06.05.2013 Views

atom-ve-elektrik1

atom-ve-elektrik1

atom-ve-elektrik1

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

KİMYA 10<br />

ÜNİTE-1: ATOMUN YAPISI<br />

I. BÖLÜM: Atom <strong>ve</strong> Elektrik<br />

II. BÖLÜM: Atom Modellerinin Tarihsel Gelişimi<br />

III. BÖLÜM: Kuantum (Dalga) mekaniğinin Tarihsel<br />

Gelişimi<br />

IV. BÖLÜM: Atomun Kuantum Modeli<br />

V.BÖLÜM: Bağıl Atom Kütlesi <strong>ve</strong> Mol Kavramı


I.BÖLÜM: Atom <strong>ve</strong> Elektrik<br />

I.BÖLÜM: Atom <strong>ve</strong> Elektrik<br />

I. Bölüm Konu Başlıkları:<br />

1. Elektriklenme Deneyimlerinden Atoma<br />

2. Faraday’ın Elektroliz Deneyleri <strong>ve</strong> Atom Altı Parçacıklar<br />

3. Elektronun Keşfinin Tarihsel Gelişimi<br />

4. Elektronun Kütlesi <strong>ve</strong> Yükünün Bulunması.<br />

(Miliikan’ın Yağ Damlası Deneyi)<br />

5. Atomda Elektronun Yükü ile Pozitif Yükler Arasındaki İlişki<br />

6. Atomun Proton Sayılarının Deneysel Olarak Belirlenmesi


1. Elektriklenme Deneyimlerinden Atoma<br />

Elektrik yükü ilk kez antik dönem insanları<br />

tarafından ağaç reçinesinin fosilleşmesiyle oluşan<br />

kehribarın ipek ya da yüne sürtüldüğünde küçük<br />

cisimleri çekmesi ile gözlemlenip belirlenmiştir.<br />

Aynı olayı, de plastik bir tarağı saçınıza<br />

sürttüğünüzde tarağın saçınızı çekmesinden<br />

anlayabilirsiniz.<br />

Saçımızı tararken yün kazağımızı çıkarırken çıtırtılar<br />

duyulur. Otomobilden inerken kapı kolu ile el<br />

arasında elektrik akışı olur. Bu <strong>ve</strong> benzeri<br />

örneklerdeki olayların nedeni elektriklenmedir.


Sürtünme ile Elektriklenme:<br />

Sürtünme ile elektriklenmede birbirine sürtünen cisimlerden<br />

biri diğerine elektron <strong>ve</strong>rir <strong>ve</strong> kendisi pozitif (+) yükle<br />

yüklenir.<br />

Elektron alan cisim üzerinde (–) yük fazlalığı oluşacağı için<br />

negatif (–) yükle yüklenir. Alınan yük <strong>ve</strong>rilen yüke eşit olduğu<br />

için yük miktarı eşittir.<br />

Cam çubuk ipek kumaşa sürtülürse, camdan ipeğe elektron<br />

geçişi olur. Cam çubuk (+), ipek kumaş ise (–) yükle yüklenir.<br />

Plastik çubuk yünlü kumaşa sürtülürse, çubuk yünlü<br />

kumaştan elektron alır <strong>ve</strong> (–) yükle yüklenir. Yünlü kumaş<br />

elektron <strong>ve</strong>rdiği için (+) yükle yüklenir. Alınan <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rilen yük<br />

miktarları eşittir.


ETKİNLİK-1:<br />

Etkinliğin Amacı: Farklı elektrik yüklerinin varlığını ayırt edebilme.<br />

Gözlem sonuçlarını tartışınız, sonuçları yanda <strong>ve</strong>rilen boşluğa yazınız? Bu<br />

olayın fiziksel yada kimyasal olay olup olmadığını tartışınız?


2. Faraday’ın Elektroliz Deneyleri <strong>ve</strong> Atom Altı Parçacıklar<br />

2. Faraday’ın Elektroliz Deneyleri <strong>ve</strong> Atom Altı Parçacıklar<br />

Elektriklenmenin çeşitli maddelere etkisi üzerinde ilk önemli<br />

çalışmaları fizik profesörü Alessandra Volta (Alessandra Volta)<br />

olmuştur.<br />

Volta, metal çiftler arasındaki etkileşimle oluşan elektriklenme<br />

olayından yararlanarak kendi adını taşıyan pili geliştirmiştir.<br />

1800 yılında Volta, “volta pili” yada esinlendiği kişiden dolayı<br />

“Galvanik Pil” denilen pili buldu. Volta pilinde elektriği üreten<br />

şey, maddenin yapısında oluşan kimyasal değişmedir.


