, yine sınav sonrası Sami<br />

Dinç’in Talat Emre Koçak’ı arayarak Olgun Peker’e sınav sorularını Haldun Şenman’ın<br />

verdiğini söylediği, yine Emre’nin; “Özden Aslan başarılı” demesi üzerine Sami’nin; “Haldun<br />

verdi ona” diyerek cevapları Haldun Şenman’ın bizzat verdiğini söylediği, belirlenmiştir.<br />

a-Türkiye Futbol Federasyonu’ndan Alınan Belgeler Üzerinde inceleme yapılmıştır.<br />

b- Hesap İnceleme Tutanağına yer verilmiştir.<br />

c- Telefon Detay Dökümleri Üzerinde inceleme yapılmıştır.<br />

Sonuç: T.İ.B.’den temin edilen detay dökümleri bilgileri ışığında;<br />

53/678


1- A- Haldun Şenman’ın; Erman Ertaş’la, Sami Dinç’le (sınav gününden bir önceki<br />

gün 2 kez olmak üzere), Olgun Peker’le ( 25.03.2011 günü 3 kez olmak üzere), Abdullah<br />

Cila’yla ve Özden Aslan’la (sınavdan bir önceki gün 1 kez olmak üzere) irtibatlı olduğu,<br />

B- Erman Ertaş’ın; Haldun Şenman’la ve Özden Aslan’la sınav günü (31.03.2011) 5<br />

kez irtibatlı olduğu,<br />

C- Sami Dinç’in; Talat Emre Koçak’la (25.03.2011 günü 3 kez, sınav günü 2 kez<br />

olmak üzere),Haldun Şenman’la (sınavdan bir önceki gün 2 kez olmak üzere),Olgun Peker’le<br />

(sınav günü 1 kez olmak üzere), Volkan Bahçekapılı’yla (sınav günü 1 kez olmak üzere),<br />

Mahmut Güneş’le (sınav günü 9 kez, bir önceki gün 1 kez olmak üzere), Tarık Özaslan’la<br />

( 25.03.2011 günü 1 kez, sınavdan bir önceki gün 1 kez olmak üzere), irtibatlı olduğu,<br />

D- Talat Emre Koçak’ın; Sami Dinç’le (25.03.2011 günü 3 kez, sınav günü 2 kez<br />

olmak üzere), Mahmut Güneş’le, Tarık Özaslan’la (sınavdan bir önceki gün 9 kez olmak üzere),<br />

Ümit Aydın’la irtibatlı olduğu,<br />

Ayrıca sınav sorularının çalınması ile ilgili olarak bazı basın ve yayın kuruluşlarında<br />

sınav sorularının Macaristan ülkesi üzerinden alınmış olabileceği yönünde haberler çıkmıştır. Bu<br />

bağlamda yukarıda telefon detay dökümü alınan şahısların Macaristan kod nolu telefon<br />

numaralarıyla irtibatlı olup olmadıkları yönünde yapılan çalışmalarda Talat Emre Koçak’ın sınav<br />

günü ile 07.04.2011 gününde irtibatlı olduğu görülmüştür.<br />

E- Olgun Peker’in; Haldun Şenman’la (25.03.2011 günü 3 kez olmak üzere), Sami<br />

Dinç’le (sınav günü 2 kez olmak üzere), Volkan Bahçekapılı’yla (sınavdan bir önceki gün 12<br />

kez olmak üzere), Abdullah Cila’yla (sınavdan bir önceki gün 18 kez, 25.03.2011 günü 1 kez,<br />

sınav günü 7 kez olmak üzere), irtibatlı olduğu,<br />

F- Abdullah Cila’nın; Olgun Peker’le (sınavdan bir önceki gün 18 kez olmak üzere),<br />

Volkan Bahçekapılı’ yla (25.03.2011 günü 1 kez, sınav günü 7 kez olmak üzere), Haldun<br />

Şenman’la irtibatlı olduğu,<br />

G- Özden Aslan’ın; Haldun Şenman’la (sınavdan bir önceki gün 1 kez olmak üzere),<br />

Erman Ertaş’la (sınav günü 5 kez olmak üzere), irtibatlı olduğu,<br />

H- Tarık Özaslan’ın; Sami Dinç’le (25.03.2011 günü 1 kez, sınavdan bir önceki gün 1<br />

kez olmak üzere), Talat Emre Koçak’la (sınavdan bir önceki gün 8 kez olmak üzere), irtibatlı<br />

olduğu,<br />

I- Mahmut Güneş’in; Sami Dinç’le (sınav günü 9 kez olmak üzere), Talat Emre<br />

Koçak’la (sınav günü 2 kez olmak üzere), irtibatlı olduğu,<br />

İ- Ümit Aydın’ın; Talat Emre Koçak’ irtibatlı olduğu tespit edilmiştir.<br />

2- Erman Ertaş’ın kullandığı 5336501598 nolu telefonun yapılan baz çalışmasında;<br />

31.03.2011 günü yapılacak Futbolcu Temsilciliği Sınavından önce 29.03.2010 günü<br />

saat:16:20’de İzmir Gaziemir ilçesinde sinyal verdikten sonra 29.03.2010 günü saat:19:22’de<br />

İstanbul ilinde sinyal vermeye başladığı, 30.03.2011 günü saat:00:26’da İstanbul ilinde son<br />

telefon baz sinyalini verdiği, akabinde 30.03.2011 günü saat:09:12’de İzmir ili Gaziemir<br />

ilçesinde sinyal vermeye başladığı tespit edilmiştir.<br />

5- GENEL DEĞERLENDİRME<br />

Soruşturma kapsamında yapılan teknik ve fiziki takipler, şüphelilerin iletişim tespitine<br />

konu görüşmeleri, bazı şüphelilerin ikrarı havi beyanları, bazı tanık anlatımları, T.F.F.’ndan<br />

alınan belgelerle sınav kağıtları üzerinde yapılan incelemeler ve şüpheli Özden Aslan’a ait hesap<br />

hareketlerini gösterir banka kayıtları birlikte değerlendirildiğinde;<br />

54/678


Örgüt lideri Olgun Peker’in; 2002 yılında şüpheli Özcan Üstüntaş ile birlikte Beşiktaş<br />

ilçesinde Refleks Menajerlik şirketini kurarak; menajerlik faaliyetlerinde bulunmaya başladığı ve<br />

bir çok futbolcunun temsilciliğini (menajerliğini) üstlendiği, 2003 yılı Haziran ayında Türkiye<br />

Futbol Federasyonu tarafından kabul edilen Futbolcu Temsilciliği Talimatıyla menajerlik<br />

yapmanın bazı şekil şartlarına bağlandığı ve uymayanlara yönelik müeyyideler getirildiği<br />

(Futbolcu Temsilciliği Talimatının Futbolculara Ve Kulüplere İlişkin Ceza Hükümleri başlıklı 16.<br />

maddesi “Futbolcular ve kulüpler ancak bu talimatta belirlenen şartlara uygun olarak Federasyon<br />

tarafından düzenlenmiş lisansa sahip futbolcu temsilcilerinin hizmetlerinden yararlanabilir ve bu<br />

temsilciler ile sözleşme imzalayabilirler. Futbolcuların ve kulüplerin bu talimata uygun olarak<br />

verilmiş, geçerli bir lisansı bulunmayan kişilerle temsilcilik sözleşmesi imzalamaları ya da<br />

hizmetlerinden yararlanmaları yasaktır.”hükmünü içermektedir.), bu düzenlemeyle birlikte 2003<br />

yılı sonrasında yetkisiz şekilde futbolcu temsilciliği yapılmasının FIFA düzenlemelerine paralel<br />

olarak yasaklandığı, bu maddeye aykırı şekilde yetkisiz futbolcu temsilcileri ile çalışan<br />

futbolculara ve kulüplere ise uyarı, kınama, para cezası, bir aya kadar hak mahrumiyeti<br />

cezalarının öngörüldüğü, ancak talimatın etkili şekilde uygulanmaması nedeniyle yetkisiz<br />

menajerlik faaliyetlerini önlemede ve engellemede etkisiz kalındığı, bu süreçte Olgun Peker’in;<br />

Sedat Peker ile yakınlığını ve şahsın futbol camiası içerisindeki temsilcisi görünümünün<br />

getirdiği avantajı da kullanarak yetkisiz menajerlik faaliyetlerini sürdürdüğü ve bu suretle haksız<br />

şekilde yüksek meblağlarda kazanç elde ettiği, bu kazançla cezaevinde bulunan Sedat Peker’i<br />

finanse ettiği, düzenli aralıklarla para gönderdiği, dışarıdaki işlerini yürüttüğü, şahsın ismini de<br />

kullanarak örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, bir ölçüde devamlılığını sağladığı, tespit edilmiştir.<br />

Yetkisiz Menajerlik faaliyetlerini önlemede etkisiz kalan TFF‘nun; 2010 yılı Mart<br />

ayında Futbolcu Temsilciliği Talimatında değişikliğe gittiği (Talimatın Futbolcuların ve<br />

Kulüplerin Hak ve Yükümlülükleri başlıklı 20. ve 21. maddeleriyle; futbolculara ve kulüplere<br />

“Sadece lisanslı futbolcu temsilcilerinin hizmetlerinden yararlanmak, doğrudan veya dolaylı<br />

olarak lisanssız hiçbir kişinin onlar ad ve hesabına kulüpler ile sözleşme müzakere etmesine veya<br />

temsilcilik faaliyeti kapsamında değerlendirilebilecek işlemler yürütmesine izin vermemek”<br />

yükümlülüğünün getirildiği), kulüplere ve futbolculara yetkisiz futbolcu temsilcileri ile<br />

çalışmalarının yasak olduğunun belirtildiği ve öngörülen cezaların ağırlaştırıldığı, 2003 yılındaki<br />

düzenlemede öngörülen cezalara ek olarak kulüplere verilecek para cezalarının artırıldığı,<br />

transfer yasağı cezası, puan tenzili cezası ve bir alt lige düşürme cezasının maddeye eklendiği,<br />

futbolculara ilişkin cezai düzenlemede ise müsabakadan men cezası ve futbolla ilgili her türlü<br />

faaliyetten men cezasının ilave edildiği, bunun yanısıra 2010 yılı başında TFF tarafından yetkisiz<br />

menajerlikle mücadele edebilme amacı ile kamuoyunda yetkisiz menajerlik soruşturması olarak<br />

bilinen bir soruşturma başlatıldığı, bu kapsamda yetkisiz futbolcu menajerleri ile çalıştıkları<br />

tespit edilen birçok futbolcu ve spor kulübüne cezalar verildiği, Olgun Peker’in sahibi olduğu<br />

Refleks Menajerlik isimli şirkete de bu soruşturma kapsamına işlem yapıldığı,<br />

Futbolcu Temsilciliği Talimatında yapılan değişiklik üzerine artık yetkisiz menajerlik<br />

yapamayacağını anlayan ve spor camiası içerisinde elde ettiği yüksek miktardaki kazançtan ve<br />

nüfuzdan mahrum kalmak istemeyen Olgun Peker’in menajerlik yapabilmek için yetki belgesi<br />

almaya karar verdiği, bu kapsamda ilk olarak ilkokul mezunu olması nedeniyle eğitim durumu<br />

sınava girmeye müsait olmadığından; üçüncü kişiler eliyle Bulgaristan ülkesinden; başkası adına<br />

kayıtlı Bulgaristan devletine ait lise diploması temin ederek TFF tarafından 31.03.2011 günü<br />

yapılan Futbolcu Temsilcisi (Menajerlik) Sınavına müracaatta bulunduğu, sahte diploma ile;<br />

müracaat için gerekli belgeleri tamamlayan şüpheli Olgun Peker’in; sınav sorularının kapsamı,<br />

içeriği, niteliği ve ağırlığı nedeniyle sınavı kazanamayacağını bildiği için sınav öncesinde<br />

soruları temin etmeye çalıştığı, bu kapsamda anılan dönemde federasyonda görev yapan Mehmet<br />

55/678


Levent Kızıl ile görüştüğü, bu şahıs eliyle soruları temin edemeyince federasyonda görevli<br />

Haldun Şenman ile irtibata geçip kendisine para vererek soruları temin ettiği, bu süreç içerisinde;<br />

aynı zamanda avukatlığını yapan şüpheliler Sami Dinç ve Talat Emre Koçak’ın da kendisiyle<br />

eylem ve fikir birliği içerisinde hareket ettikleri, şüpheli Olgun Peker’in kendisi adına, sahte lise<br />

diploması düzenleterek bu belgeyi sınavda kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu<br />

işlediği, kendisiyle birlikte hareket eden avukatları şüpheliler Sami Dinç ve Talat Emre Koçak ile<br />

şüpheli Haldun Şenman’ın da bu suça fer’i şekilde katıldıkları,<br />

Olgun Peker’le eylem ve fikir birliği içerisinde hareket eden şüpheliler Sami Dinç,<br />

Talat Emre Koçak ve Haldun Şenman’ın; Olgun Peker’in kimliğini, kişiliğini, geçmişini,<br />

örgütsel faaliyetlerini bilerek kendisine yardım etmeleri, şüphelilerden Sami ile Emre’nin aynı<br />

zamanda şahsın avukatlığını yapmaları nedeniyle aralarındaki yakınlık, şahsın örgütsel<br />

faaliyetlerini sürdürebilmesi için futbolcu temsiliğinden elde ettiği gelire duyduğu gereksinim,<br />

her üç şüphelinin de Olgun Peker’in ismi, gücü, çevresi ve kurduğu ilişkilerden sağladığı<br />

nüfuzdan yararlanmak amacıyla hareket etmeleri nedeniyle; eylemlerinin, aynı zamanda, haksız<br />

ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulan suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme<br />

suçunu oluşturduğu<br />

Haldun Şenman, Sami Dinç ve Talat Emre Koçak’ın; Haldun aracılığıyla<br />

federasyondan temin edilen soruları Olgun Peker dışında; menajerlik sınavına giren şüpheliler<br />

Ümit Aydın, Özden Aslan, Abdullah Cila, Mahmut Güneş, Tarık Özaslan ve Volkan<br />

Bahçekapılı’ya da para karşılığında sattıkları, şüpheli Olgun Peker’in bu şahıslardan bazılarıyla<br />

yoğun irtibatının bulunduğu, sınav öncesi Haldun ve Talat Emre’nin soruları çözerek Sami ile<br />

birlikte adı geçen şahıslara verdikleri, sınava giren bu şahıslara ait sınav cevap anahtarının tek<br />

kaynaktan çıktığının açıkça anlaşıldığı, menajerlik sınav sorularını para karşılığında satan TFF<br />

Profesyonel İşler Müdürü Haldun Şenman’ın eyleminin; TFF görevlilerinin kamu görevlisi kabul<br />

edilmeleri nedeniyle rüşvet alma, bu iş karşılığında para veren şüpheliler Olgun Peker, Özden<br />

Aslan, Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş, Volkan Bahçekapılı ve Tarık Özaslan’ın<br />

eyleminin ise rüşvet verme suçunu oluşturduğu, rüşvete aracılık yapan ve bu surette menfaat<br />

temin eden şüpheliler Sami Dinç ve Talat Emre Koçak’ın eylemlerinin ise suçun işlenmesinden<br />

önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle yardım etme<br />

suçunu oluşturduğu; şüpheliler Erman Ertaş ve Serdar Berkin’in ise; sınav öncesi Haldun<br />

Şenman’a rüşvet vererek soru-cevapları temin eden şüpheli Özden Aslan’a, suçun nasıl<br />

işleneceği hususunda yol göstermek ve eylem öncesi aralarındaki bağlantıyı sağlamak suretiyle<br />

yardım ederek suça iştirak ettikleri,<br />

Şüpheliler Olgun Peker, Özden Aslan, Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş,<br />

Volkan Bahçekapılı ve Tarık Özaslan’ın sınavda kopya çekmek suretiyle Yargıtay 6. Ceza Dairesi<br />

içtihatlarına göre “özel belgede sahtecilik” suçunu işledikleri,<br />

Eyleme karışan şüpheliler Olgun Peker, Haldun Şenman, Sami Dinç, Talat Emre<br />

Koçak, Özden Aslan, Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş, Volkan Bahçekapılı, Tarık<br />

Özaslan, Erman Ertaş ve Serdar Berkin’in eylemlerinin ayrıca, sınav sonrası menajerlik<br />

yapabilme yetkisini elde etme, bu suretle genellikle dernek statüsünde olan ve bir kısmı kamu<br />

yararına faaliyet yürüten dernek statüsünde kabul edilen futbol klüpleriyle, futbolcular arasında<br />

yapılan transfer vs. sözleşmeler sırasında taraf sıfatını kazanabilme ve bu suretle haksız menfaat<br />

temin etme amacı taşıdığından nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğu, dosya<br />

kapsamından anlaşılmıştır.<br />

AZİZ YILDIRIM LİDERLİĞİNDEKİ SUÇ ÖRGÜTÜ<br />

56/678


Olgun Peker liderliğindeki suç örgütüne yönelik teknik takiplerde; Olgun Peker’in<br />

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ile yakın ilişki içerisinde olduğunun, bir<br />

dönem başkanlığını yaptığı Giresun Spor Kulübü hakkında transfer yasağı bulunması nedeniyle<br />

bu yasağın kaldırılması için Mahmut Özgener aracılığıyla bazı girişimlerde bulunduğunun<br />

görülmesi üzerine Mahmut Özgener de soruşturmaya dahil edilmiş, Mahmut Özgener’e yönelik<br />

iletişim tespitlerinde, Aziz Yıldırım’la; şüphe çeken bazı görüşmelerinin olduğu, aracılar<br />

üzerinden görüşüp buluştukları, Aziz Yıldırım’ın; Fenerbahçe futbol takımının oynayacağı<br />

müsabakalarda görev alacak hakemlerin Fenerbahçe aleyhine karar vermemesi için girişimlerde<br />

bulunduğu, bazı müsabakalar için hakem ayarlaması yapmaya çalıştığı, Mahmut Özgener’in bu<br />

işler karşılığında futbol camiası içerisinde etkin konumda bulunan Aziz Yıldırım’ın desteğini<br />

almayı hedeflediği, Aziz Yıldırım’dan gelen her türlü talebe olumlu cevap vermeye çalıştığı<br />

görülmüş, ardından Aziz Yıldırım hakkında da örgütsel ilişkilerinin tespiti ve ortaya çıkarılması<br />

için 17.02.2011 günü adli çalışmalara başlanmıştır.<br />

Bu çalışmalarda; 1991–1992 sezonunda Fenerbahçe Spor Kulübünde Futbol Şube<br />

sorumlusu olarak görev yapan, 1998 yılından itibaren Fenerbahçe Spor Kulübünün başkanlığını<br />

yürüten Aziz Yıldırım’ın; Olgun Peker liderliğindeki suç örgütü ile ilişkili olduğu, kendisiyle<br />

birlikte hareket eden Mecnun Otyakmaz, Bülent Uygun, Bülent İbrahim İşcen, Ali Kıratlı, Yusuf<br />

Turanlı, Abdullah Başak ve İlhan Yüksel Ekşioğlu isimli şüphelilerin de Peker Grubu ile<br />

irtibatlı oldukları, görülmüştür ( Bu konu aşağıda ayrı bir başlık altında ayrıntılı olarak<br />

irdelenmiştir).<br />

Aziz Yıldırım’ın Olgun Peker ile irtibat halinde olmasına rağmen suç örgütü<br />

bünyesinde yer almadığı, etrafına topladığı şahıslarla birlikte, kendi liderliğinde, farklı bir<br />

yapılanma içerisine girdiği, bu yapılanmada Fenerbahçeli yöneticiler İlhan Yüksel Ekşioğlu ve<br />

Şekip Mosturoğlu ile kardeşi Alaeddin Yıldırım’ın etkin konumda oldukları, birlikte, Fenerbahçe<br />

takımının oynayacağı veya Fenerbahçe takımının ligdeki sıralamasını etkileyebilecek<br />

müsabakalarla ilgili şike ve teşvik faaliyetleri yürüttükleri, şahıslar arasındaki ilişkinin kulüp<br />

başkanı – yönetici ilişkisinden çok, Aziz Yıldırım’ın legal/illegal her türlü talimatını yerine<br />

getirmeleri nedeniyle suç örgütü lideri ve elemanı arasındaki ilişki şeklinde olduğu, şüphelilerin<br />

–futbol klüplerinin yönetici profiliyle tezat oluşturacak biçimde- Aziz Yıldırım’dan aşırı şekilde<br />

çekindikleri ve korktukları, talimatlarını harfiyyen yerine getirdikleri, saygı ilişkisinden öte astüst<br />

hiyerarşisi içerisinde oldukları anlaşılmıştır.<br />

Suç Örgütünün Genel Yapısı<br />

Aziz Yıldırım’ın 1998 yılından itibaren Fenerbahçe Spor Kulübünün Başkanlığını<br />

yaptığı, Fenerbahçe futbol takımının 2010-2011 Süper Lig sezonuna kadar 4 lig şampiyonluğu<br />

kazandığı, en son şampiyonluğunu 2006-2007 yılında elde ettiği, 2005-2006 ve 2009-2010<br />

sezonlarında ise şampiyonluğu son maçta kaybettiği ve sırasıyla bu sezonlarda Galatasaray ve<br />

Bursaspor’un şampiyon olduğu, bu durumun camia içerisinde huzursuzluğa yol açtığı, başarının<br />

sadece kupa ve şampiyonluklarla ölçüldüğü Fenerbahçe gibi büyük klüplerde, üst üste birkaç yıl<br />

şampiyonluk elde edemeyen yönetimin başarılı kabul edilemeyeceği, son yıllarda yaşanan sezon<br />

sonunda son maçlarda şampiyonluğun kaybedilmesinin gerek camiada gerekse yönetimde şok<br />

etkisi yarattığı, bu nedenle yönetimin sezon başında üst üste 3 yıl şampiyonluk vaadinde<br />

bulunduğu, dolayısıyla bu sezon başında (2010-2011) mutlak şampiyonluk beklentisinin<br />

oluştuğu, ligin ilk yarısında oynanan maçlar sonunda lider Trabzonspor’la oluşan puan farkının<br />

ise şampiyonluk ihtimalini azalttığı, bunun da camia içerisinde sezon sonu yönetimin<br />

değişebileceği söylentilerine yol açtığı, Aziz Yıldırım ve ekibinin ise Fenerbahçe Spor<br />

Kulübünün yönetimini bırakmak istemedikleri, kulüp içerisindeki gücünün devam etmesi<br />

gerekliliğine inanan Aziz Yıldırım’ın bu nedenle sezonun 2. yarısı başladığında puan kaybına<br />

57/678


tahammülünün olmadığı, ayrıca sezon sonuna kadar futbol takımının puan kaybetmemesinin de<br />

tek başına yeterli olmadığı, rakibi durumundaki Trabzonspor’un da puan kaybetmesinin<br />

gerektiği, şampiyonluğun sadece sportif faaliyetlerle elde edilemeyeceğini düşünen Aziz<br />

Yıldırım’ın, bu nedenle, yönetimde yer alan bazı şahıslar ve geçmişte Sedat Peker grubu ile<br />

irtibatlı olan bazı şahıslarla birlikte ayrı bir oluşuma gittiği, yönetimde görev yapan diğer<br />

üyelerin bilgi ve rızaları dışında oluşan bu yapılanmanın kendi içerisinde ayrı toplantılar<br />

tertiplediği, kamu yararına dernek statüsünde bulunan Fenerbahçe Spor Kulübünün; ismi,<br />

toplumdaki saygınlığı ve köklü geçmişinin getirdiği etki ve gücü de kullanılarak örgütsel<br />

faaliyetlere zemin hazırlandığı,<br />

Fenerbahçe Spor Kulübünün gelirlerine bakıldığında; sadece 2010 yılında 315 milyon<br />

TL gelir elde ettiği, 2011 yılı bütçesinin ise 367 milyon TL olarak Mali Genel Kurul sonucunda<br />

belirlendiği, 2010-2011 sezonu Spor Toto Süper Lig şampiyonluğu sonucunda Fenerbahçe<br />

SK’nün Türkiye Futbol Federasyonundan dayanışma payı dışında, şampiyonlar payı olarak 18<br />

milyon TL, 26 galibiyet ve 4 beraberlik sonucunda 21 milyon TL ve şampiyonluk primi olarak<br />

15 milyon TL almaya hak kazandığı, şampiyonlar Ligine doğrudan katılacak olması nedeni ile<br />

16 milyon TL almaya hak kazandığı,2010-2011 sezonu Süper Lig Naklen Yayın Gelirlerine<br />

bakıldığında, Fenerbahçe SK’nün şampiyon olması sonucunda diğer kulüplerin alacağı paydan<br />

fazlasını almaya hak kazandığı, bu gelirlerin; Fenerbahçe: 64.1 milyon TL, Trabzonspor:49.875<br />

milyon TL, Beşiktaş: 40.325 milyon TL, Galatasaray: 40.1 milyon TL, Bursaspor:36.650 milyon<br />

TL, şeklinde sıralandığı,<br />

Tüm bunlar gözönüne alındığında Fenerbahçe Spor Kulübünün büyük bir ekonomik<br />

değere sahip olduğu, bu değerle birlikte Fenerbahçe Spor Kulübünün yöneticilerinin de sosyal ve<br />

ticari hayat içerisinde etkin bir konum kazandıkları, bu nedenle Fenerbahçe kulübünün<br />

yönetimini uzun yıllardır elinde bulunduran Aziz Yıldırım ve talimatıyla hareket eden örgüt<br />

üyelerinin kulüp yönetimini bırakmak ve elde ettikleri etkinliği kaybetmek istemedikleri,<br />

Aziz Yıldırım liderliğinde oluşturulan suç örgütünde, İlhan Yüksel Ekşioğlu ve<br />

Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun etkin konumda oldukları, örgüt içerisinde tam bir hiyerarşik<br />

yapının bulunduğu, Aziz Yıldırım ile bu örgüt üyesi şüpheliler arasındaki ilişkinin kulüp başkanıkulüp<br />

yöneticisi ilişkisinden çok, örgüt lideri ile elemanı arasındaki ilişki şeklinde olduğu,<br />

şahısların Aziz Yıldırım’ın talimatlarını legal-illegal ayrımı yapmadan emir olarak algılayarak<br />

yerine getirdikleri, örgüt üyeleri ile Aziz Yıldırım arasında suç işleme amaçlı bir birlikteliğin var<br />

olduğu,<br />

Örgütte cezalandırma ve mükafatlandırma stratejisinin titizlikle uygulandığı; örgüt<br />

içerisinde bir yaptırım mekanizmasının bulunduğu, Aziz Yıldırım’ın örgüt üyelerini azarladığı,<br />

şike faaliyetlerinde başarısız olan örgüt üyelerinin örgütten dışlandığı, örneğin; 07.03.2011 günü<br />

oynanan Gençlerbirliği:2-Fenerbahçe:4 maçında Aziz Yıldırım ve İlhan Ekşioğlu’nun<br />

talimatlarıyla şike faaliyetlerinde bulunan ve bazı futbolcularla görüşen örgüt üyesi Doğan<br />

Ercan’ın; şike konusunda anlaştığı futbolcuların maçta iyi oynamaları nedeniyle, sonraki<br />

maçlarda şike faaliyetlerinde görevlendirilmediği, para dağıtımından pay alamayan şüphelinin<br />

görev istediği, ancak Alaaddin Yıldırım ve İ.Ekşioğlu’nun bu talepleri reddettikleri (bu konu<br />

aşağıda ayrı bir başlık halinde ele alınmıştır), örgüt içerisinde şike faaliyetleri yürüten ve başarılı<br />

olanlara ise gerek peyderpey gerekse lig sonunda toplu olarak para dağıtımı yapıldığı, bu<br />

bağlamda; futbol takımının şampiyon olmasının akabinde; yoğun şekilde çalışan bazı üyelerin<br />

mükafatlandırıldığı, örneğin; Ali Kıratlı’nın Kıbrıs’a tatile gönderildiği, Abdullah Başak’a ligin<br />

bitiminde İlhan Ekşioğlu tarafından Mini Cooper marka araç satın alındığı (bu konu aşağıda ayrı<br />

bir başlık halinde ele alınmıştır)<br />

58/678


Aziz Yıldırım’ın; İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu aracılığıyla şike faaliyetlerinde<br />

bulunmanın yanı sıra, kimi zaman direkt -Sedat Peker Grubu ile bağlantılı olan ve devamlı<br />

yanında bulunan- örgüt üyesi Bülent İbrahim İşcen aracılığıyla de şike ve teşvik faaliyetleri<br />

yürüttüğü, ayrıca bu şahsı yanında korkutucu bir güç olarak bulundurduğu,<br />

Şike ve teşvikle etkilenmek istenen maçtan haftalar önce örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın;<br />

İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu’na hedef müsabakanın istenildiği şekilde sonuçlanması için<br />

faaliyetlere başlamaları talimatını verdiği, örgüt liderinden talimatları alan İlhan Ekşioğlu ve<br />

Şekip Mosturoğlu’nun; önce kulüpte yönetici ve sorumlu düzeyde görevleri olan Serkan Acar,<br />

Alaeddin Yıldırım ve Cemil Turhan’la görüşüp konuşarak yapılacak faaliyetleri belirledikleri,<br />

ardından hedef müsabakanın oynanacağı takıma göre değişmekle birlikte, genel olarak; örgüt<br />

üyeleri Ali Kıratlı, Yusuf Turanlı, Ahmet Çelebi, Abdullah Başak, Yavuz Ağırgöl, Mehmet<br />

Yenice, Doğan Ercan, Mehmet Şen, Hasan Çetinkaya ve Sami Dinç’le irtibata geçerek bu<br />

şahıslara şike çalışmalarına başlamalarını söyledikleri, bu şahısların da futbol dünyasındaki<br />

geçmişlerinden gelen tecrübe, deneyim ve elde edilen çevreye dayanarak hedef müsabakanın<br />

yapılacağı takıma göre bir takım menajer, futbolcu, kulüp yetkilisi veya teknik sorumlularla<br />

irtibata geçtikleri ve şike ve teşvik konusunda görüşmeler yaptıkları, şike faaliyetlerinin<br />

yürütülmesinde para dağıtımının Aziz Yıldırım’ın talimatıyla Fenerbahçe Kulübü Mali İşler<br />

Müdürü Tamer Yelkovan aracılığıyla sağlandığı, İlhan Ekşioğlu’na ve Şekip Mosturoğlu’na şike<br />

parasının Tamer Yelkovan tarafından aktarıldığı, ancak para ödemesi konusunda şahısların Aziz<br />

Yıldırım’ın talimatı olmadan kesinlikle hareket etmedikleri, örgüt üyesi Tamer Yelkovan’ın;<br />

İlhan Ekşioğlu aracılığı ile şike faaliyetleri için ne kadar para dağıtıldığının hesabını düzenli<br />

olarak tuttuğu, (12.04.2011 günü Tamer Yelkovan’ın İlhan Ekşioğlu’na gönderdiği mesajda;<br />

“100 ayarlayabildim insaatlar icin” yazdığı (tape:1891), inşaat kelimesinin örgüt üyeleri<br />

arasında şike yapılan maç anlamında şifre olarak kullanıldığı.) belirlenmiş, şüphelilerin çalışma<br />

şeklini, birbirleriyle irtibatlarını, aralarındaki mükemmel koordinasyonu, hiyerarşiyi, Aziz<br />

Yıldırım’la; şike zincirinin son halkası konumundaki aracı-menajerler arasındaki işleyişi<br />

göstermesi açısından; 01.05.2011 günü saat:19.00’da oynanan Fenerbahçe-Büyükşehir Belediye<br />

Spor futbol müsabakası öncesi yaşanan görüşme ve buluşmalardan aşağıda kısaca bahsedilmiştir;<br />

29.04.2011 günü; Aziz Yıldırım’ın kulübün mali konularına bakan ve para trafiğini<br />

takip eden Tamer Yelkovan’a ödeme talimatını verdiği(tape:1599), Tamer Yelkovan’ın Şekip<br />

Mosturoğlu ile irtibata geçerek “Sami bana gelebilir…Ayşe tatile çıksın” diyerek şike faaliyetleri<br />

ile ilgili operasyonun başladığını ve şike faaliyetlerine karışan örgüt üyelerine para dağıtılacağını<br />

söylediği (tape:1846), ardından Tamer Yelkovan’ın İlhan Ekşioğlu’nu yanına çağırarak şike<br />

amaçlı kullanılacak para ödemesini yaptığı (tape:1907), İlhan Ekşioğlu’nun telefonla aradığı Ali<br />

Kıratlı’ya “Spor çantasıyla gel” diyerek paranın temin edildiğini ve kendisine teslim edeceğini<br />

söylediği (tape:2852,2853,2524), Bülent İbrahim İşcen’in “Ameliyat oldu mu” diye sorması<br />

üzerine Abdullah Başak’ın “Yok bugün” diyerek teslimatın tarihi hakkında şahsı bilgilendirdiği<br />

(tape:1918), telefon görüşmelerinden şike faaliyetinde bulunan şahıslara para dağıtılacağının, bu<br />

para trafiğini, şüphelilerden İlhan Ekşioğlu, Sami Dinç, Ahmet Çelebi, Bülent İşcen, Tamer<br />

Yelkovan, Abdullah Başak ve Ali Kıratlı’nın koordine ettiklerinin anlaşıldığı<br />

(tape:1919,1911,3175), yapılan fiziki takiplerde aynı gün (29.04.2011) saat:16.45’de; “ameliyat<br />

oldu mu” diye soran Bülent İşcen’in; Aziz Yıldırım, Ahmet Çelebi ve Tamer Yelkovan ile<br />

Fenerbahçe stadının altında bulunan Fenerium alışveriş merkezinde buluştuğunun, Ahmet<br />

Çelebi’nin buluşmadan sonra saat:18.00’de Yusuf Turanlı ile Kadıköy Kalamış iskelesinde<br />

buluştuğunun görüldüğü, yetkisiz menajerlik yapan Yusuf Turanlı’nın da daha sonra<br />

İ.B.B.Sporlu futbolcu İbrahim Akın’la buluşarak kendisiyle şike anlaşmasına vardığı ve<br />

kendisine ulaştırılan şike parasını futbolcuya teslim ettiği belirlenmiş, para dağıtımı olayı; öncesi<br />

59/678


ve sonrası ile birlikte değerlendirildiğinde; örgütün gizlilik içerisinde faaliyetlerini yürüttüğü, bu<br />

faaliyetler sırasında yapılan görüşmelerde kendi aralarında belirledikleri şifreli kelimeleri<br />

kullanarak anlaştıkları, şike faaliyetlerinde dağıtılan paranın genellikle tek elden örgüt lideri Aziz<br />

Yıldırım’ın talimatı ile Tamer Yelkovan aracılığı ile dağıtıldığı açıkça anlaşılmıştır.<br />

İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan 23.09.2011<br />

tarihli araştırma raporunda (Kl:68, Dizi:346-430 arası);<br />

28.02.2011- 11.05.2011 tarihleri arasında (Aziz Yıldırım liderliğindeki haksız<br />

ekonomik çıkar sağlamak amaçlı suç örgütünün şike ve teşvik pirimi faaliyetlerini çok yoğun bir<br />

şekilde yürüttüğü dönem.)İlhan Yüksel Ekşioğlu’na kulüp kasasından yapılan ödemelere yer<br />

verilmiştir.<br />

Araştırma raporunda; 28.02.2011- 11.05.2011 tarihleri arasında İlhan Ekşioğlu’na<br />

toplamda 2.216.810 TL ödeme yapıldığı, klüp kasasından yapılan ödemelerin gerekçesinde; bu<br />

kişiyle kulüp arasında borç-alacak ilişkisi kurulup kendi parasını kulübe verip tekrar geri alma<br />

şeklinde para giriş çıkışı yapıldığı, dolayısıyla kulüp kasasından bu şahsa yapılan ödemelerin<br />

takibinin kişisel bilgi olduğu ve kulüp muhasebesinde detay bilgisinin yer almadığı belirtilmiş,<br />

şike eylemindeki diğer deliller ile örtüştüğü görünen para ödemelerine ait bilgiler ilgili eylemler<br />

altında ele alınmış, şike eylemlerinde şahısların parayı aldıkları tarih ile kasadan para çıkışının<br />

gözüktüğü tarihin aynı olmama ihtimalinin bulunduğu, çıkan paranın bu kayıtlara tam alındığı<br />

gün değil, ileri bir tarihte kayıt edilmiş olabileceği değerlendirilmiştir.<br />

Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz’ın da örgüt bünyesinde faaliyet gösterdiği,<br />

Federasyon başkanlığı seçimleri konusunda Aziz Yıldırım ile birlikte hareket ettiği, kendi<br />

kulübünün ligden düşme hattında bulunduğu sırada Aziz Yıldırım’dan destek aldığı ve<br />

Fenerbahçe takımının şampiyon olması için şike yaparak destek verdiği ve Aziz Yıldırım’ın<br />

talimatları ile hareket ettiği,<br />

Eskişehirspor teknik direktörü Bülent Uygun’un da örgüt üyesi olarak faaliyet<br />

gösterdiği, sadece takımının oynadığı müsabakalarda değil, diğer takımların oynadığı<br />

müsabakalarda da örgüt lehine olacak şekilde şike faaliyetleri içerisinde bulunduğu,<br />

Federasyon üzerinde yürütülen illegal çalışmaların, daha önce federasyonda görev<br />

yapan Şekip Mosturoğlu eliyle yürütüldüğü,<br />

Örgütün şike ve teşvik faaliyetlerinde genellikle para ödemesi yaptığı, nadiren ise<br />

Fenerbahçe takımına transfer edilme vaadinde bulunulduğu, transfer şikesi yolunun örgüt<br />

tarafından profesyonelce kullanıldığı, ekseriyetle bu futbolculara; oynadıkları takımların<br />

Fenerbahçe futbol takımıyla yapacağı maçtan önce müsabaka haftasında transfer vaadinde<br />

bulunulduğu, bu vaadden sonra anlaşma sağlanamasa dahi futbolculara; büyük takımda oynama,<br />

elde ettiği gelirin çok daha fazlasını kazanma, tanınma, şöhret ve çevre edinme imkanı sunularak<br />

kafalarının karıştırıldığı, bu yolla şike yapılan müsabakada futbolcunun kötü oynamasının, teşvik<br />

primi verilen maçta ise iyi oynamasının hedeflendiği (Bir sporcuya kendi takımı ile oynayacağı<br />

maçtan önce de tranfer teklif getirilebilir. Ancak bu teklif getirilirken kendi kulübüne karşı iyi<br />

oynamaması veya hiç oynamaması gibi spor ahlakına aykırı düşebilecek ve müsabaka sonucunu<br />

etkileyebilecek nitelikte öneriler yapılamaz. Yapıldığı takdirde bunun şike/şikeye teşebbüs olarak<br />

nitelenmesi olanağı ortaya çıkar. Aşağıda ayrıntılı şekilde irdelendiği üzere; Fenerbahçe SK<br />

yöneticileri veya bağlantılı şahıslar tarafından Emenike, Sezer Öztürk, Sercan Yıldırım, Serdar<br />

Kulbilge ve Mahmut Boz; Beşiktaş SK yöneticileri ve teknik kadro tarafından da İbrahim Akın<br />

ve İskender Alın isimli futbolculara bu içerikte transfer tekliflere yapıldığı belirlenmiştir.)<br />

İlhan Ekşioğlu ve Şekip Mosturoğlu’nun diğer örgüt üyeleriyle sürekli irtibatta olarak<br />

bu şahıslardan aldıkları bilgileri örgüt lideri Aziz Yıldırım’a genellikle yüzyüze, bazen de şifreli<br />

60/678


şekilde yaptıkları telefon görüşmeleri ile bildirdikleri, yapılan görüşmelerde aracıların ve şike<br />

amaçlı anlaşma sağlanan şahısların isimlerinin zikredilmemesine özellikle dikkat edildiği, bu<br />

telefon görüşmelerinin çoğu zaman daha önce ayrıntıları yüzyüze anlatılmış olan hareket<br />

planının işleyişinde bir problem olup olmadığı ile ilgili Aziz Yıldırım’ın “durumlar nasıl” vb.<br />

sorularına İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun “gayet güzel, iyi, problem yok” vb. cevapları vermesi<br />

şeklinde olduğu,<br />

Şike ve teşvik konusunda genellikle kaleci ve forvet pozisyonunda oynayan<br />

futbolcuların seçildiği, kimi zaman ise teknik direktör ve kulüp yöneticileri ile bağlantının<br />

sağlandığı, rakip takım futbolcularından Sercan Yıldırım, Gökçek Vederson, İbrahim Akın, Ümit<br />

Karan, Sezer Öztürk, Korcan Çelikay, Mehmet Yıldız, Serdar Kulbilge, İskender Alın, Mahmut<br />

Boz, Murat Şahin ve Emmanuel Emenike gibi futbolcuların örgütle anlaşarak şike/teşvik primi<br />

faaliyetlerine girdikleri,<br />

Şike faaliyetleri yürütülürken, rakip Trabzonspor tarafından, kendi rakiplerine teşvik<br />

ödemesi yapılıp yapılmadığının da araştırıldığı, bu yolla muhtemel teşvik primi dağıtılması<br />

girişimlerine karşı önceden önlem alınmaya çalışıldığı, (Ör; 1425,1426,3009,3462,2593 nolu<br />

tapeler),<br />

Suç örgütünün Türkiye Futbol Federasyonu üzerinde de etkinliğinin bulunduğu,<br />

Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’in Aziz Yıldırım’ın futbol camiası içerisindeki gücünden<br />

faydalanabilme adına şahsa her türlü desteği verdiği, Fenerbahçe kulübüne Federasyondan<br />

usulsüz şekilde paralar aktarıldığı, bu paraların şike faaliyetlerinde kullanıldığı, Federasyon<br />

Tahkim Kurulu ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu kararlarına örgüt lehine olacak şekilde<br />

müdahale edildiği, bazı hakemlerin müsabakanın devre aralarında tehditvari sözlerle baskı altına<br />

alınmaya çalışıldığı, (Kl:27, Dizi:54-65 arası)<br />

Örgütün şike faaliyetlerini gizleyebilme adına basını yönlendirdiği ve örgüt lehine<br />

olacak şekilde haberler yaptırdığı, (Kl:27, Dizi:100-106 arası)<br />

Örgüt üyelerinin olası bir polis çalışmasına karşı son derece duyarlı hareket ettikleri,<br />

kendi aralarında şifreli konuşmalar yaptıkları, Aziz Yıldırım’ı; bir numara, şirket ceosu,<br />

futbolcuyu; inşaat işçisi, mağdur, müvekkil, Ali Kıratlı’yı; rüzgar, şekerli, hakemi; hakim, parayı;<br />

gram, şike parası almayı; kahve içme, futbol maçını; tarla, taş ocağı, inşaat, mahkeme, proje,<br />

dava gibi kelimelerle şifreledikleri, cep telefonlarıyla görüşmek yerine bulundukları yerde sabit<br />

telefon araştırarak o hat üzerinden görüştükleri, teknik takip imkanı bulunmadığı düşüncesiyle<br />

daha çok Blackberry telefonlarla mesajlaşma cihetine gittikleri, örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın<br />

görüşmelerini daha çok yüzyüze yaptığı, şike teklifi yapılırken futbolcuya ulaşmadan önce silsile<br />

halinde aracı kullandıkları,bu şekilde Şike Zincirinin çözülmesinin önüne geçmeyi hedefledikleri<br />

(Ör:1688, 3066, 1646, 1649, 3154 nolu tapeler), örgüt faaliyetlerini büyük bir gizlilik içerisinde<br />

yürütmeye özen gösterdikleri (Ör:1967, 2745, 1338, 2071, 1427, 2491, 1544, 3063, 1898,<br />

1899, 3104, 2961, 2968, 2981, 3134, 2648, 2649 nolu tapeler),<br />

Şüpheli Aziz Yıldırım tarafından oluşturulan suç örgütünün, süper ligde oynanan<br />

maçların sonuçlarını -Fenerbahçe futbol takımının lehine olacak şekilde- şike yapmak/teşvik<br />

primi vermek suretiyle etkilemek amacıyla kurulduğu ve faaliyet yürüttüğü, şüpheliler arasında<br />

mevcut hiyerarşik bağ çerçevesinde iş bölümü yapıldığı, şüphelilerin birbirleriyle ve üçüncü<br />

şahıslarla sürekli irtibat halinde ve yoğun şekilde, düzenli olarak şike eylemlerinde<br />

bulundukları, yukarıda isimleri zikredilen örgüt üyelerinin, Aziz Yıldırım’ın emir, direktif ve<br />

talimatlarıyla hareket ettikleri, Aziz Yıldırım’ın bizzat şüphelilerden çok azıyla görüştüğü,<br />

genellikle İlhan Yüksel Ekşioğlu aracılığıyla emir ve talimatlarını ilettiği ve eylemleri koordine<br />

ettiği, örgüt üyesi şüphelilerin birbirleriyle ve menajer-aracılarla irtibatlarının ekseriyetle büyük<br />

bir gizlilik içerisinde ya belirli aralıklarla ya bir önceki görüşmede sonraki görüşmenin yeri ve<br />

61/678


zamanı belirlenmek suretiyle sağlandığı, örgüt üyesi şüphelilerden bazılarının şike/teşvik<br />

girişimlerini meslek haline getirdikleri, hatta geçimlerini bu yolla temin ettikleri, şüphelilerin<br />

birbirleriyle yaptıkları görüşmelerde gizliliğe azami riayet gösterip şifreli kelimeler<br />

kullandıkları, bu suç örgütünün yapısı incelendiğinde, diğer suç örgütlerinde olduğu gibi dikey<br />

bir yapılanma oluşturduğu ve şüpheliler arasındaki hiyerarşik ilişkinin diğer örgüt<br />

yapılanmalarına kıyasla daha sıkı olduğu, şüphelilerin sayısının örgüt kurmaya yeterli olduğu ve<br />

suçu yönünden elverişli üye, araç ve gerece sahip olunduğu, toplanan kanıtlar, özellikle teknik<br />

takip sonucu elde edilen bilgi ve belgeler, şüpheliler arasında hiyerarşik bir bağ olduğu, suç<br />

işleme iradelerinde devamlılık bulunduğu, yasal anlamda disipline edilmiş örgüt ve örgüt<br />

bireylerinin ayrımsal fonksiyonel sorumluluk ve aktiviteleri ile somut özel görev ve işlevlerinin<br />

olduğunu kabule elverişli olduğu, bu bağlamda şüphelilerin teknik takibe konu kullandıkları<br />

telefon hatlarıyla birbirleriyle yoğun şekilde yaptıkları görüşmeler örgüt üyeleri tarafından<br />

şike/teşvik primi eylemlerinin birbirleriyle irtibatlı ve koordineli şekilde, örgüt faaliyeti<br />

çerçevesinde işlendiğini ve şüphelilerin yoğun şekilde bu eylemlerde bulunup bu faaliyetleri<br />

rahat bir şekilde yürütmek amacıyla örgüt teşkil ettiklerini gösterdiği, TCK’nın 220. maddesine<br />

uygun şekilde teşkil edilen örgütün esas itibariyle şike/teşvik eylemlerinde bulunmak amacıyla<br />

kurulduğu, bu yolla haksız ekonomik çıkar sağlamayı amaçlayan suç örgütünün cebir/tehdit<br />

uygulayan silahlı bir örgüt olmadığı, ancak suç örgütü içerisinde yer alan bazı şüphelilerin suç<br />

geçmişleri, Peker Grubuyla uzun geçmişe dayanan ve sürügelen irtibatları, örgüt lideri Aziz<br />

Yıldırım’ın; bu bağlantılar sayesinde Sedat Peker isminin futbol camiası içerisindeki korkutucu<br />

gücünü şike faaliyeti yürütülen şahıslar üzerinde bir baskı aracı olarak kullanması, Bülent<br />

İbrahim İşçen, Abdullah Başak gibi isimlerin Peker Grubuyla ilişkisinin diğer şahıslarca ve<br />

futbol kamuoyunca bilinmesi nedeniyle Aziz Yıldırım’ın bu şahısları bilerek klüp içerisinde<br />

çevresinde tutup kendisine muhalif isimler üzerinde bir baskı oluşturma amacı ile yönlendirmesi<br />

(08.05.2011 günü yapılan Fenerbahçe Mali Genel Kurulunda yaşananlar buna örnek teşkil eder<br />

ve bu nedenle anılan eylem aşağıda ayrı bir başlık altında ayrıntılı olarak irdelenmiştir) ve<br />

örgütün buna uygun üye yapısı dikkate alındığında her an cebir/tehdit/baskı içeren eylemlerde<br />

bulunabilecek bir örgüt yapısına dönüşebileceği tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.<br />

Suç Örgütünün; Peker Grubuyla Bağlantısı<br />

Aziz Yıldırım liderliğinde kurulan haksız ekonomik çıkar sağlamak amaçlı suç<br />

örgütünün Sedat Peker liderliğindeki suç örgütü ile yoğun irtibat içerisinde olduğu,<br />

Aziz Yıldırım’ın; Sedat Peker’in manevi oğlu olarak tanınan Olgun Peker ile bağlantılı<br />

olduğu, yetkisiz menajerlik faaliyetleri yürüten Olgun Peker'in sahibi olduğu Refleks Menajerlik<br />

isimli iş yerinde yapılan aramada bulunarak el konulan belgelerde; Olgun Peker’in menajer<br />

olarak gözüktüğü, sözleşme tarihinin belirtilmediği, 2005-2006 sezonuna ait, Gökdeniz<br />

Karadeniz ve Aziz Yıldırım arasında imzalanan bir transfer sözleşmesinin ele geçirildiği,<br />

Fenerbahçe SK adına Refleks Menajerlik isimli şirkete menajerlik bedeli olarak 295.000 euro ve<br />

50.000 euro ödeme yapıldığının görüldüğü, Gökdeniz Karadeniz’in hiçbir dönem Fenerbahçe<br />

kulübünde futbol oynamadığı dikkate alındığında, şahsın transferi yapılmış gibi gösterilerek,<br />

Aziz Yıldırım tarafından Olgun Peker’e yaklaşık 350 000 euro ödeme yapıldığının anlaşıldığı<br />

(eski yöneticilerden Hakan Bilal Kutlualp’in aşağıda yer verilen beyanlarıyla birlikte<br />

değerlendirildiğinde Aziz Yıldırım’la Peker Grubunun eski yıllara dayalı köklü bir ilişkisinin<br />

bulunduğu açıkça görülmektedir), (Kl:27, Dizi:108)<br />

Aziz Yıldırım liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütünün Sedat Peker Grubuna üye<br />

olmaktan işlem görmüş birçok şahıs ile irtibat halinde olduğu, sürekli şekilde Aziz Yıldırım’ın<br />

yanında bulunan Bülent İbrahim İşcen’in 2004 yılında gerçekleştirilen Kelebek kod adlı<br />

62/678


operasyon kapsamında yakalandığı ve Sedat Peker grubuna üye olmaktan işlem gördüğü, şahsın<br />

çevresinde Sedat Peker ile irtibatlı olarak tanındığı,<br />

Örgütün şike faaliyetlerini yürüten ve yetkisiz menajerlik yapan Yusuf Turanlı ve Ali<br />

Kıratlı’nın Peker Grubu ile bağlantı içerisinde oldukları, bu durumun şike yapılan futbol<br />

takımları ve oyuncuları üzerinde bir baskı oluşturduğu, Yusuf Turanlı’nın Erkan Korkmaz<br />

aracılığıyla Sedat Peker’le irtibat kurduğu,<br />

Aziz Yıldırım’a her konuda destek veren Fenerbahçe eski kongre üyesi ve Sivas Spor<br />

kulübü başkanı Mecnun Otyakmaz’ın Peker grubu ile suç geçmişinin bulunduğu, 2004 yılında<br />

Sedat Peker liderliğindeki suç örgütüne yönelik Kelebek operasyonu da dahil olmak üzere<br />

birlikte birkaç defa gözaltına alındıkları, halen cezaevinde bulunan Sedat Peker’le; Erkan<br />

Korkmaz üzerinden irtibat kurduğu, şahsın aynı zamanda Olgun Peker’le de bağlantısının<br />

olduğu, (Kl:28, Dizi:37-42 de yer alan fiziki takip tutanağı)<br />

Örgüt üyesi şüphelilerden Eskişehirspor teknik direktörü Bülent Uygun’un; halen<br />

cezaevinde bulunan Sedat Peker’le; Erkan Korkmaz üzerinden irtibat kurup iletişim sağladığı,<br />

Mecnun Otyakmaz'ın; Sivasspor Başkanı olduğu dönemde Bülent Uygun'un da Sivasspor teknik<br />

direktörlüğü görevini yürüttüğü, (09.02.2011 günü TEM Şube Müdürlüğü ihbar hattına yapılan<br />

isimsiz ihbarda, "Bülent Uygun, Sedat Peker'in adamlarına verilmek üzere 250 milyar para<br />

gönderecek" şeklinde iddiaların yer aldığı, ihbara yönelik çalışmalarda, belirtilen tarihte ihbarda<br />

adı geçen otobüste, üzerinde Bülent Uygun'un ismi yazılı koli içerisinde 150.000 tl paranın<br />

bulunduğu, Bülent Uygun’un bu parayı ev almak amacıyla İstanbul’a getirdiğini beyan ettiği),<br />

Örgüt üyesi şüphelilerden Sivas spor yönetim kurulu üyesi Ahmet Çelebi’nin; halen<br />

cezaevinde bulunan Sedat Peker’le; Erkan Korkmaz üzerinden irtibat kurup iletişim sağladığı,<br />

Fenerbahçe SK Yönetim Kurulu üyesi İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun Sedat Peker’in<br />

manevi oğlu olarak bilinen ve suç birlikteliği olan Olgun Peker ile sık irtibatlı olduğu, futbolcu<br />

transferinde şahısla birlikte hareket ettiği,<br />

Örgüt üyesi şüphelilerden Avukat Sami Dinç’in aynı zamanda Olgun Peker<br />

liderliğindeki suç örgütüyle de yoğun irtibatının bulunduğu, şahsın avukatlığını yaptığı, Olgun<br />

Peker’e; menajerlik sınav sorularının çalınarak sınavda kopya çekilmesi sürecinde, yetkisiz<br />

menajerlik eylemlerinde ve Giresunsporda sözleşmeleri bulunan ve alacakları ödenmediği için<br />

TFF’ye şikayette bulunan futbolcuların baskıyla ikna edilmesi sürecinde aktif rol aldığı, yapılan<br />

fiziki takiplerde Olgun Peker’le çok sıkı irtibatlı olduğunun görüldüğü (Kl:28, Dizi:43-46 arası),<br />

(Olgun Peker liderliğindeki suç örgütüne yönelik eylemlerin anlatıldığı bölümde bu ilişkiyi<br />

gösterir tapelere ayrıntılı şekilde yer verildiğinden burada sadece bu irtibata değinilmekle<br />

yetinilmiştir.)<br />

Örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın; bu bağlantılar sayesinde Sedat Peker isminin futbol<br />

camiası içerisindeki korkutucu gücünü şike faaliyeti yürütülen şahıslar üzerinde bir baskı aracı<br />

olarak kullandığı anlaşılmıştır.<br />

ÖRGÜT ÜYESİ DOĞAN ERCAN’IN ŞİKE FAALİYETLERİNDE BAŞARISIZ<br />

OLMASI NEDENİYLE KENDİSİNE YENİ GÖREV VERİLMEMESİ:<br />

07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği:2-Fenerbahçe:4 maçında Aziz Yıldırım ve<br />

İlhan Ekşioğlu’nun talimatlarıyla şike faaliyetlerinde bulunan ve bazı futbolcularla görüşen örgüt<br />

üyesi Doğan Ercan’ın; şike konusunda anlaştığı futbolcuların maçta iyi oynamaları nedeniyle,<br />

sonraki maçlarda şike faaliyetlerinde görevlendirilmediği, para dağıtımından pay alamayan<br />

şüphelinin görev istediği, ancak Alaaddin Yıldırım ve İ.Ekşioğlu’nun bu talepleri reddettikleri<br />

açıkça anlaşılmıştır.<br />

63/678


ŞİKE FAALİYETLERİNDE BAŞARILI OLAN ABDULLAH BAŞAK’A İLHAN<br />

EKŞİOĞLU TARAFINDAN 02.06.2011 GÜNÜ ARAÇ SATIN ALINMASI: (Kl:27,<br />

Dizi:67-70 arası)<br />

Abdullah Başak ve Bülent İbrahim İşcen’in şike faaliyetleri içerisinde yer aldıkları, bu<br />

şahıslara her hafta düzenli olarak para verildiği, yapılan teknik takiplerde İlhan Ekşioğlu’nun<br />

talimatları doğrultusunda şike faaliyetlerinde bulunan Abdullah Başak’ın Ali Kıratlı ile yaptığı<br />

bir telefon görüşmesinde İlhan Ekşioğlu’nu kastederek “Bin, 3 bin öyle her hafta veriyor”<br />

diyerek takip ettiği şike faaliyetleri karşılığında kendisine düzenli para verildiğini, hatta “Altın<br />

vuruşu dedi 3 hafta sonra dedi ne istiyorsan” diyerek kendisine ligin bitiminden sonra İlhan<br />

Ekşioğlu tarafından daha çok para verileceğini söylediği, aynı gün Abdullah Başak’ın Bülent’le<br />

yaptığı görüşmede Bülent’in “Ali Kıratlı’nın kuşun birini aldığını” söylemesi üzerine<br />

Abdullah’ın Ali Kıratlı’yı kastederek “Bugün gitti Kıbrıs’a hanımıyla” diyerek şahsın tatile<br />

gittiğini söylediği, Ali Kıratlı’nın karıştığı şike faaliyetlerinden dolayı örgütten aldığı ödeme ile<br />

Kıbrıs tatiline gittiğinin anlaşıldığı,<br />

Şike faaliyetlerinde yer alan Abdullah Başak’ın kendisine ligin bitiminde İlhan<br />

Ekşioğlu tarafından büyük para verileceğini söylemesi üzerine yapılan çalışmalarda; ligin<br />

bitmesi ve Fenerbahçe Spor Kulübünün şampiyon olmasının akabinde 24.05.2011 günü İlhan<br />

Ekşioğlu’nun Abdullah Başak’a Kosifler oto isimli galeriden -aracı kendisinin aldığının<br />

bilinmemesi şartıyla- Mini Cooper marka bir araç satın alındığı,<br />

Bülent İbrahim İşcen’in de Abdullah Başak’a “Sağda solda duyulur bak boşa<br />

düşürtmeyin, arabanın ruhsatı Ruken’in üstüne çıksın” diyerek İlhan Ekşioğlu’nun kendisine<br />

araç satın aldığının anlaşılmaması için tedbirler almasını istediği, A.Başak’ın 2.6. 2011 günü<br />

Kosifler otomotivden satın aldığı 34 TY 8602 plakalı Mını Cooper S marka siyah renkli aracı<br />

04.06.2011 günü teslim aldığı, aracın ruhsat kaydının Bülent İbrahim İşcen’in söylediği gibi<br />

İlhan Ekşioğlu ile Abdullah Başak arasında doğrudan bir irtibat tespit edilememesi amacıyla<br />

Abdullah Başak’ın kardeşi Ruken Başak adına çıkarıldığı belirlenmiştir. Düzenlenen<br />

operasyonda 34 TY 9602 plakalı Mını Cuper marka araca el konulmuş, araç hakkındaki elkoyma<br />

kararı araç sahibi Ruken Başak'ın talebi üzerine mahkemece kaldırılmış, araç; Abdullah Başak'ın<br />

kardeşi ve araç sahibi olan Ruken Başak'a teslim edilmiş, araç üzerine 31.10.2011 tarihinde<br />

satılamaz/devredilemez şehri konulmuştur.<br />

08.05.2011 günü Fenerbahçe Spor Kulübünün 2010 yılı Olağan Mali Genel Kurul<br />

Toplantısının Faruk Ilgaz Tesislerinde yapıldığı, bu genel kurul için “Konuşan Fenerbahçe<br />

Platformu” adı altında bir oluşumun gazetelere ilan vererek (Fenerbahçemiz İçin Konuşuyoruz<br />

başlıklı, gazete ilanı; “2009 yılında kulübümüzün toplam borcu 425.000.000 TL iken, 2010<br />

yılında toplam borç 575.000.000 TL’ye yükselmiştir. 150.000.000 TL’lik borç artışının nedeni<br />

nedir? Mayıs 2010 kongresinde Topuk Yaylası Tesislerinin 8.000.000 TL’ye mal olacağını, bu<br />

bedelin 5.000.000 TL’sinin de, o sırada ismi açıklanmayan bir kaynaktan karşılanacağı taahhüt<br />

edilmiştir. Sayın Başkanımızın Mayıs ayındaki bu konuşmasından önce Mart ayında, kulübün<br />

kasasından bu yatırım için 5.000.000 TL çıkmış mıdır? Yapımı devam etmekte olan Topuk<br />

Yaylası Tesislerimizin nihai bedeli 15.000.000 TL’yi bulacak mıdır? Adı açıklanmayan bu<br />

kaynaktan alınacak para 7.000.000 TL midir? Aradaki bu fark, kulüp kasasından 1 kuruş dahi<br />

çıkmadan sonuçlandırılacak mıdır? Yoksa, faaliyet raporlarında görüldüğü üzere, Ankara<br />

Telekom Tesislerinin yapımında taahhüt edilen ancak daha sonra gerçekleştirmediği görülen<br />

şekilde, kulüp kasasından mı karşılanacaktır? (Kl:28, Dizi:123)”), kulübün iyi yönetilmediği,<br />

şirket birleşmesi, Ankara’daki kamp tesisleri, Topuk yaylası tesisleri inşaatlarında usulsüzlük<br />

olduğu imasında bulundukları,<br />

64/678


Aziz Yıldırım’ın yapılacak genel kurulda muhalif bir grubun bulunacağını öğrenmesi<br />

üzerine, Şekip Mosturoğlu’na; muhaliflerden Işık Eyigüner, Rahmi Eyüpoğlu, Aziz Yılmaz ve<br />

Hakan Bilal Kutlualp gibi isimleri kastederek “Kavga dövüş atsınlar dışarı” şeklinde talimat<br />

verdiği, Serkan Acar’a da bu konuda bilgi verdiği,<br />

Tamer Yelkovan’ın genel kurulda muhalefet yaşanması durumunda Işık Eyigüngör’ü<br />

kastederek “Döveriz,…döveceğiz başkanım” dediği,<br />

Daha sonra Aziz Yıldırım’ın Sedat Peker Grubu ile bağlantılı ve suç geçmişi bulunan<br />

Bülent İbrahim İşçen’e; muhalif isimlerden Hulusi Belgü’yü kastederek “Hulusiler mulusileri...<br />

dövdüreceğiz tamam…hepiniz kongreye gelin” diyerek diğer örgüt elemanlarıyla birlikte<br />

kongreye gelmesi talimatını verdiği, Bülent’in de “Çocuklar da getireceğim” diyerek bunu<br />

onayladığı ve Ahmet Çelebi’ye de genel kurula gelmesi yönünde talimat verdiği,<br />

Aziz Yıldırım’ın talimatıyla Bülent İbrahim İşçen, Ahmet Çelebi, Abdullah Başak<br />

isimli örgüt üyelerinin genel kurulda bulunduğu, bu şahısların Peker Grubuyla ilişkisinin diğer<br />

şahıslarca bilinmesi nedeniyle Aziz Yıldırım’ın bu şahısları bilerek muhalifler üzerinde baskı<br />

oluşturma amacı ile genel kurula çağırdığı, birlikte görüntü vererek muhaliflerin konuşmasının<br />

önüne geçmeyi amaçladığı, Fenerbahçe kongre üyesi Aram Markaroğlu'nun genel kurulda<br />

yaşananlarla ilgili Şekip Mosturoğlu’na sitemde bulunarak “Dışarıya boksörleri koy arkaya zorti<br />

Bülentleri (B.İşçen) koy, o Apo (A. Başak) denen çocuk gelmiş benim önüme oturuyor,…..onlar<br />

hedef olmamak adına orada belki çıkmadılar” şeklinde konuştuğu ve muhalif kişilerin bu baskı<br />

nedeniyle çıkıp konuşamadıklarını dile getirdiği, Aziz Yıldırım’ın çevresine aldığı Bülent İşçen<br />

ve Abdullah Başak ile bu baskıyı sağladığı, belirlenmiştir.<br />

AZİZ YILDIRIM LİDERLİĞİNDEKİ SUÇ ÖRGÜTÜNÜN ŞİKE ve TEŞVİK<br />

EYLEMLERİ<br />

A-6222 SAYILI SPORDA ŞİDDET YASASININ 14.04.2011 TARİHİNDE<br />

YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNDEN ÖNCE GERÇEKLEŞEN ŞİKE VE TEŞVİK<br />

EYLEMLERİ<br />

1-) 21.02.2011 GÜNÜ MANİSA’DA OYNANAN MANİSASPOR –<br />

TRABZONSPOR MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ<br />

Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün Fenerbahçe futbol takımının Süper Toto<br />

Süper Lig 2010-2011 sezonunda şampiyon olabilmesi amacıyla futbol müsabakalarının<br />

sonuçlarını Fenerbahçe lehine sonlandırabilmek amacıyla teşvik ve şike faaliyetleri içerisinde<br />

bulundukları,<br />

Süper Lig 2010-2011 sezonunun 22. haftasına gelindiğinde; Trabzonspor’un 47 puanla<br />

lig birincisi olduğu, Fenerbahçe’nin 45 puanla ve averaj üstünlüğü ile lig ikincisi olduğu ve<br />

Bursaspor’un da 45 puanla lig üçüncüsü olduğu,<br />

Fenerbahçe'nin liderliğe yükselebilmesi için, Trabzonspor’un 21.02.2011 günü<br />

oynanacak Manisaspor – Trabzonspor müsabakasında puan kaybetmesinin gerektiği, bu nedenle<br />

örgütün; müsabakanın sonucunu etkilemeye yönelik girişimlerde bulunduğu,<br />

Bu bağlamda; Aziz Yıldırım’ın talimatıyla Fenerbahçe klubü yöneticisi Serkan Acar<br />

ile Altyapı sorumlusu Cemil Turhan’ın Manisaspor teknik direktörü Hikmet Karaman ile<br />

görüşerek şahsa Trabzonspor müsabakasının sonucunu Fenerbahçe lehine etkileyebilmek için<br />

teşvik primi vermeyi teklif ettikleri, bu amaçla maçtan 3 gün önce Manisa’ya Teknik Direktör<br />

Hikmet Karaman’ın yanına gittikleri, Hikmet Karaman’ın bu teklifi kabul ettiği, örgütün Hikmet<br />

Karaman vasıtasıyla bazı Manisasporlu futbolculara da teşvik primi vermeyi planladığı, bu<br />

görüşmede Hikmet Karaman’ın, Aziz Yıldırım’ın Manisaspor kulübü başkanı Kenan Yaralı ile<br />

de görüşmesi gerektiğini belirttiği, Aziz Yıldırım’ın da bunu kabul ederek Kenan Yaralı ile<br />

65/678


teşvik pirimi verilmesi amaçlı irtibat kurup 500.000 dolar karşılığında anlaşma yaptığı, anlaşma<br />

uyarınca bu meblağın 10.02.2011 günü Kenan Şehirli isimli üçüncü şahıs tarafından banka<br />

yoluyla Kenan Yaralı’ya gönderildiği,<br />

21.02.2011 günü oynanan müsabakanın Manisaspor: 1 – Trabzonspor: 2 şeklinde<br />

sonuçlandığı, Manisasporun mağlup olduğu bu müsabakanın hemen akabinde Aziz Yıldırım’ın<br />

Fenerbahçe klubü yöneticisi İlhan Yüksel Ekşioğlu’nu arayarak, Manisasporlu futbolcuların<br />

teşvik priminden haberlerinin olmadığını öğrendiğini aktardığı, İ.Ekşioğlu’nun da bu durumu<br />

onaylayarak kendisinin irtibatlı olduğu şahsın da aynı bilgiyi verdiğini söylediği, şahısların kendi<br />

aralarında Manisasporlu futbolcuların ne kadar kötü oynadıklarını konuştukları, İ.Eşioğlu’nun<br />

“Ne zaman böyle dikim yapsak olmuyor” diyerek son dönemdeki faaliyetlerinin sürekli boşa<br />

gittiğini belirttiği,<br />

Teşvik girişiminin amacına ulaşmaması üzerine; Aziz Yıldırım tarafından Manisa Spor<br />

Kulüp Başkanı Kenan Yaralı’ya banka yoluyla gönderilen 500.000 doların, 29.03.2011 tarihinde<br />

Kenan Şehirli adına düzenlenmiş 4 adet 125.000 dolar meblağlı (toplam 500.000 dolar) çekle<br />

Tamer Yelkovan aracılığıyla Aziz Yıldırım’a iade edildiği belirlenmiştir (Kl:69, Dizi:174-177<br />

arası).<br />

MAÇ RAPORU<br />

TFF’nin resmi internet sitesinden alınan bilgilere göre; Manisaspor – Trabzonspor<br />

müsabakasının 21.02.2011 günü saat:20.00’de Manisa 19 Mayıs stadyumunda başladığı,<br />

Manisaspor kulübünün teknik sorumlusunun Hikmet Karaman olduğu, müsabakanın<br />

Manisaspor:1 – Trabzonspor:2 şeklinde sonuçlandığı anlaşılmıştır.<br />

Eyleme ilişkin iletişim tespit tutanaklarına yer verilmiştir.<br />

Eyleme ilişkin telefon detay inceleme ve analiz tutanağına yer verilmiştir.<br />

Hikmet Karaman’ın Serkan Acar’la direk bir irtibatının olmadığı, her iki şahsın da<br />

Kenan Yaralı ve Aziz Yıldırım ile irtibatlı oldukları, Hikmet Karaman’ın 21.02.2011 günü<br />

oynanan maçtan 3 gün önce Aziz Yıldırım’ı aradığı, Kenan Yaralı ile maçtan sonra<br />

görüşmelerinin olduğu, Serkan Acar’ın Aziz Yıldırım ile maçtan önce, maç günü ve maçtan<br />

sonra görüşmelerinin olduğu, Kenan Yaralı ile maçtan bir gün önce görüşmesinin olduğu<br />

anlaşılmıştır.<br />

EYLEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

Aziz Yıldırım’ın organizesinde; İlhan Yüksel Ekşioğlu, Serkan Acar, Tamer Yelkovan<br />

ve Cemil Turhan’ın iştirakı ile; Manisaspor – Trabzonspor müsabakası öncesinde; Manisaspor<br />

Teknik Direktörü Hikmet Karaman ve kulüp başkanı Kenan Yaralı ile teşvik primi verilmesi<br />

amaçlı anlaşma yapıldığı, teşvik primine konu 500.000 dolar paranın üçüncü şahıs üzerinden<br />

Kenan Yaralı’ya Aziz Yıldırım tarafından gönderildiği, maçı Trabzonspor’un kazandığı, teşvik<br />

girişiminin amacına ulaşmaması üzerine paranın Kenan Yaralı tarafından yaklaşık 1 ay sonra<br />

iade edildiği belirlenmiştir.<br />

2-)26.02.2011 GÜNÜ OYNANAN FENERBAHÇE – KASIMPAŞA FUTBOL<br />

MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

26.02.2011 günü oynanan Fenerbahçe - Kasımpaşa futbol müsabakası öncesi Aziz<br />

Yıldırım’ın, İlhan Yüksel Ekşioğlu’na Fenerbahçe’nin Kasımpaşa ile yapacağı müsabakada şike<br />

amaçlı olarak Kasımpaşa Kulübü kalecileriyle irtibat kurulması talimatını verdiği, bu maçta<br />

Tolga Ögen’in değil S.Fırat Kocaoğlu’nun kaleci mevkiinde oynayacağını söyleyerek şahsa<br />

yönlendirdiği, akabinde Ekşioğlu’nun, Cemil Turhan ile görüşerek S.Fırat Kocaoğlu ile şike<br />

66/678


yapması için anlaşmasını istediği, Cemil Turhan’ın bu görüşmeden hemen sonra örgüt üyesi<br />

Mehmet Yenice’yi aradığı, Mehmet Yenice’nin de maç öncesi daha önce Fenerbahçe’de oynayan<br />

Kasımpaşa Spor Kalecisi Murat Şahin ile irtibata geçtiği, tarafların 100.000 dolar karşılığında<br />

şike anlaşmasına vardıkları, müsabakanın Fenerbahçe’nin galibiyeti ile sonuçlandığı, müsabaka<br />

sonrası şahısların kendi aralarında tekrar görüşerek şike para miktarını 75.000 dolara<br />

düşürdükleri, 08.03.2011 günü İlhan Ekşioğlu’nun bu parayı Tamer Yelkovan’dan aldığı, paranın<br />

Mehmet Yenice üzerinden Murat Şahin’e gönderildiği, yapılan iletişim tespit ve telefon detay<br />

dökümü analizlerinden açıkça anlaşılmıştır.<br />

Aşağıda ayrıntılı şekilde irdelenen Fenerbahçe – Ankaragücü maçı öncesi yapılan şike<br />

faaliyetlerinden de anlaşılacağı üzere Mehmet Yenice ile Murat Şahin’in başka maçlara yönelikte<br />

şike amaçlı birlikte çalıştıkları, Ankaragücü maçına dönük yapılan iletişim tespitlerinde (2947,<br />

2948, 2925, 2926, 3250 ve 3251 nolu tapeler) Murat Şahin’in Kasımpaşa maçında şike<br />

faaliyetinde bulunduğu, karşılığında para aldığı, bunun eşi tarafından farkedilmesi üzerine aile<br />

içinde huzursuzluğun çıktığı, bu nedenle ikinci kez Ankaragücü maçında şike için aracılık<br />

yapması kendisinden istendiğinde bu kez yanaşmadığı açıkça anlaşılmıştır.<br />

MAÇ RAPORU<br />

TFF’nin resmi internet sitesinden alınan bilgilere göre; Fenerbahçe – Kasımpaşa<br />

müsabakasının 26.02.2011 günü saat:19.00’da Şükrü Saraçoğlu stadyumunda başladığı,<br />

Kasımpaşa takımında kaleci Sadrettin Fırat Kocaoğlu’nun 41 numaralı forma ile ilk 11’de sahaya<br />

çıktığı, müsabakanın Fenerbahçe:2-Kasımpaşa:0 şeklinde sonuçlandığı belirlenmiştir.<br />

EYLEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

Aziz Yıldırım’ın organizesinde; İlhan Yüksel Ekşioğlu, Cemil Turhan ve Tamer<br />

Yelkovan’ın iştirakı ile; şüpheli Mehmet Yenice üzerinden, 26.02.2011 günü oynanan<br />

Fenerbahçe - Kasımpaşa futbol müsabakası öncesinde; Kasımpaşaspor kalecisi Murat Şahin ile<br />

şike amaçlı anlaşma yapıldığı, adı geçen futbolcuya 75.000 dolar para verildiği, maçı<br />

Fenerbahçe’nin 2-0 kazandığı,belirlenmiştir.<br />

3-) 06.03.2011 GÜNÜ BURSA’DA OYNANAN BURSASPOR–İSTANBUL<br />

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ<br />

Süper Lig 2010-2011 sezonunun 24. haftasına gelindiğinde; Fenerbahçe’nin 51 puan<br />

ve averaj üstünlüğü ile lig birincisi olduğu, Trabzonspor’un 51 puanla lig ikincisi olduğu,<br />

Bursaspor’un 48 puanla lig üçüncüsü olduğu ve Kayserispor’un 43 puanla lig dördüncüsü<br />

olduğu, her 4 takımın da ligi şampiyonlukla bitirme ihtimalinin olduğu,<br />

Fenerbahçe’nin liderliği koruyarak ligin zirvesinde yalnız kalabilmesi için rakibi<br />

durumundaki 3 takımın da ligin 24. haftasında yapacakları maçlarda puan kaybetmelerinin<br />

gerektiği, bu nedenle Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün 24.haftada bu takımların<br />

yapacağı maçların sonucunu etkilemeye yönelik girişimlerde bulunduğu,<br />

Bu durumun örgüt lideri Aziz Yıldırım ile İlhan Yüksel Ekşioğlu arasında 02.03.2011<br />

tarihinde gerçekleşen telefon görüşmesinde Ekşioğlu tarafından “Vaziyet gayet iyi,…3 tarlayı da<br />

sürdük yani” şeklinde sözlerle ifade edildiği, şahısların kendi aralarındaki konuşmada<br />

şifreledikleri “üç tarlayı da sürdük” ifadesinin; ligin 24. haftasında 04.03.2011 günü oynanan<br />

Kayserispor-Manisaspor, 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB Spor, 06.03.2011 günü<br />

oynanan Beşiktaş-Trabzonspor müsabakalarında şike yapıldığı anlamına geldiği,<br />

67/678


Bu bağlamda; 06.03.2011 günü Bursa’da oynanan Bursaspor – İ.B.B.Spor futbol<br />

müsabakası öncesi Aziz Yıldırım’ın, İ.Ekşioğlu’na; Bursaspor’un İ.B.B ile yapacağı<br />

müsabakaya müdahale edilmesi talimatını verdiği, İ.Ekşioğlu’nun müsabakayla ilgili yürüttüğü<br />

çalışmalar kapsamında; Ali Kıratlı vasıtasıyla, İbrahim Akın ve İskender Alın isimli futbolcuların<br />

gayrıresmi menajerliğini yapan Yusuf Turanlı’ya ulaşarak kendisiyle anlaştığı ,<br />

06.03.2011 günü Bursa’da oynanan müsabakada örgütün irtibatlı olduğu İ.B.B.<br />

futbolcularının oynadığı,<br />

Müsabakanın Bursaspor:1-İ.B.B.Spor:1 şeklinde sonuçlandığı, bu sonuçla 24. hafta<br />

sonunda Bursaspor’un 49 puanda kalarak 54 puanla lig birincisi olan Fenerbahçe ile arasındaki<br />

puan farkının 5 puana çıktığı ve şampiyonluk mücadelesinde dezavantajlı duruma düştüğü,<br />

İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Ali Kıratlı’nın, Yusuf Turanlı üzerinden irtibat kurulan<br />

futbolcuların müsabakadaki oyunlarından memnun kaldıkları, 07.03.2011 günü Ali Kıratlı’nın<br />

İ.Ekşioğlu ile irtibata geçerek şahıslara ödenecek parayı istediği, İ.Ekşioğlu’nun da çalışanı Halil<br />

Köntek aracılığıyla Ali Kıratlı’ya 60.000 TL verdiği belirlenmiştir.<br />

MAÇ RAPORU<br />

TFF resmi internet sitesinden alınan bilgilere göre; Bursaspor –İ.B.B.Spor<br />

müsabakasının 06.03.2011 günü saat:16.00’da Bursa Atatürk stadyumunda başladığı, İ.B.B.Spor<br />

takımında 2 numaralı forma ile Can Arat, 8 numaralı forma ile Zeki Korkmaz, 11 numaralı forma<br />

ile İbrahim Akın’ın ilk 11’de sahaya çıktığı, 12 numaralı forma ile İskender Alın’ın 60. dakikada<br />

müsabakaya başladığı, müsabakanın Bursaspor:1-İ.B.B.Spor:1 şeklinde sonuçlandığı<br />

anlaşılmıştır.<br />

EYLEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

Sonuç olarak; Aziz Yıldırım’ın talimatlarıyla hareket eden İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun,<br />

Ali Kıratlı üzerinden; İbrahim Akın ve İskender Alın gibi bazı İ.B.B.Sporlu futbolcuların<br />

gayrıresmi menajerliğini yapan Yusuf Turanlı ile 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-<br />

İ.B.B.Spor müsabakası öncesinde; teşvik pirimi verilmesi amaçlı anlaşma yaptığı, teşvike konu<br />

60.000 TL paranın İlhan Ekşioğlu’nun talimatıyla Halil Köntek aracılığıyla Ali Kıratlı’ya, bu<br />

şahıs tarafından da Yusuf Turanlı’ya maç sonrası teslim edildiği, ( Her ne kadar yapılan iletişim<br />

tespitlerinde ve telefon detay döküm analizi – baz istasyonu çalışmalarında; İbrahim Akın,<br />

İskender Alın, Zeki Korkmaz, Metin Depe ve Can Arat isimli İ.B.B.Spor’lu futbolcular ve<br />

İ.B.B.’nin eski futbolcusu Necati Ateş’le; teşvik primi verilmesi amaçlı irtibat kurulup<br />

görüşüldüğüne dair bazı deliller elde edilmiş ise de; bu futbolcularla anlaşıldığına, futbolcuların<br />

anılan maçtan dolayı teşvik primi alarak menfaat temin ettiklerine dair somut delil elde<br />

edilemediğinden haklarında sevk maddesi tanzim edilmemiştir.), Aziz Yıldırım liderliğindeki<br />

suç örgütünün teşvik primi vererek 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İ.B.Belediyespor<br />

müsabakasında; Bursaspor’la ilgili hedefledikleri sonuca ulaştıkları belirlenmiştir.<br />

4-) 07.03.2011 GÜNÜ ANKARA’DA OYNANAN GENÇLERBİRLİĞİ –<br />

FENERBAHÇE FUTBOL MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

07.03.2011 günü Ankara’da oynanan Gençlerbirliği - Fenerbahçe futbol müsabakası<br />

öncesi örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın, bir yandan Fenerbahçe yöneticisi İlhan Yüksel Ekşioğlu’na,<br />

bir yandan da menajer Mehmet Şen’e Fenerbahçe’nin Gençlerbirliği ile yapacağı müsabakada<br />

Gençlerbirliği teknik heyetindeki bazı şahıslar ve bazı Gençlerbirliği futbolcuları üzerinden şike<br />

yapılması için talimat verdiği,<br />

68/678


Bu çalışmalar kapsamında; İ.Ekşioğlu’nun menajer Doğan Ercan vasıtası ile bazı<br />

Gençlerbirliği futbolcuları ile irtibata geçerek müsabakada kötü oynayıp müsabakanın<br />

Fenerbahçe lehine sonlanması, bunun karşılığında da para almaları konusunda anlaştıkları,<br />

01.03.2011 günü Doğan Ercan ile İ.Ekşioğlu’nun bahse konu olayla ilgili başbaşa<br />

konuşmak için İ.Ekşioğlu’nun Kadıköy’de bulunan ofisinde buluştukları, bu buluşmada Doğan<br />

Ercan’ın, İ.Ekşioğlu’na; Hurşut Meriç, Serkan Çalık, Mehmet Akgün, Murat Kalkan, Orhan<br />

Şam, Labinot Harbuzi, Aykut Demir, Michael Jedinak ve Randall Azofeifa Corrales isimli<br />

Gençlerbirliği futbolcuları ile konuşup anlaştığını aktardığı, 02.03.2011 günü İ.Ekşioğlu’nun bu<br />

isimleri Aziz Yıldırım’a bildirmek üzere kendisiyle yüzyüze görüştüğü,<br />

05.03.2011 günü İ.Ekşioğlu’nun Beykoz Kandilli iskelesinde Doğan Ercan’a şike<br />

konusunda anlaşma sağlanan futbolculara ilk taksit olarak müsabakadan sonra dağıtılması için<br />

100.000 dolar parayı teslim ettiği ve bahse konu şike parasını şahsa teslim ettiğine dair Aziz<br />

Yıldırım’a bilgi verdiği, Doğan Ercan’ın da Zafer Önder İpek ile irtibata geçtiği,<br />

Diğer yandan yine Aziz Yıldırım’ın talimatı ile Gençlerbirliği – Fenerbahçe<br />

müsabakasında şike yapabilmek için faaliyetlerde bulunan Mehmet Şen’in; Gençlerbirliği<br />

yardımcı antrenörü Cengiz Demirel ve Gençlerbirliği klüp müdürlüğü görevini yürüten eski<br />

hakemlerden Zafer Önder İpek vasıtasıyla Gençlerbirliği kalecisi Serdar Kulbilge’ye ulaşarak<br />

şahısla bahse konu müsabakayı Fenerbahçe’nin lehine sonuçlandıracak şekilde oynaması için<br />

para karşılığı anlaştığı, ayrıca müsabakadan önce kaleci Serdar Kulbilge’ye sezon sonunda<br />

Fenerbahçe’ye transfer edileceği de vaat edilerek aynı zamanda transfer şikesi yapıldığı,<br />

Mehmet Şen’in, Aziz Yıldırım’ın talimatıyla şike faaliyetlerine devam ettiği esnada Aziz<br />

Yıldırım’ın Mehmet Şen’in yaptığı çalışmaları İ.Ekşioğlu’na bildirerek birlikte hareket<br />

etmelerini istediği, Mehmet Şen’in; müsabakadan önce Gençlerbirliği takım kadrosunu<br />

İ.Ekşioğlu’na bildirdiği, İ.Ekşioğlu’nun da kadroyu Doğan Ercan’a bildirerek şike çalışmalarının<br />

bu şahıslar üzerinde yoğunlaştırılmasını istediği ve faaliyetlerin bu şekilde devam ettirildiği,<br />

07.03.2011 günü saat:20.00’de Gençlerbirliği – Fenerbahçe müsabakasının başladığı,<br />

müsabakanın ilk yarı sonucunun 2-2 berabere tamamlanması üzerine İ.Ekşioğlu’nun Doğan<br />

Ercan ve Mehmet Şen’i arayarak Gençlerbirliği futbolcularının beklenenden daha iyi<br />

oynadıklarını söyleyip şahısları uyardığı,<br />

Müsabakanın Gençlerbirliği:2-Fenerbahçe:4 şeklinde sonuçlandığı, Gençlerbirliği<br />

kalecisi Serdar Kulbilge’nin müsabakada Gençlerbirliği kalecisi olarak görev yaptığı,<br />

Müsabaka sonunda Aziz Yıldırım’ın, yapılan şikeye rağmen Gençlerbirliği<br />

futbolcularının iyi oynadığını düşünerek İ.Ekşioğlu’nu azarladığı ve ilk taksit olarak futbolculara<br />

dağıtılmak üzere Doğan Ercan’a verilen 100.000 doların geri alınması talimatını verdiği,<br />

İ.Ekşioğlu’nun da aynı tepkiyi Doğan Ercan’a yansıtarak şahıstan 100.000 doları geri istediği,<br />

Doğan Ercan’ın da bahse konu parayı Tuğrul Çağrı Üzer aracılığı ile İ.Ekşioğlu’nun çalışanı<br />

Halil Köntek’e teslim ettiği,<br />

Gençlerbirliği futbolcularına verilmesi için anlaşılan paranın futbolcuların<br />

müsabakadaki oyunlarından memnun kalınmadığı için verilmediği, bu hususta oluşan<br />

anlaşmazlığı çözmek ve ayrıca 20.03.2011 günü Gençlerbirliği’nin Trabzonspor ile yapacağı<br />

müsabaka ile ilgili anlaşma sağlayabilmek için Cengiz Demirel ve İ.Ekşioğlu’nun 16.03.2011<br />

günü İstanbul’da buluştukları, bu buluşmada Cengiz Demirel’in Fenerbahçe müsabakası ile ilgili<br />

ödeme yapılmaması durumunu kabullendiği sadece takım kalecisi Serdar Kulbilge’ye yapılacak<br />

ödemenin miktarını arttırarak şahsa ödeme yapmak konusunda anlaştıkları, Serdar Kulbilge’nin<br />

hesabına Fenerbahçe kaleci antrenörü Murat Öztürk vasıtası ile vaat edilen paranın bir kısmının<br />

yatırılması suretiyle Serdar Kulbilge’ye şike parasının verildiği, geçen zaman içerisinde kaleci<br />

69/678


Serdar Kulbilge’ye yapılan Fenerbahçe’ye transfer edilme vaadinin ise yerine getirilmediği<br />

belirlenmiştir.<br />

Gençler Birliği Spor Kulübü ile yapılan yazışmada 2010-2011 futbol sezonu içerisinde<br />

Serdar Kulbilge isimli futbolcunun transferi için Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından kendilerine<br />

iletilmiş herhangi bir transfer girişiminin bulunmadığı, adı geçen futbolcuyla görüşme yapmak<br />

için Fenerbahçe SK tarafından kulüpten yazılı izin talep edilmediği ve kulüp tarafından<br />

Fenerbahçe SK bu şekilde yazılı izin verilmediği bildirilmiştir (Kl:65, Dizi:335).<br />

MAÇ RAPORU<br />

TFF Resmi internet sitesinden alınan bilgilere göre; Gençlerbirliği – Fenerbahçe<br />

müsabakasının 07.03.2011 günü saat:20.00’da Ankara 19 Mayıs stadyumunda başladığı,<br />

Gençlerbirliği takımında 1 numaralı forma ile Serdar Kulbilge’nin, 12 numaralı forma ile<br />

Randall Azofeifa Corrales’in, 17 numaralı forma ile Hurşut Meriç’in, 7 numaralı forma ile<br />

Serkan Çalık’ın, 28 numaralı forma ile Mehmet Akgün’ün, 67 numaralı forma ile Orhan Şam’ın,<br />

4 numaralı forma ile Aykut Demir’in, ilk 11’de sahaya çıktığı, 8 numaralı forma ile Labinot<br />

Harbuzi’nin ve 14 numaralı forma ile Michael John Jedinak’ın ise yedek oldukları, Jedinak’ın<br />

55.dakikada maça girdiği, müsabakanın Gençlerbirliği:2-Fenerbahçe:4 şeklinde sonuçlandığı<br />

anlaşılmıştır.<br />

EYLEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

07.03.2011 günü Ankara’da oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe müsabakasında, Aziz<br />

Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından Gençlerbirliği futbolcusu Serdar Kulbilge ile;<br />

maçta kötü oynaması, karşılığında para alması ve Fenerbahçe’ye transfer edilmesi hususunda<br />

şike anlaşmasına varıldığı, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Doğan Ercan, Mehmet Şen, Murat Öztürk,<br />

Cengiz Demirel, Tuğrul Çağrı Üzer, Halil Köntek, Zafer Önder İpek ve Tamer Yelkovan’ın bu<br />

eyleme iştirak ettikleri (Yapılan iletişim tespitlerinde ve telefon detay döküm analizi – baz<br />

istasyonu çalışmalarında; Serkan Çalık, Labinot Harbutzi, Hurşut Meriç, Mehmet Akgün, Murat<br />

Kalkan, Orhan Şam, Aykut Demir, Michael Jedinak ve Randall Azofeifa Corrales isimli<br />

futbolcularla şike amaçlı irtibat kurulup görüşüldüğüne dair bazı deliller elde edilmiş ise de bu<br />

futbolcularla anlaşıldığına, futbolcuların anılan maçta şike yaparak menfaat temin ettiklerine dair<br />

somut delil elde edilemediğinden haklarında sevk maddesi tanzim edilmemiştir.), belirlenmiştir.<br />

5-) 20.03.2011 GÜNÜ ANKARA’DA OYNANAN GENÇLERBİRLİĞİ -<br />

TRABZONSPOR MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ<br />

Süper Lig 2010-2011 sezonunun 26. haftasına gelindiğinde; Fenerbahçe’nin 57 puanla<br />

ve averaj üstünlüğü ile lig birincisi olduğu, Trabzonspor’un da 57 puanla lig ikincisi olduğu,<br />

Fenerbahçe’nin lig birinciliğini koruyarak ligin zirvesinde yalnız kalabilmesi için<br />

rakibi durumundaki Trabzonspor’un ligin 26. haftasında Gençlerbirliği ile yapacağı müsabakada<br />

puan kaybetmesinin gerektiği, bu nedenle Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün bahse<br />

konu müsabakanın sonucunu etkilemeye yönelik girişimlerde bulunduğu,<br />

Bu bağlamda; müsabaka öncesi Aziz Yıldırım’ın, İlhan Ekşioğlu’na; bazı<br />

Gençlerbirliği futbolcularına teşvik primi verilmesi için talimat verdiği,<br />

İlhan Ekşioğlu’nun yürüttüğü çalışmalar kapsamında; 07.03.2011 günü oynanan<br />

Gençlerbirliği – Fenerbahçe müsabakasında da birlikte şike yaptıkları Mehmet Şen, Cengiz<br />

Demirel ve Gençlerbirliği genel müdürü Zafer Önder İpek üzerinden Gençlerbirliği futbolcuları<br />

Serdar Kulbilge ve Mahmut Boz’a ulaşarak şahıslarla Trabzonspor’a karşı iyi oynamaları,<br />

karşılığında teşvik primi verilmesi konusunda anlaştıkları,<br />

Bu süreçte;<br />

70/678


-14.03.2011 günü Ankara’da; Mehmet Şen, Cengiz Demirel ve Serdar Kulbilge’nin;<br />

-16.03.2011 günü İstanbul’da; Cengiz Demirel ile İlhan Ekşioğlu’nun;<br />

-17.03.2011 günü İstanbul’da; Cengiz Demirel ile Serdar Kulbilge’nin; başbaşa<br />

görüştükleri,<br />

Bahse konu görüşmelerde; hem 20.03.2011 günü oynanacak Gençlerbirliği – Trabzon<br />

spor müsabakasına dönük teşvik primi verilmesi, hem de 07.03.2011 günü Ankara’da oynanan<br />

Gençlerbirliği – Fenerbahçe müsabakasında yapılan şike eyleminden ötürü şike parasının<br />

ödemesinde yaşanan sıkıntıların konuşulduğu, bu durumun İlhan Ekşioğlu’nun 17.03.2011 günü<br />

yaptığı bir telefon görüşmesinde Tamer Yelkovan’a hitaben sarfettiği “O dünki arkadaşlarla ilgili<br />

birisiyle konuştuk şimdi de, (Serdar Kulbilge’yi kastederek) ona bir 50 daha artıracağız ha işçiyi,<br />

o geçmiş yaptığı hakedişle ilgili” şeklindeki sözlerle şifreli olarak dile getirildiği, ayrıca<br />

müsabakadan önce Serdar Kulbilge’ye sezon sonunda Fenerbahçe’ye transfer edileceğinin vaat<br />

edildiği,<br />

Ayrıca; Fenerbahçe profesyonel futbol takımı idari menajeri Hasan Çetinkaya’nın da<br />

müsabaka günü Ankara’da Serdar Kulbilge ve tespit edilemeyen bazı Gençlerbirliği futbolcuları<br />

ile görüştüğü,<br />

20.03.2011 günü oynanan müsabakanın Gençlerbirliği:1 - Trabzonspor:2 şeklinde<br />

sonuçlandığı, müsabakada ilk 11’de sahaya çıkan kaleci Serdar Kulbilge’nin sakatlanarak<br />

maçtan çıkmasından sonra yedek kalecinin son dakikalarda gol yediği ve müsabakanın örgütün<br />

hedeflediği şekilde sonuçlanmadığı, bu duruma sinirlenen örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın, İlhan<br />

Ekşioğlu’nu aradığı, İlhan Ekşioğlu’nun Aziz Yıldırım’ın azarlamasından çekinerek telefonu<br />

açmadığı, İlhan Ekşioğlu’nun bu durumu aktardığı Faruk Yaşar’ın da sinirlenip “yedekleri de mi<br />

şey yapacağız” diyerek tepki gösterdiği, bahse konu görüşmenin örgütün Gençlerbirliği kalecisi<br />

Serdar Kulbilge ile Trabzonspor karşısında iyi oynaması karşılığında teşvik primi verilmesi<br />

konusunda anlaştığını net bir şekilde gösterdiği,<br />

Müsabaka sonrası örgütün Gençlerbirliği futbolcularına vaad ettiği teşvik priminin<br />

ödenmesinde gecikme yaşandığı, bunun üzerine Cengiz Demirel’in de İlhan Ekşioğlu’nu<br />

arayarak; futbolcuların, ödeme sürecinin uzaması ve Fenerbahçe müsabakasında da vaat edilen<br />

parayı alamamalarıyla ilgili kendi aralarında konuşmaya başladıklarını söyleyip ödemenin bir an<br />

önce yapılması gerektiği konusunda şahsı uyardığı, İlhan Ekşioğlu’nun da ödemenin Mayıs ayı<br />

sonunda yani lig bitiminde yapılacağını söyleyerek ödemeyi ertelediği, Cengiz Demirel’in de bu<br />

durumu Gençlerbirliği futbolcuları Mahmut Boz ve Serdar Kulbilge’ye haber verdiği, şahısların<br />

da teşvik primine konu parayı alabilmek için ligin bitişini beklemeye başladıkları,<br />

Geçen zaman içerisinde Gençlerbirliği yöneticilerinin; Cengiz Demirel ve Zafer Önder<br />

İpek’in; Gençlerbirliği takımı ile ilgili bazı illegal faaliyetlerde bulunduklarından haberdar<br />

oldukları ve şahısları Gençlerbirliği kulübünden kovdukları, Serdar Kulbilge’nin Fenerbahçe’ye<br />

transfer edilme vaadinin yerine getirilmediği ve transferden vazgeçildiği,<br />

MAÇ RAPORU<br />

TFF resmi internet sitesinden alınan bilgilere göre; Gençlerbirliği – Trabzonspor<br />

müsabakasının 20.03.2011 günü saat:19.00’da Ankara 19 Mayıs stadyumunda başladığı,<br />

Gençlerbirliği takımında 1 numaralı forma ile kaleci Serdar Kulbilge’nin ilk 11’de sahaya<br />

çıktığı, 82. dakikada maçtan çıkarak yerine 22 numaralı forma ile Ramazan Köse’nin geçtiği,<br />

Mahmut Boz’un maçın 79.dakikasında oyuna girdiği, müsabakanın 90. dakikasında<br />

Gençlerbirliği takımının gol yediği ve bu golden sonra müsabakanın Gençlerbirliği:1-<br />

Trabzonspor :2 şeklinde sonuçlandığı anlaşılmıştır.<br />

EYLEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

71/678


20.03.2011 günü Ankara’da oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakasında Aziz<br />

Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından Gençlerbirliği futbolcuları Serdar Kulbilge ve<br />

Mahmut Boz’la; Trabzonspor’a karşı iyi bir mücadele sergilemeleri, karşılığında para almaları ve<br />

Fenerbahçe’ye transfer edilmeleri hususunda anlaşıldığı, şahıslara teşvik primi verildiği, İlhan<br />

Yüksel Ekşioğlu, Mehmet Şen, Cengiz Demirel, Halil Köntek, Zafer Önder İpek, Faruk Yaşar,<br />

Tamer Yelkovan ve Hasan Çetinkaya’nın bu eyleme iştirak ettikleri, belirlenmiştir.<br />

6-) 09.04.2011 GÜNÜ OYNANAN ESKİŞEHİRSPOR - FENERBAHÇE<br />

MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

Süper Ligin 27. hafta maçları sonunda Trabzonspor'un 63 puan ve 2 puanlık farkla<br />

Fenerbahçe'nin önünde lider durumda olduğu, Trabzon ve Fenerbahçe futbol takımlarının<br />

şampiyonluk adayı olarak yalnız kaldıkları, her iki takımın da sonraki maçlarının çok fazla önem<br />

arz ettiği, Fenerbahçe takımının puan kaybetmesi durumunda şampiyonluk şansının azalacağı<br />

biçimde ligin şekillendiği,<br />

Bu nedenle; 28. haftada 09.04.2011 günü oynanacak Eskişehirspor-Fenerbahçe<br />

maçından önce, Aziz Yıldırım'ın talimatıyla; Eskişehirspor teknik direktörü Bülent Uygun ve<br />

Eskişehirspor futbolcularından Ümit Karan ile şike amaçlı olarak irtibata geçildiği, Bülent<br />

Uygun'un maçtan bir hafta önce Şükrü Saraçoğlu stadına gelerek Fenerbahçe maçını izlediği<br />

Ardından verilecek şike parası için finans arayışına giren Aziz Yıldırım'ın TFF'den<br />

para almak için girişimde bulunduğu, 05.04.2011 günü TFF yöneticisi Mehmet Levent Kızıl’la<br />

görüştüğü, bu görüşmede paranın ertesi gün Fenerbahçe kulübüne verileceğinin söylendiği,<br />

bunun üzerine Aziz Yıldırım'ın kulübün mali işlerine bakan Tamer Yelkovan'ı aradığı ve "1,5<br />

trilyonu takip et sen, oradan 200’ü ayır şeye yanlız İlhan" diyerek talimat verdiği,<br />

Bu arada İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun Aziz Yıldırım'dan aldığı talimat doğrultusunda Ali<br />

Kıratlı'ya talimat vererek, Eskişehir'e gidip Ümit Karan ve Bülent Uygun’la görüşmesini, maçın<br />

Fenerbahçe lehine sonuçlanması konusunda herhangi bir sorun yaşanmamasını istediği,<br />

yapacakları anlaşma karşılığında ödenecek şike parası hakkında "250 gram" (250.000 dolar<br />

olduğu değerlendirilmektedir.) şeklinde şifreli sözler kullandıkları, İlhan'ın ödenecek para<br />

konusunda herhangi bir sorun olmayacağını "Hiç gecikme bilmem ne olmayacak, anında, ikisine<br />

de aynı anda söyle" diyerek Ali Kıratlı'ya ilettiği ve Bülent Uygun ile Ümit Karan'a bu<br />

doğrultuda teminat verebileceğini aktardığı, Ali Kıratlı'nın da Ümit Karan'ın diğer oyuncularla<br />

görüştüğünü kastederek "Yani çokuz diyor herkeste bekliyor diyor aşırı şekilde diyor…ikincisi<br />

(Trabzonspor maçı için alınacak teşvik primi kastediliyor) için 300 gram alırız…mühim olan<br />

birincisi…biraz bi yükselttim o kadar ben sana sormadan..50’şer 50 şer YEŞİL ZAM YAPTIM”<br />

diyerek yapılan şike faaliyeti hakkında Ekşioğlu'na bilgi aktardığı,<br />

TFF tarafından Fenerbahçe kulübüne alacaklarına mahsuben avans olarak 1 500 000<br />

TL para yatırıldığı gün (06.04.2011) Aziz Yıldırım'ın Tamer Yelkovan'ı arayıp "Bir buçuk geldi<br />

mi" diye sorduğu, Tamer’in de bir sorun olmadığını belirterek "Geldi geldi başkanım,…bir de<br />

İlhan beyin emaneti vardı onu da hallediyoruz yarına” şeklinde bilgi verdiği,<br />

Görüşmelerden bir gün sonra Ekşioğlu'nun Ali Kıratlı'yı aradığı, paranın hazır<br />

olduğunu ve göndereceğini söyleyip Eskişehir'e gitmesi için talimat verdiği, Ali Kıratlı'nın "Bize<br />

biraz şey bıraksaydın ya örtülüden yol harçlığı" diyerek Eskişehir'de yapacağı masraflar için para<br />

istediği, bu durumun da Ali Kıratlı'nın İlhan Ekşioğlu'nun talimatı ile hareket ettiğini açıkça<br />

gösterdiği,<br />

Daha sonra İlhan Ekşioğlu'nun, çalışanı Halil Köntek aracılığıyla (200.000 dolar) şike<br />

parasını Ali Kıratlı'ya ulaştırdığı, Ali Kıratlı'nın da Mustafa Anlı ile birlikte 07.04.2011 günü<br />

Eskişehir’e gittiğii,<br />

72/678


Aynı gün akşam Ali Kıratlı'nın kaldığı otele yakın bir kafeteryada Bülent Uygun, Ali<br />

Kıratlı, Muhammet Şenyüz ve Mustafa Anlı'nın buluştukları, bu buluşma sırasında Ali Kıratlı ve<br />

Bülent Uygun'un kafeterya dışına çıkarak bir süre başbaşa görüştükleri, daha sonra şahısların<br />

ayrıldıkları,<br />

Ali Kıratlı'nın, Bülent Uygun'la buluşmasının ardından Ümit Karan’la telefonla<br />

görüştüğü ve buluşmak istediği ancak Ümit Karan'ın dışarıda buluşmak istemediği, evine davet<br />

ettiği, bunun üzerine Ali Kıratlı'nın Muhammet Şenyüz ve Mustafa Anlı ile birlikte otele gittiği,<br />

bir süre sonra elinde çanta ile dışarıya çıktığı ve yanında bulunan şahıslarla birlikte eğlence<br />

yerine gittikleri,<br />

Ümit Karan'ın Ali Kıratlı'yı almak üzere şoförü Mustafa Efe’yi gönderdiği, Ali<br />

Kıratlı'nın şoförün geldiği araca bindiği ve Ümit Karan'ın evine gitmek üzere Efe ile<br />

buluşmasının ardından tekrar otele döndüğü, otelden çıktığı sırada elinde bulunan çantanın tekrar<br />

otele geldiğinde elinde bulunmadığı, Ümit Karan'ın Ali Kıratlı'yı aldırmak için Efe'yle<br />

gönderdiği aracın daha sonra Ümit Karan'ın ikametinin önünde park halinde olduğu (Ali<br />

Kıratlı'nın İlhan Ekşioğlu'ndan aldığı parayı Ümit Karan'ın evine götürerek teslim ettiği<br />

anlaşılmıştır.), bu buluşmaların yapılan fiziki takip çalışmaları ile tespit edildiği,<br />

Ali Kıratlı'nın Eskişehirspor'lu futbolcu ve teknik adamlarla görüşmelerinin ardından<br />

09.04.2011 günü oynanan maçın Fenerbahçe'nin 3-1 galibiyeti ile sonuçlandığı, Ümit Karan'ın<br />

maçın ikinci yarısında oyuna girdiği, maçın hemen ardından İlhan Ekşioğlu'nun Ali Kıratlı'yı<br />

aradığı "Alicim tebrikler, pazartesi sabah ofiste buluşana kadar bişey bırakma orada" şeklinde<br />

talimat verdiği, şahısların aralarında yaptıkları telefon görüşmelerinde maçın kazanılmasında<br />

rakip takım teknik direktörü Bülent Uygun'un büyük payı olduğunu kastederek "Bir de tabi<br />

şeyden de Allah razı olsun…Bülent’ten…teknik direktör…. evet gerekeni yaptı o” şeklinde<br />

konuştukları,<br />

11.04.2011 günü İ.Ekşioğlu'nun Ali Kıratlı'yı aradığı ve Bülent Uygun’u yanına<br />

getirmesini istediği, Ali Kıratlı'nın bu görüşmeyi geç saatlerde yapmak istediği, bunun üzerine<br />

İ.Ekşioğlu'nun şahısları gece saatlerinde evine çağırdığı, aynı günün sabahı İ. Ekşioğlu'nun,<br />

FB'nin mali işler sorumlusu Tamer Yelkovan'ı aradığı ve Tamer'in "Olmazsa ben dövizciden bi<br />

100 bin buldurtayım olmazsa, evet, o 100 bini verelim biz haftaya, tamam 200 - 300 veririz"<br />

dediği, bu görüşmelerin ardından Bülent Uygun ve Ali Kıratlı'nın, Sivasspor Başkanı Mecnun<br />

Odyakmaz'ın ofisinde buluştukları ve birlikte İ.Ekşioğlu'nun evine gittikleri, bu durumun yapılan<br />

fiziki takip çalışmaları neticesinde tespit edildiği,<br />

Bülent Uygun ve Ali Kıratlı'nın birlikte İlhan Ekşioğlu'nun evine gittikleri sırada, bazı<br />

spor programlarında Bülent Uygun'un söz konusu maçta şike yaptığına ve bilerek yenildiğine<br />

dair konuşmaların yapıldığı, haber alması üzerine Bülent Uygun'un canlı yayına bağlandığı ve<br />

spor yorumcusu Erman Toroğlu ile tartıştığı, bu sırada İlhan Ekşioğlu'nun Ali Kıratlı'yı arayarak<br />

Bülent Uygun'un yanında olup olmadığını sorduğu ve fazla konuşmaması konusunda uyardığı,<br />

yapılan iletişim tespit çalışmalarına göre Bülent Uygun'un canlı bağlantı sırasında Ali Kıratlı'nın<br />

yanında bu görüşmeleri yaptığı, bu durumun da şike konusunda şahısların kamuoyunu yanlış<br />

yönlendirme çabası içerisinde bulunduğunu gösterdiği (Kl:28, Dizi:333-347 arası) açıkça<br />

anlaşılmıştır.<br />

A-ALİ KIRATLI ARACILIĞI İLE BÜLENT UYGUN VE ÜMİT KARAN<br />

ÜZERİNDEN ŞİKE YAPILMASI<br />

B-M.ŞEKİP MOSTUROĞLU VE SAMİ DİNÇ ARACILIĞI İLE SEZER<br />

ÖZTÜRK’E ŞİKE AMAÇLI TRANSFER TEKLİFİ YAPILMASI<br />

73/678


Soruşturma kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen tüm deliller<br />

birlikte değerlendirildiğinde; 09.04.2011 günü Eskişehir’de oynanan Eskişehirspor–<br />

Fenerbahçespor futbol müsabakasında, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından,<br />

Eskişehir Spor futbolcusu Ümit Karan ile; maçta kötü oynaması, karşılığında para alması ve bazı<br />

takım arkadaşlarını (Ümit Karan’ın irtibat kurduğu bu futbolcular belirlenememiştir.) bu amaçla<br />

organize etmesi için şike amaçlı anlaşma yapıldığı, ayrıca Eskişehir Spor teknik direktörü Bülent<br />

Uygun’la da şike anlaşmasına varıldığı, Aziz Yıldırım’ın talimatları doğrultusunda hareket eden<br />

şüpheliler İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ali Kıratlı, Tamer Yelkovan, Halil Köntek ve Alaeddin<br />

Yıldırım’ın müsabaka öncesi rakip takım teknik adamlarına ve futbolcularına TFF'den avans<br />

olarak aldıkları parayı vererek şike faaliyeti yürüttükleri, bu şike faaliyetlerinin yanısıra örgütün<br />

bir diğer koldan Mehmet Şekip Mosturoğlu ve Sami Dinç üzerinden de; Eskişehir sporlu<br />

futbolcu Sezer Öztürk’e maç öncesi şike amaçlı transfer teklifinde bulunduğu, ancak<br />

futbolcunun müsabaka öncesi transfer görüşmeleri yapmayı kabul etmemesi nedeniyle bu<br />

girişimin amacına ulaşmadığı, belirlenmiştir. (Yapılan iletişim tespitlerinde ve fiziki takiplerde<br />

bu şüphelilerle irtibatları belirlenen; Zafer Demiray, Mustafa Efe, Mustafa Nurtaç Anlı,<br />

Muhammet Şenyüz ve Mehmet Levent Kızıl hakkında ek takipsizlik kararı verilmiş,<br />

şüphelilerden Şükrü Ongan, Muhammet Şenyüz ve Sezer Öztürk’ün bu eyleme katılmadıkları<br />

kanaatine varılmıştır.)<br />

A-6222 SAYILI SPORDA ŞİDDET YASASININ 14.04.2011 TARİHİNDE<br />

YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNDEN SONRA GERÇEKLEŞEN ŞİKE VE TEŞVİK<br />

EYLEMLERİ<br />

1-)17.04.2011 GÜNÜ TRABZON’DA OYNANAN TRABZONSPOR –<br />

BURSASPOR MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ<br />

Süper Lig 2010-2011 sezonunun 29. haftasına gelindiğinde; Trabzonspor’un 66 puanla<br />

lig birincisi olduğu, Fenerbahçe’nin ise 64 puanla lig ikincisi olduğu,<br />

Fenerbahçe’nin lig birinciliğini ele geçirerek ligi şampiyonlukla bitirebilmesi için<br />

rakibi durumundaki Trabzonspor’un ligin 29. haftasında Bursaspor takımı ile yapacağı<br />

müsabakada puan kaybetmesinin gerektiği, bu nedenle Aziz Yıldırım liderliğindeki suç<br />

örgütünün bahse konu müsabakanın sonucunu etkilemeye yönelik girişimlerde bulunduğu,<br />

Bu bağlamda; örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın talimatı ile örgüt üyeleri İlhan Ekşioğlu ve<br />

Alaeddin Yıldırım’ın birbirleriyle irtibatlı olarak iki farklı koldan 17.04.2011 günü Trabzon’da<br />

oynanacak Trabzonspor – Bursaspor maçı öncesi bazı Bursasporlu futbolculara teşvik primi<br />

vererek Trabzonspor karşısında iyi bir oyun sergilemeleri için faaliyetlerde bulundukları,<br />

İlhan Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı aracılığıyla menajerlik yapan Metin Korkmaz üzerinden<br />

futbolcu Sercan Yıldırım’a ulaşarak şahsa ve arasının iyi olduğu bir Bursaspor futbolcusuna<br />

teşvik primi karşılığında müsabakada Fenerbahçe lehine bir sonuç çıkması için çaba göstermeleri<br />

konusunda teklifte bulundukları,<br />

Metin Korkmaz hakkında, daha önce de şike faaliyetlerinde bulunmaktan Almanya<br />

Bochum Savcılığının yürüttüğü soruşturmayla paralel olarak Beyoğlu Cumhuriyet<br />

Başsavcılığınca (2010/15261 sor.) yürütülen soruşturma kapsamında işlem yapıldığı, şahsın bu<br />

soruşturmada 26.03.2010 tarihinde tutuklandığı, bir süre tutuklu yargılanan şüphelinin tahliye<br />

olduktan sonra da benzer faaliyetlerde bulunduğu, bu şüphelinin aynı zamanda Eskişehirsporlu<br />

futbolcu Sezer Öztürk’ün transferi sürecinde de yetkisiz şekilde menajerlik yaparak menfaat<br />

temin ettiği, Ali Kıratlı tarafından Sercan Yıldırım’a maçta iyi oynaması karşılığında<br />

Fenerbahçe kulübüne transfer olması yönünde yapılan ve futbolcunun kabul ettiği teklifi şüpheli<br />

Metin Korkmaz’ın ilettiği,<br />

74/678


Alaeddin Yıldırım’ın ise; tercüman Samet Güzel aracılığıyla futbolcu Gökçek<br />

Vederson ile irtibat kurduğu, Alaeddin Yıldırım ve Samet Güzel’in 11.04.2011 günü İstanbul’da<br />

Vederson’la buluşarak Trabzonspor’u yenmeleri karşılığında para teklifinde bulundukları,<br />

Gökçek Vederson’un da bahse konu teklifi kabul ettiği,<br />

17.04.2011 günü oynanan müsabakanın Trabzonspor:1-Bursaspor:0 şeklinde<br />

sonuçlandığı, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün hedeflediği sonuca ulaşamadığı,<br />

Sonuç olarak; 17.04.2011 günü Trabzon’da oynanan Trabzonspor – Bursaspor maçında<br />

bazı Bursasporlu futbolculara teşvik primi teklif edildiği anlaşılmaktadır.<br />

Bursa Spor Kulübü ile yapılan yazışmada 2010-2011 futbol sezonu içerisinde Sercan<br />

Yıldırım ve Volkan Şen isimli futbolcuların transferi için Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından<br />

kendilerine iletilmiş her hangi bir transfer girişiminin bulunmadığı, adı geçen futbolcularla<br />

görüşme yapmak için Fenerbahçe SK tarafından kulüpten yazılı izin talep edilmediği ve kulüp<br />

tarafından Fenerbahçe SK bu şekilde yazılı izin verilmediği bildirilmiştir (Kl:65, Dizi:334).<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü ile yapılan yazışmada 2010-2011 futbol sezonu içerisinde<br />

Sercan Yıldırım ve Volkan Şen isimli futbolcuların transferi için Bursa Spor Kulübü veya adı<br />

geçen futbolculardan herhangi bir resmi görüşme yapılmadığı bildirilmiştir (Kl:65, Dizi:340).<br />

MAÇ RAPORU<br />

TFF resmi internet sitesinden alınan bilgilere göre; Trabzonspor–Bursaspor maçının<br />

17.04.2011 günü saat:19.00’da Hüseyin Avni Aker stadyumunda başladığı, Bursaspor’da; 3<br />

numaralı forma ile Gökçek Vederson’un ilk 11’de sahaya çıktığı, 9 numaralı forma ile Sercan<br />

Yıldırım’ın ise takımın yedekleri arasında olduğu, müsabakanın Trabzonspor:1 – Bursaspor:0<br />

şeklinde sonuçlandığı anlaşılmıştır.<br />

17.04.2011 günü Trabzon’da oynanan Trabzonspor-Bursaspor müsabakasında; Aziz<br />

Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından Bursasporlu futbolcu Gökçek Vederson ve Sercan<br />

Yıldırım’la; Trabzonspor’a karşı iyi bir mücadele sergilemeleri, karşılığında para almaları,<br />

ayrıca Sercan Yıldırım’ın Fenerbahçe’ye transfer edilmesi hususunda görüşülüp anlaşıldığı, İlhan<br />

Yüksel Ekşioğlu, Alaeddin Yıldırım, Samet Güzel, Ali Kıratlı, Metin Korkmaz ve Hasan<br />

Çetinkaya’nın bu eyleme iştirak ettikleri belirlenmiştir.<br />

2-) 22.04.2011 GÜNÜ ESKİŞEHİR’DE OYNANAN ESKİŞEHİRSPOR -<br />

TRABZONSPOR MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ<br />

Süper Ligin 29. hafta maçları sonunda Trabzonspor'un 69 puan ve 2 puanlık fark ile<br />

Fenerbahçe'nin önünde lider durumda olduğu, 3.sıradaki Bursaspor’un ise 52 puanda olduğu ve<br />

3 puanlık sisteme göre kalan 5 maçta şampiyonluk şansının bulunmadığı, Trabzonspor ve<br />

Fenerbahçe takımlarının şampiyonluk adayı olarak yalnız kaldıkları, her iki takımın da sonraki<br />

maçlarının çok fazla önem arz ettiği,<br />

Federasyon kurallarına göre eşit puan durumunda, her iki takımın sezon içerisinde<br />

aralarında yaptıkları maçlardaki üstünlüğe göre sıralandıkları, bu duruma da ikili averaj adı<br />

verildiği, sezon içerisinde oynanan maçlarda Fenerbahçe'nin ikili averajda Trabzonspor'a<br />

üstünlük sağladığı, kalan maçlarda Fenerbahçe'nin puan kaybetmemesi halinde, Trabzon'un puan<br />

kaybının Fenerbahçe'nin şampiyon olması anlamına geldiği, bu durumun şüphelilerce de<br />

bilindiği ve 30. haftada oynanacak Eskişehirspor-Trabzonspor müsabakasından önce, aralarında<br />

yaptıkları telefon görüşmelerinde "Bir Eskişehir kaldı ha adam gibi" "Eskişehir belli edecek<br />

şampiyonu abi" "Hani yarınkine tamam umudumuz biraz var ama esas Eskişehir abi bizi<br />

şampiyon yapacak” şeklinde sözlerle dile getirildiği,<br />

75/678


Süper Ligin 28.haftasında oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe müsabakasından önce<br />

şüphelilerin bazı Eskişehirsporlu yönetici ve futbolcularla görüşmeler yapmalarından ve şike<br />

faaliyeti içerisine girmelerinden kaynaklı sağlanan irtibat ve “iyi ilişkilerin”, Trabzonspor'un<br />

puan kaybetmesi hedeflenerek; Eskişehirspor-Trabzonspor karşılaşmasından önce de tekrar<br />

devreye sokulduğu, Eskişehirsporlu oyuncuların müsabakada daha iyi oynamalarını sağlamak<br />

amacıyla kendilerine teşvik pirimi verilmesinin amaçlandığı,<br />

Bu bağlamda; söz konusu karşılaşmadan bir hafta önce oynanan Antalyaspor maçı için<br />

Eskişehirspor'un Antalya’da bulunduğu sırada; Ali Kıratlı'nın, İlhan Ekşioğlu'nun talimatıyla<br />

Antalya’ya giderek bazı Eskişehirspor yönetici, teknik adam ve futbolcularla görüşmeler yaptığı,<br />

bu görüşmelerin sonucunu İ.Ekşioğlu'na aktardığı, bu görüşmelerde bir hafta sonraki<br />

Eskişehirspor- Trabzonspor karşılaşmasında verilecek teşvik priminin altyapısını oluşturmaya<br />

çalıştıkları,<br />

İlerleyen süreçte ise İlhan Ekşioğlu'nun talimatıyla Ali Kıratlı'nın, Eskişehirspor<br />

futbolcusu Ümit Karan’la irtibata geçtiği ve diğer takım oyuncularına dönük; Trabzonspor<br />

karşılaşmasının Fenerbahçe lehine sonuçlanması halinde teşvik primi verileceği konusunda<br />

girişimde bulunmasını istediği, Ü. Karan'ın da bu isteğe olumlu karşılık verdiği ve A.Kıratlı’yla<br />

maç öncesinde kampta bulunduğu sırada yaptığı telefon görüşmesinde "Biraz önce toplantı falan<br />

yaptım çocuklarla" diyerek takım arkadaşlarıyla görüştüğünü belirttiği,<br />

Bu arada Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu'nun, Sami Dinç'e,<br />

Eskişehirsporlu futbolculardan Sezer Öztürk'ü Fenerbahçe'ye transfer etmeye yönelik<br />

girişimlerini hızlandırması için talimat verdiği, Sami Dinç'in de müsabaka öncesi gerek Sezer<br />

Öztürk gerekse menajeriyle irtibata geçerek Sezer Öztürk'ü transfer edeceklerini belirtip fiyat<br />

konusunda anlaşmaya çalıştığı, bu süreçte Sami Dinç ve Şekip Mosturoğlu’nun aralarında<br />

yaptıkları telefon görüşmelerinde futbolculara "müvekkil", şike girişimine de "dava dosyası"<br />

diyerek şifreli kelimeler kullandıkları,<br />

Süreçte; Şekip Mosturoğlu'nun, Sami Dinç aracılığıyla Sezer Öztürk'e teşvik primi ile<br />

ilgili herhangi bir teklifin ulaşmadığından haberdar olduğu, bunun üzerine İlhan Ekşioğlu'nu<br />

arayarak durumu aktardığı, İlhan Ekşioğlu'nun da Ali Kıratlı'yı arayarak Ümit Karan ile<br />

görüşmesini ve Sezer Öztürk'e de teşvik priminden bahsetmesini istediği, Ali Kıratlı'nın da aldığı<br />

talimatı yerine getirip Ümit Karan'ı aradığı, aralarında yaptıkları görüşmede Ali’nin; “Şeyi<br />

vermişler Fener’e sizin Sezer’i, ona da söyledin mi bir şey” dediği, Ümit’in ise; “Eee, o ağzı sıkı<br />

değil” diyerek Sezer Öztürk'e söylemediğini ilettiği, ardından Ali Kıratlı'nın İlhan Ekşioğlu'nu<br />

arayarak durumu aktardığı ve Ümit Karan’la yaptığı görüşmede Ümit'in "Yavaş yavaş alıyorum<br />

diyor hepsini,…bu şey değilki diyor öyle hepsini alıpta konferans gibi yapamam ki diyor 2, 2, 3,<br />

3 alıyorum diyorum hepsini diyor" dediğini belirtip gelişmeler hakkında bilgi verdiği, diğer<br />

futbolcularla 1’er 2’şer görüştüğünü söylediği, ardından İlhan Ekşioğlu'nun, Şekip<br />

Mosturoğlu'nu arayarak konu hakkında bilgi verdiği, Şekip’in de Sami Dinç aracılığı ile Sezer<br />

Öztürk'e teklif götürülüp götürülmediğini teyit etmek istediği,<br />

Daha sonra Ali Kıratlı'nın; Eskişehir-Trabzonspor maçının oynandığı gün (22.04.2011)<br />

Zafer Tüzün’le birlikte Eskişehir’e gidip maçtan önce Eskişehirspor Tesislerine gittiği, Teknik<br />

Direktör Bülent Uygun'un yardımcısı Şükrü Ongan aracılığıyla Bülent Uygun ve Ümit Karan ile<br />

irtibat kurduğu, sonra Zafer Tüzün ve Muhammet Şenyüz’le birlikte tesislerden ayrıldığı,<br />

Ali Kıratlı'nın, tesislerden ayrıldıktan sonra, yaptığı görüşmeleri İlhan Ekşioğlu'na<br />

aktardığı, İlhan Ekşioğlu'nun Eskişehirspor kadrosunun belli olup olmadığını sorduğu, Ali<br />

Kıratlı'nın Ivesa, Koray, Nada, Veysel, Volkan, Alper, Doga, Burhan, Pele, Sezer, Batu isimli<br />

futbolcuların oynayacağını, Kaptan olarak bahsettikleri Ümit Karan'ın ise ikinci yarıda oyuna<br />

gireceğini söylediği, (Eskişehirspor'un, Ali Kıratlı'nın isimlerini verdiği oyuncularla müsabakaya<br />

76/678


aşladığı, Ümit Karan'ın ise ikinci yarının 77. dakikasında oyuna girdiği tespit edilmiş, maçtan<br />

saatler önce Ali Kıratlı'nın kadrodan ve hatta 2.yarıda yapılacak oyuncu değişikliğinden haberdar<br />

olmasının, Eskişehirsporlu futbolcu teknik heyetle yakın ilişki içerisinde olduğu ve anlaşma<br />

gereği hareket edildiği izlenimini verdiği değerlendirilmiştir.)<br />

İlerleyen saatlerde Ali Kıratlı ve Muhammet Şenyüz'ün karşılaşmanın yapılacağı<br />

Eskişehir Atatürk Stadyumu'na gittikleri, Muhammet Şenyüz tarafından Ali Kıratlı'ya maç bileti<br />

ayarlandığı, ancak ayrı ayrı stadyuma giriş yaptıkları, karşılaşma sonrasında ise Ali Kıratlı ve<br />

Zafer Tüzün'ün tekrar Eskişehirspor tesislerine gittikleri ve Bülent Uygun ile birlikte tesislerden<br />

ayrıldıkları, bu durumun yapılan fiziki takip çalışmaları neticesinde tespit edildiği,<br />

Karşılaşmadan bir gün sonra “kuşkulandıran adam” manşeti ile Ali Kıratlı'nın<br />

Eskişehir-Trabzonspor karşılaşması öncesinde, Eskişehir'de bulunduğu, bu durumun Aziz<br />

Yıldırım'a yakın isimlerden Ali Kıratlı'nın teşvik primi amacıyla Eskişehirsporlu futbolcularla<br />

görüştüğü ve para dağıttığı şeklinde basına ve görsel medyaya yansıdığı (Kl:28, Dizi:309), bu<br />

süreç içerisinde Ali Kıratlı'nın irtibatlı olduğu bazı Fenerbahçeli spor yazarları aracılığı ile<br />

gerçeği gizleme çabası içerisine girdiği, bazı spor yazarlarının Ali Kıratlı'nın isteği<br />

doğrultusunda hareket ettikleri ve bilgileri olmasına rağmen fotoğrafları yayınlamadıkları ve<br />

olayın haber yapılmasını engellemek için girişimlerde bulundukları, ancak Ali Kıratlı'nın,<br />

Eskişehir Atatürk Stadyumu'nda çekilmiş fotoğraflarının yayınlanmasından sonra farklı<br />

beyanlarda bulunduğu, basında ve TV programlarında “Aziz Yıldırım'a yakın isimlerden Ali<br />

Kıratlı'nın maç öncesinde Eskişehir'de bulunduğu” haberlerinin geniş bir şekilde yer aldığı,<br />

Teknik Direktör Bülent Uygun'un da Ali Kıratlı'nın maça geldiğini doğruladığı,<br />

Aynı hafta karşılaşmalarından birinin de Bucaspor-Fenerbahçe takımları arasında<br />

olduğu, söz konusu karşılaşmayı Fenerbahçe'nin 5-3 kazandığı, bu karşılaşma içinde Aziz<br />

Yıldırım liderliğindeki örgütün şike faaliyeti içerisine girdiği, Trabzonspor'un Eskişehirspor<br />

karşılaşmasında puan kaybetmesi ve Fenerbahçe'nin Bucaspor'u yenmesi sonucunda iki<br />

takımında aynı puana yükseldiği ve Fenerbahçe'nin lig lideri olduğu, her iki karşılaşma için<br />

teşvik ve şike faaliyetinde bulunan Aziz Yıldırım liderliğindeki örgütün amacına ulaştığı,<br />

İlerleyen süreçte Ümit Karan'ın takım arkadaşları ve kendisine verilecek teşvik primini<br />

almak için Ali Kıratlı ile buluşmak istediği, Ali Kıratlı'nın bu durumu İlhan Ekşioğlu'na<br />

aktardığı, konu hakkında aralarında yaptıkları görüşmelerde "O öbür çocuğa şey demiş ya sana<br />

kim geçen hafta haber gönderdiyse sen o abiye söyle bize hiç erzak gelmedi" diyerek Ümit<br />

Karan'ın diğer futbolculara dağıtacağı para hakkında görüştükleri,<br />

Sonrasında Ümit Karan'ın tekrar Ali Kıratlı'yı arayarak buluşmak istediği, Ali<br />

Kıratlı'nın da İ.Ekşioğlu ile irtibata geçtiği, daha sonra İ.Ekşioğlu'nun Fenerbahçe Mali İşler<br />

Müdürü Tamer Yelkovan ile görüştüğü, ardından İ.Ekşioğlu'nun Ali Kıratlı'yı arayarak "Spor<br />

ayakkabısı ayarladım" şeklinde şifreli konuşarak Ümit Karan'a verilecek şike parasını<br />

ayarladığını ima ettiği, görüşmeden hemen sonra Ali Kıratlı'nın Ümit Karan'ı aradığı ve<br />

aralarında yaptıkları görüşmelerde "Görüşebiliriz. Dondurmacıya bırakırım" şeklinde<br />

konuştukları tespit edilmiştir.<br />

MAÇ RAPORU<br />

TFF Resmi internet sitesinden alınan bilgilere göre; Eskişehir – Trabzonspor<br />

müsabakasının 22.04.2011 günü saat:20.00’da Eskişehir Atatürk stadyumunda başladığı,<br />

Eskişehirspor takımında 10 numaralı forma ile Sezer Öztürk, 1 numaralı forma ile Vanja Ivesa, 6<br />

numaralı forma ile Alper Potuk, 7 numaralı forma ile Volkan Yaman, 8 numaralı forma ile Vitor<br />

Hugo Gomes Passos, 13 numaralı forma ile Safet Nadareviç, 20 numaralı forma ile Doğa Kaya,<br />

77/678


21 numaralı forma ile Burhan Eşer, 26 numaralı forma ile Batuhan Karadeniz, 51 numaralı forma<br />

ile Koray Arslan:, 88 numaralı forma ile Veysel Sarı’nın ilk 11’de sahaya çıktığı, 99 numaralı<br />

forma ile Ümit Karan’ın takımın yedekleri arasında olduğu, Eskişehirspor’un teknik<br />

sorumlusunun Bülent Uygun olduğu, müsabakanın Eskişehir:0 – Trabzonspor:0 şeklinde<br />

sonuçlandığı anlaşılmıştır.<br />

Soruşturma kapsamında yürütülen iletişim tespit ve fiziki takip çalışmaları ile elde<br />

edilen deliller birlikte ele alındığında; 22.04.2011 günü Eskişehir’de oynanan Eskişehirspor–<br />

Trabzonspor futbol müsabakası öncesinde, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün,<br />

Eskişehirsporlu futbolcu ve teknik adamlarla yakın irtibat halinde oldukları, maçtan önce<br />

Eskişehirspor futbolcusu Sezer Öztürk'e transfer teklifi götürüldüğü ve anlaşıldığı, sezon<br />

sonunda bu futbolcunun transferinin gerçekleştiği ( 09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-<br />

Fenerbahçe müsabakasından önce de Sezer Öztürk’e yönelik şike amaçlı benzer girişimlerde<br />

bulunulmuş ancak şahıs bu yöndeki teklifleri reddetmişti, belki de futbol camiasında şike ve<br />

teşvik eylemlerine aynı nazarla bakılmamasından ve o arada transferinin kısmen gerçekleşmiş<br />

olmasından kaynaklı olacak ki; teşvik pirimi verilmesine yönelik teklifi kabul ettiği<br />

anlaşılmaktadır.), Eskişehirsporlu futbolcu Ümit Karan, teknik direktör Bülent Uygun ve<br />

yardımcısı Şükrü Ongan’la; Trabzonspor’a karşı iyi bir mücadele sergilemeleri, karşılığında para<br />

almaları hususunda anlaşıldığı, karşılaşmada Trabzonspor'un puan kaybetmesinin, şampiyonluk<br />

mücadelesinde kırılma noktası olduğu, çünkü Trabzonspor'un bu karşılaşma sonrasında puan<br />

kaybının olmadığı, basında bu maçta teşvik pirimi verildiğine dair geniş çaplı değerlendirme ve<br />

haberlerin yapıldığı, Aziz Yıldırım’ın talimatları doğrultusunda hareket eden şüpheliler İlhan<br />

Yüksel Ekşioğlu, Ali Kıratlı, Tamer Yelkovan, Sami Dinç ve Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun bu<br />

eyleme aktif olarak katıldıkları ve tüm süreci birlikte koordine ettikleri, şüphelilerden Zafer<br />

Tüzün ve Muhammet Şenyüz’ün; Ali Kıratlı’nın teşvik pirimi verme çalışmalarını bilerek süreç<br />

içerisinde kendisiyle birlikte hareket ettikleri ve eyleme yardımcı fail olarak katıldıkları<br />

belirlenmiştir.<br />

3-) 01.05.2011 GÜNÜ İSTANBUL’DA OYNANAN FENERBAHÇE – İSTANBUL<br />

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

Süper Ligin 30. hafta maçları sonunda Fenerbahçe ve Trabzonspor'un 72 puanının<br />

bulunduğu,ikili averaj sistemine göre Fenerbahçe'nin lig lideri olduğu, 3.sıradaki Bursaspor’un<br />

şampiyonluk ümidinin kalmadığı, Fenerbahçe ve Trabzonspor takımlarının şampiyonluk<br />

yarışında yalnız kaldıkları, geriye kalan 4 karşılaşmada Fenerbahçe'nin puan kaybetmesi,<br />

Trabzonspor'un tüm maçlarını kazanması durumunda Trabzonspor'un şampiyon olacağı,<br />

Bu nedenle, işi sıkı tutma düşüncesinde olan Aziz Yıldırım’ın; ligin 31. hafta maçı olan<br />

(01.05.2011 günü oynanacak) Fenerbahçe-İstanbul Büyükşehir Belediye Spor maçı öncesinde<br />

26.04.2011 günü Bülent İbrahim İşçen'i, Ahmet Çelebi ile birlikte, İ.B.B. maçında yapılacak şike<br />

faaliyetlerinin talimatını vermek amacıyla yanına çağırdığı, Bülent İşçen ve Ahmet Çelebi'nin,<br />

Abdullah Başak ile birlikte Fenerbahçe kulübüne giderek Aziz Yıldırım ile görüştükleri, iletişim<br />

tespit çalışmalarına göre İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun da bu görüşme sırasında şahısların yanında<br />

bulunduğu,<br />

Ahmet Çelebi'nin, Aziz Yıldırım ile yapılan toplantının hemen ardından Yusuf<br />

Turanlı'yı aradığı ve acele olarak buluşmak istediği, aynı gün Yusuf Turanlı ve Abdullah Başak'ın<br />

Suadiye Cafe isimli işyerinde buluştukları,<br />

Şahısların ayrılmalarının ardından Yusuf Turanlı'nın İ.B.B.sporlu futbolcu İskender<br />

Alın'ı arayarak, Fenerbahçe maçı kadrosu hakkında bilgi aldığı, daha sonra yine İ.B.B.Sporlu<br />

78/678


futbolcu İbrahim Akın’la irtibata geçerek buluşmak için yanına çağırdığı, aynı günün gecesinde<br />

İbrahim Akın ve Yusuf TuranIı’nn buluştukları,<br />

Buluşmanın hemen ardından Yusuf Turanlı'nın Ahmet Çelebi'yi aradığı ve durum<br />

hakkında bilgi verdiği, İbrahim Akın'ın ise dinen saygı duyduğu bir şahsı arayarak "Hocam bir<br />

şey sormam lazım sana ya şimdi bizim hafta sonu Fener’le maçımız var ya, demişler ki İbo gol<br />

atmasın, 100 000 dolar para verelim ona diye" şike karşılığında para almasının sakıncasının olup<br />

olmadığını sorduğu, görüşme yaptığı şahsın sakınca olmadığını söylemesi üzerine İbrahim<br />

Akın'ın Yusuf Turanlı'yı arayarak teklifi kabul ettiğini söylediği, bunun üzerine Yusuf<br />

Turanlı'nın Ahmet Çelebi'ye durumu aktardığı tespit edilmiş, sonuç itibarı ile Aziz Yıldırım ve<br />

diğer şahısların Ahmet Çelebi'ye İbrahim Akın ile görüşülmesi ve şike karşılığında para teklif<br />

edilmesi yönünde talimat verdikleri, Ahmet Çelebi'nin de Yusuf Turanlı aracılığı ile bu teklifi<br />

İbrahim Akın'a ilettiği ve şike konusunda mutabakat sağladıkları anlaşılmıştır.<br />

Bu görüşmelerden bir gün sonra İbrahim Akın'ın; Yusuf Turanlı'yı arayarak daha önce<br />

anlaştıkları 100.000 doları 100.000 euro olarak kabul edeceğini söylediği, Yusuf Turanlı'nın da<br />

Ahmet Çelebi'ye durumu aktardığı ve şahısların Ahmet Çelebi'nin işyerinde buluştukları,<br />

ardından Ahmet Çelebi'nin Bülent İbrahim İşçen'i aradığı ve gelişmeler hakkında bilgi aktarmak<br />

için ertesi gün buluşmak üzere randevulaştıkları, bu gelişmelerden bir gün sonra (29.04.2011)<br />

Aziz Yıldırım'ın, şike faaliyetlerini takip eden Bülent İşçen ve Ahmet Çelebi'yi kulübe çağırdığı,<br />

bu buluşma sırasında FB'nin mali işlerini takip eden Tamer Yelkovan'ın ve diğer şike<br />

faaliyetlerini takip eden İlhan Ekşioğlu ve Ali Kıratlı’nın da bulunduğu,<br />

Ahmet Çelebi'nin Aziz Yıldırım ve diğer şahıslarla görüşmesinin hemen ardından<br />

Yusuf Turanlı'yı aradığı ve yanına çağırdığı, şahısların cafeteryada buluştukları, şahısların<br />

ayrılmasından hemen sonra Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'ı aradığı ve buluşmak için<br />

randevulaştıkları, aynı gün saat:22:00 sıralarında şahısların buluştuğu,<br />

Bu gelişmelerin yanı sıra ,Cemil Turhan'ın da İ.B.B.spor'lu futbolcular İskender Alın<br />

ve Can Arat'la irtibat kurduğu, tüm bu süreci Aziz Yıldırım'ın yakından takip ettiği ve Cemil<br />

Turhan'ın koordine ettiği şike faaliyetleri hakkında Serkan Acar aracılığı ile bilgi aldığı, Cemil<br />

Turhan'ın; Can Arat ve İskender Alın ile görüştüklerini ve sorun olmadığını ilettiği, ancak Can<br />

Arat'ın yaptığı görüşmelerde duyduğu rahatsızlığı dile getirdiği, bu arada Tamer Yelkovan'ın da<br />

İskender Alın'a ulaşmaya çalıştığı,<br />

Maçtan bir gün önce Aziz Yıldırım'ın şike faaliyetlerini takip eden İlhan Ekşioğlu ve<br />

Cemil Turhan'ı yanına çağırdığı, bu sırada İbrahim Akın'ın Yusuf Turanlı'yı arayarak şike<br />

parasının ne olduğunu sorduğu, bunun üzerine Yusuf Turanlı'nın Ahmet Çelebi ile buluşmak için<br />

randevulaştıkları ve hemen ardından İbrahim Akın'ı arayarak "Cuma günü şey yapacağız<br />

halledeceğiz" ( 06.05.2011 günü kastedilmektedir.) dediği,<br />

Bu gelişmelerden bir gün sonra (01.05.2011) oynanan maçın Fenerbahçe'nin 2-0<br />

galibiyeti ile sonuçlandığı, İbrahim Akın’ın karşılaşmada oynadığı, ilerleyen süreçte İbrahim<br />

Akın'ın Fahri Tatan isimli futbolcuyla görüştüğü ve Yusuf Turanlı'dan cuma günü para alacağını<br />

söylediği, daha sonra Yusuf Turanlı ile yaptığı telefon görüşmelerinde paranın gelip<br />

gelmeyeceğini sorduğu, 06.05.2011 cuma günü Ahmet Çelebi'nin Bülent İşçen'i aradığı, Bülent<br />

İşçen'in hallettiğini söylediği ve şahısların buluşmak üzere randevulaştıkları, bu görüşmelerinin<br />

ardından Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'ı aradığı ve 100.000 euronun geldiğini belirttiği,<br />

İbrahim Akın'ın uçağa bineceğini belirterek parayı bankaya yatırmasını istediği ancak Yusuf<br />

Turanlı'nın bunu kabul etmediği, daha sonra İbrahim Akın'ın Yusuf Turanlı'dan paranın 14.000<br />

lirasını kumar borcu için göndermesini, 16.000 lirasını almasını istediği, ilerleyen saatlerde<br />

İbrahim Akın'ın uçağı kaçırdığı ve Yusuf Turanlı'yı arayarak parayı almaya gelebileceğini<br />

aktardığı, bunun üzerine şahısların Big Chefs isimli restaurantta buluştukları, bu buluşmaya<br />

79/678


Yusuf Turanlı'nın restauranta önce geldiği ve yanında siyah renkli bir poşetle beklediği, daha<br />

sonra İbrahim Akın'ın geldiği, şahısların bir süre görüştükleri, daha sonra ayrıldıkları, Yusuf<br />

Turanlı'dan poşeti alan İbrahim Akın'ın poşetle birlikte kendi aracına binerek ayrıldığı, bu<br />

durumun yapılan fiziki takiplerde kayıt altına alındığı,<br />

İbrahim Akın'ın Yusuf Turanlı ile buluşmasının ardından yaptığı telefon<br />

görüşmelerinde "Para da cebimde..balyalar" dediği, şahsın bu beyanlarının da Yusuf Turanlı'dan<br />

aldığı poşetin içerisinde şike parasının olduğunu doğruladığı, ayrıca Yusuf Turanlı'nın İbrahim<br />

Akın'ın Kıbrıs'ta oynadığı kumar borcunun ödenmesi için para gönderdiği yönünde görüşmeler<br />

yaptığı tespit edilmiştir.<br />

İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü Başkanı Göksel Gömüşdağ’ın; 3106, 1520<br />

ve 3549 kayıt sıra nolu tapelerden de açıkça anlaşılacağı üzere; Federasyon Başkanlığına<br />

adaylığı sürecinde, aynı zamanda Kulüpler Birliği Başkanlığı yapan Aziz Yıldırım’ın desteğini<br />

alabilmek için; Aziz Yıldırım liderliğinde hareket eden suç örgütü tarafından başkanlığını yaptığı<br />

futbol takımında top oynayan İbrahim Akın ve bazı futbolculara yönelik şike girişimlerine göz<br />

yumduğu, 11.05.2011 günü oynanacak kupa final maçını bahane ederek bu maça fazla<br />

asılmamaları, kendilerini kupa maçına saklamaları, sakatlanmamaları yönünde futbolcuları<br />

uyardığı, bu surette anılan şike eylemine göz yummak suretiyle destekte bulunduğu anlaşılmıştır.<br />

Soruşturma kapsamında elde edilen tüm deliller birlikte ele alındığında; 01.05.2011<br />

günü İstanbul’da oynanan İ.B.B.Spor-Fenerbahçe karşılaşmasının, Fenerbahçe'nin lehine<br />

sonuçlanması amacıyla; Aziz Yıldırım'ın, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Bülent İbrahim İşçen ve Cemil<br />

Turhan’a talimat verdiği, Bülent İ.İşçen'in Ahmet Çelebi'ye gerekli talimatları aktardığı, Ahmet<br />

Çelebi'nin Yusuf Turanlı aracılığı ile İ.B.B.Sporda futbol oynayan İbrahim Akın'a ulaştığı,<br />

İbrahim Akın’ın 100 000 euro karşılığında şike yapmayı kabul ettiği, maçın örgüt üyesi<br />

şüphelilerin beklentilerine uygun şekilde neticelendiği, şike için Aziz Yıldırım'dan alınan<br />

100.000 euro paranın maçtan sonra İbrahim Akın’a verildiği, diğer yandan Cemil Turhan'ın Can<br />

Arat ve İskender Alın'la şikeye yönelik irtibat kurduğu ve şike faaliyeti yürüttüğü, bu konuda<br />

Aziz Yıldırım ile irtibatı İlhan Ekşioğlu'nun sağladığı, sonuç olarak Aziz Yıldırım liderliğindeki<br />

çıkar amaçlı suç örgütünün söz konusu maçta şike faaliyeti yürüterek karşılaşmanın Fenerbahçe<br />

lehine sonuçlanmasını sağladığı, şüphelilerden Abdullah Başak, Tamer Yelkovan, Ali Kıratlı ve<br />

Serkan Acar’ın da aktif şekilde şike eyleminin içinde bulundukları, İBB Spor Kulüp başkanı<br />

Göksel Gümüşdağ’ın futbolcularına yapılan şike teklifini bilerek eyleme göz yumduğu, ayrıca<br />

maçtan önce futbolculara daha sonra oynanacak kupa final maçını bahane ederek; maça fazla<br />

asılmamaları, kart görmemeleri, sakatlık yaşamamaları yönünde talimat vererek eyleme katıldığı<br />

belirlenmiştir. (İ.B.B.Sporlu futbolculardan İskender Alın ve Can Arat’a; maçtan önce şike<br />

amaçlı ulaşılmış, kendilerinden maçta kötü oynamaları ve diğer futbolcuların kötü oynamalarını,<br />

maça asılmamalarını sağlamaya yönelik faaliyet yürütmeleri istenmiş, ancak bu futbolculara<br />

“kazanç veya sair menfaatin verildiği / vaadedildiği / teklif edildiği” belirlenememiş olup 6222<br />

sayılı yasanın 11. Maddesinin unsurları oluşmadığından bu şahıslara yönelik anılan maçtan ötürü<br />

işlem yapılmamıştır.<br />

4-) 08.05.2011 GÜNÜ KARABÜK’TE OYNANAN KARDEMİR D.Ç.<br />

KARABÜKSPOR – FENERBAHÇE FUTBOL MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

08.05.2011 günü Karabük’te oynanan Karabükspor- Fenerbahçe futbol müsabakası<br />

öncesi örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın; birçok farklı koldan müsabaka ile ilgili şike faaliyetlerinin<br />

yürütülmesini istediği, bu müsabakadaki şike faaliyetlerinin genel olarak M.Şekip Mosturoğlu<br />

tarafından koordine edildiği, bu durumun şike ve teşvik faaliyetlerinin koordinesinden sorumlu<br />

80/678


örgüt üyesi İlhan Yüksel Ekşioğlu tarafından da “... 15 haftadır ilk defa bu hafta üzerimde hiç bi<br />

yük yok, kuş, kuş gibi hafifim bu hafta” şeklindeki sözlerle dile getirildiği,<br />

Örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın talimatıyla yürütülen şike faaliyetleri kapsamında; M.<br />

Şekip Mosturoğlu’nun Sami Dinç aracılığı ile Karabüksporlu forvet oyuncusu Emanuel<br />

Emenike’nin menajeri Erdem Konyar ile irtibata geçtiği, Sami Dinç’in; Erdem Konyar<br />

üzerinden Emenike ile şike konusunda anlaşmaya çalıştığı, bu anlaşma çerçevesinde 25.04.2011<br />

günü Sami Dinç’le Erdem Konyar arasında yüzyüze yapılan bir görüşmede “Ya ağrım var falan<br />

deyip oynamasın ya, ya da bom bk oynasın, bi daha, dayanamaz gol atar …hep beraber olmaz<br />

yani” şeklindeki sözlerde ifade edildiği gibi ya şahsın Fenerbahçe maçında oynamaması yada<br />

çok kötü oynaması şeklinde teklifte bulunulduğu, menajer Erdem Konyar’ın; Emenike’nin;<br />

müsabakada kötü oynaması, müsabakanın Fenerbahçe lehine sonlanması, bunun karşılığında da<br />

para alması ve Fenerbahçe’ye transferinin yapılması konusunda örgüt üyeleri ile anlaştığı, bu<br />

süreçte; Emenike’ye vaat edilen paranın müsabaka öncesi Erdem Konyar’a teslim edildiği,<br />

Emenike’nin; Karabükspor’un Fenerbahçe ile yapacağı müsabakadan bir hafta önce 02.05.2011<br />

günü oynanan Ankaragücü – Karabükspor müsabakasında sakatlanarak oyundan çıkması üzerine<br />

örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın; Emenike’nin bu sakatlığının; Fenerbahçe maçında oynamamasına<br />

sebep olabileceğini düşünerek Şekip Mosturoğlu’nu arayıp rahatsızlığını dile getirdiği, Şekip<br />

Mosturoğlu’nun da Sami Dinç ile birlikte Erdem Konyar’la irtibata geçerek şahsın konu ile<br />

ilgilenmesini istediği, Erdem Konyar’ın; Karabükspor’un en önemli forveti Emenike’nin<br />

Fenerbahçe maçında sakatlığını öne sürerek oynamayıp bu suretle maçın Fenerbahçe lehine<br />

sonuçlanmasına katkıda bulunmayı planladığını aktardığı, kendisinin kontrolü dışında<br />

gerçekleşen bu taktik değişikliği sebebiyle örgüt lideri Aziz Yıldırım tarafından azarlanan Sami<br />

Dinç’in de Erdem Konyar’a tepki gösterip “Ben hiç şeyi kontrol edemiyorum dedim o parayı da<br />

verecek dedim bitti benim abi,…,getirin paşa paşa abi bir hafta sonra ne aldıysan ver abi”<br />

diyerek şahıstan önceden verilen parayı geri istediği, ancak devam eden süreçte şahısların,<br />

Emenike’nin; sakatlığını öne sürerek müsabakada oynamaması üzerinde anlaştıkları,<br />

Karabükspor kulübü doktorlarının müsabakada oynamasına mani herhangi bir sağlık problemi<br />

olmadığını söylemesine rağmen Emenike’nin bu sakatlığını öne sürerek 08.05.2011 günü<br />

oynanan Fenerbahçe maçında oynamak istemediği, bu süreçte Karabükspor yetkililerinin de<br />

Fenerbahçe yöneticisi Alaeddin Yıldırım’ın Emenike ile görüştüğünü öğrenmeleri üzerine şahsın<br />

örgüt ile görüşerek şike konusunda anlaşmış olabileceğinden ve bu anlaşmada Erdem Konyar’ın<br />

aracılık ettiğinden şüphelenerek Emenike’nin Erdem Konyar ile görüşmesini sınırlandırmaya<br />

çalıştıkları, oynanan maçta Emenike’nin Karabükspor takım kadrosunda yer almadığı, Aziz<br />

Yıldırım’ın; Emenike’nin müsabakada oynamamasından memnun olduğu, Emenike’nin<br />

müsabaka öncesi vaat edildiği gibi ligin bitiminin hemen akabinde Fenerbahçe’ye transfer<br />

edildiği, bu şekilde örgüt tarafından Emenike ile transfer şikesi yapıldığı, şahısların bu konu ile<br />

ilgili yürüttükleri tüm illegal faaliyetler esnasında iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması<br />

çalışmalarına karşı aşırı duyarlı davranarak önem atfettikleri görüşmeleri kendileri ile doğrudan<br />

irtibatı olmayan otel telefonu, ankesörlü telefon vb. sabit hatlar üzerinden gerçekleştirdikleri,<br />

Süreçte; yine örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın talimatıyla, M.Şekip Mosturoğlu’nun<br />

yürüttüğü faaliyetler kapsamında, müsabakadan iki hafta önce, Karabükspor kulübü içerisinde<br />

etki sahibi olduğu değerlendirilen Seyit İbrahim Kalender üzerinden bazı Karabüksporlu<br />

futbolculara ulaşıldığı, şike ödemesinin 3 taksit halinde yapılmasının kararlaştırıldığı,<br />

ödemelerden birinin 23.04.2011, bir diğerinin 07.06.2011 günü yapıldığı, 23.04.2011 günlü<br />

ödemenin; İstanbul’da, Aziz Yıldırım’ın talimatıyla ve M.Şekip Mosturoğlu’nun organizesinde,<br />

Tamer Yelkovan’ın Sami Dinç’e gönderdiği paranın Seyit İbrahim Kalender’e verilmesi suretiyle<br />

81/678


yapıldığı, Seyit İbrahim Kalender’in Karabükspor kulübü içerisinden 7-8 futbolcu ile<br />

görüştüğünün, bu şahıslarla anlaşma sağlamaya çalıştığının anlaşıldığı,<br />

Tüm bu faaliyetler esnasında örgüt üyelerinin muhtemel bir soruşturmaya karşı aşırı<br />

duyarlı oldukları, özellikle iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması çalışmalarına karşı<br />

kendilerince geliştirdikleri tedbirleri yoğun olarak uyguladıkları, bu tedbirlerin örgüt liderinden<br />

en alttaki örgüt üyesine kadar herhangi bir değişim göstermeden tüm örgüt üyeleri tarafından sıkı<br />

bir disiplin içerisinde uygulandığı, örgüt üyelerinin bu tedbirlerinin bazı şüphelilerin tespit<br />

edilememesine sebep olduğu belirlenmiştir.<br />

2010-2011 yılı futbol sezonu sonunda Emenike’nin Fenerbahçe Spor Kulübüne<br />

transferi gerçekleşmiş olup, bu transfere ilişkin Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından düzenlenen<br />

toplam 9.000.000 euro bedelli senet fotokopileri ilgili bankadan temin edilerek soruşturma<br />

dosyasına konulmuştur (Kl:68, Dizi:129-141).<br />

MAÇ RAPORU<br />

TFF Resmi internet sitesinden alınan bilgilere göre; Kardemir D.Ç. Karabükspor –<br />

Fenerbahçe müsabakasının 08.05.2011 günü saat:20.00’da Karabük Dr.Necmettin Şeyhoğlu<br />

stadyumunda başladığı, Karabükspor takımında Emmanuel Emmenike’nin 18 kişilik kadroda<br />

olmadığı, müsabakanın Kardemir D.Ç. Karabükspor:0 – Fenerbahçe:1 şeklinde sonuçlandığı<br />

anlaşılmıştır.<br />

1-SEYİT İBRAHİM KALENDER ÜZERİNDEN ŞİKE YAPILMASI<br />

2-EMENİKE’YE TRANSFER ŞİKESİ YAPILMASI<br />

EYLEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

Soruşturma kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen tüm deliller birlikte<br />

değerlendirildiğinde; 08.05.2011 günü Karabük’te oynanan Karabük – Fenerbahçe futbol<br />

müsabakasında, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından, Karabük Spor futbolcusu<br />

Emmanuel Emenike ile; şüpheliler Mehmet Şekip Mosturoğlu ve Sami Dinç aracılığıyla,<br />

menajeri Erdem Konyar üzerinden; sezon sonunda Fenerbahçe’ye transferi vaat edilerek şike<br />

amaçlı anlaşıldığı, futbolcunun maçta sakatlığını bahane ederek oynamadığı, sezon sonunda<br />

Fenerbahçe’ye transfer edildiği, ayrıca Karabük Spor camiasında etkin olan TFF çalışanı Seyit<br />

İbrahim Kalender üzerinden de şike faaliyetlerinin yürütüldüğü, bu şahsın Karabük Spor’da bazı<br />

futbolculara ulaşarak (şahsın irtibat kurduğu bu futbolcular belirlenememiştir.) kendileriyle şike<br />

amaçlı görüştüğü, Aziz Yıldırım’ın talimatları doğrultusunda hareket eden şüpheliler Alaeddin<br />

Yıldırım ve Tamer Yelkovan’ın da bu eyleme iştirak ettikleri belirlenmiştir.<br />

5-) 15.05.2011 GÜNÜ İSTANBUL’DA OYNANAN FENERBAHÇE –<br />

ANKARAGÜCÜ FUTBOL MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

15.05.2011 günü İstanbul’da oynanan Fenerbahçe - M.K.E. Ankaragücü futbol<br />

müsabakası öncesi Aziz Yıldırım’ın, İlhan Yüksel Ekşioğlu’na Fenerbahçe’nin Ankaragücü ile<br />

yapacağı maçta bazı Ankaragücü futbolcuları üzerinden şike yapılması için talimat verdiği, bu<br />

çalışmalar kapsamında; İlhan Ekşioğlu’nun Cemil Turhan, Yavuz Ağırgöl ve Mehmet Yenice<br />

vasıtasıyla Yadigar Boğa isimli şahıs üzerinden bazı Ankaragücülü futbolcularla irtibata geçerek<br />

müsabakada kötü oynayarak müsabakanın Fenerbahçe lehine sonlanması, bunun karşılığında da<br />

para almaları konusunda anlaştıkları,<br />

Bu süreçte; 22.04.2011 günü akşam saatlerinde Aziz Yıldırım’ın; İ. Ekşioğlu’na<br />

Ankaragücü müsabakası ile ilgili şike çalışmalarının ne durumda olduğunu sorduğu, 23.04.2011<br />

günü sabah saatlerinde İlhan Ekşioğlu’nun konuyla ilgili olarak Cemil Turhan ve Yavuz Ağırgöl<br />

ile yüzyüze görüştüğü ve aynı gün Mehmet Yenice’ye telefonla, konuyla ilgili çalışmalarını<br />

82/678


hızlandırması yönünde talimat verdiği, Aziz Yıldırım’a, Cemil Turhan aracılığıyla, yapılan<br />

çalışmalar hakkında bilgi verildiği, Mehmet Yenice’nin, Cemil Turhan ve Yavuz Ağırgöl ile<br />

birlikte hareket etmeye başladığı, çalışmalara bu şahıslar tarafından devam edildiği,<br />

29.04.2011 ve 10.05.2011 tarihlerinde Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl’ün bizzat<br />

Ankara’da çalışmalarda bulunarak Ankaragücü futbolcularına ulaşabilmek için çaba sarfettikleri,<br />

Yavuz Ağırgöl’ün 29.04.2011 günü Ankara’da yaptığı faaliyetleri bildirmek üzere 02.05.2011<br />

günü İlhan Ekşioğlu’nun ofisine giderek yüzyüze görüştüğü, şahısların Kasımpaşa kalecisi Murat<br />

Şahin aracılığıyla bir Ankaragücü futbolcusuna ulaşmayı hedefledikleri, Murat Şahin’in; ilk<br />

anda bu teklife sıcak baktığı ancak daha sonra eşinin telkinleri sonucu teklifi reddettiği,<br />

Geçen süreç içerisinde şahısların, Yadigar Boğa üzerinden bazı Ankaragücü’lü<br />

futbolculara ulaştıkları, 13.05.2011 günü Yavuz Ağırgöl’ün; İlhan Ekşioğlu’nun talimatı ile<br />

Yadigar Boğa’nın irtibatlı olduğu futbolculara müsabaka sonrası verilmek üzere 400.000 doları<br />

aldığı, Cemil Turhan, Yavuz Ağırgöl ve Mehmet Yenice’nin; bu 400.000 dolardan 100.000’inin<br />

Cemil Turhan ve Yavuz Ağırgöl’de kalması, bundan İlhan Ekşioğlu’nun haberinin olmaması,<br />

geri kalan 300.000 doların Yadigar Boğa ile birlikte İstanbul’a gelen Mehmet Yenice’ye verilerek<br />

bu şahıs tarafından müsabaka sonrası Ankara’da Yadigar Boğa ve bu şahsın irtibatlı olduğu<br />

Ankaragücü futbolcularına verilmesinin planlandığı, 300.000 doların 13.05.2011 günü Yadigar<br />

Boğa ile birlikte Ankara’dan Fenerbahçe Dereağzı tesislerine gelen Mehmet Yenice’ye,<br />

müsabaka sonrası Yadigar Boğa’ya verilmek üzere teslim edildiği,<br />

İlhan Ekşioğlu’nun bir yandan bu şahıslar aracılığıyla bazı Ankaragücü’lü futbolcularla<br />

irtibat kurarken bir yandan da Bülent İbrahim İşçen ve Abdullah Başak vasıtasıyla Yusuf Turanlı<br />

üzerinden Ankaragücü’lü futbolculara ulaşmaya çalıştığı, bu çalışmalar kapsamında; Yusuf<br />

Turanlı’nın Ankaragücü futbolcusu Turgut Doğan Şahin ile irtibat kurduğu, konuyla ilgili<br />

09.05.2011 günü Abdullah Başak ve Yusuf Turanlı’nın öğlen saatlerinde yüzyüze görüştükleri,<br />

bu buluşmada Abdullah Başak ve Yusuf Turanlı’nın; ayrıca Ankaragücülü futbolcu Uğur Uçar’a<br />

şahsın menajeri Ümit Aydın üzerinden müsabakada şike yapılması teklifinde bulunulması<br />

konusunun da konuşulduğu, Yusuf Turanlı ile Ümit Aydın’ın; aynı gün akşam saatlerinde şike<br />

teklifi ile ilgili buluştukları, Ümit Aydın’ın; Uğur Uçar’a şike teklifi yapmayı kabul ettiği ve<br />

10.05.2011 günü; Uğur Uçar ve beraberindeki bazı Ankaragücülü futbolculara Aziz Yıldırım<br />

liderliğindeki suç örgütünün şike teklifini ilettiği, futbolcuların bu teklifi reddettikleri, bu<br />

durumun Yusuf Turanlı tarafından Abdullah Başak’a "Abi olumsuz, korkuyorlar yok diyorlar,<br />

çok mücadele oldu ama olumsuz, öbüründe problem yok hafta sonu tamam ya, sen onu şey yap<br />

abi konuş yani… bana haber ver abi" şeklinde sözlerle iletildiği,<br />

Ayrıca; örgüt yöneticisi M.Şekip Mosturoğlu’nun bilgisi ve talimatı ile örgüt üyesi<br />

Sami Dinç’in müsabakanın oynanacağı sabah Ankaragücü takımı kalecisi Stefan Senecky’nin<br />

menajeri Milan Lednicky isimli şahsa şike teklifinde bulunduğu ancak şahsın teklifi kabul<br />

etmediği,<br />

15.05.2011 günü İstanbul’da oynanan müsabakanın Ankaragücü:0-Fenerbahçe:6<br />

şeklinde sonuçlandığı,<br />

Müsabaka sonrası Aziz Yıldırım’ın, İlhan Ekşioğlu’na; Cemil Turhan, Yavuz Ağırgöl<br />

ve Mehmet Yenice kanadında yürütülen şike faaliyetlerinde aracı şahısların kendilerine<br />

anlaşıldığını söylediği futbolcuların yarısı ile anlaşıldığı bilgisinin geldiğini, Cemil Turhan ve<br />

beraberindeki şahısların ulaştığı şahıslara verilecek şike parasının yarısının verilmemesini<br />

istediği, İlhan Ekşioğlu’nun da buna istinaden 13.05.2011 günü şahıslara verilen 400.000 doların<br />

yarısının anlaşma sağlanan futbolculara verilmesini, kalan 200.000 doların kendisine İadesini<br />

83/678


istediği, 16.05.2011 günü Mehmet Yenice’nin; 300.000 doların 200.000 dolarını Ankara’da<br />

müsabaka öncesi anlaşma sağlanan futbolculara (yada aracı Yadigar Boğa’ya) verdiği ve<br />

17.05.2011 günü elinde kalan 100.000 doları İstanbul’a getirerek Yavuz Ağırgöl’e iade ettiği,<br />

şahısların birlikte İlhan Ekşioğlu’nun ofisine giderek bu parayı teslim ettikleri ancak<br />

İ.Ekşioğlu’nun kalan 100.000 doları da şahıslardan ısrarla istemesi üzerine şahısların Cemil<br />

Turhan’da kalan 100.000 doların 90.000’i de 18.05.2011 günü İ.Ekşioğlu’na teslim ettikleri,<br />

Bu eylemde örgüt üyeleri arasında yaşanan güven bunalımının; örgüt üyelerinin<br />

birbirleri ile telefon iletişimi kurarken kullandıkları şifreleme sistemini terk etmelerine sebep<br />

olduğu ve bu suretle örgüt üyelerinin; yaptıkları illegal faaliyetlerin mahiyetlerini telefon<br />

iletişimleri esnasında hiç olmadığı kadar açıkça ifade ettikleri,<br />

Sonuç olarak; 15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe – Ankaragücü müsabakasında<br />

Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün bir çok farklı koldan şike faaliyeti içerisinde<br />

bulundukları anlaşılmıştır.<br />

MAÇ RAPORU<br />

TFF Resmi internet sitesinden alınan bilgilere göre; Fenerbahçe – M.K.E. Ankaragücü<br />

müsabakasının 15.05.2011 günü saat:20.00’da Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu stadyumunda<br />

başladığı, Ankaragücü takımında 1 numaralı forma ile kaleci Stefan Senecky, 3 numaralı forma<br />

ile Uğur Uçar’ın ilk 11’de sahaya çıktıkları, 7 numaralı forma ile Turgut Doğan Şahin’in<br />

yedekler arasında olduğu ve maçın 66. dakikasında oyundan çıkan Stanislav Sestak’ın yerine<br />

oyuna girdiği, müsabakanın Fenerbahçe:6 - M.K.E. Ankaragücü:0 şeklinde sonuçlandığı<br />

anlaşılmıştır.<br />

A-Cemil Turhan, YAVUZ AĞIRGÖL VE MEHMET YENİCE ARACILIĞI İLE<br />

YÜRÜTÜLEN ŞİKE FAALİYETLERİ<br />

B-B.İBRAHİM İŞCEN, ABDULLAH BAŞAK VE YUSUF TURANLI<br />

ARACILIĞI İLE YÜRÜTÜLEN ŞİKE FAALİYETLERİ<br />

Soruşturma kapsamında elde edilen tüm deliller birlikte ele alındığında; 15.05.2011<br />

günü İstanbul’da oynanan Fenerbahçe – Ankaragücü karşılaşmasının, Fenerbahçe'nin lehine<br />

sonuçlanması amacıyla; Aziz Yıldırım'ın, birkaç koldan faaliyet yürüttüğü,<br />

Bir yandan İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Cemil Turhan’ın; Yavuz Ağırgöl ve Mehmet<br />

Yenice üzerinden faaliyet yürüttükleri, bu kapsamda Mehmet Yenice’nin önce Kasımpaşa Spor<br />

kalecisi Murat Şahin aracılığıyla Ankaragücü’nde oynayan bir futbolcuyla irtibat kurmaya<br />

çalıştığı, Murat Şahin’in şike için aracılık yapma teklifini kabul etmediği, bunun üzerine Mehmet<br />

Yenice’nin Yadigar Boğa üzerinden bazı Ankaragücü’lü futbolcularla görüşerek şike amaçlı<br />

anlaştığı, (bu futbolcular belirlenemiştir), şahsın şikeye aracılık yapma karşılığında İlhan Yüksel<br />

Ekşioğlu’ndan aldığı 400.000 dolar paranın bir kısmını Ankara’da irtibat kurduğu şahıslara<br />

verdiği, 100.000 doları iade etmek için geri getirdiği esnada yapılan asayiş uygulamasında<br />

paranın araçta bulunduğu ( durum yapılan iletişim dinlemeleri ile tespit edilmiş, operasyonun<br />

deşifre olmaması açısından olay tarihinde şahsın aracı asayiş uygulaması yapılarak aranmış,<br />

şikeye konu paranın araçta bulunduğu belirlenmiştir. ),<br />

Aziz Yıldırım’ın talimatlarıyla diğer yandan Bülent İbrahim İşcen ve Abdullah<br />

Başak’ın Yusuf Turanlı üzerinden Ankaragücü’lü futbolculara ulaşmaya çalıştıkları, Yusuf<br />

Turanlı’nın önce Ankaragücü’nde futbol oynayan Turgut Doğan Şahin ile irtibat kurduğu, bu<br />

şahsın şike teklifini kabul etmediği, ardından menajerlik yapan Ümit Aydın’a teklifin iletildiği,<br />

84/678


şahsın şikeye aracılık yapma teklifini kabul ettiği ve menajerliğini yaptığı Uğur Uçar isimli<br />

futbolcuya şike teklifinde bulunulduğu, bu şahsın da teklifi kabul etmediği,<br />

Aziz Yıldırım’ın talimatlarıyla üçüncü koldan; Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun bilgisi<br />

ve talimatları doğrultusunda Sami Dinç’in; Ankaragücü takım kalecisi Stefan Senecky’nin<br />

menajeri Milan isimli şahsa şikeye aracılık yapması için teklifte bulunulduğu, bu teklifinde<br />

menajer tarafından kabul edilmediği belirlenmiştir.<br />

6-)15.05.2011 GÜNÜ TRABZON’DA OYNANAN TRABZONSPOR – İ.B.B.<br />

SPOR MAÇINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ<br />

Süper Ligin 32. hafta maçları sonunda Fenerbahçe ve Trabzonspor'un 76 puanda<br />

olduğu, ikili averaj sistemine göre Fenerbahçe'nin lig lideri olduğu, 3. sırada bulunan<br />

Bursaspor’un şampiyonluk ihtimalinin kalmadığı, Fenerbahçe ve Trabzonspor’un şampiyonluk<br />

yarışında yalnız kaldıkları, geriye kalan 2 karşılaşmada Fenerbahçe'nin olası puan kaybı ve<br />

Trabzonspor'un maçlarını kazanması durumunda Trabzonspor'un şampiyon olma ihtimalinin<br />

bulunduğu, bu nedenle; Aziz Yıldırım liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütünün, ligin 33.<br />

haftasında 15.05.2011 günü oynanacak Trabzonspor - İ.B. B.Spor maçının Fenerbahçe lehine<br />

sonuçlanması için bazı İ.B.B.Spor’lu futbolculara iyi oynamaları karşılığında teşvik pirimi<br />

verme girişiminde bulundukları,<br />

Bu amaçla 10.05.2011 günü Aziz Yıldırım'ın, İlhan Ekşioğlu ve Abdullah Başak'ı<br />

yanına çağırdığı, yapılacak teşvik girişimi hakkında talimat verdiği, bu buluşmanın ardından<br />

Abdullah Başak'ın, önceki haftalarda oynanan Fenerbahçe-İ.B.B. karşılaşmasında İbrahim Akın'ı<br />

şike yapması için azmettiren Yusuf Turanlı'yı aradığı ve İ.B.B.spor’lu futbolcularla irtibata<br />

geçerek teşvik pirimi almaları için görüşmesini istediği, bu arada aynı konuyu Bülent İbrahim<br />

İşçen'in de takip ettiği ve durum hakkında Abdullah Başak'ı ve Yusuf Turanlı'yı arayarak bilgi<br />

aldığı,<br />

İlhan Ekşioğlu'nun talimatıyla hareket eden Abdullah Başak'ın yönlendirdiği Yusuf<br />

Turanlı'nın; Büyükşehir Belediyesporlu futbolcular İbrahim Akın ve İskender Alın ile irtibata<br />

geçtiği ve şahıslarla buluşmak için randevulaştığı, bu buluşmaya Abdullah Başak'ın da gelmek<br />

istediği ancak adı geçen futbolcularla birlikte görünmek istemediği, bu nedenle 12.05.2011 günü<br />

Yusuf Turanlı'yı aradığı ve İbrahim Akın ve İskender Alın'la buluşmasını, konuyu aktararak diğer<br />

takım oyuncularıyla görüşmelerini istediği, aynı gün Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın ve İskender<br />

Alın’la Akmerkez'de bulunan S Cafe isimli işyerinde buluştuğu, görüşmeden sonra, İbrahim<br />

Akın ve İskender Alın'ın ayrılmasının ardından Abdullah Başak'ın Akmerkezin önüne geldiği ve<br />

Yusuf Turanlı ile kısa süre görüştükten sonra ayrıldıkları, bu durumun yapılan fiziki takip<br />

çalışması neticesinde tespit edildiği,<br />

Buluşmanın ardından Abdullah Başak'ın İlhan Ekşioğlu'nu arayarak bilgilendirdiği,<br />

şahısların; İskender ve İbrahim'in; takım arkadaşlarıyla görüşmelerini "7 tane uçak biletini aldın<br />

de mi" şeklinde şifreli sözlerle aktardıkları,<br />

İlerleyen süreçte Yusuf Turanlı'nın; gerek İbrahim Akın gerekse İskender Alın ile<br />

yaptığı telefon görüşmelerinde; hem maç kadrosunda oynayacak futbolcuların kimler olduğu,<br />

hem de teşvik pirimi konusunda kimlerle görüşme yaptıklarına dönük bilgiler aldığı, İskender<br />

Alın'ın "Cihan, Holmen, Mahmut, Metin, bunlarla konuştuk" diyerek bilgi verdiği, Yusuf<br />

Turanlı'nın kaleci için girişimde bulunup bulunmadıklarını sorması üzerine İbrahim Akın'ın; "O<br />

şey bizim o Oğuzhan Trabzon’lu" diyerek kaleciye teşvik priminden bahsetmelerinin sakıncalı<br />

olacağını söylediği,<br />

85/678


Bunların yanı sıra Bülent İbrahim İşçen'in de teşvik girişimini takip ettiği, Abdullah<br />

Başak'ın bu durumdan rahatsız olduğu ve iki kişi tarafından takip edilmesinin iyi olmayacağını<br />

belirttiği, İskender Alın'ın kadroya alınmayacağını öğrenmeleri üzerine teşvik konusunda<br />

anlaştıkları bu futbolcunun oynaması için Yusuf Turanlı'nın yardımcı antrenör Arif'i aradığı ve<br />

İskender'i oynatmalarını istediği,<br />

15.05.2011 günü söz konusu müsabakanın oynandığı, karşılaşmanın Trabzonspor'un 3-<br />

1’lik galibiyeti ile sonuçlandığı, İ.B.B. takımında Yusuf Turanlı ile teşvik pirimi anlaşması yapan<br />

İbrahim Akın ve İskender Alın'ın yanı sıra Yusuf Turanlı'nın isteği doğrultusunda İbrahim ve<br />

İskender'in görüştüklerini söyledikleri Cihan Haspolatlı, Metin Depe, Mahmut Tekdemir, Samuel<br />

Tobias Holmen isimli futbolcuların da oynadıkları, İ.B.B. takımının golünü Holmen'in attığı,<br />

Sonuç olarak Aziz Yıldırım liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütünün Fenerbahçe<br />

takımının şampiyon olabilmesi amacıyla, Trabzonspor karşısında iyi oynamaları ve Fenerbahçe<br />

takımının lehine sonuç almaları için adı geçen şahıslar aracılığı ile İ.B.B.Spor futbolcularına<br />

teşvik pirimi verdikleri anlaşılmaktadır.<br />

Soruşturma kapsamında yapılan iletişim tespitleri, 12.05.2011 günlü fiziki takip<br />

tutanağı ve bazı şüphelilerin ikrarı havi beyanlarından; Aziz Yıldırım’ın talimatlarıyla hareket<br />

eden İlhan Yüksel Ekşioğlu, Abdullah Başak ve Bülent İbrahim İşcen’in; menajerlik yapan Yusuf<br />

Turanlı üzerinden; İbrahim Akın ve İskender Alın isimli İ.B.B.Sporlu futbolcularla; 15.05.2011<br />

günü oynanan Trabzonspor - İ.B.B. Spor müsabakası öncesinde; teşvik pirimi verilmesi amaçlı<br />

anlaşma yaptıkları, maçın Trabzonsporun galibiyetiyle neticelenmesi nedeniyle futbolculara<br />

teşvik pirimi ödemesi yapılmadığı ( Her ne kadar yapılan iletişim tespitlerinde; Metin Depe,<br />

Cihan Haspolatlı, Mahmut Tekdemir, Samuel Tobias Holmen isimli İ.B.B.Spor’lu futbolcularla<br />

teşvik primi verilmesi amaçlı irtibat kurulduğuna dair bazı deliller elde edilmiş ise de; bu<br />

futbolcularla anlaşıldığına, futbolcuların anılan maçtan dolayı teşvik primi alarak menfaat temin<br />

ettiklerine dair somut delil elde edilemediğinden haklarında işlem yapılmamıştır.) belirlenmiştir.<br />

7-) 22.05.2011 GÜNÜ SİVAS’TA OYNANAN SİVASSPOR - FENERBAHÇE<br />

FUTBOL MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

Süper Lig 2010-2011 sezonunun 34. (son) haftasına gelindiğinde; Fenerbahçe’nin; 79<br />

puan ve averaj üstünlüğü ile lig birincisi olduğu, Trabzonspor’un 79 puanla lig ikincisi olduğu,<br />

her iki takımın da ligi şampiyonlukla bitirme ihtimalinin olduğu,<br />

Fenerbahçe’nin; lig birinciliğini koruyarak lig şampiyonluğunu kazanabilmesi için son<br />

hafta Sivasspor’a karşı oynadığı müsabakayı kazanmasının hayati önem arzettiği, bu nedenle<br />

Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün ligin son haftasında Fenerbahçe’nin yapacağı<br />

Sivasspor müsabakasının sonucunu Fenerbahçe lehine etkilemeye yönelik şike faaliyetlerinde<br />

bulunduğu,<br />

Bu bağlamda; 22.05.2011 günü Sivas’ta oynanacak Sivasspor – Fenerbahçe futbol<br />

müsabakası öncesi örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın, İlhan Ekşioğlu’na; bazı Sivasspor futbolcuları<br />

üzerinden şike yapılması için talimat verdiği, kendisinin de Sivasspor kulübü başkanı ve<br />

yöneticileri ile şike amaçlı görüşerek Sivasspor futbol takımının müsabakanın Fenerbahçe lehine<br />

sonuçlanabileceği şekilde oynamaları karşılığında anlaştığı,<br />

Örgütün müsabakalarda yaptığı şike faaliyetlerinin en önemli aktörü durumundaki<br />

İlhan Ekşioğlu’nun bir telefon görüşmesinde sarfettiği; “İyi 3 dikiş, yani her koldan spor<br />

yapacağız, çok sağlam” ve bir başka görüşmede Aziz Yıldırım’ın; “Sen Sapancalıyla mı<br />

Şekerliyle mi yapıyorsun" sorusuna verdiği "Üçüyle yaptım Başkanım” sözlerinden de<br />

86/678


anlaşılacağı üzere; Sivasspor müsabakasına yönelik şike faaliyetlerinin üç farklı koldan<br />

yürütüldüğü (Ahmet Çelebi, Abdullah Başak ve Ali Kıratlı üzerinden),<br />

Müsabakada örgütün yürüttüğü şike faaliyetleri bu bağlamda incelendiğinde;<br />

Örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın; müsabakadan haftalar önce muhtemelen son hafta<br />

şampiyonluk maçına çıkacakları Sivasspor takımının ligde düşme hattından kurtulması, bu<br />

sayede Fenerbahçe ile yapacağı müsabakada Sivasspor takımının rahat bir oyun sergilemesini<br />

amaçladığı, bu amaçla Sivasspor’un düşme hattından kurtulabilmesi için Sivasspor ile birlikte<br />

düşme hattında bulunan Bucaspor’un ligden düşmesinin kesinleşmesi amacıyla da bir takım<br />

faaliyetlerde bulunduğu, Bucaspor - Fenerbahçe müsabakasında örgüt tarafından yürütülen şike<br />

faaliyetleri ile ilgili çalışmalarda da bu stratejinin yansımalarının görüldüğü, ligin 25. haftasına<br />

girilirken Aziz Yıldırım’ın; bir telefon görüşmesinde Mecnun Otyakmaz’a söylediği; “Biz tamam<br />

rakiplerini yeneceğiz hiç ondan rahat ol sen kesin yeneceğiz de ama sen bir 3 puan alabilsen”<br />

sözlerinin de bu durumu açıkça ortaya koyduğu, bu süreçte örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın<br />

Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz ile 11.05.2011 günü yüzyüze bir görüşme yaptığı,<br />

görüşmenin ayarlanma sürecinde Aziz Yıldırım ve Mecnun Otyakmaz’ın birbirleriyle doğrudan<br />

irtibat kurmayarak aracı kullandıkları ve birbirlerinden bahsederken de isim kullanmadıkları ve<br />

çevrelerindeki bazı şahısların bu buluşmayı öğrenmesini istemedikleri, aynı gün bu görüşmeden<br />

kısa süre önce Fenerium isimli şirketten Fenerbahçe kulübü ile birlikte örgütün şike<br />

faaliyetlerinin de finansmanını kontrol altında tutan muhasebeci Tamer Yelkovan’a 400.000 TL<br />

aktarıldığı, bu durumun dikkat çekici olduğu,<br />

Devam eden süreçte; 13.05.2011 günü Bülent İbrahim İşçen’in ilk olarak Aziz<br />

Yıldırım’la, ardından Mecnun Otyakmaz’la, akabinde de Sivasspor yöneticisi Ahmet Çelebi ile<br />

yüzyüze görüşmeler gerçekleştirdiği, Bülent İbrahim İşçen’in görüşmek için Ahmet Çelebi ile<br />

buluşmaya çalıştığı sırada Aziz Yıldırım’ın Bülent İbrahim İşçen’e hitaben sarfettiği “Sen bak<br />

o ...söyle bize yardım etsinler tamam mı, yani belli etmeden yardım etsinler” ve B.İşçen’in;<br />

Ahmet Çelebi’yle yüzyüze görüşmesinin akabinde Aziz Yıldırım’ı arayarak şifreli olarak<br />

sarfettiği "O arkadaş ile görüştüm o hale gelmiş mallar abi o gidecek fiyat konuşacak, gereken<br />

neyse işte onları sordu etti ben dedi direk onları kendim görüşeceğim bizzat dedi” şeklindeki<br />

söylemlerin Aziz Yıldırım – B.İşçen – Mecnun Otyakmaz – B.İşçen - Ahmet Çelebi şeklinde<br />

cereyan eden görüşme trafiğinin içeriğinin Sivasspor – Fenerbahçe müsabakasında şike<br />

yapılması amacıyla anlaşma olduğu, bu görüşme trafiğinde B.İşçen’in, Mecnun Otyakmaz’a;<br />

Aziz Yıldırım’ın şike teklifini ilettiği, Mecnun Otyakmaz’ın da bu teklifi kabul ederek gerekli<br />

şike çalışmaları ile ilgili Ahmet Çelebi’yi görevlendirdiği, ardından Ahmet Çelebi’nin Sivas’a<br />

gönderilerek Sivassporlu futbolcular ve diğer yetkililerle fiyat konusunda görüşmesinin<br />

kararlaştırıldığı, Ahmet Çelebi’nin de müsabakada yapılacak şikeyle ilgili çalışmalarda<br />

bulunduğu,<br />

Aziz Yıldırım’ın ayrıca müsabaka öncesi Mecnun Otyakmaz’la bizzat görüşmeyi<br />

planladığı, bu buluşma öncesi bir telefon görüşmesinde İlhan Ekşioğlu’na sarfettiği “Şimdi o<br />

bizim, bizim arkadaşla konuşacağımda onla nasıl konuşayım diye şey yapıyordum yani, olmazsa<br />

senin oradan geçerim konuşurum” sözlerinden de anlaşılacağı gibi yapacağı şike amaçlı<br />

görüşmenin içeriğiyle ilgili İlhan Ekşioğlu’yla fikir alışverişinde bulunduğu,<br />

Ahmet Çelebi’nin Bülent İşçen’le yaptığı görüşmede şike anlaşmasına vardığı, aynı<br />

gece Sivassporlu futbolcu Mehmet Yıldız’la irtibata geçerek görüşmek istediğini söyleyip<br />

İstanbul’a gelmesini istediği, şahsın eşinin doğum yapması nedeniyle kararlaştırılan 15.05.2011<br />

günü İstanbul’a gelememesi üzerine Ahmet Çelebi’nin ertesi gün Sivasspor yöneticisi Faruk<br />

Taşseten’le sabit telefon üzerinden irtibat kurduğu, görüşmeden sonra B.İşçen’i arayarak;<br />

87/678


“Abicim şimdi ben bizimkiyle görüşmeye gideceğimde, anladın mı yani senle konuştuklarımızda<br />

mutabık mıyız” dediği, Bülent’in onaylaması üzerine “Tamam ben yani operasyona başladım<br />

haberin olsun” diyerek şike faaliyetlerine başladığını haber verdiği,<br />

Bu süreçte; 17.05.2011 günü Aziz Yıldırım ve Mecnun Otyakmaz’ın başbaşa bir<br />

görüşme daha gerçekleştirdikleri, görüşme sonrası M.Otyakmaz’ın Fenerbahçe kulübünden<br />

ayrıldığı esnada, şahısların civarda bulunan bir araç içerisinden görüntülendiklerinden<br />

şüphelendikleri, bunun üzerine Mecnun Otyakmaz’ın muhtemel bir teknik ve fiziki takip<br />

çalışmasını hesaba katarak, görüşmenin Sivasspor–Fenerbahçe maçında Fenerbahçe taraftarına<br />

satılacak biletler ile ilgili olduğunu belirtir bir görüşme yaptığı, Aziz Yıldırım’ın bu görüşmede<br />

Mecnun Otyakmaz’ın kastını ilk anda anlamayarak “Tabi, tabi bir şey olursa öyle, biletlerle ilgili<br />

konuştuk” şeklinde karşılık verdiği,<br />

20.05.2011 günü Ahmet Çelebi’nin bizzat Sivas’a giderek şike faaliyetlerini yürüttüğü,<br />

Sivas’ta ilk olarak Mecnun Otyakmaz, Faruk Taşseten ve Mehmet Oflaz ile buluştuğu ve bir<br />

süre sonra Mecnun Otyakmaz, Ahmet Çelebi ve Faruk Taşseten’in birlikte Sivasspor tesislerine<br />

gittikleri, Ahmet Çelebi’nin aynı gün akşam saatlerinde Büyük Otel’de Mehmet Yıldız’la<br />

buluşarak bir süre başbaşa konuştuğu, (Sivasspor:3 – Fenerbahçe:4 şeklinde sonuçlanan<br />

müsabaka sonrası Ahmet Çelebi’nin daha önce şike amaçlı anlaştığı Mehmet Yıldız’ın yaptığı bir<br />

telefon görüşmesinde “Ne yapayım Fenerbahçeyi şampiyon yaptık gidiyorum" ve bir pozisyonda<br />

kafa ile vurup golü atabileceğine dair yapılan bir yoruma karşılık ise “ne golü atacağım ya ben<br />

oraya gol atmaya gitmedim ki, ben oraya bulunmaya gittim” şeklindeki sözlerinin müsabakada<br />

Mecnun Otyakmaz’ın bilgisi dâhilinde Ahmet Çelebi aracılığı ile kendisine yapılan şike<br />

anlaşmasına uygun şekilde oynadığını göstermiştir.)<br />

21.05.2011 günü sabah saatlerinde yine Mecnun Otyakmaz, Ahmet Çelebi ve Faruk<br />

Taşseten’in buluşup kahvaltı yaptıktan sonra Büyük Otel’e gittikleri, saat: 13.15’de Mecnun ve<br />

Faruk’un otelden ayrıldıkları, saat:18.00’de Ahmet Çelebi’nin Sivas Havaalanında Abdullah<br />

Başak ve Bülent İbrahim İşçen’i karşıladığı, birlikte saat: 18.50‘de Büyük Otel’e gittikleri, bu<br />

sırada Abdullah Başak’ta bir çantanın olduğu; ( A.Başak’ın, çantayı teslim ettiği A.Çelebi’yle<br />

irtibatlı Nüvit isimli şahsa “O çantayı unutursan beni ömür boyu unut, o, hem senin geleceğin,<br />

hem benim, İlhan Ekşioğlu’nun” diyerek tembihte bulunduğu,) çanta içerisinde şike amaçlı<br />

Sivasspor yetkililerine verilecek para bulunduğunun değerlendirildiği, şahısların otele girişinin<br />

ardından Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu ve beraberindeki şahısların da aynı otele gelerek otele<br />

giriş yaptıkları, aynı otele Fenerbahçe takımı otobüsünün de geldiği, aynı gün saat:20.29’da<br />

otele Mecnun Otyakmaz ve Faruk Taşseten’in birlikte geldikleri, otele geldikleri esnada<br />

M.Otyakmaz’ın, Faruk’a çantasını almasını söylediği, Faruk’un da çantayı aldığını söylediği, bu<br />

esnada İlhan Ekşioğlu, Ahmet Çelebi, Bülent İbrahim İşçen ve Abdullah Başak’ın birlikte<br />

otelden çıktıkları, saat:21.44’de Faruk’un otelden çıkarak Mecnun Otyakmaz’la birlikte otele<br />

geldikleri araçtan siyah renkli bir spor çanta alarak tekrar otele döndüğü, saat:22.05’te İlhan<br />

Ekşioğlu, Ahmet Çelebi, Bülent İşçen ve Abdullah Başak’ın tekrar otele döndükleri, 22.05.2011<br />

günü saat:01.00’de; Aziz Yıldırım ve beraberindeki şahısların Mecnun Otyakmaz ve<br />

beraberindeki şahısları uğurlamak için bahse konu otelin giriş kapısına çıkıp şahısları<br />

uğurladıktan sonra tekrar otele girdikleri, bu esnada Mecnun Otyakmaz’ın yanından ayrılan<br />

Faruk Taşseten’in spor çantayı götürerek araca bıraktığı, ardından Faruk Taşseten, Mecnun<br />

Otyakmaz ve Mehmet Oflaz’ın birlikte yaya olarak Sivas meydan istikametine gittikleri,<br />

müsabakadan bir gün önce Büyük Otel’de iki kulubün yetkililerinin bu buluşması esnasında bir<br />

yandan da aracı şahıslar üzerinden şike parasının Sivasspor yetkililerine verildiğinin<br />

değerlendirildiği, İlhan Ekşioğlu’nun Abdullah Başak’a emanet ettiği çanta içerisinde bulunduğu<br />

değerlendirilen şike parasının önceden Aziz Yıldırım ve Mecnun Otyakmaz arasında gerçekleşen<br />

88/678


anlaşmaya istinaden Mecnun Otyakmaz’ın, Faruk Taşseten’e taşıttığı siyah renkli spor çantaya<br />

aktarılmış olabileceğinin değerlendirildiği,<br />

Aziz Yıldırım’ın talimatıyla İlhan Ekşioğlu tarafından üç farklı koldan yürütülen şike<br />

faaliyetlerinin diğer ayağının Abdullah Başak aracılığıyla menajer Yusuf Turanlı üzerinden<br />

Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay’a ulaşılarak şahısla müsabakada para karşılığı Fenerbahçe<br />

lehine olacak şekilde oynaması için anlaşılması olduğu, bu bağlamda; İlhan Ekşioğlu’nun<br />

Abdullah Başak’la irtibata geçerek Korcan Çelikay’ın menajeri Yusuf Turanlı’yla irtibata geçip<br />

Korcan’la anlaşmasını istediği, Abdullah Başak’ın da Y.Turanlı’yla görüşerek teklifi ilettiği,<br />

Y.Turanlı’nın Korcan Çelikay’a şike teklifini iletmeyi kabul ettiği, 13.05.2011 günü akşamı Aziz<br />

Yıldırım’la yüzyüze görüşen İlhan Ekşioğlu’nun görüşme sonrası Abdullah Başak’a söylediği<br />

“Ben şimdi bizim 1 numara ile buluştum, ben şimdi bütün olup bitenleri anlattım, olayın kilit<br />

adamlarının bizim seninkiyle sen olduğunu söyledim” ifadesinden de anlaşılacağı üzere tüm<br />

gelişmelerin Aziz Yıldırım’ın gözetiminde ve bilgisi dahilinde gerçekleştiği, A.Başak’ın<br />

faaliyetleri sürerken Bülent İşçen’in Y.Turanlı’yı arayarak kendisini Aziz Yıldırım’la<br />

görüştürmek istediğini söylemesi üzerine yaptığı şike faaliyetinin çok fazla kişi tarafından<br />

bilinmesini istemeyen Y.Turanlı’nın A.Başak’ı arayarak durumdan rahatsızlığını dile getirdiği, A.<br />

Başak’ın da önce İlhan Ekşioğlu’nu arayarak Bülent İşçen’i şikayet ettiği,ardından Bülent İşçen’i<br />

arayarak “Aynı sularda gezmeyelim Bülentçiğim” deyip şahsı uyardığı, konuyla ilgili şahısların<br />

15.05.2011 gecesi tartıştıkları, ardından Bülent İşçen’in,Y.Turanlı’yla irtibat kurmaktan<br />

vazgeçtiği, 16.05.2011 günü sabahı A.Başak ve İ.Ekşioğlu’nun yüzyüze görüştükleri, görüşme<br />

sonrası Yusuf Turanlı’yı arayan Abdullah Başak’ın; “Çıktım şimdi, İlhan abi de şeyi diyor, 300’ü<br />

dedi o kardeşe versin 200’ü kendine alsın dedi, ona söyle mutlaka da halletsin diyor” dediği,<br />

görüşmenin akabinde Yusuf Turanlı’nın Korcan Çelikay’la Etiler’de buluştuğu, Korcan’a<br />

müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynaması için 300.000 dolar teklif edildiği,<br />

Korcan’ın da teklifi kabul ettiği, bu durumu İlhan Ekşioğlu’na bildiren A.Başak’ın, Y.Turanlı’nın<br />

bu anlaşmadan Bülent İşçen’in bilgisinin olmasını istemediğini söylediği, Sivasspor kalecisi<br />

Korcan’la yapılan anlaşma gereği kalecinin etkisiz olacağını bilen İlhan Ekşioğlu’nun<br />

müsabakaya az bir zaman kala Alaeddin Yıldırım’ı arayarak “Bol şut ha” diyerek kaleye bol şut<br />

çekilmesini istemesinin de bu durumun bir göstergesi olduğu, 22.05.2011 günü saat: 20.00’da<br />

başlayan müsabakada Korcan Çelikay yapılan anlaşmaya sadık kalarak Fenerbahçe lehine olacak<br />

şekilde kalede başarısız bir oyun sergilediği, müsabaka sonrası Korcan’ın İstanbul’a gelerek<br />

Y.Turanlı ile buluştuğu, 31.05.2011 günü ise Abdullah Başak ve Yusuf Turanlı’nın İlhan<br />

Ekşioğlu ile ofisinde buluştukları, şahıslar buluşmadan ayrılırken Yusuf Turanlı’nın ceket<br />

cebinde dışarıdan fark edilecek derecede kabarık beyaz bir zarfın olduğunun görüldüğü,<br />

buluşmadan birkaç saat sonra Yusuf Turanlı’nın Korcan’la buluştuğu, yine 07.06.2011 günü<br />

saat:14.40’ta Yusuf ile Abdullah’ın, İlhan Ekşioğlu’nun ofisine giderek buluştukları,<br />

saat:14.51’de ofisten ayrıldıkları, şahıslar binadan ayrılırken Abdullah Başak’ın sağ kolu ile<br />

göğsü arasında tuttuğu ve üzerinde Güllüoğlu yazılı, içerisinde destelenmiş şekilde para olduğu<br />

değerlendirilen beyaz renkli naylon poşetin, Yusuf Turanlı’nın sol kolu ile göğsü arasında<br />

bükülmüş vaziyette içi boş beyaz ve yeşil renkli karton çanta olduğunun görüldüğü, bu<br />

buluşmalarda Sivasspor – Fenerbahçe müsabakası öncesi varılan şike anlaşması gereği Korcan<br />

Çelikay ve Yusuf Turanlı’ya ödenmesi gereken paranın verildiğinin anlaşıldığı, bu süreçte<br />

Korcan Çelikay’ın kardeşi İlhan Çelikay’ın yapılan bu görüşmeler sırasında Yusuf Turanlı ile<br />

Korcan arasındaki bağlantı ve irtibatı sağladığı, kendileriyle birlikte hareket ettiği,<br />

Aziz Yıldırım’ın talimatıyla İlhan Ekşioğlu tarafından üç farklı koldan yürütülen şike<br />

faaliyetlerinin üçüncü ayağının ise; Ali Kıratlı aracılığıyla Bülent Uygun ve şahsın yardımcısı<br />

Fatih Akbaba üzerinden bazı Sivasspor futbolcularına ulaşılarak, Sivasspor’un Fenerbahçe ile<br />

89/678


yapacağı müsabakada, para karşılığı Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynamaları için<br />

anlaşılması olduğu,<br />

Bu bağlamda; İlhan Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’ya şike amaçlı anlaşılabilecek bazı<br />

şahıslara ulaşılmasını istediği, Ali Kıratlı’nın da Sivasspor eski teknik direktörü Bülent<br />

Uygun’un yardımcısı Fatih Akbaba ile irtibata geçerek şike amaçlı anlaşılabilecek bazı<br />

Sivasspor’lu futbolcu yada yetkililere ulaşılarak şike teklifinde bulunulmasını istediği,<br />

17.05.2011 günü Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu ile yüzyüze görüşerek bilgi aktardığı, görüşmenin<br />

ardından İlhan Ekşioğlu’nun Aziz Yıldırım’la görüşerek bu bilgileri kendisine aktardığı ve “olur”<br />

aldığı, bu hususla ilgili Ali Kıratlı’yla yaptığı bir telefon görüşmesinde İlhan Ekşioğlu’nun<br />

sarfettiği “Beni şimdi ne kadar rahat götürecen oraya biliyormusun, maça,…hayır konuşmamızı<br />

anlatsam amuda kalkar, yani sen bana bir şey getirki bende deyimki tamam kardeşim yaptık bak<br />

böyle böyle,…Fenerbahçe için ne diyorlar yapmadığın zamanda, yap o zaman yap ki bari<br />

desinler” ifadesi, buna karşılık Ali Kıratlı’nın “Son altın vuruşu da yapalım bitsin gitsin bu işte<br />

artık” şeklindeki beyanının da şahısların şike faaliyetleri içerisinde bulunduklarını net bir şekilde<br />

ortaya koyduğu, bu görüşmeden bir gün sonra İlhan Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’ya 300.000 dolar<br />

verdiği, Ali Kırtalı’nın ise bu parayı 19.05.2011 günü Adapazarı’nda Fatih Akbaba’ya verdiği,<br />

Fatih Akbaba’nın ise şike konusunda anlaşma sağlanan Sivassporla bağlantılı bir şahsa bu parayı<br />

20.05.2011 günü verdiği (Ali Kıratlı: “Bir aksilik yok değil mi”, Fatih Akbaba: “Yok ben<br />

görüştüm onunla tamam her şey, hiçbir şey yok zaten alınca gevşedi”), aynı gün Fatih<br />

Akbaba’nın Ali Kıratlı ile yüzyüze görüşerek konuyla ilgili bilgileri aktardığı, A.Kıratlı’nın bu<br />

bilgileri yine yüzyüze İlhan Ekşioğlu’na aktardığı, İ.Ekşioğlu’nun da Ali Kıratlı ile buluşmasının<br />

akabinde Aziz Yıldırım ile yine yüzyüze görüşerek aldığı bilgileri aktardığı, 22.05.2011 günü<br />

yapılan müsabakanın ardından Fatih Akbaba’nın yapılan şike faaliyeti ile ilgili ödemeyi<br />

alabilmek için Ali Kıratlı’yı aradığı, Ali Kıratlı’nın İ.Ekşioğlu’yla yaptığı görüşmede paranın<br />

27.05.2011 günü verilmesine karar verildiği, karar doğrultusunda 27.05.2011 günü Ali<br />

Kıratlı’nın İ.Ekşioğlu’nun ofisinden 300.000 doları aldığı,paranın bir kısmının (veya tamamının)<br />

29.05.2011 günü Ali Kıratlı tarafından Sivassporla bağlantılı şahsa ulaştırılmak üzere Fatih<br />

Akbaba’ya verildiği,<br />

Sonuç olarak; 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor – Fenerbahçe müsabakasında Aziz<br />

Yıldırım liderliğindeki örgütün faaliyeti çerçevesinde İlhan Ekşioğlu tarafından üç koldan<br />

yürütülen şike faaliyetleri kapsamında;<br />

Sivasspor Kulübü başkanı Mecnun Otyakmaz’ın daha önce Aziz Yıldırım’la yaptığı<br />

anlaşmaya dayalı olarak Sivasspor yöneticisi Ahmet Çelebi üzerinden futbolcu Mehmet<br />

Yıldız’a; müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynaması için girişimlerde bulunulduğu<br />

ve kendisiyle şike amaçlı anlaşıldığı,<br />

Abdullah Başak aracılığı ile Yusuf Turanlı üzerinden Sivasspor kalecisi Korcan<br />

Çelikay ile müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynaması, karşılığında para alması için<br />

şike anlaşmasına varıldığı,<br />

Ali Kıratlı aracılığı ile Fatih Akbaba üzerinden bazı Sivassporlu futbolcularla<br />

anlaşılarak müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynamaları, karşılığında para almaları<br />

için şike anlaşması yapıldığı anlaşılmaktadır.<br />

DERNEKLER DAİRESİ BAŞKANLIĞINCA HAZIRLANAN 23.09.2011<br />

GÜNLÜ ARAŞTIRMA RAPORU;<br />

11.05.2011 günü Fenerium adlı şirketten Fenerbahçe SK hesabına toplam 222.650 TL<br />

ödeme kombine bilet geliri aktarıldığı tespit edilmiş, telefon görüşmelerinde şike amaçlı<br />

kullanmak üzere Aziz Yıldırım’ın talimatı ile Fenerium şirketinden Fenerbehçe SK’ne 400.000<br />

90/678


TL aktarılması konusu ile ilgili olarak para havalesinin tarih olarak örtüştüğü ancak para<br />

miktarının 400.000 TL değil, 222.650 TL olduğu anlaşılmıştır.<br />

MAÇ RAPORU<br />

TFF Resmi internet sitesinden alınan bilgilere göre; Sivasspor – Fenerbahçe<br />

müsabakasının 22.05.2011 günü saat:20.00’da Sivas 4 Eylül stadyumunda başladığı, Sivasspor<br />

takımında 1 numaralı forma ile kaleci Korcan Çelikay’ın, 14 numaralı forma ile Michael<br />

Eneramo’nun ilk 11’de sahaya çıktığı, 9 numaralı forma ile Mehmet Yıldız’ın; yedekler arasında<br />

sahaya çıktığı, müsabakanın 82. dakikasında oyundan çıkan Michael Eneramo’nun yerine oyuna<br />

girdiği, müsabakanın Sivaspor:3 – Fenerbahçe:4 şeklinde sonuçlandığı anlaşılmıştır.<br />

B- AZİZ YILDIRIM - MECNUN OTYAKMAZ - AHMET ÇELEBİ<br />

ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLEN ŞİKE FAALİYETLERİ<br />

C-ABDULLAH BAŞAK VE YUSUF TURANLI ARACILIĞIYLA YÜRÜTÜLEN<br />

ŞİKE FAALİYETLERİ<br />

D-ALİ KIRATLI ARACILIĞIYLA YAPILAN ŞİKE FAALİYETLERİ<br />

Soruşturma kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen tüm deliller birlikte<br />

değerlendirildiğinde; 22.05.2011 günü Sivas’ta oynanan Sivasspor – Fenerbahçe futbol<br />

müsabakasında, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütü tarafından, Sivas Sporlu futbolcular<br />

Mehmet Yıldız ve Korcan Çelikay ile para karşılığında maçta kötü oynamaları için şike amaçlı<br />

anlaşıldığı, ayrıca Sivas Spor Kulüp Başkanı Mecnun Otyakmaz ile de şike anlaşmasına<br />

varıldığı, Aziz Yıldırım’ın talimatları doğrultusunda hareket eden şüpheliler İlhan Yüksel<br />

Ekşioğlu, Ali Kıratlı, Tamer Yelkovan, Ahmet Çelebi, Bülent İbrahim İşcen, Abdullah Başak,<br />

Yusuf Turanlı, Fatih Akbaba ve Bülent Uygun’un bu şike faaliyetlerinin içerisinde aktif olarak<br />

bulundukları ve tüm süreci birlikte koordine ettikleri, şüphelilerden Faruk Taşseten’in; Ahmet<br />

Çelebi’nin şike faaliyetleri yürüttüğü süreç içerisinde, şüpheli İlhan Çelikay’ın da; Korcan<br />

Çelikay ile şike amaçlı görüşülüp, anlaşılması sürecinde kendileriyle birlikte hareket ettikleri ve<br />

eyleme yardımcı fail olarak katıldıkları belirlenmiştir.<br />

ŞAMPİYONLUK SONRASI GÖRÜŞMELER<br />

Aziz Yıldırım liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütünün; ligin 2.yarısında<br />

gerçekleştirdiği ve yukarıda ayrıntılı şekilde anlatılan şike/teşvik pirimi eylemlerinin akabinde,<br />

22.05.2011 günü oynanan Sivasspor – Fenerbahçe maçından sonra amacına ulaşarak<br />

şampiyonluğu elde ettiği, şampiyonluk sonrası Aziz Yıldırım’ın katıldığı televizyon<br />

programlarında; örgüt üyelerinin ve bu eylemlere katılanların anlayacağı biçimde ve şifreli<br />

şekilde, İlhan Ekşioğlu’nun; perde gerisindeki faaliyetlerini ve gayretlerini övdüğü, bazı örgüt<br />

üyelerinin kendi aralarında yaptıkları görüşmelerde de bu girişimlere dem vurulduğu, bu<br />

bağlamda 24.05.2011 günü Star Tv isimli televizyon kanalında yayınlanan Arena isimli<br />

programa katılan Aziz Yıldırım’ın; Uğur Dündar’ın “ Hem Fenerbahçe camiasına hem de Türk<br />

futbol kamuoyuna söylemek istediğiniz bir şey var mı?” sorusuna verdiği cevapta; “Bizim<br />

kulüpte o işin aslında büyük kısmını çözen ama ortada görünmeyen insanlar var isimsiz<br />

kahramanlar var.Yönetimde de var o tip arkadaşlarımız. Hepsine burdan hem saygılarımı<br />

sunuyorum hem teşekkür ediyorum“ dediği, program sonrasında şüphelilerden Abdullah<br />

Başak’la Yusuf Turanlı arasında yapılan bir görüşmede, Abdullah’ın;“…Dün gördün mü başkan<br />

ne diyor televizyonda Arena’da,…esas diyor Fenerbahçe’nin şampiyonluğuna katkıda bulunan<br />

gizli kahramanlara çok teşekkür ediyorum” dediği, Yusuf’un; “İlhan Ekşioğlu, çok çalış.. abi”,<br />

(tape:3209) diyerek Aziz Yıldırım’ın bu programda İlhan Ekşioğlu’nun şike faaliyetlerini<br />

övdüğüne işaret ettiği anlaşılmıştır.<br />

91/678


SORUŞTURMADA TESPİT EDİLEN DİĞER ŞİKE / TEŞVİK FAALİYETLERİ<br />

1- 11.05.2011 GÜNÜ KAYSERİ’DE BEŞİKTAŞ - İ.B.B SPOR TAKIMLARI<br />

ARASINDA OYNANAN 49.ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI FİNAL MAÇINDA ŞİKE<br />

YAPILMASI (Kl:42)<br />

Spor kulüpleri açısından, kendi ülkelerinde şampiyon olmalarının yanı sıra gerek<br />

maddi gelir, gerekse prestij yönünden Avrupa liglerine katılmalarının da önem arzettiği, 2011-<br />

2012 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde 2, UEFA Ligi'nde 3 olmak üzere, Avrupa Kupalarında<br />

ülkemizi toplam 5 takımın temsil edeceği, UEFA Ligi'ne Ziraat Türkiye Kupasını kazanan ve ligi<br />

3. ve 4. sırada bitiren takımların katılacağı, Süper Lig'in 2010-2011 sezonuna bakıldığında; ligin<br />

34 haftalık maratondan oluştuğu, 32. hafta karşılaşmaları sonunda Fenerbahçe'nin 76 puanla lig<br />

birincisi olduğu, Beşiktaş ve Kayserispor'un 50 puanda olduğu, Beşiktaş'ın averaj üstünlüğü ile<br />

ligin 5. sırasında yer aldığı, oluşan bu tabloya göre, ligin son 2 hafta maçlarında Beşiktaş'ın puan<br />

kaybetmesi halinde Avrupa Kupalarına katılamama durumunun ortaya çıktığı, bu sebeple Ziraat<br />

Türkiye Kupası'nı alarak UEFA Ligi'ne gitmeyi garantilemek istediği,<br />

11.05.2011 günü Kayseri’de Beşiktaş-İBB futbol takımları arasında 49. Ziraat Türkiye<br />

Kupası final karşılaşmasının oynanacağı, karşılaşmadan önce mayıs ayının başlarında, Beşiktaş<br />

Asbaşkanı Serdal Adalı'nın yönlendirmesiyle Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu'nun,<br />

menajer Yusuf Turanlı ile irtibata geçtiği ve İBB futbolcuları İbrahim Akın ve İskender Alın'a<br />

Beşiktaş yönetiminin transfer teklifini iletmesini istediği, bunun üzerine Yusuf Turanlı'nın<br />

İbrahim Akın'ı ve İskender Alın'ı arayarak Beşiktaş'ın transfer teklifini ilettiği, her iki<br />

futbolcunun da bu teklifi kabul ettiği ve transfer ile ilgili şartları takip etmesi için Yusuf<br />

Turanlı'ya yetki verdikleri, bu aşamadan sonra Beşiktaş Stad Sorumlusu Ahmet Ateş'in Yusuf<br />

Turanlı’yla irtibat kurduğu ve transfer görüşmesi için Beşiktaş yetkilileri ile görüşmesi amacıyla<br />

Yusuf Turanlı'yı Bursa’ya çağırdığı, Yusuf Turanlı'nın bu görüşmeden sonra İbrahim Akın'ı ve<br />

İskender Alın'ı arayarak çok önemli olduğunu söyleyip her iki futbolcu ile buluştuğu,<br />

Şahısların bu görüşmelerinden yaklaşık 2 gün sonra, Yusuf Turanlı'nın Tayfur<br />

Havutçu'yu arayarak Serdal Adalı ile görüştürmesini istediği, bunun üzerine Ahmet Ateş'in Yusuf<br />

Turanlı'yı arayarak Serdal Adalı'nın şirketine gelmesini istediği, ancak bu buluşma kupa<br />

maçından önce olduğu için Beşiktaş yetkililerinin Yusuf Turanlı’yla bir arada görünmek<br />

istemedikleri ve transfer teklifinin kamuoyunda duyulmasından çekindikleri, bu sebeple Ahmet<br />

Ateş'in Yusuf Turanlı'yı görüşmeye çağırırken "Yakınlaşınca ararsın beni ama 2’de burada<br />

olursan birde yalnız geleceksin abi,...yani güvenli, kimsenin görmeyeceği bir yerde görüşelim<br />

diyorlar" şeklinde uyararak dikkatli olmasını istediği,<br />

Yusuf Turanlı'nın aynı gün akşam saatlerinde Serdal Adalı'nın şirketine gittiği ve<br />

burada futbolcuların şike yapmaları karşılığında transfer edilmeleri konusunda anlaştıkları, bu<br />

buluşmanın hemen ardından Yusuf Turanlı'nın her iki futbolcuyu arayarak transfer konusunda<br />

anlaştıklarını söylediği ve 2.000.000 euro transfer ücreti teklif ettiklerini ilettiği ayrıca telefon<br />

görüşmelerine göre Serdal Adalı'nın kendisine ait yaklaşık 200.000 TL değerindeki Soder One<br />

adlı bir yarış atını da İbrahim Akın'a hediye edeceğini söylediği ve her iki futbolcudan da söz<br />

konusu transfer karşılığında karşılaşmanın Beşiktaş'ın lehine bitmesi için kupa maçında iyi<br />

oynamamalarını istediği, bu durumun iletişim tespit tutanaklarına, "İnönü’deki maçı nasıl<br />

izlemişsin aynı öyle bir maç izleyeceksin, puroyu yak karışma gerisine,..şey Yusuf abi kupayı<br />

alırsak ne olacak,..seninle bir alakası olmasın önemi yok yani anladın mı... ulan pas o hep o şey<br />

yapacağız o zaman pas mas yapacağız" şeklinde sözlerle yansıdığı, ancak daha sonra İbrahim<br />

92/678


Akın'ın kulüp başkanı ile görüştüğünü, başkanın bu maç için prim teklif ettiğini ayrıca kendisine<br />

futbol hayatını bitiririm dediğini, bu sebeple söz konusu anlaşmadan haberi olduğunu<br />

düşündüğünü, bu sebeple karşılaşmada iyi oynayacağını Yusuf Turanlı'ya ilettiği, tüm bu süreç<br />

içerisinde Yusuf Turanlı'nın Tayfur Havutçu'yu arayarak gelişmelerden bilgi aktardığı,<br />

11.05.2011 günü kupa finalinin oynandığı, İbrahim Akın ve İskender Alın'ın<br />

karşılaşmada oynadıkları, normal süresi (2-2) beraberlikle sonuçlanan karşılaşmayı penaltı<br />

atışları sonunda Beşiktaş futbol takımının 6-5 kazandığı, İbrahim Akın'ın karşılaşmada 1 gol<br />

attığı, karşılaşmadan sonra İbrahim Akın'ın yaptığı bir görüşmede; "Beşiktaş ile anlaştım ben 3<br />

gün önce ya, onu şey yaptım işte sonra tabi gol atınca biraz karıştı", İskender Alın'ın ise "İmzayı<br />

attıktan sonra diyecem ki kupa maçında bilerek oynamadım oyundan çıktım" şeklinde<br />

sarfettikleri sözlerden karşılaşma öncesi Beşiktaş’a transfer vaadi karşılığında şike yaptıklarını<br />

açıkça ortaya koydukları görülmüştür.<br />

İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü ile yapılan yazışmada; 2010-2011 futbol<br />

sezonu içerisinde İbrahim Akım ve İskender Alın isimli futbolcuların Beşiktaş Spor Kulübüne<br />

transferine yönelik medyada sıkça haberlerin yer aldığı, Beşiktaş Spor Kulübü yetkililerinden<br />

Serdar Adalı‘nın 2011 yılı Mayıs ayı sonunda kulübün dönem başkanı ile transfer konusunda<br />

görüşmeler yaptığı, ancak adı geçen futbolcularla görüşme yapmak için Beşiktaş SK tarafından<br />

kulüpten yazılı izin talep edilmediği ve kulüp tarafından Beşiktaş SK bu şekilde yazılı izin<br />

verilmediği bildirilmiştir (Kl:65, Dizi:336).<br />

11.05.2011 günü Kayseri’de Beşiktaş - İ.B.B Spor takımları arasında oynanan<br />

49.Ziraat Türkiye Kupası final maçı öncesinde; Beşiktaş futbol takımının Süper Ligde iddiasız<br />

kaldığı ve kulübün hiç te alışılmadık bir biçimde Avrupa kupalarına katılamama riskinin<br />

bulunduğu, bu durumun taraftar, kulüp yönetimi ve tüm camia üzerinde aşırı baskı oluşturduğu,<br />

Tayfur Havutçu’nun; sezon ortasında Beşiktaş Spor Kulübüne Teknik Direktör olması ve<br />

başarılı olamaması halinde sezon sonu kendisiyle yapılan anlaşmanın<br />

yenilenmeyeceği/uzatılmayacağı düşüncesinin camia içerisinde konuşulduğu, Avrupa kupalarına<br />

katılabilmek ve takım üzerindeki baskının hafiflemesi için kupanın mutlaka ama mutlaka<br />

kazanılması gerektiği düşüncesiyle, şüpheliler tarafından; İBB li futbolcular İbrahim Akın ve<br />

İskender Alın’a; sezon sonunda Beşiktaş’a transfer edilecekleri ve maddi menfaat vaat edilerek<br />

oynanacak kupa maçında Beşiktaş'a karşı iyi oynamamalarının hedeflendiği, bu amaçla Beşiktaş<br />

Spor Klübü yönetim kurulu üyesi ve Asbaşkanı Serdal Adalı'nın yönlendirmesiyle teknik<br />

direktör Tayfur Havutçu'nun anılan futbolcuların menajeri Yusuf Turanlı ile irtibata geçtiği,<br />

Yusuf Turanlı'nın bu futbolculara teklifi ilettiği, Beşiktaş klübü stad sorumlusu Ahmet Ateş'in<br />

şahısları buluşturarak tarafların anlaşmalarına aracılık ettiği, tarafların müsabaka öncesi<br />

anlaştıkları üzere oynanan maçı Beşiktaş’ın kazandığı, bu şekilde hem sezon içerisinde kupa<br />

kazanılmış olduğu, hem de Avrupa kupalarına katılmaya hak kazanıldığı, şike karşılığında<br />

transfer vaadinde bulunulan ancak gerçekte transferi düşünülmeyen futbolcular İbrahim Akın ve<br />

İskender Alın’ın transferlerinin gerçekleştirilmediği, bu futbolculardan İskender’e transfer<br />

teklifinde dahi bulunulmadığı, anlaşılmıştır.<br />

TRABZON SPOR KULUBÜ MERKEZLİ YAPILAN TEŞVİK PİRİMİ<br />

GİRİŞİMLERİ (Kl:54)<br />

1-13.05.2011 GÜNÜ MENAJER AHMET BULUT’UN FENERBAHÇE LEHİNE<br />

ŞİKE GİRİŞİMLERİNDE BULUNDUĞUNDAN BAHİSLE TEHDİT EDİLMESİ<br />

15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe:6-Ankaragücü:0 maçı öncesinde Ankaragücü<br />

futbolcusu Kağan Söylemezgiller’e, menajeri Ahmet Bulut’un; maçta iyi oynamamasını, Emre<br />

93/678


Belözoğlu aracılığı ile Fenerbahçe kulübüne transferini yaptırabileceğini söyleyerek şike girişimi<br />

yaptığı yönünde Nevzat Şakar, Caner Çuvalcıoğlu ve Sadri Şener’in duyum aldıkları, bunun<br />

üzerine Nevzat Şakar’ın menajer Ahmet Bulut’u arayarak “Ben sana bu dünyayı dar edeceğim<br />

ayağını denk al” şeklinde ifadelerle tehdit ettiği,<br />

Sadri Şener’in de Caner Çuvalcıoğlu’ndan Ankaragücü Menajeri Rüştü Ender<br />

Yurtğüven’i aramasını istediği, Rüştü Ender Yurtğüven’e “Biz konuştuk ayağını keseriz diye<br />

Ahmet Bulut'la” diye söyleyerek, Ahmet Bulut’u tehdit ettirdiğini aktardığı ve Ahmet Bulut’un<br />

menajerliğini yaptığı futbolcu Kaan Söylemezgiller’e dikkat etmesi yönünde mesaj ilettiği tespit<br />

edilmiş, Nevzat Şakar’ın; Sadri Şener’in azmettirmesiyle müşteki Ahmet Bulut’u tehdit ettiği<br />

anlaşılmış, TCK’nın 106/1. maddesi kapsamında kalan ve şikayete tabi bulunan eylem nedeniyle,<br />

şikayet yokluğundan, Sadri Şener hakkında sevk maddesi tanzim edilmemiştir.<br />

2-15/05/2011 GÜNÜ İSTANBUL'DA OYNANAN FENERBAHÇE:6<br />

ANKARAGÜCÜ:0 MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ GİRİŞİMİNDE<br />

BULUNULMASI<br />

Trabzonspor Asbaşkanı Nevzat Şakar’ın; 15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-<br />

Ankaragücü maçı öncesinde Ankaragücüsporlu futbolculara teşvik ödemesi yapılması için<br />

menajer Mithat Halis ile irtibata geçtiği ve menajerden Ankaragücü takımında oynayan futbolcu<br />

Aydın Toscalı ile irtibata geçilmesini isteyerek teşvik girişimlerinde bulunduğu, ancak sonuç<br />

alınamadığı,<br />

Ayrıca Trabzonspor Klübü Başkanı Sadri Şener’in, kardeşi Mustafa Sani Şener<br />

vasıtasıyla, Sani’nin iş ortağı Hamdi Akın üzerinden Ankaragücü Spor Kulübü Onursal Başkanı<br />

Melih Gökçek’e teşvik amaçlı vaatlerde bulunduğu, bu vaadler çerçevesinde; bonservisi<br />

Trabzonspor kulübünde olan ve Ankaragücü'nde kiralık oynayan Gabric isimli futbolcunun,<br />

maçın skoru istedikleri şekilde neticelenirse Ankaragücü'ne bedelsiz verilmesinin teklif edildiği,<br />

bu amaçla Melih Gökçek ile görüşüldüğü, bu şekilde Sadri ve Sani Şenel’in teşvik primi<br />

girişimlerinde bulundukları tespit edilmiştir.<br />

Netice itibariyle Sadri Şener’in kardeşi Mustafa Sani Şener; Nevzat Şakar’ın da<br />

menajer Mithat Halis üzerinden; farklı kanallarla Ankaragücü yönetimi ve futbolcularına<br />

ulaşarak teşvik girişimlerinde bulundukları görülmüş, şüphelilerin eylemleri teşebbüs/girişim<br />

aşamasında kalmıştır. Görüşmelerde geçtiği şekliyle Hamdi Akın ile İbrahim Melih Gökçek’in<br />

şüpheliler ile anlaşıp tekliflerini kabul ettiklerine dair somut delil elde edilememiştir.<br />

3- 22.05.2011 GÜNÜ SİVAS’TA OYNANAN SİVASSPOR:3- FENERBAHÇE:4<br />

MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ GİRİŞİMİNDE BULUNULMASI<br />

22.05.2011 günü Sivas’ta oynanacak Sivasspor-Fenerbahçe maçı öncesi, Trabzonspor<br />

Klübü Başkanı Sadri Şener’in, Trabzon Avni Aker Stadının güvenlik işlerini yürüten şüpheli<br />

Zeki Mazlum üzerinden, Sivasspor Klübü Başkanı Mecnun Odyakmaz’a teşvik primi teklif<br />

edilmesi amacıyla girişimlerde bulunduğu, Zeki Mazlum’un; Mecnun Otyakmaz ile yakın ilişki<br />

içerisinde bulunması ve her iki şahsın da Sedat Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütü ile<br />

bağlantılı şahıslar olmaları nedeniyle aralarındaki bağlantı ve samimiyete güvenilerek tercih<br />

edildiği, bu süreçte; 12.05.2011 günü Zeki‘nin Sadri Şener’i arayarak “Para durumunuz var mı<br />

başkanım" diye sorduğu, Sadri Şener’in "Var tabi bir sürü para var”cevabını verdiği, hemen<br />

akabinde Zeki Mazlum’un Mecnun Otyakmaz’ı aradığı ve görüşmek istediği, Mecnun<br />

Otyakmaz’ın görüşmeden sonra Aziz Yıldırım adına şike ve teşvik faaliyetlerini yürüten Ali<br />

94/678


Kıratlı’yı aradığı ve “Zekiler gelecek şimdi, Trabzonlular peşimde” diyerek Zeki Mazlum’un<br />

kendisine teşvik primi verilmesi amaçlı geldiğini söylediği, belirlenmiştir.<br />

Sadri Şener’in Zeki Mazlum aracılığı ile Mecnun Otyakmaz’a teşvik teklifinde<br />

bulunduğu, ancak kabul göremediği, maç öncesinde Mecnun Otyakmaz’ın Zeki Mazlum’u<br />

arayarak futbolcularına Trabzonspor tarafından teşvik teklifi yapıldığını ancak futbolcularının da<br />

bunu kabul etmediğini belirttiği anlaşılmıştır.<br />

Netice itibariyle Sadri Şener’in; Zeki Mazlum üzerinden, Sivasspor Klübü Başkanı<br />

Mecnun Odyakmaz’a ulaşarak teşvik girişimlerinde bulunduğu görülmüş, şüphelilerin eylemleri<br />

teşebbüs/girişim aşamasında kalmıştır. Mecnun Odyakmaz’ın şüphelilerle anlaşıp tekliflerini<br />

kabul ettiğine dair somut delil elde edilememiştir.<br />

ŞİKE VE TEŞVİK EYLEMLERİNİN NİTELENDİRİLMESİ<br />

6222 Sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasanın yürürlüğe<br />

girmesinden önce işlenen şike ve teşvik primi eylemleri sırasında; Futbol Federasyonu tarafından<br />

düzenlenen bu futbol müsabakalarında; taraf, rakip yada katılımcılardan birine avantaj, menfaat,<br />

para teklif edilmesi yada doğrudan para verilerek dürüst ve yasal olarak mümkün olandan farklı<br />

bir müsabaka sonucu elde edilmesi, bu amaçla farklı dolandırıcılık girişimlerde bulunulması<br />

nedeniyle, dernekler statüsünde örgütlenen futbol kulüplerinin araç olarak kullanılması suretiyle<br />

nitelikli dolandırıcılık eyleminin oluştuğunun kabülü gerekir. Aleyhine şike/teşvik primi<br />

faaliyetinde bulunulan kulübün; televizyon gelirlerinden, stada alınan reklamlar ile formalara<br />

alınan reklamlardan elde edilen gelirlerden, toto-loto gelirlerinden, kulüpler birliğinden gelen<br />

gelirlerden, fair play ligi gelirlerinden, ilk 6 sıraya verilen ödül gelirlerinden, lig şampiyonluğu<br />

ve Türkiye Kupasının alınması halinde verilen gelirlerden, Avrupa Kupalarına katılım halinde<br />

alınan gelirlerden, hasılat kayıplarından ve diğer gelirlerden yoksun bırakılmasından, keza<br />

futbolcularının değer kaybetmelerinden dolayı zarara uğradığı açıktır. Yapılan hileyle 3 ihtimalli<br />

olan maçın sonucu garanti galibiyet haline gelmekte, yararına şike ve teşvik primi eyleminde<br />

bulunulan kulüp için de haksız kazanca neden olunmaktadır. Bir müsabakada rakip klübün<br />

sporcularının rakiplerine karşı tüm güçlerini kullanmaksızın yarışacakları ve onlara avantaj<br />

sağlayacakları vaadinde bulunmalarında dahi menfaat söz konusu olmaktadır. Tüm bu<br />

değerlendirmeler ışığında anılan dönemde icra edilen şike ve teşvik primi eylemleri TCK’nın<br />

158/1-d bendine aykırı eylem olarak nitelendirilmiştir.<br />

ŞÜPHELİLER HAKKINDA TATBİKİ TALEP EDİLEN SEVK<br />

MADDELERİ<br />

1-Olgun Peker’in (Giresun SK eski başkanı, Kl:35, Dizi:1-295 arası);<br />

a-Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla silahlı suç örgütü kurup yönetmek<br />

suçundan;TCK’nın 220/1-3-5 md.<br />

b-12.05.2011 günlü eyl. dolayı; TCK’nın 38/1 ve 220/5 del. TCK’nın 116/2-4,<br />

119/1.c.d, 151/1 md.<br />

c-10.12.2010 günlü eyl. dolayı; TCK’nın 38/1 ve 220/5 del. TCK’nın 106/2.c.d ve<br />

151/1 md,<br />

d-25.06.2009 günlü eyl. dolayı; TCK’nın 38/1 ve 220/5 del. 106/2.c.d (2 kez), 116/2-4,<br />

119/1.c.d ve 151 md.<br />

e-Bahri Kaya’nın tehdit edilmesi eyl. dolayı; TCK’nın 38/1 ve 220/5 del. TCK’nın<br />

106/2.c.d md.<br />

95/678


f-Faruk Güler’in tehdit edilmesi eyleminden dolayı; TCK’nın 106/2.d md.<br />

g-04.04.2011 günü oynanan Diyarbakır-Giresunspor maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

(220/5 del.)<br />

h-18.04.2011 günü oynanan Karşıyaka-Giresun maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md. (220/5 del.)<br />

ı-30.04.2011 günü oynanan Giresun-Mersin İ.Y. maçında şike yapılması eyl. dolayı<br />

6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md. (220/5 del.)<br />

i-Turgay Demircan’ın yağmalanması eyleminden dolayı TCK’nın 37/1 del. 149/1-c-f-g<br />

md.<br />

j-Şenel Kaçmaz’ın yağmalanması eyleminden dolayı TCK’nın 37/1 del. 149/1-c-f-g<br />

md.<br />

k-31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavına girmek için sahte diploma tanzim<br />

ettirmek, sınav sorularını almak için rüşvet vermek, kopya çekmek suretiyle belgede sahtecilik<br />

ve kamu kurumunu dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından;TCK’nın 204/1,252/2,207/1, 35/2 del.<br />

158/1.d md.<br />

2-Aziz Yıldırım’ın (Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı, Kl:39, Dizi:1-335 arası);<br />

a-Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla suç örgütü kurup yönetmek<br />

suçundan;TCK’nın 220/1.<br />

b-21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

c-26.02.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

d-06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

e-07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

f-20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın<br />

158/1.d md.<br />

g-09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

h-17.04.2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c, 5 md.<br />

ı-22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c, 5 md.<br />

i-01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md.<br />

j-08.05.2011 günü oynanan Karabük -Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md.<br />

k-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md.<br />

l-15.05.2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4.b.c, 5 md.<br />

96/678


m-22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md.<br />

3-Abdullah Başak’ın (Kl:51, Dizi:308-463);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md<br />

c-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

d-15.05.2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c, 5 md.<br />

e-22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

4-Abdullah Cila’nın (Kl:39, Dizi:261-292 arası);<br />

31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme ve kopya çekme<br />

eyleminden ötürü TCK’nın 252/2, 207/1 ve 35/2 del. 158/1.d md.<br />

5-Abdullah Eker’in (Kl:35, Dizi:296-329 arası);<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan;TCK’nın<br />

220/2-3.md.<br />

b-12.05.2011 günlü eylemden dolayı; TCK’nın 37/1 del. TCK’nın 116/2-4, 119/1-c.d,<br />

151/1. md.<br />

c-Adresinde yapılan aramada 1 adet tabanca ve fişek ele geçirildiğinden 6136 S.Y.nın<br />

13/1.md.<br />

6-Abdullah Karakuz’un (Kl:35, Dizi:330-374 arası);<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan;TCK’nın<br />

220/2-3.md.<br />

b-10.12.2010 günlü eylemden dolayı; TCK’nın 38/1 del. TCK’nın 106/2-c.d ve 151/1.<br />

md,<br />

c-Adresinde yapılan aramada 1 adet tabanca ve fişek ele geçirildiğinden 6136 S.Y’nın<br />

13/1.md.<br />

7-Abdurrahman Yakut’un (Diyarbakır SK Eski Başkanı, Kl:37, Dizi:95-142 arası);<br />

a-04.04.2011 günü oynanan Diyarbakır-Giresunspor maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

b-18.04.2011 günü oynanan Karşıyaka-Giresun maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

8-Adil Şahin’in (Kl:36, Dizi:42-72 arası);<br />

Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil<br />

olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten; TCK’nın 220/7 del. 2-3 md.<br />

9-Ahmet Ateş’in (Beşiktaş SK Stad Sorumlusu, Kl:42, Dizi:44-81 arası);<br />

11.05.2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

10-Ahmet Çelebi’nin (Sivas SK Yöneticisi, Kl:43, Dizi:418-502 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

97/678


c-22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

11-Alaeddin Yıldırım’ın (Fenerbahçe SK yöneticisi, Kl:46, Dizi:1-130 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

c-17.04.2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c, 5 md.<br />

d-08.05.2011 günü oynanan Karabük -Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md<br />

12-Ali Kıratlı’nın (Kl:43, Dizi:246-417 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

c-09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

d-17.04.2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c, 5 md.<br />

e-22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c, 5 md.<br />

g-01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md<br />

h-22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

13-Aykut Aydın’ın<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt<br />

adına suç işlemekten; TCK’nın 220/6 del.TCK’nın 220/2-3 md.<br />

b-25.06.2009 günlü eyl. dolayı; TCK’nın 37/1 del. 106/2.c.d (2 kez), 116/2-4,<br />

119/1.c.d ve 151. md.<br />

14-Beşir Acar’ın (Mersin İdman Yurdu SK Asbaşkanı, Kl:37, Dizi:16-44 arası);<br />

30.04.2011 günü oynanan Giresun-Mersin İ.Y. maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b md.<br />

15-Bülent İbrahim İşçen’in (Kl:43, Dizi:153-245);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md<br />

c-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

d-15.05.2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c, 5 md.<br />

e-22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

16-Bülent Uygun’un ( Eskişehir SK teknik direktörü, Kl:51, Dizi:1-307 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

98/678


-09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

c-22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1,4-c 5 md.<br />

d-22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

17-Candemir Sarı’nın (Kl:36, Dizi:1-41 arası);<br />

Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil<br />

olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten; TCK’nın 220/7 del. 2-3 md.<br />

18-Cemil Turhan’ın ( Fenerbahçe SK altyapı sorumlusu, Kl:52, Dizi:370-493 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

c-26.02.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

d-01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md<br />

e-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

19-Cengiz Demirel’in (Gençlerbirliği SK yardımcı antrenörü, Kl:45, Dizi:358-431);<br />

a-07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

b-20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın<br />

158/1.d md.<br />

20-Coşkun Çalık’ın (Giresun SK yöneticisi, Kl:35, Dizi:452-536 arası);<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan; TCK’nın<br />

220/2-3 md.<br />

b-Bahri Kaya’nın tehdit edilmesi eyleminden dolayı; TCK’nın 37/1 del. TCK’nın<br />

106/2.c.d md.<br />

21-Doğan Ercan’ın ( Futbolcu Menajeri, Kl:46, Dizi:440-491 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

22-Emnanuel Chınenye Emenıke’nin (K. Karabük SK futbolcusu, Kl:44, Dizi:1-52);<br />

08.05.2011 günü oynanan Karabük -Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

23-Erdem Konyar’ın (Futbolcu menajeri, Kl:47, Dizi:1-139 arası);<br />

08.05.2011 günü oynanan Karabük -Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

24-Erkan Korkmaz’ın (Kl:37, Dizi:335-282 arası);<br />

Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan;TCK’nın<br />

220/2-3 md.<br />

25-Erman Ertaş’ın (Altay SK genel müdürü, Kl:39, Dizi:61-100 arası);<br />

99/678


31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme eylemine iştirak ve<br />

dolandırıcılığa teşebbüsten ötürü TCK’nın 39/2-b del. 252/2 ve 35/2 del. 158/1.d md.<br />

26-Evren Kımıl’ın (Kl:36, Dizi:423-447 arası);<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan; TCK’nın<br />

220/2-3 md.<br />

b-12.05.2011 günlü eylemden dolayı; TCK’nın 37/1 del. TCK’nın 116/2-4, 119/1-c.d,<br />

151/1 md.<br />

c-25.06.2009 günlü eyl dolayı; TCK’nın 37/1 del. 106/2-c.d (2 kez), 116/2-4, 119/1-c.d<br />

ve 151 md.<br />

27-Faruk Taşseten’in ( Sivas SK yöneticisi, Kl:47, Dizi:140-206 arası);<br />

22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı TCK’nın 39/2-c del. 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

28-Faruk Yaşar’ın (Kl:47, Dizi:222-290 arası);<br />

20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

29-Fatih Akbaba’nın (Eskişehir SK yardımcı antrenörü, Kl:45, Dizi:182-299 arası);<br />

22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

30-Fatih Sandal’ın (Giresun SK basın sözcüsü, Kl:36, Dizi:381-422 arası);<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan; TCK’nın<br />

220/2-3 md.<br />

b-Bahri Kaya’nın tehdit edilmesi eyleminden dolayı; TCK’nın 37/1 del. TCK’nın<br />

106/2-c.d. md.<br />

c-Turgay Demircan’ın yağmalanması eyleminden dolayı TCK’nın 37/1 del. 149/1-c.f.g<br />

md.<br />

31-Gökçek Vederson’un (Bursa SK Futbolcusu, Kl:45, Dizi:84-119 arası);<br />

17.04.2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 5 md.<br />

32-Göksel Gümüşdağ’ın (Kl:70, Dizi:1-295 arası ile 25 ve 26 nolu klasörler);<br />

İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulüp başkanı olduğu, Aziz Yıldırım liderliğinde<br />

şike ve teşvik pirimi faaliyetlerinde bulunan suç örgütüne, Federasyon başkanlığı adaylığı<br />

sürecinde şahsın desteğini alabilme adına, bilerek ve isteyerek yardım ettiği, bu bağlamda<br />

Sivasspor (1098, 4454, 4151 ve 4140 nolu tape içeriklerinden anlaşılacağı üzere) ve Fenerbahçe<br />

futbol takımlarının İBB spor ile yaptığı futbol müsabakalarında; başkanı olduğu takımın maçı<br />

kaybetmesi yönünde girişimlerde bulunmaktan çekinmediği, Fenerbahçe-İBB maçında yapılan<br />

şike eylemine iştirak ettiği anlaşıldığından; TCK’nın 220/7 delaletiyle 220/2 ve 6222 S.Y’nın<br />

11/1, 4-b md<br />

33-Hakan Karaahmet’in (Giresun SK yönetim kurulu üyesi, Kl:35, Dizi:371-455);<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütünde yöneticilik yapmak suçundan;<br />

TCK’nın 220/1-3-5 md.<br />

b-12.05.2011 günlü eyl. dolayı; TCK’nın 38/1 ve 220/5 del. TCK’nın 116/2-4, 119/1c.d,<br />

151/1 md.<br />

c-10.12.2010 günlü eyl. dolayı; TCK’nın 38/1 ve 220/5 del. TCK’nın 106/2-c.d ve<br />

151/1 md.<br />

100/678


d-25.06.2009 günlü eyl. dolayı; TCK’nın 38/1 ve 220/5 del. 106/2.c.d (2 kez), 116/2-4,<br />

119/1.c.d ve 151 md.<br />

e-Bahri Kaya’nın tehdit edilmesi eyl. dolayı;TCK’nın 37/1 del.TCK’nın 106/2-c.d md.<br />

f-Turgay Demircan’ın yağmalanması eyl. dolayı TCK’nın 37/1 del. 149/1-c.f.g md.<br />

g-Şenel Kaçmaz’ın yağmalanması eyl. dolayı TCK’nın 37/1 del. 149/1-c.f.g md.<br />

34-Haldun Şenman’ın (TFF profesyonel işler sorumlusu, Kl:39, Dizi:343-423 arası);<br />

31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavı sürecindeki eylemlerinden dolayı; TCK’nın<br />

220/7 del. 2-3, 39/2-c del. 204/1, 252/1 ve 35/2 del. 158/1.d md.<br />

35-Halil Köntek’in ( Kl:46, Dizi:349-391 arası);<br />

a-06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 39/2-c del.<br />

158/1.d md.<br />

b-07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 39/2-c del.<br />

158/1.d md.<br />

c-20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın<br />

39/2-c del. 158/1.d md.<br />

d-09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 39/2-c del.<br />

158/1.d md.<br />

36-Hasan Çetinkaya’nın (Fenerbahçe SK İdari Menajeri, Kl:53, Dizi:313-362 arası)<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın<br />

158/1.d md.<br />

c-17.04.2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c, 5 md.<br />

37-Hırçın Kımıl’ın (Kl:37, Dizi:288-334 arası);<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan;TCK’nın<br />

220/2-3 md.<br />

b-10.12.2010 günlü eylemden dolayı; TCK’nın 37/1 del. TCK’nın 106/2-c.d ve 151/1<br />

md.<br />

38-Hikmet Karaman’ın (Manisa SK teknik direktörü, Kl:45, Dizi:1-23 arası);<br />

21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

39-İbrahim Akın’ın (İBB SK futbolcusu, Kl:42, Dizi:264-410 arası);<br />

a-01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md,<br />

b-15.05.2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 ve 5 md.<br />

c-11.05.2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

40-İlhan Çelikay’ın (Kl:53, Dizi:407-440 arası);<br />

101/678


22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı TCK’nın 39/2-c del. 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

41-İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun (Fenerbahçe SK Yönetim Kurulu Üyesi, Kl:53, Dizi:1-<br />

312);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

c-26.02.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

d-06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

e-07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

f-20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın<br />

158/1-d md.<br />

g-09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

h-17.04.2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c, 5 md.<br />

ı-22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c, 5 md.<br />

i-01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md.<br />

j-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md<br />

k-15.05.2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c, 5 md.<br />

l-22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md.<br />

42-İskender Alın’ın (İBB SK futbolcusu, Kl:42, Dizi:196-263 arası);<br />

a-15.05.2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 ve 5 md.<br />

b-11.05.2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

43-Kenan Yaralı’nın (Manisa SK başkanı, Kl:45, Dizi:24-83 arası);<br />

21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

44-Korcan Çelikay’ın ( Sivas SK Futbolcusu, Kl:43, Dizi:107-152 arası);<br />

22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

45-Levent Eriş’in (Bolu SK teknik direktörü, Kl:37, Dizi:45-94 arası);<br />

04.04.2011 günü oynanan Diyarbakır-Giresunspor maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

46-Mahmut Boz’un (Gençlerbirliği SK Futbolcusu, Kl:44, Dizi:128-203 arası);<br />

102/678


20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

47-Mahmut Güneş’in (Kl:39, Dizi:1-60 arası);<br />

31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme ve kopya çekme<br />

eyleminden ötürü TCK’nın 252/2, 207/1, 35/2 del. 158/1-d md.<br />

48-Mecnun Otyakmaz’ın (Sivasspor SK Başkanı, Kl:50, Dizi:248-507 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyl. dolayı<br />

6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md.<br />

49-Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun (Fenerbahçe SK yönetim kurulu üyesi,Kl:52,<br />

Dizi:1-202 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

c-22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c, 5 md<br />

d-08.05.2011 günü oynanan Karabük -Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md.<br />

e-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md.<br />

50-Mehmet Şen’in ( Futbolcu menajeri, Kl:46, Dizi:392-439 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

c-20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın<br />

158/1-d md.<br />

51-Mehmet Yenice’nin (Kl:46, Dizi:208-273 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-26.02.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

c-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

52-Mehmet Yıldız’ın ( Sivas SK futbolcusu, Kl:45, Dizi:432-481 arası);<br />

22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

53-Mesut Erdoğan’ın (Kl:36, Dizi:146-229 arası);<br />

Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil<br />

olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten; TCK’nın 220/7 del. 2-3 md.<br />

54-Metin Korkmaz’ın (Kl:44, Dizi:315-501 arası);<br />

17.04.2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 5 md.<br />

55-Mithat Halis’in (Futbolcu menajeri, Kl:54, Dizi:1-33 arası);<br />

15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında teşvik primi verilmesi<br />

girişiminden dolayı; TCK’nın 35/2 del. 6222 S.Y’nın 11/1 ve 5 md.<br />

103/678


56-Muhammet Şenyüz’ün (Kl:45, Dizi:300-357 arası);<br />

22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı TCK’nın 39/2-c del. 6222 S.Y’nın 11/1, 5 md.<br />

57-Murat Öztürk’ün (Fenerbahçe SK Kaleci Antrenörü, Kl:47, Dizi:207-221 arası);<br />

07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

58-Murat Yakarışık’ın (Kl:36, Dizi:110-145 arası);<br />

Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil<br />

olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten; TCK’nın 220/7 del. 2-3 md.<br />

59-Murat Şahin’in (Kl:69, Dizi:273-279 arası);<br />

26.02.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

60-Mustafa Sani Şener’in (Kl:54, Dizi:258-262 arası);<br />

15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında teşvik primi verilmesi<br />

girişiminden dolayı; TCK’nın 35/2 del. 6222 S.Y’nın 11/1 ve 5 md.<br />

61-Mustafa Ulaş Ortakaya’nın (Karşıyaka SK futbolcusu, Kl:37, Dizi:1-15 arası);<br />

18.04.2011 günü oynanan Karşıyaka-Giresun maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

62-Nevzat Şakar’ın (Trabzon SK Asbaşkanı-Kl:54, Dizi:34-74 arası);<br />

a-Müşteki Ahmet Bulut’un tehdit edilmesi eyleminden dolayı TCK’nın 106/1 md.<br />

b-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında teşvik primi verilmesi<br />

girişiminden dolayı; TCK’nın 35/2 del. 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b ve 5 md.<br />

63-Ömer Ülkü’nün (Giresun SK Başkanı, Kl:37, Dizi:143-287 arası);<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan; TCK’nın<br />

220/2-3 md.<br />

b-Bahri Kaya’nın tehdit edilmesi eyleminden dolayı; TCK’nın 37/1 del. TCK’nın<br />

106/2-c.d. md.<br />

c-04.04.2011 günü oynanan Diyarbakır-Giresunspor maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

d-18.04.2011 günü oynanan Karşıyaka-Giresun maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md.<br />

e-30.04.2011 günü oynanan Giresun-Mersin İ.Y. maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b.c md.<br />

64-Özcan Üstüntaş’ın (Kl:36, Dizi:230-344 arası);<br />

Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan; TCK’nın<br />

220/2-3 md.<br />

65-Özden Aslan’ın (Kl:39, Dizi:101-159 arası);<br />

31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme ve kopya çekme<br />

eyleminden ötürü TCK’nın 252/2, 207/1, 35/2 del. 158/1-d md.<br />

66-Özden Tütüncü’nün (Kl:36, Dizi:345-380 arası);<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan;TCK’nın<br />

220/2-3 md.<br />

b-25.06.2009 günlü eyl.dolayı; TCK’nın 37/1 del. 106/2-c.d (2 kez), 116/2-4, 119/1-c.d<br />

ve 151.md.<br />

67-Sadri Şener’in (Trabzon SK Başkanı, Kl:54, Dizi:263-326 arası);<br />

104/678


a-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında teşvik primi verilmesi<br />

girişiminden dolayı; TCK’nın 35/2 del. 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b ve 5 md.<br />

b-22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında teşvik primi verilmesi<br />

girişiminden dolayı; TCK’nın 35/2 del. 6222 S.Y’nın 11/1, 4-b ve 5 md.<br />

68-Samet Erdemir’in (Kl:36, Dizi:73-109 arası);<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan;TCK’nın<br />

220/2-3 md.<br />

b-12.05.2011 günlü eylemden dolayı; TCK’nın 37/1 del. TCK’nın 116/2-4, 119/1-c.d,<br />

151/1 md.<br />

c-10.12.2010 günlü eylemden dolayı; TCK’nın 37/1 del. TCK’nın 106/2-c.d ve 151/1<br />

md<br />

d-25.06.2009 günlü eyl.dolayı; TCK’nın 37/1 del. 106/2-c.d (2 kez), 116/2-4, 119/1-c.d<br />

ve 151 md.<br />

69-Samet Güzel’in (Fenerbahçe SK tercümanı, Kl:46, Dizi:180-207 arası)<br />

17.04.2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 5 md.<br />

70-Sami Dinç’in (Kl:52, Dizi:203-369 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavı sürecindeki eylemlerinden dolayı;<br />

TCK’nın 220/7 del. 2-3, 39/2-c del. 204/1, 39/2-c del. 252/2 ve 35/2 del. 158/1.d md.<br />

c-09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

d-22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c, 5 md.<br />

e-08.05.2011 günü oynanan Karabük-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md<br />

f-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

71-Selim Kımıl’ın (Kl:36, Dizi:448-485 arası);<br />

a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan; TCK’nın<br />

220/2-3 md.<br />

b-12.05.2011 günlü eylemden dolayı; TCK’nın 38/1 del. TCK’nın 116/2-4, 119/1-c.d,<br />

151/1 md.<br />

c-10.12.2010 günlü eylemden dolayı; TCK’nın 38/1 del. TCK’nın 106/2-c.d ve 151/1<br />

md.<br />

d-25.06.2009 günlü eyl.dolayı; TCK’nın 37/1 del. 106/2-c.d (2 kez), 116/2-4, 119/1-c.d<br />

ve 151 md.<br />

72-Sercan Yıldırım’ın (Kl:52, Dizi:441-449 arası);<br />

17.04.2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 5 md.<br />

73-Serdal Adalı’nın (Beşiktaş SK Asbaşkanı, Kl:42, Dizi:1-43 arası);<br />

11.05.2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 ve 4-b md.<br />

74-Serdar Berkin’in (Bolu SK başdanışmanı, Kl:39, Dizi:293-342 arası);<br />

105/678


a-Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan; TCK’nın<br />

220/2-3 md.<br />

b-04.04.2011 günü oynanan Diyarbakır-Giresunspor maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

c-31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme eylemine iştirakten<br />

ötürü TCK’nın 39/2-b del. 252/2 ve 35/2 del. 158/1-d md.<br />

75-Serdar Kulbilge’nin (Gençlerbirliği SK kalecisi, Kl:44, Dizi:204-284 arası);<br />

a-07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

b-20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın<br />

158/1-d md.<br />

76-Serkan Acar’ın (Fenerbahçe Spor Kulübü genel müdürü, Kl:46, Dizi:131-179);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

c-01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

77-Seyit İbrahim Kalender’in (TFF’de iletişim uzmanı, Kl:47, Dizi:360-409 arası);<br />

08.05.2011 günü oynanan Karabük -Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

78-Sezer Öztürk’ün ( Eskişehir SK futbolcusu, Kl:44, Dizi:53-127 arası);<br />

22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 5 md.<br />

79-Şükrü Ongan’ın (Eskişehir SK yardımcı antrenörü, Kl:47, Dizi:291-337 arası);<br />

22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 5 md.<br />

80-Talat Emre Koçak’ın (TFF çalışanı, Kl:38; Dizi:424-484 arası);<br />

31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavı sürecindeki eylemlerinden dolayı; TCK’nın<br />

220/7 del. 2-3, 39/2-c del. 204/1, 39/2-c del. 252/2 ve 35/2 del. 158/1-d md.<br />

81-Tamer Yelkovan’ın (Fenerbahçe SK Mali İşler Müdürü, Kl:50, Dizi:1-91 arası)<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

c-26.02.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

d-07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

e-20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın<br />

158/1-d md.<br />

f-09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

g-22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c, 5 md.<br />

106/678


h- 01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4.c md<br />

ı- 08.05.2011 günü oynanan Karabük -Fenerbahçe maçında şike yapılması eyl. dolayı<br />

6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md<br />

i- 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyl. dolayı<br />

6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

82-Tarık Özaslan (Kl:39, Dizi:200-227 arası);<br />

31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme ve kopya çekme<br />

eyleminden ötürü TCK’nın 252/2, 207/1, 35/2 del. 158/1-d md.<br />

83-Tayfur Havutçu (Beşiktaş SK Teknik Direktörü, Kl:42, Dizi:82-195 arası);<br />

11.05.2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

84-Tuğrul Çağrı Üzer’in (Kl:44, Dizi:285-314 arası);<br />

07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

85-Ümit Aydın’ın (Kl:39, Dizi:228-260,Kl:53, Dizi:450-460 arası);<br />

a-31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme ve kopya çekme<br />

eyleminden ötürü TCK’nın 252/2, 207/1, 35/2 del. 158/1.d md.<br />

b-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması eyl.<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

86-Ümit Karan’ın ( Eskişehir SK futbolcusu, Kl:43, Dizi:1-106 arası);<br />

a-09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1.d md.<br />

b-22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 5 md.<br />

87-Volkan Bahçekapılı’nın (Kl:39, Dizi:160-199 arası);<br />

31.03.2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme ve kopya çekme<br />

eyleminden ötürü TCK’nın 252/2, 207/1, 35/2 del. 158/1-d md.<br />

88-Yadigar Boğa’nın (Kl:47, Dizi:338-209 arası);<br />

15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması eyl. dolayı<br />

6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

89-Yavuz Ağırgöl’ün ( Fenerbahçe SK çalışanı, Kl:46, Dizi:274-348 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

90-Yusuf Turanlı’nın (Kl:50, Dizi:92-247 arası);<br />

a-Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK’nın 220/2 md.<br />

b-Adresinde yapılan aramada 2 adet tabanca ve çok sayıda fişek ele geçirildiğinden<br />

6136 S.Y’nın 13/1 md.<br />

c-06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

d-01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md<br />

e-15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

107/678


f-15.05.2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c, 5 md.<br />

g-22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden<br />

dolayı 6222 S.Y’nın 11/1, 4-c md.<br />

h-11.05.2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı 6222 S.Y’nın 11/1 md.<br />

91-Zafer Önder İpek’in (Gençlerbirliği SK genel müdürü, Kl:53, Dizi:363-406);<br />

a-07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında şike yapılması<br />

eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın 158/1-d md.<br />

b-20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi<br />

verilmesi eyleminden dolayı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehine olan TCK’nın<br />

158/1-d md.<br />

92-Zafer Tüzün’ün (Eskişehir SK teknik danışmanı, Kl:45, Dizi:120-181 arası);<br />

22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi<br />

eyleminden dolayı TCK’nın 39/2-c del. 6222 S.Y’nın 11/1, 5 md.<br />

93-Zeki Mazlum’un (Kl:54, Dizi:185-257 arası);<br />

22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında teşvik primi verilmesi<br />

girişiminden dolayı; TCK’nın 35/2 del. 6222 S.Y’nın 11/1 ve 5 maddeleri uyarınca,<br />

Şüphelilerin ayrı ayrı TECZİYELERİNE karar verilmesini kamu adına iddia ve talep<br />

etmiştir.<br />

SANIK SAVUNMALARI:<br />

1-SANIK OLGUN PEKER SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;135-168 ve<br />

Kls 95 Dizi;278-282 ve Kls 96 Dizi;79-91) Haksız çıkar sağlamak amacıyla bir örgüt kurup<br />

yönetmedim. Giresunspor adına şike faaliyetlerinde bulunmadım, Benim soy ismimi değiştirme<br />

kararım Mecnun Bey de şahittir. Orada benim ilk, ben o zaman soy ismimi de değiştiriyorum<br />

dedim ama ben soy ismini komple değiştirmeyecektim, ben soy ismime Peker ekletecektim,<br />

Olgun Aydın Peker, avukatımla o aramızda olan iletişim bozukluğundan mahkemeden Peker<br />

olarak çıktı. Ondan sonra da şey yapmadım.<br />

Hakan Karahamet bana ben de başkan adayı olsam, abi beni destekler misin dedi.<br />

Şimdi ben kendi yöneticilerime bunu teklif etmişim. Hakan'da benim yönetimimdeydi. Olursan<br />

desteklerim ama Valiyle ve Belediye Başkanıyla konuş, desteklerini alıp, öyle girmesini söyledi.<br />

Tamam ben konuştum dedi. Hakan aday oldu. Hakan'ı da ben destekledim seçim sürecinde ama<br />

ben Giresunspor'u bıraktığım açıklamadan sonra 1 kere Giresunspor'un maçına hiç gitmedim.<br />

Giresunspor'a Osman Çırak başkan oldu, takım dağıldı, takımı da kendi takımları<br />

yapmak için dağıttılar. Yani hani o takım başarılı olsa başarının emaresi bize gelir diye takımı<br />

dağıttılar ama çok başarısız oldular, çok başarısız bir dönem geçirdiler.<br />

Bahri Kaya'ya karşı hiç bir şeyin içinde olmam söz konusu değil. Ben Bahri Kaya'yı<br />

eskiden, çok eskiden beri tanıdığım bir insandır. Ama benim konuşmalarım kulüp başkanı olarak<br />

yaptığım konuşmalardır. İstediğim bir şekilde hizmet vermiyorsa, eğer onun performansını ben<br />

beğenmiyorsam, onun hakkında yorum hakkı bende vardır. Ben çocuğumu hastanede bırakıp, bu<br />

kulüp için koşturuyorum. O kulübü bir yerlere getirmek için koşturuyorum. Onun için o kadar<br />

yorum yapma hakkı benimdir. Benim ama öyle Bahri Kaya'ya şunu yapın yok bahri böyle bir şey<br />

söz konusu değildir. Böyle bir şey yaptırmak bana zarardan başka bir şey kazandırmaz ama bir<br />

kulüp başkanı, geçmiş bir kulüp başkanı olarak şahsı kanaatimi söylerim. Bugün tuttuğumuz<br />

takımlar hakkında da söylemiyor muyuz. Şu hocadan hiç bir şey olmaz, bu futbolcudan bir şey<br />

108/678


olmaz. Bu futbolcu zarar verir, şu zarar verir, bu tip yorumlar yapmışım, benim tapelerimde<br />

bunlarla alakalı bir tane şiddet içerikli veya başka bir şey anlatan, ima eden bir tape bulmanız söz<br />

konusu olamaz.<br />

Faruk Güler, benim ortağım olan Özcan Üstündaş'ın onbeş, onaltı senelik arkadaşı.<br />

Ben Giresunspor'a ne gelmişliğini, ne gitmişliğini, ne Giresun şehrine öyle hiç bir şey yok. Faruk<br />

Güler bu dosyaya efendim sanık olarak giriyor. Biraz önce Fatih Sandal müşteki olarak girmiş<br />

sanık olarak çıkmıştı ya bu da tersi oluyor. Fatih Sandal şey Faruk Güler sanık olarak giriyor.<br />

23/02/2011 tarihli yazıda Faruk Güler'in örgüt üyesi olarak dinlenilmesi kararı çıkartılıyor.<br />

Halbuki iddianamede 22/12/2010, 26 nolu tapede normalde Faruk Güler'in benimle hiç bir<br />

şekilde görüşmediği, hiç bir şekilde yan yana gelmediğimiz bütün dinlemelerde var ama her ne<br />

hikmetse emniyet Faruk Güler'i sanık olarak benim örgütümün elemanı olarak dinlemeye<br />

başlıyor. Dinliyo emniyet dinliyo, dinliyo, dinliyo, dinliyo sonunda Faruk Güler örgütten,<br />

müşteki olmuyor da öyle bir laflar söylüyor ki sonunda davacı olsa daha iyi, söylediği şeyi öyle<br />

bir şeye oturtuyor ki sonunda yani şeye sanık olarak girdiği dosyada ki yolculuğu sanık olarak<br />

bitiriyor. Soruşturmanın en başından sonuna kadar savcılığa yazı yazılan her yazıda, mağdur<br />

müşteki gözüken Fatih Sandal iddianamede karşımıza sanık olarak çıktı.<br />

Menajerlik sınavı ile alakalı çok açıklayacağım bir şey yok. Ben menajerlik sınavında<br />

soruyu birinden aldım. Aldığım kişi Abdullah Cila'dır. Ben o gün menajerlik ile alakalı bir<br />

arkadaşım ile konuşurken Abdullah Cila bu şahsın yanındaymış. Bana söylediği Makedonya'dan<br />

alındı dedi. Şahsımla alakalı ben hiçbirşeyde yalan söylemeyeceğim üzerine şerefim namusun<br />

üzerine yemin ettim. Yine yemin ediyorum. Yani şahsımla alakala o gün onun yanındaymış,<br />

Abdullah beni aradı. Dedi ki; “ ya o söylediğin şeyler ben halledebilirim”, Bende var biraz da<br />

Abdullah'la Nutello diye diye bir futbolcu vardı. Ondan dolayı da onunla aramız bozuktu bizim.<br />

Peki dedim.<br />

Hakan Karaahmet, huzurdaki sanık, onunla alakalı suçlanıyorum. Hakan Karaahmet ile<br />

alakalı, benim zaten telefon tapemi bulmak gibi bir şey yok, ben Hakan Karaahmet ile bir buçuk<br />

senedir konuşmuyorum. Ve Hakan Karaahmet hakkında gazeteye verdiğim beyan efendim. Tek<br />

hatamın Hakan Karahamet'i desteklemek olduğunu, seçim sürecinde, anlatan beyan. İnsanın bir<br />

örgütünde çalışan, örgütünde üye olan insan hakkında orda işlev yapıyorsa, gazeteye böyle bir<br />

beyan verir mi? Ve Hakan Karaahmet'in telefon konuşmalarında, benim ismimin geçtiği ve<br />

lehime olan herhangi bir telefon konuşması bulunmamaktadır.<br />

Kongre süreci, tahta açılma süreci ocak ayında, ocak ayında yine bu süreç takip etmiş,<br />

Ocak ayında Ömer Ülkü ile 18 tane görüşme yapmışım. 1 Şubat, 8 e 1 Şubat'ta da 8 görüşme<br />

yapmışım. Yani transfer tahtasının kapandığı gün Ömer Ülkü ile 8 görüşme yapmışım. 26 martta<br />

ondan 1 temmuz'da. Ömer Ülkü ile ilişkimiz sadece Giresunspor'un çıkarları için o an tahtası<br />

falan. Ömer Ülkü ile işim bitince zaten benimle alakalı, çok da öyle hoş değil, kulağa hoş gelen<br />

sözler söylemiyor.<br />

Ben tercih haklarım yokken yaşadım. Tercih hakkım olduğunda hep iyiyi tercih ettim.<br />

Ama 12 senedir benim tercih haklarım hep elimden alınmaya çalışılıyor şeklinde beyanda<br />

bulunduğu ve atılı tüm suçlamaları reddettiği anlaşılmıştır.<br />

2-SANIK AZİZ YILDIRIM SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;01-53, 274-<br />

294 ve Kls 95 Dizi;259-277 ve Kls 96 Dizi;156-162) Bir spor kulübünü, şikeye teşebbüs, teşvik<br />

primi gibi faaliyetleri icra eden yöneticilerin içinde bulunduğu bir kuruluş olarak Türk<br />

kamuoyuna göstermek son derece ağır ve haksız bir ithamdır. Ben 22 yıldan bu yana Fenerbahçe<br />

kulübü'nün üyesi ve 14 yıldan beri başkanı olarak hiçbir zaman ve hiçbir şekilde bu rencide<br />

edici, alçaltıcı eylemde bulunmadım. Benim ya da birtakım kişilerin telefonlarda söylemiş<br />

oldukları birtakım sözlerden hemen teşvik ya da şikenin delili olarak addedilmesi son derece<br />

109/678


yanlış ve gayri ahlaki bir bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım sonucunda Türkiye Cumhuriyeti'nin siz<br />

sayın yargıçlarının yapacağınız adil yargılama sonucunda söz konusu suçları işlemediğimi tespit<br />

edeceğini inancım tamdır. Bununla birlikte şayet yüksek makamınız ileri süreceğim savunma<br />

dışında ve hukuk çerçevesinde yapacağım savunmayı dikkate almadan aleyhime karar verirseniz,<br />

bunu şahsen Aziz Yıldırım olarak kabul etmeye hazır olduğumu beyan ederim.<br />

Eskişehirspor'dan transfer edilen Sezer Öztürk ile ilgili de Eskişehir Kulübü<br />

Başkanının yine transferin kurallara uygun olarak yapıldığını beyan etmesine rağmen bu transfer<br />

de şike transferi olarak nitelendirilmiştir. Bu transferlerde görüşmeleri yürüten Asbaşkan Şekip<br />

Mosturoğlu bugün halen Metris Cezaevinde tutulmaktadır. Oysa Sezer Öztürk, Fenerbahçe<br />

futbol takımında top oynamaktadır.<br />

Dinlenmeye başladığımız bu tarihten yani 17/02/2011 günü beni dinlemeye alıyorlar.<br />

Dinlenmeye başladığımız bu tarihten itibaren şike ve teşvik primi iddiası ile yargılandığımız 13<br />

maça ilişkin toplamda 1028 adet tape yer almaktadır. İddianamede, bu tape kayıtlarının ise 103'ü<br />

yani %10 'u şahsıma aittir ve bu tape kayıtlarının hiçbirinde şike veya teşvik primi vermeye<br />

yönelik hiç bir saik yer almamaktadır...<br />

4 tane tape var. Tek tek okumayalım geçelim, özeti şu, buradaki, Serdar Adalı ile<br />

Adnan Polat, Mahmut Özgener beye bir beyanat vermişler tenkit etmişler onu ve Mahmut<br />

Özgener de bana telefonda diyor ki bunlar işte bana söyle söylediler. Ben de bir şey olmaz<br />

diyorum tape bu, bir şey olmaz diyorum yani bunu geçelim. En sonunda ben de diyorum ki<br />

bizde Bolu dağında Topuk yaylasında 90 odalı tesis yapıyoruz. Bu sayın başbakanın da tavsiye<br />

ettiği yapın diye. Oyuncularımızın sporcularımızın yurt dışında gidip orada çalışma yapmasını<br />

önlemek artık önümüzdeki yıllarda hepsinin gidip orada kalacakları bir tesis yapmak için<br />

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nden 7 trilyon para istedik. Yalnız ödemeyi nasıl<br />

yapacaklarını çözemiyorlardı. Yani futbol Federasyonuna mı verelim bu parayı, onların<br />

üzerinden mi size ödesinler veya valiliğe gönderelim valilik üzerinden mi ödensin bunun<br />

tartışmaları yapılıyor. Bende dedim ki Ankara'dan bir şey al randevu al gidelim konuşalım diye<br />

sayın başkana söylüyorum burada Birinci tape bu. İkinci tape yine Mahmut Beyle konuşuyoruz,<br />

ben o gün Beşiktaş ta şeyde Sultanahmet'te bir mahkemeye gidiyorum. Şahit olduğum bir<br />

konuda ifade vermeye, onu veriyorum. Bu arada da Mahmut bey bana telefon ediyor randevuyu<br />

aldım diyor fakat ben İzmir'e gidiyorum. 15 gün yokum bende diyorum bu akşam yemek yiyelim<br />

beraber buluşalım, hayır diyor ben İzmir'e gideceğim filan oradayken Manisaspor Başkanı da<br />

İstanbul'a geldi ayın 9'unda 09/02/2011 de geldi. Bu arkadaş daha ileride anlatacağım şey<br />

maçında ama burada yine bu tape ileride kullanacağımız bir tape, kendisi iş adamı. Her iş<br />

adamının sıkıntıları olur. Bizlerde yani sıkıntılı olduğumuz günlerde bizden daha güçlü olan<br />

maddi kaynakları olan arkadaşlarımızdan yardım istemişizdir isteriz de. O da benden istemişti.<br />

Hatta kendi kaynaklarını kullanmak için hem Garanti Bankası Genel Müdürlüğü'nde hem de<br />

Akbank Genel Müdürlüğü'ne beraber gittik ve ben onun namına rica ettim. Bu kredileri biraz<br />

uzatabilir misiniz veya bir bankaya toplamak falan beceremedik, yapamadık.<br />

Kenan Yaralı 9 unda çok zor durumda olduğunu plastik işi yapıyor, plastikle ilgili de<br />

gümrüğe malı geldiğini ve malı çekemediğini ve kendisine 500 bin dolar lazım olduğunu beyan<br />

etmiş, o gün ben bunu savcılıkta 400 bin hatırlıyordum ve 400 bin söyledim. Bende kulübe para<br />

vermiştim FB SK'ya 1,5 milyon dolar kadar paramdan istedim muhasebeci Taner Bey de bana<br />

parayı verdi 500 ü geldi 9 unda verdik parayı kendisine bakın akşamüstüydü, götürmeyeyim<br />

dedi, kendisine bu miktarın havale edilmesini isteyince biz de tamam dedik.<br />

Kayserispor ile maçımızda hakem olarak Fırat Aydınus'du. Kendisine diyorum ki aman<br />

ben korkuyorum bu maça diyorum hakem bir uyarsanız aman yanlış bir şey yapmasın diyorum.<br />

O da diyor ki korkma, iyi idare eder diyor. Diyorum ki olmazsa Oğuz Sarvan da Merkez Hakem<br />

110/678


Komitesi Başkanı da gelsin beraber gitsin yani bir yanlışlık olmasın yok diyor ve kapatıyoruz<br />

konu bu ben bu iki tane tape benim şu iki tapemden dolayı dinlemeye alınıyorum ve ben örgüt<br />

üyesi şeyiyle örgüt üyesi iddiasıyla dinlemeye alınıyorum<br />

Bülent Uygun tüm sporseverlerin tanıdığı bir kişidir. Kendisini Fenerbahçe'de futbol<br />

oynadığı yıllardan tanırım. Sivasspor ve Eskişehirspor'daki teknik direktörlüğü sırasında da<br />

kendisini takip etmişimdir. Ancak kendisiyle Eskişehir'e gittiğimiz 09/04/2011 tarihinde<br />

Eskişehirspor Kulübü Tesislerindeki görüşmenin dışında görüşmem olmamıştır. Tüm<br />

kamuoyunun tanıdığı Bülent Uygun'un benimle ilişkisi de bu kadardır. Ali Kıratlı'da Fenerbahçe<br />

Spor Kulübü kongre üyesidir. 1997 yılında kulübe üye olmuştur. Benim başkanlığımdan önce<br />

kendisi kulüp üyesidir. Ben de kendisini Fenerbahçe Kulüp üyesi olmasından dolayı tanıdım.<br />

Kendisiyle maçlarda karşılaştığımda, gerektiğinde görüşürüz... diğer bir konuda Ali Kıratlı yine<br />

ileride göreceğimiz bir tapede konuşmasında benim evime geleceğini belirten ifadeler<br />

kullanmasıdır. Ali Kıratlı hiç bir zaman benim evime gelmemiştir. Bu konuşmaları o andaki<br />

durumuna göre yaptığını düşünüyorum. Yusuf Turanlı'yı hiç tanımam. Metris'te 2 veya 3 defa<br />

spor saatinde, spor salonunda görmüşümdür. İlgim ve alakam yoktur. Kendisiyle ilgili hiç bir<br />

tape konuşmamda iddianamede yer almamaktadır. Kendisiyle görüşenlerin benim ismimi<br />

kullandıklarını Maalesef tapelerde gördüm. Abdullah Başak'ta maçlarda gördüğüm İlhan<br />

Ekşioğlu'nun totemidir. Hoş sohbet olduğu için herkes ile diyalog kurabilir.<br />

06/04/2011 tarihli saat: 17:00'de Aziz Yıldırım'ın İlhan Yüksel Ekşioğlu'nu aradığı<br />

görüşme: Efendim ben hastaneye yattım, orada M-R a girdim, M-R a ilaç almadan giremiyorum,<br />

bayılmadan giremiyorum, beyin tümörü çektirdim bir de vücudumda böbrekten bir çekim<br />

yaptılar. Ben o sırada İlhan Bey beni arıyorlar, ben hastanedeyim. Uyandıktan sonra İlhan bey'in<br />

aradığını söylediler. E bende eve girerken bu konuşmayı yapıyoruz. Eve giriyorum ben,<br />

hastaneden çıkmış gidiyorum. İlhan bey alo diyor, ben de ne var ne yok diyor, iyi başkanım<br />

geçmiş olsun nasıl geçti diyor, bende iyi iyi gidiyorum eve İlhan yatmaya gidiyorum. O da bana<br />

ha gidin başkanım çok yormuşlar sizi ya diyor, bende diyorum anestezi yaptılar, uyuttular tamam<br />

mı sersem tavuk gibiyim yani diyorum. O bir şey demiyor. Ben orda gideyim, şey yapmayım,<br />

sen naptın iyi misin diyorum. İyi misin diyorum. O da diyor ki iyi iyi başkanım. Ondan sonra<br />

ben diyorum O gayet iyi diyor. Ben dinliyorum o söylüyor, öbür taraftan işte Murat Bey'le Ali<br />

Bey de geldi. Devam ediyor bu şekilde Eskişehir'e gidelim diyorum, işte gelmek istemiyor.<br />

Diyor ki bana uğurlu gelmiyor. Şimdi biz iyi lafı hep yani şikeye mi gidiyor. Yani hastayız,<br />

hastalığımızda iyi diyoruz veya gayet iyi diyoruz hepsi şike yani.<br />

Ali Kıratlı'ya Rüzgar, Şekerli dendiği ve bunun şifreli ismi olduğu düşünülüyor. Ali<br />

Kıratlı'yı çevresi bu iki kelime ile tanır. Bu kendisine verilen lakaptır. İlhan Ekşioğlu inşaat işleri<br />

yapan müteahhitlik firması olan bir kişidir. Aynı zamanda Fenerbahçe Spor Kulübünde de inşaat<br />

yapımı ve onarımı işlerini de yapmaktadır. İnşaat, taşocağı, inşaat işçisi, proje gibi kelimelerin<br />

kullanılması da gayet normaldir.<br />

Ruken Başak adına alınan araç üzerindeki el koyma kararı mahkemece kaldırılmıştır.<br />

31/10/2011 tarihinde satılamaz / devredilemez şerhi konulmuştur. Bu olayın en komik tarafı da<br />

04/06/2011 günü yapılan fiziki takipte arabanın içinde Abdullah Başak'ın resminin çekilmesidir.<br />

Ali Kıratlı'nın Kıbrıs'a tatile gönderildiği iddiası diğer bir konu da Ali Kıratlı'nın Kıbrıs'a tatile<br />

gönderildiğinin söylenmesidir. Ali Kıratlı Kıbrıs'ta özel işleri olan bir kişidir. Kıbrıs'a çeşitli<br />

zamanlarda gidip gelmiştir. Ali Kıratlı'nın 01/01/2011 tarihinden 13/01/2012 tarihine kadar<br />

Kıbrıs seyahatlere ile ilgili Doküman ekte gelmektedir. Bu da gösteriyor ki Ali Kıratlı kendi işleri<br />

ile ilgili sürekli Kıbrıs'a gidip gelmektedir. Bizlerle ilgili tatile gitmemiştir.<br />

2003 yılı idi galiba, Olgun Bey ile beraber, Gökdeniz'i transfer edecektik. O zaman<br />

menajerlik sistemi abilik şeklinde devam ediyordu. Menajerliğini Olgun Bey yapıyordu.<br />

111/678


Gökdeniz ile ikisi geldiler benim şirketimde bir anlaşma yaptık. Öbür sene gelecekti. Fakat<br />

bundan sonra baskılar yapıldı. Kulübe gitti anlaştı. Gelmedi yani. 1 milyon da tazminat<br />

koymuştuk. Biz almazsak vazgeçsek biz ödeyecektik, onlar gelmezse onlar bize ödeyecekti.<br />

Maalesef gelmedi, gitmiş oldu ama para alıp vermesi olmadı aramızda. Zaten direk çocukla<br />

muhataptık, Olgun Bey orda kefildi zaten. Gökdeniz'in kefiliydi. Sonradan Trabzon'un ve<br />

ailesinin baskılarıyla Gökdeniz orada kaldı.<br />

Hikmet Karaman ile Cemil Turhan, Serkan Acar, 1444'deki görüşmede, gidiyorlar<br />

şeye, gönderdik yani, şeyi duyduk. Teşvik yapıyorlar. Hatta orda şike vardı. Yani onlar şike<br />

yapıyor diye. Oyuncular Trabzon'lu oyuncular vardı. Onlarla Karaman ile konuştular, böyle<br />

böyle duyumlar aldık nedir diye bu 21'inde de bu maç benim Kenan Yaralı'ya vermiş olduğum<br />

para 10 ayın oyunda, yani 11 gün önce ben o parayı verdim. Onun bununla ilgisi yoktur. Ondan<br />

sonra onlar da Kenan ile konuştular. Ve Kenan'da Hikmet Bey ile konuştular. Hikmet Bey de,<br />

onlara orda Bir şey olamayacağını beyan etti. Burda ben Kenan Yaralı'ya 500.000 dolar nakit<br />

vermiştim ve verdiğim tarih 10/02/2011 tarihinde şirketine göndermiştim. Burda zaten demin<br />

şimdi yalnız ben sonra Kenan Yaralı'ya 15 Mart 2011 tarihinde hadiseden bir ay sonra, 2 trilyon<br />

lira, benim şeyim vardı, bankadan 2 trilyon lira benim kredimden, Bank Asya'dan galiba. Bank<br />

Asya'dan 2 trilyon lira para kullandırdım...”dediği ve hakkındaki tüm suçlamaları reddettiği<br />

anlaşılmıştır.<br />

3-SANIK ABDULLAH BAŞAK SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;380-<br />

388)İlişkiler iddianamede suç işlemek amaçlı kurulmuş bir örgütün ilişkileri gibi lanse edilmiştir.<br />

Bu iddia gerçek dışıdır. Bu insanlarla ilgili tek ortak noktam Fenerbahçe'dir. İddianame de adı<br />

geçen şahıslarla Fenerbahçe taraflarlığı dışında hiçbir örgütsel ilişkim bulunmadığı gibi astlık,<br />

üstlük bağımda bulunmamaktadır. Böyle bir bağın olduğuna dair tek bir somut delil yoktur.<br />

Örgüt üyesi olmadığım gibi herhangi bir örgüt varlığından da haberdar değilim. İsnat edilen bu<br />

suç gerek şahsıma gerekse ailem için çok onur kırıcı ve üzücü bir durumdur. Ayrıca her yerde<br />

basında benim için yetkisiz menajer diyorlar. Benim bu 72 klasör dosyada bir futbolcuyla bir<br />

hocayla bir tek benim tanıdığım yani şahsen tanıdığım Fenerbahçe kulübünün futbolcularıdır.<br />

Ben menajerken kimle görüştüm kime menajerlik yapıyorum. Onu da kabul etmiyorum.<br />

Kız kardeşim 17 Mayısta 2006 modelini burada bakın sattı. Dedi ki; "Abi tanığın var<br />

mı yeni kasası çıkacak" dedi. Ben de dedim ki ben tanıyorum. Ama İlhan Abi daha samimi ve<br />

daha ucuza alır. "abi dedi. 2-3 ay da taksit yapar mı?" İlhan abi yaptırır. İlhan Abiye söylüyorum.<br />

"Tamam tamam bakarız" diyor. O arada kızının da arabası yok binecek. Bunu söylememden 15-<br />

20 gün geçti. İlhan abi halen bir şey demedi. Abi şu senin Kosifler'den konuşta şu arabayı alalım<br />

falan. Ondan sonra kız kardeşim sıkıştırıyor eve gidince. "Abi arabam yok". Hatta bir gün<br />

aradım. İlhan abiyi kız kardeşim dedi. "Abi Mini Cooper'ın yenisi 15-20 gün sonra gelecekmiş.<br />

Peugeot'un 508'i çıktı." Bende İlhan abiye diyorum. 508 mi alalım ? Mini Cooper mı? "Uf<br />

tamam diyor görüşürüz" yüzüme kapatıyor. Adamın işleri var ben Mini Cooper'ın peşine<br />

düşmüşüm. Ondan sonra bir gün ofise çağırdı beni Pazartesi miydi, salı mıydı. Hiç<br />

unutmuyorum. Direk Kosifler'i aradım. Telefonu İlhan abinin yüzüne verdim. Dedim abi direk<br />

kendine alıyormuşsun gibi bu arabayı alır mısın? Bu arabanın fiyatı 42 bin 500 euro. İlhan abi<br />

aradı. 39 bin 500 euro 3 taksitle 9 bin 500 peşin, 10 bin 10 bin ve haciz koymadılar arabaya. Ben<br />

alsam haciz koyarlar. Ama senin Kosif'e dedi ben vereceğim. Abi kendine alıyor muşsun gibi.<br />

"Ben vereceğim parayı " dedi "ben kefilim buna" dedi. Ama senedi kız kardeşim ödedi. Ayrıca<br />

bir şey daha söylemek istiyorum. İlhan abi bana arabada alır. Alabilir de. Ev de alabilir. Hatta yaz<br />

sonu bana sözü vardı. Bu yaz sonu seni evlendireceğim. Çok güzel bir yerde düğününü<br />

yapacağım. diye. Peki bu operasyon benim düğünümü yapmış olsaydı. Bu operasyon 3 Temmuz<br />

değil de. 3 Eylül de olsaydı. Sayın savcı düğünün şike parasıyla yapıldı deyip gelinle takılara<br />

112/678


tedbir koyup müsaderesini mi isteyecekti? Polisler 3 Temmuz günü ben Ataşehir de ayrı<br />

kalıyorum. Bazen annem. Eve geldiklerinde otoparkımı aradılar. Bana dediler ki;"araban<br />

nerede?" Ben de dedim ki benim arabam yok. Kamera kaydı da var onlarda. Yok dedim arabam.<br />

Bu plakalı araba kimin? dediler. Kız kardeşim dedim. Bu plakalı araba kimin dediler. Kız<br />

kardeşimin dedim. "Ara o zaman cep telefonundan dedi. Arabayı getirsin" dedi. Öyle kız<br />

kardeşimi aradım. Araba geldi. Bir de bu araba 3 el değiştirdi. 5 ayda ya. Korcan, Korcan'ın kız<br />

kardeşi benim kız kardeşim. Sonra ben. Herkesin oldu bu araba yani. Kızın işi çıktı kız<br />

kardeşimin. Bir de arabasına tedbir kondu. Şimdi ben çıksam eve gitsem ne diyecek bana. Kızın<br />

arabası yani. Parası da gitti. Gerçi tedbir kondu. Bir şey değil ama. Kız bütün gazetelerde.<br />

Fenerbahçe- İstanbul Büyükşehir maçı. Ahmet Çelebi akrabamdır. Ben dükkanda<br />

oturduğum süreler canım sıkıldığında çıkarım benzin istasyonunun yanına otururum. O günde bir<br />

hafta on gün evvel. Bu terhis dirseği hastalığından ameliyat olmuştum. Hadi gel gidelim kulübe<br />

dedi. Kombine kartlarım var alacağım. Ben kapıda durdum. Arabanın içinden hiç inmedim. Bir 5<br />

dakika Bülent abiyi görünce indim. Yukarı çıktı 10 dakika sonra indi. Geldik geri. Bu orada<br />

resmimi çekmişler. Her stadın önüne giden şike mi yapıyor? Arkasından Ankaragücü maçı. İlhan<br />

Abi beni aradı. Dedi ki; " bu Ankaragücü gazeteleri okudun mu?" Ofise gittiğimde, okumadım<br />

abi dedim. Ankaragücü Başkanı diyor ki;"eğer Fenerbahçeyi yenerseniz. Bütün alacaklarınızı<br />

ödeyeceğim. Artı 2 milyon dolar prim vereceğim" diye gazetelerde spor gazetelerinde manşet<br />

vardı. "Yusuf'un tanıdığı var mı?" dedi bana. Abi sormam lazım. "Sor" dedi. Yusuf'ta Şaşkın<br />

bakkalın dükkanı. Abi var dedi. Öğrenebilirim . Orada bir arkadaşım var. Orada dedi yönetime<br />

yakın yani Ankaragücü'ne bende üst üste arayınca maç yaklaşınca abi korkuyorlar yöneticilerden<br />

çocuklar konuşamıyorlar. Abi korkuyorlar. O arada telefonda diyorum ki; "Öbür iş ne oldu?".<br />

Serdar Kesimal o arada da ayın 11'inde Kayseri'ye gidecek hep Serdar Kesimal için hem de<br />

Beşiktaş final maçını kupa maçını izlemeye kendisi ondan ibaret yani Ankaragücü maçı Sivas<br />

maçına gelince bu İlhan abiyle ilk gün Yusuf'u alıp yanına götürdüm. Yusuf'un epey spor çevresi<br />

vardır. Bütün futbolcular Yusuf'u tanır. O günde Pazartesi günü hiç unutmuyorum. Bunu not<br />

aldım. 16/05 sabahı İlhan Abi beni aradı. Dedi ki; "20 bin doları sana 300 bin,500 bin toplam<br />

veriyoruz" dedi. 500 bin dolar menajerlik parası içinde o nasıl uygun görürse dedi. Ona telefonda<br />

söyle. Bende Yusuf'a telefon açtım dedim ki; 20 bini bana istersen 300'ü kardeşe ver.200'ü<br />

kendine al bu işi hallet. Mutlaka halletsin diyor. Bütün konuşma bu. Sakıp Aytaç'ın transferi ile<br />

ilgili. Bunu Sivasspor maçına şike yazmışlar. Ben şimdi iddiana makamından soruyorum. Bu<br />

16/05 sabahı konuşulmuş Pazartesi. Bu konuşma 15'inde olsaydı. Ankaragücü maçının günü.<br />

Ankaragücü'ne mi şike yapmış oluyorduk.<br />

İstanbul Büyükşehir-Trabzon maçı ile ilgili 7 tane uçak bileti. Fenerbahçe dernekleri<br />

Sivasspor maçı için 40 küsür tane uçak kaldırıyor. Yani yer yok. Daha son maçta Ankaragücü'ne<br />

yenecek miyiz yenemeyecek miyiz belli değil. Ama herkes 40 bin üzerinde uçak o gün Sivas'a<br />

indi. Bende İlhan Abiye dedim ki misafirim var. Şimdi ben düşünüyorum. Ben İlhan Abiye<br />

deseydim ki ; "15 misafirim var". Yedek kulübesini de mi bağlamış oluyordum. 7 tane misafirim<br />

var abi dedim. Uçak bileti alır mısın? 500 milyondan 3.5 milyar yapıyor. "Tamam hallederim"<br />

dedi. Sonra da beni aradı. "İsimlerini al bunların" dedi. Bu yani olay bu. Ben ne İlhan<br />

Ekşioğlu'ndan ne Aziz Yıldırım'la. Aziz başkanımı zaten maçtan maça görüyorum. Meraba<br />

nasılsın, iyimisin. Başka hiçbir konuşmam olmamıştır. İlhan abiyide öz abim gibi sevdiğim<br />

biridir. Ne böyle bir teklifte bulunmuştur. Ne benim konuşmalarımda bir para vardır. Ne bir<br />

futbolcu vardır. Ne birtakım ismi vardır. Nasıl şike yaptığımı anlayamadım.” şeklinde ifade<br />

vererek hakkındaki iddiaları kabul etmediği anlaşılmıştır.<br />

4-SANIK ABDULLAH CİLA SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;99-102)<br />

Federasyonun açmış olduğu FİFA menajerlik sınavına girdim. Ve o sınavla alakalı rüşvet verme<br />

113/678


veya alma iddiasıyla yargılanmaktayım. Ben uluslar arası çalışan bir şirketin Türkiye<br />

mümessiliyim. Futbol Menajerliği vasfında ve işim gereği yurt dışına çıkıyorum. Söz konusu<br />

olan 31 Mart 2011 de yapılan sınava da bu yüzden girdim. Menajerlik sınavı sorularını<br />

Almanya'da maç izlemeye gittiğim zaman bir Makedon arkadaştan aldım<br />

Sınavdaki 15 soru FİFA'dan geliyor. 5 soru da TFF'nin kattığı sorulardır. Ancak<br />

FİFA'nın 15 sorusu dünyanın her tarafında aynıdır. Soruları aldığım kişi Essen kentinde bir<br />

gençtir. U-18 maçını izlerken Makedon asıllı olduğunu söyleyen Edi isimli bir arkadaştan ben<br />

aslına inanmadım yani kılık kıyafetimden dolayı ertesi gün soruları bana verdi.<br />

Ben sınavı kazanamadım. Zaten tapelerim de de var görüşmelerimde de, fiziki takipte<br />

de sanık Olgun Peker'e sınav öncesinde bir akşam soruları verdiğimi sabittir. Hiç bir menfaat<br />

karşılığı ben soruları vermedim. Kimseye para vermedim ve kimseden para almadım. Sorular<br />

aldığım kişiyi tanımıyorum. Soruları verdiğine inanamadım Zaten bu konuyu Olgun Beye<br />

verirken de söyledim ve bu cevaplara da inanmadığımı da belirttim. Ayırca ben sınavı geçmedim.<br />

Sınavda kopya çekmedim. Bana sorular yazılı verilmişti. Makedon vatandaş tarafından bir sürü<br />

kopya idi. Bana yazıldığı şekilde cevap anahtarını verdim şeklinde beyanda bulunduğu ve atılı<br />

suçlamaları reddettiği anlaşılmıştır.<br />

5-SANIK ABDULLAH EKER SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;61-63)<br />

Üzerine atılı suçu kabul etmediğini, Giresun ilinde Orta kahve adlı iş yerine gittiğini, üst katına<br />

çıktığını, üç dört defa garsonu çağırmasına rağmen yarım saate yakın masada beklediğin,<br />

garsonun en sonunda geldiğini, “ Neden bizim masamıza bakmıyorsun” dediğinde garsonun<br />

kendisine “ Burası elit insanların yeri, kaliteli insanların yeri, sizin gibi insanların burda yeri<br />

yoktur, burdan çıkın gidin” dediğini. Bunun üzerine biz de sinirlendiğini, olay esnasında son<br />

derece alkollü oldukları için soğukkanlı davranamadıklarını, garsonla aralarında arbede çıktığını.<br />

Garsonla kavga ettiklerini, iş yeri malına zarar verdiklerini, ikamet ettiği evimde bulunan silahı<br />

da askerlik yaptığı yerde tanıştığı, soy ismini bilmediği Yalçın isimli bir arkadaşından satın<br />

aldığını tabancanın ruhsatının olmadığı şeklinde beyanda bulunmuş ve suçlamaları kısmen ikrar<br />

etmiştir.<br />

6-SANIK ABDULLAH KARAKUZ SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94<br />

Dizi;65-69) Olay, küçük yönde ufak bir olay olduğu için yani ailemizinde duyulmamasını<br />

istemiştik. 10/12/2010 tarihinde Hakan Karahamet ile yaptığım görüşmede; “ Çocuklar kavga<br />

etmiş”, “ Hırçın mı” diyorum, O da “ Hırçın kavga etmiş, bilgin var mı” diyorum, o da diyor, “<br />

Savcı ile görüşebildin mi, çocuklar kavga etmiş” diyorum. Onun üzerine Hakan; “ olayla savcı<br />

karar verir, bakalım hayırlısı” dedi. Daha sonra Selim Kımıl ve Hırçın Kımıl'ın annesi olan İnce<br />

Kımıl, aynı mahallede durduğumuz için, aynı apartmanda durduğumuz için bana gelip; “<br />

Çocuklar kava ettiğini” söyledi. Benim de bilgim yok, dedim. Orada ben Selim Kımıl'ın patronu<br />

olan Hakan Karaahmet'i arıyorum. Hakan Karaahmet denilen şahısta bu aileye yardım eden iyi<br />

bir arkadaşımızdır. Daha sonra Hakan, bana olayların savcılıkta ifadesi alındıktan sonra söylüyor.<br />

Ben de sağolun diyorum. Ailesi de benim yanımda olduğu için, çocuklara Bir şey olmamıştır<br />

diyorum. Sağol beni rahat ettirdin, öldüm ben ya, diyorum. Çocuklara bir şey olmasın diye ailesi<br />

de bende olduğu için bir sıkıntı olmadığını Hakan Karahamet'ten öğreniyoruz.<br />

Alper Büfe sahibi Yakup Pekdemir'e gözdağı vermek amacıyla onu tehdit ettirdiğimiz<br />

ve büfesine zarar verdiğimiz ileri sürülerek, hakkımda tehdit ve mala zarar verme suçlarından<br />

sevk maddesi tanzim edilmiştir. Dosya da Hakan Karahamet'in bana talimat verdiğine dair ve<br />

benim Hırçın Kımıl'ı azmettirdiğime dair Hiçbir iletişim tespit tutanağının fiziki görüşme yoktur.<br />

Bu olayla ilgili müşteki Yakup Pekdemir'in benim hakkımda hiç bir şikayeti yoktur. Olayın<br />

tanıkları Mesut Erdoğan ve Arif Usta'nın beyanlarında benim ismim dahi geçmemektedir. Yani<br />

benim bu olaydan hiç bir alakam yoktur sayın başkanım. Yukarıda tek tek izah ettiğim telefon<br />

114/678


konuşmaları bir örgüt konuşması değildir. Komşuluk ve arkadaşlıkla yardımlaşma<br />

konuşmalarıdır. Ben ne silahlı ne de silahsız hiç bir örgütün üyesi değilim. Bu dosya da benim<br />

hakkımda tek delil evimde aramada ele geçirilen bir adet 7,65 çapında yerli yapım silah ve<br />

mermilerdir. Emniyet ve Savcılıkta verdiğim ifademde silahın bana ait olmadığını<br />

korktuğumuzdan dolayı söylemiştim. Ama silahın bana ait olduğunu, rahmetli babamdan kalma<br />

bir yadigar olarak durduğunu, benim olduğunu söylüyorum şeklinde beyanda bulunduğu<br />

anlaşılmıştır.<br />

7-SANIK ABDURRAHMAN YAKUT SAVUNMASINDA ÖZETLE: Benim<br />

kardeşim Ahmet Yakut, Giresunspor Başkan Vekili Hüseyin Adanır'ın dünürü olur, abim beni<br />

arayarak kendileriyle ilgilenmemi istedi, ben maç öncesi kalmış oldukları otele gittim,<br />

Giresunspor teknik direktörü on yıl önce bizim teknik direktörümüz olması nedeniyle, ayrıca<br />

kısım oyuncularda Diyarbakırspor oyuncularıdır, kendilerini nezaket amacıyla ziyarete<br />

gitmiştim. Ayrıca Diyarbakırspor'un küme düşmesi söz konusu olduğundan taraftar derneklerine<br />

kötü tezahüratlarını yapmamaları konusunda yapmış olduğum konuşmayı Giresunspor Başkanı<br />

Ömer Ülkü beye telefon açarak söylemiştim. Telefon bulunla ilgilidir. Ben bu konuşmayı maç<br />

günü veya bir gün önce konuşmuş olabilirim, benim maçla ilgili Diyarbakırspor oyuncularıyla<br />

bir görüşmem olmadı, ayrıca 18/04/2011 günü Giresunspor ve Karşıyaka maçı öncesinde yapmış<br />

olduğum görüşmeler Ulaş Ortakaya'nın Giresunspor Kulübüne transferi için yapmış olduğum<br />

görüşmelerdir şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

8-SANIK ADİL ŞAHİN SAVUNMASINDA ÖZETLE: İstanbul C. Başsavcılığına ve<br />

Emniyetine ifade vermiştim. Bu ifadelerim doğrudur. Bu iddianame çerçevesinde eklemek<br />

istediğim bir husus vardır, İstanbul C. Başsavcılığı isim benzerliğinden dolayı takipsizlik<br />

vermiştir, hakkımda belirtilen iki tutanakta ismi geçmektedir. “Adil'e, Adil'e 1.200 tl<br />

yazılmaktadır,” o Adil ben değilim, bahsi geçen kişi Adil Kımıl'dır. Şu anda kendisi Giresun<br />

Kapalı Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutukludur, yine iddianamede ek klasörlerde Öncü<br />

Gazetesinin finansörlüğü olduğum iddia edilmiştir, böyle bir olay yoktur, ben bu gazeteye hiç<br />

uğramış dahi değilim, bu gazetenin sahibi Murat Yakarışık olarak biliyorum, yazı işleri müdürü<br />

olarak Candemir Sarı'yı tanıyorum, ben bu gazete kurulduktan sonra bir kere gittim,<br />

finansörlüğümü yapmış olmaları mümkün değildir. Ek klasörlerde hakkımda sabıkalı olduğum<br />

ve Olgun Peker adına tehdit ve şantaj yaparak haraç topladığım iddia edilmektedir, bu söz<br />

konusu değildir, ben 33 yıldır gazeteciyim. Ben sadece bu işi yapmaktayım. Başka herhangi bir<br />

işim yoktur. Meslekteki bu 33 yıllık sürede yaptığım işle ilgili davalarım olmuştur. Ancak bunun<br />

dışında yüz kızartıcı herhangi bir davam olmamıştır. Zaten adli sicil kaydıma bakıldığında da<br />

bunun bulunmadığı anlaşılacaktır. Ben Olgun Peker'i Giresunspor Kulüp Başkanlığına aday<br />

olduğu zaman tanırım, öncesinde hiç görmedim ve tanımıyorum, Giresun Spor Kulüp Başkanlığı<br />

süresince de kendisi ile 3-4 kez görüşmüşüzdür, ben spor yazarı ve spor yorumcusu olmadığım<br />

için gelende memleket meseleleri ve siyasi konularda görüşümü yazdığım için Olgun Peker ile<br />

görüşme ihtiyacı da duymadım, görüşmediğim ve konuşmadığım Olgun Peker'in çetesinin üyesi<br />

olmam da mümkün değildir, yardım ve yataklık ağır bir suçlamadır ve yüz kızartıcıdır, utanç<br />

verici bir meseledir, hayatımda bir kez bile Olgun Peker ile röportaj yapmadım, Olgun Peker'e<br />

nasıl bilerek ve isteyerek yardım ve yataklık yaptığımı bilmiyorum, ben Giresunspor'un üyesi de<br />

değilim, benim Giresunspor'un kangrelerinde konuşmamam için Giresunspor'a üye<br />

yapmamaktadırlar, ben sürekli muhalif yapım vardır. Oy vermedim, röportaj yapmadım,<br />

arkadaşlık yapmadım, bu nedenle bu suçlamaları kabul etmiyorum ve beraatimi talep ediyorum<br />

şeklinde beyanda bulunmuş ve üzerine atılı suçlamayı reddetmiştir.<br />

9-SANIK AHMET ATEŞ SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;4-5)<br />

Dosyalardaki iki tane tape ve iki tane kısa mesajla, benim konuşmalarımdır. Onları da kabul<br />

115/678


ediyorum. 11 Mayıs'daki kupa finalinden önce Bursaspor maçı için Holideyin Otelde kampta<br />

iken, lobide Serdal Adalı ve Cengiz Zülfikaroğlu, Yusuf Turanlı'nın numarasına ulaşıp<br />

ulaşamayacağımı sordu. Bende İbrahim Toraman'dan alarak kendisini aradım. Ve görüşme<br />

isteğimizi ilettim, Serdal Adalı ve Cengiz Zülfikaroğlu'nun. O da bunun üzerine, ertesi gün Bursa<br />

Holideyin Otele gelerek yaklaşık 20-25 dakikalık bir görüşme yaptılar. O görüşme de ben<br />

bulunmadım. Ertesi gün de Tayfur hocanın beni arayarak, Yusuf Turanlı'nın Serdal Beyle<br />

görüşme isteğini iletti. Bende Serdal Beye sorarak, Serdal Beyin cep telefonunu Yusuf Turanlı'ya<br />

mesaj attım. Daha sonra da, saat beşte Serdal Beyin ofisinde, randevulaşıldı. Yusuf Turanlı'da<br />

saat beş gibi beni arayarak, Serdal Beyin ofisini bulamadığını söyledi. Ben de ona yolu tarif<br />

ettim. Bunun haricinde de başka bir, dosyada benim görüşmem bulunmamaktadır şeklinde<br />

beyanda bulunmuş ve üzerine atılı suçlamayı reddetmiştir.<br />

10- SANIK AHMET ÇELEBİ SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;418-430<br />

ve Kls 96 Dizi;178-188) Ben Petrol Ofisi bayii olarak benzin istasyonu sahibiyim. Ayrıca tekstil<br />

şirketleri olan, vergilerini ödeyen bir iş adamıyım. Mecnun Otyakmaz, lise yıllarından beri,<br />

benim arkadaşım olup, Sivas'a da yönetici görevi almamda etkili olmuştur. Sayın Aziz<br />

Yıldırım'da aynı zamanda, kongre üyesi olduğum Fenerbahçe Spor Kulübünün başkanıdır. Diğer<br />

yöneticilerde zaten kulübün yöneticileri olduklarından dolayı onlarla tanışıklığım vardır.<br />

Abdullah Başak da akrabam olur. Menajer Yusuf Turanlı, Bülent İbrahim İşçen, bunlar da benim,<br />

uzun yıllardan beri, 15-20 yıldan beri, tanıdığım arkadaşlarımdır. Ben İzmir'de otelde,<br />

başkanımız Aziz Yıldırım ile birlikte lobide otururken, dedim ki başkanım, benim şu kombine<br />

kartları ile ilgili, çek verip te, uzun vadeli çekle almak istiyorum. O da bana dedi ki, şimdi<br />

gerginim, daha sonra dedi, ben dedi maçtan sonra dedi, hafta içi dedi, ben sana haber gönderirim<br />

dedi. Gelirsin dedi. Benim zaten kendisiyle görüşmem bu yöndeydi, beni çağırması, kulübe<br />

çağrılmam, bu yöndeydi zaten. Abdullah Başak benim akrabam olduğu için, o sırada sahibi<br />

bulunduğum benzin istasyonumda oturuyordum. Kulübe gitmem gerekiyordu. Sol kolumdan<br />

ameliyat olduğumdan dolayı, ricada bulundum. Beni oraya götürdü. Kendisi arabada bekledi.<br />

Ben ise kombine kartları için yukarıya çıktım. 15 dakika sonra, kulüpten çıktım ve ordan<br />

ayrıldık. Fiziki takipte, aleyhime delil olarak sunulan fotoğrafların içeriği tamamen bununla<br />

alakalıdır. Şimdi bir insanla iş görüşmesine gidiyorsunuz, 15 dakika gibi kısa bir zamanda, şike<br />

yaptığım söyleniyor. Yani bunu, böyle bir şeyin mümkün olacağına zaten inanmak ta mümkün<br />

değil. Sayın Aziz Yıldırım başkanımızın da açıkladığı gibi, kombine kartlarını ve kulübe<br />

ödediğim çekin fotokopileri de dosyada da mevcuttur. Bu zaten en başında da, savcılıkta da ben<br />

bunları ibraz etmiştim. Ama şu anda yine yanımda var yani. Onları da zaten yine şey yapacağım.<br />

Kombine kartları 1.000 lira, 2.000 lira 3.000 lira gibi rakamlar değildir. 42 milyar, yani geçmiş<br />

para ile 42 milyar 600, şimdiki parayla 42.600 TL olduğu için, ben bu konuda başkanımızdan<br />

yardımcı olmasını istedim. Benim bu ricamdan dolayı, beni kırmadı, kulübe gittim. 2 sefer<br />

kendisi ile görüştüm. Daha sonraki gidişlerimin çoğunda da, stattan sorumlu yönetici<br />

arkadaşımız olan Ömer Temelli Beyden bilet almak için sürekli zaten geçmişteki telefon<br />

tapelerinin lehime olan kısımlarını almış olsalardı burada zaten görülecekti. Sürekli ben Ömer<br />

Beyi arayıp bilet almak istediğimi söylüyorum. O da zaten benim hiçbir zaman ricamı kırmış<br />

değildir. Aynı zamanda, bu İ.B.B maçı ile ilgili olarak, sözde ben İlhan Yüksel Ekşioğlu ile<br />

görüştüğüm söyleniyor. İlhan Yüksel Ekşioğlu ile görüşmem, tamamen Sivasspor yöneticisi<br />

olarak, Sivas'a geldiği gün, Sivas-Fenerbahçe maçına geldiği gün, kendisi ile orda karşılaştım.<br />

Ben ondan önce, İlhan Yüksel Ekşioğlu ile kesinlikle bir şekilde ne kulüpte karşılaştım, ne<br />

dışarda veya bir başka yerde telefonla birbirimizi aradık. Çünkü benim İlhan Yüksel Ekşioğlu ile<br />

sadece bir merhabayı geçmeyecek samimiyetim var. Ama tabi, telefon ve fiziki takiplere göre<br />

sözde, benim İlhan Yüksel Ekşioğlu ile de sözde orada görüştüğüm söyleniyor. Kulübe arabam<br />

116/678


ile gitmemin, Fenerium mağazasından alışveriş yapmamın suç olduğunu bilmiyordum.Ben<br />

yıllardan beri zaten bu kulübe gidiyorum. Burası Fenerbahçe'lilerin kulübüdür. 20 milyon<br />

taraftarı olan insanların kulübüdür. Haliyle ben de kongre üyesiyim, benim de kulübümdür.<br />

Oraya gitmemde bir sakınca göremiyorum. Zaten yani beni teknik takibe ve fiziki takip yaptığını<br />

söyleyen insanlar, eğer ki, iyi izlemiş olsalardı, benim her gün, hemen hemen her gün,<br />

Fenerbahçe Spor Kulübünün, zaten bizim orda derneğimiz var, Altepe derneği, her gün zaten<br />

oraya gidiyoruz. Arkadaşlarımızla oralarda toplanıyoruz yani. Yusuf Turanlı ile olan<br />

münasebetim, 15 yıldan beri, 15-20 yıldan beri tanıdığım bir insandır kendisi. Onunla zaten bu<br />

görüşmelerimizi İ.B.B maçına bağlamalarının tek sebebi, sanki bizim Yusuf Turanlı ile, işte<br />

Nisan'ın 26sından Mayısın 6'sına kadar olan bir görüşmeymiş gibi getirip önümüze koymuş<br />

vaziyetteler. Bunu da zaten hiç anlamış da değilim, çünkü benim Yusuf Turanlı ile dediğim gibi,<br />

15-20 seneden beri arkadaşım olduğu için, ben de Sivasspor'un yöneticisiyim. Kendisiyle<br />

tanışıklığımızdan dolayı yani yurt dışından transfer edeceği futbolcular ile alakalı, sezonun ikinci<br />

yarısında kulüpten yapmış olduğu transfer ile alakalı olarak bir ufak böyle alıp almama arasında<br />

tedirgin olduğu bir konuda, para konusunda benden yardım istemesidir. Benim tamamen kendisi<br />

ile görüşmelerim de bu husustadır. Ben İbrahim Akın'ı, kesinlikle ve kesinlikle hiçbir şekilde<br />

tanımıyorum. Zaten diğer bir suçlama da, İbrahim Akın ile görüşmediğim ortadadır.<br />

Sivasspor-Fenerbahçe maçı, iddianamede Mehmet Yıldız isimli futbolcumuzla<br />

yaptığımız konuşmadan dolayı suçlanmaktayım. Ben Sivasspor'un yönetim kurulu üyesiyim.<br />

Mehmet Yıldız Sivasspor futbolcusu. Benim takımımın futbolcusu olan Mehmet Yıldız ile<br />

konuşmam kadar doğal başka ne olabilir anlayamıyorum. Kaldı ki takımdaki pek çok oyuncuyu<br />

da tanımam. Ben Yusuf Turanlı'dan bilgi aldım dediğim zamanlarda da, transferlerle alakalı.<br />

Konuşmamızda, sırf ithama dayanarak, hiçbir somut delil göstermeden, bizim konuşmamızı<br />

olmayan şikeye yorumlanmaktadır. Çünkü İlhan Bey'in konuşmasındaki, 3 koldan çalışıyorum<br />

lafını şike olarak yorumlamış ve bir şekilde Sivasspor-Fenerbahçe maçında, 3 ayrı kol olduğunu<br />

iddia ederek, beni de kollarından biri yaparak, adeta niyet okumuştur. Mehmet Yıldız ile iş icabı<br />

yaptığım bir konuşmayı, niyet okuma gibi gösterilmiş. Mehmet Yıldız ile biz, geçtiğimiz<br />

dönemlerde, yani bu maçtan önceki tarihlerde, Mayıs ayından önceki tarihlerde, bizim kendisi ile<br />

ben benzin istasyonu sahibi olduğum için, kendisi de böyle bir işe girmeyi zaten istiyordu ve<br />

defalarca bunu konuştuk. Hatta ve hatta kendisiyle bir görüşmemizde, bana Sivas'ta bile bir<br />

istasyon bulmuştu, Ankara'da bir istasyon bulmuştu, fakslarını gönderdi.<br />

Faruk Taşseten ile Fikret Uysal diye bizim bir basın sözcüsü arkadaşımız vardı.<br />

Kulüpten istifa etti. İstifa edince de, bizimle ilgili yönetim ile alakalı birtakım sallamalarda<br />

bulundu. Biz de bununla ilgili Faruk'tan ve bunları konuşmak için internete düştü dedi. Benim<br />

Sivas Fenerbahçe maçına, bir ton misafirim gelecek, onlara bilet almam lazım. Onunla alakalı<br />

