28.03.2013 Views

118600316-abdullah-ocalan-demokratik-konfederalizm

118600316-abdullah-ocalan-demokratik-konfederalizm

118600316-abdullah-ocalan-demokratik-konfederalizm

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

TOPLUMUN ÖZÜ OLAN DEMOKRATİK SİSTEM YEGANE ÇÖZÜM YOLUDUR.<br />

Tüm toplumsal birimler, gevşek bağlarla birbirine bağlılığı ancak özerkliklerine saygı gösterilmesi<br />

şartıyla kabul ederler. Uygarlığın iktidar ve devletçi güçlerine bile ancak bu şartla rıza gösterirler. Rızanın<br />

olmadığı koşullar daimi savaş halidir. Rıza olduğunda ise, gerçekleşen barıştır. Modern çağın tüm<br />

toplumu kaplamış iktidar olgusu ve ulus-devlet yapılanmasını karşılayacak toplumsal yönetim ilkesi,<br />

politika ve <strong>demokratik</strong> <strong>konfederalizm</strong>dir. Politika <strong>demokratik</strong> siyaset olarak icra edilirken, tüm toplumsal<br />

birimler federe bir güç olarak konfederal sürece katılırlar. Bu sistem yeni bir politik dünyadır. Uygarlık,<br />

modernite hep buyrukla idare ederken, <strong>demokratik</strong> uygarlık ve modernite tartışma ve uzlaşma<br />

ile gerçekten politika yaparak yönetir. Tarih ve günümüz gerçekleri ne kadar çarpıtılıp örtbas edilirse<br />

edilsin, esas toplumsal gelişmeler politika sanatının öncülüğünde sağlanmıştır. Kapitalizm küresel kriz<br />

koşullarında iktidarını ulus-devleti yeniden inşa temelinde korumaya çalışırken, tüm <strong>demokratik</strong><br />

modernite güçlerinin ahlaki ve politik toplumu koruma ve geliştirmeyi hedefleyen <strong>demokratik</strong><br />

konfederal sistemi geliştirerek krizi yanıtlamaları temel görevleridir.<br />

Bu açıklamalar ışığında <strong>demokratik</strong> modernite güçlerinin politik görevlerine ilişkin genel ilkeleri<br />

aşağıdaki hususlar etrafında özet halinde sunmak mümkündür:<br />

1. Toplumsal doğa esas olarak ahlaki ve politik bir oluşumdur, varoluştur. Toplumlar varlığını<br />

sürdürdükçe, ahlaki ve politik nitelikleri devam eder. Ahlaki ve politik niteliğini yitiren toplumlar<br />

dağılmaya, çürümeye ve yok olmaya mahkûmdur.<br />

2. Toplumları ilkel, köleci, feodal, kapitalist, sosyalist olarak düz bir çizgide sürekli ilerleyen<br />

biçimler altında tasarlamak, hakikatlerini kavramaya katkı sunmaktan çok çarpıtmaya ve<br />

örtbas etmeye hizmet eder. Bu tür açıklamalar propaganda yüklüdür. Ahlaki ve politik nitelik<br />

ana toplum karakteri olup, bunların varlık derecesine göre toplumları nitelemek en doğrusudur.<br />

Gerek sınıf ve devletin nitelikleri, gerek endüstriyel ve tarımsal gelişme seviyeleri toplumun<br />

esas karakterini oluşturmayan, geçici olgular durumundadır.<br />

3. Toplumsal problem iktidarın tahakküm ve sömürüsüyle bağlantılı olarak doğar. İktidar<br />

ve sömürü geliştikçe toplumsal sorunlar da gelişir. Çözüm araçları olarak dayatılan sınıf temelli<br />

devletler, sınırlı çözüm kapasiteleri yanında esas olarak yeni sorun kaynağına dönüşürler.<br />

4. Politika sadece toplumsal sorunların çözümünde değil, tüm hayati çıkarlarının belirlenmesinde,<br />

korunmasında ve sürdürülmesinde temel toplumsal çözüm aracıdır. Toplumun korunmasında<br />

öz savunma gerekli olup, politikanın askeri güç olarak devamı niteliğindedir.<br />

5. Tarih boyunca uygarlıklar toplumu devlet idaresiyle yönetmeye çalıştıkça, toplumda politikanın<br />

işlevi daralır. Varlıkları sürdüğü müddetçe, toplumlar bu işlev daraltılmasına karşı direnişle<br />

yanıt verirler. Tarih bu iki ana etken altında ne tam uygarlık idaresidir, ne de tam <strong>demokratik</strong><br />

politik yönetimdir. Tarihte çatışmalar bu iki ana etkenin çelişkili karakterlerinden<br />

kaynaklanır.<br />

6. Tarihte barış dönemleri uygarlık güçleriyle <strong>demokratik</strong> güçlerin birbirlerini tanımaları,<br />

kimlik ve çıkarlarına saygılı davranmalarıyla sağlanır. İktidar uğruna çatışma ve ateşkeslerin<br />

barışla ilgisi yoktur.<br />

7. Kapitalist modernite döneminde iktidar tüm toplumu içten ve dıştan kuşatıp bir nevi iç<br />

sömürgeye dönüştürür. İktidar ve temel devlet formu olarak ulus-devlet, toplumla devamlı savaş<br />

halindedir. Direniş politikası kaynağını bu gerçeklikten alır.<br />

8. Kapitalist modernitenin topluma karşı bu topyekûn savaş hali, <strong>demokratik</strong> modernite alternatifini<br />

daha acil ve zorunlu kılar. Demokratik uygarlık güçlerinin günümüzdeki varlığı olarak<br />

12

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!