Düzenekte, metaller bir birlerine bağlandıklarında devreden akım geçtiği<br />

gözlenmektedir. Bu akım, maddelerin yapısında bulunan elektronların diş<br />

devreden anottan katoda doğru hareket etmesinden kaynaklanmaktadır.


ETKİNLİK-2:<br />

Etkinliğin Amacı: Volta pilinde bazı kavramların kavratılması<br />

a. Anot neresidir?<br />

b. Katot neresidir?<br />

c. Elektronlar dış devrede nereye doğru akar?<br />

d. Hangi elektrot çözünür<br />

e. Hangi elektrodun kütlesi arter?<br />

f. Yükseltgenen hangisidir?<br />

g. İndirgenen hangisidir?<br />

h. İndirgen hangisidir?<br />

i. Yükseltgen hangisidir?<br />

j. Yükseltgenme yarı pil tepkimesini yazınız.<br />

k. İndirgenme yarı pil tepkimesini yazınız.<br />

l. Net pil tepkimesini yazınız.<br />

m. Standart başlangıç pil potansiyeli kaç volttur?<br />

n. Katotta açığa çıkan madde devreden geçen yük miktarıyla nasıl değişir?<br />

Tartışınız?


Michael Faraday, (1791, 1867) Londra'da bulunan<br />

Kraliyet Enstitüsü'nde kimyacı Sir Humphrey Davy<br />

tarafından <strong>ve</strong>rilen kimya konferanslarına katılma<br />

olanağı buldu. Konferanslarda tuttuğu notları<br />

ciltleyerek iş isteyen bir mektupla birlikte Davy'ye<br />

gönderdi <strong>ve</strong> 1813'te Davy'nin desteğiyle kimya<br />

asistanı oldu. 1820'de Davy'nin yanından<br />

yardımcılık görevinden ayrıldı. 1825'te<br />

laboratuvar müdürlüğüne getirildi. 1833'te<br />

enstitüye ders <strong>ve</strong>rme mecburiyeti olmaksızın<br />

kimya profesörü olarak tayin edildi.<br />

Michael Faraday, 1832 <strong>ve</strong> 1833'te elektrolizin iki<br />

temel kanununun formüllerini buldu


Elektrik enerjisi ile, kimyasal tepkimelerin<br />

oluşumunu sağlayan düzeneklere, elektrolitik<br />

pil; bu olaya da elektroliz denir. Asit, baz <strong>ve</strong><br />

tuzlar sıvı halde ya da çözeltileri elektrik<br />

akımını iletirler. Elektrik akımını ileten bu<br />

sıvılara elektrolit denir.<br />

Elektrolit maddelerden, elektrik akımı<br />

geçirilirse bunların çözeltilerinde bulunan<br />

katyonlar indirgenerek katot elektrodunda,<br />

anyonlar yükseltgenerek anot elektrodunda<br />

toplanırlar.


YORUM:<br />

Devreye akım <strong>ve</strong>rildiğinde anoda (–) yüklü iyon (anyon) gider, elektron<br />

<strong>ve</strong>rerek <strong>ve</strong> yükseltgenir.<br />

Anoda <strong>ve</strong>rilen elektronlar dış devreden katoda doğru hareket eder.<br />

Katoda giden (+) yüklü iyonlar anottan gelen elektronları alarak<br />

indirgenir.<br />

Yukarıdaki olayda anottan Cl2 gazı çıkarken, katotta Na(k) toplanır.