Faruk Taşseten ile yaptığımız konuşmaları, sanki bir şeymiş gibi, şike anlaşmaları<br />

yapıyormuşum gibi, şifreli konuşuyormuşum gibi algılarayarak, dosyaya koymuşlar. Kendisi<br />

zaten Faruk Taşseten biletlerden sorumlu olduğu için bu görüşmeyi de ondan başka kimseyle<br />

yapamayacağıma göre, bundan daha doğal bir şey olacağını düşünmüyorum.<br />

Sanık Bülent İbrahim İşcen, benim, 15-20 yıllık arkadaşımdır. Kendisiyle, geçmişten<br />

gelen ticari alışverişimiz bulunmaktadır. Kendisi aynı zamanda armatördür. Benim de gemi<br />

ticaretine girmek istediğim kendisiyle paylaştım ve bana bu konuda ortaklık ve danışmanlık<br />

yapmasını istedim. Bülent ile biz zaten arkadaş olduğumuz için, sürekli, günde, yani İstanbul'da<br />

işlerimiz ile alakalı, gündüz sabah öğle akşam sürekli birlikteydik. Kendisine gemi işinde bir<br />

ortaklık yapalım diye öyle bir anlaşma yaptık. Bir telefon tapesinde, mutabık mıyız, ben<br />

operasyona başlıyorum gidiyorum diyorum. Bankaya müdür ile görüşmeye gidiyorum. Ben işte,<br />

mutabık mıyız, parada anlaştık. Şike konuşmasına döndü. Bülent ile yaptığım başka bir görüşme<br />

117/678


daha var. O görüşmede de, başkanımız Aziz Yıldırım'ın Sivasspor'da, alakalı olarak,<br />

Trabzonspor'un teşviği ile ilgili, kendisini Bülent'ten bana göndermesi ve Bülent ile benim<br />

konuşmalarım var. Yani özel yüz yüze görüştüğümüz konuda, Trabzonspor'un, Sivaslı<br />

futbolculara teşvik verilmesi konusu ortaya atılmıştı. Zaten bu İstanbul'da ve Türkiye'nin her<br />

yerinde, işte Trabzon Sivas'a teşvik gönderecek, yok, Trabzonlu, Karadenizli çocuklar var, yok<br />

hamsiler bilmem neler. Sürekli böyle konuşmalar geçiyordu. Bülent'te geldi bunu bana söyledi.<br />

Bunu söylerken de, lütfen dedi erken git dedi. 5 gün öncesinden git dedi. Sahip çık konulara<br />

hakim ol. Bak Aziz Başkanla da dedi, özellikle de onu belirteyim. Aziz abi de dedi yüzüne<br />

bakmaz dedi. Bana o Aziz abi dedi. Ben Aziz başkan diyorum kendisine. Tamamen Aziz Başkan<br />

yüzüne bakmaz demesinin sebebi, Trabzonspor'un teşviğinin engellenmesi konusuydu. Bu konu<br />

ile alakalı olarak, artı, Bülent bana işte bilet fiyatlarında da bana, işte bir şey yaptırabilirsen yine<br />

yaptır, böyle kendisiyle konuşmamızda tabi bunları söylüyor. Ben de fiyat konusunda şimdi,<br />

asrın maçı, Sivas Fenerbahçe maçı, asrın maçı, kulüp para kazanacak. Bir Anadolu Kulübünün<br />

bütçesi ile, bir Fenerbahçe kulübünün bütçesi bir olur mu? Ben de, bu konuyu kesinlikle zaten<br />

başkana iletme gereğini bile duymadım. Bülent bana bu konuda, Trabzonspor'un teşviği ile ilgili,<br />

konuda, anlattığı zaman, ben ona gidip görüşeceğimi söyledim başkanla. Fakat, Fenerbahçe<br />

Ankaragücü ve Trabzon- İ.B.B maçları oynandığı zaman, o maçlardan olayı bizim başkanımızla<br />

telefonda bir görüşmemiz vardı. Ya yandık diye. Ya o kadar gergindi ki, yani haklı olarak, çünkü<br />

niye, son maç bizim üzerimize kalmış. Fakat ne İsa'ya yarandık ne Musa'ya yarandık, bizim<br />

zaten sorunumuz bu oldu. Başkanımız gergindi. Ben de zaten Bülent'e gidip söyleyeceğim<br />

demiştim. Ama gergin olduğunu da biliyorum bu konularla alakalı, ben de kendisini, şimdi bunu<br />

gidip anlattığım zaman, zaten kendisi biliyor bu konuları. Ben nasıl duyuyorsam o da aynı<br />

şekilde duyuyor. Bülent zaten ona da söylemiş. Neticede 30 yıldan beri tanıyorum kendisini. Ben<br />

de Bülent'e tamam dedim . . Ben zaten çarşamba günü Sivas'a gideceğini biliyordum. Ben de iki<br />

gün sonra gittim" şeklinde beyanda bulunmuştur ve üzerine atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

11-SANIK ALAEDDİN YILDIRIM SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;67-<br />

70) Aziz Yıldırım liderliğinde suç örgütüne üye olmak suçlamasına ilişkin, böyle bir örgütün<br />

olduğunu kesinlikle kabul etmiyorum. Bana Aziz Yıldırım önderliğinde haksız ve ekonomik<br />

çıkar amaçlı suç örgütü suçuyla yargılanmak akla ve mantığa aykırı geliyor. Şahsımın da görev<br />

yaptığı Fenerbahçe Spor Kulübü'nde yaptıklarımız bugüne kadar ortada, kulübümüze ekonomik<br />

olarak sağlanan katkılar iddianamede gösterilen soyut ekonomik çıkar iddialarıyla<br />

kıyaslanamayacak düzeydedir. Haksız ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü suçlamalarına konu<br />

yapılan bir diğer iddia da Türkiye Futbol Federasyonuna aldırılan paralardır. Oysa bu paralardan<br />

bir kısmı topuk yaylasında yapılan tesislerimiz ve GSM tarafından kulübümüze tahsis edilmiş<br />

olan paralardır. Bunun doğal sonucu olarak da 107 yıllık bir kurum olan Fenerbahçe bu ülkenin<br />

ve cumhuriyetin göz bebeğidir. 25 milyon doğal üyesi de bulunmaktadır. Bu nedenle bu iddiaları<br />

kabul etmemiz mümkün değildir.<br />

Benimle ilgili olan iddia Fenerbahçe-Eskişehirspor maçında, İlhan Ekşioğlu ile benim<br />

telefon görüşmem tapelerde söz konusu, halbuki İlhan Ekşioğlu benim yönetim kurulunda<br />

arkadaşım, bir de devamlı konuştuğumuz bir arkadaştır. Bülent Uygun Eskişehirspor'un teknik<br />

direktörü, maçtan bizim maçımıza gelmek istiyor. Bizim Eskişehirspor-Fenerbahçe maçı da<br />

halbuki bu maçtan 1 ay sonra, kendisi antrenör olduğu için Eskişehirspor'da Fenerbahçenin<br />

futbol maçını seyretmek istiyor. Onunla ilgili İlhan Ekşioğlu beni arıyor, kendisini benim<br />

locamda veya benim olabileceğim yerde yer bulma konusunda yardım istiyor. Bu konuşmada<br />

Bülent diyor bana, bende Bülent kim diyorum İlhan, o da bizim eski futbolcu Bülent var ya<br />

diyor. Bu konu benim hani bu Bülent'i bile tanımadığım şeyde ve maç 1 ay önce olduğu halde 1<br />

ay sonraya geliyor. Eskişehirspor maçıyla ilgli olarak atılı suçlamaları kabul etmem mümkün<br />

118/678


değildi. İkinci olay Karabükspor maçıyla suçlanmam, orada da Emenike'nin transferi, ben<br />

Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nun bana verdiği yetkiyle Emenike'nin transferini başkanlığını<br />

kulüp başkanı Ferudun Bey'le yürütme görevini almıştım. Emenike'nin transferini 2-3 kere<br />

kendisiyle görüştüm. En son başkanlarıyla Şubat ayında, bir de Nisan ayında Ankara'da<br />

görüştük. Ve de bu sırada daha sonra da Fenerbahçe şampiyon olduğu gün ben Ankara'ya gidip<br />

kendisiyle bu transferi sonuçlandırdım.<br />

Son olarak da Bursaspor maçında Vederson ile görüşmemden dolayı hakkımda<br />

cezalandırılma istenmektedir. Evet ben Vederson'la görüştüm, Vederson'u ofisime çağırdım.<br />

Bunun sebebi, UEFA kriterlerine göre Fenerbahçe Spor Kulübü daha doğrusu bütün takımların<br />

yıl sonu itibariyle alacak vereceklerinin sıfırlanması gerektiği söz konusu idi. Yani bütün<br />

oyuncuların alacaklarının sıfırlanması gerekmekte idi. Vederson'un da bizim muhasebenin<br />

söylediğine göre bir önceki sezon bizde oynadığı için imzası eksikti. Kendisini rakamıyla bizim<br />

kulüp arasında bir itilaf varmış ve bunu görüşmek için kendisini çağırdık. Vederson belgeyi<br />

imzalamıyormuş, tercüman Samet vasıtasıyla konuştuk, Samet'i de çağırdık. Kendisine bunun<br />

işte o bir 15-20 bin dolar civarında olduğunu, kulübün bizim kulübün söylediği, onun da 70-80<br />

bin dolar civarında olduğunu, sonra bunun kulübe gidip ödemesini, görüşmesini ve<br />

sonuçlandırmasını söyledim, imzalamasını rica ettim, kulübe telefon açıp muhasebeye bu<br />

talimatı verdim. Birde orada bir tapelerde Samet'le konuşmamda Cumartesi günü diyorum ki<br />

Cumartesi konuşuyorum Samet'le yarın bana getir diyorum bu oyuncuları, oyuncularla ilgili şey<br />

var, halbuki ertesi gün Trabzonsporla Bursaspor'un maçının olduğu gün Pazar günü yani, yani o<br />

gün Trabzonspor-Bursaspor maçı var. Bende oyuncuları getir diyorum hani Bursa'dan oyuncular<br />

geliyor bu dalda adlandırdığım 3 tane oyuncu, böyle bir şeyi kabul etmem mümkün değildir. O<br />

gün zaten Trabzonspor-Bursaspor'un maçı vardır. Bu iddiaların hiçbirisini kabul etmiyorum,<br />

beraat kararı verilmesini talep ediyorum şeklinde beyanda bulunmuştur ve atılı suçlamayı<br />

reddetmiştir.<br />

12-SANIK ALİ KIRATLI SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;399-416 ve<br />

Kls 95 Dizi;249-251, Kls 96 Dizi;171-178) Toplamda 3 adet tapem var Olgun Başkan ile.<br />

22:46, 22:54, 22:93. Biri transfer hakkında, Sercan'ı soruyor ne oldu ile ilgili. Günlük hayatın<br />

akışına uygun gerçekleşip, burdan nasıl bir ilişki kurulmuş. Peşinde de, iki tane telefonu var. Biri<br />

Galatasaray'ın amigosunun telefonunu soruyor. Birde İlhan Ekşioğlu'nun telefonunu soruyor. 3<br />

tane tapem var. Peşinden ona bir tane attığım mesaj var. Fatih Tekke'nin transfer işini hallettin<br />

mi. Sadece onu sormuşum. Benim Fenerbahçe ile olan tanışmam, rahmetli babamdan bana miras<br />

kalmıştır. 75 yılında, okulun kursundan kaçarak gitmeye başladım. İddianamede benimle ilgili<br />

geçen İlhan Ekşioğlu ile aramda geçen tapelerim büyük çoğunlukta. İlhan beyde kendi açıkladığı<br />

gibi, zaten benim, sosyal hayatı beraber yaşadığım bir arkadaşım. Benim bütün tapelerimde<br />

benden para olduğu gözüküyor. Ben inkar etmedim. Ben parayı alıyorum, gidiyorum.<br />

Ve bu çalışmalar neticesinde İlhan bey ile bir ortaklık proje üretmeye karar verdik.<br />

Kendisinden ana sponsorluk adı altında sponsor olmasını talep ettim. O da herhalde, biraz<br />

nazlandı ama kabul etti. Yine iddianamede, benim telefon tapelerimin geçtiği kişilerden, birisi de<br />

Bülent Uygun'dur. Bülent Uygun'u Fenerbahçe'ye gelip, oyunculuk döneminde, 96 da<br />

şampiyonluğundan beri, ailece görüştüğüm, sosyal hayatı paylaştığım bir kardeşim,<br />

arkadaşımdır. Ve hocalığına çok inandığım bir teknik direktördür. Ben Eskişehir'e, bir maç, bir<br />

görev veya addedilen, şike ve teşvik anlaşması için gitmiş bir sporsever değilim. Şike iddialarını<br />

reddediyorum. Ve giderken, her seferinde yanımda, LigTV nin yorumunu yapan, şu anda da<br />

Eskişehir'de görev yapan, Zafer Tüzün isimli, eski Fenerbahçe'li futbolcu var. Ben Ümit ile de,<br />

Bülent ile de 5 ay yan yana yattım, ikisinden de onur ve gurur duydum. İkisi de benim ve<br />

119/678


kendilerinin nasıl bir oyun veya suçlama içinde kaldıklarını biliyorlar. Mantıken insanlar bir<br />

arada kalmaz.<br />

Suçlandığım maçlardan birincisi, Bursaspor İ.B.B maçı ile ilgili 15 tane tapem<br />

gözükmektedir. Ben bu konuşmaların geçtiği gün, Antep'te bir düğündeydim. Otelde Yusuf'la<br />

karşılaştım. Yusuf'un spor camiasında çevresinin geniş olduğunu biliyorum, aynen şu konuşma<br />

geçti. O da otelde kalıyordu, ben de otelin lobisinde konuştum. Dedim, ben böyle böyle, 31<br />

Temmuzda ben bir gece yapacağım Yusuf, senin çevren geniş, hakikatten Türkiye'deki,<br />

bilinmeyen ama çevresi en geniş, çok takdir edilen, herkesin sevdiği saydığı spor camiasında, iyi<br />

bir kardeşimizdir. Dedim bana destek olabilir misin. Hayırdır abi dedi, dedim böyle böyle fazla<br />

meşgul etmeyeyim. Olur mu abi dedi ne demek dedi. Bunun neticesinde gelişen olaylardır. Ben<br />

ona dedim sana eğer bu olaylar gelişirse, ve başarılı olursak, bir kol saati hediye edeceğim. Saat<br />

alışverişi, buna benzer jestler, her zaman oluyor. Biz aramızda bile şu anda iddiaya giriyoruz, sen<br />

çıkacan ben çıkacam, çıkarsan saatini alırım, çıkamazsan alırım diye. Bunun neticende gelişen<br />

olaydır.<br />

Trabzon maçı ile ilgili suçlanıyorum. Burada da tape sayım 5 tir. Bu konuşmaların<br />

içinde, hiçbirinde, şike ve teşvik amaçlı bir görüşme yapılmadığı ortadadır. Onları da şöyle izah<br />

edeyim, Sercan ile ben, 2000-2004 yılları arasında, Fenerbahçe'nin altyapısında görev yaptığım<br />

zaman, Bursa'nın altyapısında, tanıdığım bildiğim, ta o zaman almak istediğim, iyi bir oyuncu<br />

idi. Yani ben Türkiye'de bana, bugün, bazı arkadaşlarımızla ilgili de, takımlarla ilgili problem<br />

oluyor. Bana şu anda 18 takımın ilk 11'ini sorun, ben 1 veya, şurda cezaevinde olduğum için<br />

bilemem, 2 yanılgı ile hepsini size veririm. Yani benim hastalığım bu. Ben, herkesin bir hastalığı<br />

var.<br />

Fenerbahçe-Sivas maçıyla ilgili geçen tape sayım 30 dur. Bunların hiçbirinde Sivas ile<br />

ilgili ne oyuncu, ne teknik kadro, ne idari kadro, ne aktif adamlan bir birşeyle yapılmamıştır.<br />

Onda olmamış bunda olmamış. Sadece maçın öneminin yüksek seviyede olmasından dolayı,<br />

bilet talebinde bulunan iki konuşma, biri Faruk Taşseten ile yapılmış, onun ifadeleri de var. Ben<br />

onun tam dökümanını da çıkartmışım, ben hava durumunu da soruyorum, yağmurluk alalım mı,<br />

şemsiye alalım mı, ama onlar geçmemiş. Yani hiç bir şey demek istemiyorum. Peşinden de<br />

Mecnun başkan ile yaptığım bir görüşme var. Onla da aynı şekilde. Burada da bazı ilginçlikler<br />

var. Zaten ordaki tapelerin hepsinin karşılığı çıkıyor burada. Benim burada, ayın 27'sinde İlhan<br />

Beyden, ofisinden aldığım 300.000 Dolar gözükmekte ve bu takibin neticesinde, ben hemen<br />

parayı alıp havalimanına zor yetiştiğim gözükmekte zaten. Parayı bırakıyorum, eşim bankaya<br />

yatırıyor. O dekontlarımız da var bizim. Artık işlerimizin yani biz finaline geldik yani her şey<br />

bitti. İlhan Bey kendi vaatlerini yerine getirdi. Ben kendi öngörüşmelerimi yaptım. Burda<br />

aldığımız parayı, şurdan okuyayım kısaca, mevzu dağılmasın. Fatih Akbaba'nın üzerinden<br />

yapıldı, anlaşmaya kim ya da kimlerle yapıldığına dair hiçbir kanıt ortaya konulamamaktadır. Bu<br />

arada ilginç olan bir konu da, Fatih Akbaba'nın beyan ettiği üzere Sivas'a gitmeyeli 2 yıldan fazla<br />

olmuş. Bunun teyidinin de bütün ulaşım noktalarından alındığını biliyoruz. Benim de aynı<br />

durumda olduğum aşikar. Kimle veya kimlerle anlaşma yaptığımız şekilde hiçbir şekilde somut<br />

veya ibare yok. Hep bazı, belli, bazı. Hatta Sivasspor'da belli olmayan sporcular, Sivasspor ile<br />

alakası olan bazı kişiler. Bunların da Türkçede de ne anlama geldiğini öğrenemedim şeklinde<br />

beyanda bulunmuştur ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

13- SANIK AYKUT AYDIN SAVUNMASINDA ÖZETLE: Benim müştekilere<br />

yönelik yumruk vurduğum şeklindeki beyanım yanlış zapta geçmiştir, ben kesinlikle kimseye<br />

yumruk vurmadım. Samet ve Evren'le beraber olay yerinde bulunduk, Samet'le Evren kavga<br />

ettiler, ben dışarıda bekledim, olaya dahil olmadım, daha sonrada olay yerini kaçarak terk ettim.<br />

Biz odaya girdiğimizde Mustafa Cici masasında oturuyordu, aralarında tartışma büyüyüp de<br />

120/678


kavgaya dönüşünce ben kaçtım. Kaçma sebebimde bana olay yerine kavga için gittiğini<br />

söylememesiydi, şayet kavga için gittiğini söyleseydi, gitmezdim. Zaten odaya Evren Kımıl ilk<br />

girdiğinde Mustafa Cici'ye seninle yalnız görüşebilir miyiz dedi,yanında Samet Erdemir'de vardı.<br />

Evren doğrudan doğruya Mustafa Cici'ye daldı. Bende bunun üzerine olay yerini terk ettim,<br />

şeklinde beyanda bulunmuştur ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

14-SANIK BEŞİR ACAR SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;221-223) Ben<br />

Mersin İdman Yurdun da 3 yıldır As Başkanlık görevi yapmaktayım. Ben Giresunspor Başkanı<br />

Ömer Ülkü ile Orduspor-Mersin İdman Yurdu maçı sonrası Trabzodan İstanbul uçağında yan<br />

yana oturduğumuz için tanıştık. O güne kadar kendisi ile ne bir tanışıklığım vardı. Ne bir<br />

görüşmem vardı. Tamamen tesadüf eseri tanışma ile 2 spor adamının yan yana gelmesi ile o<br />

günkü spor olaylarından konuştuk. Konuşmanın sonunda bir birimize kartvizitlerimizi verdik. Ve<br />

yaklaşık bir ay sonra Ömer Ülkü İle sadece 3 tane benim telefon görüşmem oldu. Bu ilk<br />

görüşme de 1 ay sonra oldu. İlk telefon görüşmemiz tanıştığımıza yaklaşık 1 ay sonra sonra.<br />

Kendi sahamızda 2-1 yenildiğimiz ve küme düşme olasılığı yüksek olan Altay maçı hazırlıkları<br />

sonra beni aradı ve tapelere dikkatlice bakıldığında kendisini tanımadığım açık bir şekilde<br />

anlaşılmaktadır. Kendisini tanıtmak için çaba sarf ettiği görülecektir tapelerde. Bu da Ömer<br />

beyle aramızda herhangi bir tanışıklığın olmadığını göstermektedir. Telefon görüşmemizde<br />

herhangi bir yasa dışı talebim veya Ömer beyin böyle bir talebi olmamıştır. Ömer Ülkü biz<br />

Mersin İdman Ordu Giresun maçı vardı. Oraya gittiğimiz de kendisi bize ulaşım ve otel<br />

harcamaları konusunda yardım etmek istemişti. Bütün konuşmamızda gayri yasal bir konuşma<br />

olmamıştır. Ayrıca iddianamede Mersin İdman Yurdu'nun puan kaybına tahammülü olmadığı için<br />

Ömer Ülkü ile irtibata geçtiğim iddia edilmiştir. Oysa ben Ömer Ülkü ile irtibata geçmedim.<br />

Kendisi beni aradı. Ömer Ülkü'nü benim aramadığı tapelere bakıldığında bu görülecektir.<br />

İddianamede Giresun 31. Haftada 34 puan olduğu ve küme düşme riskinin ortadan kalktığı iddia<br />

edilmiştir. Oysa halen riske düşme riski hesaplandığında ortaya çıkacaktır. Bunu destekleyen etik<br />

kurul raporu vardır. Bu mantık yani düşme riski bulunan bir takımın maçı satmayacağı bir<br />

gerçektir. Ömer Ülkü ile yaptığımız telefon görüşmeleri tamamı bu konuda şike amaçlı hiçbir<br />

görüşme olmadığı görülecektir. Ben kesinlikle şike yapmadım. Ve bir teşebbüste bulunmadım,<br />

şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

15-SANIK BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94<br />

Dizi;390-394 ve Kls 96 Dizi;51-61) Hiçbir suç örgütüne üye olmak, suç örgütü ile faaliyette<br />

bulunmak, irtibatlı olmak gibi hiçbir eylemim olmamıştır. Maçlarla ilgili olarak, herhangi bir<br />

kişiyi bir futbolcuyu, bir menajeri ve bir yöneticiyi, hiç kimseyle bir görüşmem, hiç kimseyle bir<br />

talebim asla olmamıştır. Sadece Başkanımızın bir kere benden ricası olmuştur, o da sadece<br />

Ahmet Çelebi'yi tanımamdan dolayı, çok sıkça konuşulan o dönemlerde o şampiyonluk maçları<br />

döneminde, Trabzonspor'un, Fenerbahçe'nin oynayacağı diğer takımlara sürekli teşvik vereceği,<br />

teşvik primleri teklif ettiği şüphesi oluştuğu dedikoduları yayılmıştı. Bununla ilgili olarak da<br />

Başkanım bana sadece; "Ahmet'i tanıyosun, Sivasspor yöneticisi, onunla ilgil bir görüşür<br />

müsün?" dedi. Ben de Ahmet'i aradım, Ahmet'e kendim bizzat, kendim söyledim. Dedim ki; "<br />

bak böyle böyle Ahmet, ben de konuşmam seninle, Başkanım da bana bunu söyledi, lütfen bunu<br />

daha önce git, Sivas'ta bu olaya hakim ol, hiçbir şekilde teşvik primi alınmasını engellemeye<br />

çalış, böyle durumlar alıyoruz.<br />

İstanbul Belediye- Trabzon maçının ne gün oynandığını bile bilmiyorum. O konu ile<br />

ilgili ne bir görüşmem ne bir şeyim var, ne Ankaragücü maçı ile ilgili, sadece Sivas maçı ile ilgili<br />

olaraktan sayın Başkanımızın telefonunun, görünmeyen numarası olmasından dolayı, Mecnun<br />

Başkanın da görünmeyen numaralara cevap vermemesinden dolayı Başkanımız o sırada arabanın<br />

121/678


içindeymiş, arabanın içinde olmasından mütevellit, gelip aradığında bana rica etti, söyle Başkan,<br />

Mecnun Başkan ile bir görüşmem gerek, görüşebilir miyiz, görüşme sebebi de benim<br />

ifadelerimin hepsi, açıkça belirttiğim gibi sadece o stada o gün gelecek olan kişilerin bilet oturma<br />

yerleri, karşılama ve o sıradaki güvenlik ile ilgili sorunlarla ilgili görüşmelerden ibarettir.<br />

Abdullah Başak, o araba alınmadan 10 gün önce tahmin ediyorum, 10 veya 15 gün<br />

önce rahmetli babası ve Abdullah'ın ailesi, Abdullah'ın kardeşlerinin dükkanı olduğu yerde<br />

benim kız kardeşimin dükkanı da mevcuttur sayın Başkanım. O sırada oraya uğradığımda, kız<br />

kardeşi ve öbür kardeşi; kız kardeşimin arabasını sattıklarını, bundan bir ay önce, ama Abdullah'a<br />

söylediklerini, Abdullah ondan büyük olduğu için, yaşça büyük olduğu için kendilerini<br />

dinlemediğini, seni abisi gibi görüyor, sen söylersen Bülent abi, arabayı üstüne almasın, benim<br />

arabamı sattı, benim üstüme alınan araba, benim paramı tekrardan benim üstüme alınsın dedi<br />

şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

16-SANIK BÜLENT UYGUN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;342-353)<br />

2002 ile 2004 yılında, Olgun Aydın ile şimdi Olgun Peker olan arkadaşımla menajerlik yaptım,<br />

sonra kendi aramızda problemler oldu. Ben hayatım boyunca hiçbir zaman bu tarz işlerin içinde<br />

bulunmadım ki bana maç sattın deniliyor. Şimdi maç satan denilen arkadaşlara baktığımızda,<br />

Ümit Karan'la sattın diye suçlamada bulunuluyor, Ümit Karan'ı ben 77. Dakikada oyuna<br />

sokuyorum, yani 13 dakka oynatıyorum, 90 dakika oynatmıyorum, Sezer Öztürk'ü 45. Dakikada<br />

oyundan alıyorum, aynı kadro ile çıkıyorum, Fenerbahçe'nin oyun sistemi itibariyle çift ön libero<br />

oynuyorum, Trabzon oyun sistemi itibariyle tek ön libero, çift önde oyuncu ile oynuyorum.<br />

Teknik anlamda iyi olduğumu düşündüğüm için teknik konuları kimseyle konuşmam. CMK'nın<br />

135. Maddesi 2. Fıkrası gereğince şüpheli veya sanığın, tanığın çekilebilecek kişiler arasında<br />

iletişim kaydının alınmayacağından, kayda alınması gerçekleştirilen ve sonra bu durumun<br />

anlaşılması halinde bu kayıtların derhal yok edileceğinin üstüne basarak söylüyorum. Üzerime<br />

atılı suçlardan 6222 sayılı şiddet ile düzensizliği önleme yasasının, 6253 sayılı yasadan beraat<br />

kararı verilmesini talep ediyorum.<br />

Ali Kıratlı, abim geldiğinde, Şef Restorantta, alışveriş merkezinde bir restorantta, yani<br />

onların dediği gibi yok koridorda gittim, tuvaletin koridorundaki kamera kaydındaki, gidiş<br />

gelişimizdeki, tuvalete gidiş gelişimizdeki, olayı sanki böyle ballandırarak anlatıyorlar. Kamera<br />

telefonla ya da artık neyle çektilerse. Olayı anlatıyorlar. Türkiye'de, ben şike olduğuna<br />

inanmıyorum. Bir futbolcunun şike yapabilme cesareti olamaz, kimse yapamaz bunu. Ben teşvik<br />

priminin tahmin etmediğim için, ama yine de ben her türlü önlemini alayım, yıllardan beri bu bir<br />

söylemdir, onla ilgili, ben söyledim. Zaten olaylar ister istemez kesildi. Hiçbir şekilde de<br />

kimseden gelmedi. Ben Fenerbahçe'den de böyle bir şey geldiğine inanmıyorum,<br />

Trabzonspor'dan da geldiğine inanmıyorum. Sonucunda iki taraf ta sanki böyle bir şey<br />

yapıyormuş gibi bir imaj ortaya çıktı. Fenerbahçe iki kere şampiyonluğu bu tarzdaki<br />

söylemlerinde hep kaybettiği için, belki bunun bir önlemini alıyordu. Onun çalışmasını<br />

yapıyordu. Maalesef bugün baktığımızda, herkes bir şekilde suçlanıyor şeklinde beyanda<br />

bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

17-SANIK CANDEMİR SARI SAVUNMASINDA ÖZETLE:Üzerime atılı<br />

suçlamaları kabul etmiyorum. 32 yıldır gazetecilik yapmaktayım, gazetecilikten emekli oldum,<br />

halen bir gazetenin yazı işleri müdürlüğü ve iki yerel gazetenin de sahibiyim, basın konseyinin<br />

üyesiyim, benim görevim sadece gazeteciliktir, ben mesleğim icabı herkesle görüşürüm, suç<br />

işlemiş kişilerle de görüşürüm, bu suç işlemiş olan kişilerle görüştüm diye onlara yardım ve<br />

yataklık olduğum anlamına gelmez. Haber yapıyorum, röportaj yapıyorum makale yazıyorum,<br />

yaptığım haberler Giresunspor eski kulüp başkanı hakkındadır, bu kişi Osman Çırak'tır, Osman<br />

Çırak 3 dönem kulüp başkanlığı yapmıştır, son dönemde yapmış olduğu başkanlıkta ben divan<br />

122/678


heyet başkanıydım, bu kişi sabıkalıdır. Giresun 1 Asliye Ceza Mahkemesinin bu kişi hakkında<br />

verilmiş olan bir kararı vardır, Kulübü zarara uğrattığından dolayı ceza almıştır, biz bu<br />

nedenlerle bu kişi hakkında haberler yaptık, biz gazeteci olarak memleketimizin sorunlarına<br />

eğilmeliyiz, geçmişinde sabıkalı olduğu için Osman Çarık'ın tekrar kulübe alınmaması için<br />

onunla ilgili haberler yapmıştık, buna ilişkin belgeleri ibraz ediyorum. Hakkımda yapılan<br />

suçlamalar mesleğimle ilgili suçlamalardır, herhangi bir sabıkam yoktur, bu durum adli sicil<br />

kayıtlarından da bellidir. Hakkaniyet ve insaniyet duyguları içerisinde gazetecilik yapan bir<br />

kişiyim. Beraatimi talep ederim şeklinde beyanda bulunmuştur ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

18-SANIK CEMİL TURHAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;192-198)<br />

İddianamede Manisa-Trabzon maçı teşvik olarak nitelendirilmektedir. Başkanımız Aziz<br />

Yıldırım'ın bizi gönderdiğini ve benim de gittiğimi kabul ediyorum. Hikmet Karaman ile<br />

görüşmek için Manisa Tesislerinin içinde bütün futbolcuların olduğu yerde çalışanların olduğu<br />

yerde rahat rahat girdik. Çayımızı kahvemizi içtik. Hikmet Karaman'a gereken yani işte<br />

duyumlarımızı aldığımızı söyledik. Trabzon'dan bazı futbolcuların olduğu için gevşeme<br />

olacağını duyum alınca Hikmet Karaman da benim olduğum yerde böyle bir şey olmaz hiç<br />

merak etmeyin şeklinde bize yanıt verdi. Telefon bir yerde iyi bir şey olmuyor yüz yüze olduk<br />

mu daha rahat oluyoruz. Daha rahat konuşuyoruz. Tesislerde 15-20 dk kalmadık bir çay kahve<br />

içtik konuştuk, çıktık.<br />

Kasımpaşa- Fenerbahçe maçıyla ilgili benim bir tek tapem vardır. O da İlhan beyle<br />

konuştuğum o da maç ile ilgili değildir. İnşaatlarla ilgilidir, çünkü biz Dereağzı'nda çok büyük<br />

inşaatlar yapan kişileriz. Molozlar ile ilgili bir gelen bir kişilerle bütün oradaki sorumluluk bana<br />

aittir. Çünkü oradaki bütün belgelere imza atan kişi benimdir. Orada işle ilgilenen benimdir. Ben<br />

orada imza attığım zaman mutlaka da telefon ile alım satım müdürüne bildiririm. Para ödemesi<br />

de olsa para içeriye girmesi çıkması da benim imzam ile olmaktadır. Murat Şahin ile bir tek<br />

konuşmam yok da ben Fırat'ın yani kaleci Fırat'ın oynadığını maç günü saatinde orada sahada<br />

gördüm. Kimin oynadığını da bilmiyorum ve bu arkadaşımız kardeşimiz de bana göre sahanın en<br />

iyi oyuncusu. En iyi kalecisi hayatının en iyi kaleciliğini yaptı inanılmaz toplar çıkardı. Biz<br />

burada suçlanıyoruz benim bu suçu kabul etmiyorum.<br />

Şimdi Can Arat'ı bir tek tapem var, Can Arat'ı aramışım. Telefona çıkmadı sonra Can<br />

beni arıyor. Şimdi evet Can Arat'ı aradım. telefonu kapalıydı çıkmadı, Can Arat benim elimde<br />

büyüyen bir çocuk yani çocuğum yani 7 yaşından beri benim evimde olan bir çocuktur. Biz<br />

şimdi şampiyonlara giriyoruz tabii ki biz bu şeyleri oradaki bize yakın olan çocuklarla yani<br />

futbolcularla takip edeceğiz yani Trabzon dan teşvik geldi mi gelmedi mi bunları öğrenmemiz<br />

lazım birde ona kızdım.<br />

Son maç Ankaragücü maçıyla ilgili olarak sanık İlhan Bey görev olarak benim üstüm<br />

olan bir insandır. Ancak biz İlhan ile ağabey kardeş gibiyiz. FB liyiz, İlhan Beyde gerçekten çok<br />

büyük FB lidir. Gençlerbirliği'ndeki Orhan Şam, Musa Pekdemek ne yapabiliriz? Ankara'da<br />

Gençlerbirliği'nde çalışan Mehmet Yenice var dedim. Mehmet Yenice benim kırk yıllık<br />

dostluğum vardır. Gerek ben Ankara'ya gittiğimde o bana gelir. Beni gelir ağırlar o İstanbul'a<br />

geldiği zaman bana uğramadan gitmez. Bir de bu işleri çok iyi bilen benim arkadaşım. Mehmet'i<br />

çağıralım dedim. Mehmet'le burada konuşalım. İlhan bey tamam dedi biz de Mehmet i çağırdık.<br />

İlhan bey ben Yavuz Ağırgöl, Mehmet Yenice galiba 20 - 25 tarihleri arasında oluyor bu galiba.<br />

Nisan ayı içinde, konuşuldu edildi. Mehmet dedi ben bir araştırma yapayım dedi. Araştırma<br />

yapmak için yola çıktı. Bu araştırma yapmak için yola çıktı. Gençlerbirliği kulübünde bu<br />

futbolcuların sözleşmeleri devam ediyordu. Gidip futbolcularla görüşme imkanın yoktu, çünkü,<br />

bir de İlhan Cavcav'dan futbolcu almak çok zor bir olaydır.<br />

123/678


Mustafa Pektemek'le tabi ki biz bunları tabi Mehmet ile bunları konuşurken Mehmet<br />

ile geriye bu konuşma olmayınca konu olumsuz sonuçlandı. 23 Nisan'da Mehmet beye Yavuz<br />

Ağırgöl'e teslim ediliyor. Teslim edildikten sonra ondan sonraki para akımını fazla bir bilgim yok<br />

orada işte bir 100 bin dolar kalıyor. Yüz bin dolar Yavuz Abide kalıyor. Mehmet'te yüz bin dolar<br />

Erdal'a bırakıyor. Tabi ki bu paralar daha sonra İlhan Beye iade edildi. Çünkü zaten İlhan Bey<br />

zaten Orhan Şam, Nihat Bey bitirdiği zaman yarısını istedi, birde iki gün içinde o para geldi<br />

İlhan Beye. Ondan sonra da galiba bildiğim kadarıyla Haziran ayında diğer para iade edildi,<br />

şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

19-SANIK CENGİZ DEMİREL SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben üzerime atılı<br />

suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum, tape kayıtlarındaki telefon görüşmeleri tamamen<br />

transfer amaçlı telefon görüşmeleridir. Tamamen oyuncularımıza yardımcı olmak için yapılan<br />

görüşmelerdir ve belirtilen transfer olsaydı bundan herhangi bir menfaatim de olmayacaktı,<br />

ayrıca ben avukat tuttum, İstanbul’dadır, burada avukatsız savunma yapmak istedim, ana<br />

dosyada avukatlarım savunmamı dosyaya sunacaklardır, yaptığım görüşmeleri futbolda antrenör,<br />

yönetici herkes yapabilmektedir, herhangi bir yasa dışı yönü yoktur, ben herhangi bir kurulan<br />

örgüte üye olmadım, herhangi bir suçta işlemedim, bu nedenle suçlamaları kabul etmiyorum,<br />

beraatimi istiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

20-SANIK COŞKUN ÇALIK SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;70-76)<br />

Kendimde fanatik Trabzonspor taraftarıyım. Bahri Kaya'yı darp olayını kabul etmiyorum.<br />

Başkan da o ara aramış beni ve gerçekten 75 milyondan ve Bahri hocamdan özür diliyorum,<br />

böyle bir konuşma yapmışım orada, kendime de yakıştıramıyorum. Kulüp zor durumdaydı,<br />

gerçekten yani biz paraları ödemeye başlayınca, demiş ki; önce futbolcuların parasını ödeyin,<br />

onlar bu alın terini veriyor. Sonra da Antrenöre para vermeye gelince demiş ki: Önce yardımcı<br />

hocalarımızın parasını verin demiş, mağdur Bahri Kaya kulüpte en sonra para alan kişidir. Bu<br />

fedakarlığı da yapacak ben öyle babayiğit de tanımıyorum, duymadım da bu zamana kadar. Darp<br />

olayının neticesi budur. Ben gerçekten de bir kaç kere konuşmuşuz Başkanımla, kendimden<br />

utandım açıkçası bu konuşmayı tapelerden öğrendikten sonra onu bir kere belirtmek istiyorum.<br />

Bir gün dedi ki; “ Kahveni içmeye geliyorum Coşkun” dedi. “Buyur gel başkanım”<br />

dedim. Ben sabah altı buçukta kesin iş yerimi açarım, yedi en geçtir yani, 30 senedir böyleyim.<br />

Geldi, dedi ki, ya dedi; “ Alparslan Bey, Olgun Beye mektup yazmış” dedi. Kahvede kızlar sağ<br />

olsun arkadaşlar yaptılar. Okudu da mektubu, masanın üstünde, zarfın içindeydi zaten. Masanın<br />

üstüne koydu, benim üst katta işlerim var, alt kat soğuk oluyor diye hep ofisimizi orta katta<br />

kullanırız. Aşağı indiğimizde, mektup dedim yukarıda kaldı, mektubunu al dedim, dedi ki; “ Ben<br />

sonra alırım, bir daha yukarı ne çıkacaz, ben alırım senden” dedi. Mektup o şekilde kalmıştır<br />

şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

21- SANIK DOĞAN ERCAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;62-67)<br />

Ben 15 yıldır menajerlik yapıyorum. Almanya'daki gurbetçi çocukların ilk Türkiye'ye<br />

gelmesinden, Almanya'da yaşayan arkadaşımızla beraber bu gurbetçi çocukların Türk futboluna<br />

yardımımla önünü açmış bulunmaktayım. Yusuf Şimşek'ten dolayı, Fenerbahçe'de İlhan<br />

Ekşioğlu'na görüşüyorum, bilgi veriyorum. İlhan Ekşioğlu'yla biz görüştük, İlhan Abi Doğan<br />

dedi, 4-5 tane oyuncu var, bunlardan bir tanesi Mehmet Ekici Bayer Münih'ten tanıyorum ben, 3<br />

sene önce de Fenerbahçe'ye söyledim, Deniz Yılmaz'la beraber, o zaman ikinci takımda oynadığı<br />

için Doğan dedi zor dedi ama 2 sene sonra, 3 sene sonra bu oyuncular gelişiyor transfer etmek<br />

istiyor, 4-5 tane oyuncuyu da bana söyledi. Gençlerbirliği, Fenerbahçe maçından önce ben zaten<br />

Gençlerbirliği'nin maçına gidiyorum. 1 hafta önce de oradaydım, Gençlerbirliği Ankaragücü'nü<br />

4-2 yendi, yine oradaydım, oraya da bir tane biz oyuncu verdik. İlhan Abi'de bana dedi ki Doğan<br />

dedi, 1 ay 1,5 ay önceden, listeyi verdi, Gençlerbirliği'nde 2 tane, 3 tane var, Aykut Demir'de var<br />

124/678


ama Aykut dedi ki ben 1 sene daha oynayayım Doğan Abi dedi, Orhan soy ismini unuttum<br />

Başkanım, Mustafa Pekdemir, Orhan Şen bundan da dedi alabiliriz, hiçbir yabancı oyuncuyla hiç<br />

kimseyle görüşmedim. Futbolcularla maçtan önce hiçbir görüşmem olmamıştır. 15 yıldır<br />

menajerlik yapmaktayım. Günde 150 kere telefonla konuşuyoruz. Ilhan Ekşioğlu'nun istediği<br />

şahısla ilgili Serdar olduğu iddialarının günde pek çok insanla görüşmem sebebiyle<br />

hatırlayamadım. Suçsuzum beraatime karar verilmesini talep ederim şeklinde beyanda bulunmuş<br />

ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

22-SANIK EMANUEL EMENİKE : Mahkeme aşamasında savunması alınamamış<br />

olup, dosyası tefrik edilmiştir.<br />

23-SANIK ERDEM KONYAR SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;106-<br />

109) Ben lisanslı futbolcu temsilcisiyim yani menajerim. Bütün dünyada oyuncularım vardır.<br />

Emenike'yi Güney Afrika'da keşfettim. Orada amatör düzeyde futbol oynuyordu. Önce<br />

Karabükspor'a getirdim. Orada çok başarılı bir performans gösterince taraftarın ve camianın<br />

sevgilisi haline geldi. Sonra 2010/2011 sezonunda çok başarılı maçlar çıkardı ve Türkiye ve<br />

Avrupa'dan birçok kulübün ilgisini ve dikkatini çekti. Benim Emenike gibi şu anda Türkiye<br />

Liginde top koşan üst düzey futbolcularım da vardır. Bunların hepsine çok büyük emek verdim<br />

ve Nijerya Kamerun gibi ülkelerden keşfedip Türkiye'ye getirdim. Bana suçlamayı kesinlikle<br />

kabul etmem. Hayatım boyunca hiçbir zaman suç işlemedim. Bu olaya kadar hiçbir zaman polise<br />

dahi gitmedim. Her zaman onurum ve şerefimle işimi yapmaya çalıştım ve Türk futboluna bende<br />

kendimce hizmet etmeye çalıştım. Emenike Ankaragücü maçında sakatlanmamasına rağmen<br />

sakatmış gibi gösterilerek, Fenerbahçe'yle anlaşarak Fenerbahçe maçında oynatmadığım iddia<br />

ediliyor. Ben bu suçlamayı kesinlikle kabul etmem. Ben hiçbir zaman hukuka aykırı bir şey<br />

yapmam ve suç işlemem. Emenike Ankaragücü maçında 40. dakikasında sakatlandı. Zaten 1 gün<br />

sonra da M-R çekildi ve karın duvarında kanamalı ödem olduğu tespit edildi. Bu rapor<br />

dosyanızda vardır. Yine cd içinde Emenike'nin sakatlandığına dair ve röntgenler de vardır.<br />

Öncelikle ifade etmeliyimdir ki Emenike gerçekten sakat olduğu için Fenerbahçe maçında<br />

oynamadı. Emenike'nin sakat olmadığı Fenerbahçe maçında oynamamak için sakatmış numarası<br />

yaptığı dair iddialar tamamen gerçek dışıdır ve mantıksızdır. Böyle bir kötü niyetimiz olsa<br />

Emenike' zaten Ankara maçına çıkar 3 sarı kartı bulunmaktadır. O maçta 40. dakika kala 1 sarı<br />

kart daha gördüğünde zaten otomatik olarak Fenerbahçe maçında oynayamayacaktı. Biz bu<br />

maçta oynanamaması için şike yapsak o 4. sarı kartı görür ve Fenerbahçe maçında zaten<br />

oynamazdı. Sağlık müdürü dahi bu iddianın gerçek dışı olduğunu göstermektedir. Zaten Feridun<br />

Tankut ile idari menajer Seyit İçgül 3 günde Emenike'nin sakat olduğu için Fenerbahçe<br />

oynadıklarına ilişkin olarak yazılı basına verdikleri demeçler var. Ben Emenike'nin Fenerbahçe<br />

maçında oynamasını çok ama çok istiyordum. Çünkü Emenike hem onun hedefleri ve kariyeri<br />

hem de ekonomik sebeplerle yurtdışına satmak istiyordum. Futbolcuyu Fenerbahçe maçında<br />

Alman ve Katar takımları ile Fransa'nın Lille, Rennes, Marsilya, Rusya'nın Spartak Moskova,<br />

Rubin Kazan gibi takımlar izlemeye gelecekti ve oyuncuyla ilgileniyorlardı. Hatta o maça Scout<br />

ekipleri gönderilecekti. Bu nedenle bu oyuncunun Türkiye'ye transfer olmasını istemediğim için,<br />

onun kariyeri ve hedefleri ve ekonomik sebepleri yurt dışına transfer olmasını istediğim için bu<br />

maçta oynaması için kendisine çok ısrarcı oldum. Bire bir dahi konuştum fakat çocuk sakat<br />

olduğunu söyleyerek futbol hayatını tehlikeye sokamayacağını söyledi. Karabükspor'da<br />

futbolcunun iğneyle oynamasını istemiş. Futbolcuyu Nijerya Milli Takım hocası bu konuda<br />

aramış ve sakat olmasına rağmen kulübün kendisi iğneyle oynatmak istedi ifade etmiştir. Nijerya<br />

Milli Takım hocası Emenike'nin kesinlikle iğneyle oynamasını, iyileşmeden oynaması halinde<br />

milli takım kariyerinin tehlikeye gireceğini ifade etmiştir. Bunun üzerine Emenike sakat olduğu<br />

için Fenerbahçe maçında oynamamıştır. Fenerbahçe'nin şampiyonluktaki en önemli rakibi olan<br />

125/678


Trabzonspor maçında sakat olduğu için oynamamıştır. Kötü niyetli olsak o maça çıkar oynardı ve<br />

Trabzonspor bu maçı 4-0 kazanamazdı. Salt bu durum dahi suç işlemediğimizi ortaya<br />

koymaktadır. Benim Emenike'ye Fenerbahçe maçında oynamamasıyla ilgili olarak hiçbir<br />

mesajım veya görüşmem olmadığı gibi tam tersi oynaması için ısrarcı dahi oldum ki maça<br />

gelecek yabancı kulüpler kendisini izlesin. Emenike'nin sezon sonu Fenerbahçe'ye transferine<br />

gelince Emenike bağlı oyuncu olduğundan önce kulüplerin anlaşması gerekiyordu. Sonra<br />

futbolca yeni kulübüyle görüşebilirdi. Sezon devam ederken Karabükspor Başkanı Feridun<br />

Tankut tarihi hatırlamıyormuş o an Fenerbahçe'nin Emenike'yle ilgilendiği ve bu konuda Ali<br />

Yıldırım ile görüştüklerini söyledi hatta bana Emenike'nin değerini 10 milyon euro olarak ifade<br />

etti ve sezon sonu resmi görüşmelere Fenerbahçe'yle başlanacağını ve Fenerbahçe'ye öncelik<br />

hakkı vereceklerini söyledi ama anlaşma olduğunu falan söylemedi. Tabi ben bu durumu<br />

Emenike'ye söylemedim çünkü Emenike'nin konsantrasyonunun bozulmasını ve dikkatinin<br />

dağılmasını istemiyordum ve Emenike'nin kariyeri hedefleri ve ekonomik sebepler Türkiye'de<br />

futbol oynamasını istemiyordum. Sonuçta sezon sonu kulüpler anlaştıktan sonra biz Fenerbahçe<br />

ile görüştük ve resmi sözleşmeyi imzaladık. Ama oyuncu yaşanılan bu olaydan haksız yere<br />

gözaltında kalmasından sonra psikolojik olarak çok etkilendiği için Türkiye'den ayrılmak istedi<br />

ve Rusya'ya transfer oldu. Şu anda çok iyi performans sergiliyor ve takımında gol kralı olmuştur.<br />

Futbolcunun bir takıma transfer olması için şike anlaşması yapmasına gerek yoktur. Çünkü çok<br />

kaliteli ve iyi bir futbolcudur. Şu an dahi kendisiyle İngiltere Manchester City ve Chelsea gibi<br />

kulüpler de ilgilenmektedir. Gazetelerden sansüner kaygılar yok Emenike'nin para alırken<br />

fotoğrafları var yok Emenike'nin senetleri var gibi birçok gerçek dışı haber çıktı. Bu haberlerin<br />

gerçek dışı olduğu ve dosyada böyle şeyler olmadığı açıktır. Oyuncuyu gerçek dışı bu haberler<br />

çok üzdü. Sayın başkanım ben kesinlikle ve kesinlikle Fenerbahçe maçında şike yapılmasına<br />

aracılık etmedim. Bu konuda kimseyle görüşmedim ve bana bu yönde teklif gelmedi. Bu<br />

haberler beni mesleki kariyerimi de olumsuz etkiliyor. Mutluluğuma da mani oluyor. Hayatım<br />

boyunca onurum ve şerefimle işimi yaptım ve Türk futboluna faydalı olmaya çalıştım. Suçsuzum<br />

şu an sizin karşınızda olmak bile beni çok üzüyor. Suçsuzum beraatimi talep ediyorum şeklinde<br />

beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

24-SANIK METİN KORKMAZ SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben bir dönem şu<br />

an Galatasaray'da oynayan futbolcu Sercan Yıldırım'ın menajerliğini yapmıştım. Ayrıca<br />

kendisiyle ailevi olarak samimiyetimiz devam etti. Kendisiyle sık sık görüşürüz, Trabzon<br />

maçında da Sercan oynamamıştı. Benim daha önceden Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'la<br />

Mehmet Topuz transferinden dolayı bir sorunum olmuştu, Mehmet Topuz transferinde 10 milyon<br />

euro'ya çıkan transfer ücreti sebebiyle Aziz Yıldırım bana kızdı, menajerliği adam gibi<br />

yapacaksınız, bende bu ülkede olduğum sürece size menajerlik yaptırmayacağım dedi. Daha<br />

sonra da kendisi federasyon üzerinde baskı kurarak eskiden şirket üzerinden yapabildiğimiz<br />

menajerliğimizi federasyonun da şirket yoluyla menajerlik yapılamayacağı üzerine bir karar<br />

alması sebebiyle yapamamaya başladık. Hatta Fenerbahçe Kulübü'nden herhangi bir kimse Aziz<br />

Yıldırım'ın bana kızması sebebiyle benimle görüşmeye çekiniyordu. Bende Ali Kıratlı'nın<br />

Fenerbahçe Kulübü'ne olan yakınlığını bildiğim için Sezer Öztürk transferiyle ilgili kendisini<br />

aradım. O da bilgisinin olmadığını söyledi. Ben şike amacıyla kimseyle görüşmedim, bana da bu<br />

şekilde bir talep kimseden gelmedi. Ayrıca Ali Kıratlı da beni Sercan'ın Galatasaray'a transferiyle<br />

ilgili aramıştı, bonservis bedelini merak etmişti. Bunu aramızda konuştuk, Ali Kıratlı'yla<br />

telefonla görüştükten sonra Sercan Yıldırım'la buluşmadım. Ben Ali Kıratlı ile de gizli gizli<br />

buluşuyorduk, kendisi Aziz Yıldırım duyarsa beni kulüpten kovar diye gizli buluşmayı tercih<br />

ediyordu. Gizli buluşmamın tek sebebi de dediğim gibi Ali Kıratlı'nın endişeleriydi. Üzerime<br />

126/678


atılı şike yapma suçunu reddediyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir.<br />

25-SANIK ERMAN ERTAŞ SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben 31/03/2011 tarihli<br />

menajerlik sınavına girmiş değilim, ancak Özden Aslan isimli şahsın adli sicil kaydı ile ilgili<br />

problem olmasından dolayı söz konusu menajerlik sınavına girip giremeyeceği hususunda<br />

tereddüt oluşunca ben de engel hali olup olmadığı hususunda daha önce tanıdığım kişilerle<br />

görüşme yaptım, bu görüşmeler tamamen bilgi ve görüş alış verişi mahiyetinde olan<br />

görüşmelerdi, yoksa suç teşkil eden herhangi bir görüşme yapmış değilim, suçsuzum beraatimi<br />

istiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

26-SANIK EVREN KIMIL SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben üzerime atılı<br />

suçlamaları kabul etmiyorum. Kimsenin emri altında çalışmadım. Kimseden emir de almadım.<br />

Herhangi bir örgüt üyeliğim yoktur, ben kimseyi tanımıyorum. Ortakahveye yemek yemeğe<br />

gittim, orada meydana gelen olayı tamamen adi bir olaydır. Ben olaya karışmadım, kavga<br />

başlayınca oradan ayrıldım, ancak başlangıcında bende darbe almıştım. Beraatimi talep ederim<br />

şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

27-SANIK FARUK TAŞSETEN SAVUNMASINDA ÖZETLE: Üzerime atılı<br />

suçlamayı kabul etmiyorum, ben 9 yıldır Sivasspor Yönetim Kurulu üyesiyim ve aynı zamanda<br />

suç tarihi itibariyle genel koordinatördüm. Halen Sivasspor’un as başkanlığını yürütmekteyim.<br />

Maçtan bir gün önce akşam Sivasspor ve Fenerbahçe yöneticileri ile Sivas Valisi, Tugay<br />

Komutanı ve Emniyet Müdürünün de katılımıyla Büyük Otelin Vip salonunda oturduk.<br />

İçerisinde suça konu para olduğu iddia edilen çanta bendeydi. Bu çantada protokole ait VIP’e ait<br />

ve satılmayan biletlerin bir kısmı bulunmaktaydı. Biletler tek tek zarflanmış vaziyetteydi, il<br />

protokolünden maça misafirleri gelecek kişiler için ayırdığım biletlerde yine bu çantanın<br />

içerisindeydi. İçerisinde para yoktu, hatta ben bu çantayı oturulurken Emniyet Müdürümüzün<br />

yanında açtım. Çantanın içini orada bulunan herkes gördü. Gelecek misafirler için hazırladığım<br />

biletlerden takdim ettim. Hatta çantayı kapattıktan sonra da zaman zaman dışarı çıkmam<br />

gerektiğinden bu çantayı Emniyet Müdürümüzün yanına bırakıp kendisinden muhafaza<br />

etmelerini rica ettim. Daha sonrada çantayı aldım, bu çantayı akşam arabamın koltuğuna<br />

bıraktım. Evime dahi çıkarmadım. Bir gün sonra yine bu çantayla büyük otele gidip kulübüm<br />

adına eş güdüm toplantısına katıldım. Çanta yanımdaydı tekrar otele gittiğimde yine gelen<br />

misafirlerin biletlerini bu çantadan çıkartarak verdim. Maç başlamadan önce saat 11 sıralarında<br />

bu çantayla kulübe geçtim. Kulüpte bulunduğu sırada dahi gelen misafirlerden buraya gelerek<br />

benden bilet alanlar oldu. Bu şekilde biletleri verdikten sonra çantayı kulüpte bırakarak stada<br />

geçtim, zira ben de bulunan davetiyelerde bitmişti. İçinde para olduğu iddia edilen çantayı bana<br />

herhangi birisi vermiş değildir. Kalan biletlerin ve misafirlere verilecek davetiyelerin<br />

hazırlanması ve dağıtılması işlerini ben yaptığımdan maç öncesinde hazırlıklarımı yaptım ve<br />

bana ait bu çantaya maça girmek için bekleyen misafirlere ait biletlerle yukarıda savunmamda<br />

belirttiğim biletleri yerleştirdim. Bu çantayla büyük otele kendim gittim ve çantayı da orada<br />

bulunduğum süre zarfında dışarı çıkartmadım. Otelden çıkarken de bürokratlarla birlikteydim.<br />

Çantayı da dışarıda aracıma koydum.<br />

Sanık Ahmet Çelebi İstanbul’da ikamet eden kulüp yöneticilerindendir. Kendisiyle<br />

zaman zaman kulüp hakkında görüşme yaparız. Kulübün gittiği maçlarda kafile başkanı benim.<br />

Ödemeleri ben yaparım. Faturaları alıp ben takip ederim. Konya deplasmanına gittiğimizde sanık<br />

Ahmet Çelebi beni arayarak takımın durumunu sordu ben de bir sorun olmadığını beyan ettim.<br />

Ayrıca o tarihte kulüp basın sözcülüğünden istifa etmiş olan Fikret Ünsal’ın internete de düşmüş<br />

şekilde yazdığı yazısında “ ben şerefimle istifa ettim. Onlarında şerefleri varsa istifa ederler”<br />

şeklindeki yazısıyla ilgili olarak ben kendisine bu yazıyı okuyup okumadığını sordum.<br />

127/678


Okumadığını söyleyince ben de okumasını söyledim. Kendisiyle sabit telefonla yaptığım bir<br />

görüşme yoktur, bu görüşmeyi cep telefonundan yaptım.<br />

Ali Kıratlı isimli şahıs Sivasspor Kulübü Başkanı sanık Mecnun’un arkadaşı ve aile<br />

dostudur. Bizim maçlarımızı da takip eder, kendisiyle yaptığımız görüşmede Fenerbahçe stadının<br />

müdürü olan Ayhan Bak'la görüştüğümü söyleyince Ayhan Bak’ın kendisiyle yeterince<br />

ilgilenmediğini stada giriş çıkışlarında yardımcı olmadığını söyleyerek kendisiyle görüştüğünde<br />

bizim için önemli birisi olduğundan bahsetmemi rica etti, kendisiyle Sivasspor Fenerbahçe maçı<br />

yönünden herhangi bir görüşme yapmış değilim.<br />

Yine Ayhan Bak'la yaptığımız bir görüşmede kendisi beni aradığında maç biletlerinden<br />

Ali Koç’a verileceğini, adı geçenin oturulacak yerlerden A harfiyle başlayanlardın mı yoksa<br />

diğerlerinin mi daha iyi yer olduğunu, öğrenmek istedi. Ben de kulüp müdürümüzü arayıp<br />

bakmasını istedim. Öğrenince de Ayhan Bak’ı arayarak konu hakkında bilgi verdim, bu kişiyle<br />

de maç hakkında hiçbir görüşme yapmadım.<br />

Maçtan bir gün önce kulüp başkanı Sanık Mecnun’u aradım. Nerede olduğunu sordum,<br />

kulüp yöneticisi ve başkan yardımcısı olan Mehmet Oflaz’a ait Peugeot bayisinde olduğunu<br />

söyleyerek istersen gel dedi. Bende gittim, başkan, başkan yardımcısı, Mehmet Oflaz, Başkan<br />

Vekili Erdal Sarılar, yönetici Ahmet Çelebi ve Hayvan Severler Derneği başkanı olup şimdi<br />

ismini hatırlayamadığım kişi yanında bir bayanla birlikte oradaydı. Veriliş sebebini bilmiyorum<br />

ancak Hayvan Severler Derneği Sivasspor kulübüne bir plaket vermek istemiş, yanlarında<br />

getirdikleri plaketi sanık Mecnun’a verdiler ve resimler çekildi. Birlikte aşağıya indik, Erdal<br />

Sarılar kendi iş yerine geçti ben ve başkan Mecnun ise birlikte kulübe geçtik, bu olayda bundan<br />

ibarettir, maçtan önceki gün öğleden sonra gerçekleşmiştir. Maçtan önceki gün sabah saatlerinde<br />

ise daha evvel olduğu gibi sanık Mecnun’u aracımla ben alıp kulübe götüreceğimden Burger<br />

king isimli iş yeri sanık Mecnun’a ait olduğundan ve bu iş yerinin üst katında da evi olduğundan<br />

başkanı almak için iş yerine gittim. Aşağıda beklerken Sanık Ahmet Çelebi yanıma geldi.<br />

Başkanın inip inmediğini sordu. Bilgim yok dedim. Başkan Burger Kingin içine yanımıza geldi.<br />

Herhangi bir konuşma olmadan üçümüz birlikte büyük otele geçtik. Kahvaltı yapmadık, sanık<br />

Mecnun gelecek misafirlerine baktı. Buradan çıkarak yine üçümüz birlikte reno bayine gittik.<br />

Burası da Mehmet Oflaz’a aittir. Zaten rutin olarak kahvaltımızı ya kulüpte ya Mehmet Oflaz’ın<br />

ya da Erdal Sarıların iş yerinde yapardık. O günde Mehmet Oflaz’ın yerinde kahvaltı ettik. Bu<br />

olayda bundan ibarettir.<br />

Yine maçtan önceki akşam sanık Mecnun’un sürekli yanında taşıdığı ve içerisinde<br />

kendisine ait kimlik kartları, kaşeler, anahtarlık bulunan el çantası benim aracımdaydı, kendisi<br />

yanılmıyorsam Büyük Oteldeydi. Beni arayarak çantamı unutma diye söyledi. Bu çantasını<br />

genellikle biz taşırdık. Takibini biz yapardık. Benim aracım Büyükotel yakınlarındaydı. Çantayı<br />

aracımdan aldım. Ve sanık Mecnun'un evine doğru birlikte yürüyerek gittik. Dolayısıyla<br />

savunmamdan da anlaşılacağı üzere iki ayrı çanta söz konusudur. Bunlardan birisi şimdi<br />

bahsettiğim sanık Mecnun’a ait el çantası niteliğinde siyah renkli çantalar, diğeri ise bana ait<br />

spor tarzı üzerinde Calgonit yazan siyah ya da koyu lacivert renkli bir çantadır, şeklinde beyanda<br />

bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

28-SANIK FARUK YAŞAR SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;17-19)<br />

Benim Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında teşvik pirimi verdiğim iddia edilmektedir. Ancak<br />

hiçbir somut delil gösterilememektedir. Benim sadece telefon konuşmalarım vardır. Bu da<br />

herkesin heryerde konuştuğu normal maç yorumlarıdır. Hakkımdaki suçlamanın dayanağı<br />

yalnızca telefon görüşmeleridir. Bu görüşmelerde tamamen maç yorumlarına ilişkindir,<br />

suçlamayla ilgim yoktur, kabul etmiyorum. 20 Mart 2011 tarihinde İlhan Ekşioğlu ile yapılan<br />

telefon görüşmesinde yedekleri de, ya bizim maçtan evvel uğurlarımız vardır. Ben oynayan<br />

128/678


kaleciyle ilgili uğur yaptım diye düşünüyorum. Yani yedek kaleci için de mi uğur yapacağım. O<br />

anlamda bir şey söylediğini atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği şeklinde beyanda<br />

bulunduğu anlaşılmıştır.<br />

29-SANIK FATİH AKBABA SAVUNMASINDA ÖZETLE: Müsnet suçlamaları<br />

kabul etmiyorum, Sivasspor- Fenerbahçe maçında şike yapılmış değildir. Bende böyle bir şeye<br />

karışmış değilim, suçsuzum beraatime karar verilsin, şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı<br />

suçlamaları reddetmiştir.<br />

30-SANIK FATİH SANDAL SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;82-89)<br />

Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Ben 2005 yılında başlayıp Fatih Kitapçı, Olgun<br />

Peker, Ömer Ülkü’nün ve sonrasında kayyumun yönetimindeki Giresunspor’da yöneticilik<br />

yaptım, ben sadece Osman Çırak döneminde yönetimde görev almadım. Ben Bahri Kaya’yı<br />

takımdan uzaklaştırmak istemedim, aksine kalmasını istedim, zaten benim şahsi olarak onu<br />

görevden alma yetkim yoktur, görevden alınması için yönetim kurulu kararı gerekir, ben bu<br />

yönetim kurulunda yapılan oylamada kalması şeklinde oyumu kullandım. Ben Olgun Peker<br />

yönetiminde de idarecilik yaptığım için onunla görüşmelerim de normaldir. Ayrıca kendisine<br />

müteahhitlik yaptığım dönemde daire de satmıştım, bu nedenle aramızda alacak verecek<br />

meselesi olmuştur. Başlangıçta ben mağdur konumundaydım, ancak sonradan iddianameye sanık<br />

olarak eklendim, takımın kötüye gittiği dönemde Olgun Peker ve diğer bazı yöneticiler Bahri<br />

Kaya’nın takımdan uzaklaştırılmasını istemişlerdir. Onların kendi düşünceleridir, ben dediğim<br />

gibi aksi görüşteydim ve yönetimde de takımda kalması şeklinde karar aldık, ayrıca Bahri<br />

Kaya’ya yönelik fiili ve sözlü suç teşkil eden hiçbir eylem yoktur, ben hiçbir örgüte üye değilim,<br />

kimseden emir almam, Turgay Demircan lokantada çalışmaktaydı, daha sonra piyangodan para<br />

çıkmış, Giresunspor’a yönetici olmuştur, kendisi ile aynı dönemde yönetimde bulunduk, her<br />

yöneticinin belli bir dönemde bir miktar bağış yapması gerekmekteydi, Turgay yönetici oldu, ben<br />

ailem ile onun çalıştırdığı Pizzapizza’ya yemek yemeğe gitmiştim, kendisine piyangodan para<br />

çıktığında yönetici olmuş ve bu işi yapmaya başlamıştı, ben piyango parasının helal olmadığını<br />

düşündüğüm için ona daire bile satmamıştım ondan para istemem söz konusu değildir şeklinde<br />

beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

31-SANIK GÖKÇEK VEDERSON SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben üzerime atıl<br />

suçlamayı kabul etmiyorum, herhangi bir şike olayına katılmış değilim. Benim Fenerbahçe Spor<br />

Kulübünden ayrılmamdan sonra da şampiyonluk primi ve aylık alacaklarım vardı ve halen de<br />

vardır, bu amaçla da kulüp yöneticisi olan Alaeddin Yıldırım ile yüz yüze bir kere, şu an nerede<br />

olduğunu hatırlamadığım bir yerde görüştük, Samet Güzel benim ve takımdaki diğer Brezilya'lı<br />

futbolcuların tercümanıdır, bu nedenle kendisi ile de maçlara çıkmadan önce görüştüm, bunun<br />

dışında maçlarda şike yapılması veya para teklifi ile bir alakası yoktur, şeklinde beyanda<br />

bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

32-SANIK GÖKSEL GÜMÜŞDAĞ SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;50-<br />

60) İ.B.B-Fenerbahçe maçında şikeye göz yumduğum, bilip göz yumduğum iddia edilmektedir.<br />

Zaten iddianamede de konulan tapelerde Fenerbahçe'yle ilgili isnat edilen suç vardır. Ancak 4<br />

tane tapenin 3'ü de Sivas maçıyla ilgili, yaptığım öncesinde maçla alakalı olmayan<br />

görüşmelerdir. 04/04/2011 tarih 4098 nolu tape, öncelikle tape içeriğinin sağlıklı şekilde<br />

anlaşılabilmesi için konuşmanın yapıldığı tarihin öncesini ve sonrasını değerlendirmek gerekir.<br />

Sivasspor ve Bucaspor görüşmenin yapıldığı tarihlerde Süperligden düşme hattında olan<br />

takımlardır. Buca ile ve Sivasla 2 hafta üst üste içeride oynuyor. Buca maçını yendikten sonra<br />

benim Aziz Yıldırım başkanımla yaptığım bir telefon görüşmesi var. Kendisi beni aradığında<br />

Sivas maçıyla ilgili bir işte Sivas mahşer olacaktı, Sivas yırttı, yoksa sizinde işiniz zor olacaktı<br />

ifadesi Sivas maçıyla alakası yok, ayın 5'inde yapılmış bir konuşmadır. Yani tapelerde de bellidir,<br />

129/678


5 Nisanda yapılan bir konuşmadır, Sivas-İ.B.B maçı 10 Nisanda yapılmıştır. Bu Buca maçından<br />

1 gün sonra yani ayın 3'ünde biz Buca'yla oynuyoruz, zannediyorum 4'ünde yapılan bir görüşme,<br />

bu da çok futbolda doğal olan bir konuşmadır. 18 tane süperlig kulüp başkanı kendi arasında<br />

mağlubiyetten ve galibiyetten sonra kendi arasında konuşurlar ama tesadüf ki Aziz Yıldırım<br />

dinlendiği için veya Sayın Mahmut Özgener dinlendiği için bu görüşmeler ortaya çıkmaktadır.<br />

Biz diğer kulüp başkanlarıyla da sık sık telefonlarda görüşürüz ve maçtan sonra yorumlar<br />

yaparız, bu çok futbolun doğasında olan bir şeydir. Ben kendisiyle ilgili bana sorduğunda ki<br />

kendisi de Bursaspor'la ilgili bir yorum yapıyor. Bende çok haklı olarak Buca'nın yeniyorum, 1<br />

gün sonra yapılan telefon görüşmesinde özellikle belirtiyorum Sivas'ta Beşiktaş'ı yeniyor, Sivas<br />

Beşiktaş'ı yeniyor, ben Buca'yı yeniyorum, ikisi de düşme hattına yakın takımlardan ve ligin<br />

bitimine 7 hafta var. Siz düşünebiliyor musunuz ligin bitimine 7 hafta kala bir takımın<br />

düşmüşlüğü kesinleşebilir mi, mümkün mü? Eğer birtakım 7 hafta 7 maçı alsa ilk 6'nın içine<br />

girer. İlk 6'nın içinde olan takımda 7 tane maç kaybetse düşme potasına girer, böyle bir şey ancak<br />

son 1 maç, 2 maç kala yapılabilir, onun için ben bunları kesinlikle kabul etmiyorum, bu tamamen<br />

futbolun doğasında olan bir konuşmadır ve Sivas maçından yaklaşık 6 gün önce, ben Sivas<br />

maçını ayın 10'unda oynuyorum, bu 4098 nolu tapenin açıklamasıdır.<br />

İ.B.B-Buca maçı 3 Nisanda oynanıyor, bu tapede 4 Nisanda maçtan sonra yapılan bir<br />

konuşma, İ.B.B-Sivas maçı da 10 Nisanda oynanıyor ve arasında da bir tane yarı final<br />

oynuyoruz. Yani Buca maçından 3 gün sonra 4 gün sonra, Sivas maçından 3 gün önce de bir yarı<br />

final maçı oynuyoruz. Buna rağmen Sivas'ı ilk devre 4-0 yeniyoruz, ikinci devrede 86. dakika bir<br />

gol yiyoruz, 2-1 mağlup oluyoruz. Genelde futbolda her sezon bu sezonda da geçerli her sezon<br />

şu konuşulur, son 3 hafta, 4 hafta, 5 hafta mağlup olan maçlar mağlup olunan maçlarda genelde<br />

ya işte bu maç çok kötü geçti, bu maç rahat davrandılar, şu oldu, bu oldu genelde hep birisine<br />

fatura çıkarırlar, bu konuşmaya istinaden birkaç konuşma oluyor, hatta kulüple ilgili de dışarıda<br />

yapılan, Kanaltürk'te yapılan konuşmalar, telefonla bağlantılardan dolayı kendime yakışmayan<br />

hatta da sert kelimeler kullanıyorum. Çünkü bunlar tamamen iftira, bu iftiralara rağmen benimde<br />

kullanacağım ifadeler ağır olmuştur ama bunları da hak etmişlerdir çünkü bu kulüp 6 yıldır<br />

süperlig'de ve gerek yönetim anlayışıyla kurumsal yapısıyla gerek hocasıyla hep doğru model<br />

olmaya çalışan bir kulüp olmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü UEFA kriterlerine<br />

uyumlu 6 kulüpten bir tanesidir, 18 süperlig kulübünden, yaklaşık 12 tane kulüp UEFA<br />

kriterlerine uyumlu değil. Onun için İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü bu konuda en<br />

son atıfta bulunulacak bir kulüptür. Bu tapeyi böyle açıklamak istiyorum.<br />

Yine aynı şekilde 4151 nolu tape var, İ.B.B Spor Kulübü'yle Buca maçının oynandığı<br />

hafta sonrasında İ.B.B Spor-Sivas maçı oynanmadan önce bu iki maç arasında bir Gençlerbirliği<br />

maçı demin anlattığım gibi bir beraberlik olmuştu. Bu tapeden önce görüşme içeriğinde sadece<br />

normal telefon görüşmesi yaptık Sayın Mecnun Otyakmaz'la, beni arıyor, yaklaşık kendisiyle<br />

herhalde 5-10 dakika konuşuyoruz, arkasından şarjı biterken tekrar beni arayıp ben normal<br />

numaradan arıyorum, zaten tapelerde tarihlerde belli, 10 dakika arayla 15 dakika arayla, eğer ona<br />

özellikle bakarsınız onu da çok rahat görebilirsiniz. Sayın Mecnun Bey'le de kulüpler birliğinde<br />

o başkan yardımcısı, bende başkan vekilliği görevi yaptım. 2,5 yıl kulüpler birliğinde başkan<br />

vekilliği görevi yaptım, 1 yılda rahmetli Özkan Abiyle 1 yılda onunla görev yaptım. Onun için<br />

bu konuşma tamamen biletle ilgili bir görüşmedir, biletle ilgili de şöyledir. Genelde kulüplerde<br />

hep bu vardır. Zaman zamanda basına yansır. Kendisi, Göksel fiyatları nasıl tutacaksın der ve<br />

bende ona cevap veriyorum, işte Trabzon maçında 20-25 lira civarında tuttuk. Biliyorsunuz<br />

İstanbul'da da çok Sivaslı vardır, İstanbul'da Trabzonlu çoktur, genelde onlarda, bizde seyirci<br />

hasılatı fazla olsun diye bilet fiyatlarını uygun tutup özellikle seyirci gelmesini isteriz. Hatta 10<br />

bin kişi civarında bir seyirci bekliyorum diyor, dernekleri de örgütlüyorlar. Hatta biz Büyükşehir<br />

130/678


Belediyesi olarak da zaman zaman orada ulaşım zorluğu olduğu için İETT otobüsleriyle de<br />

yardımcı oluyoruz. Bu da tamamen o görüşmeye istinaden yapılan görüşmelerdir. Kendisiyle en<br />

ufak Sivas maçıyla ilgili zaten isnat edilen bir suç yok, Sivas maçıyla ilgili de öncesinde<br />

sonrasında bilet konuşması dışında hiçbir görüşmem yoktur. İ.B.B-Sivas maçıyla ilgili böyle<br />

şeyler konuşulduğunda baktığınızda 2 sene evvel İstanbul Büyükşehir-Sivas maçı Sivas'ta<br />

oynandı ve ikinci devre oraya gittik. Ligin bitimine son 3 hafta vardı, biz Sivas maçını kazanınca<br />

Beşiktaş İstanbul'da şampiyonluk turu attı. Sivas'ı da şampiyonluktan eden takımız, hatta<br />

Sivas'tan stattan zor çıktık, mahşer gibiydi, bizi emniyet görevlileri tarafından stada kadar eşlik<br />

ettiler, öyle götürdüler. Şimdi aynı takım için konuşmalardan böyle bir şeye fikir çıkarılmasını<br />

çok doğru bulmuyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

33-SANIK HAKAN KARAAHMET SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94<br />

Dizi;104-124 ve Kls 95 Dizi;150-159) Ben mahkemenize Olgun Peker'le olan ilişkimizi<br />

anlatmak istiyorum Benim Olgun Peker 'le ilişkim yok diye ama bana kimse inanmıyor. Yani<br />

diyorum ki bakın ben Olgun Peker'le bir buçuk senedir görüşmüyorum. Çünkü kongre sonrası,<br />

zaten benim hakkımda verdiği beyanat malumunuz, ondan sonra hiçbir bağımız hiçbir ilişkimiz<br />

olmadı. Olgun Peker, İstanbul'da, Ömer Ülkü, İstanbul'da, Coşkun Çalık, örgüt üyesi İstanbul'da,<br />

hiç tanımıyorum kendisini burda tanıdım. Birçok örgüt üyesini de burada tanıdım. Bizim<br />

Giresun'da bir bayisi var Olgun Peker'in ve ben bu bayinin başındayım. Şimdi burda hiçbir<br />

şekilde hesap soran yok. Hiç bir şekilde planlama yok, hiç bir şekilde,amaç suç denilen suç yok.<br />

Sadece bir Olgun Peker ismi bulunmuş, bu korkutucu bir güçtür diye konuldu.<br />

Olgun Peker'le ilk tutuklandığım günden itibaren söylediğim gibi, hiçbir ilişkim hiçbir<br />

alakam 1,5 senedir yoktur. Ondan önce de sadece 8 - 9 ay bir yöneticilik ilişkim olmuştur. Ondan<br />

önce yine yoktur, yani uzun süreliğine yine yoktur. Ben Olgun Aydın'ı Bulancak'ta çocukluktan<br />

tanıyorum. Kendisi ailesinin vefat etmesi, annesini, babasını genç yaşta kaybettiği için bizim<br />

çocukluğumuzda 7-8 yaşlarında beraber büyüdüğümüz belli zamanlarda futbol, sokak maçı<br />

ettiğimiz bir arkadaşdır. Kendisi 10 yaşında, 11 yaşında atladı otobüse kendi başına gitti<br />

İstanbul'a, çünkü kimsesi olmadığı için öyle bir hayat tercih etti kendileri ve gitti. Ondan sonra<br />

kendisinden çok fazla haber almadık, zaman zaman bir, bir arada böyle konuşmamız olmuştur<br />

ama bunun dışında böyle bir ilişki bir sıcaklık veya bir, böyle bir düzen kuracak bir alakamız ve<br />

ilişki düzenimiz olmadı. Burada iki kişi var, Selim Kımıl ve Hırçın Kımıl . Onlar Selim Kımıl 'la<br />

benim bir yıl içerisinde 4 tane konuşmam var. Bu tapelerin içerisinde. Hırçın Kımıl' la 3 tane<br />

konuşmam var. Bu Kımıl'lar Adil Kımıl, Deli Adil'in oğulları diye. Selim Kımıl o süreçten sonra<br />

bizim yanımızda çalışıyor. Yani 2000 yılının ilk aylarından itibaren sigortalı olarak. Ondan önce<br />

de çalışıyordu ama sigortalı değildi, ondan beri çalışıyor. Bu altı kardeşten Hırçın Kımıl'la benim<br />

üç konuşmam var. Bu ailenin diğer kardeşleriyle benim konuşmam yok. Benim bir irtibatım yok<br />

Hırçın'la da yok, Hırçın sadece taşıma işleri yapan abisinin bu arada, zaman zaman gelir taşıma<br />

işleri yapan bir kardeşim, bunlarla ilişkimiz çalışan ve işveren ilişkisidir.<br />

Orta Kahve isimli iş yeri, 40 metre kare falan bir kafedir. Şahısların hiçbiriyle hiçbir<br />

tane konuşmam yok, hiçbir şeyim yok, yani arada hiçbir ilişki de yok. Ve olmuş bir olay var evet,<br />

şahısların sonradan çok alkollü olduğu raporlarda incelediğimizde ortaya çıktı. Ve sanki şöyle bir<br />

şey var bu olay olmuş. Ve Giresun'da bu olayla ilgili hiçbir şey yapılmamış. Yani bunlar gitmiş<br />

Giresun'da bir olay olduğunda polisin varma süresi maksimum 5 dakikadır.<br />

Mustafa Cici olayı; İki buçuk sene önce, sonra Orta Kahve olayı sonra bu büfe olayı<br />

toplam aralık, iki buçuk yıl sonradır. Murat Yakarışık beni arıyor, bana diyor ki böyle böyle<br />

büfede bir şey var haber veriyor. Ben diyorum kaya dibi durağanda ne varmış diyorum. Sonra<br />

diyor ki, ya böyle böyle bir olaydan anlatıyor. Ben de diyorum ki; ne ama ne olmuş, meseleleri<br />

neymiş diyorum. Sonra diyo ki; ne olmuş ama büfede anlamadım, diyorum. Sonra mesele<br />

131/678


neymiş diyorum tekrar, polisler Selim'i yere yüzüstü yatırdı falan anlatıyor bana. Üstüne, Allah<br />

Allah, nediyim abi diyorum, adamlara sonra, niye kavga etmişler çocuklar, bunlar kavga<br />

etmeseler olmuyor mu diyorum. Sonra uslanmıyorlar, kavga etmeseler iyiler ama neyi<br />

paylaşamıyorlar. Acaba diyorum, sonra diyorum ki polis görevini yapsın diyorum, sonra<br />

anlatıyor bana yine polisler kelepçeledi yere yatırdı falan. Kavga etmişler, kavga eden polis,<br />

kavga eden adamı polis tabi alır, dedim.<br />

Mustafa Cici olayı 2,5 sene önce olmuş bir olay. Mustafa Cici benim yanımda Selim'le<br />

beraber 5 sene 6 sene çalışmış birisidir ayrıyeten. Yani Mustafa Cici benimle çalışmış birisi, uzun<br />

süre beraber çalıştığımız bir arkadaşım. Selim oraya gitmiş, bir konuşmalar olmuş, iddianamede<br />

geçen tarafıyla söylüyorum olayların şeyini. Sonradan Mustafa ifadesinde şunu söylüyor: Diyor<br />

ki ben Hakan Karahamet 'ten ayrı yani hani Selim orda çalıştığı için söylüyor. Fatih Kitapçı'dan<br />

ayrı Olgun Peker'den ayrı yani sanki şimdi Fatih Kitapçı'yı aradan çıkarınca, Hakan Peker ve<br />

hani Hakan ve Olgun Peker gibi deyince, olduğunda 3 kişiden şikayetçi oldu. Sonra, bir gün<br />

sonra olayın ne olduğu anlaşılınca, kendi aralarında sorun çözülünce,şikayetçi olmadığını zaten<br />

gidip beyan etti. Şimdi bu iki tane benim hiç alakam olmayan olay, sadece bu konuşmalarla, yani<br />

sadece Selim'le 4 defa konuşmam ve Hırçın'la 3 defa konuşmamla, beni bu örgütte yönetici<br />

yapmıştır.<br />

Bahri Kaya'yı, Ömer bu hocayı istifa ettiremiyoruz, diyor Ömer abi bana 500 liralık bir<br />

tazminatı var, o konuda Giresun'lular üzerine düşeni yapar diyorum ben, ondan sonra, o kadar<br />

kolay değil, sen orasını dert etme o çözülür diyorum. Ömer sonuçta hoca gitmek istemiyor diyor.<br />

Ben de bura dingonun ahırı değil, hoca gider sıkıntı olmaz diyorum. Allah izin verirse<br />

Giresun'lular üzerine düşeni yapar diyorum. Şimdi bu Allah izin verir şeyi burdan çıkardığınızda,<br />

sanki böyle her ne kadar tehdit olmasa da, yani öyle algılanmaya çalışılır. Ama önünde Allah izin<br />

verirse, yani hem böyle bir cümle kurarken, Allah izin verirse demek, tehdit etmek anlamına<br />

gelmez.<br />

Turgay Demircan'a 2008 yılı kasım ayında milli piyango biletinden 1,5 trilyon<br />

çıkmıştır. Müşteki Giresunspor yönetimine girmek istiyordu. Ben Turgay'ın yönetimine<br />

alınmasını istiyordum. Ancak sanık Olgun Peker müştekiyi yönetime almak istemiyordu. Ben<br />

müştekinin parası olduğunu ve takıma katkı sağlayacağını Giresun'un çocuğu olduğu için faydalı<br />

olacağını düşünmekte idim. O tarihte ben Giresunspor Genel Kaptanlık görevi yapmaktaydım.<br />

Mağdurun ilk ve ikinci ifadeleri çelişkilidir. Mağdur sadece 3 ay yöneticilik yapmıştır. Bu süre<br />

içerisinde harcadığı para bellidir. Kesinlikle ben kendisine para harcatmadım. Tehditle zorla para<br />

almadım. Sanık takımın masraflarını karşılamıştır. Bu da suç değildir. Kendisine yönelik olarak<br />

yağma iddialarını kabul etmiyorum.<br />

2008 yılı içerisinde benim Almanya'da yaşayan Şenel Kaçmaz'dan para yağmaladığım<br />

iddia edilmektedir. Bu şahıs Almanya'da yaşamaktadır. 340 bin dolar televizyon konusunda<br />

pazarlık ettik. Daha sonra 110 milyar borçlu bulundu. Yani bu parayı kendisine çevresine baskı<br />

yapılması nedeniyle tahsil edememiştir. Sanık Olgun Peker'in yönlendirmesiyle benim<br />

tarafımdan müştekiye önce itimat güven tekin edildiği iddia edilmektedir. Ancak o tarih itibariyle<br />

benim hayatımda Olgun Peker bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu iddialar gerçek dışıdır. 110 TL<br />

parası borç adı altında ardından müştekinin ortaklığına kendisine hiç ödeme yapılmaksızın son<br />

verilmiştir. Müştekinin ortaklık ve borç olarak verdiği parasına el koyulduğu iddia edilmektedir.<br />

Halbuki Şenel Kaçmaz ilk ifadesinde de benimle noterden sözleşme yaptığını, televizyon satın<br />

aldığını, daha sonra farklı bir yapılanmaya girildiğini, sonuçta noter satışıyla şirketi Şenel<br />

Kaçmaz'a sattığım ortadır. 340 bin dolar parayı aldım ve hissesini verdim. Burada hiç problem<br />

132/678


yoktur. Hissesi de bugün itibariyle devam etmektedir şeklinde beyanda bulunmuş ve hakkındaki<br />

iddiaları kabul etmemiştir.<br />

34- SANIK HALDUN ŞENMAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;318-<br />

322 ve Kls 95 Dizi;200-202 ve Kls 96 Dizi;162-166) Ben 1999 yılından beri TFF'de iş akdi ile<br />

çalışmaktayım. En sonda 2009 yılından Profesyonel Futbolcu Tescil işleri müdürü olarak<br />

atandım. Bu sınav toplam 20 soruluk bir sınavdır. 15 tanesi FİFA tarafından gönderilir. 5 tanesini<br />

de TFF hazırlar. Bu nasıl gönderilir. FİFA size bir yazı gönderir, bir sirküler gönderir, bu sınavı<br />

açıp açmayacağınızı beyan edersiniz. Sınavın hangi dilde olmasını istiyorsanız, veya hangi<br />

dillerde soru almak istiyorsanız onları belirlersiniz ve bir gizli faks numarası belirlersiniz ki<br />

sınav soruları size gönderilebilsin. Bu anılan sınavda da, yani 31 Mart 2011 tarihinde yapılan<br />

sınavda da, hukuk kurulu görevlendirildiği için, hukuk müşavirliği olarak geçmektedir<br />

federasyondaki adı. FİFA'nın gönderdiği 15 tane soru, baş hukuk müşaviri vekili Ömer Bedük'ün<br />

gizli faks numarasına gönderilmiştir. Kalan 5 tane soru onlar tarafından hazırlanmıştır. Tercümesi<br />

yine onların belirlediği bir tercüme bürosu tarafından yaptırılmıştır. Sınav kitapçıkları yine<br />

hukuk kurulu tarafından basılmıştır. Sınav onlar tarafından yapılmıştır. Yine ertesi gün aynı gizli<br />

faks numarasına gönderilen cevaplar eşliğinde hukuk müşavirliği tarafından değerlendirilmiştir.<br />

Ve bundan sonra da, TFF'nin resmi internet sitesinde ilan edilmiştir. Bu süreç içerisinde bizim<br />

departmanımızın, benim ve çalıştığım departmandaki hiçbir arkadaşımın, bu sınavla yakından<br />

uzaktan hiçbir alakası yoktur. Yani sorularla yakından uzaktan hiçbir alakası yoktur. Zaten bu<br />

sınavda görevli olan hukuktaki arkadaşlarımın beyanları da bu doğrultudadır. Bizim asıl işimiz,<br />

Türkiye liglerinde oynayan, profosyonel oynamış ve oynayan profesyonel futbolcular ile<br />

futbolcu temsilcilerinin, kayıt işlemleri, özlük işlemleri, özlük dosyaları, onların lisanslanması,<br />

sözleşmelerinin tescili, idari yazışmaları ve bu konuda tutulabilecek her türlü basılı evrakların<br />

arşivini tutmaktır. Bu bağlamda iddianamenin 123. Sayfasındaki ofisimde bulunan belgelerle<br />

ilgili de açıklama yapmak istiyorum. Hukuk kurulu sınavlar yapıldıktan sonra, bunlar tamamen<br />

tüm sınav kağıtları tarafımıza gönderilir. Arşivi tutulsun diye, çünkü aşağıda temsilcilerin<br />

kayıtları vardır. Biz bunları tutarız. Benim odamda bulunan 1 den 350 ye kadar olan evraklar da,<br />

2001 senesinden başlayıp, 2011 senesine kadar gelen sınavların, toplu soru ve cevaplarıdır. Yine<br />

aynı soruların yanında, 1den 55 numaraya kadar olan sınav tutanakları da yer almıştır. Yani<br />

bunlar arşiv niteliğindedir. Ve onlar yaklaşık 2 senedir aynı dolapta durmaktadır. Bunu hukuk<br />

kurulu da kullanmaktadır, benim arkadaşlarım da kullanmaktadır. Zaten federasyondaki odada<br />

bir cam vardır. Birçok sınav kağıdı bulabilirsiniz. Çünkü, tüm futbolcu temsilcisi sınavına<br />

girenlerin kağıtları da, sınav tutanakları da oradadır. Bu arşiv niteliğinde olan ayrıca bu evraklar,<br />

benim özel kapalı bir çekmecemde de bulunmamıştır. Veya evimde de bulunmamıştır. Yani<br />

TFF'nin yaptığı bir sınavın soruları, yine TFF'deki bir ofisten çıkmıştır. Buradaki bizim<br />

departmanımızın asli görevindedir. Departmanın görevleri sırasında sınav öncesi ve sınav sonrası<br />

görevimiz vardır. Bir futbolcu temsilcisinin ilk kaydı, adaylık aşamasında başlamaktadır. Bu<br />

daha evvel bana emniyette de soruldu, bu iddianamede de yer aldı, bunu ben hemen açıklamak<br />

istiyorum. Çünkü emniyete girdim, bana birinci dakikada sorulmaya başlanan ki siz de sordunuz,<br />

sizin makamınıza geldiğinde. Olgun Peker'in TC Kimlik numarasını niye istiyorsun olmuştu.<br />

Bana 1. Dakikadan itibaren bu soruldu niye niye niye. Ya bir insanın TC Kimlik numarası niye<br />

istenebilir. Ben bir görev yapıyorum bununla ilgili olduğunu anlattım. Ve sadece şunu<br />

sunamadığım için, ya kayıt olduğunu sunamadığım için de hiçbir açıklama gelmedi ve<br />

iddianameye girdi.<br />

Sınavın iptali basın bülteni ile duyurulmuştur. Ve buna istinaden adaylara sınav<br />

ücretleri geri dağıtılmıştır. Sınav ücretleri olan 500 TL ve kurs ücretleri adaylara geri verilmiştir.<br />

Bununla ilgili çünkü bir tape var, telefon kaydım var. Ben paraların geri verilmesinden<br />

133/678


ahsediyorum. Ben bunu daha evvel de açıkladım, burada da açıkladım, ama bunun bir örneği<br />

vardır, yazıyı da getirttirdim. Bu sınav iptal edildikten sonra, paraların geri iade edileceği de bu<br />

basın bülteninde mevcuttur. Nasıl iade edileceği de burada yazmaktadır.<br />

Adaylar bizi aramıştır. Birçok telefon konuşmamız vardır. Ve konumum gereği biz<br />

sadece bu temsilcilere bakmıyoruz. Tabi ki bizim asıl işimiz bu size bugün de anlatılan, bu<br />

transfer diye bahsettikleri, transfer dönemi diye bahsettikleri, futbolcular diye bahsettikleri asıl<br />

iştir. Yani biz bu transfer dönemlerini futbol federasyonunda yöneten kişileriz. Bu nedenle de<br />

güncel uygulamalar ve talimatlar hakkında da, kulüp başkanlarına, kulüp yöneticilerine,<br />

futbolculara, temsilcilere, temsilci adaylarına devamlı bilgi vermekteyiz. Olgun Peker'e de,<br />

Giresunspor kulübü başkanlığı sırasında, gerek adaylığı sırasında, çeşitli kere bilgi verdim.<br />

Telefonla da bilgi verdim. Ayrıca Futbol Federasyonuna geldiğinde Federasyon başkanının<br />

odasında başkanımın yanında çay içerlerken de bilgi verdim. Bu benim doğal bir sürecim yani<br />

ben bundan kaçamam. Zaten 5-6 tane telefon kaydım var, hepsi yaptığım işle bilgi vermek<br />

üzerinedir. Bunun haricinde Olgun Peker'e veya herhangi bir suç örgütüne bilerek veya<br />

bilmeyerek yardım etmedim.<br />

Ali Parlak 2011 Futbolcu temsilcisi sınav sorularının, mail yolu ile geleceğini, Yunus<br />

Egemenoğlu'ndan bir sohbet sırasında öğrenmiş, öğrendiğini söylüyor. Benim de uzun yıllar<br />

TFF'de aynı birimde çalışmam nedeniyle, sınavda görevli olmam nedeniyle sınav sorularına<br />

ulaşmış olabileceğimi, FİFA ve UEFA'dan bağlantı kurabileceğimi beyan etmiş. Ali Parlak<br />

TFF'nin genel sekreter vekilidir. Kendisini Lütfü Arıboğan getirmiştir. Bir kere, bu sınavın UEFA<br />

ile hiçbir alakası yok, bu sınav FİFA'nın sınavı. İkincisi bu sınavın sorularının faks ile geleceğini<br />

duyması imkansız, neden, çünkü bu sınavın gelmesindeki o biraz evvel bahsettiğim gizli faksın<br />

belirlenmesi, bu sınav ile ilgili FİFA'ya verilen cevap, her türlü yazışmanın altında Ali Parlak'ın<br />

imzası vardır. Ve tamamen kendilerinden uzaklaştırma yönünde beyanlardır, yani bir<br />

sorumluluktan uzaklaşmak için kendilerinden uzaklaştırmak için Yunus Egemenoğlu'nun<br />

baskılarıyla olan işlerdir.<br />

Sınava 118 kişi girmiştir. O davetiyeler 116 kişiye gönderilmiştir toplam. 2 kişiye<br />

gitmemiştir davetiye, birinci Olgun Peker, ikincisi Özden Aslan. Sebebi, Olgun Peker'in<br />

diplomasından dolayı, hukuk kuruluna gönderilmiştir. İkincisi de Özden Aslan'ın arşiv kaydından<br />

dolayı, hukuk kuruluna sevk edilmiştir. İkisi hukuk kurulunda beklemektedir. Bu nedenle<br />

sınavda gördüğüm adamın daha sınava gireceği bile belli değildir şeklinde beyanda bulunmuş ve<br />

atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

35-SANIK HALİL KÖNTEK SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;47-49)<br />

Bursa-İ.B.B maçında Ali Kıratlı Bey'e 60.000,00 TL para verdiğim iddia edilmektedir. Zaten<br />

tapelerde de bellidir, vermişimdir, tabi sadece Ali Bey'le konuşmam buluşma amaçlıdır. Tabi bu<br />

Ali Bey'in ifade ettiği yapılacak bir ticari iş varmış, onunla alakalı olduğunu söyledi. Ben tabi bu<br />

konularda İlhan Bey'e sonsuz güvenirim. Yani o yönde bir sıkıntım yoktur, kendisi bu muhasebe<br />

olaylarını, açılarını hepsini takip eder ama bizim öyle şey ki yer konumumuz kişi bizim oraya<br />

gelemez yani biz genelde parayı ulaştırırız çünkü park olayı olmaz. EFT yapmak isteriz, EFT'ler<br />

2-3 saat sonra geçer. Ayrıca aynı gün parayı alabilmek için bir gün önceden de para gerekir. Bu<br />

tip acil durumlarda biz elden para veririz, yani vermemiz gerekir, işin yürümesi açısından, bu da<br />

öyledir diye düşündüğüm için, İlhan Bey'e de güvendiğim için, gerek şirketin konumuna da<br />

güvendiğim için böyle ödemeler, böyle tahsilatlar yapmamız oldukça normal gelmiştir.<br />

Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçında da İlhan Bey'in bizim şirketimize gelen bir arkadaştan<br />

100.000,00 dolar tarafımdan alması istenmiştir, almışımdır zaten bu normal bir şey, çok normal<br />

olan bir şeydir. Zaten İlhan Bey telefon konuşmalarımızda da İlhan Bey'le tapelerimizde para<br />

gelecek, al, say, kasaya koy gibi ibareler vardır, bizde bunu yerine getirmişizdir. Yani bu bir<br />

134/678


finansör olarak yapılması gereken çok normal bir şeydir. Gençlerbirliği-Trabzon maçında Tamer<br />

Yelkovan'ın kendisi stadın yani Fenerbahçe'nin müdürüdür. Zarf alıp İlhan Bey'e teslim ettiğim<br />

görüşmeler vardır. Ben stattan para da alırım, bilet de alırım, götürdüğüm de olur. Bu tip şeyleri<br />

İlhan Bey'in de yönetim kurulu üyesi olmasından dolayı yapmam çok normaldir. Bu tür şeyleri<br />

yapmam çok normaldir. Ama o gün zarfın içinde ne olduğu konusunda bilgim yoktur, çünkü<br />

bana zarf veriliyor, zarf alırım, bu bilet de olur, ödeme de yaparız, zaten çok kısa bir görüşmedir,<br />

bundan yardım eden sıfatında yargılanmam çok mantıksız. Eskişehir-Fenerbahçe maçı, bunda da<br />

Ali Kıratlı'ya 100.000,00 dolar verdiğim belirtilmiştir. Ben bunu savcılıkta da kolluk ifademde<br />

de 100.000,00 dolar verdiğimi ifade ettim ama iddianamede 100.000,00 dolar olduğu<br />

anlaşılmaktadır diyor, iddianamenin 212. Sayfasında 200.000,00 dolara çıkıyor bu iddia, ben<br />

verdim, Ali Bey'e verdim diyor, tabi ne için olduğu da belli değil şeklinde beyanda bulunmuş ve<br />

atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

36-SANIK HASAN ÇETİNKAYA SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;19-<br />

23) Gençlerbirliği-Trabzonspor maçındaki teşvik primi eyleminde iddianamede belirgin bir<br />

maddi hatanın olmasına yol atmıştır. Tespit edildiği üzere benimle aynı ismi taşıyan ve<br />

menajerlik faaliyetleri, yani futbolcu temsilciliği, bir başka deyişle faaliyetlerini yapan, İsveç<br />

kökenli, İsveç'te doğmuş büyümüş Doğan Ercan'ın iş ortağı olan Hasan Çetinkaya isimli şahısla<br />

karıştırılmam nedeniyle, hazırlık soruşturulmasında tarafıma sorulan birtakım konuşma tapeleri,<br />

gerçekte bana değil, diğer Hasan Çetinkaya'ya aittir. Örneğin, 2080, 2082, 2085, 20105 nolu<br />

tapeler ki bunlar uzun, uzun tapeler. Doğan Ercan kendi işi gereği Hasan Çetinkaya ile yapmış<br />

olduğu konuşmalar ki, o konuşmaların bir bölümünde benden de bahsediyorlar, Hasan Çetinkaya<br />

olarak. Yani ikinci bir Hasan Çetinkaya'nın varlığı da çok açıkça görülüyor. Gençlerbirliği-<br />

Trabzonspor müsabakasında meydana geldiği iddia olunan, yasa dışı eylemlere konu tapeler<br />

olarak, tarafıma sorulmuşsa da bu tapeler, yukarıda bahsettiğim, menajer olan diğer Hasan<br />

Çetinkaya'ya ait tapelerdir. Emniyetteki sorgunuzda bu yanlışlığın farkına varıldı. O günkü<br />

avukatımızla birlikteydik, benim sorgumdan bu ifadelerin, çıkarılması yolunda bir teklifte<br />

bulunuldu. Biz de ilerde belki sorun teşkil edebilir diye, böyle bir karışıklık olabilir diye onu<br />

kabul etmedik ki, görüyoruz ki iddianamede hala hazırda o şahsın konuşmaları bana aitmiş gibi<br />

yansıtılmış. Dolayısıyla bundan da büyük bir rahatsızlık büyük bir sıkıntı duydum şahsım adına.<br />

Tabi bu diğer Hasan Çetinkaya'ya ait Doğan Ercan'la yapmış olduğu konuşmalar çıktığında,<br />

benim hukuken sorumlu tutulabileceğim tek bir tape var. O da 21 mart günü Alaaddin Yıldırım,<br />

yani Ali Yıldırım'la yapmış olduğumuz görüşme. Bu görüşme Gençlerbirliği -Trabzonspor<br />

maçından bir gün sonra gerçekleştirilen bir görüşme. Ben Gençlerbirliği kökenli bir futbol<br />

adamıyım. Orda yetiştim, orda büyüdüm, çoğu şeyi orda gördük orda öğrendik. O müsabakayla<br />

ilgili çok ciddi duyumlar aldık. O duyumların temelinde de özellikle bizim 07 mart 2011<br />

tarihinde, oynadığımız Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçından bir gün sonra Gençlerbirliği bazı<br />

futbolcuların basında yer alan açıklamaları oldu.<br />

Trabzonspor-Bursaspor maçında teşvik primi verilmesi eylemi iddiasıyla ilgili olarak,<br />

İddianamede bu maçta yapıldığı iddia edilen teşvik primi eylemlerine yönelik ileri sürülen,<br />

tarafıma yöneltilen yegane tape, 06 nisan, 6-04-2011 günü, Alaaddin Yıldırım'la aramda geçen,<br />

2440 nolu tapedir. Bu tapeyi, tamamı incelendiğinde görüleceği üzere, şike ve teşvik eylemlerine<br />

ilişkin yapılan hiçbir konuşmaya tesadüf edilememektedir. Ancak anladığım kadarıyla sayın<br />

başkanım. Alaaddin Yıldırım'ın bana sorduğu olduğu, oldu mu senin şey, şey yani görüşme<br />

olumlu, şey sakatmış ama oynamıyor. Benim de belli değilmiş daha oynayım oynamayacağı<br />

şeklindeki ifadelerim, konuşmalarım, teşvik primi eylemine hasıl edilmiştir. Esasında burda<br />

bahsedilen şahıs, konuşmuş olduğumu şahıs, bu müsabakası, bu müsabaka ile alakası olmayan,<br />

gurbetçi futbolcu, o dönemde de çok iyi bir konumda olan, Mehmet Ekici isimli futbolcuydu. Biz<br />

135/678


o dönemde kendisinin babasıyla, Şekip Bey vasıtasıyla, babasının telefonunu da şu şekilde elde<br />

etmiştik. O dönemde milli takım teknik direktörü sayın Oğuz Çetin, Mehmet Ekici'de A milli<br />

takımda oynadı, oynayan futbolcu. Ondan rica etmiştik. Babasıyla birtakım futbolcu transferi<br />

için kendi kulübümüze kazandırmak adına birtakım konuşmalarımız oldu. Ben ise Alaaddin<br />

Yıldırım'a şunu anlatıyorum. Oyuncuyu özellikle, oynayacağı müsabakayı seyretmek ve<br />

babasıyla yüz yüze görüşmek üzere, oyuncuyla konuşmamın intibasını kendisine aktarıyorum.<br />

Onun neticesini aktarıyorum,çünkü Almanya'ya gidecektim. Alaaddin Yıldırım'a anlattığım konu<br />

bundan ibarettir. Kaldı ki 13/04/ tarihli Alaaddin Yıldırım ile yaptığım 1688 nolu tape, bu<br />

savunmanın en büyük kanıtıdır. Burda zaten bu tapede çok ayrıntılı bir şekilde Mehmet Ekici'nin<br />

bonservis durumu, oynadığı kulüp istediği rakam. Gelip gelmeme konusundaki fikrini almamız<br />

konusu çok uzun bir görüşme. Görüldüğü üzere Alaaddin Yıldırım ile yaptığım bu görüşme<br />

yanlış değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Kaldı ki sayın başkanım Bursaspor, Trabzonspor-<br />

Bursaspor müsabakası 17 Nisan, yani 17/04 tarihinde oynanan bir müsabaka ancak bununla<br />

alakalı bana yöneltilen tape 06/04 deki, yaptığımız tape, yani Bursaspor'un Trabzonspor-Bursa<br />

maçı, Trabzonspor maçından önce zaten başka bir maçı daha var. O da 08/ Nisan'da Antalyaspor<br />

ile kendi sahalarında oynadıkları bir maç. O müsabakayı da 3-2 kaybettiler. Kendi sahalarında,<br />

dolayısıyla on gün önceden herhangi bir futbolcunun, oynayıp oynamayacağının bilinmesi,<br />

futbolun doğal akışına aykırıdır. O gün itibariyle aykırıdır, yani bir oyuncunun oynayıp<br />

oynamaması bu fiilen imkansızdır. Bu nedenlerle de bu tape nedeniyle Trabzonspor-Bursaspor<br />

maçının teşvik primi verilmesiyle ilgili tarafıma yöneltilen suçlama, gerçeklere ve hukuka<br />

aykırıdır. Diye düşünüyorum. Bununla birlikte Bursaspor'lu futbolcu Gökcek Vederson'un<br />

Fenerbahçe'den alacağı nedeniyle Alaaddin Yıldırım beni arıyor sayın başkan. O sırada<br />

antremandayız, ben zaten telefon sürekli üzerimde, ancak Samet arkadaşımız sahada fiili görevi<br />

olduğu için beni Samet'le görüştürür müsün diyor. Ve ben telefonu veriyorum. O da Gökcek<br />

Vederson, sanırım alacaklarıyla ilgili, kulübümüzle ilgili, bir görüşme kaldı ki, bu konudaki<br />

bilgim bu görüşmenin, benim telefonda yapılmasından ibarettir. Ve hiç bir şike ve teşvik<br />

eylemine konu olmayan görüşmedir. Bunların dışında, tarafıma bu müsabakayla ilgili yöneltilen,<br />

herhangi bir tape de bulunmadığından, atılı eylemden dolayı tarafıma suç isnadı, hukuka ve<br />

gerçeklere uygun olmadığını düşünüyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir.<br />

37-SANIK HIRÇIN KIMIL SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben üzerime atılı<br />

suçlamaları kabul etmiyorum, ben kimseye zarar vermedim, kimseyi tehdit etmedim, kimsenin<br />

malına zarar vermedim, benim arabamla birlikte yanımda çalışan Samet Erdemir isimli<br />

personelimiz büfeye çarpmıştır, olay sonrasında ceza da almıştır. Herhangi bir örgüt üyeliğim de<br />

yoktur. Beraatimi istiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

38-SANIK HİKMET KARAMAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: Trabzonspor<br />

maçı öncesi hafta içi tesislerde antremandan çıktıktan sonra Fenerbahçe Kulübünden Serkan<br />

Acar ve Cemil Turhan'ın Manisasporun antreman sahasına geldiklerini benimle görüşmek<br />

istediklerini kapıdaki bekçiler bana ilettiler, daha sonra kendilerini teknik direktörlük odama<br />

kabul ettim, gelen arkadaşlar Trabzonspor maçı ile duyum aldıklarını, bizim maça iyi<br />

hazırlanmadığımızı ve bu maç ile ilgili takımla toplantı yapıp bazı oyuncularımdan<br />

Trabzonspar'a karşı iyi oynamayacaklarını ifade edip bunları dile getirir misin dediler, böyle bir<br />

soru ve düşünce karşısında son derece sert cevaplarla sert tavırlarla kendilerine cevap verdim,<br />

ben bu konuyla ilgili toplantı yapmam, böyle bir konuda düşünceniz varsa Başkan Kenan<br />

Yaralı'ya iletin dedim şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

39-SANIK İBRAHİM AKIN SAVUNMASINDA ÖZETLE: Beşiktaş maçıyla ilgili<br />

şike yaptığım söyleniyor, karşılığında da bir at aldığım söyleniyor, tabii ki bu olay beni çok<br />

136/678


üzmüştür, zaten benim yarış atlarım var, at yarışlarını çok seviyorum, Serdar Adalı'nın bana at<br />

teklif ettiği şike için, zaten ben böyle bir şeyin olmadığını maçta kanıtladım, bir gol ve bir asist<br />

yaptım, Fenerbahçe İ.B.B. Maçında da aynı şekilde şikeden suçlanıyorum. Takımın en iyi<br />

oynayanı benim, topum direkten dönüyor, yazarlar bana teşekkür etmiş, İbrahim Akın'ın<br />

performansından dolayı, aynı maçta şikeden dolayı suçlanıyorum ama böyle bir şeyin olmadığı<br />

açık görüntülerle ortadadır şeklinde şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

40-SANIK İLHAN ÇELİKAY SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;44-47 ve<br />

Kls 96 Dizi;66-77) 2000 yılından beri profesyonelim. On iki yıldır profesyonel olarak futbol<br />

oynuyorum. Belli bir futbol görüşüm var, yani bu maçta Fenerbahçe'nin Sivasspor'u yeneceğini<br />

ve benim açımdan, rahat yeneceğini, üç gol atacağını söylüyorum. Yusuf Turanlı da bana,<br />

karşılığında dört olur diye bir görüşmemiz var. Bu tamamiyle yine futbolla ilgili olan bir<br />

görüşmedir. Kesinlikle bu şikeyle bağdaştırılamaz ki maç 4-3 bitti zaten. Burda benim yorumum<br />

şu yöndeydi. 16 da 15 yapan ve bir maçında beraberlik yapan birtakım var. Fenerbahçe ve buraya<br />

gelirken de Beşiktaş'ı yenmiş, Galatasaray'ı yenmiş, Trabzon'u yenmiş birtakım var. Sivasspor<br />

ise, düşmekten kurtulmuş, ben olaylara futbolcu psikolojisiyle baktığım için söylüyorum.<br />

Düşmekten kurtulmuş birtakım var, futbolcu olarak rahatlar, son maça çıkıyorlar, birtakım da 16<br />

da 15 yapıp gelmiş. Maçı oynarsa şampiyon olacak, dolayısıyla tüm bunları birleştirdiğimde<br />

Fenerbahçe'nin ben maçı rahat kazanacağını düşündüğüm için, böyle bir yorum yaptım. İkinci<br />

tapemde, maçtan hemen sonra Korcan'la yaptığım görüşmeden sonra, bu tabi kayıtlarda değil.<br />

Yusuf Turanlı'yı arıyorum, çünkü o ulaşamıyor Korcan'a maçta kötü bir gol yediği için. Ben de<br />

diyorum ki ona; iyi abi bir sorun yok diyorum. Burda bir ifadem var bana savcılıkta da önemle<br />

soruldu. Stoh'unki, niye size itibar ediyorum. Bu ifadem, şundan dolayıdır. Korcan Çelikay<br />

kardeşim, 1-1 ken, bana göre ve bütün futboldan anlayan insanlara göre %100'lük bir gol<br />

pozisyonunu kurtarıyor. Stoh'un topuna can siperane atlıyor ve maç 1-1. Ben ertesi gün kamuoyu<br />

baskısının olacağından dolayı, işte basının bir sürü şey yazacağından dolayı, olumsuz şeyler<br />

yazacağından dolayı diyorum ki; Keşke Stoh'un golünü yeseydi de, kişisel hatasından bir gol<br />

yemeseydi, bunu ifade etmek istiyorum. Ama bu, bu söylemim de şikeyle yorumlanıyor. İşte,<br />

Stoh'unki niye ... Ben bu suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum, ne kardeşim ne ben, böyle bir<br />

suçlamayı kabul etmiyoruz. Diğer bütün sorularda Korcan Çelikay,Yusuf Turanlı ile böyle böyle<br />

konuşmuş. Korcan Çelikay, Yusuf Turanlı ile böyle böyle konuşmuş, Korcan Çelikay bununla<br />

böyle böyle konuşmuş. Ne diyorsun, senin yorumun nedir diye sorular var. Bir araba mevzuu<br />

var, yani Korcan, Beşiktaş altyapısından, Beşiktaş A takımında çıkmış bir oyuncu. Beşiktaş A<br />

takımına çıktıktan sonra şanssız bir Bursa maçı oynadı. A takımında Rüştü Rençber 'in ilk yarıda<br />

çıkmasından sonra oyuna girdi ve şanssız bir maç oynadı. Dolayısıyla, kötü iki tane gol yedi ve<br />

Diyarbakırspor'a transfer oldu. Kiralık olarak Beşiktaş'ın malı olarak, Diyarbakırspor'da ilk<br />

yarıyı oynadıktan sonra, ikinci yarıda Sivas'a gitti. Sivas'a gittikten sonra, bana dedi ki; abi dedi,<br />

bir araba alabilir miyiz, bir bakar mısın dedi. Bende Ankara'da Türk Telekomspor'da oynuyorum.<br />

Dolayısıyla, galeri şartları, araba şartları daha fazla olduğu için, abi dedi araba bakar mısın.<br />

İnternetten kendisi araba bakıyor, bana diyor ki git şu arabaya bak, ben de gidiyorum,<br />

bakıyorum. Onun tabi şartları var. Bu kadar olsun, bu kilometrede olsun, bu para olsun. Ve<br />

galeriden bir tane araba buluyor. Bu galeri Etilerde, Esasoğlu otomobilde araba. A6, Audi A6 bir<br />

araba var. Ve araba, internet fiyatı, 56.000 EURO. Yusuf Turanlı'nın ofisi Etiler'de 500 m. yada 1<br />

km. bilmiyorum. Bu esas otomobile uzaklığı ve sürekli iş yaptığı, bir yer, tanıdığı bir yer.<br />

Futbolculara araba aldığı bir yer. Dolayısıyla Yusuf abiyi arıyor. Diyor ki abi diyor, ben bu<br />

arabayı istiyorum. Bana indirim konusunda yardımcı olurmusun. Hatta tapelerde, fiyatlarda<br />

geçiyor. Yani çok mantıklı bir çerçeveden bakarsak hani, şike yapacak bişey, parasını niye<br />

konuşsun arabanın, alacağı arabanın parasını niye konuşsun. Paradan niye indirim istesin. Ve<br />

137/678


Yusuf Turanlı gidiyor, konuşuyor diyor ki; 52.000 Euroya alabiliriz diyor arabayı. Bunun<br />

üzerine, bir süre geçtikten sonra ben İstanbul'dayken abi diyor, şu arabayı bakın halledin diyor.<br />

Ve ben Esas Otomobil'e gidiyorum. Yusuf Turanlı ile buluşuyorum, diyorum ki; Bu arabayı<br />

almak istiyoruz abi, tam esas otomotive gidiyoruz. Adama diyoruz ki bu arabayı almak istiyoruz,<br />

adam diyor ki araba satıldı. Buda bizim şansızım yani, satılmasaydı o arabayı alacaktık belki,<br />

belki hakkımızda daha böyle büyük suçlamalar olacaktı. Araba konusu bununla ilgili, bundan<br />

sonra da araba konusunda, Doğuş Otomotive Korcan ile birlikte gittik. Kendimiz kişisel olarak<br />

araba almak istedik, geçmişte babamın ek kartını kullandığından dolayı Korcan, kradi ile bir<br />

araba almak istedi ve babamın kendi borcundan dolayı Korcan'a kredi çıkmadı. Bu da mevcuttur,<br />

bankadan kredi olayı da mevcuttur. Şike ile bir araba alınması istenirse insan niye bir krediye<br />

başvursun ki yani. Araba konusu burada bitti ama hakkımızda basında da bir sürü şey yazıldı<br />

nesye. Bu araba bitti, bir nikoko bitti, nissan kaşkai çıktı, nissan kaşkai çıktı, audi çıktı, audi bitti,<br />

bmv çıktı, çıktı da çıktı önemli değil. Hepsini elleriyle, hepsini anlattık. Kendimizi anlatmaya<br />

çalıştık. Korcan Çelikay'ın zam mevzuu soruldu bana. Dedim ki; Şimdi Diyarbakırspor'da<br />

oynuyor bu oyuncu, Diyarbakırspor Bank Asya'da Beşiktaş'ın oyuncusu Diyarbakırspor'dan<br />

ayrılıp, Beşiktaş'tan kiralık olarak Sivasa geliyor. Dolayısıyla 1,5 yıllık kiralık bir sözleşme<br />

yapılıyor. Şimdi alt taraftan gelirken, alt taraftan üst tarafa gelmek çok zor olmuştur. Alt taraftan<br />

gelirken de üst tarafda ki oyuncular gibi sözleşme yapmazsınız, daha düşük sözleşmeler<br />

yaparsınız. Sözle, eğer kendinizi ispat ederseniz, bu sözleşme aktarılır. Korcan zam istiyorum,<br />

zam diye talebi vardı Yusuf Turanlı'dan. Çünkü neden Korcan Sivasspor'da oynamaya başlıyor.<br />

Kimse belki tahmin etmiyor, ikinci kaleci, üçüncü kaleci diye alıyorlar. Yusuf Turanlı, Yusuf<br />

Turanlı da işte, sen iyi oyna paranı artırırız diye bir sözü olduğundan dolayı, abi diyor ben bu<br />

paraya oynamak istemiyorum. İkinci yarı çünkü iyi oynuyorum, oynuyorum o yüzden de zam<br />

istiyorum. Ama bu da ne yazık ki şikeye yorulmuş, zam istiyorum zam konusu şeklinde beyanda<br />

bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

41- SANIK İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94<br />

Dizi;237-294 ve Kls 96 Dizi;66-77) Savcılık Makamı tarafından kurulduğu iddia edilen<br />

"örgütün" mensubu olmam, bu amaçlarla hareket etmem ve bu amaçlarla kurulduğu iddia edilen<br />

örgüte bilinçli şekilde üye olmam mümkün değildir. Kulüp yönetimini bırakmak ve elde ettikleri<br />

etkinliği kaybetmek istemedikleri yönündeki iddiaları kabul etmiyorum. Kulüp kasasından<br />

ödenen paralar olduğu iddia edilen listenin, şike ve teşvikle hiçbir alakası yoktur. Bununla ilgili<br />

Sayın Başkanlığınıza açıklama yapmam gerekecektir. Çünkü muhasebe tekniği ve İçişleri<br />

Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan 23/09/2011 tarihli araştırma raporu<br />

ile bağdaşmayan bu bilgiye açıklık getirmem gerekiyor.<br />

1 Ocak 2011 tarihinde kulüpten yaklaşık olarak 183.000,00 Lira alacaklı gözüktüğüm,<br />

bu alacağıma karşılık 15 Marta 35.000,00 Lira 19 Nisan ' da 50.000,00 lira aldığım gözükecektir,<br />

dolayısıyla şu an kulüpten halen 98.000,00 Lira alacağım bulunmaktadır. İddianamede yer<br />

verilen hesap hareketleri hatalıdır. Yapılan harcamaların tümü belgelidir. Kulübümüz tarafından<br />

her gün yüksek miktarda ödemeler yapılmaktadır, bütçemizin 400 milyona yakın olduğunu var<br />

sayarsak günde 1 milyon liranın üzerinde ödeme yapılmaktadır. Kulübün bütçesi denetim ve<br />

gözetim altındadır. Yönetimin bilgisi, başkanın onayı ve konu hakkında tartışma olmaksızın<br />

hiçbir yöneticiye ödeme yapılması mümkün değildir. Şahsıma yapılan ödemelerin ise hepsinin<br />

açıklaması bulunmaktadır. Cari hesapta bana ödendiği söylenen rakamlarla ilgili yapılan<br />

harcamaların sözleşme ve makbuzlarını tarafınıza sunacağım. 2.216.810 TL tutarında bir ödeme<br />

yoktur. İddia edilenin aksine cari hesaba mahsuben kulüpten aldığım tutar toplam 85.000,00 TL<br />

dir. Bu da kulüpten olan alacağıma mahsuben yapılan ödemeden ibarettir. Bunun haricinde<br />

şahsıma iddia edilen amaçlarla bir ödeme yapılması söz konusu bu ödemelerin tümü hepsi<br />

138/678


kulüple ilgili tesislerin inşaat, bakım, onarım işleri ile ilgili giderlerdir. Tamer Yelkovan<br />

kulübümüzün muhasebe müdürü tarafından şike amaçlı olarak tarafıma verildiği iddia edilen<br />

paraların düzenli olarak tutulduğu iddia edilmektir. Ancak savcılık makamının talebine uygun<br />

olarak İçişleri Dernekler Dairesi Başkanlığı tarafından kulübün hesapları incelenmiş ve<br />

hazırlanan raporla şahsım ve kulüp arasında borç -alacak ilişkisi oluşabildiği, kulübe para<br />

verebildiğim ve geri aldığım tespit edilmiş. En önemlisi şike eylemindeki diğer delillerle<br />

örtüştüğü iddia edilen ödemelere ait tarihlerin farklı olduğu görülmüştür. Yani iddia konu<br />

suçlamayla tarihler arasında örtüşme tespit edilmemesine rağmen bu durum tarihlerin ileri bir<br />

tarihe bilinçli olarak kaydedilmiş olabileceği şeklinde hatalı yorumlanmıştır. Borç alacak ilişkisi<br />

her kulüpte sıkça rastlanan olağan bir durumdur. Ayrıca şahsımdan şike amaçlı para alındığını<br />

beyan eden herhangi bir kişinin ifadesine rastlanmamıştır.<br />

Şahsımdan şike parası aldığı iddia edilen Ali Kıratlı iyi bir iş adamı, iyi bir<br />

Fenerbahçeli, Fenerbahçe spor kulübü kongre üyesi ayrıca ben 2001-2002 yıllarında futbol<br />

altyapı şubesine bakarken kurduğum komitenin de üyesi idi. Kendisi ile o komitede iki yıl<br />

beraber çalıştık. Kendisi bu kadroda görev yaptı. Son yıllarda kafasında bir ticari proje vardı.<br />

Zamanında Acun Ilıca' nın yaptığı bir futbol turnuvası gibi bir "Devler Ligi" adı altında bir<br />

projesi vardı. Bu proje ile kendisine sponsor olup olamayacağım şirketlerim vasıtası ile bana<br />

söyledi. Yanılmıyorsam Ocak ayında bu konu ile ilgili bir anlaşma imzaladık. Bana ait olan<br />

ortağı olduğum şirketlerimden biri ile Ali Kıratlı arasında. 2011 yılının yaz aylarında başlatmayı<br />

planladığı projesi için Ali Kıratlı bu çerçevede sık sık Kıbrıs' a gitmiştir. Projenin medya ayağı,<br />

futbolcu ve tüm altyapısı ile ilgili çalışmalara başlamıştır. Ben maddi imkanlarım elverdiği<br />

ölçüde ve yaptığımız anlaşma çerçevesinde kendisine çeşitli ödemeler yapmış bulunmaktayım.<br />

Kendisi ile yaptığım bu konu ile ilgili bütün bu görüşmeler bütün bu para alışverişi para akışı<br />

yaptığımız anlaşma çerçevesinde şike için yorumlanmıştır.<br />

İddianamede yine örgüt üyesi olarak suçlanan ve mükafatlandırdığı iddia edilen bir<br />

diğer kişi Abdullah Başak olup, yapılan takipler ve dinlenen telefon görüşmeleri hatalı<br />

yorumlanmıştır. Dosya kapsamında sıkça geçen ve medyada da yer bulan bir iddia da, Mini<br />

Cooper marka aracın benim tarafımdan Abdullah Başak'a şike amaçlı alındığı iddiasıdır. Bu<br />

konuya her ne kadar sayın başkanımız değinmiş olmasa da ben de birkaç cümle etmek istiyorum.<br />

Benim için çeşitli uğurlar çok önemlidir. Daha önce de söyledim. Kulübün fanatik tarafları ve<br />

yöneticileri için durum aynıdır. Abdullah Başak Fenerbahçe spor kulübü kongre üyesidir. Kendi<br />

iş yeri vardır. Yanılmıyorsam 15-20 senedir aynı mağazayı çalıştırmaktadır. Kişiliği itibariyle son<br />

derece pozitif bir insandır. Zamanım müsait olduğu müddetçe kendisini yanımdan ayırmamaya<br />

gayret ederim. çünkü çok neşeli bir kişiliği vardır. Maçlardan önce kendisi ile görüşürüm. Bir<br />

ihtiyacı olup olmadığını sorarım, kulüp yöneticisi olan kişiler sıkça bunun gibi yardımda<br />

yardımda bulunmayı severler, uğur getirdiğine inanırlar. Bu güne kadar kendisinin suç unsuru<br />

oluşturabilecek hiçbir davranışına şahit olmadım. Araba ile ilgili olarak benden bu yaptığımız<br />

uğurlar karşılığında,şampiyon olmamamız halinde bir tane saat istemişti ve bunu 20- 25 hafta<br />

dile getirdi. En son sayın başkanım kız kardeşinin arabasını satacağı bir dönemdi, sattıktan<br />

yanılmıyorsam 1 ay sonra ofisime geldi. Bahsi geçen otomobil firmasının sahibini tanıdığım için<br />

benden yardım isterdi. Ben de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Kendi telefonumdan söz<br />

konusu arabanın peşinatı olan 9500 Euro' yu saatten vazgeçerek bunu ödememi istedi. Bu<br />

konuda yardımcı oldum. Araba Abdullah Başak'ın ablasına alınmıştır.<br />

Futbolculara ve sahalara yansıdığına dair somut delil ve bulgu mevcut olmadığını,<br />

hiçbir futbolcuyla görüşmediğimi, bunun aksini ortaya koyan bir beyan ve somut delilin de<br />

bulunmadığını, sadece iddia olunanın, hukuka aykırı elde edilen tapelerde geçtiği söylenen ve “o<br />

139/678


ne” dedi, bu ne dedi” lere bağlı olarak yapılan sübjektif tahmin ve yorumlar, günlük konuşma ve<br />

muhabbetler, somut delille desteklenmeyen iddialardır.<br />

Manisaspor-Trabzonspor maçında yapılan konuşmalara bakıldığında yapılan<br />

yorumların Trabzonspor'un bu maçla ilgili bir şike girişiminin olup olmadığı araştırılmasına<br />

yönelik olduğu görülecektir. Aziz Yıldırım ile aramda geçtiği iddia edilen ve İddianameye<br />

hukuka aykırı bir fiil icra ettiğimiz iddiasına dayanak delil olarak gösterilen görüşmede<br />

iddianamenin 168. Sayfasında, ki bu telefon dinleme kayıtlarını hukuka aykırı olduğundan ve<br />

aleyhime delil olamayacağından, kabul etmediğimi tekrar belirtmek istiyorum, Manisaspor'lu üç<br />

(3) futbolcunun çok kötü oynadıkları, hatta sanki bilerek kırmızı kart görmek istedikleri yorumu<br />

ve endişesi dile getirilmiştir.<br />

"Ne zaman dikim yapsak olmuyor", "ben yarın bunu bir tam öğreneceğim Başkanım"<br />

lafı, rakiplerimizin teşvik çalışması olup olmadığına yönelik araştırmalarda hep yanıltıldığımız<br />

gerçeğini belirtmekten ibarettir. Yaptığımız araştırmalar neticesinde, bu maçla ilgili Trabzonspor<br />

tarafından yapılması muhtemel bir şike girişiminin olmadığının tarafımıza bildirilmesinin yanlış<br />

bir İstihbarat olduğunu fark etmemizden ibarettir. Çünkü söz konusu maçta Manisaspor hiçbir<br />

varlık gösterememiş, özellikle bahsi geçen futbolcular maçın seyri ile bağdaşmayacak şekilde hiç<br />

direnmemişlerdir. Bu durum da bu maçla ilgili endişelerimizde haklı olduğumuzu ortaya<br />

koyuyor.<br />

Fenerbahçe-Kasımpaşa maçıyla ilgili şahsımın, Cemil Turhan ve Tamer Yelkovan'ın,<br />

Aziz Yıldırım organizesinde Mehmet Yenice üzerinden Kasımpaşa kalecisi Murat Şahin ile şike<br />

amaçlı anlaştığı ve bu amaçla (75.000,00-USD) para verildiği iddia edilmektedir. Murat Şahin bu<br />

maçta forma giymemiştir Ayrıca, Murat Şahin de bu maçla ilgili kendisine bir teklif gelmediğini<br />

net bir şekilde beyan etmiştir. Üç (3) telefon tapesinden ibaret bu maçla ilgili iddiaları kabul<br />

etmediğimi belirtmek isterim.<br />

25/02/2011 günü saat:20.29'da yapılan görüşme rakip analizi yapılmasından ibaret bir<br />

görüşmedir. Bu tür konuşmalar her maçtan önce yapılır. Kimin oynayıp oynamayacağı masaya<br />

yatırılır. Yani Aziz Yıldırım'ın, şahsımı aradığı görüşme: A.Y.: "Kasımpaşa'da o kaleci Tolga<br />

oynamıyormuş", Bende "He şey mi oynuyor", Aziz Yıldırım'da. "He tamam" diyor. Bu<br />

konuşmada Sayın Başkanımız Gazeteden aldığı, okuduğu haberi benimle paylaşıyor. Bir<br />

başkanla yönetici arasında bundan daha doğal bir görüşme olamaz.<br />

25 Şubat yine iddianamede dikkat çekilen başka bir görüşmede. Cemil Turhan ile<br />

aramdaki görüşme, 11/02/2011 tarihinde tarafımıza teklif verilen ve Dereağzı Tesisleri ile ilgili<br />

bakım-onarım-inşaat işlerinin pazarlık konuşmasıdır. "Hallettin mi", Cemil Turhan: "Ya konuş<br />

konuşuyorum ama tabi biraz biliyorsun bu şeyci ya biraz alışverişleri peşin sever ya... kilosuna<br />

100 lira verdik." Burada net anlaşılacağı üzere ben inşaatçıyım. Bununla ilgilenen insanlarda<br />

bilir. Bu bir moloz atım işidir. Dediğim gibi Sayın Başkanım. Ben çok büyük bir alanda kurulu<br />

kulübün faaliyetlerini, inşaatlarını takip etmek, denetlemek ve yaptırmakla yükümlüdür.<br />

Görevlerinden bir tanesi. Neredeyse haftanın 3-4 günü bu tarz işlerle uğraşırım. Kendi mesleğim<br />

de budur. Uğraştığım mesleklerden biride müteahhitliktir. Dolayısıyla bunlar son derece olağan<br />

hiç biri şike ile irtibatlandırılmayacak konuşmalardır.<br />

08/03/2011 günü 13.18'de şahsımın Tamer Yelkovan'ı aradığı görüşme de "Şimdi sende<br />

bir kağıt var ya,...,dünkü iptal,...iptal. tamam mı iptal,...tabi canım iptal o orada bir tek bizim<br />

başkana soracağımız bir numara var,...işte 100'lük,...o 75'e indi", "130 var değil mi" Dereağzı'nda<br />

spor hayatlarına devam eden yaklaşık 1200-1300 tane amatör sporcumuz var. Bunlar zamanı<br />

geldiğince, geldiği zaman profesyonel yapılırlar. Bunlarla yapacağımız yıllık ücretlendirme<br />

politikası ışığında yaptığımız görüşmelerdir bunlar. Orada bahsi geçen kalecidir.<br />

140/678


Bursaspor -Büyükşehir Belediye maçıyla ilgili olarak iddianamede telefon<br />

dinlemesinde geçen "3 tarlayı da sürdük" sözünden yola çıkılarak, suçlandığım aynı hafta<br />

oynanan Kayserispor- Manisaspor, Bursaspor-İ.B.B ve Beşiktaş-Trabzonspor maçlarında şike<br />

yapıldığı İddia edilmektedir. Fakat burada ne hikmetse bu "3 tarlayı sürdük" lafından çıkarılan<br />

"şike" de belirtilen 1 maç var. Yani diğer 2 maçı yoruma bile buraya geçirmeye bile gerek<br />

görmemişler. Lig maratonunda her zaman rakiplerimizin maçlarında olası bir şike olayını<br />

önlemek ve aynı zamanda kendi maçlarımızda olası bir teşvik olayını önlemek amacı ile bilgi<br />

almak amaçlı konuşmalar yapılır. Bu maçta da bu gibi konuşmalar yapılmıştır.<br />

9 tane Gençlerbirliği Futbolcusu ile şike amaçlı anlaşıldığına menfaat temin ettiklerine<br />

dair delil bulunmadığından haklarında sevk maddesi tanzim edilmediği yazılmaktadır.<br />

Fenerbahçe kulübü diğer spor kulüpleri gibi sezonun her anında transfer için futbolcu izleyebilir,<br />

görüşme yapabilir. Bahse konu maçtan önce de bir önceki sezonda da kaleci Serdar Kulbilge ile<br />

ilgili görüşmelerimiz oldu. Bu maçtan 1 sene önce 2. Başkanımız Nihat Özdemir bu görüşmeleri<br />

yürüttü. Çok yüksek bir bedel istediği için bu konuda bir aşama kaydedemedik. Fakat bahse<br />

konu sezonda Serdar Kulbilge'nin Gençlerbirliği ile sözleşmesinin biteceği neticesini<br />

bildiğimizden dolayı bu görüşmelere başlamıştık. Çünkü serbest kalıyordu. Serbest kalan bir<br />

futbolcuyla da görüşme yapmamız hukukla yada federasyon kurallarına aykırı bir durum teşkil<br />

etmemektedir.<br />

Gençlerbirliği Tranzonspor maçıyla ilgili olarak Serdar Kulbilge ve Mahmut Boz'la<br />

para karşılığında anlaşıldığı iddiası, hem delil olarak kullanılan telefon tapelerine ve hem de<br />

müsabaka raporuna bakıldığında gerçekten uzak olduğu anlaşılacaktır. Şöyle ki; "Anlaşıldı"<br />

denilen futbolculardan birisi anlaşılmaz bir şekilde, oyundan çıkıyor, diğeri ise 79. dakikada<br />

oyuna giriyor! Ayrıca bir diğer konuda bu müsabakadan 13 gün önce oynanan Gençlerbirliği-<br />

Fenerbahçe maçında tam 10 futbolcu ile şike yapıldığı iddia ediliyor. 13 gün sonraki sonraki<br />

maçta ise 2 futbolcuya teşvik verdiğimiz söyleniyor. Biz 10 futbolcu ile şike yapsak onu devam<br />

ettirir. 10 tanesi ile de teşvik anlaşması yaparız. Üstelik burada geçen Mahmut Boz bir önceki<br />

maçta ismi bile geçmiyor. Bu da bizim iddiamızı ortaya koyacak önemli bir delil olarak<br />

düşünüyoruz. Neticede, oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakasında hiçbir şekilde<br />

Gençlerbirliği takımı oyuncuları ile teşvik amaçlı anlaşma yapılmamış ve bunu doğrular nitelikli<br />

görüşmeler olmamıştır. Bu iddiaya dayanak olarak sunulan telefon görüşmelerinin çoğu transfer<br />

işleriyle, diğerleri ise futbol yorumları ve maç kritikleri ile ilgilidir.<br />

Eskişehirspor-Fenerbahçe maçıyla ilgili olarak iddianamede sadece bu maçla ilgili maç<br />

raporuna yer verilmemiştir. Çnkü verilseydi, her şey çok net anlaşılacaktı. Bu maç herhalde<br />

Fenerbahçe'nin o sezon oynadığı en heyecanlı maçtı. Bu maçta Fenerbahçe'nin Eskişehirsporlu<br />

futbolcu Ümit Karan ile maçta kötü oynaması karşılığında para alması ve takım arkadaşlarını da<br />

organize etmesi için şike anlaşması yaptığı iddia ediliyor. Fakat Ümit karan'ın hangi takım<br />

arkadaşları ile anlaşma yaptığı açıklanamıyor. Öyle bir delil, konuşma bir isim, bir resim hiçbir<br />

şey yoktur. Ümit Karan'ın bu iddia hakkında iddiayı haklı çıkaracak hiçbir konuşması yoktur.<br />

Üstelik bu maçta Ümit Karan'ın oyuna girmesi ve çok iyi bir oyun sergilemesi iddiaların doğru<br />

olmadığını gösterdiği gibi, Ümit Karan'ın 62. dakikadan sonra oyuna girmesi şike konusunda<br />

yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu da ortaya koymuştur. Bu maç 1-3 bitmiştir. Maç. 2-1<br />

iken çok net fırsatlar harcanmıştır.<br />

Eskisehirspor - Trabzonspor maçıyla ilgili olarak tarafıma Aziz Yıldırım'dan gelen<br />

talimatla hareket edip teşvik primi vermek eylemine katıldığım suçlaması yapımaktadır. Bu maç<br />

ligin 30. haftasında oynandı ve çok önemliydi. Çok heyecanlı bir maçtı. Eskişehirspor'lu futbolcu<br />

ve teknik menajer Ümit Karan, Eskişehirspor teknik direktörü Bülent Uygun ve yardımcısı Şükrü<br />

ongan'ın bu iddia çerçevesinde para karşılığında teşvik anlaşması yaptıkları söylenmektedir.<br />

141/678


Ancak bu konu ile ilgili ifadeye sadece Ümit Karan, sporcu sıfatıyla katılmaktadır.<br />

Eskişehirspor'lu başka hiçbir futbolcunun ifadesine başvurulmamıştır. Teşvik girişiminde<br />

bulundu isek, hangi futbolcularla görüşmüşüz ve hangilerine teşvik vermişiz? Teşvik anlaşması<br />

yaptığımız iddia edilen Ümit Karan da maçta ilk 11'de oynamamış ve maçın bitimine 13 dakika<br />

kala oyuna girmiştir.<br />

Fenerbahçe- İstanbul Büyükşehir Belediyesi maçıyla ilgili olarak iddiaya dayanak<br />

oluşturan telefon tapeleri ve fiziki takip tutanaklarının hiçbirinde şahsımı suçlu gösterebilecek bir<br />

bulgu mevcut değildir. Üçüncü kişilerin kendi aralarında yaptıkları konuşmaya dayanarak -ki bu<br />

konuşmaların şike eylemleri ile ilgili olmadığı belgeleri ile açıktır ve şahsımla ilgili değildir-<br />

Fenerbahçe Kulübünün ve yöneticilerinin ne isimleri ne de eylemleri olmamasına rağmen şike<br />

suçlamasında bulunmak hiçbir hukuk mantığına uymamaktadır. Bu maçla ilgili 26.04.2011-<br />

11.05.2011 tarihleri arasında tam 96 telefon tapesi ve 8 fiziki takip tutanağı vardır. İşin en ilginç<br />

kısmı ise bu konuşmalardan sadece "3" tanesinin bana ait olmasıdır.<br />

15/05/2011 tarihinde Fenerbahçe- Ankaragücü amacıyla ilgili olarak yirmi beş gün<br />

önce şike eylemlerine başladığımız iddia edilmektedir. Sözkonusu maça kadar iki tane daha çok<br />

önemli maçımız daha bulunmaktadır. Ankaragücü maçı kalan maçların en basiti hiç olmazsa<br />

kağıt üstünde en basiti. Biz o iki maçı da bırakıp Ankaragücü'ne hemde 25 gün öncesinden şike<br />

eylemi yapmak suretiyle hazırlandığımız iddiası var. Bu hem gerçeğe hem de hayatın olağan<br />

akışına aykırı bir durumdur. İddia edilen şike eyleminin kabul edilebilmesi için her şeyden önce<br />

Ankaragücü futbolcuları ile Fenerbahçe maçında müsabakanın Fenerbahçe lehine sonuçlanması<br />

için para karşılığında bir anlaşma yapılmış olması gerekmektedir. Ancak suçüstü yapmak yerine<br />

hukuka aykırı bir şekilde görüntüleyerek kendi yorumlarıyla birlikte fezlekelerini eklemek<br />

yolunu tercih etmişlerdir. Ayrıca huzurdaki dava ile ilgili soruşturma kapsamında araçta arama<br />

yapılmak ve delil toplanmak isteniyorsa, bu yönde bir hakim kararı veya acil durumda yazılı<br />

emirle "arama, el koyma" kararı verilmesi gerekirdi. Ancak bu yönde alınmış bir karar<br />

bulunmadığını, bu nedenle delil olarak kullanılamayacağını belirtmek isterim. Aksinin kabulü<br />

Mehmet Yenice'nin özel hayatının hiçe sayılması anlamına gelecektir. Mehmet Yenice'nin çok<br />

önemliymiş gibi arabasının bagajında fiziki takip sonucunda her ne kadar olağan bir arama dense<br />

de fiziki takip sonucunda yapılan aramada ele geçirilen denilen 100 bin dolar para Mehmet<br />

Yenice'nin at yarışı oynayarak kazandığı paradır. Yavuz Ağırgöl bir dönemler bu transfer<br />

işlerinde menajerler yetkili yetkisiz hiç kimse yoktu böyle. Bu adı geçen Yavuz Ağırgöl kahveci<br />

Yavuz olarak bilenen şahıstır.<br />

İddianamede kişiler arasında yapılan telefon görüşmelerinden öte bir delil yoktur. Şike<br />

ve teşvik primi iddialarının ciddiye alınabilmesi için ortada bunu yapabilme imkan ve gücüne<br />

sahip olan futbolcu, hakem, yönetici olması gerekir şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı<br />

suçlamaları reddetmiştir.<br />

42-SANIK İSKENDER ALIN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;113-117)<br />

Hakkımda isnat edilen hiç bir suçlamayı kabul etmiyorum. iddianamede hakkımda iki maçla<br />

ilgili suçlama vardır. Bu maçların birinde son 10 dakika oyuna girdim. diğerinde ise tüm spor<br />

yazarlarının üzerinde konuştuğu gibi sahanın yıldızlarından biriydim. öncelikle soruşturma<br />

safhasında yurt dışında kampta bulunmaktaydım. Telefon görüşmelerim de transferimle ilgili<br />

Yusuf Turanlı benim menajerimdir. Kendisini de futbol camiası içinde olduğu için güvenirim.<br />

Beraber günde her gün konuşuyorduk transfer ile ilgili konuştuk o maçtan önce de Daha sonrası<br />

zaten sürekli konuşuyorduk ama hiç bir şekilde maça yansımadı zaten maçta da her şey ortada.<br />

Hocamla 110 dakika sahada kaldım bir golüm gol attım golüm sayılmadı penaltı yaptırdım.<br />

Hiçbir şekilde aramızda konuşma olmamıştır. Sadece aramızda transfer konuştuk şeklinde<br />

beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

142/678


43-SANIK KENAN YARALI SAVUNMASINDA ÖZETLE:Ben atılı suçlamaları<br />

kabul etmiyorum, ben hazırlık aşamasında yazılı savunmamı verdim. Bu savunmamı aynen<br />

tekrar ediyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

44-SANIK KORCAN ÇELİKAY SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;39-<br />

44) Ben Fenerbahçe-Sivasspor maçında hatalı bir gol yedim ve bundan dolayı şike yaptığım<br />

iddia edilmektedir. Bu hatayı ben bir maç önce yapsaydım, bu hata olacaktı, Korcan kötü kaleci<br />

olacaktı. Ama son maçta, şampiyonluğu belirleyen maçta yaptığım için bu şike oldu. Benim bu<br />

konuyla ilgili şike gibi, yani zaten, afedersin çok iğrenç bir kelime geliyor bana şike. Hele<br />

bununla suçlanmak çok da ağır bir yok. Bunun ile ilgili söyleyeceklerim, benim bu konuyla<br />

hiçbir alakam yok, ben kimseyle ne bir pazarlık yaptım, ne bir teklif aldım, ne birinden teklif<br />

kabul ettim. Ne yaptığım bir şike yada herhangi bir yanlış var.<br />

Sanık Yusuf Turanlı'yı ben Sivas'a gittiğimden beri tanırım. Benim oraya gitmemde<br />

aracı olan kişidir. Benim takımlarla ilgili, gerek Beşiktaş, çünkü ben Sivas'a 1,5 yıllığına kiralık<br />

olarak gittim. Asıl bonservisim Beşiktaş'tır. Gerek Beşiktaş'la, gerek Sivasspor'la, benim<br />

iletişimimi sağlayan kişidir. Benim maddi manevi, bağımı sağlayan kişidir. Bu yüzden de gerek<br />

parasal konularda birçok görüşmüşümdür. Sadece bu değil, bir çok konuşmam olmuştur. Abi ne<br />

olacak, seneye Beşiktaş'a mı döneceğim, yoksa Sivas'ta kalacam mı, Sivas'ta kalırsam, ücretin ne<br />

olacak. Beşiktaş'a gidersem, yine ücretim ne olacak, buna benzer birçok konuşma yaptım.<br />

Kalecilikte eğer bir anı kaçırırsanız, o bir saniyeyi bir saliseyi kaçırırsanız, onda sonra<br />

hareket yapsanız da zaten goldür ve bir anlamı yoktur. Önemli olan o anı yakalamaktır. Ben o anı<br />

kaçırdım, yani çünkü adamı bekliyorum hala düzgün vuracak diye. Adam öyle akıl almaz bir<br />

vuruş yaptı ki gitti sağ köşeye, ben zaten geç kalmıştım. Yani bu futbolun içinde olan hatadır.<br />

Ben golü yedim ki bu maç yine 1-1 iken de kurtarışlarım da vardı. Ama yenildiğimiz için kimse<br />

kurtarışlardan, tabi ki de konuşulmaz, hatadan bahsedilir. Biz o maçı 4-3 kazansaydık, kimse bu<br />

hatayı konuşmazdı. Aynı hatanın benzerini Volkan Demirel'de yapmıştır. Çünkü yere sekti, aynı<br />

golü o da yedi. Ama şampiyon onlar olduğu için konuşulan bir şey yok benim hatam konuşuldu<br />

şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

45-SANIK LEVENT ERİŞ SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben yıllardır içinde<br />

bulunduğum hem futbolculuk hem de antrenörlük yaşamımda herhangi bir suç teşkil edecek<br />

davranışta bulunmadım. Namusum ve şerefimle bugüne kadar geldim, hakkımdaki iddiaları<br />

kabul etmiyorum. Diyarbakırspor kulübünün o tarihteki konumu itibari ile bana düşüncem<br />

sorulduğunda ben de rahatlıkla kazanabileceklerini söyledim, bununla ilgili herhangi bir fiili<br />

yada sözlü görüşmem olmamıştır, suçsuzum beraatimi istiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve<br />

atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

46- SANIK MAHMUT BOZ SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben Gençlerbirliğinde<br />

oynadığım sürece Gençlerbirliği – Trabzon maçında şike ve teşvik suçu ile suçlanmaktayım.<br />

Benim telefon görüşmesinde Cengiz Demirel ile 4 defa görüşmem vardı, Cengiz Demirel o gün<br />

için yardımcı hocaydı, Serdar Kulbilge Gençlerbirliği'nin kalecisiydi, Zafer Önder İpek'de Genel<br />

Müdürdü, benim Serdar Kulbilge ve Zafer Önder İpek' ile samimiyetliğim çok değildir, ama<br />

Cengiz Demirel ile bir ağabey kardeş yakınlığımız vardır, o benim iki seneden beri başımda hoca<br />

olduğu için benim Fenerbahçe takımına transfer olma konusunda kendisine izin vermiştim, bu<br />

olay sadece benim transferim hakkındadır, diğer suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum<br />

şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

47-SANIK MAHMUT GÜNEŞ SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;98-99)<br />

Suçlamaları kabul etmiyorum. Sınava çalışmıştık. Ama kazanamadık. Soruları kimseden<br />

almadım. Kimseye de para vermedim. Kimse de benden bir şey istemedi. Yani herhangi bir<br />

kimseden almadım. Sanıklar Sami Dinç ile Talat Emre Koçak benim avukatım olur. Hep<br />

143/678


görüştüğüm ve bir arada olduğum insanlardır. Her zaman bir arada olduğum kişiler. Belirli<br />

futbolcuları tanırım. Onların ihtilaflı dosyaları olduğu zaman onları götürürüm. Onla ilgilenirler.<br />

Böyle bir irtibatım var benim onlarla.<br />

31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavında ortam rahattı. Sanıklardan diğerlerini<br />

tanımıyorum. Sınav sırasında birbirimizin kağıtlarına bakmaktaydık. Rahat bir ortam vardı<br />

şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

48- SANIK MECNUN OTYAKMAZ SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94<br />

Dizi;361-378) Bu kadar takip edilmemize rağmen, arada en ufak bir maddi menfaatin olmadığı<br />

da görülmüştür. Bu tür akçeli konuları da hiç sevmem, yani Sivasspor Başkanı olduğum süre<br />

zarfında, ekonomik konuları hiçbir zaman kendi kontrolüme almadım. Sivas'ın önemli<br />

esnaflarından başkan vekilim Erdal Sarılar gayet başarılı bir şekilde yönetmektedir. Kadıköylü<br />

olduğum için bundan önceki Fenerbahçe başkanlarının Hasan Özaydın'ı, Güven Sazak'ı, Ali<br />

Şen'i, Tahsin Kaya'yı Metin Aşık'ı tanırım. Sadece Aziz Yıldırım'ı tanımam. Yani Aziz<br />

Yıldırım'dan önceki kulüp başkanlarını da tanırım.<br />

Sivasspor'un ligden düşme hattında bulunduğu sırada Aziz Yıldırım'dan destek aldığım<br />

iddiası bulunmaktadır. Benim rakiplerim zaten Fenerbahçe'nin de rakipleri ve başarılı olması için<br />

Fenerbahçe'nin benden daha çok ihtiyacı var. Yani İddianamenin bir bölümünde de yazıyor;"<br />

puan kaybına tahammülü yok" diyor Fenerbahçe'yi tarif ederken, yani bunu mutlaka kazanması<br />

lazım. Yani mutlaka kazanması gereken bir takımın benim için artı bir motivasyon göstermesine<br />

gerek yok. Zaten ben bu başarılı olduğum dönemde veya 2 yıldır düşmemeye oynadığım<br />

dönemde, geçmişte bir yeminim vardı Başkan olduğumda, çünkü benim için onur verici bir<br />

göreve seçilmiştim ve Türk futbolundaki bazı çarpıklıkları, aksaklıkları da biliyordum, kendi<br />

kendime de yemin ettim, bu düzenin içinde olmayacam, dik bir duruş sergileyecem ve bunu hiç<br />

bozmayacam ve bu tür olaylara da tevessül etmeyecem diye de yemin etmiştim. Belki 2 yıl kıl<br />

payı şampiyonlukları kaçırdık. Eğer bu meziyetlerim olduğunu iddia edilen, daha doğrusu iddia<br />

edilen bu meziyetler bende olmuş olsaydı, bunu kendi onuruma yedirmiş olsaydım, o dönemde<br />

belki de şampiyonluğu yakalayacak bir iki hamle, küçük hamle yapabilirdim veya aynı şekilde<br />

düşmemeye giderken çok stresli günler yaşadım, orda da sanatımı icra edebilirdim. Ama Allah'a<br />

çok şükür hiçbir zaman öyle bir yola tevessül etmedim.<br />

Mart ayında Kulüpler Birliği olağan toplantısı yapacaktık. 09/03/2011 13:03' te 1511<br />

tape. Olağan toplantısını yapacaktık, sayın Aziz Yıldırım beni aradı ve kendisinin hasta<br />

olduğunu, serum bağlattığını, çok kötü olduğunu, zaten hava muhalefetinden dolayı diğer<br />

Başkanlarında İstanbul'a gelemediklerini, Kayseri ve Konya'da uçakların iptal olduğunu, Halil<br />

Ünal'ın Eskişehir Başkanının Ankara'dan Eskişehir'e gidemediğini, dolayısıyla toplantının 1<br />

hafta sonraki Salı gününe ertelemek istediğini bildirip, beni bilgilendirmek istediğini söylüyor.<br />

Ben de toplantı var diye kaldığımı, Tokat üzerinden Sivas'a gideceğimi söylüyorum, orda<br />

yolların kötü olduğunu, dikkat etmem gerektiğini söylüyor. Bu arada hasta olduğu için bende<br />

benlik bir şey olursa aramasını söyledim. Yani hasta olan bir insana eğer benlik bir şey olursa<br />

ben sokaktayım. Olur ya bişey olur, yalnızdır. Sanıyorum o dönemlerde yalnızdı, yani bir ihtiyacı<br />

olur, bir şey olursa yardım edebileceğimi söylüyorum. Tam telefonu kapatırken bu hafta kimle<br />

oynadığımı soruyor. Kendilerini şampiyon olabilmek için tüm rakiplerini yenmek zorunda<br />

olduklarından, rahat olmamı söylüyor. Benim de kazanmam gerektiğini söylüyor. Her gün her<br />

Başkan arasında yaşanabilecek bir konuşma olduğunu takdir edersiniz. Burada bir çete reisinin,<br />

çete üyesinin toplantının iptalini bildirmek için aradığını ve saygılar dilerek görüşmeyi<br />

sonlandırdığını görüyoruz. Çok demokratik bir çete herhalde yani, lideri de çok kibar.<br />

Sivas'ta iken yeni düzenlemelere göre, yeni yasaya göre değişen güvenlik önlemleri ile<br />

ilgili güvenlik toplantısı yapmıştık. Orda Vali beye; "eğer ligin son maçı final maçı olursa, iki<br />

144/678


seçenek var önümüzde, ya misafir takıma ayırtılan %5 nisbetinde 850 bileti Fenerbahçe<br />

taraftarına verecektik, Polis kordanı altında gelecekler, Polis kordanı altında gidecekler." Hatta<br />

dedim ki; " bu yarım ekmek dönerleri de biz cebimizden ödemek zorunda kalırız sayın Valim,<br />

ama kimse bize bişey diyemez eğer böyle yaparsak veya şehrin sosyoekonomik yapısına katkıda<br />

bulunmak amacıyla, çok sayıda Fenerlilere bilet verecez, 2 kale arkasının misafir bölümleri VİP'<br />

ten bilet veririz, bir de fiyatları da yüksek tutarız. Hem şehirde hafta sonu bir şenlik olur, daha<br />

önce 2 yıl önce şampiyonluğa oynadığımız dönemde Galatasaray'a 2000 kişilik bilet vermiştik<br />

gene fazla tutup. İnanılmaz bir canlılık gelmişti şehre. Yine böyle olur, şehrimiz için ne iyi olur,<br />

esnafın yüzü güler." Diye bir tavsiyede bulundum. Ama bir şeyi var, hakkımızda biraz dedikodu<br />

çıkabilir. Sayın Valim de bana demişti ki; "derler Mecnun, ne yaparsanız derler." O yüzden<br />

şehrimiz için iyi olan çok sayıda bilet vermek. Fenerlilere de çok sayıda bilet vereceğimizi de<br />

söylüyorum. Ayın onunda Bülent İşcan beni arayıp, Aziz Başkanla görüşecektik ayın onunda<br />

biliyorsunuz, Sultanahmet'te bir işinin olduğunu ve görüşemediğini söylüyor. Görüşemeyeceğini<br />

söylüyor, neticede ayın on birine kalıyor. Aziz Yıldırım, Bülent Beyi arıyor. Her ne kadar benim<br />

dışımda yapılan bir görüşme olsa da anlaşılan Aziz bey 5:30'da müsait oldum, gelebileceğimizi<br />

söylüyor. Bülent bey söyledi ama ben tekrar bunu söyleyeyim. Benim telefonum gizli numaraları<br />

kabul etmiyor. Çok rahatsız ediliyordum, dolayısıyla kapatmıştım, kodlamıştım onu. Aziz beyin<br />

telefonu da gizli numara, dolayısıyla direk beni hiçbir zaman arayamıyor. Yani eğer kulüpteyse<br />

Nurgül hanım arıyor, ofisindeyse Ebru hanım arıyor veya o an yanında kim varsa işte, bazen<br />

Serkan abi oluyor, bazen Ömer Temelli oluyor, bazen de Bülent İşcan oluyor. Demek ki son<br />

görüşmeyi onunla yaptı, 5 buçukta şey yapmasını söylüyor, gelebileceğimizi söylüyor, o da bana<br />

randevu saatini bildiriyor. 11.5'te yüz yüze bir görüşme yapıyoruz. Bu görüşmenin temeli<br />

kesinlikle eğer son maça kalırsa şampiyonluk ne yapabiliriz, stadı orda hatta bir kroki çizdik,<br />

stadın krokisini çizdik, nereleri verebiliriz, ne yapabiliriz, ne edebiliriz, tamamiyle bunları<br />

konuştuk. Ama tam el sıkışılmış bir konuşma değil, neticede daha hafta sonunda oynanacak bir<br />

Fenerbahçe- Ankaragücü, İstanbul Belediye- Trabzon karşılaşması var. Bir de burda tabi bu<br />

görüşmeden hemen bir iki saat öncesinde bir sayın Abdullah Kiğılı ile sayın Aziz Yıldırım'ın bir<br />

telefon görüşmesini koymuşlar. Orada Aziz bey, Fenerium'un şeylerini soruyor; " nedir durumlar<br />

falan" diye. Abdullah bey de ona; " para mı lazım Başkan" diyor, " yok ama varsa gönder", " iyi<br />

diyor bir dört yüz ayarliyim, gönderiyim" diyor. Neticede bu para gönderiliyor. Tabi gönderildiği<br />

saat ben 17:30 gibi falan diye düşünüyordum ama Tamer bey bugün dikkatimi çekti, söylerken<br />

on ikisinde bu para hesaba geçmiş. Yani Polisin iddiası, sanki o para benim için gönderilmiş, şu<br />

meşhur çantaların ilk ayağı orda gerçekleşmiş, bir çantaya koymuşlar, ben de o parayı almışım<br />

gitmişim gibi bir izlenim olmuş ki, bu para zaten ertesi gün geçmiş, o saatten sonra da o parayı<br />

almanın da zaten bir anlamı yok. Burda tabi insana acı veriyor. Aziz Yıldırım ile görüşmem<br />

bahsetmiştim uzun sürüyor, yani özü neticede bu biletleri nasıl oluyor, Ben tabi bu görüşmeden<br />

imtina etmedim, neden? çünkü henüz oynanmamış maçlar var ve bizim maçımız daha henüz<br />

kritik bir hal almamış, o yüzden görüşmem bir sıkıntı olmaz diye düşünmüştüm. Şimdi on<br />

ikisinde bir görüşmem var Zeki Mazlum ile, bu görüşme İddianamede yer almıyor. Aslında çok<br />

önemli bir görüşme, bu görüşmeden sonra da ortalık hareketleniyor. 1174 tape no, çok önemli bir<br />

görüşme, niye atlanmış hayret ediyorum. Bunun mutlaka olması gerekir, zaten bunun üzerine<br />

kuruluyor. Şimdi 12/5/2011'de Perşembe günü 16.27'de Zeki Mazlum- Otyakmaz, bu görüşme<br />

daha önce bahsettiğim Trabzonlu dostum Zeki Mazlum beni aradı;" müsaitsen misafir olacağını<br />

söyledi." beklediğimi söyledim. Adresi teyit edip iki arkadaşıyla birlikte geldiler.<br />

Trabzon'dan gelen teşvik ile ilgili konuşuyorduk. Sanki bu sefer de Trabzonspor'dan<br />

teşvik almış olmakla yargılanacam gibi bir his var içimde ve sanki diğer taraftan da Trabzonspor<br />

ile bir diyaloğa geçmişim gibi. Cuma günü 20.05'te o akşam Sivas Büyük Otel de kulüp<br />

145/678


personeli Mustafa Uzun'un oğlunun sünnet düğünü vardı. Katılımın fazla olması için de zaten<br />

Fenerbahçe maçına yakın bir zaman seçmişti ki diğer İstanbul'da da oturan yönetici arkadaşlar<br />

düğüne katılabilsin düşüncesiyle. Mehmet Oflaz'ın, Peugeot bayisine gittik. Ahmet Çelebi'de<br />

oraya geldi. Ahmet Çelebi, Sivas'a geldiğinde en iyi dialog kurabildiği arkadaşı Mehmet<br />

Oflaz'dır. Dolayısıyla her geldiğinde o araba yollar, alır. İlk etapta o misafir eder, çay kahveden<br />

sonra gideceği yere gider. Yine Ahmet Çelebi bizim yanımıza geldi oraya, daha sonra ben Faruk<br />

Taşseten ile beraber antreman vardı, tesise gittim, o da dinlenmek için, üstünü değiştirmek için<br />

de otele gitti. O kayıtlarda sanki Ahmet Çelebi'nin bizimle beraber tesise geldiğiyle ilgili bir<br />

fiziki takip tutanağı var. Her ne kadar orda bu belli olmasa da, yorum bölümünde böyle bir şey<br />

var. bunun böyle olmadığını söylemek istiyorum. Şimdi tabi otel konusu, sanıyorum 199.<br />

sayfadaydı, kaleci Serdar Kulbilge'yi fiziki takibe almışlar. orda bir oteldeki görüşmeyi, otel<br />

kayıtlarını alarak şey yapmışlar, dosyaya koymuşlar. şimdi Sivas Büyük Otelde de bu kayıtlar<br />

var. Aslında hem Cuma akşamı, hem de Cumartesi akşamı Fenerbahçe'lilerin geldiğinde yenilen<br />

yemek ve ordaki atmosferi ortaya koyabilmek amacıyla, bu iki günlük, iki akşamlık kayıtları alıp<br />

dosyaya koymuş olsalardı hiçbir şaibeye yer verilmeyecek şekilde her şey ayan beyan ortaya<br />

çıkacaktı. O gün Ahmet Çelebi'nin geldiğini, her ne kadar Ahmet Çelebi'yi savunmak bana<br />

düşmese de, o gün Ahmet Çelebi'nin geldiğini, Mehmet Yıldız ile telefonlaştığını, aşağıda<br />

buluştuklarını, hemen asansörün karşısındaki koltukta kaç dakka oturduklarını, ne kadar sohbet<br />

ettiklerini ve ne zaman yolcu ettiğini Ahmet Çelebi'nin kendi ifadesi 3-5 dakikayı geçmemiştir<br />

diyor ama yarım saat orda görüştüklerini, eğer o görüntüler olsaydı bütün bu çanta şaibesi de<br />

ortadan kalkmış olacaktı. O gün, ertesi akşam sayın Vali beyimizin, gördüğünüz gibi bu,<br />

Polislerin kendi çekmiş olduğu bir fotoğraf değil, direk otel kamerasından alınmış bir fotoğraf,<br />

demek ki burada kamera var, bu görüntüleri fotoğraf değil de video haline getirselerdi her şey<br />

daha güzel olacaktı ve yine ertesi gün, yine aynı mekanda, bütün bu çanta alışverişlerinin olduğu<br />

iddia edilen mekan bu mekan. O kapıdan girişler, çıkışlar, diğer kamera kayıtlarında da her şey<br />

ayan beyan ortada olurdu. Biz de 8 aydır gündemi oluşturan bu çanta illetinden de kurtulmuş<br />

olurduk. Yani o akşam, hemen sol tarafta bir VİP bölüm var, gelen kulüp Başkanlarını geleneksel<br />

olarak herkese yemek veririz. orda oturup sohbet ederiz, hepsi bizim dostumuzdur. Fenerbahçe<br />

camiası da geldiğinde, özellikle bunlar geldiğinde, şehrin üst düzey insanları da mutlaka<br />

katılıyorlar bütün toplantılara. Netice itibariyle Valimizin, Emniyet Müdürümüzün, Tugay<br />

Komutanımızın, Belediye Başkanının, hatta o gün Anayasa Mahkemesinin 2. Başkanı da<br />

Fenerbahçe'liydi, o da Aziz Başkan ile beraber gelmişti. Serruh Kaleli'ydi sanıyorum, tam ismini<br />

hatırlayamayacam, evet o da vardı, Ertuğrul Özkök vardı. Orda uzun uzun sohbet edildi. Saat<br />

yarıma kadar oturduk. Saat 12 gibi sayın Valimizi yolcu ettik. Bu yolcu etme fotoğrafını<br />

gösterebilirsek, orda tabi atlamışlar, ya bilmiyorlar ya da özellikle mi koydular bilmiyorum ama<br />

Emniyet Müdürümüz orda gözüküyor, en ortadaki şahıs bizim Emniyet Müdürümüz, hemen Vali<br />

beyi yolcu ettikten sonra kendisini de yolcu ediyoruz, hatta içeride şey olacaktı, fotoğraf<br />

olacaktı, içeride oturduğumuz fotoğrafımız da mevcuttur. Onu sanıyorum Avukatlarımız sunarlar.<br />

Söylediğimiz şahıslarla beraber oturuyoruz. Yani, orda da bir bilet kalmıştı elimizde, yani<br />

Fenerbahçe'den para kazanacaz diye biletleri biraz yüksek tutmuştuk, ama bizim taraftarlarımıza<br />

bu biletler biraz fazla gelmişti, çok sayıda Fenerbahçe'den bilet talebi de olunca, ordan da biraz<br />

bilet verdik, hatta biletleri getirmesi için elimizde kaldı dedik. Biletleri getirmesi için de Faruk<br />

beye getir demiştim, o da çantasını arabadan getirdi. Zaten elinde ağır bir çanta olduğu da belli,<br />

ilk giriş anında. yani biz orda tamamiyle gerçekleri ispat etme şansları varken, bunu<br />

değerlendirmeyi şaibe bırakacak şekilde bir fotoğraf, fotoroman var diyeyim. Yani hakaret etmiş<br />

olmayalım ama böyle de bir fotoroman var bizi töhmet altında bırakacak. Bunun hiç aslı astarı<br />

yoktur, içinde bilet vardır şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

146/678


49-SANIK M.ŞEKİP MOSTUROĞLU SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94<br />

Dizi;202-225) Eskişehir Trabzon maçında yeni bir suç tipi daha çıkıyor transfer teşviki. Yani<br />

transfer şikesi olabildiği gibi transfer aynı zamanda teşvik gibi bir motivasyonu da sağlayabiliyor<br />

düşüncesidir. Tapelerde Sami Dinç ile Avukat Sami Dinç ile benim aramızda görüşmeler var.<br />

Dava kapağı açılmamış dosya ve müvekkil kelimeleri geçiyor. Av Sami Dinç ile Şekip<br />

Mosturoğlu arasındaki bu kelimeler gerçek anlamda kullanılmamıştır, deniliyor. Dava burada<br />

şikedir. Kapağı açılmamış dosya şikeye teşebbüstür müvekkilde Sezer Öztürk'tür. Burada<br />

tutturdukları tek şey var başkanım, "müvekkil". Sezer Öztürk Düsseldorf Başkonsolosluğunun<br />

09/12/2009 tarih, 10828 nolu vekaletnamesi ile Sami Dinç'in müvekkilidir. Yani ben Sami Dinç'<br />

e Sezer Öztürk'ü ara derken "hastanı" mı? ara diyeyim. Buradaki davayı açıklayayım size,<br />

buradaki kapağı açılmamış dosya ben kapağı açılmamış dosyaya yani hiç vekalet koyulmamış<br />

hiç işlem yapılmamış usulü ile de olsa işlem yapılmamış dosya için kullanılmaktadır.<br />

23/04/2011 deki telefon görüşmesi İlhan Beyle aramızda geçmektedir. Bu görüşmenin<br />

Karabük maçına ilişkin olduğu iddia edilmektedir. Ancak 7-8 paylaştı bir gayrimenkule<br />

yöneliktir. Dosya bizim avukatlık büromuz tarafından takip edilmesidir. Yine telefon<br />

konuşmalarımla bizim yönetim kurulu üyelerimizden bazılarına sunulmuştur. Bu dinleme süreci<br />

içerisinde. Yine başkanla 26 nisanda konuşmamız var. Ben Ankara'dayım Yargıtay'dayım.<br />

Tarlalara bakmaya yerel birinin gitmesini konuşuyoruz. Polis burada diyor ki bu yerel kim, işte iş<br />

adamı olan Aziz Yıldırım avukat olan Şekip Mosturoğlu tarlalarla niye ilgileniyor.<br />

Emenike, Aykut Kocaman'ın transfer listesinde olan bir futbolcudur. Kulübüyle<br />

Alaaddin Yıldırım görüştü. Ben sadece mart ayı başında Av. Sami Dinç in yazıhanesinde Erdem<br />

Konyar ile tanıştım. Erdem Konyar futbolcunun menajeri. Erdem Konyar aynı zamanda Sami<br />

beyinde müvekkili aynı zamanda da kuzeni. Orada Emenike'nin kariyeri ile ilgili konuştuk ama<br />

hiç transferi falan konuşmadık çünkü sözleşmesi devam eden bir futbolcunun satışında mevcut<br />

kulübünün muvafakatı gerekiyor. Yani modern kölelerde o durumları düzenliyoruz ama ama<br />

sözleşmesi devam eden futbolcular hala köle. Şimdi Feridun Tankut'ta çok sözünün eri bir<br />

başkan. Aynen Recep Mamur gibi biz aynı durumu Mehmet Topuz transferinde de yaşamıştık.<br />

Alaaddin Yıldırım, Feridun Tankut bey ile görüştü. 10 milyon Euro karşılığında öncelik hakkını<br />

bize verdiğini söyledi Feridun Tankut. Burada bilinenin aksine yani basında çıkanın aksine, maç<br />

oynandığı tarihte yani Karabük Fenerbahçe maçı oynandığı tarihte ne Emenike ne menajeri<br />

futbolcunun FB de oynamasını istemiyordu. Onlar Rusya ya gitmek istiyorlardı. Ben Sami Dinç'i<br />

arayarak uyardım bu futbolcunun bu durumundan dolayı bunun üzerine Sami Dinç Erdem<br />

Konyar'ı uyardı. Alaaddin Yıldırım, Fenidun Beyle görüştü ikinci görüşmeyi yaptı mart ayı<br />

içinde ve Fenidun bey Erdem Konyar ile futbolcunun ilişkisini kesti. Daha sonra 23 mayısta biz<br />

kulübüyle anlaştık kulüp sözleşmenin 3.2.maddesine bir hüküm koydu bir hafta içerisinde<br />

anlaşırsak sözleşme geçerli olacaktı. 25 mayısta futbolcu ilk kez Türkiye ye geldi. Nijerya da<br />

kampta idi. Bizle yaklaşık yıllık 2 milyon Euro üzerinden 4 yıllık mukavele imzaladı. 9 milyon<br />

Euroya da Karabükspor kulübünden aldık. Temmuz 2011 den başlayan 500 bin Euroluk 18 adet<br />

senet verdik. Futbolcu bizim maçımızda sakat olduğu için oynamadı. Dosyada MR raporları<br />

vardı savcılık dosyasında. MR raporları üzerinden biz bağımsız bilirkişilere inceleme yaptırttık.<br />

Bu iki tane bir tanesi Adli Tıp uzmanı her ikisi de futbolcunun maç tarihinde en az 4-5 hafta<br />

iyileşmeyeceği, sakatlığı olduğunu söylediler.<br />

Benim iddianamede yer alan tapelerim bunlar 32 tane tapem var 33 tane, 13 tanesini<br />

ben aramışım. 20 kişi beni aramış. Bu görüşmelerden sadece bir tanesi bu sözde Aziz Yıldırım<br />

örgütünün üyelerinden Mehmet Şen ile ben yani Mehmet Şen i çok iyi tanımıyorum. Yani<br />

tanıdığım bir insan severim, ama hiç telefon görüşmem yok. Ben çok düşündüm niye görüşmüş<br />

olabilirim diye. Gizlilik kararı kalkınca Mehmet Şen i niye aradığım ortaya çıktı. O bana bir olay<br />

147/678


anlatıyor. Ben anlamıyorum ama ben örgüt üyesiyim. Ama anlamıyorum bir kez daha anlatıyor<br />

yine anlamıyorum o artık umudu kesiyor benden bunu sen anlamayacaksın büyük abiye anlat o<br />

anlar diyor ben ondan da şüpheliyim başkanım diyor ki o anlar mı? anlar diyor. Bu aramızdaki<br />

tek tape bu. Beraatimi talep ediyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir.<br />

50-SANIK MEHMET ŞEN SAVUNMASINDA ÖZETLE: Bu davada üzerime<br />

atılan, bana isnat edilen hiç bir suçlamayı kabul etmiyorum, hiç bir teşvik ve şike konularının<br />

içinde olmadım, görüşmede bulunmadım, konuşmalarımız spor camiasında olan sohbet ve<br />

transfer görüşmeleridir şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

51-SANIK MEHMET YENİCE SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;183-<br />

191) 10-15 sene FB Kulübünde baş masör olarak çalıştım. Emekli olduktan sonra<br />

Kızılcahamam'da ikamet etmeye başladım. Kızılcahamam'da sıkıldığım zaman İstanbul'a<br />

gelirim, Cemil Bey ile otururum çayını kahvesini içerim. Cemil bey İstanbul'a gelir misin dediği<br />

zaman koşa koşa gelirim. Sanık Cemil'in yanına geldiğimde benden sanık Cemil'in bir isteği<br />

oldu. Sanık Yavuz Ağırgöl'ü de futbolcu kaçırmaları ve benim FB de görev yaptığım dönemlerde<br />

kamp müdürlüğü yapması nedeniyle tanırım. Yavuz ile 10-12 sene FB Kulübünde çalıştık. Cemil<br />

Bey ile görüşürken Dereağzı'ndaki tesislerde Yavuz Ağırgöl de vardı. Bana İlhan Ekşioğlu Bey<br />

gelecek dedi. İlhan Bey bana bu kulübe hizmet etmiş bir kişi olduğumu, ağzımın sıkı olduğunu,<br />

Ankara'da Gençlerbirliği Kulübünden transfer etmek istedikleri futbolcular olduğunu söyledi.<br />

Ben de bu futbolcuların isimlerini sordum. Onlar da bana Orhan Çam ve Mustafa Pektemek ve<br />

birde genç bir futbolcu ismi söylediler. Ben 65 yaşımdayım. Oynayan futbolcular ise 20-25<br />

yaşındadır. Benim bu futbolcularla bir konuşmuşluğum ve samimiyetim yoktur. İlhan Bey bana<br />

bunları takip etmemi istedi.<br />

Araçta yakalanan para benim kendi paramdır. O parayı ben yani bu kayıtlar vardır, ben<br />

Kızılcahamam'da ganyan bayi işletirim. Bu para Kızılcahamam'da kendimin ganyan bayinden<br />

kazandığım paradır. İstanbul da bir ev almak istedim. O yakalanan para size yemin ediyorum<br />

benim kendi param at yarışından 6'lı dan tutturduğum para, vergisi verilmiş, o Jokey Kulübünden<br />

çıkartabilirsiniz. Vergisi verilmiş çek olarak verdiler. Giderim bankadan tahsil ederim o benim<br />

kendi param buradan bir ev almak için. Buraya gelip gittikçe de Cemil abiye söyledim, İlhan<br />

beyinde inşaatçı olduğunu, daha önce inşaat işleri yaptığını, bir sürü müteahhit olduğunu bana<br />

yardımcı olacağını beyan etti. Ben Kızılcahamam'dan 3,5 saatte geliyorum ve parayı İlhan Beye<br />

bırakacağım. İlhan Beyin de iş adamı olduğunu herkese yardım ettiğini elinden geldiği kadar<br />

bana yardım edeceğini beyan etti, ben de kendisine teşekkür ettim şeklinde beyanda bulunmuş ve<br />

atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

52-SANIK MEHMET YILDIZ SAVUNMASINDA ÖZETLE: Hakkımda Sivas-<br />

Fenerbahçe maçı ile ilgili bir şike iddiası bulunmaktadır. O maçla ilgili ben zaten 82. dakikada<br />

oyuna girdim. Ben oyuna girdiğimde maç 4-2 idi. Maçın içinde bir tane pozisyon var. Onun<br />

akabinde de golü attırdım. 2- 3 tane de arkadaşlarıma gollük pozisyon hazırladım. Hiçbir şekilde<br />

kabul etmiyorum. Ahmet Çelebi ile telefon görüşmelerimden bir tanesi bir düğünden sonra otelin<br />

lobisinde, en ulu orta yerinde 3 dakika bir görüşmem oldu.. Ahmet ÇELEBİ Sivasspor Kulüp<br />

Yöneticisidir. O görüşmede de benim tahmin ediyorsam 3- 4 gün önce bir kız çocuğum oldu.<br />

Hatta tapelerde de gözüküyor, geçiyor. Onunla ilgili normal şekilde muhabbet ettik, bir de<br />

açmayı düşündüğüm bir benzin istasyonu vardı. Kendisi benzin istasyonu işi yaptığı için ondan<br />

bilgi aldım. Zaten çok da uzun görüşmem olmamıştır. Yani otelin en ulu orta yerinde 3- 4 dakika<br />

bir görüşmem oldu. Bunun dışında da başka bir şey görüşmedim. Sadece böyle açmayı<br />

düşündüğüm benzinlik vardı, Ahmet ÇELEBİ' nin de kendi işi benzinlik olduğu için; " Yani ben<br />

böyle bir iş düşünüyorum, nasıl olabilir, nasıl bana yardımcı olabilir misin abi?" Yani onun<br />

148/678


tecrübelerinden faydalanmak içindir. Orada şahıs olan benim Sefer YILMAZ' dır, takım<br />

arkadaşım, hocam aynı zamanda 10 yıllık. Onun birazcık Fenerbahçeye karşı antipatisi vardır.<br />

Onu kızdırmak için öyle bir görüşme yaptım, evet. Bahsedilen pozisyonda da maçı izlediğiniz<br />

zaman belli olacaktır. Bana diyor ki; "Niye kafayla vurmaya gitmedin" diyor. Halbuki o benim<br />

girdiğim maçın içinde 8 dakika içinde bir tane gol pozisyonu var. O pozisyonda kafayla<br />

vurulacak bir pozisyon değildi zaten ve akabinde o girdiğim pozisyona beni, yani görüntülerden<br />

izlendiği gibi ısrarla topu orta sahadan kalenin ağzına kadar gidip vuruş tekniğimi şekilde<br />

kaçması golün, sonra 30 saniye sonra top taca çıkıp taçtan tekrar bana atılıp golün pasını benim<br />

vermemdir. Bahsedilen pozisyon budur.<br />

Hocam gerekli gördüğü maçlarda ilk 11 oynuyordum, gerek görmediği maçlarda<br />

sonradan giriyordum. Zaten Fenerbahçe maçında da son 8 dakika oynadım. Bana göre ben iyi<br />

futbol oynadım yani o maçta. Çünkü 8 dakika içinde 1 gol attım, geri kalan dakikalarda elimden<br />

gelenin en iyisini yaptım. 3-5 tane de orta saha oynamama rağmen, ben o maçta sağ açıkta<br />

oynarken bahsedilen pozisyona da görüntülerde görülecektir ısrarla elimi kaldırarak ceza<br />

sahasının içine kadar koştum yani, içine kadar. Orada vuruş tekniğini yanlış yaptığım için gol<br />

kaçtı.Ben takımda sürekli oynayamadığım için zaten o bahsedilen bir tane tape de Başkana gidip<br />

söylediğimi belirtiyorum yani. Takımda ben sürekli oynayabileceğim bir takıma gitmek<br />

istediğimi sürekli kendi açımdan ve maçtan sonra da Başkana gidip ilettim zaten.<br />

Böyle maçlarda sürekli dedikodular çıkar yani, medya da çıkıyor, işte ne biliyim<br />

basında her yerde çıkıyor. Ben hiçbir takım arkadaşımın böyle bir işe ne teşvik ne de şike olarak<br />

giriştiğine, kalkıştığına inanmıyorum. Çünkü, Korcan' ı ben yani Korcan ile ilgili sorulduğu için,<br />

maçtan sonra ben Korcan ile konuştuğumda; "Ağabey o kadar gol kurtardım, çok kötü bir gol<br />

yedim." diye üzüntüsünü dile getirmişti şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir.<br />

53-SANIK MESUT ERDOĞAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben üzerime atılı<br />

suçlamaları kabul etmiyorum. Yaklaşık 10 yıldır gazetecilik yapmaktayım. 4,5 yıldır da Giresun<br />

Ekspres Gazetesinin spor yazarıyım, işim Giresunspor'u takip etmekteyim. Bu zamana kadar<br />

yaptığım hiçbir haber tekzip edilmemiştir. Olaylar Osman Çırak’ın kulüp Başkanlığına aday<br />

olması ile başlamıştır. Ben bu kişinin başkan olmasını istemiyordum, bunun sebepleri vardır,<br />

Osman Çırak öncesinde iki dönem başkanlık yapmıştır, o dönemlerde Giresunspor ekonomik ve<br />

sportif olarak çok başarısız olmuştur. Buna ilişkin belgeleri ibraz ediyorum, ayrıca Osman Çırak<br />

başkanlığı dönemindeki eylemleri nedeniyle Dernekler Kanununa Muhalefetten mahkum da<br />

olmuştur, buna ilişkin kararları dosyaya ibraz ediyorum, son başkanlığı olduğu dönemin de de<br />

alacağı olduğunu belirterek kulübü icraya vermiştir, buna ilişkin yargılama devam etmektedir.<br />

Kendisinin hiçbir alacağı olmadığına dair gazete belgesini de ibraz ediyorum, ayrıca halen<br />

Giresunspor’da yöneticilik yapan Şükrü Kocuk’un Osman Çırak’ın alacağı olmadığı yönündeki<br />

beyanlarını içerir gazeteyi de ibraz ediyorum, Osman Çırak ile ilgili olarak çeşitli haberleri ibraz<br />

ediyorum, ben Olgun Peker’in emri ile bu haberleri yaptığıma dair beyanları kabul etmiyorum,<br />

bahsi geçen böyle bir örgütün varlığını da bilmiyorum, ben Hırçın soy isimli tarafları da<br />

tanımam, olay sebebiyle emniyette tanıştım, işim gereği Giresunspor yönetiminde bulunan<br />

herkesle görüşürüm, mesleğim gereği eleştirdiğim de olmuştur. Beraatimi talep ederim şeklinde<br />

beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

54-SANIK ERKAN KORKMAZ SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;70-<br />

72) Sanık Olgun Peker'i tanırım, kendisi ile ticari veya herhangi bir ilişkim yoktur. Dostumdur,<br />

arkadaşımdır. Ben Sedat Peker'in yasal vasisiyim, ben onun adına onun söylemiş olduğu<br />

selamları dostlarına iletirim. Dışarıda da görmüş olduğum dostlarının kendilerine iletmiş olduğu<br />

selamları kendisine iletirim. Zaten bu görüşmelerin hepsi de haftada bir sefer ziyaret ederim<br />

149/678


kendisini, orada ceza evinde yapmış olduğum ziyaretleri konuşmalarımda kayıtlarda da<br />

mevcuttur zaten. Selam götürüp selam getirmenin haricinde herhangi bir iletişim sağladığım<br />

doğru değildir. Telefon görüşmeleri bana aittir, konuşmuş olduğum telefonlarda da demin de<br />

söylediğim gibi selam söylemişimdir, kandillerde kutlama yapmışımdır, kurban bayramında,<br />

ramazan bayramında kutlamaları yapmışımdır, veyahutta dışarıdan kendisine mektup yazıp<br />

yazan kişilere tekrar geriye dönüp arayıp işte mektubunuzu aldığını, teşekkür ettiğini, ulaşıp<br />

ulaşmadığını kendilerine bunları söylerim. Bunun haricinde de benim herhangi bir telefon<br />

konuşmam yoktur. Olgun'dan almış olduğum bir 20.000,00 TL konusu var . O 20.000,00 TL'yi<br />

ben kendi adıma Olgun Bey'den istemiştim. İşlerimin kötü gitmesi dolayısıyla kendisinden bir<br />

20.000,00 TL para istedim, yürütmekte olduğum bir dükkanım vardı, o dükkanı kapattıktan sonra<br />

işlerim kötüleşmişti, o esnada da sanık Olgun'la olan samimiyetim dolayısıyla kendisinden bir<br />

20.0000,00 TL para istedim, sadece ben kendime bir borç para istemiştim, akabinde de zaten<br />

götürüp kendisine takdim ettim. Para isteme olaylarıyla ilgili yani haber vereceğim diyorum, 2<br />

tane dükkan açmıştım, 2 tane dükkanı da kapattım, bundan dolayı sıkıntılar içerisindeydim.<br />

Ali'den alıp Mehmet'e veriyordum, Mehmet'ten alıp Hüseyin'e veriyordum ama sadece sözlerimi<br />

yerine getirebilmek adına bunları yapıyordum. Bu da sadece onlardan bir tanesiydi. Diyorum ki<br />

borçlu olduğum bir arkadaşım vardı, sanık Olgun'da biraz geciktirmişti, işte yarın gönderirim<br />

demişti fakat aradan bir 8-10 gün geçmişti, bende mahcup oldum hani ne zaman bana verirsin<br />

diye bir haber vereceğim, sadece konuşma budur. şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı<br />

suçlamaları reddetmiştir<br />

55-SANIK MİTHAT HALİS SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;121-127)<br />

Ben Trabzonspor adına herhangi bir teşvik girişiminde bulunmadım. Ben Türk futbolunun<br />

içerisinde bulunduğu problemlerden dolayı futbolda zaten el alt kültürün sporu bu anlamda her<br />

türlü şikenin, bahisin bilmem her türlü gayri resmi işlerin, gayri ahlaki işlerin olabileceği bir<br />

sektörtür. Ne 6222 sayılı yasa ile önleyebilirsiniz, 5 sene ceza vermekle önleyebilirsiniz. Nevzat<br />

Şakar ile benim telefon görüşmelerim vardır. Nevzat Şakar ile ben senede 365 sefer konuşurum.<br />

Çünkü Trabzonspor'a aracı olduğum 7-8 tane futbolcu vardır. Ben bu 7-8 futbolcunun transfer<br />

görüşmelerini yapıyorum. Bu görüşmeler sırasında da espri yapmaktayım. Aracı olduğum<br />

futbolcular arasında Navratil, Kamil Grosick, Kamenardı gibi isimler ve Sivasspor'da 5 tane<br />

futbolcu vardır. Benim Aydın Tostalı ile herhangi bir tanışıklığım yoktur. Benim Trabzonspor'da<br />

7 tane oyuncum var. Oyuncularımın olduğu takımın başarılı olmasın isterim. Ama Beşiktaş'ında<br />

şampiyon olmasını isterim. Beşiktaşın kongre üyesiyim. Orada da daha önce de söyledim.<br />

Fenerbahçe de Aykut hoca insan olarak hem arkadaşım hem de insan olarak çok sevdiğim için<br />

kendisine de söyledim Benim için Trabzonspor ile Fenerbahçe'nin arasında ikisi de şampiyon<br />

olursa çok üzüleceğim bir durum yok. Hocalardan dolayı dedim. Hem Şenol hoca için hem de<br />

Aykut Hoca için bunun kulüplerle ilgisi yok. Benim kulübüm başka orada Bucaspor maçında<br />

Pavel Brojek oyuna girdi. Biz de televizyon başında dua ediyoruz. Pavel Brojek benim<br />

getirdiğim oyunculardan bir tanesi onun bir pasıyla beraberliği, ikinci şeyde de penaltı oldu.<br />

Özlediğimiz beklediğimiz televizyon başında herkes dua yapıyor. Bu hafta da nereye dua<br />

ediyordu. O işi hallet dedi. Adrian Mierzejewski işi bütün telefon konuşmalarından<br />

çıkartabilirsiniz. Nevzat abi ile yaptım. Yıl boyunca Nevzat abi ile yaptığım bütün telefon<br />

konuşmalarında sürekli Adrian Mierzejewski'nin transferi ile onun isminin hayatta, şimdi de<br />

gidin isterseniz söyleyemez. Adrian Mierzejewski diyemez. Onun için O işi hallet o işi hallet.<br />

Çünkü 8 milyon lira para istiyorlardı. 5 milyona indirip aldılar sonunda O iş dediği de o iştir.<br />

Öteki Bucaspor işi de Trabzonspor'un kazanması için yaptığımız dualar, üflemeler bilmem neler<br />

şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

150/678


56-SANIK MUHAMMET ŞENYÜZ SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ali Kıratlı ile<br />

Şeff Restaurantta yemek yerken Bülent Uygun yanımıza geldi, 15-20 dakika kadar oturdum,<br />

daha sonra kendisi yanımızdan gitti, bizim yanımızda şike ile ilgili konuşma geçmedi, Bülent<br />

Uygun kalkıp gittikten sonra bizde oradan ayrıldık, Ali Kıratlı ile birlikte yemekten sonra kahve<br />

içmek için lokantadan ayrıldığımızda, Ali Kıratlı'ya telefon geldi, telefonu kapattıktan sonra<br />

Ümit Karan'ın kendisini aradığını, evine gitmesi gerektiğini, Ümit Karan'ın eldem rezidansta<br />

bulunduğu yerde kaldığını, oraya bırakmamı söyledi, bende kulüp 222'nin yanına bıraktım, daha<br />

sonra ayrılıp iş yerime gittim, ayrıca 19/04/2011 tarihli telefon konuşmasında beni kim aradığını<br />

bilemiyorum, ancak ben Eskişehir taraftarı olduğum için yenmek için futbolculara gayret<br />

göstermelerini söyledik, ayrıca Ali Kıratlı tarafından Ümit Karan'ın eşine saat almıştı, elindeki<br />

poşet içerisinde saat olduğunu söyledi şeklinde beyanda bulunmuştur ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir.<br />

57-SANIK MURAT ÖZTÜRK SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;34-38)<br />

Ben 2004-2008 yılları arasında Fenerbahçe profesyonel A takımda kaleci antrenörlüğü yaptım.<br />

2005 yılında Serdar Kulbilge'yi o dönem yöneticilerinden, yanılmıyorsam başkanımızın izniyle,<br />

İlhan Ekşioğlu'nun katkılarıyla Bursaspor'da Serdar Kulbilge'yi transfer ettik. Kendisi son derece<br />

çalışkan ve disiplinli, performansından dolayı, üçüncü kaleci pozisyonundan, Fenerbahçe'de<br />

birinci kaleci pozisyonu olduğu için sonrasında A Milli takıma kadar yükseldi. Bu üç yıllık<br />

dönemi beraber geçirdik ve çok yoğun geçirdik. Tabi arkadaşlığımızda ilerledi, biz kaleci<br />

antrenörleri, diğer teknik heyette biraz daha oyunculara yakınızdır. Özellikle kaleciler<br />

birbirleriyle ilişkileri çok farklıdır. Kendisiyle benim sözleşmem 2008 yılının mayıs ayında sona<br />

erdi, Fenerbahçe'den ayrıldım, kendisi de sözleşmesini 2008'in mayıs ayında bitti, Kocaelispor'a<br />

transfer oldu. Bu süreçte 2008'in mayıs ayında kendisi, sanırım bir ev ihtiyacından dolayı nakite<br />

sıkışmıştı. Ben kendi şahsi hesabımdan kendisine, aynı takımda beraber görev yaparken, 18000<br />

dolar, kendi şahsi hesabımdan kendisine borç verdim.<br />

2008 yılı mayıs ayında, aynı takımda beraber çalışıyorduk. O benim öğrencimdi,<br />

sonrasında 2000, üç ay sonra Kocaelispor'a gittiğinde 18000 doları benim hesabıma geri borç<br />

olarak ödedi. Ayrıca görüştüğüm, çok samimi olduğum, eşiyle tanıştım, eşimin devamlı<br />

görüştüğü çok samimi bir arkadaşımdı. Sonrasında 2008'in mayıs ayından, 2009'un mart ayına<br />

kadar dokuz ay ben hiçbir kulüpte görev almadım. Görev almadığımdan dolayı, sadece<br />

antrenörlük mesleği dışında başka bir gelirim olmadığımdan dolayı bazı zorluklar yaşamaya<br />

başladım. Bu anlamda da kullandığım aracı sattım. 2009'un haziran, temmuz, ağustos aylarında,<br />

Serdar Kulbilge ve Elif Kulbilge hesabından eşimin ve benim hesabıma müteakip defalar, 7,5 bin<br />

lira, 5000 lira ve 3,5 bin lira, toplam 16.000 lira bir giriş gerçekleşti. İnternet üzerinden, sonra<br />

aynı dönemde bu sıkıntılar sürdüğü için doktor arkadaşımdan bir 6000 lira, bir 4000 lira daha<br />

aldım. Yani toplamda Kulbilge ailesinden, ailemize 16000 lira, doktor Sami Sedat VAROL<br />

arkadaşımdan hesabıma 30.000 lira giriş gerçekleşti. Sonrasında 2009'un ağustos ayında tekrar<br />

Fenerbahçe A takımına geri döndüm ve 7500 lira maaşla işe başladım. Taa ki 2009'un ağustos<br />

ayına kadar. Yani 12 aylık dönemde 7500 lira maaşla işe başladım. Bu borçlarımı ödemem<br />

mümkün olmadı, o dönemdi. Sonrasında 2010'un ağustos ayında maaşım 15000 liraya<br />

yükselince akabinde hemen ödemelere başladım. 31/08/2010'da Serdar Kulbilge'ye 5000 lira,<br />

dört gün sonra, doktor arkadaşım, Sami Sedat Varol'a 5000 lira bir ödeme yaptım. Bu şikeye<br />

konu olan makbuz, 22/03/2011 Serdar Kulbilge hesabına 5000 lira gitmiş hesabımızdan. Aynı<br />

gün yine, doktor Sami Sedat Varol' a da 6000 lira göndermişim. Kendi hesabımdan, yani bunların<br />

borç ödemesi olduğu çok açık, çok net bir biçimde paralellik arz etmektedir şeklinde beyanda<br />

bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

151/678


58- SANIK MURAT YAKARIŞIK SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben Giresun'da<br />

çeşitli gazetelerde çalıştım. Genelde matbaa ağırlıklı günü birlik olan haberleri topluyorum. Bu<br />

kavga olaylarında Hakan Karaahmet ile görüşmelerim var. Selim onun yanında çalışan biz aynı<br />

matbaa kurulurken Selim'in orada tanıştık iki sene önce. Bu motor işlerinden anlayan elinden<br />

ustalık işi gelen iyi bir arkadaştı. O makineler kurulma aşamasında bende matbaanın<br />

kurulmasında oradaydım. O da çok yardımcı oldu orada tanıştık. Daha sonra bunların kavga<br />

ettiği yer gazete ile yaklaşık 30 m falan ya da 50 m diyelim. Haber geldi gittik daha önceden<br />

Hırçın herhalde orada bir kavga yapmış. Benim gittiğimde Selim gelmişti. Selim'i görünce orada<br />

ben daha önce Selim'i görünce direkt Hakan'ı aradım. Hakan dedim burada bu çocuk eziyetli bir<br />

dayak yiyor yani kimsenin de yapacağı bir şey yok herhalde dedim. Hakan ile biz altlı üstlü<br />

oturuyorduk zaten yaklaşık 2 ay önceye kadar. Hapisten çıktıktan sonra değişti. Olgun Peker<br />

liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme iddialarını kabul<br />

etmiyorum. Beraatimi istiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

59-SANIK MURAT ŞAHİN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;132-136)<br />

Mehmet İnce benim ağabeyimdir yani bir 15-20 yıldır tanırım. Fenerbahçe'de oynadığımda<br />

masörlüğümü Adana sporda masörlüğümü yapmıştır. Kendisi ile Mehmet Demirci ile ilgili<br />

olarak görüşmemiz olmuştur, o konuşmada da net ve açık bir biçimde bana şike teklifi<br />

yapılmamıştır. Sadece Ankaragücü takımında tanıdığım futbolcular olup olmadığı sorulmuştur.<br />

Benim bu beyanlarım emniyet aşamasında şike olarak yorumlanmış ve yazılmıştır. Ben<br />

kesinlikle şike lafını kullanmadım. Emniyet görevlileri bu şekilde yazmaları gerektiğini<br />

söylediler. Ankaragücü takımında tanıdığım futbolcular soruldu ancak benim önceden<br />

menajerlikle ilgili bir sıkıntım olmuştu ve ben yetkisiz menajerlikten dolayı ceza almıştım.<br />

Acaba onunla sorup öbür türlü yani ne konu hakkında sorup sormadığını bilmediğim için zaten<br />

ben konuşmalarımda anlamadığımı net belirtip konularla da ilgilenmediğimi kendisine belirttim<br />

şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

60-SANIK MUSTAFA SANİ ŞENER SAVUNMASINDA ÖZETLE: 15/05/2011<br />

günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında teşvik primi verilmesine teşebbüs girişimini<br />

kabul etmiyorum. O günün gecesi ağabeyimi aradım, aradılar mı diye sordum, o da aradılar<br />

dediğim gibi gır gır yaptılar dedi, devamla Trabzonspor oyuncusu olup Ankaragücü'nde kiralık<br />

olarak oynayan Gabriç'i Melih istedi dedi, ben de verin ne olacak dedim, be o tarihte yukarıda<br />

söylediğim gibi futbol ile ilgim olmadığı için bu futbolcunun Ankaragücü'nde kiralık olduğu da<br />

bilmiyordum, verin demekle satın demek istedim şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir.<br />

61-SANIK MUSTAFA ULAŞ ORTAKAYA SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben<br />

öncelikle hakkımda iddia edilen hiç bir suçu kabul etmiyorum, kollukta ve savcılıkta verdiğim<br />

ifadeleri tekrarlıyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

62-SANIK NEVZAT ŞAKAR SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben Trabzonspor<br />

Futbol Kulübü Asbaşkanlığı'nı 2010 yılı Aralık ayından bu yana yapmaktayım, daha evvel bu<br />

konuda İstanbul C.Başsavcılığında ifade vermiştim o ifademi aynen tekrar ediyorum, müşteki<br />

Ahmet Bulut'un tehdit edilmesi eylemini kabul etmiyorum. Müşteki benim hakkımda vaki<br />

şikayetinde vazgeçmiştir. Bu nedenle davanın düşürülmesini istiyorum. 15/05/2011 günü<br />

oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında teşvik primi verilmesi teşebbüs iddialarını kabul<br />

etmiyorum. Benim atılı suçlarla hiçbir ilgim yoktur, suçsuzum beraatimi isterim şeklinde<br />

beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

63-SANIK ÖMER ÜLKÜ SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;87-103) Ben<br />

Olgun Peker'le 2009 senesinin 5. Ayında tanıştım. Olgun Peker beni aradı dedi "Ben Giresunspor<br />

kulüp başkanı Olgun Peker sizinle görüşmek istiyorum, iş yerinize gelebilir miyim, ofisinize<br />

152/678


gelebilir miyim" dedi. Bende buyrun başkanım gelebilirsiniz dedim. Sonra bir ara geçti, tekrar<br />

aradı beni "trafik çok yoğun, titanik otelde buluşabilir miyiz". Benim iş yerim de Taksim de evet<br />

görüşebiliriz dedim. Ben yürüyerek titanik otele gittim, benden sonra sayın Olgun Peker geldi,<br />

Giresun dan istek var, seni de yönetim, beraber bir yönetim oluşturacağı, yönetimde olur<br />

musunuz, dedi. Hatta titanik otelin sahibi de ordaydı. Ben dedim sizi tanımıyorum, bir benim de<br />

çevrem var, bu çevremdeki insanlara bir sorayım, ondan sonra size yanıt veririm dedim. Sonra<br />

yönetimde olduk. 9 maç oynadı Giresunspor. Ben hiçbir maça dahi gitmedim. Dolayısıyla Olgun<br />

Beyde söylediği sözün arkasında durdu. Kulüp başkanlığından istifa etti. Kongre kararı aldı.<br />

Kongre kararı alınca Giresun da, Giresunspor'u Olgun Beyin yönettiği gibi, çünkü bir yıl önce<br />

Giresunspor kümeye düşerken, Olgun Bey almış, ligde bırakmış. Ertesi yıl da 7.liğe, 7.liğe kadar<br />

çıkarmış başarılı bir yönetim. Bunun üzerine Olgun Bey ayrılacağı duyulunca, şehrin ileri, önde<br />

gelenleri, sivil toplum örgütleri, benim başkan olmamı istiyor. Yani belediye başkanı, parti, siyasi<br />

parti temsilcileri, millet vekilleri, vali, fakat Olgun Beyin gönlünde de Osman Karahan var. Ama<br />

2. Sıra da da ben varım, doğrudur. Sonuçta, tabi başarının peşinde herkes koşuyor. Biz kongre<br />

kararı alınca, biraz önce bahsetti ya, herkesin bahsettiği, Olgun Beyden sonra başkan olan,<br />

Osman Çırak'da aday olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine ben dedim, iki adayla yarışmam dedim.<br />

İstanbul'du bir platform oluşturulmuş, ben bu platformun başkan adayıydım. Arkadaşlarım da<br />

Hakan Karaahmet'le, Osman Çırak yönetiminde bir aday çıkardılar. Sonuçta Osman Çırak 7 oyla<br />

seçimi almıştır. Ancak Osman Çırak Giresunspor Kulübü Başkanlığına 2 ay dayanabildi. Çünkü<br />

spor kulübü başkanlığı yapmak kolay iş değildir.<br />

Bahri Kaya 'ya bir gün karşıma alıp ta demedim ki, "istifa edeceksin, şunu yapacaksın<br />

veya bunu yapacaksın veya şu şekilde yöneteceksin veya bu oyuncuları oynatacaksın" demedim.<br />

Şimdi benim başkanlık dönemimde bana en çok kırılan Olgun Bey'dir. Federasyon tahtasına<br />

çıktıktan sonra doğrudur. Aramadık, teşekkür etmedik.<br />

Diyarbakırspor ile Giresunspor maçı 1-1 sonuçlanmıştır. 04/04/2011 tarihinde<br />

Diyarbakır-Giresunspor maçı var. Bir gün önceden gideceğiz. Pazartesi gene maçımız<br />

pazartesine koyuyorlar. Pazartesi maçı koyuyorlarda biz nasıl gidicez. Takım Giresun'da biz<br />

İstanbul'da arkadaşlarla gidiyoruz. Diyarbakır'a iniyoruz. Benim Diyarbakır'dan fazla tanıdığım<br />

yok. İki kişi var. Zirai Araştırma Kurulu'nda çalışan iki kişi var. Bir de milli maç dolayısıyla<br />

Diyarbakırspor kayın başkanı ile tanıştım. Benim yöneticim. Hüseyin bey dedi ki;" benim eski<br />

Diyarbakırspor kulüp başkanı Abdurrahman Yakut kardeşimin dünürü" dedi. Yardım bekliyoruz.<br />

Bir yerlerden maç onayabilmemiz için Abdurrahman Yakut'u ararım, görüşebilirsem kaldığınız<br />

otele gelir dedi. Hüseyin bey. Hüseyin'in soy ismi neydi? Adanur. Diyarbakır'a indik. Otel Prestij<br />

otelde kalıyoruz. Takım bizden önce girdi. Takım efendim. Çok enteresan takımın Emniyet,<br />

Diyarbakır havaalanına indirmiyor. Batman'a iniyor. Giresun uçağı. Batman'dan Diyarbakır'dan<br />

tutulan bir otobüsle Diyarbakır'a getiriliyor. Yani Diyarbakırspor kafilesini -maça geliyorum-<br />

Abdurrahman bey otelimize gece akşam yemeğinde geliyor. Bura da kayın başkanı da geliyor.<br />

Giresun'dan gelirken nezakettir. Gittiği yere özel diğer kulüplerde bize aynı şekildedir. Giderken<br />

Giresun'da ne vardır. Fındık vardır. Fındık getirirsin . Kayın başkanı 10 dakika bize hoş geldin<br />

dedi. Çıktı. Paketini veremedik. Yani fındık paketini veremedik. Abdurrahman Yakut bey bizimle<br />

ilgilendi. Abdurrahman Yakut beyden şunu rica ettik. Bakın bizim yarın maçımız var. Bu maçta<br />

mümkünse taraftar grupları gelmesin niye gelmesin biliyor musunuz efendim? Biz otelde iken<br />

Emniyetten 2 görevli geldi. Dedi ki; "Yarın Abdullah Öcalan'ın doğum günü siz bu maçı<br />

oynamayın "dedi. Bizim tekrar Giresun'a gidip biz yahut o maçı oynamazsak ortalık daha çok<br />

karışacak . Olayları yatıştırmak için Abdurrahman Yakut 'dan yardım istedik. Dedik ki siz taraftar<br />

gruplarla görüşün. Taraftar grupları ile görüştükten sonra taraftar grupları maça gelmesin. Benim<br />

oyuncuların zaten ayakları titriyor. Abdullah Öcalan'ın doğum günü olduğunu duyunca.<br />

153/678


Maçımızı oynayalım gidelim. Abdurrahman Yakut'da gece beni arıyor. Diyor ki ;"Tamam Ömer<br />

bey sen yüzde yüz emin ol. Merak etme tamamdır" diyor. Yalnız bunu kimse duymasın diyor.<br />

Ben AK partiden listeye girmiş bir milletvekili adayıyım. Bunun propagandası burada değişik<br />

olur. Bende "eyvallah" diyorum. "Kimseye söylemeyeceğim" diyorum. Maça çıkıyoruz. 2-0 maçı<br />

kazanıyoruz. 2-0 maçı kazanıyoruz. Abdurrahman Yakut bey de tesadüf ya bu akrabası Pelit<br />

pastanelerin sahibi İstanbul 'da vefat ediyor. Diyor ki Ömer başkan " ben yarın sabah uçağıyla<br />

İstanbul'a gideceğim yarın sabah sizi göremem" diyor. Bakıyorum aynı uçakta geliyoruz. Ayın 5<br />

inde, 05/04/2011 tarihinde uçakla beraber geliyoruz. Sabah 5 uçağıyla. Uçakla gelirken uçakta<br />

yan yana oturuyoruz. Bizi o gece evinde misafir ediyor. Tek beni değil futbolcularımla birlikte<br />

yöneticilerimle birlikte çok şey oluyoruz. Kayın başkana vermediğimiz . Kayın başkana<br />

vermediğimiz bir fındık paketimiz var. Bu fındık paketini ona alması için otele bırakıyoruz.<br />

Diyorum ki fındık paketini al sen, yani ona getirmiş gibi, ona getirmedik ama ona getirmiş gibi<br />

oldu sonuçta. Sonra uçakta gelirken ya benden bir şey iste yani benim size yardımım olsun.<br />

diyorum. Diyor ki; " benim çocuğum kadar sevdiğim bir oyuncum var. Ulaş diyor. Soyadını<br />

bilmem, oyuncuyu tanımam. Sen diyor bunu diyor. Gelecek sene Giresun'da oynat diyor. Peki<br />

diyorum. Ben o oyuncuyu alırım. Ben gelecek sene maç başı oynarsa alırım. Diyorum.-uçakta<br />

beraber geliyoruz- Ben diyor. "Uçaktan indikten sonra Ulaş'ı arayacağım. Maç başı oynarsa<br />

gelecek sene sende oynasın" diyor. Sonra "Ulaş ile görüştüm . Sakatmış sizinle diyor. 2 olabilir<br />

mi bu" diyor. Arkadaşı da varmış . "Eyvallah" diyorum. Maç oynarsa alacağım oynamazsa<br />

almayacağım. Sonraki dönemlerde tekrar Abdurrahman Yakut beyle görüşmelerimiz var.<br />

Tapelerimiz de geçiyor. Abdurrahman Yakut bey ile görüşmelerimin amacı benim teknik<br />

direktörümün istediği 2 tane oyuncu var. Ayın 18'inde veya 19'unda görüşmüş olabilirim. İşte<br />

tapelerde mevcut. Bu görüşmelerimizde de ona diyorum ki; ben bakın maç 4 2011 de oynanmış<br />

ben daha sonraki dönemde ondan bu 2 oyuncuyu istiyorum. O da diyor ki; "bir araştırayım.<br />

Bakarım. Sizin işinize gelirse transfer ederim" diyor. "Transfer yaparsın" diyor. Ben diyor sana<br />

"sen iyi niyetli adamsın ben bundan sonra 10 yıllık tecrübeme dayanarak seninle sana<br />

danışmanlık yaparım" diyor. Bende teşekkür ediyorum. Ne şike eyleminde bulundum ne de<br />

Olgun Peker liderliğindeki örgüte üyeyim suçsuzum, beraatimi talep ederim şeklinde beyanda<br />

bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

64-SANIK ÖZCAN ÜSTÜNTAŞ SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben üzerime atılı<br />

suçlamayı kabul etmiyorum. Herhangi bir örgüte üye olmadım, örgüt kapsamında bir suç<br />

işlemedim, suçlamaları kabul etmiyorum, şike çetesi ile herhangi bir bağlantım yoktur, Olgun<br />

Peker ile ortak çalışıyorduk, ancak şike yaptığına ilişkin herhangi bir bilgim yoktur, Faruk Güler<br />

benim arkadaşımdır ve kendisi menajerlik yapmaktadır, ancak onun da herhangi bir şike olayına<br />

karıştığını ya da bu konuda bir görüşme yaptığını bilmiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve<br />

atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

65-SANIK ÖZDEN ASLAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;93-98)<br />

Şahsım Özden Aslan Almanya'da yaşayan ve uzun yıllardır Menajerlik hizmeti veren bir kişidir.<br />

Bu vesile ile Camia içerisinde çok tanınan bir kişi olmamın yanı sıra ayrıca da aynı zamanda<br />

Altay Spor Kulübünün Genel Kurul Üyesiyim ve anılan Kulüpte Yöneticilik geçmişim de<br />

bulunmaktadır. .Bu vesile ile Kulübün Genel Müdürü olması nedeni ile Erman Ertaş'ı ve ayrıca<br />

yine Kulübün eski İdari Menajeri olması nedeni ile Serdar Berkin'i yıllardır tanırım ve Serdar ile<br />

de yakın arkadaşlığımız vardır. Nitekim yıllardır sürdürmüş olduğum Menajerlik hizmetinin artık<br />

Federasyon tarafından yasal zemine oturtulacağını haber almamdan itibaren Menajerlik Sınavına<br />

katılmaya karar verdim ve bu vesile ile derhal gerekli olan tüm belgelen hazırladım. Lakin bu<br />

aşamada tarafımın bir adli sicil kaydı olduğu haberi ile karşılaştım. Bu konuda yapmış olduğum<br />

araştırmalar neticesinde bunun sınava girmeme engel olabileceğini düşündüğümden bu konuda<br />

154/678


en yetkili kişiden bilgi almak istedim ve Erman Ertaş'ı aradım ve kendisinden bu konuda nasıl<br />

bir yol izlememiz gerektiğini öğrenmesini rica ettim. Erman Ertaş' ı aramamın sebebi Kulüp<br />

Müdürü olması nedeni ile çok tanıdığı insanın olduğunu bilmemdendir. Lakin Erman işlerinin<br />

yoğunluğunu bahane ederek sürekli olarak benim ısrarlarıma kulak asmadı ama ben ısrar etmeye<br />

devam ettim ve Erman Federasyonda tanıdığı Haldun Şenman isimli kişiyi arayarak benim Adli<br />

Sicil Kaydımın akıbetinin ne olabileceğini öğrenmeye çalıştı. Erman Ertaş Federasyondan aldığı<br />

bilgi uyarınca benim bir Avukat ile temasa geçmem gerektiği konusunda bana bilgi verdi ve ben<br />

bu doğrultuda bir çok Avukat ile temasa geçtim. Ben yine de bu konuyu yetkili bir ağızdan bizzat<br />

öğrenmek istedim ve Erman'ın Haldun Bey ile Milli Maç izlemeye gideceğinden haberdar<br />

olduğum anda kendisinden beni de götürmesini istedim. Erman Ertaş' ın gecikmesi nedeni ile<br />

Milli Maça yetişemediğimizden Erman Ertaş, Haldun Şenman ve Mustafa Telçeker isimli kişiler<br />

ile bu sebep ile bir restaurant'ta yemek yedik. Ben Mustafa ve Haldun isimli kişiler ile orada o<br />

anda ilk kez tanıştım ve bütün gece Haldun Bey ile Erman'ın anılarını dinledim. Benim Adli Sicil<br />

kaydım ile ilgili konuya sadece bir iki dakika değinebildik ve bu görüşmemden sonra Haldun<br />

Bey ve yanındaki kişi ile hiçbir surette bir diyaloğum veyahut ta temasım veyahut ta bir ticari<br />

veyahut ta özel ilişkim olmamıştır. Sırası geldiği için burada belirtmekte fayda olacaktır; ben bu<br />

konuda Emniyet ve Savcılık aşamasında vermiş olduğum ifademi düzeltmek isterim. Gerek<br />

Emniyette gerek ise Savcılık aşamasında tarafım sürekli baskı görmüş durumdadır. Emniyet<br />

Sorgusu esnasında hastaneye şevkim dahi söz konusudur. Emniyet sürekli belli bir şekilde ifade<br />

vermemi ve bu şekilde ifade vermem durumunda ceza almayacağımı belirtiyordu ama ben ona<br />

rağmen direndim lakin Savcılık aşamasında da bu şekilde ifade vermemem durumunda<br />

tutuklanacağım söylendiğinden ve Almanya'daki tüm haklarımın yakılacağı beyan edildiğinden<br />

ben mecburen orada yazıldığı gibi ifade verdim. Anılan ifadem gerçek dışıdır ve baskı<br />

sonucunda verilmiştir. "Suçsuzum dedi" den sonra soruldu diye kalın siyah puntolarla yazılmış<br />

bir bölüm bulunmaktadır. Ben bu hususu asla söylemedim. Hatta Savcı bey ben böyle ifade<br />

vermediğimden beni azarladı ve aynen git 5 dakika düşün çık dışarıya gel yoksa seni<br />

tutuklayacağım dedi.<br />

Ben anılan Menajerlik Sınav sorularını Haldun Şenman'dan almadım. Asla böyle bir<br />

girişimim olmadı. bu konuya ilişkin kendisi ile bir temasım da olmadı kimseyi de bu konuda<br />

aracı kılmadım. Avukatlar benden çeşitli ücretler talep ettiler ve ben de en sonunda Ankara'da<br />

bulunan Av. Bekir Karagülle ve Av. Vahide Yürekli Karagülle ile temasa geçerek bu kaydımın<br />

silinmesi konusunda görüşme yaptım. Ben bu avukatlar ile görüştüğüm esnada Erman Ertaş' tan<br />

ayrıca Avukatlara Adli Sicil Kaydımın silinmesi davası için ödemek üzere 4.000 T.L. Borç aldım<br />

lakin bu parayı halen iade etmedim. Temaslarımın esnasında ayrıca Almanya'dan almış olduğum<br />

Sicil Kaydı Yoktur Resmi Yazısını Yeminli Tercümana tercüme ettirerek Federasyona sunma fikri<br />

aklıma geldi ve ben de bunu yaparak Belgeyi Federasyona sundum ve bu suret ile Adli Sicil<br />

Kaydı Silinmesi için Dava açmaya gerek kalmadı. Tarafımın Serdar Berkin isimli kişi ile bir çok<br />

konuşmam bulunmaktadır. Serdar Berkin benim futbolculuk yıllarımdan beri tanıdığım çok eski<br />

bir dostumdur. Kendisi hem futbolculuk yapmıştır hem de Altay Kulübünün eski idari<br />

menajeridir. Lakin bu kişinin bana yaklaşık 8-9 yıldır 20.000-25.000 T.L. civarında borcu<br />

bulunmaktadır. Ancak yapısı gereği de çok ağır bir kişi olduğundan ödeme konusunda da çok<br />

ağır davranmaktadır. Aynı zamanda yakın arkadaşım olması nedeni ile de kendisinden bu parayı<br />

sürekli istemeye yüzüm bulunmamakta zira kendisi" sürekli gelmeyen Cuma günü" ödeyeceğini<br />

ifade etmektedir. Ben bu vesile ile Menajerlik sınavına gireceğimi bildiğinden bunu alacaklarımı<br />

tahsil etmek için bir fırsat olarak kullandım ve kendisi ile bu konuşmalara girdim. Tape<br />

Kayıtlarımdaki tüm konuşmalarım sadece Serdar Berkin' den Alacaklarımı tahsil etmek için<br />

kurgulamış olduğum bir senaryodan ibaret olup açıkça Senaryo kurgulamış olduğum da<br />

155/678


23.03.2011 Tarihli Saat 13.33 deki Tape Kaydımdan belli olmaktadır. Görüleceği üzere "bak<br />

bunları Erman'a söylemeni istemiyorum aramızda kalsın" ifademden de anlaşılacağı üzere ben<br />

Serdar'a bir senaryo yazıyorum ama bu arada da bu konuda kimseyle konuşmamasını istiyorum<br />

çünkü kazara bu konuyu başkasına açsa tüm yalanım ortaya çıkacak Nitekim ortada bu tarz bir<br />

konu gerçekte bulunmamaktadır. Ben inandırıcı olsun diye Serdar ile bu tarz bir kurguya girdim<br />

nitekim Tape' lerde ayrıca benim bu tarz bir konuya verecek param olmadığı gibi beyanlarım da<br />

sabittir.Serdar Berkin bana ayrıca git o zaman şansını dene alan nasıl alıyor da demektedir. Ben<br />

bunu paramı tahsil etmek için kurgulamış olsam dahi Serdar dan halen paramı alamadığım gibi<br />

aslında dahil olmadığım bir suçlama ile karşı karşıya kaldım. Ben aleyhe olan Tape Kayıtlarımı<br />

bu neden ile kabul etmiyorum. Bu kayıtlar ayrıca hiçbir delile dayanmadığı gibi tamamı ile<br />

kötüniyetli olarak yorumlanmışlardır. Tarafımın 27.03.2011 Tarihinde İstanbul Zincirlikuyu'dan<br />

25.000 T.L. Sınav Sorularını almak için Para çektiğim konusu kesinlik ile gerçeğe aykırıdır. Ben<br />

anılan Parayı kayınbiraderimin Almanya' da ev alması için İsmail Tombul isimli kişiye verdim.<br />

Bu paranın da kullanılarak alınmış olan eve ilişkin belgeler mevcuttur. Kesinlikle suç<br />

işlemediğimi beyan eder ve beraatime karar verilmesini talep ederim şeklinde beyanda bulunmuş<br />

ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

66-SANIK ÖZDEN TÜTÜNCÜ SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben üzerime atılı<br />

suçlamaları kabul etmiyorum. Ben herhangi bir örgüte üye değilim, herhangi bir olaya da<br />

karışmadım, benim Orta kahve'de olan olayla ilgili herhangi bir bilgim yoktur, ayrıca gazeteye<br />

yapılan saldırıyla da bir alakam yoktur, sadece Mustafa Cici ile yaptığım yüz yüze normal bir<br />

görüşmemiz vardır. Beraatimi talep ederim. Ben Mustafa Cici'ye vurmadım, ona yapılan saldırı<br />

anında orada yoktum, ben ayrıldıktan sonra kavga olayı olmuş olabilir, zaten kendisi hazırlıkta<br />

benden şikayetçi olmamıştır şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

67-SANIK SADRİ ŞENER SAVUNMASINDA ÖZETLE: Ben Trabzonspor Futbol<br />

Kulübü Başkanlığını 2008 yılından beri yapmaktayım. Hiç bir Ankaragücü'lü futbolcu ile de<br />

görüşmedim, bu konuda da delil yoktur, iletişimin tespiti tutanaklarında geçen Ankara<br />

B.B.Başkanı Melih Gökçek'in “ puan alırsak Gabriç'i bize ver” şeklindeki söylemini bir başka<br />

şahsa naklettim, ben maçtan evvel kesinlikle Melih Gökçek ile de görüşmedim şeklinde beyanda<br />

bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

68-SANIK SAMET ERDEMİR SAVUNMASINDA ÖZETLE: Benim Olgun<br />

Peker'in suç örgütüyle herhangi bir alakam yoktur. Telefon görüşmeleri bana ait değildir. Orta<br />

Kahve isimli iş yerine zarar verilmesi eylemini alkollü olduğum için hatırlamıyorum, Alper Büfe<br />

isimli iş yerine de iş yeri sahibi ile kavga ettiğimden dolayı arkadaşımın kamyonu ile büfeye<br />

çarptım, çarpmış olduğum kamyon Selim Kımıl'a aitti. Ben Mustafa Cici ve Hakan Akbaş isimli<br />

şahısların tehdit edilip dövülme olayını hatırlamıyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı<br />

suçlamaları reddetmiştir.<br />

69-SANIK SAMET GÜZEL SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;27-33) Ben<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü'nde tercümanlık görevi yapmaktayım. Gökçek Vederson ve Sercan<br />

Yıldırım ile teşvik girişiminde bulunduğum iddia edilmektedir. Sercan Yıldırım'ı yeşil sahalar<br />

haricinde ben hiçbir yerde görmedim. Telefon numarası ne telefonumda vardır ne de hayatım da<br />

bir kere de telefonda görüşmüşümdür. İddianamede zaten, bizim Sercan Yıldırım ile ilgili<br />

herhangi bir görüşmemiz herhangi bir tape de zaten bulunmamaktadır. Gökçek Vederson ise,<br />

hem Fenerbahçe Spor Kulübü'nden futbol oynadığı iki buçuk sene boyunca futbol oynadı bu<br />

dönemde mesai arkadaşım, takım arkadaşım hemde aynı zamanda bu kadar süre içerisinde<br />

beraber çalıştığımız için iyi de bir dostumdur. Elbette kendisiyle iyi bir şekilde tanışırım ve<br />

görüşürüm. Fakat bütün bu görüşmelerde iddianamede yazıyor ki Gökçek Vederson'la<br />

kurduğumuz bağlantılar teşvik girişimine yöneliktir. Fakat olayın doğrusu ve gerçeği şudur ki,<br />

156/678


Türkiye Futbol Federasyonu'nun kulüplerden her sene zorunlu tuttuğu bir tane belge vardır. Bu<br />

belge de şudur. Bütün futbolcular, hatta çalışanlar bende imzalıyorum bunu, kulüpten alacakları<br />

olmadığına dair bir belge, bir ibra sunmak zorundadırlar. Fakat Gökçek Vederson'un son<br />

oynadığı senesinde alacakları varmış. O ay alacakları olduğu için Bursaspor'a gitmişti o<br />

dönemde, o alacakları olduğundan dolayı bu belgeyi imzalamadı. Bu belgeyi imzalamadığı için<br />

sayın yöneticimiz Alaattin Yıldırım beni aradı ve dedi ki; Samet Vederson'u arayıp bu belgeyi<br />

imzalamasını söylermisin, eğer görüşmek isterse gelsin İstanbul'a görüşelim dedi. Ben de<br />

Vederson'a bunu sundum...<br />

1694 nolu tape de Alaattin Yıldırım ile üç Brezilya'lı futbolcunun menajeri hakkında,<br />

bu oyuncunun menajeri, oyuncuların menajeri, Marcio Ribelino ile yapılan görüşmeler var. Bu<br />

görüşmeleri kendisine aktarmam sanki, Gökçek Vederson'la Bursaspor'lu oyuncularla suç<br />

işlemek kastıyla, irtibat kurmam olarak algılanmaya çalışılıyor. Şimdi bu oyuncuların isimleri,<br />

Leandro da Miav, Humbel de borces ve Venikton Paulista. Hatta Humbel de Borces'i sezon<br />

ortasında transfer etmek için, yönetim kurulumuz çok büyük çaba sarfetti. Hatta yönetim<br />

kurulumuz takdiriyle ben Brezilya'ya gittim . Ekim ayında ve bu oyuncunun transferi için çok<br />

uğraştım. Şimdi yine bu yanlış yönlendirme ile burdaki konuşmalardan ne çıkıyor ortaya.<br />

Gökçek Vederson'la benim görüştüğüm, Gökçek Vederson'un yanınki arkadaşlarını ayarttığı ve<br />

sonuç olarak da sanki biz teşvik girişiminde bulunmuşuz iddiası var. Fakat bu bahsettiği üç kişi,<br />

bu üç tane oyuncu. Bizim buluşmaya çalıştığımız kişi ise, Marcio Liberino, Marcio Liberino<br />

kim; bu üç tane oyuncunun menajeri. Burdaki tapede bence kilit cümlü şu. Ali, Sayın Alaattin<br />

Yıldırım diyorki; Tamam sen de ki; Pazar sabah Ali bey seni bekliyor. Şimdi, pazar sabahının<br />

tarihine hep beraber bakalım. 17/04/2011.17/04/2011'de ne var, Trabzonspor-Bursaspor maçı var.<br />

Şimdi hangi maçın sabahındaki Trabzonspor maçı, Trabzonspor -Bursaspor maçı hangi maçın<br />

sabahında hangi futbolcuyu siz kamptan çıkarıp İstanbul'a getirebilirsiniz. Tamam sen de ki<br />

pazar sabahı Ali bey seni bekliyor. Pazar sabahı ayın 17'si, ve 17'sinde Trabzon-Bursaspor maçı<br />

var. Futbola biraz hakim olan insanlar bilirler ki, maç, kamp günü hiçbir futbolcu, hele şekil<br />

değiştirip kamptan çıkamaz. Yani bunu hocalarımızda buradalar, bunu herkes bilir. Zaten bu<br />

tapenin en kilit noktası da bu. Biz Marcio Liberino ile görüşmek istiyoruz, kendisini İstanbul'a<br />

davet ediyoruz. Kendisi o sırada Avrupada ve pazar günü gelip bizle görüşmesini istiyoruz. Yani<br />

ne Gökçek Vederson, ne diğer oyuncular hiç kimseyle görüşme amacımız burada yok, bu tape<br />

tamamiyle yanlış yorumlanmış bir tapedir şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir.<br />

70- SANIK SAMİ DİNÇ SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;329-340 ve<br />

Kls 95 Dizi;173-188 ve Kls 96 Dizi;166-171) Benim bu dosyadaki en büyük talihsizliğim,<br />

avukatlığını yaptığım kulüplerin farklı sebeplerle bu dosya kapsamında yer almasıdır. Bu<br />

kulüpler yalnızca, Giresun ve Fenerbahçe, iddianamede olan ama, birçok kulüp daha var temsil<br />

ettiğim. Çünkü gerçekten çok büyük talihsizlik benim yaşadığım. Olgun Peker liderliğindeki,<br />

haksız çıkar sağlama amaçlı suç örgütü kapsamında, 44 adet tapeme yer verilmiş. Bunlardan 27<br />

tanesi, hiçbir suçlamaya konu edilmemiş, ve iddianameye serpiştirilmiştir. 44 adet tapeyi<br />

yaptığım kişiler, meslektaşım, aynı zamanda hem dostum, hem de avukatlığını da yaptığım kişi<br />

olarak Talat Emre Koçak, aynı zamanda Mehmet Şekip Mosturoğlu, müvekkilim olan<br />

Giresunspor'un eski ve yeni başkanları, Olgun Peker ve Ömer Ülkü, müvekkilim olan Refleks<br />

Menajerlik Ltd. Şti'nin ortağı ve çalışanı, Özüm Süntaş ve Neşe Ciddi, müvekkilim olan yine<br />

Mahmut Güneş ile olan konuşmalardır. Bunların arasında bir tane bile mesleğim dışında olan bir<br />

konu bulunmamaktadır. Yine burdan bir tespitle, yani görüşmüş olmam sebebiyle, bir anda<br />

iddianamede Olgun Peker'i de, eylemle fikir birliği içinde hareket ediyor şeklinde, resmi evrakta<br />

sahtecilik suçuna iştirak ettim suçlamasıyla karşı karşıya kalıyorum. Bir örgütün unsurları<br />

157/678


arasında, eylem ve fikir birliği içerisinde hareket etmek varsa, ben birçok kişiyle bu iddianamede<br />

eylem ve fikir birliği içinde hareket etmek suçlamasıyla karşı karşıyayım, çünkü aynı zamanda o<br />

suç örgütünün de üyesi olarak yazılıyorum. Ben nasıl bir avukatsam, hem sadece hukuki<br />

konularda konuşuyorum, hem de herkesle eylem ve fikir birliği içerisinde hareket ediyorum.<br />

Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden hakkımda tapeden başka hiçbir delil yoktur. Her evim,<br />

yahut ofisim, yapılabilecek her türlü tedbir, arama, telefon dinleme yapılmıştır bu uzun bir süre<br />

içinde, ve başka da hiçbir delil bulunmamaktadır. Resmi belgede sahteciliğe iştirak bakımından,<br />

bir anda iddianamede ortaya çıkan Olgun Peker ile eylem ve fikir birliği içinde hareket ediyor<br />

saptaması, sebebiyle iştiraken sorumluğum ortaya çıkartılmıştır. Ancak ne ben bu belgeden<br />

haberdarım, ne herhangi bir şekilde Olgun Peker'in sınava başvuru sürecinde yer aldım, hiçbir<br />

işleme katılmadım, herhangi bir işlemi vekaleten yürütmüş değilim ve böyle bir suçlama ile ne<br />

sebeple karşılaştığımı hala anlayabilmiş değilim. O da fiil yasası olduğu ve hareketten yola<br />

çıkmanız gerektiği. Ancak ben burda hareketi yine göremiyorum. Olmayan bir hareket<br />

demiyorum, iddia da edilmiyor şu hareketi yaptın diye, ve ben ne yazık ki, bu suçlama ile karşı<br />

karşıyayım. Temelsiz ve hiçbir hareketimin dahi yazılmadığı bir suç olduğunu söylemek<br />

istiyorum. Bu sebeple aslında bu iddianame bu suç bakımından kabul edilmemeliydi, çünkü<br />

CMK 170 deki unsurları da taşımıyor. İddianamenin yazılmasını takiben, gizlilik kararı da<br />

kalktıktan sonra, bu resmi evrak nedir diye, avukatım getirdiğinde belgeleri gördüm. Benim<br />

görebildiğim anlayabildiğim kadarıyla, ortada bir resmi evrak da yok, çünkü benim gördüğüm<br />

evrak, Bulgaristan'da bir yeminli tercümanca üzerine imza atılmış bir evrak. Ve üstünde İngilizce<br />

olarak da, Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı bu belgenin çevirisinin sorumluluğunu almaz yazıyor.<br />

Bu nasıl bir, yani ülkemizde en azından nasıl bir resmi evrak anlayamıyorum.<br />

Suç örgütüne ilişkin olarak, tamamen mesleğim icabı konuşmalardır. Burada bir<br />

şekilde beni TCK 227 anlamında suç örgütüne üyelik ve yardım etmek suçuna da sokmuş. Ancak<br />

tapelere bakıyorum, kendim zaten biliyorum, benim bütün görüşmelerimde, Olgun Peker bana<br />

Sami Bey diye hitap ediyor. Bende ona futbol teamülleri gereği başkanım diye hitap ediyorum.<br />

Keza o da spor kulübü başkanı, geçmişte yapılan başkanlıklardan sonra, futbol teamülleri gereği<br />

başkanım diye hitap edilir, ona da başkanım diye hitap ediyorum. Kendisi de bana Sami bey diye<br />

hitap ediyor. Bizim herhangi bir şekilde ben 31-32 yaşında bir avukat olarak, bir suç örgütü, hele<br />

de silahlı suç örgütü lideri suçlaması yapılıyor kendisine. Benim kendisine, veya onun bana, hem<br />

benden yaş olarak da büyük olmasına rağmen, Sami bey demesi,sizce normal mi? bu konuşmalar<br />

da aradaki ilişkinin kesinlikle başka bir şekilde olmadığını gösteriyor. Herhangi bir emir talimat<br />

vesaire bir konu da söz konusu değil. Bu 27 adet hiçbir suçlamayla alakası olmayan tapeler, bir<br />

bölümü örgütün hiyerarşik yapısını gösterir, iletişim tespit tutanakları bölümünde yer alıyor, 4<br />

adet. Bunları da hiçbir şekilde anlayamadım. Çünkü bir hiyerarşik ilişkiyi gösterir bir ibare<br />

emare yok içinde. Transfer tahtasının açılması sürecinde yapılan örgütsel faaliyetler adı altında 6<br />

tapeden bahsediliyor ancak, transfer tahtası dediğimiz şey zaten, daha kapsamlı açıklamaya<br />

çalışacağım ama, transfer yasağının kaldırılması eylemi diyebilirsiniz. Transfer tahtası diye bir<br />

şey yok. Ne hukuk literatüründe var, ne herhangi bir yerde. TFF nezdindeki, kulüplerin<br />

borçlarının muvafakatları alınarak veya borçlar kapatılarak açılmasıdır. Burda yaptığım eylemler<br />

denilen şeyler benim mesleki faaliyetlerim. Ben avukatım ve bu işi yapıyorum. Teknik direktör<br />

Bahri Kaya'nın takımdan ayrılması için tehdit edilmesi başlığı altında 4 adet tapeye yer verilmiş.<br />

Bu tapelerde işten çıkarmayı düşündükleri bir kişinin ben sözleşmesini istiyorum. Ve bu konuyor<br />

oraya tape olarak.<br />

Transfer görüşmeleri sürekli olarak yapılmaktadır. Sezer'e 6 kere, bir tane tapeye<br />

dayanıyor benim Eskişehir Fenerbahçe maçındaki suçlamam. Bu konuşma 29 dakikalık bir<br />

konuşma, 12 sayfa, 6 yerinde farklı yerlerde, aynen şunları diyorum Sezer'e, '' Fenerbahçe<br />

158/678


maçından sonra, onlarla beraber gel, tabi tabi geçsin geçsin maç, bak senin hem abin olarak hem<br />

avukatın olarak söylüyorum maç geçsin, bende sana yani ben şey olarak değil, ben bir kulüp<br />

avukatı olarak değil, senin avukatın olarak senin lehine senin için konuşuyorum. Çok yanlış olur<br />

şimdi görüşmen, çok yanlış olur yani yerin kulağı var, biri görür ne der, yani hiç gerek yok.<br />

haftaya işte maçtan sonra geleceksin diye düşünüyorum, o anda geldiğinde kesin görüşelim.''.<br />

Benim bu maç ile iligli suçlandığım şey, Sezer'i şike yapmak için İstanbul'a davet etmem ama<br />

Sezer'in kendi iradesi ile gelmemeyi seçmesi. Ya aslında iddialarla, iddianamedeki olgular o<br />

kadar terski, adamın gelmeme sebebi benim, belki de. Buna rağmen ben bu maça yazılan nitelikli<br />

dolandırıcılık olarak gösterilen tek maç bu benim hakkımda. Eskişehir Trabzon maçında da bir<br />

cümle şeyi söyleyeyim, bir tape var yine 28 Nisan'da, Sezer beni arıyor ve hayırlı olsun için<br />

arıyor. Ben transfer görüşmelerini sürdürmüyordum. 22 Nisanda oynanıyor Eskişehir Trabzon<br />

maçı, zaten herhangi bir şekilde transfer şikesi, teorisi gerçek olsa bile, bu maçta olamaz. Çünkü<br />

anlaşma zaten maçtan sonra sağlanmış. En azından vaadin yapılması gerekirdi. Bu Sezer'in<br />

avukatı olmam sebebiyle bu görüşmeler yapılıyordu hep. Transfer görüşmelerinde yer almadım.<br />

Keza Karabük Fenerbahçe maçında, yine anlatamayacağım hiçbir şey ancak, bir cümle ile<br />

geçeceğim izninizle. Erdem Konyal benim kuzenimdir. Kendisi futbolcu temsilcisidir aynı<br />

zamanda. Ve kendisini 3-4 yıldır yaptığı işinde sürekli olarak sosyal olarak ben destek verdim.<br />

Hem işinde hem İstanbul'a gelip yerleşmesinde. O sebeple kendisiyle yaptığım aslında, birtakım<br />

küfürlü konuşmalar konmuş. Birçok da tape var ortada. Ama bu samimiyetimizden<br />

kaynaklanmaktadır. Herhangi bir şekilde bir şey de, bunlardan çıkartılan olgularla hiçbir alakası<br />

yoktur, şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

71-SANIK SELİM KIMIL SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;54-60 ve Kls<br />

95 Dizi;241-242)Ben Giresun'da bir kaç tane olaya şahit oldum ve kardeşlerimin bazı olayları<br />

yapmasından dolayı bu olayların içinde bulunmuş oldum ama hiç bir olayda kendim ne<br />

azmettirdim ne de azmettim. Erhan'ı arıyorum. Erhan diyorum; “ Hastaneye gitmem lazım”<br />

diyorum, “ Bulancaktayım, işteyim” diyor. Daha sonra ben başka bir taksiye binerek hastaneye<br />

gidiyorum. Hastaneye gittiğimde giriş bölümünde soruyorum, “Evren Kımıl geldi mi” yok,<br />

ordan çıkıyorum karakola geçiyorum, karakola sormak için orda bana Murat Yakarışık telefon<br />

açıyor. Diyor ki, “ Selim ne oldu bir şey var mı “ diyor, abi diyorum; “ Evren yok, Samet var<br />

yanında tanımadığım bir çocuk var.” Abdullah Eker'i de burada tanıdım.<br />

Daha sonra Özcan ile bir telefon görüşmem oldu, bu görüşmede de Özcan, bana<br />

telefon açıyor, esprili bir şekilde, ben de gülerek, “ Orta Kahve'yi almışsın” ben de; “ he aldık<br />

Allah razı olsun” diye aramızda bir görüşme geçmektedir. Olgun Peker liderliğinde kurulan<br />

silahlı suç örgütüne üye olma, Orta Kahve, Alper Büfe ve Giresun FM iddialarını kabul<br />

etmiyorum, suçsuzum beraatimi istiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir.<br />

72-SANIK SERCAN YILDIRIM SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;102-<br />

104) İddia edilen teşvik primiyle benim yakın uzak bir bağım yoktur. Ali Kıratlı isimli kişiyle<br />

yapmış olduğum telefon konuşması dışında hiçbir husus yoktur. Bu görüşmenin içeriğinde hiçbir<br />

suç unsurunun olmadığı, meslek etik ve kurallarına aykırı hiçbir görüşmenin olmadığı, spor<br />

camiası içinde olan bir görüşme olduğu sabittir. Ben Ali Kıratlı isimli kişiyi futbol dünyası<br />

içinden tanıdığım Hakan Şirin vasıtasıyla tanıştım. Kendisini spor camiasında sevilen ve sayılan<br />

Fenerbahçe Kulübüne yakın biri olarak tanıdım. Ara ara görüştüğüm olmuştur, kendisi bir defada<br />

bana doğum günüme gelmişti, misafirim olmuştu. Bahsi geçen Trabzon-Bursa maçı öncesi<br />

yaptığım telefon konuşmasının olduğu süreçte yüz yüze hiçbir görüşmem de olmamıştır. Bu<br />

husus emniyet müdürlüğünce yapılan baz istasyonu incelemelerinde sabittir. Ayrıca ben 1 defa<br />

Ali Kıratlı'nın ricasıyla kendisine Bursaspor maç bileti temin ettim ve arkadaşım Doğan Güneş<br />

159/678


vasıtasıyla kendisine bilet verdirtmiştim. Ali Kıratlı tarafından bana hiç bir şekilde teşvik teklifi<br />

söz konusu olmamıştır, olması da mümkün değildir. Ali Kıratlı'yla yaptığım telefon<br />

konuşmasının içeriğinde spor kamu oyunun olağan konuşmalarının dışında algılanabilecek alaka<br />

olmayan hiçbir hususun olmadığı sabittir. Bu konuşmada benim halimi hatırımı sormuştur ve<br />

maçla ilgili başarılar dilemiştir. Keza bahsedilen Trabzonspor-Bursaspor maçında ben oynamadı.<br />

Bu durumda sabittir. Ben Metin Korkmaz isimli kişiyi spor camiasından tanımaktayım. Kendisi<br />

futbol camiasından bilinen benim de tanıdığım ailemin de görüştüğü bir kişidir. Fakat benimle<br />

teşvik iddiasıyla hiçbir teklifte bulunması kesinlikle söz konusu değildir. Bu kişinin Ali Kıratlı<br />

isimli kişiyle tanışıklığı hakkında dahil bilgi sahibi değilim. Metin Korkmaz isimli kişi<br />

tarafından bana Ali Kıratlı herhangi bir isteğinin iletilmesi iddiası tamamen gerçek dışıdır. Keza<br />

benim Metin Kormaz'la konuşmalarım da bu içerikte olmadığı, Ali Kıratlı'nın adı dahi geçmediği<br />

sabittir. Dosya incelendiğinde bu şekilde algılanabilecek, Ali Kıratlı, Metin Korkmaz arasında da<br />

böyle içeriksel bir konuşma da yoktur. ben bu davaya dahil edilerek mağdur oldum. Bana hiçbir<br />

şekilde teşvik edilmesi söz konusu değildir şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir.<br />

73-SANIK SERDAL ADALI SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;12-17)<br />

Mart ayı sonlarında teknik direktörümüz Tayfur Havutçu ile yaptığımız görüşmede, futbol<br />

takımımızda tüm futbolcu eksiklerimizin çıkarılması ve yeni sezonda istediği futbolcuları bize<br />

bildirmesinin futbol komitesi olarak beraber çalıştığım Cengiz Zülfikaroğlu ile ilettik. Sonraki<br />

hafta başı Ümraniye tesislerinde yaptığımız toplantıda içinde İbrahim Akın, İskender Alın'ın da<br />

olduğu on bir, on iki futbolcunun isimlerini, Tayfur hocanın bize verdiği listeden belirledik.<br />

İfademde, polis ve savcılık ifademde de belirttiğim gibi, bu isimlerin belirlendiğinde İ.B.B.spor<br />

rakibimiz bile değildi. Henüz kupada karşılaşacağımız belli bile değildi. İlerleyen günlerde yurt<br />

dışında oynayan Türk futbolcuların ve yabancı Türk futbolcuların transferi için çalışmalarımızı<br />

sürdürdük. Çoğunu da transfer ettik. İlerleyen günde de Bursa maçı için, Bursa'da olduğumuz bir<br />

günde hocamız Tayfur Havutçu ile ilgili, listemizde yurt dışında hangi futbolcularla görüştük,<br />

hangi futbolcuları transfer etme aşamasında geldik, bunların bilgisini verdik. Tayfur hocamızda<br />

listemizde bulunan İbrahim, İskender, Samsunspor'dan Kemal ve Çanakkale'de oynayan Sakıp'ın<br />

menajerinin Yusuf Turanlı olduğunu özellikle de Samsun'lu Kemal'in çok gündemde olduğunu<br />

iki üç kulübün aynı anda istediğini, diğerleri değil ama vakit kaybetmeden görüşmemizin bir an<br />

önce yapılması gerektiğini bize iletti. Ben de lobide yanımızda olan kulübümüz güvenlik,<br />

güvenlikten sorumlu arkadaş, Ahmet Ateş'e, Yusuf Turanlı'nın telefonunun olup olmadığını<br />

mümkünse bulmasını ve görüşmek istediğimizi iletmesini söyledi. Ahmet'de kendisinin<br />

olmadığını Yusuf Turanlı'nın İbrahim Toraman'ın da menajeri olduğunu, onu da o anda<br />

öğrendim. Ondan öğrenebileceğimi söyledi. Ben pazartesi İstanbul'da görüşelim dedi. Ahmet,<br />

Yusuf Turanlı ile görüştüğünü kendisinin pazartesi İstanbul dışında olacağını, bir hafta on gün<br />

sonra döneceğini, benimde hemen Bursa maçından sonra yurt dışına çıkacağım için, mümkünse<br />

Bursa'ya gelebilir mi diye sordum. Bu görüşmenin Bursa'da olmasının tek sebebi, transfer<br />

görüşmelerinin bir an önce yapılması gerektiği ve görüşecek başka uygun gün bulunmaması idi.<br />

Bu şekilde yapmış olduğum görüşme ne yazık ki dosyada sanki şike görüşmesi gibi<br />

değerlendirilmiştir. Sayın başkanım şike yapmak için futbolcunun menajerine yüz tane taraftar,<br />

otuz tane gazeteci, otuz tane televizyoncunun olduğu otele çağırır mısınız. Yusuf Turanlı ile<br />

yaptığımız görüşmede yarım saat sürdüyse bunun ancak, beş dakikası İbrahim Akın ve İskender<br />

Alın'la ilgiliydi. Yusuf Turanlı o görüşmede, benim İ.B.B. başkanıyla görüştüğümü bildiğini bu<br />

futbolcuları istediğimizi, Göksel başkanın da kulağına gittiğini söyledi. Ben Yusuf'a sadece bu<br />

futbolcuların İ.B.B'den senelik kaç para aldıkların sordum, o da tam olarak öğreneceğini kupa<br />

maçından sonra oturup konuşacağımızı söyledi ve ayrıldık. Yine bu görüşmede de Cengiz<br />

160/678


Zülfikaroğlu benimle beraberdi. Yusuf Turanlı'nın maçtan iki gün önce Tayfur hocayı arayıp acil<br />

görüşmesi gerektiğini söylemiş. Polis ifadesinde tapeleri görmediğim, verdiğim ifademi<br />

okursanız, Yusuf'la kendi ofisimde görüştüğümü, herhangi bir teknik takip olmamasına rağmen,<br />

zaten yukarıda belirttiğim acil görüşme sebebinin, o hafta sonu yapılacak, Galatasaray<br />

kongresinde, Göksel başkanımızın kongre üyesi olduğu, seçilecek başkanla bir araya bir araya<br />

geleceğini, isteyeceğini, onun için bu futbolcularla alacakları ücreti konuşmamız gerektiğini<br />

belirtti. Ben de İ.B.B. ile görüşmeden bu futbolculara, bonservis ücreti ödeyip<br />

ödeyemeyeceğimiz belli olmadan, bunu belirleyemeyeceğimi, ama mevcutta şu anda aldıkları<br />

ücretten daha fazla olacağını kendine ilettim. Yine Samsunspor'lu Kemal'in, babasıyla<br />

görüştüğünü ve Adana'lı olduğunu benim görüşmem gerektiğini benim ağzımdan da Beşiktaş'a<br />

transfer etmek istediğimizi iletti. Daha sonra Adana'da Kemal'in babasıyla da görüştüm.<br />

Ailemizin yüz elliye yakın sahip olduğu yarış atı var. Yetiştiriyoruz, bazen satıp<br />

koşturuyoruz, bazılarını da tutsak olarak çiftliğe yolluyoruz. Her sene kendime iki tane at<br />

ayırırım. Ve yüz elli atın içinde iki tane ismi kendim belirlerim. Adı geçen at kendime ayırdığım<br />

iki attan bir tanesidir. Yani hediye etmem, satmam, birilerine vermem, imkansızdır. Kendisine<br />

Beşiktaş camiasının, futbolcunun, atçılık yapmasını kaldırmayacağını, Beşiktaş'a geldikten sonra<br />

bu at işleriyle uğraşmasın bırakmasını söyleyip at konusunu kapattım ve ayrıldık.<br />

Kupa maçında adı geçen iki futbolcu da gol atmıştır. Bunun bir tanesi resmi olarak<br />

İbrahim'in attığı göldür, diğeri de İskender'in bana göre gol olup, hakem tarafından iptal edilen<br />

ikinci goldür. Bunu daha sonra hem televizyonlarda, hem gazetelerde herkese ifade ettim.<br />

Penaltılarla biten maçın 3-2 olduğunu kim söyleyebilir. İbrahim Akın'ın penaltıyı dışarı atması en<br />

kolay yol olmaz mıydı. Yine atfedip şike yaptıysam, maçla gözaltına alınmam arası, tam iki ay.<br />

Bu iki aylık süre içinde niye götürüp atı vermedim. Yine tapelerden öğrendiğime göre, İbrahim<br />

Akın maçtan sonra benim hediye ettiğim söylenen atı almaya gidiyorum demiş.<br />

Yine iddianamede üstüne dikkat çekilmek istenen diğer bir konuda bu iki futbolcuyla<br />

yaptığım görüşmede asla bir fiyat teklifinde bulunmadık. Sadece futbolcuların fiyatlarının ne<br />

olduğunu Yusuf Turanlı'dan bize teyit etmesini istedim. Yine iddianamede futbolcuların<br />

fiyatlarının yüksek olduğu, bunun bir transfer şikesi olduğu iddia ediliyor. Bundan dolayı ben<br />

transfer yaptığım geçen seneki rakamları size belirtmek istiyorum. Beşiktaş'a bir futbolcunun<br />

sadece aldığı maaşlardır. Veli, 1.350.000 euro, Tanju 1.300.000 euro, Burak, 1.350.000 euro,<br />

daha bunlar maç başlarıyla beraber ödenecek rakamlardır. Egemen 2.000.000. euro, Pektemek,<br />

2.000.000 euro, Ersan, 2.100.000 euro. Türk futbolcuların maaşların ve aldıkları ücretin bu<br />

şekilde olmasına rağmen, İbrahim Akın ve İskender Alın'a bizim teklif, yüksek teklif vererek,<br />

futbolcuların akıllarının karıştırıldığı iddia ediliyor. Buna hiçbir şekilde katılmıyorum. Bu<br />

görüşmeleri bilmediğim, tüm ilgililerin ifadesinde açıkça belirtilmektedir. Özellikle Yusuf<br />

Turanlı'nın vermiş olduğu ifadelerde de, menajeri olduğu futbolcularla yaptığı telefon<br />

görüşmelerinde, futbolcuları motive etmek için konuşmalar yaptığı söylenmektedir. Bu tür<br />

konuşmaların benimle hiçbir ilgisi yoktur. Ne bir ilgim vardır, ne yönlendirmem söz konusudur.<br />

Şikeye ilişkin tekbir konuşmam, tek bir cümlem dahi yoktur. Şike olarak yorumlanabilecek tek<br />

bir kelimem kayıtlarda yoktur. Evet ben iki defa Yusuf Turanlı ile görüştüm. Tüm bu süreçte tek<br />

bir çabam vardı, o da masum olduğumu ispatlamaktı. Sonuç olarak bir kez daha belirtmek<br />

istiyorum ki asla ve asla şike yapmadım. Şikeye teşebbüs etmedim, kimseye şike amaçlı transfer<br />

teklifinde bulunmadım. Dosyada bununla ilişkin tek bir delil, tek bir ifade dahi yoktur.<br />

Hakkımda beraat kararı verilmesini talep ediyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı<br />

suçlamaları reddetmiştir.<br />

74-SANIK SERDAR BERKİN SAVUNMASINDA ÖZETLE: 2009 yılında<br />

Giresunspor’da menajer olarak görevliydim, Olgun Peker de kulüp başkanıydı, bu şekilde<br />

161/678


kendisi ile tanışıklığımız vardı, herhangi bir örgüt üyesi değilim, 04/04/2011 günü oynanan<br />

Diyarbakırspor-Giresunspor maçı ile ilgili olarak sadece öncesinde 11 maçı kaybeden<br />

Diyarbakırspor ile yapılacak olan maç öncesi Giresunspor kulüp başkanı olan Ömer Ülkü beni<br />

arayarak durumun ne olacağını sordu, bende kendisine Diyarbakırspor’un 12 maçta 11<br />

mağlubiyet almış olması sebebi ile maçı rahatlıkla kazanabileceğimizi söyledim. İyi niyetle<br />

yapılan bir konuşmaydı, şike ile her hangi bir ilgisi yoktur, ayrıca menajerlik sınavı ile ilgili<br />

kesinlikle rüşvet alınması veya verilmesi sözünü içeren herhangi bir konuşma veya eylem<br />

olmadı, bu yöndeki iddiaları da kabul etmiyorum, geçmiş spor yaşamımda da şimdiye kadar<br />

herhangi bir leke olmadığı gibi bundan sonra da olması mümkün değildir, suçsuzum, beraatimi<br />

istiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamalar reddetmiştir.<br />

75-SANIK SERDAR KULBİLGE SAVUNMASINDA ÖZETLE: Üzerime atılı<br />

suçlamaları kabul etmiyorum, böyle bir girişimde de bulunmadım, 13 yıldır spor yaşantımda<br />

Türk Milli Takımına kadar yükselmiş bir sporcuyum, suçlamaları kabul etmiyorum.<br />

Benim sanık İlhan EKŞİOĞLU ile aramızdaki gerçekten çok önemli bir ilişki vardı,<br />

ağabey kardeş ilişkisi gibiydi. 2005 döneminde 2. lig de oynarken Bursaspor da, Bursaspor<br />

tarihinde ilk defa ligden düşmüştü. Yanılmıyorsam 40 sene sonra, ben o sene fedakarlık yaparak<br />

Bursaspor da kaldım. 2. lig de ikinci sezonda ve daha sonrasında o sene sezon boyunca İlhan<br />

ağabey ile benim menajerim, eski menajerim Erdinç ŞEHİT devamlı görüşüyorlardı. İlişkimiz<br />

ilerlerdi ve benim Fenerbahçeye gelmemde en büyük etkenlerden biri de İlhan ağabeydi. İlhan<br />

ağabey de çok iyi hatırlar, Başkanımız Aziz YILDIRIM' da çok iyi hatırlar, o sene gittiğimiz gün<br />

başkanımız ve İlhan ağabey vardı. Fenerbahçe Stadında buluştuk. Tabi her futbolcunun hayaliydi<br />

büyük takımda oynamak, ben de onu başardım. Daha sonrasında tabi ki Fenerbahçeye transferim<br />

vardı ve bu da gerçekleşti. Bursaspordan başlayan bir ilişkimiz vardı İlhana ağabeyle. Sadece bu<br />

seneye has bir ilişkimiz yoktu. Ben Fenerbahçeye geldiğimde ilk senemde önümde Volkan<br />

DEMİREL ve Rüştü ağabey vardı, Rüştü REÇBER. Tabi ki bunlar Türkiye' nin sayılı<br />

kalecileriydi. Tabi ki ben de Bursaspor takım kaptanı olarak geldim. Büyük bir camiadan geldim,<br />

yani Bursaspor da gerçekten çok büyük bir camia. Fakat bir sene boyunca ben kadroya dahi<br />

giremedim, yani oynama şansım olmadı. Daha sonrasında biz bir sene boyunca, gerçekten<br />

buradan Murat Hocaya çok teşekkür ediyorum, özverili bir şekilde sabah akşam çalışmamızı<br />

devam ettirdik. Fenerbahçenin de o şanlı tarihinde, yüzüncü yılında oynayarak ve bana nasip<br />

oldu, yani kalede görev almak bana nasip oldu. Murat Hocayla ilişkilerimiz ilerledi. Daha<br />

sonrasında ben Fenerbahçeden ayrıldım üçüncü senenin sonunda ve Murat Hoca da ben gittikten<br />

sonra o da ayrıldı işten. İhtiyacı olduğunu söyledi bana, ben Gençlerbirliğine transfer<br />

olduğumda. Haziran ayıydı yanılmıyorsam efendim. "Serdar" dedi "biraz borç verebilir misin"<br />

dedi. "Tabi ki hocam neden olmasın" dedim, 2009 senesiydi efendim gönderdiğim para. Elif<br />

KULBİLGE ile bu hesap da bizim ortak hesabımız. Yapı Kredi Bankası özel bankacılık. eşimin<br />

ismi. Özel Bankacılıktan 16 bin lira gönderdim. Daha sonrasında aradan yaklaşık 2 sene geçti.<br />

Ben bu parayı istemedim, tabi ki neden istemediğimi Murat Hoca sizlere burada anlattı. Yani ben<br />

kalkıp hocama yardım etmişim, zor gününde yardım etmişim. Ben kalkıp bunu hemen bundan<br />

isteyemem. O kendisi bana peyderpey, parça parça paraları ödedi. Daha sonrasında da efendim,<br />

son miktar olarak 5 bin lira, telefon konuşmasına, tapelere takılan 5 bin lira. Beni Türkiye' de ki<br />

basın 5 bin lirayla suçladı.<br />

Trabzonspor maçına gelelim efendim. Öncelikle Trabzonspor maçındaki yediğim gol<br />

de hatalıydı. Boşa çıktım. Daha sonra bir pozisyonda havanın yağışlı olması nedeniyle, kaydığım<br />

anda direğe çarptım ve oyundan çıkmak zorunda kaldım. Onların kendi aralarındaki görüşme,<br />

benim bilgim dahilinde değil. Mehmet ŞEN ile bir defa görüştüm ve hiçbir tapem yoktur<br />

162/678


Mehmet ŞEN ile. Bir defa Pelit Pastahanesinde, Antalya'da kamp yaptığımız otelde buluştuk.<br />

Hatta Mehmet ŞEN ile Pelit Pastahanesinin içinde oturduğumuz zaman; "Mehmet ağabey, sigara<br />

içmek istiyorum" dedim. Kapalı alana geçtik, arka tarafa. Sigara içtim, tekrar dışarı çıktık. Bir<br />

sporcu olduğum için kapalı alanda, kimsenin görmemesi için odaya geçtim ve sigaramı içtim,<br />

çıktım. " şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

76-SANIK SERKAN ACAR SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;23-27)<br />

Aziz Yıldırım önderliğindeki, suç örgütünün Fenerbahçe mali kongresinde muhaliflerini<br />

sindirmek, gayrı hukuki yollar deneyerek suç işledikleri iddia edilmiştir. Benim de bu örgütün<br />

üyesi olarak suça iştirak ettiğim beyan edilmektedir. Bu konuyla ilgili iddianamede yer alan<br />

yegane tapem 04/05/2011 tarihinde saat 13:20 'deki 2389 nolu tapedir. Bu tapeyi incelendiğinde<br />

görülecektir ki, başkanla üstüne basa basa konuştuğumuz konu muhalefetin Fenerbahçe'nin<br />

şampiyonluk yarışına zarar verecek şekilde kongrede olay çıkarmasını, üyeleri etkilemesini<br />

önlemekten ibarettir. Burada başkanın benden istediği husus kongre katılımının üst düzeyli<br />

olmasını sağlamak için tüm kongre üyelerinin gelmesini sağlamamdan ibarettir. Ayrıca tapenin<br />

devamında yer alan benim dediğim gibi şeyi dağıtalım dışarıya, oradan kimseyi almayalım<br />

içeriye, biraz zorlaştıralım girişi çıkışı. Ona göre kuralım ekipleri, biz o gün konuşmaların<br />

çarpıtıldığı daha doğrusu kongre sürecini bilmeyenlerin yanlış yorumladıkları hususu açıkça<br />

ortadadır. Zira yukarıdaki yer alan hususlar ve listelerin olduğu bölümlerin, yani imzaların<br />

atılarak oylamaya katılacak gerçek üyelerin, uygun koşullarda kongre salonuna girişini<br />

söylemeye yöneliktir. Amaç kongreye girmeye hakkı olmayan kişilerin, toplantı salonuna girerek<br />

huzuru bozmasını oy kullanmasını engellemektedir. Başkanımız, bu görüşmemizde kongreye<br />

katılma hakkı olan üyelerimizin üst düzeyde katılımlarını sağlamak için çalışmamızı<br />

öngörmektedir. Fenerbahçe Spor Kulübü'ndeki 46 yıllık geçmişimden ötürü kulübün seçim<br />

ortamında politik üye potansiyelimin olmasından dolayı, kendimize yakın olan bütün<br />

arkadaşlarımıza, eşimize, dostumuza, Fenerbahçe Spor Kulübünün dernekteki dostlarımıza<br />

kongreye katılmalarını sağlanması çalışmalarımızdır. Zaman zaman daha önceki yapılan<br />

kongrelerde, güvenliği daha esnek tutup, kongreye girme hakkı olmayan üyelerimize, kongre<br />

divan başkanının onayıyla dinleyici sıfatıyla kongre salonuna almışlığımız olmuştur. 08/05/2011<br />

günü yapılacak mali kongre öncesi, konuşan Fenerbahçe platformu imzalı gazete ilanının<br />

verilmesinden kaynaklanacak muhalefetten istenmeyen tartışmaların olabileceği için üst düzey<br />

güvenlik önlemlerinin alınması çalışmaları yapılmıştır. Şöyle ki bu kongrede normal kongrelerde<br />

görevlendirilen 40 adet özel güvenliğin 60 adede çıkarılması, ayrıca kulüp özel güvenliğinden 20<br />

adet güvenlik elemanının ilave olarak temini, kongreye girmeye hakkı olmayan üyelerimizin<br />

kesinlikle kongre salonuna alınmaması, içerideki ve dışarıdaki giriş kapılarında da gerekli<br />

güvenlik önlemlerinin alınması, sayın başkanın talimatı ile, bazın ve televizyon mensuplarının da<br />

kongre salonunda bulunup izlenimlerini ve çekimlerini rahat bir şekilde yapmalarını, ilerde söz<br />

konusu olabilecek şaibelerin görüntülerle izlenebilmesini sağladı. Bütün bu hazırlıklardan sonra<br />

genel kurulda en ufak bir problem olmadığı gibi, karşılıklı espri konuşmalarla gayet özgür ve<br />

dostane bir şekilde, kongre neticelenmiştir. En ufak bir tartışma dahi olmamıştır.<br />

21/02/2011 Manisa'da oynanan Manisaspor-Trabzonspor müsabakasında teşvik primi<br />

verilmesi iddia edilmesiyle ilgili olarak; Söz konusu müsabaka ile ilgili tarafıma sorulan ve<br />

yöneltilen tek konuşma tapesi, 18/02/2011 tarih saat:21:58'de Aziz Yıldırım ile yaptığım<br />

görüşmeye ilişkin bu tapeden varılan yanlış çıkarım, bu görüşmenin içeriğinin teşvik<br />

faaliyetlerine ilişkin olduğudur. Oysa ki konu tam tersi bir konumla ilişkilidir. O da<br />

derneklerimizden aldığımız bilgi ve kamuoyu vasıtası dahilinde Trabzonspor bu maçla ilgili bazı<br />

futbolcular bazında Manisaspor'da etkili olmaya kalkışacakları yönündedir. İki şampiyonluğu<br />

son maçta vermiş bir kulübün bu konudaki hassasiyeti kamuoyunun malumudur. Biz de bu<br />

163/678


hususlardan endişe duyduğumuzdan, bunu da birinci ağızdan öğrenmek için olası bir gayri ahlaki<br />

girişimi önlemek amacıyla Hikmet Karaman'a başvurduk. Endişemizi dile getirdik, takımla<br />

konuşmasını futbolculara aldığımız bu duyumları söylemesini rica ettik. Bize karış büyük bir<br />

tepki göstererek, böyle aslı astarı olmayan şerefsizce karalama yoluna gidenlerin söylemlerinden<br />

ötürü, takımla konuşmasının etik olmayacağını, takımına da son derece güven duyduğunu böyle<br />

bir şeyin mümkün olmayacağını özellikle Kenan Yaralı'nın başkanı olduğu bir kulüpte bu tür<br />

faaliyetler yapılamayacağını söyledi. Kaldı ki Hikmet Karaman'la görüştüğümüz ve bu tapede<br />

yer alan konular bununla sınırlı değildir. Keza Hikmet hocayla sezon sonunda sözleşmesi bitecek<br />

olan Simpson ve Yiğit isimli iki futbolcunun da sözleşme şartlarını ve kendisinin transferlere<br />

olumlu bakıp bakmayacağı, hakkında da görüşülmüştür. Kendisi sözleşme bitiminde bu transfere<br />

olumlu görüş verebileceğini, ancak konunun Manisaspor başkanı ile görüşülmesi gereken bir<br />

konu olduğunu tarafımıza iletmiştir. Hatta aynı konuda dikkat edileceği üzere Hikmet Karaman<br />

ile o hafta İnönü Stadında oynayacağımız Fenerbahçe -Beşiktaş maçıyla da görüşmüştük. Hatta<br />

Beşiktaş'ı İnönü'de yendikleri maçı Aykut hocanın mutlaka seyretmesi gerektiğini söylemiştir.<br />

Tüm görüşmenin içeriği bundan ibarettir. Ya da iddianameye göre teşvik görüşmesi yapmaya<br />

giden bizler, neden teşvik parasını elden götürmeyip, resmi kayıtlar tarafından, Manisaspor<br />

başkanına verilmesini, başkanına verilmesini tercih ettik. Ve daha önemlisi teşvik primi alan<br />

futbolcular, yada tüm takımın ifadesi alınıp, banka hesap incelemeleri yapılarak mı hakkımızda<br />

iş bu dava açılmıştır. İşte bu sorular cevaplanmadan tarafımıza yöneltilen iddiaların hukuken ne<br />

çelişkili ve mesnetsiz olduğu aşikardır.<br />

Fenerbahçe-İstanbul Büyükşehir Belediye müsabakasında şike eylemlerine iştirak<br />

ettiğim yolundaki iddialara karşı savunmam ise iddianamenin 258. sayfasının son paragrafında<br />

Cemil Turhan'ın İstanbul Büyükşehir Belediyespor'lu futbolcular İskender Alın ve Can Arat ile<br />

irtibat kurulduğu, tüm bu süreci, Aziz Yıldırım'ın yakından takip ettiği ve Cemil Turhan'ın<br />

koordine ettiği şike faaliyetleri hakkında Serkan Acar aracılığıyla bilgi alındı denilmek suretiyle<br />

tarafıma suç isnadı yapılmaktadır. Bu isnada konu, iki adet konuşma tapem, savcılığın elindeki<br />

tek delildir. Bu taleplerden biri 29/04/2011 tarihli saat 21:18 'deki 1673 nolu tapedir. Kaldı ki adı<br />

geçen bu şahıslara tespit edilen hiçbir vaad, yada menfaatte bulunmamaktadır. Dolayısıyla sonuç<br />

olarak, gerek Göksel Gümüşdağ ve bu oyuncuların ifadeleriyle savunmalarımızın ne kadar haklı<br />

ve gerçeğin ta kendisi olduğu açıkça anlaşılacaktır. İddia edilen olaylara ilişkin, getirdiğim beyan<br />

ve yorumlar dosyada yer alan, tüm tanık ve sanık beyanlarıyla sübuta ermiştir. Hakkımda beraat<br />

kararı verilmesini talep ederim şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

77-SANIK SEYİT İBRAHİM KALENDER SAVUNMASINDA ÖZETLE:<br />

Üzerime atılan suçlamayı kabul etmiyorum. 20 yıldır Türk Futbolunun içerisindeyim, 8 yıl spor<br />

yazarlığı yaklaşık 10 yıl Kulüp Yöneticiliği ve son olarak da soruşturma öncesinde Türkiye<br />

Futbol Fedarasyonu İletişim Departmanında çalışmaktaydım, iş ve sosyal yaşantımın büyük bir<br />

bölümü futbol camiası içerisinde kişilerledir, sadece bir isim benzerliğinden dolayı dahil<br />

edildiğimi düşünmekteyim, Karabükspor camiası üzerinde futbol takimi üzerinde büyük etkim<br />

olduğu söylenmektedir, değil Karabükspor Futbol camiasında şehrinde tanıdığım ve iletişimde<br />

bulunduğum tek bir insan bulunmamaktadır, yapılan telefon görüşmeleri günlük futbol<br />

sohbetlerinden ibarettir.<br />

TFF de görevliydim o dönemde ben. TFF Genel Koordinatörü Mümtaz Karakaya'ya<br />

verilmek üzere UEFA kupası finali biletleri varmış. Onlar o akşam bana verildi bende Mümtaz<br />

beye teslim ettim.<br />

93-2000 yılları arasında Türkiye gazetesinde spor yazarlığı yaptım. 2000-2009 tarihleri<br />

arasında Ankaragücü'nde çalıştım bir yıl iki yıl boş gezdim. Sonra TFF de iletişim görevlisi<br />

olarak çalıştım. Onun dışında ne iş ne de sosyal yaşantım ile ilgili hiç tanıdığım bir insan yok tek<br />

164/678


tanıdığım insan soruşturma kapsamında göz altına alındığımda, Vatan caddesine gelen orada<br />

tanıdığım Av. Serhat Beydir. Erdem Konyar'ı bir kaç kez gördüm Sami'nin kuzeni olarak bilirim.<br />

Emenike'nin menajeri olarak bilirim. Ankara'ya Emenike'yi getirdiğinden de bilirim. Sohbetimiz<br />

yoktur. Orada çalışan yıllardır çalışan Seyit İşgül isimli arkadaşımızdır genel menajeridir oranın<br />

ve yetkilidir Beraatimi talep ediyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

78- SANIK SEZER ÖZTÜRK SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;128-<br />

132) 2011 sezonunda Eskişehirspor'la kontratımın bitmesine çok yaklaşması ve transferimden<br />

Eskişehirspor'undan kazanç sağlama isteği nedeniyle transferimle ilgili çalışmalar yürütülmüş<br />

transferimle ilgili görüşmeler olmuştur. Benim bu süreçte benimle ilgilenen bir çok takımın<br />

varlığından bilgi sahibi oldum. Ayrıca Eskişehirspor Kulübü başkanı ve yöneticileri de benimle<br />

ilgilenen kulüplerinde varlığını bilmektedir. Ve kulübünde menfaatine olacağı için Eskişehirspor<br />

kulübünde menfaatine olan transferin kabul edeceklerini belirtmişlerdir. Bu doğrultuda benimle<br />

ilgilenen takımlarla görüşmesi için yasal temsilcim olan Hüseyin ok'a yetki vermiştim.<br />

Transferin teknik konularıyla ilgili tüm çalışmalar ilgili kişiler kulüp yöneticileri ile temsilcisi<br />

arasında gelişmiş ve bana sadece bilgi verilmiştir. Bunun dışında çok da dahil olmamışımdır.<br />

Bunun dışında geçmişten tanıdığım bir dönem Manisaspor'da futbol oynarken avukatlığımı<br />

üstlenen Fenerbahçe kulübü ile yakınlığını bildiğim Av. Sami Dinç ile bir kaç defa transferim<br />

durumuyla ilgili genel olarak sohbet ettim: Bu konuşmaların hiçbirinin etik ve ahlaki olamayan<br />

hiçbir hususu ihtiva etmesi söz konusu değildir. Zaten telefon konuşmalarımda bu açıkça<br />

ortadadır.<br />

Ayrıca Almanya'dan babamın vasıtasıyla tanıdığım Zafer Demirel isimli kişinin<br />

ricasıyla avukatım Sami Dinç ile yakınlığını bildiğim ve ayrıca Türkiye de gerek spor<br />

dünyasında önemi gerekse spor hukuku alanında ki başarılarını bildiğim ve saydığım Şekip<br />

Mosturoğlu ile İstanbul'da olduğum bir zaman da tamamen tanışma maksatlı bir görüşme<br />

yapmıştım. Bu konuşmada kesinlikle transfer ile ilgili konuşma olmamıştır. Sadece benimle<br />

ilgilendiklerini söylemiştir. Ve tanışma gerçekleşerek görüşme bitmiştir. Bu konudaki telefon<br />

konuşmalarımda spor kamuoyunun içinde olan herkesin yaptığı ve olağan dışı kabul edilebilecek<br />

hiçbir konuşmanın olmadığı anlaşılacaktır. Bana kalsa hiçbir dönem ve şartta yasa dışı bir<br />

teklifte bulunulmamış ve benim hiçbir zaman böyle bir durumdan haberim olmamıştır. Böyle bir<br />

şey olmayacağı geçmişim aile kültürüm ve hayatımda yaşadığım başarılar ve A Milli takıma<br />

kadar yükselmiş bir futbolcu olarak sürdürdüğüm spor hayatımla da sabittir. İddianamede<br />

belirtilen teşvik iddiası kesinlikle gerçek dışıdır. Bana karşı kesinlikle böyle bir istekte bulunan<br />

olmamıştır. Bana karşı niye böyle bir iddianın olduğu anlamıyorum. Ve kesinlikle bu suçlamayı<br />

gururuma yediremiyorum. Oynadığım her takıma, her takımda sonuna kadar akıttığım terin ve<br />

formanın hakkını vermeye çalıştım. Benim Fenerbahçe'ye transfer edilmiş olmam nedeniyle<br />

hakkımda iddia ortaya atıldı. Oysa benim transferim çok uzun görüşmeler sonucu bir kaç defa<br />

çıkmaza girerek ancak Haziran ayı ortalarında gerçekleşebilmiştir. Bu transferin<br />

gerçekleşebilmesi için Eskişehirspor kulübünde alacağım olan 440 bin TL alacağımdan<br />

vazgeçeceğim Ayrıca transferim benim uluslar arası marketim değeriminde altında bir rakamla<br />

gerçekleşmiştir. Bu hususlar da telefon konuşmalarımda da sabittir. Eğer hakkımdaki iddia doğru<br />

olsaydı. Transferim bu kadar zor mu gerçekleşebilirdi?. Takdirlerinize sunuyorum. Ben hayatımı<br />

hiç bir döneminde gayri ahlaki davranış ve niyet içerisinde olmadım. Hiçbir şekilde transfer<br />

talimatlarına aykırı bir harekette bulunmadım. Bana görev verildiğinde mesleğimin gereği gereği<br />

en iyi şekilde ortaya koymaya çalıştım. Transferim ile ilgili olarak da sözleşmemin devam ettiği<br />

Eskişehirspor kulübünün başkanı nezdinde bilgilendirilerek gerekli görüşmeleri yapılması için<br />

yasal temsilcim Hüseyin Ok'a yetki verdim şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir.<br />

165/678


79-SANIK ŞÜKRÜ ONGAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;117-121)<br />

İddianamede Bülent Uygun'un yardımcısı olarak gösterilen Şükrü Ongan ben değilim. Ben kulüp<br />

personeliyim. Ama daha sonra mağdur olduk. Ve işimizden de olduk. Valla benim bir tek<br />

okuduğum için daha evvel hiç okumamıştım. Trabzonspor-Eskişehirspor maçı ile ilgili<br />

yargılanıyorum. Benim böyle bir şeyde bulunmam imkansızdır. Özellikle Bülent hoca ve Ümit<br />

Karan gibi bir kaptanın olduğu bir yerde böyle şeylerin olmasına imkan yoktur şeklinde beyanda<br />

bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir.<br />

80- TALAT EMRE KOÇAK SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;323-329<br />

ve Kls 95 192-197) İddianame kapsamında toplam 4 adet suçla suçlanmaktayım. Bunlardan bir<br />

tanesi suç örgütüne yardım etmek, resmi evrakta sahtecilik, nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve<br />

rüşvete iştirak suçlamalarıdır. Yardım ettiğim iddia edilen suç örgütü, Giresun'da kurulduğu iddia<br />

edilen silahlı bir suç örgütü olarak iddianamede tanımlanmaktadır. Ortada bir suç örgütü<br />

olduğunu düşünmüyorum. İştirak ettiğim veya yardım ettiğim iddia edilen suç örgütünün hiçbir<br />

ferdini, yardım ettiğim iddia edilen 31 Mart tarihi ve öncesinde tanımamaktayım. Ne Olgun<br />

Peker'i, ne de diğer fail olarak iddia edilen şahısların hiçbirisini iddia edilen 31 Mart tarihinden<br />

öncesinde tanımamaktayım. Benim Olgun Peker'le tanışıklığım, şahsın da kendi savunmasında<br />

belirttiği gibi, 7 Nisanda, ofisinde yapılan aramaya, avukat sıfatıyla katılmamla başlamıştır.<br />

Bundan önce Olgun Peker'i tanımam, Olgun Peker de beni tanımaz. 7 Nisan akşamı, burada bazı<br />

şahısların müdafiliğini yapan Av. Bilal Özer'le, akşam 8 sularında beraberdik. Ve Olgun Peker'in<br />

ofisinde bir arama yapıldı. Avukat olarak katılıp katılamayacağım soruldu bana. Ben ofisin yerini<br />

dahi bilmiyordum. Bu aramaya katıldım ben, ceza hukukundan, o zamanlar diyeyim çok anlayan<br />

bir insan değildim. Bir arama tecrübem olsun, aramaya katılayım dedim. Zira o aramaya<br />

katıldım, ardından Olgun Peker'in savunmasında beyan etmiş olduğu, 14 Nisanlı bir tape var. Bu<br />

tapeden de çok net bir biçimde anlaşılacağı üzere bir avukatlık hizmeti sundum ve sürekli<br />

sorulan bir soru var, Brüksel'e neden gittin, neden Olgun Peker'in yanına giderek bazı bilgiler<br />

verdim diye. Olgun Peker'in ofisinde yapılan arama ve bazı spor hukuku işleri ile ilgili gittim.<br />

Tek gitme nedenim de o değildi. Sunduğum hizmet tamamen bununla sınırlıdır. Ayrıca şahsın<br />

benden hukuka aykırı hiçbir talebi olmamıştır. Tamamen müdafilik hizmetini sundum ve olay<br />

bundan ibarettir. Yani 7 Nisan öncesinde örgüt kurduğu, yönettiği veya üyesi olduğu iddia edilen<br />

şahıslardan hiçbirisini tanımam ve örgüte yardım ettiğim iddia edilen tarihte 31 Marttır.<br />

Hakkımdaki ikinci suçlama resmi evraktaki sahtecilik suçudur. Olgun Peker'le<br />

tanışmam 7 Nisan tarihine rastlamaktadır. İddia edilen menajerlik sınavı 31 Martta yapılmıştır,<br />

başvuru evrakları tahmin ediyorum ondan 5 veya 10 gün önce verilmiştir. Ve iştirak ettiğim iddia<br />

edilen resmi evrakta sahtecilik suçuna ilişkin diplomayı hayatımın hiçbir döneminde görmedim,<br />

hazırlatmadım. Bu konuda da herhangi bir bilgim yok. Zaten tutuklama talebi ile mahkemeye<br />

sevk edildiğim akşam da, anılan diploma mahkemenin elindeydi.<br />

Üçüncü suçlama nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçudur. İddianame içerisinde,<br />

nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçu aynen şu şekilde yer almaktadır. Şahsımın eyleminin<br />

ayrıca, sınav sonrası menajerlik yapabilme yetkisini elde etme ve bunun neticesinde de, transfer<br />

sözleşmelerinde taraf sıfatını kazanabilme, bu suretle de haksız menfaat temin etme amacı<br />

taşımaktadır denilmektedir. Ben anılan menajerlik sınavına girmedim. Ve hayatımın hiçbir<br />

döneminde de girmeyi düşünmüyorum. Ama şunu belirtmek isterim, girmiş olsaydım dahi,<br />

nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs veya nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşması, hukuken<br />

mümkün değildir. Çünkü menajerlik sınavına girenler ve bu sınavı geçenler, transfer<br />

sözleşmelerine doğrudan taraf sıfatı kazanmazlar. Bunun ardından bir futbolcu ile sözleşme<br />

yapılıp bunun tescil edilmesi gerekir. Ayrıca dolandırıcılık suçundan bahsedebilmek için hileli ve<br />

desiseli davranışlarla, bir şahsın zararına olarak yarar, menfaat sağlanması gerekmektedir. Böyle<br />

166/678


ir suçun burada nasıl oluştuğunu da anlayabilmiş değilim, ortada bırakın icra<br />

hareketlerini,cezalandırılması mümkün olmayan hazırlık hareketlerinden bile<br />

bahsedememekteyiz. Zaten işlenemez bir suç olduğu iddiasını dilekçemizde açıkça beyan<br />

etmiştik. Girmediğim bir sınav ile ilgili olarak nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ettiğim iddiasını<br />

da kesin olarak reddediyorum.<br />

Rüşvet suçuna iştirak suçu özgü bir suçtur tüm failler failliklerini asli maddi failden<br />

alırlar bu suçta, asli maddi faille kamu görevlisi olması gerekmektedir. Futbol Federasyonunun<br />

kamu yararına dernek değildir. Futbol Federasyonunun kamu yararına bir dernek olamayacağını,<br />

çünkü hukuki statüsünün dernek olmadığını, hakkında Bakanlar Kurulu tarafından alınmış bir<br />

kamu yararına dernek kararının bulunmadığını, İçişleri Bakanlığı nezdinde ki listede de yer<br />

almadığını belirttik. Federasyon faaliyetinde görevli bulunanlar, görevleri ile ilgili işlemiş<br />

oldukları suçlar bakımından kamu görevlisi sayılır.<br />

Rüşvet suçunun oluşabilmesi için, bir kamu görevlisi, kamu görevlisinin görev<br />

kapsamına giren bir konuda görevinin gereklerine aykırı bir hareket yapması, yapması gereken<br />

bir şeyi yapmaması veya yapmaması gereken bir şeyi yapması ve bunun karşılığında yapılan<br />

anlaşma uyarınca da menfaat elde edilmesi gerekmektedir. Asli maddi fail olan sınak Haldun<br />

Şenman'la ilgili olarak tanık beyanları, Futbol Federasyonu açıklamalarına ayrıca Futbol<br />

Federasyonundaki görevi, bu soruların Haldun ŞENMAN'a gelmediği, bu sınav sorularını<br />

kollamak görevinde olmadığı mahkemenizce sorulmuştur. Verilen yanıtta sınav sorularının<br />

Haldun ŞENMAN'a gelmediği, bu sınavı yapma görevinin de Haldun ŞENMAN'a ait olmadığı<br />

açıktır. Atılı suçu işlemem fiilen ve hukuken mümkün değildir, bu suçları işlediğime dair<br />

dosyada delil bulunmamaktadır şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir."<br />

81- SANIK TAMER YELKOVAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;448-<br />

459 ve Kls 96 Dizi;61-66 ) İlhan beyin cari hesabı ile ilgili 200.000, 250.000$ 'ı. 28/02 de verilen<br />

200.000-$ 'ı inşaatlar için kullanıldığını beyan ediyorum. 18/03 deki 100.000-$ 'ın inşaatlar için<br />

kullanıldığını beyan ediyorum. 08/04 deki 200.000-$'ın 1.5 milyon TL geldi. İlhan Bey bunun<br />

200'ünü ayırın diyor. Oradaki 200.000-$ inşaatlar için kullanılmıştır. Bütün bunların hepsi<br />

evrakları muhasebeye resmi olarak makbuzları girmiş. Tahsilatları kesilmiş evraklarda<br />

işlenmiştir. Ayrıca bu Refleks Menajerlik ile ilgili faturaların Olcan Adın ve Fabio Bilica adına<br />

kesildiğini yalnız orada Gökdeniz ile ilgili olduğunu yazıyor. Ama Fabio Bilica ve Olcan Adın ile<br />

ilgili olarak Fenerbahçe kulübündeki hesaplarımız gözükmektedir. Resmi kayıtlarda<br />

gözükmektedir. Ödemeleri yapılmıştır. Faturası hesaba girilmiş, ödemeleri yapılmıştır. Fabio<br />

Bilica'ın ki 295.000 Kdv dahil Euro'dur. Olcan Adın'ın ki de 94.400 Kdv dahil TL'dir "Abdullah<br />

Kığılı'dan alınan para 400.000- TL nerelere verilmiştir." deniyor. Abdullah Kığılı'dan alınan para<br />

400.000-TL ayın 11'inde gelememiştir. Ayın 12'sinde Fenerium bu parayı bize göndermiştir. Ayın<br />

12'sinde gelen paranın nereye gittiğini mahkemenize belgeleri ile sunduk. "Sivas maç bilet<br />

paraları" deniyor. Sivas maç bilet paraları şu şekilde gönderildi. Fenerbahçe kulübü<br />

hesaplarından Sivas Akbank Şubesi'ne gönderildi. 3 kerede gönderildi. 450 bin, 350 bin 450 lira,<br />

550 lira bide 669.900 lira olarak. Şekip beyle konuşmamızda Şekip bey maç biletlerini istiyor.<br />

UEFA maç biletlerini. Porto ile Praga maç biletlerini kendisi almıştı. 710 Euro'ya. Kulübe gelmiş<br />

o biletler. Kulübün adresini vermişler. Şekip beye diyorum. Biletleriniz geldi. Şekip bey<br />

aldıracak mısınız.? Şekip beyde "bana gönder" diyor. O sıra Sami'de başkanımızın bir 45 günlük<br />

cezası var. Türkiye Futbol Federasyonun'dan. Ona 3 bin lira yatıracaklardı. O anda kulübümüzün<br />

şoförü yoktu. Ben ve güvenlik elemanı Cemalettin vardı. 23 Nisan'da 3.000 lirayı ve Şekip beyin<br />

biletlerini gönderiyorum. Bir de Manisa -Trabzon maçında 500.000-$ vardı. Onu başkanımız<br />

göndermişti. Zaten onu anlatmıştık. 500.000-$ Kenan Kığılı'ya göndermişti başkanımız. 10<br />

Şubat da. Onuda 4 çek olarak olarak tekrar geri aldık. Bir de İ.B.B maçında Ahmet Çelebi 29/04<br />

167/678


de kulübe geliyor. Biz normalde hiçbir zaman çekle satış yapmıyoruz. Çekten dolayı problem<br />

yaşadığımız için kredi kartlarıyla ödeme yapıyoruz. Ama kulübümüzün üyesi olduğu için rica<br />

ediyorlar. Biz de kombinedeki Mustafa beye gönderiyoruz. Çekleri vererek 42 bin 6 liralık<br />

kombinesini alıyor bununda belgesini mahkemenize sunduk.<br />

Bizim Olympiakos Basketbol Final Four maçı vardı. Başkanım dedi ki bunlara<br />

birazcık paralarını eksik ödeyelim. Sahiden o gün 22'sinde biz bunların primlerini ödemedik.<br />

Maaşlarının da yarısını ödedik. 22'sinde gözükmektedir. Ondan sonra geri kalan içinde Semih<br />

bey dedi ki. Beni aradı ya ben dedi ki başkanımla konuşamayacağım. Sen konuşur musun? dedi.<br />

Bu primleri. O sırada da 25'inde de Olympiakos'a yenildik. Bunlarla dedi sen konuşursan dedi.<br />

Başkanıma söylersen dedi. Bu primleri ve maaşların hepsini verirsen %100 alırız bu maçı dedi.<br />

Çocuklar öyle söz verdiler dedi. Ben de onun üzerine başkanıma dedim ki; "%100"... şeklinde<br />

beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir."<br />

82-SANIK TARIK ÖZASLAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: Hakkımdaki iddiaları<br />

kabul etmiyorum, 31/03/2011 tarihindeki menajerlik sınavına girdim, ancak herhangi bir şekilde<br />

kopya çekmiş yada rüşvet vermiş değilim, hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum, suçsuzum<br />

beraatimi isterim, demiştir.<br />

83-SANIK TAYFUR HAVUTÇU SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;6-11)<br />

11 mayıs 2011 tarihli Beşiktaş - İ.B.B Türkiye kupası final karşılaşmasında, şike yaptığım<br />

iddiasıyla yargılanmaktayım. Yargılanmama konu olan maçta, şike yaptığım kanaatine ulaşan<br />

savcı iddianamede de yer alan sadece beş adet telefon görüşmesi ile şike yaptığım sonucuna<br />

varmıştır. Yaptığım her telefon görüşmesi, bir ay cezaevinde kalmama neden olmuştur. Bu<br />

sebeple yapmış olduğum telefon görüşmelerine ilişkin, açıklamamı sayın mahkemeniz<br />

huzurunda yapmak istiyorum. Beş adet görüşmenin hepsi on seneden fazladır, tanıdığım<br />

Beşiktaşlı birkaç futbolcuyu da temsil etmiş olan Yusuf Turanlı ile yapılmıştır. İlk görüşmem 04<br />

mayıs 2011 tarihli görüşme; Yusuf daha aramadılar bizi, Tayfur biz şimdi bak bu yani Akın ile<br />

İskender'i ben söyledim şimdi. Onu kesinlikle şey yapmak istiyorlar, ikisini. Yusuf'u almak<br />

istiyorlar, Tayfur kesin yani, hani şu, şimdi bu maçla falan alakası yok. Onun için İbrahim Akın'ı<br />

ben istiyorum. Bu görüşme de İbrahim Akın'ın transferini bizzat şahsımın istemesi üzerine<br />

transfer komitesinin İbrahim Akın'ı transfer etmek istediğimi iletiyorum. Hatta bu maçla alakası<br />

yok diyerek, olası dedikoduların da önüne geçmek istediğim konuşmadan da açıkça<br />

anlaşılmaktadır.<br />

09 Mart 2011 tarihli görüşme; Yusuf, sen şu Ahmet'e bir söylesen de hocam, şeyle bir<br />

bugün buluştursa beni yani, bir şey konuşmam lazım. Şeyle Adalı'yla falan yani. Tayfur; Tamam,<br />

tamam. Yusuf Turanlı'nın, Serdal Adalı ile görüşmeyi talep etmesine ilişkin yapmış olduğum<br />

görüşmedir. Transfer komitesi başkanı Serdal Adalı ile başta Samsun'lu Kemal olmak üzere<br />

İbrahim'inde transfer görüşmesi için bir araya gelecek olmalarına ilişkin yapılan görüşmeden<br />

ibarettir. Futbolcuların transferlerine ilişkin teknik direktör sıfatıyla herhangi bir dahilim<br />

olmadığından dolayı, Yusuf'un, Serdal Adalı ile görüşme talep etmesi de, hayatın olağan akışına<br />

uygun, futbol dünyasındaki kural ve şartlar içerisindedir.<br />

9 Mayıs 2011 tarihli saat 19:22 görüşmesi; Yusuf bende şeylerle biraz kahve çayı içtik.<br />

Yine görüştüm tamamdır yani, her şey yolunda rahat ol. Tayfur; Hayırlısı kardeş. Yusuf Turanlı<br />

ile Serdal Adalı arasında yapılan görüşmenin olumlu geçtiğini, ve transfere ilişkin her şeyin<br />

yolunda olduğuna dair görüşmeden ibarettir. Yusuf'da beni arayarak görüşmeye ilişkin<br />

bilgilendirme yapmıştır. Her şey yolunda rahat ol demiştir. Bunun üzerine bende, hayırlısı kardeş<br />

diyerek kendisine cevap verdim. Burada özellikle bir hususu ifade etmek isterim. Yapılan bu<br />

görüşmenin sadece İbrahim Akın için yapılmadığı, aynı zamanda Samsun'lu Kemal için de<br />

görüşüldüğünü biliyorum.<br />

168/678


11 Mayıs 2011 tarihli saat 11:35 görüşme: Tayfur; Ne yaptın geldin mi. Yusuf; Uçak<br />

buldum da artık dönüşe bakacağız geliyorum. Tayfur; Onlarda bu Hasegic oynamıyor mu<br />

sorsana bir. Yusuf; Tamam hemen dönüyorum. Yine 11 mayıs 2011 tarihli saat 11:41 görüşme altı<br />

dakika sonra: Yusuf; hocam hastaymış ama daha durumu belli değilmiş, çocuklara sordum şimdi.<br />

Tayfur; Anladım, İskender. Yusuf; Oynuyor, yani yalnızca oynuyor. Tayfur; Tamam, oynasın.<br />

Yusuf; Haydı hocam görüşürüz. Yusuf'un transferini istediğimiz, futbolcuya ilişkin kendine göre<br />

yapmış olduğu esprili bir görüşmedir. Bu görüşme de Yusuf ile yapmış olduğu son görüşmedir.<br />

Sayın mahkeme tarafından tespit edileceği üzerine iddianamede başka bir görüşmemde<br />

bulunmamaktadır. Ayrıca herhangi bir şekilde şahsımın futbolcuları etkileyecek bir konuşmam<br />

yada menajere telkinin olmamıştır. Yusuf Turanlı ile iddianamede sadece beş adet telefon<br />

görüşmem yer almaktadır. Halbuki Beşiktaş'ta teknik direktörlük görevine geldiğim tarih olan 15<br />

mart 2011 tarihinden sonra önümüzdeki sezonun hazırlığını yapmak için transfer komitesine, 11-<br />

12 futbolcunun yer aldığı transfer listesi verdim. Bu liste doğrultusunda, transfer komitesi ön<br />

çalışma ve ön görüşmelere başlamıştır. Şahsen listedeki futbolcular ile ilgili bilgi almak adına, on<br />

seneden fazladır tanıdığım Yusuf'un futbolcularıyla ilgili de Yusuf ile 15 mart tarihinden sonra en<br />

az 20 defa telefon görüşmesi yaptım. Bu görüşmelerde İ.B.B'li İbrahim, Samsun'lu Kemal,<br />

vesaire. Bir çok futbolcu hakkında görüştük. Fakat Yusuf ile bu kadar çok telefon görüşmem<br />

olmasına rağmen, iddia makamının final maçından sadece bir hafta önceki telefon görüşmelerini<br />

önüme koyması, sanki maçtan bir hafta öncesinde görüşmeye başlamışım gibi, ondan önce<br />

herhangi bir görüşmem yokmuş gibi, izlenim yaratılmaya çalışılmasını, mahkeme heyetinin<br />

takdirine bırakıyorum.<br />

İbrahim Akın ve İskender Alın'ı kullanarak, maçta şike yaptığım iddia edilen<br />

karşılaşmada, İbrahim Akın bir gol atmış bir de asist yapmıştır. İskender Alın ise bir penaltı<br />

yaptırmış, bir nizami golü de yardımcı hakem tarafından ofsayt gerekçesiyle iptal edilmiştir. O<br />

da maçta sonuca İ.B.B lehine direkt etkilidir. Maçın en etkili iki futbolcusu İbrahim ve İskender<br />

iken, şahsımın maçın sonucuna etki etmek amacıyla bu iki futbolcuyla şike yapmış olduğum<br />

iddia edilmesi çok manidardır. İddia makamı bu maçta illa da şike yaptı diyorsa kişileri yanlış<br />

seçmiştir. Mahkeme heyeti maçın görüntülerini izlediği zaman ortada bir şike tespit ederse bu<br />

şikenin şahsım tarafından yapıldığına karar verecekse şikeyi bakın kimlerle yapmış<br />

olabileceğimi söylemek isterim. İskender'in nizami golüne ofsayt bayrağı kaldıran yardımcı<br />

hakem, Baki Tuncay Akın ve ofsayt kararını veren hakem Yunus Yıldırım. Penaltı atışlarında,<br />

penaltıyı kaçıran İ.B.B'li futbolcular Cihan Haspolatlı ve Metin Depe. İbrahim'i 85 dakika,<br />

İskender'i 105 dakika oyunda tutan, değerli meslektaşım Abdullah Avcı. Bir an önce aklanmak ve<br />

üzerime atılan bu lekeyi silmek en büyük arzumdur şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı<br />

suçlamaları reddetmiştir."<br />

84-SANIK TUĞRUL ÇAĞRI ÜZER SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;1-<br />

3) "Ben 07/03/2011 günü oynanan Gerçler Birliği - Fenerbahçe maçında şike yapılması eylemi<br />

nedeniyle suçlanmaktayım. Benim sanık olarak yargılanma nedenim, menajer Doğan Ercan'ın<br />

kız kardeşinin eşinin olmamdır. Ankara'da ben yeğenimi asker ziyaretine gitmiştim. Aynı gün<br />

Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçı vardı. Doğan beni aradı, bir ön protokol parası aldığını bunun<br />

İstanbul'a gitmesi gerektiğini söyledi. Kendisinin de Antalya'da randevusu olduğunu söyledi.<br />

Bana adresi tarif ettiği yeri tarif etti. Ben o parayı Doğan'dan alıp söylediği adrese teslim ettim.<br />

Zaten aramızda geçen konuşmalarda sadece bundan ibarettir. Bana oyuncular için ön protokol<br />

parası olduğunu söylemişti. Hatırladığım kadarıyla, Mustafa Pektemek, Orhan Şam isimli<br />

oyunculardı. 100.000 $ 'lık bir paraydı şeklinde beyanda bulunmuş ve hakkındaki suçlamaları<br />

kabul etmemiştir. "<br />

169/678


85-SANIK ÜMİT AYDIN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;91-93) "Ben<br />

TFF düzenlemiş olduğu sınava girdim. Sınavda başarılı olamadım. Sınavda kopya çektim ama<br />

başarılı olamadım. Sınav esnasında başkalarından soruların cevaplarına baktım şeklinde beyanda<br />

bulunmuş ve hakkındaki suçlamaları kabul etmemiştir. "<br />

86-SANIK ÜMİT KARAN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;140-145)<br />

"Ben bu ülkeye futbolcu olarak iyi hizmet ettiğimi düşünüyorum. Fenerbahçe'de çok fazla<br />

tanıdığım insanda olmadı bu güne kadar. Kaldı ki bir Galatasaray'lı olarak hiçbir zaman<br />

Fenerbahçe'nin şampiyon olmasından yana değilim. Bugüne kadar hiç benim hiç<br />

konuşmalarımda yada başka bir olaylarda para almış vermiş gibi olaylar hiçbir zaman söz<br />

konusu hiçbir zaman olmadı. İddianameye konu iki maçta da 10'ar 15'er dakika en fazla<br />

oynadım. Yani iki maçta da sadece 10-15 dakika süre oynadım. Maçların içine bakıldığı zaman<br />

çok önemli pozisyonlar var. Benim Fenerbahçe kalesinde yarattığı pozisyonlar var. Onlara da<br />

çok dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum. İki takımı da yeneceğimizi söyledim. İki takımı<br />

yenemedik. Bir takıma yenildik. Bir takımla da beraber kaldık. Bana kimse bunu teklif et yada<br />

başka bir takımdan yani bu Trabzonspor maçı içinde geçerli ben Trabzonspor'dan da herhangi bir<br />

teklif alamdım. 10. Dakikada biz 1-0 öndeydik. Bundan nasıl anlamayabildiniz? Ben öyle<br />

düşündüm. Alex'i tutamadınız dedi. Bana o zamanda. Ama ben Alex'i tutamazdım ki ben, bir<br />

oynamıyorum. ikincisi stoper değilim. Ondan sonra Öyle bir ikili bir muhabbetimiz oldu. O da<br />

kendi görüşüydü herhalde. Ama dediğim gibi. 10. Dakikada biz 1-0 öndeydik. Hatta maç 2-1<br />

oldu. Bizim top direkten döndü 85. Dakikada sonra o pozisyon 3-1 oldu. Onun dışında Trabzon<br />

maçı da aynı şekilde Tolga Zengin'in bir pozisyonu oldu. Tolga Zengin 85. Dakikada burnu<br />

kırıldı. Ben hemen onun yanına gittim. Ne oldu dedim ? İşte burnum kırıldı dedi. Kenarı giderek,<br />

değiştirilmesini istedim. Bana dedi ki üç tane oyuncu değiştir. Bunun üzerine hemen Tolga'nın<br />

yanına gittim. 5 dakika daha oyunu idare etsin diye. Trabzonspor'a katkı sağladığımı<br />

düşünüyorum.<br />

Sanık Ali KIRATLI 10-15 senelik arkadaşım ve ağabeyimdir. Futbol camiası zaten<br />

çoğu futbolcu tanır yani milli takım maçlarına da çok gelmiştir. ben Gençlerbirliği'nde bile bizim<br />

maçlara geldi, hiç maç kaçırdığını görmedim. Hatta babamın oğlunun ismi bile ortaktı. O bana<br />

yıllar önce bir saat hediye etmişti. Bir saat hediye ettiğinde benim eşim saate el koydu. Bir gün<br />

işte Ali abi ile karşılaştığımızda benim sana hediye ettiğim saati ne yaptın, sattın mı dedi. ?<br />

Bende yok zeynep çok beğendi el koydu saate dedim. şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı<br />

suçlamaları reddetmiştir."<br />

87-SANIK VOLKAN BAHÇEKAPILI SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95<br />

Dizi;89-91) "Hiç bir şekilde 31 Mart 2011 tarihinde TFF'de yapılan menajerlik sınavının<br />

sorularını önceden temin gibi bir durum olmamıştır. Ben soruları kimseden almadım, kimseye<br />

para vermedim. Böyle bir şey hiçbir zaman olmamıştır. Sınav, çok rahat bir ortamda<br />

gerçekleşmiştir. Herkes birbirinin sınav kağıdına kolaylıkla bakabiliyordu. Tuvalete falan iki, üç<br />

arkadaş gidebiliyorduk. Bilen biri olsa orda birbirine söyleyebilirdi. Çok rahat bir ortamdı.<br />

Kopya çektiğimi kabul ediyorum, birilerinden baktım. Ama soruları daha önceden temin ettim<br />

gibi bir şey kesinlikle kabul etmiyorum şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir."<br />

88-SANIK YADİGAR BOĞA SAVUNMASINDA ÖZETLE: 2011 yılı Mayıs<br />

ayında şu anda tam tarihini bilemediğim günde Mehmet Yenice beni aradı, kendisinin<br />

Kızılcahamam'da ganyan bayisi vardır, ben de 12 yıldır orada çalışırım, kendisini bu nedenle<br />

tanırım, beni aradığında bir işim var yola çıkacağım sen de bana eşlik eder misin dedi.<br />

Kıyafetimi değiştireyim mi dedim, o da her zaman giyindiğin gibi gel dedi. Aracı ile ganyan<br />

bayisine geldi, beni aldı yola çıktık. Sorunca İstanbul'a gidiyoruz dedi. Düğüne mi gidiyoruz<br />

170/678


dedim? Bana bir arkadaşımı görüp geleceğim dedi. Yolda şu anda hatırlamadığım bir yerde<br />

durup yemek yedik. İstanbul'a 14:00- 15:00 civarında geldik. Mehmet aracını bir stadın önünde<br />

durdurdu, buranın Şükrü Saraçoğlu stadı olduğunu söyledi. Araçtan indi, elinde herhangi bir şey<br />

yoktu. Ben 10-15 dakika bir arkadaşı görüp geleceğim dedi. Bu sırada eskiden meşhur olduğu<br />

için bildiğim futbolcu Cemil Turhan'ı gördüm. Selamlaştık, araçtan dahi inmedim. Cemil'de,<br />

Mehmet Yenice'nin gittiği istikamete arka taraftaki gişenin yanına gitti.<br />

Mehmet Yenice bir süre sonra geldi, arkadaşı görmedim dedi. Elinde herhangi bir şey<br />

getirip getirmediğini hatırlamıyorum. dikkat etmedim. Bagajın açılıp kapandığını bilmiyorum,<br />

görmedim. Yola çıktık, saat: 21:30 civarında Kızılcahamam'a geldik. Beni Kızılcahamam PTT'si<br />

önünde indirdi, oradan ayrıldık. Ben 12 yıldır aynı iş yerinde çalışıyorum. Mehmet Yenice ilk<br />

defa beni böyle bir yolculukta yanında bulunmam için çağırdı. Öncesinde kendisi ile hiç böyle<br />

yolculuklar yapmadım. Çankırılı olmam nedeniyle 1965-1967 yıllarında Çankırı spor kulübünde<br />

futbol oynadım. 1972 yılında da Ankara'da Saimekadınyoncalı spor kulübünde futbol oynadım.<br />

Bunun dışında futbol hayatım olmadı. Ankaragücü Futbol kulübünde oynayan futbolcuları<br />

tanımam. Bu kişilerle bir irtibatım yoktur. Mehmet Yenice ile yaptığımız yolculuk boyunca<br />

kendisi bana Ankaragücü'nde oynayan futbolcularla ilgili herhangi Bir şey sormadı. Tanır mısın<br />

nasıl ulaşırız gibi bir konuşmamız olmadı. Fenerbahçe ile Ankaragücü arasında oynanacak maçta<br />

şike yapılacağına veya yapılmak istendiğine dair bir konuşmamız da olmadı. Sadece İstanbul'a<br />

girdiğimizde stada gelmeden önce Mehmet'e bir telefon geldi, bu telefon konuşmasında “ amcayı<br />

nerede bırakayım” diye bir söz sarfetti, ancak ne kastettiğini anlamadım. Mehmet Yenice benden<br />

3-4 yaş büyüktür, bu nedenle benden bahsederken hiç amca diye hitap etmez. Doğrudan ismimi<br />

söyler, bu yüzden benden bahsettiğini düşünmedim. Mehmet Yenice ile yaptığımız yolculukta<br />

beni kimseyle tanıştırmış veya tanıtmış değildir şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir."<br />

89-SANIK YAVUZ AĞIRGÖL SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 95 Dizi;217-<br />

220) "Sanık Mehmet Yenice ile Fenerbahçe kulübünde biz 5 sene beraber çalıştık. O masördü<br />

ben de kamp müdürüydüm. Sonradan bana ve Cemil Turhan'a "ben Altılı Ganyandan para<br />

buldum" dedi ve kendisine bir daire almamızı rica etti. Biz de dedik ki, İlhan Ekşioğlu yönetici<br />

olduğu için ve mütahitlik yaptığı için ona söyledik. Kendisi "Bakarız" dedi. Ondan sonra zaman<br />

geçti bu parasını aldı geldi. Biz de gittik parasını İlhan Beye beraber götürdük. Sanık Mehmet<br />

YENİCE'nin İlhan bey ile çok samimiyeti yoktu ve kendisin pek iyi tanımazdı. Bu bakımdan<br />

benle Cemil TURHAN'ı araya soktu. Biz de tamam dedik. Zaten daireyi de sanık Mehmet<br />

YENİCE alamadı, İlhan bey Mehmet YENİCE'ye parasını da geri iade etti. Daire satılmadan<br />

parayı tekrar geri aldık. Dere ağzına geldi 100.000 $ olduğunu söyledi. Altılı ganyandan<br />

makbuzu olduğunu beyan etti. Ben konunun sonrasını bilemiyorum şeklinde beyanda bulunmuş<br />

ve atılı suçlamaları reddetmiştir."<br />

90-SANIK YUSUF TURANLI SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 94 Dizi;433-<br />

444) "Yaklaşık 20 yıldır spor camiasının içerisindeyim. Bir dönem de Rizespor Futbol Şube<br />

sorumluluğu görevini de yürüttüm. Yıllar içerisinde spor camiasından pek çok insanla<br />

tanışıklığım oldu. Müteahhitlik yapmam vesilesiyle pek çok futbolcunun da gayrimenkul<br />

yatırımlarında yardımcı oldum. Bunun en güzel örneği de, evimde yapılan aramalarda, bazı<br />

futbolcu kardeşlerimizin tapu belgeleridir. Son yıllarda yakın ilişki içerisinde bulunduğum<br />

futbolcuların transferlerinde de yardımcı olmaktayım. Nisan ayında yapılan menajerlik sınavına<br />

girdim ancak başarılı olamadığımdan menajerlik belgesini alamadım. Eylül ayındaki sınava<br />

hazırlanıyordum, bu olay başıma gelince tabi o sınava da giremedim. Futbol camiası ile<br />

ilişkilerim nedeniyle birçok futbolcunun transfer ve oynadıkları kulüplerdeki problemlerinde,<br />

kendilerine yol gösterici olarak yardımcı olmaya devam ettim. Nitekim menajerlik yapacağım<br />

171/678


düşüncesi ile, İstanbul'da çoğunluk hisseleri bana ait olan bir şirketi kurdum. Yaşadığımız bu<br />

olay neticesinde de, şirketi kapatmak zorunda kaldım. Suç örgütü ile ilgili, örgüt üyeliği<br />

suçlamasını kabul etmiyorum. Benim dosya kapsamında da, irtibatım olan kişilerle, aynı<br />

doğrultuda hareket eden, süreklilik arzedecek bir ilişkim mevcut değildir. Geçmişten tanıdığım<br />

bir kısım kişilerle bu iş ile alakalı ve yazlık komşusu olmam nedeniyle kaynaklanan normal<br />

sosyal durumlardır.<br />

Bursaspor - İ.B.B maçı ile ilgili tarafıma suçlama vardır. Burda da mevzu bahis olan<br />

konu bir baklava konusudur. İddianamede bir tepsi baklava olarak söyleniyor, o gün iki tepsi<br />

baklava aldım ben. Hem İbrahim Akın'a aldım, hem de İskender Alın'a aldım. Bunları da zor<br />

şartlarda, büyük sıkıntılarla Antep'ten getirdim. Bu baklavaları da, tesiste kendilerine bıraktım,<br />

bunların hepsi ispatlıdır. O gün Gaziantep ilindeydim zaten, dönüşte de, bir isteğiniz var mı<br />

deyince, onlar da baklavası meşhur olduğu için iki tepsi baklavayı kendilerine getirip bıraktım.<br />

