<strong>net</strong> dergi 10 <strong>net</strong> dergi Zeynep Erdim
Türkiye'de terör deyince aklınıza ilk ne geliyor? Kürt meselesi geliyor. Çünkü başından beri insanlar tarafından yalnızca terör sorunu olarak algılanıp uğraşıldığından, terör kelimesi duyduğumda aklıma Kürt meselesi geliyor. Türkiye'de terör kelimesini ilk olarak ne zaman duydunuz? Çocukluğumda Ermeni meselesinden hatırlıyorum. Asala için terör kelimesi kullanılmıştır. "Terör" kavramını, Asala'nın sonlarıyla Kürt meselesinin aktif olarak başladığı 1980lerin başında duymaya başladım. Kırk yaşındayım demek ki, 10 yaşından beri mütemadiyen haberlerde terör kelimesini duyarak büyüdüm ve hala duyuyorum. Terör çok göreceli bir kavram sık sık kullanılmaması gerekiyor. Mesela KCK davası nedeniyle on bin kişinin hapiste olması insanlara normal geliyor, ama bu normal değil. İnsanların hepsi terörist olabilir mi? O yüzden sık sık kullanmamak lazım. Her sağcı için de faşist kelimesini kullanmak yanlış olur. Bunlar çok ciddi terminolojiler. Fakat ülkemizde, bu terörist bu faşist diyerek, herkes önüne geleni damgalayıp duruyor. "PKK" nasıl bir terör? Mesela, kelimenin PeKaKa telafuzu Kürt meselesine mesafeli olanların tercihi. Kürtler PeKeKe der. Zaten daha terör kelimesini kullanmadan telafuzla tarafımızı koymuş oluyoruz. Güneydoğu'ya gittiğinizde PeKaKa diye lafa başladığınızda kimse sizinle konuşmaz, çünkü onlara göre siz daha lafın basında "Ben militarist bir dil kullanıyorum." mesajı veriyorsunuz. Ayrımcılık daha dilde başlıyor. Ondan sonra, karşı tarafı tamamen "terörist" diye damgalayarak bütün insani yanlarından arındırıyorsunuz, geriye insan kalmıyor. Mesela Cumartesi Anneleri 400 haftadır, oğullarını bekliyor. Ya da oğullar "terörist" olduğu zaman insanların kafasında kim bilir ne uyanıyor bilmiyorum. Muhtemelen bütün vücüduna patlayıcıları bağlamıs, gözü dönmüş, kırmızı gözlü caniler uyanıyor. Ama bir annenin evladı imgesi uyanmıyor. Bütün empatiyi, bütün barış umutlarını öldürüyorsunuz. Çünkü artık bir insan değil bir canavar yaratıyorsunuz. O noktada zaten işler kopuyor. Newyork Times El Kaide'ye terörist demiyor. Senin teröristin, başkasının teröristi olmayabilir. Başkasının teröristi, senin teröristin olamayabilir. Basın hiçbir şekilde taraf tutamaz. Basın tarafsızdır demiyorum. O çok ayrı bir tartışma. Ama en azından terminolojide bu sağlanabilir. Terör kelimesi zaten barışa dair evrensel olarak bütün çözümleri tıkayan bir kelime. Eğer Kürt sorununun çözmek istiyorsanız ve terörist kelimesini kullanmaz, başka bir şey bulursunuz. Kürtlere takılan sıfatlar kullanılmasa ayrımcılık azalabilir mi? Tabi ki azalabilir. Ancak, “Kürt sorunu” yanlış bir terminoloji değil. Tam tersine kullanılmadığı zamanlarda Türkiye’de sorun artmıştır. Kürt sorunu diye bir tanım var. Çünkü bir Kürt sorunu var. Mesele bunun reddine dayalı, terörist ya da şehit kelimesi kullanılmasa da, Kürt sorunu terörün karşılığı olarak veriliyor. Bazı sıfatlar var. Mesela “bebek katili” söylenmese insanların algılayışı değişebilir. Dolayısıyla bu ayrımcılık azalabilirdi. Artık ben bu ayrımcılığın ya da algının değişmesi için çok geç kalındığını düşünüyorum. İktidarın Kürt açılımını Pandoranın Kutusuna benzetirsek, kutuda ne gibi temel sorunlar kalmış ve hangi sebeplerle açılmıştır? Pandoranın kutusu defalarca açıldı. Susurlukla, Ergenekonla ve bunun gibi birçok meseleyle.. Kutu her açıldığında içinden bu mu çıkmış diyerek yolumuza devam ettik. Aslında Pandoranın Kutusu ortalıkta geziyor ve hepimiz de isim isim biliyoruz. Cumartesi Anneleri, Ermeni Meselesi, Hrant Dink’in sokakta herkesin gözü önünde öldürülmesi.. <strong>net</strong> dergi modern magazine Herkes mi terörist? Bundan büyük Pandoranın Kutusu mu olur? Kutu her açıldığında, çevremizdeki pisliği görüyoruz ve o pisliğin içinde yaşamayı tercih etmeye devam ediyoruz. Ne kadar pislenirse pislensin burada yaşayabiliriz diyoruz. Herhalde pislik eşiğimiz çok yüksek rahatsız olmuyoruz. Kürt sorununun dinamiklerini tetikleyen etmenler neler? Türkiye Kemalist milliyetçi muhafazakar bir ülkeydi. AKP ile AKP Kemalizmi geldi. Kemalist mantık Türkiye'de hiç bir zaman gitmedi. Hepimiz Türküz ve Türklüğümüzle gurur duyacağız diye bir zorlama içindeyiz. Çok klişelerden bahsediyorum ama biz bunları yıkamadık ki ikinciye geçelim. Bende ırk olarak, Türk değilim Makedonya'dan göçmüşüz. Ama hep deniliyor ki, “Türklüğümle gurur duyuyorum.” Durup dururken deli deli niye gurur duyayım ki, ırktan gurur duyulmaz. Irktan gurur duymak ırkçılıktır ve asil nedeni korkudur. Mütemadiyen korkuyoruz. Geçen sene ortaokul tarih kitaplarına baktığımda bütün komşularımızla düşmandık yine değiştirmemişler. Hala tek tek hepsinden şüpheleniyoruz. Bu ülke değişmeyen bir korku üzerine inşa edilmiş. Kürt sorununun olduğunu söyleyenlerin bazıları bu ülkeden kopmak isterken, bazıları da T.C.’nin yapısının değişmesi gerektiğini söylüyor. Bu iki farklı düşünce neden kaynaklanıyor? Bazı Kürtler, Kürt bölgesini ayrılsın isterken, bazıları da istemeyebilir. O referandumu yapmadığımız için gerçekten reelde, ne çıkacağını bilemiyoruz. Eğer bir referandum yapılırsa ve o bölgedeki çoğunluk ayrılmak isterse, ayrılabilme özgürlükleri olması gerektiğini düşünüyorum. Çekler ve Slovaklar barışçıl bir şekilde ayrıldılar. İnsanların kendi kaderlerini tayin hakkının önemli olduğunu düşünüyorum. <strong>net</strong> dergi 11