Faraday Elektroliz Kanunları:<br />

1. Elektrolizde elektrotlarda açığa çıkan<br />

madde miktarı, devreden geçen yük<br />

miktarına bağlıdır.<br />

(96500 coulomb =1 faradaylık yük=<br />

1 mol elektron yükü=1 eşdeğer gram )<br />

2. Elektroliz kaplarından aynı elektrik miktarı<br />

geçirildiğinde, elektrotlarda toplanan<br />

maddelerin eşdeğer gram sayıları birbirine<br />

eşittir.<br />

(Devreden 1 mol elektron geçirildiğinde,<br />

anotta <strong>ve</strong> katotta 1 eşdeğer gram madde<br />

toplanır. (A/e))<br />

I : Akım şiddeti (amper)<br />

t : Süre (saniye)<br />

A : Metalin mol kütlesi<br />

n : Metalin değerliği


Örnek:<br />

Ergimiş NaCI tuzu 9,65 amperlik akımla 500 saniye elektroliz<br />

yapılıyor. Buna göre, katotta kaç gram Na toplanır?<br />

(Na=23) A) 2,3 B) 1,15 C) 1,05 D)0,55 E) 0,27


ÖRNEK: Seri elektroliz kaplarında elektroliz edilen Na, Mg, Al<br />

tuzları için devreden 2F lık akım geçtiğinde katotta;<br />

a. Kaç gram Na<br />

b. Kaç gram Mg<br />

c. Kaç gram Al toplanır?


Yandaki seri bağlı elektroliz devresinde a kabının katodunda 3,2<br />

gram Cu toplandığında, b kabının katodunda kaç gram Al toplanır?<br />

(Cu: 64, Al: 27)<br />

ÇÖZÜM


Örnek:<br />

Seri bağlı elektroliz düzeneğinde ergimiş XCI2 <strong>ve</strong> YCI3 elektroliz<br />

ediliyor. Birinci kabın katodunda 0,3 mol X toplanırken ikinci kabın<br />

katodunda 5,4 gram Y toplanmıştır. Buna göre, Y nin <strong>atom</strong> ağırlığı kaç<br />

g/mol dür?<br />

ÇÖZÜM


NOT:<br />

NOT: Devreden geçen elektron yük miktarı, katotta belli miktar<br />

maddenin açığa çıkmasına sebep oluyorsa, bu maddelerin elektronları<br />

alarak serbest hale geçtikleri kesindir. Öyle ise elektronlar, maddenin<br />

yapısında olan yükseltgenme olayında ortama salındığı gibi, indirgenme<br />

olayında da maddenin yapısına giren taneciklerden başka bir şey<br />

değildir. Bu düşünceler bilim adamlarını elektronla ilgili çalışmalara<br />

yöneltti. Maddenin iç yapısına yönelik çalışmalar bundan sonra hız<br />

kazanmıştır.


KAPLAMACILIK:<br />

Kaplanmak istenilen madde katot elektrot olarak hazırlanır, kaplamak istediğimiz<br />

maddenin çözeltisi hazırlanır <strong>ve</strong> elektroliz işlemi başlatılır.<br />

Demir kaşığın gümüşle kaplanması olayını düzeneğe bakarak tartışınız?<br />

Gerekli anot <strong>ve</strong> katot tepkimelerini yazınız?


KATOT IŞINLARI<br />

Hava <strong>ve</strong> diğer gazlar,<br />

normal durumlarda<br />

yalıtkandırlar. Ancak<br />

basınç 0,01 mmHg gibi<br />

çok küçük bir değere<br />

düşürülüp, gerilim<br />

10.000 volt gibi yüksek<br />

bir değere çıkartılırsa,<br />

gazlar ışık yayarak<br />

elektriği iletir.<br />

Katottan anoda doğru<br />

dik doğrultuda yayılan<br />

bu ışınları 1859 da<br />

J.Plucker gözlemledi.<br />

1869 Alman fizikçi<br />

Hittorf bu ışınların<br />

manyetik alanda<br />

pozitif kutba doru<br />

kaydığını gördü.<br />

1897 yılında J.J. Thomson, katot ışınlarının elektriksel<br />

alanda pozitif kutba yöneldiğini gördü. Bu yönelmeden<br />

yararlanarak yük/kütle oranını belirledi.<br />

(e/m=-1,7588.108 coul/g). Hızlarını ölçtü <strong>ve</strong><br />

elektronların tüm <strong>atom</strong>ların yapısında olduğunu<br />

kanıtladı.


Katot Işınları<br />

Katot ışınları negatif yüklü taneciklerin, bir sağanağıdır.<br />

Gazın cinsi ne olursa olsun yayılan ışının özellikleri aynıdır.<br />

Katot ışınlarını oluşturan tanecikler, hem maddenin <strong>ve</strong> hem de elektriğin<br />

ortak maddesidir.