Ali Kıratlı ile olan görüşmemde bir saat konusu var. Kendisinin bizden böyle istekleri her zaman<br />

bulunur. Bir takım açılışlarda, toplantılarda, futbolcu getirmemiz, reklam açısından. Benden de<br />

böyle bir yardım talep ettiler. Ben de İbrahim Akın'ı, İskender'i, başka futbolcular da<br />

ayarlayacaktım, organize edecektim. Onunla ilgili bir isteği oldu benden, bir yıldızlar karması<br />

turnuvası için. Bununla ilgili de eğer getirirsek, katılırsan, bir saat hediye edersin diye aramızda<br />

geçen bir konuşmadır. Hiçbir şekilde bu maçla bir alakası yoktur.<br />

Fenerbahçe- İ.B.B maçı ile ilgili İbrahim Akın'a kesinlikle şike teklifinde<br />

bulunmadım. Bahsi geçen maçtan 10 gün sonra, İ.B.B'nin Beşiktaş ile bir kupa maçı vardı. Bu<br />

İ.B.B'nin hayatındaki en önemli maçlardan biriydi. Zaten İ.B.B'nin Fener maçının kendisi<br />

açısından da bir önemi yoktu. Bunu maç öncesi ve maç sonrası da gerek teknik heyetleri, gerek<br />

te yönetimi olarak, her yerde vurguladılar basın yoluyla. Bizim için önemli olan kupa maçıdır<br />

diyerek bunu dile getirdiler. Benim de bu maçtan önce İbrahim Akın ile bir görüşmem var.<br />

Ayağında ağrılar olduğunu söylüyor bana. Bende eğer ayağında ağrılar var ise, oynamaması<br />

gerektiğini tavsiye ediyorum. Daha sonra fazla bir ağrım olmadığını söylediğinden dolayı, ben<br />

de o zaman çık güzel oyna diyorum. Bu tapelerde de mevcuttur. Hatta tekrar kendisine oynayıp<br />

oynamayacağını soruyorum. Yani oynamaması, çünkü maçın bir önemi yok, bunu kendi teknik<br />

heyeti, kendi yönetimi de birçok şekilde dile getirmiş zaten. Ben de oyna oyna şeklinde telkinde<br />

bulunuyorum. Ama burda, şike şeklinde suçlanıyorum ben. Bir de birtakım para konuları<br />

geçiyor. Benim Kıbrıs'ta, inşaa ettiğim binada İbrahim Akın'a satmış olduğum bir daire vardır.<br />

Bunu, annesi ile yaptığım sözleşme vardır. Ödediğim paralar vardır. Bununla ilgili birtakım<br />

konuşmalarımız var, bunu da şikeye yordular. Zaten 100.000 Euro, 100.000 TL, 100.000 Dolar<br />

olarak, devamlı değişen paralardır. Fener maçından önce Kıbrıs'a gittik. İki günlüğüne. Zaten<br />

belgeleri de mevcuttur, uçak biletleri, otel konaklamaları. Orda Cassino'da birtakım paralar<br />

kazanıldı. Başka Casinoda da birtakım paralar kaybedildi. Bunlarla ilgili alım ve ödeme ile ilgili<br />

de birtakım para konuşmaları geçti aramızda. Onunla ilgili belgeleri de gerekirse mahkemeye<br />

sunarız. Birde İbrahim Akın soruşturma safhasında, Cumhuriyet Savcılığında vermiş olduğu<br />

ifadeyi reddediyorum. Zaten öğrendiğim kadarıyla da, vaat yolu ile alınmıştır. Bu ifadesini<br />

kesinlikle kabul etmiyorum. Aramızda hiçbir zaman bu şekilde alışveriş olmamıştır. İddianamede<br />

Ahmet Çelebi tarafından, bana her ne kadar para verildiği söyleniyor ise de, böyle bir şey mevcut<br />

değildir. Nitekim fiziki takip tutanaklarında da, Ahmet Çelebi ile bütün görüşmelerim, tutanak<br />

altındadır. Bütün görüşmelerim, Ahmet Çelebi ile, fiziki takip tutanaklarındaki girişlerim<br />

çıkışlarım vardır. Ama hiçbir şekilde ne poşet almışlığım var, ne de bir torba almışlığım var. Ama<br />

nedense İbrahim Akın'a forma verdiğim torba, ki o torbaya, ne 100.000 TL, ne 100.000 EURO,<br />

ne 100.000 Doların sığması mümkün değil, zaten küçük bir torbadır. İbrahim Toraman'ın<br />

formasını kendisine veriyorum. Bunları o da doğrulayacaktır. Ama bunları para olarak iddia<br />

172/678


etmişler. Zaten sayın başkanım ne zaman elimde bir torba olsa veya bir poşet olsa, ki bunlar<br />

gayet doğal benim her zaman elimde poşet torba çanta olabilir. Evrak çantam da var. Hepsinin en<br />

büyük örneği de, Sivas - Fenerbahçe maçında, devamlı şike parası diye yorumlandı. Ayrıca<br />

iddianamede İbrahim Akın'ın, Fahri Tatan isimli futbolcu ile görüştüğü ve Yusuf Turanlı'dan<br />

cuma günü para alacağını söylediği şeklinde ibare vardır. İddianamede hiçbir şekilde İbrahim<br />

Akın benden ve para alacağını söylemiyor. Burada da bir çelişki vardır.<br />

FB- Ankaragücü maçı ile ilgili olarak ise; Uğur Uçar ve Turgut Doğan Şahin ile ilgili<br />

suçlanıyorum. Ben Uğur ile Uçar'ı tanımıyorum. Hiçbir şekilde görüşmüşlüğüm de yoktur.<br />

Hiçbir yerde de, ne telefon tapelerinde, ne fiziki takip tutanaklarında zaten kendisi de bunu<br />

belirtmiştir. Turgut Doğan Şahin ile ilgili de, Abdullah BAŞAK'a gönderdiğim sadece bir tane<br />

mesajım vardır. O da bana forvet olarak kim oynuyor diye meraktan dolayı soruyor. Bende<br />

Turgut Doğan Şahin forvet yazıyorum. Tek mesaj budur, tek görüşme. Ama benim Turgut Doğan<br />

Şahin ile bu şike konusunda anlaştığım şekilde suçlanıyorum. Ben Uğur Uçar'ı tanımıyorum,<br />

hiçbir görüşmem de yoktur. Ama Ümit Aydın ile görüşmem vardır. Bu Ümit Aydın ile görüşmem<br />

de, Abdullah Başak benden rica etmiştir, o aralar basında çok çıkmıştır. Melih Gökçek'in<br />

birtakım teşvik ve takımına yüksek miktarda prim ödeyeceğine dair. Bu konuyu bir araştırmamı<br />

söyledi, teşvik midir bu nedir diye. Ben de Ümit Aydın'a yakın olduğu için, Uğur Uçar'a<br />

sormasını talep ettim. O da bana zaten tam neticeyi, öyle bir olumlu bir cevap alamadım. Yani<br />

herhalde çekindiklerinden veya tam bilgi alamadıklarından dolayı bana da net olarak cevap<br />

vermedi. Serdar Kesimal transferi ile ilgili bu görüşmeden sonra ayın 11inde Kayseri'de idim. Bu<br />

konuşmalar da karıştırılarak, bu yöne çekilmeye çalışılmıştır. Ayrıca iddianamenin 318.<br />

Sayfasında, öbüründe problem yok işte, hafta sonu tamam ya şeklindeki sözüm, iddianamenin<br />

318. Sayfasında Trabzon'un İ.B.B maçına yönelik teşvik girişiminden sonuç alındığı şeklinde<br />

yorumlanmıştır. Görüleceği üzere de bu yorum, biraz çelişkilidir. Somut delile dayanmayan,<br />

varsayıma dayalı içermektedir.<br />

Ankaragücü Fenerbahçe maçı ve Trabzon İ.B.B maçında, bahsi geçen davranışlar<br />

içerisinde bulunmadım. Kolluk aynı telefon konuşmasını iki maç yönünden de, şike teşvik primi<br />

fiillerine delil göstermiştir. İki maçta da aynı tapeleri koyarak çelişkili bir durum vardır. Trabzon<br />

İ.B.B maçında, 12/05/2011 tarihinde 16 sıralarında, İbrahim Akın ve İskender ile, Akmerkez de<br />

görüşmem şike görüşmesi olarak değerlendirilmiştir. Orada, yanımızda başka insanlar da vardı.<br />

Haftanın 6 günü bunlarla oturup kalkıyorum. Benim bunlarla görüşmem her maçın bir öncesine<br />

veya sonrasına denk geliyor. Yani ya bir maçın öncesi oluyor, ya bir maçın sonrası. Ama ben her<br />

görüşmemde, şike ve teşvik olarak yorumlanıyor. Bunu da size sunmak istiyorum. Yine burada<br />

efendim işte, o tapenin aynısı, Turgut Doğan Şahin olduğu şeklinde yorumlanmış, bu öbürü<br />

tamam, öbüründe problem yok şeklindeki konuşma. Bunun da bununla bir alakası yoktur,<br />

belirtmek istiyorum.<br />

Sivas - Fenerbahçe maçı ile ilgili konuşmak istiyorum. Bana Korcan Çelikay ile<br />

yapmış olduğum görüşmeler soruluyor. Burada bir 50-60 bin Euro, araba konusu geçmektedir.<br />

Zaten ben Korcan ile görüştükten sonra, Erdal isminde, SS galerinin müdürü olan, bir galerici<br />

arkadaşımla görüşüyorum. Çok açık ve net bir şekilde belli, araba konusudur. O aralar araba<br />

arıyor zaten. Kendisi internetten birçok galeriyi arıyor. Ama burada da yine şike girişimi olarak<br />

yorumlanmış. Zaten futbolcular araba alırken fikrimi sorarlar. Ev alacakların da danıştıkları gibi,<br />

ev araba, bu konularda fikrimi sorarlar. Çünkü birçok yerden fiyat alırız. Erdal isimli şahısla<br />

görüşmem vardır. Banka kredisine kadar detaylı bir şekilde konuşmuşuzdur. Korcan ile maç<br />

kadrosu hakkında bilgi aldığım soruluyor. Ben her maçtan önce, bütün futbolculardan maç<br />

kadrosu ile ilgili bilgi alırım. Ahmet Çelebi ile ilgili benim görüşmelerim; benim de sezon<br />

bittikten sonra, yabancı transferlerini benim yapmak isteyişim ve ondan bu konuda talepte<br />

173/678


ulunmuşum. Çünkü eskiden bir dostluğumuz var, onun da bana yardımcı olmasını istediğimden<br />

doğan bir konudur. Bütün konuşmalarım buna ilişkindir. Burda da fiziki takip tutanaklarında,<br />

İlhan Ekşioğlu ve Abdullah Başak ile, İlhan Ekşioğlu'nun ofisinde görüşmem, Sakıp Aytaç isimli,<br />

Çanakkale Dardanel'de oynayan futbolcudur. Zaten yaklaşık tutuklanmadan, sezon Ocak ayından<br />

itibaren de, gazetelerde, televizyonlarda, internetlerde, Sakıp'ın Fener'e gideceği ile ilgili,<br />

transfer ile ilgili birçok haberleri mevcuttur. Yani onunla ilgili bir görüşmelerimiz var. Kendileri<br />

de zaten transfer listesinde de var. Sakıp Aytaç. Yani resmi menajer olmasam da, yakın<br />

ilişkilerimden dolayı, bazı futbolcuları bazı kulüplere öneririm. Bunları devamlı, yani menajerlik<br />

belgesini alabilseydik, bununla ilgili bir şirket de kurduk. Ama bu olaydan dolayı devam<br />

edemedik. Korcan 17/05/2011 tarihinde bir görüşmem vardır.<br />

Beşiktaş'ın, Tayfur Havutçu beni arıyor, Beşiktaş'ta yedek kaleci Hakan'ın gideceğini<br />

söylüyor. Kendisi de doğrulayacaktır. Bana; Hakan'ın takımdan gönderileceğini, ikinci veya<br />

üçüncü kaleci olarak Korcan'ı geri alabileceklerini söylüyor. Korcan, bonservisi Beşiktaş'ta olan,<br />

Sivas'ta kiralık olarak oynayan bir oyuncudur. Yalnız Beşiktaş'ta Korcan'ın sözleşmesinde, ücret<br />

yazmıyor. Şu andaki kontratında rakam yazmıyor. Bende Tayfur hocaya; Korcan'ın Sivas'ta<br />

oynadığını, mutlu olduğunu, para da kazandığını, Beşiktaş'a geri dönerse bizi mağdur edeceğini<br />

söylüyorum. O da sen merak etme, gereken ne ise yapacağız, ücretlerini de en güzel şekilde<br />

mukavelesine yazdıracağız diye söylüyor. Bu arada tabi, Sivasspor'da da kalırsak, sayın başkan<br />

ile de görüşüp, o da var burada, görüşmelerde, Sivasspor'da da kalırsak oradaki ücretinde de<br />

arttırım istiyor. Şu anda olan kiralık sözleşmesinde Beşiktaş'a dönersek, Sivas'ta da kalırsa da<br />

fiyatını arttıracağız. Çünkü ikinci yarı Sivasspor'da iyi bir sezon geçirdi, o konuşmalar buna<br />

binaendir şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir."<br />

91-SANIK ZAFER ÖNDER İPEK SAVUNMASINDA ÖZETLE: "İddianamede<br />

üzerime atılı konularla ilgili, Gençlerbirliğispor kulübünde görev yaptığım dönemde kulübümün<br />

oynadığı Gençlerbirliği-Fenerbahçe ve Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakalarında şike ve<br />

teşvik primi eyleminde bulunduğu iddia edilmektedir. Bu iddia doğru değildir, kabul etmiyorum.<br />

Gençlerbirliği Spor kulübünde genel müdür olarak görev yapmakta olduğum dönemde ki<br />

kulübümün oynadığı 2 müsabaka ile ilgili bir takım suçlamalarla karşı karşıya kaldım. Olaylarla<br />

ilgili olarak kesinlikle bu tür eylemlerin içerisinde olmadım. Serdar KULBİLGE ve Cengiz<br />

DEMİREL benim aynı zamanda günümün büyük bölümünü birlikte geçirdiğim, ailecek<br />

görüştüğüm çok yakın arkadaşlarım, yani kulüpteki futbolcu ve antrenörden ziyade çok yakın iki<br />

arkadaşım. Bunlarla günümün de büyük bölümünü dediğim gibi birlikte geçiriyordum. bir takım<br />

şeyleri bunlarla paylaşıyordum. Kendimin bazı maddi ve ailevi sıkıntıları vardı. Gerek Serdar<br />

gerekse Cengiz bu durumlarda her zaman bana maddi manevi destek oldular. Toparlamaya<br />

çalıştılar. O dönemlerde ve geçen ay Ocak ayından itibaren de kulüpte genel menejarle<br />

yaşadığım sıkıntılardan dolayı birazda Serdar'ı savunduğum için, gelen menejarle sıkıntılar<br />

yaşamaya başladım, sürekli onlarla ilgili karalama kampanyası başlattılar gelen menejar ve<br />

yardımcısı olan. O yüzden kulüple bir sıkıntılar yaşarken maddi sıkıntılarım daha da arttı. O<br />

günlerde maddi sıkıntılarım arttığı için bir takım gerek Serdar'dan gerek Cengiz'den destekler<br />

aldım. bu ısrarı da Serdar'ın bir transferi gündeme geldi. Bu transferin olması halinde de bana<br />

maddi olarak destek olacağına inandığım için bunu elimden geldiği kadar desteklemeye çalıştım.<br />

Ama bu tür telefonda yapmış olduğumuz görüşmelerin bir kısımların alınarak sanki bazı<br />

değişiklikler Yani bir takım kişisel ilişkilerimiz değişik şekilde yorumlandı. Bu olaylarla ilgili<br />

kesinlikle arkadaşlık ilişkisi dışında hiç bir ilişki yada eylem içerisinde ne ben ne de onlar<br />

olmadı.<br />

Doğanla da arkadaşlığımız var aynı zamanda futbolcu menejarliği yaptığı için,<br />

kendisine Ankara'ya her hafta Gençlerbirliği maçlarını izlemeye geldiğinde gerek otel gerek maç<br />

174/678


ilet rezervasyonlarını yapardım. Yani sıkıntı çektiğim dönemlerde Doğandan da bir maddi<br />

beklentim oldu. Ama işte o Doğan o dönemde yardımcı olamadı. Yani Doğan'la ilgili konu bu.<br />

Kendisinden 1 dediğim gibi miktar aldım onu da daha sonra tekrar banka yolu ile iade ettim.<br />

Ben Cengiz DEMİREL'i arıyorum. Cengiz'e söylediğim şu, Cengiz, ben artık maddi<br />

olarak bazı şeyleri toparlayacak durumda değilim, Ailevi sıkıntılar da yaşıyorum şimdi bir takım<br />

kendi zaaflarım vardı. Bunu söylemek yani istemiyorum ama söyle derseniz söylerim yani kötü<br />

alışkanlığım var. At yarışı tutkunum var. Bundan dolayı epey maddi olarak, Cengiz böyle bir<br />

durum var ben şimdi at yarışı oynadığımı söylersem ailevi sıkıntı yaşayabilirim. Yani eşimle<br />

ayrılmam söz konusu olabilir. Ben eşime, kardeşime böyle böyle bir senaryo yazacağım.<br />

Ben aynı zamanda Hacettepe-Gençlerbirliği bir ikinci kulübü oranında işlemlerini de<br />

ben yürütüyordum. Hacettepe ligin son maçında galip gelseydi ikinci ligte kalacaktı kümede<br />

kalacaktı bu nedenle kulüp başkanına ısrarla prim vermesini tavsiye ettik ama maalesef prim<br />

verilmedi takım o maçta berabere kalarak küme düştü burada da yaptığımız şey işte futbolculara<br />

teşvik etmek için bir prim verilseydi en azından küme de kalabilirdi şeklinde bu işlerin kuru kuru<br />

olmayacağını futbolcuları mutlaka motive etme ile ilgiliydi hayırlı haberde tamamen transferin<br />

gerçekleşmesi idi."<br />

Telefon görüşmelerinin tamamı belirtilmediğinden bir kesinti yapılarak alınan<br />

bölümler sorun olduğu yönünde bir sonuç doğurmaktadır. Bu kişilerle olan telefon<br />

görüşmelerim o dönemde içinde bulunduğum mali sıkıntılardan dolayı borç talebim ve maddi<br />

destek beklentim ile ilgilidir. İddianamede adı geçen diğer kişiler ve bir örgüt olduğu belirtilen<br />

organizasyonla ilgili hiç bir kimse ile telefonla yada yüzyüze bir görüşmem söz konusu değildir.<br />

Bu örgüt içinde bulunduğuma dair iddiaları da kesinlikle reddediyorum. Bu yönde kulüpteki<br />

görevim itibari ile hiçbir futbolcuya bir etkim yada söylemim de yoktur. Hakkımdaki iddiaları<br />

kabul etmiyorum , olaylarla hiçbir ilgim bulunmamaktadır" şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı<br />

suçlamaları reddetmiştir.<br />

92-SANIK ZAFER TÜZÜN SAVUNMASINDA ÖZETLE: (Kls 105 Dizi;198-200)<br />

"22/04/2011 Günü oynanan Eskişehir - Trabzonspor maçında teşvik pirimi verilmesi eylemine<br />

iştirak sucundan dolayı yargılanmaktayım. İddianamede niye bu şekilde suçlandığımı anlamış<br />

değilim, dosya kapsamında hiç bir şekilde adım geçmemektedir. Anılan dönemlerde ben Lig TV<br />

yorumcusuydum. Eskişehirspor'un maçlarını yorumladım bütün sene boyunca. Her maç<br />

mecburen zaten Eskişehir'e gitmek zorundaydım. Kimi zamanlarda kendi aracımla gidiyordum,<br />

kimi zamanlarla da Ali KIRATLI'yla gittim. Maç günleri biraz yoğun olur bizim telefonumuz.<br />

Maçtan evvel 3 saat önce stadta olmak zorundayım ben. Hemen hemen bütün maçlarla da 2 saat<br />

önce yayınımız başlar bizim. Yayınlara katıldım. Sanık Ali KIRATLI benim 30 yıllık<br />

arkadaşımdır. Maçlardan önce ben 2 takımın da kamplarına uğrarım. Uğramak zorundayım zaten<br />

yayından dolayı. Onlardan güncel bilgileri aldıktan sonra yayında bunları kullanıyorum.<br />

Eskişehirspor tesisleri de zaten şehrin girişinde olduğundan dolayı genelde her gittiğimde<br />

uğrarım yani oraya. Sadece Eskişehirspor'a değil öbür rakip takıma da uğruyorum. Onlardan<br />

güncel bilgileri almak için. Çünkü 2 saat, uzun süren bir yayın yapıyorum. Ayrıca yayınlarımız<br />

maçtan sonra da devam ediyor. Maçtan sonra da stadta kalmak zorundayım.Atılı suçlamayla hiç<br />

bir alakam yoktur, beraatimi talep ediyorum." şeklinde beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları<br />

reddetmiştir.<br />

93-SANIK ZEKİ MAZLUM SAVUNMASINDA ÖZETLE: "2010-2011 sezonunun<br />

son maçı olan Fenerbahçe- Sivasspor maçında şike yapılacağıyla ilgili gerek Trabzon'da gerekse<br />

İstanbul'da birtakım duyumlar almıştım. Bu duyum şu anda içeride bulunan Fenerbahçe Başkanı<br />

Aziz Yıldırım ve birtakım görevlileri şike yapacağı konusundaydı. Bu nedenle arkadaşım olan<br />

Mecnun Otyakmaz'ı aradım, kendisi Sivasspor Kulübü başkanıdır, ona duyumlarımı ileterek<br />

175/678


herhangi bir şike olmaması gerektiğini söyledim ve buna ilişkin aramızda konuşmalar geçti.<br />

Kendisi bu konuda merak etmememi, gerekirse gelip bizzat maçı seyretmemi söyledi. Maç<br />

bittiğinde kendisi beni aradı, maçı izleyip izlemediğimi sordu, ben de izlediğimi söyleyince nasıl<br />

bulduğumu sordu. Bunun üzerine kaleci ve sağ bek dışında bir sorun görmediğimi söyledim. Bu<br />

telefon görüşmelerimizden yanlış hatırlamıyorsam bir veya iki gün sonra Mecnun Otyakmaz ile<br />

İstanbul Kızıltoprak'ta ki ofisinde görüştük. Görüşmemiz sırasında Üsküdar Anadoluspor Kulübü<br />

Başkanı Murat Şahin de yanımızdaydı. Mecnun ile orada yaptığımız konuşmalarda Trabzon'da<br />

ve Trabzonspor camiasında Sivasspor maçı ile ilgili olarak birtakım kaygıların yer aldığı<br />

hususunda karşılıklı konuşmalarımız geçti. Hatta bu sırada Mecnun Otyakmaz “bana maçı satan<br />

karısını da satar” şeklinde beyanda bulundu. Ayrıca takımı Rıza Çalımbay'a devrettiğini söyledi,<br />

artık kendisinin takıma pek müdahalede bulunmadığını söyledi. Bunun dışında aramızda başkaca<br />

herhangi bir konuşma geçmedi, ben kesinlikle teşvik primi teklif etmedim, bu konuda herhangi<br />

bir girişimde de bulunmadım. Tuğra Güvenlik şirketi şu anda Trabzonspor'un güvenliğini<br />

sağlayan şirkettir, bu şirket benim aile şirketimdir. 12/05/2011 tarihinde iddianame kapsamında<br />

da yer alan Sadri Şener M.A ve benim aramda geçen görüşmede benim belirtmiş olduğum Tuğra<br />

Güvenlik şirketinin Trabzonspor kulübüne vermiş olduğu hizmete karşılık olan alacağın büyük<br />

bir kısmını tahsil edememem nedeniyle Sadri Şener ile yaptığım görüşmedir. Bu telefon<br />

görüşmesinde kullanılan telefon da bana ait değildir, Mahmut Aksu adlı şahsa aittir. Daha önce<br />

Mahmut Aksu Trabzonspor yönetiminde saymandı, ancak telefon görüşmesi yapıldığı tarihte<br />

yönetimden ayrılmıştı. Bu nedenle onun telefonuyla Sadri Şener ile görüşmemiz oldu. Bu<br />

görüşme güvenlik şirketimizin sunduğu hizmete karşılık alacağımıza ilişkindir. Bu<br />

görüşmemizden yaklaşık 5 gün sonrada zaten bizim alacağımıza mahsuben Trabzonspor<br />

yönetimi yanlış hatırlamıyorsam 46.300 tl kadar bir parayı da bizim hesabımıza aktarmıştır. Bu<br />

da bizim bu görüşmemizi alacağımıza karşılık yaptığımızı ortaya koymaktadır yoksa teşvik<br />

primiyle ilgili değildir, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, suçsuzum, demiştir. Şeklinde<br />

beyanda bulunmuş ve atılı suçlamaları reddetmiştir."<br />

MÜŞTEKİ BEYANLARI:<br />

1-MÜŞTEKİ ŞENEL KAÇMAZ BEYANINDA :Sanık Olgun PEKER'i ben burada<br />

tanıdığını, kendisine karşı bir tehdit olayının olmadığını diğer sanık Hakan KARAAHMET'ide<br />

önceden iş ortağı olduğu ve onunda bir tehdit olayı olmadığını zaten kimsenin kendisini tehdit<br />

edemeyeceğini Tehdit etmiş olsalarda Savcılığa gereğini yaparak şikayette bulunacağını, Aynı<br />

zaman da bu ortaklığın ihtimalle 2008 olacağını ancak tam olarak hatırlamadığını Ama 340 bin<br />

dolar. %30 u TEMPO TV hissesini noterden aldığını. Daha sonra karardefterine geçirmediği için<br />

Hakan KARAAHMET'i mahkemeye verdiğini bu mahkemeninde devam etmediği dava<br />

açılmadan alacağını aldığını, aralarında bir problem kalmadığını, daha önce vermiş olduğu<br />

ifadesinin tam olarak doğru olmadığını mahkemede ki ifadesinin doğru olduğunu ve sanıklardan<br />

şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.<br />

2-MÜŞTEKİ AHMET BULUT BEYANINDA : Şike olayı ile ilgili bilgi sahibi<br />

olmadığını, Dolayısıyla Emre veya başka bir şahsın Ankaragücü veya herhangi bir futbolcu ile<br />

görüştüğünü bilmediğini, Ancak Ankaragücü'lü futbolculara yönelik Trabzonspor aleyhine<br />

teşvik girişimi bulunduğu dedikodusu çıkınca Nevzat Sakar 'ın aradığını ve kendisine " ayağını<br />

denk al bu işlere girme senin için kötü olacak " şekilde tehditler savurduğunu, Ancak kendisinin<br />

böyle bir girişimde bulunmadığını ve tehdit etmesini anlayamadığımı söylediğini, Ancak bu<br />

görüşmeden dolayı sanık Nevzat Sakar' dan şikayetçi olmadığını ve Emniyet Müdürlüğünde<br />

vermiş olduğu ifadesinin doğru olduğunu Kaan Söylemezgil'in resmi menajeri olduğunu, şike ile<br />

ilgili görüşme yapmadığını ve sanıklardan şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.<br />

176/678


3-MÜŞTEKİ FARUK GÜLER BEYANINDA: Mesleğinin futbol menajerlik olarak<br />

yaptığını sanık Olgun Peker'i tanıdığını kendisine futbolcu sattığını bu işlem nedeniyle Olgun<br />

Peker'den yaklaşık 60.000 TL tutarında senet istediğini bu sebepten aralarında bir gerginlik<br />

olduğunu ancak bundan dolayı kendisini tehdit etmediğini sanık Olgun Peker'in "senin canını<br />

alırım" tarzında bir cümle söylediğini ancak bu cümleyi gülerek söylediğini bunu da Özcan'a<br />

sitem olarak anlattığını ve abartarak söylediğini, Emniyet ifadesinde de telefon konuşmalarının<br />

iki kişi arasında geçen sistemkar konuşmalardan ibaret olduğundan böyle yorumladığından<br />

şikayetçi olmadığını, Menajer olduğu içinde Olgun Peker ve diğer sanıklara oyuncu sattığını ve<br />

parasını aldığını onun dışında başka bir ilişkilerinin olmadığını bu nedenle sanıkların suç<br />

işlemek amacıyla örgüt kurduklarını bilmediğini ayrıca iddianamede belirtilen sçları işleyip<br />

işlemediklerinden de haberinin olmadığını ve sanıklardan şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.<br />

4-MÜŞTEKİ ALİ AKDAĞ BEYANINDA ;<br />

2010 yılında Giresunspor yönetiminde görev yaptığını, Osman Çırak başkanlığında 6<br />

ay yöneticilik yaptığını, Olgun Peker'i tanıdığını, 2008 yılında yöneticilik taahhüdü olan 30.000<br />

TL'yi verdiğini, her hangi bir baskıya maruz kalmadığını ancak 2010 yılı 10 Kasım'da bir darpa<br />

maruz kaldığını bu darpıda yapanların sonradan Samet Erdemir ve Hırçın Kımıl olduğunu<br />

öğrendiğini ve bu konuda da ayrıntılı ifadesini Emniyette verdiğini, Emniyet ifadesini doğru<br />

olduğunu ve kimseden şikayetçi olmadığını, Giresunspor yönetimindeyken ayrılması konusunda<br />

herhangi bir kişi tarafından ve herhangi bir şekilde baskı yapılmadığını Olgun Peker'in o sıra<br />

kulüp başkanı veya yöneticisi olmadığını aralarında herhangi bir husumet söz konusu olmadığını<br />

görevi bittiğinde kendi rızasıyla ayrıldığını ve ayrılacağını da daha önce söylediğini ve<br />

sanıklarından şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.<br />

5-MÜŞTEKİ TURGAY DEMİRCAN BEYANINDA: Kendisinin geçen sene<br />

Ağustos ayında ramazan ayında Emniyete çağrıldığını ancak hangi konuda çağrıldığını<br />

bilmediğini, Kendisine sadece orada; 2 tane gizli tanığın ifade verdiğini, kendisinden zorla 750<br />

bin lira alındığını, parasının gasp edildiğini, o şekilde kendisine soru sorulduğunu kendisinin de<br />

öyle bir şey olmadığını, Kendi isteğiyle yönetime girdiğini, bununda karşılığı olan yöneticilik<br />

taahüdü olan parasını verdiğini , Emniyette şikayetçi olup olmadığının sorulduğunu şikayetçi<br />

olmadığını söylediğini ancak şeker hastası olduğundan ve yakın gözlüğünün yanında<br />

olmadığından Emniyetteki ifadeye imza attırdıklarını mahkemede verdiği ifadesinin doğru<br />

olduğunu, Kızılcahamam kampında verdiği çeklerin veya paraların tekrar geri alındığını<br />

bilmediğini öyle birşey görmediğini ,G-City alışveriş merkezinde işletmesi olduğunu,<br />

Giresunspor klübünde 3 ay yöneticilik yaptığı dönemde Olgun Peker'in Giresunspor başkanı<br />

olduğunu olaydan sonra polislerin kendisini çağırarak gizli tanığın kendisinden 75.000 TL<br />

paranın zorla alındığını ayrıca işyerinin yağmalandığını şeklinde beyanda bulunduğunu ancak<br />

bunun böyle olmadığını polislere anlattığını yönetici olduğum için vermeyi vaat ettiği 50.000<br />

TL'yi verdiğini ayrıca dönem dönem de 3.000 - 5.000 TL kendisinden giden para olduğu için<br />

toplamda 150.000- 200.000 TL para verdiğini bunu da sadece kendisinin değil diğer yönetici<br />

arkadaşlarında vermiş olduğunu dolayısıyla gönüllü verilen para olduğu için sanıklardan<br />

şikayetçi olmadığını ve taahhüdü haricinde karar defterine bu para yazılmadığı için alamadığını<br />

bu karar defterine yetkili olan kişinin yazması gerektiğini bu kişininde maliyeyle bağlantılı kişi<br />

olduğunu bu kişiye de baskı yapılıp yapılmadığını da bilmediğini, Parayı tehditle almadıklarını<br />

ödemelerin gönüllü olduğunu ve mahkemede verdiği ifadesinin doğru olduğunu sanıklardan<br />

şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.<br />

6-MAĞDUR HÜSEYİN VASFİ YOLASIĞMAZ BEYANINDA :Giresunsporla<br />

bağlantılı herhangi bir iş yapmadığını Gazi Caddesi içerisinde kafe ve bijuteri mağazasının<br />

olduğunu ticaretle uğraştığını , İşyerisi olan Ortakahve soy adı Kımıl olan bir takım kişiler<br />

177/678


tarafından dağıtıldığını ancak bunlara kimin emir verdiğini bilmediğini, Hakan Karaahmet'in<br />

emriyle çalışp çalışmadıklarını bilmediğini zaten işyerinin basıldığında görgüsünün olmadığını<br />

bu Kımıl'lar da daha sonra gelerek kendisinden özür dilediklerini Giresunsporla ilişkilerinin ne<br />

olduğunu bilmediğini ve Kımıl'lar nede de başka birisinin işyerisinine ortak olmadığını,<br />

sanıklardan şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.<br />

7-MAĞDUR HAKAN AKBAŞ BEYANINDA: Giresun FM'in sahibi olduğunu<br />

Giresunspor'la veya spor camiasıyla herhangi bir ilgisinin ve bağlantısının olmadığını ancak<br />

Giresun FM 'i çalıştırırken yanında çalışan Mustafa Cici'nin internet sitesinde bir yazıdan dolayı<br />

iddianamede ismi geçen Kımıl soy isimli kişi ve tanımadığı birkaç kişinin kendisinin de<br />

radyodayken radyoyu bastıklarını, önce Mustafa Cici ile özel olarak konuşacaklarını<br />

söylediklerini, kendisinin dışarıya çıktığını, sonra onların Mustafa Cici'yi tehdit ettiğini," haber<br />

yapma" şeklinde sözler söyleyip gittiklerini, daha sonra 3 kişinin daha tekrar gelip birden<br />

ortalığın karıştığını, Mustafa'ya bir kez vurduklarını ancak kendisine vurmadıklarını ve iş<br />

yerinde herhangi bir zarar oluşmadığını, sanıklardan şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.<br />

8-MAĞDUR YAKUP BEKDEMİR BEYANINDA : Büfe işlettiğini Giresunspor'la<br />

herhangi bir ilgisinin ve bağlantısının olmadığını Birgün Samet Erdemir isimli bir şahıs<br />

geldiğin, büfeye araçla çarptığını ancak bunların anladığı kadarıyla büfenin başka bir şahsa ait<br />

olduğunu sandıklarından çarptıklarını o olay sırasında da Kımıl'lar olduğunu Kımıl'lara kimin<br />

emir verdiğini bilmediğini sanıklardan şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.<br />

9-MÜŞTEKİ MUSTAFA CİCİ BEYANINDA :Kendisinin Giresunsporla veya spor<br />

camiasıyla bir alakasının olmadığını ancak gazetecilik yaptığından dolayı dönem dönem spor<br />

camiasını, Giresunsporu eleştirirdiğini, Giresunsporda genel kaptan Hakan Karaahmet ve başkan<br />

Olgun Peker'i yazılarında eleştirdiğini daha önce de bu konuda Emniyete ifade verdiğini<br />

kendisine bir kısım şahısların bu nedenle saldırdıklarını, isimlerini sonradan öğrendiği kadarıyla<br />

Evren Kımıl ve bir kaç tane Kımıl soyadlı kişilerin olduğunu öğrendiğini bunların kendisi ile<br />

konuşmaları sırasında Hakan Karaahmet'in adamları oldukları izlenimi uyandırdığını, Emniyet<br />

ifadesinin doğru olduğunu sanıklardan şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.<br />

10- MÜŞTEKİ MEVLÜT ENGİN BEYANINDA: Giresunspor'da malzeme<br />

sorumlusu olarak görev yaptığını, iddianamede anlatılan olaylara ilişkin olarak sanıklardan<br />

şikayetçi olmadığını bu konuda da Emniyetin bilgisine vurduğunu fakat Olgun Peker'in görev<br />

yaptığı klüp başkanlığı dönemde 7 ay kadar onun yanında malzeme sorumlusu olarak göre<br />

yaptığını, kendisinin ve 7 arkadaşımın maaşlarını alamadıklarını için işten ayrıldıklarını, en son<br />

ayrılmadan maaşlarını istemek için Olgun Peker'in yanına gittiklerinde Olgun'un parasının<br />

olmadığını, daha sonra vereceğini söylediğini, herhangi bir şekilde kendilerine yönelik tehdit<br />

veya darp olayı olmadığını , çalıştıkları yerde alt kademe oldukları için futbol ile ilgili yapıldığı<br />

iddia edilen herhangi bir şike işleminden haberinin olmadığını, tahminine göre arkadaşlarının da<br />

bilgi sahibi olmadığını sanıklardan şikayetçi olmadığı şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

11-MÜŞTEKİ YAKUP AYDIN BEYANINDA: Orta Kahve isimli işyerinin mutfak<br />

kısmında çalıştığını, Oktay isimli garsonun gelerek yukarıda üç şahıs olduğunu ve<br />

başedemediklerini, sandviç istediklerini kendisine söylediklerini, kendisinin de sandviçleri<br />

hazırlatmaya başlattığı sırada bir gürültü duyduğunu, mutfak kısmının arkasından malzeme<br />

aldıkları kapıdan çıkıp sokağa gelerek işyerinin kapısından içeriye giren üç şahsın<br />

merdivenlerden aşağıya koşarak indiklerini, işyerinin içerisindeki herşeye zarar verdiklerini<br />

gördüğünü, bu üç şahıstan esmer, zayıf, uzun boylu olan şahsın kendisinin kolundan tuttuğunu ve<br />

dışarıya çıkılmasını engellediğini, şahsın kendisine vurmaya başladığını, bu sırada üzerinde<br />

beyaz elbise olan şahsın kendisinin kafasına vurduğunu, kendisini mutfağa attığını, mutfakta<br />

178/678


kafasını kontrol ettiğinde yarılmış olduğunu fark ettiğini, bu olaylardan dolayı kendisine zarar<br />

veren şahıslardan şikayetçi olduğunu şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

12-MÜŞTEKİ BAHRİ KAYA BEYANINDA: 995 yılından itibaren çeşitli kulüplerde<br />

teknik direktör olarak görev yapmaya başladığını, Giresun spor Teknik Direktörü olarak 15 Ekim<br />

2010 yılından beri çalıştığını, Giresunspor’da teknik direktörlük yaptığı dönem içerisinde teknik<br />

direktörlüğü bırakması için tehdit edilmediğini ve darba maruz kalmadığını, kendisinin istifa<br />

etmesi için talepte bulunulmadığını, kimseden davacı ve şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.<br />

13-TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU BEYANINDA: 5894 sayılı Türkiye<br />

Futbol Federasyonu Kuruluş ve görevleri hakkında Kanunun 3. Maddesi gereği müvekkil<br />

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Türkiye'deki her türlü futbol faaliyetini yürütmek,<br />

düzenlemek ve denetlemekle yetkili ve görevli olduğunu, bu nedenle TFF'nin görev ve yetki<br />

alanına doğrudan müdahale oluşturması, 1. Maddede belirtilen hükmü içerisinde yer alan "futbol<br />

faaliyetlerini milli ve milletler arası kurallara göre yürütmek, teşkilatlandırmak, geliştirmek<br />

konusunda FİFA ve UEFA düzenlemelerine paralel olarak müvekkil TFF tarafından belirlenen<br />

müsabaka kuralların ihlal edilmesine neden olmakla, böylelikle müvekkil TFF' nin kuruluş<br />

amacını yerine getirmesine de engel teşkil etmekte olduğunu, Şike ve teşvik primi fiilleri,<br />

TFF'nin elde ettiği veya ileride elde edebileceği gelirlerin azalmasına da neden olmakta<br />

olduğunu, 5894 sayılı kanunun TFF Gelirler başlıklı 8. Maddesi hükmüne; 7258 sayılı Futbol ve<br />

Diğer spor müsabakalarında bahis ve şans oyunları düzenlemesi hakkında kanun ve 5602 sayılı<br />

şans oyunları hasılatından alınan vergi, fon ve payların düzenlenmesi hakkında kanun<br />

çerçevesinde çıkartılan; Spor Toto Teşkilat bakanlığı hasılat dağıtım yönetmeliği'nin yatırım ve<br />

işletme giderleri başlıklı 6/2 maddesi gereğince yargılama konusu fiiller futbolda başarılı<br />

sonuçlar elde edilmesine ve futbolsun gelişerek Türkiye'nin uluslararası arenada başarıyla temsil<br />

edilmesine engel teşkil etmekte olduğunu, en kötü durum senaryosunda sponsorlar , güvenliği<br />

sarsılan Türk Futbolundan desteklerini çekecek ve gelirleri azalan Türkiye deki kulüpler ve Türk<br />

Milli Takımı Avrupa'daki muadilleri ile eşit şartlarda yarışamamaya başlayacak olduğunu bu<br />

durumda asıl zarar görenin Türk halkı olacağını, Şike ve teşvik primi fiilleri aynı zamanda TFF<br />

talimat ve düzenlemelerinin de ihlali niteliğinde olup müvekkil TFF'nin disiplin yargılaması<br />

yapmasını da gerektirmekte olduğunu, TFF'nin belirtilen ceza verme yetkisi 6222 sayılı sporda<br />

şiddet ve Düzensizliğin önlenmesine dair kanunun 19/1. Maddesinde, Futbol müsabakası<br />

talimatın puan silinmesi, ligden çıkarılma ve alt kümeye indirme başlıklı 24. Maddesinin 1.<br />

fıkrasının d bendi, müsabaka sonucunun etkileme başlıklı 25. Maddesi ve 58. Maddesinde<br />

gerçekleştirilen şike yapılmasına veya teşvik primi verilmesine dahil olan kulüpler, mensupları<br />

ve ilgilileri hakkında TFF tarafından disiplin işlemi uygulanması gerektiğini, yürütülecek disiplin<br />

soruşturma çerçevesinde UEFA müsabakalarına gerçekte hangi kulüplerin katılacağının<br />

belirlenmesinde de önem taşımakta olduğunu, Şike ve teşvik primi fiilleri müvekkil TFF'nin<br />

gelirlerinde azaltma yarattığından aynı zamanda kamunun zararına da neden olmakta<br />

olduğundan, Şans oyunları hasılatından alınan vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi hakkında<br />

Kanunun 3. Maddesinin c bendi, e, g bendi çerçevesinde şans oyunlarından genel bütçeye dahil<br />

edilecek; katma değer vergisi şans oyunları vergisi ve kamu payı adı altında gelir elde edilmekte<br />

olduğu, müsabaka sonuçlarının hukuka ve spor ahlakına aykırı olarak etkilenmesi bu gelirlerin<br />

azalmasına yol açmakta olduğunu, şike ve teşvik primi eylemleri yerel bahis şirketlerine ve yerel<br />

futbol müsabakalarına duyulan güveni azaltarak bahis oynamak isteyenleri yurt dışı bahis<br />

şirketlerine ve yurt dışında yapılan müsabakalara yöneltmekte ve Türkiye'den Yurt dışına para<br />

aktarılmasına neden olduğunu, spor müsabakalarının hukuka ve spor ahlakına aykırı olarak<br />

etkilenmesi ile sportif başarı sağlayan kulüplerin hak ve menfaatleri etkilenerek, kişilerin veya<br />

179/678


kulüplerin haksız menfaat temin etmelerine sebep olunmakta olduğunu ve Yargılama kapsamında<br />

yer alan 31.03.2011 günü yapılan futbolcu temsilciliği sınavı sorularının hileli ve örgütlü bir<br />

şekilde ele geçirilerek dağıtılması, menfaat sağlanması ve bu şekilde sınavda kopya çekilmesine<br />

imkan sağlanması da müvekkil TFF' nin görev alanına doğrudan müdahaleyi bünyesinde<br />

taşımakta olduğunu 31.03.2011 günü yapılan Futbolcu Temsilciliği Sınavı sonrasında sınav<br />

kağıtlarının TFF tarafından değerlendirilmesi neticesinde FİFA tarafından hazırlanarak üye ülke<br />

federasyonlarında gönderilen soruların sınava katılacak adaylarca sınavdan önce elde edilerek,<br />

sınavda kopya çekildiği tespit edilmiş ve bunun üzerine de FİFA ile de görüşülerek TFF yönetim<br />

Kurulu kararı ile sınav 5894 sayılı TFF Kuruluş ve Görevleri hakkında kanunun 3. Maddesi<br />

FİFA'nın 31.01.2011 tarih ve 1255 sayılı sirküleri FİFA Futbolcu Temsilcileri Yönetmeliğinin 8.<br />

Maddesi ile TFF Futbolcu Temsilcileri talimatının 6. Ve 10. Maddeleri uyarınca tüm sonuçları ile<br />

birlikte iptal edilmiş ve sorumluları hakkında kamu davacı açılması amacıyla Sarıyer cumhuriyet<br />

Başsavcılığına 14.04.2011 tarih ve 2011/3341 soruşturma numarası ile başvuruda<br />

bulunulduğunu, müvekkil TFF'nin ve müvekkil TFF'nin üyesi olan spor kulüplerinin aynı<br />

zamanda disiplin yaptırımı ile cezalandırması gerektiğinden davaya katılma talebinde<br />

bulunduklarını şeklinde beyanda bulunulmuştur.<br />

14-KATILAN BUCASPOR KULÜBÜ DERNEĞİ BEYANINDA: Dava dosyasında<br />

bir kısım sanıklara isnat olunan fiil de sezonun son maçı olan Fenerbahçe-Sivasspor<br />

karşılaşmasında şampiyonluk adayı Fenerbahçe'nin rakibi Sivasspor'un küme düşme durumunun<br />

olmadığını ancak diğer takımların önceden küme düşme durumlarının bilinebileceğinden ve<br />

Bucaspor'un küme düşme takımlarından biri olduğunu, bir kısım sanıkların Bucaspor'un son<br />

maçlara gelmeden önce küme düşmüş olmasının Sivaspor'un ise küme düşmeyecek olmasını<br />

amaçlamışlar ve oynanacak maçlara müdahale etmiş olduğunu veya etme girişiminde<br />

bulunduklarını, son maçtan önce Bucaspor'un ligden düşmeyi Sivasspor'un ise ligden<br />

düşmemeyi garantilemiş olduğunu ve bu sebeple sanıkların iddia olunan amaca bu sayede<br />

ulaşmış olduğunu beyan etmiştir.<br />

15-KATILAN FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ BEYANINDA: Davada yargılanan<br />

Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener ve Nevzat Şakar'ın ve bunlarla birlikte hareket eden<br />

sanıkların eylemlerden müvekkillerinin zarar gördüğünü, müvekkiller lehine müsabaka sonucunu<br />

etkilemedikleri ve teşebbüs etmediklerini, aksine Trabzonspor kulübü ve temsilcileri tarafından<br />

gerçekleştirilen veya gerçekleştiği öğrenilen teşvik girişimlerini önlemeye yönelik çalışmalarının<br />

olduğunun anlaşıldığını, ayrıca yargılama süreci sırasında hakem ayarlamasının Trabzonspor<br />

Kulübü başkanı Sadri Şener tarafından yapıldığı, Gençlerbirliği SK futbolcularının TV<br />

ekranlarında açıkça "Trabzonspor için oynayacağız" şeklinde beyanlarının olması Eskişehir SK<br />

teknik sorumlusu Bülent Uygun'un huzurundaki ifadesinde "Trabzonspor kulübünden gelen 1<br />

milyon dolar teşviki engelledim" beyanının bulunması, Eskişehir SK sporsucu Ümit Karan'ın<br />

huzurundaki ifadesinde "ben Galatasaraylıyım, Fenerbahçenin şampiyonluğunu istemem" demiş<br />

olması ve soru üzerine " topu Sezer'e verseydim yüzde yüz gol olurdu, belki de gol olmasını<br />

istemedim, o yüzden vermedim" şeklinde beyanda bulunması, Manisaspor başkanı Kenan<br />

Yaralı'nın huzurundaki ifadesinde " Trabzonspor da teşvik primi teklifleri geldi" şeklinde<br />

beyanda bulunması, Trabzonspor kulübü yönetici Nevzat Şakar'ın bir futbolcu temsilcisini açıkça<br />

tehdit ettikleri telefon görüşmelerinde kayıt altına alınması, TFF'dan legal yollardan alınan<br />

paraların suç eylemlerinde kullanmakta suçlanırken, Devletten aldıkları paraları, illegal olarak<br />

kullandıkları açıkça telefon görüşmelerinde yer alan Trabzonspor kulübü başkan ve<br />

yöneticilerinin açık suç teşkil eden eylem ve davranışlarda bulunmuş olması, Trabzonspor<br />

kulübü başkanı Sadri Şener ve kardeşi Sani Şener arasında geçen telefon görüşmesinde açıkça<br />

Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakasının sonucunun etkilenmesine bağlı olarak futbolcu Gabric'in<br />

180/678


onservisinin Ankaragücü'ne verilmesinin açıkça konuşulmuş bulunması, Trabzonspor kulübü<br />

tarafından Karabük-Fenerbahçe arasında oynanan müsabaka teşvik primi verildiğinin Karabüklü<br />

yerel bir gazeteci tarafından savcılığıa bizzat gidilerek ifade verilerek doğrulanmış olması, aslen<br />

Trabzonlu olan Karabükspor yedek kalecisi Bülent Ataman'ın gerek müsabaka öncesi otelde,<br />

gerekse müsabaka esnasında sahaya fırlattığı ayakkabı ve nihayetinde müsabaka sonrasında canlı<br />

yayında TV kanallarında yaptığı müsabakada son dakikada gol atmak üzere Fenerbahçe ceza<br />

sahasında gelmiş bulunması, yine müsabaka öncesinde ve sırasında Trabzonspor yöneticileri<br />

tarafından Karabük ili ile yapılan görüşmelerde sürekli demir profiller göndermesi, Trabzonspor<br />

kulübü tarafından sivassporlu futbolculara 1 milyon dolar teşvik primi gönderildiği, Sivasspor<br />

futbolcusu Mehmet Yıldız tarafından huzurunuzda alınan ifadesinde açıkça beyan edilmiş<br />

olması, emniyet ve savcılık tarafından "kız kardeşine" alınan "Mini Cooper" marka otomobil ile<br />

şike yaptığı iddia edilen Kocan Çelikay'ın kız kardeşinin bulunmaması, Sivasspor başkanının<br />

sporcularına yönelik olarak "maç satan karısını satar" şeklinde konuşmalar yaptığının bizzat<br />

futbolcuları tarafından beyan edilmesi, Sivasspor başkanı Mecnun Odyakmaz'ın Trabzonspor<br />

kulübünden gelen teşvikgirişimleri hakkında bilgi verilmesi ve önlenmeye çalışılması,<br />

Trabzonspor Kulübü üyesi Zeki Mazlum tarafından , Sivasspro'un müsabakadaki başarısı için 5<br />

milyon dolar verecek iş adamlarının ve siyasi parti il örgütünün olduğunu açıkça ifade etmiş<br />

bulunması, Trabzonspor Kulübü başkan ve yöneticilerinin, Fenerbahçe'nin rakibi takımlar<br />

üzerindeki teşvik girişimlerinin yanında T.C hükümetine karşı ve onları zor durumda bırakma<br />

amacıyla, halkı ayaklandırmak adına tahrik ve kışkırtma faaliyetlerinde bulundukları telefon<br />

görüşmelerinde yer alması şeklinde belirtilen sebeplerden Trabzonspor kulübü başkan ve<br />

yöneticileri ile arkadaşları tarafından gerçekleştirilen eylemler müvekkillerinin doğrudan<br />

doğruya zarara uğramasına sebebiyet vermiş olduğunu beyan etmiştir.<br />

16-KATILAN ALTAYSPOR KUBÜLÜ DERNEĞİ BEYANINDA : Müvekkil<br />

kulübün 2. Lig kategorisinde mücadele etmesi sebebiyle yabancı oyuncularının sözleşmelerinin<br />

fes edilmek zorunda kalındığını, kulübün ilk kez bu ligde yer almak zorunda kaldığını, dosyada<br />

bulunan delil ve tapelerde 2010-2011 sezonunda birlikte mücadele ettikleri Mersin İdman Yurdu<br />

SK, Giresunspor SK, Diyarbakırspor SK, Boluspor SK, Kartalspor SK'nün isimleri geçmekte<br />

olduğunu, ayrıca Giresunspor SK başkanının çete oluşturmak ve çete lideri olduğuna ilişkin<br />

iddianame nedeniyle bir alt lige kendi bilgileri dışında yasa dışı şikeli maçlar nedeniyle<br />

düştüklerini düşündüklerini beyan etmiştir.<br />

17-KATILAN TRABZONSPOR KULÜBÜ DERNEĞİ BEYANINDA: (2010-<br />

2011) Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında oluşan puan farkı ile şampiyonluk ihtimalinin<br />

azaldığı, bunun camia içinde sezaon sonu yönetimin değişebileceği söylentilerine yol açtığı,<br />

Aziz Yıldırım ve ekibinin Fenerbahçe SK ise Fenerbahçe SK'nün yönetimini bırakmak<br />

istemediklerini,kulüp içindeki gücünün devam etmesi gerekliliğine inanan Aziz Yıldırım'ın bu<br />

nedenle sezonun ikinci yarısı başladığında puan kaybına tahammülü olmadığını, rakibi<br />

durumundaki Trabzonspor'un da puan kaybetmesinin gerektiğini, şampiyonluğunun sadece<br />

sportif faaliyetlerle elde edilemeyeceğini düşünen Aziz Yıldırım'ın yönetim de yer alan bazı<br />

şahıslar ve geçmişte Sedat Peker grubu ile irtibatlı olan bazı şahıslarla birlikte ayrı bir oluşuma<br />

gittiğini, yine iddianamede yer alan "Aziz Yıldırım tarafından oluşturulan suç örgütünün süper<br />

ligde oynanan maçların sonuçlarını- Fenerbahçe futbol takımı lehine olacak şekilde- şike<br />

yapmak , teşvik primi vermek suretiyle etkilemek amacıyla kurulduğu ve faaliyet yürüttüğü "<br />

hususlarına yer verildiğini, yargılama aşamasında bir kısım sanıklar ve tanıkların kendilerini<br />

savunmak ve suçsuzluklarını ispatlamak yerine iddianamede yer almayan gerçek dışı beyan ve<br />

suçlamalarla müvekkil kulübe suç isnadında bulunmakta ve haksız saldırılara maruz kaldıklarını,<br />

Trabzonspor Kulübü Derneği ; diğer katıma talebinde bulunan şirketlerin üst yapısı olup, yayın<br />

181/678


geliri kaybı transfer gideri fırsat maliyeti zararı, futbol takımı kadrosundaki mevcut bazı<br />

oyuncuların kulüpten ayrılışı, lisanslı ürün satış gelirlerinin azalması ve mağazacılık zararı,<br />

stadyum hasılat zararları gibi maddi zararları yanında, Trabzonspor camiasının şampiyonluğun<br />

elde edilemeyişi ve kulüp imajına sağlayacağı katkılardan mahrum olmuş olması, Trabzonspor<br />

sportif Yatırım ve Futbol işletmeciliği Ticaret A.ş. Şirketin borsada işlem görmesinden dolayı<br />

hisse fiyatlarının dolayısı ile piyasa ve defter değerinin önemli oranda düşmesi, ekonomik<br />

değerlerinin zarar görmesi ve aynı zamanda yatırımcılarında mağdur olması, 2010-2011 futbol<br />

sezonunda şampiyon ilan edilmemekten ötürü bu şirketin yaklaşık 3 milyon TL eksik pirim almış<br />

olması, yayın geliri kaybı, transfer gideri fırsat maliyeti zararı, futbol takımı kadrosundaki<br />

mevcut bazı oyuncuların kulüpten ayrılışlarının olduğunu ve lisanslı ürün satışı gelirlerinin<br />

azalması ve mağazacılık zararı, stadyum zararı gibi zararların olduğunu, Trabzonspor Ticari<br />

ürünler ve Turizm İşletmeciliği Ticaret A.ş. Kulübün ticari ürünler ve mağazacılık işlemlerinin<br />

yürütüldüğü bu şirketin futbol piyasasında başarı ile orantılı olarak lisanslı ürünlerin satışının<br />

artmasından dolayı suça konu fiillerin işlenmesi ve şampiyonluğun engellenmesi nedeniyle<br />

mahrum kalınan milyonlarca TL kazanç kaybının olduğunu bu bağlamda lisanslı ürün satışı<br />

gelirlerinin azalması vs zararların olduğunu, Katılma talep eden şirketlerin maddi ve manevi<br />

kayıpları ile yukarıda isimleri sayılan sanıkların işledikleri iddia olunan eylemler arasında uygun<br />

illiyet bağı olduğunu, bu fiiller işlenmemiş olması durumunda zararların doğmayacak olduğunu,<br />

Trabzonspor Kulübü'nün yargılanan yöneticilerinin işlediği iddia olunan fiilleri ile, katılma talep<br />

eden tüzel kişi müvekklerinin zararları arasında bir bağ olmadığını, yine katılma talep eden<br />

müvekkilerinin sanıkların eylemleri ile Trabzonspor Kulübü'nün yargılanan yöneticilerinin<br />

eylemleri arasında da bir bağ olmadığını, sportif anlamda hak edilen şampiyonluk kupası<br />

müvekkilinin kulübe verilmediği gibi bu sportif başarının ekonomik yöndeki katkı ve<br />

faydalarından da mahrum olunduğunu, hukukun iadesi adaletin gerçekleşmesi ve maddi gerçeğe<br />

ulaşılması için katkı sağlamak ve adı geçen sanıklara isnat edilen eylemler dolayısı ile suçtan<br />

doğrudan zarar gördüklerini şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

TANIK BEYANLARI:<br />

1-TANIK: EFE KALAYCIOĞLU BEYANINDA :<br />

Olgun Peker'le sınavdan bir gün önceki gece Etiler'de Yüzevler Kebapçısı'nda<br />

oturduğu sırada bir şahsın Olgun'u aradığını Menajerlik sınavı ile ilgili bilgi verebileceğini<br />

söylediğini, bir süre sonra ortak bir noktada buluşarak ve beraberce arabaya bindiklerinin ,<br />

arabada sınav cevaplarını verdiğini tekrar arabadan inerek oradan ayrıldıkları, araba içinde para<br />

veya menfaat karşılığı bir konuşmanın olmadığını ve o kişiyi tanımadığını ve davada adı geçen<br />

sanıklardan biri olmadığını beyan etmiştir.<br />

2- TANIK: GÜLCAN ŞAHİN BEYANINDA :<br />

Giresun'da Radyo ve Gazetede çalıştığını, Giresun FM'deki kavga olayında orada<br />

olduğunu, o sırada da canlı yayın yapmak için belediye başkanlarını ve adaylarını o radyoda<br />

konuk aldığını ve Mustafa Cici'nin odasında bulundukları sırada iki tane genç çocuğun 14-15<br />

yaşlarında içeriye girdiğini Mustafa Cici'ye hitaben özel konuşmak istediklerini söylemeleri<br />

üzerine dışarıya çıktıklarını , tam odadan kapının ağzına doğru çıkarken içeride itikleme gibi bir<br />

şey olduğunu geri döndüklerinde çocukların çıkıp gittiklerini sonra ifade için Emniyete<br />

gittiklerini o zamanda da o çocukları tanıyamadığını, Mustafa Cici'yi de eskiden tanırım oranın<br />

yayın yönetmeni gibi olduğunu aldığı konuklara ne sorsalar sunumu beraber hazırladıklarını,<br />

gelen gençleri Emniyette de robot resimlerle gösterildiğini ancak hatırlamayamadığını, Emniyet<br />

de vermiş olduğu ifadesindeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak ifadesinin yanlış olduğunu<br />

neden öyle bir ifade verdiği konusunda hiçbir şey hatırlamadığını aradan 3 sene gibi çok zaman<br />

geçtiğini neden öyle bir ifade verdiği hatırlamadığını ve olayı bu kadar büyüyeceğini<br />

182/678


ilemediğini, bu tür ufak tefek işlerinin olabileceğini herkesin herkesi tanıdığını, Hakan<br />

Karaahmet'in çok sevilen bir insan olduğunu 15-20 yıldan beri kendisini tanıdığını büyük bir<br />

olay olmadığı için Emniyette de ifadeyi bakmadan imzaladığını, İfadesinde geçen Evren Kımıl'ın<br />

Mustafa Cİci'yi yere yatırarak darp etti" şeklinde ifadesinin de söyleme şansı olmadığını çünkü<br />

kapıdan çıkarken itişmenin olduğunu geri dönerken de çocukların kaçtığını , küçük bir olay<br />

olduğunu beyan etmiştir.<br />

3-TANIK OSMAN ÇIRAK BEYANINDA : Bir çok kez Giresunspor kulübü<br />

başkanlığı yaptığını, en son kulüp başkanlığı yaptığı dönemde seçim arifesinde Hakan Beyin<br />

karşısında aday olduğunu, adaylık sürecinde herhangi bir husumetlerinin olmadığını seçimden<br />

sonra da kendisini tebrik ettiğini, Ancak Giresun'daki yerel basında kendisinin başkanlığı<br />

döneminde çıkan olumsuz ve benzeri hakarete varan demeçlerin kamuoyunun baskısının, ve bu<br />

kamuoyu baskının kimlerin yönlendirdiğini bilmediğini, basın mensubu arkadaşların da davada<br />

sanık olarak yargılandıklarını onlardan da davacı olduğunu, Giresun'daki yerel mahkeme<br />

tarafından da Olgun Bey ve yanındaki şahsılar tarafından herhangi bir baskıya maruz<br />

kalmadığını, Olgun Peker adına kimsenin tehdit veya uyarısına maruz kalmadığını, Hesapların<br />

incelenmesi ile ilgili konuda Mehmet Kuğu'ya görev verdiğini, bununda nasıl bir kulüp<br />

aldıklarını ve nasıl bir kulüp devredecekleri ve bunun kamuoyu ile paylaşmak adına<br />

muhasebeciye inceleme yapmasını uygun gördüklerini, ancak sonuçta bu incelemeyi<br />

yapmadığını, neden yapmadığı konusunda o dönem işlerinin yoğun olduğundan bu işin uzun<br />

sürdüğü hesapları, kitapları inceletmek zaman aldığından ve işlerinden iyi gitmediğinden o<br />

inceleme ile fazla ilgilenemediklerini, muhasebecinin önceki dönemlere ait hesaplarda sıkıntılar<br />

olduğu ve bundan dolayı tehdit edildiği yönündeki beyanlarıda bilmediğini ve kendisinin böyle<br />

bir tehdit görmediğini, kendisinin muhasebeci olmadığı içinde eski yönetimden bir yolsuzluk<br />

olup olmadığını bilmediğini, Futbolcu tahtası açılması olayı ile ilgili olarak kendisinin o<br />

dönemde başkan olmadığını, bir dönem baskı olayı ile ilgili olarak o zaman başkan olduğunu<br />

baskının bir maç arifesinde gerçekleştiğini baskının gece 3 sıralarında futbolculara yönelik<br />

dışarıdan bağırmalar, çağırmalar sesli tacizler şeklinde edildiğini, bu konuyu araştırdıklarında<br />

Emniyetinde bu konuyu bildiklerini araştırma yaptıklarını öğrendiklerini, futbolcu tahtası<br />

açılması hususunda da bilr bilgisinin olmadığını, kulübü bıraktıktan sonra kulüp ile bir ilişkisinin<br />

kalmadığını, Telefon tapelerinde geçen şahsına tehdit olayları ile ilgili sadece okuduğunu ancak<br />

şahsına yapılmış bir şeye maruz kalmadığını, Fakat Meust Erdoğan ve Canemir Sarı adlı basın<br />

mensubu kişilerden davacı olduğunu ve bu dava sürecinde de yaptıkları şeyleri şimdi duyduğunu<br />

ve takip ettiğini , yine tapelerinden çete derken Yılmaz'ın oğlu Alparslan'ı kastetmediğini, halen<br />

şuan bile devam ettiğini, ciddi olayların kavga, yaralamalı olayların devam ettiğini, eskiden bu<br />

olayların olmadığını son zamanlarda artış olduğunu ve bu konuda Emniyetin ve savcılığın zayıf<br />

kaldığı konusunda beyanda bulunduğunu basın toplantısında da belirttiğini daha sonra kongre<br />

kararı aldığını ve kulübü bırakacağını söylediğini, o sıra İstanbul da olduğunu, kendisine<br />

yöneltilen henüz 6 aylık başkanlığı olduğunu tecrübeli olduğunu devam etmesi gerektiğini<br />

şeklinde gelen yorumlara karşılık Giresun'da işlerin iyi gitmediğini ve bu işe girişmekle de çok<br />

pişman olduğunu ancak arkadaşlarını bırakmama adına yoluna devam edeceğini, ancak kongre<br />

kararı bırakacağını, şahsına yönelik ciddi hakaretlerin olduğunu, rencide edici, kişiliğiyle oynan<br />

hakaretlerin olduğunu söylediğini bunları söylediği polisi de görse bile tanıyamayacağını,<br />

tapelerde geçen Candemir Sarı ve Mesut Erdoğan'ın konuşmalarını burada öğrendiğini şahıslarla<br />

ilgili bir muhabbetin veya samimiyetin olmadığını beyan etmiştir.<br />

4-TANIK ARİF USTA BEYANINDA : Olay tarihinde kendisinin Giresun'da bulunan<br />

Alper büfe isimli gişenin üst tarafında durduğunu Bir kamyonetin gelerek büfeye çarptığını<br />

183/678


gördüğünü, Kamyonette kaç kişi olduğunu bilmediğini, kamyonet bir vurup gittiğini daha sonra<br />

bir vurduğunu, kendisinin olayla bilgisinin bundan ibaret olduğununu bu konuyla ilgili de daha<br />

önce Emniyette ifade verdiğini beyan etmiştir.<br />

5-TANIK İLHAN HELVACI BEYANINDA: Olay tarihinde TFF Baş Hukuk<br />

Müşaviri olarak görev yapmakta olduğunu, Ancak üniversitedeki görevi sebebiyle hafta 2 gün<br />

(salı- perşembe günleri) öğleden sonra ve diğer günlerde de mesai saatleri dışında zaman<br />

ayırdığını, her gün orada bulunmadığından odanın içindeki kasanın anahtarı da Baş Hukuk<br />

Müşavir vekili Av. Ömer BEDÜK 'te bulunmakta olduğunu, bu kasa Baş Hukuk Müşavirliğinin<br />

makamının kasası olduğunu, Menajerlik sınavı ile ilgili soruların gelmesi aşamasında bilgi<br />

sahibi olmadığını, sanık Haldun ŞENMAN futbolcuların tescili ile ilgilenen bir nevi şube müdür<br />

Departmanı sorumlusu olduğunu, Profesyonel işlerden sorumlu olduğunu, Bu kapsamda<br />

futbolcu transferleri resmi işleri takip eden kişi profesyonel işlerden sorumlu Haldun<br />

ŞENMAN'nın olduğunu, Bu kapsamda futbolcu transferlerinin resmi takiplerinden ve<br />

tescillerinden sorumlu olduğunu Ancak soruların FİFA tarafından Haldun'a gelip gelmediğini<br />

bilmediğini, Kendisinin haftanın 2 günü öğleden sonraları diğer günlerde mesai saatleri dışında<br />

federasyonda bulunabileceğinden ihtiyaç olabileceği düşünceyle kasa anahtarlarını 5 gün mesai<br />

yapan avukat Ömer BEDÜK 'e teslim ettiğini beyan etmiştir.<br />

6-TANIK ABDULLAH AVCI BEYANINDA : O tarihte İBB teknik direktörü olarak<br />

çalışmakta olduğunu, Futbolcular İbrahim AKIN ve İskender ALIN kendisinin futvolcusu<br />

olduğunu, İBB- Beşiktaş, İBB-Trabzon ve İBB-Fener maçlarında şike yapılıp yapılmadığını<br />

bilmediğini Kendisinin gıyabında yapılan görüşmelerden bilgi sahibi olmadığını, Sanıklardan<br />

Yusuf TURANLI'yı tanıdığını, hemşerisi olduğunu, Hem de menajer olması sebebiyle zaman<br />

zaman kulübe geldiğinde görüştüğünü, Yine İbrahim Akın ve İskender Alın ile ilgili kupa<br />

finalinden önce Beşiktaş tarafından tarafına ulaşmış herhangi bir transfer teklifi olmadığını Bu<br />

konuda bir duyumda almadığını, Yine İBB- Beşiktaş kupa finalinden önce İbrahim AKIN'ın<br />

kendisine Beşiktaş'a transfer olacağını söylemediğini, Bu maçta İbrahim AKIN'ın 70. Dakikada<br />

kasığının çektiğini söyleyerek maçtan alınmasını istediğini, Kendisinin de biraz daha<br />

dayanmasını söylediğini Ancak bir kaç dakika sonra teknik olarak tekrar değerlendirip maçtan<br />

kendisini aldıklarını, Trabzon-İBB ve Fener-İBB maçında yaklaşık aynı kadro çıkarttıklarını,<br />

Ancak İBB- Beşiktaş kupa finalinden önce futbolculara sakatlanmamaları ve kendilerini kupa<br />

finaline iyi hazırlanmaları hususunda telkinlerde bulunduğunu, Ancak bu Trabzon ve Fener<br />

maçında iyi oynamamaları yada yenilmeleri yönünde bir telkin olmadığını Bu şekilde beyanda<br />

bulunmasının da mümkün olmadığını Can ARAT, İskender ALIN ve İbrahim AKIN'ın gıyabında<br />

yapmış oldukları görüşmelerden bilgi sahibi olmadığını, Yine İBB-Trabzon maçından önce<br />

İskender ALIN'ın maçta oynatılıp oynatılmaması hususunda tarafına Yusuf TURANLI'ya da<br />

yardımcım ARİF tarafından herhangi bir teklifte bulunulmadığını, Bulunulması da mümkün<br />

olmadığını, İbrahim AKIN kulübümüzün en fazla para alan oyuncusu olduğunun, Ancak zaman<br />

zaman ekonomik sıkıntısı olduğunu , olduğu zaman da kulüp olarak kendisine yardımcı<br />

olunduğu şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

7-TANIK MAHMUT ÖZGENER BEYANINDA : Şike ile ilgili bir bilgisinin<br />

olmadığını, sınav soruları ile ilgili sınavın yapıldıktan sonra sınav kağıtları incelenmesi ile<br />

birlikte bir takım sınav soruları sorularının dışarıya çıkması ile ilgili endişeler taşıdığını, sekiz<br />

sınav sorusunda çok benzerlik gördüğünü, dolayısıyla yönetim kurulu olarak sınavın iptaline ve<br />

Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunmaya karar verdiklerini, daha öncesinde<br />

geçmiş yılların sınav başarı oranlarına baktığında çok yüksek bir başarı oranı gördüğünü ve<br />

dolayısıyla bu sınavı daha sıkı bir kontrol altında tutması gerektiğini arkadaşlarıyla paylaştığını,<br />

Arkadaşlarına bu sınav sorularının nasıl geldiğini sorduğunu, Orada arkadaşların kendisine 15<br />

184/678


soru FİFA'dan geliyor 5 soru Futbol federasyonu hukuk müşavirliği tarafından belirleniyor<br />

dediklerini, 15 sorunun FİFA'dan ne şekilde geldiğini sorduğunda bu soruların kurye ile geldiğini<br />

söylediklerini, kendisinin de bunun üzerine Yunus EGEMENOĞLUN'a söylediğini, burda en<br />

güvendikleri kişinin kimse kimse FİFA ile irtibata geçilmesini kurye ile yollanmasını özel bir<br />

faks numarası verilmesini , bir tek kişinin göreceği ve bu numaraya gelmesini dediğini, ancak bu<br />

güvenilir kişinin kim olarak seçildiğini bilmediğini, Sınav bittikten sonra yaptıkları araştırmada<br />

FİFA'nın tekrar aynı soruyu sorduğunu , sorular ne şekilde geldiğini, faksta ta geldiğini , fakat<br />

aynı zaman da fifanın kurye ile de bir hata yapıp soruları yolladığını gördüklerini, ondan sonra<br />

sınav kağıtlarının bir daha incelenmesini söylediğinde arkadaşların, kendisine döndüklerinde 8<br />

kişi cevaplarında çok büyük benzerlik olduğunu, FİFA dan gelen soruların cevaplarına<br />

bakıldığında 15 soruda 12 doğru olduğunu ve bunun aynı sorular olduğunu, 3 yanlış sorunun da<br />

aynı şıklarla işaretlenmiş olduğunu ve bunun bir tesadüf olamayacağı kanaatine vardıklarını,<br />

kendilerinin hukuk Müşavirliğinin hazırlamış olduğu 5 soruda bu 8 kişinin cevapları birbirini<br />

tutmadığını , geçmek için 14 soru yapmak gerektiğini ve bir kısmının geçtiğini bir kısmının da<br />

geçemediğini ama FİFA soruları ile ilgili 8 kişinin cevap anahtarları aynı olduğunu, Kendilerinin<br />

de bu durumda rahatsız olduklarının ve sınavı iptal ettiklerini, Olgun PEKER ile ilgili olarak da<br />

bu sınavı geçemeyeceğini tahmin ettiklerini tapelerden ondan bahsetmiş olabileceğini<br />

hatırlamadığını, İlk başta bu sınav soruları bir kere FİFA tarafından hazırlandığı için ve tüm yerel<br />

federasyonlarda fifa adına bu sınavı yaptığı için fifa tüm soruları aynı soruları bütün dünyada<br />

üye ülke federasyonlarına yolladığını, çok sıkı denetim altında olduklarından dolayı kendilerinin<br />

ilk intibağı bu soruları yurt dışında bir federasyondan alınmış olma ihtimali olduğunu<br />

görüşmelerde "biz" derken kastının bu olduğunu, soruların Ali Parlak'a teslim edildiğini<br />

arkadaşının söylediğini, tapelerde ikili konuşmalarda geçen adının ne için kullanıldığını içeriğini<br />

bilmediğini beyan etmiştir.<br />

8-TANIK MEHMET LEVENT KIZIL BEYANINDA: Şike ile ilgili bilgisi<br />

olmadığını şikeyle ilgili gazetelerde, televizyonlarda olanların haricinde bir bilgisinin<br />

olmadığını, Federasyonda milli takımlar sorumlusu olarak görev yapmakta olduğunu, savcılık<br />

ifadesinde belirttiği üzere Olgun Peker'in kendisine geldiğini sınavla ilgili yardımcı olup<br />

olmayacağını sorduğunu, kendisinin de yardımcı olamayacağını söylediğini , kendisine tavsiye<br />

olarak sınava girmemesini söylediğini sınavın zor olduğundan kazanamayacağını söylediğini,<br />

Olgun PEKER'in kendisini aradığını; "Leventçim buluşabilir miyiz" dediğini karşılık olarak<br />

kendisininde; "Federasyonda buluşalım", dedikten sonra Olgun'un "yok, dışarıda buluşalım"<br />

demesi üzerine İstinyepark Masa gibi herkese açık umumi bir yerde buluştuklarını o zamana<br />

kadar sınav olacağını da bilmediğini, çünkü konumu gereği bu konularda ilgisiz olduğunu, Ali<br />

PARLAK Beyi aradığını; "sınav mı var" diye sorduğunu, o ana kadar sınavın olacağını<br />

bilmediğini, zaten sınavın herhangi bir yerinde görevli olmadığını, Olgun PEKER'in kendisine<br />

gelerek; " Leventçim yarın sınav var, bu sınavda bana yardımcı olabilir misin?" dedi. "Abi, böyle<br />

bir şey bizde olmaz" dediğini, Olgun'un "Lütfi ARIBOĞAN, o günkü Başkan Vekili Lütfi<br />

ARIBOĞAN kendi arkadaşlarına yardımcı oluyor" dedidiğini. Kendisinin de ; " Lütfi abi de<br />

böyle bir yardımda bulunmaz. İnsanlar sizi yanıltıyordur" dediğini, Sınav olup olmadığını da<br />

bilmediğini Ali PARLAK Beyi aradığını, daha sonra Lütfi Arıboğan'ı aradığını bunların tapelerde<br />

de mevcut olduğunu, ondan sonra da futbol Federasyonuna gittiğini orada Lütfi ile konuştuğunu,<br />

oradaki insanları çağırarak "herşey güvende değil mi bakın sakat bir şey olmasın" dediğini<br />

çünkü o arada aynı zamanda Denizlispor Başkanı olan Sayın Ali İPEK kendisini aradığını,<br />

"Denizli Valisinin oğlu da bu imtihana girecekmiş Levent" dediğini. "Valla girerse girsin, bizim<br />

yapabileceğimiz bir şey yok" dediğini. O ara telefonlar gelince bir sakatlık olmasın diye tam<br />

tersi, tedbir amaçlı da orada görevlendirme yapıldığını yeniden "Herşey son derece kontrol<br />

185/678


altında, hiçkimse merak etmesin" dediklerini Ben o anda Federasyona çıkarken de Sayın Olgun<br />

PEKER' i aradığını "Olgun, girmezsen iyi olur, iyi çalış, hayırlı olsun" deyip kapattığını ondan<br />

sonra başka bir bilgisinin olmadığını, Telefon tapesinde Göksel Gümüşdağ ile arasında geçen<br />

"öldük, bittik" olayıyla ilgili olarak Antep- Fener maçından sonra dediğini ona benzer bir lafın<br />

Beşiktaş- Fener maçında da Yaşandığını Hüseyin GÖÇEK'in maçta kötü bir maç yönettiğini<br />

kendilerinin de Futbol Federasyonunda bulundukları konumu gereği, maç kötü gittiği anda hem<br />

kamuoyunun büyük baskısı olduğu, ondan 1 sene evvel de, Bilica' ya bir penaltı pozisyonunun<br />

olduğu, aynı Hüseyin GÖÇEK, bütün Beşiktaş taraftarı 1500- 2000 kişi Federasyonun bahçesine<br />

geldiği, Kendilerinin endişelerinin bundan dolayı olduğunu, yoksa Hüseyin GÖÇEK'in öldük<br />

bittik dediği bundan ibaret olduğunu beyan etmiştir.<br />

9-TANIK ALİ PARLAK BEYANINDA : Menajerlik sınavının çalınması olayı ile<br />

ilgili olarak o dönemde Genel Sekreter yardımcı olarak görev yaptığını olayların kendi alanında<br />

bir konu olmadığını, 2008 de Futbol federasyonuna başladığında dış ilişkilerden ve milli<br />

maçlardan sorumlu olduğunu, daha sonra vekaleten genel sekreterliğe bakarken de Haldun beyin<br />

bağlı olduğu Gıyaseddin Şenman'a bağlı olduğunu ve ona rağmende bu sınav konusu<br />

hukukçularla profesyonel işler yani Haldun Beyin müdürlüğünü yaptığı bölümün organize ettiği<br />

bir aktivite olduğunu, Hukukçularla birlikte. Ortaklaşa yaptıklarını, kendisinin hukukçulardan<br />

bilgi olarak aldığı, bu soruların e-mail yoluyla bildiği kadarıyla hukukçulara geleceğini, hiçbir<br />

şekilde ıslak evrak gelmeyeceğini vekaleten genel sekreterliğe baktığı dönemde bütün gün<br />

içerisindeki imza yetkisi dahilindeki yüzlerce evrak imzaladığını, gelen evrakları dağıttığını,<br />

bunların arasında bir gün, bu sınavlarla ilgili bilgilerin geldiğini, Hemen hukuk müşaviri Ömer<br />

Bedük'ü aradığını yerinde bulamadığını daha sonra kendi odasında bulunan kasaya kitlediğini<br />

sonra kasada federasyonun kaşesinde olduğunu, Bir gün kaşeye ihtiyacı olduğunda kasayı<br />

açtığında üzerinden kaç gün geçtiğini hatırlayamadığı sınav sorularının hala orada olduğunu,<br />

çünkü Ömer'in hiçbir şekilde kendilerine gelip sormadığını falan tahmin ettiğinden kaşeyi almak<br />

için açtığında orada gördüğünü Tekrar aradığını Ömer'i, Ömer'e o zaman teslim ettiğini, bu konu<br />

ile ilgili tek bilgim ve temasım bundan ibaret olduğunu, kasanın anahtarının olmadığını şifre ile<br />

açıldığını ve şifrenin tek kendisi bildiğini soruları Ömer Bedük'e teslim ettini beyan etmiştir.<br />

10-TANIK ÖMER BEDÜK BEYANINDA : Menajerlik sınav sorularının çalınması<br />

ile ilgili olarak o tarihte TFF'nda avukat olarak, TFF'nu hukuk müşavirliğinde baş hukuk<br />

müşaviri yardımcısı olarak çalıştığını, senede iki sefer yapılan bir menajerlik sınavı olduğunu,<br />

Martın 30'unda yapılacak olan bir sınav olduğunux Bu sınavla ilgili öncesinde bir prosedür takip<br />

edildiğini, ve sınav sorularının gelmesi ile ilgili olarak FİFA'ya bir faks numarası bildirildiği<br />

söylendiğini faks gelecek olan faksa da soruların sadece faks olarak geleceğini, posta olarak<br />

herhangi bir şekilde elden yetinmeyeceği söylendiğini Yönetim kurulu üyelerinin, gelecek olan<br />

faksın soruların kendisine yönlendirilmesi talimatını verildiğini Haldun'un söylediğini, kendisie<br />

gönderilecek denildiğini, Lütfü'nün böyle talimat verdiği söylendiği, daha sonraki aşamalarda<br />

sınav soruları hazırlandığı. Tercümeye gönderildiği, Sınav kendisine geldikten sonra arkadaşına<br />

tercümeye göndermesi için gönderdiğini. o da bütün arkadaşlarına sınav sorularını<br />

yönlendirdiğini, soru hukuk bölümünde görevli olan arkadaşlarına mail olarak attığını Lütfi<br />

beye mail olarak atığını, Yunus'a mail olarak atmış arkadaşının ve bir de arkasından da soruların<br />

tercüme bürosuna gittiğini, daha sonraki süreçte tercüme edildikten sonra soruların geldiğini,<br />

sınav öncesi akşam çoğaltıldığını ve bu soruların FİFA' dan gelen 15 tane olduğunu, 5 tanesini de<br />

TFF daha doğrusu yerel federasyonlar kendilerinin hazırladığını Federasyonun yani hukuk<br />

müşavirliğinin hazırladığı 5 sorunun, FİFA'nın 15 sorusu, sınav akşamında birleştirilerek<br />

çoğaltıldığını ve kasaya kitlenerek ertesi gün yapılacak olan sınav beklendiğini, Sınavda<br />

arkadaşlarının olduğunu bu sınavda olmadığını, kasanın anahtarları hatırladığı kadarıyla Ergin<br />

186/678


Akçay'da olduğunu, onunda hukuk müşavirliğinde avukat olduğunu, Soruların hazırlayıp gece<br />

yarısı beş saate kadar çoğaltılması hazırlanması sürdüğünü, Sonra kasaya kitlendiğini odanın<br />

anahtarının bir arkadaşında olduğunu, kasanın anahtarı bir arkadaşında kalmak üzere herkes<br />

evlerine dağıldığını, Sınavın yapıldığını, ve bittiğini, daha sonra soruların cevapları aynı anda<br />

gelmediğini, Daha önceki sınavlarda birlikte gönderildiğini, FİFA cevapları ama bu sefer<br />

göndermediğini Daha sonra sınavdan bir veya iki gün sonra sınav cevaplarını gönderildiğini,<br />

FİFA Cevaplar geldikten sonra da oturulduğunu sınav kağıtlarını değerlendirildiğini İlan<br />

edildiğini, Sonra sınavdan sonra bir takım yönetim kurulu üyelerimize bir takım duyumların<br />

geldiği söylendiği Yani normal değerlendirme yaptıktan sonra ilan edildiğini, ama kopya<br />

çekildiğini, sorular yurt dışından geldiğini, Makedonya Futbol Federasyonundan alındığını, elde<br />

edildiği söylendiği, Onun akabinde de sınavın sınav evraklarının değerlendirilmesi daha tekrar<br />

yapılmış ilan edilmiş olduğunu ve tekrar değerlendirilmeye başlandığını, Kazanan adayların<br />

özellikle tekrar karşılaştırılıp sınav sonuçları değerlendirildiğini ve o değerlendirme akabinde de<br />

birbiriyle benzeşen kağıtların olduğu ya da üzerinde hiç işlem yapılmayan kağıtların olduğu<br />

değerlendirilmede yönetim kurulu tarafından da sınav sorularının elde edildiği konusunda ciddi<br />

şüphe olduğunu düşündüğünü ve böylece sınavın iptal edilmesine kararı verildiğini ve savcılığa<br />

da suç duyurusunda bulunma talimatı verildiğini, sınav soruları kendilerinin yanıtlarının<br />

sınavdan bir gün sonra kendilerinin evrak kaydına bir sınav soruları postayla da geldiği oraya<br />

çıktığını Bu da evrak kayıttan sonradan öğrenildiğini, genel sekreter vekili Ali Parlak'a<br />

götürüldüğünü Ali'nin de sınavdan bir gün sonra kendisine bunu söylendiğini, onuda çay içerken<br />

arkadaşına söylendiğini bunlar sorular olabileceğini bunları kendisine göndereceğini<br />

söylendiğini daha sonra gönderdiğini geldiğini, hatta açıp arkasına baktıklarında evrak kayıt<br />

kaşesinin olduğunu, bunlar sınavdan sonra cuma günü saat 4,5-5 civarı olduğunu, Sınavda<br />

perşembe günü hatırladığı kadarıyla olduğunu hatta bu olayla ilgili kendisinin "bize diyorlar ki<br />

evrak sadece şeyle gelecek güvenli faksla geleceğini söylüyorlar hem bir de arkadaşım evrak<br />

kayıt numarası basıyor bu nasıl iştir" diye arkadaşlarına serzenişte bulunduğunu, hukukçu<br />

arkadaşına sınav soruları geldikten sonra kendisine mail olarak düştükten sonra bunu ben Levent<br />

Polat'a gönderdiğini. Levent Polat'ta hukuk müşaviri, spor hukukunda görevli avukat<br />

arkadaşlarına ve Lütfü 'ye ve Yunus 'a mail olarak gönderdiğini, Menajerlik sınavı dediği ya da<br />

menajerlerle ilgili tüm özlük hakları, sınavlarının yapılması, futbolcularla yaptıkları sözleşmeler<br />

ya da kulüplerle yaptıkları sözleşmelerin incelenmesi hepsi Haldun Beyin birimine geldiğini<br />

Çünkü tüm sınavı organize eden de Haldun'un olduğunu beyan etmiştir.<br />

11-TANIK BATUR ALTIPARMAK BEYANINDA : Çalışma sisteminde karakterli<br />

oyuncuları seçmeye özen gösterdiğini, kafası karışmayacak oyuncuları seçtiğini son zamanlarda<br />

Türkiye'de çok lisanslı menejer birçok oyuncunun kafasını karıştırdığından bazı kulüpler ile<br />

yakın ilişkilerde olduklarından, samimi olduklarından bu tip insanları ister istemez<br />

kullanılabildiğini, yetkisiz menajerlerle bu tür transferler çalışmaları ya da görüşmeleri yapanlar<br />

yada bunlarla çalışmak istediklerini ve bununda futbolcuyu ikna etme açısından faydası<br />

olduğunu ancak bazen de tam tersi de olabileceğini beyan etmiştir.<br />

12-TANIK MUAMMER BAYRAM BEYANINDA : Sivas Fener maçı ile ilgili<br />

olarak kendisinin Garnizon Komutanı olarak görev yaptığını hem belediye başkanı hem de<br />

Emniyet müdürünün bu tür organizasyonlarda her zamanki yaptığı gibi, karşılamayı, onlar için<br />

rahat edecek, veya onların bütün isteklerini , talepleri doğrultusunda sıralı amirler olarak onların<br />

verdiğini ve onların faaliyetlerine eşlik ettiğini, oradaki faaliyetler sırasında şüpheli bir şey<br />

görmediğini, misafirleri Otelde ağırladıklarını, Genelde orda ağırladıklarını yada kendilerinin<br />

askeri tesislerde. çay kahve ikramı görevi açısından ağırladığını, Vali beyinde o akşam orada<br />

olduğunu, beraber yemek yediklerini, sohbet ettiklerini, Genelde konuşulan konuların Sivasın,<br />

187/678


Sivas ilinin, Sivas halkına yararı olan şeyler olduğunu, Ne Gibi destekler verilebileceğini, spor<br />

kulübünü, Sivas şehrini, bunları konuştuklarını, Bunun dışında son maçta gündeme gelen<br />

konular ile ilgili olarak herhangi bir emare, herhangi bir tavır, herhangi bir söz kesinlikle<br />

işitmediğini, Zaten böyle bir konuda sıkıntı olacağı, bu zamana kadarki tüm maçlarda olduğu<br />

gibi her zaman birşeyler söyleneceğini, konuşup yazılacağı Ama Sivasspor, hem Sivassporun<br />

halkına da kendisinin edindiği, böyle bir şeyleri kesinlikle kabul etmeyeceği zihniyetinde olan<br />

insanlar olduğu yönünde. tanıdığı kadarıyla kulüp yönetimi de gerçekten ciddi, dürüst çalışkan<br />

biri olduğu, Kendisi ile olan ilişkilerinde her zaman olduğu gibi çok doğru düzgün çalışan<br />

insanlar olduğunu, Kendisinin kesinlikle hiçbirisinden, görev yaptığı iki yıl içerisinde kötü şey<br />

görmediğini, kendisinin Fenerbahçe camiasında böyle bir çanta görmediğini, kendisinin ekibi<br />

içerisinde, arkadaşlarının içerisinde, Sivasspor yönetiminin içerisinde, biletlerin olduğunu,<br />

kendileri orada otururken sürekli, Türkiye'nin her tarafından telefonların geldiğini, Faruk'un<br />

elinde 3-4 parmak kalındığında normal büyüklükte koyu renkli Bond bir çantanın olduğunu,<br />

kendisinin yanında Ticaret Odası başkanları gibi, mülkü olarak görev yapan kuruluşların<br />

başkanlarının olduğunu, onlara telefonların geldiğini onların bilet istediklerini ve orada<br />

yönetimde Faruk ve Erdal beyin olduğunu, Bazen sohbetlere telefon konuşmalarının karıştığını,<br />

Onların talepleri doğrultusunda Faruk beye döndüklerini, Faruk beyde nasıl kimlerin istediğini<br />

sorduğunu , isteyenlere göre de, gerekli protokolden, veya tribünün sağında solunda yine, üst<br />

düzey personele, kişilere verilen biletlerden ordan verdiklerini, kendisininde en az 3-4 tane böyle<br />

bir şeyin açıldığını kapandığını gördüğünü orda, ama kesinlikle Fenerbahçenin hiçbir üyesini<br />

öyle görmediğini beyan etmiştir.<br />

13-TANIK CİHAN HASPOLATLI BEYANINDA : Trabzon- Büyükşehir maçı ile<br />

ilgili olarak şike teşvik girişiminin olmadığını, İskender ile Yusuf Turanlı arasındaki<br />

görüşmelerden bilgisinin olmadığını aralarında bir konuşmanın olup olmadığını bilmediğini,<br />

Primlerin sezon başında belli olduğunu Trabzon maçı ile ilgili ekstra bir şey söylenmediğini,<br />

İbrahim Akın'ın bu maçla ile ilgili herhangi bir şey demediğini, büyük maçlardan sonra başkanın<br />

geldiği çok iyi oynamış iseler veya farklı kazanmış iseler ekstra bir prim verdiğinin olduğu<br />

şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

14-TANIK ZEKİ KORKMAZ BEYANINDA : İstanbul Büyükşehir Belediyesi<br />

futbolcusu olduğunu bu İBB-Trabzon maçında teşvik veya şike ilgili bir bilgisinin olmadığını,<br />

herhangi bir duyumda almadığını, gıyabında gerçekleşen görüşmelerden haberinin olmadığını ,<br />

Ali Kıratlı ile görüşmediğini, kendisini de tanımadığını, Metin Bey ile de hiç görüşmesinin<br />

olmadığını, Bursa maçında iyi oynamam için kimsenin aramadığı ve teklifte gelmediği şeklinde<br />

beyanda bulunmuştur.<br />

15-TANIK CAN ARAT BEYANINDA: İBB- Trabzon maçı ile ilgili olarak bilgisinin<br />

olmadığını Fener maçı ile ilgili de hiçbir bilgisinin olmadığını Hiçbir şekilde hiçbirşeye tanık<br />

olmadığını tape kaydında geçen Ercan Saatçi ile bir görüşmemde o maçın sıkıntıya girmesindeki<br />

sebep kendisinin olacağını, çünkü gayet iyi oynadığını, Iyi bir mücadele sergilediğini. O sırada<br />

Alex vurmasaydı 1-0 iken maç, belki 1-1'e ya da 2-1 yapılıp Fenerbahçeyi mağlup<br />

edebileceklerini Ercan 'ada iyi bir Fenerbahçe taraftarı olduğu için öyle konuşmanın geçtiğini,<br />

Kendisinin orada sıkıntıya kendi açımdan derken, Maç sıkıntıya girerdi demek istediğini,<br />

Fenerbahçe açısından, Ercan'ın Fenerbahçeli olduğu için Fenerbahçe sıkıntıya girebileceğini,<br />

beraberliğe ya da galibiyeti yakalayabileceklerini anlamında söylemek istediğini, Ali Kıratlı'yı<br />

Fenerbahçede oynadığı dönemde tanıdığını, ancak Ali ile uzun zamandır görüşmediğini Sadece<br />

telefonda görüştüğünü Telefondaki görüşmelerinin de sadece totem amaçlı olduğunu maçlardan<br />

önce kendisinin yaptığı uğurlar olduğunu , bunun için annesini aradığını örnek göstermiştir.<br />

Onun için Ali ile konuşmalarında dua etmesi ile kendisine iyi geldiğini bunun tapelerde de<br />

188/678


olduğunu, "iyi oynarsın, ayağını düz bas oğlum, hadi aslanım, alnın akı ile maçtan çık" gibi<br />

sözlerle moral bulduğunu, bu gibi totemlerin bütün futbolcularda olduğunu, 1 Mayıs 2011<br />

tarihinde Fenerbahçe ile yapılan maçtan önce Cemil Abisinin aradığını onunla yıllardır çok<br />

samimi olduğunu ve tanıdığını, maçlardan önce konsantreyi bozmamak için Cemil Abisinden<br />

gelen telefonu açmadığını, Cemil Turhan ile görüşmeleri ile ilgili olarak görüşme öncesinde iki<br />

takımdan herhangi birisi arasa da kendisinin cevap vermeyeceğini Cemil Abisini de zaten de geri<br />

aramayacağını, Cemil abisinin hasta olduğunu öğrenince geri aradığını, ikisini de geçmiş olsun<br />

demek için aradığını, Cemil'in tapede neyden bahsettiğini bilmediğini, kendisinin sadece orada<br />

Cemil'e saygısından dolayı geçmiş olsun demek için aradığını, maç ile ilgili herhangi bir<br />

konuşma yapmadığını, bir teklifte almadığını, Şekip Mosturoğlu ve Aziz Yıldırım arasında geçen<br />

tapeden bir bilgisinin olmadığını tapede geçen kendi kalesine gol atan adam derken kimi<br />

kastettiklerini bilmediğini, kendisinin bir lakabının olmadığını, Fenerbahçede tek kendi kalesine<br />

gol atan kişi ve tek uzun boylu kişinin kendisi olmadığını, aynı gün yapılan telefon tapelerinden<br />

bilgisini olmadığı şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

16-TANIK RUKEN BAŞAK BEYANINDA :Mini Coper marka bir arabasının<br />

olduğunu, onu değiştirmek istediğini onun için onu sattığını ve abisinden çevresi geniş olduğu<br />

için ondan rica ettiğini yeni modelini istediğini, maddi yönden çok pahalı olduğu için bu konuda<br />

yardım edeceğini düşündüğünü, bunun için abisinin kimden yardım istediğini bilmediğini,<br />

arabayı aldıktan sonra polislerin el koyduğunu binemediğini, Bülent İbrahim İşçen ile abisi<br />

arasında geçen konuşmalar hakkında bilgisi olmadığı şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

17-TANIK CİHAN OSKAY BEYANINDA : Bir kısım sanıkları tanıdığını, Başkanı<br />

Fenerbahçe kulübünden tanığını, ilk başkan olduğu dönemden itibaren. Fenerbahçeli olmasından<br />

dolayı zaman zaman bir araya geldiklerini, Fenerbahçe kongresine üye olmadığını, Fenerbahçeye<br />

gönül olarak bağlı olduğunu, çeşitli gazetelerde yazı yazdığını, yazarlık yaptığını, Televizyon<br />

programları yaptığını, başkanı da buralardan tanıdığını, aynı şekilde Bülent İbrahim İşçen'i<br />

kulüpten, Tamer Yelkovan'ı da kulüpten tanıdığını bunları şike olaylarından dolayı tanıdığını ve<br />

kendisinin beraberce 2001 yılında şike suçu işlediklerini ve kendisinin sanıklar arasında olması<br />

gerektiğini, o dönem maçları Samsun-Fener, Trabzon-Galatasaray maçlarında şike yapıldığını,<br />

bu olaylarla ilgili 2 kitap yazdığını, kitaplar çıktığında tepki aldığını, bu dava sürecindeki<br />

döneminde ise 25 mayısta daha iddianame ve soruşturmanın başlamadığı dönemde faks<br />

çektiğini, gazete haberlerinde Ali Kıratlı beyin bir resmini gördüğünü, Eskişehir'e gittiğine ait<br />

haber olduğunu, olayları birleştirdi zaman ki o zaman bir şey söylemediğini, maçların<br />

sonuçlarını beklediğini maçlar bitince tahmin ettiği gibi çıktığını, yönetimin hep aynı olduğunu,<br />

yöntemin de bu oynanan maçlarda içeriden bir futbolcunun kesin ertesi yıl Fenerbahçe'ye<br />

transfer olacağını, daha önceden kadro çıkartılır, hatırlı kişilerden, bu hatırlı kişilerinde<br />

değiştiğini teknik direktörün veya o zaman ki hatırlı kişi tarafından yapıldığını, Içerdeki<br />

futbolcununda buna yardım edeceğini sonra o futbolcunun ertesi yıl şikeye yardım eden kulübe<br />

transfer olacağını, Eskişehirspor'dan Sezer Öztürk'ün Fenerbahçeye transferinde bu şekilde<br />

olduğunu, bunlarla ilgili kendisinin cezaevinde çok kafa yorduğunu, duyumlara dayanarak ve<br />

tecrübelerine dayanarak bunları açıkladığı şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

18-TANIK MUSTAFA NURTAÇ ANLI BEYANINDA: Ali KIRATLI ile<br />

tanışıklığının olduğunu şike ile ilgili şike diye bir şey bilmediğini, kendisinin sadece Ali Kıratlı<br />

İle Eskişehir gittiğini maçı izlediklerini geri döndüklerini akşamda yemek yediklerini yemekte<br />

Bülent Hoca, Ali Kıratlı , kendisinin ve ordaki kafe sahibi Muhammet isimli bir arkadaşın<br />

olduğunu, Fenerbahçe kongre üyesi olduğunu, maçlarla ilgili bir şey konuşmadıklarını şeklinde<br />

beyanda bulunmuştur.<br />

189/678


19-TANIK HÜSEYİN ADANUR BEYANINDA: Sanıklardan Ömer Ülkü arkadaşı<br />

olduğundan tanıdığını bir dönem Giresun'da yöneticilik yaptığını, futbolcuların transfer<br />

tahtasının kapatılması sonrası tehdit olayı ile ilgili bir bilgisinin olmadığını, tape kayıtlarında 4<br />

Nisandaki Ömer ÜLKÜ ile ilgili telefon görüşmesinin doğal bir görüşme olduğunu bu konular<br />

ile ilgili bir görüşmesinin olmadığın, Abdurrahman Yakut'un ahbabı olduğunu şeklinde beyanda<br />

bulunmuştur.<br />

20-TANIK ONUR TUNCER BEYANINDA : Daha önce 18/08/2011 tarihinde vermiş<br />

olduğu ifadesini aynen tekrar ettiğini futbol oynadığı süre içerisinde hiçbir şekilde şike faaliyeti<br />

içerisinde yer almadığını, Kimseninde kendisine şike ile alakalı bir teklifte bulunmadığını Uzun<br />

zamandan beri futbol camiasının içerisinde olduğunu, Bu süre içerisinde birçok futbolcu, teknik<br />

adam ve futbolla ilgili kişilerle tanışıklığı olduğunu, Kişilik olarakta böyle şike gibi şeylere<br />

şiddetle karşı olan bir insan olduğunu, daha önceki beyanlarında geçtiği şekilde, Bülent Uygun,<br />

Mustafa Uzun ve Şükrü Ongan'ı tanıdığını, Ali Kıratlı kişiyi ise sadece basından bildiğini,<br />

bunlarında kendisine karşı bir şike teklifinde bulunulmadığını, daha önceki beyanında Buca<br />

Spor-Fenerbahçe maçı ile alakalı sorular da sorulduğunu, Bu maçla alakalı olarakta kimsenin<br />

kendisi ile irtibata geçmediğini, kendisinin bilgisi dışında kişilerin gıyabında geçen<br />

konuşmalardan haberdar olmadığını Bucasporda çok iyi bir arkadaşlığının olduğunu kendisini<br />

dışında herhangi birisine şike ile alakalı bir teklif gelmiş olsaydı mutlaka haberi olacağını, Şükrü<br />

Ongan'ı telefonunda cevapsız çağrı görünce aradığını, Şükrü'nün kendisi ile sonra görüşeceğini<br />

söylediğini, ancak hangi konuda kendisini aramak istediğini bilmediğini, tahminince transferle<br />

alakalı görüşme yapmak istemiş olabileceğini, başkada bir bilgisi olmadığını şeklinde beyanda<br />

bulunmuştur.<br />

21-TANIK ERGİN AKÇAY BEYANINDA: Menajerlik sınavının yapıldığı dönemde<br />

kendisinin Türkiye Futbol Federasyonunda spor hukuku bölümünde avukat olarak çalıştığını,<br />

Menajerlik sınavında toplamda 20 soru sorulduğunu, Bunlardan 15 tanesinin FİFA'nın<br />

hazırlamakta olduğunu ve bunun tüm üye ülke federasyonlarına gönderildiğini, 5 tanesini ise üye<br />

ülke federasyonlarının kendi mevzuatına göre kendilerinin hazırladığını FİFA tarafından<br />

hazırlanan 15 tane sorunun FİFA tarafından Ömer BEDÜK'ün mail adresine geldiğini, faks<br />

yoluyla da daha sonra Ömer BEDÜK bu faksı, heralde bunu faks olarak değilde mail olarak<br />

düştüğünü tahmin ettiğini, Ömer Bedük'e gelen bu FİFA'ın hazırlamış olduğu 15 soruyu Ömer'in<br />

Baş Hukuk Müşaviri vekilinin kendisi olduğunu, Avukat Levent Polat'ın NPU Tercüme<br />

Bürosu'na gönderdiğini , bunu tercüme bürosuna gönderirken daha önceki uygulamalarda gibi<br />

Lütfi Arıboğan'ı, Yunus Egemenoğlu'nu, Ömer Bedük'ü ve spor hukuku bölümündei diğer 5<br />

avukat arkadaşını da kendisini de bilgiye eklediğini bu şekilde sınav sorularını FİFA'dan gelen<br />

15 sınav sorusunu tercümeye gönderdiğini, Ayrıca Federasyon olarak suç duyurusunda<br />

bulunduklarından sonra soruşturma aşamasında kolluk görevlilerinin gelip federasyonda<br />

kendilerinin ifadelerinin aldıklarını, ayrıca bu beyanlarının da aynen geçerli olduğunu, Tercüme<br />

bürosundan sorular tekrar aynı şekilde gönderildikten sonra mailde kimler varsa tekrara herkese<br />

bu şekilde yeniden geldiğini daha sonra spor hukuku avukatları olarak bu tercüme bürosundan<br />

gelen soruların tercümesinin Türkçesinin doğru olup olmadığını , İngilizce bilen arkadaşları<br />

tarafından yapıldığını 15 sınav sorusunun bu şekilde, 5 sınav sorusunun ise spor hukuku<br />

avukatları olarak Av. Ömer Bedük başkanlığında, Av. Levent Polat, Av. Murat Aygörmez, Av.<br />

Hazer Aykıl, Av. Tuğba Kakışın ve Ergin Akçayla beraber hazırladıklarını Federasyonun 5<br />

sorusunu sınavdan 1 gün önce soruların 15 tanesiyle 5 tanesini birleştirdiklerini, Aday sayısınca<br />

çoğalttıklarını ve baş hukuk müşaviri olan Prof. Dr. İlhan Helvacı'ın odasında bulunan kasaya bu<br />

soruları koyduklarını Ömer 'in 1 sonraki gün yönetim kurulu toplantısına katılması için İstanbul<br />

190/678


il sınırları dışarısında olmasından dolayı kasaya koyduktan sonra kasanın anahtarının kendisinde<br />

kaldığını , odanın anahtarının da Av. Levent Polat'ta kaldığını, daha sonra evlerine geldiklerini<br />

sabaha geldiklerinde sınavın yapılacağı gün 5 avukat ve Hazer Aykıl Av. Tuğba Kakışın, Av.<br />

Levent Polat ve 4 avukatın bu soruları kasadan aldıklarını Av. Murat Aygörmez'in sınavın<br />

yapılacağı gün İstanbul dışında işi olduğundan dolayı Av. Murat Aygörmez'in sınavın yapılacağı<br />

gün kendileri ile beraber olmadığını, Ömer Bedük'ünde olmadığını , sınavın yapılacağı gün 4<br />

avukat arkadaşı ile beraber sınav sorularını kilitledikleri kasan sınavın yapılacağı otele<br />

götürdüklerini daha sonra orada profesyonel işler müdürlüğünün görevlilerininde oraya<br />

geldiğini . Haldun Şenman, Evrim Bey ve Nihal Hanım'ın yanlış hatırlamadığı kadarıyla orada<br />

olduklarını, ama soruşturma aşamasında vermiş olduğu ifadelerinin aynen doğru olduğunu ,<br />

sonra sınavı yaptıktan sonra tekrar İlhan Hocanın odasında bulunan kasaya kilitlediklerini yine<br />

anahtarın kendisinde kaldığını soruların aynı zamanda kargo ile geleceğini bilmediklerini, sınav<br />

yapıldıktan 1 gün sonra Genel Sekreter vekili Ali Parlak'ın bu sınav sorularını Ömer Bedük'<br />

getirdiğini, bunun üzerine çok şaşırdıklarını çünkü sadece bunun Ömer için belirlenen ve<br />

güvenilir mail adresinden posta, faks yoluyla geleceğini bildiklerini kargoyla geldiğini 1 gün<br />

sonra gördüklerini, Ömer'e teslim edilirken de sınav evrakının içi açılmış hatta evrak kayıttan<br />

geçirilip arkasına federasyonun kayıt numarası dahi alındığı, evrak kayıtı kaşesi basıldığını ve<br />

buna şaşırdıkları, Federasyonun olağan uygulamasına göre böyledir katı numarası basıldığını<br />

ancak bir şey 17:30-18:00 gibi mesai saatleri sonuna doğru geliyorsa onu da tam bilemediğini<br />

ancak Federasyondan gelen her türlü belgenin evrak kayıttan geçtiğini daha sonrasında sınav<br />

anahtarı FİFA tarafından tekrar Ömer'in mailine gönderdiğini faks suretiyle gönderdiğini daha<br />

sonra kendilerinin gelen belgeleri sınav soru cevaplarını incelediklerini ilk incelemelerinde bazı<br />

sınav kağıtlarında hesaplama gerektiren konularda hiç çözümün olmadığını gördüklerini bundan<br />

şüphelendiklerini ama tek başına bunun kendileri için yapılacak hiçbir şeyin olmadığını daha<br />

sonrasında benzer dilekçelerde itiraz olunca bu itiraz dilekçeleri ile ilgili sınav kağıtlarına<br />

baktıklarında aynı itiraz dilekçesiyle itiraz eden kişilerin sınav sorularına FİFA'nın hazırlamış<br />

olduğu 15 soruya birebir aynı cevapları verdiklerini görüklerini , Sonuç itibariyle bu belgelerin<br />

aynı itiraz dilekçesinin de gelmesi üzerine olayı tekrar incelediklerini ve bu sefer daha ayrıntılı<br />

bir inceleme yaptıklarını. Bütün sınav kağıtlarına baktıklarını ve tespitlerine göre FİFA'dan gelen<br />

15 soruda 5-6-7 artık tam sayısını hatırlamadığını 6-7 kağıtta aynı cevapların verildiği yanlışların<br />

da birebir aynı yapıldığını gördüklerini Yönetim kurulunu da bu husustan bilgilendirdiklerini<br />

daha sonra yönetimin sınavın iptaline ve bu sınavla ilgili savcılığa suç duyurusunda<br />

bulunulmasına karar verdiğini, Savcılığa suç duyurusunda bulunulduktan 1 hafta sonra yaklaşık<br />

1 haftalık bir süre içerisinde kolluk görevlilerinin geldiğini, Oradaki beyanında ayrıntılı<br />

olduğunu ve o beyanların geçerli olduğu şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

22-TANIK LEVENT POLAT BEYANINDA :<br />

Sınav sorularınız konulduğu çelik kasanın anahtarının kendisininde olmadığını<br />

anahtarın Ergin Akçay 'da olduğunu kendisinde odanın anahtarının mevcut olduğunu, Ergin<br />

Akçay'da sadece bir gece sınavın olduğu günden önceki gece onda olduğunu normalde anahtarın<br />

Ömer Bedük'te olduğunu, soruların FİFA tarafından geldiğini Federasyon tarafından normal<br />

usulde güvenli bir faks numarası bildirdiğini FİFA'nın sadece o kişiye o faks numarasına<br />

soruların gönderildiğini bununda normal bir uygulama olduğunu, kendisinin bildiğine göre Ömer<br />

Bedük'ün bir faksına, bilgisayarındaki faksa yönlendirildiğini oradan kendisine geldiğini sonra o<br />

soruları tercüme iin daha önceden sınav dönemlerinde çalışılan ve güvenilen tercüme bürosuna<br />

gönderdiğini, soruların İngilizce geldiğini onların Türkçe'ye çevrildiğini ve Federasyon<br />

tarafından hazırlanması gereken 5 sorununda hazırlanıp soru kitapçıklarına bastıklarını, postayla<br />

gelen soruların ise bilgisinin sınavdan sonra olduğunu sınavdan sonra gün Ali Parlak tarafından<br />

191/678


soruların Ömer Bedük'e verildiğin postayla geldiğini o zaman gördüğünü Bilgisinin soruların<br />

sadece faks yoluyla geleceği yönünde olduğunu, bu konuyla ilgili daha önce TFF'nin menajerlik<br />

sınavından sonra suç duyurusunda bulunduğunu bunun üzerine emniyette aynı konuda tanık<br />

olarak beyanda bulunduğunu anlattıklarının Emniyette verdiği ifadelerinin üzerine başkaca<br />

ekleyecek bir sözünün olmadığını, Emniyetteki ifadesinin aynen geçerli olduğunu beyan etmiştir.<br />

23-TANIK AYBARS CANBAY BEYANINDA : Bilgi işlem müdürü olarak görev<br />

yaptığını, sınav soruları ile ilgili olarak daha önce Emniyette ifade verdiği , Haldun<br />

ŞENMAN'dan gelen mail üzerine Ali PARLAK'ın onayıyla beraber bir tane faks numarası<br />

istendiğini, Bu yurt dışına tanımlanması gereken bir faks numarası olduğunu, Bu faks<br />

numarasını kendisinin verdim. Faks numarasının bilgisini verdiklerini, Kurulumunu yaptıktan<br />

sonra kime atanması gerektiğini mail üzerinden bakarak kim olduğunu sorduklarını, Hukuk<br />

kurulu müşavirliği Ömer BEDÜK adına tanımlanması gerektiği iletildiğini, Kendilerinin<br />

tanımlamayı yaptıklarını, tanımlamadan sonra yaptıkları her hangi bir test maili olduğunu faksın<br />

gidip gitmediğini, çalışıp çalışmadığını baktıklarını, Bunu yaptıktan sonra operasyon<br />

içeresinden çıktıklarını, soruların başka yollardan geldiği yönünde bir bilginin kendilerine<br />

gelmediğini ancak gazete vs'lerden bildikleri kadar bilgi sahibi olduklarını şeklinde beyanda<br />

bulunmuştur.<br />

24- TANIK PINAR TABAN BEYANINDA ; Kendisinin orada Genel Sekreterlik<br />

gölümünde asistan olarak görev yaptığını Türkiye Futbol Federasyonunda. Muhaberat bölümüne<br />

giren tüm evraklar, genel sekreterliğe ulaşır ve diğer departmanlığa dağıtıldığını, O günde<br />

FİFA'dan zarf içerisinde futbolcu temsil belirleme sınav soruları geldiğini, Açıp, görüp hemen<br />

kayda aldığını, çok kısa süre içerisinde ve o dönemde genel sekreter vekili olarak görev yapan<br />

Ali PARLAK'a ilettiğini, onunda "ben alayım bunu kasaya koyayım " dediğini bunun dışında<br />

başkada bir bilgiye sahip olmadığı şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

25-NİHAN MELEK GÜLEÇ ERALP BEYANINDA: Sınav sorularının<br />

çalınmasıyla ilgili olarak FİFA'ya verilen bir faks numarasının olduğunu, FİFA verilen faks<br />

numarasına sınav sorularını gönderdiğini, kendisinin tüm FİFA itilafları, lisanslı futbolcu<br />

temsilcileri ile ilgilendiğini, bu soruların maille gelmesi daha sonra bir kargoyla gelmesi olayı ile<br />

ilgili bir bilgim yok sadece departmanın sorumlu olduğu bir FİFA'nın istediği bir faks numarası<br />

olduğunu ve o faks numarasını bildirdiğini FİFA'ya ve FİFA'nın o numaraya soruları gönderdi<br />

şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

26-TANIK EVRİM TANLIĞ BEYANINDA : Federasyondaki sınav soruları ile ilgili<br />

olarak FİFA'nın resmi bir yazıyla kendilerine sınav günü saati ve konu başlıklarını içeren bir yazı<br />

gönderdiğini, kendileri de gerekli hazırlıklarını yaptıktan sonra FİFA sınav sorularını<br />

gönderdikten sonra sınavı uyguladıklarını, bu sınavda aynı prosedürle işlediğini, Mart ayındaki<br />

sınav için şubat ayında FİFA resmi yazıyı gönderdiğini, daha sonrasında sınav prosedürü<br />

işlediğini, FİFA'ya güvenli faks numarası bildirildiğini, FİFA'nın faks yoluyla soruları<br />

gönderdiğini, FİFA'nın 4 resmi dilinde, hangi dillerle istendiyse bu faksın gönderilmesinde bir<br />

sıkıntı yaşandığını, Avukat Hazer AKİL, kendi departmanlarına gelip kendisinden FİFA'daki<br />

ilgili departmanı aramasını, soruların tam olarak gelmediğini bildirdiği, kendisininde tekrar<br />

FİFA'daki ilgiyi kişiyi arayıp, soruları tekrar göndermelerini, belirlenen faks numarasından<br />

istediğini, kendisinin bildiği sadece faks geldiği, kargoylada geldiğini basından duyduğunu<br />

şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

27-TANIK MUSTAFA EFE BEYANINDA: Ümit Karan ile Ali Kıratlı arasında<br />

hediye verilmesi olayı ile ilgili olarak saat gece 12 sıralarında telefon geldiğini, Ali KIRATLI'yı<br />

222 diye bir mekan var onun önünden aldığını, arabaya bindiğini, 5-10 dakika sonra telefon<br />

192/678


tekrar telefonun çaldığını, kendisinin aldığı yere geri bıraktığını, O sırada elinde beyaz bir karton<br />

bir poşet var olduğunu "Bunu Ümit Abi'ne verirsin " dediğini sonra kendisinin götürüp verdiğini,<br />

içini açıp bakmadığını şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

28-TANIK HAZER AKİL BEYANINDA : Sınav sorularının verilmesi, alınması ile<br />

ilgili olarak sınavı kendilerinin yaptıklarını, TFF Hukuk Müşavirliğinde görevli avukat<br />

olduğunu, Sınav sorularının önce faksla geldiğini, faksa geldikten sonra tercümeye gönderilirken<br />

bütün arkadaş görevli avukatların mailine düştüğünü, kendisi de dahil. Akabinde ilk faksa<br />

gelmeden önce de faks düzgün düşmedi. Öyle olduğu için bir kaç kere profesyonel işlerde<br />

görevli arkadaşı Evrim TANLIĞ'a FİFA'yı arattıklarını, işte düşmedi tekrar gönderin tekrar<br />

gönderin diye aradıklarını, Sonuç olarak faksta geldiğini 24 Martta, tercümeye gönderildiğini,<br />

tercümeden geldiğinde kendi sorularını hazırladıklarını, Tercümeleri kontrol ettiklerini ve sınavı<br />

gerçekleştirdiklerini, sınavdan sonra işte şüphelerin ortaya çıktığını, Sınavları değerlendirilirken,<br />

çünkü hesaplaması yapılması gereken soruların var olduğunu, kağıtlarda hiç hesap olmaması<br />

kendilerinde şüphe doğurduğunu, tekrar üzerine gittiklerinde ve birbirine benzeyen kağıtlar<br />

yakaladıklarında, aynı sorulara doğru ve aynı sorulara yanlış verilmiş olduğunu, hiçbirinde<br />

hesaplama olmadığını, Bunun üzerine şüphelerini dile getirdiklerini ve sınavın iptal edildiğini,<br />

sonrasında savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, sınav sorularının cevaplarının gönderildiği<br />

faks dışında başka yollarla gelmiş olduğu olayını bizzat kendisi arayarak FİFA'ya sorduğunu,<br />

Sınavdan 1 gün sonra genel sekreter vekili Ali PARLAK, sınav sorularını alıp gelerek Ömer<br />

BEDÜK'e başmüşavir vekili olduğu sırada ona verildiğini, o zaman öğrendiklerini, soruların bir<br />

de kargo yoluyla da geldiğini öğrendiklerini, FİFA'ın sürekli bir kaç kere daha arandığı için bir<br />

sıkıntı yaşandığını düşünerek, bir talep olmadan bir de kargoyla sınav soruları elimize geçsin<br />

diye gönderdiklerini söylediklerini şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

29-TANIK MUSTAFA ERDEN TELÇEKER BEYANINDA: Kendisinin Türkiye<br />

Futbol Federasyonu Profesyonel Temsilci İşlerinde 11 yıldır çalıştığını, Kendilerinin hem<br />

profesyonel futbolcuların hem profesyonel futbolcu temsilcilerin tüm işlerini yaptıklarını,<br />

kayıtları, sınav düzenlemeleri, evrak alımları gibi işlerle uğraştıklarını, Böylelikle bütün kulüp<br />

müdürleri ve kulüp başkanlarıyla da işleri düştüğü zaman kendileri telefon aracılığıyla ya da<br />

kulüp federasyon veya stajer istedikleri zaman kendileri lisans işleriyle ilgili, futbolcu<br />

bilgileriyle ilgili birşeyleri sordukları zaman muhatap olduklarını, Böylelikle de birçok kişiyi<br />

Haldun Bey'i de, federasyon çalışanlarından birçok kişiyi tanıdıklarını, Yemek konusuna ise<br />

normal bir mesai saatleri sonrasında kendileri müdürü olan Haldun Bey'le, yemeğe gittiklerini,<br />

tamamen plansız bir şekilde. Daha sonra ismi geçen Özden ARSLAN isimli şahıs ve Erman<br />

Bey'in, şu anda, kendisinin Altayspor Kulübünün müdürü olduğunu, İşle alakalı görüştüğü için<br />

lisans veya sözleşme ile ilgili, Milli maça geldiklerini, maça gelemediklerini kendileri görüşmek<br />

istediklerini söylediklerini, Kendilerinin yemekte otururken, geldiklerini ve gündelik hayat<br />

telaşesinden konuştuklarını Bu yemekte ne sınav ne sınav sorusu ya da bununla alakalı hiçbirşey<br />

konuşulmadığını, Yemekte Haldun Bey, kendisi, Özden Arslan ve soy adını bilmediği Altayspor<br />

Kulübü müdür olduğunu bildiği Erman Bey'in olduğunu beyan etmiştir.<br />

30-TANIK ŞAMİL TOKSÖZ BEYANIDA : Kendisinin spor malzemesi işi yaptığını<br />

Sportiv mağazaların ve Toksözspor'un yönetim kurulu başkanı olduğunu Umro Markasının<br />

Türkiye Dispiritörü olduğunu, 7 sene Galatasaray'la çalıştıklarını, 7 sene de Beşiktaş Kulübüyle<br />

çalıştıklarını, Bu arada Olgun Bey'le tanıştıklarını, Olgun'un Kocaelispor'la ilişki kurmalarını<br />

sağladığını, aracılık ettiğini, O arada malzemeleri teslim ettikten sonra, Kocaelispor ödeme<br />

güçlüğüne düştüğünü, kendilerinin aracılığını yaptığı için kendileri olan ilişkide borcu Olgun'un<br />

193/678


üstüne aldığını, Bunu çek ve nakit olarak kendilerine ödediğini, En son 70-75 bin lira civarında<br />

bir çekinin vadesi gelmediğini, temmuz gibi ödeyeceğini, kendilerinin borcununda bu şekilde<br />

kapanmış olacağını şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

31- TANIK TOLGA SEYHAN BEYANINDA : 2009-2010 sezonu 1 sene Takım<br />

kaptanlığını yaptığını, kendisinin sadece tek bildiği Osman ÇIRAK döneminde Olgun Başkanı<br />

tarafından tehdit edildiği, baskı gördüğünün söylendiği, hiç bir şekilde ne bir tehdit gördüğü ne<br />

bir baskı gördüğü, Herhangi bir şekilde ne müdahalesi olduğunu ne de kendilerine karşı bir<br />

yaptırımı olduğunu şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

32- TANIK NEŞE ÖZTÜRK BEYANINDA : Olaylarla ilgili tek bildiği bu ev<br />

satışıyla ilgili telefonla konuşulan bir konu olmuş olduğunu, Kıbrıs'ta bir Yusuf TURANLI'nın<br />

akrabalarının bir inşaatı var olduğunu, Oradan kendisi üzerine bir ev alındığını, 4-5 ay sonra da<br />

bu evi satacağını söylediğini, evi İbrahim'in aldığını yatırım olsun düşüncesi olduğunu, kendi<br />

adına alındığını, bir gün çok sıkışık olduğunu evi satmak istediğini, sıkıştım dediğini, Silivri'de 3<br />

arkadaşın bir arsa aldıklarını, Yüklü de bir ödemesi olduğunu, bildiği kadar işyerinden de para<br />

alamadığı, Bir de Yusuf Abi ye de borcu var olduğunu, bu evi niye aldıklarını, her şeyi satarsak<br />

nasıl yatırım yapacaklarını diye serzenişte bulunduğunu,100.000 dolara satacağını söylediğini,<br />

ama kendisinin "oğlum 100000 dolar değil 110000 euro ya alınmış evi dedim bari 100000 euro<br />

ya sat" dediğini çok sinirlendiğini, bir daha hiç bu konuyu açmadığını, ortada ev olduğunu, bu<br />

evin kendisi üzerine olduğunu, sonra bu evin satıldığını, Yusuf'la İbrahim aralarında satıldığını<br />

bildiğini Yusuf TURANLI. Bu konuyu böylece anlatmak istediğini, İbrahim Akın'ın savurgan<br />

bir yapısının olduğunu, alo diyen birine hemen para gönderen bir yapısı olduğunu şeklinde<br />

beyanda bulunmuştur.<br />

33-TANIK MAHMUT TEKDEMİR BEYANINDA: Trabzon- İBB maçı, Fener-<br />

İBB maçı ile ilgili olarak bir bilgisi olmadığını kimsenin gelip kendisine bir şey söylemediğini,<br />

Kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediyespor da oynadığını, Beşiktaş kulübü tarafından herhangi<br />

bir şike teklifi gelmediğini ve İbrahim AKIN'a veya Şener' e yönelik Beşiktaş kulübü tarafından<br />

bir transfer teklifi duymadığını , olsa da zaten ilgilenmediğini ondan duymamasının normal<br />

olduğunu şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

34-TANIK YILDIRIM DEMİRÖREN BEYANINDA : Transfer komitelerinin tam<br />

yetkili olduğunu, 5 arkadaşa tam yetki verildiğini bunların Serdar ADALI, Cengiz<br />

ZÜLFİKAROĞLU, Doğan KÜÇÜKEMRE, ALAADDİN Bey olduğunu , beşinci kişi de Emin<br />

ÖNAL olduğunu, bu arkadaşın tam tam yetkili olduğunu, Bu arkadaşına gelen rapor, Beşiktaş<br />

Kulübünde ön izleme grubu var olduğunu, onlar alt yapıdan oyuncularından, genç hocalardan<br />

oluştuğunu ve dışarıdan futbolu bilen kişilerden oluştuğunu, Bunlar sezon içinde, geçmiş<br />

sezonda ve mevcut sezonda takıma, Beşiktaşa kişilik, bilgi ve futbolda uygun kişileri hocamıza<br />

bildirdiklerini, O dönemde de sayın Tayfur HAVUTÇU olduğunu, Tayfur HAVUTÇU da onların<br />

içinden kadroya uygun oyuncular hangisiyse seçtiğini, transfer komitesine bildirdiğini, Transfer<br />

komitesi de bu seçilen oyuncuların içinde hepsiyle tek tek görüşerek, kulüpleriyle görüşerek<br />

belli bir ortama getirdiğini, ondan sonra da yönetim kurulumuza sunduğunu. İbrahim AKIN<br />

böyle olduğunu, hoca ve izleme komitesinden bir şey geldiği vakit her yönetici olanakları,<br />

imkanları Yönetim Kuruluna sunmak zorunda olduğunu, Sunulduğu vakit Yönetim Kurulu<br />

olarak karar vermek zorunda olduklarını, Kendisi de Yönetim Kurulu Başkanı olarak fikrini<br />

beyan ettiğini getirdikleri vakit bunun olmamasının doğru olacağını söylediğini, Arkadaşların<br />

hocadan gelen şeyi yapmazlarsa ileride, bunu futbolun içinde yaşamakla hocaların çıkıp "ben<br />

Yönetim Kuruluna bu ismi verdim, almadı. Onu alsaydı biz daha başarılı olurduk" diye beyanda<br />

194/678


ulunabildiklerini, onun için herkesi değerlendirmek zorunda olduklarını şeklinde beyanda<br />

bulunmuştur.<br />

35-TANIK NEŞE CİDDİ BEYANINDA ; Olgun Peker'in yanında çalıştığını,<br />

Olgun'un suç işlediğine dair bir bilgisinin olmadığını, birini tehdit ettiğini veya baskı yaptığı<br />

konusunda bilgi sahibi olmadığını, sanıklardan bir de Sami Dinç ve Talat Emre KOçak'ı<br />

tanıdığını ikisininde avukat olarak bildiğini ancak Refleks spor menajerlik ile bir bağlantılarının<br />

olup olmadığını bilmediğini, Kendisinin orada tercüman olarak görev yaptığını, İngilizce,<br />

Fransızca ve Bulgarca bildiğini, Bulgaristan göçmeni olduğunu, diplomayla ilgili birşey<br />

görmediğini, haberdar olmadığını, tercümanlığının sadece onun görüşmek istediği kişilerle<br />

Olgun'un söylediği sözleri karşı tarafa iletmekten başka bir görevde bulunmadığını şeklinde<br />

beyanda bulunmuştur.<br />

36-TANIK İLHAN CAVCAV BEYANINDA : 1978 yılından beri GB spor kulübü<br />

başkanlığını yapmakta olduğunu, dolayısıyla bütün kulüp başkanlarını yakinen çok iyi tanıdığını,<br />

Aziz Yıldırım'ı da çok iyi tanıdığını, Nihat Özdemir'i de çok uzun seneler Ankaralı olması<br />

nedeniyle arkadaşı olduğunu, FB-GB maçı oynanmadan ya beş ya altı gün evvel kendisine bir<br />

mektup geldiğini, Bu mektupta sayın Nihat Özdemir imzası ile "bu hafta oynanacağımız<br />

müsabaka ile ilgili TS kulübünden size teşvik geldiği duyumlarını almaktayız. Böyle bir şey var<br />

mı?" diye kendisine sorulduğunu, kendisinin de bu sene olan yani ikinci ayda olan bir olay<br />

olduğunu kendisinin 34 senedir kulüp başkanlığı yapıyor olduğunu, Hayatında böyle bir şey<br />

yapmadığını, "Nihat bey en ufak endişeniz olmasın ben her şeye muktedirim ve en ufak benim<br />

olduğum yerde böyle bir şeyin olması mümkün değil" dediğini, sonuçta en ufak bir olay<br />

olmadan maçı 2-2 beraber olduklarını 2.devre yedikleri gollerle maçı 4-2 kaybettiklerini,<br />

durumun bundan ibaret olduğunu, kendisinin gıyabında bir anlaşmanın mümkün olamayacağını,<br />

34 yıllık başkanlığı olduğunu böyle şeylere tenezzül etmeyeceğini maç alıp maç satmayacağını<br />

veya sattırmayacağını şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

37-TANIK BİLLUR TUĞBA KALKIŞ BEYANINDA: Menajerlik sınavı ile ilgili<br />

olarak sınavın senede 2 sefer yapılan bir sınav olduğunu, Geçen sene 31 Martta yapılan sınavla<br />

ilgili olarak, sınav soruları FİFA tarafından kendilerine gönderildiğini 15 adet soru. Diğer 5 soru<br />

kendileri tarafından hazırlandığını, 14 soruyu bilen adaylarının sınavı geçmiş sayıldıklarını, bu<br />

sınavdan. Sınav soruları güvenli bir fax numarasına geldiğini, sınav sorularının o dönem ki Spor<br />

Hukuku Bölümü Müşaviri Yardımcısı Ömer Beye de iletildiğini, daha sonra kendisi bölüm<br />

Avukatlarından Levent POLAT' a, soruları ilettiğini, Levent Bey'inde Ömer Bey'in talimatları<br />

üzerine soruları tavsiyesiyle bir tercüme bürosuna gönderdiklerini, Tercümeler geldikten sonra<br />

spor hukuku tarafından kontrollerin yapıldığını, daha sonra, kendi hazırladıkları 5 soru da<br />

eklenerek sınav soruları birleştirildiğini, Bunun devamında Profesyonel İşler Müdürlüğünce<br />

organize edilen sınav salonuna, sınav günü kasadan alarak sınav sorularını götürdüklerini, Sınav<br />

sonrasında da ertesi gün sınav sonuçları ellerine ulaştığını, Sınav sorularını kontrol ettiklerini,<br />

Geçen sınavlara nazaran çok yüksek sayıda kazanan aday olduğu dikkatlerini çektiğini, bunun<br />

üzerine bir şüphe oluştuğunu, Ama herhangi bir işlem yapmadıklarını, Ertesi gün sınav<br />

sorularına ilişkin aynı şekilde hazırlanmış 3 tane itiraz dilekçesi geldiğini, Bu şüphe üzerine<br />

sınav sorularını incelemeye başladıklarını, kazananların kağıtlarından bazılarında da işlem<br />

gerektiren sorularda hiç işlem olmadığını gördüklerini, Tertemiz kağıtlardan yeterli sayıda doğru<br />

cevap alınarak, sınav geçildiğini gördüklerini,. Dolayısıyla bu şüpheler üzerine bir sınav<br />

komisyonu kurulduğunu, Bu komisyonun sınav kağıtlarını incelediğini, Bunun üzerine de<br />

sınavın iptal edildiğini, kargo ile gelen sorular için sadece fax ile geldiğini bildiklerini, Ancak<br />

195/678


ertesi gün sınav cevapları gelmeden önce Genel Sekreter vekilinin elinde sınav sorularıyla<br />

beraber geldiğini, kendilerinin o zamana kadar sınav sorularının kargoyla geldiğinden<br />

haberlerinin olmadığını, kendilerinin sadece ellerindeki sorulardan haberdar olduklarını, Zarflar<br />

açılmış, sınav soruları dosyanın içinde, evrak kayıttan geçmiş bir şekilde önlerine geldiğini, bu<br />

olayın kendilerini çok şaşırttığını, Çünkü kendilerinin o zamana kadar haberlerinin olmadığını .<br />

Daha sonra meslektaşlarının FİFA ile bağlantı kurduğunu, gönderilip gönderilmediğine dair, ne<br />

zaman gönderildiğine dair bilgi aldıklarını, soruların yurt dışından alınması ile ilgili de ortada bir<br />

duyum olduğunu ancak kimden elde edildiğini kimin söylediğini bilmediğini şeklinde beyanda<br />

bulunmuştur.<br />

38-TANIK İDRİS EKMEKÇİ BEYANINDA : İddianame de ismi olduğu için davayı<br />

takip ettiğini Olgun Beyin çalışanı olduğunu, Olgun Beyin Yurtdışında olduğu bir gün<br />

savcılıktan izin kağıdı olan polisler tarafından ofislerinin arandığını Emniyette de ifadesi<br />

olduğunu, kendilerine iftira atıldığını, işsiz olduğunu, Olgun Peker ile ilgili bir örgütsel yapı,<br />

tehdide maruz kalmadığını, böyle bir olaya tanık olmadığını, olamayacağını şeklinde beyanda<br />

bulunmuştur.<br />

39-TANIK KÜRŞAT ERGÜN AYDIN BEYANINDA : Diyarbakır - Giresunspor<br />

maçı olayı ile ilgili olarak olayla ilgili bir bilgisinin olmadığını, Zaten kendisinin ifade vermeye<br />

gittiği zaman orada , telefon kayıtları var olduğunu kendisinin bir konuşmasının olmadığını ,<br />

Diyarbakır maçında Diyarbakır oyuncusu olduğunu, Serdar Berkin veya Levent Eriş'ten herhangi<br />

bir teklif gelmediğini, bunları tanıdığını zaman zaman telefonda görüştüğü insanlardan<br />

olduğunu, imalı bir şekilde de olsa hiç böyle konuşmalar olmadığını, gıyabında yapılan<br />

konuşmalardan haberi olmadığını, daha önceki ifadesinin aynen doğru olduğunu, Ömer Ülkü'yü<br />

tanıdığını o sıra Giresunspor da yönetici olduğunu ancak kendisini aramadığını şeklinde beyanda<br />

bulunmuştur.<br />

40-TANIK MUSA AYDIN BEYANINDA : Bu hususta daha önce ifade vermiş<br />

olduğunu ifadesinin aynen geçerli olduğunu, iddianamede ismi geçen kişilerin bir kısmını<br />

tanıdığını, Ancak içlerinden özellikle Bülent Uygun ile aynı takımda futbolcu olarak bulunması<br />

nedeniyle tanışıklığı ve samimiyetinin olduğunu, Telefon konuşmalarında kendisinin sadece<br />

babasından bahsedildiğini, Konuşmalar üçüncü kişiler arasındaki konuşmalar olduğunu, Bu<br />

konuşmalardan kendisinin bir bilgisinin ve ilgisinin olmadığını Sanıkların eylemlerine ilişkin<br />

görgüye dayalı bir bilgisinin de olmadığını şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

41-TANIK YUNUS EGEMENOĞLU BEYANINDA : Daha önce hazırlık<br />

aşamasında ifade verdiğini ifadesini aynen tekrar ettiğini, Bursa da avukatlık yapmakta<br />

olduğunu ayrıca olay tarihinde Futbol Federasyonunda da yönetim kurulu üyesi olduğunu,<br />

menejerlik sınavının yapılmasından hemen sonra sınav kağıtlarının okunması sırasında sınav<br />

sorularının çalınarak soru ve cevaplarının bu sınavı kazanmalarını istedikleri bazı kişilere<br />

verilmiş olduğunu öğrendiğini, Ancak bunu kimin yaptığını kendisinin bilmediğini, federasyon<br />

adına şikayette bulunması üzerine olay tarihinde bu husus Emniyet tarafından yapılan soruşturma<br />

ile de tespit edildiğini, diğer sanıkların suç işlemek için örgüt kurması, birden fazla kişiyi tehdit<br />

etmeleri ve yağma suçunu işlediklerine ilişkin bir bilgisinin olmadığını, sadece söz konusu<br />

sınavda yapılan yolsuzlukla ilgili tespitlerinin olduğunu bunu da kimin yaptığını bilmediğini<br />

şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

42-TANIK FATİH HOCAOĞLU BEYANINDA: Ocak 2012 tarihine kadar<br />

Giresunspor Genel Müdürü olarak görev yaptığını, Olgun Peker ile 3 ay çalıştığını, bu çalıştığı<br />

dönemde kendisini tehdit etmediğini, kendisine karşı olumsuz bir tavrı olmadığını, Olgun<br />

Peker'in konuşma tarzının argo olduğunu ancak kendisine karşı bir olumsuz tavrı olmadığını,<br />

çevresinde fedai vari adamlar olduğunu da görmediğini, Olgun Peker'in bir gün kendisini<br />

196/678


odasına çağırarak "Antronör Ali Eren bizden ayrılıyor seni de çok seviyorum ama seninle<br />

çalışmak istemiyorum, ekip değişkiliğine gideceğiz" dediğini ondan sonra ayrıldığını, bunun için<br />

hiçbir baskı veya tehdit almadığını şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

43-TANIK METİN DEPE BEYANINDA : İbrahim Akın'ı tanıdığını, kendisiyle bu<br />

nedenle arkadaşlığı olduğunu, telefonla ve yüzyüze görüşmelerinin olduğunu, görüşme<br />

kayıtlarında belirtilen diğer kişileri sadece futbol camiası içerisinde olması sebebiyle isimlerini<br />

bildiği, sadece televizyondan görmüşlüğü olduğu, kendisi görüştüklerini bildiren kişilerin<br />

hiçbirisiyle telefonla veya yüzyüze görüşmesi olmadığını, bu kapsamda takımı olan İstanbul<br />

Büyükşehir Belediye Spor'un Fenerbahçe, Trabzon ve Bursa ile yaptığı müsabakalar öncesinde<br />

hiç kimsenin kendisini şike amaçlı veya teşvik verme amaçlı olarak aramadığını, telefon<br />

kayıtlarında kendisi ile görüşüldüğünü bildirilen Bursaspor maçında kırmızı kart cezalısı olması<br />

sebebiyle zaten oynamamış olduğunu, teşvik görüşmesi yapmasının da bu yüzden anlamsız<br />

olduğunu, 0539 453 00 45 numaralı kişi ile yaptığı görüşme eşi Meltem Depe ile yaptığım<br />

görüşme olduğunu, bu görüşmede belirttiği "zaten bizimkilerde istemedi yenmemizi" şeklindeki<br />

sözlerinin bu maç sonrasındaki kupa maçı nedeniyle sakatlanma ve cezalı duruma düşme<br />

riskinden korunmaları için teknik direktörümü tarafından kendilerine yapılan uyarıları belirtmek<br />

için söylenmiş olduğunu, bir Anadolu takımı olarak kendileri için Beşiktaş ile oynayacakları<br />

kupa maçı Fenerbahçe maçından çok daha önemli olduğunu, bu yüzden bu maça hazırlanması<br />

kendi yönetim tarafından bildirilmiş olduğunu, 12 seneden profesyonel futbolcu olduğunu, bu<br />

süre içerisinde teşvik ve şike yapıldığına dair televizyon ve gazetelerde yazılanlardan başka bir<br />

bilgisi olmadığını , ben hiç teşvik ve şike konusunda görüşme yapmadığını , kendisine bu taleple<br />

hiç gelen olmadığını ve görüşme yapmadığını, dava konusu olan maçlara ilişkin teşvik ve şike<br />

faaliyeti olduğunu da görmediğini ve duymadığını şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

44-TANIK FARUK GÜLER BEYANINDA : Futbol menajerliği yapmakta olduğunu,<br />

Olgun Peker'i tanıdığını, Olgun'a futbolcu sattığını, bu satış işlemi nedeniyle Olgun Peker'in<br />

kendisine yaklaşık 60.000 TL tutarında senet verdiğini ancak bu senet bedellerini ödeyemediği,<br />

Kendisininde söz konusu senetleri icraya vererek tahsil etmek istediğini, Bu nedenle<br />

aralarındamızda gerginlik oluştuğunu ancak bu olay nedeniyle tehdit etmediğini, Organize Şube<br />

müdürlüğünde ifade verdiğini, sırada bir takım telefon konuşmalarını okuduğunu, önce panik<br />

olduğunu ancak sonradan iki kişi arasında sitemkar konuşmalar olduğu şekilde yorumladığı için<br />

Olgun Peker hakkında herhangi bir şikayette bulunmadığını, menajer olduğu için sadece sanık<br />

Olgun Peker'e yada diğer sanıklara oyuncu sattığını, parasını da aldıktan sonra kendisinin<br />

onlarla bir ilişkisinin kalmadığını, kendileri ile oyuncu satımı dışında herhangi bir yakın<br />

ilişkisinin olmadığını, Bu nedenle sanıkların suç işlemek için örgüt kurduklarını bilmediğini,<br />

ayrıca iddianamede belirtilen suçları işleyip işlemediklerinden de haberinin olmadığını<br />

kendisinin olay hakkındaki bilgisinin bundan ibaret olduğunu şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

45-TANIK HİKMET FERUDUN TANKUT : Emniyetteki ifadesinin aynen doğru<br />

olduğunu ve tekrar ettiğini , 08/05/2011 tarihinde Karabükspor - Fenerbahçemaçında herhangi<br />

bir şike yada teşvik olayı olmadığını, olmuş ise de kendisinin ilgisinin ve bilgisinin olmadığını,<br />

Kendisine doğrudan veya dolayı olarak teklif gelmediğini, futbolcu Emenike ile ilgili<br />

Fenerbahçe yöneticisi Ali Yıli Yıldırım ile 2 defa yüz yüze görüştüğünü ancak yapılan<br />

görüşmelerin resmiyet olmadığını, çünkü futbolcuyu isteyen çok takım olduğunu, Emenike'nin<br />

Fenerbahçe maçında oynamadığı zaman kulüp olarak "Fenerbahçe maçında oynamadı " diye<br />

dedikoduya maruz kalmamak için futbolcunun oynamasını istediğini ancak kulüp doktorunun<br />

kısmi bir tedavi uygulaması ile oynayabileceğini ancak nüksetmesi durumunda daha kötü<br />

olacağını söyleyince futbolcuyu oynatmama kararı aldıklarını şeklinde beyan etmiştir.<br />

197/678


46-TANIK DENİZ EŞBULAN BEYANINDA: 2011 yılının Temmuz başına kadar<br />

orta kahvede personel olarak 2008 den itibaren çalıştığını, Orta Kahvede çalışırken bir saldırı<br />

olayı olduğunu bu konuda da ifade verdiğini, o ifadeyi aynen tekrar ettiğini, Olgun Peker'i ve<br />

ididanamede yazan diğer sanıkları tanımadığını, bunun dışında herhangi bir olaya şahit<br />

olmadığını, kendisininden de para isteyenin olmadığını şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

47-GİZLİ TANIK TARAFTAR BEYANINDA : Emniyette verdiği ifadeyi aynen<br />

tekrar ettiğini üstüne söyleyecek başka bir şeyin olmadığını, Ali Akdağ isimli şahsın Giresun<br />

spor kulüp sözcüsü olmadan önce Hakan Karaahmet'in, Selim Kımıl adına araç kiralayarak şuan<br />

Sivas sporda oynayan Petriel isimli futbolcuya aracı kiraya verdiğini, futbolcunun da eşinin kaza<br />

yapması sonrasında Hakan Karaahmet'in kazanın parasının Giresun spor basın sözcüsü Ali<br />

Akdağ'dan istediğini, Ali Akdağ'ında parayı vermemesi üzerine Hakan Karaahmet'in talimat ile<br />

Selim Kımıl tarafından Ali Akdağ isimli şahsın korkutulmak suretiyle darp edildiğini, yazar<br />

Mustafa Cici'nin yazmış olduğu yazılar nedeniyle Hakan Karaahmet'in talimatı ile Selim Kımıl<br />

ve Özden Tütüncü tarafından darp edildiğini, Olgun Peker'in malzemeci olarak çalışan Mevlüt<br />

Engin'i darp ettiğini, Turgay Demircan isimli şahsa sayısal lotodan 1.500.000 TL para çıktığını<br />

öğrenen Olgun Peker'in Giresunspor kulübüne 750.000 TL para istediğini ve aldığını, Şenel<br />

Kaçmaz isimli şahsın Hakan Karaahmet ile geçmiş zamanda Tempo Tv isimli işyerinin önceden<br />

ortağı olduğunu daha sonra Hakan Karaahmet'ten korktuğu için ortaklıktan ayrılarak yurt dışına<br />

kaçtığını şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

48-TANIK LUTFİ ARIBOĞAN BEYANINDA: Sınav tarihinde futbol federasyonu<br />

başkan vekili olduğunu, menajerlik sınavı sorularının birilerine para karşılığı verilmesiyle ilgili<br />

net bilgisi olmadığını ancak menajerlik sınavı yapıldıktan sonra soruların cevaplarının yanlışları<br />

ile birlikte aynı olduğu hususunda bir kanaata varılması sebebiyle TFF hukukçuları tarafından<br />

bilgilendirildiklerini, Bunun üzerine bizde gerekenin yapılması talimatını verildiğini, Sarıyer<br />

Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını, sınav öncesinde tarafına soruların verilmediğini<br />

Güvenli olması sebebiyle hukuk bölümü tarafından sorular FIFA'dan alınıp sınavın yapıldığını,<br />

Süreçte yaşanan kargoyla ayrıca soruların gönderilmesi olayını da daha sonra duyduğunu, Ayrıca<br />

Levent Kızıl tarafından kendi tarafından soruların birilerine verildiği hususunda bir cümle<br />

söylemediğini ancak kendisi sınavla ilgili dedikoduların olduğunu, bir usulsüzlük olması<br />

durumunda TFF yönetimi olarak zor durumda kalabileceğini söylendiğini, bunun üzerine gerekli<br />

yasal çalışmaları yaptıklarını, sanıklardan Haldun Şenman'ı tanıdığını, ancak kendisinin<br />

birilerine soru ya da cevap verip vermediği hususunda bilgi sahibi olmadığını, Ayrıca ben diğer<br />

şike ve suç örgütü iddialarıyla ilgili bilgi sahibi olmadığını, ayrıca soruların maille tarafına<br />

gönderilip gönderilmediğini hatırlamadığını, Ayrıca TFF olarak birkaç tercüme bürosuyla<br />

çalışmakla birlikte güvenli bulduğu için menajerlik sınavı sorularını NPU tercümanlık bürosu<br />

vasıtasıyla tercüme ettirilmiş olduğunu ancak ben sınav işlemlerini yürüten birime mutlaka NPU<br />

tercümanlık bürosunda tercüme ettirilsin diye bir talimat da vermediği, bu menajerlik sınavı<br />

sorularının gelişi, tercüme edilmesi ve sınavın yapılması aşamasında hiçbir aşamada görev<br />

almadığını kendisinin sorumluluğunda olan bir konu olmadığını, bilgisinin bundan ibaret<br />

olduğunu şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

49- TANIK HALİL ÜNAL BEYANINDA : Eskişehir- Trabzon, Eskişehir -<br />

Fenerbahçe maçı ile ilgili şike yapıldığı konusunda bilgisi olmadığını ,Fenerbahçe Spor<br />

Kulübünün içerisinde, yani 2011-2012 sezonu içerisinde, o dönem Eskişehir'de forma giyen<br />

Sezer Öztürk ile transfer anlamında ilgilenilen, yani Fenerbahçe Spor Kulübünün ilgilendiğinden<br />

haberdar olduğunu, o transfer sadece Fenerbahçe'nin yapmak istediği bir transfer olmadığını,<br />

bütün takımların transfer listesinde olan bir oyuncu olduğunu, bu bütün günlerde kamuoyunda<br />

basında yer aldığını, pazarlığında Beşiktaş ile bitmekte olduğunu, daha sonra Fenerbahçe<br />

198/678


oyuncuyu transfer ettiğini, Bununda oyuncunun tercihi olduğunu, herşeyden haberdar olduğunu,<br />

Zaten Aziz bey de, Şekip bey de kendilerini haberdar ettiklerini, aralarında gizli saklı bir<br />

transferin söz konusu olmayacağını şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

50-TANIK ZAFER DEMİRAY BEYANINDA : Fenerbahçenin Sezer Öztürk ile<br />

ilgilendiğini ilk Şubat ayının ilk haftalarında duyduğunu, Sezer Öztürk ile Şekip bey arasındaki<br />

görüşme tanışma toplantısında, Şekip bey burda kendisine bu görüşmenin özellikle Eskişehir<br />

Fenerbahçe maçı öncesinde ya da sonrasında olmasına ilişkin bir talep veya ısrarının olmadığını,<br />

bir talebi olmadığını, bu görüşmeyi tamamen kendilerinin Sezer Öztürk'e bıraktıklarını, Kendisi<br />

de etik olmadığı için maçtan önce herhangi bir görüşme yapmadıklarını şeklinde beyanda<br />

bulunmuştur.<br />

51- TANIK UFUK İSKENDER BEYANINDA : Orhan ve İlhan Çelikay, Yusuf<br />

Turanlı tapelerde, fiziki takiplerde aynı masada bulunduğu söylenen kişilerle birlikte<br />

bulundukları mekanlarda şikeye yönelik herhangi bir şey duymadığını, şikeyle ilgili bu konuları<br />

basından takip ettiğini, sürekli Etilerde ayda bir arabayı yıkattığını çıkıncada Yusuf'u çok sevdiği<br />

için gidip geldiğini, bu o yansıdığı gibi hiçbir sohbetin olmadığını, yapı olarak zaten izin<br />

vermeyeceğini sohbetten yarım saat sonra çıkıp arabasını aldığını, masada kendisi, Korcan İlhan,<br />

Yusuf'unda sonradan geldiğini, bunun normal olduğunu hep çıktıklarında görüştüklerini, biz<br />

oradan ayrıldıktan sonra Yusuf devam ettiğini oturmaya ordan sonrasını bilmediğini şeklinde<br />

beyanda bulunmuştur.<br />

52-TANIK ERDAL ŞAHİN BEYANINDA : Şike olayı ile ilgili bilgisinin olmadığını,<br />

sadece beraber oturduklarını gösterir bir kaç resim olduğunu, Yusuf Turanla, İbrahim Akın ve<br />

İskender Alın ile sürekli Çoğu zaman birlikte olduklarını hemen hemen her gün görüştüklerini,<br />

ancak Kendisinin yanımda hiçbir şekilde hiçbir şey konuşulmadığını şeklinde beyanda<br />

bulunmuştur.<br />

53-TANIK MÜBİNE YAPRAK TURANLI BEYANINDA : Yusuf Turanlı evinde<br />

yakalanan iki silahla ilgili olarak eski antika silahın babasının silahı yani dedelerinden kalan bir<br />

silah olduğunu, çocukluğundan beridir evde olan bir silah olduğunu, Mayıs ayında İstanbul<br />

geldiğinde babasınında kendisini görmek için geldiğinde arabasının çekmecesinde silahıda<br />

getirdiğini, Antika değerini öğrenmek istediğini, Öylelikle eve geldiğini, kasaya koyduklarını,<br />

sonra babasının Antalya'ya acilen dönmesi gerektiğinden döndüğünü, daha sonra<br />

rahatsızlandığını şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

54-TANIK DR.MUSTAFA SERDAR ERKAN BEYANINDA : Üroloji uzmanı<br />

olduğunu, Aziz Yıldırım'ın doktoru olduğunu, duruşmaya hastaneden geldiğini Aziz Yıldırım'dan<br />

pazartesi günü kan ağrısı ve yüksek ateş şikayeti nedeniyle özel olarak kan aldırdıklarını<br />

Pankreas iltihabı nedeniyle hastaneye yatırıldığını, Pankreas değerleri iltihap değerleri hala<br />

yüksek olduğunu, takip edilmeye devam ettiğini, kontrolsüz gittiğini, insülin verilerek kontrol<br />

edilmeye çalışıldığını, Kan şekeri yüksekliği nedeniyle kolonel faktörlerin devam ettiğini, iç<br />

kulaktan Ya da beyinden kaynaklanan bir denge sorunu olduğunu, Onunla ilgilide beyin mr ı<br />

yapılacağını, Tetkikleri devam ettiğini, pankreas iltihabı olan bir kişinin zaten iç bir yerde<br />

hastane dışında olmaması gerektiğini, Tedavisinin devam ettiğini, Kardiyal risk durumu her hafta<br />

%20 ölüm mortalitesini taşıyabilecek durumda olduğunu şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

55-TANIK SEHER NURGÜN OLGUN BEYANINDA : 19 Mayıs tarihi resmi<br />

tatilde Mecnun beyin kendisini cep telefonundan aradığını ve Lube Ayar hanımın tweetleriyle<br />

alakalı başkana bilgi vermesini istediğini, kendisinin başkana ezbere bilgi vermemek için ne<br />

olduğunu öğrenmek istediğini, Onun için o tweetlerede baktığını, Tekrar teyit maksadıyla<br />

Mecnun Bey'ede sorduğunu, Onun üzerine başkana bilgi verdiğini, Mecnun beyin notunu<br />

ilettiğini, Lube Ayar'ı baştan çağırmasını istediğini Notu aldıktan sonra çağırdığını sonra<br />

199/678


Lube'nin geldiğini, başbaşa görüştüklerini Başkanın ofisinde ayrı odası olduğunu Orada baş<br />

başa görüştüklerini, tapesinde geçen bağırıp çağırma, hakaret olduğu ve ağladığı gibi ifadelerini<br />

hatırlamadığını, Lube'yi kulüpten tanıdığını, telefonda bahsettiğim sözleri uydurmuş olduğunu,<br />

gerçeği yansıtmadığını şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

56-TANIK ACER LUBE AYAR BEYANINDA : Mecnun Odyakmaz'la Nurgün'ün<br />

arasında bir telefon görüşmesi ile ilgili olarak O gün görüşme oldu Aziz Yıldırım'la kendisinin<br />

arabasında olduğunu, Fakat tehdit, hakaretin asla olmadığını, Nurgün hanımın Mecnun bey<br />

içeriğinden rahatsız olabileceğinden olmuş olabileceği, kendisinin giderken de niçin gittiğinin<br />

farkında olduğunu Çünkü Nurgün hanımın kendisine tweeterda bir şeyler yazdığını Aziz bey<br />

bununla ilgili senle görüşmek istiyor dediğinde kendisinin yaklaşık 9 10 kişinin adının geçtiği<br />

tapelerde de paylaştığını, kendisinin bunlardan hangisi böyle bir şeyi rica etti diye düşündüğünü,<br />

çünkü Aziz Yıldırım'ın tweeter izlemediğini böyle bir şeyi birinin rica ettiğini düşündüğünü<br />

Sivasspor maçı öncesi yine fenerbahçe şampiyonluk maçına çıkacağı ve Fenerbahçeli olduğunu,<br />

Fenerbahçeyle ilgili bir takım şeyler olabileceğini düşündüğü için paylaştığını, Aziz bey'in "niye<br />

dedi böyle maça 2 gün kala ortalığı ayağa kaldırdın, anlatırmısın. " dediği kendisinin de<br />

anlatmasına gerek olmadığını bu kişilern Fenerbahçeye zarar verebileceğin düşündüğünü Aziz'in<br />

"Ben seni hasbel kader azda olsa tanıyorum. Sana ulaşmak isteyenler beni arıyor ve ben bundan<br />

rahatsızım, Gel birbirimize iyilik yapalım. Ben seni tanımayayım sen beni tanıma modunda"<br />

dediğini kendisininde haklı olduğunu söylediğini yani bir gazeteciye bir kulüp başkanı üzerinden<br />

ulaşmanın hoş bir şey olmadığını , Tweetdeki yazıyı da Aziz Bey'in istemediği için silmediğini<br />

halen durduğunu şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

57-TANIK SABBERK DENİZEL BEYANINDA : 2010 yılında Olgun Peker<br />

Giresunspor Kulüp Başkanlığı'nı bıraktıktan sonra Hakan Karaahmet ile Olgun Peker'in<br />

aralarının bozulduğunu bildiğini, Ayrıca Hakan Karaahmet kendisine Olgun Peker aleyhine<br />

kötüleme amaçlı haber yapmamı istemediğini, Olgun Peker'in aleyhine yazı yazan kişilere<br />

yönelik şiddet kullandığını veya kullanmadığını duymadığını, Ayrıca sanık Olgun Peker'le Kımıl<br />

soyisimli kişiler ile Abdullah Eker isimli kişilerin bir ilişkisinin olup olmadığını bilmediğini,<br />

Abdullah Eker'i tanımadığını, ilişkileri olsaydı Giresun küçük bir yer olduğu için bileceğini,<br />

Olgun Peker kulüp başkanı olduğu dönemde şehrin yöneticileriyle samimi olduğunu şeklinde<br />

beyanda bulunmuştur.<br />

58-TANIK FAHRİ TATAN BEYANINDA : Sanıklarla herhangi bir şekilde<br />

akrabalığının olmadığını, sadece İbrahim Akın adlı futbolcu arkadaşı ile ilgili bilgisi olduğunu,<br />

kendisinin 2012'nin Ocak ayı başında Rize Spor kulübüne transfer olduğunu ve Rize Spor<br />

oynadığını, 2011 yılında ise Adana Sporda futbolcu iken, İbrahim Akın isimli kişi ile Beşiktaş<br />

Klübünden tanıştığını, bir dönem beraber oynadıklarını, 2011 yılının Mayıs aylarında kendisi ile<br />

telefonda bir görüşmemiz yaptığını, o dönemde kendisinin Büyükşehir Belediye Sporda<br />

oynadığını, İbrahim Akın'ın telefonda Fenebahçe'nin, Büyükşehir Belediye spor müsabakası ile<br />

ilgili olarak eksra prim olduğunu söylediğini, normalde kendisinin sözleşmesi gereği ligde<br />

oynadığı maçlarda attığı her üç gole karşılık 50 bin TL prim aldığını, konuşmamız sırasında<br />

ekstra pirimde bahsedince bende bunun bu 50 bin TL olduğunu düşündüğünü, İbrahim Akın'a<br />

iyi o zaman at golleri al parayı dediğini, onunda tam tersi öyle değil gibi bir şeyler söylediğini,<br />

kendisinin şaşırdığını ne yaparsan yap diyerek telefonu kapattığını bu işin içinde başka bir şey<br />

varmı, şike olabilirmi diye düşündüğünü, her ne kadar önceki ifadesinde Fenerbahçe'nin İbrahim<br />

Akın'a şike amaçlı para vereceği teklifi geldiğini anladım şeklinde ifadesinin geçmiş isede, böyle<br />

bir şeyin kesin olarak anlamasının ve kestirmesinin mümkün olmadığı, bunun sadece bir<br />

tahminden ibaret olduğunu daha sonra İbrahin akın ile görüştüklerini olayın üstünden zaman<br />

geçtiğini, görüştükleri zaman şikeden bahsetmediğini, tahmin ettiğini, eğer şike olursa sakın<br />

200/678


öyle bir şeylere girme diye söylediğini, İbrahim Akın'ın bana şike olayından bahsetmediğini,<br />

tamamen kendisinin tahmini olduğunu, İbrahim sürekli at yarışı oynadığını, kendisinin ve<br />

İbrahim'in ayrıca ortak atları olduğunu, o dönemde İbrahim ile yapmış olduğu telefon<br />

görüşmelerinin çoğunun atlar ve yarışlar ile ilgili olduğunu atların İbrahim'in üzerine olduğunu,<br />

bu konunun Türkiye Jokey kulubünde kayıtlı olduğunu, İbrahim oynadığı külüpte iyi kazandığı<br />

için para sıkıntısınında olmadığını, şike ile ilgili telefonda açıkça konuşmadığını . Yusuf Turanlı<br />

isimli kişinin İbrahim Akın'ın menajeri ve yakın arkadaşı olduğunu, Fenerbahçe,<br />

BüyükşehirBelediyespor maçından öncede biryerlere gidip oturduklarını yanlarında olmadığı<br />

için ne konuştuklarını bilmediğini yine o dönemde Beşiktaş, İstanbulBüyükşehir takımları<br />

arasındaki oynan maçtan yaklaşık 15 gün önce İbrahim'in Beşiktaş'ın kendisini transfer etmek<br />

istediğini söylediğini transfer karşılığında iyi para ve Beşiktaş yöneticisi Serdar Adalı'nın istediği<br />

bir atı vereceğini söylediğini, bu teklifin güzel oludğunu, ancak bu teklifin kupa finali maçı<br />

öncesi gelmesi biraz ters değilmi şeklinde söylediğini, bu transfer görüşmelerini kupa finali<br />

sonrasına bırakılmasını daha doğru olacağını ifade etmek istediğini, hatta o da doğru diyorsun,<br />

bunu söylediğin iyi oldu söylediğini, İbrahim'in Fenerbahçe'den şike teklifi aldığını tahmin<br />

ettiğini para alıp almadığını bilmediğini, İbrahim'inde şike teklifi aldığını söylemediğini<br />

aramızdaki konuşmalarda böyle bir teklifin olduğunu sadece tahmin ettiğini. Tape<br />

konuşmalarında şikeden bahsedilmediğini, 6'lı olarak geçen konuşmaların at yarışları ile ilgili<br />

olduğunu, İbrahim'in Cuma günü para geleceğini ve bana olan borcunu o zaman vereceğini<br />

söylediğini, hatırladığı kadarıyla gerek at yarışlarından gerekse külübunden alacağı olduğunu, bu<br />

gelecek olan para bu alacakları ile de ilgili olabileceğini, Fenerbahçenin teklif ettiği şikeden<br />

gelecek bir para beklentisi şeklinde bir ima kesinlikle yapılmadığını, İbrahim ile para<br />

konusunda 06/05/2011-07/05/2012 tarihinde ki görüşme de ise; Büyükşehir belediye sporun<br />

Antalyadaki maçı nedeniyle ibrahim' e sen gitmiyorumusun, oynamayacakmısın diye sorduğunu,<br />

o da izinli olduğu için gitmeyeceğini, kupa finali maçı öncesi hocasının kendisini dinlendirdiğini<br />

ifade ettiğini, İbrahim'e 6 lı yı nasıl oyanayacaksın diye sorduğunu, İbrahim'in de televizyondan<br />

bilgisayardan takip edeceğini, para da cebimde balyalar şeklinde söylediği sözler ise at<br />

yarışından sık sık sık 6 lı yı tutturması sebebiyle aldığı paralar ile ilgili olduğunu, "yolla bi 15<br />

kağıt tehdit ederim seni" şeklindeki ifadesinin ise tamamen kendisine olan borcunu ödemesi için<br />

ve espiri ve küfürle söylenmiş sözler olduğunu kesinlikle şike davası ve buradan alacağı iddia<br />

olunan para ile ilgisi olmadığını beyan etmiştir.<br />

59-TANIK AHMET KANĞI BEYANINDA :Emekli imam hatibi olduğunu, İstanbul<br />

iline gelip gittiğini, İbrahim Akın'ı öncesinde tanımadığını, İbrahim Akın'ın manevi destek<br />

olmam için telefon ile birçok kez aradığını, Erzurum'a geldiğinde görüştüklerini, görüşmelerinin<br />

tamamen manevi konular üzerine olduğunu, dua etmemi istediğini, şike davası ile ilgili<br />

herhangi bir bilgisinin olmadığını, İbrahim Akın'ın kendisine para teklif edildiğini söylediğini,<br />

bende transfer ücreti olarak düşündüğüm için sakıncası olmadığını, konuşmasında şike kelimesi<br />

geçmediğini, bu konuda niye benden fetva aldığı konusunda bilgim yoktur, İbrahim Akın ile<br />

26/0/2011 tarihi saat;23.15'de yapmış olduğum telefon görüşmesinin içeriğini kabul ettiğini,<br />

ancak bahsettiğim gibi şike için olduğunu anlamadığından dolayı sakıncası olmadığını<br />

söylediğini, İbrahim Akın ile birçok telefon görüşmesi yaptığını yardımlardan bahsederek "Sana<br />

para göndereyim, kurban al kes, Erzurum'da fakir-fukaraya dağıt" dediğini, kendisinea 10.000<br />

TL para gönderdiğini, bu paranın 6.000 TL'sine bir tosun aldığını ve tanıdığı fakire-fukaraya<br />

dağıttığını, kalan 4.000 TL'sini ise kasaba verdiğini, oraya gelen fakir-fukara bu para karşılığında<br />

et aldığını, İbrahim Akın'ın transferi ile ilgili bilgisinin olmadığını ifade etmiştir.<br />

60-TANIK UĞUR UÇAR BEYANINDA :Olay tarihi olan 15/05/2011 tarihinde<br />

Ankara Gücü Futbol Kulubünde futbol oynadığını, o maçı Fenerbahçe'nin 6-0 kazandığını, bu<br />

201/678


maçla ilgili herhangi bir kişi tarafından şike yapmam konusunda aramadığını, hiç kimsenin<br />

kendisi ile şike konusunda konuşmadığını, sadece maçtan yaklaşık 5-6 gün kadar önce Ümit<br />

Aydın isimli şahıs kendisine telefon ettiğini, Ümit Aydın'ın eski futbolcu arkadaşı olduğunu,<br />

birlikte Kayseri'de futbol oynadıklarını, şimdi ise müteahhitlik yaptığını, emlak alanında<br />

yatırım yapmam hususunda danışmanı olduğunu, Ümit Aydın ile maçtan 5-6 gün önce yapmış<br />

olduğum konuşmada, zengin olmanın bir sürü yolu var şeklinde bir cümle kullanmış olabilir,<br />

ancak bu cümleyi kullanmaktaki kastı bir şike teklifi olmadığını, sohbet gereği böyle bir cümle<br />

kullanıldığını, hatta ortamın bozuk olduğunu, bütün gücünle maçta iyi oyna şeklinde ağabey<br />

olarak tavsiyelerde bulunduğunu, Yusuf Turan isimli şahsı hiç tanımadığını beyan etmiştir.<br />

61-TANIK SÜLEYMAN ATAL BEYANINDA : Kendisinin 2008-2011 yılları<br />

arasında Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, Haziran 2011 tarihinde<br />

görevinin sona erdiğini, bulunduğu görev nedeniyle sanıklardan Aziz Yıldırım, Sadri Şener,<br />

Mustafa Sani Şener, Cemil Turan, Şekip Mosturoğlu, Nevzat Şakar’ı tanıdığını, futbolla<br />

yakından ilgilendiğini, 1985-1986, 1992-1993, 2004-2005 yıllarında da Trabzonspor kulübünde<br />

yönetici olarak görev yaptığını, iddianamede belirtilen olaylarla ilgili herhangi bir bilgim ve<br />

görgüsünün olmadığını, sadece basına yansıması nedeniyle ben bu olayları duyduğunu beyan<br />

etmiştir.<br />

62-TANIK HASAN YENER BEYANINDA :2008 yılından beri Trabzonspor<br />

kulübünde yönetim kurulu üyesi ve genel sekreter olarak görev yaptığını, sanıklardan Aziz<br />

Yıldırım, Şekip Mosturoğlu, Ümit Karan, Cemil Turan, Mecnun Otyakmaz, Mehmet Yıldız,<br />

Emanuel Emenike, Korcan Çelikaç, Sadri Şener, Mahmut Özgener, Mehmet Levent Kızıl,<br />

Nevzat Şakar, Ufuk Özerten, İskender Alın, İbrahim Akın, Serdar Adalı ve Tayfur Havutçu’yu<br />

gerek Trabzonspor’da yönetici olmam sebebiyle ve gerekse basından tanıdığını, diğer şahısları<br />

tanımadığını, onlarla herhangi bir şekilde ilişkisi olmadığını, Trabzonspor’da görev yaptığım<br />

süre içerisinde herhangi bir şekilde yasa dışı bir iş yapıldığını görmediğini, teşvik ve şike<br />

faaliyetinde bulunmadığını, bulunanı da görüp duymadığını, teşvik ve şikeyle ilgili gerek<br />

Fenerbahçe kulüp başkanları ve oyuncularıyla ve gerekse diğer spor kulüpleri ve oyuncularıyla<br />

herhangi bir şekilde bir görüşme ve faaliyet içinde bulunmadığını, şike ve teşvik primleriyle<br />

ilgili olayları basından duyduğunu beyan etmiştir.<br />

63-TANIK TEMEL TARIK KAZANCIOĞLU BEYANINDA: 2010 yılı Aralık<br />

ayından bu yana Trabzonspor’da yöneticilik yaptığını, sanıklardan Sadri Şener, Nevzat Şakar,<br />

Mustafa Sani Şener ve Zeki Mazlum’u Trabzonspor yönetiminde olması nedeniyle tanıdığını,<br />

diğer sanıkları tanımadığını, şike olayı ile ilgili basına yansımasından sonra basından<br />

öğrendiğini , basında yayınlanmadan önce olaylarla ilgili herhangi bir bilgi ve görgüsünün<br />

olmadığını, Trabzonspor yöneticileri ve futbolcular ile herhangi bir görüşme ve bilgi alışverişi<br />

olmadığını, diğer takımların yönetici ve oyuncularıyla da bu konularda herhangi bir görüşmem<br />

yapmadığını beyan etmiştir.<br />

64-TANIK SEMİH KUFACI BEYANINDA:Orta Kahvede garson olarak çalıştığını,<br />

saat akşam 22:00 civarında 3 tane erkek geldiğini, olaydan uzun zaman geçtiği için tam<br />

hatırlayamadığını, şahısların üst kata çıktıklarını ve bir şeyler yemek istediklerini ve mutfağın<br />

kapalı olduğu için yine de bir şeyler hazırlamak için hareket ettiğini, alt kata indiğinde gürültüler<br />

çıkınca polise gittiği, fakat polislerin beklediği nokta bulamadığını, cafeye geldiğinde dağıtılmış<br />

202/678


ir şekilde olduğunu gördüğünü, gelen şahısların kimin adamları olduğunu bilmediğini, görsede<br />

tanıyamayacağını beyan etmiştir.<br />

65-TANIK OKTAY GÜN BEYANINDA : Orta kahvede garson olarak çalıştığını,<br />

mutfak bölümünde iken 3 tane şahsın geldiğini ve yukarı çıktığını gördüğünü, 10 dakika sonra<br />

üst kattan gelen gürültüleri duyunca üst katta çıktığını, sandalyelerin havada uçuştuğunu, arka<br />

kapıdan dışarı çıktığını, bu sırada işletmenin sahibinin geldiğini, kavga eden şahısları uzaktan<br />

görmüşlüğü olduğunu, şahısların kimin adamları olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.<br />

66-TANIK YAVUZ AKBULUT BEYANINDA: Hakan Akbaş'ın sahibi olduğu<br />

Giresun FM'yi ziyarete gittiğini, Mustafa Cici'nina bir şey sormak için yanına çağırdığını, Topal<br />

Selim'in radyoya gelerek kendisine Olgun Aydın Peker, Giresunspor, Hakan Karaahmet ve Fatih<br />

Kitapçı hakkında haber yapmamasını haber yaptığı takdirde kendisi için sonucunun tehlikeli<br />

olacağını söylediğini, kendisinin de basının özgür olduğunu, savcılığa müracaat ettiği takdirde<br />

gereken işlemlerin yapılacağını söylediğini, bunları söylerken Miktat Kaya ile ismini Gülcan<br />

Çakır olarak hatırladığı bir arkadaş da yanında iken tam sözümü bitirdiğinde arkadan bir ses bir<br />

dakika görüşebilirmizi diyerek seslendiğini, dönüp baktığımda şüphelenerek birşey olacağını<br />

hissettiğini, söze karışarak konuşmanın kayıt altında olmazsa olmayacağını söylediğini, bunun<br />

üzerine Hakan'ın bir teyp getirdiğini, kendisinin dışarı çıktığını, kapıyı kapatınca içerden kavga<br />

sesleri gelmeye başlayınca içeriye girdiğini, içeriye girdiğinde Evren'in Cici Mustafa'yı yere<br />

yatırarak tokatladığını gördüğünü, diğer kişinin de Hakan'ı döverken gördüğünü, kapıyı açtığımı<br />

görünce bir tanesinin oradan kaçtığını, Hakan'ı döveninden oradan gittiğini, sonra emniyette bu<br />

kişileri tespit ettiğini karakolda bu ifade verirken Cici Mustafa ve Hakan'ın şikayetten<br />

vazgeçtiklerini öğrendiğini, kendisinin neden şikayetten vazgeçtiklerini sorduğunda telefon<br />

geldiğini, mecbur kaldık abi dediklerini, , kendisinin de kim telefon etti diye sorduğunda sadece<br />

Hakan dediklerini, kendisininde o kişinin Hakan Karaahmet olduğunu beyan etmiştir.<br />

DELİLLER:<br />

- İletişim tespit karar ve tutanakları,<br />

- Fiziki takip tutanakları,<br />

- Arama, el koyma, yakalama,<br />

- Gözaltı karar ve tutanakları,<br />

- Telefon detay inceleme ve sim kart çözüm tutanakları,<br />

- Banka hesap dökümleri,<br />

- Şüpheli/tanık/müşteki ifadeleri,<br />

- Mahkeme sorguları, tutuklama,<br />

- Ekspertiz raporları,<br />

- Emanet eşya makbuzları,<br />

- Ayırma-birleştirme kararları,<br />

- Adli, sicil ve nüfus kayıtları,<br />

- TFF'nin 06/06/2012 tarihli Etik Kurulu İnceleme Raporu (Kls 104, Dizi 65-115)<br />

- LİG TV ve TRT'den alınan dosyaya konu maç görüntülerinin yer aldığı CD ve<br />

DVD'ler,<br />

- Vergi Denetim Kurulu tarafından düzenlenen inceleme raporu (Kls 92 Dizi 1-208)<br />

- Sermaye Piyasası Kurulu Denetleme Raporu (Kls 102, Dizi 471-487)<br />

203/678


- 31/03/2011 tarihli Futbolcu Temsilciliği Sınavı, Sınav Komisyon Raporu (Kls 102,<br />

Dizi 399-400)<br />

- TFF Tahkim Kurulunun 11/09/2008 tarihli raporu (Kls 102, Dizi 196-209)<br />

- Futbolcu Temsilcilisi Sıfatının Kazanılmasının Koşulları ve temsilci sözleşmesi (Kls<br />

102, Dizi 407-422)<br />

- İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Doç.Dr Cevdet CERİT'in analiz<br />

raporu (Kls 104, Dizi 301-321)<br />

- TFF Tahkim Kurulunun 24/07/2009 tarihli raporu (Kls 104, Dizi 252-263)<br />

- Fenerbahçe Spor Kulübünün hesap harcama detayları<br />

- Spor Toto Teşkilat Başkanlığınca Fenerbahçe Spor Kulübüne yapılan ödemeleri<br />

gösterir belgeler (Kls 65, Dizi 1-347)<br />

- Fenerbahçe Spor Kulübünden temin edilen ve hesap bilgilerini içerir belgeler (Kls 64,<br />

Dizi 1-395)<br />

- Sanık Olgun Peker'e ait diplomanın çevirisine ilişkin bilirkişi raporu (Kls 76, Dizi<br />

631-677)<br />

- Sanık savunmaları,<br />

- Tanık, müşteki ve katılan beyanları,<br />

Yusuf Turanlı’nın adresinde;<br />

- 2 adet Ahmet Dursun adına düzenlenmiş tapu senedi ve vekaletname,<br />

- 1 adet “Mustafa Koray Avcı adına düzenlenmiş tapu senedi”,<br />

- Föy dosya içerisinde “Okan Buruk adına düzenlenmiş tapu senedi fotokopisi,<br />

vekaletname asılları ve fotokopileri ve çeşitli dokümanlar”,<br />

- 1 adet 17 ile numaralandırılmış “İbrahim Toraman adına düzenlenmiş Türkiye<br />

Garanti Bankası A.Ş. ekspertiz raporu”,<br />

- 1adet“SN.Yusuf Turanlı ibareli zarf içerisinde 1’den 11’e kadar numaralandırılmış<br />

Sedat Peker’e ait mektup ve fotoğraflar”,<br />

- 1 adet kabza kısmında SW ibaresi bulunan ve kabza alt kısmında 49680 ibareleri<br />

bulunan toplu olarak tabir edilen tabanca, 1 adet sürgü kısmında R.B. Mod. 70 Made İn İtaly ve<br />

5555 ibareleri bulunan tabanca, tabancaya takılı vaziyette 1 adet şarjör, şarjöre basılı vaziyette 8<br />

adet M.K.E. 9P ibareli fişek, 4 adet M.K.E. 45 Auto ibareli fişek ve bu fişeklerin basılı olduğu 1<br />

adet Pachmayr ibareli şarjör, 2 adet şarjör<br />

Mecnun Otyakmaz’ın adresinde;<br />

- 9 adet 1’den 9’a kadar numaralandırılmış “Sedat Peker isimli şahsa ait arka yüzünde<br />

notlar bulunan fotoğraf”<br />

Haldun Şenman’ın Türkiye Futbol Federasyonu binasında bulunan ofisinde;<br />

- 1’den 55’e kadar numaralandırılmış “Temsilci Belirleme Sınav Tutanakları” ibareli<br />

belge,<br />

- 1’den 350’ye kadar numaralandırılmış “ Futbolcu Temsilcisi Sınav Soruları<br />

Cevapları” ile ilgili evrakların bulunduğu belge,<br />

Abdullah Eker’in ikametinde,<br />

- 1 adet 53762 Seri Numaralı CAL 7.65 Fabrique Natıonale Daries D3 Guerr Herstal<br />

Belgique Brownings Peteı Depose ibareli el yapımı tabanca, 1 adet tabancaya ait şarjör, 2 adet<br />

üzerinde MKE yapımı fişek,<br />

Abdullah Karakuz’un ikametinde;<br />

204/678


-1 adet Cap765 Fabrique Natıonale Darnesqa Rufrpa Harestaı Brovnık Beigue Patent<br />

Depose ibareli el yapımı tabanca,1 adet tabancaya ait şarjör, 12 adet üzerinde MKE yapımı 7.65 mm fişek<br />

Hırçın Kımıl’ın adresinde;<br />

- 1 adet “76.000 YTL yazılı Hakan Karaahmet adına düzenlenmiş ve imzalanmış senet<br />

aslı” ,<br />

- 1 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “500 Aysun Selim, 100 Hırcın, 200<br />

Hırcın, 700 Fatih, 100 İnci, 500 Adil, 600 Selim, 2700, 26.03.2010 tarihinde Hasan Tempo<br />

Hırçına 100 milyon yatırdı,kasım-400, 1500 aralık, 2000 ocak, 2000 şubat, 2000 mart,<br />

7900+2700=5200 martın 18 sekizinde para 5200 olacak” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 2 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “11.08.2010 Tempo Hasan Hırçına<br />

150 gönderdi” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 3 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “09.11.2010 Hakan abi Selim abime<br />

1 milyar verdi. cezaevine gitti ” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 4 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “15.12.2010-Çarşamba Selim-iki<br />

milyar-2000 Hakan abiden alındı. 1200 bir milyar iki yüzü Adile gitti. 800 Rüyanaza bilezik<br />

aldım” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 5 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “8.10.2010 Cuma günü Hırçın aldı.<br />

Hasan Köksala verdi. Köksal da Hırçına yatırdı. 100 TL yatan para, 13.10.2010 Perşembe günü<br />

Hakan abi Selim abime 2000 milyar verdi. (Avukat parası)” ibarelerinin olduğu,<br />

- 6 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “31 08 2010 Fatih Hakandan 500<br />

aldı” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 7 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “16.08.2010 200 Tempo Hasan<br />

cezaevine götürdü” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 8 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “24.06.2010 700.000 Hakan Abide<br />

Selim aldı Baba” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 9 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “24.09.2010 100 TL. Tempo Hasan<br />

gönderdi” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 10 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “19.02.2011 Cumartesi 1.500 TL.<br />

alındı. Annem aldı. Selim aldı anneme verdi” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 11 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “Hakan abi 2 milyar avukata verdi<br />

04.01.2011” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 12 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “12.10.2010 Salı, Hakan abi 600<br />

verdi. 200 Fatih, 300 Babam, 100 TL Notere verildi” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 13 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “Hakandan Alındı, 250 euro (485)<br />

Selim aldı” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 14 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “500.000, Hakan, 17.06.2010 …..<br />

televizyonda aldı” ibarelerinin yazılı olduğu,<br />

- 15 ile numaralandırılmış not kağıdının içeriğinde; “22.07.2010, Hakan abiden<br />

Musacan 100 TL aldı” ibarelerinin yazılı olduğu belge,<br />

Hakan Karaahmet’in adresinde,<br />

- A4 kağıdına yazılı “Günü Geçen Çekler ve Senetler, Tarih, Açıklamalar ve Tutar”<br />

ibareleri ile başlayan isim listesinde yapılan incelemede;<br />

- 31.08.2009-Ahmet Buğra Erdoğan 22.000, 15.09.2009-Ramazan Köse-Senetten<br />

Kalan-3.000, 30.09.209-Ramazan Köse-18.000, 30.09.2009-Sinan Özkan-29.000, 30.09.2009-<br />

Gündüz Gürol Azer-25.000, 15.10.2009-Evren Avşar-30.000, 15.10.2009-Mehmet Yılmaz-<br />

41.000, Toplam=168.000,<br />

205/678


- Günü Geçen Taahhütler: “30.08.2009-Volkan Kürşat Bekiroğlu-45.000, 30.08.2009-<br />

Emrah Eren-35.000, 30.08.2009-Süleyman Fatih Şen-40.000, Fabiano Oliveira-20.000$-30.000,<br />

10.09.2009-Eser Altın-35.000, 20.09.2009-Fırat Sezer-11.000, 30.09.2009-Erdem Köse-15.000,<br />

30.09.2009 Eren Görür-25.000, 30.09.2009-Süleyman Fatih Şen-50.000, 30.09.2009-Hasan<br />

Üçüncü-80.000, 30.09.2009-Gencel Cansev-8.000, 30.09.2009-Özgür Bayer-30.000,404.000,<br />

Genel Toplam-572.000” ibarelerinin yazılı olduğu belge,<br />

Mesut Erdoğan’ın adresinde,<br />

-1 ve 30 ile numaralandırılmış belgenin içeriğinde; “Haziran 2004 tarihinde göreve<br />

gelen Fatih Kitapçı Yönetimi Tarafından Geçmiş Döneme Ait Olup Tff Ve İddia Gelirlerine<br />

Konulan Hacizlerle Ödenen Borç Tutarı başlıklı, Bazı şahıslara ait takipli borçlar tutarı nedeniyle<br />

TFF ve İddia gelirlerinin haciz konmuş olup gelirlerimiz üzerinden icra yolu faizlerle birlikte<br />

toplam 1253.000 TL. Kesilmiş ve borçlar ödenmiştir. Konu ile ilgili yazışma ve belgeler ektedir”<br />

ibarelerinin yazılı olduğu ve bu içeriklerle ilgili dokümanların ve resmi yazışmaların olduğu<br />

belge,<br />

Haldun Şenman’ın TFF binasında kullandığı ofiste;<br />

- 1’den 55’e kadar numaralandırılmış Temsilci Belirleme Sınav Tutanakları ibaresi<br />

bulunan belge, 1’den 350’ye kadar numaralandırılmış Futbolcu Temsilcisi Sınav Soruları<br />

Cevapları ile ilgili evrakların bulunduğu belge, Talat Emre Koçak’ın kullandığı Şişli Harbiye Mh<br />

Cumhuriyet Cd Kahan İş Hanı No:40 K:9 Akademi Hukuk Bürosundaki ofiste; 1’den 96/3’e<br />

kadar numaralandırılmış üzerinde Spor Hukuku Final Sınavı, Spor Hukuku Vize Sınavı ibareleri<br />

bulunan evraklar ve belgeler,<br />

Refleks Menajerlik İsimli Şirket Tarafından Çeşitli Kulüpler Adına Menajerlik<br />

Hizmet Bedeli Adı Altında Fatura Kesilmesi:<br />

- Galatasaray Spor Kulübü adına düzenlenen 118.000 TL meblağlı iki adet senet,<br />

Beşiktaş Spor Kulübü adına düzenlenen 206.500, 590, 206.500, 88.500 TL meblağlı senetler,<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü adına düzenlenen 295.000 TL meblağlı senetler, Kocaeli Spor Kulübü<br />

adına düzenlenen 47.200 ve 40.020 TL meblağlı senetler, Adana Spor Kulübü adına düzenlenen<br />

30.000 TL meblağlı senet, Denizli Spor Kulübü adına düzenlenen 47.200 TL meblağlı senet,<br />

Karşıyaka Spor Kulübü adına düzenlenen 59.000 TL meblağlı senet, Adana Demir Spor Kulübü<br />

adına düzenlenen 20.000 TL meblağlı senet ve Brussels Kulübü adına düzenlenen 50.000,<br />

50.000 ve 25.000 Euro bedelli senetler,<br />

C. SAVCISI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALASINDA ÖZETLE :<br />

2009 yılı içerisinde Almanya ülkesinde yürütülen şike ve bahis ile ilgili soruşturmanın<br />

Türkiye'deki karşılaşmaları da içine alacak şekilde genişlemesi sonucunda Türkiye Futbol<br />

Federasyonun da şikayeti ile Sarıyer C. Başsavcılığınca bu konuda soruşturma başlatıldığı,<br />

Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalarda, Türkiye'de futbolun, 1980'li yıllardan<br />

itibaren suç örgütlerini cezbetmeye başladığı, suç örgütlerinin bu süreç içerisinde futbol camiası<br />

içerisinde yer aldığı, suç örgütü liderlerinin futbol kulübü başkanı durumuna geldiği ayrıca T.F.F<br />

içerisinde etkinlik kazandıkları, futbolcu menajerliği şirketi kurdukları, lig müsabakalarında şike<br />

olaylarını gerçekleştirdikleri, birçok vasat futbolcunun fahiş fiyatlarla futbol kulüplerine<br />

satıldıkları belirlenmiş,<br />

2004 yılında Sedat Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik soruşturma<br />

sırasında, Olgun Peker'in kendisini çevresine Sedat Peker'in manevi oğlu olarak tanıttığı<br />

bilgilerine ulaşıldığı, bu kişinin 12/11/2003 tarihinde "Aydın" olan soyadını "Peker" olarak<br />

değiştirdiği, 12/06/2010 tarihine kadar Giresunspor kulübünün başkanlığını yürüttüğü ve Refleks<br />

Menajerlik şirketinin ortağı olduğu,<br />

206/678


İstanbul ili Beşiktaş ilçesinde faaliyet gösteren Refleks Menajerlik Sportif Faaliyetler<br />

ve Turizm LTD.ŞTİ'nin 2002 yılında faaliyete başladığı, Olgun Peker ve Özcan Üstüntaş'ın<br />

şirketin ortakları olduğu, Bülent Uygun'un 2010 yılı Ağustos ayına kadar şirket ortağı<br />

konumunda bulunduğu,<br />

T.F.F. Futbol Temsilcileri Talimatına göre, profesyonel futbolcu sözleşmesi<br />

müzakerelerinin yalnızca menajerler (futbol temsilcileri) aracılığı ile yürütülebileceği, Olgun<br />

Peker, Özcan Üstüntaş ve Bülent Uygun'un menajerlik yetkilerinin bulunmaması nedeniyle<br />

şirketleri aracılığı ile yaptıkları transferleri, şirket çalışanı olan ve futbol temsilcisi lisans<br />

numarası 0053 olan Ömer Cincil üzerinden yürüttükleri,<br />

T.F.F tarafından yetkisiz menajerlik faaliyetleri ile ilgili bir soruşturmanın başlatıldığı,<br />

Refleks menajerlik şirketinin de bu soruşturma içerisine dahil olduğu tespit edilmiş,<br />

Adı geçen şahısların yasadışı bir oluşum içerisinde olup olmadıklarının tespit edilmesi,<br />

yasadışı bir oluşumun belirlenmesi halinde, çıkar amaçlı suç örgütünün yapı ve faaliyetlerinin<br />

tüm yönleriyle deşifre edilebilmesi, suç örgütünün gerçekleştirdiği eylemlerin ve örgüt adına<br />

hareket eden şahısların ortaya çıkarılabilmesi amacıyla, ilgili kolluk birimi tarafından soruşturma<br />

talimatı talep edilmiş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250 Madde ile Yetkili) talep<br />

yerinde görülerek, iddiaları araştırmak üzere 02/12/2010 tarihinde 2010/2287 soruşturma kayıt<br />

numarası ile tahkikat başlatılmış, 08/12/2010 günü ise gerekli mahkeme kararları alınarak<br />

iletişimin tespiti ve kayda alınması çalışmalarına başlanılmış,<br />

T.F.F. tarafından 31/03/2011 günü gerçekleştirilen Futbolcu Temsilciliği sınav<br />

sorularının suç örgütü tarafından ele geçirilmiş olabileceği şüphesi üzerine soruşturma bu yönde<br />

genişletilmiş, yine T.F.F. tarafından sınav sorularının adaylarca sınav öncesi ele geçirilmiş<br />

olabileceğinden bahisle 14/04/2011 günü Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda<br />

bulunulmuş ve 2011/3341 sayısına kayden soruşturma başlatılmış,<br />

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne, Olgun Peker'in bazı futbolcuları<br />

tehdit ettiği ve zorla senet imzalattırdığı yönünde gelen ihbara istinaden, Olgun Peker'in ortağı<br />

olduğu Refleks menajerlik isimli şirkette 07/04/2011 günü arama yapılmış, söz konusu ihbar<br />

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/14858 sayılı soruşturmasına kayden işlem görmüş,<br />

yapılan arama sonucunda Gökdeniz Karadeniz'in 2004-2005 sezonu için Fenerbahçe Spor<br />

kulübüne transferiyle ilgili olarak Olgun Peker ve Aziz Yıldırım arasında imzalanan bir transfer<br />

sözleşmesi ile Refleks Menajerlik şirketine spor kulüpleri tarafından yapılan ödemeleri gösteren<br />

belgeler ve bazı futbolcuların imzaladıkları senetler ele geçirilmiş, olaya ilişkin İstanbul<br />

Cumhuriyet Başsavcılığınca 2011/14858 sırasına kayden yürütülen soruşturma evrakının<br />

görevsizlik kararı ile C.Başsavcılığımıza gönderildiği ve evrakın soruşturma dosyası ile<br />

birleştirildiği görülmüş,<br />

15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçı için günler öncesinde şike<br />

faaliyetlerine başlandığı, bu amaçla Mehmet Yenice'ye İlhan Yüksel Ekşioğlu tarafından 400.00<br />

USD ödeme yapıldığı bilgisi üzerine, bahse konu para Mehmet Yenice'nin üzerindeyken şahıs<br />

fiziki takibe alınmış, yapılan takip esnasında aracı ile seyir halinde olan şahıs rutin polis güvenlik<br />

kontrolüne girmiş, kolluk biriminin araç üzerinde yaptıkları uygulama, fiziki takibi sürdüren<br />

görevlilerce kamera çekimi ile kayıt altına alınmış, bu şekilde şahsın üzerinde bulunan para<br />

görüntülenerek tespit edilmiş ancak soruşturmanın deşifre olmaması için herhangi bir işlem<br />

yapılmamış olduğu anlaşılmıştır.<br />

Olgun Peker'in 19/06/2011 günü yurt dışından dönüşü sonrasında operasyon için<br />

çalışmalara başlanıldığı, gerekli hazırlıklar yapılıp, 04/07/2011 günü için operasyon kararı<br />

alındığı, ancak 02/07/2011 günü yapılan teknik takip çalışmalarında; Organize Suçlarla<br />

207/678


Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Erdem Gökşen'in soruşturma hakkında<br />

yakın arkadaşı Şevki Mustafa Çetinkaya ile üstü örtülü şekilde konuşmalar yaptığı, bu durumun<br />

şahıs tarafından Şekip Mosturoğlu'na iletilmesi sonrasında Aziz Yıldırım ve bazı şahısların bir<br />

araya gelerek toplantı yaptıkları ve durumdan şüphelendiklerinin tespit edilmesi üzerine<br />

operasyon bir gün öne alınarak 03/07/2011 günü gerçekleştirildiği (polis memuru Erdem Gökşen<br />

ve Şevki Mustafa Çetinkaya hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2011/110924<br />

sayılı soruşturma sırasına kayden soruşturmanın gizliliğini ihlal suçundan işlem yapılmış ve<br />

şahıslar hakkında kamu davası açılmış) bu doğrultuda 03/07/2011 günü başta İstanbul olmak<br />

üzere değişik illerde eş zamanlı operasyon yapıldığı anlaşılmıştır.<br />

Yapılan aramalarda ele geçirilen eşya ve belgelere el konulmuş, sanıklardan Yusuf<br />

Turanlı, Abdullah Eker ve Abdullah Karakuz'da ele geçen tabanca ve fişekler üzerinde yapılan<br />

kriminal incelemeler sonucunda düzenlenen ekspertiz raporlarında ruhsatsız olan bu tabancaların<br />

atışa elverişli olduğu ve 6136 yasa kapsamında kaldıkları belirlenmiştir.<br />

SANIKLAR HAKKINDA UYGULANMASI TALEP VE MÜTALAA EDİLEN<br />

YASA MADDELERİ:<br />

1- OLGUN PEKER<br />

a) Sanık Olgun Peker'in haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla silahlı suç örgütü<br />

kurup yönetmek suçundan TCK 220/1-3-5 maddeleri gereğince<br />

b) Sanık Olgun Peker'in 12/05/2011 tarihli (Orta Kahve isimli iş yerindeki) eylemi<br />

nedeniyle TCK 38/1 ve 220/5 delaletiyle TCK 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri, gereğince<br />

Mala zarar verme suçu yönünden müşteki yargılama aşamasında şikayetinden<br />

vazgeçtiğinden CMK 223/8 maddesi gereğince düşme,<br />

c) Sanık Olgun Peker'in 10/12/2010 tarihli (Alper Büfe isimli iş yerindeki) eylemde,<br />

tehdit suçunun unsurları oluşmadığından beraatine, mala zarar verme suçu yönünden şikayetten<br />

vazgeçme nedeniyle CMK 223/8 maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine,<br />

d) Sanık Olgun Peker'in 25/06/2009 tarihli (Giresun FM Radyo) eylemi nedeniyle<br />

TCK 38/1 ve 220/5 delaletiyle TCK 106/2. c-d (1 Kez), 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri, gereğince<br />

Mala zarar verme suçu yönünden müşteki yargılama aşamasında şikayetinden<br />

vazgeçtiğinden CMK 223/8 maddesi gereğince düşme ,<br />

e) Sanık Olgun Peker'in Bahri Kaya'nın tehdit edilmesi eylemi ile ilgili olarak,<br />

mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

f) Sanık Olgun Peker'in Müşteki Faruk Güler'i tehdit etmesi eyleminden dolayı TCK<br />

106/2.d maddesi, gereğince ,<br />

g) Sanık Olgun Peker'in, 04/04/2011 gününde oynanan Diyarbakır-Giresunspor<br />

maçında şike yapılması eyleminin örgüt faaliyeti kapsamında işlendiğine dair kesin ve<br />

inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine,<br />

h) Sanık Olgun Peker'in, 18/04/2011 gününde oynanan Karşıyakaspor-Giresunspor<br />

maçında şikeye teşebbüs eyleminin örgüt faaliyeti kapsamında işlendiğine dair kesin ve<br />

inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

I) Sanık Olgun Peker'in, 24/04/2011 günü oynanan Giresun-Mersin İdman Yurdu<br />

maçında şike yapılması eyleminin örgüt faaliyeti kapsamında işlendiğine dair kesin ve inandırıcı<br />

delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

İ) Sanık Olgun Peker'in Turgay Demircan'ın yağmalanması eylemi ile ilgili olarak<br />

mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

208/678


j) Sanık Olgun Peker'in Şenel Kaçmaz'ın yağmalanması eylemi ile ilgili olarak<br />

mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

k) Sanık Olgun Peker'in 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavına girmek için<br />

sahte diploma tanzim ettirmek, sınav sorularını almak için rüşvet vermek suçları nedeniyle TCK<br />

204/1, 252/1-4 maddeleri, gereğince ,<br />

l) Sanık Olgun Peker'in özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs<br />

suçlarından açılan kamu davalarında atılı suçların unsurları oluşmadığından ayrı ayrı beraatine,<br />

Sanık Olgun Peker hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

2- AZİZ YILDIRIM (FENERBAHÇE A.Ş. KULÜP BAŞKANI)<br />

a) Sanık Aziz Yıldırım'ın haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla suç örgütü kurup<br />

yönetmek eyleminden TCK 220/1 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Aziz Yıldırım'ın 21/02/2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eyleminde suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatine ,<br />

c) Sanık Aziz Yıldırım'ın 26/02/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Kasımpaşaspor<br />

maçında şike yapılması eylemi ile ilgili olarak mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı<br />

delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

d) Sanık Aziz Yıldırım'ın 06/03/2011 günü oynanan Bursaspor-İ.B.B.Spor maçında<br />

teşvik primi verilmesi ile ilgili olarak, suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatine ,<br />

e) Sanık Aziz Yıldırım'ın 07/03/2011 gününde oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri, gereğince ,<br />

f) Sanık Aziz Yıldırım'ın 20/03/2011 günü oynanan Gençlerbirliği- Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi ile ilgili olarak, suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatine,<br />

g) Sanık Aziz Yıldırım'ın 09/04/2011 gününde oynanan Eskişehirspor- Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri, gereğince ,<br />

h) Sanık Aziz Yıldırım'ın 17/04/2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 4b-c,<br />

5, maddeleri gereğince ,<br />

I) Sanık Aziz Yıldırım'ın 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, 5 maddeleri, gereğince ,<br />

İ) Sanık Aziz Yıldırım'ın 01/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B. Spor<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri, gereğince ,<br />

j) Sanık Aziz Yıldırım'ın 08/05/2011 günü oynanan Karabükspor-Fenerbahçe<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri, gereğince ,<br />

k) Sanık Aziz Yıldırım'ın 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri, gereğince ,<br />

l) Sanık Aziz Yıldırım'ın 15/05/2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor<br />

karşılaşmasında teşvik primi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/1, 4-b-c, 5 maddeleri, gereğince,<br />

209/678


m) Sanık Aziz Yıldırım'ın 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri, gereğince ,<br />

Sanık Aziz Yıldırım hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

3- ABDULLAH BAŞAK<br />

a) Sanık Abdullah Başak'ın, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan<br />

TCK 220/2 maddesi, gereğince ,<br />

b) Sanık Abdullah Başak'ın 01/05/2011 günü oynan Fenerbahçe-İ.B.B.Spor<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-c maddeleri gereğince ,<br />

c) Sanık Abdullah Başak'ın 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

karşılaşmasında şikeye teşebbüs eyleminden dolayı, TCK 35/2 yollamasıyla 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 3, 4-c maddeleri gereğince ,<br />

d) Sanık Abdullah Başak'ın 15/05/2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor<br />

karşılaşmasında teşvik primi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/1, 4-c, 5 maddeleri gereğince ,<br />

e) Sanık Abdullah Başak'ın 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-c maddeleri, gereğince ,<br />

Sanık Abdullah Başak hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

4- ABDULLAH CİLA<br />

a) Sanık Abdullah Cila'nın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet<br />

verme eylemi nedeniyle TCK 252/1-4 maddesi, gereğince ,<br />

b) Sanığın özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs iddialarıyla ilgili<br />

olarak, suçun yasal unsurları oluşmadığından ayrı ayrı beraatine ,<br />

5- ABDULLAH EKER<br />

a) Sanık Abdullah Eker'in Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye<br />

olmak suçundan TCK 220/2-3 maddeleri, gereğince ,<br />

b) Sanık Abdullah Eker'in 12/05/2011 tarihli (Orta Kahve isimli iş yerindeki ) eylemi<br />

nedeniyle TCK 37/1, TCK 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri, gereğince ,<br />

c) Mala zarar verme suçu yönünden müşteki yargılama aşamasında şikayetinden<br />

vazgeçtiğinden mala zarar verme suçu yönünden CMK 223/8 maddesi gereğince düşme kararı<br />

verilmesi,<br />

d) Sanık Abdullah Eker'in Adresinde yapılan Aramada 1 adet tabanca ve 2 fişek ele<br />

geçirildiğinden, 6136 sayılı yasanın 13/1 maddesi, gereğince ,<br />

6- ABDULLAH KARAKUZ<br />

a) Sanık Abdullah Karakuz'un Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne<br />

üye olmak eyleminden, TCK 220/2-3 maddesi, gereğince ,<br />

210/678


)Sanık Abdullah Karakuz'un 10/12/2010 günlü (Alper Büfe isimli iş yerindeki)<br />

eylemde, tehdit suçunun unsurları oluşmadığından beraatine, mala zarar verme suçu yönünden<br />

şikayetten vazgeçme nedeniyle CMK 223/8 maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine ,<br />

c) Sanık Abdullah Karakuz'un adresinde yapılan aramada 1 adet tabanca ve 12 adet<br />

fişek ele geçirildiğinden 6136 sayılı yasanın 13/1 maddesi gereğince ,<br />

7-ABDURRAHMAN YAKUT<br />

a) Sanık Abdurrahman Yakut'un 04/04/2011 gününde oynanan Diyarbakır-Giresunspor<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Abdurrahman Yakut'un 18/04/2011 gününde oynanan Karşıyakaspor-<br />

Giresunspor maçında şikeye teşebbüs eyleminden dolayı, TCK 35/2 del. sanık lehine olan 6222<br />

sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1-3 maddesi, gereğince ,<br />

Sanık Abdurrahman Yakut hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

8-ADİL ŞAHİN<br />

Sanık Adil Şahin'in Olgun Peker liderliğinde kurulun silahlı suç örgütü içindeki<br />

hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgütün talimatları doğrultusunda yayın yaparak,<br />

örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten, TCK'nun 220/7 del. 2-3 maddeleri gereğince ,<br />

9-AHMET ATEŞ<br />

Sanık Ahmet Ateş'in 11/05/2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı TCK 39/1 Maddesi yollamasıyla 6222 sayılı<br />

yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

Sanık Ahmet Ateş hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

10-AHMET ÇELEBİ (SİVASSPOR KULÜBÜ YÖNETİM KURULU ÜYESİ )<br />

a) Sanık Ahmet Çelebi'nin Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan<br />

TCK 220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Ahmet Çelebi'nin 01/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B.Spor<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

c) Sanık Ahmet Çelebi'nin 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Ahmet Çelebi hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

11-ALAEDDİN YILDIRIM (FENERBAHÇE A.Ş YÖNETİM KURULU<br />

ÜYESİ)<br />

a) Sanık Alaeddin Yıldırım'ın Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan<br />

TCK 220/2 maddesi, gereğince ,<br />

b) Sanık Alaeddin Yıldırım'ın 09/04/2011 gününde oynanan Eskişehirspor- Fenerbahçe<br />

amaçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri, gereğince ,<br />

211/678


c) Sanık Alaeddin Yıldırım'ın 17/04/2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor<br />

maında<br />

teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, 5, maddeleri gereğince<br />

d) Sanık Alaeddin Yıldırım'ın 08/05/2011 günü oynanan Karabükspor-Fenerbahçe<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri, gereğince ,<br />

Sanık Alaeddin Yıldırım hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

12-ALİ KIRATLI<br />

a) Sanık Ali Kıratlı'nın Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK<br />

220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Ali Kıratlı'nın 06/03/2011 günü oynanan Bursaspor-İ.B.B.Spor maçında<br />

teşvik<br />

primi verilmesi iddiasıyla ilgili olarak, suçun yasal unsurları oluşmadığından<br />

beraatine ,<br />

c) Sanık Ali Kıratlı'nın 09/04/2011 gününde oynanan Eskişehirspor- Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-c maddeleri, gereğince ,<br />

d) Sanık Ali Kıratlı'nın 17/04/2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 4c,<br />

5 maddeleri gereğince ,<br />

e) Sanık Ali Kıratlı'nın 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 4c,<br />

5 maddeleri gereğince ,<br />

g) Sanık Ali Kıratlı'nın 01/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B.Spor<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-c maddeleri gereğince ,<br />

h) Sanık Ali Kıratlı'nın 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında<br />

şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-c maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Ali Kıratlı hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/11<br />

ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

13-AYKUT AYDIN<br />

a) Sanık Aykut Aydın'ın Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye<br />

olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek suçundan TCK 220/6 yollamasıyla TCK 220/2-3<br />

maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Aykut Aydın'ın 25/06/2009 tarihli (Giresun FM Radyo) eylemi nedeniyle TCK<br />

37/1, delaletiyle 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri gereğince cezalandırılması, tehdit suçundan delil<br />

yetersizliğinden beraat, mala zarar verme suçundan şikayetten vazgeçme nedeniyle CMK 223/8<br />

maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine ,<br />

14-BEŞİR ACAR (MERSİN İDMAN YURDU SPOR KULÜBÜ AS BAŞKANI)<br />

212/678


Sanık Beşir Acar'ın 24/04/2011 günü oynanan Giresun-Mersin İdman Yurdu maçında<br />

şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1-4.b<br />

maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Beşir Acar hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/11<br />

ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

15-BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN<br />

a) Sanık Bülent İbrahim İşçen'in Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye<br />

olmaktan TCK 220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Bülent İbrahim İşçen'in 01/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B. Spor<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-c maddeleri gereğince ,<br />

c) Sanık Bülent İbrahim İşçen'in 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

karşılaşmasında şikeye teşebbüs eyleminden dolayı, TCK 35/2 yollamasıyla 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 3, 4-c maddeleri gereğince ,<br />

d) Sanık Bülent İbrahim İşçen'in 15/05/2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor<br />

karşılaşmasında teşvik primi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/1, 4-c, 5 maddeleri gereğince ,<br />

e) Sanık Bülent İbrahim İşçen'in 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-c maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Bülent İbrahim İşçen hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

16-BÜLENT UYGUN (ESKİŞEHİRSPOR TEKNİK DİREKTÖRÜ)<br />

a) Sanık Bülent Uygun'un Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan<br />

TCK 220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Bülent Uygun'un 09/04/2011 gününde oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

c) Sanık Bülent Uygun'un 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, 5 maddeleri gereğince ,<br />

d) Sanık Bülent Uygun'un 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor- Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Bülent Uygun hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

17- CANDEMİR SARI<br />

Sanık Candemir Sarı'nın, Olgun Peker liderliğinde kurulun silahlı suç örgütü içindeki<br />

hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgütün talimatları doğrultusunda yayın yaparak,<br />

örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten, TCK'nun 220/7 del. 2-3 maddeleri gereğince ,<br />

18-CEMİL TURHAN<br />

213/678


a) Sanık Cemil Turhan'ın Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK<br />

220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Cemil Turhan'ın 21/02/2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi iddiasıyla ilgili olarak, suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatine ,<br />

c) Sanık Cemil Turhan'ın 26/02/2011 günü oynanan Fenerbahçe- Kasımpaşaspor<br />

maçında şike yapılması iddiasıyla ilgili olarak mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı<br />

delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

d) Sanık Cemil Turhan'ın 01/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B.Spor maçında<br />

şike yapılması iddiasıyla ilgili olarak, mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delil<br />

elde edilemediğinden beraatine ,<br />

e) Sanık Cemil Turhan'ın 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-c maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Cemil Turhan hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

19- CENGİZ DEMİREL (GENÇLERBİRLİĞİ SPOR KULÜBÜ YARDIMCI<br />

ANTRENÖRÜ)<br />

a) Sanık Cengiz Demirel'in 07/03/2011 gününde oynanan Gençlerbirliği- Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Cengiz Demirel'in 20/03/2011 günü oynanan Gençlerbirliği- Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi iddiasıyla ilgili olarak, suçun yasal unsurları oluşmadığından,<br />

beraatine ,<br />

Sanık Cengiz Demirel hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

20-COŞKUN ÇALIK<br />

a) Sanık Coşkun Çalık'ın Olgun Peker liderliğinde kurulun silahlı suç örgütüne üye<br />

olmak eyleminden TCK 220/2-3 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Coşkun Çalık'ın, Bahri Kaya'nın tehdit edilmesi eyleminden dolayı<br />

mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

21-DOĞAN ERCAN<br />

a) Sanık Doğan Ercan'ın, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK<br />

220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Doğan Ercan'ın 07/03/2011 gününde oynanan Gençlerbirliği- Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

Sanık Doğan Ercan hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

22-EMANUEL EMENİKE (K.KARABÜK SPOR KULÜBÜ FUTBOLCUSU)<br />

214/678


Sanık Emanuel Emenike'nin yargılama aşamasındaki savunması mahkememize<br />

ulaşmadığından bu sanık hakkındaki kamu davasının ayrılmasına ve yeni bir esasa<br />

kaydedilmesine,<br />

23-ERDEM KONYAR (FUTBOLCU TEMSİLCİSİ)<br />

Sanık Erdem Konyar'ın 08/05/2011 günü oynanan Karabükspor-Fenerbahçe<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b, maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Erdem Konyar hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

24-ERKAN KORKMAZ<br />

Sanık Erkan Korkmaz'ın Sanık Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne<br />

üye olmak eyleminden TCK 220/2-3 maddesi gereğince ,<br />

25-ERMAN ERTAŞ (ALTAYSPOR KULÜBÜ GENEL MÜDÜRÜ)<br />

Sanık Erman Ertaş'ın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme<br />

eylemine iştirak eyleminden dolayı TCK 39/2.b maddesi yollamasıyla 252/1-4 maddesi<br />

gereğince ,<br />

Sanık hakkında dolandırıcılığa teşebbüs suçundan açılan kamu davası yönünden, suçun<br />

unsurları oluşmadığından beraatine ,<br />

26-EVREN KIMIL<br />

a) Sanık Evren Kımıl'ın Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye<br />

olmak eyleminden TCK 220/2-3 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Evren Kımıl'ın 12/05/2011 tarihli (Orta Kahve isimli iş yerindeki) eylemi<br />

nedeniyle TCK 37/1 del., TCK 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri gereğince cezalandırılmasına, mala<br />

zarar verme suçundan şikayetten vazgçme nedeniyle CMK 223/8 maddesi gereğince kamu<br />

davasının düşmesine,<br />

c) Sanık Evren Kımıl'ın 25/06/2009 tarihli (Giresun FM Radyo) eylemi nedeniyle TCK<br />

37/1, delaletiyle 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri gereğince ,<br />

Tehdit suçundan mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde<br />

edilemediğinden beraattine, mala zarar verme suçundan şikayetten vazgçme nedeniyle CMK<br />

223/8 maddesi gereğince kamu davasınından düşmesine ,<br />

27-FARUK TAŞSETEN (SİVASSPOR KULÜBÜ GENEL KOORDİNATÖRÜ)<br />

Sanık Faruk Taşseten'in 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında<br />

şike yapılması eyleminden dolayı, TCK 39/2-c maddesi yollamasıyla, sanık lehine olan 6222<br />

sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 4-b maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Faruk Taşseten hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

28-FARUK YAŞAR<br />

215/678


Sanık Faruk Yaşar'ın 20/03/2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eyleminde, suçun unsurları oluşmadığından beraatine,<br />

29-FATİH AKBABA (ESKİŞEHİRSPOR KULÜBÜ YARDIMCI ANTRENÖRÜ)<br />

Sanık Fatih Akbaba'nın 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında<br />

şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

Sanık Fatih Akbaba hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

30-FATİH SANDAL<br />

a) Sanık Fatih Sandal'ın Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye<br />

olmak eyleminden, TCK 220/2-3 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Fatih Sandal'ın Bahri Kaya'yı tehdit etmesi iddiasıyla ilgili olarak<br />

mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

c) Sanık Fatih Sandal'ın Turgay Demircan'ı yağmalaması iddiasıyla ilgili olarak<br />

mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

31-GÖKÇEK VEDERSON<br />

Sanık Gökçek Vederson'un 17/04/2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eylemi nedeniyle, 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 5<br />

maddeleri gereğince ,<br />

32-GÖKSEL GÜMÜŞDAĞ (İ.B.B SPOR KULÜP BAŞKANI )<br />

Sanık Göksel Gümüşdağ'ın 01/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B. Spor<br />

karşılaşmasında şike eylemini işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden<br />

beraatine ,<br />

Sanığın Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmamakla birlikte, örgüte<br />

bilerek ve isteyerek yardım ettiğine dair kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

33- HAKAN KARAAHMET<br />

a) Sanık Hakan Karaahmet'in Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne<br />

yöneticilik yapmak suçundan, TCK 220/1-3-5 maddeleri gereğince ,<br />

b) Sanık Hakan Karaahmet'in 12/05/2011 tarihli (Orta Kahve isimli iş yerindeki)<br />

eylemi nedeniyle TCK 38/1, 220/5 yollamasıyla TCK 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri gereğince<br />

cezalandırılması, mala zarar verme suçundan şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme ,<br />

c) Sanık Hakan Karaahmet'in 10/10/2010 tarihli (Alper Büfe isimli iş yerindeki)<br />

eylemi nedeniyle açılan kamu davasında, tehdit suçundan, suçun unsurları oluşmadığından<br />

beraat, mala zarar verme suçundan şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme ,<br />

d) Sanık Hakan Karaahmet'in 25/06/2009 tarihli (Giresun FM Radyo) eylemi<br />

nedeniyle TCK 38/1, 220/5 yollamasıyla TCK 106/2. c-d (1 Kez), 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri<br />

gereğince cezalandırılması, mala zarar verme suçundan şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme ,<br />

e) Sanık Hakan Karaahmet'in Bahri Kaya'nın tehdit edilmesi iddiasıyla açılan kamu<br />

davasında mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine<br />

f) Sanık Hakan Karaahmet'in Turgay Demircan'ın yağmalanması iddiasıyla açılan<br />

kamu davasında mahkumiyetine yeter kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

216/678


g) Sanık Hakan Karaahmet'in Şenel Kaçmaz'ın yağmalanması iddiasıyla açılan kamu<br />

davasında yağma suçunun unsurları bulunmadığından beraatine ,<br />

34-HALDUN ŞENMAN (TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU ÇALIŞANI)<br />

a) Sanık Haldun Şenman'ın Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütü içindeki<br />

hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan<br />

TCK 220/7 delaletiyle 2-3 maddesi gereği ,<br />

b) Sanık Haldun Şenman'ın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı sürecindeki<br />

resmi belgede sahtecilik suçuna yardım ve rüşvet alma eylemlerinden dolayı TCK 39/2.c del.<br />

204/1, 252/1-4 maddeleri gereğince ,<br />

c) Sanık Haldun Şenman'ın nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs iddiasıyla açılan kamu<br />

davasında suçun unsurları oluşmadığından beraatine ,<br />

35-HALİL KÖNTEK<br />

a) Sanık Halil Köntek'in 06/03/2011 günü oynanan Bursaspor-İ.B.B maçında teşvik<br />

primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında, dolandırıcılık suçunun unsurları<br />

oluşmadığından beraatine,<br />

b) Sanık Halil Köntek'in 07/03/2011 gününde oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eylemine yardımdan dolayı, TCK 39/2-c delaletiyle sanık lehine olan<br />

6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

c) Sanık Halil Köntek'in 20/03/2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında, dolandırıcılık suçunun<br />

unsurlarının oluşmadığından beraatine,<br />

d)Sanık Halil Köntek'in 09/04/2011 gününde oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı,TCK 39/2-c delaletiyle sanık lehine olan 6222 sayılı<br />

yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

e) Sanık Halil Köntek hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

36-HASAN ÇETİNKAYA<br />

a) Sanık Hasan Çetinkaya'nın Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olma<br />

suçunu işlediğine dair, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

b) Sanık Hasan Çetinkaya'nın 20/03/2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında, dolandırıcılık suçunun<br />

unsurları oluşmadığından beraatine ,<br />

c) Sanık Hasan Çetinkaya'nın 17/04/2011 günü oynanan Trabzonspor–Bursaspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi eyleminde, mahkumiyete yeter derecede kesin ve inandırıcı delil<br />

elde edilemediğinden beraatine,<br />

37-HIRÇIN KIMIL<br />

a) Sanık Hırçın Kımıl'ın Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye<br />

olmak suçundan TCK 220/2-3 maddeleri gereğince ,<br />

b) Sanık Hırçın Kımıl'ın 10/12/2010 günü (Alper Büfe isimli iş yerindeki) eyleminde,<br />

tehdit suçunun unsurları oluşmadığından beraatine, mala zarar verme suçu yönünden şikayetten<br />

vazgeçme nedeniyle düşme ,<br />

38-HİKMET KARAMAN (MANİSASPOR KULÜBÜ TEKNİK DİREKTÖRÜ )<br />

217/678


Sanık Hikmet Karaman'ın 21/02/2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eyleminde, dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmadığından beraatine,<br />

39-İBRAHİM AKIN (İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR KULÜBÜ<br />

FUTBOLCUSU)<br />

a) Sanık İbrahim Akın'ın 01/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B. Spor<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık İbrahim Akın'ın 15/05/2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor<br />

karşılaşmasında teşvik primi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/1, 5 maddeleri gereğince ,<br />

c)Sanık İbrahim Akın'ın 11/05/2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

d) Sanık İbrahim Akın hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

40- İLHAN ÇELİKAY (TÜRK TELEKOM SPOR KULÜBÜ FUTBOLCUSU)<br />

a) Sanık İlhan Çelikay'ın 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçında<br />

şike yapılmasına yardım eyleminden dolayı, TCK 39/2-c maddesi yollamasıyla, sanık lehine olan<br />

6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık İlhan Çelikay hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

41-İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU (FENERBAHÇE A.Ş. ASBAŞKANI)<br />

a) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye<br />

olmaktan TCK 220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 21/02/2011 günü oynanan Manisaspor-<br />

Trabzonspor maçında teşvik primi verilmesi eyleminde, dolandırıcılık suçunun unsurları<br />

oluşmadığından beraatine ,<br />

c) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 26/02/2011 günü oynanan Fenerbahçe-<br />

Kasımpaşaspor maçında şike yapılması iddiasıyla açılan kamu davasında, mahkumiyetine yeter<br />

derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

d) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 06/03/2011 günü oynanan Bursaspor- İ.B.B<br />

maçında teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında, dolandırıcılık suçunun<br />

unsurları oluşmadığından beraatine ,<br />

e) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 07/03/2011 gününde oynanan Gençlerbirliği-<br />

Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

f) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 20/03/2011 günü oynanan Gençlerbirliği-<br />

Trabzonspor maçında teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında, dolandırıcılık<br />

suçunun unsurları oluşmadığından beraatine gereğince ,<br />

g) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 09/04/2011 gününde oynanan Eskişehirspor-<br />

Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

218/678


h) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 17/04/2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, 5, maddeleri gereğince ,<br />

ı) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-<br />

Trabzonspor maçında teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, 5 maddeleri gereğince ,<br />

i) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 01/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe- İ.B.B. Spor<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

j) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

k) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 15/05/2011 günü oynanan Trabzonspor- İ.B.B Spor<br />

karşılaşmasında teşvik primi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/1, 4-b-c, 5 maddeleri gereğince ,<br />

l) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor -<br />

Fenerbahçe maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

m) Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa<br />

ile değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına karar verilmesi,<br />

42- İSKENDER ALIN (İ.B .B KULÜBÜ FUTBOLCUSU)<br />

a) Sanık İskender Alın'ın 15/05/2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor<br />

karşılaşmasında teşvik primi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/1 ve 5 maddeleri gereğince ,<br />

b) Sanık İskender Alın'ın 11/05/2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

Sanık İskender Alın hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

43- KENAN YARALI (MANİSSPOR KULÜBÜ BAŞKANI)<br />

Sanık Kenan Yaralı'nın 21/02/2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında, dolandırıcılık suçunun unsurlarının<br />

oluşmadığından beraatine,<br />

44- KORCAN ÇELİKAY (SİVASSPOR KULÜBÜ FUTBOLCUSU)<br />

a) Sanık Korcan Çelikay'ın 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Korcan Çelikay hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

45- LEVENT ERİŞ (BOLUSPOR KULÜBÜ TEKNİK DİREKTÖRÜ)<br />

a) Sanık Levent Eriş'in 04/04/2011 gününde oynanan Diyarbakır-Giresunspor maçında<br />

şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b maddeleri gereğince ,<br />

219/678


) Sanık Levent Eriş hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

46- MAHMUT BOZ (GENÇLERBİRLİĞİ S.K. FUTBOLCUSU)<br />

Sanık Mahmut Boz'un 20/03/2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında dolandırıcılık suçunun unsurlarının<br />

oluşmadığından beraatine ,<br />

47- MAHMUT GÜNEŞ<br />

a) Sanık Mahmut Güneş'in 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet<br />

verme eyleminden ötürü TCK 252/1-4 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Mahmut Güneş'in kopya çekme eyleminde, özel belgede sahtecilik ve nitelikli<br />

dolandırıcılığa teşebbüs suçunun unsurları oluşmadığından beraatine ,<br />

48- MECNUN OTYAKMAZ (SİVASSPOR KULÜBÜ BAŞKANI)<br />

a) Sanık Mecnun Otyakmaz'ın Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan<br />

TCK 220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Mecnun Otyakmaz'ın 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor- Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Mecnun Otyakmaz hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

49-MEHMET ŞEKİP MOSTUROĞLU (FENERBAHÇE A.Ş AS BAŞKANI)<br />

a) Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK 220/2 maddesi<br />

gereğince ,<br />

b) Sanık Mehmet Şekip Mosturoğlu'nun 09/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-<br />

Fenerbahçe maçında şike yapılması iddiasıyla açılan kamu davasında mahkumiyetine yeter<br />

derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

c) Sanık Mehmet Şekip Mosturoğlu'nun 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-<br />

Trabzonspor maçında teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, 5 maddeleri gereğince ,<br />

d) Sanık Mehmet Şekip Mosturoğlu'nun 08/05/2011 günü oynanan Karabükspor-<br />

Fenerbahçe karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

e) Sanık Mehmet Şekip Mosturoğlu'nun 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe<br />

-Ankaragücü karşılaşmasında şikeye teşebbüs eyleminden dolayı, TCK 35/2 yollamasıyla 6222<br />

sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 3, 4-b-c maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Mehmet Şekip Mosturoğlu hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa<br />

ile değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

50- MEHMET ŞEN<br />

a) Sanık Mehmet Şen'in Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK<br />

220/2 maddesi gereğince ,<br />

220/678


) Sanık Mehmet Şen'in 07/03/2011 gününde oynanan Gençlerbirliğ- Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

c) Sanık Mehmet Şen'in 20/03/2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında, dolandırıcılık suçunun<br />

unsurları oluşmadığından beraatine ,<br />

d) Sanık Mehmet Şen hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

51- MEHMET YENİCE<br />

a) Sanık Mehmet Yenice'nin Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan<br />

TCK 220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Mehmet Yenice'nin 26/02/2011 günü oynanan Fenerbahçe- Kasımpaşaspor<br />

maçında şike yapılması iddiasıyla açılan kamu davasında mahkumiyetine yeter derecede kesin ve<br />

inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

c) Sanık Mehmet Yenice'nin 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-c maddeleri gereğince ,<br />

d) Sanık Mehmet Yenice hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

52- MEHMET YILDIZ (SİVASSPOR KULÜBÜ FUTBOLCUSU)<br />

a) Sanık Mehmet Yıldız'ın 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Mehmet Yıldız hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

53- MESUT ERDOĞAN<br />

Sanık Mesut Erdoğan'ın Olgun Peker liderliğinde kurulun silahlı suç örgütü içindeki<br />

hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgütün talimatları doğrultusunda yayın yaparak,<br />

örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten, TCK'nun 220/7 del. 2-3 maddeleri gereğince ,<br />

54- METİN KORKMAZ<br />

Sanık Metin Korkmaz'ın 17/04/2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi girişimi iddiasıyla ilgili olarak, sanığın mahkumiyetine yeter derecede<br />

kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

55- MİTHAT HALİS<br />

Sanık Mithat Halis'in 15/05/2011 günü oynanan Fenarbahçe-Ankaragücü maçında<br />

teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında mahkumiyetine yeter derecede kesin ve<br />

inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

56- MUHAMMET ŞENYÜZ<br />

Sanık Muhammed Şenyüz'ün 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı TCK 39/2-c delaletiyle 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 5 maddeleri gereğince ,<br />

221/678


Sanık Muhammet Şenyüz hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

57- MURAT ÖZTÜRK (FENERBAHÇE A.Ş KALECİ ANTRENÖRÜ)<br />

Sanık Murat Öztürk'ün 07/03/2011 gününde oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

Sanık Murat Öztürk hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

58- MURAT YAKARIŞIK<br />

Sanık Murat Yakarışık'ın Olgun Peker liderliğinde kurulun silahlı suç örgütü içindeki<br />

hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgütün talimatları doğrultusunda yayın yaparak,<br />

örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten, TCK'nun 220/7 del. 2-3 maddeleri gereğince ,<br />

59- MURAT ŞAHİN<br />

Sanık Murat Şahin'in 26/02/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Kasımpaşaspor maçında<br />

şike yapılması iddiasıyla açılan kamu davasında, mahkumiyetine yeter derecede kesin ve<br />

inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

60- MUSTAFA SANİ ŞENER<br />

Sanık Mustafa Sani Şener'in 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe–Ankaragücü<br />

maçında teşvik primi verilmesi girişiminden dolayı açılan kamu davasında mahkumiyetlerine<br />

yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

61- M.ULAŞ ORTAKAYA (KARŞIYAKASPOR KULÜBÜ FUTBOLCUSU)<br />

Sanık M.Ulaş Ortakaya'nın 18/04/2011 gününde oynanan Karşıyakaspor-Giresunspor<br />

maçında şikeye teşebbüs eylemine iştirak ettiğine dair kesin ve inandırıcı delil elde<br />

edilemediğinden beraatine ,<br />

62- NEVZAT ŞAKAR<br />

a) Sanık Nevzat Şakar'ın müşteki Ahmet Bulut'un tehdit edilmesi eyleminden dolayı<br />

açılan kamu davasında, müşteki Ahmet Bulut şikayetinden vazgeçtiğinden kamu davasının<br />

düşürülmesine ,<br />

b) Sanık Nevzat Şakar'ın 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında<br />

teşvik primi verilmesi girişiminden dolayı açılan kamu davasında, mahkumiyetine yeter derecede<br />

kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

63- ÖMER ÜLKÜ (GİRESUNSPOR KULÜP BAŞKANI)<br />

a) Sanık Ömer Ülkü'nün Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye<br />

olmak eyleminden TCK 220/2-3 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Ömer Ülkü'nün Bahri Kaya'nın tehdit edilmesi eyleminden açılan kamu<br />

davasında mahkumiyetine yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine<br />

c) Sanık Ömer Ülkü'nün 04/04/2011 gününde oynanan Diyarbakır-Giresunspor<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b maddeleri gereğince ,<br />

d) Sanık Ömer Ülkü'nün 18/04/2011 gününde oynanan Karşıyakaspor-Giresunspor<br />

maçında şikeye teşebbüs eyleminden dolayı, TCK35/2 del. sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 3, 4-b maddeleri gereğince ,<br />

e) Sanık Ömer Ülkü'nün 24/04/2011 günü oynanan Giresun-Mersin İdman Yurdu<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1-<br />

4.b maddeleri gereğince ,<br />

222/678


f) Sanık Ömer Ülkü hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

64- ÖZCAN ÜSTÜNTAŞ<br />

Sanık Özcan Üstüntaş'ın Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye<br />

olmak eyleminden TCK 220/2-3 maddesi gereğince ,<br />

65- ÖZDEN ASLAN<br />

a) Sanık Özden Aslan'ın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet<br />

verme eyleminden dolayı TCK 252/1-4 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Özden Aslan'ın sınavda kopya çekme nedeniyle özel belgede sahtecilik ve<br />

nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından açılan kamu davasında, atılı suçların unsurları<br />

oluşmadığından, bu suçlardan ayrı ayrı beraatine ,<br />

66-ÖZDEN TÜTÜNCÜ<br />

a) Sanık Özden Tütüncü'nün Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye<br />

olmak eyleminden TCK 220/2-3 maddesi gereğince ,<br />

b)Sanık Özden Tütüncü'nün 25/06/2009 tarihli (Giresun FM Radyodaki) eylemi<br />

nedeniyle TCK 37/1, delaletiyle 106/2.c-d (1 kez), 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri gereğince ,<br />

c) Sanık hakkında mala zarar verme eyleminden açılan kamu davasında, müşteki<br />

şikayetinden vazgeçtiğinden CMK 223/8 maddesi gereğince düşme ,<br />

67- SADRİ ŞENER (TRABZONSPOR A.Ş. KULÜP BAŞKANI)<br />

a) Sanık Sadri Şener'in 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü maçında<br />

teşvik primi verilmesi girişiminden açılan kamu davasında, mahkumiyetine yeter derecede kesin<br />

ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

b) Sanık Sadri Şener'in 22/05/2011 Günü Sivas'ta oynanan Sivasspor- Fenerbahçe<br />

Müsabakasında Teşvik Primi Verilmesi eylemine teşebbüs suçundan dolayı, TCK 35/2 maddesi<br />

yollamasıyla 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 3, 4-b- 5 maddeleri gereğince ,<br />

c) Sanık Sadri Şener hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

68- SAMET ERDEMİR<br />

a) Sanık Samet Erdemir'in Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye<br />

olmak eyleminden TCK 220/2-3 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Samet Erdemir'in 12/05/2011 tarihli (Orta Kahve isimli iş yerindeki) eylemi<br />

nedeniyle TCK 37/1, TCK 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar<br />

verilmesi,<br />

Sanık hakkında mala zarar verme eyleminden açılan kamu davasında, müşteki<br />

şikayetinden vazgeçtiğinden CMK 223/8 maddesi gereğince düşme,<br />

c) Sanık Samet Erdemir'in 10/12/2010 tarihli (Alper Büfedeki) eylemi nedeniyle açılan<br />

kamu davasında müşteki Yakup Bekdemir yargılama aşamasında şikayetinden vazgeçtiğinden,<br />

mala zarar verme suçundan CMK 223/8 maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine,<br />

tehdit suçunun ise unsurları oluşmadığından beraatine ,<br />

d) Sanık Samet Erdemir'in 25/06/2009 tarihli (Giresun FM Radyodaki ) eylemi<br />

nedeniyle TCK 37/1, delaletiyle 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri gereğince ,<br />

e) Sanık Samet Erdemir'in müştekiler Mustafa Cici ve Hakan Akbaş'a karşı tehdit<br />

suçunu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine, mala zarar verme<br />

suçu yönünden şikayetten vazgeçme nedeniyle CMK 223/8 maddesi gereğince kamu davasının<br />

düşürülmesine ,<br />

223/678


69-SAMET GÜZEL<br />

Sanık Samet Güzel'in 17/04/2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eylemi nedeniyle 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1 ve 5<br />

maddeleri gereğince ,<br />

70-SAMİ DİNÇ<br />

a) Sanık Sami Dinç'in, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan TCK<br />

220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Sami Dinç'in, 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı sürecindeki resmi<br />

belgede sahtecilik suçuna yardım ve rüşvet suçuna yardım eylemlerinden dolayı TCK 39/2.c del.<br />

204/1, 39/2.c del. 252/1-4 maddeleri gereğince ,<br />

c) Sanık Sami Dinç'in Olgun Peker liderliğinde kurulan örgüte dahil olmamakla<br />

birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım suçundan TCK 220/7 delaletiyle 2-3 maddeleri<br />

gereğince ,<br />

d) Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan açılan kamu davasında,<br />

suçun unsurları oluşmadığından beraatine ,<br />

e) Sanık Sami Dinç'in 09/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe maçında<br />

şike yapılması suçundan açılan kamu davasında, mahkumiyetlerine yeter derecede kesin ve<br />

inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

f) Sanık Sami Dinç'in, 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 4c,<br />

5 maddeleri, gereğince ,<br />

e) Sanık Sami Dinç'in 08/05/2011 günü oynanan Karabükspor-Fenerbahçe<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-c maddeleri, gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi,<br />

f) Sanık Sami Dinç'in 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

karşılaşmasında şikeye teşebbüs eyleminden dolayı, TCK 35/2 yollamasıyla 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 3, 4-c maddeleri, gereğince ,<br />

g)Sanık Sami Dinç hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

71-SELİM KIMIL<br />

a) Sanık Selim Kımıl'ın Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye<br />

olmak eyleminden TCK 220/2-3 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Selim Kımıl'ın 12/05/2011 tarihli (Orta Kahve isimli iş yerindeki) eylemi<br />

nedeniyle TCK.38/1 del., TCK 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri, gereğince ,<br />

c) Mala zarar verme suçundan açılan kamu davasında, şikayetten vazgeçme nedeniyle<br />

CMK 223/8 maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine ,<br />

d) Sanık Selim Kımıl'ın 10/12/2010 tarihli (Alper Büfe isimli iş yerindeki) eylemi<br />

nedeniyle, tehdit suçunun unsurları oluşmadığından beraatine, mala zarar verme suçundan<br />

şikayetten vazgeçme nedeniyle CMK 223/8 maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine ,<br />

e) Sanık Selim Kımıl'ın 25/06/2009 tarihli (Giresun FM Radyodaki ) eylemi nedeniyle<br />

TCK 37/1, delaletiyle 106/2.c-d (1 Kez ), 116/2-4, 119/1.c-d maddeleri gereğince gereğince ,<br />

f) Mala zarar verme suçundan açılan kamu davasında, şikayetten vazgeçme nedeniyle<br />

CMK 223/8 maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine ,<br />

72-SERCAN YILDIRIM<br />

224/678


Sanık Sercan Yıldırım'ın 17/04/2010 tarihinde oynanan Trabzonspor-Bursaspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi eylemi nedeniyle, 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/1, 5 maddeleri gereğince ,<br />

73-SERDAL ADALI (BEŞİKTAŞ A.Ş YÖNETİM KURULU ÜYESİ)<br />

a) Sanık Serdal Adalı'nın 11/05/2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b maddeleri, gereğince ,<br />

Sanık Serdal Adalı hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

74- SERDAR BERKİN<br />

a) Sanık Serdar Berkin'in Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütüne üye<br />

olmak eyleminden TCK 220/2-3 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Serdar Berkin'in 04/04/2011 gününde oynanan Diyarbakır-Giresunspor<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4 maddeleri, gereğince ,<br />

c) Sanık Serdar Berkin'in 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet<br />

verme eylemine iştirakten TCK 39/2-b del., 252/1-4 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar<br />

verilmesi,<br />

d) Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan açılan kamu davasında suçun unsurları<br />

oluşmadığından, beraatine ,<br />

e) Sanık Serdar Berkin hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

75-SERDAR KULBİLGE (GENÇLERBİRLİĞİ SPOR KULÜBÜ<br />

FUTBOLCUSU )<br />

a) Sanık Serdar Kulbilge'nin 07/03/2011 gününde oynanan Gençlerbirliği- Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Serdar Kulbilge'nin 20/03/2011 günü oynanan Gençlerbirliği- Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi eyleminden açılan kamu davasında, suçun unsurları<br />

oluşmadığından beraatine ,<br />

c)Sanık Serdar Kulbilge hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

76-SERKAN ACAR<br />

a) Sanık Serkan Acar'ın Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olma iddiasıyla<br />

açılan kamu davasında, mahkumiyete yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde<br />

edilemediğinden beraatine ,<br />

b) Sanık Serkan Acar'ın 21/02/2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında suçun unsurlarının oluşmadığından<br />

beraatine ,<br />

c) Sanık Serkan Acar'ın 01/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B Spor maçında<br />

şike yapılması eyleminden açılan kamu davasında, mahkumiyetine yeter derecede, kesin ve<br />

inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine ,<br />

77-SEYİT İBRAHİM KALENDER (T.F.F ÇALIŞANI )<br />

225/678


Sanık Seyit İbrahim Kalender'in 08/05/2011 günü oynanan Karabükspor- Fenerbahçe<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

Sanık Seyit İbrahim Kalender hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

78-SEZER ÖZTÜRK (ESKİŞEHİRSPOR KULÜBÜ FUTBOLCUSU)<br />

Sanık Sezer Öztürk'ün 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1 ve<br />

5 maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Sezer Öztürk hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

79-ŞÜKRÜ ONGAN<br />

Sanık Şükrü Ongan'ın 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1 ve<br />

5 maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Şükrü Ongan hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

80-TALAT EMRE KOÇAK<br />

a) Sanık Talat Emre Koçak'ın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi resmi<br />

belgede sahtecilik suçuna yardım ve rüşvet suçuna yardım eylemlerinden dolayı TCK 39/2.c del.<br />

204/1, 39/2.c del. 252/1-4 maddeleri gereğince ,<br />

b) Sanık Talat Emre Koçak'ın Olgun Peker liderliğinde kurulan örgüte dahil<br />

olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan TCK 220/7 del., 2-3<br />

maddeleri gereğince ,<br />

c) Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçundan açılan davada, suçun yasal unsurları<br />

oluşmadığından beraatine,<br />

81-TAMER YELKOVAN (FENERBAHÇE A.Ş MALİ İŞLER MÜDÜRÜ)<br />

a) Sanık Tamer Yelkovan'ın Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan<br />

TCK 220/2 maddesi gereğince i,<br />

b) Sanık Tamer Yelkovan'ın 21/02/2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında suçun yasal unsurları<br />

oluşmadığından beraatine k,<br />

c) Sanık Tamer Yelkovan'ın 26/02/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Kasımpaşaspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında mahkumiyetine yeter derecede<br />

kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine,<br />

d) Sanık Tamer Yelkovan'ın 07/03/2011 gününde oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

e) Sanık Tamer Yelkovan'ın 20/03/2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında suçun yasal unsurları<br />

oluşmadığından beraatine ,<br />

f) Sanık Tamer Yelkovan'ın 09/04/2011 gününde oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

226/678


g) Sanık Tamer Yelkovan'ın 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, 5 maddeleri gereğince ,<br />

h) Sanık Tamer Yelkovan'ın 01/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B. Spor<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

ı) Sanık Tamer Yelkovan'ın 08/05/2011 günü oynanan Karabükspor-Fenerbahçe<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

i) Sanık Tamer Yelkovan'ın 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b-c, maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Tamer Yelkovan hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

82-TARIK ÖZASLAN<br />

a) Sanık Tarık Özaslan'ın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet<br />

verme eyleminden TCK 252/1-4 maddesi, gereğince ,<br />

b) Sanık Tarık Özaslan'ın özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs<br />

suçlarından açılan kamu davasında, atılı suçların yasal unsurları oluşmadığından sanığın ayrı ayrı<br />

beraatine ,<br />

83-TAYFUR HAVUTÇU (BEŞİKTAŞ A.Ş TEKNİK DİREKTÖRÜ)<br />

Sanık Tayfur Havutçu'nun 11/05/2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-b maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Tayfur Havutçu hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

84-TUĞRUL ÇAĞRI ÜZER<br />

Sanık Tuğrul Çağrı Üzer'in 07/03/2011 gününde oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

Sanık Tuğrul Çağrı Üzer hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

85-ÜMİT AYDIN<br />

a) Sanık Ümit Aydın'ın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme<br />

eyleminden TCK 252/1-4 maddesi, gereğince ,<br />

b) Sanık Ümit Aydın hakkında özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılığa<br />

teşebbüs suçlarından açılan kamu davasında, atılı suçların yasal unsurları oluşmadığından<br />

sanığın ayrı ayrı beraatine ,<br />

c) Sanık Ümit Aydın'ın 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

karşılaşmasında şikeye teşebbüs eyleminden dolayı, TCK 35/2 yollamasıyla 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 3 maddeleri, gereğince ,<br />

d) Sanık Ümit Aydın hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

86-ÜMİT KARAN (ESKİŞEHİRSPOR KULÜBÜ FUTBOLCUSU)<br />

227/678


a) Sanık Ümit Karan'ın 09/04/2011 gününde oynanan Eskişehirspor- Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Ümit Karan'ın 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 5<br />

maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Ümit Karan hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

87-VOLKAN BAHÇEKAPILI<br />

a) Sanık Volkan Bahçekapılı'nın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı öncesi<br />

rüşvet verme eyleminden TCK 252/1-4 maddesi, gereğince ,<br />

b)Sanık Volkan Bahçekapılı hakkında özel belgede sahtecilik ve nitelikli<br />

dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından açılan kamu davasında, atılı suçların yasal unsurları<br />

oluşmadığından sanığın ayrı ayrı beraatine ,<br />

88-YADİGAR BOĞA<br />

Sanık Yadigar Boğa'nın 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

Sanık Yadigar Boğa hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

89-YAVUZ AĞIRGÖL<br />

a) Sanık Yavuz Ağırgöl'ün Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan<br />

TCK 220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Yavuz Ağırgöl'ün 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-c maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Yavuz Ağırgöl hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

90- YUSUF TURANLI<br />

a) Sanık Yusuf Turanlı'nın Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan<br />

TCK 220/2 maddesi gereğince ,<br />

b) Sanık Yusuf Turanlı'nın adresinde yapılan aramada 2 adet tabanca 12 adet fişek ele<br />

geçirildiğinden 6136 sayılı yasanın 13/1 maddesi gereğince ,<br />

c) Sanık Yusuf Turanlı'nın 06/03/2011 günü oynanan Bursaspor-İ.B.B Spor maçında<br />

teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında, suçun yasal unsurları oluşmadığından<br />

beraatine ,<br />

d) Sanık Yusuf Turhanlı'nın 01/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B. Spor<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1, 4-c maddeleri, gereğince ,<br />

e) Sanık Yusuf Turanlı'nın 15/05/2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

karşılaşmasında şikeye teşebbüs eyleminden dolayı, TCK 35/2 yollamasıyla 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 3, 4-c maddeleri, gereğince ,<br />

228/678


f) Sanık Yusuf Turanlı'nın 15/05/2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor<br />

karşılaşmasında teşvik primi eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/1, 4-c, 5 maddeleri gereğince ,<br />

g) Sanık Yusuf Turanlı'nın 22/05/2011 gününde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-c maddeleri gereğince ,<br />

h) Sanık Yusuf Turanlı'nın 11/05/2011 günü oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor kupa final<br />

karşılaşmasında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/1 maddesi gereğince ,<br />

Sanık Yusuf Turanlı hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

91-ZAFER ÖNDER İPEK ( GENÇLERBİRLİĞİ SPOR KULÜBÜ GENEL<br />

MÜDÜRÜ)<br />

a) Sanık Zafer Önder İpek'in 07/03/2011 gününde oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, sanık lehine olan 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı<br />

yasa ile değişik 11/1, 4-b maddeleri gereğince ,<br />

b) Sanık Zafer Önder İpek'in 20/03/2011 günü oynan Gençlerbirliği-Trabzonspor<br />

maçında teşvik primi verilmesi iddiasıyla açılan kamu davasında, suçun yasal unsurları<br />

oluşmadığından beraatine ,<br />

Sanık Zafer Önder İpek hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile<br />

değişik 11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

92- ZAFER TÜZÜN<br />

Sanık Zafer Tüzün'ün 22/04/2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında<br />

teşvik primi verilmesine yardım eyleminden dolayı TCK 39/2-c delaletiyle 6222 sayılı yasanın<br />

6259 sayılı yasa ile değişik 11/1 ve 5 maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Zafer Tüzün hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına ,<br />

93- ZEKİ MAZLUM<br />

Sanık Zeki Mazlum'un 22/05/2011 günü Sivas'ta oynanan Sivasspor-Fenerbahçe<br />

müsabakasında teşvik primi verilmesi eylemine teşebbüs suçundan dolayı, TCK 35/2 maddesi<br />

yollamasıyla 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik 11/1, 3 ve 5 maddeleri gereğince ,<br />

Sanık Zeki Mazlum hakkında ayrıca 6222 sayılı yasanın 6259 sayılı yasa ile değişik<br />

11/11 ve 18 maddelerinin uygulanmasına,<br />

Ve sanıkların belirtilen sevk maddeleri gereğince CEZALANDIRILMALARINA tüm<br />

sanıklar hakkında TCK 53 maddesinin uygulanmasına,<br />

6222 sayılı yasanın 11. maddesinde tanımlanan suçları, bir suç işleme kararının icrası<br />

kapsamında değişik zamanlarda, birden fazla işleyen sanıklar hakkında, 6222 sayılı yasanın 6259<br />

sayılı yasa ile değişik 11/10. maddesinin uygulanmasına,<br />

Haklarında örgüt suçundan cezalandırılma talep edilen sanıklara yönelik TCK 58/9<br />

bendinin uygulanmasına,<br />

Sanıkların gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri sürelerin TCK 63 maddesi gereğince<br />

cezalarından MAHSUBUNA,<br />

229/678


Adli emanetin, 2011/787 sırasında kayıtlı bulunan 2 adet tabanca, tabancalara ait<br />

mermiler ile sanıkların birbiri ile irtibat sağlamak için kullandıkları cep telefonları, sim kartları<br />

ile aramada ele geçirilen dijital malzemelerin,<br />

Adli emanetin 2011/802 sırasında kayıtlı sanık Olgun Peker'de ele geçirilen dijital<br />

malzemelerin,<br />

Adli emanetin 2011/805 sırasında kayıtlı bulunan 1 adet tabanca, tabancalara ait<br />

mermiler ile aramalarda ele geçirilen ve sanıkların bir biri ile irtibat sağlamak için kullandıkları<br />

cep telefonu, sim kart ve diğer dijital malzemelerin, TCK 54 maddesi gereğince<br />

MÜSADERESİNE karar verilmesi,<br />

Suçtan elde edilen gelirle satın alındığı anlaşılan 34 TY 8602 plakalı Mini Cooper S<br />

marka aracın TCK 55 maddesi uyarınca MÜSADERESİNE,<br />

Adli emanetin 2011/768 sırasında kayıtlı karton çanta ve saat kutusunun dosyada delil<br />

olarak MUHAFAZASINA,<br />

Adli emanetin 2011/787 sırasında kayıtlı, 3 adet mektup ile Coşkun Çalık'ın müdafi<br />

tarafından teslim edilen mektubun,<br />

Adli emanetin 2011/805 sırasında kayıtlı sanıkların iletişim tespitine konu görüşme<br />

kayıtlarını içeren CD'lerin,<br />

Adli emanetin 2011/945 ve 947 sırasında kayıtlı bulunan belge, fotoğraf ve<br />

mektupların,<br />

Adli emanetin 2011/1015 sırasında kayıtlı bulunan 5 adet CD'nin, TİB 'den temin<br />

edilen HTS dökümlerini içeren 14 adet CD'nin, Fenerbahçe Spor Kulübü'nden temin edilen ve<br />

hesap kayıt dökümlerini içeren 9 adet CD'nin ve Karabük Spor Kulübünden temin edilen ve<br />

hastane kayıtlarını içeren 1 adet CD'nin dosyada delil olarak SAKLANMASINA,<br />

Karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa etmiştir.<br />

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:<br />

GİRİŞ;<br />

6222 sayılı Yasanın gerekçesinde belirtildiği üzere; 21 inci Yüzyılda uluslararasındaki<br />

aşılması zor sınırlar ortadan kalkmış, ulaşım ve teknoloji başta olmak üzere diğer alanlardaki<br />

gelişme ve bütünleşmelerle birlikte hem ulusal alanda hem de uluslararası alanda insanlar sosyal<br />

yaşamlarında spora daha çok zaman ayırmaya başlamışlardır. Günlük yaşamda sporun daha çok<br />

alan kapsaması sporda ortaya çıkan sorunları daha çok arttırmıştır.<br />

Sporun yaşam açısından sağlık ve mutluluk kaynağı olması dışında, hem sporcular<br />

hem de izleyiciler için büyük bir keyif alanı oluşturarak spor faaliyetlerinin sosyal açıdan<br />

genişlemesi ve daha geniş kitlelere yayılması spora duyulan ilgiyi her geçen gün daha da<br />

arttırmakta ve spor ekonomisini geliştirmektedir.<br />

Sporun profesyonel olarak icra edilmesine başlanmasıyla birlikte, spor sadece zevk<br />

için yapılan bir faaliyet olmaktan çıkıp meslek olarak değerlendirilen ve kazanç elde etme amacı<br />

güdülen bir uğraş haline de dönüşmüştür.<br />

Futbol, içinde bulunduğumuz dönemin en etkili iktidar nesnelerinden bir tanesine<br />

dönüşmüştür ve bu yüzden de futboldan söz ettiğimiz her an, aynı zamanda ekonomidensiyasetten-kimlikten-şiddetten-toplumsal<br />

yaşamdaki bir takım değişmelerden ve sıkıntılardan da<br />

söz ediyor olmaktayız. Bir oyun olmanın ötesinde futbol, toplumsal yaşam içerisinde bir<br />

‘minyatür’ model olarak işlev görmekte ve onun üzerinden toplumsal yaşama bir takım rol ve<br />

değer transferleri gerçekleştirilmektedir. İşte bu yüzden futbolun ‘endüstriyel futbol’ olarak<br />

adlandırılması sonrasında oynanan oyunun artık futbol olmadığının net bir biçimde dile<br />

getirilmesi büyük önem arz etmektedir. Futbol, günümüzde sadece var olan statükonun<br />

korunmasına katkı sağlamamakta fakat aynı zamanda yeni dönemin ekonomik değerlerinin geniş<br />

230/678


kitlelere ulaştırılması ve benimsetilmesinde de etkili bir ajan konumunda bulunmaktadır.<br />

(İletişim kuram ve araştırma dergisi Sayı 26 Kış-Bahar 2008, s.89-114 Ahmet Talimciler Yrd.<br />

Doç .Dr, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü )<br />

Futbol A.Ş. isimli kitabında Christian Authier, “Küreselleşme akıntısına katılan, bütün<br />

sınırları (fiziksel, zihinsel ve ahlaki) yıkan futbol, evrenselliğini yitirip akılcılaştırılmış ve<br />

sıradanlaştırılmış basit bir eğlence endüstrisine dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu<br />

endüstrinin tek amacı azami mali verimliliktir. Bugün yeşil sahaların çimleri kaldırılırsa,<br />

altından yeşil banknotlar çıkar, başka bir şey değil” demektedir.<br />

Spor Ekonomisti Tuğrul Akşar tarafından, spor kulüplerinin sorunları ile sporda şiddet<br />

sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis<br />

Araştırması Komisyonu’na sunulan “Spor Kulüplerinin Mali Ve Yönetişim Sorunları ve Bunlara<br />

İlişkin Çözüm Önerileri” hakkındaki 8 Mart 2011 tarihli raporda, dışsal etkileriyle birlikte<br />

futbolun yıllık 225 milyar Dolar gelir yarattığı, sadece futbol kulüplerinin tüm Dünya’da<br />

yarattığı gelirin yıllık 24 milyar dolara ulaştığı belirtilmektedir. Aynı raporda ülkemizdeki futbol<br />

pastasının büyüklüğünün 820 milyon Dolar’a yükseldiği, Türk futbol pastasının mevcut<br />

büyüklüğünün Avrupa futbol pastasının yaklaşık %4’üne karşılık geldiği tespiti yapılmıştır.<br />

T.Akşar söz konusu raporunda, “Futbolda sportif performansın parasal performansa<br />

dönüşmesi sorunu günümüz futbolunun en önemli sorunlarından birisidir. Futbol kulüpleri<br />

sportif performanslarını parasal performansa dönüştürebildikleri oranda sportif ve mali rekabet<br />

güçlerini artırabilmekte ve sonuçta buna bağlı olarak kulübün marka değeri yükselebilmektedir.<br />

Sportif performans, parasal performansa, parasal performans da yine sportif performansa<br />

dönebiliyorsa buna “Futbolun Başarı Döngüsü” diyoruz. Bu döngü başarılı döngüye dönüştüğü<br />

oranda kulübün de marka değeri yükselmeye başlıyor” ifadelerine yer vermiştir.<br />

Diğer taraftan seyredilme ve alan hakimiyeti bakımından dünyada olduğu gibi<br />

Türkiye'de de büyük bir yaygınlık kazanan futbolda söz sahibi olma yarışı özellikle çıkar amaçlı<br />

suç örgütleri açısından dikkate değer bir boyut kazanmıştır. Nitekim soruşturma ve kovuşturma<br />

aşamasında elde edilen deliller ve yine soruşturma ve kovuşturmaya tabi olmamakla birlikte<br />

bağlantı sebebiyle bir şekilde dosyaya intikal eden bilgi ve belgelerden çıkar amaçlı suç örgütü<br />

yönetici ve üyelerinin bu sahayada el atmaya çalıştıkları gözlemlenmiştir. Dosyada hakkında suç<br />

örgütü yöneticisi olduğuna karar verilen sanık Olgun Peker yetkisi olmadığı halde menajerlik<br />

yapmak suretiyle futbol camiyası içerisinde faaliyet göstermekte, yine hakkında şike suçu<br />

sebebiyle delil yokluğundan mahkememizce beraat kararı verilen futbolcu menajerliği yapan<br />

sanık Metin Korkmaz'ın dosyadaki bilgi ve belgelerden, suç örgütü kurmak ve yönetmek<br />

suçundan hükümlü Sedat Şahin ile bağlantısının bulunduğu, ayrıca çıkar amaçlı suç örgütünden<br />

hükümlü Kürşat Yılmaz'ın oğlu Alparslan Yılmaz ile dosyamız sanığı Olgun Peker'in<br />

Giresunspor üzerindeki hakimiyet kurma çabası ve bu sebeple aralarında yaşadıkları çatışma<br />

gözetildiğinde (o tarihteki Giresunspor başkanı sanık Ömer Ülkü'nün Osman Karan isimli kişi ile<br />

yapmış olduğu telefon görüşmesinde "yahu bu iş tam mafya işi olmuş, bi mafya gitti bi mafya<br />

geliyormuş" şeklindeki konuşmalarından da anlaşılacağı üzere) kamu oyunda mafya olarak tabir<br />

edilen çıkar amaçlı suç örgütlerinin futbol camiası içerisinde yer aldıkları ve yer almaya<br />

çalıştıkları görülmüştür.<br />

Çıkar amaçlı suç örgütleri özellikle futboldaki transferlerden kolay ve yüksek miktarda<br />

para kazanma avantajı yanında futbol camiasında menajer ya da yönetici olarak yer almak,<br />

kamuoyunda tanınmış medyatik futbolcu-spor adamlarıyla ilişki kurmak suretiyle kamuoyuna<br />

kendilerini kabul ettirme ve legal alanda faliyet gösteriyor görüntüsü verme, bu vesileyle kamu<br />

oyunda iş adamı kimliğine bürünme şansına sahip olmakla kamu görevlileri nazarında da<br />

saygınlık kazanmayı amaçlamaktadırlar. Nitekim daha sonra bu saygınlık olası problemleri<br />

aşmada bir bağlantı kurma yolu olarak değerlendirilebilecektir. Burada asıl önemli olan boyut<br />

231/678


çıkar amaçlı suç örgütlerinin çok para kazanmasından ziyade özellikle hitap ettiği taban itibariyle<br />

yönlendirilmeye açık futbol seyircileri, özellikle taraftar gruplarının bu çıkar amaçlı suç<br />

örgütlerinin kontrolüne girmesidir. Işte tam bu noktada idari ve adli tedbirlerle spor camiasında<br />

faaliyet yürüten menajer, futbolcu ve yöneticilerin bu faaliyetleri sonucu kazandıkları gelirlerin<br />

ciddi bir kontrolden geçirilmesi sağlanmalı, yine çıkar amaçlı suç örgütlerinin bir şekilde taraftar<br />

gruplarının içerisine sızarak yada yönetimini elegeçirerek geniş bir tabanı olan taraftar gruplarını<br />

kontrolleri altında tutmaları engellenmelidir. Işte bu takdirde şiddetten, küfürden, kara paradan<br />

uzak, çıkar amaçlı suç örgütü üyelerinin boy gösteremediği temiz futboldan söz edilebilir.<br />

Özetle, Simon Kuper’in dediği gibi, “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir”.<br />

ŞİKE VE TEŞVİK<br />

Şike, bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için maddi veya manevi bir çıkar<br />

karşılığı varılan anlaşma ,<br />

Teşvik ise bir yönüyle, belirli bir iktisadi veya sosyal amaca ulaşabilmek için maddi<br />

destek ve hukuki kolaylıklar biçiminde verilen ödül, olarak tarif edilmektedir.<br />

(http://tdkterim.gov.tr/bts/)<br />

6222 Sayılı Yasa Öncesi:<br />

6222 Sayılı Yasanın gerekçesinde ve esas komisyon raporlarında; “5149 sayılı<br />

Kanunda şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu<br />

fiiller özel olarak düzenlenmemiştir. Bu Kanun ile şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak<br />

düzenlenmiş ve ayrıca bu suçlarla etkin mücadele açısından Ceza Muhakemesi Kanununda<br />

düzenlenen iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması maddesinin de uygulanacağı hüküm<br />

altına alınmıştır.<br />

5149 sayılı Kanunda ve ceza hükmü içeren diğer kanunlarda suç olarak belirtilmeyen<br />

şike ve teşvik primi bu madde ile suç haline getirilmiştir” ifadelerine yer verilmiştir.<br />

2005 tarihli ŞİKE araştırmasına ilişkin TBMM Raporunda<br />

( http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss956m.htm);<br />

“Türk sporunun dünyadaki itibarının korunması ile sporun geniş mali yapıya sahip bir<br />

endüstri haline gelmesi, toplumun geneli üzerindeki artan etkisi ve müşterek bahis<br />

oyunlarındaki yeri dikkate alındığında şikenin sadece disiplin cezasını gerektiren bir eylem<br />

olarak düşünülemeyeceği açıktır. Bu nedenle, şikenin, 5237 sayılı “Türk Ceza Kanununun”<br />

“Kamu Güvenine Karşı Suçlar” bölümünde “Şike” başlığı altında, şikenin müşterek bahis<br />

oyunlarında menfaat elde etme amacına yönelik yapılması durumunu ise şike suçunun<br />

ağırlaştırıcı hali olarak düzenlenmesinin gerektiği sonucuna varılmıştır. (Ancak söz konusu<br />

yasada bu yönde bir düzenleme yapılmamıştır)<br />

Komisyon çalışmaları sonucunda elde edilen bilgi, bulgu ve alınan beyanlardan<br />

şikenin ispatına yönelik delil elde etmenin neredeyse imkânsız derecede olduğu görülmüştür.<br />

Sporda yaşanan şike iddialarında en önemli sorunun ispat sorunu olduğu,<br />

kamuoyunda konuşulan bazı iddiaların müeyyidesiz kaldığı, eldeki mevcut kanuni imkanlarla<br />

ispat hukuku açısından anılan konularda ispat kolaylığı sağlanması ve bunun sonucunda<br />

gerekenin yapılabilmesi için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda yer alan ve ispat<br />

müesseseleri olan “Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama,<br />

kopyalama ve el koyma” başlıklı 134 üncü, “İletişimin tespiti, dinlenilmesi ve kayda alınması”<br />

başlıklı 135 inci, “Tesadüfen elde edilen deliller” başlıklı 138 inci, “Gizli soruşturmacı<br />

görevlendirilmesi” başlıklı 139 uncu ve “Teknik araçlarla izleme” başlıklı 140 ıncı<br />

maddelerinde yer alan hukuki müesseselerden yararlanmak için gerekli yasal değişikliklerin<br />

yapılması gerektiği düşünülmektedir.<br />

232/678


Bunun gerçekleşmesi halinde, delil olmaması nedeniyle müeyyidesiz kalan eylemlerin<br />

gerekli müeyyidelerle karşılanmasının temin edileceği, bu müesseselerin Türk sporu üzerinde<br />

varlığı iddia edilen gölgelerin kaldırılmasına da yardımcı olacağı değerlendirilmektedir”<br />

denilmiştir.<br />

Söz konusu raporda, Türk Sporunda Şike ve Teşvik priminin Önlenmesine Yönelik<br />

Tespit, Görüş ve Öneriler başlığı altında Komisyonda Mülakatla Bilgisine Başvurulan Spor<br />

Adamlarının Tespit, Görüş ve Önerileri derlenmiş, bu bölümde "Komisyon tarafından bilgisine<br />

baş vurulan kişilerden halen kulüp yönetiminde görevli olanların genel olarak şikenin varlığına<br />

inanmadıkları, bir kısmı şike var derken bir kısmının ise sadece hatır şikesinin var olduğunu<br />

düşündüklerini beyan ettikleri, halihazırda görevde olmayan ilgililerin büyük bir çoğunluğunun<br />

şikenin var olduğunu ancak hiçbir zaman kendilerinin içinde yer almadıklarını beyan ettikleri<br />

gözlenmiştir.<br />

Spor adamları, şikenin önlenmesi için cezaların ağırlaştırılması ve yaptırımların<br />

objektif olarak uygulanması gerektiği üzerinde durmuşlardır.<br />

Teşvik priminin çok uzun zamandan bu yana tartışıldığı, günümüzde de pek çok spor<br />

adamının bunun suç olmadığını ileri sürdükleri, kimilerinin de teşvik priminin şike olup<br />

olmadığını tartışmakta olduğu gözlenmiştir.<br />

Spor dünyasının genel kanaatinin teşvik priminin önlenemeyeceği, sporcuları zaten<br />

kendilerinden beklenen sonuca yönelttiği için suç sayılmasının da doğru olmayacağı olduğu<br />

görülmektedir.<br />

Bunun yanında bir kısım spor adamının da teşvik priminin yozlaşmanın bir parçası,<br />

spor ahlakının dışında bir şey olduğunda tereddütleri olmadığı anlaşılmıştır.<br />

Özellikle sporcular, teşvik priminin kulüplerin zayıf mali yapısının bir sonucu olarak<br />

kendi kulübünden hak edişlerini alamayan sporcuların içine düştükleri mali sıkıntılar yüzünden<br />

var olduğunu, bazı oyuncuların hem şike hem de teşvik primi teklifleri ile karşılaştıklarında<br />

teşvik primine yönelebildiklerini ifade etmişlerdir." denilmiştir.<br />

Devamında, bazıları Mahkememizce sanık olarak yargılanan ya da tanık olarak<br />

ifadelerine başvurulan bir kısım spor adamlarının (o tarihteki görevleri de belirtilerek)<br />

beyanlarına yer verilmiştir.<br />

Bu kişilerden;<br />

Levent BIÇAKÇI (Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı): "Şike ve teşvik primi<br />

olaylarını çözebilmek için İçişleri Bakanlığından federasyon bünyesinde çalışacak bir istihbarat<br />

birimi kurulmasını talep ettiklerini, Teşvik priminin kesinlikle suç olduğunu, teşvik primi ile<br />

şikenin hiçbir farkı olmadığını",<br />

Abdullah KİĞILI (Eski Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı): "Teşvik denildiğini, şike<br />

denildiğini, ancak sayın İlhan Cavcav’ın da çıkıp “gayet normal, yapılır” dediğini, buna<br />

kimsenin mani olamayacağını, kendisinin iki futbolcu satın alması halinde kimsenin ruhunun<br />

dahi duyamayacağını, bu işin delilinin bulunamayacağını, bu hususta Futbol Federasyonu’na<br />

yetki verilmesi gerektiğini ve Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nun kanaate dayalı olarak<br />

karar vererek cezayı saptaması gerektiğini, şike ve teşvik priminin bütün futbol kamuoyu<br />

tarafından kanıksanıp doğal karşılanır hale geldiğini, bu durumun önleneceği konusunda da bir<br />

umutsuzluk olduğunu",<br />

Ali ŞEN (Eski Fenerbahçespor Kulübü Başkanı):"Şikenin, hayatın her alanında<br />

olduğunu, şikeyi kimsenin ispat edemeyeceğini, topu elinden kaçıran kaleciye, eğer sezon başı<br />

ise, acemi, sezon sonu ise, şike yaptı denildiğini, Türk futbolundaki şikenin diğer ülkelerinkinden<br />

daha fazla olmadığını, şikeyi ispat edecek hiçbir otorite olmadığını, teşvik primini verenin çok<br />

günahkar olmayabileceğini, ama alanın çok günahkar olduğunu, çünkü adamın zaten o işi<br />

233/678


yapmak için para aldığını, teşvik primini veren değil belki ama alanın çok büyük bir onursuzluk<br />

yapmış olacağını",<br />

Ergun GÜRSOY (Galatasaray Asbaşkanı): "bazı futbolcuların hatır şikesi yaptıklarını,<br />

ancak parayla takımlarını satmadıklarını, bu olayların önlenmesi için dirayetli hakim ve<br />

savcılara ihtiyaç olduğunu",<br />

İlhan CAVCAV (Gençlerbirliğispor Kulübü Başkanı):"Teşvik primi verilmesi ve hatır<br />

şikesi hususlarının, geçmişte olduğu gibi günümüzde de devam ettiğini, kimsenin teşvik primi<br />

yok diyemeyeceğini, yönetici, teknik direktör, futbolcu herkesin bu işin içinde olduğunu",<br />

Aziz YILDIRIM (Fenerbahçespor Kulübü Başkanı): "2004 Mart ayında Sayın<br />

Bakanında katıldığı bir toplantıda teşvik primlerinin serbest olmasının istenildiğini",<br />

Erman TOROĞLU (Eski hakem); "Kendi duyumlarına göre, en son teşvik iddiasında<br />

teşvik olduğunu, yani Ankaragücüne para geldiğini, Milli Takım Teknik Direktörü Ersun<br />

YANAL’ın bu işin ne kadar içinde olduğunu bilmediğini, olayda teşvik primini gönderenden hiç<br />

bahsedilmemesini hayretle karşıladığını, teşvik primini gönderenin Aziz Yıldırım olduğunun<br />

söylendiğini, bunun gibi Türkiye’de olan her çapta, 1. 2. 3. lig ve amatör kümelerde bu olayların<br />

yaşandığını, teşvik primi genel olarak maça çıkarken futbolculara geldiğini, olaydan haberi olan<br />

futbolcuların takım arkadaşlarına, arkadaşlar mal geldi yatıyor diyerek, maça çıkıp<br />

oynadıklarını, maç bitiminde paranın elden dağıtıldığını, aldıkları paradan herkesin masöre,<br />

malzemeciye de verdiğini, sistemin bu olduğunu, kulüp yönetiminin bu olaydan haberinin<br />

olamayacağını,eğer olursa paranın yarısına yönetimin el koyacağını, şike ve teşvik konusunda<br />

kanaate dayalı karar verilebilmesi gerektiğini,<br />

...Türkiye’de her yerde mafya var, sporda niye olmasın. Sporda epey para var ya, nasıl<br />

olmaz mafya. Paranın olduğu yerde mafya vardır. Bu, eşyanın tabiatına aykırıdır.<br />

Federasyon Başkanlığı seçimlerinde mafya liderlerinin adamları, Genel Kurul<br />

salonlarına kadar geldiler, otellere kadar geldiler. Devletten de kimse kardeş burada ne<br />

geziyorsun demedi...”<br />

Yılmaz VURAL (Teknik Direktör): "Futbolu seyredenlerin oynanılan şeyin spor<br />

olmadığını, şike yapıldığını, veya oyunun satıldığını düşündüğünü, böylece futbolun önemini<br />

kaybettiğini, sporcunun, seyircinin, bu organizasyondaki bütün insanların kaliteli ve seviyeli<br />

kılınması gerektiğini, teşvik primi olduğunu, teşvik priminin, teknik kadro ve yöneticiler dışında,<br />

sporculara teklif edildiğini, bunu önlemenin mümkün olmadığını",<br />

Ahmet ÇAKAR (Eski hakem): "Hakemin, teşvik primini sahada ispat edemeyeceğini,<br />

çünkü teşvik primi alanların aslanlar gibi mücadele edeceğini, bir takıma sen niye aslanlar gibi<br />

mücadele ediyorsun denilemeyeceğini, Türkiye’de teşvik priminin olduğunu, Avrupa da da bir<br />

çok maçta teşvik olduğunu, kara parayla mücadele veya nereden buldun kanununun Türkiye’de<br />

bir Amerika’daki kadar çok sert olarak yerleşmediği sürece bu olayların ispatlanamayacağını<br />

düşündüğünü, Teşvik priminin polisiye önlemlerle engellenemeyeceğini, tamamıyla sportif<br />

önlemlerle engellenebileceğini", ifade etmişlerdir.<br />

Şike ve Teşvik Primine İlişkin Komisyon Değerlendirmesi'nde "Ülkemiz sporunda<br />

özellikle futbolda şike ve teşvik primine ilişkin çok sayıda iddianın ortaya atıldığı, çok azının<br />

kanıtlanabildiği, pek çoğunun kanıtlanamadığı için sonuca ulaşılamadığı ortadadır. Türkiye’de<br />

şike ve teşvik priminin varlığı şüphesizdir."<br />

Aynı Raporun sonuç bölümünde;<br />

“Şike, Hatır Şikesi ve Teşvik primi suç olarak Ceza Kanununda tanımlanmalı ve en<br />

ağır şekilde cezalandırılmalı, takibi ve soruşturması için Ceza Muhakemesi Kanununda gerekli<br />

düzenlemeler yapılmalıdır” görüşüne yer verilmiştir.<br />

234/678


"Şike ve teşvik primi" fiili, Türk hukukunda ilk defa bu Kanunda (6222 sayılı Yasa)<br />

suç olarak düzenlenmiştir. Bu fiilin suç olarak tanımlanmasıyla, spor yarışmasının dürüst bir<br />

şekilde gerçekleşeceğine, sporcuların müsabakaları para karşılığında satmayacağına yönelik<br />

toplumda oluşan güven ve inanç korunmak istenmektedir. Böylece şikenin sadece yapıldığı spor<br />

alanının kısmî düzenini değil, toplumu oluşturan tüm fertlerin menfaatlerini ihlal eden bir fiil<br />

olduğu kabul edilmiş olmaktadır. (Prof. Dr. Mahmut KOCA İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk<br />

Fakültesi Öğretim Üyesi )<br />

Yine gazeteci yazar Yılmaz Özdil de şike kitabının yazarı Declan Hill'in şike ile<br />

ilgili değerlendirmelerini aktardığı yazısında özetle;<br />

"Şikenin kitabını yazan diyor ki…<br />

Declan Hill.<br />

Oxford Üniversitesi mezunu, sosyoloji doktoru, Kanadalı, akademisyen-gazeteci…<br />

Asya’dan Avrupa’ya, futboldan basketbola, spordaki organize suçların, dünyadaki en önemli<br />

otoritelerinden biri… “Şike” isimli kitabı, Türkçe dahil, 15 dile çevrildi, best-seller oldu.<br />

Kitabından, konferanslarından, röportajlarından alıntılar yaparsak, ortaya kabaca şu<br />

çıkıyor.<br />

Şike nedir?<br />

Örümcek ağıdır. Temizlemezseniz, merkezindeki örümcek, ince ince örmeye devam<br />

eder.<br />

Şike kiminle yapılır?<br />

Güçlü takımın sürpriz şekilde yenilmesinde şike aranır… Çok büyük yanılgıdır. Şike,<br />

zayıf takımla yapılır. Çünkü, zayıf takımların futbolcuları, az para kazanır. Dolayısıyla, az para<br />

kazanan futbolcuların bağlanması, en ucuz yoldur. Zayıf takımın, güçlü takıma yenilmesi son<br />

derece normal kabul edildiğinden, hiç kimse maç sonucundan şüphelenmez. Bahis oranları düşük<br />

olduğu için, bu işi yakalanmadan yıllarca devam ettirebilirsiniz.<br />

Şike nasıl anlaşılır?<br />

Kanaatle anlaşılmaz. Somut kanıt gerekir. Avrupa’daki şaibeli maçlar, çok sayıda<br />

teknik direktöre, çok sayıda hakeme seyrettirildi… “Var” veya “yok” sonucuna ulaşılamadı.<br />

Federasyon ne yapmalı?<br />

Spor kulüpleri, kara parayı aklamak için kamuflaj olarak kullanılıyor. Kulüp<br />

yöneticilerinin kimliği, iz sürmek için yeterlidir… Geçmişi karanlık, servetinin kaynağı belirsiz<br />

bir işadamı, kulüp yöneticisi oluyorsa, o ülkenin federasyonu, polisiye tedbirlerle takip etmelidir.<br />

Hukuken ne yapılmalı?<br />

Bir yandan cezalar arttırılmalı, bir yandan af çıkarılmalı… Şikeye karıştığını itiraf<br />

edenlere ceza verilmeyeceği duyurulmalı… İtiraf etmeyip, yakalananlara en ağır ceza verilmeli.<br />

Taraftar ne yapmalı?<br />

Taraftar, kendi kulübünün bu tür işlerin içinde yeraldığını kabullenmek istemiyor. Ben<br />

kendi payıma, bu güzel sporu pisliklerden temizlemek için hayatımı tehlikeye attım. Futbolu<br />

temizlemek, taraftarın görevidir. Yoksa, bu pisliği çocuklarımıza miras bırakmış oluruz.<br />

Gazeteciler ne yapmalı?<br />

Özellikle futbolun içinde yeralan gazeteciler, organize suçlarla ilgilenmiyor.<br />

İlgilenmek istemiyor. Çünkü, haber yapabilmek için, spor kulüpleriyle, yöneticilerle, hakemlerle<br />

yakınlık kurmak zorundalar… Skandal yaratacak bir olayla karşılaştıklarında, ikilemde<br />

kalıyorlar. Ya tüm imtiyazlarını kaybetmeyi göze alıp üzerine gidecekler, ya da, sessiz kalıp,<br />

görmezden gelecekler. Halbuki, araştırmalarım sırasında gördüm ki, şikeye bulaşıp, eteğindeki<br />

taşları dökmek için bekleyen çok sayıda insan var. Dolayısıyla, bu ikilemde kalmayan, futbol<br />

gazetecisi olmayan gazetecilerin bu işin üstüne gitmesinde fayda var.<br />

Şikenin ipuçları nelerdir?<br />

235/678


En kestirme yol, penaltı yaratmak, kendi kalesine gol atmak veya durup dururken<br />

kırmızı kart görmek sanılıyor. Tam aksine…Bu üç hareket, şikeyi ele veren “kusurlu<br />

hareketler”den sayılıyor. Asla bu yollar izlenmiyor. Şike istatistikleri de, bu hareketlerin<br />

kullanılmadığını kanıtlıyor. Şike maçlarında penaltı sayısı, neredeyse yok denecek kadar az…<br />

Şike yapan futbolcu, gole sebebiyet vermek istediğinde, rakibini düşürmüyor, geçip gitmesini<br />

sağlıyor.<br />

Gol sayısı ipucu mudur?<br />

Özellikle bahis şikesi yapılan maçlarda, ipucudur… Şikeli maçlarda, diğerlerine oranla<br />

yüzde 20 daha fazla gol atılıyor. Ancak, önemli olan, kaç gol atıldığı değil, gölün hangi dakikada<br />

atıldığı… Şikeci takım, son dakikaları beklemiyor. İlk gol, çok erken yeniyor. Yedik, dağıldık<br />

havası veriliyor. İstatistiklere göre, şikeli maçlardaki neredeyse tüm goller, ilk yarıda yeniyor.<br />

Şikeci nasıl davranıyor?<br />

Orta saha oyuncusuysa, yanlış pasların yanısıra, sürekli geri pas yaparak, takımının<br />

oyun kurmasını engelliyor. Defans oyuncusuysa, en kritik pozisyonda, intihar pası yapıyor. Öyle<br />

bir pas atıyor ki, kalecisine uzak, rakip forvete yakın düşüyor. Bu vahim hatası gol olmazsa bile,<br />

vahim hatası yüzünden demoralize olmuş ayağına yatıp, amatörde bile görülmemiş derecede<br />

‘ofsayt’ı bozuyor. Forvetse, topu rakibe kaptıracak kadar uzun süre ayağında tutuyor.<br />

Kaleci para aldıysa?<br />

“İnsani” kabul edilecek hataları abartıyor. Karşı karşıya pozisyonlarda açıyı<br />

daraltmakta geç kalıyor, hava toplarında zamanlama hatası yapıyor. Uyduruk pozisyonlarda<br />

panter gibi uçup, foto muhabirlerine poz verirken, nispeten zor toplarda ters ayakta kalmış gibi,<br />

seyrediyor.<br />

Türkiye için ne diyorsunuz?<br />

Türkiye’de futbolu mafya yönetiyor. Nihayet birileri çıkıp, yeter dedi.<br />

Bundan sonra ne olur?<br />

Tüm olan biteni duyup, görüp, okuduktan sonra, başka tarafa bakıp, duymamayı,<br />

görmemeyi, konuşmamayı tercih edebilirsiniz ama… Artık asla bilmediğinizi söyleyemezsiniz!"<br />

şeklinde değerlendirmelerde bulunmuştur.<br />

Şu hale göre;<br />

Amaçları arasında şike ve teşvik pirimi ile mücadele etmek (TFF Statüsü 2. madde)<br />

olan Türkiye Futbol Federasyonu’nun, Disiplin Talimatının 58. maddesinde, “müsabakanın<br />

sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek yasaktır, teşvik primi<br />

verilmesi de bu kapsamdadır” düzenlemesine yer verilmiş ve anılan maddede bu eylemlerin<br />

yaptırımları açıkça belirtilmiş ise de, disiplin cezaları ile yaptırıma bağlanan bu fiillerin 6222<br />

Sayılı Yasa öncesinde ceza kanunu anlamında suç olarak düzenlenmediği açıktır ve bu anlamda<br />

cezalandırılma cihetine gidilemez.<br />

Ancak:<br />

İddianamede; “ŞİKE VE TEŞVİK EYLEMLERİNİN NİTELENDİRİLMESİ” başlığı<br />

altında bu döneme ilişkin olarak şike ve teşvik primi eylemlerinin; Türkiye Futbol Federasyonu<br />

tarafından düzenlenen futbol müsabakalarında; taraf, rakip yada katılımcılardan birine avantaj,<br />

menfaat, para teklif edilmesi yada doğrudan para verilerek dürüst ve yasal olarak mümkün<br />

olandan farklı bir müsabaka sonucu elde edilmesi, aleyhine şike/teşvik primi faaliyetinde<br />

bulunulan kulübün; televizyon gelirlerinden, stada alınan reklamlar ile formalara alınan<br />

reklamlardan elde edilen gelirlerden, toto-loto gelirlerinden, kulüpler birliğinden gelen<br />

gelirlerden, fair play ligi gelirlerinden, ilk 6 sıraya verilen ödül gelirlerinden, lig şampiyonluğu<br />

ve Türkiye Kupasının alınması halinde verilen gelirlerden, Avrupa Kupalarına katılım halinde<br />

236/678


alınan gelirlerden, hasılat kayıplarından ve diğer gelirlerden yoksun bırakılmasından dolayı,<br />

dernekler statüsünde örgütlenen futbol kulüplerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli<br />

dolandırıcılık suçu olduğunun kabulü gerektiğinden söz edilmiştir.<br />

5149 sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun,<br />

kabul edildiği 2004 yılından bu yana spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliği önlemede<br />

yetersiz kalmış ve uygulamada ortaya çıkan problemler, üzerinden geçen altı yıllık süre<br />

içerisinde giderilemediği gibi zaman içerisinde eksiklikler de görülmüştür.<br />

5149 sayılı Kanunda şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmemiştir. 6222 sayılı Kanun ile şike ve teşvik primi<br />

fiilleri suç olarak düzenlenmiş ve ayrıca bu suçlarla etkin mücadele açısından Ceza Muhakemesi<br />

Kanununda düzenlenen iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması maddesinin de<br />

uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.<br />

Bir kısım savunmalarda da dile getirildiği ve mahkememizce de kabul edildiği üzere<br />

dolandırıcılıkta doğrudan doğruya mağduru hedef alan ve aldatma imkânı bulunan hileli<br />

hareketlerle onun iradesini hataya düşürüp zarara uğratmak ve haksız yarar sağlamak vardır. Şike<br />

ve teşvik priminde ise doğrudan mağduru hedef alıp aldatmaya elverişli hileli hareketlerle hataya<br />

düşürmek kastı ve maddi unsuru yoktur. Bunun aksine bu fiillerde karşılıklı anlaşmak suretiyle<br />

müsabakanın sonuçlarını etkileyeme yönelik irade birliği vardır. Şike ve teşvik priminden<br />

olumsuz etkilenenler varsa, bu kişiler dolandırıcılık suçunun mağduru olarak<br />

değerlendirilemezler. Bu nedenle Mahkememizce, 6222 sayılı Yasa öncesi döneme ilişkin şike ve<br />

teşvik fiilleri yönünden dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmadığı kabulü ile hüküm tesisi<br />

yoluna gidilmiştir.<br />

Bir diğer husus;<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü yönetiminin bir örgüt olarak gösterilip kabul edildiği<br />

iddiaları, tamamen gerçek dışı, oluş ile bağdaşmayan, bir kısım sanıkların spor kulübünün temsil<br />

ettiği büyük toplumsal kitlenin desteğini almaya ve tümüyle kendilerini suçtan kurtarmaya dönük<br />

çaba olarak değerlendirilmiştir.<br />

Nitekim Fenerbahçe Spor Kulübü'nde 15 asil ve 5 yedek olmak üzere toplam 20<br />

yönetici bulunmasına rağmen bu yöneticilerden yalnızca, suçla ilişkili oldukları belirlenen<br />

sanıklar Aziz Yıldırım, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Mehmet Şekip Mosturoğlu ile Alaeddin Yıldırım<br />

hakkında kamu davası açılmış, mahkememizce yapılan yargılama sonunda eylemleri sabit<br />

görülerek cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Gerek soruşturma ve gerekse kovuşturma<br />

aşamasında anılan sanıklar dışında Fenerbahçe Spor Kulubü Yönetim Kurulu Üyesi olan<br />

kişilerin suç örgütü kurma ve üye olma ile şike ve teşvik suçlarını işlediklerine dair herhangi bir<br />

delil ve emare elde edilemediği gibi suçla ilgisi olmayan bu yöneticilerin, adları geçen sanıklar<br />

tarafından yürütülen şike ve teşvik faaliyetlerinden haberdar olduklarına dair de herhangi bir<br />

bulgu tespit edilememiştir. Bu durum dahi sanıkların, Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nun<br />

yargılandığı yönündeki savunmalarını çürüttüğü gibi suç işleyen birkısım sanıkların, özellikle<br />

sanık Aziz Yıldırım'ın suçlarını perdelemek amacıyla diğer savunmalar yanında bu yöndeki<br />

savunmaları da dile getirdiklerini göstermektedir.<br />

Demokratik bir hukuk devletinde suç isnadı altında bulunan bir kişinin, işgal ettiği<br />

makamlar ile temsilcisi olduğunu iddia ettiği toplumsal yapıların büyüklüğünün, adeta<br />

suçsuzluğuna karine olması gerektiğini savunması kabul edilebilir bir durum değildir.<br />

Bu bağlamda;<br />

Mahkememizce yapılan yargılama ve verilen hüküm; spor kulüpleri ve yönetimleri<br />

değil, centilmenlik ve sportmenlik çerçevesinde sürmesi gereken rekabet ortamını, kulüpleri<br />

lehine sözde avantaj sağlama çabası içerisine girerek, başta kendi kulübü olmak üzere tüm spor<br />

237/678


izleyicileri ve taraftarları, alınlarının teriyle sahada mücadele eden sporcular, teknik heyet olmak<br />

üzere tüm spor camiasına karşı suç işleyen sanıklar ve onlara yüklenen teşvik ve şike suçlarına<br />

ilişkindir.<br />

GÖREVE İLİŞKİN:<br />

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 13.12.2011 tarih ve 2011/1-200 Esas, 2011/263<br />

Karar sayılı içtihadında ;<br />

"5271 sayılı CYY’nın “Görevsizlik kararı verilemeyecek hâl” başlıklı 6. maddesinde;<br />

“Duruşmada suçun hukukî niteliğinin değiştiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek<br />

dosya alt dereceli mahkemeye gönderilemez” hükmüne,<br />

“Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddesinde;<br />

(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun<br />

birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.<br />

(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya<br />

değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır” hükmüne,<br />

“Davaların birleştirilerek açılması” başlıklı 9. maddesinde;<br />

“(1) Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar<br />

hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir” hükmüne<br />

“Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesinde;<br />

(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine<br />

veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.<br />

(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü<br />

uygulanır.<br />

(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur”<br />

hükmüne,<br />

“Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı 11. maddesinde;<br />

“(1) Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu<br />

bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere<br />

bu davaların birleştirilmesine karar verebilir” hükmüne,<br />

“Bazı suçlara ilişkin muhakeme” bölümde yer alan “Görev ve yargı çevresinin<br />

belirlenmesi” başlıklı 250 maddesinde;<br />

“(1) Türk Ceza Kanununda yer alan;<br />

a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imâl ve ticareti<br />

suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu,<br />

b) Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti<br />

çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar,<br />

c) İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan<br />

suçlar (305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç),<br />

Dolayısıyla açılan davalar; Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar<br />

Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde<br />

görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülür…” hükmüne,<br />

5271 sayılı CYY’nın 250. maddesi uyarınca kurulan Özel Görevli Ağır Ceza<br />

Mahkemelerin kovuşturma usulünü belirleyen “kovuşturma” başlıklı 252. maddesinin 1.<br />

fıkrasının (g) bendinde ise “Bu Kanunun 6 ncı maddesi, 250 nci madde kapsamına giren suçlara<br />

bakan ağır ceza mahkemeleri hakkında uygulanmaz” hükmüne yer verilmiştir.<br />

5271 sayılı CYY’nın 250. maddesinde, bu madde kapsamına giren suçların<br />

kovuşturmasının, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca görevlendirilen ve yargı yetkisi birden<br />

fazla ili kapsayan Ağır Ceza Mahkemelerince yapılacağı belirtilmiş, maddenin 1. fıkrasında,<br />

mahkemenin görev alanındaki suçlar sınırlı olarak belirtilmiş, Yasanın 251. maddesinde<br />

238/678


soruşturma, 252. maddesinde ise kovuşturma ile ilgili hükümlere yer verilmiştir. Bu genel<br />

düzenleme yanında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 3. maddesinde terör suçları, 4.<br />

maddesinde ise terör amacı ile işlenen suçlar tanımlanmak suretiyle bu suçlara da 5271 sayılı<br />

CYY’nın 250. maddesi uyarınca kurulmuş Ağır Ceza Mahkemelerince bakılacağı anılan Yasanın<br />

9. maddesinde hüküm altına alınmış, ayrıca bir kısım Özel Yasalarda da, bu mahkemenin görev<br />

alanında yer alan suçlarla ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Anılan bu normlar uyarınca<br />

belirtilen suçların yargılamalarının, özel ve sınırlı görevli Ağır Ceza Mahkemesince yapılıp<br />

sonlandırılması zorunlu olup, bu konuda herhangi bir ayrıksı düşünce de bulunmamaktadır.<br />

CYY’nın 250. maddesinde sayılan suçlarla birlikte işlenen araç suçlar, örgüt faaliyeti<br />

kapsamında işlenen suçlar ve bu mahkemelerin görev alanında bulunan suçların kanıtını ve<br />

dayanağını oluşturan suçlardan açılacak davalara dahi zorunlu bağlantı nedeniyle, CYY’nın 250.<br />

maddesi uyarınca kurulan Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemelerce bakılması zorunludur.<br />

CYY’nın 250. maddesi uyarınca kurulan Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemesinin görev<br />

alanında bulunan suçlarla eylemsel bağ bulunan davaların hem kısa zamanda bitirilmesi, hem de<br />

aynı sanık veya eylemle ilgili kanıtların bir arada toplanıp, bir bütün halinde değerlendirilmesi ve<br />

somut gerçeğin en doğru şekilde ortaya çıkarılmasının başka yolu da yoktur.<br />

Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemesinin iddianame ile açılan davada iddianameyi kabul<br />

ederek, görevsizlikle gönderilen dosyada karşı görevsizlik kararı vermeyerek veya merci tayini<br />

yoluyla Yargıtay 5. Ceza Dairesince görevlendirilerek başladığı yargılama faaliyetinde delilleri<br />

toplayıp, eylemlerin nitelendirmesini yaparak yargılamayı tamamlaması ve tüm suçlar yönünden<br />

davayı sonuçlandırması gerekir. Bu kabul, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle<br />

sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten Anayasamızın 141/4 ile davaların makul<br />

bir süre içerisinde bitirilmesi gerektiğini vurgulayan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil<br />

yargılanma hakkına ilişkin 6. maddeleri uyarınca dava ekonomisi, adalet dağıtımında istikrar ve<br />

çabukluk sağlanması esaslarının bir sonucudur. Anılan uygulama Özel Görevli Mahkemelerin<br />

görevlerinin kanunla sınırlandırılmış olması ilkesine de aykırılık oluşturmaz.<br />

Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.02.1990 gün ve 372-10 sayılı kararı<br />

da bu doğrultudadır.<br />

Diğer taraftan, bir kısım ayrıksı düzenlemeler nedeniyle Özel Görevli Ağır Ceza<br />

Mahkemesinde yapılan yargılamada savunma hakkının kısıtlandığı ileri sürülebilir ise de; Özel<br />

Görevli Ağır Ceza Mahkemesinin görev alınan giren suçtan beraat hükmünün verildiği âna kadar<br />

sanıkların aynı usulle yargılanması, Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik<br />

kararı sonrasında genel mahkemelerce yenilenecek usul işlemleri ve devam edecek olan<br />

yargılama süreci nedeniyle yargılamanın makul sürede sonuçlandırılamaması sonucunu ortaya<br />

çıkaracaktır. Tüm kanıtları toplayan ve değerlendiren CYY’nın 250. maddesi uyarınca kurulan<br />

Ağır Ceza Mahkemesince yargılamanın sonuçlandırılması davaların en hızlı ve doğru şekilde<br />

bitirilmesini sağlayacağı gibi bu durum savunma hakkını sınırlayan bir sonuç da<br />

doğurmayacaktır" ifadelerine yer verilmiştir.<br />

İddianamedeki anlatım ve suça ilişkin vasıflandırma, sanıklar hakkında uygulanılması<br />

talep edilen sevk maddeleri, Mahkememizin görev alanında bulunan suçlarla şahsi ve eylemsel<br />

bağ bulunduğu iddia edilen davaların hem kısa zamanda bitirilmesi, hem de aynı sanıklar veya<br />

eylemle ilgili kanıtların bir arada toplanıp, bir bütün halinde değerlendirilmesi ve somut gerçeğin<br />

en doğru şekilde ortaya çıkarılmasının sağlanması, dava ekonomisi, adalet dağıtımında istikrar<br />

ve çabukluk sağlanması, davaların en hızlı ve doğru şekilde bitirilmesi ilkeleri de gözetildiğinde<br />

yetkisini Anayasa ve kanunlardan, gücünü ise adına karar verdiği Milletimizden alan İstanbul 16.<br />

Ağır Ceza Mahkemesi'nin davaya bakmakta görevli olduğunda şüphe yoktur ve bu nedenle<br />

yargılamaya devamla sanıklar hakkında hüküm tesis edilmiştir.<br />

Kls 102 dizi 215 de Prof. Dr İzzet Özgenç tarafından verilen ve Sanık Aziz yıldırım<br />

müdafi tarafından dosyaya sunulan hukuki mutalaada "örgütten haraketle görevli mahkeme<br />

239/678


elirlenmiştir, Ancak, davanın görüldüğü özel yetkili ağır ceza mahkemesinin bu ön kabulün<br />

dayanaksız olduğuna kanaat getirmesi halinde, görevsizlik kararı vererek, dosyayı HSYK'nın<br />

ihtisas mahkemesi olarak görevlendirdiği asliye ceza mahkemesine göndermesi gerekir"<br />

denilmektedir.<br />

Oysa; 5235 sayılı Kanununun Ağır Ceza Mahkemelerinin görevini düzenleyen 12.<br />

Maddesinde; "Kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, Türk Ceza<br />

Kanununda yer alan yağma (m.148), irtikap (m. 250/1 ve 2), resmi belgede sahtecilik<br />

(m.204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflas (m. 161) suçları ile ağırlaştırılmış<br />

müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili<br />

dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir" amir hükmüne yer verilmiştir.<br />

Cezalandırılmalarına karar verilen tüm sanıklar için lehe aleyhe yasa<br />

değerlendirmesinin yapılmasındaki zorunluluk ve bir kısım sanıkların yönünden 6250 sayılı Yasa<br />

ile yapılan değişiklik öncesi meri 6222 sayılı Yasa ile hüküm kurulduğu hususları gözetildiğinde<br />

görevli mahkemenin, söz konusu "hukuki mütalaada" belirtildiği gibi Asliye Ceza Mahkemesi<br />

olması hukuken mümkün değildir.<br />

ŞİKE ve TEŞVİK SUÇUNDA ANLAŞMA<br />

Savunmalarda çokça dile getirilen, “sahanın içinde şike yoksa dışında da yoktur”,<br />

“şikenin sahaya yansımamış olması”, gibi sübjektif/göreceli tespitlerin, ceza yargılaması yönüyle<br />

bir anlam ifade etmediğinin öncelikle bilinmesi gerekmektedir.<br />

Şöyleki:<br />

Yasa koyucu; 6222 SY’nın 11. Maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesinde, belirli bir<br />

spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin<br />

eden ya da kendisine menfaat temin edilen kişi için suçun, kazanç veya menfaatin temin edildiği<br />

anda oluşacağını kabul etmiştir.<br />

Suçun oluşması için faillerin bu amaçla hareket etmeleri yeterli olup, müsabakanın<br />

sonucunun anlaşma doğrultusunda gerçekleşmesi şart değildir. Bir başka ifadeyle, şike<br />

suçunun oluşması için, faillerin amacına ulaşmaları gerekmez. Önemli olan müsabakanın<br />

sonucunu etkilemek amacıyla menfaatin sağlanması veya bu hususta anlaşmaya varılmış<br />

olmasıdır.(Prof. Dr Mahmut Koca; 6222 Sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin<br />

Önlenmesine Dair Kanunda Düzenlenen Suçlar Ve Kabahatler)<br />

Bu bağlamda anılan suç, kazanç veya sair menfaatin temin edildiği anda<br />

tamamlanmaktadır. Suçun tamamlanmamış olması yani kazanç veya sair menfaatin temin<br />

edilmemiş olması durumunda, bu aşamaya kadar gerçekleşen eylemlerin, teşebbüs hükümlerine<br />

göre değerlendirilip cezalandırılması gerekmektedir.<br />

Ancak; 6222 SY’nın 11. Maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde “kazanç veya<br />

sair menfaatin temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi<br />

cezalandırılır” diyerek, esasen şike ve teşvik suçu bir nevi teşebbüs suçu olarak düzenlenmiştir.<br />

Ancak yasa koyucu suç siyaseti gereği bu halde de failin, suçun tamamlanmış şekliyle<br />

cezalandırılması esasını kabul etmiştir.<br />

Şike ya da teşvik suçunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için tarafların mutlaka bir<br />

araya gelmeleri gerekmediği gibi bu anlaşmanın bir şekil şartına bağlı olduğu da düşünülemez.<br />

Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkileme noktasında etkin olabilecek aktörlerden birisi<br />

ile bu amaca yönelik kazanç veya sair menfaat temin/vaat eden kişi/kişilerin şike ya da teşvik<br />

konusunda fikir birliği içinde olmaları anlaşmanın yapılmış sayılması için yeterlidir. Zira hukuka<br />

aykırı ve kanunun suç olarak tanımlayıp ağır yaptırıma bağladığı bir fiilin (şike/teşvik<br />

anlaşmasının), hukuken korunan bir şekil şartına bağlanması, izahı kabil bir düşünce değildir.<br />

Bu bağlamda; içerikleri noktasında bir itiraza konu olmayan (nitekim birkaç itiraza<br />

konu tape kayıtlarının bulunması sebebiyle tapelerin bir çoğunluğu canlı kayıtlarla<br />

240/678


karşılaştırılmış, duruşmada sanıklara dinlettirilmiş ve tape edilen telefon görüşmelerinin<br />

kayıtlarla birebir uyumlu olduğu anlaşılmıştır) ve sıhhati hususunda Mahkememizde tam bir<br />

vicdani kanaat hâsıl olan iletişim tespiti tutanaklarının, fiziki takipler, birkısım sanıkların farklı<br />

sebepler ileri sürerek kabul ettikleri para alışverişleri, araba alışverişi, yine farklı sebeplerle dile<br />

getirdikleri buluşmalar ve özellikle dosyada belirtilen maçlara yönelik telefon görüşmelerinin ve<br />

buluşmaların tam da şike ve teşvik anlaşmalarının maç öncesinde yapılması dikkate alındığında,<br />

mahkememizce subutu kabul edilen eylemlerin maddi kanıtlarla desteklendiği, farklı sanıkların<br />

kronolojik süreç içerisinde birbirlerini doğrulamaları karşısında suçun nitelendirilmesine ilişkin<br />

yeterli bilgileri içerdiği ve bu nedenle hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşıldığından, iletişim<br />

tespitine ilişkin tutanaklara itibar edilmiş ve hükme esas alınmıştır.<br />

Bu arada hukuka uygun olarak alınan mahkeme kararı doğrultusunda dinlenen telefon<br />

görüşmelerinin tek başına delil olamayacağı hususundaki savunmalar dikkate alındığında kısaca<br />

şu hususu belirtmekte yarar vardır.<br />

Yüksek Yargıtay'ın istikrar kazanmış içtihatlarından da anlaşılacağı üzere, telefon<br />

görüşmeleri tek başına delil olamaz. Telefon görüşmelerinin delil olarak değerlendirilebilmesi<br />

için görüşmelerin yanında bu görüşmelere ilişkin bir suç olgusunun bulunması gerekir. Örneğin<br />

iki şahıs arasında silah ya da uyuşturucu ticaretine yönelik bir telefon görüşmesi yapılmasına<br />

rağmen suç unsurları ele geçmediğinde veya kriminal raporlarda uyuşturucu ya da silah niteliği<br />

taşıyan bir tespit yapılmadığında doğaldır ki sadece telefon görüşmelerine dayanılarak bir<br />

mahkumiyet kararı tesis edilemez. Telefon görüşmelerinin yanında, suç unsurunun ele geçmesi<br />

gerekir.<br />

Bu bağlamda davaya konu olay değerlendirildiğinde münhasıran telefon<br />

görüşmelerinin bulunduğunu, başkaca delil bulunmadığını söylemek gerçekçi olmadığı gibi<br />

dosya kapsamı ile de uyumlu bir savunma değildir. Zira şike ve teşvik girişimlerine ilişkin<br />

telefon görüşmeleri yanında bu amaca yönelik gerçekleştirilen buluşmalar ve para naklinin söz<br />

konusu olduğu, suç konusu görüşmelerin (şike ve teşvik anlaşmalarının ya da teşebbüslerinin)<br />

müsabaka öncesinde vuku bulduğu, bu görüşmelere müsabakalarının yapıldığı, dolayısıyla<br />

telefon görüşmelerine konu olguların dosyada mevcut olduğu açık ve nettir. Örneğin 2 şahıs<br />

arasında şike ve teşvik konusunda görüşmele yapılmasına rağmen bu telefon görüşmlerine konu<br />

herhangi bir spor müsabakasının yapılmaması durumunda doğal olarak tek başına bu telefon<br />

görüşmelerini, şike ve teşvik eylemlerinin sübutunda yeterli kabul edilmeyecek ve suç olarak<br />

vasıflandırılıp mahkumiyetle neticelendirilmesi mümkün olmayacaktır. Burada mahkememizce<br />

cezalandırılma yoluna gidilirken telefon görüşmelerine konu şike veya teşvik anlaşması yada<br />

teşebbüsü bağlamında bir spor karşılaştırılmasının varlığı mahkememizce zorunlu kabul<br />

edilmiştir. Yine örgüt üyeliği suçu bakımından da yalnızca telefon görüşmeleri baz alınmamış,<br />

örgütsel faaliyetin varlığına işaret eden eylemler göz önüne alınmıştır.<br />

Yasa koyucu yukarıda değinildiği üzere teşebbüs hükümleri içerisinde<br />

değerlendirilmesi gereken fiili, suç siyaseti gereği tamamlanmış gibi kabul ettikten sonra,<br />

maddenin üçüncü fıkrası ile teşebbüsü düzenlemiş ve anlaşmanın varlığını da aramayarak,<br />

“kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya varılamadığı<br />

takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur” demek<br />

suretiyle şike veya teşvik teklifini dahi suç kabul etmiş ve teşebbüs hükümlerine göre<br />

cezalandırılmasına hükmetmiştir.<br />

5237 sayılı TCK'nın; 192. maddesinde, uyuşturucu suçunda suçun haber alınmasından<br />

sonra diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet eden fail için; 168. maddesinde, yağma<br />

suçunda, kovuşturma başladıktan sonra pişmanlık gösteren fail için; 221. maddesinde hüküm<br />

verilinceye kadar terör örgütü üyeleri için etkin pişmanlık düzenlemesine yer vermesine karşın,<br />

yasa koyucu ne kadar sert ve kararlı olduğunu ortaya koymak adına, 6222 sayılı Yasa’nın 11.<br />

maddesinin 8. bendindeki etkin pişmanlığa ilişkin düzenlemesinde; “müsabaka yapılmadan önce<br />

241/678


suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez” diyerek, dosyamız özelinde yargılama<br />

konusunun futbol müsabakası olduğu da gözetildiğinde, müsabakanın hakem tarafından sona<br />

erdiğini ilan eden son düdükten önce pişmanlığını izhar etmeyen kişinin dahi bu suçtan<br />

cezalandırılmasına hükmetmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, örneğin yapılan şike/teşvik<br />

anlaşması neticesinde menfaat temin eden/edecek olan futbolcu, müsabaka sona ermeden devre<br />

arasında şike/teşvik fiilinin ortaya çıkmasını sağladığı takdirde suç oluşmasına rağmen,<br />

kendisine ceza verilmeyecek ve fakat anlaşmanın diğer tarafı ceza almaktan kurtulamayacaktır.<br />

Müsabakanın sona ermesinden sonra ise hiçbir şekilde etkin pişmanlık kabul edilmemiştir.<br />

Şike ve teşvik suçu, rüşvet suçuna benzer bir düzenleme ile 6222 sayılı Kanun’da<br />

yerini almıştır.<br />

5237 sayılı TCK'nın 252. maddesinde; “Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması<br />

hâlinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur” denilmektedir. 6222 sayılı Kanun’un 11.<br />

maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde de, “kazanç veya sair menfaat temini hususunda<br />

anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur” ifadesine<br />

yer verilmiştir .<br />

765 sayılı mülga TCK döneminde ise bu şekilde açıkça bir düzenleme olmamasına<br />

karşın, gerek doktrin (Bkz. Önder, a. g. e., s. 153vd.; Erem, a. g. e., s. 1335;Dönmezer, a. g. e., s.<br />

99;Erman-Ozek, a. g. e., s. 88;Gözübüyük, a. g. e., , s. 741.ve uygulama) ve gerekse Yargıtay<br />

uygulamalarında, rüşvet suçunun anlaşma ile tamamlandığı kabul edilmiştir.<br />

Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu 18. 5. 1999 tarih ve 5–119/121 sayılı içtihadında<br />

da; “Rüşvet suçu bir anlaşmayla oluştuğundan tarafların rızalarının gerçekte uyum halinde<br />

olmasının koşul bulunduğu...” ifadeleri ile anlaşmaya vurgu yapılmıştır.<br />

Yargıtay 5. CD, 07.12.2000 tarih ve 2000/3140–6923 sayılı; “Kadastro teknisyeni olan<br />

sanık K. B’ın müştekinin arazilerinin tapulama tespiti sırasında “bir kuzu ve 10. 000. 000 lira<br />

verirsen işlerin kolay olur” demek suretiyle rüşvet istediği, müştekinin de kabul ettiği, bilahare<br />

müştekinin vaadini yerine getirmemesi nedeniyle sanığın haber gönderip sıkıştırması üzerine<br />

şikâyette bulunduğu, bu durumda rüşvet anlaşması meydana geldikten sonra vaki vazgeçmenin<br />

suçun oluşumuna engel olmayacağı gözetilerek, sanığın eyleminin TCK’nın 212/1.<br />

maddesine uyan rüşvet alma suçunu oluşturduğu halde, yazılı şekilde görevi kötüye kullanma<br />

suçunda hüküm kurulması” şeklindeki kararı ile “rüşvet anlaşması meydana geldikten sonra<br />

vazgeçmenin suçun oluşumuna engel olmayacağı” belirtilmiştir.<br />

Yargıtay 5. CD, 21.01.2002 tarih ve 2602/87 sayılı kararında “sanığın yapması gereken<br />

ve görevli olduğu kapatma işlemini yapmamak için yaptığı teklifin müşteki tarafından kabul<br />

edilmesi nedeniyle rüşvet anlaşmasının gerçekleştiği gözetilerek sanığın nitelikli rüşvet alma<br />

suçundan cezalandırılması yerine, yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan hüküm<br />

kurulması yasaya aykırıdır” diyerek yapılan teklifin kabulü ile rüşvet anlaşmasının gerçekleştiği<br />

ve bu suçtan mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği belirtilmiştir.<br />

Yukarıda değinildiği üzere, 765 sayılı mülga TCK döneminde, 5237 sayılı TCK’nın<br />

252. maddesindeki gibi kesin ve net bir düzenleme olmamasına karşın, Yüksek Yargıtay Ceza<br />

Genel Kurulu ve bu suçlara bakmakla görevli 5. CD’nin özetlenen içtihatları anlaşma ile suçun<br />

oluştuğunu kabul ettiğine göre, söz konusu içtihatların, ilk kez bir ceza yargılamasına konu olan<br />

6222 Yasa’nın 11. maddesindeki “kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya<br />

varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur” düzenlemesi<br />

bağlamında yol gösterici olduğunu ve suçun sübutuna dair hukukçu olmayanların dahi kolayca<br />

anlayabileceklerini, izaha gerek dahi bulunmamaktadır.<br />

6222 sayılı Yasada değişiklik öngören ve Cumhurbaşkanı tarafından bir kez daha<br />

görüşülmek üzere iade edilen 6250 sayılı Yasanın kabulüne ilişkin, TBMM'de 23.Kasım 2011<br />

tarihinde yapılan 24. Dönem 2. Yasama Yılı 22. Birleşim'inde konuşan Adalet komisyonu Başkan<br />

Vekili Hakkı Köylü konuşmasında; "... Bunun dışında, işte bugün görüşmekte olduğumuz şike ve<br />

