You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
22<br />
halinde bireyleşmesi ve birbirlerinden ayrılmasıyla<br />
acı ve ıstırap sorunu daha da kötü bir hal<br />
aldı. Bu “bireyleşme belası’na karşı, Dionysosçu<br />
kültler bu bireyleri esrime aleminin gücü aracılığıyla<br />
gerisin geri temel bir birliğin içine çekiyordu.(…)Esrime,<br />
bireyleşmenin panzehiydi. Dünyadaki<br />
varoluşumuzu katlanabilir kılan tek şey<br />
sanattır, çünkü Schopenhauer’u izleyerek söylenilecek<br />
olursa, dünyayı haklılaştırmanın(yaşanılır<br />
kılmanın) tek yolu estetik bir haklılaştırmadan<br />
geçer (Sauth-Turner, 2005: 214-215).<br />
Danslı bir ritüelin ortaya çıkardığı duygu,<br />
insanın toplumsallaşma süreci içinde, modern<br />
toplumların ortaya çıkardığı bireyselleşmenin<br />
karşıtı olan toplumsal olanı, insanlararası iletişimi,<br />
dayanışmayı ve ortaklığı ortaya koyar. Yani<br />
son derece insani bir yaşamsallık gösteren, ortak<br />
benliği sergileyen ritüelistik edimin ‘bedensel’<br />
boyutu sadece ilkelin dünyasına özgü olmayıp,<br />
insan olmanın edimselliğidir. Bu bağlamda ortaya<br />
konulan her türlü eylem farklı dönem, toplum<br />
ya da sanatsal yaratının ortak paydasını oluşturan<br />
bir düşünsel merkeze sahiptir.<br />
Hareketin Kültürel Boyutuna İlişkin<br />
Farklı Algılar<br />
İnsanlık tarihi boyunca dansın yaşamsal öneminin<br />
yeterince anlaşıldığını söylemek her zaman<br />
mümkün değildir. Hatta tarihin farklı dönemlerinde<br />
sapkınlığın, aylaklığın, kimi zaman<br />
otoritenin hoşuna gitmeyen her türlü aşırılığın<br />
sebebi, günaha götüren nedeni beden odaklı yapılan<br />
devinim, hareket, danstır. Dans ile irrasyonelite<br />
arasında sıkı bir paralellik kuran düşüncelere<br />
göre dans pek ciddiye alınacak bir konu<br />
değildir. Romalı düşünür (İ.Ö.106-43) ‘Nemo<br />
fere saltat sorbius’ Aklı başında ve ayık olan dans<br />
etmez derken, dans etmeyi bir akıl dışılık durumu<br />
olarak ortaya koymaktadır. Bu düşünce insanlık<br />
tarihinde yaygın bir düşünce olarak kabul<br />
görseydi belki de bugün beden odaklı sanatlardan<br />
söz edemeyecektik. Dans akıldışı bir ciddiyetsizlik<br />
midir yoksa dans –ya da herhangi bir sanat<br />
dalı- insan olmanın, yaşamsallığın gereği midir?<br />
Tabidir ki bu sorunun cevabı pek çok farklı şekilde<br />
verilebilir.<br />
Roma geleneği dans etmeyi ahlaksızlık ve<br />
ciddiyetsizlik olarak nitelendirir. Oysa ki dansı<br />
yaşamsallığın ve insan olmanın bir gereği olarak<br />
çok ciddiye alan toplum ya da kişiler de vardır<br />
ki bu kişiler sanatın öyküsünün başlıca aktörleri<br />
olacaklardır.<br />
Eski batı dünyasında, birçok ilah esrime ibadetinin<br />
nesnesi olmuştur. Yunanistan’da Artemis<br />
ve Demeter, Roma’da Mısır’dan alınan isis,<br />
Anadolu’dan alınan Kibele, Ana Tanrıça ya ada<br />
Magda mater (Ulu Anne) ve İran’dan alınan Mitra<br />
. Ama esrime ibadetinin yalnızca bir seçenek<br />
olmayıp bir gereklilik olduğu bir Yunan tanrısı<br />
mevcuttu. Onun çağrısını duymazlıktan gelmek<br />
ölümden hatta fiziksel işkenceden bile kötü bir<br />
kaderi göze almak demekti; ona direnenler delirecek<br />
ve kendi çocuklarını yok edeceklerdi. Hem<br />
esrimenin hem de dehşetin kaynağı olan bu Tanrı<br />
Dionysos’tu, ya da Romalılar’ın bildiği haliyle<br />
Bacchus (Ehrenreich, 2009:45).<br />
Toprağın ve ürünün bereketini simgeleyen<br />
Dionysos adına yapılan şenlikler daha sonraki<br />
zamanlarda insanoğlu için coşkulu bir yaratım<br />
sürecinin ilham kaynağı olmuştur. Doğanın döngüselliği<br />
içinde düzenli olarak gerçekleştirilen<br />
törensel şenliklerin bedensel devinim odaklı ritüelistik<br />
edimleri, sanatsal yaratımlara giden süreçte<br />
başlangıç nüvelerini teşkil etmiştir.<br />
En genel ifade ile bütün kadim kültürlerin<br />
ritüel çeşitliliğine sahip olduğu söylenebilir. Dolayısıyla<br />
bu aynı zamanda hareketin kültürel çeşitliliği<br />
veya zenginliği olarak da ifade edilebilir.<br />
Doğayı kültürel bir ekoloji olarak yaşayan tüm<br />
kadim kültürler aynı zamanda kültürel temsiliyet<br />
ya da ifade biçimleri ile uyum ve devamlılık süreci<br />
oluştururlar. Ürünün kutsal olması ve bereketli<br />
bir mevsimin kutsanması şenlik kültürünü<br />
de beraberinde getirir. İnsanlar oyun oynar, şarkı<br />
söyler, dans ederler. Farklı kültürlerde uygula-