4. Elektronun Kütlesi <strong>ve</strong> Yükünün Bulunması<br />

1858’de Julius Plücker (Julyüs Plüker), katot tüpünün<br />

yakınına bir mıknatıs getirerek oluşan katot ışınlarını<br />

gözlemleyip bu ışınların manyetik alandaki davranışlarını<br />

ilk kez inceleyen bilim insanıdır.<br />

Katottan çıkan elektronlar anota doğu hareket eder.<br />

Anotta şekildeki gibi bir delik açılırsa elektronlar delikten geçerek floresan boya ile kaplı yüzeye B noktasında<br />

çarpar. Böylece ışıklı bir nokta görülmesine neden olur.<br />

Tüpe, elektriksel alan uygulanırsa yani tüpün altına <strong>ve</strong> üstüne zıt elektrikle yüklenmiş levhalar (saptırıcı<br />

levhalar) konursa elektronların artı yüklü levhaya doğru saptığı <strong>ve</strong> yüzeye A noktasında çarptığı görülür.<br />

Yüklü bir parçacığın elektriksel alanda sapma miktarı, parçacığın elektrik yükü ile doğu orantılıdır. Diğer<br />

taraftan kütlesi ile ters orantılı olması gereği de açıktır. Çünkü büyük kütleli bir parçacık, yüklü levhaların<br />

oluşturduğu elektrostatik çekimden daha az etkilenecektir.<br />

Elektriksel alana dik olacak şekilde bir manyetik alan uygulanırsa elektronlar eğimli bir yol çizerek tüpün<br />

yüzeyinde C noktasına çarpar.<br />

Thomson, deneylerinde elektriksel alana dik belli bir şiddetle manyetik alan uygulayarak elektron demetinin<br />

sapmasını ölçmüştür. Ayrıca elektriksel alan da uygulayarak sapmayı durdurmuş yani B noktasına getirmiştir.


Özetlersek;<br />

Tüpün anot tarafında küçük bir delik açılarak<br />

katot ışınlarının geçmesi sağlanıyor.<br />

Geçen elektron sağnağı doğrusal olarak ilerleyip<br />

B noktasına düşüyor.<br />

Tüpe elektriksel alan uygulandığında, ışınların +<br />

yüklü kutpa doğru kayıp A noktasına düştüğü<br />

gözleniyor.<br />

Elektriksel alana dik olacak şekilde bir manyetik<br />

alan uygulanırsa elektronlar eğimli bir yol çizerek<br />

tüpün yüzeyinde C noktasına çarpıyor.<br />

Thomson; Elektriksel <strong>ve</strong> manyetik alanların şiddetlerinden yararlanarak elektronlar<br />

için e/m (yük/kütle) oranını; -1,7588 x 1011 Coulumb/kg (e/m=-1,7588.108<br />

coul/g) olarak bulunmuştur.<br />

Bu konuda hesaplamalara girilmeyecektir.


Elektron yükü 1908’de Rabert Andrews<br />

Millikan (Rabıt Endruv Milikan)<br />

tarafından ölçülmüştür. Elektrik yükü<br />

şekildeki düzenek <strong>ve</strong> e/m değeri<br />

kullanılarak hesaplanmıştır.<br />

Deneyde pül<strong>ve</strong>rizatör (püskürteç) den<br />

püskürtülen küresel yağ damlacıkları, kabın üst<br />

bölümüne gönderilir.<br />

Sis halinde dağılmış küçük yağ damlacıkları,<br />

üst levhadaki delikten aşağı inerken bu<br />

damlacıklara X-ışınları gönderilir.<br />

Bu ışınların ortamdaki havayı oluşturan (N2<br />

<strong>ve</strong> O2) moleküller ile çarpışarak kopardığı<br />

elektronlar, yağ damlacıkları tarafından tutulur<br />

<strong>ve</strong> damlacıklar negatif yüklenir.<br />

Üst plaka pozitif (+), alt plaka negatif(-)<br />

yüklenirse negatif yüklü yağ damlacıklarının<br />

düşmesi durdurulabildiği gibi damlacıkların<br />

yukarıya hareket etmesi de sağlanabilir.<br />

Damlacığın davranışları <strong>ve</strong> düşme hızı,<br />

elektriksel alan yokluğunda (akım<br />

uygulanmadığında), mikroskopta<br />

gözlemlenerek bulunabilir.