242/678


teşvik primine ilişkin bir düzenleme de yapıldı. Hepinizin bildiği gibi, bir spor müsabakasının<br />

sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden bir kişi şike<br />

suçundan dolayı cezalandırılıyor. Bundan dolayı bir menfaat alan kişi de aynı şekilde bu suçun<br />

ortağı olarak cezalandırılıyor.<br />

Bu suçun oluşması için iki tarafın birbirine para vermesi şart değil, müsabakanın<br />

bu şekilde oynanması da şart değil. Eğer taraflar şike konusunda anlaşmışlarsa, belirtilen<br />

menfaat, kazanç yerine getirilmiş olsun olmasın, müsabaka yapılmış olsun olmasın ve<br />

müsabaka istenilen anlaşmaya uygun olarak isterse yapılmasın, sadece şike anlaşmasının<br />

yapılması hâlinde dahi suç teşekkül ediyor ve tamamlanmış sayılıyor. Dolayısıyla<br />

tamamlanmış olarak cezaya hükmediliyor.<br />

Ancak bir taraf şike teklifinde bulunur, karşı taraf kabul etmezse; bu takdirde suç<br />

teşebbüs derecesinde kalmış sayılıyor ve teşebbüsten ceza kuruluyor.<br />

Bu kanun düzenlenirken rüşvet suçuyla mukayese edildi. Esasında Futbol<br />

Federasyonu ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü yetkililerinin birlikte hazırlamış olduğu,<br />

özellikle Federasyonun ağırlıklı olarak içinde olduğu kanun taslağında bu cezalar çok daha<br />

yüksekti. Yani o günlerde belki bazı maçlarda meydana gelen olayların, yani kamuoyunu bayağı<br />

rencide edecek tarzda, rahatsız edecek tarzda meydana gelen olayların da belki etkisiyle çok<br />

daha yüksek hazırlanmıştı. Ama biz, sonradan bu kanun görüşmeleri sırasında hatta tasarının<br />

son şekli verilirken buna müdahil olduk ve cezayı buraya kadar getirdik ama buna rağmen, bu<br />

ceza yüksek görüldü.<br />

Cezanın bu şekilde olmasının asıl sebebi, bu suçun rüşvet suçuna benzer bir suç<br />

olmasıydı. Rüşvetin Ceza Kanunu'muzdaki karşılığının alt sınırı dört yıldan başlamaktadır.<br />

Rüşvet suçunda 2 kişi vardır, bazen 3 kişi olur, bazen bundan mağdur olan birisi de olmayabilir<br />

ama 2 kişi arasında kanunsuz bir iş yapılmıştır. Burada ne vardır? Buradaki taraflar, bu şike<br />

anlaşmasından zarar gören taraflar kimlerdir? Şike anlaşmasından, bu şike ile maçın şikeye<br />

uygun olarak sonuçlanmasından dolayı zarar gören karşıda başka bir futbol kulübü vardır, bu<br />

kulübün yöneticileri, futbolcuları vardır, bu kulübün binlerce, on binlerce taraftarı vardır, Toto<br />

oynayanlar vardır, İddaa, bahis oynayanlar vardır. Bunların hepsi bundan mağdur olmuştur,<br />

zarar görmüştür. İşte bundan dolayıdır ki, bu suçun mağdurlarının, zarar görenlerinin çok daha<br />

fazla olmasından dolayı şike suçunun cezası daha yüksek tutulmuştur.<br />

Ama görünen o ki kamuoyunda veya siyasi parti gruplarının nezdinde ve futbol<br />

camiasında, bunun cezasının bu kadar da çok olması anormal olarak kabul edilmiştir; olabilir,<br />

ona bir şey demiyorum. Bu ceza düzenlemesi belki bizim tarafımızdan yapıldığı sırada fazla<br />

olmuş olabilir, bunu tabii ki takdirle karşılıyorum. Dolayısıyla, ceza "beş yıldan on iki yıla<br />

kadar" olan ceza, "bir yıldan üç yıla kadar" olarak değiştirilmiştir. Başka ne yapılmıştır?<br />

Tabii ki kamuoyunda şöyle bir algı var şu anda, onun da olmamasını istiyoruz: Beş<br />

yıllık ceza bir yıla inince, bu sanki bir afmış gibi değerlendirmeler olabilir. "Hemen hapisten<br />

çıkar, ceza da paraya çevrilir, tecil eder." diye düşünenler olabilir ama şunu da gözden uzak<br />

tutmamak lazım: Ceza miktarı aşağıya inmiştir, bir yıllık ceza paraya da çevrilebilir, seçenek<br />

yaptırımlara da çevrilebilir, hükmün açıklanması da geri bırakılabilir ama işte bu algıyı ortadan<br />

kaldırmak için de burada bir denge kurulmaya çalışılmış. Dolayısıyla hükmün açıklanmasının<br />

geri bırakılmasına, seçenek yaptırımlara çevrilmesine ve paraya çevrilmesine, ertelenmesine<br />

imkân tanınmamıştır. Dolayısıyla bu suçtan ceza alan kişiler hapis cezasını fiilen cezaevinde<br />

üçte 2'sini yatmak suretiyle çekecekler, ondan sonra tahliye olacaklardır yani mahkûm olanlar"<br />

(http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tutanak_g_sd.birlesim_baslangic?<br />

PAGE1=1&PAGE2=1&p4=21043&p5=B) ifadeleri ile yukarıda açıklanan hususların yasanın<br />

yapılış aşamasında gözetildiğini açıkça belirtmiştir.<br />

243/678


Özetle; ceza yargılamasının konusu, şike veya teşvik suçunun sahaya yansıyıp<br />

yansımaması değil, şike ve teşvik “anlaşmasının” vaki olup olmadığıdır. Sanıkların, sübutu kabul<br />

edilen şike ve teşvik eylemleri, bu çerçevede değerlendirilmiştir.<br />

LEHE - ALEYHE YASANIN TESPİTİ:<br />

6222 sayılı Sporda Şiddit ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un 14.04.2011<br />

tarihli resmi gazete yayımlanıp yürürlüğe girmesinden sonra, yargılamaya konu eylemleri<br />

nedeniyle bir kısım sanıklar hakkında başlatılan soruşturma sonucunda İstanbul Cumhuriyet<br />

Başsavcılığınca henüz iddianame düzenlenmeden TBMM, 24.11.2011 tarihinde 24. Dönem 2.<br />

Yasama Yılı 23. Birleşim'inde 6250 sayılı yasayı kabul etmiştir.<br />

Cumhurbaşkanı tarafından yayımlanması uygun bulunmayan 6250 sayılı Sporda<br />

Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun;<br />

"Sportif faaliyet ve organizasyonlarda düzenin sağlanarak sporun kitlelere yayılmasının teşvik<br />

edilmesi amacıyla yürürlüğe konulan 5149 sayılı Kanunun, yürürlüğe girdiği 2004 yılından<br />

itibaren spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliği önlemede yetersiz kaldığı görülmüş ve<br />

anılan yetersizlikler ile uygulamada karşılaşılan noksanlıkların giderilmesi için Türkiye Büyük<br />

Millet Meclisince 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kabul<br />

edilerek 14/04/2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.<br />

Genel gerekçesinde, diğer ülkelerin ve uluslararası spor örgütlerinin düzenlemeleri ile<br />

teamüllerinin göz önünde bulundurularak hazırlandığı ve uluslararası sözleşmeler ile<br />

gelişmelere paralellik sağlandığı belirtilen 6222 sayılı Kanunla spor alanında faaliyet<br />

gösterenlerin ve taraftarların haklarının korunması, düzensizlik ve şiddet olaylarının önlenmesi<br />

amacıyla bu alana özgü suçlar ve cezaları düzenlenmiştir.<br />

İncelenen Kanunla ise, şike ve teşvik primi suçu başta olmak üzere 6222 sayılı<br />

Kanunda çeşitli suçlar için getirilen hapis cezalarının indirilmesi, bazı fiiller için öngörülen<br />

hapis cezalarının yerine adli para cezası verilmesi ve bu değişikliklere bağlı olarak görevli<br />

mahkemelerin değiştirilmesi öngörülmüştür.<br />

Bilindiği gibi, hukuk devletinde, ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerine ilişkin<br />

kurallar, ceza hukukunun temel ilkeleri ile Anayasanın ilgili hükümleri başta olmak üzere,<br />

ülkenin sosyal ve kültürel yapısı, etik değerleri ve ekonomik hayatın ihtiyaçları göz önüne<br />

alınarak tespit edilecek ceza siyasetine göre belirlenir.<br />

Kanun koyucu, cezalandırma yetkisini kullanırken hangi fiillerin suç sayılacağı,<br />

bunların hangi tür ve ölçüdeki ceza müeyyideleri ile karşılanacağı, nelerin ağırlaştırıcı veya<br />

hafifletici sebep olarak kabul edilebileceği konularında takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki<br />

kullanılırken suç ve ceza arasındaki adil dengenin korunmasının sağlanması ve öngörülen<br />

cezanın, cezalandırmada güdülen amacı gerçekleştirmeye elverişli olması gibi esaslar dikkate<br />

alınır. Suç ve ceza arasında adalete uygun bir oranın bulunup bulunmadığının tespitinde ise o<br />

suçun toplumda doğurduğu infial ve etki, kişiler üzerinde oluşturduğu tehlike ve zarar ile<br />

bunların azlığı veya çokluğu, suçun işlenme oranındaki azalma veya artış gibi faktörlerin de<br />

dikkate alınması gerekir. Aksi takdirde, yapılan düzenleme gerçek amacının dışında sonuçlar<br />

doğurabileceği gibi toplumun adalete olan güven duygusunun sarsılmasına da sebep olur.<br />

Bu itibarla, incelenen Kanunla öngörülen değişikliklerin, ölçülülük ve caydırıcılık gibi<br />

ceza hukukunun temel prensiplerini etkisiz kılacağı ve yukarıda belirtilen sakıncaları<br />

doğurabileceği düşünülmektedir.<br />

Diğer taraftan, 6222 sayılı Kanunda değişiklik öngören bu Kanunun gerekçesinde,<br />

yapılan değişikliklerin, diğer kanunlarda öngörülen suçlara verilen cezalar dikkate alınmak<br />

suretiyle adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildiği belirtilmekte<br />

ise de, kamuoyunda, genel ve gereklilikten doğan bir düzenleme olmaktan ziyade, halen<br />

yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme<br />

244/678


olduğu intibaını uyandırdığı, bu durumun da değişikliğin esas amacı dışında özel bir saikle<br />

hazırlandığı eleştirilerine sebebiyet verdiği görülmektedir" gerekçesi ile bir kez daha<br />

görüşülmesi için, Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi<br />

Başkanlığına geri gönderilmiştir.<br />

Türkiye Büyük Millet Meclisi; 10.12.2011 tarihinde 24. Dönem 2. Yasama Yılı 33.<br />

Birleşim'inde Cumhurbaşkanımız tarafından bir kez daha görüşülmesi için iade edilen yasayı<br />

aynen kabul etmiş ve 6222 sayılı Kanun'u değiştiren 6259 sayılı Kanun, 15.12.2011 tarihli Resmi<br />

Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.<br />

TCK'nın 7/2. maddesinde; "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile<br />

sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve<br />

infaz olunur" düzenlemesine yer verilmiştir.<br />

Şu hale göre; lehe ve aleyhe yasa değerlendirmesinin yapılmasında zorunluluk<br />

bulunmaktadır.<br />

Öncelikle ceza hükmü içeren yasa maddelerine bakılmalıdır.<br />

6259 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik öncesi 6222 sayılı Yasa;<br />

Madde 11- (1) Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir<br />

başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve yirmibin<br />

güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan<br />

dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya<br />

varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.<br />

(2) Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda<br />

sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.<br />

(3) Kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya<br />

varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur.<br />

(4) Suçun;<br />

a) Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle,<br />

b) Spor kulübünün yönetim kurulu başkan veya üyeleri tarafından,<br />

c) Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde,<br />

ç) Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla,<br />

işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.<br />

(5) Suçun bir müsabakada bir takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla teşvik primi<br />

verilmesi veya vaat edilmesi suretiyle işlenmesi halinde bu madde hükümlerine göre verilecek<br />

ceza yarı oranında indirilir.<br />

(6) Bu madde hükümleri;<br />

a) Milli takımlara veya milli sporculara başarılı olmalarını sağlamak amacıyla,<br />

b) Spor kulüpleri tarafından kendi takım oyuncularına veya teknik heyetine<br />

müsabakada başarılı olabilmelerini sağlamak amacıyla,<br />

prim verilmesi veya vaadinde bulunulması halinde uygulanmaz.<br />

(7) Suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde,<br />

ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verilir. Ancak, verilecek<br />

idari para cezasının miktarı yüzbin Türk Lirasından az olamaz.<br />

(8) Müsabaka yapılmadan önce suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez.<br />

6259 sayılı Yasa ile değişik ile yapılan değişiklik sonrası 6222 sayılı Yasa;<br />

Madde 11 - (1) Belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir<br />

başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin<br />

güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Kendisine menfaat temin edilen kişi de bu suçtan<br />

dolayı müşterek fail olarak cezalandırılır. Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya<br />

varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.<br />

245/678


(2) Şike anlaşmasının varlığını bilerek spor müsabakasının anlaşma doğrultusunda<br />

sonuçlanmasına katkıda bulunan kişiler de birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.<br />

(3) Kazanç veya sair menfaat vaat veya teklifinde bulunulması halinde, anlaşmaya<br />

varılamadığı takdirde, suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması dolayısıyla cezaya hükmolunur.<br />

(4) Suçun;<br />

a) Kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle,<br />

b) (Değişik bent: 10/12/2011 - 6259 S.K./1. md.) Federasyon veya spor kulüpleri ile<br />

spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin, genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya<br />

üyeleri, teknik veya idari yöneticiler ile kulüplerin ve sporcuların menajerleri veya temsilciliğini<br />

yapan kişiler tarafından,<br />

c) Suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde,<br />

ç) Bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla,<br />

işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.<br />

(5) Suçun bir müsabakada bir takımın başarılı olmasını sağlamak amacıyla teşvik primi<br />

verilmesi veya vaat edilmesi suretiyle işlenmesi halinde bu madde hükümlerine göre verilecek<br />

ceza yarı oranında indirilir.<br />

(6) Bu madde hükümleri;<br />

a) Milli takımlara veya milli sporculara başarılı olmalarını sağlamak amacıyla,<br />

b) Spor kulüpleri tarafından kendi takım oyuncularına veya teknik heyetine<br />

müsabakada başarılı olabilmelerini sağlamak amacıyla, prim verilmesi veya vaadinde<br />

bulunulması halinde uygulanmaz.<br />

(7) Suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde,<br />

ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verilir. Ancak, verilecek<br />

idari para cezasının miktarı yüzbin Türk Lirasından az olamaz.<br />

(8) Müsabaka yapılmadan önce suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez.<br />

(9) (Ek fıkra: 10/12/2011 - 6259 S.K./1. md.) Bu madde kapsamına giren suçlarla ilgili<br />

olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesine göre<br />

hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez; verilen hapis cezası seçenek<br />

yaptırımlara çevrilemez ve ertelenemez.<br />

(10) (Ek fıkra: 10/12/2011 - 6259 S.K./1. md.) Bu maddede tanımlanan suçların bir suç<br />

işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi halinde, bunlardan<br />

en ağır cezayı gerektiren fiilden dolayı verilecek ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar<br />

artırılarak tek cezaya hükmolunur.<br />

(11) (Ek fıkra: 10/12/2011 - 6259 S.K./1. md.) Bu maddede tanımlanan suçlardan<br />

dolayı cezaya mahkûmiyet halinde, kişi hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesi<br />

hükümlerine göre, spor kulüplerinin, federasyonların, bünyesinde sportif faaliyetler icra edilen<br />

tüzel kişilerin yönetim ve denetim organlarında görev yapmaktan yasaklanmasına hükmolunur.<br />

Bu bağlamda değerlendirildiğinde:<br />

Değişiklik öncesi; şike ve teşvik suçlarının temel cezası (adli para cezası hariç) beş<br />

yıldan on iki yıla kadar hapis iken değişiklik sonrası cezalar bir yıldan üç yıla indirilmiştir. Bu<br />

yönüyle 6259 sayılı Yasa ile yaılan değişikliğin lehe olduğu izahtan varestedir.<br />

Değişiklik öncesi; hükmolunacak cezanın yarı oranında artırımı için belirlenen, suçun<br />

"spor kulübünün yönetim kurulu başkan veya üyeleri tarafından" işlenmesi hali, değişiklik<br />

sonrası suçun "federasyon veya spor kulüpleri ile spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin,<br />

genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri, teknik veya idari yöneticiler ile kulüplerin ve<br />

sporcuların menajerleri veya temsilciliğini yapan kişiler tarafından" işlenmesi hali olarak<br />

düzenlenmiş ve kapsam genişletilmiştir.<br />

Değişiklik öncesi; cezalar için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı<br />

verilemez; verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilemez ve ertelenemez hükmüne yer<br />

246/678


verilmemişken, değişiklik sonrası "bu madde kapsamına giren suçlarla ilgili olarak 04/12/2004<br />

tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesine göre hükmün<br />

açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez; verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara<br />

çevrilemez ve ertelenemez" düzenlemesi getirilmiştir.<br />

Değişiklik öncesi; TCK'nın 5. maddesindeki "bu Kanun'un genel hükümleri, özel ceza<br />

kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır" amir hükmü uyarınca<br />

TCK'nın 43. maddesi bağlamında çözümü gereken husus "bu maddede tanımlanan suçların bir<br />

suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi halinde,<br />

bunlardan en ağır cezayı gerektiren fiilden dolayı verilecek ceza dörtte birinden dörtte üçüne<br />

kadar artırılarak tek cezaya hükmolunur" şeklinde maddeye açıkça eklenerek, uygulayıcının olası<br />

aleyhe yorumunun önüne geçilmek istenilmiştir.<br />

5252 sayılı Kanun'un 9/3. maddesinde; "lehe olan hüküm, önceki ve sonraki<br />

kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle<br />

karşılaştırılması suretiyle belirlenir" denilmektedir.<br />

Bunun yanında lehe yasanın belirlenmesinde uyulması gereken kriterler Yüksek<br />

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bir kısım müstekar içtihatlarında açıkça gösterilmiştir.<br />

27.04.2010 tarih ve 2010/7-86Esas, 2010/91 Karar sayılı Yargıtay Ceza Genel<br />

Kurulu içtihadında; "süreklilik gösteren Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Özel Daire kararlarında<br />

vurgulandığı üzere, lehe yasa, sabit kabul edilen maddi olaya eski yasalar ile yeni yasaların,<br />

yekdiğerinin hiçbir hükmü karıştırılmadan bir bütün halinde uygulanarak, uygulama sonucunda<br />

ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle saptanmasını gerektirmektedir"<br />

denilmektedir.<br />

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 01.02.2011 tarih ve 2011/11-17 Esas, 2011/13 Karar<br />

sayılı içtihadında; "YCGK'nın 26.12.2006 gün, 295-322 sayılı kararında belirtildiği üzere, lehe<br />

yasanın tespiti bakımından değerlendirme yapılırken, fer’i cezalar ve güvenlik tedbirlerine ilişkin<br />

olanlar da dahil olmak üzere 765 sayılı TCY’nın bir bütün halinde olaya uygulanarak sonuca<br />

varılması, daha sonra da 5237 sayılı TCY’nın ceza ve güvenlik tedbirleri de dahil ilgili bütün<br />

hükümleri tatbik edilerek bu Yasaya göre ayrı bir sonuç belirlenmesi, yapılacak karşılaştırma<br />

üzerine daha lehe sonuç verdiği saptanan yasanın hükümleri yekdiğeriyle karıştırılmadan bir<br />

bütün halinde uygulanmak suretiyle, ceza, fer’i ceza ve güvenlik tedbirine hükmedilmesi<br />

gerekmektedir"<br />

Şu hale göre; 6222 sayılı Yasa'nın, 6259 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik öncesi ve<br />

sonrasının bir bütün olarak, hiç bir hükmü karıştırılmadan değerlendirilmesi gerekmektedir.<br />

Bu bağlamda 6222 sayılı yasadan mahkum olan her bir sanığın konumunun, sabit<br />

kabul edilen eylemleri ve haklarında uygulanan ceza artırımı ve indirimine konu kanun<br />

maddeleri de gözetilerek, 6259 sayılı yasa ile yapılan değişiklik öncesi hükümleri içeren 6222<br />

sayılı yasa çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirilmesi yapıldığında;<br />

Sanık Aziz Yıldırım'ın 6222 sayılı yasadan dolayı, üst sınırı 12 yıl olan bu suçta<br />

temel ceza alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenildiğine göre, hapis cezası 11/1. maddesi uyarınca 6<br />

yıl kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl<br />

hapis, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin<br />

uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/2 oranında artırıldığında tek maç için 13 yıl 6<br />

ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 11 yıl 3 ay hapis olacaktır. Sanığa bu<br />

suçtan hükmolunan ceza, 3 yıl 9 ay hapis olduğuna göre 6259 sayılı yasa ile yapılan değişikliğin,<br />

sanığın lehine olduğu açıktır.<br />

Sanık Abdullah Başak'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, maddede<br />

247/678


açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin<br />

kabulü halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 12 yıl hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında<br />

sonuç cezası 10 yıl hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Abdurrahman Yakut'un; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul<br />

edildiğinde, TCK'nın 35. maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 2 yıl 6 ay hapis,<br />

hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 2 yıl 1 ay hapis olacaktır. Erteleme ve HAGB<br />

sınırları dışında kaldığına göre aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Ahmet Çelebi'nin; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis,<br />

maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması<br />

gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/4 oranında artırıldığında 11 yıl 3 ay hapis, hakkında TCK 62<br />

uygulandığında sonuç cezası 7 yıl 1 ay 15 gün hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Alaeddin Yıldırım'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, 11/5.<br />

Maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde ve hakkında TCK 62. maddesinin<br />

uygulanmadığı gözetildiğinde sonuç cezası 4 yıl 6 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Ali Kıratlı'nın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, TCK'nın<br />

35. maddesi uyarınca cezası 1/4 oranında indirildiğinde 6 yıl 9 ay hapis, maddede açıkça<br />

düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü<br />

halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 8 yıl 12 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında<br />

sonuç cezası 7 yıl 6 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Bülent İbrahim İşçen'in; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, maddede<br />

açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin<br />

kabulü halinde cezası 1/4 oranında artırıldığında 11 yıl 3 ay hapis, hakkında TCK 62<br />

uygulandığında sonuç cezası 9 yıl 4 ay 15 gün hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Bülent Uygun'un; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/b fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis,11/5.<br />

maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 4 yıl 6 ay hapis ve hakkında TCK 62<br />

uygulandığında sonuç cezası 3 yıl 9 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Cemil Turhan'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, TCK'nın<br />

35. maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 4 yıl 6 ay hapis, hakkında TCK 62<br />

uygulandığında sonuç cezası 3 yıl 9 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Gökçek Vederson'un; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 5. Fıkrası uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 2 yıl 6 ay hapis<br />

ve hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 2 yıl 1 ay hapis olacaktır. Erteleme ve HAGB<br />

sınırları dışında kaldığına göre aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık İbrahim Akın'ın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin<br />

uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/4 oranında artırıldığında 7 yıl 6 ay hapis,<br />

hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 6 yıl 3 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu<br />

sabittir.<br />

Sanık İlhan Çelikay'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul<br />

edildiğinde, yardım eden sıfatı nedeniyle cezası TCK'nın 39. Maddesi uyarınca yarı oranında<br />

indirildiğinde 2 yıl 6 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 2 yıl 1 ay hapis<br />

olacaktır.Erteleme ve HAGB sınırları dışında kaldığına göre aleyhine olduğu sabittir.<br />

248/678


Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl<br />

kabul edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis,<br />

maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması<br />

gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/2 oranında artırıldığında 13 yıl 6 ay hapis, hakkında TCK 62<br />

uygulandığında sonuç cezası 11 yıl 3 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık İskender Alın'ın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul<br />

edildiğinde, maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin<br />

uygulanması gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/4 oranında artırıldığında 6 yıl 3 ay hapis,<br />

hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 5 yıl 2 ay 15 gün hapis olacaktır. Aleyhine<br />

olduğu sabittir.<br />

Sanık Korcan Çelikay'ın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde ve hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 5 yıl hapis olacaktır. Aleyhine<br />

olduğu sabittir.<br />

Sanık Mecnun Otyakmaz'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis,<br />

hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 7 yıl 6 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu<br />

sabittir.<br />

Sanık Şekip Mosturoğlu'nun; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis,<br />

TCK'nın 35.maddesi uyarınca cezası 1/4 oranında indirildiğinde 6 yıl 9 ay hapis, maddede<br />

açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin<br />

kabulü halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 8 yıl 12 ay hapis, hakkında TCK 62<br />

uygulandığında sonuç cezası 7 yıl 6 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Mehmet Yıldız'ın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde ve hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 5 yıl hapis olacaktır. Aleyhine<br />

olduğu sabittir.<br />

Sanık Ömer Ülkü'nün; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/b fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 7 yıl 6 ay hapis,<br />

TCK'nın 35. maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 3 yıl 9 ay hapis, maddede<br />

açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin<br />

kabulü halinde cezası 1/4 oranında artırıldığında 3 yıl 20 ay 7 gün hapis, hakkında TCK 62<br />

uygulandığında sonuç cezası 3 yıl 12 ay 27 gün hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Sami Dinç'in; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, TCK'nın<br />

35.maddesi uyarınca cezası 1/4 oranında indirildiğinde 6 yıl 9 ay hapis, maddede açıkça<br />

düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin kabulü<br />

halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 8 yıl 12 ay hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında<br />

sonuç cezası 7 yıl 6 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Serdal Adalı'nın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 7 yıl 6 ay hapis ve<br />

hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 6 yıl 3 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu<br />

sabittir.<br />

Sanık Tamer Yelkovan'ın;11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/b-c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis,<br />

maddede açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması<br />

gerektiğinin kabulü halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 12 yıl hapis, yardım eden sıfatı<br />

nedeniyle TCK'nın 39. Maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 6 yıl hapis, hakkında<br />

TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 5 yıl hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

249/678


Sanık Tayfur Havutçu'nun; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 5 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/b fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 7 yıl 6 ay hapis,<br />

hakkında TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 6 yıl 3 ay hapis olacaktır. Aleyhine olduğu<br />

sabittir.<br />

Sanık Ümit Karan'ın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, 11/5. maddesi uyarınca cezası 1/2 oranında indirildiğinde 3 yıl hapis ve hakkında<br />

TCK 62 uygulandığında sonuç cezası 2 yıl 6 ay hapis olacaktır. Erteleme ve HAGB sınırları<br />

dışında kaldığına göre aleyhine olduğu sabittir.<br />

Sanık Yusuf Turanlı'nın; 11/1. maddesi uyarınca temel hapis cezası 6 yıl kabul<br />

edildiğinde, aynı maddenin 4/c fıkrası uyarınca yarı oranında artırıldığında 9 yıl hapis, maddede<br />

açıkça düzenlenmese de TCK 5. madde yollaması ile 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin<br />

kabulü halinde cezası 1/3 oranında artırıldığında 12 yıl hapis, hakkında TCK 62 uygulandığında<br />

sonuç cezası 10 yıl hapis olacaktır. Aleyhine olduğu sabittir.<br />

Buna karşın;<br />

Sanıklar Fatih Akbaba, Mehmet Yenice, ve Yavuz Ağıngöl'ün; sonuç olarak verilen<br />

1 yıl 8 ay hapis ve beraberinde para cezaları,<br />

Sanıklar Samet Güzel ve Şükrü Öngan'ın; sonuç olarak verilen 1 yıl 15 gün hapis ve<br />

beraberinde para cezaları hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmolunduğuna<br />

göre, 6259 ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 6222 sayılı Yasa adı geçen sanıklar<br />

için daha lehe olduğundan bu şekilde uygulama yapılmıştır.<br />

ÖRGÜT SUÇU:<br />

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, TCK'nın 220. maddesinde aşağıdaki gibi<br />

düzenlenmiştir.<br />

Madde 220:<br />

“Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler,<br />

örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları<br />

işlemeye elverişli olması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.<br />

Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.<br />

Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla kadar<br />

hapis cezası ile cezalandırılır.<br />

Örgütün silâhlı olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte<br />

birinden yarısına kadar artırılır.<br />

Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da<br />

cezaya hükmolunur.<br />

Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı<br />

ayrıca fail olarak cezalandırılır.<br />

Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak<br />

suçundan dolayı cezalandırılır.<br />

Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve<br />

isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır.<br />

Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis<br />

cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı<br />

oranında artırılır.”<br />

Madde Gerekçesinde:<br />

Kanunlarda suç olarak tanımlanan fiillerin işlenmesi amacıyla örgüt kurmak veya<br />

yönetmek ile bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak, işlenmesi amaçlananlardan ayrı suçlar<br />

olarak tanımlanmıştır.<br />

250/678


Örgüt kurmak, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından sadece bir araç<br />

niteliğindedir. Suç işlemek için örgüt kurmak, toplum düzenini tehlikeye sokmaktadır.<br />

Ayrıca belirtilmelidir ki, suç örgütü, amaçlanan suçları işlemede bir kolaylık sağlamaktadır. Bu<br />

nedenlerle, işlenmesi amaçlan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan bu fiiller, ayrı<br />

suçlar olarak tanımlanmıştır.<br />

Bu suç tanımı ile korunan hukukî değer, kamu güvenliği ve barışıdır. Kamu güvenliği<br />

ve barışının bozulması ise, bireyin güvenli, barış içinde yaşamak hakkını da zedeleyecektir. Bu<br />

nedenle söz konusu düzenlemeyle aynı zamanda bireyin, Anayasada güvence altına alınmış olan<br />

hak ve özgürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlanmaktadır.<br />

Maddenin birinci fıkrasında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek suçu<br />

tanımlanmıştır. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik<br />

hareketler, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmektir.<br />

Örgüt, soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hâkimdir. Bu<br />

hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki<br />

dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini<br />

kazanmaktadır.<br />

Örgütün varlığı için suç işlemek amacı etrafındaki fiilî birleşme yeterlidir. Örgüt,<br />

niteliği itibarıyla, devamlılık arz eder. Bu itibarla, kişilerin belli bir suçu işlemek için bir<br />

araya gelmesi hâlinde, örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur. İştirak ilişkisinden<br />

bahsedebilmek için, suç ortakları nezdinde suçun, konu veya mağdur bakımından somutlaşması<br />

gerekir. Buna karşılık, örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağdur<br />

itibarıyla somutlaştırılması zorunlu değildir.<br />

Madde metninde, suç işlemek amacına yönelik örgütün varlığı için asgari üye sayısı<br />

belirlenmemiştir.<br />

Suç işlemek için örgüt kurulması bir somut tehlike suçudur. Her ne kadar en az iki<br />

kişinin belli amaç etrafında suç işlemek üzere devamlı surette fiilen birleşmesi suretiyle örgüt<br />

meydana gelebilirse de; kurulan örgüt, güdülen amaç bakımından somut bir tehlike<br />

oluşturmayabilir. Bu nedenle, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç<br />

bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması aranmalıdır. Bu bakımdan, örneğin<br />

sadece üç kişinin bir araya gelmesi, devletin ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik suçları işleme<br />

açısından somut bir tehlike taşımayabilir; buna karşılık, ekonomik çıkar sağlamaya yönelik<br />

suçlar açısından elverişli olabilir.<br />

Bu suç, bir amaç suç niteliği taşımaktadır. Bu nedenle, söz konusu suç, ancak doğrudan<br />

kastla işlenebilir. Kişiler, suç işlemek amacıyla bir örgütlenme yapısı içinde bulunmalıdırlar.<br />

İşlenmesi amaçlanan suçların türü veya niteliği, sadece bu suç için öngörülmüş olan alt ve<br />

üst sınırlar arasında somut cezanın belirlenmesinde dikkate alınabilir.<br />

İkinci fıkrada, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak, ayrı bir suç<br />

olarak tanımlanmıştır. Örgüte üye olmak, fiilî bir katılmadır. Örgüte üye olmak için örgüt<br />

yöneticilerinin rızasının varlığına gerek yoktur. Tek taraflı iradeyle de katılmak<br />

mümkündür.<br />

Üçüncü fıkraya göre, örgütün silâhlı olması, bir ve ikinci fıkrada tanımlanan suçların<br />

daha ağır ceza ile cezalandırılmasını gerektiren nitelikli unsurunu oluşturmaktadır. Suç<br />

örgütünün silâhlı olup olmaması veya sahip olunan silâhların cins, nitelik ve miktarı, somut<br />

tehlikenin belirlenmesi veya var olan somut tehlikenin ağırlığı bakımından dikkate alınmalıdır.<br />

Dördüncü fıkraya göre, örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu<br />

suçlardan dolayı da cezaya hükmolunacaktır. Bir veya ikinci fıkrada tanımlanan suçlardan dolayı<br />

cezaya hükmedilebilmesi için, ayrıca örgütün amacı çerçevesinde bir suçun işlenmesi gerekmez.<br />

Örgütün faaliyeti çerçevesinde ayrıca suç işlenmesi hâlinde, hem bir veya ikinci fıkrada<br />

251/678


tanımlanan suçtan hem de amacı oluşturan suçtan dolayı gerçek içtima kurallarına göre cezaya<br />

hükmedilmelidir.<br />

Maddenin beşinci fıkrasında, örgüt yöneticilerinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde<br />

işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılması gerektiği kabul edilmiştir.<br />

Örgüt yapısı içinde, kendisine suç işlemek gibi örgütün amacına uygun bir görev verilen kişi bu<br />

görevini yerine getirmezse, hemen yerine bir diğeri rahatlıkla ikame edilebilmektedir. Bu<br />

nedenle, örgütün yöneticisi konumunda olan kişiler, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün<br />

suçlardan dolayı ayrıca fail olarak sorumlu tutulmalıdırlar.<br />

Altıncı fıkraya göre, örgüte hâkim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber,<br />

örgüt adına suç işleyen kimsenin örgüt üyesi olarak kabul edilmesi ve bu nedenle de sorumlu<br />

tutulması gerekir.<br />

Yedinci fıkrada, örgüte hâkim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün<br />

amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişinin, örgüt üyesi kabul edilerek cezalandırılması<br />

öngörülmüştür. Bu nedenle, “örgüte yardım ve yataklık” adıyla ayrı bir suç tanımlaması<br />

yapılmamıştır. Bu kavram altında söz konusu edilen fiiller, nitelik bakımından örgüte üye olmak<br />

dolayısıyla sorumluluğu gerektirmektedir.<br />

Maddenin sekizinci fıkrasında, örgütün veya amacının propagandasının yapılması suç<br />

olarak tanımlanmıştır. Bu propagandanın basın ve yayın yolu ile işlenmesi, suçun temel şekline<br />

göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.<br />

Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.10.2009 tarih ve 2009/8-152 Esas,<br />

2009/ 245 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere;<br />

5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girdiği 01.06.2005 tarihinden önceki dönemde;<br />

01.08.1999 tarihinde 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu’nun<br />

yürürlüğe girmesiyle, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarına ilişkin olarak 765 sayılı<br />

TCK’nın 313. ve devamı maddelerinin, çıkar amaçlı suç örgütü kurma suçlarına ise 4422 sayılı<br />

Yasa hükümlerinin uygulanması şeklinde ortaya çıkan ikili ayrıma, 5237 sayılı TCK’nın<br />

01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesi, buna karşılık 765 ve 4422 sayılı Yasaların ise aynı<br />

tarihte yürürlükten kaldırılmasıyla son verilmiştir.<br />

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/04/2007 gün 253-80, Yargıtay 10.Ceza<br />

Dairesinin 19.02.2009 gün 16520-2348, 17.02.2009 gün 12537-2187, 10.02.2009 gün 4741-<br />

1667, Yargıtay 8.Ceza Dairesinin 04.06.2007 gün 3981-4415, 03/12/2007 gün 9222-8495,<br />

Yargıtay 5 Ceza Dairesinin 19.12.2008 gün, 12516-11687, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin<br />

05.03.2009 gün 11890-4563, 25.02.2009 gün, 15466-4055, 09.06.2009 gün 1030-10354 sayılı<br />

başta olmak üzere birçok kararlarında ve duraksamasız içtihatları birlikte<br />

değerlendirildiğinde;<br />

1- Suçun maddi unsurunun; 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesi yönünden herhangi bir<br />

ayrım yapılmaksızın çıkar amaçlı suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturmayı da kapsayacak<br />

şekilde “kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kurmak” olduğu,<br />

2- Suçun maddi unsurunu oluşturan örgütün oluşabilmesi için en az üç veya daha fazla<br />

kişinin belirtilen amaçlarla bir araya gelmesinin gerektiği,<br />

3- Örgüt oluşturma suçunun bir tehlike suçu olarak düzenlenmiş olması nedeniyle,<br />

amaç suçun işlenmiş veya işlenmemiş olmasının suçun oluşumunu etkilemeyeceği gibi, örgüt<br />

mensuplarının amaç suçları işlemeleri halinde, ayrıca bu suçlardan da cezalandırılmalarının<br />

gerekeceği,<br />

4- 5237 sayılı Yasa uygulamasında kabul edildiği üzere, amaçlanan suçları işlemeye<br />

elverişli, üye, araç ve gerece sahip olunması gerektiği,<br />

5- Düzenleme ile güdülen amacın, ileride işlenmesi olası olan suçların önlenmesine<br />

yönelik olarak kamu için tehlike oluşturabilecek birleşmelerin engellenmesi olması nedeniyle,<br />

suçun oluşabilmesi için bir suç işlemek amacıyla oluşturulmuş basit bir birleşmeden ziyade,<br />

252/678


elirsiz sayıda amaç suçun işlenmesi amacıyla gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişkiye dayalı<br />

olarak meydana getirilmiş, sürekli bir birleşmenin bulunması gerektiği, zira örgüt niteliği<br />

itibariyle devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belirli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi<br />

halinde, örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebileceği sonuçlarına varılmaktadır.<br />

BU İLKELER IŞIĞI ALTINDA SANIK AZİZ YILDIRIM LİDERLİĞİNDE<br />

KURULAN SUÇ ÖRGÜTÜNE YÖNELİK DEĞERLENDİRME;<br />

Genel Olarak:<br />

Sanık Aziz Yıldırım’ın 1998 yılından itibaren başkanlığını yaptığı Fenerbahçe Spor<br />

Kulübü 2010-2011 Spor Toto Süper Lig sezonuna kadar 4 lig şampiyonluğu kazanmıştır. Son<br />

şampiyonluğunu 2006-2007 yılında elde eden Fenerbahçe, 2005-2006 ve 2009-2010<br />

sezonlarında ise şampiyonlukları son maçlarda dramatik bir şekilde kaybetmiştir.<br />

Kurumsal ve mali anlamda ne kadar üst düzeyde bir kulüp de olsanız başarıların<br />

sonuca odaklı olarak algılandığı ülkemizde, Fenerbahçe’nin son maçlarda şampiyonlukları<br />

kaybetmesi taraftar kitlesinde olduğu kadar kulüp yönetimine aday kesimlerde de olumsuz<br />

etkilere neden olduğu bir vakıadır. Şüphesiz üst üste 3 yıl şampiyonluk vaadi ile yönetime gelen<br />

Aziz Yıldırım için, şampiyonluğun üçüncü kez, üstelik yine kendi başkanlığı döneminde<br />

kaybedilmesi, akıllara dahi getirilmemesi gereken bir olaydır.<br />

Ancak ne var ki, ligin ilk yarısında oynanan müsabakalar sonunda lider Trabzonspor’la<br />

oluşan puan farkı şampiyonluk ihtimalini azaltmakta, bu da Fenerbahçe camiası içerisinde sezon<br />

sonu yönetimin değişebileceği söylentilerine yol açmaktadır.<br />

Meclis Araştırması Komisyonu’na sunulan “Spor Kulüplerinin Mali Ve Yönetişim<br />

Sorunları ve Bunlara İlişkin Çözüm Önerileri” hakkındaki 8 Mart 2011 tarihli rapora göre<br />

ülkemizdeki futbol pastasının büyüklüğünün 820 milyon Dolar’a yükseldiği ve büyükçe bir<br />

diliminin Fenerbahçe’ye ait olduğu bir ortamda, Fenerbahçe Spor Kulübünün yönetimini<br />

bırakmak istemeyen ve bu gücü elinde tutmak isteyen Aziz Yıldırım, 2010-2011 sezonunun<br />

ikinci yarasında şike ve teşvik faaliyetlerine başlamıştır.<br />

Sanık Aziz Yıldırım bu amacı gerçekleştirmek için Fenerbahçe Spor Kulübünün resmi<br />

yönetiminde görev yapan diğer üyelerin (İlhan Yüksel Ekşioğlu, Alaeddin Yıldırım ve Şekip<br />

Mosturoğlu hariç) bilgi ve rızaları dışında illegal bir yapı/örgüt kurmuştur.<br />

Fenerbahçe Spor Kulübünün gelirlerine bakıldığında; sadece 2010 yılında 315 milyon<br />

TL gelir elde ettiği, 2011 yılı bütçesinin ise 367 milyon TL olarak Mali Genel Kurul sonucunda<br />

belirlendiği, 2010-2011 sezonu Spor Toto Süper Lig şampiyonluğu sonucunda Fenerbahçe<br />

SK’nın Türkiye Futbol Federasyonundan dayanışma payı dışında, şampiyonlar payı olarak 18<br />

milyon TL, 26 galibiyet ve 4 beraberlik sonucunda 21 milyon TL ve şampiyonluk primi olarak<br />

15 milyon TL almaya hak kazandığı, şampiyonlar Ligine doğrudan katılacak olması nedeni ile<br />

16 milyon TL almaya hak kazandığı, 2010-2011 sezonu Süper Lig Naklen Yayın Gelirlerine<br />

bakıldığında, Fenerbahçe SK’nın şampiyon olması sonucunda diğer kulüplerin alacağı paydan<br />

fazlasını almaya hak kazandığı, bu gelirlerin; Fenerbahçe: 64.1 milyon TL, Trabzonspor:49.875<br />

milyon TL, Beşiktaş: 40.325 milyon TL, Galatasaray: 40.1 milyon TL, Bursaspor:36.650 milyon<br />

TL, şeklinde sıralandığı anlaşılmaktadır.<br />

Tüm bu hususlar gözetildiğinde, Fenerbahçe Spor Kulübünün büyük bir ekonomik<br />

değere sahip olduğu, bu değerle birlikte Fenerbahçe Spor Kulübünün yöneticilerinin de sosyal ve<br />

ticari hayat içerisinde etkin bir konum kazandıkları, bu nedenle Fenerbahçe kulübünün<br />

yönetimini uzun yıllardır elinde bulunduran Aziz Yıldırım ve talimatıyla hareket eden örgüt<br />

üyelerinin kulüp yönetimini bırakmak ve elde ettikleri etkinliği kaybetmek istemedikleri izahtan<br />

varestedir.<br />

253/678


1- Suçun maddi unsuru; 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesi yönünden herhangi<br />

bir ayrım yapılmaksızın çıkar amaçlı suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturmayı da<br />

kapsayacak şekilde “kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kurmaktır”<br />

Bu ilkenin Yargıtay içtihatları bağlamda değerlendirmesi:<br />

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesine; 24.10.2005, 21.11.2005, 29.11.2005, 12.12.2005,<br />

29.12.2005 ve 30.12.2005 tarihlerinde ihalelere fesat karıştırmak, suç işlemek için örgüt<br />

kurmak ve örgüte üye olmak suçlarından açılan davada yerel Mahkeme tarafından 31.01.2008<br />

tarih ve 2007/11 Esas, 2008/19 Karar sayılı ilam ile bir kısım sanıkların 220/1 ve 2.<br />

maddelerinden cezalandırılmalarına karar verilmiştir. Yargıtay 5 CD, 19.12.2008 tarih ve<br />

2008/12516 Esas, 2008/11687 Karar sayılı ilamı ile bu suçta örgütün varlığını kabul<br />

etmiştir.<br />

Yargıtay 6. CD, 08.10.2008 gün, 2008/5032 E., 2008/16601 K. Sayılı kararında<br />

sanıkların “biz A…da dört kişi tespit ettik, çöp çektik sana çıktı, diğerlerinin hesabı sonra<br />

görülecek” dedikleri, ayrıca sanıklardan bir tanesinin “biz seni araştırdık, senin çok iyi<br />

niyetli biri olduğunu, herkese yardım ettiğini öğrendik, biz emir kuluyuz reisimiz ne<br />

derse onu yapıyoruz” dediğini belirtmiş olması, sanıkların birinci yağma olayından sonra<br />

eylemlerine devam ederek suç işleme iradelerinde devamlılık göstermeleri ve etkin görev<br />

paylaşımı içerisinde, amaç suçları işlemeye elverişli araç ve gereçler ile suç işlemeleri<br />

karşısında; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçunun sübut bulduğu anlaşılmakla,<br />

tebliğnamedeki bu suça yönelik bozma düşüncesi benimsenmemiştir” diyerek yağma suçunu<br />

işlemek amacıyla kurulan örgütün varlığına işaret etmiştir.<br />

Yargıtay 6. CD, 25.02.2009 gün, 2008/15466 E., 2009/4055 K.’ında “İncelenen<br />

dosya içeriğine göre, sanıklar arasında gevşekte olsa hiyerarşik bir yapının bulunduğu, bu yapı<br />

içerisinde yaptıkları işbölümü gereği yüklenen suçu işledikleri, sanıkların işlemiş oldukları<br />

yağma eyleminden sonra dağılmayıp, gerek yağma konusu biletlerin pazarlanması gerekse,<br />

başka suçları işlemek amacıyla birlikteliklerinin devam ettiği, birden fazla belirsiz suçları<br />

işlemek amacıyla bir araya geldiklerinin anlaşıldığı ve örgüt üyesi olmak için makul bir<br />

sürenin geçmiş bulunduğunun belirlenmesi karşısında; sanıklar Cihangir, Yalçın ve Murat<br />

hakkında 5237 sayılı TCK'nın 220. maddesi ile ilgili tebliğnamedeki bozma isteyen düşünce<br />

benimsenmemiş, …bozma nedeni yapılmamıştır” gerekçesi ile örgütten kurulan mahkûmiyet<br />

ilamını onamıştır.<br />

Yargıtay 8. CD'nin 03.12.2007 tarih ve 2007/9222 Esas, 2007/8495 Karar sayılı kararı<br />

ile, sanıklar H. O. T. ve Ş. T. hakkında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme ile<br />

fuhuş” suçlarından Ankara 11. ACM tarafından verilen 28.3.2007 gün ve 58 esas, 80 karar sayılı<br />

kararını onamıştır. Şu hale göre “fuhuş suçunu işlemek amacıyla” örgütün kurulabildiği<br />

ortadadır.<br />

Yine Yargıtay 8 CD'nin 04.06.2007 tarih ve 2007/3981 Esas, 2007/4415 Karar sayılı<br />

kararında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, örgütün faaliyeti çerçevesinde<br />

işlenen dolandırıcılık” suçundan Tokat 2. Asliye Ceza Mahkemesince kurulan mahkûmiyet<br />

kararı onanmıştır.<br />

Yüksek Yargıtay’ın yukarıda belirtilen ve aynı mahiyette çok sayıdaki kararında,<br />

örgüt suçundan cezalandırılmalarına karar verilen sanıkların hiçbirinin, örgüt içinde<br />

aldıkları cezanın bir göstergesi olarak herhangi bir uzvunun eksilmesini ya da dünya<br />

ölçeğinde ekstrem örnekler teşkil eden örgütlerin mensupları için rütbelerini belirten<br />

ayırıcı unsur olarak kullandığı bir kısım işaret ve uygulamaların olması gerektiğine<br />

hükmetmemiştir.<br />

Şu hale göre; anılan Yargıtay içtihatları da gözetildiğinde, ekonomik değeri yukarıda<br />

izah edilen bir alanda, haksız ekonomik çıkar elde etmek amacıyla şike ve teşvik suçlarını<br />

254/678


işlemek amacıyla örgüt kurulabileceği aşikârdır. Bu nedenle aksi yöndeki savunma ve<br />

değerlendirmelere itibar etmek mümkün olmamıştır.<br />

2- Suçun maddi unsurunu oluşturan örgütün oluşabilmesi için en az üç veya<br />

daha fazla kişinin belirtilen amaçlarla bir araya gelmesinin gerektiği.<br />

Suç örgütü kurmak ve yönetmekten sanık Aziz Yıldırım’ın, örgüt üyesi olmak<br />

suçlarından ise sanıklar İlhan Yüksel Ekşioğlu, Mehmet Şekip Mosturoğlu, Abdullah Başak,<br />

Ahmet Çelebi, Alaeddin Yıldırım, Ali Kıratlı, Bülent İbrahim İşçen, Cemil Turhan, Doğan Ercan,<br />

Sami Dinç, Tamer Yelkovan ve Yusuf Turanlı’nın suç işlemek amacıyla bir araya geldiklerinin<br />

kabulü ve cezalandırılmaları karşısında, örgütün varlığı için en az üç kişi olması şartının<br />

gerçekleştiği sabittir.<br />

3- Örgüt oluşturma suçunun bir tehlike suçu olarak düzenlenmiş olması<br />

nedeniyle, amaç suçun işlenmiş veya işlenmemiş olmasının suçun oluşumunu<br />

etkilemeyeceği.<br />

TCK'nın 220/4.maddesindeki “örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde,<br />

ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur” düzenlemesi karşısında, örgütün kendisine<br />

amaç edindiği suçun işlenmesinin ya da işlenmemesinin, örgüt üyeliği/yöneticiliği suçunun<br />

oluşumunu etkilemediği izahtan varestedir.<br />

Bu nedenledir ki, sanıklardan Doğan Ercan’ın 6222 sayılı Yasa öncesi döneme ilişkin<br />

olarak 07.03.2011 tarihli Gençlerbirliği-Fenerbahçe müsabakasında şike yaptığından bahisle<br />

açılan kamu davasında beraatine hükmedildiği halde, sanığın Aziz Yıldırım liderliğinde kurulan<br />

suç örgütüne üye olduğu anlaşıldığından, örgüt üyeliği suçundan cezalandırılmasına karar<br />

verilmiştir.<br />

25.02.2011 günü saat:18.04’te İlhan Ekşioğlu’nu Doğan Ercan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:1922);<br />

Doğan’ın:“İyiyim bende ne yapayım Wow oteldeydim kamptalar ya sizin ... konuştum<br />

onlarla,…ondan sonra öbürünün üç kartı var anladın mı kart görürse konuşmaya hiç gerek<br />

yok doğru değil mi abi”dediği, İlhan’ın “ E görmesin bence” dediği, Doğan’ın yarın kulübe<br />

gideceğini söylediği,<br />

Gençlerbirliği kalecisi Serdar Kulbilge’nin üç sarı kartının olduğu, Gençlerbirliği-<br />

Fenerbahçe müsabakasında oynayabilmesi için 26.02.2011 günü oynanan Ankaragücü-<br />

Gençlerbirliği müsabakasında sarı kart görmemesini istedikleri bu şekilde 07.03.2011 tarihide<br />

oynanacak olan Gençlerbirliği- Fenerbahçe müsabakasına ilişkin adı geçen kaleci ile şike<br />

anlaşmasına gerek kalmadığı konuşulmaktadır. Bu görüşmenin, sanığın savunmalarında sözünü<br />

ettiği menâjerlik faaliyeti ile ilgisinin olmadığı açıktır.<br />

02.03.2011 günü saat:18.13’te İ.Ekşioğlu’nu Doğan Ercan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:1935);<br />

İlhan’ın “He şimdi bu bizim şirketin genel müdürü döndü şeyden şimdi beni<br />

çağırdı gidiyorum,…şimdi bu departmanlarda çalıştırılmak üzere konuştuğumuz<br />

arkadaşlar var” dediği, Doğan’ın:“Evden arayım ben seni evden arayayım mı” dediği,<br />

Sanık İlhan duruşmadaki savunmasında soru üzerine; “CEO demek ile CEO’yu<br />

kasdetmişimdir, kendi şirketimin, genel müdür demekle de genel müdürümü kastetmişimdir”<br />

şeklide beyanda bulunmuştur. Şüphesiz hiçbir şirketin genel müdürü bir yerden döndüğünde,<br />

255/678


kendi ayağına şirketin sahibini çağırabilecek kadar cüretkâr olamayacağı gibi, hiçbir patron da<br />

buna müsaade etmez. O halde burada sözü edilen, daha önce de değinildiği gibi Aziz<br />

Yıldırım’dır. Sanık İlhan “departmanlarda çalıştırılmak üzere konuştuğumuz arkadaşlar”<br />

diye sözünü ettiği, Doğan ile belirledikleri şike ve teşvik kapsamında kendileri ile irtibat<br />

kurulacak kişiler hakkında Aziz Yıldırım’a bilgi vereceğini Doğan’a söylemektedir. Bu da<br />

Doğan’ın söz konusu suç örgütünün üyesi olduğunu göstermektedir.<br />

20.04.2011 günü saat: 11.31'da Tamer Yelkovan'ı, Doğan Ercan’ın aradığı(tape<br />

1898); Doğan'ın İzmir'de olduğunu söylediği, ve devamında "HARÇLIĞIM BİTTİ<br />

TAMER ABİ" dediği, Tamer'in "Bakayım yarma ne yapabilirim" dediği, Doğan'ın "HE<br />

BURADAYIM DA ABİ GÖREV VERDİ . . . tamam mı abi ben onlardan şey yapmadım<br />

benim KENDİ ŞEYİMDEN YOLLA abi lütfen" dediği, Tamer'in onayladığı tespit edilmiştir.<br />

Sanık Doğan Ercan duruşmada, “Önder Turacı'nın menajerlik parası zaten belgeleri<br />

var kulüpte de vardı üç seneye yayılıyor sayın başkanım yani üç sene kalan param yani şu anda<br />

da fatura kestim yani faturamı kestim bir senedir KDV olan 25 milyar 500 lirada alacağım var<br />

sayın başkanım korkumdan gidip alamıyorum sayın başkanım bir şey olur diye” şeklinde<br />

savunmada bulunmuştur. Başkandan korkusundan kulübe gidip parasını alamadığını söyleyen<br />

Doğan, başkanın talimatı olmaksızın hiçbir ödeme yapmayan kulüp mali işler müdüründen<br />

alacağını istiyor. Bu savunmanın hiçbir inandırıcı tarafı bulunmamaktadır. Kaldı ki aşağıdaki<br />

görüşmeye bakıldığında parayı istediği tarihten çok önce İlhan Ekşioğlu tarafından kendisine 100<br />

bin dolar para verildiği de ortadadır.<br />

08.03.2011 günü saat:11.32’de İlhan Ekşioğlu’nun Halil Köntek’i aradığı<br />

görüşme(tape:1966);<br />

İlhan: “Şimdi saat 2 gibi sana birisi gelecek Doğan beyden geldiğini söyleyecek,…<br />

bi para getirecek,…ona 100 bin dolar getirecek bakın iyice tamam mı” dediği ve Doğan<br />

Ercan’ın cep telefon numarasını 80532 257 31 42)söylediği, devamında “Çok acil lazım o bize<br />

de falan ... zorla,…onu al kasaya koy” dediği,<br />

Dolayısıyla sanık Doğan Ercan, içinde bulunduğu suç örgütünün şike ve teşvik<br />

eylemlerini takip ettiği ve “KENDİ ŞEYİMDEN YOLLA” diyerek, bu amaçla hazırlanan<br />

hesaptan ödeme istediği anlaşılmaktadır. Aynı görüşmede “ABİ GÖREV VERDİ” diyerek<br />

parayı üstüne aldığı görevin gereği olarak istediğinde vurgu yapmaktadır.<br />

18.04.2011 günü saat:22.02’de Doğan Ercan’ın, Alaeddin Yıldırım’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1205);<br />

Alaeddin: “Efendim”, Doğan: “Ali Ağabeyciğim nasılsın”,Alaeddin: “İyiyim Doğan<br />

sen nasılsın canım”, Doğan: “İyiyim bende koşturuyorum Ali abi, Ali abi”, Alaeddin: “Hı, ha<br />

canım”, Doğan: “ŞEYE GİDEYİM Mİ? CUMA GÜNÜ MAÇA GİDİYİM Mİ? BEN”,<br />

Alaeddin: “KONUŞURUZ YA DUR ŞİMDİ TELEFONDA NASIL KONUŞ.., NE<br />

YAPIYORSUN”,<br />

Sanık Doğan. Alaeddin Yıldırım’a CUMA günü oynanacak Eskişehir-Trabzonspor<br />

müsabakasına gideyim mi diye sormakta, Alaeddin ise telefonda nasıl konuşuyorsun diyerek<br />

Doğan’ı geçiştirmektedir. Şüphesiz Doğan’ın “maça gideyim mi derken” kasdettiği seyirci olarak<br />

izlemek amacıyla gitmek değildir. Böyle bir durumda Alaeddin’den izin istemesinin hiçbir<br />

256/678


anlamı yoktur. Örgüt üyesi olan Doğan’ın, sanık Alaeddin’den izin istemesi, aralarında gevşek<br />

de olsa hiyerarşik bağı göstermektedir.<br />

4- 5237 sayılı Yasa uygulamasında kabul edildiği üzere, amaçlanan suçları<br />

işlemeye elverişli, üye, araç ve gerece sahip olunması gerektiği.<br />

Suç örgütünün, haksız ekonomik çıkar elde etmek amacıyla futbol müsabakalarının<br />

sonucunu, şike ve teşvik suçlarını işlemek suretiyle kendi menfaatleri doğrultusunda etkiledikleri<br />

sabittir. Örgüt bunu yaparken de amaçlanan sonucu elde etmek için şike ve teşvik<br />

anlaşmalarında, kazanç veya sair menfaati araç olarak kullanmaktadır. Bu itibarla amaçlanan<br />

suçları işlemek için gerekli üye, araç ve gerece sahiptir.<br />

5- Düzenleme ile güdülen amacın, ileride işlenmesi olası olan suçların önlenmesine<br />

yönelik olarak kamu için tehlike oluşturabilecek birleşmelerin engellenmesi olması<br />

nedeniyle, suçun oluşabilmesi için bir suç işlemek amacıyla oluşturulmuş basit bir<br />

birleşmeden ziyade, belirsiz sayıda amaç suçun işlenmesi amacıyla gevşek veya sıkı bir<br />

hiyerarşik ilişkiye dayalı olarak meydana getirilmiş, sürekli bir birleşmenin bulunması<br />

gerektiği, zira örgüt niteliği itibariyle devamlılığı gerektirdiği.<br />

Suç örgütünün süreklilik gösteren faaliyetlerinde gizliliği sağlama ve güvenlik<br />

güçlerinin takibine takılmamak amacıyla geliştirdikleri “BİR NUMARA, ŞİRKET CEOSU,<br />

RÜZGAR, ŞEKERLİ, İNŞAAT İŞÇİSİ, MAĞDUR, MÜVEKKİL, HAKİM, GRAM,<br />

KAHVE İÇME, DAVA, İNŞAAT, MAHKEME, PROJE, TARLA, TAŞ OCAĞI,<br />

MÜHENDİS, KUMA" gibi ifadeleri içeren jargon, aşağıda örnekleriyle belirtilmiştir.<br />

Bu bağlamda;<br />

21.02.2011 günü saat:21.54’de Aziz Yıldırım’ın, İlhan Yüksel Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:1444);<br />

Aziz: “Bunlar söylememişler mi bir şey o Semih öyle söyledi,…Semih bana söyledi<br />

şimdi sen söylemişsin ona bir şey bir şey söylememişler diye”, İlhan: “BİZİMKİ aradı başkanım,<br />

…bu şey onun var ya orada işçileri bir tane bir iki tane ,…dedi ki yalnız TARLADAKİ<br />

İŞÇİLERİN DEDİ EĞER BİR ŞEY YAPTIYSANIZ BİR EKİM YAPTIYSANIZ dedi hiçbir<br />

şeyden haberi yok dedi bak ben söyleyeyim size dedi,…dedim şimdi o da şeyde bugün gelecekti<br />

yanıma da yarın sabah bir gel bir bakarız dedim”, Aziz: “Öğren bir bakayım da çok kötü<br />

oynadılar ya,… Ömer Aysan o Diksın tamam mı o Kahe ”, İlhan: “Sanki atılmak için oynadılar<br />

birde”, Aziz: “O Kahe bilhassa kendini attırmak için, Hikmet hoca da iyi bir maç Makakula’yı<br />

alıyor ha s.r lan”, İlhan:“Birşey var başkanım bunda normal değil yani, NE ZAMAN BÖYLE<br />

DİKİM YAPSAK OLMUYOR…ben yarın bunu bir tam öğreneceğim başkanım<br />

söyleyeceğim”, Aziz: “Bunlarla Beşiktaş maçlarını şey yapmaları lazım yani konuşmamız<br />

lazım”,<br />

28.02.2011 günü saat:13.09’de Aziz Yıldırım’ın, Tamer Yelkovan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1457);<br />

Aziz: “İLHAN senden bir şey isteyecek,…seni arayacak seninle konuşmuş her halde ,<br />

…O BİR SEYAHATE GİDECEK TAMAM MI,…BİR KONUŞ ONUNLA NE KADARSA<br />

BİR HALLETMEYE ÇALIŞ”, Tamer: “Tamam başkanım,…Semih beyde sizinle konuşacaktı<br />

ama,…aynı öbürleri gibi bu sefer %100 demiş ama,…ben okey almadan hiç bir şey<br />

257/678


yapmayacağım demiş”, Aziz: “Zaten verdik geri almadık galiba değil mi,…şey %100’se versin<br />

gereğini yapsın”,<br />

28.02.2011 günü saat:13.38’de İ.Ekşioğlu’nu Tamer Yelkovan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:1927);<br />

Tamer: “Patron siz bu FUTBOLCU VERGİLERİ İÇİN 250 lira mı istediniz ne<br />

istediniz”, İlhan: “Evet evet şey,…şöyle acil akşam ben gidiyorum onu alıp gitmem lazım,…hı<br />

lira değil şey Amerika,…sen ne yapabilecek misin bir şey”, Tamer: “Ya işte ben 150’sini buldum<br />

da şimdi 100 arıyorum”,<br />

02.03.2011 günü saat:15.55’de Aziz Yıldırım’ın, İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:1459);<br />

… Aziz: “Sabah konuşalım da o herif gelecek, o gelmeden ben seninle bir konuşayım<br />

yani…nedir vaziyet ”, İlhan: “Vaziyet gayet iyi… dediğim gibi yani hepsi iyi BAŞKANIM, ÜÇ<br />

TARLAYI DA SÜRDÜK YANİ,<br />

” Aziz:”Ne iyi iyi inşaallah,” İlhan:”İnşaallah he inşallah<br />

YAĞMURDA YAĞAR HER ŞEY EKİNLER ÇIKAR YANİ”, Aziz: “Yalnız bunlar, tabi<br />

Trabzon çok şey oldu çok panikteler bugün o Süleyman ile konuştum sesi, sesi şey gibi ölü<br />

evi gibi tamam,…dedim sana ne oldu…9 puan öndeyken rahattınız… birde hiç cevap<br />

vermiyoruz ya ondan da rahatsızlar tabi”, … İlhan: “Şuan çok iyi başkanım şuan …gayet iyi”,<br />

02.03.2011 günü saat:18.11’de İ.Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:1934);<br />

İlhan:“Ha bu BİZİM ŞİRKETİN CEO’SU ÇAĞIRDI şimdi beni,…zaten sen<br />

hallettin her şeyi”, Ali:“Evet tabi kesin”, İlhan:“O tüm şeylere söylüyor TÜRK İŞÇİLERE<br />

SÖYLÜYOR” , Ali:“O da çok bastırdı onunda kendi şeyi vardı yani öyle o da onunla konuştu<br />

falan onda bi arıza yok yapacak bir şeyler”, İlhan:“Peki şeyle konuştun mu bu<br />

BELEDİYEDEKİ,…,Zeki, Metin var ...”, Ali:“Bizden, İlhan: “Ha şey bizimki tamam tamam”,<br />

02.03.2011 günü saat:18.13’te İ.Ekşioğlu’nu Doğan Ercan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:1935);<br />

İlhan’ın “He şimdi bu BİZİM ŞİRKETİN GENEL MÜDÜRÜ döndü şeyden şimdi<br />

beni çağırdı gidiyorum,…şimdi bu DEPARTMANLARDA ÇALIŞTIRILMAK ÜZERE<br />

KONUŞTUĞUMUZ ARKADAŞLAR var” dediği, Doğan’ın:“Evden arayım ben seni evden<br />

arayayım mı” dediği, İlhan’ın evinin telefon numarasını (0216 462 14 45) söylediği,<br />

05.03.2011 günü saat:12.08’de İ.Ekşioğlu’nu Ali Kıratlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:1940);<br />

Ali’nin; Antep’te olduğunu belirttiği, İlhan’ın; “İyi bir yaramazlık yok,…,yolunda<br />

yolunda yalnız bu ada.. ŞEYLERİ İŞÇİLERİ SÖYLEDİK .... haberim yoktu şey diyor<br />

METİN’İ DÜŞÜN DİYOR METİN OYNAMIYOR dedi” dediği, Ali’nin “Dedi he kırmızı<br />

kart“ dediği, İlhan’ın “Tamam düşeriz dedim ona o önemli değil,…Sen beni merak etme, sen<br />

sana bak,… Vallaha okuyacağız üfleyeceğiz” dediği,<br />

258/678


07.03.2011 günü<br />

görüşme(tape:2090);<br />

saat:10.49’da Doğan Ercan’ı, İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

İlhan: “Sen dediğimi yaptın değil mi BİZİM EMANET SENDE”, Doğan: “Bende<br />

bende,… oradan çıkacağım kulübe gideceğim ..bir çocuk var onunla görüşeceğim,…bende yani,<br />

sen okey vermeden yok abi öyle şey mi olur , sen rahat ol yani anladın mı yani anladın mı<br />

içimize sinecek, ondan sonra transfer edeceğiz ya” dediği, İlhan’ın onayladığı,<br />

07.03.2011 günü saat:22.02’de İlhan Ekşioğlu’nun Mehmet Şen’i aradığı<br />

görüşme(tape:1964);<br />

İlhan: “Tebrik ediyorsun da biz öldük abi biz öldük ya bunların var ya ben topunun<br />

anasını ben o antrenörü göremedim biliyor musun şeyde,…soyunma odasına giriyordum,…<br />

diyecektim senin yapacağın işin diyecektim aynen,…bırak abi ya BAŞKAN BENİM AĞZIMA<br />

SIÇTI YA BIRAK YA”,<br />

Mehmet: “ Bak bir şey söyleyeceğim sana bu işler öbürü gibi olmaz<br />

kardeş...burada yaşıyorlar bir ikincisi 2-0’dan sonra çocuklarla gene konuştum 2-0’dan sonra<br />

biz hareketlendik biz ondan evvel bir şey yapmadık....seyret diyorlar başkana aynen böyle söyle<br />

Ankara kalesi var ya Ankara kalesi”,<br />

08.03.2011 günü saat:11.39’da İlhan Ekşioğlu’nun Faruk Yaşar’ı aradığı görüşme;<br />

İlhan:“Ya var ya bu Ankaralıların…Kuran çarpsın ya ya dedimki ya ne yapayım<br />

getirdim bilmiyor musun ya tamam ben bir şey demiyorum ama bunlara söyle onların dedi<br />

anasını..dedi onlar şöyle dedi bilmem ne ıvır zıvır maçtan sonrada ne dedim şimdi biliyorsun<br />

değil mi ben BU İŞÇİLERE,…ATILMAK ÜZERE BİR 100 VERDİM BUNA tamam mı,…<br />

abi sen o tuvalette yaptığımız konuşmayı biliyorsun şimdi sabahtan beri telefon açıyorum ona<br />

kapalı telefonu hani getir ver diyeceğim,…e sen dedi bana dedi bağırıyorsun dedi fırça atarım<br />

dedim tabi sen bana orada diyeceksin ki İlhan abi çok özür dilerim bu sefer olmadı özür dilerim<br />

bunlar hayvan bilmem ne İŞÇİLER PROJEYE UYMADILAR<br />

bilmem ne betonlar yanlış<br />

döküldü böyle diyeceksin,…ben şimdi senden aldım dedim ha yok yok dedi otobüste dedi şey<br />

gitti ben gönder meğerse bu şerefsiz burada tutmuş hiç gitmemiş o şey para şeye”, Faruk:“HE<br />

HİÇ ŞANTİYEYE GETİREMEMİŞ PARAYI YANİ”, İlhan:“Abi demiş benim verilmiş<br />

sözüm var ... işte bilmem ne tabi Ali benden saklar mı mesajı gönderdi bana ulan şerefsiz dedim<br />

Aliyi niye karıştırıyorsun bu işlere”, Faruk: “ÖBÜR<br />

SONRAKİ ŞANTİYEDE DE İŞİMİZ<br />

OLMAYACAK MI”, İlhan: “Bununla olmaz ben onu direk yapacağım hiç buna ihtiyacım yok,<br />

…tabi tabi ben O TEMELDEKİ İŞÇİ VAR YA HANİ EN TEMELDEKİ” “en temele bakan<br />

onunla halledeceğim onu” dediği, (tape:1967)<br />

11.03.2011 günü saat:20.51’de Mehmet Şen’i, Şekip Mosturoğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:1288);<br />

Mehmet: “Şimdi İlhan’la ilgili ... BÜYÜK ABİYE SÖYLEMEN İÇİN<br />

SÖYLÜYORUM bu Ankara ... arkadaşa İlhan bişeyler söyledi...strese soktu,…bende büyük<br />

abiye açıpta bunları söyleyemiyorum”, Şekip: “Tamam”, Mehmet: “Ama bunları iletirsen çok<br />

memnun olurum BÜYÜK ABİYE, yani Ankara’daki 3 tane arkadaşı bize inanmıyorlarsa biz<br />

gerekirse İstanbul’a ... görüş.. falan deyip duruyorlar sen bu şekilde söylersen,…BÜYÜK<br />

ABİYE, O ANLAR ,…adamlar strese, 3 kişi, 3 kişi diyeceksin”, Şekip: “Tamam”,<br />

259/678


17.03.2011 günü saat:10.44’te Tamer Yelkovan’ı İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2493);<br />

İlhan: “O dünkü arkadaşlarla ilgili birisiyle konuştuk şimdi de,…ona BİR 50 DAHA<br />

ARTIRACAĞIZ HA İŞÇİYİ,…O GEÇMİŞ YAPTIĞI HAKEDİŞLE İLGİLİ”, Tamer:<br />

“Anladım eskiden kalma ... anladım ”, İlhan:“ Onu bir 50 artıracağız onlarda gidecek,…bir de<br />

aldırayım çünkü onlar geçiyor kendi yerlerine ,…ben en kötü Halil’e birde senin yanında<br />

olmasını söylüyorum ”,<br />

05.04.2011 günü saat:16.17’de İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ali Kıratlı’yı aramış ve<br />

aralarında (tape:2276);<br />

İlhan : “BURSA’DAKİ TAŞOCAĞINDAKİ İŞÇİLERDEN bir iki tane getirebilir<br />

misin buraya bugün”, Ali : “Benim kardeşim var”<br />

05.04.2011 günü saat:19.26’da Ali Kıratlı’yı bir bayanın aradığı görüşme(tape:2282);<br />

Ali: “KUMANIN YANINA GİDİYORUM DA…bu en büyük kuman ya”, D:<br />

“Anladım kim olduğunu, AZİZ’İ DEMİYOR MUSUN”,<br />

Ali: “Hee…eve çağırdı ya gel dedi<br />

kahve içeriz”, D: “İyi haydi git bakalım mesaj at bana sonra niye çağırmış…e sen<br />

gözükmeyeyim dedikçe o seni çağırıyor işte” , Ali: “KUSURA BAKMA EMİR DEMİRİ<br />

KESER EN BÜYÜK KUMAN ARADI”,<br />

D: “Ona boynumuz kıldan ince…”,<br />

23.04.2011 günü saat:17.20'de Aziz Yıldırım’ın, Tamer Yelkovan'ı aradığı<br />

görüşmede özetle; Tamer'in Sapanca'dan döndüğünü söylediği Aziz'in "sen şeye ne zaman<br />

gideceksin CAMİYE" dediği, Tamer'in "...yarın başkanım" dediği,<br />

26.04.2011 günü Saat:13.33'de Aziz Yıldırım'ı, Mehmet Şekip<br />

Mosturoğlu'nun aradığı görüşmede özetle; Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun "...oranın eşrafından<br />

olan arkadaş bugün gitti TARLALARA BAKMAYA KÖYLÜLERLE KONUŞMAYA 7<br />

gibi gelecek" dediği, Aziz'in "Tamam oldu" dediği,<br />

29.04.2011 günü Saat:10.44'de Mehmet Şekip Mosturoğlu'nu, Tamer Yelkovan'ı<br />

aradığı; Tamer'in "AYŞE TATİLE ÇIKSIN" dediği, Mehmet Şekip'in "TAMAM OLDU<br />

TAMAM ABİ" dediği,<br />

1 0.05.2011<br />

görüşme(tape:3185);<br />

günü saat:12.19’da Abdullah Başak'ın Yusuf Turanlı'yı aradığı<br />

Abdullah: "Kulübe çağırdılar beni…BÜYÜĞÜ DE EN BÜYÜK DE ORADAYDI",<br />

Yusuf: "Ne diyor", Abdullah: "Tek yetkili sensin…o kardeşimizi de söyle dedi halletsin", Yusuf:<br />

“Haber bekliyorum arayacağım seni"<br />

12.05.2011 günü saat:10.23’de İlhan Ekşioğlu’nun Abdullah Başak’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2983);<br />

İlhan: “Döndü mü senin misafirin”, Abdullah: “Dönmek üzere abi”, İlhan: “İyi bana<br />

şey lazım bu gün acil bu BELEDİYEDE ÇALIŞAN KİŞİLERİN İSİMLERİ,…tamam mı<br />

onları hallet yanına gelmen lazım mutlaka ”, Abdullah: “Tamam abi ne demek”.<br />

260/678


13.05.2011 günü saat:19.39’da Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3142);<br />

Abdullah: “Yarın sabah 9 buçukta Kalamış’ta buluşmamız lazım,… BİR NUMARA<br />

SENİNLE GÖRÜŞECEK,…ama kimse bilmesin DEREAĞZI var ya” dediği,<br />

14.05.2011 günü saat:17.19’da Abdullah Başak’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:3147);<br />

Yusuf’un: “..abi benle onunla ilgili konuşmasınlar abi ya...” dediği, Abdullah’ın: “…<br />

yarın SENİ BİR NUMARANIN YANINA GÖTÜRECEK,…BİR NUMARA BİLE ONA<br />

DEDİ Kİ,…sizi başkası çağırırsa gidip görüşmeyin,…ben bu işlere girmiyorum deyip konuyu<br />

kapatıp atın” dediği,<br />

16.05.2011 günü saat:09.54’de İlhan Ekşioğlu’nun Mehmet Yenice’yi aradığı<br />

görüşme(tape:3000);<br />

İlhan: “Bir uğra bana neredesin”, Mehmet: “Orada değilim ki ben Ankara’dayım,”<br />

İlhan: “Onu bir konuşacağız diyorum,…onun yarısı olmadı,…olmadı Mehmet olmadı yarısı”,<br />

Mehmet: “Nasıl olmadı İlhan abi ya böyle geliyoruz ondan sonra bak”, İlhan: “Mehmet yarısı<br />

olmadı diyorum sana ben sana ne dedim BİZİM 1 NUMARA’DAN HABER GELMEDEN<br />

BİR ŞEY YAPMAYACAĞIZ”, Mehmet: “Herhalde yapmadık ya işte 3-4 defa telefon ettiler<br />

bende bekliyorum,…telefon ettiler oradan ben sizi ararım onların yanında”, İlhan: “Cemil abi ile<br />

de konuştuk dün yarısı oldu yarısı olmadı aynen söyle, ben mi aradım konuştum onlarla, niye<br />

böyle yapıyorsun…sana bu verildiği zaman ne dendi”, Mehmet: “Ben şimdi bunu şeyde<br />

konuşamıyorum bundan da,… amcanın yanına gidiyorum”, İlhan: “Gitme şimdi amcanın yanına,<br />

…bekle gitme”.<br />

17.05.2011 günü saat:16.37’de İlhan Ekşioğlu’nun Faruk Yaşar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3013);<br />

Faruk: “2, 3 günümüz kaldı valla şampiyon olacağız,… peki var mı şey”, İlhan: “İYİ 3<br />

DİKİŞ,…yani her koldan spor yapacağız”, Faruk: “Yüzde 90”, İlhan: “100, 100” , Faruk: “Ha<br />

sağlam mı kaynaklar”, İlhan: “Çok sağlam”, Faruk: “öbürküler gibi değil yani”, İlhan: “Hayır<br />

hayır”. Sanık Aziz Yıldırım duruşmadaki savunmasında; “yani şimdi Aziz Yıldırım'a bir<br />

numara, CEO demek kadar normal bir şey yok, eğer bana inşaat işçisi deselerdi o zaman bu<br />

şifreli bir kelime olabilirdi. Ama Aziz Yıldırım'a başkan CEO deyince gayet doğal yani. Ama<br />

bu inşaat işçisi deyip de ben olsam o zaman şifreli olurdu" ifadelerini kullanmış, telefon<br />

görüşmelerinde kendisinden “BİR NUMARA ve CEO” denilmesini kabul etmiştir.<br />

Yukarıda teşvik ve şike faaliyetlerine ilişkin olarak yapılan telefon görüşmelerinde<br />

geçen ifadeler, Fenerbahçe Spor Kulübünün olağan yönetim faaliyetleri kapsamında<br />

kullanılmadığı gibi ilgililer olağan yönetsel konular ile ilgili görüşmelerde anılan ifadeleri<br />

kullanma ihtiyacı hissetmemektedirler. Şu hale göre, sanık Aziz Yıldırım’ın ifa ettiği resmi kulüp<br />

başkanlığı görevinin dışında, suç işlemek için bir araya gelen insanlardan kurulu bir<br />

yapılanmanın en başında bulunduğu açıktır.<br />

TFF Etik Kurulu raporunda 15.05.2011 tarihli Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakasına<br />

ilişkin olarak yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda; “İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi olması nedeniyle şike teşebbüsü eyleminin<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü'ne izafe edilmesinin uygun olduğu; ancak bu eylemden<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün diğer yöneticilerinin haberdar olduğuna ilişkin bir kanıta<br />

rastlanmadığı” ifadelerine yer vermiştir. Bu ifadeler, Sanık İlhan Ekşioğlu’nun da aralarında<br />

261/678


ulunduğu örgütün, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün resmi faaliyetleri dışında illegal bir alanda<br />

hareket ettiğinin de kabulüdür.<br />

Liderliğini sanık Aziz Yıldırım’ın yaptığı bu yapılanmanın, bir suç işlemek amacıyla<br />

oluşturulmuş basit bir birleşme olmadığı yürütülen faaliyetlerin kapsamından anlaşılmaktadır.<br />

Amaç Fenerbahçe Spor Kulübünün şampiyon yapılması suretiyle haksız ekonomik çıkar elde<br />

etmektir. Bu amaca yönelik olarak yapılması gereken, gerek kendi müsabakalarının ve gerekse<br />

şampiyonluğa ortak olabilecek rakip takımların müsabakalarının sonucunu etkilemektir. Nitekim<br />

Spor Toto Süper Ligin ilk yarısının sonunda Trabzonspor’un 9 puan, Bursaspor’un ise 4 puan<br />

gerisinde olan Fenerbahçe, şike ve teşvik eylemlerinden haberdar dahi olmayan teknik adamının<br />

ve çoğu futbolcusunun emek ve çabaları yanında, sanıkların üstün (!) gayretleri sonucu<br />

Trabzonspor ile aynı puanda olmasına rağmen ikili averaj üstünlüğü ile ligi şampiyon olarak<br />

tamamlamıştır. Şüphesiz böyle bir süreç ve sonuç öngörülemeyeceğinden, sanıkların “belli bir<br />

suç” işlemek amacından söz etmek mümkün olmayıp, belirsiz sayıda suçun işlenmesi amacıyla<br />

iştirak boyutunu aşan bir yapıda bir araya geldiklerinin kabulü gerekmektedir.<br />

Şike ve teşvik suçları, iki taraflı ve çok failli bir suçtur. Suç; kazanç veya sair<br />

menfaatin temin edildiği anda tamamlansa da, 6222 sayılı Yasa’da “kazanç veya sair menfaatin<br />

temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezalandırılır”<br />

demekle esasen şike ve teşvik suçu bir nevi teşebbüs suçu olarak düzenlenmiştir. Yasa, şike ve<br />

teşvik teklifini dahi suç saymış ve teşebbüs hükümlerine göre cezalandırılacağını hükme<br />

bağlamıştır. Buna göre her ne kadar Mahkememizce, 6222 sayılı Yasa’dan önce işlenen teşvik ve<br />

şike fiillerine ilişkin olarak sanıklar hakkında beraat kararı verilmiş ise de, iddianameye konu<br />

edilen 21.02.2011 tarihli müsabakadan başlayarak 22.05.2011 tarihindeki son müsabakaya kadar<br />

yargılama konusu yapılan 13 müsabakada, yapılacak şike ve teşvik anlaşmalarının tarafının<br />

önceden belirlendiğini söylemek mümkün değildir. Nitekim aynı müsabakaya yönelik olarak<br />

dahi, anlaşmanın taraflarının ya da kendisine şike veya teşvik teklif edilen muhatabın değiştiği<br />

bir vakıadır.<br />

Bir diğer husus, liderliğini sanık Aziz Yıldırım’ın yaptığı suç örgütünün, gevşek de<br />

olsa hiyerarşik ilişkiye dayalı bir yapı olduğudur. Bu kabulü zorunlu kılan Mahkememizin<br />

tespitleri şöyledir:<br />

25.04.2011 günü saat:14.08’de Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun 0532 2139491 nolu<br />

telefonu ile Aziz Yıldırım’ın Bülent İbrahim İşçen’i aradığı görüşme(tape:1839);<br />

Aziz: “Ne yapıyorsun Bülent”, Bülent: “İyiyim Aziz abicim sen nasılsın”, Aziz: “Yarın<br />

öğleden sonra tamam mı bizim Ahmet’i al bana gel”, Bülent: “Tamam abi…Çelebi’yi değil mi<br />

abi”, Aziz: “Evet evet al bana gelin”<br />

Bu görüşmenin hemen akabinde saat:14.09’da Ahmet Çelebi’yi, Bülent İbrahim<br />

İşçen’in aradığı görüşme (tape:1561);<br />

Bülent: “Yarın öğleden sonra abimin yanına gideceğiz bir Abinin yanına gideceğiz...”,<br />

Ahmet:“Benim abimin yanına”, Bülent: “Hayır be oğlum be Aziz Abinin yanına,...salak<br />

söyleme kimseye bir şey” dedikten sonra 26.04.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kls<br />

28, dizi 279-288 arası); sanıkların bir araya geldikleri, bu görüşme sonrasında ayrılan Ahmet<br />

Çelebi, 01.05.2011 tarihinde İBB Spor ile şike faaliyetine başlamış derhal Yusuf Turanlı ile<br />

irtibata geçmiştir. Sanık Ahmet Çelebi’nin, Aziz Yıldırım’dan aldığı yasadışı ve suç teşkil eden<br />

bu talimatı derhal yerine getirmesi örgüt üyesi olduğunu göstermektedir.<br />

Bununla birlikte 0 6.05.2011 günü saat:16.45’de Ahmet Çelebi'yi, Kazım Alemdağ'ın<br />

aradığı görüşme(tape:2886);<br />

262/678


Ahmet: “Acayip canım sıkkın bildiğin gibi değil”, Kazım: “Yine ne oldu”, Ahmet:<br />

“Hiç sorma ya 100.000 dolar”, Kazım: “Ne oldu ki”, Ahmet: “Anlatırım yüz yüze gelince de ne<br />

yapayım senden de bir akıl almam lazım”, Kazım: “Bize lazım olan parayı başka yerde<br />

düşürdüm deme”, Ahmet: “İhale üstüme kaldı gibi bir şey oldu, anlatırım işte yüz yüze gelince”,<br />

Kazım: “Bizim 100.000 Dolar değil 1.000 Dolar halledecek durumumuz yok si.. ağzını, kimden<br />

kaldı sana bu”, Ahmet: “Kur’an çarpsın bak yemin ediyorum verilmek üzere, Ya neyse<br />

telefon” Kazım: “Benim tahmin ettiğim yerden mi, Hangi birini düşüneceğimi şaşırdım",<br />

Ahmet: “Yok yok önemli değil başka iş ile alakalı ".<br />

Söz konusu görüşme, Aziz Yıldırım’ın talimatının sanık Ahmet Çelebi üzerinde ne<br />

derece etkili olduğunun bir başka kanıtıdır. Zira iş ortağı olduğu anlaşılan şahsın “1.000 dolar<br />

halledecek” durumumuz yok demesine karşın, Ahmet Çelebi’nin içinde bulunduğu ekonomik<br />

zorluğa rağmen, Aziz Yıldırım’a bir şey diyemeden İbrahim Akın ile yapılan şike faaliyetinde<br />

kullanılmak üzere 100.000 dolar ayarlamaya çalışması örgütün varlığını ve sanık Aziz’in<br />

örgütsel konumunu açıkça göstermektedir.<br />

Bunun yanında aynı sanık ile ilgili olarak şu husus da örgüt üyeliğinin bir başka<br />

delilidir. Zira sanık Ahmet Çelebi’nin, Aziz Yıldırım tarafından, Bülent İbrahim İşçen aracılığı<br />

ile yöneticisi olduğu Sivasspor aleyhine şike faaliyetinde bulunması için verilen talimatı,<br />

sorgulama ve buna karşı çıkma gibi bir durumun söz konusu olmadığı, talimatın gereği olarak<br />

vakit kaybetmeksizin eyleme başladığı gibi hakkındaki iletişimin tespiti tutanaklarından<br />

anlaşıldığı üzere konuşmalarına yansıyan bir rahatsızlığının dahi söz konusu olmadığı<br />

göstermektedir ki sanık söz konusu suç örgütünün bir üyesidir.<br />

Yine örgüt üyesi olan sanık Mehmet Şekip Mosturoğlu'nun, örgüt üyesi olan sanık<br />

Sami Dinç ile klasör 15, dizi 49'daki telefon görüşmesinde sanık Aziz Yıldırım'ın disipline<br />

sevkini kastederek "sevk olursa başkan bizi düdükler" şeklindeki beyanı örgüt üyelerinin örgüt<br />

lideri olan sanık Aziz Yıldırım'dan hangi derecede çekindiklerini göstermektedir.<br />

Sanık İlhan Yüksek Ekşioğlu, neredeyse tüm şike ve teşvik eylemlerini yöneten ve<br />

sanık Aziz’in deyimiyle “YÖNETİMDEKİ GÖRÜNMEYEN KAHRAMAN”dır. Suç teşkil<br />

eden faaliyetlerine ilişkin konuşmalarının tümünde, sanık Aziz Yıldırım hakkında yukarıda da<br />

değinildiği üzere “BİR NUMARA, CEO, GENEL MÜDÜR” gibi ifadeler kullanmış, tüm<br />

eylemlerinde anılan sanığın izni ve talimatı ile hareket etmiştir. Yukarıda geçen, Mehmet Yenice<br />

ile arasındaki 3000, Ali Kıratlı ile arasındaki 1934 nolu tapeler bunun açık delilidir.<br />

Tamer Yelkovan duruşmadaki savunmasında özetle; ”bizim her hafta yönetim kurulu<br />

toplantımız olur. Ödemelerin hepsi yönetim kurulunda görüşülür ve imzalanır efendim. İki imza<br />

olmadan ödeme ve ya herhangi bir işlem yapma yetkim de yoktur, Bizim kulübümüz çok ciddidir<br />

efendim bu işlerde” şeklinde beyanda bulunmuştur. Oysa Cumhuriyet savcılığında ve sorguda<br />

aynen kabul ettiği, tüm aşamalarda aynı müdafii huzurunda alınan kolluk ifadesinde;<br />

“Aziz Yıldırım’dan habersiz herhangi bir ödeme yapmam söz konusu değildir, İlhan<br />

Yüksel Ekşioğlu'na, Aziz Yıldırım’ın talimatı ile verdiğim paraların bir kısmını bu şekilde<br />

Sosyal Yardım Fonuna mı veya başka bir sebeple verdiğimi yazmaktayım. Ancak İlhan Yüksel<br />

Ekşioğlu benden aldığı parayı nereye harcayacağını açıklamazdı. Ondan dolayı da<br />

bilgisayara not alırken sebebini yazamayıp sadece İLHAN BEYE ÖDENEN şeklinde not<br />

aldım, bana para lazım derler bende para sağlarım. Ancak bu paranın nereye kullanıldığı<br />

hakkında bir bilgim yoktur, İlhan Yüksel Ekşioğlu benden para talep ettiği zaman Aziz<br />

Yıldırım'ın talimatını sorarım. Benim Aziz Yıldırım'ın bilgisi olmadan böyle bir ödeme<br />

yapmam söz konusu olamaz. Söz konusu parayı Aziz Yıldırım'ın talimatı ile İlhan Yüksel'e<br />

verdim. Para tam olarak 400.000 dolardı. Ama bunun ne amaçla kullanıldığı hakkında bilgim<br />

ve ilgim yoktur ” şeklindeki ifadeleri ile ödemeleri yaparken iki imza ya da yönetim kurulunun<br />

onayını aramadığı, sanık Aziz Yıldırım’ın talimatı ile hareket ettiği anlaşılmaktadır. Şu hale göre,<br />

263/678


yönetim kurulunun bilgisi ve onayı dışında sadece Aziz Yıldırım’ın talimatı ile İlhan Ekşioğlu’na<br />

yapılan ödemelerin neredeyse tamamının şike ve teşvik eylemleri ile eş zamanlı olarak<br />

yapılması, müsabakaların değerlendirildiği bahiste ayrıntıları ile belirtilen fiziki ve teknik<br />

takiplere ve bir kısım savunmalara göre, sanık İlhan tarafından bu paraların şike ve teşvik<br />

anlaşmasının tarafı ya da aracısı olan futbolcu (İbrahim Akın), menajer (Yusuf Turanlı, Fatih<br />

Akbaba), yönetim dışı kişilere (Ali Kıratlı) verildiği sabit olduğuna göre, yürütülen faaliyetlerin<br />

yönetsel işler almadığı, Aziz Yıldırım konumu itibariyle söz konusu suç örgütünün lideri, sanık<br />

İlhan’ın eylemleri organize eden ve lidere en yakın örgüt üyesi sanık olduğu anlaşılmaktadır.<br />

Bunun yanında Fenerbahçe Spor Kulübü mali işler müdürü olan sanık Tamer<br />

Yelkovan’ın da, sanık Aziz Yıldırım’ın kulüp başkanı olarak resmi görevi dışında, şike ve teşvik<br />

faaliyeti kapsamında kullanılmak için başta İlhan Ekşioğlu’na olmak üzere bir kısım sanıklara<br />

ödeme yapması talimatını, söz konusu paraların nerede kullanılacağı bilerek yerine getirmesi<br />

örgüt içerisinde yer aldığının göstergesidir.<br />

30.04.2011 günü saat:19.01’de Aziz Yıldırım’ın, Mehmet Şekip Mosturoğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:1847);<br />

M.Şekip: “Efendim”, Aziz: “Alo” M.Şekip: “Efendim başkanım”, Aziz: “Neredesin”,<br />

M.Şekip: “Ev tarafındayız başkanım”, Aziz: “Evde misin”, M.Şekip: “Hı hı”, Aziz: “Nasıl<br />

gidiyor vaziyetler”, M.Şekip: “İYİ BAŞKANIM ARKADAŞLARIN HEPSİ İLGİLİ<br />

YERLERDE”, Aziz: “He iyi”, M.Şekip: “O notunuzu ilettim kendilerine”, Aziz: “İyi iyi o<br />

zaman”, M.Şekip: “Tamam mı başkanım”, Aziz: “Tamam iyi”, M.Şekip: “Tamam”, Aziz: “O<br />

KENDİ KALESİNE GOL ATAN”, M.Şekip: “He ONU BİLMİYORUM BAŞKANIM O<br />

BENLE İLGİLİ DEĞİL”, Aziz: “Öyle mi iyi peki”, M.Şekip: “Tamam”, Aziz: “Tamam oldu”,<br />

M.Şekip: “Tamam başkanım”, Aziz: “Peki hadi görüşürüz”.<br />

Söz konusu görüşme sanıkların işbirliği ve eylemli paylaşım anlayışı ve disiplinli<br />

biçimde hareket ederek süreklilik gösterir şekilde suç işlemek amacıyla örgüt kurduklarına<br />

ilişkin önemli bir delildir. Aziz Yıldırım 01.05.2011 tarihinde yapılacak İBB Spor – Fenerbahçe<br />

müsabakası ile ilgili olarak “O KENDİ KALESİNE GOL ATAN” sözü ile kasdettiği Can Arat<br />

ile şike konusunda konuşulup konuşulmadığını sormaktadır. Ancak bu dönemde, Sami Dinç<br />

aracılığı ile Karabük-Fenerbahçe müsabakasına ilişkin şike faaliyetini yürüten Şekip, bunun ile<br />

ilgili bilgi verdiği sırada Aziz Yıldırım’ın İBB Spor müsabakasına ilişkin bu sorusuna “ONU<br />

BİLMİYORUM BAŞKANIM O BENLE İLGİLİ DEĞİL” diyerek örgüt üyesi olan sanıklar<br />

arasındaki eylemli paylaşıma işaret etmektedir. Zira sanık Şekip, görev dağılımı gereği İBB Spor<br />

müsabakasına ilişkin şike faaliyetinin içerisinde yer almamaktadır.<br />

Fenerbahçe SK’nın müşavir avukatlığını yapan ve fakat bu görev ve çalışma sınırları<br />

dışında hareketle Eskişehir-Trabzonspor, Karabük-Fenerbahçe ve Fenerbahçe-Ankaragücü<br />

müsabakalarındaki şike ve teşvik eylemlerinde aktif olarak yer alan, suç örgütü içerisinde<br />

Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun talimatları ile hareket eden, bu faaliyetleri ile ilgili olarak M.<br />

Şekip tarafından zaman zaman sanıklar Aziz Yıldırım ve İlhan Ekşioğlu’na bilgiler verilen sanık<br />

Sami’nin de örgüt üyeliği sabittir.<br />

15.05.2011 günü saat:18.14’de İlhan Ekşioğlu’nun Cemil Turhan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2998);<br />

264/678


İlhan: “Nerdesin ya”, Cemil: “Çıktım geliyorum,…şuanda kapıda Faruk ile geliyoruz”,<br />

İlhan: “Şimdi bu Apoyla şey burada,…o<br />

sana söyledim çocuk vardı ya neydi,…hiç bu<br />

olaylardan konuşmayacaz ha,…onlar bilinmesini istemiyor o çocuk senin yani sen hiçbir<br />

şeyden haberin yok”, Cemil: “Tamam”.<br />

Sanık İlhan, Cemil Turhan’a yanında Abdullah Başak ile Yusuf Turanlı’nın (o sana<br />

söyledim çocuk) yanında olduğunu, geldiğinde şike konusundan konuşmamaları istemektedir.<br />

İlhan’ın “o sana söyledim çocuk” diye kasdettiği kişinin Yusuf Turanlı olduğu, Yusuf’un<br />

Korcan’ı ararken cep telefonunun, “2753448307 - opr:Turkcell(FBMAR7) - FENERBAHÇE<br />

SUKRU SARAÇOĞLU STADI KIZILTOPRAK (FBAHCE STADI MARATON OKUL)<br />

KADIKÖY,İSTANBUL” noktasındaki baz istasyonundan sinyal vermesinden anlaşılmaktadır..<br />

Bununla birlikte 3140 nolu tapede Abdullah’ın Yusuf’a, “…locada beraber seyredeceksiniz” ve<br />

İlhan’ın Abdullah’a, “…yarın dedim adam bana geliyor beraber maç seyredeceğiz dedim”<br />

sözlerinden Yusuf ile İlhan’ın, Fenerbahçe Stadında Ankaragücü müsabakasını İlhan<br />

Ekşioğlu’nun locasında seyrettikleri ve şike faaliyetine ilişkin görüşme yaptıkları<br />

anlaşılmaktadır.<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu, Cemil Turhan’a “onlar bilinmesini istemiyor o çocuk senin yani<br />

sen hiçbir şeyden haberin yok” sözü ile tembihte bulunurken, Yusuf Turanlı’nın şikeden<br />

haberdar olduğunu bilmesini istememektedir. Bunun aksi de tüm dosya kapsamı ile<br />

göstermektedir ki, sanık Cemil Turhan aktif olarak şike eylemlerinin içerisinde yer aldığı gibi,<br />

idari olarak da Kulüp’te İlhan’a bağlı olarak çalıştığı için içinde bizzat yer almadığı eylemler<br />

hakkında da bilgi sahibidir. Sanık İlhan’ın bu talebi bir diğer açıdan örgüt üyesi sanıklar arasında<br />

eylemli paylaşımı göstermektedir.<br />

Sanıklar arasında eylemli paylaşıma bir diğer örnek Sivasspor-Fenerbahçe<br />

müsabakasına ilişkin olarak yapılan aşağıdaki görüşmedir.<br />

14.05.2011 günü saat:17.21’de Abdullah Başak’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:3148);<br />

Abdullah: “..o benim kardeşim aradı da şimdi beni, …bu Bülent abi (Bülent<br />

İbrahim İşçen) arayıp duruyormuş”, İlhan: “Ya ilgilenmesin…bizim bir numara bu iş<br />

olsun da nasıl olsun istediği için…dediki ben Bülent ile beraberim dedi o sana söylediğini<br />

sen bi Bülent ile konuş dedim ya başkanım sen bırak dedim şu Bülent’i dedim yarın dedim<br />

adam bana geliyor beraber maç seyredeceğiz dedim ben yarın halledeceğim dedim…”,<br />

22.04.2011 günü saat:15.26’da Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2801);<br />

İlhan: “Bugünleri bir aşalım bak neler olacak,…o gün bugündür biliyorsun değil mi”,<br />

Ali. “Sen yanına mı gidiyorsun”, İlhan: “He yanına gidiyorum”, Ali: “Söylersin o zaman”,<br />

İlhan: “Söyleyeceğim söyleyeceğim”.<br />

Sanık İlhan’ın yanına gittiği Aziz Yıldırım’a; şike ve teşvik konusunda yapılan<br />

faaliyetlere ilişkin bilgi vereceği, Ali Kıratlı’nın da Eskişehir-Trabzonspor müsabakasındaki<br />

teşvik eylemleri nedeniyle kendisinden söz etmesini istediği, örgüt liderinin takdirini kazanma<br />

arzusu içerisinde olduğu anlaşılmaktadır.<br />

265/678


07.04.2011 günü saat:13.05’de Ali Kıratlı’yı, İ.Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2286);<br />

İlhan :“Şeyin önünden bi geçebilir misin ben yokum…sana bir şey<br />

gönderttiriyorum” , Ali: “Tamam şey Ali mi getirecek”, İlhan : “He he Ali”, Ali: “Bende<br />

çıkıyorum o zaman gidiyorum hemen hazırım ben çantamı mantamı aldım…Şey orası müsait mi<br />

ya bize biraz şey bıraksaydın ya ÖRTÜLÜDEN YOL HARÇLIĞI oradan mı neyse ben<br />

yaparım”, İlhan : “Ali sen yap hallederiz”, Ali: “Halledersin şey yalnız pazartesi tamam değil<br />

mi”, İlhan : “Sen zaten al bunu ben şimdi kulübe geçiyorum bir yerdeyim birinin ofisinde bi<br />

sonra konuşuruz zaten sen geç hemen” , Ali: “Şey için sıkıntı yok diyorum pazartesi için değil<br />

mi bak”, İlhan : “Yok yok baba yok”, Ali: “Beni Allah aşkına bir daha şey yapma yüz göz<br />

etme…ben o zaman buradan takılırım biraz ... tamamlarız orayı”, İlhan : “Ama yani o da ona<br />

da söyle yani şey için gerekli her şey olacak haa rahat çıkalım yani”, Ali: “Ben zemini<br />

biliyorum abi ne olacağını ne biteceğini biliyorum aynen konuştuğumuz gibi” , İlhan : “Ben<br />

şeyi arattırayım ben seni” , Ali: “Tamam Halil’i arattır” dediği,<br />

Sanık Ali Kıratlı'nın aldığı talimat uyarınca 09.04.2011 tarihinde oynanacak Eskişehir-<br />

Fenerbahçe müsabakasında şike faaliyetinde bulunmak amacıyla Eskişehir’e gitmeden "Bize<br />

biraz şey bıraksaydın ya örtülüden yol harçlığı" diyerek sanık İlhan Ekşioğlu’ndan para<br />

istediği anlaşılmaktadır. Yukarıda 1898 nolu tapede Doğan Ercan’ın “KENDİ ŞEYİMDEN<br />

YOLLA” sözü ile söylediğini Ali Kıratlı burada “ÖRTÜLÜDEN YOL HARÇLIĞI” olarak ifade<br />

etmektedir. Bu da göstermektedir ki, sanıkların şike ve teşvik faaliyetlerinde kullandıkları illegal<br />

bir kasa söz konusudur. Sanık Ali Kıratlı da, örgütün bir üyesi olarak suç içeren faaliyetlerinde<br />

bu paradan istemektedir.<br />

24.05.2011 günü saat:20.21’de Ali Kıratlı'yı İlhan Ekşioğlu'nun aradığı<br />

görüşme(tape:2577);<br />

Ali: "Rıza’ya gittim…en yakın kimlesin falan, İlhan dedim, ben çok dedim yani her<br />

şeyimiz bir abi Fenerbahçeli yöneticilerden öyle mevzu oldu ben oradan aradım bir senin de<br />

kapalıydı telefonun…Jaja ile ilgilenirseniz haberiniz olsun…yumruk atmışlar buna Sadri Şener<br />

falan saldırmışlar üstüne bu da basmış şeye gitmiş Brezilya’ya", İlhan: “Yok ya aldılar abi şeyi<br />

Emenike…şimdi bu şeyi İSTİHKAKI CUMA GÜNÜ YAPIYORUZ HA haberin olsun…<br />

ben sana alo diyeceğim", Ali: "Tamam sen yoksun galiba", İlhan: “Yani gidebilirim de ama ne<br />

olursa olsun cuma oldu yani",<br />

İlhan “şimdi bu şeyi istihkakı Cuma günü yapıyoruz ha haberin olsun” derken sezon<br />

boyunca yürütülen şike faaliyeti nedeniyle hak edildiği düşünülen ve öncesinde yapılan anlaşma<br />

doğrultusunda şikeye iştirak eden şahıslara verilecek paraların dağıtılacağını söylemektedir.<br />

İlhan Yüksel Ekşioğlu ile Yusuf Turanlı arasında geçen, adeta sezon sonu<br />

muhasebesi mahiyetinde olan ve Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasında değerlendirilen 3761<br />

nolu tape de (Kls 23 Dizi 211), yürütülen şike ve teşvik faaliyetleri nedeniyle sanıklar<br />

arasındaki kazanç ve menfaat paylaşımını konu almaktadır. Söz konusu görüşme, örgütün<br />

sürekliliğini de ayrıca ortaya koymaktadır. Hatta Abdullah Başak’ın içinde yer aldığı şike ve<br />

teşvik eylemleri nedeniyle Yusuf Turanlı’dan ekstra para aldığını duyan İlhan Ekşioğlu, bu<br />

konudaki emeğine (!) karşılık Abdullah Başak’a Mini Cooper marka araç aldığını söyleyerek<br />

kızmaktadır.<br />

266/678


Bununla birlikte Sanıklardan Yusuf Turanlı’nın çok sayıda şike ve teşvik eylemi<br />

içerisinde yer alması, bu yönde özellikle Abdullah Başak ile birlikte İlhan Ekşioğlu’ndan<br />

aldıkları talimatları derhal uygulamaya başlayıp bir an için tereddüte dahi düşmemeleri, örgüt<br />

içerisinde yer aldıklarının bir başka kanıtıdır. Nitekim 13.05.2011 günü saat:19.39’da Abdullah<br />

Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı görüşme;<br />

Abdullah: “Yarın sabah 9 buçukta Kalamış’ta buluşmamız lazım,…(A. Yıldırım’ı<br />

kastederek) Bir numara seninle görüşecek,…ama kimse bilmesin Dereağzı var ya”. (tape:3142)<br />

13.05.2011 günü saat:19.46’da Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı görüşme;<br />

Abdullah’ın; bir önceki görüşmede geçen buluşma konusunun Pazar gününe kaldığını<br />

belirttiği, Yusuf’un: “(Aziz Yıldırım’ı kastederek) İmparator çağırıyorsa gideriz ayıp ediyorsun,<br />

…alacakmı beni kanatlarının altına” dediği, Abdullah’ın: “Abi dedim tek yetkili bu arkadaşı<br />

kılalım,…tamam dedi o artık kardeşimiz dedi” dediği, (tape:3143) dikkate alındığında sanık<br />

Yusuf Turanlı'nın "…alacakmı beni kanatlarının altına” bu beyanı ile örgüt üyeliği hususundaki<br />

kararlılığını ve isteğini dile getirmiştir.<br />

Sanıklardan Bülent İbrahim İşçen’in, İBB Spor-Fenerbahçe ve Sivasspor-Fenerbahçe<br />

müsabakalarında aktif olarak şike eylemlerinin içerisinde yer almasının yanında, en yakınındaki<br />

insan olarak sanık Aziz Yıldırım’ın, yürütülen şike ve teşvik faaliyetleri ile ilgili talimatlarını<br />

diğer bazı örgüt üyelerine ilettiği, aradaki iletişimi sağladığı, sanık Abdullah Başak’a eylemleri<br />

nedeniyle ödül olarak alınan araç ile ilgili olarak, ayrıntısı 3200 nolu tapede geçen “bak bu<br />

sağda solda duyulur bak boşluğa düşürtmeyin bizi” sözü ile içinde yer aldığı suç örgütünün<br />

ve faaliyetlerinin deşifre olmasını önlemek için gösterdiği örgütsel bilinç ve tavır birlikte<br />

değerlendirildiğinde sanığın da örgüt üyeliği sabittir.<br />

Bununla birlikte bir kısım sanıkların konumunun dahi iyi anlaşılabilmesi için<br />

Fenerbahçe Spor Kulübünün 08.05.2011 günü yapılan 2010 yılı Olağan Mali Genel Kurul<br />

Toplantısına bakılması gerekmektedir.<br />

Bu bağlamda söz konusu iletişim tespiti tutanaklarına bakıldığında;<br />

04.05.2011 günü saat:13.14’de<br />

Aziz Yıldırım’ın Şekip Mosturoğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2388);<br />

Şekip: (Arka planda bulunan Ömer isimli şahsa hitaben "İlanın başında Fenerli bir<br />

çocuk varmış bizden, ilanda" dediği), Aziz: "Olmazsa başka kanaldan da alırız ya…daha iyi<br />

bunları yani bunları yapsınlar BUNLARI ATALIM ŞEYİN SEYİRCİNİN İÇİNE…BU<br />

ŞAMPİYONLUK KAÇARSA SEBEBİ BUNLARDIR DİYE…bunlar Fenerbahçe’nin<br />

şampiyon olmasını istemiyorlar işte şu şu şahıslar tamam mı Fenerbahçelilere havale<br />

ediyoruz ...ONDAN SONRA UĞRAŞSIN DURSUNLAR", Şekip: "En güçlü olduğumuz<br />

dönem başkanım ne gerek var", Aziz: "BİZ GETİRİRİZ HEPSİNİ GETİRELİM<br />

YIĞALIM ORAYA TAMAM MI...KONUŞMAYI BIRAK KAVGA DÖVÜŞ ATSINLAR<br />

DIŞARI BİTSİN GİTSİN…şey bu herhalde Işıklar bu Işık, Rahmiler, Aziz Yılmaz’lar işte o<br />

Hakanlar makanlar bunlar herhalde başka kimse yok değil mi", Şekip: "Celal de olabilir<br />

yine bu Şadanlar falanda olabilir", (Görüşmede geçen isimlerin İ.Eyigüngör, R. Eyüpoğlu,<br />

A.Yılmaz, H. B. Kutlualp olduğu anlaşılmaktadır.)<br />

04.05.2011 günü saat:13.20’de Aziz Yıldırım’ın Serkan Acar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2389);<br />

Aziz: "Şekip bey ile konuştun mu…şimdi şey aramış onu o adam aramış…demiş ki<br />

pazar günü muhalefet yapacaklar demiş tamam mı ağır muhalefet yapacaklar demiş…siz<br />

bütün arkadaşlara her şeyi herkesi çağıralım", Serkan: "Dün akşam biz görüştük zaten…<br />

267/678


herkes şey yapıyor yani geliyor eşini dostunu getiriyor", Aziz: "Herkesle konuşurken yani bu<br />

şekilde gelecekleri için sıkı gelelim tamam…Şekip ile konuş o adam diyormuş ki işte ya<br />

niye şey yaptınız filan…o benim dediğim gibi şeyi dağıtalım dışarıya oradan kimseyi<br />

almayalım içeriye…biraz zorlaştıralım şeyi girişi çıkışı…ona göre kuralım ekipleri biz o<br />

gün",<br />

05.05.2011 günü saat:10.17’de Aziz Yıldırım’ın M.K.’yı aradığı görüşme(tape:2390);<br />

Aziz:"Abi muhalefetlik yapmak istiyorlarmış…gelin yanıma gelin biraz kalabalık<br />

olalım", M: "Tamam geleceğim", Aziz: "Önemli değil ama vermeleri daha iyi tam …bırakayım<br />

onların…Genel kurul saat 10 da… ",<br />

05.05.2011 günü saat:10.24’de Aziz Yıldırım’ın N.Ö.’i aradığı görüşme(tape:2391);<br />

Aziz: "Bu pazar günü seçimde bu yine...gazete cuma günü ilan veriyor biz çalışıyoruz<br />

da sizde dostlarınıza söyleyin…GELSİNLER DE ONLARA Bİ DAYAK Bİ DAYAK DAHA<br />

ATALIM", N: "Kimki bunlar öncü kim bunlar…", Aziz: "Işık, Rahmi, Aziz Yılmaz, Metin<br />

Şen",<br />

05.05.2011 günü saat: 14.02’de Bülent İbrahim İşçen'i Ahmet Çelebi’nin aradığı<br />

görüşme (tape:3606);<br />

Bülent: " Pazar günü saat onda mali kongreye gideceğiz haberin olsun", Ahmet:<br />

"Oraya gelirim ama maça gitmeyeceğim”,<br />

05.05.2011 günü saat:15.26’da Tamer Yelkovan’ı X Şahsın aradığı<br />

görüşme(tape:3253);<br />

X: “Konuşan Fenerbahçe Platformu haberin var mı böyle bir şeyden… mail atmışlar<br />

bana, geldi mi sana”, Tamer: “Yok gelmedi bize atamazlar ki...”, X: “Soracakları soruları<br />

yazmışlar Tamer”, Tamer: “Biliyorum ben…çaktırmadan ele geçirdik onu da,…ORADA BİR<br />

GÖMERİM BEN ACAYİP ÇAĞIRDIK KALABALIK GELECEĞİZ ORAYA”, X: “kim<br />

bu…ya”, Tamer: “bu Işık İyigingörler ya başkanın yönetime almadığı adamlar ya…”, X: “Evet<br />

kardeş yolladım sana”, Tamer: “Sen şeyde görev yapmazsın değil mi,…yapmazsın ... dedim<br />

yapmaz”, X: “E biz dışarda olalım ki abi orada biz şeylik yaparız ya,…insanlık yaparız”, Tamer:<br />

“DÖVERİZ …”,<br />

05.05.2011<br />

görüşme(tape:2392);<br />

günü saat:16.48’de Aziz Yıldırım’ın A. Metin’i aradığı<br />

Aziz: "Bunlar gazeteye ilan verecekleri yazı vardı ya…onu maille kulüp üyelerine<br />

gönderiyorlar…şimdi söyleyeceğim burayı Galatasaray kulübü ile karıştırmayın diyeceğim…<br />

akşam kürsüde sen seyret beni",<br />

07.05.2011 günü saat: 17.05’de Bülent İbrahim İşçen'i Aziz Yıldırım’ın aradığı<br />

görüşme;<br />

Bülent: "Ben yarın sabah arabayla çıkayım oraya gideyim oradan direk abi", Aziz:<br />

"Sen yok sen şeye gel direk ee", Bülent: "Şey 10’da sabah 10’da Mali kongre", Aziz: "Sonra biz<br />

oradan ya helikopter yada bir uçakla tamam mı…HEPİNİZ KONGREYE GELİN BEN<br />

KONGREDEYİM…beni orada görün tamam", Bülent: "Hepimiz yanınızdayız tamam abi…<br />

ÇOCUKLARI DA GETİRECEĞİM onlarda üye oldu ya", (tape:3611)<br />

07.05.2011 günü saat:17.59’da Aziz Yıldırım’ın Tamer Yelkovan’ı aradığı görüşme;<br />

268/678


Aziz: "Bunlar sağı solu arıyorlarmış ibra etmeyelim diye…Aziz Yılmaz değil ya şey",<br />

Tamer: "Ha onlar…HADİ BAKALIM DÖVECEĞİZ BAŞKANIM yapacak başka bir şey<br />

yok yani…zaten biz şeyi kurduk sistemi öbür taraftan Mertler biz bu taraftan<br />

kuşatacağız…orada halledeceğiz yani", Aziz: "Tabi tabi tabi tabi", Tamer: "Biz çok kuvvetliyiz<br />

hiç merak etmeyin başkanım", (tape:2396)<br />

07.05.2011 günü Saat: 22.15’de Bülent İbrahim İşçen'i Aziz Yıldırım’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3612);<br />

Bülent: "BİZİM HERKESİ ORGANİZE ETTİM…Ahmet’in benzinlikçide<br />

topladım abi gelecek işte yarın herkes...o şeyi okuduk orada işte…açın gelin o zaman orada<br />

görelim orada boyunu posunu ama bu takım şampiyonluğa gidiyor bu kadar mücadele<br />

ediliyor", Aziz: "AMA O HULUSİLER MULUSİLERİ... DÖVDÜRECEĞİZ<br />

TAMAM",Bülent : "Yani bak şimdi bunu şey yapmayalım da abi yüz yüze görüşelim…ee<br />

var tabi yani öyle şeyler yani onlar gelip sarılıp",<br />

08.05.2011 günü saat: 16.16’da Abdullah Başak’ın Ali Kıratlı'yı aradığı görüşme;<br />

Ali: "Apo ne oldu oldu mu bişey kongrede", Abdullah: "YOK YA HEPSİNİ REZİL<br />

ETTİ ABİ…BEN, BÜLENT ABİ, DAYIM, CAHİT İŞTE", Ali: "Helikopterde", Abdullah:<br />

"Ben, başkan, Nihat Özdemir, Nihat Özbağ bi de Doğan ...müdür gitmiş yanına…ben dedim<br />

müdürü var orda", Ali: "Geldik buraya polis evindeyim ben", Abdullah: "Orda kalıyor dedim<br />

onu da yazsınlar diyor da gülüyor", Ali: "Adam bir sürü sıkıntı çekti bu işten de herif de rezil<br />

oldu de", Abdullah: "Dedim güzelde konuştu televizyonda biliyorum dinledim diyor", Ali:<br />

"Polis evindeyiz biz Sefa reis, İbrahim reis oturuyoruz", (tape:3179)<br />

09.05.2011 günü saat: 16.14’de Şekip Mosturoğlu'nun A.Markaroğlu'nu aradığı<br />

görüşme(tape:2603);<br />

A: "Abi şey tarihi geçirdin biraz arama…o gün arayacağım dedin ya", Şekip:<br />

"Başkanla konuştum gerek yok dedi yani yapsınlar dedi", A: "Anladım", Şekip: "Sen niye bu<br />

böyle işlerin içindesin ya", A: "Ben bir şeyin içinde değilim…benim uzaktan yakından öyle<br />

platform milatform Fenerbahçe’nin işlerini gazeteyle ilanlarına ben öyle bir şey taşırmıyım…bir<br />

yapım projesi genel kurula gelmeden önce hem finansman projesi hem de yapım projesi genel<br />

kurula gelir, e ben 5 trilyon oradan alacağım ama sorma kardeşim ben nerden aldığımı ve seni<br />

ilgilendirmez, burası da çok keyfi bir yönetim olmuyor mu", Şekip: "Paranın alındığı yer Spor<br />

Toto Genel Müdürlüğü biz çıkıp desek ki biz Spor Toto G. Müdürlüğünden aldık bütün kulüpler<br />

saldıracaklar", A: "Genel kurulu bu kadar hafife alma be abi dışarıya boksörleri koy arkaya<br />

zorti Bülentleri koy (Bülent İbrahim İşçen) o Apo (Abdullah Başak) denen çocuk gelmiş<br />

benim önüme oturuyor ya haddine mi düşmüş bana kalkıp da ben bir şey söyleyecek olsam<br />

bana bir şey söylesin ondan sonra ayıp şeyler bunlar yakışır mı ya velev ki birisi bir şey<br />

söyleyecek benim yirmi de biri değil korktuğundan söyleyemedi, e doğru mu bunlar…eğer<br />

tüzüğe aykırı hareket ediliyorsa ki ediliyor…Yapım projesini getir bari sen divanda insanlara 3-5<br />

tanesini sırtını sıvazlayarak geçirme bunları…hiç kimse kusura bakmasın onlar hedef olmamak<br />

adına orada belki çıkmadılar" dediği, iletişim tespitlerinden anlaşılmıştır.<br />

Söz konusu iletişim trafiğinden da anlaşılmaktadır ki, sanık Aziz Yıldırım Olağan Mali<br />

Genel Kurul Toplantısında, özellikle örgüt üyeleri Bülent İbrahim İşçen, Ahmet Çelebi ve<br />

Abdullah Başak ile yönetime aday muhalifler üzerinde baskı kurmaya çalışmış, bu amacın<br />

gerçekleştiği özellikle Abdullah Başak’ın toplantı sırasında, sanık Şekip Mosturoğlu’nun<br />

toplantı sonrasında yaptığı telefon görüşmeleri ile anlaşılmıştır.<br />

Bu husus dahi adı geçen sanıklar yönüyle örgütün varlığına işaret eden bir diğer<br />

gerçekliktir.<br />

269/678


Yine hakkında yakalama kararı çıkarılması sonrasında savunması alınan sanık Metin<br />

Korkmaz özetle, sanık Aziz Yıldırım'ın bir futbolcu transferi sonrasındaki oluşan ihtilaf<br />

sebebiyle kendisine "sana Türkiye"de menajerlik yaptırmayacağım" şeklinde beyanda<br />

bulunduğunu belirtmiştir.<br />

Sanık Aziz Yıldırım bazı maçlar sonrasındaki saha içi davranışları sebebiyle TFF<br />

Disiplin Kurulu'na sevk edilmesi sonrasında TFF ve kurullarına yönelik bizzat bu kurumlarda<br />

görevli şahısları, aleyhine karar çıkması durumunda "onlara günlerini göstereceğim, seyirciler<br />

sahaya dökülür. Bunları ben önlüyorum." demek suretiyle seyircinin sahaya döküleceği<br />

imasında bulunmak suretiyle bu tip cümlelerle tehdit etmekten çekinmemiştir. Nitekim klasör 19<br />

dizi 300'de bulunan Mehmet Şekip Mosturoğlu ve o tarihteki TFF Başkanı Mahmut Özgener<br />

arasında yapılan telefon görüşmesinde sanık Şekip'in Aziz Yıldırım'ın Gaziantep-FB maçını<br />

yöneten hakeme yönelik sözlerini kastederek "kötü bir şey söylemedi aslında ilk defa biliyor<br />

musun" şeklindeki cümlesi de sanık Aziz Yıldırım'ın bu eylemlerinin sürekli olarak<br />

tekrarlandığınıda doğrulamaktadır.<br />

TFF Başkan ve yöneticilerinin suç örgütü lideri Aziz Yıldırım'dan çekindikleri<br />

hususunda dosyada çokça telefon görüşmesi bulunmakta olup bu görüşmeler irdelendiğinde<br />

özellikle bu yöneticilerin Fenerbahçenin yenildiği maçlarda Aziz Yıldırım'ın kendilerine ulaşıp<br />

küfür ve tehdit etmesinden korktukları ve maç sonrasında telefonlarını kapattıkları, daha sonra<br />

aralarında bu durumu konuştukları hatta TFF yöneticisi Levent Kızıl ile Göksel Gümüşdağ'ın bir<br />

görüşmede Fenerbahçenin Gaziantep maçında yenilme ihtimalinden bahsederek "öldüm öldüm<br />

dirildim" şeklinde beyanda bulunmaları, Gaziantep-Fenerbahçe maçının oynandığı anlarda;<br />

klasör 15, dizi 380'deki sanık Levent Kızıl ile Ömer isimli kişi arasında yapılan görüşmede TFF<br />

yetkilisi Mehmet Levent Kızıl'ın, hakem Hüseyin Göcek'in Fener'i mahvettiğinden bahsettiği ve<br />

"vallahi billahi inanamazsın, ödüm koptu gol olmayacak, Aziz Bey öldürürdü bizi", yine<br />

Mehmet Levent Kızıl'ın diğer TFF yetkilisi Mümtaz Karakaya ile yaptığı görüşmede aynı maçla<br />

ilgili olarak sanık Aziz Yıldırım'ı kastederek ve hakemin kötü maç yönettiğinden bahsetmek<br />

suretiyle klasör 15, dizi 381'de "hiç bitti s.ker bizi vallahi, telefonu da kapattım beş kere<br />

aramış a... k..", Mahmut'ta kapattı abi inşallah bari yensin de hafif s.ker yenerse, yine klasör 15,<br />

dizi 382-383'de aynı maçla ilgili olarak sanık Aziz Yıldırım'ı kastederek "kazanırsa da s.kecek<br />

bizi de bari kazanıp s.ksin, yarın var ya İstinye Park'a falan gelip tokatlar beni falan o"<br />

şeklindeki beyanlar ve görüşmeler dikkate alındığında, sanık Aziz Yıldırım'ın TFF ve yetkilileri<br />

üzerinde baskı kurduğunu göstermektedir. Her ne kadar adı geçen kişiler duruşmada tanık olarak<br />

dinlendiklerinde sorulan soru üzerine sanık Aziz Yıldırım'dan çekinmediklerini beyan etmişlerse<br />

de kendi aralarında yapmış oldukları samimi görüşmelerin tanıkların beyanlarını doğrulamadığı<br />

açıktır.<br />

Sanık Aziz Yıldırım klasör 16, dizi 45-46'da yer alan TFF yetkilisi Mümtaz Karakaya<br />

ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde "bir de bak bana ceza meza ayağı yapıyorlar, yani<br />

bak duman ederim haberleri olsun, bak söylüyorum bir tane o ceza disiplin kurulunda<br />

olursa onların bir tanesi yeni listede yer alamaz haberin olsun" diyerek TFF üzerinde baskı<br />

kurmaya çalışmış, federasyon görevlilelirini kastederek "o zaman gelir sahibi köpeklerinizin<br />

başında dursunlar, yani köpeklerine sahip olsunlar, öyle ceza meza zaten eğer bana<br />

savunma isterlerse hakem şike yapmıştır, şikenin başı da federasyon başkanıdır diye<br />

yazarım haberiniz olsun", yine klasör 17, dizi 93'de sanık Aziz Yıldırım'ın TFF yetkilisi<br />

Mümtaz Karakaya ile yapmış olduğu görüşmede bir maça hakem ataması ile ilgili olarak "bu<br />

federasyon tam o.. çocuğu, bu şey de Oğuz Saruvan'da, yine olur mu ya bunlar ayıp hiç mi<br />

oturup bakmıyorlar bu işlere yarın ana avrat girerim yalnız ha bak kamu oyunda beni<br />

tutamazlar, yani ha s.kerim öyle federasyonu da federasyon başkanını da, o.. çocukları ya<br />

tamam hadi görüşürüz" şeklinde beyanda bulunmaktan çekinmemiştir. Bu beyanlar elbette ki<br />

TCK 106. maddesi anlamında bir suç olarak değerlendirilmemekle birlikte sanığın suç örgütü<br />

270/678


kurucusu ve yöneticisi olarak yetkili kurullar üzerinde hukuka aykırı olarak yapmış olduğu<br />

baskıları göstermesi bakımından önemlidir.<br />

Şüphesiz ki sanık Aziz Yıldırım temsilcisi olduğu kulubün ya da kendisinin bir<br />

haksızlığa maruz kalması durumunda bu durumu yetkili organlar önünde dile getirmesi, gerekli<br />

yasal girişimlerde bulunması doğaldır, yasal hakkıdır. Ancak sanık yöntem olarak baskı kurmak<br />

yoluyla hakkında verilebilecek kararları engellemeye çalışmıştır.<br />

Örgüt üyesi olan sanık Şekip Mosturoğlu'nun da futbolcu menajerliği yapan Mahmut<br />

Şen'le aralarındaki bir konunun konuşulmaması hususunda konuştuğu, ısrarla vurgu yaptığı hatta<br />

küfrettiği, bilahare sanık Şekip'in klasör 15, dizi 10-11'deki Turgay isimli şahısla yaptığı telefon<br />

görüşmesinde yine bu görüşmeyi doğrulayan sanık Şekip Mosturoğlu'nun duruşmadaki tevilli<br />

ikrarıyla sanık Mahmut Şen'i dövdüğü, bu olgunun da örgüt üyesi olan sanıkların gerektiğinde<br />

şiddet kullanmaktan çekinmediklerini göstermektedir.<br />

Her ne kadar sanık Mecnun Otyakmaz hakkında, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç<br />

örgütüne üye olduğundan bahisle kamu davası açılmış ise de, adı geçen sanığın, diğer örgüt<br />

üyeleri ile işbirliği ve eylemli paylaşım anlayışı ile disiplinli biçimde hareket ederek süreklilik<br />

gösterir şekilde suç işlemek amacıyla hareket ettiğine dair kesin kanıt elde edilememiştir.<br />

Ancak bununla birlikte sanığın, başkanlığını yaptığı Sivasspor Kulübü’nün yönetim<br />

kurulu üyesi olup sanık Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan mahkumiyetine<br />

karar verilen Ahmet Çelebi ile birlikte şike suçunu işlediği, bu bağlamda Sivasspor-Fenerbahçe<br />

müsabakasında değerlendirilen iletişim tutanakları ile sabit olduğu üzere suç örgütünün varlığına<br />

bilerek ve isteyerek yardım ettiği sonuç ve vicdani kanısına varıldığından eylemine uyan<br />

TCK'nın 220/7. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.<br />

Her ne kadar sanıklar Bülent Uygun, Hasan Çetinkaya, Mehmet Yenice, Serkan Acar<br />

ve Yavuz Ağırgöl hakkında Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olmaktan kamu davası<br />

açılmış ise de, diğer örgüt üyeleri ile işbirliği ve eylemli paylaşım anlayışı ile disiplinli biçimde<br />

hareket ederek süreklilik gösterir şekilde suç işlemek amacıyla hareket ettiklerine dair, yüklenen<br />

suçun sübutuna ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığından<br />

BERAATLERİNE karar vermek gerekmiştir.<br />

Her ne kadar sanık Göksel Gümüşdağ hakkında Aziz Yıldırım liderliğindeki suç<br />

örgütüne yardım suçundan kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter<br />

nitelikte kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatine karar vermek gerekmiştir.<br />

13.05.2011 GÜNÜ MENAJER AHMET BULUT’UN FENERBAHÇE LEHİNE ŞİKE<br />

GİRİŞİMLERİNDE BULUNDUĞUNDAN BAHİSLE TEHDİT EDİLMESİ<br />

İDDİA:<br />

15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe:6-Ankaragücü:0 maçı öncesinde Ankaragücü<br />

futbolcusu Kağan Söylemezgiller’e, menajeri Ahmet Bulut’un; maçta iyi oynamamasını, Emre<br />

Belözoğlu aracılığı ile Fenerbahçe kulübüne transferini yaptırabileceğini söyleyerek şike girişimi<br />

yaptığı yönünde duyum aldığını iddia eden sanık Nevzat Şakar’ın müşteki menajer Ahmet<br />

Bulut’u arayarak “Ben sana bu dünyayı dar edeceğim ayağını denk al” şeklinde ifadelerle tehdit<br />

ettiğinden bahisle hakkında TCK'nın 106/1. maddesi uyarınca kamu davası açılmıştır.<br />

DELLİLLER VE DEĞERLENDİRMESİ VE KABUL:<br />

13.05.2011 günü saat:20.31'de N. Şakar'ın, Ahmet Bulut'u aradığı görüşme<br />

(tape:3518);<br />

271/678


Nevzat: "Senin bu menajerlikten başka işlerinde var mıdır", Ahmet: "Bi tek bu işi<br />

yapıyorum abi", Nevzat: "Ama başka işlerle de ilgilendiğini duyuyoruz, o Ankaragücü topçuları<br />

arıyormuşsun sana yakışıyor mu Ahmet", Ahmet: "Kimi aramışım ben bi ispat edin", Nevzat:<br />

"Bilmiyorum şimdi ispat edeceğiz tabi telefon görüşmelerine şey yapacaklar bana gönderecekler,<br />

aramışsan ben sana bu dünyayı dar edeceğim, ayağını denk al", Ahmet: "Tehdit etmeden önce şu<br />

bantları al ondan sonra biz şey yapalım konuşalım",<br />

Sanığın, söz konusu telefon görüşmesi ile müşteki Ahmet Bulut'a iddianamede<br />

belirtilen suça konu “Ben sana bu dünyayı dar edeceğim ayağını denk al” şeklindeki sözleri sarf<br />

ettiği sabittir ve eylem Mahkememizce bu oluş üzerine kabul edilmiştir.<br />

HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE:<br />

TCK'nın 106/1. maddesinde: "Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut<br />

veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi,<br />

altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara<br />

uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine,<br />

altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur" düzenlemesine yer verilmiştir.<br />

Sanık tarafından sarf edilen bu sözün, muhatap alınan müşteki üzerinde objektif olarak<br />

ciddî bir korku yaratma açısından sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun olacağında şüphe<br />

bulunmamaktadır. Ancak sarf edilen söz itibariyle sanığın eyleminin anılan maddenin birinci<br />

fıkrasının ilk cümlesine temas etmeyip ikinci cümle kapsamında "sair tehdit" olduğunda şüphe<br />

yoktur. Bu durumda söz konusu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun<br />

şikâyetine bağlı kılınmıştır.<br />

Soruşturma aşamasında şikayetçi olması üzerine sanık hakkında kamu davası açılmış<br />

ise, kovuşturma aşamasında 27.04.2011 tarihli duruşmada tespit edilen beyanı ile müşteki<br />

şikayetinde vazgeçmiştir.<br />

TCK'nın 73/4. maddesinde; "Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda<br />

kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür", CMK'nın<br />

223/8. maddesinde; "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da<br />

soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın<br />

düşmesine karar verilir" düzenlemesine yer verilmiştir.<br />

Şu hale göre;<br />

Müşteki, vaki eyleminden dolayı sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğinden kamu<br />

davasının düşürülmesine karar verilmiştir.<br />

YUSUF TURANLI’NIN 6136 SAYILI YASAYA MUHALEFET SUÇU:<br />

Sanık Yusuf Turanlı’nın adresinde yapılan aramada; “1 adet kabza kısmında SW<br />

ibaresi bulunan ve kabza alt kısmında 49680 ibareleri bulunan toplu olarak tabir edilen tabanca,<br />

1 adet sürgü kısmında R.B. Mod. 70 Made İn İtaly ve 5555 ibareleri bulunan tabanca, tabancaya<br />

takılı vaziyette 1 adet şarjör, şarjöre basılı vaziyette 8 adet M.K.E. 9P ibareli fişek, 4 adet M.K.E.<br />

45 Auto ibareli fişek ve bu fişeklerin basılı olduğu 1 adet Pachmayr ibareli şarjör, 2 adet şarjör”<br />

ele geçirilmiştir.<br />

Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuarları Dairesi Başkanlığı istanbul<br />

Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü’nün 03.07.2011 tarih ve BLS-2011/7521 Uzmanlık<br />

sayılı, Kls 68 dizi 301 de bulunan Ekspertiz raporunda, 49680 ibareleri bulunan toplu olarak<br />

tabir edilen tabanca ile sürgü kısmında R.B. Mod. 70 Made İn İtaly ve 5555 ibareleri bulunan<br />

tabancanın her ikisin de kalibre ve tipine uygun fişekleri patlattığı, 6313 sayılı Yasa’ya göre<br />

272/678


yasak niteliği haiz silahlardan olduğu, aynı yasanın 12/4. maddesi kapsamında vahim nitelikte<br />

silahlardan olmadığı belirlenmiştir.<br />

Şu hale göre sanık Yusuf Turanlı’nın 6136 sayılı Yasa kapsamında yasak niteliği haiz<br />

silah bulundurduğu anlaşıldığından eylemine uyan anılan yasanın 13/1. maddesi uyarınca<br />

cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.<br />

6222 SAYILI YASA ÖNCESİ ŞİKE VE TEŞVİK EYLEMLERİ:<br />

Her ne kadar 6222 sayılı öncesi şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı<br />

gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden bahisle bu suçlara ilişkin<br />

sanıkların beraatine karar verilmiş ise de; sanıkların 6222 sayılı Yasa sonrası fiili ve hukuki<br />

durumlarının daha iyi anlaşılması ve değerlendirilmesi için bu döneme ilişkin eylemlere de<br />

kısmen değinmek gerekmiştir.<br />

Bu bağlamda;<br />

21.02.2011 GÜNÜ OYNANAN MANİSASPOR – TRABZONSPOR<br />

MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ<br />

18.02.2011 günü saat:21.58’de Aziz Yıldırım’ın Serkan Acar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2375);<br />

Serkan: "BAŞKANIM görüştük…gayet olumlu", Aziz: "Kimle konuşu.. bir şey<br />

dedi mi yoksa kendisi mi", Serkan: "Kendisinden, direk ona gittik", Aziz: "Hayır hayır o ne<br />

yapıyon diyor", Serkan: "Diyor ki işte yani normal takımın şeyinin dışında kabul ediyor<br />

bizimkini", Aziz: "Tamam da kendisi kendisi mi istiyor yoksa şeye mi söyleyin diyor",<br />

Serkan: "Tabi tabi başkana", Aziz:"Tamam peki yani bir şey demiyor", Serkan:"Onların<br />

oynadığı şeyin kasetini seyir etsin diyor bizimki için…Cemil’de yanımda", Aziz: "Tamam<br />

sabahleyin görüşüyoruz o zaman…ben konuşacağım demi öbürüyle", Serkan: "Öbürüyle<br />

tabi siz konuşacaksınız", Aziz: "Ama ko... deseydiniz öbürüne" , Serkan: "Söyledik zaten<br />

yani bizimkinin sana",<br />

Sanık Aziz Yıldırım; Serkan Acar ile Cemil Turhan’ı, 21.02.2011 tarihinde oynanacak<br />

Manisaspor-Trabzonspor müsabakası öncesinde teşvik anlaşması için Manisaspor teknik<br />

direktörü Hikmet Karaman’a gönderdiği anlaşılmaktadır.<br />

Sanıklar savunmalarında bu ziyaretin nedeni “olası bir gayri ahlaki girişimi önlemek<br />

amacıyla Hikmet Karaman'a başvurduk. Endişemizi dile getirdik, takımla konuşmasını<br />

futbolculara aldığımız bu duyumları söylemesini rica ettik” şeklinde açıklamışlardır.<br />

Oysa söz konusu tapede “normal takımın şeyinin dışında kabul ediyor bizimkini”<br />

sözünden önlenen bir şikenin söz konusu olmadığı, eğer bir önleme var ise de bunun bir kazanç<br />

ve menfaat karşılığı önlendiği anlaşılmaktadır. Bunun da kanundaki tanımı teşvik primidir.<br />

Uzun yıllarını futbola vermiş bir teknik adam olan sanık Hikmet Karaman’dan,<br />

müsabaka yapacağı rakibin şike yapacağını duyduklarını söyleyerek gelip konuşmaları dahi<br />

şiddetli tepki doğurması gereken bir husus iken durumun böyle olmadığı aşağıdaki görüşme<br />

içeriğinden çok net anlaşılmaktadır.<br />

Yukarıdaki görüşmenin sonlanmasından iki dakika sonrasında saat:22.02’de Hikmet<br />

Karaman’ın Aziz Yıldırım’ı, aradığı görüşme(tape:1370);<br />

Hikmet: “Hikmet hoca ben,…Abiler geldi ...görüştüm ben arkadaşlarla,…o<br />

hastaneden bir şey arkadaşımız olursa bir yardımcı olursanız sevinirim başkanım”, AZİZ:<br />

“Konuşacağım ben yarın gereken ... tamam ben hallederim”, şeklinde geçen bu görüşmede sanık<br />

Hikmet Karaman’ın her hangi bir tepki vermesi söz konusu olmadığı gibi aksine “Abiler<br />

geldi ...görüştüm ben arkadaşlarla” sözü ile anlaşmanın gerçekleştiğini söylemektedir.<br />

273/678


21.02.2011 günü saat:21.54’de ( maç sonrası)<br />

Ekşioğlu’nu aradığı görüşme(tape:1444);<br />

AZİZ<br />

Yıldırım’ın, İlhan Yüksel<br />

AZİZ: “Bunlar söylememişler mi bir şey o Semih öyle söyledi,…Semih bana<br />

söyledi şimdi sen söylemişsin ona bir şey bir şey söylememişler diye”, İlhan: “Bizimki aradı<br />

başkanım,…bu şey onun var ya orada işçileri bir tane bir iki tane ,…dedi ki yalnız<br />

tarladaki işçilerin dedi eğer bir şey yaptıysanız bir ekim yaptıysanız dedi hiçbir şeyden<br />

haberi yok dedi bak ben söyleyeyim size dedi,…dedim şimdi o da şeyde bugün gelecekti<br />

yanıma da yarın sabah bir gel bir bakarız dedim”, Aziz: “Öğren bir bakayım da çok kötü<br />

oynadılar ya,… Ömer Aysan o Diksın tamam mı o Kahe ”, İlhan: “Sanki atılmak için oynadılar<br />

birde”, Aziz: “O Kahe bilhassa kendini attırmak için, Hikmet hoca da iyi bir maç Makakula’yı<br />

alıyor ha s.r lan”, İlhan:“Bir şey var başkanım bunda normal değil yani, ne zaman böyle dikim<br />

yapsak olmuyor…ben yarın bunu bir tam öğreneceğim başkanım söyleyeceğim”, Aziz: “Bunlarla<br />

Beşiktaş maçlarını şey yapmaları lazım yani konuşmamız lazım”, İlhan: “Yarın çağıracağım onu<br />

diyorum ofiste bir konuşacağım ben,…hatta yanımdan da bir şey yaptıracağım ”, Aziz: “gel bir<br />

15-20 dakika konuşalım ...”,<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu kendi savunmalarında da belirttiği üzere tarım değil inşaat<br />

sektöründe faaliyet yürütmektedir. Oysa görüşmede “tarladaki işçilerden”, üstelik ŞUBAT<br />

ayında ekim yapıldığından söz edilmektedir. Söz konusu konuşmaların bir tarımsal faaliyete<br />

ilişkin olmadığı ortadadır. Nitekim sanık Aziz Yıldırım’ın sonraki cümlede “Öğren bir<br />

bakayım da çok kötü oynadılar ya,… Ömer Aysan o Diksın tamam mı o Kahe ” sözleri,<br />

tarladaki işçilerin, boş zamanlarında tarım işçiliği yapmıyor iseler Manisasporlu futbolcular<br />

olduğunu göstermektedir. Sanık İlhan ise, bu defa ekim değil “dikimden” söz etmektedir.<br />

Yapılanın “ekim mi yoksa dikim mi” olduğuna bir türlü karar veremeyen sanık İlhan “ne zaman<br />

böyle dikim yapsak olmuyor” diyerek, Trabzonspor’un Manisaspor’u 2-1 yenmesi nedeniyle,<br />

yapılan teşvik girişiminin sonuç vermediğini sanık Aziz’e iletmektedir.<br />

Yapılan teşvik girişiminin sonuç vermemesi üzerine birden Manisaspor başkanı sanık<br />

Kenan Yaralı’ya borç verdiği aklına gelen ve her nasılsa soruşturma aşamasında ne kadar borç<br />

verdiğini hatırlamayan sanık Aziz Yıldırım, Tamer Yelkovan’ı arayarak sözde verdiği borç parayı<br />

istemektedir. Ancak bunu “Tamer birde şeyde hafta içinde Kenan’ı ara,…Perşembe günü falan<br />

de ki o verdiğimiz para vardı ya şeyle ilgili Galatasaray, onunla ilgili bize çekler versin tamam<br />

mı,…onu konuşuruz seninle de o çekler alalım onları kullanırız şeye Tolgahan’a kullanırız<br />

yani” sözleriyle istemesi karşısında, söz konusu paranın kişisel olarak borç verilen bir miktar<br />

olmadığı anlaşılmaktadır. Bunun yanında Fenerbahçe Mali İşler Müdürü’ne “çekler alalım<br />

onları kullanırız şeye Tolgahan’a kullanırız” demesinden, alınan bu paranın kulüp giderleri için<br />

kullanılacağı da paranın kişisel hesaptan değil, teşvik amacıyla verildiğini göstermektedir.<br />

22.02.2011 günü saat:09.24’de Aziz Yıldırım’ın, Tamer Yelkovan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1382);<br />

Tamer: “…Serkan abinin oraya geldim ,…Başkanım Semih bey aradı da ,…Semih bey<br />

aradı da bir otuz beş bin para istedi benden”, Aziz: “Tamam ver ...bütün hepsini toparla nedir ne<br />

değildir... şeyi de al İlhan’dan da nereye ne verilmiş hepsini çünkü sonunda bakacağız yani<br />

nereye ne verdik”, Tamer: “Hepsini çıkardım zaten başkanım ben”,…Aziz: “Ben sırf şey için<br />

gidiyorum ya adama yani biz buraya aktarırsak sen bize ödeyecek misin ödemeyecek misin diye,<br />

…sen federasyona bizim durumumuzu da bir çıkar”, Tamer: “Çıkardım onu çıkardım”, Aziz: “<br />

Tamer birde şeyde hafta içinde Kenan’ı ara,…Perşembe günü falan de ki o verdiğimiz para<br />

vardı ya şeyle ilgili Galatasaray, onunla ilgili bize çekler versin tamam mı,…onu konuşuruz<br />

seninle de o çekler alalım onları kullanırız şeye Tolgahan’a kullanırız yani”,… Tamer: “Ben<br />

274/678


ugün futbolcuları ödüyorum, basketçileri ödüyoruz işte, hallediyoruz,…İlhan beyin işlerini<br />

hallediyoruz”, Aziz: “Tamam öyle yap peki”,<br />

04.03.2011 günü saat:09.57’de<br />

görüşmede; (tape:1467) ;<br />

AZİZ<br />

Yıldırım’ın, Tamer Yelkovan’ı aradığı<br />

Tamer: “Özcan abi önüme bir liste koydu,…çok uzun işte ona bakıyordum”, Aziz:<br />

“Kenan’ı ara tamam mı veya ben arayayım ,…ben diyeyim pazartesi günü gel he sen sen o<br />

zaman gelince onunla konuş”, Tamer: “Siz bana gönderdinizse ...”, Aziz: “…Ne zaman verdik<br />

biz parayı”, Tamer: “Biz 20 gün oldu başkan”, Aziz: “Yani 3 ay olmuş olsun yani,…bende<br />

söylerimde sen söyle konuş ...ben şimdi telefonda da söylemek istemiyorum da onun için”,<br />

Tamer: Anladım tamam, Aziz: He ben pazartesi gelsin diyeceğim, çünkü ben pazartesi<br />

Ankara’dayım ya yokum,…sen konuş tamam mı…gerek yok, o seninle konuşacak de, oldu”.<br />

Tamer: “Oldu başkanım peki.”, dendiği belirlenmiştir.<br />

Kenan Yaralı’ya borç veren sanık Aziz Yıldırım, nedense 500.000 Dolar gibi bir<br />

miktarı kendi adına değil de kulüp çalışanı üzerinden havale ile göndermiştir. Sürekli arkadaşı<br />

olduğunu vurgusunu yapmasına rağmen parayı, Tamer Yelkovan’ın istemesini talep ediyor ve<br />

“ben şimdi telefonda da söylemek istemiyorum da onun için” diyerek çekincesini belirtiyor.<br />

Bir arkadaşın, verdiği borcu telefonda istemesi, hiç şüphesiz bir başkası aracılığı ile istemesinden<br />

çok daha olağan olsa gerektir.<br />

Sanık Kenan Yaralı’ya duruşmada, aldığı paranın kendisinden ne zaman istenildiği<br />

sorulduğunda “Ben parayı 2 veya 3 ay sonra, 1 ay, 2 ay, 3 ay, 4 ay taksitle ödeyeceğimi söyledim<br />

kendilerine, o şekilde de verdim. Ben bu parayı size 2-3 ay sonra size geriye döndürebilirim<br />

çeklerle. 1 ay, 2 ay, 3 ay, 4 ay vadeli olarak diye kendisine baştan söylemiştim” şeklide savunma<br />

yapmıştır.<br />

Oysa yukarıdaki tapeden, borcun verildiği anda bu şekilde bir vadelendirme ve ödeme<br />

şeklinin belirlenmediği çok nettir. Aksi halde Sanık Aziz, Tamer Yelkovan’a “Yani 3 ay olmuş<br />

olsun yani” şeklinde talimat vermemiş olması gerekirdi.<br />

Bir diğer husus Aziz Yıldırım’ın, borç verdiğini söylediği parayı geri istemesi için<br />

Tamer’e talimat verdiği tarih 22.02.2011’dir. Sanık Aziz, yakın arkadaşının içinde bulunduğu<br />

ekonomik zorluk nedeniyle 10 Şubat tarihinde verdiği 500.000 Dolar borç parayı 12 gün sonra<br />

istemesi dahi bu yöndeki savunmanın suçtan kurtulmaya dönük olduğunun açık göstergesidir.<br />

Söz konusu Manisaspor-Trabzonspor müsabakasında, iletişim tutanaklarında adları<br />

geçen sanıklar tarafından teşvik fiilinin gerçekleştirildiği sabittir.<br />

06.03.2011 GÜNÜ BURSA’DA OYNANAN BURSASPOR–İSTANBUL<br />

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ<br />

02.03.2011 günü saat:14.43’te İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:1932);<br />

İlhan:“Nasıl gidiyor her şey yolunda mı”, Ali: “İyi, yolunda yolunda onu dedim sana<br />

söyleyeyim bir şey yok konuştum akşam ben,…iyi iyi yolunda falan filan öyle anlatırım sonra<br />

yan yana ama bi sorun yok herhalde olacak gibi yani merak etme”, İlhan: “İyi süper”, Ali:<br />

“Olur olur sen merak etme bitiririz işi,…çalışmalar tamam bitiyor işte hafta sonunu bekliyoruz”,<br />

İlhan:“İyi, yarın buralardaysan bir ara bi oturup konuşalım”,<br />

02.03.2011 günü saat:15.55’de Aziz Yıldırım’ın, İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:1459);<br />

275/678


… Aziz: “Sabah konuşalım da o herif gelecek, o gelmeden ben seninle bir konuşayım<br />

yani…nedir vaziyet ”, İlhan: “Vaziyet gayet iyi… dediğim gibi yani HEPSİ İYİ BAŞKANIM,<br />

ÜÇ TARLAYI DA SÜRDÜK YANİ,” Aziz:”Ne iyi iyi inşallah,” İlhan:”İnşallah he inşallah<br />

YAĞMUR DA YAĞAR HER ŞEY EKİNLER ÇIKAR YANİ”, Aziz: “Yalnız bunlar, tabi<br />

Trabzon çok şey oldu çok panikteler bugün o Süleyman ile konuştum sesi, sesi şey gibi ölü evi<br />

gibi tamam,…dedim sana ne oldu…9 puan öndeyken rahattınız… bir de hiç cevap vermiyoruz<br />

ya ondan da rahatsızlar tabi”, … İlhan: “Şuan çok iyi başkanım şuan …gayet iyi”,<br />

Manisaspor müsabakası öncesinde tarımsal faaliyetlere başlayan sanık İlhan,<br />

Bursaspor – İBB Spor müsabakası öncesinde de “hepsi iyi başkanım, üç tarlayı da sürdük<br />

yani” sözü ile sanık Aziz ile ortak oldukları anlaşılan tarlalar konusunda bilgi verdiği<br />

anlaşılmaktadır. Sanıkların aralarında geliştirdikleri bu jargon ile yürüttükleri şike ve teşvik<br />

faaliyetlerini gizlemeye çalıştıkları anlaşılmaktadır. Sanık İlhan, “inşallah yağmur da yağar her<br />

şey ekinler çıkar yani” diyerek anlaşmaların yapıldığını ve müsabakaların sonucunu<br />

beklediklerini söylemektedir. Ancak konuşmanın devamında Aziz Yıldırım’ın, “Yalnız bunlar,<br />

tabi Trabzon çok şey oldu çok panikteler” cümlesi ne ile ilgili konuştuklarını göstermekte,<br />

konunun tarla olmayıp futbol olduğu herkes tarafından anlaşılabilmektedir.<br />

Sanık Aziz duruşmadaki savunmasında; “Bu tarla bir şeydir, nasıl söyleyim, yani<br />

maçla ilgili bir şey değil yani, 3 tane tarla var işte, ekinler diyor suya çıktı, ya kurban kesiyor<br />

gidiyor. Her hafta da Eyüp Sultan' a gidiyordu. Her hafta gidiyor, bizim burada konuşmalar da<br />

var. Hocaya gittik mi, camiye gittik mi, ne yaptın, Tamer beye söylüyorum; " ne yaptın, gittin mi,<br />

hallettin mi?" diyorum. Camiye gidiyor, Eyüp Sultan’a kurban kesmeye. Biz deplasmana<br />

gittiğimizde Tamer Bey gidiyor, eğer deplasmanda değil içeride ise beraber gidiyoruz, kurban<br />

kesiyoruz. Şimdi buradaki konuşmada da yani bu şeyi, tarla işini; maçları, tarla maçları sürmek<br />

de dilek anlamında kullanıyorduk” şeklinde esasen tam da açıklanamayan/anlaşılmayan bir<br />

beyanda bulunmuştur.<br />

02.03.2011 günü saat:18.11’de İ.Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:1934);<br />

İlhan:“Ha bu bizim ŞİRKETİN CEO’SU ÇAĞIRDI şimdi beni,…zaten sen hallettin<br />

her şeyi”, Ali:“Evet tabi kesin”, İlhan:“O tüm şeylere söylüyor TÜRK İŞÇİLERE<br />

SÖYLÜYOR” , Ali:“O da çok bastırdı onun da kendi şeyi vardı yani öyle o da onunla konuştu<br />

falan onda bi arıza yok yapacak bir şeyler”, İlhan:“Peki şeyle konuştun mu bu<br />

BELEDİYEDEKİ,…,ZEKİ, METİN VAR ...”, Ali:“Bizden”, İlhan: “Ha şey BİZİMKİ<br />

tamam tamam”, Ali:“Onunla da bire bir konuştum hepsiyle bire bir konuştum ben hazırlığımı<br />

yaptım,…hatta gideceğim bile bir tanesine de hangisine gideceğim bilmiyorum ikisi de denk<br />

geliyor,…birisini tercih edeceğim hangisini dersen ona gideceğim” dediği, İlhan’ın onayladığı,<br />

İ. Ekşioğlu’nun, “Bizim Şirketin Ceo’su” diyerek Aziz Yıldırım’ı kast ettiği açıktır.<br />

Kendi şirketinin CEO’sunun, patronu İlhan’ı ayağına çağırmasının söz konusu olamayacağı<br />

aşağıda da açıklanmıştır. Aynı görüşmede adları geçen şahısların (TÜRK İŞÇİLERİN)<br />

İ.B.B.spor kulübü futbol takımı oyuncuları Zeki Korkmaz ve Metin Depe, Can Arat (Bizimki)<br />

isimli futbolcular olduğu, İ.Ekşioğlu’nun Aziz Yıldırım ile görüşmesinden hemen önce,<br />

Bursaspor ve Trabzonspor müsabakalarında teşvik çalışmaları yapmakla görevli Ali Kıratlı ile<br />

son bir kez konuşarak bahse konu müsabakalarla ilgili çalışmaların seyri hakkında bilgi aldığı<br />

anlaşılmaktadır.<br />

05.03.2011 günü saat:12.08’de Ali Kıratlı’nın İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:1940);<br />

Ali’nin; Antep’te olduğunu belirttiği, İlhan’ın; “İyi bir yaramazlık yok,…,yolunda<br />

yolunda yalnız bu ada.. şeyleri İŞÇİLERİ SÖYLEDİK .... haberim yoktu şey diyor METİN’İ<br />

276/678


DÜŞÜN DİYOR METİN OYNAMIYOR dedi” dediği, Ali’nin “Dedi he kırmızı kart“<br />

dediği, İlhan’ın “Tamam düşeriz dedim ona o önemli değil,…Sen beni merak etme, sen sana<br />

bak,… Vallaha OKUYACAĞIZ ÜFLEYECEĞİZ” dediği,<br />

Sanık İlhan’ın, “Metin’i düşün diyor Metin oynamıyor dedi”<br />

sözüne Ali Kıratlı’nın<br />

“dedi he kırmızı kart” şeklide karşılık verdiği konuşmada geçen kişi şüphesiz İBB Spor<br />

oyuncusu Metin Depe’dir. İlhan, adı geçen futbolcunun müsabakada oynamadığını söyleyerek<br />

teşvik primi kapsamından çıkarılmasını istemekte, sanık Ali de oyuncunun kırmızı kart cezalısı<br />

olduğunu belirtmektedir. Aşağıdaki 2234 nolu tape ile Metin Depe’den söz edildiği daha net<br />

görülmektedir.<br />

06.03.2011 tarihinde oynanan Bursaspor-İ.B.B Spor müsabakasına bakıldığında İ.B.B<br />

futbolcusu Metin Depe’nin kırmızı kart cezalısı olduğu ve bu nedenle takımdaki yerini alamadığı<br />

anlaşılmaktadır.<br />

05.03.2011 günü saat:16.57’de İ.Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:1943);<br />

İlhan:“Bu yarınki şey belli mi kadro”, Ali:“Alırım akşam”, İlhan:“Ya bana o bi bi<br />

alsana kadroyu bir de bu kimlerle konuşuyor hani böyle bi üç beş kişiyle konuşsun a böyle<br />

canım cicim diye”, Ali’nin söyleteceğini belirttiği, İlhan: “Sen bana oradan bi üç beş isim say<br />

ha”, Ali:“Ben onunla konuştum o konuşur gerekeni ya bir daha konuşurum sen merak etme”,<br />

06.03.2011 günü saat: 12.11’de Ali Kıratlı’ya,<br />

Yusuf Turanlı’nın gönderdiği<br />

mesajda(tape:2230);<br />

“Rahat Izle Macı :)” yazdığı,<br />

Trabzonspor-İBB Spor ve İBB Spor-Fenerbahçe müsabakalarında da şike ve teşvik<br />

suçunu işleyen yapan sanık Yusuf Turanlı, buruda da eyleme dahil olduğu Ali Kıratlı’ya<br />

gönderdiği yukarıdaki mesaj ile çok rahat anlaşılmaktadır.<br />

06.03.2011 günü Saat: 18.00’de Ali Kıratlı’nın,<br />

İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2234);<br />

İlhan:“Bi özetle bakayım ben seyretmedim nasıl yani biz nasıl oynadık”,<br />

Ali:“Birinci yarı gol attı şey Bursa çocuklar başladı aramaya İbo çok iyi oynadı Zeki oynadı<br />

BİZİM ÇOCUKLARIN HEPSİ OYNADI bi METİN YOKTU O DA KIRMIZI KART<br />

ZATEN iyiydi İbo kaçırdı İskender kaçırdı”<br />

Fenerbahçeli olan sanık Ali Kıratlı’nın, İBB Spor’un, Fenerbahçe’nin rakibi Bursaspor<br />

ile oynadığı müsabakayı değerlendirirken İ.B.B Spor oyuncuları İbrahim Akın, Zeki Korkmaz,<br />

İskender Alın’dan “BİZİM ÇOCUKLAR” olarak söz etmesi, yapılan teşvik anlaşmasının<br />

sonucunda söylenilen bir söylemdir.<br />

06.03.2011 günü saat: 18.49’da Ali Kıratlı’yı,<br />

Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:2239);<br />

Yusuf:“Ben noldu benim iş diyor tamam dedim ya…İbo tamam dedim oğlum<br />

ağızdan laf”, Ali:“Tamam salı çarşamba hallederiz o işi gideriz beraber”, Yusuf:“Aynen<br />

tamam abi” , Ali: “Önemli olan BURADA ÖKÜZÜN BÜYÜĞÜNÜ AHIRDA<br />

UNUTMAYALIM…bu bir şey değil”,<br />

Söz konusu Bursaspor-İBB Spor müsabakasında, iletişim tutanaklarında adları<br />

geçen sanıklar tarafından teşvik fiilinin gerçekleştirildiği sabittir.<br />

07.03.2011 GÜNÜ ANKARA’DA OYNANAN GENÇLERBİRLİĞİ –<br />

277/678


FENERBAHÇE FUTBOL MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

25.02.2011 günü saat:18.04’te İlhan Ekşioğlu’nu Doğan Ercan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:1922);<br />

Doğan’ın:“İyiyim bende ne yapayım Wow oteldeydim KAMPTALAR ya sizin ...<br />

konuştum onlarla,…ondan sonra ÖBÜRÜNÜN ÜÇ KARTI VAR ANLADIN MI KART<br />

GÖRÜRSE KONUŞMAYA HİÇ GEREK YOK doğru değil mi abi” dediği, İlhan’ın “E<br />

görmesin bence” dediği, Doğan’ın yarın kulübe gideceğini söylediği tespit edilmiştir.<br />

Şike faaliyeti için gönderilen Doğan Ercan, İlhan Ekşioğlu’na Gençlerbirliği kalecisi<br />

Serdar Kulbilge’nin üç sarı kartının olduğunu, kart gördüğü takdirde şike için konuşmaya gerek<br />

olmadığını bildirmektedir. (Serdar Kulbilge’nin Spor Toto Süper Lig’de üç sarı kartı<br />

bulunmaktadır. http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=30&kisiId=450998)<br />

Futbol Disiplin Talimatı’nın 95.maddesinde; “bir sezonda, aynı kategorideki<br />

müsabakalarda üst üste ya da aralıklı olarak toplam 4 (dört) sarı kart gören bir futbolcu<br />

cezalı duruma düştüğü kategorinin ilk resmi müsabakasında müsabaka isim listesine<br />

yazılamaz” hükmü uyarınca Serdar Kulbilge’nin Gençlerbirliği-Fenerbahçe müsabakasında<br />

oynayabilmesi için 26.02.2011 günü oynanacak Ankaragücü-Gençlerbirliği müsabakasında sarı<br />

kart görmemesi gerekmektedir.<br />

Rakip takımın kalecisinin sarı kart sayısının, hem de Fenerbahçe ile yapacağı<br />

müsabaka öncesinde araştırılması, bunun transfere yönelik olmadığını göstermektedir. Kaldı ki<br />

Gençlerbirliği Futbol Takımı Başkanı İlhan Cavcav tanık sıfatıyla duruşmadaki beyanında,<br />

arkadaşım ve dostum dediği Fenerbahçe Kulübü yöneticisi Nihat Özdemir’in, Mustafa Pektemek<br />

ve Orhan Şam ile ilgili olarak kendisini ile görüştüğünü beyan etmiş, kaleci Serdar Kulbilge ile<br />

ilgili olarak beyanda bulunmamıştır.<br />

26.02.2011 günü saat:16.37’de İ.Ekşioğlu’nu Doğan Ercan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:1924);<br />

Doğan:“Maç bitti 4-2”, İlhan:“TAMAM SARI KART SARI VAR MI SARI”,<br />

Doğan:“Yok yok”, İlhan: “Ha iyi”,<br />

Sanık Doğan Ercan, 26.02.2011 günü oynanan Ankaragücü-Gençlerbirliği<br />

müsabakasında Serdar Kulbilge’nin sanık kart görüp görmediğini soran İlhan Ekşioğlu’na kart<br />

görmediğini bildirmektedir.<br />

28.02.2011 günü saat:10.07’de İ.Ekşioğlu’nun Tamer Yelkovan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1925);<br />

İlhan:“E ne yapacağız var mı bir gelişme,…dediğin bir konu vardı ya,…yani nedir<br />

var mı bir gelişme bir konu bir şey dün beni aradı da benimle işin var mı dedi yok dedim<br />

seninle işim o herhalde bugün gidiyor”, Tamer: “E borcumuz ne kadardı ki”, İlhan:“Ya şimdi<br />

bir benim bi 250 alıp gitmem lazım şeye”, Tamer: “Hı bi 250 biz ödedik ama değil mi o<br />

başka”, İlhan:“Geçmişleri temizleyerek geliyoruz yani,…ha bir bak şeyin de haberi var ha<br />

bu anladın değil mi hangisi,…,konuşuruz”,<br />

Sanık İlhan, şike anlaşması için Ankara’ya gideceğinden Tamer Yelkovan’dan para<br />

istediği anlaşılmaktadır.<br />

28.02.2011 günü saat:13.08’de Aziz Yıldırım’ın, İ.Ekşioğlu’nu aradığı görüşme;<br />

Aziz: “Ben gidiyorum havaalanına,…yarın akşam dönüyorum yani hallet he aman he<br />

çok önemli”, İlhan:“Şeyi aradım da isterseniz bir siz konuşabilir misiniz hani size bir şey<br />

demiştim ya,…TAMER BEYLE,…DEDİM YA BİR BİR KISIM GÖTÜRMEM LAZIM”,<br />

278/678


Aziz: “Tamam olur söyleyeyim”, İlhan:“Onu ben sabah hatırlattım ama sizden habersiz o<br />

bir şey yapmaz”, (tape:1456)<br />

İlhan Ekşioğlu, Aziz Yıldırım’a şike için Tamer Yelkovan’dan para istediğini söylüyor<br />

ve onun da Tamer ile konuşmasını istiyor.<br />

Bu görüşmenin hemen ardından saat:13.09’da Aziz Yıldırım’ın, Tamer Yelkovan’ı<br />

aradığı görüşme(tape:1457);<br />

Aziz: “İLHAN SENDEN BİR ŞEY İSTEYECEK,…seni arayacak seninle konuşmuş<br />

herhalde ,…O BİR SEYAHATE GİDECEK TAMAM MI,…BİR KONUŞ ONUNLA NE<br />

KADARSA BİR HALLETMEYE ÇALIŞ”, Tamer: “Tamam başkanım,…Semih beyde sizinle<br />

konuşacaktı ama,…aynı öbürleri gibi bu sefer %100 demiş ama,…ben okey almadan hiç bir şey<br />

yapmayacağım demiş”, Aziz: “Zaten verdik geri almadık galiba değil mi,…şey %100’se versin<br />

gereğini yapsın”,<br />

İlhan Ekşioğlu’nun talebi üzerine Tamer’i arayan Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu’nun<br />

şike için istediği parayı vermesi söylemektedir.<br />

28.02.2011 günü saat:13.21’de Aziz Yıldırım’ın, İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:1458);<br />

Aziz: “Şey konuştum tamamdır tamam mı,…konuş git onunla konuş yani şey yap<br />

hallettik tamam mı”, İlhan:“Tamam başkanım BU HAFTA ALLAH’IN İZNİYLE AÇILIR<br />

ARA”, Aziz: “Bu hafta çok önemli YANİ YENERSEK TAMAMDIR,…BEŞİKTAŞ<br />

İNŞALLAH ONLARI HALLEDER”,<br />

Yukarıdaki görüşmeden 10 dakika sonra sanık Aziz Yıldırım, İlhan’ı arıyor ve Tamer<br />

ile görüştüğünü söyleyerek şike parasını alabileceğini bildiriyor. Bunun üzerine İlhan, parayı ne<br />

için aldığını ortaya koyan “TAMAM BAŞKANIM BU HAFTA ALLAH’IN İZNİYLE<br />

AÇILIR ARA” cümlesini söylüyor. Aziz Yıldırım da 24. haftanın çok önemli olduğunu<br />

söyleyerek kendileri Gençlerbirliği’ni yendiklerinde aynı hafta içerisinde Beşiktaş’ın da<br />

Trabzonspor’u yenmesini umut etmektedir. Söz konusu görüşmede, Aziz Yıldırım’ın “O BİR<br />

SEYAHATE GİDECEK” dediği İlhan Ekşioğlu’nun şike anlaşması için Ankara’ya gideceği<br />

tereddüde yer vermeyecek açıklıkta nettir.<br />

28.02.2011 günü saat:13.38’de İ.Ekşioğlu’nu Tamer Yelkovan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:1927);<br />

Tamer: “Patron SİZ BU FUTBOLCU VERGİLERİ İÇİN 250 LİRA MI<br />

İSTEDİNİZ NE İSTEDİNİZ”, İlhan: “Evet evet şey,…şöyle acil akşam ben gidiyorum onu<br />

alıp gitmem lazım,…hı lira değil şey AMERİKA,…sen ne yapabilecek misin bir şey”,<br />

Tamer: “Ya işte ben 150’sini buldum da şimdi 100 arıyorum”,<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün mali işler müdürü olan Tamer Yelkovan, sözde şifreli<br />

olarak İlhan’a “SİZ BU FUTBOLCU VERGİLERİ İÇİN 250 LİRA MI İSTEDİNİZ NE<br />

İSTEDİNİZ” demektedir. Yönetim Kurulu üyesi olan Sanık İlhan, birden vergi takip memuru<br />

olmuştur. Bir an için böyle olduğu düşünülse dahi, İlhan’ın LİRA yerine AMERİKAN<br />

DOLARI istemesi karşısında vergilerin DOLAR olarak ödenemeyeceği de bilindiğinden amacın<br />

bu olmadığı ortadadır.<br />

07.03.2011 günü saat:01.19’da İlhan Ekşioğlu’nun Mehmet Şen’i aradığı<br />

görüşme(tape:1958);<br />

İlhan: “Yarın sen geleceksin değil mi buraya”, Mehmet:“Ben artık gelmem ya<br />

gözükmem herhalde ben bi problem bi problem yok yani normal her şey bi problem olursa<br />

279/678


gelirim ancak”, İlhan:“GEL GEL GEL DİYOR BAŞKAN, GEL BİR ÇAY KAHVE<br />

İÇERİZ GİDERSİN YANİ...”,<br />

07.03.2011 günü saat: 10.49’da<br />

Doğan Ercan’ı, İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2090);<br />

İlhan: “Sen dediğimi yaptın değil mi BİZİM EMANET SENDE”, Doğan: “Bende<br />

bende,… oradan çıkacağım kulübe gideceğim ..bir çocuk var onunla görüşeceğim,…ben de<br />

yani, SEN OKEY VERMEDEN YOK ABİ ÖYLE ŞEY Mİ OLUR , sen rahat ol yani<br />

anladın mı yani anladın mı içimize sinecek, ondan sonra transfer edeceğiz ya” dediği,<br />

İlhan’ın onayladığı,<br />

07.03.2011 günü saat:17.36’de Aziz Yıldırım’ı, Doğan isimli şahsın aradığı<br />

görüşme(tape:1401);<br />

Doğan:“Başkanım dün akşam şey olduk,…mort olduk ”, Aziz: “Bir şey olmaz” ,<br />

Doğan: “Hiç tereddüdün bile olmasın diyor,…tamamı için diyor ben yani düşünüyorum AMA<br />

BU GECE İÇİN HİÇ TEREDDÜDÜN BİLE OLMASIN DİYOR”<br />

Sanık Doğan “dün akşam mort olduk” derken, Trabzonspor’un Beşiktaş’ı mağlup<br />

etmesinden söz ederken, “AMA BU GECE İÇİN HİÇ TEREDDÜDÜN BİLE OLMASIN”<br />

sözü ile, şike anlaşmasından dolayı Gençlerbirliği müsabakasını mutlaka kazanacaklarını<br />

söylemektedir.<br />

07.03.2011 günü saat:21.01’de İlhan Ekşioğlu’nun Mehmet Şen’i aradığı<br />

görüşme(tape:1963);<br />

İlhan:“Ya arasana şu şeyi”, Mehmet: “Aradım ya aradım abi ya ben böyle bir şey<br />

görmedim ama böyle bir televizyonda seyretseniz inanılmaz ya AYIP YA 2-0 DAN SONRA<br />

DURUP DURUP 2 TANE GOL YEDİK YA,…aradım aradım abi inan bana yani bir şey<br />

söyleyeceğim de ayaklarını uzatmıyor ya o dediğim isimler 2 tanesi 3 tanesi,…aradım aradım abi<br />

senden evvel ama aramaz mıyım ya aramaz mıyım ya”,<br />

Müsabakanın devre arasında Mehmet Şen’i arayan İlhan, Gençlerbirliği’nin 2-0 ‘dan<br />

2-2 beraberliği yakalaması nedeniyle endişeye kapıldığı, oysa yapılan şike anlaşmasının<br />

gereğinin bu olmadığını belirterek Mehmet Şen’den muhatapları ile konuşmasını istemektedir.<br />

07.03.2011 günü saat: 21.13’te<br />

Doğan Ercan’a, İlhan Ekşioğlu’nun gönderdiği<br />

mesajda(tape:2747);<br />

“ ??” yazdığı,<br />

İ.Ekşioğlu’nun, Doğan Ercan vasıtasıyla Gençlerbirliği futbolcularına şike parası<br />

verilmesine rağmen müsabakada beklendiği şekilde oynamamalarına dikkat çekmek için bu<br />

şekilde bir SMS gönderdiği anlaşılmaktadır.<br />

07.03.2011 günü saat:22.02’de İlhan Ekşioğlu’nun Mehmet Şen’i aradığı<br />

görüşme(tape:1964);<br />

İlhan: “Tebrik ediyorsun da biz öldük abi biz öldük ya bunların var ya ben topunun<br />

anasını BEN O ANTRENÖRÜ GÖREMEDİM BİLİYOR MUSUN ŞEYDE,…SOYUNMA<br />

ODASINA GİRİYORDUM,…DİYECEKTİM SENİN YAPACAĞIN İŞİN DİYECEKTİM<br />

AYNEN,…bırak abi ya BAŞKAN BENİM AĞZIMA SIÇTI YA bırak ya”, Mehmet: “ Bak<br />

bir şey söyleyeceğim sana BU İŞLER ÖBÜRÜ GİBİ OLMAZ KARDEŞ...BURADA<br />

YAŞIYORLAR bir ikincisi 2-0’dan sonra çocuklarla gene konuştum 2-0’dan sonra biz<br />

hareketlendik biz ondan evvel bir şey yapmadık....seyret diyorlar başkana aynen böyle söyle<br />

Ankara kalesi var ya Ankara kalesi”,<br />

280/678


Müsabakanın bitiminde Mehmet Şen’i arayan İlhan Ekşioğlu, şike anlaşmasına uygun<br />

hareket edilmediğini düşündüğü için kızgınlığını iletmektedir. Sanık İlhan’ın “BEN O<br />

ANTRENÖRÜ GÖREMEDİM BİLİYOR MUSUN ŞEYDE,…SOYUNMA ODASINA<br />

GİRİYORDUM,…DİYECEKTİM SENİN YAPACAĞIN İŞİN DİYECEKTİM AYNEN”<br />

sözleri ile kasdettiği şüphesiz kendi takımının antrenörü değildir. Sözü edilen şike anlaşması<br />

yapılan Gençlerbirliği antrenör yardımcısı Cengiz Demirel’dir. Fenerbahçe Spor Kulübünün bir<br />

yöneticisinin, rakip takımın antrenörüne, soyunma odasına gidip “SENİN YAPACAĞIN İŞİN”<br />

şeklinde kızmasının tek nedeni, yapılan işin anlaşmaya uygun yapılmadığının hesabını sormak<br />

olsa gerektir. Sanık İlhan’ın, “BAŞKAN BENİM AĞZIMA SIÇTI YA ” sözünden, Aziz<br />

Yıldırım’ın şike faaliyetindeki görevini hakkıyla yerine getiremediğinden dolayı kendisine<br />

kızdığı anlaşılmaktadır.<br />

11.03.2011 günü saat:20.51’de Mehmet Şen’i, Şekip Mosturoğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:1288);<br />

Mehmet: “Şimdi İlhan’la ilgili ... BÜYÜK ABİYE SÖYLEMEN İÇİN<br />

SÖYLÜYORUM bu Ankara ... arkadaşa İlhan bir şeyler söyledi...strese soktu,…bende<br />

büyük abiye açıp da bunları söyleyemiyorum”, Şekip: “Tamam”, Mehmet: “Ama bunları<br />

iletirsen çok memnun olurum büyük abiye, yani Ankara’daki 3 tane arkadaşı bize<br />

inanmıyorlarsa biz gerekirse İstanbul’a ... görüş.. falan deyip duruyorlar sen bu şekilde<br />

söylersen,…BÜYÜK ABİYE, o anlar ,…adamlar streste, 3 kişi, 3 kişi diyeceksin”, Şekip:<br />

“Tamam”,<br />

Mehmet Şen’in, Gençlerbirliği takımından şike amaçlı anlaştığı 3 şahsa İ.Ekşioğlu<br />

tarafından söz verilen paranın ödenmemesi konusunu, M.Şekip Mosturoğlu’nun Aziz Yıldırım’a<br />

(BÜYÜK ABİ) aktarmasını istediği anlaşılmaktadır.<br />

14.03.2011 günü saat:23.40’da Mehmet Şen’i Cengiz Demirel’in aradığı<br />

görüşme(tape:1291);<br />

Cengiz: “Geç ara da bugün çok ters bi olay oldu şey hiçbişey konuşmayalım tamam<br />

mı,bundan sonra”, Mehmet:”Niye ters bi olay oldu”, Cengiz: “Evden konuştuğumuzda<br />

anlatırım ben sana abi,…SERDAR’I TAKİP ETMİŞLER BUGÜN DE”, Mehmet: “Öyle<br />

mi?”, Cengiz: “Kulübe gittik görüntülere filanda baktık hakkaten iki tane araç böyle geliyorlar<br />

paslaşıyorlar bi o ona teklifini şey yapıyor,…VALLAHA TEKNİK TAKİP OLUR MU DİYE<br />

KILLANDIM yani”, Mehmet: “Ben arayacağım seni gece”,<br />

15.03.2011 günü saat:15.36’da Cengiz Demirel’in, Zafer Önder İpek’i aradığı<br />

görüşme(tape:2054);<br />

Cengiz: “Şimdi buradaki kameralara da baktım da ben,…biz oturunca bi tane<br />

adam geliyor oturuyor çaprazımıza elinde bir şeyler var oynuyor işte öne doğru koyuyor<br />

düzeltiyor sanki bi kamera varmış gibi…sonra biz kalkıyoruz gidiyoruz özel odaya sonra,<br />

yarım saat sonra yani bizden yarım saat sonra adam dışarı çıkıyor iki kişiyle buluşuyor aynı<br />

adam”, Zafer: “Şeyleri aynı mı, araç gözüküyor mu,…tesadüf bir şey gibi geliyor”, Cengiz:<br />

“Bence hiç bulaştırmayalım, bu salak (SERDAR KULBİLGE) zaten bayağı bi panikledi korktu,<br />

…SERDAR ARABAYLA HAREKET ETTİKTEN SONRA HEMEN SERDAR’IN<br />

ARKASINDA Bİ POLO DAHA HAREKET EDİYOR,…aynı polo yani kulüpteki olan polo,<br />

…bi kıllık var gibi de ne olduğunu kestiremedik,…çocuğun aklını da bulandırmayalım”, Zafer:<br />

“Tamam”, Cengiz: “Gene kulüptekiler uyanık olsunlar da hocam giren çıkan birisi olursa<br />

yabancı,…sen söyle bi Ali’ye”,<br />

281/678


15.03.2011 günü saat:15.39’da Cengiz Demirel’in, Zafer Önder İpek’i aradığı<br />

görüşme(tape:2055);<br />

Cengiz: “Sen şeyi öğrenemedin değil mi?,…plakaları”, Zafer: “...Söylemiyorlar ya,…<br />

sorguladıkları zaman kendilerine bilgi girmeleri gerekiyormuş”, Cengiz: “Tipleri tam sivil tipe<br />

benziyordu da o yüzden”, Zafer: “Bir şey çıkmaz bundan ya”, Cengiz: “YANİ ÇOCUĞUN<br />

MİDESİ BULANMIŞ İŞTE O YÜZDEN,…o yüzden ona hiçbir şey demeyelim yani”,<br />

15.03.2011 günü saat:16.49’da Cengiz Demirel’in, Serdar Kulbilge’yi aradığı<br />

görüşme(tape:2056);<br />

Cengiz:“Baktım şeylere de önemli bir şey yok ya adam oturmuş bizden sonra<br />

kalkmış gitmiş, …burada gözüken önemli bir şey yok”, Serdar: “Öbürküleri görebildiniz mi<br />

hiç” , Cengiz: “Başka kimse yok bi tane o adam var...o da biz, ya biz içeriye geçtik ya ondan<br />

yarım saat sonra kalkmış adam,…sıkıntı yapacak bir şey yok”,<br />

Söz konusu Gençlerbirliği - Fenerbahçe müsabakasında, iletişim tutanaklarında<br />

adları geçen sanıklar tarafından şike fiilinin gerçekleştirildiği sabittir.<br />

20.03.2011 GÜNÜ ANKARA’DA OYNANAN GENÇLERBİRLİĞİ -<br />

TRABZONSPOR MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ<br />

14.03.2011 günü saat:12.11’de İlhan Ekşioğlu’nu Alaeddin Yıldırım’ın aradığı<br />

görüşme(tape:1984);<br />

Alaeddin:“Bu Serdar niye oynamadı Gençlerbirliği’nde”, İlhan: “Kart cezalısı”,<br />

Alaeddin: “Ha ondan, İlhan bu BAŞKAN DEDİ Kİ bu kaleci ... çok iyi dedi biliyor musun”,<br />

İlhan: “Ya Trabzon ya ba.. Ankara’da dedi ya BUNUN SAKATLANMASI LAZIM DEDİ<br />

BAŞKAN (gülüyor)”.<br />

Sanıklar olası bir teknik takibe karşı dikkat çekmemek adına aralarında bu şekilde<br />

şifreli konuştuklarını zannederek çok daha garip, biraz da komik duruma düşmektedirler. Zira;<br />

“çok iyi kaleci” olduğundan söz edilen Gençlerbirliği kalecisi Serdar Kulbilge’nin, en yakın<br />

rakipleri Trabzonspor ile yapacağı müsabaka öncesinde sakatlanması gerektiğini<br />

konuşmaktadırlar. Türk Edebiyatı’nın önemli sanatlarından olan mecazı kullanan sanık İlhan,<br />

şike ve teşvik anlaşması ile futbolu ve futbolcuları sakatlama sanatını icra etmektedir.<br />

15.03.2011 günü saat:18.44’te İlhan Ekşioğlu’nu Aziz Yıldırım’ın aradığı<br />

görüşme(tape:1988);<br />

Aziz: “Ne yapıyorsun”, İlhan: “İyi başkanım her şey yolunda y arın misafir geliyor<br />

söylemiştim size onun dışında başka bir şey yok”, Aziz: “İyi peki”,<br />

Sanık İlhan’ın, Aziz Yıldırım’a “YARIN MİSAFİR GELİYOR” diyerek bildirdiği<br />

şahıs Cengiz Demirel’dir.<br />

16.03.2011 günü saat:14.18’de Mehmet Şen’i, Cengiz Demirel’in aradığı<br />

görüşme(tape:1292);<br />

Cengiz:“Ben de gidiyorum”, Mehmet: “Tamam kardeş, gidiyor musunuz beraber,…<br />

çok güzel”, Cengiz: “Ben de gidiyorum .. ben o eğer oradan arayamazsam bile gelince kesin<br />

haber vereceğim sana”, Mehmet:“Çok sert yaparak bu işin gerçekleştiğini anlatıyorsun başka<br />

bişey istemiyorum,…hiç de korkmayın”,<br />

Bu görüşmede Mehmet Şen, “Çok sert yaparak bu işin gerçekleştiğini<br />

anlatıyorsun” diyerek Cengiz Demirel’den, 07.03.2011 tarihinde oynanan müsabakada şike<br />

anlaşmasına uygun hareket edildiğini belirterek sert bir tavır sergilemesini istemektedir.<br />

282/678


16.03.2011 günü saat:19.31’de Cengiz Demirel’i, İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:1505);<br />

İlhan:“Nerdesin”, Cengiz: “Tam şeyin önündeyim o saunanın yeri”, İlhan: “Sunanın<br />

yeri,…tamam bak karşı kaldırıma geç”, Cengiz: “Tamam”,<br />

Sanık İlhan, Aziz Yıldırım’a beklediğini söylediği misafir Cengiz Demirel’i aramakta<br />

ve nerede olduğunu sormaktadır.<br />

17.03.2011 günü saat:09.50’de Aziz Yıldırım’ın, İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:1481);<br />

İlhan: “Dün gayet iyi geçti bir bir gelip bir size bir bilgi vereyim,…siz nereye<br />

gidiyorsanız gelirim oraya”, Aziz: “Ben şirketteyim gel şirkete”,<br />

Sanık İlhan, Cengiz Demirel ile yaptığı görüşmenin olumlu geçtiğini Aziz Yıldırım’a<br />

haber vermektedir.<br />

17.03.2011 günü saat:10.44’te Tamer Yelkovan’ın, İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2493);<br />

İlhan:“O dünki arkadaşlarla ilgili birisiyle konuştuk şimdi de,…ona bir 50 daha<br />

artıracağız ha işçiyi,…O GEÇMİŞ YAPTIĞI HAKEDİŞLE İLGİLİ”, Tamer: “Anladım<br />

eskiden kalma ...anladım ”, İlhan: “Onu bir 50 artıracağız onlarda gidecek,…BİRDE<br />

ALDIRAYIM ÇÜNKÜ ONLAR GEÇİYOR KENDİ YERLERİNE,…ben en kötü Halil’e<br />

birde senin yanında olmasını söylüyorum ”,<br />

07.03.2011 günü oynanan maçta kaleci Serdar Kulbilge ve Cengiz Demirel ile<br />

anlaşmaya varılan şike parasının İlhan Ekşioğlu’na teslim edileceği, “O GEÇMİŞ YAPTIĞI<br />

HAKEDİŞLE İLGİLİ” şeklinde sözünü ettiği 07.03.2011 tarihli müsabakaya ilişkin şike<br />

parasının 50.000 dolar daha arttırıldığı anlaşılmaktadır.<br />

19.03.2011 günü saat:20.48’de Aziz Yıldırım’ın, İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:1412);<br />

Aziz: “Ankara’da rahat mıyız”, İlhan: “Rahatız rahat başkanım,… çok rahatız”,<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 2010-2011 Spor Toto Süper Ligi’nde 07.03.2011<br />

tarihinde deplasmanda yaptığı Gençlerbirliği müsabakasından başka sezon sonuna kadar<br />

Ankara’da yapacağı müsabaka bulunmadığına göre kendi maçlarına ilişkin rahatlıklarından söz<br />

etmedikleri ortadadır.<br />

Savunmalarında, Trabzonspor’un muhtemel teşvik ve şike girişimlerini önlemek için<br />

çalışmalar yürüttüklerini söyleyen sanık Aziz Yıldırım’ın, sanık İlhan’a anılan sözü bu bağlamda<br />

söylediği de kabul edilemez.<br />

Şöyleki: Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav tanık olarak tespit edilen duruşmadaki<br />

beyanında “FB-GB maçı oynanmadan ya beş ya altı gün evvel bir baktım bana bir mektup geldi.<br />

Bu mektupta sayın Nihat Özdemir imzası ile dedi ki, bu hafta oynanacağımız müsabaka ile ilgili<br />

TS kulübünden size teşvik geldiği duyumlarını almaktayız. Böyle bir şey var mı diye bana sordu.<br />

Bende kendisine ben bu sene olan yani ikinci ayda olan bir olay ben de dedim ki ben 34 senedir<br />

kulüp başkanlığı yapıyorum. Hayatımda böyle bir şey yapmadım. Nihat Bey en ufak endişeniz<br />

olmasın ben her şeye muktedirim ve en ufak benim olduğum yerde böyle bir şeyin olması<br />

mümkün değil dedim” şeklinde beyanda bulunmuş, buna mukabil Trabzon müsabakasına ilişkin<br />

Fenerbahçe Kulübü’nden iletilen bir endişenin bulunduğundan söz etmemiştir. Aynı beyanda<br />

tanık İ.Cavcav, Fenerbahçe Yöneticisi Nihat Özdemir’den “dostum ve arkadaşım” şeklide söz<br />

ettiğine göre adı geçen yöneticinin varsa böyle bir endişeyi de bildirmesi gerektiği izahtan<br />

varestedir.<br />

283/678


Şu hale göre, sanık Aziz Yıldırım’ın, İlhan Ekşioğlu’na sorduğu husus, 20.03.2011<br />

tarihinde Trabzonspor’a karşı oynayacak olan Gençlerbirliği’nin teşvik primi ile motive edilip<br />

edilmediğidir. Zira yukarıda belirtildiği üzere Gençlerbirliği takımının yardımcı antrenörü<br />

Cengiz Demirel’in, İlhan Ekşioğlu ile teşvik primi için görüşmeye geleceğini zaten bilmektedir.<br />

20.03.2011 günü saat:21.01’de İlhan Ekşioğlu’nun Faruk Yaşar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1994);<br />

Faruk: “Kaleci sakatlandı maç gitti usta, gördün mü .. yediği golü gördün mü<br />

kalecinin yediği golü o gol yenir mi ya,..kurtarılacak toptu ya ulan nasıl kazandı …be”, İlhan:<br />

“Böyle devam edecek”, Faruk: “Evet bu var ya son 2 haftaya kadar gelecek galiba bu böyle”,<br />

İlhan: “Bana da öyle geliyor”, …İlhan: “YA ŞİMDİ BAKTIM YİNE ARAMIŞ BANA VIDI<br />

VIDI YAPACAK ABİ HİÇ AÇMIYORUM TELEFONU,…YA BAKTIM ABİ GOLÜN<br />

AYNI DAKİKASINDA ARAMA HE DİYECEK BU SATTI KALECİ SATTI MAÇI<br />

DİYECEK ANLADIĞIM KADARIYLA ONUN İÇİN ARAR”, Faruk:<br />

“YEDEKLERİ DE<br />

Mİ ŞEY YAPACAĞIZ”, İlhan:“ Yani bilmiyor musun onu ya, ya bir de öyle bir konuşuyor ki<br />

sanki benim ha”,<br />

Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakasının 82. dakikasında kaleci Serdar Kulbilge<br />

sakatlanmış ve yerini yedek kaleci Ramazan Köse’ye bırakmıştır. Müsabakanın son dakikasında<br />

Trabzonsporlu Alan Carlos Gomes Da Costa’nın şutunu kurtaramadığı için Trabzonspor’un 2-<br />

1 galip gelmesi üzerine Aziz Yıldırım telefon ile İlhan Ekşioğlu’nu aramakta ancak İlhan<br />

telefona bakmamaktadır. İlhan, Aziz Yıldırım’ın kendisini, teşvik girişiminin istenilen sonucu<br />

vermemesine sinirlendiği için aradığını bildiğinden bu durumu Faruk Yaşar’a “YİNE ARAMIŞ<br />

BANA VIDI VIDI YAPACAK” sözleriyle aktarmaktadır. Faruk Yaşar’ın ise, teşvik<br />

anlaşmasından haberdar olduğu “YEDEKLERİ DE Mİ ŞEY YAPACAĞIZ” sözünden<br />

anlaşılmaktadır. Zira Serdar Kulbilge’nin sakatlanacağı ihtimali düşünülmediğinden yedek<br />

kaleciye yönelik bir teşvik girişimde bulunulmamıştır.<br />

21.03.2011 günü saat:01.25’da Cengiz Demirel’in, İlhan Ekşioğlu’na gönderdiği<br />

mesajda(tape:1507);<br />

“Abı kusura bakma BASIMIZDAKİNİ TUTAMADIK” yazdığı,<br />

21.03.2011 günü saat:11.38’de İlhan Ekşioğlu’nun kendisini arayan 3. bir<br />

şahsa(tape:1995);<br />

“Eşşekoğlu eşşek SAKATLANACAK ŞEYİ BULDU YA …böyle şeyin ya” dediği,<br />

Sanık Cengiz Demirel’in, kaleci Serdar Kulbilge’nin sakatlanmasını<br />

“BASIMIZDAKİNİ TUTAMADIK” şeklinde iletirken, İlhan Ekşioğlu’nun da yukarıdaki<br />

mesaj ile kızgınlığını iletmektedir. Bu diyalogun yaşanmasının yegane nedeni, taraflar arasında<br />

yapılan teşvik anlaşmasıdır.<br />

12.04.2011 günü saat: 17.26’ da Cengiz Demirel’in İlhan Ekşioğlu’ nu aradığı<br />

görüşme(tape:1530);<br />

İlhan: “Hiç iyi değilim nasıl olayım”, Cengiz: “Valla abi sen de haklısın ben de SANA<br />

KARŞI ACAYİP MAHCUBUM BİZİMKİLERE FIRÇA ÇEKTİM ZATEN bayağı bir<br />

tartıştık ondan sonra”, İlhan: “Ha NE ÇEKERSEN ÇEK YA HİÇ BİR ŞEY OLMUYOR Kİ<br />

YA BU NASIL BİR ŞEY YA”,<br />

Cengiz: “İkinci olay var dediler orda halledeceğiz dedi sen<br />

merak etme ilkinde de bir şey görmedik dediler,.. onun sözünü aldım,.. ben de bunlara sürekli<br />

baskı yapıyorum yani”, İlhan: “Tamam haftaya görüşeceğiz”,<br />

12.04.2011<br />

görüşme(tape:1531);<br />

günü saat: 17.27’ de<br />

Cengiz Demirel’in Zafer Önder İpek’ i aradığı<br />

284/678


Cengiz: “(İ.Ekşioğlu’nu kastederek) Ulaştım abime de çok kızıyor bana ya,..İŞ<br />

VERDİM SANA DİYOR YAPAMADIN BECEREMEDİN DİYOR”, Zafer: “Doğru deseydin<br />

de yani bizlik bir şey olmadığını”, Cengiz: “Dedim aynen söyledim ya dedim ya abi dedim<br />

öbür arkadaşlara dedi annemim evini yapan ustalara az para vermişiz dedim o yüzden şey<br />

yapıyorlar dedim yani onlar dedim homurdanıyorlar dedim şey merak etme dedi şu<br />

ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA GELİRİZ O KALAN YERLERİ DE BİTİRİRİZ DEDİLER<br />

tamam ben bekliyorum mutlaka dedi ben dedi senle bir görüşeyim dedim ben dedi yokum dedi<br />

bu hafta dedi haftaya geleceğim dedi sen dedi işçilere dedi gereken şeyi söyle dedi onlar dedi<br />

evi bitirsinler güzelce dedi ondan sonra görüşürüz dedi haftaya dedi,..eğer netleşirse bugün isim<br />

verelim mi abi gitmeden”, Zafer: “Tamam tamam”,<br />

12.04.2011 günü saat: 17.29’ da Cengiz Demirel’in Serdar Kulbilge’ yi aradığı<br />

görüşme(tape:1532);<br />

Cengiz: “(İ.Ekşioğlu’nu kastederek) Ya abimi aradım abim bana kızdı ya,.. NE<br />

BİÇİM İŞ YAPIYOR İŞÇİLER DİYE KIZDI BANA YA BEN DE DEDİM İŞÇİLER<br />

BUNU YANLIŞ YAPMIŞLAR DA HAFTAYA DEDİM GELİP TEKRAR EVİ KONTROL<br />

EDECEKLER DEDİ BAKACAKLAR GÜZELCE,...<br />

GİTMİŞ EVE BAKMIŞ”,<br />

29.04.2011<br />

günü saat: 20.58’ de<br />

Cengiz Demirel’in<br />

İlhan Ekşioğlu’ na attığı<br />

mesajda(tape:1533);<br />

“ABİ GÖRÜŞMEMİZ LAZİM, BAZİ İSLERİ KONTROL ETMEMİZ<br />

ZORLASİYOR, LÜTFEN ARA” yazdığı,<br />

29.04.2011<br />

günü saat: 21.03’ de<br />

Cengiz Demirel’ e<br />

mesajda(tape:1534);<br />

“Bu telefonu kullanma. MAYİS SONU KONUSACAGİZ” yazdığı,<br />

İlhan Ekşioğlu’ nun attığı<br />

29.04.2011 günü saat: 22.36’ da Cengiz Demirel’in Serdar Kulbilge’ yi aradığı<br />

görüşme(tape:1535);<br />

Cengiz: “Senin Yampiri (İlhan Ekşioğlu) şey yapmış SPONSOR EŞOFMANLAR<br />

EŞOFMANLARI MAYIS SONUNDA HALLEDECEĞİM DİYE MESAJ ATMIŞ”,<br />

Serdar:“Tamam o zaman hocam”, Cengiz: “Senin haberin var yani ondan,..senin sponsora<br />

ben ciddi mesaj attım sen öbür şeyden konuşuruz artık”,<br />

30.04.2011 günü Saat: 17.21’de Cengiz Demirel'in Serdar Kulbilge'yi aradığı<br />

görüşme(tape:2909);<br />

Serdar: "Yampiri (İLHAN EKŞİOĞLU) ile konuştunuz galiba her şey olumlu",<br />

Cengiz:"Yampiri şey yaptı mesaj attı konuşmadık da sen konuştun mu", Serdar: "Ben daha hiç<br />

görüşmedim bende", Cengiz: "Hacı bana mesaj attı ya bu telefonu kullanma mayıs sonunda<br />

görüşürüz diye…iyi hafta içi görüşürüz ya konuşuruz", Serdar: "Tamam hocam benim",<br />

20.05.2011 günü saat: 15.09’da<br />

İlhan Ekşioğlu’nun Serdar Kulbilge’yi aradığı<br />

görüşme(tape:3028);<br />

Serdar’ın evden çıkmadığını söylediği, İlhan’ın: “Çıkma 2 gün daha dur aman,<br />

çıkma, dua et 2 gün daha” dediği, Serdar’ın; “Anladım abi ya bende ne yapayım işte abi<br />

çocukların okullarını bir an önce halletmek istiyorum ona göre” dediği, İlhan’ın; “Niye<br />

diyorum sana bekle şu pazar olmadan hiçbir… bakmıyor hiçbir şeyle ilgilenmiyor şu, şu<br />

pazarı geçelim Allahın izniyle inşallah senin işi halledeceğim ben şu pazar bi geçelim”<br />

dediği, Serdar’ın onayladığı,<br />

285/678


27.06.2011 günü saat:18:57’de Cengiz Demirel’i Zafer Önder İpek’in aradığı<br />

görüşmede(tape:3836);<br />

Zafer Önder İpek’in "Yani 250 bin dolar para alacaktık, 100’ünü dağıtacaktık,<br />

150’si de ikimizin olacaktı sözde, ama şey olmadı alamadık, alamayınca da 50’şer bin dolar<br />

para ödemek zorunda kaldık OLAY ORTAYA ÇIKMASIN DİYE,... ben şeyini söyledim ya<br />

böyle böyle işte bir şey, BORDO MAVİ VARDI YA, BORDO MAVİ İÇİN BİR<br />

ORGANİZASYON YAPMIŞTIK, KAYBEDİNCE SON ANDA GELMEDİ ŞEYLER,<br />

BİZDE BAZI TAAHHÜTLERİMİZİ YERİNE GETİRMEK ZORUNDA KALDIK, OLAY<br />

MUHTEVİYATI ÇOK TELEFONDA SÖYLEMİYORUM... BORDO MAVİ İÇİN ŞEY<br />

YAPMIŞTIK ANKARA’DA" dediği belirlenmiştir.<br />

Sanıkların “BORDO MAVİ İÇİN BİR ORGANİZASYON” sözü ile bahsettikleri<br />

konu, Gençlerbirliği – Trabzonspor müsabakasına ilişkin yaptıkları teşvik anlaşmasıdır.<br />

“KAYBEDİNCE SON ANDA GELMEDİ ŞEYLER” derken, Gençlerbirliği son dakika gölü<br />

ile 2-1 mağlup oldukları için anlaşmaya konu teşvik priminin gelmediği anlaşılmaktadır.<br />

Söz konusu Gençlerbirliği - Trabzonspor müsabakasında, iletişim tutanaklarında<br />

adları geçen sanıklar tarafından teşvik fiilinin gerçekleştirildiği sabittir.<br />

09.04.2011 GÜNÜ OYNANAN ESKİŞEHİRSPOR – FENERBAHÇE<br />

MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

12.03.2011 günü saat:14.01’de İlhan Ekşioğlu’nu Ali Kıratlı/Bülent Uygun’un aradığı<br />

görüşmede(tape:1974);<br />

Ali’nin Eskişehir kampında olduğunu söylediği, İlhan’ın “Aman ha onu onunla<br />

konuş” dediği, Ali’nin “Şey Bülent yarın bizim locaya gelecek misafirimiz olacak haber<br />

vereyim dedim yanımda vereyim istersen bi şans dile... maç var ya” dediği ve telefonu Bülent<br />

Uygun’a verdiği, şahısların sohbet ettikleri sonra Bülent’in telefonu Ali’ye verdiği, şahısların<br />

ertesi gün görüşmek üzere anlaştıkları,<br />

12.03.2011 günü saat:14.33’te İlhan Ekşioğlu’nu Ali Kıratlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:1977);<br />

İlhan: “Bir durum değerlendirmesi yapalım şeyle BAŞKANLA DA”, Ali: “He<br />

konuş sen ben Ali’yle konuşturdu de böyle böyle de istiyorsa bizim önde varya koltuklar bizim,<br />

…,he istiyorsa yaparsanız işte konuşuyorum baya konuştum yani dedim her şey sizin elinizde<br />

oğlum tamam abi ..gülüyor çin çin dedim gülme ..dedim, koşturuyorum senin için başkan” ,<br />

12.03.2011 günü saat:14.50’de İlhan Ekşioğlu’nu Alaeddin Yıldırım’ın aradığı<br />

görüşme(tape:1978);<br />

Alaeddin : “Maç bitsin sonra konuşalım o zaman”, İlhan: “Öbür maç 1-1 değil mi,…<br />

ya konuş ya ne olacak ben bıraktım şimdi devre yaptım ben de..bu şey maçı şey maçı<br />

seyretmek istiyor TABİ BENİM ORADAN SEYRETMESİ UYGUN OLMAZ<br />

HERHALDE,…şey ya bizim eski futbolcu, bizim eski futbolcu ya ASKER BÜLENT”,<br />

Alaeddin: “HA ESKİŞEHİR’İN ANTRENÖRÜ” dediği, şahsın maçı nerede izleyeceği<br />

konusunda konuştukları,<br />

Sanıklar İlhan ve Alaeddin, Eskişehir antrenörü Bülent Uygun’un Fenerbahçe<br />

Stadyumunda maçı nerede seyredeceklerini konuşurken aynı zamanda 09.04.2011 tarihindeki<br />

Eskişehir-Fenerbahçe müsabakası öncesinde bir arada görünme nedeniyle yanlış anlamalara<br />

neden olmak istemedikleri için bunun tartışmasını yapmaktadırlar.<br />

286/678


12.03.2011 günü saat:20.58’de İlhan Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:1979);<br />

İlhan: “Bizimki oynamadı mı”, Ali: “Oynamaz mı ya” , İlhan: “Peki penaltıları o<br />

atmıyor mu”, Ali: “Sezer atıyor Bursa’ya da o attı ya”, İlhan: “Şey diyor ben BİZİMKİYLE<br />

değil de UFAĞIYLA konuştum, Hiç diyor riske atmayalım biz ona diyor şeyden yer verelim<br />

diyor bizim şerefin yanında var ya kurula verdiğimiz yer,…oraya oturtalım diyor çünkü ya<br />

kendi başımızı yakarız sonra diyor” dediği, Ali’nin onayladığı,<br />

Sanık İlhan, Bülent Uygun’un maç seyredeceği yere ilişkin Alaeddin Yıldırım ile<br />

yaptığı görüşmeyi (tape 1978) Ali Kıratlı’ya anlatıyor.<br />

19.03.2011 günü saat: 14.28’de Ali Kıratlı’nın, İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2256);<br />

Ali: “Ben şeye gidiyorum şimdi ya Eskişehir’e gidiyorum”, İlhan: “Tamam işte<br />

konuş sen işte”, Ali: “Gideceğim pazartesi A-2’nin maçı var ya...kalacağım o A-2’yi de<br />

seyredeceğim pazartesi günü”, İlhan: “İyi git konuş dönünce oturalım tamam”, Ali: “Pazartesi<br />

geldikten sonra konuşuruz”,<br />

21.03.2011 günü saat: 17.14’de Ali Kıratlı’yı, İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2258);<br />

İlhan: “Ben de şimdi şeye gideceğim”, Ali: “Hah çıkayım mı ben” , İlhan: “Sen şimdi<br />

konuş BU...250 GRAM”, Ali: “Sen konuştun mu”, İlhan: “Konuştum…olumlu” , Ali: “Anladım<br />

ben senin söylediğini şey”, İlhan: “İKİSİNE DE İKİ ÇEŞİTTE DE AYNI TARİFEYİ<br />

YAPALIM YANİ FAZLA YANİ ANLADIN MI”, Ali: “Biz kendi standartlarımıza göre<br />

yapalım diyorsun”, İlhan: “HAYIR HAYIR 250 GRAM...GRAM”, Ali: “ANLADIM 250-<br />

250….bir şey söyleyeceğim yine aynı sistemle mi yapacağız yoksa önden bi yapalım mı ben<br />

diyorum ki ben de ben geldim diyeyim”, İlhan: “Abi SEN ONA ŞÖYLE DE zaten bizim ona bir<br />

şeyimiz yok…önden yapma çünkü bi mucize bu yani HEMEN BİTER BİTMEZ ANINDA<br />

YANİ”, Ali: “Ha anında olacağını biliyorum”, İlhan: “TAMAM AYNEN HİÇ GECİKME<br />

BİLMEM NE OLMAYACAK ANINDA”, Ali: “Böyle böyle ikisini de aynı anda mı<br />

söyleyeyim sonra mı söyleyeyim”, İlhan: “İKİSİNİ DE AYNI ANDA SÖYLE”, Ali: “Tamam<br />

ben söyleyeyim sana haber vereceğim tamam..sen gidiyorsun”, İlhan: “He ben yarın gideceğim”,<br />

Ali: “Hafta sonu geldiğinde ben sana bilgileri veririm…burada çünkü ben yüz yüze görürüm<br />

onu’,<br />

Sanık İlhan, Ali Kıratlı’ya Ümit Karan ve Bülent Uygun ile konuşmasını ve her ikisine<br />

de “250 GRAM” diyerek şike için verilecek olan 250 bin doları söylemesini ve şike parasının<br />

verilmesi noktasında bir gecikme olmayacağını iletmesini istemektedir.<br />

21.03.2011 günü saat: 17.16’da Ali Kıratlı’nın,<br />

İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2259);<br />

Ali: “Ben baştakine söylemiyorum bizimkine söylüyorum geçen senekine<br />

söylüyorum yine”, İlhan: “Tabi tabi aynen ona”, Ali: “O kendi ne ..yiyorsa yesin”, İlhan: “Aman<br />

çok önemli söyle”, Ali: “Ne diyeyim aynısını söyleyeceğim yine…içeri dışarı o oldu mu öyle<br />

öbürü de geçerse öbürünün de zaten aynı eskisi gibi bire üç…sen ne yapıyorsan yap”, İlhan:<br />

“Tamam aynen aynen”,<br />

25.03.2011<br />

görüşmede(tape:2265);<br />

günü saat: 13.16’da Ali Kıratlı’yı, İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

Ali: “…Sen ne yapıyorsun geldin mi”, İlhan: “Şimdi ben geliyorum… Kadıköy<br />

tarafına uğramayacağım…Ankara’ya geçeceğim o akşamda bi düğün var hafta sonu yarın…<br />

287/678


şimdi sen ne zaman gidiyorsun”, Ali: “Ben yarın,yarın akşam, öğleden sonra”, İlhan: “Tamam<br />

seninle problem var mı bir şey”, Ali: “Yok yok ... BİR ŞEY BİRAZ Bİ YÜKSELTTİM O<br />

KADAR BEN SANA SORMADAN.., İlhan: “Yav tamam hallederiz ya hallederiz” Ali:”Ha bir<br />

şey değil”, İlhan:”Tamam hallederiz”, Ali:”50’ŞER 50’ŞER YEŞİL ZAM YAPTIM<br />

HABERİN OLSUN”, İlhan:”BİRİNE YAP BARİ”, Ali: “Ya ikincisi daha önemli diyor yani,<br />

o oynuyor.”, İlhan: “İkincisi, yani hah”, Ali:”Ha onu diyor evet, o da öyle diyor zaten, o<br />

diyor YANİ ÇOKUZ DİYOR HERKESTE BEKLİYOR DİYOR AŞIRI ŞEKİLDE<br />

DİYOR”, İlhan: “YA İKİNCİSİNİ 300 GRAM ALIRIZ.”, Ali:”He he biraz ben yaptım<br />

zaten tamam mı”, İlhan:”Tamam tamam”, Ali:”Onda bir şey var”, İlhan:”Yalnız abi<br />

mühim olan başkan”, Ali:”Bi de”, İlhan:”Mühim olan birincisi ben diyeyim sana”, Ali: “Ya<br />

mühim ya o da şey yapıyor ya, onu ben bastırıyorum tabi ona yapacağız elimizden geleni,<br />

bir kaç rötuş yaptım da o da illaki diyor ki abi buraya gelirken gel öyle sen diyor merak<br />

etme diyor bende arada kaldım, onlar var başka bir şey yok yani ben onunla konuştum”,<br />

İlhan:”İyi iyi iyi”, Ali:”Sorun yok ben onu yaptım zaten sana sormadan da”, İlhan: “İyi yani<br />

ben sana başından beri aynı bak kaç hafta önce aynı şeyi söylüyordum”, Ali:”Hep oraya”,<br />

İlhan:“Olay budur abi olay budur ben diyeyim sana…valla olay budur yani”, Ali:”Daha<br />

çok var strese sokma”, İlhan:”Önce şu, bunu bi geçelim de…”<br />

Sanık Ali Kıratlı’nın şike için verilecek olan 250 bin doları “50’ŞER 50’ŞER YEŞİL<br />

ZAM YAPTIM HABERİN OLSUN” diyerek 300 bine çıkardığını söylemekte, İlhan<br />

Ekşioğlu’nun onayını almaktadır.<br />

02.04.2011 günü saat: 22.02’de Ali Kıratlı’nın,<br />

B.Uygun’u aradığı görüşme(tape:2266);<br />

Bülent: “Sen ne yaptın abi”, Ali: “İyi ne yapayım ya bakayım dedim dönüyor<br />

musun”, Bülent: “Belki yarın geleceğim maçı izlemeye”, Ali: “Şerefe mi geleceksin şerefe göre<br />

yaptık zaten…bizim oralara gel.. maç var bu hafta”,<br />

04.04.2011 günü saat:12.06’de Ümit Karan’ın Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:2063);<br />

Ali: “İyi tamam benim sana söylediğim geçerli ha geleceğim”, Ümit: “Ne zaman<br />

geleceksin”, Ali: “ÇARŞAMBA GÜNÜ ALACAĞIM PERŞEMBE GÜNÜ GELECEĞİM<br />

İŞTE,.. kayış atma ha telefonlarımıza bak”, Ümit: “Oldu konuşuruz abi”, Ali: “Hadi aramızda<br />

hadi ben seni bulurum gelirsin yanıma otele falan”,<br />

Sanık Ali Kıratlı, Ümit Karan’a 09.04.2011 tarihinde yapacaklara Fenerbahçe<br />

müsabakası öncesinde “ÇARŞAMBA GÜNÜ ALACAĞIM PERŞEMBE GÜNÜ<br />

GELECEĞİM” sözleri ile şike parasını alıp geleceğini söylemektedir. Zira, yukarıda 2258 nolu<br />

tapede İlhan Ekşioğlu “HEMEN BİTER BİTMEZ ANINDA YANİ, TAMAM AYNEN HİÇ<br />

GECİKME BİLMEM NE OLMAYACAK ANINDA” sözleriyle şike parasının müsabakanın<br />

hemen bitiminde verileceğini daha önce söylemiştir.<br />

04.04.2011<br />

görüşme(tape:2271);<br />

günü saat: 18.29’da Ali Kıratlı’nın, İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

Ali: “Aradı şimdi hoca antremandaymış rejerenasyon yapıyorum dedi de…dedim<br />

akşam arayacağım konuşacağım, seninle konuşayım da ne diyorsan” , İlhan: “Tamam beni<br />

bekle ben sana söyleyeceğim stratejiyi”, Ali: “Haber bekliyorum senden”,<br />

04.04.2011 günü saat:19.41’de Ekşioğlu’nu<br />

görüşme(tape:2009);<br />

Aziz Yıldırım’ın aradığı<br />

İlhan: “Oturuyoruz da şey yapamadık”, Aziz: “Ulaşamadınız” , İlhan: “Yok<br />

ulaşılamıyor yani açmıyor numarayı”, Aziz: “Bugün olmaz yarın olur tamam”,<br />

288/678


Ali Kıratlı, İlhan Ekşioğlu’na antrenmanda olduğu için Bülent Uygun ile<br />

konuşamadığını akşam konuşacağını iletmekte, İlhan ise sanık Aziz Yıldırım’a henüz Bülent<br />

Uygun’a ulaşamadıkların söylemektedir.<br />

05.04.2011 günü saat: 18.25’de Ali Kıratlı’nın Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2280);<br />

Ali: “Çıktım geliyorum garajdaydım”, İlhan: “Hiç şey yapma bozma şeyini bunla bir<br />

yere gidiyoruz şimdi buna bi telefon geldi bu ...dönüp konuşuyoruz…seninle akşam bi telefon<br />

yaparız seninle sen tamam perşembe yola gidiyorsun”, Ali: “Ona göre bana söyle ben sabah<br />

çıkacağım çünkü”, İlhan: “Sen perşembe gidiyorsun bizim kulübün sponsorluğu ile<br />

gitmiyorsun”, Ali: “Senin sponsorluğunla gidiyorum”, İlhan: “Ben hallediyorum fakat<br />

Aliciğim…şöyle yapacağız sen o gerisini sen onunla konuşursun halledersin yani Bİ 100<br />

GRAM EKSİK YAPACAĞIZ…AMA SONRA YANİ HALLEDECEĞİZ ONU DA”<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu, Ali Kıratlı’ya müsabaka öncesinde Bülent Uygun ve Ümit<br />

Karan’a şike için götürdüğü paradan 100 bin doların eksik olduğunu ancak onu da sonradan<br />

halledeceklerini söylemektedir.<br />

05.04.2011 günü saat: 18.26’de Ali Kıratlı’nın Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2281);<br />

İlhan: “Akşam konuşalım yalnız başka şeylerde var yani yarın sen bana bi<br />

geleceksin…ben sabah karşıya geçeceğim…oradan dönerken sana alo derim yani şöyle bi öğlen<br />

12-1 gibi falan bende bir kahve içelim”, Ali: “Olur ben o zaman perşembe gidecekmiş gibi<br />

ayarladım kendimi AMA ÖBÜRÜNÜ DE SONRA HEMEN YAPACAĞIZ DEĞİL Mİ”,<br />

İlhan: “Hemen o tamam hemen de benim bugün sana dediğim o taş ocağı”, Ali: “Hah o haber<br />

bekliyor…getiririm ben akşam belki belli olmaz hepsi birden kahve içmeye”,<br />

05.04.2011 günü saat:19.19’da İlhan Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’yı aradığı görüşme;<br />

İlhan’ın şahsı eve çağırdığı ve “Haydi bir kahve mahve içeriz” dediği, Ali’nin<br />

onayladığı, (tape:2016)<br />

05.04.2011<br />

görüşme(tape:2283);<br />

günü saat: 19.54’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

Ali: “Geldim kapıdayım başkan sen haber verdin mi”, İlhan: “Onlara, sen gir, ben<br />

şimdi söylerim”,<br />

06.04.2011 günü saat:15.22’de Aziz Yıldırım’ın, Tamer Yelkovan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1423);<br />

Tamer: “Merak etmeyin herşeyi hallettik merak etmeyin,…hallettik futbolcuları<br />

ödedik”, Aziz: “Bir buçuk geldi mi”, Tamer: “Geldi geldi başkanım,…BİR DE İLHAN<br />

BEYİN EMANETİ VARDI ONU DA HALLEDİYORUZ YARINA”, Aziz: “2 milyon aldın<br />

mı almadın mı Denizbanktan”, Tamer: “Denizbanktan haber bekliyorum,…finans geldi ya 500-<br />

600 bin dolar,...oradan hallettim başkanım birde federasyondan geldi ”,<br />

Sanık Tamer Yelkovan, “BİR DE İLHAN BEYİN EMANETİ VARDI ONU DA<br />

HALLEDİYORUZ YARINA” diyerek, İlhan Ekşioğlu’nun, Ali Kıratlı’ya vereceği şike<br />

parasını ayarladığını Aziz Yıldırım’a söylemektedir.<br />

07.04.2011<br />

görüşme(tape:2286);<br />

günü saat: 13.05’de Ali Kıratlı’yı,<br />

İ.Ekşioğlu’nun aradığı<br />

289/678


İlhan : “Şeyin önünden bi geçebilir misin ben yokum…sana bir şey<br />

gönderttiriyorum” , Ali: “Tamam şey Ali mi getirecek”, İlhan : “He he Ali”, Ali: “Bende<br />

çıkıyorum o zaman gidiyorum hemen hazırım ben çantamı mantamı aldım…Şey orası müsait mi<br />

ya BİZE BİRAZ ŞEY BIRAKSAYDIN YA ÖRTÜLÜDEN YOL HARÇLIĞI oradan mı<br />

neyse ben yaparım”, İlhan : “Ali sen yap hallederiz”, Ali: “Halledersin şey yalnız pazartesi<br />

tamam değil mi”, İlhan : “Sen zaten al bunu ben şimdi kulübe geçiyorum bir yerdeyim birinin<br />

ofisinde bi sonra konuşuruz zaten sen geç hemen” , Ali: “Şey için sıkıntı yok diyorum<br />

pazartesi için değil mi bak”, İlhan : “Yok yok baba yok”, Ali: “Beni Allah aşkına bir daha şey<br />

yapma yüz göz etme…ben o zaman buradan takılırım biraz ... tamamlarız orayı”, İlhan : “Ama<br />

yani o da ona da söyle yani şey için gerekli her şey olacak haa rahat çıkalım yani”, Ali: “Ben<br />

zemini biliyorum abi ne olacağını ne biteceğini biliyorum aynen konuştuğumuz gibi” , İlhan :<br />

“Ben şeyi arattırayım ben seni” , Ali: “Tamam Halil’i arattır”<br />

Sanık İlhan’ın, Tamer Yelkovan’dan aldığı şike parasını Ali Kıratlı’ya teslim edeceği<br />

anlaşılmakta, Ali’nin de 2280 nolu tapede İlhan’ın “Bİ 100 GRAM EKSİK YAPACAĞIZ…<br />

AMA SONRA YANİ HALLEDECEĞİZ ONU DA” şeklinde sözünü ettiği eksik kalan miktarı<br />

ne zaman tamamlayacağını sorduğu ve kendisini şike anlaşmasının tarafları ile yüz göz<br />

etmemesini istediği anlaşılmaktadır.<br />

07.04.2011 günü saat: 13.31’de Ali Kıratlı’nın Halil Köntek’i aradığı<br />

görüşme(tape:2289);<br />

Ali: “Halil 2 dakika sonra oradayım”, Halil:“Tamam oldu hemen geliyorum…”, Ali:<br />

“Gel”,<br />

07.04.2011 günü saat:13.37’de Halil Köntek’in İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2062);<br />

Halil: (Arka plandaki şahsa hitaben biliyorum ben 100 bin şey yaptım ya ben<br />

ayarladım) “İlhan bey 100 bindi değil mi”, İlhan:“Yüz yüz ben onu arayacağım”,<br />

07.04.2011 günü saat: 13.50’de Ali Kıratlı’ya,<br />

İlhan Ekşioğlu’nun gönderdiği mesajda;<br />

“Biliyorum biyerden bekliyordum gelmedi.ptesi kalani halledicem.iyi<br />

yolculuklar.” yazdığı (tape:2290) tespit edilmiştir.<br />

İlhan Ekşioğlu’nun çalışanı Halil Köntek’in 07.04.2011 günü Ali Kıratlı’ya şike parası<br />

olarak 100.000 dolar verdiği, İ.Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’ya verilmesi planlanan geri kalan parayı<br />

11.04.2011 pazartesi vereceğini söylediği anlaşılmaktadır.)<br />

07.04.2011 günü saat: 16.02’de Ali Kıratlı’nın,<br />

Bülent Uygun’u aradığı<br />

görüşme(tape:2292);<br />

Ali: “Antrenmandaydın aradım Şükrü çıktı…yaklaştım ben de geliyorum akşam üzere<br />

konuşuruz buluşuruz…Şükrü yer ayırtacaktı her halde ayırtmıştır onu mu arayayım” , Bülent:<br />

“Onu ara”,<br />

07.04.2011 günü saat: 17.30’da Ali Kıratlı’nın,<br />

Ümit Karan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2294);<br />

Ali: “Anemon Otele yerleşiyorum”, Ümit: “Tamam ararsın o zaman”, Ali: “Şükrü<br />

yanında mı senin o bize yer ayırttı mı buraya yer ayırtacaktı”, Ümit: “Abi ben dışarıdayım ya”<br />

07.04.2011 günü saat: 19.06’da Ali Kıratlı’yı Şükrü’nün aradığı görüşme(tape:2295);<br />

Ali: “Geldim geldim oteldeyim”, Şükrü: “Otelde misin, bu telefon var öbür telefonu<br />

kapatıyorum da…tamam mı haberin olsun”, Ali: “Tamam tamam anladım” Ali: “Ayırtmışsın<br />

290/678


sen”, Şükrü: “Ayırttım abi ne demek abi ya”, Ali: “Bülo nerde” , Şükrü: “O her halde tesisteydi<br />

birazdan çıkar”,<br />

07.04.2011 günü saat: 20.52’de Ali Kıratlı’nın,<br />

Bülent Uygun’u aradığı<br />

görüşme(tape:2296);<br />

Ali: “Seninle en son görüştüğümüz yerdeyim”, Bülent: “O zaman geliyorum<br />

kalkıyorum bekle abi”,<br />

07.04.2011 günü saat:21.17’de Bülent Uygun’un, Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:1781);<br />

Bülent: “Sen neredesin tesise geldim”, Ali: “ben şeydeyim ya tesiste misin …bu yemek<br />

yedi ya en son neydi buranın adı Şef mi ne oradayım ya”,<br />

07.04.2011 günü saat: 21.43’de Ali Kıratlı’yı,<br />

Ümit Karan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:2298);<br />

Ali: “Merhaba ciğerim…bu otelin yanında şef restorant mı ne bir yer var…<br />

buradayım..şimdi bir de hoca geldi çıkacak şimdi, hoca gidecek sonra ara beni odaya gelirsin<br />

konuşuruz”, Ümit: “Tamam ben oraya gelmeyeyim abi ama ben sana söyleyeyim”, Ali: “İYİ<br />

BEN TAM DONANIMLI HAZIRIM YANİ”, Ümit: “Tamam sen gel abi buraya bize gel”,<br />

Ali: “İyi gelirim tamam buradan çıkınca” ,<br />

07.04.2011 günü saat:22.43’de Ümit Karan’ı, Ali Kıratlı’nın aradığı görüşme<br />

(tape:2066);<br />

Ümit: “Oturuyorum o aşağıda bizim orada bir cafe var orada oturuyorum ,…sen ne<br />

yapıyorsun”, Ali: “İyi yemek yiyorum ararım seni çıkınca”,<br />

07.04.2011 günü<br />

görüşme(tape:2067);<br />

saat:<br />

23.56’da Ümit Karan’ı, Ali Kıratlı’nın aradığı<br />

Ali: “Mami Days var oraya iner misin gelir misin oraya”, Ümit: “Ben evdeyim bu<br />

saatte”, Ali: “Ben otele geçeyim aldırırım seni uyuyacak mısın bu saatte”, Ümit: “Yakın abi<br />

gelsene yakınım sana”, Ali: “Şimdi buradan birde kahve içeceğim,…oradan gelirim tek gelirim<br />

ben”,<br />

08.04.2011<br />

günü<br />

saat: 00.05’de<br />

Ali Kıratlı’nın,<br />

Ümit Karan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2300);<br />

Ali: “Beni oradan aldırsana sen Şeref bey ile 5 dakika geleyim yanına”, Ümit:<br />

“Tamam abi”,<br />

08.04.2011 günü saat: 00.06’de Ali Kıratlı’yla,<br />

Ümit Karan’ın yardımcısı Mustafa<br />

Efe’nin yaptığı görüşme(tape:2301);<br />

Efe: “Almaya geleceğim de seni”, Ali: “Araba ile gel beni alır getirirsin geri”,<br />

08.04.2011 günü saat: 00.11’de Ali Kıratlı’nın,<br />

Efe’yi aradığı görüşme(tape:<br />

2302);<br />

Ali: “222 nin önündeyim oraya gel”, Efe: “Orası daha yakın geldim abi”,<br />

08.04.2011 günü saat: 00.51’de Ali Kıratlı’yı,<br />

Efe’nin aradığı görüşme(tape:<br />

2303);<br />

Efe: “Abi saat 3’te”, Ali: “İyi tamam gideriz iki kişi gideriz işte ayar yapsın…ney<br />

neresi o adı neydi ne Kirazlık mıydı neydi…gideceğimiz yerin neydi semti”, Efe: “Yarın mı abi”,<br />

Ali: “He”, Efe: “Vişnelik abi orası”, Ali: “3’te gideriz görüşürüz”,<br />

291/678


08.04.2011 günü saat: 13.43’de Ali Kıratlı’nın,<br />

Aydın isimli şahsı aradığı<br />

görüşme(tape:2304);<br />

Ali: “Ben Eskişehir’deyim iki günden beri”, Aydın: Bülent ve Apo ile birlikte<br />

geldiklerini belirterek “Başkan otobüs ile gelecek takımla…kavgaya gürültüye hazır ol yani ha”,<br />

Ali: “Yok ulan burası benim takımım manyakmısın ne kavgası…geçen sene ben yoktum ki<br />

burada…tesise gidiyorum şimdi hoca ile beraberim”,<br />

08.04.2011 günü saat:17.11’de İ.Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:2024);<br />

İlhan:”Hava nasıl,” Ali: “Hava iyi güzel bir şey yok öyle baskı şey gerginlik falan yok<br />

bir şey ya başkan germezse bir şey olmaz,…her şey berkemal yani,…senle konuşturdum hani<br />

geçen gelecekti yanımıza...hazırlıklar hepsi normal geçeriz geçeriz rahat ol ben sana söyleyim,<br />

…benim yanımda neler yaptı otele geçeceğim ben sonra istersen anlatırım …10 numara da<br />

doğruymuş ama aynısıymış sizin dediğiniz gibi,…ondan sonra yok ben almadım kadroya da<br />

almayacak,…oynatmayacaktı yapabileceklerimizi yaptık başkanım sen rahat ol”,<br />

08.04.2011 günü saat: 21.56’da Ali Kıratlı’yı, Ümit Karan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:2305);<br />

Ali: “He oteldeyim kalabalığız”, Ümit: “Bir şeye ihtiyacın var mı diye bir arayayım<br />

dedim…hepsi buralarda yani, biz de bir sıkıntı yok ya bir sorun yok”, Ali: “Gitmeden<br />

görürüm gönderirsin Efe’yi tamam…verirsin şeyini formanı”, Ümit: “Şey Alex’in formasını<br />

da istedi Alex’e söyledim gerçi ben de…sen hani orada bir kaç tane daha forma ayarlarsın<br />

söylersin”, Ali: “Ayarlarız ayarlarız tamam veririm maçtan sonra gönderirsin Efeyi…bir<br />

yaramazlık yok değil mi”, Ümit: “yok yok ya bir şey olmaz ya”,<br />

07-08.04.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanaklarına göre (Kls 28, Dizi:320-332 arası)<br />

Güvenlik görevlilerinin 07.04.2011 günü saat:19.00 sıralarında Eskişehir’e giderek fiziki takip<br />

çalışmalarına başladıkları,saat:19.10’da Bursa Eskişehir Yolu 2.km üzerinde bulunan ve Ali<br />

Kıratlı ile Mustafa Anlı’nın kaldığı bildirilen Anemon Otelin otoparkında Ali Kıratlı’nın<br />

kullandığı 34 UGZ 79 plakalı siyah renkli BMW marka aracın park halinde olduğunun<br />

görüldüğü,<br />

Ali Kıratlı ile Bülent Uygun’un en son buluştukları yerde bir araya geleceklerinin<br />

anlaşılması üzerine; saat:19.30 sıralarında yapılan çalışmalarda; Anemon Oteli karşısında Neo<br />

Plus Alışveriş Merkezinde bulunan Şeff Restaurant içerisinde cam kenarında dışarıdan<br />

bakıldığında soldan 2.sırada bulunan masada yanyana Ali Kıratlı ve Mustafa Anlı ile,<br />

karşılarında Bülent Uygun ve Muhammed Şenyüz’ün oturduklarının görüldüğü,<br />

Ali Kıratlı’nın Ümit Karan’ı aynı gün saat:21.43’te arayıp para getirdiğini ima ederek<br />

“donanımlı geldiğini” ifade ettiği, Ümit Karan’ın da eve gelmesini istediği bilgisinin alındığı,<br />

saat:22.20’de Ali Kıratlı ile Bülent Uygun’un masadan kalkarak Neo Plus Alışveriş Merkezine<br />

açılan diğer kapıdan çıkıp koridorda yaklaşık 10 dakika karşılıklı konuştukları, saat:22.30’da Ali<br />

Kıratlı ile Bülent Uygun’un tekrar restaurant içerisine girdikleri, Ali Kıratlı’nın Muhammed<br />

Şenyüz ve Mustafa Anlı’nın masasına oturduğu, Bülent Uygun’un ise restauranttan çıkarak park<br />

halindeki 26 DK 333 plakalı gri renkli Mitsubıshı marka araca bindiği ve ayrıldığı, saat:23.50’de<br />

Ali Kıratlı, Muhammed Şenyüz ve Mustafa Anlı‘nın Şeff Restaurant’tan çıktıkları ve restaurant<br />

önünde bulunan 26 TU 026 plakalı beyaz renkli Mazda marka araca binerek Anemon Oteline<br />

gittikleri, Ali Kıratlı’nın araçtan inerek otele girdiği, Muhammed Şenyüz ve Mustafa Anlı’nın ise<br />

araçta bekledikleri, yaklaşık 5 dakika sonra Ali Kıratlı’nın elinde beyaz renkli bir çanta ile<br />

otelden çıkarak araca bindiği (İletişim tespitlerinde 08.04.2011 günü saat:00.11’de Ümit<br />

292/678


Karan’ın şoförünün, Ali Kıratlı’yla; 222 isimli Gece Kulübünün önünde buluşarak birlikte<br />

Ümit Karan’ın evine gideceklerinin belirlendiği), aracın İsmet İnönü Cad.1 üzerinde bulunan<br />

222 isimli Gece Kulübünü geçerek köprü üzerinde durduğu, flâşörlerini yaktığı ve geri geri<br />

giderek Gece Kulübünün yan tarafındaki Ambarlar Sokağına girerek durduğu, Ali Kıratlı’nın,<br />

elinde Anemon Oteli’nden çıkarken aldığı beyaz çanta ile, araçtan inerek İsmet İnönü<br />

Caddesi 1’e çıktığı ve Gece Kulübünün önünde farları yanık vaziyette bekleyen 34 K 9934<br />

plakalı beyaz renkli Porsche marka araca bindiği, Ümit Karan’ın şoförü Mustafa Efe’nin<br />

kullandığı aracın hareket ederek Ambarlar Sokağına girdiği ve sol taraftan köprü altına<br />

girerek karşı istikamete geçtiği,<br />

Muhammed Şenyüz ile Mustafa Anlı’nın ise 26 TU 026 plakalı araçla Kızılcıklı<br />

Mahmut Pehlivan Cd. No:17 sayılı Mami’s Days Patisseria isimli cafe önünde park ettikleri,<br />

saat:00.38’de cafe önüne 34 K 9934 plakalı Porsche marka aracın gelerek durduğu, aracın ön sağ<br />

tarafından Ali Kıratlı’nın indiği, aracın ayrıldığı, Ali Kıratlı’nın elinde Anemon Oteli’nden<br />

çıkarken aldığı ve 34 K 9934 plakalı araca binerken yanında götürdüğü beyaz çantanın<br />

olmadığı farkedilerek şahsın Mami’s Days Patisseria isimli cafeye girdiğinin görüldüğü,<br />

saat:00.55’de Ali Kıratlı, Muhammed Şenyüz ve Mustafa Anlı’nın cafeden çıktıkları ve 26 TU<br />

026 plakalı araca binerek Anemon Oteline gittikleri, Ali Kıratlı ile Mustafa Anlı’nın araçtan<br />

inerek otelin lobisinden asansöre bindikleri, Muhammed Şenyüz’ün ise 26 TU 026 plakalı araçla<br />

ayrıldığı, Mustafa Efe’nin kullandığı aracın Ümit Karan’ın ikameti olan Eldem Residance’nın<br />

otoparkında park halinde olduğu anlaşılmıştır.<br />

09.04.2011 günü saat: 11.40’da Ali Kıratlı’yı,<br />

Bülent Uygun’un aradığı görüşme;<br />

Bülent:“Gerekirse al başkanı gel istiyorsanız odaya”, Ali:”Aziz başkan var ya”,<br />

(tape:2306)<br />

09.04.2011 günü saat: 11.58’de Ali Kıratlı’nın,<br />

Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2307)<br />

;<br />

Ali: “Eskişehir tesisindeyiz…Başkan geldi 10’da geldi”, İlhan: “Gördümü şeyi<br />

Bülent’i gördü mü”, Ali: “Tabi canım beraberlerdi ya odaya girdi tahtaya müdahale etti<br />

hemen… bu taktikte oynarsanız yeneriz sizi diyor olmaz diyor böyle diyor… ondan sonra<br />

güzel her şey on numara ben arayacağım maçtan sonra…tebriklerini alacağım<br />

inşallah….buradan götüreceğiz seninle bu sefer ilmiyi… burada çözeceğiz ondan sonrada<br />

dağılacağız herkes yoluna… burada her şey on numara ilerledi yani”,<br />

09.04.2011 günü saat: 17.49’da Ali Kıratlı’yı,<br />

Ali İhsan isimli şahsın aradığı<br />

görüşme(tape:2311)<br />

;<br />

Ali İhsan: “Abi şey İvesa…Sezgin sağ taraf…sol taraf Volkan, stoperler Veysel ile<br />

Diego…orta saha sağ taraf Burhan, Sezer, Alper Doğan…Erkan, Batuhan”, Ali: “ÜMİT YOK<br />

HA”, Ali İhsan: “Ümit yok evet”,<br />

09.04.2011 günü saat: 18.40’da Ali Kıratlı’ya,<br />

İ.Y.Ekşioğlu’nun gönderdiği<br />

mesajda(tape:2312);<br />

“Hersey yolunda giderse sonunda mutlaka konusmamiz Gerek lutfen<br />

konusmadan herhangi bisey yapma” yazdığı,<br />

09.04.2011 günü saat: 21.09’da Ali Kıratlı’ya,<br />

İ.Y.Ekşioğlu’nun gönderdiği<br />

mesajda(tape:2313);<br />

“Alicim tebrikler, pazartesi sabah ofiste bulusana kadar bisey birakma orada”<br />

yazdığı,<br />

293/678


09.04.2011 günü saat: 21.34’de Ali Kıratlı’yı,<br />

İ.Y.Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2314);<br />

İlhan : “Bi oturalım bi konuşalım ya Alicim.. bunu tam gibi görmeyelim ya”, Ali:<br />

“Ben ona söyledim çünkü kendi başka şeylerde burada gelişti kendisi de biliyor bizimki<br />

hepsi ben sana bir şey söyleyeyim mi ben daha yokum abi sen haklıymışsın ya böyle iş mi<br />

olur ya”, İlhan : “Abi bak gör neye bozulduğumu da anladın mı DAKİKA ON”, Ali: “Olabilir<br />

abi ama o bizimle alakalı bir şey değil ki…bizim her zaman neyse ben sana bir telefon<br />

vereyim de beni bi arasana mesaj atayım sen müsait bir yerdemisin”,<br />

Bülent Uygun’un müsabakaya Ümit Karan’la başlamamasından dolayı (62. dakikada<br />

oyuna dahil olmuştur, http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=397&macId=87149)<br />

rahatsızlığını dile getiren İlhan Ekşioğlu, anlaşmaya aykırı davranıldığını düşündüğünden<br />

kendisi ile konuşmadan şike parasını bırakmamasını istemektedir.<br />

09.04.2011<br />

görüşme(tape:2317);<br />

günü saat: 22.10’da Ali Kıratlı’yı,<br />

Ümit Karan’ın aradığı<br />

Ali: “Şeye gelsene…Bu 222’nin oradan geçtim şimdi…Şu Kızılcıklıya geldim”, Ümit:<br />

“Oraya gitme abi beni oralara sokma ya”,<br />

09.04.2011 günü saat: 22.14’de Ali Kıratlı’yı,<br />

Ümit Karan’ın aradığı görüşme;<br />

Ali: “He geliyorum o tarafa”, Ümit: “O zaman şey Ali abi Dedeparkı geçince Vitra<br />

diye bir mağaza var orada bekliyorum”, (tape:2318)<br />

09.04.2011 günü saat:22.15’de İ.Y.Ekşioğlu’nu Ali Kıratlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:3056);<br />

Ali:“…Başkan o Alex’in formalarını şimdi veriyorum senin bayiye malzemeciden<br />

aldım,…sana bi teşekkür ettireyim mi”, İlhan:“…B AŞIMIZA ŞEY ALMAYALIM BOŞVER”,<br />

Ali: “…Veriyorum ben ona formasını çünkü geldi,…ben onu da söylüyorum senin teşekkürlerini,<br />

…ÖBÜRLERİNE PAZARTESİ VERECEK DİYEYİM başkan”,<br />

Sanık Ali Kıratlı, şike parasını Ümit Karan’a verdiğini İlhan Ekşioğlu’na haber<br />

vermektedir.<br />

11.04.2011 günü saat:15.58’de Ali Kıratlı’nın, İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2328);<br />

Ali: “Geç saatte buluşsak olur mu”, İlhan : “AL ONU GEL BANA GEÇ SAATTE<br />

İSTERSEN… daha iyi değil mi…kaç geç saat mesela”, Ali: “10,11”, İlhan: “SÜPER BEN<br />

SİZİ BEKLEYİM İSTERSEN EVDE”, Ali: “Sen bizi evde bekle”,<br />

11.04.2011 günü saat:16.02’de Ali Kıratlı’nın, İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2329);<br />

tamam”,<br />

Ali:“11 gibi sendeyim 10 buçukta onu alacağım...eve gelirim ben”, İlhan:“Süper<br />

11.04.2011 günü saat:23.06’da Ali Kıratlı’nın, İ.Ekşioğlu’na gönderdiği<br />

mesajda(tape:2331);<br />

“ıdaym” yazdığı,<br />

294/678


11-12.04.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanaklarına göre (Kls:28, Dizi:311-319 arası)<br />

Güvenlik görevlilerce aynı gün saat:22.30 sıralarında İ.Y. Ekşioğlu’nun evinin çevresine<br />

geçilerek fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı, saat:23.10’da İ.Y.Ekşioğlu’nun evinin<br />

bulunduğu yere Ali Kıratlı’nın kullandığı 34 UGZ 79 siyah BMW marka aracın geldiği,<br />

aracın ön sağ koltuğunda Bülent Uygun’un oturduğu, saat:00.10’da Bülent Uygun’a ait 34<br />

BLT 77 plakalı beyaz Land Rover marka aracın Mecnun Otyakmaz’ın ofisinin önünde park<br />

halinde olduğu, saat:00.42’de; içerisinde Ali Kıratlı ve Bülent Uygun’un bulunduğu 34 UGZ 79<br />

plakalı aracın 34 BLT 77 plakalı aracın yanına geldiği, Bülent Uygun’un araçtan inerek 34<br />

BLT 77 plakalı araca bindiği ve her iki aracında art arda ayrıldığı anlaşılmıştır.<br />

Söz konusu Eskişehirspor - Fenerbahçe müsabakasında, iletişim tutanaklarında<br />

adları geçen sanıklar tarafından şike fiilinin gerçekleştirildiği sabittir.<br />

6222 SAYILI YASA SONRASI ŞİKE VE TEŞVİK SUÇLARI :<br />

11.05.2011 TARİHİNDE BEŞİKTAŞ-İBB SPOR ARASINDA OYNANAN 49.<br />

ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI FİNALİNDE ŞİKE YAPILMASI<br />

Spor kulüpleri açısından, kendi ülkelerinde şampiyon olmalarının yanı sıra gerek<br />

maddi gelir, gerekse prestij yönünden Avrupa liglerine katılmalarının da önem arz ettiği, 2011-<br />

2012 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde 2, UEFA Ligi'nde 3 olmak üzere, Avrupa Kupalarında<br />

ülkemizi toplam 5 takımın temsil edeceği, UEFA Ligi'ne Ziraat Türkiye Kupasını kazanan ve ligi<br />

3. ve 4. sırada bitiren takımların katılacağı, Süper Lig'in 2010-2011 sezonuna bakıldığında; ligin<br />

34 haftalık maratondan oluştuğu, 32. hafta karşılaşmaları sonunda Fenerbahçe'nin 76 puanla lig<br />

birincisi olduğu, Beşiktaş ve Kayserispor'un 50 puanda olduğu, Beşiktaş'ın averaj üstünlüğü ile<br />

ligin 5. sırasında yer aldığı, oluşan bu tabloya göre, ligin son 2 hafta maçlarında Beşiktaş'ın puan<br />

kaybetmesi halinde Avrupa Kupalarına katılamama durumunun ortaya çıktığı, bu sebeple Ziraat<br />

Türkiye Kupası'nı alarak UEFA Ligi'ne gitmeyi garantilemek istediği,<br />

11.05.2011 günü Kayseri’de Beşiktaş-İBB Spor futbol takımları arasında 49. Ziraat<br />

Türkiye Kupası final karşılaşmasının oynanacağı, karşılaşmadan hemen önce mayıs ayının<br />

başlarında, sanıklar Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu'nun, Yusuf Turanlı ile irtibata geçtikleri ve<br />

İBB Spor futbolcuları İbrahim Akın ve İskender Alın'a Beşiktaş yönetiminin transfer teklifini<br />

iletmesini istedikleri, bunun üzerine Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'ı ve İskender Alın'ı arayarak<br />

Beşiktaş'ın transfer teklifini ilettiği, her iki futbolcunun da bu teklifi kabul ettiği ve transfer ile<br />

ilgili şartları takip etmesi için Yusuf Turanlı'ya yetki verdikleri,<br />

Bu bağlamda sanıkların, şike anlaşmasının varlığına işaret eden iletişim tespit<br />

tutanaklarına bakıldığında;<br />

04.05.2011 günü saat:14.20’de Yusuf Turanlı'yı, Tayfur Havutçu'nun aradığı<br />

görüşme(tape:3372);<br />

Yusuf: "Daha aramadılar bizi şey", Tayfur: "Şimdi burdaydılar çıktılar 5 dakika önce,<br />

bunun bi yerden uzaktan akrabası çıkmış herhalde Kemal, babasına bir şey göndermişler<br />

herhalde, sen nasıl istiyorsan biz şimdi bak bu yani bu Akın ile İskender’i, ben söyledim şimdi,<br />

onu kesinlikle şey yapmak istiyorlar ikisini", Yusuf: "Almak istiyorlar", Tayfur: "Kesin yani<br />

hani, şimdi bu maçla falan alakası yok yani onun için, İbrahim Akın’ı ben istiyorum çünkü<br />

yani", Yusuf: "İbrahim Akın ile İskender’in benim olduğunu bütün Türkiye biliyor, çocuklar<br />

hemen gelmek istiyor hocam hiçbir sıkıntı yok yani, İskender şuan senin yanında yani o derece”,<br />

Sanık Serdal Adalı duruşmadaki savunmasında; “Mart ayı sonlarında teknik<br />

direktörümüz Tayfur HAVUTÇU ile yaptığımız görüşmede, futbol takımımızda tüm futbolcu<br />

eksiklerimizin çıkarılması ve yeni sezonda istediği futbolcuları bize bildirmesinin futbol<br />

komitesi olarak beraber çalıştığım Cengiz Zülfikaroğlu ile ilettik. Sonraki hafta başı Ümraniye<br />

295/678


tesislerinde yaptığımız toplantıda içinde İbrahim AKIN, İskender ALIN'ın da olduğu on bir ,<br />

on iki futbolcunun isimlerini, Tayfur hocanın bize verdiği listeden belirledik” şeklide beyanda<br />

bulunmuştur.<br />

Sanık Tayfur Havutçu ise Yusuf Turanlı ile arasındaki yukarıdaki görüşmeye ilişkin<br />

olarak duruşmadaki savunmasında; “bu görüşmede İbrahim Akın'ın transferini bizzat şahsımın<br />

istemesi üzerine transfer komitesinin İbrahim Akın'ı transfer etmek istediğini iletiyorum”<br />

demektedir.<br />

Sanık Tayfur savunmasında İbrahim Akın’ın transferini bizzat kendisinin istediğini<br />

söylerken, İskender Alın’ı ise kulübün istediğini söylemektedir. Serdal Adalı ise savunmasında,<br />

her iki futbolcunun da teknik direktör Tayfur tarafından verilen transfer listesinden seçildiğini<br />

beyan etmektedir. Bu durum dahi başlı başına göstermektedir ki, esas amaç her iki futbolcunun<br />

transferi değil, kupa finali öncesinde transferler edilecekleri bahanesiyle şike yapmaktır.<br />

Serdal Adalı savunmasında bu isimlerin belirlendiği dönemde henüz kupada<br />

karşılaşacaklarının bile belli olmadığını söylemektedir. Bu savunmanın bir an için gerçek olduğu<br />

varsayılsa dahi ilginç olan iki ay bekleyip tam da kupa finali öncesinde bu isimlerin transfer<br />

edilmeye çalışılmasıdır. Bir başka ilginç olan yön de, final sonrasında her nedense bu transfer<br />

etme arzusu birden yok olmuş adı geçen futbolcular aranıp sorulmamıştır.<br />

Nitekim suç tarihinde Beşiktaş Kulübü Başkanı olan Yıldırım Demirören gerek<br />

Cumhuriyet Savcılığı ifadesinde (KLS 66 dizi 347) ve gerekse Mahkememiz’de tanık olarak<br />

alınan beyanında; kupa maçı öncesinde İbrahim Akın ve İskender Alın’a transfer teklifinden<br />

haberdar olmadığını, İbrahim Akın’ın kulüpten at yarışları ve kumar merakı nedeniyle kendi<br />

döneminde gönderildiğini, eğer transfer komitesi ile görüşüp anlaşsa bile kesinlikle<br />

almayacağını, kendi gönderdiği futbolcuyu aynı şartlarda geri almasının hiçbir anlamının<br />

olmayacağını, ne Serdar Adayı’nın ne de Tayfur Havutçu’nun bu düşüncelerinden kendisine<br />

bahsetmediklerini beyan etmiştir. Kulüp başkanın bu ifadesi de, sanıkların gerçek arzularının<br />

transfer olmadığının en açık delilidir.<br />

Sanık İskender’e Cumhuriyet Savcılığında müdafii huzurunda, “yıl içerisinde toplam<br />

4-5 maç 90 dakika oynayabilen, 10-12 maç ilk 11 de sahaya çıkabilen bir futbolcuyu<br />

Beşiktaş'ın transfer etme teklifinin futbol dünyasında normal bir durum olup olmadığı, yıl<br />

içerisinde gösterdiği performansı nedeniyle kulübün bu yündeki transfer teklifinin üstelik kupa<br />

maçından önceki hafta kendisine iletilmesinin iyi niyetli olup olmadığı” şeklide soru<br />

yöneltildiğinde verdiği cevap “Ben teklif ilk gelince inşallah dedim. Normal şartlarda benim<br />

performanslıdaki birini o yıl beşiktaş'm transfer etmesi, transferi düşünmesi uygun<br />

değildir. Yıl içerisindeki performansım bu kadar üst düzeyde değildi. Hem transfer<br />

teklifine inanmadım. Hem de sevindim. Ayrıca aldığım paranın iki katı teklif edildi. 850 bin<br />

TL alıyordum. Bana 1 milyon 500 bin teklif edildi. Yusuf Turanlı bana bir iki kez artık<br />

Beşiktaş'a gideceksin, kupa maçında fazla sıkma, relaks ol tarzında bir şeyler söyledi.<br />

Ayrıca seneye Beşiktaş'ta oynayacağımı, Beşiktaş kupayı alamasa Avrupa'da<br />

oynamayacağımı söyledi. Bana okuduğunuz görüşmeler doğrudur” olmuştur. Görülmektedir<br />

ki sanık İskender dahi kendisine Yusuf Turanlı tarafından iletilen Beşiktaş’ın transfer teklifine<br />

inanmamaktadır.<br />

Şu hale göre İBB Spor futbolcuları sanıklar İbrahim Akın ve İskender alın ile kurulan<br />

irtibatın transfer amaçlı olmadığı, transfer vaadiyle şikeye yönelik olduğu izahtan varestedir.<br />

04.05.2011 günü saat:14.26’da Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3117),:<br />

Yusuf "Hoca aradı beni, Tayfur, ismini de, saat önce yönetime söylemiş bu adamı<br />

kesinlikle istiyorum diye, çocuklarla konuş dedi fikirleri ne dedi ben yalandan arıyorum seni<br />

296/678


tamam mı, sakın dedi bu maçla alakalı falan değil sakın dedi kimsenin aklına öyle bir şey<br />

gelmesin dedi", İskender: "Şartları uygun olursa gideriz", Yusuf: "Aynen öyle şimdi benim<br />

telefonumu verecek akşam çünkü bu konularla ilgili, ona göre şey yapacağız yani tamam mı"<br />

Sanık Yusuf, Tayfur’dan aldığı sözde transfer etme arzusunu hemen İskender’e<br />

iletmekte, üstelik Tayfur’un İskender’i kendisinin istediğini bildirmemesine karşın bu konuda da<br />

İskender’i ikna etmek adına gerçeği söylememektedir.<br />

Bu görüşmenin hemen ardından da saat:14.28’de Yusuf Turanlı’nın İbrahim Akın’ı,<br />

aradığı görüşme(tape:3527):<br />

Yusuf: “Hoca aradı beni Tayfur hoca, yönetimle konuşmuş, seninle İskender’in ismini<br />

vermiş, kesinlikle istiyorum diye tamam mı, yönetimde sen istiyorsan alacağız o zaman demiş<br />

yalnız dedi sakın dedi ben dedi bu maçla alakalı falan filan dedi aramıyorum benim dedi tarzımı<br />

biliyorsun biz seninle bu konuyu daha önceden konuşmuştuk dedi yani anladın mı sakın dedi<br />

öyle bir şey aklınıza gelmesin dedi, ne düşünürler dedi gelmekle ilgili bende sana bi sorayım<br />

dedim yani herhalde şartlar oluşursa her türlü geliriz yani doğru mu”, İbrahim: “Sen biliyorsun<br />

Beşiktaş’a yani yarım kalan bir şeyim var dedim ya sana”, Yusuf: “Okey söylüyorum ben o<br />

zaman”,<br />

04.05.2011 günü saat:15.59’da İbrahim Akın’ın, Ö.’i aradığı görüşme(tape:3528):<br />

İbrahim: “Beşiktaş’a döneceğiz galiba geri, istiyorlar bugün haber geldi”, Ö.: “Dön<br />

artık yuvaya Beşiktaş”, İbrahim: “Bine final maçı var ya şimdi”, Ö.: “Bir çakarsan gol, iyi<br />

motive olursan iyi konsantre olursan valla”, İbrahim: “Bir de tam tersi şimdi işte o var karışacak<br />

ortalık”,<br />

06.05.2011 günü saat:20.18’de Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3385);<br />

"Tek gelkı baska bıseyde konusmam lazım senle" yazdığı,<br />

06.05.2011 günü saat:20.20’de Yusuf Turanlı'yı, Ahmet Ateş'in aradığı görüşme:<br />

(tape:3386)<br />

Ahmet: "Ahmet ben Beşiktaş kulübünden, Bursa’dayız İbo aradımı seni abi", Yusuf:<br />

"Söyledi bana arayacak seni diye", Ahmet: "Yarın işin yoksa bir Bursa tarafına gelmen mümkün<br />

mü, yakınlaşınca ararsın beni ama 2’de burada olursan birde yalnız geleceksin abi", Yusuf:<br />

"Tamam tamam okey".<br />

06.05.2011 günü saat:20.23’de Yusuf Turanlı'ya, İbrahim Akın'ın gönderdiği mesajda,<br />

(tape:3387);<br />

"10 gibi transfermi" yazdığı<br />

06.05.2011 günü saat:20.24’de Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3388);<br />

"Evet onemlı dıorum valla:)" yazdığı,<br />

06.05.2011 günü saat:20.27’de Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3389);<br />

"Tamam olsun onla gel bıgcefe gecerız beraber 2 dakka konusuruz" yazdığı,<br />

06.05.2011 günü saat:20.28’de Y.Turanlı'nın, İ.Akın'a gönderdiği mesajda (tape:3390);<br />

"Ok beklıom cok onemlı cunku:)" yazdığı,<br />

06.05.2011 günü saat:21.05’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'ı aradığı görüşme<br />

(tape:3391):<br />

297/678


Yusuf: "Ben yarın Bursa’ya gidiyorum, beni çağırdılar, Beşiktaş maçları orada ya<br />

yarın, 2’de otele çağırdılar beni", İskender:"Haydi hayırlısı abi ya inşallah iyi", Yusuf:"Yetkilerin<br />

bende doğrumudur", İskender: "Doğrudur her zaman her yerde", Yusuf: "Yarın oradayım 2’de<br />

görüşmeye gidiyorum".<br />

07.05.2011 günü saat:23.47’de İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı'yı aradığı görüşme:<br />

İbrahim: "Bi at ismi ögrendim de, Adalı’nın üstüneymiş bir at ismi", Yusuf: "Ya<br />

tahmini kaç para ederki o at", İbrahim: " 200 milyardan aşağı etmez abi, ne dedi ki", Yusuf:<br />

"Birşey demedi yarın bir çay kahve içeriz ya ben söylerim ya", İbrahim: "Şeyle ilgili bir<br />

problem yok ama demi o çarşamba ile ilgili, hani birşey söylemiyorlar demi", Yusuf: "Ya diyor<br />

ki şu bi gidelim Avrupa’ya diyor beraber gidelim diyor", İbrahim: "Ama işte yani düşünsene<br />

Apo ya o kadar emek vermiş demi", Yusuf: "Apo mutlu be abicim finalde o yarı finale<br />

çıktığına mutlu ya, o kendi söyledi zaten”, (tape:3536)<br />

İbrahim Akın, yapılan bu teklifin başta transfer amaçlı olmasını istediği için “şeyle<br />

ilgili bir problem yok ama demi o çarşamba ile ilgili, hani bir şey söylemiyorlar demi” diye<br />

sormaktadır. Zira “Çarşamba” günü Beşiktaş ile kupa finali oynanacaktır. Yusuf Turanlı, teklifin<br />

gerçek amacını ilk kez burada “ya diyor ki şu bi gidelim Avrupa’ya diyor beraber gidelim diyor”<br />

sözleriyle dile getirmektedir. Avrupa’ya Beşiktaş ile beraber gitmek demek, İBB Spor’un<br />

yenilmesi, sanıkların da bu sonuç için çaba sarf etmeleri demektir. Bu söz üzerine İbrahim Akın,<br />

takım antrenörü Abdullah Avcı’yı kastederek “Ama işte yani düşünsene Apo ya o kadar emek<br />

vermiş demi” demek suretiyle, bu tavrın (şikenin) hocasının emeğine saygısızlık olacağını<br />

belirtmektedir. Ancak Yusuf, sırf İbrahim’i ikna etmek adına gerçekte böyle bir şey olmadığı<br />

halde, bugün itibariyle Türk Milli Futbol Takımı antrenörü olma onuruna erişen Abdullah<br />

Avcı’ya kendince hedef belirlemekte, finale çıkmaktan mutlu olduğunu, bizzat kendisine<br />

söylediğini iletmektedir.<br />

09.05.2011 günü saat:12.46’da İbrahim Akın’ın , Yusuf Turanlı'yı aradığı<br />

görüşme(tape:3538):<br />

Yusuf: "Şey akşam üzeri buluşacam şeylerle tamam mı, Soder One, işte yani o bize<br />

lazım doğru mu", İbrahim: "Tamam, evet", Yusuf: "Tamam haber verecem sana”,<br />

Yusuf Turanlı bu görüşmede, Serdar Adalı ile buluşacağını İbrahim akın’a iletmektedir.<br />

Ancak Serdar Adalı ismini açıkça söylememekte, sahibi olduğu atın adını söyleyerek (Soder<br />

One) şifreli konuşmaktadır.<br />

09.05.2011 günü saat:13.05’de Yusuf Turanlı'yı, Tayfur Havutçu'nun aradığı<br />

görüşme(tape:3398):<br />

Yusuf: "Belediye aradım bugün şimdi havalimanındalarmış erken gidiyorlar, sen şu<br />

Ahmet’e bir söylesen de hocam şu şeyle bir bugün buluştursa beni ya bir şey konuşmam lazım,<br />

şeyle Adalıyla falan yani", Tayfur: "Tamam tamam”,<br />

09.05.2011 günü saat:15.40’da Yusuf Turanlı'nın, Ahmet Ateş'in aradığı<br />

görüşme(tape:3401):<br />

Ahmet: "Abi neredesiniz siz", Yusuf: "Birinci Boğaz Köprüsüne doğru yaklaşıyorum",<br />

Ahmet: "Peki ne taraf uygun", Yusuf: "Bana her yer uygun ya", Ahmet. "Onlar şuan gazetede<br />

Milliyet gazetesindeler, yani güvenli kimsenin görmeyeceği bir yerde görüşelim diyorlar", Yusuf:<br />

"Kimse yok yani he ben tekim zaten", Ahmet: "Tamam dur bir arayayım",<br />

09.05.2011 günü saat:15.42’de Yusuf Turanlı’ya Ahmet Ateş’in gönderdiği mesajda<br />

(tape:3864);<br />

298/678


“Abı bana onlar atcı gelıcek dedılerde ıst donunce gorusecegız dıye yanlıslık yok<br />

dımı” yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:15.47’de Yusuf Turanlı'nın, Serdal Adalı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3402):<br />

Serdal: "Kaçta o arkadaşın uçağı ya", Yusuf: "Gittiler başkanım, ama bilgi bende yani<br />

bir görüşürsem", Serdal: "E nereye geçelim", Yusuf: "Ben Etiler tarafındayım istediğiniz yere<br />

gelirim", Serdal: "Buradan çıkayım seni arayayım",<br />

Yusuf Turanlı, sanık Serdal Adalı ile görüşmeye gitmeden önce, sanıklar İbrahim Akın<br />

ve İskender Alın’a gönderdiği mesajlar ile müsabakada rahat olmalarını ve kupayı almak için<br />

mücadele etmemelerini istemektedir.<br />

Bu bağlamda;<br />

09.05.2011 günü saat:15.49’da Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın’a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3539);<br />

"soder one olayına ok dımı. ok olursa sorun yok yane:)" yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:15.52’de Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın’a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3540);<br />

"sıkmıcan ıste ya relax:) zaten adamlar kesın alcaz dıolar:)" yazdığı,<br />

Yusuf Turanlı, İbrahim Akın’a gönderdiği bu mesajda “sıkmıcan işte relax” diyerek,<br />

Beşiktaş ile oynayacakları kupa finalinde kazanmak için oynamamasını, rahat olmasını<br />

istemekte, zira kesin olarak transfer edeceklerini iletmekte.<br />

09.05.2011 günü saat:15.57’de Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın’a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3541);<br />

"fınal bıle buyuk olay zaten:) gerek yok bence rahat olman lazım:)" yazdığı,<br />

Yusuf Turanlı, söz konusu mesaj ile İBB Spor adına finalin bile büyük olay olduğunu,<br />

ancak kupayı Beşiktaş’ın alması gerektiğini çünkü İbrahim’in oraya transfer olacağını<br />

söylemektedir.<br />

09.05.2011 günü saat:15.58’de Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3404);<br />

"ben bırazdan bulusucam onlarla cunku:) ya yenı klubumuz kırmayalım<br />

onlarıda cunku gelecegımız:) hahahahaha" yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:16.05’de Yusuf Turanlı'nın, İbrahim Akın’a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3542);<br />

" bıze Adalı lazım gerısı yalan:) " yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:16.10’da Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3405);<br />

"ok dımı relax ve rahatsın macta:) gerek yok yenı yer onemlı bızım ıcın oralar<br />

gerıde kaldı:)" yazdığı,<br />

Yusuf Turanlı, yukarıda İbrahim Akın’a gönderdiği mesajın benzerini İskender Alın’a<br />

göndermiş ve Beşiktaş ile oynayacakları kupa finalinde kazanmak için oynamamasını, rahat<br />

olmasını istemekte, İBB Spor takımının geride kaldığını önemli olanın yeni takımı Beşiktaş<br />

olduğunu söylemektedir.<br />

09.05.2011 günü saat:16.14’de İskender Alın'ın Yusuf Turanlı'ya, gönderdiği<br />

mesajda(tape:3406);<br />

"oyle bisey yok:)) garanti yaparim ben isimi:))" yazdığı,<br />

299/678


09.05.2011 günü saat:16.18’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3407);<br />

"yaaaa yapma yaaa:) :) ya adamlar gelcek sımdı yanıma konusmaya ben rahat<br />

olun dıcem:) ya garantı dıolar yaa yenı takım hocamız kırmayalım" yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:16.20’de İskender Alın'ın,Yusuf Turanlı'ya gönderdiği mesajda;<br />

"abi hocanin kalcagi ne malum kesin bisey yok ki garantide diil sadece bi laf var<br />

ortada soz var okdr persembe gunu vazgectik almioruzda diebilirler:)))" yazdığı,<br />

(tape:3408)<br />

Sanık İskender, Yusuf Turanlı’nın kupa finalinde iyi oynamamasını isteyen bu<br />

mesajlarına karşılık, Tayfur Havutçu’nun takımın başında kalacağının garanti olmadığını,<br />

transfer edeceklerinin de kesin olmayıp ortada sadece bir sözün olduğunu söyleyerek olaya<br />

temkinli yaklaşmaktadır.<br />

09.05.2011 günü saat:16.21’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği mesajda;<br />

"hayır ya hoca kesın kesın kalıo sıkıntı yok:) adamlar yemın edıo aldık dıe ya<br />

garantı hıc sıkıntı yok yane:) bana guvensene ya sen:)" yazdığı, (tape:3409)<br />

Yusuf ise İskender’in bu mesajına karşılık yukarıda gönderdiği mesajda, Tayfur<br />

Havutçu’nun kesin kalacağını, transfer edeceklerine dair yemin ettiklerini, kendisine<br />

güvenmesini söylemektedir.<br />

09.05.2011 günü saat:16.30’de Yusuf Turanlı'ya, İskender Alın'ın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3410);<br />

"sana guvenirim abi herzamn ama ben rahat diilim solim sen raht konus abi yaa<br />

sakatligi var oynamayabilir desene:)) arif ole dedi ztn:)" yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:16.35’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3411);<br />

":) tamam ben rahat konusuorum sakatlıgı var dıom eger oynarsada rahat olun<br />

dıom ok mı:)" yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:16.43’de İskender Alın'ın, Yusuf Turanlı'ya gönderdiği<br />

mesajda(tape:3412);<br />

"ikinci rahatta bi sikinti olabilir:)beni biliosn abi kolay kolay guvenmembi golden<br />

bisey olmaz yaaa:))))" yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:16.47’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3413);<br />

tamam ok ole solıyım golu atar dıyım:) :) sorcaklar cunku bana sımdı:) :)"<br />

yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:16.51’de Yusuf Turanlı'ya, İskender Alın'ın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3414);<br />

"yaniiii:))para lazim mecbur atcam:))" yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:16.51’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3415);<br />

"ne kadar lazım sole:)" yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:16.57’de İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı'ya gönderdiği<br />

mesajda(tape:3543);<br />

"abi dusundum :) sen mactan sonra konus onlarla" yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:17.08’de Yusuf Turanlı'ya, Ahmet Ateş'in gönderdiği<br />

mesajda(tape:3416);<br />

"abı ofıste beklıyolaar senı" yazdığı,<br />

300/678


Sanık Ahmet Ateş; Yusuf’a, Serdal Adalı’nın ofiste kendisini beklediğini iletmekte<br />

aşağıdaki görüşme ile de Adalı Holding’in yerini tarif etmektedir.<br />

09.05.2011 günü saat:17.09’da Yusuf Turanlı'nın, Ahmet Ateş'e gönderdiği<br />

mesajda(tape:3417);<br />

"okk" yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:17.14’de İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı'yı aradığı<br />

görüşme(tape:3544):<br />

Yusuf: "Abim Kıbrıs’taki senedi aldı yırttı", İbrahim: "Sezon sonu ben şu maç bitsin<br />

ondan sonra tamam ya", Yusuf: "Ha biz bittik zaten ya sen neyi biz anlaştık bitti yani sen rahat ol<br />

yani", İbrahim: "Bu maçtan sonra abi hiç işimiz olmaz ya", Yusuf: "O kulübe adam verirsem<br />

de ...ya sende biliyorsun beni valla biraz açık kapı bırakayım ya", İbrahim: "Biraz bırakta yani<br />

maçla ilgili birşey söyleme abi yani istiyor ama bu maç için yani çok sıktılar de yani sadece<br />

bunu bekliyorlardı de kusura bakmasınlar de", Yusuf: "Hafiften morelleri bozulmasın ya",<br />

İbrahim: "O zaman çok az bırak abi çünkü yani kupayı alacaz yani öyle gözüküyor", Yusuf:<br />

"Baktın iş terse döndü sensiz sende ona göre hareket onu söylemek istiyorum, akıllı olalım diye<br />

söylüyorum", İbrahim: "Anladım, anladın tamam", Yusuf: "Söyleyim mi Sedo one iyiymiş diye<br />

anlar o", İbrahim: "Bir tane atın iyiymiş de ismini verme ama", Yusuf: "O da o diyecek bana<br />

hemen zaten onundur diyecek", İbrahim: "Ben sana diyorum ki bu kupayı al bak neler oluyor<br />

seyret", Yusuf: "Ya almayalım öbür türlü daha güzel ya boşver", İbrahim: "O gün için bir şey<br />

söyleyemeyecem Yusuf abi sana, yani atmosfer önemli biyor musun o an ne olacağını biliyor<br />

musun", Yusuf: "Biraz rahatlat bi hafif, kimi oynatıyor İbo senden başka Tom", İbrahim: "Tom,<br />

Holosko,ya aynı ya kadro", Yusuf: "Tam bomba o zaman”,<br />

Sanık İbrahim’in bu görüşmede, ikilem yaşadığı, İBB Spor’da oynayan futbolcu<br />

arkadaşlarının ve hocasının emeklerini boşa çıkarmak istemediği görülmektedir.<br />

09.05.2011 günü saat:17.19’da İbrahim Akın’ın, Fahri Tatan'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3545):<br />

İbrahim: "Beşiktaş da istiyor beni, dünya para istedim, Yusuf abi menajerim ya benim,<br />

şimdi görüşmede şuan", Fahri: "Senin bonservisin senin sözleşmen devam ediyor", İbrahim:<br />

"Serdal Adalı bana at verdi biliyor musun bir tane, işte Beşiktaş’a gideyim diye, alacağım işte<br />

atların hangisinin iyi olduğunu öğrendim Sedo one diye bir tane atı varmış çok iyi, onu alacağım<br />

ondan, maç bitince anlaşıyoruz", Fahri: "Dönüyorsun Beşiktaş’a”,<br />

09.05.2011 günü saat:17.25’de Yusuf Turanlı'yı, Ahmet Ateş'in aradığı<br />

görüşme(tape:3418):<br />

Yusuf: "Şişli şeyinin karşısında kalıyor o zaman değil mi, oraya Kuveyt Türk var",<br />

Ahmet. "Oraya gelme oradan sağdan gir abi aradan hemen, o bak o galerilere gelmeden ilk<br />

sağdan gir abi, dümdüz aşağı doğru gidiyorsun hiç bir yere sapmadan ikinci sağdan Adalı<br />

Holding diye yazıyor", Yusuf: "Tamam oldu abi”,<br />

09.05.2011 günü saat:18.05’de İbrahim Akın’a, Yusuf Turanlı'nın gönderdiği mesajda;<br />

"2 mılyon euro vercekler.1 mılyon euro garantı mac bası felan 2 mıluon euro<br />

olcak herturlu verıcem dıo:)"yazdığı, (tape:3546)<br />

09.05.2011 günü saat:18.12’de İbrahim Akın’a, Y. Turanlı'nın gönderdiği mesajda<br />

(tape:3547):<br />

"kesınlıkle evet dıorum hayırlı olsun dıolar:)hersey super. Adalı benım oglum<br />

dıo:)" yazdığı,<br />

301/678


09.05.2011 günü saat:18.21’de İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı'ya gönderdiği<br />

mesajda(tape:3548);<br />

" am abi slm sole :)" yazdığı,<br />

09.05.2011 günü saat:19.22’de Yusuf Turanlı'nın, Tayfur Havutçu'yu aradığı<br />

görüşme(tape:3419):<br />

Yusuf: "Bende şeylerle biraz kahve çay içtik, yine görüştüm he, tamamdır yani, herşey<br />

yolunda rahat ol", Tayfur: "Hayırlısı kardeş", Yusuf: "Çarşamba sababı ben arabayla gideceğim<br />

hocam, kalabalık gideceğiz”,<br />

Sanık Yusuf; Tayfur Havutçu’ya, Serdal Adalı ile görüştüğünü, her şeyin yolunda<br />

olduğunu, rahat olmasını söylemektedir.<br />

09.05.2011 günü saat:20.27’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3420):<br />

Yusuf: "Şişko…anlaştım…totel 1 buçuk trilyon tamam mı, tamam yani bitti yani",<br />

İskender: "Tamam tamam İbo, İbo’da tamam dedi benimki", Yusuf: "Holosko’yu<br />

oynatmıyorlarmış", İskender: "Evet ben oynuyorum, senin için son bir resital yapacağım",<br />

Yusuf: "Ya senin kalıbını si..eyim ben ya (gülerek)" İskender: "Herşey senin senin için Yusuf<br />

abi (gülerek)", Yusuf: "Aynen aynen dikkatli ol ama", İskender: "Sakatlanmam merak etme abi,<br />

ne zaman şey yapacaklarmış", Yusuf: "Önümüzdeki çarşamba perşembe hemen şey yapacaklar<br />

isteyecekler”,<br />

Yusuf Turanlı; İskender Alın’a, transferi konusunda Beşiktaş ile anlaştığını, toplamda 1<br />

buçuk trilyon alacağını söylemektedir. Sanık İskender bunun üzerine gülerek “senin için son bir<br />

resital yapacağım” sözü ile iyi bir performans sergileyeceğini söylemekte, Yusuf ise tam aksini<br />

istediği için gülerek “ya senin kalıbını si..eyim ben ya” şeklide küfrettiği görülmektedir.<br />

09.05.2011 günü saat:20.39’da Yusuf Turanlı'yı, İbrahim Akın'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3421):<br />

Yusuf: "Senin şeylere bakıyor atlara, ya diyor bu niye arap atı almış kardeşim<br />

diyor, iyi güzel yani herşey yolunda güzel", İbrahim: "Benim atı söyledin mi sen", Yusuf:<br />

"Söyledim, okey,Orhan kendini ismini vermiş, Sedo", İbrahim: "Sedo One ne ki", Yusuf:<br />

"Öyle gülüyor vay kurnaz diyor vay, benim diyor en iyi en iyilerinden biri o diyor, feda<br />

olsun diyor", İbrahim: "Nasıl alacaklar ki Yusuf abi beni bizim hoca şey oldu galiba biraz<br />

çaktı, sorup duruyor bugün neşelisin deyip duruyor bana", Yusuf: "Önümüzdeki hafta<br />

arayıp söyleyecekler", İbrahim: "Şey Yusuf abi Kupayı alırsak ne olacak", Yusuf: "Seninle<br />

bir alakası olmasın önemi yok yani anladın mı", İbrahim: "Ulan pas o hep o şey yapacağız o<br />

zaman pas mas yapacağız", Yusuf: "Yani artık sen bilirsin işini ya, sen ayarlarsın bunu<br />

akıllı şekilde, hareket edersin ya"<br />

İbrahim Akın bu görüşmede Yusuf Turanlı’ya, antrenörünün durumdan şüphelendiğini,<br />

kupayı almaları durumunda kendisini yine transfer edip etmeyeceklerini sormakta, Yusuf da,<br />

kupanın alınmasında kendisinin bir katkısı olmadığı sürece sorun olmadığını, ancak akıllı<br />

hareket etmesini iletirken, İbrahim de bunun üzerine “pas o hep o şey yapacağız o zaman pas<br />

mas yapacağız” diyerek sonuca giden bir hareket yapmayacağını söylemektedir. Bu görüşme,<br />

sanık İbrahim’in, Beşiktaş’a transfer olma karşılığında kupa finalinde takımı adına istenilen<br />

performansı göstermeyeceği noktasında şike teklifini kabul ettiğini göstermektedir.<br />

10.05.2011 günü saat:13.01’de Yusuf Turanlı'yı, İskender Alın'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3549):<br />

Yusuf: "Hayırlı olsun dedik hayırlı olsun", İskender: "Sağ ol abi teşekkür ederim",<br />

Yusuf: "Bak daha arama beni niye arıyorsun maçtan önce benim moralimi şey yapıyorsun",<br />

302/678


İskender: "İnönü’deki maçı nasıl izlemişsin aynı öyle bir maç izleyeceksin, puroyu yak karışma<br />

gerisine", Yusuf: " (gülüyor) Biz beraber yakarız puroyu rahat ol sen, şeyde kimi oynatıyor<br />

stoperler", İskender: "Metin ile Can oynar ya" Yusuf: "Kaleye yine Hasagic’i aldı", İskender:<br />

"Tabiki de", Yusuf: "Konuştum, ben", İskender: "Tamam abi hiç merak etme, izleteceğim sana”,<br />

11.05.2011 günü saat:00.21’de İbrahim Akın’ın, Y. Turanlı'yı aradığı<br />

görüşme(tape:3549);<br />

YUSUF TURANLI : Alo<br />

İBRAHİM AKIN : Yusuf abi ne yapıyorsun<br />

Y.T : İyi canım sen<br />

İ.A : Neredesin<br />

Y.T : Evde<br />

İ.A : Ne zaman geliyorsun sen<br />

Y.T : Sabah çıkıyorum<br />

İ.A : Valla<br />

Y.T : He<br />

İ.A : Kaç saat sürüyor oradan<br />

Y.T : Valla 6 saat falan diyorlar da öyle yavaş yavaş geleceğiz biz ya kahvaltı edip<br />

falan, sen ne yapıyorsun<br />

İ.A : Abi bende şimdi başkanın yanından çıktım ya<br />

Y.T : Ne diyor<br />

İ.A : ... valla<br />

Y.T : Ne diyor<br />

İ.A : Valla abi neler söylemiyor ki a..ına koyayım<br />

Y.T : Mesela<br />

İ.A : A..ına koyduğumun oğlu abi çıkacağız yapacak bir şey yok ya konuştuk yani<br />

şimdi birde ne diyorsun biliyor musun maçı alırsam diyor<br />

Y.T : Ne diyor<br />

İ.A : Pirim vereceğim sana diyor aramızda kalsın da yani ... diyor yani bu kadar<br />

geldik şey yaptık bayağı bayağı söylüyor abi şey yani Yusuf abi oynayacağım yani söyleyeyim<br />

sana da onu söyleyeyim dedim ya<br />

Y.T : Valla<br />

İ.A : Valla oynayacağım abi aramızdan kalsın yani sen bir şey söyleme kimseye de<br />

Y.T : Daha bu saatten sonra bir şey söyleyemem ki zaten ya<br />

İ.A : Değil mi<br />

Y.T : Öyle bir şey söyleyemem daha yani<br />

İ.A : Tamam abi<br />

Y.T : Hayır yani şey oluruz yani<br />

İ.A : Ne<br />

Y.T : Yani tamam dedik ya ondan sonra rezil oluruz adamlara<br />

İ.A : Ama tamam da abi yani yapacak bir şey yok ki burada sonuçta kupa finaline<br />

çıkıyoruz yani değil mi<br />

Y.T : Tabi canım hayır<br />

İ.A : Hiçbir garantisi yok elimizde onların da bir garantisi yok yani onlarda şeyin<br />

sonunu buluyorlar abi yani değil mi maça gelirken olur mu ister istemez insanın şeyi dağılıyor<br />

ben hocayı yarın .... biliyor musun sırf o yüzden<br />

Y.T : Biliyorum canım hayır biliyorum ben oradaydım ya öyle konuşunca tamam<br />

dedim onlarda rahatladı tamam dediler yani<br />

İ.A : Ama işte maç var abi nasıl olacak<br />

303/678


Y.T : Zaten onun için konuştuk ya onu<br />

İ.A : He işte öylede bir şey var amına koyayım anlamıyorum niye böyle yapıyorlar<br />

anlamıyorum abi ya valla bundan önce niye bitirmiyorlar değil mi<br />

Y.T : Hayır adam yemin ediyorum dedi ki sizi arayacaktık dedi ondan sonra dedi şimdi<br />

bu maç öncesi niye böyle bir şey yapıyorsunuz diye derler diye aramadık yemin ediyorum dedi<br />

İ.A : Ha<br />

Y.T : Yoksa biz kesin arayacaktık dedi yani bizim o konu da bir şeyimiz yok dedi<br />

şüphemiz de yok dedi ondan sonra yani hiçbir şekilde de yok dedi biz arayacaktık dedi<br />

önümüzde ki çarşamba perşembe dedi hani 3 - 5 gün geçsin ki dedi öyle arayıp isteyeceğiz dedi<br />

çarşamba perşembe en geç dedi arayıp dedi isteyeceğiz dedi başka bir şeklimiz yok zaten<br />

İ.A : Peki Yusuf abi biz yenersek ne olacak<br />

Y.T : Valla bilmiyorum<br />

İ.A : A..ı g..tü dağıtacak ortalık değil mi<br />

Y.T : Yani bilmiyorum ki ne olur<br />

İ.A : Hani bizden değil de yani Beşiktaş tarafından düşününce<br />

Y.T : ... yani sonuçta<br />

İ.A : Bizim tarafımızdan değil de onların tarafından yani kıyamet kopar yani<br />

Y.T : Ee öyle tabi öyle tabi<br />

İ.A : Öyle de bir şey var yani şimdi Tayfur hocanın durumu kritik Avrupa ya<br />

gidemeyecek takım aptal gibi olacak herkes öylede bir şey var<br />

Y.T : Yani<br />

İ.A : YA SEN YİNE BİR ŞEY SÖYLEME ABİ BEN BİR ŞEYLER YANİ<br />

OYNARIM BAKTIM ÇOK ŞEY YANİ BÖYLE BAKTIM ÇOK LARÇ<br />

Y.T : Öyle dedim artık<br />

İ.A : ÇOK LARÇ OLUYOR TAMAM DERİZ YANİ AMA ÖBÜR TÜRLÜ<br />

OLURSA ABİ VALLA HANİ TERS BİTEBİLİR YUSUF ABİ (Gülüyor)<br />

Y.T : Ne bileyim ben seninle konuştuktan sonra öyle dedim yoksa<br />

İ.A : Aramazlar herhalde seni maçtan sonra aramazlar herhalde seni, ararlar mı<br />

Y.T : Ya şeylerle biter benim ilişkim biter yani ondan sonra<br />

İ.A : Değil mi<br />

Y.T : Tabi canım biter yani, yani ben öyle konuşunca garanti deyince ya adamların bir<br />

sıkıntısı yok adamlar dedi ki biz dedi bunu keşke dedi 1 ay önce yapsaydık dedi<br />

İ.A : Ya<br />

Y.T : Keşke dedi orada hata bizde dedi, şimdi dedi arasak dedi yani bu o gün ilk<br />

aradıklarında bu sefer dedi bunlar dedi yanlış anlayacak dedi ortalığı karıştıracaklar dedi<br />

İ.A : Yani<br />

Y.T : Ama bizim bir sıkıntımız yok ki dedi biz şey gibi söz veriyoruz dedi yani bu<br />

kesin bitecek bu iş dedi öyle veya böyle bitecek dedi hiçbir sıkıntımız yok dedi biz kesinlikle<br />

alacağız dedi yani bitecek dedi bu iş yani anladın mı<br />

İ.A : Yenersek almayacaklar mı (Gülüyor)<br />

Y.T : HAYIR YA ONU SÖYLEMİYOR O ÖYLE BİR ŞEY YOK ÖYLE BİR ŞEY<br />

YOK KEŞKE DEDİ OYNAMASA İKİSİ DE DEDİ<br />

İ.A : Ama abiciğim<br />

Y.T : Keşke dedi<br />

İ.A : Yani şimdi benim durumum öyle bir durum ki 3,5 sene önce bunlar biliyorsun<br />

beni sattı ya Yusuf abi ya<br />

Y.T : Ya bunların alakası yok tabi bunlar yok ki<br />

İ.A : Olmaz olur mu Yusuf abi başkan vardı ya beni sat dediler ya kolay mı ya<br />

Y.T : Ya hoca diyor işte hoca diyor satıyorlar yani ha bu her yerde böyledir ya<br />

304/678


İ.A : Tamam ben seviyorum abi de ben buraya kadar Yusuf abi emek verdim şimdi<br />

neler yaptım sen gördün ya<br />

Y.T : Abi sen nasıl istiyorsan öyle yap İbo benim için fark etmez abi ben senin için<br />

yani ben senin kafanı karıştırmayayım<br />

İ.A : ... sonuçta ... yani<br />

Y.T : Yok yok kafanı karıştırmayayım oğlum ben öyle bir şeye girmem biliyorsun yani<br />

ben orada hani şeyde verdik ya adını söyle hani<br />

İ.A : Tamam abi ama final maçı bu Yusuf abi ya<br />

Y.T : Öyle<br />

İ.A : Hani öyle yapıp ta sen böyle yap da olmaz da o kurallar uyar mı abi ya<br />

Y.T : Öyle bir şey demiyor ki zaten öyle bi şey demedi yani rica ettiler anladın mı<br />

böyle böyle dediler yoksa öyle bi zorlamaları veya bir şey olmadı yani<br />

İ.A : Ha tamam o zaman<br />

Y.T : Hayır öyle senle ben konuştuktan sonra da ben orada okeyi verdim ya hani hayırlı<br />

olsun diye<br />

İ.A : He<br />

Y.T : Ondan sonrası kötü keşke orada demeseydim problem yoktu o zaman diyecektik<br />

ki böyle böyle<br />

İ.A : Hım<br />

Y.T : İsterseniz alın isterseniz almayın yani oraya getirdik lafı yani ondan sonra öyle<br />

olunca bu sefer şey olur diye yoksa baştan deseydik adını söyle siktir et hani abi yani maç bitsin<br />

atıyorum maçtan sonra konuşalım<br />

İ.A : HAYIR ŞÖYLE BİR ŞEY YAPAR MIYIZ YUSUF ABİ ŞİMDİ BEN İYİ<br />

OYNADIM 2 GOL ATTIM BİR ASİST YAPTIM ALDIK KUPAYI ONDAN SONRA SENİ<br />

ARARLAR MI<br />

Y.T : YA BENİ DAHA ARAMAZLAR ONDAN SONRA YANİ BELKİ SENİ<br />

ARARLAR SENİ ŞEY YAPARLAR ATIYORUM ALIRLAR EDERLERDE BENİM<br />

ŞEYİM GİDER ONDAN SONRA BENİM BEN TOTO OYNAMIŞ OLURUM ANLADIN<br />

MI...<br />

Ya beni daha aramazlar ondan sonra yani belki seni ararlar seni şey yaparlar atıyorum<br />

alırlar ederlerde benim şeyim gider ondan sonra benim ben toto oynamış olurum anladın mı ...<br />

İ.A : Ama sonuçta sen benim menajerimsin ne olacak<br />

Y.T : Abi olur mu ya sonuçta beni daha ondan sonra dikkate alırlar mı adamlar ben<br />

orada tamam demişim hani konuşup da<br />

İ.A : Ama ben ne yapayım yani diyeceksin abi o kadar da benim şeyim yok ki<br />

diyeceksin futbolcu sonuçta diyeceksin yanınızda konuştum dersin yani benim üstüme at abi at at<br />

Y.T : Sen nasıl biliyorsan yani<br />

İ.A : Yani ters bir şey olursa çünkü Yusuf abi ben yani 2 tane golüm var ya öğlede bir<br />

durum var anladın mı abi buradan gelecek dünya kadar pirim var Yusuf abi ben şimdi bunları<br />

nasıl çöpe atayım ya<br />

Y.T : Tamam yavrum benim sen nasıl istersen<br />

İ.A : Şeyini düşün Yusuf abi bunun finalin kupayı aldın mı seni arayacak takımları<br />

düşün yani<br />

Y.T : Tamam tamam sen hiç kafana bulandırma sen yani nasıl istiyorsan öyle yap ben<br />

uyarım sana yani benim için fark etmez<br />

İ.A : Yani Yusuf abi dünya para alacağız ya, valla bak dünya para alacağız yani<br />

Y.T : Tamam ben sana uyarım yavrum<br />

İ.A : Tamam<br />

Y.T : Yani<br />

305/678


İ.A : Ondan sonra Trabzon maçından sonra gideriz Kıbrıs a bir hafta gelmeyiz a..ına<br />

koyayım (Gülüyor)<br />

Y.T : Daha zaten ben daha onları aramam zaten bu saatten sonra daha beni de<br />

aramazlar zaten<br />

İ.A : Aramazlarsa aramasınlar a..ına koyayım baktık ters gidiyor ters gittiğinde de<br />

yapacak bir şey yok değil mi<br />

Y.T : İşte o zaman hayır, ben yarın söylerim en kötü onlara ya yapacak bir şey yok ne<br />

yapayım öyle derim yani<br />

İ.A : De ki o zaman ne de biliyor musun Yusuf abi<br />

Y.T : He<br />

İ.A : Başkan de duymuş herhalde de<br />

Y.T : Ya öyle denir mi abi nereden duyacak benle sen biliyorsun<br />

İ.A : O zaman İbo yu çekmişler de abi kenara çekmişler de<br />

Y.T : Hayır öyle diyemem ya öyle dersem<br />

İ.A : Ne diyeceksin abi<br />

Y.T : Diyeceğim ki yok şey yapmıyor diyeceğim hani istemiyor diyeceğim yani<br />

İ.A : Çok emek vermiş de abi buraya kadar getirmek için de ya<br />

Y.T : Yani<br />

İ.A : Öyle de bari<br />

Y.T : Öyle bir şey diyeceğim yani<br />

İ.A : Yani çok kenetlendi şimdi takım abi ya, sen bulursun abi bir şey söylersin ya<br />

Y.T : Söylerim ya, ne bileyim işte ya bir şey söylerim ben orada söy..<br />

İ.A : Ama söylemen gerekiyor zaten ya<br />

Y.T : Ya öyle bir şeyse söyleyeceğim yani yok diyeceğim çıkacak her şeyi yapacak<br />

diyeceğim öyle diyeceğim<br />

İ.A :Yani abi...söyleyeyim ki söyleyeyim dedim ki yani bir şey istersen söylersin abi ya<br />

Y.T : Tabi canım söylemem lazım bu sefer şey olur<br />

İ.A : Ters öbür taraftan öbür oyuncuların ... sorun olur<br />

Y.T : Hayır şey olur yani hani orada söz söyledik ya şimdi hani hayırlı olsun dedik<br />

ya<br />

İ.A : Evet<br />

Y.T : Ondan sonrası rakamına kadar konuştuk ondan sonra hani onlarda öyle bir<br />

şey bekledi şimdi hayırlı olsun dedikten sonra ben şey olur yani anladın mı yoksa başka<br />

kimseyi düşünmüyorum<br />

İ.A : Ne diyeceksin<br />

Y.T : Bilmiyorum ki kafam karışık<br />

İ.A : Ama bir şey söylemen lazım Yusuf abi ya hani mantıklı bir şey söylemen lazım<br />

Y.T : Kafam karıştı işte<br />

İ.A : Valla şimdi yanından çıktım Yusuf abi ya, yani yarın çocuğu mu bile getireceğim<br />

Yusuf abi buraya<br />

Y.T : Ya ne bileyim ne diyeyim bir şey diyemem ki ben abi senin karar çünkü ben<br />

şimdi çok da şey yapmak istemiyorum anladın mı hani etki altında bırakmak istemem yani<br />

İ.A : Evet<br />

Y.T : Sonuçta sen her şeyi bilen insansın yani sonuçta her şeyi gören bilen insansın<br />

senin<br />

İ.A : Valla<br />

Y.T : Senin şeyin önemli<br />

306/678


İ.A : Ne diyeceksin ki abi şimdi seni de zorda bırakmayayım yani ne diyeceksin,<br />

yani beni biliyorsun ben duygusal adamım abi ya<br />

Y.T : Biliyorum biliyorum<br />

İ.A : Hani ben duygusalım ben etkileniyorum böyle şeylerden çok ya<br />

Y.T : Biliyorum ben biliyorum yavrum<br />

İ.A :GEÇEN... ETKİLENDİM BEN DE SANA ÇAKTIRMADIM YANİ<br />

Y.T : Hangisine<br />

İ.A : O GEÇEN MUHABBETİ VARDI YA BİR TANE<br />

Y.T : (Gülüyor) Yok ya bir şey olmaz<br />

İ.A : Ondan<br />

Y.T : Bir şey olmaz ondan senin başkanın mutlu ya<br />

İ.A : He?<br />

Y.T : Hocan mutlu başkanın mutlu<br />

İ.A : Evet<br />

Y.T : O işte öyle mi yalan mı mutlu yani<br />

İ.A : Evet<br />

Y.T : Hepsi mutlu SENDEN MUTLULAR YANİ ONA EMİN OL YANİ HERKES<br />

DEN MUTLU YANİ ha burada şey yani o gün şey olmasaydı problem yoktu hani o gün dedim<br />

ya işte sıkıntı o yani yoksa başka bir sıkıntı yok yani<br />

İ.A : Ama ne diyeceksin abi mantıklı bir şey söylemen lazım ki ya çağırdılar<br />

diyeceksin tehdit ettiler falan de bari duymuş de bari de abi ya<br />

Y.T : Yani sen diyorsun ki biz garanti alırız diyorsun yani sen öyle görüyorsun<br />

İ.A : Yusuf abi ben öyle görüyorum da<br />

Y.T : He<br />

İ.A : Futbol tabi bu ya<br />

Y.T : İşte ya onun için söylüyorum<br />

İ.A : Ama yenebiliriz yani anladın mı abi<br />

Y.T : İşte onu da söylüyorum yani o kendimizi düşünmek açısından daha önemlisi yani<br />

seninle ilgili hani orada ki sağlamlığını bilmem neyini hepsini düşünüyorum çünkü bu hayatta<br />

herkes kendini düşünüyor ben seni düşünerekten orada söylüyorum yarın bir gün orada ne kadar<br />

daha sağlam olacağını ne kadar daha kuvvetli olacağını onları düşünerekten söylüyorum yani<br />

bunlar böyle konuşuyorlar yarın bir gün telefon açmıyorlar biliyorsun<br />

İ.A : Evet evet biliyorum abi<br />

Y.T : Yani biliyorsun bunları<br />

İ.A : Tabi tabi ama<br />

Y.T : Yani şimdi atıyorum sen burada kıçını yırttın alamadın kupayı o i..neler bakar mı<br />

suratına bakmaz Belediyedekiler bakar mı bakmaz bu i..neler çünkü şeyden çıkıyorsun bi maçta<br />

gol atamıyorsun a..ına koyayım hepsi surat yapıyor bugüne kadar bu takımı buralara getirmişsin<br />

etmişsin anasını s…kmişsin takımın böyle yapmışsın ne oluyor bir maç oluyor bir şey oluyor ee<br />

biz o kadar para veriyoruz o kadar da atacak tabi öyle demiyorlar mı diyorlar<br />

İ.A : Evet<br />

Y.T : Senden biliyorsun bunları yani bu işte, bu işte hep iyiyken varsın zaten yani kötü<br />

olduğunda kimse kalkıp da sahip çıkmaz zaten o yüzden ilk önce kendi düşüneceksin yani bu iş<br />

böyle bir iş bu işin şeyi yok yani duygusallığı sende biliyorsun bunu<br />

İ.A : Evet<br />

Y.T : Ben o açıdan söylüyorum yani, yani bu adamlar her zaman sahip çıkar sana bu<br />

adamlar her zaman yanında olur ama bunlar yarın bırakır gider burayı çünkü zaten belli bi şeyi<br />

olmayan kulüp yarın o gider bu gider başkası çünkü bi şeyi yok yani bu kulübün geçmişi yok bir<br />

şeyi yok ben seni düşünerekten söylüyorum yani total olarak söylüyorum<br />

307/678


İ.A : Abi bende işte diğer şeyleri düşünüyorum yani biz yendiğimiz zaman ne olacaktır<br />

onu düşünüyorum ne olacağını karman çorman olacak biliyorum her şey ama ben şimdi burada<br />

yani bu kadar iş yapmışım Yusuf abi ya<br />

Y.T : Evet<br />

İ.A : Neler yapmışım abi son senem gönderin beni diyeceğim zaten beni<br />

Y.T : Yani doğru söylüyorsun<br />

İ.A : Yani takım, tabi ki Beşiktaş a gitmek isterim ama yani bir sürü takım olacak yani<br />

Y.T : Tabi canım yani, yani burada bir sıkıntı yok yani, yalnızca şey işte keşke o gün<br />

söylemeseydim ben onu<br />

İ.A : Evet<br />

Y.T : Evet o gün hani o lafı söylemeseydim o lafı söyleyince şey oldu biraz<br />

İ.A : Ne söyleyeceksin peki<br />

Y.T : İşte bilmiyorum orada kafam karışık yani şuan<br />

İ.A : Bi ara tehdit etmiş falan de ya<br />

Y.T : Ya şey yapmazlar onu ya yani başka, yani diyeceğimiz şey şu, laf yani ya<br />

çıkacak oynayacak her türlü ya bunu diyebiliriz başka bir şey bulamayız yani o gün<br />

söylemiş olsaydık bu söylediğini doğruydu<br />

İ.A : Ama şimdi çağırdı abi ne yapayım<br />

Y.T : Ya tehdit edecek bir şey yok ki neyi tehdit edecek<br />

İ.A : Var abi var ya, futbol hayatını bitiririm diyor<br />

Y.T : Neye istinaden söyleyecek kim biliyor ki bunu işte yani bunu kim biliyor ki<br />

sen ben başka kimse bilmiyor onu bu sefer sizde bir şey var diyecek<br />

o zaman siz yaptınız<br />

hatayı diyecek bizi de zor bıraktınız der o zaman yani o olmaz da ...<br />

İ.A : Abi o zaman ne diyeyim hocayla konuştum mu diyeyim ne diyeceğim<br />

bilmiyorum ki<br />

Y.T : Hoca yı ...<br />

İ.A : Bir şey söyleyeceksin ...<br />

Y.T : Hocayı nerden bilecekler be abi hocayı bilmez ki onlar, yani valla ne bileyim ben<br />

o gün orada da söyledim yani bunları bu kadar istekli arzulu görünce söyledim sana yoksa keşke<br />

söylemez olaydım valla<br />

İ.A : A..ına koyayım ya<br />

Y.T : Valla<br />

İ.A : Maç günü geliyor böyle, maç zamanı bunlar yapılır mı abi ya<br />

Y.T : Yani o kadar istekli ve arzulu<br />

İ.A : A..ına koyayım bütün şeyim dağılıyor böyle olunca ya<br />

Y.T : O kadar istekli arzulu söylediler ki<br />

İ.A : Bende istiyorum bende istiyorum abi istemiyor değilim de abi yani<br />

Y.T : He<br />

İ.A : Ee bu kadar şey bu taraftan da böyle düşünüyorum yani<br />

Y.T : Doğru doğru yani bak ben sana bir şey demiyorum ama inan ki<br />

İ.A : Ben hangisini düşüneyim abi adamlar bir dediğimi iki etmediler burada a..ına<br />

koyayım ya<br />

Y.T : Yok yok ya ettikleri de oldu etmedikleri de oldu sende biliyorsun canım bazen<br />

üzdüler seni üzmediler değil yani yalan mı bazen de üzdüler seni ama ben bunları burada çok<br />

istekli görünce hani bu kadar bana da çok samimi geldiler anladın mı yoksa ben söylemem ben<br />

sana onu ben orada o isteği arzuyu bunlarda görmemiş olsam yani inanmasam daha doğrusu ben<br />

özellikle birine çok inandım orada yani çok temiz adam o valla billa çok<br />

İ.A : Kim o<br />

Y.T : Serdal çok düzgün bi adam<br />

308/678


İ.A : He evet<br />

Y.T : Çok düzgün çok temiz bir adam valla billa ben ona inanmamış olsam ya<br />

acayip temiz bir adam ya inanılmaz yani<br />

İ.A : Evet<br />

Y.T : Hiçbir kaşarlık bilemem nelik yok yani acayip temiz bir insan hani ben ona<br />

inanmasam sana kesinlikle söylemem ya mümkün değil yani anladın mı<br />

İ.A : Ben konuşayım abi<br />

Y.T : Yok canım daha ne konuşacaksın boş ver<br />

İ.A : Olmaz mı<br />

Y.T : Yok yok olmaz<br />

İ.A : Valla<br />

Y.T : Yok canım<br />

İ.A : Abi yani ya sen ya ben konuşmamız gerekiyor yani, yani konuşurum sorun değil<br />

benim için<br />

Y.T : Yok konuş.. olmaz yani neyi ko.. konuşulmaz şimdi telefonda falan<br />

İ.A : Şimdi Bursa da Halis KARATAŞ ın menajeri var ya çok samimi onunla<br />

Y.T :ABİCİĞİM YOK BULAŞTIRMA ADAMLARI İBO KİMSE BİLMİYOR<br />

ZATEN 3 KİŞİ BİLİYOR<br />

İ.A : Hayır konuşmak için söyleyeceğim ya<br />

Y.T : Hayır hayır yok canım ya 3 kişi biliyoruz zaten olmaz yani orada zaten<br />

muhatap olan benim yani başka birinin gidip ona bir şey söylemesi olmaz zaten yani tabi<br />

yani atıyorum belki senin ilişkin zedelenmez bir şey olmaz ama benim ki zedelenir ben de<br />

derim ona kardeşim olmuyor olmuyor yani yapacak bir şey yok söylerim yani<br />

İ.A : Ama diyecek ki iki gün önce böyle bir gün sonra böyle<br />

Y.T : Ya işte, işte orada da ben patlayacağım yani orada da<br />

İ.A : Ne diyeceksin ki<br />

Y.T : İşte bilmiyorum orada diyecek ki ya bu çocuk oyuncağı mı diyecek hani bize<br />

öyle söyledi hayırlı olsun dedik diyecek bilmem ne diyecek valla ne bileyim kafam karıştı<br />

İ.A : Ama hayırlı olsun diyorlar abi maç için diyorlar böyle bir şey var mı ya bu<br />

nasıl bir şey abi ya<br />

Y.T : Maç için hayır şimdi maç için derken<br />

İ.A : Maça çıkıyorum ben şimdi yani öyle bir şey de yapıyorlar madem o zaman<br />

almayın almayın a..ına koyayım<br />

Y.T : Onlar almamazlıkla alakalı bir şey söylemediler zaten<br />

İ.A : Maçı yenince a..ına koyayım he almayacaklar böyle saçmalık mı var ya<br />

Y.T : Yok yok öyle bir şey demediler zaten<br />

İ.A : Eee<br />

Y.T : Öyle bir şey demediler<br />

İ.A : Kısaca onu söylüyorlar abi<br />

Y.T : Hayır orada şimdi bak bir şey söyleyeyim sana bunu her takım bekler anladın<br />

mı bir şey olduğunda olur yani bu normaldir<br />

İ.A : Ee ne yapayım şimdi ben iki gün önce şimdi böyle bir şey olmayacağını ya sen bi<br />

düşünsene ... ya<br />

Y.T : Yav doğru doğru İbo çıkacaksın oynayacaksın ya aslanlar gibi boş ver takma<br />

kafana sen<br />

İ.A : Yani ben anlamıyorum ya bu insanları<br />

Y.T : Yok yok sen<br />

İ.A : Son gün geliyorlar a..ına koyayım şey yapıyorlar ee o zaman ben şimdi yendim<br />

a..ına koyayım bir daha aramayacaklar seni böyle saçmalık mı var a..ına koyayım<br />

309/678


Y.T : Olsun aramasınlar<br />

İ.A : Niye böyle bir şey yapalım abi bizde o zaman ya<br />

Y.T : Ya ararlar aramazlar diye bir şey yok<br />

İ.A : ... kendimizi ya<br />

Y.T : Yok yok aramazlar, niye ararlar ya niye aramasınlar ararlar ya<br />

İ.A : A..INA KOYAYIM YA ZATEN ÖYLE ALACAKLARSA ALMASINLAR<br />

A..INA KOYAYIM ZATEN YA RESMEN ŞEYMİŞİZ GİBİ YANİ<br />

Y.T : İbo öyle bir şey söylemedi adamlar almayacağız bir şey demediler zaten sen<br />

orayı kafana takma hiç sen çık aslanlar gibi oyna<br />

İ.A : Zaten ... oynamıyor yetmez mi a..ına koyayım adamlar kadroya bile almıyorlar<br />

Y.T : Bunlar söyledi almadı zaten<br />

İ.A : Yani beni de söylesinler o zaman almasın a..ına koyayım<br />

Y.T : Nasıl diyecek diyebilir mi keşke diyebilse ya o komple oynamasaydı diyor du<br />

keşke anladın mı bizim için daha iyi olur diyor du hani keşke önceden, neyse sen hiç boş ver ya<br />

kapat konuyu hiç takma kafana<br />

İ.A : Tamam<br />

Y.T : Sen çık topunu oyna ya<br />

İ.A : İyi abi senide düşünüyorum abi ne yapayım<br />

Y.T : Ee tamam bir şey yok artık olmuş olan olmuş yani beni daha kale almasınlar<br />

çokta s..kimeydi ne yapayım yani almazlarsa almasınlar yani yapacak bir şey yok yani ne<br />

yapayım<br />

İ.A : (Gülüyor) He Allah ım ya böyle bir şey yok ya yemin ediyorum böyle bir<br />

konuşma yok ya<br />

Y.T : Yok yok boş ver sen yok yok sen hiç üzme kendini boş ver sen benim için sen<br />

önemlisin siktir et beni aramazlarsa da aramasınlar a..ına koyayım aramazlarsa aramasınlar ....<br />

hiç s..kimde de değil ne yapayım yani sen şey yapma ya<br />

İ.A : Ben söyledim dersin futbolcum böyle yaptı bana ne a..ına koyayım dersin,<br />

futbolcum karaktersiz dersin abi (Gülüyor)<br />

Y.T : Yok daha diyemem ondan sonra muhatap olamam onlarla ya onlar benimle<br />

olmazlar yani daha doğrusu siktir et olmasınlar ya<br />

İ.A : Eee ne yapacaklar o zaman abi<br />

Y.T : Ne yapayım ya boş ver<br />

İ.A : Ha<br />

Y.T : Yapacak bir şey yok<br />

İ.A : He yani bizimki de garanti değil ki yenince yani<br />

Y.T : İşte ben onun için söylüyorum zaten yani<br />

İ.A : Yani garanti değil ki ya Yusuf abi öylede alacaklarsa a..ına koyayım<br />

almayacaklarsa da yani valla acayip sinirleniyorum böyle olunca tam şey günü geliyorlar böyle<br />

valla billa<br />

Y.T : Neyse boş ver öpüyorum seni boş ver yat sen ya siktir et<br />

İ.A : Tamam abi<br />

Y.T : Hadi görüşürüz<br />

İ.A : Hadi iyi geceler<br />

İbrahim Akın, Başkan’ın maçı almaları halinde prim vereceğini söylediğini Yusuf’a<br />

iletiyor ve müsabakada oynayacağını söylerken diğer taraftan da “abi aramızda kalsın, yani sen<br />

bir şey söyleme kimseye de” diyerek esasen karşı tarafın kendisini şike anlaşması gereği iyi<br />

oynamayacak gibi bilmesini istiyor. Buna karşılık Yusuf da “Daha bu saatten sonra bir şey<br />

310/678


söyleyemem ki zaten ya, yani tamam dedik ya ondan sonra rezil oluruz adamlara” diyerek<br />

anlaşmanın sağlandığını ve müsabakanın oynanacağı günün gecesinde yapılan bu konuşmadan<br />

sonra artık anlaşmadan vazgeçtiklerini söylemesinin mümkün olmadığını belirtmektedir.<br />

Konuşmanın devamında İbrahim Akın; kupa finalinde Beşiktaş’a karşı iyi oynadığı takdirde<br />

alınmayacağını bildiği için Yusuf Turanlı’ya gülerek, “peki Yusuf Abi biz yenersek ne olacak…”<br />

demekte ancak bir de açık kapı bırakarak “yani oynarım baktım çok şey yani böyle baktım<br />

çok larç oluyor tamam deriz yani” demek suretiyle oyunun gidişatına göre hareket tarzı<br />

benimseyeceğini söylemektedir.<br />

Bu arada konuşma içerisinde İbrahim Akın duygusal bir insan olduğunu, hukuka aykırı<br />

olduğu kadar ahlâki de olmadığından şikeden olumsuz etkilendiğini, “Geçen ... etkilendim ben<br />

de sana çaktırmadım yani, O geçen muhabbeti vardı ya bir tane” diyerek 01.05.2011<br />

tarihinde oynadıkları Fenerbahçe müsabakasında yaptığı şikeden söz etmektedir.<br />

11.05.2011 günü saat:00.58’de İbrahim Akın’a, Yusuf Turanlı'nın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3550);<br />

"kesınlıkle gorcez benım ıcın cok rahat cunku ben ınandım adama:) yoksa harbı s..m<br />

onları turkıyeye rezıl ederım altına gıremezler" yazdığı,<br />

İbrahim Akın’da tereddütlerin olduğunu gören Yusuf Turanlı, O’nu ikna etmek için<br />

müsabakanın oynanacağı günün gecesinde saat 00.58 de söz konusu mesajı göndermekte ve<br />

Beşiktaş’ın kendisini alacağına kesin olarak inandığını söylemektedir.<br />

11.05.2011 günü saat:10.36’da İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı'ya gönderdiği<br />

mesajda(tape:3551);<br />

"la abi hocayla konustum mac icin baya hayirli dedi :) bence sen bizle gel :)"yazdığı,<br />

11.05.2011 günü saat:11.35’de Y. Turanlı'yı, Tayfur Havutçu'nun aradığı görüşme<br />

(tape:3427);<br />

Tayfur: "Ne yaptın geldin mi", Yusuf: "Uçak buldum da artık dönüşte bakacağız<br />

geliyorum yani", Tayfur: "Onlarda bu bu Hasagic oynamıyor mu ya, bir sorsana be", Yusuf:<br />

"Tamam hemen dönüyorum"<br />

11.05.2011 günü saat:11.41’de Yusuf Turanlı'nın, Tayfur Havutçu'yu aradığı<br />

görüşme(tape:3428):<br />

Yusuf: "Hocam hastaymış e ama daha durumu tam belli değilmiş, çocuklara<br />

sordum şimdi", Tayfur: "Anladım şey İskender", Yusuf: "Oynuyor, yani yalnızca oynuyor",<br />

Tayfur: "Tamam, oynasın", Yusuf: "He, haydi hocam görüşürüz (gülerek)",<br />

Müsabaka öncesinde Beşiktaş takımı antrenörü Tayfur, Yusuf’tan İBB Spor oyuncusu<br />

Hasagiç’in oynayıp oynamadığını öğrenmesini istiyor, buna dair haberi ileten Yusuf’a ayrıca<br />

İskender’in de durumunu sorunca Yusuf, “oynuyor, yani yalnızca oynuyor” diyerek sadece<br />

kadroda olacağını ancak istenildiği gibi, kupayı kazanmak için mücadele etmeyeceğini iletiyor.<br />

11.05.2011 günü saat:11.43’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3429);<br />

"valla sen seneye ıbb den 1.5 trılyon alıcaksan oyna:) :) senı sevmeyen apo<br />

hocanla beraber" yazdığı,<br />

11.05.2011 günü saat:11.46’da Yusuf Turanlı'ya, İskender Alın'ın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3430);<br />

"hahahah sevmedigini kim soledi:)) cok seviomus beni:)) cok baski yapiosn bana<br />

ama boyle olmaz:)" yazdığı,<br />

11.05.2011 günü saat:11.47’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3431);<br />

311/678


"relaxxxxxxx" yazdığı,<br />

11.05.2011 günü saat:11.49’da Yusuf Turanlı'ya, İskender Alın'ın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3432);<br />

"ozamn baksa, bastan soylesene sunu:))" yazdığı,<br />

Sanık Yusuf Turanlı, Beşiktaş’tan 1,5 trilyon alacağını söyleyince İskender, “ozamn<br />

baksa, bastan soylesene sunu:))” diyerek mutluluğunu dile getirmektedir.<br />

11.05.2011 günü saat:11.50’de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3433);<br />

":) aynen aynen.ıboylada konus sıkmayın yaa ayıp olur adamlara ısı bıtırdım<br />

rakamda anlastık yenı takımımızla avrupaya gıdıcez:)" yazdığı,<br />

11.05.2011 günü saat:12.31’de İbrahim Akın’a, Yusuf Turanlı'nın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3552);<br />

"opuyorumm senı aslan kardesım haftasonu macımız cok onemlı:) :)" yazdığı,<br />

Sanık Yusuf aynı zamanda, İBB Spor’un hafta sonu Trabzonspor ile yapacağı<br />

müsabakayı kastederek bu maçın önemine vurgu yapmakta, zira diğer taraftan söz konusu<br />

müsabaka için de teşvik girişimlerini sürdürmektedir.<br />

11.05.2011 günü saat:12.24’de İbrahim Akın’ı, x şahsın aradığı görüşme(tape:3553):<br />

X: "Öbür tarafla tamam mı devam mı", İbrahim: "Transfer mevzusu mu hocam,<br />

bu maça yani böyle şey yap diyorlar bana yavaş oyna falan hani, gibisinden bende kabul<br />

etmiyorum onu", X: "Yani aynı benimde sıkıntılarım var öyle diyorlar, yani şey o biz<br />

olursak olur ha diyorlar", İbrahim: "Onun gibi birşey diyorlar işte hocam bende kabul<br />

etmiyorum olacaksa önceden alsalardı yani”,<br />

Söz konusu görüşmede X şahıs olarak belirtilen kişi İbrahim Akın’ın sürekli olarak<br />

görüştüğü ve kendince fikirlerinden istifade ettiği “Hocam” dediği tanık olarak da ifadesi alınan<br />

Ahmet Kanğı’dır. Sanık bu görüşmede, sanıkların Beşiktaş’a transfer karşılığında kupa finalinde<br />

oynamaması için teklifte bulunduğunu, “bu maça yani böyle şey yap diyorlar bana yavaş oyna<br />

falan hani, gibisinden” cümlesi ile söylemektedir.<br />

11.05.2011 günü saat:18.25’de Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3134) ;<br />

……..<br />

Abdullah Başak : Maç da gitmedin mi kaçta maç<br />

Yusuf Turanlı : Yok daha gideceğim 8 de abi<br />

A.B : Hı inşallah İstanbul alır kupayı<br />

Y.T : Yok yok öbür taraf alsın daha iyi<br />

A.B : Öyle mi<br />

Y.T : E tabi öbür taraf alsın ki aç olsunlar bunlar para parasız kalsınlar<br />

(Gülüyor)<br />

A.B : Hıı tamam<br />

Y.T : Ya hiç bilmiyorsun bu işleri ya (Gülüyor)<br />

A.B : Ne nerden bileceğim ya<br />

Y.T : (Gülüyor) merak etme ...<br />

A.B : Tamam mı görüşürüz kardeşim<br />

Y.T : Tamam hadi öpüyorum abiciğim bay bay<br />

Sanık Yusuf tarafından, yukarıda da değinildiği gibi aynı zamanda İBB Spor’un<br />

15.05.2011 tarihinde Trabzonspor ile lig müsabakasına yönelik teşvik girişimlerine başlanıldığı<br />

için Abdullah Başak’ın İBB Spor’un kupayı alması temennisine, “Yok yok öbür taraf alsın daha<br />

iyi, öbür taraf alsın ki aç olsunlar bunlar para parasız kalsınlar” sözleriyle karşılık vermekte,<br />

312/678


kupayı alamadıkları için primden yoksun kalan futbolcuların, teşvik için daha kolay ikna<br />

edileceğini belirtmektedir.<br />

12.05.2011 günü saat:03.24’de İbrahim Akın’ı , Yusuf Turanlı'nın aradığı<br />

görüşme(tape:3554):<br />

Yusuf: "Havalimanında birşey oldu mu", İbrahim: "Yok ya hiçbirşey", Yusuf: "İyi<br />

tamam var mı bir şey", İbrahim: "Yarın görüşürüz”,<br />

12.05.2011 günü saat:13.55’de İbrahim Akın’ın, K.'ı aradığı görüşme(tape:3555):<br />

İbrahim:"Olay olmuş herkes şey yapmış burnu kırıldı falan gazeteler arayan arayana,<br />

dün kavga edildi falan filan", K.: "Kavga oldu mu ki", İbrahim: "Oldu da ben girmedim ki<br />

kavgaya hiç", K.: "Abi ben seni gelir alırım o zaman Ataköy’den", İbrahim: "Onunla görüşmem<br />

lazım ya sonra bir Yusuf abiyle görüşeceğim bu transfer işi var ya, birde hediye atım var onu<br />

alacağım ondan sonra ararım ben seni gelir alırsın beni”,<br />

musun<br />

12.05.2011 günü saat:21.22’de İbrahim Akın’ın, X şahsı aradığı görüşme(tape:3556):<br />

X ŞAHIS : Alo<br />

İBRAHİM AKIN : Alo<br />

X : Mübarek ne ediyorsun<br />

İ.A : İyi hocam sen nasılsın<br />

X : Ne edeyim Allah razı olsun yav kardeş düneğin o kadar ben çalıştım ki biliyor<br />

İ.A : Valla olmadı hocam ya<br />

X : Ama hayır yani olmadı değil senin burada bizim hatamız yok<br />

İ.A : Evet<br />

X : O Metin var ya<br />

İ.A : Evet<br />

X : Sen baştan diyeydin bana onun için de çalış ben ona çalış..<br />

İ.A : Hocam işte o, sen odaya geldiğinde ben sana ...dim dedim bunda bunda<br />

sıkıntı sorun var dedim ben şey gelince yanımıza Arif karıştı<br />

X :Ya o o nereden geldi o gelmeyeydi<br />

İ.A : Ya hiç sorma hocam zaten başımı yedi ya yok diyor ben gördüm diyor<br />

koyarken diyor bilmem ne yaptın diyor falan... konuşuyor bana<br />

X : Neyi, ne diyor<br />

İ.A : Elinle koy., elinle koydu diyor falan falan böyle şeyler yapıyor ya diyor<br />

X : Ya boş ver sende Allah’ını seversen ya<br />

İ.A : Ya kafayı yemiş yemin ediyor birde biliyor musun hocam<br />

X : Saçmalık ya<br />

İ.A : Böyle bir şey yok hocam yok diyor işte eliyle koyduğunu gördüm ben<br />

diyor bilmem ne bilmem ne diyor bana ... söylüyor işte<br />

X : Yav yalan<br />

İ.A : Hocam ya<br />

X : Boş ver ya bizim bizim işimiz yok onunla bununla ya<br />

İ.A : Eliyle kumu koymuş yok bilmem ne koymuş... koymuş saçma sapan konuşuyor<br />

bize yemin ediyorum gördüm diyor bilmem ne bilmem ne<br />

X : E ben dedim o bir tanesi onun niyedir ya orada şey ediyor kızıyor o adamlara<br />

değil mi<br />

İ.A : Yav hocam boş ver kafayı yemiş üşütmüş o ya kafayı<br />

X : Ya boş ver ya bizimle ...yok aman..<br />

313/678


İ.A : Vallaha billlaha, işi gücü yok adamın dedim şey çıkaracak içinden ..he cebinden<br />

dedim<br />

X : Ney, heh<br />

İ.A : Hani senin işin gücün yokmuş gibi millete geleceksin işte şey çıkartacaksın<br />

yalan.. içinden yani yani ...<br />

X : Ya hiç boş ver ya<br />

İ.A : Geri zekalı geri zekalı konuşuyor<br />

X : Biz iyilik yaptık boş ver ya amaan<br />

İ.A : Ya sen ne diyorsun hocam boş ver<br />

X : Tamam<br />

İ.A : Valla hocam olmadı yani yapacak bir şey yok bu cumartesi şey pazar<br />

günü güzel bir maç var hocam<br />

X : İnşallah<br />

İ.A : İyi de bir primimiz var onu da söyleyeyim sana<br />

X : Tamam<br />

İ.A : Baya iyi yani<br />

X : İnşallah<br />

İ.A : Çok çok iyi<br />

X : Nereyle<br />

İ.A : Trabzonla oynayacağız<br />

X : Neyinle<br />

İ.A : Trabzon<br />

X : Tamam canım benim Allah nasip ederse inşallah<br />

İ.A : Pazar günü ben ararım zaten sen hocam cuma., günü<br />

X : İnşallah inşallah oldu<br />

İ.A : Tamam hocam haydi...<br />

X : Haydi güle güle haydi Allah a emanet ol<br />

Söz konusu görüşmede X şahıs olarak belirtilen kişi yine yukarıda belirtildiği gibi<br />

İbrahim Akın’ın “Hocam” dediği tanık Ahmet Kanğı’dır. İbrahim adı geçen şahsa, hafta sonu<br />

Trabzon ile müsabakalarının olduğunu, “İyi de bir primimiz var onu da söyleyeyim sana,<br />

baya iyi yani, Çok çok iyi” diyerek teşvik anlaşması ile yüklü miktarda para alacağını<br />

söylemektedir.<br />

12.05.2011 günü saat:21.12'de İbrahim Akın ile Namık adlı şahıs arasındaki görüşme<br />

(tape:3557)<br />

NAMIK : E ne iyisi a..ına koyayım yani 7 buçuk trilyon para Demirören in<br />

Beşiktaş ın kasaya soktun a..ına koyayım senin para verseler ne olacak İbrahim AKIN bedavaya<br />

geldi diyorlar şimdi içlerinden<br />

İBRAHİM AKIN : Nereye bedavaya geldim<br />

N : Oğlum sen o kupayı sen oynasan onlar ya..ağım alırdı o kupanın ...punu<br />

göremezdi onlar a..ına koyayım<br />

İ.A : E yapacak bir şey yok<br />

N : Adam ne diyor sahanın en iyi oyuncu bugün Yeni Asır sen Yeni Asır<br />

okuyamazsın okudun mu Yeni Asır ı<br />

İ.A : Yok<br />

N : Sahanın en iyi oynayan adamını niye çıkardı anlayamadık diyor şey<br />

İ.A : He<br />

N : Bende anlamadım a..ına koyayım sonda Rıdvan diyor ki bende anlamadım diyor<br />

o işaret.. sen işaret... Güntekin ONAY<br />

314/678


İ.A : Yok<br />

İbrahim Akın’ın görüştüğü Namık adlı şahıs, sahanın en iyi oyuncusu olarak neden<br />

oyundan çıkarıldığını anlamadığını, Yeni Asır isimli gazetede de bu şekilde yorumların yer<br />

aldığını, bunun yanında futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen’in de bunu anlamadığını dile<br />

getirdiğini söylemektedir. Bu yorumlar dahi göstermektedir ki sanık İbrahim, transfer karşılığı<br />

yapılan şike anlaşması gereği olarak gerçek performansını sahaya yansıtmamış, sakatlıktan<br />

kaynaklı her hangi bir zorunluluk olmadığı halde kendi isteği ile oyundan çıkmıştır. Nitekim bu<br />

şekilde bir tavır sergileyeceğinin işaretini, yukarıda tümü yazılı 3549 sayılı tapede geçen ve<br />

Yusuf Turanlı’ya söylediği “Ya sen yine bir şey söyleme abi ben bir şeyler yani oynarım baktım<br />

çok şey yani böyle baktım çok larç, çok larç oluyor tamam deriz yani” sözü ile daha önce<br />

vermiştir.<br />

Yukarıdaki görüşmeden 10 dakika sonra saat:21.12'de İbrahim Akın ile X Şahıs<br />

arasındaki görüşme (tape:3558)<br />

X ŞAHIS : He nasıl geçti maç<br />

İBRAHİM AKIN : İyi<br />

X : Niye çıkardı seni<br />

İ.A : Ben söyledim ya<br />

X : He sen mi söyledin tahmin ettim yoksa ... almaz<br />

İ.A : Aslında da yani<br />

X : Penaltılar falan da var<br />

İ.A :ASLINDA ÇIKARMADIN DEDİ YANİ ŞİMDİ BİR DE ANLAŞTIM BEN O<br />

YÜZDEN<br />

X : Kimle<br />

İ.A : BEŞİKTAŞ İLE ANLAŞTIM BEN 3 GÜN ÖNCE YA<br />

X : Valla mı<br />

İ.A : Tabi<br />

X : He iyi iyi hayırlı uğurlu olsun oğlum<br />

İ.A : Onu şey yaptım işte sonra tabi gol atınca biraz karıştı<br />

X : He<br />

İ.A : Sonra şimdi böyle şey Tayfur hocayla konuştular işte şimdi<br />

X : Heh<br />

Yukarıda 3557 sayılı tapede geçen Namık ile arasındaki görüşmedeki, İbrahim’in<br />

müsabakada sahanın en iyisi olmasına rağmen neden oyundan çıkarıldığının daha iyi anlaşılması<br />

için bu görüşmeden hemen 10 dakika İbrahim’in araması üzerine X Şahıs ile arasındaki görüşme<br />

önem arz etmektedir. Aynı soruyu soran X Şahsa İbrahim, hocasına oyundan çıkmak istediğini<br />

ilettiğini, zira Beşiktaş ile üç gün önce anlaştığını söylemektedir.<br />

16.05.2011 günü saat:11.48'de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'ı aradığı görüşme<br />

(tape:3457):<br />

Yusuf: "Ondan önceki kupa maçında onun için oynadın her şeyi yaptın", İskender: "O<br />

kim ya, ben kendim için", Yusuf: "Demin şeyle konuştum Cengiz abiyle Beşiktaş da, sorun yok<br />

Yusuf diyor yani 4’ünü de diyor alacağız diyor yani", İskender: "O zaman şeyi yapsınlar<br />

bitirsinler abi bende rahatlayayım", Yusuf: "Yok bugün maçları var ya onların”,<br />

Beşiktaş ile yaptıkları transfer karşılığı şike anlaşmasının gereğini yerine getirdiğini ve<br />

vazifesini yaptığına inanan İskender, transfer konusundaki gelişmeyi sormaktadır.<br />

315/678


22.05.2011 günü saat:15.33'de Yusuf Turanlı'yı, İskender Alın'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3471):<br />

YUSUF TURANLI : Alo<br />

İSKENDER ALIN : Yere yatsana yere yatsana<br />

Y.T : Abdullah AVCI yere yatsana hı<br />

İ.A : Onu yere değil ters köşeye yatırmak lazım onu<br />

Y.T : Daha ters köşesi mi kaldı ya yattı adam zaten yatacağı kadar<br />

İ.A : Yattı mı, yattı mı ters köşeye<br />

Y.T : Ters köşeye yatmış ters köşe<br />

İ.A : Şey yaptıktan sonra eee imzayı attıktan sonra diyecem ki kupa maçında<br />

bilerek oynamadım oyundan çıktım(gülüyor)<br />

Y.T : Hadi canım ya orda da millet diyecek anasını s…mişsin a..ına koyim ondan sonra<br />

ne yapıyorsun<br />

İ.A : (gülüyor) İyi abi ne yapayım arabayı yıkatacam ondan sonra Caddeye biliyorsun<br />

bak bu gün bizim günümüz<br />

Y.T : Ha bu gün sizin gününüz tabi gözük, gözük oralarda da şampiyonluk<br />

kutlamalarında<br />

İ.A : Sen ne diyorsun Sivas a gidiyordum direkten döndüm (gülüyor)<br />

Y.T : Tabi canım bence de transfer tamamen yatardı işte<br />

İ.A : Sen ne yapıyorsun abi iyisin<br />

Y.T : İyi ne yapayım havalimanına gidiyorum ya<br />

İ.A : Ha hayırdır<br />

Y.T : Birisi gelecek,biri gelecek onu alacam ya<br />

İ.A : Ha<br />

Y.T : Ha<br />

İ.A : Tamam abi<br />

Y.T : Tamam yavrum hadi öpüyorum semi<br />

İ.A : Tamam abi görüşürüz öpüyorum seni<br />

Y.T : Hadi bay canım hadi bay bay<br />

İ.A : Hadi görüşürüz<br />

2010-2011 sezonunun bitmesi nedeniyle Beşiktaş’a transfer olacağını düşünen<br />

İskender Alın, bilahare Milli Takım antrenörü olan hocası Abdullah Avcı’nın, Türkiye Kupası’nı<br />

almak için gösterdiği emeği ile “yere yatsana yere yatsana, Abdullah AVCI yere yatsana hı,<br />

O’nu yere değil ters köşeye yatırmak lazım onu” şeklinde alay ettiği görülmektedir. Bu alaycı<br />

tavra ortak ve esasen bunun taşeronu olan Yusuf Turanlı; İskender’e “daha ters köşesi mi kaldı<br />

ya yattı adam zaten yatacağı kadar” diyerek, ters köşe olması için kupa finalinde elinden geleni<br />

yaptığını söylemektedir. Bunun üzerine İskender, “Şey yaptıktan sonra eee imzayı attıktan sonra<br />

diyecem ki kupa maçında bilerek oynamadım oyundan çıktım(gülüyor)” diyerek adeta itirafta<br />

bulunmaktadır. Yusuf ise buna karşılık “hadi canım ya orda da millet diyecek anasını s…mişsin<br />

a..ına koyim ondan sonra ne yapıyorsun” şeklinde tepki vermektedir.<br />

Sanık İbrahim Akın müdafii huzurunda alınan, yukarıda özetlenen süreç ve oluşa<br />

uygun olup bu nedenle hükme esas alınan savcılık ifadesinde özetle; “07.05.2011 günü Yusuf<br />

Turanlı beni aradığında benden kupa maçında kötü oynamamı istedi. Kupayı Beşiktaş'ın<br />

almasını istiyordu. Sebebini bilmiyorum. Beşiktaş kupayı almazsa bende Beşiktaş'a transfer<br />

olursam Avrupa kupalarına gidemeyeceğimi ima etti. Beşiktaş'a transfer görüşmelerim nedeniyle<br />

o hafta mutluydum. Hocam bunu fark etmişti. Sorduğunda bir şey demedim. Bu maçtan önce<br />

Beşiktaş beni çok sıkıştırıyordu. Ben artık bundan rahatsız olmuştum. Çünkü bizim takım da yıl<br />

boyu sadece bu kupayı hedeflemişti. Benim bu kupa maçında iyi oynamamamı istiyorlardı.<br />

316/678


Transferi de getirip bunu bağlıyorlardı. Bağlantıyı hep Yusuf sağlıyordu. Yusuf Turanlı, devamlı<br />

olarak kupa maçında iyi oynamamam için beni arayıp sıkıştırıyordu. Maçtan önce Beşiktaş ile<br />

anlaştım, mukavele imzalamadım. Yusuf Turanlı bana 2 milyon Euro karşılığında anlaşıldığını<br />

söyledi. Bana şike pirimi talepleri Yusuf Turanlı aracılığı ile yapıldı. Ben karşı takım<br />

yöneticilerinden veya aracılardan kimseyle muhatap olmadım. Yusuf Turanlı'nın kupa maçında<br />

kötü oynamam için kimlerle irtibat kurduğunu, neler konuştuğunu bilmiyorum. Bana şimdiye<br />

kadarki futbol hayatımda 3 maç için bu yönde tekliflerde bulunuldu... Üçüncüsü bana<br />

sorduğunuz Beşiktaş kupa maçıydı” şeklinde beyanda bulunmuş, yukarda özetlenen iletişim<br />

tutanaklarını adeta teyid etmiştir.<br />

Sanık Ahmet Ateş ifadelerinde özetle; Tayfur Havutçu ve Serdar Adalı’nın, Yusuf<br />

Turanlı ile görüşme ayarlamasını istediklerini, kendisinin de bu görüşmeleri ayarladığını beyan<br />

ettiği, her ne kadar görüşmeleri ayarladığı sabit ise de, bu görüşmelerde hazır bulunduğuna dair<br />

bir kabul ya da beyanın söz konusu olmadığı gibi şike anlaşmasının sağlanmasına yönelik ya da<br />

bu anlaşmanın varlığını bilerek hareket ettiğine dair delil ve emare elde edilemediğinden adı<br />

geçen yüklenen suçtan sanık Ahmet Ateş’in beraatine karar vermek gerekmiştir.<br />

Sanık İskender Alın müdafii huzurunda alınan, yukarıda özetlenen süreç ve oluşa<br />

uygun olup bu nedenle hükme esas alınan savcılık ifadesinde özetle; “...Beşiktaş'tan bana Yusuf<br />

Turanlı aracılığı ile transfer teklifi geldi. Daha doğrusu Beşiktaş'ın beni takip ettiği, istediği<br />

söylendi, kupa maçından önce para mevzuu konuşuldu. Teklif edilince Beşiktaş'a seve seve<br />

gideceğimi söyledim. Yanılmıyorsam Tayfun hoca ile de konuşmuşlar ben konuşmadım. Bir<br />

buçuk trilyona senelik Beşiktaş'la anlaşıldığını söyledi. Daha sonra transferim olmadı. Niye<br />

olmadığını bilmiyorum. Kupa maçından sonra bir iki kez Yusuf Turanlı transfer mevzunu<br />

konuştu. Ben teklif ilk gelince inşallah dedim. Normal şartlarda benim performansındaki birini o<br />

yıl Beşiktaş'ın transfer etmesi, transferi düşünmesi uygun değildir. Yıl içerisindeki performansım<br />

bu kadar üst düzeyde değildi. Hem transfer teklifine inanmadım. Hem de sevindim. Ayrıca<br />

aldığım paranın iki katı teklif edildi. 850 bin TL alıyordum. Bana 1 milyon 500 bin teklif edildi.<br />

Yusuf Turanlı bana bir iki kez artık Beşiktaş'a gideceksin, kupa maçında fazla sıkma, relaks ol<br />

tarzında bir şeyler söyledi. Ayrıca seneye Beşiktaş'ta oynayacağımı, Beşiktaş kupayı alamasa<br />

Avrupa'da oynamayacağımı söyledi. Yusuf Turanlı artık transferimin bittiğini, yeni takımım olan<br />

Beşiktaş'ı düşünmem gerektiğini söylüyordu. Bu nedenle maçta fazla asılmamı istemiyordu.<br />

Benim güzel oynamamamı, yeni takımım olacak Beşiktaş'ın hocasını üzmemem için gol<br />

atmamamı istedi. 09.05.2011 günü saat 20:27 de Yusuf Turanlı beni arayıp "anlaştım, bir buçuk<br />

trilyon tamam mı, tamam yani bitti " derken anlaşmanın bittiğini söyledi. İbo'nun mevzusu<br />

tamam derken İbrahim Akın'ın da anlaştığını kastetmiştim. 11.05.2011 günü Yusuf’la yaptığımız<br />

mesajlaşmalarda iyi oynarsam Beşiktaş'ın beni almayacağını vurgulayıp durdu. Ayrıca seneye<br />

İstanbul'da Abdullah Avcı Hocanla birlikte oynarsın, bir buçuk trilyon alırsın diyerek birazda<br />

şantaj yaptı. Çünkü İstanbul sporda bu paranın yarıya yakınını alıyordum. Ve devamlı<br />

oynamıyordum. Eğer transferim yatarsa tüm bunları kaybedeceğimi ima etti. Son mesajlardan<br />

anlaşılacağı üzere kendisini ısrarından vazgeçirmek için ve bana yaptığı baskıdan rahatsız<br />

olduğum için tamam diyerek teklifini kabul ettiğimi mesajla belirttim. Bu görüşmelere rağmen<br />

Beşiktaş'tan kulübüme resmi bir teklif gelmedi, her hangi bir pazarlık yapılmadı. Fakat kupa<br />

maçından önce Yusuf Turanlı aracılığı ile benimle yoğun şekilde görüşmeler oldu” şeklinde<br />

beyanda bulunmuştur.<br />

Sanık Göksel Gümüşdağ savcılık ifadesinde özetle: “Kesinlikle maçtan önce<br />

Beşiktaş'tan bize ne resmi nede gayri resmi yollardan Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu üzerinden<br />

İbrahim ve İskender'in transferine dönük bir talep olmadı, Bu maç oynandı. Aradan yaklaşık 20<br />

gün geçti. 31 Mayıs veya 1 Haziran günü Merter'de bir arkadaşın iş yerinde otururken Serdal<br />

317/678


Adalı beni aradı. Kendisi ile daha önce görüşmüşlüğüm yoktur ve telefonu bende kayıtlı değildi.<br />

Telefonu açınca kendisini tanıttı. İbrahim Akın ile ilgili görüşmek istediğini, talip olduklarını<br />

söyledi. Ben Merter'de olduğumu, uzak olduğumu söyledim. O da Veli Efendi’de olduğunu,<br />

gelebileceğini söyledi. Yerimi tarif ettim. Geldi. Birlikte çay içtik. Yaşananlara arkadaşımda<br />

şahittir. İbrahim Akın'a talip olduklarını söyledi. Ben kendisi için bonservis bedeli istediğimi,<br />

Galatasaray'ın da kendisine talip olduğunu, takasa yanaşmayacağımı söyledim. O da bir<br />

bonvervis bedeli ödeyemeyiz, Holosko'yu size verelim. Bu şekilde anlaşalım dedi. Bende<br />

Holosko'nun bir yıllık kulüp tarafından ödenen rakamın bildiğim kadarıyla 1 milyon 800 bin<br />

euro olduğunu, böyle bir oyuncuyu takımda tutamayacağımı, bu rakama 6-7 oyuncu oynattığımı,<br />

hem bütçemi aşacağını hem takım içinde dengeleri bozacağını söyledim. Teklifini kabul etmedim.<br />

O sırada kamuoyuna yansıdığı için İskender Alın'ı isteyip istemediklerini sordum. Tereddütte<br />

kalıp düşünmüyoruz dedi” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu beyandan da anlaşılmaktadır ki,<br />

İbrahim Akın’ın transferi bir an için düşünülmüş ise de, İskender Alın’ın transferinin hiçbir<br />

zaman Beşiktaş’ın gündeminde olmamıştır. Adı geçen futbolcunun isminin gündeme getirilmesi<br />

tümüyle şike faaliyetine dönük olduğu gibi, İbrahim Akın’ı transfer etme arzusunun dahi gerçeği<br />

yansıtmadığı anlaşılmaktadır.<br />

Tanık Fahri Tatan ifadelerinde özetle;<br />

“...İbrahim Akın'a kupa final maçının hemen<br />

öncesinde Beşiktaş'tan transfer teklifi gelmişti. Bunu telefonda İbrahim bana söyledi. Hem iyi<br />

para teklif edildiğini, hem de transfer karşılığında Serdal Adalı’dan bir at alacağını söyledi.<br />

Tekrar büyük takıma döneceği için sevinçliydi. Bende kutladım. Ancak telefonu kapattıktan kısa<br />

bir süre sonra ben huylandım. Kendisini aradım. "İbo kupa maçı öncesinde transfer teklif<br />

edilmesi doğrumu, bu işte bir terslik olmasın, seni kandırıyor olabilirler mi" dedim, o da "doğru<br />

diyorsun" dedi, görüşmeyi sonlandırdık...Transferin niye olmadığını da bilmiyorum.” demiştir<br />

(Kls 66, Dizi:298). Sanık İbrahim’in arkadaşı dahi kupa finali öncesinde bu şekilde bir teklif ile<br />

gelinmesinin iyi niyetli olmadığını anlamış ve bunu İbrahim Akın ile paylaşmıştır.<br />

Prof. Dr. Ersan Şen; “şike suçunun konusu olan menfaat, elbette daha iyi bir kulübe<br />

transfer olmayı da kapsamına alacaktır” demektedir. (Aynı yönde bkz. Donay, a.g.e., s.155<br />

-156.;)<br />

Prof. Dr Mahmut Koca da bu konuya ilişkin “suçun konusunu kazanç veya sair<br />

menfaat oluşturur. Bu durumda sadece para vs. gibi ekonomik menfaatler değil, kişinin<br />

sosyal veya kişisel durumunda iyileşme sağlayan manevi yararlar da suçun konusunu<br />

oluşturabilecektir. Örneğin bir futbolcuya maçta oynamaması veya oynayıp maçın istenilen<br />

şekilde sonuçlanmasına katkı yapması için para verilmesi bu suçu oluşturabileceği gibi,<br />

daha büyük bir takıma transfer vaadinde bulunulması ya da cinsel bir takım<br />

menfaatlerin sağlanması halinde de suç oluşur” görüşünü paylaşmaktadır.<br />

Mahkememizce de, kendi kulüplerinde aldıkları ücretin iki üç katı teklif edilerek<br />

transfer vaadiyle şike ve teşvik suçlarının işlenebileceğini, bunun 6222 sayılı Kanun’un 11.<br />

maddesinin birinci fıkrasında belirtilen “kazanç veya sair menfaat” kapsamında olduğu kabul<br />

edilmiştir.<br />

Şu hale göre;<br />

11.05.2011 günü Kayseri’de Beşiktaş - İ.B.B Spor takımları arasında oynanan 49.<br />

Ziraat Türkiye Kupası final maçı öncesinde; Beşiktaş futbol takımının Süper Ligde iddiasız<br />

kaldığı ve kulübün Avrupa kupalarına da katılamama riskinin bulunduğu, bu durumun taraftar,<br />

kulüp yönetimi ve tüm camia üzerinde baskı oluşturduğu, sanık Tayfur Havutçu’nun; sezon<br />

318/678


ortasında Beşiktaş Spor Kulübüne teknik direktör olması ve başarılı olamaması halinde sezon<br />

sonu kendisiyle yapılan anlaşmanın yenilenmeyeceği/uzatılmayacağı düşüncesinin camia<br />

içerisinde konuşulduğu, Avrupa Kupaları’na katılabilmek ve takım üzerindeki baskının<br />

hafiflemesi için kupanın mutlak surette kazanılması gerektiği düşüncesiyle, sanıklar Serdal<br />

Adalı, Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı tarafından; İBB Sporlu futbolcular İbrahim Akın ve<br />

İskender Alın ile, sezon sonunda yüksek transfer ücretleri ile Beşiktaş’a transfer edilecekleri<br />

vaat edilerek oynanacak kupa maçında Beşiktaş'a karşı iyi oynamamaları yönünde şike<br />

anlaşmasına vardıkları anlaşılmış, oluşan bu vicdani kanı ile anılan sanıkların, 6259 sayılı Yasa<br />

ile değişik 6222 sayılı Yasa’nın 11/1. maddesi uyarınca şike suçundan cezalandırılmalarına karar<br />

vermek gerekmiştir<br />

15.05.2011 GÜNÜ OYNANAN FENERBAHÇE - ANKARAGÜCÜ<br />

MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLDİĞİ İDDİASI<br />

İletişimin tespiti tutanaklarından Trabzonspor Kulübü Asbaşkanı sanık Nevzat<br />

Şakar’ın; 15.05.2011 günü oynanacak olan Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakası öncesinde<br />

menajer Mithat Halis ile irtibata geçtiği bilgisine ulaşılması üzerine Ankaragücü futbol takımı<br />

oyuncularına teşvik amacıyla prim vaadi olabileceğinin değerlendirilmesi ile yürütülen teknik<br />

takip çalışmaları sonucunda;<br />

08.05.2011 günü saat:23.42’de Osman Murat Özaydınlı’yı Aziz Yıldırım’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3663);<br />

Aziz: “… bütün gücümüzle şimdi Ankaragücü”, Murat: “Bugün birisi daha kongrede<br />

söylüyor o şeye yakın Ankaragücü’ne, Sadri ile şey Melih konuşmuşlar falan ondan sonra, tam<br />

puan alacağız bilmem ne yapacağız", Aziz: "İyi güzel", Murat: "Dedim bilmediğimiz bir şey<br />

söyle, çıkacağız oynayacağız, inşallah neyse Buca’da düştü kesin Sivas rahatlar biraz”<br />

Fenerbahçe'nin Karabük ile oynadığı maç sonrasında yapılan değerlendirme arasında<br />

yöneticilerden Osman Murat Özaydınlı, sanık Aziz Yıldırım'a, bir şahsın kendisine Trabzonspor<br />

kulübü başkanı Sadri Şener ile Melih Gökçek'in konuştuklarını, Fenerbahçe ile oynayacakları<br />

maçta puan alacaklarını söylediğini belirtiyor ve esasen "bilmediğimiz bir şey mi" diyerek doğal<br />

karşıladığını dile getirmektedir.<br />

12.05.2011 günü saat:16.17'de Nevzat Şakar'ın, Recep Denizer'i aradığı<br />

görüşme(tape:3513);<br />

Nevzat: "O şeyle bir görüşseydin", Recep: "…O konuda birlikteliği, samimiyeti şeyi<br />

var başkanla", Nevzat: "Yok yok şeyle ya öbürüyle diyorum", Recep: " Ha çocukla mı", Nevzat:<br />

" He he pantolonlu", Recep: "Anladım abi ne konuşayım onunla gereken her şeyi ben ona izah<br />

ettim", Nevzat: " Söyledin de o şeyi herhalde, Demiri diyor şey yapmamız lazım diyor, Görmem<br />

lazım diyor işte kaçlık demir olduğunu diyor, Öyle galiba öyle bir şey yaptık ki o demir, Kaçlık<br />

demir diyor ne kadar falan işte onu görmek lazım diyor, He he profiller öyle şey yaptılar ",<br />

Recep: " Bilmiyorum abi bu gün buradayım olmazsa yarın, Tuncay beyde yarın Antalya ya<br />

gidiyor ya, yarın ", Nevzat: " Yok yok Tuncay la olmaz sen ", Recep: " İyi tamam yarın gerekirse<br />

geçerim " , Nevzat: ".... senin görüşmen lazım çünkü onları ancak o şey yapacak ki, kaçlık demir<br />

ne yapabilir ", Recep: " Tamam anladım ", Nevzat: " Profil ... demiri de lazım oraya o şimdi o<br />

dışarı stadın çevresine o şeyler onun için ", Recep: "Anladım"<br />

12.05.2011 günü saat:18.24'de Nevzat Şakar'ın, Recep Denizer'i aradığı<br />

görüşme(tape:3514);<br />

319/678


Nevzat: " o demir alacaksın ya ...Bu Mehmet hoca anlıyormuş o şeylerden kaçlık<br />

olacağını profilini şeyini falan, oradan beraber bakın istersen gelecek yarına öğleden önce<br />

cumadan önce buluşur musunuz " Recep: "Buluşuruz", Nevzat: "O şey Makina Kimya da<br />

çalışmış o biliyor o şeyleri, Demir şeylerini tamam mı ", Recep: " Anladım aladım yani projeyi<br />

anladım ", Nevzat:" Tamam o biliyor o şeyleri ebatları ne olacağını kaçlık maçlık tamam mı "<br />

Sanık Nevzat ile Recep Denizer arasında bu görüşmenin 15.05.2011 tarihinde oynanan<br />

Fenerbahçe-Ankaragücü maçı öncesine denk gelmesi, sanık Nevzat'ın savunmasında söz konusu<br />

görüşmelerin Trabzonspor Stadı'nın yenilenmesi sürecine ilişkin olduğunu beyan etmesine<br />

karşın, görüşme içeriklerinin bu savunmayı doğrulamadığı, Recep Denizer'e demir ve profil<br />

konusunda kendisinden yardım alınacak kişi olarak ilettiği şahsın, Makine Kimya'da çalışan<br />

Mehmet Hoca olduğunu söylemesinden açıkça anlaşılmaktadır. İnşaat mühendisliğinin alanına<br />

giren bir konuda, MKE'de çalışan bir şahıstan yardım istenilmesi olağan değildir. Esasen Makine<br />

Kimya ile kastedilenin, MKE Ankaragücü takımı olup Mehmet Hoca dinilen şahsın da bu<br />

takımda görev alan bir şahıs olduğu izahtan varestedir. Burada sanık Nevzat Şakar'ın, Recep<br />

Denizer üzerinden anılan tarihte Fenerbahçe'ye karşı forma giyecek olan Ankaragücü<br />

futbolcularına teşvik amacıyla ulaşmaya çalıştıkları anlaşılmakta ise de, sanık Nevzat ile Recep<br />

arasında geçen bu görüşmeyi destekleyen ve bu niyetin hayata geçirildiğine dair bir görüşme,<br />

para trafiği vs. başkaca bir faaliyet saptanamadığından şüphe sanıklar lehine yorumlanmış ve<br />

eylemin sübuta ermediği kabul edilmiştir.<br />

13.05.2011 günü saat:21.36'da Nevzat Şakar'ı, Mithat Halis'in aradığı<br />

görüşme(tape:3520);<br />

Nevzat: "Oğlum kulağıma geliyor ki oyuncularına hiç uyarıda bulunmuyorsun iyi<br />

oynayın, çocuklar iyi oynayın şerefiniz haysiyetinizle oynayın kazanın, o beyaz saçlının yanında<br />

kim oynuyor", Mithat: "Büyük ihtimalle Aydın oynayacak, Kayserili, …ama bunlar da çok şey<br />

hazırlanıyorlar ha, Ankaragücü de, yani bakalım, oynasaydı çok iyi olacaktı Nevzat abi", Nevzat:<br />

"Bu hocalar üfler okur ya sende öyle oku üfle, nefesin iyi midir nefesin", Mithat. "İnşallah bir<br />

şeyler olacak, geçen hafta denk getiremedim bak Buca'da denk getirdim ama, nefesim çok<br />

kuvvetli benim, eninde sonunda denk getireceğiz", Nevzat: "O işi hallet bak ha, tamam Mithat<br />

sana güveniyorum", Mithat: "Halledeceğiz inşallah, hiç şeyiniz olmasın",<br />

Söz konusu görüşme ile sanıklardan Nevzat Şakar, sanık Mithat Halis'ten Ankaragücü<br />

kadrosunda futbol oynayan ve menajerliğini Mithat'ın yaptığı oyuncuların karşılaşmada iyi<br />

oynamaları yönünde etki etmesini istediği ve kendisine güvendiğini söylediği, Mithat'ın da "<br />

nefesim çok kuvvetli benim, eninde sonunda denk getireceğiz" diyerek bu isteğe olumlu yanıt<br />

verdiği ve fakat Mithat Halis'in, 15.05.2011 tarihinde Fenerbahçe'ye karşı forma giyen<br />

Ankaragücü'nde oynayan futbolculara teşvik suretiyle şike amaçlı ulaştığına dair bir tespitin<br />

bulunmadığı gibi bu yönde disiplin hukuku konusu dışında ceza yargılamasına konu suç<br />

tanımına uygun teşebbüs olarak da değerlendirilebilecek bir girişimin varlığına işaret eden delil<br />

bulunmadığı anlaşılmıştır.<br />

14.05.2011 günü saat:14.54’de Sani Şener'in Sadri Şener'i kardeşi aradığı<br />

görüşme(tape:3648);<br />

Sani: "Hamdi arayacak seni Melih'in yanından, tamam mı, numaranı", Sadri: "Bu<br />

telefondan mı", Sani: "Ha evet buradan, yok herhangi bir şey şimdi niye tamam diyorsun<br />

Fenerbahçe ile ilgilidir yani, yani o oradan da gırgır yapacak herhalde, onun da bir işi falan var<br />

da tamam mı", Sadri: "Anladım anladım tamam anladım", Sani: "O onun, öyle bir şeyle değil<br />

öyle bir şey değil", Sadri: "Tamam tamam he he, o söyleyeceğini söyledi zaten", Sani. "Söyledi<br />

320/678


ama şey yani bir grup da var diyor ki inanılmaz bu diyor deli gibi Fenerbahçeli diyor yani<br />

anladın mı olmaya da olabilir diyorlar", Sadri: "Yok ama öyle değil yani mesela biz puan alsak<br />

Gabriç'i vereceksiniz bize", Sani:"He anladım anladım inşallah haydi bakalım verirsin ya ne<br />

olacak", Sadri: "Haydi haydi hayırlısı",<br />

Sanık Mustafa Sani Şeker, kardeşi Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener'i arayarak,<br />

konuşma içeriğinde "Söyledi ama şey yani bir grup da var diyor ki inanılmaz bu diyor deli gibi<br />

Fenerbahçeli diyor yani anladın mı olmaya da bilir diyorlar " şeklindeki söylemi ile esasen<br />

Ankaragücü takımına yönelik olarak teşvik amacıyla bir girişimin bulunduğu/bulunabileceği ve<br />

fakat takımda etkin bir grubun da Fenerbahçeli olduğu belirtilerek olası teşvik girişiminin<br />

sonuçsuz kalacağı/kalabileceği değerlendirilmektedir. Aynı konuşma içeriğinde sanık Sadri<br />

Şener'in " Yok ama öyle değil yani mesela biz puan alsak Gabriç'i vereceksiniz bize" sözü ile<br />

konuşmanın ana konusunun Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakasında Ankaragücü'nün galip<br />

gelmesi ihtimali üzerine iletilen talebe ilişkin olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Ancak iki<br />

Trabzonsporlu arasındaki bu konuşmada geçen Gabriç'in bonservisinin verilmesi konusu, aşağıda<br />

da görüleceği üzere gerek Ankaragücü onursal başkanı Melih Gökçek ve gerekse anılan kulüple<br />

ilgili bir başkası arasında geçmemektedir.<br />

14.05.2011 günü saat:16.33'de Sadri Şener'i, Hamdi Akın'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3649);<br />

Hamdi: "Yav telefonunu eski telefonmuş bilmem ne ben seni arıyormuşum,<br />

Ankara'dayım Melih başkan ile beraber", Sadri: "Tam şey en kritik yerdesin sen ya", Hamdi:<br />

"Sesini çıkartma yüksek ses ile konuşma orada", Sadri: "Aziz hep dinlettiriyormuş yav bizi,<br />

Melih başkan bu hafta bütün ümidimiz o, Melih başkana selam söyle güveniyoruz ben biliyorum<br />

ki Ankaragücü bu hafta bu işi halledecek, Fenerli bir Hamdi'ye bunları diyorum o da olmuyor<br />

ama ne yapayım", Hamdi'nin telefonu Melih Gökçek'e verdiği, Sadri: "Maçlar bitsin bir gün<br />

geleceğiz ziyaretinize", Melih: " Aziz'den de alacağım var Aziz'den inşallah bu maçtan alacağım<br />

size yarayacak o inşallah", Sadri: "Sağol çok teşekkür ediyorum iyi günler iyi akşamlar",<br />

Söz konusu görüşmede geçen ve Melih Gökçek tarafından söylenilen" Aziz'den de<br />

alacağım var Aziz'den inşallah bu maçtan alacağım size yarayacak o inşallah " sözünün,<br />

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'a karşı, Trabzon'a duyulan sempati ya da yakınlık<br />

bağlamında söylenilen bir söz ve temenni olmasının ötesinde, teşvik anlaşmasının varlığını<br />

kabule götüren bir durum olamayacağı izahtan varestedir. Nitekim varsayılan böyle bir<br />

anlaşmanın karşı tarafındaki şahıs hakkında dava dahi açılmamıştır.<br />

18.05.2011 günü saat:18.39'da Mithat Halis'i, Tuncay Bekiroğlu'nun aradığı<br />

görüşmede(tape:3326);<br />

Tuncay: "Her şey yolunda mı", Mithat: "Sağlığımız yerinde ama biraz moralimiz<br />

bozuldu bu hafta sonu", Tuncay: "Senin oyuncularda da hiç bir numara yokmuş be abiciğim ya",<br />

Mithat: "Melih Gökçek bunlara yenin istediğinizi alın cart curt bir sürü şey ondan sonra<br />

kendisini aşırı derecede adamları gerdi ortalığı takımın içerisi çok iyi değildi"<br />

Sanık Sadri Şener bu suça ilişkin savunmasında özetle; Melih Gökçek'in yanından<br />

Hamdi Akın'ın kendisini aradığını, aralarındaki görüşmenin futbol içinde temenniden ibaret<br />

olduğunu, görüşmelerde geçen Gabriç konusu hakkında ise Gabriç'in Trabzonspor kulübünün<br />

futbolcusu olduğunu ancak kiralık olarak Ankaragücü'nde oynadığını, Melih Gökçek'in bu<br />

futbolcunun bonservisini istediğini ancak daha sonra bu konu hakkında görüşmediklerini,<br />

Garbic'in Ankaragücü'ne karşılıksız verilmesi gibi bir tekliflerinin olmadığını, Ankaragücü'nün<br />

de böyle bir talep gelmediğini beyan etmiştir.<br />

321/678


Yargılama konusu bu olaya ilişkin olarak Melih Gökçek beyanında özetle; Sadri Şener<br />

ya da bir başka kişi ile Gabriç'in Ankaragücü'ne bedelsiz verilmesi ile hiçbir görüşmesinin<br />

olmadığını, telefon görüşmesinde karşılıklı iyi niyette bulunduklarını, bir gün sonra<br />

oynayacakları Fenerbahçe maçını alacaklarını söylediğini, Ankaragücü'nün onursal başkanı<br />

olarak bunu söylemesinden daha tabii bir şey olamayacağını, Aziz Yıldırım ile arasının iyi<br />

olmadığını, Ankaraspor’un küme düşürülmesi aşamasından itibaren Aziz Yıldırım aleyhine yazılı<br />

ya da görsel basında birçok demecinin yayınlandığını, çünkü Ankaraspor'un küme<br />

düşürülmesinde Aziz Yıldırım'ın parmağı olduğunu düşündüğünü belirtmiştir.<br />

Nevzat Şakar savunmasında özetle; Trabzonspor'un defans oyuncularından Egemen<br />

Korkmaz'ın sözleşme yenilemek istemediğini, bu sebeple o mevkiye yeni bir transfer yapmak<br />

istediklerini, Eski futbolcusu Serdar Bali'nin kendisini aradığını ve Ankaragücü'nün stoperini<br />

tavsiye ettiğini, bunun üzerine Mithat Halis'i arayarak bu futbolcuyu sorduğunu, Mithat Halis'in<br />

de bu futbolcunun Aydın olduğunu söylediğini, Aydın isimli futbolcunun boyunun kısa olduğunu<br />

bildiği için transfere yönelik girişimde bulunmadığını, bu görüşmenin karşılaşmadan önce<br />

yapılmasının tamamen tesadüf olduğunu, bunun haricinde Mithat Halis'e "Bunu hallet sana<br />

güveniyorum" sözü ile Adriyan isimli futbolcunun transferini kastettiğini, beyan etmiştir.<br />

Mustafa Sani Şener savunmasında ; Hamdi Akın ile iş ortağı olduğunu, karşılaşma<br />

öncesinde Hamdi'nin aradığını ve Melih Gökçek'in yanına gideceğini, buradan Sadri Şener'i<br />

arayacağını, Fenerbahçe hakkında konuşarak kızdıracaklarını söylediğini, bunun üzerine Sadri<br />

Şener'in telefonunun verdiğini olayla ilgisinin bu olduğunu, beyan etmiştir.<br />

Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle; her ne kadar sanıklar Mithat Halis, Mustafa<br />

Sani Şener, Nevzat Şakar ve Sadri Şener hakkında, teşvik suçundan kamu davası açılmış ise de,<br />

suçlamayı reddeden savunmalarının aksine yüklenen suçtan cezalandırılmalarına yeter her türlü<br />

şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlar elde edilemediğinden beraatlerine karar vermek<br />

gerekmiştir.<br />

22.05.2011 GÜNÜ OYNANAN SİVASSPOR FENERBAHÇE MÜSABAKASINDA<br />

TEŞVİK PRİMİ İDDİASI<br />

22.05.2011 günü Sivas’ta oynanacak Sivasspor-Fenerbahçe maçı öncesi, Trabzonspor<br />

Kulübü Başkanı Sadri Şener’in, Trabzon Avni Aker Stadının güvenlik işlerini yürüten şüpheli<br />

Zeki Mazlum üzerinden, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Odyakmaz’a teşvik primi teklif<br />

edilmesi amacıyla girişimlerde bulunduğu düşüncesiyle iletişimin tespitine ilişkin takip<br />

başlatıldığı,<br />

Bu bağlamda sanıkların iletişim tespit tutanaklarına bakıldığında;<br />

09.05.2011 günü Saat:22.34’de Mecnun Otyakmaz’ı,<br />

görüşme(tape:1173);<br />

Zeki Mazlum’un<br />

aradığı<br />

Zeki: “Bu telefonum benim son telefonum bi daha aramayacağım haberiniz olsun”,<br />

Mecnun: “Daha yeni rahata ermişim ya”, Zeki: “Kadıköy’e gelecektik dedim bakayım<br />

dışardaysan görüşelim”, Mecnun: “Ondan sonraki hafta geliyorsun Sivas’a pazartesiden itibaren<br />

Sivas’ta duruyorsun olan her şeye şahit oluyorsun,... kabul etmem yani Trabzon’da hakkımda<br />

dedikodu çıkartmasınlar herkesi her şeyi kayıt ol, herkese kapım açık zaten Rıza, Rıza hocaya<br />

teslim etmişim takımı o da Beşiktaşlı zaten”,<br />

Söz konusu görüşme bir bütün olarak değerlendirildiğinde teşvik konusunu<br />

düşündüren bir konuşmanın yer almadığı anlaşılmaktadır. Ancak tanışıklıkları önceye dayalı<br />

olduğu anlaşılan Mecnun'un, Zeki Mazlum'dan, Fenerbahçe ile oynayacakları son maça ilişkin<br />

322/678


olarak hakkında dedikodu çıkmaması için Trabzonlular'ı da maça davet edeceğini, teknik<br />

anlamda bir şeye karışmadığını, zira takımı Rıza Hoca'ya emanet ettiğini söylemektedir.<br />

12.05.2011 günü saat: 12.59'da<br />

görüşme(tape:3645);<br />

Sadri Şener'i, M. A. / Zeki Mazlum’un<br />

aradığı<br />

M: "Kapalı mı telefonun başkanım, ulaşamayanlar görüşmek için, Zeki bir görüşmek<br />

istiyor sizinle", Sadri: "Tamam görüşürüm ne para mı lazım", M: "Birkaç konu var, o Zeki<br />

biliyorsun para her zaman onun şeyidir", telefonu Zeki'ye veriyor, Zeki: "Para durumunuz var mı<br />

başkanım", Sadri: "Var tabi bir sürü para var, bunu mu söyleyecektin", Zeki: "Yok başkanım bir<br />

şeyler söyleyecektim de bu arada bunu da sıkıştırayım dedim araya", Sadri: "Öbürünü de söyle<br />

söyle hemen problem değil", Zeki: "Telefonla olmaz başkanım yarın bende maç sabahı<br />

Trabzon’dayım bir araya gelir söylerim ben", Sadri: "Belki birini senin ekiplerden birine<br />

koyacağım bir memur, daha net değil de söylerim haber veririm sana",<br />

Söz konusu konuşmada sanıklar Sadri Şener ve Zeki Mazlum aleyhine<br />

değerlendirilebilecek konuşmanın Zeki tarafından "Para durumunuz var mı başkanım" sorusuna,<br />

S. Şener'in "Var tabi bir sürü para var, bunu mu söyleyecektin" şekline karşılık vermesi<br />

devamında buna ilişkin bir konuşmanın geçmemesidir.<br />

Zeki Mazlum'un, Sadri Şener ile yaptığı bu görüşmeden birkaç saat sonra, 12.05.2011<br />

günü saat: 16.27’de Mecnun Otyakmaz’ın, Zeki Mazlum’u<br />

aradığı görüşme(tape:1174);<br />

Mecnun: “Ofiste oturuyorum misafirler var”, Zeki: “Gelsek bizde, misafir olma<br />

şansımız olur mu?”, Mecnun: “Olur ne demek ya her türlü”, Zeki: “Golden plazaydı demi<br />

orası”, Mecnun’un onayladığı.<br />

Bu görüşme ile Zeki Mazlum'un, Sadri Şener'den paraya ilişkin olarak aldığı "Var tabi<br />

bir sürü para var" karşılığı üzerine Mecnun Otyakmaz ile görüşmek istediği üzerine söz konusu<br />

bu görüşmede Sivasspor başkanı olan sanık Mecnun'a teşvik suretiyle şike teklifinde bulunacağı<br />

akla gelebilecektir.<br />

Nitekim Mecnun Otyakmaz, Zeki Mazlum'un görüşmek amacıyla kendisine geleceğini<br />

aşağıdaki görüşme ile Fenerbahçe ile olan bağını bildiği Ali Kıratlı'ya bildirmektedir.<br />

12.05.2011 günü saat: 16.30’da<br />

görüşme(tape:2536);<br />

Ali Kıratlı'nın, Mecnun Odyakmaz'ı aradığı<br />

Mecnun: "Zekiler Mekiler gelecek şimdi, Trabzonlular peşimde", Ali: "Zeki, aradı<br />

bugün beni, Semih’i diyor bi ayar yapabilir misin Fener istemezse konuşalım, iyi dedim baktım<br />

çok hiçbir şey yokmuş gibi konuştu bende konuştum... ben gelmeyim şimdi onlar konuşur<br />

monuşur sen de rahat edemem de",<br />

19.05.2011 günü saat:20.59’da<br />

görüşmede(tape:3820);<br />

Zeki Mazlum’u<br />

Mecnun Otyakmaz’ın aradığı<br />

Mecnun: " Ya ah be abicim bana diyorsun ki bir şey olsa diyorsun bir şey olsa<br />

diyorsun yapacak biziz hiç bir numara yok bunlar da diyorsun ta buraya geliyorlar elden he bir<br />

liraya geliyorlar tam canlı", Zeki: " Bence yok ", Mecnun: " Ya Allah Allah ya benim topçularım<br />

323/678


yalan söylüyor", Zeki: " Bence yok ben sana bir şey söyleyeyim mi onu yapacak adam adam<br />

yok Trabzon da ben ben sana diyeyim bak ", Mecnun: " Ya ah be abi ya boş verin ya nerde yok<br />

her türlü cinliğin içinde var Trabzon da bu işi yapacak adam mı yok ya olur mu öyle şey ", Zeki:<br />

" Oraya kadar geldiler diyorsun ", Mecnun: " Ya ya ikimiz de safız ha valla safız sen bakma<br />

herkesi kendimiz gibi biliyoruz buraya kadar geliyorlar başkan bizi duyarsa si..r diyorlar hadi<br />

abicim diyorlar biz zaten çıkıcaz oynayacağız yürü git diyorlar", Zeki: " Bak bu işlerden<br />

kulübün harbi haberi yoktur ben sana diyeyim dışardan belki olur ", Mecnun: " Nasıl nasıl<br />

dışardan kulübün haberi yoktur ya ", Zeki: " Vallahi yoktur diyorum sana ya bana inanmıyorsun<br />

", Mecnun: " Fahri, Fahri görevliler var yani bu fahri görevliler kulübe hiç haber vermeden<br />

kulübüm zarara uğramasın benim de çok param var 1 milyon Dolar'ım var götüreyim ha bunu<br />

Sivas'a vereyim diye diyorlar ", Zeki: " Ha şimdi var ya ben sana bir şey söyleyeyim Trabzonlu<br />

iş adamları 5 milyon dolar verir vallahi hele Ak Parti teşkilatı Trabzon şampiyon olsun diye<br />

Trabzonlu Ak parti teşkilatı karşı neyse bilmiyorum zannetmiyorum ama sen öyle diyorsan<br />

öyledir ", Mecnun: " Öyle diyorum da bana da topçularım öyle diyor, Ben ben hoş ben şahit<br />

olmadım bana teklif edilmedi ama topçularıma edilmiş ya abi isim isim isteme bizden dediler,<br />

böyle bir şey oldu biz de gönderdik dediler ",<br />

Söz konusu görüşmede Mecnun Otyakmaz, Zeki Mazlum'a; Fenerbahçe ile yapacakları<br />

maça ilişkin olarak Trabzonspor lehine bir kısım insanların gelerek futbolcularına teşvik<br />

amacıyla şike teklifinde bulunduğunu iletmektedir. Zeki Mazlum ise bunun üzerine, Trabzon'da<br />

bu işi yapacak adamın olmadığını söylerken, konuşmanın devamında Mecnun Otyakmaz,<br />

kendisine böyle bir teklifin gelmediğini ancak futbolcularından duyduğunu, kulübün bilgisi<br />

dışında kimsenin böyle bir işe girişmeyeceğini dile getirmektedir. Bunun üzerine Zeki Mazlum,<br />

böyle bir durumun olabileceğini yani kulübün dışında da olabileceğini belirtirken Trabzonlu iş<br />

adamlarının ve hele hele Trabzon ak Parti il teşkilatının Trabzon'un şampiyon olması için 5<br />

milyon Dolar dahi verebileceğini belirtmektedir.<br />

Söz konusu telefon görüşmesine bütünüyle bakıldığında hiçbir yerinde, 22.05.2011<br />

tarihinde oynanan Sivasspor- Fenerbahçe müsabakasında teşvik suretiyle şike suçundan<br />

haklarında dava bulunan Sadri Şener ve Zeki Mazlum'un, teşvik vaadinde veya teklifinde<br />

bulunduğundan söz edilmemektedir.<br />

Sanık Zeki Mazlum bu suça ilişkin savunmasında özetle; karşılaşma öncesinde<br />

Fenerbahçe takımından bazı kişilerin Sivasspor takımına şike teklifinde bulundukları şeklinde<br />

duyum aldığını, bu sebeple Mecnun Otyakmaz'ın ofisine gittiğini ve bu konuyu görüştüğünü,<br />

karşılaşmayla ilgili teşvik pirimi teklif etmediğini, Mecnun Otyakmaz'ın kendisini arayarak bazı<br />

şahısların Trabzonspor adına teşvik pirimi verdiklerini söylediğini ancak isim vermediğini<br />

söylediğini, kendisinin de bu şahısların Trabzonsporlu yöneticiler olamayacağını Trabzonsporlu<br />

bazı işadamları olabileceğini söylediğini, beyan etmiştir.<br />

Sadri Şener bu suça ilişkin savunmasında özetle; bu maçta kendilerinden kimsenin<br />

teşvik girişiminde bulunabileceğini düşünmediğini, zira Sivas'ın hem başkanı, hem 2. Başkanının<br />

Fenerbahçe kongre üyesi olduğunu, bu insanlar ile Fenerbahçe'yi yenmeleri için teşvik amaçlı<br />

görüşmenin manasız olduğunu, Sivasspor yönetimine kimseyi teşvik amaçlı göndermediğini,<br />

birileri gitmiş ise kendisinin bundan haberdar olmadığını, Zeki Mazlum'un Trabzon'daki tek<br />

güvenlik şirketinin sahibi olup Avni Aker Stadı'nın özel güvenlik işini yaptığını, kendisine ile<br />

yaptığı görüşmenin yaptığına işe ilişkin para alacağı olduğunu beyan etmiştir.<br />

324/678


Mecnun Otyakmaz bu olaya ilişkin beyanında; Fenerbahçe maçından 3 gün önce<br />

muhtemelen bu görüşmenin yapıldığı gün Mehmet Yıldız yanına geldiğini, kendisine, "Bana<br />

isim sorma başkanım Trabzon'dan birileri gelmiş, bizim arkadaşlara teşvik teklif etmişler kabul<br />

ederseniz parayı alıp gelelim demişler, bizim çocuklarda biz çıkacağız topumuzu oynayacağız,<br />

böyle bir şeyi kabul edemeyiz, başkan duyarsa çok kötü olur, teşvik pirimi vaadiyle gelen şahısta<br />

Sivas’tan ayrılmış, rakam 1 Milyonmuş " dediğini beyan etmiş, olaya ilişkin doğrudan bilgi<br />

sahibi olmadığını bildirmiştir.<br />

Mehmet Yıldız ise bu olaya ilişkin beyanında; Mecnun Otyakmaz'ın ifadesinde<br />

belirttiği şekilde kendisi ile konuşmadığını, ancak maçtan 3 gün önce Mecnun'un yanına gittiğini<br />

ve soyunma odasında Trabzonspor’dan teşvik pirimi teklifi geldiğine yönelik konuşmaların<br />

olduğunu duyduğunu, bu konuşmaları kimin yaptığını hatırlamadığını, Mecnun Otyakmaz'a<br />

olayı bu şekilde aktardığını, konuşması sırasında teklifin miktarı ya da herhangi bir isim<br />

geçmediğini, beyan etmiştir.<br />

Sadri Şener’in; Zeki Mazlum üzerinden, Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun<br />

Otyakmaz’a ulaşarak teşvik girişimlerinde bulunduğu iddiasını destekleyen hiçbir telefon<br />

görüşmesi vs. delil bulunmamaktadır.<br />

Şu hale göre, sanıklar Sadri Şener ve Zeki Mazlum’un, suçlamayı reddeden<br />

savunmalarının aksine yüklenen suçtan cezalandırılmalarına yeter her türlü şüpheden uzak kesin<br />

ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığından beraatlerine karar vermek gerekmiştir.<br />

17.04.2011 GÜNÜ OYNANAN TRABZONSPOR – BURSASPOR<br />

MÜSABAKASINDA TEŞVİK PİRİMİ VAADİ<br />

Spor Toto Süper Lig 2010-2011 sezonunun 29. haftasına gelindiğinde; Trabzonspor’un<br />

66 puanla birincisi sırada, Fenerbahçe’nin ise 64 puanla ikinci sırada bulunmaktadır.<br />

Fenerbahçe’nin şampiyonluğa giden yolda tek rakibi olan Trabzonspor’un puan<br />

kaybetmesini sağlamak amacıyla sanık Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün, 29. haftada<br />

oynanacak Trabzonspor – Bursaspor müsabakanın sonucunu etkilemeye yönelik olarak örgüt<br />

üyesi sanıklar İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Alaeddin Yıldırım eliyle ve birbirleriyle irtibatlı şekilde<br />

iki farklı koldan teşvik primi vererek Trabzonspor karşısında iyi bir oyun sergilemeleri için<br />

faaliyete geçmişlerdir.<br />

Bu bağlamda sanıkların, tevşik anlaşmasının varlığına işaret eden iletişim tespit<br />

tutanaklarına bakıldığında;<br />

05.04.2011 günü saat:16.17’de İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ali Kıratlı’yı aramış ve<br />

aralarında (tape:2276);<br />

İlhan : Bursa’daki taşocağındaki işçilerden bir iki tane getirebilir misin buraya<br />

bugün<br />

Ali : Benim kardeşim var,<br />

İlhan : Arkadaşların vardı ha…onu getirebilir misin buraya,<br />

Ali : Almak için mi…yoksa öbür bahsettiğim konu için mi,<br />

İlhan : İkisini de konuşuruz… ama esas bahsettiğimiz konu için,<br />

Ali : Ama önden öyle girmek lazım…konuşayım arayayım mı seni,<br />

İlhan : Çok çok acil ha bu çok acil yani,<br />

325/678


Ali : Ben eve mi getireceğim senin,<br />

İlhan : Gizli tabi eve geleceksin eve,<br />

Şeklinde görüşme gerçekleşmiştir.<br />

Söz konusu görüşmede Sanık İ. Yüksel Ekşioğlu, Ali Kıratlı’dan “Bursa’daki<br />

taşocağındaki işçiler” şeklinde şifreli olarak Bursaspor’da oynayan teşvik anlaşmasına muhatap<br />

olabilecek birkaç tane futbolcu getirmesini istemektedir. Bu şifreli talebi derhal algılayan sanık<br />

A. Kıratlı, benim kardeşim var diyerek, “almak için mi…yoksa öbür bahsettiğim konu için mi”<br />

şeklinde karşılık vermekte, İ. Y. Ekşioğlu “..esas bahsettiğimiz konu için” sözüyle esasen<br />

transfer amaçlı değil, daha önce kararlaştırılan teşvik amaçlı olarak çok acil aramasını ve gizli<br />

şekilde eve getirmesini istemektedir.<br />

A.Kıratlı, aldığı bu talimat üzerine görüşmenin sonlanmasının hemen ardından saat<br />

16.19’da cep telefonundan Bursaspor futbolcusu ( TAŞOCAĞINDAKİ İŞÇİ)<br />

Sercan Yıldırım’ı<br />

aramış (tape:2277) ancak ulaşamayınca, konunun çok acil olduğunun söyleyen İ.Y. Ekşioğlu’na<br />

da bu durumu saat:16.27’de (tape:2278) iletmiştir. Bu telefon ile aralarında;<br />

İlhan : Onun arkadaşı olur mu arkadaşı,<br />

Ali : O var ya her zamanki ekürisi,<br />

İlhan : Hah işte o esas o lazım ha<br />

Ali :Ya bilmiyorum oda ..söylerim ben,<br />

İlhan : İşte yani haberin olsun yani çıkınca alo yap bana..<br />

Şeklinde görüşme gerçekleşmiştir.<br />

Bu görüşmenin içeriği de yine asıl amacın transfer olmadığını göstermektedir.<br />

Aynı gün 18.20’de İ.Y Ekşioğlu’nun, Ali Kıratlı’yı aradığı (tape:2279) görüşme için<br />

Fenerbahçe’nin Dereağzı tesislerine acil olarak gelmesini istediği, gerçekleşen bu buluşmanın<br />

akabinde saat:20.07’de Ali Kıratlı’nın, Sercan Yıldırım’ı aradığı(tape:2285) ve aralarında,<br />

Sercan : Abi ne haber aramışsın idmandaydım ya…geldin mi Bursa’da mısın,<br />

Ali : Yok İstanbul’dayım…ne diyecektim sana doğum günü sürprizi yapacağım<br />

gelecek misin İstanbul’a falan,<br />

Sercan : Haftaya geliyorum,<br />

Ali : Yok lan bugün falan gelemeyeceksin değil mi gece mece,<br />

Sercan : Yok abi işte Cuma’ya bizim maç o yüzden Cuma günü maçımı yapacağım abi<br />

sonra 2 gün tatil,<br />

Ali : İyi o zaman Cumartesi akşamı İstanbul’dayız o zaman…yanıma<br />

gel işim var<br />

tamam mı oğlum,<br />

Sercan : Tamam abim benim çok sağol teşekkür ederim,<br />

Şeklinde görüşme geçtiği sabittir.<br />

Ali Kıratlı, İ.Ekşioğlu ile yaptığı telefon görüşmesinden sonra işin aciliyeti nedeniyle<br />

08.04.2011 tarihinde Cuma günü Medical Park Antalyaspor ile lig müsabakası oynayacak olan<br />

Sercan’dan hemen geceleyin gelmesini istemekte, olumsuz cevap alması üzerine maç sonrası<br />

Cumartesi günü buluşmak üzere anlaşmaktadırlar.<br />

İ.Y. Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı üzerinden, Bursasporlu futbolculara ulaşma çabası<br />

yanında Alaeddin Yıldırım da Fenerbahçe Kulübü’nde Brezilyalı futbolcuların tercümanlığını<br />

yapan sanık Samet Güzel aracılığı ile bir dönem kendi takımlarında forma giyen Gökçek<br />

Vederson’a ulaşma çabası içerisindedir.<br />

Bu bağlamda:<br />

Alaeddin Yıldırım’ın 06.04.2011 günü saat:10.58’de Samet Güzel’i aramış (tape:1679)<br />

ve aralarında;<br />

326/678


Alaeddin:Sametciğim sen nasılsın günaydın canım,...o arkadaş ile konuştun mu,<br />

Samet :Konuştum arkadaş ile konuştum,..olumlu olumlu,<br />

Alaeddin:Olumlu ben şimdi söylemiyorum,..sen hiç bir şey söyleme Samandıra’ya<br />

geleceğim Samandıra’da konuşacağız,.., tamam olumlu ise konuşuruz,<br />

Samet :Tamam olumlu, olumlu<br />

Şeklinde konuşma geçmiştir.<br />

Bilahare savunmalarda da belirtildiği üzere söz konusu “arkadaş”ın Gökçek Vederson<br />

olduğu sabittir. Sanık Samet Güzel yönüyle önem arz eden ve üzerinde durulması gereken konu,<br />

Alaeddin Yıldırım’ın “sen hiçbir şey söyleme” sözünden de anlaşıldığı üzere, konunun<br />

içeriğinden adı geçen sanığın haberdar olduğudur. Zira teşvik hususunun detayına Samet’in<br />

girmesini istememektedir.<br />

Aynı gün saat :12.22’de Alaeddin Yıldırım, İlhan Ekşioğlu’nu aramakta(tape:2439) ve<br />

aralarında;<br />

Alaeddin:Çok çalışıyorum haberin olsun,<br />

İlhan :Dün dediğin zaten süper bir şeydi,<br />

Alaeddin:Doğrumuymuş,<br />

İlhan : Senin şeyle ilgili dediğin bu çingenelerle ilgili dediğin,..onu getirtiyorsun<br />

değil mi,<br />

Alaeddin: Yalnız pazara geliyor,..bir şey daha söyleyeyim o şey var ya dün gittik<br />

ya birisi ile konuştuk seninle ...o tamam o iş,…vallaha uçurtma lan uçurtma hepsi,<br />

İlhan: “Ben diyorum ya bu var ya bu para var ya bu para çok önemli ya”,<br />

Şeklinde konuşma geçmektedir. Bu görüşmeden de anlaşılacağı üzere İ.Y Ekşioğlu bir<br />

diğer taraftan Alaeddin Yıldırım’ın gayreti ile Bursasporlu futbolculara (Çingene diye söylediği<br />

Wederson) ulaşılma çabasını bilmekte ve bilgisini almakta, şike ve teşvik faaliyetlerinde paranın<br />

önemini vurgulamaktadır.<br />

10.04.2011 günü saat:14.15’de Alaeddin Yıldırım’ı arayan (tape:1680)Samet Güzel;<br />

Samet :Şimdi çocuk şimdi bana bir mesaj attı bugün gelemeyeceğini söyledi,..ben de<br />

şey dedim ama geleceğin kesin net bir zaman söyle ki en kısa zamanda görüşelim dedim o da<br />

dedi ki yarın 1 buçuk 2 gibi İstanbul’dayım dedi,<br />

Alaeddin: Sen deki bana 5’te şuraya gel ben geleyim,..sakin bir yere tamam mı,<br />

Samet : Tamam,<br />

Şeklindeki görüşme ile Vederson’un durumu ile ilgili olarak Alaeddin Yıldırım’a bilgi<br />

vermektedir.<br />

Sanıklar Alaeddin Yıldırım ve Samet Güzel arasında yaşanan ve aşağıda<br />

belirtilen;<br />

10.04.2011 günü saat:21.43’de Alaeddin Yıldırım’ın Samet Güzel’i aradığı<br />

görüşme(tape:1681);<br />

…Samet: “Çocuk yarın 1-2 gibi geliyor,..1 ile 2 arası burada olacak” , Alaeddin:<br />

“Yarın saat 1’de konuşalım seninle”,<br />

11.04.2011 günü saat:11.41’de Alaeddin Yıldırım’a, Samet Güzel’in mesaj<br />

attığı(tape:1682);<br />

“Gunaydin Ali Bey. arkadas 13:00 te burda olcak” yazdığı,<br />

11.04.2011 günü saat:13.08’de Alaeddin Yıldırım’a, Samet Güzel’in mesaj attığı;<br />

327/678


“En gec saat 16 te yola cikmis olmasi gerekiyormus.” yazdığı. (tape:1684)<br />

11.04.2011 günü saat :13.09’da Alaeddin Yıldırım’ın, Samet’e attığı<br />

mesajda(tape:2443);<br />

“Bana büroya getirebilir misin küçükyalıya 2 3 da” yazdığı.<br />

11.04.2011 günü saat:13.10’da Alaeddin Yıldırım’a, Samet Güzel’in mesaj<br />

attığı(tape:1685);<br />

“Getiririm. Yalniz yeri bilmiyorum adrese ihtiyacim var” yazdığı.<br />

11.04.2011 günü saat:13.12’de Alaeddin Yıldırım’ın, Samet Güzel’e mesaj<br />

attığı(tape:1686);<br />

“5180305 buket hnm dan adresi ltf al” yazdığı.<br />

11.04.2011 günü saat :13.13’de Alaeddin Yıldırım’a, Samet’in mesaj attığı(tape:2444);<br />

Samet: “mdir. Arkadasla bulusup geliyorum%” yazdığı.<br />

11.04.2011 günü saat:13.13’de Alaeddin Yıldırım’a, Samet Güzel’in mesaj<br />

attığı(tape:1687);<br />

“Bekliyorum sahil yolunda” yazdığı .<br />

Şeklindeki yoğun telefon ve mesaj trafiğinden anlaşıldığı üzere, sanık Samet Güzel’in<br />

Bursasporlu futbolcu Vederson ile Fenerbahçeli yönetici Alaeddin Yıldırım’ı bir araya getirme<br />

çabası izaha mahal bırakmayacak açıklıktadır.<br />

Samet Güzel tarafından, Vederson’un getirildiği bilgisini alan ve buluşma yerini<br />

kararlaştıran Alaeddin Yıldırım durumu hemen İ.Y. Ekşioğlu’na telefonla 11.04.2011 günü<br />

saat:13.24’te (tape:2034) bildirmektedir. Bu görüşmede geçen;<br />

Alaeddin Yıldırım : ... 2 buçukta benim büroya benim bi misafir geliyor<br />

hani biliyorsun ya,…bi misafir geliyor işte anla işte o sana getirecek herhalde tamam mı<br />

abi ya sen de gelsen de...konuşalım ya şununla ya,<br />

İlhan Ekşioğlu : Neyi kim olduğunu tam anlamadım ama,<br />

A.Y.: Şey ya bizim eski senin eski şeyin ya evin orada oturuyordu ya eski ev..,<br />

İ.Y.E. : Senin ağzın var ya hepten yamulmuş,<br />

A.Y.:(gülerek)Ben adamla adamla konuşamayacağım... gel ya gel işte gel gel,..ama<br />

hemen gel ha bak ben yoldayım 2 buçukta bende adam, 3’te de gidiyormuş,..anladın mı kim<br />

olduğunu”,<br />

İ.Y.E :Anlamadım,<br />

A.Y :YA ANLA İŞTE KARDEŞİM İŞTE BU İ..NELERDEN İŞTE,..ZEKİ<br />

MÜREN,<br />

İ.Y.E :Zeki,<br />

A.Y :Haydi öptüm seni bay bay.<br />

Şeklindeki diyalogdan da anlaşıldığı üzere Alaeddin Yıldırım, Vederson’un görüşmek<br />

üzere geldiğini şifreli şekilde (bi misafir geliyor hani biliyorsun ya, bizim eski senin eski şeyin ya<br />

evin orada oturuyordu ya eski ev, işte kardeşim işte bu i..nelerden işte,..Zeki Müren ) İ.Y.<br />

Ekşioğlu’na anlatmakta ve fakat adı geçen sanık bir türlü anlamamaktadır.<br />

Alaeddin Yıldırım’ın şifreli sözlerinden bir şey anlamayan İ.Y. Ekşioğlu 11.04.2011<br />

günü saat:13.29’da Alaeddin Yıldırım’ı aramaktadır. tape:2035);<br />

İlhan :Ya kafayı yiyeceğim ha anlamadım ki bir bok.<br />

328/678


Alaeddin:Ya bizim Vederson ha,…sen gelme o zaman tamam mı...değil mi<br />

Şeklindeki görüşme ile gelen kişinin Vederson olduğu İ.Y. Ekşioğlu tarafından da<br />

anlaşılmaktadır.<br />

Gökçek Vederson’un kullandığı (5433200807) telefonun 11.04.2011 günü saat:11: 26<br />

ile 13:57 arası Samet Güzel’in kullandığı 5333254244 nolu telefonla 20 kez karşılıklı irtibatlı<br />

oldukları,<br />

Gökçek Vederson’un kullandığı (5433200807) telefonun 11.04.2011 günü yapılan baz<br />

incelemesinde; 11.04.2011 günü saat:11:40’a kadar Bursa ve Yalova’da sinyal verdikten sonra<br />

saat:12:54 ile 17:51 arası İstanbul’da sinyal verdiği, saat:18:00’den sonra sırasıyla Yalova ve<br />

Bursa’da sinyal verdiği tespit edilmiştir.<br />

Şu hale göre telefon görüşmelerine konu Alaeddin Yıldırım, Samet Güzel ve Gökçek<br />

Vederson buluşması 11.04.2011 tarihinde gerçekleşmiştir.<br />

11.04.2011 tarihinde Gökçek Vederson ile yapılan görüşmenin ardından, Samet Güzel<br />

ile görüşen Alaeddin Yıldırım, 15.04.2011 günü saat:16.34’de, (tape:1689)<br />

Samet Güzel : Bir haber gelmedi herhangi bir şey söylemedi o yüzden aramadım<br />

ben,<br />

Alaeddin Yıldırım: Peki hiç konuştun mu onunla,<br />

Samet : Yok ama isterseniz konuşurum,.., tamam bir halini hatırını<br />

sorayım..<br />

Şeklindeki görüşmeyle adı geçen futbolcu ile irtibatın maç gününe kadar<br />

sürdürülmesini istemektedir.<br />

Devamındaki telefon görüşmelerinde;<br />

16.04.2011 günü saat:17.37’de Alaeddin Yıldırım’a, Samet Güzel’in mesaj attığı;<br />

“Ali Bey konusalim. Arkadastan haber var” yazdığı. (tape:1690)<br />

16.04.2011 günü saat:19.58’de Alaeddin Yıldırım’ın Samet Güzel’i aradığı<br />

görüşme(tape:1691);<br />

Alaeddin: Benimle şeyli konuş tamam mı anlat,<br />

Samet : Tabi, tabi şimdi ben arkadaşım ile konuştum.<br />

Sanık Alaeddin Yıldırım “Benimle şeyli konuş tamam mı anlat” derken, telefonların<br />

dinlenildiğinden duyulan endişe nedeniyle Samet’in de şifreli olarak konuşmasını istediği<br />

anlaşılmaktadır ve sonrasında,<br />

16.04.2011 günü saat:22.20’de (tape:1694) Alaeddin Yıldırım’ın, Samet Güzel’i<br />

aradığı görüşme;<br />

Samet :Arkadaşım ile konuştum (Gökçek Vederson ile yaptığı görüşmeyi<br />

aktardığı) arkadaşım da onun yanında olan arkadaşları ile konuşmuş 3 kişilermiş böyle,..3<br />

kişi ondan sonra konuşmuş yani hiç bir sıkıntı yok diyor şu anda hiç bir problem yok diyor,<br />

konuştuğumuzdan farklı hiç bir şey yok her şey yolunda diyor,<br />

Alaeddin : Bu 9 numara da var mı onun içinde (Bursaspor takımında 9 numaralı<br />

formayı Sercan Yıldırım giyiyor),<br />

Samet :Yok yok onların içinde o yok, onların içinde o yok,<br />

Alaeddin :Tamam iyi, umutlu mu<br />

Samet : İçlerinden çıkmayacağız diyor yani öyle diyor<br />

Alaeddin :Tamam sen deki pazar sabah Ali bey seni bekliyor,<br />

Samet :Tamam, tamam<br />

Alaeddin :…Yarın sabah yine konuşalım<br />

329/678


Samet :Tamam, tamam<br />

Alaeddin :...bekliyorum de İstanbul’a tamam mı,<br />

Samet :Tamam, tamam<br />

Şeklinde sonuçlandığı anlaşılmaktadır.<br />

Sanık Alaeddin’in “Bu 9 numara da var mı onun içinde” sözü ile sorduğu ve<br />

Samet’in de “Yok yok onların içinde o yok, onların içinde o yok” şeklinde karşılık verdiği<br />

Sercan Yıldırım, 17.04.2011 tarihinde oynanan müsabakada yine 9 numaralı forması ile yedek<br />

kadroda yer almış, Bursaspor’un üç oyuncu değişikliği hakkını kullanmasına rağmen oyuna dahil<br />

olmamıştır.<br />

Görüşme içeriğinden de anlaşıldığı üzere 17.04.2011 pazar günü tarihinde oynanacak<br />

Trabzonspor-Bursaspor müsabakası sonrasında, sanık Alaeddin Yıldırım, Samet Güzel’den,<br />

varılan teşvik anlaşmasının gereği olarak Gökçek Vederson’u beklediğini iletmektedir. Sanık<br />

Samet’in Alaeddin’e, “konuştuğumuzdan farklı hiç bir şey yok her şey yolunda diyor”<br />

sözünden, Vederson ile Alaeddin Yıldırım arasında 11.04.2011 tarihinde gerçekleşen görüşmede<br />

teşvik anlaşmasının sağlandığı anlaşılmaktadır. Eğer bu görüşmede, Vederson tarafından, yapılan<br />

teşvik teklifi kabul edilmemiş olsaydı, sanık Alaeddin’in müsabaka öncesinde Samet’i arayıp<br />

anlaşmanın takibini yapması söz konusu olmazdı. Sanık Vederson’un bu konuya ilişkin<br />

aşamalardaki çelişkili savunmaları da değerlendirildiğinde, teşvik teklifini kabul ettiği sabittir.<br />

Sanıklar ve özellikle Aziz Yıldırım, Vederson ile görüşülmesinin nedeninin, kulüpten<br />

olan alacağı ile ilgili olduğunu, oyuncularından temiz kâğıdı almayan kulüplerin Avrupa’ya<br />

katılma hakkını kaybettiğini ve kulüplere verilen lisansları kaybettiğini, oyuncuların da ne kadar<br />

para kopartabilirsem düşüncesinin peşinde olduklarını savunmaktadırlar.<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazdığı 26.08.2011<br />

tarih ve 807 sayılı yazı içeriğine göre, Gökçek Vederson’a olan borcun 18.950 USD olduğunu ve<br />

bu miktar ödeme yapılarak borçlarının kapatılması ve borçlarının bulunmadığına dair bir yazı<br />

alınmasının kulüp lisansı için gerekli olduğu bildirilmesine ve bu hususun kulüp için çok önemli<br />

olduğunun savunmalarda ısrarla vurgulanmasına karşın, ne ilginçtir ki Trabzonspor-Bursaspor<br />

müsabakasının oynandığı 17.04.2011 tarihinden sonra ilgili futbolcu ile olan irtibat birden<br />

kesilmektedir.<br />

Sanık Gökçek Vederson duruşmadaki savunmasında, “ben de tam olarak ne ile ilgili<br />

görüşeceğimi bilemediğim için oraya çağırdılar, O görüşmede daha çok genel günlük yaşantılar,<br />

hayatın nasıl geçiyor, Bursa’ya alıştın mı, Bursa’yı seviyor musun, öyle şeyler görüşüldü.<br />

Alacağımın da daha ileriki dönemde ödeneceği söylendi. O günkü görüşmede herhangi bir<br />

miktar konuşmadık sadece günlük yaşantımızın nasıl olduğunu söyledik. O gün herhangi bir<br />

imza atmadım” şeklide beyanda bulunmuştur. Alacaklarını ödemek için çağrılan futbolcu ile<br />

bu konu ile ilgili görüşülmemiş olması savunmaların gerçek dışı olduğunu göstermektedir.<br />

Bu savunma ayrıca birçok boyutuyla da inandırıcılıktan yoksundur.<br />

Şöyleki:<br />

Fenerbahçe ile olan sözleşmesi 31.05.2010 tarihinde sona eren<br />

(http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=30&kisiID=30098) Gökçek Vederson’un, kulüpten<br />

olan alacağına karşılık sözü edilen temiz kâğıdının alınması gerektiğinin bir yıl sonra<br />

akıllara gelmesi; Fenerbahçe gibi hisseleri İMKB’de işlem gören şirketleşmiş ve tutulan<br />

muhasebe kayıtlarının emsali olmadığından sözü edilen büyük bir kulübün, bir başka<br />

kulübe transferi gerçekleşen futbolcusunun alacağını tam da bitime birkaç hafta kala,<br />

330/678


şampiyonluk yolunda tek rakibi olan Trabzonspor’un adı geçen futbolcunun oynadığı<br />

takım ile yapacağı müsabakanın öncesinde ödeme gayreti; günümüz dünyasında olağan<br />

durumun alacaklının, alacağının peşinden koşması yerine, her nasılsa miktarı dahi belirli<br />

olmayan ve alacaklısı tarafından bir yıldır unutulan bu alacağın borçlu tarafından ısrarla<br />

ödenmek istenmesi; alacak borç ilişkisinin kulübün iki yöneticisinin arasında diğerinin<br />

dahi anlamayacağı boyutta ultra kriptolu telefon konuşmalarına konu olması; telefon<br />

görüşmelerinin hiçbir yerinde alacak – borç, belge imzalanması vs. hususların geçmemesi;<br />

futbolcu ile kulüp arasındaki maddi konulara ilişkin hususların sözleşme ile kesin ve net<br />

olarak belirlendiği bir ortamda, kulübün futbolcuya olan borcunu ödemesinin onun kabulü<br />

dışında da çözümünün mümkün olmasına karşın ısrarla Bursa’dan İstanbul’a görüşmeye<br />

çağırılması; oyuncunun alacağı ile ilgili kâğıdı imzalamaması durumunda Avrupa’ya<br />

katılma hakkının kaybedilmesi gibi vahim durum karşısında, olağan koşullarda ikna<br />

edilmesi ve hoş tutulması için futbolcunun ayağına gidilmesi daha makul iken, futbolcunun<br />

yöneticilerin ayağına çağrılması hususları savunmanın gerçek durum ile ilgisiz olduğunu<br />

göstermektedir.<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu duruşmada sorulması üzerine, “Bursa’daki taş ocağından”<br />

kastedilenin Sercan Yıldırım’ın transferi olduğunu söylemiştir.<br />

Bursa Spor Kulübü’nün soruşturma aşamasındaki cevabi yazısında 2010-2011 futbol<br />

sezonu içerisinde Sercan Yıldırım ve Volkan Şen isimli futbolcuların transferi için Fenerbahçe<br />

Spor Kulübü tarafından kendilerine iletilmiş her hangi bir transfer girişiminin bulunmadığı, adı<br />

geçen futbolcularla görüşme yapmak için Fenerbahçe SK tarafından kulüpten yazılı izin talep<br />

edilmediği ve kulüp tarafından Fenerbahçe SK bu şekilde yazılı izin verilmediği bildirilmiştir<br />

(Kls. 65, dizi 334).<br />

Fenerbahçe Spor Kulübünün 17.10.2011 tarih ve 992 sayılı yazısında; (Kls. 65 dizi<br />

340); “2010-2011 futbol sezonunun devre arasından itibaren bu futbolcuların (Sercan<br />

Yıldırım ve Volkan Şen) Fenerbahçe’ye transferleri çeşitli vasıtalarla teklif olunmuş, ancak<br />

teknik kadrodan alınan görüş doğrultusunda transfer şartlarının değerlendirilmesi sezon<br />

sonuna bırakılmıştır” denilmektedir. Sanık İlhan Ekşioğlu, yöneticisi olduğu Fenerbahçe<br />

Spor Kulübüne rağmen Sercan Yıldırım’ın transferini gerçekleştirmeye çalışmakta olduğu<br />

gibi bir tezat söz konusudur.<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü, soruşturma aşamasındaki cevabi yazısında, 2010-2011 futbol<br />

sezonu içerisinde Sercan Yıldırım ve Volkan Şen isimli futbolcuların transferi için Bursa Spor<br />

Kulübü veya adı geçen futbolcularla herhangi bir resmi görüşme yapılmadığını bildirilmiştir.<br />

(Kls 65, dizi 340)<br />

Ali Kıratlı da duruşmadaki savunmasında, Sercan'ın transferi ile ilgili olarak Olgun ile<br />

konuştuğunu söylemektedir.<br />

Söz konusu görüşme;<br />

08.03.2011 günü<br />

görüşmedir(tape:2246);<br />

saat:16.54’de Olgun Peker’in, Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

atsana<br />

ALI KIRATLI : Alo<br />

OLGUN PEKER : Alo<br />

A.K : Başkan dolandırıcılar arıyor diye açıyorum telefonu senmişsin ya mesaj<br />

O.P : (Gülüyor)<br />

A.K : Bu kart dolandırıcıları var ya<br />

O.P : Ne yapıyorsun<br />

331/678


A.K : İyi ne yapayım oturuyorum bende de dedim ki tanıdık biri olsa mesaj<br />

atar dedim peşine mesaj geldi biliyor musun<br />

O.P : Nasıl gidiyor<br />

A.K : İyi çok şükür ham dolsun sende<br />

O.P : İyi Allaha şükür<br />

A.K : Gelmiyorsun<br />

O.P : .... şey transferi neden olmadı Ali<br />

A.K : Sercanın?<br />

O.P : Heh<br />

A.K : Sakatlık çıkarmışlar öyle duydum bide bu<br />

O.P : Kim çıkarmış<br />

A.K : ... sakatlık falan filan diye rapor çıkmış öyle duydum hani çocuğun dediği<br />

bana o menajerle ilgili bir şey söylemedi<br />

O.P : Ama menajerden alakalı bir şey<br />

A.K : Yani o da olabilir tabi evet yani de onu söylemedi bana telefonda<br />

konuştum Rusya’daydı<br />

O.P : Hı<br />

A.K : Abı dedi muayenelerden dedi bunlar bir şey yaptı falan filan eski<br />

ameliyatımla ilgili falan dedi burada görürüm yani şey hep Bursa’da, var mı takım<br />

yönlendireyim sana bitir işi<br />

O.P : Sevillaya verebilirim onu<br />

A.K. :Tamam söyleyim istiyorsan<br />

…<br />

Görüşme içeriğinden anlaşılmaktadır ki Sercan’ın Fenerbahçe’ye transfer edilmesi gibi<br />

bir düşünce söz konusu bile değil. Zira Ali Kıratlı, Olgun Peker’den Sercan için takım bulmasını<br />

istemekte, O da Sevilla’ya transfer edebileceğini söylemektedir.<br />

Şu hale göre, Sercan Yıldırım ile görüşme arzusunun, adı geçen futbolcunun<br />

Fenerbahçeye transferi ile ilgili olmadığı açık ve nettir.<br />

Sercan Yıldırım’ın kullandığı 5304304390 nolu telefonun; 09.04.2011 günü saat:<br />

13:44’e kadar Bursa’da sinyal verdikten sonra 11.04.2011 günü saat: 17:57’ye kadar İstanbul’da<br />

(09.04.2011 günü saat:16:55-17:51,17:54-18:09,18:20-18:23,19:02-19:34,23:30-17:34:43’de)<br />

604345191- opr:Turkcell (KNDLI21) - Kandilli Türk Telekom Binası Kandilli Üsküdar, İstanbul<br />

isimli baz istasyonundan sinyal verdiği tespit edilmiştir.<br />

Sanık Ali Kıratlı 2285 sayılı tapede Sercan’a, “İyi o zaman Cumartesi akşamı<br />

İstanbul’dayız o zaman…yanıma gel işim var tamam mı oğlum”, dediği, Sercan’ın da “Tamam<br />

abim benim çok sağol teşekkür ederim” diye karşılık verdiği anlaşılmaktadır. Cumartesi günü<br />

09.04.2011 tarihidir ve o gün saat 13:44 den sonra Sercan’ın telefonu yukarıda belirtilen yerde<br />

sinyal vermiştir. Sercan ile Ali Kıratlı’nın, İstanbul’da bir araya gelerek görüştükleri açıktır. Zira,<br />

İlhan Eşkioğlu’nun talimatı ile derhal Sercan’ın arayan ve görüşmek istediğini bildiren Ali’nin,<br />

“cumartesi” günü görüşmek üzere sözleşmelerinden sonra tekrar Sercan’ı tekrar aramaması,<br />

bunun önemli bir kanıtıdır.<br />

Şu hale göre; sanık Alaeddin Yıldırım’ın; sanık Samet Güzel aracılığıyla Bursaspor<br />

futbolcusu Gökçek Vederson ile Trabzonspor’u yenmeleri karşılığında teşvik teklifinde<br />

bulundukları, Gökçek Vederson’un da bahse konu teklifi kabul ettiği,<br />

332/678


Sanıklar İlhan Ekşioğlu ve Ali Kıratlı’nın ise, Bursaspor futbolcusu Sercan Yıldırım’a<br />

Trabzonspor’u yenmeleri karşılığında teşvik teklifinde bulundukları, Ancak Sercan Yıldırım’ın<br />

bahse konu teklifi kabul ettiğine dair herhangi bir delil elde edilemediği anlaşılmıştır.<br />

Tüm bu nedenlerle başta suç örgüt lideri sanık Aziz Yıldırım’ın bizzat tüm süreci<br />

yönetmesi yanında TCK'nın 220/5. maddesindeki “örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti<br />

çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır” hükmü yollaması<br />

ile diğer sanıklar Alaeddin Yıldırım, İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Ali Kıratlı’nın teşvik suçunun<br />

kanuni tanımında yer alan fiilleri birlikte gerçekleştiren sıfatıyla sorumlu oldukları anlaşılmış ve<br />

sanıkların suçtan kendilerini kurtarmaya dönük, oluşa aykırı, iletişim tutanaklarını izaha yönelik<br />

gerçeklikten uzak savunmalarına itibar edilmeyip, Mahkememizde oluşan bu vicdani kanı ile<br />

cezalandırılmalarına karar vermek gerekmiştir.<br />

Sanık Samet Güzel’in, teşvik anlaşmasının tarafı olan Gökçek Vederson’u sanık<br />

Alaeddin Yıldırım’ın isteği üzerine görüştürme amacıyla getirmesi eylemi, TCK'nın 39/2-c<br />

kapsamında “suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak” kapsamında<br />

değerlendirilmiş ve hakkında hükmolunan sonuç ceza itibariyle “Hükmün Açıklanmasının Geri<br />

Bırakılmasına” karar verilmiş olması karşısında, 6259 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik öncesi<br />

6222 sayılı Yasa lehine olduğundan bu şekilde uygulama yapılmıştır.<br />

Her ne kadar sanıklar Metin Korkmaz ve Hasan Çetinkaya haklarında, teşvik<br />

suçundan kamu davası açılmış ise de, suçlamayı reddeden savunmalarının aksiye yüklenen<br />

suçtan cezalandırılmalarına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlar elde<br />

edilemediğinden beraatlerine karar verilmiştir.<br />

Yukarıda adları geçen sanıklar aracılığı ile kendisine teşvik teklif yapıldığı sabit<br />

olmakla birlikte, özellikle Alaeddin Yıldırım ve Samet güzel arasında müsabakadan bir gün önce<br />

gerçekleşen 1694 nolu tape içeriği de gözetildiğinde sanık Sercan Yıldırım’ın vaki teklifi kabul<br />

ettiğine dair delil ve emare elde edilemediğinden beraatine karar vermek gerekmiştir.<br />

22.04.2011 GÜNÜ ESKİŞEHİR’DE OYNANAN ESKİŞEHİRSPOR - TRABZONSPOR<br />

MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLMESİ<br />

Süper Ligin 29. hafta maçları sonunda Trabzonspor'un 69 puan ve 2 puanlık fark ile<br />

Fenerbahçe'nin önünde lider durumda olduğu, 3.sıradaki Bursaspor’un ise 52 puanda olduğu ve<br />

3 puanlık sisteme göre kalan 5 maçta şampiyonluk şansının bulunmadığı, Trabzonspor ve<br />

Fenerbahçe takımlarının şampiyonluk adayı olarak yalnız kaldıkları, her iki takımın da sonraki<br />

maçlarının çok fazla önem arz ettiği,<br />

Federasyon kurallarına göre eşit puan durumunda, her iki takımın sezon içerisinde<br />

aralarında yaptıkları maçlardaki üstünlüğe göre sıralandıkları, bu duruma da ikili averaj adı<br />

verildiği, sezon içerisinde oynanan müsabakalarda Fenerbahçe'nin ikili averajda Trabzonspor'a<br />

üstünlük sağladığı, kalan maçlarda Fenerbahçe'nin puan kaybetmemesi halinde, Trabzon'un puan<br />

kaybının Fenerbahçe'nin şampiyon olması anlamına geldiği, bu durumun sanıklarca da bilindiği<br />

ve 30. haftada oynanacak Eskişehirspor-Trabzonspor müsabakasından önce, aralarında yaptıkları<br />

telefon görüşmelerinde "Bir Eskişehir kaldı ha adam gibi" "Eskişehir belli edecek<br />

şampiyonu abi" "Hani yarınkine tamam umudumuz biraz var ama esas Eskişehir abi bizi<br />

şampiyon yapacak” şeklinde sözlerle dile getirildiği,<br />

333/678


Bu bağlamda; söz konusu karşılaşmadan bir hafta önce oynanan Antalyaspor maçı için<br />

Eskişehirspor'un Antalya’da bulunduğu sırada; Ali Kıratlı'nın, İlhan Ekşioğlu'nun talimatıyla<br />

Antalya’ya giderek bir hafta sonraki Eskişehirspor- Trabzonspor karşılaşmasında verilecek teşvik<br />

priminin altyapısını oluşturmaya çalıştıkları,<br />

İlerleyen süreçte ise İlhan Ekşioğlu'nun talimatıyla Ali Kıratlı'nın, Eskişehirspor<br />

futbolcusu Ümit Karan’la irtibata geçtiği ve diğer takım oyuncularına dönük; Trabzonspor<br />

karşılaşmasının Fenerbahçe lehine sonuçlanması halinde teşvik primi verileceği konusunda<br />

girişimde bulunmasını istediği, Ü. Karan'ın da bu isteğe olumlu karşılık verdiği,<br />

Bu arada Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu'nun, Sami Dinç'e,<br />

Eskişehirsporlu futbolculardan Sezer Öztürk'ü Fenerbahçe'ye transfer etmeye yönelik<br />

girişimlerini hızlandırması için talimat verdiği, Sami Dinç'in de müsabaka öncesi Sezer Öztürk<br />

ile görüştüğü,<br />

Bu bağlamda sanıkların, teşvik anlaşmasının varlığına işaret eden iletişim tespit<br />

tutanaklarına bakıldığında;<br />

20.03.2011 günü saat:21.01’de İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun Faruk Yaşar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1994);<br />

Şahısların Gençlerbirliği:1-Trabzonspor:2 maçı hakkında konuştuktan ve gelecek<br />

haftaki durumlarından bahsettikten sonra İlhan’ın; “Eskişehir’den bekleyebiliriz” dediği,<br />

Faruk’un, “Evet Eskişehir olabilir, bir Eskişehir kaldı ha adam gibi” dediği.<br />

09.04.2011 günü saat:20.54’de İ.Ekşioğlu’nun Faruk Yaşar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2027);<br />

İlhan: “Bak şimdi kaç saat önce hesap yapıyorduk bu Eskişehir belli edecek<br />

şampiyonu abi,…ben sana niye diyorum şimdi birşey oldu onu bi …yaptırtmayın bizimkilere<br />

ki bunlar 2 hafta sonra oynayacaklar bi daha bunlar şeyle anladın mı onun için devamlı sana<br />

soruyorum”,Faruk:“Tabi tabi ama yapacak bir şey yok yapmışsa bile biz devam edeceğiz”,<br />

09.04.2011 günü saat:21.09’da İ.Ekşioğlu’nu Cemil Turhan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:2028);<br />

İlhan: “Abi bu maç değil ayrıca bir şey daha ekleyeyim Eskişehir şampiyonluğu<br />

belirleyecek demiştik ta 2 - 3 ay önce hatırla,…yine aynı fikirdeyim 2 hafta sonraki maçta<br />

çok önemli hani yarınkine tamam umudumuz biraz var ama esas Eskişehir abi bizi<br />

şampiyon yapacak”, Cemil: “Bu maçta yani herhangi bir şey oldu mu”, İlhan: “he he”,<br />

Cemil: “Neyse konuşuruz”,<br />

11.04.2011 günü saat:13.29’da İ.Ekşioğlu’nun Alaeddin Yıldırım’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2035);<br />

Alaeddin: “Bu Galatasaray’ı da dün yendi”, İlhan: “Abi ne yedi Trabzon çok kötü abi<br />

Allah’ın adaleti varsa biz var ya açık ara şampiyon olmamız lazım ya” , Alaeddin: “Abi tamam<br />

da”, İlhan: “Olacak işte 2 hafta sonra olacak”, Alaeddin: “..Eskişehir mi diyorsun”, İlhan:<br />

“Tabi ya”,<br />

334/678


Yukarıdaki görüşme içeriklerinde şampiyonu Eskişehir’in belirleyeceği vurgusu<br />

yapılmakta ve belirlemenin de doğruluğu lig sonunda anlaşılmaktadır.<br />

15.04.2011 günü saat:13.03’de Ali Kıratlı’nın İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2757);<br />

İlhan: “Kaçtım”, Ali: “.. hadi hayırlısı yoksun yani yarın,…pazar .. lider dönersin rahat<br />

ol,…ben gidiyorum da akşam uçağıyla haber vereyim dedim tamam geldiğinde görüşürüz”,<br />

15.04.2011 günü saat:13.07’de Ali Kıratlı’nın İ.Ekşioğlu’na gönderdiği<br />

mesajda(tape:2758);<br />

“Programımızda bı degısıklık yok demı başkan konustugumuz dogrultuda” yazdığı,<br />

15.04.2011 günü saat:13.07’de Ali Kıratlı’ya İ.Ekşioğlu’nun gönderdiği<br />

mesajda(tape:2759);<br />

“Ok” yazdığı,<br />

Fenerbahçe’nin 22.04.2011 tarihinde Eskişehir ile deplasmanda yapacağı müsabaka<br />

öncesinde, Eskişehirspor’un 17.04.2011 tarihinde rakip sahada Antalyaspor ile yapacağı<br />

müsabaka için bu şehirde bulunması nedeniyle sanık Ali Kıratlı’nın teşvik girişimleri için sanık<br />

Bülent Uygun ve Ümit Karan ile görüşmek amacıyla buraya geldiği anlaşılmaktadır.<br />

İlhan Ekşioğlu’nun talimatı ile Antalya’ya gelen Ali Kıratlı, İlhan’a gönderdiği<br />

“Programımızda bı degısıklık yok demı başkan konustugumuz dogrultuda” şeklindeki SMS ile<br />

teşvik noktasında ileteceği teklifte bir değişiklik olup olmadığını sormakta ve İlhan’dan “ok”<br />

almaktadır.<br />

15.04.2011 günü saat:20.04’de Bülent Uygun’un Ali Kıratlı’ya gönderdiği<br />

mesajda(tape:1585);<br />

“amam abı gelcez 1 saate yemekte” yazdığı,<br />

15.04.2011 günü saat:20.04’de Bülent Uygun’a Ali Kıratl’nın gönderdiği<br />

mesajda(tape:1586);<br />

“Ok” yazdığı.<br />

Duruşmada sorulması üzerine sanık Bülent Uygun, 15.04.2011 tarihinde Antalya’da<br />

Ali Kırtalı ile görüştüğünü, hatırladığı kadarıyla eşi ile birlikte geldiğini beyan etmiş, Ümit<br />

Karan ise hiç görüşmediğini bildirmiştir.<br />

Oysa aşağıdaki telefon görüşmeleri ile sanıklar Ali Kıratlı ve Ümit Karan’ın<br />

görüştükleri anlaşılmaktadır.<br />

15.04.2011 günü saat:21.57’de Ali Kıratlı’yı Bülent Uygun’un aradığı<br />

görüşme(tape:2760);<br />

335/678


Ali’nin “Sana yakınım Mardan dayım gel çay içelim geliyon mu,…kapıya haber<br />

bırakıyım geliyosan” dediği, Bülent’in çıkmak istemediğini belirterek Ali’yi davet ettiği.<br />

15.04.2011 günü saat:22.47’de Ali Kıratlı’yı Ümit Karan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2761);<br />

Ali’nin“…onun kapısının önündeyim” dediği ve davet ettiği, Ümit’in; ”Tamam”<br />

dediği, Ali’nin; “..Buluşalım dış kapının orda lobinin orda” dediği.<br />

30.05.2012 tarihli duruşmada, sorulması üzerine Ali Kıratlı, maç için gitmediğini o<br />

tarihte Antalya’da olduğunu, zaten uzun bir süre kaldığını beyan etmektedir.<br />

Oysa sanık Ali’nin uzun bir süre Antalya’da kalmadığı ortadadır. Zira 15.04.2011<br />

tarihinde saat 13.03’de sanık İlhan’ı arayıp “ben gidiyorum da akşam uçağıyla haber vereyim<br />

dedim” dediğinde henüz İstanbul’dadır. Antalya’ya indiğinde saat 21.57’de Bülent Uygun’u<br />

aramış ve buluşmak istemiştir.<br />

16.04.2011 günü saat:21.30’da Ali Kıratlı’nın İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2762);<br />

İlhan’ın; “…Bana bak ya sen seyahatin iyi geçti demi” dediği, Ali’nin; “İyi on<br />

numara hiç bi sorun yok…salı günü salı günü tekrar çıkıcam işte sen gel” dediği, İlhan’ın<br />

onayladığı,<br />

Ali Kıratlı’nın İ.Ekşioğlu’nun talimatıyla Antalya’ya gidip Bülent Uygun’la<br />

Trabzonspor müsabakasına ilişkin teşvik primi ile ilgili görüşerek olumlu cevap alıp bu durumu<br />

İ.Ekşioğlu’na aktardığı anlaşılmaktadır. Buradan da Sanık Ali’nin uzun bir süredir Antalya’da<br />

olmadığı, bir görev ifası için gittiği anlaşılmaktadır.<br />

17.04.2011 günü saat:20.55’de Ali Kıratlı’yı Mustafa Anlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:2763);<br />

Mustafa: “Tek şeyimiz Eskişehir abi tek dayanağımız o kaldı yani…”, Ali: “Yok ya<br />

Antep maçı yok geçer Antep Tolunay o…”, Mustafa: “Eskişehir”, Ali: “... bizim ya”,<br />

Mustafa:“Artık Eskişehir oynar,…canla başla ... bence oynaması lazım ki oynayacağını da<br />

tahmin ediyorum”,<br />

17.04.2011 günü saat:21.39’da Ali Kıratlı’yı Murat Öztürk’ün aradığı<br />

görüşme(tape:2764);<br />

Ali (Eskişehir maçı ile ilgili olarak): “…Bir benim ümidim var memleketimiz<br />

Eskişehir haftaya,…Eskişehir çelmeledi bunları çelmeledi,…çelmelemedi dükkan kepenkleri<br />

indiririz yine gibime geliyor”, ..Murat: “..Buca’ya geliyor musun İzmir’e“, Ali: “Geleceğiz ya<br />

mecbur nasıl gelmeyeyim ben dünde Antalya’daydım, Antalya’dan uçakla geldim öğleden<br />

sonra 3’te,…tabi ya yoklamaya gidiyoruz yani (gülerek) maç günü”,<br />

15.04.2011 tarihinde akşam uçağı ile Antalya’ya giden sanık Ali Kıratlı, 17.04.2011<br />

tarihinde yaptığı yukarıdaki konuşma sırasında cep telefonu “2113437452 - opr: Turkcell<br />

(ERECA3) - BAĞDAT CD NO:324 GALİPPAŞA CM. KAR7ISI REKLAM TABELASI<br />

336/678


ERENKÖY MH. . (ERENKÖY CAMİ SOKAK) KADIKÖY,İSTANBUL” adresinden sinyal<br />

vermektedir. Konuşmasında ayrıca “dün de Antalya’daydım uçakla geldim öğleden sonra üçte”<br />

diyerek Antalya’da yalnızca bir gün kaldığını söylemektedir. Sanık Ali, sürekli takip ettiğini ve<br />

maçlarını izlediğini söylediği Bülent Uygun’un antrenörlüğünü yaptığı Eskişehirspor’un,<br />

Antalyaspor ile 17.04.211 tarihinde oynanan ve saat 17.00 de başlayan müsabakayı dahi<br />

izlememiştir. Çünkü sanık maç izlemek değil teşvik görüşmesi için Antalya’ya gitmiştir.<br />

18.04.2011 günü saat:09.06’da İ.Ekşioğlu’nu Alaeddin Yıldırım’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3061);<br />

Alaeddin: “…ne diyorsun Trabzon”, İlhan: “Abi işte tek benim şeyim bu hafta,…bu<br />

hafta abi yani iş yani…”, Alaeddin: “Ben bu hafta senden ümitliyim abi Eskişehir inşallah<br />

yener ya”.<br />

Sportmenlik ve centilmenlik çerçevesinde olağan koşullarda futbol takımından ümitli<br />

olması gereken yönetici Sanık Alaeddin Yıldırım, bir diğer yöneticiden ümitli olduğunu<br />

söylemektedir. Çünkü adeta şike ve teşvik işlerinden sorumlu koordinatör gibi çalışan kişi İlhan<br />

Ekşioğlu’dur.<br />

18.04.2011 günü saat:13.43’de Ali Kıratlı’yı İ.Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2765);<br />

İlhan: “Buralarda mısın”, Ali: “…caddedeyim bizim ...deyim,…gelirim buradan<br />

çıkınca o zaman”, İlhan: “Tamam oldu”.<br />

18.04.2011 günü saat:16.20’de Ali Kıratlı’yı Şükrü Ongan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:2766);<br />

Ali: “Hani o gün benim yanıma geldin ya sen bir arkadaşla,.ona söyle ben cuma<br />

ineceğim oraya tamam mı akşam gece,…konuştum”, Şükrü: “Anladım abi”, Ali: “Problem<br />

yok ben ancak cuma günü alabiliyorum buradan izin,…öbürüne de ikisine de söylersin o<br />

da ona söyler sen söyle yani şey de,…önce görüş.. ben çünkü şimdi çıktım oradan,…izin<br />

istedim dediler cuma günü ancak işlerimiz çok…”,<br />

Sanık Ali Kıratlı, üç gün önce çok rahatlıkla aradığı arkadaşı Bülent Uygun ya da Ümit<br />

Karan’ı aramaktan itina etmekte, kulüpte çalışan Şükrü Ongan’ı arayarak şifreli şekilde<br />

Eskişehir’e geleceğini Bülent Uygun’a söylemesini istemektedir. Sanık Ali, resmi görevi bulunan<br />

bir şahıs olmamasına karşın “Cuma günü alabiliyorum buradan izin” derken teşvik faaliyetine<br />

ilişkin olarak aldığı talimat uyarınca ancak Cuma günü gelebileceğini iletmektedir. Söz konusu<br />

görüşme içeriğinden sanık Şükrü’nün de teşvik girişiminden haberdar olduğu ve Ali’nin<br />

söylediği bu hususları Ümit Karan ve Bülent Uygun’a ileterek eylemin icrasını kolaylaştırdığı ve<br />

bu surete yardım etiği anlaşılmaktadır.<br />

19.04.2011 günü saat:10.57’de Ali Kıratlı’nın İ. Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2772);<br />

Ali’nin; (Şükrü Ongan’ı 10 dakika önce arıyor ama Şükrü telefonu açmıyor) aradığını<br />

ancak antrenmanda olabileceğini belirterek ulaşamadığını ima ettiği, İlhan’ın;“…boş ver..”<br />

dediği, Ali’nin;“…Ne yapacağız aynı mı yürüyeceğiz aynı sistem mi,…bekleyeceğiz yani”<br />

337/678


dediği, İlhan’ın; “Gideceğiz boğalar moğalar” dediği, görüşmenin devamında Ali’nin; “Bende<br />

maça gitmek istiyordum maça da gidemeyeceğiz şimdi seyretmek istiyordum güzel maç olur<br />

Eskişehir takar onları ya en aşağı berabere biter o maç hiç kafanı ...” dediği,<br />

20.04.2011 günü saat:10.31’de İ.Ekşioğlu’nu Alaeddin Yıldırım’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3065);<br />

İlhan: “Bekliyoruz bekliyoruz abi,…valla herşeyi yaptık hatta devam da ediyoruz<br />

önümüze doğru devam ediyoruz da cuma günü, cuma günü yani bu şeylerin ilki hani<br />

beklentilerin ilki…”, Alaeddin: “.... 17 de 17 yaptım abi ben ne olacak”, İlhan: “Bide abi Trabzon<br />

kimse anlatmasın Trabzon takımı 80 puan alacak kapasitede bi takım mı ya”,<br />

Sanık İlhan, “her şeyi yaptık hatta devam da ediyoruz” derken, teşvik konusunda<br />

gerekeni yaptıklarını ve yapmaya da devam ettiklerini ifade etmektedir.<br />

20.04.2011 günü saat:15.16’da Ali Kıratlı’nın İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2784);<br />

Ali: “Dün konuştum onla dün gece,…gelseydin melseydin dedi dedim ne bileyim abi<br />

olmadı olsaydı gelecekti dedim yani iyi dedi bi yer nokta yaptık onunla,…sen cumartesi ayarla<br />

onu gideceğim geri geleceğim”,… Ali:“Mutlular mutlular inşallah bitireceğiz ya,…senin hiç<br />

bu işler yokken içine düştü o işler”.<br />

20.04.2011 günü saat:16.34’de Ali Kıratlı’yı İ.Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2785);<br />

İlhan: “Ya o seninkine şeyi de söyleyebilirsin he onunla da irtibata geçsin yani o<br />

şey bizim şeyle de haber göndermişler ona da bize, bize gelecek var ya bir tane oradan bize<br />

gelecek,…onu da alsın işin içine” (Sezer Öztürk’ü kastederek), Ali: “Benimki mi”, .. İlhan:<br />

“O diyor ki o tabi olayları biliyor ama şeyi bilmiyor sistemi,…diyor burada en önemli şey<br />

diyor oradaki diyor 18’in bile diyor bu biter bitmez bu işin kapanacağını bilmesi lazım<br />

diyor “, Ali: “…. Ben böyle uygun görüldü böyle dedim o bizimki biliyor…bizimkinin de<br />

yani şeyini yapsak iyi olurdu esasında öbürünün de”, İlhan: “Ben bir bakacağım bakacağım<br />

ben sana söyleyeceğim” dediği, görüşmenin devamında Ali’nin cep telefonundan konuşmak<br />

istemediği için sabit numara istediği, İlhan’ın; sabit numara olmadığını belirttiği anlaşılmaktadır.<br />

Söz konusu görüşmede, Sanık İlhan Sezer Öztürk’ün de teşvik kapsamına alınmasını<br />

istemektedir. Bu görüşmeden 10 dakika sonra saat:16.47’de Ali Kıratlı’nın İ.Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2786);<br />

Ali: “O bizim yeni evlat yok he o o yok ben biliyorum,…o bizim yeni gelecek olan<br />

evlat,…o gün yok o”, İlhan: “…Hayır fark etmez ya o”, Ali: “Onu sonra düşünüyor gibi yani<br />

pek düşünmüyor onu,…biliyorum ben şey çünkü nasıl yapacağını nasıl edeceğini,…onu da<br />

veririm yani sana istiyorsan”, İlhan: “…Burada herkes nasılsa yemeği eşit şey yapacak”,<br />

Ali: “…İstiyorsan da şey yaptırırız yani…ne bileyim başkan sensin ben,…e geçen sen sen<br />

söyledin ya aman onu öyle bunu böyle hesabı ..”<br />

Sanık Ali, konuşmaya doğrudan “O bizim yeni evlat yok, o gün yok o” diyerek Sezer<br />

Öztürk’ün müsabakada oynayacağını, belki sonradan gireceğini, dolayısıyla onun teşvik<br />

338/678


kapsamına dâhil edilmesine gerek olmadığını ima etmekte ancak sonrasında “başkan sensin”<br />

diyerek söylediğini de yapacağını belirtmektedir.<br />

20.04.2011 günü saat:18.18’de İ.Ekşioğlu’nu<br />

görüşme(tape:3067);<br />

Aziz Yıldırım’ın<br />

aradığı<br />

Aziz: “Yav neredesin kardeşim seni görmeyince işler rast gitmiyor”, İlhan:<br />

“Başkanım ben geldim de kulüpte siz çıkmışsınız ya”, Aziz: “İlhan valla bildiğin gibi bu kadar<br />

stres bu kadar şey kaldıramıyorum artık,…birde duydum O Pele (Eskişehirsporlu futbolcu<br />

Vitor Hugo Gomes Passos’ın lakabı) mele de sakat diye Eskişehir’de”, İlhan: “Öyle diyorlar<br />

da o enteresan bir şey yapacak,..kadro yapacakmış he”, Aziz: “..Onu yalandan yapıyor<br />

herhalde”, İlhan: “Valla hani dedik ya ona sağlam dur bilmem ne falan”.<br />

Sanık Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu’na Eskişehirspor kadrosunda bulunan Pele Lakaplı<br />

Vitor Hugo Gomes Passos’ın sakat olduğu için Trabzonspor’a karşı forma giymeyeceğine<br />

ilişkin haberler duyduğunu söylemekte, sanık İlhan ise sanık Bülent Uygun’un kendisine<br />

“sağlam dur” dedikleri için bu şekilde bir taktik uyguladığını, yoksa anılan futbolcunun kadroda<br />

yer alacağını söylemektedir.<br />

Nitekim adı geçen futbolcu 8 sırt numarası ile ilk on birde takımdaki yerini almış ve<br />

doksan dakika boyunca oyunda kalmıştır.<br />

Bu arada sanıklardan Şekip Mosturoğlu ile Sami Dinç, Sezer Öztürk’ü transfer<br />

vaadiyle teşvik girişimlerine başlamışlardır.<br />

20.04.2011 günü saat:18.18’de Sami Dinç’in Sezer Öztürk’e gönderdiği mesajda<br />

(tape:1856);<br />

yazdığı.<br />

“Merhaba Sezer, musait olunca konusalim bu aksam. Senden haber bekliyorum. Sami”<br />

20.04.2011 günü saat:19.38’de<br />

görüşme(tape:1638);<br />

AZİZ YILDIRIM’ın<br />

Şekip Mosturoğlu’nu aradığı<br />

Şekip:“..Konuştum o çocuğun menajeriyle,…oynayacakmış Pele oynayacakmış hiç<br />

bir şeyi yokmuş”, Aziz: “Mahsus yapıyorlarmış,…öğrendim öğrendim”.<br />

20.04.2011 günü saat:19.30’da Sami Dinç’in Sezer Öztürk’ü aradığı<br />

görüşme(tape:1857);<br />

Sami’nin; “Ha Sezer şimdi konuştum şeyle Şekip abiyle konuştum mevzuyu da”<br />

dediği ve kendisinin aracı olduğunu kimseye söylememesini istediği, Sezer’in; “Hı hım yani<br />

büyük ihtimalle biz anlaştık sayılır zaten o zaman” dediği, Sami’nin; “Sen kafanda anlaştım<br />

diye bak yani artık bitti” dediği.<br />

21.04.2011 günü saat:16.27’de Ali Kıratlı’yı İ.Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2787); Ali:“..Dedim bugün görüşürüz falan ben dedim aramayınca bakayım<br />

dedim program yapacağım”, İlhan: “İlk dediğimizi yapalım ya”, Ali: “İyi abi tamam ben onların<br />

dediğini söyledim,…dün gece şeyle de konuştum Sezer’le de konuştum”, İlhan: “Oynuyor<br />

339/678


mu”, Ali: ”Gelecek misin abi falan dedi, dedim bilmiyorum yarın belli olacak gelseydin abi falan<br />

filan ne bileyim bilmiyorum dedim konuşuruz yarın dedim kaldı öyle ya bilmiyorum sen bilirsin<br />

şey sensin abi ağa sensin senin dediğin olur benden bir şey yok”, dediği, akabinde sabit<br />

numaradan görüşmek için sözleştikleri.<br />

21.04.2011<br />

görüşme(tape:2737);<br />

günü saat:18.04’de Ümit Karan'ın<br />

Ali Kıratlı'yı aradığı<br />

Ali:"Bende sabah gelcem…Zafer hocayla geleceğez…seyredeceğiz akşam…<br />

bakalım… yaramazlık yok demi", Ümit: “yok yok" .<br />

Sanık Ali Kıratlı, Ümit Karan’a Eskişehir’e geleceğini haber vermektedir.<br />

21.04.2011 günü saat:19.45’de İ.Ekşioğlu’nun<br />

görüşme(tape:1789);<br />

Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

Ali: “Ne yaptın”, İlhan: “Şimdi şey diyoruz yani eğer çok şey diyorlarsa…sen<br />

gidersin…ben cumartesi günü yollarım sana”, Ali: “Yok gerek de yok ben gidiyorum<br />

zaten”,..Ali: “Beni öbürü de aradı her zamanki kardeşim benim…geldin mi meldin mi dedi<br />

geldim yoldayım dedim”, İlhan: “İyi oraya git ya”, Ali: “Yarın gideceğim abi mecburum yani bi<br />

boka girdik yani…ben gelirim sen kimseyi takmana gerek yok ya”,<br />

Sanık İ.Ekşioğlu, ayarlayamadığı için 22.04.2011 günü Ali Kıratlı ile gönderemediği<br />

teşvik parasını, 23.04.2011 Cumartesi günü arkasından Eskişehir’e gönderebileceğini<br />

söylemektedir.<br />

21.04.2011 günü saat:20.45’te Sami Dinç’in Sezer Öztürk’ü aradığı<br />

görüşme(tape:1858);<br />

SEZER ÖZTÜRK : Efendim<br />

SAMİ DİNÇ : Ne haber Sezer<br />

S.Ö : İyi abi sen ne yapıyorsun<br />

S.D : İyidir ne yapıyorsun<br />

S.Ö : İyi ne yapayım abi kamptayım<br />

S.D : Ha kamptaysan istersen sonra konuşalım müsait değilsen<br />

S.Ö : Yok yok odadayım abi müsaitim<br />

S.D : Hım tamam sen dün aramışsın galiba şeyi Şekip abi gözükmediği için<br />

numara açmamış da ben söyledim akşam aradı mı seni Sezer dedim<br />

S.Ö : He<br />

340/678


S.D : Valla bir kaç numara aslında aramıştı da dedi açmamış olabilirim dedi kayıtlı<br />

değilse dedi ha yani başta onu söyleyeyim<br />

S.Ö : Hı hım<br />

S.D : İkincisi şey Sezer, başkanla ayak üstü çok konuşabildim ama okey tamam<br />

sen hallet dedi yani hani ben şeyi aldım yani okeyi tamamdır hiçbir sıkıntı yok herhalde haftaiçi<br />

falan veya hani şey BİRAZ DA BAĞLI BİR SONRA Kİ SKORA DA BİRAZ BAĞLI BU<br />

HAFTA BAKALIM NE OLACAK NE BİTECEK Trabzon un durumu da mağlum<br />

ondan sonra hafta içi hallederiz abi onu<br />

S.Ö : İnşallah abi<br />

S.D : Hı hım tamam yani sorun yok yani kafanda nasıl artık tamamdır<br />

S.Ö : Hı hım yok yok rahat zaten kafam abi<br />

S.D : Bilgin olsun yani biliyorsun ya sen nerdesin şu an<br />

S.Ö : Şeydeyiz abi tesiste kamptayım<br />

S.D :Sana bir şey soracam da sen odaya sabit numaran var mı o anlamda<br />

söyledim<br />

S.Ö : Yok yok burdan şey yapabiliriz abi de<br />

S.D : Sabit numaran yok yani konuşabileceğimiz<br />

S.Ö : Nasıl sabit ne demek o<br />

S.D : Sabit ya şey ya normal şey numara yani ev numarası otel numarası şey<br />

numarası yani<br />

S.Ö :Ha yok tesisteyiz abi ya hani tesis numarası var da kulübün şeyi o ...<br />

S.D :... arıycam birazdan, arıycam birazdan<br />

S.Ö :Tamam tamam okey abi<br />

Söz konusu görüşmede Sami Dinç, Sezer’e transferinin biraz da Trabzonspor ile<br />

yapacakları müsabakanın sonucuna bağlı olduğunu söylemektedir. Ancak Sami Dinç, bu<br />

sözlerinden Sezer Öztürk’ün bir şey anlamadığını düşündüğü için ondan daha açık ve net<br />

konuşabileceği sabit bir telefon numarası istemektedir.<br />

21.04.2011 günü saat:21.00’da İlhan Ekşioğlu’nu Şekip Mosturoğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:3070);<br />

341/678


Şekip: “Bizim dosyaya hiç bakan olmamış,…şu saate kadar kimse bakmamış<br />

dosyaya”, İlhan: “…Sen söyledin mi,…o yapsın o zaman ona bi söyleseydin o ilgilensin<br />

bütün şeylerle mağdurlarla o ilgilensin”, Şekip: “..Toplasın mı hepsini”.<br />

Sanık Şekip Mosturoğlu, Sami Dinç ile Sezer Öztürk arasındaki bu görüşmeyi bildiği<br />

için “bizim dosya” ile sözünü ettiği Sezer Öztürk ile teşvik konusunda kimsenin görüşmediğini<br />

İlhan’a aktarmaktadır.<br />

Şekip Mosturoğlu’nun, Sezer Öztürk konusundaki bu bilgi aktarımından bir dakika<br />

sonra saat:21.02’de İlhan Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’yı aradığı görüşme(tape:1790);<br />

ALİ KIRATLI : Efendim<br />

İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU : Ne haber<br />

A.K : İyiyim başkanım sen nasılsın<br />

İ.Y.E : Ya bir şey diyeceğim sana<br />

A.K : Hı<br />

İ.Y.E :Bu bizimki hiç ha hiç bir şeyden bihaber ha<br />

A.K : Ne zaman haber<br />

İ.Y.E : Bihaber yani hiç hiç bir şeyden haberi yok<br />

A.K : Haberim yok vallah ben onlara söyledim ikisine ben hepsine nasıl<br />

diyeyim abi ama onun vardı bir şeyden ya<br />

İ.Y.E : Hiçbir şey dedi hiç ne toplayan var ne söyleyen var hiç bir şey yok<br />

A.K : Onlar bizi bekliyor bekliyor derken onun için mi acaba<br />

İ.Y.E : Abi olur mu ya öyle şey<br />

A.K : Ne diyeyim abi<br />

İ.Y.E : Hayır yani sen söyledin seninle ne alakası var o toplayacaktı söyle<br />

A.K Ben hepsine söyledim<br />

İ.Y.E : Hı<br />

A.K :Hepsine söyledim ikisine de söyledim sendekine de söyledim öbürüne<br />

de ertesi gün söyledim onun yanında<br />

İ.Y.E : Evet<br />

342/678


A.K : O dedi hatta ben onlarla konuştum dedi<br />

İ.Y.E : Hiç biriyle konuş konuşmamış hiç biriyle<br />

A.K :Vallah ne diyeyim başkan bi arayayım bakayım istiyorsan ben ne<br />

diyeyim yani buradan oldu mu yürümüyor ki abi ne yapayım<br />

İ.Y.E :Anladım da abi bu niye söylemedi ya<br />

A.K :Belki vakti saati vardır bilmiyorum ki nedir ne değildir<br />

İ.Y.E :Oğlum ya ABI YARIN MAHKEME VAR YA<br />

A.K : Dur bi konuşayım da ben seni arayayım ne niyeyim evdeyim şimdi<br />

konuşayım arayayım<br />

İ.Y.E :Tamam<br />

A.K :Tamam<br />

Sanık İlhan, Şekip’ten aldığı Sezer’e ulaşılamadığı bilgisi teşvik faaliyetinin baş aktörü<br />

olan Ali Kıratlı’ya iletmektedir. Ali ise, bu durumu konuştuğunu, Eskişehir’e gitmeyince<br />

İstanbul’dan ancak bu kadar takip edilebildiğini söyleyip “Belki vakti saati vardır bilmiyorum ki<br />

nedir ne değildir” deyince İlhan, “Oğlum ya ABI YARIN MAHKEME VAR YA” diyerek<br />

müsabakanın yarın (22.04.2011) oynanacağını vaktin kalmadığını bir an önce konuşulması<br />

gerektiğini söylemektedir.<br />

Sanık Şekip’in savunmalarında gerçek anlamlarında kullanıldığını beyan ettiği,<br />

“dosya, mağdur, Mahkeme” ifadelerinin bu şekilde kullanılmayıp şifreli olarak kullanıldıkları<br />

açıkça görülmektedir.<br />

Sanık Ali Kıratlı, İlhan Ekşioğlu ile yaptığı ve yaklaşık iki dakika süren bu telefon<br />

görüşmesinin hemen ardından saat:21.05’de Ali Kıratlı’nın Ümit Karan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2790);<br />

ÜMİT KARAN : Efendim abi<br />

ALİ KIRATLI : Ne yapıyorsun<br />

U.K : Ne yapayım abi öyle oturuyoruz sen en yapıyorsun<br />

A.K : İyi ne yapıyım evdeyim geldim erken sabah çıkacağım diye<br />

Ü.K : He<br />

A.K : Ne var ne yok<br />

Ü.K : İyi abi ne olsun işte biraz önce toplantı falan yaptım çocuklarla<br />

343/678


herhalde<br />

A.K : Yaptın mı<br />

Ü.K : Hı hı<br />

A.K : Ha<br />

Ü.K : Öyle işte<br />

A.K : Var mı yaramazlık<br />

Ü.K : Yok işte bir şey yok haberler<br />

A.K : ASAYİŞ BERKEMAL YANİ<br />

Ü.K : (Gülüyor) Maçı kazanmamız lazım<br />

A.K : O size kalmış artık<br />

Ü.K : Hı hı sen ne zaman geliyorsun yarın mı<br />

A.K : Yarın sabah<br />

Ü.K : Hı hı anladım<br />

A.K : Şeyi vermişler Fenere sizin Sezer i<br />

Ü.K : Size mi<br />

A.K : He he<br />

Ü.K : Valla bilmiyorum vermişlerde anlaşmamışlar bonservis monservis sıkıntı var<br />

A.K : Varmıymış<br />

Ü.K : Yani başka vardı yani daha 5 - 6 vermem diyor yani<br />

A.K : Euro mu<br />

Ü.K : Bilmiyorum Euro mu artık Dolar mı<br />

A.K : Çok para oğlum etmez ki oynamıyor etmiyor<br />

Ü.K : (Gülüyor)<br />

A.K : A..ına koyayım bi adam istedin mi a..ına, koyayım havaya uçuyor<br />

Ü.K : ... dur bakalım ... alırsınız herhalde ya büyük ihtimalde bilmiyorum ki<br />

344/678


A.K : İyi adam mı<br />

Ü.K : Yani işte<br />

A.K :.... yanında mı yoksa<br />

Ü.K : Yok yanımda değil ya yanımda kimse yok<br />

A.K : Ona da söyledin mi birşey<br />

Ü.K : Eee (HAYIR)<br />

A.K : He<br />

Ü.K : Eee(HAYIR)<br />

A.K : Niye<br />

Ü.K : O AĞZI SIKI DEĞİL<br />

A.K : Allah Allah<br />

Ü.K : Hım<br />

A.K : Ama o bizimkine demiş bizimkilerde oa sormuş böyle böyle neyse gelecek<br />

falan filan diye<br />

Ü.K : Hım<br />

A.K : O da diyor bilmiyorum yani bana söylediler şimdi<br />

Ü.K : Hım<br />

A.K : Bilmiyorum sorarım dedim<br />

Ü.K : Hallederiz ya daha onunla şey yaparız yani Tamam merak etme sen<br />

A.K : Bize gelecek çünkü<br />

Ü.K : Tamam tamam<br />

A.K : Tamam bilgin olsun hadi görüşürüz<br />

Ü.K : Hadi öptüm<br />

A.K : Görüşürüz<br />

Sanık Ali Kıratlı, İlhan Ekşioğlu’nun Sezer ile teşvik konusunda konuşulmadığını<br />

söyleyince derhal Ümit Karan’ı aramış ve durumu ona sormuştur. Ümit Karan “İyi abi ne olsun<br />

345/678


işte biraz önce toplantı falan yaptım çocuklarla” diyerek teşvik konusunda ilgili futbolcular<br />

ile konuştuğunu iletmektedir. Ali “Ona da söyledin mi birşey” diyerek Sezer ile neden<br />

konuşmadığını sormakta, Ümit ise “O AĞZI SIKI DEĞİL” diyerek teşvik konusunda<br />

kendilerini zor durumda bırakabileceğini ima ederek konuşmadığını söylemektedir.<br />

21.04.2011 günü saat:21.07’de<br />

görüşme(tape:2134);<br />

AZİZ YILDIRIM’ın<br />

İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

Aziz: “Şekip’in söylediğini duydun mu”, İlhan: “Duydum…Şekip’e ben dün dün<br />

söyledim ona onunla bi konuş diye…bizimkini arıyorum bizimki cevap vermiyor şimdi<br />

arar beni…ben anlamadım hiçbir şey…Başkanım onunla o Bir Numarayla bana gelen<br />

öbürünün haberi var”, Aziz: “Arabaya atla işin yoksa atla gel bu Şipyaninin oteli var ya…<br />

Şekip’le orda olacağım gel konuşalım beraber”.<br />

21.04.2011 günü saat:21.08’de<br />

Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2671);<br />

Ali’nin; (Ümit Karan’la yaptığı Eskişehirspor’lu futbolcuları kastederek)“…Konuştum<br />

şimdi. ..Yavaş yavaş alıyorum diyor hepsini,…bu şey değil ki diyor öyle hepsini alıp da<br />

konferans gibi yapamam ki diyor 2-2, 3-3 alıyorum diyorum hepsini diyor…olmaz ki abi<br />

diyor konferans gibi diyor ağzı şey olan var diyor düz olan var diyor eğri olan var diyor<br />

ağzı olan konuşuyor tercümanlar var diyor 3-3, 4-4 alıyorum diyor şimdi bugün hepsini<br />

alacağım diyor…ben diyor haberim var diyor olmaz mı diyor…adamın kendisiyle<br />

konuştuk ya bizim bizim yani bizi zan altında bırakacak bir şey yok,…mantıken 20 kişiyi<br />

de alıp konuşamazsın abi yabancısı var yerlisi var o var bu var tek” dediği,<br />

Sanık Ali Kıratlı, Ümit Karan ile arasındaki konuşmayı İlhan Ekşioğlu’na<br />

aktarmaktadır, teşvik konusunda Ümit’in kimlerle nasıl konuştuğunu bildirmektedir.<br />

21.04.2011 günü saat:21.11’de Ali Kıratlı’nın Ümit Karan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2791);<br />

Ali: "Sen onunla konuş ha unutma gelsin bize yani ona şimdi sorarlar çünkü onun<br />

yani öyle olmasın dışarıda kalmasın tamam”, Ümit: “...Ben konuştum onunla ya o<br />

da...istiyor zaten”, Ali: “…Sen onla da konuş yani onun için tamam”, Ümit: “O da gelmek<br />

istiyor abi size”, Ali: “Tamam gelsin sen çünkü ona sorarlar morarlar o benim haberim yok<br />

ondan sonra şey olur başka bir şey çıkar yani ortaya tamam bul onu da adam gibi söyle<br />

açsın kim soruyorsa ona söylesin konuş…”.<br />

Ali Kıratlı, tekrar arayarak Ümit Karan’dan, “dışarıda kalmasın” diyerek Sezer<br />

Öztürk ile görüşmesini ve onun de teşvik çemberine alınmasını istemektedir. Zira Şekip<br />

Mosturoğlu’nun Sami Dinç aracılığı ile bu durumu sorgulayacaklarını bildiğinden ayrıca<br />

aşağıdaki mesajları da göndermiştir.<br />

21.04.2011 günü saat:21.25’de Ali Kıratlı’nın Ümit Karan’a gönderdiği<br />

mesajda(tapeler:2792-2793-2794);<br />

“Aman krdm eksık bı şey yapma kurban olayım bunlar sağlamasını da yapıyolar<br />

allah korusun yanlıs anlasılmayalım sen konusup cözersin o cocukla da” yazdığı .<br />

346/678


21.04.2011 günü saat:21.31’de Sami Dinç’i Sezer Öztürk’ün aradığı<br />

görüşme(tape:1859);<br />

Sami:“İyi bir konuşmam var seninle yani ama burdan konuşamıyorum (gülüyor)<br />

sıkıntılıyız,….Blackbery kullanıyor musun sen”, Sezer: “Hayır abi, niye konuşamıyorsun<br />

burdan konuş ya ne olacak”, Sami: “Buradan konuşamam da, ya ben konuşamam başta<br />

yani,…en başta ben konuşamam benim taraftan selam söyleyecek çok kişi var”, Sezer: “He,<br />

ben sana bir numara mı yollayayım”, Sami: “Tesisteysen ama tesiste şey yapılıyor yani<br />

tesiste olmaz tesis yanlış olur da şöyle yapalım sen ne kadar numara bulsan da yine<br />

bulacağın arkadaşlarının cebi falan olur yani”.<br />

Sanık Sami Dinç, iletişim tespitine karşı Sezer Öztürk ile cep telefonu dışında bir<br />

kanaldan görüşmek istemektedir. Zira Sezer Öztürk’e açık ve net olarak, Fenerbahçe’ye transfer<br />

olabilmesi için Trabzonspor müsabakasında iyi mücadele etmesi gerektiğini iletmek<br />

istemektedir.<br />

21.04.2011 günü saat:21.41’de Şekip Mosturoğlu’nun<br />

görüşme(tape:1820);<br />

Sami Dinç’i aradığı<br />

Şekip: “Müvekkilini 11 gibi ara”, Sami: “Kendi şeyinden telefonundan”,<br />

Şekip:“Tabi tabi öteki tarafa hiç bulaştırma…ben kendi telefonumu kullanmayacağım da<br />

kesin”, Sami: “Okey tamamdır”.<br />

Şekip Mosturoğlu, Sami Dinç’ten, Sezer Öztürk’ü arayıp Ümit Karan tarafından<br />

teşvik için kendisiyle görüşülüp görüşülmediğini teyit etmesini istemektedir.<br />

21.04.2011 günü saat:21.49’da Sami Dinç’e Sezer Öztürk’ün gönderdiği<br />

mesajda(tape:1860);<br />

“05377186254” yazdığı.<br />

21.04.2011 günü saat:23.36’da Şekip Mosturoğlu’nun, İlhan Ekşioğlu’na gönderdiği<br />

mesajda(tape:3072);<br />

“Avukat gelip dosya ile ilgili bilgileri vermis. sadece benim muvekkile degil tum<br />

davacilara. Benim muvekkil diger davacilarin tumu ile konusmus. Davalari” yazdığı.<br />

21.04.2011 günü saat:23.37’de Şekip Mosturoğlu’nun,<br />

görüşme tape:1642);<br />

Aziz Yıldırım’ı<br />

aradığı<br />

Şekip: “…Sami’nin müvekkili geri dönmüş Sami’ye,…bütün davaları almışlar,…<br />

bütün herkesle konuşmuşlar hatta işte davalıların bir bölümü demiş ki biz yemin ediyoruz<br />

sana vereceğiz davayı,…hepsi sözünü vermiş”, Aziz: “…tamam o zaman peki”, Şekip: “…<br />

Sami çok sevinçli davaları almış”.<br />

22.04.2011 günü saat:08.39’da İlhan Ekşioğlu’na Şekip Mosturoğlu’nun gönderdiği<br />

mesajlarda;<br />

347/678


“Avukat gelip dosya ile ilgili bilgileri vermis. sadece benim muvekkile degil tum<br />

davacilara. Benim muvekkil diger davacilarin tumu ile konusmus. Davalari”, “n tamamini<br />

bizim avukata vermeye soz vermisler hatta yemin eden olmus.” yazdığı. (tape:3073-3074)<br />

Yukarıda art arda yaptığı mesaj ve telefon görüşmesinde sanık Şekip Mosturoğlu, İlhan<br />

Ekşioğlu ve Aziz Yıldırım’ı, teşvik konusunda futbolcular ile görüşülüp görüşülmediği<br />

noktasında bilgilendirmektedir.<br />

22.04.2011 günü saat:10.41’de Şekip Mosturoğlu’nu<br />

görüşme(tape:1822);<br />

İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

İlhan: “Hazır mıyız MAHKEMEYE”, Şekip: “Dün avukat bütün<br />

MÜVEKKİLLERİ toplamış…Hepsi ile tek tek konuşmuş demiş ki davayı bana verirseniz<br />

dedim hepiniz kazanırsınız bütün müvekkiller vermeyi kabul etmişler hatta içlerinden<br />

yemin edenler olmuş…Avukat çok çok memnun yani olaydan”, İlhan: “İnşallah kazanırız<br />

davayı”, Şekip: “Uzun gözüküyor ama bakalım yani herkes inandığına göre”, İlhan : “Eksik<br />

bir delil bırakmadık bütün…her şey lehimize yani…bundan sonra artık şeye hakime<br />

kalmış hakime”, Şekip: “Hakime ve Allah’a kalmış”, İlhan: “HAKİM DE ÖNEMLİ<br />

HAKİM(GÜLÜYOR)”.<br />

Öyle bir dava ki bu, 22.04.2011 tarihi itibariyle henüz sözde vekaletnameler alınmamış<br />

zira avukat “davayı bana verirseniz dedim hepiniz kazanırsınız” diyor. Ancak birden bu dava<br />

aynı günün gecesi bitiyor ve bir daha bu dava ile ilgili olarak ne dava, ne müvekkil, ne de<br />

mahkeme lafı edilmiyor. Çünkü “mahkeme” 22.04.2011 tarihinde Eskişehirspor- ile Trabzonspor<br />

arasında Eskişehir Atatürk Stadyumu’nda saat 22.00’de başlayıp ve 21.45’de “0-0” sona<br />

erdiğinde, davanın kazananı Fenerbahçe oluyor.<br />

22.04.2011 günü saat:13.32’de Ali Kıratlı’nın Ümit Karan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2797);<br />

Ali: “Geldim bir...uğrayım bir başarı dileyim…bir yaramazlık yok demi,…aldım<br />

akşam mesajını falan,…her şeyi tamam”.<br />

Sanık Ali Kıratlı’nın 22.04.2011 günü saat:11.00 sıralarında Zafer Tüzün ile beraber<br />

Eskişehir’e hareket edeceğinin yapılan iletişim tespitleriyle belirlenmesi üzerine;<br />

Güvenlik görevlilerce 22.04.2011 günü Eskişehir’e geçilerek fiziki takip çalışmalarına<br />

başlanıldığı, 22.04.2011 günü saat:14.50 sıralarında 34 MEZ 01 plakalı siyah renkli BMW marka<br />

otoyla Eskişehir’e giren Zafer Tüzün ve Ali Kıratlı’nın Esentepe Mh.Çevre Yolu üzerinde<br />

bulunan Eskişehirspor Kulübü Tesislerine girdikleri, Ali Kıratlı’nın tesislerde bulunduğu<br />

sırada devam eden iletişim tespit çalışmalarında 15.01 ve 15.21 sıralarında İ.Ekşioğlu ile yaptığı<br />

görüşmelerde durumdan bilgi verdiği ve Eskişehirsporlu futbolcu Sezer Öztürk ile İ.Ekşioğlu’nu<br />

telefonla görüştürdüğü (tape 2800), Eskişehirspor takım kadrosunu İ. Ekşioğlu’na mesajla ilettiği<br />

(tapi 2803) , saat:15.32’de 34 MEZ 01 plakalı otonun tesislerden çıkarak şehir merkezi Kızılcıklı<br />

M. Pehlivan Cd. üzerinde Mami Day’s Patisseria önünde durduğu, Mami Day’s Patisseria’dan<br />

Muhammed Şenyüz’ün çıktığı ve Zafer Tüzün ile Ali Kıratlı’yı karşıladığı, aracı park ederek<br />

pastaneye girdikleri, bir süre sonra Muhammed Şenyüz ve Ali Kıratlı’nın yaya olarak Kızılcıklı<br />

M. Pehlivan Caddesi üzerinde dolaştıkları, saat:19.20’de Muhammed Şenyüz ve Ali Kıratlı’nın<br />

Mami Day’s Patisseria’dan tekrar dışarı çıktıkları, Kolcu Sokak içerisinde park halinde olan 26<br />

348/678


TU 026 plakalı beyaz renkli Mazda marka araca binerek M.Kemal Atatürk Cad üzerinde bulunan<br />

Eskişehir Atatürk Stadyumuna geldikleri, burada stad arkasında Gül Sokak üzerinde aracı park<br />

ederek Eskişehirspor Stadı giriş kapısına kadar birlikte geldikleri, kapıdan geçişten itibaren<br />

birbirlerinden ayrıldıkları ve farklı zamanlarda<br />

Stad Vip Kapısından<br />

ayrı ayrı giriş<br />

yaptıkları, saat:22.10’da müsabaka bitiminde Muhammed Şenyüz, Ali Kıratlı ve X Şahsın<br />

birlikte yaya olarak geldikleri ve Gül Sokak içerisinde park halinde olan 26 TU 026 plaka sayılı<br />

otoya binerek stad bölgesinden ayrıldıkları, saat:22.48’de Yenibağlar Mah. Üniversite Cad.<br />

üzerinde araç içerinde bekleme yaptıkları,saat:22.53’de Zafer Tüzün ve Y Şahsın 34 MEZ 01<br />

plakalı otoyla aynı yere geldiği, bu sırada Ali Kıratlı’nın 26 TU 026 plakalı otodan inerek 34<br />

MEZ 01 plakalı otoya bindiği, Muhammed Şenyüz, Zafer Tüzün, X ve Y Şahsın bir dakika kadar<br />

ayak üstü sohbet ettikleri, akabinde Zafer Tüzün ve Ali Kıratlı’nın 34 MEZ 01 plakalı,<br />

Muhammed Şenyüz, X ve Y Şahsın ise 26 TU 026 plakalı oto ile ayrıldıkları, Zafer Tüzün ve Ali<br />

Kıratlı’nın bulunduğu 34 MEZ 01 plakalı otonun fiziki takibine devam edildiğinde; şahısların<br />

üzerinde bulunan Eskişehirspor Kulübü Tesislerine girdikleri, saat:23.08’de ise çıktıkları, araç<br />

içerisinde üçüncü bir şahsın olduğu, bu esnada devam edilen iletişim tespit çalışmalarına göre<br />

Bülent Uygun’u Zafer Tüzün’ün aradığı (tape 1589) ve O’nu da aldıkları, saat:23.10 itibari ile<br />

Zafer Tüzün, Ali Kıratlı ve Bülent Uygun’un 34 MEZ 01 plakalı oto ile İstanbul’a gitmek üzere<br />

Çevre yoluna çıktıkları 22-23.04.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanakları (Kls 28, dizi 302-308<br />

arası) ile anlaşılmıştır.<br />

22.04.2011 günü saat:15.01’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2798);<br />

İlhan: “Ben dedim ulan acaba bir şey mi unuttum diyorum,…abi hayattan şey<br />

olduk ya”, Ali: “Buradayım vereyim mi,…geldim buradayım”, İlhan: “Hangisi yanında”, Ali:<br />

“Yenisi de bizimkisi de hepsi burada”.<br />

Ali Kıratlı’nın Eskişehir kampına gittiği ve yanında Sezer ,Ümit ve Bülent olduğu<br />

halde İlhan Ekşioğlu ile telefonda görüştüğü anlaşılmaktadır. Sanığın “yenisi” ile Sezer’i,<br />

“bizimki” ile Bülent Uygun’u kasdettiği açıktır.<br />

22.04.2011 günü saat:15.10’da Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2799);<br />

Ali: “Gece 11’de Sami’ye söylemiş o zaten anca sıra gelmiş ona tek tek konuşuyor<br />

diye…”, İlhan: “..Durum nasıl durum”, Ali: “Durum iyi de bir iki tane şey var eksik var,…<br />

iyileşmemişler,…2’si yanımda şimdi konuşuyorum hiçbir aksilik yok selamı var hepsinin,…<br />

11’de gece Sami’ye dönüş yapmış bu da yani şimdi Feridun”, İlhan: “…Sakin, saldırma yok<br />

sinir yok sakin sakin”.<br />

Sanık İlhan Eskişehir’e taktik vermektedir. Aynı şekilde Sivasspor müsabakasında da<br />

kaleci ile şike anlaşmasına varıldığı için “bol şut” diyerek oyuncuların şut atmasını isteyen İlhan,<br />

beraberlik halinde ikili averaj ile Fenerbahçe’nin şampiyon olacağını bildiği için, olası bir<br />

galibiyete oynama halinde Trabzonspor’un galip gelebileceğini düşündüğünden Eskişehir’den<br />

“Sakin, saldırma yok sinir yok sakin sakin” sözleriyle beraberliğe oynamasını istemektedir.<br />

Sivasspor müsabakasında olduğu gibi sanık İlhan’ın taktiği burada da işe yaramıştır. Bu,<br />

beraberliğe oynama taktiği, aşağıda sanık Tamer’in yaptığı bir başka telefon görüşmesinde de<br />

(tape 1900) geçmektedir.<br />

349/678


22.04.2011 günü saat:15.21’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı, kendisini<br />

Sezer Öztürk’le görüştürdüğü görüşme(tape:2800);<br />

İlhan’ın;“…Karşıda bi buluşalım dedi ona gidiyorum şimdi” dediği, Ali’nin;“…<br />

Şey yanımda yeni transfer bir şey diyor musun” dediği, görüşmenin devamında Ali’nin telefonu<br />

yanında bulunan Sezer Öztürk’e verdiği, Sezer’in; hal hatır sorduğu, İlhan’ın; “…Siz<br />

inşallah iyi olunca daha iyi olacağız” dediği, Sezer’in; (Gülüyor) “İnşallah öyle olacak”<br />

dediği, İlhan’ın; “… görüşürüz sonra önümüzdeki hafta” dediği.<br />

22.04.2011 günü saat:15.26’da Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2801);<br />

İlhan: “Bugünleri bir aşalım bak neler olacak,…o gün bugündür biliyorsun değil mi”,<br />

Ali. “Sen yanına mı gidiyorsun”, İlhan: “He yanına gidiyorum”, Ali: “Söylersin o zaman”,<br />

İlhan: “Söyleyeceğim söyleyeceğim”.<br />

İlhan’ın yanına gittiği Aziz Yıldırım’a; yapılan faaliyetlere ilişkin bilgi vereceği, Ali<br />

Kıratlı’nın da kendisinden söz etmesini istediği anlaşılmaktadır.<br />

22.04.2011 günü saat:15.28’de Ali Kıratlı’yı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2802);<br />

İlhan’ın; “…Aakşamkiler belli mi” diyerek Eskişehirspor’un kadrosunu sorduğu,<br />

Ali’nin; belli olduğunu söylediği, İlhan’ın mesaj atmasını istediği.<br />

22.04.2011 günü saat:15.34’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’na gönderdiği<br />

mesajda(tape:2803);<br />

“Ivesa Koray Nada Veysel Volkan Alper Doga Burhan Pele Sezer Batu” yazdığı .<br />

22.04.2011 günü saat:15.34’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’na gönderdiği<br />

mesajda(tape:2804);<br />

“Kaptan 2. yarı gryo Sezgn Dıego sakat”yazdığı.<br />

Sanık Ali Kıratlı’nın Trabzonspor’a karşı forma giyecek olan Eskişehirspor takımının<br />

müsabakaya başlayan ilk on birini aynen İlhan Ekşioğlu’na mesaj olarak atmıştır.<br />

(http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=397&macId=87166) Bunun yanında “Kaptan” dediği<br />

Ümit’in ikinci yarı oyuna gireceğini ve Sezgin ve Diego’nun sakat olduğunu bildirmektedir.<br />

Sanığın takım kadrosunu eksiksiz olarak bilmesi yanında özellikle Ümit Karan’ın ikinci yarıda<br />

oyuna gireceğini haber vermesi ancak yukarıda 2798 nolu tape ile açıklanabilir. Bu telefon<br />

görüşmesi sırasında yanından antrenör Bülent Uygun ve Ümit Karan’ın bulunduğu<br />

anlaşılmaktadır.<br />

Zira sanığın 2798 ilâ 2804 sayılı tapelere konu görüşmeleri yaptığı sırada<br />

Eskişehirspor Kulübü Tesisleri’nde olduğu 22-23.04.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanakları<br />

(Kls 28, dizi 302-308 arası) ile sabittir.<br />

350/678


22.04.2011 günü saat:16.12’de İlhan Ekşioğlu’nun Şekip Mosturoğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:3075);<br />

Şekip: “Grand Tower’ın önündeyim İlhan,…gelen var mı başkan geldi mi”, İlhan:<br />

“Geldi geldi bekliyoruz”.<br />

22.04.2011 günü saat:17.54’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2805);<br />

İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU : Alo<br />

ALİ KIRATLI : Ne yapıyorsun başkan<br />

İ.Y.E : Valla şimdi çıktım<br />

A.K : Heh<br />

İ.Y.E : Eve eve doğru gidiyorum<br />

A.K : İyi hayırlı yolculuklar<br />

İ.Y.E : Sağ ol sen<br />

A.K : Ne yaptın konuştun mu<br />

İ.Y.E : Konuştum konuştum<br />

A.K : He ne diyor<br />

İ.Y.E : Tek şeyi sana şey yapıyor aman diyor dikkat etsin diyor şeye ... dikkat<br />

etsin diyor<br />

A.K : Neye dikkat edeyim<br />

İ.Y.E : Ya şeye işte ya<br />

A.K : Takılmayayım<br />

İ.Y.E : He he<br />

A.K : He yok canım ya tamam<br />

İ.Y.E : Süper... herşey gayet iyi ama bu biraz totem yapıyor<br />

A.K : Evet<br />

İ.Y.E : İşte dedim ya fazla ...<br />

A.K : E yapacak birşey yok abi orada bizim yapacağımız ... edeceğiz bakacağız ya<br />

351/678


İ.Y.E : Evet evet<br />

A.K : Canını sıkma yapacak birşey yok geldik buralara iyi konuşacağız<br />

İ.Y.E : ... mutlu ...<br />

A.K : İnşallah, zaten iki duble viski içiyorum şimdi bir arkadaşımla geldim sakin<br />

sakin içeyimde nasıl döneceğiz bakalım hayırlısı bakalım konuşuruz<br />

İ.Y.E : Allah Allah yardımcın olsun<br />

A.K : Tamam tamam görüşürüz sağ<br />

İ.Y.E : Haydi<br />

Söz konusu görüşmede Sanık İlhan Ekşioğlu’nun; basın tarafından görüntülenmemesi<br />

için, AZİZ YILDIRIM’ın dikkatli olması konusundaki talimatını Ali Kıratlı’ya ilettiği<br />

anlaşılmıştır.<br />

Nitekim Aziz Yıldırım’ın bu korkusu gerçekleşmiş ve Ali Kıratlı basının gündemine<br />

düşmüştür. Bu durumu Aziz Yıldırım, Kls 16 Dizi 17 de bulunan 2143 nolu tape de Mehmet<br />

Şekip Mosturoğlu ile arasında geçen görüşmede, "bu akşam bunlar yayın yapmışlar Kanal Türk,<br />

o Ali Şekerci Ali varya, O Eskişehir'e gitmiş O salak da maça gittiği halde gazetecilere gitmedim<br />

demiş, bunlar da Aziz Yıldırım'ın yakın adamlarından biri Eskişehir'e maça gitti diye... abuk<br />

subuk şeyler tamam" şeklinde ifade etmiştir.<br />

Sanık Aziz Yıldırım müdafii huzurundaki savcılık ifadesinde; Ali Kıratlı'nın<br />

Eskişehir'e neden gittiğini bilmediğini beyan etmiştir. Oysa teşvik konusundaki çalışmaları İlhan<br />

Ekşioğlu tarafından kendisine iletildiğinde, basına yakalanmaması yönünde dikkatli olmasını<br />

istediği yukarıdaki açıklamadan sabittir. Şu hale göre, Eskişehir’e neden gittiğini bilmediği<br />

yönündeki savunmasına itibar etmek mümkün değildir.<br />

22.04.2011 günü saat: 22.00’da Tamer Yelkovan’ı X Şahsın aradığı<br />

görüşme(tape:1900);<br />

X Şahıs: “Ya Eskişehir galibiyete oynamadı ha”, Tamer: “Ama şey yani öyle oynasın<br />

istedik biz de”, X Şahıs: “He bence de öyle oldu yani çünkü”, Tamer; “Çünkü şey galibiyete<br />

oynarlarsa şey olabilirdi açılırlardı anladın mı”, X Şahıs; “Doğru şeyi ama …bir tanesi aldı<br />

geçti kaleci ile karşı karşıya kaldı geri döndü, vursa süper gol olurdu, ama o” Tamer’in; “Şey<br />

iyiydi ama o, o çocuk neyse o çocuk o çok iyi oynadı”<br />

Sanık Tamer Yelkovan, Tape 2779 da İlhan Ekşioğlu’nun verdiği “Sakin, saldırma<br />

yok sinir yok sakin sakin” sözü ile verdiği taktiğin nedenini bu telefon görüşmesinde<br />

açıklamaktadır.<br />

22.04.2011 günü saat:22.20’de Ali Kıratlı’nın Zafer Tüzün’ü aradığı<br />

görüşme(tape:2812);<br />

Zafer: “Geliyoruz yavaş yavaş şeye doğru…”, Ali: “…Hadi gel de acil çıkalım”,<br />

352/678


22.04.2011 günü saat:22.53’de Bülent Uygun’u Zafer Tüzün’ün aradığı<br />

görüşme(tape:1589);<br />

Zafer: “Bülent’im kardeşim hadi tebrikler,…olmadı ya sen şey...babacım...”, Bülent:<br />

“…Olmayınca olmuyor ya”, Zafer: “Ali ileyiz de ne yapacaksın gelecek misin bizimle”, Bülent:<br />

“..He gelecem abi”, Zafer:“İyi o zaman geliyoruz senin oraya tesise”.<br />

22.04.2011 günü saat:23.47’de Muhammet Şenyüz’ü Zafer Tüzün’ün aradığı<br />

görüşme(tape:1542);<br />

Zafer’in; soru üzerine yola çıktıklarını söylediği, Muhammet’in; “He bize her yer<br />

Trabzon mrabzon kazımaz 15 yıl sonrasının acısını böyle çıkartırız,…koyarız adama Ali abim<br />

rahat olsun sıkıntı yaratmasın kendine” dediği, Zafer’in yanında bulunan Ali Kıratlı’nın;<br />

“Eskişehir sahip çıksın bana o zaman” dediği, Muhammet’in; “Bülent hocayı da aldınız<br />

herhalde” dediği, Zafer’in onayladığı.<br />

23.04.2011 günü saat:15.39’da Ali Kıratlı’ya Ümit Karan’ın attığı mesajda(tape:2823);<br />

“Abi gorusekmiyiz ona gore poram yapcam cocuklar formayi sordu” yazdığı.<br />

Sanık Ümit Karan, teşvik faaliyetin katılan futbolcuların anlaşmanın gereği olan parayı<br />

almak istediklerini ilettiği anlaşılmıştır.<br />

23.04.2011 günü saat:17.19’da Ali Kıratlı’nın Ümit Karan’a attığı mesajlarda<br />

(tape:2824-2825);<br />

“Pazartesı oglen gtmeden bulusur bı kahve ıcerız krdm bızım o taraft a ben ızmır<br />

e gectm yarın gece donucem mactan snra selamlar krdm” yazdığı.<br />

Sanık Ali Kıratlı’nın, Fenerbahçe’nin Buca müsabakası için İzmir’e geçtiğini ve teşvik<br />

parasını pazartesi halledeceğini söylemektedir.<br />

23.04.2011 günü saat:18.15’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2828);<br />

Ali: “…Pazartesi günü kahveyi öğlende içeriz değil mi en geç”, İlhan: “İçeriz içeriz<br />

ya, …beni arayacak ben de tamam diyeceğim yani seni söyleyeceğim haberin olsun”.<br />

Sanık Ali, İlhan’a “Pazartesi günü kahveyi öğlende içeriz” diyerek teşvik parasını<br />

alıp alamayacağını sormaktadır.<br />

24.04.2011 günü saat:10.40’da Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2832);<br />

Ali: “Bi şey yapalımda randevu…”, İlhan: “..Gel bana yarın,…bu ordan beraber<br />

halledecez zaten sen gel bana,…yok şeyden halledecez,..en maçı al gel kardeşim gerisine<br />

karışma”.<br />

353/678


24.04.2011 günü saat:22.23’de Ali Kıratlı’yı Ümit Karan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:2836);<br />

Ümit: “…Kalpten gitmişsindir abi,…böyle bir maç mı olur ya” (3-5 biten Bucaspor-<br />

Fenerbahçe maçını kastederek), Ali: “Var mı bir yaramazlık,..geldiğimde tamam mı kardeşim<br />

döneceğim”.<br />

25.04.2011 günü saat:11.45’de Ali Kıratlı’yı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2840);<br />

İlhan: “Ne yapıyorsun,…ben İlhan”, Ali: “Bozma pazartesimizi Feneryolundayım”,<br />

İlhan: “…Gelsene bana”.<br />

İletişim tespitlerine göre 22.04.2011 günü oynanan ve sonucu 0-0 biten Eskişehirspor-<br />

Trabzonspor maçı için Eskişehir’e giden ve sonuç Fenerbahçe lehine olacak teşvik faaliyetinde<br />

bulunan Ali Kıratlı’nın konuyla ilgili 25.04.2011 günü için İ.Ekşioğlu ile randevulaştığı (tape<br />

2828) ve Ümit Karan’a durumdan bilgi verdiği (tape:2836) anlaşılmış, 25.04.2011 günü Ali<br />

Kıratlı’nın saat:12.00 civarında İ.Ekşioğlu’nun Osmanağa Mah Söğütlüçeşme Cad Altıyol İş<br />

Hanı No:78/68 Kat:4 Kadıköy adresinde bulunan bürosunda buluşacakları (tape 2840) bilgisinin<br />

elde edilmesi üzerine;<br />

Güvenlik görevlilerince 25.04.2011 günü saat:11.30 sıralarında İ.Ekşioğlu’nun ofisinin<br />

bulunduğu adrese geçilerek takip çalışmalarına başlanıldığı, saat:12.20’de adresten Ali Kıratlı ve<br />

İ.Ekşioğlu’nun çıktıkları ve yaya olarak Söğütlüçeşme Cad. Boğa heykelinin bulunduğu<br />

meydanda beklemekte olan 34 BTA 50 plakalı siyah renkli Porsche marka araca binerek Kuşdili<br />

Caddesi üzerinden Moda istikametine doğru hareket ettikleri,<br />

Yine iletişimlerinin tespiti çalışmalarına göre; 25.04.2011 günü 12.30 sıralarında sanık<br />

Aziz Yıldırım’ın, İ.Ekşioğlu’nu toplantı yapmak üzere Fenerbahçe Stadyumu’na çağırdığı, Ali<br />

Kıratlı’nın beklediği esnada Ümit Karan’ın Ali Kıratlı’ya ulaşmaya çalıştığı ancak telefonlarına<br />

cevap vermediği, aynı gün saat 17.30‘da toplantı bitiminde İ.Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’yı<br />

Fenerbahçe Stadyumu’na davet ettiği bilgisinin alınması üzerine;<br />

Saat: 15.30 sıralarında 34 UGZ 79 plakalı araçla Ali Kıratlı’nın Bağdat Caddesine<br />

çıktığı, buradan Kuşdili Cad. Münir Nurettin Selçuk Cad. Cemil Topuzlu Cad. Çetin Emeç<br />

Bulvarı üzerinden Bostancı sahil yoluna çıktığı, buradan tekrar Bağdat Caddesi’ne çıktığı ve<br />

Şükrü Saraçoğlu Stadı civarına geçerek Pazaryolu Sokak üzerinde bulunan İspark‘ın önünde bir<br />

müddet beklediği, daha sonra tekrar hareket ederek Fenerbahçe Mah. Münir Nurettin Selçuk<br />

Cad. üzerinde bir tur attıktan sonra tekrar Sükrü Saraçoğlu Stadı civarına geldiği ve stad içerisine<br />

girdiği 25.04.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağı (Kls 28, dizi 295-297 arası) ile anlaşılmıştır.<br />

25.04.2011<br />

(tape:2738);<br />

günü saat:16.29’da Ümit Karan'ın<br />

"Abi aramadin ben gitcem" yazdığı<br />

Ali Kıratlı'ya gönderdiği mesajda.<br />

Sanık Ümit, Eskişehir’e gideceğini bildirerek teşvik parasını sormaktadır. Zira sanık<br />

söz konusu mesajı gönderdiğinde cep telefonu “118349448 - opr: Turkcell (ATKOS1) - ADNAN<br />

354/678


KAHVECİ BULVARI ATAKÖY (ATAKÖY KONAKLARI SAHİL) BAKIRKÖY,İSTANBUL”<br />

adresinden sinyal vermektedir.<br />

25.04.2011 günü saat:16.34’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2847);<br />

İlhan: “Lan şimdi rahatladım çıktım tekrar giriyorum toplantı var bugün”, Ali:<br />

“Ama ben ne yapacağım ya geziyorum arabayla”, İlhan: “Sen ne yapacaksın biliyor musun<br />

bir kere 2 saat seni konuştuk 2 saat,…,ikimiz abi…yok yok dedim dedimki ya böyle böyle<br />

olmuş ya dedi o otobüsdekiler diyor şakşakçılar diyor benim diyor yani anladı onların kimler<br />

olduğunu dedim ya birşey diyeceğim sana sen ne dediysen ben onu yaptım…”, Ali: “Ben<br />

geleyim senin yanına ben caddedeyim ya”, İlhan: “Çok acil gel o zaman bana”.<br />

25.04.2011 günü saat:17.02’de Ümit Karan'ı<br />

X Şahsın aradığı görüşme(tape:2739);<br />

X Şahıs: "Şimdi dedi ki siz gidin o sizi alacakmış oldu mu abi", Ümit: “Tamam abi".<br />

25.04.2011 günü saat:17.25’de Ali Kıratlı’yı İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2850);<br />

Ali: “…Tesislerin içindeyim bizim”, İlhan:“…6’da toplantı var bende yazıhaneden<br />

çıktım,…buluşalım mı,..statta”, Ali’nin onayladığı.<br />

25.04.2011 günü saat:18.48’de Ümit Karan'ı,<br />

Şükrü’nün aradığı görüşme(tape:2740);<br />

Ümit: “Ne diyicem… öbür taraftan da bir şey gelmedi", Şükrü: "Boş ver ya<br />

konuşuruz sonra".<br />

30.04.2011 günü saat:10.34’de Ali Kıratlı’yı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşmede(tape:2855);<br />

İlhan’ın: “Dün bu bizim Fenerbahçe’nin teknesinin kaptanı var ya,…o haber<br />

göndermiş ya demiş hiç bize şeye söyle demiş sana kim söylediyse geçen hafta demiş,…ona<br />

da söyle demiş bize hiçbir şey gelmedi haberin olsun o çok vıdı vıdı yapmış heh haberin<br />

olsun şey tekne kaptanı,…anladın mı senin arkadaşın,..senin arkadaşının tekne senin<br />

arkadaşın olan var ya tekne kaptanı“dediği, Ali’nin anladığını belirttiği, İlhan’ın;“..O öbür<br />

çocuğa şey demiş ya sana kim geçen hafta haber gönderdiyse sen o abiye söyle bize hiç<br />

erzak gelmedi…”dediği.<br />

05.05.2011<br />

mesajda(tape:2741);<br />

günü saat:15.20’de Ümit Karan'ın<br />

Ali Kıratlı'ya gönderdiği<br />

"Abi haftasonu istanbuldayim bi yemek ismarlarsin artik ozledik" yazdığı .<br />

09.05.2011 günü saat:14.11’de İlhan Ekşioğlu'nun,<br />

görüşmede(tape:2969);<br />

Ali Kıratlı'yı aradığı<br />

355/678


Ali. "Sivas’a gelirsin artık ya", İlhan: “Sivas’a geleceğim ama senle zaten bi<br />

konuşacağız abi, bi konuşalım, bi yol haritası çizelim…Dereağzında görüşelim o zaman", Ali:<br />

"Tamam görüşürüz".<br />

0 9.05.2011<br />

görüşme(tape:2528);<br />

günü saat:14.49’da Ali Kıratlı'nın<br />

Ümit Karan'ı aradığı<br />

Ümit: “Nişantaşı’ndayım abi", Ali:"İyi ne zaman gideceksin", Ümit: “Yarın sabah",<br />

Ali:"gitmeden göreyim seni…gelirim akşam gelirim görüşürüz".<br />

0 9.05.2011<br />

görüşme(tape:2529);<br />

günü saat:15.35’de Ali Kıratlı'nın<br />

İlhan Ekşioğlu'nu aradığı<br />

İlhan: “Kulübe geçtim…seninle herhalde yarına kaldık ya konuşacağız her<br />

halde", Ali: "Ama olmasa iyi olurdu ya beni bekliyorlar ya nasıl yapacağım", İlhan :<br />

“Vallahi burada öyle bir durum var ki anlatsam tamam dersin", Ali: "Sen öyle diyorsan<br />

yarın...bir şey olursa haber ver de hiç olmazsa oğlan ile şey yapalım yürüyelim" .<br />

Sanık Ali, İlhan Ekşioğlu’ndan teşvik parasını alacağı düşüncesiyle Ümit Karan’a<br />

“gitmeden göreyim seni” dediği ve O’nun de akşama geleceğini bildirdiği, akabinde İlhan’ın<br />

Ali’yi aradığı ve “seninle herhalde yarına kaldık” dediği, Ali’nin de bunun üzerine Ümit Karan<br />

kendisin beklediği için “ya beni bekliyorlar ya nasıl yapacağım” diye tepki verdiği<br />

görülmektedir.<br />

0 9.05.2011<br />

görüşme(tape:2530);<br />

günü saat:20.27’de<br />

İlhan Ekşioğlu'nun,<br />

Ali Kıratlı'yı<br />

aradığı<br />

Ali: "Yarına kaldık herhalde", İlhan: “Bu haftaya kaldık da ne zamana bakacağız<br />

ben şimdi…bunu böyle öldüre dövdüre yapıyorum…yarın şimdi bi bi araya geleceğiz<br />

sabah ofisimde…ondan sonra durum netleşecek abi…sana haber vereceğim yarın…yarın<br />

ben sana alo diyeceğim", Ali. "Tamam buradayım, şey olur ama demi yarına", İlhan: “O olur<br />

olur abi…bi şekilde halledeceğiz", Ali: "Ben onlara ona göre şey yapıyorum çünkü…<br />

program", İlhan: “Onlarla idare et", Ali: "Tamam, ediyoruz…öyle bana da sıcak yapıyor<br />

başladı gene", İlhan: “Yarın bi ara zaten seninle bu işte olmasa bile başka bir şey için<br />

mutlaka bi araya geçeceğiz, Ali", Ali: "Tamam olur konuşuruz".<br />

0 9.05.2011 günü saat:22.07’de Ali Kıratlı'ya<br />

"abi gelmion mu" yazdığı. (tape:2531)<br />

10.05.2011<br />

görüşme(tape:2972);<br />

günü saat:15.39’da İlhan Ekşioğlu'nun<br />

Ümit Karan'ın gönderdiği mesajda;<br />

Tamer Yelkovan'ı aradığı<br />

İlhan: “Göndereyim mi", Tamer: “Bir saniye sorayım da alo..şimdilik değil…<br />

şuanda bankadalar…bir yarım saat sonra gönderirseniz olur…4’ü çeyrek geçe olur", İlhan:<br />

“Tamam biletlerden herhalde bu gün hayır yok demi", Tamer: “Bugün hayır yok biletlerde<br />

evet".<br />

356/678


Sanık İlhan’ın, Tamer Yolkavan’ı arayarak teşvik parasını ayarlamaya çalıştığı<br />

anlaşılmaktadır.<br />

10.05.2011<br />

(tape:2975);<br />

günü saat:17.14’de<br />

Ali Kıratlı'nın,<br />

İlhan Ekşioğlu'nu<br />

aradığı görüşme<br />

Ali:"Yazdırdım tamam", İlhan: “İyi kalabalık mı", Ali:"Çok burada başkan geldi" ,<br />

İlhan: “Biliyorum ya ona ben söyledim ya bana haber geldi…o da gelemeyecekti ikinci olduğunu<br />

duyunca iyi oldu dedi…senin biraz spor ayakkabısı ayarladım yarın gel spora gideceğiz…<br />

sabahleyin saat 10’da bende ol ha", Ali:”Tamam olurum…10 buçuğa ayarlattım ben şeyi…<br />

rahat rahat yaparız".<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu’nun “biraz spor ayakkabısı ayarladım” diyerek sanık Ali<br />

Kıratlı’nın, Ümit Karan aracılığı ile teşvik faaliyetine girişen Bülent Uygun, Şükrü Ongan ve<br />

belirlenemeyen diğer futbolculara verilmek üzere beklediği parayı ayarladığını söylemektedir.<br />

Yapılan iletişim tespit çalışmalarına göre; 10.05.2011 günü İ.Ekşioğlu’nun Fenerbahçe<br />

Kulübü’nün mali işler müdürü sanık Tamer Yelkovan’dan para almak üzere çalışanı Halil<br />

Köntek’i görevlendirdiği, İ.Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı ile telefonla iletişime geçerek “Sana biraz<br />

spor ayakkabı aldım yarın gel spora gideriz” şeklinde şifreli teşvik parası ayarladığını ve<br />

saat:10.30 sıralarında ofisinde olmasını istediği (tape:2975) bilgisinin alınması üzerine;<br />

Güvenlik görevlilerince 11.05.2011 günü saat: 09.00 sıralarında İ.Ekşioğlu’nun<br />

Kadıköy Söğütlüçeşme Cad Bestekar Dihayat Sok No:1 Altıyol İşhanı’nda bulunan ofisinin<br />

civarına geçilerek fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı, saat: 09.25’de İ.Ekşioğlu’nun elinde<br />

kavuniçi renkli karton çanta ile gelerek ofisinin bulunduğu işhanına girdiği, saat:10.00’da Ali<br />

Kıratlı’nın kahverengi spor çanta ile Altıyol İşhanına geldiği, asansörle İ.Ekşioğlu’nun ofisinin<br />

bulunduğu 4. kata çıktığı, saat:11.00’de Ali Kıratlı’nın elinde bulunan kahverengi spor çanta ile<br />

Altıyol İşhanından çıktığı ve etrafını sık sık kontrol eder vaziyette Kuşdili Caddesinden yaya<br />

olarak ilerlediği, Kuşdili Otoparkına geldiğinde burada park halinde olan 34 UGZ 79 plakalı<br />

siyah renkli BMW marka araca binerek Fenerbahçe istikametine gittiği 11.05.2011 Günlü Fiziki<br />

Takip Tutanağı (Kl:28, Dizi:298-301 arası) ile anlaşılmıştır.<br />

Sanık İlhan’ın, Ali Kıratlı’yı spor yapmak için çağırarak, teşvik anlaşmasının sonucu<br />

olarak ilgililere verilecek olan parayı teslim ettiği anlaşılmaktadır.<br />

1 3.05.2011<br />

görüşme(tape:2537);<br />

günü saat:14.16’da Ali Kıratlı'nın<br />

Ümit Karan'ı aradığı<br />

Ümit: “İstanbul’a geliyorum abi…bu hafta yok ya maç", Ali: "İyi gel…gel abicim<br />

gel canım görüşürüz", Ümit: “Görüşebiliriz abi", Ali: "Görüşürüz dedim işte İstanbul’a<br />

geliyorsan oynamıyorsan da istediğin zaman görüşürüz oğlum".<br />

13.05.2011<br />

mesajda(tape:2742);<br />

günü saat:18.35’de Ümit Karan'ın<br />

"Abi ben geldim bizim tarafdayim buralardamisin" yazdığı.<br />

Ali Kıratlı'ya gönderdiği<br />

357/678


13.05.2011<br />

mesajda(tape:2743);<br />

günü saat:18.36’de Ümit Karan'a<br />

"am gecıcem bulusurz dondurmacıda krdm" yazdığı.<br />

13.05.2011 günü saat:21.04’de Ümit Karan'ı<br />

Ali:"Nerdesin", Ümit: “Geliyorum 5 dakikaya abi".<br />

Ali Kıratlı'nın gönderdiği<br />

Ali’nin aradığı görüşme(tape:2744);<br />

19.05.2011 günü saat:13.41’de Ali Kıratlı’nın Ümit Karan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2564);<br />

Ali’nin: “Ben yarım düşeceğim oraya,…he he yarın düşerim şeye uğrarım<br />

dondurmamı dondurmacıda bırakırım tamam abiciğim" dediği, Ümit’in: “Şey yapacağım<br />

çünkü ...söyleyeceğim”dediği, Ali’nin sıkıntı olmadığını belirttiği,<br />

Sanık Ali’nin “dondurmamı dondurmacıda bırakırım” gibi garip şekilde ifade ettiği<br />

husus, teşvik anlaşmasının karşılığı olan parayı müşterek tanıdıkları bir yere bırakacağıdır.<br />

Sanık Şekip Mosturoğlu müdafi huzurunda alınan ve iletişim tutanakları ile uyumlu<br />

savcılık ifadesinde ve “bu hususta Cumhuriyet savcısına ayrıntılı ifade verdim, bu ifademe<br />

ekleyecek bir husus yoktur” şeklinde atıfta bulunduğu sorgudaki savunmasında bu müsabakaya<br />

ilişkin olarak; “Fenerbahçe'nin, Trabzon maçı için Eskişehirspor’a teşvik vermesi<br />

meselesine gelince; benim bizzat şahit olduğum bir husus yoktur ancak duyumlarım vardır.<br />

Benim dışımda bazı yönetim kurulu üyeleri de bu mevzuyu duymuştu. Cihan Kamer ile<br />

Murat Özaydınlı da bu mevzuyu duymuştur. Ben birileri aracılığıyla Eskişehirspor’a teşvik<br />

pirimi gönderildiğini duydum. Ancak kim götürdü, kimlere götürdü, ne kadar götürdü, daha<br />

doğrusu götürüldü mü götürülmedi mi bunu bilmiyorum. Ben avukatım hukukçuyum.<br />

Teşvik girişiminin yeni kanunda suç olduğunu biliyorum. Böyle bir şeye karışmam<br />

mümkün değildir. Bir buçuk rakamını duydum. Ancak para birimi olarak Türk parası mı<br />

döviz mi kastediliyor bilmiyorum” şeklide beyanda bulunmuş, tarafları olmasa da teşvik<br />

eylemini doğrulamıştır.<br />

Aynı savcılık ifadesinde sanık Şekip, Bülent Uygun ile ilgili olarak, Sezer ile yaptıkları<br />

görüşmede Sezer’in kendisine “09.04.2011 tarihinde oynanan Eskişehir-Fenerbahçe maçında<br />

sahanın ilk yarısı en iyisi olduğunu, Bülent Hoca tarafından çıkarıldığını, bu nedenle<br />

seyircinin Hocayı yuhaladığını” söylediğini ifade etmiştir. 09.04.2011 tarihli müsabaka 6222<br />

sayılı Yasa öncesinde oynandığından bu tarihli eylemlerden dolayı beraat kararı verildiği bir<br />

vakıa ise de, söz konusu müsabakada da Bülent Uygun’un, sahanın en iyi oynayan ve bu şekilde<br />

olduğu da istatistiklere yansıyan Sezer Öztürk’ü, şike anlaşmasının tezahürü olarak oyundan<br />

çıkardığı anlaşılmaktadır.<br />

Sanık Sami Dinç savcılık ifadesinde; “Burada şunu da söylemek istiyorum.<br />

Yıllardır kulüple içli dışlı olmamdan ötürü Aziz Yıldırım'ı yakından tanıma fırsatını<br />

buldum, kendisi eğer şampiyonluk gitse, takım hedeften kopsa bütün planlarını, bu<br />

bağlamda transfer çalışmalarını askıya alabilecek yapıda bir insandır. Bana okuduğunuz<br />

21.04.2011 günü Sezer ile yaptığım görüşmede bu içeriktedir. Ben Sezer'e transferin<br />

birazda Trabzon maçına bağlı olduğunu ima ederken bunu kastettim yoksa Trabzon maçına<br />

asılsınlar amaçlı söylenmiş bir söz değildir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Sanık bu beyanı<br />

358/678


ile esasen açıkça Sezer’den Trabzon müsabakasında Fenerbahçe’yi şampiyon yapacak bir oyun<br />

çıkarmasını istemektedir. Çünkü, kendisinin söylediği gibi, transfer olması için, Fenerbahçe’nin<br />

şampiyon olması gerekmektedir. Zira Fenerbahçe şampiyon olmazsa, sanık Aziz Yıldırım<br />

başkanlığı bırakmayacağına göre, prensipleri gereği transfer çalışmalarını askıya alabilecek ve<br />

bu bağlamda Sezer’den de vazgeçebilecektir. Sanık Sami’nin, bu konuya dair 1858 nolu tapede<br />

geçen görüşmede Sezer’e ne demek istediği, normal zekaya sahip herkesin yorumsuz şekilde<br />

anlayabileceği kadar açık ve nettir. Buna göre, Sezer’e yönelik transfer vaadi ile teşvik suçunu<br />

işlediği sabittir.<br />

Yine sanık Sami Dinç aynı savcılık ifadesinde; “Benim o dönemde hatırladığım Şekip<br />

bana, “Sezer'i ara Ümit Karan kendisine sıra dışı bir konuşma yapmış mı diye sor”<br />

demişti. Ben de arayıp sordum. Ancak bu o dönemde Trabzon’un şike amaçlı para<br />

gönderme mevzuları gazetede geçiyordu o amaçla olduğunu tahmin ettim. Sezer'de gece bana<br />

dönüp hayır dedi” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu beyanı ile, transferi düşünülen Sezer’in de,<br />

teşvik kapsamına alınıp alınmadığı, bu işi organize eden Ümit Karan tarafından kendisi ile<br />

konuşulup konuşulmadığını öğrenmek çabası anlaşılmaktadır.<br />

Sanık Tamer Yelkovan müdafi huzurunda alınan kolluktaki ifadesinde; “Daha öncede<br />

belirttiğim gibi bana verilen talimatları ben yerine getiriyorum. Ben eğer bir para<br />

verdiysem bile bunun ne parası olduğu hakkında bilgim yoktur, Söz konusu parayı Aziz<br />

Yıldırım'ın talimatı ile İlhan Yüksel'e verdim. Para tam olarak 400.000 Dolardı. Ama bunun<br />

ne amaçla kullanıldığı hakkında bilgim ve ilgim yoktur. İlhan beyin isteği üzerine yine ne<br />

amaçla benden istenildiği bilmediğim 250 bin $ paradır. 550 niye bahsettiğimi<br />

hatırlayamıyorum. Neyin parası olduğunu bilmiyorum, İlhan Yüksel EKŞİOGLU benden bu<br />

şekilde para talep ettiği zaman Aziz Yıldırım'ın talimatını sorarım. Benim Aziz Yıldırım'ın<br />

bilgisi olmadan böyle bir ödeme yapmam söz konusu olamaz. ” şeklinde beyanda<br />

bulunmuştur. Beyanlardan da anlaşıldığı üzere sanık Tamer’in, Aziz Yıldırım’dan aldığı talimat<br />

ile şike ve teşvik için kulübün parasını verdiği anlaşılmaktadır. Suça konu Eskişehirspor –<br />

Trabzonspor müsabakasında teşvik için para verdiği, 11.05.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağı ve<br />

iletişim tespit tutanakları ile sabittir. Şu hale sanığın doğrudan şike faaliyetine dahil olduğuna<br />

dair delil bulunmamakla birlikte, şike faaliyetinde kullanılmak üzere Fenerbahçe Kulübüne ait<br />

parayı vermesi nedeniyle şike suçuna yardım eden sıfatıyla dahil olduğu anlaşılmış ve bu<br />

kapsamda cezalandırılması cihetine gidilmiştir.<br />

Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; 22.04.2011 günü Eskişehir’de oynanan<br />

Eskişehirspor–Trabzonspor futbol müsabakası öncesinde, Aziz Yıldırım liderliğindeki suç<br />

örgütünün, Eskişehirsporlu futbolcu ve teknik adamlarla yakın irtibat halinde oldukları,<br />

müsabakadan önce Eskişehirspor futbolcusu Sezer Öztürk'e Şekip Mosturoğlu’nun talimatı ile<br />

Sami Dinç tarafından transfer teklifi götürüldüğü ve transferin Trabzon maçına bağlı olduğu<br />

belirtilerek transfer vaadiyle teşvik teklif edildiği, ayrıca İlhan Ekşioğlu’nun talimatı ile Ali<br />

Kıratlı tarafından Şükrü Ongan’ın da yardımıyla Eskişehirsporlu futbolcu Ümit Karan ve<br />

Fenerbahçeli yöneticiler tarafından kendisine “BİZİMKİ” denilen teknik direktör Bülent<br />

Uygun’a teşvik teklif edildiği ve anlaşmanın sağlandığı ve müsabaka sonrasında da vaat edilen<br />

paraların alındığı, şu hale göre suç örgütü lideri Aziz Yıldırım’ın talimatları doğrultusunda<br />

hareket eden sanıklar İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ali Kıratlı, Tamer Yelkovan, Sami Dinç ve<br />

Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun teşvik eylemi içerisinde aktif olarak faaliyet yürüttükleri<br />

anlaşıldığından, ayrıca sanıklar Bülent Uygun, Ümit Karan ve Şükrü Ongan’ın kendilerini<br />

kurtarmaya dönük, oluşa aykırı, iletişim tutanaklarını izaha yönelik gerçeklikten uzak<br />

savunmalarına itibar edilmeyerek cezalandırılmalarına karar vermek gerekmiştir.<br />

359/678


Sanıklardan Şükrü Ongan’ın doğrudan teşvik eyleminin tarafı olarak süreç içerisinde<br />

yer almayıp, sanık Ali Kıratlı’nın teşvik eylemindeki rolünü ve kastını bilerek, teşvik<br />

anlaşmasının diğer tarafları Bülent Uygun ve Ümit Karan arasında irtibat sağladığı ve bu şekilde<br />

suçun icrasını kolaylaştırdığı anlaşıldığından hakkında TCK'nın 39/2-c maddesinin tatbiki<br />

suretiyle ceza tayinine gidilmiş, hükmolunan sonuç ceza itibariyle “Hükmün Açıklanmasının<br />

Geri Bırakılmasına” karar verilmiş olması karşısında, 6259 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik<br />

öncesi 6222 sayılı Yasa lehine olduğundan bu şekilde uygulama yapılmıştır.<br />

Sanık Sezer Öztürk hakkında teşvik suçundan kamu davası açılmış ise de, adı geçen<br />

sanığın M. Şekip Mosturoğlu’nun talimatı ile Sami Dinç tarafından transfer vaadi ile yapılan<br />

teşvik teklifini kabul ettiğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığından beraatine karar vermek gerekmiştir.<br />

Her ne kadar sanıklar Zafer Tüzün ve Muhammet Şenyüz haklarında teşvik suçundan<br />

kamu davası açılmış ise de, suçlamayı reddeden savunmalarının aksine yüklenen suçtan<br />

cezalandırılmalarına yeter kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediğinden beraatlerine karar<br />

verilmiştir.<br />

01.05.2011 GÜNÜ OYNANAN FENERBAHÇE – İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR<br />

BELEDİYESPOR MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

Spor Toto Süper Ligin 30. hafta maçları sonunda Fenerbahçe ve Trabzonspor'un 72<br />

puanının bulunduğu,ikili averaj sistemine göre Fenerbahçe'nin lig lideri olduğu, 3.sıradaki<br />

Bursaspor’un şampiyonluk ümidinin kalmadığı, Fenerbahçe ve Trabzonspor takımlarının<br />

şampiyonluk yarışında yalnız kaldıkları, geriye kalan 4 karşılaşmada Fenerbahçe'nin puan<br />

kaybetmesi, Trabzonspor'un tüm maçlarını kazanması durumunda Trabzonspor'un şampiyon<br />

olacağı,<br />

Bu nedenle, suç örgütü lideri Aziz Yıldırım’ın ligin 31. hafta maçı olan (01.05.2011<br />

günü oynanacak) Fenerbahçe-İstanbul Büyükşehir Belediye Spor maçı öncesinde 26.04.2011<br />

günü Bülent İbrahim İşçen'i, Ahmet Çelebi ile birlikte, İ.B.B. maçında yapılacak şike<br />

faaliyetlerinin talimatını vermek amacıyla yanına çağırdığı, Bülent İşçen ve Ahmet Çelebi'nin,<br />

Abdullah Başak ile birlikte Fenerbahçe kulübüne giderek Aziz Yıldırım ile görüştükleri, Ahmet<br />

Çelebi'nin, Aziz Yıldırım ile yapılan toplantının hemen ardından Yusuf Turanlı'yı aradığı ve acele<br />

olarak buluşmak istediği, aynı gün Yusuf Turanlı ve Abdullah Başak'ın Suadiye Cafe isimli<br />

işyerinde buluştukları,<br />

Şahısların ayrılmalarının ardından Yusuf Turanlı'nın İ.B.B.sporlu futbolcu İskender<br />

Alın'ı arayarak, Fenerbahçe maçı kadrosu hakkında bilgi aldığı, daha sonra yine İ.B.B.Sporlu<br />

futbolcular ile irtibata geçerek şike faaliyetine yönelik icraata başladığı,<br />

Bu bağlamda sanıkların, şike anlaşmasının varlığına işaret eden iletişim tespit<br />

tutanaklarına bakıldığında;<br />

25.04.2011 günü saat:14.08’de Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun 0532 2139491 nolu<br />

telefonu ile Aziz Yıldırım’ın Bülent İbrahim İşçen’i aradığı görüşme(tape:1839);<br />

Aziz: “Ne yapıyorsun Bülent”, Bülent: “İyiyim Aziz abicim sen nasılsın”, Aziz: “Yarın<br />

öğleden sonra tamam mı bizim Ahmet’i al bana gel”, Bülent: “Tamam abi…Çelebi’yi değil mi<br />

abi”, Aziz: “Evet evet al bana gelin”<br />

Bu görüşmenin hemen akabinde saat:14.09’da Ahmet Çelebi’yi, Bülent İbrahim<br />

İşçen’in aradığı görüşme (tape:1561);<br />

360/678


Bülent: “Yarın öğleden sonra abimin yanına gideceğiz bir Abinin yanına<br />

gideceğiz...”, Ahmet:“Benim abimin yanına”, Bülent: “Hayır be oğlum be Aziz Abinin<br />

yanına,...salak söyleme kimseye bir şey”.<br />

Ahmet Çelebi, Bülent’in sözünü başta anlamayıp “benim abimin yanına mı” dediğinde<br />

Bülent kendisine kızarak görüşmeden kimseye söz etmemesini “salak söyleme kimseye bir şey”<br />

sözüyle istemiştir. Kendi beyanı ile Fenerbahçe Kongre üyesi olan bir kişinin (Ahmet Çelebi),<br />

kulüp başkanı ile olan görüşmesinden kimseye bahsetmemesini istemek, esasen icraya<br />

başlanacak olan şike faaliyetinin gizliliğini sağlamaya yöneliktir.<br />

Bülent İbrahim İşçen’in “salak söyleme kimseye bir şey” şeklindeki tavsiyesini<br />

tutmayan sanık Ahmet Çelebi, aşağıdaki telefon görüşmesinden anlaşılacağı üzere kimle<br />

görüşeceğini bir başkasına bildirmektedir.<br />

26.04.2011 günü saat:10.54’de, Ahmet Çelebi’yi Okan isimli şahsın aradığı<br />

görüşme(tape:1564);<br />

Okan: “Akşam üstü uğrayayım sana gelince sen yerindeysen”, Ahmet: “Tamam<br />

telefonlaşalım abi öğleden sonra başkan çağırdı da beni Aziz abi çağırdı beni de öğleden<br />

sonra ...kaçta olduğunu bilmiyorum.”<br />

Sanıklar Ahmet Çelebi’nin Bülent İbrahim İşçen’in, Sanık Aziz Yıldırım ile görüşmeye<br />

gitmeden önce buluşmalarına yönelik olarak:<br />

26.04.2011 günü saat:15.21’de Ahmet Çelebi’yi Bülent İbrahim İşçen’in aradığı<br />

görüşme(tape:1565);<br />

Bülent: “Yarım saate aşağıda buluşalım.. saat dört buçuk gibi buluşalım işte inerken<br />

ara beni .... beraber çıkarız işte”.<br />

26.04.2011 günü saat:15.55’de Ahmet Çelebi’nin Bülent İbrahim İşçen’i aradığı<br />

görüşme(tape:1567);<br />

Ahmet: “Çıktım”, Bülent: “Haydi bende çıkıyorum tamam” .<br />

26.04.2011 günü saat 16:10 sıralarında Ahmet Çelebi’nin Bülent İ. İşçen ile birlikte,<br />

31.haftada oynanacak İ.B.B.Spor - Fenerbahçe müsabakası öncesi, Şükrü Saraçoğlu stadına<br />

giderek Aziz Yıldırım ile görüşecekleri ve yapılan teknik takip sonucu bu buluşmaya Abdullah<br />

Başak’ın da katılacağı bilgisinin elde edilmesi üzerine başlatılan fiziki takip sonucu tutulan<br />

26.04.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kl:28, Dizi:279-288 arası);<br />

Güvenlik görevlilerince aynı gün saat:15.30 sıralarında Fenerbahçe-Şükrü Saraçoğlu<br />

Stadyumu civarına geçilerek fiziki takip çalışmalarına başlandığı, saat:16.08’de, içerisinde<br />

Ahmet Çelebi ve Abdullah Başak’ın bulunduğu 34 BS 0034 plakalı Range Rover marka<br />

aracın Şükrü Saraçoğlu Stadyumuna geldiği ve stad içerisindeki otoparka girdiği, akabinde<br />

Ahmet Çelebi ve Abdullah Başak’ın otoparktan yaya olarak çıkarak otopark önünde ayaküstü<br />

beklemeye başladıkları, saat:16.32’de 34 VAL 67 plakalı Renault-Fluence marka aracın Şükrü<br />

Saraçoğlu Stadyumuna geldiği ve otopark önüne park ettiği, araçtan Bülent İbrahim İşçen’in<br />

indiği ve Ahmet Çelebi ile selamlaşarak birlikte kulüp içerisine doğru girdikleri, bir süre<br />

sonra Abdullah Başak’ın kulüp içerisine doğru yalnız olarak girdiği, saat:17.05’de Ahmet<br />

Çelebi, Abdullah Başak ve Bülent İşçen’in kulüpten beraber çıktıkları, bir süre ayak üstü<br />

sohbet ettikleri ve Ahmet Çelebi ve Abdullah Başak’ın otoparkta bulunan geldikleri 34 BS 0034<br />

plakalı araca binerek stadyumdan ayrıldıkları, Bülent İşçen’in ise 34 VAL 67 plakalı aracın<br />

bagajına elinde bulunan A4 kâğıdını bıraktığı ve araca binerek Şükrü Saraçoğlu Stadyumundan<br />

ayrıldığı anlaşılmış,<br />

361/678


Aynı gün saat:16.58’de Ali Kıratlı’nın, Abdullah Başak’ı aradığı (tape:1917) ;<br />

Abdullah: “…Ben kulüpteyim şuan ya”, Ali:” Ne arıyorsun kulüpte”, Abdullah:<br />

“Bir işim vardı geldim de, şimdi İlhan abi çıktı, başkanın yanındaydım çıktım şimdi, ben,<br />

Bülent abi, Ahmet Çelebi,…neyse konuşuruz abi geliyorum geliyorum,…”, Ali: “Araba<br />

gönderiyorum, bir araba gönderiyorum”, şeklindeki görüşme ile de tape kayıtları doğrulanmış,<br />

adı geçen kişilerin sanık Aziz Yıldırım ile görüştükleri anlaşılmıştır.<br />

Sanık Ahmet Çelebi, Aziz Yıldırım ile aralarında gerçekleşen bu görüşmenin hemen<br />

ardından birkaç dakika sonra saat:17.03’de Yusuf Turanlı’yı aradığı (tape:1568);<br />

Ahmet: “Yeğenim ne yapıyorsun ne var ne yok”, Yusuf: “Bebekteyim abi ya”, Ahmet:<br />

“Sen Suadiye Cafeye gelir misin acele”, Yusuf: “Bir şey mi oldu abi önemli bir şey mi”,<br />

Ahmet: “ Evet evet,..haydi acele gel”,<br />

Aynı gün saat:18.02’de Ahmet Çelebi’nin Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3339);<br />

Ahmet: “Geldin mi”, Yusuf: “Sahil yolundayım abi geliyorum hangi sokaktan<br />

girecektim o Suadiye kafeye”.<br />

İçerikli telefonlar ile sanıklardan Yusuf Turanlı’yı acele görüşmek için çağırmaktadır.<br />

Yapılan bu teknik takip sonucu aynı gün Ahmet Çelebi’nin Yusuf Turanlı ile Suadiye<br />

Cafede buluşacaklarının anlaşılması üzerine başlatılan fiziki takip sonucu tutulan 26.04.2011<br />

Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kl:28, Dizi:279-288 arası);<br />

Güvenlik görevlilerce saat:18.00 sıralarında Kadıköy Selim Ragıp Emeç sok No:27<br />

sayılı adreste bulunan Suadiye Cafe-restaurant isimli işyerine geçilmiş, Ahmet Çelebi’ye ait 34<br />

BS 0034 plakalı aracın işyeri önünde park halinde olduğu, işyeri içerisine girildiğinde Ahmet<br />

Çelebi’nin girişe göre sol bölümde bulunan masada yalnız olarak oturduğu, saat:18.15’de Yusuf<br />

Turanlı’nın Suadiye cafe-restaurant önüne 34 UB 0873 plakalı Ford Fiesta marka araç ile<br />

geldiği ve aracı park ettiği, cafe içerisine girdiği ve Ahmet Çelebi ile birlikte işyerinin 2.katına<br />

çıktıkları ve tape içeriğinin doğrulandığı anlaşılmıştır.<br />

Sanıklar Ahmet Çelebi ve Yusuf Turanlı’nın buluşup görüşmelerinin hemen<br />

ardından Yusuf Turanlı’nın,<br />

26.04.2011 günü saat:20.14’de İbrahim Akın’ı aradığı görüşme(tape:3342);<br />

Yusuf; “Etilerdeyim gel,…gel iki dakika uğra bana bir çaya”, İbrahim; “Neredesin<br />

ki”, Yusuf; “Big Şefteyiz gel iki dakika uğra”, İbrahim; “Tamam”.<br />

26.04.2011 günü saat:22.07’de İbrahim Akın’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3567);<br />

İbrahim; “Orada mısın”, Yusuf; “Ha ha gel”, İbrahim; “Geliyorum hadi hemen”,<br />

Söz konusu iletişim tespit tutanaklarından, sanık Yusuf Turanlı’nın İbrahim Akın ile<br />

Etiler Big Chefs Restaurant’ta buluşacaklarının anlaşılması üzerine başlatılan fiziki takip sonucu<br />

tutulan 26.04.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kl:28, Dizi:279-288 arası);<br />

Güvenlik görevlilerince saat:21.35 sıralarında Beşiktaş Nispetiye Cd. No:89 da faaliyet<br />

gösteren Big Chefs isimli restauranta geçilmiş, içeriye girildiğinde girişe göre sol tarafta bulunan<br />

bahçe bölümündeki masalardan birinde Yusuf Turanlı, Beşiktaş Futbol takımında forma giyen<br />

İbrahim Toraman ile O. B. isimli şahısların birlikte oturup sohbet ettikleri, bir süre sonra İbrahim<br />

Toraman’ın vedalaşarak ayrıldığı, Yusuf Turanlı ve O. B.’nin ise oturmaya devam ettikleri,<br />

saat:22.19’da 34 THF 09 plakalı ticari taksi ile İbrahim Akın’ın gelerek Big Chefs restauranta<br />

girdiği, Yusuf Turanlı’nın oturduğu yerden kalkarak İbrahim Akın’ı karşıladığı, bu esnada<br />

362/678


yanlarına bir şahsın geldiği, hep birlikte aynı masaya oturdukları, O. B.’nin vedalaşarak ayrıldığı,<br />

bir süre sonra diğer şahsın telefonla görüşme yaptığı sırada Yusuf Turanlı’nın, İbrahim Akın’ın<br />

kulağına eğilerek bir şeyler söylediği, akabinde de şahısların sohbete devam ettikleri, durumu<br />

belgeleyen ekli fotoğraflardan da anlaşılmıştır.<br />

Sanıklar Yusuf Turanlı ve İbrahim Akın’ın buluşup görüşmelerinin hemen<br />

ardından Yusuf Turanlı’nın,<br />

26.04.2011 günü saat:23.01’de Ahmet Çelebi’yi aradığı görüşme(tape:3343);<br />

Ahmet’in Suadiye’de olduğunu belirttiği, Yusuf: “Abi şey yapalım tamam yani sen<br />

nasıl diyorsan odur yani anladın mı”, Ahmet: “Tamam peki kardeşim”, Yusuf: “Tamam mı<br />

abiciğim sen ne diyorsan odur” Ahmet; “Tamam tamam gülüm” Yusuf: “Sen ne zaman<br />

diyorsan beraber şey yaparız gideriz yan” Ahmet: “Tamam tamam abiciğim”.<br />

Söz konusu görüşme ile, sanık Aziz Yıldırım’ın yaptığı toplantı ile kararlaştırılan<br />

teklifin Sanık Yusuf Turanlı aracılığı ile İBB Sporlu İbrahim Akın’a iletildiği ve bu bilginin İ.<br />

Akın ile görüşmesinin ardından Yusuf tarafından Ahmet Çelebi’ye bilgi olarak aktarıldığı<br />

anlaşılmaktadır.<br />

Sanık Yusuf Turanlı, durumu Ahmet Çelebi’ye bildirmesinin hemen akabinde<br />

saat:23.11’de İbrahim Akın’a;<br />

“Ole olması daha hayırlı:) hayır yaparsın bol bol saga sola:) (tape:3344)” şeklinde<br />

mesaj göndermiştir.<br />

Aşağıdaki TAPE’den anlaşılacağı üzere hayırsever kişiliği Sanık Yusuf tarafından<br />

bilindiğinden söz konusu mesaj ile sanık İbrahim Akın ile yapılan şike anlaşmasını<br />

kuvvetlendirmeye ve anlaşma ile belirlenen miktarı kabul ettirmeye çalışmaktadır.<br />

İbrahim Akın’ın ise buna karşılık saat:23.12’de Yusuf Turanlı’ya<br />

gönderdiği(tape:3345);<br />

“:))” şeklindeki mesaj ile gülerek karşılık verdiği anlaşılmaktadır.<br />

İbrahim Akın bu mesajın hemen ardından adeta Yusuf Turanlı’nın, kendisine yönelik<br />

hayır yapma noktasında tespitini doğrular nitelikte Erzurum’da ikamet eden emekli imam Tanık<br />

Ahmet Kangı’yı aramıştır.<br />

26.04.2011 günü saat:23.15’te İbrahim Akın’ın X Şahsı ( TANIK AHMET<br />

KANGI)aradığı<br />

görüşme(tape:3568);<br />

İbrahim: “Hocam bir şey sormam lazım sana ya şimdi bizim hafta sonu Fener’le<br />

maçımız var ya, demişler ki İbo gol atmasın, yüz bin dolar para verelim ona diye”, X Şahıs: “<br />

İyi ne yapacaksın”, İbrahim: “Ben de sana soruyorum dedim hocam bu adamlarına sor diye yani<br />

ne yapmamız lazım diye”, X Şahıs: “Sizin takımın kaptanı hocası ne diyor”, İbrahim: “Onlar<br />

bir şey diyemiyor hocam Fenerbahçeli oldukları için onlarda bana kalkıp oynama veya gol atma<br />

diyemiyorlar başkası tarafından söyleniyor bu.. yani bana gol atma diyorlar yani”, X Şahıs: “İyi<br />

tamam yani böyle şeyler günümüzde futbol camiasında var değil mi böyle şeyler”, İbrahim:<br />

“Var var ama hocam işte ben de sana soruyorum yani kötü olur mu diye…yani para var yani işin<br />

ucunda, ama sonucunda diyorlar ki işte şu şunu yapma”, X Şahıs: “Efendim yani onda bir şey<br />

yok ki ya bu gönül rıza olan bir şey yani sen gol atmayacaksın yerine para verecekler…tabi ya<br />

onda bir şey yok yani bunda bir sakınca yok canım niye olsun yani baya başkaları duymasın<br />

önemli değil…bizim burada benim köyde baba türbesi var ya Köy babada…orda var çok fakirler<br />

var yaparsın bu kurban keseriz orda yedirirsin”, İbrahim: “Ben atmayım ama ilerde başıma bela<br />

363/678


almayım yani bu konuda hani basın için değil yani hani böyle bir şey yaptık işte sonra Allah<br />

cezalandırmasın yani bizi”.<br />

Söz konusu görüşme ile sanık İbrahim Akın, şike anlaşması sonucu alacağı para (yüz<br />

bin dolar) için dini bilgisine güvendiği ve tanıdığı olan emekli imam Tanık Ahmet Kangı’dan<br />

fetva almıştır.<br />

Tanık Ahmet Kangı talimatla alınan beyanında; “İbrahim Akın kendisine para<br />

teklif edildiğini bana söyledi, ben de transfer ücreti olarak düşündüğüm için sakıncası yok<br />

dedim, bu konuda niye benden fetva aldığı konusunda bilgim yoktur, İbrahim Akın ile 26.04.2011<br />

tarihi saat;23.15'de yapmış olduğum telefon görüşmesinin içeriğini kabul ediyorum; ancak<br />

bahsettiğim gibi şike için olduğunu anlamadığımdan dolayı sakıncası olmadığını söyledim”<br />

demiştir.<br />

Sanık İbrahim’in aldığı bu fetva sonrasında aynı dakika içerisinde saat:23.19’da Yusuf<br />

Turanlı’ya gönderdiği mesajlarda(tape:3569-3346);<br />

“verildi abi :)”, “Ok verildi abi :)” yazdığı ve şike teklifine onay verdiği ve<br />

anlaşmanın yapıldığı anlaşılmıştır.<br />

Sanık İbrahim’den onay alan Yusuf Turanlı duruma sevinerek bir dakika sonra<br />

saat:23.20’de İbrahim Akın'a gönderdiği (tape:3370);<br />

"Tamamdır harıka:) yarın aksam bulusuruz senle" mesajıyla karşılık vermiş,<br />

Aynı dakika içerisinde bu defa İbrahim Akın, Yusuf Turanlı’ya “Ok” şeklinde<br />

(tape:3348) mesaj göndermiştir.<br />

27.04.2011 günü saat:02.48’de İbrahim Akın, Yusuf Turanlı’ya gönderdiği<br />

mesajda(tape:3349);<br />

“100 dolar degil 100 euro abi ole dedi ;)” yazdığı ve fetva alırken söylediği 100 bin<br />

Dolar yerine aynı miktarda Euro isteğini iletmektedir.<br />

27.04.2011 günü saat:13.02’de Yusuf Turanlı’nın Ahmet Çelebi’yi aradığı<br />

görüşme(tape:3350);<br />

Yusuf: “Sen gittin mi abi oraya”, Ahmet: “…Yok cuma günü”, Yusuf: “…Oraya<br />

gitmeyecek misin konuştun ya sen onu söylüyorum,…sabahtan görüşür müyüz” Ahmet: “…<br />

Tamam tamam”, Yusuf: “Tamam yani, akşam görüşelim olmadı ben gelirim senin yanına”,<br />

Ahmet: “Ya bi gel yanıma ya”, Yusuf: “Akşam, akşam üzeri akşam gelirim yanına, sen bu<br />

tarafa geçmeyecek misin abi ya”<br />

Söz konusu görüşme ile Yusuf Turanlı, Ahmet Çelebi’ye, şike anlaşması konusunda<br />

Aziz Yıldırım ile görüşüp görüşmediğini sormaktadır. Zira aşağıda kronolojik olarak<br />

değerlendirilen tapeler ve fiziki takip tutanakları ile Ahmet Çelebi’nin “Cuma günü” dediği<br />

görüşmenin Aziz Yıldırım ile gerçekleşen görüşme olduğu anlaşılmaktadır.<br />

Sanık İbrahim Akın’ın 27.04.2011 günü saat:13.24’de Yusuf Turanlı’ya gönderdiği<br />

tape:3351);<br />

“Yusuf abi 100 bin euro yaptin mi :)”mesajı ile yeniden para miktarının artırılıp<br />

artırılmadığını sormakta,<br />

Bir dakika sonra saat:13.25’de Yusuf Turanlı’nın İbrahim Akın’a gönderdiği<br />

(tape:3352);<br />

364/678


“Yok daha konusmadım aksam gıdıcem oraya kardesımm:) :) gec saate dogru:)”<br />

mesajı ile bu konuyu akşam konuşacağını söylemektedir. Yukarıda değerlendirilen 3350 nolu<br />

tapeden anlaşıldığı üzere sanık Yusuf Turanlı’nın akşam görüşeceği kişi Ahmet Çelebi’dir. Zira<br />

aldığı talimat üzerine şike teklifini İbrahim Akın’a iletmesi için Yusuf ile muhatap olan kişi<br />

anılan sanıktır. Yusuf, Ahmet ile görüşmeden İbrahim’in istediği miktar konusunda bir şey<br />

söylemek istememektedir.<br />

Bu mesajdan bir dakika sonra saat:13.26’da İbrahim Akın’ın Yusuf Turanlı’ya mesaj<br />

gönderdiği(tape:3353);<br />

“Kabul etmiyorum baska :)” diyerek, görüşeceği kişiye bu durumu iletmesini<br />

söylemekte, Dolar yerine Euro isteğini ısrarla vurgulamaktadır.<br />

27.04.2011 günü saat:13.34’de İlhan Ekşioğlu’nun, Cemil Turhan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3089);<br />

Cemil (hasta olduğunu ve evde yattığını, programının çok yoğun olduğunu söyleyip):<br />

“…Yav yarın .. için ...saat 6’da buluşuyorum,…yarın ikisi de varda biri 6’da biri 8’de”, İlhan:<br />

“…Mehmet mi”, Cemil: “Evet,…6’da o zaten 6 gelecek ya 5 buçuk 6’ya doğru gelecek, …<br />

gelecek eve gelirken bana gelecek”, İlhan: “O da gelsin çünkü şey öbürünü göndermemiz<br />

lazım hemen ya”, Cemil: "Ben şeyi söylüyorum İstanbul’dakileri söylüyorum,…akşama gelince<br />

görüşürüz”.<br />

Sanıklar İlhan Yüksel Ekşioğlu ile Turhan, Ankaragücü maçına yönelik şike<br />

faaliyetleri ile ilgili olarak konuştukları anlaşılmaktadır. Bununla birlikte Cemil Turhan'ın<br />

"İstanbul'dakileri söylüyorum" derken ayrıca bir faaliyet içerisinde bulunduğu, bu kişinin de<br />

İstanbulspor oyuncusu Can Arat olduğu anlaşılmaktadır. Aynı mahiyette bir görüşme aşağıda<br />

belirtilen 3093 nolu tapede de geçmektedir.<br />

27.04.2011 günü saat:17.08’de Ahmet Çelebi’nin Yusuf Turanlı’yı aradığı görüşme;<br />

Yusuf’un Silivri’den çıktığını belirttiği, Ahmet’in problem olmadığını söylediği,<br />

Yusuf; “Tamam çünkü yani ben şey yaptım ondan sonra şey”, Ahmet; “…Onu geç ya geç onu<br />

sen boş ver,…ben sana cuma günü şey yapacağım” (tape:3357)<br />

27.04.2011 günü saat:21.49’da İbrahim Akın’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:3570);<br />

İbrahim; “Ha ne oldu bizim iş hallettin mi”, Yusuf; “Şeyi adamla yarın buluşcam,<br />

…ya öbürü de fena değil canım ya”, İbrahim: “Yok olmaz kabul etmiyorum” dediği, Yusuf:<br />

“Şey yapacam ya konuşcam ben”<br />

Bu konuşma içeriğinden de anlaşıldığı üzere; İbrahim 100 bin Dolar yerine 100 Euro<br />

isteğinin halledilip halledilmediğini sorarken, Yusuf Turanlı yine 3357 nolu tapeden de sabit<br />

olduğu üzere Ahmet Çelebi ile bu hususu Cuma günü konuşacağını ancak 100 bin Dolar’ın da iyi<br />

bir miktar olduğunu (öbürü de fena değil) söylemektedir.<br />

28.04.2011 günü saat:20.28’de İbrahim Akın’ın Fahri Tatan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3573);<br />

İbrahim: “Bir tane at buldum bir tane, 125 milyar at ikili İngiliz”, Fahri: “…Ne<br />

diyorsun ya”, İbrahim: “Valla bak verin 125 alın bu atı dedi başka bir şey de söylemiyorum size<br />

dedi hep bu şampiyonları elimden alıyorsunuz benim dedi bunu alın bari dedi valla bak, Ben<br />

dedim bana bir hafta on gün müddet ver dedim” Fahri: “Haftaya … alırsın”, İbrahim: “Bu<br />

şey var ya benim bu hafta var ya maç,…şey yapıyorlar bana işte hani anlarsın ya”, Fahri:<br />

“Ekstra hı”, İbrahim: “Ha ama şey için yapıyorlar tam tersi” , Fahri: “Allah çarpsın de”<br />

365/678


İbrahim: “Anladın, hee”, Fahri: “Kim Beşik mi, Beşiktaş mı ” İbrahim: “Hayır canım hayır<br />

hayır öyle işte ya anladın mı” Fahri: “Bu hafta sizin maç kimle”, İbrahim: “Kimle oğlum biz<br />

bu hafta kimle oynuyoruz” Fahri: “Siz Belediye şeyle oynuyorsunuz Fener le”, İbrahim: “Ha<br />

işte öyle bir şey var”, Fahri: “İnşallah koyarsın 2 tane iyi hazırlan bari..”, İbrahim: “Ama onun<br />

için değil tam tersi için”, Fahri: “Fenerden mi”, İbrahim: “Ha, Bu gün haber gelecek ya ben,<br />

gönderirler belki”,<br />

Yarış atlarına ilgisi olan sanık İbrahim Akın, arkadaşı Fahri Tatan ile 125 milyara<br />

İngiliz atı bulduğunu, satın almak için bir hafta süre istediğini, Fenerbahçe ile yapacağı maçta<br />

kendisine gol atmaması, iyi oynamaması karşılığında verilecek şike parası ile söz konusu atı<br />

almayı düşündüğünü söylemektedir.<br />

Fahri Tatan 15.08.2011 tarihli kolluk ifadesinde (Kls 66 dizi 206); “Fenerbahçe’nin<br />

İbrahim Akın’a şike amaçlı para vereceği teklifi geldiğini anladığını, 3584 nolu tapede<br />

“CUMAYA MI alıyorsun paraları” ile laf almaya çalıştığı konunun Fenerbahçe’nin teklif ettiği<br />

şike olduğunu beyan etmiş, aynı tarihli savcılık ifadesinde de bu hususları yinelemiş, şike<br />

parasını almak için buluşmaya gittiğini bildiğini ancak alıp almadığını bilmediğini bildirmiştir.<br />

İletişim tespiti tutanaklarından Ahmet Çelebi’nin Yusuf Turanlı ile; sahibi olduğu<br />

Ümraniye Mithatpaşa Caddesinde bulunan Berke Petrol Ofisi isimli işyerinde bir araya<br />

geleceklerinin anlaşılması üzerine başlatılan fiziki takip sonucu tutulan 28.04.2011 Günlü Fiziki<br />

Takip Tutanağına göre (Kl:28, Dizi:275-278 arası);<br />

Güvenlik görevlilerce 28.04.2011 günü saat:13.20 sıralarında Berke Petrol Ofisi isimli<br />

yere geçilerek fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı, Petrol Ofisi içerisinde Ahmet Çelebi’nin<br />

kullandığı 34 BS 0034 plakalı aracın park halinde olduğu, saat:13.32’de Petrol Ofisi içerisindeki<br />

işyerinden Yusuf Turanlı’nın çıktığı ve yine benzinlik içerisinde park halindeki 34 YSF 32<br />

plakalı mavi renkli BMW marka araca binerek ayrıldığı anlaşılmıştır.<br />

28.04.2011 günü saat:21.29’da İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3358)<br />

;<br />

İbrahim: “Haber vermedin hiç”, Yusuf:“…Onda sıkıntı yok yarın arayacaklar beni,…<br />

ben söyledim yarın halletmemiz lazım diye”, İbrahim: “…Öyle olmaz,…yoksa bak acayibim<br />

ha”, Yusuf: “…Yarın dedim halledin dedim yoksa dedim ben karışamam dedim…”,<br />

İbrahim: “Tamam o zaman gelirim ben yarın oraya”.<br />

Sanık İbrahim Akın, Yusuf Turanlı’ya şike anlaşmasına konu 100 bin Dolar yerine 100<br />

bin Euro ile ilgili haber vermediğini söylediği, Yusuf’un da, gerek 3357 nolu Tape’de Ahmet<br />

Çelebi’nin kendisine, “…cuma günü (29.04.2011) şey yapacağım (tarih 27.04.2011)” şeklinde<br />

söylemesi ve gerekse de Berke Petrol Ofisi isimli işyerinde Ahmet Çelebi ile bir araya gelmesi<br />

üzerine “onda sıkıntı yok yarın arayacaklar (tarih 28.04.2011)” şeklinde bilgi verdiği<br />

anlaşılmaktadır.<br />

28.04.2011 günü saat:21.33’de Bülent İbrahim İşçen’in, Ahmet Çelebi’yi aradığı<br />

görüşme(tape:1573);<br />

Ahmet:“...Köy tarafındayım sen neredesin”, Bülent:“...Bende işte aşağıda sahil<br />

...doğru gidiyorum”, Ahmet: “Kahve içeriz veya yarın tamam yarın görüşelim,.., yarın<br />

konuşalım yani görüştün mü sen”, Bülent: “Yarın gidelim işte bilet almaya gideceğim orada<br />

görüşürüz”. Ahmet: “İyi tamam benim de gelmem lazım…var”<br />

366/678


Bu görüşmede Ahmet Çelebi, Bülent İbrahim İşçen’den Aziz Yıldırım ile görüşmeye<br />

kendisini de gitmesi gerektiğini bildirmektedir. Zira; İbrahim Akın’ın, Yusuf Turanlı aracılığı ile<br />

100 bin Dolar yerine 100 bir Euro talebini iletmesi gerekmektedir.<br />

29.04.2011 günü saat:13.45’de Yusuf Turanlı’nın, Ahmet Çelebi’yi aradığı<br />

görüşme(tape:1575);<br />

Yusuf: “Patron ne yapıyorsun”, Ahmet: “Ne yapayım abiciğim sen ne yapıyorsun,<br />

Yusuf: “..şeydesin herhalde Caddede”, Ahmet: “E işte telefonunu bekliyorum”, Yusuf: Ha<br />

anladım abi iyi” Ahmet: “Tamam ben arayacağım seni”<br />

Sanık Ahmet Çelebi, şike anlaşmasına ilişkin olarak Aziz Yıldırım’ın telefonunu<br />

beklediğini söylerken, isim geçmemesine karşın Yusuf “Ha anladım abi” diyerek durumu<br />

anlamakta, Ahmet Çelebi gelişme sonrasında Yusuf’u arayacağını söylemektedir.<br />

29.04.2011 günü saat:15.35’de Yusuf Turanlı’nın Ahmet Çelebi’yi aradığı<br />

görüşme(tape:1577);<br />

Ahmet: “Yarın 5 buçuk 6’da görüşeceğim”, Yusuf: “Ha traşın bitti yani,..<br />

konuştuysan beş buçukta gideceğim”, Ahmet: “Hayır biriyle konuştum da,..,O dedi o<br />

saatlerde ol diye”.<br />

Sanık Yusuf, Ahmet Çelebi’nin görüşmeyi yapıp yapmadığını merak ettiği, yapmış ise<br />

sanık İbrahim ile görüşmeye gideceğini söylemekte, Ahmet Çelebi ise aşağıdaki tapeden de<br />

anlaşılacağı üzere Aziz Yıldırım henüz gelmediğinden görüşme yapamadığını ve yarın<br />

görüşeceği saati söylemektedir.<br />

29.04.2011 günü saat:15.38’de Ahmet Çelebi’yi Bülent İbrahim İşçen’in aradığı<br />

görüşme(tape:1578);<br />

Bülent: “Ahmet daha gelmemiş inmiş uçaktan ama daha gelmemiş kulübe haber<br />

verecekler ben takip ediyorum”, Ahmet: “Anladım,..ben Erenköydeydim istasyona doğru<br />

geçiyoruz”,<br />

Sanık Ahmet Çelebi, şike parasına ilişkin olarak Aziz Yıldırım ile görüşmek için<br />

Bülent İbrahim İşçen ile irtibata geçtiği, Bülent İbrahim’in de Aziz Yıldırım’ın uçaktan indiğini<br />

ama henüz kulübe geçmediğini, kulübe geçtiğinde kendisine haber vereceklerini söylemektedir.<br />

Bu görüşmenin ardından,<br />

29.04.2011 günü saat:15.55’de Bülent İbrahim İşçen’in Aziz Yıldırım’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1671);<br />

Bülent:“Abiciğim nasılsın hoş geldin”, Aziz: “İyidir hoş bulduk”, ”Bülent: “Abi, o<br />

gün beraber konuştuğumuz arkadaş bir şeyler konuşaçakmış seninle de”, Aziz:“Tamam bi<br />

yarım saat sonra ben kulübe geçerim”, Bülent: “Tamam, Kulübe geçelim tamam abi, peki”<br />

Sanık Bülent İbrahim, Aziz Yıldırım’ı arayarak “o gün beraber konuştuğumuz<br />

arkadaş” diye kastettiği Ahmet Çelebi’nin, bir şeyler konuşacağını söylediği, Aziz Yıldırım’ın<br />

da tamam diyerek kulüpte konuşabileceklerini söylemektedir.<br />

Bülent İbrahim, Aziz Yıldırım ile arasındaki 25 saniye süren bu görüşmenin hemen<br />

ardından aynı dakika içerisinde, saat:15.56’da Ahmet Çelebi’yi aradığı görüşme(tape:1579);<br />

Bülent: “Pıt pıt, kırk beş dakika sonra yarım saat kırk beş dakika sonra bu aşağıda<br />

buluşacağız ona göre inersin aşağıya”, Ahmet: “Tamam”<br />

367/678


Sanık Bülent, Aziz Yıldırım tarafından malûm “o gün beraber konuştuğumuz<br />

arkadaş” tabir ettiği Ahmet’e, Aziz Yıldırım ile yapacakları görüşme nedeniyle buluşmak için<br />

saat ve yer belirtmektedir.<br />

29.04.2011 günü saat:16.42’de Ahmet Çelebi’yi Bülent İ. İşçen’in aradığı<br />

görüşme(tape:1580);<br />

Ahmet: “Çıktım yola geliyorum”, Bülent: “İyi haydi aşağıda buluşalım”.<br />

29.04.2011 günü saat: 17.12’de Tamer Yelkovan/Aziz Yıldırım’ın Bülent İbrahim<br />

İşçen’i aradığı görüşme(tape:1909);<br />

Bülent: “Alo”, Tamer: “Bülent”, Bülent: “Efendim” Tamer: “Bir dakika başkanım<br />

görüşecek” (Tamer Yelkovan telefonu Aziz Yıldırım’a veriyor), Aziz; “Oğlum neredesin”,<br />

Bülent: “Geldim abi kapıdayım iki dakikaya oradayım”<br />

Sanık Aziz Yıldırım, Tamer Yelkovan’ın telefonu ile onun yanında, şike ile ilgili olarak<br />

Bülent İbrahim ile görüşmektedir.<br />

29.04.2011 günü saat:17.14’de Ahmet Çelebi’nin Bülent İbrahim İşçen’i aradığı<br />

görüşme(tape:1581);<br />

Bülent: “Geldim ışıklardayım”, Ahmet: “İyi tamam oldu” .<br />

İletişim tespit çalışmalarına göre; İbrahim Bülent İşçen ve Ahmet Çelebi’nin<br />

Fenerbahçe stadyumuna geçerek Aziz Yıldırım’ın gelmesini bekledikleri ve Dereağzı tesislerinde<br />

bir araya gelecekleri bilgisinin alınması üzerine başlatılan fiziki takip sonucu tutulan 29.04.2011<br />

Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kl:27, Dizi:264-274 arası)<br />

Güvenlik görevlilerce 29.04.2011 günü saat:12.30 sıralarında Stad civarına geçilerek<br />

fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı, saat:16.45’de Ahmet Çelebi ve yanındaki iki şahsın 34 BS<br />

0034 plakalı araçla stadın önüne geldiği, Ahmet Çelebi’nin araçtan inerek stadın içerisine girdiği,<br />

diğer iki şahsın araçlarını park ederek stadın altında bulunan Fenerium Alışveriş Merkezi’ne<br />

girdikleri ve alışveriş yaptıkları, saat:16.53’de Bülent İşçen’in 34 VAL 67 plakalı araçla geldiği<br />

ve stad içerisinde bulunan otoparka girdiği, saat:17.20’de Aziz Yıldırım, Ahmet Çelebi ve Bülent<br />

İşçen’in stad otoparkında hep beraber görüştükleri, Aziz Yıldırım’ın 34 GHA 50 plakalı araçla<br />

çıktığı, Ahmet Çelebi ve Bülent İşçen’in birlikte çıkarak, geldikleri kendi araçlarıyla aynı yöne<br />

doğru hareket ettikleri, saat:17.30’da Ahmet Çelebi’nin 34 BS 0034 plakalı araçla, Bülent<br />

İşçen’in ise 34 VAL 67 plakalı araçla Dereağzı tesislerine giriş yaptıkları, Tamer Yelkovan ve<br />

yanındaki şahıslarla sohbet ettikleri, saat:18.00’de Bülent İşçen’in 34 VAL 67 plakalı araçla,<br />

Ahmet Çelebi’nin ise 34 BS 0034 plakalı araçla Dereağzı tesislerinden ayrıldığı anlaşılmıştır.<br />

Şikeye yönelik bu görüşme sırasında kulübün mali işler müdürü olan sanık Tamer’in<br />

de hazır bulunduğunda şüphe yoktur.<br />

29.04.2011 günü saat:17.29’da İbrahim Akın’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3361);<br />

İbrahim: “Yusuf Abi, bunu şey nakit mi alacaksın”, Yusuf:“…Konuşacağım şey<br />

yapma tamam, …konuşacağım ben bugün akşam ona göre haber vereceğim zaten”.<br />

29.04.2011 günü saat:17.32’de Yusuf Turanlı’nın Ahmet Çelebi’yi aradığı<br />

görüşme(tape:3362);<br />

Ahmet: “Ne yapıyorsun neredesin”, Yusuf: “Etiler’de”, Ahmet: “Bu tarafa o zaman<br />

geçtiğinde haber et” Yusuf: “Geçeyim mi yani” Ahmet: “Geç” Yusuf: “Nereye geleyim”<br />

Ahmet: “Fenerbahçe Dereağzı varya oraya doğru gel” .<br />

368/678


29.04.2011 günü saat:18.13’de Yusuf Turanlı’yı Ahmet Çelebi’nin aradığı<br />

görüşme(tape:3363);<br />

Yusuf: “Stadın önündeyim abi”, Ahmet: “…O hani chocklet var ya,…eski Çaklıt,…<br />

onun önünde seni bekliyorum”, Yusuf: “Tamam abi geliyorum” .<br />

29.04.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kl:27, Dizi:264-274 arası) devam<br />

eden teknik çalışmalarda; Ahmet Çelebi’nin Yusuf Turanlı’yı Chocolate cafeye davet ettiği<br />

bilgisinin alınması üzerine; güvenlik görevlilerce yapılan takipte saat:18.15’de Kadıköy Münir<br />

Nurettin Selçuk Cd Kalamış İskelesi civarında Ahmet Çelebi ve Yusuf Turanlı’nın buluştukları<br />

ve bir müddet ayaküstü sohbet ettikleri anlaşılmıştır.<br />

29.04.2011 günü saat:19.47’de İbrahim Akın’ın Fahri Tatan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3576);<br />

İbrahim: “Bugün de işte şey alacam işte bakalım,…altılı var ya,…bugün verecekler<br />

ya”… Fahri: “İbo sen yarın sen Pazar oynayabilecek misin sakatmışsın herhalde”, İbrahim: “Ha<br />

sakatım biraz ayağımda şey var ya”, Fahri: “O altılıdan aldığın para ne oldu”, İbrahim:<br />

“Gidiyorum şimdi bakacam bekliyorlar”, Fahri: “Yüz misli mi yakalamıştın”, İbrahim: “Ha,…<br />

yok şeye şey yaparız ben bu gün gidiyorum ya şimdi,…ordan yollarım ben sana,…15”,<br />

Sanık İbrahim, Fahri Tatan’a şike anlaşmasından alacağı paradan söz etmektedir.<br />

29.04.2011 günü saat:20.54’te İbrahim Akın’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:3578);<br />

İbrahim: “Akmerkez’deyim”, Yusuf: “Yemedim nerde yeriz,…ben hazırım ya<br />

istediğin zaman gidebiliriz”, İbrahim: “Devre arası mı gidelim”…İskender o zaman onlar sonra<br />

gelir abi bizim yanımıza biz geçelim o zaman”<br />

Sanık İbrahim Akın, yanında kimse olmadan Yusuf Turanlı ile görüşmek istemektedir.<br />

Bu arada yalnız İbrahim Akın’la yapılan şike anlaşması ile yetinmek istemeyen Aziz<br />

Yıldırım, aşağıdaki görüşme içeriğinden anlaşıldığı üzere Cemil Turhan üzerinden eski<br />

futbolcuları Can Arat’a ulaşılıp ulaşılmadığını araştırmaktadır.<br />

29.04.2011 günü saat:21.18’de Aziz Yıldırım’ın Serkan Acar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1673);<br />

Aziz: “…Cemil’le konuşabildin mi,…konuşmuş mu arkadaşla”, Serkan: “O bizden<br />

gidenle konuşmuş,…uzunla,<br />

evet”, Aziz: “..Tamam yani problem yok”, Serkan: “Konuşmuş<br />

evet,…öbürü oynamıyor zaten”.<br />

29.04.2011 günü saat:21.19’da Aziz Yıldırım’la Cemil Turhan’ın yaptığı görüşme;<br />

Aziz: “…Aradı mı seni ne yaptın”, Cemil (aradığını belirterek): “…Şimdi bayide<br />

gördüm bayiden çıktılar”, Aziz: “Yarın konuşalım…Uzun’la şey yaptın mı görüştün mü,…<br />

tamam yarın görüşelim”. (tape:1674)<br />

29.04.2011 günü saat:21.54’de Abdullah Başak/Ahmet Çelebi’nin Bülent İbrahim<br />

İşçen’i aradığı görüşme(tape:1920) ;<br />

Abdullah: “Ali abiyi bıraktım şeye de Fener..döndüm Suadiye kafedeyim”, (Abdullah<br />

Başak telefonu Ahmet Çelebi’ye veriyor), Ahmet: “Benim şimdi yarın görüşmem lazım 11’de<br />

nerede olacaktı Dereağzında mı”, Bülent: “He 12’de 1’de olur o ...gideriz sabahleyin işte<br />

uyanınca,..Dereağzında olmayacak,..başka yerde o şeyde kulüpte divan var,..tabi Divan kartı<br />

369/678


kartı olması lazım gideriz biz gireriz bana kimse bir şey diyemez”, Ahmet: “Benim görüşmem<br />

lazım,.., görüşmem lazım, acil”, Bülent: “Öğlen dedi ya yarın öğlen gel diye işte”, Bülent:<br />

“Git yarın oraya git kulübe 11-12’de git,..anladın mı ya öğlenleyin gideriz işte”.<br />

Sanık Ahmet Çelebi, İbrahim Akın’ın istediği şike parasına ilişkin olarak Aziz Yıldırım<br />

ile acil olarak görüşmesi gerektiğini belirtmektedir.<br />

30.04.2011 günü saat:10.20’de İlhan Ekşioğlu’nun Cemil Turhan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3093);<br />

İlhan: “Cemil Abi sen uzunla, uzunla hallettin değil mi”, Cemil: “Evet evet” İlhan:<br />

“Ha uzunla hallettin”, Cemil: “He”, İlhan: “Tamam tamam öbürleri”, Cemil: “Öbürleri şimdi<br />

geliyor çocuklar dün 6 da şey yaptılar işte şimdi o şey bize yakın olan geliyor bana”<br />

Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu, İBB maçı öncesinde Cemil Turhan’a “uzunla hallettin<br />

değil mi” diyerek Can Arat ile konuşup konuşmadığını sorduğu gibi aynı zamanda “öbürleri”<br />

dediği diğer taraftan Ankaragücü maçı ile ilgili olarak şike faaliyetlerinde bulunan Mehmet Şen<br />

ve Yavuz Ağırgöl’ü sorduğu anlaşılmaktadır. (Bu husus ilgili müsabaka içerisinde ayrıca<br />

değerlendirilmiştir)<br />

30.04.2011 günü saat: 12.49’da Yusuf Turanlı’yı İbrahim Akın’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3364);<br />

İbrahim; “Ne yapıyorsun Yusuf Abi”, Yusuf: “Haber bekliyorum arayacağım seni,…<br />

ben sana haber vereceğim bugün yine”.<br />

Sanık Yusuf Turanlı, İbrahim Akın’ın talebinin kabul edilip edilmediği hususunda<br />

haber beklediğini adı geçen sanığa iletmektedir.<br />

30.04.2011 günü saat: 12.50’de Yusuf Turanlı’nın Ahmet Çelebi’yi aradığı<br />

görüşme(tape:3365);<br />

Ahmet’in; beklediğini belirttiği, Yusuf’un; nerde olduğunu sorduğu, Ahmet’in; “Bi<br />

yerdeyim bekliyorum” dediği, Yusuf’un, “…Geçeyim mi o tarafa çay ısmarlayacak mısın”<br />

dediği, Ahmet’in; “Yok dur ben arayacağım seni” dediği.<br />

Yusuf Turanlı, İbrahim Akın’ın kendisini arayıp şike anlaşması için talep ettiği miktar<br />

konusunda haber olup olmadığını sorması üzerine aynı dakika içerisinde hemen Ahmet Çelebi’yi<br />

aradığı ve İbrahim Akın’ın talebini sorduğu anlaşılmaktadır.<br />

30.04.2011 günü saat:13.37’de Yusuf Turanlı’yı Ahmet Çelebi’nin aradığı<br />

görüşme(tape:3366);<br />

Ahmet’in; “…Geçebilecek misin bu tarafa” dediği, Yusuf: “Geçerim”, Ahmet; “Bi<br />

geçte o zaman, Erenköy’e doğru gel ben evin oraya doğru geçiyorum” dediği ve buluşmak için<br />

sözleşip yer hakkında konuştukları.<br />

30.04.2011 günü saat:14.50’de Yusuf Turanlı’nın İbrahim Akın’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3367);<br />

Yusuf: “İyi ne var ne yok idman kaçta,…şey cuma günü yok problem yok…Cuma<br />

günü gideceğiz Kıbrıs’a, cuma günü şey yapacağız halledeceğiz, ”, İbrahim: “Tamam”,<br />

Yusuf: “Tamam mı”.<br />

370/678


Aşağıda belirtilecek olan 06.05.2011 tarihli fiziki takip tutanağından da anlaşılacağı<br />

üzere, Kıbrıs’a gitme konusunun gerçek ile ilgisini olmadığı, Cuma gününün ise 6 Mayıs’a<br />

karşılık geldiği anlaşılmaktadır.<br />

30.04.2011 günü saat:14.51’de Ahmet Çelebi’nin Bülent İbrahim İşçen’i aradığı<br />

görüşme(tape:1582);<br />

Bülent: “Caddedeyim ne yapayım işte sen ne yapıyorsun”, Ahmet: “Bir kulübe<br />

gideyim mi”, Bülent’in; gitmesini söylediği, Ahmet: “Öğrensene bir oradaysa gideyim”<br />

Bülent: “Tamam mı ki öyle mi,..tamam söylerim ona o zaman telefonda ben”, Ahmet: “Ha<br />

öyle olmaz deli misin ayıp ediyorsun,..sen biliyorsun ama bilmiyorum öyle telefonda şey yapma<br />

tamam gidip bildireceğim işte” .<br />

30.04.2011 günü saat:14.53’de Ahmet Çelebi’yi, Bülent İbrahim İşçen’in aradığı<br />

görüşme(tape:1583);<br />

Bülent: “Orada, Ahmet”, Ahmet: “Tamam ben gidiyorum”.<br />

30.04.2011 günü saat:15.02’de Yusuf Turanlı’yı İbrahim Akın’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3368);<br />

İbrahim: “Bu Kıbrıs’ta bizim şey vardı ya hani senet”, Yusuf: “Cuma günü<br />

halledeceğiz, ...tamam dediler okey dediler bende tamam dedim…onların sıkışıklık mıkışıklık<br />

falan filan cuma günü dediler yani”, İbrahim: “İyi abi”, Yusuf: “Adelen çekiyordur hafif”,<br />

İbrahim: “Biraz ağrılar var ayağımda ya”, Yusuf: “Tamam tamam zorlama o kadar o zaman<br />

kupa maçı”, İbrahim: “Tamam abi”<br />

Sanık Yusuf yukarıda, Cuma günü Kıbrıs’a gitmekten söz ederken bu defa Kıbrıs’taki<br />

senetten söz etmektedir. Akabinde hemen “adelen çekiyordur” şeklinde ilgisiz bir konuya girmiş<br />

ve önünde Beşiktaş ile oynayacağı kupa maçından söz ederek kendisini sıkmamasını<br />

istemektedir. Özetle Yusuf, İbrahim’e şike anlaşmasının gereği olan parayı Cuma günü<br />

alacaklarını ve Fenerbahçe ile oynayacağı maçta kendisini sıkmamasını, iyi oynamamasını<br />

istemektedir.<br />

30.04.2011 günü saat:15.02’de Yusuf Turanlı’nın İbrahim Akın’a mesaj<br />

gönderdiği(tape:3369);<br />

“Tamam yane problem yok rolantı seklı:)” yazdığı, telefon ile söylediği hususu bu<br />

defa mesaj ile ilettiği görülmektedir. “:)” işaretinin gülme/mutluluk (şike anlaşmasından<br />

kaynaklı) anlamına geldiği, rölanti ile kastedilenin de maçta kendisini sıkmayıp iyi oynamaması<br />

anlamında kullanıldığı izahtan varestedir.<br />

30.04.2011 günü saat:17.04’de Can Arat’ın Cemil Turhan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1517);<br />

Can: “Abi telefonum değişti…İskender söyleyince jeton düştü benim”, Cemil: “…<br />

10 gündür seni arıyorum hastayım ulan yatıyorum arıyorum arıyorum Can bana döner diyorum,<br />

…oynuyorsun yarın değil mi”, Can: “…Öyle gözüküyor şu an yani” Cemil: “Oğlum işte<br />

sana ...sana bir şey söyleyecek halim yok”, Can: “Yani abi” .<br />

Sanık Cemil Turhan’ın İBB- Fenerbahçe müsabakası öncesinde, Aziz Yıldırım’ın<br />

Serkan Acar ve adı geçen sanık ile yaptığı konuşmalarında “uzun” olarak nitelediği Can Arat ile<br />

maçta iyi oynamaması konusunda görüşmek istediği, bunu açıkça dile getirmese de, “oğlum işte<br />

sana…sana bir şey söyleyecek halim yok” diyerek Can Arat’a durumu ilettiği anlaşılmaktadır.<br />

371/678


30.04.2011 günü saat:17.51’de İbrahim Akın’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3580);<br />

İbrahim: “Yusuf hocam benim atı almadın mı ya,…olmaz abi öyle ya al onu sen ya”,<br />

Yusuf: “Yok yok Cuma alacam dedim ya”, İbrahim: “Olmaz abi öyle ya al onu sen ya” Yusuf:<br />

“Ben kesin konuştum yani Senin ondan hiç şeyin olmasın, anladın mı” İbrahim: “Öyle mi”,<br />

Yusuf: “Rahat ol yani, ben onu almasam yoksa şey yapar mıyım, öyle şey söyler miyim sana,<br />

sen onda hiç şey yapma garanti yani”<br />

Sanık Yusuf yukarıdaki görüşmelerinde, Cuma günü Kıbrıs’a gitmek ve Kıbrıs’taki<br />

senetten söz etmesine karşın bu defa Cuma günü at almaktan söz etmektedir. At yarışlarına ve<br />

atlara merakını bizzat dile getiren İbrahim, şifreli şekilde şike için alacağı paradan at olarak söz<br />

etmektedir.<br />

30.04.2011 günü saat:18.02’de Ahmet Çelebi’yi Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:1584);<br />

Ahmet: “Efendim Yusufcuğum”, Yusuf: “Ben yarın kale arkasında mı izleyeceğim abi<br />

maçı”, Ahmet: “Kale arkasında izlersin bir şey olmaz,..yarın gündüz telefonlaşırız”,<br />

30.04.2011 günü saat:19.01’de Aziz Yıldırım’ın, Mehmet Şekip Mosturoğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:1847);<br />

Aziz: “Nasıl gidiyor vaziyetler”, Şekip: “İyi başkanım arkadaşların hepsi ilgili<br />

yerlerde…o notunuzu ilettim kendilerine”, Aziz: “O kendi kalesine gol atan”, Şekip: “He onu<br />

bilmiyorum başkanım o benle ilgili değil”, Aziz: “Öyle mi iyi peki”.<br />

Sanık Mehmet Şekip Mosturoğlu duruşmadaki savunmasında; “kulüpte hukuk<br />

işlerinden sorumlu asbaşkanım, ücret almayan baş hukuk müşaviriyim yani bir hukuk<br />

müşavirinin ücret karşılığı yapması gereken işleri ben yönetim kurulu üyesi olduğum için<br />

ücretsiz yapıyorum. Yaptığım işler neler. Kulübün leh ve aleyhindeki takip ve davaları vekalet<br />

koyarak takip ediyorum. Bağlı şirketlerin hukuksal işlerini yapıyorum. Fenerium markalarının<br />

taklit ürünlerinin toplanması ve yasal takip süreçlerini yönetiyorum. FIFA, CAS, TFF yargı<br />

organları bölümünde kulübü temsil ediyorum. Burası çok önemli başkanım ki benim yaptığım<br />

işin en önemli kısmı bu. Sporcu sözleşmelerini hazırlıyorum ve bu sözleşmelerin hazırlanma<br />

müzakerelerine bilfiil katılıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur. Kulüpteki görevi bu olan bir<br />

yöneticiye, kulüp başkanının kendi oyuncuları olmayan “o kendi kalesine gol atan” şeklinde<br />

tabir ettiği Can Arat ile ilgili, böyle bir cümle kurmasının, Mehmet Şekip Mosturoğlu’nun<br />

yönetimdeki görevi ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. “arkadaşların hepsi ilgili yerlerde” derken<br />

şike/teşvik faaliyetlerinden sanık Şekip’in de haberdar olduğu, esasen sanıklar arasında eylemli<br />

paylaşım ve fonksiyonel işbirliği bulunduğu açıktır. Nitekim Aziz Yıldırım, bu süreci yöneten<br />

kişi olarak yapılan faaliyetlerden bilgi almaktadır.<br />

Sanık Aziz Yıldırım, Can Arat’ın duruşma tanık olarak ifadesi alındığı sırada<br />

konuşmalarının adın geçen kişi ile ilgili değil takımlarında forma giyen EDU ile ilgili olduğunu<br />

söylemektedir.<br />

Aynı konuda sanık İlhan Ekşioğlu duruşmadaki savunmasında; “Bu konuşmada<br />

(aşağıdaki tape:3094) Aziz Yıldırım’ın kendi kalesine golü atan diye bahsettiği futbolcu, biz de<br />

zannediyorum 2007 yılında oynayan Edu Dracena adli Brezilyalı futbolcudur. Bizden alacağı<br />

vardır kendisinin. Bizi CAS'a vermiştir. Bizim başımız ağrıyordu orada. Mahkeme vardı. Ve<br />

kendisinin bulunması lazımdı. Onunla ilgili ikna edilmesi veya olmuyorsa borcunun ödenmesi<br />

lazımdı” ifadelerine yer vermiştir.<br />

372/678


Bu beyanlara göre yönetim kurulundaki görevi, FIFA, CAS, TFF yargı organları<br />

bölümünde kulübü temsil etmek olan Şekip Mosturoğlu’nun “onu bilmiyorum başkanım o<br />

benle ilgili değil” demesi mümkün olmasa gerektir.<br />

Bir diğer husus Aziz Yıldırım’ın, savunmalara göre gizlenecek bir durum arz etmeyen<br />

konuda taraf olan kişiden “EDU” ismi ile söz etmesi daha makul iken, bunun yerine “O kendi<br />

kalesine gol atan” gibi bir tanımlama kullanması, bahsedilenin kim olduğunun anlaşılmaması<br />

düşüncesinin sonucudur.<br />

Sanık Aziz Yıldırım’ın, Mehmet Şekip Mosturoğlu’ndan “kendi kalesine gol atan”<br />

Can Arat ile ilgili varılan anlaşma noktasında bilgi alamadığı için 30.04.2011 günü<br />

saat:20.19’da İlhan Ekşioğlu’nu aradığı görüşme(tape:3094);<br />

Aziz: “…Nasıl gidiyor”, İlhan: “İyi iyi gayet iyi”, Aziz: “…Bugün bizim ...şey o<br />

KENDİ KALESİNE ATANLA NE YAPTIN”, İlhan: “Ha o şimdi onunla gayet iyi hiçbir<br />

sorun yok şimdi pazartesi günü,…her şey iyi yani hiç şey yapmayın, merak etmeyin”<br />

01.05.2011 günü saat:15.51’de İbrahim Akın’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı ancak<br />

görüşmenin gerçekleşmediği. (tape:3581)<br />

01.05.2011 günü saat:15.57’de İbrahim Akın’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:3582);<br />

İbrahim: “Ben de çok hırslıyım ne yapacaz bilmiyorum a… koyim (gülüyor)”<br />

Yusuf’un: “Ya ne gerek var be oğlum” İbrahim: “Valla”, Yusuf: “Kupa maçı var kupa maçına<br />

sakla kendini”, İbrahim: “İyi abi”, Yusuf: “Demi kupa maçı önemli bizim için abi boş ver<br />

sıkma kendini Allah korusun sakatlık, olur makatlık olur kart olur gerek yok yani” dediği.<br />

İ.B. Belediyespor’un, Fenerbahçe ile yapacağı bu maçtan sonra 11.05.2011 tarihinde<br />

Beşiktaş ile oynayacağı Türkiye Kupası maçı nedeniyle, sözde Yusuf, İbrahim Akın’ın bu maça<br />

kendisini saklamasını istemektedir. Oysa aynı Yusuf Kıratlı, Beşiktaş maçında da adı geçen<br />

sanığın oynamaması için büyük çaba içerisine girmiştir.<br />

01.05.2011 günü saat:21.20’de Metin Depe'nin X Bayanı aradığı görüşme(tape3106);<br />

X: "Nasıl yenildiniz ya", Metin: "Sorma zaten bizimkiler de istemedi yenmemizi",<br />

X: "Kim başkan mı", Metin: "Hı", X : "Ben a… koyayım o başkanın"<br />

02.05.2011 günü saat:12.09’da Can Arat’ı X Şahsın aradığı görüşme (tape:1520);<br />

Can’ın telefonunu evde bıraktığını ve Fenerbahçe Spor kulübünden arayan soran olur<br />

diye almadığını belirttiği, X: “Niye yatın diye mi”, Can: “Ya aramışlar zaten .. iyi ki<br />

almamışım telefonu,…, Vallaha yatın diye değildir ya sıkmayın etmeyin falan bilmem ne,<br />

zaten bir bize maça yatın demedikleri kaldı kulüpten, sıkmayın etmeyin şey yapmayın yani<br />

sakatlık olmasın riske girmeyin onu yapmayın bunu yapmayın”<br />

İBB Spor Kulüp başkanı sanık Göksel Gümüşdağ’ın futbolcularına yapılan şike<br />

teklifini bilerek eyleme göz yumduğu, ayrıca maçtan önce futbolculara daha sonra oynanacak<br />

kupa final maçını bahane ederek; maça fazla asılmamaları, kart görmemeleri, sakatlık<br />

yaşamamaları yönünde talimat vererek eyleme katıldığı iddiası ile hakkında dava açılmış ise de,<br />

kovuşturma aşamasında dinlenilen ve suç tarihi itibariyle İBB Spor’un antrenörü olan tanık<br />

Abdullah Avcı da, Fenerbahçe ile oynanacak maçta sonrasındaki kupa maçını düşünerek<br />

oyunculardan dikkatli olmalarını istediklerini beyan ettiğini bildirmesi, bu tarih itibariyle Spor<br />

Toto Süper Lig sıralamasındaki yeri de dikkate alındığında (30. hafta itibariyle 40 puanla 8.<br />

373/678


sırada olup ilk 4’e girme ve ligden düşme ihtimalinin matematiksel olarak mümkün olmadığı<br />

-http://www.tff.org/Default.aspx?<br />

pageID=1059&hafta=30#macctl00_MPane_m_1059_6969_ctnr_m_1059_6969 ) rahat<br />

konumda olduğundan Türkiye Kupası’nı almaya dönük olarak yapılan uyarıların şike olarak<br />

kabulünün mümkün olmaması karşısında, cezalandırılmasına yeter başkaca delil de elde<br />

edilemediğinden sanık Göksel Gümüşdağ’ın bu suçtan beraatine karar vermek gerekmiştir.<br />

02.05.2011 günü saat:13.40’da İbrahim Akın’ın X Şahsı aradığı görüşme(tape:3583);<br />

İbrahim: “Onu halledecem, o çek işini halledecem yarın, yarın para yatacak bana<br />

zaten, bende yüklü para var yan, Benimki Cuma gününe gerçi o kadar zarar etmem ki fazla,<br />

bekleyebilecek misin dört gün” X Şahıs: “Ya ben beklerim abi bana bir şey olmaz ya<br />

bekleyecem” İbrahim: “Tamam o zaman tamam dört gün sonra ver Cuma günü çekin günü,<br />

benim Cuma günü veriyorlar parayı, O yatar işte baba veririm ben sana”<br />

02.05.2011 günü saat:13.58 ve 14.00’da İbrahim Akın’ın, Fahri Tatan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3584-3585);<br />

Fahri: “Ha cumaya mı alıyorsun paraları, alo” İbrahim:“…Belki bugünde alırım”,<br />

0 5.05.2011<br />

görüşme(tape:2883);<br />

günü saat:13.11’de Ahmet Çelebi'yi Yusuf Turanlı'nın aradığı<br />

Yusuf: “Yarın gelirim yanına", Ahmet: “Görüşürüz tamam".<br />

05.05.2011 günü saat:13.39’da İbrahim Akın’ın ,Fahri Tatan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3529);<br />

Fahri: “İdman var 20 dakika sonra”, İbrahim’in idmanın kaçta biteceğini sorması<br />

üzerine, Fahri: “3 on beşte falan biter, bir şey almadın değil mi daha”, İbrahim: “Yok daha ...<br />

yok ki,…olsaydı 9 yarış parayı bulurduk şimdi”.<br />

0 6.05.2011 günü saat:13.07’de Ahmet Çelebi'nin Bülent İbrahim İşçen'i aradığı<br />

görüşme(tape:2884);<br />

Ahmet: “Odanda mısın .... görüşebildin mi", Bülent İbrahim: “Yok ararım ben<br />

birazdan onu", Ahmet: “Bi ara sana zahmet" .<br />

Bu görüşmenin hemen akabinde 0 6.05.2011 günü saat:<br />

13.08’de B.İ.İşçen'in, Aziz<br />

Yıldırım’ın sekreteri Nurgül isimli şahsı aradığı görüşme(tape:3609);<br />

Bülent İbrahim: “Nasılsın Nurgülcüğüm”, Nurgül: “İyiyim teşekkür ederim siz”,<br />

Bülent İbrahim: “Şimdi başkan Ahmet Çelebi’yi çağırmıştı bugün de, sen der misin Ahmet<br />

Çelebi aradı diye…ben sana numarasını vereyim 532 402 23 63…ama aramaz onu yani onu ben<br />

biliyorum aramayacağını" , Nurgül:"Nerdeymiş bağla bana konuşayım filan diyiverir birden<br />

şey kalırım", Bülent İbrahim: “Öyle bir şey için değil o çağırdı cuma günü gelin buraya dedi<br />

de…Ahmet bey aradı de…gelecekmiş hani gelebiliyor muyuz diye soruyor de tamam mı"<br />

Ahmet Çelebi’nin, İbrahim Akın ile yapılan şike anlaşmasına konu parayı Yusuf<br />

Turanlı’ya Cuma günü vereceğini söylemesi nedeniyle, Bülent İbrahim İşçen’den Aziz Yıldırıma<br />

ulaşmasını istediği, bu telefonun aynı dakikasında Bülent İbrahim’in, Aziz Yıldırım’ın<br />

sekreterini aradığı ve Ahmet Çelebi’nin görüşme isteğini iletmesini istediği anlaşılmaktadır.<br />

0 6.05.2011 günü saat:14.44’de Ahmet Çelebi'nin, Bülent İbrahim İşçen'i aradığı<br />

görüşme(tape:2885);<br />

Ahmet: “Var mı bir haber", Bülent İbrahim: “Yok haber verdim söyledim<br />

sekreterine…ben ararım demiş…vermemiş daha haber vericek…haber vericem ben sana"<br />

374/678


06.05.2011 günü saat:14.56’da Yusuf Turanlı'ya İbrahim Akın'ın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3374);<br />

"Ne yaptin abi :) erzuruma gidicem aksam" yazdığı .<br />

06.05.2011 günü saat:15.02’de Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3375);<br />

":) karsıdayım haber vercem sana kardesım".yazdığı.<br />

Sanık İbrahim bu kısa mesaj ile, Yusuf’tan şike parasının akıbetini sormaktadır. Zira bu<br />

konuda müsabaka öncesinde fetva aldığı tanık Ahmet Kangı’nın telefonda söylediği “bizim<br />

burada benim köyde baba türbesi var ya Köy babada…orda var çok fakirler var yaparsın bu<br />

kurban keseriz orda yedirirsin” şeklindeki şike parasını aklama faaliyeti için Erzurum’a<br />

gideceğini söylemektedir. Nitekim İbrahim Akın’ın X Şahıs ile yaptığı aşağıda belirtilen 3532<br />

nolu tape içeriğinde bu husus daha net anlaşılmaktadır.<br />

0 6.05.2011 günü saat:16.45’de Ahmet Çelebi'yi, Kazım Alemdağ'ın aradığı<br />

görüşme(tape:2886);<br />

Ahmet: “Acayip canım sıkkın bildiğin gibi değil”, Kazım: “Yine ne oldu”, Ahmet:<br />

“Hiç sorma ya 100.000 dolar”, Kazım: “Ne oldu ki”, Ahmet: “Anlatırım yüz yüze gelince de ne<br />

yapayım senden de bir akıl almam lazım”, Kazım: “Bize lazım olan parayı başka yerde<br />

düşürdüm deme”, Ahmet: “İhale üstüme kaldı gibi bir şey oldu, anlatırım işte yüz yüze gelince”,<br />

Kazım: “Bizim 100.000 Dolar değil 1.000 Dolar halledecek durumumuz yok si.. ağzını, kimden<br />

kaldı sana bu”, Ahmet: “Kur’an çarpsın bak yemin ediyorum verilmek üzere, Ya neyse telefon”<br />

Kazım: “Benim tahmin ettiğim yerden mi, Hangi birini düşüneceğimi şaşırdım", Ahmet: “Yok<br />

yok önemli değil başka iş ile alakalı ".<br />

Sanık Ahmet Çelebi, şike anlaşmasına konu parayı, İbrahim Akın’a ulaştırılmak üzere<br />

Yusuf Turanlı’ya vereceği tarih olan 06.05.2011 (Cuma günü) tarihi itibariyle saat 16.45<br />

olmasına rağmen Aziz Yıldırım’dan alamadığı ve kendi cebinden vermek durumunda kalacağı<br />

için Kazım Alemdağ’a bu yöndeki sıkıntısını dile getirmekte, telefonların dinlenilme ihtimalini<br />

gözeten sanık açıkça bu hususu dile getirememektedir.<br />

06.05.2011 günü saat:16.37’da İbrahim Akın’ın Fahri Tatan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3531);<br />

İbrahim: “Erzurum’a uçuyorum şimdi”, Fahri: “Ha sizin kupa maçı nerede”,<br />

İbrahim: “Yok ben bir işim var oraya gideceğim”, Fahri: “Ne işin var lan Erzurum’da, ne işin<br />

var oğlum senin Erzurum’da” İbrahim: “Gezmeye, bir işim var ya”, Fahri: “İyi parayı ne<br />

zaman yollarsın”, İbrahim: “Bugün geçecek işte bekliyoruz yarın yollayamayız pazartesiye<br />

kaldı”, Fahri: “Pazartesi zaten adama da ödeme yapacağım o zaman pazartesiye kadar şey<br />

yaparız tamam”.<br />

Sanık İbrahim’in arkadaşı Fahri’nin kendisinden istediği parayı, şike parası geldiğinde<br />

kendisine göndereceğini söylemektedir.<br />

Sanıklar Yusuf Turanlı ile Abdullah Başak arasında şikeye konu paranın teslimatı<br />

noktasında kısa mesaj trafiği yaşandığı, bu bağlamda;<br />

375/678


06.05.2011 günü saat:17.21’de Yusuf Turanlı'ya Abdullah Başak'ın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3376);<br />

"ir bekliyoruz" yazdığı.<br />

06.05.2011 günü saat:17.37’de Yusuf Turanlı'nın Abdullah Başak'a gönderdiği mesajda<br />

(tape:3377);<br />

"Abı ne zaman cıkıcaksınız" yazdığı .<br />

06.05.2011 günü saat:17.38’de Yusuf Turanlı'ya Abdullah Başak'ın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3378);<br />

"liyoruz 10 dsakika" yazdığı.<br />

Erzurum’a gitmek üzere havaalanına geçen İbrahim Akın, şike parasını gitmeden<br />

almak istemekte ve bunun için Yusuf Turanlı’ya sürekli parayı alıp almadığını sormaktadır. Bu<br />

çerçevede;<br />

06.05.2011<br />

mesajda(tape:3379);<br />

"Ne oldu abi" yazdığı .<br />

günü saat:18.07’de<br />

İbrahim Akın'ın<br />

Yusuf Turanlı'ya<br />

gönderdiği<br />

06.05.2011 günü saat:18.16’da Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3380);<br />

İbrahim: “Ben havaalanına geldim abi ancak banka yoluyla alabilirim onu" ,<br />

Yusuf: “Dur be oğlum telefon ya…telefonda şey nasıl yapalım sen söyle", İbrahim: “Öyle<br />

yaparız abi ancak…buraya yetişemezsin yani…bir saat var çünkü", Yusuf: “Nereye nereye<br />

ama…100…istiyorsan dursun yarın al", İbrahim: “Tamam öyle yaparız Yusuf abi…ben<br />

kendim de Vakıfbank’ta var oradan bir şey yaparım bir şey…ben hocaya şeye veririm<br />

yani", Yusuf: “Şeyinkini ayırayım mı Kıbrıs’ınkini" , İbrahim: “Onunkini ver yani…14 ayır<br />

he bir de kendine de al abi oradan…14 bin oraya vereceksin ya…16 bini de sen al…<br />

diğerlerini de ben yapacağım şeyler var" , Yusuf: “70 ayırıyorum ben sana" , İbrahim:<br />

“Tamam".<br />

0 6.05.2011 günü saat:18.29’da Bülent İbrahim İşçen'in Ahmet Çelebi'yi aradığı<br />

görüşme;<br />

Bülent: “Ne yaptınız", Ahmet: “Tamam hallettim gönderdim…iyi gel bana<br />

doğru…buraya istasyona", Bülent: “Dur bakarız konuşuruz" . (tape:3610)<br />

Yukarıdaki görüşme içeriklerinden anlaşıldığı üzere Yusuf Turanlı, Ahmet Çelebi’den<br />

şike anlaşmasına konu 100.000 Dolar’ı almış ve hemen akabinde İbrahim Akın’ı aramıştır.<br />

İbrahim ise havaalanında olduğunu, şike için fetva aldığı hocaya söz verdiği hayırları yapması<br />

için Vakıfbank’taki hesabından para vereceğini, Kıbrıs için ayıracağı 14.000 Dolar’dan başka<br />

Yusuf Turanlı’nın da şike sürecinde harcadığı emek ve mesaisine karşılık 16.000 Dolar almasını<br />

istediği, geri kalan 70.000 Dolar’ı da yarın alabileceğini söylemektedir.<br />

06.05.2011<br />

görüşme(tape:3382);<br />

günü saat:18.53’de Yusuf Turanlı'yı İbrahim Akın'ın aradığı<br />

İbrahim: “Ya uçağı kaçırdık ya Yusuf abi", Yusuf: “O zaman Etiler’e geliyorsun<br />

sen", İbrahim: “Şimdi bir yere geçeceğim oradan gelirim akşam" .<br />

06.05.2011 günü saat:19.29’da İbrahim Akın’ın X Şahsı aradığı görüşme(tape:3532);<br />

X Şahıs: “Neredesin”, İbrahim: “Erzurum’a gidiyorduk uçağı kaçırdık şimdi, geri<br />

döndük”, X Şahıs: “Nere hayırdır oğlum Erzurum’da ne işin var lan”, İbrahim: “Hoca’nın<br />

376/678


yanına gidiyordum, şeyle Murat Abiyle, teşekkür etmeye gidiyorduk, orada kurban falan<br />

kestirecektik”, X Şahıs:“Balya yattı mı balya”, İbrahim: “Yapıyoruz ya”, X Şahıs: “Oğlum<br />

balya yattı mı diyorum para yattı mı diyorum yapıyoruz diyor ya”, İbrahim: “Bugün<br />

yatıyor bugün,…, 80 milyar yatacak galiba” .<br />

Şike için fetva aldığı Ahmet Kangı'nın yanına Erzurum'a gitmek isterken uçağı kaçıran<br />

İbrahim, şike parasını almak için Yusuf ile Etiler'de buluşmak üzere sözleşmiştir.<br />

06.05.2011 günü saat:19.51’de Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3383);<br />

Yusuf: “Ne zaman geçeceksin", İbrahim: “Trafik rahatlayınca geçeriz abi" , Yusuf:<br />

“Onu ayarla ama tek gel yani ne olursa olsun… ne olur ne olmaz abi sağlama alalım boş<br />

ver", İbrahim: “Sen şey yaparsın arabaya koyarsın", Yusuf: “Yav sağlama alalım işi ya<br />

yani… Murat abiden mi bahsediyorsun".<br />

Sanık Yusuf Turanlı, İbrahim Akın'dan, Erzurum'a birlikte gidecekken uçağı kaçıran<br />

Murat adlı şahıs yanında olmadan gelmesini, işi sağlama alalım derken bir başkasının da bu<br />

olaya şahit olmamasını istemektedir.<br />

Yukarıda değerlendirilen iletişim tutanaklarına göre Ahmet Çelebi'den 100.000 Dolar<br />

şike parasını alan Yusuf Turanlı'nın, Erzurum'a gidecekken uçağı kaçıran İbrahim Akın'a 70.000<br />

Doları (14.000 Kıbrıs için ayrılan ve 16.000 Yusuf'un payı) teslim etmek için Etiler Big Chefs<br />

Restaurant'ta bir araya geleceklerinin anlaşılması üzerine yapılan fiziki takip sonucu tutulan<br />

06.05.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kl:28, Dizi:256-263 arası);<br />

Güvenlik güçlerince saat:21.00 sıralarında Beşiktaş Etiler Nispetiye Cd. No:89 sayılı<br />

yerde bulunan Big Chefs isimli yere geçilerek fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı,<br />

saat:21.15’de Big Chefs Restaurant’a girildiğinde Yusuf Turanlı’nın restaurantın iç kısmında<br />

girişe göre sağ tarafta bulunan masalardan birinde tek başına oturduğu, bir müddet sonra<br />

oturduğu yerden kalkarak restaurantın dış kısmında bahçe bölümünde bulunun masalardan birine<br />

oturduğu ve elinde bulunan siyah renkli çizgili poşeti masanın üzerine koyarak beklemeye<br />

başladığı, saat: 21.28’de 34 EA 701 plakalı beyaz renkli Audi A7 marka araçla İbrahim Akın’ın<br />

gelerek aracı restaurant görevlilerine bıraktıktan sonra içeri girdiği, kendisini bekleyen Yusuf<br />

Turanlı ile tokalaşarak masaya oturduğu ve sohbet ettikleri, saat:21.58’de Yusuf Turanlı ile<br />

İbrahim Akın’ın hesabı ödedikten sonra oturdukları masadan kalktıkları, masanın üzerinde<br />

duran siyah renkli çizgili poşeti İbrahim Akın’ın aldığı, daha sonra Yusuf Turanlı ile İbrahim<br />

Akın’ın restaurant girişinde görevlilerin araçları getirmelerini bekledikleri, bu sırada kendi<br />

aralarında sohbete devam ettikleri, saat 22.05’de restaurant görevlilerinin 34 AT 5557 plakalı gri<br />

renkli BMW marka aracı getirmeleri üzerine Yusuf Turanlı‘nın İbrahim Akın’la vedalaşarak<br />

ayrıldığı ve Zincirlikuyu istikametine doğru hareket ettiği, arkasından restaurant görevlilerin kısa<br />

bir süre sonra İbrahim Akın’ın kullandığı aracı getirdikleri, İbrahim Akın‘ın elinde bulunan siyah<br />

renkli çizgili poşetle araca binerek ayrıldığı anlaşılmıştır.<br />

07.05.2011 günü saat:14.29’da İbrahim Akın’ı Fahri Tatan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3533);<br />

Fahri: “Antalya’da değil mi maç…sen gitmiyor musun”, İbrahim: “Lig Tv veriyor…<br />

ne yapayım gidip Olimpiyat’a mı gideceğim izlemeye”, Fahri: “6’lıyı nasıl oynayacaksın”,<br />

İbrahim: “Önümde bilgisayar olacak televizyonum olacak oynayacağım,…para da cebimde, a.<br />

koyayım, balyalar", Fahri: "Yemin et", İbrahim: " (Gülüyor) ha, işte var işte öyle işte”, Fahri:<br />

“Güzel güzel yolla bi 15 kâğıt tehdit ederim seni”, İbrahim: “Si… a.. ha 15 kâğıtmış” , Fahri:<br />

“Ne oldu …dün 1 milyarlık altılın vardı…”<br />

377/678


Sanık İbrahim Akın, yukarıda değerlendirilen iletişim tutanaklarından da anlaşıldığı<br />

üzere daha önceden şike anlaşması gereği para alacağını söylediği Fahri Tatan'a, söz konusu<br />

parayı aldığını söyleyerek adeta caka satmakta, Fahri ise kendisine 15.000 TL göndermesini,<br />

yoksa şike yaptığını bildiğinden tehdit edeceğini söyleyerek şaka yapmaktadır.<br />

Sanık İbrahim Akın, Fenerbahçe SK Başkanı Aziz Yıldırım'ın talimatı ile başlatılan<br />

şike faaliyeti sonrasında varılan anlaşma sonucu eline geçen 70.000 Dolar'ın bir kısmını TL'ye<br />

çevirme çabası içerisine girmiştir. Bu bağlamda;<br />

07.05.2011 günü saat:15.53’de İbrahim Akın’ı Kenan isimli şahsın aradığı<br />

görüşme(tape:3534);<br />

Kenan: “Abi Akmerkez’de dolar 1515, bir 30 veya bir 35’den bozduracam,…başka<br />

olmuyor yani ya 1515’e bozmam zaten 50 bin dolara dedim tamam falan dedi oturun dedi ben<br />

dedim en az dedim bir 35 olsun dedim tamam falan dedi işte birisi gelecek herhalde tamam mı<br />

abi haberiniz olsun”, İbrahim: “Ama ... almasın aman dikkat et ha”, Kenan: “Sen rahat ol abi<br />

can çıkar o para çıkmaz abi tamam mı abi hadi”.<br />

07.05.2011 günü saat:16.36’da İbrahim Akın’ı Kenan’ın aradığı görüşme(tape:3535);<br />

Kenan: “Ben 76500 yatırdım hesabında 75700 görünüyor nedenini soruyorum”,<br />

İbrahim: “Ben çektim çektim,…çekmedim çekmedim bir yere gönderdim tamam”, Kenan:<br />

“Ben şuan hesabındaki para”, İbrahim: “Tamam doğru doğru”.<br />

Söz konusu tapelerde geçe Kenan Şentürk 07.05.2011 tarihli kolluk ifadesinde (Kls.<br />

66, dizi 132); 3534 nolu tape ile ilgili olarak bu görüşmenin yapıldığı tarihte İbrahim Akın’ın<br />

kendisine 40-50 bir dolar kadar verdiğini ve bozdurmasını istediğini, bu parayı İBB Spor’dan<br />

aldığını düşündüğünü, İbrahim’in de “ödeme aldık ya Büyükşehir belediyesinde” dediğini beyan<br />

etmiştir.<br />

Trabzonspor- İBB Spor müsabakasında da değinildiği gibi, İBB Spor Kulübü<br />

tarafından, İbrahim Akın’a 04.06.2010 tarihinde yapılan “Tadil Protokolü” gereğince attığı her<br />

üç gol için 50.000 TL ödeme taahhüdünün olduğu, İbrahim’in 2010-2011 de toplam 11 gol atan<br />

ve 3 kez prim almaya hak kazandığı, Trabzon müsabakasında bir gol atması halinde 50.000 TL<br />

prime hak kazanacağı belirtilmişti. Fenerbahçe ile oynadığı bu müsabakaya kadar sanık<br />

İbrahim’in 10 gölü bulunmaktadır. (http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=30&kisiId=280563) İki gol<br />

attığı takdirde 50.000 Tl prime hak kazanacaktır. Ancak bu müsabaka Fenerbahçe’nin 2-0<br />

üstünlüğü ile sonuçlanmış ve İbrahim gol atamadığı için söz konusu primi de alamamıştır.<br />

01.05.2011 tarihinden önceki döneme ilişkin, İBB Spor – Ankaragücü müsabakasında<br />

İbrahim Akın’a normal prim ödemesi bulunmadığı gibi, 16.04.2011 tarihindeki Karabüç<br />

müsabakası ile ilgili olarak 7.000 TL prim verildiği anlaşılmaktadır. (Kls. 91, dizİ 58 ve öncesi)<br />

Bunun dışında FB maçı öncesinde ve sonrasında ödenen bir prim de yoktur.<br />

11.05.2011 günü saat:00.21’de İbrahim Akın’ın Yusuf Turanlı'yı aradığı<br />

görüşme(tape:3549);<br />

Bir süre Beşiktaş-İBB Spor müsabakası hakkında konuştukları, devamında; İbrahim:<br />

“Hani ben duygusalım etkileniyorum böyle şeylerden ya geçen etkilendim ben de sana<br />

çaktırmadım yani…o geçen muhabbeti vardı ya bir tane", Yusuf: “Bir şey olmaz ondan…Hocan<br />

mutlu başkanın mutlu…hepsi mutlu senden mutlular yani ona emin ol".<br />

378/678


20 dakika süren ve Beşiktaş – İBB Spor Türkiye Kupası maçına ilişkin şike<br />

görüşmelerinin geçtiği bu konuşmada sanık İbrahim, Fenerbahçe lehine yaptığı şike<br />

anlaşmasından etkilendiğini ve rahatsız olduğunu söylemektedir.<br />

Sanık İbrahim Akın müdafii huzurunda alınan, yukarıda özetlenen süreç ve oluşa<br />

uygun olup bu nedenle hükme esas alınan ve sorgudaki savunmasında teyid ettiği savcılık<br />

ifadesinde özetle; “Fiziki takipler doğrudur, ben menajerimle maçtan 3 gün önce<br />

kendisinin talebi üzerine BIG CHEFS isimli restorantta buluştum. Kendisi bana<br />

Fenerbahçe’den, maçlarında gol atmamam karşılığında 100.000 dolar teklif edildiğini<br />

söyledi. Ben ilkin sıcak karşılamadım. Benim dini duygularım kuvvetlidir. Ben daha önce<br />

İstanbul'da iken tanıştığım şuan Erzurum'da imamlık yapan Ahmet isimli şahsı aradım. Bana<br />

böyle bir teklif olduğunu, karşılığında para vaat edildiğini, bu parayı kabul etmemin günah<br />

olup olmadığını sordum. Bana dinen bir sakıncası olmadığını söyledi. Bir hafta kadar sonra<br />

aynı restorantta Yusuf Turanlı ile tekrar buluştuk. Bana poşet içerisinde para getirmişti.<br />

Sonra saydığımda daha önce 100.000 dolar getireceğini söylemiş olmasına rağmen 50.000<br />

dolar getirdiğini gördüm. Bu önceden maçta gol atmamam karşılığında Yusuf Turanlı'nm vaat<br />

ettiği paraydı. Ben, Yusuf Turanlı'nın bu parayı hangi Fenerli yöneticiden aldığını<br />

bilmiyorum. Aramızda başka bir konudan kaynaklı bir para alış verişi, kendisinin bana borcu<br />

yoktur. Ben bu parayı harcamadım. 10.000 dolar civarını Erzurum'da ki hocaya kurban<br />

kesip dağıtması için gönderdim. Geriye kalan parayı da tanıdığım fakir fukaraya dağıttım. Bu<br />

paraya zaten ihtiyacım yoktu. Yusuf Turanlı'nın zorlaması ile bu parayı almıştım” şeklinde<br />

beyanda bulunmuştur.<br />

Sanık İbrahim’in iletişim kayıtları ile birebir uyumlu olan ve suça konuyu parayı<br />

aldığına dair bu savunması, Tanık Ahmet Kanğı’nın beyanları ile de doğrulanmaktadır. Tanık<br />

Ahmet Kanğı, Erzurum 4 nolu ACM tarafından alınan 16.03.2011 tarihli ifadesinde; “para teklif<br />

edildiğini bana söyledi, ben de transfer ücreti olarak düşündüğüm için sakıncası yok dedim,<br />

sana para göndereyim kurban al kes Erzurum’da fakir fukaraya dağıt, dedi. Bu nedenle bana<br />

10.000 TL para gönderdi” demiştir. (Kls 89, dizi 252)<br />

Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman imzalı transfer listesinde (Kls. 68, dizi<br />

318) sanık İbrahim Akın’ın Fenerbahçe’ye transferi düşünülen futbolcular listesinde de<br />

bulunmadığına göre yapılan görüşmelerin bu amaca yönelik olmadığı da açıktır.<br />

Bizzat şike anlaşmasının tarafı olan sanık İbrahim Akın’ın, yukarıda özetlenen ve<br />

iletişim tutanakları ile uyumlu savunması ile tanık anlatımları ve fiziki takipler<br />

değerlendirildiğinde, cezalandırılmalarına karar verilen diğer sanıkların suçtan kendilerini<br />

kurtarmaya dönük, oluşa aykırı, iletişim tutanaklarını izaha yönelik gerçeklikten uzak<br />

savunmalarına itibar edilmemiştir.<br />

Tüm bu nedenlerle başta suç örgüt lideri sanık Aziz Yıldırım’ın bizzat tüm süreci<br />

yönetmesi yanında TCK'nın 220/5. maddesindeki “örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti<br />

çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır” hükmü yollaması<br />

ile diğer sanıklar Abdullah Başak, Ahmet Çelebi, Bülent İbrahim İşçen, İbrahim Akın ve Yusuf<br />

Turanlı’nın şike suçunun kanuni tanımında yer alan fiilleri birlikte gerçekleştiren sıfatıyla<br />

sorumlu oldukları anlaşılmış ve Mahkememizde oluşan bu vicdani kanı ile cezalandırılmalarına<br />

karar vermek gerekmiştir.<br />

379/678


Sanık Tamer Yelkovan müdafi huzurunda alınan kolluktaki ifadesinde; “Daha öncede<br />

belirttiğim gibi bana verilen talimatları ben yerine getiriyorum. Ben eğer bir para<br />

verdiysem bile bunun ne parası olduğu hakkında bilgim yoktur, Söz konusu parayı Aziz<br />

Yıldırım'ın talimatı ile İlhan Yüksel'e verdim. Para tam olarak 400.000 Dolardı. Ama bunun<br />

ne amaçla kullanıldığı hakkında bilgim ve ilgim yoktur. İlhan beyin isteği üzerine yine ne<br />

amaçla benden istenildiği bilmediğim 250 bin $ paradır. 550 niye bahsettiğimi<br />

hatırlayamıyorum. Neyin parası olduğunu bilmiyorum ” şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

Beyanlardan da anlaşıldığı üzere sanık Tamer’in, Aziz Yıldırım’dan aldığı talimat ile şike ve<br />

teşvik için kulübün parasını verdiği anlaşılmaktadır. Suça konu İBB-Fenerbahçe müsabakasında<br />

da sanık İbrahim’e şike parası verildiği sabit olduğuna göre, yukarıda bir kısım tapelerden<br />

anlaşıldığı üzere Aziz Yıldırım’ın şike için görüşmek amacıyla diğer sanıklar ile bir arada<br />

bulunduğu yerde sanığın da bulunmasının ve bu şekilde eyleme dahil olmasının yanında ayrıcı<br />

mali işler müdürü olarak talimat ile de olsa kulübe ait parayı şikede kullanılmak üzere verdiği<br />

sabittir. Şu hale sanığın doğrudan şike faaliyetine dahil olduğuna dair delil bulunmamakla<br />

birlikte, şike faaliyetinde kullanılmak üzere Fenerbahçe Kulübüne ait parayı vermesi nedeniyle<br />

şike suçuna yardım eden sıfatıyla dahil olduğu anlaşılmış ve bu kapsamda cezalandırılması<br />

cihetine gidilmiştir.<br />

Yukarıda değerlendirilen 30.04.2011 günü saat:17.04’de Can Arat’ın Cemil Turhan’ı<br />

aradığı görüşme(tape:1517);<br />

Can: “Abi telefonum değişti…İskender söyleyince jeton düştü benim”, Cemil: “…<br />

10 gündür seni arıyorum hastayım ulan yatıyorum arıyorum arıyorum Can bana döner diyorum,<br />

…oynuyorsun yarın değil mi”, Can: “…Öyle gözüküyor şu an yani” Cemil: “Oğlum işte<br />

sana ...sana bir şey söyleyecek halim yok”, Can: “Yani abi” .<br />

Söz konusu görüşmede Sanık Cemil Turhan’ın, İBB- Fenerbahçe müsabakası<br />

öncesinde, İBB Spor oyuncusu Can Arat’a, müsabakada iyi oynamaması ve Fenerbahçe’nin<br />

yararına işler yapması konusunu açıkça dile getirmese de, “oğlum işte sana…sana bir şey<br />

söyleyecek halim yok” diyerek bir şike teklifinde bulunduğu söylenilebilir.<br />

Ancak, 6222 sayılı yasa, “belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla<br />

kazanç veya sair menfaat teminini” suç olarak düzenlemiştir. Kazanç veya sair menfaat temini<br />

suçun unsuru olarak öngörülmüştür. Şüphesiz “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca “hatır<br />

şikesi” denilebilecek böyle bir durum şike suçu tanımına uymamaktadır. Sanık Cemil Turhan ile<br />

Can Arat arasındaki konuşmanın içeriğine bakıldığında, bir kazanç ya da sair menfaat<br />

temininden söz etmek mümkün değildir. Cemil Turhan, Fenerbahçe alt yapısında yetişip<br />

profesyonel olan sanık Can Arat’a, adeta Fenerbahçeliliğini hatırlatarak bir talepte<br />

bulunmaktadır. Dolayısıyla, Futbol Disiplin Talimatı’nın 58/1. maddesinde “müsabakanın<br />

sonucunu … spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek” disiplin hukuku çerçevesinde bir kusur<br />

olarak düzenlenmiş ise de, ceza hukukunda “spor ahlakına aykırı” hareket ceza yargılamasının<br />

konusunu teşkil etmediğinden, suç tanımına uygun bir hareketten söz etmek mümkün değildir.<br />

Sanık Cemil hakkında, şike suçundan cezalandırılmasına yeter başkaca kesin ve inandırıcı<br />

kanıtlar da elde edilemediğinden beraatine karar vermek gerekmiştir.<br />

Her ne kadar sanıklar Ali Kıratlı, Serkan Acar ve İlhan Yüksel Ekşioğlu hakkında,<br />

ayrıca bu müsabakaya ilişkin olarak kamu davası açılmış ise de, suçlamayı reddeden<br />

savunmalarının aksine cezalandırılmalarına yeter kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığından<br />

beraatlerine karar vermek gerekmiştir.<br />

380/678


08.05.2011 GÜNÜ OYNANAN KARDEMİR D.Ç. KARABÜKSPOR –<br />

FENERBAHÇE FUTBOL MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

08.05.2011 günü Karabük’te oynanan Karabükspor - Fenerbahçe futbol müsabakasına<br />

ilişkin şike faaliyetinin örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın bilgisi ve talimatı doğrultusunda Mehmet<br />

Şekip Mosturoğlu tarafından koordine edildiği, nitekim Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakasında<br />

değerlendirildiği üzere bu tarihe kadar neredeyse tüm şike ve teşvik faaliyetlerinin içerisinde<br />

bulunan (6222 sayılı Yasa öncesi de dahil) sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun Londra seyahatine<br />

gideceği ve bu müsabakaya ilişkin bir eyleminin bulunmadığı ve bu durumu da “...15 haftadır<br />

ilk defa bu hafta üzerimde hiç bi yük yok, kuş, kuş gibi hafifim bu hafta” şeklindeki sözlerle<br />

dile getirildiği görülmektedir.<br />

Bu bağlamda şike faaliyetine ilişkin iletişim tespiti tutanaklarına bakıldığında:<br />

24.04.2011 günü saat:15.40’da Sami Dinç’i Erdem Konyar’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3677);<br />

Erdem: “Geldim ben şeye geçiyorum otele geçiyorum,..Pointteyim istersen gel ...”,<br />

Sami: “…Yarın görüşürüz artık Erdem ya bugün şimdi şey yapmayalım maçta var çünkü<br />

akşam biliyorsun”,.. Erdem: “O Garantibank’tan şey Emanuel de burada ona bir şey<br />

açabiliriz bir banka hesabı”, Sami: “Ee ben ama şeye vekaleten açamam onu”, Erdem: “Biz o<br />

da burada kendisi burada” dediği, Sami’nin açabileceğini söylediği.<br />

25.04.2011 günü saat:14.27’de Sami Dinç’in Ali Kıratlı’yı aradığı(tape:3678);<br />

görüşmenin gerçekleşmediği; Sami Dinç’in; telefon açılmadan arka planda Erdem<br />

Konyar’la konuştuğu ve: “Daha bir gelişme yok onu konuşacağım ... ha geliyor ...şey<br />

yapsın ya ağrım var falan deyip oynamasın ya, ya da bom bok oynasın,…bi daha,<br />

dayanamaz gol atar sıçarız hep beraber olmaz yani” dediği .<br />

Söz konusu tape, duruşma sırasında dinlenilmiş, Sami Dinç’in arka planda konuştuğu<br />

kişinin Erdem Konyar olduğu bizzat Mahkememiz heyeti tarafından tespit edilmiştir.<br />

30.04.2011 günü saat:16.41’de Şekip Mosturoğlu'nun Sami Dinç'i<br />

görüşme(tape:2602);<br />

aradığı<br />

Şekip: “Bir şey soracağım sana akşam akşam gidecek misin Reynaya”, Sami: “Yok<br />

gitmeyeceğim artık abi o gün konuştuk ya ters anlaşılır”, Şekip: “O arkadaşıyla da konuşsaydı<br />

keşke”, Sami: “Bak bu sefer anlamadım abi ...bu sefer dediğini anlamadım”, Şekip: “Ya senin<br />

misafirin var ya yurt dışından gelen…o 3. arkadaşımızla konuşsaydı keşke", Sami: "He he he<br />

he anladım,…sen eve gidiyorsun değil mi,…eve gittiğinde bir çaldır da abi konuşalım ya".<br />

Sanıklar arasında geçen şifreli konuşmalar zaman zaman kendileri tarafından dahi<br />

anlaşılamamaktadır. Bunun en açık örneklerinden biri de bu Şekip ve Sami arasındaki 2602<br />

sayılı görüşmedir. Sami’ye “akşam akşam gidecek misin Reyna’ya” derken (google arama<br />

motoruna yazıldığında “İstanbul gece hayatının kalbi Reina’da atıyor! mesajı bulunduğu<br />

bilinmelidir), ki söz konusu yerin eğlence hayatının ünlü mekanlarından biri olduğu da herkes<br />

tarafından bilinmekle, buraya gitme zamanına “akşam akşam” şeklinde vurgu yapılmasını<br />

anlamak mümkün değildir. Nitekim, Şekip tarafından da esasen kastedilenin bu mekan olmadığı<br />

tapenin devamındaki değerlendirmeden de net olarak anlaşılacaktır. Şekip’in bu sözüne karşılık<br />

381/678


Sami “Yok gitmeyeceğim artık abi o gün konuştuk ya ters anlaşılır” şeklinde cevap vermektedir.<br />

Serbest avukatlık yapan bir insanın Reyna’ya gitmesinin nesinin ters anlaşılacağını anlamak<br />

mümkün değildir. Konuşmanın devamında Şekip’in “o arkadaşıyla da konuşsaydı keşke” dediği<br />

ve o ana kadar daha önce yaptıkları şifreli konuşmaları çözen Sami’nin “Bak bu sefer anlamadım<br />

abi ...bu sefer dediğini anlamadım” şeklinde karşılık verdiği görülmektedir. Sonrasında Şekip’in<br />

“ya senin misafirin var ya yurt dışından gelen…o 3. arkadaşımızla konuşsaydı keşke”<br />

demesinden sonra kastedilenin Erdem olduğunu anlayınca Sami’nin “he he he he anladım<br />

anladım” diyerek karşılık verdiği anlaşılmaktadır.<br />

01.05.2011 günü saat:20.58’de Şekip Mosturoğlu'nun Sami Dinç'i aradığı<br />

görüşme(tape:2616);<br />

Şekip: "Bu senin kuzen Erdem burada mı", Sami: "Gitmiştir herhalde maça<br />

gidecekti…yarın ya onların maçı", Şekip: "Yarın sabahleyin mutlaka konuşalım tamam mı<br />

seninle…dur ev telefonunu ver ben seni buradan arayayım bir dakika" , Sami: "Black atayım<br />

istersen Blackberry’den", Şekip: "Mesaj at ben oradan arayayım seni".<br />

01.05.2011 günü saat:21.43’te Sami Dinç’in Erdem Konyar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1879);<br />

Sami:“Sen maça mı gideceksin”, Erdem: “Gidebilirim ama belki gitmem başkanla<br />

görüşeceğim,…Ankara’da”, Sami: “Yo bi şey olmadı bi şey olmadı da şey ee daha önce<br />

konuştuğumuz mevzuda bir sıkıntı yok herhalde”, Erdem: “Yo herhangi bir sıkıntı yok”,<br />

Sami: “Bi hatırlatayım dedim yani sana burdan konuşmaya zaten gerek yok,…hemen<br />

geçiyorsan otele bi ara beni otelden”.<br />

01.05.2011 günü saat:23.00’da Sami Dinç’in Erdem Konyar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1880);<br />

Sami: “Aramadın” , Erdem: “Şimdi girdim otele” .<br />

01.05.2011 günü saat:23.03’te Sami Dinç’in<br />

görüşme(tape:1881);<br />

Erdem Konyar’ı aradığı<br />

Sami: “Aman bak dikkat et belam s. ha Erdem tamam”, Erdem: “Abi ben ne<br />

yaparım”, Sami: “.. si...ilirim yani bak ..sen ne yapayım yok abi si…ilirim yani söyleyim<br />

sana çok sıkıntı yaşarız yani tamam mı ne yapayım deme yani artık top sende yani bu senin<br />

sahandaki top çok ciddi söylüyorum bak valla yani çok ciddi zarar verirsin yani bana<br />

çünkü söyledik yani tamam mı” .<br />

Sami, Erdem Konyar’dan, menajeri olduğu Karabük futbolcusu Emenike’yi<br />

Fenerbahçe müsabakasında oynamaması ya da oynadığı takdirde kendi ifadesiyle “bom bok”<br />

oynaması için ikna etmesini aksi takdirde bundan ciddi zarar göreceğini söyleyerek Erdem<br />

üzerinde baskı kurmaya çalışmaktadır.<br />

02.05.2011 günü saat:20.40’da Şekip Mosturoğlu'nu Aziz Yıldırım'ın aradığı<br />

görüşme(tape:2620);<br />

382/678


Aziz: “Emenike 47. dakikada sakatlandı ama şeyinde kaburgasında ama hiçbir<br />

şey yok ki çıktı salak", Şekip: "Tamam başkanım".<br />

02.05.2011 günü saat:20.00’de başlayan Ankaragücü–Karabükspor müsabakasının<br />

43.dakikasında Karabük futbolcusu Emenike sakatlanarak oyundan çıkmıştır.<br />

(http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=397&macId=87173) Aziz Yıldırım, şike ve teşvik<br />

konusu olsun ya da olmasın müsabakalar esnasında bu ve benzeri durumlarda genelde İlhan<br />

Ekşioğlu’nu ararken bu müsabaka ile ilgili olarak Şekip Mosturoğlu’nu aramıştır. Çünkü, İlhan<br />

Ekşioğlu, yurt dışındadır (Londra) ve ve bu müsabaka ile ilgili olarak herhangi bir eylemi söz<br />

konusu değildir.<br />

Sanık Aziz Yıldırım’ın bu telefonu üzerine, daha müsabaka sonuçlanmadan Şekip ve<br />

Sami derhal, Emenike’nin durumunu öğrenmek için telefon trafiğine başlamışladır. Bu<br />

kapsamda;<br />

02.05.2011 günü saat:20.43’de Şekip Mosturoğlu’nun telefonundan Sami Dinç'in<br />

Erdem Konyar'ı aradığı görüşme(tape:2621);<br />

Sami: "Durumunu bir öğrenip bana haber verir misin", Erdem: “Maçta değilim ben",<br />

Sami: "Maçta değilsin sakatlanmış da seninki", Erdem: “Biliyorum", Sami: "Tamam biliyorsun<br />

ne oldu onun durumunu bir ögrensene bakalım nasıl sakatlığı ağır mıdır değil midir nedir…sen<br />

bana bilgi ver".<br />

02.05.2011 günü saat:20.55’de Şekip Mosturoğlu’nun telefonundan Sami Dinç'in<br />

Erdem Konyar'ı aradığı görüşme(tape:2622);<br />

Sami: "Ne oldu abi öğrenebildin mi", Erdem: “Yok öğrenemedim çünkü herhalde daha<br />

ordadır", Sami: "Ama oyundan alınmadı mı", Erdem: “Alındı da telefonu yanında degil<br />

herhalde", Sami: "Anladım ağır bir şey yok o zaman…anladım okey tamam kontrolünün altında<br />

olsun", Erdem: “Aynen merak etme sen… bundan rahat konuşamayız ama yani ben o zaman<br />

ben ... arayım veya", Sami: "Sen şey yap mesaj at buraya ben ararım".<br />

02.05.2011 günü saat:21.30’da Mehmet Şekip Mosturoğlu'nu Alaattin Yıldırım'ın<br />

aradığı görüşme(tape:2623);<br />

Alaattin: “Ne oldu haber yok mu Şekipcim", Şekip: "Sabit numara arıyoruz abi<br />

bulursak konuşacaz…bugün bayağı sıkıntı yaşanmış orda…arayacam haber verecem",<br />

Alaattin: “Sonra da beni evden arasana bi".<br />

02.05.2011 günü saat:21.31’de Şekip Mosturoğlu'nun Erdem Konyar'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:2624);<br />

"Erdem var mi hbr" yazdığı.<br />

02.05.2011 günü saat:21.49’da Ş.Mosturoğlu’nun telefonundan S. Dinç'in<br />

aradığı görüşme(tape:2625);<br />

E. Konyar'ı<br />

383/678


Sami: "Yarın ilk uçakla geliyorsun abi", Erdem: “Niye", Sami: "Sence, bu gece<br />

otur niye diye düşün abi sen… çok açık söylüyorum bak iptal et ya da hiç gelme yani",<br />

Erdem: “Yarın gece gelebilirim ancak", Sami: "Ama yarın burda ol Erdem".<br />

Emenike’nin sakatlanmasında bu acil merak söz konusu futbolcunun transfer edilmesi<br />

düşünüldüğünden durumu hakkında bilgi amaçlı olmadığı kesindir. Zira, müsabakayı seyreden<br />

ve esasen sakatlığının ciddi olmadığını söyleyen bizzat Aziz Yıldırım’ın kendisidir. Bu, Şekip’e<br />

telefonda söylediği “sakatlandı ama şeyinde kaburgasında ama hiçbir şey yok ki çıktı salak”<br />

sözlerinden anlaşılmaktadır. Şu hale göre sakatlık durumunu merak; Sami Dinç’in, Erdem<br />

Konyar’a söylediği “şey yapsın ya ağrım var falan deyip oynamasın ya, ya da bom bok<br />

oynasın” sözlerindeki “ağrım var deyip oynamaması” ihtimalinin hayata geçirilmesi<br />

düşüncesidir. Bu nedenledir ki bu sırada şehir dışında (Ankara’da) olduğu anlaşılan Erdem, Sami<br />

Dinç tarafından bu düşüncenin icrası için Türkiye’ye çağrılmaktadır.<br />

02.05.2011 günü saat:22.07’de Şekip Mosturoğlu/Sami Dinç'i Erdem Konyar'ın aradığı<br />

görüşme(tape:2626);<br />

Erdem: “Sami orda mı" (Şekip telefonu Sami'ye verir), Erdem: “Ben gidiyorum yarın<br />

şimdi", Sami: "Tamam git ara o zaman beni ara bekliyorum".<br />

02.05.2011 günü saat:23.06’da Ş.Mosturoğlu’nun telefonundan S. Dinç'in<br />

aradığı görüşme(tape:2627);<br />

E.Konyar'ı<br />

Erdem: “Oteldeyim de ben seni buradan arayayım mı yoksa sen beni ara", Sami:<br />

"Senin hattın var mı elinde…sabit varsa 30 saniye sonra ara oradan…deminki numaradan ara<br />

beni", Erdem: “Şey numarası şöyle bu çocukların odası", Sami: "Ne demek çocukların numarası<br />

ne demek cep telefonu mu yine", Erdem: “Yok ... kaldığı oda numarası", Sami: "Tamam ya bir<br />

şey olmaz otel odasından ara ara…o demin ki numarayı 212’li numarayı".<br />

Sanık Sami Dinç’in, Erdem Konyar ile ısrarla cep telefonu dışında sabit hattan<br />

görüşme istek ve ısrarı, görüşme içeriğinin transfere dönük değil şike amaçlı olduğunu bir başka<br />

göstergesidir.<br />

03.05.2011 günü saat:11.06’da Sami Dinç’in Erdem Konyar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1883);<br />

SAMİ DİNÇ : Erdem<br />

ERDEM KONYAR : He<br />

S.D : Uyuyor musun abicim<br />

E.K : Yok telefondaydım<br />

S.D : Şimdi şöyle bak ciddi sıçmış durumdayız Erdem si..ilmiş durumdayız bu<br />

boku temizlememiz lazım başkan ebemi si..ti benim sağ ol çok teşekkür ediyorum yani<br />

E.K : Tamam<br />

S.D : Yani çok ciddi sıkıntıdayız yani şuan ne bok yiyorsan ye bu gün akşamda dön<br />

ben yarın İngiltere’ye gidiyorum sen de mi gidiyorsun İngiltere’ye<br />

E.K : Evet<br />

S.D : Türk hava yolları ile mi gidiyorsun<br />

E.K : Aynen 7:55 uçağı<br />

S.D : Türk hava yolları mı<br />

384/678


E.K : Aynen sabah<br />

S.D : Tamam sabah aynı uçaktayız o zaman seninle ben daha önceden bir planım<br />

vardı benim orada bir gece kalacağım yarın gece kalacağım<br />

E.K : Ekonomi misin Bussines class mı gidiyorsun<br />

S.D : Yok ekonomiyim canım ne gereği var<br />

E.K : Yan yana otururuz o zaman ya<br />

S.D : Şeyde var Ömer de var<br />

E.K : Tamam bir şey değil<br />

S.D : Sabahleyin o zaman erken gel ... yanımızda ol yani sen her halükarda akşam<br />

bana geliyorsun abi yarın Ömer varken konuşamayız o mevzuları kaçta burada olacaksın<br />

E.K : Ya bak böyle bir şey yapalım o zaman arabayla bir durum var tamam mı<br />

S.D : Erdem hiç bir durum yok abi bak bu gün gel bu gün konuşmamız lazım<br />

E.K : Ya dinler misin beni ya bir dakika dinle beni ya bir dakika bir şey söyleyim sana<br />

dinle beni tamam ben dün gece konuştum mu senden sonra zamanım oldu konuştum hiç bir<br />

sıkıntı yok yani sana anlatınca herkes rahatlayacak<br />

S.D : Abi ama ben şuan anlatmadığım sürece hiç rahat değilim bir anlatamıyorum<br />

çünkü anlatacak bir bokum yok elimde şuan iki şuan dediğiniz bir şey olmamış durumda o<br />

yüzden güvenmiyor abi bak bu tip şeylerde çok önemlidir ben sana son gün telefon<br />

açıyorum bu sebeple sen bir şey değiştiyse o gün sıkıntı çıktıysa bana haber vermelisin ki<br />

ilk olay olmadan benden duysun ve sen aradaki farkı görmüyorsun yani bunu işi normal<br />

ilişkiler gibi düşünüyorsun değil a..ına koyayım ve şuanda güvenmiyor<br />

E.K : Tamam anladım ben de normal anladım abi şimdi anlatırsam bir sıkıntı olmaz<br />

diye düşünüyorum<br />

S.D : Abi sıkıntı oldu zaten sıkıntı yani beklenen başka bir şeydi başka bir şey oldu<br />

şuan sıkıntı zaten oldu<br />

E.K : Anladım<br />

S.D : Yani si..ildi abi yani burada ağzıma sıçtınız abi yani<br />

E.K : Gerçekten şeyi var ADAM ONU KULLANARAK ÇIKTI Kİ öyle yapsın<br />

diye<br />

S.D : Abi AMA DEĞİŞİYORSA PLAN BANA HABER VERECEKSİN ABİ<br />

E.K : Tamam yani<br />

S.D : Çok zor değil a..ına koyayım bir tane mesaj at ya ne olacak yani<br />

E.K : O diyor zaten sözünde duruyor zaten bir sıkıntı yok<br />

S.D : Abi sözü hayır abi sözünde şuanda durmuyor dünkü sözü başka bir şeydi<br />

sözünde durmuyor rezil olduk abi vallahi rezil olduk ya si..tin attın yani abi bir tane bir şey<br />

istedik a..ına koyayım si..ildik abi aptalca bir şey oldu<br />

E.K : Allah aşkına ya ÖYLE BİR ŞEY ANLATINCA ANLAYACAKSIN ZATEN<br />

S.D : Abi anlat o zaman bul bir tane a..ına koyayım AL BİR TANE TELEFON<br />

KARTI ARA BENİ ANKESÖRLÜ TELEFONDAN ABİ yani sen de Uganda da değilsin ki<br />

Ankara’dasın ya vallaha bak sinirleniyorum ama ERDEM YANİ GİT A..INA KOYAYIM<br />

OTEL ODASI KİRALA GEREKİYORSA OTELDEN ARA BENİ<br />

E.K : Tamam şey arkadaşımın telefonundan arayabilir miyim seni<br />

S.D : ARKADAŞININ TELEFONUNDAN DEĞİL ABİ SABİT BİR HATTAN<br />

ARA GİT a..ına koyayım KOMŞUNUN BİRİNİN KAPISINI ÇAL VER 100 LİRA 5<br />

DAKİKA TELEFONLA KONUŞACAĞIM DE GEREKİYORSA(BAĞIRARAK<br />

KONUŞUYOR)<br />

E.K : Tamam<br />

S.D : Yani bu kadar uzatmayı da anlamıyorum abi bul bir yerden ya<br />

E.K : Tamam ya tamam anladım tamam<br />

385/678


S.D : Tamam bekliyorum ara<br />

E.K : E tamam şimdi ... gidiyorum tamam<br />

S.D : Tamam<br />

Erdem Konyar’ın “ Gerçekten şeyi var ADAM ONU KULLANARAK ÇIKTI Kİ<br />

öyle yapsın diye” sözünden Emenike’nin oyundan bilerek sakatlık numarası ile çıktığı, Sami’nin<br />

de “AMA DEĞİŞİYORSA PLAN, BANA HABER VERECEKSİN ABİ” diyerek aralarında<br />

yapılan planın, Emenike’nin Fenerbahçe müsabakasında oynamaması değil, kötü oynaması<br />

şeklinde olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Sami Dinç açısından Emenike’nin menajeri Erdem<br />

Konyar’a şike teklifi yapıldığında hiçbir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak Erdem Konyar’ın,<br />

Emenike’nin daha önceden alınan karar gereği sakatlanma numarası ile oyundan çıkacağı<br />

bilgisine önceden vâkıf olmadığı yönünde Mahkememizde bir vicdani kanı oluşmuştur. Şöyleki;<br />

Sanık Aziz’in, Emenike’nin sakatlanarak oyundan çıktığını bildirmesi üzerine başlayan telefon<br />

trafiğinde, 2621 nolu tape’de Sami, Erdem’e “nasıl sakatlandı ağır mıdır değil midir nedir” diye<br />

sorduğunda Erdem, “tamam abi öğreneyim” şeklinde cevap vermektedir. Daha başında böyle bir<br />

numara ile oyundan çıkacağını bilen Erdem’in, öğrenecek bir şey olmadığını, bu yapılanın planın<br />

bir parçası olduğunu söylemesi gerekirdi. Oysa aksine Erdem, Emenike’nin sakatlığının<br />

ciddiyetini araştırmak için çaba içerisine girmektedir. 2622 nolu tapedeki “yok öğrenemedim<br />

herhalde daha oradadır, yok beline olmuş beline, arkadaşım vardı benim gördü pozisyonu, dedi<br />

çok ciddi bir şey görünmüyor dedi” sözleri de bu çabanın bir göstergesi olarak<br />

değerlendirilmiştir.<br />

03.05.2011 günü saat:12.28’de Sami Dinç’in Erdem Konyar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1887);<br />

Sami: “Ee şeyi söyleyeceğim seninle demin konuştuğumuz hikaye ile ilgili olarak<br />

hiç bir şey ikna olduğu yok..yani hiç bir ee güven vesaire kalmış durumda değil,…yani çok<br />

kötü durumda yani şuan her şey çok sinirliler tam tersi olduğunu düşünüyorlar çünkü”,<br />

Erdem: “Ya sen merak etme”, Sami : (çok ciddi olduğunu ve ufak tefek bir şey olmadığını<br />

belirttikten sonra) “He sen burada olmayacaksın maç zamanı,…Erdem bir daha dönme abi<br />

çok açık söylüyorum yani bu kadar önemli bir şey varken ..olup gidiyorsan abi bir daha<br />

dönme abi”.<br />

Sami, Erdem’e “çok kötü durumda yani şuan her şey çok sinirliler tam tersi<br />

olduğunu düşünüyorlar” derken, Fenerbahçe lehine şike yapan sanıkların, Trabzonspor<br />

tarafından teşvik girişiminde bulunduğunu düşündüklerini ima etmektedir.<br />

03.05.2011 günü saat:13.03’te Erdem Konyar’ın, Sami Dinç’i aradığı<br />

görüşme(tape:1888);<br />

ERDEM KOYAR : Alo<br />

SAMİ DİNÇ : Efendim Erdem efendim<br />

E.K : Ha yarın erkenden gidelim orada konuşalım her şeyi olur mu<br />

S.D : Abi orada konuşacak hiç bir şey Erdem gerçekten çok sinirliyim öyle böyle değil<br />

ve YEMİN EDİYORUM SANA YA ÇOK PİŞMANIM BU İŞE GİRDİĞİM İÇİN ABİ<br />

E.K : Tamam bende sana her şeyi anlatırım bir sıkıntı yok ... sana<br />

S.D : Tamam ... sıkıntı var a..ına koyayım abi dün s..ktin attın bizi ya ne demek sıkıntı<br />

yok<br />

E.K : Tamam her şeyi ... niye ya ya<br />

386/678


S.D : Ya s..ki... ya sonuç olarak bu tarafta ... hata bu<br />

E.K : Tamam telafi ... bir şey var ya bu sıkıntı değil<br />

S.D : E sen telafi etme gibi bir durumu yok artık bunun ya telafi etme şansın yok<br />

E.K : ...<br />

S.D : Ben hop oturup hop kalkıyorum sen gidiyorsun İngiltere ye<br />

E.K : Ya bir sıkıntı<br />

S.D : Ya Erdem siktir git abi bir sıkıntı yoktu sen sıkıntı yok olarak bil o zaman abi<br />

E.K : Ha bak dinle beni ya dinle be gerçekten dinle beni ya ben biliyorum ne olduğunu<br />

O da onu hallediyor yani bi ... orada bi sorun yok yani<br />

S.D : Erdem ben dün bi söz aldım ve o söz yerine gelmedi abi bu kadar basit olay ve<br />

beni rezil ettiniz abi<br />

E.K : Tamam<br />

S.D : E bravo yani bana verebileceğiniz en büyük zararı da verdiniz çok teşekkür<br />

ediyorum yani<br />

E.K : E tamam o zaman hatta biz ... düzelmez mi yani diyorsun<br />

S.D : Abi benim içinde hiç bir şey düzelmeyecek Erdem ağzıma sıçtın ya dahası var<br />

mı<br />

E.K : Ya hatta düzelir tabi ki sen onu ...<br />

S.D : Abi hiç bir s..kim düzelmeyecek sen hala gidiyorsun İngiltere ye dönme a..ına<br />

koyayım bir daha<br />

E.K : Yok yok ya dinlemiyorsun beni ya ...<br />

S.D : Hayır dinleyecek bir şey yok aynı şeyi söylüyorsun Erdem<br />

E.K : ADAMIN KIZ ARKADAŞI GELİYOR zaten her şey konuşuldu adamla<br />

ama her dakika telefonda<br />

S.D : Ya Erdem, Erdem her ne bok konuşulduysa konuşuldu sen gidip onun<br />

yanında yaşayıp bunun temin etmek varken gidiyorsun a..ına koyayım İngiltere ye<br />

E.K : Ya o tamamdı garanti veriyorum ya olmazsa o o zaman ...<br />

S.D : Emre ay Erdem hiç bir şeyin garantisi yok abi ne bok yiyorsunuz yiyin abi<br />

gidin kendinize kulüp arayın a..ına koyayım abi tamam ben kapatıyorum abi<br />

E.K : Niye öyle bir şey ya bir dakika niye öyle bir şey diyorsun ya<br />

S.D : Erdem bıktım çünkü ya bıktım ya<br />

E.K :Tamam öyle bir şey ...<br />

S.D : Bir işin sorunsuz olsun ya<br />

E.K : Tamam ama öyle bir şey yok ama yani belki öyle bir şey olursa tamam ama öyle<br />

bir şey yok<br />

S.D : Erdem bıktım diyorum bak hepsini siktir et bıktım ya<br />

E.K : Ya öyle bir şey<br />

S.D : Bıktım<br />

E.K : Öyle bir şey yok bende onu anlatmaya çalışıyorum ...<br />

S.D : Erdem ben neyin var olup neyin yok olduğunu umursamıyorum dün ağzıma<br />

sıçtın diyorum daha açık konuşabilir miyim<br />

E.K : Hayır daha açık konuşamazsın bende sana anlattım mevzuyu bu ...<br />

S.D : Tamam her ne boksa mevzunun benim için hiç bir önemi yok abi<br />

E.K : Ya ...<br />

S.D : Hiç bir önemi yok olan mevzunun<br />

E.K : Ya bir şey ... lütfen yarın sabah biraz erken gel orada konuşalım başka bir şey ...<br />