Millikan, bir elektron yükünü -<br />

1,6022x1019 Coulomb olarak<br />

belirledikten sonra homsonun e/m<br />

değerinden faydalanarak<br />

elektronun ütlesini hesaplamıştır.<br />

Damlacığın düşüşünü durdurmak için<br />

uygulanacak yük miktarı bilinirse her damla<br />

üzerindeki yük de hesaplanabilir.<br />

Milikan deneyi tekrarladığında yağ<br />

damlacıkları üzerindeki yükün en büyük ortak<br />

böleninin (ebob) daima -1,6022x1019 coulomb<br />

değerini <strong>ve</strong>rdiğini görmüştür.<br />

Bunun sonucunda, yağ damlalarının birden<br />

fazla elektron taşıdıkları <strong>ve</strong> bir yağ damlası<br />

üzerindeki yükün tek bir elektron yükünün<br />

katları olması gerektiği sonucuna varmıştır.


3. Elektronun Keşfinin Tarihsel Gelişimi<br />

Dalton öncesi kuramlarda <strong>atom</strong>,<br />

maddenin en küçük taneciği<br />

olarak kabul edilmiştir. Dalton’ da<br />

<strong>atom</strong>u maddenin en küçük yapı<br />

taşı olarak kabul etmiştir.<br />

Pillerin yapısının açıklanması,<br />

elektronun kaynağının madde<br />

olduğunu gösteriyordu. Ardından<br />

elektroliz olayının anlaşılması,<br />

elektronun varlığı hakkındaki<br />

delilleri daha da güçlendirdi.


Ardından elektroliz olayının anlaşılması,<br />

elektronun varlığı hakkındaki delilleri<br />

daha da güçlendirdi.<br />

Faradayın çalışmalarına dayanarak<br />

George Johnstone Stoney (Stoney)<br />

<strong>atom</strong>larda elektrik yüklü birimlerin<br />

ulunduğundan söz etti <strong>ve</strong> 1891 de<br />

bunlara elektron adının <strong>ve</strong>rilmesini<br />

önerdi.<br />

Stoney’in elektron adını <strong>ve</strong>rdiği negatif<br />

yüklü bu taneciklerden her maddede<br />

farklı miktarlarda vardır. Maddenin<br />

nötr olması için bu negatif yüklere eş<br />

sayıda da pozitif yük bulunması<br />

gerektiğinden bahsetti.


Elektronların varlığına dair ilk kanıt, 1870’lerde İngiliz<br />

fizikçi William Crooks (Vilyım Kruks) tarafından<br />

bulundu.<br />

Crooks geliştirdiği vakumlu tüp içerisinde gazların<br />

elektrikle etkileşim sonucu ortaya çıkan davranışlarını<br />

inceledi.<br />

Crooks tüpleri olarak da bilinen bu tüpler televizyon<br />

tüplerinin öncüleri olmuştur.<br />

Ardından 1897 yılında J.J. Thomson’ un katot<br />

ışınlarının sırrının çözdü <strong>ve</strong> elektronların – yüklü<br />

tanecikler olduğunu açıkladı. Thomson elektronun<br />

yük/kütle oranını hesaplamıştır.


Ardından Milikan deneyi;<br />

elektronun yükünün<br />

hesaplanmasını sağladı.<br />

(-1,6021.10-19 coulump).<br />

Thomson’un daha önce<br />

bulduğu; yük/kütle oranından<br />

yararlanarak elektronun kütlesi<br />

de böylece hesaplanmış oldu.<br />

Bu gün bu negatif yüklü<br />

taneciklere “elektron” diyoruz.