S.D : Erdem ben benim Ömer oradayken konuşacak hiç bir şeyim yok bu mevzu da<br />

E.K : Tamam Ömer ile beraber mi geliyorsun oraya<br />

S.D : Aynen öyle evet<br />

387/678


E.K : Niye ayrı gelmiyorsun<br />

S.D : Niye ayrı geleyim şoförle geleceğiz<br />

E.K : Tamam ayrı gel söyle ki bi bir şey oldu bilmem ne<br />

S.D : Ben Erdem planımı programımı ona göre yapmışım Erdem ben benim yarın bu<br />

konuda konuşacak hiç bir şeyim yok abi senin yolun açık olsun abi İngiltere de itiyorsan hiç<br />

dönme istiyorsan 1 hafta sonra dön hiç fark etmez abi benim için sen bu olayda benim anam<br />

s..kilmiş sen gelmişin hala da yok programım bilmem ne diyorsun hiç umurumda değil abi bir<br />

daha da konuşmamıza gerek yok seninde yolun açık olsun benimde yolum açık tamam Erdem<br />

E.K : Ya tamam öyle bir şey deme ya yani sinirle konuşuyorsun düşünmüyorsun<br />

S.D : Abi bak sinirliyorum diyorum ama sana sinirliyim diyorum ve bu geçmeyecek<br />

hiç bir zaman sana karşı<br />

E.K : Bak düşünmüyorsun konuşurken düşünmüyorsun şunu bil ki<br />

S.D : Erdem ben ne düşüneceğimi ne düşünmeyeceğimi iyi biliyorum sana kalmadı<br />

onu söylemek<br />

E.K : Bak bunu söylüyorum sana sinirlisin anladın mı sen ... bir şey söylüyorum<br />

S.D : Erdem bu sinirim sana karşı diyorum bak benim şuan ki tamamen sana karşı ve<br />

hiç bir zaman geçmeyecek diyorum<br />

E.K : Ya öyle bir şey olur mu Allah aşkına lütfen öyle şey söyleme daha<br />

S.D : Erdem çok açık söylüyorum bu değişmeyecek şeyler söylüyorum şuan yani hiç<br />

bir zaman tamam mı abiciğim sen istediğini yap istediğini yere git hiç beni ilgilendirmiyor abi<br />

hala daha gelmişin bilmem nereye gideceğim kalacağım diyorsun hiç umurumda değil abi ne bok<br />

yiyorsun ye<br />

E.K :Ya beni dinlemiyorsun ya daha ... yani 20 dakika veremez misin 15 dakika başka<br />

bir şey istemi...<br />

S.D :Erdem ben sana sabahtan beri kaç 1 saat oldu herhalde konuşalı yani ne 15<br />

dakikası anlamadım<br />

E.K :E tamam o rahat konuşamıyoruz işte<br />

S.D :Erdem nasıl konuştuğun konuşmadığın umurumda değil ben son derece rahat ve<br />

çok açık konuşuyorum sana<br />

E.K : Ya burada bir sıkıntı ... telafi olur ondan sonra her şey düzelir ben onu<br />

söylüyorum<br />

S.D : Erdem sen sen hala daha kendi kendine bazı kararları veriyorsun abi sen kendi<br />

kendine karar ver kendi kendine yap a..ına koyayım ne yapıyorsan<br />

E.K :Ne kendi kendime yapayım ya ...<br />

S.D :Bak ben sana sıkıntının çoktan doğduğunu söylüyorum sıkıntı çoktan doğdu ve<br />

hiç bir zaman telafi edilmeyecek<br />

E.K :Niye<br />

S.D :Ya ben bir söz verdim ve gerçekleşmedi bu kadar yani nokta artık bundan<br />

sonra ne bok yiyorsa yesin a..ına koyayım hiç umurumda değil<br />

E.K :Başka ...<br />

S.D :Hiç umurumda değil Erdem istediğini yapsın hiç umurumda değil<br />

E.K :Ya adam ne şey aynı noktaya geliyor aynı sonuç olacak ...<br />

S.D :Abi bak beni sonuç ilgilendirmiyor ben dün bir söz verdim ve o gerçekleşmedi<br />

beni bu ilgilendiriyor Erdem umurumda değil diyorum bak bundan sonra ne yaptığı hiç bir şeyde<br />

vermesine gerek yok yapmasına da gerek yok ne bok yiyorsunuz abi ikiniz de ağzıma sıçtınız ne<br />

bok yiyorsunuz yiyin abi tamam bu kadar<br />

E.K :Ya sen niye öyle diyorsun Allah aşkına<br />

S.D :Abi bak çok açık söylüyorum niyesi niyesini de açık söylüyorum sonucunu da<br />

açık söylüyorum<br />

388/678


E.K :Ya ...<br />

S.D :Bıktım ya Erdem bıktım ya bin tane derdim var bir tane sözünüzü yerinize getirin<br />

ya yeter ya e ben bunlara üzülmek zorunda mıyım ya<br />

E.K :Ya Allah aşkına ya ben ...<br />

S.D :Ya yeter abi valla yeter sıkıldım Erdem sıkıldım<br />

E.K : Tamam bende sıkıldım benim içinde kolay bir şey değil bu<br />

S.D : Ne kolay değil ya o zaman yapamıyorum diyeceksin ne kolay değil<br />

E.K : Yok yani burada bir şey yok yani o adam dedi ki böyle böyle sonuçta<br />

S.D : Abi bak sen onu kontrol edemiyorsan o zaman kontrol edemiyorum<br />

diyeceksin Erdem<br />

E.K : Yok ediyorum<br />

S.D : Bir boku bir boku yiyeceğim diyorsan onu yerine getireceksin<br />

E.K : Tamam ediyorum diyorum bende bir ... onu hallederim ...<br />

S.D : Erdem hiç bir boku hallettiğin yok Erdem ya sen git abi İngiltere de ne bok<br />

hallediyorsan orada hallet<br />

E.K : Ya bir şey söyleyeyim ... senin şuan da sinirlendiğin nokta ki gelmiyorumdur<br />

anladın mı şuan senin nokta odur bende sana bunu söylüyorum orada bir sıkıntı yoktur ...<br />

S.D : Erdem ben benim için artık ne olursa olsun bir sıkıntı çoktan var ve doğdu artık<br />

daha fazla hiç bunu konuşmaya gerek yok ne bok yiyorsunuz yiyin abi tamam<br />

E.K : Tama bak biz sabah konuşmadık mı ...<br />

S.D : Abi bak bak<br />

E.K : Biz ... konuşmadık mı<br />

S.D : Sen benim ne sıkıntı yaşadığımı anlayamıyorsun herhalde<br />

E.K : Anlıyorum anladım tabi ki<br />

S.D : Anlar gibi davranmıyorsun o zaman Erdem<br />

E.K : Yo tamam anlıyorum aman yani anlıyorum ama çözümü yapıyorum sen daha ...<br />

S.D : Bak ya işin içine sıçıldıktan sonra çözülecek hiç bir şey yok abi benim için bitti<br />

ben kendim aradım ben benim tarafımda bitirdim ben hiç şeyi kontrol edemiyorum dedim O<br />

PARAYI DA VERECEK DEDİM bitti benim abi<br />

E.K : Öyle<br />

S.D : Tamam ben kendim o<br />

E.K : Ya öyle bir şey<br />

S.D : Benim için bitti yani abi<br />

E.K : Öyle bir şey diyemeyiz ki öyle bir şey diyemeyiz<br />

S.D : La diyemeyiz diye bir şey yok benim elimde ki evraklarla ben onları almasını<br />

bilirim abi sen rahat ol<br />

E.K : Ney<br />

S.D : Öyle bir şey diyemeyiz diye bir şey yok sen dedin bitti yani<br />

E.K : Ya ... bir dakika ya sen şimdi beni mi s..kiyorsun yani burada anlamadım ne<br />

olduğunu<br />

S.D : Ben ben hiç kimseyi s..kmiyorum ben bir söz karşılığında bir şey yaptım o söz<br />

yerine gelmediyse ben gereğini yapıyorum ben hiç kimseyi s..kmiyorum sen beni sikiyorsun<br />

E.K : Ben seni s..kmedim<br />

S.D : Sen beni s..ktin attın yani sen beni s..ktin attın Erdem yeter yani<br />

E.K : Allah aşkına ya Allah aşkına<br />

S.D : ... ciddi söylüyorum bıktım ya valla bıktım ya<br />

E.K : Ya bak bir şey söyleyeyim sana bir dakika öyle bak burada anlaşma var her şey<br />

var anladın mı bu bitmedi ki sen kendin söylüyordun<br />

S.D : Bizim için her şey bitti abi tamam bizim her şey bitti abi<br />

389/678


tamam<br />

E.K : Sizin için derken<br />

S.D : Ben verdim abi ben kendi raporumu verdim abi bende çıktım bu işten de<br />

E.K : Ney nasıl yani<br />

S.D : Bitti abi her şey bizim için bu kadar<br />

E.K : Nasıl anla anlamadım<br />

S.D : Ne yaparsanız yapın yani abi bundan sonra<br />

E.K : ...<br />

S.D : Getirin paşa paşa abi getirin paşa paşa abi bir hafta sonra ne aldıysan ver abi<br />

E.K : Nasıl ben bir hafta getireyim ben<br />

S.D : Abi bi onu ben bilmem Erdem o zaman yaparken düşünecektin o zaman<br />

E.K : Ya yapamam ben he o gücüm yok ki bende<br />

S.D : O zaman var gibi davranmayacaksın abi<br />

E.K : Ya var gibi de davranmıyorum onlar ... ... ben onu nereden bulayım öyle bir<br />

baskı altına ... hayatımda görmediğim bir şeyi yapmaya çalışıyorum ben eskiden<br />

S.D : Sen verdin ... o gider ...<br />

E.K : Ya sen o e nasıl versin o da o ... işte<br />

S.D : Erdem<br />

E.K : Raporunu vermeye öyle bir şey<br />

S.D : Erdem<br />

E.K : Biz konuştuk telefonda tamam mı biz telefonda konuştuk<br />

S.D : Erdem bunda bundan öncede konuşmuştunuz<br />

E.K : Hayır bak<br />

S.D : Ben seni aramadım mı pazar günü<br />

E.K : Ya dinle beni 1 dakika ya 1 dakika beni dinle ben seni telefondan aradım doğru<br />

mu daha evvel sana söyledim ki böyle böyle sen dedin tamam bana söyle 1 mi 2 mi dedin e<br />

tamam onunla gidiyoruz işte<br />

S.D : Erdem sen nasıl yurt dışına gidebiliyorsun ya ... bu zamanda<br />

E.K : Tamam işte ... işte anladım onu çünkü ... oradan ben kontrol ederim kız arkadaş<br />

geliyor ... burada<br />

S.D : Erdem Erdem<br />

E.K : Bak beni iyi dinle bak beni iyi dinle tamam mı<br />

S.D : Bak Erdem oraya gidiyorsan bak diyorum ki oraya gidiyorsan ister olsun ister<br />

olmasın bizim için her şey bitmiştir abi sen bu sıkıntım da benim oraya gidiyorsan bitmiştir<br />

benim için her şey<br />

E.K : Ya bak beni dinler misin beni Allah aşkına dinler misin<br />

S.D : Dinliyorum işte dinlediğine cevap veriyorum zaten<br />

E.K : Tamam tamam ama ... yani bak ben sana bunu söylüyorum bu adam aslında çok<br />

insan olacak bu hafta sonu tamam BEN ADAMLA BEN ANLAŞTIM ben anlaştım tamam mı<br />

S.D : Erdem Erdem<br />

E.K : Bak abi<br />

S.D : Hiç abi ya bak daha önce de 20 kere anlaştın 20 kere hiç bir sözün bu adamla<br />

ilgili yerine gelmedi Erdem<br />

E.K : Yav geliyor merak etme diyorum daha<br />

S.D : Hiç bir sözün gelmedi diyorum bak hiç bir sözün ve ben artık sıkıldım<br />

E.K : Ya olmazsa o zaman olmazsa o zaman anladın o zaman ne yap diyorsan yapayım<br />

S.D : Bak olmazsa sı yok Erdem hayır abi olmazsa sı yok ben niye bir kere daha<br />

E.K : Olmazsa sı yok ki işin<br />

S.D : Ben niye bir kere daha yaşayım ya ben neyin riskini alayım bir kere daha<br />

390/678


E.K : Ya olacak çünkü ben diyorum<br />

S.D : Paşa paşa a..ına koyayım onun yanında durursun ve hiç bir şekilde hiç bir<br />

yere ayrılmayacaksın abiciğim<br />

E.K : Ya onu bana yaptırma çünkü adam beni dışarı yolluyor<br />

S.D : Abi bak dışarı dışarı yollasın ister içeri alsın o beni fark etmiyor abi<br />

E.K : Ya dün konuştuk adamla ya abi adam diyor ki burada olma ... bir de şeyde BU<br />

BAŞKAN DEDİ BANA ÇIK DIŞARI anladın mı bende onun dediğini yapmamı mıyım<br />

S.D : Erdem Erdem ...<br />

E.K : Ya dinle beni<br />

S.D : Ben ne bok yiyorsan ye abi valla bak dinlemek istemiyorum Erdem çünkü<br />

aynı şeyleri söylüyorsun<br />

E.K : Ya bak beni dinle bak bir dakika ya bi çözüme gelelim tamam ben ona<br />

söylüyorum bak biz anlaştık 1 mi 2 mi anlamadın mı orada kalsın ya sen diyorsun bu sıkıntı ...<br />

nasıl orada olmazsın o daha büyük bir sıkıntıdır orada olmam<br />

S.D : Erdem benim benim bunun için şu an artık daha fazla kendimi riske atmama<br />

gerekli hiç bir şey yok abi<br />

E.K : E tamam o zaman riske atma o zaman niye ya sen o zaman be bir dakika bu olay<br />

telafi olabilecek bir olaydı sen beni ateşe atıyorsun anladın mı<br />

S.D : Hiç telafi olacak bir olay değil bu olay abi<br />

E.K : Tabi ki telafi biz konuştuk<br />

S.D : Sen benim ... benim sen benim ilişkimin içine sıçtın abi artık telafi olacak bir<br />

noktası yok bunun<br />

E.K : Hayır o değil öyle bir şey yok işte öyle bir şey yok<br />

S.D : Var işte abi var diyorum işte<br />

E.K : Yok çünkü 1 ve 2 anlaştık biz şimdi sen böyle yapıyorsun<br />

S.D : Abi bak ben kendim inandırıcılığımı kaybettim kendi tarafımdan tamam<br />

sen bi söz verdin ve beceremedin yapamadın yapmadın bilemem hangisi olduğunu ama<br />

yapamadın<br />

E.K : Yapma Allah aşkına ya adam adam zaten aynı sonuca geliyor ben sana<br />

söylediydim<br />

S.D : Hiç abi aynı sonuca gelmiyor hiç aynı sonuca gelmiyor ben sana çok açık<br />

söylüyorum ister nereye gidersiniz gidin abi hiç benim umurumda değil abi hiç yanı sonuca<br />

gelmiyor onun için daha fazla konuşmaya herek yok yani<br />

E.K : Ya bir dakika ...<br />

S.D : Kötü bir şey söyleyeceğim yoksa benim başka diyeceğim bir şey yok Erdem<br />

E.K : Ya bir dakika dinler misin beni ya lütfen ya sonuçta biraz burada şeyde var yani<br />

yabancı değiliz bir birimize<br />

S.D : Erdem hiç çok yabancıyız abi biz bu muhabbette şuan konuşuyorsan çok<br />

yabancıyız abi<br />

E.K : Ya bak dinle beni lütfen<br />

S.D : Benim ben sana şöyle söyleyeyim abi sen benim hayatımda ki en yabancı<br />

insansın Erdem benim çevremde hiç kimse senin beni düşürdüğün pozisyona düşürmedi<br />

E.K : Ya sen çok kırıcısın Sami bazen bilmiyorum ben<br />

S.D : Bak çok söylüyorum sana<br />

E.K : Yo yo çok açık konuşuyorsun ama böyle konuşmadın 15-20 dakika evvel böyle<br />

değildi<br />

S.D : Abi bak o abi bak inandırıcılık kaybolmuş durumda bitmiş durumda olay artık ne<br />

bok yiyorsunuz yiyin diyorum abi hiç bir önemi yok<br />

391/678


E.K : Tamam dinle beni ya senin sıkıntın benim İngiltere ye gitmem di sen kendin onu<br />

söylüyorsun doğru mu ...<br />

S.D : Ona da çok sinirleniyorum ona çok sinirleniyorum<br />

E.K : İşte sinirlenme ona, bana bırak diyorum Allah aşkına lütfen<br />

S.D : Bak hayır abi hayır abi hayır abi hiç bi ... sana ben bıraktığım hiç bir yerde hiç<br />

şey hiç bir kazancım olmadı sana bıraktığım hiç bir şey<br />

E.K : Ya lütfen bırak ya ne demek kazancın olmadı sen büyük tabloya bak tamam<br />

S.D : Erdem zarar görüyorum diyorum ben sen ne diyorsun<br />

E.K : Zarar görmeyeceksin ya bırak işte halledeyim<br />

S.D : Zarar gördüm bile diyorum ben sana sen ne diyorsun<br />

E.K : Tamam bitmedi ama sana telafi olacak bilirim ben bilirim<br />

S.D : Erdem Erdem o zaman sen kendini benim yerime koy karşında hiç bir verdiği<br />

sözü yerine getiremeyen insanlar olduğunu düşün ve yeniden verdikleri sözü güvenmek için bi<br />

sebep göster<br />

E.K : Ya ben sana ne ben sana bugüne kadar her sözümü yerine getirdim ...<br />

S.D : Hayır abi her seferinde kendi kendinize bilgi vermeden işlem yaptınız hiç bir<br />

sözünü yerine getirmedin abi<br />

E.K : Hayır ben hayır ben orada değildim ondan sonra anladın mı<br />

S.D : Erdem ne o nerede olduğun beni ilgilendirmiyor abi bana verilen söz beni<br />

ilgilendiriyor bu kadar<br />

E.K : Tamam merak çünkü aynı şeye gelecek söz sözdür<br />

S.D : Merak etmeyecek hiç bir şey yok Erdem bak sen bana hiç kimsenin vermediği<br />

kadar büyük zarar veriyorsun tamam abi bu kadar bunu bil<br />

E.K : Tamam ama sana böyle zarar vermiyorum sana<br />

S.D : Bak bak telafi edecek hiç bir şey yok<br />

E.K : Var çünkü daha ... 1 ve 2 li anladın mı onu ...<br />

S.D : Erdem Erdem bu güne kadar konuşulanlardan bahsediyorum ya ben artık<br />

yoruldum Erdem valla gerçekten uğraşamam bunlarla sen ağzıma da sıçtın bunu da iyi bil yeter<br />

ama yani yeter<br />

E.K : Ya bir dakika beni dinler misin lütfen<br />

S.D : Ya ne bok yiyorsun ye bir şey demiyorum a..ına koyayım ne bok yiyorsan ya<br />

E.K : Ya dinle beni ya dinle beni tamam lütfen bak öyle yüzüme de kapama biz ... bir<br />

ara var burada bir şey var bir bağ var yani onu bir birimize saygı duyalım yani ya ben seni<br />

s..kmem ben hayatımda ben seni hayatımda s..kmem bunu bilin<br />

S.D : Erdem sen beni sen sen beni s..kiyorsun ama sen beni s..ktin dün s..ktin sen beni<br />

Erdem<br />

E.K : S..kmedim seni ya sen ...<br />

S.D : Erdem sen beni dün s..ktin tamam bunu böyle bil<br />

E.K : Öyle işte yanlış biliyorsun öyle bir şey yok<br />

S.D : Ben ola ben olana sonuca bakıyorum Erdem<br />

E.K : Tamam o zaman sonuca bakalım<br />

S.D : ... ben bu olayın sonucuna bakıyorum benim bu olayda gördüğüm zararı ben<br />

sana ne diyorum benim ömrüm boyunca hiç kimse senin bana verdiğin zararı vermedi ha buysa<br />

bana şey yaptığın verdiğin karşılık tamam a..ına koyayım herkes kendi yoluna gitsin diyorum hiç<br />

bir şey demiyorum<br />

E.K : Ya ben öyle bir şey der miyim sana Allah aşkına ya ben ...<br />

S.D : Hayır ama sıkıldım Erdem valla sıkıldım konuşmaktan da bunları sıkıldım abi<br />

sen git ne bok yiyorsan ...<br />

E.K : Yok<br />

392/678


S.D : Baksana hala daha gideceğim diyorsun İngiltere ye git a..ına koyayım<br />

tamam bana anlatman gereken hiç bir şey yok abi<br />

E.K : Ya sen bana bırakır mısın bu olayı<br />

S.D : Hayır abi benim hiç bırakacak hiç bir olayım falan yok sana abi<br />

E.K : Ya sen bırak sen ... git al o diyor ki kesildi o kadar sen bana bırak tamam mı bana<br />

bırak diyorum başka bir şey istemiyorum senden<br />

S.D : Erdem bırakacak hiç bir şey yok diyorum sen adamın kıçının dibindeyken<br />

kontrol edemiyorsun oraya gittiğin zaman benim sana bırakacak<br />

E.K : Ya onu anlamıyorsun sen kontrol ediyorum ya bir sıkıntı<br />

S.D : Erdem Erdem hiç bir boku kontrol edemiyorsun<br />

E.K : Ya ala alakası yok sen bak iyi bak lütfen bana bırak diyorum tamam mı bana<br />

bırak başka bir şey istemem senden<br />

S.D : Sonuç her ne olursa olsun O MAÇ OYNANIRKEN sen Türkiye de<br />

olmazsan İSTERSE MAÇ 5-0 BİTMİŞ HİÇ UMURUMDA DEĞİL tamam hiç umurumda<br />

değil<br />

E.K : İsterse ne<br />

S.D : İsterse o ne yaparsa yapsın hiç umurumda değil Erdem yani tamam<br />

E.K : Ya bir dakika bak<br />

S.D : Ne olursa olsun hiç biri umurumda değil yani<br />

E.K : Bak bir şey ... sana bak<br />

S.D : İster ol ister olma bak ben bir kere söylüyorum yeter yani işim gücüm var<br />

kapatıyorum tamam<br />

E.K : Ya bak 1 dakika 2 dakika ver bana ya 2 dakika sonra zaten kapatırım bende 1<br />

dakika beni dinler misin ben sana sözünü vereyim orada olmamla olmam fark etmez o konuya<br />

girme benimle<br />

S.D : Erdem<br />

E.K : O konudur seni dürten<br />

S.D : Erdem<br />

E.K : Bir dakika dinle beni ya merak etme diyorum sana<br />

S.D : Ha sen aynılarını bana pazar akşamı da söylüyorsun hiç bir bok olmadı tamam<br />

E.K : Ya merak etme ben sana ...<br />

S.D : Hayır merak etme diye bir şey yok Erdem, Erdem güven kazanı... şuan sen<br />

kaybetmiş durumdasın tamam<br />

E.K : YA ADAM TEZGAHI KURDU YA ANLADIN MI<br />

S.D : Abi ben onu bilmem Erdem ben onu bilmem<br />

E.K : Ben bilirim ben adamla ben görüştüm bir saat sonra dedim ondan sonra dün<br />

konuştum yine bir ... yakalayamadım ki adamı yine bir yakaladım 1 saat konuştum<br />

S.D : Erdem ... tekrarlıyorum demin söylediğim şeyi sen benim sana duyduğum<br />

güveni kaybettin tamam abi<br />

E.K : O zaman bırak kazanayım o zaman bırak ...<br />

S.D : Tamam ama kazanmak senin elinde ben ne bok yersen ye onu demiyorum onun<br />

yanında ben bu kadar sıkıntı çekerken bu kadar işin arasında bu kadar sıkıntının arasında sıkıntı<br />

çekerken bunun için sen siktir olup gidiyorsan yurt dışına git abi ben hiç bir şey demiyorum<br />

E.K : Ya ... ya bir şey söyleyebilir miyim sana bak anla anlatamıyorum sana dinle beni<br />

lütfen bu<br />

S.D : Erdem gerçekten bak başım ağrıyor valla bak konuşamayacağım<br />

E.K : Tamam benim de başım ağrıyor<br />

S.D : Sıkıldım Erdem<br />

E.K : Beni de sıkıntıya sokuyorsun<br />

393/678


S.D : Tamam girme abi hiç sıkıntıya diyorum işte<br />

E.K : Hiç düşünmüyorsun beni de bozuyorsun<br />

S.D : Erdem sen ne yaparsan yap diyorum a.ına koyayım ya daha ne diyeyim ya<br />

istediğini yap diyorum<br />

E.K : Ben o zaman bir şey söyleyeyim sana ne yaparsam yapacağım tamam mı sonuca<br />

geleceğim ha bana o fırsatı ver ben söylerim burada olman gerekiyor ben bırak ben yapayım<br />

yapacağını ondan sonra yaptıktan sonra işte o zaman de ben tamam bir şey değil affettim seni<br />

olmazsa küs daha ne s..kersen beni s..k bende onu isterim senden başka başka şey değil tamam<br />

S.D : Sen sen yurt dışına gittiğin sürece hiç bir şekilde hiç bir beklenti olma abi tamam<br />

E.K : Tamam ama bir şey söyleyeyim sana ya dinle beni dinle beni lütfen iyi dinle ben<br />

mi bak bu adam tamam mı hallederse her şeyi tamam mı o zaman bir sıkıntı olmaz o zaman ben<br />

derim sana bak tamamdır o zaman sen bana güven ben ben bilirim ya<br />

S.D : Erdem güvenmiyorum abi tamam bu kadar<br />

E.K : Tamam güvenmiyorsan bırak da bırak telafi edeyim bırak sen bana bak bu şansı<br />

o zaman ... sik beni ne yaparsan yap<br />

S.D : Erdem ben ben ne kazanacağım seni s..kten bana ne ya<br />

E.K : Yok canım ne yaparsan yap ya ne yaparsan yap anladın mı ben bunu senden bir<br />

kere ... başka bir şey istemem ... her şeyime sahip ol bir ... s..kerim her şeyi bırakır giderim<br />

anladın sen bana güven<br />

S.D : Şu noktada beni ilgilendirmiyor Erdem bu<br />

E.K : Ya bak ilgilenmezsen ilgilen bak ben bunu söylüyorum ben bırak ben çözeyim<br />

bildiğim gibi tamam bırak ben çözeyim o zaman sen bana bırak başka bir şey istemem ha<br />

olmazsa o zaman at beni ateşe ne yaparsan ha ben eminim ama bana bırak tamam<br />

S.D : Bitti mi Erdem<br />

E.K : Efendim<br />

S.D : Bitti mi<br />

E.K : He bitti ama dinliyor musun anlıyor musun<br />

S.D : Abi hiç bir şey anlamıyorum abi Erdem abi tamam abi hadi görüşürüz abi ... ...<br />

E.K : Ya bak dinle beni tamam dinle beni tamam başka bir şey bırakmıyorsun sen<br />

lütfen bu şansı bana tanı başka bir şey istemem senden anlıyorum her şeyi merak etme tamam<br />

yarın görüşürüz<br />

S.D : Bitti mi tamam hadi görüşürüz<br />

E.K : Bitti anladın mı tamam<br />

Söz konusu yukarıdaki görüşme içeriği bütün olarak değerlendirildiğinde, tümüyle<br />

şikeye yönelik olduğu tereddüde mahal bırakmayacak açıklıkta olduğu gibi Sami Dinç’in<br />

görüşmeyi özetleyen “Sonuç her ne olursa olsun O MAÇ OYNANIRKEN sen Türkiye de<br />

olmazsan İSTERSE MAÇ 5-0 BİTMİŞ HİÇ UMURUMDA DEĞİL tamam hiç umurumda<br />

değil” cümlesi dahi, bunun en açık kanıtıdır. Zira müsabaka oynanırken ya da 5-0 sonuçlansa<br />

dahi menajer Erdem Konyar’ın Türkiye’de olmasının, Emenike’nin transferi düşünüldüğünde<br />

hiçbir anlamı yoktur. Konuşma içeriğinde Sami’nin Erdem’den isteği, müsabaka anına kadar<br />

Emenike’nin yanında bulunması ve onu kontrol altında tutmasıdır.<br />

03.05.2011 günü saat:16.16’da Sami Dinç’i<br />

görüşme(tape:1890);<br />

SAMİ DİNÇ : Alo<br />

MEHMET ŞEKİP MOSTUROĞLU : Sami ne haber<br />

S.D : Ha iyidir abi sen nasılsın<br />

M.Ş.M : İyidir KUZEN’inden bir haber var mı<br />

Şekip Mosturoğlu’nun aradığı<br />

394/678


S.D : Valla üç kere falan konuştum en son dediğim de Allah belanı versin senin<br />

belanı da ananı da falan diye kayıyordum en son ağladı bu telefonda yarın sabah uçakta<br />

karşılaşacağız zaten kendisiyle geri zekalının yani şey % 100 diyor bilmem ne diyor yemin<br />

ediyorum diyor ben bir daha bu işi de yapmayacağım diyor böyle bir şey olursa diyor yani aksi<br />

olursa diyor falan filan falan filan bu noktada söylediğim yani<br />

M.Ş.M : Ama gidi<br />

S.D : Bu noktada mümkün değil (Gülüyor) boş bırakmaz yani çocuğun üstünü ...<br />

M.Ş.M : ... İngiltere ye gidiyor yine<br />

S.D : Ya kalamıyorum diyor çünkü anladığım kadarıyla birazcık şey var sıkıntı<br />

var takım içinde yani başkan iyice bokunu çıkarmış Erdem Erdem i almak istemiyorlarmış<br />

şuan yanına ben gidiyorum diyor şaka gibi diyor benle birini hep yanımıza böyle vermeye<br />

çalışıyor farkındayım diyor başkan benim olmamam daha iyi diyor orda çünkü benden<br />

işkilleniyorlar diyor bu iş boku çıktı abi çok ilginç bir olay yani ben anlayamıyorum<br />

Fenerbahçe oldu mu herkes birlik abi hiç mi hiç anlayamıyorum bunu<br />

M.Ş.M : İyi tamam<br />

S.D : Ee şey bi şey daha söyleyecektim de sana hani ha şey aşağıda mısın sen<br />

M.Ş.M : Hıhı<br />

S.D : Dur o zaman bürodan arıyorum abi<br />

M.Ş.M : Tamam<br />

Sanık Sami, şike talimatını aldığı Şekip’e gelişmeler hakkında bilgi vermekte, biraz<br />

önce Erdem ile yaptığı konuşmanın içeriğini aktarmaktadır. Sami’nin, “birazcık şey var sıkıntı<br />

var takım içinde yani başkan iyice bokunu çıkarmış” sözünden, Şekip ile aralarında geçen<br />

konuşmanın Emenike’nin transferi ile ilgili olmadığı anlaşılmaktadır.<br />

03.05.2011 günü saat:21.43’de Feridun Tankut’un Erdem Konyar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:1218);<br />

Feridun: “Şimdi hocayla görüştüm hoca diyor ki yani öyle diyor çok diyor bir şey<br />

yok”, Erdem: “Ha anladım yani kendisi de öyle...ağrıyor diyor”, Feridun: “Şimdi şöyle bak ben<br />

hocaya da söyledim şimdi Emenike eğer bu maçta oynamam böyle yok şuram ağrıyor buram<br />

ağrıyor diye oynamazsa ben mecburen onu Trabzon maçında da oynatmam,..kendisi içinde bizim<br />

içinde çok büyük bir kayıp olur”, Erdem’in futbolcu ile konuşacağını söylediği.<br />

03.05.2011 günü saat:21.44’de Erdem Konyar’ın Emenike’yi aradığı<br />

görüşme(tape:0000);<br />

Erdem: “Bir arkadaş yanına geldi de mi”, Emenike: “Evet”, Erdem: “Ben seni daha<br />

sonra arayacağım ve sana herşeyi yarın anlatacağım, şu an zamanı değil başkanla beraberim,…<br />

Karabük başkanı”, Emenike: “Ankara’da mı.?”, Erdem: “Ankara’dayım, yarın sabah Londra’ya<br />

hareket ediyorum,…Sonra konuşuruz” .<br />

03.05.2011 günü saat:21.45’de Erdem Konyar’ın Sami Dinç’i aradığı<br />

görüşme(tape:1219);<br />

Erdem: “Ee yarın bi konuşabilir miyiz”, Sami: “Hava alanında Ömer mömer tuvalete<br />

gidince konuşuruz abi yani o kadar”, Erdem: “Tamam”, Sami’nin bir gelişme olup olmadığını<br />

sorduğu, Erdem: “Var yani kötü bi gelişme yok Karabük başkanın yanındaydım şimdi,..şeyi<br />

395/678


söylediğini bana ... Ali Yıldırım girmiş yanına filan onu anlattı bana”, Sami: “Biliyorum,..çok<br />

kötü yani benim tarafımdaki çok kötü s.. ağzıma,..hava alanında belki bi dakika konuşuruz” .<br />

03.05.2011 günü saat:23.44’de Erdem Konyar’ın Emenike’yi aradığı görüşme;<br />

Erdem: “O sana merhaba diyor,…yarın Sami ile aynı uçakla Londraya uçuyorum,<br />

seni Ameoby’nin telefonundan arayacağım,…arkadaşın orada mı”, Emenike: “Evet”, Erdem:<br />

“Ticketrumbadaki para konusunu halletmeye çalışıyorum”, Emenike: “Sanırım ben<br />

durdurmuştum,…onu iptal edeli uzun zaman oldu,…son zamanlarda birşeyler söylemek<br />

istiyorum”, Erdem: “Emin misin, bilirsin biz hallettik,…sen İstanbul’a Point otele geldin Moby<br />

ile,…sonra Duck a gittin, nasıl biri, hatırladın mı?”, Emenike: “Erdem bir zamanlar geldim<br />

sadece yarın harekete geçelim sonra”, Erdem: “Tamam yarın bulacağım”. (Kayıt SıraNo:0000)<br />

04.05.2011 günü saat:12.03’de Alaeddin Yıldırım'ın Şekip Mosturoğlu'nu<br />

görüşme(tape:3633);<br />

aradığı<br />

Alaeddin: “Bi de ya birşey midemi bulandırdı yalandır da bu Emenike’nin yok 7 yaş<br />

büyükmüş biliyor musun gazetede yazıyordu", Şekip: "31 yaşında…İyi ya abi işte ucuza alırız<br />

o zaman 31 yaşındaysa…Kulüpte bir …var çocuğun menajerini falan şey yapmışlar biliyor<br />

musun tesislerden çıkarmışlar çocuğa demişler bir daha görüşmeyeceksin cep telefonuna<br />

kadar almışlar elinden başkan almış", Alaeddin: “Bizim maçta oynamaz herhalde ya".<br />

Şekip, Sami’den aldığı bilgileri Alaeddin Yıldırım’a iletmektedir.<br />

04.05.2011 günü saat:12.40’da Şekip Mosturoğlu'nun Sami Dinç'i aradığı<br />

görüşme(tape:2632);<br />

Şekip: "…Bir de başkan tehdit ediyormuş bunu ne yaparsan aynını şeyde de<br />

yapacaksın diyor (Karabükspor-Trabzonspor müsabakasını kastederek) diğerinde de anladın<br />

mı…öyle değilse diyor ben diyor hem zaten iadesini sağlarım hem bu işi bırakırım diyor…<br />

bunu atmışlar oradan, ondan zaten kalmıyormuş orada yaklaşmayacaksın demiş başkan da buna<br />

hani Ali Yıldırım hikayesini söylemiş başkan… konuştuklarını söylemiş, 10 milyon demiş<br />

galiba".<br />

04.05.2011 günü saat:22.42’de Şekip Mosturoğlu'nu Aziz Yıldırım'ın aradığı<br />

görüşme(tape:2673);<br />

Aziz: “Ne yaptı bu şey iyileşmiş mi, iyileşmemiş mi", Şekip: "Şuan belirsiz<br />

başkanım…yani %49 olumlu %51 olmayacak gibi".<br />

Sanık Aziz Yıldırım, Karabük-Fenerbahçe müsabakası öncesinde Emenike’nin iyileşip<br />

iyileşmediğini bir başka deyişle oynayıp oynamayacağını, Şekip Mosturoğlu’ndan sormaktadır.<br />

06.05.2011 günü saat:14.18’de<br />

görüşme(tape:1221);<br />

Erdem Konyar’ın Sami Dinç’i aradığı<br />

Erdem: “...Mail attım aldın mı”, Sami: “Gördüm Emre’ye gönderdim Emre bakıyor<br />

hallediyor Emenike ile konuşuyor seni bırakıyormuş Emenike” , Erdem: “Yok öyle bir şey yok<br />

ya,..bu olaylar çözülmezse tabiki bırakır ben de bırakırım yani haklı adam bu olaydan gerçekten<br />

396/678


ir dava açılsın yani ...öyle değil mi”, Sami: “Ya sonuç olarak işte şey senin burada olman<br />

gerekiyor oralarda olmaman gerekiyor bu tip bir durumdayken”, Erdem: ‘ben 11-12 gibi<br />

oradayım ararım seni çünkü”, Sami: “Diğer konu ne oldu diğer konu”, Erdem: “O da tamam<br />

merak etme yanına gelince anlatırım bir sıkıntı yok”, Sami: “Tamam şeyi söyle yani ona<br />

bak özellikle söyle ona Fenerbahçe arkanda duruyor Fenerbahçe olduktan sonra hiç bir<br />

önemi yok falan filan söyle”, Erdem: “Tamam” .<br />

07.05.2011 günü saat:13.40’da<br />

“Ofise geleyim mi?” yazdığı.<br />

Erdem Konyar’ın Sami Dinç’e mesaj attığı(tape:1222);<br />

07.05.2011 günü saat:13.41’de Erdem Konyar’a Sami Dinç’in attığı<br />

mesajda(tape:1223); “Bugun ofise gitmeyeceğim, simdi bir toplantıdayım, 1 saat kadar sonra<br />

cikarken arayacagim” yazdığı.<br />

07.05.2011 günü saat:16.59’da<br />

görüşme(tape:1224);<br />

Erdem Konyar’ı Feridun Tankut’un aradığı<br />

Feridun: “Bugün hocayla konuşmuş Emenike, ben rahatsızım oynamayacağım gibi<br />

falan laflar etmiş şimdi sen ne zaman geleceksin buraya…sen bu akşam onunla uzun uzun<br />

konuş eğer bu maçta şimdi doktorla görüştüm doktor diyor ki herhangi bir şeyi yok,..ama bu<br />

oynamazsa ben bundan sonra Antalya ve Trabzon maçında da oynatmam dolayısıyla”,<br />

(Erdem oyuncu ile görüşeceğini söylüyor) Feridun: “Görüştükten sonra bana haber ver ki ben de<br />

görüşeceğim”.<br />

08.05.2011 günü saat:15.05’de<br />

görüşme(tape:1225);<br />

Erdem Konyar’ı, Sami Dinç’in aradığı<br />

Erdem’in; Karabük’te olduğunu söylediği, devamında “Her şey tamam ya,..bi sıkıntı<br />

yok,..evindeyim”dediği, Sami’nin; “Anladım, var mı, şey sabit telefon” dediği, Erdem’in; “Yok<br />

yok şey etme merak etme” dediği, Sami’nin; “Zaten basın bülten... dava açacağız,..davanın<br />

girişimlerinde bulunduk” dediği, görüşmenin devamında Sami’nin; Emenike’yi kastederek “Sen<br />

çocuğa açıldı de ama yani dediğim gibi bi sıkıntı olmasın bugün” dediği.<br />

08.05.2011 günü saat:15.11’de<br />

Kls 22 Dizi 11);<br />

Erdem Konyar’ın, Sait’i aradığı görüşme(tape:1226<br />

–<br />

ERDEM KONYAR : Efendim abi<br />

SAİT : Erdem nerdesin<br />

E.K : İyi maç izliyoruz şeyde evde<br />

S : Chelsee maçını mı kimde izliyorsun<br />

E.K : Emenike nin evinde abi<br />

S : He, Eminekeyle konuştun mu hiç oynayabilecek miymiş<br />

E.K : Abi ben sizi bekliyorum ben siz karar vereceksiniz dediniz<br />

S : Tamam bi konuş iyiyse oynayacak abi kendini iyi hissediyorsa<br />

oynatacağız yoksa<br />

oynatmayacağız işte<br />

E.K : Tamam so... abi benim hiç şey yapma.....<br />

S : Ha sen konuşmayacak mısın?<br />

397/678


EK :.... konuştum konuşacağı.... artık<br />

S :Tamam biz konuşuruz o zaman tamam<br />

EK :Ba.. v .<br />

S :Hadi görüşürüz<br />

Karabükspor çalışanı Sait, erdem Konyar’ı arayarak Emenike’nin Fenerbahçe’ye<br />

karşı oynayıp oynamayacağını sormaktadır. Erdem ise bu konuda kendilerinden haber<br />

beklediklerini, buna kendilerinin karar vereceğini ve konuşmalarını söylemektedir.<br />

08.05.2011 günü saat:17.10’da Aziz Yıldırım’ın Şekip Mosturoğlu’nu aradığı görüşme;<br />

Aziz: “Bizde geldik...gayet güzel…Emenike oynamıyormuş…he kadrodan<br />

çıkarmışlar", Şekip: "Sakat demek ki", Aziz: “Herhalde" . (tape:2397)<br />

1227);<br />

08.05.2011 günü saat:20.00’da Karabükspor–Fenerbahçe müsabakası başlamıştır.<br />

08.05.2011 günü saat:20.59’da Erdem Konyar’ın Sami Dinç’i aradığı görüşme(tape<br />

SAMI DINÇ : Efendim<br />

ERDEM KONYAR : Ne yapıyorsun<br />

S.D : İyidir maçı izliyorum ne yapayım sen ne yapıyorsun<br />

E.K : İyi<br />

S.D : Maçta mısın<br />

E.K : Yok yok değil ya evdeyim<br />

S.D : Anladım dikkatli olalım, söyle<br />

E.K : Ha,... böyle kötü oynuyor ya<br />

S.D : Anlamadım vallaha bom bok oynuyorlar ama demi<br />

E.K : Ya çok kötü ya<br />

S.D : Sen televizyonda izliyorsun demi<br />

E.K : Aynen aynen<br />

S.D : Ya yoksa radyo falan mı dedim<br />

E.K : Yok yok...<br />

S.D : Evinde var yani<br />

E.K : Yok beraberiz oynuyoruz şuan<br />

S.D : Anlamadım<br />

E.K : Beraber şuan maçı izliyoruz<br />

S.D : Beraber mi ha o kadro değil mi ben kadro da sandım<br />

E.K : Yok değil değil<br />

S.D : Ha anladım anladım, ee konuşuruz maç sonra da şeyde ee bir şey<br />

soracağım sana …<br />

Karabük-Fenerbahçe müsabakasının oynandığı devre arasında Sami Dinç’in Erdem<br />

Konyar’ı aradığı ve müsabaka hakkında yorum yaptığı, Erdem’in Emenike’nin evinde birlikte<br />

maç seyrettiklerini söylediğinde önce “anlamadım” diyerek şaşırdığı, devamında “beraber mi<br />

ha o kadro değil mi ben kadroda sandım, Ha anladım anladım” diyerek tepki verdiği<br />

görülmektedir.<br />

Bu görüşme içeriğine göre sanık Erdem yönünden şike teklifinin kabul edildiğini kabul<br />

mümkün görünmemektedir. Zira Sami, Karabük maçı ile ilgili olarak yorum yaparken<br />

398/678


Emenike’nin maç kadrosunda olmadığını bilmemekte, Erdem’in birlikte maç seyrettiklerini<br />

söylemesi üzerine şaşırmaktadır. Sami’nin şike teklifini Erdem’in kabul etmesi ve ortada<br />

anlaşmanın varlığından söz edildiği durumda, Sami’nin bu çeşit bir tepki vermemesi gerektiği<br />

izahtan varestedir.<br />

08.05.2011 günü saat:20.00 de başlayan müsabaka, Fenerbahçe’nin 1-0 galibiyeti ile<br />

sonuçlanmıştır.<br />

Müsabaka sonrası aşağıdaki tapeler Emenike’nin Fenerbahçe’ye transferi ile ilgilidir.<br />

24.05.2011 günü saat:15.23’de Erdem Konyar’ın, Sami Dinç’i aradığı<br />

görüşme(tape:1232);<br />

Erdem: “Geliyor musun”, Sami’nin;geleceğini söylediği, Erdem: “Bir şey soracam<br />

sana,..şey bu çocuğun içerdeki paraları alacak mı bunlar,..çocuğun içerde parası var ya maaşı<br />

filan”, Sami: “Karabük’de,..dün söylediğin şey mi dünkü”, Erdem: “Bi de maç başı bi de şeyleri<br />

işte maaşı,..17 bin euro maaşı var”, Sami: “Ben sana maç başı diye sormuyorum ki abi yani ben<br />

sana ne kadar alacağı var diye soruyorum”, Erdem: “Tamam onları hallederiz ama de mi”, Sami:<br />

“Kesin de mi 9, yarın 9’da burada”, Erdem: “Tabi, tabi şimdi konuştum çocukla”.<br />

24.05.2011 günü saat:16.33’de Şekip Mosturoğlu'nun, Sami Dinç'i aradığı<br />

görüşme(tape:2609);<br />

Şekip: "Serkan abiyi ara organize edecek", Sami: "Öyle mi yani şey mi kulüp" , Şekip:<br />

"Hı,hı tabi,tabi", Sami: "Almasına gerek yok ama geliriz biz dedi istediğiniz yere istemediler<br />

öyle gene de yapalım mı…gece kalacak bir gün sonra dönecek", Şekip: "Berrak’ı da organize<br />

etmen lazım…fesihnameyi imzalamayacak mı", Sami: "Yarın onu da mı bitirelim ben…o<br />

gittikten sonra kalanı hallederiz diye düşünmüştüm de iyi tamam okey", Şekip: "Sen Serkan<br />

abiyle organize et hadi", Sami: "Bu arada bizim birkaç tane yani Erdil in daha önce<br />

konuşulmamış ama konuşulması gereken birkaç sorusu var", Şekip: "Tamam ben müsait olunca<br />

seni arayım".<br />

24.05.2011 günü saat:16.40’da Erdem Konyar’ı Sami Dinç’in aradığı<br />

görüşme(tape:1233);<br />

Sami: “Fazla telefonla konuşma konuştukça işin içine …zaten,..çok sinirliyim sana<br />

Emrah anlatmadı mı”, Erdem: “Ya Allah aşkına Sami ya ben bu işi bırakacam”, Sami:<br />

“Yaparsın,..yarın kalacağınız yeri ayarlatıyorum ben şoföre gerek yok de mi,..kulübün<br />

konukevinde kalacaksınız bu tarafta”, Erdem: “Şoföre hiç gerek yok bizim bankada işimiz var<br />

zaten”, Sami: “Fazla telefonda konuşma, iş yapma, yapınca işin içine …zaten ...orda çay kahve<br />

getirsin sana”.<br />

25.05.2011 günü saat:11.51’de Erdem Konyar’ın Sami Dinç’i aradığı<br />

görüşme(tape:2660);<br />

Erdem: “Ben çıkıyorum nereye gelelim”, Sami: “Benim büroya gelin ya…”, Erdem:<br />

“Tamam geliyorum…”.<br />

399/678


25.05.2011 günü saat:12.03’de Şekip Mosturoğlu’nun Sami Dinç’i aradığı<br />

görüşme(tape:1206);<br />

Sami: “Şimdi geliyorlar bana bizimkiler,..gizli midir saklı mıdır ya oraya mı getireyim<br />

ne yapıyoruz”, Mehmet: “Sen ofise al bütün evrakları hazırlayın orada ondan sonra ben seni<br />

yönlendireceğim”, Sami: “Haber bekliyorum o zaman senden ben yemeğe memeğe falan filan<br />

bunlarla gözükmeyeyim mi dışarıda burada mı halledelim”, Mehmet: “Orada hallet yemeği”.<br />

25.05.2011 günü saat:17.38’de Şekip Mosturoğlu’nu<br />

görüşme(tape:1210);<br />

Aziz<br />

Yıldırım’ın aradığı<br />

Şekip:: “Başkanım bu Emenike geldi sabahleyin,..bütün evrakları imzalattık vekaleti<br />

de aldık, şimdi otele gitti orada bekliyor,..bunu Karabük’lüler de arıyorlar şuan, şuana kadar<br />

açtırtmadık telefonunu o fesihnamenin bir tarafını da Karabük’ün imzalaması<br />

gerekiyor,..Karabük imzalamak için ama senetleri istiyor”, Aziz: “Açmasın telefonlarını tamam<br />

imzalayalım her şeyi bitirelim ondan sonra”.<br />

25.05.2011 günü saat:17.41’de Erdem Konyar’ı Sami Dinç’in aradığı<br />

görüşme(tape:2663);<br />

Sami: “Şimdi başkanla konuştu biz kulübe gidiyoruz başkan siz konuşmayın ben<br />

şimdi bir gelin bana bir anlatın mevzuyu ben başkana kendim haber vereceğim demiş...başkan<br />

öyle demiş ya ben arayacağım yani anlaştığımızı sizden değil benden duyacak demiş”, Erdem:<br />

“Seyit abiye hiç dönmeyim mi şimdi”,…Sami: “…Erdemcim açma telefonlarını ben söyleyene<br />

kadar”. dediğitespit edilmiştir.<br />

2010-2011 yılı futbol sezonu sonunda Emenike’nin, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne<br />

transferi gerçekleşmiş olup, bu transfere ilişkin Fenerbahçe Spor Kulübü tarafından düzenlenen<br />

toplam 9.000.000 Euro bedelli senet fotokopileri incelenmiştir. (Kls 68, dizi 129-141)<br />

Beşiktaş – İBB Spor kupa finalinde şişe suçunda ilişkin değerlendirme bahsinde de<br />

belirtildiği üzere; Prof. Dr. Ersan Şen; “şike suçunun konusu olan menfaat, elbette daha iyi<br />

bir kulübe transfer olmayı da kapsamına alacaktır” demektedir. (Aynı yönde bkz. Donay,<br />

a.g.e., s.155 -156.;)<br />

Prof. Dr Mahmut Koca da bu konuya ilişkin “suçun konusunu kazanç veya sair<br />

menfaat oluşturur. Bu durumda sadece para vs. gibi ekonomik menfaatler değil, kişinin<br />

sosyal veya kişisel durumunda iyileşme sağlayan manevi yararlar da suçun konusunu<br />

oluşturabilecektir. Örneğin bir futbolcuya maçta oynamaması veya oynayıp maçın istenilen<br />

şekilde sonuçlanmasına katkı yapması için para verilmesi bu suçu oluşturabileceği gibi,<br />

daha büyük bir takıma transfer vaadinde bulunulması ya da cinsel bir takım<br />

menfaatlerin sağlanması halinde de suç oluşur” görüşünü paylaşmaktadır.<br />

Mahkememizce de, kendi kulüplerinde aldıkları ücretin iki üç katı teklif edilerek<br />

transfer vaadiyle şike ve teşvik suçlarının işlenebileceğini, bunun 6222 sayılı Kanun’un 11.<br />

maddesinin birinci fıkrasında belirtilen “kazanç veya sair menfaat” kapsamında olduğu kabul<br />

edilmiştir.<br />

400/678


Tüm bu nedenlerle başta suç örgüt lideri sanık Aziz Yıldırım’ın bizzat tüm süreci<br />

yönetmesi yanında TCK'nın 220/5. maddesindeki “örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti<br />

çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır” hükmü yollaması<br />

ile diğer sanıklar M. Şekip Mosturoğlu’nun Sami Dinç aracılığı ile Karabükspor futbolcusu<br />

Emenike’nin menajeri Erdem Konyar’a transfer vaadiyle şike teklifinde bulunduğu ve fakat<br />

Erdem Konyar’ın özellikle 1227 nolu tape içeriği gözetildiğinde teklifi kabul ettiğine dair kesin<br />

bir delil ve emare bulunmadığı anlaşılmış, şu hale göre suçtan kendilerini kurtarmaya yönelik,<br />

oluşa aykırı, iletişim tutanaklarını izaha yönelik gerçeklikten uzak savunmalarına itibar<br />

edilmeyen adı geçen sanıkların şikeye teşebbüs suçundan cezalandırılmalarına karar vermek<br />

gerekmiştir.<br />

Her ne kadar sanıklar Alaeddin Yıldırım, Erdem Konyar, Seyit İbrahim Kalender ve<br />

Tamer Yelkovan’ın, bu müsabakaya ilişkin olarak cezalandırılmaları istemi ile kamu davası<br />

açılmış ise de, suçlamayı reddeden savunmalarının aksine cezalandırılmalarına yeter kesin ve<br />

inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığından beraatlerine karar vermek gerekmiştir.<br />

15.05.2011 GÜNÜ OYNANAN TRABZONSPOR – İ.B.B. SPOR MAÇINDA<br />

TEŞVİK PRİMİ VAADİ<br />

Süper Ligin 32. hafta maçları sonunda Fenerbahçe ve Trabzonspor'un 76 puanda<br />

olduğu, ikili averaj sistemine göre Fenerbahçe'nin lig lideri olduğu, 3. sırada bulunan<br />

Bursaspor’un şampiyonluk ihtimalinin kalmadığı, Fenerbahçe ve Trabzonspor’un şampiyonluk<br />

yarışında yalnız kaldıkları, geriye kalan 2 karşılaşmada Fenerbahçe'nin olası puan kaybı ve<br />

Trabzonspor'un maçlarını kazanması durumunda Trabzonspor'un şampiyon olma ihtimalinin<br />

bulunduğu, bu nedenle; Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün, ligin 33. haftasında<br />

15.05.2011 günü oynanacak Trabzonspor - İ.B. B.Spor müsabakasının, Fenerbahçe lehine<br />

sonuçlanması için bazı İ.B.B.Sporlu futbolculara iyi oynamaları karşılığında teşvik pirimi verme<br />

girişiminde bulundukları,<br />

Bu amaçla 10.05.2011 günü Aziz Yıldırım'ın, İlhan Ekşioğlu ve Abdullah Başak'a<br />

teşvik girişimi için talimat verdiği, sonrasında Abdullah Başak'ın, önceki haftalarda oynanan<br />

Fenerbahçe-İ.B.B. karşılaşmasında İbrahim Akın'ı şike yapması için azmettiren Yusuf Turanlı'yı<br />

aradığı ve İ.B.B.spor’lu futbolcularla irtibata geçerek teşvik pirimi almaları için görüşmesini<br />

istediği,<br />

Bu bağlamda sanıkların, şike anlaşmasının varlığına işaret eden iletişim tespit<br />

tutanaklarına bakıldığında;<br />

10.05.2011 günü saat:10.56’da Abdullah Başak'ın İlhan Yüksel Ekşioğlu'nun aradığı<br />

görüşme (tape:3184);<br />

İlhan: "Nedir durumlar", Abdullah: " İyi iyi abi gelecek öğleden sonra yanıma abi ",<br />

İlhan: " İyi seninle şimdi görüşmemize lüzum var mı", Abdullah: "Yok abi", İlhan:" Tamam aa<br />

gözünü seveyim hallet, her şekil hallet ful yetkilisin sonra öğleden sonra öğleden sonra<br />

buluşalım seninle",<br />

1 0.05.2011<br />

görüşme(tape:3185);<br />

günü saat:12.19’da Abdullah Başak'ın Yusuf Turanlı'yı aradığı<br />

Abdullah: "Kulübe çağırdılar beni…Büyüğü de en büyük de oradaydı",<br />

Yusuf: "Ne<br />

diyor", Abdullah: "Tek yetkili sensin…o kardeşimizi de söyle dedi halletsin", Yusuf: “Haber<br />

bekliyorum arayacağım seni"<br />

401/678


İlhan Ekşioğlu, Abdullah Başak'ı arayarak, adını vermeksizin Yusuf Turanlı ile bir<br />

araya gelip gelmediklerini sorduğu ve yürütülecek teşvik faaliyeti konusunda ful yetkili<br />

olduğunu söylediği, bunun üzerine Abdullah'ın da derhal Yusuf Turanlı'yı arayarak, İlhan<br />

Ekşioğlu tarafından kendisine söylenilen bu durumu ilettiği anlaşılmaktadır.<br />

1 0.05.2011<br />

görüşme(tape:3187);<br />

günü saat:16.58’de Abdullah Başak'ı Yusuf Turanlı'nın aradığı<br />

Ankaragücü müsabakası hakkında konuştuktan sonra Abdullah’ın; “Tamam öbürü<br />

peki" dediği, Yusuf’un; “Öbüründe problem yok hafta sonu tamam ya… sen onu şey yap abi<br />

konuş yani…bana haber ver abi" dediği,<br />

10.05.2011 günü saat:18.31’de Yusuf Turanlı'yı Abdullah Başak'ın aradığı<br />

görüşmede(tape:3425);<br />

Yusuf: "Ne yapıyorsun", Abdullah: "İyi değilim", Yusuf: “Ne yapayım abi her şeyi<br />

denedim vallahi ya", Abdullah: "Söyledim de işte bir şekilde halletsin diyor" Yusuf: "Nasıl yani<br />

her türlü uğraştım ya valla billa Öbür tarafa şey yapacağız abi pazar şey hafta sonu için…şey<br />

olsa abi dün bütün gün onunla uğraştım…öbür taraf yani…o öbür tabi canım orada sıkıntı<br />

yok…")<br />

11.05.2011 günü saat:12.12’de Abdullah Başak’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:3128);<br />

İlhan: “…2’de buluşalım mı,…2’de benim ofiste rahat rahat konuşuruz”,<br />

Abdullah: “Tamam abi tamam”.<br />

11.05.2011 günü saat:12.15’de Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3129);<br />

Abdullah: “…Şimdi beni çağırdı da saat 2’de kulübe,…aynı dediğin şekilde diyorum<br />

demi”, Yusuf: “Şey yani adamı görmüyor musun bugün Şeref ...çok korkmuşlar yani”, Abdullah:<br />

“ama ikincisi tamam demi”, Yusuf: “…Tabi tabi hafta sonu da öbürü tamam yani ha ikincisi<br />

dediğin abi bunlarla ilgili bir şey yok yani,… bizim takımla ilgili hiç bir şey yok yani,…tamam<br />

hani o vardı ya maç beraber falan seyrettik ha,…onlarda rahat olun yani evet…ama oraya tam bir<br />

şey belirle abi…”, Abdullah: "O söyledi ya bir şey söyledi ya o ", Yusuf: "Olmaz onu biraz daha<br />

şey yap işte anladın mı yap ki ee heyecan", Abdullah: "Sen onlara onun dediğini söyle tamam",<br />

Söz konusu bu görüşme içeriklerinden iki ayrı maç işin şike ya da teşvik faaliyeti<br />

yürütüldüğü anlaşılmakla birlikte bu aşamada hangi maçlar olduğunu kesin ve net olarak<br />

belirlemek mümkün değildir.<br />

11.05.2011 günü saat:13.48’de Abdullah Başak’ı Bülent İbrahim İşçen’in aradığı<br />

görüşme(tape:3130);<br />

Bülent: “Şu ... takip et bakalım neredeymiş”, Abdullah: “Demin aradım başka bir şey<br />

sordum abi,…evdeyim dedi, aldı abi o…sabah 10’da çağırdı beni dedi,…beni de demin aradı,…<br />

o vatandaş,…ofise çağırdı,…2’de burada ol dedi”.<br />

11.05.2011 günü saat:14.09’da Abdullah Başak’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:3131);<br />

Abdullah: “Abi Ofiste misin,…3-5 dakika sonra oradayım abi”, İlhan: “Onu bir 15<br />

dakika yap,…hadi 15 dakika oyalan 15 dakika sonra bekliyorum bir yerdeyim” .<br />

402/678


11.05.2011 günü saat:14.16’da Abdullah Başak’ı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:3133);<br />

İlhan: “Geldim ben”, Abdullah: “Tamam abi geliyorum”.<br />

11.05.2011<br />

görüşme(tape:2980);<br />

günü saat:15.53’de İlhan Ekşioğlu'nu Aziz Yıldırım'ın aradığı<br />

Aziz: “Sen ne yaptın", İlhan: “Ben iyiyim gayet iyi", Aziz: “Ben 5 buçuktan sonra<br />

kulübe geleceğim", İlhan: “Tamam bende orada olurum başkanım".<br />

11.05.2011 günü saat:18.23’de İlhan Ekşioğlu'nun Abdullah Başak'ı aradığı<br />

görüşme(tape:2980);<br />

İlhan: "Senle konuştuğumuz olaylar var ya aman ha bak bir kişiden<br />

duymayacağım", Abdullah: "Yok abi ne diyorsun sen ikimizden, benden mezara gider abi",<br />

İlhan: "Şey burada Bülent burada, başkanla benim ağzımı biraz aradı, tamam mı seninle ilgili,<br />

ben hep inkâr ettim, şeye de söyle Yusuf'a da söyle", Abdullah. "Tamam tamam", İlhan: "Yusuf'a<br />

da zarf atabilir, Yusuf da yemesin bunları tamam"<br />

Sanık İlhan; Abdullah ve Yusuf üzerinden yürüttüğü teşvik faaliyetinin Bülent İbrahim<br />

İşçen tarafından öğrenilmemesini istemekte ve bunun için de Abdullah'ı uyarınken O'ndan da<br />

Yusuf'u uyarmasını istemektedir.<br />

Bu aşamaya kadar hangi maçlar ile ilgili şike ya da teşvik çalışmasının kesin ve<br />

şüpheye yer vermeyecek şekilde anlaşılamamasına karşın bu aşamadan sonraki görüşme<br />

içeriklerinden faaliyetlerin netleştiği görülmektedir.<br />

12.05.2011 günü saat:10.23’de İlhan Ekşioğlu’nun Abdullah Başak’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2983);<br />

İlhan: “Döndü mü senin misafirin”, Abdullah: “Dönmek üzere abi”, İlhan: “İyi bana<br />

şey lazım bu gün acil bu belediyede çalışan kişilerin isimleri,…tamam mı onları hallet yanına<br />

gelmen lazım mutlaka ”, Abdullah: “Tamam abi ne demek”.<br />

12.05.2011 günü saat:10.26’da Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3135);<br />

Abdullah: "Geldin mi sen", Yusuf; “Geldim abi 5 te geldim”, Abdullah: “Bu tarafa<br />

gelmen lazım”, Yusuf: "Öğleden sonra gelirim abi geleceğim bugün kesin", Abdullah: "Ama<br />

erken saate gel ki beraber ofisine gideceğiz", Yusuf: "Arayacağım ben abi geleceğiz"<br />

Sanık İlhan'ın "döndü mü senin misafir" ile kastettiği kişinin Yusuf Turanlı olduğu,<br />

Abdullah Başak'ın İlhan ile görüşmesinden hemen sonra Yusuf Turanlı'yı aramasından<br />

anlaşılmaktadır. Nitekim Abdullah, Yusuf'a gelmesi gerektiğini ve isim vermeden İlhan'ın ofisine<br />

gideceklerini söylemektedir. Aynı konuşma içeriğinde sanık İlhan "belediyede çalışan kişilerin<br />

isimleri " diyerek İBB Spor' da Trabzonspor'a karşı teşvik faaliyeti içerisinde görev alacak<br />

oyuncuların isimlerini istemektedir. Zira bu tarihten sonra Fenerbahçe futbol kulübünün İBB<br />

Spor ile yapacağı bir müsabaka bulunmadığı gibi şampiyonluk yolunda tek rakibi kalan<br />

Trabzonspor'un anılan kulüp ile yapacağı müsabaka kalmıştır.<br />

12.05.2011 günü saat:12.43’de Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşmede(tape:3137);<br />

Abdullah: “Ben Beylikdüzü’ndeyim,…Buradan Maslak’a doğru geçeceğiz” , Yusuf:<br />

“Etiler Etiler’e gel abi Etiler’e”<br />

403/678


Sanık Yusuf Turanlı'nın, İlhan Ekşioğlu'nun talimatı doğrultusunda hareket eden<br />

Abdullah Başak ile buluşup görüşmesinden önce İBB Sporlu futbolcular İskender Alın ve<br />

İbrahim Akın ile bir araya gelme çabası içerisine girmiştir.<br />

Bu bağlamda;<br />

12.05.2011<br />

görüşme(tape:3434);<br />

günü saat:14.12’de Yusuf Turanlı'yı İskender Alın'ın aradığı<br />

İskender: “Etiler’e girdim şimdi…2-3 dakika sonra", Yusuf: “Gel ofise gel ya gideriz<br />

sonra gel…arabayı bırak şeye ..leye…ana kapının önüne bırak ...leye gel" .<br />

12.05.2011<br />

görüşme(tape:3436);<br />

günü saat:16.17’de Yusuf Turanlı'nın İskender Alın'ı aradığı<br />

Yusuf: “Ben S Cafedeyim he yemek yiyeceksen gel yani", İskender: “Tamam<br />

geliyorum birazdan".<br />

12.05.2011 günü saat:14.51’de Yusuf Turanlı'ya<br />

mesajda(tape:3435);<br />

"Geliyom etilere :)" yazdığı.<br />

İbrahim Akın'ın gönderdiği<br />

12.05.2011 günü saat:15.30’da İlhan Ekşioğlu’nu Abdullah Başak’ın aradığı<br />

görüşme(tape:2986);<br />

Abdullah: “Karşıdayım da abi,…arkadaş şimdi yanıma gelecek abi oturacağız, onu<br />

bekliyorum tamam abi”, İlhan: “Tamam gelsin o isimleri al tamam mı", Abdullah: "Tamam abi",<br />

İlhan: "o isimleri al tamamı mı o 7 kişinin uçak biletini alalım”, Abdullah: “tamam abi tamam”,<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu yukarıdaki konuşmasında İBB Sporda teşvik faaliyeti içerisinde<br />

yer alacak oyuncuların isimlerini isterken "belediyede çalışan kişiler" demesine karşın bu defa<br />

"isimlerini al 7 kişinin biletini alalım" demektedir. Belediyede çalışan işçilere uçak bileti<br />

almadığı ya da almayacağı, bununla kastedilenin tapelerin devamına bakıldığında İBB Sporlu<br />

futbolcular olduğu açıktır.<br />

12.05.2011 günü saat:15.36’da İbrahim Akın’ın Ahmet Kanğı'yı ( Erzurumlu Emekli<br />

İmam)<br />

aradığı görüşme(tape:3556);<br />

A. Kangı: "Mübarek nasılsın" İbrahim: “İyiyim hocam sen nasılsın" A.Kangı: "Yav<br />

kardeş düneğin o kadar ben çalıştım ki biliyor musun", İbrahim: "Valla olmadı hocam ya",<br />

A.Kangı: "O Metin varya sen baştan diyeydin bana onun için de çalış.. (Metin Depe seri penaltı<br />

atışından yararlanamamıştır)", İbrahim:""…Bu pazar günü güzel bir maç var hocam…iyi de<br />

bir primimiz var onu da söyleyeyim sana, baya iyi yani çok çok iyi… Trabzon’la<br />

oynayacağız".<br />

Sanık İbrahim yine, tapelerde X Şahıs olarak belirtilen, Fenerbahçe - İBB Spor<br />

arasında 01.05.2011 tarihinde oynanan maç öncesinde şike anlaşması sonucu alacağı para için<br />

26.04.2011 tarihinde görüştüğü ve fetva aldığı Erzurum'da ikamet eden Ahmet Kangı'yı<br />

aramıştır. Zira 543 405 5272 nolu telefon, Figen Ünver adına kayıtlı olup Ahmet Kangı<br />

tarafından kullanılmaktadır. Sanık İbrahim, Trabzon maçı için yüklü miktarda teşvik parası<br />

alacağını bildirmektedir.<br />

12.05.2011 günü saat:15.56’da Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3138);<br />

Abdullah: “o iş tamam ha”, Yusuf: “Biz karşıya mı geçeceğiz abi, ...tamam gelince ara<br />

beni abi sen Akmerkez’e gelince”.<br />

404/678


12.05.2011 günü saat:16.28’de Yusuf Turanlı'yı<br />

görüşme(tape:3437);<br />

İbrahim: “Neredesiniz abi", Yusuf: “S Cafede gel".<br />

İbrahim Akın'ın aradığı<br />

1 2.05.2011 günü saat:17.37’de Abdullah Başak'ın Yusuf Turanlı'yı aradığı<br />

görüşme(tape:3189);<br />

Yusuf: “ Akmerkez’deyim abi", Abdullah:"Ben kapının önüne gelince dışarı çıkar",<br />

Yusuf: “He dışarı çıkarım gelince ara beni", Abdullah: “Sen bugün çeldiğin arkadaşlarla<br />

konuştun mu", Yusuf: “Hee oturuyoruz biz beraber oturuyoruz arkadaşlarla", Abdullah: “Beni<br />

hiç görmesinler dışarıda",<br />

Sanık Abdullah Başak, "sen bugün çeldiğin arkadaşlarla konuştun mu" derken İBB<br />

Sporlu futbolcular İbrahim Akın ve İskender Alın'ı kastettiği açıktır. Nitekim, Yusuf beraber<br />

oturduklarını söyleyince, kendisi de Akmerkez'de bulunan Abdullah bu oyuncuların kendisini<br />

görmelerini istememektedir.<br />

İletişim tespit çalışmalarına göre Yusuf Turanlı’nın İ.B.B Spor’lu futbolcular İbrahim<br />

Akın ve İskender Alın ile 12.05.2011 günü saat:16.30 sıralarında Beşiktaş Nispetiye Cad.<br />

üzerinde bulunan Akmerkez adlı alışveriş merkezinde faaliyet gösteren S Cafe'de bir araya<br />

geleceğinin anlaşılması üzerine yapılan fiziki takip sonrasına tutulan 12.05.2011 tarihli Fiziki<br />

Takip tutanağına göre (Kls. 28, Dizi:208-214 arası);<br />

Güvenlik görevlilerince 12.05.2011 günü saat:15.00’de Akmerkez AVM civarına<br />

geçilerek fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı; saat:16.10’da Yusuf Turanlı’nın ofis olarak<br />

kullandığı Nispetiye Caddesi Ece Apt. No:29 sayılı adresten bir şahısla birlikte çıktığı, caddenin<br />

karşısına geçerek Akmerkez AVM’ye birlikte girdikleri ve zemin katta bulunan S Cafe isimli<br />

kafeteryaya oturdukları, saat:16.30’da İbrahim Akın’ın, kafeteryada yemek yiyen Yusuf<br />

Turanlı’nın yanına geldiği ve selamlaşarak yanlarına oturduğu, saat:16.45’de İskender Alın’ın bir<br />

arkadaşıyla birlikte gelerek masadakilerle selamlaşıp oturduğu ve sohbet etmeye başladı,<br />

saat:17.00’de Yusuf Turanlı ile arkadaşının, alışveriş merkezinin Ulus kapısına çıkarak sigara<br />

içtikleri, ayaküstü sohbet ettikleri ve kısa bir süre sonra aynı masaya geri döndükleri ve<br />

oturdukları, saat:17.09’da Yusuf’un arkadaşının, saat:17.40’ta da İskender’in arkadaşının<br />

kalkarak kafeteryadan ayrıldıkları, saat:17.50’de Yusuf Turanlı, İbrahim Akın ve İskender Alın’ın<br />

kafeteryadan çıkarak, alışveriş merkezinin 1.katına çıktıkları ve burada İskender Alın’ın<br />

vedalaşarak alışveriş merkezinin Ulus kapısından ayrıldığı, Yusuf Turanlı ile İbrahim Akın’ın ise<br />

aynı kapıdan çıktıkları ve kapı önünde ayaküstü konuştukları, bu sırada 34 EA 701 plakalı beyaz<br />

renkli Audi marka aracın alışveriş merkezinin önüne geldiği ve İbrahim Akın’ın Yusuf Turanlı ile<br />

vedalaşıp araca binerek Levent istikametine doğru gittiği, saat:18.05’de Yusuf Turanlı’nın telefon<br />

görüşmesi yaparak alışveriş merkezi önünden Ahmet Adnan Saygun Caddesi’nin karşısına<br />

geçtiği, bu sırada 34 YC 442 plakalı beyaz renkli Porsche Cayenne marka aracın geldiği, aracın<br />

sağ ön tarafından Abdullah Başak’ın indiği ve Yusuf Turanlı’yla cadde üzerinde ayaküstü<br />

konuştukları, saat:18.15’te de ayrıldıkları, A. Başak’ın araca tekrar bindiği, Yusuf Turanlı’nın ise<br />

Nispetiye Caddesi üzerinden Zincirlikuyu istikametine doğru yaya olarak gittiği anlaşılmış,<br />

iletişim tutanağının fiziki gerçeklikle uyumlu olduğu görülmüştür.<br />

1 2.05.2011 günü saat:18.09’da Abdullah Başak'ın İlhan Ekşioğlu'nu aradığı<br />

görüşme(tape:3190);<br />

Abdullah: “Bende şimdi Akmerkez’deydim abi…arkadaşlarım vardı oturuyordum<br />

da…Cemil abi biraz şey yapmış aramış galiba abi…dedi abi bizi yüz göz etmeyin abi onlarla",<br />

İlhan: “O onu her zaman halini hatırını sorar ya", Abdullah "Anlamış çocuk abi halini hatırını<br />

405/678


soruyor da ya beni oraya çağırdı diyor abi ben gitmeyeceğim haberiniz olsun dedi", İlhan:<br />

“Gitmesin bana ne benim haberim yok zaten… şimdi ee sen 7 tane uçak biletini aldın demi",<br />

Abdullah: “Aldım abi şey sana yüz yüze konuşuruz abi", İlhan: “Ama senin şeye gelmen lazım<br />

ee Kandilli ye gelicen".<br />

Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu, Abdullah Başak ile yürüttüğü teşvik çalışmasının<br />

akıbetini merak etmekte ve bilgi almaya çalışmaktadır.<br />

13.05.2011 günü saat:09.13’de İlhan Ekşioğlu’nu Abdullah Başak’ın aradığı<br />

görüşme(tape:2987);<br />

Abdullah: “E-5’ten Kadıköy’e doğru gidiyorum”, İlhan: “Ben 5 dakika sonra<br />

ofisteyim”, Abdullah: “Ben de rahatsız etmezsem gelirim yanına”, İlhan: “gel gel oğlum<br />

bekliyorum uyuyamadım gece”.<br />

13.05.2011 günü saat:10.09’da Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3139);<br />

Abdullah: “… bende Kadıköy’deyim işte oturuyorum”, Yusuf: “Tamamdır yani” ,<br />

Abdullah: “Tamamdır tamam”.<br />

Sanık Abdullah Başak'ın, İlhan Ekşioğlu ile görüşmesinden sonra Yusuf'u aradığı ve<br />

teşvik konusunda İlhan Ekşioğlu'na iletilen miktarın kabul gördüğünü söylediği anlaşılmaktadır.<br />

13.05.2011 günü saat:13.36’da İbrahim Akın’ı Yusuf Turanlı'nın aradığı<br />

görüşme(tape:3559);<br />

Yusuf: "Ne yaptın ya geç mi yattın", İbrahim:"He dün geç yattım ya", Yusuf: "Ama<br />

bizim maçımız var hafta sonu", İbrahim: "Olsun Abi", Yusuf: "Sana Anzer balı falan şey yapayım<br />

mı ayarlayayım mı Anzer Balı, at ondan biraz at at, pazara kadar at…tamam yani o iş tamam…<br />

telefonda fazla şey yap... tamam yani… ben pazar günü oradayım zaten yanımda olacak<br />

her şey ona göre" , İbrahim: “Sağ ol abi",<br />

Yusuf Turanlı, "ama bizim maçımız var hafta sonu" diyerek geç uyanan İbrahim'in<br />

yorgun olmaması gerektiğini, gerekirse kendisine Anzer balı gönderebileceğini, Abdullah Başak<br />

ile konuşması sonrasında "tamamdır yani, tamam" sözleri ile teşvik anlaşmasının gerçekleştiğini<br />

iletmektedir.<br />

13.05.2011 günü saat:16.51’de İbrahim Akın’ın Yusuf Turanlı'yı aradığı<br />

görüşme(tape:3560);<br />

İbrahim Akın'ın transferine dair görüşmeden sonra.. Yusuf: “Öbür iş tamam mı…<br />

herkes tamam değil mi", İbrahim: “Yani 5 kişi ama Yusuf abi…çünkü oynamayacaklar var<br />

söyleyemeyiz onlara, onlara söylenmez yani", Yusuf: "Ama olabildiği kadar olsun yani onu<br />

söylemek istiyorum, yani olabildiği kadar iyi olur anladın mı"<br />

Sanık Yusuf, İbrahim Akın'dan teşvik faaliyeti içerisine olabildiğince futbolcunun<br />

alınmasını istemektedir.<br />

13.05.2011 günü saat:18.16’da Aziz Yıldırım’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2408);<br />

İlhan: “Bir işte o fikslemeye gittim… söylediğiniz şeyi… herşey tamam", Aziz:<br />

“Karşıda mısın bu tarafta mı", İlhan: "Bu taraftayım", Aziz: ""…senin programın ne", İlhan:<br />

“Neyse ben hallederim geleyim isterseniz", Aziz: “Sen şuradan bir çık gel Samandıra’ya".<br />

Sanık İlhan, "o fikslemeye gittim… söylediğiniz şeyi… herşey tamam" diyerek, teşvik<br />

faaliyetine ilişkin olarak Abdullah Başak ile yaptığı görüşmeyi, talimatın sahibi olan Aziz<br />

Yıldırım'a iletmektedir.<br />

406/678


14.05.2011 günü saat:12.19’da Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3438);<br />

Yusuf: "1’de havalimanında oluyorsunuz zannettim", İbrahim: "Yok ya tesiste<br />

olacağız", Yusuf: "Kaçta uçak", İbrahim: “6’da galiba", Yusuf: "Nasıl harika Anzer balından<br />

yedin mi", İbrahim: "Dün yedim bir kayık bugün de yedim tamam", Yusuf: "Şey yapıyorsun<br />

değil mi oraya… orada konuştun değil mi", İbrahim: “Evet"<br />

Sanık Yusuf burada yine Anzer balı muhabbeti yapmakta, zira yapılan teşvik<br />

anlaşmasının sonuca ulaşması için İbrahim'in maç sırasında iyi oynayarak üzerine düşeni<br />

yapmasını istemektedir.<br />

14.05.2011 günü saat:14.57’de Yusuf Turanlı'nın İskender Alın'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3439);<br />

Yusuf: “Nasıl durum", İskender: “Şey, onları oynatacak gibi görünüyor…İbo, Thum,<br />

Holosko gibi yani…abi …sen konuştun mu hiç", Yusuf: “Dün konuşmadım", İskender: “Şey bir<br />

yoklasana sen bi", Yusuf: “Arif’i aradım o da yurt dışındaymış ben konuşayım bir hocayla dedi e<br />

İbo da söylesin ya ... sende git söyle ya ya...ben kendimi bulmuşum de maçta de yani ben<br />

kendimi ben yorgun falan değilim de…ununla konuştuğun hayır konuştuğun zaman anlarlar<br />

yani", İskender: “Birine söylerim şey yapayım yani konuşacağım öteki türlü oynatırsa ayıp ya",<br />

Konuşma içeriğinden anlaşıldığı üzere Sanık Yusuf, İskender Alın'ın da Trabzon'a karşı<br />

oynamasını istemektedir. İskender ise, teknik heyetin kendisinin yerine İbo, Thum, Holosko'yu<br />

oynatacak olmasından duyduğu rahatsızlığı ve kızgınlığı Yusuf ile paylaşmakta, kendisini<br />

oynatması için Yusuf'un konuşmasını istemektedir.<br />

14.05.2011 günü saat:19.31’de İskender Alın’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:3118);<br />

Yusuf: “…konuştun mu bir şey”, İskender: “Ne yok konuşmadım Arif geldi ya” ,<br />

Yusuf: “İyi tamam bende arayacağım sende konuş,…konuş harbiden konuş çekinme yani ben de<br />

konuşacağım tamam”.<br />

Sanık Yusuf, İskender Alın'dan, Trabzon'a karşı oynaması için İBB Spor'un yardımcı<br />

antrenörü Arif Erdem ile konuşmasını, kendisini kadroya almaları için ısrar etmesini, kendisinin<br />

de hoca ile konuşacağını söylüyor ve nitekim aşağıdaki iletişim tutanağından da bu açıkça<br />

anlaşılmaktadır.<br />

14.05.2011 günü saat:19.42’de Yusuf Turanlı'nın Arif Erdem'i aradığı<br />

görüşme(tape:3444);<br />

Yusuf: “E sende gitmişsin", Arif: “Oradan oraya geldim hemen", Yusuf: “Bu çocuğun<br />

harbi morali çok bozuk Arif ya…oynatmıyormuş çocuğu…bak bir konuş hocayla valla morali<br />

bozuk çocuk diyor ki kendimi buldum diyor iki maçtır yani bunlar hep şey maçları yani vizyon<br />

maçları", Arif: “Şeyden ötürüdür o yani", Yusuf: “Konuş hocayla Yusuf de aradı de üzülmüş de".<br />

İBB Spor oyuncuları İbrahim Akın ve İskender Alın'ın, Fenerbahçe ve Beşiktaş (kupa)<br />

maçlarında ısrarla oynamamasını isteyen Yusuf Turanlı, aynı oyuncuların Trabzon'a karşı<br />

oynamalarında özellikle ısrarcı olmakta, hatta özellikle İbrahim Akın yönüyle maçta güçlü ve<br />

sağlam olması için Anzer balı yemesi tavsiyesinde dahi bulunmaktadır.<br />

14.05.2011 günü saat:19.58’de Yusuf Turanlı'ya<br />

mesajda(tape:3445);<br />

"O gelmedi" yazdığı.<br />

İbrahim Akın'ın gönderdiği<br />

407/678


14.05.2011 günü saat:20.00’de Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3446);<br />

"Napcaz yenısını halletcez ozaman kardesım:) dıgerlerı taamam dımı:) bende karsıda<br />

olcam cunku. bıttınde cıkar sızı havaalnına karsılam" yazdığı.<br />

14.05.2011 günü saat:20.22’de İskender Alın’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3119);<br />

Yusuf (Arif Erdem'i aradığını belirterek): “Bende konuşacağım hocayla dedi ya konuş<br />

dedim kardeşim…sende konuş Arif’le abicim niye konuşmuyorsun ya”, İskender: “…ben şimdi<br />

yeni geldim yemekteyiz daha”, Yusuf: “Hayır yani sen konuşmayacaksan bu işler olmaz yani<br />

birazda kendin de konuş yani artık”, …yarın çünkü karşıya gideceğim bak ne diyorum sana git<br />

Arif’len konuş,…ne diyeceğinizi biliyorsun artık yani”.<br />

Sanık Yusuf, İskender Alın'ı Trabzon müsabakasında oynatmak için ısrarlarına devam<br />

etmektedir.<br />

14.05.2011 günü saat:21.01’de Yusuf Turanlı'ya İskender Alın'ın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3447);<br />

"Kral musait olmadi konusamadm birazdn yakalarsam konuscam" yazdığı.<br />

14.05.2011 günü saat:21.19’da Yusuf Turanlı'nın<br />

mesajda(tape:3448);<br />

"Kımlerle konustunuz sımdıye kadar" yazdığı.<br />

İskender Alın'a gönderdiği<br />

14.05.2011 günü saat:21.21’de Yusuf Turanlı'ya, İskender Alın'ın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3449);<br />

"Cihan holmen mahmut metin bunlarla konustuk" yazdığı.<br />

Yusuf Turanlı'nın teşvik primi ile ilgili olarak kimlerle konuştuğunu merak ettiği,<br />

İbrahim Akın'ın da gönderdiği mesaj ile Cihan Haspolatlı, Samuel Tobias Holmen, Mahmut<br />

Tekdemir ve Metin Depe isimli İ.B.B. Sporlu futbolcularla konuştuklarını söylediği<br />

anlaşılmaktadır.<br />

İbrahim Akın ve İskender Alın ile teşvik primi konusunda anlaşmaya varıldığı sabit<br />

iken adları geçen futbolcular yönüyle bu yönde bir teklifin varlığı saptanamamıştır. Her ne kadar<br />

İlhan Ekşioğlu'nun telefon görüşmelerinde, "belediyede çalışan kişiler, yedi kişinin uçak bileti,<br />

yedi kişinin bileti" sözlerinden teşvik primine çok ayıda oyuncunun dâhil edilmesi iradesi açıkça<br />

anlaşılıyor ise de adı geçen diğer futbolcuların gıyaplarında yapılan konuşmalara konu olmaları<br />

dışında doğrudan bu faaliyet içerisinde yer aldıklarına dair bir bulguya rastlanılmamış, kısmen<br />

tanık olarak alınan beyanlarında da kendilerine bu yönde bir teklifin ulaşmadığını dile<br />

getirmişlerdir.<br />

14.05.2011 günü saat:21.22’de Yusuf Turanlı’nın İskender Alın’a gönderdiği mesajda;<br />

“Ok super kalecıde cok onemlı. olmadı başkasıyla da konusun yane” yazdığı,<br />

(tape:3120)<br />

14.05.2011 günü saat:21.32’de Yusuf Turanlı'ya İskender Alın'ın gönderdiği<br />

mesajda(tape:3450);<br />

“Tmm abi ama bu ibneler beni oynatmazsa varya dalcam bunlara:))Sen garanti versen<br />

s.. koyarm hepsinede garanti vermiosn:))" yazdığı,<br />

408/678


Sanık İskender Alın, Trabzonspor'a karşı oynamayı çok istediğini, bu arada Beşiktaş’a<br />

transferi konusunda Yusuf'un kendisine garanti vermediği için müsabakada oynatmayan İBB<br />

Spor teknik heyetine tepki gösteremediğini mesaj ile Yusuf'a iletmektedir.<br />

14.05.2011 günü saat:21.35'de Yusuf Turanlı'nın, İskender Alın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3451);<br />

"Demın hocayla gene konustum garantı alıcam ben dıo valla:) ama sen gıt arıfın odaya<br />

konus yane" yazdığı,<br />

14.05.2011 günü saat:21.40’da İskender Alın'ın Yusuf Turanlı'ya gönderdiği<br />

mesajda(tape:3452);<br />

"Abi hepsi beraber dolanio bos birakmiolr arifi:)) sana demedi oynuo veya oynamio<br />

die:) garantiyse a..belediyenin:)" yazdığı,<br />

Sanık İskender Alın, Trabzonspor müsabakasında oynayıp kendilerine vaat edilen<br />

teşvik primini almayı o kadar istemektedir ki, formasını giydiği ve hayatını buradan kazandığı<br />

para ile sürdüren kulübüne, çok rahat küfür edebilmektedir.<br />

14.05.2011 günü saat:21.40'da Yusuf Turanlı'nın İskender Alın'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3453);<br />

"Ya gene guzel konuş da .ben arıyım arıfı solıyım ıskender senle konusmak ıstıo dıye"<br />

yazdığı,<br />

14.05.2011 günü saat:23.53’de İskender Alın’nın Yusuf Turanlı’a mesaj<br />

gönderdiği(tape:3121);<br />

“tam kadroyu bilmioz ogrenince solicz” yazdığı.<br />

14.05.2011 günü saat:23.55’de İskender Alın’nın Yusuf Turanlı’a mesaj<br />

gönderdiği(tape:3122);<br />

“oynarsam rahat ol abi:))” yazdığı.<br />

İskender Alın bu mesajı ile, müsabakada oynarsa Yusuf Turanlı'nın rahat olmasını<br />

istediği, oynadığı oyun ile teşvik primini alacaklarını ima etmektedir.<br />

14.05.2011 günü saat:23.56’da İskender Alın’a Yusuf Turanlı’nın mesaj<br />

gönderdiği(tape:3123);<br />

“Insallah oynaman lazım valla:) hala konuşmadınmı arıffle” yazdığı,<br />

14.05.2011 günü saat:23.57’de İskender Alın’nın Yusuf Turanlı’a mesaj<br />

gönderdiği(tape:3124);<br />

“emedm ki onlar oturuodur hepsi asagada” yazdığı,<br />

14.05.2011 günü saat:23.57’de İskender Alın’a Yusuf Turanlı’nın mesaj<br />

gönderdiği(tape:3125);<br />

“Okk” yazdığı,<br />

15.05.2011 günü saat:14.07’de Yusuf Turanlı'nın İbrahim Akın’ı aradığı görüşme<br />

(tape:3565);<br />

Yusuf: “Top sende ha", İbrahim: “Tamam ben hallettim ya, şey yaptım yani…o şeyi<br />

hallettim yani", Yusuf: “İsko oynamıyormuş ya İsko", İbrahim: “O da oynamıyor yapacak bir şey<br />

yok abi…yani Cihan abiye de şey yaptım o da diyor aynısını ne yapayım diyor yani", Yusuf:<br />

“Yani top sende abiciğim yani sen ne diyorsan odur…sen sazı eline alırsan anasını ağlatırsın<br />

zaten…hadi İbo bitir işini", İbrahim: “Tamam hallediyorum ben abi inşallah”, Yusuf: “İnşallah,<br />

kalecimiz nasıl iyi mi”, İbrahim: “Ya o şey bizim o Oğuzhan biliyorsun Trabzonlu”, Yusuf: “Ha<br />

ona yanaşmayın o zaman ya”, İbrahim: “Yok yok”, Yusuf: “Can’a yanaş ama Can’a, Can’a”,<br />

409/678


İbrahim: “O tamam ya”, Yusuf: “He Can tamam okey top sende öpüyorum seni”, İbrahim:<br />

“Tamam”.<br />

Yusuf Turanlı, İBB Spor kalecisini sormakta, İbrahim'den " bizim o Oğuzhan<br />

biliyorsun Trabzonlu" cevabını aldıktan sonra "O'na yanaşmayın o zaman" demektedir. Zira<br />

Trabzonspor ile oynanan müsabakada, Trabzonlu olan bir oyuncunun teşvik primi içerisinde yer<br />

almayacağını düşünmekte ve uzak durulmasını tavsiye etmektedir. Nitekim Oğuzhan 15.05.2011<br />

tarihinde oynanan müsabakaya 61 numaralı forması ile çıkmıştır.<br />

(http://www.tff.org/Default.aspx?pageId=397&macId=87191)<br />

16.05.2011 günü saat:20.33’de İbrahim Akın’ın Hoca Ahmet Kangı'yı aradığı<br />

görüşmede(tape:3566);<br />

A.Kangı: "O maçta bir sıkıntı vardı biliyorsun…yani o Trabzon maçını…onun öyle<br />

olması gerekiyordu biliyorsun" dediği, İbrahim: “Öyle bir şey var ben hissettim zaten hocam ya",<br />

A.Kangı: "Golü kim attı", İbrahim: “Holmen attı hocam…yani orada hem ben gol atsam hem<br />

ekstra gol paramı alacaktım hem de birde işte prim vardı pirim gelmişti hocam bayağı<br />

yüklü bir pirim gelmişti" dediği, A.Kangı: "O takımın öyle olması gerekiyordu haberin olsun"<br />

dediği, İbrahim: “O zaman yapacak bir şey yok hocam"<br />

Sanık İbrahim müsabaka sonrasında yine Hoca Ahmet Kangı'yı aradığı ve açıkça,<br />

kazanmaları halinde ekstra gol parası dışında yüklü bir pirim alacağını ifade etmektedir.<br />

Kls. 91 dizi 58 ve öncesinde bulunan, İBB Spor Kulübü tarafından Mahkememize<br />

gönderilen cevabi yazıda, 15.05.2011 tarihinde oynanan Trabzonspor-İBB arasındaki lig<br />

karşılaşması için bu maça münhasıran özel bir prim uygulaması ve buna dair maç öncesi alınmış<br />

bir yönetim kurulu kararı olmadığı gibi yapılmış bir prim ödemesinin de bulunmadığı,<br />

uygulamada 2010-2011 yılı için deplasman galibiyetlerine 5.000 TL, iç saha için 3.000 TL prim<br />

belirledikleri bildirilmiştir. Bununla birlikte, İbrahim Akın’a 04.06.2010 tarihinde yapılan “Tadil<br />

Protokolü” gereğince attığı her üç gol için 50.000 TL ödeme taahhüdünün olduğu, 2010-2011 de<br />

toplam 11 gol atan ve 3 kez prim almaya hak kazanan İbrahim Akın’ın Trabzon müsabakasında<br />

bir gol atması halinde 50.000 TL prime hak kazanacağı belirtilmiştir.<br />

Sanık İbrahim Akın’ın söz konusu konuşmada Ahmet Kangı'ya söylediği “hem ekstra<br />

gol parası alacaktım” dediği konu, bir gol atması halinde İBB Spor Kulübünden alacağı 50.000<br />

TL’dir. Sanık bunun yanında “hem de birde işte prim vardı pirim gelmişti hocam bayağı<br />

yüklü bir pirim gelmişti” diyerek sözünü ettiği konu ise Fenerbahçeli sanıklardan gelecek olan<br />

teşvik primidir.<br />

Sanık İskender Alın müdafii huzurunda alınan, yukarıda özetlenen süreç ve oluşa<br />

uygun olup bu nedenle hükme esas alınan ve sorgudaki savunmasında teyid ettiği savcılık<br />

ifadesinde özetle; “Yusuf Turanlı bu maçtan önce bana Fenerbahçe’nin teşvik göndereceğini<br />

söyledi. Bir fiyat konuşulmadı. Takım arkadaşlarınızla konuşun dedi. İbrahim ile aynı<br />

odada kalıyoruz. Kendisine de zaten bu teklif götürülmüştü. Yusuf Turanlı’ya ise bize baskı<br />

yapmaması için tamam dedik. Şuan hatırlamadığım bazı isimleri kendisine söyledim. Bu<br />

şahıslara ulaştığımı, anlaştığımı söyledim. Ancak böyle bir şey olmadı. Peşimizi bıraksın<br />

düşüncesiyle yapmışız gibi kendisine söyledik. Bu hususta İbrahim ile de aynı şekilde karar<br />

verip davrandık. fiziki takibe konu resimler doğrudur, 14.05.2011 günü saat 21.00<br />

sıralarında yapılan mesajlaşmalarda Yusuf bana, teşvik amaçlı kimlerle irtibat kurduğumu<br />

soruyordu” şeklide beyanda bulunmuş, teşvik anlaşmasını doğrulamıştır.<br />

410/678


Sanık İbrahim Akın müdafii huzurunda alınan, yukarıda özetlenen süreç ve oluşa<br />

uygun olup bu nedenle hükme esas alınan ve sorgudaki savunmasında teyid ettiği savcılık<br />

ifadesinde özetle; “Bu maçtan öncede Yusuf Turanlı tarafından Trabzon maçında iyi<br />

oynamamız için para teklifinde bulunuldu. Bana bazı takım oyuncularıyla bu amaçla<br />

görüşmem istendi. Ben kimseyle görüşmedim. Ama görüşmediğimi söyleyemedim. Kendisine<br />

bazı isimler vererek onlara ulaştığımı söyledim. Net bir para miktarı konuşulmadı. Ancak<br />

teklif yapıldı. Bu hususta emniyette de aynı ifademi vermiştim” şeklinde beyanda bulunmuş<br />

ve teşvik anlaşmasını doğrulamıştır.<br />

Bizzat teşvik anlaşmasının karşı tarafı ve aktif süjeleri olan sanıklar İskender Alın ile<br />

İbrahim Akın’ın, yukarıda özetlenen ve iletişim tutanakları ile uyumlu savunmaları<br />

değerlendirildiğinde, diğer sanıkların suçtan kendilerini kurtarmaya yönelik, oluşa aykırı,<br />

iletişim tutanaklarını izaha yönelik gerçeklikten uzak savunmalarına itibar edilmemiştir.<br />

Tüm bu nedenlerle başta suç örgüt lideri sanık Aziz Yıldırım’ın bizzat tüm süreci<br />

yönetmesi yanında TCK'nın 220/5. maddesindeki “örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti<br />

çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır” hükmü yollaması<br />

ile diğer sanıklar Abdullah Başak, İlhan Yüksel Ekşioğlu, İskender Alın, İbrahim Akın ve Yusuf<br />

Turanlı’nın, teşvik suçunun kanuni tanımında yer alan fiilleri birlikte gerçekleştiren sıfatıyla<br />

sorumlu oldukları anlaşılmış ve Mahkememizde oluşan bu vicdani kanı ile cezalandırılmalarına<br />

karar vermek gerekmiştir.<br />

Her ne kadar sanık Bülent İbrahim İşçen hakkında, ayrıca bu müsabakaya ilişkin<br />

olarak cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, suçlamayı reddeden savunmanın<br />

aksine cezalandırılmasına yeter kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığından beraatine karar<br />

vermek gerekmiştir.<br />

15.05.2011 TARİHİNDE OYNANAN FENERBAHÇE – ANKARAGÜCÜ<br />

MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

15.05.2011 günü İstanbul’da oynanan Fenerbahçe - M.K.E. Ankaragücü futbol<br />

müsabakası öncesi örgüt lideri sanık Aziz Yıldırım’ın, İlhan Yüksel Ekşioğlu’na Fenerbahçe’nin<br />

Ankaragücü ile yapacağı maçta bazı Ankaragücü futbolcuları üzerinden şike yapılması için<br />

talimat verdiği, bu çalışmalar kapsamında; İlhan Ekşioğlu’nun Cemil Turhan, Yavuz Ağırgöl ve<br />

Mehmet Yenice vasıtasıyla şike faaliyetine giriştiği,<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu’nun bir yandan bu şahıslar aracılığıyla şike faaliyetini yürütürken<br />

diğer yandan Abdullah Başak vasıtasıyla Yusuf Turanlı üzerinden Ümit Aydın aracılığı ile<br />

çalışmalar başlattığı,<br />

Ayrıca; M. Şekip Mosturoğlu’nun talimatı ile Sami Dinç’in de şike faaliyeti<br />

içerisine girdiği,<br />

Bu bağlamda sanıkların, şike anlaşmasının/teklifinin varlığına işaret eden iletişim<br />

tespit tutanaklarına bakıldığında;<br />

22.04.2011<br />

görüşme(tape:2137);<br />

MEHMET YENİCE, YAVUZ AĞIRGÖL VE CEMİL TURHAN İŞBİRLİĞİ İLE<br />

YÜRÜTÜLEN ŞİKE FAALİYETİ<br />

günü saat: 22.58’de<br />

Aziz Yıldırım’ın<br />

İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

411/678


Aziz: “O Ankara’daki ee ne yaptı acaba”, İlhan: “Başkanım onunla ee yarın<br />

burada o beraber şey yapacağız seyredeceğiz maçı…ondan sonra hemen giriş şey<br />

yapacağız yani yani onun için onunlayım yani yarın”, Aziz: “Sabah mı görüşürüz seninle<br />

akşam mı görüşelim”, İlhan: “İstediğiniz zaman”, Aziz: “O zaman ee 9 u çeyrek geçe bizim ev<br />

eve gelir misin”, İlhan: “Gelirim başkanım”.<br />

Aziz Yıldırım'ın "o Ankara'daki" ile kastettiği kişiyi anlayan İlhan Ekşioğlu, "onunla<br />

burada beraber şey yapacağız, onunlayım yani yarın" şeklinde karşılık verdiği, bu konuşmada<br />

kastedilen kişinin Mehmet Yenice olduğu aşağıdaki 2138 nolu tapede, Aziz Yıldırım'ın "ee<br />

Mehmet gelmedi mi" sözünden açıkça anlaşılmaktadır.<br />

23.04.2011 günü saat: 09.24’te<br />

Cemil Turhan’ın Mehmet Yenice’yi aradığı<br />

görüşme(tape:1608);<br />

Cemil: "Bir bana uğrar mısın bana", Mehmet: “Bunu halledebilirsem uğrarım,<br />

NTV'ye gideceğiz", Cemil: "Çok önemli bir şey diyeceğim"<br />

2 3.04.2011 günü saat: 09.40’da Cemil Turhan'ın Yavuz Ağırgöl'ü aradığı<br />

görüşme(tape:2582);<br />

Cemil: “Dereağzı'na gel", Yavuz: “Vallaha mı,..tamam geliyorum".<br />

Cemil Turhan, şike faaliyetlerini birlikte yürüteceği Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl<br />

ile bir araya gelme çabasındadır.<br />

23.04.2011 günü saat:10.46’da İlhan Ekşioğlu’nun Mehmet Yenice’yi aradığı<br />

görüşme(tape:3078);<br />

İlhan: “Seninle konuştuğumuz önümüzdeki haftalarla ilgili sen ne gerekiyorsa<br />

yap,…önümüzdeki hafta arasında bir gün tesise gel sen bize aktar bilgileri”, Mehmet: “…<br />

öbürü de zaten şeyde oynamıyor biliyorsun”, İlhan: “…bunu boşver sen o, öbürlerine<br />

bak,..ne gerekiyorsa yap çalışmaları ondan sonra konuşalım”, Mehmet: “Abi şimdi biz NTV<br />

deyiz...tamam abi sen merak etme... ben sana bilgi vereceğim”<br />

23.04.2011 günü saat: 17.54’de Aziz Yıldırım’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2138);<br />

Aziz: “Geldik biz sende ne var ne yok”, İlhan: “Gayet iyi şey ettiniz konuştunuz<br />

herhalde Cemil abiyle”, Aziz: “Cemil ile konuşmadık Cemil yanımda”, İlhan: “O bir şeyler var<br />

o anlatacak size”, ( Aziz Yıldırım’ın yanında bulunan Cemil Turhan’a: “Sen bir şeyler<br />

anlatacakmışsın bana” dediği, Cemil’in; “He şey he söyleyeceğim” dediği, ardından Aziz<br />

Yıldırım ile İlhan Ekşioğlu‘nun görüşmeye devam ettikleri), , Aziz: “ Ee ne oldu Mehmet<br />

gelmedi mi (Mehmet Yenice kastediliyor)”, İlhan: “Başkanım ee bu Mehmet’ten bu şey yok<br />

yani bu bir şey yok ama Cemil abi size bir şey anlatacak…o çok önemli” dediği.<br />

25.04.2011 günü saat: 14.13’te<br />

Cemil Turhan’ın Mehmet Yenice’yi aradığı<br />

görüşme(tape:1611);<br />

Mehmet’in; “Konuştuk şeyle bana telefon edecek,…ona göre gideceğim işte ben<br />

buradan çıkacağım o da oradan gelecek,…ben yoldan telefon ettim şeye,…abiye konuştuk,…<br />

dedi ki böyle böyle ben zaten şeyde buluştum çıktım Ataşehir’de buluştum öbür oğlanla,…<br />

ondan sonra o dedi ki bakayım dedi eğer şey yapabilirsem dedi ben sana haber vereceğim dedi<br />

dün de Yavuz abiyle yoldan konuştum dedi ki” dediği, Cemil’in; sonra arayacağını ve daha<br />

rahat konuşacaklarını söylediği.<br />

412/678


25.04.2011 günü saat: 14.29’da<br />

Cemil Turhan’ın Mehmet Yenice’yi aradığı<br />

görüşme(tape:1612);<br />

Cemil’in; “Sen perşembe günü burada olacakmış gibi gel,…olacak ama dersini iyi<br />

çalışarak gel yani” dediği, Mehmet’in onayladığı.<br />

25.04.2011 günü saat: 15.02’de<br />

Cemil Turhan’ı Yavuz Ağırgöl’ün aradığı<br />

görüşme(tape:1613);<br />

Cemil’in (İlhan’ı Kadıköy’e bıraktığını ve kendisinin Dereağzına geldiğini söyleyip,<br />

devamında Mehmet Yenice’yi kastederek): “he konuştum sen dedim iyi bir dersini çalış<br />

dedim” dediği, Yavuz’un; “Kim hıı imtihana girecek doğru,…ben gideceğim de orada tanıdık<br />

şeyim vardı da ders çalışmak için okula götürecekti bir iki başka”.<br />

Suç tarihinde 64 yaşında olan Mehmet Yenice ile 72 yaşında olan Yavuz Ağırgöl, ayrı<br />

ayrı ders çalışıyorlar zira şike faaliyetine ilişkin Cemil Turhan ve İlhan Yüksel Ekşioğlu'na rapor<br />

verecekler.<br />

27.04.2011 günü saat:13.34’de İlhan Ekşioğlu’nu Cemil Turhan’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3089);<br />

Cemil (hasta olduğunu ve evde yattığını belirtip programının çok yoğun olduğundan<br />

dert yandığı, devamında): “… yav yarın ..için ...saat 6’da buluşuyorum,…yarın ikisi de varda<br />

biri 6’da biri 8’de”, İlhan: “…Mehmet mi”, Cemil: “Evet,…6’da o zaten 6 gelecek ya 5 buçuk<br />

6’ya doğru gelecek,…gelecek eve gelirken bana gelecek”, İlhan: “O da gelsin çünkü şey<br />

öbürünü göndermemiz lazım hemen ya”, Cemil: “…Mehmet’i yarın sabah göndereceğim ya”.<br />

2 8.04.2011 günü saat: 23.49’ da Mehmet Yenice’nin Yavuz Ağırgöl’ü aradığı<br />

görüşme(tape:2913);<br />

Mehmet: “Abi kaçta gelecen belli oldu mu”, Yavuz: “11, 12’de Ankaradayım”,<br />

Mehmet: “Ne diyo o başkan yöneticinin otelinde mi kalacan,..oraya nasıl adam madam<br />

çağrılacağı zaman nasıl çağıracan oraya,..Stad oteline gel işte”, Yavuz: “oraya da çağırsak ne<br />

olur ki”, Mehmet: “orada öbür tarafta yöneticinin oteli, gelir mi ya”, Yavuz: “Zaten biz<br />

gideceğiz o nereye gelecek ya,..onların dediğine gideceğiz nereye gideceğiz”.<br />

2 9.04.2011 günü saat: 11.17’ de Mehmet Yenice’yi, Yavuz Ağırgöl’ün aradığı<br />

görüşme(tape:2914);<br />

Mehmet (Yavuz’a Stad oteline gitmesini söyleyip): “Parasını veriyor nasıl olsa demi<br />

fatura matura alırız,..şeylerde başla faaliyetlere benimki şeyden öbür taraftan” , Yavuz: “Öbür<br />

taraftan başladın mı onu söyle bana”, Mehmet: “Öbür taraftan dediğin benimki şey diyorum ya<br />

Murat’tan, Murat’tan gelince konuşurum”.<br />

Söz konusu konuşmada geçen "Murat", sanıklardan Murat Şahin'dir. Zira bu kişi<br />

olduğu 2947 ve 2948 nolu tapelerden açıkça anlaşılmaktadır. Sanık Mehmet Yenice, şike<br />

faaliyeti kapsamında bir kısım MKE Ankaragücü futbolcularına Murat Şahin üzerinden<br />

ulaşmaya çalışmaktadır.<br />

29.04.2011<br />

görüşme(tape:1615);<br />

günü saat: 11.23’te<br />

Cemil Turhan’ı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

İlhan: “Peki gitti değil mi bizimkiler”, Cemil: “Gittiler gittiler anam”, İlhan: “Her şey<br />

iyi mi”, Cemil: “Onla herşey iyi,…bugün, bugün de dünküleri tehir ettim bugüne”.<br />

413/678


2 9.04.2011 günü saat: 11.24’ de Mehmet Yenice’yi İlhan Ekşioğlu’nun aradığı görüşme.<br />

(tape:2915);<br />

İlhan: “Herşey yolunda mı ne yapıyorsun”, Mehmet: “Şimdi işte Yavuz abiyle<br />

buluşacağım o geliyor” , İlhan: “Hadi halledin ha”<br />

İlhan Ekşioğlu söz konusu görüşme ile, Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl üzerinden<br />

yürütülen şike faaliyetlerinin akıbetini sormaktadır.<br />

2 9.04.2011 günü saat: 16.19’ da Mehmet Yenice/Yavuz Ağırgöl’ün İlhan Ekşioğlu’nu<br />

aradığı görüşme(tape:2916);<br />

İlhan: “Ne yaptınız”, Yavuz: “Bakıyoruz işte”, İlhan: “İyi tamam bakında yani ince<br />

eleyin sık dokuyun”, Yavuz: “Ben ince eliyorum sen onun için merak etme bi şey yarın şey<br />

alacağım galiba”, İlhan: “Tamam yani o temeli at”, Yavuz: “Alacağım masayı”, İlhan: “He,<br />

temeli bi de atalım betonu dökelim,..İşçiler…”, Yavuz: “Sen onun için merak etme,..Ben<br />

sana iletirim hepsini”.<br />

Ticaret hayatında inşaat işleri ile iştigal eden sanık İlhan Ekşioğlu, telefonlarının<br />

dinlenilme ihtimaline binaen geliştirmiş olduğu jargon içerisinde konuşarak, yürütülen şike<br />

faaliyetleri ile ilgili bilgi almaktadır. Sanık İlhan "tamam yani o temeli" dedikten sonra sanık<br />

Yavuz; "alacağım masayı" şeklinde anlamsız bir cümle kurduktan sonra İlhan tekrar, "temeli<br />

atalım betonu dökelim" demektedir. Akabinde devamı gelmeyen cümle içerisinde "işçiler"<br />

dedikten sonra Yavuz, hiç merak etmemesini, kendisine hepsini ileteceğini söylemektedir. Söz<br />

konusu konuşmanın bir ticari işletmenin yürüttüğü inşaat faaliyetleri ile ilgili olmadığı izaha<br />

gerek bırakmayacak açıklıktadır. Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl'ün inşaat işleri ile bir<br />

ilgilerinin bulunmadığı gibi İlhan Ekşioğlu'nun taşeronu falan da değillerdir.<br />

2 9.04.2011 günü saat: 17.05’de Mehmet Yenice'nin Murat<br />

Şahin’i aradığı (tape:2947);<br />

Murat telefona cevap vermemiştir.<br />

0 1.05.2011 günü saat: 14.34’de Mehmet Yenice'nin Murat Şahin’i aradığı<br />

görüşme(tape:2948);<br />

Mehmet: “2 günden beri yoktun neredeydin sen, mahsus mu bakmadın", Murat: "Ya<br />

yok diyorum sen hala uzatıyorsun ya", Mehmet: “Bende dedim başına bir şey mi geldi bir şey<br />

mi var ne oluyor ne ediyor dedim ya", Murat: “Korktun mu?", Mehmet: “Adam der ki yani bu<br />

kadar işte", Murat: "Dedik anlamıyor ki … abi evin yani o alengirli bir şey yani …biliyorsun<br />

öbür türlü olsa şey yapardık", Mehmet: “Yok ben sana şeyini söyledim canım gerekenini de…<br />

istersen geleyim de bi konuşalım", Murat: "Yok yok hiç uzatma", Mehmet: “Tamam o zaman…<br />

o iş kapandı artık"<br />

Sanık Mehmet Yenice, Ankaragücü'ne yönelik olarak yürütülen şike faaliyetinde<br />

sanıklardan Murat Şahin'den yardım istemektedir. Ancak Murat Şahin bir süre Mehmet<br />

Yenici'nin telefonlarına çıkmadıktan sonra şike konusunda kendisine yardımcı olmayacağını ve<br />

bu nedenle kendisini aramamasını söylemektedir.<br />

0 1.05.2011 günü saat: 15.16’ da Mehmet Yenice’nin Yavuz Ağırgöl’ü aradığı görüşme;<br />

Mehmet: “Görüşemediğim var ya, ...O aradı, ..durum iyi çarşamba görüşürüz senle”.<br />

(tape:2918)<br />

Mehmet Yenice, Yavuz Ağırgöl'e, Murat Şahin'in kendisini aradığını iletmektedir.<br />

414/678


0 1.05.2011 günü saat: 21.03’ de Mehmet Yenice’yi İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2919);<br />

İlhan: “İyi mi gelişmeler nedir durum”, Mehmet: “İyi abi iyi,..ben Yavuz abiyle<br />

konuştum,..O iletmedi bize ben bütün şeyleri konuştum,..İlet dedim o herhalde maçtan bugün<br />

maçtaydı,..hepsini iletecek”, İlhan: “tamam”, Mehmet: “Birde ikinci bir şey var onun bilmediği<br />

ben gerçi bugün şey yaptım da ona ilettim de başka bir olay vardı o biliyor o beni aradı onla<br />

konuştuk biz,..öğrenirim ben şimdi tamam”, Mehmet: “O biliyor bugün ilettim ona”.<br />

Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu, Mehmet Yenice'den yürütülen şike faaliyetleri konusunda<br />

bilgi almakta ve gelişmeleri merak etmektedir.<br />

01.05.2011 günü saat:21.05’de İlhan Ekşioğlu’nun Yavuz Ağırgöl’ü aradığı<br />

görüşme(tape:3095);<br />

İlhan: “..madem geldin bize bir haber versene ya”, Yavuz: “Ben dedim yarın<br />

görüşürüz seninle merak etme”, İlhan: “İyi tamam iyi değil mi her şey” , Yavuz: “Her şey iyi”.<br />

İlhan: "İyi tamam da dokuzda bende ol sabah"<br />

Ankara'da "temeli atıp betonu döken" Yavuz Ağırgöl'ün, İstanbul'a geldiğini Mehmet<br />

Yenice'den öğrenen İlhan Ekşioğlu bir dakika sonra telefonla aradığı Yavuz'a, İstanbul'a geldiği<br />

halde neden haber verdiğini sormakta ve görüşmek için sabah ofisine çağırmaktadır.<br />

0 2.05.2011 günü saat: 08.59’ da Yavuz Ağırgöl’ün İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:3249);<br />

İlhan: ”Geldin mi”, Yavuz: “Az kaldı geliyorum”, İlhan: “Şeye geliyorsun biliyorsun<br />

benim yeri,.. Altıyolda Mc Donalds var ya,..onun 4.katı Altıyol iş hanı” .<br />

Sanık İlhan, bir gün öncesinde görüşmek için yanına çağırdığı Yavuz Ağırgöl'e<br />

telefonda ofisinin yerini tarif etmektedir.<br />

İletişim tespit çalışmalarına göre Yavuz Ağırgöl’ün; İlhan Ekşioğlu’nun ofisinin<br />

bulunduğu Kadıköy Osmanağa Mah. Söğütlüçeşme Cad. Bestekar Dilhayat Sok. Altıyol İş Hanı<br />

No:1 Kat:4 sayılı yerdeki iş yerine gelerek görüşeceklerinin anlaşılması üzerine güvenlik<br />

görevlilerince 02.05.2011 günü saat:08.30’da İlhan Ekşioğlu’nun ofisinin bulunduğu adrese<br />

geçilerek takip çalışmalarına başlanıldığı, saat:08.45’te 34 FB 9766 plakalı Audi A7 marka araçla<br />

İ.Ekşioğlu’nun gelerek ofisinin bulunduğu Altıyol İş Hanı'na girdiği, saat:09.22’de Söğütlüçeşme<br />

Cad. boğa heykelinin bulunduğu meydan tarafından Yavuz Ağırgöl’ün gelerek Altıyol İş Hanı'na<br />

girdiği ve girişte bulunan işhanı görevlisine İlhan Ekşioğlu’yla görüşmek için geldiğini<br />

söylediği, görevlinin telefonla bilgi vererek 4.kata çıkması gerektiğini söylediği, Yavuz<br />

Ağırgöl’ün asansöre binerek 4.kata çıktığı ve İlhan Ekşioğlu’nun ofisine girdiği, saat:09.45’de<br />

Yavuz Ağırgöl’ün Altıyol İşhanı'ndan çıktığı ve yaya olarak Kuşdili Cad. üzerinden Şükrü<br />

Saraçoğlu Stadına gelerek Foto Muhabirleri Girişi yazılı kapıdan içeri girdiği anlaşılmış ve buna<br />

dair fiziki takip tutanağı (Kl:28, Dizi:239-242 arası) incelenerek iletişim tutanaklarının afaki<br />

olmadığı ve gerçek yaşama yansıyan doğruluğu teyid edilmiştir.<br />

02.05.2011 günü saat:09.46’da İlhan Ekşioğlu’nu<br />

görüşme(tape:3098);<br />

Aziz<br />

Yıldırım’ın aradığı<br />

415/678


Aziz: “Neredesiniz,…he geldi mi”, İlhan: “Geldi şimdi onu başka bir iş için<br />

gönderdim”, Aziz: “…nerede buluşalım”, İlhan: “Nerede isterseniz”, Aziz: “Biz o zaman<br />

kulübe geliyoruz Semih’le tamam mı”.<br />

Yavuz Ağırgöl'ün, İlhan Ekşioğlu ile ofiste görüşeceğinden önceden bilgisi olan sanık<br />

Aziz Yıldırım, "geldi mi" diyerek İlhan Ekşioğlu'na Yavuz'u sormaktadır.<br />

Aziz Yıldırım'a, Yavuz Ağırgöl ile yaptığı görüşmenin hemen ardından onu başka bir iş<br />

için gönderdiğini söyleyen İlhan Ekşioğlu, gelen Kulüp'te buluşma talebi üzerine aşağıdaki<br />

görüşme ile sabit olduğu üzere yeniden Yavuz Ağırgöl'ü aramakta ve Kulübe çağırmaktadır.<br />

02.05.2011 günü saat:09.50’da İlhan Ekşioğlu’nun Yavuz Ağırgöl’ü aradığı görüşme<br />

(tape:3099);<br />

İlhan: "Yavuz abi neredesin", Yavuz: "Stadın oraya geliyorum ne oldu", İlhan: “…<br />

Tamam kulübe gel de Başkan geliyor kulübe bir konuşalım dedi bir daha orada sende gel<br />

stada”, Yavuz: "Ben staddayım zaten stada gidiyorum", İlhan: "Ben de geliyorum odaya gel<br />

odada konuşuruz"<br />

0 2.05.2011 günü saat: 10.03’ de Mehmet Yenice’yi Yavuz Ağırgöl’ün aradığı<br />

görüşme(tape:2920);<br />

Yavuz: “Dinle şimdi ben şeyi 100 bini söyledim hemen verecekler şimdi<br />

bana,..yalnız şey ile konuşmamız lazım,..o Murat’la”, Mehmet: “Ben anladım da yani şey<br />

söyleme beni aradı zaten,.. sen mi konuşacan”, Yavuz: “Ben konuşacağım ondan sonra da<br />

onla bir şey edeceğim parayı ona vereyim mi”, Mehmet: “Yok daha sen nerdesin”, Yavuz:<br />

“Ben şimdi Kulüpteyim başkan çağırdı onun yanına gidiyorum şimdi ben senden cevap<br />

bekliyorum sen Murat’a telefonumu ver beni arasın”, Mehmet: “Aramaz zaten korkuyor<br />

hanımınla şeyi hanımı kızıyormuş anladın mı”, Yavuz: “Ee ne yapacağız”, Mehmet:<br />

“Bilmiyorum bunu böyle nasıl konuşalım ya ben seni arayayım dur”, Yavuz: “Ha tamam”.<br />

İlhan Ekşioğlu'nun ofisine giden Yavuz Ağırgöl, bu görüşmede (tape 2920) Mehmet<br />

Yenici'ye, İlhan Ekşioğlu'na 100 bini söylediğini ve hemen vereceklerini, başkan Aziz Yıldırım<br />

çağırdığı için yanına gideceğini iletmektedir. Belirledikleri Ankaragücü futbolcularına Murat<br />

Şahin üzerinden ulaşmaya çalıştıkları için, Yavuz, Mehmet'e Murat'la konuşmaları gerektiğini<br />

söylemektedir. Mehmet ise Yavuz'a; Murat'ın kendisini telefon ile aradığını şike faaliyetine<br />

girmek istemediğini söylediğini (tape 2948), bu konuda kendisinin tekrar konuşamayacağını<br />

iletmektedir.<br />

Saat 10.03 de (tape 2920) cep telefonu 229.Sokak Akşemseddin Camii Batıkent - Kent<br />

Koop. Mahallesi (Batıkent MESA) Yenimahalle, Ankara adresinde sinyal veren Mehmet Yenice<br />

aynı cep telefonu ile aynı gün saat: 11.29’ da Yavuz Ağırgöl’ü aradığı görüşme; (tape:2921)<br />

Mehmet: “Abi ben şimdi şeye gidiyorum,..hani yemek yediklerimiz var ya,..oraya<br />

gidiyorum akşamda maça gideceğim seni gece ararım ben”, Yavuz: “Şimdi ben başkanla<br />

beraberdim,..her şeyi konuştum onla şeyi başkaları girmek istiyordu yok dedim,..onu bıraksa o<br />

zaman biz bakmayız dedim ondan sonra dedi peki sana bıraktım dedi haberin olsun anladın mı<br />

O'nla muhakkak konuşmamız lazım adamın beni arasın bir kere ya bu parayı alması için<br />

biliyorsun değil mi”, Mehmet: “Tamam zaten bitti ora,..orada bir tane bilet var,..eğer geç<br />

olmazsa gece ararım”.<br />

416/678


Mehmet Yenice, Yavuz Ağırgöl'e "hani yemek yediklerimiz var ya, ...oraya<br />

gidiyorum" diyerek şike faaliyeti kapsamında daha önceden bir araya geldikleri kişiler ile yemek<br />

yemeye gittiğini, akşam da maça (02.05.2011 tarihinde saat 20.00 de MKE Ankaragücü-<br />

Kardemir DÇ Karabükspor müsabakası var) gideceğini söylemektedir. Yavuz Ağırgöl ise,<br />

Başkan Aziz Yıldırım ile görüştüğünü, " her şeyi konuştum onla şeyi başkaları girmek istiyordu<br />

yok dedim" sözünden açıkça anlaşıldığı üzere Başkan Aziz Yıldırım'ın şike faaliyeti için<br />

başkalarının devreye girebileceğini söylediğini ancak kendisinin bunu reddettiğini, bu durumda<br />

aradan çıkacaklarını söylediğini, bunun üzerine Başkan'ın da "peki sana bıraktım dedi" diyerek<br />

yine şike faaliyetini birlikte yürüteceklerini ancak "O'nla muhakkak konuşmamız lazım" dediği<br />

Murat Şahin'e ulaşmaları gerektiğini söylediği görülmektedir.<br />

02.05.2011<br />

günü saat: 14.00’ de Mehmet Yenice’nin Cemil Turhan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2922);<br />

Mehmet:"Kamptayım kampta", Cemil: “Bizim Mura.. Murat’ın telefonunu bana bir<br />

verebilir misin”, Mehmet: “Abi ben sana sonra konuşurum”,<br />

02.05.2011<br />

günü saat: 16.41’ de Mehmet Yenice’yi Cemil Turhan’ın aradığı görüşme;<br />

(tape:2923)<br />

Cemil:“Çıktın mı”, Mehmet:“Tamam çıktımda ben seni arayacağım abi tamam”.<br />

02.05.2011<br />

günü saat: 16.50’ de Mehmet Yenice’nin Cemil Turhan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2924);<br />

Mehmet: “Öbürü reddedildi diyor aradığı numara, …ben seni gece arayacağım gece”,<br />

Cemil: “Şey olursa şeyin bana numarasını bir mesajla atsana”, Mehmet: “Söyleyeceğim ben sana<br />

durumu,..yani başka şey var,..bu konuda herhalde hanımı ile kavga etmiş tamam mı”<br />

Söz konusu görüşmeler ile Cemil Turhan ısrarla, daha önce Fenerbahçe SK formasını<br />

giydiği için bizim Murat dediği, Murat Şahin'in telefon numarasını istemektedir.<br />

03.05.2011 günü saat: 00.26’da<br />

Cemil Turhan’ı Mehmet Yenice’nin aradığı<br />

görüşme(tape:2580);<br />

Mehmet: “Şimdi bizim Ersin var ya,…o eski şeylerden dolayı hanımıyla kavga etmiş”,<br />

Cemil: “He he he Ersin”, Mehmet: “Ondan sonra böyle bir şey yaparsan demiş boşanırım<br />

demiş Yavuz abi ile beraberken en az 20 defa aradım mağazadan bakmamış anladın mı,…aynen<br />

öyle, şimdi hanımı demiş ki neler geldi başımıza daha onlardan demiş daha da şeye mi<br />

giriyorsun demiş,…zaten bir tane adamı vardı onun orada”, Cemil: “Ama önemli adam”,<br />

Mehmet; "Ama yine yarın yine zorlayacağım", Cemil: "Bi zorla ya, onun bir aylık maaşı vardı<br />

ya, onu da alacağım ya onun için", Mehmet: "Çok korkuyor bir de ikinci evliliği ya bunun",<br />

Söz konusu görüşmede Mehmet Yenice, Murat Şahin'in eşiyle huzursuzluk yaşamamak<br />

için şike faaliyetine girmek istemediğini Cemil Turhan'a anlatmakta, Cemil ise yine de<br />

zorlamasını, O'na bir aylık maaşını ayarlayacağını söylemektedir. Görüşmede aynı zamanda,<br />

Murat Şahin'in Ankaragücü takımı içerisinde tesir edebileceği bir kişinin bulunduğu ancak onun<br />

da önemli bir kişilik olduğu anlaşılmaktadır.<br />

Mehmet Yenice'nin, "ama yine yarın yine zorlayacağım" sözünün gereği olarak Cemil<br />

Turhan'ın sözünü ettiği " bir aylık maaş" ile ilgili olarak 03.05.2011<br />

günü saat: 00.38’ de Murat<br />

Şahin’e (tape:2925):<br />

“aylık.maaşı.vereceklermiş.gideyim mi.cevap.bekliyorum” şeklinde mesaj attığı,<br />

417/678


03.05.2011<br />

günü saat: 00.39’ da Murat Şahin’in ise Mehmet Yenice’ye<br />

attığı(tape:2926);<br />

“Ben ılgılenmıyorum” mesajı ile şike faaliyeti içerisinde yer almayacağını<br />

söylemektedir.<br />

03.05.2011 günü saat: 00.43’de<br />

Cemil Turhan’ı Mehmet Yenice’nin aradığı görüşme<br />

(tape:2581);<br />

Mehmet: "Şimdi mesaj çektim onun da cevabı ben ilgilenmiyorum", Cemil: "Vallahi",<br />

Mehmet: "Vallahi yani kayıtlı şeyde telefonumda, gelince sana hem çektiğim mesajı gösteririm<br />

hem de onun verdiği cevabı", Cemil: "Tamam", Mehmet: "Çünkü öbür tarafta büyük şey yemiş<br />

hanımından, makineleri falan kapattı, bir daha o işe girersen demiş bırakırım demiş, o da trikoları<br />

bütün makinaları falan satmış"<br />

Söz konusu görüşme ile Mehmet Yenice; Murat Şahin'den şike faaliyetine ilişkin<br />

olarak aldığı "ben ilgilenmiyorum" mesajını, mesajın gelmesinden üç dakika sonra Cemil<br />

Turhan'ı arayarak iletmekte, bir daha da bu işe girmeyeceğini "trikoları makinaları sattı" şeklinde<br />

sözde şifreli olarak iletmektedir.<br />

0 3.05.2011 günü saat: 13.58’ de Yavuz Ağırgöl’ün Mehmet Yenice’yi aradığı<br />

görüşme(tape:3250);<br />

Mehmet: “Şeyi bildirdim Cemil abiyle konuştuk da,..hani aradık da bulamadık ya<br />

birisi vardı,..onun durumunu”, Yavuz: “Ne oldu”, Mehmet: “Yok abi olmuyor,.. bildirdim<br />

sen nerdesin,..Cemil abiyle konuşmadın mı bi konuş bi benim konuştuklarımı,..bir Cemil abi<br />

arıyor bi sen arıyorsun bir öbürü arıyor yani ben söyleyemiyorum ki bunları birisine<br />

söylüyorum o iletsin diye,..ben öbür telefonla şey yaptım onu şeyi söyledim gece saat<br />

yarımda…bunu sana söylemedi mi öbür tarafın işini”, Yavuz: “Yok,..iyi ben de diyorum ki bir<br />

kere randevu al deki filan yerde buluşacağız saat filan saatte burda ol”, Mehmet: “Dediler ki<br />

daha başka şey varsa onu bildireceğiz dediler”, Yavuz: “Başka şey yok ya ne var o biri olmuyor<br />

de mi öbürü”, Mehmet ( olmadığını söyleyip devamında): “Şeyle hanımıyla kavga etmiş o,..sana<br />

şeyde anlatır biliyor Cemil abi anladın mı,..yüzünden kavga etmiş karı demiş ki eğer demiş<br />

herhangi böyle başımıza gelmeyen kalmadı demiş eğer bir daha gidersen ben çeker giderim<br />

çocukları alır giderim demiş,..onu bi ara ilk hatırlıyorsan aradık hanımı çıktı ya,..o şeye gitmiş<br />

gelmiş anla bunları konuşamıyorum ben sana şimdi,..anladın mı gitmiş hani bizim şeyi öbür bir<br />

hattı daha var dedim o kapalı dedim ya,..o öbür tarafla konuşmuş, bak gece gene şey çektim<br />

mesaj çektim gelen mesaj ben ilgilenmiyorum dedi”<br />

Söz konusu görüşmede Mehmet Yenice, Kasımpaşa Spor Kalecisi Murat Şahin<br />

arasındaki mesaj trafiğini Yavuz Ağırgöl'e iletmektedir.<br />

03.05.2011<br />

günü saat: 19.06’ da X Şahsın, Mehmet Yenice’yi aradığı<br />

görüşme(tape:2627);<br />

X Şahıs: “Ne yaptın çalıştın mı,..o işleri,..Otele falan gideceğim diyorsun” , Mehmet:<br />

“Öyle çalışma malışma yok ya,..öyle gidiyorum işte, öbür ib.. kabul etmedi ismini söyleyeyim<br />

mi, Murat”, X Şahıs: “Ben sana dedim boşa görüşüyorsun abi sakat iş,..Ankara’ya bak ya…<br />

sağlam”, Mehmet: “Ankara’ya bakta şey yok ki sen neredesin”.<br />

418/678


Söz konusu görüşmede, Mehmet Yenice kendisini arayan X Şahsa, Ankaragücü maçına<br />

ilişkin olarak yürütülen şike faaliyetinde, Murat Şahin'in aracılık yapmayı kabul etmediğini<br />

söylemektedir.<br />

04.05.2011<br />

günü saat: 10.21’ de Mehmet Yenice’nin Yavuz Ağırgöl’ü aradığı<br />

görüşme(tape:2929);<br />

Mehmet: “Yedekle konuştun mu yedekle”, Yavuz: “Yedekle konuştum,..sen ne<br />

yapıyorsun”, Mehmet: “Garanti değil onun şey yapacağı girip çıkacağı garanti değil yani<br />

girip çıkıyor”<br />

04.05.2011<br />

günü saat: 10.23’ de Mehmet Yenice’yi Yavuz Ağırgöl’ün aradığı<br />

görüşme(tape:2930);<br />

Yavuz: “Ben sana dediğim adamla konuştum bitirdim ben işi seninki tamam mı”,<br />

Mehmet: “ Tamam…sen cuma mı geleceksin buraya pazartesi mi”, Yavuz: “Bugün de, bugün<br />

geleyim”, Mehmet: “Ben sana konuşacağım haber vereceğim o zaman tamam mı ne zaman<br />

geleceğini”, Yavuz: “İstiyorsan evin telefonunu yaz (0212 852 6968) istiyorsan aç iyice<br />

konuşalım seninle”, Mehmet: “Tamam”.<br />

Söz konusu iki görüşme içeriğinden, sanıklar Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl'ün<br />

görev dağılımı içerisinde irtibat kuracakları kişiler ile konuştukları anlaşılmaktadır.<br />

09.05.2011 günü saat: 11.49’da Yavuz Ağırgöl'ün İlhan Ekşioğlu'nu aradığı<br />

görüşme(tape:2962);<br />

Yavuz: “Şeye gidiyim mi ben temel atmaya", İlhan: “E varsa bi ee çağırıyorlarsa<br />

git", Yavuz: “Yarın sabah burda ol dediler ben de gideyim bakayım…ne derece doğru ne<br />

derece yanlış…onu sana soruyum da onun için", İlhan: “Git git… tamam oldu" .<br />

Yavuz Ağırgöl'e "temel atmaya" yani şike için anlaşma yapmaya gitmek için İlhan<br />

Ekşioğlu'ndan izin istemektedir.<br />

09.05.2011 günü saat: 12.17’de İlhan Ekşioğlu'nu Aziz Yıldırım'ın aradığı<br />

görüşme(tape:2963);<br />

Aziz: "Nasıl gidiyor ne yapıyorsun", İlhan: "İyi başkanım bir şeyler var<br />

konuşmamız lazım", Aziz: "Onun için ben de dedim hep beraber konuşalım …bana göre<br />

zoru başardık gibi geliyor", İlhan: "Öyle başkanım ama çok zor oldu ya…ama bu sanki bu<br />

hakikaten beklediğimiz kadar oldu yani", Aziz: "En zor maçtı", İlhan: "Asıl şu bitse de<br />

rahatlasak başkanım ya…siz kaçta geçersiniz kulübe başkanım", Aziz: "Ben saat 3’ten sonra<br />

falan geçerim herhalde".<br />

09.05.2011 günü saat: 12.23’de İlhan Ekşioğlu'nun Mehmet Yenice'yi aradığı<br />

görüşme(tape:2964);<br />

İlhan: “Arkadaşın yanına geliyormuş yarın öyle dedi bana", Mehmet: "Ben de<br />

şimdi şeye gidiyorum zaten bugün taraftarlarla imza dağıtacaklar, oraya gidiyorum", İlhan: "O<br />

da geliyormuş yarın sana, öyle dedi bana", Mehmet: "Ben sabahleyin konutum da, ben şimdi<br />

öbür şeye gidiyorum taraftarlar toplanacakmış onlara forma falan dağıtacaklarmış imza<br />

günüymüş oraya gidiyorum ... uğra dedi "<br />

İlhan Ekşioğlu, Yavuz Ağırgöl'ün şike faaliyeti (temel atmaya) için Ankara'ya gideceği<br />

bilgisini Mehmet Yenice ile paylaşmaktadır.<br />

419/678


09.05.2011 günü saat: 17.34’de Yavuz Ağırgöl'ün Mehmet Yenice'yi aradığı<br />

görüşme(tape:3232);<br />

Yavuz: “Yarın geleyim ben yoksa sen", Mehmet: “Tabi canım", Yavuz: “Şimdi sen işi<br />

bitirdin mi randevuyu falan aldın mı", Mehmet: “Sen gel yarın…öğleden önce gel ya…<br />

aldım ben bugün şeye gittim söylemedi mi İlhan bey…o beni aradı…ondan sonra ondan da<br />

bi not ilettim…ben şeye gittim işte ney o sana söylesin", Yavuz: “Ahmet mi söyledi",<br />

Mehmet: “Ben ona söyledim…aradı dedi ki arkadaşın geliyormuş dedi…evet dedim…ondan<br />

sonra tekrar aradım dedim ki o, o arada bana haber geldi… Hasan abinin yanına gidiyorum<br />

dedim…ilacı ver dedim şeye dedim… ee benim arkadaşa dedim…saat 5’e 6’ya kadar<br />

aramasın dedim…anladın mı", Yavuz: “Anladım tamam"<br />

Ankara'ya "temel atmaya" giden Yavuz Ağırgöl, Mehmet Yenice'den "randevuyu alıp<br />

almadığını" sormaktadır. Temel atma konusunda, Murat Şahin'in ustalığından yararlanamayan<br />

sanıkların, inşaatın temelini (şike faaliyetini) bizzat kendileri atmak için Ankara'da buluşmak<br />

üzere sözleşmişlerdir.<br />

Söz konusu görüşmenin ertesinde Ankara'da Mehmet Yenice ile buluşan Yavuz<br />

Ağırgöl'ün, 10.05.2011 günü saat: 12.45’ de (Mehmet Yenice'nin telefonundan) İlhan Ekşioğlu'nu<br />

aradığı görüşme (tape:2931);<br />

İlhan: “Nedir durumlar", Yavuz: “Durumlar iyi, ben şimdi geliyorum…akşama<br />

dönecem", İlhan: “İyi tamam dön de buluşuruz tamam", Yavuz: “Tamam abi haberin olsun".<br />

11.05.2011 günü saat: 11.20’ de Mehmet Yenice'yi Yavuz Ağırgöl'ün aradığı<br />

görüşme(tape:2932);<br />

Yavuz: “Biraz evvel başka arkadaşla konuştum… tamam", Mehmet: “Tamam,<br />

neredesin sen", Yavuz: “Şimdi ben İlhan Ekşioğlu’nu bekliyorum…Kulüpteyim".<br />

Ankara'da temel atma işini (şike faaliyetini) görüşen sanık Yavuz Ağırgöl'ün İstanbul'a<br />

dönmesi sonrasında durum değerlendirmesi yapmak üzere Kulüp'te, İlhan Ekşioğlu'nu beklediği<br />

anlaşılmaktadır.<br />

11.05.2011 günü saat: 12.41’de<br />

görüşme(tape:3233);<br />

Cemil Turhan'ın Yavuz Ağırgöl'ü aradığı<br />

Cemil: “Neredesin", Yavuz: “Kulüpte", Cemil: "Ha geldin yani", Yavuz: "ne yaptınız<br />

ne ettiniz", Cemil: “nasıl böyle mi konuşacağız", Yavuz: “Yok yok", Cemil: “Konuşuruz".<br />

Şike görüşmeleri için Ankara'ya gittiğini bilen Cemil, Yavuz'a nerede olduğundu<br />

sorduktan sonra gelişmeler ile ilgili olarak telefonda konuşamayacağını söylemektedir.<br />

11.05.2011 günü saat: 12.43’de İlhan Ekşioğlu'nu Yavuz Ağırgöl'ün aradığı<br />

görüşme(tape:2979);<br />

İlhan: “Sen neredesin", Yavuz: “Kulüpte", İlhan: “Sen gel bana istersen 5 dakikaya",<br />

Yavuz: “Başkan beni çağırdı da bir tarafa ayrılma dedi senle görüşeceğim dedi onun için",<br />

İlhan: "Ha geldi mi başkan", Yavuz: "Başkan burada, geliyor musun", İlhan: “Gelirim tamam" .<br />

Yukarıda değerlendirilen 2921 nolu TAPE'de Başkan Aziz Yıldırım ile arasında<br />

"başkaları girmek istiyordu yok dedim,..onu bıraksa o zaman biz bakmayız dedim ondan sonra<br />

dedi peki sana bıraktım dedi" şeklindeki diyalog gözetildiğinde, Aziz Yıldırım'ın Yavuz<br />

420/678


Ağırgöl tarafından yürütülen şike faaliyeti konusunda adı geçenden de doğrudan bilgi aldığı<br />

anlaşılmaktadır.<br />

11.05.2011 günü saat: 23.06’da Mehmet Yenice'nin Yavuz Ağırgöl'ü aradığı (sabit<br />

telefonlardan görüştükleri) görüşme; (tape:2666)<br />

Mehmet: “Var mı bir şey yok demi", Yavuz: “Var var, cuma günü buğdayı alıyorum<br />

…bende kalıyor…dediğim gibi 4 tane adam gönderiyoruz öyle…yani cuma günü verecek…artık<br />

onu sen nasıl ayarlayacaksın", Mehmet: “Tamam hallederiz onu sonra", Yavuz: “Adamlarına<br />

söyle bir şey yapsınlar yani…yoksa yar… yeriz".<br />

Temel atma noktasında inşaat sektöründe yürütülen faaliyetin bu defa tarımsal alana<br />

kaldığı ve Yavuz Ağırgöl'ün, Aziz Yıldırım ve İlhan Ekşioğlu ile görüştükten sonra "cuma günü<br />

buğdayı alıyorum" dilerek iş ortağı Mehmet Yenice'yi bilgilendirdiği anlaşılmaktadır. Müsabaka<br />

tarihi yaklaşmıştır ve söz konusu buğday ile kastedilenin şike faaliyetinde kullanılan para<br />

olduğunda şüphe yoktur.<br />

12.05.2011 günü saat: 10.21’ de Mehmet Yenice'nin Yavuz Ağırgöl'ü aradığı<br />

görüşme(tape:2933);<br />

Mehmet: “Bilet benim elime geçecek mi ona göre söz verecem Belediye başkanına<br />

falan", Yavuz: “Bak öğleden sonra bana bileti verecek…sen de gelip alacaksın benden",<br />

Mehmet: “Biliyorsun şeyde genel müdür muavinine istedim bileti", Yavuz: “Yalnız o şeyi nasıl<br />

söyleyecem sen bana bir şey demiştin bileti yükselttik ya bi ara", Mehmet: “Ha dört", Yavuz:<br />

“Onla sen öbür taraftan da bir şey yontacaksın de mi söyledim çünkü sana", Mehmet: “Yani<br />

üçü diyelim ki biletler her şeyi alacam ya", Yavuz: “Onu ben söyledim…Cemil’e konuştum<br />

tamam".<br />

Sanıklar alacakları şike parasını nasıl pay edeceklerini konuşmaktadırlar.<br />

12.05.2011 günü saat: 17.38’ de Mehmet Yenice'nin Yavuz Ağırgöl'ü aradığı<br />

görüşme(tape:2934);<br />

Mehmet: “Yarın şimdi ben alır almaz…sana telefon ediyorum…yanına da birisi al<br />

yani ben dedim birisine ödeyeceğiz çünkü…anladın de mi", Yavuz: “Biletin bir tanesi sende<br />

kalsın", Mehmet: “O senin dediğin şeyi verecem sana", Yavuz: “Ben birisiyle gelirim tamam<br />

sen merak etme", Mehmet: “Nereye geleceğini de söylerim ben".<br />

Yavuz Ağırgöl alınan 400 bin dolardan, 100 binin Mehmet'te kalmasını istemektedir.<br />

12.05.2011 günü saat: 20.01’de Mehmet Yenice'nin Yadigar Boğa’yı aradığı<br />

görüşme(tape:2667);<br />

Mehmet: “Yarın seninle bi yere gidip geleceğiz büyük ihtimalle…anladın mı?<br />

sabah gene dükkana gel de ondan sonra öbür çocuk şey yapacak gelecek Hakkıyla öbür o<br />

Kürt var ya…biz seninle gideceğiz yalnız gece geç dönebiliriz", Yadigar: “Tamam oldu abi".<br />

Mehmet Yenice; Yadigar Boğa'ya, şike anlaşmasında kullanılacak parayı almak için bir<br />

yere (İstanbul'a) gideceklerini söylemektedir. Bu aşamaya kadar şike faaliyetine dair bilgisi<br />

olduğu tespit edilemeyen Yadigar, Mehmet Yenice'nin bir yere gitme talebini sorgulamadan ve<br />

araştırmadan kabul etmektedir.<br />

13.05.2011<br />

görüşme(tape:2935);<br />

günü saat: 10.12’ de<br />

Mehmet Yenice'nin Yavuz Ağırgöl'ü<br />

aradığı<br />

421/678


Mehmet: “Ben amcayı alacam çıkayım mı yola…çünkü anca gelirim beş saat sürer",<br />

Yavuz: “Tamam…çünkü öğle de verecekler işi", Mehmet: “Yoldan ararım şey yapınca ara beni<br />

o zaman", Yavuz: “Sen merak etme nerde buluşacağımızı da söylerim ya".<br />

Mehmet Yenice, Yavuz Ağırgöl'e, şike parasını almak için amca ile (Yadigar Boğa)<br />

geleceğini haber vermektedir.<br />

13.05.2011 günü saat: 11.56’da Yavuz Ağırgöl'ü Cemil Turhan'ın aradığı görüşme;<br />

Cemil: “Neredesin", Yavuz: “Yemeğe geleceğim sana". (tape:3235)<br />

13.05.2011 günü saat: 13.27’de Yavuz Ağırgöl'ün Cemil Turhan'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3236);<br />

Yavuz: “Geleyim mi, senin oraya mı geleyim", Cemil: “Benim oraya gel ya bırak<br />

orayı orda ya benim oraya gel ya", Yavuz: “Dur şey da buradan parayı alayımda öyle<br />

geleyim çünkü oraya gelecekler" .<br />

Yavuz Ağırgöl, şike parasını alıp Cemil Turhan'ın yanına geleceğini, zira Mehmet<br />

Yenice'nin oraya geleceğini söylüyor.<br />

13.05.2011 günü saat: 13.35’de Yavuz Ağırgöl'ün İlhan Ekşioğlu'nu aradığı<br />

görüşme(tape:3237);<br />

Yavuz: “Ne yapıyoruz", İlhan: “Gitmedin mi daha", Yavuz: “Eee şey adamları ben<br />

buraya çağırdım mahsus geliyorlar oraya…biletleri vereceğim şimdi geliyorlar onun için seni<br />

aradım…alıyım mı yukarıdan hazırlayayım mı", İlhan: “Al, al o seni bekliyor zaten şey bizimki<br />

seni bekliyor…yalnız bak gene diyorum…iyi emin ol bak son sözü biliyorsun yani kim<br />

söyleyecek", Yavuz: “Onun için buraya getirttirdim zaten…millete Cemil’in yanında bileti<br />

vereceğim…yani herkes görsün diye şey yapıyorum ya"<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu'nda şike amacıyla verilecek olan paranın kullanımına dair<br />

endişesinin olduğu, bunu Yavuz Ağırgöl'e söylediği onun da bu endişeden dolayı Mehmet<br />

Yenice'yi çağırdığı ve parayı Cemil Turhan'ın huzurunda vereceği anlaşılmaktadır. İlerleyen<br />

süreçte İlhan Ekşioğlu'nun bu endişesinde kısmen haklı olduğu görülecektir.<br />

13.05.2011 günü saat: 13.50’de Yavuz Ağırgöl'ün Mehmet Yenice'yi aradığı<br />

görüşme(tape:3238);<br />

Mehmet: “Adapazarı'na geldim", Yavuz: “Ben Dereağzındayım ha…burdayım<br />

hemen aldım her şeyi bende", Mehmet: “Ataşehir’de buluşalım ya…ben orda görünmeyim<br />

ya", Yavuz: “Sen geldiğin yaklaştığın zaman telefon et ben… Cemil’in yanındayım<br />

konuşurum… "<br />

Yavuz, İstanbul'a yaklaşan Mehmet'e Fenerbahçe'nin Dereağzı tesislerine gelmesini,<br />

Cemil Turhan'ın yanında olduğunu söylemektedir.<br />

13.05.2011 günü saat: 14.50’de Yavuz Ağırgöl'ün Mehmet Yenice'yi aradığı<br />

görüşme(tape:3239);<br />

Mehmet: “Gebze'deyim", Yavuz: “Gel bu Dereağzına gel yav", Mehmet: “Abi amca<br />

gelmiyor yav amca amca…o zaman bırakıyım mı, amcayı şeye Ataşehir’e", Yavuz:<br />

“Ataşehir’e bırak sen gel ya", Mehmet: “Niye oradan oraya gelmiyorsunuz ya", Yavuz: “O<br />

gelsin diyor ya… Cemil… bilmiyor musun niye getirdiğimizi hadi konuşma be" .<br />

422/678


13.05.2011 günü saat: 14.51’de Yavuz Ağırgöl'ün Mehmet Yenice'yi aradığı<br />

görüşme(tape:3240);<br />

Yavuz: “Burada 5 dakikada araba bahçeye girecek ondan sonra çıkıp gidecek<br />

adam da arabada beklesin ne fark eder ya", Mehmet: “Çekiniyor da onun için diyorum",<br />

Yavuz: “Çekinmez ne çekinecek ne var ki ya ne yapacağız ki ona silah mı çeke.. Cemil var<br />

ben varım başka yok ki".<br />

İletişim tespit tutanaklarına göre Mehmet Yenice’nin 13.05.2011 günü İstanbul’a<br />

gelerek şike faaliyetinde kullanılacak parayı alacağının anlaşılması üzerine güvenlik görevlilerce<br />

yapılan takipte; Cemil Turhan ve Yavuz Ağırgöl’ün; saat:13.35’de Kadıköy Fenerbahçe Mah.<br />

Fener Kalamış yolu üzerinde 34 CGT 08 plakalı beyaz renkli Honda marka otoda oldukları,<br />

şahısların araçla Dereağzı Tesislerine C Kapısından giriş yaptıkları, saat: 16.00’da ise 34 UE<br />

0887 plakalı mavi renkli Honda marka otoyla Mehmet Yenice ve Yadigar Boğa’nın Rıfat Bey<br />

sokaktan gelerek Dereağzı Tesislerine B Kapısından giriş yaptıkları, saat:16.20’de Dereağzı<br />

Tesisleri B Kapısından 34 UE 0887 plakalı otonun çıktığı, otoyu Mehmet Yenice’nin kullandığı,<br />

yanında Yadigar Boğa’nın bulunduğu ve Çamlıca Turnikelerden çıkış yaparak Ankara<br />

istikametine doğru seyir haline geçtikleri 13.05.2011 günlü Fiziki Takip Tutanağı (Kl:28,<br />

Dizi:235-238 arası) ile anlaşılmıştır.<br />

15.05.2011 günü oynanan maç Fenerbahçe: 6 - Ankaragücü: 0 şeklinde<br />

sonuçlanmıştır.<br />

16.05.2011 günü saat:09.35’de İlhan Ekşioğlu’nun Yavuz Ağırgöl’ü aradığı<br />

görüşme(tape:2999);<br />

İlhan: “Neredesin,…bana bir uğra ofise he” , Yavuz: “Tamam efendim”.<br />

16.05.2011 günü saat:09.54’de İlhan Ekşioğlu’nun Mehmet Yenice’yi aradığı<br />

görüşme(tape:3000);<br />

İlhan: “Bir uğra bana neredesin”, Mehmet: “Orada değilim ki ben Ankara’dayım,”<br />

İlhan: “Onu bir konuşacağız diyorum,…onun yarısı olmadı,…olmadı Mehmet olmadı<br />

yarısı”, Mehmet: “Nasıl olmadı İlhan abi ya böyle geliyoruz ondan sonra bak”, İlhan:<br />

“Mehmet yarısı olmadı diyorum sana ben sana ne dedim bizim 1 Numara’dan haber<br />

gelmeden bir şey yapmayacağız”, Mehmet: “Herhalde yapmadık ya işte 3-4 defa telefon ettiler<br />

bende bekliyorum,…telefon ettiler oradan ben sizi ararım onların yanında”, İlhan: “Cemil abi<br />

ile de konuştuk dün yarısı oldu yarısı olmadı aynen söyle, ben mi aradım konuştum onlarla,<br />

niye böyle yapıyorsun…sana bu verildiği zaman ne dendi”, Mehmet: “Ben şimdi bunu şeyde<br />

konuşamıyorum bundan da,… amcanın yanına gidiyorum”, İlhan: “Gitme şimdi amcanın<br />

yanına,…bekle gitme”.<br />

İlhan Ekşioğlu, şike parasını yerine ulaştırmakla görevli olan Mehmet Yenice'ye, bu<br />

amaçla verilen paranın hepsinin verilmeyeceğini, yarısının verileceğini söylemekte, bu<br />

durumdan rahatsızlığını dile getiren Mehmet'e İlhan, "bizim 1 Numara’dan haber gelmeden<br />

bir şey yapmayacağız" sözünde kastettiği Aziz Yıldırım'dan haber gelmeden kimseye bir<br />

şey verilmeyeceğinin daha önceden söylendiğini hatırlatmaktadır.<br />

Aziz Yıldırım duruşmadaki savunmasında "yani şimdi Aziz Yıldırım'a bir numara,<br />

CEO demek kadar normal bir şey yok, eğer bana inşaat işçisi deselerdi o zaman bu şifreli bir<br />

kelime olabilirdi. Ama Aziz Yıldırım'a başkan CEO deyince gayet doğal yani. Ama bu inşaat<br />

işçisi deyip de ben olsam o zaman şifreli olurdu" ifadelerini kullanmıştır. Şu hale göre "Bizim 1<br />

423/678


Numara" ile kastedilenin Aziz Yıldırım olduğu, yarısı verilip diğer yarısı verilmeyen paranın da<br />

ticari bir faaliyete ilişkin olmayan şike parası olduğu izahtan varestedir.<br />

Bununla birlikte İlhan Ekşioğlu, 01.06.2011 tarihli duruşmadaki savunmasında yapılan<br />

her türlü işten başkanın haberi olduğunu beyan etmiştir.<br />

16.05.2011 günü saat: 10.39’ da Mehmet Yenice'yi Cemil Turhan'ın aradığı<br />

görüşme(tape:2936);<br />

Cemil: “Seni aramış", Mehmet: “Verme diyor yarını diyor giriyorum böyle şeylere<br />

durumlara düşünüyorum ya…söylemiyor musun sen abi", Cemil: “Söyledim ya onlarda<br />

kardeşim neyse şimdi telefonda bunlar konuşulacak şeyler değil ya", Mehmet: “Ne yapacam<br />

ben şimdi şeyde bekliyorum…telefon etti dedi ki böyle böyle dedi o şeyde aşağı yukarı üç yüz<br />

dört yüz metre ilerdeyim", Cemil: “Ha onların orda" , Mehmet: “Onun yanından arayım da<br />

sen konuş bari dedim o…İlhan beyle…o yarısını ver dedi anladın mı ben üçü vereyim<br />

oradan hiç olmazsa kendimin şeyini alırım onu da pay ederiz…ne diyeyim ben şimdi<br />

adama böyle böyle olmamış mı diyeyim", Cemil: “Sen öyle diyeceksin başka bir diyecek<br />

halin yok", Mehmet: “Ah abi ah konuşamıyoruz işte telefonda da bazı… içimdekilerini<br />

söylemiyorum işte anladın mı".<br />

Mehmet Yenice, Cemil Turhan ile, İlhan Ekşioğlu tarafından şike parasının yarısının<br />

dağıtılmasını istemesinden duyduğu rahatsızlığı paylaşmaktadır.<br />

16.05.2011 günü saat: 10.49’ da Mehmet Yenice'yi Cemil Turhan'ın aradığı<br />

görüşme(tape:2937);<br />

Cemil: “Şimdi Yavuz abiyi şeyi gönderdim...hemen git dedim konuş kardeşim<br />

ondan sonra da hemen bana gel…talimat verecem dedim", Mehmet: “Yedinci telefon edişleri<br />

yemin ediyorum geliyorum", Cemil: “Şimdi bir kişi gitti gönderdim onu şimdi Erdal’la beraber<br />

ta şeye Kadıköy’e gitti 10 dakika içinde şeye 15 dakika içinde gelir buraya",<br />

Cemil Turhan, İlhan ile konuşması ve daha önce kararlaştırılan şekli ile şike<br />

ödemesinin yapılması için Yavuz Ağırgöl'ü gönderdiğini söylemektedir.<br />

16.05.2011 günü saat: 10.51’ de Mehmet Yenice'yi Yavuz Ağırgöl'ün aradığı<br />

görüşme(tape:2938);;<br />

Mehmet: “Sizden haber bekliyorum yedinci telefon edişleri", Yavuz: “Ben şimdi<br />

İlhan’a gidiyorum İlhan telefon etti mi sana", Mehmet: “Etti yarısını dedi bilmem ne yap<br />

diyor…benim aklım sarmıyor ya bununla mı uğraşacaz…ben dedim öyle kabul etmezler<br />

dedim, bizden dedi telefon bekle, yedi defa telefon ettiler, bekliyorum arabayla dolaşıp<br />

duruyorum valla "<br />

16.05.2011 günü saat: 10.53’ de Mehmet Yenice'nin Yavuz Ağırgöl'ü aradığı<br />

görüşme(tape:2939);<br />

Mehmet: “Ben konuştum de, söz verdim de anladın mı", Yavuz: “Tabi canım öyle şey<br />

mi olur ya dedim ne yaparsanız yapın verirler mi arkadaşlar ya…öyle şey mi olur ya",<br />

Mehmet: “Gözünü seveyim onu şey yap ya adamı", Yavuz: “Sen de yanlış konuşuyorsun ya biz<br />

ne konuşmuşsak o dur diyeceksin ya…ben gidiyorum ona şimdi ben söylerim gerekeni".<br />

Mehmet Yenice, kendisinden şike anlaşmasına konu parayı isteyenlerin yedi defa<br />

telefon ettiğini, durumun netleşmemesi nedeniyle ödeme yapamadığını söyleyip, Yavuz<br />

Ağırgöl'den bu konuyu İlhan Ekşioğlu ile konuşmasını istemektedir.<br />

424/678


16.05.2011 günü saat: 11.08’ de Mehmet Yenice'yi Yavuz Ağırgöl'ün aradığı<br />

görüşme(tape:2940);<br />

Mehmet: “Ne yapayım dolaşıp duruyorum işte durmadan telefon ediyorlar" ,<br />

Yavuz: “Evet parayı vermeyin diyor", Mehmet: “Ne yapacaz ya", Yavuz: “Sen geleceksin<br />

senin hakkını alacaksın gerisini verecez bunlara", Mehmet: “Hepsini", Yavuz: “Ben sana bir<br />

şey söylüyorum kardeşim…kavga ettim şimdi ya…sen bak abi hiçbir şey vermiyorsun<br />

alıyorsun geliyorsun 200’ünü veriyoruz geri kalanı bizde kalıyor", Mehmet: “Yarısı<br />

veriliyor yani öyle mi", Yavuz: “Verme yarısını nasıl vereceksin adama…sen şimdi 300 yok<br />

mu…100’ünü sen al 200’ü de getirelim bunlara geri verelim bitsin bu iş al yok diyelim…biz<br />

buna verelim bitsin", Mehmet: “Üç olsun da bari hiç olmazsa şeyimi alayım ya", Yavuz:<br />

“Hiçbir şey vermiyoruz oradakilere bir şey verme", Mehmet: “Abi oradakilere bir şey<br />

vermiyor muyuz…200 verecem oraya öyle söylediniz ya şimdi", Yavuz: “Ben söyledim 200<br />

verdin 200’de bunlara geri verecez…bizdekini de üçe bölecez o zaman başka çaresi var<br />

mı", Mehmet: “3 vereceğin yere 1 ver diyorsun öyle mi", Yavuz: “Ya, ha…şimdi Cemil geldi<br />

yanıma bir dakika Cemil yanıma geldi".<br />

Sanıklar şike parasının bir kısmının geri verilmesi ile nasıl pay edileceği konusunda<br />

tartışmaktadırlar.<br />

16.05.2011 günü saat: 11.13’ de Mehmet Yenice'yi Yavuz Ağırgöl'ün aradığı<br />

görüşme(tape:2941);<br />

Yavuz: “Cemil’de yanımda o çocuğa 100 vereceksin", Mehmet: “Ben veremem<br />

gelin siz verin o zaman ben 3’de..100’ü nasıl vereyim ben yapamam onu", Yavuz: “Hiç<br />

verme o zaman", Mehmet: “Olur mu ya nasıl verme diyorsun ya… ben 200’ü veriyorum o<br />

zaman öbür tarafında yanında telefon açarım bu kadar veriyorum derim çeker gelirim<br />

ben…gidiyorum şimdi 200’ü veriyorum 100’le de dönüyorum… Ben giremem öyle<br />

şeylere", (Yavuz telefonu Cemil Turhan'a veriyor), Cemil: “Ya abi bak ya hiçbir şey<br />

ödenilmeyecek ya bu ne birine vereceksin birine vermeyeceksin…sen Yavuz abiyi bekle",<br />

Mehmet: “Nasıl bekleteyim adamları…sizin için o kadar kolay"<br />

Şike anlaşmasının karşı tarafından iki kişi olduğu Cemil Turhan'ın " birine vereceksin<br />

birine vermeyeceksin " cümlesi ile net olarak anlaşılmaktadır.<br />

16.05.2011 günü saat: 11.18’ de Mehmet Yenice'yi Yavuz Ağırgöl'ün aradığı<br />

görüşme(tape:2942);<br />

Yavuz: “Ben geleyim mi oraya", Mehmet: “Gel abi sen hallet yani ben nasıl o 100’ü<br />

şey yapayım ya", Yavuz: “150’yi buraya getir 150’nin üstüne de bizdeki ellinin birin beşini<br />

koyup verecez, diğerini geri kalanı da oraya verdik diyecez… adam beni tehdit etti ya sen<br />

ne konuşuyorsun ya…ben gelirsem hiç vermem bak", Mehmet: “O zaman bizi silahla vur<br />

sen…vermeyecekmisin gelsen", Yavuz: “Gelsem vermeyecem" Mehmet: “Ben ne olacam o<br />

zaman", Yavuz: “Ben gelecem diyecem biz sizi şeyle olmadı siz yapmadınız…ben diyorum<br />

ki 150’yi ver 150’yi de geri getir aynısını söylüyorum…beni dinle beni şimdi İlhan bey<br />

bekliyor git uçakla bilet al git dedi ben diyecem ki Mehmet alıp geliyor parayı bak sana<br />

söylüyorum Mehmet hangisini diyorsam onu yap", Mehmet: “Ben sana haber verecem<br />

şimdi" .<br />

Sanıklar Mehmet Yenice, Yavuz Ağırgöl ve Cemil Turhan'ın, İlhan Ekşioğlu tarafından<br />

şike anlaşmasında kullanılmak üzere verilen 400 bin Doların 100 binini kendilerine ayırdıkları<br />

425/678


u görüşme içeriğinden çok net anlaşılmaktadır. İlhan Ekşioğlu paranın yarısı olan 200 bin<br />

Doları geri isteğinden geri kalan kısmın verilmesi ve paylaşılması noktasında sanıklar kendi<br />

aralarında tartışmaktadırlar.<br />

16.05.2011 günü saat: 11.24’ de Mehmet Yenice'yi Yavuz Ağırgöl/Cemil Turhan'ın<br />

aradığı görüşme(tape:2943);<br />

Yavuz: “Bak Cemil istiyor veriyorum onu", Cemil: “Yavuz abin gelsin oraya<br />

kardeşim", Mehmet: “Hiç vermem derse ne olacak", Cemil: “Şimdi hiç vermem dediği<br />

zaman tabi onlar karşı karşıya gelecek oturup konuşsunlar abi eğer sen hiç yani vermeden<br />

buraya geliyorsan gel", Mehmet: “Ben onların yanına şimdi girmek üzereyim …orda... şeyi<br />

yaparım sizi ararım".<br />

16.05.2011 günü saat:11.33’de İlhan Ekşioğlu’nu, Mehmet Yenice’nin aradığı<br />

görüşme(tape:3001);<br />

Mehmet: “Ben şimdi şeylerle beraberimde, senin ismini bilmiyorlar ben 2<br />

verilecek değil mi”, İlhan: “2 verilecek 2’yi de al gel,…yarın sabah bende ol”, Mehmet:<br />

“Arabayla geliyorum saat 1’de 2’de orada olurum,…yine şeye mi geleyim Alt yola mı”, İlhan:<br />

“Alt yola gel he alt yola sen de gel seninle işim var”.<br />

16.05.2011 günü saat: 11.49’ da Mehmet Yenice'nin Yavuz Ağırgöl/Cemil Turhan'ı<br />

aradığı görüşme(tape:2944);<br />

YAVUZ AĞIRGÖL : Efendim<br />

MEHMET YENİCE : Alo<br />

Y.A : Hı<br />

M.Y: Yöneticiyle görüştü iki ver dedi onların yanında anladın mı<br />

Y.A : Nasıl<br />

M.Y: İki ver dedi yöneticiyle görüştü iki ver dedi ikiyi de al dedi yarın dedi<br />

öğleden sonra benim yanımda ol dedi<br />

Y.A : Hı<br />

M.Y: Senle işim var dedi ikiyi verdim ben çıkıyorum şimdi<br />

Y.A : İkiyi mi verdin<br />

M.Y: Ha öyle söyledi o<br />

Y.A : Öyle şey olur mu ya o zaman nasıl olacak anlamadım<br />

M.Y: Bana değil kendisine sor, kendisine sorsana<br />

Y.A : Oğlum bana da aynısını söyledi ben sana bir şey söylüyorum ya<br />

M.Y: Ne yapayım adamlar onla görüştüler işte öyle söyledi<br />

Y.A : Ya onla görüştükleri bırak abi ben sana bir şey söylüyorum ya<br />

M.Y: Abi ben verdim zaten<br />

Y.A : Bizi hiç dinlemiyorsun ya<br />

M.Y: Ben seni dinliyorum ... ben verdim zaten anladın mı<br />

Y.A : Neyi verdin<br />

M.Y: Sadece geliyorum öğleyin ordayım yanındayım oradan da şeye gidecem öbür<br />

adama altı yola ordan ne yapacaksa verecek beraberli tamam mı bu kadar başka benim bir şeyim<br />

yok hadi öpüyorum<br />

Y.A : Abi ben sana bir şey söylüyorum sen kendi kendine iş yapıyorsun anlamadım ki<br />

bu işi<br />

M.Y: Şimdi konuşma o zaman gelince konuşalım<br />

Y.A : Nasıl gelince parayı verdikten sonra ne konuşacaksın ya<br />

M.Y: Abim öyle söyledi onların yanında öyle söyledi<br />

426/678


Y.A : Allah, Allah<br />

M.Y: ... ara da sor ona<br />

Y.A : .... veriyorum Cemil e<br />

M.Y: Ara da ona sor, ara da ya ben yarın gelince konuşalım<br />

(YAVUZ AĞIRGÖL TELEFONU ARKA PLANDA BULUNAN CEMİL TURHAN'a<br />

VERİYOR)<br />

CEMİL TURHAN : Alo, ne oldu ya söyle<br />

YAVUZ AĞIRGÖL : Abi şimdi şeyle konuştular yöneticiyle konuştular<br />

C.T : Kim<br />

M.Y: İki ver dedi anladın mı iki verdim ben de yarın dedi benim yanımda ol dedi<br />

öğleden sonra dedi hatta sabah ol dedi de ben sabah gelemem dedim yarın öğleden sonra<br />

yanındayım dedim ikiyi de al getir dedi bu kadar<br />

C.T : Ya kardeşim sen hasta mısın ya<br />

M.Y: Senle işim var dedi<br />

C.T : Hı, sen kimle<br />

M.Y: Abi onların yanıda öyle söyleyince ben ne yapayım ya zaten üç olan şey ikiye<br />

düşürdü ya yani sana kolay geliyor bu<br />

C.T : Ya kardeşim<br />

M.Y: Ben gelince konuşalım şunu<br />

C.T : Ya kardeşim ya ben de sana anlatamıyorum ki sen niye onla konuşuyorsun<br />

kardeşim ya<br />

M.Y: Konuştur dedi al bizde böyle şey mi olur dedi Hasanım dedim böyle böyle<br />

dedim sonra dedim bana şey yapmayın dedim ben gelince konuşuruz<br />

C.T : Ya şimdi abi sen bırak ya gelince konuşuruz diyorsun ya öyle bir saçma<br />

konuşuyorsun ki<br />

M.Y: Abi ne yapayım peki yani siz şimdi orda bunu ikna edemiyorsunuz ben nasıl ikna<br />

edeyim peki, ben ikna edemiyorum<br />

C.T : Ya sen ikna edecek sen değilsin ben sana ne dedim açma vermeye kimseye<br />

para<br />

M.Y: Hı<br />

C.T : Niye veriyorsun parayı<br />

M.Y: Ver dedi onlar o şeyde kendisi söyledi<br />

C.T : Ya sana ne onlara abi ya niye veriyorsun ya<br />

M.Y: Allah, Allah bana ne diyorsun abi ya gözünü seveyim ya Allahını seversen<br />

yapma bi de sen böyle yapma bari ya<br />

C.T : Ya sen ben sana bir şey anlatmak istiyorum sen niye oraya telefon açıyorsun<br />

bir daha kardeşim ya söyle ben sana diyorum ki benden habersiz hareket etme diyorum<br />

sana niye hareket ediyorsun ya<br />

M.Y: Öyle ama durmadan öbürü de telefon ediyor<br />

C.T : Kim<br />

M.Y: Öbür telefon yoksa ben kalkıp üçünü şey yapacam o zaman verecem ya gelince<br />

konuşsak olmaz mı abi ben yarın geliyorum yanındayım on iki bir de yanındayım<br />

C.T : Sen oraya şimdi şuan bir şey vermedin hiç vermedin<br />

M.Y: Verdim, verdim öyle söyledi o söyleyince öyle verdim<br />

C.T : İkisini birden vereceksin diyorsun şimdi diyorsun bak şimdi diyorsun ya<br />

M.Y: Ya oraya getirecem işte<br />

C.T : Hı<br />

M.Y: Yüz bende, yüz bende yüz de şeyde iki yüz de ona verecez<br />

C.T : Ne oldu şimdi değişen ne oldu şimdi<br />

427/678


M.Y: Bir şey olmadı işte yapamadınız ki orda halledebildiniz mi<br />

C.T : Ya Yavuz abi Yavuz abi geliyor sana usta<br />

M.Y: Tamam gelsin abi<br />

C.T : Tamam bir dakika veriyorum bir dakika al<br />

M.Y: Tamam<br />

(CEMİL TURHAN TELEFONU ARKA PLANDA BULUNAN YAVUZ<br />

AĞIRGÖL'e VERİYOR)<br />

YAVUZ AĞIRGÖL : Alo<br />

MEHMET YENİCE : Efendim<br />

Y.A : Ben geliyorum abi sen para mara verme<br />

M.Y: Hı<br />

Y.A : Para mara verme<br />

M.Y: Verdim ben bitti iş<br />

Y.A : Verdim diyor ya<br />

M.Y: Adam öyle söyledi onların yanında söyledi ver ikiyi dedi<br />

Y.A : Kim söyledi ya biz sana ne söyledik sen ne söyledin ya Mehmet sen bizle dalga<br />

mı geçiyorsun ya<br />

M.Y: Allah, Allah sen herhalde<br />

Y.A : Bize nağme yapma ya gözünü seveyim lütfen ya<br />

M.Y: Bak ben de sana bir şey söyleyeyim<br />

Y.A : Ben sana dedim ki<br />

M.Y: Siz de benle dalga geçmeyin<br />

Y.A : Senle dalga geçmiyoruz ya<br />

M.Y: Gel diyorum gelmiyorsunuz ver diyorsunuz ver diyorsunuz<br />

Y.A : Kim diyor gel diyorsun gelmiyor ya<br />

M.Y: Beni burda attınız şeyin içine<br />

Y.A : Hiç bir şeye atmadık ben sana söylüyorum<br />

M.Y: Sen eğer geliyorsan gel havaalanına geliyorum almaya seni<br />

Y.A : Ha parayı verme yalnız<br />

M.Y: Verildi, verildi bitti iş<br />

Y.A : Verildiyse niye geleyim sana ya<br />

M.Y: Ne bileyim geleyim diyorsun<br />

Y.A : Allah, Allah sen de diyorsun ben sana giderken daha verme dedim ya bak dedik<br />

ki bu adama yüz elli vereceksin yüz elliyi geri getireceksin<br />

M.Y: Ya bak ben de sana, biliyorum bak bunu, bunu telefonda konuşma ben biliyorum<br />

senin ne konuştuğunu<br />

Y.A : Evet<br />

M.Y: Adamlar dediler ki böyle böyle illa bizi görüştür<br />

Y.A : Görüştür<br />

M.Y: Ben de açtım, ben de açtım<br />

Y.A : Tabi diyorum benle görüştür<br />

M.Y: Ne bileyim senle görüşeceğini yön<br />

Y.A : Ha bak Mehmet bize nağme yapma lütfen rica ediyorum ya bak Allah aşkına<br />

yapma<br />

M.Y: Ya ne nağme yapacam size<br />

Y.A : Yapıyorsun işte<br />

M.Y: Ne nağme yapacam yani<br />

Y.A : Ben sana giderken dedim ki verme niye verdin<br />

M.Y: Ya birisi ver diyor birisi verme diyor şimdi<br />

428/678


Y.A : Ya biz diyorum parayı getiren kimdi sana parayı kim verdi ben vermedim mi<br />

M.Y: Ya abi şunu bi yani bu telefonda bunu şey yapma ben yarın geliyorum<br />

Y.A : Ama şey yapma şimdi ben eğer verme adama diyeceksin ki<br />

M.Y: Yarın geliyorum aldı mı al tamam mı<br />

Y.A : Hı<br />

M.Y: Ben yarın geliyorum tamam mı<br />

Y.A : Sen parayı<br />

M.Y: Yarın ben inecem<br />

Y.A : Bak ben sana söylüyorum iki yüz getireceksin buraya<br />

M.Y: Yok nerden getirecem ki<br />

Y.A : Öyle abi iki yüzü getireceksin yani başka türlü olmaz bu iş ben sana<br />

söylüyorum<br />

M.Y: Ya, sen benle şey geçiyorsun herhalde ya iki yüz getireceksin diye ben, ben<br />

neden şeyim mi var param mı var<br />

Y.A : Bak sana diyorum ki biz sana baştan dedik ki bu adama yüz ver ben yüz elliyi de<br />

burda<br />

M.Y: Ben de sana giderim<br />

Y.A : Bak bir dakika<br />

M.Y: Senle beraber gideriz şeyin yanına öbür adamın yanına onun yanında ne<br />

talimat verdiğini konuşurum niye böyle söylüyorsun niye beni burda zor duruma sokuyorsun<br />

ya<br />

Y.A : Oğlum ben seni zor duruma düşürüyorum diyorum ki ben sana<br />

M.Y: Ordan işi halledemiyorsunuz ondan sonra bana burda şey yapıyorsunuz ya<br />

Y.A : Ben hallettim işi dedim ki sana ben burda<br />

M.Y: Gideriz senle yarın öğleden sonra öbürünün yanında olacak anladın mı<br />

Y.A : Evet<br />

M.Y: Otururuz sen böyle talimat verdin mi vermedin mi<br />

Y.A : Ya vermiştir bana da aynı şeyi söyledi iki yüzü geri getir dedi<br />

M.Y: Allahım nerden neyi getirecem ben iki yüzü<br />

Y.A : Bana dedi, bana İlhan bey dedi ki iki yüzü geri getir<br />

M.Y: Eee<br />

Y.A : Tamam<br />

M.Y: Onlara da öyle söyledi işte bu kadar veriyoruz dedi<br />

Y.A : Tamam, ben de diyorum ki ben de sana dedim ki burdan giderken adama<br />

gidiyorum dedin adama giderken dedim ben yüz elli ver yüz ellisini geri getir dedim demedim<br />

mi sana<br />

M.Y: Abi kabul ediyorlar mı ya Allah, Allah niye söylüyoruz canım<br />

Y.A : Etmezse etmesin verme hiç dedim<br />

M.Y: Adamın verdi şey üç olarak şey yapmışsın kalkıyorsun bunu şey yapıyorsun öyle<br />

mi ben de sahasında yüz de verecem şey daha iyi değil mi bizim avantajımıza değil mi<br />

Y.A : Ya kardeşim sen kendi kendine yaptın bu işi<br />

M.Y: Ama, adam haklı<br />

Y.A : Ben sana söylüyorum Mehmet bize<br />

M.Y: Ben geliyorum ...<br />

Y.A : Bize yanlış yapma sen daha parayı marayı da vermemişsin ben biliyorum<br />

M.Y: Vermediysem Kur an çarpsın<br />

Y.A : Kur an çarpsın vermemişsin ben biliyorum<br />

M.Y: Şerefsizim verdim<br />

Y.A : Şimdi ben sana söylüyorum Mehmet bize nağme yapma kardeşim<br />

429/678


M.Y: Tamam, tamam abicim ben nağme yapıyorum tamam yarın on iki de bir de<br />

ordayım orda oturur konuşuruz tamam mı<br />

Y.A : Abi<br />

M.Y: Ben verdim diye yani bana şey yapma şimdi ya<br />

Y.A : Ne yapmayım<br />

M.Y: Yani bi de böyle şey altına sokuyorsun şimdi o diyor ki sen alıyorsun sen<br />

diyorsun sen alıyorsun diyorsun herhalde yani burda<br />

Y.A : Ya biz sana söyledik Mehmet ya yapma ya gözünü seveyim ya<br />

M.Y: Bak Kur an çarpsın<br />

Y.A : Ben sana giderken söyledim verme<br />

M.Y: Adamla, adamla konuşuldu adam dedi ki iki yüz vereceksin onların yanında<br />

senle gidelim diyorum yarın şeyin yanına<br />

Y.A : Kimle konuştu ya hangi adamlan konuştu<br />

M.Y: Altı Yola gidelim Altı Yola<br />

Y.A : Hangi adamla konuştu oğlum sen bana niye nağme yapıyorsun ya hangi adamla<br />

konuştu<br />

M.Y: Altı,ya Altı yol<br />

Y.A : Allah,Allah altı yolu ben de diyorum sana Altı yol dedi bana dedi aynı şeyi<br />

şimdi sana ben giderken dedim ki<br />

M.Y: ... dedi ... söyledi<br />

Y.A : Ben de sana giderken dedim ki sana giderken verme bu kadar paranın gerisini<br />

buraya getir sen de dedin oraya gidecem bir konuşayım seni arayacam niye aramadın verirken ya<br />

Mehmet<br />

M.Y: Ya nasıl aramadın işte şeyden aradım<br />

Y.A : Bak sana söylüyorum sen ne diyorsan de ben bir şey demiyorum sen şimdi bak<br />

Cemil de burda diyor yanlışın yapmasın bize,sen şimdi<br />

M.Y: Lan nerde yanlış yaptım ben ney onu bana bir söyle ney yanlışı yaptım yani şey<br />

mi oynadım şimdi rol mü yapıyorum yani<br />

Y.A : Abi niye verdin peki bize sormadan niye verdin<br />

M.Y: Ya niye verdim adamla konuştur dedi ya Allah, Allah ben adamın ismini<br />

vermedim yönetici diye adam da dedi ki onlara,onlara ... dedi<br />

Y.A : Biz, biz sana dedik ki kardeşim bak ben sana dedim ki yüz elli ver gerisini biz<br />

burda halledeceğiz demedim mi<br />

M.Y: Allah, Allah ya ben sana bir şey söyleyeyim öbürünün verdiğini sen al abicim<br />

bırak bana şey yapmayın böyle ya hayret bir şey ya gelince senle gidecez o adamın yanına<br />

senle gidecez senin yanında diyecem ki sen böyle böyle söylemedin mi onlara diyecem ya<br />

Y.A : Ya bana da söyledi ya Allah, Allah sen<br />

M.Y: ... onun yanında söyleyecem işte<br />

Y.A : İyi bana da söyledi diyorum ya ben söylemedi demiyorum ki<br />

M.Y: ... ne yapayım yani ben şimdi yüz milyar<br />

Y.A : Ben sana söyledim dedim ki Mehmet verme<br />

M.Y: Ama ne yapayım burası sen halloluyor mu bura sanki ...<br />

Y.A : Bak,bak o zaman bana gel diyeceksin ben gelecem halledecem<br />

M.Y: Bak ben de sana ne diyorum bak ben yarın geliyorum senle gideriz öbür tarafa<br />

konuşursun orda abicim tamam mı<br />

Y.A : Ne konuşacam<br />

M.Y: İşte ne konuşulacaksa<br />

Y.A : Ne konuşacam adama<br />

M.Y: ... gelecek<br />

430/678


Y.A : Adama mecburuz geriye iki yüzü vermeye ya ne diyorsun sen ya sen dedikten<br />

sonra öyle dedikten iki yüzü mecbur verecez ...<br />

M.Y: Öyle söyledi<br />

Y.A : Allah, Allah ben de sana<br />

M.Y: ... sabahleyin yanımda ol dedi ben sabah gelemem dedim ben uçakla<br />

gelmiyorum dedim arabayla geliyorum dedim<br />

Y.A : Hı<br />

M.Y: Yarın birde iki de yanınızda olur yanında olurum dedim niye gelecem<br />

dedim altı yola gel dedi<br />

Y.A : Tamam, ama<br />

M.Y: Eee senle beraber gideriz anladın mı<br />

Y.A : Ne gidip ne diyecem<br />

M.Y: ... söyledin mi onlara derim<br />

Y.A : Ne diyecem<br />

M.Y: Hayır diyorsa o zaman bana konuş<br />

Y.A : Ya sana hayır demedi hayır demez bana da dedi ki git söyle iki yüzü getirin<br />

İKİ YÜZ DE ONUN OLSUN bana da aynı şeyi söyledi sana da söyledi<br />

M.Y: ... bizim mi olacak<br />

Y.A : Onun olsun YANİ FUTBOLCUNUN OLSUN ya beni niye konuşturuyorsun<br />

ya<br />

M.Y: ... sen bana böyle bunları konuşma ben yarın geliyorum abi tamam<br />

Y.A : Yahu kardeşim bak sen parayı verme<br />

M.Y: Vermediysem şerefsizim<br />

Y.A : Ben geleyim oraya, geleyim orda işi bitireyim<br />

M.Y: Beni buraya bağırttırma vermediysem şerefsizim diyorum ya<br />

Y.A : İyi tamam peki<br />

M.Y: İnanmıyor musun ya<br />

Y.A : Tamam kardeşim gel tamam<br />

M.Y: Yani beni yalancı mı çıkartıyorsun şimdi Yavuz abi hem böyle şeye sokuyorsun<br />

ondan sonra da kalkıyorsun böyle söylüyorsunuz ya<br />

Y.A : Ben mi yalancıyım<br />

M.Y: Ben sen yalancısın demiyorum beni yalancı duruma sokuyorsun<br />

Y.A : Ama yalancı duruma sokuyorsun biz sana laf söyledik dedik ki<br />

M.Y: Ne yapayım öbür taraf öyle söyledi<br />

Y.A : Verme, verme dedik<br />

M.Y: Öyle söyledi öbür tarafı gelince konuşturayım diyorum böyle söyledin mi<br />

bunlara diyeyim<br />

Y.A : Tamam kardeşim ben o zaman<br />

M.Y: Niye beni böyle şey yapıyorsun ya<br />

Y.A : Şimdi gel buraya buradan parayı verecez gideceksin gel<br />

M.Y: Hı<br />

(YAVUZ AĞIRGÖL TELEFONU ARKA PLANDA BULANAN CEMİL<br />

TURHAN'a VERİYOR)<br />

CEMİL TURHAN : Alo<br />

MEHMET YENİCE : Alo<br />

C.T : Böyle bağıra bağıra ne konuşuyorsunuz ya<br />

M.Y: Abi yav niye işte ben de onu söylüyorum yarın gelince anlatayım konuşayım<br />

diyorum ya yani beni öyle bir şey durama sokuyor ki sanki ben götürdüm bilmem ne yaptım ona<br />

geliyor ya<br />

431/678


adamı<br />

C.T : Peki<br />

M.Y: Ben öyle şey yapar mıyım yani öyle mi yapacam size<br />

C.T : Peki ben sana bir şey daha söyleyeyim ya sen niye orayı arıyorsun ki telefonla<br />

M.Y: Abi ne oldu biliyor musun bak<br />

C.T : Hı<br />

M.Y: Dedi böyle böyleydi dedim aslanım dedim yani benle sonra şey yapma<br />

dedim böyle söylediler dedim verilen talimatı uyguluyorum ben dedim hatta ...<br />

C.T : Ben sana ama bir dakika bir dakika<br />

M.Y: Anladın mı ... yanında onun üzerine ismini bile söylemedim anladın mı<br />

C.T : Bir dakika bir dakika o önemli değil ama<br />

M.Y: Söylemedim ... bak dedim bana dedim böyle böyle söylüyorlar dedim<br />

C.T : Hı<br />

M.Y: Sen kendin söyle dedim, dedi ki iki yüz vereceksin öbür tarafını getireceksin<br />

yarın sabah bende olacaksın dedi ben dedim ki ben arabayla geliyorum yarın sabah sende<br />

olamam dedim öğleden sonra gelirim dedim ben de diyorum ki yarın Yavuz abiyle gideriz<br />

oraya Altı yola sen bunlara böyle böyle söyledin mi söylemedin mi söyletirim ben orda<br />

C.T : O dava o değil ki ya kardeşim ya sen<br />

M.Y: Talimat verdi ne yapayım<br />

C.T : Sen neyin şeyini konuşuyorsun ya ben Yavuz abi sana bir şey söylüyor sen başka<br />

şey söylüyorsun ya sen oraya ne açıyorsun telefonu aç buraya aç niye buraya açmıyorsun<br />

kardeşim ya<br />

M.Y: Abi adam öyle söyledi biz dedi öyle böyle şey yapmayız dedi bizi görüştür<br />

dedi hatta dedi başkanla dedi<br />

C.T : Ya kardeşim<br />

M.Y: Başkan yok dedim bu şeyde dedim bir tane şey var dedim yahu gelince<br />

konuşsak olmaz mı Bİ DE BENİ İÇERİ ATTIRMAYIN ALLAH AŞKINA YA<br />

C.T : Ya dava, dava o değil be abicim<br />

M.Y: ... dedi ki yarın dedi senle işim var dedi gel dedi anladın mı getir dedi senle de<br />

yarın işim var dedi yarın da onu işte Yavuz abiyle gidelim yanına diyorum orda da<br />

C.T : Gitseniz ne olur sen şimdi, şimdi ona dedin mi ikiyi verdim diye ...<br />

M.Y: Tabi öyle söyledi zaten kendisi söyledi<br />

C.T : Ya hiç olmazsa şey onu üç olur de bir şey olur de ya niye onu sen onla<br />

konuşuyorsun bu işleri ya öyle bir acizsin ki vallahi<br />

M.Y: Abicim gözünü sevdiğim ben size dedim ki onların yanında sizi arayım<br />

görüşün dedim mi siz ne dediniz hayır dediniz demediniz mi<br />

C.T : Ya orayı niye arıyorsun o senle konuşmak istemiyor ki bu konuları ya<br />

M.Y: Ben de sana diyorum ki siz de konuşmak istemediniz hayır dediniz ben de onlar<br />

da zannediyor<br />

C.T : Ya bir dakika yok Mehmet bir dakika,bir dakika sen demedin mi ben şimdi gidip<br />

orda konuşacam sizi arayacam demedin mi<br />

M.Y: Evet,evet<br />

C.T : Niye aramadın<br />

M.Y: Evet<br />

C.T : Niye aramadın<br />

M.Y: Ondan sonra bu ... verince oraya aradım işte<br />

C.T : Niye bizi aramadın<br />

M.Y: Yahu siz Allah, Allah beni niye arama bi de ayrıca sizi mi arayım o öyle<br />

söyleyince ya<br />

432/678


C.T : Ya oraya, orayı aramadan diyorum niye bizi aramadın<br />

M.Y: Abi ben gelince konuşalım Allah bak ter içinde kaldım şerefsizim ya<br />

C.T : İyi tamam,tamam hadi gel hadi gel hadi gel tamam hadi gel<br />

M.Y: Allahını seversen ya gelince anlatırım<br />

C.T : Hadi tamam hadi tamam<br />

3001 nolu Tape' de, şike anlaşmasının yapıldığı şahıslar ile bir arada bulunan<br />

Mehmet Yenice, verilecek paraya ilişkin olarak, yapılan anlaşmaya uyulmadığı için bu durumun<br />

İlhan Ekşioğlu tarafından söz konusu şahıslara ilk ağızdan iletilmesi sağlamak ve bu konuda<br />

kendisinden kaynaklı bir durumun olmadığını göstermek amacıyla telefon açtığı ve İlhan<br />

Ekşioğlu'nun da 200'ün verileceğini söylediği açıktır. Bu görüşmeden 15 dakika sonra Mehmet<br />

Yenice ile Yavuz ve yanında bulunan Cemil arasındaki görüşmede (Tape 2944), adı geçen<br />

şahıslar, Mehmet Yenice'ye kızmaktadırlar. Çünkü İlhan Ekşioğlu tarafından verilen 400 bin<br />

Dolar'ın tümünü şike faaliyetinde kullanmak istemeyen sanıklar verilen bu paranın önemli bir<br />

kısmını da, İlhan Ekşioğlu'nun bilgisi dışında kendilerine ayırmak istemektedirler. Bu tespit<br />

aşağıdaki tapede çok daha net görülmektedir. (Mehmet Yenice'nin 0 532 3475944 nolu cep<br />

telefonu ile yapılan ve 13 dakika 21 saniye süren 1064019080 ID nolu görüşmesi<br />

dinlenildiğinde durum çok daha net anlaşılmaktadır)<br />

16.05.2011 günü saat: 12.11’ de Yavuz Ağırgöl'ün Mehmet Yenice'yi aradığı<br />

görüşme(tape:2945);<br />

MEHMET YENİCE : Efendim<br />

YAVUZ AĞIRGÖL : Ne yapıyorsun<br />

M.Y: İyi ne yapayım<br />

Y.A : Şimdi bak arkadaş ben sana bir şey söylüyorum<br />

M.Y: Hı<br />

Y.A : Şimdi bu adamlara biz iki yüzü geri verecez de mi<br />

M.Y: Evet<br />

Y.A : Yani bizdeki yüzü gitti<br />

M.Y: Hı<br />

Y.A : Bizdeki yüzü geri getirecez biz de, de mi<br />

M.Y: Evet<br />

Y.A : Şimdi ben sana bir şey söylüyorum sen o zaman İlhan a diyeceksin ki ben üç<br />

yüz kâğıt verdim kardeşim ancak razı ettim<br />

M.Y: Ama o öyle söyledi<br />

Y.A : E desin ...<br />

M.Y: Ben seni yanıma alır senle gideriz bak senle gideriz senin söylediklerini ben<br />

onun yanında söylerim elli de fazla verdim derim anladın mı şey olmadılar derim gidelim<br />

senle konuşalım senle gidecez zaten sen böyle söylemedin mi diyecem böyle böyle adamlar<br />

da şey olmadı bende öyle<br />

Y.A : Şimdi ben de sana diyorum ki hiç olmazsa onlardan bi elli kesseydin yüz elli<br />

kesseydin<br />

M.Y: ... bunu verseydi elli oluyordu zaten kesiyordum yani tam verseydik kesiyordum<br />

öyle söyledim ya zaten<br />

Y.A : Tamam ben de sana diyorum ki şimdi diyeceksin ki sen bu adamlara gene<br />

elliyi sen gene diyeceksin elliyi o elliyi getireceksin üstüne de biz elliyi koyacaz yirmi beşer<br />

benle Cemil alacaz o kadar ya gözünü seveyim ya<br />

M.Y: Tamam abi bak ne diyorum senle buluşalım sen, sen<br />

Y.A : Şimdi sen yüz elli getireceksin<br />

M.Y: Ben nerden yüz elli getireyim ya<br />

433/678


tamam<br />

yapayım<br />

Y.A : Onlardan geri alacaksın elliyi<br />

M.Y: Nasıl alayım ya ne diyorsun sen ya Allah'ını seversen ya<br />

Y.A : Ben diyorum, ben diyorum çünkü bu işi şey yapma<br />

M.Y: Tamam, tamam abicim ben sana gelince konuşuruz gideriz ordan konuşuruz<br />

Y.A : Gider adamla, adamlar bak beni dinle<br />

M.Y: Ya Yavuz abi söyledin şey olacak iş değil diyorum sana<br />

Y.A : Adamlara git çekinmeden, olacak iştir bak sen diyeceksin ki<br />

M.Y: Ya olacak iş olmuş olsa ben niye şey yapayım ben kendimi niye o kadar şey<br />

Y.A : Bak ben sana bir şey söylüyorum sen diyeceksin ben kötü duruma düştüm elli<br />

kâğıdı ben başkasına verdim diyeceksin adamlardan alacaksın almazsan biz o zaman ne<br />

olacak ya ben sana soruyorum ya<br />

M.Y: Abi gelince bak ne derim biliyor musun<br />

Y.A : Evet<br />

M.Y: Böyle, böyle bunları zor ikna ettim sen de böyle söylemene rağmen şey<br />

olmadı ben elli daha verdim derim senin yanında ona öbürüne<br />

Y.A : Hı<br />

M.Y: YA ABİCİM BUNDAN İÇERİ ATTIRMA Allah'ını seversen yarın gelecem<br />

oturalım konuşalım beraber gidecez diyorum ya<br />

Y.A : Ya beraber gidecez tabi zaten mecburi benle gideceksin ki para bende çünkü<br />

M.Y: Tamam, tamam senle gidelim beraber ben de sana onu söylüyorum orda<br />

konuşalım diyorum ya<br />

Y.A : Ha, ben de diyorum ki yüz elli adamlardan elliyi geri alsak elli de biz üstüne<br />

koyacağız hiç olmazsa yirmi beşer bizde kalır<br />

M.Y: Gelince konuşalım abi bunu abi ya Allah'ını seversen ya gözünü seveyim abi<br />

Y.A : Abi sen oradan sen bi adamlara git hemen elliyi verin hadi söylüyorum sana<br />

görüşürüz yarın görüşürüz burada<br />

Söz konusu 2945 nolu tape içeriğinden anlaşıldığı üzere, İlhan Ekşioğlu'ndan alınan<br />

şike faaliyeti için alınan 400 bin Dolar'ın yüz bini sanıklar arasında pay edilmek üzere öncesine<br />

ayrılmış ve bu para Yavuz Ağırgöl'de bulunuyor. Geri kalan 300 bin Dolar'ın Yavuz tarafından<br />

Ankara'da bulunan Mehmet Yenice'ye götürüldüğü sabit. Mehmet tarafından 200 bin Dolar<br />

verildiğinden geri kalan yüz bin ile sanık Yavuz'da bulunan 100 bin Dolar verildiğinde, sanıklar<br />

Yavuz, Mehmet ve Cemil'in kendilerine ayırdıkları paranın da tamamı İlhan'a geri verilmiş<br />

oluyor. Bu durumdan rahatsız olduklarından şike için verilen paranın bir kısmının Mehmet<br />

tarafından geri alınması isteniyor.<br />

16.05.2011 günü saat: 12.17’ de Mehmet Yenice'yi Yavuz Ağırgöl'ün aradığı<br />

görüşme;<br />

Yavuz: “Sen İlhan’a gitmeden bize gel…Dereağzı’na gel ki çünkü burdan<br />

gidecez", Mehmet: “Beraber gidecez oraya geliyorum direk ben seni yoldayken ararım",<br />

Yavuz: “Çünkü şey emanet bizde da…Cemil diyor ki ben 50’yi vermem diyor", Mehmet:<br />

“Direk senin oraya geliyorum vermesin", Yavuz: “O 50’yi de sen ordan nasıl yap".(tape:2946)<br />

1 7.05.2011 günü saat: 13.51’de Mehmet Yenice'yi<br />

(tape:2949) Mehmet Yenice telefona cevap vermiyor.<br />

İlhan Ekşioğlu'nun aradığı<br />

434/678


1 7.05.2011 günü saat: 13.52’de Cemil Turhan'ın,<br />

İlhan Ekşioğlu'nu aradığı<br />

görüşme(tape:2583);<br />

İlhan: “Cemil abi bu Mehmet nerde ya", Cemil: “Yola çıktı geliyor …geldiği zaman<br />

ben sana alo diyeceğim merak etme".<br />

1 7.05.2011 günü saat: 13.54’de Cemil Turhan'ı Mehmet Yenice'nin aradığı<br />

görüşme(tape:2584);<br />

Cemil: “Biliyor he biliyorum", Mehmet: “Bakmadım yani", Cemil: “Hiç bakma hiç",<br />

Mehmet: “Bakmayacağım hiç değil mi".<br />

17.05.2011 günü saat:15.32’de İlhan Ekşioğlu’nu Mehmet Yenice’nin aradığı<br />

görüşme(tape:3011);<br />

Mehmet: “Geldim işyerindeyim”, İlhan: “Benim iş yerimde misin,…iyi bekle<br />

geliyorum bekle sen orada,…şey benim kattasın demi”, Mehmet: “Güvenliğin oradayım da<br />

senin kata çıkıyorum”, İlhan: “Çık ben içeri haber vereceğim şimdi” .<br />

İletişim tespit tutanaklarından Mehmet Yenice'nin; kendisinde bulunan 300 bin<br />

dolardan 200 binini ilgili yerlere teslim ettiği, geri kalan 100 bin doları İlhan Ekşioğlu'na iade<br />

edeceğinin anlaşılması üzerine güvenlik görevlilerce saat:14.30’da Pendik Sabiha Gökçen<br />

Havalimanı kavşağına geçilerek takip çalışmalarına başlandığı, Mehmet Yenice’nin<br />

kullandığı<br />

34 UE 0887 plakalı mavi renkli Honda Cıvıc marka aracın Havalimanı kavşağından geçerek<br />

İstanbul istikametine doğru devam ettiği ve saat:14.45’de Mehmet Yenice’nin araçla Ümraniye<br />

Dudullu mevkiinde bulunan Çamlıca Turnikelerden Kartlı Geçiş Sistemi ile (KGS) geçtiği, araca<br />

turnikeleri geçtikten sonra Motosikletli resmi ekipler ve asayiş ekipleri tarafından asayiş<br />

uygulaması yapılmış, aracın bagaj kısmında Sarı Çizgili Siyah renkli bir poşetin olduğu,<br />

içerisinde bantlanmış ve paketlenmiş halde Dolar olduğu, Mehmet Yenice'nin görevlilere<br />

hitaben; poşetin içerisinde 100.000 dolar olduğunu, Cemil Turhan ile Ataşehir’de ev<br />

alacağını, poşet içerisindeki parayı Ataşehir’de ev almak için yanında bulundurduğunu ve<br />

Fenerbahçe Dereağzı Tesislerine Cemil Turhan’ın yanına gideceğini ifade ettiği, yapılan<br />

uygulama sonrasında Mehmet Yenice'nin içerisinde 100.000 dolar olan poşeti tekrar aracın<br />

bagaj kısmına bıraktığı, araçla Kadıköy istikametine doğru hareket ettiği,<br />

Yine iletişim tespit tutanaklarına göre Mehmet Yenice’nin Kadıköy’de bulunan<br />

Fenerbahçe Dereağzı Tesislerine geçerek paranın teslimi için Yavuz Ağırgöl ve Cemil Turhan’la<br />

buluşacağının anlaşılması üzerine yapılan takipte; saat:15.10’da Mehmet Yenice'nin 34 UE 0887<br />

plakalı araçla Dereağzı Tesisleri B kapısından giriş yaptığı ve aracı tesislerin otoparkına park<br />

ettiği, Cemil Turhan ve Yavuz Ağırgöl’ün Mehmet Yenice’yi tesislerin içerisinde<br />

karşıladıkları, Yavuz Ağırgöl’ün<br />

aracın bagaj kapağını açarak sarı çizgili s iyah renkli poşeti<br />

aldığı,<br />

Cemil Turhan ve Mehmet Yenice ile beraber tesislere doğru yürüdükleri,<br />

Yine iletişim tespit tutanaklarına göre Mehmet Yenice’nin Yavuz Ağırgöl ile birlikte<br />

İlhan Ekşioğlu’nun Kadıköy Osmanağa Mah. Söğütlü çeşme Cad. Bestekar Dil Hayat Sok No:1<br />

sayılı adreste bulunan ofisine geçerek parayı teslim edeceklerinin anlaşılması üzerine; güvenlik<br />

görevlilerce yapılan takipte; saat:15.24’te Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl’ün; Dereağzı<br />

Tesislerinden yaya olarak çıktıkları ve tesislerin karşısında ayaküstü bekledikleri, bu sırada<br />

435/678


Yavuz Ağırgöl’ün elinde sarı çizgili siyah renkli poşetin olduğu, bir süre sonra şahısların 34<br />

TFM 36 plaka sayılı ticari taksiye binerek Kadıköy istikametine doğru gittikleri, saat:15.34’te<br />

Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl’ün, Kadıköy Osmanağa Mah. Söğütlüçeşme Caddesi<br />

üzerinde ticari taksiden indikleri ve İlhan Ekşioğlu’na ait aynı cadde üzerinde bulunan<br />

Bestekar Dil Hayat Sok No:0l sayılı adrese girdikleri, bu sırada Yavuz Ağırgöl’ün sol elinde<br />

sarı çizgili siyah renkli poşetin olduğu, saat: 15.44’te İlhan Ekşioğlu’nun kendi ofisinin<br />

bulunduğu adrese geldiği ve binaya girdiği, saat:15.56’da Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl’ün<br />

adresten çıkarak Söğütlüçeşme Caddesi üzerinden Boğa’nın bulunduğu meydana doğru<br />

yürüdükleri, buradan Kuşdili Caddesi üzerine çıktıkları, bu sırada Yavuz Ağırgöl’ün<br />

elinde<br />

sarı çizgili s iyah renkli poşetin olmadığı,<br />

daha sonra şahısların cadde üzerinde 34 TES 49<br />

plakalı ticari taksiye binerek Fenerbahçe istikametine doğru ayrıldıkları 17.05.2011 günlü Fiziki<br />

Takip Tutanağı (Kl:28, Dizi:228-234 arası) içeriğinden anlaşılmıştır.<br />

Sanık Mehmet Yenice 100 bin Dolar ile ilgili fiziki takip tutanağında güvenlik<br />

görevlilerine beyan ettiği hususu duruşmada da yinelemiş, kendisine uygun ev bulması için<br />

parayı İlhan Ekşioğlu’na bıraktığını söylemiştir.<br />

Oysa Sanık Cemil Turhan duruşmadaki savunmasında özetle; “Bir para olayı var tabii<br />

ki. O para olayı bizim tabi ki Dereağzı'nda bizim muhasebemiz var ayrı bir muhasebe var.<br />

Giriyor o muhasebeye benim olduğum zaman içinde 400 bin dolar gönderiyor, getiriyor daha<br />

doğrusu. Ondan sonra ben onu bizim muhasebeciye bizim Erdal' a teslim ediyorum. O parada<br />

işte galiba 23 Nisan galiba 23 Nisan'da Mehmet beye Yavuz Ağırgöl'e teslim ediliyor. Teslim<br />

edildikten sonra ondan sonraki para akımını fazla bir bilgim yok orada işte bir 100 bin dolar<br />

kalıyor. Onu sonra tabi öğreniyorum bunları. Yüz bin dolar Yavuz abide kalıyor. İşte Mehmet de<br />

işte yüz bin dolar Erdal' a bırakıyor. Onun dışında tam bu sırada Mehmet Bey ile geldiği zaman<br />

konuşmaya o açıklar ziyade. Tabi ki bu paralar bu paralar daha sonra tabi ki iade edildi. İlhan<br />

beye” şeklinde beyanda bulunmuş, kırk yıllık dostum dediği Mehmet Yenice’nin ifadeleri ile ters<br />

düşmüştür.<br />

Söz konusu çelişkili savunmalar da göstermektedir ki, Sanık Cemil’in<br />

Gençlerbirliği takımından futbolcu transferi için verildiğini söylediği 400 bin Dolar’ın şike<br />

faaliyetinde kullanılmak amacıyla verildiği sabittir<br />

17.05.2011 günü saat:16.02’de İlhan Ekşioğlu’nun Yavuz Ağırgöl’ü aradığı<br />

görüşme(tape:3012);<br />

İlhan: “Bak bugün bu işi halledin ha”, Yavuz: “Kendini ben ...dönüşte bekliyorum<br />

burdan gideyim Ankara’ya başka sen ne diyorsan ben onu yapıyorum başka birşey yapacak<br />

halim yok”, İlhan: “Bak bugün hallet yarın dön gel uçakla,…Bu işi hallet” , Yavuz: “ben<br />

gideceğim işte bununla beraber gideceğim ne yapayım abi”.<br />

İlhan Ekşioğlu, şike için verilen paranın eksik gelmesinden dolayı sinirlendiği ve<br />

Yavuz Ağırgöl'den bu işi halletmesini yani geri lakan parayı getirmesini istemektedir.<br />

17.05.2011 günü saat:16.37’de İlhan Ekşioğlu’nun Faruk Yaşar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3013);<br />

İlhan: “Canım sıkkın ya,…bizim bu şantiye var ya Ankara’daki ,…o şantiye işte<br />

işçilerin şeyini gönderdik”, Faruk: “Göndermiştin ma…(maçtan) şeyden evvel değil mi”, İlhan:<br />

436/678


“Gönderdik ama şartı dedik ki yani dedik ki işte kalıpları iyi yapacaksın betonu iyi olacak”,<br />

Faruk: “Şimdi de yapılıp yapılmadığı belli değil”, İlhan: “Benim anlaştığım ustabaşılarıyla<br />

biriyle bizim arkadaşlardan biri daha anlaşmış…dolasıyla bu işi yapamayacağını açıkca beyan<br />

etmiş dedim ki bizimkine Dereye,…dedim söyle onun avansın yarısını geri getirsin,…bugün bir<br />

geliyor ki o yarısının yarısı da yok”, Faruk: “Yarısının yarısı da yok hiç yok”, İlhan: “Dördün<br />

üçü yok biri var,…birisi yani yüzü gitti,…yarısını ver yarısını bana getir dedim”, Faruk: “Evet<br />

ne oldu peki”, İlhan: “işte gece yarısı işçinin biri geldi eve …hiç olmazsa bir 100 ünü daha bana<br />

ver bende şeyi aradım Dere’yi aradım,…Dere’de iyi dedi bende verdim”, Faruk: “Dördün üçü<br />

gitti birimi kaldı”, İlhan: “Senin ananı si…, kimse alamaz seni elimden dedim …sen dedim lan<br />

benim paramı mı yiyecen lan dedim,…sen dedim Dere’yi Dere’yi Dere’yi niye arıyorsun,… sen<br />

Dere’ye mi tabisin bana mı tabisin dedim,…Yavuz’a dedim ki… sen şimdi bunla atlıyorsun…<br />

100 alıyorsun dedim yarın bana getiriyorsun dedim,…bunun altından ne sen kalkabilirsin ne ben<br />

kalkabilirim ne de Cemil abi kalkabilir,…çünkü dedim BEN BİZİM BİR NUMARAYA<br />

DEDİM Kİ 200 BENDE onu da bana ...yene diye yönlendirtti,…bende onu bekliyorum acil<br />

bende kendim koymayım da şirketten onu bekliyorum bir bakarım ki 100 ben şimdi ne<br />

diyeceğim ona ee 200’dü de 100 ünü ben bilmiyorum da vermişler,…denir mi bu Faruk,…bana<br />

dün diyor ki abi şimdi geldim işçinin yanına duysunlar ee o 200’ü veriyorum tamam dedim<br />

200’ü ver öyle de atla gel….kabahat bende abi bir kere denemişim bunu bu bir ib… çıkmış<br />

zaten geçen sene sen bir daha niye deniyorsun abi, …kötü oldum abi ben bu beni çok sarstı<br />

baba,…getirse de önemli değil getirmese de, getirecek eşek gibi de yani öyle bir şey yani üç<br />

yani ..ele Yavuz tamam ikisinin zaten o kalanı bana verirken elleri titremeye başladı ikisinin de<br />

sonra diyor ..konuşsana diyor o ona diyor dur kardeşim diyor Cemil abiyi aradık ya bende Cemil<br />

abiyle konuşurken kapadım hiç yüz rengi vermedim inkar mı ediyor diyor Cemil abi bana<br />

söylediklerini diyor” .<br />

3013 nolu tape içeriğinden, sanık İlhan Ekşioğlu'nun şike için verilen 400 bin doların<br />

200 binini beklerken 100 bin doların gelmesi üzerine çok sinirlendiği ve bunu, durumdan bilgi<br />

sahibi olduğu çok açık anlaşılan Faruk Yaşar ile paylaştığı görülmektedir. Sanık İlhan adeta<br />

Faruk Yaşar'a önceki tapelerin bir özetini anlatmakta, "BEN BİZİM BİR NUMARAYA<br />

DEDİM Kİ 200 BENDE" derken sanık Aziz Yıldırım'a da 200 bin doların geri alındığı bilgisini<br />

söylediği anlaşılmaktadır.<br />

17.05.2011 günü saat: 16.49’da<br />

İlhan Ekşioğlu’nun Yavuz Ağırgöl’ü aradığı<br />

görüşmede(tape:3014);<br />

Yavuz’un; soru üzerine Cemil’in yanında beklediklerini söylediği, İlhan’ın: “Gözünü<br />

seveyim hallet bak bu işin altından ne Cemil abi ne sen ne ben kalkabiliriz ha, …bak bu işi<br />

para, parada değilim ben, tamam mı işin şekli son derece, yanlış, … tamam o parayı almadan,<br />

…gelme buraya yani bak söyle” dediği, Yavuz’un onayladığı.<br />

18.05.2011 günü saat: 09.49’da Yavuz Ağırgöl'ü Mehmet Yenice'nin aradığı<br />

görüşme(tape:3242);<br />

Yavuz: “Şimdi ben konuştum… Ağayla, alıyorum …şimdi ben gidiyorum şeye oraya<br />

doğru…oradan alıp götürüp hemen vereceğim…şimdi dersin ben verdim o Yavuz geldi<br />

geliyor verdik yani", Mehmet: “Ama biraz geç geç git de ver adama ya" , Yavuz: “Sen dersin<br />

ben dersin… 9 buçukta ben aldım beraber gittik Yavuz adamla birde münakaşa etti aldı de…ben<br />

sana bir şey söyleyeyim mi…bu 5 kuruş alayım mı üstünden",<br />

Mehmet: “Abi hiç alma bak ne<br />

diyorum…benim paramı ver diyeceğim onu da sen alacaksın…ben verdim ki o zaman aldı<br />

diyeceğim şeyi öyle mi", Yavuz: “O kadar sen aldı diyeceksin ki sen başka bir şey demeyeceksin<br />

ya…öbürünü yapacaksın artık bilmem nasıl yapacaksın bilmem", Mehmet: “Ankara’ya mı…<br />

437/678


urayı bitireyim ondan sonra Ankara’ya da gideriz gelirsin…ben seninle buluştururum<br />

konuşursun halledebilirsen halledersin".<br />

18.05.2011 günü saat: 09.58’de<br />

İlhan Ekşioğlu’nun Fatma isimli şahsı aradığı<br />

görüşme;<br />

İlhan:“Yanlız bi 200 000 dolar alacaz bugün,…onu da, ha bankadan çekecez”.<br />

(tape:3018)<br />

18.05.2011 günü saat: 10.03’de Yavuz Ağırgöl'ü İlhan Ekşioğlu'nun aradığı<br />

görüşme(tape:3243);<br />

İlhan: “Ne yaptın", Yavuz: “Geliyorum geliyorum…senin yazıhaneye geleceğim<br />

geldim mi", İlhan: “İyi hallettin mi", Yavuz: “bitti bitti" .<br />

18.05.2011<br />

günü saat: 10.05’te<br />

İlhan Ekşioğlu’nun<br />

Sibel isimli şahsı aradığı<br />

görüşme<br />

(tape:3019);<br />

İlhan: “Şimdi Yavuz Ağırgöl diye biri gelecek Yavuz bey diye,…aşağıya da tembih et<br />

alsınlar seni görecek,…para bırakacak sana,…93 000 dolar”.<br />

18.05.2011 günü saat: 10.04’de Yavuz Ağırgöl'ü İlhan Ekşioğlu'nun aradığı<br />

görüşme(tape:3244);<br />

Yavuz: “Yalnız o aldığımdan 5 kuruş kesti i.ne…bu değil o adam…adamdan aldım<br />

ya…ne diyeyim artık ona da bir şey diyemedim", İlhan: “Sen ofise geç…5’i şeyde benim<br />

sekreter var…ben söylüyorum ona sen ona ver…95’mi var", Yavuz: “Evet", İlhan: “Onun 2’ sini<br />

de al içinden o da benden sana…bak aramızda hiç kimse bilmeyecek heh…93’ü teslim et şeye<br />

Sibel var sekreter Sibel".<br />

18.05.2011 günü saat: 10.11’de Yavuz Ağırgöl'ün Mehmet Yenice'yi aradığı<br />

görüşme(tape:3245);<br />

Yavuz: “Aradı beni seni aradı mı…ben geliyorum dedim yoldayım…aldım dedim…<br />

ama dedim bir ufak 5 kağıt birisine vermem lazımdı vereyim mi dedim…ver dedi", Mehmet:<br />

“Şimdi şeyi de sıkıştır…Cemil abiyi benim şeyi halletsin", Yavuz: “Onu artık sende telefonla ara<br />

söyle kardeşim ya…bundan sonra sen benden kurtulamazsın ben sana söyleyeyim he…onu da<br />

ara öbürüne de ara ikisini de ara de benimkini ver".<br />

18.05.2011 günlü Mobese Kameraları İnceleme Tutanağı'na göre; (Kl:28,<br />

Dizi:216-219 arası)<br />

18.05.2011 gününe ait Kadıköy ilçesinde bulunan 193 ve 203 nolu Mobese<br />

kameralarına ait görüntülerin incelemesinde;<br />

“Kadıköy 193 - 01 - 18.05.2011 10 45 55 906” isimli görüntü dosyası açıldığında,<br />

(01:41) dakikalık caddeyi gösteren kamera görüntüsü olduğu, (01:41) dakikalık görüntünün<br />

00:55:ci saniyesinde (1) numara ile numaralandırılan siyah takım elbiseli, kel, gri gömlekli, siyah<br />

ayakkabılı, elinde beyaz renkli poşet olan Yavuz Ağırgöl’ün (İlhan Ekşioğlu’nun ofisinin<br />

bulunduğu binanın giriş kapısı yönüne doğru) kameraya doğru yürüdüğü, şahsın aynı<br />

dakikalarda görüntünün sağında kalan yangın merdivenin yanından içeriye girerek gözden<br />

kaybolduğu, görüntünün devamında 01:27:ci dakikalarda belirtilen yerden çıkarak caddeye<br />

doğru yürüdüğü ve elinde bulunan beyaz poşetin şahsın elinde olmadığı, caddenin köşesinde<br />

bulunan simitçi olduğu görülen yere doğru yürüdüğü, Mobese görüntüsünün 01:31:ci<br />

dakikasında caddeye doğru yürüyerek gözden kaybolduğu anlaşılmıştır.<br />

438/678


Söz konusu tutanak içeriği, iletişim tutanaklarını teyit etmekte, Yavuz Ağırgöl'ün geri<br />

kalan parayı İlhan Ekşioğlu'na verdiği anlaşılmaktadır.<br />

1 8.05.2011 günü saat: 11.51’de Mehmet Yenice'yi Yavuz Ağırgöl'ün aradığı<br />

görüşme(tape:2950);<br />

Yavuz: “Geldin mi sende İstanbul’a…verdim bak kardeşim…teşekkür etti" , Mehmet:<br />

“Hani bir şeyinde olduğunu", Yavuz: “Hiçbir şey yok bu senin dediğin gibi aynısını söyledim<br />

ona…ne geldiyse öyle gitti".<br />

1 8.05.2011 günü saat: 11.55’de Mehmet Yenice'nin Yavuz Ağırgöl'ü aradığı<br />

görüşme(tape:2951);<br />

Mehmet: “Cemil abiyi aradım bakmadı cevap vermedi de…Cemil abiyi görürsen söyle<br />

benim şu parayı alsın, aldırsın söylesin ben burdayken", Yavuz: “Sen gelirsin buraya ben<br />

söyledim Cemil’e söyleyeceğim…sende onunla beraber gider söylersiniz beraber".<br />

18.05.2011 günü saat: 11.57’de Yavuz Ağırgöl'ü İlhan Ekşioğlu'nun aradığı<br />

görüşme(tape:3246);<br />

İlhan: “Sen ne kadar bıraktın buraya ya", Yavuz: “93", İlhan: “90 var burada…9 tane<br />

banknot var", Yavuz: “Kızlar saydı verdi hatta 2, 2 milyar 2000’i sorsana", İlhan: “90 var…o da<br />

eksik", Yavuz: “Torbayı da bıraktım orda bak canım", İlhan: “88 var burada…sen bütün<br />

banknottan 2 bin almışsın yüzlük banknottan", Yavuz: “Şimdi ben aldım… 95 bin para, 95…<br />

verdim kıza da buyrun dedim sayın saydılar", İlhan: “Sen buraya tam 9 tane banknot<br />

getirmişsin…9 tane yüzlük, e o zaman 90 eder o 9 tane yüzlük zaten…ikisini de geri aldım mı<br />

88 yapar ne konuşturuyorsun beni…ben bu parayı götürüp bir yere vereceğim dolayısıyla sen<br />

2000’i aldın…o 2000’i getir sekretere bırak bir…sen Mehmet’ten alırsın 5000 daha o 5 binin 2<br />

binini sen alıp 3 ünü de bana getirirsin".<br />

ABDULLAH BAŞAK VE YUSUF TURANLI ARACILIĞI İLE YÜRÜTÜLEN<br />

ŞİKE FAALİYETİ<br />

Yapılan iletişim tespitlerinde; İlhan Ekşioğlu’nun Fenerbahçe – Ankaragücü<br />

müsabakasında şike yapılmasına yönelik olarak talimat verdiği Abdullah Başak’ın, aldığı bu<br />

görevi Yusuf Turanlı ile yerine getirmeye çalıştığı, bu nedenle irtibat kurduğu Y. Turanlı’nın;<br />

diğerleri kesin olarak belirlenemeyen bazı Ankaragücü takımının futbolcularına ve özellikle<br />

Umit Aydın üzerinden Uğur Uçar’a yönelik girişimlerinin, karşı tarafın şike teklifini kabul<br />

etmemesi üzerine olumsuz sonuçlandığı, bu durumu Abdullah Başak’a bildirdiği, A.Başak’ın<br />

aldığı bu bilgiyi aktarmak üzere 11.05.2011 günü saat:14.00’te İlhan Ekşioğlu ile görüşeceğinin<br />

anlaşılması üzerine;<br />

Güvenlik görevlilerce saat:13.30’da İlhan Ekşioğlu’nun Kadıköy Söğütlüçeşme Cad.<br />

Bestekar Dilhayat Sok. No:1 sayılı yerde ofisinin bulunduğu Altıyol İşhanı civarına geçilerek<br />

fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı, saat:14.05’te Abdullah Başak’ın ofisin bulunduğu Altıyol<br />

İşhanına geldiği, saat:14.35’te işhanından çıkarak Söğütlüçeşme Caddesine doğru yaya olarak<br />

ilerlediği görülmüş ve bu durum 11.05.2011 GÜNLÜ FİZİKİ TAKİP TUTANAĞI (Kl:28,<br />

Dizi:227) ile tespit edilmiştir.<br />

03.05.2011 günü saat: 15.40’da İlhan Ekşioğlu'nun<br />

görüşme(tape:2960);<br />

Abdullah Başak'ı aradığı<br />

439/678


İlhan: “Hani geliyordun sabah bana”, Abdullah: “Yerinde değilsin galiba Abi”, İlhan:<br />

“Pazara kadar da değilim yerimde", Abdullah: “O zaman artık pazartesi görüşürüz hep beraber…<br />

rahat ol abi", İlhan: “Apo en önemli maçımız ha".<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu’nun aynı gün saat 16.32 ‘de Alaeddin Yıldırım ile görüştüğü<br />

(2961 nolu tape) ve bu görüşmede aile boyu Londra’ya gideceğini ve “15 HAFTADIR İLK<br />

DEFA BU HAFTA ÜZERİMDE HİÇ Bİ YÜK YOK KUŞ, KUŞ GİBİ HAFİFİM”<br />

diyerek rahat olduğunu söylemektedir. Zira, her ne kadar 6222 sayılı Yasa öncesi eylemler suç<br />

olarak kabul edilmese de gerek bu döneme ilişkin ve gerekse konuşmanın geçtiği tarihe kadar<br />

yürütülen şike ve teşvik faaliyetleri nedeniyle yorulmuştur. 08.05.2011 tarihinde Fenerbahçe,<br />

deplasmanda D.Ç Karabük ile müsabaka yapacaktır ve bu müsabakaya ilişkin şike Mehmet<br />

Şekip Mosturoğlu tarafından yürütülmektedir. Sanık İlhan’ın, Abdullah Başak’a pazara kadar<br />

olmadığını ve pazartesi görüşebileceklerini söylerken, 15.05.2011 tarihinde oynanacak olan<br />

Ankaragücü müsabakasını kastettiği açıktır. Nitekim 08.05.2011 tarihli Karabük müsabakasına<br />

ilişkin olarak İlhan Ekşioğlu’na atfedilen bir eylem bulunmadığı gibi Mahkememizce de bu suça<br />

ilişkin bir tespit yapılmamıştır.<br />

0 8.05.2011 günü saat: 17.01’de Abdullah Başak'ın Yusuf Turanlı'yı aradığı<br />

görüşme(tape:3180);<br />

Abdullah: "Yarın görüşelim mutlaka ha", Yusuf: “Yarın tamam helikopter<br />

havalanmadı mı abi", Abdullah: “İndik bile Karabük’teyiz…o konuyu çalışıyor musun o konu<br />

için", Yusuf: “Evet o yüzden diyorum işte…buluşalım yarın, tamam hadi"<br />

Sanık Abdullah, İlhan Ekşioğlu ile 09.05.2011 tarihinde görüşeceğinden (tape:2960 ile<br />

pazartesi görüşebileceklerini söylemişlerdi) söz konusu görüşme öncesi Yusuf Turanlı’dan o<br />

“konuyu çalışıyor musun o konu için” sözleri ile kasdettiği Ankaragücü müsabakasına ilişkin<br />

olarak yürütülen şike faaliyeti konusunda bilgi almak istemektedir.<br />

Sanıklar Abdullah Başak ile Yusuf Turanlı arasında geçen bu görüşmelerin konusunun<br />

Ankaragücü takımı olduğunun bir başka kanıtı ise, Yusuf tarafından Abdullah Başak’a<br />

gönderilen aşağıdaki mesajdır.<br />

08.05.2011 günü saat: 18.34’de Yusuf Turanlı'nın Abdullah Başak'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3394);<br />

"Turgut dogan sahın.forwet" yazdığı.<br />

Zira Turgut Doğan Şahin; Ankaragücü’nün forvet oyuncusu olup, 15.05.2011 günü<br />

oynanan müsabakada yedekler arasından 66. dakikada oyuna dahil olmuştur.<br />

08.05.2011 günü saat:18.37’de Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’ya mesaj<br />

gönderdiği(tape:3126);<br />

“in(Yarın) mutlaka saskina dukkana gel dayim da bilmesin” yazdığı.<br />

Sanık Abdullah, Yusuf’a gönderdiği bu mesaj ile buluşacakları yeri söylemekte ve<br />

fakat “dayım da bilmesin” sözü ile Bülent İbrahim İşçen’in buluşmadan haberinin olmamasını<br />

istemektedir. Abdullah Başak’ın, “DAYI ” ile kasdettiği kişinin Bülent İbrahim İşçen olduğu,<br />

sanık ile ilgili tüm iletişim tutanaklarından açıkça anlaşılmaktadır.<br />

09.05.2011 günü saat:10.55’de Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3127);<br />

Abdullah: “2’de seni Şaşkın’da dükkanda bekliyorum”, Yusuf: “Bir yere mi gideceğiz,<br />

…2’de oradayım abi tamam”.<br />

440/678


0 9.05.2011 günü saat: 14.12’de Abdullah Başak'ı Yusuf Turanlı'nın aradığı<br />

görüşme(tape:3182);<br />

Abdullah: "Geliyorum çıktım Yusuf", Yusuf: “Tamam…dükkana geçiyorum ben",<br />

Abdullah: “Bak bir tek Bülent abi biliyor ha bi de o sabah seni aradığım abi".<br />

09.05.2011 günü saat: 14.41’de İlhan Ekşioğlu'nu Abdullah Başak'ın aradığı<br />

görüşme(tape:2970);<br />

İlhan: “Geldi mi misafirin", Abdullah: “Misafirim yanımda da abi saat 4, şimdi gene<br />

gidiyor abi o arkadaşı gelmişte buraya…şu an onun yanına gidiyor abi…abi diyor garanti<br />

olmadan ben bişey söylemeyim…”, İlhan: “Sen gel kulübe tamam mı... arabanı dışarı bırak o<br />

Derağzı tarafından gel", Abdullah: "Tamam arkadaşla geliyorum o zaman abi".<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu, Abdullah Başak’a “Geldi mi misafirin" diyerek Yusuf<br />

Turanlı ile buluşup buluşmadığını sormaktadır. Abdullah da, şike konusundaki gelişmeleri<br />

İlhan’a iletmekte, “abi o arkadaşı gelmişte buraya…şu an onun yanına gidiyor” derken, Yusuf<br />

Turanlı’nın şike görüşmesi için Ümit Aydın ile görüşmeye gittiğini söylemektedir.<br />

09.05.2011 günü saat: 15.07’de Yusuf Turanlı'yı Ümit Aydın'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3400);<br />

Yusuf: “Akşam üzeri geçecek misin Etiler tarafına", Ümit: “Geçerim", Yusuf: “Gel<br />

bir görüşeyim seninle ya bir şey görüşeceğim".<br />

Sanık Yusuf Turanlı’nın; Abdullah Başak’ın, İlhan Ekşioğlu’na “şu an onun yanına<br />

gidiyor” diyerek sözünü ettiği menajer sanık Ümit Aydın’ı görüşmek için aradığı anlaşılmaktadır.<br />

09.05.2011 günü saat: 15.51’de Yusuf Turanlı'nın Ümit Aydın'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3403);<br />

Yusuf: “Etiler’deyim ama biraz sonra bir işim olacak", Ümit: “Akşam dönüşte<br />

uğrayayım sana", Yusuf: “Ama akşam muhakkak görüşelim tamam…7 gibi falan yani", Ümit:<br />

“Tamam".<br />

09.05.2011 günü saat:20.45’de Ümit Aydın’ı Uğur Uçar’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3260);<br />

Uğur’un nerede olduğunu sorması üzerine Ümit’in; “Şuan Etiler’deyim yarım saat<br />

sonra çıkıyorum burdan” dediği, Uğur’un; “Biz geldik Kordon’da oturuyoruz ya” dediği,<br />

Ümit’in; “Aradın mı Başak ablanı” dediği, Uğur’un; “aradım söyledim” dediği .<br />

0 9.05.2011 günü saat: 22.24’de Abdullah Başak'ı, Yusuf Turanlı'nın aradığı görüşme;<br />

(tape:3183)<br />

Abdullah:"Bir alo de yeter…inşallah iyi yöndedir", Yusuf: “Haber gelecek bana yarın<br />

haber vereceğim sana ben", Abdullah: “Sen konuştun mu ki", Yusuf: “He konuştum",<br />

Abdullah: “O şey diyor bana ha…o bir şekil söyledi ya hani", Yusuf: “Ya öyle olmaz abi",<br />

Abdullah: “Öyle olsun diyor ne olursa olsun diyor", Yusuf: “Sen merak etme o tarafını<br />

anlatırım…o o sıkıntı ben sana anlatırım".<br />

Sanık Abdullah Başak’ın, Yusuf Turanlı’nın şike ile ilgili olarak Ümit Aydın ile<br />

yaptığı/yapacağı görüşmenin akıbetini sorduğu ve olumlu bir yanıt almayı beklediği, Yusuf’un<br />

ise Ümit Aydın’ın, Ankaragücü futbolcusu Uğur Uçar ile yapacağı görüşmeden sonra cevap<br />

verebileceğini ilettiği anlaşılmaktadır.<br />

1 0.05.2011 günü saat: 10.56’da Abdullah Başak'ı<br />

görüşme(tape:3184);<br />

İlhan Ekşioğlu'nun aradığı<br />

441/678


İlhan: “Nedir durumlar iyi mi", Abdullah: "İyi abi gelecek öğleden sonra yanıma<br />

abi", İlhan: “İyi seninle şimdi görüşmemize lüzum var mı… gözünü seveyim hallet… her şekil<br />

hallet ful yetkilisin öğleden sonra buluşalım seninle", Abdullah: “Öğleden sonra bir cenaze var<br />

abi başkana da söyle istersen…Mecnun abinin dayısı… Taşdelen’de ikindi namazında abi" .<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu’nun, Ankaragücü müsabakasına ilişkin olarak bir taraftan Cemil<br />

Turhan, Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl üzerinden yürüttüğü şike faaliyeti devam ederken<br />

diğer taraftan Abdullah Başak ile birlikte Yusuf Turanlı üzerinden yürütülen şike girişimini<br />

merak ettiği ve Abdullah Başak’tan bilgi almaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Abdullah ise bu<br />

görüşme ile Yusuf’un öğlenden sonra yanına geleceğini söylemektedir.<br />

1 0.05.2011 günü saat: 12.19’da Abdullah Başak'ın Yusuf Turanlı'yı aradığı<br />

görüşme(tape:3185);<br />

Abdullah: "Kulübe çağırdılar beni…Büyüğü de en büyük de oradaydı…tek yetkili<br />

sensin…o kardeşimizi de söyle dedi halletsin", Yusuf: “Haber bekliyorum arayacağım seni".<br />

Abdullah’ın, İlhan Ekşioğlu tarafından kendisine söylenilen “her şekil hallet ful<br />

yetkilisin” sözünü Yusuf’a iletmekte ve kendisini kulübe çağırdıklarını iletmekte, Yusuf da,<br />

henüz Ümit Aydın’ın kendisini aramaması nedeniyle haber beklediğini belirtmektedir.<br />

Yusuf Turanlı’nın Abdullah Başak ile yaptığı bu görüşmenin hemen akabinde aynı<br />

dakika içerisinde saat: 12.20’de Ümit Aydın'ı aradığı (tape:3422);<br />

Ümit: “Dün biraz konuştum da çok kalabalıktı ortam…çok şey olmadı belirleyici<br />

bir şey olmadı daha yani bugün haber vereceğim sana ama biraz sıkıntılı görüyorum"<br />

Yusuf: “Bir haber ver ama bekliyor", Ümit: “Bak ben açmadan o açtı çünkü konuyu… o tip<br />

konuları böyle bir şeyler falan işte var…Başkan şöyle dedi böyle dedi anlatırım ya", Yusuf:<br />

“Bir bak sen yine ya bir sen zorla".<br />

Sanık Ümit Aydın, Yusuf Turanlı’ya, Uğur Uçar ile yaptığı görüşme hakkında bilgi<br />

vermekte, ortam çok müsait olmadığından net konuşamadığını, teklifin olumlu karşılanmadığını<br />

söylerken Yusuf Turanla şike konusunda Uğur’u zorlamasını istemektedir.<br />

1 0.05.2011 günü saat: 16.58’de Abdullah Başak'ı Yusuf Turanlı'nın aradığı<br />

görüşme(tape:3187);<br />

Yusuf: “Abi olumsuz… korkuyorlar yok diyorlar...çok mücadele oldu ama<br />

olumsuz", Abdullah: “Hiç oluru yok mu", Yusuf: “Yok hiç yok olsa söylerim abi",<br />

Abdullah:"Öbür taraf demek iyi şey yaptı", Yusuf: “Bu kendilerin ordaki çevresinden<br />

korkularından şey yapamıyorlar yani", Abdullah: “O senin dediğin şekilde olmuyor değil<br />

mi", Yusuf: “Yok yok", Abdullah: "Tamam öbürü peki", Yusuf: “Öbüründe problem yok<br />

hafta sonu tamam ya…sen onu şey yap abi konuş yani…bana haber ver abi".<br />

Sanık Yusuf’un, Ümit Aydın ile konuşmasından sonra edindiği olumsuz durumu, bir<br />

diğer deyişle yapılan şike teklifinin kabul edilmeyeceği izlenimini edinmesinden sonra Abdullah<br />

Başak’a bilgi vermektedir. Abdullah ise “öbürü peki” diyerek aynı tarihte oynanacak olan<br />

Trabzon- İBB müsabakasına ilişkin teşvik girişimini sormakta, bu konuda Yusuf’un “öbüründe<br />

problem yok hafta sonu tamam ya” cevabını almaktadır.<br />

10.05.2011 günü saat: 18.31’de Yusuf Turanlı'yı Abdullah Başak'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3425);<br />

Abdullah: “İyi değilim", Yusuf: “Ne yapayım abi her şeyi denedim vallahi ya, yani",<br />

Abdullah: “Söyledim de işte bir şekilde halletsin diyor nasıl olursa olsun" .<br />

Sanık Abdullah, Yusuf Turanlı’ya, Ankaragücü müsabakasına ilişkin girişilen şike<br />

faaliyetinden sonuç alınamamasından duyduğu rahatsızlığı dile getirmekte ve “söyledim de işte<br />

442/678


ir şekilde halletsin diyor nasıl olursa olsun” diyerek İlhan Ekşioğlu’nun şike girişiminin her<br />

nasıl olursa olsun sonuçlanmasını istediğini iletmektedir.<br />

10.05.2011 günü saat: 19.05’de İlhan Ekşioğlu'nu Abdullah Başak'ın aradığı<br />

görüşme(tape:2976);<br />

Abdullah: “Cenazedeydik işte çıktık Başkan’da oradaydı abi…Yarın yanına<br />

geleceğim ha", İlhan: “He işte buluşalım yarın", Abdullah: “Tamam abi zaten şart" , İlhan:<br />

“Sabah ara beni randevulaşalım".<br />

1 1.05.2011 günü saat: 11.05’de Abdullah Başak'ı Yusuf Turanlı'nın aradığı<br />

görüşme(tape:3188);<br />

Abdullah: "Bizim de moralimiz bozuk sen bizi hiç umutsuzlandırdın ya", Yusuf:<br />

“Valla öyle, baksana bugün Fanatik’teki habere… Melih Gökçek demiş ki Fener’den puan alırsa<br />

bütün ee alacaklarını ödeyecek futbolcularının artı 2 milyonda prim veriyormuş", Abdullah: “E<br />

topçu öyle bir şey diyor mu", Yusuf: “Söylüyordular zaten canım yani... bakacak diye".<br />

Sanık Yusuf’un “baksana bugün Fanatik’teki habere” ile sözünü ettiği 11.05.2011<br />

tarihli adı geçen gazetenin internet sayfasına bakıldığında; “Şampiyonluk yarışında stres dolu<br />

son 2 haftaya girilirken, Fenerbahçeliler’i gerecek bir haber de Başkent’ten geldi.<br />

Ankaragücü’nün Onursal Başkanı Melih Gökçek, Fenerbahçe maçı öncesi kesenin ağzını<br />

sonuna kadar açtı: Puan alırsanız tüm alacaklarınız eksiksiz ödenecek. Artı 2 milyon prim.<br />

Başkent ekibi, sezon başından bu yana alacaklar nedeniyle büyük sorunlar yaşamış, hatta<br />

bazı yıldızlar kulübü mahkemeye vermişti. Gökçek’in bu ani çıkışı beraberinde, “Peki<br />

neden?” sorusunu getirdi. Bu sorunun yanıtı çok kolay... Ankaraspor’un küme düşürülmesini<br />

bir türlü kabullenemeyen Gökçek, bunun 1 numaralı sorumlusu olarak Fenerbahçe Başkanı<br />

Aziz Yıldırım’ı görüyor ve Kadıköy’deki maç onun için ‘rövanş’ anlamına geliyor” şeklide<br />

haberin yer aldığı görülmektedir. Abdullah Başak ile Yusuf Turanlı arasında geçen konuşmanın<br />

Fenerbahçe’nin Ankaragücü ile oynayacağı müsabakaya ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Şu hale<br />

göre, Abdullah’ın, “bizim de moralimiz bozuk sen bizi hiç umutsuzlandırdın ya” derken Yusuf<br />

Turanlı’nın yürüttüğü şike çalışmasında bir sonuca ulaşamadığını belirtmekte olduğu izahtan<br />

varestedir.<br />

11.05.2011 günü saat:12.00’de Ümit Aydın’ı Uğur Uçar’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3265);<br />

Uğur: “Söyle abi ya”, Ümit: “1-2 tane çekim var bunlarla ilgili bir işlem yapabilir<br />

misin”, Uğur: “Nasıl çek”, Ümit: “Geçen seferki gibi şu Semih’in çeki gibi”, Uğur: “Konuşuruz<br />

abi tamam kalkayım”, Ümit: “Aslında direk zengin olma yolu da var da gerek yok ona”,<br />

Uğur: “Hiç duymayayım bile abi boş ver”, Ümit: “Çok ciddi şeyler konuşuluyor dikkat et<br />

diyorum bak,…maçtan sonra bir kaç gözlemim olacak sayesinde,…yakacağım onları ondan<br />

sonra,…kulağıma bir şeyler geliyor yani” .<br />

3422 nolu tape’de Ümit Aydın’ın “Dün biraz konuştum da çok kalabalıktı ortam…<br />

çok şey olmadı belirleyici bir şey olmadı daha yani bugün haber vereceğim sana ama biraz<br />

sıkıntılı görüyorum” diyerek sözünü ettiği Uğur Uçar ile ilk konuşması nedeniyle adı geçen<br />

Ankaragücü futbolcusunun şike teklifine vakıf olduğu, bu nedenledir ki Ümit Aydın’ın “Aslında<br />

direk zengin olma yolu da var da gerek yok ona” sözü ile örtülü de olsa şike teklifinin<br />

yenilenmesi üzerine hemen tepkisini gösterdiği ve “Hiç duymayayım bile abi boş ver” diyerek<br />

karşılık verdiği ve fakat Ümit Aydın’ın, Yusuf Turanlı’nın yine 3422 nolu tapede söylediği “Bir<br />

bak sen yine ya bir sen zorla" sözünü de hatırlayarak “Çok ciddi şeyler konuşuluyor dikkat<br />

443/678


et diyorum bak” diyerek ısrarcı olduğu ancak Uğur Uçar’ın kendisine yapılan bu şike teklifini<br />

kabul etmediği anlaşılmaktadır.<br />

Uğur Uçar soruşturma aşamasında bilgi sahibi olarak alınan beyanında özetle; “Ümit<br />

Aydın’ın ASLINDA DİREK ZENGİN OLMA YOLU DA VAR sözü ile neyi kast ettiğini<br />

bilmiyorum. Benim bu kelimeden anladığım ise Ümit Aydın'a maçta kötü oynamam için<br />

bir teklif geldiğidir. Ümit Aydın isimli şahıs bana kısa yoldan zengin olma yolu olduğunu<br />

söylemesi üzerine bende hiç duymayayım bile diyerek Ümit Aydın'a gelen şike teklifini<br />

hiç bana söylememesini, böyle bir teklife duymak dahi istemediğimi belirttim” şeklinde<br />

beyanda bulunmuştur. Sanık Ümit Aydın’ın, şike teklifi Uğur tarafından anlaşılmış ve<br />

reddedilmiştir.<br />

11.05.2011 günü saat:12.12’de Abdullah Başak’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:3128);<br />

İlhan: “…2’de buluşalım mı,…2’de benim ofiste rahat rahat konuşuruz”, Abdullah:<br />

“Tamam abi tamam”.<br />

İlhan Ekşioğlu ile yapılan bu görüşmeden üç dakika sonra Abdullah Başak’ın Yusuf<br />

Turanlı’yı aradığı görüşme(tape:3129);<br />

Abdullah: “…Şimdi beni çağırdı da saat 2’de kulübe,…aynı dediğin şekilde<br />

diyorum demi”, Yusuf: “Şey yani adamı görmüyor musun bugün Şeref...çok korkmuşlar<br />

yani,” Abdullah: “Ama ikincisi tamam demi”, Yusuf: “Tabi tabi hafta sona da öbürü tamam,<br />

onlarda rahat olun yani o tamam”<br />

Abdullah Başak’ın, bu görüşmede Fenerbahçe- Ankaragücü ve Trabzonspor-İBB Spor<br />

müsabakalarına ilişkin şike ve teşvik konularındaki gelişmeleri öğrenmek üzere kendisini<br />

çağıran İlhan Ekşioğlu’na gitmeden önce Yusuf Turanlı’dan bilgileri almaktadır.<br />

11.05.2011 günü saat:14.09’da Abdullah Başak’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:3131);<br />

Abdullah: “Abi Ofiste misin,…3-5 dakika sonra oradayım abi”, İlhan: “Onu bir 15<br />

dakika yap,…hadi 15 dakika oyalan 15 dakika sonra bekliyorum bir yerdeyim”.<br />

11.05.2011 günü saat:14.16’da Abdullah Başak’ı İlhan Ekşioğlu’nun<br />

görüşme(tape:3133);<br />

İlhan: “Geldim ben”, Abdullah: “Tamam abi geliyorum”.<br />

aradığı<br />

Yapılan iletişimin tespiti çalışmaları üzerine 15.05.2011 günü oynanacak olan<br />

Fenerbahçe-Ankaragücü ve Trabzonspor-İBB Spor müsabakalarının sonucunu etkilemek<br />

amacıyla yürütülen şike ve teşvik faaliyetlerine ilişin olarak Yusuf Turanlı’dan aldığı bilgileri<br />

aktarmak üzere 11.05.2011 tarihinde saat: 14.00 sıralarında İlhan Yüksel EKŞİOĞLU<br />

isimli şahıs ile görüşeceğinin anlaşılması üzerine güvenlik görevlilerince; saat: 13.30<br />

sıralarında sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun Kadıköy İlçesi Söğütlüçeşme Caddesi Bestekar<br />

Dihayat Sokak No:l sayılı yerde ofisinin bulunduğu Altıyol İşhanı civarına geçilerek fiziki<br />

takip ve tarassut çalışmalarına (Kls 28 Dizi 227’de bulunan tutanak) başlanıldığı, saat: 14.05<br />

sıralarında Abdullah BAŞAK isimli şahsın İlhan Yüksel Ekşioğlu’nun ofisinin bulunduğu<br />

Altıyol İşhanı’na geldiği görülmüş, saat: 14.35 sıralarında ise Abdullah Başak’ın Altıyol<br />

İşhanı'ndan çıkarak Söğütlüçeşme Caddesi tarafına doğru yaya olarak ilerlediği, tüm bu<br />

sürecin fotoğraflandığı, bu haliyle yapılan iletişimin tespitinin afaki, somut gerçeklikten uzak<br />

olmayıp doğrulandığı anlaşılmıştır.<br />

444/678


M.ŞEKİP MOSTUROĞLU VE SAMİ DİNÇ ARACILIĞIYLA YÜRÜTÜLEN<br />

ŞİKE FAALİYETLERİ<br />

1 4.05.2011 günü saat: 15.27’ de Sami Dinç’i,<br />

Milan Lednicky’in aradığı görüşme;<br />

Milan: “Şu anda arkadaşımla birlikte kapalı çarşıdayım,…ne dersin nerede buluşalım,<br />

yarın maça gidecek misin?”, Sami: “Hayır maça gitmiyorum ama bugün biraz işim var”, Milan:<br />

“Hangi günü tercih edersin yarın mı ya da pazartesi de olabilir”, Sami: “....Nerede kalıyorsun”,<br />

Milan: “Asya tarafında Sorbit hotel,…Üsküdar’da”, Sami: “Anladım Üsküdar’da otel,…tamam<br />

yarın sabah otelin orada buluşabiliriz”, Milan: “Yarın sabah biraz geç olabilir,…yarın kaç<br />

civarında,…9.30,…benim otelime geleceksin değil mi?”, Sami: “Ok lütfen bana adresini yazar<br />

mısın müsait olduğunda, 9 30’da otelde olurum”, Milan: “Tamam yazacağım yarın 9 30’da seni<br />

bekliyeceğim” . (tape:0000)<br />

14.05.2011 günü saat: 20.03’<br />

de Sami Dinç’in,<br />

Milan Lednicky’a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3679);<br />

“Hi Milan, please don t forgettosend me thedetailedaddressand name of the hotel<br />

youarestaying” (bana kaldığın otelin adresini göndermeyi unutma) yazdığı.<br />

14.05.2011 günü saat: 20.42’<br />

de Sami Dinç’e,<br />

Milan’ın gönderdiği mesajda;<br />

“Sozbirroyalresidence hotel pasalimani caddesi no 4 uskudar” yazdığı. (tape:3680)<br />

14.05.2011 günü saat: 20.43’<br />

de Sami Dinç’in,<br />

Milan’a gönderdiği mesajda;<br />

“Ok then, I will be there at around 9.30. Have a goodbosphorusnight :)” (yarın 9 30 da<br />

orada olurum iyi geceler) yazdığı. (tape:3681)<br />

15.05.2011 günü saat:12.10’da Şekip Mosturoğlu'nu Sami Dinç'in aradığı<br />

görüşmede(tape:2646);<br />

Sami’nin; "Sabah 9:30 da.. gittim de, Slovak’a… bizimkine gittim…yok diyor yani<br />

zaten hiçbir şey yapamam diyor yani çok yabancı karşıladı olayı yani… söylediğime de<br />

pişman oldum yani…biraz şey yaptı böyle ya nasıl falan dedi bende sonra yok yanlış<br />

anladın falan dedim yani biraz salakça oldu yani bizimki de…o kadar abi" dediği, Şekip’in;<br />

"İyi güzel hayatını yaşa" dediği,<br />

Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakasının olduğu günün sabahı Slovakya uyruklu<br />

Ankaragücü kalecisi Stefan Senecky’nin menajeri Milan isimli şahsa şike teklifte bulunduğu<br />

ancak menajerin tepki göstererek teklifi reddettiği, sürecin Şekip Mosturoğlu tarafından<br />

yönetildiği ve örgüt üyesi Sami Dinç’in bu amaçla görevlendirildiği anlaşılmıştır.<br />

Stefan Senecky menejeri Milan Lednicky kolluk ifadesinde (Kls 66, dizi 248);<br />

Holosko’nun transferinden kaynaklanan 295 000 Euro’nun tahsili için Sami ile görüştüğünü,<br />

İngilizce’sinin iyi olmaması nedeniyle Sami’nin kendisine ne teklif ettiğini anlamamış<br />

olabileceğini beyan etmiş, telefon görüşmelerini doğrularken 2646 nolu tape ile ilgili olarak<br />

Sami’nin neden bu şekilde konuştuğunu bilmediğini beyan etmiştir.<br />

Sanık Sami Dinç bu konuya ilişkin duruşmadaki savunmasında özetle; “senet vardı<br />

kendisi adına takip etmemi istediği. Yine kendisi adına derdest olan o tarih itibariyle, dosyamıza<br />

sundum davaları. Bilgi vermem gereken konular vardı. Konuları konuşuyoruz, 15-20 dakikanın<br />

sonunda ben kalkıyorum ve ailem ile birlikte kahvaltıya gidiyorum” şeklide beyanda<br />

bulunmuştur. Bu savunmaya göre, olağan vekil-müvekkil ilişkisi içinde yapılan konuşma’nın,<br />

445/678


Şekip Mosturoğlu ile paylaşılmasının hiçbir açıklaması yoktur. Slovakya uyruklu Ankaragücü<br />

kalecisi Stefan Senecky’nin menajeri Milan ile arasında geçen görüşmeyi anlatırken, “yok diyor<br />

yani zaten hiçbir şey yapamam diyor”, “çok yabancı karşıladı”, “söylediğime de pişman<br />

oldum”, “biraz şey yaptı böyle ya nasıl falan dedi”, “sonra yok yanlış anladın falan dedim”<br />

gibi ifadelerin kullanılması, söz konusu görüşmenin senet tahsili ile ilgili olmayıp, şike teklifine<br />

ilişkin olduğunu açıkça göstermektedir.<br />

Bizzat şike anlaşmasının tarafı olan sanık İbrahim Akın’ın, yukarıda özetlenen ve<br />

iletişim tutanakları ile uyumlu savunması ile tanık anlatımları ve fiziki takipler<br />

değerlendirildiğinde, cezalandırılmalarına karar verilen diğer sanıkların suçtan kendilerini<br />

kurtarmaya dönük, oluşa aykırı, iletişim tutanaklarını izaha yönelik gerçeklikten uzak<br />

savunmalarına itibar edilmemiştir.<br />

Tüm bu nedenlerle başta suç örgüt lideri sanık Aziz Yıldırım’ın bizzat tüm süreci<br />

yönetmesi yanında TCK'nın 220/5. maddesindeki “örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti<br />

çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır” hükmü yollaması<br />

ile diğer sanıklar İlhan Yüksek Ekşioğlu, Abdullah Başak, Yusuf Turanlı, Cemil Turhan, Mehmet<br />

Yenice, Yavuz Ağırgöl, Ümit Aydın, Mehmet Şekip Mosturoğlu ve Sami Dinç’in şike suçunun<br />

kanuni tanımında yer alan fiilleri birlikte gerçekleştiren sıfatıyla sorumlu oldukları anlaşılmış ve<br />

Mahkememizde oluşan bu vicdani kanı ile cezalandırılmalarına karar vermek gerekmiştir.<br />

Sanıklar Cemil Turhan, Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl’ün şike faaliyetleri hiçbir<br />

tereddüde mahal vermeyecek nitelikte kesin ve net olmakla birlikte, şike anlaşmasına muhatap<br />

olan Ankaragücü futbolcularının belirlenememiş olması ve bu bağlamda anlaşmanın sağlandığı<br />

tespit edilemediğinden eylemin teşebbüs aşamasında kaldığının kabulü gerekmiş ve hüküm tesis<br />

edilmiştir.<br />

Sanık Ümit Aydın’ın şike teklifi Uğur Uçar tarafından kabul görmediğinden adı geçen<br />

sanığın ve yine bu eylem ile bağlantılı diğer sanıklar Abdullah Başak ve Yusuf Turanlı’nın<br />

eylemleri de teşebbüs aşamasında kalmıştır.<br />

Sanıklar Mehmet Şekip Mosturoğlu ve Sami Dinç’in eylemleri, şike teklifinin<br />

muhatabı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle anlaşma gerçekleşmediğinden teşebbüs<br />

aşamasında kalmıştır.<br />

Gerek Cemil Turhan, Mehmet Yenice ile Yavuz Ağırgöl üzerinden, gerekse Abdullah<br />

Başak ve Yusuf Turanlı üzerinden yürüttüğü şike eylemleri teşebbüs aşamasında kaldığından<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu’nun da hukuki konumu bu çerçevede kabul edilmiştir.<br />

Sanıklar Ümit Aydın, Mehmet Yenice ve Yavuz Ağırgöl hakkında, hükmolunan sonuç<br />

ceza itibariyle “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına” karar verilmiş olması karşısında,<br />

6259 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik öncesi 6222 sayılı Yasa lehine olduğundan bu şekilde<br />

uygulama yapılmıştır.<br />

Her ne kadar Bülent İbrahim İşçen ve Yadigar Boğa haklarında bu müsabaka nedeniyle<br />

şike suçundan kamu davası açılmış ise de, suçlamayı reddeden savunmalarının aksine yüklenen<br />

suçtan cezalandırılmalarına yeter kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığından beraatlerine<br />

karar vermek gerekmiştir.<br />

446/678


22.05.2011 GÜNÜ OYNANAN SİVASSPOR - FENERBAHÇE FUTBOL<br />

MÜSABAKASINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

Spor Toto Süper Lig 2010-2011 sezonunun 34. (son) haftasına gelindiğinde;<br />

Fenerbahçe’nin; 79 puan ve averaj üstünlüğü ile lig birincisi olduğu, Trabzonspor’un 79 puanla<br />

lig ikincisi olduğu, her iki takımın da ligi şampiyonlukla bitirme ihtimalinin olduğu,<br />

Fenerbahçe’nin; lig birinciliğini koruyarak lig şampiyonluğunu kazanabilmesi için son<br />

hafta Sivasspor’a karşı oynadığı müsabakayı kazanmasının hayati önem arz ettiği, bu nedenle<br />

Aziz Yıldırım liderliğindeki suç örgütünün ligin son haftasında Fenerbahçe’nin yapacağı<br />

Sivasspor müsabakasının sonucunu Fenerbahçe lehine etkilemeye yönelik şike faaliyetlerinde<br />

bulunduğu,<br />

Bu bağlamda; 22.05.2011 günü Sivas’ta oynanacak Sivasspor – Fenerbahçe futbol<br />

müsabakası öncesi örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın, İlhan Ekşioğlu’na; bazı Sivasspor futbolcuları<br />

üzerinden şike yapılması için talimat verdiği, kendisinin de Sivasspor kulübü başkanı ve<br />

yöneticileri ile şike amaçlı görüşerek Sivasspor futbol takımının müsabakanın Fenerbahçe lehine<br />

sonuçlanabileceği şekilde oynamaları karşılığında anlaştığı,<br />

Örgütün müsabakalarda yaptığı şike faaliyetlerinin en önemli aktörü durumundaki<br />

İlhan Ekşioğlu’nun bir telefon görüşmesinde sarf ettiği; “İyi 3 dikiş, yani her koldan spor<br />

yapacağız, çok sağlam” ve bir başka görüşmede Aziz Yıldırım’ın; “Sen Sapancalıyla mı<br />

Şekerliyle mi yapıyorsun" sorusuna verdiği "Üçüyle yaptım Başkanım” sözlerinden de<br />

anlaşılacağı üzere; Sivasspor müsabakasına yönelik şike faaliyetlerinin üç farklı koldan<br />

yürütüldüğü (Ahmet Çelebi, Abdullah Başak ve Ali Kıratlı üzerinden) anlaşılmıştır.<br />

22.05.2011 günü oynanan Sivasspor – Fenerbahçe müsabakasında Aziz Yıldırım<br />

liderliğindeki örgütün faaliyeti çerçevesinde İlhan Ekşioğlu tarafından üç koldan yürütülen şike<br />

faaliyetleri kapsamında;<br />

Sivasspor Kulübü başkanı Mecnun Otyakmaz’ın daha önce Aziz Yıldırım’la yaptığı<br />

anlaşmaya dayalı olarak Sivasspor yöneticisi Ahmet Çelebi üzerinden futbolcu Mehmet Yıldız’a;<br />

müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynaması için girişimlerde bulunulduğu ve<br />

kendisiyle şike amaçlı anlaşıldığı,<br />

Abdullah Başak aracılığı ile Yusuf Turanlı üzerinden Sivasspor kalecisi Korcan<br />

Çelikay ile müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynaması, karşılığında para alması için<br />

şike anlaşmasına varıldığı,<br />

447/678


Ali Kıratlı aracılığı ile Fatih Akbaba üzerinden bazı Sivassporlu futbolcularla<br />

anlaşılarak müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde oynamaları, karşılığında para almaları<br />

için şike anlaşması yapıldığı anlaşılmaktadır.<br />

Bu bağlamda sanıkların, şike anlaşmasının varlığına işaret eden iletişim tespit<br />

tutanaklarına bakıldığında;<br />

17.05.2011 günü saat:16.37’de İlhan Ekşioğlu’nun Faruk Yaşar’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3013);<br />

Faruk: “2, 3 günümüz kaldı valla şampiyon olacağız,… peki var mı şey”, İlhan:<br />

“İYİ 3 DİKİŞ,…yani her koldan spor yapacağız”, Faruk: “Yüzde 90”, İlhan: “100, 100” ,<br />

Faruk: “Ha sağlam mı kaynaklar”, İlhan: “Çok sağlam”, Faruk: “ÖBÜRKÜLER GİBİ<br />

DEĞİL YANİ”, İlhan: “Hayır hayır”.<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu'nun, Faruk Yaşar'a söz konusu bu görüşme ile lig şampiyonunu<br />

belirleyecek son maçta "iyi üç dikiş" sözü ile üç farklı kanaldan şike faaliyetine başlandığını<br />

açıkça söylemektedir. Faruk Yaşar'ın, "Öbürküler gibi değil yani" sözü ile yapılan şike<br />

faaliyetinin kesin olarak sonuca ulaşıp ulaşmayacağını sorduğu, zira söz konusu telefon<br />

görüşmesinin bütünü değerlendirildiğinde İlhan Ekşioğlu'nun bu görüşmenin yapıldığı tarihten<br />

iki gün önce 15.05.2011 tarihinde yapılan Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakasına ilişkin olarak<br />

yapılan şike faaliyetinde tereddütler yaşadığı bu durumu da Faruk Yaşar ile paylaştığı, bu<br />

paylaşım nedeniyle adı geçen şahsın söz konusu sözü sarf ettiği, İlhan Ekşioğlu'nun da bu söz<br />

karşısında yapılan şike faaliyetinin kesin olarak sonuca ulaşacak nitelikte olduğunu bildirdiği<br />

görülmektedir.<br />

17.05.2011 günü saat:17.53’de<br />

görüşme(tape:2427);<br />

Aziz<br />

Yıldırım'ı İlhan Ekşioğlu'nun aradığı<br />

Aziz: “Sabit hatta mısın", İlhan: “Evet", Aziz: “Şimdi bi sen bi aşağıdaki o 550<br />

kaldı demi göndereceğimiz…öbürünün hepsini verdiniz demi", İlhan: “Verdik", Aziz: “Ha<br />

orda bir sıkıntı varda senle konuşmam lazım benim", İlhan: “Nerde orda", Aziz: “Neyse yarın<br />

konuşuruz önemli değil yani…ben sana bir uyarayım orda bir sıkıntı var…bunu da<br />

beraber şey yapıp öyle konuşalım…sen Sapancalıyla mı şekerciyle mi yapıyorsun", İlhan:<br />

“ÜÇÜYLE YAPTIM BAŞKANIM", Aziz: “Üçüyle yaptın neyse ben seninle yarın<br />

konuşurum".<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu söz konusu bu telefon görüşmesi ile yukarıda Faruk Yaşar'a<br />

söylediği "iyi üç dikiş... Yani her koldan spor yapacağız" sözü ile kast ettiği üç ayrı koldan<br />

şike faaliyetine yönelik girişim olduğunu Aziz Yıldırım'a, adı geçen sanığın "sen Sapancalıyla mı<br />

448/678


Şekerciyle mi yapıyorsun" sözüne "üçüyle yaptım başkanım" şeklinde iletmekte ve devamında<br />

sanık Aziz'in "üçüyle, üçüyle yaptın neyse ben seninle yarın konuşurum" şeklinde karşılık<br />

verdiği ve bu şekilde yürütülen şike faaliyetine ilişkin bilgi paylaşımında bulundukları<br />

anlaşılmaktadır"<br />

Sanık Aziz Yıldırım'ın, şekerci olarak kast ettiği şahsın Ali Kıratlı olduğu, zira Kls 16<br />

Dizi 17 de bulunan 2143 nolu tape de Mehmet Şekip Mosturoğlu ile arasında geçen görüşmede,<br />

"bu akşam bunlar yayın yapmışlar Kanal Türk, o Ali Şekerci Ali varya, O Eskişehir'e gitmiş O<br />

salak ta maça gittiği halde gazetecilere gitmedim demiş, bunlar da Aziz Yıldırım'ın yakın<br />

adamlarından biri Eskişehir'e maça gitti diye... abuk subuk şeyler tamam" şeklinde sözler<br />

söylediği, bu konuşmada geçen "Şekerci Ali"nin 22/04/2011 tarihinde Eskişehirspor-<br />

Trabzonspor müsabakası nedeniyle teşvik girişimi için Eskişehir'e giden sanık Ali Kıratlı olduğu<br />

izahtan varestedir. Söz konusu Kanal Türk adlı televizyon kanalında adı geçen sanığın bu<br />

müsabakaya gidişi nedeniyle haber yapılmıştır.<br />

Yine sanık Aziz Yıldırım'ın "Sapancalı" olarak sözünü ettiği kişinin de, Ali Kıratlı'nın<br />

İlhan Ekşioğlu'ndan sözde Eskişehirspor futbolcusu Alper Potuk'un transferi için aldığı parayı<br />

adı geçen futbolcuyu ikna etmek için peşinen menajerlik ücreti olarak alan ancak esasen şike<br />

faaliyetinde görevli ve Adapazarı'nda ikamet eden Fatih Akbaba olduğu anlaşılmıştır.<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu'nun "üç dikiş, üçüyle yaptım başkanım" sözü ile kast ettiği şike<br />

kanallarından birisinin de Ali Kıratlı ile Fatih Akbaba üzerinden yapılan şike faaliyeti olduğu<br />

anlaşılmaktadır.<br />

22.05.2011 günü saat:15.00’da İlhan Ekşioğlu’nu Faruk Yaşar’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3037);<br />

Faruk’un; “Şimdi rahat rahat seyredebilirmiyiz ne yapacağız” dediği, İlhan’ın;<br />

“Kadıköy’deyiz şuan biz zaten anasını satayım” dediği,, Faruk’un tribünlerin %75’inin<br />

Fenerbahçeli olacağını belirttiği ve “Tamam abi onu anladık tamam onlar zaten öyle olacağı<br />

belliydi öbür türlü falan rahat olacak mıyız yani” dediği, İlhan’ın; “Evet evet” dediği,<br />

Faruk’un: “Sen bu yani şantiyedeki bağlantıları garantiledin değil mi” dediği, İlhan’ın: “Ya<br />

rahat seyret diyorum ya” dediği<br />

Müsabakanın yapılacağı gün, aralarında geçen bu telefon görüşmesinde sanık Faruk<br />

Yaşar, İlhan Ekşioğlu'nun Sivasspor 4 Eylül Stadı’nda seyirci hakîmiyetinin Fenerbahçe<br />

taraftarında olduğunu ve bu nedenle Kadıköy'de maç seyreder gibi rahat bir şekilde maç<br />

seyredilebileceğini söylemesine karşın "onu anladık tamam onlar zaten öyle olacağı belliydi<br />

ÖBÜR TÜRLÜ FALAN RAHAT OLACAKMIYIZ YANİ, YANİ SEN ŞANTİYEDEKİ<br />

449/678


BAĞLANTILARI GARANTİLEDİN DEĞİL Mİ" diye karşılık verdiği, söz konusu bu<br />

söylemi ile seyirci ekseriyetinin zaten Fenerbahçe taraftarının olacağının önceden belli<br />

olduğunun yapılan şike faaliyetinin kesin sonuç verip vermeyeceğinin yani yapılan şike ile<br />

Fenerbahçe'nin galip gelip kesin olarak şampiyon olup olamayacağını sormaktadır. Nitekim<br />

duruşmadaki savunması sırasında sorulduğunda sanık Faruk Yaşar, İlhan Ekşioğlu ile müşterek<br />

inşaat faaliyetinde bulunmadıklarını belirttiği gibi gerek Fenerbahçe Kulübü'nün kurumsal olarak<br />

gerekse sanık İlhan Ekşioğlu'nun ticari faaliyeti kapsamında Sivas'ta yürüttüğü herhangi bir<br />

inşaat işi olmadığı, bu bağlamda herhangi bir şantiyenin de söz konusu olmadığı, dolayısıyla<br />

"şantiyedeki bağlantılar" ile kastedilenin Sivasspor müsabakasına yönelik şike anlaşmasının<br />

olduğu hiç bir tereddüde mahal bırakmayacak kesinlikte açık ve nettir.<br />

09.03.2011 günü saat:13.03’de Aziz<br />

Yıldırım’ın Mecnun Otyakmaz’ı aradığı görüşme;<br />

Aziz: “Şimdi bu toplantıya erteliyoruz”, Mecnun: “Ben sokaktayım abi bir şey olursa<br />

benlik ararsın,…istediğin zaman istediğin yere gelirim”, Aziz: “Salıya açıklama yapıyoruz<br />

yani tamam…sen kimle oynuyordun bu hafta”, Mecnun: “Kayseri geliyor” , Aziz: “Ya bir<br />

puan kazan ha,…biz tamam rakiplerini yeneceğiz hiç ondan rahat ol sen, kesin yeneceğiz<br />

de ama sen bir 3 puan alabilsen”, Mecnun: “İşte bir Manisa’yı aldık gittik Antep’te gene<br />

yenildik,…bu Kayseri’yle oynadıktan sonra Buca’ya gidiyorum,…Buca’ya yenilmeden veya<br />

yenmem lazım”, Aziz: “Berabere kalın en kötü,…o hocaya söyle …o Mehmet Yılmaz’ı yani<br />

sokuyor bozuyor”, Mecnun: “Antep’ten gelirken dedim hoca korkma ya o korkuyor tamam mı<br />

Mehmet’i keserim o da içeride çete yapar bilmem ne yapar”. (tape:1511)<br />

Sanıklar Aziz Yıldırım ile Mecnun Otyakmaz arasında tam bir dayanışma olduğu<br />

görülmektedir. Konuşmanın geçtiği Spor Toto Süper Ligi’in 24. haftası itibariyle küme düşme<br />

hattındaki durum aşağıdaki gibidir.<br />

15.SİVASSPOR<br />

16.BUCASPOR<br />

17.TORKU KONYASPOR<br />

18.KASIMPAŞA A.Ş.<br />

O<br />

24<br />

24<br />

24<br />

24<br />

G<br />

2<br />

4<br />

2<br />

4<br />

2<br />

3<br />

2<br />

3<br />

G<br />

B<br />

4<br />

7<br />

4<br />

6<br />

3<br />

7<br />

3<br />

5<br />

B<br />

M<br />

7<br />

13<br />

6<br />

14<br />

7<br />

14<br />

5<br />

16<br />

M<br />

A<br />

1<br />

27<br />

1<br />

17<br />

1<br />

20<br />

1<br />

22<br />

A<br />

Y<br />

2<br />

46<br />

1<br />

35<br />

2<br />

37<br />

2<br />

54<br />

Y<br />

AV<br />

4<br />

--19<br />

3<br />

--18<br />

3<br />

-- 17<br />

5<br />

-- 32<br />

A<br />

P<br />

1<br />

19<br />

1<br />

18<br />

-<br />

16<br />

-<br />

14<br />

P<br />

1<br />

1<br />

1<br />

1<br />

450/678


Aziz Yıldırım, böyle bir durumda Mecnun Otyakmaz’a, küme düşme hattında bulunan<br />

takımlar ile yapacakları müsabakaları kazanacaklarını ancak Sivasspor olarak kendilerinin de<br />

kazanmaları gerektiğini iletmektedir. Zira bu durumda ligin zirvesinde Fenerbahçe ve Trabzon<br />

aynı puanla lider durumdadırlar ve şampiyonluk son maça yani Sivasspor ile yapılacak olan<br />

müsabakaya kalabilecektir. Bu durumda yenildiğinde küme düşmesi garanti ya da ihtimal<br />

dahilinde olan bir takım ile oynamamak için, Sivasspor’un son haftaya kalmadan bu hattan<br />

uzaklaşması gerekmektedir. Ve nitekim elbirliği ile bu çaba içerisine girilmiştir.<br />

26.04.2011 günü saat:21.31’de Aziz Yıldırım’ı Mecnun Otyakmaz’ın aradığı görüşme;<br />

Aziz: “…senin maçın Cuma günümü niye,…abi kazan ha aman ha”, Mecnun: “Artık<br />

bir galibiyete işimizi bitiriyoruz 3’ü de küme düşüyor,…bakalım hayırlısı abi”, Aziz: “Tamam<br />

artık dönüşünde konuşuruz tamam oldu”. (tape:1650)<br />

Yukarıda 1511 nolu tape ile ilgili olarak yapılan değerlendirmenin haklılığı, söz konusu<br />

1650 nolu tape içeriğinden de açıkça anlaşılmaktadır. Bu hafta (30. hafta) itibariyle küme düşme<br />

hattında bulunan takımların puan durumu aşağıdaki şekildedir.<br />

15.SİVASSPOR<br />

16.BUCASPOR<br />

17.TORKU KONYASPOR<br />

18.KASIMPAŞA A.Ş.<br />

O<br />

30<br />

30<br />

30<br />

30<br />

O<br />

G<br />

3<br />

8<br />

3<br />

6<br />

3<br />

4<br />

3<br />

G<br />

B<br />

8<br />

8<br />

6<br />

6<br />

4<br />

10<br />

5<br />

B<br />

M<br />

8<br />

14<br />

6<br />

18<br />

1<br />

16<br />

7<br />

N<br />

A<br />

1<br />

37<br />

1<br />

28<br />

1<br />

24<br />

1<br />

Y<br />

3<br />

50<br />

2<br />

53<br />

2<br />

42<br />

2<br />

Y<br />

AV<br />

5<br />

--13<br />

5<br />

--25<br />

4<br />

--18<br />

5<br />

Lig maratonu 34. haftadır ve 31. hafta itibariyle Sivasspor kazanması durumunda ligde<br />

kalmayı garantileyecektir. Aziz Yıldırım “biz tamam rakiplerini yeneceğiz hiç ondan rahat ol<br />

sen, kesin yeneceğiz” diyerek verdiği sözü, 24.04.2011 tarihinde düşme hattındaki Bucaspor’u<br />

5-3 yenerek tutmasına karşın Sivasspor 29.04.2011 tarihinde Gençlerbirliği ile berabere kalarak<br />

kümede kalmayı kesin olmasa da büyük olasılıkla garantilemiştir. Aziz Yıldırım’ın, Mecnun<br />

Otyakmaz’dan “abi kazan ha aman ha” sözleriyle ısrarla ve adeta yalvarırcasına kazanmasını ve<br />

son haftaya kümede kalmayı garantileyen bir takım olarak çıkmasını istemesi, sıradan bir<br />

arkadaş muhabbeti gereği iletilen bir dilek olmanın ötesindedir. Zira hâlâ Trabzonspor ile aynı<br />

puanla zirveyi paylaşmaktadırlar.<br />

5<br />

7<br />

18<br />

28<br />

59<br />

--31<br />

A<br />

P<br />

-<br />

32<br />

-<br />

24<br />

-<br />

22<br />

-<br />

22<br />

P<br />

3<br />

2<br />

2<br />

2<br />

451/678


AHMET ÇELEBİ VE BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN ÜZERİNEN YÜRÜTÜLEN<br />

ŞİKE FAALİYETİ<br />

09.05.2011 günü saat:14.42’de Bülent İbrahim İşçen'in Mecnun Otyakmaz'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3613);<br />

Bülent: “Yarın burdasın demi dayı", Mecnun: “Burdayım evet ordayım yani" , Bülent:<br />

“Ben seni yarın ararım…beraber bi çay içeriz yemek yeriz...anladın mı dayıcım arkadaşımızla<br />

beraber hep beraber", Mecnun: “Muhammet .. falan söyleme o kapar", Bülent: “Ona ben<br />

çıtlarmıyım bilmiyorumki yok ki... o tereyağlı yiyor onlar abi çok, çok kilo almışlar", Mecnun:<br />

“Ondan sonra Apo mapo hepsi beraber grup", Bülent: “O Güneydoğu teşkilatı abi o çok yağlı<br />

yiyorlar abi".<br />

Görüşmenin yapıldığı tarihten bir gün önce Sivasspor, Ankarağücü ile 1-1 berabere<br />

kalmış, düşme hattındaki en yakın rakibi Bucaspor ise Trabzonspor’a 1-0 yenilmiştir. Bu<br />

durumda Sivasspor kümede kalmayı garantilemiştir. Şike faaliyetine başlayan sanıklardan Bülent<br />

İbrahim İşçen, Aziz Yıldırım’ın talimatı ile hemen Mecnun’a ulaşıp görüşme ayarlamaya<br />

çalışmaktadır. Mecnun ise Abdullah Başak’ın bu görüşmeden haberdar edilmemesini<br />

istemektedir.<br />

Henüz ligin bitmesine iki hafta kalmasına rağmen kendilerinin 15.05.2011 tarihinde<br />

Ankaragücü ile yapacakları müsabakayı kazanacaklarından yaptıkları şike nedeniyle de ayrıca<br />

çok emin olan sanıklar, Trabzospor’un aynı tarihte iç sahada yapacakları İBB Spor müsabakasını<br />

(teşvik de yapsalar) kazanacaklarını tahmin ettiklerinden son haftaya yönelik şike faaliyetine iki<br />

hafta önce başlamışlardır.<br />

10.05.2011 günü saat:21.27’de Bülent İşçen'i Mecnun Otyakmaz'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3615);<br />

Mecnun: “Aramadın birader", Bülent: “Dayıcım O ( Aziz Yıldırım’ı kastediyor)<br />

Sultanahmet’te bir yere gitti yarın işte arayacak beni sabah ona göre ben seni arayacam",<br />

Mecnun: “Tamam yarın burdayız".<br />

Bir gün önce buluşma ayarlayan Bülent İbrahim’i, tekrar aramaması üzerine Mecnun<br />

aramış ve buluşmanın akıbetini sormaktadır. Bülent ise ““Dayıcım O, Sultanahmet’te bir yere<br />

gitti” diyerek Aziz Yıldırım’ın müsait olmadığını iletmekte ve yarın arayacağını bildirmektedir.<br />

Ertesi gün olur ve 11.05.2011 günü saat:13.07’de<br />

aradığı görüşme(tape:2403);<br />

Aziz<br />

Yıldırım’ın Bülent İşçen’i<br />

Aziz: “Saat 5 buçukta bizimkine söyle kulüpte buluşalım", Bülent: “Tamam abi".<br />

452/678


Sanık Aziz Yıldırım, bir gün önce gerçekleşmeyen buluşmanın ayarlanması ve<br />

“bizimki” olarak nitelediği Mecnun Otyakmaz’ın aranması için Bülent İbrahim’e talimat<br />

vermektedir.<br />

Aziz Yıldırım’ın bu talimatı üzerine 10 dakika sonra saat:13.17’de Bülent İşçen'in<br />

Mecnun Otyakmaz'ı aradığı görüşme(tape:3616);<br />

Bülent: “Biz senle beşte telefonlaşalım…buluşalım gidelim tamam mı dayıcım beş<br />

buçuk da", Mecnun: “Tamam cigerim".<br />

Aziz Yıldırım’ın “bizimki” nitelediği ve yakınlığı bu derece olan Mecnun Otyakmaz’ı,<br />

çok sayıda telefon hattı kullanmasına rağmen, direkt olarak kendisinin aramaması ve telefonlarda<br />

birbirlerinden “arkadaş, bizimki, o” gibi şifreli sözlerle söz etmeleri de suç nedeniyle teknik<br />

takipten kurtulma çabasının bir sonucu olarak değerlendirilmiştir.<br />

11.05.2011 günü saat:15.57’de Aziz Yıldırım’ın Abdullah Kiğılı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:2404);<br />

Aziz: “Fenerıum nasıl gidiyor satışlar var mı bu ara", Abdullah: “Para mı istiyorsun<br />

başkan", Aziz: “Para istemiyorum para var mı, para varsa ver ama…varsa Tamer ile<br />

konuşsunlar tamam", Abdullah: "Bakayım bakayım…derhal derhal".<br />

Aziz Yıldırım’ın, Mecnun Otyakmaz ile yapacağı görüşme öncesinde Sivasspor ile<br />

yapacağı şike faaliyetinde kullanılmak üzere para ayarlamaya çalıştığı görülmektedir.<br />

11.05.2011 günü saat:16.58’de Bülent İbrahim İşçen'in Mecnun Otyakmaz'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3617);<br />

Bülent: “Ben geldim dayı sen gelince beni ara ben kapıya çıkıyorum",<br />

Mecnun:“Nerdesin ki aynı yer mi",<br />

11.05.2011 günü<br />

görüşme(tape:2352);<br />

saat:17.22’de Aziz Yıldırım'ı Abdullah Kiğılı'nın aradığı<br />

Abdullah: "400 TL Tamer’e gönderiyoruz şimdi", Aziz: “Tamam peki".<br />

11.05.2011 günü<br />

görüşme(tape:2405);<br />

saat:17.24’de Aziz Yıldırım’ın Tamer Yelkovan’ı aradığı<br />

Aziz: “Abdullah Kiğılı 400.000 Fenerium’dan aktarma yapıyor şuan", Tamer:<br />

“Şimdi telefon geldi bende şaşırdım", Aziz: “Ben telefon ettim…Tamer beye varsa gönder<br />

453/678


şimdi 400 gönderiyoruz dediler…görüyorsun her yerden çalışıyorum", Tamer: “Bir de şu<br />

futbolcular şu işi ateşlerse iş biter vallahi".<br />

11.05.2011 günü saat:17.32’de Bülent İbrahim İşçen'i Mecnun Otyakmaz'ın<br />

aradığı görüşme(tape:3618);<br />

Mecnun: “Bağlarbaşı demi", Bülent: “Yok dayı şey aşağıya", Mecnun:<br />

“Nurgül’ün yanına geliyorum ben şimdi".<br />

Sanıklar Mecnun ve Aziz Yıldırım, nihayetinde Aziz Yıldırım ile buluşmuşlardır.<br />

12.05.2011 günü saat:12.39’da Abdullah Başak’ın, Bülent İbrahim İşçen’i aradığı<br />

görüşme(tape:3136);<br />

Bülent: “…bugün ben o hani senin gittiğin Kadıköy’deki çocukla konuştum Apo,…<br />

kulüpte o, o şeyler...”, Abdullah: “Biliyorum haberim ha hayır anladım dün bir mevsim gelmişte<br />

birde pazartesi bir mevsim son mevsimmiş,…hatta dün bir mevsim gelince o Kozyatağına<br />

baklavacıya gitmiş Güllüoğlu’na”, Bülent: “Onun hani onun onu hemşerisi varya orada... ee<br />

çaycı çay çay çay çıkarıyorlar hani,…onada bana sordu ee şey ...o o da yer mi dedi o şeyden<br />

dedi fındıktan dedi,…öyle bir şey söylüyorlar bana dedi iyi dedim al ona da fındık ver”,<br />

Abdullah: “…senle konuştuğunu söyledi bana” .<br />

Bülent İbrahim; Abdullah Başak’a, “Kadıköy’deki çocuk” olarak nitelediği Mecnun ile<br />

Kulüpte bir araya gelerek konuştuklarını söylerken, Abdullah Başak da bu buluşmadan<br />

haberinin olduğunu belirtmektedir. Ancak, Abdullah Başak’ın Mecnun’dan “mevsim” olarak söz<br />

etmesi, kendisinin Yusuf Turanlı üzerinden yürüttüğü şike faaliyeti dışında bu kanaldan da<br />

yürütülen faaliyetten haberdar olduğunu göstermektedir. Abdullah Başak’ın, “mevsim” olarak<br />

söz ettiği kişinin “Mecnun Otyakmaz” olduğu aşağıdaki 3141 nolu tape ile net olarak<br />

anlaşılmaktadır.<br />

13.05.2011 günü saat:13.26’da Bülent İbrahim İşçen'in<br />

görüşme(tape:3619);<br />

Aziz<br />

Yıldırım’ı aradığı<br />

Aziz: “Gel burdayım", Bülent: “Cuma gel demiştin abi ...ilgili", Aziz: “Ha onla ilgili<br />

lan unuttuk onu ha dur peki gel".<br />

13.05.2011 günü saat:16.12’de Mecnun Otyakmaz’ın Bülent İşçen’i aradığı<br />

görüşme(tape:1176);<br />

454/678


Bülent’in; “Nerdesin dayıcım” dediği, Mecnun’un ofiste olduğunu söylediği,<br />

Bülent’in; “Geleceğim yanına dayı,.. yetişirim 5’e kadar ya dayı” dediği.<br />

Bülent İbrahim, Aziz Yıldırım ile görüştükten sonra yukarıda görüşme ile sabit olduğu<br />

üzere Mecnun’u arayarak yanına geleceğini söylemesinin yanında ayrıca Mehmet Yıldız’a<br />

yönelik şike faaliyetinde görev alan Ahmet Çelebi ile irtibata da geçtiği anlaşılmaktadır.<br />

13.05.2011 günü saat:18.15’de Bülent İşçen'in Ahmet Çelebi'yi aradığı<br />

görüşme(tape:3620);<br />

Bülent: “Nerdesin", Ahmet: “Mitpoint", Bülent: “Tamam ben şimdi Samandıra’ dayım<br />

burdan çıkacam yanına gelecem…görüşmemiz lazım senle…özel görüşmemiz lazım", Ahmet:<br />

“Tamam görüşelim".<br />

13.05.2011 günü saat:18.25’de İlhan Ekşioğlu’nun Osman Murat Özaydınlı/ Aziz<br />

Yıldırım’ı aradığı görüşme(tape:2989);<br />

İlhan’ın; “Başkan ile beraber misin” diye sorması üzerine Murat’ın; “Evet vereyim mi”<br />

dedikten sonra telefonu Aziz Yıldırım’a verdiği, İlhan’ın; “Başkanım şimdi tam aradığınızda<br />

Kandilli’ye giriyordum döndüm ama manyak bir trafik var yani” dediği, Aziz’in; “Gelme o<br />

zaman yarın konuşalım tamam,…şimdi o bizim bizim arkadaşla konuşacağım da onla nasıl<br />

konuşayım diye şey yapıyordum yani,… olmazsa ben seni ararım sen evde misin”, İlhan:<br />

“Ben evde olacağım”, Aziz: “Olmazsa senin oradan geçerim konuşurum”.<br />

13.05.2011 günü saat:19.02’de Bülent İbrahim İşçen'in Ahmet Çelebi'yi aradığı<br />

görüşme(tape:3621);<br />

Bülent: “Ben stadın oraya geçiyorum stadın oraya bir geçsene", Ahmet: “Beni de<br />

alsana buradan geçerken ya", Bülent: “Arabam yok arabam stadda", Ahmet: “Gel buraya<br />

caddedeyiz ya".<br />

13.05.2011 günü saat:19.02’de Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3141);<br />

(Abdullah’ın, Bülent’in arayıp aramadığını sorduğu, Yusuf’un aramadığını belirttiği,)<br />

Abdullah: “Sana bir bomba diyeceğim de sonra tamam,…o gitmiş şeyle Mecnun abiyle<br />

görüşmüş de,…İlhan abi dediki sakın onlara şey yapmayın benle muhatap olun bende dedim<br />

abi Yusuf o işe girmez artık”, Yusuf: “…olmaz yani abi bu işler çok dolanıyor ediliyor...”,<br />

455/678


Abdullah: “Evet evet evet çok boku çıktı artık kardeşim evet, esas biri neler götürmüş belli değil<br />

söyleyeceğim sana”<br />

Abdullah Başak bu görüşmede Yusuf Turanlı’ya, Bülent İbrahim’in Mecnun ile<br />

görüştüğünü bomba haber olarak iletmekte. Şüphesiz bu görüşmenin savunmalarda sıkça dile<br />

getirilen “bilet” konusuna ilişkin olmadığı çok net. Zira bilet görüşmesinin bomba haber niteliği<br />

olmadığı gibi, kendi beyanına göre Galatasaraylı olan ve Sivas ile bir bağlantısı bulunmayan<br />

Yusuf Turanlı’nın, Fenerbahçe’nin bilet konusunu takip edecek bir sıfat ve konumunun<br />

bulunmadığı açıktır. Ayrıca Abdullah’ın, İlhan Ekşioğlu’na “abi Yusuf o işe girmez artık” diyerek<br />

kasdettiği şeyin de bilet ile ilgili olmadığı, izahtan varestedir.<br />

Bununla birlikte İlhan Ekşioğlu, Abdullah Başak ile birlikte Yusuf Turanlı kanalıyla<br />

ayrıca şike faaliyetinde bulunduklarından, Yusuf bu durumdan rahatsız olmuş ve Abdullah’ın bu<br />

haberine “…olmaz yani abi bu işler çok dolanıyor ediliyor..” şeklinde tepki vermiştir. Abdullah<br />

ise “Evet evet evet çok boku çıktı artık kardeşim evet, esas biri neler götürmüş belli değil<br />

söyleyeceğim sana” diyerek, şike ve teşvik faaliyeti sırasında kimlerin kazanç sağladığını ima<br />

etmektedir.<br />

13.05.2011 günü saat:19.05’de İlhan Ekşioğlu’nu<br />

görüşme(tape:2992);<br />

Aziz<br />

Yıldırım’ın aradığı<br />

Aziz: “Kavacık’a doğru geliyorum senden rica etsem Migros’a gelsen o aşağıdaki<br />

Migros’a orada buluşsak”, İlhan: “Olur tamam”, Aziz: “Karşıya gideceğim tekrar tamam mı,…<br />

yalnız bir 5 dakika içinde çık yani erken çıkma 5 dakika sonra çık”,<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu Aziz Yıldırım ile buluşmasından sonra 13.05.2011 günü<br />

saat:19.35’de İlhan Ekşioğlu’nun Abdullah Başak’ı aradığı görüşme (tape 2993);<br />

ABDULLAH BAŞAK : Efendim abi<br />

İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU : Yarın sabahta erken kalkıyor musun<br />

A.B : Herhalde abi<br />

İ.Y.E : İyi senle çok önemli bir görüşme yapmam lazım sabahleyin ben<br />

A.B : Abi ben sana bir şey deyim mi<br />

İ.Y.E : Hıh<br />

A.B : Ben çok moralim bozuk<br />

İ.Y.E : Niye ya<br />

A.B : Ben o benim Bülent abim var ya<br />

İ.Y.E : Evet<br />

456/678


uluştum<br />

A.B : O yine ben şeyler karıştırıyor abi<br />

İ.Y.E : Karıştırır s..ktir et<br />

A.B : Seninki ona söylemiş abi ama sen bilmiyorsun<br />

İ.Y.E : Hayır hayır ben şimdi oradan geliyorum ben şimdi bizim 1 numara ile<br />

A.B : 1 numara benim yanımda bunu çağırdı abi<br />

İ.Y.E : Tamam oğlum ben şimdi bütün olup bitenleri anlattım<br />

A.B : Hıh<br />

İ.Y.E : Tamam mı<br />

A.B : Hıh<br />

İ.Y.E : O hıyarında bir sikine yaramadığını kendini yanlış sana göster ona<br />

gösterdiğimi de söyledim<br />

A.B : Hıh<br />

İ.Y.E : Olayın kilit adamlarının bizim seninkiyle sen olduğunu söyledim<br />

A.B : Hıh<br />

İ.Y.E : Fakat senin onu bilmelerini istemediğini söyledim hani dedim<br />

A.B : Evet<br />

İ.Y.E : Sen onları bilme onlar öyle istemiyor dedim beni istiyor<br />

A.B : Evet<br />

İ.Y.E : Bu işin şeyi<br />

A.B : Aynen aynen<br />

İ.Y.E : Ondan sonra dedim bak o sen Bülent’i çağırıyorsun bir şeyler söylüyorsun<br />

iş daha da karışıyor dedim<br />

A.B : Ben abi lafını kesiyorum sana bir şey diyeceğim ben bu gün ona ne dedim<br />

biliyor musun ben geçen gün dedim olmayan bir şeyler için İlhan Abi’ye bir şey demişsin bana<br />

gönül koydu dedim tamam mı ben ne olmuşta he demişim- sâna ne ne çeviriyormuşum<br />

abi ne var ki dedim ya ben kimim abi dedim ya bin kimim<br />

Î.Y.E : Şimdi bak Apo bizim şurada bir hafta kaldı sakin olup mantıklı<br />

düşünmemiz lazım<br />

A.B : Evet evet abi<br />

İ.Y.E : Ben söyledim tamam mı her şeyi anlattım bak şimdi şeyde<br />

457/678


A.B : Abi bak öbür arkadaşta benim kardeşim olan onunla da demin<br />

beraberdim abi dedi sen ve seni bahsediyor senden abi başka Allah’ın oğlu beni çağırsa ne<br />

görüşürüm ne konuşurum abi<br />

İ.Y.E : Aynen tamam ben de onu söyledim bir dinle dinle beni<br />

A.B : Tamam abi aynen<br />

İ.Y.E : Esas esas bomba şimdi bu seninki diyordu ya hani bir yerden bana<br />

cevap gelmesi lazım<br />

A.B : Evet<br />

İ.Y.E : O işi konuştu onu anlatacağım yarın sana o iş okey yarın sabah ben benim<br />

çocuğu Dereağzı na götüreceğim futbol okuluna 10 da<br />

A.B : Tamam abi<br />

İ.Y.E : Senle Dereağzı’nda buluşalım 10 da yani haberler çok iyi<br />

A.B : Öbür kardeşimi de çağırayım mı abi oraya<br />

İ.Y.E : Süper olur<br />

A.B : Tamam abi tamam<br />

İ.Y.E : Tamam mı<br />

A.B : Tamam abicim<br />

İ.Y.E : 10 da Dere ağzı nda<br />

A.B : Tamam abi bir emrin var mı bana abi<br />

İ.Y.E : Sağlığın<br />

A.B : Öpüyorum abi saygılar<br />

İ.Y.E : Hadi ben de hadi<br />

Söz konusu görüşmede Abdullah Başak’ın, “Ben o benim Bülent abim var ya, O<br />

yine ben şeyler karıştırıyor abi” diyerek Bülent İbrahim’in şike faaliyetinde kendileri haricinde<br />

rol almasını, iddianameye konu neredeyse tüm sezonda yapılan şike ve teşvik eylemlerinden<br />

sorumlu olan İlhan Ekşioğlu’na adeta ihbar etmektedir. Konuşmasının devamında “Seninki ona<br />

söylemiş abi ama sen bilmiyorsun” demesi üzerine İlhan Ekşioğlu, Abdullah’ın “seninki”<br />

olarak nitelediği Aziz Yıldırım ile buluştuğunu “ben şimdi bizim 1 numara ile buluştum, ”<br />

diyerek iletmekte ve bütün olup bitenleri anlattığını, şike faaliyetinde kendisi ile Abdullah ile<br />

Yusuf’un kilit adam olduklarını, Bülent İbrahim’e bir şeyler söyleyerek işleri karıştırdığını<br />

söylediğini bildirmekte ve ertesi gün Fenerbahçe Dereağzı Tesisleri’nde buluşmak üzere<br />

sözleşmektedir.<br />

458/678


13.05.2011 günü saat:19.32’de Aziz Yıldırım'ın Bülent İbrahim İşçen'i aradığı<br />

görüşme; (tape:3622)<br />

Bülent: “Caddeye gitmeye çalışıyorum da orda beni bekliyor bir arkadaşım var<br />

onla buluşacam da", Aziz: “Sen bak o ... söyle bize yardım etsinler tamam mı…yani belli<br />

etmeden yardım etsinler tamam mı", Bülent: “Tabi abicim tabi sen rahat ol ben<br />

konuşmasını bilirim".,<br />

Sanık Aziz Yıldırım’ın talimatı ile aradığı ve buluşmak için, yukarıda yazılı 3621 nolu<br />

tapede “gel buraya caddedeyim” diyen Ahmet Çelebi’nin yanına giden Bülent İbrahim’i arayan<br />

Aziz Yıldırım, O’ndan Fenerbahçe kongre üyesi olması yanında aynı zamanda Sivasspor<br />

yöneticisi olan sanık Ahmet Çelebi’ye “SEN BAK O ... SÖYLE BİZE YARDIM ETSİNLER<br />

tamam mı, YANİ BELLİ ETMEDEN YARDIM ETSİNLER TAMAM MI” diyerek yardım<br />

talebinde bulunmaktadır. Türkiye’nin en zengin kulüplerinden biri olan Fenerbahçe Spor Kulübü,<br />

Ahmet Çelebi’nin herhalde maddi yardımına ihtiyacı bulunmamaktadır.<br />

Küme düşmemesi için haftalar önce endişeye kapılan ve bunu önlemek için rakiplerini<br />

yenecekleri sözünü verip, verdiği bu sözü bir şekilde tutan sanık Aziz Yıldırım’ın,<br />

konuşmalarında “bizimki” olarak söz ettiği, kendisine “abi” diye hitap eden Mecnun<br />

Otyakmaz’dan ayrı olarak, Ahmet Çelebi’den de yardım istemesi, son müsabakada işi şansa<br />

bırakmayıp kesin olarak kazanma arzusunun bir göstergesidir.<br />

13.05.2011 günü saat:20.02’de Ahmet Çelebi'yi Abdullah Başak'ın aradığı<br />

görüşme(tape:2887);<br />

Abdullah: "Bitmek üzere benimkini çok şey oldu…senin yanında Ali Kıratlı var mı",<br />

Ahmet: “Kimse yok", Abdullah: “Bülent ile Ali Kıratlı beraber mi gitti", Ahmet: “Hayır tek",<br />

Abdullah: “Bülent abi geldi mi oraya", Ahmet: “Geldi .. usta ya ben sana söyleyeceğim şimdi<br />

gelince yüz yüze…belirli bir yerde otururuz yine".<br />

13.05.2011 günü saat:21.54’de<br />

görüşme(tape:2409);<br />

Aziz<br />

BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN : Alo<br />

AZİZ YILDIRIM : Ne yapıyorsun<br />

B.İ.İ : İyiyim Aziz abi sen nasılsın<br />

A.Y : İyiyim ne yaptın<br />

Yıldırım’ın Bülent İbrahim İşçen’i aradığı<br />

459/678


B.İ. İ :Ne yapayım abi o arkadaş ile görüştüm abi O HALE GELMİŞ<br />

MALLAR abi O GİDECEK FİYAT KONUŞACAK abi<br />

A.Y :He<br />

B.İ.İ :Konuşacak abi onunla gereken neyse işte onları sordu etti ben dedi<br />

direk onları kendim görüşeceğim bizzat dedi<br />

A.Y :He<br />

B.İ.İ : Şeyleri sen hiç merak etme abi gereğini ... o da yalnız diyor abi<br />

hani o HAMSİ TARAFI var ya abi<br />

A.Y :Hı<br />

B.İ.İ : Onlar da şey yapıyorlarmış çok baskı yapıyorlarmış tabi, dedim biz<br />

bunu engelleyeceğiz dedim sen dedim bizzat gideceksin bizzat kendin görüşeceksin<br />

çağıracaksın yani bu işin şakası makası yok bir de dedim adamın şeyi gider ondan buna ondan<br />

buna dedi şeyleri konuşmaları gerek yok, az öz temiz net bir şekilde görüş, bu günün<br />

yarını da var hani her şey bilinsin öyle fazla gevezelik fazla konuşma da bok getirir az<br />

konuşup öz konuşup herkes bilecek ne yapacağını<br />

A.Y :Ya bence şeyi Ahmet i mahmeti de gönder sen<br />

B.İ.İ : Abi tabi gidiyor<br />

A.Y :O da gitsin şey de<br />

B.İ.İ :Zaten hayır ondan sonra Aziz abi ben bizim maçtan sonra pazartesi,<br />

salı günü direk 5 gün orda kalacak kampta<br />

A.Y :Kim<br />

B.İ.İ : O arkadaş abi söylediğin ismini söylediğin kişi<br />

A.Y :İnşallah<br />

B.İ.İ : Yok yok dedik yüzüne bakmam senin bak Aziz a biye bir daha selam<br />

verme bunu yapmazsan<br />

A.Y : Yarın gel konuşalım tamam<br />

B.İ.İ : Tamam abim benim<br />

A.Y : Oldu<br />

B.İ.İ : ... bırakacaksın dedim gideceksin 5 gün orada kalacaksın<br />

A.Y : Tamam<br />

B.İ.İ : Engelleyeceksin her şeyi<br />

A.Y : Gel bakalım konuşalım tamam<br />

B.İ.İ : Tamam abi yarın gelirim yanınıza<br />

460/678


Bülent İbrahim, abi “o arkadaş ile görüştüm abi O HALE GELMİŞ<br />

MALLAR abi O GİDECEK FİYAT KONUŞACAK abi” sözleri ile 3621 ve 3622 nolu<br />

tapelerde geçen Ahmet Çelebi ile görüştüğü, adı geçen şahsın şike için gidip fiyat konuşacağını<br />

söylemektedir. Sarf edilen sözlerin bir ticari faaliyete ilişkin olmadığını, kurulan iki cümle<br />

sonrası göstermektedir. Nitekim Bülent İbrahim’in “… yalnız diyor abi hani o HAMSİ<br />

TARAFI var ya abi, Onlar da şey yapıyorlarmış çok baskı yapıyorlarmış tabi” şeklideki<br />

sözlerinden, konuşmanın Sivasspor ile ilgili olduğu aşikardır. “Onlar da” sözü ile kendilerinin de<br />

şike faaliyetinde bulunduğunu bir nevi itiraf etmektedir. “Trabzonspor’un teşvik girişimini<br />

önlemeye dönük” faaliyet yaptık savunması da kabul edilebilir değildir. Zira, “O GİDECEK<br />

FİYAT KONUŞACAK ” sözü, sözde önlenen teşvik girişiminin bir fiyata bağlı olduğunu<br />

göstermektedir ki, bu “şecaat arzederken sirkatin söylemek” atasözünü akla getirmektedir.<br />

Dikkat edilmesi gereken önemli bir yön şudur ki; sanık Ahmet Çelebi’nin, bireysel<br />

planda taraftarı ve kongre üyesi olduğu bir takımının menfaatini, yöneticisi bulunduğu ve<br />

haklarını her ortamda korumakla yükümlü olduğu binlerce taraftarı olan bir kulübün menfaatine<br />

tercih etmesi ve bu doğrultuda şike faaliyetinde bulunması hali ancak, adı geçen sanığın Aziz<br />

Yıldırım liderliğindeki suç örgütüne üye olma ve bu bağlamda üzerine aldığı görevi yerine<br />

getirme bilinci dolarak ifade edilebilir.<br />

Her ne kadar Aziz Yıldırım tarafından “Ahmet i mahmeti de gönder ” diyerek adı<br />

geçen Ahmet’in, sanık Ahmet Çelebi olamayabileceği akla gelebilirse de aşağıdaki görüşme, bu<br />

düşüncenin yanlış olacağını göstermektedir. Zira Aziz Yıldırım ile arasındaki, 2409 nolu tapede<br />

geçen ve 3 dakika 4 saniye süren görüşmenin hemen ardından Bülent İbrahim aynı dakika<br />

içerisinde bir başkası ile görüşmeden Ahmet Çelebi’yi aramış ve aşağıdaki görüşmeyi yapmıştır.<br />

13.05.2011 günü saat:21.57’de Bülent İbrahim İşçen'in, Ahmet Çelebi'yi aradığı<br />

görüşme (tape:3623);<br />

AHMET ÇELEBİ : Alo<br />

BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN : Ne yapıyorsun Ahmet<br />

A.Ç : İyiyim ne yapayım sen ne yapıyorsun<br />

B.İ.İ : İyi bak şimdi telefon açtı sordu Ahmet<br />

A.Ç : Hı<br />

B.İ.İ :Gittin mi dedi görüştün mü konuştuk dedim abi sen merak etme o<br />

Konyada cenaze var hani oraya Konya’ya gitmese bile Salı günü falan DEDİM BİZİM<br />

MAÇTAN ÜÇ GÜN ÖNCE GİDECEK KAMPTA KALACAK DEDİM O DEDİM<br />

461/678


HERŞEYE MUAFFAK OLACAK sen hiç merak etme ondan başka kimsenin dediğine de<br />

bakma o her şeyi orda tek başına engeller dedim delidir dedim ortalığı ayağa kaldırır<br />

dedim bak senin namına böyle söyledim yani Ahmet aynen<br />

A.Ç : Neyse konuşuruz tamam mı<br />

B.İ.İ : Nerdesin sen, Barış geldi mi g..tveren<br />

A.Ç : Yok dayım yok valla yok lan<br />

B.İ.İ : Kim var yanında<br />

A.Ç : Kimse yok ya ... var başka hiçkimse yok<br />

B.İ.İ : İçki içme lan a..cık ağzı<br />

A.Ç : Ben içmem oğlum manyakmısın<br />

B.İ.İ : Hı iyi hadi selam söyle Apo’ya da Burhan’a da, hadi dikkat et<br />

A.Ç : Aleykümselam.<br />

İbrahim Bülent ile yaptığı bu görüşmenin ardından kısa bir süre sonra Ahmet Çelebi,<br />

Sivasspor takımının futbolcusu sanık Mehmet Yıldız’ı 13.05.2011 günü saat:22.18’de aradığı<br />

görüşme(tape:2888);<br />

AHMET ÇELEBİ : Alo<br />

MEHMET YILDIZ : Efendim abi<br />

A.Ç :Ne yapıyorsun<br />

M.Y :İyiyim abi ne yapayım Konya da oturuyoruz sen ne yapıyorsun<br />

A-Ç : İyi ne yapayım ... keyfin nasıl<br />

M.Y :İyi ya fena değil işte maçı bekliyoruz şu maç bitse de gitsek<br />

A-Ç :Kim var yanında ... çocuklar mı<br />

M.Y :Kimse yok yo yo odadayım tek başıma<br />

A-Ç :Sen yarın maçtan sonra İstanbul a gelecek misin<br />

M.Y :Yo<br />

A-Ç :Gelsene bi İstanbul a<br />

M.Y :Hayırdır abi<br />

A-Ç :Gel işim var seninle<br />

M.Y :Çok acil mi<br />

A-Ç ... önemli senin gelmen lazım<br />

M.Y :Benim hanım hamile de doğum yapabilir o yüzden çok acil ...<br />

A-Ç :Ya gel pazar sabahı dönersin<br />

M.Y :Yarın<br />

462/678


A.Ç :bir işim vardı gel<br />

M.Y :Hayırdır abi<br />

A-Ç :Ya sen gel ya<br />

M.Y :Benim üstümde sivil kıyafetim falanda yok bari gideyim pazar günü<br />

geleyim pazar sabah uçakla geleyim<br />

A.Ç :E tamam pazar günü sabah uçağıyla gel<br />

M.Y : Hiç bir şey yok üstümde pazar geleyim. Pazartesi geri döneyim artık ne yapayım<br />

A.Ç Tamam<br />

M.Y Hayırdır abi<br />

A-Ç ... sabah gel gel işim var seninle<br />

M.Y İyi tamam<br />

A.Ç Tamam<br />

M.Y : Tamam abi<br />

A.Ç : iyi hadi öpüyorum<br />

M.Y : Hadi görüşürüz abi<br />

Ahmet Çelebi, eylem paylaşımı nedeniyle kendisine verilen görevin gereği olarak şike<br />

anlaşması için Mehmet Yıldız’ı İstanbul’a çağırmaktadır. Mehmet Yıldız’ın ısrarla “hayırdır”<br />

şeklinde defalarca sormasına rağmen, savunmalarda dile getirilen sözde benzinlik konusunu<br />

söylememektedir.<br />

15.05.2011 günü saat:11.01’de Ahmet Çelebi'nin Mehmet Yıldız'ı aradığı<br />

görüşme(tape:2889);<br />

Ahmet: “Kaçta geliyorsun", Mehmet: “Abi ben gelemeyeceğim hanım hastanede…<br />

hayırdır abi", Ahmet: “Yok bir şey yok ya konuşuruz sonra", Mehmet: “Çok acilse bu hafta içi<br />

izin olursa gelirim yanına", Ahmet: “Tamam paşa".<br />

15.05.2011 günü saat:11.15’de Ahmet Çelebi'nin Mehmet Yıldız'ı aradığı<br />

görüşme(tape:2890);<br />

Ahmet: “Diyorum ki keşke sabah uçağıyla gelsen de öğlen uçağıyla geri giderdin<br />

buradan", Mehmet: “Ne için geleceğim abi anlamadım ki ben bu kadar acele", Ahmet: “Yav<br />

gelmen lazım…olmazsa salı günü sabah ben gelirim…benle görüştüğünü kimse söyleme ha<br />

millet başka türlü anlar".<br />

463/678


Sanık Ahmet Çelebi, Mehmet Yıldız’ı ısrarla İstanbul’a çağırmakta ancak nedenini bir<br />

türlü söylememektedir. Üstelik “benle görüştüğünü kimseye söyleme ha” diyerek tembihte<br />

bulunmakta, “millet başka türlü anlar” diyerek, şike girişimini anlayabileceklerini söylemesine<br />

ve bu tehlikeyi öngörmesine karşın, nedense sözde benzinlik konusunu diye getirmemektedir.<br />

Ayrıca yöneticisi olduğu bir takımın futbolcusu ile görüşmesi olağan koşullarda hiç de ilginç<br />

karşılanmayacak bir durum iken, sanığın bundan endişe duyması olağan dışı bir durumun<br />

bulunduğunu göstermektedir.<br />

15.05.2011 günü saat:17.55’de Abdullah Başak’ı Ahmet Çelebi’nin aradığı<br />

görüşme(tape:3159);<br />

ABDULLAH BAŞAK : Efendim<br />

AHMET ÇELEBİ : Na’ber<br />

A.B : İyi nasıl geçti<br />

A.Ç : Valla herhalde yani iki yüz milyara bağlıyacağız<br />

A.B : Herhalde değil değil şimdi geliyor buraya<br />

A.Ç : Gelme gelme ben kalktım ordan biliyor musun<br />

A.B : Yok yok bekleyin dedim oraya ...kim<br />

A.Ç : Alo alo<br />

olur biliyor musun<br />

A.B : Efendim dinliyorum<br />

A.Ç : Şimdi yarın akşam sizi arayacağım yemeğe gideceğiz yemekte daha iyi<br />

A.B : Hım<br />

A.Ç : Tamam mı baba<br />

A.B : Hı esas ben sana başka bir şey diyeceğim dayı<br />

A.Ç : Hı<br />

A.B :Sen çaktırmada ben hani sabah biri uçaktan geliyordu ya buraya anladınmı<br />

A.Ç : Evet<br />

A.B : Ne oldu<br />

A.Ç : Onun hanımı.... şu anda hastanede...<br />

A.B : Evet<br />

A.Ç : Anladın mı<br />

A.B : Yarın gelebilir mi<br />

A.Ç : Salı günü tamam ben bir gidip gelecem<br />

464/678


A.B : Onun gelmesi lazım<br />

A.Ç : Olmaz<br />

A.B : Hıı<br />

A.Ç : Olmaz<br />

A.B : Öyle mi<br />

A.Ç : .... ve ayrıca herkes rahat olsun o kadar<br />

A.B : Tamam tamam<br />

A.Ç : Tamam<br />

A.B : Tamam tamam . '<br />

A.Ç : Hadi<br />

Ahmet Çelebi’nin, şike anlaşması için Mehmet Yıldız’ı İstanbul’a çağırdığını Abdullah<br />

Başak da bilmektedir. Nitekim yukarıdaki görüşmede; “Sen çaktırmada ben hani sabah biri<br />

uçaktan geliyordu ya buraya anladın mı, Ne oldu” diye sorduğunda Ahmet Çelebi, “Onun<br />

hanımı.... şu anda hastanede” diyerek Mehmet Yıldız’ın hanımının hastanede olduğunu ve<br />

gelemeyeceğini, kendisinin Sivas’a gideceğini, herkesin rahat olmasını söylemektedir.<br />

Ahmet Çelebi’nin ısrarla İstanbul’a çağırmasına karşın gelemeyen Mehmet Yıldız’ın<br />

eşi Hilal Yıldız’ın, 15.05.2011 tarihinde doğum yaptığı, Kls 85 dizi 379’de bulunan rapor ile<br />

sabittir.<br />

Yine savunmada dile getirilen sözde benzinlik konusu ele alınırsa, benzinlikle<br />

Abdullah Başak’ın hiçbir ilgisi olmadığı halde, O’nun da “Yarın gelebilir mi, O’nun gelmesi<br />

lazım” diyerek Mehmet Yıldız’ı çağırması bu savunmanın gerçeklikle ilgisinin olmadığın<br />

göstermektedir. Yine Ahmet Çelebi’nin, Mehmet Yıldız ile ilgili olarak takip edilen bu olaydan<br />

dolayı, “ayrıca herkes rahat olsun o kadar” dediği de gözetildiğinde, herkesin rahat olmasını<br />

gerektiren konunun benzinlik olmadığı şüpheye mahal bırakmayacak kadar açıktır.<br />

15.05.2011 günü saat:22.45’de Mecnun Otyakmaz'ın, Ahmet Çelebi'yi aradığı<br />

görüşme(tape:2897);<br />

AHMET ÇELEBİ : Dayıcığım<br />

MECNUN OTYAKMAZ : Efendim yeğenim<br />

A.Ç : Ne yapıyorsun<br />

M.O : İyi ne yapayım<br />

A.Ç : YANDIK BİLİYORSUN DEMİ<br />

465/678


M.O :YA HEM DE NASIL YA DEDİM YA ŞU BELEDİYEYE<br />

GÜVENİYORDUM BİR BERABERE KALSA<br />

A.Ç : EN AZINDAN BİZİ KURTARIRDI<br />

M.O : YANİ EN AZINDAN BERABERLİK ŞEY YAPARDI<br />

A.Ç : Olmadı işte aynen yandık var ya yandık ne yapıyorsun<br />

M.O : İyi ne yapayım ya çıktım bende<br />

A.Ç : Yarın he yarın şey ee evden çıkınca istiyorsan uğra ben yazıhanedeyim<br />

yani çorba ısmarlarım kahvaltı yapma ...<br />

penaltı değil ya<br />

M.O : ... aradım a..ına koyayım<br />

A.Ç : (Gülüyor)<br />

M.O : Ama penaltı da penaltıydı yani kimsenin ...<br />

A.Ç : Tabi canım ya hepsi boş konuşuyor ya bu Kanal Türk dekiler boş konu...<br />

M.O : ... ne diyorlar<br />

A.Ç : O Gökmen Ö. sanki bir bok biliyormuşçasına yok penaltı penaltı değil nasıl<br />

M.O : Hangisi üçü de penaltı da belki ikincisinde kaleciye kırmızı kart o<br />

kaleciye onda gösteriyorsan öbürüne de göstermek lazım ee belki sarı kartla kaleci yutabilirdi<br />

yani<br />

A.Ç : Ya o anda ki oyunun gerginliği olabilir yani ... olmaz dayım o gerginlikte olur<br />

M.O : Evet iyi birader<br />

A.Ç : Tamam dayıcığım<br />

M.O : Tamam<br />

A.Ç : Hadi öpüyorum görüşürüz<br />

M.O : Tamam<br />

İBB Spor’un, Trabzonspor ile berabere kalması nedeniyle lig şampiyonunu<br />

belirleyecek son haftaya, Fenerbahçe ile aynı puanda girmelerinden dolayı, Fenerbahçe’yi<br />

şampiyon yapmaları kendilerine vazife kalan sanıklar Ahmet Çelebi ve Mecnun Otyakmaz<br />

durum değerlendirmesi yapmaktadırlar. Ahmet Çelebi bu durumu, “yandık biliyorsun demi”<br />

diye özetlerken, Mecnun ise “ya hem de nasıl ya dedim ya şu Belediye’ye güveniyordum bir<br />

berabere kalsa” şeklinde karşılık vermektedir. Ahmet ise, “en azından bizi kurtarırdı”<br />

diyerek, şike yapmak zorunda kalmalarından kurtarırdı demektedir. Zira Sivasspor, 34 haftalık<br />

lig maratonunda kümede kalmayı 32. haftada garantilemiştir. Şu hale göre; sportif anlamda<br />

kendilerinin kurtulacakları bir durum söz konusu değildir. Zaten böyle olmadığı da Mecnun’un,<br />

466/678


“yani en azından beraberlik şey yapardı” sözünden açıkça anlaşılmaktadır. Çünkü son haftaya<br />

Trabzonspor ile aynı puanda giren Fenerbahçe’nin şampiyon olması için, rakibinin alacağı<br />

sonuca bakmadan mutlak surette Sivasspor müsabakasını kazanması gerekmektedir. Eğer<br />

Mecnun’un dileği gerçekleşip Trabzonspor, İBB Spor ile berabere kalsaydı, bu durumda<br />

kendileri Fenerbahçe’ye yenilmek zorunda kalmayacak beraberlik durumunda<br />

Fenerbahçe şampiyon olabilecekti.<br />

16.05.2011 günü saat:13.53’te Bülent İbrahim İşçen’nin, Ahmet Çelebi’yi aradığı<br />

görüşme(tape:2669);<br />

AHMET ÇELEBİ : Alo<br />

BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN : Alo<br />

A.Ç : Ne yapıyorsun<br />

B.İ.İ : İyi ne yapayım be Ahmet<br />

A.Ç : Ne var ne yok<br />

B.İ.İ : Uğraşıyoruz işte koşturmaca<br />

A.Ç : Uğraşıyorsun ...<br />

B.İ.İ : He<br />

A.Ç : Abicim şimdi ben bizimkiyle görüşmeye gideceğimde<br />

B.İ.İ : Hı<br />

A.Ç : Anladın mı<br />

B.İ.İ : Hı<br />

A.Ç : ... anladın mı yani senle konuştuklarımızda mutabık mıyız<br />

B.İ.İ : Evet<br />

A.Ç : Tamam ben yani operasyona başladım haberin olsun<br />

B.İ.İ : İyi tamam haber ver işte<br />

A.Ç : Başka ne yapıyorsun<br />

B.İ.İ : Ne yapıyoruz oturuyoruz Ahmet cim<br />

A.Ç : Abicim öbür konuda da dediğim gibi ben bu arkadaşa yani .... yanında<br />

oturuyorum tamam mı<br />

B.İ.İ : Hı<br />

A.Ç : Yani ben bu arkadaşla ilgili düşüncelerim bu bana bu konuda ...<br />

B.İ.İ : Abi ne koyacağım ya Ahmet cim<br />

A.Ç : ... yani<br />

467/678


B.İ.İ : Hepimiz yorgunuz ya manyak mı nedir ya<br />

A.Ç : Çokta kırgınım açıkçası yani bir insan bu kadar bencil bu kadar aşağılık<br />

olamaz yani açıkça söyleyeyim<br />

B.İ.İ : Ya ben uyanmıyor muyum Ahmet ya ben dikkat ediyorum işi gücü abi para<br />

dini imanı para olmuş onun o para için babasını keser o<br />

A.Ç : İşte ben ben yani beni bitirmeye oynuyor açıkçası bu arkadaş<br />

B.İ.İ : O delirmiş ya<br />

A.Ç : Beni bitirmeye oynuyor ben bende bunu<br />

B.İ.İ : ...gidiyor İlhan’a sıcak yapacak ona sıcak yapacak o ... yolunu bulacak<br />

bilmem ne yapacak len sen kimsin len<br />

diye<br />

A.Ç : Yolunu bulsun usta<br />

B.İ.İ : Ya ben bulmasın mı diyorum biz bulması için uğraşıyoruz<br />

A.Ç : ... yapmasın yani<br />

B.İ.İ : Ben yolladım oraya onu git oraya diye ben diyemez miydim sakın ha İlhan<br />

A.Ç : Ya işte<br />

B.İ.İ : Ben şimdi giderim Aziz abiye söylerim bu derim bu tereyağlı bunun<br />

ağzında laf durmuyor<br />

A.Ç : Durmuyor haberiniz olsun da yani zaten onun için ben senden özellikle<br />

konuşuyorum yani ben dikkat edersen ben seninle hep dediklerini yapıyorum da yani yapmıyor<br />

değilim hiç öyle bir şeye girmem yani ben neticede sen benim kardeşimsin<br />

B.İ.İ : Bu yarın öbür gün manyak mı nedir yok Ali niye kart alıyor bizim de<br />

hakkımız var ne hakkın var lan senin<br />

A.Ç : Hak sahibi olabilmen için bir şeyler yapman lazım<br />

B.İ.İ : Lan neyin hakkı Ahmet, Aziz YILDIRIM ın yanına girebilir mi kimse öyle<br />

kolay ben benim sayemde ben kardeşim diyorum alıyorum çağırıyorum geliyor e kimsin<br />

uçağa bineceksin<br />

A.Ç : İşte ben bende bak bir şey söyleyeceğim sana<br />

B.İ.İ : Allah Allah kardeşim diyorum babası kuran çarpsın bak babasını lafları adam<br />

kısık sesiyle ağlayarak bana dedi yemin et çocuklarının üstüne sakın bırakma diye ben onun<br />

hatırına manyağa bak ben sanki yaptığı işleri ben yapamam ben gidip İlhan ile konuşamam<br />

ben öbürüyle konuşamam ben benim bir şeyim yok yani lan manyak adamın yanındaki benim<br />

sen kraldan çok kralcılar var böyle bir şey olur mu ya<br />

468/678


A.Ç : Musluğun başı sensin musluğun başını görmek istemiyor<br />

B.İ.İ : Manyak mı nedir ya kendine, kendine herkes bir hak hukuk adam bana neler<br />

diyor ben şimdi söyleyemiyorum Allah Allah herkes yalandan<br />

A.Ç : ... böyle bir şey gördün mü benle bu kadar berabersin bu kadar zaman içerinde<br />

seni zora sokacak veya seni ...<br />

B.İ.İ : Ya manyak mıdır nedir deli midir nedir yok ben şimdi arkadaşı aramışım<br />

bana diyor ki bir dakika sonra beni arıyor aynı sularda yüzüyoruz diyor (14.05.2011<br />

tarihinde saat 17.29 da yapılan 3150 sayılı tapede Abdullah Başak “AYNI SULARDA<br />

GEZMEYELİM BÜLENTÇİĞİM (GÜLÜYOR) ANLADIN SEN demektedir)<br />

A.Ç : Onların yüzdüğü suyun ta a..ına koyayım<br />

B.İ.İ : Ya şaşırmış ya bana diyor ki aynı sularda yüzüyoruz lan neyin suyu lan manyağa<br />

bak ya ben böyle bir şey görmedim ya hayır şaşırdım kaldım ya ulan sen diyeceksin ki benim<br />

abim ben abimden başka kimseyi tanımam biz seni öyle olduğun için ortama sokuyoruz Allah<br />

Allah ulan vebalı gibi herkes kaçıyordu senden<br />

A.Ç : Bir şey söyleyeyim mi sana Bülent<br />

B.İ.İ : He<br />

A.Ç : O bir şeyi atladı biliyor musun<br />

B.İ.İ : Neyi<br />

A.Ç : He<br />

B.İ.İ : Neyi<br />

A.Ç : O benim yanıma sittin sene giremezdi senin sayende girdiğinin farkında değil<br />

B.İ.İ : Ya manyak ya ben uğraşıyorum o kadar sana yalvarıyorum ona yalvarıyorum<br />

buna yalvarıyorum ona dayı bana dedi ki ne sokuyorsun bu yavşağı karışma sakın dedi yavşak<br />

bu dedi<br />

A.Ç : Biliyorsun yani değil mi bizim şuanda mecburen de ufakta böyle olsa hani git<br />

gellerimizi bir şey yok ama yani ben onun bazı şeylerini hissedebiliyorum anlatabildim mi<br />

B.İ.İ : Lan manyak delirmiş aç telefon bunlar benim ikisi abim bu Ahmet benim abim<br />

Bülent benim abim sen manyak mıdır nedir<br />

A.Ç : Ben sana o gün o gün sana ben sana o gün o arkadaşla ilgili düşüncemi de<br />

söyledim o arkadaş hata yaptı yanlış yaptı bu arkadaş ben onu ortaya çıkardım herkes bilebilir<br />

ayrı konu ben onu ortaya çıkardım o bize ne yaptı senin de ezdi beni de ezdi<br />

B.İ.İ : Beni nereye ezecek Ahmet ben bir dakikada onun suyunu ayağını keserim<br />

469/678


A.Ç : Bülent ya bak şimdi yani neticede ezdiler usta hiç bunun lamı cimi yok niye<br />

ezdiler küçük beyni ile büyük işler yaptığını zannetti anlatabiliyor muyum o şekilde bir muhatap<br />

söz konusu oldu bundan sonra böyle bir şey yapabilirler mi benim yarağımı yesinler asla<br />

Allah<br />

B.İ.İ : Vallaha ben anlamadım bu işlerden bir şey abi herkes para peşinde ya Allah<br />

A.Ç : Kimse gönülün peşinde değil usta<br />

B.İ.İ : He<br />

A.Ç : Kimse gönülün peşinde değil<br />

B.İ.İ : Evet abi ya hiç bir dakikada lan ben yollamışım onu git diyorum hani ben bu<br />

işlere giremem ben bu işlere adım geçmez ben sevmem ben yapamam böyle şeyleri sen git konuş<br />

bak benden çok kral oldu<br />

Ahmetcim<br />

A.Ç : İşte maalesef<br />

B.İ.İ : Hadi gelsin de Sivas a binsin uçağa<br />

A.Ç : E binermiş usta<br />

B.İ.İ : He<br />

A.Ç : Binermiş<br />

B.İ.İ : Nasıl binermiş<br />

A.Ç : Bilemiyorum<br />

B.İ.İ : Hadi benim adım Bülent ha o biner o binerde ben binmem aradaki fark o<br />

A.Ç : He<br />

B.İ.İ : Aradaki fark o<br />

A.Ç : Sen binmediğin zamanda zaten sıkıntı başlar<br />

B.İ.İ : Bak bakalım hadi bakalım bensiz nasıl biniyormuş zaten biniyorsa Ahmet eğer<br />

öyle bir şey yapıyorsa ulan ayıbın ta ötesinde bir şey o ama onu da yapar o ben bu güne kadar<br />

şey yaptım ama yeter ya öyle binerim mi diyor Ahmet<br />

A.Ç : Vallaha öyle diyor<br />

B.İ.İ : He şimdi binerim diyor değil mi şimdi bakalım nasıl binecekmiş<br />

A.Ç : Ben binmem<br />

B.İ.İ : Bende binmem o bir tanesini sen biliyorsun bir zamanlar bir tanesi gitti geri<br />

geldi o hani gittiği var ya o hani yanına gittiği biliyorsun değil mi<br />

A.Ç : İnsanlar usta ben bir şeyleri unutmam bir şeyleri de şey yapmam yani beni<br />

ilgilendiren konular değil derim çıkarım işin içinden de ben neyin ne olduğunu<br />

470/678


görebiliyorum bana da ben sana şunu söyleyeyim yani ben bu işleri de bu işleri de senle<br />

birlikte olduğum için yani senin dostluğuna şüphem olmadığı için ben bu şekilde<br />

davranışlarda bulunuyorum sen de az çok beni tanıyorsun s..kimde değil yani hiçbir şey<br />

ben bu işleri tevessül etmedim hayatım boyunca etmemde ama bunlar bunlar tam bir<br />

yavşak bir şeyler yapılacaksa yapılsın adam gibi ama<br />

B.İ.İ : E herhalde ya<br />

A.Ç : Seni kırdıktan sonra beni kırdıktan sonra bu işin a..ına koyayım ben<br />

B.İ.İ : Allah Allah binecekmiş nasıl binecekmiş hadi göreyim<br />

A.Ç : Bakacağız<br />

B.İ.İ : Hadi bakalım<br />

A.Ç : Hadi öptüm<br />

Sanık Ahmet Çelebi, Aziz Yıldırım’dan aldığı talimatın takibini yapan Bülent<br />

İbrahim’e, şike anlaşması yapmak için Mehmet Yıldız ile görüşmeye gideceğini “Abicim şimdi<br />

ben bizimkiyle görüşmeye gideceğimde , anladın mı yani senle konuştuklarımızda mutabık<br />

mıyız, tamam BEN YANİ OPERASYONA BAŞLADIM haberin olsun” sözleriyle iletmektedir.<br />

Bülent İbrahim’den, Mehmet Yıldız ile yapılacak şike anlaşmasında konuştukları<br />

konuda mutabık olunduğunu öğrenen Ahmet Çelebi bunun üzerine aynı gün saat:18.39’da<br />

Mehmet Yıldız'ı aradığı görüşme(tape:2899);<br />

Mehmet: “Ne zaman geleceksin", Ahmet: “Perşembe falan gelirim herhalde büyük<br />

ihtimal", Mehmet: “Tamam gelince görüşürüz abi",<br />

16.05.2011 günü saat:21.59’da Aziz Yıldırım’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2417);<br />

İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU : Alo<br />

AZİZ YILDIRIM : Ne yapıyorsun<br />

İ.Y.E : İyiyim başkanım siz nasılsınız<br />

A.Y :Ben iyiyim valla karşıdaydım geliyorum eve doğru geliyorum, gittim<br />

Mübarizlerin oraya bugün biraz orada yedim içtim<br />

İ.Y.E : Ha<br />

A.Y : Yemek yedik<br />

İ.Y.E : Afiyet olsun başkanım<br />

A.Y : Geliyorum, sağol, biletler gelmiş Bülent getirdi<br />

İ.Y.E : Ha, iyi<br />

471/678


A.Y : 4 - 5 Bin tane bilet geldi tamam mı<br />

İ.Y.E : Dediğiniz rakamlar mıymış başkanım<br />

A.Y : He 150 - 300 tamam mı<br />

İ.Y.E : Ha, iyi<br />

A.Y : Ama 50 işte şey yapıyor muş Ömer dedi 150 likleri 200 den söyledim dedi<br />

dedi iyi oradan da o zaman 100 vereceğiz fazla bir şey değil öbüründe dedi 100<br />

vereceğiz yine böylece tamamlayacağız ö işte öbürünü de istersek getirecekler veya<br />

orada sattıracağız ha iyi başkanım ya ... o yönden garantideyiz<br />

İ.Y.E : İyi başkanım<br />

A.Y : Sen ne yapıyorsun<br />

İ.Y.E : Ben iyi başkanım işte yarın<br />

A.Y : Hem<br />

İ.Y.E : Onunla birebir bi konuşmamız olacak<br />

A.Y : He<br />

İ.Y.E : Öbürleriyle de gidip birisi konuşacak<br />

A.Y : Evet<br />

İ.Y.E : İyi yani her şey yolunda yani<br />

A.Y : Aslında seninle ben ikimiz bi özel konuşsak iyi olur ama<br />

İ.Y.E : Konuşalım<br />

A.Y : Ben sen Ali bu Alinin de dişini yaptırmış bilmem ne diyor<br />

İ.Y.E : He, dişi...<br />

A.Y : Dişi çaktırıyor muymuş bilmem ne tamam mı<br />

İ.Y.E : Bütün gün oradaymış evet<br />

A.Y : He, bi konuşsak iyi olur ha aslında ama neyse dur bakalım tamı mı<br />

İ.Y.E : Tamam başkanım<br />

A.Y : Evet, bi konuşsak iyi olur ama sen yarın neredesin<br />

İ.Y.E : Ben buralardayım siz nere şey yaparsanız ben atlar gelirim<br />

A.Y : İşte senin o konuşmalarından sonra olmazsa ben bi konuşayım<br />

İ.Y.E : Tamam<br />

A.Y : Sana anlatayım da sana bil yani ama söylemeyelim kimseye<br />

İ.Y.E : Yok yok yok tamam başkanım<br />

A.Y : Ben sen Ali bilelim<br />

İ.Y.E : Tamam<br />

472/678


A.Y : Tamam mı<br />

İ.Y.E : Tamam<br />

A.Y : Oldu<br />

İ.Y.E : Oldu başkanım<br />

A.Y : Hadi görüşürüz<br />

İ.Y.E : Görüşürüz sağol<br />

A.Y : Hadi sağol .<br />

Bu görüşmeden Fenerbahçe’nin Sivasspor’dan istediği maç biletlerinin geldiği<br />

anlaşılmakta ve fakat “SÜPER LİG MÜSABAKALARI STATÜSÜ ” nün 8. maddesinin 4.<br />

bendinde “biletlerin her ne surette olursa olsun toplu bir şekilde ya da rayiç veya üzerlerinde<br />

yazılı bedellerinin altında ya da üstünde bir bedelle satılmaları, temin edilmeleri ve<br />

dağıtılmaları yasaktır” amir hükmüne rağmen Aziz Yıldırım’ın “Ama 50 işte şey yapıyor muş<br />

Ömer dedi 150 likleri 200 den söyledim dedi” şeklindeki sözlerinden, biletlerin taraftara rayiç<br />

bedel üzerinden satılmayacağı anlaşılmaktadır.<br />

Oysa “PROFESYONEL MÜSABAKALARDA UYGULANACAK HASILAT<br />

DAĞITIM ÇİZELGESİNE GÖRE”; 200 TL rayiç bedelli bir bilet bulunmamaktadır. Yine<br />

Aziz Yıldırım ve müdafilerinin savunma olarak sundukları “Sivasspor-Fenerbahçe klasöründe”<br />

Ekler alt klasöründe Ek 1 isimli PDF belgesinde 820 VİP bilet 150 TL den satıldığı belirtiliyor.<br />

Oysa Sivasspor ve Federasyon Yetkilileri ile İl Spor Müdürünün imzasını taşıyan ve resmi belge<br />

niteliğini taşıyan yukarıda belirtilen HASILAT DAĞITIM ÇİZELGESİNDE bu tutarda bir<br />

bilet de bulunmamaktadır.<br />

17.05.2011 günü saat:13.54’de Mecnun Otyakmaz’ın Bülent İbrahim İşçen’i aradığı<br />

görüşme(tape:3630);<br />

Mecnun: “Paramı gönderin kardeşim,..çabuk çabuk paramı gönderim”, Bülent:<br />

“Tamam dayıcım emrin olur”, Mecnun: “Herşeye tamam emrin olur,..hiç hayır yok”, … Bülent:<br />

“…Hesabı çıkarttın mı dayı”, Mecnun: “Hesap sende işte,..3480, 1480 daha, bin daha, 1080<br />

daha, evet”, Bülent: “Tamam dayı hemen arıyorum sana dönüyorum dayıcım,..dayı en geç yarın<br />

elinde olur ya”,<br />

Bu görüşmede geçen ve Mecnun’un parasını istediği bilet sayısı 7.040 adettir ve<br />

Bülent İbrahim aracılığı ile Fenerbahçe kulübüne gönderildiği anlaşılmaktadır.<br />

Klasör 58 Dizi 8 de “FENERBAHÇEYE VERİLEN BİLET DÖKÜMÜ” başlıklı<br />

belgede belirtilen bilet sayısı ve tutarları aşağıdaki gibidir:<br />

473/678


823 ADET VİP A * 400,00 TL = 329.200,00 TL<br />

418 ADET VİP B * 400,00 TL = 167.200,00 TL<br />

1186 ADET MARATON * 250,00 TL = 296.500,00 TL<br />

3480 ADET KALE ARKASI HAVUZ * 50 TL = 174.000,00 TL<br />

1080 ADET KALE ARKASI GAR * 50 TL = 54.000,00 TL<br />

Bu belgeye göre Fenerbahçe’nin aldığı bilet sayısı 6987 olarak belirtilmiştir ve<br />

karşılığı 1.020.900 TL’dir. Mecnun ile Bülent İbrahim arasında yapılan telefon<br />

görüşmesinde geçen sayı ile önemli bir fark bulunmamaktadır (aradaki fark sadece 53 tür)<br />

Şu hale göre; Mecnun’un, Bülent İbrahim’den karşılığını istediği bilet sayısı söz<br />

konusu belge ile uyumu bağlamında gerçeği yansıtmaktadır. Bu biletler karşılığı gerek<br />

soruşturma aşamasında dosyaya giren ve gerekse kovuşturma aşamasında Sanık Aziz Yıldırım ve<br />

müdafileri tarafından Mahkemeye sunulan ödeme makbuzlarına göre, Fenerbahçe Spor Kulübü<br />

tarafından Sivasspor Kulübüne resmi yollardan banka havalesi ile;<br />

18.05.2011 TARİHİNDE 350.450,00 TL.<br />

20.05.2011 TARİHİNDE 550,00 TL.<br />

31.05.2011 TARİHİNDE 669.900,00 TL olmak üzere toplam 1.020.900 TL ödeme<br />

yapılmıştır. “FENERBAHÇEYE VERİLEN BİLET DÖKÜMÜ” adı altındaki belgede belirtilen<br />

tutarlar ile karşılığı birbirini doğrulamaktadır.<br />

Bu durumda, sanık Aziz Yıldırım’ın, duruşmadaki “…. geç vakitte şu oldu…<br />

Dediler ki bu bin taneden yani buradan bin tane siz alın. Biz nazlandık. Ben o saate kadar<br />

almışım 10 bin tane bilet başkanım yani. Bir de 250 liraydı fiyatı. Biz dedik, ya bunu alamayız,<br />

vali filan alın işte Sivas'a yardım mardım" Derken biz sonunda evet dedik. Ve bin tane bilet<br />

aldık. Bütün bu biletlerin hepsinin parasını biz resmi olarak bankadan gönderdik”<br />

savunmasının gerçeği yansıtmadığı somut olarak bizzat sundukları ödeme makbuzları ile sabittir.<br />

Sivas Valisi Tanık Ali Kolat 15.11.2011 tarihli Savcılık ifadesinde (Kls 66 dizi 363)<br />

maçtan bir gün önce Aziz yıldırım ve diğer yöneticiler ile Büyük Otel VİP salonunda bir arada<br />

olduklarını, Faruk Taşseten’in yanında bir çanta olduğunu, bir iki bilet çıkarıp birilerine<br />

verdiğini, biletten başka bir şey var mı bilmediğini beyan etmiş, sanık Aziz’in beyanını<br />

doğrulamamıştır.<br />

Bu konuya ilişkin sanık Faruk Taşseten çapraz sorguda sorulmazı üzerine, çantanın<br />

içinde protokole dağıtılan zarflanmış biletler olduğunu, burada Fenerbahçe’ye bilet<br />

satmadıklarını beyan etmiştir.<br />

474/678


17.05.2011 günü saat:14.53’de Mecnun Otyakmaz’ın<br />

görüşmede(tape:1179);<br />

Aziz<br />

Yıldırım’ı aradığı<br />

Aziz’in; “Sen ne zaman, yarın burada mısın” dediği, Mecnun’un: “Yarın akşam Sivas’a<br />

geçeceğim” dediği, Aziz’in: “Şimdi biletler ile ilgili operasyon yapıyorum yarın sen nerelerdesin<br />

bugün,..nereye takılacaksın ben nereye gelebilirim senin yanına” dediği, Mecnun’un<br />

Kozyatağında olacağını söylediği, Aziz’in: “Başka nereye gidersin sen, sen yalnız ben seninle<br />

yalnız,.. sen benim evi biliyor musun,..Kandilli,..Sevda tepesinde,..orada mesela saat 5’de, beş<br />

buçukta buluşalım mı beş buçukta” dediği, Mecnun’un onayladığı devamında “Millet de bir şey<br />

sanmasın telefonda melefonda bizim abi kardeşliğimizi bilmeyip de başka başka yorumlara<br />

şey yapmasın bu telefonda da şey yapıyoruz” dediği, Aziz’in: “Hayır hayır şu biletlerle ilgili<br />

konuşacaktım seninle de,..sen söyle bana Nurgül’ü ara söyle deki burada buluşalım tamam, ben<br />

gelirim sen nereye istiyorsan senin istediğin yere gelirim” dediği, Mecnun’un: “Ben ofise<br />

geçeceğim abi ofis uygun ofiste kimse yok” dediği, Aziz’in: ofisin yerini sorduğu, Mecnun’un:<br />

“Optimumun karşısında E-5 üzerinde Golden Plaza C Blok 3. Kat,.., Aydın biliyordur” dediği,<br />

Sanık Aziz Yıldırım, şike anlaşmasına yönelik görüşmek üzere Mecnun Otyakmaz’ı<br />

evine çağırmakta ve özellikle yalnız gelmesini istemektedir. Mecnun Otyakmaz’ın olası bir<br />

teknik takibe karşı “Millet de bir şey sanmasın telefonda melefonda bizim abi kardeşliğimizi<br />

bilmeyip de başka başka yorumlara şey yapmasın bu telefonda da şey yapıyoruz” sözüne<br />

Aziz Yıldırım, “Hayır hayır şu biletlerle ilgili konuşacaktım seninle de” diyerek sözde<br />

görüşmenin içeriğini telefonları dinleyenlere söylemektedir. Oysa halledilecek bir bilet işi<br />

yoktur. Zira yukarıda rakamları ile net olarak ortaya konulduğu üzere bilet işi bir gün önceden<br />

Bülent İbrahim İşçen üzerinden halledilmiş ve Aziz Yıldırım tarafından satış bilgileri İlhan<br />

Ekşioğlu ile paylaşılmıştır. Nitekim durum böyle olduğundandır ki Mecnun, “Millet başka<br />

başka yorumlara şey yapmasın” derken bilet konusundan söz etmemektedir.<br />

17.05.2011 günü saat:19.05’de Aziz Yıldırım’ın Aydın isimli şahsı aradığı<br />

görüşme(tape:2418);<br />

Aziz: “Söyledin mi", Aydın: “Başkanım plakayı sorguluyoruz şu anda", Aziz: “Peki<br />

daha önce aynı araba mıydı", Aydın: "Aynı yerde bekliyordu başkanım…o gazetelerde çıkmıştı<br />

ama yani aynı yerden çekilmişti gene fotoğraf başkanım", Aziz: “Peki ne zaman uyandınız",<br />

Aydın:"Mecnun başkan geldiğinde dışarı çıkma esnasında baktık biz var mı herhangi birisi<br />

falan diye çıkmadan…tam o çıkarken de karşıda bekliyordu o araba yönü bu tarafa dönük<br />

475/678


camlar filmli Mecnun başkanla çıktıktan sonra o da hemen ayrıldı", Aziz: “Buraya gelip bana<br />

söyleseydiniz kardeşim ya…arayın sorun bakalım".<br />

17.05.2011 günü saat:19.13’de Mecnun Otyakmaz’ı Aydın isimli şahsın aradığı<br />

görüşme(tape:1181);<br />

Aydın: “Başkanım şimdi siz çıkma esnasında bir tane araç vardı karşıda şüpheli<br />

de,.Aziz bey’de söyledi bilgisi olsun dedi her ihtimale karşı, şimdi şahsa ulaşamadık tam biz o<br />

tarafa yönelince araba yürüdü gitti karşıda durdu, camları falan filmliydi karşıdan o önceki<br />

senelerde bayrak açtı diye tam o yerden çekim yaptılar biz yine her ihtimale karşı aynı bir şey<br />

olmasın yani,..sıkıntı olmasın diye bilgi vermek istedik, plakaları da sorguluyoruz ama dedi<br />

belki plakalar büyük bir ihtimal arabalar şeydir şahıs kiralıktır,..yakalayamadık kim olduğunu<br />

şey yapamadık”.<br />

Sanıklar teknik ve fiziki takip altında olduklarının farkına varmışlardır.<br />

17.05.2011 günü saat:20.00’de Mecnun Otyakmaz’ın Erdal isimli şahsı aradığı<br />

görüşme(tape:1182);<br />

Mecnun: “Şey görüştüm Aziz başkanla,.biletlerin yarın parasını gönderecekler” ,<br />

Erdal: “Tamamını gönderiyor o zaman”, Mecnun: “İşte 350 mi ne yapıyor işte onu gönderecek<br />

yani,..bugün de illa gel illa gel illa gel ..nerdesin ofiste, gittim ofise orada görüştük Göksel’de<br />

geldi,..biz oyunu çirkinleştirmeyiz Çanakkale geçilmez yapmayız çıkarız Feneri yenmek için<br />

elimizden gelen her şeyi yaparız şaibeye meydan vermeyiz teşvik primi olursa bunu engellemek<br />

için elimizden geleni yaparız ondan sonra çıkarız topumuzu aslanlar gibi oynarız dedim”, Erdal:<br />

“Tamam başkanım en güzeli”,<br />

Sanık Mecnun, 1181 nolu tape ile kendisine iletilmesi üzerine teknik takip altında<br />

olduğunu anlamış ve adeta dinleyenlere mesaj vermek ve olası bir soruşturma karşısında<br />

savunma olarak sunmak adına Erdal’a, sözde Sanık Aziz ile yaptığı konuşma içeriğini<br />

anlatmaktadır.<br />

17.05.2011 günü saat:22.09’da Aziz Yıldırım’ın Mecnun Otyakmaz’I aradığı<br />

görüşme(tape:2432);<br />

Mecnun: “..kapıya bir şeyler gelmişte bende diyorum ki ya ne haldeyiz şu kalan VIP<br />

biletleri sana getirdik buyur başımıza iş aldık”, Aziz: “Tabi, tabi bir şey olursa öyle,..biletlerle<br />

ilgili konuştuk”, Mecnun: “O götürdüm ben Ebru’ya bıraktım oraya haberin olsun abi,…VIP<br />

biletleri,…o kale arkalarını zaten daha önceden şeye vermiştim Bülent’e,…o götürmüştü<br />

ekstradan sen bilet isteyince bende o VIP’leri getirdim oraya koydum Ebrunun oraya”.<br />

476/678


Bu nasıl bir bilet konusudur ki, birbirlerine “bizimki ve abi diye” hitap eden,<br />

yakınlıkları yukarıda yer yer vurgulanan iki kulüp başkanı arasında çözümü uzun süren bir sorun<br />

halini almıştır.<br />

20.05.2011 günü saat:13.07’de İlhan Ekşioğlu’nu Abdullah Başak’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3026);<br />

olsun<br />

İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU : Efendim<br />

ABDULLAH BAŞAK : Nasılsın abi<br />

I.Y.E : İyi sen<br />

A.B : İyi abi çok iyi her şey güzel abi<br />

İ.Y.E : İyi<br />

A.B : Hava biraz bulutlu şuanda, ben de dayımı hava alanına bıraktım abi<br />

İ.Y.E : Hı<br />

A.B : He Sivas a gitti abi<br />

İ.Y.E : İyi, iyi iyi Her şey iyi demi<br />

A.B : Çok iyi abi<br />

İ.Y.E : Moralin nasıl<br />

A.B : Süper abi<br />

İ.Y.E : İyi<br />

A.B : Pazartesini iple çekiyorum<br />

İ.Y.E : Yarın hava alanında buluşuruz ben erken giderim biraz hava alanına haberin<br />

A.B : Kaçta abi sen söyle ona göre bende geleyim ararım seni<br />

İ.Y.E : Zafer, Zafer Bodrumdan geliyor 1 buçuk uçağıyla 2 buçukta bende 3<br />

te şeydeyim havaalanındayım<br />

haber vermektedir.<br />

A.B : Tamam abi bende gelirim 3 te yanına<br />

İ.Y.E : Tamam, tamam Apocum hadi<br />

A.B : Tamam abi saygılar abi sağol<br />

Sanık Abdullah, Ahmet Çelebi’nin Mehmet Yıldız ile görüşmek üzere Sivas’a gittiğini<br />

20.05.2011 günü saat:13.08’de Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3171);<br />

477/678


Abdullah: “Dayım gitti”, Yusuf: “…daha bugün mü gidiyor hani dün gidiyordu o,…<br />

halletmeye mi gidiyor,…bilet işlerini”, Abdullah: “He iş, bilet yok,…sayem işte olacaksınız<br />

falan filan”, Yusuf: “Hayırlısı olsun”, Abdullah: “Beni de Kadıköy’deki abim ... çağırdı,…<br />

dedi senin biletlerde bi problem var mı…”.<br />

Sanık Abdullah, İlhan Ekşioğlu ile görüşmesinden hemen sonra aynı dakika içerisinde<br />

Yusuf Turanlı’yı arayarak, Ahmet Çelebi’nin (Dayım) Sivas’a gittiğini O’na da bildirmektedir.<br />

20.05.2011 günü saat:20.25’de Ahmet Çelebi’yi Sivasspor futbolcusu Mehmet<br />

Yıldız’ın aradığı görüşme(tape:2880);<br />

Ahmet’in; nerede olduğunu sorması üzerine Mehmet’in: “Otelde aşağıdayım sen<br />

nerdesin” dediği, Ahmet’in: “Dur geleceğim şimdi” dediği.<br />

21.05.2011 günü saat:11.51’de Ahmet Çelebi'nin Abdullah Başak'ı aradığı<br />

görüşme(tape:2900);<br />

Abdullah: “Mehmet abi geldi şimdi arabasının direksiyonuna ben geçtim şimdi bir<br />

caddede tur atacağız", Ahmet:“Tamam arabayı da havaalanına park et", Abdullah: "Kadro belli<br />

oldu mu dayı", Ahmet: “Korcan, Navraci, Sedat, Uğur Kavuk, Ziya, Erman, Kamil, Eneramo,<br />

Sedia", Abdullah: “İyi ne güzel işte Mehmet Yıldız yok" ,<br />

Sanık Ahmet Çelebi, Abdullah Başak’a Sivasspor kadrosunu ilettikten sonra Abdullah<br />

“iyi ne güzel işte Mehmet Yıldız yok” diyerek şike anlaşması yapmak istedikleri futbolcunun<br />

kadroda olmamasından duyduğu mutluluğu dile getirmiştir.<br />

21.05.2011 günü saat:14.48’de Ahmet Çelebi'nin Ali Kıratlı'yı aradığı<br />

görüşme(tape:2901);<br />

Ahmet: “Geliyorsun İstanbul’a", Ali: "Sabah geliyoruz…Uçak 7 buçukta binerken<br />

ararız seni mesaj atarız biniyoruz diye araba maraba ayarlarsın var mı bir problem yok değil<br />

mi", Ahmet: “Yok yok",<br />

21.05.2011 günü saat:15.01'de Tamer Yelkovan'ı<br />

görüşme(tape:3638);<br />

Aziz<br />

Yıldırım'ın aradığı<br />

Aziz: “Bu artan biletleri de gönderdin mi yoksa sende mi", Tamer: “Gönderdim<br />

başkanım hepsini Mustafa’ya verdim…şey dedim hani orda hani yüz ellilikleri biz iki yüze<br />

veriyoruz ya…orda başımız ağrıyabilir dedim yüz elliyi belki yüz elliden vermek zorunda<br />

478/678


kalırız", Aziz: “Tamam birşey olmaz" , Tamer: “Birileri bir şey der filan hani basına masına<br />

düşer".<br />

Muhasebe müdürü olan ve mali işleri bilen sanık Tamer Yelkovan, Aziz Yıldırım’a<br />

rayiç bedellerinin üzerinde bir fiyat ile bilet satmalarının kendilerini sıkıntıya sokabileceğini<br />

söylemektedir.<br />

21.05.2011 günü saat:18.31’de Abdullah Başak’ı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:3173);<br />

Abdullah: “Evet ben önden gidiyorum kapıda seni bekleyeceğim”, İlhan: “Tamam<br />

şeyi aldın demi Apo”, Abdullah: “Aldım abi aldım, aldım”,<br />

21.05.2011 günü saat:18.56’da Abdullah Başak’ın Nüvit isimli şahsı aradığı<br />

görüşme(tape:3174);<br />

Nüvit: “Efendim Apo abi”, Abdullah: “O çantayı unutursan beni ömür boyu unut,<br />

o, hem senin geleceğin, hem benim, İlhan Ekşioğlu’nun”, Nüvit: “…öyle diyorsun da dur<br />

şimdi arabayı park etmeye çalışıyorum kapıyı niye kapatmıyorsun Apo abi geliyorum şimdi<br />

bekle geliyorum oraya” .<br />

21.05.2011 günü saat:20.29’da Ahmet Çelebi'yi Abdullah Başak'ın aradığı<br />

görüşme(tape:2902);<br />

Abdullah: "Kapının önünde seni bekliyoruz arabada", Ahmet: “Tamam geliyorum dur",<br />

21.05.2011 günü saat:21.07’de Ahmet Çelebi'yi Reşit isimli bir şahsın aradığı<br />

görüşme(tape:2903);<br />

Reşit: “Erdal İstanbul’da…2 milyar para lazım ona bir Erşan’a söyle ona uğrayıp<br />

alacak pazartesi geri gönderecek sana…sen Sivas’ta maçtasın", Ahmet: “He niye hayırdır",<br />

Reşit: “Parayı aldın yoksa sonra mı verecek", Ahmet: “Hadi görüşürüz sen beni yakmanın<br />

derdindesin hayırdır", Reşit: “Hele bir vermeyin maçı görün, bence siz para alın, o para<br />

bizde kârda kalır, yoksa sıkıysa vermeyin maçı, sizi İstanbul’da görürüm".<br />

Söz konusu görüşmeden Reşit adlı şahsın da, Fenerbahçe lehine yapılan şike anlaşması<br />

gereği Ahmet Çelebi’nin para alacağını bildiği anlaşılmaktadır. Hatta ne zaman alacağını<br />

sorduğunda Ahmet Çelebi hemen “Hadi görüşürüz sen beni yakmanın derdindesin hayırdır”<br />

diyerek telefonu kapatmak istemiştir.<br />

479/678


21.05.2011 günü saat:23.35’de Ahmet Çelebi'nin Nüvit'i aradığı görüşme(tape:2904);<br />

Ahmet: “Çantam nerede", Nüvit: “Arabada", Ahmet: “Getirsene onu yukarıya bir",<br />

Sanık İlhan Ekşioğlu söz konusu çanta için duruşmada, “takım elbise çantam, o benim<br />

elbise çantamdır. İçinde çok değer verdiğim önem verdiğim maçlarda giydiğim takım elbisem<br />

vardır” ifadeleri kullanmıştır. Son maça gelinceye kadar takımının çok önemli başka maçlarına<br />

giden sanık İlhan Ekşioğlu, Abdullah Başak ya da bir başkası ile hiçbir telefon görüşmesinde<br />

uğurlu elbise muhabbeti yapmamıştır. Kaldı ki, Faruk Yaşar ve Aziz Yıldırım ile yaptığı telefon<br />

görüşmelerinde “iyi 3 dikiş,…yani her koldan spor yapacağız, çok sağlam, üçüyle yaptım<br />

başkanım” sözleri ile yapılan şike anlaşmasının sağlamlığından söz ederken, işin şahsa kaldığını<br />

gösteren uğurlu elbise savunması inandırıcılıktan yoksundur.<br />

Söz konusu uğurlu elbise savunmasının inandırıcılıktan yoksun olduğunun bir başka<br />

kanıtı, Abdullah Başak’ın savunmasıdır. Abdullah Başak duruşmadaki savunmasında; elbiseyi<br />

kaybederse bir daha İlhan’ın yanına gidemeyeceğini, 20 yıldır süren abi kardeşliğinin biteceğini<br />

söylemektedir. Esasen hiçbir tutar tarafı bulunmayan bu savunmaya bir an itibar edilse dahi<br />

İlhan’ın uğurlu elbisesinin kaybedilmesinin Nüvit’in geleceği ile hiçbir ilgisi olmasa gerektir.<br />

Oysa Abdullah; “O çantayı unutursan beni ömür boyu unut,<br />

benim, İlhan Ekşioğlu’nun” sözünü Nüvit’e söylemektedir.<br />

o, hem senin geleceğin,<br />

Savunmada dile getirildiği gibi, müsabakadan iki gün önce 20.05.2011 tarihinde<br />

Sivas’a gelen ve otele yerleşen sanık Ahmet Çelebi’nin, 21.05.2011 gece yarısı araçta olan<br />

eşyalarının bulunduğu çantayı istemesi hayatın olağan akışına aykırıdır.<br />

Nitekim bunun farkında olan müdafii müvekkilinin, toplantıda Mecnun Otyakmaz’ın<br />

Fenerbahçeli konuğu (?) kastederek “aramızda böcek var” sözünden alındığı için oteli terk<br />

edeceğinden Mecnun Otyakmaz’ın yolda çevirdiğini, bu arada da şoförünün çantayı arabaya<br />

bıraktığını savunmaktadır. Bu savunma varsayımın da ötesine geçmiştir. Buna göre, geleceği<br />

görme kabiliyeti o kadar gelişmiş bir şoför vardır karşımızda. Mecnun, şaka üzerine alınarak<br />

toplantıyı terk eden Ahmet Çelebi’yi yolda çevirdiğine göre, Nüvit, Mecnun Otyakmaz’ın<br />

toplantıda yapacağı şakayı bildiği için önceden Ahmet Çelebi’nin odasına giderek eşyalarını<br />

toplamış ve araca götürmüştür. Ahmet Çelebi de, Mecnun’un yoldan çevirmesi ile hemen<br />

odasına çıkmadığına göre arada belirli bir sürenin geçmesi gerekir. Eğer bu senaryo Mecnun ve<br />

Nüvit arasında daha önceden yazılıp rol paylaşımı yapılmamış ise, hiçbir inandırıcı yönü<br />

bulunmamaktadır ve itibar edilmemiştir.<br />

Şu hale göre; söz konusu çanta Nüvit için bir “gelecek” ise evleviyetle şoförlüğünü<br />

yaptığı patronu Ahmet Çelebi için önem arz etmesi gerekir. Mehmet Yıldız ile şike görüşmesi<br />

hem<br />

480/678


için, Bülent İbrahim İşçen’den (yukarıda değerlendirilen 2669 nolu tapede) “…yani senle<br />

konuştuklarımızda mutabık mıyız... ben yani operasyona başladım” şeklinde aldığı onay ile<br />

Sivas’a gelen Ahmet Çelebi’ye, söz konusu çanta içerisinde Mecnun Otyakmaz’ın da bilgisi ve<br />

onayı ile şike anlaşmasında kullanılan menfaat karşılığı paranın geldiği noktasında<br />

Mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluşmuştur.<br />

22.05.2011 günü Sivas Stadyumunda oynanacak Sivasspor-Fenerbahçe futbol<br />

müsabakası ile ilgili olarak; iletişimi tespit, dinleme ve kayıt altında bulunan Ahmet Çelebi’nin,<br />

Sivassporlu futbolcu Mehmet Yıldız’la görüşerek şike girişimlerinde bulunacağı, 17.05.2011<br />

günü Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz ile yaptığı görüşmede Sivas’a geleceğini belirtmesi<br />

üzerine, Ahmet Çelebi’nin irtibatlı olduğu bu şahıslarla Sivas’ta temasa geçeceği ve 20.05.2011<br />

günü havayoluyla Sivas’a gideceği, 20.05.2011 günü saat:16.00 sıralarında Sivas Nuri Demirağ<br />

Havalimanına geleceği bilgisinin edinilmesi üzerine;<br />

20-21-22.05.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanakları ile sabit olduğu üzere (Kls. 28,<br />

Dizi:186-202 arası) güvenlik görevlilerce 20.05.2011 günü saat:16.00 sıralarında bahse konu<br />

yere geçilerek fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı, saat:16.32’de A.Çelebi’nin elinde bulunan<br />

valizle beraber A şahıs ile birlikte havalimanı gelen yolcu kapısından çıkış yaptığı, bu sırada<br />

orada bulunan 5-6 kişilik bir grupla selamlaşarak ayaküstü konuştuğu, daha sonra vedalaşarak<br />

kendisini karşılamaya gelen şahısla birlikte 58 FN 294 plakalı beyaz renkli Megane marka araca<br />

bindiği, birlikte geldikleri A şahsın ise 58 TD 986 plakalı füme renkli Volkswagen Passat marka<br />

araca bindiği ve her iki aracında şehir merkezine doğru hareket ettiği, 58 FN 294 plakalı aracın<br />

Erzincan yolu üzerinde bulunan Peugeot bayiine geldiği ve durduğu, burada Ahmet Çelebi’nin<br />

araçtan inerek içeri girdiği, saat:17.05’de bayii içerisinde 2. katta ofislerin bulunduğu bölümde<br />

cep telefonuyla görüşme yaptığı, bu esnada Sivasspor Kulübü Başkanı Mecnun Otyakmaz ile,<br />

beraberinde bulunan Sivasspor Kulübü İdari Menajeri Faruk Taşseten, Mehmet Oflaz ve B<br />

şahsın ofislerin bulunduğu kattan aşağı inerek dışarı çıktıkları, Ahmet Çelebi’nin arkalarından<br />

çıktığı, dışarıda bir süre ayaküstü sohbet ettikten sonra Mecnun, Ahmet ve Faruk’un 34 MLH 94<br />

plakalı siyah renkli Honda CR-V marka araca binerek hareket ettikleri ve Erzincan yolu üzerinde<br />

bulunan Sivasspor Kulübü tesislerine girdikleri,<br />

Yapılan iletişim tespitlerinde; Ahmet Çelebi ile futbolcu Mehmet Yıldız’ın saat: 20.25<br />

sıralarında görüşecekleri bilgisinin edinilmesi üzerine, güvenlik görevlilerce saat:20.00<br />

sıralarında Büyük Otele geçildiği, Mehmet Yıldız’ın; Büyük Otel’e gelerek içeri girdiği, otelin<br />

lobi bölümünde dolaştığı, bir ara cep telefonuyla görüşme yaptığı, daha sonra Ahmet Çelebi’nin<br />

gelerek Mehmet Yıldız’la tokalaştığı, asansörlerin karşısında bulunan koltuklara oturarak bir<br />

481/678


süre konuştukları, daha sonra oturdukları yerden kalkarak birlikte dışarı çıktıkları, arkasından<br />

Ahmet Çelebi’nin otele geri döndüğü, Mehmet Yıldız’ının ise ayrıldığı,<br />

21.05.2011 günü Mecnun Otyakmaz, Ahmet Çelebi, Faruk Taşseten ve Mehmet<br />

Oflaz’ın buluşarak kahvaltı yaptıkları, ardından Mecnun, Ahmet ve Faruk’un İnönü caddesi<br />

üzerinde bulunan Burger King’e geçtikleri bilgisinin edinilmesi üzerine; güvenlik görevlilerce<br />

saat:12.00 sıralarında bahse konu yere geçildiğinde 34 MLH 94 plakalı aracın cadde üzerinde<br />

park halinde olduğu, Burger King’e girildiğinde Mecnun, Ahmet ve Faruk’un kendi aralarında<br />

konuştukları, bir süre sonra hep beraber dışarı çıkarak park halindeki araca bindikleri, Büyük<br />

Otel’e geçtikleri ve içeri girdikleri, saat: 13.15’de otelden çıkarak araca bindikleri ve ayrıldıkları,<br />

Ahmet Çelebi’nin saat:18.00 sıralarında İstanbul’dan gelecek Abdullah Başak ve<br />

Bülent İşçen’i karşılamak için havalimanını gideceği bilgisinin edinilmesi üzerine; güvenlik<br />

görevlilerce Büyük Otel önünde beklenmeye başlandığı, saat:17.27’de Ahmet Çelebi’nin otelden<br />

çıktığı, 34 VIP 20 plakalı siyah renkli Mercedes marka minibüse binerek hareket ettiği, Nuri<br />

Demirağ Havalimanı’na gelerek VIP yolcularının giriş çıkış yaptığı kapı önünde beklemeye<br />

başladığı, saat:18.28’de gelen yolcuları karşıladığı ve Abdullah Başak ve Bülent İşçen’le araca<br />

bindiği, Aziz Yıldırım ve beraberindeki diğer şahısların ise yolcu otobüsüne bindikleri ve şehir<br />

merkezine doğru hareket ettikleri, saat:18.50’de minibüsün gelerek Büyük Otel karşısında<br />

durduğu, içerisinden A.Çelebi, A.Başak ve B.İşçen’in inerek otele girdikleri, arkasından da<br />

Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticilerini taşıyan otobüsün geldiği, Aziz Yıldırım ve beraberindeki<br />

şahıslarında otele giriş yaptıkları, daha sonra da Fenerbahçeli futbolcuları taşıyan takım<br />

otobüsünün geldiği,<br />

Saat:20.29’da 34 MLH 94 plakalı araçla Mecnun Otyakmaz ile Faruk Taşseten’in<br />

gelerek otele girdikleri, bu arada Ahmet Çelebi, Abdullah Başak, İlhan Ekşioğlu, Bülent İşçen ve<br />

C şahsın ise otelden çıkarak 34 VIP 20 plakalı araca bindikleri ve Sivas Ticaret Odası sosyal<br />

tesislerine gelerek içeri girdikleri, daha sonra aynı araçla saat:22.05’de Büyük Otel’e giriş<br />

yaptıkları, saat:21.44’de Faruk Taşseten’in otelden çıkarak 34 MLH 94 plakalı araç içerisinden<br />

not defteri aldığı ve otele döndüğü, bir süre sonra tekrar çıkarak aynı araç içerisinden bu sefer<br />

siyah spor çanta aldığı ve otele döndüğü, saat:00.26’da Aziz Yıldırım ve Mecnun Otyakmaz ile<br />

her iki kulüp yöneticilerinin bir ara dışarı çıktıkları, daha sonra hep birlikte tekrar içeri girdikleri,<br />

yaklaşık yarım saat sonra Aziz Yıldırım ile diğer şahısların Mecnun Otyakmaz ve yanında<br />

bulunan şahısları uğurlayarak otele girdiği, bu sırada Faruk Taşseten’in elinde bulunan siyah spor<br />

çantayı 34 MLH 94 plakalı araca koyduğu, arkasından Mecnun Otyakmaz, Mehmet Oflaz ve D<br />

482/678


şahıs ile birlikte İnönü caddesi üzerinden meydan istikametine doğru yaya olarak gittikleri<br />

anlaşılmıştır.<br />

22.05.2011 günü saat:22.34’de Mehmet Yıldız'ın X Şahsı aradığı<br />

görüşme(tape:3310);<br />

Mehmet: “Ne yapayım Fenerbahçe’yi şampiyon yaptık gidiyorum", X Şahıs:<br />

"Oğlum orada kafayı çakıp atsana golü ya ayakla vuruyorsun sen ayakla vuramazsın ya",<br />

Mehmet: “Nereye gidecekmiş ne golü atacağım ya ben oraya gol atmaya gitmedim ki…ben<br />

oraya bulunmaya gittim o da tesadüf oradan adam…Santos boşuna geldi, ben şey başkana<br />

söyledim ben ayrılacağım diye haberin olsun ha" , X Şahıs: "Şeyle orada iyi geçin konuş yeni<br />

Sportif direktörümüzle…Ümit Karan", Mehmet: “Ümit abiyle konuşurum ya", X Şahıs: "Bıraktı<br />

futbolu zaten…şimdi o gelecek herşeyle o ilgileniyor", Mehmet:“Transferlerle mi", X Şahıs:<br />

"Fenerle anlaşmış güya Sezer yöneticilerle dedim şampiyon olsun da barı moral bozukluğu<br />

olmasın", Müsabaka sonrasında yapılan söz konusu konuşmadan Mehmet Yıldız’ın, Ahmet<br />

Çelebi ile şike anlaşması yaptığı net olarak anlaşılmaktadır.<br />

Mehmet Yıldız Müdafii müvekkilinin maçta oynamadığını, 82. dakikada oyuna<br />

girdiğini, eğer şike yapsaydı baştan itibaren oynayacağını savunmuştur. Ancak bilinmeli ki takım<br />

antrenörü Rıza Çalımbay’dır ve kadroyu o kurmaktadır. Tüm oyuncular gibi Mehmet Yıldız’ın<br />

da, kendisini kadroya dahil etmek/ettirmek gibi bir takdiri yoktur. Oyuncunun sonradan oyuna<br />

girmesi, onun değil Hocasının şike yapmadığının kanıtı olabilir. Rıza Çalıbay’ın da Mehmet<br />

Yıldız’ı, şike anlaşmasının varlığına bilerek oyuna almadığı gibi bir iddia ve yargılama konusu<br />

dava bulunmadığına göre, yukarıda açıklanan nedenler ile sanık Mehmet Yılmaz’ın şike<br />

anlaşmasına vardığı sonuç ve vicdani kanısına ulaşılmıştır.<br />

23.05.2011 günü saat:10.57’de Cemil Turhan'ı X Şahsın aradığı görüşme(tape:2585);<br />

X Şahıs: "2 tane hakemle sizin ben var ya…görmedin mi şeyi 1-1 iken maç bir tane o<br />

şeyi heriflerin ofsaytını kesti", Cemil: “Görmedin mi len Sivaslılar nasıl oynuyor" X Şahıs: "Ne<br />

yapacak adamlar yatacaklar mı", Cemil: “O zaman diyecek ki ben, oynayacak, diyecek, ben<br />

dostuz mostuz merak etmeyin demeyecek abi", X Şahıs: "Siz o zaman öyle konuştunuz öyle<br />

mi dediler sana…kendi ağzınla düşüyorsun bak…gittin demek orada görüşme yaptın hiç<br />

utanmadan bunu söylüyorsun he bana…gazetelere vereceğim", Cemil: “O açıdan demiyorum…<br />

dostlarım arkadaşlarımız ya" dediği,<br />

483/678


ABDULLAH BAŞAK VE YUSUF TURANLI ARACILIĞIYLA YÜRÜTÜLEN<br />

ŞİKE FAALİYETLERİ<br />

13.05.2011 günü saat:10.13’da Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3140);<br />

Abdullah: “Bir de bir şey diyor,…kesinlikle diyor o dediğin gibi şey yaptım hani sana<br />

dedim ya bir düz dedim,…öyle dedim tamam mı haberin olsun tamam mı,…bir de kesinlikle<br />

diyor kimsenin haberi Bülent abinin falan filan,…Bülent abi bayağı b.k etmiş işi biliyor<br />

musun”, Yusuf: “O yani yanımızda ..yanımızda olacak demi .. ikimizin” Abdullah: “…evet seni<br />

götüreceğim,…locada beraber seyredeceksiniz…”<br />

13.05.2011 günü saat:19.39’da Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3142);<br />

Abdullah: “Yarın sabah 9 buçukta Kalamış’ta buluşmamız lazım,… Bir numara<br />

seninle görüşecek,…ama kimse bilmesin Dereağzı var ya”.<br />

Abdullah Başak, Yusuf Turanlı’ya görüşeceği “bir numara” olarak belirttiği kişi Aziz<br />

Yıldırım’dır. Zira duruşmadaki savunmasında bizzat kendisi “Aziz YILDIRIM'a bir numara,<br />

CEO demek kadar normal bir şey yok, eğer bana inşaat işçisi deselerdi o zaman bu şifreli bir<br />

kelime olabilirdi” şeklide savunmada bulunmuştur.<br />

13.05.2011 günü saat:19.46’da Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3143);<br />

Abdullah’ın; bir önceki görüşmede geçen buluşma konusunun Pazar gününe kaldığını<br />

belirttiği, Yusuf’un: “(Aziz Yıldırım’ı kastederek) İmparator çağırıyorsa gideriz ayıp<br />

ediyorsun,…alacak mı beni kanatlarının altına” dediği, Abdullah’ın: “Abi dedim tek yetkili<br />

bu arkadaşı kılalım,…tamam dedi o artık kardeşimiz dedi” dediği,<br />

14.05.2011 günü saat:17.19’da Abdullah Başak’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:3147);<br />

Yusuf’un Bülent adlı şahsın aradığını ve karşıya çağırdığını belirterek “…şey için<br />

mi çağırıyor oraya mı götürecek beni” dediği, Abdullah’ın: “Yok ora için değil abi,…işi<br />

var” dediği, Yusuf’un: “..abi benle onunla ilgili konuşmasınlar abi ya...” dediği,<br />

Abdullah’ın: “…yarın seni bir numaranın yanına götürecek,…Bir numara bile ona dedi ki,<br />

484/678


…sizi başkası çağırırsa gidip görüşmeyin,…ben bu işlere girmiyorum deyip konuyu<br />

kapatıp atın” dediği,<br />

14.05.2011 günü saat:17.21’de Abdullah Başak’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:3148);<br />

Abdullah: “..o benim kardeşim aradı da şimdi beni, …bu Bülent abi arayıp<br />

duruyormuş”, İlhan: “Ya ilgilenmesin…bizim bir numara bu iş olsun da nasıl olsun istediği<br />

için…dediki ben Bülent ile beraberim dedi o sana söylediğini sen bi Bülent ile konuş dedim<br />

ya başkanım sen bırak dedim şu Bülent’i dedim yarın dedim adam bana geliyor beraber<br />

maç seyredeceğiz dedim ben yarın halledeceğim dedim…”,<br />

Söz konusu görüşme trafiğinden, Aziz Yıldırım’ın; Sivasspor kalecisi Korcan<br />

Çelikay’ın menajeri Yusuf Turanlı ile şike amaçlı görüşmesi için Bülent İbrahim İşçen’e talimat<br />

verdiği, şike faaliyetini İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Abdullah Başak ile yürüten Yusuf Turanlı’nın<br />

bu durumdan rahatsız olduğu ve Abdullah Başak’a ilettiği, Abdullah’ın durumu İlhan<br />

Ekşioğlu’na aktardığı, İlhan Ekşioğlu’nun da; Aziz Yıldırım’la görüşerek durumun kendisinin<br />

kontrolü altında olduğunu, Bülent İbrahim İşçen’in olaya karışmamasını söylediğini, Abdullah<br />

Başak’a aktardığı anlaşılmaktadır.<br />

İlhan Ekşioğlu, Abdullah’a, “bizim bir numara bu iş olsun da nasıl olsun istediği<br />

için” derken Aziz Yıldırım’ın son karılaşmada, Fenerbahçe maçı kazansın da nasıl kazanırsan<br />

kazansın düşüncesinde olduğunu, bu nedenle Bülent İbrahim’e de bu yönde görev vermiş<br />

olacağını söylemektedir. Şüphesiz “bizim 1 numara” sözü ile kastedilenin “Aziz Yıldırım”<br />

olduğu sabittir. Zira daha önce de belirtildiği üzere Sanık Aziz bizzat duruşmadaki savunmasında<br />

“Aziz YILDIRIM'a bir numara, CEO demek kadar normal bir şey yok, eğer bana inşaat işçisi<br />

deselerdi o zaman bu şifreli bir kelime olabilirdi” şeklideki beyanda bulunmuştur.<br />

(tape:3149)<br />

14.05.2011 günü saat:17.24’de Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı görüşme;<br />

Abdullah: “O şeyin yanındaymış tamam mı bir numaranın şuan,…İlhan abi…”,<br />

Yusuf:“…bu yarınki bizim görüşmemizden bunun haberi olmaz demi patlamayalım sonra<br />

dedi bana diyor ki aman kimseyle görüşme bir tek benle görüş diyor…”,<br />

Söz konusu görüşme ile Abdullah Başak, İlhan Ekşioğlu’nun kendisine ilettiği<br />

bilgileri, Yusuf Turanlı’ya aktarmaktadır.<br />

485/678


14.05.2011 günü saat:17.29’da Abdullah Başak’ın Bülent İbrahim İşçen’i aradığı<br />

görüşme(tape:3150);<br />

Bülent: “Kulüpteyim Apo, Aziz abiyle...çıkacağım şimdi”, Abdullah: “Aynı sularda<br />

gezmeyelim Bülentçiğim (gülüyor) anladın sen” , Bülent: “O o o senin o sular derin gelir hadi<br />

bak burada suyun başı hadi”.<br />

Abdullah Başak birlikte şike faaliyetleri yürüttüğü Yusuf Turanlı ile; şike amaçlı<br />

görüşmeye çalışan Bülent İbrahim İşçen’e, “aynı sularda gezmeyelim” diyerek tepki gösterdiği,<br />

Bülent İbrahim İşçen’in de, “bak burada suyun başı hadi” diyerek Aziz Yıldırım’la birlikte<br />

olduğunu söyleyip yakınlığını ön plana çıkarttığı anlaşılmıştır.<br />

Sanık Abdullah Başak, Bülent İbrahim ile görüştükten hemen sonra aynı dakika<br />

içerisinde saat:17.30’da İlhan Ekşioğlu’nu aradığı görüşme(tape:3151);<br />

Abdullah: “Şimdi Bülent abiyi aradım, Dedim abi suları bulandırmaya gerek yok ki<br />

dedim,…tamam mı dedim bana dedi ki çeşmenin başı yanımda oturuyor başkanın sesi geliyor<br />

ben ne dedim ona…ben kralını tanımam bir tek kişiyle muhatabım dedim”.<br />

14.05.2011 günü saat:17.32’de Abdullah Başak’ın Ahmet Çelebi’yi aradığı<br />

görüşme(tape:3152);<br />

Abdullah: “… dayı sana bir şey diyeceğim ya,…ya bu Bülent abi neyin peşinde abi<br />

ya,…ya işleri bozuyor orayı burayı arıyor abi neyin peşinde yani,…5 bin dolar avanta<br />

gördü diye yani saldırıya geçmiş…”.<br />

14.05.2011 günü saat:17.53’de Abdullah Başak’ı Cahit isimli şahsın aradığı<br />

görüşmede(tape:3153);<br />

Abdullah: “..Bülent abi gene pislik yapıyor da çok ayıp ediyor…bu ona 5 bin verdi o<br />

da paranın kokusunu aldı ne yapıyor ortalığı karıştırıyor… işimizi bozuyor”.<br />

Abdullah Başak, Yusuf Turanlı ile birlikte yürüttükleri şike faaliyetine ayrıca Bülent<br />

İbrahim’in dahil olmasından duyduğu rahatsızlığı, İlhan Ekşioğlu, Ahmet Çelebi ve Cahit isimli<br />

şahıslar ile paylaşmaktadır.<br />

15.05.2011 günü saat:18.12'de Yusuf Turanlı'nın Korcan Çelikay'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3454);<br />

Korcan: “İstanbul’dayım ya dün geldim", Yusuf: “Niye oynatmadı Korcan" ,<br />

Korcan:"Bütün oynamayanları oynattı", Yusuf: “Fener maçı da öyle mi yapacak" , Korcan: “Yok<br />

486/678


canım Fener maçına tam kadro çıkarız", Yusuf: “Fener maçında sen mi oynuyorsun", Korcan:<br />

"Evet inşallah…yani bir şey yok", Yusuf: “Ne zaman yarın mı dönüyorsun", Korcan: "Şey salı",<br />

Yusuf: “İyi yarın görüşürüz o zaman".<br />

Yusuf Turanlı, Sivasspor Kalecisi Korcan’ı arayarak Konyaspor karşısında kalede<br />

yerini almaması nedeniyle bu durumu sorduğu ve Fenerbahçe ile yapacakları müsabakada<br />

oynayıp oynamayacağını öğrenmeye çalıştığı anlaşılmaktadır.<br />

15.05.2011 günü saat:18.14’de İlhan Ekşioğlu’nun Cemil Turhan’ı aradığı<br />

görüşme(tape:2998);<br />

İlhan: “Nerdesin ya”, Cemil: “Çıktım geliyorum,…şuanda kapıda Faruk ile geliyoruz<br />

”, İlhan: “Şimdi bu Apoyla şey burda,…o<br />

sana söyledim çocuk vardı ya neydi,…hiç bu<br />

olaylardan konuşmayacaz ha,…onlar bilinmesini istemiyor o çocuk senin yani sen hiçbir<br />

şeyden haberin yok”, Cemil: “Tamam”.<br />

Sanık İlhan, Cemil Turhan’a yanında Abdullah Başak ile Yusuf Turanlı’nın (o sana<br />

söyledim çocuk) yanında olduğunu, geldiğinde şike konusundan konuşmamaları istemektedir.<br />

İlhan’ın “o sana söyledim çocuk” diye kasdettiği kişinin Yusuf Turanlı olduğu, Yusuf’un<br />

Korcan’ı ararken cep telefonunun, “2753448307 - opr:Turkcell(FBMAR7) - FENERBAHÇE<br />

SUKRU SARAÇOĞLU STADI KIZILTOPRAK (FBAHCE STADI MARATON OKUL)<br />

KADIKÖY,İSTANBUL” noktasındaki baz istasyonundan sinyal vermesinden anlaşılmaktadır..<br />

Bununla birlikte 3140 nolu tapede Abdullah’ın Yusuf’a, “…locada beraber seyredeceksiniz” ve<br />

İlhan’ın Abdullah’a, “…yarın dedim adam bana geliyor beraber maç seyredeceğiz dedim”<br />

sözlerinden Yusuf ile İlhan’ın, Fenerbahçe Stadında Ankaragücü müsabakasını İlhan<br />

Ekşioğlu’nun locasında seyrettikleri ve şike faaliyetine ilişkin görüşme yaptıkları<br />

anlaşılmaktadır.<br />

16.05.2011 günü saat:10.39’da Abdullah Başak’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:3163);<br />

“İyi gel”.<br />

İlhan: “…kaçta gelecen”, Abdullah: “Ben şimdi o tarafa yakın bir yerdeyim”, İlhan:<br />

16.05.2011 günü saat:10.40’da Abdullah Başak’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:3164);<br />

487/678


Abdullah: “Beni şimdi çağırdı, taksideyim gidiyorum yanına” Yusuf: “Ama çok<br />

dillendi abi ya ben biraz şey yaptım yani haberin olsun”, Abdullah: “Abi ama bu kadar böyle<br />

kıskançlık bu kadar şeylik ne fark eder sonuçta ortada aynı menfaatler yani değil mi<br />

yani”,Yusuf: “Ama şeye söyle abi yani bu iş çok şey oldu yani benim midem bulandı şeye<br />

söyle abi ya İlhan abi ye valla yani”, Abdullah: “O çocuk bugün yanına gelecek mi senin”,<br />

Yusuf: “Gelecek abi”, Abdullah: “Sen yine konuşta o çocukla”<br />

Kendisini çağıran sanık İlhan’a giderken Yusuf’u arayan Abdullah, Yusuf’a, “o çocuk<br />

bugün yanına gelecek mi” diyerek Sivasspor kalecisi Korcan’ın gelip gelmeyeceğini<br />

sormaktadır.<br />

16.05.2011 günü saat:11.20'de Yusuf Turanlı'nın Korcan Çelikay'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3456);<br />

Yusuf: “Ben Es-Es deyim sen", Korcan: "Ben de Okmeydanı’ndayım gelirim gel<br />

diyorsan", Yusuf: “Gel bekliyorum ben seni hadi",<br />

16.05.2011 günü saat:11.22’de Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3165);<br />

YUSUF TURANLI : Alo<br />

ABDULLAH BAŞAK : Napıyon<br />

Y.T : İyi abi sen<br />

A.B : İyi çıktım şimdi<br />

Y.T : Hı<br />

A.B : Vapura biniyorum da karşıya bi Merter’e gidecem dedim bi vapurla<br />

nostalji yapayım Mehmet Çelebi çağırdı o yavşak kardeşimi s..ktir et dedi<br />

Y.T : Hadi ya<br />

A.B : Cahit aradı şimdi beni kafayı yemiş bu diyor şimdi de gülüyor nerde<br />

o diyor çağır onu dedim ben gelir miyim oraya lan bunlar böyle işte bu laz ....<br />

Y.T : Beni arıyor bana diyor ki bak diyor bitti onla işim benim diyor ... diyor<br />

ben sinirli değilim farkındaysan diyor gayet diyor...<br />

şeyi diyor<br />

A.B : Ha ha Cavite eledim şimdi ayıp değil mi dedim ya yakışıyor mu İlhan abi de<br />

Y.T : Ne diyor<br />

A.B : Yirmi bin doları bana<br />

488/678


Y.T : Hı<br />

A.B : Diyor onların hayatını s..kecem ikisinin e<br />

Y.T : Hı<br />

A.B : Sen nasıl istiyorsan abi dedim ben<br />

Y.T : ...<br />

A.B : Ben şey yapmadım diyor<br />

Y.T : Bana sordu biliyor musun<br />

A.B : Biliyorum biliyorum anlattı bana dedim abi dedim ben hiç dedim bak sen<br />

beni tanıyorsun abi dedim beni bile uyuttular değil Yusuf’u beni bile dedim<br />

Y.T : Ama sordu yani peki ama o da uyanmış biliyor musun o uyanmış<br />

A.B :Ne uyanmaması diyor sen salak mısın oğlum adamlar diyor bak diyor<br />

Yusuf’u yanıma getirdin diye diyor adamlar size düşman oldu diyor lan<br />

Y.T : Evet doğru<br />

A.B : Diyor işte ona söyle dedim abi çok rahatsız dedi ona söyle tamam mı<br />

o bizim kardeşimiz her zaman bu işler olsa da olmasa da ben onu çok sevdim o hiç kimseyi<br />

dedi ona bizzat söyle bak bunu bizzat benim yanımda öbür bir numarayla konuştu dedi<br />

bunu bizzat söyle o bîr numarada iki numarada onun her zaman yanındayız piç dedi onları<br />

s..ktir etsin dedi<br />

ALSIN DEDİ<br />

Y.T : Allah razı olsun<br />

A.B : Aynısını dedi sonra şeyi söyledi<br />

Y.T : Hı<br />

A.B : Dedi ona söyle dedi<br />

Y.T : Hı<br />

A.B : O işi halletsin dedi dedi şeyi işte hani dünkü şey var ya<br />

Y.T : Evet<br />

A.B : Onu o rakam<br />

Y.T : Hı<br />

A.B : Onun yarısını dedi<br />

Y.T : Hı<br />

A.B : Üç üç ÜÇ YÜZÜ DEDİ O KARDEŞE VERSİN İKİ YÜZÜ KENDİNE<br />

Y.T : Evet<br />

489/678


A.B :Ona söyle mutlaka da halletsin diyor ama diyor benim böyle göğsümü<br />

böyle başımı dik yapsın herkes desin ki helal olsun<br />

Y.T : Tamam tamam<br />

A.B : Tamam abi<br />

Y.T : Öpüyorum seni görüşürüz<br />

A.B : Tamam<br />

Sanık Abdullah, İlhan Ekşioğlu ile görüşmesinden sonra Yusuf’u aradığı ve O’na<br />

İlhan’ın “Üç üç ÜÇ YÜZÜ DEDİ O KARDEŞE VERSİN İKİ YÜZÜ KENDİNE ALSIN<br />

DEDİ” diyerek şike faaliyetini sonuçlandırmasını istediğini ilettiği görülmektedir.<br />

16.05.2011 günü saat:12.00'de Korcan Çelikay'ın, Yusuf Turanlı'yı aradığı<br />

görüşme(tape:3458);<br />

YUSUF TURANLI : Alo<br />

KORCAN ÇELİKAY : Arabayı nereye çekecem abi<br />

Y.T : Ney canım<br />

K : Arabayı nereye çekecem ...<br />

Y.T : Yo yok mu<br />

K : Merkez otoparka mı gideyim<br />

Y.T : Yok önünde dursana dur geliyorum, geliyorum<br />

Sanık Yusuf şike görüşmesini yapmak üzere çağırdığı Korcan ile Akmerkez önünde<br />

buluşacaktır. Zira bu sırada cep telefonu 228347632 - opr: Turkcell (AKMER3) - AKMERKEZ<br />

AKMERKEZ ETİLER (AKMERKEZ) BEŞIKTAŞ,İSTANBUL baz adresinden sinyal<br />

vermektedir.<br />

16.05.2011 günü saat:14.30’da Abdullah Başak’ı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:3166);<br />

Abdullah: “Abi o bizim kardeşinki öğleden sonrada şey nedir adı öbürüne gitmek<br />

lazım abi yüzyüze”, İlhan: “Şeye senin dediğine”, Abdullah: “Ya oraya kadar gitmek lazım,<br />

…e sırf (Yusuf Turanlı’yı kastederek) bizim o kardeşinki ile olmuyor mu abi”, İlhan: “İstersen<br />

bi daha senle yarın konuşalım seninde gitmem doğru olurmu oralarda gözükmen”, Abdullah:<br />

“Oraya gitmeyecem zaten abi,…Kayseri’ye abi,… oraya gidermiyim abi ben”, İlhan: “İyi sen<br />

gel ikisi için mi yoksa o biri için mi”, Abdullah: “İkisi için abi,…senin dediğin gibi söyledim<br />

abi”, İlhan: “…öbürünü de yapsın ha bi tane daha var dün söylediği”,<br />

490/678


16.05.2011 günü saat:15.16’da Abdullah Başak’ı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:3167);<br />

Abdullah:“…şimdi BBM’den yazıştım da BBM’im varya artık”, İlhan: “Kullanabiliyor<br />

musun onu”, Abdullah: “…ben medeniyete uygunum abi yemek işi tamam yemeğe gidebiliriz,<br />

…dünkü gibi 3 porsiyon döner yemeyelim de bir porsiyon yiyelim de bi porsiyon olsun”,<br />

16.05.2011 günü saat:17.51’de İlhan Ekşioğlu’nu Abdullah Başak’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3002);<br />

Abdullah: “O şimdi benim kardeşimi ara bana bir şey yazdı da mesajda,…o arkadaş<br />

bilmesin ama dedi abi yemek yiyeceğimizi yani yarın”, İlhan: “Yok kimse bildiği yok” ,<br />

Abdullah: “Ben sabah yanına gelirim abi yine”,<br />

16.05.2011 günü saat:21.59’da Aziz Yıldırım’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2417);<br />

Aziz: “Sen ne yapıyorsun", İlhan: “İyi başkanım işte yarın… onunla birebir bi<br />

konuşmamız olacak… öbürleriyle de gidip birisi konuşacak… iyi yani her şey yolunda<br />

yani", Aziz: “Aslında seninle ben ikimiz bi özel konuşsak iyi olur ama…ben sen Ali bu Ali’nin<br />

de dişini yaptırmış", İlhan: “Bütün gün oradaymış evet…ben buralardayım siz nere şey<br />

yaparsanız ben atlar gelirim", Aziz: “İşte senin o konuşmalarından sonra olmazsa ben bi<br />

konuşayım…sana anlatayım da sana bil yani ama söylemeyelim kimseye… ben, sen, Ali<br />

bilelim".<br />

17.05.2011 günü saat:10.47’de İlhan Ekşioğlu’nun Abdullah Başak’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3003);<br />

İlhan:“Aramadın gelmedin”, Abdullah: “O kardeşim de geliyo da yanıma şimdi,…o<br />

dedi abimle 1 dakka 2 dakika görüşeyim ben dedim onu alıp geleyim abi” , İlhan: “İyi tamam<br />

tamam”, Abdullah: “O şimdi çıktı abi Maslak’tan,…sen ofistesin demi abi”,<br />

17.05.2011 günü saat:10.57'de Yusuf Turanlı'yı Korcan Çelikay'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3461);<br />

YUSUF TURANLI : Sen ne yapıyorsun tesiste mi<br />

KORCAN ÇELİKAY : İyi sorun yok<br />

Y.T : Tamam<br />

K.Ç : Sen nasılsın abi<br />

491/678


Y.T : Dediğim gibi<br />

K.Ç : Hı<br />

Y.T : Dediğim gibi ha (Gülüyor) rahat ol ameliyatı düşün seti ameliyatı<br />

K.Ç : Hı hı evet abi ameliyatı düşünüyorum<br />

Y.T : Tamam tamam hayırlısıyla ameliyatı da bitirelim ondan sonra tatil yaparsın<br />

K.Ç : ÖYLE KOLAY DEĞİL ABİ ZAM GELSİN ZAM<br />

Y.T : Zam mı harika harika orası sen rahat ol rahat ol gerisine karışma ...<br />

PARA SEVİYORUM SENİ<br />

tamam<br />

K.Ç : Sağol<br />

Y.T : Pazartesi günü sen burada mı olacaksın<br />

K.Ç : Yok abi ben Kayseri ye geçmeyi düşünüyorum direk buraya gelmeden<br />

Y.T : E ben kimle görüşeyim burada kardeşinle mi<br />

K.Ç : Abi sen ... kimseyle görüşmene gerek yok ki niye görüşeceksin yani<br />

Y.T : Bekleyim yani seni mi bekleyim<br />

K.Ç : ....dönüşte görüşürüz abi<br />

Y.T : Tamam sen kaç gün kalacaksın ki orada<br />

K.Ç : 1 gün ... 2 gün ... kalır dönerim<br />

Y.T : Tamam ÇÜNKÜ HEDİYEYİ PAZAR ÖĞLENE ALACAĞIM BEN YANİ<br />

K.Ç : Fark etmez abi sende yada bende durması çok önemli değil yani<br />

Y.T : Adamsın adamsın hadi öpüyorum yavrum seni iyi bak kendine<br />

K.Ç : Tamam görüşürüz eyvallah<br />

Y.T : Hadi canım benim bay bay hadi<br />

K.Ç : Bay bay<br />

Söz konusu görüşmede, sanık Korcan, şike için alacağı paraya “ÖYLE KOLAY<br />

DEĞİL ABİ ZAM GELSİN ZAM ” diyerek zam istemekte, Yusuf da onun kolay olduğunu<br />

söylemektedir.<br />

Yaklaşık 4 dakika süren yukarıdaki görüşmenin bitimi ile birlikte Yusuf Turanlı’nın<br />

saat 11.03’de Abdullah Başak’ı aradığı görüşme(tape:3169);<br />

boğanın orası”,<br />

Yusuf: “Ben çıktım abi”, Abdullah: “Tamam sen şeye git Kadıköy’e bu Altıyol varya<br />

17.05.2011 günü saat:11.36’da Abdullah Başak’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:3170);<br />

492/678


Abdullah: “Tam boğanın ordayım boynuzunda”<br />

17.05.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağı’na göre (Kls. 28, Dizi:185) yapılan iletişim<br />

tespitlerinde; Abdullah Başak ve Yusuf Turanlı’nın 17.05.2011 günü, İlhan Ekşioğlu’yla; şahsın<br />

ofisinde bir araya geleceklerinin, Yusuf Turanlı’nın Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay ile irtibatlı<br />

olduğunun belirlenmesi üzerine;<br />

Güvenlik görevlilerce aynı gün saat:12.00 sıralarında ofisin bulunduğu Kadıköy<br />

Osmanağa Mah. Bestekâr Dilhayat Sk. No:1 sayılı yere geçilerek fiziki takibe başlanmış,<br />

saat:12.29’da Abdullah Başak ve Yusuf Turanlı’nın ofisten çıkarak Söğütlüçeşme Caddesi<br />

üzerinde yaya olarak yürüdükleri, saat: 12.35’de Söğütlüçeşme Caddesi üzerinde bir ticari<br />

taksiye binerek Kuşdili Caddesi istikametine doğru ayrıldıkları anlaşılmış, buna göre sanıklar<br />

arasındaki iletişim tutanaklarında geçen bir araya gelme hususunun gerçekleştiği, konuşmaların<br />

bu haliyle fiiliyata dönüştüğü görülmüştür.<br />

17.05.2011 günü saat:12.32’de Bülent İbrahim İşçen'i Abdullah Başak'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3629);<br />

Abdullah: "Bak o dalyanın hatırı için seni arıyorum biliyor musun", Bülent: “Ben sana<br />

yapacağımı biliyorum…ben seni arıyorum yok telefona bakmıyorsun yok orda bir şey<br />

anlatıyorum…sonra ha bak görürsün ..", Abdullah: “Zor o Bülent", Bülent: “Görürüz bakalım<br />

hadi yapabiliyor muyum yapamıyor muyum…", Abdullah: “Ama bak Ali, Yusuf", Bülent:<br />

“Yusuf kim lan İlhan kim lan gittin İlhan iki dakikada İlhan’la konuştum diyeyim", Abdullah:<br />

“Ben İlhan’dan dolayı mı senle konuşmuyorum bi gece ben Mustafa’ya dedim ki şakadan ara<br />

şunu..sonra telefon et adam değilsin o ne demek ya", Bülent: “Kızdım o gidiyorsun orda<br />

İlhan’ın oraya da 2 dakikada 2<br />

kuruş için şey için",<br />

Abdullah: “İyi ki de gitmişim o Ali rüzgarı<br />

var ya o Ali Kıratlı…orda deli numarası yaptı …sesimi çıkarmadım…sayenizde Yusuf’da benle<br />

görüşmüyor".<br />

18.05.2011 günü saat:19.03'de Yusuf Turanlı'yı Korcan Çelikay'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3464);<br />

Korcan: “Aldın mı abi mesajımı", Yusuf: “Aldım da niye değiştirdin ya numarayı da",<br />

Korcan: "Niye değiştirmeyim abi…iyi abi yeneceğiz inşallah Fener’i…öyle abi biz elimizden<br />

geleni yapacağız bilgin olsun", Yusuf: “Sonuçta siz topunuzu oynayacaksınız iyi oynayan<br />

kazansın", Korcan: "Hiç gerek yok başka şeylere", Yusuf: “Senin BBM açık ama", Korcan:<br />

493/678


“BBM’i de kapatacağım abi", Yusuf: “Tamam var mı bana söyleyeceğin bir şey…sen mi<br />

oynuyorsun şey gene sen oynuyorsun demi" , Korcan: "İnşallah evet" .<br />

Sanıkların muhtemel teknik takip çalışmalarına karşı konuşmaları ile önlem almaya<br />

çalıştıkları görülmektedir.<br />

19.05.2011 günü saat:12.24'de Yusuf Turanlı'nın İlhan Çelikay'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3465);<br />

İlhan: "Hiç zorlamayacağım maçı sen gidecek misin abi", Yusuf: “Yok ya ne işim<br />

var…Korcan şimdi ağlardan şey 90’lardan çıkaracak sonra Fener bilmem ne üzerimize<br />

yüklenecek bak ulan mahvettiniz bizi şampiyonluktan ettiniz bana ne televizyondan izleyim",<br />

İlhan: "Hiç bir şey olmaz abi", Yusuf: “Kaç olur 4’mü olur (gülüyor)", İlhan: “Ben 3’e razıyım<br />

abi", Yusuf: “Şey Fanatik’i gördün mü sen… Pedriel’e bende mesajla yazım ki Pedriel gol atsın<br />

adımı dedim Fatma diye değiştireceğim dedim şeyde…olmayacak duaya amin demek ...gel<br />

otururuz ya",<br />

Sanık Korcan ile şike konusunda anlaşan ve “HEDİYEYİ PAZAR ÖĞLENE<br />

ALACAĞIM BEN YANİ tamam” dediğinde Korcan’ın “fark etmez abi sende ya da bende<br />

durması çok önemli değil yani” karşılık vermesine karşın, Yusuf Turanlı, Korcan’ın kardeşi sanık<br />

İlhan ile irtibata geçmektedir.<br />

19.05.2011 günü saat:13.49'da Yusuf Turanlı'nın İlhan Çelikay'a gönderdiği<br />

mesajda(tape:3466);<br />

"Bıgcefteyım kardesım ogunku oturdumuz yerde gel" yazdığı,<br />

20.05.2011 günü saat:10.39’da İlhan Ekşioğlu’nun Abdullah Başak’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3025);<br />

İlhan: “Herşey yolunda mı”, Abdullah: “Evet abi”, İlhan: “Tamam, tamam sen<br />

misafirinle konuş bi daha sor”, Abdullah: “Tamam abi”,<br />

20.05.2011 günü saat:14.30'da Yusuf Turanlı'yı Korcan Çelikay'ın aradığı<br />

görüşme(tape:3467);<br />

Korcan: “Hemen arabayı sattırdın hı", Yusuf: “Geldim ben İlhan gelecek diye sorayım<br />

dedim araba gitmiş 1 gün önce valla satılmış…başka 5.20 bakarız”, Korcan: "Gelecekmiş abi<br />

evet", Yusuf: “Başka bir şey buluruz yani…audi’de güzel 5.20 de güzel yani", Korcan:<br />

494/678


"Exculisev var ya galeri…A5 vardı orada da…59 bin euro demiş, …işte birine karar verdik<br />

alacaktık şey yok ağırlığımız olmadığı için", Yusuf: “Ama ne kadar bekledik da baksana yani<br />

söyledik de", Korcan: "Bırak ... bırak biliyorum abi ya (gülüyor)", Yusuf: “Anca o kadar oldu<br />

(gülüyor) olmadı gider o ... şeye bakarız o senin söylediğin arabaya bakarız… (İlhan Çelikay’ı<br />

kastederek) İlhan da gelsin" ,<br />

21.05.2011 günü saat:11.56’da Abdullah Başak’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3469);<br />

Abdullah: “Tüm kadroyu öğrendim de kadro açıklanmış”, Yusuf: “…benimki<br />

oynuyordur da”, Abdullah: “Evet,…, Mehmet Yıldız’ı kesmiş”, Yusuf: “Niye”, Abdullah:<br />

“Pedriel ile Eneramo’yu koymuş”, Yusuf: “Daha iyi olmuş,..sert olanları oynatıyor ya”,<br />

Bu görüşmede, Abdullah’ın kadroyu öğrendiğini söylemesi üzerine Yusuf “benimki<br />

oynuyordur da” diyerek şike anlaşmasına vardığı Sivasspor kalecisi Korcan’ın oynayıp<br />

oynamadığını sormakta, Abdullah oynadığını söylerken aynı zamanda “Mehmet Yıldızı kesmiş”<br />

diyerek Ahmet Çelebi üzerinden şike anlaşmasına varılan bu oyuncunun ilk on birde olmadığını<br />

söylemektedir.<br />

21.05.2011 günü saat:12.01’de İlhan Ekşioğlu’nu Abdullah Başak’ın aradığı<br />

görüşme(tape:3033);<br />

İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU : Alo<br />

ABDULLAH BAŞAK : Hayırlı cumartesiler abi<br />

İ.Y.E : İnşallah hayırlı pazarlara da bağlasın<br />

A.B : İnşallah, kupayı senin elinde görürüm<br />

İ.Y.E : İnşallah<br />

A.B : Şimdi kadroyu açıkladılar abi<br />

İ.Y.E : Hı<br />

A.B : KALEDE RAMOVİÇ<br />

İ.Y.E : Bİ DAKİKA DUR, DUR Bİ DAKİKA DUR, EVET<br />

A.B : YOK ŞEY PARDON YANLIŞ DEDİM KALEDE KORCAN<br />

İ.Y.E : Hı<br />

forvet oynatıyor<br />

A.B : (Gülüyor) Şey yalnız ilerde abi şeyi oynatıyor Eneramo, Pedriel 2<br />

İ.Y.E : Eneramo yla, Pedriel i<br />

A.B : Evet<br />

495/678


SİVAS’I<br />

İ.Y.E : Evet<br />

A.B : Gene defansta Hayrettin var Kadir var<br />

İ.Y.E : Hı<br />

A.B : Sedat var<br />

İ.Y.E : Hı<br />

A.B :ÖBÜRLERİNİ DE SÖYLEDİ AMA ŞİMDİ DAYIM, ARADIM DA<br />

İ.Y.E : Hı iyi, iyi, iyi tamam<br />

A.B : Sen kaçta hava alanında olacaksın abi<br />

İ.Y.E : Ben kaçta olacağım biliyor musun<br />

A.B : Acaba ben şeyi düşünüyorum abi ben maçı alırız da çok rahatım hani<br />

geçen hafta sana dedim ya korkuyorum<br />

İ.Y.E : Hı<br />

A.B : Şimdi de ben çok rahatım, hani rahat ol rahat ol diyordun ya bana alacağız<br />

İ.Y.E : ...<br />

A.B : Alacağız yeneceğiz<br />

İ.Y.E : Senin rahatlığın iyi oluyor ama rahat ol o zaman<br />

A.B : Çok rahatım, hatta yani ne biliyim yani çok rahatım ben şeyi düşünüyorum<br />

ACABA MİNİ COOPER MI ALSAM PEUGEOT 508 Mİ ALSAM (Gülüyor)<br />

İ.Y.E : (Gülüyor)<br />

A.B : İkisi de aynı para biri çok ufak biri dizel yeni çıkmışta<br />

İ.Y.E : Ya sen şu maçı alalım var ya<br />

A.B : Hı<br />

İ.Y.E : Bak senle ya ne keyif yapacağız dur<br />

A.B : Vallaha<br />

İ.Y.E : ... inşallah<br />

A.B : Vallahi yemin ediyorum İlhan abi bunu kalben söylüyorum yani şu<br />

çektiğiniz streslere yani bi kaç kişi o kulüpte zaten stresi yaşayan başkanla beraber cidden<br />

yani<br />

İ.Y.E : İnşallah<br />

A.B : Bu sefer hak ettik yani<br />

İ.Y.E : İnşallah<br />

A.B : Alnımızın akıyla abi<br />

496/678


İ.Y.E : İnşallah Apocum, ben saat<br />

A.B : ... 2 buçukta mı? 3 te mi<br />

İ.Y.E : Ben 2 buçukda, ben, ben 3 te hava alanında olurum 3 te ...<br />

A.B : Tamam bende gelirim 3 te<br />

İ.Y.E : Tamam 3 te orda buluşalım<br />

A.B : Tamam abi öpüyorum<br />

İ.Y.E : Tamam Apocum hadi<br />

A.B : Sağol<br />

İ.Y.E : Hadi<br />

Abdullah Başak, İlhan Ekşioğlu’na Sivasspor kadrosunu söylerken, 2011 yılı ocak<br />

ayında Sivasspor Kulübü tarafından sakatlığı nedeniyle sözleşmesi askıya alınan kaleci<br />

Ramoviç’in (http://sivasspor.org.tr/tr/haber/ramovic-in-sozlesmesi-donduruldu) oynadığını<br />

söyleyince, sanık İlhan şaşırmaktadır. Çünkü kalede, kendisi ile şike anlaşmasına varılan<br />

Korcan’ın olması gerektiğini her iki sanık da bilmektedir. Abdullah, İlhan’ın bu şaşkınlığından<br />

sonra “kalede Korcan” diyerek gerçeği söylemekte ve ardından da gülmektedir. Sanık Abdullah,<br />

müsabakanın kazanılacağından o kadar emindir ki, lig boyunca hizmetlerinin karşılığı olarak<br />

alacağı aracın, Mini Cooper mı yoksa Peugeot 508 mi olacağını değerlendirmektedir.<br />

Bir diğer ilginç nokta, sanık Abdullah Başak’ın “öbürlerini de söyledi ama şimdi<br />

dayım, aradım da Sivas’ı” diyerek sözünü ettiği Sivasspor yöneticisi sanık Ahmet Çelebi’nin,<br />

kendi takımının kadrosunu müsabakadan önce Fenerbahçe’ye iletme arzusudur.<br />

22.05.2011 günü saat:18.36'da Yusuf Turanlı'nın Abdullah Başak'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3472);<br />

Yusuf: “Statta mısınız", Abdullah: "Yönetim otobüsündeyiz…sen bugün görüştün<br />

mü", Yusuf: “evet" , Abdullah: “Hı tamam sağol kardeşim",<br />

Sanık Abdullah “sen bugün görüştün mü” derken Yusuf’tan, Sivasspor kalecisi sanık<br />

Korcan ile görüşüp görüşmediğini sormaktadır. Bu sırada Abdullah Başak’ın yanında İlhan<br />

Ekşioğlu’nun da bulunduğu aşağıdaki görüşmeden anlaşılmaktadır.<br />

22.05.2011 günü saat:18.55’de Alaeddin Yıldırım'ın, İlhan Ekşioğlu'nu aradığı<br />

görüşme(tape:3636);<br />

İlhan: “Abi…aşağıdasın demi", Alaeddin: “Ne oldu", İlhan: “Şeyi düzeni bozmayım<br />

ama şey bol şut ha", Alaeddin: “Tamam konuşuruz tamam",<br />

497/678


İlhan Ekşioğlu; müsabaka öncesi Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay’la şike konusunda<br />

anlaşıldığını bildiğinden ve bir kez daha Abdullah Başak ile Yusuf Turanlı’yı görüştürerek teyit<br />

aldıktan sonra, futbolcuların yanında bulunan Alaeddin Yıldırım’ı arayarak “takımın oyun<br />

düzenini bozmayayım ama” diyerek müsabakada bol şut atılması yönünde taktik verdiği<br />

görülmektedir. Söz konusu müsabakada Fenerbahçe’nin attığı dört golden üçünün uzaktan şut<br />

ile gerçekleştiği (özellikle birinci ve ikinci gol) gözetildiğinde, sanık İlhan Ekşioğlu’nun bu<br />

tavsiyesinin ne denli yerinde olduğu görülmektedir.<br />

22.05.2011 günü saat:20.42’de İbrahim isimli şahsın, Ahmet Ateş'i aradığı<br />

görüşme(tape:3497);<br />

İbrahim: “Bu Korcan’a sorsana ya kaç para almış ", Ahmet: “Bilmiyorum abi hiç…<br />

bizim oyuncumuz bir sene daha Sivas’ta", İbrahim: “Bi bak bakalım ya bu iki tane manyak<br />

manyak gol yedi ya…ilkinde de elini kaldırmadı topa ya", Ahmet: “Değil mi", İbrahim:<br />

“Aklında olsun kardeş haberleşelim".<br />

Yukarıdaki görüşmede İbrahim adlı bir şahıs, kaleci Korcan Beşiktaş’ın sözleşmeli<br />

futbolcusu olup kiralık olarak Sivasspor’da forma giydiği için Beşiktaş’ın stad sorumlusu olan<br />

sanık Ahmet Ateş’i, sanık Korcan’ın yediği ilk iki golden sonra henüz müsabakanın ilk yarısı<br />

dahi bitmeden arayıp, “bu Korcan’a sorsana ya kaç para almış” sözleriyle şike yaptığını<br />

söylemektedir.<br />

22.05.2011 günü saat:20.53'de Yusuf Turanlı'nın Abdullah Başak'ı aradığı<br />

görüşme(tape:3473);<br />

Yusuf: “Nasıl gol yedi ya çocuğa bak", Abdullah: “Sonu iyi bitsin de", Yusuf: “Daha<br />

ne olacak daha ne bitsin abi Fener kazanır ya daha şeyi mi var abi kaleye gitmiyor Fener ya…<br />

Ama yani sonuçta…çok kötü yedi o çocuğa üzüldüm",<br />

Müsabakanın devre arasında (Fenerbahçe 2-1 önde) Yusuf ile Abdullah arasındaki bu<br />

görüşmede Yusuf, Korcan’ın çok kötü gol yediğini ve üzüldüğünü söylemektedir.<br />

22.05.2011 günü<br />

görüşme(tape:3474);<br />

saat:23.39'da<br />

YUSUF TURANLI : Alo<br />

İLHAN ÇELİKAY : Abi nasılsın<br />

Y.T : İyiyim sen<br />

İ.Ç : İyi abi 10 dakikadır görüştük ya<br />

Yusuf Turanlı'yı İlhan Çelikay'ın aradığı<br />

498/678


Y.T : Nasıl iyi mi...<br />

İ.Ç : İyi iyi iyi abi ya bir şey yok<br />

Y.T :He iyi tamam oh be rahatladım ya a..ına koyayım valla şey oldum ya<br />

ulaşamadım da mesaj attım ona aradım telefonu kapalı<br />

İ.Ç : He kapattı abi<br />

Y.T :Ya bu bir şey yani a..ına koyayım öbürüde yedi başkaları da yedi lig<br />

başından beri her gol normal gol mü sanki yani olabilir abiciğim ya öyle mi<br />

bunu<br />

çıkarmadı...<br />

İ.Ç : Aynen öyle abi olabilir tabi ki yani<br />

Y.T :Ya lig başından beri her gol normal mi yani a..ına koyayım ne ya tamam da<br />

İ.Ç : Abi be benim tek şeyim Stoch un kini yeseydi bari<br />

Y.T : A işte yani abi orada kurtarıyor burada yiyor bu kısmetsizlik olabilir yani<br />

İ.Ç : Anladın mı<br />

Y.T : Tamam yani he her şey her kaleci<br />

İ.Ç : Niyang, Niyang, Niyang ına ... Niyang ın kine refleks yaptı mesela ...<br />

Y.T : ... kini Niyang kı hay Alex, Alex in ki miydi Alex in kiydi bir de karşı karşıya<br />

çaprazdan çıkardı yani olabilir a...ına koyayım yani şey değil ya dünyanın son... o futbolda var<br />

ya aradım bir ibnenin sesini duysaydım duyamadık onu da bir mesaj attım da<br />

İ.Ç : İyi ya sabah kaçta geleceksin diyor bana<br />

Y.T : Hı iyi tamam<br />

İ.Ç : İyi tamam yani... rahat<br />

Y.T : İyi yani demi iyi şey bu kadar fazla takmasın kafasına<br />

İ.Ç : Yok ya bir şey demedi<br />

Y.T : Bu gece hastanede kalacak demi<br />

İ.Ç : Yarın biz kalırız abi hastane de<br />

Y.T : Kalıp salı günü mü dönersiniz<br />

İ.Ç : Salı akşama kadar kalırız salı akşam ee biraz geç döneriz 9 uçağı var<br />

Y.T : Salı günü<br />

İ.Ç : He 9 uçağı daha rahat olur abi direk eve geçeriz<br />

Y.T :Tamam tamam tamam sen şey yap yani. Sende bu sefer moralini bozuk gösterme<br />

bu sefer o da bozulur...<br />

İ.Ç : Yok abi benim yani<br />

499/678


değil ki büzesin<br />

Y.T : Hı hı olur a..ına koyayım<br />

İ.Ç : Ben yoksa hani ben ben çok rahatım ama işte insanlar yani ağızları torba<br />

Y.T : Yok be abiciğim ya ... diyeceklerdi zaten bunu yani bunu herkes ... ne<br />

olursa olsun diyecekler<br />

İ.Ç : Ya bütün<br />

Y.T : Bak televizyonları bir şey yok yani şuan da<br />

İ.Ç : Evet bütün televizyonlarda hiç bir şey yok<br />

Y.T : Yok yani ya o da olur a..ına koyayım yani normal ne olsa diyecek yani<br />

İ.Ç : Evet<br />

Y.T : Yani golü, gol normal hatasız gol de yesen diyecekti zaten<br />

İ.Ç : Tabi canım<br />

Y.T : Siktir et ya koy anasının a..ına ya<br />

İ.Ç : Ya<br />

Y.T : Valla hiç ...<br />

İ.Ç : Şeyi çıkartabilirdi o frikiği o adamın kafasına çarpmasa gidiyor da topa<br />

Y.T : Tabi canım kafasına çarptı gitti oraya yani ne yapacak ona yani<br />

İ.Ç : Hı<br />

Y.T : Ya yapacak bir şey yok yani<br />

İ.Ç : Yapacak bir şey yok<br />

Y.T : Aynen<br />

İ.Ç : Aynen öyle abi<br />

Y.T : Tamam tamam konuşuruz canım benim hadi öpüyorum seni<br />

İ.Ç : Tamam görüşürüz<br />

Y.T : Hadi bay bay<br />

Müsabaka sonrasında sanık Korcan’ın kardeşi İlhan ile Yusuf, Korcan’ın yediği golleri<br />

değerlendirmektedirler. Sanık Yusuf, “… başkaları da yedi lig başından beri her gol normal<br />

gol mü sanki yani olabilir abiciğim ya öyle mi” sözüyle Korcan’ın yediği gölün de normal gol<br />

olmadığını itiraf etmektedir. Bu söze karşılık İlhan, şike yorumlarına neden olmayacağını<br />

düşündüğü için “Abi be benim tek şeyim Stoch’unkini yeseydi bari” diyerek esasen yenilen<br />

diğer gollerin, şike anlaşmasının varlığına işaret eden yorumlara neden olacağını söylemektedir.<br />

Sanık İlhan Çelikay, Korcan’ın Fenerbahçeli Stoch’un gölünü yemesi halinde bundan<br />

dolayı kimsenin şüphelenmeyeceğini ve bir şey diyemeyeceğini söylemektedir. Müsabaka<br />

500/678


izlenildiğinde, Stoch’un kaleci Korcan ile karşı karşıya kaldığı ancak çektiği şutun Korcan’ın<br />

göğsüne çarparak dışarı çıktığı görülmektedir.<br />

23.05.2011 günü saat:12.28’de Abdullah Başak'ın Yusuf Turanlı'yı aradığı<br />

görüşme(tape:3191);<br />

Abdullah: "Yarın görüşürüz", Yusuf: “Öğlen mi demiştin", Abdullah: “Gideceğim<br />

birazdan Kadıköy’e doğru…haber veririm ben sana kardeşim…çok mutluydu ama biliyor musun<br />

bizim abimiz", Yusuf: “Adam gibi adam", Abdullah: “Dedim 5 dakika daha uzasa maç 4-4<br />

bitiyordu…ama Fenerbahçe…top oynamadı Yusuf ya, ulan sen şampiyonluk...maçına<br />

çıkıyorsun", Yusuf: “Çok kötü abi öyle böyle değil yani",<br />

Şampiyonluğu kazanması için şike faaliyetinde bulunan iki sanığın, Fenerbahçe’nin<br />

Sivasspor’a karşı çok kötü futbol oynadığını söylemektedirler.<br />

24.05.2011 günü saat:10.11’de Abdullah Başak'ı Yusuf Turanlı'nın aradığı<br />

görüşme(tape:3192);<br />

Abdullah: "Şimdi aradı beni çağırdı da…gel dedi bakayım da eğer o şey içinse<br />

senin ararım gelirsin oraya", Yusuf: “Başka ne için olacak be abi",<br />

Abdullah, Yusuf’a kendisini İlhan Ekşioğlu’nun çağırdığını söylemektedir. “Eğer o şey<br />

içinse seni ararım” dediği konu, ikisini de müşterek ilgilendiren şike faaliyeti ile ilgili olması<br />

halinde Yusuf’a da haber vereceğini iletmektedir.<br />

(tape:3194);<br />

24.05.2011 günü saat:10.38’de Abdullah Başak'ın Yusuf Turanlı'yı aradığı görüşm e<br />

Abdullah: "Evde normal numaran var mı kardeşim", Yusuf: “Şimdi bir yere geldim<br />

de 0212 352 42 53- 133", Abdullah: “Dur bir dakika da biz pek tıklayamıyoruz da,evet", Yusuf:<br />

“133 yap abi (arka planda telefon çalma sesinin geldiği)”,<br />

24.05.2011 günü saat:10.38’de Abdullah Başak/ İlhan Ekşioğlu’nun, Kosifler Oto’dan<br />

Selif Kosif’i aradığı görüşme (tape:3195);<br />

ABDULLAH BAŞAK : Alo<br />

SELİM KOSİF : Efendim<br />

A.B : ... abi<br />

S : Efendim canım<br />

501/678


yok ki<br />

CEYLAN ...<br />

A.B : Ne yapıyorsun abi<br />

S : İyi hayatım çalışıyoruz sen ne yapıyorsun canım<br />

A.B : Bir şey diyecem benim bu dediğim araba bana o siyah<br />

S : Evet hayatım<br />

A.B : Bülent CEYLAN ınkinden dolu mu az mı<br />

S : Bülent CEYLAN nın ki Bülent ağzına kadar doldurdu ki onunki gibi ... araba<br />

A.B : Ha tamam<br />

S : Bülent<br />

A.B : Bu da ful de mi üstü açılır falan<br />

S : Tabi, tabi bu da ful Bülent CEYLAN nın arabada her bi bok var lan Bülent<br />

A.B : Otuz dokuz dedin de mi en son<br />

S : Otuz dokuz beş yüz dedim sana kırk bir bin normal<br />

A.B : Ya abi otuz dokuz beş yüz ne abi otuz dokuz işte Selim abi ya kendime<br />

alıyorum bunu satmak için değil<br />

S : Ulan sana tamam ben de sana yapıyorum işte ben de sana yapıyorum bunu<br />

A.B : Burda bir abım var ödemeye yapacak da<br />

S : Kim o<br />

A.B : Bak süpriz bir abim bir daikaka<br />

(ABDULLAH BAŞAK TELEFONU ARKA PLANDA BULUNAN İLHAN<br />

YÜKSEL EKŞİOĞLU’A VERİYOR)<br />

İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU : Selim ne haber İlhan ben<br />

SELİM : İlhancım merhaba nasılsın iyi misin<br />

İ.Y.E : İyiyim iyiyim sen nasılsın<br />

S : Sağol teşekkür ederim kardeşim kutluyorum İlhancım sizi<br />

İ.Y.E : Sağol ya vallahi sonunda başardık anasını satayım<br />

S : Çok güzel bitti vallahi billahi işte bir herkes korku içerisinde şampiyonluk<br />

yatıyor sonunda İlhan be<br />

İ.Y.E : Vallahi billahi ya sen nasılsın iyi misin<br />

S : Sağol iyi İlhan cım bu aralar fena değil çalışıyoruz,kardeşim valla ... valla<br />

İ.Y.E : Selim bu, bu bir araba alacak senden beğenmiş bir tane<br />

S : Tamam<br />

502/678


İ.Y.E : Benim ona bir sözüm var<br />

S : Tamam<br />

İ.Y.E : Onu ben halledecem<br />

S : Tamam İlhancım<br />

İ.Y.E : Sana ama şöyle halledecem sana şîmdi bi on bin Euro gönderecem<br />

S : Tamam<br />

İ.Y.E : Bunu bana gerisini üçe böleceksin<br />

S : Tamam abicim<br />

İ.Y.E : Ne kırkı lan işte kaça dedin otuz dokuz<br />

S : Otuz dokuz beş yüze verecem abi İlhan bunlar şimdi özel ...<br />

İ.Y.E : Otuz dokuz beş yüze mi vereceksin<br />

S : Evet, evet<br />

İ.Y.E : Ben şimdi sana dokuz beş yüz gönderiyorum<br />

S : Tamam hayatım<br />

İ.Y.E : Ondan sonra her ayın onu on beşinde önümüzdeki ay dahil yani Haziran<br />

on beş temmuz on beş Ağustoş on beş elden nakit gönderecem sana ben gönderecem<br />

S : Tamam oldu İlhancım tamam hayıtım<br />

İ.Y.E : Tamam mı<br />

S : Tamam canım<br />

İ.Y.E : Sen ne gerekiyorsa yap buna abi arabayı marabayı yaptır sen üstüne<br />

müstüne ne yapıyorsa yaptır veya istiyorsan parayı alınca mı yaparsın bilmiyorum nasıl<br />

yaparsan<br />

S : Tamam, tamam sorun yok kardeşim<br />

İ.Y.E : Benim yani garantin tamam mı<br />

S : Tamam,tamam okey<br />

İ.Y.E : Tamam<br />

S : Tamam İlhancım<br />

İ.Y.E : Sağol,sağol Selimcim<br />

S : Ne diyor<br />

İ.Y.E : Şimdi gelecem geleceğimi söyle diyor (ARKA PLANDA BULUNAN X<br />

ŞAHSA;tamam işte oğlum gidiyoruz)<br />

S : Ha gelsin, gelsin tamam,tamam<br />

503/678


İ.Y.E : Tamam, YANLIZ SELİM BİR RİCAM VAR SENDEN BUNU<br />

ÜÇÜMÜZÜN DIŞINDA KİMSE BİLMEYECEK<br />

S : Yo sen merak etme ona söyle ona<br />

İ.Y.E : Ha ona da söyleyecem<br />

S : Ona söyle<br />

İ.Y.E : O birine o birine söylerse (ARKA PLANDA BULUNAN ABDULLAH<br />

BAŞAK A; Bak karışmam Apo bak aynen diyor ki ona söyle diyor yani bak tamam mı)<br />

Öpüyorum Selimcim veriyorum hadi<br />

S : Öptüm İlhancım kendine çok iyi bak kardeşim<br />

İ.Y.E : Hadi sen de sağol<br />

S : Sağol,sağol görüşürüz<br />

(İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU TELEFONU ARKA PİLANDA BULUNAN<br />

ABDULLAH BAŞAK A VERİYOR)<br />

ABDULLAH BAŞAK : Selim abi<br />

SELİM : Hı canım<br />

A.B : Ben geliyorum birazdan yanına geliyorum<br />

S : Tamam sen al, al dokuz bin beş yüz o parayı gel<br />

A.B : Tamam abi<br />

S : Tamam mı canım<br />

A.B : Tamam oldu<br />

S : Hadi görüşürüz kardeşim<br />

Sanık İlhan, şike faaliyetleri nedeniyle ödül olarak sanık Abdullah Başak’a Kosifler<br />

Oto’dan Mini Cooper marka araç almak için yetkili Selim Kosif ile görüşmektedir.<br />

24.05.2011 günü saat:11.46’de Burhan Aksu isimli şahsın, Abdullah Başak’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3198);<br />

ABDULLAH BAŞAK : Efendim Burhan<br />

BURHAN AKSU : Oğlum niye açmıyorsun telefonumu ya<br />

A.B : Ya Mehmet abiyle Murat ın telefonundan konuşuyorum bırakmadı ki bizi<br />

B.A : Bak kardeşlerinin yanında böyle şimdi haşlamayım seni yani<br />

A.B : Sen Ahmet ÇELEBİ ye birşey söyledin mi<br />

B.A : Hayır<br />

504/678


A.B : Hı<br />

B.A : Hayır sakın ha<br />

A.B : Ha iyi<br />

B.A : Sen bir şey dedin mi<br />

A.B : Yok<br />

B.A : Ha<br />

A.B : Kosifleri aramış da araba mı alıyor falan Apo<br />

B.A : Yoo bir şey demedi, hı<br />

A.B : İyi görüşürüz on dakikaya ordayım Burhan<br />

B.A : Ne on dakikası ulan kaç saattir on dakika diyorsun<br />

A.B : Valla on dakikaya buradayım ya<br />

B.A : İyi hadi<br />

Sanık Abdullah, şike faaliyetindeki emeğinin karşılığı olarak araba alacağını, Ahmet<br />

Çelebi’nin duymasından duyduğu rahatsızlığı paylaşmaktadır.<br />

24.05.2011 günü saat:11.46’de Burhan Aksu isimli şahsın, Abdullah Başak’ı aradığı<br />

görüşme(tape:3200);<br />

BÜLENT İBRAHİM IŞÇEN : Alo<br />

ABDULLAH BAŞAK : Ne yapıyorsun abi<br />

B.İ.İ : İyiyim sen ne yapıyorsun<br />

A.B : Kosiflerdeydim Bülentçim<br />

B.İ.İ : Ha aldın mı<br />

A.B : Aldım<br />

B.İ.İ :Hadi hayırlı olsun<br />

A.B :Cuma günü ama Bülent abi birşey diyecem sana da sen benim abimsin<br />

B.İ.İ : Sen arabayı hemen Ruken’e ver Ruken’e<br />

A.B : Evet bence de birşey diyecem ya<br />

B.İ.İ :... gitsin o teslim alsın<br />

A.B :Birşey diyecem de aramızda Bülent abi şimdi Selim abi bana dedi bu<br />

Ahmet ÇELEBİ aramış Apo araba aldı mı ya bu neyin peşinde abi ya<br />

B.İ.İ : Deseydin amına koyduğumun çocuğu sen niye karıştırıp duruyorsun ki<br />

505/678


A.B : Ya ben İlhan abi Selim’e ne dedi biliyor musun bana dedi ki bir kişi bana<br />

gelip Apo ya araba aldı dersen bir daha benim yanıma da gelme yüzüme de bakma şimdi<br />

getirdim verdim parayı<br />

B.İ.İ : İyi demiş, hı<br />

A.B : Dokuz bin beş yüz ü Euro otuz dokuz bin beş yüz araba da Cuma günü<br />

veriyor ES dört çeker gazlarsın Bülentçim ben Megan’a binerim<br />

B.İ.İ : Bana bak bana bak Allah belamı versin odunla döverim seni sen hiç<br />

karışma muhatap olma Ruken aldı arabayı<br />

A.B : Tamam abi aynen tamam abi<br />

B.İ.İ : Sen hiç,hiç bana ne ben Ruken aldı arabayı<br />

A.B : Ruken aldı<br />

B.İ.İ : Arabanın anahtarı<br />

A.B : Ruken aldı tamam<br />

B.İ.İ : Sen Murat a ver bana Murat ı<br />

A.B : Bir dakika abi<br />

(ABDULLAH BAŞAK TELEFONU ARKA PLANDA BULUNAN MURAT<br />

İSİMLİ ŞAHSA VERİYOR)<br />

MURAT : Efendim abi<br />

BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN : Bak Murat güzel kardeşim canım kardeşim beni bir<br />

dinleyin bak ben o ayıyı kafasını odunla kırarım ha<br />

aldı söyle)<br />

düşürtmeyin bizi<br />

M : (ARKA PLANDAN ABDULLAH BAŞAK; Selim abiye de dedim Ruken<br />

B.İ.İ :Bak arabayı siz Ruken’e bak bu sağda solda duyulur bak boşluğa<br />

M : Abi<br />

B.İ.İ : Hı<br />

M : Ya ben kimseyi ... istemiyordum abi bir tek hani Faruk<br />

B.İ.İ : Bu arabayı bu Faruk, Ruken aldı bilecek Ruken<br />

M : Ha öyle diyelim<br />

B.İ.İ : Herkes Ruken aldı, anladın mı herkese diyeceksiniz ki Ruken kendi MINI<br />

Cooper nı sattı kendi para koydu üstüne Ruken aldı<br />

M : Evet abi evet<br />

506/678


B.İ.İ : Bak onun bunun dilene düşer bak sıkıntı bu ayı ağzı çok yavşak bizim<br />

bu ayının ayının, a..ına koyduğumun ayısının ağzı çok terağlı yiyor sağda solda böyle<br />

böyle derse bak sıkıntıya düşeriz arabayı Ruken aldı Murat arabanın ruhsatı<br />

Ruken’nin üstene çıksın o arabaya o hiç binmeyecek gözükmeyecek o arabayla bir kere ...<br />

M : Abi Ruken e mi çıksın sen abime söyle o zaman<br />

B.İ.İ : Ver bana sen onu<br />

M : Bir dakika abi(MURAT ARKA PLANDA BULUNAN ABDULLAH<br />

BAŞAK A;Ruken nin adına çıkacak araba Bülent abi öyle dedi)<br />

VERİYOR)<br />

(MURAT TELEFONU ARKA PLANDA BULUNAN ABDULLAH BAŞAK’A<br />

ABDULLAH BAŞAK : Alo<br />

BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN : Oğlum Apo araba Ruken in adına çıkacak<br />

A.B : Niye<br />

B.İ.İ : Oğlum Ruken nin adına çıkar beni sinirlendirme Apo<br />

A.B : Tamam<br />

B.İ.İ :Arabayı Ruken’nin hemen çevir şimdi Ruken in adına çıkar çabuk<br />

hemen ben şimdi Faruk u arıyorum Ruken nin adına çıkarsın<br />

A.B : Tamam ben vekaleti Ruken versin o zaman<br />

B.İ.İ : Hemen gitsin Ruken versin araba Ruken in üstüne olacak<br />

A.B : Tamam abi tamam<br />

B.İ.İ : Arabayı da Ruken aldı<br />

A.B : Tamam abi<br />

B.İ.İ : Tamam mı<br />

A.B : Tamam çünkü bana dedi bir kişi gelip bana derse dedi hatta ben biraz şey<br />

yaptım çapa dedim abi bari şu işi yapmışsak ... çıkmışsak bi beş yirmi dizel falan mı siktir<br />

git lan dedi bokunu çıkarma arada kırk bin fark var sen dedi al buna bin dedi bakarız sezon sonu<br />

dedim artık seneye o zaman Range Sport yeni alırız küfür etti<br />

B.İ.İ : Ulan Apo Ruken in adına çıkart oğlum Ruken nin<br />

A.B : Tamam Bülent abi sen ne dersen ben onu yapacam tamam mı abi<br />

B.İ.İ : Tamam Ruken in adına çıkar arabayı da sen hiç ellemeyeceksin<br />

hiç binmeyeceksin bile direksiyonuna bile oturma<br />

A.B : Tamam, tamam abim<br />

B.İ.İ : Anladın mı beni bak ölmüş babanın üzerine yemin et<br />

507/678


A.B : Tamam<br />

B.İ.İ : Babamın üstüne yemim ediyorum de<br />

A.B : Tamam Bület abi, babamın üstüne yemin ediyorum<br />

B.İ.İ : İyi tamam hadi by by<br />

A.B.:Hadi tamam<br />

Söz konusu araç ile ilgili olarak Aziz Yıldırım duruşmadaki savunmasında “Bir<br />

konuda burada Mini Cooper meselesi Abdullah BAŞAK'a alınan. Şimdi tabi hepimiz. Yani biz<br />

varlıklı insanlarız. Şimdi bu totemi bunu yanından ayırmıyor. Seviyor. O da iyi espri. Şimdi böyle<br />

bir insan çok hoş sohbet başka bir özelliği de yok. Buca maçında telefon ediyor. İlhan<br />

EKŞİOĞLU. İstanbul'dan Abdullah BAŞAK şeyde. Cihan TAMER de şeyde maçta. Cihan<br />

TAMER uğur getirmiyor diyor. Ona rica ediyor. Bende otelde seyrediyorum. cezalıyım. Cihan<br />

TAMER'i de benim yanıma gönderiyor Abdullah BAŞAK. Diyor oradaki konuşmalarında "abi<br />

yenecez" diyor. 3-1 mağlubuz Buca'da . 3-1 mağlupken diyor ki "yeneceğiz." İlhan Bey diyor ki;<br />

"birşeyler yap yenelim" falan. O diyor "merak etme yeneceğiz". Şimdi burada da "sen ne<br />

dilersen dile" dediğinden. O da diyor ki; "bana saat al" Vazgeçiyorlar saatten. Diyor ki; "sana<br />

bitane araba al. Bende yardım edeyim sana" diyor. "Belli kısmına ben katılayım" diyor. Onun<br />

üzerine peşinatı veriyor. Ucuzlatmak içinde KOSFİLER'i iyi tanıdığı için İLHAN bey. Onlara da<br />

açıyor diyor ki;" Bu arabayı buna verin" diyor. Bunun da kız kardeşi arabasını satmış. Biraz da<br />

ellerinde para var. Bunu bu şekilde alıyorlar. Ya bir dosta yani bunu yapmak suç mu?” şeklinde<br />

beyanda bulunmuştur.<br />

Yukarıdaki tape içerikleri, İlhan Ekşioğlu’nun Kosifler Oto’dan Selim adlı şahıs ile<br />

görüşmesi, Abdullah Başak’ın, Ahmet Çelebi’nin Kosifler’i aramasından duyduğu rahatsızlığı<br />

çevresi ile paylaşması, Bülent İbrahim’in, aracın mutlaka Abdullah’ın kardeşi Ruken’in üzerine<br />

olmasındaki ısrarı ve özellikle “bak bu sağda solda duyulur bak boşluğa düşürtmeyin bizi”<br />

sözü ile alınan aracın sadece İlhan, Abdullah ve kardeşi Ruken arasında bir konu olmayıp<br />

başkalarını da ilgilendiren yönlerinin bulunduğu, Sanık Aziz’in savunmasında belirttiği basit bir<br />

yardımdan ibaret olmadığı anlaşılmaktadır.<br />

Bununla birlikte adeta şike faaliyetleri sonundaki kazanımlara dair sezon sonu<br />

değerlendirmesi mahiyetinde olan ve Yusuf Turanlı ile İlhan Yüksel Ekşioğlu arasında geçen<br />

aşağıdaki 3761 nolu tapeye bakıldığında, söz konusu Mini Cooper marka aracın Abdullah<br />

Başak’a neden alındığı çok daha iyi anlaşılmaktadır.<br />

508/678


26.05.2011 günü saat:14.56’da Abdullah Başak’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:3211);<br />

Abdullah: “Dün oğlum M abi gelmişti istasyona,…hiçbir şey demiyor”, Yusuf: “İyi<br />

abi sen bi ara abi ...ben sana söyleyeyim…”, Abdullah: “Sana döneceğim dedi kulüpteyim,…<br />

ama dedi ki konuşacağımda dedi yarın şey olursa inşallah da dedi pazartesi dedi hiç<br />

aramanıza bile gerek yok spor ça, aynı kelimesi spor çantanızı alın 2’de gelin beraber spora<br />

gidelim”, Yusuf: “…iyi olur yani yarın olursa iyi olur”,<br />

Abdullah Başak, Yusuf Turanlı’ya İlhan Ekşioğlu’nun şike faaliyetinde gösterdikleri<br />

çabanın karşılığını vermek için çağırdığını söylemektedir. Bunu söylerken de sözde şifreli<br />

şekilde “spor çantanızı alın spora gidelim” sözleriyle anlatmaktadır. Spora çağrılan bir kişi takım<br />

elbisesi ile gelmeyeceğine göre “spor çantanızı alın” gibi absürt bir tembih yapılması amacın<br />

spor olmadığının en açık kanıtıdır. Nitekim İlhan Ekşioğlu’nun “spor çantanızı alın spora<br />

gidelim” sözünü şike faaliyeti sırasında özellikle Ali Kıratlı ile olan irtibatında da kullandığı<br />

sabittir.<br />

26.05.2011 günü saat:17.19’da Korcan Çelikay’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:2658);<br />

Korcan: “…abi sen ararmıydın ya”, Yusuf: “Ameliyat olunca öyle oluyor”, Korcan:<br />

“Yaptığın işlerin zamanı gelir hoca abi,…keser döner sap döner yani”.<br />

29.05.2011 günü saat:12.36’da Korcan Çelikay’ın Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:2659);<br />

Yusuf: “Şeydeyim Efesteyim istersen şeye gidelim neydi Big Chef’e”, Korcan: “Big<br />

Chef çok kalabalık abi,…şimdi geldimde”, Yusuf: “…olsun canım ne olacak ya, …kalabalık<br />

olsun daha iyi işte”, Korcan: “…girilmiyor kapıda sıra var,…Home Store boş ya Home Store’a<br />

gidelim,…tam karşı çaprazda”,<br />

29.05.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağı’na göre (Kls. 28, Dizi:179-183 arası)<br />

iletişim tespitlerinde; Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay’ın 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-<br />

Fenerbahçe futbol müsabakasında şike yaparak menfaat temin ettiğinin, bu amaçla 29.05.2011<br />

günü Yusuf Turanlı’yla Home Store isimli kafeteryada görüşeceğinin belirlenmesi üzerine;<br />

Güvenlik görevlilerince aynı gün saat:13.20 sıralarında Beşiktaş Nispetiye Cad.<br />

No:192 sayılı adreste bulunan Home Store isimli kafeteryaya geçilerek fiziki takip çalışmalarına<br />

başlanıldığı, kafeteryanın ön kısmında girişe göre sağ taraftaki masada Yusuf Turanlı, Korcan<br />

Çelikay, kardeşi İlkay Çelikay ve X Şahsın oturup sohbet ettiklerinin görüldüğü, saat:14.14’de<br />

509/678


şahısların masadan kalkarak kafeterya önünde park halindeki 38 UK 038 plakalı mavi renkli<br />

BMW marka araca bindikleri, Yusuf Turanlı’nın kullandığı aracın aynı cadde üzerinde durduğu<br />

ve X Şahsın indiği, aracın devam ettiği, şahısların saat:15.10’da Büyükdere Caddesi üzerinden<br />

İstinye Park AVM otoparkına girdikleri ve araçtan inerek Masa Cafe–Restaurant isimli<br />

restaurantta oturdukları ve yemek yedikleri, saat:17.10’da restauranttan ayrılarak otoparkta<br />

bulunan araçla Etiler istikametine gittikleri ve Etiler Mh. Ahular Sk. içerisinde bulunan Yüksel<br />

Arslan isimli pasaj önünde durarak pasaja girdikleri, saat:17.40’da pasajdan çıkarak araçla<br />

Nispetiye Caddesinde bulunan Big Chefs isimli kafeterya önünde durdukları ve bahse konu<br />

kafeteryaya girdikleri anlaşılmıştır.<br />

29.05.2011 günü saat:15.06'da İlhan Çelikay'ı X Bayan'ın aradığı görüşme(tape:3307);<br />

İlhan: "İstinyepark’tayım…3 erkek oturuyoruz da bir tane abimiz var yanımda bir<br />

görüşme yapıyoruz… Burada işim bitince arayım mı", X Bayan: “Eğer görüşmek istiyorsan<br />

oradan çıkma diyorum…Yakınım çünkü" ,<br />

29.05.2011 günü saat:20.50’de Abdullah Başak’ı Yusuf Turanlı’nın aradığı<br />

görüşme(tape:3213);<br />

Abdullah: “Yarın gel öğlen Şaşkın’da bekliyorum seni,…Şaşkın’a gel ordan gideriz”,<br />

Yusuf: “…sen konuşmadın demi gerek yok konuşmaya”, Abdullah: “…gerek yok direk”,<br />

31.05.2011 günü saat:10.00’da Abdullah Başak’ın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşmede(tape:3214);<br />

Abdullah’ın: “Ne yapıyorsun abi ofiste misin”dediği, İlhan’ın: “Ofisteyim” dediği,<br />

Abdullah’ın: “İyi tamam abi geliyorum”, dediğitespit edilmiştir.<br />

31.05.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kl:28, Dizi:169-176 arası) iletişim<br />

tespitlerinde; İlhan Ekşioğlu’nun parayı temin edemediği için 30.05.2011 günlü buluşmaya<br />

gitmediğinin, 31.05.2011 günü saat:10.00’da ofisinde buluşmak üzere Abdullah Başak ve Yusuf<br />

Turanlı ile sözleştiğinin belirlenmesi üzerine;<br />

Güvenlik görevlilerince aynı gün saat:10.30 sıralarında Kadıköy Osmanağa Mah.<br />

Dilhayat Sk. No:1 sayılı yerde bulunan Ekşioğlu Muhasebenin bulunduğu Altıyol İş Hanına<br />

geçilerek fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı, saat:11.00’de Yusuf Turanlı ve Abdullah<br />

Başak’ın Altıyol İş Hanından çıktıkları, Yusuf Turanlı’nın sol ceket cebinde dışarıdan belli<br />

510/678


olabilecek şekilde dolu beyaz bir zarfın olduğu, şahısların Söğütlü çeşme Caddesine çıktıktan<br />

sonra ayrıldıkları,<br />

Devam eden çalışmalarda; Yusuf Turanlı’nın, Abdullah Başak ve İ.Ekşioğlu’yla<br />

görüştükten sonra ofisine geçtiği, Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay’la saat 13:45’de<br />

buluşacaklarının anlaşılması üzerine;<br />

Güvenlik görevlilerince saat:12.50’de Beşiktaş Nispetiye Caddesi civarına geçilerek<br />

fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı, Yusuf Turanlı’nın Beşiktaş Nispetiye Cad. Ece Apt. B<br />

Blok No:49 sayılı adresteki ofisinden saat:13.30’da çıkarak Nispetiye Caddesi üzerinde bulunan<br />

Ak Merkez isimli işyerinin önünde beklemeye başladığı, saat:13.40’ta Korcan Çelikay’ın<br />

kullandığı 34 AY 8735 plakalı siyah renkli Kia Sorento marka aracın geldiği, araca Yusuf<br />

Turanlı’nın binmesinden sonra şahısların birlikte ayrıldıkları, saat:14.00’te 34 AY 8735 plakalı<br />

aracın Beşiktaş Nispetiye Caddesinde bulunan Big Şeff Restaurant’ın karşısında park halinde<br />

olduğu, Yusuf Turanlı ve Korcan Çelikay’ın restauranta girdikleri ve restaurantın bahçe kısmında<br />

bulunan girişe göre sağ taraftaki masada oturup sohbet ettikleri anlaşılmıştır.<br />

07.06.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kls. 28, dizi 166-168 arası) İletişim<br />

tespitlerinde; 07.06.2011 günü saat:14.03’de Fenerbahçe Mali İşler Koordinatörü Tamer<br />

Yelkovan’ın ‘İlhan Ekşioğlu’nun 400.000 dolar emanetini hazırladığını’ Kulüp Başkanı Aziz<br />

Yıldırım’a bildirdiği, aynı gün saat:13.49’da İlhan Ekşioğlu’nun Abdullah Başak’la yaptığı<br />

görüşmede, para konusunu ima ederek şifreli biçimde “Spor yapacağız, çantanız var değil<br />

mi?” diyerek şahsı ofisine davet ettiği, Abdullah Başak ve Yusuf Turanlı’nın birlikte İlhan<br />

Ekşioğlu’nun Söğütlüçeşme Cd. Dilhayat Sk. Altıyol İşhanı No:1 Kat:4 Kadıköy adresinde<br />

bulunan işyerine gidecekleri bilgisinin alınması üzerine;<br />

Güvenlik görevlilerince 07.06.2011 günü saat:14.25’de İlhan Ekşioğlu’nun ofisinin<br />

bulunduğu yere geçilerek fiziki takip çalışmalarına başlanıldığı, saat:14.40’da Söğütlü Çeşme<br />

Cad. üzerinden Yusuf Turanlı’nın gelerek Altıyol İş Hanına girdiği, hemen arkasından da<br />

Abdullah Başak’ın aynı adrese girdiği, saat:14.51’de Yusuf Turanlı ve Abdullah Başak’ın<br />

işhanından çıktıkları, Abdullah Başak’ın; sağ kolu ile göğsü arasında tuttuğu ve üzerinde<br />

Güllüoğlu yazılı, içerisinde destelenmiş şekilde para olduğu anlaşılan beyaz renkli naylon<br />

poşetin bulunduğu, Yusuf Turanlı’nın ise sol kolu ile göğsü arasında bükülmüş vaziyette içi boş<br />

beyaz ve yeşil renkli karton çanta olduğu, şahısların Söğütlüçeşme Caddesi’ne geçerek Boğanın<br />

olduğu Altıyol Meydanına çıktıkları, aynı cadde üzerinden geçen 34 TCL 52 plakalı ticari taksiyi<br />

511/678


durdurdukları ve araca binerek Kuşdili Caddesi üzerinden stad istikametine gittikleri<br />

anlaşılmıştır.<br />

15.06.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kl:28, Dizi:158-165 arası) İletişim<br />

tespitlerinde; 14.06.2011 günü Tamer Yelkovan’ın; İlhan Ekşioğlu’na paranın hazır olduğunu<br />

bildirdiği, akabinde İlhan Ekşioğlu’nun Abdullah Başak’la yaptığı görüşmede şifreli konuşarak<br />

Yusuf Turanlı ile birlikte spor yapmaya çağırdığı, 15.06.2011 günü saat:10.00’da Abdullah Başak<br />

ve Yusuf Turanlı’nın birlikte İlhan Ekşioğlu’nun Altıyol İşhanı Kadıköy adresinde bulunan<br />

işyerine gidecekleri bilgisinin alınması üzerine;<br />

Güvenlik görevlilerince 15.06.2011 günü saat:10.00 sıralarında Kadıköy Osmanağa<br />

Mah. Söğütlüçeşme Cd. Bestekâr Dilhayat Sk. No:1 sayılı adres civarına geçilerek fiziki takip<br />

çalışmalarına başlanıldığı; Abdullah Başak’ın kullandığı 34 TY 8602 plakalı siyah renkli<br />

Mini Cooper marka aracın Söğütlüçeşme Caddesi üzerinde park halinde olduğu, Abdullah<br />

Başak’ın aynı cadde üzerinde faaliyet gösteren Bambi Cafe isimli kafeteryada oturduğu,<br />

saat:10.48’de kafeteryadan çıkarak Söğütlüçeşme Caddesi üzerinden Boğa meydanına yaya<br />

olarak geldiği ve meydanda Yusuf Turanlı ile buluşarak İlhan Ekşioğlu’nun işyerinin olduğu<br />

Altıyol İş Hanına birlikte girdikleri, saat:11.44’de Abdullah Başak ile elinde sarı çizgili siyah<br />

poşet bulunan Yusuf Turanlı’nın adresten birlikte çıkarak, Boğa heykelinin bulunduğu meydana<br />

yaya olarak geldikleri, içerisinde bir şahsın beklediği 34 Y 7121 plakalı siyah renkli BMW<br />

marka araca binerek hareket ettikleri, saat:12.00’de aracın tekrar Söğütlüçeşme Caddesi üzerinde<br />

park halinde bulunan 34 TY 8602 plaka sayılı Mini Cooper marka aracın yanına gelerek<br />

Abdullah Başak’ı bıraktığı, Yusuf Turanlı ile diğer şahsın ise aynı araçla devam edip Rıhtım<br />

Caddesi üzerinden Çevreyolu ile Boğaz Köprüsü’nü kullanmak suretiyle Beşiktaş Nispetiye Cd.<br />

Akmerkez AVM önüne geldiği ve burada Yusuf Turanlı’nın sarı çizgili siyah renkli poşeti, şahsın<br />

elindeki siyah renkli evrak çantasına koyarak araçtan indikleri, A şahsın Yusuf Turanlı ile<br />

tokalaştıktan sonra ayrıldığı, Yusuf Turanlı’nın ise Akmerkez AVM içerisinde bulunan Turkcell<br />

bayiine girdiği ve buradan çıktıktan sonra yine Akmerkez AVM içerisinde Sinan Engin’le<br />

ayaküstü konuşarak, Akmerkez AVM karşısında bulunan Ece Apt. No:29 sayılı adreste bulunan<br />

ofisine girdiği anlaşılmıştır.<br />

23.06.2011 günü saat:14.14’de İlhan Ekşioğlu’nun Yusuf Turanlı’yı aradığı<br />

görüşmede(tape 3761 Kls 23 Dizi 211 );<br />

YUSUF TURANLI : Efendim<br />

İLHAN YÜKSEL EKŞİOGLU : Alo İlhan ben yalnız mısın Yusuf<br />

512/678


Y.T : Efendim<br />

İ.Y.E : İlhan ben yalnız mısın<br />

Y.T : Yalnızım yalnızım<br />

İ.Y.E : Ha müsait misin<br />

Y.T : Müsait im müsaitim nasılsın abicığim<br />

İ.Y.E : İyi sen nasılsın<br />

Y.T : Sağol abicim ne olsun koşturuyoruz ya<br />

İ.Y.E : Ya bir şey soracağım sana<br />

Y.T : Buyur abiciğim<br />

İ.Y.E : Samimiyetin üzerine şey yapıyorum ha<br />

Y.T : Rica ederim ne demek abicim<br />

İ.Y.E : ... konuştuğumuz şeyden her hangi bir şey Apo aldı mı<br />

Y.T : Hangisinden<br />

İ.Y.E : Ya her hangi birinden<br />

Y.T : Bu son şey yaptığımızdan mı<br />

İ.Y.E : Ya şimdi yani bu son geldin ya bana<br />

Y.T : Evet<br />

İ.Y.E : Onlardan her hangi bir şey aldı mı Apo<br />

Y.T : Aldı<br />

İ.Y.E : Aldı mı<br />

Y.T : Evet<br />

İ.Y.E : Ne kadar aldı<br />

Y.T : E sizinle konuşmuş o zaten ilk başka siz söylemişsiniz ona hani bir<br />

kısmını oraya bir kısmını seninle Yusuf diye<br />

İ.Y.E : Hayır hiç öyle bir şey demedim ne kadar aldı<br />

Y.T : Ama şimdi şey olmasın ondan sonra ya<br />

İ.Y.E :Seninle hemşeriyim diye diyorum en ufak bir şey demem aramızda<br />

çünkü bende şüphelendiğim için diyorum<br />

Y.T : HAYIR YÜZ ONA DEDİ YÜZ SANA DEDİ BENİM İÇİN ÖBÜRÜNÜ<br />

DE O TARAFA DEDİ<br />

İ.Y.E : Ya çok hıyar bu adam ya peki sen ona ne verdin şu ana kadar<br />

Y.T : Ben ona bide fazla verdim yani benim tarafımdan da verdim hani<br />

bu kalandan hani o bana gelecekti diye ondan sonra bende hani dedim tamam benim<br />

513/678


dedi aciliyetim var deyince ben de bir şey demedim ama ban o öyle dedi o zaman yani<br />

dedi ki<br />

İ.Y.E : Hiç öyle de bana da diyor ki yok abi oğlum dedim bak sen bir şey alıyorsan<br />

benim haberim olsun yok abi dedi ... onun dedi ben hiç ...<br />

şimdi<br />

Y.T : Niye öyle bir şey yani o niye öyle bir şey dedi ki ya acaba ya bende anlamadım<br />

İ.Y.E : Yusuf aramızda kalsın<br />

Y.T : Yok yok<br />

İ.Y,E : Hayır niye diyorum biliyor musun<br />

Y.T : Evet<br />

artık ne yapayım ya<br />

İ.Y.E : Bunun dışında bide ona araba aldım<br />

Y.T : Ya nasıl bir sahtekar ya bide bana diyor ki ya ben böyle ... ama abi ya ben<br />

İ.Y.E : ... bak bil yani ben şüphelendim biliyor musun bu ibne devamlı ben<br />

ulan bu şüphelendim şüphelendim dedim lan ben şu Yusuf u arayacağım<br />

Y.T : O da kaç gündür beni arıyor abi biliyor musun, seni aradı mı<br />

ararsa haberim olsun falan filan işte bana da haber ver bunları söylüyor, ben de<br />

diyorum ki ne oluyor çözemedim şeyde yani abi bir şey söyleyeceğim ya yanlış anlamada<br />

yani ben bu insanları çözemedim ya, ya ben bu kadar dürüst oynuyorum bu kadar iyi iyi<br />

iyi bir şekilde yaklaşıyorum yani bu kadar yapılır mı ya, ya bu nasıl bir insanlık ya,<br />

ben valla çözemedim abi ya bana da diyor ki onu kız kardeşime aldık falan diyor<br />

Mini Cooper’ı<br />

İ.Y.E : Ya yok ya bu dedim ki o zaman sen hiç bir şey yapma ben seni ayrı<br />

çözeceğim dedim tamam zaten dedi abi bunların hepsi dedi Yusuf ... dedi tamam ben<br />

dedim sana araba alayım dedim ... hatta Selim ile konuştum dedim ki aydan aya<br />

dedim 20 bin eurosunu verdim 20 bin euro da kaldı on on veririm dedim yani bu<br />

şu ana kadar sana ne aldı yüz mü aldı tamamını aldı mı<br />

Y.T : Yok abi benden şu ana kadar şöyle söyleyeyim altmış altı tabi tabi yok<br />

seksen aldı seksen aidi<br />

İ.Y.E : Şerefsiz<br />

Y.T : Ama nasıl bir şey bu ya bu nasıl bir iş ya<br />

İ.Y.E : Şerefsiz<br />

Y.T : Niye böyle ya abi ben anlayamadım yani şimdi yani ben bu kadar<br />

514/678


İ.Y.E : ... ce böyle oluyor işte anla ya Yusuf ya para ...<br />

Y.T : Ama ama abi bak yani hepsine karşı ilk baştakinde de biliyorsun<br />

abi sen şahitsin yani ben bu kadar temiz dürüst yaklaşıyorum bana şurada yapılana<br />

bak ya yani ben size hep yardımcı olmaya çalışıyorum onlar için söylüyorum yani bi<br />

de dürüst davranıyorum yani nasıl insanlar ya abi ya yani ben valla çözemedim ya<br />

İ.Y.E : Beni arıyor diyor ki beni diyor çok ... yor bu oğlum dedim lan<br />

manyak bir hafta geçmiş konuşurum derim ibne demek kendi parasını almak için<br />

sıkıştırıyor beni ha<br />

Y.T : Abi biri o bide zaten çoğunu da aldı zaten hani benim şeyim kaldı benim<br />

zaten aldığım ortada yani ben hani o sen tabi gözünden de şey biliyorsun tabi öyle biliyorsun<br />

hani o diğerinin hepsini ben aldığım için hani bende şuanda çok var gibi zannediyorsun<br />

hani şey olarak ben almadım ki abi öbürlerinden<br />

İ.Y.E : ... ulan dedim ikı lirayı aldı zaten niye... ya Allah Allah<br />

Y.T : Evet<br />

İ.Y.E : Yalnız Yusuf buna bir şey yapmamız lazım ha ben bunu böyle<br />

bırakmam bak niye bırakmam biliyor musun lan sen zaten benim normal duygularımla oynadın<br />

ibne zaten arabayı aldırdı araba 39 bin Euro 40 bin Euro<br />

Y.T : Yaaa<br />

İ.Y.E : Bide buradan hiç almıyorum elediğin yüzü alıyorsun nereden baksan<br />

170 kağıt 160 bin dolar ulan yedirir miyim ben bunu ona<br />

Y.T : Bide benden yani fazla bir şekilde yani abi yani şimdi dürüst birisi olmuş olsa<br />

böyle bir şey bile yapsan atıyorum yani bunu kalkıp söylemen lazım yani bana atıyorum yani<br />

nasıl bir insan ya<br />

İ.Y.E : Şimdi sen akıl ver ne yapalım<br />

Y.T :Valla bilmiyorum ki abi yani bunu bir arada iken şey yapmamız lazım yani<br />

üçümüzün olduğu bir ortamda yapmamız lazım ki bide bu şey biliyor musun abi yani bu<br />

şimdi bide gider sağda solda falan filan bu böylede bir adam şimdi konuşursa bide<br />

ondan sonra zarar vermesin bize yani konuşması onu da düşünüyorum nasıl ama, ben şok<br />

alo<br />

İ.Y.E : Dinliyorum ...<br />

Y.T :Ha şey yapma şok içinde kaldım abi ya vallah billah şok içinde kaldım yani<br />

yalnız bana deyince ya seni arayacak mı hani o gün sen benim telefonumu alınca bu bi şey<br />

515/678


oldu zaten eee hep bi şeyde kaldı bende hani kötü düşünmüyorum hani kötü düşünmüyorum<br />

hiç bir şeyi yani<br />

İ.Y.E: Yani buna ne yapmak lazım ... yapmak lazım aslında bak oğlum<br />

yaşananları unut ... ne kadar aldı seksen mi aldı senden<br />

Y.T :Yok altmış<br />

İ.Y.E :60 ... dolar aldı değil mi senden<br />

Y.T :Yok pardon pardon 70 aldım ben<br />

İ.Y.E :Sen mi aldın o mu ne aldı o<br />

Y.T : Ben ben ben 70 aldım o 80 aldım<br />

İ.Y.E :Sen 70 aldın 80<br />

Y.T : Yani o 50 den 30 benim olacaktı 20 onun olacaktı<br />

İ.Y.E : Ona aslında demek lazım ki yani normal bir insan ... şimdi düşünelim<br />

de acele bir şey yapmayalım<br />

Y.T : Abi şöyle şöyle de olabilir abi ben hani sen tabi uygun görürsen ben<br />

şey yok da hani ben olurda 30 u alırsam 20 yi abi kes abi 50 yi de bize vermemiş<br />

ol abi bende üstüne gitmem abi o ne olacak sana gelip gidecek abi atıyorum hani abi<br />

falan filan YA İŞTE BAŞKAN YOK DEDİ DERSİN ABİ OLUR BİTER ABİ<br />

İ.Y.E : Anladım yani sen 20 ... kaç kaldı<br />

Y.T : Benim 30 abi onun 20 vardı benim 30 o fazla aldı benden o gün çünkü<br />

İ.Y.E :Şimdi<br />

Y.T : Yav şuanda benim benim aldığımı 70 yani 30 du benim kalan o 80 aldı<br />

20 si kaldı yani 50 vardı ya kalan abi şey olarak onun 30 unu ben alayım abi sen bana<br />

ödememiş ol abi vermemiş ol ondan sonra yarın bîr gün sallarız abi YARIM BİR GÜN DE<br />

BİR ŞEY OLDUĞUNDA SEN DERSİN Kİ BAŞKAN VERMEDİ DERSİN<br />

İ.Y.E : Anladım da şöyle bir durum var peki buna bunu hissettirmezsek ben<br />

buna keriz gibi bir daha 20 BİN EURO YU mu ödeyeceğim abi<br />

Y.T :Haa<br />

sana vermemde<br />

İ.Y.E : ... ben zaten şuanda hani benim aslında yapmam gereken ondaki parayı da alıp<br />

Y.T :Yani<br />

İ.Y.E :…<br />

Y.T : Yok gerek yok abi ya kalsın onda abı ya<br />

516/678


İ.Y.E : Ama şöyle bi biz bi düşünelim düşünelim de seninle bi yarın sen yarın<br />

buralarda mısın neredesin<br />

Y.T : Ben İstanbul dayım abi bi belediyeye gideceğim bi görüşmem vardı orada<br />

çıkınca ararım seni abi olmadı<br />

numaradan ara<br />

İ.Y.E : Yarın mı gideceksin belediyeye<br />

Y.T : He evet evet İstanbul belediyeye<br />

İ.Y.E : İyi sen hallet de bende bi düşüneyim bakayım<br />

Y.T :Tamam abi tamam bu numaradan mı ulaşırım abi sana<br />

İ.Y.E : Sen normal numaram bu benim ofis numarası da sen beni normal<br />

Y.T : Benim yok abi bi çaldırıp kapatabilir misiniz abi<br />

İ.Y.E : Tamam ben seni çaldırıp kapatıyorum<br />

Y.T : Tamam ben siz beni aramadınız abi o beni arayacak çünkü aradı mı seni<br />

falan diye ben aramadı diyeceğim<br />

İ.Y.E : Tamam oldu Yusufçuğum<br />

Y.T : Tamam mı abiciğim iyi çalışmalar abiciğim sağolun<br />

Sanık Yusuf Turanlı, duruşmada bir soru üzerine, Abdullah Başak ile müşterek bir<br />

ticari faaliyet yürütmediklerini, birlikte Fenerbahçe’ye transfer yapmaya çalıştıklarını ancak<br />

yapamadıklarını beyan etmiştir. Oysa yukarıdaki görüşmede, yapılmayan transferler karşılığında<br />

alınan paralar değil, yapılan şike faaliyetlerine ilişkin alınan paralar konu edilmiştir. İlhan<br />

Ekşioğlu, Abdullah Başak’ın hem kendisinden hem de birlikte şike faaliyetini yürüttüğü Yusuf<br />

Turanlı’dan para aldığından şüphe edince bu durumu netleştirmek için Yusuf Turanlı’yı aramıştır.<br />

İlhan Ekşioğlu, aldığı onca paranın yanında Abdullah’ Başak’a ayrıca “bunun dışında bide ona<br />

araba aldım” sözleriyle dile getirdiği Mini Cooper marka aracı aldığını söylemektedir. Yusuf<br />

Turanlı’nın “bana da diyor ki onu kız kardeşime aldık falan diyor Mini Cooper’ı”<br />

diyerek kendisini bu şekilde kandırdığını söylediğinde de “Ya yok ya” diye yalan söylediğini<br />

otaya koymaktadır.<br />

Yukarıdaki telefon görüşmesi adeta şike faaliyetleri nedeniyle elde edilen kazançların<br />

sezon sonu muhasebesini içeren bir değerlendirmeden ibarettir.<br />

Söz konusu Mini Cooper marka aracın suçun işlenmesi ile elde edilen maddî menfaat<br />

ürünü olması nedeniyle TCK'nın 55. maddesi uyarınca müsaderesine karar vermek gerekmiştir.<br />

ALİ KIRATLI ARACILIĞIYLA YAPILAN ŞİKE FAALİYETLERİ<br />

517/678


13.05.2011 günü saat:23.18’de Ali Kıratlı'nın Mecnun Otyakmaz'ı aradığı<br />

görüşme(tape:2539);<br />

Ali: "Başkan dün gece evlenmiş", Mecnun: “Dedikleri doğru o zaman ha ben<br />

duymuştum Sivaslı biriyle evlenmiş", Ali. "Bombamız patlamasaydı biz gelirdik bombamız da<br />

patladı rezil ettiler…bir de bu maça gelirsek mahvoluruz başkan… bırakmazdım seni".<br />

Sanık Ali Kıratlı’nın, Eskişehirspor-Trabzonspor müsabakasında teşvik girişimleri için<br />

gittiği Eskişehir’de de fotoğrafının çekilerek basına verilmesi nedeniyle bu müsabakaya<br />

gitmekten çekindiği ve bu durumu da Mecnun ile paylaştığı anlaşılmaktadır.<br />

17.05.2011 günü saat:18.28’de İlhan Ekşioğlu’nu Ali Kıratlı’nın aradığı<br />

görüşmede(tape:3015);<br />

Ali’nin, “İyi vallahi ya bir şey bir görseydim seni ya” dediği, İlhan’ın; Kandilli’ye<br />

gelmesini söylediği, şahısların buluşmak için anlaştıkları,<br />

17.05.2011 günü saat:19.05’te İlhan Ekşioğlu’nu Ali Kıratlı’nın aradığı<br />

görüşmede(tape:3016);<br />

Ali’nin; yokuşun başında olduğunu belirttiği, İlhan’ın;“Devam et gördüm” dediği,<br />

17.05.2011 günü saat:19.35’te İlhan Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

görüşme(tape:3017);<br />

Ali: “Ben seni seviyorum sen beni anlamıyorsun”, İlhan: “Seni varya şimdi bana bak<br />

beni şimdi ne kadar rahat götürecen oraya biliyormusun,…şeye,…maça maça”, Ali:<br />

“Herhalde canım”, İlhan: “(Aziz Yıldırım’ı kastederek) Şimdi çağırdı ama hiç üzerim müsait<br />

değil, senden indim o aradı”, Ali: “Bence gitsene anlatsana”, İlhan: “Yok anlatmayayımki<br />

niye biliyormusun sen bana yarın bir haber getirki”, Ali: “Ben varya beynimden vurulmuşa<br />

döndüm bizimki böyle…ben dünyalar gitti benim cebimden bu iş için dedim ben dedim<br />

manyakmısınız siz hemen dedim gel abi bin lan dedim ne abisi…”, İlhan: “Hayır hayır<br />

konuşmamızı anlatsam amuda kalkar biliyorsun demi,…yani sen bana bir şey getirki ben de<br />

deyimki tamam kardeşim yaptık bak böyle böyle…yapsamda gelir bunu unutma yapmasamda<br />

gelir nasıl Fenerbahçe için ne diyorlar yapmadığın zamanda yap…o zaman yapki bari desinler<br />

anasını satayım,…bu bizden haber ... heh bizden habersiz bir şeyler yapıldı o bu bu diye lanse<br />

edildi buna 1 numaraya,…ya neyse söylerim yarın sana”, Ali: “Şimdi konuşturacağım<br />

çağırıp konuşturacağım ben onu,…tamam son altın vuruşu da yapalım bitsin gitsin bu işte<br />

artık kendimizde bir”, İlhan: “Ulan getirdik bari son noktayı da koyalım be”,<br />

518/678


18.05.2011 günü saat:13.55’te İlhan Ekşioğlu’nun Halil Köntek’i aradığı<br />

görüşme(tape:3021);<br />

İlhan: “Halil sen mi gittin karşıya”, Halil: “Ben gittim İlhan bey karşıda iş vardı ben<br />

teslim ettim geliyorum”, İlhan: “Yani ben bir paket bıraktım Fatma’ya,…Ali seni arayacak<br />

Ali Kıratlı…gelecek şeyin önüne ofisin onu ona verirsin 300 var içinde onun”.<br />

Sanık İlhan’ın. Ali Kıratlı’ya şike faaliyetinde kullanılmak üzere 300 bin Dolar<br />

vereceği anlaşılmaktadır.<br />

18.05.2011 günü saat:14.19’da Ali Kıratlı’nın, İlhan adlı şahsı aradığı<br />

görüşme(tape:2546);<br />

Ali: “Valla İlhan ben de gideceğim işte hazırlık yapıyorum”, İlhan: “Sivas’a<br />

gideceksin”, Ali: “Hı hı”, İlhan: “İyi hayırlısıyla”,<br />

18.05.2011 günü saat:15.00’de Ali Kıratlı'yı Halil Köntek'in aradığı<br />

görüşme(tape:2547);<br />

Halil: “Ben Halil ee siz gelecek misiniz Ali bey yoksa ben şey yapayım mı<br />

ulaştırayım mı size", Ali: "İlhan aramadı beni", Halil: “Ben geleceksiniz diye biliyorum ama",<br />

18.05.2011 günü saat:15.05’te İlhan Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’yı aradığı<br />

görüşmede(tape:3022);<br />

İlhan’ın: “Var mı bir haber” dediği, Ali’nin: “Görmem lazım seni” dediği, İlhan’ın<br />

stada geçtiğini söylediği.<br />

18.05.2011 günü saat:15.20’de Ali Kıratlı'nın İlhan Ekşioğlu'nu aradığı<br />

görüşme(tape:2548);<br />

Ali: "Odanda mısın", İlhan: “Ben aşağı iniyorum buralarda barutlar dolaşıyor" , Ali:<br />

"İyi aşağıya gel şey...oraya doğru gel işte ben giriş yapıyorum…alt kapıya",<br />

18.05.2011 günü saat:15.28’de Halil Köntek'i Fatma isimli çalışanın aradığı<br />

görüşme(tape:2689);<br />

Fatma: "Şimdi eve gönderdik İlhan Beyi…nerdesiniz şu anda", Halil: “Asansöre<br />

biniyorum", Fatma: "Ali Murat nerde", Halil:“ Mcdonalds’ın karşısındaydı Fatma hanım<br />

519/678


herhalde otoparka gidiyor", Fatma: "Şey İlhan bey seni bir yere gönderecekti bana para<br />

bıraktı bayağı yüklü bir para Ali Murat", Halil: “Biliyorum biliyorum yok yok biliyorum<br />

Fatma hanım…konuştum hallettim geliyor şimdi", Fatma: "Biliyorsan daha ne gönderdin<br />

çocuğu", Halil: “Ya onluk bir şey değil Fatma hanım burdan gelip alıyor ya adam",<br />

18.05.2011 günü saat:15.36’da Halil Köntek'i Ali Kıratlı'nın aradığı<br />

görüşme(tape:2690);<br />

Ali: "Geldin mi Halil", Halil: “Geldim Ali bey ben", Ali: "Ben de o zaman staddan<br />

çıktım…boğaya doğru geliyorum…gelince ararım ben seni yaklaşınca", Halil: “Tamam oldu<br />

Ali bey".<br />

18.05.2011 günü saat:15.41’de Halil Köntek'i Ali Kıratlı'nın aradığı<br />

görüşme(tape:2691);<br />

Halil: “Geldim Ali bey", Ali'nin "Şeydeyim Halkbank’ın önündeyim stada doğru"<br />

Halil: “Tamam oldu tamam".<br />

Sanık İlhan’ın şike faaliyetinde kullanılmak üzere Ali Kıratlı’ya, Halil Köntek vasıtası<br />

ile 300 bin Doları ulaştırdığı anlaşılmaktadır.<br />

19.05.2011 günü saat:12.18’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2563);<br />

Ali’nin; ne yaptığını sorduğu, İlhan’ın; “İyi, senden haber bekliyorum” dediği,<br />

Ali’nin; “Tamam geleceğim ben sen geçerken ararım sen ev ne akşam” dediği, İlhan’ın;<br />

Dereağzı’nda olduğunu, Ali’nin; arayacağını belirttiği.<br />

19.05.2011 günü saat:14.20’de Ali Kıratlı’yı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2565);<br />

onayladığı.<br />

Ali’nin; Adapazarı’nda olduğunu, çıktığını ve şahsı bulacağını söylediği, İlhan’ın<br />

Sanık Ali Kıratlı, İlhan Ekşioğlu’ndan aldığı 300 bin Dolar’ı şikeye aracılık eden Fatih<br />

Akbaba’ya iletmek için Sapanca’ya gitmiştir. Bu sırada sanık Ali’nin telefonu “2065454473 -<br />

opr: Turkcell (ADKVR2) - SOğUKSU MAH. KIRKPINAR SAPANCA İSTASYON CAD.<br />

DURAK SOKAK ÖNÜ (KIRKPINAR VİLLALAR) SAPANCA,SAKARYA” adresindeki baz<br />

istasyonundan sinyal vermektedir. Sanık Aziz Yıldırım’ın yukarıda değerlendirilen 2427 nolu<br />

520/678


tapede “Sapancalı” olarak sözünü ettiği kişinin aşağıdaki tapeler de gözetildiğinde Fatih Akbaba<br />

olduğu burada daha net anlaşılmaktadır.<br />

19.05.2011 günü saat:17.21’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2566);<br />

Ali: “Ne yapıyorsun başkan”, İlhan: “İyiyim sen”, Ali: “Şimdi geçtim gişeleri, sen<br />

neredesin”, İlhan: “Ben Kandillideyim”, Ali: “Ha iyi tamam yarın görüşürüz o zaman”, İlhan:<br />

“Yarın geç”, Ali: “”, Yarın söyleyecek gelecek ama ona şey, şimdi bugün gelecekmiş oraya,…<br />

hee, mektup getireceğim sana”.<br />

Ali Kıratlı, şike parasını ulaştırdığı Fatih Akbaba’nın konuşu yarın konuşacağını<br />

söylemektedir. Nitekim Fatih Akbaba’nın kullandığı 5327347331 telefonun 19.05.2011 günü<br />

ilerleyen saatlerde Eskişehir’de bulunan baz istasyonlarından sinyal verdiği, bu süreç<br />

içerisinde Eskişehir Spor Kulübü adına kayıtlı (5339679696) telefon kullanıcısı tarafından<br />

arandığı, 20.05.2011 günü İstanbul’a geldiği tespit edilmiştir.<br />

19.05.2011 günü saat:21.23’te İlhan Ekşioğlu’nu<br />

görüşme(tape:3024);<br />

Aziz<br />

Yıldırım’ın aradığı<br />

Aziz: “Ne yaptın aramadın”, İlhan: “Ya yarına kaldı başkanım ya,…yarın<br />

gelecekmiş işte adamı yarın gönderiyor benim yanıma,…birini gönderiyor benim yanıma<br />

yarın öğlen dedi sende olacak telefonda konuşmadı,…gayet iyi dedi bütün teferruatları<br />

anlatacak dedi sana” , Aziz’in onayladığı.<br />

İlhan Ekşioğlu’nun, Ali Kırtalı’dan şike anlaşmasına dair bilginin yarın kesinleşeceği<br />

haberini Aziz Yıldırım’a iletmektedir. Zira sanık Fatih Akbaba’yı beklemektedir.<br />

20.05.2011 günü saat:10.46’da<br />

görüşme(tape:2374);<br />

Aziz<br />

Yıldırım'ın İlhan Ekşioğlu'nu aradığı<br />

Aziz: “Programın ne", İlhan: “Program işte birini bekliyorum o gelir gelmez size<br />

geleceğim neredesiniz", Aziz: “Gel gidelim diyecektim Samandıra’ya bir 10 dakika gidip<br />

gelelim…hadi buluşalım orada", İlhan: “Tamam oldu başkanım",<br />

20.05.2011 günü saat:12.30’da Ali Kıratlı’yı Fatih Akbaba’nın aradığı<br />

görüşme(tape:2568);<br />

ALI KIRATLI : Efendim<br />

521/678


FATIH AKBABA: Hayırlı cumalar<br />

A.K : Eyvallah sana da Allah razı olsun<br />

F.A : Biliyorsun cuma namazı kıl..<br />

A.K : Hee kılarım tabi cuma namazı üzerimize farz kılmamız şart<br />

F.A. : Allahın izni ile bu gün cumayı Adidasın orada kılıyoruz, şimdi Adidastan<br />

bakacağım kramponları yollamışlar mı ne yapmışlar sana bilgi veririm<br />

A.K : Yollamadılar daha<br />

F.A. : Ben şu anda Adidasa gidiyorum beş dakika sonra Adidasdayım<br />

A.K : Beş dakika sonra<br />

F.A : Balmumcu dayım (İstanbul)<br />

A.K : İyi tamam kardeşim ne yapıyorsun bir yaramazlık yok<br />

F.A. : Yok yok her şey çok güzel tamam<br />

A.K : Hı<br />

F.A : Balmumcu da ATV deyim oradan da ... geçerim orada arkadaşım ile yemek<br />

memek yiyeceğim ...<br />

mi bana<br />

vay<br />

A.K : Tamam ayakkabı alırsan getir yanıma ama<br />

F.A : Tamam tamam<br />

A.K : Tamam iki üç tane<br />

F.A. : Haber... zaten ya<br />

A.K : Ya ben haber geldi mi seni arayacağım canım merak etme biletler geldi<br />

F.A. : Tamam babacığım<br />

A.K : Sizin o son istediğiniz biletleri aldığım anda seni ararım ben<br />

F.A : Tamam Allah a emanet<br />

A.K : Alamadın mı biletleri başkandan anla ki yaradın açıktasınız kale arkası vay<br />

F.A : Sakın sakın al baba<br />

A.K : Tamam alacağım şey bir aksilik yok değil mi<br />

F .A. : Yok yok ben görüştüm onunla tamam her şey<br />

A.K : Tamam değil mi<br />

F.A. : Bir tek senin dediğini yaptım<br />

A.K : He tamam kardeşim konuşuruz<br />

F.A : Sen ne dediysen onu dinledim ya<br />

522/678


haydi<br />

A.K : Tamam ne dedi bir problem yok<br />

F.A. : Hiç bir şey yok zaten alınca gevşedi<br />

A.K : Öyle tabi öpüyorum seni kardeşim sen ayakkabıları da kurtar iki üç tane<br />

F.A : Şimdi ben buradan kurtarıyorum<br />

A.K : Tamam bir şey olursa çocuğa mesaj atarsınız hangisini istiyor istemiyor diye<br />

F.A : Tamam tamam tamam babacığım<br />

A.K : Haydi görüşürüz<br />

F .A. : Haydi öpüyorum<br />

Sanık Fatih’in “hiçbirşey yok zaten alınca geşedi” derken, Ali Kıratlı’dan aldığı şike<br />

parasını verdiğini ve bunun karşı tarafta oluşturduğu havayı anlatmaktadır.<br />

20.05.2011 günü saat:13.34’de Ali Kıratlı’yı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2569);<br />

İlhan: “Var mı bir şey”, Ali: “Vallaha daha buradalar da bana haber gelmedi<br />

gelince geleceğim ben sana, sen de var mı bir şey”, İlhan: “Yok”, Ali: “İyi tamam bana gelir<br />

gelmez döneceğim sana gelmişler”,<br />

Ali’nin, “vallaha daha buradalar” dediği kişinin Fatih Akbaba olduğu bir önceki 2568<br />

nolu tapeden açıkça anlaşılmaktadır.<br />

20.05.2011 günü saat:15.32’de İlhan Ekşioğlu’nu<br />

görüşme(tape:3029);<br />

Aziz<br />

Yıldırım’ın aradığı<br />

Aziz: “Ha geldi mi kimse”, İlhan: “Ee Semih burda Şekip burda, şey gelmedi,…<br />

gelecek başkanım gelecek o yoldaymış haberi geldi”.<br />

Durumu sanık Aziz’in de merak etmesi nedeniyle, İlhan Fatih Akbaba konusunda<br />

bilgilendirme yapmaktadır.<br />

20.05.2011 günü saat:15.34’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşmede(tape:2570);<br />

Ali’nin: (Beklediği şahısları kastederek) Yarım saat içerisinde yanında olacaklarını,<br />

şahıslarla konuşup kendisine ileteceğini söylediği.<br />

523/678


20.05.2011 günü saat:17.08’de Ali Kıratlı’nın Fatih Akbaba’yı aradığı<br />

görüşmede(tape:2571);<br />

Fatih’in; kramponları beklediğini ve aldığını belirttiği, Ali’nin; bildiği bir yere<br />

gelmesini, kendisini aldıracağını söylediği.<br />

Ali Kıratlı’nın beklediği şahsın Fatih Akbaba olduğu, şahsın Sivasspor maçında şike<br />

anlaşması yapılan şahıslarla ilgili bilgi vermesinin beklendiği, bu bilgiyi Ali Kıratlı’nın İlhan<br />

Ekşioğlu’na, onun da Aziz Yıldırım’a aktaracağı anlaşılmaktadır.<br />

20.05.2011 günü saat:17.52’de Tamer Yelkovan'ı bir bayanın aradığı<br />

görüşme(tape:3252);<br />

Bayan: “Bu 250 bin doları İlhan beye neden Özkan götürdü", Tamer: “Kim<br />

götürecekti ya…sen mi götürecektin", Bayan: "Benle alakası yok yani tamam ben ne<br />

olduğunu bile bilmiyorum", Tamer: “ya 550’nin 250’si işte", Bayan: “Tamam da yani",<br />

20.05.2011 günü saat:18.11’de İlhan Ekşioğlu’nun<br />

görüşme(tape:3031);<br />

Aziz<br />

Yıldırım’ı aradığı<br />

İlhan: “Sonra anlatayım isterseniz şimdi çıktı nasıl yapalım”, Aziz: “Sen ne biz<br />

Papermoona gidiyoruz…istiyorsan gel oraya orda konuşur oradan gideriz eve”.<br />

Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’yla yüz yüze görüşüp yürütülen şike faaliyetleri<br />

hakkında bilgi verdiği, Ekşioğlu’nun da Aziz Yıldırım’la yüz yüze görüşüp bilgi aktarmak için<br />

randevulaştığı anlaşılmaktadır.<br />

24.05.2011 günü saat:19.28’de Ali Kıratlı'yı Fatih Akbaba’nın aradığı<br />

görüşme(tape:2576);<br />

Fatih: “Ne zaman yemek yiyeceğiz abi", Ali: "Bilmiyorum haber gelsin yeriz" ,<br />

Fatih: “Ben senden haber bekliyorum",<br />

Sanıklar nasıl bir yemek yiyeceklerse, yemek için birinden haber beklemektedirler. Söz<br />

konusu görüşmenin yemek olmadığı, yürütülen şike faaliyeti sonrasında alınacak olan menfaat<br />

olduğu anlaşılmaktadır.<br />

24.05.2011 günü saat:20.21’de Ali Kıratlı'yı İlhan Ekşioğlu'nun aradığı<br />

görüşme(tape:2577);<br />

524/678


Ali: "Rıza’ya gittim…en yakın kimlesin falan, İlhan dedim, ben çok dedim yani her<br />

şeyimiz bir abi Fenerbahçeli yöneticilerden öyle mevzu oldu ben oradan aradım bir senin de<br />

kapalıydı telefonun…Jaja ile ilgilenirseniz haberiniz olsun…yumruk atmışlar buna Sadri Şener<br />

falan saldırmışlar üstüne bu da basmış şeye gitmiş Brezilya’ya", İlhan: “Yok ya aldılar abi şeyi<br />

Emenike…şimdi bu şeyi istihkakı cuma günü yapıyoruz ha haberin olsun…ben sana alo<br />

diyeceğim", Ali: "Tamam sen yoksun galiba", İlhan: “Yani gidebilirim de ama ne olursa olsun<br />

cuma oldu yani",<br />

İlhan “şimdi bu şeyi istihkakı Cuma günü yapıyoruz ha haberin olsun” derken sezon<br />

boyunca yürütülen şike faaliyeti nedeniyle hak edilen menfaatlerin belirleneceğini<br />

söylemektedir.<br />

26.05.2011 günü saat:17.09’da Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’nu aradığı<br />

görüşme(tape:2550);<br />

Ali: “Yarın görüşecek miyiz”, İlhan: “Görüşme bu akşam belli olacak ben sana<br />

haber vereceğim”, Ali: “..bekli.. ama aradılar beni ha bilesin”,<br />

Ali, Fatih Akbaba’nın kendisini aradığını ve para istediğini söylemektedir.<br />

27.05.2011 günü saat:10.11’de Aziz Yıldırım'ın Tamer Yelkovan'ı aradığı<br />

görüşme(tape:2370);<br />

Tamer: “İlhan Bey aradı onun bi emaneti vardı onu bugün halletmeye<br />

çalışacağım", Aziz: “Tamam İlhan ...peki oldu",<br />

Tamer Yelkovan’ın bu görüşmesinden de anlaşılmakta ki kulüpten yapılan tüm<br />

ödemeler Aziz Yıldırım’a haber verilmekte ve onun bilgisi dahilinde gerçekleşmektedir. Aziz<br />

Yıldırım, Tamer Yelkovan’a “ne emaneti” diye sorma ihtiyacını bile duymamaktadır. Zira verilen<br />

paranın şike anlaşmalarının bedeli olduğunu bilmektedir.<br />

27.05.2011 günü saat:10.37’de Ali Kıratlı’yı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2551);<br />

İlhan: “…Senin işini bugün yüzde yüz hallediyorum,…ararım seni ben ofiste<br />

olmayacağım”, Ali: “Halil’e”, İlhan: “Halil yok anasını satayım evlendi bütün işlerim de alt<br />

üst oldu bir hafta izinli Halil,…ben sana birine yönlendireceğim bizim ofiste seni,… Ali, 3<br />

alacaksın,…1’ini pazartesi günü halledeceğim sana,…ben yokum çünkü birini bir yere<br />

göndermem lazım pazartesi günü gelirsin hem kahve içeriz hem de o 1’ini ben sana<br />

525/678


veririm”, Ali: “…ben sana gideceğim ama değil mi”, İlhan: “…sen bana sen hiç karışma<br />

şeylere karıştırma oraları,…ben oradan aldırıp sana şey yapacağım alo diyeceğim”,<br />

27.05.2011 günü saat:14.42’de Ali Kıratlı’yı İlhan Ekşioğlu’nun aradığı<br />

görüşme(tape:2552);<br />

İlhan’ın; haber geldiğini, muhtemelen saat:15.00 ile 15.30 arasında muhasebe müdürü<br />

Fatma’nın kendisini arayabileceğini belirttiği ve “…sen 3 alıyorsun ha unutma yani” dediği,<br />

Ali’nin; “..tamam 300 yani ya” dediği, İlhan’ın onayladığı.<br />

27.05.2011 günü saat:15.46’da Ali Kıratlı’yı Fatma’nın aradığı görüşme(tape:2553);<br />

Fatma: “İyi günler İlhan Ekşioğlu’nun,…ofisinden arıyorum ben,….ben şuan ee<br />

aynı katın 6. katındayım aynı binanın”, Ali: “Ben uğruyorum geliyorum”.<br />

27.05.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kl:28, Dizi:147-150 arası) yapılan<br />

iletişim tespitlerinde, 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor - Fenerbahçe maçı öncesinde Ali<br />

Kıratlı’nın, Fatih Akbaba ile şike faaliyeti içerisinde olduğu, 27.05.2011 günü İlhan<br />

Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı ile telefonla irtibata geçerek; “3’ü” teslim etmek için Tamer<br />

Yelkovan’dan haber beklediğini, “1’i” ise pazartesi günü teslim edebileceğini şifreli şekilde ifade<br />

ettiği, “3 ve 1” tabirinin 300.000 ve 100.000 dolar olabileceği, aynı gün saat:14.42’de İlhan<br />

Ekşioğlu’nun Ali Kıratlı’dan; ofisine gitmesini istediği ve çalışanı Fatma isimli bayandan parayı<br />

alabileceğini söylediği bilgisinin edinilmesi üzerine,<br />

27.05.2011 günü saat:16.00’da İlhan Ekşioğlu’nun ofisinin bulunduğu Altıyol İşhanı<br />

civarına geçilerek fiziki takip çalışmalarına başlanmış, saat:16.18’de Ali Kıratlı’nın Söğütlü<br />

Çeşme Caddesi üzerinden Dilhayat Sokağa giriş yaparak ofisin bulunduğu Altıyol İşhanına<br />

girdiği, saat:16.22’de işhanından elinde kırmızı renkli karton çanta ile çıkarak Kuşdili Caddesi<br />

üzerinde yaya vaziyette stad istikametine doğru gittiği, Kuşdili Caddesinin sonunda yol<br />

kenarında bekleyen 34 GM 442 siyah renkli BMW marka aracın arka kapısını açarak araca<br />

bindiği ve hareket ederek ayrıldığı anlaşılmıştır.<br />

Sanık Ali Kıratlı, suç konusu fiziki takibe konu olan parayı aldığını aşağıdaki SMS ile<br />

İlhan Ekşioğlu’na bildirmiştir.<br />

27.05.2011 günü saat:16.20’de Ali Kıratlı’nın İlhan Ekşioğlu’na mesaj<br />

gönderdiği(tape:2554);<br />

526/678


“Tamam aldm selamlar.” Yazdığı.<br />

Ali Kıratlı’nın önceden kararlaştırıldığı üzere 27.05.2011 günü İ. Ekşioğlu’nun<br />

ofisinden 300.000 dolar aldığı anlaşılmış, aynı gün yapılan fiziki takipte Ali Kıratlı’nın<br />

saat:16.18’de İlhan Ekşioğlu’nun ofisinin bulunduğu binaya elinde herhangi bir şey olmadan<br />

girdiği, saat:16.22’de binadan elinde kırmızı renkli bir karton çanta ile çıktığı görüntülenmiştir.<br />

27.05.2011 günü saat:16.30’da Ali Kıratlı’yı Fatih Akbaba’nın aradığı<br />

görüşme(tape:2555);<br />

Fatih:“…Ben kanat yemeye geldim buralardayım”, Ali (havalimanında olduğunu,<br />

Kıbrıs’a gideceğini, ertesi gün döneceğini söyleyip): “Haber veririm dönerken sana,…ben<br />

ısmarlayacağım yani tamam”, Fatih: “Sen ısmarlayacan biliyorum da bugün ısmarlama<br />

şansın yok yani”, Ali: “Tamam bizde zaten şey tamam”,<br />

(tape:2558);<br />

29.05.2011 günü saat:19.50’de Ali Kıratlı’yı Fatih Akbaba’nın aradığı görüşme<br />

Ali: “…Geldim ya evdeyim yatıyorum”, Fatih: “Ben geliyorum o zaman,…ben şuan<br />

şeydeyim İzmit’te…”, Ali: “2 saat sonra gel”, Fatih: “Tamam 2 saat sonra geleyim değil mi 1<br />

saat sonra değil”,<br />

29.05.2011 günü saat:22.09’da Ali Kıratlı’yı Fatih Akbaba’nın aradığı<br />

görüşme(tape:2559);<br />

şimdi”,<br />

Fatih: “Geldim bekliyorum,…başındayım sokağın”, Ali: “İyi tamam bekle çıkacağım<br />

29.05.2011 Günlü Fiziki Takip Tutanağına göre (Kl:28, Dizi:143-146 arası) iletişim<br />

tespitlerinde, Ali Kıratlı’nın 27.05.2011 günü İlhan Ekşioğlu’nun şirket çalışanı Fatma isimli<br />

bayandan aldığı 300.000 dolar paranın teslimatı için Fatih Akbaba ile 29.05.2011 günü<br />

saat:22.00 sıralarında bir araya geleceği bilgisinin alınması üzerine;<br />

Güvenlik görevlilerince saat:22.00 sıralarında Ali Kıratlı’nın Kadıköy Suadiye Mah.<br />

Selvili Sokak No:5 sayılı yerde bulunan ikameti civarına geçilerek fiziki takip çalışmalarına<br />

başlanldığı, saat:22.25’te adresten Ali Kıratlı’nın elinde krem renkli karton çanta ile çıktığı,<br />

Bağdat Caddesi istikametine yaya olarak yürüdüğü, caddede Fatih Akbaba ile buluştuğu,<br />

yürüyerek sohbet ettikleri, şahısların cadde üzerinde karşı tarafa geçtiklerinde Ali Kıratlı’nın<br />

karton çantayı Fatih Akbaba’ya verdiği, Ayşeçavuş Kozyatağı tabelası altına geldiklerinde bir<br />

süre burada sohbet ettikleri, daha sonra ayrıldıkları, Ali Kıratlı’nın ikametinin bulunduğu Selvili<br />

Sokağa doğru gittiği, Fatih Akbaba’nın ise cadde üzerinde park halinde olan 34 NVT 34 plakalı<br />

527/678


mavi renkli BMW marka otonun yanına gittiği, karton çantayı otonun sağ ön koltuk altına<br />

koyduğu ve burada araç yanında bekleyen şahıslarla otoya binerek ayrıldıkları anlaşılmıştır,<br />

29.05.2011 günü saat:22.38’de Fatih Akbaba’nın Hüsnü isimli şahsı aradığı<br />

görüşme(tape:3111);<br />

Fatih: “Yarın gene sen hazırlıklı olda yarın sana uğrayacağım tamam mı… 11’de filan<br />

hazırlıklı yani hazır ol,…bankaları gez yani sabah”, Hüsnü: “11’e kadar bitirmemde, 11 ben<br />

dükkanda oluruz ya”, Fatih: “…bitir işte ama bayağı hazır ol biraz” , Hüsnü: “…ne kadar gibi<br />

ge..”, Fatih: “Pazartesi günü 100, tamam mı…” dediği,<br />

Fatih Akbaba savunmasında; “Daha önce Fenerbahçe takımına Alper Potuk isimli<br />

futbolcunun transferi için Ali Kıratlı isimli şahıs ile sürekli olarak görüşmelerimiz olmuştu.<br />

Belirtilen tarihte Ali Kıratlı ile buluştuk. Şahıs bana “ al şu 300.000 Doları Alper Potuk<br />

transferini bitirmeye çalış” dedi. Ben de tamam ama transfer biterse bu para bende kalır”<br />

dedim.<br />

Daha sonra Eskişehir Kulübü Başkanı Halil Ünal isimli şahıs Alper Potuk isimli<br />

futbolcuyu satmayacağını söyleyerek transferden vazgeçtiğini söyledi. Ben de Ali Kıratlı isimli<br />

şahsa bu durumu yaklaşık 15 gün sonra anlattım ve aldığım parayı kendisine verdim” şeklinde<br />

beyanda bulunmuş ise de, duruşmada Tanık olarak beyanına başvurulan Halil Ünal;<br />

Fenerbahçe’nin Sezer dışında bir başka bir futbolcularına talip olmadığını, menajerlik yapan<br />

Fatih Akbaba’yı gıyabında tanıdığını, yüz yüze hiç görüşmediklerini, Alper Potuk ile ilgili olarak<br />

hiç görüşmediklerini beyan etmiştir.<br />

Şu hale göre, sanık Fatih Akbaba’nın söz konusu 300 bin Dolar’ı Alper Potuk transferi<br />

için almadığı tanık beyanı ile de sabittir.<br />

Nitekim 300 bin doları aldıktan yaklaşık on dakika sonra Hüsnü adında birisini aramış<br />

ve sabah bankaları dolaşarak muhtemelen bozduracağı 100 bin dolar için en uygun rakamı veren<br />

yeri bulmak istemiştir. Para üzerinde tasarrufta bulunacağı, parayı aldığı anda yaptığı bu telefon<br />

görüşmesi ile anlaşılan sanık Fatih’in transfer görüşmesi yapmak gibi bir amacının olmadığı, söz<br />

konusu paranın şike faaliyetine katkısından dolayı aldığı para olduğu sabittir.<br />

Tamer Yelkovan savcılık ifadesinde; Abdullah Kiğılı'dan para almasının maçla ilgili<br />

olmadığını, Abdullah Başak ve Yusuf Turanlı'nın Korcan Çelikay'a verilecek parayı almak için<br />

İlhan’la buluşmak amacıyla kulübe gittikleri gün Aziz Yıldırım'ın talimatıyla İlhan'a 400.000<br />

Dolar para verdiğini beyan etmiştir.<br />

528/678


Sanık Aziz Yıldırım 24/05/2011 günü Star TV isimli kanalda yayınlanan Arena<br />

isimli programa konuk olarak katılmış ve program yapımcısı Uğur Dündar’ın sorularını<br />

cevaplamıştır. Buna ilişkin Kls 66 dizi 357 de bulunan çözüm tutanağında;<br />

A.Yıldırım : “…Bu şampiyonluk inananların zaferidir diye söylüyorum çünkü<br />

biz hep inandık, onun için hem teknik hocamı, yönetimimi, oyuncularımı Samandıra’da<br />

çalışan bekçisinden kapıcısına efendime söyliyim malzemecisine, masörüne hepsinin emeği<br />

var burada kulüp personelinin emeği var BİZİM KULÜPTE O İŞİN ASLINDA<br />

BÜYÜK KISMINI ÇÖZEN AMA ORTADA GÖZÜKMEYEN İNSANLAR VAR,<br />

İSİMSİZ KAHRAMANLAR VAR. YÖNETİMDE DE VAR O TİP ARKADAŞLARIMIZ<br />

ONLARIN HEPSİNE SURDAN HEM SAYGILARIMI SUNUYORUM HEM<br />

TEŞEKKÜR EDİYORUM” sözleriyle şike ve teşvik faaliyetleri nedeniyle şampiyonlukta<br />

büyük emeği olan kişilere gönderme yapmaktadır.<br />

Bu televizyon konuşmasından önce de Aziz Yıldırım 23.05.2011 günü saat:15.06’da<br />

İlhan Ekşioğlu’nu aramış (tape:3043);<br />

Aziz: “İlhan hiç rahatlamadık İlhan yorulduk,yorulduk o da sen,ben,…”, İlhan:<br />

“Başkanım siz, siz başkanım siz başka yani”, Aziz: “Ben tamam da SİZ BÖYLE MAŞAYI<br />

ELİNİZLE TUTTUNUZ YANİ KARDEŞİM AMA ÖBÜRLERİ HİÇBİRİ HİKAYE<br />

TAMAM MI HEPSİ HİKAYE”, sözleriyle, şike ve teşvik faaliyetlerinde büyük çaba sarf eden<br />

İlhan Ekşioğlu’na hakkını teslim etmiştir.<br />

Sanık Aziz Yıldırım’ın yukarıdaki TV açıklamasında söylediği “gizli kahramanlardan”<br />

biri olan Abdullah Başak 25.05.2011 günü saat:21.00’deki görüşmesinde Yusuf<br />

Turanlı’ya(tape:3209);<br />

Abdullah: “…Dün gördün mü başkan ne diyor televizyonda Arena da,…esas diyor<br />

Fenerbahçe’nin şampiyonluğuna katkıda bulunan gizli kahramanlara çok teşekkür<br />

ediyorum”, dediğini söylerken, Yusuf da: “İlhan Ekşioğlu, çok çalış.. abi”, diyerek asıl<br />

kahramanın İlhan Ekşioğlu olduğunu söylemektedir.<br />

Tüm dosya kapsamı ve elde edilen deliller birlikte değerlendirildiğinde; 22.05.2011<br />

günü Sivas’ta oynanan Sivasspor – Fenerbahçe futbol müsabakasında, Aziz Yıldırım<br />

liderliğindeki suç örgütü tarafından, Sivas Sporlu futbolcular Mehmet Yıldız ve Korcan<br />

Çelikay ile menfaat/kazanç karşılığında müsabakada Fenerbahçe lehine olacak şekilde<br />

oynamaları için şike amaçlı anlaşıldığı, ayrıca Sivas Spor Kulüp Başkanı Mecnun Otyakmaz ile<br />

de şike anlaşmasına varıldığı, Aziz Yıldırım’ın talimatları doğrultusunda hareket eden sanıklar<br />

İlhan Yüksel Ekşioğlu, Ali Kıratlı, Tamer Yelkovan, Ahmet Çelebi, Bülent İbrahim İşçen,<br />

529/678


Abdullah Başak, Yusuf Turanlı ve Fatih Akbaba’nın bu şike faaliyetlerinin içerisinde aktif<br />

olarak bulundukları sanık İlhan Çelikay’ın ise, Yusuf Turanlı tarafından Korcan Çelikay ile şike<br />

amaçlı görüşülüp anlaşılması sürecinde adı geçen sanıklar arasında irtibatı sağlamak suretiyle<br />

eylemin icrasını kolaylaştırdığı ve yardım eden konumunda bulunduğu anlaşılmış, oluşan bu<br />

vicdani kanı üzerine cezalandırılmalarına karar vermek gerekmiştir.<br />

Her ne kadar Faruk Taşseten hakkında şike suçuna yardımdan kamu davası açılmış ise<br />

de, suçlamayı reddeden savunmanın aksine yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü<br />

şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediğinden beraatine karar vermek<br />

gerekmiştir.<br />

Fatih Akbaba hakkında hükmolunan sonuç ceza itibariyle “Hükmün Açıklanmasının<br />

Geri Bırakılmasına” karar verilmiş olması karşısında, 6259 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik<br />

öncesi 6222 sayılı Yasa lehine olduğundan bu şekilde uygulama yapılmıştır.<br />

SANIK OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA<br />

AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜ<br />

kısaca;<br />

İddianamenin özetlendiği ve tamamı gerekçeli kararda yazılmayan iddianamede<br />

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne; Asayiş Şube Müdürlüğünce<br />

23.11.2010 tarihli yazıyla gönderilen rapor da;<br />

Olgun Peker'in Giresun Spor Başkanı olduğu, bunun yanında birçok kulüpte yine bu<br />

gruba bağlı şahısların bulunduğu, özellikle TFF içinde etkin oldukları, Sedat Peker liderliğindeki<br />

suç örgütüne üye olmaktan kaydı bulunan Olgun Peker'in; kendisine veya örgütüne bağlı bir çok<br />

spor adamı adına açılmış 26 ayrı futbolcu menajerliği şirketi bulunduğu, doğrudan veya dolaylı<br />

bağlantılarının olduğu, çeşitli liglerde futbol kulüplerinin olduğu, belirtilen menajerlik<br />

şirketlerine bağlı yüzlerce futbolcunun farklı liglerde oynadıkları, bu futbolculardan birçoğunun<br />

örgüt liderleri adına futbol oynadıkları, lig müsabakalarında şike olaylarını gerçekleştirdikleri,<br />

örgüt liderleri adına suç unsuru işleri yaparken de kendi aralarında yasa dışı bahis oynadıklarının<br />

hem basın yayın hem de çevreden alınan bilgilerden anlaşıldığı, birçok vasat futbolcunun büyük<br />

kulüplerde kendilerine bağlı teknik direktör ve menajerler vasıtasıyla kulüp başkanlarını<br />

kandırılarak veya ortak hareketle fahiş fiyatlara satıldıkları” istihbaratıyla soruşturmaya<br />

başlandığı,<br />

Giresun Spor Kulübü Başkanı Osman Çırak ile yapılan görüşmede; “2010 yılında<br />

Giresunspor'a başkan olduğunu, başkanlık seçimi sürecinde eski başkan Olgun Peker ve<br />

adamlarından tehdit ve uyarı aldığını, seçimden bir gün önce Olgun Peker ve adamlarının 170<br />

kongre üyesini üyelikten ihraç edip kendi adamlarını üye yaptıklarını, buna rağmen seçimi<br />

kendisinin 6 oy farkla kazandığını, seçim sonrasında Olgun Peker'in menajerlik şirketine bağlı ve<br />

Giresunspor'da futbol oynayan tüm futbolcuların şehri terk ettiğini, bu konuyu araştırdığında,<br />

futbolcularla TFF yönetmeliklerine aykırı şekilde yapılan sözleşmeler gereği seçim sonrasında<br />

serbest kaldıklarını öğrendiğini, kulübün hesap hareketlerini incelediğinde bir çok kanuni<br />

olmayan uygulamalarla karşılaşması üzerine Giresun’da bir mali müşavirlik şirketine yetki<br />

530/678


vererek araştırma yaptırdığını, mali müşavirlik şirketinin sahibinin sözlü olarak kulüp<br />

hesaplarında kanun dışı işler olduğunu beyan ettiğini, ancak mali müşavirin Olgun Peker ve<br />

adamları tarafından tehdit edilmesi nedeniyle resmi olarak rapor hazırlamadıklarını kendisine<br />

söylediğini, yönetimi devraldıktan sonra futbolcuların üst üste müsabaka kaybetmeleri üzerine<br />

bazı futbolcularla yapılan görüşmelerde Olgun Peker ve adamlarının çok defalar kulübü<br />

bastıklarını ve futbolcuların yeni yönetimi zor duruma düşürmek için tehdit edilip oynamamaya<br />

zorlandıklarını belirttiklerini, 10.11.2010 günü ise kulüp basın sözcüsü Ali Akdağ'ın basında eski<br />

yönetim hakkındaki beyanları nedeniyle bazı şahıslar tarafından darp edildiğini, şikayetçi olması<br />

durumunda çocuklarına zarar verileceği tehdidinde bulunulduğunu, kendi imkanları ile olayları<br />

araştırdığında Olgun Peker ve adamlarının TFF’deki etkili kişiler tarafından korunduğunu ve bu<br />

kişiler tarafından tehdit edilerek uyarıldığını” belirttiği,<br />

“Olgun Peker'in 2004 yılında Sedat Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütüne<br />

yönelik operasyon kapsamında, kendisini çevresine Sedat Peker'in manevi oğlu olarak tanıttığı<br />

bilgilerinin yer aldığı, şahsın 12.11.2003 tarihinde ‘Aydın’ olan soyadını ‘Peker’ olarak<br />

değiştirdiği, 12.06.2010’a kadar Giresun Spor Kulübünün Başkanlığını yürüttüğü, Refleks<br />

Menajerlik Şirketinin ortağı olduğu,<br />

2004 yılında Sedat Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik operasyonda<br />

Peker grubunun; futbol camiasında hâkimiyet kurma amaçlı olarak, kendi aralarında ve futbol<br />

camiasından şahıslarla görüşmeler yaptıklarının tespit edildiği, bu tespitlerde daha çok Olgun<br />

Peker'in adının geçtiği, Fatih Tekke ve Gökdeniz Karadeniz isimli futbolcuların 2006 yılında<br />

araçlarının kurşunlanmasıyla ilgili olarakta Olgun Peker'in azmettirici olarak adının geçtiği, bu<br />

nedenle geçmiş dönemlerde de Olgun Peker'in futbol camiasında söz sahibi olmak için<br />

çalışmalarının olduğunun görüldüğü,<br />

Türkiye’de Süper Lig takımlarından birçoğu için Refleks Menajerlik Şirketi tarafından<br />

futbolcu transferleri yapıldığı, Olgun Peker'in şirketine bazı büyük kulüplerinin yetki vererek<br />

transfer çalışmalarını bu şirket aracılığı ile yürüttükleri, Olgun Peker'in Refleks Menajerlik<br />

dışında gayri resmi olarak başka şirketlerinin de bulunduğu, Olgun Peker'in Refleks Menajerlik<br />

Şirketi ve kendi kontrolünde olan menajerlik şirketleri bünyesinde bulunan şahısları da etrafına<br />

toplayarak bir suç örgütü yapılanması içerisine girdiği, bu şirketler aracılığıyla futbolcu<br />

transferlerinde etkin olduğu,<br />

Olgun Peker'in; Sedat Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütü yapılanmasıyla<br />

bağlantılı olduğunun kamu nezdinde bilindiği, örgüt tarafından da Peker adının bir baskı aracı<br />

olarak kullanıldığı, örgütün gayrimeşru âlemdeki ününü kullanarak kimi futbolculara baskı<br />

yapıldığı, özellikle Olgun Peker'in suç geçmişi nedeniyle; bazı futbolcuları direk tehdit etmenin<br />

yanı sıra müsabakalarda nasıl oynamaları gerektiğini söylemesinin dahi futbolcular açısından<br />

zımni bir tehdit oluşturduğu, futbolcuların bu durumda örgüte karşı gelemedikleri, futbolcuların<br />

oynadıkları maçları kaybetmeleri veya iyi oynamamaları yönünde örgüt tarafından tehdit<br />

edildikleri, futbolcuların maçta oynamaması ve takımın kaybetmesi sonucunda bahis yoluyla suç<br />

örgütünün yüksek miktarlarda kazanç temin ettiği”, iddia edilmiş ve sanıklar hakkında yukarıda<br />

özetlenen sevk maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmıştır.<br />

Sanık savunmaları, müşteki ve tanık beyanları, iletişim tespit tutanakları, yazışmalar,<br />

raporlar, nüfus ve sabıka kayıtları ile yargılamada edinilen vicdani kanaat bir bütün olarak<br />

değerlendirildiğinde: Aşağıda her bir bölümde ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere;<br />

Olgun Peker’in futbol camiası içerisinde son derece etkin konumda bulunduğu,<br />

futbolcu transferlerinde söz sahibi olduğu, bunun yanında birçok cebir ve tehdit içerikli suç<br />

faaliyetleri içerisinde yer aldığı, özellikle Giresunspor kulübünün yönetimini ele geçirmeye<br />

531/678


çalıştığı, Giresunspor başkanlığı için yapılan seçimlerde Giresun’da bulunan adamları vasıtasıyla<br />

seçimi yönlendirmeye çalıştığı ve desteklediği Ömer Ülkü’nün Giresunspor başkanı olmasını<br />

sağladığı anlaşılmıştır.<br />

25.12.2010 günü Giresunspor başkanı Ömer Ülkü’nün İstanbul’da darp edilmesi<br />

sonrasında, sanık Olgun Peker ile çıkar amaçlı suç örgütünden hükümlü Kürşat Yılmaz’ın oğlu<br />

Alpaslan Yılmaz arasında Giresunsporun yönetimini ele geçirme amaçlı olarak bir rekabetin<br />

yaşandığı, rekabetin 2 grup arasında çatışmaya dönme riskinin bulunduğu, bu süreç içerisinde<br />

Alpaslan Yılmaz ile Olgun Peker’in yüz yüze görüşmeler yaptıkları, Giresunspor Başkanı Ömer<br />

Ülkü’nün Olgun Peker ile birlikte hareket ettikleri anlaşılmıştır.<br />

Giresunspor yönetimini, Ömer Ülkü vasıtası ile elinde bulunduran Olgun Peker’in,<br />

Giresunspor’un Türkiye Futbol Federasyonu nezdinde yaşadığı sorunları da çözmeye çalıştığı,<br />

Giresunspor’a yönelik transfer yasağının kaldırılması amacıyla TFF Başkanı Mahmut Özgener<br />

nezdinde girişimlerde bulunduğu görülmüştür.<br />

Sanık Olgun Peker (Aydın)'in 1993 yılında silahlı suç örgütü lideri Sedat Peker ile<br />

tanıştığı, bu tarihten sonra Sedat Peker'le fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmeye<br />

başladığı, bir süre Şükrü Saraçoğlu stadının VIP tribünü sorumlusu olarak görev yaptığı, bu<br />

şekilde futbol camiasına giren sanığın 2002 yılında Özcan Üstüntaş ile birlikte Refleks<br />

Menajerlik şirketini kurarak futbolcu transferlerinde aracılık yapmaya başladığı anlaşılmıştır.<br />

Sedat Peker isminin medyada suç örgütü lideri olarak duyulması, şahsın toplum<br />

içerisinde güçlü mafya liderlerinden biri olarak tanınması nedeniyle, hem bu durumdan<br />

yararlanmak hem de Sedat Peker'le irtibatını kuvvetlendirmek amacıyla sanık Olgun'un "Aydın"<br />

olan soyadını, Akkuş Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/177 esas sayılı kararı ile "Peker " olarak<br />

değiştirdiği görülmüştür.<br />

2004 yılında Sedat Peker liderliğindeki çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik<br />

gerçekleştirilen “Kelebek” kod adlı operasyon kapsamında sanık Olgun Peker hakkında da<br />

soruşturma yürütüldüğü, İstanbul 9 Ağır Ceza Mahkemesince delil yetersizliğinden beraatine<br />

karar verildiği Olgun Peker'in, Sedat Peker'in tutuklanarak cezaevine girmesinden sonra onun<br />

soyadını ve manevi oğlu olduğu söylemlerini kullanarak futbol camiası içerisinde sözü geçen biri<br />

konumuna geldiği, futbolcu transferlerinde söz sahibi olduğu, bunun sonucu olarak 2008-2010<br />

yılları arasında Giresunspor Kulübünün başkanlığını yürüttüğü, yetkisi bulunmamasına rağmen<br />

Refleks Menajerlik şirketi aracılığıyla menajerlik faaliyetleri yürüttüğü ve futbolcu<br />

transferlerinden para kazanabilmek amacıyla suç örgütü yapılanması içine girdiği belirlenmiştir.<br />

Olgun Peker ve Ömer Ülkü'nün bu süreçte Giresunspor camiasını kontrol altında<br />

tutmak amacıyla çaba sarf ettikleri, kulübün borçları nedeniyle T.F.F tarafından transfer tahtası<br />

kapatılan Giresunspor kulübünün transfer tahtasını açtırarak transfer yapabilmek amacıyla,<br />

kulüpten alacaklı olan futbolcuları alacaklarından vazgeçirmeye çalıştıkları, sanık Hakan<br />

Karaahmet'in, Deli Adil'in oğulları olarak tanınan sanıklar Selim Kımıl, Evren Kımıl, Hırçın<br />

Kımıl kardeşlerle, taraftar grubu lideri Özden Tütüncü'yü, Samet Erdemir'i, Aykut Aydın'ı,<br />

Coşkun Çalık'ı yönlendirerek, örgüte zararı dokunabilecek kişileri yıldırmaya çalıştığı<br />

anlaşılmıştır.<br />

Sanık Olgun Peker'in basın yayın kuruluşlarını kendi çıkarları doğrultusunda<br />

kullanmaya ve haber yaptırmaya çalışarak bir hakimiyet tesis ettiği, sanık Hakan Karaahmet'in<br />

gazetecilik faaliyeti yürüten Mesut Erdoğan'ı örgütün çıkarları doğrultusunda yayın yapmaları<br />

konusunda yönlendirdiği, bu kişilerin de örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla<br />

birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettikleri, sanıkların kendilerine karşı yapılabilecek<br />

operasyonlara karşı tedbirli davrandıkları, bu bağlamda görüşme ve konuşmalarda gizliliğe riayet<br />

532/678


ettikleri, suç içerikli görüşmeleri telefonda yapmamaya özen gösterdikleri, önemli konuları yüz<br />

yüze görüştükleri, zorunlu hallerde şifreli kelimeler ve sabit telefonları kullandıkları sonuç ve<br />

kanaatine varılmıştır.<br />

Türkiye’de bulunan suç örgütlerinden biri olan Sedat Peker liderliğindeki oluşumun;<br />

örgüt liderinin tutuklanıp cezaevine girmesinden sonra da devamlılığını ve sürekliliğini<br />

koruduğu, suç örgütü lider ve üyelerinin cezaevine girmesi üzerine örgütün<br />

liderliğine/yöneticiliğine lidere yakınlığı ve bağlılığıyla bilinen Olgun Peker’in geçtiği, gerek<br />

Sedat Peker’le irtibatlı olup dışarıda bulunan gerekse çevresinde topladığı şahıslarla birlikte suç<br />

örgütünü tekrar canlandırıp örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, devam eden süreçte cezaevinde<br />

bulunanların, şahsi ve aile fertlerinin ihtiyaçlarının Olgun Peker başta olmak üzere dışarıda kalan<br />

örgüt üyeleri ve yöneticileri tarafından karşılandığı, her ne kadar liderin cezaevine girmesiyle<br />

örgüt güç kaybetmiş olsa da, örgütün varlığını devam ettirmek için Olgun Peker’in denetim ve<br />

kontrolündeki örgüt üyelerinin suç işlemeye devam ettikleri, bu şekilde hem maddi<br />

gereksinimlerin karşılandığı hem de örgütün bitmediği/tükenmediği algısının oluşturulduğu,<br />

Sedat Peker ile arasındaki suç birlikteliği, duyduğu bağlılık ve yakınlık, Olgun<br />

Peker'in; Sedat Peker'in suç örgütünü yönetirken kullandığı yöntem ve sistemi kendi kurduğu suç<br />

örgütünde de uygulamasına yol açtığı, şahsın örgüt içinde otoriteyi tek başına kendi elinde<br />

bulundurduğu, örgüt yönetici ve üyelerinin Olgun Peker'in talimatları ile hareket ettikleri,<br />

kendisine suç örgütü üyeleri tarafından Sedat Peker’e hitap edildiği gibi "Başkan, Reis"<br />

şeklinde -liderliğine ve yöneticiliğine sürekli vurgu yapılmak suretiyle- hitap edildiği, eylemlerin<br />

çoğuna doğrudan iştirak etmeyerek yöneticilere verdiği talimatlarla örgütü yönettiği, suç<br />

örgütünün devamlılığını sağlamak ve elde edilen kazancı sürekli hale getirebilmek amacıyla<br />

yönetici ve üyeleri sürekli olarak kontrol altında tuttuğu, Sedat Peker cezaevine girmeden önce<br />

başladığı futbolcu menajerliğine şahıs cezaevine girdikten sonra da devam ettiği anlaşılmıştır.<br />

Sanık Olgun Peker'in Sedat Peker'e sürekli olarak "Baba" diye hitap ettiği, kendini<br />

"Oğlunuz" şeklinde takdim ettiği, Sedat Peker'in de Olgun Peker'e "Oğlum" hitabını kullandığı,<br />

bu durum gerek Olgun Peker'in Sedat Peker'e gönderdiği mektuplardan gerekse dosyadaki diğer<br />

delillerden görülmüş, Olgun Peker'in 2011 yılı Şubat ayı içerisinde yaklaşık 20,000 TL'yi sanık<br />

Erkan Korkmaz aracılığı ile cezaevinde bulunan Sedat Peker'e gönderdiği anlaşılmıştır.<br />

Ayrıca dosya içerisinde bulunan iletişim tespit tutanaklarında da sanıklar Olgun<br />

PEKER, Hakan KARAAHMET, Ömer ÜLKÜ ve KIMIL kardeşlerin telefon görüşmelerinde<br />

hiyerarşik yapıyı gösteren beyanların olduğu, bu tutanaklardan sanık Hakan KARAAHMET'in<br />

Deli Adil'in oğulları olarak bilinen kardeşleri yönlendirdiği kanaatine varılmıştır. Bu tapelerde<br />

bazı görüşmelerde;<br />

14.12.2010 günü saat:12.57’de Hakan Karaahmet’i Hırçın Kımıl'ın aradığı;<br />

Hırçın: “Şey verecektin dün hani Selim Abim dedi ya 2 milyar verecek dedi, Musa Can<br />

dün ben istedim de o da dedi düşürürsün dedi ", Hakan: “Yanıma gelirsinde konuşuruz tamam<br />

mı, dışardayım ben şimdi, dur ararım ben şimdi Selim’le konuşurum",<br />

14.12.2010 günü saat:14.40’da Hakan Karaahmet’in Hırçın Kımıl'ı aradığı;<br />

Hakan: “Televizyondayım ben bi gel", Hırçın: “Tamam abi",<br />

14.12.2010 günü saat:16.26’da Hakan Karaahmet’in X şahsı aradığı;<br />

Hakan: “Korkulacak adamken belediye başkanı oldun daha ne olacak", X: "Evet doğru<br />

söylüyorsun", Hakan: “Şu bizim çocukları göndereyim sana da seni bir görsünler", X: "Beni<br />

Hakan hiç ha bu ay görmesinler yemin ediyorum 35 lira para geldi bu ay 1 lira para kalıyor 1…<br />

533/678


yiyeceğim bende şaşırdım, bir dahaki ay inşallah bende ona yardımcı olurum", Hakan: “Tamam<br />

1. ayda sana gönderiyorum ben",<br />

Burada suç örgütü yöneticisi olan sanık Hakan Karaahmet'in bir yerin Belediye<br />

Başkanı olduğu anlaşılan X şahsı telefon ile arayıp şahsın korkulacak adamken Belediye Başkanı<br />

olduğunu tabiri caizse azarlar bir tarzda söyledikten sonra örgüt üyesi olan Kımıl soy isimli<br />

birden fazla sabıkaları olan ve işlemiş oldukları suçları sebebiyle Giresun ilinde "deli adilin<br />

oğulları" olarak nam yapmış örgüt üyesi olan sanıklara herhangi bir sebep göstermeden para<br />

verilmesini istediği şahsın buna itiraz edemeyip yalnızca tabiri caizse yalvarır bir tarzda "yemin<br />

ediyorum param yok bir daha ki ay inşallah" şeklinde cevap verdiği dikkate alındığında örgüt<br />

yöneticisi olan sanık Hakan Karaahmet'in örgüt üyelerine doğrudan herhangi bir emek<br />

safedilmeden menfaat sağlamaya çalıştığı, para verilmesi sözü aldığı açık bir şekilde<br />

anlaşılmıştır. Bu durumda Kımıl soy isimli sanıkların ne derece sanık Hakan Karaahmet<br />

tarafından korunduklarını göstermektedir. Nitekim adli konularda da örgüt üyesi olan sanıkların<br />

herhangi bir adli sorunla karşılaştıklarında sanık Hakan Karaahmet'in olaya müdahil olarak<br />

derhal harekete geçtiği ve adli merciler nezdinde girişimde bulunduğuda aşağıda ayrıntılı yazılı<br />

görüşmelerden anlaşılmaktadır.<br />

23.12.2010 günü saat:16.08’de Olgun Peker'in Ömer Ülkü'yü aradığı;<br />

Olgun: “Giresun’da mısın", Ömer: “Evet", Olgun: “Yeni haberim oldu görürdüm seni<br />

gidiyorum ben", Ömer: “Bir emrin var mı", Olgun: “Geldim yani başkanla falan konuştum<br />

onlarda gereğini yapacaklar haberin olsun, şeye ne zaman geçiyorsun Antalya’ya", Ömer:<br />

“Görüştük orayla, haftasonu beraber olacağız",<br />

10.01.2011 günü saat:14.25’de Olgun Peker'in X şahsı aradığı;<br />

Olgun: “Benim oyuncumu 90 dakika oynatsın söyle hocaya",<br />

X: "Peki başüstüne<br />

Olgun bey", Olgun: “ Ciddi diyorum bak kötü olur ha", X: "Tamam Olgun bey, siz kendiniz<br />

söyleyiniz", Olgun: “Yok ben muhatap olmam", X: "Senin oyuncun hangisi ya, stoperin, belki<br />

önce oynatır belki sonra bilmiyorum",<br />

Burada sanık Olgun Peker teknik olarak herhangi bir bilgisi ve ilgisi olmamasına<br />

rağmen kendi oyuncusunun 90 dakika oynatılmasını başka bir kulüp yetkilisine tehdit eder tarzda<br />

söylemektedir.<br />

26.01.2011 günü saat:17.00’de Olgun Peker'in O.'ı aradığı;<br />

Olgun: “Şimdi git Enramo’nun (futbolcu) yanına, …söyle oraya gelirsem onu tersten<br />

çivilerim yukarı ha, söyle deki Olgun aradı böyle böyle dedi, Neşe’ye yazıyor…ona söyle yani<br />

ne olacağını da anlat ona, onun pahalı futbolcu olması bacağını kırmayacağım anlamına gelmez ",<br />

O: “Tamam tamam”,<br />

30.01.2011 günü saat:12.10’da Ömer Ülkü’yü A.’ın aradığı;<br />

A: “ Bu bizim çocuklar var bi10-15 kişilik bunlara her maçta bunlar bilet şey<br />

yapıyorduk sağlam çocuklar bizim ha bu şeyin çocukları (sanık Olgun Peker'i kastederek) bunlar<br />

şimdi durmadan beni arıyorlar akşamdan beri”,<br />

Ömer: “Ama dün yönetim ku rulundan karar<br />

çıktı bedava biletleri tamamen kaldırılması ile ilgili”, A: “Tamamda bunlar zaten 15 kişi bunlar<br />

biz ne dersek onu yapan çocuklar öbürlerine karşı ben zaten karşıyım,<br />

şeyin çocukları bu bizim<br />

Olgun’un yanındaki çocuklar işte”,<br />

Ömer: “Anladım da işte onları ne yapacaksın kaç kişi onlar<br />

10 kişi mi”, A: “10 kişi he ben Şükrü’yü aradım Şükrü stattaymış olmasa Şükrü bi 10 tane bilet<br />

versin bunlara”, Ömer: “Tamam Şükrü’yle görüş o zaman”,<br />

31.01.2011 günü saat:19.17’de Candemir Sarı/Hakan Karaahmet’i O.’nın aradığı;<br />

534/678


O: “Bu bizim ocakcı çocuklardan Selami’nin çocuklarından biri ile bu Hakan’ın ekibi<br />

var ya şu Deli Adil’in oğulları, kapışmışlar G Cityde bizim oğlan silah çekmiş bunlara<br />

karakoldalarmış, Selami de yanına gidemiyor olay bize yıkılmasın diye, o tarafa halledelim de en<br />

azından”, Candemir: “Yani davacı şikayetçi olmasın”, O: “Hakan’a rica ette biz barıştırırız<br />

çocukları”, (Candemir’in telefonu yanında bulunan Hakan’a verdiği) O: “Bizim çocuklardan biri<br />

ile senin ekip ufak bir tartışma yaşamış, Adil’in oğullarıyla, bizimki de silah çekmiş onlara, bizde<br />

gidip sahip çıkamıyoruz, bizim üzerimize kalır ocak işi”, Hakan: “Anladım”,<br />

Bu telefon görüşmesinden de anlaşılacağı üzere Kımıl soy isimli sanıkların artık<br />

Giresun ilinde herkes tarafından sanık Hakan Karaahmet'e bağlı olarak faaliyet yürüttükleri bu<br />

durumun O. Isimli şahsın sanık Candemir Sarı'nın telefonundan konuşan Hakan Karaahmet'e<br />

"senin ekip ufak bir tartışma yaşamış" demek suretiyle doğrulandığı anlaşılmıştır.<br />

02.02.2011 günü saat:15.17’de Hırçın Kımıl’ın M.’i aradığı;<br />

Hırçın:“Ya bu ben bi çocuk dövdüm de arabanın içi hep kan olmuş, ticari taksi” , M:<br />

“Sen onu oraya götürme götürme orda senden yüklü para alırlar”, Hırçın: “… Onların 100 lirası<br />

100 lirayı verdikten sonra bide onları döverim ben”,<br />

02.02.2011 günü saat:22.26’da Hakan Karaahmet’i Ö.A.'ın aradığı;<br />

Ö:“Bu senin yanında bir çocuklar varmış kim bunlar isimlerini bi saysana bana, Hırçın<br />

diye bir kardeşi olan bi kim var senin yanında", Hakan: “Hırçın diye kardeşi Selim mi,Fatih, he",<br />

Ö: “Ya bunlar geçen akşam benim yeğen vardı onu almış kaçırmışlar hanımın teyzesinin oğlu<br />

çocuğu dövmüşler tehdit etmişler Giresun’da, anneni öldürürüz babanı öldürürüz diye çocukta<br />

bugün zorla zorla babası konuşturmuş, kimdir bunlar ne iştir bunlar ya buna nasıl ulaşacağız<br />

bunlara", Hakan: “Bunlar tam deliler", Ö: “Şimdi oğlan çocuk gelmiş babasıyla karakola, şimdi<br />

hastaneye gittiler, nedir yani bu 5-4-5 kişi almışlar çocuğu kaçırmışlar falan filan ya", Hakan:<br />

“Onlar deli benin onlarla işim yok çok fazla e onları Giresun’da tanımayan yok zaten çocuk<br />

söylesin poliste olmadı, bunların karı kız mevzusu olmuştur var mı öyle bir şey, ben bu saatte<br />

ben onları bulamam",<br />

Bu telefon görüşmeleri dikkate alındığında Kımıl soy isimli sanıklar ile yine diğer<br />

hakkında suç örgütüne üyeliğinden mahkumiyet verilen sanıkların Giresun ilinde sürekli suç<br />

işledikleri bir kısmı hakkında adli işlem yapıldığı bir kısmı hakkında ise sanıklardan çekinildiği<br />

için şikayetçi olunamaması sebebiyle adli işlem yürütülemediği anlaşılmıştır.<br />

28.02.2011 günü saat:09.29’da Ömer Ülkü’nün Y.’i aradığı;<br />

Ömer: “Kızım bak oradaki çocuklara söyle o dış kapıda nöbet tutacaklar içeriye<br />

futbolcu dışında oradaki yöneticilerin dışında çalışanların dışında kimse dışkapıdan içeriye<br />

girmeyecek, yani dünkü olayda müdür kıç kıvırıyor bana şimdi, akreditasyon kartı veriyorduk<br />

diyor”, Y: “ Geçen sene biz Olgun Peker döneminde bunlar biliyorsunuz Olgun’un şeyleriydi”,<br />

Ömer:“Kızım yapmayacaksın kimseye, o çocukları bir daha o kulübün kapısından içeriye<br />

girdiğini görmeyeceğim”, Y: “ Birazda pislik çocuklar bunlarda hani, hala Olgun o, hala onun<br />

hesabında, ilk şeyde kale arkasında bi grup oluşmuştu hatırlıyor musun, tam bi yönetim şeyi tam<br />

bir Olguncu yani Olgun gitti gideli yönetime düşman taraftarları ikiye böldü yapmadığı pislik<br />

yok”,<br />

Ömer: “Polise haber vermekten çekindi müdür”, Y: “Şimdi bunların arkası çok geniş<br />

başkan müdür bana zarar gelmesinden şey yaptı pislikleri çok bunların”, Ömer: “Kimin adamı<br />

olursa olsun devletten büyük mü bunlar”, Y: “Bak Olgun Peker döneminde bunlar otoparktan iyi<br />

götürdüler Olgun Peker’de bunlara arkasına almak için ha bu genel kurulda falan seçimlerde<br />

yaptıklarını görmediniz mi”, Ömer: “Olgun’u mu getirecekmiş”, Y: “Olgun’u getirecek onların<br />

hedefi o Olgun gelirse istediği gibi hükmünü sürdürecek”,<br />

535/678


Bu görüşmelerde de sanık Ömer Ülkü ile kulüp sekreteri "Yeter" isimli bayanın<br />

görüştüğü, sekreterin sanık Olgun Peker'in kontrolünde oldukları anlaşılan Özden Tütüncü ve<br />

arkadaşlarının kulüpten haksız talepleri bulunması sebebiyle bu durumu kulüp başkanı olan sanık<br />

Ömer Ülkü'ye ilettiği yaşanılanlardan sanık Ömer Ülkü'nünde rahatsız olduğu sanık Olgun<br />

Peker'e bağlı olarak faaliyet yürüten bu şahısların taraftarı ikiye böldükleri yapmadıkları pisliğin<br />

kalmadığı hatta kulüp müdürünün yaptıkları (herneyse) polise haber vermekte çekindiği, sekreter<br />

bayanın "bunların arkası çok geniş, müdür bana zarar gelmesin diye şey yaptı bunları, pislikleri<br />

çok bunların " şeklindeki beyanları dikkate alındığında sanık Olgun Peker'inde Giresun ilinde<br />

kulüp başkanı olamadığı dönemde bile kurmuş olduğu suç örgütü vasıtasıyla cebir, baskı ve<br />

tehdit eylemlerini devam ettirdiği, örgüt üyelerinin haksız menfaat temin etme hususundaki<br />

eylemlerin devam ettiği, Giresun gibi küçük bir ilde yapılan bu tip faaliyetlerin halk üzerinde<br />

yıldırma ve korkutma etkisini gösterdiği nitekim bu durumun telefon görüşmelerine de yansıdığı<br />

gayet açıktır.<br />

22.03.2011 günü saat:13.36’da Olgun Peker'in Mecnun Odyakmaz'ı aradığı;<br />

Olgun: “Bu Emrah Eren varya eski futbolcu, he onu almış Organize şeyden ne o<br />

ondan adı Denizli’den, Olgun Peker hakkında şikayet var zorla senet imzalattırıyormuş<br />

futbolculara sana da imzalattırdı mı diye şikayet eden demişki Emrah’la da problemleri vardı<br />

şimdi diyorumki gideyim kendim direk, organize şubeye, kardeşim derim ha nedir böyle böyle<br />

bir durum var",<br />

22.03.2011 günü saat:13.48’de Olgun Peker'in Fatih Sandal'ı aradığı;<br />

Olgun: “Bir haber geldi bana yok bu Kaçakçılık Şube Müdürlüğün yazı yazmış falan",<br />

Fatih: “Emre Eren’le de görüştüm ben bizim geçen yılki sizi birisi ihbar etmiş, Tahta açılacağı<br />

zaman, Emrah Eren’e böyle bir şey var mı dedim şeymiş dedi Olgun Peker bizi tehdit etti diye<br />

birisi mail atmış dedi, gittik biz de ifade verdik yok dedik Olgun abiyle bizim şeyimiz olmadı",<br />

Olgun: “Osman Çırak o.çocuğunun işi bunlar biliyor musun?", Faitih: “Bende aklıma o geldi, siz<br />

Giray Subaşı uğraştınız ama kimseyi tehdit mehdit olmadı ki", Olgun: “Şimdi ben de geldim sırf<br />

bunun yüzünden Türkiye’ye şimdi gideceğim kendim Şubeye gideceğim Organize Şubeye böyle<br />

bir şey varmış bu konuda ifademin alınmasını istiyorum diyeceğim",<br />

22.03.2011 günü saat:13.52’de Olgun Peker'in İ.'i aradığı;<br />

Olgun: “Şimdi bir şey duydum hemen geldim de, bu Organize Şube Giresunsporlu eski<br />

futbolcuların ifadesini almış işte Olgun Peker size zorla senet imzalattırdı falan gibi böyle saçma<br />

sapan, bir tane email gelmiş isimsiz Olgun Peker böyle yapıyor diye ona dayanarak ifade<br />

alıyorlar", İ: “Valla bana daha bir şey gelmedi açıkçası",<br />

22.03.2011 günü saat:15.26’da Olgun Peker'in Özcan Üstüntaş'ı aradığı;<br />

Olgun: “Şunu bir arasana sağı solu Bülent i mülenti falan onları çağırmışlar mı<br />

diğerlerini", Özcan: “Hiç kimseyi çağırmamışlar Volkan ile konuştum Bülent ile konuştum bir<br />

tek Emrah’ı çağırmışlar, Emrah’ı da aradım dedim birader hayırdır bir şey mi oldu dedim ne oldu<br />

abi dedi böyle böyle Emniyet müdürlüğüne birisi e-mail atmış… dün İsmail Güldüren Volkan’a<br />

mesaj atmış, yani onun onun yaptığını düşünmüyorum da, yüzünü şeytan görsün, senin yüzünden<br />

işte ben boşta kaldım Bülent’i aramış Emrah’ı aramış",<br />

22.03.2011 günü saat:16.34’de Olgun Peker'in Özcan Üstüntaş'ı aradığı;<br />

Olgun: “Kimse bilmiyor geldiğimi ha bilader", Özcan: “Tamam abi tamam, yarın<br />

görüşelim abi seninle muhakkak be", Olgun: “Tamam yarın o arkadaşı da şey yapalım olmazsa bi<br />

buluşalım yemek yeriz", Özcan: “O gelmez seninle senin olduğun yere gelmez ama yine de<br />

536/678


söyleyeceğim", Olgun: “Bu millet ruh hastası mı arkadaş ya benim olduğum yere niye<br />

gelmiyor", Özcan: “Yarın konuşurum abi seninle",<br />

24.03.2011 günü saat:15.28’de Olgun Peker'i Levent Eriş'in aradığı;<br />

Levent: “Yoldayız bizde gidiyoruz", Olgun: “Serdar’ı bir arada abi bu polis şeyi almış<br />

Emre, vardı ya, onu almış ona demişler ki Olgun Peker size baskı yaptı mı senet imzalattırdı mı<br />

galiba bu hani tahta Giresunspor’un tahtası açılması için şey vardı ya, o aramalarla alakalı<br />

birşeyler yapıyorlar, şunu arasın bir kaç kişi kimseyi aramışlar mı Emre Eren’de başka kimseye<br />

sormuşlar mı bir sorsunlar abi ya", Levent: “Allah Allah bu bu nereden çıkmış abi böyle sorarım<br />

canım ararım da", Olgun: “He bir şey daha, abiciğim 5 bin 600 lira para borçlusun bana, valla<br />

hesap numarasını şimdi yolluyorum, oraya biran önce ayarlattır abi parayı", Levent:“Tamam peki<br />

görüşürüz", Olgun:“Ya şeyden dolayı hocam ya kurbanları biz şimdi söyledik ya bunlar kesildi,<br />

arada ki hocaya sıkıntı oluyor",<br />

28.03.2011 günü saat:00.33’de Hakan Karaahmet’i Selim Kımıl’ın aradığı;<br />

Selim:“Abi biz bir yerdeydik oturuyorduk da arabayı Behiç kullanıyordu Özden’in<br />

üstüne suç atıyorlar trafik polisi beni eve bıraktılar Jale var yanımda da, arabayı,arabayı<br />

alkollü,kullanmıyor abi Behiç kullanıyordu arabayı”, Hakan: “Yarın bakarız şimdi ne<br />

yapacağız”, Selim: “Abi Özden’i niye alıyorlarki biz eve geldik abi hiç bir suçumuz yok ki<br />

bizim”, Hakan: “Şahitlerini de yazdır gidin adliyede tamam adam öyle diyorsa bize suç attılar<br />

deyin ifadenizi verin, yarın adliyede bakarız”,<br />

Her olayda sanık Hakan Karaahmet'in Kımıl soy isimli sanıklar isimler ile Özden'i<br />

koruması yada bu hususta yardımcı olacağı hususundaki vaadi aradaki organik bağı doğrulama<br />

açısından önemlidir. Nitekim üstteki tapede bu durumu doğrulamaktadır.<br />

30.03.2011 günü saat:12.53’de Olgun Peker'i E.'ın aradığı;<br />

E: “Benim 2 yıldan beri 1,5 yıl oldu abi birinden bi alacağım var baya da bir sıktım o<br />

da kaçtı gitti burada inşaat işi yaptım ona, o da borcu inkar etmiyor ama ödemeye de niyeti yok<br />

bana şu anda da biraz darlığa girdim ben, çocuklardan birilerini gönderebilir misin onlara<br />

telefonunu vereyim bi alo deyin ona, bi şey var onu 16 bin TL alacağım var ondan, bi konuşabilir<br />

miyiz onunla", Olgun: “..Ben seni arayayım kardeşim şimdi bu ufak yani şimdi yanlış anlarlar<br />

konuşmamızı yani adımızdan dolayı sanki bu işi", E: “Evrakım mevrakım var hepsi var yani",<br />

Olgun: “Yine benim konuşmam doğru olmaz sen benim kardeşimsin ama ben seni ararım yine"<br />

Bu görüşmede sanık Olgun Peker'in çevresine vermiş olduğu görüntüyü açıklaması<br />

bakımından önemlidir. Alacağı olan bir şahıs adli mercilere yasal yollardan başvurarak alacağını<br />

temin etme imkanı varken doğrudan Olgun Peker'e başvurmakta, sanık Olgun Peker'de miktarın<br />

az olduğundan bahsederek "şimdi bu ufak yani, yanlış anlarlar konuşmamızı adımızdan dolayı"<br />

demek suretiyle cevap vermekte kendisininde kabul ettiği üzere isminin bir kısım çevreler<br />

üzerine yanlış tesirler doğurduğu bununda doğal olarak sanığın kendi eylemlerinden<br />

kaynakladığı açıktır.<br />

Aynı şekilde sanık Olgun PEKER'in Giresun Ekspres gazetesi spor yönetmeni Mesut<br />

Erdoğan'la medya aracılığıyla kendisi ve suç arkadaşları adına konuşmalar yaptığı<br />

değerlendirilmiş bu konuşmalar;<br />

11.12.2010 günü saat:13.47’de Mesut Erdoğan’ı X şahsın aradığı;<br />

X: “Olgunla görüştüm bir şeyler diyor zart zurt yapıyor, Fatih Kitapçı girmeyecek<br />

herhalde diyor”, Mesut: Olgun’un yurt dışında olduğunu söylüyor, X: “Olgunun bir sözü vardı<br />

hani aday çıkmazsa ben sahip çıkacağım diyordu ya”, Mesut: “Ben yayınlamadım abi dedim<br />

537/678


unu pazartesiye beklet dedim çünkü dedim, yayınlarsak dün 4 te gönderdi tamam mı bugün<br />

yarınki gazetede çıkacak bu dedim Olgun gönderdi bi açıklama gönderdi aday çıkmazsa adayım<br />

diye”,<br />

21.12.2010 günü saat :20.59’da Mesut Erdoğan’ı Olgun Peker’in aradığı;<br />

Olgun: “Kalem kağıt var mı yanında, bir kaç tane not söyleyeceğim yaz bunları, biz<br />

mevcut borcu kağıt üzerinde 5 trilyon olarak bıraktık şuandaki borç 9 trilyon, 4 trilyonda para<br />

girmiş içeri, 4 trilyonda para girmiş içeri sadece 2 trilyon federasyondan girmiş, nasıl oluyor bir<br />

sor bunları bi şey yapma son gün sözleşme yapılmış Tolga’yla Vahap’a, 400 milyar Tolga’ya 250<br />

milyar Vahap’a”; Mesut: “Abi Tolga’yla Vahap’ın olayı şimdi bu sözleşme nasıl ya bunlar<br />

adamla daha önceden sözleşmesi yokmuymuş bunların”, Olgun: “Boş mukavele oynuyormuş son<br />

gün akşam”, Mesut: “Abi bana sadece şu şey lazım ya senin kulübü 3, 3 buçuk trilyonla aldığınla<br />

ilgili bi belge lazım bana”, Olgun’un kendisinde bahsi geçen belgenin bulunduğunu söylediği,<br />

Mesut: “Bugün de Osman Çırak aramış Candemir abiyi ağlıyormuş telefonda, ağlıyormuş ben<br />

yeni bu gün 2-3 tane haber yazdım attıydım siteye, ben bunu direk kendim bilgi olarak<br />

yazacağım seni hiç karıştırmayacağım”,<br />

22.12.2010 günü saat:17.19’da Olgun Peker'i Mesut Erdoğan'ın aradığı;<br />

Mesut: “Gelecekmisin abi akşam", Olgun: “Büyük bir ihtimal geleceğim şimdi Ömer<br />

Başkan ile beraberiz" Mesut: “Tolga ile Vahap’ı yazdım da onların 17 Aralıktaki sözleşmesi<br />

kesin değil mi sorun olmasın yarın", Olgun: “Eski tarihli yapmışlar Ömer başkan oraya gitmiş<br />

bakmışki şey var borçları istemiş yani kim ne kadar alacak verecek tablosu sözleşme bir gün<br />

sonra şeyden sonrada bir bakmış şey değişmiş", Mesut: “Biz o günün tarihinde yazalım onu",<br />

Olgun: “Ordan kurtarıp o parayı ordan ödetmeden bir şekilde kurtarmaya bakacağız yarın<br />

olmazsa yüzyüze konuşuruz ya",<br />

26.12.2010 günü saat:18.52’ de H.A.’in Mesut Erdoğan’ı aradığı;<br />

H: “Şimdi güzel bi haber yapıyorsun, Olgun başkanla görüştüm Ömer başkanla<br />

görüştüm, Marmara’dan kınama tamam mı, Başkana yapılan saldırıyı Giresunspora yapılmış<br />

sayıyoruz, bizim tahmin ettiğimiz adamlar var arkasında, Olgun araştırtıyor zaten poliste<br />

araştırıyor…İstanbul’da bi gürültü kopartacağım, sen şimdi güzel bi metin hazırla sen güzel bi<br />

haber yap Marmara’dan, Giresunsporun başkanını kimse yıldıramaz, bu saldırının arkasında kim<br />

varsa yarın öbür gün kim çıkarsa bunun hiç bir şekilde cezasız kalmayacağını Giresun<br />

kamuoyundan herkesin de bilmesini istiyoruz, akşamdan bombayı yap Öncü Gazetesi de<br />

çıkarsın”, Mesut: ”Tamam”,<br />

26.12.2010 günü saat :20.45’de Mesut Erdoğan’ı Olgun Peker’in aradığı;<br />

Olgun: “O kınamayı yap,yaz onu hem gazeteye yazdır hem o şeyle yazdır”, Mesut:<br />

“Şimdi onu yazarsak bu olayın gerçek olduğunu önce yazmamız lazım, Ömer Ülkü bir açıklama<br />

yapana kadar yazmayalım diyorum kendisi açıklasın çünkü hiç kimse yazmadı”, Olgun: “Sen<br />

yazabiliyorsan yaz “, Mesut:“Şimdi millete koz vereceğiz eline, karşı tarafın istediği o bak<br />

birbirlerine düştüler işte Ömer Ülkü ile işte Alparslan dövdürmüşte şu olmuşta şimdi Olgun’da<br />

araya girecek Olgun ile Alparslan karşı karşıya gelecek bir sürü malzeme normalde yazılması<br />

gerekiyor ama ipin ucu bizim kontrolümüzden çıkacak o zaman…yarın Ömer Ülkü Giresun’a<br />

geliyormuş”, Olgun: “Ben o Alparslan malparslan çakal çukalı …mem”, Mesut: “Yok abi o<br />

estağfurullah abi yanlış anladın beni şimdi Giresunspor üzerinden biliyorsun abim insanların bir<br />

çok insan şuanda tetikte bekliyor”,<br />

27.12.2010 günü saat:11.59’ da H.A.’in Mesut Erdoğan’ı aradığı;<br />

538/678


H: “Benden sonramı görüştün sen Olgun, Olgun’la”, Mesut: “Senden öncede görüştüm<br />

senden sonrada görüştüm, Olgun yaz diyor, yaz diyor yani bi sıkıntı olmaz diyor, Marmaraların<br />

kınamasını da yaz diyor haberi de yaz diyor”, H: “o lavuktan mı şüpheleniyorlar Alparslandan”,<br />

Mesut: “he Alparslan’dan, Alparslan’ın adamlarıymış zaten”, H: “O şerefsiz niye yönetime<br />

girmiş, ama harbiden kafasını kopartacağız yani, İstanbul’da tribünden daha büyük şekil yok”,<br />

06.01.2011 günü saat:13.37’de Olgun Peker'i Mesut Erdoğan'ın aradığı;<br />

Mesut: “Şimdi bu Faruk Güler vardı ya seninde bir ara bastıydın ona, Osman Çırak<br />

bunların parasını ödememiş, Faruk Brezilyalı 3 oyuncuyu Giresunspora karşı komisyon<br />

alabilmek için koz olarak kullanıyor diye, şuanda elimde olan bu, artıları varmı bunun onları<br />

öğrenmek için aradım abi seni", Olgun: “Artıları Faruk kulübü hacize vermişti bunlar Faruk ile iş<br />

yaptılar tekrar, hacize verdi paralarına el koydurdu kulübün, o Fabiano yüzünden", Mesut:<br />

“Olgun Peker Faruk Güler’i aforoz etti Osman Çırak tekrardan iş yaptı başka nasıl vurabiliriz abi<br />

buna", Olgun: “Ararım ben seni tamam",<br />

02.03.2011 günü saat:11.58’ de Mesut Erdoğan’ı Olgun Peker’in aradığı;<br />

Olgun: “Bu şey Osman vermiş”, Mesut: “Candemir abi yazmış abi vermiş, alacağım<br />

var diye 470 milyar 1 ay vermiş hala 200 milyarını alamadı 250 milyarmıydı”, Olgun: “He 250<br />

milyar alacağı hala alacaklarını sildiği halde alacağı var”, Mesut: “He abi bunu yaz,yayınlansın<br />

biraz iyice millet çakıp çakıştırsın onun üzerine Fatih başkan 5 yıl görev yaptı 900 milyar 1<br />

trilyon aldı da 6 ayda nasıl 500 milyar para alıyor diye onu da o ekleyeceğim seninkini de<br />

ekleyeceğim hepsini öyle ayrı bir haber yapacağım…Turhan abinin işini mi soracaksın abi”,<br />

Olgun: “Yok tamam Turhan’ın işini ben takip ediyorum şimdi”, Mesut: “Onu aldım zaten<br />

haberini yazdım birazdan yayınlayacağım dışarıdayım şimdi” dediği belirlenmiştir.<br />

13.12.2010 günü saat :10.49’ da Mesut Erdoğan’ın İ.’i aradığı;<br />

İ.: “Giresun yendi”, Mesut: “Yenmişler 2 haftadır yeniyorlar başkan devam edeceğim<br />

diyormuş, açıklamış adayım diye”, İ: “Osman Çırak sen bu işi bırak”, Mesut: “Oraya adaylığını<br />

koymadın bak görüyon mu bak adam tekrardan aday oldu”, İ.:(Adil Kımıl’ın oğulları Selim,<br />

Hırçın ve Evren Kımıl’ı kastederek) “Ondan sonra bir dayak yiyeceksin Deli abinin<br />

oğullarından”, Mesut: “Yok ne işim var Deli abiyle işlerimin yoğunluğu nedeniyle vazgeçtim<br />

diyeceksin” şeklindeki telefon görüşmeleri dikkate alındığında; sanık Olgun Peker'in Giresun<br />

ilinde bulunan bir kısım medya üzerinde konrol kurmaya çalışdığı nitekim sanıklardan Mesut<br />

Erdoğan'ında suç örgütü kurucu olan sanık Olgun Peker'in Giresun ilinde yoğunlaşan örgütsel<br />

faaliyetlerinde ona yardımcı olduğu yapmış olduğu basın faaliyeti ile sanığın lehine haberler<br />

yaparak karşısındaki kişilerin sindirilmesine, korkutulmasına yardımcı olduğu sanık Mesut<br />

Erdoğan'ın bu şekilde sanık Olgun Peker tarafından kurulduğu ve yönetildiği net bir şekilde<br />

ortaya çıkan suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım ettiği anlaşılmıştır.<br />

OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA AMAÇLI<br />

SİLAHLI SUÇ ÖRGÜTÜNÜN CEBİR / TEHDİT İÇEREN EYLEMLERİ<br />

1- 12.05.2011 GÜNÜ GECELEYİN, GİRESUN’DA ORTA KAHVE İSİMLİ<br />

İŞYERİNDE GERÇEKLEŞEN “MALA ZARAR VERME VE KONUT<br />

DOKUNULMAZLIĞINI İHLAL” EYLEMİ<br />

Sanıklar Evren Kımıl, Abdullah Eker ve Samet Erdemir'in ; müşteki Hüseyin Vasfi<br />

Yolasığmaz'a ait Orta Kahve isimli iş yerine, 12/05/2011 günü geceleyin alkollü bir şekilde<br />

geldikleri, yemek yeme bahanesiyle huzursuzluk çıkarıp iş yeri çalışanları ile tartıştıkları,<br />

ardından iş yerini dağıtıp camları ve içeride bulunan cam eşyalarını kırarak zarar verdikleri, iş<br />

yeri çalışanı Yakup Aydın'ı basit şekilde darp ettikleri anlaşılmıştır.<br />

539/678


Sanıkların üzerilerine atılı eylem nedeniyle Giresun Cumhuriyet Başsavcılığınca<br />

2010/2450 sırasına kayden yürütülen soruşturma evrakı hakkında 14/09/2011 tarihinde<br />

kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ancak İstanbul (CMK 250. Maddesi Yetkili) C.<br />

Başsavcılığının Olgun PEKER liderliğinde ki suç örgütüne yönelik eylemler kapsamında<br />

değerlendirildiği, dinlenen telefon görüşmelerinde eylemin örgüt faaliyeti çerçevesinde<br />

gerçekleştirilme ihtimaline ilişkin şüpheler olduğu, olay öncesi ve sonrası tapeler, ortaya çıkan<br />

yeni deliller ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilmemesi ve Giresun iline en<br />

yakın Ağır Ceza Mahkemesince de bu itirazın reddedilip söz konusu takipsizlik kararının<br />

kesinleşmemiş olması dikkate alınarak eylem nedeniyle mahkememizce yargılama yapılmıştır.<br />

Eylem ile ilgili Müşteki Hüseyin Vasfi Yolasığmaz ifadesinde özetle: Orta Kahve<br />

isimli iş yerinin soyadı Kımıl olan birtakım kişiler tarafından dağıtıldığını, ancak bunlara kimin<br />

emir verdiğini bilmediğini, Hakan Karaahmet'in emriyle çalışıp çalışmadıklarını bilmediğini, bu<br />

Kımıl'ların daha sonra kendisinden özür dilediğini, kimseden şikayetçi olmadığını belirtmiştir.<br />

Müşteki Yakup Aydın ifadesinde özetle: Orta Kahve isimli iş yerinin mutfak kısmında<br />

çalıştığını, bir gürültü duyduğunu, üç şahsın merdivenlerden aşağı koşarak indiğini, iş yerinin<br />

içerisindeki her şeye zarar verdiklerini gördüğünü, şahıslardan esmer zayıf uzun boylu olanının<br />

kendisine vurmaya başladığını, bu sırada üzerinde beyaz elbise olan şahsın kendisinin kafasına<br />

vurduğunu, kendisine zarar veren şahıslardan şikayetçi olduğunu beyan etmiştir.<br />

Tanık Semih Kufacı'nın İfadesinde özetle: Orta Kahvede belirttilen tarihlerde garson<br />

olarak çalışmakta olduğunu, saat akşam: 22:00 civarında 3 tane erkek geldiğini, olaydan uzun<br />

zaman geçtiği için tam hatırlamamakla birlikte, bu şahısların üst kata çıktıklarını ve bir şeyler<br />

yemek istediklerini ve bunun üzerine hazırlamak için hareket ettiğini, başka bir müşteri için<br />

aşağıya indiğinde gürültülerin çıkması üzerine her zaman polislerin beklediği noktaya gittiğini,<br />

fakat polisleri bulamadığını, geldiğinde kafenin dağıtılmış bir şekilde olduğunu gördüğünü,<br />

kendisinin Ordu ilinde üniversitede öğrenci olduğunu, o günde tam gün çalıştığını, fakat gelen<br />

şahısların kimin adamları ya da kim olduklarını bilmediğini, görse de tanımayacağını beyan<br />

etmiştir.<br />

Tanık Oktay Gün'ün İfadesinde özetle: Orta Kahve isimli yerde olay tarihinde garson<br />

olarak çalıştığını, olay sırasında mutfak bölümünde olduğunu, 3 tane şahsın geldiğini ve yukarı<br />

çıktığını gördüğünü, 10 dakika sonra üst kattan gelen gürültüleri duyunca üst kata çıkınca<br />

sandalyelerin havada uçuştuğunu gördüğünü, arka kapıdan dışarı çıktığını, bu sıra işletmenin<br />

sahibinin geldiğini, bu konuda daha önceden emniyette ifade verdiğini, bu şahısları bazen<br />

caddelerde görmüşlüğünün olduğunu, olay anında hiç muhatap olmadığını, fakat bu gelen<br />

şahısların kimin adamları ya da kim olduklarını bilmediğini beyan etmiştir.<br />

Tanık Deniz Eşbulan ifadesinde özetle: Orta Kahve isimli iş yerinde kasiyer olarak<br />

çalıştığını, üç erkek şahsın alkollü olarak iş yerine geldiğini üst katta yer olup olmadığını<br />

sorduklarını, yer olmadığını söyleyince paldır küldür üst kata çıktıklarını, bağırıp çağırdıklarını,<br />

herkesi rahatsız ettiklerini, kendisinin şahıslara sandviç hazırladığı sırada yukarıdan bir gürültü<br />

koptuğunu, masa, sandalye ve camların havada uçuştuğunu, kendisininde korkudan tuvalete girip<br />

kapıyı kilitlediğini, buradan polisi aradığını, şahısları tanımadığını, ancak görse tanıyabileceğini<br />

beyan etmiştir.<br />

Sanık Samet Erdemir ifadesinde özetle: Arkadaşları Evren Kımıl ve Abdullah Eker ile<br />

birlikte alkollü olarak Orta Kahveye gittiklerini bir sebepten dolayı çalışanlarla tartıştıklarını ve<br />

birbirine girdiklerini ortalığın toz duman olduğunu, kimin kime vurduğunu veya kendisinin kime<br />

vurduğunu bilmediğini, cam, çerçeve ve makinelerin bu arbede sırasında kırıldığını, olay<br />

sırasında yanında Abdullah Eker'in olduğunu, Evren Kımıl'ı hatırlamadığını beyan etmiştir.<br />

540/678


Sanık Abdullah Eker ifadesinde özetle: Samet Erdemir ile birlikte kahve içmek için<br />

Orta Kahve isimli iş yerine gittiklerini yan masada oturan Evren Kımıl'ın da yanlarına geldiğini<br />

garsonun yarım saat masaya bakmadığını, kendisinin "bizim masamıza gelmiyorsun" demesi<br />

üzerine garsonun "Burası elit insanların yeri siz buraya ait değilsiniz" gibisinden konuştuğunu<br />

kendilerinin de dayanamayıp kavga etmeye başladığını eylem için kimseden talimat<br />

almadıklarını beyan etmiştir.<br />

Sanık Evren Kımıl ifadesinde özetle: Orta kahve isimli işyerine yemek yemek için<br />

gittiğini, gittiğinde buradan Samet ve yanında tanımadığı bir kişinin olduğunu, orada çalışanların<br />

Samet'e hakaret ettiklerini duyduğunu, daha sonra Samet'in yanındaki kişinin garsona yumruk<br />

attığını ve kavgaya başladıklarını bu kişileri ayırmaya çalıştıklarını beyan etmiştir.<br />

Giresun Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü<br />

görevlilerince 12/05/2011 günü tanzim edilen olay yeri inceleme raporunda, olayın meydana<br />

geldiği iş yerinde ortaya çıkan zarar ve ziyan ayrıntılı olarak tespit edilmiştir.<br />

Her ne kadar olayın örgüt lideri Olgun Peker, örgüt içinde yönetici konumundaki<br />

sanık Hakan Karaahmet ve örgüt üyesi sanık Selim Kımıl'ın azmettirmesi sonucu, örgüt üyesi<br />

sanıklar Abdullah Eker, Evren Kımıl ve Samet Erdemir'in müşteki Hüseyin Vasfi<br />

Yolasığmaz'a ait Orta Kahve isimli iş yerinde, geceleyin, birden fazla kişi tarafından birlikte,<br />

varolan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanarak iş yeri dokunulmazlığını<br />

ihlal ve mala zarar verme suçlarından dolayı cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise<br />

de,<br />

Sanık savunmaları, müşteki beyanları, tanık anlatımları, olay öncesi ve sonrası telefon<br />

döküm içerikleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde Orta Kahve isimli iş yerinde 12/05/2011<br />

günü gerçekleşen olayın tamamen anlık bir kavga sonucu ve alkolün vermiş olduğu ruh haliyle<br />

meydana gelen bir olay olduğu, örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilmediği, bireysel eylem<br />

olarak nitelendirilmesinin hukuken doğru olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

Dolayısıyla sanıklar Olgun Peker, Hakan Karaahmet yönünden azmettirme ve örgüt<br />

yöneticisi olmaları nedeniyle atılı eylemlerden sorumlu olmalarını düzenleyen madde uyarınca<br />

mahkememizce eylem bireysel nitelikte değerlendirildiğinden atılı suçlardan sanıklar yönünden<br />

beraatlerine karar vermek gerekmiştir.<br />

Sanıklar Olgun Peker, Hakan Karaahmet, Selim Kımıl, Evren Kımıl, Abdullah Eker ve<br />

Samet Erdemir hakkında mağdur Hüseyin Vasfi Yolasığmaz'a yönelik mala zarar verme suçu<br />

yönünde şikayetten vazgeçme nedeniyle ayrı ayrı düşme kararı vermek gerekmiştir.<br />

Sanıkların kısmi ikrarları, mağdur beyanları, tanık anlatımları, olay yeri raporu birlikte<br />

değerlendirildiğinde sanıklar Selim Kımıl, Abdullah Eker, Evren Kımıl, Samet Erdemir'in<br />

12/05/2011 günü Giresun ilinde bulunan Orta Kahve isimli iş yerine yönelik olarak konut<br />

dokunulmazlığını ihlal eylemini gerçekleştirdikleri ve atılı suçun sanıklar yönünden sübuta<br />

erdiği anlaşılmıştır.<br />

2-10/12/2010 GÜNÜ ALPER BÜFE İSİMLİ İŞ YERİNDE "MALA ZARAR<br />

VERME " EYLEMİ<br />

Giresun'da faaliyet gösteren Alper Büfe isimli iş yerinin sahibi olan Yakup Bekdemir'e<br />

gözdağı vermek amacıyla sanık Abdullah Karukuz'un sanık Selim Kımıl'ı aradığı ve talimat<br />

verdiği, Selim Kımıl'ın da 10/12/2010 günü Alper Büfe isimli iş yerine sanıklar Hırçın Kımıl ve<br />

Samet Erdemir'i gönderdiği, bu sanıkların büfe sahibi Yakup Bekdemir ile tartıştıkları, Yakup<br />

Bekdemir'in sanıkları iş yerinden dışarı çıkardığı, bunun üzerine sanık Samet Erdemir'in dışarıda<br />

bulunan 28 AU 261 plakalı kamyoneti alarak ve kamyonetle Alper Büfe'ye çarparak iş yerine<br />

541/678


zarar verdiği, olaydan sonra Hırçın Kımıl ve Samet Erdemir'in olay yerinden uzaklaştıkları,<br />

olayda kullandıkları kamyoneti uzak bir yere park ettikleri, olayı öğrenen Selim Kımıl'ın da bir<br />

süre sonra Alper Büfeye giderek tartışma çıkardığı ve olay yerine gelen polisler tarafından<br />

yakalandığı, olay sonrası Samet Erdemir ve Hırçın Kımıl'ın da teslim oldukları ve sanıkların<br />

Alper Büfe isimli iş yerinde mala zarar verdikleri anlaşılmıştır.<br />

Sanıkların atılı eylemi nedeniyle Giresun Cumhuriyet Başsavcılığınca 2010/6329<br />

sırasına kayden yürütülen soruşturma evrakı hakkında 08/02/2011 tarihinde kovuşturmaya yer<br />

olmadığına dair karar verilmiş ancak İstanbul (CMK 250 Maddesi ile Yetkili) C. Başsavcılığının<br />

Olgun PEKER liderliğindeki suç örgütüne yönelik eylemler kapsamında değerlendirildiği,<br />

dinlenen telefon görüşmelerinde eylemin örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilme ihtimaline<br />

ilişkin şüpheler olduğu, olay öncesi ve sonrası tapeler, ortaya çıkan yeni deliller ve<br />

kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilmemesi ve Giresun iline en yakın Ağır Ceza<br />

Mahkemesince de bu itirazın reddedilip söz konusu takipsizlik kararının kesinleşmemiş olması<br />

dikkate alınarak eylem nedeniyle mahkememizce yargılama yapılmıştır.<br />

Müşteki Yakup Bekdemir İfadesinde özetle:"10/12/2010 günü saat:18:00 sıralarında<br />

Büfede bulunduğu esnada Polis merkezinde gördüğü ve ismini Hırçın Kımıl olarak bildiği şahsın<br />

yanında tanımadığı 2 erkek şahısla birlikte büfeye geldiklerini, Hırçın'ın kendisine " Beni kim<br />

aradı sen biliyorsun bana söyle" dediğini, kendisinin de kimin aradığını bilmediğini söylemesi<br />

üzerine tartıştıklarını, daha sonra şahsı yanında bulunan şahıslarla birlikte dışarıya çıkardığını,<br />

şahısların dışarıya çıkmasından sonra büfenin az ilerisinde bulunan 28 AF (AU) 261 plakalı<br />

Dodge marka kamyoneti çalıştırarak hızla geldiğini ve büfeye kamyonetle çarptığını, büfenin<br />

arka kısmına kendisini attığını, daha sonra şahsın geri çıktığını ve tekrar gelerek büfesine<br />

çarparak hızla olay yerinden kaçtığını, olay sırasında Kımıllarında olduğunu Kımıllara kimin<br />

emir verdiğini bilmediğini, otoyu süren şahsın Hırçın Kımıl olduğunu gördüğünü, büfesine<br />

çarparak zarar veren sanıklardan ayrı ayrı davacı ve şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.<br />

Tanık Mesut Erdoğan İfadesinde özetle:"Eniştesi olan Seyit'e bu olayın neden<br />

olduğunu bilip bilmediğini sorduğunda; eniştesinin kadın meselesi olduğunu ve Deli Adil'in<br />

çocuklarının gelerek büfeyi karıştırdıklarını söylediğini" beyan etmiştir.<br />

Tanık Arif Usta İfadesinde özetle :"10/12/2010 günü saat: 18:00 sıralarında Alper<br />

Büfe'ye bira aramaya gittiğini, bir kamyonetin büfenin yanından gelip dönüş yaptığını daha<br />

sonra kamyonetin yukarıdan aşağıya doğru hızla gelerek büfeye çarptığını, kamyonetin tekrar<br />

dönüş yapıp bu kez geri geri gelerek aynı büfeye çarparak zarar verdiğini ve olay yerinden<br />

kaçtığını, otoyu süren kişinin kim olduğunu görmediğini beyan etmiştir.<br />

Sanık Samet Erdemir İfadesinde özetle: Daha önce tartıştığı İnönü Caddesi üzerindeki<br />

büfe önünde 28 AU 261 plakalı araçla gittiğini, ilk önce Büfenin camına eliyle vurduğunu, camın<br />

kırılarak elini kestiğini, önceden gururu kırıldığı için hırsını alamayarak 28 AU 261 plakalı<br />

araçla önce aracın ön kısmıyla daha sonra dönüş yaparak aracın arka kısmıyla vurarak (büfeye)<br />

zarar verdikten sonra ayrıldığını, ayrıldıktan sonra G/City binasının arka kısmında bulunan<br />

büfecilerle de olayları olduğundan buraya da aracın arka kısmıyla vurarak zarar verdiğini, bu<br />

olayları tek başına yaptığını, ardından aracı park edip, çağırdığı taksiyle Devlet Hastanesine<br />

gittiğini ve eline pansuman yaptırdığını" beyan etmiştir.<br />

Hırçın Kımıl İfadesinde özetle:10/12/2010 günü saat:16:00'dan sonra evinin yanında<br />

bulunan yıkık binanın yanına 28 AU 261 plakalı aracı park ettiğini, bu sırada yanında kardeşi<br />

Bahadır ile arkadaşı Samet Erdemir'in olduğunu kendisinin de taş topladığını, kendisinin taşların<br />

eline zarar vermemesi için eline eldiven almak için yakında bulunan nalbura gittiğini, tekrar geri<br />

geldiğinde aracın yerinde olmadığını gördüğünü, Samet'in araçla eve gittiğini düşündüğünü,<br />

542/678


ardından da Samet Erdemir'in araçla büfeye çarptığını taksi durağı çalışanlarından duyduğunu,<br />

Samet'in aracı almasından sonra olayların olduğunu kendisinin olayla ilgisinin olmadığını" beyan<br />

etmiştir.<br />

Selim Kımıl İfadesinde özetle:"Olayın olduğu gün bir asker arkadaşıyla alkol<br />

aldıklarını, Hırçın ve Samet'in Alper Büfe isimli iş yerine girdiğini duyduğunu, olay yerine<br />

gittiğini, çok sarhoş olduğundan ne olduğunu şu an hatırlamadığını, daha sonra büfenin<br />

masraflarını karşıladıklarını, kimseye bu büfeye zarar verilmesiyle ilgili talimat vermediğini"<br />

beyan etmiştir.<br />

Abdullah Karakuz İfadesinde özetle:"Gülcan Çınar isimli arkadaşıyla konak isimli<br />

kafede otururken, yabancı iki kişinin masaya geldiğini, kendisini ve arkadaşını rahatsız<br />

ettiklerini, kendisinin de Selim Kımıl'ı aradığını, Selim Kımıl'ın kafeye gelmediğini, kafeden<br />

ayrıldıktan sonra Hırçın Kımıl'ın geldiğini, sonradan öğrendiği kadarıyla Hırçın'ın kafeye<br />

geldiğini " beyan etmiştir.<br />

Hakan Karaahmet İfadesinde özetle:" Giresun Devlet Hastanesinde Başhekim olarak<br />

çalışan doktorla darp ve cebir raporu için irtibata geçtiğinin doğru olduğunu, ancak amacının<br />

Hırçın Kımıl ve Samet Erdemir'in hastaneden bir an önce doktor raporu almalarını sağlamak<br />

olduğunu, bu şahısların soruşturma sonucunda ceza almamaları, nezarethanede tutulmadan<br />

serbest kalmaları için bir çabasının olmadığını, sadece Giresun Cumhuriyet Başsavcılığında<br />

çalışan savcı ile irtibata geçip durumun ne olduğunu öğrenmek istediğini" beyan etmiştir.<br />

Her ne kadar müşteki Yakup Bekdemir'in iş yerine zarar verilmesi eyleminin örgüt<br />

lideri Olgun Peker'in talimatı ile sanıklar Abdullah Karakuz ve Selim Kımıl'ın<br />

azmettirmesiyle, sanıklar Hırçın Kımıl ve Samet Erdemir tarafından gerçekleştirildiği, bu<br />

eylemin müştekiye gözdağı vermek amacıyla örgüt üyeleri tarafından icra edildiği, sanık Hakan<br />

Karaahmet'in ise suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaadetmek suretiyle suça<br />

yardım etmesi nedeniyle cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de,<br />

Sanık savunmaları, müşteki beyanları, tanık anlatımları, olay öncesi ve sonrası telefon<br />

döküm içerikleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde Alper Büfe isimli iş yerinde 10/12/2010<br />

günü gerçekleşen olayın tamamen anlık bir kavga sonucu ve alkolün vermiş olduğu ruh haliyle<br />

meydana gelen bir olay olduğu, örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilmediği, bireysel eylem<br />

olarak nitelendirilmesinin hukuken doğru olacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

Dolayısıyla sanıklar Olgun Peker ve Hakan Karaahmet'in azmettirme ve örgüt<br />

yöneticisi olmaları nedeniyle örgüt üyelerinin örgüt faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirdikleri<br />

eylemlerden sorumlu tutulmalarını düzenleyen madde yönünden mahkememizce eylem bireysel<br />

olarak değerlendirildiğinden atılı suçlardan sanıklar yönünden beraatlerine karar vermek<br />

gerekmiştir.<br />

Sanıklar Olgun Peker, Hakan Karaahmet, Selim Kımıl, Hırçın Kımıl, Abdullah<br />

Karakuz ve Samet Erdemir hakkında mağdur Yakup Bekdemir'e yönelik mala zarar verme suçu<br />

yönünden şikayetten vazgeçme nedeniyle ayrı ayrı düşme kararı vermek gerekmiştir.<br />

Her ne kadar sanıklar Olgun Peker, Hakan Karaahmet, Selim Kımıl, Hırçın Kımıl,<br />

Abdullah Karakuz ve Samet Erdemir hakkında birden fazla kişi tarafından var olan veya var<br />

sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanarak mağdur Yakup Bekdemir'e<br />

yönelik tehdit suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de müşteki<br />

beyanları, tanık anlatımları değerlendirildiğinde atılı suçun gerçekleştirildiğine dair her türlü<br />

şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanıkların delil yetersizliği<br />

nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerekmiştir.<br />

543/678


3- 25.06.2009 GÜNÜ GİRESUN'DA, GİRESUN FM RADYO BÜROSUNA<br />

GİRİLEREK MUSTAFA CİCİ VE HAKAN AKBAŞ’IN TEHDİT EDİLİP<br />

DÖVÜLMELERİ VE İŞYERİNE ZARAR VERİLMESİ EYLEMİ (TEHDİT, MALA<br />

ZARAR VERME, KONUT DOKUNULMAZLIĞINI İHLAL)<br />

Giresun’da yayın yapan Giresun FM isimli radyonun müdürü Mustafa Cici ve radyo<br />

sahibi Hakan Akbaş'ın Giresun’da yapılan fuar organizasyonunun ve Giresunspor'un başarısızlığı<br />

hakkında yazdıkları yazıların ve bu konu hakkında yaptıkları yayınların bir kısım sanıkları<br />

rahatsız ettiği, sanık Selim Kımıl ve taraftar grubu lideri Özden Tütüncü'nün Giresun FM isimli<br />

radyoya giderek Mustafa Cici ile görüşme yaptıkları ve şahsı bu tür yazılar yazmaması ve<br />

yayınlar yapmaması konusunda uyarıp tehdit ettikleri, Mustafa Cici'nin bu durumu<br />

kabullenmediği, Selim Kımıl'ın Özden Tütüncü ile birlikte radyodan ayrıldığı, şahısların<br />

radyodan ayrılmalarından bir müddet sonra Selim Kımıl'ın kardeşi Evren Kımıl’ın, yanında<br />

Samet Erdemir ve Aykut Aydın ile birlikte Giresun FM isimli radyoya tekrar gittiği, şahısların<br />

Mustafa Cici ile özel olarak görüşmek istediklerini bahane ederek, Avukat Yavuz Akbulut,<br />

gazeteci Gülcan Şahin ve DP İlçe Başkanı Miktat Kaya'nın dışarı çıkmalarını istedikleri,<br />

tanıkların görüşmenin ses kayıt cihazı ile kayıt altına alınması koşulu ile odadan çıkmaları<br />

üzerine, Evren Kımıl ve yanındaki şahısların oda kapısını kapatarak içeride bulunan Mustafa<br />

Cici ve Hakan Akbaş’ı darp etmeye başladıkları, odada bulunan bilgisayar ve sandalyeleri yere<br />

fırlattıkları, tanık şahısların odaya girmeleri üzerine şahısların olay yerinden kaçtıkları, Mustafa<br />

Cici ve Hakan Akbaş’ın Giresunspor'un Olgun Peker döneminde başarısız olduğu ve yine sanık<br />

Hakan Karaahmet tarafından yapılan fuar organizasyonlarına yönelik eleştirel yazılar yazıp,<br />

yayınlar yapmaları sebebiyle tehdit ve darp edildiği, olayı Olgun Peker ve Hakan<br />

Karaahmet'in azmettirmesi sonucu Selim Kımıl, Özden Tütüncü, Evren Kımıl, Samet<br />

Erdemir ve Aykut Aydın isimli şahısların gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.<br />

Sanıkların atılı eylemi nedeniyle Giresun Cumhuriyet Başsavcılığınca 2009/2838<br />

sırasına kayden yürütülen soruşturma evrakı hakkında 14/09/2009 tarihinde kovuşturmaya yer<br />

olmadığına dair karar verilmiş ancak İstanbul (CMK 250. Maddesi ile Yetkili) C. Başsavcılığının<br />

Olgun PEKER liderliğindeki suç örgütüne yönelik eylemler kapsamında değerlendirildiği,<br />

dinlenen telefon görüşmelerinde eylemin örgüt faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilme ihtimaline<br />

ilişkin şüpheler olduğu, olay öncesi ve sonrası tapeler, ortaya çıkan yeni deliller ve<br />

kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilmemesi ve Giresun iline en yakın Ağır Ceza<br />

Mahkemesince de bu itirazın reddedilip söz konusu takipsizlik kararının kesinleşmemiş olması<br />

dikkate alınarak eylem nedeniyle mahkememizce yargılama yapılmıştır.<br />

Mağdur Mustafa Cici İfadesinde: 25/06/2009 günü saat:11:30 sıralarında Giresun<br />

FM isimli radyoda bulunan odasında radyo sahibi Hakan Akbaş ile durum değerlendirmesi<br />

yaptığı sırada dış kapı zilinin çaldığını, iki şahsın içeri girdiğini, şahıslardan birinin Hakan<br />

Karaahmet'in sahibi olduğu Tempo televizyonunda ve fuar çadırında çalışan Selim (Kımıl),<br />

diğerinin de teşhis ettiği Özden Tütüncü olduğunu, Selim'in özel görüşmek istediğini, bunun<br />

üzerine Hakan Akbaş'ın odadan çıktığını, odada şahıslarla yalnız kaldığı esnada Özden<br />

Tütüncü'nün kendisine "Abi Giresunspor ile ilgili yazılarına ara ver, Giresunspor'a zarar<br />

veriyorsun" dediğini, Selim'in araya girerek " Fuar konusundaki haberler yüzünden fuarın iptal<br />

olduğunu, iki çocuğu ile işsiz kaldığını, Hakan Karaahmet'in açtığı fuar konusunda bir daha yazı<br />

yazmamasını" söylediğini, üslubun giderek sertleştiğini, şahısların kendisine tehdit vari<br />

konuştuklarını, bundan sonra iyi niyetin olmayacağını ve olacaklardan kendisinin sorumlu<br />

olacağını söylediklerini ve kapıyı çarparak odadan çıktıklarını, yarım saat sonra tanımadığı üç<br />

şahsın odasına geldiklerini, özel görüşmek istediklerini, Yavuz Akbulut, Gülcan Şahin ve Miktad<br />

Kaya'nın odadan çıktıklarını, Hakan Akbaş ile kendisinin odada kaldığını, 24 yaşlarındaki şahsın<br />

kendisine yumruk attığını, diğer şahsın da Hakan Akbaş'a saldırdığını, üçüncü şahsın odadan<br />

544/678


çıkıp gittiğini, şahısların bilgisayar monitörünün kendisinin üzerine fırlattığını, kendisini tehdit<br />

eden Selim Kımıl ve Özden Tütüncü ile kendisini darp eden ismini bilmediği üç kişiden ve olayı<br />

azmettirdiğini düşündüğü Hakan Karaahmet, Fatih Kitapçı ve Olgun Peker'den şikayetçi<br />

olmadığını beyan etmiştir.<br />

Mağdur Hakan Akbaş İfadesinde: Giresun FM radyosunun sahibi olduğu<br />

25/06/2009 günü saat: 11:30 sıralarında diğer müşteki Mustafa Cici'nin odasında oturdukları<br />

sırada önceden tanıdığı Selim Kımıl ile ismini sonradan öğrendiği Özden Tütüncü'nün geldiğini,<br />

Selim'in "bir mevzu var Cici ile özel görüşebilir miyiz" dediğini kendisinin odadan çıktığını bir<br />

süre sonra şahısların çıkıp gittiğini, Mustafa Cici'nin Giresunspor ve fuar ile ilgili haber<br />

yapmamaları konusunda kendisini tehdit ettiklerini söylediğini, bir süre sonra tanımadığı üç<br />

kişinin radyoya geldiğini, şahıslardan bir tanesinin Mustafa Cici'ye saldırdığını diğerinin de<br />

kendisine saldırdığını, şahısların Mustafa Cici ve kendisini darp ettiklerini, şahıslardan şikayetçi<br />

olmadığını beyan etmiştir.<br />

Taraftar kod adlı gizli tanık İfadesinde: Mustafa Cici'nin Giresunspor yönetim<br />

hakkında yazdığı yazılar nedeniyle Hakan Karaahmet'in talimatı ile darp edildiğini belirtmiştir.<br />

Tanık Yavuz Akbulut İfadesinde:"Kolluktaki ifadesini tekrar ettiğini, Giresun FM'e<br />

ziyarete gittiğini, Mustafa Cici'nin kendisine " Topal Selim'in radyoya gelerek kendisine Olgun<br />

Aydın Peker, Giresunspor, Hakan Karaahmet ve Fatih Kitapçı hakkında haber yapmamasını,<br />

haber yaptığı takdirde kendisi için sonucunun tehlikeli olacağını söylediğini", ne yapabilirim<br />

diye sorduğunu, kendisinin de savcılığa müracaat etmesini söylediğini, bu sırada arkadan<br />

birisinin "görüşebilir miyiz dediğini" kendisinin "konuşma kayda alınırsa olabileceğini<br />

söylediğini", bunun üzerine Hakan Akbaş'ın bir teyp getirdiğini, dışarı çıktıklarını, kavga sesleri<br />

gelince içeri girdiğinde Evren'in Mustafa Cici'yi yere yatırarak tokatladığını gördüğünü, diğer<br />

kişinin de Hakan'ı dövdüğünü, şahısların kendisini görünce kaçtıklarını, Emniyette bu kişileri<br />

teşhis ettiğini, karakolda Mustafa Cici ve Hakan Akbaş'ın şikayetten vazgeçtiklerini nedenini<br />

sorduğunda, kendisine "telefon geldi mecbur kaldık" dediklerini, kim telefon etti diye<br />

sorduğunda "Hakan" dediklerini, o kişinin kendisine göre Hakan Karaahmet olduğunu" beyan<br />

etmiştir.<br />

Tanık Gülcan Şahin'in Mahkememizdeki İfadesinde: “... içeriye girip Cici'ye,<br />

Mustafa Abi seninle biraz özel konuşabilir miyiz dediler. Bizde Cici'nin odasında olduğumuz<br />

için Cici, arkadaşlar Müsaade eder misiniz dedi. Biz odadan kapının ağızına doğru çıkarken<br />

içeride bir itekleme gibi. Sonrada çocuklar, biz geri dönünce ben işte orada birkaç kişi daha<br />

vardı. Ses duyunca, itekleme olunca biz geri döndük çocuklar yanımızdan çıktı, kapıdan gittiler.”<br />

Asayiş Şube Müdürlüğünde, “Mustafa Cici'nin, Hakan Karaahmet, Olgun Aydın Peker ile ilgili<br />

haber yapmayacaksın diyerek kendisinin tehdit edildiğini söyledi” şeklindeki beyanı<br />

sorulduğunda: “hiç inanın şimdi siz söyleyince hatırladım. Hiç öyle bir ifade verdiğimi<br />

hatırlamıyorum. Çünkü zaten olayın yani bu konuların, konuşulacak bir şeyi yoktu” ...Belki<br />

okumamışım da olabilirim. Şöyle bizim şeyimiz de 2 tane çocuk işte bu Giresun ufak bir yer bu<br />

tür ufak tartışmalar olur. Hani biz gözümüzde çok büyütüp te bu ne kadar büyük bir olay deyip<br />

hani çok takip ettiğimiz bir şey değildi. Hani size belki şey gelebilir. Hani bu Giresun da Giresun<br />

küçük bir yer. Bu tür ufak tefek tartışmalar olur. Herkes herkesi tanır. Yani sokağa çıktığımızda<br />

selam vermeden kimse kimseden geçmez. Hakan Karaahmet hakikatten çok sevilen bir insan<br />

onuda herkes tanır. Bende tanırım. En az 15-20 seneden beri hani bizim gözümüzde<br />

büyüttüğümüz olay olmadığı için hani belki size nasıl okumadan hani imzaladım falan. Bizim<br />

için hani normal, sıradan bir şey olduğu için hani gözümüzde büyütülecek. Şöyle büyük insanlar<br />

falan gelir. İşte tabanca tüfek tarzı şeyler olursa hani o zaman gözünde büyütürsün. Şimdi insan 2<br />

tane birbirine takışmış çok önemsenmez şeklinde beyanda bulunmuştur.<br />

545/678


Sanık Samet Erdemir İfadesinde: "...Giresunspor aleyhine neden yazı yazdığını<br />

konuşmak için Mustafa Cici'nin yanına gitmek istediğini arkadaşlarına söylediğini, birlikte<br />

Giresun FM radyosuna Mustafa Cici'nin odasına gittiklerini, bu sırada odadaki tanımadığı bir<br />

şahsın sandalyeyi kendisine fırlattığını kendisinin de sandalyeyi yerden alarak ona vurduğunu bu<br />

sırada Aykut'un odadan dışarı çıktığını, Evren'in ne yaptığını görmediğini, kendisini oraya<br />

kimsenin göndermediğini, Mustafa Cici'nin alaylı bir şekilde konuştuğunu ve yanındaki şahıs<br />

sandalye fırlattığı için olay çıktığını" beyan etmiştir.<br />

Sanık Aykut Aydın'ın İfadesinde: " ... Evren Kımıl'ın kendisini benimle gel işim var<br />

dediğini, daha sonra yanlarına Samet Erdemir'in geldiğini, birlikte Giresun FM radyosuna<br />

çıktıklarını, radyoya girdiklerini, içeride bir bayan ve bir erkek olduğunu, Evren Kımıl'ın<br />

Mustafa Cici ile özel görüşmek istediğini söylediğini, Mustafa Cici'nin bayanı dışarı çıkardığını,<br />

yanındaki erkek şahsa kendileriyle ilgili alaycı bir şekilde konuştuğunu, Mustafa Cici'nin<br />

yanındaki şahsın Samet'e sandalye salladığını ve çekmecesinden bir şeyler almaya çalıştığını<br />

bunun üzerine, kendisinin de şahsa yumruk attığını, hep birlikte oradan uzaklaştıklarını, Mustafa<br />

Cici Giresunspor aleyhine yazılar yazdığı için kendisiyle konuşmaya gittiklerini, kendilerini<br />

kimsenin göndermediğini" beyan etmiştir.<br />

Sanık Evren Kımıl İfadesinde: "...Mustafa Cici'nin Giresunspor maçlarını satıyor<br />

diye bir haber yayınladığını, bu konuyu konuşmak için arkadaşlarıyla Giresun FM radyosuna<br />

gittiklerini Mustafa'nın odasına girdiklerinde Mustafa'nın kendisine ben basınım istediğimi<br />

yazarım, bana kimse bir şey diyemez diye bağırdığını, kendisine yumruk salladığını, diğer şahsın<br />

kendisine sandalye fırlattığını, ayrıca bu şahsın sandalye ile Samet'e vurduğunu, bu sırada Aykut<br />

Aydın'ın odanın dışında olduğunu, daha sonra oradan ayrıldıklarını, kendilerini Giresun FM'e<br />

kimsenin göndermediğini" beyan etmiştir.<br />

Sanık Selim Kımıl İfadesinde: "...Mustafa Cici'nin internette yazdığı yazılar<br />

nedeniyle fuarın kapatıldığını, bu nedenle işsiz kaldığını, bu durumu konuşmak için radyoya<br />

gittiğini, yolda Özden Tütüncü'yü gördüğü, birlikte gittiklerini, Mustafa Cici ile özel görüşmek<br />

istediklerini, durumu anlattığını, Özden Tütüncü'nün de Giresunspor'a zarar veren yazılar<br />

yazıyorsun dediğini, konuştuktan sonra oradan ayrıldıklarını, Hakan Karaahmet'in eski patronu<br />

olduğunu, şahsı kimin dövdüğünü bilmediğini, kimseyi tehdit etmediğini ve darp etmediğini<br />

belirtmiştir.<br />

Sanık Özden Tütüncü İfadesinde: "... Selim Kımıl ile birlikte Mustafa Cici'nin<br />

çalıştığı Giresun FM isimli radyoya gittiklerini, Mustafa Cici'nin yanında bir şahsın olduğunu,<br />

Selim'in Mustafa Cici'ye " ...Fuardan ekmek yiyorum bari sen yazma" dediğini, Mustafa'nın<br />

yazma özgürlüğü var bunları yazmam lazım dediğini, kendisinin de " ...Fatih Kitapçıya<br />

saldırmışsınız adam üçüncü ligden ikinci lige takımı çıkardı" dediğini bu cümleleri tehdit için<br />

söylemediğini daha sonra normal bir şekilde ayrıldıklarını, darp olayıyla ilgisinin olmadığını"<br />

beyan etmiştir.<br />

Hakan Karaahmet İfadesinde: "Olayla bir alakasının olmadığını bu olayda rol<br />

oynamadığını " beyan etmiştir.<br />

etmiştir.<br />

Olgun Peker İfadesinde: Şahısları tanımadığını, olayla ilgisinin olmadığını beyan<br />

Mağdur ve tanık anlatımları, canlı teşhis tutanakları, fotoğraf teşhis tutanakları, CD<br />

görüntü izleme tutanakları hep birlikte değerlendirildiğinde, mağdurlar Mustafa Cici ve Hakan<br />

Akbaş'ın sanıklar Selim Kımıl ve Özden Tütüncü'nün olayı gerçekleştirdiğini beyan edip<br />

şahısları teşhis etmeleri ve Giresun Cemal Gürsel Caddesi Gürseller Giyim Mağazasının yanında<br />

bulunan güvenlik kamera kayıtlarının çözümünden de anlaşılacağı üzere, sanıklar Evren Kımıl,<br />

546/678


Samet Erdemir ve Aykut Aydın'ın kamera görüntülerinde 12:50:47 itibariyle Fatih Caddesi<br />

istikametinden radyonun bulunduğu araya girdikleri, 12:52:25 itibariyle aynı aradan çıkıp<br />

köşedeki mağazaya girdikleri, 12:52:47 itibariyle birlikte tekrar radyonun bulunduğu yere<br />

girdikleri, 12:57:56 itibariyle üç sanığın radyonun bulunduğu aradan koşarak kaçtığı<br />

anlaşılmıştır.<br />

Her ne kadar sanıklar Hakan Karaahmet ve Olgun Peker, bahse konu eylemle bir<br />

alakalarının olmadığını, adı geçen şahısları tanımadıklarını beyan etmiş iseler de,<br />

Örgüt kurucusu ve yöneticisi olan sanık Olgun Peker ile yine örgüt yöneticisi olan<br />

sanık Hakan Karaahmet'in örgüt üyesi olan sanıkları tanıdıkları gibi örgüt üyesi olan sanıkların<br />

eylemi gerçekleştirme sebebi örgüt yöneticilerine yönelik eleştirileridir. Hiç ilgisi olmayan bir<br />

şahsın sanıklar Olgun ve Hakan Karaahmet'in haber, bilgi ve talimatları olmadan durduk yere bir<br />

radyo evine gidip orada ilgili şahıslarla kavga etmesi, şahısları darp etmesi, mala zarar vermesi,<br />

hayatın olağan akışına uygun değildir. Nitekim yukarıda değinildiği üzere "Özden Tütüncü ve<br />

Kımıl soy isimli şahıslar, sanıklar, Olgun Peker ve Hakan Karaahmet'in adamlarıdır". Şeklinde<br />

gerek telefon görüşmelerinde gerekse bir kısım müşteki, tanık ve sanıkların beyanları ile<br />

anlaşılmıştır. Kaldı ki soruşturmanın başlangıcında sıcağı sıcağına alınan mağdur Mustafa Cici<br />

ve Mağdur Hakan Akbaş'ın 25/06/2009 günü Giresun Asayiş Şube Müdürlüğünde vermiş<br />

oldukları ifadeleri de bu durumu doğrulamış tüm dosya kapsamı özellikle sanık özden Tütüncü<br />

ve Kımıl soy isimli sanıklar ile yine sanık Aykut Aydın'ın sanıklar Olgun Peker ve Hakan<br />

Karaahmet'le olan bağlantıları ve bu şahıslar ile olan ilişkileri bir kısım suç örgütü üyesi olan<br />

sanıkların ilde yapmış oldukları kriminal eylemlerinde sürekli devreye girmesi sanık Olgun<br />

Peker'in telefon görüşmelerinde ortaya çıktığı üzere eleştirilere tahammül göstermediği gibi<br />

alacağını isteyen şahsı ölümle tehdit etmekten çekinmeyen, suç işleme yapısı dikkate alındığında<br />

söz konusu radyo evine baskınının Giresunspor başkanı olan sanık Olgun Peker'in yine ilde fuar<br />

organinazyonları yapan sanık Hakan Karaahmet'in eleştirilmesi sonrasında yönetici sanıkların<br />

talimatları ile gerçekleştirildiği kanaatine varılmış ve bu suçun sanıklar Olgun Peker ve Hakan<br />

Karaahmet tarafından kurulduğu anlaşılan suç örgütünün yine suç örgütü üyeleri vasıtasıyla<br />

gerçekleştirilmiş bir eylem olduğu kanaatine varılmış ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi<br />

sebebiyle buna ilişkin yasal hükümler uygulanmıştır.<br />

Yine örgüt üyesi olan sanık Aykut Aydın da sanıklar olay olduktan sonra karakola<br />

gittiklerinde aralarında "karakolda sorulduğunda Giresunspor taraftarı oldukları için böyle<br />

davrandık şeklinde cevap verelim" diye konuştuklarını dile getirmiştir. Bu beyanda örgüt üyesi<br />

olan sanıkların Giresunspor taraftarı iç güdüsü ile değil suç örgütü üyesi oldukları için ve talimat<br />

üzerine bu eylemi gerçekleştirdiklerini doğrulamaktadır.<br />

Sanıklar Selim Kımıl ve Özden Tütüncü'nün Giresun FM isimli radyoya giderek,<br />

Mustafa Cici ile görüşme yaptıkları ve mağdurun bu tür yazılar yazmaması konusunda uyarıp<br />

tehdit ettikleri, mağdur Mustafa'nın bu durumu kabullenmediği, sanık Selim Kımıl'ın Özden<br />

Tütüncü ile birlikte radyodan ayrıldığı, sanıkların radyodan ayrılmalarından bir müddet sonra<br />

Selim Kımıl'ın kardeşi Evren Kımıl'ın yanında Samet Erdemir ve Aykut Aydın ile birlikte<br />

Giresun FM isimli iş yerine tekrar gittiği, sanıkların Mustafa Cici ile özel olarak görüşmek<br />

istediklerini bahane ederek, Av. Yavuz Akbulut, gazeteci Gülcan Şahin ve DP ilçe başkanı<br />

Mikdat Kaya'nın dışarı çıkmalarını istedikleri, tanıkların görüşmenin ses kayıt cihazı ile kayıt<br />

altına alınması koşulu ile odadan çıkmaları üzerine Evren Kımıl ve yanındaki sanıkların oda<br />

kapısını kapatarak içeride bulunan mağdur Mustafa Cici'yi darp etmeye başladıkları, odada<br />

bulunan bilgisayar ve sandalyeleri yere fırlattıkları, tanıkların odaya girmeleri üzerine sanıkların<br />

olay yerinden kaçtıkları anlaşılmıştır.<br />

547/678


Her ne kadar sanıklar savunmalarında, ani gelişen bir olay neticesi Giresun FM<br />

müdürü Mustafa Cici ile görüşmeye gittiklerini beyan etmiş iseler de, yukarıda açıklandığı<br />

üzere , Deli Adil'in oğulları lakabıyla tanınan ve bilinen ve Giresun'da sanık Hakan Karaahmet'in<br />

adamları olarak tabir edilen Kımıl kardeşlerin ve Giresunspor tribün lideri Özden Tütüncü'nün<br />

mağdur Mustafa'nın odasına girince “Giresunspor ile ilgili yazılarına ara ver Giresunspor'a zarar<br />

veriyorsun” şeklinde ithamlarda bulundukları, “senin yazılarının zararlı olduğunu düşünüyorum,<br />

hem Giresunspor'un menfaati ve kendi yararına yazmazsan iyi olur” şeklindeki tehditvari<br />

beyanları ve kapıyı sert bir şekilde çarparak odadan çıkmaları, eylemin basit ve adi nitelikte bir<br />

tehdit eylemi olmadığı, bu sanıkların Hakan Karaahmet ve Olgun Peker'in yönlendirme ve<br />

talimatlarıyla Giresun FM isimli iş yerine gittikleri sonuç ve kanaatine varılmış, bir kısım<br />

sanıkların olayın anı geliştiği hususundaki savunmaları ve bir kısımı sanıklarında olayla ilgili<br />

olmadıkları hususundaki savunmalarına da iştirak edilmemiştir.<br />

Dolayısıyla mağdur Mustafa Cici ve Hakan Akbaş'ın Giresunspor'un Olgun Peker<br />

döneminde başarısız olduğu ve fuar organizasyonları ile ilgili sanık Hakan Karaahmet'e yönelik<br />

eleştirel yazılar yazıp yayınlar yapmaları sebebiyle tehdit ve darp edildiği, eylemin Olgun Peker<br />

ve Hakan Karaahmet'in azmettirmesi sonucu sanıklar Selim Kımıl, Özden Tütüncü, Evren Kımıl,<br />

Samet Erdemir ve Aykut Aydın isimli sanıkların gerçekleştirdiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

Bu gerekçeler dikkate alındığında; Sanıklar suç örgütü yöneticisi Olgun Peker ve<br />

Hakan Karaahmet'in talimat-yönlendirme ile sanıklar suç örgütü üyeleri Selim Kımıl, Özden<br />

Tütüncü, Evren Kımıl, Samet Erdemir ve Aykut Aydın'ın cebir kullanmak suretiyle iş yeri<br />

dokunulmazlığını bozma suçunu ve mağdur Mustafa Cici'ye karşı birden fazla kişi ile suç<br />

örgütlerinin korkutucu gücünden yararlanarak tehdit suçunu işledikleri sonuç ve kanaatine<br />

varılmıştır.<br />

Her ne kadar sanıklar Selim Kımıl ve Özden Tütüncü hakkında mağdur Hakan Akbaş'a<br />

karşı tehdit suçunu işledikleri iddiasıyla cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de,<br />

mağdur ifadesi ve diğer tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde, atılı tehdit suçunu<br />

işlediklerine dair kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatlerine karar vermek<br />

gerekmiştir.<br />

Her ne kadar sanıklar Olgun Peker, Hakan Karaahmet, Selim Kımıl, Evren Kımıl,<br />

Özden Tütüncü ve Samet Erdemir hakkında mala zarar vermek suçundan dolayı<br />

cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de, müştekilerin sanıklar hakkındaki dava<br />

ve şikayetlerinden vazgeçtikleri anlaşılmakla, sanıklar hakkında ayrı ayrı düşme kararı verilmesi<br />

gerektiği kanaatine varılmıştır.<br />

4- TEKNİK DİREKTÖR BAHRİ KAYA’NIN TAKIMDAN AYRILMASI İÇİN<br />

TEHDİT EDİLMESİ EYLEMİ<br />

Giresunspor kulübünün, 14/01/2011 tarihli kongresinde sanık Olgun Peker'in de<br />

desteğini alan Ömer Ülkü'nün başkanlığı kazandığı, Olgun Peker'in kulüpte teknik direktörlük<br />

görevini yürütmekte olan Bahri Kaya'nın yerine Boluspor'da görev yapan Levent Eriş'i getirmek<br />

istediği ve bu doğrultuda Giresunspor basın sözcüsü Fatih Sandal'ı arayarak "bu hocayı gönderin<br />

gitsin kardeşim" diye talimat verdiği, Bahri Kaya'ya ait tazminat bedelinin 500.000 TL olması<br />

nedeniyle istifa etmesi için kendisine baskı yapıldığı iddia edilmiş ve sanıklar Olgun Peker,<br />

Ömer Ülkü ve Coşkun Çalık arasında yapılan telefon görüşmelerinde, taraftarı kışkırtmak<br />

suretiyle teknik direktör Bahri Kaya'yı istifa ettirmeye teşebbüs ettikleri ve bu amaçla mağdurun<br />

tehdit edildiği iddiasıyla kamu davası açılmıştır.<br />

Müşteki Bahri Kaya İfadesinde: Giresunspor'da teknik direktörlük yaptığı dönem<br />

içerisinde teknik direktörlüğü bırakması için tehdit edilmediğini ve darba maruz kalmadığını,<br />

548/678


kendisinin istifa etmesi için talepte bulunulmadığını, kimseden davacı ve şikayetçi olmadığını<br />

beyan etmiştir.<br />

Sanık savunmaları, mağdur beyanı, iletişim tespit tutanakları, yapılan yargılama ve<br />

toplanan delillere göre müşteki Bahri Kaya'nın tehdit edildiğine dair mahkumiyetlerine yeter<br />

derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanıklar Olgun Peker, Ömer Ülkü,Fatih<br />

Sandal ve Coşkun Çalık'ın atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerektiği sonuç ve<br />

kanaatine varılmıştır.<br />

5- MENAJER FARUK GÜLER’İN ALACAĞINI TALEP ETMESİ NEDENİYLE<br />

TEHDİT EDİLMESİ EYLEMİ<br />

Sanık Olgun Peker'in, Giresunspor transfer tahtasının açılabilmesi için, alacaklı<br />

sıfatıyla Futbol Federasyonuna başvuran sporcu ve menajerlerin, alacaklarından vazgeçmeleriyle<br />

ilgili faaliyet yürüttüğü, bu menajerlerden biri olan Faruk Güler'in, Giresunspor'da oynayan bazı<br />

futbolcuların menajerlik işlerini yürüttüğü, sanık Özcan Üstüntaş'a "Faruk şerefsizini dün aradık,<br />

o çocuğa söyle şansını fazla zorlamasın" diyerek Faruk Güler'i tehdit konusunda talimat verdiği,<br />

yine Olgun Peker'in Giresun Ekspres gazetesi spor yönetmeni Mesut Erdoğan'a Faruk Güler<br />

hakkında olumsuz haberler yapması konusunda talimat vererek şahsın futbol kamuoyundaki<br />

prestijini zedelemeye çalıştığı, ayrıca Olgun Peker'in Antalya da bir otel lobisinde Faruk Güler<br />

ile karşılaştıklarında "Dua et buradasın, yoksa yarı canını alırdım." diyerek tehditte bulunduğu<br />

iddiasıyla kamu davası açılmıştır.<br />

Müşteki Faruk Güler İfadesinde: Olgun Peker ile 2009 yılında Özgür Üstüntaş<br />

vasıtasıyla tanıştığını, Giresunspor kulübüne bazı futbolcuların transferini gerçekleştirdiğini,<br />

transferler karşılığında ödeme günü gelmesine rağmen kendisine ödeme yapılmadığını, bir süre<br />

sonra senetleri icraya verdiğini, bunun üzerine Olgun Peker ile aralarında gerginlik ortaya<br />

çıktığını, Olgun Peker tarafından kendisine bazı mesajlar gönderildiğini, şikayet edeceğini<br />

söylemesi üzerine mesajların kesildiğini, ancak basında ve internet sitelerinde kendisi aleyhine<br />

haberler yayınlandığını, şahıstan çekindiği için davacı olmadığını, Mesut Erdoğan'ın Giresunspor<br />

isimli gazetede kendisi hakkında yanlış ve küçük düşürücü haberler yaptığını, Olgun Peker'le<br />

aralarındaki gerginliğin devam ettiği süreçte kendisiyle Antalya da bir otel lobisinde<br />

karşılaştığında, Olgun Peker'in kendisine " Sen dua et buradasın yoksa yarı canını alırdım."<br />

dediğini şahıstan çekindiği için bir şey diyemediğini, bu olaydan sonra Özcan Üstüntaş'ı<br />

arayarak sitem ettiğini, ailesine ve kendisine canına ve malına zarar geleceğinden endişelendiği<br />

için Olgun Peker'den şikayetçi olmadığını, beyan etmiştir.<br />

Konuya ilişkin iletişim tespit tutanaklarında ise, Tape 26- Olgun Peker: "... Şu Faruk<br />

şerefsizini dün aradık... Bak o çocuğa söyle şansını çok zorlamasın, bu oyuncuları<br />

göndereceğiz...", Tape 38- Faruk Güler:" Olgun Abi biraz önce üzdü beni ya, ..., bana döndü dedi<br />

ki sen dua et buradasın yoksa şimdi yarı canını alırdım dedi...", ... Özcan Üstüntaş:" Kalabalık<br />

olduğu zaman öyle şeyleri var abi havaları var", Tape 737- Mesut Erdoğan:"...Şimdi bu Faruk<br />

Güler vardı ya senin de, bir ara bastıydın ona..." Olgun Peker:" Artıları, Faruk kulübü hacize<br />

vermişti..." Mesut Erdoğan:" Olgun Peker Faruk Güler'i aforoz etti, ...başka nasıl vurabiliriz abi<br />

buna" Olgun Peker:" Ararım ben seni tamam" dediği anlaşılmıştır.<br />

Mağdur Faruk Güler, Sanık Olgun Peker'in kendisi üzerinde baskı oluşturmak ve<br />

sindirmek amacıyla mesaj gönderdiğini, bu tip baskıların olmaması ve kendisini korumak<br />

amacıyla savcılığa şikayet edeceğini söylediğini, bunun üzerine mesajların kesildiğini, mesajdan<br />

sonra Olgun Peker tarafından Giresun'da bulunan yerel basında ve internet sitelerinde aleyhine<br />

haberler yaptırılarak üzerinde baskı kurulmaya çalışıldığı, mağdur Faruk Güler'in, Peker soy<br />

ismini kullanması sebebiyle sanıktan korktuğu ve ailesinin canına, malına zarar vereceğinden<br />

549/678


endişelendiği için sanık Olgun Peker'den şikayetçi olmaması hususları bir bütün olarak<br />

değerlendirildiğinde, sanık Olgun Peker'in otel lobisinde yüzüne karşı "dua et buradasın yoksa<br />

yarı canını alırdım" demek suretiyle suç örgütlerinin oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak<br />

tehdit etmek suçunu işlediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

6-MÜŞTEKİ TURGAY DEMİRCAN'A KARŞI İŞLENDİĞİ İDDİA EDİLEN<br />

YAĞMA EYLEMİ:<br />

Turgay Demircan isimli mağdura 2008 yılı Kasım ayında sayısal lotodan 1.500.000 TL<br />

para çıktığı, Olgun Peker'in bu durumdan haberdar olduğu, Hakan Karaahmet'in ve Fatih<br />

Sandal'ın peyder pey müştekiden futbolcu alacakları için para istedikleri, aynı şekilde Olgun<br />

Peker'in de müştekiyi telefonla arayarak kulüp harcamaları için para talep ettiği, müştekinin bu<br />

şekilde toplamda 500.000 tl para ödemek zorunda kaldığı ve yağmalandığı iddiasıyla kamu<br />

davası açılmıştır.<br />

TCK 'da yağma suçu bir başkasının kendisinin veya yakının hayatına vücut veya cinsel<br />

dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibari ile büyük bir<br />

zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın<br />

alınmasına karşı koymamak şeklinde tarif edilmiştir.<br />

Hırsızlık suçunda olduğu gibi yağma suçunda da taşınır malın alınması ile ilgili olarak<br />

zilliyedinin rızasının bulunmaması gerekir. Ancak hırsızlık suçundan farklı olarak bu suçun<br />

oluşabilmesi için mağdurun rızasının cebir veya tehdit kullanılarak ortadan kaldırılması gerekir.<br />

Yağma suçu açısından tehdidin, kişiyi kendisinin ve yakının hayatına, vücut veya cinsel<br />

dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibariyle büyük bir<br />

zarara uğratacağından bahisle yapılması gerekir.<br />

Yağma suçunun tamamlanabilmesi için kullanılan cebir veya tehdidin etkisiyle mağdur<br />

malı teslim etmenin veya malın alınmasına karşı koymamalıdır. Bu bakımdan kullanılan cebir<br />

veya tehdidin kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamaya yöneltmeye elverişli<br />

olması gerekir.<br />

Müşteki Turgay Demircan Giresun Kom Şube Müdürlüğündeki 09/08/2011 tarihli<br />

ifadesinde, 2008 yılı Kasım ayında kendisine sayısal lotodan 1.500.000 TL para çıktığını bunu<br />

öğrenen Olgun Peker'in "Yönetim Kurulu toplantılarına katıl, adamın kafasını bozma" dediğini,<br />

ayrıca futbolcuların bir çok alacakları olduğunu bunları kendisinin ödemesi gerektiğini, bunun<br />

üzerine 150.000 TL para verdiğini, değişik zamanlarda değişik miktarlarda para verdiğini, bu<br />

şekilde Olgun Peker'e verdiği paranın 500.000 TL'yi bulduğunu, yine Olgun Peker ile birlikte<br />

hareket eden Fatih Sandal ve Hakan Karaahmet'in de bir kaç defa kendisinden para istediklerini<br />

beyan etmiştir.<br />

Sanıklar Olgun Peker, Hakan Karaahmet ve Fatih Sandal'ın savunmalarında olayla<br />

ilgili iddiaları kabul etmedikleri anlaşılmıştır.<br />

Her ne kadar sanıklar Olgun Peker, Hakan Karaahmet ve Fatih Sandal hakkında<br />

mağdur Turgay Demircan'a yönelik olarak yağma suçundan dolayı cezalandırılmaları istemiyle<br />

kamu davası açılmış ise de, mağdurun Giresunspor yöneticisi olduğu dönemde kulübe çeşitli<br />

miktarlarda ve dönem dönem paralar verdiği, ancak bu paraları kulübe gönüllü olarak verdiğini,<br />

diğer yöneticilerin de bağışlarda bulunduğunu, kendisinden kesinlikle tehditle para gasp<br />

edilmediği yönündeki beyanınında gözetilerek sanıkların yağma suçunun işlediklerine dair,<br />

mahkumiyetlerine yeter, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanıklar Olgun Peker,<br />

Hakan Karaahmet ve Fatih Sandal'ın atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerekmiştir.<br />

550/678


7-MÜŞTEKİ ŞENEL KAÇMAZ'A KARŞI İŞLENDİĞİ İDDİA EDİLEN YAĞMA<br />

EYLEMİ:<br />

2009 yılı ve sonrasında sanık Olgun Peker'in Giresunspor kulübünün başkanlığını<br />

yaptığı, Hakan Karaahmet'in yönetimde görevli olduğu ve Tempo TV isimli Giresun'da yayın<br />

yapan yerel televizyon kanalının sahibi olduğu, bu kanalın İstanbul'da da ulusal yayın yaptığı,<br />

Hakan Karaahmet'in Olgun Peker liderliğinde faaliyet yürüten haksız ekonomik çıkar sağlama<br />

amaçlı suç örgütünde, yönetici konumunda olduğu ve özellikle Giresun genelinde Deli Adilin<br />

oğulları olarak bilinen Evren Kımıl, Selim Kımıl ve Hırçın Kımıl kardeşleri sevk edip<br />

yönlendirerek, organize ettiği, gerek Olgun Peker'e yakınlığı gerekse bu faaliyetlerinden ötürü<br />

Giresun genelinde kendisinden korkulduğu çekinildiği,<br />

2008 Yılı içerisinde Hakan Karaahmet'in Almanya'da yaşayan Şenel Kaçmaz'a İstanbul<br />

Tempo TV'ye ortak olmasını teklif ettiği, teklifi kabul eden Şenel Kaçmaz'ın karşılığında Hakan<br />

Karaahmet'e 340.000 dolar para verdiği, ortaklık işlemlerinin noterde yapıldığı, bu paranın yanı<br />

sıra Hakan Karaahmet'e aynı dönemde 110.000 tl de borç para verdiği,<br />

İlerleyen süreçte Hakan Karaahmet'in Şenel Kaçmaz'ın televizyona ortak olmadığı<br />

şeklinde söylentiler çıkardığı, Hakan Karaahmet ile bu mevzuyu görüşmek isteyen müştekinin<br />

gerek şahıstan gerekse çevresinde bulunanlardan korktuğu için ortağı olduğu televizyona<br />

gidemediği, dava açarak televizyonun yüzde otuz hissesini alabildiği, Şenel Kaçmaz'ın alacağını<br />

ise Hakan Karaahmet'in Olgun Peker'le olan birlikteliği ve suç örgütünün adını kullanarak<br />

çevresine baskı yapması nedeniyle tahsil edemediği,<br />

Süreçte Olgun Peker'in yönlendirmesiyle Sanık Hakan Karaahmet tarafından<br />

müştekiye önce itimat ve güven telkin edildikten sonra birlikte iş yapılacakmış gibi gösterilerek<br />

kendisiyle ticari ilişkiye girildiği, hileli yöntemlerle 340.000 dolar parası alınarak Hakan<br />

Karaahmet'e ait televizyon kanalına ortak edildiği, aynı zamanda 110.000 tl parasının borç adı<br />

altında alındığı, ardından şahsın ortaklığına kendisine hiç bir ödeme yapılmaksızın son verildiği,<br />

müştekinin ortaklık için ve borç olarak verdiği parasına el konulduğu, müştekinin Hakan<br />

Karaahmet ile yaşanan sorunları konuşma / çözüme kavuşturma sürecinde örgüt lideri Olgun<br />

Peker'le muhatap olma zorunda bırakıldığı, sanıkların gerçek kimliğini ve niyetlerini öğrenen ve<br />

yaptığı araştırmalar neticesinde çevrede ne kadar korku oluşturduklarını fark eden müştekinin iş<br />

yerine gidemediği ve parasını geri alamadığı, bu şekilde Olgun Peker ve adamlarının hukuki<br />

ilişki tarzında başlayan bir ortaklık devamında hile ve desiseler ile müştekiyi kandırıp 340.000<br />

dolar ve 110.000 tl nakit parasını almak suretiyle; tehditle ve varsayılan suç örgütünün<br />

oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak yağmaladıkları iddia edilerek kamu davası<br />

açılmıştır.<br />

Taraftar kod adlı gizli tanık İfadesinde: Müşteki Şenel Kaçmaz'ın Hakan<br />

Karaahmet'ten korktuğu için ortaklıktan ayrılarak yurt dışına kaçtığını belirtmiş,<br />

Müşteki Şenel Kaçmaz İfadesinde: Almanya ülkesinde işçi olarak çalıştığını, 2008<br />

yılında Hakan Karaahmet'in Tempo TV'ye ortak olmasını teklif ettiğini, bunun üzerine Hakan<br />

Karaahmet'e 340.000 Amerikan Doları verdiğini, notere giderek anlaşma yaptıklarını, ortak<br />

olmalarının ardından bu paranın haricinde Hakan Karaahmet'e 110.000 tl borç para verdiğini ve<br />

bunun karşılığında senet aldığını, ortak olmasından 5-6 ay kadar sonra Hakan Karaahmet'in<br />

çevrede Şenel televizyona ortak değil şeklinde birtakım sözler söylediğini duyduğunu bunun<br />

üzerine Hakan Karaahmet ile bu konuyu konuşmak için televizyona gitmek istediğini ancak<br />

Hakan Karaahmet ve yanındaki şahıslardan korktuğu için gidemediğini, ilerleyen zamanda<br />

Hakan Karaahmet'in ortaklıktan ayrıldığını, aralarındaki anlaşmazlık sebebi ile Tempo TV'deki<br />

hisselerini almak için mahkemeye başvurduğunu ve mahkemenin lehine karar verdiğini, bu<br />

551/678


sırada söz konusu televizyona Kazım Albayrak'ın ortak olduğunu ve televizyonun yüzde<br />

ellisinden fazla hissesini aldığını, Kazım Albayrak'ın yanına gittiğini ve Hakan Karaahmet ile<br />

yaşadığı sorunları anlattığını, Kazım'ın da televizyonun yüzde otuz hissesini kendisine verdiğini,<br />

Hakan Karaahmet'ten olan 110.000 tl konusunda yardımcı olacağını söylediğini, Hakan<br />

Karaahmet'in Olgun Peker'in başkanlığı döneminde Giresunspor yönetiminde olduğunu, Hakan<br />

Karaahmet'in Olgun Peker ile birlikte olduğunu bildiğini, Hakan Karaahmet'in Olgun Peker ile<br />

birlikte olduğunu bildiği için parasını istemek için görüşmeye gitmekten korktuğunu,<br />

televizyondaki hisselerini aldığı ve Hakan Karaahmet'ten olan alacağı hakkında halen<br />

mahkemenin devam ettiği için davacı ve şikayetçi olmadığını" beyan etmiştir.<br />

Sanıklar Olgun Peker ve Hakan Karaahmet'in savunmalarında olayla ilgili müşteki<br />

Şenel Kaçmaz'a yönelik yağma iddialarını kabul etmedikleri anlaşılmıştır.<br />

Sanıkların savunmaları, mağdur anlatımları, yapılan yargılama ve toplanan delillere<br />

göre müşteki Şenel Kaçmaz'a yönelik yağma suçundan dolayı sanıkların cezalandırılması<br />

istemiyle kamu davası açılmış ise de, mağdur Şenel Kaçmaz ile Sanık Hakan Karaahmet<br />

arasındaki uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğu, bu nedenle olayda yağma suçunun unsurlarının<br />

bulunmadığı anlaşıldığından sanıklar Olgun Peker ve Hakan Karaahmet'in atılı suçtan ayrı<br />

ayrı beraatlerine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.<br />

HER NE KADAR DOSYAMIZDA YARGILAMA KONUSU OLMASADA<br />

OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ SUÇ ÖRGÜTÜNÜN BİR KISIM SUÇ İÇERİKLİ<br />

EYLEMLERİNİN, SUÇ ÖRGÜTÜNÜN NİTELİĞİNİ VE SÜREKLİLİĞİNİ<br />

BELİRLEME AÇISINDAN DEĞİNMEKTE YARAR VARDIR.<br />

1-25/12/2010 Günü Suç Örgütlerinin Menfaat Çatışması Sonucu Ömer Ülkü'nün<br />

iş yerinin Basılması ve Darp Edilmesi:<br />

Çıkar amaçlı silahlı örgüt liderlerinden Kürşad Yılmaz'ın oğlu Alparslan Yılmaz ve<br />

kendisiyle irtibatlı Battal Gazi Özdemir'in de Giresunspor yönetiminde yer aldıkları, bu<br />

şahısların takımın başında teknik direktör olarak Bahri Kaya'yı istedikleri ayrıca Ömer Ülkü'nün<br />

sürekli Olgun Peker'in talimatları doğrultusunda hareket etmesinden rahatsızlık duyduklarını,<br />

Giresunspor Kulübünün yönetiminin bu şekilde kamuoyunda Sedat Peker ve Kürşad Yılmaz<br />

isimleriyle bilinen suç örgütlerinin rant merkezi haline geldiği ve bundan dolayı her iki suç<br />

örgütü arasında menfaat çatışmasının başladığı,<br />

Bu anlaşmazlıklardan kaynaklı olarak Giresunspor Kulübü başkanı Ömer Ülkü'nün<br />

25/12/2010 günü Beyoğlu'nda bulunan iş yerinde darp edildiği, olay sonrası Olgun Peker'i<br />

arayan Ömer Ülkü'nün " Olgun Peker'in adamı olduğumuz için bizi dövdüler..." (Battal Gazi<br />

Özdemir) Battal Hoca ile (Kürşad Yılmaz) Kürşat'ın oğlu geldi, sen dediler Olgun ile hareket<br />

ediyorsun, sen dediler bize yanlış yaptın dediler, onlar çıktı arkadan 2 kişi daha geldi, Ömer Ülkü<br />

sen misin dediler başladılar bana çalmaya, " diyerek Olgun Peker'e olan bağlılığını ortaya koyup,<br />

eylemin sebebini ve olayın azmettiricilerinin Alparslan Yılmaz ve Battal Gazi Özdemir olduğunu<br />

beyan ettiği,<br />

Olay sonrası sanık Olgun Peker tarafından suç örgütü lideri Kürşad Yılmaz'ın oğlu<br />

Alparslan Yılmaz'a gönderilen ve sanık Coşkun Çalık'ta bulunan mektup avukatı tarafından<br />

04/07/2011 günü kolluk görevlilerine teslim edilmiştir.<br />

2-2010 Yılı Haziran /Temmuz Aylarında Giresun'da Müşteki Ali Akdağ'ın Alacak<br />

Tahsili Amacıyla Dövülmesi eylemi:<br />

Sanık Selim Kımıl'ın Giresunspor'a araç kiralamak suretiyle maddi kazanç sağladığı,<br />

bu şekilde kiralanan bir aracı kullanan Giresunspor'lu futbolcu Petrial'in eşinin kaza yaptığı ve<br />

552/678


araçta maddi hasar meydana geldiği, Selim Kımıl'ın aracın maddi hasarını Giresunspor<br />

Kulübünden tahsil etmeye çalıştığını fakat bir sonuca ulaşamadığını, bunun üzerine Hakan<br />

Karaahmet'le irtibat kurduğu, Hakan Karaahmet'in de parayı Giresunspor basın sözcüsü Ali<br />

Akdağ'dan talep ettiği, fakat bir sonuç alınamayınca Hakan Karaahmet'in talimatı, Selim Kımıl'ın<br />

yönlendirmesiyle Hırçın Kımıl'ın ve Samet Erdemir'in birlikte Ali Akdağ'dan aracın tamir<br />

parasını istedikleri şahsın sonra vereceğini söylemesi üzerine şahsı dövdükleri, müştekinin basit<br />

şekilde yaralandığı ve şikayetçi olmadığı bu nedenle eylemden dolayı sevk maddesi tanzim<br />

edilmediği anlaşılmıştır.<br />

3-2009 Yılı İçerisinde Giresun'da Mevlüt Engin'in Dövülmesi eylemi:<br />

Giresunspor'da malzemeci olarak çalışan Mevlüt Engin'in Olgun Peker'in başkanlığı<br />

döneminde maaş alamadıkları gerekçesiyle belediye'ye başvurduğu, bu durumu öğrenen Olgun<br />

Peker'in kendisinden habersiz bir şekilde belediyeye gitmesi nedeniyle şahsı basit şekilde darp<br />

ettiği, taraftar kod adlı gizli tanığın ifadesinde belirtilmiş olup; müşteki ifadesinde, olayın<br />

sürecini doğrulamış fakat darp edilmediğini sadece şahısla görüşme yaptığını belirtmiş, şikayet<br />

yokluğundan sanık Olgun Peker hakkında söz konusu olay nedeniyle sevk maddesi tanzim<br />

edilmediği anlaşılmıştır.<br />

4-Yetkisiz Menajerlik Faaliyetleri:<br />

Olgun Peker liderliğindeki haksız çıkar sağlama amaçlı kurulmuş suç örgütünün,<br />

iletişim tespit tutanakları, ifadeler, yapılan aramalarda ele geçirilen sözleşme ve fatura<br />

içeriklerinden anlaşıldığı üzere; Refleks Menajerlik hizmetleri şirketini kullanarak, yetkisiz<br />

şekilde futbolcu menajerliği faaliyetlerinde bulunduğu, bazı spor kulüplerinin de bu durumu göz<br />

ardı ederek usulsüz sözleşmeler yaptıkları ;<br />

Bu bağlamda, futbolcu Fatih Tekke'nin önce Beşiktaş Spor Kulübüne, ardından da bu<br />

kulüpten Ankaragücüspor kulübüne transfer edildiği, futbolcu Ali Turan'ın önce Galatasaray<br />

Spor Kulübüne, bu kulüpten de Antalya Spor Kulübüne transfer edildiği, Aziz Yıldırım,<br />

Gökdeniz Karadeniz ve Olgun Peker arasında, Gökdeniz Karadeniz'in Fenerbahçe Spor<br />

Kulübüne transferine yönelik tarihsiz bir sözleşme imzalandığı, Hakan Arıkan'ın 21/06/2010<br />

tarihinde Beşiktaş Spor Kulübüne transfer edilmesiyle ilgili Refleks Menajerlik isimli şirket ile<br />