5. Atomda Elektronun Yükü ile Pozitif Yükler Arasındaki ilişki<br />

Katot ışınları tüp içinde yol<br />

alırken, çarptıkları <strong>atom</strong> ya da<br />

moleküllerden elektron koparırlar.<br />

Bu elektron sağanağının<br />

oluşturduğu bu pozitif iyonlar,<br />

katot yönüne geçerler.<br />

Tüpün ortasından kanallar açılarak görülebildiğinden dolayı bu ışınlara “kanal<br />

ışınları” ya da “pozitif ışınlar” denilmiştir.<br />

Kanal ışınları, katot ışınlarının tam tersi yönde hareket ettiklerine göre, bu<br />

ışınlar üzerine yapılan çalışmalar daha kısa sürede tamamlandı. 1898 de Alman<br />

fizikçi W. Wien, kanal ışınlarının pozitif elektrik yüklü olduğunu gördü.<br />

Kanal ışınlarının “yük/ kütle” oranını kabaca hesapladı. Bu oran tüpteki gazın<br />

cinsine göre değişiyordu. Bunun sebebi; tüpte bulunan gazın cinsine göre farklı<br />

iyonların oluşmasıydı.


Pozitif ışınlarla ilgili sonuç alıcı çalışmaları 1906 yılında Thomson açıkladı.<br />

Buna göre;<br />

Tüp içersine H2 gazı konulduğunda yük/kütle oranı: 9.5791.104 coul/g pozitif<br />

yüklü taneciklerin oluştuğu görülüyordu.<br />

Elektronunu kaybetmiş olan bu en küçük hidrojen taneciğine, “proton” adı<br />

<strong>ve</strong>rildi.<br />

Protonun yükü elektronun yükü ile eşit ama zıt işaretlidir.<br />

Yük yerine, pozitif elektronun yükü konulduğunda;<br />

Buna göre, protonun kütlesi ise, bir elektronun kütlesinin yaklaşık 1840 olduğu<br />

görülmüş oldu.


X-ışınları:<br />

X ışınlarına; 1895 yılında<br />

Prof. Röntgen katot<br />

ışınlarının etkilerini<br />

araştırırken bulduğu ancak<br />

ne olduğunu anlayamadığı<br />

için x-ışınları demiştir.<br />

Çekirdeğe en yakın enerji düzeyindeki elektrona, hızlı elektronlar çarptığında<br />

(katot ışınları), bu elektronlar yerinden oynar <strong>ve</strong> üst enerji düzeyine sıçrar.<br />

Boşalan bu yere üst enerji düzeyinden bir elektron iner. Bu sırada ortaya bir<br />

enerji yayılır bu enerjiye x-ışıması diyoruz. Ya da çekirdeğe en yakın “iç<br />

elektronların” “uyarılmış” durumdan, “temel enerji” duruma inerken ortama<br />

saldıkları “yüksek enerjil” ışınlardır.<br />

X ışınları;<br />

•Yüksek enerjili (frekanslı) (3.10 10 cm/sn hızla)<br />

•Manyetik <strong>ve</strong> elektriksel alanda sapmazlar.( Elektro manyetik)<br />

•Görünmez<br />

•Giriciliği çok yüksek ışınlardır.


6. Atomun Proton Sayılarının Deneysel Olarak Belirlenmesi<br />

MOSELEY DENEYLERİ:<br />

x-ışınları üzerine çalışmalar yapan Mosoley, anottaki metal değiştikçe, oluşan x-ışının<br />

frekansının da değiştiğini, her elementin kendine özgü bir x-ışını yaydığını gördü.<br />

Ancak anotta bulunan metalin x-ışınları <strong>ve</strong>re bilmesi için, anota gelen elektronların<br />

belli bir hızla çarpışması gerekmektedir.<br />

Ayrıca bu hız da her metal için farklı farklıydı. Metalden çıkan x-ışınları, o metale<br />

özgü bir x-ışını serisi <strong>ve</strong>riyor, her serinin de kendine özgü bir frekansı bulunuyordu.<br />

Bu seriler K,L,M,N serisi olarak bilinir. Atom numarası 30 a kadar olan elementlerde<br />

yalnızca K serisi vardı, daha sonrakilerde L, ağır metallerde de M serisi gözleniyor.


Atom ağırlığı arttıkça, yayılan x-ışınlarının<br />

da frekansının arttığı özleniyordu.<br />

Ancak, kullanılan elementinin <strong>atom</strong><br />

ağırlığının, onların çıkarttıkları x-ışınları<br />

frekanslarının kare kökü arasında bir<br />

grafik çizildiğinde bazı sapmaların<br />

olduğunu gördü. O zamana kadar,<br />

elementlerin kimyasal özelliklerinin, <strong>atom</strong><br />

ağırlıklarıyla değiştiği düşünülüyordu.<br />

Moseley, <strong>atom</strong> ağırlı yerine “çekirdek<br />

yükü” alındığında bu sapmaların ortadan<br />

kalktığını gördü.<br />

Ayrıca moseley, periyodik tabloda<br />

alüminyumdan - altına kadar 38<br />

elementin, x-ışınları tayfını inceledi. Bu<br />

incelemeler 1932’ye kadar uranyuma<br />

kadar uzatıldı.