Beşiktaş Spor Kulübü arasında sözleşme imzalandığı belirlenmiştir.<br />

OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA AMAÇLI<br />

SUÇ ÖRGÜTÜNE İLİŞKİN SONUÇ OLARAK YAPILAN DEĞERLENDİRME<br />

Gerekçeli kararın başlangıç kısmında suç örgütü kurma, yönetme ve üye olma<br />

suçlarına yönelik genel değerlendirmeyi tekrar burada yenilemek gerekmezse de şüphesiz aynı<br />

ilkelerin sanık Olgun Peker ve suç arkadaşlarına yönelik eylemlerde de geçerli olduğu izahtan<br />

varestedir.<br />

Cebir ve tehdit uygulayıp sindirme, korkutma, yıldırma yöntemleri kullanarak<br />

ekonomik çıkar sağlamak amacıyla, nitelikli bir birliktelik içerisinde bulunan bünyesinde dikey<br />

yapılanma olan ve hiyerarşi bulunduran eylem, faaliyet ve birliktelikleri süreklilik arz eden üç<br />

veya daha fazla kişi tarafından kurulan, amaç suçları işlemeye el verişli araç ve gereçlere sahip<br />

bulunan ve TCK'nin 220. Maddesinde tarif edilip müeyyidelenen suç örgütlerinin; haksız<br />

ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş suç örgütleri olarak kabul edildikleri bilinmektedir.<br />

Örgütün; varlığını devam ettirebilmek, eylem sürekliliğini sağlayabilmek ve örgüt<br />

üyelerinin süreklilik gösteren bireysel ekonomik ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla, örgüt<br />

içerisinde, kolluk kuvvetlerinin kendilerine karşı yapabileceği teknik takip, fiziki takip, iletişim<br />

tespit ve kayıt altına alma çalışmalarına karşı duyarlı ve tedbirli davrandıkları, kendi aralarında<br />

553/678


yaptıkları görüşme ve konuşmalarda gizliliğe riayet ettikleri, olası teknik takiplerden kurtulmak<br />

amacıyla suç içerikli görüşmelerini telefonda yapmamaya özen gösterdikleri, önemli<br />

görüşmeleri yüzyüze yaptıkları, zorunlu hallerde önceden kendi aralarında belirledikleri şifreli<br />

kelimeleri kullanarak konuştukları, cep telefonlarıyla görüşmek yerine bulundukları yerde sabit<br />

telefon araştırarak o hat üzerinden görüştükleri anlaşılmıştır.<br />

Bu tip suç örgütlerinin çoğunlukla, suçtan elde ettikleri gelirleri aklamak için devlet<br />

tarafından denetimin zor olduğu ve teknik bilgi - beceri gerektirmeyen ticari alanları seçtikleri,<br />

örgütlerin işledikleri suçlardan elde edilen kazanç büyüdükçe, örgüt liderlerinin kendilerini<br />

toplumun faydası için çalışan insanlar gibi göstermeye çalıştıkları, Sedat Peker liderliğindeki<br />

oluşumun bu tipte bir yapılanma niteliği taşıdığı, sanık Olgun Peker'in de futbol camiasıyla sıkı<br />

bir irtibat içinde olduğu, ilişkilerinde Sedat Peker'in ismini kullandığı, Sedat Peker'in<br />

tutuklanarak cezaevine girmesinin ardından da bu şekilde faaliyetlerine devam ettiği<br />

anlaşılmıştır.<br />

Cezaevinde bulunan örgüt lideri Sedat Peker'le irtibat ve koordinasyonun, Sedat<br />

Peker'in mesajlarını ilgili şahıslara ileten, Sedat Peker'e para ve hediye göndermek isteyen<br />

şahıslara aracılık eden sanık Erkan Korkmaz üzerinden sağladığı, 2002 yılında Özcan Üstüntaş<br />

ile birlikte Beşiktaş ilçesinde kurduğu "Refleks Menajerlik Şirketi "aracılığı ile kendi çıkarları<br />

doğrultusunda maçların sonuçlarını etkilemeye çalıştığı, yetkisi olmadığı halde menajerlik<br />

faaliyetlerinde bulunduğu,<br />

2008 yılı Aralık ayında Giresunspor Kulübünü süper lige çıkarma vaadiyle kulüp<br />

başkanı olan örgüt lideri sanık Olgun Peker'in, başkanlık yaptığı iki sezon boyunca Giresunspor<br />

Kulübünü süper lige çıkaramaması ve kulübün Bank Asya birinci ligde ilk altı sıraya girememesi<br />

ve play offa kalamaması sonucunda 2010 yılı Mayıs ayında görevinden ayrıldığı, ancak kulüp<br />

üzerindeki etkisini kaybetmek istemeyen Sanık Olgun Peker'in, kongrede örgüt yöneticisi<br />

konumundaki sanık Hakan Karaahmet'i desteklediği, kongreyi başkan adaylarından Osman<br />

Çırak'ın kazandığı, ancak takımın ligde başarılı olamaması üzerine Osman Çırak'ın kulübü<br />

kongreye taşıdığı, bunun üzerine Olgun Peker'in kulüp üzerindeki etkinliğini kaybetmemek<br />

amacıyla kendisiyle fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden örgüt üyesi sanık Ömer<br />

Ülkü'yü desteklediği, Ömer Ülkü'nün kongrede başkanlığı kazandığı anlaşılmıştır.<br />

Klasör 8 Dizi 307'de futbolcular Emrah EREN ve İsmail GÜLDEREN arasındaki<br />

21/03/2011 tarihli telefon görüşmesinde E.E'nin “.... yöneticiyi atıyorum dövdürmüş olabilir<br />

dedi.......”, “ ...... bi tane arkadaşına dedi tehdit etmiş olabilirler öyle tehditlerde oldu dedim o da<br />

bana da yapıldı gerçi dedim telefonda....” şeklindeki geçen telefon görüşmeleri, yine dizi 301'de<br />

aynı iki futbolcunun “ hoca şikayetçi olmasın hoca onu dövdü ya parasını alamadı o da “<br />

şeklinde ki konuşmaları, yine dizi 294'de “ hani o hocayı dövmüştü ya diyor Olgun abi”<br />

şeklindeki beyanları ve dizi 291'de yer alan futbolcu Emrah EREN ile menajer Faruk GÜRLER<br />

arasında geçen “ tahmin ediyorum en az 10 futbolcuya daha yaptılar bunu. Zaten millet<br />

delikanlıca dese ki yaptıkları evet bize yaptı böyle yaptı dese hapis yatar.” şeklindeki gıyaptaki<br />

telefon görüşmeleri sanık Olgun PEKER'in oluşturduğu korku ve tehdit ortamını gösterdiği<br />

mahkememizce değerlendirilmiştir.<br />

Yine Emrah EREN ile Murat SAKA arasında dizi 285'de yer alan telefon<br />

görüşmesinde tehdit içerikli e-mailleri ve davranışları kast edilerek “ zaten yaptığı şeyler ki<br />

Olgun PEKER'in yaptığı şeyler ki “ şeklinde ki telefon görüşmeleri, yine “ Şimdi Olgun bana<br />

tehdit mesajları falan atmıştı. Olgun'la ilgili bir şey olursa doğruyu söyleyeyim mi saklayayım<br />

mı ?”, “ E.H sen de benim gibi başın belaya şeklinde ki” de sanık Olgun PEKER'in etrafta<br />

oluşturduğu havayı göstermektedir.<br />

554/678


Aynı şekilde klasör 9 dizi 344 te sanık Ömer Ülkü ile Osman Karahan arasında geçen<br />

30/12/2010 tarihli görüşmede de “ demiş ki yani Hakan ... biz Osman'ı bir gün yıkarız demirş<br />

Ömer abiyi başkan yapalım o da demiş alırız diye ya BU İŞ TAM MAFYA İŞİ OLMUŞ YA<br />

görüyor musun”, “ yani biz de zannediyoruz ki bizim halkımız şöyledir halkımız böyledir ya bu<br />

iş ne olmuş biliyor musun tamamen mafyanın eline geçmiş yani” klasör 9 dizi 347 de sanık<br />

Ömer Ülkü'nün X şahıs ile 30/12/2010 tarihinde yapmış olduğu görüşmede “hiç sorma ya<br />

mafyanın içine düşmüşüz” sanık Ömer Ülkü'nün Osman Karahan ile 29/12/2010 tarihinde<br />

yapmış olduğu görüşmede “ bi çete gitti bi çete geldi diyor ondan biz rahatsızız diyor” şeklindeki<br />

sanık Olgun Peker in gıyabında yapılan konuşmalarda korku ve tehdit atmosferini teyit eden<br />

görüşmelerdir.<br />

Sanık Olgun Peker'in üzerine atılı eylemlerin bir kısmı yukarıda anlatıldığı üzere sübut<br />

bulmuş, bir kısmında ise mahkememizce delil yetersizliğinden veya unsurları oluşmayan suçlar<br />

nedeniyle beraat kararı verilmiştir. Ancak sanık Olgun Peker'in savunmaları, mağdurların<br />

anlatımları, sanığın bizzat yapmış olduğu telefon görüşmeleri, sanığın gıyabında sanıkla iş<br />

ilişkisi olan kişilerin anlatımları, silahlı suç örgütü lideri Sedat Peker ile ilişkileri, örgütün<br />

hiyerarşik yapısını gösteren iletişim tespit tutanakları, örgütün medya bağlantılarını gösterir<br />

tapeler, diğer suç örgütleriyle irtibatı, operasyonel çalışmalara karşı aldıkları tedbirleri gösteren<br />

telefon dökümleri, iddianameye konu edilmeyen ancak sanık Olgun Peker ve diğer sanıklar<br />

tarafından gerçekleştirilen cebir ve şiddet içerikli eylemleri ve tüm dosya kapsamı birlikte<br />

değerlendirildiğinde sanık Olgun Peker'in haksız çıkar amaçlı suç örgütü kurduğu ve yönettiği<br />

sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

Her ne kadar sanık Olgun Peker hakkında silahlı suç örgütü kurup yönetmek suçundan<br />

dolayı cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de sanığın kurduğu ve yönettiği<br />

örgütün silahlı olduğuna ilişkin yeterli kanıta ulaşılamadığından, örgüt “silahlı suç örgütü” olarak<br />

nitelendirilmemiş ve sanık hakkında TCK 220/3 Maddesinin uygulanmasına yer olmadığına<br />

karar verilmesi gerekmiştir.<br />

Sanık Hakan Karaahmet'in ise Olgun Peker liderliğinde kurulan örgütte yöneticilik<br />

yaptığı, taraftarlar arasında suça yatkın kişilik ve kimlikleriyle bilinen ve Deli Adil'in oğulları<br />

olarak tanınan Selim Kımıl, Evren Kımıl, Hırçın Kımıl kardeşlerle taraftar grubu lideri Özcan<br />

Tütüncü, Coşkun Çalık,Samet Erdemir , Aykut Aydın'ı yanına çekip denetimine aldığı, bu<br />

sanıkların sevk edip yönlendirdiği ve örgütte yönetici konumunda olduğu sonuç ve kanaatine<br />

varılmıştır.<br />

Sanık savunmaları, müşteki beyanları ve tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamı<br />

birlikte gözetildiğinde sanıklar Ömer Ülkü , Coşkun Çalık , Selim Kımıl , Evren Kımıl , Hırçın<br />

Kımıl, Özden Tütüncü, Samet Erdemir, Aykut Aydın'ın Olgun Peker liderliğinde kurulan suç<br />

örgütüne üye olmak suçunu işledikleri, sanık Mesut Erdoğan'ın ise Olgun Peker liderliğinde<br />

kurulan suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve<br />

isteyerek yardım etmek suçunu işlediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

Her ne kadar sanıklar Abdullah Eker, Abdullah Karakuz, Erkan Korkmaz, Fatih<br />

Sandal, Haldun Şenman, Özcan Üstüntaş, Sami Dinç, Serdar Berkin, Talat Emre Koçak hakkında<br />

Olgun Peker liderliğinde kurulan suç örgütüne üye olmak suçundan dolayı cezalandırılması<br />

istemiyle kamu davası açılmış ise de sanıkların atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak,<br />

kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar<br />

vermek gerekmiştir.<br />

Her ne kadar sanıklar Candemir Sarı, Adil Şahin, Murat Yakarışık hakkında Olgun<br />

Peker liderliğinde kurulan suç örgütü içinde ki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte<br />

555/678


ilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise<br />

de sanıkların atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil<br />

elde edilemediğinden sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerekmiştir.<br />

OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA AMAÇLI<br />

SUÇ ÖRGÜTÜNÜN ŞİKE EYLEMLERİ<br />

1- 04.04.2011 GÜNÜ OYNANAN DİYARBAKIR-GİRESUNSPOR FUTBOL<br />

MAÇINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

Bank Asya birinci lig takımlarından Giresunspor'un ligin 27. haftasında, 25 puanla<br />

küme düşme hattında bulunduğu, Diyarbakırspor'un 10 puanla lig sonuncusu olduğu ve kümede<br />

kalma şansının çok düşük olduğu, Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü'nün Bank Asya birinci lig<br />

2010-2011 sezonunda takımının ligde kalabilmesi için arayış içerisine girdiği ve bu amaçla şike<br />

faaliyetlerine yöneldiği, 04/04/2011 günü oynanan Diyarbakır-Giresunspor karşılaşması öncesi<br />

Levent Eriş'i arayarak, Diyarbakırspor'da oynayan Giresunsporun eski oyuncularından Kürşad<br />

Ergun Aydın'la görüşmesini istediği, maça bir hafta kala Ömer Ülkü'nün Serdar Berkin'i arayarak<br />

kendisine "Diyarbakır var şimdi, o çocukla görüştünmü sen, sıkıntı yaratmasın bize" dediği<br />

bu görüşmeden bir kaç gün sonra Serdar'ı tekrar arayıp, "Diyarbakır tamam değilmi" diye şike<br />

konusunu sorduğu, Serdar'ın cevaben "Evet abi" şeklinde olumlu cevap verdiği ayrıca Ömer<br />

Ülkü'nün Diyarbakır spor kalecisini kastederek " Kaleciyle de görüştün mü " diye sorduğu,<br />

Serdar'ın akşama görüşeceğini belirttiği, maçın bir gün öncesinde Ömer Ülkü'nün Serdar'a tekrar<br />

" Bir gelişme var mı bizim işlerden " diye sorduğu, Serdar'ın ise " Abi hayırlısıyla her şey iyi<br />

biter" diye cevap verdiği, bu şekilde Giresunspor'un kazanacağını ima ettiği,<br />

Maça saatler kala Diyarbakırspor eski başkanı Abdurrahman Yakut'un Ömer Ülkü'yü<br />

arayarak "Abi rahat ol tamamdır, kimseye bir şey söyleme, yüzde yüz bitti, senin dışında<br />

kimse bilmesin" diyerek şike anlaşmasının tamamlandığını, maçın Giresunspor lehine<br />

sonuçlanacağını ifade ettiği, 04/04/2011 günü saat : 20:00 de başlayan Diyarbakırspor<br />

Giresunspor maçını 2-0 skorla Giresunspor'un kazandığı, karşılaşmanın ertesi günü Ömer<br />

Ülkü'nün Coşkun Çalık'ı arayarak " paranın gözünü seveyim, para olunca işte,...<br />

Diyarbakırspor'a para verdik" diyerek şike amacıyla para verdiğini açıkladığı ve sanıklar<br />

Ömer Ülkü, Abdurrahman Yakut, Serdar Berkin ve Levent Eriş'in 04/04/2011 günü oynanan<br />

Diyarbakır – Giresun maçınını Giresunspor lehine sonuçlanması için şike faaliyetlerinde<br />

bulundukları iddiasıyla kamu davası açılmıştır.<br />

Sanık Ömer Ülkü İfadesinde:Telefon görüşmelerinin şikeyle ilgili olmadığını, Kürşat<br />

Ergun Aydın'ın transferiyle ilgili görüştüğünü, bu futbolcu sakat olduğu için maçta<br />

oynamadığını, Serdar Berkin'le transfer amaçlı görüştüğünü, Abdurrahman Yakut ile maç<br />

esnasında güvenliğin sağlanması konusunda konuştuğunu, paraya ilişkin ifadelerin kendi<br />

oyuncularına ödenecek prim ile ilgili olduğunu beyan etmiştir.<br />

Sanık Serdar Berkin İfadesinde: Kürşat Aydın isimli oyuncuya para karşılığı şike<br />

yaptırmadığını, Giresunspordan giden futbolcularla ara sıra irtibat kurduğunu, takımının<br />

durumunu sorduğunu, şikeyle ilgili bir duyum almadığını, Kürşat Aydın'ın maçta oynamadığını<br />

beyan etmiştir.<br />

Sanık Abdurrahman Yakut İfadesinde: Yönetici olmadığı halde fahri olarak,<br />

Giresunspor'un kaldığı otele ziyaret amacıyla gittiğini, telefon görüşmelerinin terör nedeniyle<br />

sıkıntı yaşanmayacağına, sloganlara mani olacağına ilişkin olduğunu, şikeyle ilgisinin olmadığını<br />

beyan etmiştir.<br />

Sanık Levent Eriş İfadesinde: Giresunspor'da 8 ay teknik direktörlük yaptığını, bu<br />

nedenle Ömer Ülkü ve Olgun Peker'i tanıdığını şikeyle ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.<br />

556/678


Tanık Kürşat Ergun Aydın İfadesinde: Ömer Ülkü'yü ve Sedat Berkin'i<br />

Giresunspor'da oynadığı dönemde tanıdığını, Sedat Berkin ile samimi olduğunu zaman zaman<br />

görüştüğünü, ancak şike konusunda görüşme yapmadığını, Ömer Ülkü ile görüşmediğini<br />

kendisiyle görüşülmek istenilmesinin nedenini bilmediğini, ancak maça asılmaması için böyle<br />

bir düşünce içerisine girmiş olabileceğini konu hakkında bilgisinin olmadığını beyan etmiştir.<br />

Sanıklar Ömer Ülkü, Abdurrahman Yakut, Serdar Berkin ve Levent Eriş'in<br />

04/04/2010 günü oynanan Diyarbakırspor-Giresunspor maçının Giresunspor lehine sonuçlanması<br />

için şike faaliyetlerinde bulundukları, bu amaçla gerek telefon aracılığıyla gerekse yüz yüze<br />

görüşme yaptıkları, ancak sanık savunmaları, iletişim tespit tutanakları, klasör 9 dizi 144'te yer<br />

alan 05/04/2011 günü sanık Ömer Ülkü ile sanık Coşkun Çalık arasında geçen telefon<br />

görüşmesinde ben parayla yine alacağım maçı merak etmeyin.... “, “ Karşıyaka maçını da<br />

bağlayacağım başka çare yok bununla olmaz şimdi şeyi Karşıyaka maçını da satın alacağım .......<br />

Dün aramızda para topladık, Diyerbakırspor'a para verdik “ C.Ç.” Kaç para verdiniz ? “ Ö.Ü. “<br />

verdik işte bişeyler şimdi telefonda olmaz bu işler “ C.Ç. “ helal olsun sana kardeş klubümüz<br />

bizim Diyarbakır “ şeklinde şikeyle ilgili ve maçların para ile satın alınmasına yönelik<br />

konuşmalarının olduğu görülmüştür.<br />

İddia makamı tarafından sanıkların eylemlerinin, futbol müsabakasında menfaat<br />

sağlanması veya para ödenmesi suretiyle hileli bir yola başvurarak ve dernekler statüsünde<br />

örgütlenen futbol kulüplerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu<br />

kapsamına girdiği değerlendirilmiştir.<br />

Olay sonrasında, 14/04/2011 tarihinde özel bir düzenleme yapılarak 6222 sayılı Sporda<br />

Şiddet Yasası'nın yürürlüğe girdiği, akabinde 15/12/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6259 sayılı<br />

yasa ile 6222 sayılı yasada değişiklik yapıldığı ve failler lehine düzenlemeler getirildiği bellidir.<br />

5149 sayılı Kanunda şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmemiştir. 6222 sayılı Kanun ile şike ve teşvik<br />

primi fiilleri suç olarak düzenlenmiş ve ayrıca bu suçlarla etkin mücadele açısından Ceza<br />

Muhakemesi Kanununda düzenlenen iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması maddesinin<br />

de uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Şike ve teşvik priminden olumsuz etkilenenler varsa,<br />

bu kişiler dolandırıcılık suçunun mağduru olarak değerlendirilemezler. Bu nedenle<br />

Mahkememizce, 6222 sayılı Yasa öncesi döneme ilişkin şike ve teşvik fiilleri yönünden<br />

dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmadığı kabulü ile hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.<br />

Dolayısıyla her ne kadar sanıklar Olgun Peker, Ömer Ülkü, Abdurrahman Yakut,<br />

Serdar Berkin ve Levent Eriş hakkında 04/04/2011 günü oynanan Diyarbakırspor-Giresunspor<br />

maçında şike yapılması eyleminden dolayı, eylemlerine uyan ve lehlerine olan futbol kulüpleri<br />

araç olarak kullanılmak suretiyle dolandırıcılık suçundan dolayı cezalandırılmaları istemiyle<br />

kamu davası açılmış ise de 6222 sayılı kanun öncesinde şike ve teşvik pirimi fiilleri suç olarak<br />

tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve yüklenen<br />

fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar vermek<br />

gerekmiştir.<br />

2- 18.04.2011 GÜNÜ OYNANAN KARŞIYAKA-GİRESUNSPOR FUTBOL<br />

MAÇINDA ŞİKE YAPILMASI<br />

Giresunspor’un ligin 30. haftasına girerken 31 puanla küme düşme hattında<br />

bulunduğu, Karşıyaka’nın 36 puanla ligin 10. sırasında düşme riskinden uzak olduğu,<br />

Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü’nün, takımının ligde kalabilmesi için,18.04.2011 günü oynanan<br />

Karşıyaka- Giresunspor maçına yönelik, Diyarbakırspor kulübü eski başkanı Abdurrahman Yakut<br />

557/678


üzerinden şike faaliyetlerinde bulunduğu, Ömer Ülkü’nün maç öncesi (05.04.2011 günü)<br />

Abdurrahman Yakut’la yaptığı bir görüşmede Karşıyaka Kulübünde oynayan futbolcuyla<br />

(Mustafa Ulaş Ortakaya’yı kastederek) görüşüp görüşmediğini sorduğu, Abdurrahman’ın<br />

“Aradım cebi kapalıydı,.. daha teslim etmedim (şike için verilecek parayı kastederek), onu<br />

çözeceğim sen rahat ol, o benim evladımdır, o orda bir ikiyi de şey yapar düşürür yani” diyerek,<br />

futbolcuyu şike amaçlı aracılık yapması için aradığını ve işi halledeceğini söylediği, aynı gün<br />

Coşkun Çalık’ı arayan Ömer Ülkü'nün "Karşıyaka maçını da satın alacağım" diyerek yaptıkları<br />

şikeyi itiraf ettiği, ardından saat 19:04 te Ömer Ülkü ile Abdurrahman arasında yapılan<br />

görüşmede Abdurrahman'ın "ben o çocukla konuştum Ulaş'la, bana döndü hemen o sabah<br />

...dedim o zaman bir çalışma yapacağız önümüzdeki haftaki bir misafir için, dedi tamam abi<br />

başım üstüne" diyerek futbolcuyla şikeye aracılık yapması için anlaştığını söylediği, yapılan<br />

telefon detay inceleme ve analiz çalışmasında; 05.04.2011 günü saat:11:46’da görüşme içeriğiyle<br />

uyumlu şekilde Abdurrahman Yakut’un M.Ulaş Ortakaya tarafından arandığı, aralarında 241<br />

saniyelik bir görüşme gerçekleştiğinin belirlendiği,<br />

18.04.2010 günü saat:20.00’de başlayan Karşıyaka-Giresun maçının 0-1 skorla<br />

Giresunspor lehine sonuçlandığı, sanıklar Ömer Ülkü Abdurrahman Yakut ve sanık<br />

Karşıyaka’lı futbolcu Mustafa Ulaş Ortakaya hakkında 18.04.2010 günü oynanan Karşıyaka-<br />

Giresun maçının Giresunspor lehine sonuçlanması amacıyla şike yaptıkları iddiasıyla<br />

cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.<br />

Sanık Ömer Ülkü İfadesinde:Telefon konuşmalarında geçen maçı satın alacağım<br />

ifadelerinin, kendi futbolcularına para verme konusu ile ilgili olduğunu, Abdurrahman Yakut ile<br />

yaptığı görüşmeleri ise Ulaş Ortakaya isimli futbolcunun transferi için yaptığını belirtmiştir.<br />

Sanık Abdurrahman Yakut İfadesinde:Telefon görüşmesinde geçen “Daha teslim<br />

etmedim” ifadesinin, Ömer Ülkü'nün yöneticilere teslim etmesi için kendisine verdiği 8-10 paket<br />

fındığı kastettiğini belirtmiş, Ulaş Ortakaya isimli futbolcuyla transfer amacıyla görüştüğünü<br />

beyan etmiştir.<br />

Sanık Mustafa Ulaş Ortakaya İfadesinde: Diyarbakırspor kulübünde bir sene futbol<br />

oynadığını, Abdurrahman Yakut'un o dönemde kulüp başkanı olduğunu, kendisiyle ailecek<br />

görüştüğünü, şike faaliyeti içerisinde olmadığını, öyle bir teklif almadığını, Karşıyaka-<br />

Giresunspor maçında sakat olduğu için oynamadığını, Abdurrahman Yakut'un Hakan Şirin isimli<br />

menajerden alacağı olduğunu, ona kızdığını, bu nedenle bu konuda kendisiyle görüştüğünü<br />

belirtmiştir.<br />

Sanık Ömer Ülkü'nün 297 nolu tapede:" Ben parayla gene alacağım maçı merak<br />

etmeyin... Karşıyaka maçını da bağlayacağım, başka çare yok bununla olmaz..., Karşıyaka<br />

maçını da satın alacağım"<br />

Abdurrahan Yakut'un 300 nolu tapede:" Ben o çocukla konuştum Ulaş'la..., dedim<br />

senin orda kanka olduğun kendin gibi birileri var mı dedi var, dedim o zaman bi çalışma<br />

yapacağız önümüzdeki haftaki bir misafir için dedi tamam abi başımın üstüne", Ömer :"<br />

Tamam" dediği anlaşılmıştır.<br />

Klasör 9 dizi 146 da yer alan sanık Ömer Ülkü ile Abdurrahman isimli kişi arasında<br />

geçen telefon görüşmesinde “ bu Karşıyaka'lı oyuncuya arayacaktın unuttuk “, “ben aradım onu<br />

cebi kapalı daha teslim etmedim o bana döner “, “ ben sana onu çözeceğim sen rahat ol “ , “ o<br />

benim evladımdır sen rahat ol”, “o orada bir ikiyi de şey yapar düşürür yani sen rahat ol bana”<br />

şeklinde şikeyle ilgili ve maçların para ile satın alınmasına yönelik konuşmalarının olduğu<br />

görülmüştür.<br />

558/678


Her ne kadar sanıklar Ömer Ülkü ve Abdurrahman Yakut, M.Ulaş Ortakaya ile birlikte<br />

transfer amaçlı görüştüklerini ileri sürmüş iseler de; sanık M.Ulaş Ortakaya ise bu sezon futbolu<br />

bıraktığı kendi beyan ve samimi ikrarından anlaşılması karşısında bu savunmalarının<br />

inandırıcılıktan uzak olduğu kanaatine varılmıştır.<br />

Her ne kadar sanıklar Ömer Ülkü ve Abdurrahman Yakut hakkında Karşıyakaspor<br />

Kulübü futbolcusu M.Ulaş Ortakaya üzerinden Karşıyakalı futbolculara yönelik şike girişiminde<br />

bulundukları mahkememizce sabit görülmüş olmakla birlikte, bu girişimin M.Ulaş Ortakaya<br />

tarafından kabul edildiğine dair delil elde edilemediği, bu nedenle sanıkların eylemin teşebbüs<br />

aşamasında kaldığı kanaatine varılmıştır.<br />

Sanık savunmaları, iletişim tespit tutanakları, fiziki takip tutanakları bir bütün olarak<br />

değerlendirildiğinde eylemin örgüt faaliyeti kapsamında işlendiğine dair somut ve inandırıcı delil<br />

elde edilememiştir. Dolayısıyla her ne kadar sanık Olgun Peker hakkında bu maç yönünden örgüt<br />

faaliyeti çerçevesinde şike yapmak suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise<br />

de beraat kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.<br />

Sanıkların kolluk ve C. Savcılığı aşamasında birbiri ile çelişen savunmaları, maç<br />

öncesi ve sonrası sanıkların birbirleri ile yapmış oldukları telefon görüşmeleri ve oluşa uygun<br />

olduğu değerlendirilen tapeler hep birlikte değerlendirildiğinde sanıklar Ömer Ülkü ve<br />

Abdurrahman Yakut'un 18/04/2011 günü oynanan Karşıyaka-Giresunspor maçında Giresunspor<br />

lehine şike yapılması eylemine teşebbüs ettikleri, bu sanıkların Karşıyakaspor'un sanık Mustafa<br />

Ulaş Ortakaya üzerinden bazı Karşıyakalı futbolcularla şike anlaşmasına varmaya çalıştıkları,<br />

ancak bu futbolcuların kimler olduğunun belirlenemediği anlaşılmakla üzerlerine atılı şikeye<br />

teşebbüs suçunu işledikleri sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

Her ne kadar sanık Mustafa Ulaş Ortakaya hakkında 18/04/2011 günü oynanan<br />

Karşıyaka-Giresunspor maçında şike yapılması eyleminden dolayı cezalandırılması istemiyle<br />

kamu davası açılmış ise de sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin,<br />

yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanığın atılı suçtan delil yetersizliği nedeniyle<br />

beraatine karar vermek gerekmiştir<br />

3- 24/04/2011 GÜNÜ OYNANAN GİRESUNSPOR - MERSİN İDMAN YURDU<br />

KARŞILAŞMASINDA ŞİKE YAPILMASI :<br />

Giresunspor'un ligin 31.haftasına girerken 34 puanla küme düşme riskinden<br />

kurtulduğu, Mersin İdman Yurdu'nun şampiyonluğa oynadığı, bu nedenle de puan kaybına<br />

tahammülünün olmadığı, 24/04/2011 günü oynanan Giresun- Mersin İdman Yurdu futbol<br />

müsabakası öncesi Mersin İdman Yurdu Asbaşkanı Beşir Acar'ın Giresunspor Başkanı Ömer<br />

Ülkü ile irtibata geçerek şike amaçlı görüşmeler yaptığı, bu görüşmelerde, Beşir'in küme düşme<br />

potasında bulunan ve Giresunspor'un rakipleri olan Akhisar ve Güngören'i yenerek Giresun'un<br />

küme düşme riskini azalttıklarını kastederek " Biz görevimizi yaptık, senle görüştüklerimizi<br />

unutmayalım" diyerek şike amaçlı desteğini istediği, Ömer'in de "Yav birşeyler yapacağız<br />

işte, sizin için gerekeni yapalım" diyerek maçın Mersin lehine sonuçlanacağı yönünde imada<br />

bulunduğu,<br />

Maç öncesi Mersin İdman Yurdu Taraftar Derneği Yöneticisi Murat Tanış ile Giresun<br />

Çotanak Taraftar Lideri Özden Tütüncü'nün samimi görüşmeler yaptıkları, Çotanakların maçta<br />

"Mersin İdman Yurdu" lehine tezahürat yaptıkları, 24/04/2011 günü saat: 20:00 de başlayan<br />

Giresun- Mersin İdman Yurdu maçının 1-2 skorla Mersin İdman Yurdu lehine sonuçlandığı,<br />

25/04/2011 günü Ömer Ülkü'nün, Hacı isimli şahısla yaptığı görüşmede "Bu hafta<br />

maçı sattık" diyerek yaptıkları şikeyi itiraf ettiği ve sanıklar Ömer Ülkü ve Beşir Acar'ın<br />

24/04/2011 günü oynanan Giresunspor - Mersin idman yurdu maçını Mersin lehine<br />

559/678


sonuçlanmasını sağlayarak şike yaptıkları iddiasıyla cezalandırılmaları istemiyle kamu davası<br />

açılmıştır.<br />

Sanık Ömer Ülkü İfadesinde: Yaptığı telefon görüşmelerinin şike unsuru<br />

içermediğini, konuşmalarının şakadan ibaret olduğunu, herhangi bir menfaat temin etmediğini,<br />

iyi niyetli konuşmalar yaptığını beyan etmiştir.<br />

Sanık Beşir Acar İfadesinde: "Murat Tanış'ı taraftar derneği üyesi olduğu için<br />

tanıdığını, Ömer Ülkü'yle uçak yolculuğunda tesadüfen tanıştığını, karşılaşmalarda şike<br />

faaliyetinde bulunmadığını, menfaat temin etmediğini, şampiyonluğa oynadıkları için her maçı<br />

kazanmak zorunda olduklarını ama hiçbir karşılaşmada şike faaliyetinde bulunmadığını, yaptığı<br />

konuşmalarda şikeyi kastetmediğini, Mersin İdman Yurdu'nun zaten Bankasya liginde güçlü<br />

birtakım olduğunu, bu nedenle yeneceklerini kastettiğini" beyan etmiştir.<br />

Sanık Beşir Acar 304 nolu tapede: " Senle görüştüklerimizi unutmayalım ama",<br />

Ömer: " Yav bişeyler yapacağız işte de onun için şey yapalım, iyi başkana da söyle de bizi<br />

arasın, yani şey yapalım, sizin için gerekeni yapalım tamam"<br />

Ömer Ülkü 310 nolu tapede:" Bu hafta maçı sattık oğlum", H. " Sattınız oğlum,<br />

telefonlar dinleniyor valla, alırlar içeri ha", Ömer: " Oğlum alsınlar ne olacak"<br />

Murat Tanış 412 nolu tapede:" Siz maçı aldınız Allah razı olsun abi, taraftar hiç bir<br />

şey yapmadı, Giresun'lular hiç bir şey yapmadı, abi yöneticiler işi bitirdi abi", şeklinde<br />

iletişim tespitinde yer aldığı anlaşılmıştır.<br />

Her ne kadar Giresunspor kulüp Başkanı olan sanık Ömer Ülkü'nün 24/04/2011 günü<br />

oynanan Giresunspor-Mersin İdman Yurdu maçında şike yapmak eyleminden dolayı<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; sanık Ömer Ülkü'nün Beşir Acar ile şike<br />

anlaşması yaptığına ilişkin yeterli kanıt elde edilemediği ancak sanığın çelişkili savunmaları,<br />

maç öncesi ve sonrası yapmış olduğu telefon görüşmeleri ve dosya da mevcut iletişim tespit<br />

tutanakları bir bütün olarak değerlendirildiğinde maçın Mersin İdman Yurdu lehine<br />

sonuçlanmasını sağlamak amacıyla şikeye teşebbüs suçunu işlediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

Her ne kadar sanık Beşir Acar hakkında 30/04/2011 günü oynanan Giresunspor –<br />

Mersin İdman Yurdu maçında şike yapılması eyleminden dolayı cezalandırılması istemiyle kamu<br />

davası açılmış ise de sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve<br />

inandırıcı delil elde edilemediğinden sanığın atılı suçtan delil yetersizliği nedeniyle beraatine<br />

karar vermek gerekmiştir.<br />

Sanık savunmaları, iletişim tespit tutanakları, fiziki takip tutanakları bir bütün olarak<br />

değerlendirildiğinde eylemin örgüt faaliyeti kapsamında işlendiğine dair somut ve inandırıcı delil<br />

elde edilememiştir. Dolayısıyla her ne kadar sanık Olgun Peker hakkında bu maç yönünden örgüt<br />

faaliyeti çerçevesinde şike yapmak suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise<br />

de beraat kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.<br />

MENAJERLİK SORULARININ ELE GEÇİRİLEREK SINAVDA<br />

USÜLSÜZLÜK YAPILMASI, RÜŞVET ALMA-VERME, RESMİ BELGEDE<br />

SAHTECİLİK, BU SUÇA İŞTİRAK, NİTELİKLİ DOLANDIRICILIĞA TEŞEBBÜS<br />

Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığınca 2011/3341 sırasındaki soruşturma evrakının<br />

görevsizlik kararı verilerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi ile söz konusu<br />

evrakın mevcut mahkememiz dosyası ile birleştirildiği anlaşılmıştır.<br />

Futbol camiasında menajerlik olarak anılan "Futbolcu Temsilciliği" mesleğinin FİFA<br />

tarafından verilen lisansla yürütülebildiği, T.F.F bünyesinde hazırlanan futbolcu temsilcileri<br />

560/678


talimatında söz konusu mesleğin sadece gerçek kişiler tarafından yürütülebileceğinin belirtildiği,<br />

lisans alınmadan yapılan temsilcilik işlemlerinin " Yetkisiz Menajerlik" olarak tanımlandığı ve<br />

bu durumun tespiti halinde T.F.F tarafından idari yaptırımların uygulandığı, Mart ve Eylül<br />

aylarında olmak üzere yıl içerisinde iki defa futbolcu temsilciliği sınavının yapıldığı, sınavda<br />

sorulan 20 sorudan 15 sorunun FİFA, 5 sorunun ise üye ülke federasyonu tarafından hazırlandığı,<br />

T.F.F tarafından düzenlenen 2011 yılı Mart ayındaki futbolcu temsilciliği sınavının,<br />

31/03/2011 tarihinde saat: 10:20'de başlayıp 11:50'de sona erdiği, sınav öncesinde FİFA<br />

tarafından 25/03/2011 günü kargo yoluyla gönderilen sınav sorularının Genel Sekreter Ali<br />

Parlak'a teslim edildiği, 24/03/2011 günü T.F.F. Başhukuk Müşavir Vekili Ömer Bedük'ün mail<br />

adresine FİFA tarafından ingilizce olarak gönderildiği, tercüme edilmesi için NPU tercüme<br />

bürosuna mail şeklinde gönderildiği, tercüme edildikten sonra 28/03/2011 günü dağıtımlı olarak<br />

T.F.F Birinci Başkan Vekili Lütfi Arıboğan, Hukuktan sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Yunus<br />

Eğemenoğlu, Federasyon avukatları Ömer Bedük, Murat Aygörmez, Billur Tuğba Kakışım,<br />

Hazer Akil ve Ergin Akçay'a yine mail ortamında gönderildiği, 30/03/2011 günü soruların<br />

kitapçık haline getirildiği, söz konusu sınavda asıl yetkinin Sanık Haldun Şenman'ın başkanlığını<br />

yaptığı Profesyonel İşler Müdürlüğünde olduğu,<br />

Sanık Olgun Peker'in menajerlik sınavına girmeden önce Haldun Şenman ile sınav<br />

hakkında görüştüğü, sınavdan bir gün önce T.F.F Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Levent Kızıl<br />

ile Masa adlı restaurant'da buluştuğu, buluşma sırasında Levent Kızıl'ın Ali Parlak'ı arayarak<br />

sınav hakkında bilgi aldığı ve bu bilgiyi Olgun Peker'e ilettiği,<br />

Sanık Olgun Peker'in hem Haldun Şenman aracılığı ile hem de Sami Dinç üzerinden<br />

sınavda çıkacak sorulara ulaşabilmek için çaba sarfettiği ve bu amaçla görüşmeler yaptığı, Sami<br />

Dinç'in kendisine soruları Talat Emre Koçak'tan alabileceğini ifade etmesi üzerine, Olgun<br />

Peker'in "O da aynı işleri yapabilir değil mi" diye sormak suretiyle teyit etmeye çalıştığı, Sami<br />

Dinç'in " Hiç şüphe yok" şeklinde cevap vererek kendisini ikna ettiği, ancak daha sonra Olgun<br />

Peker'in Haldun Şenman aracılığıyla sınav sorularına ulaştığı, hatta bu konuyu Sami Dinç'e "<br />

Samiciğim o dediğim konuyu hallettim" demek suretiyle ifade ettiği,<br />

30/03/2011 gecesi Olgun Peker'in sınava girecek olan sanık Abdullah Cila'yla<br />

buluştuğu ve ele geçirdiği soruları bu şahsa da verdiği,<br />

Sanık Özden Aslan'ın söz konusu sınav sorularına ulaşabilmek için Altay Spor Genel<br />

Müdürü Erman Ertaş ile görüştüğü, sanık Serdar Berkin'den bilgi aldığı, daha sonra ise Özden<br />

Aslan'ın Erman Ertaş aracılığıyla soruları alabilmek için Haldun Şenman ile anlaştığı ve sorular<br />

karşılığında 17.500 dolar vermeyi kabul ettiği, ardından bu parayı kredi çekmek suretiyle temin<br />

edip sınav öncesi Haldun Şenman'a verdiği, Özden Aslan'ın 30/03/2011 günü Türkiye İş Bankası<br />

Zincirlikuyu şubesinden 23.000 TL para çektiğinin belirlendiği,<br />

Özden Aslan'ın Serdar Berkin ile telefon görüşmesinde " Yemek yedik beraber Haldun<br />

filan... parayı istedi ben vermedim, soruyu vereceğim dedi, 17.500 dolar bu, belgemi<br />

vereceksiniz, parayı alacaksınız dedim." şeklinde konuşarak, Haldun Şenman'la menajerlik<br />

belgesini alma karşılığında 17.500 dolara anlaştıklarını ifade ettiği, daha sonra da Özden Aslan'ın<br />

FİFA'nın hazırlamış olduğu 15 soru ve cevapları Haldun Şenman'dan aldığı,<br />

Sanık Sami Dinç'in menajerlik sınavına girecek olan sanıklar Olgun Peker, Ümit<br />

Aydın, Mahmut Güneş, Tarık Özaslan ve Volkan Bahçekapılı ile ortak hareket ederek bu kişilerin<br />

sınavda başarılı olabilmesi için soruların cevaplarına ulaşmaya çalıştığı, bu amaçla sanık Talat<br />

Emre Koçak ile görüşerek Haldun Şenman üzerinden sorulara ulaştıkları ardından da Talat<br />

Emre'nin soruları çözdüğü ve soruların cevaplarını Sami ile birlikte yukarıda belirtilen şahıslara<br />

para karşılığında verdikleri,<br />

561/678


Talat Emre Koçak'ın FİFA tarafından hazırlanıp gönderilen 15 soruyu çözdüğü sırada<br />

iki sorunun cevabında yanlışlık yaptığı, bunun üzerine Talat Emre Koçak ve Sami Dinç'in<br />

aldıkları paraları iade etmeye karar verdikleri, bu konuda Talat Emre Koçak'ın "Bizim<br />

elemanların hepsi 13 almış, abi vermemiz lazım yani paralarını, çok ayıp birşey..." , demek<br />

suretiyle Sami'ye bu konuyu ifade ettiği,<br />

T.F.F tarafından düzenlenen Futbolcu Temsilciliği sınavının 31/03/2011 günü yapıldığı,<br />

sınavda toplam 20 soru sorulduğu, bu soruların 15 tanesini FİFA'nın hazırlayıp federasyona<br />

gönderdiği, kalan 5 soruyu ise T.F.F 'nin hazırladığı, sınava toplam 118 kişinin katıldığı, sınava<br />

katılanlardan 38 kişinin, 14 ve daha fazla doğru cevap vererek sınavda başarılı olduğu, kalan 80<br />

kişinin ise sınavda geçerli not alamadığı,<br />

Sınav kağıtları üzerinde yapılan incelemede, sanıklar Olgun Peker, Özden Aslan,<br />

Abdullah Cila, Mahmut Güneş, Ümit Aydın ve Volkan Bahçekapılı'nın sınavda FİFA'nın<br />

hazırladığı 15 sorunun cevaplarında bire bir aynı şıkları işaretledikleri ve 12 soruya doğru 3<br />

soruya da yanlış cevap verdikleri, soru kitapçıklarında hesaplama gerektiren soruların<br />

cevaplarına yönelik herhangi bir yazı, işlem, not göze çarpmadığı sadece Mahmut Güneş'in sınav<br />

kağıtçığının birinci sayfasına notlar yazdığı, T.F.F tarafından hazırlanan 5 sorudan 3 tanesine<br />

Olgun Peker ve Tarık Özaslan'ın doğru cevap verdiği ve başarılı olduğu, Özden Aslan'ın ise 5<br />

sorudan 2 sine doğru cevap vererek başarılı olduğu, Abdullah Cila, Mahmut Güneş, Ümit Aydın<br />

ve Volkan Bahçekapılı'nın ise sadece 1 soruya doğru cevap vererek başarısız oldukları,<br />

Olgun Peker, Özden Aslan, Tarık Özaslan, Abdullah Cila, Mahmut Güneş, Ümit Aydın<br />

ve Volkan Bahçekapılı'nın FİFA tarafından hazırlanıp gönderilen sorulardan aynı sorulara aynı<br />

şıkları işaretleyerek yanlış cevap verdikleri, T.F.F tarafından hazırlanan sorulara verdikleri<br />

cevapların ise birbirinden farklı olduğu,<br />

Menajerlik sınavına girebilmek için lise mezunu olmak şartı arandığı, Olgun Peker'in<br />

lise mezunu olmaması nedeniyle sınava girebilmek için kendisi adına düzenlenen sahte bir lise<br />

diplomasıyla müracaatta bulunduğu, söz konusu diplomanın Bulgaristan Cumhuriyeti Milli<br />

Eğitim Bakanlığı Tenço Hubenov Mekanik ve Teknik Lisesi Elektrik Bölümü'nce hazırlanan, B-<br />

0 0014326 seri, 0116/04.07.1992 kayıt numaralı, Olgun Peker adına düzenlenen sahte diploma<br />

olduğu, Bulgaristan makamları ile yapılan yazışmalarda böyle bir diplomanın bulunmadığı ve<br />

diplomada yer alan 7301224652 birey vatandaşlık numarasının Reni Alyoşeva İvonova isimli<br />

bayan şahsa ait olduğu anlaşılmıştır.<br />

İlkokul mezunu olan Olgun Peker'in sınavı kazanmasından şüphelenen T.F.F<br />

görevlilerinin olayı araştırmaya başladıkları, öncelikle olayın yurtdışı kaynaklı olduğunu<br />

düşündükleri, daha sonra işin aslını öğrenen Şekip Mosturoğlu'nun T.F.F Başkanı Mahmut<br />

Özgener'e sınavda şaibe olduğunu söyleyerek ve "Biz kaynaklı, bu bizden kaynaklanıyor, para<br />

karşılığı aldığını söyleyen insanlar var" demek suretiyle olayın kendileriyle ilgili olduğunu ifade<br />

ettiği,<br />

Sınav sonuçları açıklandığında sanık Abdullah Cila'nın Olgun Peker'i arayıp aynı<br />

cevapları yaptığı halde Abdullah Cila kendisinin ve Volkan Bahçekapılı'nın sınavı geçemediğini,<br />

Olgun'un ise sınavı geçtiğini söylediği belirlenmiş, sınav sonrasında ise Sami Dinç'in Talat Emre<br />

Koçak'ı arayarak Olgun Peker'e sınav sorularını Haldun Şenman'ın verdiğini söylediği, Emre<br />

Koçak'ın " Özden Aslan başarılı" demesi üzerine Sami'nin "Haldun verdi ona" diyerek cevapları<br />

Haldun Şenman'ın verdiğini ifade ettiği,<br />

Sanık Olgun Peker'in kendi adına sahte lise diploması düzenleterek bu belgeyi sınavda<br />

kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik, kendisi ile birlikte hareket eden avukatları sanıklar<br />

Sami Dinç, Talat Emre Koçak ve sanık Haldun Şenman'ın bu suça feri şekilde iştirakleri,<br />

562/678


Sanıklar Sami Dinç, Talat Emre Koçak ve Haldun Şenman'ın haksız ekonomik çıkar<br />

sağlamak amacıyla kurulan suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan,<br />

Menajerlik sınav sorularını para karşılığında satan TFF profesyonel işler müdürü<br />

Haldun Şenman'ın rüşvet alma, bu iş karşılığında para veren sanıklar Olgun Peker, Özden Aslan,<br />

Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş, Volkan Bahçekapılı ve Tarık Özaslan'ın rüşvet<br />

verme, rüşvete aracılık eden sanıklar Sami Dinç ve Talat Emre Koçak'ın suçun işlenmesinden<br />

önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle yardım etme,<br />

sanıklar Erman Ertaş ve Serdar Berkin'in suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek ve<br />

eylem öncesi aralarındaki bağlantıyı sağlamak suretiyle yardım suçuna iştirak ettikleri,<br />

Sanıklar Olgun Peker, Özden Aslan, Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş,<br />

Volkan Bahçekapılı ve Tarık Özaslan'ın özel belgede sahtecilik suçundan,<br />

Sanıklar Olgun Peker, Haldun Şenman, Sami Dinç, Talat Emre Koçak, Özden Aslan,<br />

Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş, Volkan Bahçekapılı, Tarık Özaslan, Erman Ertaş ve<br />

Serdar Berkin'in nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını işledikleri iddiasıyla ayrı ayrı<br />

cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.<br />

GENEL OLARAK,<br />

A-RÜŞVET SUÇU: TCK nın 252.maddesinde bir kamu görevlisinin görevinin<br />

gereklerini aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması amacıyla kişiye vardığı anlaşma<br />

çerçevesinde bir yarar sağlaması, rüşvet olarak tanımlanmıştır.<br />

Kamu hizmetlerinin gerek eşitlik, gerek liyakatlilik açısından adalet ilkelerine uygun<br />

yürütüldüğü, kamu görevlilerinin rüşvet kabul etmez ve “satın alınamaz” oldukları hususunda<br />

toplumda hakim olan güvenin, inancın sarsılmaması gerekir. Rüşvete ilişkin suç tanımı, bu<br />

güveni korumayı amaçlamıştır.<br />

Rüşvet suçunun oluşabilmesi için, kamu görevlisinin elde ettiği menfaatin beli bir<br />

amaca yönelik olması gerekir. Haksız menfaatin, hukuki olmayan bir işin yapılması ya da<br />

yapılmaması amacıyla temin edilmiş olması gerekir. Haklı bir işin gördürülmesi amacıyla kamu<br />

görevlisine menfaat temininin, rüşvet suçunu oluşturmayacağı kabul edilmiştir.<br />

Rüşvet suçu, bir karşılaşma suçudur, bu nedenle, çok failli bir suçtur. Bir tarafta, rüşvet<br />

veren; diğer tarafta ise rüşvet alan kamu görevlisi yer almaktadır. Rüşvet veren ve alan, aynı<br />

amacın gerçekleşmesini hedeflemektedirler. Bu itibarla, veren ve alan açısından rüşvet suçu tek<br />

bir suçtur. Söz konusu suç, menfaatin edilinceye kadar suç menfaatin temin edildiği anda<br />

tamamlanmış bulunmaktadır.<br />

Rüşvet suçunun oluşabilmesi için amaçlanan şeyin yapılmasına veya yapılmamasına<br />

gerek yoktur. Amaçlanan şeyin kamu görevlisinin görevine giren bir iş olması gerekir. Kamu<br />

görevlisinin görevine girmeyen bir işin yapılması amacıyla menfaat temini halinde, rüşvet suçu<br />

oluşmaz.<br />

Maddenin dördüncü fıkrasında rüşvet suçunun uygulama alanı, sadece kamu<br />

görevlisine rüşvet verilmesiyle sınırlı tutulmayıp, genişletilmiştir. Buna görev, kamu kurumu<br />

niteliğindeki meslek niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların<br />

bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler, kooperatifler ya da halka<br />

açık anonim şirketlerle hukuki ilişki tesisinde veya tesis edilmiş hukuki ilişkinin devamı<br />

sürecinde, bu tüzel kişiler adına hareket eden kişilere görevinin gereklerine aykırı olarak yarar<br />

sağlanması halinde de rüşvet suçuna ilişkin hükümler uygulanır.<br />

563/678


Rüşvet suçu, iki taraflı bir suçtur. Bir karşılaşma suçu olduğu için, zorunlu olarak<br />

suçun işlenişine katılanlar, aynı amacın gerçekleşmesini hedeflemekte, fakat farklı yönlerden<br />

hareket etmektedirler. Bu suç ile yasaklanan eylemler, rüşvet alan kamu görevlisi bakımından<br />

rüşvet alma, rüşveti veren fail bakımından ise, rüşvet vermedir. Yararı sağlayan veya bu yolda<br />

anlaşmaya varan (vaatte bulunan) kişi ile kamu görevlisi arasında, serbest iradeye dayalı bir<br />

“rüşvet anlaşması” bulunmaktadır.<br />

Gerek Ceza Genel Kurulunun ve Özel Dairenin yerleşmiş kararlarında, gerekse<br />

öğretide ağırlıklı bir görüş olarak kabul gördüğü üzere, kamu görevlisinin, görev alanına giren,<br />

yapmaması gereken bir işin yapılması veya yapması gereken bir işin yapılmaması karşılığında,<br />

fertle arasında, haksız yararın sağlanması hususunda rızalarının tam olarak uyuşması ile rüşvet<br />

anlaşması gerçekleşmiş olur. Teklif veya önerinin fert veya kamu görevlisinden gelmesinin<br />

önemi bulunmamakla birlikte, rüşvet veren ve alanın aynı amacın gerçekleştirilmesine yönelik<br />

olarak, kamu görevlisi tarafından ferde veya fert tarafından kamu görevlisine doğrudan veya<br />

örtülü bir istek veya önerinin yapılması ve bunun da karşı tarafça kabul edilmesi gerekir. Böyle<br />

bir anlaşmanın varlığının kabulü için, anlaşmaya ilişkin rızalar özgür irade ürünü olmalı, başka<br />

deyişle, cebir, tehdit, hile ve sair nedenlerle fesada uğratılmamış bulunmalıdır.<br />

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.10.007 tarih ve 2007/5-174 esas-2007/213 sayılı<br />

kararında ise; “Yapmak zorunda olunan bir işin yapılması için elde edilen menfaatin rüşvet<br />

suçunu oluşturmayacağı” hükme bağlamış, “haklı bir işin gördürülmesi amacıyla kamu<br />

görevlilerine menfaat temininin rüşvet suçunu oluşturmayacağı, koşulları gerçekleştiğinde<br />

irtikaptan söz edilebileceği”, yapması gereken işi yapmak için menfaat temin eden kamu<br />

görevlisinin, irtikap düzeyine ulaşmayan eyleminin görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu<br />

oluşturabileceği düşünülmelidir” ,<br />

Yargıtay 5.Ceza Dairesinin 07.07.2011 tarih ve 2011/7022-2011/9666 sayılı kararı;<br />

“Kamu hizmetlerinin eşitlik ve likayat açısından adalete uygun yürütüldüğü, kamu görevlilerinin<br />

rüşvet kabul etmez ve satın alınamaz oldukları hususunda toplumda hakim olan güvenin<br />

korunması amacıyla TCK nun 252.maddesinde düzenlenmiş olan rüşvet suçunun bir kamu<br />

görevlisinin ya da anılan maddenin 4.fıkrasında sayılan tüzel kişiler adına hareket eden kişilerin<br />

görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı yasal<br />

zeminde bulunmayan her iki tarafın aynı amacın gerçekleştirilmesine yönelik olarak ortaya<br />

koydukları doğrudan veya örtülü bir istek ile özgür irade ürünü rızalar sonucunda oluşan ve şarta<br />

bağlı olmayan anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıyla oluşacağı cihetle...” yönündedir.<br />

(Kaynak: İhaleye fesat karıştırma ve rüşvet suçları kitabı, A. C. Tuğrul, sayfa 332-354 )<br />

Bu noktada TCK da yer alan kamu görevlisi tanımını yapmak gerekmiştir. 5237 Sayılı<br />

TCK nun tanımlar başlıklı 6.maddesinin c fıkrasına göre kamu görevlisi deyiminden; kamusal<br />

faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yolu ile ya da herhangi bir surette sürekli, süreli<br />

veya geçici olarak katılan kişi anlaşılmaktadır.<br />

765 sayılı TCK’nın 279. maddesinde, Devlet faaliyetlerini kamu görevi ve hizmeti<br />

olarak ikiye ayırmaktaydı. Bu faaliyetler içerisinde personelin işlevinin kamu görevi olması<br />

durumunda ‘memur’ olduğu, buna karşın, personelin işlevinin kamu hizmetini yürütmek olması<br />

durumunda ‘hizmetli’ olduğu kabul edilmekteydi. Örneğin, belediyede veya nüfus müdürlüğünde<br />

görev yapan yönetici veya daktilo memuru olan kişiler kamu görevlisi sayılırken, 657 sayılı<br />

Kanuna da tabi olmasına karşın odacı, itfaiye eri, ahçı, marangoz, vb. kimseler ve kadrolu işçiler<br />

‘kamu hizmetlisi’ kabul edilirlerdi. Dolayısıyla 765 sayılı Kanun, kamu personelinin kamu<br />

fonksiyonu içerisindeki hukuki işlevini, görevini esas alan ve bu anlamda ‘sübjektif’<br />

sayılabilecek bir ölçüt kullanmakta idi.<br />

564/678


5237 sayılı TCK 6/1-c maddesinde ise kamu görevlisi; “kamusal faaliyetin<br />

yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici<br />

olarak katılan kişi” biçiminde tanımlanmıştır. Bu tanım uyarınca artık kamu personelinin idari<br />

fonksiyon içerisindeki işlevinin ne olduğu araştırılmayacaktır. Bunun yerine, idarenin<br />

fonksiyonunun ‘kamusal faaliyet’ niteliğinde olup olmadığı ve personelin de bu faaliyete yasaya<br />

uygun olarak iştirak edip etmediği incelenecektir.<br />

Ancak, yeni TCK’nin getirdiği tanım da yeni tartışmalara yol açmıştır. Önceki yasa<br />

döneminde sürdürülen “kamu görevi nedir?” veya “kim memurdur?” tartışmalarının yerini;<br />

“kamusal faaliyet nedir?” ve “kamu görevlisi kimdir?” tartışmalarına bırakmıştır. Kamusal<br />

faaliyet teriminin anlaşılabilmesi için İdare Hukuku kavramlarından yararlanılmalıdır.<br />

Faaliyet, etkinlik kelimesiyle eş anlamlıdır. İdare Hukukunda ‘faaliyet’ kavramı;<br />

‘idarenin görevi’ veya ‘fonksiyonu’ anlamında kullanılmaktadır. Yine ‘idarenin etkinliğinin ne<br />

olduğu’ sorusunun cevabının da, “kamu hizmetlerini yürütmek” olduğu kabul edilmektedir.<br />

İdare Hukukunda ‘kamusal faaliyet’ yerine, ‘kamu hizmeti’, ‘kamu fonksiyonu’ ve<br />

‘kamu yararı’ kavramları kullanılmaktadır. Anayasanın 128. maddesinde de, Devletin<br />

etkinlikleri; ‘kamu hizmeti’ olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca Anayasanın 128/1. maddesinde<br />

Devlet, KİT’ler ve diğer kamu tüzel kişilerince yürütülen “kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli<br />

ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği” belirtilmektedir. Şu<br />

halde, kamusal faaliyet kavramının ‘kamu hizmeti’ kavramı ile eş anlamlı olup olmadığını<br />

incelemek gerekmektedir.<br />

İdare Hukukunda kamu hizmeti kavramı, yalnızca Devlet ve kamu kurum ve<br />

idarelerince yürütülen kamuya yararlı hizmetlerle sınırlı değildir. Bunun yanında diğer özel veya<br />

tüzel kişilerce, kamu idaresinin denetiminde yürütülen kamuya yararlı hizmetleri de (imtiyaz<br />

usulü vb.) kapsamaktadır. Bu nedenle, kamusal faaliyet kavramının temelinde kamu hizmetinin<br />

bulunduğunu, ancak Ceza Hukuku bakımından ‘kamu hizmeti’ teriminden daha dar ve özel bir<br />

anlam içerdiğini kabul etmek gerekmektedir. Başka bir anlatımla, kamusal faaliyet niteliğini<br />

taşıyan tüm etkinliklerin mutlaka ‘kamu hizmeti’ vasfında olduğu kabul edilebilecek iken, her<br />

kamu hizmetinin kamusal faaliyet niteliğinde olmadığı söylenmelidir.<br />

Bu açıklamalara göre; kamu hizmeti olarak üstlenilen bir faaliyetin, yasaya veya siyasi<br />

iradeye dayalı olarak kurulmuş olması ve yürütülmesinde “genel idare esaslarının” geçerli<br />

bulunması (Any.m.128/1) durumunda kamusal faaliyetin varlığından söz edilebilir. Genel idare<br />

esasları kavramı; kamu hukuku rejiminin ve kamusal yönetim usullerinin varlığını<br />

gerektirmektedir. Kamu hukuku rejiminin varlığı ise; faaliyetin kanunla kurulup, işlem ve<br />

eylemlerinin yargı denetimine tabi olmasını, idarenin bütünlüğü ilkesine uyulmasını, yönetim<br />

anlayışının merkezi idare veya yerinden yönetim ilkesine dayanmasını, personelin görev ve<br />

sorumlulukları ve disiplin yönünden güvenceye kavuşturulmuş olmasını zorunlu kılmaktadır.<br />

Konuyu yine İdare Hukuku terimleriyle açarsak; kamu idarelerini oluşturan; merkezi<br />

idare (Başbakanlık ile bakanlıkların merkez ve taşra örgütleri) merkezi idareye yardımcı<br />

kuruluşlar (Milli Güvenlik Kurulu, Sayıştay, DPT, TSK, Devlet Denetleme Kurumu vs.) ve<br />

mahalli idareler, yasama organı ve yargı organları kamusal faaliyet yürütmektedir.Ayrıca; kamu<br />

kurumları olan, hizmet yerinden yönetim kuruluşları niteliğindeki üniversiteler, TRT, TODAİ,<br />

TÜBİTAK, KİT’ler vb. kurumların da kamusal faaliyet yürüttükleri kabul edilmelidir.<br />

Hangi kamu tüzel kişisinin kamusal faaliyet yaptığı belirlenince, bu faaliyete iştirak<br />

eden kişinin de kamu görevlisi olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle artık, kamusal<br />

faaliyetin yürütülmesine iştirak eden kişinin, kamu hizmeti mi yoksa görevi mi yaptığı şeklinde<br />

565/678


ir ayrım yapılmaksızın, tümünün kamu görevlisi olduğu kabul edilmelidir. Ancak kamusal<br />

faaliyete iştirakin herhangi bir biçimde değil, ‘kamu hukuku usulünce’ olması gerekir.<br />

Devlet Memurları Kanununun 4/1. maddesine göre kamu hizmetleri; memurlar,<br />

sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür. Bu hüküm uyarınca, işçilerin<br />

dahi kamu hizmeti yürütebilecekleri kanun koyucu tarafından kabul edilmiştir. Dolayısıyla<br />

önemli olan husus, istihdam edilen kişi ile yönetim arasında “genel idare usullerine uygun<br />

olarak” bir hukuki münasebet (kamu hukuku ilişkisi) kurulmasıdır. Bu hukuki ilişki sayesinde<br />

hizmet gören personel, idarenin emir ve talimatları çerçevesinde ve denetimi altında kamu<br />

hizmetini yürütmekte ve bu sırada iştirak ettiği kamusal faaliyet dolayısıyla az da olsa kamu<br />

gücünü temsil edip kullanmaktadır.<br />

İlgili yasal düzenlemelerde belirtilen yönteme uygun olarak kamusal faaliyete iştirak<br />

eden tanık, bilirkişi, seçim sandık kurulu üyesi, belediye veya il genel meclisi üyesi, muhtar,<br />

milletvekili, belediye başkanı olan kişiler de kamu görevlisi sayılmaktadır. Yargıtay, 5237 sayılı<br />

TCK döneminde 399 sayılı KHK kapsamına girdiği için KİT rejimine tabi bulunan PTT<br />

personeliyle ilgili bir kararında, hem KİT’lerin kamusal faaliyet yürüttüklerini kabul etmiş ve<br />

hem de bu personel hakkında 4483 sayılı Yasanın uygulanamayacağını ifade etmiştir :<br />

“Posta dağıtıcısı olan sanığın posta gönderileriyle ilgili olarak 399 sayılı Yasa Gücünde<br />

Kararnamenin 11/b maddesi ve Tebligat Yasası kapsamındaki görevini yapması nedeniyle de<br />

7201 sayılı Tebligat Yasasının 52,57. maddeleri uyarınca 765 sayılı TCY uygulamasında<br />

‘memur’ sayılarak memur gibi cezalandırılması gerektiği gibi, 5237 sayılı TCY’nın 5, 6/c<br />

maddeleri gereği ‘kamusal faaliyete’ katılması dolayısıyla kamu görevlisi olarak kabul edilmesi<br />

gerekmekte ise de, anılan yasal düzenlemeler maddi ceza hukuku ile ilgili bulunup, soruşturma<br />

yöntemi bakımından 4483 sayılı Yasaya bir göndermede bulunulmamıştır. Bundan ayrıca,<br />

Anayasanın 128. maddesinin birinci fıkrasından ‘kamu iktisadi teşebbüsleri’ sözcükleri<br />

çıkarılmak suretiyle aynen alınan 4483 sayılı Yasanın 2/1. maddesindeki; “Bu Kanun, Devletin<br />

ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin<br />

gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri<br />

sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır” hükmü uyarınca, yasa kapsamının<br />

sınırlandırılmış bulunması ve yürürlükten kaldırılan 765 sayılı TCY. döneminde olduğu gibi<br />

5237 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005 tarihinden sonraki uygulamalar<br />

bakımından da bu durumun değişmeyeceği gözetilmelidir.” (4.CD’nin 18.10.2006, 2081/17292)<br />

(Kaynak: O. Yaşar, H. T. Gökcan, M. Artuç Yorumlu-Uygulamalı Türk Ceza Kanunu)<br />

B- DOLANDIRICILIK SUÇU<br />

Sanıkların üzerine atılı kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması<br />

suretiyle nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçudur.<br />

5237 sayılı TCK.nun mal varlığına karşı suçlar başlıklı 10. bölümünün içinde<br />

düzenlenmiş olan dolandırıcılık suçu kaynağını hırsızlıktan alan, ticaret ve sanayideki çağdaş ve<br />

aynı zamanda küresel, karmaşık ekonomik ilişkilerin ortaya çıkardığı bir suç tipinin basit hali<br />

TCK.nun 157. maddesinde, bir kişi kandırabilecek nitelikle hile ve desiseler yaparak hataya<br />

düşürüp onun veya başkasının zararına kendisine veya başkasına haksız menfaat sağlamak<br />

şeklinde tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için;<br />

a)Hile ve desise yapılması,<br />

b)Hile ve desisenin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte olması,<br />

c)Mağdurun veya başkasının zararına, kendisi veya başkasına haksız yarar sağlanması<br />

koşullarının gerçekleşmesi gerekir.<br />

566/678


Hile ve desise; suçun maddi öğesi bir kimseyi kandırabilecek nitelikteki hile ve<br />

desiselerde haksız yararın sağlanmasıdır.<br />

Hile ve desisenin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte olması; yasamızda bu husus<br />

açıkça “bir kişiyi kandırabilecek nitelikte” ibaresi ile ifade edilmiştir. Hile ve desisenin<br />

kandırıcılık niteliği, yöneldiği kişi veya kişilerin aldanma yeteneği diğer bir deyişle sübjektif<br />

durumları itibari ile olaysal olarak değerlendirilmelidir. Objektif bir değerlendirme ile<br />

kandırıcılık niteliği belirlenmeye çalışıldığı takdirde herkes için genel ve objektif bir ölçütün<br />

bulunmasındaki zorluk yanında daha çabuk kandırabilecek zeka seviyesine sahip insanlar hukuki<br />

korunmadan yoksun kalacaklardır. Bu nedenle hile ve desisenin kandırıcılık niteliğine ulaşıp<br />

ulaşmadığı her somut olayda, olayın özelliği, mağdurun durumu, faille olan ilişkisi, kullanılan<br />

hile, desise v.b kriterler ayrı ayrı ele alınarak yargıç tarafından değerlendirilmelidir. Bu bağlamda<br />

“geometrik silsile” gereğince artış dolayısıyla vaat edenin bir süre sonra yükümlülüklerinin<br />

yerine getirememesi halinde dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmayacağı öğretide tartışılmış,<br />

vaat edenin gelecekte yükümlülüklerini yerine getiremeyeceği kaçınılmazsa, hayali bir girişim<br />

söz konusu olduğundan, hayali bir girişim söz konusu olduğundan, yükümlülüğün yerine<br />

getirilemediği anda dolandırıcılık suçunun oluşacağı kabul edilmiştir.<br />

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 17/06/2003 tarih, 2003/10-166 Esas karar sayılı<br />

ilamında da belirtildiği üzere “ dolandırıcılık suçlarında hile ve desisenin kandırıcılık niteliği,<br />

olayın özelliği, failin durumu, mağdurla olan ilişkisi ve kullanılan hilenin şekli gibi ölçütler<br />

nazara alınarak olaysal olarak saptanmalıdır” şeklinde ilamları olduğu bilinmektedir.<br />

C-RESMİ VE ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU<br />

TCK nun 204.maddesinde bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen kişinin<br />

cezalandırılacağı öngörülmüştür. Resmi belge, bir kamu görevlisi tarafından görevi gereği olarak<br />

düzenlenen yazıyı ifade etmektedir. Bu itibarla, düzenlenen belge ile kamu görevlisinin ifa ettiği<br />

görev arasında bir irtibatın bulunması gerekir.<br />

Söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmıştır. Birinci seçimlik<br />

hareket, resmi belgeyi sahte olarak düzenlemektir. Bu seçimlik hareket ile resmi belge esasında<br />

mevcut olmadığı halde mevcutmuş gibi sahte olarak üretilmektedir. Sahtelikten söz edebilmek<br />

için düzenlenen belgenin, gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi yanıltıcı nitelikte olması<br />

gerekir.<br />

İkinci seçimlik hareket, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde<br />

değiştirmektir. Bu seçimlik hareket ile esasında mevcut olan resmi belge üzerinde silmek veya<br />

ilaveler yapmak suretiyle değişiklik yapılmaktadır. Mevcut olan resmi belge üzerinde<br />

sahtecilikten söz edebilmek için, yapılan değişikliğin aldatıcı nitelikte olması gerekir.<br />

Üçüncü seçimlik hareket ise, sahte resmi belgeyi kullanmaktır. Kullanılan sahte<br />

belgenin, kişinin kendisi veya başkası tarafından düzenlenmiş olmasının bir önemi yoktur.<br />

TCK nun 207.maddesinde de özel belgede sahtecilik suçu tanımlanmış ve suçun<br />

konusunun özel belge olduğu belirtilmiştir.<br />

Söz konusu suçu oluşturan hareketlerden biri özel belgeyi sahte olarak düzenlemektir.<br />

Özel belge esasında, mevcut olmadığı halde mevcutmuş gibi sahte olarak üretilmektedir. Suç<br />

gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek suretiyle değiştirebilir. Suçun<br />

tamamlanabilmesi için, bu iki seçimlik hareketten birinin gerçekleşmesinin yanı sıra düzenlenen<br />

sahte belgenin kullanılması gerekir.<br />

Sanıkların üzerlerine atılı suçlarla ilgili olarak nazari bilgiler kısaca yukarıda<br />

anlatıldığı şekildedir.<br />

567/678


Sanık Haldun Şenman İfadesinde: Menajerlik sınavıyla ilgili bir yetkisinin<br />

bulunmadığını, soruların kendisine hiç ulaşmadığını ifade ederek suçlamaları reddetmiştir.<br />

Sanık Talat Emre Koçak İfadesinde:Olgun Peker isimli kişiyi iki ay önce tanıdığını,<br />

bir avukat dostunun Olgun Peker'in ofisinde arama yapıldığını söyleyerek gidip gidemeyeceğini<br />

sorduğunu, kendisinin de avukat olarak aramaya nezaret ettiğini, daha sonra da bir kez<br />

Belçika'da görüştüğünü, Olgun Peker'in şirketinin vekaletnamesinin kendisinde olduğunu, bir ay<br />

önce bir icra takibi için aldığını, Haldun Şenman'ı ve Özcan Üstüntaş'ı tanıdığını, 2011 yılı Mart<br />

ayında yapılan menajerlik sınavının sorularının çalınmasıyla bir ilgisi olmadığını, şahıslar ile<br />

soru cevap alışverişinde bulunmadığını, Sami Dinç'i uzun süredir tanıdığını, görüşmelerde geçen<br />

sınav konusunun üniversite de yaptığı sınavla ilgili olduğunu, kendisinin Bahçeşehir<br />

Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptığını, sınavların cevap anahtarında yanlışlık yaptığını<br />

görüşmelerin bununla ilgili olduğunu, suçlamayı kabul etmediğini, maddi menfaat temin<br />

etmediğini, Brüksel'de Olgun Peker ile görüşmesinin katıldığı ofis aramasıyla ilgili olduğunu<br />

belirterek suçlamaları kabul etmemiştir.<br />

Sanık Sami Dinç İfadesinde:Olgun Peker ile menajerlik yaptığı için irtibatı olduğunu,<br />

Galatasaray Kulübünden alacağının takibi için vekaletini aldığını, rüşvet konusuyla ilgisinin<br />

olmadığını, Volkan Bahçekapılı ve Mahmut Güneş'in avukatlığını yaptığını, kendilerine geçmiş<br />

yıllarda çıkan soruları verdiğini, ancak son yapılan sınavla ilgili soru temin etmediğini, rüşvete<br />

aracılık yapmadığını beyan etmiştir.<br />

Sanık Olgun Peker İfadesinde: Soruları sınavdan bir gün önce Abdullah Cila isimli<br />

kişiden aldığını ancak sorular karşılığında herhangi bir ücret ödemediğini, kimseye rüşvet<br />

vermediğini, atılı özel belgede sahtecilik suçlamasını kabul etmediğini, nitelikli dolandırıcılığa<br />

teşebbüs iddialarını da kabul etmediğini, kanun değişikliği sonucu menajer olabilmek için lise<br />

mezunu olmak ve sınav zorunluluğu getirildiğini, kendisinin eğitim düzeyinin orta okul terk<br />

olduğunu, Bulgaristan'dan gelen bir Türk vatandaşının oradaki okul için yardım talep ettiğini,<br />

kendisinin de yardımda bulunduğunu, şahsın daha sonra sana diploma çıkaralım dediğini,<br />

kendisinin de kabul ettiğini, şahsa fotoğraf verdiğini, daha sonra bir diploma gönderildiğini, bu<br />

diplomayla müracaatta bulunduğunu, diplomanın sahte olduğunu bilmediğini, Haldun Şenman'ı<br />

tanıdığını, kendisine para veya sair menfaatte bulunmadığını, kopya çekmediğini beyan etmiştir.<br />

Sanık Abdullah Cila İfadesinde: Sınav sırasında etrafında oturan ve tanımadığı<br />

kişilerden kopya çektiğini, Mart 2011 tarihinde yapılan futbol temsilciliği sınavına katıldığını,<br />

ancak başarılı olamadığını sınav sorularının sınav öncesinde ele geçirildiğine dair bilgisinin<br />

olmadığını, sınav sorularını almadığını, olayı sonradan medyadan duyduğunu beyan etmiştir.<br />

Sanık Mahmut Güneş İfadesinde: Hakkındaki tüm suçlamaları reddetmiştir, Talat<br />

Emre Koçak ve Sami Dinç'i tanıdığını, Olgun Peker'i bir menajerlik sınavında gördüğünü, bu<br />

kişinin örgüt lideri olduğu konusunda bilgisi olmadığını, kendisinin örgüt üyesi olmadığını,<br />

menajerlik sınavında sahtecilik yapmadığını, cevap anahtarının kendisine ulaştırılmadığını, sınav<br />

cevaplarının diğerleri ile aynı olmasının tesadüf olduğunu, adayların birbirine çok yakın<br />

oturduklarını, telefon görüşmelerinden tespit edilen görüşmeleri kabul ettiğini beyan etmiştir.<br />

Sanık Volkan Bahçekapılı İfadesinde: Telefon görüşmelerini hatırlamadığını, Mart<br />

2011 tarihindeki menajerlik sınavına katıldığını, ancak sınavı kazanamadığını, kimsenin<br />

kendisine sınav sorusu vermediğini, kendi bilgisi dahilinde soruları çözdüğünü, ancak sınavı<br />

kazanamadığını, iddiaları kabul etmediğini beyan etmiştir.<br />

Sanık Serdar Berkin İfadesinde: Telefon konuşmasında sınav sorularıyla ilgili "<br />

Hallederim diyor" şeklindeki konuşmasını " Halaoğlu" dediğini ifade ederek açıklamış, diğer<br />

568/678


telefon görüşmeleriyle ilgili bilgisinin bulunmadığını, Özden Aslan'ın sınavdan önce soruları ve<br />

cevapları ele geçirdiğini, hakkındaki tüm suçlamaları reddetmiştir.<br />

Sanık Erman Ertaş İfadesinde: Suçlamaları reddetmiş, soruların Özden Aslan<br />

tarafından ele geçirildiğini, sınavdan önce Özden Aslan'la birlikte Haldun Şenman ile<br />

buluştuklarını, “... arkadaşı olan Özden Aslan'ın bu sınava gireceğinden haberinin olduğunu,<br />

sınav sorularının dağıtılması veya satılması hakkında bir bilgisinin olmadığını, sadece Özden<br />

Aslan'ın savcılıktan alacağı belgede problem oluştuğu için onunla ilgili konuşma geçtiğini,<br />

kendisine, ifadesini alan polis memurlarının 17.500 dolar karşılığı soruların dışarıya<br />

sızdırıldığını söylediklerini, bunun üzerine cevap verdiğini, emniyet aşamasındaki ifadesini<br />

kabul etmediğini, sınav sorularının dışarıya para karşılığı ve ücretsiz olarak sızdırılması<br />

hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını beyan etmiştir.<br />

Sanık Özden Aslan İfadesinde: Hakkındaki tüm suçlamaları reddetmiş, menajerlik<br />

sınavına 31 Mart 2011 tarihinde girdiğini, sınavı kazandığını ancak sınavın iptal olduğunu<br />

söylediklerini, 31 Mart 2011 tarihinde sınavdan önce sınav sorular konusunda herhangi bir<br />

kişiyle görüşme yapmadığını, ancak ortalıkta sınav sorularının para karşılığında temin<br />

edilebileceği şeklinde söylentilerin dolaştığını, bunun üzerine Serdar Berkin'i telefonla aradığını<br />

ve ona telefonda 17.500 dolar karşılığı sınav sorularının temin edilebileceği şeklinde söylentiler<br />

duyduğunu, kendisinin bu miktarda parayı verebilecek kadar delirmediğini, sınava kendisinin<br />

girip yapabildiği kadar soru yapacağını, kazanırsam kazanırım, kazanamazsan kazanamam<br />

şeklinde söylediğini, Serdar Berkin'in de kendisine “sen aklı başında bir insansın en güzeli de<br />

odur” diye söylediğini, sabıka kaydının gerektiğini, kendisinin aldığı sabıka kaydında " Sabıka<br />

kaydı yoktur arşiv kaydı vardır" şeklinde ibare olunca federasyonda müdür olan Haldun<br />

Şenman'ın bu şekilde sınava giremezsin dediğini, sınav soruları karşılığında 17.500 dolar<br />

istediklerini, ancak bu konuda yani soruları kimin vereceği konusunda kendisine bilgi<br />

verilmediğini, daha sonra bu parayı kimseye vermediğini ve soruları almadığını, bu şekilde<br />

sınava girdiğini ancak bu soruları kimin vereceğini de öğrenemediğini, sınav sorularını kesinlikle<br />

sınavdan önce almadığını, belki espri mahiyetinde konuşmuş olabileceğini, telefon<br />

görüşmelerinde ismi geçen Sami Dinç ve Emre isimli şahısları tanımadığını, Uşak'ta 25.000 TL<br />

kredi çektiğini, kayınbiraderinin Münih'te ev alması sebebiyle 23.000 TL'sini kayınbiraderine<br />

gönderdiğini, 31/03/2011 tarihinde İstanbul Sheraton otelde sınava girdiğini, yaklaşık 130 kişinin<br />

bu sınava girdiğini, sınav ortamının çok serbest olduğunu, sınava girenlerin kendi aralarında<br />

konuşup sınav sorularını ve cevaplarını birbirlerine verdiklerini, kendisinin, sınav sorularının<br />

önceden para karşılığı verilmesi ile ilgili bilgisinin olmadığını, sınav sorularını sınavdan önce<br />

temin etmediğini,<br />

Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini, sınavdan bir veya iki gün önce<br />

sorulardan 15 tanesini Haldun Şenman isimli şahıstan aldığını, ancak parasının olmadığını<br />

söylediğini ve Haldun Şenman'a para vermediğini, Haldun Şenman'ı oyuna getirdiğini, istersen<br />

beni vur param yok dediğini, soruların doğru cevaplarını belirtmediklerini, sorular üzerinde<br />

çalışıp araştırma yaptığını, soruları da buna göre cevapladığını, Almanya'da yaşadığı için<br />

İstanbul'u pek iyi bilmediğini, ancak Levent tarafında bir yerde sokakta akşam karanlığında<br />

Haldun'un getirip soruları bizzat kendisine verdiğini, bu belgeleri alan yüzlerce kişi olduğunu<br />

duyduğunu, bu işe girdiğime pişman olduğunu belirtmiştir.<br />

Sanık Ümit Aydın İfadesinde: Hakkındaki tüm suçlamaları reddederek sadece sınav<br />

esnasında yanında bulunanların cevabına baktığını, Mart 2011 tarihinde yapılan futbol<br />

temsilciliği sınavına girdiğini, ancak bu sınavda başaralı olamadığını, bu sınavın sorularının<br />

önceden kendisine verildiği yönündeki iddiayı kabul etmediğini, sınavın bir otelde yapıldığını,<br />

yan taraftaki bir salondan gürültü ve uğultuların geldiğini, gerçek bir sınav ortamının ve<br />

569/678


sessizliğin olmadığını, sınav sırasında bazı yardımlaşmaların olduğunu ancak belirttiği gibi<br />

soruların önceden alınıp alınmadığını bilmediğini, kendisine soruların verilmediğini beyan<br />

etmiştir.<br />

Sanık Tarık Özaslan İfadesinde: Futbol temsilciliği sınavı sorularının önceden<br />

alınarak kendisine verildiği iddiasını kabul etmediğini, sınav sorusunun verilmediğini, yapılan<br />

sınavı toplam 20 soru üzerinden 14 doğru yapmak suretiyle kazandığını, Sınav yerinin oldukça<br />

dar olduğunu ve insanların birbirine çok yakın oturduklarını, bu nedenle birbirininden cevapları<br />

görmüş olabileceklerini, ancak kendisinin yoğun çalıştığını, sınav kağıdı üzerinde yapmış olduğu<br />

karalamaların da bu soruların çözümüne yönelik çalışmalar olduğunu, bu soruları kendisinin<br />

çözerek yaptığını göstermekte olduğunu, emniyette sorulan iletişim tespit tutanaklarıyla ilgili<br />

verdiği cevapların doğru olduğunu ve suçsuz olduğunu beyan etmiştir.<br />

Tanık Billur Tuğba Kakışım beyanında: T.F.F hukuk müşavirliğinde avukat olarak<br />

görev yaptığını, futbolcu temsilciliği sınavıyla ilgili tüm işlemlerin Profesyonel İşler Müdürlüğü<br />

tarafından yürütüldüğünü, FİFA tarafından hazırlanan 15 sorunun Ömer Bedük tarafından avukat<br />

Levent Polat'a gönderildiğini, bu soruların Levent Polat tarafından NPU tercüme bürosunda<br />

görevli Tuğrul Ökten'in mail adresine gönderildiğini, tercüme bürosundan tercümelerin<br />

28/03/2011 günü kendisinin ve Ömer Bedük, Murat Aygörmez, Hazer Akil ve Ergin Akçay isimli<br />

avukat arkadaşlarının mail adreslerine de düştüğünü, daha sonra tercümelerin kontrolünü<br />

yaptıklarını, yine avukat arkadaşlarıyla T.F.F tarafından hazırlanması gereken 5 soruyu<br />

hazırladıklarını, daha sonra tüm soruların kitapçık halinde basıldığını, soru kitapçıklarını<br />

Başhukuk Müşaviri Prof. Dr. İlhan Helvacının odasında bulunan çelik kasaya koyduklarını<br />

öğrendiği kadarıyla FİFA tarafından gönderilen sınav sorularının posta yoluyla 25/03/2011 günü<br />

T.F.F 'ye geldiğini, bu olaydan Genel Sekreter Vekili Ali Parlak tarafından bu postanın<br />

01/04/2011 günü (sınavdan bir gün sonra) Ömer Bedük'e teslim edilmesi üzerine haberi<br />

olduğunu, Ömer Bedük'e teslim edilen bu postanın kapalı zarf içeresinde olmadığını, açık bir<br />

şekilde bulunduğunu, hatta bahse konu sorulara evrak kayıttan geçirilerek evrak kayıt numarası<br />

verildiğini gördüğünü, 31/03/2011 günü sabahı soruları kasadan Levent Polat, Hazer Akil ve<br />

Engin Akçay ile birlikte aldıklarını ve 09:30 civarında federasyon binasından çıkarak sınavın<br />

yapılacağı Maslak Sheraton Oteline gittiklerini, sınavın 31/03/2011 günü saat: 10:00'da<br />

başlayacağını adaylara bildirilmiş olmasına rağmen sınav salonunun hazırlanmasındaki gecikme<br />

nedeniyle 10:20'de başladığını, toplam 90 dakika sürdüğünü ve saat 11:50 'de sona erdiğini,<br />

sınava katılan 118 adayın isim alfabetik sırasına göre her bir masada tek bir aday oturacak<br />

şekilde sınav salonuna yerleştirildiğini, adaylara sınav soru kitapçığı dışında sınavda yapacakları<br />

hesaplamalarda kullanmak üzere ayrıca bir müsvedde kağıt dağıtılmadığını ve kullanmalarına<br />

izin verilmediğini, çözümlerin sınav kitapçıklarının boş yerlerine yapılabileceğinin belirtildiğini,<br />

adaylara sadece doğru seçeneklerden bir tanesini tükenmez kalem ile işaretlemelerini,<br />

duyurduklarını, sınavda 4 tanesi Hukuk Müşavirliği Spor Hukuk Avukatı ve 3 tanesi Profesyonel<br />

İşler Departmanı çalışanı olmak üzere toplam 7 kişinin gözetmen olarak görev yaptıklarını,<br />

sınavdan sonra saat: 12:30 civarında soru kitapçıklarıyla beraber federasyona geldiklerini ve soru<br />

kitapçıklarını Prof. Dr. İlhan Helvacı'nın odasındaki çelik kasaya kilitlediklerini, kasanın<br />

anahtarının Engin Akçay'da kaldığını, 01/04/2011 cuma günü akşam saatlerinde soruların<br />

cevaplarının FİFA tarafından Ömer Bedük'ün mail adresine faks yoluyla geldiğini, cevapların<br />

gelmesinden hemen sonra Hukuk Müşavirliği Spor Hukukunda görevli avukat arkadaşları ile<br />

birlikte değerlendirildiğini, bu değerlendirmenin sonucunda sınava giren adayların kaç puan<br />

aldıklarını tespit ettiklerini, sınav kitapçıklarını değerlendirirken bazı adayların soru<br />

kitapçıklarında hiç bir hesaplamanın bulunmamasının dikkatlerini çektiğini, çünkü bazı soruların<br />

matematiksel hesaplama yapılmadan çözümünün mümkün olmadığını, sınav sonuçları ilan<br />

edildikten sonra 13 doğru cevap veren ve başarılı olamayan 3 adayın benzer içerikli üç ayrı itiraz<br />

570/678


dilekçesi ile itiraz ettiklerini görmeleri üzerine, şahısların soru kitapçıklarına bakıldığında<br />

FİFA'dan gönderilen 15 soru içerisindeki aynı üç soruya aynı yanlış cevapları işaretleyerek hata<br />

yaptıklarını anladıklarını, tüm adayların sınav kitapçıkları üzerinde ayrıca bir inceleme yapma<br />

gereği duyduklarını, bunun üzerine Hukuk Müşavirliği Spor Hukuku Bölümü avukatları<br />

tarafından kazanan 38 adayın kitapçıkları üzerinde ayrıntılı bir inceleme yapıldığını, şüphelerin<br />

artması üzerine tüm kitapçıklarda sınav komisyonu tarafından ayrıntılı bir inceleme yapıldığını<br />

ve ayrıntılı bir rapor hazırlandığını, bu rapor çerçevesinde sınavda FİFA'dan gelen 15 sorunun<br />

belirlenen 7 aday tarafından ele geçirilmiş olabileceği kanaati oluşması üzerine yönetim kurulu<br />

tarafından karar alınarak sınavın iptal edildiğini, beyan etmiştir.<br />

Tanık Ömer Bedük beyanında:T.F.F Hukuk Müşavirliğinde Spor Hukuk Bölümünde<br />

Baş Hukuk Müşavir Vekili olarak görev yaptığını, yılda iki kez futbolcu temsilciliği sınavı<br />

yapıldığını, bu sınavda toplam 20 soru sorulduğunu, bu sorulardan 15 tanesinin FİFA tarafından<br />

dünyadaki 202 üye federasyona gönderildiğini, her federasyonun da 5 soruyu kendi mevzuatları<br />

çerçevesinde hazırladıklarını, toplam 20 sorudan 14 tanesini doğru cevaplayan adayın başarılı<br />

sayıldığını, FİFA tarafından gönderilen soruların her sene faks veya posta yoluyla veya her iki<br />

yolla federasyona ulaştığını, 24 Mart 2011 günü önce faks ardından da 25 Mart 2011 günü DHL<br />

kargo ile bu soruların gönderildiğini, gönderilen kargonun Genel Sekreter Vekili Ali Parlak<br />

tarafından 25 Mart 2011 günü teslim alınarak sekreteri tarafından evrak kayda kayıt ettirildikten<br />

sonra kasasında muhafaza altına alındığını bildiğini, Ali Parlak tarafından bu soruların sınavdan<br />

bir gün sonra kendisine teslim edildiğini, soruların teslim edildiğinde kapalı zarf içerisinde<br />

olmadığını, hatta evrak kayıt numarası bile verildiğini, soruların bu şekilde kargo ile geldiğini de<br />

sınav sonrası teslim edildiğinde öğrendiğini, o zamana kadar soruların kargo yolu ile Futbol<br />

Federasyonuna gelmiş olduğunu bilmediğini, sınav sonrasında soruların Makedonya Futbol<br />

Federasyonundan temin edilmiş olabileceğini ve Türkiye'de bir avukata çözdürüldüğünü<br />

duyduğunu beyan etmiştir.<br />

Tanık Aybars Canbay beyanında: T.F.F'de bilgi işlem sorumlusu olarak görev<br />

yaptığını, sorumlusu olduğu bölüm gereği, Federasyonun Profesyonel Futbolcu Tescil<br />

bölümünden Haldun Şenman'ın isteği ve Genel Sekreter Vekili Ali Parlak'ın talimatı ile FİFA<br />

tarafından sınav sorularının gönderileceği faks numarasını, Hukuk İşleri Departmanında görevli<br />

Ömer Bedük'e atadığını, bildiği kadarıyla FİFA'nın sınav sorularını göndermek için güvenli bir<br />

faks numarasını federasyondan talep ettiğini, bu süreçten sonra Profesyonel Futbolcu Tescil<br />

İşlemleri departmanı gerekçe göstermeden Bilgi İşlem bölümünden güvenli bir faks numarası<br />

talep ettiğini ve bu hattın kim tarafından görülebileceğini belirttiğini, daha önce hiç<br />

kullanılmayan ancak federasyona ait bir faks numarasını belirtilen isme atadıklarını, bu<br />

numaraya mail olarak gelen faksları görmekle yetkili olan kişinin numarayı atadıkları görevli<br />

olduğunu, bu görevlinin bilgisi haricinde hiçbir kimsenin teknik olarak bu iletileri göremediğini,<br />

ancak söz konusu kullanıcının mail şifresini bilmesi gerektiğini yada bilgisayarını kullanması<br />

gerektiğini, söz konusu güvenli faks atandıktan hemen sonra yine federasyonda kullanılan bir<br />

diğer fakstan deneme yapmak için faks gönderip ilgili kişi ile irtibat kurarak çalışıp çalışmadığını<br />

kontrol ettiklerini, numara ile gerekli işlemlerin yapıldığını öğrenmelerinden sonra da numaranın<br />

tahsis edildiği görevliye iptal ettirilip ettirilmeyeceğini sormak sureti ile atamayı iptal ettiklerini,<br />

2011 yılının Mart ayı sonlarında Profesyonel Futbol Tescil İşlerinde Haldun Senman'ın mail<br />

atarak güvenlik faks numarasını istediğini ve bu numarayı Hukuk İşleri'nde Ömer Bedük'e<br />

atanmasını istediğini, kendisinin de numarayı Ömer Bedük'e atadığını genel işleyiş olarak bu tür<br />

atanan numaralara gelen faksların mail ortamında geldiğini, ilgili kişinin kendisinden başka<br />

birisinin bu iletileri görmesinin mümkün olmadığını, Federasyonda kullanılan güvenlik<br />

sisteminde, çalışanlara ait mail şifrelerinin dışarıdan yada kullanıcı tarafından yanlış girilmesi<br />

571/678


halinde sistem tarafından otomatik kaydedilen bir log sistemi olduğu, ancak bu olayda Ömer<br />

Bedük'e ait mail şifresinin yanlış girilmesi olayı yaşanmadığını beyan etmiştir.<br />

Tanık Hazer Akil beyanında: Futbolcu Temsilciliği sınavının TFF tarafından iptal<br />

edilmesi üzerine FİFA ile yaptığı telefon görüşmesinde, sınav sorularının sadece güvenli faks<br />

numarasına gelmesini beklerken aynı zamanda kargo yoluyla da gönderilmesinin sebebini<br />

sorduğunda, faks gönderilerinde sorun yaşanması halinde herhangi bir talebe mahal vermeden<br />

soruların kargo yoluyla da gönderildiği bilgisinin alındığı, FİFA'nın bu genel uygulamasına<br />

dönük T.F.F 'dan bir talep gidip gitmediğini bilmediğini, ancak soruların faks yoluyla ilk<br />

gelişinde sorunlar yaşanması nedeniyle Profesyonel İşler Müdürlüğünden Evrem Tarlığ'ın sınav<br />

sorularının tekrar fakslanması için bir kaç sefer FİFA'yı aradığı, yaptığı görüşmelerde FİFA'da<br />

görevli şahısların da kendisine soruların başka Federasyonlardan sızmış olabileceği yönünde<br />

bilgi verdiklerini beyan etmiştir.<br />

Tanık Kamil Yıldız İfadesinde:T.F.F İdari İşler ve Muhaberat Şefi olarak görev<br />

yaptığını, T.F.F tarafından gerçekleştirilen futbolcu temsilcisi sınavına ait soruların FİFA<br />

tarafından DHL kargo ile T.F.F 'nin İstinye'de bulunan binasına gönderildiğini, gelen evrakların<br />

ilk kendisine ulaştığını, gelen evrakları açmadan DHL kargo firmasının gönderim kod numarası<br />

ile zimmet defterine kayıt yaparak gelen evrakları açmadan kapalı bir şekilde aynı bina içinde<br />

bulunan Futbol Federasyonu Genel Sekreterliğine gönderdiğini beyan etmiştir.<br />

Tanık Levent Polat İfadesinde:Billur Tuğba Kakışım ile aynı doğrultuda beyanlarda<br />

bulunmuş, Başhukuk Müşaviri Prof. Dr .İlhan Helvacının odasında bulunan çelik kasaya sınav<br />

sorularının konulmasının ardından, odanın anahtarının kendisinde, kasanın anahtarının ise avukat<br />

Ergin Akçay'da kaldığını beyan etmiştir.<br />

Tanık Pınar Tapan İfadesinde:T.F.F'de Genel Sekreter Asistanı olarak görev<br />

yaptığını, Futbolcu Temsilcisi Belirleme sınav sorularının DHL kargo ile T.F.F. Muhaberat<br />

Bölümüne 25/03/2011 günü geldiğini, muhaberat bölümünün gelen evrağı açmadan Cihan Ünal<br />

vasıtasıyla kendisine gönderdiğini, kendisinin de gelen evrağı açarak evrak kayıt defterini<br />

imzaladığını, evrağı açtığında FİFA tarafından gönderilen Futbolcu Temsilcisi Belirleme sınav<br />

soruları olduğunu gördüğünü, açmış olduğu zarfı içinde bulunan sorularla beraber Cihan Ünal'a<br />

vererek Muhaberattan Kamil Yıldız'a götürüp hemen kayda almasını ve geri getirmesini<br />

istediğini, bunun üzerine Cihan Ünal'ın evrağı Kamil Yıldız'a götürerek kayda alınmasını<br />

sağladığını ve 5 dakika içinde sınav sorularının bulunduğu evrağı geri getirdiğini, gelen evrağı<br />

imza atıp teslim aldığını, hemen T.F.F Genel Sekreter Vekili Ali Parlak'a götürdüğünü Ali<br />

Parlak'ın gelen evrağın sınav soruları olduğunu gördüğünü ve evrağı kasaya koyacağını<br />

söylediğini, daha sonra sınav sorularının kasaya konup konmadığını bilmediğini, Ali Parlak'ın<br />

gelen sınav sorularını T.F.F Profesyonel Futbolcu Tescil İşleri Müdürü Haldun Şenman'a<br />

göndermesi gerektiği, Ali Parlak'ın sınav sorularını Haldun Şenman'a verip vermediğini<br />

bilmediğini beyan etmiştir.<br />

Eyleme ilişkin İletişim Tespit Tutanaklarında:<br />

15.03.2011 günü saat:14.39’de Serdar Berkin’i, Özden Aslan’ın aradığı :<br />

Özden: “Erman’ı aradım demin,..ben dedim kağıt işini hallettim dedim,…bugün dedim<br />

alırlar büyük ihtimalle dedim, bugün Haldun’u aradım dedi konuştuk dedi işte soruları ben<br />

görürsem tamam demiş Haldun,…giden para hiç önemli değil dedim benim için bu namus oldu<br />

dedim, …bu soruları zaten Haldun görmüyor mu”, Serdar: “O gün geliyormuş”, Özden: “Alanlar<br />

nasıl alıyor,…işi yapanlar nasıl yapıyor”<br />

572/678


23.03.2011 günü saat:13.33’de Serdar Berkin’i, Özden Aslan’ın aradığı ;<br />

Özden: “Avukat, hemen sildirmeye 3 milyar istiyor,…yoksa 1 ay sürüyor,…Erman’da<br />

10.000 diyor şimdi, en az diyor, lira değil euro”, Serdar: “Federasyona o parayı vermenden yani<br />

değilmi bi kere”, Özden: “Bu öyle de sildirilecek böyle de sildirilecek”,Serdar: “Gireceksin<br />

kendin kazanacaksın abi”, Özden: “Zaten verecek param yok ki nasıl vereceğim,…ben bi şartla<br />

veririm dedim zaten ..o da dedim de transfer zamanı veririm dedim,…Erman ben hallederim onu<br />

dedi ya, güya soruları dışardan alacakmış ”, Serdar: “Dışardan alamaz”, Özden: “Bak bunları ben<br />

Erman’a söylemeni istemiyorum aramızda kalsın,…bu 10.000 lirayı ikimiz paylaşalım abi dedi<br />

yarısını ben kredi çekeyim dedi”<br />

28.03.2011 günü saat:22.40’da Serdar Berkin’in, Özden Aslan’ın aradığı ;<br />

Özden: “Sana bişey desem inanır mısın,…Erman halletti işi,…yarın akşam İstanbul’a<br />

gidiyoruz iş tamam dedi”, Serdar: “O işlerin vardır bi oluru o yüzden ordan halletmiştir”, Özden:<br />

“Kaydı yokturu filan orjinalini verdiydik oraya,…ordan kapattı mı acaba Haldun,…yarın akşam<br />

İstanbul’a gidiyoruz dedi parayı vermeye dedi,…sorular değişme imkanı filan olmaz demi<br />

cevap...”, Serdar: “Olmaz, peki o veriyor mu, o söylediği şeyi,… anladın mı sen benim dediğimi<br />

şimdi”, Özden: “Ben bu belgeyi alacağım demi o zaman şimdi”, (Serdar’ın hangi gün gideceğini<br />

sorması üzerine), Özden: “Perşembe”<br />

28.03.2011 günü saat:22.55’de Serdar Berkin’i, Özden Aslan’ın aradığı;<br />

Özden: “Erman aradı şimdi,…ne kadar eksik var dedi 5.000 lira dedim tamam yarın<br />

ben vereyim sana dedi”, Serdar: “İyi o zaman”, Özden:“28.000 lira yapıyor 17.500 euro biliyor<br />

musun,…kaç para eksik var dedi 5.000 lira dedim iyi yarın ben vereyim dedi,…beraberiz dedi bu<br />

işte dedi ben vereyim yarın dedi”<br />

28.03.2011 günü saat:23.23’de Serdar Berkin’in, Özden Aslan’ı aradığı ;<br />

Özden: “Erman’ı aradı.. hani sen sor dedin garanti mi diye dedin ya,…garanti dedi ya<br />

oraya gerek yok dedi”, Serdar: “Hiç verme o zaman”, Özden: “Verir miyim vermem sadece<br />

teşekkür ettim,…hiç dedi borcun harcın yok dedi,…yarın akşam gidiyoruz Erman’la”<br />

30.03.2011 günü saat:10.34’de Serdar Berkin’i, Özden Aslan’ın aradığı ;<br />

Özden: “Geldik buraya sorular var cevaplar yok, sorulara karşılık 17.500 dolar<br />

yatıracağız, onlarda cevap almaya bakacaklar bugün olursa olacak olmazsa olmayacak bende<br />

dedim kusura bakmayın ben sorulara karşılık 17.500 dolar veremem verecek olduktan sonra<br />

dedim kendim karambole girerim yaparsam yaparım yapamazsam çeker giderim dedim, öyle<br />

demi”, Serdar: “O soruları ne zaman veriyor sana”, Özden: “Hemen veriyor,… Sınav yarın”,<br />

Serdar: “Cevapları bellidir ya”, Özden: “Bilmiyorlar ki cevapları,…Erman çözmeye çalışacak,…<br />

soruyu veren adam cevabı bilmez mi ya”, Serdar: “Ayrı bi zarfta olabilir” Özden: “Onu almaya<br />

uğraşıyorlar bilmiyorum bakalım, ben vermedim parayı”<br />

30.03.2011 günü saat:15.07’de Serdar Berkin’i, Özden Aslan’ın aradığı ;<br />

Özden: “Hasan Belek diyor ki…oyalıyorlar seni diyor imtihana giriyorsun diyor,<br />

karalıyorsun çıkıyorsun diyor (Haldun Şenman’ı kastederek) Haldun diyor kağıdı değiştiriyor<br />

diyor kazanıyorsun diyor”, Serdar: “Erman değil mi orda”, Özden: “Erman İzmir’de,…benle<br />

geldi beraber işte (Haldun Şenman’ı kastederek) yemek yedik beraber Haldun filan…parayı<br />

istedi ben vermedim, soruyu vereceğim dedi vermedim ben, sabah da dediğim gibi niye<br />

vereceğim ki dedim, 17.500 dolar bu, 5.000 lirasını Erman verdi hatta,…28.000 lira tuttu<br />

bozdurdum dolar cebimde vermedim benim dedim belgemi vereceksiniz parayı alacaksınız<br />

dedim,…yada garantiyi vereceksin parayı alacaksın dedim yada cevabı vereceksin parayı<br />

573/678


alacaksın dedim,…Erman dedim konuş cevabı getirsin yada işi yapsın alsın parayı dedim, şimdi<br />

haber bekliyorum diyor…Hasan da diyor ki öyle bişey saçma bi olay yok diyor sen giriyorsun<br />

sınava diyor yapsan da yapmasan da diyor Haldun kağıdı değiştiriyor diyor geçiyorsun diyor”,<br />

Serdar: “Dur bakalım işte görüceğiz diyorum”, Özden: “Olmazsa da sabahleyin kendim<br />

gireceğim,…20 sorunun 14’ünü cevaplamak zorundaymışım”<br />

30.03.2011 günü saat:21.45’de Serdar Berkin’i, Özden Aslan’ın aradığı;<br />

Özden: “Çağırdılar cevapları almaya gidiyorum,…nasıl yapacağım onları Serdar abi”,<br />

Serdar: “Al da ondan sonra”, Özden: “Alınca parayı öyle vereceğim değil mi,…sınavda nasıl<br />

yapacağım onları ben”, Serdar: “Onları şimdi bu gece bi şey yap”, Özden: “Parmaklarımın<br />

arasına yazayım mı”, Serdar: “Öyle bişey yaptığın zaman olmaz ya,…sana kim getiriyor onu”<br />

Özden: “Aydın”, Serdar: “Onunla bi konuş bakalım ne diyecek sana”,<br />

30.03.2011 günü saat:22.32’de Serdar Berkin’i, Özden Aslan’ın aradığı ;<br />

Özden: “15 cevap, zaten 14 geçiyormuş,…öbür 5 soruyu da öyle salla dedi yanlış<br />

doğruyu götürmüyormuş,…nasıl yapacağız şimdi bunu”, Serdar: “Uzun mu cevaplar”, Özden:<br />

“Ne cevabı la şık şık,…A, B, C, D,…sıralı verdi bana zaten 1, 2, 3, 4, 5, 15’e kadar,…15<br />

sorunun cevaplarını verdi”, Serdar: “Tamam onu ezberleyeceksin işte”, Özden: “Garanti olsun<br />

diye parmaklarımın arasına yazayım mı,…nasıl ezberleyeceğiz”, Serdar: “Heyecanlanacak bi şey<br />

yok,…kaç tane A var kaç tane C var ne var”<br />

30.03.2011 günü saat:22.22’de Olgun Peker'e, Abdullah Cila’nın gönderdiği mesajda;<br />

"Gelmedi mi?" yazdığı<br />

30.03.2011 günü saat:22.22’de Olgun Peker'e, V. Bahçekapılı’nın gönderdiği mesajda;<br />

"Kesin abi yarin yine salonda gorusuruz yakin oturalim bugun gecen seneki sorulara<br />

baktim beraber yapariz abi" yazdığı<br />

30.03.2011 günü saat:22.23’de Olgun Peker'e, Abdullah Cila’nın gönderdiği mesajda;<br />

"Tam 23.de bulusucaz" yazdığı<br />

30.03.2011 günü saat:22.42’de Serdar Berkin’i, Özden Aslan’ın aradığı ;<br />

Özden: “5 tane A var,..7 tane C var,..3 tane B var,..A’ları yazacaksın,..ondan sonra<br />

B’leri yazacaksın sonra C’leri yazacaksın”, Serdar: “1’in cevabı A mesela 1 yazacağım,.. 3’ün ki<br />

A mesela 1 yazacağım”, Özden: “Hayır,..mesela 1,3,4,5,6’ysa A onları yazacaksın”, Serdar:<br />

“Öbürkileri de öbür şekilde yazacağım demi,..şimdi birazda ezberleyeyim onu ben”, (31.05.2011<br />

günü yapılan menajerlik sınav cevaplarının sınav yapılmadan önce sızdırılarak dağıtıldığını<br />

göstermektedir.)<br />

30.03.2011 günü saat:22.59’ da Serdar Berkin’i, Özden Aslan’ın aradığı ;<br />

Özden: “Bende spor ayakkabısı var abi beyaz, içi dediğim iç ayakkabının içi değil de,<br />

iç kısmısına rakamlarla yazdım hepsini sol ayağımı hafif dışa kıvırdığım zaman hepsini<br />

okuyabiliyorum, ordan onu görmezler,(devamında gireceği sınavdaki görevlileri kastederek) …o<br />

kadar da sıkı değil..zaten FİFA’dan adam gelmiyormuş Türk 2 tane avukat giriyormuş, hemen<br />

yapıp çıkmayayım demi, zaten ilk 3 soruyu ezbere biliyorum, ilk 3 soru C,A,A,”, Serdar: “İyi<br />

dikkat et”,<br />

01.04.2011 günü saat:23.28’de M. Özgener’i Yunus Egemenoğlu’ nun aradığı ;<br />

Yunus: “Hayırdır hayır mı anladım hayır değil başkanım şöyle bu saatte aramamdı<br />

yoksa şimdi bu şeyle ilgili futbolcu menajerliğiyle ilgili sınavı yaptık biliyorsunuz, ettik geldi bu<br />

574/678


arada Haldun hep etraflarda dolaşıyor ne olacak bunlar işte Olgun Peker giriyor benim bildiğim<br />

Olgun Peker bu soruları alır siz istediğiniz kadar, bu arada Haldun .. şey Haldun konuşuyor falan<br />

hiç yaklaştırmıyoruz sadece Ömer ve Levent’e teslim edildi sorular Ömer’in zaten güvenliğinden<br />

biliyoruz özellikle saklıyorlar biz bir şekilde soruları hazırladık gerekli olan tercümeleri yaptırdık<br />

güvenilir yerden daha öncede çalıştığımız yani her zaman çalışmadığımız öyle söyleyim, şimdi<br />

telefon açtılar 35’e gelmişler Olgun Peker’in sınav kağıdını açıyorlar en çok merak edilenlerden<br />

biri Haldun’un devamlı geldiği, 20 soruda 15 soru yapmış Haldun” dediği ve menajerlik sınavı<br />

ile alakalı soruların evrak kayıt bölümünden dışarıya uçtuğunu belirttiği, Mahmut’un: “Tamam<br />

abi iptal et,…” dediği,<br />

02.04.2011 günü saat:17.33’de Olgun Peker'i, Abdullah Cila’nın aradığı ;<br />

Olgun: “Ne olmuş geçmişiz galiba", Abdullah: "Sen geçmişsin Volkan’la biz kalmışız,<br />

birimiz 12 puan birimiz 13 puan ben bu işi hiç anlamadım (aynı cevapları işaretlediklerini<br />

kastederek) aynı şeyleri yatırdık nasıl oluyorsa sen tam 15 puan 15 mi 16 mı almışsın sen",<br />

Olgun: “Hayırlısı, konuşuruz"<br />

02.04.2011 günü saat:17.44’te Sami Dinç’in, Talat Emre Koçak’ı aradığı ;<br />

Sami: “Volkan, çok ilginç bir şey söyledi o Haldun’u pazartesi sabahı çağıralım, Olgun<br />

buna, sınav öncesinde gel kardeşim demiş, ben sana vereyim demiş cevapları aldım diyor, bire<br />

bir aynısını sizin verdiğiniz diyor, belli ki Haldun ona da servis etmiş çağıralım söyleyelim,<br />

vermeyelim parasını”, Emre: (Mahmut Güneş’i kastederek) “Ben Mahmut’a da sordum o da<br />

kafasına göre işaretlemiş”, Sami: “Olgun 15’ini gösteriyorsa herhalde, elinde sadece 15’i<br />

var”,Emre: “Gelen sorular biraz silikti Faruk’a da gönderdikten sonra”, Sami: “Ya ağır abi aynı<br />

cevaplarla geçti”, Emre: “Bizim söylediğimiz adamlar niye aynı şıkları işaretledi ben onu<br />

anlamadım (Ümit Aydın ve Mahmut Güneş’i kastederek) Ümit’e öyle dedim Mahmut’a öyle, belli<br />

ki Haldun gitti oraya da sattı, abi Volkan’da Makedonya’dan aldım demiş, verdiklerimizden bir<br />

tanesi geçmiş dedim nitekim doğru verdiklerimiz, Özden, Olgun dolayısıyla bizden çıkanlarda<br />

geçtiler sonuçta biz vermiş olsak ta”, Emre: (15 tane menajerlik sınav sorularından 13 tanesini<br />

yapabildiğini kastederek) “Ben yaptım elimden geleni oturdum soruları temin ettim 15’ten 13<br />

çıkmış olduysa da yani yapabileceğim bir şey yok”, Sami: (Tarık Özaslan’ı kastederek) “Tarık<br />

kimin cevabıyla geçti, bizden cevabı gece 10’da aldı abi Barış 9 buçukta mı 10’ damı ne aldı, o<br />

saatten sonra herkese servis etmiş olamaz”, Emre: “Sabah 7’de bunu şey kadın aramış bende var<br />

beraber şey yapalım bende gece aldım demiş”, Sami: (Haldun Şenman’ı kastederek) “O zaman<br />

bu herif 100 bin dolar falan kaldırdı yani”<br />

Sami Dinç: “5 değil yani, hata mı yapmışsın sen 2 tane” Emre Koçak: 2 tane, hepsi 13<br />

almış, 2 tane hata yapmışım demek ki...“ Sami Dinç: “Çok kötü oldu be”, Emre Koçak: “Özden<br />

Aslan 14 başarılı”, Sami Dinç: “Haldun verdi abi ona”, Emre Koçak: “Bizim elemanların hepsi<br />

13 almış, abi vermemiz lazım yani paralarını çok ayıp bir şey, ...”, Sami Dinç: “Haldun'u bi<br />

arayıp konuşsana abi”, Emre Koçak:” abi yok be 15 ten 13 yapıyorsun abi, 20 de olsa 18, bir tane<br />

çıkaramıyor olmaları çok enteresan, belli ki Haldun gitti oraya da sattı... Haldun para ile<br />

veriyordu eskiden beri, yeni bir şey değil”<br />

Şeklinde sınav öncesi ve sınav sonrası telefon konuşmalarının olduğu anlaşılmıştır.<br />

Sanıkların savunmaları, Türkiye Futbol Federasyonundan alınan belgeler üzerinde<br />

yapılan incelemeler, hesap inceleme tutanakları, sanık Haldun Şenman'ın ve sanık Talat Emre<br />

Koçak'ın ofislerinde yapılan aramalar, telefon detay dökümleri üzerinde yapılan incelemeler,<br />

fiziki takip tutanakları, olaya ilişkin iletişim tespit tutanakları, tanık anlatımları ve tüm dosya<br />

kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;<br />

575/678


Sanık Olgun Peker'in, 2002 yılında sanık Özcan Üstüntaş ile birlikte Beşiktaş ilçesinde<br />

Refleks Menajerlik Şirketini kurduğu ve bir çok futbolcunun futbolcu temsilciliğini üstlendiği,<br />

2003 yılı içerisinde Türkiye Futbol Federasyonu tarafından kabul edilen futbolcu temsilciliği<br />

talimatıyla menajerlik yapmanın bazı koşullara bağlandığı ve usulsüz menajerlik yapanlara<br />

yaptırımlar getirildiği, 2003 yılı Haziran ayından sonra yetkisiz şekilde menajerlik yapılmasının<br />

yasaklandığı, ancak buna rağmen uygulamada karşılaşılan bazı sorunlar nedeniyle yetkisiz<br />

menajerlik faaliyetlerinin devam ettiği,<br />

Yasal düzenlemenin yetkisiz menajerlik faaliyetlerini önlemede etkisiz kalması üzerine<br />

T.F.F'nun 2010 yılı Mart ayında Futbolcu Temsilciliği talimatında değişiklik yaptığı, öngörülen<br />

cezaların ağırlaştırıldığı bu kapsamda yeni ek cezalar getirildiği, hatta yetkisiz futbolcu<br />

menajerleriyle çalıştıkları tespit edilen futbolcu ve kulüplere ceza uygulandığı, Olgun Peker'in<br />

ortağı olduğu Refleks Menajerlik şirketi hakkında da yasal işlem yapıldığı,<br />

Yapılan yasal düzenlemeler ve ağırlaştırılan cezalar nedeniyle yetkisiz menajerlik<br />

faaliyetlerinin güçleştiğini gören Olgun Peker'in menajerlik yapabilmek için yetki belgesi almaya<br />

karar verdiği, ancak ilkokul mezunu olması nedeniyle eğitim durumu yeterli olmadığından<br />

üçüncü kişiler eliyle Bulgaristan ülkesinden, Bulgaristan devletine ait sahte lise diploması temin<br />

ederek T.F.F tarafından düzenlenen Futbolcu Temsilciliği sınavına başvuru yaptığı bir taraftan da<br />

sınavda çıkacak soruları temin etmeye çalıştığı, dosyada mevcut bulunan iletişim tespit<br />

tutanaklarından da anlaşılacağı üzere, sanık Haldun Şenman ile irtibata geçtiği, sorulara ulaşma<br />

konusunda avukat Sami Dinç ve Talat Emre Koçak'la görüşmelerinin olduğu,<br />

Menajerlik sınavına girmek için lise mezunu olma şartı arandığı, sanık Olgun Peker'in<br />

ise, lise mezunu olmadığı halde sınava girebilmek için Bulgaristan Cumhuriyeti Milli Eğitim<br />

Bakanlığı Tenço Hubenov Mekanik ve Teknik Lisesi Elektrik Bölümünce hazırlanan B-0<br />

0014326 Seri, 0116/04.07.1992 kayıt numaralı, Olgun Peker adına düzenlenen sahte diploma ile<br />

başvuru yaptığı, Bulgaristan makamları ile yapılan yazışmalarda böyle bir diplomanın<br />

bulunmadığı ve diplomada yer alan 7301224652 birey vatandaşlık numarasının Reni Alyoşeva<br />

İvanova isimli bayan şahsa ait olduğu, mahkememizce yapılan gözlemde de bu diplomanın<br />

aldatıcılık yeteneğine sahip olduğu, kaldı ki sanık Olgun Peker'in bu sahte lise diplomasını<br />

kullanarak 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavına katıldığı, böylelikle sanığın sahte<br />

diplomayı sınava girişte kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği sonuç ve<br />

kanaatine varılmıştır.<br />

Her ne kadar sanıklar Sami Dinç ve Talat Emre Koçak hakkında da, sanık Olgun Peker<br />

ile fikir ve eylem birliği çerçevesinde hareket ederek resmi belgede sahtecilik suçuna yardım<br />

suçundan sanık Haldun Şenman'ın da, bu suça aynı şekilde feri olarak iştirak ettiğinden bahisle<br />

cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanıklardan Haldun'un sanık Olgun<br />

Peker'in diplomasının sahte olduğunu bilerek alıp kabul ettiğine ve suç işlemek kastı ile hareket<br />

ettiklerine ilişkin delil elde edilemediğinden, atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlerine karar vermek<br />

gerekmiştir.<br />

Her ne kadar sanıklar Sami Dinç, Talat Emre Koçak ve Haldun Şenman'ın, sanık<br />

Olgun Peker liderliğinde kurulan silahlı suç örgütü içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil<br />

olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan dolayı cezalandırılmaları<br />

istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanıkların avukatlık görevini ifa ettikleri, sanık Olgun<br />

Peker ile müvekkil-avukat içerisinde hukuksal danışma niteliğindeki bilgi paylaşımlarının suç<br />

olarak kabul edilemeyeceği, sanık Talat Emre Koçak ve Sami Dinç'in avukatlık mesleğinin kural<br />

ve gereklerini yerine getirdikleri, hukuksal konularda kendilerine sorulan sorulara yanıtlar<br />

verdikleri, atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil<br />

elde edilemediğinden sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerekmiştir.<br />

576/678


Sanıklar hakkındaki rüşvet suçlamaları ile ilgili olarak ise, mahkememizce sanıkların<br />

çelişkili savunmaları ve tanıkların beyanları, fiziki takip tutanakları değerlendirildiğinde<br />

menajerlik sınavı sorularını para karşılığında TFF Profesyonel İşler Müdürü Haldun Şenman'dan<br />

satın aldığı ve sanık Haldun Şenman'ın TFF Profesyonel İşler Müdürü olduğu, TFF<br />

görevlilerinde kamu görevlisi sayılmaları nedeni ile sanığın yapmaması gereken bir işi yapması<br />

ve görevinin gereklerine aykırı davranmak suretiyle sanık Özden Aslan'dan menfaat temin ettiği<br />

kanaatine varılmıştır.<br />

Sanık Özden Aslan'ın kolluk aşamasında, Savcılık aşamasında ve mahkeme<br />

aşamasındaki ifadeleri incelendiğinde, birbiri içinde açık çelişkiler taşıdığı, hatta Cumhuriyet<br />

Savcılığı ifadesi içeriğinde de çelişkili beyanları olduğu, Savcılık aşamasında ilk başta<br />

suçlamaları kabul etmediğini ve sınav sorularını kesinlikle sınavdan önce almadığını, espri<br />

mahiyetinde konuşmuş olabileceğini, sınav sorularını önceden para karşılığı sınava gireceklere<br />

verilmesi ile ilgili bilgisi olmadığını, sınav sorularını para karşılığı veya ücretsiz olarak temin<br />

etmediğini, sınavdan önce görmediğini, kimin bu işleri organize ettiğini bilmediğini beyan etmiş<br />

ise de, Savcılık sorgusunun ilerleyen aşamalarında “ben etkin pişmanlık hükümlerinden<br />

faydalanmak istiyorum, ben sınavdan bir veya iki gün önce sorulardan 15 tanesini Haldun<br />

Şenman isimli şahıstan aldım. Ancak param olmadığını söyledim ve kendisine herhangi bir para<br />

vermedim, kendisini oyuna getirdim istersen beni vur param yok dedim, soruların doğru<br />

cevaplarını belirtmemişlerdi, ben sorular üzerinde çalışıp araştırma yaptım, soruları da buna göre<br />

cevapladım... Levent tarafında bir yerde sokakta akşam karanlığında Haldun getirip soruları<br />

bizzat bana verdi, bu işe girdiğime pişmanım” şeklindeki açık, net ve samimi ikrarı<br />

gözetildiğinde, mahkememizce sanık Özden Aslan'ın soruları Haldun Şenman'dan para<br />

karşılığında satın aldığı değerlendirilmiştir.<br />

Her ne kadar sanık mahkememizde duruşma sırasında yine birbiriyle çelişen ve günlük<br />

hayatın olağan akışına aykırı bir biçimde olayları anlatmış olduğu ifadesinde, bu ikrarından<br />

vazgeçerek soruları başka yerden temin ettiğini beyan etmiş ise de, Klasör 8 dizi 88'de sanık<br />

Özden Aslan'ın sanık Serdar Berkin ile 30 Mart 2011 tarihinde “ sorulara karşılık 17.500 dolar<br />

yatıracağız...... çağırdılar cevapları almaya gidiyorum” şeklindeki soruları para karşılığında<br />

aldığı yönündeki ikrarı, soruları alabilmek için 17500 Dolar temin etmek için bankadan kredi<br />

çektiği, Özden Aslan'ın hesap hareketlerinin incelenmesinde 30/03/2011 günü Türkiye İş<br />

Bankası Zincirlikuyu İstanbul şubesinde 23.000 TL para çektiğinin tespit edildiği, Özden'in<br />

Serdar ile görüşmesinde “yemek yedik beraber, Haldun filan... parayı istedi, ben vermedim,<br />

soruyu vereceğim dedi, 17500 Dolar bu belgemi vereceksiniz parayı alacaksınız dedim” diyerek<br />

Haldun Şenman ile menajerlik belgesini almak karşılığında 17.500 Dolara anlaştıklarını<br />

söylediği, aynı gün saat 21:45 sıralarında Özden'in sınav sorularını almaya gittiği ve FİFA'nın<br />

hazırlamış olduğu 15 soruyu Haldun'dan alması karşısında, savunmalarının kendisinin suç ve<br />

cezadan kurtarmaya yönelik savunma sadedinde beyanlar olduğu ve savunmalarına itibar<br />

edilmemesi gerektiği kanaatine varılarak atılı rüşvet verme eylemini işlediği hususu sübuta<br />

ermiştir.<br />

Her ne kadar sanık Haldun Şenman kolluk ifadesinde manejlerlik sınavıyla ilgili bir<br />

yetkisinin bulunmadığını, soruların kendisine hiç ulaşmadığını beyan etmiş ise de sanık Serdar<br />

Berkin kolluk ifadesinde soruların Haldun Şenman tarafından görüldüğünü belirtmiş sanık<br />

Erman Ertaş'da sınavdan bir iki gün önce İstanbul'da Haldun Şenman ile bir restaurantta<br />

buluştuklarını Özden Aslanı ın bu buluşma sırasında sınav sorularını ele geçirdiğini bildiğini,<br />

Haldun Şenman dan almış olabileceğini belirtmiş, sanık Özden Aslan ise savcılık ifadesinde<br />

sınav sorularını sanık Haldun Şenman dan aldığını itiraf etmesi karşısında sanık Haldun'un bu<br />

savunmalarının gerçeği yansıtmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

577/678


Yargılamanın devamı sırasında sanık Haldun Şenman ve sanık müdafileri, sanığın TFF<br />

profesyonel işler müdürü olması nedeniyle kamu görevlisi sayılamayacağı ve sanık açısından<br />

rüşvet suçunun işlenemez suç olduğunu iddia etmiş iseler de, yukarıda nazari kısımlar<br />

bölümünde anlatıldığı üzere TCK nun 6/1-c maddesi gereğince kamu hizmetlisi kavramının<br />

geniş olarak yorumlandığı, 3289 ve 5894 Sayılı Yasa hükümlerinden de TFF çalışanları ve<br />

üyeleri ceza hukuku uygulamalarında kamu görevlisi sayılacağı yönündeki yargıtay içtihatları<br />

gözetildiğinde, TCK nun 252/4 maddesininde kamu yararına çalışan meslek kuruluşlarının<br />

bünyesindeki şirketlerin ve kamu yararına çalışan dernekleri de sayarak kamu görevlisi<br />

kavramını genişlettiği ve 3289 Sayılı Yasanın Ek 9.maddesinin son cümlesi gereğince<br />

“Federasyon faaliyetlerinde görevi bulunanlar görevleri ile ilgili suçlarda kamu görevlisi<br />

sayılırlar” hükmü karşısında bağımsız futbol federasyonunun ceza yargılaması açısından özel<br />

hukuk hükümlerine tabi olmadığı kanaatine varılmıştır.<br />

Her ne kadar sanık Haldun Şenman ve sanık müdafileri, sanığın eyleminin olsa olsa<br />

TCK nun 255.maddesinde düzenlenen yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama başlıklı<br />

maddenin uygulanma olasılığının bulunduğunu beyan etmiş ve bu hususta savunma yapmış<br />

iseler de, mahkememizce TFF ile yapılan resmi yazışmalardan ”sanık Haldun Şenman'ın<br />

31/03/2011 tarihi itibariyle federasyonda profesyonel futbolcu tescil işleri müdürü olarak görev<br />

yaptığı, sanık Haldun Şenman'ın müdürlüğünü yaptığı birimin profesyonel futbolcuların tescil<br />

işlemlerinin ve futbolcuların dosyalarının tutulması ile lisanslı futbolcu temsilcilerinin özlük<br />

dosyalarının tutulması, lisans işlemlerinin yapılması, temsilcilerin futbolcu ve kulüplerle<br />

yaptıkları sözleşmelerin tescili, temsilci sınavlarının duyurulması ve organizasyonu, sınava<br />

girecek adayların başvurularının alınması ve sınavı kazanan adayların FİFA'ya bildirilmesinden<br />

sorumlu olduğu” şeklindeki yanıtı karşısında temsilci sınavlarında sanık Haldun Şenman'ın<br />

görevli ve yetkili olduğu anlaşılmıştır.<br />

T.F.F. özerk bir kuruluş olmakla birlikte, kanunla kurulması, disiplin cezası<br />

verebilmesi, işlemlerini kamu gücünü kullanarak yerine getirmesi dikkate alındığında, ceza<br />

hukuku uygulamasında kamu kurumu niteliğinde bir yapılanmasının olduğu, görevlilerinin<br />

yürüttükleri faaliyetlerin de, kamusal faaliyet mahiyetinde olduğu, dolayısıyla çalışanları ve<br />

üyelerinin kamu görevlisi sayılacağı kanaatine varılmıştır.<br />

TFF Kamu kuruluşu değildir, dolayısıyla sanık Haldun Şenman da memur değildir<br />

ancak, kamu görevinin gereği sınav güvenliğini sağlamak ve temsilci sınavlarının duyurulması<br />

ve organizasyonu, sınava girecek adaylarının başvurularının alınmasıyla görevlidir. Somut<br />

olayda sanık Haldun Şenman'dan görevinin gereklerine aykırı bir iş yapılması için maddi<br />

menfaat temin etmektedir. Dolayısıyla sanık Haldun Şenman'ın eylemi, mahkememizce TCK<br />

nun 252.maddesinin 3.fıkrasında tanımlanan “bir kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı<br />

bir işi yapması veya yapmaması için kişi ile vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır”<br />

suç tipine uygunluk arz ettiği ve sanık Haldun Şenman'ın rüşvet almak, sanık Özden Aslan'ın ise<br />

rüşvet vermek suçunu işlediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

Sanıklar Olgun Peker, Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş, Tarık Özaslan ve<br />

Volkan Bahçekapılı hakkında para karşılığında menajerlik sınavı sorularını ele geçirdikleri ve<br />

rüşvet verdikleri iddiasıyla kamu davası açılmış ise de, sanıkların bu soruların temini ve ele<br />

geçirilmesi karşılığında herhangi bir kişiye miktarı belli bir rüşvet verdiklerine ilişkin dosya<br />

içerisinde cezalandırılabilmelerine yeterli somut delil elde edilememiştir. Şöyle ki, telefon<br />

kayıtları, mesaj içerikleri, fiziki takipler incelendiğinde ve sanık Olgun Peker'in samimi<br />

ikrarından da anlaşıldığı üzere sanık Olgun Peker'in sınavdan bir gün önceki gün olan<br />

30/03/2011 günü gece saat 23:00 sıralarında sınav sorularını Abdullah Cila isimli sanıktan almış<br />

olduğu hususu sabittir. Ancak gerek sanık Olgun Peker, gerekse sanık Abdullah Cila'nın<br />

578/678


savunmalarında bu soruları maddi menfaat karşılığında veya bir yarar temini kastıyla sanık<br />

Abdullah Cila'nın Olgun Peker'e sağladığı yönünde cezalandırılabilmesine yeterli şüpheden<br />

uzak, kesin ve kuşku boyutunu aşan delil elde edilemediğinden atılı suçtan her iki sanığın ayrı<br />

ayrı beraatine karar vermek gerekmiştir. Diğer sanıklar Ümit Aydın, Mahmut Güneş, Tarık<br />

Özaslan ve Volkan Bahçekapılı'nın atılı rüşvet vermek suçunu işlediklerine dair her türlü<br />

şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden üzerilerine atılı suçlardan<br />

ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerekmiştir.<br />

Sanıklar Talat Emre Koçak ve Sami Dinç'in dosyaya menajerlik sınavı öncesi yansıyan<br />

telefon tapeleri, kullanmış oldukları telefon detay dökümleri üzerindeki yapılan incelemeler<br />

fiziki takip tutanakları birlikte değerlendirildiğinde sanık Sami Dinç ile Talat Emre Koçak<br />

arasında geçen telefon tapesinde “ 13'te kalmış. Attıkları tutmamış. Bu odunlara ayıp olmuş.<br />

Parasını vermemiz lazım” şeklindeki kısmi ikrarları gözetildiğinde rüşvete aracılık yapan ve bu<br />

surette menfaat temin eden sanıklar Sami Dinç ve Talat Emre Koçak'ın suçun işlenmesinden<br />

önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırma suretiyle yardım etme<br />

suçunu işledikleri sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

Sanık Erman Ertaş'ın sınav öncesi Haldun Şenman'a rüşvet vererek soru cevapları<br />

temin eden, Özden Aslan'ın sorulara ulaşabilmek için Altayspor Genel Müdürü Erman Ertaş ile<br />

beraber hareket ettiği, sanık Erman Ertaş'ın 01/03-25/04 tarihleri arasında telefon ile 101 kez<br />

irtibat kurduğu, Erman Ertaş'ın Haldun Şenman ile ve Özden Aslan ile sınav günü beş kez<br />

irtibatta olduğu, Erman Ertaş'ın kullandığı 0533-650.15.98 nolu telefonun sınavdan önce<br />

29/03/2011 günü İzmir Gaziemir ilçesinde sinyal verdiği, daha sonra 29/03/2011 günü İstanbul<br />

ilinde sinyal vermeye başladığı, 30/03/2011 günü İstanbul'da son telefon baz sinyalini verdiği,<br />

akabinde de İzmir Gaziemir ilçesinde sinyal vermesi karşısında İzmir'den İstanbul iline gidip<br />

geldiğinin anlaşıldığı, sınavdan bir gün önce gece yarısı gelip soruları alıp sabah geri döndüğü ve<br />

böylelikle sanık Özden Aslan'a suçun nasıl işleneceği hususunda yol gösterdiği, atılı rüşvet<br />

suçuna yardım suçu sübuta erdiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

Her ne kadar sanık Serdar Berkin hakkında 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı<br />

öncesi rüşvet verme eylemine yardım ettiğinden bahisle cezalandırılması istemiyle kamu davası<br />

açılmış ise de, atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil<br />

elde edilemediğinden sanığın üzerine atılı suçtan beraatine karar vermek gerekmiştir.<br />

Sanıklar Olgun Peker, Özden Aslan, Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş,<br />

Volkan Bahçekapılı ve Tarık Özaslan hakkında sınavda kopya çekmek suretiyle özel belgede<br />

sahtecilik suçundan dolayı cezalandırılması istemiyle açılan kamu davası yönünden; sanıklar<br />

Olgun, Özden, A. Cila, M. Güneş, Ü Aydın, V. Bahçekapılı'nın aydın birebir 15 soruda aynı şıkkı<br />

işaretledikleri, 12 soruya doğru, 3 soruya yanlış cevap verdiklerini, yine sanıkların sınav<br />

sonrasında verdikleri dilekçelerinin birebir aynı olduğu, sanıkların hesaplama gerektiren<br />

soruların çözümünde hiçbir karalama yapmadıkları veya not yazmadıkları hususu sabittir.<br />

Bahse konu sınavın Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yapıldığı, sanıkların sınava<br />

bizzat girdikleri, sınav kağıtlarını kendi adlarına imzaladıkları anlaşılmakla; sanıkların eyleminin<br />

ceza yargılaması anlamında suç teşkil etmediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.<br />

Sanıklar her ne kadar sınavda gayri ciddi, laubali ve rahat ortamın olduğunu,<br />

birbirlerinin sınav kağıtlarına kolaylıkla bakabildiklerini, kopya çektiklerini kabul ve ikrar etmiş<br />

iseler de birbirlerinin kağıtlarına bakmaları özel belgede sahtecilik suçunun unsurlarını<br />

oluşturmamaktadır. Yargıtay uygulamalarında kişinin kendisinin sınava girip kopya çekmesinin<br />

anlaşılması karşısında suç oluşmadığı sadece sınavın iptaline karar verilmesi gerektiği yönünde<br />

kararları mevcuttur. Anılan sınavı Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi tarafından yapılması<br />

579/678


halinde 6114 sayılı yasanın 10. maddesinin 3. fıkrasının uygulanma olasılığı gündeme<br />

gelebilecektir. Ancak somut olayda sınavın TFF tarafından yapılması ve bu sınav türünün<br />

örnekseme yoluyla genişletilemeyeceği kuralı karşısında atılı özel belgede sahtecilik suçunun<br />

tüm sanıklar yönünden unsurları oluşmaması nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar vermek<br />

gerekmiştir.<br />

Sanıklar Olgun Peker, Haldun Şenman, Sami Dinç, Talat Emre Koçak, Özden Aslan,<br />

Abdullah Cila, Ümit Aydın, Mahmut Güneş, Volkan Bahçekapılı, Tarık Özaslan ve Erman Ertaş<br />

ve Serdar Berkin'in sınav sonrası manejlerlik yapabilme yetkisini elde etme, bu suretle futbol<br />

kulüpleriyle futbolcular arasında transfer sözleşmeleri yapma ve taraf sıfatını kazanma ve bu<br />

suretle haksız menfaat temin etme amacı taşıdıkları ve eylemlerinin nitelikli dolandırıcılığa<br />

teşebbüs suçundan dolayı cezalandırılması istemiyle açılan kamu davası yönünden ise;<br />

Bildiğini gibi dolandırıcılık suçu hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun veya<br />

başkasının zararına olarak kendisine veya bir başkasında yarar sağlanması olarak tarif edilmiştir.<br />

Sanıkların suça teşebbüsten cezalandırılabilmesi için TCK 35/1 maddesinde belirtildiği üzere,<br />

yasada " doğrudan doğruya icraya başlama" kriteri esas alınmıştır. Bu düzenlemeye göre, failin<br />

işlemeye kastettiği fiille ilgili olarak icra hareketlerinin belirli bir gerçekleşme aşamasına<br />

gelmesi yani failin suçu, doğrudan doğruya işlemeye başlamış olması gerekir. Hazırlık<br />

hareketleri ayrıca suç oluşturmuyorsa cezalandırılamaz.<br />

Bu nedenle her ne kadar sanıklar hakkında kamu kurumunu dolandırıcılığa teşebbüs<br />

suçundan dolayı cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de sanıkların üzerlerine<br />

atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerekmiştir.<br />

"TÜRK MİLLETİ ADINA YARGI YETKİSİ KULLANAN<br />

BAĞIMSIZ<br />

İSTANBUL 16. AĞIR CEZA MAHKEMESİNCE"<br />

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Ayrıntıları gerekçeli kararda açıklanacağı<br />

üzere;<br />

-I-<br />

1- OLGUN PEKER<br />

Aa)<br />

Sanık Olgun PEKER'in; üzerine atılı haksız çıkar sağlamak amacıyla örgüt kurup<br />

yönetmek suçundan TCK 'nın 220/1 maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın<br />

yoğunluğu dikkate alınarak takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 3 YIL HAPİS CEZASI<br />

İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın yöneticisi olduğu örgütün, silahlı olduğuna yönelik yeterli delil elde<br />

edilemediğinden hakkında TCK'nın 220/3 maddesinin uygulanmasına YER OLMADIĞINA,<br />

c)Sanığın yargılama sürecindeki saygılı tutum ve davranışları ile cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek, sanığa verilen ceza, 5237<br />

sayılı TCK'nın 62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 6<br />

AY HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

580/678


5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e)Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli<br />

serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

B) Her ne kadar sanık Olgun PEKER hakkında; 12/05/2011 günü Orta Kahve isimli iş<br />

yerine yönelik olarak mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5 yollamasıyla<br />

TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de,<br />

sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı sırasında<br />

müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu<br />

davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

C) Her ne kadar Sanık Olgun PEKER'in;12/05/2011 günü Orta Kahve isimli iş yerine<br />

yönelik olarak konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5<br />

yollamasıyla TCK nun 116/2-4.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası<br />

açılmış ise de; eylemin örgüt bağlantısıyla yapıldığına ilişkin delil olmadığından ve bireysel<br />

eylem olarak mahkememizce kabul edilmekle atılı suçlardan 5271 sy CMK nun 223/2-a-e<br />

maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

D)<br />

a) Her ne kadar sanık Olgun PEKER hakkında; 10/12/2010 günü Alper Büfe isimli iş<br />

yeri sahibi Yakup Bekdemir'e yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5<br />

yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış<br />

ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı<br />

sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki<br />

kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

b) Her ne kadar sanık Olgun PEKER hakkında 10/12/2010 günü mağdur Yakup<br />

Bekdemir'e birden fazla kişi ile birlikte ve var olan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten<br />

yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5 yollamasıyla TCK nun 106/2-cd.maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı<br />

suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde<br />

edilemediğinden bu suç yönünden 5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

E)<br />

a)Her ne kadar sanık Olgun PEKER hakkında; 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş<br />

yeri sahibi Mustafa Cici'ye yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5<br />

yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış<br />

ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı<br />

sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki<br />

kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

F)<br />

a)Sanık Olgun PEKER hakkında; 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi<br />

Mustafa Cici'ye yönelik birden fazla kişi ile birlikte ve var olan suç örgütünün oluşturduğu<br />

korkutucu güçten yararlanarak konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve<br />

220/5 yollamasıyla TCK nun 116/2-4. maddesi gereğincesanığın kastı suçun işlenmesindeki<br />

581/678


özellikler sanığın şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle<br />

1 YIL 3 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Eylemin birden fazla kişi ile ve var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturduğu<br />

korkutucu güçten yararlanılarak gerçekleştirildiği anlaşılmakla TCK nın 119/1- c ve d maddeleri<br />

gereğince verilen ceza bir kat artırılarak sanığın2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın yargılama sürecindeki saygılı tutum ve davranışları ile cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek, sanığa verilen ceza, 5237<br />

sayılı TCK'nın 62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1<br />

AY HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar 5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı Hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

f)Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli<br />

serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

G)<br />

Sanık Olgun PEKER'in;25/06/2009 günü Giresun FM deHakan AKBAŞ'a yönelik<br />

olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin oluşturduğu korkutucu<br />

güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5 yollamasıyla TCK'nın<br />

106/2-c-d.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de mağdur<br />

Hakan AKBAŞ a yönelik olarak her hangi bir tehdit içerici söz ve beyan olmadığı anlaşılmakla<br />

5271 sayılı CMK'nın 223/2- a maddesi gereği BERAATİNE,<br />

H)<br />

a)Sanık Olgun PEKER'in;25/06/2009 günü Giresun FM deMustafa CİCİ'ye yönelik<br />

olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin oluşturduğu korkutucu<br />

güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5 yollamasıyla TCK nun<br />

106/2-c ve d. maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler sanığın şahsi ve<br />

sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 2 YIL 6 AY HAPİS<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın yargılama sürecindeki saygılı tutum ve davranışları ile cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek, sanığa verilen ceza, 5237<br />

sayılı TCK'nın 62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1<br />

AY HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar; 5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

582/678


d)Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

I)<br />

Her ne kadar sanık Olgun PEKER hakkında; mağdur Bahri Kaya'nıntehdit edilmesi<br />

eyleminden dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5 yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu suç yönünden<br />

5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

J)<br />

a) Sanık Olgun PEKER'inmenajer Faruk Güler'i var olan veya var sayılan suç<br />

örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanarak tehdit etmesi suçu subuta ermekle<br />

eylemine uyan TCK nun 106/2-d maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki<br />

özellikler sanığın şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle<br />

2 YIL 4AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın yargılama sürecindeki saygılı tutum ve davranışları ile cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek, sanığa verilen ceza, 5237<br />

sayılı TCK'nın 62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL<br />

11 AY10 GÜN HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar; sanığın 5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d,ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)5271 Sayılı CMK.nun 231/5 maddesi gereğincedaha önce kasıtlı bir suçtan mahkum<br />

olmamış olan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaata varılan sanık hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkındasanığın kişiliği, suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın şahsi ve sosyal<br />

durumu gözetilerek denetim süresi içerisindeherhangi bir yükümlülük belirlenmesine YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK. 231/10 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç<br />

işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğininİHTARINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/11 fıkrası uyarıncadenetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanğa İHTARINA,<br />

K)<br />

Her ne kadar sanık Olgun PEKER hakkında 04/04/2011 günü oynanan Diyarbakırspor-<br />

Giresunspor maçında şike yapılması eyleminden dolayı TCK nun 220/5.maddesi yollamasıyla<br />

TCK nun 158/1-d.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de,<br />

583/678


sanığın eyleminin suç tarihi itibariyle yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması<br />

ve atılı suçun unsurları gerçekleşmediği anlaşılmakla 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi<br />

gereği BERAATİNE,<br />

L)<br />

Her ne kadar Sanık Olgun PEKER hakkında 18/04/2011 günü oynanan Karşıyaka-<br />

Giresunspor ve 24/04/2011 günü oynanan Giresunspor- Mersin İdman Yurdu maçlarında şike<br />

yapılması eylemlerinden dolayı TCK nun 220/5 yollamasıyla 6259 sayılı Kanun ile değişik 6222<br />

sayılı Kanun’un 11/1. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de;<br />

eylemlerin örgüt bağlantısı ile yapıldığına ilişkin delil olmaması nedeniyle 5271 sy CMK nun<br />

223/2-e maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

M)<br />

Her ne kadar sanık Olgun PEKER' hakkında mağdur Turgay Demircan'a yönelik yağma<br />

eyleminden dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla, TCK nun 149/1- c - f ve g maddesi<br />

gereğincecezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden de<br />

sanık yararlanır ilkesi gereğince atılı suçtan 5271 sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereğince<br />

BERAATİNE,<br />

N)<br />

Her ne kadar sanık Olgun PEKER hakkında; mağdur Şenel Kaçmaz'a yönelik yağma<br />

eyleminden dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla, TCK nun 149/1-c-f-g.maddeleri gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki<br />

ihtilaf mahiyetinde olduğu ve sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin,<br />

yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden de sanık yararlanır ilkesi gereğince<br />

atılı suçtan 5271 sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

O)<br />

a)Sanık Olgun PEKER'in; 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavına girmek için<br />

sahte resmi belge temin edip kullanmak suçu sübuta ermekle, eylemine uyan TCK'nın 204/1<br />

maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu dikkate alınarak takdiren alt<br />

sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 2 YIL 4 AYHAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın yargılama sürecindeki saygılı tutum ve davranışları ile cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek, sanığa verilen ceza, 5237<br />

sayılı TCK'nın 62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL<br />

11 AY10 GÜN HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d,ve e bendinde yer alan yazılı Hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)5271 Sayılı CMK.nun 231/5 maddesi gereğincedaha önce kasıtlı bir suçtan mahkum<br />

olmamış olan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaata varılan sanık hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

584/678


5271 Sayılı CMK.nun 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkındasanığın kişiliği, suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın şahsi ve sosyal<br />

durumu gözetilerek denetim süresi içerisindeherhangi bir yükümlülük belirlenmesine YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK. 231/10 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç<br />

işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğininİHTARINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/11 fıkrası uyarıncadenetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanğa İHTARINA,<br />

P)<br />

Her ne kadar Sanık Olgun PEKER'in; 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı<br />

sorularını almak için rüşvet vermek eyleminden dolayı TCK. nın 252/2 maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; sanığınüzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak kesin yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden atılı suçtan delil<br />

yetersizliği nedeniyle 5271 sayılı CMK nın 223/2 e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

R)<br />

Her ne kadar sanık Olgun PEKER; hakkında kopya çekmek suretiyle belgede sahtecilik<br />

suçundan dolayı TCK nun 207/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası<br />

açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından 5271 Sayılı CMK nun<br />

223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

S)<br />

Her ne kadar sanık Olgun PEKER hakkında; kamu kurumunu dolandırıcılığa teşebbüs<br />

suçundan dolayı TCK'nın 35/2.maddesi yollamasıyla TCK'nın 158/1-d maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları<br />

oluşmadığından 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

2- AZİZ YILDIRIM;<br />

A)<br />

a) Sanık AZİZ YILDIRIM’ın; spor müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla<br />

Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde şike ve teşvik primi suçlarını işlemek suretiyle suç örgütü<br />

kurup yönettiği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri<br />

gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan<br />

uzaklaşılmak suretiyle ÜÇ YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek, sanığa verilen ceza<br />

takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN İKİ<br />

YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

585/678


d)Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

B)<br />

a)Sanık AZİZ YILDIRIM’ın Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 01.05.2011 günü<br />

oynanan Fenerbahçe-İBB Spor, 08.05.2011 günü oynanan Karabük–Fenerbahçe, 15.05.2011<br />

günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü, 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe<br />

müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şike; 17.04.2011 günü oynanan Trabzonspor-<br />

Bursaspor, 22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor ve 15.05.2011 günü oynanan<br />

Trabzonspor-İ.B.B Spormüsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla teşvik pirimi suçlarını<br />

işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri ile kastına<br />

dayalı kusurunun ağırlığı gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259<br />

sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan<br />

uzaklaşılmak suretiyle İKİ YIL HAPİS VE ON BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun, spor kulübü yönetim kurulu başkanı olan sanık tarafından ve ayrıca suç<br />

işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle, sanığın cezası<br />

6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/4-b ve c madde ve bentleri uyarınca 1/2<br />

oranında arttırılarak ÜÇ YIL HAPİS VE ON BEŞ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca eylemlerin niteliği ve yoğunluğu da gözetilerek takdiren1/2 oranında<br />

artırılarak DÖRT YIL ALTI AY HAPİS VE YİRMİ İKİ BİN BEŞ YÜZ GÜN ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek sanığın cezası takdiren<br />

5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirilerek ÜÇ YIL DOKUZ AY HAPİS<br />

VE ON SEKİZ BİN YEDİ YÜZ ELLİ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

e)Sanığa verilen ON SEKİZ BİN YEDİ YÜZ ELLİ GÜN adli para cezasının 5237<br />

Sayılı TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak<br />

günlüğü takdiren 70 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN ÜÇ YIL<br />

DOKUZ AY HAPİS ve BİR MİLYON ÜÇ YÜZ ON İKİ BİN BEŞ YÜZ TL ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 20 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

f)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

586/678


Sanığın ayrıca 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi<br />

uyarınca spor kulüplerinin, federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin<br />

yönetim ve denetim organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

g)Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

h)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

C)<br />

Her ne kadar sanık AZİZ YILDIRIM hakkında;Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor, 26.02.2011 günü oynanan Fenerbahçe-<br />

Kasımpaşa, 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB Spor, 07.03.2011 günü oynanan<br />

Gençlerbirliği-Fenerbahçe, 20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor ve 09.04.2011<br />

günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe müsabakalarda şike yaptığı ve teşvik primi verdiğinden<br />

bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222<br />

sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç<br />

olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

3- ABDULLAH BAŞAK;<br />

A)<br />

a) Sanık ABDULLAH BAŞAK’ın; spor müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla<br />

Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde, şike ve teşvik primi suçlarını işlemek suretiyle Aziz<br />

Yıldırım liderliğinde kurulan örgüte üye olmak suçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile<br />

suç konusunun önem ve değeri gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi<br />

uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL ÜÇ AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d) Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 Sayılı CMK.nun 231/5 maddesi gereğincedaha önce kasıtlı bir suçtan mahkum<br />

olmamış olan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaata varılan sanık hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

587/678


Sanık hakkındasanığın kişiliği, suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın şahsi ve sosyal<br />

durumu gözetilerek denetim süresi içerisindeherhangi bir yükümlülük belirlenmesine YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK. 231/10 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç<br />

işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğininİHTARINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/11 fıkrası uyarıncadenetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanğa İHTARINA,<br />

B)<br />

a)Sanık ABDULLAH BAŞAK’ın; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 01.05.2011<br />

günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe, 15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü,<br />

15.05.2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor ve 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-<br />

Fenerbahçe müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şike ve teşvik primi suçunu işlediği<br />

sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek eylemine<br />

uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un<br />

11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS ve<br />

İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi<br />

nedeniyle sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un 11/4-c maddesi uyarınca 1/2 oranında artırılarak<br />

BİRYIL ON BEŞ AY HAPİS VE ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca eylemlerin niteliği ve yoğunluğu da gözetilerek takdiren alt sınırdan<br />

uzaklaşılmak suretiyle 1/3 oranında artırılarak BİR YIL YİRMİ DÖRT AY HAPİS VE DÖRT<br />

BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL ON SEKİZ AY HAPİS VE ÜÇ BİN ÜÇ YÜZ OTUZ ÜÇ GÜN ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

e)Sanığa verilen ÜÇ BİN ÜÇ YÜZ OTUZ ÜÇ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı<br />

TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü<br />

takdiren 25 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ON SEKİZ AY<br />

HAPİS ve SEKSEN ÜÇ BİN ÜÇ YÜZ YİRMİ BEŞ TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 20 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

f)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

588/678


5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi<br />

uyarınca spor kulüplerinin, federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin<br />

yönetim ve denetim organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

g) Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

h)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

4- ABDULLAH CİLA;<br />

A)Her ne kadar Sanık Abdullah CİLA'nın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı<br />

sorularını almak için rüşvet vermek eyleminden dolayı TCK. nın 252/2 maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; sanığınüzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak kesin yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden atılı suçtan delil<br />

yetersizliği nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 223/2- e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

B) Her ne kadar sanık Abdullah CİLA hakkında kopya çekmek suretiyle belgede<br />

sahtecilik suçundan dolayı TCK nun 207/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu<br />

davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından 5271 Sayılı<br />

CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

C) Her ne kadar sanık Abdullah CİLA hakkında kamu kurumunu dolandırıcılığa<br />

teşebbüs suçundan dolayı TCK nun 35/2.maddesi yollamasıyla TCK nun 158/1-d maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal<br />

unsurları oluşmadığından 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

5-ABDULLAH EKER;<br />

A) Her ne kadar sanık Abdullah EKER'in,Olgun PEKER liderliğinde kurulan silahlı suç<br />

örgütüne üye olma suçundan TCK. nın 220/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu<br />

davası açılmış ise de atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin yeterli ve inandırıcı<br />

delil elde edilemediğinden atılı suçtan delil yetersizliği nedeniyle 5271 sayılı CMK nın 223/2-e<br />

maddesi gereği BERAATİNE,<br />

B) Her ne kadar sanık Abdullah EKER hakkında 12/05/2011 günü Orta Kahve isimli iş<br />

yerine yönelik olarak mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun<br />

151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine<br />

atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı sırasında müştekinin sanık<br />

hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı<br />

CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

C)<br />

a)Sanık Abdullah EKER 12/05/2011 günü Orta Kahve isimli iş yerine yönelik olarak<br />

konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun<br />

116/2-4.maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler sanığın şahsi ve sosyal<br />

durumu gözetilerek takdiren 1 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

589/678


)Eylemin birden fazla kişi tarafından gerçekleştirildiği mahkememizce<br />

değerlendirilmekle TCK'nın 119/1-c maddeleri gereğince cezası 1 kat arttırılarak sanığın 2 YIL<br />

HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

Koşulları oluşmadığından sanık hakında TCK'nın 119/1-d maddesinin uygulanmasına<br />

yer olmadığına,<br />

c)Sanığın sabıkasız oluşu, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 8 AY<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e)5271 Sayılı CMK.nun 231/5 maddesi gereğincedaha önce kasıtlı bir suçtan mahkum<br />

olmamış olan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaata varılan sanık hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkındasanığın kişiliği, suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın şahsi ve sosyal<br />

durumu gözetilerek denetim süresi içerisindeherhangi bir yükümlülük belirlenmesine YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK. 231/10 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç<br />

işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğininİHTARINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/11 fıkrası uyarıncadenetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanğa İHTARINA,<br />

D)<br />

a)Sanık Abdullah EKER'in adresinde yapılan aramada ruhsatsız 1 adet tabanca ve fişek<br />

bulundurduğu anlaşılmakla, eylemine uyan 6136 S.Y.nın13/1 maddesi gereğince sanığın kastı,<br />

şahsi ve sosyal durumu, suçun işlenmesindeki özellikler gözetilerek takdiren1 YIL HAPİS ve 30<br />

GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek 10 AY HAPİSCEZASI ve 25 GÜN<br />

ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığa verilen kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın TCK nun 50/1-a maddesi<br />

gereği takdiren adli para cezasına dönüştürülmesine,<br />

Sanığın ekonomik, şahsi durumuna göre TCK nun 52/2 maddesi uyarınca verilen adli<br />

para cezasının günlüğü 20 TL den paraya çevrilmek suretiyle ve sanığın 6000 TL ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

590/678


Sanığa verilen adli para cezasının 5237 Sayılı Yasanın 52/2 maddesi gereğince takdiren<br />

1 günü 20 TL’den adli para cezasına dönüştürülerek 500 TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

Sonuç olarak; sanığın ruhsatsız tabanca bulundurmak suçundan dolayı 6500 TL ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

Sanığın ekonomik ve şahsi haline göre adli para cezasını ödemesi hususunda<br />

taksitlendirme yapılmasına YER OLMADIĞINA, ödenmeyen adli para cezasının hapse<br />

çevrileceğinin sanığa İHTARINA,<br />

d)Sanık hakkında ruhsatsız tabanca bulundurmak suçundan verilen kısa süreli hapis<br />

cezası mahkememizce TCK 50/1-a maddesi gereği adli para cezası seçenek yaptırımına<br />

çevrilmiş olmakla, bu suç yönünden sanık hakkında TCK nun 51/1 ve 5271 sy CMK nun 231/5<br />

maddelerinin uygulanmasına YER OLMADIĞINA,<br />

6-ABDULLAH KARAKUZ;<br />

A) Her ne kadar sanık Abdullah KARAKUZ hakkında Olgun PEKER liderliğinde<br />

kurulan silahlı suç örgütüne üye olma suçundan TCK. nın 220/2 maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden<br />

uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden atılı suçtan delil yetersizliği<br />

nedeniyle 5271 sayılı CMK nın 223/2 e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

B)<br />

a)Sanık Abdullah KARAKUZ'un adresinde yapılan aramada ruhsatsız 1 adet tabanca ve<br />

fişek bulundurduğu anlaşılmakla, eylemine uyan 6136 S.Y.nın13/1 maddesi gereğince sanığın<br />

kastı, şahsi ve sosyal durumu, suçun işlenmesindeki özellikler gözetilerek takdiren1 YIL HAPİS<br />

ve 30 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek 10 AY HAPİSCEZASI ve 25 GÜN<br />

ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığa verilen kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın TCK nun 50/1-a maddesi<br />

gereği takdiren adli para cezasına dönüştürülmesine,<br />

Sanığın ekonomik, şahsi durumuna göre TCK nun 52/2 maddesi uyarınca verilen adli<br />

para cezasının günlüğü 20 TL den paraya çevrilmek suretiyle ve sanığın 6000 TL ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

Sanığa verilen adli para cezasının 5237 Sayılı Yasanın 52/2 maddesi gereğince takdiren<br />

1 günü 20 TL’den adli para cezasına dönüştürülerek 500 TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

Sonuç olarak; sanığın ruhsatsız tabanca bulundurmak suçundan dolayı 6500 TL ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

Sanığın ekonomik ve şahsi haline göre adli para cezasını ödemesi hususunda<br />

taksitlendirme yapılmasına YER OLMADIĞINA, ödenmeyen adli para cezasının hapse<br />

çevrileceğinin sanığa İHTARINA<br />

d)Sanık hakkında ruhsatsız tabanca bulundurmak suçundan verilen kısa süreli hapis<br />

cezası mahkememizce TCK 50/1-a maddesi gereği adli para cezası seçenek yaptırımına<br />

çevrilmiş olmakla, bu suç yönünden sanık hakkında TCK nun 51/1 ve 5271 sy CMK nun 231/5<br />

maddelerinin uygulanmasına YER OLMADIĞINA,<br />

591/678


C) Her ne kadar sanık Abdullah KARAKUZ hakkında 10/12/2010 günü Alper Büfe<br />

isimli iş yeri sahibi Yakup Bekdemir'e yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 38/1<br />

yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış<br />

ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı<br />

sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki<br />

kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

D) Her ne kadar sanık Abdullah KARAKUZ hakkında 10/12/2010 günü mağdur Yakup<br />

Bekdemir'e birden fazla kişi ile birlikte ve var olan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten<br />

yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 38/1 yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu<br />

işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu<br />

suç yönünden 5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

7- ABDURRAHMAN YAKUT;<br />

A)Her ne kadar sanık Abdurrahman YAKUT hakkında 04/04/2011 günü oynanan<br />

Diyarbakırspor-Giresunspor maçında şike yapılması eyleminden dolayı TCK nun 158/1-d<br />

maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın eyleminin suç<br />

tarihi itibariyle yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması ve atılı suçun unsurları<br />

gerçekleşmediği anlaşılmakla 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereği BERAATİNE,<br />

B)<br />

a)Sanık Abdurrahman YAKUT’nun; 18/04/2011 günü oynanan Karşıyaka-<br />

Giresunspormaçında şike yapılması eylemi sabit olduğundan suçun işleniş biçimi ile suç<br />

konusunun önem ve değeri ile kastına dayalı kusurunun ağırlığı gözetilerek eylemine uyan ve<br />

tüm sonuçları itibariyle lehine olan6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1.<br />

maddesi uyarınca takdiren 1 YIL HAPİS CEZASIve BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın eylemi teşebbüs aşamasında kalmakla 6222 sayılı yasanın 11/5 maddesi<br />

gereğince teşebbüs teşkil eden eylemlerinin niteliği, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı<br />

dikkate alınarak takdiren 1/2 oranında indirim yapılarak sanığın ALTI AY HAPİS VE BEŞ YÜZ<br />

GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA;<br />

c)Sanığın sabıkasız geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile<br />

cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62.<br />

maddesi gereğince 1/6 oranında indirilerek 5 AY HAPİS VE DÖRT YÜZ ON ALTI GÜNADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilenDÖRT YÜZ ON ALTI GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

30 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN 5 AY HAPİS VE ON İKİ BİN<br />

DÖRT YÜZ SEKSEN TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 6 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

592/678


nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

f)Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

g)6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile<br />

ertelemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 51. maddelerinin uygulanmasına kanunen yer<br />

olmadığına,<br />

h)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

8-ADİL ŞAHİN;<br />

Her ne kadar sanık Adil ŞAHİN hakkında Olgun PEKER liderliğinde kurulan silahlı suç<br />

örgütü içindeki hiyerarşik yapıyı dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım<br />

etmek suçundan TCK' nin 220/7 maddesi yollamasıyla 2-3 maddeleri gereğince cezalandırılması<br />

istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden<br />

uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden de sanık yararlanır<br />

ilkesi gereğince atılı suçtan 5271 sayılı CMK' nın 223/2 e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

9- AHMET ATEŞ;<br />

Her ne kadar sanık AHMET ATEŞ hakkındaTürkiye Kupası bünyesinde 11.05.2011<br />

günü oynanan Beşiktaş-İBB Spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak<br />

suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, yüklenen<br />

suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

10- AHMET ÇELEBİ;<br />

A)<br />

a) Sanık AHMET ÇELEBİ’nin; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde spor<br />

müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım liderliğinde<br />

kurulan örgüte üye olmak suçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem<br />

ve değeri gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi uyarınca takdiren alt<br />

sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

593/678


c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d) Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 Sayılı CMK.nun 231/5 maddesi gereğincedaha önce kasıtlı bir suçtan mahkum<br />

olmamış olan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaata varılan sanık hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkındasanığın kişiliği, suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın şahsi ve sosyal<br />

durumu gözetilerek denetim süresi içerisindeherhangi bir yükümlülük belirlenmesine YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK. 231/10 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç<br />

işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğininİHTARINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/11 fıkrası uyarıncadenetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanğa İHTARINA,<br />

B)<br />

a)Sanık AHMET ÇELEBİ’nin Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 01.05.2011 günü<br />

oynanan İBB Spor-Fenerbahçe ve 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe<br />

müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şike suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun<br />

işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları<br />

itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca<br />

takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; spor kulübü yönetim kurulu üyesi olan sanık tarafından ve ayrıca suç işlemek<br />

amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle sanığın cezası 6222<br />

sayılı Kanun’un 11/4-c maddesi uyarınca 1/2 oranında artırılarak BİR YIL ON BEŞ AY HAPİS<br />

ve DÖRT BİN BEŞ YÜZ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca eylemlerin niteliği de gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle<br />

1/4 oranında artırılarak BİR YIL YİRMİ BİR AY YİRMİ İKİ GÜN HAPİS ve BEŞ BİN ALTI<br />

YÜZ YİRMİ BEŞ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL ON ALTI AY ÜÇ GÜN HAPİS ve DÖRT BİN ALTI YÜZ SEKSEN YEDİ<br />

GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

594/678


e)Sanığa verilen DÖRT BİN ALTI YÜZ SEKSEN YEDİ GÜN adli para cezasının 5237<br />

Sayılı TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak<br />

günlüğü takdiren 40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ON<br />

ALTI AY ÜÇ GÜNHAPİS veYÜZ SEKSEN YEDİ BİN DÖRT YÜZ SEKSEN TL ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 20 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

f) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

g) Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

h)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

11-ALAEDDİN YILDIRIM;<br />

A)<br />

a)Sanık ALAEDDİN YILDIRIM’ın; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde spor<br />

müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım liderliğinde<br />

kurulan örgüte üye olmak suçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem<br />

ve değeri gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi uyarınca takdiren alt<br />

sınırdan uzaklaşılmak suretiyle NETİCETEN BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın yargılama sürecindeki olumsuz davranışları gözetilerek hakkında 5237 sayılı<br />

TCK'nın 62. maddesinin uygulanmasına takdiren YER OLMADIĞINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına<br />

d) Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 Sayılı CMK.nun 231/5 maddesi gereğincedaha önce kasıtlı bir suçtan mahkum<br />

olmamış olan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

595/678


ulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaata varılan sanık hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkındasanığın kişiliği, suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın şahsi ve sosyal<br />

durumu gözetilerek denetim süresi içerisindeherhangi bir yükümlülük belirlenmesine YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK. 231/10 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç<br />

işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğininİHTARINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/11 fıkrası uyarıncadenetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanğa İHTARINA,<br />

B)<br />

a)Sanık ALAEDDİN YILDIRIM’ınTürkiye Profesyonel Süper Ligi’nde 17.04.2011<br />

günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla teşvik primi<br />

suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri<br />

gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik<br />

6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR<br />

YIL ALTI AY HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; spor kulübü yönetim kurulu üyesi olan sanık tarafından ve ayrıca suç işlemek<br />

amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle sanığın cezası 6222<br />

sayılı Kanun’un 11/4-c maddesi uyarınca 1/2 oranında artırılarak BİRYIL ON BEŞ AY HAPİS<br />

ve DÖRT BİN BEŞ YÜZ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın 08.05.2011 günü oynanan Karabük-Fenerbahçe müsabakasında şike suçunu<br />

işlediği sabit olmadığından hakkında 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,<br />

d)Suçun teşvik pirimi vaadi ile işlenmesi nedeniyle sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un<br />

11/5. maddesi uyarınca yarı oranında indirilerek BİR YIL BİR AY ON BEŞ GÜN HAPİS ve İKİ<br />

BİN İKİ YÜZ ELLİ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

e) Sanığın yargılama sürecindeki olumsuz davranışları gözetilerek hakkında 5237 sayılı<br />

TCK'nın 62. maddesinin uygulanmasına takdiren YER OLMADIĞINA,<br />

f)Sanığa verilen İKİ BİN İKİ YÜZ ELLİ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

60 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL BİR AY ON BEŞ GÜN<br />

HAPİS ve YÜZ OTUZ BEŞ BİN TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 8 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

g)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

596/678


5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

h)6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile<br />

ertelemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesinin uygulanmasına kanunen yer olmadığına,<br />

ı) Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

j)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

C)<br />

Her ne kadar sanık ALAEDDİN YILDIRIM hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe müsabakasında şike yaptığından<br />

bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222<br />

sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç<br />

olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

D) Her ne kadar sanık ALAEDDİN YILDIRIM hakkındaTürkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde;08.05.2011 günü oynanan Karabükspor-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek<br />

amacıyla şike yapmak suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası<br />

açılmış ise de, yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve<br />

inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin<br />

sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

12- ALİ KIRATLI;<br />

A)<br />

a) Sanık ALİ KIRATLI’nın; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde spor müsabakalarının<br />

sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım liderliğinde kurulan örgüte<br />

üye olmak suçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri<br />

gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan<br />

uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

597/678


d) Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 Sayılı CMK.nun 231/5 maddesi gereğincedaha önce kasıtlı bir suçtan mahkum<br />

olmamış olan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaata varılan sanık hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkındasanığın kişiliği, suçun işlenmesindeki özellikler, sanığın şahsi ve sosyal<br />

durumu gözetilerek denetim süresi içerisindeherhangi bir yükümlülük belirlenmesine YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK. 231/10 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç<br />

işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğininİHTARINA,<br />

5271 Sayılı CMK.nun 231/11 fıkrası uyarıncadenetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanğa İHTARINA,<br />

B)<br />

a)Sanık ALİ KIRATLI’nın Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 17.04.2011 günü<br />

oynanan Trabzonspor-Bursaspor, 22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor ve<br />

22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla<br />

şike ve teşvik primi suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun<br />

önem ve değeri gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan, 6259 sayılı<br />

Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/10. maddesi yollaması ile en ağır cezayı gerektiren<br />

fiilden dolayı(şikeye teşebbüs) 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak<br />

suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi<br />

nedeniyle sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un 11/4-c maddesi uyarınca 1/2 oranında artırılarak<br />

BİR YIL ON BEŞ AY HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Suçun teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılmakla 6222 sayılı Kanun'un 11/3. ve 5237<br />

sayılı TCK'nın 35/2. maddesi uyarınca meydana gelen tehlikenin ağırlığı gözetilerek takdiren 1/4<br />

oranında indirilerek BİR YIL SEKİZ AY YEDİ GÜN HAPİS ve İKİ BİN İKİ YÜZ ELLİ GÜN<br />

ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca eylemlerin niteliği ve yoğunluğu da gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılmak<br />

takdiren 1/3 oranında artırılarak BİR YIL ON DÖRT AY YİRMİ DOKUZ GÜN HAPİS ve ÜÇ<br />

BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

e) Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BİR YIL ON AY ON DÖRT GÜN HAPİS ve İKİ BİN BEŞ<br />

YÜZ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

598/678


f) Sanığa verilen İKİ BİN BEŞ YÜZ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ON AY ON DÖRT<br />

GÜN HAPİS ve YÜZ BİN TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 20 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

g)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

h)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

ı)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

C)<br />

Her ne kadar sanık ALİ KIRATLI hakkında Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB Spor ve 09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor -<br />

Fenerbahçe müsabakalarında şike yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması<br />

istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri<br />

suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediği ve<br />

özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi<br />

uyarınca BERAATİNE,<br />

D) Her ne kadar sanık Ali KIRATLI hakkındaTürkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

01.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-İBB Spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla<br />

şike yapmak suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de,<br />

yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

13- AYKUT AYDIN;<br />

A)<br />

a)Sanık Aykut AYDIN'ın,Olgun PEKER liderliğinde kurulan suç örgütüne üye olmakla<br />

birlikte, örgüt adına suç işlemek suçundan TCK. nın 220/6 yollamasıyla TCK nın 220/2maddesi<br />

gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu dikkate alınarak takdiren alt sınırdan<br />

uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 4 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

599/678


) Sanık Olgun PEKER'in yöneticisi olduğu örgüt mahkememizce silahlı örgüt olarak<br />

kabul edilmediğinden sanık hakkında TCK. nın 220/3 maddesinin uygulanmasına YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

c) Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 1 AY 10 GÜN<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e) Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

f)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

B) Her ne kadar sanık Aykut AYDIN hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş<br />

yeri sahibi Mustafa Cici'ye yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 37/1<br />

yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış<br />

ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı<br />

sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki<br />

kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

C) Sanık Aykut AYDIN hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi<br />

Mustafa Cici'ye yönelik birden fazla kişi ile birlikte ve var olan suç örgütünün oluşturduğu<br />

korkutucu güçten yararlanarak konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 37/1<br />

yollamasıyla TCK nun 116/2-4. Maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler<br />

sanığın şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 3<br />

AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Eylemin birden fazla kişi tarafından ve var olan suç örgütünün oluşturduğu<br />

korkutucu güçten yararlanarak gerçekleştirildiği değerlendirilmekle TCK nun 119/1-c-d.<br />

600/678


maddeleri gereğince cezası 1 kat arttırılarak sanığın 2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN2 YIL 1 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d,ve e bendinde yer alan yazılı Hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e) Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

D)Her ne kadar sanık Aykut AYDIN'ın25/06/2009 günü Giresun FM deHakan AKBAŞ'a<br />

yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin oluşturduğu<br />

korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun<br />

106/2-c-d.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de mağdur<br />

Hakan AKBAŞ a yönelik olarak her hangi bir tehdit içerici söz ve beyan olmadığı anlaşılmakla<br />

5271 sayılı CMK nın 223/2 a maddesi gereği BERAATİNE,<br />

E)<br />

a)Sanık Aykut AYDIN'ın25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi Mustafa<br />

Cici'ye yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin<br />

oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla<br />

TCK nun 106/2-c-d.maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler sanığın<br />

şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 2 YIL 6 AY<br />

HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d) Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

14- BEŞİR ACAR;<br />

Her ne kadar sanık Beşir ACAR hakkında 30/04/2011 günü oynanan Giresunspor /<br />

Mersin İdman Yurdu maçında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın11/1.<br />

601/678


maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de sanığın atılı suçu<br />

işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden<br />

sanığın atılı suçtan delil yetersizliği nedeniyle 5271 sayılı CMK nın 223/2 e maddesi gereğince<br />

BERAATİNE,<br />

15- BÜLENT İBRAHİM İŞCEN;<br />

A)<br />

a) Sanık BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN’in; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde spor<br />

müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım liderliğinde<br />

kurulan örgüte üye olmak suçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem<br />

ve değeri gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi uyarınca takdiren alt<br />

sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d) Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olması ve kişilik özellikleri gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaata varılmadığından sanık<br />

hakkında 5271 sayılı CMK'nın 231/6. maddesu uyarınca sanığa verilen HÜKMÜN<br />

AÇIKLANMASININ GERI BIRAKILMASINA KANUNEN YER OLMADIĞINA,<br />

B)<br />

a)Sanık BÜLENT İBRAHİM İŞÇEN’in;Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe ve 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-<br />

Fenerbahçe müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak suçunu işlediği sabit<br />

olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek eylemine uyan<br />

6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan<br />

uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi<br />

nedeniyle sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un 11/4-c maddesi uyarınca 1/2 oranında artırılarak<br />

BİR YIL ON BEŞ AY HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca eylemlerin niteliği de gözetilerek takdiren 1/4 oranında artırılarak BİR YIL<br />

602/678


YİRMİ BİR AY YİRMİ İKİ GÜN HAPİS ve ÜÇBİN YEDİ YÜZ ELLİGÜN ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL ON ALTI AY ÜÇ GÜN HAPİS VE ÜÇ BİNYÜZ YİRMİ BEŞ GÜN ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

e)Sanığa verilen ÜÇ BİNYÜZ YİRMİ BEŞGÜN adli para cezasının 5237 Sayılı<br />

TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü<br />

takdiren 30 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ON ALTI AY<br />

ÜÇ GÜN HAPİS ve DOKSAN ÜÇ BİN YEDİ YÜZ ELLİ TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 20 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

f) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

g) Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

h)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

C) Her ne kadar sanık Bülent İbrahim İŞÇEN hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü ve 15.05.2011 günü oynanan<br />

Trabzonspor-İBB Spor müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak ve teşvik<br />

primi vermek suçlarını işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise<br />

de, yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı<br />

kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit<br />

olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

16- BÜLENT UYGUN;<br />

A)Her ne kadar sanık BÜLENT UYGUN hakkında,Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde<br />

spor müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım<br />

liderliğinde kurulan örgüte üye olmak suçundan kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan<br />

cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve<br />

bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın<br />

223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

603/678


B)Her ne kadar sanık BÜLENT UYGUN hakkındaTürkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

09.04.2011 tarihinde oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe müsabakasında şike yaptığından bahisle<br />

dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun<br />

öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu<br />

fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak<br />

tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

C)<br />

a)Sanık BÜLENT UYGUN’un; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde 22.04.2011günü<br />

oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla teşvik suçunu<br />

işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek<br />

eylemine uyan tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı<br />

Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY<br />

HAPİS VE DÖRT BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Suçun; spor kulübü teknik yöneticisi olan sanık tarafından işlenmesi nedeniyle<br />

sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un 11/4-b maddesi uyarınca 1/2 oranında artırılarak BİR YIL<br />

ON BEŞ AY HAPİS ve ALTI BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Suçun teşvik pirimi verilmesi suretiyle işlenmesi nedeniyle sanığın cezası 6222 sayılı<br />

Kanun’un 11/5. maddesi uyarınca yarı oranında indirilerek BİR YIL BİR AY ON BEŞ GÜN<br />

HAPİS VE ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığın 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasında şike suçunu<br />

işlediği sabit olmadığından hakkında 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,<br />

e) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek ON BİR AY YEDİ GÜN HAPİS VE İKİ BİN BEŞ YÜZ GÜN ADLİ PARA CEZASI<br />

İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

f)Sanığa verilen İKİ BİN BEŞ YÜZ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın 52/2.<br />

maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren 50 TL<br />

den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN ON BİR AY YEDİ GÜN HAPİS ve<br />

YÜZ YİRMİ BEŞ BİN TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 10 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

g)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

604/678


h)6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile<br />

ertelemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 51. maddelerinin uygulanmasına kanunen yer<br />

olmadığına,<br />

ı)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

D) Her ne kadar sanık BÜLENT UYGUN hakkında Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla<br />

şike yapmak suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de,<br />

yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

17- CAN DEMİR SARI;<br />

Her ne kadar sanık Candemir SARI hakkında Olgun PEKER liderliğinde kurulan silahlı<br />

suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek<br />

yardım etmek suçundan TCK' nin 220/7 maddesi yollamasıyla 2-3 maddeleri gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden de<br />

sanık yararlanır ilkesi gereğince atılı suçtan 5271 sayılı CMK' nın 223/2 e maddesi gereği<br />

BERAATİNE,<br />

18- CEMİL TURHAN;<br />

A)<br />

a) Sanık CEMİL TURHAN’nın;Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde spor<br />

müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım liderliğinde<br />

kurulan örgüte üye olmak suçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem<br />

ve değeri gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi uyarınca takdiren alt<br />

sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlana kadar;5237 sayılı TCK’<br />

nın 53/1.Maddesinin a,b,c,d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından YOKSUN<br />

BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK.unun 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d) Sanığa verilen cezanın TCK.nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

605/678


ulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

B)<br />

Her ne kadar sanık CEMİL TURHAN hakkındaTürkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde;21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor ve 26.02.2011 günü oynanan<br />

Fenerbahçe-Kasımpaşa müsabakalarında şike yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan<br />

cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve<br />

teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak<br />

düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan<br />

CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

C)<br />

a) Sanık CEMİL TURHAN’ın Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 15.05.2011 günü<br />

oynanan Ankaragücü-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak<br />

suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri<br />

gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik<br />

6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle<br />

BİRYIL ALTI AY HAPİS ve BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Suçun; spor kulübü teknik yöneticisi (alt yapı sorumlusu) olan sanık tarafından<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6222 sayılı Kanun’un 11/4- c maddesi uyarınca 1/2 oranında<br />

artırılarak BİR YIL ON BEŞ AY HAPİS ve BİN BEŞ YÜZ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Şike anlaşmasına varıldığı kesin olarak tespit edilemediğinden suçun teşebbüs<br />

aşamasında kaldığının kabulü ile 6222 sayılı Kanun'un 11/3. ve 5237 sayılı TCK'nın 35/2.<br />

maddesi uyarınca meydana gelen tehlikenin ağırlığı gözetilerek takdiren 1/2 oranında indirilerek<br />

BİR YIL BİR AY ON BEŞ GÜN HAPİS ve YEDİ YÜZ ELLİ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek ON BİR AY YEDİ GÜN HAPİS veALTI YÜZ YİRMİ<br />

BEŞGÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

e)Sanığa verilen ALTI YÜZ YİRMİ BEŞ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

25 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN ON BİR AY YEDİ GÜN HAPİS<br />

606/678


ve ON BEŞ BİN ALTI YÜZ YİRMİ BEŞ TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 8 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

f) 6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile<br />

ertelemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesinin uygulanmasına kanunen yer olmadığına,<br />

g) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

h) Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

D) Her ne kadar sanık CEMİL TURHAN hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 01.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B Spor müsabakasının sonucunu etkilemek<br />

amacıyla şike yapmak suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası<br />

açılmış ise de, yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve<br />

inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin<br />

sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

19- CENGİZ DEMİREL;<br />

Her ne kadar sanık CENGİZ DEMİREL hakkındaTürkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde;07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe ve 20.03.2011 günü oynanan<br />

Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakalarında şike yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan<br />

cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve<br />

teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak<br />

düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan<br />

CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

20- COŞKUN ÇALIK;<br />

A)<br />

a) Sanık Coşkun ÇALIK'ın,Olgun PEKER liderliğinde kurulan suç örgütüne üye olma<br />

suçundan TCK. nın 220/2 maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu<br />

dikkate alınarak takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 4 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

607/678


) Sanık Olgun PEKER'in yöneticisi olduğu örgüt mahkememizce silahlı örgüt olarak<br />

kabul edilmediğinden sanık hakkında TCK. nın 220/3 maddesinin uygulanmasına YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

c)Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 1 AY 10 GÜN<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e) Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

f)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

B) Her ne kadar sanık Coşkun ÇALIK hakkında, mağdur Bahri Kaya'nıntehdit edilmesi<br />

eyleminden dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu suç yönünden<br />

5271 sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

21-DOĞAN ERCAN;<br />

A)<br />

a) Sanık DOĞAN ERCAN’ın;Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde spor<br />

müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım liderliğinde<br />

kurulan örgüte üye olmak suçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem<br />

ve değeri gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi uyarınca takdiren alt<br />

sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

608/678


)Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d) Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

B)Her ne kadar sanık DOĞAN ERCAN hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde;07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe oynanan müsabakada şike<br />

yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise<br />

de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç<br />

olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

22- EMMANUEL CHINENYE EMENIKE;<br />

Sanık EMMANUEL CHINENYE EMENIKE hakkında 08.05.2011 tarihinde şike<br />

suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davasının iş bu dava dosyasından<br />

5271 sayılı CMK'nın 10. maddesi uyarınca AYRILMASINA ve Mahkememizin başka bir<br />

esasına kaydına,<br />

Yargılamanın yeni esas alacak dosya üzerinde yapılıp yürütülmesine,<br />

23- ERDEM KONYAR;<br />

Her ne kadar Sanık ERDEM KONYARTürkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 08.05.2011<br />

tarihinde oynanan Karabük – Fenerbahçe müsabakasında şike yaptığından bahisle kamu davası<br />

açılmış ise de, yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve<br />

609/678


inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin<br />

sabit olmaması nedeniyle BERAATİNE,<br />

24- ERKAN KORKMAZ;<br />

Her ne kadar sanıkhakkında ERKAN KORKMAZ hakkında, Olgun PEKER liderliğinde<br />

kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan TCK' nin 220/2 maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden de<br />

sanık yararlanır ilkesi gereğince atılı suçtan 5271 sayılı CMK' nın 223/2-e maddesi gereği<br />

BERAATİNE,<br />

25- ERMAN ERTAŞ;<br />

A)<br />

a) Sanık Erman ERTAŞ'ın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı sorularını<br />

verilmesi karşılığında rüşvet verme suçuna yardım suçu sübuta ermekle eylemine uyan TCK. nın<br />

252/1-4 maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu dikkate alınarak<br />

takdiren 4 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanığın, suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek ve fiilin işlenmesinde<br />

kullanılan araçları sağlayarak suçun icrasını kolaylaştırdığı anlaşılmakla TCK' nın 39/2-b<br />

maddesi gereğince verilen cezası yarı oranında indirilerek sanığın 2 YIL HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 8 AY<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

610/678


B) Her ne kadar sanık Erman ERTAŞ hakkında kamu kurumunu dolandırıcılığa<br />

teşebbüs suçundan dolayı TCK nun 35/2.maddesi yollamasıyla TCK nun 158/1-d maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal<br />

unsurları oluşmadığından 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

26- EVREN KIMIL;<br />

A)<br />

a) Sanık Evren KIMIL'ın,Olgun PEKER liderliğinde kurulan suç örgütüne üye olma<br />

suçundan TCK. nın 220/2 maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu<br />

dikkate alınarak takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 4 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanık Olgun PEKER'in yöneticisi olduğu örgüt mahkememizce silahlıörgüt olarak<br />

kabul edilmediğinden sanık hakkında TCK. nın 220/3 maddesinin uygulanmasına YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

c) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 1 AY 10 GÜN HAPİSCEZASI<br />

İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e)Sanık hakkında önceden verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle<br />

sanığa verilen cezaların TCK' nun 51. Maddesi gereğince ertelenmesine ve 5271 sayılı CMK'<br />

nun 231 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına YER OLMADIĞINA,<br />

B) Her ne kadar sanık Evren KIMIL hakkında 12/05/2011 günü Orta Kahve isimli iş<br />

yerine yönelik olarak mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun<br />

151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine<br />

atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı sırasında müştekinin sanık<br />

hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı<br />

CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

C)<br />

a)Sanık Evren KIMIL'ın 12/05/2011 günü Orta Kahve isimli iş yerine yönelik olarak<br />

konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun 116/2-4.<br />

Maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler sanığın şahsi ve sosyal durumu<br />

gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 3 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Eylemin birden fazla kişi tarafından gerçekleştirildiği mahkememizce<br />

değerlendirilmekle TCK nun 119/1-c. maddesi gereğince cezası 1 kat arttırılarak sanığın 2 YIL 6<br />

AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

611/678


gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

D)Her ne kadar sanık Evren KIMIL hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş<br />

yeri sahibi Mustafa Cici'ye yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun<br />

37/1yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası<br />

açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı<br />

sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki<br />

kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

E) Her ne kadar Sanık Evren KIMIL hakkında25/06/2009 günü Giresun FM deHakan<br />

AKBAŞ'a yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin<br />

oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla<br />

TCK nun 106/2-c-d.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de<br />

mağdur Hakan AKBAŞ a yönelik olarak her hangi bir tehdit içerici söz ve beyan olmadığı<br />

anlaşılmakla 5271 sayılı CMK nın 223/2 a maddesi gereği BERAATİNE,<br />

F)<br />

a) Sanık Evren KIMIL'ın 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi Mustafa<br />

Cici'ye yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin<br />

oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla<br />

TCK nun 106/2-c-d maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler sanığın<br />

şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 2 YIL 6 AY<br />

HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanığınyargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

G)<br />

a) Sanık Evren KIMIL'ın 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi Mustafa<br />

Cici'ye yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin<br />

612/678


oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK<br />

nun 37/1 yollamasıyla TCK'nın 116/2-4. maddesi gereğince sanığın kastı, suçun işlenmesindeki<br />

özellikler, sanığın şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle<br />

1 YIL 3 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Eylemin birden fazla kişi tarafından ve varsayılan suç örgütlerinin oluşturduğu<br />

korkutucu güçten yararlanarakgerçekleştirildiği değerlendirilmekle TCK nun 119/1-c-d.<br />

maddeleri gereğince cezası 1 kat arttırılarak sanığın 2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e) Sanık hakkında Giresun 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 46/280 ve Giresun 1. Asliye<br />

Ceza Mahkemesinin 152/321 E-K sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkinverilen<br />

kararlardan sonra, sanığın yeniden kasıtlı bir suç işlediği anlaşılmakla, hükmü veren<br />

mahkemelere gereğinin takdir ve ifası için müzekkere yazılmasına,<br />

H)Karar kesinleştiğinde,sanık Evren KIMIL hakkında Giresun 2. Sulh Ceza<br />

Mahkemesinin 2007/46 esas, 2008/280 karar ve Giresun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/152<br />

esas, 2008/321 karar sayılı ilamı ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin<br />

kararların gereği için mahal mahkemelerine ayrı ayrı müzekkere yazılmasına,<br />

27- FARUK TAŞSETEN;<br />

Her ne kadar Sanık FARUK TAŞSETEN hakkında suçun işlenmesinden önce veya<br />

işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak suretiyle Türkiye Profesyonel<br />

Süper Ligi’nde; 22.05.2011 tarihinde oynanan Sivasspor – Fenerbahçe müsabakasının sonucunu<br />

etkilemek amacıyla şike yaptığından bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan<br />

cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve<br />

bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle<br />

BERAATİNE,<br />

28- FARUK YAŞAR;<br />

Her ne kadar sanık FARUK YAŞAR hakkında Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakasında şike yaptığından bahisle<br />

dolandırıcılık cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun<br />

öncesinde teşvik primi fiili suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiil özel<br />

olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış<br />

olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

29- FATİH AKBABA;<br />

613/678


a)Sanık FATİH AKBABA’nın Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 22.05.2011 günü<br />

oynanan Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak<br />

suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri<br />

gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Yasa ile yapılan<br />

değişiklik öncesi 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak<br />

suretiyle ALTI YIL HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Şike anlaşmasına varıldığı kesin olarak tespit edilemediğinden suçun teşebbüs<br />

aşamasında kaldığının kabulü ile 6222 sayılı Kanun'un 11/3. ve 5237 sayılı TCK'nın 35/2.<br />

maddesi uyarıncasanığın cezası takdiren 2/3 oranında indirilerek İKİ YIL HAPİS ve ALTI YÜZ<br />

ALTMIŞ ALTI GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın geçmişi ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki<br />

olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL SEKİZ AY HAPİS ve BEŞ YÜZ ELLİ BEŞ GÜN ADLİ PARA CEZASI<br />

İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen BEŞ YÜZ ELLİ BEŞ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL SEKİZ AY HAPİS ve<br />

YİRMİ İKİ BİN İKİ YÜZ TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 6 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

f) Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

g)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

614/678


5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

30- FATİH SANDAL;<br />

A) Her ne kadar sanıkhakkında Fatih SANDAL hakkında, Olgun PEKER liderliğinde<br />

kurulan silahlı suç örgütüne üye olmak suçundan TCK' nin 220/2-3 maddeleri gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden de<br />

sanık yararlanır ilkesi gereğince atılı suçtan 5271 sayılı CMK' nın 223/2 e maddesi gereği<br />

BERAATİNE,<br />

B) Her ne kadar sanık Fatih SANDAL hakkında mağdur Bahri Kaya'nıntehdit edilmesi<br />

eyleminden dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d. Maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu suç yönünden<br />

5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

C) Her ne kadar sanık Fatih SANDAL hakkında mağdur Turgay Demircan'a yönelik<br />

yağma eyleminden dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla, TCK nun 149/1-c-f-g. Maddeleri<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden de<br />

sanık yararlanır ilkesi gereğince atılı suçtan 5271 sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereğince<br />

BERAATİNE,<br />

31- GÖKÇEK VEDERSON;<br />

a)Sanık GÖKÇEK VEDERSON'un Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 17.04.2011<br />

günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor müsabakasının sonucunu etkilemek teşvik suçunu işlediği<br />

sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek eylemine<br />

uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un<br />

11/1. maddesi uyarınca takdiren BİR YIL HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun teşvik pirimi vaadi ile işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6222 sayılı<br />

Kanun’un 11/5. maddesi uyarınca yarı oranında indirilerek ALTI AY HAPİS ve BİN GÜN ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın sosyal ilişkileri ve cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek<br />

cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirilerek BEŞ AY<br />

HAPİS ve SEKİZ YÜZ OTUZ ÜÇ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen SEKİZ YÜZ OTUZ ÜÇ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BEŞ AY HAPİS ve OTUZ ÜÇ<br />

BİN ÜÇ YÜZ YİRMİ TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 4 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

615/678


ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile<br />

ertelemeye ilişkin 5237 sayılı 51. maddelerinin uygulanmasına kanunen yer olmadığına,<br />

f)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

g)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

32- GÖKSEL GÜMÜŞDAĞ;<br />

Her ne kadar sanık GÖKSEL GÜMÜŞDAĞ hakkında Aziz Yıldırım liderliğindeki suç<br />

örgütüne yardım ettiği veTürkiye Profesyonel Süper Ligi’nde 01.05.2011 günü oynanan<br />

Fenerbahçe-İBB Spor müsabakasında şike yaptığından bahisle kamu davası açılmış ise de<br />

yüklenen suçlardan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi gereğinceBERAATİNE,<br />

33- HAKAN KARAAHMET;<br />

A)<br />

a)Sanık Hakan KARAAHMET'in Olgun PEKER liderliğinde kurulan suç örgütünde<br />

yöneticilik yapma suçundan TCK. nın 220/1 maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik,<br />

kastın yoğunluğu dikkate alınarak takdiren 2 YIL HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanık Olgun PEKER'in yöneticisi olduğu örgüt mahkememizce silahlı olarak kabul<br />

edilmediğinden sanık hakkında TCK. nın 220/3 maddesinin uygulanmasına YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

c) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 8 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

616/678


e) Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

f)Sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkûmiyetinin bulunması ve kişilik özellikleri<br />

gözetilerek verilen cezasının TCK'nın 51/1 maddesi gereğince ertelenmesine ve 5271 Sayılı<br />

CMK.nun 231/5 maddesi gereğince hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına<br />

yer olmadığına,<br />

B) Her ne kadar sanık Hakan KARAAHMET hakkında 12/05/2011 günü Orta Kahve<br />

isimli iş yerine yönelik olarak mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5<br />

yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış<br />

ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı<br />

sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki<br />

kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

C) Sanık Hakan KARAAHMET 12/05/2011 günü Orta Kahve isimli iş yerine yönelik<br />

olarak konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5 yollamasıyla TCK<br />

nun 116/2-4.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; eylemin<br />

örgüt bağlantısıyla yapıldığına ilişkin delil olmadığından ve bireysel eylem olarak<br />

mahkememizce kabul edilmekle atılı suçlardan 5271 sy CMK nun 223/2-a-e maddesi gereğince<br />

BERAATİNE,<br />

D) Her ne kadar sanık Hakan KARAAHMET hakkında 10/12/2010 günü Alper Büfe<br />

isimli iş yeri sahibi Yakup Bekdemir'e yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 38/1<br />

ve 220/5 yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu<br />

davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın<br />

devamı sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık<br />

hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince<br />

DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

E) Her ne kadar sanık Hakan KARAAHMET hakkında 10/12/2010 günü mağdur Yakup<br />

Bekdemir'e birden fazla kişi ile birlikte ve var olan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten<br />

yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5 yollamasıyla TCK nun 106/2-cd.maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı<br />

suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde<br />

edilemediğinden bu suç yönünden 5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

F) Her ne kadar sanık Hakan KARAAHMET hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM<br />

isimli iş yeri sahibi Mustafa Cici'ye yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve<br />

220/5 yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası<br />

açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı<br />

sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki<br />

kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

G) Her ne kadar sanık Hakan KARAAHMET hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM<br />

deHakan AKBAŞ'a yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç<br />

örgütlerinin oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve<br />

220/5 yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu<br />

617/678


davası açılmış ise de mağdur Hakan AKBAŞ a yönelik olarak her hangi bir tehdit içerici söz ve<br />

beyan olmadığı anlaşılmakla 5271 sayılı CMK nın 223/2 a maddesi gereği BERAATİNE,<br />

H)<br />

a)Sanık Hakan KARAAHMET hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri<br />

sahibi Mustafa Cici'ye yönelik birden fazla kişi ile birlikte ve var olan suç örgütünün oluşturduğu<br />

korkutucu güçten yararlanarak konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve<br />

220/5 yollamasıyla TCK nun 116/2-4.maddesi gereğincesanığın kastı suçun işlenmesindeki<br />

özellikler sanığın şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle<br />

1 YIL 3 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Eylemin birden fazla kişi ile ve var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturduğu<br />

korkutucu güçten yararlanılarak gerçekleştirildiği anlaşılmakla TCK nın 119/1 c.d maddeleri<br />

gereğince verilen ceza bir kat artırılarak sanığın2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

I)<br />

a)Sanık Hakan KARAAHMET'in25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi<br />

Mustafa Cici'ye yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin<br />

oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5<br />

yollamasıyla TC nun 106/2-c-d.maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler<br />

sanığın şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 2 YIL 6<br />

AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

618/678


d)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

J) Her ne kadar sanık Hakan KARAAHMET hakkında mağdur Bahri Kaya'nıntehdit<br />

edilmesi eyleminden dolayı TCK nun 38/1 ve 220/5 yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu<br />

işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu<br />

suç yönünden 5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

K) Her ne kadar sanık Hakan KARAAHMET hakkında mağdur Turgay Demircan'a<br />

yönelik yağma eyleminden dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla, TCK nun 149/1-c-f-g.maddeleri<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden de<br />

sanık yararlanır ilkesi gereğince atılı suçtan 5271 sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereğince<br />

BERAATİNE,<br />

L) Her ne kadar sanık Hakan KARAAHMET hakkında mağdur Şenel Kaçmaz'a yönelik<br />

yağma eyleminden dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla, TCK nun 149/1-c-f-g.maddeleri<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlığın<br />

hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu ve sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak,<br />

kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden de sanık yararlanır ilkesi<br />

gereğince atılı suçtan 5271 sayılı CMK nun 223/2-a-e maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

M)Karar kesinleştiğinde,sanık Hakan KARAAHMET hakkında Bulancak Asliye Ceza<br />

Mahkemesinin 2006/587 esas, 2009/304 karar ve Giresun 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/48<br />

esas, 2011/124 karar sayılı ilamı ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin<br />

kararların gereği için mahal mahkemelerine ayrı ayrı müzekkere yazılmasına,<br />

34- HALDUN ŞENMAN;<br />

A)Her ne kadar sanık Haldun ŞENMAN hakkında Olgun PEKER liderliğinde kurulan<br />

silahlı suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek<br />

yardım etmek suçundan TCK' nın 220/7 maddesi yollamasıyla 2-3 maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu suç yönünden<br />

5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

B) Her ne kadar sanık Haldun ŞENMAN hakkında Olgun PEKER'in işlediği iddia<br />

edilen resmi belgede sahtecilik suçuna yardım eyleminden dolayı TCK' nın 39/2-c yollaması ile<br />

TCK' nın 204/1 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de,<br />

sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil<br />

elde edilemediğinden bu suç yönünden 5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği<br />

BERAATİNE,<br />

C)<br />

a)Sanık Haldun ŞENMAN'ın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı sorularını<br />

vermek içinrüşvet almak suçu sübuta ermekle eylemine uyan TCK. nın 252/1-4 maddesi<br />

619/678


gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu dikkate alınarak takdiren alt sınırdan<br />

uzaklaşılmak suretiyle 4 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 3 YIL 9 AY<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

D) Her ne kadar sanık Haldun ŞENMAN hakkında kamu kurumunu dolandırıcılığa<br />

teşebbüs suçundan dolayı TCK nun 35/2.maddesi yollamasıyla TCK nun 158/1-d maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal<br />

unsurları oluşmadığından 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

35- HALİL KÖNTEK;<br />

Her ne kadar sanık HALİL KÖNTEK hakkında Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB Spor, 07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-<br />

Fenerbahçe, 20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor ve 09.04.2011 günü oynanan<br />

Eskişehirspor-Fenerbahçe müsabakalarında şike yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan<br />

cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve<br />

teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak<br />

düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan<br />

CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

36- HASAN ÇETİNKAYA;<br />

A)Her ne kadar sanık HASAN ÇETİNKAYA hakkında, Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde spor müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz<br />

Yıldırım liderliğinde kurulan örgüte üye olmak suçundan kamu davası açılmış ise de, yüklenen<br />

suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

B)Her ne kadar sanık HASAN ÇETİNKAYA hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakasının sonucunu<br />

etkilemek amacıyla şike yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile<br />

kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak<br />

tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle<br />

yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi<br />

uyarınca BERAATİNE,<br />

C)Her ne kadar sanık HASAN ÇETİNKAYA hakkındaTürkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 17.04.2011 tarihinde oynanan Trabzonspor-Bursaspor müsabakasında teşvik suretiyle<br />

şike yaptığından bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter<br />

620/678


her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen<br />

suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle BERAATİNE,<br />

37- HIRÇIN KIMIL;<br />

A)<br />

a) Sanık Hırçın KIMIL'ın,Olgun PEKER liderliğinde kurulan suç örgütüne üye olma<br />

suçundan TCK. nın 220/2 maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu<br />

dikkate alınarak takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 4 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanık Olgun PEKER'in yöneticisi olduğu örgüt mahkememizce silahlı olarak kabul<br />

edilmediğinden sanık hakkında TCK. nın 220/3 maddesinin uygulanmasına YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

c) Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 1 AY 10 GÜN<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e) Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

f)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

B)<br />

a) Her ne kadar sanık Hırçın KIMIL hakkında 10/12/2010 günü Alper Büfe isimli iş yeri<br />

sahibi Yakup Bekdemir'e yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla<br />

TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de,<br />

sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı sırasında<br />

621/678


müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu<br />

davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

b) Her ne kadar sanık Hırçın KIMIL hakkında 10/12/2010 günü mağdur Yakup<br />

Bekdemir'e birden fazla kişi ile birlikte ve var olan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten<br />

yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu<br />

işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu<br />

suç yönünden 5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

38- HİKMET KARAMAN;<br />

Her ne kadar sanık HİKMET KARAMAN hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 21.02.2011 tarihinde oynanan Manisaspor-Trabzonspor müsabakasında teşvik<br />

yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise<br />

de, 6222 sayılı Kanun öncesinde teşvik primi fiili suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiil özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç<br />

olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

39- İBRAHİM AKIN;<br />

a)Sanık İBRAHİM AKIN’ın;Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde 01.05.2011 günü<br />

oynanan Fenerbahçe -İBB Sporve 15.05.2011 günü oynanan Trabzonspor - İBB Spor<br />

müsabakaları ileTürkiye Kupası finalinde 11.05.2011 günü oynanan Beşiktaş-İBB Spor<br />

müsabakasının sonuçlarını etkilemek amacıyla şike suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun<br />

işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek eylemine uyanve tüm sonuçları<br />

itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca<br />

takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca takdiren 1/4 oranında artırılarak BİR YIL ON AY ON BEŞ GÜNHAPİS ve İKİ<br />

BİN BEŞ YÜZ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BİR YIL ALTI AY YİRMİ İKİ GÜN HAPİS ve İKİ BİN<br />

SEKSEN ÜÇ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen İKİ BİN SEKSEN ÜÇ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ALTI AY YİRMİ İKİ<br />

GÜN HAPİS ve SEKSEN ÜÇ BİNÜÇ YÜZ YİRMİ TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 15 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

622/678


TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

f)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak spor<br />

müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

40- İLHAN ÇELİKAY;<br />

a)Sanık İLHAN ÇELİKAY’ın, Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 22.05.2011<br />

tarihinde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike<br />

yapmak suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri<br />

gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik<br />

6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren BİR YIL HAPİS ve BİN GÜN ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın, suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak<br />

suretiyle yardım eden konumunda bulunduğundan cezası 5237 sayılı TCK'nın 39/2-c. maddesi<br />

uyarınca yarı oranında indirilerek ALTI AY HAPİS ve BEŞ YÜZ GÜN ADLİ PARA CEZASI<br />

İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BEŞ AY HAPİS ve DÖRT YÜZ ON ALTI GÜN ADLİ PARA<br />

CEZASI CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen DÖRT YÜZ ON ALTI adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın 52/2.<br />

maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren 30 TL<br />

den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BEŞ AY HAPİS ve ON İKİ BİN DÖRT<br />

YÜZ SEKSEN TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 4 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

f)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

623/678


7-6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile seçenek<br />

yaptırımlara ve ertelemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 51. maddelerinin uygulanmasına<br />

kanunen yer olmadığına,<br />

41- İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU;<br />

A)<br />

a) Sanık İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU’nun; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde spor<br />

müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım liderliğinde<br />

kurulan örgüte üye olmasuçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve<br />

değeri gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi uyarınca takdiren alt<br />

sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

B)<br />

a)Sanık İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU’nun Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

17.04.2011 günü oynanan Trabzonspor-Bursaspor , 22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-<br />

Trabzonspor ve 15.05.2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor müsabakalarının sonucunu<br />

etkilemek amacıyla teşvik, 15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü ve 22.05.2011<br />

624/678


günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şike suçunu<br />

işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri, kastına dayalı<br />

kusurunun ağırlığı gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı<br />

Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan<br />

uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL SEKİZ AY HAPİS ve SEKİZ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI<br />

İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; spor kulübü yönetim kurulu üyesi olan sanık tarafından ve ayrıca suç işlemek<br />

amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle sanığın cezası 6222<br />

sayılı Kanun’un 11/4-b ve c bentleri uyarınca 1/2 oranında artırılarak BİR YIL ON SEKİZ AY<br />

HAPİS ve ON İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca eylemlerin niteliği ve yoğunluğu da gözetilerek takdiren alt sınırdan<br />

uzaklaşılmak suretiyle 1/2 oranında artırılarak BİR YIL OTUZ ÜÇ AY HAPİS ve ON SEKİZ<br />

BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BİR YIL YİRMİ BEŞ AY ON BEŞ GÜN HAPİS CEZASI ve<br />

ON BEŞ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

e)Sanığa verilen ON BEŞ BİN GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın 52/2.<br />

maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren 60 TL<br />

den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL YİRMİ BEŞ AY ON BEŞ<br />

GÜN HAPİS ve DOKUZ YÜZ BİN TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 20 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

f)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

g)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

h)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

C)Her ne kadar sanık İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU hakkında Türkiye Profesyonel<br />

Süper Ligi’nde;21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor, 26.02.2011 günü oynanan<br />

625/678


Fenerbahçe-Kasımpaşa, 06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB Spor, 07.03.2011 günü<br />

oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe, 09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe ve<br />

20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor arasında oynanan müsabakalarda şike<br />

yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise<br />

de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç<br />

olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

D) Her ne kadar sanıkİLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU hakkında Türkiye Profesyonel<br />

Süper Ligi’nde; 01.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-İ.B.B Spor müsabakasının sonucunu<br />

etkilemek amacıyla şike yapmak suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu<br />

davası açılmış ise de, yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve<br />

inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin<br />

sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

42- İSKENDER ALIN;<br />

a)Sanık İSKENDER ALIN’ın; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde 15.05.2011 günü<br />

oynanan Trabzonspor-İBB Spor ve Türkiye Kupası finalinde 11.05.2011 günü oynanan Beşiktaş-<br />

İBB Spor müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şikesuçunu işlediği sabit olduğundan,<br />

suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek eylemine uyan ve tüm<br />

sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi<br />

uyarınca takdiren BİR YIL HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca takdiren 1/4 oranında artırılarak BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve İKİ BİN BEŞ<br />

YÜZ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerekBİR YIL ON BEŞ GÜN HAPİS ve İKİ BİN SEKSEN ÜÇ<br />

GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen İKİ BİN SEKSEN ÜÇ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ON BEŞ GÜN HAPİS<br />

ve SEKSEN ÜÇ BİN ÜÇ YÜZ YİRMİ TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 10 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1,2 ve 3. fırkalarının<br />

UYGULANMASI ile sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor<br />

kulüplerinin, federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve<br />

denetim organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

f)6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile seçenek<br />

626/678


yaptırımlara ve ertelemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 51. maddelerinin uygulanmasına<br />

kanunen yer olmadığına,<br />

g)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

43- KENAN YARALI;<br />

Her ne kadar sanık KENAN YARALI hakkında 2010 - 2011 yılı Türkiye Profesyonel<br />

Süper Ligi’nde; 21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor müsabakasında şike<br />

yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise<br />

de, 6222 sayılı Kanun öncesinde teşvik primi fiili suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiil özel olarak düzenlenmediği ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak<br />

tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

44- KORCAN ÇELİKAY;<br />

a)Sanık KORCAN ÇELİKAY’ın Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 22.05.2011<br />

tarihinde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike<br />

suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri<br />

gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik<br />

6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle<br />

BİRYIL ALTI AY HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve İKİ BİN BEŞ YÜZ GÜN ADLİ<br />

PARA CEZASI CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığa verilen İKİ BİN BEŞ YÜZ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın 52/2.<br />

maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren 40 TL<br />

den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve YÜZ BİN<br />

TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 12 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

e)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

627/678


f)6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile seçenek<br />

yaptırımlara ve ertelemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 51. maddelerinin uygulanmasına<br />

kanunen yer olmadığına,<br />

45- LEVENT ERİŞ;<br />

Her ne kadar sanık Levent ERİŞ hakkında 04/04/2011 günü oynanan Diyarbakır-<br />

Giresunspor maçında şike yapılması eyleminden dolayı suç tarihinde yürürlükte bulunan ve<br />

lehine olan TCK nun 158/1-d.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış<br />

ise de, suç tarihi itibariyle yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması ve atılı<br />

suçun unsurları gerçekleşmediği anlaşılmakla 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereği<br />

BERAATİNE,<br />

46-MAHMUT BOZ;<br />

Her ne kadar sanık MAHMUT BOZ hakkında 2010 -2011 yılı Türkiye Profesyonel<br />

Süper Ligi’nde; 20.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakasında şike<br />

yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise<br />

de, 6222 sayılı Kanun öncesinde teşvik primi fiili suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiil özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç<br />

olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

47- MAHMUT GÜNEŞ;<br />

A) Her ne kadar sanık Mahmut GÜNEŞ hakkında 31/03/2011 günü yapılan menajerlik<br />

sınavı öncesi rüşvet verme suçundan dolayı TCK' nın 252/1 maddesi gereğince cezalandırılması<br />

istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden<br />

uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu suç yönünden 5271 Sayılı CMK<br />

nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

B)Her ne kadar sanık Mahmut GÜNEŞ hakkında kopya çekmek suretiyle belgede<br />

sahtecilik suçundan dolayı TCK nun 207/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu<br />

davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından 5271 Sayılı<br />

CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

C)Her ne kadar sanık Mahmut GÜNEŞ hakkında kamu kurumunu dolandırıcılığa<br />

teşebbüs suçundan dolayı TCK nun 35/2.maddesi yollamasıyla TCK nun 158/1-d maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanıkğın üzerine atılı suçun<br />

yasal unsurları oluşmadığından 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

48-MECNUN OTYAKMAZ;<br />

A)<br />

a)Sanık MECNUN OTYAKMAZ’ın; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde spor<br />

müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım liderliğinde<br />

kurulan örgüte yardım suçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve<br />

değeri gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/7 maddesi yollaması ile 220/2.<br />

maddesi uyarınca takdiren BİR YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

628/678


)Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek NETİCETEN ON AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 Sayılı CMK.nun 231/5 maddesi gereği sanık kendisi hakkında CMK nın 231<br />

maddesinin uygulanmasına muvafakat etmediği anlaşılmakla hakkında verilen hükmün<br />

açıklanmasının geri bıkarılmasına kanunen yer olmadığına,<br />

f)Sanığın sabıka kaydının silinme koşulları oluştuğu anlaşılmakla ve sanığa verilen<br />

cezanın ertelenmesi halinde yeniden suç işlemeyeceği konusunda Mahkememizde olumlu kanaat<br />

oluştuğundan sanık hakkında verilen hapis cezasının TCK'nın51/1 maddesi gereğince<br />

ERTELENMESİNE,<br />

Sanık hakkında TCK nun 51/3 maddesi gereği takdiren 2 yıl denetim süresi ön<br />

görülmesine,<br />

Suçun işleniş biçimi gözönüne alındığında TCK nun 51/4 maddesindeki tedbirlerin<br />

uygulanmasına takdiren yer olmadığına,<br />

Sanığın kişiliği ve sosyal durumu nazara alınarak TCKnun 51/6 maddesi gereği takdiren<br />

denetim süresi içerisinde herhangi bir yükümlülük belirlemeden söz konusu sürenin<br />

geçirilmesine,<br />

Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde erteli cezanın TCK nun<br />

51/7 maddesi gereği kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirileceğinin İHTARINA<br />

Sanığın denetim süresini yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirdiği takdirde<br />

cezanın TCK nun 51/8 maddesi gereği infaz edilmiş sayılmasına,<br />

B)<br />

a)Sanık MECNUN OTYAKMAZ’ın Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 22.05.2011<br />

günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak<br />

suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri ile<br />

kastına dayalı kusurunun ağırlığı gözetilerek eylemine uyan tüm sonuçları itibariyle lehine olan<br />

6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan<br />

uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ÜÇ AY HAPİS VE İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; spor kulübü yönetim kurulu başkanı olan sanık tarafından işlenmesi nedeniyle<br />

sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un 11/4-b ve c bentleri uyarınca 1/2 oranında artırılarak BİR<br />

YIL ON AY ON BEŞ GÜN HAPİS VE ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL ALTI AY YİRMİ İKİ GÜN HAPİS VE İKİ BİN BEŞ YÜZ GÜN ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

629/678


d)Sanığa verilen İKİ BİN BEŞ YÜZ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ALTI AY YİRMİ İKİ<br />

GÜNHAPİS veYÜZ BİN TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 15 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

f)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

49- MEHMET ŞEKİP MOSTUROĞLU;<br />

A)<br />

a)Sanık MEHMET ŞEKİP MOSTUROĞLU’nun; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde<br />

spor müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım<br />

liderliğinde kurulan örgüte üye olmasuçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç<br />

konusunun önem ve değeri gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi<br />

uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

630/678


5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

B)<br />

a)Sanık MEHMET ŞEKİP MOSTUROĞLU’nun Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

22.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor müsabakasının sonucunu etkilemek<br />

amacıyla teşvik pirimi, 08.05.2011 günü oynanan Karabük–Fenerbahçe ve 15.05.2011 günü<br />

oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şike suçunu<br />

işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek<br />

eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı<br />

Kanun’un 11/10. maddesi yollaması ile en ağır cezayı gerektiren fiilden dolayı(şikeye teşebbüs)<br />

11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS ve<br />

İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; spor kulübü yönetim kurulu üyesi olan sanık tarafından ve ayrıca suç işlemek<br />

amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle sanığın cezası 6222<br />

sayılı Kanun’un 11/4-b ve c bentleri uyarınca 1/2 oranında artırılarak BİR YIL ON BEŞ AY<br />

HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Suç teşebbüs aşamasında kaldığından 6222 sayılı Kanun'un 11/3. ve 5237 sayılı<br />

TCK'nın 35/2. maddesi uyarınca meydana gelen tehlikenin ağırlığı gözetilerek sanığın cezası<br />

takdiren 1/4 oranında indirilerek BİR YIL SEKİZ AY YEDİ GÜN HAPİS ve İKİ BİN İKİ YÜZ<br />

ELLİ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca eylemlerin niteliği ve yoğunluğu da gözetilerek takdiren 1/3 oranında<br />

artırılarak BİR YIL ON DÖRT AY YİRMİ DOKUZ GÜN HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

e) Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BİR YIL ON AY ON DÖRT GÜN HAPİS ve İKİ BİN BEŞ<br />

YÜZ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

f)Sanığa verilen İKİ BİN BEŞ YÜZ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın 52/2.<br />

maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren 40 TL<br />

den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ON AY ON DÖRT<br />

GÜNHAPİS ve YÜZBİNTL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 15 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

631/678


ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

g)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

h)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

ı)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

C)Her ne kadar sanık MEHMET ŞEKİP MOSTUROĞLU hakkında Türkiye Profesyonel<br />

Süper Ligi’nde;09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe müsabakasında şike<br />

yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise<br />

de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiili suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiil özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç<br />

olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

50- MEHMET ŞEN;<br />

A)Her ne kadar Sanık MEHMET ŞEN hakkında,Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde<br />

spor müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım<br />

liderliğinde kurulan örgüte üye olmak suçundan kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan<br />

cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve<br />

bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın<br />

223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

B)Her ne kadar sanık MEHMET ŞEN hakkında Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe ve 20.03.2011 günü oynanan<br />

Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakalarında şike yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan<br />

cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve<br />

teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak<br />

düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan<br />

CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

51- MEHMET YENİCE;<br />

A)Her ne kadar Sanık MEHMET YENİCE hakkında,Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde spor müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz<br />

Yıldırım liderliğinde kurulan örgüte üye olmak suçundan kamu davası açılmış ise de, yüklenen<br />

suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

632/678


ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

B) Her ne kadar sanık MEHMET YENİCE hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 26.02.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Kasımpaşa müsabakasında şike yaptığından<br />

bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222<br />

sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiili suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiil özel olarak düzenlenmediği ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak<br />

tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

C)<br />

a)Sanık MEHMET YENİCE’nin Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 15.05.2011 günü<br />

oynanan Fenerbahçe – Ankaragücü müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak<br />

suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri<br />

gözetilerek eylemine uyan ve suç tarihi itibariyle lehine olan 6259 sayılı yasa ile yapılan<br />

değişiklik öncesi 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak<br />

suretiyle ALTI YIL HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Şike anlaşmasına varıldığı kesin olarak tespit edilemediğinden suçun teşebbüs<br />

aşamasında kaldığının kabulü ile 6222 sayılı Kanun'un 11/3. ve 5237 sayılı TCK'nın 35/2.<br />

maddesi uyarınca takdiren 2/3 oranında indirilerek İKİ YIL HAPİS ve BİN GÜN ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın geçmişi ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki<br />

olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL SEKİZ AY HAPİS ve SEKİZ YÜZ OTUZ ÜÇ GÜN ADLİ PARA CEZASI<br />

İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen SEKİZ YÜZOTUZ ÜÇ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

30 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL SEKİZ AY HAPİS ve<br />

YİRMİ DÖRT BİN DOKUZ YÜZ DOKSAN TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 8 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

f) Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

g)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

633/678


ulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

52- MEHMET YILDIZ;<br />

a)Sanık MEHMET YILDIZ’ın; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde 22.05.2011 günü<br />

oynanan Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak<br />

suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri<br />

gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik<br />

6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR<br />

YIL ALTI AY HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın geçmişi yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki<br />

olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve BİN ALTI YÜZ ALTMIŞ ALTI GÜN ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığa verilen BİN ALTI YÜZ ALTMIŞ ALTI GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı<br />

TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü<br />

takdiren 40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS<br />

ve ALTMIŞ ALTI BİN ALTI YÜZ KIRK TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 10 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

d)6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile seçenek<br />

yaptırımlara ve ertelemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın51. maddesinin uygulanmasına kanunen<br />

yer olmadığına,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

634/678


Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

f)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

53- MESUT ERDOĞAN;<br />

a)Sanık Mesut ERDOĞAN'ın,Olgun PEKER liderliğinde kurulan suç örgütü içindeki<br />

hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten TCK nun<br />

220/7 yollamasıyla TCK. nın 220/2-3 maddeleri gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın<br />

yoğunluğu dikkate alınarak takdirenalt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 4 AY HAPİS<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanık Olgun PEKER'in yöneticisi olduğu örgüt mahkememizce silahlı örgüt olarak<br />

kabul edilmediğinden sanık hakkında TCK. nın 220/3 maddesinin uygulanmasına YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

c) Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 1 AY 10 GÜN<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

f)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

54- METİN KORKMAZ;<br />

635/678


Her ne kadar sanık METİN KORKMAZ hakkındaTürkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

17.04.2011 tarihinde oynanan Trabzonspor-Bursaspor müsabakasının sonucunu etkilemek<br />

amacıyla teşvik suretiyle şike suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen<br />

suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

55- MİTHAT HALİS;<br />

Her ne kadar sanık MİTHAT HALİS hakkındaTürkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde;15.05.2011 tarihinde oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakasının sonucunu<br />

etkilemek amacıyla teşvik suretiyle şike suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de,<br />

yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

56- MUHAMMET ŞENYÜZ;<br />

Her ne kadar sanık MUHAMMET ŞENYÜZ hakkında 22.04.2011 tarihinde oynanan<br />

Eskişehirspor-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla teşvik suretiyle şike<br />

suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan cezalandırılmasına<br />

yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda<br />

yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e<br />

maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

57-MURAT ÖZTÜRK;<br />

Her ne kadar sanık MURAT ÖZTÜRK hakkında,Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek<br />

amacıyla şike yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmış ise de, 6222<br />

sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç<br />

olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

58- MURAT YAKARIŞIK;<br />

Her ne kadar sanık Murat YAKARIŞIK hakkında Olgun PEKER liderliğinde kurulan<br />

silahlı suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıyı dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek<br />

yardım etmek suçundan TCK' nin 220/7 maddesi yollamasıyla 2-3 maddeleri gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden de<br />

sanık yararlanır ilkesi gereğince atılı suçtan 5271 sayılı CMK' nın 223/2 e maddesi gereği<br />

BERAATİNE,<br />

59- MURAT ŞAHİN;<br />

Her ne kadar sanık MURAT ŞAHİN hakkında, Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

26.02.2011 günü oynanan Fenerbahçe- Kasımpaşa müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla<br />

şike yaptığından bahisle kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik<br />

primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak<br />

düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan<br />

CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

636/678


60- MUSTAFA SANİ ŞENER;<br />

Her ne kadar sanık MUSTAFA SANİ ŞENER hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe - Ankaragücü müsabakasında teşvik suretiyle<br />

şike suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan cezalandırılmasına<br />

yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda<br />

yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e<br />

maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

61- MUSTAFA ULAŞ ORTAKAYA;<br />

Her ne kadar sanık Mustafa Ulaş ORTAKAYA hakkında 18/04/2011 günü oynanan<br />

Karşıyaka -Giresun maçında şike yapılması eyleminden dolayı 6222 sayılı yasanın11/1. maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de sanığın atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak kesin yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanığın atılı suçtan<br />

delil yetersizliği nedeniyle 5271 sayılı CMK nın 223/2 e maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

62- NEVZAT ŞAKAR;<br />

A)Her ne kadar sanık NEVZAT ŞAKAR hakkında müşteki Ahmet Bulut'u tehdit<br />

ettiğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, sanığın eyleminin TCK'nın 106/1. maddesinin<br />

ikinci cümlesinde belirtilen şikâyete tâbi "sair tehdit" nev'inden olduğu, müştekinin kovuşturma<br />

aşamasında şikâyetinden vazgeçtiği anlaşıldığından, sanık hakkındaki kamu davasının CMK'nın<br />

223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

B)Her ne kadar sanık NEVZAT ŞAKAR hakkındaTürkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde;15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe - Ankaragücü müsabakasının sonucunu<br />

etkilemek amacıyla teşvik suretiyle şike suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de,<br />

yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

63- ÖMER ÜLKÜ;<br />

A)<br />

a) Sanık Ömer ÜLKÜ'nün,Olgun PEKER liderliğinde kurulansuç örgütüne üye olma<br />

suçundan TCK. nın 220/2 maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu<br />

dikkate alınarak takdirenalt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 4 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanık Olgun PEKER'in yöneticisi olduğu örgüt mahkememizce silahlı örgüt olarak<br />

kabul edilmediğinden sanık hakkında TCK. nın 220/3 maddesinin uygulanmasına YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

c)Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 1 AY 10 GÜN<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

637/678


5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e) Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

f)5271 Sayılı CMK.nun 231/5 maddesi gereği sanık kendisi hakkında CMK nın 231<br />

maddesinin uygulanmasına muvafakat etmediği anlaşılmakla hakkında verilen hükmün<br />

açıklanmasının geri bıkarılmasına kanunen yer olmadığına,<br />

g)Sanık Ömer ÜLKÜ hakkında tayin olunan cezanın nev’i ve niteliği, hürriyeti<br />

bağlayıcı cezanın süresinin iki yıldan az oluşu, sabıkasının bulunmaması, suç işleme<br />

hususundaki eğilim i nazara alınarak sonuç cezasının TCK nun 51/1 maddesi gereğince<br />

ERTELENMESİNE,<br />

Sanık hakkında TCK nun 51/3 maddesi gereği takdiren 2 yıl denetim süresi ön<br />

görülmesine,<br />

Suçun işleniş biçimi gözönüne alındığında TCK nun 51/4 maddesindeki tedbirlerin<br />

uygulanmasına takdiren yer olmadığına,<br />

Sanığın kişiliği ve sosyal durumu nazara alınarak TCKnun 51/6 maddesi gereği takdiren<br />

denetim süresi içerisinde herhangi bir yükümlülük belirlemeden söz konusu sürenin<br />

geçirilmesine,<br />

Sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde erteli cezanın TCK nun<br />

51/7 maddesi gereği kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirileceğinin İHTARINA<br />

Sanığın denetim süresini yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirdiği takdirde<br />

cezanın TCK nun 51/8 maddesi gereği infaz edilmiş sayılmasına,<br />

B) Her ne kadar sanık Ömer ÜLKÜ hakkında mağdur Bahri Kaya'nıntehdit edilmesi<br />

eyleminden dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu suç yönünden<br />

5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

C)Her ne kadar sanık Ömer ÜLKÜ hakkında 04/04/2011 günü oynanan Diyarbakırspor-<br />

Giresunspor maçında şike yapılması eyleminden dolayı TCK nun 158/1-d.maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın eyleminin suç tarihi itibariyle<br />

yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması ve atılı suçun unsurları<br />

gerçekleşmediği anlaşılmakla 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereği BERAATİNE,<br />

D)<br />

a)Sanık Ömer ÜLKÜ’nün 18/04/2011 günü oynanan Karşıyaka-Giresunspor ve<br />

24/04/2011 günü oynanan Giresunspor- Mersin İdman Yurdu maçlarında şike yapılması eylemi<br />

sabit olduğundan suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri ile kastına dayalı<br />

kusurunun ağırlığı gözetilerek eylemine uyan v etüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı<br />

Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren 1 YIL HAPİS veİKİ<br />

BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun spor kulübünün yönetim kurulu başkan ve üyeleri tarafından işlenmesi<br />

nedeniyle sanığın eyleminin6222 sayılı Kanun’un 11/4-b bendi uyarınca 1/2 oranında artırılarak<br />

1 YIL 6 AY HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

638/678


c) Sanığın eylemi teşebbüs aşamasında kalmakla 6222 sayılı yasanın 11/5 maddesi<br />

gereğince teşebbüs teşkil eden eylemlerinin niteliği sonuca ulaşmak için kat ettiği mesafe dikkate<br />

alınarak takriben 1/2 oranında indirim yapılarak sanığın DOKUZ AY HAPİS VE BİN BEŞ YÜZ<br />

GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca eylemlerin niteliği ve niceliği de gözetilerek takdiren1/4 oranında artırılarak 11<br />

AY 7 GÜN HAPİS ve BİN SEKİZ YÜZ YETMİŞ BEŞ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

e)Sanığın sabıkasız geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile<br />

cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62.<br />

maddesi gereğince 1/6 oranında indirilerek DOKUZ AY 10 GÜNHAPİS VE BİN BEŞYÜZ<br />

ALTMIŞ İKİ GÜNADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

f) Sanığa verilen BİN BEŞYÜZ ALTMIŞ İKİ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı<br />

TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü<br />

takdiren 30 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN DOKUZ AY 10<br />

GÜNHAPİS VEKIRK ALTI BİN SEKİZ YÜZ ALTMIŞ LİRA ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 10 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

g)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

h)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

ı)6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile<br />

ertelemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 51. maddelerinin uygulanmasına kanunen yer<br />

olmadığına,<br />

j)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

64- ÖZCAN ÜSTÜNTAŞ;<br />

Her ne kadar sanık Özcan ÜSTÜNTAŞ'ın,Olgun PEKER liderliğinde kurulan silahlı suç<br />

örgütüne üye olma suçundan TCK. nın 220/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu<br />

davası açılmış ise de atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin yeterli ve inandırıcı<br />

639/678


delil elde edilemediğinden atılı suçtan delil yetersizliği nedeniyle 5271 sayılı CMK nın 223/2 e<br />

maddesi gereği BERAATİNE,<br />

65- ÖZDEN ASLAN;<br />

A)<br />

a) Sanık Özden ASLAN 'ın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı sorularını almak<br />

için rüşvet vermek suçu sübuta ermekle eylemine uyan TCK. nın 252/1 maddesi gereğince<br />

sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu dikkate alınarak takdiren 4 YIL HAPİS CEZASI<br />

İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Somut olayda sanık Özden ASLAN' ın soruşturma başlamadan önce durumu yetkili<br />

makamlara haberdar etmesi veya pişmanlık duyarak soruşturma makamlarından haberdar<br />

etmesini düzenleyen TCK nın 254/1-2 maddesindeki koşulları oluşmadığından hakkında TCK<br />

nın 254/3 maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına kanunen YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

c) Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 3 YIL 4 AY<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

B) Her ne kadar sanık Özden ASLAN hakkında kopya çekmek suretiyle belgede<br />

sahtecilik suçundan dolayı TCK nun 207/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu<br />

davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından 5271 Sayılı<br />

CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

C) Her ne kadar sanık Özden ASLAN hakkında kamu kurumunu dolandırıcılığa<br />

teşebbüs suçundan dolayı TCK nun 35/2.maddesi yollamasıyla TCK nun 158/1-d maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal<br />

unsurları oluşmadığından 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

66-ÖZDEN TÜTÜNCÜ;<br />

A)<br />

a)Sanık Özden TÜTÜNCÜ'nün,Olgun PEKER liderliğinde kurulansuç örgütüne üye<br />

olma suçundan TCK. nın 220/2 maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın<br />

yoğunluğu dikkate alınarak takdirenalt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 4 AY HAPİS<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanık Olgun PEKER'in yöneticisi olduğu örgüt mahkememizce silahlı olarak kabul<br />

edilmediğinden sanık hakkında TCK. nın 220/3 maddesinin uygulanmasına YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

c) Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

640/678


62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 1 AY 10 GÜN<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e) Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

f)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

B)<br />

a)Her ne kadar sanık Özden TÜTÜNCÜ hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM isimli<br />

iş yeri sahibi Mustafa Cici'ye yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 37/1<br />

yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış<br />

ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı<br />

sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki<br />

kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

b) Her ne kadar SanıkÖzden TÜTÜNCÜ hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM<br />

deHakan AKBAŞ'a yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç<br />

örgütlerinin oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun<br />

37/1yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası<br />

açılmış ise de mağdur Hakan AKBAŞ a yönelik olarak her hangi bir tehdit içerici söz ve beyan<br />

olmadığı anlaşılmakla 5271 sayılı CMK nın 223/2- a maddesi gereği BERAATİNE,<br />

C)<br />

a)Sanık Özden TÜTÜNCÜ hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi<br />

Mustafa Cici'ye yönelik birden fazla kişi ile birlikte ve var olan suç örgütünün oluşturduğu<br />

korkutucu güçten yararlanarak konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 37/1<br />

yollamasıyla TCK nun 116/2-4.maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler<br />

641/678


sanığın şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 3<br />

AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Eylemin birden fazla kişi tarafındanve var olan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu<br />

güçten yararlanarak gerçekleştirildiği değerlendirilmekle TCK nun 119/1-c-d. maddeleri<br />

gereğince cezası 1 kat arttırılarak sanığın 2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

D)<br />

a) Sanık Özden TÜTÜNCÜ'nün25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi<br />

Mustafa Cici'ye yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin<br />

oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 37/1 maddesi<br />

yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki<br />

özellikler sanığın şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle<br />

2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

67- SADRİ ŞENER;<br />

Her ne kadar sanık SADRİ ŞENER hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde;15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe - Ankaragücü ve 22.05.2011 günü oynanan<br />

Sivasspor – Fenerbahçe müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şike suçunu işlediğinden<br />

bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden<br />

642/678


uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından<br />

işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

68- SAMET ERDEMİR;<br />

A)<br />

a)Sanık Samet ERDEMİR'in,Olgun PEKER liderliğinde kurulan suç örgütüne üye olma<br />

suçundan TCK. nın 220/2 maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu<br />

dikkate alınarak takdirenalt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 4 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanık Olgun PEKER'in yöneticisi olduğu örgüt mahkememizce silahlı olarak kabul<br />

edilmediğinden sanık hakkında TCK. nın 220/3 maddesinin uygulanmasına YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

c) Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 1 AY 10 GÜN<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e) Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

f)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

B) Her ne kadar sanık Samet ERDEMİR hakkında 12/05/2011 günü Orta Kahve isimli<br />

iş yerine yönelik olarak mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun<br />

151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine<br />

atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı sırasında müştekinin sanık<br />

hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı<br />

CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

643/678


C)<br />

a)Sanık Samet ERDEMİR'ın 12/05/2011 günü Orta Kahve isimli iş yerine yönelik<br />

olarak konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun<br />

116/2-4. maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler sanığın şahsi ve sosyal<br />

durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 3 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Eylemin birden fazla kişi tarafından gerçekleştirildiği mahkememizce<br />

değerlendirilmekle TCK nun 119/1-c. maddeleri gereğince cezası 1 kat arttırılarak sanığın 2 YIL<br />

6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

D) Her ne kadar sanık Samet ERDEMİR hakkında 10/12/2010 günü Alper Büfe isimli<br />

iş yeri sahibi Yakup Bekdemir'e yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun<br />

37/1yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası<br />

açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı<br />

sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki<br />

kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

E) Her ne kadar sanık Samet ERDEMİR hakkında 10/12/2010 günü mağdur Yakup<br />

Bekdemir'e birden fazla kişi ile birlikte ve var olan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten<br />

yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu<br />

işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu<br />

suç yönünden 5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

F)Her ne kadar sanık Samet ERDEMİR hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM isimli<br />

iş yeri sahibi Mustafa Cici'ye yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun<br />

37/1yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası<br />

açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı<br />

sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki<br />

kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

G)<br />

a)Sanık Samet ERDEMİR hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi<br />

Mustafa Cici'ye yönelik birden fazla kişi ile birlikte ve var olan suç örgütünün oluşturduğu<br />

korkutucu güçten yararlanarak konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 37/1<br />

yollamasıyla TCK nun 116/2-4.maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler<br />

644/678


sanığın şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 3<br />

AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Eylemin birden fazla kişi tarafından ve var olan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu<br />

güçten yararlanarak gerçekleştirildiği değerlendirilmekle TCK nun 119/1-c-d. maddeleri<br />

gereğince cezası 1 kat arttırılarak sanığın 2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

H) Her ne kadar sanık Samet ERDEMİR'in25/06/2009 günü Giresun FM deHakan<br />

AKBAŞ'a yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin<br />

oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 37/1maddesi<br />

yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası<br />

açılmış ise de mağdur Hakan AKBAŞ a yönelik olarak her hangi bir tehdit içerici söz ve beyan<br />

olmadığı anlaşılmakla 5271 sayılı CMK nın 223/2 a maddesi gereği BERAATİNE,<br />

I)<br />

a) Sanık Samet ERDEMİR'ın 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi Mustafa<br />

Cici'ye yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin<br />

oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla<br />

TCK'nın 106/2-c-d.maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler sanığın şahsi<br />

ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 2 YIL 6 AY HAPİS<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanığınyargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek 2 YIL 1 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

645/678


J)Karar kesinleştiğinde,sanık Samet ERDEMİR hakkında Giresun 2. Asliye Ceza<br />

Mahkemesinin 2009/167 esas, 2009/371 karar sayılı ilamı ile verilen hükmün açıklanmasının<br />

geri bırakılmasına ilişkin kararın gereği için mahal mahkemesine müzekkere yazılmasına,<br />

69-SAMET GÜZEL;<br />

a)Sanık SAMET GÜZEL’in Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 17.04.2011 günü<br />

oynanan Trabzonspor-Bursaspor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla teşvik suçunu<br />

işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları<br />

itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi 6222 sayılı Kanun’un 11/1.<br />

maddesi uyarınca takdiren BEŞ YIL HAPİS ve BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun teşvik pirimi vaadi ile işlenmesi nedeniyle sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un<br />

11/5. maddesi uyarınca yarı oranında indirilerek İKİ YIL ALTI AY HAPİS ve BEŞ YÜZ GÜN<br />

ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın, suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak<br />

suretiyle yardım eden konumunda bulunması nedeniyle cezası 5237 sayılı TCK'nın 39/2-c.<br />

maddesi uyarınca cezası yarı oranında indirilerek BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve İKİ YÜZ ELLİ<br />

GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığın geçmişi ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki<br />

olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL ON BEŞ GÜN HAPİS ve İKİ YÜZ SEKİZ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen İKİ YÜZ SEKİZ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın 52/2.<br />

maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren 20 TL<br />

den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ON BEŞ GÜN HAPİSve<br />

DÖRT BİN YÜZ ALTMIŞ TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 4 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

f)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

g)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

646/678


Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

70- SAMİ DİNÇ;<br />

A)<br />

a)Sanık SAMİ DİNÇ’in; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde müsabakaların sonucunu<br />

şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz YILDIRIMliderliğindeki kurulan örgüte üye<br />

olmasuçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek<br />

eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak<br />

suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

647/678


B) Her ne kadar sanık Sami DİNÇ hakkında, Olgun PEKER liderliğinde kurulan silahlı<br />

suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım<br />

etmek suçundan TCK' nın 220/7 maddesi yollamasıyla 2-3 maddesi gereğince cezalandırılması<br />

istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden<br />

uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu suç yönünden 5271 Sayılı CMK<br />

nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

C)Her ne kadar sanık Sami DİNÇ hakkında, Olgun PEKER'in işlediği iddia edilen<br />

resmi belgede sahtecilik suçuna yardım eyleminden dolayı TCK' nın 39/2-c yollaması ile TCK'<br />

nın 204/1 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın<br />

üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde<br />

edilemediğinden bu suç yönünden 5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

D)<br />

a)Sanık Sami DİNÇ'ın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı sorularının verilmesi<br />

karşılığında rüşvet almak suçuna yardım suçu sübuta ermekle, eylemine uyan TCK. nın 252/1-4<br />

maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu dikkate alınarak takdiren 4<br />

YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın, suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak<br />

icrasını kolaylaştırdığı ve bu da mahkememizce yardım etme olarak kabul edilmekle, TCK' nın<br />

39/2-c maddesi gereğince verilen cezası yarı oranında indirilerek sanığın 2 YIL HAPİS<br />

CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 8 AY<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

648/678


E) Her ne kadar sanık Sami DİNÇ hakkında kamu kurumunu dolandırıcılığa teşebbüs<br />

suçundan dolayı TCK nun 35/2.maddesi yollamasıyla TCK nun 158/1-d maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları<br />

oluşmadığından 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

F)Her ne kadar sanık SAMİ DİNÇ hakkında Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe müsabakasında şike yaptığından bahisle<br />

dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun<br />

öncesinde şike ve teşvik primi fiili suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiil<br />

özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış<br />

olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

G)<br />

a)Sanık SAMİ DİNÇ'in Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 22.04.2011 günü oynanan<br />

Eskişehirspor-Trabzonspor, 08.05.2011 günü oynanan Karabük-Fenerbahçe ve 15.05.2011 günü<br />

oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak<br />

suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri<br />

gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik<br />

6222 sayılı Kanun’un 11/10. maddesi yollaması ile en ağır cezayı gerektiren fiilden<br />

dolayı(şikeye teşebbüs) 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR<br />

YIL ALTI AY HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi<br />

nedeniyle sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un 11/4-c maddesi uyarınca 1/2 oranında<br />

artırılarakBİR YIL ON BEŞ AY HAPİS VE ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Suçun teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılmakla 6222 sayılı Kanun'un 11/3. ve 5237<br />

sayılı TCK'nın 35/2. maddesi uyarınca meydana gelen tehlikenin ağırlığı gözetilerek takdiren 1/4<br />

oranında indirilerek BİR YIL SEKİZ AY YEDİ GÜN HAPİS ve İKİ BİN İKİ YÜZ ELLİ GÜN<br />

ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca eylemlerin niteliği ve yoğunluğu da gözetilerek takdiren 1/3 oranında<br />

artırılarak BİR YIL ON DÖRT AY YİRMİ DOKUZ GÜN HAPİS ve ÜÇ BİNGÜN ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

e)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BİR YIL ON AY ON DÖRT GÜN HAPİS ve İKİ BİN BEŞ<br />

YÜZ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

f)Sanığa verilen İKİ BİN BEŞ YÜZ gün adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın 52/2.<br />

maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren 40 TL<br />

den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ON AY ON DÖRT GÜN<br />

HAPİSve YÜZBİN TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 20 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

649/678


ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

g)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

h)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

ı)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak spor<br />

müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

71- SELİM KIMIL;<br />

A)<br />

a) Sanık Selim KIMIL'ın,Olgun PEKER liderliğinde kurulansuç örgütüne üye olma<br />

suçundan TCK. nın 220/2 maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu<br />

dikkate alınarak takdirenalt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 4 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanık Olgun PEKER'in yöneticisi olduğu örgüt mahkememizce silahlı örgüt olarak<br />

kabul edilmediğinden sanık hakkında TCK. nın 220/3 maddesinin uygulanmasına YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

c) Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 1 AY 10 GÜN<br />

HAPİSCEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

f)5271 Sayılı CMK.nun 231/5 maddesi gereğincedaha önce kasıtlı bir suçtan mahkum<br />

olması gözetilerek yeniden suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaate varılmadığından sanık<br />

hakkında verilenhükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına,<br />

B) Her ne kadar sanık Selim KIMIL hakkında 12/05/2011 günü Orta Kahve isimli iş<br />

yerine yönelik olarak mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 38/1 yollamasıyla TCK nun<br />

151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine<br />

650/678


atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı sırasında müştekinin sanık<br />

hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı<br />

CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

C)<br />

a)Sanık Selim KIMIL'ın 12/05/2011 günü Orta Kahve isimli iş yerine yönelik olarak<br />

konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla TCK nun 116/2-<br />

4.maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler sanığın şahsi ve sosyal<br />

durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 3 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Eylemin birden fazla kişi tarafından gerçekleştirildiği değerlendirilmekle TCK nun<br />

119/1-c. maddeleri gereğince cezası 1 kat arttırılarak sanığın 2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

D) Her ne kadar sanık Selim KIMIL hakkında 10/12/2010 günü Alper Büfe isimli iş yeri<br />

sahibi Yakup Bekdemir'e yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun 38/1yollamasıyla<br />

TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de,<br />

sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı sırasında<br />

müştekinin, sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu<br />

davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

E) Her ne kadar sanık Selim KIMIL hakkında 10/12/2010 günü mağdur Yakup<br />

Bekdemir'e birden fazla kişi ile birlikte ve var olan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten<br />

yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 38/1 yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu<br />

işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu<br />

suç yönünden 5271 Sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

F) Her ne kadar sanık Selim KIMIL hakkında; 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş<br />

yeri sahibi Mustafa Cici'ye yönelik mala zarar verme suçundan dolayı TCK nun<br />

38/1yollamasıyla TCK nun 151/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası<br />

açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve yargılamanın devamı<br />

sırasında müştekinin sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, sanık hakkındaki<br />

kamu davasının 5271 sayılı CMK nun 223/8.maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,<br />

G)Her ne kadar sanık Selim KIMIL hakkında 25/06/2009 günü Giresun FM deHakan<br />

AKBAŞ'a yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin<br />

651/678


oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 37/1 maddesi<br />

yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası<br />

açılmış ise de, mağdur Hakan AKBAŞ a yönelik olarak her hangi bir tehdit içerici söz ve beyan<br />

olmadığı anlaşılmakla 5271 sayılı CMK nın 223/2 a maddesi gereği BERAATİNE,<br />

H)<br />

a) Sanık Selim KIMIL'ın 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi Mustafa<br />

Cici'ye yönelik olarak birden fazla kişi tarafından birlikte ve varsayılan suç örgütlerinin<br />

oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit suçundan dolayı TCK nun 37/1 maddesi<br />

yollamasıyla TCK nun 106/2-c-d.maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki<br />

özellikler sanığın şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle<br />

2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanığınyargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN2 YIL 1 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

L)<br />

a)Sanık Selim KIMIL'ın 25/06/2009 günü Giresun FM isimli iş yeri sahibi Mustafa<br />

Cici'ye yönelik olarak konut dokunulmazlığını ihlal suçundan dolayı TCK nun 37/1 yollamasıyla<br />

TCK nun 116/2-4.maddesi gereğince sanığın kastı suçun işlenmesindeki özellikler sanığın şahsi<br />

ve sosyal durumu gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 1 YIL 3 AY HAPİS<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Eylemin birden fazla kişi tarafından ve var olan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu<br />

güçten yararlanarak gerçekleştirildiği değerlendirilmekle TCK nun 119/1-c-d. maddeleri<br />

gereğince cezası 1 kat arttırılarak sanığın 2 YIL 6 AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın 62/1. maddesi<br />

gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 2 YIL 1 AY HAPİSCEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

652/678


e)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

72- SERCAN YILDIRIM;<br />

Her ne kadar sanık SERCAN YILDIRIM hakkında Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

17.04.2011 tarihinde oynanan Trabzonspor-Bursaspor müsabakasının sonucunu etkilemek<br />

amacıyla teşvik suretiyle şike suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen<br />

suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

73- SERDAL ADALI;<br />

a)Sanık SERDAL ADALI’nın; 11.05.2011 tarihinde oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor<br />

Türkiye Kupası final müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak suçunu işlediği<br />

sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek eylemine<br />

uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un<br />

11/1. maddesi uyarınca takdiren BİR YIL HAPİS ve DÖRT BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI<br />

İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; spor kulübü yönetim kurulu üyesi olan sanık tarafından işlenmesi nedeniyle<br />

sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un 11/4-b ve c bentleri uyarınca 1/2 oranında artırılarak BİR<br />

YIL ALTI AY HAPİS ve ALTI BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve BEŞ BİN GÜN ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen BEŞ BİN GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın 52/2. maddesi<br />

gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren 50 TL den<br />

paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve İKİ YÜZ ELLİ<br />

BİN TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 10 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

653/678


f)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

g)Karar kesinleştiğinde,sanık Serdal ADALI hakkında Adana 10. Asliye Ceza<br />

Mahkemesinin 2009/150 esas, 2009/602 karar sayılı ilamı ile verilen hükmün açıklanmasının<br />

geri bırakılmasına ilişkin kararın gereği için mahal mahkemesine müzekkere yazılmasına,<br />

74- SERDAR BERKİN;<br />

A)Her ne kadar sanık Serdar BERKİN'in,Olgun PEKER liderliğinde kurulan suç<br />

örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın<br />

üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde<br />

edilemediğinden5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

B)Her ne kadar sanık Serdar BERKİN hakkında 04/04/2011 günü oynanan<br />

Diyarbakırspor-Giresunspor maçında şike yapılması eyleminden dolayı suç tarihinde yürürlükte<br />

bulunan ve lehine olan TCK'nın 158/1-d.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu<br />

davası açılmış ise de, suç tarihi itibariyle yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış<br />

olması ve atılı suçun unsurları gerçekleşmediği anlaşılmakla 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a<br />

maddesi gereği BERAATİNE,<br />

C) Her ne kadar sanık Serdar BERKİN hakkında 31/03/2011 günü yapılan menajerlik<br />

sınavı öncesi rüşvet verme eylemini iştirak ettiğinden dolayı TCK nın 39/2-b yollamasıyla<br />

TCK'nın 252/2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın<br />

üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde<br />

edilemediğinden5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

D) Her ne kadar sanık Serdar BERKİN hakkında kamu kurumunu dolandırıcılığa<br />

teşebbüs suçundan dolayı TCK'nın 35/2. maddesi yollamasıyla TCK'nın 158/1-d maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal<br />

unsurları oluşmadığından 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

75- SERDAR KULBİLGE;<br />

Her ne kadar sanık SERDAR KULBİLGE hakkındaTürkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe ve 20.03.2011 günü oynanan<br />

Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakalarında şike yapmak suretiyle dolandırıcılık suçunu<br />

işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun<br />

öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu<br />

fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak<br />

tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

76- SERKAN ACAR;<br />

A)Her ne kadar sanık SERKAN ACAR hakkında, Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde<br />

spor müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım<br />

liderliğinde kurulan örgüte üye olmak ve 01.05.2011 tarihinde oynanan İBB Spor-Fenerbahçe<br />

futbol müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak suçlarından kamu davası<br />

açılmış ise de, yüklenen suçlardan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve<br />

654/678


inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin<br />

sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

B)Her ne kadar sanık SERKAN ACAR hakkında Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor müsabakasında dolandırıcılık suçunu<br />

işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun<br />

öncesinde şike ve teşvik primi fiili suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiil<br />

özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış<br />

olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

77- SEYİT İBRAHİM KALENDER;<br />

Her ne kadar sanık SEYİT İBRAHİM KALENDER hakkında Türkiye Profesyonel<br />

Süper Ligi’nde; 08.05.2011 tarihinde oynanan Karabükspor – Fenerbahçe müsabakasının<br />

sonucunu etkilemek amacıyla şike yaptığından bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen<br />

suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

78-SEZER ÖZTÜRK;<br />

Her ne kadar sanık SEZER ÖZTÜRK hakkında Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

22.04.2011 tarihinde oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor müsabakasının sonucunu etkilemek<br />

amacıyla teşvik suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan<br />

cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve<br />

bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın<br />

223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

79- ŞÜKRÜ ONGAN;<br />

a)Sanık ŞÜKRÜ ONGAN’ ın Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 22.04.2011 günü<br />

oynanan Eskişehirspor- Trabzonspor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla teşvik suçunu<br />

işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek tüm<br />

sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi 6222 sayılı<br />

Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren BEŞ YIL HAPİS ve BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI<br />

İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun teşvik pirimi vaadi ile işlenmesi nedeniyle sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un<br />

11/5. maddesi uyarınca yarı oranında indirilerek İKİ YIL ALTI AY HAPİS ve BEŞ YÜZ GÜN<br />

ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın, suçun işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak<br />

suretiyle yardım eden konumunda bulunması nedeniyle cezası 5237 sayılı TCK'nın 39/2-c.<br />

maddesi uyarınca cezası yarı oranında indirilerek BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve İKİ YÜZ ELLİ<br />

GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BİR YIL ON BEŞ GÜN HAPİS ve İKİ YÜZ SEKİZ GÜN<br />

ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen İKİ YÜZ SEKİZ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın 52/2.<br />

maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren 20 TL<br />

655/678


den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ON BEŞ GÜN HAPİSve<br />

DÖRT BİN YÜZ ALTMIŞ TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 6 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

f)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

g)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

80- TALAT EMRE KOÇAK;<br />

A) Her ne kadar sanık Talat Emre KOCAK hakkında, Olgun PEKER liderliğinde<br />

kurulan silahlı suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve<br />

isteyerek yardım etmek suçundan TCK' nın 220/7 maddesi yollamasıyla 2-3 maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu suç yönünden<br />

5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

B) Her ne kadar sanık Talat Emre KOCAK hakkında Olgun PEKER'in işlediği iddia<br />

edilen resmi belgede sahtecilik suçuna yardım eyleminden dolayı TCK' nın 39/2-c yollaması ile<br />

TCK' nın 204/1 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de,<br />

sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil<br />

elde edilemediğinden bu suç yönünden 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereği<br />

BERAATİNE,<br />

656/678


C)<br />

a)Sanık Talat Emre KOCAK'ın 31/03/2011 günü yapılan menajerlik sınavı sorularının<br />

verilmesi karşılığında rüşvet suçuna yardım suçu sübuta ermekle eylemine uyan TCK'nın 252/1-<br />

2-4 maddesi gereğince sanığın güttüğü amaç ve saik, kastın yoğunluğu dikkate alınarak takdiren<br />

4 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın, suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak<br />

icrasını kolaylaştırdığı anlaşılmakla TCK'nın 39/2-c maddesi gereğince verilen cezası yarı<br />

oranında indirilerek sanığın 2 YIL HAPİS CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın sabıkasız geçmişi, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın geleceği<br />

üzerindeki olası etkilerilehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezası, 5237 Sayılı TCK'nın<br />

62/1. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN 1 YIL 8 AY HAPİS<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

e)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

D) Her ne kadar sanık Talat Emre KOCAK hakkında kamu kurumunu dolandırıcılığa<br />

teşebbüs suçundan dolayı TCK'nın 35/2.maddesi yollamasıyla TCK'nın 158/1-d maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal<br />

unsurları oluşmadığından 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

81- TAMER YELKOVAN;<br />

A)Her ne kadar sanık TAMER YELKOVAN hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 21.02.2011 günü oynanan Manisaspor-Trabzonspor, 26.02.2011 günü oynanan<br />

Fenerbahçe-Kasımpaşa, 07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe, 20.03.2011 günü<br />

oynanan Gençlerbirliği-Trabzonspor ve 09.04.2011 günü oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe<br />

müsabakalarında şike yapmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinden bahisle kamu davası<br />

açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak<br />

tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle<br />

657/678


yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi<br />

uyarınca BERAATİNE,<br />

B)<br />

a)Sanık TAMER YELKOVAN’ın; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde spor<br />

müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım liderliğinde<br />

kurulan örgüte üye olmasuçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve<br />

değeri gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi uyarınca takdiren alt<br />

sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

C)<br />

a)Sanık TAMER YELKOVAN’ınTürkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 22.04.2011 günü<br />

oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla teşvik pirimi,<br />

01.05.2011 günü oynanan İBB Spor-Fenerbahçe ve 22.05.2011 günü oynanan Sivasspor-<br />

Fenerbahçe müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şikesuçunu işlediği sabit olduğundan,<br />

suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri, kastına dayalı kusurunun ağırlığı<br />

gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik<br />

658/678


6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR<br />

YIL ALTI AY HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; spor kulübünün idari yöneticisi olan (mali işler müdürü) sanık tarafından ve<br />

ayrıca suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle<br />

sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un 11/4-b ve c bentleri uyarınca 1/2 oranında artırılarak BİR<br />

YIL ON BEŞ AY HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca eylemlerin niteliği ve niceliği de gözetilerek takdiren 1/3 oranında artırılarak<br />

BİR YIL YİRMİ DÖRT AY HAPİS ve DÖRT BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığın fiilin işlenmesinden önce ve işlenmesi sırasında yardımda bulunmak suretiyle<br />

icrasını kolaylaştırdığı ve bu şekilde yardım eden sıfatıyla sorumlu olduğundan cezası, 5237<br />

sayılı TCK'nın 39/2. maddesi gereğince 1/2 oranında indirilerek BİRYIL ALTI AY HAPİS ve İKİ<br />

BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

e)Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve BİN ALTI YÜZ ALTMIŞ ALTI GÜN ADLİ PARA<br />

CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

f)Sanığa verilen BİN ALTI YÜZ ALTMIŞ ALTI gün adli para cezasının 5237 Sayılı<br />

TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü<br />

takdiren 30 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS<br />

ve KIRK DOKUZ BİN DOKUZ YÜZ SEKSEN TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 15 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

g)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

h)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

ı)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

659/678


D) Her ne kadar sanık TAMER YELKOVAN hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 08.05.2011 günü oynanan Karabükspor- Fenerbahçe müsabakasının sonucunu<br />

etkilemek amacıyla şike yapmak suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu<br />

davası açılmış ise de, yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve<br />

inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin<br />

sabit olmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

82- TARIK ÖZASLAN;<br />

A) Her ne kadar sanık TARIK ÖZASLAN hakkında 31/03/2011 günü yapılan<br />

menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme suçundan dolayı TCK'nın 252/1 maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu suç yönünden<br />

5271 sayılı CMK nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

B) Her ne kadar sanık TARIK ÖZASLAN hakkında kopya çekmek suretiyle belgede<br />

sahtecilik suçundan dolayı TCK'nın 207/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu<br />

davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından 5271 sayılı<br />

CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

C) Her ne kadar sanık TARIK ÖZASLAN hakkında kamu kurumunu dolandırıcılığa<br />

teşebbüs suçundan dolayı TCK nun 35/2.maddesi yollamasıyla TCK'nın 158/1-d maddesi<br />

gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal<br />

unsurları oluşmadığından 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

83- TAYFUR HAVUTÇU;<br />

a)Sanık TAYFUR HAVUTÇU’nun; 11.05.2011 tarihinde oynanan Beşiktaş-İBB Spor<br />

Türkiye Kupası final müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak suçunu işlediği<br />

sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek eylemine<br />

uyan 6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt<br />

sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; spor kulübü teknik yöneticisi olan sanık tarafından işlenmesi nedeniyle<br />

sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un 11/4-b maddesi uyarınca 1/2 oranında artırılarak BİR YIL<br />

ALTI AY HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve İKİ BİN BEŞ YÜZ GÜN ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen İKİ BİN BEŞ YÜZ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve YÜZ<br />

BİN TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 12 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

660/678


e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

f)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak spor<br />

müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

84- TUĞRUL ÇAĞRI ÜZER;<br />

Her ne kadar sanıklar TUĞRUL ÇAĞRI ÜZER hakkındaTürkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde; 07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe müsabakasında şike yaptığından<br />

bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222<br />

sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç<br />

olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

85-ÜMİT AYDIN;<br />

A)Her ne kadar sanık Ümit AYDIN hakkında 31/03/2011 günü yapılan menajerlik<br />

sınavı öncesi rüşvet verme suçundan dolayı TCK' nın 252/1 maddesi gereğince cezalandırılması<br />

istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden<br />

uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu suç yönünden 5271 Sayılı CMK<br />

nun 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

B) Her ne kadar sanık Ümit AYDIN hakkında kopya çekmek suretiyle belgede<br />

sahtecilik suçundan dolayı TCK nun 207/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu<br />

davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından 5271 Sayılı<br />

CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

C)Her ne kadar sanık Ümit AYDIN hakkında kamu kurumunu dolandırıcılığa teşebbüs<br />

suçundan dolayı TCK nun 35/2.maddesi yollamasıyla TCK nun 158/1-d maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları<br />

oluşmadığından 5271 Sayılı CMK nun 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

D)<br />

a)Sanık ÜMİT AYDIN'ın Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 15.05.2011 günü<br />

oynanan Ankaragücü-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak<br />

suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi gözetilerek eylemine uyan ve tüm<br />

sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı yasa ile yapılan değişiklik öncesi 6222 sayılı<br />

Kanun’un11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan ceza tayini suretiyle BEŞ YIL HAPİS ve<br />

BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Şike teklifinde bulunulmasına karşın teklifin kabul görmemesi nedeniyle anlaşmaya<br />

varılamadığı sabit olduğundan, suçun teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşılmakla 6222 sayılı<br />

661/678


Kanun'un 11/3. ve 5237 sayılı TCK'nın 35/2. maddesi uyarınca meydana gelen tehlikenin ağırlığı<br />

gözetilerek sanığın, cezası takdiren 3/4 oranında indirilerek BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve İKİ YÜZ<br />

ELLİ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c) Sanığın geçmişi ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki<br />

olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL ON BEŞ GÜN HAPİS ve İKİ YÜZ SEKİZ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen İKİ YÜZ SEKİZ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın 52/2.<br />

maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren 30 TL<br />

den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ON BEŞ GÜN HAPİS ve<br />

ALTI BİN İKİ YÜZ KIRK TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 6 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e) Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

f) Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

g)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

86- ÜMİT KARAN;<br />

A)Her ne kadar sanık ÜMİT KARAN hakkında Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

09.04.2011 tarihinde oynanan Eskişehirspor-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek<br />

amacıyla şike yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu<br />

davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike fiili suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza<br />

kanunlarında da bu fiil özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç<br />

olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

B)<br />

662/678


a)Sanık ÜMİT KARAN’ın Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;22.04.2011 tarihinde<br />

oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla teşvik suçunu<br />

işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek<br />

eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı<br />

Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY<br />

HAPİS ve DÖRT BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun teşvik pirimi vaadi ile işlenmesi nedeniyle sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un<br />

11/5. maddesi uyarınca yarı oranında indirilerek DOKUZ AY HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın geçmişi ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki<br />

olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek YEDİ AY ON BEŞ GÜN HAPİS ve BİN ALTI YÜZ ALTMIŞ ALTI GÜN ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen BİN ALTI YÜZ ALTMIŞ ALTI GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı<br />

TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü<br />

takdiren 40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN YEDİ AY ON BEŞ GÜN<br />

ve ALTMIŞ ALTI BİN ALTI YÜZ KIRK TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 10 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

f)6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile seçenek<br />

yaptırımlara ve ertelemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 51. maddelerinin uygulanmasına<br />

kanunen yer olmadığına,<br />

g)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

87- VOLKAN BAHÇEKAPILI;<br />

A) Her ne kadar sanık VOLKAN BAHÇEKAPILI hakkında 31/03/2011 günü yapılan<br />

menajerlik sınavı öncesi rüşvet verme suçundan dolayı TCK' nın 252/1 maddesi gereğince<br />

cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair<br />

her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu suç yönünden<br />

5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi gereği BERAATİNE,<br />

663/678


B) Her ne kadar sanık VOLKAN BAHÇEKAPILI hakkında kopya çekmek suretiyle<br />

belgede sahtecilik suçundan dolayı TCK nun 207/1.maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle<br />

kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından 5271<br />

sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince BERAATİNE,<br />

C) Her ne kadar sanık VOLKAN BAHÇEKAPILI hakkında kamu kurumunu<br />

dolandırıcılığa teşebbüs suçundan dolayı TCK nun 35/2. maddesi yollamasıyla TCK nun 158/1-d<br />

maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine atılı<br />

suçun yasal unsurları oluşmadığından 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince<br />

BERAATİNE,<br />

88- YADİGAR BOĞA;<br />

Her ne kadar sanık YADİGAR BOĞA hakkında Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde;15.05.2011 tarihinde oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü müsabakasının sonucunu<br />

etkilemek amacıyla şike suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan<br />

cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve<br />

bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın<br />

223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

89- YAVUZ AĞIRGÖL;<br />

A)Her ne kadar Sanık YAVUZ AĞIRGÖL hakkında,Türkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde spor müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz<br />

Yıldırım liderliğinde kurulan örgüte üye olmak suçundan kamu davası açılmış ise de, yüklenen<br />

suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara<br />

ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması<br />

nedeniyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

B)<br />

a)Sanık YAVUZ AĞIRGÖL’ünTürkiye Profesyonel Süper Ligi’nde; 15.05.2011 günü<br />

oynanan Fenerbahçe – Ankaragücü müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak<br />

suçunu işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri<br />

gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Yasa ile yapılan<br />

değişiklik öncesi 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak<br />

suretiyle ALTI YIL HAPİS ve ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Şike anlaşmasına varıldığı kesin olarak tespit edilemediğinden suçun teşebbüs<br />

aşamasında kaldığının kabulü ile 6222 sayılı Kanun'un 11/3. ve 5237 sayılı TCK'nın 35/2.<br />

maddesi uyarınca meydana gelen tehlikenin ağırlığı gözetilerek takdiren 2/3 oranında indirilerek<br />

İKİ YIL HAPİS ve BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığın geçmişi ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki<br />

olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek BİR YIL SEKİZ AY HAPİS ve SEKİZ YÜZ OTUZ ÜÇ GÜN ADLİ PARA CEZASI<br />

İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığa verilen SEKİZ YÜZ OTUZ ÜÇ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı TCK'nın<br />

52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü takdiren<br />

30 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL SEKİZ AY HAPİS ve<br />

664/678


YİRMİ DÖRT BİN DOKUZ YÜZ DOKSAN TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 8 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

f) Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

g)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç<br />

işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde<br />

mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

90- YUSUF TURANLI;<br />

A)<br />

Her ne kadar sanık YUSUF TURANLI hakkında Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

06.03.2011 günü oynanan Bursaspor-İBB Spor müsabakasında teşvik primi verdiğinden bahisle<br />

dolandırıcılıktan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun<br />

öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu<br />

fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle yüklenen fiil kanunda suç olarak<br />

tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

B)<br />

a)Sanık YUSUF TURANLI’nın, ruhsatsız olarak iki adet ateşli silah ve bunlara ait<br />

fişekleri bulundurmak suçu sabit olduğundan,suçun işleniş biçimi, ele geçen silah ve mermi<br />

sayısı ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek eylemine uyan 6136 sayılı Yasa’nın 13/1.<br />

maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL İKİ AY HAPİS ve<br />

ALTMIŞ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

665/678


)Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerekON BİR AY YİRMİ GÜN HAPİS ve ELLİ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığa verilen kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın; sanığın kişiliğine, sosyal ve<br />

ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki<br />

özelliklere göre TCK nun 50/1-a maddesi gereği takdiren adli para cezasına dönüştürülmesine,<br />

Sanığın ekonomik, şahsi durumuna göre TCK nun 52/2 maddesi uyarınca verilen<br />

HAPİS cezasının günlüğü takdiren 40 TL den paraya çevrilmek suretiyle ve sanığın ON DÖRT<br />

BİN TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

Sanığa ayrıca verilen ELLİ GÜN adli para cezası, 5237 Sayılı Yasanın 52/2 maddesi<br />

gereğince takdiren bir günü 40 TL’den paraya çevrilerekİKİ BİN TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

Sanığa verilen adli para cezaları toplanarak sanığın NETİCETEN ON ALTI BİN TL<br />

ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d) 5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 8 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

e)Sanık hakkında ruhsatsız tabanca bulundurmak suçundan verilen kısa süreli hapis<br />

cezası mahkememizce TCK 50/1-a maddesi gereği adli para cezası seçenek yaptırımına<br />

çevrilmiş olmakla, bu suç yönünden sanık hakkında TCK nun 51/1 ve 5271 sy CMK nun 231/5<br />

maddelerinin uygulanmasına YER OLMADIĞINA,<br />

C)<br />

a) Sanık YUSUF TURANLI’nın; Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde spor<br />

müsabakalarının sonucunu şike ve teşvik primi ile etkilemek amacıyla Aziz Yıldırım liderliğinde<br />

kurulan örgüte üye olmak suçu sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem<br />

ve değeri gözetilerek eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 220/2. maddesi uyarınca takdiren alt<br />

sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Sanığın yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın geleceği üzerindeki olası<br />

etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında<br />

indirilerek NETİCETENBİR YIL ÜÇ AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

d)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

e)5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm<br />

olmamış olan sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde<br />

666/678


ulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaate varıldığından, hakkında verilen<br />

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/8 maddesi gereğince sanığın 5 YIL DENETİM SÜRESİNE<br />

TABİİ TUTULMASINA,<br />

Sanık hakkında; kişiliği, şahsi ve sosyal durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler<br />

gözetilerek denetim süresi içerisinde herhangi bir YÜKÜMLÜLÜK BELİRLENMESİNE YER<br />

OLMADIĞINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/10 maddesi uyarınca, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmediği takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın<br />

düşürülmesine karar verileceğinin İHTARINA,<br />

5271 sayılı CMK'nın 231/11 fıkrası uyarınca denetim süresi içerisinde kasten yeni bir<br />

suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması<br />

halinde mahkemece hükmün açıklanacağının sanığa İHTARINA,<br />

D)<br />

a)Sanık YUSUF TURANLI’nın Türkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;01.05.2011 günü<br />

oynanan İBB Spor-Fenerbahçe, 15.05.2011 günü oynanan Fenerbahçe-Ankaragücü, 22.05.2011<br />

günü oynanan Sivasspor-Fenerbahçe ve 15.05.2011 günü oynanan Trabzonspor-İ.B.B Spor<br />

müsabakalarının sonucunu etkilemek amacıyla şike ve teşvik primi suçunu işlediği sabit<br />

olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri, kastına dayalı kusurunun<br />

ağırlığı gözetilerek eylemine uyan ve tüm sonuçları itibariyle lehine olan 6259 sayılı Kanun ile<br />

değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle<br />

BİR YIL ALTI AY HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

b)Suçun; suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi<br />

nedeniyle sanığın cezası 6222 sayılı Kanun’un 11/4-c maddesi uyarınca 1/2 oranında artırılarak<br />

BİR YIL ON BEŞ AY HAPİS VE ÜÇ BİN GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Suçun; bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla<br />

işlenmesi nedeniyle sanığın cezası, 6259 sayılı Kanun ile eklenen 6222 sayılı Kanun’un 11/10.<br />

maddesi uyarınca eylemlerin niteliği ve yoğunluğu da gözetilerek takdiren alt sınırdan<br />

uzaklaşılmak suretiyle 1/3 oranında artırılarak BİR YIL YİRMİ DÖRT AY HAPİS ve DÖRT BİN<br />

GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

d)Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BİR YIL ON SEKİZ AY HAPİS ve ÜÇ BİN ÜÇ YÜZ OTUZ<br />

ÜÇ GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

e)Sanığa verilenÜÇ BİN ÜÇ YÜZ OTUZ ÜÇ GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı<br />

TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü<br />

takdiren 40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ON SEKİZ AY<br />

HAPİS veYÜZ OTUZ ÜÇ BİN ÜÇ YÜZ YİRMİ TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 20 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

667/678


f)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

g)Sanığa verilen cezanın, TCK'nın 58/9 yollamasıyla TCK 58/6 maddesi gereğince<br />

mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında<br />

denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,<br />

h)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

E)<br />

a)Sanık YUSUF TURANLI’nın 11.05.2011 tarihinde Beşiktaş-İBB Spor arasında<br />

oynanan Türkiye Kupası müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak suçunu<br />

işlediği sabit olduğundan, suçun işleniş biçimi ile suç konusunun önem ve değeri gözetilerek<br />

eylemine uyan 6259 sayılı Kanun ile değişik 6222 sayılı Kanun’un 11/1. maddesi uyarınca<br />

takdiren alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle BİR YIL ALTI AY HAPİS ve İKİ BİN GÜN ADLİ<br />

PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

b) Sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın<br />

geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezası takdiren 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesi<br />

gereğince 1/6 oranında indirilerek BİR YIL ÜÇ AY HAPİS ve BİN ALTI YÜZ ALTMIŞ ALTI<br />

GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,<br />

c)Sanığa verilen BİN ALTI YÜZ ALTMIŞ ALTI GÜN adli para cezasının 5237 Sayılı<br />

TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak günlüğü<br />

takdiren 40 TL den paraya çevrilmek sureti ile; sanığın NETİCETEN BİR YIL ÜÇ AY HAPİS<br />

ve ALTMIŞ ALTI BİN ALTI YÜZ KIRK TL ADLİ PARA CEZASI İLE<br />

CEZALANDIRILMASINA,<br />

5237 Sayılı TCK'nın 52/4. maddesi gereğince sanığa hükmolunan Adli Para cezasının<br />

miktarı ve sanığın ekonomik ve şahsî hâli göz önünde bulundurularak, verilen para cezasının<br />

takdiren birer ay ara ile 10 EŞİT TAKSİTTE ÖDENMESİNE, taksitlerden birinin süresinde<br />

ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsili ile ödenmeyen adli para cezasının hapis<br />

cezasına çevrilmesine,<br />

d)Sanık hakkında, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasına<br />

mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak, hapis cezasının infazı tamamlanana kadar;5237 sayılı<br />

TCK’ nın 53/1 maddesinin a, b, c, d ve e bendinde yer alan yazılı hakları kullanmasından<br />

YOKSUN BIRAKILMASINA,<br />

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin c fıkrasındaki belirtilen güvenlik tedbirinin aynı<br />

yasanın 53/3 maddesi gereğince koşullu salıverilme süresine kadar uygulanmasına,<br />

Sanığın ayrıca 6222 sayılı Kanun’un 11/11. maddesi uyarınca spor kulüplerinin,<br />

federasyonların, bünyesinde sportif faaliyet icra edilen tüzel kişilerin yönetim ve denetim<br />

organlarında görev yapmaktan YASAKLANMASINA,<br />

668/678


e)Sanık hakkında 6222 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca güvenlik tedbiri olarak<br />

spor müsabakalarını SEYİRDEN YASAKLANMASINA, karar kesinleştiğinde gereği için bir<br />

örneğinin EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne gönderilmesine,<br />

f)6259 sayılı Kanun ile 6222 sayılı Kanun’a eklenen 11/9. maddesi uyarınca sanık<br />

hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin CMK'nın 231. maddesi ile<br />

ertelemeye ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 51. maddelerinin uygulanmasına kanunen yer<br />

olmadığına,<br />

91- ZAFER ÖNDER İPEK;<br />

Her ne kadar ZAFER ÖNDER İPEK hakkındaTürkiye Profesyonel Süper<br />

Ligi’nde;07.03.2011 günü oynanan Gençlerbirliği-Fenerbahçe ve 20.03.2011 günü oynanan<br />

Gençlerbirliği-Trabzonspor müsabakalarında şike yaptığından bahisle dolandırıcılık suçundan<br />

kamu davası açılmış ise de, 6222 sayılı Kanun öncesinde şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak<br />

tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve özetle<br />

yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğundan CMK'nın 223/2-a maddesi<br />

uyarınca BERAATİNE,<br />

92- ZAFER TÜZÜN;<br />

Her ne kadar sanık ZAFER TÜZÜN hakkındaTürkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

22.04.2011 tarihinde oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor müsabakasının sonucunu etkilemek<br />

amacıyla teşvik suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan<br />

cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve<br />

bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın<br />

223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

93- ZEKİ MAZLUM;<br />

Her ne kadar sanık ZEKİ MAZLUM hakkındaTürkiye Profesyonel Süper Ligi’nde;<br />

22.05.2011 tarihinde oynanan Sivasspor-Fenerbahçe müsabakasının sonucunu etkilemek<br />

amacıyla teşvik suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçtan<br />

cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve<br />

bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nın<br />

223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,<br />

-II-<br />

A)<br />

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK 250. Md ile görevli) Emanet<br />

Memurluğunun;<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,7,65 mm çaplı Borwning tipi yerli el yapısı, üzerinde CAL<br />

7.65 FABRÎ?UE NATIONALE DARİEŞ d3 GUERR ?ERSTAL BELGİQUE BROW??GS<br />

PETEIDEPOSE ibareleri bulunan 53762 numaralı tabanca ve şarjörünün (Abdullah Karakuz)<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,7,65 mm çaplı Yerli el yapısı CAP765 FABRİQUE<br />

NATIONALE DARNESQA RUFRPA HARESTAI BROVNIK BEİGUE PATENT DEPOSE<br />

ibareli tabanca ve şarjörü ile (6) adet aynı çaplı Fişeğin, (Abdullah <strong>KARAR</strong>UZ)<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,İçerisinde Olgun PEKER'den ele geçirilen;<br />

N0461109022701YML seri numaralı Verbatim marka siyah renkli flash bellek, 1 'den 23'e kadar<br />

numaralandırılmış 23 adet DVD-CD, (1) adet tunisiana ibareli sim kart, Denizbank 2011 ibareli<br />

669/678


lacivert renkli Ajanda, 74'den 161'e kadar numaralandırılmış kırmızı bili ibareli klasör içerisinde<br />

evrak, Blakbarry marka 356188044303839 nolu cep telefonu ve (2) adet simkartı ile micro sd<br />

Hafıza kartı, Samsung marka 357134031856079 imei numaralı cep telefonu ve simkartı. 1 'den<br />

45'e kadar numaralandırılmış CD/DVD, 1'den 106'a, 121 -122'e kadar numaralandırılmış<br />

evraklar, Journal ibareli Vişne renkli Ajanda, Türkiye Futbol Federasyonu ibareli kırmızı Renkli<br />

ajanda, (2) adet Denizbank 2010 ibareli lacivert renkli ajanda, RTM Group ibareli Ajanda<br />

SSubjects LANTU ibareli Ajanda, 190'dan 193'e kadar numaralandırılmış Evrak, 1 adet<br />

USM12842 seri numaralı 128MB'lık flash bellek, Yeşil renkli Hp marka 2Gb kapasiteli Flash<br />

bellek, (1) adet açık yeşil renkli üzerinde RTM GROUP yazılı telli çizgili defter olduğu belirtilen<br />

ağzı İstanbul Organize Suç. Müc. Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Hakan KARAAHMET' den ele geçirilen A4 kâğıdına yazılı<br />

GÜNÜ GELEN ÇEKLER VE SENETLER başlıklı isim listesi ile A1332EMC380BFCCIDBCG-<br />

E238OBIC:579C-E2380B ibareli Iphone Marka cep telefonu ve sim kart olduğu belirtilen ağzı<br />

İstanbul Organize Suç. Müc. Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Ömer ÜLKÜ'ye ait Nokia marka 352914024499580 seri<br />

numaralı cep telefonu ve sim kart ile hafıza kartı Iphone marka 012154002054048 seri numaralı<br />

ve simkartı sim plus kartının,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Erman ERTAŞ a ait Nokia marka 359810011335105 imei<br />

numaralı cep telefonu ve sim kart, Nokıa marka 356947038062578 imei numaralı cep telefonu<br />

ve sim kartının,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Fatih SANDAL a ait Blackbarry marka 35247904701515<br />

imei numaralı cep telefonu ve sim kartın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Özden TÜTÜNCÜ' ye ait Black Berry marka<br />

359315016494634 imei numaralı cep telefonu ve sim kartın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Abdurrahman YAKUT'a ait Nokıa marka 354327006519804<br />

imei numaralı cep telefonu ve sim kartı ile hafıza kartı, Nokıa marka 355386001966567 imei<br />

numaralı cep telefonunun,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı, COŞKUN ÇALIK'a ait Nokia marka 354201030186353 imei<br />

nolu arka kapak tırnağı kırık cep telefonu, sim kartı ve hafıza kartının,<br />

2011/768 sırasında kayıtlı,içerisinde sanık Ümit KARAN müdafileri tarafından dilekçe<br />

ekinde sunulan" (1) adet üzerinde Şadan 1969 yazan beyaz karton çanta ve yine üzerinde Cartier<br />

ile başlayıp COWA 0049 ibaresi yazılı (1) adet kırmızı renkli kapaklı açılır saat kutusu" olduğu<br />

belirtilen ağzı İstanbul C. Başsavcılığınca (CMK 250. Madde İle Yetkili ) kapsül üzeri silikon<br />

mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,9 mm çaplı Parabellum tipi, yerli el yapısı, 5555 numaralı<br />

yarı otomatik tabanca ve şarjörü. 38 Kalibre Short tipi Simit&Wesson marka Kabza emniyet<br />

mevcut 49680 numaralı toplu tabancanın (Yusuf TURANLI) ,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Üzerleri kurşun mühürlü (2) adet naylon torbacık içerisinde<br />

(3) adet 9 mm çaplı (3) adet 45 kalibre çaplı Fişeğin (Yusuf TURANLI),<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Üzeri kurşun mühürlü naylon torbacık içerisinde (3) adet<br />

Şarjör (Yusuf TURANLI),<br />

Bülent UYGUN a ait Blackberry marka 356188047580011 seri nolu cep telefonu ve<br />

simkartı. Blackberry marka 354256044824944 İMEİ numaralı cep telefonu ve sim kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,MEHMET ŞEKİP MOSTUROĞLU' ndan elde edilen Black<br />

Berry marka 354256046548848 nolu cep telefonu ve simkartı ile hafıza kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Abdullah BAŞAK a ait Black Berry marka<br />

355485048586968 İMEİ numaralı cep telefonu ve simkartı ile Hafıza kartının,<br />

670/678


2011/805 sırasında kayıtlı,Bülent İbrahim İŞÇEN e ait Nokıa marka 358303035820865<br />

İMEİ numaralı cep telefonu ve simkartı Nokıa marka 359359039343741 İMEİ numaralı<br />

simkartsız cep telefonu Nokia marka 355248038645582 İMEİ numaralı simkartsız cep<br />

telefonunun,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Cemil TURHAN a ait Samsung marka 352449040926209 ve<br />

352450040926207 imei numaralı cep telefonu ve (2) adet simkartı. Samsung marka<br />

358576037764179 İMEİ numaralı cep telefonu ve simkartı ile Simkart Muhafaza kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Tamer YELKOVAN a ait Samsung marka 355757034459483<br />

ve 355758034459481 İMEİ numaralı cep telefonu ve (2) adet simkartı. Nokıa marka<br />

359810014196678 İMEİ numaralı cep telefonu ve hafıza kartı, Samsung marka<br />

355764022915161 ve 355785022915168 İMEİ numaralı cep telefonu ve (3) adet sim kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Mehmet YENİCE ye ait Nokia marka 354193035230494<br />

imei numaralı cep telefonu ve sim kartın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, Ümit KARAN a ait Blackberry marka 357175040215591<br />

İMEİ numaralı cep telefonu ve simkartı ile Hafıza kartın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,AZİZ YILDIRIM' a ait Samsung marka 354718037228979<br />

imei numaralı cep telefonu ve simkartı, Samsung marka 352586030046280 imei numaralı cep<br />

telefonu ve sim kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,YUSUF TURANLI' ya ait Black Berry marka<br />

352480042492791 seri nolu cep telefonu ve simkartı ile Hafıza kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,ALİ KIRATLI' ya ait Nokıa marka 358978016351368 nolu<br />

cep telefonu ve simkartı, Nokıa marka 358978016351160 nolu cep telefonu ve sim kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Mecnun OTYAKMAZ a ait Black Berry marka<br />

356544032329697 İMEİ numaralı cep telefonu ve sim kartının,<br />

Yavuz AĞIRGÖL'e ait Nokıa marka 354203037285436 İMEİ numaralı cep telefonu ve<br />

simkartı ile Hafıza kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Ahmet ÇELEBİ ye ait Iphone marka 012416000926315<br />

İMEİ numaralı cep telefonu ve sim kartının,<br />

Suçun işlenmesinde kullanıldığı anlaşılmakla, TCK'nun 54/1.maddesi gereğince<br />

MÜSADERESİNE,<br />

B)<br />

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK 250. Md ile görevli) Emanet<br />

Memurluğunun;<br />

2011/787 sırasında kayıtlı, İçerisinde Haldun ŞENMAN'dan elde edilen İphone marka<br />

012754007466582 nolu cep telefonu ve sim kartı ile Temsilci Belirleme Sınav Tutanakları,<br />

Futbol Temsilcisi Sınav soruları ve cevapları olduğu belirtilen ağzı Organize Sç. Mc. Şb. Md.<br />

mühürlü bez torbanın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,İçerisinde Sami DİNÇ' den ele geçirilen; -1A ile<br />

numaralandırılmış beyaz karton üzerine siyah kalem ile altı madde yazılı not kağıdı, - lb, 2b, 3b<br />

4b, 5b, 6b, 7b, 8b, 9b, 10b, 11b olarak numaralandırılmış TFF logolu not defteri olduğu belirtilen<br />

ağzı İstanbul Organize Suç. Müc. Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,İçerisinde Talat Emre KOÇAK 'dan ele geçirilen; Blackbarry<br />

marka 355485048308742 imei numaralı siyah cep telefonu ve sim kart ile hafıza kartı, IPHONE<br />

marka 011742009224852 İmei numaralı ceptelefonu ve sim kartı ile l'den 96/3'e kadar<br />

numaralandırılmış üzerinde SPOR HUKUKU FİNAL SINAV, SPOR HUKUKU VİZE SINAFI<br />

ibareleri bulunan evraklar olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suç. Müc. Şube<br />

Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

671/678


2011/787 sırasında kayıtlı,İçerisinde Olgun PEKER isimli şahıstan alınan imza ve yazı<br />

örnekleri ile Sedat PEKER isimli Şahsa hitaben yazılan (83,84,85,86,87,88 ile<br />

numaralandırılmış) (3) adet mektup ve Coşkun ÇALIK isimli şahsın avukatının incelenmek<br />

üzere Şube Müdürlüğümüze teslim ettiği mektuplar olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suç.<br />

Müc. Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Fatih SANDAL a ait Blackbarry marka 35247904701515<br />

imei numaralı cep telefonu ve sim kartın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Özden TÜTÜNCÜ? ye ait Black Berry marka<br />

359315016494634 imei numaralı cep telefonu ve sim kartın,<br />

2012/100 sırasında kayıtlı, İçerisinde sanıklara ait Tüm görüşme kayıtları ile Suç<br />

Unsuru görüşme kayıtlarının bulunduğu toplam (119) adet DVD olduğu belirtilen ağzı İstanbul<br />

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/942 sırasında kayıtlı,İçerisinde belgeler, fotoğraflar, zarf ve mektuplar olduğu<br />

belirtilen ağzı İstanbul Org. Suç. Müc. Şb. Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/947 sırasında kayıtlı,İçerisinde ERKAN KORKMAZ' dan elde edilen (1) belge<br />

olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez<br />

torba.<br />

2011/1274 sırasında kayıtlı, İçerisinde Olgun PEKER'e ait Refleks Menajerlik isimli<br />

işyerinden elde edilen 1 ile 374 arasında paraflanmış belgeler olduğu belirtilen ağzı İstanbul<br />

Organize Şb. Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/1274 sırasında kayıtlı, İçerisinde Murat ŞAHİN'e ait telefon detay dökümlerinin<br />

bulunduğu (1) adet CD olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Şb. Müdürlüğünce mühürlü bez<br />

torbanın,<br />

2011/1274 sırasında kayıtlı, İçerisinde Fenerbahçe SK'nün 01/06/2003 - 30/07/2003<br />

tarihleri arasındaki hesap kayıtlarını içerir (1) adet CD olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize<br />

Şb. Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/821 sırasında kayıtlı,İçerisinde Mehmet Tahir KUM isimli şahsın teslim etmiş<br />

olduğu (1) sayfadan ibaret M.Bülent TULUN ibaresi ile başlayan belge fotokopisi olduğu<br />

belirtilen ağzı İst. Org. Sç. Mc. Şb. Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/1263 sırasında kayıtlı,İçerisinde "bir kısım şüphelilerin özel hayatlarına ilişkin<br />

görüşmeler içerikli iletişim tespit tutanakları ile haklarında takipsizlik kararı verilen şahıslar<br />

hakkında iletişim tespit tutanakları" olduğu belirtilen ağzı İstanbul C. Başsavcılığınca<br />

(CMK.250.M.Y) mühürlü bez torba<br />

2011/1241 sırasında kayıtlı, İçerisinde muhtelif bankalardan gönderilen gizlilik<br />

derecesine haiz hesap dökümlerini içeren (6) adet CD olduğu belirtilen ağzı İstanbul<br />

C.Başsavcılığınca (CMK 250 SMY) mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Mehmet Şekip MOSTUROĞLU' ndan elde edilen<br />

Sefa KAYA ibaresi ile başlayan belge olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele<br />

Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Mecnun OTYAKMAZ dan elde edilen (1) adet CD<br />

olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez<br />

torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, İçerisinde İlhan Yüksel EKŞİOĞLU ndan elde edilen (1)<br />

adet üzerinde Fatma MERT ibaresi bulunan kırmızı renkli ajanda olduğu belirtilen ağzı İstanbul<br />

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, İçerisinde Haldun ŞENMAN, İlhan Yüksel EKŞİOĞLU,<br />

Olgun PEKER, Özcan ÜSTÜNTAŞ, Tamer YELKOVAN ve Yusuf TURANLI isimli şahısların<br />

672/678


dijital mataryellerinin imajının alındığı S13PJD1B300371 Seri numaralı Samsung marka<br />

Harddisk olduğu olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce<br />

mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Tamer YELKOVAN dan elde edilen Belgeler ve<br />

Ajandalar olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce<br />

mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Zeki MAZLUM dan elde edilen Not Kağıtları,<br />

Takvim Kağıdı, ve (6) adet Zeki MAZLUM ve Sadri ŞENER'in de aralarında bulunduğu farklı<br />

yerlerde çekilmiş fotoğraflar Dekontları olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla<br />

Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Güvenlik Kamerası kayıtları, Mobese görüntü<br />

kayıtları, TV Program Kayıtları, İnceleme ve Video kayıtlarıHTS Kayıtları Fiziki Takip Tutanak<br />

ve Görüntülerinin bulunduğu toplam (36) adet CD olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize<br />

Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Olgun PEKER, Özcan ÜSTÜNTAŞ ve Yusuf<br />

TURANLI isimli şahısların dijital mataryellerinin imajının alındığı S246J9CB418059 Seri<br />

numarılı Samsung marka Harddisk olduğu olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla<br />

Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Talat Emre KOÇAK isimli şahsın dijital<br />

mataryellerinin imajının alındığı S246J90B308681 Seri numamralı Samsung marka Harddisk<br />

olduğu olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü<br />

bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Sami Sami DİNÇ isimli şahsın dijital<br />

mataryellerinin imajının bulunduğu S246J9CB423713 ve S246J9CB423488 Seri numaralı (2)<br />

adet Samsung marka Harddisk olduğu olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla<br />

Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, İçerisinde Cemil TURHAN dan elde edilen (2) adet Ajanda<br />

olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez<br />

torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Tamer YELKOVAN dan elde edilen (1) adet HP<br />

C4425 Data Cartridge Prefor Matteel 8GB/TR-4 ibareli dijital materyal, ve (3) adet CD olduğu<br />

belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde İlhan Yüksel EKŞİOĞLU ve Olgun PEKER isimli<br />

şahısların dijital mataryellerinin imajının alındığı S246JXOB402188 Seri numaralı Samsung<br />

marka Harddisk olduğu olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube<br />

Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Aziz YILDIRIM, Mehmet Şekip MOSTUROĞLU,<br />

Tamer YELKOVAN ve İlhan Yüksel EKŞİOĞLU isimli şahısların bilgisayarlarının<br />

Harddisklerinin bulunduğu (1) adet Samsung marka SN:S246JX0B402222 seri nolu Harddisk<br />

olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez<br />

torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, İçerisinde Sami DİNÇ ve Talat Emre KOÇAK isimli<br />

şahısların dijital mataryellerinin imajının alındığı S246J9CB418058 Seri numarılı Samsung<br />

marka Harddisk olduğu olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube<br />

Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Serdar KULBİLGE den elde edilen Banka Hesap<br />

Defterleri, Banka Kartları, (1) adet Fenerbahçe Spor Kulübü adına düzenlenen 1.000.00 TL<br />

673/678


tutarında, 27.10.2008 vade tarihli B1164360 numaralı Albaraka Türk Özel Finans Kuruluşu çeki,<br />

Çek Fotokopileri ve Banka Dekontları olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla<br />

Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, İçerisinde Yavuz AĞIRGÖL den elde edilen Not Defteri,<br />

Banka Dekontu, Vekaletname ve İmza Sirküleri ile Vadesiz Banka mevduat Cüzdanları olduğu<br />

belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, İçerisinde Talat Emre KOÇAK ve Yusuf TURANLI isimli<br />

şahısların dijital mataryellerinin imajının alındığı S246JXOB402219 Seri numaralı (1) adet<br />

Samsung marka Harddisk olduğu olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele<br />

Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, İçerisinde İlhan Yüksel EKŞİOĞLU ndan elde edilen (3)<br />

adet 20, 21 ve 22 sayıları ile numaralandırılmış CD olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize<br />

Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Mecnun OTYAKMAZ dan elde edilen Gazete<br />

Küpürleri, telefon döküm belgesi, not defteri, (9) adet Fotoğraf olduğu belirtilen ağzı İstanbul<br />

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, İçerisinde Mehmet YENİCE den elde edilen Banka Dekontu<br />

ve Not Kâğıdı olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce<br />

mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, İçerisinde Sadri ŞENER ve Nevzat ŞAKAR isimli şahıslarla<br />

ilgili dijiatal mataryellerin imajının bulunduğu 009NMEQH13484 Seri numaralı LG marka<br />

Harddisk olduğu olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce<br />

mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, İçerisinde Aziz YILDIRIM' dan elde edilen (19) adet<br />

CD/DVD olduğu belirtilen ağzı İstanbul Org. Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü<br />

bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde İlhan Yüksel EKŞİOĞLU ndan elde edilen dijital<br />

malzemelerin imajlarının bulunduğu SN:S13PJ9CB400041-SN:S246J9CB418057-<br />

SN:S246J9CB423715- SN:S246JX0B402203- SN:S246J9CB423714 seri numaralı toplam (5)<br />

adet İmaj Harddisk olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube<br />

Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/802 sırasında kayıtlı, İçerisinde OLGUN PEKER' den elde edilen dijital<br />

malzemelerin imajlarının bulunduğu (1) adet Samsung marka S246J9CB206171 seri nolu İmaj<br />

Harddisk olduğu belirtilen ağzı İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube<br />

Müdürlüğüne mühürlü bez torbanın,<br />

2011/802 sırasında kayıtlı, İçerisinde OLGUN PEKER' den elde edilen dijital<br />

malzemelerin imajlarının bulunduğu (1) adet Samsung marka S246J9CB206174 seri nolu İmaj<br />

Harddisk olduğu belirtilen ağzı İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube<br />

Müdürlüğüne mühürlü bez torbanın,<br />

2012/25 sırasında kayıtlı, İçerisinde suç içerikli telefon görüşmelerini içeren (1) adet<br />

DVD olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suç. Müc. Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torba<br />

Cep Telefonunun,<br />

2012/596 sırasında kayıtlı,İçerisinde Olgun Celal AYDIN'a (Olgun PEKER) ait<br />

Bulgaristan M.E.B. Meslek Lisesi diploması ve eki iki belge olduğu belirtilen üzeri İstanbul 16.<br />

A.C. Mahkemesince mühürlü zarfın,<br />

Dosyada delil olarak SAKLANMASINA,<br />

674/678


C)<br />

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK 250. Md ile görevli) Emanet<br />

Memurluğunun;<br />

2011/787 sırasında kayıtlı, İçerisinde Mesut ERDOĞAN dan ele geçirilen; Haziran<br />

2004 tarihinde göreve gelen Fatih KİTAPÇI yönetimi tarafından geçmiş döneme ait olup TFF ve<br />

İddia gelirlerini konulan hacizlerle ödenen borç tutarı yazılı 32 sayfadan oluşan doküman olduğu<br />

belirtilen ağzı İstanbul Organize Suç. Müc. Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı, İçerisinde Hırçın KIMIL' den ele geçirilen; Hakan<br />

KARAAHMET yazılı imzalı 76.000 YTL meblağlı üzerinde herhangi bir tarih yazmayan senet,<br />

l'den 15'e kadar numaralandırılmış el yazılı kağıtlar üzerinde alacakların kaydının tutulduğu not<br />

kağıtları olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suç. Müc. Şube Müdürlüğünce mühürlü bez<br />

torbanın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Tarık ÖZASLAN a ait Iphone marka 011771009142483 imei<br />

numaralı cep telefonu ve sim kartın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Murat TANIŞ a ait Nokia marka 355931041982312 imei<br />

numaralı cep telefonu ve sim kartı Nokıa marka 352954004962124 imei numaralı cep telefonu.<br />

Nokia marka cep telefonu ve sim kartı (1) adet sim kart koruyucu ve buna yapıştırıcı bant ile<br />

tutturulmuş simkart , (3) adet sim kart muhafaza kartının,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Serdar BERKİN e ait Nokia marka 356857023809356 imei<br />

numaralı cep telefonu ve sim kart, Nokia marka 351940036622589 imei numaralı cep telefonu<br />

ve sim kartın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Ümit AYDIN'a ait Iphone marka 012429007395244 nolu cep<br />

telefonu ve sim kartın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Beşir ACAR a ait Iphone 012647000291710 imei numaralı<br />

cep telefonunun,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı, Volkan BAHÇEKAPILI ya ait Blackbarry marka<br />

357174046672459 imei numaralı cep telefonu ve sim kartın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Mahmut GÜNEŞ'den ele geçirilen; 355466043594948 imei<br />

numaralı Blackbarry marka cep telefonu ve 0704140093575 seri numaralı turkcell sim kartın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Tarık ÖZASLAN a ait Iphone marka 011771009142483 imei<br />

numaralı cep telefonu ve sim kartın,<br />

2011/787 sırasında kayıtlı,Özcan ÜSTÜNTAŞ' a ait Nokıa marka 353672012235775<br />

nolu cep telefonu, Nokıa marka 354837026335791 nolu cep telefonu. Black Berry marka<br />

352479042570523 nolu cep telefonu ve (3) adet sim kartın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,YUSUF TURANLI' dan elde edilen (1) adet WD ibareli<br />

WX40A9992640 seri nolu Harddisk olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele<br />

Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, İçerisinde YUSUF TURANLI' dan elde edilen Tapu senedi,<br />

Vekaletnameler ve fotokopileri, çeşitli dökümanlar, not kağıtları, Defter, mektup ve Fotoğraflar<br />

olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez<br />

torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,İçerisinde Bülent UYGUN dan elde edilen (1) adet Eskişehir<br />

ilinde bulunan bir arsaya ait olduğu beyan edilen kroki fotokopisi ile üzerinde 280 dönüm<br />

organize edecek olan Süleyman ERSOY ismi yazılı A4 kağıdı olduğu belirtilen ağzı İstanbul<br />

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Mahmut BOZ a ait Blackberry marka 359395036085604 imei<br />

numaralı cep telefonu ve simkartı ile Hafıza kartının,<br />

675/678


2011/805 sırasında kayıtlı,Cengiz DEMİREL e ait Iphone marka 012752001789207<br />

imei numaralı cep telefonu ve sim kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Mehmet ŞEN e ait Iphone marka 012547008963262 imei<br />

numaralı cep telefonu ve sim kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Sezer ÖZTÜRK e ait Nokıa marka 353181032841208 İMEİ<br />

numaralı cep telefonu ve sim kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı, Serdar KULBİLGE ye ait Iphone marka 012745001866009<br />

IMEI nolu cep telefonu ve sim kartın,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Erdem KONYAR a ait Nokıa marka 356826026242386 İMEİ<br />

numaralı cep telefonu ve simkartı. Nokia marka 352710047056393 İMEİ numaralı cep telefonu<br />

ve sim kartının,<br />

2011/947 sırasında kayıtlı,ERKAN KORKMAZ' dan elde edilen Nokıa marka<br />

356943034424896 nolu cep telefonu ve simkartı 53661010964270 nolu cep telefonu ve sim<br />

kartının,<br />

2011/805 sırasında kayıtlı,Zeki MAZLUM a ait Nokıa marka 353790040677287 imei<br />

numaralı cep telefonu ve sim kartının,<br />

Suçun işlenmesinde kullanılmadığı ve üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması<br />

suç oluşturmadığı anlaşılmakla, TCK nun 54/1-4 maddesi gereğince MÜSADERESİNE YER<br />

OLMADIĞINA, sahiplerine AYRI AYRI İADESİNE,<br />

D)<br />

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK 250. Md ile görevli) Emanet<br />

Memurluğunun;<br />

2011/1015 sırasında kayıtlı,İçerisinde EMENİKE hakkında iletişim ses kayıtları içerikli<br />

(5) adet CD olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suç. Müc. Şb. Müdürlüğünce mühürlü bez<br />

torbanın,<br />

2011/1015 sırasında kayıtlı,İçerisinde EMENİKE hakkında TİB'den temin edilen HTS<br />

detay dökümleri içerikli (14) adet CD olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize Suç. Müc. Şb.<br />

Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/1015 sırasında kayıtlı,İçerisinde EMENİKE hakkında F.B. Spor Kulübünden<br />

temin edilen hesap kayıt dökümleri içerikli (9) adet CD olduğu belirtilen ağzı İstanbul Organize<br />

Suç. Müc. Şb. Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

2011/1015 sırasında kayıtlı, İçerisinde EMENİKE hakkında D.Ç. Karabük Spor<br />

Kulübünden temin edilen hastane MR kayıtları içerikli (1) adet CD olduğu belirtilen ağzı<br />

İstanbul Organize Suç. Müc. Şb. Müdürlüğünce mühürlü bez torbanın,<br />

EMMANUEL CHINENYE EMENIKE hakkında tefrik edilen ve yeni esas alacak olan<br />

dosya içerisine alınmasına,<br />

E)Soruşturma aşamasında kaydına tedbir konulan 34 TY 8602 plakalı Mini Coopper S<br />

marka aracın, suçun işlenmesi ile elde edilen maddi menfaat olduğu anlaşıldığından TCK'nın 55.<br />

maddesi uyarınca MÜSADERESİNE,<br />

F) Beraat eden ve kendilerini vekil ile temsil ettiren sanıkların Avukatlık Asgari Ücret<br />

Tarifesine göre 2.400 TL vekalet ücretinin devlet hazinesinden tahsili ile AYRI AYRI<br />

SANIKLARA VERİLMESİNE,<br />

G) Katılanlar; Trabzonspor Kulübü Derneği ve Trabzonspor A,Ş,Bucaspor Kulübü<br />

Derneği, Altayspor Kulübü Derneği ve Türkiye Futbol Federasyonu kendilerini vekil ile temsil<br />

ettirdiklerinden, katılma talebine konu sanıklar yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre<br />

676/678


2.400-TL vekalet ücretinin cezalandırılmalarına karar verilen sanıklardan tahsili ile katılanlara<br />

verilmesine,<br />

H)Tutuklu sanıklar AZİZ YILDIRIM, İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU, OLGUN PEKER<br />

ve YUSUF TURANLI'nın tutuklulukta geçen süreleri gözetilerek BİHAKKIN<br />

TAHLİYELERİNE,<br />

Başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değillerse DERHAL SALIVERİLMELERİNE,<br />

I)Sanıkların tutuklulukta ve gözlem altında geçirdikleri sürelerin 5237 Sayılı TCK.nun<br />

63. maddesi gereğince cezalarından AYRI AYRI MAHSUBUNA,<br />

İ) Beraat eden sanıklar hakkında yapılan yargılama giderlerinin devlet hazinesi üzerinde<br />

bırakılmasına,<br />

J) Aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin hükümlendirilen sanıklardan CMK<br />

324.maddesi gereğince AYRI AYRI TAHSİLİ ile hazineye irat kaydına,<br />

Dair, sanıklar AZİZ YILDIRIM, OLGUN PEKER, İLHAN YÜKSEL EKŞİOĞLU ve<br />

YUSUF TURANLI, TAYFUR HAVUTÇU, YAVUZ AĞIRGÖL, MAHMUT BOZ, MECNUN<br />

OTYAKMAZ, HALDUN ŞENMAN, M. ŞEKİP MOSTUROĞLU, AHMET ATEŞ, SAMET<br />

GÜZEL, HASAN ÇETİNKAYA, ZAFER TÜZÜN, ÖZCAN ÜSTÜNTAŞ, ALAEDDİN<br />

YILDIRIM,MURAT ÖZTÜRK, HALİL KÖNTEK, TAMER YELKOVAN, MİTHAT HALİS,<br />

MAHMUT GÜNEŞ, FARUK YAŞAR, SEYİT KALENDER, MAHMUT BOZ. SEYİT<br />

İBRAHİM KALENDER ve müdafileri Sanık Ümit Karan vekili Av. Ayhan Sağıroğlu, Sanık<br />

Fatih Sandal müdafi Av. Çağdaş Mıhçı, Sanık Faruk Taşseten, Hikmet Karaman, Mustafa Ulaş<br />

Ortakaya Av. Didem Sunna, Sanık Şekip Mosturoğlu Müdafileri Av. Selin Kurt, Av. Naim<br />

Karakaya ve Av. Dilek Mosturoğlu, Sanık Aziz Yıldırım vekili Av. Şeref Dede, Sanık Bülent<br />

Uygun müdafii Av. İsmail Gürses, Sanık Ali Kıratlı Müdafii Av. Ramazan Dinç, Sanıklar<br />

Mecnun Otyakmaz ve Seyit İbrahim Kalender Vekili Av. Serhat Çetin, Sanık Şekip Mosturoğlu<br />

Vekili Av. Hasan Fecri Karadeniz, Sanık Tayfur Havutçu müdafi Av. Nail Gönenli, Sanık Ahmet<br />

Ateş müdafiAv. Ahmet Akpınar, Sanık Şükrü Ongan müdafii Av. Savaş Adalet, Sanıklar Erdem<br />

Konyar, Emenike müdafiileri Av. Rezzan Epözdemir, Av. Caner Özcan, Sanık Yusuf Turanlı<br />

müdafiileri Av. Işıl Mutluer, Av. Vehbi Kahveci, Sanık Kenan Yaralı müdafi Av. ŞebnemIşık,<br />

Sanık Tamer Yelkovan Müdafi Av. Aslı Aydınöz ve Av. Somay Tümerkan, Sanık Selim Kımıl ve<br />

Abdullah Eker müdafi Av. Muhammet Bilal Üzer, Sanık Mahmut Boz vekilleri Av. Hasan Adil<br />

Atabay ve Av. Orkun Atabay, Sanık Abdullah Cila Müdafi Av. Mahir Işıkay, Sanık Halil Köntek<br />

müdafii Av. Ertekin Aksüt, Sanık İlhan Yüksel Ekşioğlu müdafiileri Av. Ersan Şen, Av. Yasemin<br />

Yurttaş, Av. Muammer Menekşe, Sanık Cemil Turhan müdafii Av. Bilgehan Özdemir, Sanık<br />

Bülent İbrahim İşcen müdafii Av. Şener Atılgan, Sanık İbrahim Akın müdafii Av. Hakkı<br />

Kurtuluş, SanıkYavuz Ağırgöl müdafii Av. İsmail Tepecik, Sanık Mustafa Sani Şener, M. Şekip<br />

Mosturoğlu müdafiileri Av. Cemalettin Mutlu, Sanık Faruk Yaşar müdafii Av. Ahmet<br />

Karaahmetoğlu, Sanıklar Olgun Peker, Özcan Üstüntaş müdafii Av. Serdar Öktem, Sanık Serdal<br />

Adalı müdafii Av. Ömer Durak, Sanık Sami Dinç müdafii Av. Atahan Sevimli, Sanıklar Aziz<br />

Yıldırım, Alaeddin Yıldırım, Samet Güzel, Murat Öztürk, Hasan Çetinkaya müdafii Av. Yasemin<br />

Merçil, Sanık Mecnun Otyakmaz müdafii Av. Orhan Erdemli, Av. Enes Güngören, Sanık Haldun<br />

Şenman, İskender Alın, İlhan Çelikay, Korcan Çelikay müdafi Av. Ali Rıza Dizdar ve Av. Savaş<br />

Adalet, Sanık Ömer Ülkü müdafii Av. Nuray Mercimek, Sanık Sadri Şener, Nevzat Şakar<br />

müdafii Av. Ali Mesut Seçkin, Sanık Volkan Bahçekapılı müdafii Av. Hakan Ayhan Pınar, Sanık<br />

Aziz Yıldırım müdafii Av. Abdurrahim Erol, Sanık Serdar Berkin müdafii Av. Özgür Cevat<br />

Altuntaş, Sanık Coşkun Çalık müdafii Av. Yılmaz Ekinci, Sanık Erdem Konyar, Emnanuel<br />

Chınenye müdafii Av. Caner Özcan, TFF müdafii Av. Orçun Urak, Trabzonspor vekili Av. Nusret<br />

Yılmaz ve Hakan Orhan, Sanık Aziz Yıldırım müdafiileri Av. Köksal Bayraktar, Av. Abdullah<br />

677/678


Kaya'nın yüzlerine karşı, diğer sanık ve müdafiilerinin yokluğunda verilen kararın tebliği/tefhim<br />

tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde Mahkememize verilecek/gönderilecek bir dilekçe<br />

veya Mahkememiz z.katibine beyanda bulunulup bu beyanın zapta geçirilmesi suretiyle Yargıtay<br />

TEMYİZ yoluna, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları yönüyle İSTANBUL 17.<br />

ACM'ye İTİRAZ yoluna başvurma hakkı açık olmak üzere Cumhuriyet Savcısı Ufuk<br />

ERMERTCAN'ın huzurunda kısmen talebe uygun olarak ve oybirliğiyle verilen karar açıkça<br />

okunup anlatıldı.02/07/2012<br />

Başkan 39587 Üye 39730 Üye 40267 Katip 136217<br />

678/678

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!