Moseley yaptığı deneylerde;<br />

Moseley, <strong>atom</strong>un çekirdeğinde bulunan bu + yüklü<br />

taneciklere proton adını <strong>ve</strong>rmiştir.<br />

Moseley; X-ışınları tayflarına dayanarak, <strong>atom</strong><br />

numaralarını doğru olarak hesaplamayı başarmıştır.<br />

Moseley; Kimyasal değişmelerde, çekirdek yükünün<br />

korunduğunu ispatlamıştır.<br />

Moseley; Elemente kimyasal özelliğini kazandıran<br />

taneciğinde “çekirdek yükü”nün olduğunu ispatladı.<br />

Moseley; Çekirdek yüküne, “<strong>atom</strong> numarası” dedi.<br />

Moseley; Nötral <strong>atom</strong>larda “çekirdek yükü”, “elektron<br />

sayısı”na eşittir.<br />

Moseley; o güne kadar periyodik tabloda eksik olan<br />

elementlerin <strong>atom</strong> numaralarını tespit etmiştir.


Thomson Atom Modeli<br />

1897 yılında Joseph John Thomson, katot ışınlarıyla<br />

yaptığı deneylerde, “yüksek voltaj uygulanan katot<br />

ışınlarının, negatif kutup tarafından iletildiğini <strong>ve</strong><br />

pozitif kutba doğru çekildiğini belirledi.” Bu deney<br />

sonucuna göre, katot ışınları negatif olmalıydı.<br />

Negatif yüklü bu taneciklere “elektron” denildi.<br />

Thomson, yapmış olduğu deneyler sonucuna göre<br />

elektronun yükünü <strong>ve</strong> kütlesini hesaplayamamış,<br />

ancak yük/kütle oranını hesaplamıştır.<br />

Elektronun kütlesi çok küçük olduğuna göre, <strong>atom</strong>un<br />

kütlesi pozitif yüke bağlı olmalıydı. Öyle ise <strong>atom</strong>un<br />

hacminin büyük bölümünü pozitif yük oluşturmalıydı.<br />

Ona göre <strong>atom</strong>; çapı yaklaşık 10-8 cm olan, içi dolu,<br />

çok küçük küreciklerdi. Bu küreciğin ana gövdesi,<br />

pozitif yüklerden oluşuyor, elektronlar ise düzenli<br />

bir şekilde bu küreciğin içinde dağılmıştı.


Thomson yapmış olduğu deneylerin sonucuna göre;<br />

• Atom, yarıçapı 10-8 cm olan içi dolu, nötr, küreciklerdir.<br />

•Pozitif yükler, bu küreciğin gövdesini oluşturmaktadır.<br />

•Bu küre içersinde elektronlar, kararlı bir elektrostatik düzen oluşturacak şekilde<br />

dağılmışlardır. Bu dağılım, üzümün kek içinde dağılımına benzetilmiştir. Üzümler (-)<br />

yüklü elektronları, kekin hamur kısmı da (+) yükü temsil etmektedir.<br />

•Atomlarda pozitif yük sayısı kadar negatif yük vardır. Dolayısıyla <strong>atom</strong>lar nötrdür.<br />

•Elektronların kütlesi, <strong>atom</strong>un kütlesi yanında ihmal edile bilecek kadar küçüktür.<br />

•Atomun ağırlığını büyük ölçüde pozitif yükler teşkil etmektedir.


Thomson Atom Modelinin yanlışları:<br />

•Bu gün biliyoruz ki <strong>atom</strong>ların gövdesi, pozitif<br />

yüklü taneciklerden oluşmamaktadır.<br />

•Elektronlar <strong>atom</strong> üzerinde rastgele<br />

dağılmamışlardır.<br />

•Nötron hakkında bilgi yoktur.


Başarılar dilerim.<br />

M.T.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!